Andolsun, Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven

Preview:

DESCRIPTION

Andolsun, Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi Ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Andolsun, Allah, Peygamberininrüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızıkısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’agireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi Ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi

�ا ء�ي الر� �ه ول س ر� ��ه الل ص�د�ق� �ق�د� ل�ح�ق� �ال ب

�ن� ا ام� �ح�ر� ال ج�د� �م�س� ال ن ل �د�خ �ت ل ��ه الل اء� ش�

م�%%%% ك ؤس� ر �قين� �مح�ل �م�نين ق�ا ق�ق�و�مق�ص�رين�%%%%%%%%%

�موا �ع�ل ت �م� ل م�ا �م� ف�ع�ل �خ�افون� ت ال��ح2ا ف�ت �ك� ذ�ل دون� م�ن� ف�ج�ع�ل�

2ا%% ق�ق�ريب

Fetih-27

Fethi-Mekke yıl dönümüFethi-Mekke yıl dönümüMünasebetiyle alemi islamiMünasebetiyle alemi islami

Tebrik eder taGuttan kurtulmuS Tebrik eder taGuttan kurtulmuS BİR UMMET OLMASI DİLEGİYLEBİR UMMET OLMASI DİLEGİYLECenab-ı allah’tan dua ederimCenab-ı allah’tan dua ederim

Kur’an’ İ İlkelerKur’an’ İ İlkeler

ن� ق�ي س ح� م ح� ا ن� ن ن� ن� ل�� ا� ن�� سا ن� ن�ا ن� م� م� ح� م� �� ن �ن �س ح� ن� ن� ن�ا ق�ي م��ا ن� ن ا ن� �ق! �� ن ن�اBizim uğrumuzda cihad edenler var ya,

biz onları mutlaka yollarımıza ileteceğiz. Şüphesiz Allah, mutlaka iyilik yapanlarla beraberdir.

Ankebut-69

Bu ilke, Ankebut suresinin sonunda gelmiştir.Ankebut süresi şu ayeti kerimeler ile başlamıştır:

��ا ن ن" لا م�وا م$و �ن ح� نا م%وا ن& ح' �م ح� نا م) ��ا ن ا� ن( س ن* نان� م�و ن' ح+ �م ن-ا ح� م� ن�

İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.

Ankebut-2

Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik.

Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir,

yalancıları da mutlaka bilir. Ankebut-3

ح� س� س� ح� ن. ح� س" ن� �ق! �� ن ا ��ا ن ن' �ن �ح ن$ ن� ن�م.وا �ن ن/ ن� �ق! �� ن ا م� ل�� ا� ن�� ن ن� ح0 ني ن� �ن

ن� ق1ي س2 ن3ا ح� ا ن�� ن ن� ح0 ني ن� ن�

Bu iki ayetlerde bir çok soru vardır. Sınava tabi tutulmadan gerçek iman mı olur? Sözünde doğruluk, amelinde sebatgöstermeden Mü’min mi olunur? Öyleyse bu imtihanları başarıyla geçmek,fitnelerin üstesinden gelmek nasıl olur?

Allah’ın dinine inanıp sımsıkısarılmak nasıl gerçekleşebilir?İşte bu ayetlerdeki sorularıncevabı sürenin sonunda gelenayeti kerimede mevcuttur:

ن� ق�ي س ح� م ح� ا ن� ن ن� ن� ل�� ا� ن�� سا ن� ن�ا ن� م� م� ح� م� �� ن �ن �س ح� ن� ن� ن�ا ق�ي م��ا ن� ن ا ن� �ق! �� ن ن�ا Bizim uğrumuzda cihad edenler var

ya, biz onları mutlaka yollarımıza

ileteceğiz. Şüphesiz Allah, mutlaka iyilik

yapanlarla beraberdir. Ankebut-69

Allah’ın rızasını kazanmak içinAllah yolunda ihlasla ve azimleçaba sarfetmek gerekir.Çaba yoksa,ihlas yoksa ,hidayetielde etme niyeti yoksa hiç bir zaman hidayet olmaz . Allah’ın yardımı da gelmez.

Allah’ın bize yardım etmesi içinbizden çaba istiyor, bizden amelistiyor, bizden eylem istiyor.Hidayet yoluna girmek ve bu yolda sebat etmek içinzorlukları göze alıp sabırlamücadele vermek gerekir.

Bu yol kolay bir yol değil ,bu yolda Hz.Adem a.s çok yorulmuş, Hz.Nuh a.s büyük mücadele vermiş,Hz.İbrahim a.s ateşe atılmış,çocuğunu bıçak altına yatırmış, Hz.Yusuf a.s kuyuya ve hapse atılmış. Bu kadar zorluklar, bu kadar zahmetlerneden ?

