View
7
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
İÇİNDEKİLER
Merkez Efendi 2-3Açılış Konuşmaları 6-15Festival Programı 18-23Tıbbi Bitkiler Bahçesi 26-29Seminerler 32-57Etkinlikler 60-99
Zeytinburnu Belediyesi ve Denizli Belediyesi işbirliğiyle düzenlenmiştir.
08-16 HAZİRAN 2013 03-04 MAYIS 2013
DENİZLİ BELEDİYESİ
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
2 3
MERKEZ EFENDİ HAKKINDA
Merkez EfendiMinyatür: Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver
“Merkez Efendi” diye meşhur olan Musa Efendi,
1460-1465 yıllarında Denizli’nin Buldan ilçesine bağlı
Sarımahmutlu Köyü’nde doğar. İlk eğitimini babasından
aldıktan sonra İstanbul’a gelerek medrese tahsili görür.
Manevi bir arayış içinde Sümbül Sinan Efendi’ye bağlanır.
Sümbül Efendi’nin, “Kudretiniz olsaydı kâinatı nasıl
yaratırdınız?” sorusunu, “Kâinat öyle ahenkli ki her şeyi
merkezinde bırakırdım” diye cevapladığı için Sümbül
Efendi’nin kendisine “Merkez Efendi” dediği rivayet edilir.
Merkez Efendi görev aldığı tekkelerde halkı irşada
çalışırken, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa
Sultan, Manisa’da inşa ettirdiği külliyenin zaviyesi için
Sümbül Efendi’den bir halifesini göndermesini ister.
Sümbül Efendi, Merkez Efendi’yi gönderir.
Merkez Efendi, Manisa’da bulunduğu dönemde 41
çeşit baharattan mesir macununu hazırlatır. Şehrin
külliye etrafında gelişmesini sağlamak üzere her yıl
nevruzda şenlik düzenleyerek, Sultan Camii’nin kubbe ve
minarelerinden halka mesir macunu dağıttırır.
Merkez Efendi, Sümbül Efendi’nin hastalanıp vefat etmesi
üzerine İstanbul’a gelir ve onun yerine geçer. Rivayete
göre bir gün surların önünde dolaşırken yer altında
bir su sesi duyar. Bağlılara burayı kazdıklarında
eski devirlerden kalma bir kuyu ve akarsu kaynağı
bulurlar. Bu bölgeye cami, tekke ve hamam inşa
ederler. Bölge kısa sürede dolar ve halk arasında
“Merkez Vilayeti” diye anılmaya başlar.
1552 yılında vefat eden Merkez Efendi, Ebussuud
Efendi’nin kıldırdığı cenaze namazıyla büyük bir
kalabalık tarafından toprağa verilir. Türbesi hâla
İstanbul’un en çok ziyaret edilen yerlerindendir.
Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali, bitkileri,
hayvanları ve insanları hakkıyla seven ve sevgisiyle
şifa veren bu yüce gönüllü insanın hatırasından güç
alıyor.
Bir rivayete göre mesir macununun terkibinde şunlar
vardır: Anason, çivid, çöpüçini, çörekotu, darifülfül,
hardal, havlican, hıyarşenbe, Hindistan cevizi,
Hindistan çiçeği, iksir, kakule, kalanga, kalem-i barid,
karabiber, kara halile, karanfil, kebabiye, kırım tartar,
kimyon, kişniş, meyan, miri safi simari, portakal,
ravend, raziyane, sakız, sarı halile, sinameki, tarçın,
tarçın çiçeği, tiryak, topalak, udül kahr, vanilya,
yenibahar, zağferan, zencefil, zerdeçal, limon tuzu ve
şeker.
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
40-120 santim yükselebilen, açık sarı yeşil çiçekli, yaprakları parçalı, grimsi veya beyazımsı yeşil renkli olan, az tüylü, kuvvetli kokulu, çok yıllık otsu bir bitkidir.
Çiçekli gövdesi tedavide kullanılır. Midevi, kuvvet verici, iştah açıcı, ateş düşürücü ve idrar arttırıcı olarak kullanılır. Bitki, taşıdığı uçucu yağdan dolayı, tehlikeli zehirlenmeler yapabilir.
Çiçekli gövdesi keskin kokuludur; haşerata karşı kullanılır.
AÇILIŞ KONUŞMALARIDENİZLİ
ACI PELİNArtemisia absinthium L. (Asteraceae)
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
AÇILIŞ KONUŞMALARI
6 7
Gökhan KASAPZeytinburnu Belediye Başkan Yardımcısı
Saygıdeğer Belediye Başkanım, kıymetli sanatçı arkadaşlarımız ve çok değerli sevgili Denizlili hemşehrililerimiz;
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Zeytinburnu Belediye Başkanımız Sayın Murat Aydın, Denizli’deki etkinliklere her yıl katılırdı fakat bu yıl bir açılış programı nedeniyle etkinliklere iştirak edemedi. Kendisi sizlere, çok çok saygı ve sevgilerini iletti.
Zeytinburnulular ve Denizliler arasında çok büyük bir bağ var. O da Merkez Efendi Hazretleri’dir. Onun dünyaya teşrifi bu topraklarda olmuş, hayata gözlerini kapayışı da Zeytinburnu’nda olmuştur. Şu anda ebedi istirahatgahı da Zeytinburnu’nda bulunmaktadır. Sizlerin adınıza bizler kendisini misafir ediyoruz. Onun için de sizlere Zeytinburnulu hemşehrilerimizin de saygı ve sevgilerini iletiyoruz.
Bizim için sizlerle burada olmak çok büyük onurdur. Geleneksel Tıp Festivalimizi Zeytinburnu’nda Haziran ayında 14’üncüsünü gerçekleştireceğiz. Burada sizler 3’üncüsünü gerçekleştiriyorsunuz ve ortak olarak birlikte gerçekleştiriyoruz. Bu bizi oldukça mutlu ediyor. İnşallah daha nice nice yıllara ulaşmayı diliyoruz.
Büyükşehir oluşunuzu da kutluyoruz. İnşallah hayırlı yıllara vesile olur. İnşallah Denizli’miz, Başkanımızın önderliğinde nice nice güzel hizmetlere imza atar ve gelişir diye düşünüyorum. Hepinizi Allah’a emanet ediyoruz; sevgiler, saygılar…
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
AÇILIŞ KONUŞMALARI
8 9
Denizli’de doğduğu için Denizli’de, Zeytinburnu’nda öldüğü için Zeytinburnu’nda gerçekleştirdiğimiz etkinliklerle bu değerimize sahip çıkacağız. İnşallah Merkez Efendi’mizin ruhu şad olacaktır. Bu güzellikleri bizlere bırakmış; ‘mekânı cennet olsun’ diyoruz. Kendisi bugün bile kitaplarda eserleri kaynak olarak gösterilen bir büyüğümüzdür.
Biliyorsunuz; Büyükşehir olduk. İnşallah Denizli çok daha büyük hizmetler alacaktır. En güzeli
de Büyükşehir’imizde yeni bir ilçemiz oluştu. Bir Pamukkale, bir de Merkez Efendi ilçemiz oluştu. İnşallah seneye bugün Merkez ilçemiz kurulmuş olacak ve Merkez İlçe Belediyemiz, inşallah bu etkinliği daha güçlü ve daha anlamlı bir şekilde Zeytinburnu Belediyemiz ile birlikte yapacak.
Her zaman bu güzelliklere ve değerlerimize sahip çıkarak, birlikte olabilmek dileğiyle hepinize hayırlı akşamlar diliyor, saygılar sunuyorum.
Çok değerli Denizlili hemşehrililerim;
Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum. Bugün yine coşkulusunuz ve çok güzelsiniz.
Biliyorsunuz; bizim öz değerlerimiz ve geçmişten gelen büyük köklerimiz var. Bunlardan bir tanesi de Merkez Efendi’dir. Dünyaya gözlerini Denizli’de açmış ve biraz önce Başkanımızın da söylediği gibi gözlerini Zeytinburnu’nda kapatmıştır. Bu ortak değerimize işbirliğiyle sahip çıkıyor ve tüm Türkiye’ye Denizli’ye, Zeytinburnu’ya bu değerimizi gençlere, çocuklarımıza ve yarınlarımıza taşımak istiyoruz.
Bunları bildiğimiz zaman özgüvenimiz artacak. Köklerimizin ne kadar sağlam olduğunu anlayacağız ve ileriye daha sağlam bir şekilde yürüyeceğiz. Geçmişte ecdadımızın koymuş olduğu taşların üstüne bizler yenilerini ekleyerek onlara sahip çıkacağız. Öncelikle Zeytinburnu Belediyesi’ne, değerli Başkanı Sayın Murat Aydın’a, Başkanvekilimize, bu değerimize sahip çıktıkları, Geleneksel Tıp Günleri’ni tertipledikleri için teşekkür ediyor ve kendileri için çok güçlü bir alkış istiyorum.
Sonra kendilerine biz ortak olduk. “Bu Denizli’nin de Zeytinburnu’nun da ortak değeridir; bu etkinlikleri birlikte yapalım” dedik. Hiç kıskançlık göstermeden etkinlikleri daha güçlü olacağız düşüncesiyle birlikte gerçekleştirmeye başladık ve bugünlere ulaştık.
