View
4
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
Telekom'dan Internet iletişimine engel!
Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan hizmetlerini durdurmalarını istedi
# Türk T e l e k o m ' u n Internet ser
visi sağlayan kuruluşlara g ö n d e r d i
ği bir mesaj, Türkiye bilgisayar
s e k t ö r ü n ü n g ü n d e m i n i o l d u k ç a
m e ş g u l e t m e y e başladı. Mesajın
içeriği, kullanıcılara Internet iletişi
mi sağlayan kuruluşların bu hiz
met ler ine s o n vermeler i y ö n ü n
deydi . Çıkış noktas ı ise PTT sözleş
m e s i n d e yer alan, 'Alınan iletişim
hizmetleri, 3- şahıslara satı lamaz'
m a d d e s i idi. Mesajın, IBM Türk dı
ş ında kimlere gittiği h e n ü z açıklık
k a z a n m a d ı .
• Söz k o n u s u mesajın d u y u l m a
s ı n d a n s o n r a bazı Internet kullanı
cıları, y ine Internet aracılığıyla tep
kilerini dile getirdiler. I n t e r n e t ' d e
yer a lan mesajlarda, Türk Tele
k o m ' u n tekel o l d u ğ u n u bel ir ten
kullanıcılar, gerekli d ü z e n l e m e l e
rin bir an ö n c e yapı lmasını istedi
ler. Internet kullanıcıları, aksi tak
tirde radyocular gibi y a k ı n d a "In-
ternet ' imi ist iyorum" k a m p a n y a s ı
y a p m a k z o r u n d a kalabi leceklerini
söylüyor.
(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)
Bu sayıda...
• IBM Lotusu
neden aldı?
(Sayfa 3)
• Majör, 1. yıl
kutlamalarında
İmaj/400'ü tanıttı
(Sayfa 7)
• Hüseyin Kayacan:
Biraz da siz omuzlayın
beyler!
(Sayfa 9)
•İde Yapı, mimarlara
yöneliyor
(Sayfa 9)
• İş dünyası için 10
süper kent
(Sayfa 10)
• Sony, Apple'ı
satın mı alıyor?
(Sayfa 11)
• IBM'den büyük
ürün duyurusu
(Sayfa 14)
• Apple'dan yeni
ürünler
(Sayfa 16)
• Burak Yel:
Maceracı, girişimci,
profesyonel bir ruh
(Sayfa 18-19)
• Salonda bilgisayar
eğitimi
(Saga 24)
Telif yasası tamam,
yola devam # Yazılımcılar, Telif Hakları Yasa-
sı'nın yürürlüğe girmesinin ardından
korsan kopyacılığa karşı ortak kam
panya hazırlığında.
# Yasanın çıkmasından önce ya
bancı yazılım şirketlerinden Micro
soft, Autodesk, Borland, Computer
Associates, Lotus, Novell, Oracle ve
Software AG ortak bir bilinçlendirme
kampanyası yaptılar.
# Şimdi bu tür, kullanıcıyı bilinç
lendirmeye yönelik kampanyaların
yerli ve yabancı yazılımcıların katılı
mı ile daha etkin şekilde yapılması
bekleniyor.
• Yazılımcılar p e k çok k o n u d a
olduğu gibi bu ortak bilinçlendirme
çalışmaları için de, 5 T e m m u z 1995
tarihinde yapılacak olan toplantıda
karar çıkarılmasını bekliyor. Bu ne
denle 5 T e m m u z günü İTÜ Maçka
Sosyal Tesisleri'nde yapılacak top
lantıya tüm yazılımcıların katılımı is
teniyor.
• Bu gelişmelerin yanı sıra Micro-
soft'un önderliğinde bir Kopya Yazı
lımla Mücadele Hattı oluşturuldu. Bu
hattan yararlanmak isteyenler 0212-
272 22 39 numaraya başvurabilirler.
(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)
TBV'nin
destekleyeceği
projeler belli oldu Faruk Eczacıbaşı Başkanlı-
ğı'nda toplanan Türkiye Bilişim
Vakfı Yönetim Kurulu, 15 proje
arasından 7 projeyi destekleme
ye değer buldu. Kabul edilen
projeler şunlar: Türkiye Bilişim
Stratejisi oluşturulması, Yazılım
Tescil Ofisi kurulması, Yazılım
Korsanlığı ile Mücadele edilme
si, Yazılım Kalite Standartlarının
bel ir lenmesi, G e b z e Yazılım
Parkı kurulması, Eurometod Me
todolojisinin izlenmesi, MERNİS
Projesi'ne olurluk raporu hazır
lanması.
(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)
SAP Türkiye,
yazılımevleriyle
işbirliği yapacak Bir yandan IBM, HP gibi do
nanım şirketleriyle "Yetikili Mer
kez" (competence center) anlaş
malarını yürüten SAP Türkiye,
diğer yandan da büyük endüstri
kuruluşlarına yönelik ürünleri
nin üzerinde uygulama yazılım
ları geliştirecek yazılımevleriyle
de işbirliğine gidiyor.
(Ayrıntılı haber sayfa 6'da)
Avukat Haluk İnama Telif
Yasası'nı yorumluyor
Yeni yasanın
getirdikleri (2) Avukat Haluk İnanıcı, geçen hafta
başladığı Fikir ve Sanat Eserleri Yasa-
sı'ndaki yeni düzenlemeleri yazılım
sektörü açısından inceleyerek, yo
rumlamaya devam ediyor.
(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)
Atakta
Link ve Logo ile tabana iniyor Oracle Bilgisayar Sistemleri Ltd. Şti., indirekt satış kanalları oluşturma
kararının ardından distribütörlerini de belirledi. Oracle'ın Türkiye'deki
distribütörleri Logo ve Link oldu. Yalnız Link ve Logo'nun yanı sıra Oracle
da doğrudan satışlarına devam edecek.
(Ayrıntılı haber sayfa 7'de)
Workgroup 2000 ürünlerini duyurdu Oracle, alt uç kullanıcıyı hedeflediği Workgroup 2000 ürün ailesini du
yurdu. Workgroup 2000 ile daha alt-uç kullanıcılara da ulaşmayı hedefle
yen şirket, bu ürünlerin 6 Temmuz 1995 günü istanbul'da, 12 Temmuz
1995 günü ise Ankara'da geniş çaplı tanıtımını yapacak.
(Ayrıntılı haber sayfa 17'de)
2 h a b e r 3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23
Telif Yasası tamam, yola devam! Yazılımcılar, Telif Haklan Yasası'nın yürürlüğe girmesinin ardından korsan
kopyacılığa karşı ortak kampanya hazırlığında
CEYDA KARAN
Yeni Fikir ve Sanat
Eserleri Yasası
(FSEK), Türkiye Bü
yük Millet Meclisi'nden ge
çerek nihayet yasalaştı. An
cak u z u n süredir bu yasayı
b e k l e y e n yazılımcılar, bir
yandan da lisans sorununa
ilişkin bilinçlendirme çabala
rına girişti. Tasarının yasalaş
ması öncesinde bazı yabancı
yazılım şirketleri "bilgisayar
yazılımlarının korsan kulla
nımına karşı" ortaklaşa kam
panya başlattı. Bu postalama
kampanyas ına , Microsoft,
Autodesk, Borland, Compu
ter Associates, Lotus, Novell,
Oracle ve Software AG gibi
şirketler imza koydular. Ha
zırlanan metin, Türkiye ça
pında satıcı ve kullanıcılara
gönderi lmeye başlandı.
Ortak kampanya
Bu kampanya kapsamın
da p o s t a l a n a n dosyalarda
kullanıcı ve satıcı kuruluşla
ra kopya yazılım kullanma
nın sakıncaları ve lisanslı
kullanıcı olmanın yararlan
anlatılıyor. Kopya yazılım
kullanmanın "bilişim suçu"
olduğu, yazılım haklarının
toplam 13 yasa ile koruma
altına alındığı, aksi hareket
edenlerin suç işleyecekleri
belirtiliyor. Dosyada, dünya
da ve Türkiye'de kopya ya
zılım kullanımı ve bununla
mücade ley le ilgili bilgiler
verilerek, korsan ya da kop
ya yazılım kullanıcısı duru
m u n a düşülmemesi için bi
linmesi gerekenler anlatılı
yor. Örneğin, Microsoft'un
ortak kampanya kapsamın
da kendi kullanıcılarına yö
nelik yaptığı pos ta lamada
"Orijinal Yazılım Sertifikası"
örneği veriliyor.
Yabancı yazılımcılar or
taklaşa kampanyayla başları
nın çaresine bakmaya çalı
şırken, FSEK'te değişiklik
ö n g ö r e n yasa, Başbakan
Tansu Çiller'in özel isteğiyle
öncelik verilerek çıkartıldı.
Bu d u r u m hiç kuşkusuz ya
zılımcıları m e m n u n etti; an
cak onlar bununla yetinmeyi
düşünmüyorlar.
Türkiye'de faaliyet göste
ren yabancı ve yerli yazılım
şirketleri, yasaya genel ola
rak olumlu bakıyorlar. Yasa
nın çıkması, yazılım alanın
daki bilişim suçuna karşı şir
ketlerin işini kolaylaştırıyor,
yıllardır süren dağınıklığa
bir son veriyor. Eskiden ver
gi kaçakçılığı, marka kanu
nu, haksız rekabet, hırsızlık
gibi suçlardan açılan ayrı ay
rı davalar yerine, artık doğ
rudan konuyla ilgili bir yasa
var. Microsoft Türkiye Genel
Müdürü Emre Berkin'in de
yişiyle yeni düzenleme, "ka
saptan et, bakkaldan yağ,
manavdan sebze almak" ye
rine, " süpermarkete girip,
hepsini alma"yı sağlıyor. An
cak Berkin'e göre iş yasayla
bitmiyor. Şimdi sıra, satıcılar,
şirketler ve kullanıcıları bi
linçlendirmeye geldi.
Sadece Microsoft değil,
sektördeki diğer yabancı ya
zılım şirketlerinin yetkilileri
de yasayla ilgili öylesine
umutsuzluğa düşmüşler ki,
n e r e d e y s e yasanın çıkmış
olmasına inanamıyorlar. Yi
ne kampanyaya imza atan
yabancı yazılımcılardan Au-
todesk'in Türkiye Temsilcisi
Sayısal Grafik Pazarlama
Müdürü Eyüp Ergeçen, "Biz
3 yıl bekledik. Açıkçası b e n
ümitli değildim. Ama düşün
d ü ğ ü m ü z d e n çabuk çıktı"
diyor. Ergeçen, yasanın ken
di başına çare olmadığını
belirterek ekliyor: "Gerisi bi
ze kaldı".
Oracle Türkiye Genel Mü
dürü Nüge Gülhan ise yasa
yı, "Çok geç, ama hiç olma
m a s ı n d a n iyidir" şekl inde
değerlendiriyor. Gülhan, ye
ni yasayla bütün sorunların
çözüleceğ ine inanmıyor:
"Bu yasanın ne anlam ifade
ettiğini daha yoğun olarak
bizlerin duyurmaya çalışma
sı gerek. Bence işe daha ye
ni başlıyoruz, ama ümit va-
adediyor." Gülhan, yasanın
çıkmasının çalışmaları bırak
mak anlamına gelmediğini
de vurgulayarak, "Tam tersi
yasayı yanımıza, arkamıza
alarak devam edeceğiz" di
yor.
Yerli yazılımcılar duyarlı
Yerli yazılımcılara gelin
ce... Onlar da yasayı sadece
genel olarak olumlu bulu
yor. Örneğin, Link Bilgisayar
Genel Müdürü Murat Kasa-
roğlu, tasarıyı değerlendire
bilmek için ilk önce yönet
meliğin çıkması gerektiğini
söylüyor. Kasaroğlu, "Şu an
da ortada yönetmelik yok.
Ve bizi esas olarak etkileye
cek olan yönetmeliktir" di
yor. Kasaroğlu'na göre en
önemli konu, yasada geçen
lisans saptamasının nasıl yo
rumlanacağı. Bu k o n u d a Ka
saroğlu şunları söylüyor:
"Bu eğer bizim istemediği
miz şekilde anlaşılırsa, yanlış
olur. Bizim arzumuz burada
lisans anlaşmasına itibar
edilmesi, lisans anlaşmasının
varlığının aranmasıdır. Kul
lanım hakkının saptanması
için başka çözümler de bul
mak m ü m k ü n . Ama biz bu
teklifleri tercih etmiyoruz".
Logo Yazılım Genel Mü
dürü Tuğrul Tekbulut ise,
daha farklı düşünüyor. Ona
göre kopya yazılımla müca
dele, yazılım sektörü var ol
duğu sürece devam edecek.
Tekbulut, "Bilgisayar sektö
rünün illeti" olarak tanımla
dığı kopya yazılımların önü
ne geçmenin m ü m k ü n ol
madığını söylüyor: "Kullanı
cı, dünyanın parasını verip
lisans alacağına bedavadan
kopyalamayı tercih ediyor.
Bilinçle ilgili değil bu. Yasa
da ö n ü n e geçemez". Bilgisa
yar yazılımının Türkiye'de
h e n ü z çok küçük bir sektör
o lduğunu kaydeden Tekbu
lut, sektörün çok kısa bir sü
re içinde büyüyeceğini ve
büyüdükçe de korsan kopya
kullanımının artacağını dü
şünüyor. B u n u n ö n ü n e ge
çilmesi için de hükümet baş
ta olmak üzere üniversiteler,
kamuoyu kuruluşları ve sek
törün hassasiyet göstermesi
gerekiyor.
Yeni kampanyaların
eşiğinde..
Yeni yasayı arkalarına
alan yazılımcılar, şimdi yeni
bilinçlendirme faaliyetleri ve
yeni kampanyaların eşiğin
de. Tek tek şirketler, -özel
likle yabancı yazılım şirket
leri- ş imdiden korsan kopya
kullanımının zararlarına kar
şı uyarıcı çalışmalar yapıyor.
Örneğin Microsoft, lisansla-
ma sorunuyla ilgili çalışma
lara başladı. Şirket içinde ye
ni yapılanmalar planlanıyor
du, yasadan sonra bu dü
şünceler daha ciddi bir hal
aldı. Henüz çok yeni olan
Kopya Yazılımla Mücadele
Hattı var. Öncülüğünü Mic
rosoft'un yaptığı bu hat, çe
şitli lisanslama soruları olan
lara yönelik bilgilendirici iş
lev taşıyor.
(Yarar lanmak isteyenler
için Tel: 0212- 272 22 39,
Faks: 0212- 272 50 24). Mic
rosoft Bilgi Bankası formu,
yine kişileri lisanslı kullanıcı
olmaya teşvik ediyor. Micro
soft'un postalama çalışma
sında, kullanıcılar aynı za
manda Türkiye'de henüz ol
mayan, ancak dünyada ör
nekleri bulunan taklit ürüne
karşı da uyarılıyorlar.
Start 5 Temmuz'da
Sayısal Grafik Pazarlama
Müdürü Eyüp Ergeçen ise
bi l inçlendirme kampanyas ı
için 5 Temmuz 'da yapılacak
ortak toplantının sonucunu
beklediklerini söylüyor. Er
geçen, "Parasal kaynakları
birleştirip d a h a etkili bir
kampanya yapmak bana gö
re daha iyi olacak. Ama o
toplantıdan neler çıkar bil
miyorum. H e p birlikte mi
hareket ederiz, kampanya
birlikte mi yapılır, ortak ka
rar verilecek" diyor.
Oracle Türkiye Genel Mü
dürü Nüge Gülhan ise, ge
rek ortak kampanya gerekse
kendileri adına ulaşabildik
leri herkesi lisans konusun
da bilgilendirdiklerini belirti
yor: "Bu hepimizin sorunu,
bu yazılım sektörünün soru
nu. H e p beraber bir şeyler
yapmamız gerek. Amaç üze
rinde hemfikir olabileceği
miz kampanyalar ı geliştir
mek."
Yerli yazılımcılar ise li
sans k o n u s u n d a o ldukça
duyarlılar. Ancak yabancı
yazılım şirketleri gibi kulla
nıcıları bilinçlendirmeye yö
nelik bir faaliyetleri h e n ü z
yok.
"Çoğunluk bilinçsiz"
Türkiye'de kopya yazılım
kul lanımının yaygınlığının
en önemli n e d e n i de kulla
nıcıların lisans k o n u s u n d a
bilinçsiz olmaları. Nüge Gül
han, "İmzalı bir kağıdın li
sans o lduğunu zannedenler
var" diyor. 2-3 yıl önce li-
sanssız satışların son derece
yaygın olduğunu, bugünse
naylon lisanslı satışların or
taya çıktığını söyleyen Gül
han, "Ama bir yıl öncesine
göre, Oracle açısından ol
dukça mesafe kattettik" di
yor.
Microsoft Türkiye Genel
Müdürü Emre Berkin de,
Türkiye'de özellikle satıcıla
rın lisanssız kopya kullanı
mının suç olduğunu bildik
leri inancında. Zaten Micro
soft'un eski yasalara dayana
rak açtığı davaların hepsi sa
tıcıları hedef alıyor. Öte yan
dan Microsoft, kullanıcılara
karşı katı bir tutum almaktan
kaçınıyor. Berkin, özellikle
büyük şirketlerin üst düzey
yöneticilerinin de aralarında
o l d u ğ u n u d ü ş ü n d ü ğ ü bir
kesimin korsan kopya kulla
nımın suç olduğunu bilme
diklerini söylüyor. Berkin,
"Bu yüzden bizim öncelikli
amacımız, bu yönde bir bi
linçlendirme sağlayabilmek"
diyor.
Sonuç olarak, yazılımcıla
rı biraraya getirecek olan 5
T e m m u z toplant ıs ından,
meslek birliğinin yanı sıra
ortak bir kampanya kararı
da çıkabilir. Zaten amaçlar
d a n biri de birlikte hareket
e tme yeteneği geliştirmek.
Sektör içinde uzun bir süre
dir çıkması beklenen yasa
nın etkisine gelince; Türki
ye'de son yıllarda yaygınla
şan korsan kopya kullanımı
nın ö n ü n e geçebilecek mi
bilinmez ama bu k o n u d a en
azından hukuksal kolaylıklar
sağlayacağı ve en önemlisi
de sektörü hareketlendirece
ği kesin.
Kayıtlı Kullanıcı
Olmanın Avantajları
* Kalite güvencesi
* Teknik destek verilen
güvenilir uygulama ve
sistemler
* Ürün eğitimi
* Virüslere karşı koruma
* Düşük maliyetle ürün
güncelleştirme
* Yüksek verim
Kopya Kullanımın Sakıncaları
* Lisanssız yazılım kullanan şirketlerin personeli, verim
artırmak için gerekli eğitimi alamaz.
* Eğitim eksikliği yazılımlardan beklenen randımanın
alınmasını önler.
* Lisanssız yazılımlar, h e m teknik destekten, h e m de
kalite güvencesinden yoksundur.
* Kopyalama yoluyla işyerindeki bilgisayar ortamına
virüs taşıma riski büyür.
* Lisanssız yazılımları güncelleştirme gereksinimleri şirket-
ketlere tahmin edildiğinden çok daha pahalıya mal olur.
3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 h a b e r 3
IBM, Lotus'u neden aldı? IBM, PC yazılımlarında uygulama alanında
Microsoft'a karşı güçlü olabilmek için Lotus'u
satın almasının ardından, özellikle Lotus Notes'a
büyük yatırım yapacağını açıkladı.
NURAY ÖZKAN
Geçtiğimiz haftalarda
yazdım endüstrisini
çok yakından ilgilen
diren bir gelişme oldu. IBM,
3.5 milyar dolara yakın bir
para ödeyerek Lotus'u satın
aldı. Bütün çevreler, IBM'in
Lotus'u almasını çok doğal,
ticari bir karar olarak değer
lendirirken, bu birlikteliğin
her iki şirkete de büyük kat
kılar sağlayacağında birleşi
yor.
IBM'in özellikle uygulama
yazıl ımlarında öneml i bir
know-how'a sahip olan Lo
tus'u satın almasının arka
sındaki neden, çok gizli de
ğil. IBM son yıllarda PC ha
reketine oldukça ö n e m veri
yor. IBM cephes inde 1994
yılı, PC operasyonu açısın
dan kötü geçmişti. Bu yıl ise
PC operasyonunu daha et
kin kılmak için yeni arayışlar
içine girerek, özellikle PC
yazılımları konusuna ağırlık
verdi. Amaç, bu yıl PC bölü
m ü n ü her yönüyle kâra ge
çirmek.
IBM'in yazılım cephesin
de güçlü olduğu taraf ise, iş
letim sistemleri. IBM, Micro
soft'un Windows'95'ine karşı
OS/2 Warp'i güçlü bir şekil
de hazırlıyor. Şirket, kendini
teknik açıdan güçlü gördü
ğü işletim sistemi alanına,
uygulama yazılımlarını da
eklemek için Lotus'u satın
aldığını duyurdu. IBM, Lo-
tus'un, uygulama yazılımları
a lanındaki k n o w - h o w ve
deneyiminden yararlanarak
Microsoft'un pazarını tehdit
etmeyi planlıyor.
