View
120
Download
0
Category
Preview:
DESCRIPTION
metallerin korozyonu
Citation preview
111
GĠRĠġ
Günümüzde, korozyon, endüstriyel yatırımları ve üretimin maliyetini etkileyen en
önemli faktörlerdendir.
Korozyon, malzemenin bulunduğu ortam tarafından kimyasal saldırıya uğrayarak
bozulmasıdır diye tanımlanabilir.
Korozyon büyük zararlara yol açarak önemli israf kaynaklarından birini oluĢturur.
Korozyon nedeniyle meydana gelen malzeme, enerji ve emek kaybının yıllık değeri
ülkelerin gayri safi milli gelirlerinin yaklaĢık % 5’ i düzeyindedir. Kaynak yöntemi ile
imal edilen parçalarda korozyona karĢı direnç konusu içerisinde malzemenin metalurjik
özelliklerinin yanında kaynak tasarımlarınında büyük önemi vardır.
111
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖZET...........................................................................................................................i
ĠÇĠNDEKĠLER .......................................................................................................... ii
ġEKĠLLER LĠSTESĠ ................................................................................................. iii
TABLOLAR LĠSTESĠ ............................................................................................... iv
BÖLÜM 1. METALLERĠN KOROZYONU ............................................................ 1
1.1. Korozyonun Tanımı ............................................................................................ 1
1.2.Korozyon Hücresi ................................................................................................ 2
1.3.Korozyonun OluĢumu .......................................................................................... 7
1.4.Korozyona Etki Eden Faktörler ........................................................................... 9
BÖLÜM 2. KOROZYON TÜRLERĠ ........................................................................ 10
2.1. Üniform Korozyon .............................................................................................. 10
Galvanik Korozyon .................................................................................................... 10
2.3. Aralık Korozyon ................................................................................................. 12
2.4. Çukur Korozyonu ............................................................................................... 13
2.5. Taneler arası Korozyon ...................................................................................... 14
2.6. Seçimli Korozyon ............................................................................................... 15
2.7. Erozyonlu Korozyon ........................................................................................... 15
2.8. Stres Korozyonu ................................................................................................. 16
2.9. Hidrojen Kırılganlığı ........................................................................................... 17
BÖLÜM 3.METALLER VE ALAġIMLARI ............................................................ 18
3.1. Alüminyum ve AlaĢımlarında Korozyon ............................................................ 18
3.2. Nikel ve AlaĢımlarında Korozyon ...................................................................... 19
3.3. Bakır ve AlaĢımlarında Korozyon ...................................................................... 19
3.4. Titanyum ve AlaĢımlarında Korozyon ............................................................... 19
3.5. Magnezyum ve AlaĢımlarında Korozyon ........................................................... 20
3.6. Paslanmaz Çeliklerde Korozyon ......................................................................... 20
3.6.1. Martensitik Paslanmaz Çeliklerde Korozyon .................................................. 20
3.6.2. Ferritik Paslanmaz Çeliklerde Korozyon ......................................................... 21
111
3.6.3. Ostenitik Paslanmaz Çeliklerde Korozyon ...................................................... 22
BÖLÜM 4. KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERĠ ................................ 23
4.1. Elektrokimyasal Yöntemler ................................................................................ 23
4.1.1. Katodik Koruma .............................................................................................. 23
4.1.2. Anodik Koruma ............................................................................................... 23
4.2.Kimyasal Yöntemler ............................................................................................ 24
4.2.1.Ġnhibitörler ........................................................................................................ 24
4.3..Yüzey Kaplama ................................................................................................... 24
5.KAYNAKLAR ....................................................................................................... 26
111
ġEKĠLLER DĠZĠNĠ
ġekil 1.1 Korozyon Hücresi
ġekil 1.2 Demirin paslanmasında demir hidroksit oluĢumu
ġekil 2.1 Üniform Korozyon
ġekilĢ 2.2 Aralık Korozyonu
ġekil 2.3. Çukur Korozyonu
ġekil 2.4 Paslanmaz çeliğin tane sınırlarında krom karbür çökelmesi
ġekil 2.5 Stres Korozyonu çatlakları
ġekil3.1 Krom karbür çökelmesi hassas bölgede oluĢan korozyon
111
TABLOLAR DĠZĠNĠ
Tablo 1.1 Standart Elektromotor Kuvveti Serisi
Tablo 1.2 Galvanik Seri
111
1. METALLERĠN KOROZYONU
1.1 KOROZYONUN TANIMI
Metallerin hemen hemen hepsi doğada bileĢik halinde bulunurlar. Bu bileĢiklerden ilave
malzeme, enerji, emek ve bilgi kullanmak suretiyle metal veya alaĢım üretilir. Üretilen
metal ve alaĢımların ise tekrar kararlı durumları olan bileĢik haline dönme eğilimleri
yüksektir. Bu nedenle, metaller içinde bulundukları ortamın elemanları ile reaksiyona
girerek önce iyonik duruma, sonra da ortamdaki baĢka elementlerle birleĢerek bileĢik
haline dönmeye çalıĢırlar. Böylece, kimyasal değiĢime veya bozunuma uğrarlar.
Sonuçta, metallerin fiziksel, kimyasal, mekanik ve elektriksel özelliklerinde istenmeyen
bazı değiĢiklikler meydana gelir ve bu değiĢiklikler bazı zararlara yol açar. Hem metal
malzemelerin bozunma reaksiyonuna, hem de bu reaksiyonun neden olduğu zarara
korozyon adı verilir. Genel anlamda ise; ortamın kimyasal ve elektrokimyasal
etkilerinden dolayı metalik malzemelerde meydana gelen hasara korozyon denir.
Korozyon, esasında metalik malzemelerin içinde bulundukları ortamla reaksiyona
girmeleri sonucunda, dıĢarıdan enerji vermeye gerek olmadan, doğal olarak meydana
gelir. Ġçinde su bulunan ortamlarda meydana gelen korozyona "sulu ortam korozyonu"
denilir. Atmosferde, toprak altında, su içinde veya her türlü sulu kimyasal madde
içerisinde meydana gelen korozyon buna örnek olarak gösterilebilir. Yüksek
sıcaklıklarda gaz ortamlarında metalik malzemelerde meydana gelen korozyona ise
"kuru veya yüksek sıcaklık korozyonu" denir. Kazanların alevle veya sıcak gazlarla
temas eden bölgelerinde meydana gelen korozyon da bu tip korozyona örnek olarak
verilebilir.
Islak atmosferde, yeraltında, beton içinde ya da su altında metallerdeki korozyon; bir
metalden diğerine, aynı metalin yüzeyinden bir noktadan diğer bir nokta- ya geçen
galvanik akımlarından kaynaklanır.