Osman ZOLANDenizli Belediye Başkanı
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
FUNDACalluna vulgaris (L.) Hull (Ericaceae)
1 metreye kadar yükselebilen, sonbaharda pembe renkli çiçekler açan, yaprakları küçük karşılıklı dip kısımları iki kulakçıklı koyu yeşil renk olan herdemyeşil görünüşünde bir bitkidir. Çiçekli gövdesi tedavide kullanılır. İdrar yolları dezenfektanı, idrar söktürücü ve kabızlık engelleyici etkileri bulunmaktadır. Dallarından fırça ve süpürge, sürgünlerinden hasır ve sepet yapılır. Çiçekli gövdesinden sarı boya elde edilir.
AÇILIŞ KONUŞMALARIZEYTİNBURNU
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
AÇILIŞ KONUŞMALARI
12 13
Murat AYDINZeytinburnu Belediye Başkanı
Sayın Bakanım, sevgili hemşehrilerim, hanımefendiler, beyefendiler;
Hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum; hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bu yıl Merkezefendi Geleneksel Tıp Günleri’nin 14’üncü etkinliğini gerçekleştiriyoruz. Bu etkinlik nedir? Niçin yapılıyor? 14 yıl önce, geleneksel tıpla ilgili bilgi birikiminin toplandığı yer, ’Merkezefendi olsun’ diye arzu etmiştik.
Niçin Merkezefendi? Denizli’de doğmuş, Denizli Belediye Başkan Vekilimiz burada; sonra İstanbul’a gelmiş, tıp eğitimi almış, sarayda hekimlik yapmış, şifalı bitkileri kullanmış ve mesir macununu yapmış. Bundan yola çıkarak, ’Zeytinburnu’muz geleneksel tıbbın şifalı bitkilerin kullanım merkezi olsun’ diye arzu etmiştik.
Bundan 9 yıl önce, Türkiye’nin ilk ve tek ’Tıbbi Bitkiler Bahçesi’ni Zeytinburnu’nda kurduk. Doğaya saygının en üst düzeyde olduğu, Türkiye’nin endemik bitki olarak zenginliklerine sahip çıkılan bir ilçedeyiz ve farklı etkinliği birlikte gerçekleştiriyoruz.
’Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz’ diyorum. Bu 14’üncü etkinliğin çok ama çok önemli bir tarafı da var. Saygıdeğer Bakanımız, Sağlık Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu bizlerle beraber.
’Burada geleneksel tıpla, modern tıp artık kucaklaşıyor’ diye düşünüyoruz. Zaten onu arzu etmiştik. Batıda olduğu gibi, Almanya’da olduğu gibi, ’hekimlerimiz koruyucu hekimlik noktasında şifalı bitkileri reçeteye yazabilsin’ diye arzu etmiştik. Bununla ilgili çalışmalar 14 yıldır devam ediyor ve ilk defa bir Sağlık Bakanı bu etkinliğimize geldiler; Sayın Bakanım, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Ben sizlerin müsaadesiyle mikrofonu saygıdeğer Sağlık Bakanıma arz edeceğim. Hemen arkasından sizlere Merkezefendi’nin formülünü ilk defa ortaya koyduğu, Manisa’dan getirdiğimiz mesir macununu ikram edeceğiz. Programın sonunda değerli sanatçı kardeşimiz Kıraç sizlerle olmaya devam edecek.
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
AÇILIŞ KONUŞMALARI
14 15
Saygıdeğer hanımefendiler, çok değerli beyefendiler;
Zeytinburnu’muzun çok değerli güzel insanları, çok değerli sanatçımız ve ekibi; öncelikle Zeytinburnu’nda 14. Geleneksel Merkezefendi Tıp Festivali’nde sizlerle bir arada olmaktan duyduğum memnuniyeti belirterek, hepinize saygılar sunuyorum.
Bir hekim olarak 14’üncüsü yapılan tıp festivaline önceki yıllarda 3-4 defa gelmiştim. Bu gelişimde de Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı olarak, modern tıpla geleneksel tıbbı bütünleştirebilmek ve geleneksel tıbbın bilimsel boyutunu daha iyi noktaya taşıyabilmek adına geldim.
İnşallah geleneksel tıp günlerimizi önümüzdeki dönemlerde de daha bilimsel bir boyutla, sizlerin istifadesine sunmayı ve başarabilmeyi ümit ediyoruz.
Bu anlamda Zeytinburnu Belediye Başkanımız Sayın Murat Aydın şahsında geleneksel tıp günlerinde, Merkez Efendi’ye bu tarihi geçmişimizden gelen zenginliklerle sahip çıkan tüm duyarlı kitleye ve hocalarımıza, öğretim üyelerimize teşekkür ediyorum.
Bugünlerde büyük oranda toplumsal ruh sağlığına ihtiyacımız var. Bu manada ruhen ve fiziken sağlıklı olmak hepimizin hakkıdır.
Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali’nin; milli duruşumuzun bütünlük içinde, birlik ve beraberlik içinde yarınlara güçlü taşıyabilmek adına Zeytinburnu’muza,
insanımıza, sağlık camiamıza hayırlı olmasını ve başarılı geçmesini temenni ederek, tekrar hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Dr. Mehmet MÜEZZİNOĞLUSağlık Bakanı
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
20-60 Santim yükselebilen, mavi çiçekli, tüylü parçalı yaprakları olan tek yıllık otsu bir bitkidir. Çiçekleri tedavide kullanılır. İshal kesici, kuvvet verici, iştah açıcı ve göğüs yumuşatıcı etkileri bulunmaktadır. Haricen saç kepeklenmesine ve göz hastalıklarına karşı kullanılmaktadır. Çiçeklerinden mavi boya ve mürekkep elde edilir. Tohum ile üretilmektedir.
FESTİVAL PROGRAMIZEYTİNBURNU
PEYGAMBER ÇİÇEĞİ
Centaurea cyanus L. (Asteraceae)
18 19
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
FESTİVAL PROGRAMI
19:00 Dinleti: Ney: Emir Murat KÜÇÜK Keman: Samet GÖK Tanbur: Mine YENER Kanun: İnci HORTOĞLU Ses: Ezgi GÖÇERİ Ritim: Romina ARMAN, Gökçe İŞLER21:00 Konser: Ömer ÇELİK
12 HAZİRAN ÇARŞAMBA13:00 Çocuk Programı: Ağaçları Seven Zürafa / Dedioatölyeler14:00 Zeytinburnu Kültür Gezisi15:00 Çocuk Programı: Ağaçları Seven Zürafa / Dedioatölyeler15:30 Müzikterapi Atölyesi Dr. Adnan ÇOBAN17:00 Seminer: Bonsai Yapımı Hasan ŞİMŞEK
*Gün boyunca Bonsai Sergisi açık olacaktır.