Şirketin hedefinin, çalış
ma gruplarının elektronik
posta ile iletişim kurmaları
na ve bilgisayar ağlarında
bilgi paylaşımına olanak ta
nıyan Lotus Notes yazılımını
bünyesine katmak olduğu
açıklanıyor. Bu a ş a m a d a n
sonra her iki şirketin pozis
yonu, çalışma şekilleri, ü-
rünlerin geleceği, distribütör
ve dağıtım kanallarının deği
şip değişmeyeceği gibi soru
lar yanıt bekliyor. Aynı soru
lar Türkiye için de geçerli.
Bu k o n u d a IBM Türk Ha
ber leşme Bölüm Müdürü
Behçet Envarlı 'nın yaptığı
açıklama şöyle:
"Şu anda elimizde belirli
bir bilgi yok. Yurtdışında
IBM Başkanı, Lotus ile olan
ilişkisini üst düzeyde yürü
tüyor. IBM, Lotus'un kendi
iç organizasyonuna ve yapı
lanmasına karışmak niyetin
de değil. Lotus, yine pazar
daki k o n u m u n u aynen sür
dürecek. Ancak üst düzeyde
stratejilerin belirlenmesinde
her iki şirket de ortaklaşa
karar verecek. Şu anda şir
ketlerin satış sözleşmeleri
devlet tarafından inceleni
yor. Bunun sonucu Tem-
m u z ' u n ortasında belli olur.
IBM-Lotus cephesindeki ge
lişmeler t a h m i n e n Eylül
ayında belirginlik kazanma
ya başlar."
Bu arada, IBM Türk'ün
PC yazılımları k o n u s u n d a
çalışan ç ö z ü m ortaklarına
gönderdiği ürün satış liste
sinde, bir süredir Lotus yazı
lımlarının da yer aldığı gelen
bilgiler arasında.
Bilgi Toplumu "Çalışma Dokümanı" için öneriler (II)
T I N A Z TİTİZ
G eçtiğimiz haftaki yazımda, toplumumuzun
bir Bilgi Toplumu'na dönüştürülebilmesi için
gereken Politika Dokümanı'nın alt-yapısı denilebi
lecek bir Çalışma Dokümanı'nın başlıklarını ver
meye başlamış, ama bir bölümü de bu haftaya
sarkmıştı. Kaldığım yerden devam ediyorum:
A. Sorunların çözümünde "bilgi"nin değil,
onun alternatiflerinin -ki aşağıda belirtilmektedir-
kullanılması (devam):
a
b
c
d. Sorunlardan şikayet ederek tatmin
olma (halk arasında en yaygın
yollardan birisidir):
1. "Şikayet etme"nin sağladığı psiko
lojik rahatlık,
2. Kendinin, sorunların benzerlerine
neden olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesi ("be
nim durumum farklıdır"),
3. Sorunların çözüm yolu hakkında
yeterli bilgi/beceriye sahip olmamak, bildiklerini
yeterli saymak,
4. Saldırganlığa yol açan içsel ne
denlerin şikayet kılıfı altına saklanması:
i. Toplumdaki ruhsal sağlık so
runlarının yaygınlığı
e. Hazır çözüm kalıpları kullanıp soru
nu çözmek ya da daha çoğunlukla çözemeyip so
runa şekil değiştirtmek:
1. Okul-aile-çevre üçlüsünün gele-
nekselleştirdiği kalıpçı (neden aramayan) düşünce
biçimi:
i. "Düşünme biçimi"m\z'\ oluştu
ran bileşenler içindeki "nedenselliğe dayalı dü
şünme bileşeni" nin gelişmemiş oluşu,
ii. Eğitimdeki ezber geleneği.
f. "Süslü ve anlaşılmaz sözler" yoluyla
sorunların çözülmüş "gibi" gösterilmesi:
1. Kavramların, üzerler inde ortak
anlayışlar oluşmamış, dolayısıyla da içlerinin iste
ğe göre doldurulabilir olmaları nedeniyle, birbiri
ne zıt hükümler dahi aynı kavramlarla a ç ı k-
lanabilir hale gelmiştir:
i. Türkçe dilinin, kök-türev ilişki
leri belli olmayacak biçimde yabancı sözcükler ta
rafından yozlaştırılmış olması, düşünce üretim bi
çimimizi de olumsuz etkilemiştir.
g. Sorunların, başkalarınca çözülmesi
ni beklemek:
1. Ailelerin çocuk yetiştirme stilinin,
genellikle "çocuğu korumaya" yönelik oluşu,
2. Bilgi-becerisi yetersiz insanların
daima kendilerini başkalarına muhtaç hissetmesi,
3. Aydın kesimin toplumu "kurtar
m a " yöntemi olarak, onların kendilerine yeter ha
le gelmelerini değil, onlar adına sorun çözmeyi
benimsemiş olması,
h. Saldırgan yolla sorunun şeklini de
ğiştirmek:
1. Toplum yaşamına kuralların ege
men olmayışı (kural kirliliği içinde kuralsız yaşam)
2. Toplumun erdem değerlerindeki
aşınma,
3. Saldırganlığı önleyebilecek de
mokratik örgütlenmelerin zayıflığı,
1. Sorunun etrafında dolaşmak (rüşvet
vb. makyavelist yöntemler):
1. Erdem değerlerindeki aşınma
2. Erdem sorunu görüntüsünde orta
ya çıkan, ama aslında başka kaynaklardan doğan
sorunları ayırdedememek:
i. Bakınız a.3.i.
j. "Cehaletten gelen cesaret" ile soru
nu çözmeye çalışma:
1. Toplumun nitelik dokusunun* ye
tersizliği nedeniyle bilgiye dayalı olmayan çözüm
lerin toplumsal tepki görmeyişi,
2. Deneme-yanı lma (kurcalama)
yöntemiyle sorun çözmeye çalışmanın genel ka
bul görmüş oluşu,
3. Doğru örnekler vererek topluma
önde olması gerekenlerin bu işlevi yap(a)mayışı,
4. Sorun çözme araçları konusuna
ticari iş olarak yapanların, toplumun bu alandaki
yetersizliğini gidermek üzere uzun vadede başarı
sağlamak yerine, bu yetersizlikten kısa vade için
de yararlanmayı tercih etmeleri.
B. Bilgi Toplumu oluşturmaya uygun nite
likli birey ve kurumların -ki bunlara kısaca Bilgi
Toplumu Elemanları (BTE) denilebilir-,
engellere karşı güçsüz oluşları:
a. (BTE) etkin olarak örgütlenmemiş-
tir:
1. Hedef tanımlama, örgütlenme
vb. konulardaki yetersizlikler -ki ilk yazılarımda
bunun üzerinde ayrıntılı olarak durmuştum-,
2. Devletin ana işlevinin sorun
çözmek değil, sorunları çözmek
durumunda olanlar için ortam yara
tıp korumak olduğunun anlaşılmamış -halen- olu
şu,
b. (BTE)'nin, karşı karşıya bulunulan
sorunları doğru tanımlayamamış, doğru tanılar ko
yamamış olması:
1. Nedensel düşünme biçiminin
yerleşmemiş olması**,
2. Sorunları doğru tanımlamış olanların
ise seslerini duyuramayışları:
i. Bakınız B.a
Son bölümüne devam etmek üzere bu haftalık
da hoşça kalınız.
(*) "Nitelik" deyimiyle, bireylerin bilgi-beceri, zeka, ruh sağlığı ve erdem değerlerinin bileşkesi; "nitelik d o k u s u " deyimiyle ise toplumu oluşturan bireylerin niteliklerinin şekillendirdiği "doku" kastedilmektedir.
(**) Bu konudaki bir analiz BEYAZ NOKTA Vak-fı'ndan edinilebilir.
İ.Ü. Tıp Fakültesi
teklif bekliyor
İstanbul Tıp Fakültesi, ma
li, idari ve her türlü eğitim
işlemlerinin otomasyonunu
gerçekleştirmek için Türki
ye'deki bilgisayar şirketlerine
çağrıda bulunuyor. Kuruluş,
3 bin yatak ve yıllık yaklaşık
500 bin poliklinik hasta sayı
lı kuruluşun veri akışını yö
netebilecek nitelikte Verita-
banı Yönetim Sistemi'nin do
nanım ve yazılımıyla birlikte
anahtar teslimi kuruluşunu
yapacak şirketler arıyor. Pro
jenin başlangıç bedeli olarak
1 milyor dolar öngörülmüş.
Son başvuru tarihi, 17 Tem
muz 1995 olan proje için ay
rıntılı bilgi, istanbul Üniversi
tesi Tıp Fakültesi Otomas-
yon-Organizasyon Komite-
si 'nden alınabilir.
4 h a b e r 3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23
Bilinçlendirme M . S İ N A N O Y M A C I
Trio Çözümevi Yönetici Ortağı
Satış veya pazarlama kadrolarında çalışanların görevi, müşterinin istediği bir
sistemi, s a d e c e ciro yapmak için, ihtiyacı karşılamayacak bir ürün o lsa bile önermek midir, ya da akılcı bir sistem talep edilmiyorsa, satışı kaybetmek pahasına, gerekli verilerle kullanıcıyı bi l inçlendirmek midir?
Pek ç o ğ u n u z buna tabii ki, ikincisi, yani "kullanıcıyı bil inçlendirmektir" d iyeceks iniz. Ancak, madalyonun bir de öbür yüzüne bakalım. Satış kadrolarının görevi de kendilerine verilen hedefi tutturmaktır. Dolayı-sı ile karşılıklı çe l iş iyormuş gözüken bir durumla karşı karşıya gibiyiz.
Gerçekte, böyle bir sorun yok. Satış kadrosu gayet makul bir şeki lde kullanıcının istediği sistemin, ihtiyacı karşılamayacağını gördüğü zaman, akılcı bir metodla ihtiyacı karşılayacak sistemi önerebil ir ve satabilir. Bu durumda da kotasını doldurmuş olacaktır.
Sadece müşteri istedi d iye bir sistemi satmak, pazar şartları böyle oluşuyor, kullanıcılar bunu görmek istiyor, nasıl o lsa anlamazlar d iye eski teknolojiyi sunmak, bizim mal ımız en iyisidir lafları artık geride kaldı. Bizim kullanıcılarımız da yurtdışı yayınları takip ediyorlar. Üstelik, artık yurtiçinde yayınlanan bilgi iş leme yönel ik yayınlarda da bir artış ve kalite gözleniyor. Haberleri yabancı yayınları izleyerek öğrenmek zorunda deği ls iniz. Haftalık bilgi teknolojisi gazeteleri aracılığı ile hem yurtiçi, hem yurtdışı gel işmeleri h e m e n h e m e n anlık takip edebiliyorsunuz.
O zaman, satış yapmadan ö n c e iyice düşünmel iy iz . Müşteri kendi istediği malı alırsa, sistem işine yaramadığında, "Ama siz bu sistemi istemiştiniz" deyip, bu cümlen in arkasına saklanmak kolay değil. H e m e n bir örnek vereyim, öze l l ik le son d ö n e m d e ortaya çıkan yazılımlar, çalıştırılmak için, eskiden akla dahi get ir i lemeyecek kapasitelerde bil
gisayarlar istiyorlar. Kullanıcı, s izden bir sistem almak istediğinde, kullanacağı yazıl ımı söylüyor ve sizin bilginiz dahi l inde düşük kapasite talep ediyorsa ne yaparsınız? İstediği konfigürasyonu verir, daha sonra sistemi büyütürsünüz. Ya da, baştan bu sistemin küçük o lduğunu, biraz daha büyük bir sistem alırsa, daha iyi performans e l d e edeceğ in i söyleyip, başka bir sistem önerirsiniz.
Ü ç ü n c ü bir alternatif daha var ki, henüz Türkiye'de yaygın olarak kullanılmıyor, "Bağımsız Bilgi Teknolojisi Danışmanl ığı" şirketi ile fikir alışverişinde bulunmasını sağlarsınız. Bu durumda kullanıcıyı ikna etmek, gerçekçi verilerle onların işi o lacak ve somut tablolar, kullanıcının ikna edi lmesini kolaylaştıracaktır.
Biraz havayı değiştirelim. Briç meraklılarına bir müjdem var. "Bridge D e l u x e II with O m a r Sharif" isimli briç programı "Interplay" firması tarafından piyasaya sürüldü. Briçseverlerin ve aynı z a m a n d a bilgisayar meraklılarının ince lemesi gereken bir yazılım. Yerel ağ ortamlarında çal ışma özel l iğinin yanı sıra, son sene lerde çok popüler olm u ş çeşit l i konvans iyonlar ın parametrik olarak seçi lmesi ops iyonu da var. O l d u k ç a iyi bir oyun stiline sahip.
Geçtiğimiz günlerde, " N B C Super Channel" te lev izyon kanalında "Tycoons" isimli programda Bili Gates' in yaşam öyküsü anlatıldı. Tesadüfen i z l eme fırsatı bulduğum son d e r e c e iyi hazırlanmış bu programın, yayın lanmadan ö n c e bilgi işlem sektörüne duyurulmasında fayda vardı.
" U ç taşınma bir yangın kadar kötüdür." Benjamin Franklin. Geçt iğ imiz hafta şirketi taşıdık da, bu sözü anımsayınca, kendis ine daha çok hak veriyorum.
İletişim Adresi: TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş. E-mail: 7005B@anadolu.net
Türk Telekom'dan
Internet iletişimine engel! Türk Telekom, Internet servisi sağlayan kuruluşlardan
hizmetlerini durdurmalarını istedi
G eçtiğimiz hafta Türk
Telekom'un Internet
servisi sağlayan ku
ruluşlara gönderdiği bir me
saj, Türkiye bilgisayar sektö
r ü n ü n gündemini oldukça
meşgul etti. Mesajın içeriği,
kullanıcılara Internet iletişi
mi sağlayan kuruluşların bu
hizmetlerine son vermeleri
yönündeydi . Çıkış noktası
ise PTT sözleşmesinde yer
alan, 'Alınan iletişim hizmet
leri, 3- şahıslara satılamaz'
maddesi idi. Mesajın, IBM
Türk dışında kimlere gittiği
henüz açıklık kazanmadı.
TÜBİTAK ve ODTÜ, bir
süre ö n c e Internet servisini
dışarıya taşıma kararı alarak
Internet 'e bağlanma ve abo
nelik işlemlerini yürütecek
özel kuruluşların belirlen
mesi üzer inde çalışmaya
başlamıştı. Ardından da TR-
NET Servis Sağlayıcı Kurum
lar Protokolü oluşturuldu ve
ücret tarifesi belirlendi. Bu
gel i şmelerden sonra Türk
Telekom'un, servis sağlayan
kuruluşlara, Internet servisi
ni 3'ncü şahıslara kullandır
dığı için hizmetine son ver
mesi uyarısında bulunması,
sektörde çeşitli yorumlara
yol açtı. Bu k o n u d a görüştü
ğ ü m ü z şirket yetkililerinin
çoğu, Türk Telekom'un bu
uygulamasını Internet iletişi
minde tekelleşmeye doğru
gidildiğinin bir sinyali olarak
değer lendirdi . Türk Tele
k o m ' u n özel bir şirket olarak
hareket etmesi gerektiğini
belirten yetkililer, hiç bir şe
kilde iletişim özgürlüğünün
kısıtlanmamasını istediler.
Bir başka kaynağa göre
Türk Telekom'un bu uygula
masının arkasında yatan ne
den; Internet hizmetini, TÜ
BİTAK ile ortaklaşa vermek
istemesi. Öte yandan, sektör
deki kuruluşlar söz konusu
uygulamada doğrudan doğ
ruya hizmet verildiği için,
b u n u n yasal bir dayanağı ol
madığında birleşiyor. Ancak
bir yandan da Türkiye'nin
uluslararası düzeyde bir In
ternet politikası olması ge
rektiği, Internet çıkışının bir
çok sayısız hattan değil de
belirlenen bir ya da birkaç
hattan sağlanması gerekliliği
de göz ardı edilmiyor.
Türk Telekom'un, gön
derdiği mesajı, IBM Türk
Haberleşme Bölüm Müdürü
Behçet Envarlı şöyle değer
lendiriyor. "Internet diye bir
hizmet varsa, Türkiye de bu
hizmetten yararlanmak du
rumunda. Bu gerçekten yola
çıktığınızda, IBM burada bir
hizmet sağlıyor. Ama 'paralı
hizmet sağlanıyor, bu anlaş
maya aykırı' deniyorsa, ko
nuya o tarafıyla bakmak ge
rek. Ancak ilteşim hizmetle
rindeki sözleşme içeriği, tek
nolojiyle paralel gitmiyor.
Hat savaşçılığı yapmak yeri
ne, bu soruna bir çözüm ge
tirmek gerek. Türk Telekom'
d a n bize gelen mesaj resmi
değil, sözlü bir mesaj. Bildi
ğim kadarıyla şu anda hiç
kimsenin hattı kesilmiş de-
gil."
G ö r ü n e n o ki, Türk Tele
k o m ' u n gönderdiği mesaj,
sektörde bazı tartışmalar ya
ratacak. Ancak söz konusu
uygulama h e n ü z k ö k ü n d e n
ç ö z ü m l e n m i ş değil. PTT
söz leşmes inde yer alan
m a d d e de yoruma ve uygu
lamaya son derece açık.
TBVnin destekleyeceği projeler belli oldu
Türkiye Bilişim Vakfı
Yönetim Kurulu, 24
Haziran 1995 tarihin
de Koç Üniversitesi'nde top
landı. Türkiye Bilişim Vakfı
Başkanı Faruk Eczacıbaşı
başkanlığmda 2. kez yapılan
Yönetim Kurulu toplantısın
da, Vakfın ele alacağı proje
ler görüşülerek karara bağ
landı. 15 projenin görüşüldü
ğü toplantıda, 7 proje Vakıf
amaçlarına uygun bulunarak
kabul edildi. Kabul edilen
projeler şunlar:
Türkiye Bilişim Stratejisi
Projesi: Halıcı Şirketler Gru
bu Yönetim Kurulu Başkanı
Emrehan Halıcı tarafından
önerilen proje, dünya ve ül
ke koşulları çerçeves inde
"Türkiye Bilişim Stratejisini
ilgili kuruluşlarla işbirliği ya
parak belirlemek ve bu stra
tejinin uygulanmasını sağla
mayı amaçlıyor.
Yazılım Tescil Ofisi Kurul
ması Projesi: Logo Yazılım
Genel Müdürü Tuğrul Tek
bulut ve Avukat Haluk Inanı-
cı tarafından önerilen proje,
yazılım ürünleri için bir tescil
mekanizması oluşturulması
amacını taşıyor.
Yazılım Korsanlığıyla Müca
dele Projesi: Tuğrul Tekbu-
lut'un önerdiği proje, yazılım
ürünlerinin haksız kopyalan
ması ile mücadele ve telif
haklarının korunmasın ı
amaçlıyor.
Yazdım Kalite Standartları
Projesi: I-Bimsa Kalite Dene
tim ve Kişisel Bilgisayar Mü
dürü Tayfun Bulkaz tarafın
dan önerildi. Proje, özellikle
yazılım endüstrisinin sağlıklı
gelişebilmesi için teknik ve
sunuşa yönelik standartlar
oluşturulmasını sağlamayı
amaçlıyor.
Gebze Yazdım Parkı Projesi:
Faruk Eczacıbaşı tarafmdan
öner i len projenin amacı,
Gebze Organize Sanayi Böl-
gesi 'nde bir Yazılım Parkı
oluşturulması. Bu proje çer
çevesinde, Yazılım Parkı yö
netimi ve finansmanı, altyapı
tesisi, küresel yazılım pazar
lama organizasyonu, eğitim
faaliyetleri, devlet desteğinin
sağlanması amaçlanıyor.
Euromethod Metodolojisi
Projesi: ODTÜ öğretim üyesi
Prof. Dr. Ziya Aktaş ve
CyberSoft Ltd. Şti Yöneticisi
Yük. M. Semih Çetin tarafm
dan önerildi. Proje, AB ülke
lerinin Euromethod projesi
nin Türkiye'nin çıkarları için
kullanabilmek açısından ta
kip edilerek, gerekli çalışma
ların yapılmasını amaçlıyor.
MERNİS Olurluk Projesi:
Koç-Unisys Genel Müdürü
Bülent Gönç ve TBV Bilişim
Uzmanı Tuncer Üney tarafın
d a n önerilen projenin amacı,
MERNlS Projesi'nin sağlıklı
bir biçimde sonuçlandırılma
sına yönelik çalışmalar yap
mak. Bu amaçla, proje kap
samında 2 yıllık bir süre içe
risinde bir olurluk çalışması
yapılacak. Proje için oluştu
rulan temas grubunun, Baş
bakanlık ile gerekli ilişkileri
sürdürmesine karar verildi.
Öte yandan Vakıf Yöne
tim Kurulu'nun ilk toplantı
sında destek vereceği proje
ler kapsamına alınan Prof.
Ümit Karakaş önderliğindeki
Türkçe Kod Standartlarının
Oluşturulması Projesi çalış
maları da sürüyor. Bu kap
samda Karakaş' ın Helsin
ki 'de yapılan Uluslararası
Optik Karakter Tanıma Kon
feransına Türkiye'yi temsi-
len katılması sağlandı.
