View
3
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
SAKARYA ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ
ĠNġAAT MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ
23 EKĠM 2011 VAN-ERCĠġ DEPREMĠ
DEĞERLENDĠRME RAPORU
4 Kasım 2011
SAKARYA ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ
ĠNġAAT MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ
Doç. Dr. Erkan ÇELEBĠ
Doç. Dr. Naci ÇAĞLAR
Yrd. Doç. Dr. AĢkın ÖZOCAK
Yrd. Doç. Dr. Hakan ASLAN
Yrd. Doç. Dr. Muharrem AKTAġ
Yrd. Doç. Dr. Mustafa KUTANĠS
Yrd. Doç. Dr. Necati MERT
Yrd. Doç. Dr. Zeki ÖZCAN
ArĢ. Gör. Osman KIRTEL
04 Kasım 2011
SAKARYA ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ
ĠNġAAT MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ
23 EKĠM 2011 VAN-ERCĠġ DEPREMĠ
DEĞERLENDĠRME RAPORU
Bölüm 1. Van-ErciĢ Depreminin BaĢlıca Özellikleri Jeoloji ve Faylanma
Bölüm 2. Kuvvetli Yer Hareketi Kayıtları
Bölüm 3. Van-ErciĢ Depreminin Geoteknik Açıdan Değerlendirilmesi
Bölüm 4. Tasarım Açısından Yapısal Performans
Betonarme Yapılar
Bölüm 5. Tasarım Açısından Yapısal Performans Yığma Binalar
Bölüm 6. UlaĢım ġebeke Sistemlerinin Analizi
04 Kasım 2011
Bölüm 1. Van-ErciĢ Depreminin BaĢlıca Özellikleri
Jeoloji ve Faylanma
23 Ekim 2011 Pazar günü yerel saat ile 13:41’de meydana gelen ve merkez üssü Van
Ģehir merkezinin yaklaĢık 30 km kuzey batısı olarak bildirilen Van depreminin derinliği
USGS kayıtlarına göre 16 km ve büyüklüğü 7.2 olarak gerçekleĢmiĢtir (ġekil 1.1).
Deprem Kandilli Rasathanesi verilerine göre 38.75 Doğu - 43.36 Kuzey koordinatlarında
baĢlayıp Kuzeydoğu ve Güneybatı yönünde ilerlemiĢtir. 600’ün üzerinde can kaybı ve
4000’in üzerinde yaralının olduğu depremin ters faylanma özelliği gösteren yaklaĢık 60
km x 20 km boyutlarında bir kırılma sonucu meydana geldiği bildirilmiĢtir. Artçı deprem
konumlanmalarının da bu bulguyu doğruladığı, bu fay düzlemi üzerinde yaklaĢık 10 - 15
km derinlikteki ortalama yer değiĢtirmenin 2 m olduğu rapor edilmiĢtir. Yüzeyde herhangi
bir fay kırılması gözlenmemiĢ olup fay kırılması (enerji boĢalma süresi) yaklaĢık 50 s
kadardır. Fayın kırılma doğrultusu kuzeye göre yaklaĢık 250 derece ve fayın eğimi
yaklaĢık 35 derecedir (Deprem Dairesi BaĢkanlığı, 01.11.2011 16:34).
ġekil 1.1. Van Depreminin Merkez Üssü (USGS)
Van Gölü Havzası, Paleozoyik’ten güncel çökellere kadar çok geniĢ bir yaĢ aralığında ve
farklı kökenlerdeki kayaç gruplarından oluĢmaktadır (ġekil 1.2 ve 1.3). Bu kayaç
gruplarının jeolojik dağılımı görece düzenli sayılabilir. Van Gölü Havzası Paleozoyik’ten
(560 Milyon Yıl) günümüze kadar her yaĢ konağından kayaçlardan oluĢmaktadır. Ancak,
ağırlıklı kayaç gruplarına göre bir genelleme yapıldığında, havzanın güneyinin Bitlis
Masifi’ne ait metamorfik kayaçlardan kurulu olduğu; batı ve kuzeyinin genç volkanik ve
volkanoklastik kayaçlarla örtülü olduğu görülmektedir. Havzanın doğusu ise, Mesozoyik
yaĢlı okyanusal kabuğa ve bunun üzerinde geliĢmiĢ karmaĢık (melanj) yapılı kayaç
gruplarından oluĢan Tepedam Metamorfitleri, Hasandağ Grubu, Mordağ Grubu,
Mehmetalan Grubu ve Yüksekova KarmaĢığı ile kaplıdır. Senozoyik dönemindeki
neotektonik olaylara bağlı olarak geliĢmiĢ D-B uzanımlı küçük havzalar da genç – güncel
akarsu ve gölsel kırıntılar ve karbonatlarla doldurulmuĢtur (Çiftçi vd., 2008).
Ketin (1977), Van gölü ile Ġran sınırı arasında yaptığı gözlemlerde, ofiyolitik melanjın,
metamorfik kayaç kütlelerinden, kuvarsit, yeĢilĢist, kalkĢist ve Permiyen kireçtaĢlarından
oluĢtuğunu belirtmektedir. Ketin, Van Gölü doğusunda doğu-batı uzanımlı dört aktif fay
saptamıĢtır. Buna göre, ilk fay zonu Varto ile Van Gölü’nün kuzeydoğu ucu arasında,
ikinci fay zonu Erçek ve Özalp’tan geçmektedir. Üçüncü fay zonu, Kalecik köyünden
baĢlamakta, Çardak ve Kapıköy’den Ġran sınırına kadar uzanmaktadır. Dördüncü fay zonu
ise GevaĢ ile Gürpınar arasında yer almaktadır.
Degens vd. (1978), Van Gölünü jeoloji, jeokimya ve hidrojeoloji tekniklerini kullanarak
incelemiĢlerdir. AraĢtırmacılar, Van Gölü’nün 16000 yıl önce seviyesinin en yüksek
düzeyine ulaĢtığı ve 10000 yıl önce çekildiğini belirtmekte, Van civarında Miyosen
sonlarında denizel ortamın yerini karasal ortama bıraktığından söz etmektedirler.
Yılmaz (1981), Van GevaĢ ilçesinde dört tektonik ünite ayırt etmiĢtir. Buna göre; Birinci
ünite ofiyolit topluluğu, ikinci ünite metamorfik kayaçlar, üçüncü ünite ofiyolit ile
metamorfik kayaçlar arasında yer alan geçiĢ zonu, dördüncü ünite ise öncekileri örten
çökel kayaçlardan oluĢmaktadır.
ġaroğlu ve Yılmaz (1986), bölgede yaptıkları çalıĢmalarında Doğu Anadolu’da neotektonik
dönemdeki jeolojik evrimden bahsetmiĢler ve Orta Miyosen’de baĢlayan kıta - kıta
çarpıĢması sonucu yaĢanan neotektonik rejimin etkilerine bağlı olarak bölgenin Üst
Miyosen’den sonra karasal çökellerle temsil edildiğini belirtmiĢlerdir.
ġekil 1.2. Van Gölü Havzası Jeoloji Haritası (Çiftçi vd., 2008’den)
Özkaymak (2003), Van ili Ģehir merkezi ve yakın çevresinde yapmıĢ olduğu aktif tektonik
özellikleri belirlemeye yönelik çalıĢmasında, çalıĢma alanında etkili olabilecek aktif faylar
ve genç tektonik yapıları belirlemiĢ ve bu bulgular ıĢığında bölgedeki tektonik izlerin
kuzey – güney yönlü sıkıĢma rejimiyle paralellik gösterdiğini ve bölgede olabilecek büyük
depremlerin varlığına dikkat çekmiĢtir. AraĢtırmacı Van Gölü havzasında Pliyo –
Kuvaterner’de baĢlayan neotektonik dönemin gölsel çökellerde saptadığı faylara
dayanarak devam ettiğini belirtmiĢtir.
Doğu Anadolu’da paleotektonik dönemlerin en son volkanizması Alt Miyosen yaĢlı olup
adayayı volkanizması türündendir (ġengör ve Yılmaz, 1981). Neotektoniğin ilk
volkanizması Solhan volkanitleri ile belirgenleĢir. Solhan volkanitleri zayıf derecede alkali
nitelikte navaiit ve bazik mujeritlerden oluĢmaktadır. Doğu Anadolu’nun maksimum
kalınlığa henüz eriĢemediği bir dönemde yukarı mantodan sığ derinliklerde kısmi ergime
ile oluĢmuĢtur (Yılmaz vd., 1986). Volkanizma daha sonra kalkalkalene dönüĢmüĢtür.
Kalkalkalen volkanizmanın son döneminde onunla birlikte alkalen volkanizma bölgeye
egemen olmuĢtur. Ağrı ve Tendürek gibi çıkıĢ merkezleri bu volkanizma sonucudur.
ġekil 1.3. Van Gölü Havzası ve dolayının genelleĢtirilmiĢ stratigrafik sütun kesiti (Çiftçi vd., 2008).
Doğu Anadolu’da sıkıĢma tektonik rejimi altından K-G yönlü geliĢen açılma çatlakları
çıkıĢlara olanak sağlamıĢtır. Doğu Anadolu’da yer alan genç yanardağların çoğunda çıkıĢ
merkezlerine yakın yerlerde açılma çatlakları görülmektedir. Ġzlenebilen açılma çatlakları
tüm volkanik gerecin çıkıĢını sağlayacak boyutta değildir. Ancak bu kırıklardan çıktığı
kesin olan lavlar izlenmektedir. Bu tip akıntıların en iyi örneği Nemrut açılma çatlağından
1441 yılında çıkmıĢ olan KantaĢı akıntısıdır (Güner, 1984). Bu belirleyici verilere
dayanarak bugün yanardağların çıkıĢ merkezlerine yakın yerlerde izlenen açılma
çatlakları, yanardağların çıkıĢına olanak sağlayan açılma çatlaklarının bir benzeri veya
kalıntısı olarak düĢünülebilir. Bu açılma çatlaklarından baĢka, doğrultu atımlı fayların
aralıklarla aĢmalar ve sıçramalar yaptığı yerlerde bloklar arasında kalan alanlarda olan
açılmalar da volkan çıkıĢ yerleri olarak kullanılmıĢtır.