Bu elektrik akımlarının gerçekleĢebilmesi için elektrik akımının geçiĢine izin veren
ortamda ıslak bir iletken veya elektrolit olmak zorundadır. Korozyonun görülebilmesi
için elektrolitin varlığı vazgeçilmez bir koĢuldur. Sulu ortam özellikle de tuzlu su
mükemmel bir elektrolittir.
1
111
1.2. KOROZYON HÜCRESĠ
Sulu ortamlarda elektron verme (oksidasyon) ve elektron alma (redüksiyon)
Ģeklinde meydana gelen reaksiyonlara "elektrokimyasal reaksiyonlar" denilir. Su içinde,
atmosferde ve toprak altında meydana gelen bütün korozyon reaksiyonları elektrokim-
yasal reaksiyonlardır.
Korozyon olayı ġekil 1'de görülen korozyon hücresi(Galvanik Hücre) yardımıyla daha
iyi açıklanabilir. Korozyonun meydana gelebilmesi için, korozyon hücresi çevriminin
kesintisiz çalıĢması gerekir. Yani anotdaki kimyasal değiĢim sonucunda meydana gelen
metal iyonlarının çözeltiye geçmesi sırasında açığa çıkan elektronlar, elektronik iletken
vasıtasıyla katoda taĢınırlar. Metallerde elektron hareketi ile elektrik akımının yönü
birbirine terstir. Akım, birim zamanda hareket eden elektronların bir ölçüsü olduğu için
aynı zamanda anotda meydana gelen kimyasal değiĢimin de miktarını gösterir. Ġyonların
sulu çözelti içerisindeki hareketi sayesinde anot ile katot arasında elektrik akımı
meydana gelir. Pozitif yüklü iyonlar katoda, negatif yüklü iyonlarda anoda giderler.
Böylece, hücre çevrimi tamamlanmıĢ olur. Korozyon hücresinden geçen akıma
"korozyon akımı" denir.
ġekil 1.1 Korozyon Hücresi
2
111
1.3. KOROZYONUN OLUġUMU
Korozyon birbiri ile elektriksel ve elektrolitik teması olan ve aralarında potansiyel farkı
oluĢan iki metalik bölge veya nokta arasında meydana gelir. Bu bölge veya noktalardan
potansiyel bakımından daha asil olanın yüzeyinde katodik reaksiyon meydana gelir,
daha aktif olan diğer bölge veya nokta ise çözünür. Potansiyel farkının oluĢum nedenleri
aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir.
a) Metal veya alaĢımın yapısal, kimyasal, mekanik veya ısıl farklılıklar gösteren
bölgeleri arasında potansiyel farkı oluĢabilir.
b) Farklı iki metal veya alaĢımın birbirine temas etmesi nedeniyle potansiyel farkı
oluĢabilir.
c) Ortamın katodik olarak redüklenebilen bileĢenlerinin, metalin değiĢik bölgelerinde
farklı oranlarda bulunması potansiyel farkı oluĢturabilir.
ġimdi demirde korozyonun meydana geliĢini açıklamaya çalıĢalım. Sıradan bir demir
parçası hidroklorik asit (HCl) çözeltisi içerisine daldırıldığında hidrojen kabarcıklarının
oluĢtuğu görülür. Demirde bulunan enklüzyonlar, yüzey pürüzlülüğü, yerel gerilmeler,
tane yönlenmesi veya ortamda meydana gelen değiĢimler nedeniyle demir parçasının
yüzeyinde çok sayıda anot ve katot bölgeleri oluĢur. Anot bölgesindeki pozitif yüklü
demir atomları parçanın yüzeyinden ayrılarak pozitif iyonlar halinde sıvı çözeltiye
geçerken, negatif yüklü elektronlar metal (demir) içinde kalırlar. Söz konusu elektronlar,
çözeltiden metal yüzeyine ulaĢan pozitif hidrojen iyonlarını karĢılayarak onları
nötrleĢtirirler. Nötr hale gelen bazı atomların bir araya gelmeleri sonucunda hidrojen gazı
oluĢur. Bu iĢlem devam ettikçe, demir anot bölgesinde oksitlenir ve korozyona uğrar.
Parçanın katot olan bölgeleri ise hidrojenle kaplanır. Çözünen metal miktarı, uygulanan
gerilim ile metalin direncine bağlı olan hareketli elektron sayısı veya akım Ģiddeti ile
doğru orantılıdır.
Korozyonun devam edebilmesi için anot ve katotdaki korozyon ürünlerinin giderilmesi
gerekir. Bazı durumlarda, hidrojen gazı katotda çok yavaĢ birikir ve metal yüzeyinde
oluĢan hidrojen tabakası korozyon reaksiyonunu yavaĢlatır. Bu olay katodik
polorizasyon olarak bilinir.
3
111
Anot ve katotta meydana gelen reaksiyon ürünlerinin zaman zaman karĢılaĢıp, yeni
reaksiyonlara girmeleri sonucunda gözle görülebilir pek çok korozyon ürünü oluĢabilir.
Örneğin; su içerisindeki demirde katodik reaksiyon sonucunda oluĢan hidroksil iyonları
elektrolit içerisinde anoda doğru hareket ederken, ters yönde hareket eden demir
iyonlarıyla karĢılaĢırlar. Bu iyonlar birleĢerek, demir (II) hidroksit [Fe(OH)2]
o1uĢtururlar, (ġekil 1.2).
OluĢan demir(II) hidroksit hemen çözelti içerisindeki oksijenle birleĢerek, demir pası
olarak adlandırılan demir (III) hidroksit oluĢturur. Bu pas; çözeltinin alkalitesine,
oksijen oranına ve karıĢtırılmasına göre ya demir yüzeyinden uzakta, ya da korozyonun
daha da ilerlemesini önleyecek uzaklıktaki bir konumda oluĢur.
ġekil 1.2 Demirin paslanmasında demir hidroksit oluĢumu
Demirin korozyonunda, hücre reaksiyonunu oluĢturan anodik ve katodik reaksiyonlar
aĢağıdaki gibi yazılabilir.
Fe → Fe2+
+ 4e- : Anodik reaksiyon
O2 + 2H2 0 + 4e- → 4OH
- : Katodik reaksiyon
O=2 + 2 Fe + 2H2 O → 2Fe2+
+ 4OH- : Hücre reaksiyonu
4
111
Elektrokimyasal olayları incelemek için metallerin potansiyel değerini bilmek gerekir.
