Cahit Sıtkı TARANCI

Preview:

DESCRIPTION

Cahit Sıtkı TARANCI. Süleyman Çetinkaya. 1910-1956. Hayatı. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Cahit Sıtkı TARANCI

Süleyman Çetinkaya

1910-1956

Hayatı

4 Ekim 1910’da Diyarbakır’ın Camii kebir Mahallesi’nde doğdu. Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. Mülkiye Mektebi'ne (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi) devam etti, bir süre de Ankara Yüksek Ticaret Okulu'nda öğrenim gördü.

Paris Radyosu'nda Türkçe yayınlar spikerliği yaptı. 2. Dünya Savaşı'nın

başlamasıyla yurda döndü. Askerliğini yaptı, bir süre

İstanbul'da babasına ait işyerinde çalıştı. Ankara'da Anadolu

Ajansı'nda çevirmenlik yaptı.

Geçirdiği kısmi felç sonucu konuşma yeteneğini yitirdi. Tedavi için götürüldüğü Viyana'da 12 Ekim 1956’da 46 yaşındayken yaşamını yitirdi. İlk şiirleri Muhit, Servet-i Fünun ve Uyanış dergilerinde yayınlandı.

1946'da Cumhuriyet Halk Partisi'nin şiir yarışmasında "35 Yaş" şiiriyle birincilik kazanınca birden ünlendi. İlk şiir kitabı "Ömrümde Sükût" 1933'te yayınlandı. Döneminin en çok okunan şairlerinden. Bir yandan Garip akımından etkilenerek serbest şiiri denedi, diğer yandan Baudelaire, Verlaine gibi Fransız şairlerinin etkisinde kaldı.

Ama hiçbir akıma bağlanamayan, uyum ve biçigeliştirdi. Hem yaşam sevincini hem karamsarlığı yansıttığı şiirlerinde "yalnızlık" ve "ölüm" temaları ağır basarmi gözeten, duygulu, içten, kendine özgü bir şiir.

Otuz Beş Yaş şiirinin, 1946’da, Cumhuriyet Halk Partisi’ nin düzenlediği, yarışmada birincilik kazanmasıyla ününü pekiştiren ve Cumhuriyet Dönemi’nin önemli şairleri arasına giren Tarancı’nın, şiirlerinin en önemli özelliklerinden biri de, açık ve sade bir üsluba sahip olmalarıdır.

.

Hececi şiir geleneğini sürdürenlerden biri olan ve şiirin, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatı olduğunu savunan Tarancı, şiirde ses güzelliğine değer verirdi.

Sanat için sanat” ilkesine bağlı kalarak yazdığı şiirlerin konuları arasında, sevdalar, yalnızlık, kaçış, yaşadığı hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de olan Tarancı’nın eserlerinde, kendinden başkasının adı geçmez.

Şiir Şiiri'nin 1946 CHP Şiir Yarışması'nda birincilik kazanmasıyla ününü pekiştirdi. Şiirlerinde yaşamın ve aşkın güzelliğini öven, ölümün üstünlüğünü vurgulayan şair, anlatım gücüyle dikkat çekti.yazmaya lise yıllarında başlayan Tarancı, 'Otuz Beş Yaş şiiriyle en başarılı eserini vermiştir.

'Ömrümde Sükut', 'Otuz Beş Yaş', 'Düşten Güzel', 'Sonrası' adlı şiir kitapları ile arkadaşı Ziya Osman Saba'ya gönderdiği mektupların toplandığı 'Ziya'ya Mektuplar' adlı kitapları yayımlandı.

Şiir hakkındaki düşüncelerini, çeşitli makale ve denemelerle gazetelerde belirten ve Ömrümde Sükût (1933), Otuz Beş Yaş (1946), Düşten Güzel (1952), Sonrası (1957), Ziya’ya Mektuplar (1957) ve Bütün Şiirleri (1983) adlı kitaplarda eserleri birleştirilen şairin, arkadaşı Ziya Osman Saba’ya yazdığı mektuplar da yazarı tanıma açısından önemlidir.

Eserleri

ŞİİRÖmrümde Sükût (1933, 1968) Otuz Beş Yaş (1946, 1982) Düşten Güzel (1952, 1969) Sonrası (Ölümünden sonra 1957, 1962)

.

MEKTUP Ziya’ya Mektuplar (Ölümünden sonra 1957. Ziya Osman Saba'ya mektupları)

ÖYKÜ Cahit Sıtkı'nın Hikayeciliği ve Hikayeleri (Ölümünden sonra Selahattin Ömerli derledi, 1976)Bütün Şiirleri (Asım Bezirci derledi, 1983)

Otuz Beş Yaş Şiiri

Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.Dante gibi ortasındayız ömrün.Delikanlı çağımızdaki cevher,Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?Benim mi Allahım bu çizgili yüz?Ya gözler altındaki mor halkalar?Neden böyle düşman görünürsünüzYıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!Hangi resmime baksam ben değilimNerde o günler, o şevk, o heyecan?Bu güler yüzlü adam ben değilim;Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;Hatırası bile yabancı gelir.Hayata beraber başladığımız,Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmışGeç fark ettim taşın sert olduğunu.Su insanı boğar, ateş yakarmış!Her doğan günün bir dert olduğunu,İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!Her yıl biraz daha benimsediğim.Ne dönüp duruyor havada kuşlar?Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.Uyudun uyanamadın olacak.Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?Bir namazlık saltanatın olacak,Taht misali o musalla taşında.

Cahit Sıtkı Tarancı

Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi

Recommended