ġekil 1.4’te Doğu Anadolu’da neotektonik dönemde geliĢen faylar ve açılma çatlakları ile
yine bu dönemde oluĢmuĢ yanardağlar gösterilmiĢtir (Bol, 1993). Buradan da görüldüğü
gibi yanardağların çoğu faylar ile sınırlandırılmıĢ ve çıkıĢ merkezlerine yakın yerlerde bazı
açılma çatlakları yer almaktadır. Bu duruma göre Doğu Anadolu’da var olan sıkıĢma
tektonik rejiminde geliĢen açılmalarla neotektonizma yerleĢmiĢtir.
ġekil 1.5’te verilen Van bölgesi diri fay haritasına bakıldığında 2011 Van depreminin
meydana geldiği merkez üssü noktasında belirlenmiĢ bir diri faylanmanın olmadığı ancak
ġekil 1.4’teki haritaya bakıldığında ise bu noktada kesikli çizgi ile belirtilmiĢ gömülü bir
faylanmanın varlığı görülmektedir. Bu durum alanda volkanizmanın sürdüğü yönünde bir
görüĢün ortaya konulabilmesini mümkün kılmaktadır.
ġekil 1.4. Doğu Anadolu’nun neotektonik döneminde geliĢmiĢ olan yanardağlar
ġekil 1.5. Van bölgesi diri fay haritası (Bozkurt, 2001)
Bölüm 2. Kuvvetli Yer Hareketi Kayıtları T.C. BaĢbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi BaĢkanlığı, Deprem Dairesi BaĢkanlığı
Kuvvetli Yer Hareketi Gözlemleri ÇalıĢma Grubu verilerine göre depreme ait ölçülen en
büyük ivme değerleri Tablo 2.1’de, Muradiye istasyonuna ait üç bileĢen ivme kayıtları ise
ġekil 2.1’de verilmektedir.
Tablo 2.1. Van depremi ölçülen en büyük ivme değerleri (AFAD)
İSTASYON CİHAZ TÜRÜ
ÖLÇÜLEN PİK İVME DEĞERLERİ (gal) İstasyonun
Deprem Merkez Üssüne Uzaklığı
Repi (km)
İstasyonun Kayma Dalgası
Hızı VS30 (m/sn) No
İL İLÇE/SEMT K-G D-B Düşey
1 Van Muradiye SMACH 178.5 168.5 75.5 42 293
2 Muş Malazgirt SMACH 44.5 56.0 25.5 95 311
3 Bitlis Merkez CMG-5TD 89,66 102,24 35,51 116
4 Ağrı Merkez CMG-5TD 18,45 15,08 7,21 121 295
5 Siirt Merkez CMG-5TD 9,90 9,16 7,04 158
6 Muş Merkez CMG-5TD 10,3 6,86 4,64 170 315
7 Bingöl Solhan CMG-5TD 4,58 4,19 2,46 211 463
8 Bingöl Karlıova CMG-5TD 7,52 11,08 4,65 222
9 Batman Merkez CMG-5TD 8,29 8,58 3,74 223 450
10 Mardin Merkez CMG-5TD 2,00 1,90 1,58 284
11 Elazığ Beyhan CMG-5TD 1,20 1,19 0,99 289
12 Elazığ Palu CMG-5TD 2,11 1,64 1,72 307 329
13 Elazığ Kovancılar CMG-5TD 1,45 1,66 1,20 313
14 Erzincan Tercan CMG-5TD 2,37 3,43 2,26 289 320
15 Erzincan Merkez CMG-5TD 1,53 1,29 0,71 358 314
16 Bayburt Merkez CMG-5TD 1,35 1,14 1,27 327
17 Gümüşhane Kelkit CMG-5TD 1,05 0,88 1,25 378
18 Şanlıurfa Siverek CMG-5TD 2,00 3,06 0,96 378
19 Malatya Pötürge CMG-5TD 0,99 0,99 0,94 405
20 Adıyaman Kahta CMG-5TD 2,96 2,70 1,64 437
21 Adıyaman Gölbaşı CMG-5TD 1,12 0,74 0,35 521 469
22 K.Maraş Merkez CMG-5TD 1,74 2,18 0,96 590 317
ġekil 2.1. Muradiye istasyonuna ait üç bileĢen ivme kayıtları
Artçı Deprem Kayıt ÇalıĢmaları
Moment büyüklüğü 7.2 olarak hesaplanan (AFAD) 23 Ekim 2011 Van depremi sonrasında
depremin yönsellik (directivity) etkisi, topografik etki ve yerel zemin koĢullarının etkisini
incelemek; ayrıca ErciĢ’te depreme maruz kalmıĢ binaları cihazlandırmak suretiyle
çalıĢmalar yapmak amacıyla Sakarya Üniversitesi (M. Kutanis, M. AktaĢ) ve Kocaeli
Üniversitesi’nden (K. Beyen) oluĢturulan ekiple 26 Ekim 2011 de Van’a gidilmiĢtir. 26 -
29 Ekim tarihleri arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi ĠĢ Bankası binasına (id:132), ErciĢ
Kaymakamlığı Sosyal Hizmetler Rehabilitasyon Merkezine (id:134), ErciĢ çıkıĢı Çelebibağ
mevkiinde Zafer Kaya binasına (id:131), Adilcevaz’da Recep Akbaba binasına (id:133) ve
son olarak Bitlis Eren Üniversitesi Ahlat Meslek Yüksek Okulu binasına (id:135) 32 bit
çözünürlüğe, yüksek duyarlığa ve kapasiteye sahip AREL DAC-3HDG cihazların serimi
yapılmıĢtır (ġekil 2.2).
ġekil 2.2. 23 Ekim Van Depremi cihaz lokasyonları
ÇalıĢmada, AREL Deprem Ġzleme Sistemleri tarafından geliĢtirilen, Tablo 2.2 ve Tablo
2.3’de özellikleri verilen Deprem Algılama Cihazı (DAC) serisi, 32 bit benzeĢimli
(simulation) Texsas Instrument tarafından geliĢtirilen yonga (chip) Delta-Sigma setlerine
sahip cihazlar kullanılmıĢtır.
Tablo 2.2. Ġvme ölçer cihazlarda kullanılan sensörler ve özellikleri
Sensor Colybris SF1500S.A
Technology Axial MEMS Capacitive Accelerometers Full scale range +/- 3g
Responsivity 2.4V/g Differential Bandwidth DC to 2000Hz
Self Noise 300ngRMS/10Hz-300ngRMS/100Hz-400ngRMS/200Hz-500ngRMS/1000Hz
Non-Linearty <0.1% +-1g Range
Offset Temp. Drift 100ug/ºC
Cihaz serimine 132 Seri no’lu cihazın 26 Ekim 2011 tarihinde yerel saatle 15:19'da (GMT
12:19) Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi kampüsünde yer alan tek katlı ĠĢ Bankası binasına
yerleĢtirilmesi ile baĢlanmıĢtır. Daha sonra, sırasıyla, ErciĢ Kaymakamlığı Rehabilitasyon
merkezine yerel saatle 17:10'da (GMT 14:10), Bitlis yolu yönünde ErciĢ çıkıĢı Çelebibağ
mevkiinde Zafer Kaya binasına yerel saatle 19:08'de (GMT 16:08), Adilcevaz Recep
Akbaba binasına yerel saatle 20:25'de (GMT 17:25) ve son olarak da Bitlis Eren
Üniversitesi Ahlat Meslek Yüksek Okulu binasına yerel saatle 21:07'de (GMT 18:07)
yerleĢtirilmiĢtir (Tablo 2.3).
Cihazlar aralıksız 29 Ekim 2011 sabah saatlerine kadar kayıtlar almıĢlardır (Tablo 2.4).
Tablo 2.3. Cihazlarda kullanılan sayısallaĢtırıcı (Digitizer) özellikleri
Input Range Triaxial Force-Balance
A/D Converter High Resolution 32 Bit Delta-Sigma, Internal Gain
Gain 1,2,4,8,16,32,64
Sampling Rate 250 sps
Filtering Internal ADC FIR Filter
Risc/DSP E1-16XSR / dsPIC33FJ256
Time Base GPS ppt
Ram NAND Flash 1GB (3 day record)
Format and Protocol 32 Bit Integer, 1 second packets
Network 10 BaseT / 100 BaseTX Ethernet (TCP/IP)
Monitor 2X16 Character LCD
I/O 3 Isolated Digital Input / 5 Isolated Output (Option)
Power Supply +12VDC (500mA)
Case 20cm Cylindrical / h:18cm Aluminum
Connectors 8 pin and 4 pin Industries
Tablo 2.4. 23 Ekim 2011 Van Depremi geçici olarak yerleĢtirilen istasyon bilgileri
İstasyon
Kodu Mevki
Başlama
Saatleri (GMT)
Bitiş
Saatleri (GMT)
Örnekleme
oranı Enlem Boylam H (m)
132 Van YYÜ 27/10/2011 11:21
28/10/2011 14:18
28/10/2011 14:14
28/10/2011 16:51
200 38°33’94 43°16’84 1,655
134 Erciş
26/10/2011 14:07
27/10/2011 11:30
28/10/2011 14:27
27/10/2011 11:27
28/10/2011 14:24
29/10/2011 05:29
200
39°00’13 43°24’44 1,690
131 Çelebibağ
26/10/2011 16:09
27/10/2011 06:52
28/10/2011 10:11
27/10/2011 06:48
28/10/2011 10:08
29/10/2011 05:10
200
38°59’53 43°19’11 1,660
133 Adilcevaz 27/10/2011 06:01
28/10/2011 08:41
28/10/2011 08:38
29/10/2011 04:22
200 38°48’19 42°45’27 1,680
135 Ahlat MYO 26/10/2011 18:07
28/10/2011 07:15
28/10/2011 07:10
28/10/2011 07:50
200 38°45’29 42°30’15 1,680
OluĢturulan geçici kayıt istasyonları, AFAD'a ait 1301 (Tatvan), 1302 (Bitlis Merkez),
6501 (Van Merkez) ve 6503 Muradiye istasyonları ile birlikte kayıt almıĢlardır. 26 Ekim
2011 saat 14:07 (GMT) itibari ile bölgede büyüklüğü 3 veya üzerinde 276 artçı deprem
meydana gelmiĢtir. 4 veya üzerinde meydana gelen artçı deprem sayısı 19'dur (Tablo
2.5).