Potansiyeli sıfır kabul edilen Hidrojen elektrodunu referans alınarak belirlenen
değerlerle Standart Elektromotor Kuvveti serisi elde edilir.(Tablo 1.1) Gerilimi artı olan
metallerin daha anodik olduğu söylenebilir.
5
111
Tablo 1.1 Standart Elektromotor Kuvveti Serisi
6
Elektrot Reaksiyonu Standart elektrot potansiyeli
K = K+
+ e- +2,92
Ca = Ca+2
+ 2e-
+2,87
Na = Na+
+ e- +2,71
Mg = Mg+2
+ 2e- +2,34
Al = Al+3
+ 3e
-
+1,67
Mn = Mn+2
+ 2e- +1,05
Zn = Zn+2
+ 2e-
+0,76
Cr = Cr+3
+ 3e
- +0,71
Cd = Cd+2
+ 2e- +0,40
Ni = Ni+2
+ 2e- +0,25
Sn = Sn+2
+ 2e- +0,14
H2 = 2H+
+ 2e-
+0,00
Cu = Cu+2
+ 2e-
-0,345
Hg = Hg+2
+ 2e-
-0,799
Ag = Ag+ + e
- -0,800
Au = Au+ + e
- -1,680
111
Söz konusu seride artı (-) yönde veya asil olan bir metalin ile eksi (+) yönde yani bunun
üstünde yer alan baĢka bir metalle temas etmesi durumunda, (-) yöndeki metalin
yüzeyinde redüksiyon reaksiyonu meydana gelir ve (+) yöndeki metal ise korozyona
uğrar. Ancak, teorik olarak mümkün olan bu olay pratikte meydana gelmeyebilir. Bu
nedenle metallerin hesapla bulunan teorik potansiyelleri yerine kullanıldıkları ortamda,
örneğin deniz suyunda veya toprak altında ölçülerek bulunan potansiyelleri sıralamaya
tabi tutulur. Bu Ģekilde elde edilen seri ye "galvanik seri" adı verilir. Bu seriler
uygulamadaki korozyon tahminlerinde daha gerçekçi sonuçlar verir. Tablo 1.2'de deniz
suyunda yapılan ölçümlerle elde edilmiĢ galvanik seri verilmektedir.
Tablo 1.2 Galvanik Seri
Metal veya AlaĢım Elektrod Potansiyeli
Çinko -1100
Dökme Demir -680
YumuĢak Çelik -680
KurĢun -640
Kalay -580
Pirinç -430
Bakır -430
Bronz -380
Titanyum -220
GümüĢ -200
Paslanmaz Çelik(304,pasif) -150
7
111
1.4 KOROZYONA ETKĠ EDEN FAKTÖRLER
Ortamın Etkisi; Metallerin korozyona uğrama hızı büyük ölçüde bulunduğu ortamla
alakalıdır. Ortamdaki nem miktarı, asitlik – baziklik durumu, havanın oksijenin veya
suyun ortam tarafından geçirilebilme yeteneği, kaçak akımlar ve çeĢitli bakteriler
korozyonu baĢlatıcı ve hızlandırıcı etken olarak karĢımıza çıkar.
Sıcaklığın Etkisi; Ortam sıcaklığının artması iyon hareketini arttırarak korozyon hızını
arttırır. Ortam sıcaklığı –50 ila +50 santigrat derece arasında değiĢen toprak 0 derecede
donar ve iyon hareket hızı minimuma düĢer. Sıcaklığın artmasının oksijen
konsantrasyonunu düĢürücü ve dolayısıyla korozyon hızını düĢürücü etkisi de vardır.
Ancak bu etki iyon hareketinin artmasından dolayı olan reaksiyonların yanında oldukça
zayıf kalmaktadır.
Malzeme Seçiminin Etkisi; Korozyona sebep olan etkenlerden biri de birbiriyle
potansiyel farkı bulunan metallerin bir arada kullanılmasıdır. Bu durum korozyonu
baĢlatıcı ve hızlandırıcı bir etkendir. Mesela çok düĢülen bir hata olarak çelik saçtan
yapılan panoların üzerine konulan paslanmaz çelik cıvata ve contalar bulundukları
bölgede galvanik korozyona sebep olmaktadır. Bu tip durumlarda ana yüzeyde cıvatalar
ya da contalar plastik cıvatalar ile izole edilmelidir.
Taneler Arası Özellik Farkları; Metallerin tane boyutları arasındaki farklar ve iki
tanedeki farklı konsantrasyonlar neticesinde iki tanenin sınırı korozyon baĢlangıcı için
uygun bir ortam oluĢturur. Çok düĢülen bir hata olarak paslanmaz çelik malzemeden
imal edilen tanklar ve benzeri yapılardaki kaynak bölgeleri üretici tarafından hiç
beklemediği halde korozyona uğramaktadır. Bu korozyonun önüne geçmenin yolu ya
elektrotlu kaynak kullanmamak ya da önleyici olarak galvanik anotlu katodik koruma
sistemi uygulamaktır.
Sistem Dizaynı; Korozif malzemelerin depolandığı sistemlerde korozif ortamın (su vb)
birikmesini engellemeye yönelik tasarımlar uygulanmalıdır. Ayrıca arasında sıvı
birikintisine sebep olabilecek çok ince aralıklardan kaçınılmalıdır.
8
111
Sistemin Bulunduğu Ortamın Oksijen Konsantrasyonu; Aynı tip toprak içerisinde
çözünmüĢ hava konsantrasyonu her yerde aynı olmayabilir. Farklı havalandırma
koĢullarındaki sistemlerde yan yana duran sistem bir bölgede anot iken hemen
yanındaki bölgede katot görevi görerek elektrokimyasal korozyona sebep olabilir.
Zemin Elektriksel Özgül Direncinin Etkisi; DüĢük elektriksel özgül dirençli bölgelerde
iletkenliğin yüksek olması iyonik ortamın daha aktif olmasına sebep olmaktadır.
Bundan dolayı korozyon mekanizması daha hızlı geliĢir.
9
111
2.KOROZYON TÜRLERĠ
2.1 ÜNĠFORM KOROZYON
Metal yüzeyinin her noktasında aynı hızla yürüyen korozyon çeĢididir. Normal olarak
korozyon olayının bu Ģekilde yürümesi beklenir. Malzeme kaybının fazla olduğu, fakat
kolaylıkla önceden fark edilebilen bir korozyon türüdür. Metal kalınlığı her noktadda
aynı derecede incelir. Yüzey kaplamaları, katodik koruma ve korozyon ortamının
saldırganlığının azaltılması gibi önlemlerle homojen korozyon kontrol altına
alınabilmektedir.