6 h a b e r 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23
SAP Türkiye, yazılımevleriyle işbirliği yapacak Bir yandan IBM, HP gibi donanım şirketleriyle "Yetkili Merkezler" (competence center)
anlaşmalarını yürüten SAP Türkiye, diğer yandan da büyük endüstri kuruluşlanna yönelik
ürünlerin üzerinde uygulama yazılımları geliştirecek yazılımevleriyle de işbirliğine gidiyor.
NURAY ÖZKAN
Geçtiğimiz yılın son ayların-
da Türkiye'de bir ofis açan
SAP, faaliyetlerine devam
ediyor. İkinci kullanıcı grubu top
lantısını geçtiğimiz haftalarda ya
p a n ve toplantıda yerelleştirme
projesine ilişkin bilgi veren şirket,
Türkiye pazarına özellikle yerelleş
tirme konusunda önemli yatırımlar
yapmış durumda. SAP'nin yerelleş
tirme projesi için ayırdığı miktar, 3
milyon Alman Markı. Bunun yanı
sıra şirket, IBM, HP gibi büyük do
nanım şirketleriyle "Yetkili Merkez"
(competence center) anlaşmaları
yapıyor. Geçtiğimiz haftalarda bu
listeye Siemens de katıldı. Şirket,
Siemens Nixdorf, AT&T, Eczacıbaşı
Bilgi İletim (EBl) gibi şirketlerle de
Yetkili Merkez anlaşması için gö
rüşmelerini sürdürüyor.
SAP, bütün dünyada faaliyetleri
ni iş ortaklarıyla yürütüyor. Bu iş
ortakları, donanım şirketleri olduğu
gibi yazılım ve destek şirketleri de
olabiliyor. SAP'nin amacı, Türkiye
pazar ında SAP ürünlerini bilen,
kullanan, destek veren çok sayıda
servis uzmanı yaratmak. Böylelikle
şirketin ürün ve çözümlerinin pa
zarda daha yaygm ve etkin kullanı
mı sağlanmış olacak.
SAP, gelirlerinin büyük bir kıs
mını iş ortaklarının satışlarından el
de ediyor. Örneğin, ABD'de yılda
ortalama 4 milyar dolar gelir elde
e d e n SAP, b u n u n sadece 600 mil
y o n u n u kendi alıyor. Gelirin diğer
bölümü Yetkili Merkez ve SAP çö
zümü sağlayan kuruluşlar tarafın
d a n paylaşılıyor. SAP Türkiye, bu
günlerde tüm kullanıcılarına SAP
ürünleri kapsamında Değişim Mü
hendisliği Danışmanlığı (Business
Process Reengineering) projesini
öneriyor. Endüstri kuruluşlarının
otomasyona geçişlerinde tüm iş
akışlarının yeniden belirlenip yara
tılmasını ve üretimin son basamağı
na kadar belirlenen iş akışlarının ta
kip edilmesini öngörüyor.
SAP, birlikte çalışacağı yazılımcılar arıyor
SAP Türkiye Genel Müdürü Beh
çet Yanmaz, şirketin önündeki pro
jeleri şöyle açıklıyor. "Türkiye'de
hızlı büyümemizi biraz oturttuktan
sonra iki konuya ö n e m vereceğiz.
Biri, Yetkili Merkez anlaşmaları sa
yısını artırmak ve bunlarla birlikte
yürütülecek değişim mühendisliği
danışmanlığı projeleri. Diğeri ise,
Yetkili Merkezlerin altında oluştu
racağımız, Türkiye'deki yazılımev-
leri ile birlikte çalışmak. Türkiye'de
belli konularda uzmanlaşan yazılı-
mevlerindeki elemanları alıp, ürün
lerimizin eğitimini vermeyi düşünü
yoruz. Böylelikle bu yazılımevleri-
nin, SAP kullanıcılarından gelen
özel isteklere en iyi biçimde yanıt
vermesini isteyeceğiz. O n l a r d a n
ürünlerimizin üstüne uygulama ya
zılımları geliştirmelerini, çözümler
üretmelerini bekliyoruz. Dolayısıyla
yazılımevleri, bizim ürünlerimizin
eksik taraflarını görüp bunu gider
meye yönelik çözümler de gelişti
rebilecek. Böylelikle, geliştirdikleri
ürünlerin yurtdışında da kullanıl
masını sağlayabilecekler."
Behçet Yanmaz, böyle bir orga
nizasyona gitmelerinin nedenini ise
şöyle açıklıyor: "Aslında eğitim ver
diğim şirketler bir süre sonra bize
rakip olabiliyor. Ama bu türden iş-
birliklerine gitmemiz, bizim pazar
da kalıcı olmamızı sağlıyor; ayrıca
değer yaratan k o n u m d a oluyorsu
nuz, zengin bir uygulama yazılımı
na sahip oluyorsunuz, çok sayıda
SAP ürünlerini bilen, destek veren
elemanlarınız oluyor ve böylece
kullanıcılara bire bir hizmet verebi
liyorsunuz."
SAP Türkiye'nin her türlü dona
nım ve yazılım şirketleriyle birlikte
çalışmaya gitmesindeki amaç, pa
zarda daha çok ' y a r i m i üreticisi'
pozisyonunda olmak. Şu anda Tür
kiye pazarında 11 kuruluşa hizmet
veren şirket, ileride bu sayıyı daha
da artırmak düşüncesinde.
3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 h a b e r 7
Oracle, Link ve Logo ile tabana iniyor Oracle Türkiye, Link ve Logo'yu distribütör
olarak atadı. Şirket, distribütörleri aracılığıyla
daha geniş kesimlere yayılmayı hedefliyor.
Oracle Bilgisayar Sis
temleri Ltd. Şti., indi
rect satış kanalları
oluşturma kararının ardın
dan distribütörlerini de belir
ledi. Oracle'ın Türkiye'deki
distribütörleri Logo ve Link
oldu.
Şirketin 28 Haziran 1995
tarihinde İstanbul Çırağan
Sarayı'nda düzenlediği basın
toplantısında, distribütörleri
tanıtılarak amaç ve hedefleri
açıklandı.
Oracle Türkiye Genel Mü
dürü Nüge Gülhan, Oracle'ın
Türkiye'de ilk dönemlerde
veritabanı kavramını oturt
mayı görev edindiğini, bu
görevi tamamladıklarına i-
nandıktan sonra, b u g ü n satış
kanallarına yoğunlaştıklarını
ve distribütör atadıklarını be
lirterek, "Link ve Logo satış
konusunda Oracle 'dan hiç
farklı olmayacak. Sadece
teknolojik know-how değil,
iş yapış şekilleri de şirketler
arasında paylaşılacak. Orac
le, Link ve Logo'ya tam des
tek verecek" dedi. Gülhan
ayrıca, satış sonrası eğitim ve
destek hizmetlerinin bir süre
daha Oracle tarafından veri
leceğini de sözlerine ekledi.
Distribütörler atanmasını
6 yılda Oracle Türkiye'nin
yaptığı en önemli iş olarak
niteleyen Gülhan sözlerini
şöyle sürdürdü: "Bu işbirliği
ne yürekten inanıyoruz ve
son derece büyük taahhüt
lerle işe giriyoruz. Bu çalış
ma ile Oracle'ın yüzü deği
şecek."
Oracle'ın doğrudan
satışları da devam ediyor
Şirket yetkililerinin yaptığı
açıklamaya göre, Link ve Lo-
go 'nun yanı sıra Oracle Tür
kiye'de Oracle ürünlerinin
satışına devam edecek. Ya
pılan açıklamalardan Link ve
Logo'nun daha çok yine ay-
Oracle Türkiye Genel Müdürü
Nüge Gülhan.
nı gün duyurusu yapılan ve
alt uç kullanıcılara yönelik
olan Oracle W o r k g r o u p /
2000 ürün ailesine yoğunla
şacağı anlaşılıyor. Oracle
Ltd. Satış Kanalları ve Pazar
lama Koordinatörü Ebru Ay-
gün 'ün verdiği bilgiye göre,
Oracle Türkiye s a d e c e
Workgroup/2000 ürün aile
sinin doğrudan satışını yap
mayacak.
Link ve Logo, Oracle
ürünleri için dağıtım kanal
ları oluşturacak. H e n ü z çok
netleşmeyen bu kanalda ba
yiler, büyük müşterilere yö
nelik satış grubu, yetkili eği
tim merkezleri ve çözüm ev
leri yer alacak.
Link Yazılım Genel Mü
dürü Murat Kasaroğlu basın
toplantısında yaptığı konuş
mada, Oracle' ın hedefinin
satış kanalları oluşturarak alt
uç kullanıcıya inmek oldu
ğunu belirterek, bu hedefin
Link Grubu 'nun stratejilerine
de uygun bu lunduğunu söy
ledi. "Oracle'ın satışlarının
tamamını almayı hedefliyo
ruz" diyen Kasaroğlu, Orac
le dis t r ibütör lüğünü Link
Grubu içindeki LinkPOS şir
ketinin yapacağını açıkladı.
Logo Yazılım Genel Mü
dürü Tuğrul Tekbulut ise,
"Yerel g ö r ü n ü m kazanmak
ve yerel uzmanlığa sahip ol
mak için Oracle bizimle çalı
şıyor" diyerek, Türkiye'de
veritabanı kullanımının yay
gınlaşması için öncelikle ve
riye olan gereksinimin art
ması gerektiğini belirtti.
Öte y a n d a n şirket,
Workgroup 2000 ürün ailesi
ni 6 T e m m u z tarihinde İs
tanbul'da, 12 T e m m u z tari
hinde ise Ankara'da geniş
bir kesime tanıtacak.
Bilişim sektörü stratejisi NEZİH KULEYİN
SEMOR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
K alkınma planlarının hazırlanmasının temel nedeni, ülkenin topyekün kalkınmasının koordineli bir biçimde gerçekleşti
rilmesidir. Koordinasyon görevini sağlamaktan sorumlu olan hükümetler ve planlanmanın yürütülmesinden sorumlu olan kuruluşlar olurken, mikro ölçekte her sektöre de kendisini planda belirtilen hedefler doğrultusunda yeniden gözden geçirmek ve sektörel planını ona göre yapmak gibi bir görev düşmektedir.
Sektör dediğimiz kavram, dar anlamda o işkolunda üretim yapan kuruluşlardan oluşmaktadır. Tanım böyle yapıldığı zaman zaten birbiri ile kıyasıya bir rekabet içerisinde olan bu kuruluşların uyumlu bir sektör stratejisi oluşturmaları nasıl beklenebilir? Diğer bir deyişle, bu sektör planı nasıl ve kim tarafından oluşturulacaktır? Bilişim toplumu gönüllü kuruluşlar toplumudur ve bu planları hazırlama görevi de günümüzde sektörel gönüllü kuruluşlara düşmektedir.
En yalın biçimi ile sektörel plana başlanması için şu sorguların yapılması gerektemktedir. Ülkenin kalkınması için hazırlanan planın hedefi nedir? Bu hedefin gerçekleşmesinde sektörün rolü nasıl belirlenmiştir? Sektör, yönlendirici ve kaynak yaratan bir sektör olarak mı planda yer almakta, yoksa edilgen ve kaynak tüketen bir sektör olarak mı ele alınmaktadır? Sektörün diğer sektörler ile olan ilişkisinde belirsiz olan bir yön var mıdır? Uluslararası boyutta sektörün geleceği nasıl görülmekte ve gelecek beklentilerinde belirsiz olan noktalar var mıdır?... vb.
Bu sorulara ek olarak bilişim sektörü için bir plan yapılırken varsayılması gereken bir olgu var ki, o da bilişim sektörünün ilişkisinin olmayacağı herhangi bir sektörün olamayacağıdır. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı stratejisine baktığımızda, ülkenin belirlenen yapısal sorunları sıralanırken söylenenlerin herbiri için bilişim sektörünün geliştirebileceği bir çözümün var olduğudur.
Var olan bu darboğazlar nelerdir? Birinci sırada sayılan darboğaz, insan kaynaklarının geliştirilme gereksinimidir. Ülkemizde insan, çok yönlü olarak geliştirilmesi gereken bir kaynaktır. Bu yönleri, aklımıza geldiği biçimde sıralarsak; kırsal kesimde henüz çözümlenmemiş bir okur yazarlık sorunu halen sürmektedir, henüz orta dereceli okullardan mezun insanların bile sayısı yüzde onların üzerinde değildir, meslekte uzmanlık konusu neredeyse her meslek dalı için bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. İkinci sırada sayılan sorun, aile planlaması hizmetlerinin yetersizliği ve sağlık sorunudur. Görülen o ki, etkili bilişim sistemlerinin kurulmamış olması, bu sorunların giderek ağırlaşarak önümüze gelmesine neden olmaktadır.
İşgücü piyasalarının iyi bir biçimde işletilememesi, tarım ve sanayi sektörlerinin henüz dünya ile bütünleşme konusunda yeterli adımları atmamış olmaları, bilim ve teknoloji politikalarının diğer sektörlerle uyumlu olarak belirlenmemiş olması, mal ve hizmet üretimini geliştirmeye yönelik ulusal stratejilerin, politikaların ve kalkınma planlarının ana ekseni olarak bilim ve teknolojideki gelişmenin alınmaması diğer önemli soruları oluşturmaktadır.
Bilişim sektörü, sektörel planını yaparken kendisini matrisin satırındaki ya da sütunundaki bir eleman olarak gördüğü taktirde en büyük yanlışı yapıyor demektir. Bilişim sektörü VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı'na uygun bir sektörel plan yapacaksa, kendisini tüm sektörlerin derinliğinde görmeli ve planın üçüncü boyutunu oluşturmalıdır. Bu plan tüm sektör çalışanları ve firmalarının klavuzu olacak bilinçle ele alınmalı ve hazırlanmalıdır.
Majör, 1. yıl kutlamalarında İmaj/400'ü tanıttı Haziran 1994'de kurulan
ve IBM AS/400 ailesi
Uygulama Ortağı olan Majör
Bilgisayar Sistem Geliştirme
Hizmetleri ve Tic. Ltd. Şti.,
24 Haziran 1995 tarihinde 1.
yılı nedeniyle bir kutlama
yaptı. Heybeliada Merit Hal-
ki Palas'daki kutlamaya Ma-
jör'ün kullanıcıları yoğun ilgi
gösterdi.
Majör Ltd. Genel Müdürü
Hüseyin Kobal yaptığı ko
nuşmada, çoğu şirketin güç
lük çektiği, bazı şirketlerin
k a p a n m a k d u r u m u n d a kal
dığı kriz d ö n e m i n d e bir şir
ket kurmanın zorluklarından
söz ettikten sonra, böyle bir
ortamda Majör'ün bir yıllık
çalışmalarının son d e r e c e
başarılı o lduğunu vurguladı.
Majör'ün müşterileri ara
sında ÇBS, Kaptan Demir
Çelik, Fırat Plastik, Lever, Ali
Raif ilaç, Ay Yıldız, Tetaş,
Böhler gibi kuruluşlar bulu
nuyor.
İmaj/400 yazılımı
Majör, 1. yıl kutlamasında
kullanıcılarına Imaj/400 ya
zılımını da duyurdu. Hüse
yin Kobal, gazetemize verdi
ği özel demeçte, lmaj/400'-
ün üretici kuruluşlar için
komple bir paket o lduğunu;
içinde ticari uygulamalar,
üretim ve maliyet, üretim
planlama, finansman projesi,
Yönetim Bilgi Sistemi mo
düllerinin bu lunduğunu be
lirtti.
AS/400 üzerinde çalışan
tmaj/400, orta ve büyük öl
çekli kuruluşları hedefliyor.
Paket modüler olduğu için,
modüller tek tek kullanılabi
leceği gibi bütünleşik olarak
da çalışıyor. Hüseyin Kobal,
kuruluşların kendi geliştir
dikleri mevcut uygulamala
rıyla bütünleş ik olarak
lmaj/400'ü de kullanabile
ceklerini bildiriyor.
Kobal, en önemli sorunla
rının son zamanlarda sayıla
rı artan yabancı yazılımlarla
rekabet o lduğunu belirtiyor.
H e m e n h e m e n aynı nitelik-
lerdeki yabancı yazılımların,
çok yüksek fiyatlarla satıl
masına dikkat çeken Kobal,
Türkiye'deki yazılım üretici
lerinin bu k o n u d a işbirliği
yapmaları gerektiğini savu
nuyor.
8 h a b e r 3-9 Temmuz 1995 . Sayı: 23
Ulusal Bilgisayarlaşma Model ve Master Planı
M U S T A F A A K G Ü L
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi
Dünyanın çok hızlı bir şekilde bilgi toplumuna dönüştüğü, bilginin toplumlar için
yazgısal önemi olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bilgi ve teknoloji üreten güncel ve çağdaş bilgiyi, karar vermede, mal ve servis üretiminde, eğitimde ve günlük yaşamda kullanan bir toplum, kısaca 'bilgi toplumu' olmak toplumsal bir hedef ve özlem olmak zorundadır.
Bilgi toplumu olmanın önemli boyutları
eğitimin tüm evreleriyle yeniden planlanma
sı, üniversite ve araştırma kurumlarının yeni
den yapılanması, araştırma politikalarının be
lirlenmesi ve buna ilintili bilgisayarlaşmanın
hayata geçirilmesidir.
Bilgisayarlar her gün gözlediğimiz gibi
günlük hayatın her bir boyutunu hızla sar
maktadır. Ülkemizde, yürütme ve eğitimde
bilgisayarlaşmada, zaman zaman bazı çaba
lar olmasına rağmen, henüz ciddi, tutarlı,
uyumlu, planlı bir çaba ortaya konmamıştır.
A ğ ı r işleyen devlet yapısını çağdaş, hızlı,
insana saygılı hale getirmenin yolu, iyi düşü
nülmüş kurulmuş ve işletilen bir bilgisayarlaş
madan geçmektedir. Nüfustan, tapuya, vergi
den trafiğe kadar pek çok konuda karmaşıklı
ğı ancak iyi örgütlenmiş bilgisayar ağlarını da
kapsayan bilgisayar sistemleri ile aşabiliriz.
Veriler arasında uyum denetlenmesini hızlı
bir şekilde yapmanın tek yolu da budur.
Bilgisayarın mektup yazmak, tablolamak,
fatura basmak, banka veritabanı işlemleri gibi
sıradan işler kadar önemli bir yönü ise mal
üretimine, karar verme sürecine, eğitim ve
araştırmaya katkılardır. Bilim adamları, araş
tırmacılar, mühendisler gibi uzmanlarca ken
di uzmanlık bilgileri, matematik, bilgisayar ve
bilimsel yöntemi kullanarak bilimsel bilgi tü
retebilir; ilaç, malzeme, ürün tasarlamak/üret
mek; üretim, dağıtım yöntemleri, kısaca yeni
teknolojiler üretebilirler.
Bilgisayar bugünlerde tüm bu yetenekleri
ne ek olarak, geniş kitlelerce bir iletişim aracı
olarak kullanılmaktadır. Bilgisayar ağlarının
gelişmesiyle, bir dünya kültürü oluşumunda,
toplumu oluşturan çeşitli birimler arasında
hızlı, zahmetsiz iletişim ve bilgi paylaşımı
sağladığı için toplumun demokratik sürece
katılması, farklı görüş ve önerilerin duyurul
ması tartışılması ve kamu yönetiminin say
damlaşması konusunda yeni olanaklar ortaya
çıkmaktadır.
Tabii ki iyi düşünülmemiş bir bilgisayar
laşma tek başına bir işe yaramaz. Toplumun
ve yönetimin yeniden örgütlenmesi, yeterli
insan kaynaklarının yaratılması, eğitilmesi ge
rekir. Gerekli planlama, eğitimden yoksun bir
bilgisayarlaşma daha kötü sonuçlar verecek
tir. İsteme düzeyinde bakarsak, bilgisayarlaş
manın bir araç olduğunu g ö z d e n çıkarmamak gerekir. Diğer bir deyiş le işletmenin ana fonksiyonunu gözardı e tmeden, gerekli uzmanlarla işbirliği içinde bir bilgisayarlaşmaya gidilmelidir.
Bilgisayarlaşma ç a ğ d a ş demokratik bir
toplum olma, bilim ve teknoloji üreten bir
ulus o lma çabamız ın öneml i aracı ve parçası
dır. Bu kadar hayati bir konuda toplumu oluş
turan çeşitli kesim ve katmanlar, örgütler ve
uzmanlarca konunun çeşitli boyutlarının eni
ne boyuna araştırılıp, tartışıldıktan sonra bir
toplumsal uz laşmaya varılması ve bunun
Ulusal Bilgisayarlaşma Master Planı olarak
tescil edi lmesi gerektir.
Böyle bir plan en azından şunları içermelidir:
- Vergiden, nüfusa, yargıdan sağlığa kadar devletin temel fonksiyonlarının etkin, uygar, hızlı yapılmasını hedef alan kamunun bilgisayarlaşmasını bir z a m a n ve öncel ikler sırasına koyulması,
- Kurulacak bilgisayar sistemleri konusunda bir model oluşturulmalı ve alımlar konusunda standart tespit edil ip uygulama ilkeleri belirlenmesi (GOSIP vb). (Bu ilkeler esnek olmalıdır.)