Tablo 2.5. SAÜ-NET geçici istasyonlarında kaydedilen büyüklüğü 4 ve üzeri artçı deprem kayıtları
Deprem Bilgileri Kayıt alan istasyonlar
Tarih Enlem Boylam Derinlik Rms Tip Büyüklük İL İLÇE AFAD SAÜ-NET
26.10.2011 15:14 38.683 43.5795 14.13 0.61 Ml 4.4 Van Merkez 6501 134
26.10.2011 15:31 38.6335 43.1362 14.91 0.73 Ml 4.2 Van Merkez 134
26.10.2011 16:20 38.7085 43.3539 10.06 0.8486 Ml 4.4 Van Merkez 131, 134
26.10.2011 19:17 38.7282 43.3627 11.53 0.9757 Ml 4.1 Van Merkez 131, 134, 135
26.10.2011 19:23 38.6427 43.5738 7.2 0.8734 Ml 4 Van Merkez 131, 134, 135
26.10.2011 19:45 38.783 43.2383 7.07 0.96 Ml 4.1 Van gölü 131, 134, 135
26.10.2011 23:42 38.6405 43.155 23.25 0.79 Ml 4.6 Van Merkez 131, 134, 135
27.10.2011 05:29 38.7048 43.4018 22.42 0.88 Ml 4.1 Van Merkez 6501 131, 134, 135
27.10.2011 08:04 37.3807 43.8343 21.61 0.32 Ml 5.6 Hakkarı Merkez 131, 133, 134, 135
27.10.2011 15:41 38.9012 43.5257 5 0.55 Ml 4.1 Van Merkez 6503 131, 132, 133, 134, 135
27.10.2011 19:08 38.738 43.4642 5 0.69 Ml 4 Van Merkez 131, 132, 133, 134, 135
27.10.2011 20:30 38.6953 43.1818 15.92 0.41 Ml 4 Van Merkez 131, 132, 133, 134, 135
27.10.2011 20:55 38.8138 43.5832 4.72 0.44 Ml 4 Van Merkez 6503 131, 132, 133, 134, 135
27.10.2011 21:20 38.5965 43.4442 2.8 0.31 Ml 3.9 Van Merkez 6501 131, 132,133, 134, 135
28.10.2011 00:25 38.557 43.1673 11.18 0.31 Ml 4.1 Van gölü 6501 131, 132, 133, 134, 135
28.10.2011 03:23 38.8557 43.5358 1.13 0.69 Ml 4.1 Van Merkez 6503 131, 132, 133, 134, 135
28.10.2011 08:48 38.661 43.5613 20.98 0.7 Ml 4.2 Van Merkez 6501 131, 132, 133, 134, 135
28.10.2011 09:47 38.7527 43.5303 18.37 0.61 Ml 4.5 Van Merkez 131, 132, 133, 134
28.10.2011 16:34 38.9165 43.5947 11.52 0.44 Ml 4.4 Van Merkez 6503 131, 132, 133, 134, 135
28.10.2011 19:59 38.6342 43.1843 7.01 0.27 Ml 4.1 Van gölü 6501 131, 133, 134, 135
29.10.2011 03:52 38.5842 43.1635 7.03 0.25 Ml 4.2 Van gölü 131, 133, 134, 135
27/10/2011 18:41 (GMT) 4.1 büyüklüğünde artçı depremin Çelebibağ istasyonu Doğu Batı bileşeni
Time [sec]
12011811611411211010810610410210098969492908886848280787674727068666462605856545250484644424038363432302826242220181614121086420
Accele
ration [cm
/sec2]
0.3
0.2
0.1
0
-0.1
-0.2
-0.3
-0.4
27/10/2011 18:41 (GMT) 4.1 büyüklüğünde artçı depremin Çelebibağ istasyonu Güney Kuzey bileşeni
Time [sec]
12011811611411211010810610410210098969492908886848280787674727068666462605856545250484644424038363432302826242220181614121086420
Accele
ration [cm
/sec2]
0.25
0.2
0.15
0.1
0.05
0
-0.05
-0.1
-0.15
-0.2
ġekil 2.3a. 27/10/2011 tarihinde yerel saate göre 15:41:33’te meydana gelen 4.1
büyüklüğündeki artçı Ģokun SAÜ-NET Çelebibağ istasyonundaki kayıtları
28/10/2011 09:47 (GMT) 4.5 büyüklüğünde artçı depremin Çelebibağ istasyonu Doğu Batı bileşeni
Time [sec]
12011811611411211010810610410210098969492908886848280787674727068666462605856545250484644424038363432302826242220181614121086420
Accele
ration [cm
/sec2]
0.8
0.6
0.4
0.2
0
-0.2
-0.4
-0.6
-0.8
28/10/2011 09:47 (GMT) 4.5 büyüklüğünde artçı depremin Çelebibağ istasyonu Kuzey Güney bileşeni
Time [sec]
12011811611411211010810610410210098969492908886848280787674727068666462605856545250484644424038363432302826242220181614121086420
Accele
ration [cm
/sec2]
1
0.8
0.6
0.4
0.2
0
-0.2
-0.4
-0.6
-0.8
-1
ġekil 2.3b. 28/10/2011 tarihinde yerel saate gore 09:47:55’te meydana gelen 4.5
büyüklüğündeki artçı Ģokun SAÜ-NET Çelebibağ istasyonundaki kayıtları
Van Depremini GeçirmiĢ Binalarda Yapı Tanı ÇalıĢmaları
ErciĢ’te 26 -28 Ekim tarihleri arasında yapılan arazi çalıĢmaları sonucunda, depremi
hasarsız veya az hasarlı olarak geçiren 411 nolu (Barutçu) sokak ve 420 nolu sokakta yer
alan iki bina üzerinde, binaların cihazlandırılması suretiyle çalıĢma yapılmıĢtır. Seçilen
binaların temel özelliği, mühendislik hizmeti almıĢ, 2007 deprem yönetmeliğine göre
tasarlanan, statik proje paftaları bulunan, zemin hareketlerinin gözlemlenmediği ve
çevresinde yoğun bina hasarlarının meydana gelmiĢ olmasıdır. ÇalıĢma sürecinde
kurulacak sonlu eleman modelleri, yapı tanı teknikleri ile toplanan verilerle güncellenerek,
modelin kalibrasyonu sağlanacaktır. Böylece binanın gerçek dinamik davranıĢı ortaya
çıkarılacaktır.
Bölüm 3. Van-ErciĢ Depreminin Geoteknik Açıdan
Değerlendirilmesi Aksoy (1988), Van ili doğu-kuzeydoğu yöresinin stratigrafisi ve tektoniği adlı
çalıĢmasında, Van gölü civarındaki alanlarda yatay ve yataya yakın duruĢlu, zayıf
çimentolu veya çimentolanmamıĢ kil, kum ve çakıldan oluĢan gölsel çökeller için Van Gölü
formasyonu adını önermiĢtir. AraĢtırmacı Van Gölünün yaĢını 100.000 yıl olarak kabul
etmiĢ ve 1830 metre kotuna kadar ulaĢan çökellerin tek bir göl ile açıklanamayacağını
belirtmiĢtir. Aksoy’a göre 100.000 yıl önce Van Gölü civarında birden çok gölün varlığı söz
konusudur.
Van Gölü doğusunda yüzeyleyen Van formasyonun (Tmv) ilk tanımlaması Acarlar vd.
(1991) tarafından yapılmıĢtır. Van formasyonu tipik olarak KurubaĢ, Doğanlar ve AĢıt
köylerinde yüzeylenmekte olup Bakacık mevkii ile Elmalık köyünün güney ve
güneybatısında bulunan Doğanlar Köyüne doğru yaygındır. Genel olarak kırıntılı
kayaçlardan oluĢan Van formasyonunda ince – orta, nadiren kalın katmanlı kumtaĢları ve
ince katmanlı Ģeyller gözlenmektedir. Tektonik etki sonucu bazı kesimlerde Ģeyl
düzeylerinde yapraklanma görülür. Yer yer iri daneli ve çakıllı olan kumtaĢları ofiyolit
parçaları da bulundurur. KumtaĢları genelde karbonat çimentoludur. KumtaĢlarında
mikalara ve bitki izlerine de rastlandığı olur. ÇakıltaĢlarının çakıllarını sist, ofiyolit ve
kristalize kireçtaĢı parçaları olusturur. Kalınlığı 1-2 m arasında değiĢen çakıltaĢı seviyeleri
kumtaĢı ve Ģeyller arasında arakatkılı biçimde bulunmaktadır. ÇakıltaĢı düzeylerinde
katmanlanma belirgin olmayıp som görünümlüdürler ve kumtaĢı katmanları ile
sınırlanırlar. Van formasyonunun kapsadığı kaya türleri birbirleri ile yanal ve düĢey
geçiĢlidir. Van formasyonun çökelme ortamı sığ karbonat selfinden derin karbonat selfine
ve havzaya değiĢim gösteren transgresif bir istif sunmaktadır.