Korozyon hızının hesaplanmasında kullanılan bağıntılar, korozyonun üniform Ģekilde
yürüdüğü kabulüne dayandırılır. Diğer korozyon Ģekillerinde yüzeyin bazı bölgelerinde
korozyon hızı çok yüksek değerlere ulaĢır. Bunun sonucunda o bölgeler beklenenden
çok önce korozyon nedeniyle delinir veya kırılır.
ġekil 2.1 Üniform Korozyon
2.2 GALVANĠK KOROZYON
Ġki farklı metal bir korozif ortama daldırılır ve elektirksel bir bağ ile birbirine
bağlanırsa, bir pil oluĢur. Bu metallerden elektrod potansiyeli daha elektronegatif olan
metal anot olarak korozyona uğrar. Korozyon hızı iki metal arasında oluĢan potansiyel
farkına bağlıdır.
Metallerden hangisinin anot olacağı hakkında Elektromotor Kuvvet Serisi fikir
verebilir. Metallerin standart elektrod potansiyellerine göre sıralanarak elde edilmiĢ olan
seri Tablo1.1 de verilmiĢti. Bu listede üst sırada olan bir metal, kendinden aĢağıda
bulunan metallere göre anot olur. Ancak korozyon olaylarında metaller hiç bir zaman
standart potansiyel tanımında oluğu gibi kendi iyonlarıyla denge halinde bulunmaz. Bu
10
111
nedenler galvanik korozyon olaylarında standart elektrot potansiyelleri yerine, galvanik
seride bulunan deniz suyu içindeki potansiyellerin alınması daha uygundur.
Galvanik bir hücrede korozyon hızı, yürütücü kuvvet olan anot ve katot arasındaki
potansiyel farkı, çevre elektorlitin iletkenliği ve katot/anot yüzey alanı oranına bağlıdır.
Katot/anot yüzey alanı oranı pratikte büyük öenm taĢır. Bu oranın büyük olması, anot
akım yoğunluğunun artmasına ve dar bir bölgede Ģiddetli korozyon oluĢmasına neden
olur. Bunun tipik örneği, çelik plakaya yapılmıĢ bakır perçin ile, bakır plaka üzerine
yapılmıĢ çelik perçinde görülür. Her ikisi de deniz suyu içerisine daldırıldığında, çelik
perçinler çok kısa sürede tam olarak korozyona uğradığı halde, bakır perçinlerin katodik
etkinliğinin, geniĢ bir çelik yüzey üzerindeki korozyon etkisinin önemsiz olduğu
görülür.Bu durun farklı iki metalin temas etmesi halinde anot bölgesinin değil katot
bölgesinin boyanarak kaplanmasının daha etkili olacağını gösterir.
Galvanik korozyona karĢı Ģu önlemler alınabilir:
Galvanik seride birbirinden uzak konumda olan metallerin teması önlenmelidir.
Eğer bu iki metalin kullanılması zorunlu ise büyük katot-küçük anot yüzeyinden
kaçınılmalıdır.
Ġki metal arasındaki bağlantılar izole flanĢlarla elektriksel olarak yalıtılmalıdır.
Metal yüzeyleri boya veya kaplama yapılarak izole edilmelidir.
Eğer kapalı bir sistem söz konusu ise inhibitör kullanılmalıdır.
Tasarım sırasında anot olan parçanın daha kolayca yenisi ile değiĢtirilebilmesi
için önlem alınmalıdır veya bu parça daha kalın imal edilmelidir veya sisiteme
her iki metalden daha anodik karakterde olan üçüncü bir metal bağlanmalıdır.
11
111
2.3 ARALIK KOROZYONU
Aralık korozyonu, dar aralıklarda oluĢan bir korozyon türüdür. Bu tür dar aralıklar,
içerisinde durgun çözelti bulunduran yerlerdir. Bu bölgelere oksijen difüzyonu zordur.
Aralık korozyonunun oluĢabilmesi için aralığın, sıvının içerisine girebileceği kadar
geniĢ, ancak durgun bir bölge oluĢturabilmesi için de yeterince dar olması gerekir. Bu
mesafe milimetrenin onda biri veya daha küçük boĢluklar kadardır. Aralık geniĢledikçe
korozyon etkinliğini kaybeder ve geniĢliğin birkaç milimetre olduğu durumlarda
korozyon nadiren görülür. Aralığı oluĢturan malzemelerin ikisinin de metal olması
gerekmez. Oksijenin az bulunduğu bölge anot, çok bulunduğu bölge ise katot olarak
davranarak korozyon meydana getirir.
Yalnız klorürlü ortamlarda değil, daha az Ģiddetli olarak sulu çözeltiler içinde meydana
gelebilir.. Ancak klorür bulunmayan ortamlarda korozyonun etkisi uzun süre sonra
ortaya çıkar. PasifleĢme özelliği olan veya hidroksit halinde çökebilen metal ve
alaĢımlar çatlak korozyonuna daha duyarlıdırlar.
Aralık korozyonuna karĢı aĢağıdaki önlemler alınabilir:
Civata ve perçin yerine kaynak tercih edilmelidir.
Ġki levhanın üst üste birleĢtiği yerler kaynak veya lehim yapılarak
kapatılamalıdır.
Sıvı taĢıyan kaplar projelendirilirken, kabın tam olarak boĢaltılabilmesine özen
gösterilmelidir.
ġekilĢ 2.2 Aralık Korozyonu
12
111
2.4 ÇUKUR KOROZYONU
Metal yüzeyinde çok küçük bir bölgede çukur oluĢturarak meydana gelen korozyon
olayıdır. Korozyonun genellikle çok dar bölgelerde yoğunlaĢır. Çoğu zaman oluĢan
çukurlar gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Metal yüzeyinde oluĢan çukurların
yapısı metal veya alaĢımın cinsine göre değiĢir. Çukurcuk korozyonu daha çok
pasifleĢebilen metallerde ortaya çıkmaktadır. Genellikle klor ve brom iyonları içeren
nötr ortamlarda görülür. Oksitleyici, yani indirgenebilen metal iyonlarının klorürlerini
içeren ortamlar çukurcuk korozyonu yönünden en tehlikeli olanlardır. Al alaĢımları ve
paslanmaz çeliklerde sık rastlanır. Çukurcuk korozyonu, demir, nikel ya da krom gibi
ince bir oksit tabakası ile korunan metallerde, özellikle ortamda klorür varlığında film
tabakasının yerel olarak bozunduğu ve altındaki metalde çukurcuklar Ģeklinde hızlı bir
çözünmenin olması ile karakterizedir.