- Bilgisayarlaşma ile ilgili yasal altyapının oluşturulması: Güvenlik, mahremiyet, şifreleme, suç, ticaret, katma değerli servisler gibi,
- İletişim altyapısı planlanmalı ve tercihen bir Ulusal Ağ İçinde üniversiteler, kamu ve öze l sektör faaliyet göstermelidir,
- Ulusal boyutta internet ve başka ağ servislerini rekabeti sağlayıcı düzen lemeler kurulması,
- EDI (Electronic Data Interchange) standartları hayata geçirilmelidir,
- Tüm bunları planlayacak, koordine edecek, eğitim ve destek verecek örgütsel yapı: Ulusal Bilgisayar Ağları Merkezi, Yazılım Enstitüsü, Ulusal Hesap Merkezi (Paralel ve Da-ğıtık ve Yüksek Performans Bilgisayar Merkezi) gibi,
- Üniversiteler ve diğer eğitim kurumlan için ulusal bir plan
- Bilgisayar eğitiminin yeniden yapılandırılması, (lise, üniversite temel eğitimi, önli-sans, lisans ve araştırmaya yönelik yüksek lisans ve doktora eğitimin planlanması); kısaca gerekli insan gücü planlanması,
- Üniversite, kamu ve öze l sektördeki araştırma geliştirme faaliyetlerinin bilgisayar ağları ve başka yönlerden desteklenmesi.
Bu çapta bir Ulusal Bilgisayarlaşma Master
Planı'nın siyasi partilerimizin programlarına,
hükümet programlarına, 5 yıllık plana ve yıl
lık planlara girmesi vakti çoktan gelmiştir.
İletişim adresi:
akgul@bilkent.edu.tr
Yeni yasanın getirdikleri - 2 Av. HALUK INANICI
1991 yılında Türk Ceza
Kanunu'na eklenen bili
şim alanında suçlar bölü
mü ile ciddi cezai müeyyidele
re sahip olan "bilgisayar prog
ram" dünyası 12 Haziran 1995
tarihinde yayımlanarak yürür
lüğe giren ve Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu'nu (FSEK) ta
dil eden 4110 sayılı kanun ile,
telif hukuku yönünden de cid
di bir korumaya kavuştu. Bu
yazımızda telif hukuku açısın
dan öngörülen koruma siste
minin önemli yanlarına kısaca
değinmek istiyoruz.
Telif hakları
Telif hakları iki ana bölüm
de tasarlanmıştır: Maddi ve
manevi haklar. Eser sahi
bi/mali hak sahibi, mali ve
manevi haklar ayrımlarına bir
başka yazıda değineceğiz. Ma
li haklar deyiminden, bir eseri
işleme hakkı, çoğaltma hakkı,
yayma hakkı, temsil hakkı,
radyo ile yayım hakkı, pay
hakkı gibi haklar; manevi hak
deyiminden de "eser sahibin
den" ayrılması mümkün olma
yan, vazgeçilmesi mümkün
olmayan, eserin, eser sahibi
nin arzusuna aykırı biçimde
genele sunulması, eser sahibi
nin adının yazılmaması, eserin
izinsiz değiştirilmesi gibi du
rumlarda sahip olduğu haklar
anlaşılmalıdır.
Başvurulabilecek dava türleri
Telif Hukuku hem cezai
hem de hukuki koruma içer
mektedir. FSEK, hukuk ve ce
za alanlarında hukuk ve ceza
davaları öngörür.
Hukuk Davaları
FSEK'de telif hakkı ihlal
edilen kişilerin başvurabilece
ği üç çeşit dava belirtilmiştir.
Bunlar; Tecavüzün Ref i Dava
sı, Tecavüz'ün Men'i davası,
Tazminat davasıdır.
Tecavüzün Men'i Davası: Bu
dava bir eserin mali ve mane
vi hak sahibinin muhtemel bir
tecavüzü önleyebilmesi için
düzenlenmiştir. Ortada bir te
cavüz yoktur; ancak muhte
meldir. Hak sahibi mahkeme
den bu muhtemel saldırının
önlenmesini isteyebilecektir.
Tecavüzün Ref i Davası: Bu
dava bir eserin mali ve mane
vi hak sahibinin bir saldırıya
uğraması halinde, bu saldırı
nın ortadan kaldırılması için
düzenlenmiştir. Yukarıda ge
nel hatlarını belirttiğimiz mali
ve manevi haklardan birisine
ya da hepsine karşı oluşacak
bir saldırı durumunda, hak sa
hibi mahkemeye başvurarak
saldırının durdurulmasını iste
yebilecektir.
Tazminat Davası: Mali hak
lan ihlal edilen kişi yeni getiri
len hükümle, rayiç bedel iti
bariyle uğradığı zararın en çok
üç katını isteyebilecektir. Yine
Mali hak sahipleri, talep ede
cekleri bu zarann dışında za
rarları varsa, "haksız fiil" hü
kümlerine dayanarak talep
edebileceklerdir. Özellikle
korsan kopyayı geçim kaynağı
haline getiren kişiler için uy
gulanabilecek bu hüküm,
Borçlar Kanunu'nun diğer hü
kümleri ile birlikte yorumlana
rak, ciddi maddi tazminat da
valarının kaynağı olabilecek
tir. Manevi hakları ihlal edilen
eser sahibinin ayrıca manevi
tazminat talep hakkı da vardır.
Bu tazminat bir miktar para
ödenmesi şeklinde olabileceği
gibi, hükümde açıkça belirtil
diği üzere başka bir şekilde de
olabilecektir. Örneğin, mah
keme ilamının en yüksek tiraj
lı günlük gazetede üç kez ila
nı gibi.
Tazminat davası müstakil
açılabileceği gibi, diğer dava
ile birlikte talep edilebilir. Uy
gulamada genel ilke, Men ve
Ref davalarında ayrıca tazmi
nat talepleri de ileri sürülür.
Tedbir Talepleri: Telif hakkı
ihlal edilen ya da ciddi bir teh
like karşısında olan kişi, mah
kemeye başvurarak davadan
önce ya da sonra bir işin ya
pılması ya da yapılmaması ko
nusunda tedbir karan talep
edebilir. Keza, telif hakkı ihla
line konu, çoğaltılmış nüsha
lara ve onu imale yarayan ka
lıp ve buna benzer çoğaltma
vasıtalarına el koyabilir. Bu
düzenlemenin işletilmesi ha
linde, orijinal bilgisayar prog
ramlarından haksız yere ço
ğaltılarak elde edilen korsan
kopyaları her kullanmada, bil
gisayara "yeniden yükleyerek"
haksız kopyalamaya aracılık
eden kopya program ve bilgi
sayar sistemlerinin ihtiyati ted
bir yolu ile "zaptına" yani el
konulmasına karar verilebile
cektir.
Telif Ceza Davaları
Mali ve manevi hakları ihlal
edilen kişiler Cumhuriyet Sav
cılığına başvurarak, kanunda
açıkça belirtilmiş cezai hü
kümlerin tatbiki ile zanlıların
cezalandırılmasını talep edebi
lecektir. Aslında FSEK 76'ncı
maddede "şahsi dava" ibaresi
kullanılıyorsa da, uygulamada
açılan "şahsi ceza davaları" ka
mu davasına dönüştürülmek
tedir. Cezai hükümlere göre
hakkında dava açılan kişiler,
üç aydan bir yıla kadar hapis
cezasına ve 300 milyon lira
dan 600 milyon liraya kadar
ağır para cezasına çarptırılabi
lecektir.
Fer'i Cezai Talepler: Mali ve
manevi hakları ihlal edilen ki
şilerin yukarıda belirttiğimiz
cezai hükümlerin tatbikini ta
lep yanında ayrıca, haksız ye
re çoğaltılmış korsan kopya
programları, bunları çoğaltma
ya yarayan araç ve gerecin
zapt, mübadere ve imhasını
talep edebileceklerdir. Aslında
bu hükümlerin uygulamada
korsan kopya program kulla
nan kişi ve şirketler için ol
dukça ciddi sonuçlan vardır.
Bilindiği üzere zapt bir soruş
turma esnasında suç delillerini
muhafaza için öngörülmüş bir
hukuk kurumudur. Böyle bir
soruşturma esnasında soruş
turmayı yürüten savcılık suç
delillerine ve hatta çoğaltma
vasıtalarına (bilgisayarlara) el
koyabilecek, soruşturma so
nuna kadar muhafaza altına
alabilecektir. Yine yeni ka
nunla getirilen (md. 81) dü
zenlemeye göre, telif hakları
ihlal edilen kişiler, savcılığa
başvurduğu taktirde, korsan
kopyaların ya da telif sözleş
mesine aykırı olarak bulunan
kopyaların "toplatılmasını",
"bu konuda kullanılan teknik
araçların mühürlenmesini'' talep
etmeleri mümkün olacaktır.
Ağ sisteminde korsan kopya
program olan ya da ağ sisteminin
kendisi korsan kopya olan şirket
leri düşünün. Tüm sistemin mü
hürlenmesi, programların topla
tılması bu şirketi bir anda ticari
faaliyet yapamaz hale getirecek
tir.
Uygulama nasıl olacak?
Pratikte kullanma lisans
sözleşmesi olmaksızın yapılan
korsan kopya eylemlerinde ya
da tek kullanıcılı bir uyarlama
alıp çok kullanıcılı olarak kul
lanan ya da 5 kullanıcılı bir
sistemin lisansını alıp 20 kulla
nıcılı bir sistemi kullanmak su
retiyle "lisans sözleşmesine
aykırı davranan" kişilere karşı
hak sahibinin yukarıda belirt
tiğimiz hukuk ve ceza davası
yollarına başvurma hakları
vardır. Bu taktirde haksız kop
yalama eylemi yapan kişiye
karşı hem telif tazminat, hem
de telif ceza davası açılacaktır.
Burada söz ettiğim hukuki
hakların sadece FSEK kapsa
mındaki davalar olduğunu be
lirttim. Korsan kopya eylemi
ayrıca "Bilişim Suçu" anlamına
da geleceği için, zanlı hakkın
da ayrıca bilişim suçundan ce
za davası açılabilecektir. Bir
den fazla ceza davasındaki
teknik hukuki sorunlar ise,
hukukçuların çözeceği konu
lardır.
Önemli bir diğer sorun
FSEK'in "suçun failine" getirdi
ği özel bir tanımla, suç, kuru
luşta bir temsilci ya da çalışan
kişi tarafından işlendiği taktir
de o kumlusun sahibi ya da
müdürü fail gibi cezalandırılır.
Ceza hukukunda "objektif so
rumluluk" denilen bu düzen
lemede, işletme sahibinin ya
da müdürün "kuşum" aran
maz. Bu nedenle bir işletmede
"ben korsan kopya kullanıldı
ğını bilmiyordum" gibi bir sa
vunma hukuki anlamda bir
değer içermeyecektir.
3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23 h a b e r 9
Biraz da siz omuzlayın beyler! H Ü S E Y İ N K A Y A C A N
Vakıfbank Yatırım Bankacılığı Bilg.&İst. M d . Yrd.
Türkiye'de bilgisayarlaşma ihtiyaç
mıdır, lüks müdür?
Kamu kontrolünde kamu perso
neline ö d e n e n maaşlar ile büyük
projelerin sonuçlandırılamadığı artık
acı deney ve masraflarla ispatlanmış
tır. Bir bilgi teknolojisi projesine baş
lamadan ö n c e sistem analizi, tasarı
mı, mimari yapı, zaman analizi mo-
del lemesinin yapılması gerekir ve
bunlar, uygulamaya g e ç m e d e n ö n c e
yüzde 80 zaman alır. Kalanı da oto
ban oluştuktan sonra arabanızla git
m e y e benzer.
Ama siz otobana girmeden ö n c e ,
otobana bağlanan tali yolların inşa
atına başlarsınız. Bunlara bağlantılar
kolaylıkla, zaman kaybetmeden ya
pılır. Önemli olan burada zamanla
ma, bağlantılar, giriş çıkışlardır. Ta
bii siz de kendi üzerinize düşeni
yapmazsanız aksamalar doğacaktır.
" M E R N İ S ile s o n u c a u l a ş ı l m a z "
yazısını okuyunca bende yanlış şey
ler çağrıştırdı.
Değ iş ik şehirlerde sigortalı olarak
çalışmışsanız, başka bir sigorta kuru
mu ile hizmet birleşmesi yazınıza,
daktilo ile aylar sonra eksik cevap al
dığınız, sigorta primlerinin tahsil edi
lemediği, binaya insan selinden gire
mediğiniz, yeni durumlara adapte
edemediğ in iz personel, değişim mü
hendisliğini uygulayamadığınız bir
kurum el inizde mevcut iken ve bu
gün otursanız en az beş yıllık bir işi
niz elinizin altında iken, çıkıp da
bana buralar dar geliyor, tüm Türki
ye 'ye talibim demek bana çok traji
komik geliyor.
Zaten böyle bir proje, her kuru
mun öncel ikle üzerine düşeni yap
ması ve geri kalan kısımlar için köp
rü fonksiyonu görecek sistem bağ
lantıları ile gerçekleşmek zorunda
dır.
H e r kurum öncel ikle kendi üretti
ği bilgileri manyetik ortama geçsin-ki
ben razıyım kapılarına gider disket,
bant alırım. Siz nüfusun yüzde 10'u
sigortalı iken, geri kalan yüzde 90'ı
ne yapacaksınız? Elinizdeki sigortalı
yı takip e d e m e z iken, acaba tüm Tür
kiye'deki kurumları nasıl bir yılda ha
zırlayıp, bu işi yapacaksınız? Böyle
bir projenin başına geçmek istemek
le, sonuçlandırmak farklı şeylerdir.
İnsanların y ü z m e bildiği yere ka
dar açılması gerekir. Bilgi bankasını
parçalar oluşturacaktır. Parçalar ta
mamlanmadan bu işler o lmayacağı
gibi, kimse tek başına D o n Kişotluk
yapıp hem parçaları, hem bütünü
oluşturma yetkisini verin d iyemez.
Kaynakların kıt, harcamaların ho
vardaca yapıldığı ü lkemizde konu
larında fikirleri olan insanlar dernek
ler, vakıflar, klüpler aracılığı ile fikir
lerini söy lemekte ve tartışmakta. Al
tı ayda bir Bilişim Derneği 'nin dü
zenlediği toplantı, seminer gibi et
kinliklerle de ülkemiz bilgisayar po
litikalarını etki leyebi lecek görüşler
söylenmekte ve tartışılmaktadır.
Yazımı Uluborlu'da anlatılan bir
h ikaye ile kapatmak istiyorum.
"Uluborlu'da kocaman bir kaya sa
bah güneşini kapatmaktadır. Pehli
vanın biri bir gün çıkar gelir, halka
der ki:
- Ben bu kayayı yok ederim, siz
de sabah güneş ine kavuşursunuz.
- Nasıl?
- 'Beni bir yıl bes leyeceks in iz on
dan sonra' der, halk da kabul eder.
Bir yıl sonra pehlivan kayalara
demir halkaları çakıp, zincirleri uza
tır. Ç e k m e anı geldiğinde ise halka
seslenir:
- Biraz da siz o m u z atın bakalım;
ben tek başıma yapacağım deme
dim ki!"
Artık sonrasını siz tahmin edin.
Ama, Uluborlu'da hâlâ bu halkalar
kayalara çakılı duruyor.
İde Yapı, mimarlara yöneliyor
1985 yılından beri Bilgisa
yar Destekli Tasarım
(CAD) yazılımları ü r e t e n
İde Yapı, bugünlerde yeni
oluşumlar içinde. Bugüne
kadar Bursa'da faaliyetlerini
yürüten şirket, 2 ay gibi kı
sa bir sürede yönetim, pa
zarlama, teknik servis gibi
tüm bölümlerini istanbul'a
taşıyor. B u n u n nedeni de,
yazılım geliştirme grubunu
güçlendirmek, ide Yapı'nın
Bursa ofisi ise Marmara ve
Ege Bölge bayisi olarak ça
lışmalarını sürdürecek.
ide Yapı, bilgisayar des
tekli tasarım yazılımı 1de-
CAD'in son olarak DOS or
tamında çalışan 6.1 uyarla
masını pazara sundu. Şirket
şu anda 3 ayrı yazılım pro
jesi üzerinde çalışıyor. Bun
lar ide Statik, ide Mimari ve
IdeCAD isimlerini taşıyor.
Daha önce adı IdeCAD olan
yazılımın adı değiştirilerek
İde Statik oluyor. İde Statik,
inşaat projelerinin statik he
saplanmasında ve çizimleri
nin yapılması işlemlerinde
kullanılıyor. IdeCAD ise da
ha genel amaçlı bir CAD ya
zılımı olarak hazırlanıyor.
İde Mimari yazılımı da ge
nel olarak mimarlara yöne
lik bir yazılım. Şu anda tüm
yazılımlar t a m a m e n MS-
Windows üzerinde geliştiri
liyor. Bütün ürünlerin, yak
laşık 2 ay sonra pazara su
nulması planlanıyor.
ide Yapı b u g ü n e kadar
mimarlara yönelik özel bir
ü r ü n pazara sunmamışt ı .
CAD pazarının gelişmeye
çok açık bir pazar olduğu
nu söyleyen ide Yapı Genel
Müdürü ismail Besler, şu
anda mühendisl ik alanında
pazar ın yaklaşık y ü z d e
35'ine hitap ettiklerini dile
getiriyor. B u n u n yanında
b u g ü n e kadar mimarlara
yönelik bir ürün geliştirme
diklerini söyleyen Besler, 2
ay sonra pazara sunacakları
ide Mimari ürünüyle baş
langıçta pazar ın y ü z d e
10'unu hedeflediklerini vur
guluyor.
İsmail Besler, İde Mimari
için "Türkiye'de mimarlık
pazarı her zaman mühen
disliğe oranla daha büyük
bir pazar olmuştur. Bugüne
kadar pazarda bu alana hi
tap e d e n Türkçe bir yazılım
yoktu, ide Mimari, bu an
lamda pazar şansı yüksek
olan bir ürün olabilir" diyor.
i d e Yapı, söz k o n u s u
ürünleri Türkiye dışı pazar
larda da satmayı amaçlıyor.
Bu nedenle yazılımlar, yurt
dışındaki kullanıcıların da
gereksinim ve alışkanlıkları
g ö z ö n ü n d e tutularak hazır
lanmış. Şu anda IdeCAD
Türkmenisten ve Bulgaris
tan'da Türk kökenli şirket
ler tarafından kullanılıyor.
Şirketin hedefi, yeni uyarla
ma ve yazılımlarla birlikte
Türk Cumhuriyetleri ve Av
rupa pazarlarına açılmak.
10 d ü n y a d a n 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23
İş dünyası için 10 süper kent Derleyen: AMİL KUNT
Fortune'ın "Iş dünyası için 10
süper kent" araştırması, işyer
lerinin saptanmasında uz
manlaşmış Moran Stahl&Boyer
(MS&B) adlı ünlü bir yönetim da
nışma şirketi ile birlikte yürütüldü.
Bu araştırma sırasında 32 ülkedeki
500'den fazla yönetici ile yapılan
anketlerde kendilerinden dünyanın
sekiz bölgesinde işlerini en iyi şe
kilde yürütebilecek kentleri sırala
maları istendi. MS&B ayrıca 60
kentte şirketlerin çalışmalarını ko
laylaştıran olanakları araştırdı; kent
lerin altyapılarını, fiyatları ve diğer
özelliklerini kapsayan verilerin ana
lizini yaptı ve Fortune'ın dünyanın
pek çok kentinde bulunan muha
birlerinin görüşleri alınarak sonuca
varıldı. Küresel iş dünyasının bu en
gözde 10 kentinin Fortune tarafın-
dan değerlendirilen özellikleri özet
le şöyle:
Hong Kong Nüfus: 6 milyon
Geçim İndeksi (ABD=100): 148
Yıllık işyeri kirası ($/m2): 1035
Hong Kong'un dikey mimarisi
bu kenti ziyaret edenlerin sürekli
olarak başlannı yukarıya kaldırma
larına n e d e n olur. Bu kentteki in
sanların iş saatleri sırasındaki yürü
yüş tempolarına göre N e w York'ta-
ki yayaların yürüyüşü ancak bir
"gezinti" niteliğinde. Hong Kong,
dünyanın en hızlı gelişen ekonomi
sine ve potansiyeli en büyük paza
rı olan Çin'e açılan bir kapı olarak
çok önemli bir özelliğe sahip bulu
nuyor. Bu kentin coğrafi k o n u m u
ise tümü Asya'ya açılan iş yollarının
başında geliyor. İş dünyasının dev
let tarafmdan en çok desteklendiği
ve kişisel gelir vergisinin yüzde 15
olduğu H o n g Kong'un işyerlerinin
kirası ise, dünyanın en yüksek
olanları arasında. 37 kente doğru
d a n uçuşla bağlanan H o n g Kong'ta
bu yıl sonuna kadar telekomüni
kasyon alanında gerek resmi, ge
rekse özel şirketler tarafından 7
milyar dolar tutarında yatırım yapıl
mış olacak.