Akarsu ve göl çökellerinden oluĢan Alüvyon birimi, Elmalık köyü ile Kurtburnu sırtı
arasındaki düzlük alanda ve yer yer traverten ile Van Gölü arasında kalan alanda
gözlenir. Bunlar çakıllı, kumlu ve milli düzeylerden oluĢmuĢtur. Göl çökellerinin içinde
daha çok kum ve mil boyutlu malzeme yaygın olarak gözlenmektedir. Göl çökelleri
çalıĢma alanında 1800 m kotlarına kadar gözlenmektedir (Üner, 2003). Edremit civarında
gölün 1800 m’nin üzerine çıktığını gösteren bulgulara rastlanmıĢtır (Yılmazer, 2004). Göl
çökelleri içerisindeki kum boyutlu malzeme genelde milli ve kötü derecelenmiĢ kum
sınıfındadır. Çakıl boyutundaki malzemede ise çakılların tane boyu yer yer 5 cm’ye kadar
çıkmaktadır. Bu çakıllar genellikle Van formasyonunun çakılları olup yer yer ofiyolitik
parçalara da rastlanmaktadır (ġekil 3.1).
Ulusay (2000), Yüzüncü Yıl Üniversitesi yerleĢkesi ile ilgili hazırlamıĢ olduğu raporda daha
önce yapılmıĢ olan sondaj verilerini de dikkate alarak yerleĢkenin zemin özellikleri
hakkında bir ön değerlendirmede bulunmuĢ ve alandaki kum birimlerin sıvılaĢmaya karĢı
duyarlı olduğunu belirtmiĢtir.
Selçuk (2003), Yüzüncü Yıl Üniversitesi yerleĢkesinde yapmıĢ olduğu tez çalıĢmasında göl
ve akarsu çökellerinde bulunan kum birimlerin sıvılaĢma riskinin yüksek olduğunu, killerin
ise aĢırı konsolide olduğunu belirtmiĢtir. Bunun yanında kampüs alanında deprem sonrası
yaptığımız gözlemlerde sıvılaĢma oluĢtuğuna iĢaret eden bulgulara ulaĢılamamıĢtır.
ġekil 3.1. Ofiyolit parçalarının gözlendigi çakıltası düzeyleri (Ayhan, 2008)
Van merkezde toptan göçen bir binanın yanında yer alan 1.5 metre derinliğindeki açık
temel çukuru kesitinde bitkisel toprağın altında kil katkılı, kendini 90 tutabilen, tamamen
çimentolanmamıĢ kum-çakıl tabakası görülmüĢtür (ġekil 3.2). Van merkezde yıkılan-ağır
hasar gören ve ayakta kalan / hasarsız binalarda herhangi bir zemin problemi not
edilmemiĢtir. Bunun yanında Cumhuriyet Caddesinde yine açık bulunan ankraj destekli
kazıklı perdeli 10 metre civarındaki derin kazı uygulamasında, küçük çaplı kazıkların
aralıklı Ģekilde imal edilmiĢ olması ve çok titizce çalıĢılmıĢ bir uygulama olmamasına
rağmen deprem sonrasında herhangi bir deformasyon gözlemi olmamıĢtır (ġekil 3.3).
ġekil 3.2. Açık temel kazısında yer alan zemin kesiti (Van merkez)
ġekil 3.3. Ankrajlı aralıklı kazık perdeli açık derin kazı (Van merkez)
ErciĢ merkezde yapılan gözlemlerde de hasarlı ve hasarsız yapılarda zeminden kaynaklı
bir deformasyona rastlanılmamıĢtır. Merkezde bulunan 2 metre derinliğindeki açık bir
temel kazısında da görülen sert kil ve killi kum-çakıl tabakalarının genellikle 4 ila 8 katlı
mevcut hafif ve orta ağırlıktaki yapılar için taĢıma gücü ve oturma kriterlerini sağlayacak
düzeyde olduğu gözlemlenmiĢtir (ġekil 3.4). Bodrumlu yapılaĢmanın taĢıma gücünü
artırıcı ve oturmaları azaltıcı etkisi burada bir kere daha vurgulanmalıdır.
ġekil 3.4. Açık temel kazısında yer alan zemin kesiti (ErciĢ merkez)
Van merkez köylerinden Bardakçı köyüne yakın yer alan TopaktaĢ köyünde mera alanı
olarak kullanılan geniĢ düzlükte zemin sıvılaĢmasının belirtisi olarak bilinen kum
konilerine rastlanılmıĢtır (ġekil 3.5). Mermit çayı kenarında yer alan köy mera alanı Özalp
Sarımehmet baraj kapaklarının açıldığında suyla dolan bir düzlükte yer almaktadır. Baraj
nedeniyle afet bölgesi ilan edilmiĢ olduğundan sıvılaĢmanın görüldüğü alanda yapılaĢma
bulunmamaktadır.
ġekil 3.5. TopaktaĢ köyünde rastlanılan kum konileri (30.11.2011)
Köy sakinlerinden Ramazan Karadoğan’ın ifadesine göre Mermit çayının taĢkın alanı olan
mera alanında deprem esnasında 4-5 metre yüksekliğe varan kum-su fıĢkırması olmuĢtur
(ġekil 3.6). Aynı zamanda yine köy sakininin ifadesine göre alanda daha önce yapılan 7
metre civarındaki sondajda kum tabakasına rastlanılmadığı, tanımlamasından
anlaĢıldığına göre bu derinlik boyunca sıvılaĢmaz zemin tabakasının bulunduğu yani
sıvılaĢabilir zemin katmanının 7 metre derinlikten önce bulunmadığı, kum fıĢkırmasının en
azından bu derinlik boyunca gerçekleĢtiği sonucu ortaya çıkmıĢtır.
ġekil 3.6. TopaktaĢ köyünde meydana gelen kum-su fıĢkırması seviyesi
Alanda depremden sonra oluĢan kum birikintilerinde aynı zamanda çakıl boyutundaki
malzemeye de rastlanılması (ġekil 3.7), literatürde sıvılaĢma potansiyeli açısından düĢük
seviyede görülen çakılların da sıvılaĢabilirliği görüĢünü akla gelmektedir.
Aynı zamanda alanda sıvılaĢma sonucu meydana gelen yanal yayılma neticesinde
oluĢmuĢ çöküntülere de rastlanılmıĢtır (ġekil 3.7).
ġekil 3.7. TopaktaĢ köyünde rastlanılan çakıl konileri ve yanal deformasyon çöküntüleri
TopaktaĢ köyünde yer alan Mermit çayının eteğinden geçtiği doğal yamaçların ve daha
önce kum ocağı olarak kullanılan alan yanındaki yapay Ģevlerin deprem anında heyelan
ettiği mülakat olunmuĢtur (ġekil 3.8 ve 3.9).
ġekil 3.8a. TopaktaĢ köyünde heyelan ettiği görülen Ģevler
ġekil 3.8b. TopaktaĢ köyünde heyelan ettiği görülen Ģevler
ġekil 3.9. TopaktaĢ köyünde heyelan ettiği görülen, Mermit çayından gelen suyun topuğunu oyduğu yamaç
Deprem anında beliren yamaçta akma
Bölüm 4. Tasarım Açısından Yapısal Performans
Betonarme Yapılar Van-ErciĢ depreminde gözlemlenen yapı hasarları, ülkemizdeki tipik deprem hasarlarının
aynısıdır. Fakat bu depremde, beton malzemesinin çok kötü olması ve binaların
çökmesinde çok büyük bir payının olması daha öne çıkmaktadır. Hasara uğrayan hemen
hemen tüm yapılarda beton, bütünlüğünü koruyamamıĢ ve dağılmıĢtır.
Deprem bölgelerinde yapılacak tüm betonarme binalarda C20’den daha düĢük dayanımlı
beton kullanılamayacağı, 2007 yılında yürürlüğe giren Deprem Bölgelerinde Yapılacak
Binalar Hakkında Yönetmelikte açıkça belirtilmiĢtir. Fakat deprem bölgesindeki yıkılan
yapıların basınç dayanımları bu değerin çok altında kalmaktadır. ĠMO Diyarbakır ġubesi,
tamamen göçmüĢ olan binaların 6 tanesinden beton karot numuneleri almıĢ ve yapılan
basınç deneyleri sonucunda binaların beton dayanımlarının 4.70 MPa ile 15.60 MPa
arasında değiĢtiğini ve ortalama beton dayanımlarının 9 MPa olduğunu rapor etmiĢtir
(ĠMO Diyarbakır ġubesi, Ön Raporu).
ġekil 4.1. Deprem Bölgesindeki Yapılarda Kullanılan Betonun Genel Durumu
Yapılan görüĢmeler sonucunda yapılarda kullanılan betonun Ģantiyede el ile karılarak
yapıldığı ve tuvenan agrega, yani herhangi bir eleme ve yıkama iĢleminden geçirilmeyen
dere malzemesi kullanıldığı bilgilerine ulaĢılmıĢtır. Yapılan incelemeler sonucu deprem
bölgesindeki betonlarda yaygın olarak dere kumu kullanıldığı, granülometrinin çok kötü
olduğu, agrega olarak yuvarlak yüzlü ve yumruk büyüklüğüne varan taĢların kullanıldığı
tespit edilmiĢtir. Ayrıca, yerinde yapılan gözlemlerde betonun el ile sökülebildiği
belirlenmiĢtir.