Çukur korozyonu en tehlikeli korozyon türüdür. Çok az malzeme kaybı olmasına
rağmen, ekipman kısa sürede devre dıĢı kalabilir. Çoğunlukla parça delindiğinde fark
edilir. OluĢumunda metal yüzeyindeki süreksizlikler ve mekanik hasarlar önemli rol
oynar. Malzemenin yüzeyinin parlatılması bu tip korozyonu kayda değer bir
sekilde azaltmaktadır.
Ortamın durgun olması çukurcuk korozyonunu hızlandırırken, hareketli olması bu
korozyonu yavaĢlatır. ġöyle ki; deniz suyunun pompalanmasında kullanılan paslanmaz
çelikten yapılmıĢ parçalar sürekli çalıĢma koĢul1arında korozyona tam direnç
gösterirken, ça1ıĢma durdurulduktan sonra çok çabuk korozyona uğrarlar.
ġekil 2.3. Çukur Korozyonu
13
111
2.5 TANELER ARASI KOROZYON
Korozyon olayının malzemenin tane sınırları yakınında yoğunlaĢması sonucu ortaya
çıkan bozunma türüdür. Tane sınırlarının amorf yapıda olması dolayısıyla tane
sınırlarının potansiyel farkı tane içine göre daha büyük olduğundan, daha soy yapıda
olan tane içi korunur ve tane sınırı korozyona uğrar. Taneler arasında bulunan herhangi
bir safsızlıktan, örneğin bir alaĢım elementinin daha fazla bulunması veya bulunmaması
nedeniyle oluĢur.
Bu tip korozyon daha çok ostenitik paslanmaz çelikler ve alüminyum-bakır
alaĢımlarında görülür. Bu korozyon sonucunda taneler bütünlük ve Ģekillerini korurken,
taneler arasındaki bağ bozunuma uğrar. Örneğin; taneler arası korozyona uğrayan
ostenitik paslanmaz çeliği elle ezerek toz haline getirmek mümkündür. Bu tip korozyon
kaynak bölgelerinde de gözlemlenir.
ġekil 2.4 Paslanmaz çeliğin tane sınırlarında krom karbür çökelmesi
14
111
2.6 SEÇĠMLĠ KOROZYON
Bir alaĢım içinde bulunan elementlerden birinin korozyona uğrayarak uzaklaĢması
sonucu oluĢan korozyondur. Bu tip korozyona en iyi örnek, pirinç alaĢımı içinde
bulunan çinkonun bakırdan önce korozyona uğramasıdır. Bu seçimli korozyona özel
olarak dezinsifikasyon denir. BaĢlangıçta sarı renkli olan bu alaĢım, çinkonun
korozyonundan sonra gittikçe bakır kırmızıs rengine dönüĢür. AlaĢım mukavemetini
kaybeder. Çözeltinin durgun olduğu bölgeler korozyon için daha elveriĢlidir.
Dezinsifikasyon korozyonu önlemek için en uygun yol, alaĢım içindeki çinko yüzdesini
%15’in altına düĢürmektir.Eğer pirinç içine %1 oranında kalay katılacak olursa
korozyon dayanıklılığında artıĢ olur. Az miktardalarda arsenik, antimon veya fosfor
katkısıda inhibitör etkisi yapar.
2.7 EROZYONLU KOROZYON
Korozif çözeltilerin metal yüzeyinden hızla akması halinde, korozyon olayı yanında
erozyon da meydana gelir. Bu durum korozyon hızının da artmasına neden olur. Bunun
nedeni, oluĢan korozyon ürünlerinin akıĢkan tarafından sürüklenerek götürülmesidir.
Alüminyum, paslanmaz çelik ve kurĢun gibi metaller bu tip korozyona karsı hassastır.
Akıskanın hızının artması korozyon hızını artırır. Ayrıca akıskan katı tanecikler
içeriyorsa daha fazla erozyon meydana gelecektir.
Erozyonlu korozyon olayı daha çok hareketli akıĢkanların bulunduğu ekipmanlarda,
(borular, dirsekler, valfler, pompalar, santrifüjler, pervaneler, karıĢtırıcılar, ısı
değiĢtiriciler vb.) söz konusu olabilir. Korozyon sonucu oluĢan küçük bir oyuk
türbülans etkisiyle erozyonlu korozyon olayını baĢlatıcı etken olur.
15
111
2.8 STRES KOROZYONU
Gerilme korozyonu elektrolit içinde bulunan ve bir çatlak baĢlangıcı taĢıyan parça
üzerine çekme gerilmelerinin etkimesi ile ortaya çıkar. Örneğin normalde korozyona
sebep olan ortama dayanıklı olan bir malzemeye, aynı ortamda bir gerilme
uygulandığında malzemenin yüzeyinde çatlaklar olusur. Bu çatlaklar uygulanan
gerilmeye dik yönde ilerler ve sonuç olarak kırılmaya sebep olur. Bozunma parça
yüzeyinde mevcut çatlaklar veya gerilim yoğunlaĢmasına olanak sağlayan diğer
geometrik düzensizliklerle baĢlar.
Çatlaklar mekanik gerilimlerin büyüklüğü ve çevresel koĢulların etkenliğine bağlı
olarak belirli hızlarla malzeme içine doğru yürürler. Parça kesitinin mevcut yükleri
taĢıyamayacak ölçüde daralması sonucu ani kopmalar meydana gelir. Gerilimli
korozyonun en önemli özelliği kimyasal ve mekanik etkilerin birbirlerini destekler
nitelikte geliĢmeleridir. Tehlikeli bir korozyon türüdür.
Bu korozyonun önlenmesinde; gerilmenin azaltılması, ortamın saldırganlığının
azaltılması ve malzeme seçimi gibi faktörler rol oynamaktadır.
Ayrıca malzemenin bünyesinde kalmıĢ artık gerilmeleri ortadan kaldırmak için uygun
bir ısıl iĢlem yapılması da stres-korozyonu engeller.
ġekil 2.5 Stres Korozyonu çatlakları
16
111
2.9 HĠDROJEN KIRILGANLIĞI
Daha çok hacim merkezli kübik kafes yapısına sahip olan metallerde meydana gelir.
Özellikle, petrol ve kimya endüstrisinde sıklıkla görülmektedir. Katot reaksiyonu
sonucu oluĢan hidrojen, malzeme içerisinde basınç bölgeleri oluĢturur. OluĢan bu basınç
iç gerilmelere ve çatlamalara yol açar. Genellikle kübik hacim merkezli yüksek
dayanımlı malzemelerde görülür. Hidrojen atomlarının bir kısmı metal bünyesine
girerek orada bulunan boĢluklara yerleĢir. Daha sonra bu hidrojen atomları da molekül
haline dönüĢerek büyük bir hacim artıĢına neden olur. Molekül halindeki hidrojenin
artık difüzlenme özelliği yoktur. Metal içinde bulunan hidrojen molekülleri metal
boĢluklarında büyük bir basınç oluĢturarak metalin çatlamasına neden olur.