New York Nüfus: 7.3 milyon
Geçim İndeksi (ABD=100): 108
Yıllık işyeri kirası ($/m2): 336
Yakın geçmişe kadar büyük şir
ketlerin yaşam zorluğu nedeniyle
New York'tan ayrılmalarından son
ra pek çok işyeri boş kalmıştı. Şim
di ise büyük ve boş ofis alanı bul
mak gün geçtikçe zorlaşıyor. Bu
n u n en büyük nedeni Amerika ile
iş yapan Avrupa şirketlerinin pek
çoğunun New York'a akm etmele
ri. Dünyanın 167 kentine doğrudan
uçuşla bağlanan NewYork'un eğ
lence ve kültür merkezi olması da
yabancı şirketleri çeken nedenler
arasında. Bir zamanlar dünyanın en
fazla suç işlendiği bu kentteki suç
oranı şimdi çok büyük ölçüde azal
mış bulunuyor. New York beledi
yesi de dev şirketlerin bu kentte
kalabilmeleri için her türlü kolaylı
ğı gösteriyor; bunların başında bu
şirketler için düşük belediye vergi
leri uygulanıyor. Yeterli sayıda met
ro ve otobüs sistemlerinin ulaşımı
kolaylaştırdığı New York'a üç ayrı
havaalanı ile ulaşılıyor.
Londra Nüfus: 7 milyon
Geçim İndeksi (ABD=100): 135
Yıllık işyeri kirası ($/m2): 531
Avrupa'nın finans ve iletişim
merkezi olarak tanınan Londra'da
iş dünyasının başlıca gereksinimle
ri olan iletişim ve ulaşım büyük bir
d ü z e n içinde çalışıyor. Nüfusunun
çokluğuna karşın Londra hâlâ gü
venli ve temiz bir kent. Kültür yö
n ü n d e n Londra'ya yaklaşan kent
p e k yok gibi. Devlet tarafından sa
nata yapılan yıllık 650 milyon dolar
tutarındaki yardımla Londra'daki
150'den fazla tiyatro bu kenti bir
kültür merkezi yaparken, 100'den
fazla üniversite ve kolejde sonsuz
eğitim olanakları sağlanıyor. Yapı
lan araştırmalara göre, İngiliz üni
versite mezunları yabancı şirketleri
tercih ediyorlar. Bu nedenle Lond
ra'ya yerleşen yabancı şirketler çok
yetenekli yerel elemanları bulmak
ta zorluk çekmiyorlar. Londra'nın
bir büyük avantajı da dünyanın her
yerine, pek çoğu doğrudan uçuş
olmak üzere bağlantılarının olması.
Ayrıca şimdi de Brüksel ve Paris'e
Manş Tüneli ile bağlanması ulaşım
olanakları arasına giriyor.
Atlanta Nüfus: 400 bin
Geçim İndeksi (ABD=100): 96
Yıllık işyeri kirası ($/m2): 215
Bu kent ulaşım, düşük fiyatlar ve
yüksek yaşam kalitesi gibi nitelikle
riyle yüzlerce yabancı şirketi kendi
ne çekmiş bulunuyor. 1996 Olimpi
yat Oyunları hazırlıklarının büyük
bir bö lümünü çok yakın bir gele
cekte bitirecek olan Atlanta, daha
şimdiden 250'den fazla yabancı hiz
met şirketine ev sahipliği yapıyor.
Coca-Cola, CNN ve Bellsouth gibi
dünyanın her yerinde tanınan şir
ketlerin merkezi olan Atlanta, ayrı
ca karayolları ve demiryolları ile de
Amerika'nın en önemli ulaşım nok
talarından biri. Olimpiyatlar nede
niyle çoğu kalıcı olmak üzere 86
bin 900 kişiye yeni iş olanaklarının
yaratıldığı Atlanta'nın Hartsfield ha
vaalanı yine olimpiyatlar için hazır
lanarak hizmete açılan yeni ulusla
rarası terminali ile şimdiden 2000'li
yılların yolcu kapasitesini karşılaya
cak durumda. Şimdi Güney Ameri
ka'dan ABD'ye her gün gönderilen
tonlarca taze çiçeğin ilk durağı At
lanta.
Chicago Nüfus: 3 milyon
Geçim İndeksi (ABD=100): 101
Yıllık işyeri kirası ($/m 2): 275
"Rüzgarlı Kent" diye anılan Chi
cago dünyanın en büyük havaala
nına sahip. 164 şehre doğrudan
uçuşların yapıldığı Chicago hava
alanından başka, bu kentin limanı
da Kuzey Amerika'nın en işlek li
manlarından. Kentin en büyük kay
naklarından biri de Chicago Üni
versitesi. Bu üniversitenin ekonomi
b ö l ü m ü n ü n mezunları dünya eko
nomi politikalarını, serbest piyasa
koşullarını yönlendirmiş kişiler ara
sında. Amerika'nın en büyük savaş
müzeler inden birinin bu lunduğu
Chicago, her tür kültür etkinlikle
riyle sanatsever iş adamlarını fazla
sıyla m e m n u n ederken, plajları, ün
lü lokantaları ve başta beyzbol ve
basketbol takımları ile de özellikle
genç işadamları için çok çekici bir
kent. Kaliteli eğitim kuruluşlarının
bulunduğu Chicago'da şirketler ye
tenekli personel bulmakta güçlük
çekmiyorlar.
Singapur Nüfus: 3 milyon
Geçim İndeksi (ABD=100): 156
Yıllık işyeri kirası ($/m2): 75
Güney Doğu Asya'nın en iyi alt
yapısına sahip bu kent düşük kira
ları, çok iyi eğitimli işgücü, kaliteli
yaşamı ile yabancı şirketlerin en
çok ilgi gösterdikleri iş merkezle
rinden biri. Asya'nın en yüksek ha
yat standardına sahip Singapur'da
iletişim, en yeni teknoloji ile her-
gün biraz daha gelişiyor. Son dere
ce temiz ve suç oranı çok düşük
olan Singapur'da devlet vergi indi
rimi ve diğer teşviklerle yabancı şir
ketlere kırmızı halı döşüyor. Bu ne
denle General Motors, Sony, Moto
rola, Unisys, Caterpillar ve Whirl-
Pool gibi şirketler Asya'daki mer
kezlerini Singapur'da açmış bulu
nuyorlar.
Toronto Nüfus: 650 bin
Geçim İndeksi (ABD=100): 107
Yıllık işyeri kirası ($/m 2): 290
Yüksek vergi oranlarının uygu
lanmasına karşın Toronto dünyanın
sayılı kültürel kentlerinden biri ola
rak en ideal işyerleri arasında ye
dinci sırayı almayı başardı. Dünya
nın madencilik merkezi olarak da
tanınan Toronto'daki m a d e n şirket
leri, küresel m a d e n işlerini bu kent
ten idare ediyorlar. General Mo-
tors'un fabrikası bu kentte kurulu
o lup bu fabrikada üretilen taşıtlar
ve parçalar dünyanın her yerine ih
raç ediliyor. Ayrıca biyoteknoloji,
eczacılık, iletişim ve tıbbi aletler gi
bi bilgi yoğunluklu sektörler gün
geçtikçe Toronto 'ya yer leşmeye
başladı. Üstün düzeyde eğitim ku
ruluşlarının b u l u n d u ğ u Toron
to 'nun işgücü son derece yetenekli
ve kaliteli. Bu kentin bir avantajı da
Kuzey Amerika'nın en güvenli ve
suç oranı en düşük kenti olması.
San Francisco Nüfus: 730 bin
Geçim İndeksi (ABD=100): 106
Ydlık işyeri kirası ($/m 2): 263
Bu kente yakın ve bilgisayar
dünyasının merkezi sayılan Silicon
Vadisi sayesinde San Francisco ye
ni teknolojiler geliştiren şirketlerin
tercih ettiği bir kent. Stanford Üni
versitesi ile Kaliforniya Üniversite-
si'nin Berkley kampusu bu şehrin
işgücünün en önemli kaynakları.
Özellikle çokluortam teknolojisin
de iş yapan yazılım şirketleri San
Francisco'daki pek çok yazılımcı,
sanatçı, müzisyen ve film yapımcı
larından yararlanma olanaklarına
sahip. Bu nedenle San Francisco
yüksek teknolojiye dayalı yaratıcı
sanat dünyasının genç girişimcileri
için vazgeçilmez bir kent.
Frankfurt Nüfus: 700 bin
Geçim İndeksi (ABD=100): l6l
Yıllık işyeri kirası ($/m 2): 487
Bu kentin uzun bir ticari geçmişi
var. Bu yıl 1200'üncü yı ldönümünü
kutlayan Frankfurt 750 yıldan beri
ticari fuarlara ev sahipliği yapıyor.
Almanya'nın ünlü otobanlarının or
tasında bulunan Frankfurt, Avru
pa'nın en büyük havaalanına sahip.
Bu havaa lanından 100 ülkeye,
114'ü doğrudan uçuşla olmak üze
re 240 kente ulaşılıyor. Avrupa'nın
ve Almanya'nın bankacılık merkezi
olan Frankfurt'taki en yüksek bina
lardan ikisi Deutsche Bank'a, biri
Dresdner ve biri de Commerz-
bank'a ait. Yakında kurulması plan
lanan Avrupa Merkez Bankası'na
öncü olacak Avrupa Para Enstitüsü
de Frankfurt'ta yerleşme hazırlığı
içinde. Bu nedenle bu kentin diğer
bir adı da "Bankfurt"... Bankacılık
sektöründen sonra reklamcılık ve
yayıncılık alanlarında çok büyük
gelişmenin yer aldığı Frankfurt aynı
zamanda Almanya'nın en kozmo-
politan şehri. Nüfusunun yüzde
30'unu yabancıların oluşturduğu
Frankfurt'ta m ü z e sayısı 45'i aşıyor.
Miami Nüfus: 400 bin
Geçim İndeksi: (ABD=100): 97
Yıllık işyeri kirası ($/m2): 220
Listenin 10. sırasında yer alan
Miami'nin amacı Hong Kong, Asya
için ne kadar önemliyse Latin Ame
rika için de aynı şekilde önemli ol
mak. Her ne kadar 7 milyar dolar
lık turizm endüstrisi Miami ekono
misinin çekirdeğini oluşturuyorsa
da, bankacılık bu kentin en belli
başlı iş kaynağı. 60'dan fazla ulus
lararası bankanın çalıştığı Miami'de
her türlü iş sektöründe Latin Ame
rika'nın ağırlığı görülüyor. Diğer ta
raftan Latin Amerika'ya çok büyük
sayıda kişisel bilgisayar satan Tay
van'ın bilgisayar üreticisi Acer, tüm
Latin Amerika işlerini Miami'den
yürütürken, Sharp şirketi de Latin
Amerika satış merkezini Miami'de
kurdu. Bankacılık, telekomünikas
yon, mühendislik ve tıbbı hizmetler
alanında Latin Amerika ile çalışan
tüm şirketler ofislerini şimdi Mi
ami'de açmış bulunuyorlar. Yaban
cı sermaye akımında Fransa, Nor
veç ve İngiltere ö n d e giderken, Mi-
ami'deki çokuluslu Asya şirketleri
nin sayısı 50'yi geçiyor.
1. Hong Kong
2. New York
3. Londra
4. Atlanta
5. Chicago
6. Singapur
7. Toronto
8. San Francisco
9. Frankfurt
10. Miami
3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 d ü n y a d a n 11
Oracle dördüncü
dönem mali gelirini
açıkladı Oracle, 31 Mayıs 1995 tarihi itiba
riyle sona eren dördüncü mali döne
mindeki gelirini açıkladı. Oracle 'dan
verilen bilgiye göre, şirket bu dö
nemdeki gelirini yüzde 52 oranında
artırarak, geçen yıl aynı d ö n e m d e
688 milyon dolar olan gelirini, bu yıl
1,018 milyon dolara çıkardı. Şirketin
net kârı da artarak, geçen dönemle
karşılaştırıldığında 114 milyon dolar
dan, 182 milyon dolara çıktı. Yine
Oracle'ın dördüncü d ö n e m lisans sa
tışları geçtiğimiz yıldan bu yana yüz
de 52 oranında artış gösterirken, ser
vis gelirleri ise yüzde 57 oranında
yükselmiş. 1995 mali yılının bütü
n ü n d e ise Oracle'ın lisans gelirlerin
de yüzde 46, servis gelirlerinde ise
yüzde 57'lik bir artış göze çarpıyor.
Oracle d ö r d ü n c ü d ö n e m d e Avrupa,
Orta Doğu ve Afrika'da yüzde 42, As-
ya-Pasifik'te ise yüzde 69 büyüme
gösterdi.
ElectroGIG'den
haberler Sil iconGraphics ' in SiliconStudio
ç ö z ü m ortaklarından olan Electro-
GIG, TV stüdyoları için post-produc
tion çözümü Reality Tracking'i du
yurdu. TV programlarında eş zaman
lı efektler yapabilen sistem Reality
Tracking Software System, Electronic
Support System, Fault Tolerance
System ve Virtual Set Manager mo
düllerinden oluşuyor. Sistemin ihti
yaç duyduğu en az konfigürasyon ise
şöyle: 8 işlemcili, 4 raster manager, 1
GB bellek, 4.2 GB sabit disk, DAT
yedekleme ünitesi, Sirrus video ara
birimi, CCIR-61 paralel-seri dönüştü
rücü, VME çıkışı, Onyx Reality Engi-
ne2 rack sistem.
ElectroGIG'in geçtiğimiz günlerde
duyurduğu bir başka yenilik ise, şu
anda sadece SiliconGraphics işistas-
yonları üzerinde çalışan GIG3DGO,
GIGVIZ ve GIGPFX yazılımlarını HP
9000/700 işistasyonları üzerine de ta
şıyacak olması.
ElectroGIG'in gelişmiş görselleştir-
me yazılımlarını HP işistasyonu plat
formuna da taşıması, HP'nin geçtiği
miz aylarda açıkladığı görselleştirme,
eğlence, sinema pazarı gibi pazarda
da başa oynamaya başladığının bir
kanıtı olabilir. Şu anda bu pazar bü
yük ölçüde SiliconGraphics'in elinde
bulunuyor.
3Com gelirini artırdı Ağ ürünleri pazarında önemli bir
pazar payına sahip olan 3Com, geç
tiğimiz g ü n l e r d e 31 Mayıs 1995
tarihinde sona eren dördüncü çeyrek
itibariyle gelirlerindeki artışı duyur
du. Dördürcü çeyreği 384.9 milyon
dolarla kapatan 3Com, net kârını ise
47.6 milyon dolar olarak açıkladı.
3Com'un 1994 yılındaki toplam satışı
827 milyon dolarken, 1995 yılı top
lam satışı 1.3 milyar dolar olarak ger
çekleşmiş.
Sony, Apple'ı satın mı alıyor?
Business Week dergisinde çıkan bir habere göre
IBM'in Lotus'u almasından sonra sıra Sony'nin Apple'ı
satın almasına geldi. Her ne kadar Sony birçok bilgisa
yar şirketinin peşindeyse de bunların arasında en akla
uygun isim olarak Apple geliyor.
Bu dev J a p o n şirketinin pazarlama ile araştırma ve
geliştirme g ü c ü n ü n Apple teknolojisiyle birleşmesiyle
gerek eğlence, gerekse bilgisayar ürünleri pazarında
yepyeni boyutların gelişeceği bekleniyor. Apple yönün
d e n de Sony gibi bir kuruluşla işbirliği Apple'ın bilgisa
yar dünyasında çok büyük adımlar atmasına olanak
sağlayacak.
Digital, Microsoft ile BackOffice OEM anlaşması imzaladı
Digital geçtiğimiz günlerde Microsoft
ile BackOffice Server ürünleri ailesinin
AlphaServer sistemleri ve Prioris PC hiz
met birimleri üzerinde çalışmasını sağla
yacak geliştirme sürecini başlatan bir
anlaşma imzaladı.
WindowsNT Server işletim sistemi,
Microsoft SQL Server, Microsoft SNA
Server, Microsoft System Management
Server ve Microsoft Mail paketlerinden
oluşan BackOffice çözümü, Digital'ın
sunucu (server) platformunu daha da
genişleterek istemci/sunucu çözümleri
nin kullanılmasında daha geniş esneklik
ve seçim olanağı sunuyor. Digital'ın
WindowsNT Bölümü Başkan Yardımcısı
Lucia Quinn anlaşmayla ilgili olarak dü
şüncelerini, "Microsoft BackOffice, Digi
tal AlphaServer sistemleri ve Intel taban
lı Prioris PC sunucularının biraraya geti
rilmesi, kullanıcılarımıza maliyet-etkin
istemci/sunucu uygulamaları için güçlü
bir platform sunabilmemize olanak sağ
lıyor" diye dile getiriyor.
12 s e k t ö r 3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23
Kartal ISMAR, IBM mağazacılık
sistemlerine geçti ISMAR'ın en büyük hipermarketi olan Kartal ISMAR, IBM Mağa
zacılık Sistemleri'ni kullanmaya başladı. IBM Mağazacılık Sistemle
ri yetkili satıcısı POS A.Ş., Sefaköy ISMAR Center, Kızıltoprak IS
MAR Shopping Center ve Peral'ın ardından ISMAR Kartal Hiper-
marketi 'nin de 20 adet satış noktasının terminal kuruluşlarını ta
mamladı.
POS A.Ş. Genel Müdürü Feridun Yugaç, bu sistemlerin kurulu
şu ile birlikte müşteriye daha hızlı hizmet verileceğini söyledi. Yu
gaç, POS A.Ş.'nin 1995 yılı sonunda IBM ile birlikte 700 birim sa
tış rakamına ve 5 milyon dolar civarında ciroya ulaşmanın hedef
lendiğini kaydetti.
Unilever ve TATKO, AT&T'yi seçti Unilever, fabrika ve d e p o ortam
larında kullanılacak kablolama ve
yerel iletişim ağları oluşturulması
k o n u s u n d a AT&T'nin s u n d u ğ u
Systimax SCS yapısal kablolama sis
temleri ve Cabletron aktif ağ ekip
manlarından oluşan çözümü seçti.
Unilever'in yurtiçi tüm tesislerini
kapsayan bu iletişim ağı projesinin
Unilever Çorlu Fabrikası ve ikitelli
D e p o Kampüslerinden oluşan bölü
mü sonuçlanmak üzere. Diğer bö
lümlerin tesisi ise 1995 yılı içersinde
tamamlanacak.
Öte yandan otomotiv sektörünün
tanınmış şirketi TATKO, tüm kuru
luş çapma yayılacak olan istem
ci/sunucu temelli otomasyon proje
sinde donanım ve ağ yapısı olarak
AT&T'de karar kıldı. TATKO yeni
yapıs ında Novell işletim sistemi
üzerine oturan Plantum isimli yazı
lım ortamında AT&T Globalyst 520
PC'ler ile AT&T'nin yapısal kablola
ma sistemi olan Systimax üzerin
den, AT&T'nin son aylar içersinde
d u y u r D U Ğ U AT&T Sistem 3416
XL'e erişecek.
Vitel sermaye artırdı Vitel A.Ş., sermaye artırdı. Vitel, 19
Nisan 1995 tarihli Genel Kurul kararı
na uygun olarak tamamı ödenmiş ser
mayesini 1 milyar TL'den 4.5 milyar'a
yükseltti. Üç yıldır faaliyet gösteren
Vitel, veri iletişim alanındaki Dial-up
m o d e m uygulamalımın yanı sıra, X.25
şebekeler, 64Kbps ve 2Mbps gibi ile
tişim ağları ile şirketlerin ofis ortamla
rında kullandıkları her türlü bilgisayar
sistemlerinin iletişimini sağlayan yerel
iletişim ağları cihazlarının projelendir
meleri, kablolama ve anahtar teslimi
hizmetler veriyor. Vitel, bu konularda
3Com, ADC FlBERMUX Corporation,
Microcom, Hayes, Lantronix, Gandalf,
Eda ve Mıcc'nin temsilcisi.
Ulukom, Mikro
Yazılımevi'nin yetkili
satıcısı oldu Ulukom Bilgisayar, Mikro Yazılı
mevi'nin de yetkili satıcısı oldu. Özel
likle ihracat, ithalat, gümrük ve emlak
komisyonculuğu konusunda yazılım
lar üreten şirket, yeni anlaşmayla ya
zılım ürünleri yelpazesini genişletti.
Ulukom, bu ürünleri doğrudan son
kullanıcıya ulaştıracağı gibi, bayi ve
yetkili satıcı kanalı ile de pazarlaya
cak. Ayrıcı eğitim ve destek hizmetle
ri de verilecek. Bu hizmetlerden bayi
ler de yararlanacak.
Hüsnü Uras,
Bull/Eltek'ten ayrıldı
Hüsnü Uras, Bull-Eltek'teki Pazar
lama Müdürlüğü görevinden ayrıldı.
Uras, Under SRL adında uluslararası
ithalat-ihracat k o n u s u n d a faaliyet
gösteren çok ortaklı yabancı şirketin
Türkiye'deki faaliyetleriyle ilgili so
rumluluğu üstlendi. Hüsnü Uras, Un
der SRL'nin aynı zamanda bilgisayar
projeleriyle ilgili çalışmalarını da yü
rütecek. Bu arada, Hüsnü Uras'ın
Bull-Eltek'teki Pazarlama Müdürlü
ğü 'nden ayrılmasıyla boşalan koltuğa
henüz kimin getirileceği belli değil.
Yeni m ü d ü r ü n yurtdışından geleceği
söyleniyor.
Öte yandan, IBM PC Yazılımları
Pazarlama Müdürü Behçet Akalın da
görevinden ayrıldı.