Betonarme yapılarda kullanılan beton malzemesinin çok kötü olmasının yanı sıra donatı
uygulamalarında da önemli sorunlar bulunmaktadır. Yapıların çoğunda düz donatı
kullanılmıĢ, enine donatı (etriye) bilinçsizce yerleĢtirilmiĢ, etriyelerde 135 derece kıvrımlı
kancalar kullanılmamıĢtır. Kolonların alt uçlarında yeterli filiz boyu bırakılmıĢ olsa bile, ilk
30-40 cm'lik mesafede etriyeler binaların bir çoğunda uygulanmamıĢ (ġekil 4.2) ve kolon-
kiriĢ birleĢim bölgesinde (düğüm bölgesi) kolon etriyeleri devam ettirilmemiĢtir (ġekil
4.3).
ġekil 4.2. Kolonun alt uçunda ilk 50-55 cm'lik mesafede hiçbir etriye uygulanmamıĢ
ġekil 4.3. Kolon-kiriĢ birleĢim bölgesinde kolon etriyeleri devam ettirilmemiĢ
Kolonların alt uçları ile temel kiriĢi arasındaki kritik bölge olan birleĢim yerinde etriye
bulunmaması ve enine donatılar (etriye) arasındaki mesafenin deprem yönetmeliğinde
belirtilen aralıktan fazla olması nedeniyle büyük devrilme momenti etkisinde boyuna
donatılarda burkulma, beton örtüde parçalanmalar oluĢmuĢtur (ġekil 4.4).
ġekil 4.4. Etriye aralığının deprem yönetmeliğinde belirtilen değerin çok ötesinde olması
Kolonlarda kesme kırılmaları ve kolon üst uçlarında ankraj çözülmeleri oluĢmuĢtur.
Etriyeler açılmıĢ, boyuna donatı burkulmuĢ ve akmıĢtır. Ankraj çözülmeleri oluĢan
kolonların bazıları yapıdan da ayrılmıĢtır (ġekil 4.5).
ġekil 4.5. Etriyelerde açılma ve ankraj çözülmeleri
Etriyeler bilinçsizce yerleĢtirildiğinden dolayı açılmalar oluĢmuĢ ve betonun dağılmasına
engel olamamıĢtır. Ayrıca, beton malzemesinin çok kötü olması, tersinir (çevrimsel)
kuvvetler etkisi altındaki çekirdek betonun dağılmasını kolaylaĢtırmıĢtır (ġekil 4.6).
ġekil 4.6. Etriyelerde açılma ve çekirdek betonun dağılması
Depremden en çok zarar gören Van ili merkezi ve ErciĢ ilçelerindeki betonarme yapılarda
asmolen tipi döĢeme sisteminin kullanımı çok yaygındır. Betonarme yapıların asmolen
döĢemeli ve perdesiz inĢa edilmiĢ olması hasarın düĢey taĢıyıcıların uç bölgelerinde
yoğunlaĢmasına neden olmuĢtur. Süneklik düzeyi yüksek kolonlar, kiriĢler ve kolon-kiriĢ
bölgeleri için verilen koĢullardan herhangi birini sağlamayan dolgulu veya dolgusuz diĢli
döĢemeli sistemlerin deprem yönetmeliğinde süneklik düzeyi normal sistemler olarak göz
önüne alınacağı belirtilmektedir. Hasarları sınırlamak için betonarme perde duvarlar
kullanmak gerekli olmaktadır. Asmolen tipi döĢemelerin ve sınırlı sayıda perdenin
kullanıldığı hasarlı binalara örnek olarak ĠĢ Merkezi Binası verilebilir (ġekil 4.7 - 4.8).
ġekil 4.7. Yeterli perde elemanlarla desteklenmemiĢ asmolen kat döĢemesi kullanımı
ġekil 4.8. ĠĢ merkezi binasının ön ve arka cephesi
Van-ErciĢ Adliye Sarayı ve Kaymakamlık binası civarında bulunan iĢ merkezi binası inĢaatı
2009 yılında yapılmıĢ ve henüz kullanıma açılmamıĢtır. Tersinir yükler altında
mafsallaĢmanın ileri aĢamaları, geniĢ alana inĢa edilmiĢ bu iĢ merkezi binasının hemen
hemen tüm alt kolon ve perde uçlarında görülmüĢtür. Burada kabuk betonun dökülmesi,
yetersiz sargı donatısının açılması sonucunda boyuna donatının burkulmasına
rastlanmıĢtır. Ayrıca en büyük moment beklenilen noktalarda bindirmeli eklerin yapılması
ve bindirme boylarının kısa bırakılmasından dolayı ankraj çözülmeleri ve bunun
sonucunda çekirdek betonda derin çatlakların oluĢması görülmektedir (ġekil 4.9).
ġekil 4.9. Binanın kısa kenarı boyunca bazı kolon ve perde elemanda derin çatlaklarının oluĢumu
ġekil 4.9’daki perde elemanda yeterli etriye bulunmaması nedeniyle eğik asal çekme
kırılması oluĢmuĢtur. Boyuna donatıda burkulmalar oluĢmuĢ ve akmıĢtır. ĠĢ merkezi
binasının kolonlarının tamamına yakının alt uçlarında etriyeler açılmıĢ, boyuna donatılar
burkulmuĢ ve çekirdek betonda dağılmalar oluĢmuĢtur (ġekil 4.10).
ġekil 4.10. Binanın uzun kenarı boyunca tüm kolon alt uçlarında plastik mafsallaĢma
Deprem bölgesinde yıkılan yapıların yanı sıra ağırlı hasarlı olup ayakta kalmayı
baĢarabilen birçok bina da bulunmaktadır. Bu yapıların ayakta kalarak can güvenliğini
korumuĢ olsalar bile tam olarak görevlerini baĢarıyla yerine getirdikleri söylenemez.
Çünkü betonarme yapılardaki mafsallaĢmaların, düĢey taĢıyıcılardan önce kiriĢlerde
oluĢarak deprem enerjisinin önemli bir kısmının buralarda tüketilmesi, yapının sünek
davranmasın sağlanması hedeflenir. Oysa ki, ErciĢ deprem bölgesindeki birçok yapının
kiriĢlerinde herhangi bir mafsallaĢma oluĢmamasına rağmen düĢey taĢıyıcıların önemli bir
oranında, bazı yapıların tamamına yakınında, mafsallaĢmalar oluĢmuĢtur.
Bu tür yapılara örnek olarak Van-ErciĢ Adliye Sarayı ve Kaymakamlık binası civarında
bulunan iĢ merkezi binası inĢaatı (ġekil 4.8) ile Van Yolu üzerinde bulunan ve inĢaatı
2000'li yıllarda tamamlanmıĢ olan 6 katlı betonarme yapı (ġekil 4.11) verilebilir. Bu
yapılar ayakta kalmayı baĢarmıĢ, kiriĢlerinde önemli hasarlar oluĢmamıĢ fakat düĢey
taĢıyıcıların alt uçlarında etriyelerin bilinçsizce yerleĢtirilmesi ve etriye aralıklarının
deprem yönetmeliğindeki sınırlamaların çok ötesinde olmasından dolayı kabuk beton
dökülmüĢ, boyuna donatılar burkulmuĢ ve çekirdek betonda da dağılmalar oluĢmuĢtur.
ġekil 4.11. Kolonların ve asansör kovasındaki perdelerin alt uçlarında mafsallaĢma
Deprem bölgesindeki ağır hasarın nedenlerinden biri de, zemin katlarının ticari amaçla
kullanılması sonucunda oluĢan zayıf ve yumuĢak kattır. Perde veya dolgu duvara sahip
olmayan betonarme yapıların birinci katlarda aniden ortaya çıkan büyük süneklik
talebinin deprem yönetmeliğine uygun detaylandırılamamıĢ taĢıyıcı sistemlerle
karĢılanamamasından dolayı, kolon uçlarında kesme kırılması ve ankraj çözülmeleri
oluĢmuĢ ve deprem enerjisini baĢarıyla tüketemeyen yapı zemin katı üzerine çökmüĢtür
(ġekil 4.12).
ġekil 4.12. YumuĢak kat oluĢumu
Deprem yükü karĢısında plastik mafsal oluĢumu diğer kat kolonlarına da sıçrar. Büyük kat
ötelenmeleri sonucunda 2. mertebe etkisiyle (P-) birden fazla katta göçme mekanizması
oluĢmuĢtur. Ötelenme rijitliği zayıf olan yöne doğru üst üste yığılmıĢ kat döĢemelerinin
gözlemlenmesi bu durumda kaçınılmaz olmuĢtur (ġekil 4.13).
ġekil 4.13. Zayıf katın tetiklediği kat mekanizması ile göçen yıkık bina örneği
Birbirinden yetersiz derzlerle ayrılmıĢ ve kat düzeyleri farklı olan bitiĢik nizamlı yapılarda
deprem sırasında çarpıĢma oluĢmuĢtur (ġekil 4.14). Bu iki bitiĢik yapının dinamik
özellikleri de farklı olduğundan yapılar birbirine çarparak komĢu kolonlarında hasar
oluĢturmuĢlardır. Soldaki dört katlı binanın ilk 2 katı 1970’li yıllarda yapılmıĢ ve daha
sonra 1990’lı yıllarda kalan iki kat tamamlanmıĢtır. Yıkılan 3. katın kolon altları
incelendiğinde ikinci katla birlikte çalıĢmasını sağlayacak herhangi bir ankraj yoktur.
Depremin meydana getirdiği yatay ötelenme ve yandaki binanın yaptığı çekiçleme
hasarıyla birlikte sonradan yapılan iki kat resimdeki gibi çökmüĢtür.
ġekil 4.14. ÇarpıĢma etkisi
Betonarme çerçeve tarafından tamamen kuĢatılmamıĢ özelikle çıkma üzerindeki
duvarlarda düzlem dıĢı duvar devrilmeleri sıkça gözlemlenmiĢtir. Aradaki izolasyon
tabakası ortaya çıkmıĢtır. Yapısal hasarın sınırlı kalmasına karĢın ileri düzey duvar
hasarları bu bölgede özellikle yaygın olarak kullanılan sandviç tipi dolgu duvarlarda
rastlanmıĢtır. Sandviç dolgu duvarlarının iki dıĢ yüzeyinin deprem karĢısında birlikte
çalıĢmasının sağlanması için ek önlemlerin alınmasına ihtiyaç vardır. Ayrıca taĢıyıcı
sistemin büyük yer değiĢtirmeler yapması durumunda dolgu duvarlarda ileri düzey hasar
oluĢumu gözlenmiĢtir (ġekil 4.15).
