Foto Van Akdamar Can Akin

Preview:

Citation preview

GÜNEŞ DOĞUDAN DOĞACAKVAN AKDAMAR ( SEVGİ ) ADASI

YETERKİ SEN YANIMDA OL…HER YER SENİNLE CENNETTİR…

Akdamar Adası

Van Gölü'nün en büyük adasıdır ve üzerinde bir kilise bulunur. 20 dakikalık zevkli bir motor yolculuğundan sonra adaya ulaşılmaktadır.

Üzerinde badem ağaçları bulunan ada eşsiz bir güzelliğe sahip. Adaya yaklaştıkça sivri külahlı kilise kalıntısı dikkat çekiyor. Kilisenin rengi günün

hangi saatinde gittiğinize bağlı olarak değişiyor. Kimi zaman sarıya, kimi zaman kırmızıya, kimi zaman da griye çalıyor. Kilisenin yapıldığı andezit

taşının bir özelliği bu. Akdamar Adası Kilisesi 915-921 yılları arasında Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından yaptırılmış. Mimarı ise Keşiş Manuel.

Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde, batısındaki Jamatoun 1793 tarihinde, güneyindeki Çan Kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave

edilmiş. Kuzeyindeki şapelin tarihi ise bilinmemekte. Haç planlı Kilise, mimarisi kadar dış cephesini saran bitki ve hayvan motifli kabartmalarla da

dikkat çekici. Kabartmaları yapan ustalar İncil ve Tevrat’tan sahnelerle günlük olayları anlatmışlar. 915-922yılları arasında Kral I. Gagik tarafından, o zamanlar adada bulunan saray için yaptırılan Akdamar Kilisesi'nin mimarı

olarak Keşiş Manuel gösteriliyor; ama kralın da bizzat plânlara karıştığı söyleniyor. Kilise, pek çok yönüyle dikkate değer yapıların başında geliyor..

Örneğin, yapımında kullanılan andezit taşları, mevsimlere ve günün saatine göre sarı, kırmızı veya gri renklerde bir görünüm sunuyor. Haç plânlı kilisenin bir diğer özelliği de, dış cephenin çok zengin bitki ve hayvan motifleriyle İncil

ve Tevrat tan alınma sahneleri betimlemesiAdının anlamı

Akdamar adının nereden geldiğine dair birçok varsayım vardır. Bunlardan birine göre, zamanında bu adada yaşayan başkeşişin güzelliği dillere destan

çok güzel Tamara adında bir kızı varmış. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan müslüman bir genç bu kıza aşık olur. Bu genç Tamara'yla buluşmak için her gece adaya yüzermiş. Tamara ise ona gece karanlığında

yerini belli etmek için onu bir mumla beklermiş. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde mumla adanın kıyısına iner ve sürekli yer

değiştirerek gencin gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban gölün içinde boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle

"Ah Tamara" diye bağırır. Bunu duyan kız da kendini gölün sularına bırakarak boğulur. Ah Tamara isminin dönüşerek zamanla Ahtamar ve

Akdamar biçimini aldığı varsayılır…

CAN AKIN

YÖRESEL YEMEĞİ OTLU ÇORBA… KABURGA

BİLET ALDIK 5 YTL GİDİŞ-DÖNÜŞ

TEKNEMİZ HAREKET ETTİ

KAPTAN ÇOK SERT....

20 DAKİKADA GELDİK..

AKDAMAR PLAJI

RESTORASYON İŞÇİLERİ

DÖNÜŞ

Güneş doğudan doğacak…

İşte gidiyorum, karlı Van şehrindenBir hüzün var ardımda bıraktığım,Her ah çekişimde yaşatacağım,Her başımı çevirip baktığımda hatırlayacağım…

İşte gidiyorum, karlı Van şehrindenGökkuşağına benzetirdim hayatı,Her renkte ayrı bir mutluluk arardım..Her gün batışında, tatlı rüyalara dalardım,

İşte gidiyorum, karlı Van şehrindenMeğer siyahmış benim gökkuşağım..Mutluluk uzaklarda Hayaller, yalancıymış,Umut etmek, kabahatmiş meğer..

İşte gidiyorum, karlı Van şehrindenArkada bıraktığım hüzün,Van’da seni mutlu edecektir.. Ama unutma.. Yarın sabah,

Güneş doğudan doğacak…