...Taşındılar...
Yabim yeni adresinde Yabim, 1374 Sokak 18/5 SelvÜİ
İşhanı 35210 Çankaya/izmir 'deki
yeni adresinde.
Peritus adres değiştirdi Bağdat Caddesi 187 B- Blok D:3
Selamiçeşme, 81030 istanbul
TEL: 0216- 357 08 86 - 357 12 36
Erbim yeni adresinde Ziverbey Fahrettin Kerim Gökay
Cd. Saadettin Bey Apt. No: 32/5
81040 Kadıköy/istanbul.
TEL: 0216- 338 69 93
3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 s e k t ö r 13
International
Hospital,
DatasePle
otomasyona
geçiyor Internat ional Hospital ' ın
hastane otomasyonu projesi
ni Datasel aldı. Medikal, ma
li ve idari uygulamaları içe
ren has tane o t o m a s y o n u ,
300 bin dolara mal olacak.
15 Mayıs 1995 tarihinde baş
layan proje, 1 Ocak 1996'da
hizmete geçecek. Hastane
nin daha ö n c e kendi bilgi iş
lem personeli ile geliştirdiği
sistem, Avicenna seçimiyle
yeniden kurulacak. Projede,
International Hospital 'da ku
rulu NCR 3450 UNIX sistemi
bir üst modele büyütülecek.
Avicenna, Oracle VTYS orta
mında çalıştığı için 100 alıcı
lı Oracle VTYS ortamı oluş
turulacak, uygulama ilk aşa
mada 100 aktif kullanım or
tamında gerçekleşecek.
CA Türkiye'nin yeni işbirlikleri
Computer Associates, E-B Grup'tan Expres BlM
ve Odel Grubu 'ndan Help Bilgisayarla işbirliği
yaptı. Yapılan anlaşmayla Computer Associates
ürünlerinden olan CA-Openingres ve CA-Open-
ROAD'un pazarlama ve satışı konularında iş or
taklığına gidildi. Bu çerçevede Expres BlM ve
Help Bilgisayar b u n d a n sonra söz konusu ürünle
rin satış, eğitim ve destek hizmetlerini verecek.
Zet'den hastane otomasyonu Zet Bilgi işlem, Trakya Üniversitesi Tıp Fakül
tesi Hastanesi 'nin o tomasyonunun yazılım ve
donanım işlemleri ihalesini kazandı. 1993 yılın
da kurulan, Macintosh ve PC ortamlarında deği
şik işletim sistemlerine anahtar teslimi çözüm,
destek ve servis veren Zet Bilgi işlem, daha ön
ce de eczanelere yönelik Bilgisayarlı Eczane
Otomasyonu çözümlerini üstlenmişti.
Halıcı'dan Odak Projesi Halıcı Grubu'na bağlı Odak Yazılım A.Ş., ticari
yazılım kullanıcılarının yaşadıkları güçlükleri gi
dermeyi amaçlayan Odak işletme Yönetim Orga
nı adlı yazılımı pazara sundu. Ürünün önemli bir
özelliği modüler olması ve raftan satılması. Ortam,
10 m o d ü l d e n oluşuyor: Stok, fatura, cari hesaplar,
çek/senet, bankalar, muhasebe, sipariş, işletme
defteri, işletme defteri miktar modülü ve temel
modül.
Elit kuruldu Sektöre yeni bir şirket ka
tıldı. Geçtiğimiz günlerde
kuruluşu gerçekleştirilen Elit
Bilgisayar Ltd. Şti., PC bazın
da bayilik yapacak.
Şirketin adres ve telefonu
söyle: Hatboyu Cd. Karanfil
Sk. Çelik İskanı 1/2 Pendik-ls-
tanbul. TEL: 0216-390 90 09.
Ergün Ltd.
Trabzon'da
bayi açtı 1994 yılı Kasım ayından
beri Artvin'de faaliyet göste
ren Ergün Ltd. Şti, Trab
zon 'da şube açtı. Şirketin
Trabzon bayiliğini ibrahim
Zaim üstlendi. Escort Com
puter ve ETA yazılımlarının
bayiliğini yapan şirket, faali
yetlerini yetkili bayi olarak
sürdürecek.
Adres: Uzun Sokak, Kemer-
kaya Mahallesi, Sultan Aralığı,
No: 60 Kat:3 61200 Trabzon
TEL: 0462-312 17 03.
Emsis, ilk
mağazasını açtı Olivetti yetkili satıcısı ola
rak faaliyet gösteren Emsis
Ltd., ilk mağazasını bu hafta
açıyor. Mağazanın adı Asem-
pa Büro Makineleri ve Kırta
siye Ltd. olacak. Mağazada,
tüm kırtasiye ürünlerinin ya
nı sıra, bilgisayar, Microsoft
ve Mikro yazılımları satıla
cak.
Asempa'nın adresi şöyle:
Büyüdere Caddesi. No:75/A
Mecidiyeköy/tstanbul.
14 u r u n 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23
IBM'den büyük ürün duyurusu IBM geçtiğmiz günlerde gerçek
leştirdiği "Yeni Çözümler'95" etkin
liklerinin son haftasını yoğun ola
rak sistem duyurularına ayırdı, işte
IBM'in Yeni Çözümler'95'in son
haftasında tanıttığı ürünler.
RISC System/6000 Serisi
IBM'in yeni RISC System/6000
d u y u r u s u n d a RISC System/6000
43P Series Workstations, Model
41W, 41T, 42W ve 42T modellerini
duyurdu.
RISC Systems/6000 43P
Workstations
RISC Systems/6000 43P Works
tations, serisi PowerPC 604 işlemci
sinin 100, 120 ve 133 MHz saat hı
zında çalışan uyarlamalarıyla des
teklenmiş. Standart olarak 16 MB
bellekle gelen sistemlerin belleği
192 MB'a kadar yükseltilebiliyor.
PCI ve ISA veriyoluna sahip olan
RISC Systems/6000 43P Workstati
ons serisi 540 MB ile 2 GB arasın
da değişen SCSI-2 sabit disk seçe
nekleri sunuyor. Sistemler standart
olarak dört hızlı SCSI-2 CD-ROM,
540 MB SCSI-2 sabit disk ve ABC
Version 4 işletim sistemiyle sunulu
yor. IBM E15 grafik sistemiyle ge
len RISC Systems/6000 43P Works
tations serisi 5 adet genişletme ve
5 adet sürücü yuvasına sahip.
RISC System/6000 42WI42T
Graphics Workstations
120 MHz saat hızında çalışan
PowerPC 604 işlemcisiyle destekle
n e n RISC System/6000 42W/42T,
16 MB bellekle geliyor. 256 MB'a
kadar bellek yükseltme olanağı su
n a n sistem, yine standart olarak
1080 MB SCSI-2 sabit diske sahip.
POWER GXT150L grafik hızlandırı-
cısıyla desteklenen sistemler, ABC
Version 4 işletim sistemiyle geliyor.
Yeni PowerPC 604 tabanlı RISC
System/6000'ler ölçeklenebilir SMP
(Simetrik Çoklu İşlemci) desteği de
sunuyor.
IBM PC Ürünleri
IBM, PC ürünleri duyurusunda
yeni Aptiva, PC 300, PC 700, Po
wer Series, PC Server Family ve ye
ni ThinkPad'lerini tantti.
PC 300
PC 300 ailesinin yeni modelleri
DX2, DX4, Pentium 75 ve 90 işlem
ci seçeneklerine sahip. 486 tabanlı
modellerde ISA/VESA ve ISA/PCI
veriyolu seçenekleri bulununuyor.
1 MB DRAM bellekli CirrusLogic
GD 5430 grafik işlemcisi tabanlı
tümleşik grafik kartıyla sunulan
486'lı sistemlerde bellek en az 4
ya da 8 MB olarak seçilebiliyor.
P e n t i u m l u model lerde ise PCI/ISA
veriyolu bulunuyor. En az 8 ya da
16 MB standart bellekle sunulan
sistemlerde, 256 KB önbellek bulu
nuyor. Pent iumlu PC 300lerin gra
fik alt birimi ise PCI yerel veriyo-
lundan 64 bit haberleşen, S3 Tri-
o64 grafik işlemcili, 1 MB DRAM
Power Series 830-850.
bellekli (2 MB'a yükseltilebiliyor)
tümleşik grafik kartından oluşuyor.
PC 300lerin bellek miktarı en fazla
128 MB'a kadar artırılabiliyor.
PC 700
PC 700 ailesinde 75, 90, 100 ve
120 MHz saat hızında çalışan Pen
tium işlemcilerinin değişik uyarla
maları işlemci seçeneği olarak kul
lanıcının karşısına çıkıyor. Standart
olarak 8 ya da 16 MB bellekle ge
len PC 700lerin en fazla bellek ka
pasitesi ise 192 MB. PCI/ISA ya da
PCI/MCI veriyolu seçeneğine sahip
olan sistemlerde 1 MB DRAM bel
lekli (2 MB'a yükseltilebilir) S3VİSİ-
on864 grafik işlemcili tümleşik gra
fik kartı bulunuyor.
PowerSeries 830
100 MHz saat hızında çalışan
PowerPC 604 işlemcisiyle destekle
n e n PowerSeries 830, 16 MB bel
lekle geliyor. 256 KB L2 ön belleğe
sahip olan sistemlerde dört hızlı
CD-ROM sürücü de standart dona
nımlar arasında. 16 bit ses, hopar
lör, mikrofon desteğinin yanı sıra 2
MB DRAM bellekli PCI grafik kartı
na da sahip olan PowerSeries
830'nin en fazla bellek miktarı ise
192 MB'a kadar yükseltilebiliyor.
PowerSeries 850
PowerSeries 850lerde 100, 120
ve 133 MHz saat hızlarında çalışan
PowerPC 604 işlemcisi seçeneği
sunuluyor. 5 GB'a kadar iç veri de
polama kapasitesine sahip olan sis
temlerin diğer birçok özelliği ise
830 ile ortak.
830 ve 850 şu anda WindowsNT
Workstation 3-1 ya da AIX Version
4 işletim sistemleriyle çalışabiliyor.
IBM'in verdiği bilgiye göre 1995'in
son çeyreğinde OS/2 Warp ve So-
laris'in PowerPC uyarlamaları da
pazara sunulacak ve PowerSeries
ailesinin çalıştırabildiği işletim sis
temi sayısı artacak.
PC sunucu ürünleri
IBM'in gerçekleştirdiği b ü y ü k
ürün duyurusu çerçevesinde PC
sunucu (server) kategorisinde PC
Server 320 ve PC Server 720 olmak
üzere iki yeni sistemin duyurusu
yapıldı. Sistemler özellikle gelişmiş
sunucu özellikleri ve sistem yöne
tim yazılımlarıyla dikkati çekiyor.
PC Server 320
90 MHz saat hızında çalışan
Pentium işlemcisiyle desteklenen
PC Server 320, çift Pentium ile SMP
yapısında çalışabiliyor. Her Penti
um işlemci için 256 KB L2 ön bel
leğe sahip olan sistem, en az 16
MB bellekle geliyor. 256 MB'a ka
dar bellek yükseltme olanağı tanı
yan PC Server 320, 3 PCI, 6 EI
SA/ISA genişletme yuvasına sahip.
Saniyede 20 MB veri aktarım hızı
na sahip Fast Wide SCSI-2 arabiri
mine sahip olan PC Server 320 çift
hızlı SCSI-2 CD-ROM sürücüyle su
nuluyor. Hot-swaping özelliği sa
yesinde sistem çalışırken bozulan
diskleri çıkartıp, yerine yenilerini
takmaya izin veren PC Server 320,
RAID Level 0, 1 ve 5'i destekliyor.
PC Server 720
PC Server ailesinin en güçlü
üyesi olan PC Server 720, orta ve
büyük boydaki yerel ağlar için ta
sarlanmış. 100 MHz saat hızında
çalışan Pentium işlemcisiyle des
teklenen sistem, 6 adet Pentium'a
kadar SMP yapısı ile çalışabiliyor.
Standart olarak 64 MB bellekle ge
len sistemin belleği 1 GB'a kadar
yükseltilebiliyor. 7 adet PCI/MCI
genişletme yuvasına sahip olan sis
tem, 40.5 GB depolama kapasitesi
sunuyor. RAID Level 0, 1 ve 5'i
destekleyen PC Server 720, çift hız
lı CD-DOM sürücüyle geliyor.
PC Server 320 ve 720'nin üzerin
de ServerGuide kurma paketi, sis
tem yönetim yazılımı NetFinity ve
APC kesintisiz güç kaynakları için
yazılımlar bulunuyor.
Notebook ürünleri
IBM'in taşınabilir sistem ailesi
ThinkPadler in yeni modelleri de
bu büyük duyuru çerçevesinde ta
nıtıldı.
ThinkPad 340CSE
50 MHz saat hızında çalışan
486SLC işlemcisiyle des tek lenen
ThinkPad 340CSE'nin standart bel
leği 4 MB (12 MB'a kadar yükselti
lebiliyor.) 9-4 inç boyutunda çift ta
ramalı (dual-scan) pasif matriks
renkli ekrana sahip olan sistem,
512 KB görüntü belleğiyle 640x480
noktalık çözünürlükte 256 renk ba
sabiliyor. 200 MB sabit disk ile ge
len ThinkPad 340CSE'nin pille be
raber ağırlığı 2.38 kg. Pil ömrü 2.5
ile 5 saat arasında değişen sistem,
PC DOS 6.3, Windows 3.1 ve PC
3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23
Card Director yazılımlarıyla sunulu
yor. Ayrıca sistemde PCMCIA yuva
sı da bulunuyor (Type I, II ve III'ü
destekliyor).
ThinkPad 370C
ThinkPad 370C, 75 MHz saat hı
zında çalışan 486DX4 işlemcisiyle
desteklenmiş. 4 MB bellekle sunu
lan sistemin bellek miktarı 36 MB'a
kadar artırılabiliyor. Yansımalardan
kaynaklanan görüntü kaybını en
aza indiren "Black Matrix" likit
kristal ekran teknolojisini kullanan
370C, 10.4 inç renkli ekrana sahip.
1 MB DRAM görüntü belleği bulu
nan 32 bit VESA uyumlu grafik kar
tıyla desteklenen sistem, 2.9 ile 8
saat arası pil ö m r ü n e sahip. Pille
beraber ağırlığı 2.9 kg olan 370C'de
de, 340CSE gibi PCMCIA yuvası bu
lunuyor. ThinkPad 370 IBM PC
DOS 7.0, Windows 3.11, PC Card
Director, Diskette Factory, Micro
soft Video for Windows 1.1 Runti
me, Trinton CoSession Host*, Lotus
Organizer, Lotus ScreenCam, OAG
FlightDisk, Lotus cc:Mail ve e-mail
for the IBM Global Network* yazı
lımlarıyla geliyor (*:modem gereki
yor).
ThinkPad 755CV
100 MHz saat hızında çalışan
486DX4 işlemcisiyle desteklenen
ThinkPad 755CV, özellikle çok faz
la sunu yapan kullanıcılar için ge
liştirilmiş. 640x480 noktalık m o d d a
65,536 renk basabilen sistemin 10.4
inç boyutunda aktif matriks renkli
ekrana sahip. Bu ekranın bir başka
özelliği ise, arka tarafındaki parça
çıkartılarak ekranın geçirgen bir
hale gelmesi ve böylece tepegözün
üstüne konularak sunuya olanak
tanıması. 8 MB bellekle gelen siste
min belleği 40 MB'a kadar yükselti
lebiliyor. ThinkPad 755CV ile bera
ber bir de kablosuz uzaktan ku
m a n d a geliyor. Üstünde iki tuşlu
bir m o u s e ü n fonksiyonlarına ek
olarak, 5 tane de d ü ğ m e bulunan
uzaktan kumanda, sunu yapan kul
lanıcıya oldukça büyük rahatlık
sağlıyor.
ThinkPad 701C/CS
T h i n k P a d 701c/CS ilginç bir
klayve tasarımına sahip. Yerden
kazanmak için tasarlanan açılınca
b ü y ü y e n ve kapanınca küçülen
klavye, taşınabilir sistem dünyasın
daki bu türden ilk uygulama, isteğe
göre 75 MHz saat hızında çalışan
486DX4-8 MB bellek (24 MB'a ka
dar yükseltilebiliyor) ya da 50 MHz
saat hızında çalışan 486DX2-4 MB
bellek (20 MB'a kadar yükseltilebi
liyor) ile gelen sistemler 10.4 inç
boyutunda aktif matriks (701C) ya
da aynı boyutta çift taramalı ekran
la (701CS) geliyor. Ses özelliğine de
sahip olan ThinkPad 701C/CS, So
undBlaster ve SoundBlaster Pro
uyumlu. 2 kg ağırlığa sahip olan
sistemin pil ömrü. 2.5 ile 7 saat ara
sında değişiyor.
ThinkPad PowerSeries 820
PowerPC 603e işlemcisinin 100
MHz'lik uyarlamasıyla desteklenen
ThinkPad PowerSeries 820, 32 bit
bus mimarisine sahip. PCI ile güç
lendirilmiş G10 grafik alt sistemiyle
desteklenen 820, 16 MB bellekle
geliyor (48 MB'a kadar yükseltilebi
liyor). CD-ROM sürücüye sahip
olan sistem 540 MB'dan 1.2 GB'a
kadar sabit disk seçeneği sunuyor.
16 bit ses desteği de veren sistem
ler, SVGA 10.4 inç aktif matriks
(800x600 noktal ık ç ö z ü n ü r l ü k t e
65,536 renk basabiliyor) ya da VGA
10.4 inç aktif matriks (640x480
noktalık çözünürlükte 65,536 renk
basabiliyor) ekran seçeneğiyle su
nuluyor.
ThinkPad PowerSeries 850
ThinkPad PowerSeries 850'nin
820'den ayrılan en belirgin özellik
leri ise 64 bit bus mimarisine sahip
olması ve video konferans vb. uy
gulamalar için geliştirilmiş video
kamerası bulunması.
AS/400 Ailesi
IBM'in AS/400 ürün duyurusun
da AS/400 Advanced System Model
400, 500, 510 ve 530 (1995'in son
çeyreğ inde şevkine baş lanacak)
modelleri duyuruldu. Bu dört ana
modelin toplam 13 alt modeli bulu
nuyor. Yeni AS/400 sistemlerinin
getirdiği en büyük yenilikse, 64 bit
RISC işlemci PowerPC AS işlemcile
rine geçmeleri. Ayrıca yeni açıklık
stratejisi de AS/400 ürün ailesinin
geliştirilmesinde en önemli kriter
lerden biri olacak.
IBM Ürünleri
Bilgi için: IBM-Türk,
0212 - 280 09 00
Sun, diskdizisi ve sunucu
sistemlerini güçlendirdi Sun Microsystems, geçtiğimiz
günlerde SPARCstorage Array Mo
del 102 alt sistemini ve SPARCcen
ter 2000E sunucularını (server) pa
zara sundu.
Ağ bağlantılı bilgi işlem ortamın
daki kullanıcıların artan depolama
ve veri erişimi gereksinimlerini kar
şılayan SPARCstorage Model
102'nin bir önceki modele göre iki
kat daha güçlü olduğu bildirildi.
12.6 GB'dan 63 GB'a kadar depola
ma seçeneği sunan SPARCstora-
ge'in ABD satış fiyatı yaklaşık ola
rak 29 bin dolar ile 69 bin dolar
arasında değişiyor.
SPARCcenter 2000E model inde
ise isteğe bağlı ikinci bir güç kayna
ğıyla ilave soğutma sistemi yer alı
yor.
Sistem özellikle finans, iletişim
ve imalat sanayinde kullanılmak
üzere tasarlanmış. Ana güç kayna
ğının bozulması d u r u m u n d a SPARC
center 2000E bir uyarı sinyali gön
dererek ikinci güç kaynağını devre
ye sokuyor.
Sun Ürünleri
Bilgi için: MicroServe,
0216- 325 80 00;
Gantek, 0212- 288 09 86
16 u r u n 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23
Apple yeni çokluortam ürünlerini ve yazıcılarını tanıttı Apple'ın Türkiye temsilcisi Bil-
kom, geçtiğimiz hafta düzenlediği
bir tanıtıp toplantısıyla yeni Apple
ürünlerini tanıttı.
Performa 630/630 DOS
Compitable ve Performa 5200
Motorola 68LC40 işlemcisiyle
desteklenen Performa 630 ve Per
forma 630 DOS Compitable (DOS
uyumulu) olmak üzere iki model
halinde satışa sunuldu. CD-ROM
sürücü ile sunulan sistemler, video-
in-out, TV Tuner ve 16 bit ses des
teğiyle bir çokluortam sistemi kim
liğinde. Ethernet adaptörü ve
faks/modem çıkışı da olan sistem
ler iletişim olanağı da sunuyor. 630
DOS Compitable modellerde ise 66
MHz saat hızında çalışan 486DX2
işlemci de bulunuyor. DOS 6.22 ve
Windows 3.1 işletim sistemleri de
yüklü olarak gelen 630 DOS Com
pitable modeller, SoundBlaster 16
desteğinin yanı sıra Novell ve
TCP/IP bağlantı seçeneği de sunu
yor.