Çatılarda oluĢan deprem hasarları içerisinde en çok çatı kalkan duvarının yıkılması ile
karĢılaĢılmaktadır. Çatı kalkan duvarlarının büyük bir çoğunluğunun yıkılma nedeni,
kalkan duvarının yapı ile yeterince bağlanmadan, hatılsız olarak yapılmasıdır (ġekil 4.16).
ġekil 4.15. Dolgu duvar hasarları
ġekil 4.16. Çatı kalkan duvar hasarı
Van-ErciĢ depreminde yıkılan ve ağır hasar alan binaların yanı sıra depremi baĢarıyla
atlatmıĢ betonarme binalar da bulunmaktadır. Yanal ötelenme rijitliği deprem
yönetmeliğinin öngördüğü donatı düzenini sağlayan, perde elemanları bulunan, beton
dayanımı yeterli olan ve uygun taĢıyıcı sisteme sahip çok katlı binalarda hasar sınırlı
kalmıĢ veya hiç gözlenmemiĢtir (ġekil 4.17).
ġekil 4.17. Mühendislik hizmeti almıĢ betonarme yapı örnekleri
Bölüm 5. Tasarım Açısından Yapısal Performans
Yığma Binalar Deprem bölgesinde, kırsal kesimde yapılar yaygın olarak yörede kolaylıkla bulunan taĢ,
briket ve kerpiç malzemeler kullanılarak inĢa edilmiĢtir. Yapılan incelemelerde bu tür
malzemeler ile inĢa edilen yapılar arasında en çok kerpiç binaların hasar gördüğü
gözlenmiĢtir. Kerpiç yapı elemanları, kil çamuru-saman karıĢımının genellikle 30x20x10
cm boyutlarında kalıplara dökülerek kurutulması ile üretilmektedir. Üretilen kerpiç
elemanlar yine kil çamuru ile birbirine bağlanarak yapı duvarları inĢa edilmekte,
duvarların üzerine de yörede kolaylıkla yetiĢen kavak ağacı gövdeleri yerleĢtirilerek üzeri
tekrar 30 - 40 cm kalınlığında bir toprak tabakası ile kaplanarak ağır bir çatı tabliyesi
oluĢturulmaktadır (ġekil 5.1). Kullanılan malzemelerin yörede en kolay ve en ucuz olarak
bulunması bu yapı türünü öne çıkarmaktadır. Toprak malzeme kullanılarak tek katlı
üretilen bu barınaklar kıĢın sıcak, yazın da serin olduğu için yörede tercih edilmektedir.
ġekil 5.1. Kerpiç duvar ve toprak çatı
Ancak zamanla ve atmosfer Ģartlarının olumsuz etkileri ile kerpiç malzemesinde ve
bağlantılarında bozulmalar ortaya çıkmaktadır. Bazı yapılarda kerpiç malzemesine saman
katılmadığı ve içinde iri çakıl tanelerinin bulunduğu gözlemlenmiĢtir (ġekil 5.2). Ağır çatı
tabliyesi de deprem sırasında duvarların hasar görmesine neden olmuĢtur (ġekil 5.1, 5.2,
5.3).
ġekil 5.2. Kerpiç duvar hasarları
Çatı seviyesinde, kerpiç duvarı düzlemi içinde tutacak ve komĢu duvarlar ile bağlantısını
sağlayacak bir düzenleme de çoğu yapıda görülememiĢtir. Bu yüzden duvarların bağımsız
olarak düzlemi dıĢına çıktığı ve hasar gördüğü görülmektedir. Büyük pencere boĢlukları
ve komĢu duvarların birbirine bağlanmaması gibi yığma yapı tekniğine uyulmadan yapılan
binalarda kaçınılmaz olarak hasarlar ortaya çıkmaktadır (ġekil 5.3).
ġekil 5.3. Kerpiç duvar ve toprak tavan hasarları
Tek katlı olarak yapılan bu yapılarda son derece kötü iĢçilik te ön plana çıkmaktadır. Bu
tür yapılarda farklı zamanlarda farklı malzemeler ile düzensiz ilavelerin yapıldığı ve hasar
gördüğü yaygın olarak gözlemlenmiĢtir (ġekil 5.4, 5.5).
ġekil 5.4. Kerpiç duvar hasarı
ġekil 5.5. Kerpiç yapılarda duvar hareketleri ve ayrılmalar
Yeni yapılan veya onarılan bazı eski kerpiç yapılarda ağır toprak çatı yerine hafifletilmiĢ
bir toprak örtüsü ve üzerine oluklu galvaniz saç levhalarla oturtma ahĢap çatı yapıldığı,
bunun da hasarları azalttığı gözlemlenmiĢtir. Kerpiç yapılarda kil kerpiçlerin yanında bims
betonu ile üretilen briketlerin de karıĢık olarak kullanıldığı, bu uygulamanın da hasarları
arttırdığı gözlemlenmiĢtir. Sayılan bu olumsuzluklar TopaktaĢ, Tevekli, Mollakasım ve
Alaköy köylerinde yapılan incelemelerde, yapıların bir kısmında duvar hasarları ve
yıkılmalar önemli bir kısmında da toptan göçme olarak gözlemlenmiĢtir. Bununla birlikte
düzenli yapılan kerpiç binaların depremi az hasarla atlattığı da gözlemlenmiĢtir (ġekil
5.6).
ġekil 5.6. Hasarsız kerpiç yapı
Deprem bölgesinde bims beton briketlerin de yaygın olarak kullanıldığı ve bu tür
yapılarında hasar gördüğü görülmektedir. Bölgede briketler betonarme binalarda bölme
duvarı olarak kullanıldığı gibi taĢıyıcı yığma duvar olarak ya da karma olarak da
kullanılmaktadır (ġekil 5.7).
ġekil 5.7. Briket dolgu duvarlar ve hasarları
Briket elemanların birleĢtirilmesinde çimento-kum-kireç harcı kullanılmakla birlikte kırsal
kesimde briket binalarda yapıĢtırma harcı olarak kil toprak yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu uygulama da önemli bir hasar sebebi olarak gözlenmiĢtir. Bahçe duvarlarında yapılan
bu uygulama duvarın yıkılması ile açık bir Ģekilde ortaya çıktığı gözlenmiĢtir (ġekil 5.8).
ġekil 5.8. Briket bahçe duvarı
Bölgede yaygın olarak kullanılan malzemelerin biri de taĢtır. Bu tür binalarda bağlayıcı olarak genellikle düĢük dayanımlı çimento harcı veya çamur kullanılmaktadır (ġekil 5.9). Yapı elemanları arasındaki bağlayıcının zayıf olması da hasar nedenlerindendir. Çatı düzleminde duvarlar arasında bağlantıyı sağlayan rijit diyafram düzenlenmemesi de önemli hasar nedenleri arasındadır. Bu tür olumsuzluklar içeren yapılarda duvar devrilmesi veya toptan göçme durumları gözlenmektedir. Bunun neticesinde köylerde
ciddi can kayıpları yaĢanmıĢtır.
ġekil 5.9a. Bölgeden taĢ yapı örnekleri ve hasarları
ġekil 5.9b. Bölgeden taĢ yapı örnekleri ve hasarları
TaĢ yapıların güzel bir örneği olarak Alaköy köy camisi gösterilebilir. 1970'li yıllarda
yapıldığı ifade edilen yapı kesme + moloz taĢlar kullanılarak, yaklaĢık 14 x 18 m
boyutlarında inĢa edilmiĢtir. Caminin 1975 yılında, yörede Midyat taĢı olarak
isimlendirilen kesme taĢlarla yapılan minaresi Ģerefenin altıdan kırılarak kuzey yöne
doğru yıkılmıĢtır. Caminin tonoz örtülü giriĢ bölümünde, iç mekanında, güney ve batı
cephelerinde taĢ düĢmeleri ve kesit azalmaları gözlenmiĢtir (ġekil 5.10). Yapı taĢıyıcı
sisteminin genel olarak iyi durumda olduğu ve tamir edilebilir nitelikte olduğu
değerlendirilmiĢtir.
ġekil 5.10a. Alaköy cami ve hasarları
ġekil 5.10b. Alaköy cami ve hasarları
ErciĢ ilçesi, doğu yönü giriĢinde (Muradiye) bulunan Kadem PaĢa Hatun Türbesi de kesme
taĢ tekniği ile inĢa edilmiĢ, yörede bulunan en eski tarihi yapılardan biridir. Karakoyunlu
hükümdarı Kara Yusuf’un eĢi ve çocukları için 1458 yılında Cihan ġah döneminde
yaptırıldığı ifade edilmektedir. Yapı iki katlı olarak düzgün kesme taĢ malzemeyle inĢa
edilmiĢtir. Yapının alt katı, 6 x 6 m boyutlarında kare planlı olup beĢik tonoz örtülüdür.
Buraya doğu cepheden açılan ve bugün toprak seviyesinden aĢağıda bulunan basit bir
kapı ile girilmektedir. Türbenin üst katı yani gövdesi; dıĢtan onikigen, içten ise
silindiriktir. Üst örtü içten kubbe, dıĢtan ise piramidal külah örtülüdür. Batı duvarında
açılan mazgal pencere ile hem içerisi aydınlatılmakta hem de hava akımı sağlanmaktadır.