17:00 Çocuk Programı: Ağaçları Seven Zürafa / Dedioatölyeler18:00 Çocuk Programı: Kaan OBÜS Vantrolog ve Jonklör Gösterisi18:30 Şerbet İkramı
21:00 Merkezefendi Geleneksel Yöresel Yemek Yarışması
13 HAZİRAN PERŞEMBE13:00 Çocuk Programı: Neşeli Ağaçlar / Dedioatölyeler14:00 Zeytinburnu Kültür Gezisi
15:00 Çocuk Programı: Neşeli Ağaçlar / Dedioatölyeler15:30 Doğal Bakım Ürünleri Atölyesi Füsun ARIKAN17:00 Çocuk Programı: Neşeli Ağaçlar / Dedioatölyeler17:00 Seminer: Kadın Hastalıklarının Tedavisinde Bitkisel Alternatifler Dr. Fatma Zeydan YILDIZ18:00 Çocuk Programı: Karagöz ve Hacivat Kukla Gösterisi18:30 Şerbet İkramı19:00 Dinleti: Ney: Sühedan ÇETİN Klasik Kemençe: Neva GÜNAYDIN21:00 Mevlevi Mukabelesi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Medeniyetler İttifakı Enstitüsü (Yenikapı Mevlevîhanesi)
14 HAZİRAN CUMA13:00 Çocuk Programı: Bitkilerden Dekoratif Aksesuar Tasarımı / Dedioatölyeler14:00 Zeytinburnu Kültür Gezisi15:00 Çocuk Programı: Bitkilerden Dekoratif Aksesuar Tasarımı / Dedioatölyeler15:30 Bayat Ekmekleri Değerlendirme Atölyesi Fatma GÜLTEN17:00 Seminer: Keşke’siz Doğum Hakan ÇOKER / Neşe KARABEKİR17:00 Çocuk Programı: Bitkilerden Dekoratif Aksesuar Tasarımı / Dedioatölyeler18:00 Çocuk Programı: Yeşim ÖBÜS İllüzyon Gösterisi18:30 Şerbet İkramı
14:00 Zeytinburnu Kültür Gezisi15:00 Çocuk Programı: Dans Eden Topaçlar / Dedioatölyeler15:30 Atık Kağıtları Değerlendirme Atölyesi Oğuzhan TUĞRUL17:00 Seminer: İnsan Odaklı Yeni Tekstiller Prof. Dr. Bülent ÖZİPEK17:00 Çocuk Programı: Dans Eden Topaçlar / Dedioatölyeler18:00 Çocuk Programı: Kaan OBÜS Vantrolog ve Jonklör Gösterisi19:00 Dinleti: Ney: Bülent ÖZBEK Klasik Kemençe: Özata AYAN21:00 Konser: Murat GÖĞEBAKAN
19:00 Dinleti: Ney: Ali TÜFEKÇİ Kanun: Turgut ÖZÜFLER Çello: Murat SÜNGÜ21:00 Konser: Bedirhan GÖKÇE
15 HAZİRAN CUMARTESİ13:00 Çocuk Programı: Sevimli Rüzgar Gülleri / Dedioatölyeler13:00 Geleneksel Türk Lokumu Atölyesi Renan YÜCEL14:00 Zeytinburnu Kültür Gezisi15:00 El Refleksolojisi Atölyesi Halil TABUR15:00 Çocuk Programı: Sevimli Rüzgar Gülleri / Dedioatölyeler17:00 Seminer: Ayurveda Bitkileri Dr. Buğra ÖKTEM17:00 Çocuk Programı: Sevimli Rüzgar Gülleri / Dedioatölyeler18:00 Çocuk Programı: Akrobasi Gösterisi18:30 Şerbet İkramı19:00 Dinleti: Bağlama: Tanju YILDIZ Klasik Kemane: Mehmet ŞİMŞEK Ritim: Oray YAY21:00 Konser: Özdemir ERDOĞAN
16 HAZİRAN PAZAR13:00 Çocuk Programı: Dans Eden Topaçlar / Dedioatölyeler13:00 Yüz Masajı Atölyesi Aynur TUĞRUL
08 HAZİRAN CUMARTESİ17:00 Açılış Programı Açılış Konuşmaları Mesir Macunu Dağıtımı Sergi Açılışı: Sünnet Sergisi Halûk Perk Koleksiyonu18:00 Konser: KIRAÇ
09 HAZİRAN PAZAR13:00 Aromatik Bitkilerle Yemekler Atölyesi Şahin KARADAĞ13:00 Çocuk Programı: Hayallerimin Kuş Yuvası / Dedioatölyeler15:00 Çocuk Programı: Hayallerimin Kuş Yuvası / Dedioatölyeler15:30 Organik Ev Atölyesi Mercan ULUENGİN14:00 Zeytinburnu Kültür Gezisi17:00 Seminer: Bitki Sulama Teknikleri Doç. Dr. Yeşim ERDEM17:00 Çocuk Programı: Hayallerimin Kuş Yuvası / Dedioatölyeler18:00 Çocuk Programı: CALLIOU Müzikali18:30 Şerbet İkramı19:00 Dinleti: Ney-Hanende: İbrahim Suat ERBAY Ud: Osman KIRKLIKÇI21:00 Konser: İsmail ALTUNSARAY
10 HAZİRAN PAZARTESİ13:00 Çocuk Programı: Dinozorlar / Dedioatölyeler14:00 Zeytinburnu Kültür Gezisi15:00 Çocuk Programı: Dinozorlar / Dedioatölyeler15:30 Çay Demleme Atölyesi Şirin YALVAÇ17:00 Seminer: Tarımda Vermikompost Kullanımı Yard. Doç. Dr. Korkmaz BELLİTÜRK17:00 Çocuk Programı: Dinozorlar / Dedioatölyeler18:00 Çocuk Programı: Yeşim OBÜS İllüzyon Gösterisi18:30 Şerbet İkramı19:00 Dinleti: Klasik Kemençe: Canfeda GÜNDÜZ Kanun: Mert DEMİRCİOĞLU21:00 Merkez Efendi’yi Anma Gecesi “İlahiler, Kur’an-ı Kerim Okunması” Celalettin ŞENSOY ve arkadaşları Kur’an-ı Kerim: İshak DANIŞ
11 HAZİRAN SALI13:00 Çocuk Programı: Tahtadan Hayvanlar / Dedioatölyeler14:00 Zeytinburnu Kültür Gezisi15:00 Çocuk Programı: Tahtadan Hayvanlar / Dedioatölyeler15:30 Mozaikten Çiçekler Atölyesi Aynur SAVAŞ17:00 Seminer: Bitki Biyoteknolojisi Prof. Dr. Gül Cevahir ÖZ17:00 Çocuk Programı: Tahtadan Hayvanlar / Dedioatölyeler18:00 Çocuk Programı: Müzikli İnteraktif Kukla Gösterisi
*Siyahla yazılı programlar Merkezefendi Camii yanındaki festival alanında,
*Kırmızı yazılı programlar Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde,
*Dinletiler Merkezefendi Camii yanındaki Abdülbaki Paşa Kütüphanesi’nde gerçekleşecektir.
*Zeytinburnu Kültür Gezisi için kayıt yaptırılması gerekmektedir. Müracat: 444 1984 ve festival alanındaki Zeytinburnu Belediyesi standı.
*Atölye çalışmaları 20 kişiyle sınırlıdır. Lütfen çalışma günü 08:30'da kayıt yaptırınız. (Tıbbi Bitkiler Bahçesi 664 41 55)
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
AYVACydonia oblonga Mill. (Rosaceae)
4-5 metre yükselebilen, iri pembe çiçekli, yapraklarının altı tüylü, kırmızı kahverengi gövdeli bir meyve ağacıdır. Yaprak, meyve ve tohumları tedavide kullanılır. Çocuk ishallerine karşı, haricen gargara halinde boğaz hastalıklarında ve deri üzerine tatbik edilerek yumuşatıcı olarak kullanılır.İshallerde başarı ile kullanılır. Ayva yaprağı; uykusuzluk ve sinirlilik hallerinde yatıştırıcı olarak etkilidir. Zayıf bir ateş düşürücü özelliği de vardır. Yaprakları yenir. Meyveleri yenir; pekmez, pestil ve sirke yapılır. Yaprakları; kumaş boyamakta da kullanılmaktadır. Tohum ve çelik ile üretilmektedir.
FESTİVAL PROGRAMIDENİZLİ
22 23
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
FESTİVAL PROGRAMI
03.05.2013
20:30 Açılış Programı Konser: Efe Hakan EYİDEN Yeşim DAĞLI
03.05.2013 Sabah Oturumları
-------------------------------------------------------10:00-10:30 Op. Dr. Kadir Gökhan SAÇKAN (Denizli Devlet Hastanesi)“Kalp Hastalıkları”-------------------------------------------------------10:30-11:00 Uz. Dr. Serkan DEĞİRMENCİOĞLU (Denizli Devlet Hastanesi)“Onkoloji ve Kanser Hastalıkları”-------------------------------------------------------11:00-11:30 Uz. Dr. Mustafa ÇAM (Denizli Devlet Hastanesi)“Felç ve Nörolojik Hastalıklar”-------------------------------------------------------11:30-12:00 Bilal AYAR(Amasya Müze Koordinatörü)“Sabuncuoğlu Şerefeddin, Cerrahiye ve Müzikle Tedavi Uygulamaları”
03.05.2013 Öğle Oturumları
-------------------------------------------------------14:30-14:50 Faruk DURUKAN (Kale Ekstrakt Edremit Balıkesir) “Ekstratlar, Oleoropin ve Biyolojik Etkileri”-------------------------------------------------------15:00-15:20 Alaattin ŞEN (Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü)“Kaparinin Ems Üzerine Etkileri ve İyileştirilmesi”-------------------------------------------------------15:30-15:50 Prof. Dr. Gülendam TÜMEN (Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü) “Homeopati Nedir Uygulama Sahaları ve Başarı Oranı”-------------------------------------------------------16:00-16:20 Prof. Dr. Berrin TUNCA (Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı) “Tıbbi Öneme Sahip Olduğu Düşünülen Bazı Bitkisel Özütlerin Hücre Düzeyindeki Etkileri”-------------------------------------------------------16:30-16:50 Prof. Dr. Hulusi MALYER (Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü) “Türkiye’deki Önemli Allerjenik Bitkiler-------------------------------------------------------
04.05.2013 Sabah Oturumları
-------------------------------------------------------10:00-10:20 Prof. Dr. Ali ÇELİK (Pamukkale Üniversitesi MİAL Müdürü)“İncir ve Tıbbi Özellikleri”-------------------------------------------------------10:30-10:50 Doç. Dr. Mustafa KARATEPE (Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik ABD)“Mesir Macunu”-------------------------------------------------------11:00-11:20 Prof. Dr. Ramazan MAMMADOV (Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü) “Biyoflavonoidlerin Sağlık Açısından Önemi”-------------------------------------------------------11:30-11:50 Doç. Dr. Gürkan SEMİZ (Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü)“Çam Reçinesi, Bileşimi ve Halk Hekimliğinde Kullanım İmkanları-------------------------------------------------------12:00-12:20 Doç. Dr. Sibel TAŞ (Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü)“Hayvanlarda Diabet Modelleri ve Bitkisel Tedavi”-------------------------------------------------------12:30-12:50 Fatma YILDIZ (Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü)“19. yy.da Anadolu’da Salgın Hastalıklar ve Salgınla Mücadele Yöntemleri”
DENİZLİ BELEDİYESİ
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
ENGİNARCynara scolymus L. (Asteraceae)
50-100 santim yükselebilen, mor çiçekli, grimsi yeşil dikenli yaprakları olan çok yıllık otsu bir bitkidir. Yaprak, çiçek tabla ve tohumları tedavide kullanılır. İştah açıcı, idrar ve safra söktürücü olarak kullanılır. Taze yapraklardan hazırlanan hulâsalar karaciğer hastalıklarına karşı kullanılmaktadır.Enginar yaprağı hulâsası taşıyan bazı müstahzarlar halen karaciğer ve safra kesesi hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Zehirli bileşikler taşımayan iyi bir iştah açıcı ve idrar söktürücüdür. Bazen bu bitkinin kökleri de aynı maksatlar için kullanılmaktadır.