Çünkü İman ettik demek boşunasöylenecek bir söz değildir.Zorluklara ve fitnelere katlanma sözüdür.Çalışmaya sebatla devam etme sözüdür.Çünkü bu yol Peygamberlerin yoludur.Çünkü mücahede ile kazanılan şeylerkolay kolay kayıp edilmez.

Bu çabadan sonra Allah’ın hidayet kapıları açılır, Allah’ın yardımı yağar ve Allah’ın lütfühayatımızın her alanını kuşatır.Bu ayetten anlaşılıyorki bu yolda bize üç şey gerekir:

1-Allah yolunda ,çabalamadan, mücahede etmeden hidayet elde edilemez.

2-Bu çabada ihlaslı olmak gerekir. İhlas yoksa hedefe ulaşmak ta yoktur.

3-Bu çabadan yegane gaye rızayı İlahiyeden başka hiç bir şey olmayacak.

Bu ayette büyük bir ibret çıkarabiliriz: Fitnelere, imtihanlara ve çıkabilecek

bütün zorluklara karşı sabretmek gerekir.Evet sabretmek büyük cihat değil mi?

Nefsimizi, ayaklarımızı ve imanımızı bunca zorluklara karşı

sabit tutmak büyük cihat sayılmadı mı?

İbni El-Kayyım El-Cevziye şöyle diyor:En mükemmel Mü’min cihadı en büyük olandır.Ve en öncelikli cihat nefse karşı yapılan cihattır .

Heva ve Hevese karşı cihat etmektir,Şeytana karşı cihat etmektir,

Dünyaya karşı cihat etmektir.Kim Allah için bu dörde karşı cihad ederse ,

Allah ta ona, Cennete götürecek hidayet yolunu nasip eder.

Bunlara karşı gelemeyen kimse dışardaki düşmanına karşı da gelemez.

Cüneydı Bağdadi de diyorki:Kim tevbe ile hevasına karşı cihat ederse ,

Allah ta onu ihlas yoluna hidayet eder

Başka zatlar da şöyle demişler : Bildikleri ile amel eden kimse ,

Allah ona, bilmediklerini öğretir.

Bu Kur’an’i ilkeyi her alanda uygulamak mümkündür:

1-Din ve dünya ilimleri öğrenmek ve öğretmek için cihat etmek,

2-Salih ameli işlemeye özen göstermek.3-Ana-babaya iyi davranmak için çaba sarf etmek,

4-Çevredeki gençlere Allah’ın dinini öğretmek için gayret göstermek

الله اال اله المحمد

الله رسول

kim kötülükten sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah iyilik yapanların mükâfatını zayi etmez” dedi. Yusuf-90

KUR’AN’İ İLKELER-2 ح& س� ح4 �ن ن� س5 '� ن �ن ح� ن" م� 6� ن سان� ق�ي س ح� م ح� ا ن& ح نا م� ق7ي �م ن-ا ن� ل�� ا� ن�� سا � ن

Bunun üzerine (Mısır’a dönüp) Yûsuf’un yanına girdiklerinde, “Ey güçlü vezir! Bize ve ailemize darlık ve sıkıntı dokundu. Değersiz bir sermaye ile geldik. Zahiremizi tam ölç, ayrıca bize sadaka ver. Şüphesiz Allah, sadaka verenleri mükâfatlandırır” dediler. Yusuf-88

Bu ilke Hz. Yusuf a.s kıssasında zikredilmiştir:

ن�ا ن� ن" م8 �ق8 ن0 ح� ا ن�ا �م� نا ن�ا م�وا ن.ا س� حي ن� ن9 م�وا ن: ن; ن� ا ن� �نن�ا ن� س> ح� نا �ن ة= ل ی ح8 م" ة= ن9 ن7ا س� س1 ن�ا ح@ س ن� م�& م�7 ا� ن�ا ن� ح� نا ن�

ن� ق.ي �د ن4 ن' م ح� ا س8ى Cح �ن ن� ل�� ا� ن�� سا ن�ا حي ن� ن9 ح� �ن� ن4 Dن ن� Eن حي ن3 ح� ا

س� ق:ي نا ن� Fن م� ميو س1 ح� م' ح� ن0 �ن ن"ا ح� م' ح س� ن9 Eح ن� Gن ن.ان� م�و س� ن ا ح� م' ح6 نا ح2 سا