Performa 5200, B i l k o m ü n du
yurduğu ürünler içinde belki de en
ilginç olanı. 75 MHz saat hızmda
çalışan PowerPC 603 işlemcisiyle
desteklenen sistemde 15 inç ekran
ve kasa bütünleşik. Kasanın üstün
deyse CD-ROM sürücü ve 3.5 inç
disket sürücünün yanı sıra stereo
hoperlörler ve mikrofon bulunu
yor. 8 MB bellekle gelen Performa
5200'lerin belleği 64 MB'a kadar
yükseltilebiliyor. 16 bit ses desteği
ne de sahip olan sistemler 500 MB
sabit disk ile sunuluyor. 630'deki
viedo-in-out ve TV Tuner çıkışları
nın yanı sıra sistemi TV m o d u n a
geçirdiğinizde kullanmanız için bir
de uzaktan kumanda bulunuyor.
Ethernet adaptörü ve faks/modem
kartı da bulunan sistem SoftWin
dows emülasyon yazılımıyla Win
dows 3-1 emülasyonu altında Win
dows uygulamalarını çalıştırabili
yor. Sabit disk üzerinde Türkçe Sis
tem Yazılımı System 7.5, Sistem
Güncelleştirme 1.0, Türkçe At Ease
2.0.3, Türkçe Apple Video Oynatı
cı, Spectre Supreme (Ingilizce-
oyun), Thinking Things (Ingilizce-
eğlence/eğitim), Performa Clipart,
Amazing Animation (Ingilizce-eğ-
lence/eğitim), Sammy's Science
H o u s e (Ingilizce-eğlence/eğitim),
CD olarak Leonardo (eğitim), Gro-
lier Encyclopedia, Rossetta Stones
(eğitim), disket olarak ise Türkçe
Claris Works 2.1 yazılımla satılan
Performa 5200, SOHO pazarı ve
çokluortam destekli eğitim alanın
da oldukça iddialı.
PowerMacintosh 6200/75
75 MHz saat hızında çalışan Po
werPC 603 işlemcisiyle desteklenen
PowerMacintosh 6200/75, Performa
630'un sahip olduğu tüm çokluor
tam özelliklerini bünyesinde barın
dırıyor.
PowerMacintosh 9500
En yüksek performansa sahip
PowerMacintosh olarak tanıtılan
PowerMacintosh 9 5 0 0 ü n PowerPC
604 işlemcisinin 120 MHz ve 133
MHz saat hızlarında çalışan iki ayrı
uyarlamasına sahip iki alt modeli
bulunuyor. 6 adet PCI genişletme
yuvasıyla gelen sistemde PCI grafik
kartı da bulunuyor. 768 MB'a kadar
bellek genişletmesine olanak tanı
yan PowerMacintosh 9500, System
7.5.2 ve O p e n Transport 1.0 yazı
lımlarıyla sunuluyor.
StyleWriter 1200
Masaüstü bir yazıcı olan Style
Writer 1200, siyah-beyaz baskı ya
pıyor. Dakikada 3 sayfalık baskı
hızına sahip olan yazıcı 720x360
dpi çözünürlüğe sahip. Yazıcının
PowerPC için derlenmiş sürücüleri
de yazıcıyla beraber geliyor.
Color StyleWriter 2200/2400
Pille birlikte 2.1 kg ağırlığa sahip
olan taşınabilir yazıcı, renkli m o d d a
ve 360x360 dpi çözünürlükte daki
kada 1/3 sayfa, siyah-beyaz m o d d a
ve 720x360 dpi çözünürlükte daki
kada 5 sayfa hızda baskı yapabili
yor. Color StyleWriter 2200, Co-
lorSync 2.0 desteği de sunuyor.
2400'ün 2200'den farkı PowerPC
için derlenmiş sürücüleri olması.
LaserWriter 4/600 PS
600x600 dpi çözünürlüğe sahip
olan LaserWriter 4/600 PS, 2 MB
bellekle geliyor. 6 MB'a kadar bel
lek genişletmesine olanak tanıyan
yazıcı, dakikada 4 safyalık baskı hı
zına sahip ve LW Bridge 2.0 yazı
lımla sunuluyor.
Color LaserWriter 12/600 PS
LaserWriter 4/600 PS gibi
600x600 dpi'lık çözünürlüğe sahip
olan Color LaserWriter 12/600 PS,
renkli m o d d a dakikada 3, siyah-be
yaz m o d d a ise dakikada 12 sayfalık
baskı hızına sahip. Pantone calibra
ted ve Color Photograde özelliğiyle
sunulan yazıcı, ColorSync 2.0 yazı
lımıyla geliyor. Color LaserWriter
12/600 PS, Macintosh, Windows ve
UNIX ortamlarını destekliyor.
Apple Ürünleri
Bilgi için: Bilkom, 0212- 225 02 60
3-9 Temmuz 1995- Sayı: 23 u r u n 17
Oracle, Workgroup 2000 ürünlerini duyurdu Oracle, alt uç kullanıcıya yönelik
Workgroup 2000 ürün ailesini du
yurdu.
Oracle7 Workgroup Server
Oracle7 Workgroup Server, yay
gın olarak kullanılan tüm sunucu iş
letim sistemlerinde çalışan bir veri
tabanı ve veritabanı yönetim yazılı
mı. Şu anda Windows 3.x, Win
dows NT, Windows 95, Netware,
OS/2, SCO UNIX, Solaris x86 ve
UnixWare işletim sistemleriyle çalı
şan Oracle7 Workgroup Server,
Oracle7 Release 7.1, Oracle Objects
for OLE, Oracle ODBC sürücüleri,
Database Manager, User Manager,
Object Manager, Session Manager,
Database Expander, Import, Export,
Backup Manager ve Recovery Ma
nager grafik araçları, SQL Loader,
SQL Plus for Windows, SQL Net for
Native Protocol* ve SQL Net for
TCP/IP* modülleriyle geliyor (*: iki
sinden biri seçiliyor). En az 16 MB
belleğe gereksinim duyan Oracle7
Workgroup Server'ın kurulması için
25 MB boş sabit disk alanı gereki
yor. Oracle7 Workgroup Server en
az WindowsNT 3.x, Netware 3-12,
OS/2 2.1, UnixWare 2.0, Solaris x86
2.4 ya da SCO O p e n Desktop 3-3 iş
letim sistemine gereksinim duyu
yor. Yazılımı istemci kanadında
kurmak için ise, en az 4 MB bellek,
6 MB boş sabit disk alanı, Windows
3.1, OS/2 2.1, UnixWare 2.0, Solaris
x86 2.4 ya da SCO O p e n Desktop
3.3 işletim sistemi gerekiyor.
Personal Oracle7
Personal Oracle7, masaüstü kul
lanıcılar için geliştirilmiş bir verita
banı yönetim aracı. Windows geliş
tirme araçlarıyla bütünleşik çalışan
uygulama Oracle7 Release 7.1,
Oracle Objects for OLE, Oracle
ODBC sürücüleri, Database Mana
ger, User Manager, Object Manager,
Session Manager, Database Expan
der, Import, Export, Backup Mana
ger ve Recovery Manager grafik
araçlan, SQL Loader ve SQL Plus for
Window'dan oluşuyor. 18 değişik
dil desteği veren Personal Oracle7,
Windows 3-1 ya da daha yeni bir
Windows uyarlamasının çalıştığı
386 ya da daha yüksek bir PC'de, 8
MB bellek ve 30 MB boş sabit disk
alanına gereksinim duyuyor. Perso
nal Oracle7'nin Türkiye satış fiyatı
ise 500 dolar olarak açıklandı.
Oracle Ürünleri
Bilgi için: Oracle, 0212 -285 29 50
Digital Prioris HX590.
Digital'dan
Prioris ailesi Digital geçtiğimiz günlerde ikinci
kuşak Pentium tabanlı ölçeklenebilir
PC sunucularını (server) duyurdu.
Prioris HX MP
SMP mimarisiyle desteklenen Pri
oris HX MP, dört Pentium'a kadar
.çoklu işlemci desteği sunuyor. 128
bit bellek arabirimiyle donatılan Pri
oris HX MP, PCI veriyoluyla destek
lenmiş. 32 MB bellekle gelen siste
min belleği 512 MB'a kadar yükselti
lebiliyor. PCI Fast Wide SCSI-2 arabi
rimiyle 504 GB'a kadar depolama
olanağı sunan Prioris HX MP, hata to
leranslı çalışıyor.
Prioris XL
486 DX2-66, 486DX4-100, Pentium
75, Pentium 90, Pentium 100, çift
Pentium 90 ve çift Pentium 100 ol
mak üzere 7 değişik işlemci konfigü-
rasyonuyla sunulan Prioris XL serisi,
486 tabanlı konfigürasyonlarda 8 MB
(en fazla 128 MB'a yükseltilebiliyor),
Pentium ve çift Pentium'lu konfigü
rasyonlarda ise 16 MB (en fazla 512
MB) standart bellekle geliyor. Sistem
de PCI Fast Wide SCSI-2 arabirimi
bulunuyor ve Storage Works depola
ma sistemiyle 180 GB'a kadar depo
lama olanağı sunuyor.
Prioris LX
Prioris LX, küçük ve ortaboy çalış
ma grupları için tasarlanmış bir sunu
cu sistemi. 486DX2-66, Pentium 75
ve 90 işlemci seçenekleri sunan sis
tem, standart olarak 16 MB bellekle
geliyor. 486 tabanlı modelinin bellek
miktarı 128 MB'a kadar yükseltilebi
lirken, Pentium'lu modeller 192 MB'a
kadar bellek genişletmesine izin veri
yor. 6 sürücü yuvası olan sistem dört
hızlı SCSI-2 CD-ROM sürücüye sahip, i
Digital Prioris Ailesi
Bilgi için: Digital, 0216- 391 84 30
18 i n s a n l a r 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23
Burak Yel
Maceracı, girişimci, profesyonel bir ruh NURAY ÖZKAN
Ço ğ u m u z onu Karma'da Pa
zarlama Müdürlüğü görevini
yürütürken yaptığı çalışma-
tanıyoruz. Burak Yel, yal
nızca Karma'ya değil, Türkiye'de
bilgisayar sektörüne yeni bir soluk
ve bakış getiren insanlardan biri.
Bakış açısı net, profesyonel ve ba
şarıya odaklı. Sektörün genellikle
işletme ve pazarlama bakışı olma
yan bilgisayar kökenli yöneticiler
d e n oluştuğunu düşünürsek, Bu
rak Yel'in Karma'daki çıkışını, fark
lılığını hissetmemek m ü m k ü n de
ğildi. O, 1994 yılında Interpro'nun
düzenlediği ve sektördeki p e k çok
şirketin yönetici lerinin katıldığı
kriz toplantılarında somut fikirler
ortaya koydu, sağlam temeller ku
rarak sonuca gitme çabası gösterdi.
Burak Yel, bilgisayar şirketleri
nin pek çoğunda pazarlama ve iş
yönetimi kavramının eksik olduğu
nu savunuyor. Bilgisayarın tıpkı bir
kalem, bir masa gibi görülüp öyle
satılmasından yana. Ancak işin sır
rı, satılacak ürünü çok iyi tanımak
tan geçiyor. Ürünün kendisini de
ğil, o n u n yararını satmaya inanı
yor. "Türkiye'de bilgisayar sektörü
n ü n en büyük handikabı, h e p bil
gisayar mentalitesinde insanların
olması. Bu yüzden sektörün geliş
mesi çok yavaş oluyor. Bilgisayarcı
insanların şirket yönetmesi ve o
malı satmaya çalışması bir deza
vantaj; çünkü beceremiyorlar, ya
pamıyorlar" derken, ne yapılması
gerektiğini de şöyle açıklıyor. "Bu
sektörde gerçek anlamda 'pazarla
ma' yapılması gerek. Pazarlama,
reklam vermek değil; talebi yara
tıp, o talebe gerekli ihtiyacı belirle
yip, o ürünü satabilmektir. Bunu
yapacak kişi ve şirket çok az. Üni
versiteden hobi grubu olarak çık
mış bilgisayarcılar, bilgisayara hay
ranlıkla bakıyorlar; o n u ticari bir
mal olarak göremiyorlar." Ülkemiz
de yılda 100-150 bin PC satılmasını
hiç yakıştıramadığını söyleyen Bu
rak Yel, bu konudaki yaklaşımı da
doğru bulmuyor. "Neden daha faz
la satamıyoruz dediğimizde, 'halk
bu kadar istiyor' diye yaklaşmak
yanlış. Oysa tekrar tekrar deneme
li, sonuna kadar ihtiyacı hissettir
meliyiz. Biz anlatamadığımız için
halk bilmiyor" diyor.
ABD'de pazarlama eğitimi ve Karma'da yöneticilik
Burak Yel, daha küçüklüğünde
kendinden son derece emin ve
kendine güvenen bir kişilik yapısı
edinmiş. Ailenin tek çocuğu oldu
ğu için paylaşma duygusunu tada-
m a d a n oldukça şımartılmış. Son
derece serbest yetiştirilmiş, hiç bir
zaman ailesi tarafından disiplin al
tına alınmamış. Okulda bol bol ya
ramazlık yapmış, kötü bir öğren-
ciymiş, sık sık disiplin kurullarına
gitmiş ve liseyi zar zor bitirmiş. An
cak daha sonra iş hayatı, inişler çı
kışlar, hatalar o n u olgunlaştırmış.
Son 2-3 yılda olgunlaşma yolunda
epey yol aldığını hissediyor. Lise
d e n sonra İstanbul Üniversitesi İk
tisat Fakültesi'ni bitirerek ekono
mist oluyor. Bu eğitim ona yeterli
gelmiyor ve ABD'nin yolunu tutu
yor. Orada da 4 yıl boyunca işlet
me ekonomisi masteri yapıyor. Fi-
nanstan muhasebeye; yönetimden,
ekonomiye, pazarlamaya kadar her
konuyu kapsayan geniş bir yelpa
zede eğitim alıyor. Eğitim sonrası
ABD'de kalarak bir şirkette ulusla
rarası pazarlama konularında çalı
şarak deneyim kazanıyor. 4 yılı
eğitim, 4 yılı çalışma hayatı olmak
üzere 8 yıl ABD'de kalıyor. Asker
lik için geldiği Türkiye'de kalmaya
karar veriyor. Bu d ö n e m d e de Kar
ma ile tanışıyor. Karma, o zaman
çok daha ufak çapta bir şirket. Kar-
ma'yı, Karma'daki insanları, iş
mantığını, dinamizmi, potensiyeli
kendine yakın görüyor. "Karma o
zamana kadar ithal ettiği malların
üzerine fiyat koyup satan bir şir
ketti. Ama büyüme potansiyeli var
dı. En önemlisi pazara 'pazarlama
y a p m a ' mantığıyla yaklaşıyordu.
Birbirimize verebilecek çok şeyi
miz o lduğunu düşündüm." Ger
çekten de Karma'da çalıştığı 2.5 yıl
boyunca birlikte güzel işlere imza
atıyorlar. "Karma büyüdü, Karma
ile birlikte benim de zihnim büyü
dü, tecrübem büyüdü, yapabildik
lerim büyüdü. Bu arada kariyerim
de yükseliyordu. Ancak Karma'da
artık yapabileceklerimin s o n u n a
geldiğimi hissettim birden" diyor.
Karma ile birbirlerine verebilecek
çok şey kalmadığını görünce, ma
ceracı ruhu depreşiyor, yeni başa
rılar, yeni mücadeleler aramaya
başlıyor.
"Sürekli bir hareket, yarış, müca
dele arıyorum" dediğinde, bu ara
yışını ne zamana kadar, nereye ka
dar sürdüreceğini soruyorum. "Ben
Red Kid gibi bir kasabaya gidip,
oradaki sorunu ç ö z ü p başka kasa
baya yollananlardan değilim. Pro
fesyonel yaşamda aradığımı bulun
ca duranlardanım. Türkiye'de Kar
ma ilk deneyimimdi. Karma, be
nim için bir okuldu. Karma gibi bir
başarı öyküsünün içinde yer almak
güzeldi. Ama yolun sonunu hisset
tiğinizde başka yollar aramak nasıl
doğalsa, b e n de o n u yaptım. Sek
tör değiştirmek istedim ve Yapı
Kredi grubu ile tanışınca 'işte ara
dığım iş' dedim."
Don Kişot'luk yapmak
Şu anda Burak Yel, Yapı Kredi
bünyesinde Türkiye'nin ilk ulusal
enformasyon ağı projesinin yöneti
ciliğini yürütüyor. Burak Yel, şu
anda yürüttükleri ulusal enformas
y o n ağı için şunları söylüyor. "Bü
yük bir proje ve büyük bir yarış.
Muazzam bir yatırım yapılıyor bu
iş için. Türkiye'de bir zoru başara
cağız bu projede; teknolojik bir or
tamda pazarlama söz konusu. Pro
jenin hayata geçmesi için Türki
ye'deki bütün bilgisayarlaşma bi
lincini kul lanıyorsunuz, b u n u n
üzerine yepyeni bir pazar potansi
yeli yaratmak durumundasınız. Bu
rada projeyi, bilgisayar sektörünün
gelişmemişliği sınırlandırıyor. Biz
burada D o n Kişot'luk yapacağız
açıkçası."
Burak Yel, Yapı Kredi grubunda
iş yötemini bilen, yüksek hedefleri
olan, profesyonel bir yapı olduğu
nu söyleyerek, yoğun manevi tat
min yaşadığı sürece ve verebilece
ği şeyler t ü k e n e n e kadar çabalarını
sürdüreceğini belirtiyor.
Burak Yel, her zaman mesleğini
'yöneticilik' olarak tanımlamış. An
cak bu arada kendi işini açmayı hiç
bir zaman düşünmemiş . Çünkü pe
kala bir şirkette üst düzey yönetici
olarak da maddi ve manevi tatmin
yaşayabi leceğine inanmış h e p .
"Türkiye'de en büyük vergiyi ve
renler arasında b u g ü n Koç Hol
ding yöneticileri de yer alabiliyor
sa, savunduğum tezi doğru bulu
yorum" diyor. B u n u n yanı sıra bil
gisayarcı o lup da kendi işini kur
maya kalkanların mutlaka bir den
ge unsuruna sahip olmaları gerek
tiğini savunuyor. Bilgisayarcı olan
birinin pazarlama yapmasına karşı
çıkıyor. Başarılı olmak için kesin
likle profesyonel bir pazarlamacı
ile birlikte çalışmanm şart olduğu
nu söylüyor. "Kendi işimi kuracak
olsam ve bilgisayar bilsem, bilgisa
yarcı olurdum. Ama mutlaka pa
zarlama ve iş yönetimi deneyimi
olan biriyle birlikte çalışırdım. O
zaman biri makine dairesinde, biri
d ü m e n d e kaptan köşkünde ola
cak. Karma'mn başarısındaki sır
buradadır zaten. Bunu kavrayabi-
Çoğumuz için hayat bir yanştır; ama bu yanşa, iyi
hazırlananlar da, hiç hazırlanamayanlar da vardır. Burak
Yel, hayat yansında zirveyi zorlarken bu yanşa çok iyi
hazırlanmayı ihmal etmiyor. Sağlam bir dünya görüşüne
sahip, değişimi seven, mücadeleci, iş hırsı olan,
profesyonel olmayı ilke edinen, istediği gibi olmayı
başarmış ender insanlardan biri.
Burak Yel'in
enleri
*En büyük düşkırıklığı
ABD'de iken çalıştığı ayak
kabı şirketinde, 120 bin çiftlik
bir sipariş alıp aylarca bek
ledikten sonra satışın iptal edil
mesi.
*En önem verdiği şeyler
İşi, köpeği ve Fenerbahçe
*En büyük hedefi
Fenerbahçe'ye başkan olmak
*En nefret ettiği şey
Kediler (ona göre kediler
yok edilmeli)
*En büyük muduluğu
Fenerbahçe 'nin Galatasaray'ı
yendikten sonraki ruh halini
hiç bir şeye değişmiyor
*En uçuk hayali
Genellikle yere basan hayal
ler kuruyor. Bunlardan biri;
ABD'de, Arizona çöllerinde bir
kovboy gibi kızılderililerle
yaşamak.
3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23 i n s a n l a r 19 len az beyin var Türkiye'de. Türki
ye'deki bilgisayar şirketlerinin ço
ğu bölünmüştür. Karma ise tam
tersine, birleşmiş ve başarmıştır"
diyor.
Başardıkça daha fazlası
Burak Yel'in geleceğe yönelik
çok net bir hedefi var. Kariyerde
en kısa zamanda en tepeye ulaş
mak. Peki oraya ulaştıktan sonra
ne olacak? Elbette ki t e p e d e n in
m e m e k ve başka tepeler aramaya
başlamak. "Başarı elde ettikçe da
ha fazlasını ister insan, b e n de o n u
hissederim. Iş k o n u s u n d a hırslıyım
ama bu, yakıcı, yıkıcı bir hırs değil.
Beni motive eden, ufkumu genişle
ten bir hırs."