Yaprakları ve çiçek tablaları yenir. Yapraklarından gri boya elde edilir. Tohum ve kardeşleri ile üretilmektedir.
TIBBİ BİTKİLER BAHÇESİ
26 27
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
TIBBİ BİTKİLER BAHÇESİ ve SAĞLIK ARAŞTIRMALARIMERKEZİ PROJESİ
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi, 2005 yılında açılmıştır. 14 dönümlük alanda kurulan Bahçe, Zeytinburnu Belediyesi ile Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği’nin yürüttükleri bir proje çerçevesinde geliştirilmektedir.
Bahçede halen 650 kadar ekili ve etiketli tıbbi bitki bulunmaktadır. Bitkiler 68 ada, kaya bahçesi, sera ve ada dışı alanlarda sergilenmektedir.
Yanlış kullanıma sebebiyet vermemek için, bitki etiketlerinde bitkinin tedavide nasıl kullanılacağı belirtilmemiştir. Zehirli bitkilerin etiketinde uyarı vardır.
Bahçede bitki atıkları doğal gübre olarak değerlendirilmekte, sentetik gübre ve ilaçlardan kaçınılmaktadır. Damlama ve yağmurlama yöntemleri ile sulama yapılmaktadır.
Büyük sera dünyanın sıcak ve ılıman iklime sahip bölgelerinden gelen bitkilere uygun şartları sağlamaktadır. Yanında küçük bir yetiştirme serası vardır.
Bahçe her mevsim gezilirse bitkilerin bütün evreleri görülebilir. Uygun zamanlarda hasat edilen bitkilerimiz, kurutma odasındaki raflara yerleştirilerek kurutulmakta, paketlenip birkaç gün dondurucuda bekletilmekte, etiketlenip drog dolaplarında muhafaza edilmektedir.
Çiçekli haldeyken toplanan bitkiler pres yapılarak kurutulmakta, kartonlara yapıştırılmakta, dondurucuda bekletilmekte, etiketlenmekte ve herbarium dolaplarında muhafaza edilmektedir.
Biyoçeşitliliğe katkıda bulunmak amacıyla oluşturulan tohum bankasında bahçedeki bitkilerden elde edilen tohumların yanı sıra dünyanın farklı bölgelerinden temin edilen tohumlar yer almaktadır.
Laboratuvarda bitkilerin morfolojileri ve anatomileri incelenmekte; uçucu ve sabit yağ elde edilmekte; tentür, merhem, krem, parfüm, kolonya, sabun yapılmakta; kefir üretilmekte; bitki zararlılarına karşı bitki özleri hazırlanmaktadır.
“Bitkilerin Serüveni” panosu, bitkilerin dünyasını fotoğraflarla anlatmaktadır.
Kaidesinde 52 haftalık tabiat takvimi, üzerinde güneş saati bulunan yapı orijinaldir.
Arka bahçemizin çesitli hayvanlara ev sahipliği yapması, özellikle çocukların tabiatı bir bütün olarak görmelerini kolaylaştırmaktadır.
Bahçemizde bazı fidelerin, uçucu ve sabit yağların, hidrolatların satışı yapılmaktadır.
Bahçemiz her gün açıktır. Okullar - gruplar, rehber eşliğinde gezmek için mesaj formu veya telefonla başvurabilirler.
28 29
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
TIBBİ BİTKİLER BAHÇESİ ve SAĞLIK ARAŞTIRMALARIMERKEZİ PROJESİ
Ev Tıbbı Seminerleri
FitoterapiAromaterapiDoğal BakımBitki Kimyası - BeslenmeMasajterapi (Bayanlara)RefleksolojiTetik Nokta Masajı
Atölye Çalışmaları
Bitkileri Tanıma - YetiştirmeBitki ÖzleriAyın Tıbbi BitkisiMutfakta Kışa HazırlıkDoğal Reçel YapımıBergamotDoğal KozmetikDoğal SabunDoğal ParfümMantarlarPermakültürDoğal BoyamaGeri DönüşümFlora MythologicaBitki FotoğrafçılığıBitki Ressamlığı
Çocuk Programları
Köşe Bucak Börtü BöcekGeri DönüşümBahçede Sanat
Staj İmkanları
Gönüllü Bahçıvanlık
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
ZEYTİNOlea europaea L. var. europaea (Oleaceae)
10-20 metre yükselebilen, beyaz çiçekli,
uzunca ve büyük meyveli, beyazımsı yeşil
üstü parlak yeşil yaprakları olan, dalları
dikensiz bir ağaçtır. Gövde kabuğu, yaprak
ve meyveleri tedavide kullanılır. Yapraklar
ve gövde kabuğu, iştah açıcı, idrar verici,
kabız, ateş düşürücü etkilere sahiptir.
Haricen cerahatli yaraların temizlenmesinde
ve pansumanında kullanılır. Yağı olgun
meyvelerinden sıkma yoluyla elde edilir.
Ayrıca vitaminler (A-E) az miktarda fitosterol
taşır. Dahilen müshil ve safra söktürücü
haricen ise yumuşatıcı ve yatıştırıcı olarak
kullanılır. Meyveleri yenir; yağı gıda
olarak kullanılır, kozmetikte faydalanılır.
Yapraklarından yeşil, meyvelerinden mavi,
mor ve siyah boya elde edilir. Tohum ve
çelik ile üretilmektedir.
SEMİNERLER
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
32 33
SEMİNERLER
Bitki Sulama Teknikleri
Doç. Dr. Yeşim ERDEMNamık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği BölümüArazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı
Ülkemizde toplam tarım üretiminin %73’lük payını tahıllar oluşturmakta, bu grubu yağlı tohumlu bitkiler, pamuk ve kenevir gibi lifli bitkiler, patates ve kuru baklagiller, sebze ve meyve grupları ve nihayet tıbbi ve aromatik bitkiler izlemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yeryüzünde kullanılan tıbbi ve aromatik bitkilerin sayısı 20 000 civarındadır. Bunlardan 4000’i yaygın kullanılmakta, dünyada 2000, Batı Avrupa’da ise 500 kadar tıbbi bitkinin ticareti yapılmaktadır. Son yıllarda, dünya bitkisel ilaç ticaret hacmi yıllık 18-20 milyar dolar civarında olup ileriki yıllarda daha da artacağı tahmin edilmektedir (Comtrade, 2009).
Dünya yıllık su rezervi 1.36 milyar km3 gibi büyük bir değere sahip olmasına karşın, bu suyun yaklaşık %97.5’i okyanus ve denizlerde bulunmaktadır ve kullanımı ekonomik görülmemektedir. Tatlı su kaynakları olarak nitelendirilen %2.5’lik kısmın ise, %79’u buzullarda, %20’si yeraltının derin katmanlarında ve %1’ i kullanılabilir su olarak bulunmaktadır (Anonymous 2009a).
Kullanılabilir su kaynaklarının yeryüzündeki dengesiz dağılımının yanı sıra %1.5’lik dünya nüfus artış hızı, sanayileşme sonucundaki aşırı tüketim ile kirletme, su politikası ve su yönetimindeki yaklaşımlar, verimsiz sulama teknikleri ve küresel iklim değişikliği su
34 35
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
SEMİNERLER
kaynakları üzerindeki rekabeti her geçen gün daha da arttırmaktadır. Mevcut kullanılabilir suyun yaklaşık %70’inin tarımda kullanılması dolayısıyla, bu rekabetin özellikle sulama uygulamalarını önemli düzeyde etkileyeceğine uzmanlar tarafından dikkat çekilmektedir.
Tarımda amaç birim alana düşen üretimi, dolayısıyla kişi başına düşen milli geliri yükseltmektir. Üretimi arttırmak için günümüze kadar hedef, birim alandan maksimum verim sağlamaktı. Günümüzde ise, birim sudan maksimum verim sağlamaktır. Araştırmalar, su kaynaklarının optimum kullanımı üzerine yoğunlaşmıştır.
Nüfus artışına paralel olarak, ülkemizde yeraltı ve yerüstü yaklaşık 110 milyar m3 kullanılabilir suyun tarıma ayrılan kısmı giderek azalmaktadır. Ülkemizin işlenebilir tarım arazilerinin 8.5 M ha’ ı ekonomik olarak sulanabilir olmakla birlikte, günümüzde yaklaşık 5.5 M ha arazi sulanmaktadır. Geri kalan kısmın 10 yıl içinde yeni tekniklerle sulamaya açılması hedeflenmektedir. Su kayıplarını azaltan ve sulama etkinliğini arttıran tekniklerin kullanımı yanında; sulamanın profesyonel-bilgili eller, DSİ vb. kurumlar tarafından yapılması da önemlidir.