Yûsuf dedi ki: “Siz (henüz) cahilkimseler iken Yûsuf vekardeşine neler yaptığınızıbiliyor musunuz?” Yusuf-89

Fم م� م�و ن6ا نا Gن ن.ا Fم م� م�و Hن ح6 نا ن- Iن ن�6 سا Jن م�وا ن.ان�ا حي ن� ن9 م� ل�� ا� ن�� ن" �ح ن. ق:ى نا ن!ا ل�ـ ن�

ح& س� ح4 �ن ن� س5 '� ن �ن ح� ن" م� 6� ن سان� ق�ي س ح� م ح� ا ن& ح نا م� ق7ي �م ن-ا ن� ل�� ا� ن�� سا � ن

Kardeşleri, “Yoksa sen, sen Yûsuf musun?”dediler. O da, “Ben Yûsuf’um, bu da kardeşim. Allah, bize iyilikte bulundu. Çünkü, kim kötülükten sakınır ve sabrederse,şüphesiz Allah iyilik yapanların mükâfatınızayi etmez” dedi. Yusuf-90

Hepiniz biliyorsunuz ki takva Allah’ın haram kıldığı şeylerden sakınmakve emrettiği farzları eda etmektir.

Takvayı bu şekilde yerine getirmek için sabırlı olmak ve sabırda yarışmak gerekir.Allah’ın emirlerine bağlı kalmamız için Nefislerimizizorlamamız gerekir .Fakat takva ve sabırda büyük başarıyı elde etmek için,bu iki değeri yerinde ve zamanında Uygulamak gerekir.

Aklınıza şu soru gelebilir : Niye Rabbimiz takva ile sabrı birarada zikretmiştir?Alimlere göre cevabı şöyledir: Takva farzları eda ederken belli olur,Sabır ise haramlardan ,sakınmakta belli olur.

Evet ibadetlerin iki temeli olduğunu biliyorsunuz :

1.Haramlardan sakınmak 2.Farzları yerine getirmektir.

1- Kardeşlerinin zülmü: Yusuf’u özgürlükten çıkarıp köleliğe mahkum ettiler.2-Mısırlı kadının zülmü: Hz. Yusuf’u a.s. kötülüğe davet etti, ama o redetti ve bu kötülük yerine hapse razı oldu

İbni Teymiyye diyor ki:Hz.Yusuf a.s İki zülme maruz kalmıştır:

Hz.Yusuf bu iki zülme büyük sabırlar gösterdi.Ama kadının zülmüne karşı gösterdiği sabırdaha büyüktü. Çünkü kardeşlerinin zülmüne karşı sabrıinsanın başına gelebilecek normal herhangi birmüsibete karşı gösterilen sabırdı.

İnsanın iradesi dışındaki müsibetlere

sabretmek, daha kolaydır. ama kadının zülmüne karşı

gösterilen sabır kendi hüriradesiyle olan bir sabırdı,

haramdan sakınmasabrı ve takva ile yoğrulmuş

bir sabırdı

onun için daha zor ve daha ağır bir

sabir çeşidi idi

Rabbimiz diyor ki:kim kötülükten sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah iyilik yapanların mükâfatını zayi etmez”

Bu sabırların karşılığında büyük mükafat vardır

Mü’min imanından dolayı : Küfre , fıska ve fucura dönmesi için baskıya maruz kalır,Direndiği zaman zülme maruz kalır. Ama takvalı , güçlü ve gerçek Mü’min, dininin selameti için her türlü işkenceye razı olur.Efendimizin, kendi öz memleketini terk edip Medine’ye hicret etmesi küfre, şirke ve arapların dinine girmemek içindi.

Efendimizin sabrı ,Hz.Yusuf’un sabrından daha büyüktü, çünkü Efendimiz kendi dinini korumak için kendi hür iradesiyle sabretti.Hz. Yusuf ise bir kötülüğe karşı sabretti.

1-Dine bağlı kalmak için sabır ve takva göstermek2-Haramlardan sakınmak için sabır ve takva göstermek3-İnsanların zülmüne sabır ve takva göstermek4-Düşmanlarla cihat ederken sabır ve takva ile beslenmek.

Bu ilkenin Mü’min yaşamında birçok uygulama alanları vardır:

ALLAHIMBİZİ SENİN YOLUNDA CİHAD

EDENLERDEN EYLEBİZİ HİYAET YOLUNDAN

AYIRMA YA RABBİ

ALLAHIMBİZE TAKVA ELBİSESİNİ GİYDİR

BİZİ SABREDELERDENEYLE AMİN

العالمين رب لله والحمدوبركاته الله ورحمة عليكم السالم

Recommended