Gövde yüksekliği 3 m, toplam yükseklik ise yaklaĢık 7.5 m'dir. Bu tarihi yapının deprem
öncesi fotoğraflarında görülen kısmi çatlaklar depremle birlikte ilerlemiĢ ve görünür
ayrılmalar meydana gelmiĢtir (ġekil 5.11, ġekil 5.12). Yapı mevcut hali ile hasarlıdır.
Hasarlar taĢ blokların kuzey-güney doğrultusunda düzlemi dıĢına hareketi ve düĢey
doğrultuda ayrılmalar Ģeklinde gözlemlenmiĢtir.
ġekil 5.11. Türbenin deprem öncesi ve deprem sonrası durumu
ġekil 5.12. Türbede gözlenen deprem hasarları, düĢey ayrılmalar.
Ayrıca bölgede çok sayıda betonarme veya taĢ malzeme ile inĢa edilmiĢ cami minaresinde
de hasarlar ve yıkılmalar gözlenmiĢtir (ġekil 5.13). Hasarların daha çok Ģerefe bölgesinde
kesitin zayıfladığı düzlemlerde meydana geldiği görülmektedir. Bunun yanında iyi
mühendislik hizmeti görmüĢ cami ve minare yapılarının depremden etkilenmediği
görülmektedir (ġekil 5.14, ġekil 5.15).
ġekil 5.13. Van Yolu Cami minare yıkılmaları
ġekil 5.14. Bölgedeki hasarsız cami minareleri
ġekil 5.15. Bölgedeki hasarsız cami minareleri
Bölüm 6. UlaĢım ġebeke Sistemlerinin Analizi Depremin yapılarda ortaya çıkan birincil yıkıcı etkisinin yanında, sonraki dönemlerde
depremin ulaĢım Ģebeke güvenilirliği perspektifinden incelenmesi ve mevcut alt yapının
trafik iĢletim ve yönetim performansı açısından, Ģebekenin inĢa amacına en yakın
düzeyde tutulmasını sağlayacak gerekli önlemlerin belirlenmesi son derece önem arz
etmektedir. Ortaya çıkan (çıkacak) olumsuz durumların tespit edilip, gerek topolojik
Ģebeke dizaynını etkileyecek performans analizlerinin yapılması gerekse de idari
düzenlemelerle ulaĢım Ģebeke sisteminin kapasite, hizmet düzeyi ve seyahat süresi
güvenilirliğinin mümkün olan en yüksek seviyede tutulması gerekmektedir.
Depremin en çok etkilediği il olan Van'a uçakla ulaĢılmasında herhangi bir sorunla
karĢılaĢılmamıĢ, deprem bölgesine ulaĢımın sağlanmasında son derece önemli rol
oynayan havaalanının sorunsuz bir Ģekilde iĢlevini ve etkinliğini devam ettirdiği
belirlenmiĢtir. Bununla beraber depremin birinci ve ikinci gününde hava alanı ulaĢım
sistemi ile ilgili, özellikle park yerinde ortaya çıkan problemlerden dolayı, 1 saatlik
gecikmelerin ortaya çıktığı bilgisine inceleme döneminde ulaĢılmıĢtır.
Van Ģehir merkezinde depremin yıkıcı etkisinin az olması ve yıkılan binaların sınırlı sayıda
kalması, Ģehir ulaĢım Ģebeke sisteminin fonksiyonunu kaybetmeden hizmet vermesini
sağlamıĢ ve gerek deprem esnasında acil müdahale araçlarının olay yerlerine intikalinde
gerekse de sonraki süreçte trafik iĢleyiĢi ile ilgili olarak depremin olumsuz etkisi
olmamıĢtır. ġehir trafik sinyalizasyon sisteminin, deprem öncesi performansında kayıp
olmaksızın çalıĢtığı tespit edilmiĢtir (ġekil 6.1).
ġekil 6.1. Van Ferit Melen havaalanı ile Ģehir merkezi arasındaki sinyalize kavĢak
Psikolojik nedenlerden dolayı kentten ayrılan insanların sayısının göreceli çokluğu,
deprem sonrası ulaĢım Ģebekesini kullanma talebinde önemli oranda azalma etkisini
doğurmuĢ, bu durum da Ģehir içi ulaĢımın sağlanmasında bir yönüyle olumlu etkiye sebep
olmuĢtur. ġehirdeki ana toplu taĢım mod'u olan paratransit taĢıma sistemleri, aynı
görevini icra etmiĢ, servis kalitesinde bir düĢüĢ gözlemlenmemiĢtir.
Van-Muradiye, Muradiye-Çaldıran, Çaldıran-ErciĢ, ErciĢ-Adilcevaz, Adilcevaz-Ahlat, Ahlat-
Tatvan, Tatvan-Edremit, Edremit-Van karayolları depremden hiçbir Ģekilde etkilenmemiĢ,
rutin bakım-onarım ve yapım çalıĢmaları dıĢında depreme bağlı hizmet seviyesi
düĢüklüğü gözlemlenmemiĢtir. Deprem merkez üssüne çok yakın ErciĢ-Van devlet yolu
bölgesinde ise faylanmaya bağlı çatlaklar oluĢmuĢ, gerekli tamir çalıĢmaları ivedilikle
tamamlanmıĢ ve ulaĢımda aksamanın önüne geçilmiĢtir (ġekil 6.2).
ġekil 6.2.Deprem merkez üssüne yakın Van-ErciĢ devlet yolu faylanma etkisi ve onarımı
Faylanma etkisi ile fiziksel olarak etkilenen köy yolu olarak Van-Alaköy yolu tespit
edilmiĢ, yine yolda ortaya çıkan çatlaklar kısa sürede onarıldığından, köye ulaĢım
noktasında bir olumsuzlukla karĢılaĢılmamıĢtır (ġekil 6.3 ve ġekil 6.4).
ġekil 6.3. Van-Alaköy köy yolu fay çatlakları
ġekil 6.4. Van-Alaköy köy yolunun tamiri yapılmıĢ yol kesimi
Van-ErciĢ depreminin sebep olduğu yüzey fay kırıklarının karayolu ulaĢım sistemini lokal
ve sayılı bölgelerde etkilemiĢ olması ve müdahalelerin hızlı ve etkin bir Ģekilde
yapılabilmesi, büyük ölçekli etkilere açık sistemler için gerekli bakım onarım önlemlerinin
deprem öncesinde alınmasına yönelik çalıĢmalarda, yeterli araç, malzeme, insan gücü ve
ekipman stokunun tedarik edilmesi anlamında, yanıltıcı etkiye sebep olmamalıdır.
Depremin yıkıcı etkisinin en etkin gözlemlendiği ErciĢ ilçesi, ulaĢım Ģebekesi açısından en
fazla olumsuzluğun da ortaya çıktığı yerleĢim birimi olmuĢtur. Ġlçeden geçen Van-Ağrı
çevre yolunda herhangi bir olumsuz etki söz konusu olmamakla beraber, ilçe ulaĢım
Ģebekesi depremden son derece olumsuz etkilenmiĢtir (ġekil 6.5).
ġekil 6.5. Deprem sonrası ErciĢ çevre yolu
Çöken binalara bağlı olarak özellikle ilçe için ana arter görevini gören Zeylan Caddesi,
Ġnönü Caddesi, Çınarlı, Emniyet ve Atatürk Caddeleri üzerinde trafik akıĢında güzergâh
boyunca kesintilerin ortaya çıktığı izlemlenmiĢtir. Bu ana arterlerdeki ortalama seyahat
hızı 15 km/h olarak ölçülmüĢ, seyahat hızındaki bu düĢüklüğün bir yönüyle sebebi yıkılan
binalar olmakla beraber, bir diğer sebebi de deprem sonrası ulaĢım Ģebekesinin iĢleyiĢi ile
ilgili olarak ortaya çıkan kuralsızlık ve trafik düzenlenmesindeki yetersizlik olarak
belirlenmiĢtir. ġebeke üzerindeki trafik akıĢını düzenleyecek yatay ve düĢey iĢaret
levhalarının ve trafik düzenleyicilerin etkin ve kısa sürede organize edilmesi, trafik akımı
ile ilgili olumlu katkı sağlayacaktır (ġekil 6.6).
ġekil 6.6. ErciĢ merkez trafik yoğunluğu
Deprem sonrası acil durumlara müdahale edecek sağlık araçlarının ve diğer araçların ilgili
noktalara ulaĢması ve gerekli müdahalelerde bulunabilmesi, bahsi geçen ana arterler
üzerinde sadece bir veya iki binanın yıkılmıĢ olması ve tali yollardan, ihtiyaç noktalarına
ulaĢım imkânında bir sınırlamanın olmayıĢı ile yakından ilgilidir. Yıkımın daha büyük
olması durumunda, ilçe ulaĢım Ģebekesinin topolojik karakteristiklerinin, bu depremin
ortaya koyduğu sonuçların çok daha olumsuz olmasını hafifletecek yapıda olmadığı ifade
edilebilir.
Özellikle yoğun nüfuslu büyük kentlerde, imar planları çerçevesinde ana arterler üzerinde
inĢa edilecek binaların ana caddeye olan uzaklıklarının bina yüksekliğine bağlı olarak
yeniden gözden geçirilmesi, yıkılacak binaların ana arterlere olan bu olumsuz etkilerini
minimize edebilmek adına son derece büyük önem arz etmektedir (ġekil 6.7).
ġekil 6.7. ErciĢ merkez trafiğine yıkılan binaların etkisi
Enkaz kaldırmada kullanılan iĢ makinelerinin normal dönemden farklı olarak ulaĢım
sistemini kullanmak zorunda oldukları gerçeği (ġekil 6.8), bu araçların trafik akıĢ hızına
olan olumsuz etkilerini de beraberinde getirmektedir. Bu tip araçların normal trafik
akıĢına olumsuz etkide bulunmayacak Ģekilde, yeni trafik yönetim tekniklerinin geçici
olarak devreye sokulması düĢünülmelidir. Uygulanacak olan trafik yönetim teknikleri,
ilgili dönemde Ģebekeye ait trafiksel ve topolojik özellikler dikkate alınarak bel irlenmelidir.