Tarımsal sulama uygulamalarında en büyük su kaybının suyun iletimi ve dağıtımı sırasında
buharlaşma ve derine sızma şeklinde gerçekleşmesinden dolayı, açık kanal su iletim sistemleri basınçlı boru sistemlerine, yüzey sulama yöntemleri ise damla ve yağmurlama gibi basınçlı sulama yöntemlerine dönüşmeye başlamıştır.
ICID (Uluslararası Sulama ve Drenaj Komisyonu) raporlarına göre, 2009 yılında dünyada sulanan 207 milyon ha alanın yaklaşık 44 milyon ha’ı (%21), ülkemizde ise 5.34 milyon ha alanın 136 000 ha’ı (%2.5) damla ve yağmurlama sulama yöntemleri ile sulanmaktaydı. Basınçlı sulamaya ayrılan desteklerin artması ile günümüzde yaklaşık 250.000 ha alanın basınçlı sulama yöntemleri ile sulandığı tahmin edilmektedir (Anonymous, 2009b).
Kaynaklar
Anonymous (2009a). http://www.dsi.gov.tr/topraksu.htm
Anonymous (2009b). http://www.icid.org/database.html
Comtrade 2009, The 2009 International Trade Statistics Yearbook,
Volume II- Trade by Commodity. The International Trade Statistics
Yearbook (ITSY) of the United Nations Statistics Division/ Department of
Economic and Social Affairs.
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
36 37
SEMİNERLER
Tarımda Vermikompost Kullanımı
Yard. Doç. Dr. Korkmaz BELLİTÜRKNamık Kemal Üniversitesi Ziraat FakültesiToprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü
Ülkemizdeki tarım alanlarının çoğu yarı kurak olup, toprakların genel olarak organik madde içeriği çok düşüktür. Bunun telafisi kimyasal gübreleme ile karşılanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde petrolden sonra en çok dövizin tahsis edildiği tarımsal girdi kimyasal gübrelerdir.
Ülkemizde tarıma tahsis edilecek arazi miktarı sınır noktaya gelmiştir. Tarım alanlarımızın arttırılamaması ve nüfus artarken kırsal nüfusun azalması birim alandan daha fazla ürün alınmasını gerektirmektedir. Organik gübre kullanımı yaygınlaşmaz, kimyasal gübre ve ilaçların aşırı ve bilinçsizce kullanımı sürerse, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımız kirlenmeye devam edecektir (Bellitürk, 2005; Bellitürk, 2008).
Tarımda solucanların kullanılmasıyla, özellikle Trakya gibi bazı bölgelerdeki yoğun kimyasal gübre tüketiminin azaltılması hedeflenmektedir. Solucanlar tarafından sindirilen toprak organik maddesi, bitkiler için yüksek değerde kullanılabilir besin maddesine dönüşebilmektedir. Organik atıkların solucanlar tarafından kompostlaştırılması işlemi ’vermikompost’ olarak bilinir. Solucan dışkısı, humus gibi, bitkilerin ihtiyaç duyduğu her türlü besini doğrudan kullanıma hazır biçimde sunma özelliğine sahiptir.
Solucanlar bulunduğu alanlarındaki toprağın organik madde içeriği, toprak strüktürü, alınabilir bitki besin madde içeriği, porozite, su tutma kapasitesi, infiltrasyon oranı ve toprak yoğunluğu gibi özellikleri toprak lehine değiştirebilme özelliğine sahiptir.
Solucanlar hareket kolaylığı sağlamak ve toprakta bulunan milyonlarca zararlı bakteriden etkilenip hastalanmamak için sölom sıvısı salgılar. Sölom sıvısının zararlı organizmalara karşı baskılayıcı özelliği ve omurgalı canlılarda kanser hücreleri üzerindeki etkisi gözlemlenmiş, normal ve anormal
38 39
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
karakterli hücreler üzerine etkilerinin araştırılmasıyla kanser tedavisinde yeni ufuklar açılabileceği düşünülmüştür (Aydilek, 2005). Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde tarih boyunca geleneksel ilaç yapımında toprak solucanlarının kullanıldığı bilinmektedir.
Toprak solucanları her gün vücut ağırlıklarının %60’ı kadar atığı dışarı atmaktadır. Özellikle üre bakımından zengin olan ve nitrat, fosfor, magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi bitkilerin büyümesi için gerekli elementleri içeren bu atıklar bitkiler için gübre niteliğindedir. Birçok ülke ile birlikte son yıllarda ülkemizde de gübre elde etmek için toprak solucanı çiftlikleri kurulmaktadır (Mısırlıoğlu, 2011).
Toprak solucanlarının sığır, koyun, at ve kanatlı gübrelerinin olgunlaşmasını hızlandırma özelliği vardır. Son yıllarda vermikompost üretiminde bu gübreler de kullanılabilmektedir.
Toprak solucanlarının organik artıkları kısa zamanda yüksek kalitede ürüne dönüştürebilme kapasitesinin bilinmesi, Avrupa ülkeleri, Hindistan ve ABD’de, değişik amaçlar için toprak solucanı kültürünün yapıldığı ’vermikültür’ sektörünün doğmasını sağlamıştır (Erşahin, 2007).
Vermikompostun ABD’deki fiyatı oldukça değişkendir. 2011 yılı piyasa fiyatı ton başına 35-1000 $ arasıdır (Edwards, 2011).
Birim alandan elde edilen verimin arttırılmasında, gübreleme diğer bütün faktörlere eş olarak %50 oranına kadar etkili olmaktadır. Ancak kimyasal gübrelerin toprak organik maddesini arttırmada tek çözüm olmadığı, alternatif organik kaynaklı uygulamaların da olduğu bilinmelidir. Bu uygulamaların en önemlilerinden
birisi, tarımda toprak solucanlarının kullanılmasıdır.
Toprakların besin elementlerince zenginleştirilmesi, fiziksel özelliklerinin iyileştirilmesi, böylece yetiştirilen bitkilerin daha sağlıklı olması için, ekonomik ve çevreci bir materyal olan vermikompostun ülkemizde üretilmesi ve kullanılması önemlidir.
Kaynaklar
Aydilek S. 2005. Toprak Solucanlarından Elde Edilen Sölom Sıvılarının
Çeşitli Hücreler Üzerine Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, (Genel Biyoloji Programı),
İstanbul.
Bellitürk K. 2008. Trakya Bölgesi Topraklarının Azot-Fosfor-Potasyum
Bakımından İncelenmesi, Hasad (Bitkisel Üretim) Aylık Tarım Dergisi,
ISSN 1302-1702, Yıl: 24 (277):102-106, Haziran, İstanbul.
Bellitürk K. 2005. Tekirdağ Koşullarında Buğday Yetiştirilen Toprakların
Mikro Besin Elementleri ve Ağır Metal İçeriklerinin Saptanması, Türkiye
VI. Tarla Bitkileri Kongresi, 5-9 Eylül, Cilt 2, s: 1211-1215, Antalya.
Edwards CA. 2011. Introduction, History and Potential of
Vermicomposting Technology. Vermiculture Technology (Edited by:
Edwards CA, Arancon NQ, Sherman R.) CRC Press, Taylor and Francis
Groop, Chapter 1: 1-10.
Erşahin ŞY. 2007. Vermikompost Ürünlerinin Eldesi ve Tarımsal
Üretimde Kullanım Alternatifleri. G.O.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 24
(2):99-107.
Mısırlıoğlu M. 2011. Toprağın Sihirbazları Toprak Solucanları. TÜBİTAK
Bilim ve Teknik Dergisi, Aylık Popüler Bilim Dergisi (Aralık Ayı),
Sayı: 529.
SEMİNERLER
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
40 41
SEMİNERLER
Bitki Biyoteknolojisi
Prof. Dr. Gül Cevahir ÖZ İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı
Biyoteknoloji, genetik ve moleküler DNA teknikleriyle canlıların genetik haritalarını çıkartmak, çoğaltmak, ıslah etmek, değiştirmek, geliştirmek, yeni ve az bulunan ürünleri yine canlılara (organizma, hücre ve dokulara) ürettirmek veya bunları daha fazla elde etmek için kullanılan teknolojilerin tümüdür.
Kamuoyunda biyoteknoloji sadece GDO’dan ibaret gibi anlaşılmaya başlanmıştır ve GDO karşıtlığı biyoteknoloji karşıtlığına dönüşmek üzeredir. Halbuki GDO’lar biyoteknoloji ile gerçekleştirilen işlemlerden sadece biridir.
Mikroorganizmalarca sütün yoğurt ve peynire dönüştürülmesi, sirke yapımı geleneksel biyoteknolojik işlemlerdir.