Yüksek alasımlı çelikler bu tip korozyondan etkilenmektedir. Özellikle martenzitik
çelikler bu tip korozyona karsı düsük direnç gösterir. Bainitik,ferritik ve sforoidik
çelikler bu tip korozyona karsı nisbeten daha dayanıklıdır. Buna karsın YMK yapıya
sahip alasımlar (östenitik paslanmaz çelikler,bakır,aluminyum ve nikel alasımları)
hidrojen korozyonuna karsı nisbeten daha dayanıklıdır.
Kaynak iĢlemi sırasında oluĢan yüksek sıcaklıkların etkisi ile malzeme yüzeyinde
bulunan, nemli elektrotta bulunan veya kaynak atmosferinde bulunan hidrojen
atomlarının metale absorbe olması olarak düĢünebiliriz. Özellikle kaynak iĢlemlerinde
hidrojen absorbsiyonu pek çok kaynak hatasının en önemli sebebi olarak gösterilir.
Hidrojen penetrasyonunun zararlı etkilerini gidermek veya azaltmak için Ģu önlemler
alınabilir:
Mmetal içine girmiĢ olan hidrojen atomları, metal 100-150 0
C sıcaklığa
ısıtılarak çıkarılabilir.
Hidrojen kırılganlığı daha çok yüksek mukavemetli çeliklerde ortaya çıkar.
Çelik içine nikel veya molibden katılarak hidrojen kırılganlığına dayanıklığı
artırılabilir.
Genel kural olarak, metal yüzeyinde hidrojen çıkıĢına meydan verilmememlidir.
Örneğin ıslak halde kaynak yapılmamalıdır.
17
111
3. METALLERDE KOROZYON
3.1 ALÜMĠNYUM VE ALAġIMLARINDA KOROZYON
Alüminyumun oksijene karĢı ilgisi çok yüksektir. Bu yüzden alüminyum malzemenin
üzerinde yoğun bir oksijen tabakası oluĢur. Bu tabaka koruyucu bir etkiye sahiptir. Bu
nedenle korozyona dayanıklılık isteyen yerlerde ilk akla gelen malzemedir.
Bu oksit tabakasının özgül ağırlığı alüminyumunkinden küçük olduğundan daima
kaynak esnasında ergimiĢ banyonun üzerini örter. Kaynak esnasında meydana gelen bu
tabaka dikiĢin içerisinde kalırsa mukavemet ve korozyona karĢı dayanımı düĢürür.
Alüminyum ve alaĢımlarının kaynağında kullanılan kaynak ilave çubuklarının esas
malzeme ile aynı bileĢende olması lazımdır.
Farklı bir birleĢim seçildigi takdirde farklı ergime dereceleri nedeni ile kaynak iĢlemi
zor gerçekleĢtirilir ve aynı zamanda çesitli elemanların birbirleri ile temasları
neticesinde korozyonu doğuran bir durum olmaktadır.
Saf alüminyum oldukça zayıftır, yüksek alaĢımĢarında ise, stres korozyonuna
dayanıksızlık ve pul pul dökülme özelliği gösterir.
Alüminyumun magnezyum ve silisyum ile yapılmıĢ korozyona dayanıklı çok sayıda
alaĢımı vardır. Alimünyum ve alaĢaımları alkali ortamlarda kolayca korozyona
uğrar.pH’ın 10 değerini aĢması halinde Ģiddetli korozyon görülür.
18
111
3.2 NĠKEL VE NĠKEL ALAġIMLARINDA KOROZYON
Nikel beyaz, magnetik bir metaldir ve bakıra bir çok fiziksel ve kimyasal özelliklerin-
den ötürü benzerlik gösterir. Nikel alaĢımlarına genellikle iyi kaynak yapılabilir. Ancak
bazıları için özel önlemler alınması gerekebilir. Kaynak yapılan nikel alaĢımı içerisinde
kurĢun ve kükürt bulunmaması gerekir. Aksi halde çatlama meydana gelir. Çelik
üzerine elektroliz yolu ile nikel kaplanarak korozyona daha dayanıklı bir metal elde
edilebilir. Demirin içine %30’a varan nikel katılarak korozyon ve erozyon dayanıklılığı
çok yüksek alaĢım elde edilebilir.
3.3 BAKIR VE BAKIR ALAġIMLARINDA KOROZYON
Bakır korozyon direnci çok fazla olan bir elementtir. Bakır-Çinko alaĢımı olan
pirinçlerin dayanımı bakırdan daha yüksek olmasına karĢı korozyondan daha çok
etkilenirler.
Bakır-Kalay alaĢımı olan bronzun pirince göre korozyona dayanımı daha yüksektir ama
kalay çinmkodan on kat daha pahalıdır.
Bakır alüminyum alaĢımları korozyona karĢı yüksek dayanıklılık gösterirler.
3.4 TĠTANYUM VE ALAġIMLARINDA KOROZYON
Titanyum uçak ve kimya endüstrisinde çok kullanılır. Ayrıca alüminyum gibi
titanyumda aktif bir metal olduğu halde, yüzeyiynde oluĢan koryucu oksit tabakası
nedeniyle korozyona karĢı son derece dayanıklıdır. Titanyumun kaynağı zordur. Yüksek
sıcaklıklarda hidrojen, azot ve oksijen gazlarına karĢı çok hassastır ve 760 – 816 °C
üzerine ısıtıldıgı zaman, son derece gevrek
bir yapıya sahip olan kaynak veya ısıdan etkilenmiĢ bölgeler meydana gelir.
Bu yüzden kaynak islemi helyum veya argon gibi gazların koruyuculuğunda
gerçekleĢtirilmelidir. ErgitilmiĢ titanyum yabancı maddeler ile çok kolay reaksiyona
girdiği için yüzeyler çok iyi bir Ģekilde temizlenmelidir.
19
111
3.5 MAGNEZYUM VE MAGNEZYUM ALAġIMLARINDA KOROZYON
Magnezyum yüzeylerinde de koruyucu bir oksit filmi oluĢur, ancak bu film klorürler ve
asitlerden çok kolay etkilenir. Bu nedenler magnezyum yüzeylerin florür, fosfat ve
kromat gibi pasifleĢtirici iyonlarla muamele edilerek sağlam bir kabuk oluĢturulması
gerekir. Bunlar klorür iyonu bulunması halinde stres korozyon çatlamasına karĢı son
derece duyarlı malzemelerdir. Lityum magnezyum alaĢımları diğer alaĢımlara göre
korozyon özellikleri daha iyidir.