ġekil 6.8. ĠĢ makinelerinin ErciĢ merkez trafiğine etkisi
Enkaz altında kalan birçok aracın varlığı (ġekil 6.9), deprem bölgelerinde güvenli park
imkânlarının tekrar gözden geçirilip, gece ve gündüz uygun park alanlarının tespitini
zorunlu kılmaktadır. Bu düzenleme maddi anlamdaki kayıpların minimize edilmesine
imkân vereceği gibi, deprem sonrası gerek acil barınma, gerekse de temel ulaĢım
imkânını sağlaması gibi, olumlu bir sosyal etkiye de zemin hazırlamıĢ olacaktır.
ġekil 6.9. Enkaz altında kalan araçlar
Yardım amaçlı gelen taĢıtların, özellikle ağır taĢıtların, hareket kabiliyetini maksimize
edebilmek için bu araçların ulaĢım Ģebekesini kullanmalarına dair trafik atamalarının ve
park alanlarının önceden belirlenip, bu belirlenmiĢ stratejiler çerçevesinde Ģebeke
kullanımlarının sağlanması, Ģebeke üzerindeki trafik miktarının kontrol edilebilir bir
düzeyde tutulmasına imkan vermesi yanında, ihtiyaç noktalarına bu araçların en kısa
sürede ve sisteme olacak olumsuz etkilerini minimize ederek ulaĢmalarına olanak verilmiĢ
olacaktır. ErciĢ gibi nüfusu 85000 civarında olan bir ilçeye, günlük yaklaĢık 150 tırın
deprem sonrası ilk haftada yardım malzemesi taĢıdığı ve ErciĢ ilçe merkezine giriĢ yapma
taleplerinin olduğu dikkate alınırsa, bu konuda yapılacak olan çalıĢmaların özellikle
deprem riski altında bulunan büyük Ģehirlerin ulaĢım Ģebekelerindeki güvenilirliği ne
derece etkileyeceği kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Araç park alanı olarak kullanılmak üzere bodrum seviyesinde yapılması kanun gereği
zorunlu olan alanların inĢa edilmesi, park sorununa olumlu bir katkı sağlamakla beraber,
binaların dayanım gücünü de artıracağı için, üzerinde önemle durulması gereken bir
husus olarak önümüze çıkmaktadır.
Karayolu sanat yapıları ile ilgili olarak yukarıda bahsi geçen güzergâhlar boyunca
herhangi bir ciddi hasara veya yıkıma rastlanmamıĢtır. Köprüler deprem öncesi
fonksiyonlarını kaybetmemiĢ, ulaĢım açısından ifa etmeleri gereken iĢlevi yerine
getirmiĢlerdir (ġekil 6.10).
ġekil 6.10. Van-Alaköy köy yolu üzerinde iĢlevine devam eden köprü
ErciĢ depreminin bir kez daha ortaya koyduğu gibi, ulaĢım Ģebekelerinin kapasite,
bağlantı ve seyahat süresi güvenilirlikleri ile ilgili olarak deprem öncesi
değerlendirilmeleri, değiĢik senaryolar çerçevesinde ele alınmalı ve en kötü senaryo
bağlamında stratejiler geliĢtirilmelidir. Bu stratejiler, deprem sonrası yakın dönemde hem
arama ve kurtarma çalıĢmalarını etkin kılacaktır, hem de bölgenin ihtiyaç duyduğu
yardımların en etkin bir Ģekilde yerine ulaĢmasına olanak sağlayacaktır.
TeĢekkür ÇalıĢma gurubunun, deprem bölgesinde inceleme yapmak üzere görevlendirilmesi, maddi
destek sağlanması ve çalıĢmanın sonuçlandırılmasında katkılarını esirgemeyen SAÜ
Rektörü Prof. Dr. Muzaffer ELMAS’a, bölgede SAÜ-NET geçici istasyonların kurulması
sırasında yardımlarını esirgemeyen Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Rektörlüğü’ne ve Kampüs
ĠĢ Bankası Müdürlüğü’ne; ErciĢ Kaymakamlığı Sosyal Rehabilitasyon Merkezi Müdürü
Mustafa BALA’ya; ErciĢ Çelebibağ’da Zafer KAYA’ya; Adilcevaz’da Recep AKBABA’ya; Bitlis
Eren Üniversitesi Ahlat Meslek Yüksek Okulu Müdürü Harun KOÇAK’a; bölgedeki
çalıĢmalarımıza katılan ve her an için bizden desteğini esirgemeyen Yüzüncü Yıl
Üniversitesi ĠnĢaat Mühendisliği Bölüm BaĢkanı Yrd. Doç. Dr. Murat MUVAFIK’a, Bitlis
Meslek Yüksek Okulu Müdürü Ercan IġIK’a, Van Belediyesi’nde görevli ĠnĢaat Müh. Öner
METE’ye ve bu raporun tamamlanması sonrası raporu gerekli tashihleri yapan Sakarya
Üniversitesi ĠnĢaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sedat SERT’e en
içten teĢekkürlerimizi sunarız.
Kaynaklar
Acarlar, M., Bilgin, E., Elibol, E., Erkal., T., Gedik, Ġ., Güner, E., Hakyemez, Y., ġen, A.M.,
Oğuz, M.F., Umut, M., (1991). "Van Gölü Doğu ve Kuzeyinin Jeolojisi". MTA Genel Müd.
Jeoloji Etüt Dairesi Yayını, Rapor No: 9469, 94 s.
Aksoy, E., (1988). “Van ili Doğu-Kuzeydoğu Yöresinin Stratigrafi ve Tektoniği” (doktora
tezi, basılmamıs). Fırat Üniversitesi, Fen.Bil.Ens., Elazığ, 171s.
Ayhan, A., (2008). “Kent Yeri Seçiminde Temel Mühendislik Ġlkeleri:Van” (yüksek lisans
tezi). Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Van.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem AraĢtırma Enstitüsü “23 Ekim 2011
Van Depremi (Mw= 7.2) Değerlendirme Raporu”.
(http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/default.htm (EriĢim:01.11.2011 17.42)
Bol, E., (1993). “Neotektonik ve Türkiye’nin Neotektoniğinin Esasları”, Ç.Ü. Jeoloji
Mühendisliği Bölümü, Bitirme Tezi.
Bozkurt, E., (2001). “Neotectonics of Turkey – a synthesis”. Geodinamica Acta 14 (2001)
3–30.
Çiftçi, Y., IĢık, M.A., Alkevli, T ve YeĢilova, Ç., (2008). “Van Gölü Havzasının Çevre
Jeolojisi”, Jeoloji Mühendisliği Dergisi 32 (2) 2008.
Degens, E.T., Wong, H.K., Kutman, F., Finckh, P., (1978). “Geological Development of
Lake Van: A Summary”. In: The Geology of Lake Van, (Editors: Degens, E.T., Kurtman,
F.), The Mineral Research and Exploration Institute of Turkey (MTA), Publication No: 169,
Ankara. 134 – 146.
Güner, Y., (1984). “Nemrut Yanardağının Jeolojisi, jeomorfolojisi ve volkanizmasının
evrimi”. Jeomorfoloji Dergisi, 12:23-65.
Ketin, Ġ., (1977). “Van Gölü ve Ġran sınırındaki bölgede yapılan jeoloji gözlemlerinin
sonucu hakkında kısa bir açıklama". Tür. Jeol. Kur. Bült, 2(20): 79-85.
Özkaymak, Ç., (2003). “Van ġehri Yakın Çevresinin Aktif Tektonik Özellikleri" (yüksek
lisans tezi). Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Van.
“Ramazan Karadoğan ile mülakat”, 30.10.2011, TopaktaĢ köyü, Van.
Selçuk, L., (2003). “Yüzüncü Yıl Üniversitesi Zeve Kampüsü YerleĢim Alanının Mühendislik
Jeolojisi” (yüksek lisans tezi). Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Van, 118
s.
ġaroğlu, F., Emre Ö. Ve KuĢçu, Ġ. (1992). “Türkiye Diri Fay Haritası”, MTA Genel
Müdürlüğü.
ġaroğlu, F., Yılmaz, Y., (1986). “Doğu Anadolu’da Neotektonik Dönemdeki Jeolojik Evrim
ve Havza Modelleri. MTA Dergisi 107. 73-94.
ġengör, A.M.C., ve Yılmaz, Y., (1981). “Tethyan evolution of Turkey:A plate tectonic
approach:Tectonophysics”.
Ulusay, R., (2000). “Yüzüncü Yıl Üniversitesi YerleĢkesindeki Zemin koĢulları Hakkında Ön
Değerlendirme”. Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisligi bölümü raporu. Ankara. 11s.
Üner, S., (2003). “Van Gölü Doğusu (Beyüzümü – Göllü Dolayı), Pliyo – Kuvaterner YaĢlı
Karasal Çökellerin Sedimantolojisi" (yüksek lisans tezi), Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Van. 78.
Yılmaz, Y., (1981). “GevaĢ (Van) ofiyolitinin jeolojisi ve sinkinematik bir makaslama
zonu”. Tür.Jeol.Kur. Bilt.V.24, 37-44.
Yılmazer, Ġ., ġenol, M., Özvan, A., Biçek, C., (2004). Van Toplu Konut Sahalarının
Geoteknik Değerlendirilmesi, 57. Jeoloji Kurultayı, 2004. s 177-178, 8-12 Mart 2004,
Ankara.
http://kyh.deprem.gov.tr/sond.htm (EriĢim:01.11.2011 16.34)
http://neic.usgs.gov/neis/eq_depot/2011/eq_111023_b0006bqc/neic_b0006bqc_l.html
(EriĢim:04.11.2011 17.30)
Recommended