Biyoteknolojik yöntemlerle üretilebilecek bazı ürünler:
• Süt ürünleri
• Ekmek, sirke, limon tuzu, alkol ve aseton gibi mayaların ürünleri
• Penisilin ve türevleri
• Virüs aşıları
• Aerobik su arıtımı
• Deterjanlar için leke çıkarıcı olan enzimler
• Biyogaz üretimi
• Hayvan aşıları
• İnsan insülini
• Büyüme hormonları
Bitki biyoteknolojisinin uygulama alanları:
• Bitki doku kültürleri
• Moleküler uygulamalar
• Genetik mühendisliği
Bitkilerin ve hücrelerin çoğaltılması doku kültürüyle, bunların genetik özelliklerinin araştırılması genetik mühendisliğiyle, özelliklerinin değiştirilmesi veya geliştirilmesi de her iki tekniğin birlikte uygulanmasıyla veya bitki ıslahı teknikleriyle yapılmaktadır.
Bitki doku kültürleri
Aseptik şartlarda yapay bir besin ortamında hücre, doku veya organ gibi bitki kısımlarından (eksplant) kontrollu çevre koşullarında yeni doku, bitki veya bitkisel ürünlerin üretilmesidir. Yeni çeşit geliştirmek ve mevcut çeşitlerde genetik varyabilite oluşturmak, kaybolmakta olan türleri korumak ve çoğaltılması zor olan türleri üretmek için rutin olarak uygulanmaktadır.
Bitki ıslahı
Bitkilerin genetik yapılarındaki ve doğal yayılışlarındaki varyasyonlardan yararlanılarak kalıtım yoluyla istenilen özelliklere sahip yeni bitkiler elde edilmesine ’bitki ıslahı’ denir.
Klasik bitki ıslahı yöntemleri, insanlığın temel besin maddesini oluşturan pekçok kültür bitkisinin üretiminde uygulanmaktadır. Örneğin günümüzde öğütülerek un halinde tüketilen buğday tanesinin fındık gibi kabuklu olduğu, yapılan klasik ıslah
çalışmalarıyla günümüzdeki halini aldığı ve fındıksı yapının kaybolduğu bilinmektedir.
Biyoteknolojik ıslahta klasik ıslaha ek olarak seleksiyon, mutasyon, melezleme ile çeşitli moleküler yöntemler kullanılır. Böylece hastalıklara, zararlılara, abiyotik streslere dayanıklı, herbisitlere toleranslı, hasat sonrası muhafazalı, besin kalitesi değişmiş ürünler elde edilir.
Genetik mühendisliği
Genetik mühendisliği, biyoteknoloji uygulaması içeren çalışmaları kapsar. Temelini DNA molekülü oluşturur. Bazı canlılarda faydalı işlevleri olan genler basit yapılı canlılara yüklenerek ürünlerinden yararlanılır. Şeker hastalığında kullanılan insülin hormonunu kodlayan geni bir bakteriye aktararak bakteriye bu hormonu ürettirmek veya mikroorganizmalarla çeşitli enzimler, ilaç hammaddeleri, aşılar ve biyoetanol üretmek bu yöntemlerdendir.
Tarımda elde edilen transgenik ürünlerle tarımsal ilaç kullanımını azaltma, verimliliği ve besin değerini arttırma, bitkilere uzun ömür kazandırma, uygun olmayan iklim ve çevre şartlarına uydurma, sanayiye yönelik ürün üretebilme mümkün olmaktadır.
GDO
Gen teknolojisi kullanarak doğal süreçlerle elde edilmesi mümkün olmayan yeni özellikler kazandırılmış organizmalara Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizma (GDO) denir.
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
42 43
SEMİNERLER
Dünyada GDO’lu ürün grupları:
• Sucuk, salam, sosis, köfte, hamburger, et suyu tabletleri, balık
• Soya
• Yumurta
• Fındık, fıstık ezmesi
• Süt, süt tozu ve süt ürünleri
• Mamalar
• Tahıllar, baklagiller ve makarnalar
• Kahvaltılık gevrekler
• Fırınlanmış gıdalar
• Dondurulmuş gıdalar
• Hazır çorba, sos ve konserveler
• Çeşniler
• Atıştırmalık gıdalar ve çerezler
• Şeker, çikolata ve tatlandırıcılar
• Sodalar, meyve suları ve diğer içecekler
• Mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerle üretilen ürünler
Dünyada bir milyar insanın aç olması, tarım ürünlerinde yüksek kaliteye ihtiyaç duyulması ve hızlı üretim sağlanması, GDO’lu üretimden yüksek miktarda kar elde edenlerin sığındıkları nedenlerdir. Ancak dünya nüfusuna yetecek kadar gıda üretimi yapılmaktadır. Asıl problem bu gıdaların adil dağıtılmamasıdır.
Müslümanlar ve Museviler domuz eti ve türevlerini
tüketmedikleri için domuz geni karıştırılmış ürünlerden de yemek istemeyeceklerdir. Ayrıca bazı böcek ve hayvan genlerinin kullanıldığı ürünlere karşı da hassastırlar. Vejeteryanlar ise hayvansal gen içeren bitkisel ürünleri tüketmek istemeyecektir. Bu durumda GDO’lu ürünlerin etiketlerinde gerekli bilgilerin doğru ve açık bir şekilde verilmesi bir insanlık görevidir.
Kaynaklar
Demir A, Seyis F, Kurt O. Genetik Yapısı Değitirilmiş Organizmalar: I. Bitkiler, J. of Fac. of Agric., OMU, 2006,21(2): 249-260
Rensburg JBC. First report of field resistance by the stem borer, Busseola fusca Fuller to Bt-transgenic maize, S. Afr. J. Plant Soil 2007, 24(3)
http://4uzbk.sdu.edu.tr/4UZBK/POSTER/HBP/4UZBKP_039.pdf
http://www.akuademi.net/USG/USG2007/B/b13.pdf
Özcan S, Gürel E, Babaoğlu M. 2003. Bitki Biyoteknolojisi: Genetik Mühendisliği ve Uygulamaları. Selçuk Üniversitesi Vakfı Yayınları
Yorulmaz S, Ay R. Genetiği Değistirilmiş Organizmaların (GDO) Entomoloji Alanındaki Uygulama Olanakları, Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 1(2):53-59, 2006.
Höfte H, Whiteley HR. Insecticidal crystal proteins of Bacillus thuringiensis, Microbiol. Rev., 53(2), 242-255, 1989.
Macrae TC, Baur ME, Boethelb DJ, Fitzpatrickb BJ, Gaof A, Gamundic JC, Harrison LA, Kabuye VT, Mcphersond RM, Miklos JA, Paradise MS, Toedebusch AS, Viegas A. Laboratory and Field Evaluations of Transgenic Soybean Exhibiting High-Dose Expression of a Synthetic Bacillus thuringiensis cry1A Gene for Control of Lepidoptera, Journal of Economic Entomology 98(2):577-587. 2005
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
44 45
SEMİNERLER
Bonsai Yapımı
Hasan ŞİMŞEK
’Bonsai’, Japonca ’bon’ (tabak veya tepsi) ve ’sai’ (ağaç
veya bitki) kelimelerinden meydana gelir. Canlı materyalle
yapılan tek sanat dalıdır. 2000 yıl kadar önce Çin’de Budist
rahiplerce yapılmaya başlanmış, yine rahiplerce Japonya’ya
taşınmıştır. Günümüzde bütün dünyada yapılmaktadır.
Ülkemizde son yıllarda bonsai’ye karşı ilgi giderek artmakta,
ancak yılda satılan yaklaşık 50 bin adet bonsai’nin sadece
1000-1500 kadarı ülkemizde üretilmektedir. Zira bonsai
üzerine ciddi olarak çalışanların sayısı oldukça azdır.
Bonsai sanatının esin kaynağı doğadaki yaşlı ağaçlardır.
Ağaçlar bulundukları yer, çevre şartları ve yaşları sebebiyle
belirli şekiller alırlar. Bu şekiller insanlarda saygınlık, sabır,
ihtişam, vakar gibi duygular uyandırır. Hemen her kültürde
yaşlı ağaçlara saygı duyulur ve bazı anlamlar yüklenir.
Bonsai ustaları ağaçların aldığı şekilleri inceleyerek belirli
bazı bonsai stilleri oluşturmuşlardır. Bonsai bazen uzakta
yalnız yaşlı bir ağaç, bazen orman görüntüsü elde edilmeye
çalışılır. Her boyutta bonsai yapılabilir.
Yaklaşık 10-15 cm boyutundakiler ’mame’ olarak adlandırılır.
25-30 santim boyuta kadar olanlar ise ’shohin’ olarak
adlandırılır. Yapım ve bakım kolaylıklarından dolayı
çoğunlukla bu boylar tercih edilir.
Bonsai stilleri:
Jin
Ağaç dallarından bir veya bir kaçının doğal sebeplerle kurumasının taklit edilmesidir. Kabuk soyularak o bölge kurutulur. Soyulan yüzeye kireç ve kükürt çözeltisi sürülür. Bir süre beklendiğinde beyaz renkli doğal görünümlü kuru dal elde edilir.
Shari
Kabuk soyma ve kurutma işleminin gövdenin de büyük bir bölümüne uygulanmasıdır.