3.6 PASLANMAZ ÇELĠKLERDE KOROZYON
Paslanmaz çelikler pasifleĢebilen alaĢımlardır ve bu çeliklerde pasifleĢmeyisağlayan asıl
metal kromdur. Bilindiği gibi bütün paslanmaz çelikler esas olarak demir alaĢımıdır.
Eğer yüzeyde pasif film oluĢmaz ise paslanmaz çeliklerde aynen diğer demir
alaĢımları gibi korozyona uğrayabilirler. Paslanmaz çelikler metalurjik yapıları göz
önüne alındıklarında genel olarak 5’e ayrılırlar.
1. Martenzitik paslanmaz çelikler
2. Ferritik paslanmaz çelikler
3. Ostenitik paslanmaz çelikler
4. Çift fazlı paslanmaz çelikler
5. Çökelme yoluyla sertleĢebilen paslanmaz çelikler
3.6.1 MARTENZĠTĠK PASLANMAZ ÇELĠKLER
Martenzitik paslanmaz çeliklerin korozyon dirençleri, yumuĢak çeliklere oranla çok
yüksek olmasına rağmen, östenitik paslanmaz çeliklere göre daha azdır.
ġiddetli korozif olmayan ortamlarda, örneğin tatlı su ve atmosfer içinde korozyona karĢı
oldukça dayanıklıdırlar. Bu tip çeliklerde kritik soğuma hızları oldukça yavaĢtır,
dolayısı ile bunlarda çok yavaĢ soğuma hızlarında dahi martenzit oluĢur. Martenzit
halde, sertleĢmiĢ vaziyette korozyon dirençleri ise gayet iyidir.
20
111
815 °C’ye kadar paslanmazlık özelliklerini yitirmezler ve yalnız uzun
süre sıcaklığa maruz kalırlarsa hafif bir korozyon baĢlangıcı olur. Bu nedenle bu tip
çeliklerden yapılmıĢ kaynaklı parçalar sürekli olarak 700°C’ nin üzerindeki
sıcaklıklarda kullanılamazlar.
3.6.2 FERRĠTĠK PASLANMAZ ÇELĠKLER
Ferritik paslanmaz çeliklerde krom yüzdesi %15-30 arasında değiĢir. Krom içeriklerinin
yüsek oluĢu korozyona karĢı daha dayanıklı olmalarını sağlar. Bu tip çelikler normal
atmosferik koĢullardan ve oksitleyici kimyasal bileĢiklerden
etkilenmez.
Ferritik paslanmaz çelikler genelde kaynak kabiliyeti açısından uygun olarak anılmazlar.
Ostenitik paslanmaz çelikler ile kıyaslandığında ferritik paslanmaz çeliklerde gevrek
kaynak dikiĢleri görülür. Klor iyonlarının bulunduğu ortamlarda çukur korozyonuna olan
dayanımı östenitik çelikten düĢüktür. Ancak bileĢime pasif tabakayı daha kararlı hale
getiren molibden % 2-3 oranında ilave edilerek korozyon dayanımı östenitik çeliğinkine
yakın hale getirilmektedir.
Ferritik paslanmaz çeliklerin kaynağı ve korozyonu ile ilgili olarak;
1. Bu tip çeliklerin en önemli özellikleri katı halde bir faz dönüĢmesi meydana
gelmediğinden su verme yolu ile sertleĢtirilememeleri ve yüksek sıcaklık derecelerinde
korozyon ve oksidasyon dirençlerinin yüksek olmasıdır.
2. Kaynaktan sonra 750°C – 800 °C arasında yapılan bir tavlama ve ardından hızlı
soğutma, bu çeliklerde ITAB* sünekliginin ve taneler arası korozyon direncinin
artmasına yardımcı olur.
Ferritik ve östenitik paslanmaz çeliklerde görülen krom karbürü çökelmesi, bu çeliklerin
taneler arası korozyon dayanımı bakımından hassaslaĢmalarına yol açmaktadır.
Bunun yanı sıra özellikle hızlı soğuma Ģartlarında tane içlerine ince dağılmıĢ Ģekilde
çökelen katı eriyiklerin, mekanik dayanım yanı sıra korozyon dayanımını da olumsuz
yönde etkilediği bilinmektedir.
(*) Isı Tesiri Altındaki Bölge
21
111
3.6.3 OSTENĠTĠK PASLANMAZ ÇELĠKLER
Korozyona dayanıklılıklarıda çok yüksektir. Ayrıca 200 serisi ostenitik paslanmaz
çeliklerin korozyon dayanımları 300 serisi ostenitik paslanmaz çeliklerle göre daha
azdır.
ITAB’ın 427-871°C sıcaklığa kadar ısınan bölümünde yeralan tane sınırlarında çökelen
ve taneler arası korozyonu hızlandıran krom karbürler burada "Hassas Yapı" oluĢmasına
neden olurlar. Bu oluĢum sırasında bir miktar krom çözeltiden tane sınırlarına dogru yer
değiĢtirir ve bunun sonucunda bu bölgesel alanlarda krom miktarında azalma olacağı
için korozyon dayanımı düĢer. Bu sorun, kromla birleĢerek krom karbür oluĢmasına
neden olan karbonun yapıda düĢük seviyelerde tutulduğu düsük karbonlu (L tipi) ana
metallerin ve dolgu metallerinin kullanılmasıyla önlenebilir.
Diğer bir önleme yöntemi ise stabilize edilmiĢ olan paslanmaz çelik ana malzemelerin
ve dolgu metallerinin kullanılmasıdır. Bu sayede stabilizatör görevi gören alaĢım
elementleri karbon ile reaksiyona girecek ve krom miktarının azalmadan yapıda kalması
sağlanacağından korozyon dayanımında herhangi bir düĢüĢ ile karĢılaĢılmayacaktır.
AĢĢağıdaki Ģekilde krom karbür çökelmesi hassas bölgede oluĢan korozyon
gözükmektedir:
ġekil3.1 Krom karbür çökelmesi hassas bölgede oluĢan korozyon
22
111
4. KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERĠ
4.1 ELEKTROKĠMYASAL YÖNTEMLER
4.1.1. KATODĠK KORUMA
Ġki Ģekilde uygulanır:
a. Korunacak malzemeye dıĢarıdan akım vererek,
b. Malzemeyi daha aktif bir malzemeye bağlayarak.