Burak Yel, işinde olduğu gibi
özel yaşamında da sayısız başarı
yakalamış. Özellikle yaptığı spor
dallarında pek çok şampiyonluk
kazanmış. 6 yıl Türkiye'de ve 3 yıl
da ABD'de okurken kürek sporu
ile uğraşmış; bu k o n u d a birkaç
Türkiye şampiyonluğu da var. Ay
nı zamanda milli takım kardrosun-
da da kürek çekmiş. Ancak bu ara
da iki kez bacağındaki tandonlar
k o p m u ş ve yaklaşık 1 yıl yürüye-
memiş. Ayağı sürekli alçıda geçen
1 yıl ve alçıyı açınca ortaya çıkan
incecik bir bacak... İşte o zaman
yoğun bir isyan duygusu yaşamış.
Bu arada kürek çekmenin yanı
sıra futbol, basketbol, yüzme, su
kayağı, kar kayağı ve yelken spor
larını da ihmal etmiyor. Karma'da
ki yoğun iş temposu O'na sporu
unutturuyor. Şimdi yalnızca koşu
yor. Zaman zaman köpeği Domi
ile yürüyüşe çıkıyor. Yalnızlığını,
bir 'şahsiyet' olarak gördüğü köpe-
ğiyle paylaşıyor.
Futbolda tam anlamıyla bir fana
tik; güçlü bir Fenerbahçe hayranı.
"Ben insanları ikiye ayırırım; Fe
n e r l i olanlar ve olmayanlar. Fener
lilerle ortak bir noktam olduğuna
inanırım. Ben olayı iki kulüp maç
yapıyor gibi görmüyorum, biz bir
grubuz, g rupta görev alanların
hepsini yönetici gibi görüyorum"
diyor.
Sporun yanında zaman zaman
okuyor. Ancak tam 10 yıldır hiç bir
romanı eline almamış. Genellikle
ekonomi ve politikaya ilgi duyuyor
ve o türden kitaplara meraklı. Bir
de tarihi ve eski çağlarda yaşamış
insanların hayatlarını merak ediyor
ve bu tür kitapları okuyor. İş dışın
da rahatlamak için ise bol bol Red
Kid okuyor.
Yaşadığı ülke için de söyleyecek
birkaç sözü var. "Türkiye apayrı bir
ülke. Herşeyin cılkını çıkartan bir
sistem var bizde. Ülkenin düzlüğe
çıkması için, partiler üstü birtakım
makro kararların alınması ve uygu
lanması gerekiyor. Ancak bu nok
tada toparlayıcı bir lider eksikliği
var. Para ve maliye politikalarını
belirleyip bu politikaların üzerin
de anlaşmak gerekiyor. İsrail, Ar
jantin gibi ülkeler b u n u yapıp enf
lasyonu indirdi. Türkiye ufak he
sapların peşinde. Belki de bu kül
türel geçmişinden kaynaklanıyor.
Çünkü biz ne Arap, ne doğulu, ne
kuzeyli, ne güneyliyiz."
O hiç bir zaman küçük hedeflerle yetinmedi. Profesyonel
yaşamda büyük bir şirkete girip zincirin bir halkası olmayı
asla düşünmedi; tam tersine küçük şirketlerde önemli
riskler alarak o şirketin büyümesine katkıda bulunmayı,
kendini de büyütmeyi tercih etti. Başardıkça daha çok
basan istedi. Bugün en mutlu olduğu şey ise, gün sonunda
arkasına yaslanıp "Sıfır satıyorduk, bugün 100 sattık; dün
hiç kimse bilmiyordu, bugün 1000 kişi biliyor" demek.
20 e ğ i t i m 3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23
3-9 Temmuz 1 9 9 5 . Sayı: 23 i n s a n k a y n a k l a r ı 21
22 m e s a i s o n r a s ı 3-9Temmuz 1995.Sayı: 23
FORMAT ALTUG ÖZGENLIK
Haydi herkes şimdi koltuğuna rahatça
otursun, kendine içicek soğuk bir sıvı
bulsun ve ünlü giriş sözüme hazır olsun.
Merhaba. Sonunda oldu işte, ilk defa bir
Format'a "Merhaba", "Yeniden merhaba"
ve "Yeni bir hafta ve yeni bir Format'tan
merhaba" d e m e d e n başlayabildim. Özür
dilerim, kötü bir numaraydı, ama artık
kendimi yeni lemem gerekiyordu. (En
azından girişten başlamak gerek diye
düşündüm.) Ama korkmayın Format'ın
içeriği ve ruhu değişmeyecek, sadece daha
başka nelerden söz edebilirim diye bu
günlerde oldukça sıkı düşünüyorum.
Bakalım bunlar sonuç verecek mi?
Şu anda masam tam bir savaş alanı gibi.
Bilgisayarımı çalıştırıp, klavye ve m o u s e d
bulmak yaklaşık üç dakikamı aldı. Artık
gerisini siz düşünün. Esasında masam her
zaman dağınıktır, ama bu sefer c idden
fazla oldu. Masamın üstünde şu anda neler
o lduğunu isterseniz abartısız bir şekilde
size aktarayım. Bilgisayar, mouse, klavye,
dış sabit disk (bazen bir de m o d e m olur),
yüksekliği 500 metreyi geçmeyen yaklaşık
3-4 bin yapraklık iki kağıt yükseltisi, bir A4
tarayıcı, bir dia tarayıcı, kağıtlarla
bütünleşmiş yaklaşık 30-40 disket, 30-40
tane dia ve bir o kadar boş dia kabı,
dağınık kalemler, iki adet saat (biri beş
dakika ileri), kalemlik, 7 adet film kabı (altı
tanesi boş), 1 adet fotoğraf makinesi,
birkaç tane eski BT/haber, Yazılım
&Donanım ve CAD+ Plus, 1 MB'lık toplam
4 tane bellek SIMM'İ, telefon, iki adet
kullanılmış bardak, masa lambası, not
kağıtları, birkaç fotoğraf, raptiye ve ataç
kutusu, bir adet Kavaklıdere köpüklü şarap
mantarı, basın bültenleri ve masama gelen
diğer önemli evrakları topladığım kara kutu
gibi birçok irili ufaklı malzeme.
Evet hiç bitmeyecek sandınız değil mi?
Bu masayla benim başım ciddi olarak
dertte. Kendi yarattığım canavarı artık
durduramaz oldum. Kanser gibi her yeri
sardı. Sonunda ya tüm masamı toplayıp
tertemiz bir masa yapacağım -ki bu
imkansız gibi görünüyor- ya da üstüne
z ippo benzini d ö k ü p masamı ateşe
vereceğim. Sanırım en iyisi masayı yakmak.
Ama o zaman yeni bir masa
alamayabilirim. Düşünsenize, cayır cayır
yanan bir masa ve yanıp kavrulan, fakslar,
basın bültenleri, disketler vs. (Ne kötü bir
d u m a n çıkar.) Ofistekiler büyük ihtimalle
d u m a n d a n zehirlenirler (Tabii buna b e n de
dahil olmak üzere.) Ama hayır bu
masamdakiler için çok kolay bir yok olma
yolu olur. Ö n c e onları kesip küçük
parçacıklar haline getirmeliyim. Sonra
üstlerine asit d ö k ü p erimelerini beklerim
ve en s o n u n d a benzin d ü k ü p yakarım
(Zippo benzini yerine çevreye olan
saygımdan dolayı kurşunsuz benzin
kullanabilirim.) Evet bu masamdaki
dağınıklıktan kurtulma fantazimi fazla
uzatmasam iyi olur sanırım, yoksa masası
dağınık olan Format okurlarından biri bu
düşünceler imden ilham alarak masasını
Format'layabilir.
Son zamanlarda ilginç bir oyun buldum.
Daha doğrusu bir zamanlar yayınlanan bir
talk s h o w olan "Geçe K u ş ü ' n d a n öğrendim
bu oyunu. O y u n u n adı: Bunu kim söyledi?
Oynaması ise çok basit ve zevkli. Gereken
tek şey ise medyayı iyi takip etmek.
Örneğin birkaç soru ve cevapla size oyunu
göstereyim, işte geliyor. Bu sözleri kim
söylemiş?
" B u görüşe geçit vermeyiz", "Sizi
milletime şikayet edeceğim", "Hakeden
dayağı yemiştir", "Benzin vardı da biz mi
içtik".
Cevaplar ise Mesut Yılmaz, Tansu Çiller,
ibrahim Tatlıses ve Süleyman Demirel.
Gördüğünüz gibi son derece basit.
Esasında b u n u "Mesai Sonrası" köşesinde
bir bö lüm olarak da değerlendirebilirim.
Tabii ağırlıklı olarak bilgisayar
sektöründeki insanların sözleri yer almak
koşuluyla.
Evet, geldik bu haftaki Format'ın da
sonuna. Artık terli terli soğuk su içmeyin
demiyorum, çünkü sözümü dinlemeyenler
ne d e m e k istediğimi anlamıştır. Haftaya
kadar hoşçakalın ve kendinize iyi davranın.
Alarko'ya Datamate çözümü Alsim Alarko A.Ş.'nin Ataşehir şantiyesinde, UNLX, DOS,
Windows işletim sistemlerinde aynı anda hizmet veren çözüm
YABİM Marmara Bölge Müdürlüğü tarafından sonuçlandırıldı.
Söz konusu çözüm, Datamate Pentium Server ve 25 adet Data
mate bilgisayar ile kurulan UNIX yerel ağından oluşuyor.
Salonda bilgisayar eğitimi GÖKALP BAYKAL
Teşvikiye'nin ve İstan
bul 'un kuşkusuz en
gözalıcı binalarından
birindeyiz. Birkaç yıl önce
kaybettiğimiz değerli mimar
Şandor Hadi'nin eseri Reasü
rans Iş Hanı'nın ikinci katı.
Ferah ve ışıl ışıl açık iç me
kanlardan geçip, devasa ya
pının büro bölümlerinin i-
kinci katında La Salle Colle-
ge'in giriş holüne varıyoruz.
Trafiğin kaosundan bir anda
uzaklaşıyoruz, sakinlik. Du
varda çeşitli m o d a tasarımla
rı, desenler. Bayan J o h a n n e
Trak bizi karşılıyor, az sonra
mimar Serap Sancı ve son
olarak da Murat Demir bize
katılıyor. Sohbetimize başlı
yoruz.
BT/haber- Sonuçta ismi ya
bancı olsa da burası bir Türk
dershanesi bildiğimiz kadarıyla.
La Salle'in geçmişi ve bugünün
den kısaca söz edebilir misiniz?
Johanne Trak - La Salle
College uluslararası bir okul.
Merkezi Montreal 'de olan
okulda çok değişik bölüm
lerde gündüz, gece, tam za
manlı, yarım zamanlı olarak
9 bin öğrenci okuyor. Kana-
da'nın en büyük özel yükse
kokulu. 10 yıl önce yurtdışı
na açılmaya başladı. Fas, Sin
gapur, Malezya, Şangay, ts-
tanbul-Türkiye de dahil ol
mak üzere. La Salle 1959'da
açıldı, yani oldukça eski bir
okul. tik açılan bö lüm Moda
b ö l ü m ü y d ü ve her yerde
uluslararası bir okul açıldığı
zaman ilk önce moda bölü
müyle başlandı. Zaman için
de Fas, Türkiye, Singapur gi
bi yerlere gidildi. Çünkü o
yerlerde tekstil çok önemli,
ama d ü ş ü n ü n ki 5 yıl önce
endüstri, teknoloji ile yete
rince ilgilenmiyordu. Bir an
önce bir adımın atılması ge
rekiyordu. 2 yıla kadar Tür
kiye Avrupa ile bütünleşince,
dünya standartları ile çalışıl
ması gerekiyor. O n u n için
böyle bir okulu açtık. Amacı
mız, endüstrinin gereksinimi
olan iyi teknisyenler ve ele
manlar yetiştirmek. D a h a
sonra grafik bölümü geldi.
La Salle uluslararası bir
okul olduğu için moda bölü
m ü n d e dersler İngilizce ola
rak veriliyor. Hocalarımızın
bazıları Kanada'dan geliyor.
Öğrencilere buradan 1 yıllık
ya da yarım d ö n e m krediler
alıp Montreal 'dan, Singa
p u r ' d a n d e v a m edebi lme
olanağını sağlıyoruz. Hatta
burada 2 yıl tamamlayarak
üniversiteye N e w York'da
bile devam edebilirler, kredi
leri geçerli. Yaz boyunca ça
lışıyoruz. Her yıl m o d a bölü
mü için üç sömestr var.
BT/haber- Ya bilgisayar?
Johanne Trak - Bilgisayar
programımız da var haliyle.
1 ay önce 2 sınıf birden aç
tık. Burada mesleki kullanı
ma yönelik yazılım eğitimi
veriliyor. Dersler ingilizce ol
duğu için, İngilizce'nin de
öğrenilmesi gerekiyor. Bu
n u n için de bir ingilizce bö
lümü açıyoruz. Yaz progra
mında 3 grup var. ilk defa
Türkiye'de etkileşimli sistem
le çalışıyoruz, ingilizce dersi
laboratuvarda tümüyle bilgi
sayarla yapılıyor. Geçen haf
ta Danimarka'daydım. Dani
marka'da küçük çocuklar bi
le ingilizce biliyorlar, ilko
kuldan itibaren ingilizce öğ
renmeye başlıyorlar. Etkile
şimli sistemi de aynen Türki
ye'ye getirdik ve 19 Hazi-
ran'da başladık. Bu sistemle
insanlar yüzde 100 daha ça
buk öğreniyorlar. Çünkü ço
ğu kişi yabancı dil öğrendi
ğinde, bir insanla karşı karşı
ya konuşurken, anlıyor ama
konuşamıyor, hatta denemi
yor bile. Makine karşısında
ise utanma, sıkılma olmadığı
için daha rahat öğreniliyor.
Bizim okulda üç bölüm
d e n bahsediyoruz. Moda
okulu, ingilizce okulu ve
grafik okulu. Grafik okulun
da bilgisayar dersleri var. ile
ride bir bölüm daha açmayı
ve Iç Mimarlığa ağırlık ver
meyi düşünüyoruz.
BT/haber - Neden eğitimle
rinizde ve haliyle kullanımda
yalnızca Macintosh bilgisayar
sistemlerini tercih ediyorsunuz?
Johanne Trak - Kanada'da
kullanılan sistem bu. Montre
al 'de m e r k e z d e ve diğer
okullarda da Mac kullanılı
yor. Eğitim sistemini aynen
yürütmek d u r u m u n d a oldu
ğumuz için Macintosh tercih
edildi, yoksa kişilerin ya da
yöneticilerin özel seçimiyle
değil. Kanada'da moda eğiti-
mininde kullanılan sistem es
kiden beri Macintosh. Gra
fikte de durum aynı. Prog
ramları çok uygun ve kulla
nımı çok kolay.
BT/haber - Aynı programlar
PC'lerde de yok mu?
Johanne Trak - Ama Macin
tosh daha insancıl bir bilgisa
yar. Aynı zamanda iki akade
mik eğitim birden veriyorsu
nuz, ikisini birleştirmek du
rumundasınız . Mac, PC'ye
göre daha kullanılabilir.
BT/haber - Sizce eğitimini
verdiğiniz ArchiCAD bir mi
mara neler kazandırıyor?
Serap Sancı - Her bir prog
ramın kendine ait ciddi özel
likleri var. ArchiCAD kulla
nılması, öğrenilmesi çok ko
lay olan, öğrendikten sonra
çok hızlı kullanılabilen bir
program. Mimarlar çok yo
ğun bir tempoda hızlı proje
çıkarmaları gereken, vakitleri
çok kıymetli o lan kişiler.
Yaptığı ürünleri olabildiğince
hızlı çıkarabilmek için basit
dilde, basit kullanımda olan
programlara ihtiyaçları var.
Bir çizgi çizilecekse, bu çiz
giyi 5-6 adımda çizen bir
program değil, tek bir ham
lede çizen bir programa ihti
yaçları var. işte ArchiCAD
bunu sağlıyor.
BT/haber - Biraz önce neden
Macintosh diye sormuştum, bir
mimar için ne gibi avantajlar sı
ralayabiliriz?
Serap Sancı - Macintoshün
dili çok kolay. Yeni bir dil
öğrenmektense yarım saatlik
bir eğitimle Macintosh kulla
nabiliyor insanlar. Gerçi
Windows çıktıktan sonra bü
tün bilgisayarlar Macintosh'a
benzemeye başladı. Macin-
tosh'ta yazı yazmak ve çıkışı
nı almak çok kolay. Ben ya
zılımları öğretirken şimdiye
kadar edindiğim mesleki
(mimari) ve teknik deneyimi
aktarıyorum. Yazılımı öğret
mek 10-15 saat sürüyor; ama
uygulamaya yönelik tüm bil
gi kitaplarda yazmıyor, za
m a n içinde deneyimle kaza
nılıyor. Özellikle istiyoruz ki,
öğrencimiz kendi işini yap
sın. Şöyle: Bir okulda öğren-
ciyseniz ya da işyerinizde çi
zilmiş ya da çizilecek olan
ama 2 ay gibi süre isteyen bir
projeyi seçin, buraya gelin ya
da işyerinizde nerde olursa
nız olun bu projeye başlayın
ve La Salle'deki eğitiminiz
boyunca tamamlayın. Bunu
yapanlar çok iyi bir proje
vermiş ve öğrenmiş oluyor.
Yapmayanların herşeyi teori
de kalıyor, pratiğe geçemi
yor. Eğer öğrencinin içinde
azim varsa, çalışıyor ise iste
diği her an burada çalışabili
yor, çıkış alabiliyor, perspek
tifini düzenliyor, her türlü iş
lemi, yapabiliyor. Bu bize pa
halıya maloluyor doğrudur,
ama öğrenci öğrenmeden La
Salle'den çıkmıyor. Genellik
le bizim mimari yazılım eği
tim kurslarımıza gelenler
mesleklerinde belirli bir yere
gelmiş, biraz bilgisayar kul
lanmış, çalışan kişiler.
Murat Demir - Aslında bil
gisayarla çalışırken soru ol
mazsa yanıt olmuyor. Orada
zihine yerleşiyor herşey. Öğ
rencinin ilerleyebilmesi için
bilgisayara soru sormayı da
öğrenmesi lazım. Macintosh'-
un ilkesinde makineye soru
sormak var. Macintosh sorar
ve sizden cevap alır. Bir ya
da iki seçenekli ama soruyu
makineye sorar, yapmanız
gereken işleri yapabilirsiniz.
Biz bilgisayarın mesleki bir
tool yani bir araç olarak nasıl
kullanılabileceğini öğretiyo
ruz. Bilgisayar esirleri yetiş
tirmek istemiyoruz. Bizim
m e z u n u m u z elektrikler kesil
se bile işini yapmayı sürdü-
rebilmeli, biz o kişileri yetiş
tirmek istiyoruz.
BT/haber - Sonuçta öğrenci
ler mesleki uygulamalarında
bilgisayarı kullanacak hale geli
yor. Genelde bildiğimiz yazılım
eğitimlerinden daha farklı bir
yaklaşım sizinki. Zaman içinde
yeni eğitim programlarına baş
ka yazılımları katmayı düşünü
yor musunuz?
Serap Sancı - ArchiCAD
içinde u z m a n ArchiCAD eği
timi diye bir eğitim devreye
sokacağız. Bu eğitim, Archi-
CAD'İ çok iyi bilen kişilerin
birden fazla programla ileti
şim kurarak, programlar için
de birşey yababilmeleri, Arc-
hiCAD'de oluşturdukları gö
rüntülere artı efektler vere
bilmeleri ve ArchiCAD'in
içinde bulunan bir artı prog
ramlama dilinin öğretilmesi
ni kapsayacak. Kullananlar
tarafından merakla bekle
nen, gelecek yıl içinde he
deflediğimiz bir program bu.
BT/haber - Eğitim sınıfları
na dönsek yine...
Serap Sancı - Şu anda bir
g rup bitiyor, . T e m m u z ' d a
ikinci grup açmayı düşünü
yoruz. Şu anda başvurular ve
kayıtlar başladı. Archi-
CAD'de iki grubumuz var.
Bir grup hafta içi Cuma günü
ders alıyor 13.30-18.30 ara
sında. Üniversite öğrencileri
ne yönelik bir grup oluyor
bu. Bir de çalışanlara yönelik
bir g rup var. Çarşamba
18.30-21.30 arasında, Cumar
tesi de 13.30-18.30 arasında,
2.5 ay ile 3 hafta arasında de
ğişen bir grup var. 70'er saat
lik eğitim alıyor bunlar, ilk
10 saati bilgisayar ve Macin
tosh eğitimi oluyor. 60 saat
lik eğitim de uygulamalı ola
rak geçiyor. Olabildiğince
olanak sağlıyoruz, insanlar
istedikleri sürece bu uygula
maları yapıyorlar. Yapmadık
larında da aldıkları eğitim se
viyesinde d ü ş m e oluyor.
ArchiCAD eğitiminin sonun
da şimdilik ciddi sınav yok.
Bir sınav oluyor ama kendi
lerini tanıtmak amacıyla olu
yor. Kredi sistemi moda ve
grafik bölümü için geçerli.
Johanne Trak - Kısaca La
Salle Türkiye'de bu alanda
açılan ilk okul, eğitim biçimi
açısından, seçtiği eğitim sevi
yesi açısından da ilk. La Salle
College'in en önemli konu
mu lise soması, üniversite
öncesi eğitimi veren, hayata
yeni atılmışlan meslek sahibi;
meslek sahibi olanları iş sahi
bi yapan bir okul olması.
Recommended