Bonsai malzemeleri:
1. Ağaç
2. Saksı
3. Toprak
4. Makas
5. Tel
6. Belirli işlemler için kullanılan aletler
Bonsai’de kullanılan ağaç türleri:
Teorik olarak bütün odunsu bitkilerden bonsai yapılabilir. Ancak hepsi aynı derecede iyi sonuç vermez. Bu nedenle tür seçimi yapmak başarı şansımızı arttırır ve daha kısa sürede daha iyi bonsai’ler yapmamızı sağlar. Tür seçiminde ülkenin iklim şartları da dikkate alınmalıdır. Çam, ardıç, ficus, akçaağaç, açelya ve bunların alt türleri dünyada bonsai yapımında en yaygın kullanılan ağaç türlerindendir.
Tür seçimi yapıldıktan sonra yapmayı düşündüğümüz bonsai materyali tespit edilir. Alacağımız ağaç seçtiğimiz stil için uygun şekle sahip bir gövdeye ve dallara sahip olmalıdır.
Bonsai sergileme
Bonsai’nin sergilenmesi de önemlidir.
46 47
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
SEMİNERLER
Dik tarz - Formal upright
Yatık tarz – Slanting
Süpürge tarzı – Brom
Kıvrımlı dik tarz - Informal upright - Mayogi
Çelebi - Literati - Bunjing
Taş üzeri
Yarım şelale - Semi cascade - Han kengai
Rüzgar yatığı – Fukinagshi
Çift gövde
Şelale - Cascade – Kengai
Orman tarzı - Forest - Yoseue
Kıvrımlı - Twisted
48 49
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
SEMİNERLER
50 51
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
SEMİNERLER
Keşke’siz Doğum
Op. Dr. Hakan ÇOKERKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Uz. Psk. Neşe KARABEKİRHamile ve Doğum Psikoloğu
’Keşke’siz doğum, anne baba adayı ve bebek başta olmak üzere doğuma şahit olan herkesin doğum şekli ne olursa olsun o doğumdan ’keşke’siz çıkmasıdır.
• Anne baba adayı doğum ile ilgili bedensel, zihinsel ve psikolojik bilgileri öğrenir, doğuma hazırlanır.
• Anne adayı bir hasta değil, gebelik ve doğum da bir hastalık değildir. Dolayısıyla hastane ortamında olunsa bile anne adayına ’hasta’ diye hitap edilmemeli ve o şekilde davranılmamalıdır. Anne adayı bebeğine kavuşmak için hastaneyi bir süre kullanacak olan misafirdir.
• Anne baba adayı tüm tıbbi müdahaleler ve sezaryen operasyonuyla ilgili bilgileri ve anne-baba-bebek dostu kriterlerini öğrenir.
• Anne baba adayı Türkiye ve bulunduğu il veya bölgenin hastane rutinleri ve standartlarını öğrenir.
• Anne baba adayı doktoru ile güven üzerine dayalı bir iletişim kurar, bu iletişim doğum boyunca devam eder.
• Anne baba adayı doğum boyunca birebir destek alacağı ebe veya doula ( doğum destekçisi) seçer ve gebelik boyunca da ondan destek alır. Doğumda hem ebe hem de doula desteği alabilir.
• Anne baba adayının hem gebelik esnasında hem de doğum anında ve sonrasında çalışacağı hamile ve doğum psikologu vardır. İki fonksiyonu yerine getirir:
1. Hamilelik boyunca anne baba adayına, tüm aileye psikolojik destek verir. Annenin, babanın ve ailenin endişeleri ve kaygıları ile çalışır. Geçmiş travmalar,
ailedeki eski blokajlar, anne veya baba adayının kendi doğum travmaları, varsa düşük, kürtaj gibi aile geçmişindeki doğum hikayeleri ile çalışır, doğuma kadar bunların bilinçaltından farkındalığa çıkmasını sağlar.
2. Doğum esnasında anne baba adayının, ailenin ve sağlık personelinin psikolojik iyiliğinden sorumludur. Doğum anında bilinçdışından ortaya çıkıp doğumu tıkayan, engelleyen, erteleyen ve hatta durduran sıkışmışlıklarla anında kısa ve çok derin çalışmalar yaparak psikolojik takılmanın çözülmesine ve doğumun devamını sağlamaya çalışır.
• Doğum sürecinde anne-baba-bebek dostu doğum ve gerekirse sezaryen ön plandadır.
• Anne baba adayının doğum tercihleri önemlidir. Bu tercihler anne baba hazır olduğunda gebelikte konuşulmalı ve gerçekleşmesi için ön hazırlıklar yapılmalıdır. Bu tercihlerde doğumun aşamaları tek tek konuşulur ve mesela suda doğum, lotus doğum gibi geleneksel olmayan doğum tercihleri için önceden eğitim ve ayarlamalar yapılır.
• Sağlık personeli ve tüm doğum destekçilerinin eğitimi ve psikolojik destek alması gereklidir. Doğuma şahit olan doktor, ebe, hemşire, çocuk doktoru, yeni doğan hemşiresi yukarıdaki tüm faktörleri öğrenecekleri teknik bir eğitimden geçerler. Bunun dışında kendi bireysel gelişimleri, psikolojileri, kendi travmaları, kişilik yapıları, ön yargıları ile çalışmaları gereklidir. Empati, iletişim, sözel dışı mesajlar, sezgilerin ön
plana çıkarılması, sabır, stres ve zaman yönetimi, zor ve kritik anların yönetimi gibi özel alanların öğretilmesi önemlidir.
• Anne baba adayının anneleri başta olmak üzere gerekirse aile üyeleriyle de görüşülmesi, doğum yolculuğunda dışarıda kalmamalarının sağlanması önemlidir. Kültürümüzde anneler baskın, yönlendirici ve müdahalecidir. Bu nedenle doğuma olumsuz etkileri en aza indirgenmelidir. Ama dışarıda da hissetmemeleri açısından özel bir çalışma ile sınırlarının belirlenmesi sağlanabilir.
• Baba adayının doğumda çok özel bir yeri vardır. Gerekli eğitimi alıp doğum destekçisi olabilir. Doğumda babanın sürecin içinde olup olmaması hem kendisine hem de gebenin tercihine bağlıdır. Doğum takımı babanın da ’keşke’siz hissetmesini destekler.
• İlk doğum değilse ve anne baba diğer çocukların da doğumun bir parçası olmasını isterse gebelik boyunca ona uygun pedagojik çalışmalar yapılması gerekir
• Doğum sonrası ev ziyaretleri, ebe/doula’nın emzirme ve bebek bakımı/ lohusalık bakımı desteği önemlidir.
Bu maddeler anne baba adayını hayatlarındaki en önemli olayla ilgili bilinçli, sorumluluk almış, bebeğinin doğum hakkına sahip çıkmış bir aile olmaya götürecektir.
Böylece anne baba adayları doğumdan sonra söyle söyleyebileceklerdir:
52 53
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
SEMİNERLER
İyi ki,
• ’Keşkesiz doğuma destek programı’na gelmişim
• Doğum tercihlerimi önceden yapmışım
• Ebe /doula ile doğuma girmişim
• Doktorumu çok iyi seçmiş ve iyi bir iletişim kurmuşum
• Hamile ve doğum psikoloğu ile çalışmışım
• Doğum takımımı seçip kendimi teslim etmişim
• Bedensel, zihinsel ve psikolojik olarak doğuma hazırlanmışım
• Eşim/partnerimle beraber çalışmışım
• Hastanemi doğum tercihlerime göre belirlemişim
• Anne dostu doğum ve anne dostu sezaryeni öğrenmişim
• Mümkün olduğunca doğum tercihlerime ulaşabilmeyi kabul etmişim
• Doğumda hiçbir şeyin garanti olmayacağını öğrenmiş ve akışa bırakmışım
• Gebelik esnasında geçmiş psikolojik kalıntılarımdan arınmışım
• Doğum esnasında bile açığa çıkabilecek tüm eski travmalarımla çalışabilecek donanıma sahip olmuşum
• Bebeğimin kendi doğumuyla ilgili her türlü hakka sahip olduğunu kabul etmiş ve saygı göstermişim
• Tüm gebelik boyunca bebeğimle iletişim kurmuş ve bu sözel dışı iletişimi doğumda da kullanmışım
• Doğumun, doğum takımını iyi kurduktan sonra bebeğimle benim işim olduğunu anlamışım
• Eşimi doğuma dahil etmiş ve bu süreci beraber yaşamışım, böylece onun çaresiz ve işe yaramaz hissetmesini önleyerek babalık duygusu içine daha çabuk girmesini sağlamışım
• Doktoruma ve doğum takımıma güven verecek olanın ben olduğunu anlayabilmişim ve bu güveni vermişim.
54 55
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
SEMİNERLER
Ayurveda Bitkileri
Dr. M. Buğra ÖKTEMAyurveda Uzmanı
Eski Hint dili olan Sanskritçe’de ’Ayur’ yaşam, Veda ’bilim ve sanat’ demektir. Ayurveda ’yaşam sanatı’ anlamına gelir. Günümüzden 3000 yıl kadar önce yazılmış olan Caraka Samhita, Ayurveda’nın ilk temel yazılı eseridir.