Katodik koruma normal olarak, elektriksel temas durumunda korozyona uğrayan
metalin galvanik seride kendisinden daha yukarıda yer alan metal ile birleĢtirilmesi
sonucunda sağlanır. Katodik korumada, korozyondan korunmak istenen metal katot
yapılarak galvanik pil oluĢturulur. Bu tür koruma sağlamak için, genelde çinko ve
magnezyum kullanılır. Bazı durumlarda bir gerilim kaynağı aracılığı ile koruyucu akım
elde edilir. Bu durumda anot karbon, grafit veya platin gibi koruyucu malzemelerden
oluĢur. Yer altında boruların korunması için anotlar borudan 2,4-3,0 m uzağa gömülür.
Anotların her biri kollektör kabloya bağlanır ve bu da boru hattına lehimlenir. Akım
anotdan toprağa gönderilerek, boru hattında toplanır ve kollektör kablo vasıtasıyla
anoda geri döner.
4.1.2. ANODĠK KORUMA
Aynen katodik korumada olduğu gibi metale dıĢtan bir akım uygulanarak koruma
sağlanır. Anodik koruma esas olarak bir pasfileĢtirme iĢlemidir. Bu nedenler bu yöntem
ancak pasifleĢme özelliği olan metallere uygulanabilir.
Anodik koruma yapılarak metal sürekli olarak pasif halde tutulabilir. Yukarıda
açıklandığı gibi pasif hal, korozyon akımının en küçük olduğu haldir. Ancak en küçük
korozyon akımı her zaman yeterli derecede küçük olmayabilir vr bu nedenle bazı
çözeltiler için bu yöntem uygun çözüm getirmez
Daha ekonomik olduğu için son yıllarda sülfürik asit fabrikalarındaki asit tankları ve ısı
değiĢtirgeçleri artık anodik olarak korunmaktadır.
23
111
4.2.KĠMYASAL YÖNTEMLER
4.2.1.ĠNHĠBĠTÖRLER
Korozyon önleyicileri, korozif etkiyi azaltmak veya önlemek için korozyon ortamına
katılan maddelerdir. Bu maddeler çoğu durumlarda metal yüzeyinde koruyucu bir
tabaka o1uĢturarak korozyonu önlerler.
Otomobil radyatörlerinde kullanılan antifriz karıĢımının içine veya ısıtma sisteminde
kullanılan suyun içerisine inhibitör katılır. Örneğin; korozyon ortamına oksit yapıcı
maddeler katılarak alüminyum, krom ve mangan gibi metallerin yüzeylerinde oksit
filmleri oluĢturulur ve böylece bu metallerin korozyondan korunması sağ1anır.
PasifleĢtiricileri anodik yavaĢlatıcılar olarak tarif etmek mümkündür. Gerçekte
pasifleĢtiriciler metalin korozyon potansiyelini soylaĢtırarak korozyon akımının çok
küçük olduğu pasif alan içine kaydırırlar.
PasifleĢtiriciler ancak belirli bir konsantrasyonun altına düĢmemek kaydıyla korozyonu
yavaĢlatırlar. PasifleĢtirici konsantrasyonunun bu düzeye ulaĢmaması halinde korozyon
olayı yavaĢla yerine hızlandırılmıĢ olur. Bu nedenle pasifleĢtiricilere tehlikeli
yavaĢlatıcılar olarak bakmak mümkündür. PasifleĢtiriciler de bir inhibitördür.
4.3..YÜZEY KAPLAMA
Temelde korozyon bir yüzey olayı olduğuna göre, korozyonun önlenmesinde yüzey
iĢlemlerinin bilinmesi gerekmektedir. Genelde malzeme yüzeylerinde yapılan
iĢlemler;
a. Malzeme yüzeyine yeni özellikler kazandırma (sertlik vb),
b. Malzemenin görünümsel albenisini artırma,
c. Malzemenin bulunduğu ortama karĢı direncini artırma yani
korozyona dayanım kazandırma.
24
111
Metal yüzeylerde bu iĢlemleri gerçekleĢtirebilmek için Ģu yöntemler
kullanılmaktadır:
Doğrudan metalin yüzeyine yakın bölgelerin özelliğini değiĢtirerek
gerçekleĢtirilen iĢlemler,
Metal yüzeyinin baĢka metallerle kaplanması,
Metal yüzeyinin ortamla tepkiyerek yüzeyinde koruyucu veya dekoratif
kaplamaların ya da katmanların oluĢması,
Metalin yüzey özelliklerini değiĢtirmek için ortama çok az miktarda katkı
maddelerinin ilavesi,
Metal yüzeyinin elektrokimyasal özelliğinin değiĢtirilmesi.
Metalik malzemeyi ortama daha dayanıklı hale getirmek için üstüne kaplanacak metal
ya da alaĢım bu metale göre daha dayanıklı ya da koruma özelliğinde olmalıdır. Özde
bu tip kaplamalar metali korumanın yanında dekoratif görüntüyü de ortaya
çıkarmaktadır. Ancak kaplama uygulamalarında kaplamanın yapılacağı ortam, kaplama
malzemesi, uygulama Ģekilleri vb. pürüzlülükler ve yüzey kirliliği kaplama iĢlemlerinin
kalitesi üzerinde olumsuzluk yaratmaktadır. Yüzeyin mekanik, ısıl ve elektrokimyasal
yöntemlerden bir veya birkaçını kullanarak kaplama malzemesi ile yüzey arasında iyi
bir bağın oluĢturulması sağlanmalıdır. Ayrıca iyi bir kaplama yönteminin seçiminde
malzeme, alet, makine ve ortamın çok önemli olduğu unutulmamalıdır.
25
111
KAYNAKLAR
1.YALÇIN,H. ve KOÇ,T, Mühendisler Ġçin Korozyon, Kimya Mühendisleri Odası,
Ankara 1998
2. YALÇIN,H. ve KOÇ,T, Katodik Koruma, Palme Yayınları, Ankara 1998
3. YALÇIN,H. ve GÜRÜ, M, Malzeme Bilgisi, Palme Yayınları, 2006
4. SMĠTH,W.F., Malzeme Bilimi ve Mühendisliği, Literatür Yayınları, 2009
5. EKER, A.A., Korozyon Ders Notları, 2008
6. http://www.oykusandali.net/index.php/2011/11/06/metallerin-korozyonu/
7. http://odev.mentalmasturbasyon.com/kaynak/odev/makale/proje/korozyon-ve-
korozyondan-korunma/
8. http://www.chemtime.com/korozyon-hakkinda-genis-bilgi/
9. AKOVA,T., T.C. ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ, Doktora Tezi, 2008
10. ġENDENEL, E., Katodik Koruma,YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ, 2004
26
111
111
111
.
111
Recommended