Ayurveda, insanın ruh-beden-zihin bütünlüğünü sağlama ve koruma sanatıdır. ’İnsanın kapsamlı kullanma kılavuzu’ diyebileceğimiz Ayurveda sadece tıbbi tedavilerle ilgilenmez, yaşamın temel felsefesini ortaya koyar.
Ayurveda hekiminin temel görevi, ilham vererek veya yardım ederek insanın kutsal doğasını fark etmesini sağlamaktır. Kişinin farkındalığı arttıkça ruh ve beden sağlığı da mükemmelleşir.
Sağlığı bir havuz problemi olarak ele alırsak, batı tıbbı havuzun düzenli tahlillerini yapıp temizlemekle ilgilenir. Ayurveda ise bahçenin ve havuzun filtrelerinin düzenli olarak bakımını yapar ve havuzun kirlenmesini engeller, tedaviye de buradan başlar.
Bunun için ilk yapmamız gereken kendi kişisel yapımız (Prakruti) ve ihtiyaçlarımıza uygun özellikte yiyecek maddeleri ile beslenmektir. Ayurveda’ya göre her bitki ilaçtır. Bitkinin uygun bölümü, uygun yöntemlerle hazırlanıp uygun dozlarda verilirse tedavi eder. Ayurvedanın bu alt bilimine Dravyaguna denir.
Bitkiler de insanlar gibi, kendilerini dış ortamın zararlı etkilerinden korumak için savunma amaçlı bazı kimyasal maddeler üretirler. Bu kimyasal maddeler insanlar için de faydalı olabilir.
Modern tıp ve doğu tıbbının ikisi de bunun farkındadır. Aralarındaki temel fark, Ayurveda bitkileri bütün olarak
56 57
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
SEMİNERLER
kullanırken, modern tıp aktif maddeleri ayrıştırır ve onları sentezler. Hatta daha da ileri giderek bu aktif maddelerin sentetik benzerlerini yapar. Bunlar doğa dışı olarak etkileri arttırılarak verildiğinden yan etkiler ortaya çıkar.
Bitkisel ilaçların hazırlanması batı tıbbının ilaç hazırlama tekniğinden farklılıklar içerir. Batı tıbbı, bitkinin içinden en önemli etkin maddeyi alarak hastalıklara karşı sihirli bir mermi yapma amacıyla hareket eder. Ayurveda’da bitki, içindeki maddelerin en etkili olması için yılın belli döneminde toplanır. Daha sonra bitkinin belli kısımları bütün olarak işlenir.
Bazı Ayurvedik ilaç özellikli bitkiler şunlardır:
Amalaki, Tulsi, Haritaki, Neem, Nirgumdi, Ginger, Pippali, Marich, Bakuchi
Ayurveda hekiminin görevi, kişinin metabolizmasını mükemmel hale getirmek, birikmiş toksinlerinden arındırarak bedenini ve zihnini tam performansla çalıştırmak, sonra da kişisel yapısına uygun yiyecek ve tavsiyelerle uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlamaktır.
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
YULAFAvena sativa L. (Fagaceae)
1,5 metreye kadar boylanabilen bir otsu bitkidir. Tohum ve sapları tedavide kullanılır. Dâhilen stres, uykusuzluk, yorgunluk, hafif sinirsel sorunlar, hafif depresyon, romatizma ve gut tedavisinde kullanılır. Haricen cilt sorunlarının tedavisinde kullanılır. Yulaf, gluten açısından zengin olduğundan çölyak hastaları uzak durmalıdır.
ETKİNLİKLER
60 61
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
ETKİNLİKLER - DENİZLİ
Zeytinburnu Belediyesi ve Denizli Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirilen 14. Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali, 03-04 Mayıs tarihleri arasında Denizli’de, 08-16 Haziran tarihleri arasında da Zeytinburnu’nda çeşitli etkinliklerle kutlandı.
Konser : Efe Konser : Yeşim DAGLI
62 63
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
ETKİNLİKLER - DENİZLİ
Denizli Belediye Başkanı Sayın Osman ZOLAN, Denizlili’lere fesleğen dağıtıyor.
Standlar
Panel Panel
Standlar
64 65
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Mesir Macunu Dağıtımı
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
66 67
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Sergi: Sünnet Haluk Perk KoleksiyonuSünnet Sergi Afişi
Haluk Perk Koleksiyonu Sünnet Sergisi kataloğu
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
68 69
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Atölye Çalışmaları: Aromatik Bitkilerle Yemekler Atölyesi / Şahin KARADAĞ
Organik Ev Atölyesi / Mercan ULUENGİN Çay Demleme Atölyesi / Mehmet Şirin YALVAÇ
Mozaikten Çiçekler Atölyesi / Aynur SAVAŞ
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
70 71
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Müzikterapi Atölyesi / Uz. Dr. Adnan ÇOBAN Doğal Bakım Ürünleri Atölyesi / Füsun ARIKAN Geleneksel Türk Lokumu Atölyesi / Renan YÜCEL
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
72 73
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
El Refleksolojisi Atölyesi / Halil TABUR
Yüz Masajı Atölyesi / Aynur TUĞRUL
Atık Kağıtları Değerlendirme Atölyesi / Oğuzhan TUĞRUL
74 75
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Çocuk Programları: Hayallerimin Kuş Yuvası / Dedio Atölye
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
Ağaçları Seven Zürafa / Dedio Atölye
Dinozorlar / Dedio Atölye Tahtadan Hayvanlar / Dedio Atölye
76 77
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Neşeli Ağaçlar / Dedio Atölye Dans Eden Topaçlar / Dedio Atölye
Bitkilerden Dekoratif Aksesuar Tasarımı / Dedio Atölye Sevimli Rüzgar Gülleri / Dedio Atölye
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
78 79
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
Müzikli İnteraktif Kukla Gösterisi
CALLIOU Müzikali Şerbet İkramı
80 81
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Dinletiler: Ney-Hanende: İbrahim Suat ERBAY / Ud: Osman KIRKLIKÇI
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
Klasik Kemençe: Canfeda GÜNDÜZKanun: Mert DEMİRCİOĞLU
Ney: Emir Murat KÜÇÜK / Keman: Samet GÖK / Tanbur: Mine YENER / Kanun: İnci HORTOĞLUSes: Ezgi GÖÇERİ / Ritim: Romina ARMAN, Gökçe İŞLER
Ney: Sühedan ÇETİN / Klasik Kemençe: Neva GÜNAYDIN
82 83
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Bağlama: Tanju YILDIZ / Klasik Kemane: Mehmet ŞİMŞEK / Ritim: Oray YAY Ney: Ali TÜFEKÇİ / Kanun: Turgut ÖZÜFLER / Çello: Murat SÜNGÜ
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
84 85
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Merkez Efendi’yi Anma Gecesi
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
86 87
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Konserler: Kıraç
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
İsmail ALTUNSAY Ömer ÇELİK
Genel Görünüm
88 89
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Özdemir ERDOĞAN
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
Bedirhan GÖKÇE Murat GÖĞEBAKAN
Genel Görünüm
90 91
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Geleneksel Merkezefendi Yöresel Yemek Yarışması
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
92 93
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Mevlevi Mukabelesi
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
94 95
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Zeytinburnu Kültür Gezi Güzergahı
• Surlar
• Tarihi Mezarlıklar
• Askeri Hastane (Belediye Başkanlığı Binası)
• Kazlıçeşme
• Erikli Baba Tekkesi
• Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi ve
Bedros Şirinoğlu Müzesi
• Balıklı Rum Vakfı Hastanesi
• Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi
• Seyitnizam Camii ve Tekkesi
• Balıklı Kilisesi ve Ayazması
• Zeytinburnu Tubbi Bitkiler Bahçesi
• Yenikapı Mevlevihanesi
• Panorama 1453 Tarih Müzesi
• Takkeci İbrahim Ağa Camii
• Merkezefendi Külliyesi
Zeytinburnu Kültür Gezisi
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
Panorama 1453 Tarih Müzesi Askeri Hastane (Belediye Başkanlığı Binası)
Surlar
96 97
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Yenikapı Mevlevihanesi
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
Seyitnizam Camii ve Tekkesi
Perişanbaba (Erikli Baba) Tekkesi Takkeci İbrahim Ağa Camii
Merkezefendi Külliyesi
98 99
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Standlar
ETKİNLİKLER - ZEYTİNBURNU
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
ZERDEÇALCurcuma longa L. (Zingiberaceae)
0,7 metreye kadar boylanabilen çok yıllık, otsu, tropikal bir bitkidir. Rizomları tedavide kullanılır. Dâhilen sindirim sorunları, eklem iltihabı, egzama, sedef hastalığı ve yüksek kolestrolün tedavisinde ve antioksidan olarak kullanılır. Yüksek zerdeçal dozu, mideyi tahriş edip bulantıya yol açabilir. Kan sulandırıcı ilaçlarla birlikte alınmamalıdır. Safra kanalı tıkanıklığından kaynaklanan safra kesesi rahatsızlıklarında kullanılmamalıdır. Gebeler kullanmamalıdır.
Geleneksel TipFest‹val‹ 14
Merkezefend‹
08-16 HAZ‹RAN 2013
Recommended