View
5
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
İçindekiler1. AMAÇ ve KAPSAM..........................................................................................................22. İNCELEME ALANININ TANITILMASI VE ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ.....................2
2.1. Mekansal Bilgiler – Coğrafik Konum..........................................................................22.2. İklim ve Bitki Örtüsü....................................................................................................52.3. Sosyo - Ekonomik Bilgiler...........................................................................................62.4. Jeomorfoloji.................................................................................................................82.5. Jeoloji...............................................................................................................................9
2.5.1. Genel Jeoloji.............................................................................................................92.5.2. Yapısal Jeoloji.........................................................................................................11
3. JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU SONUÇLARI.............................................164. MEVCUT PLAN KARARLARI......................................................................................20
4.1. Mevcut Durum Bilgileri.................................................................................................224.1.1. Halihazır Durumu...................................................................................................224.1.2. Mülkiyet Durumu....................................................................................................234.1.3. Arazi Fotoları..........................................................................................................25
5. PLAN KARARLARI........................................................................................................26
1
1. AMAÇ ve KAPSAMBu çalışma; Adana ili, Feke ilçesi, Tenkerli Mahallesi, 103 Ada 78-79 No’lu parselleri
kapsayan yaklaşık 1.17 hektar alanda imar planı hazırlanması işidir.
İnceleme alanı içerisine Özel Çelik Konstrüksiyon üzerine yerleştirilecek olan
Fotovoltaik Güneş Enerji Panelleri ile 999 KWe Güneş Enerji Santrali (GES) kurulacaktır.
2. İNCELEME ALANININ TANITILMASI VE ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ
2.1. Mekansal Bilgiler – Coğrafik Konumİnceleme alanı; Adana ili, Feke ilçesi, Tenkerli mahallesi, 103 Ada 78-79 no’lu
parseli kapsamaktadır. İnceleme alanı sınır koordinatları Tablo-1’de, yer bulduru haritası ise
Şekil-1’de verilmiştir.
Feke İlçesi: 36-37 kuzey enlemleri ile 34-35 doğu boylamları arasında Akdeniz
Bölgesinin kuzey doğusunda yer almaktadır. Ortalama rakım 620 m.dir. Adana'nın en eski ve
turizme açık ilçelerinden biridir. İlçenin kurulduğu yer; Toros dağlarının eteklerindedir.
Doğusu Saimbeyli ve Sumbas ilçeleri, batısı Yahyalı ilçesi, kuzeyi Develli ve Saimbeyli,
güneyi Kozan ilçesi ile çevrili olup, yüzölçümü 1335 Km² dir. Adana' ya uzaklığı ise 122 Km.
dir. Kayseri'ye 230 Km, Kozan' a 48 Km. dir. Feke; Kozan, Tufanbeyli, Kayseri kara yolu
üzerinde Feke(Asmaca) çayının iki yakasına kurulmuş yedi mahalleden oluşmaktadır. Şekil
2’de İnceleme alanın içinde bulunduğu uydu görüntüsü (Google Earth) verilmiştir.
2
Şekil-1 Planlama alanı yer bulduru haritası
3
PLANLAMA ALANI
Tablo-1 Planlama alanına ait sınır koordinatları (ITRF96-3°)
4
Şekil-2. Planlama alanı uydu görüntüsü (Google Earth)
2.2. İklim ve Bitki ÖrtüsüFeke Akdeniz Bölgesinde bulunmasına rağmen, dağların denize paralel olarak
uzanması nedeni ile tipik Akdeniz ikliminden uzaktadır. Kısmi karasal iklim görülmektedir.
Feke' de kışlar yağışlı (kar ve yağmur), yazları yarı kurak ve serin geçer. Kışın 0-10 derece,
yazları ise ilçe merkezinde 30 - 40 derece, yaylalık ve köy yerlerinde ise 15 - 20 derece olup,
son derece yayla turizmine elverişli bir konuma sahiptir.Yağışlar genel olarak kışları ilçe
merkezine 10 - 15 cm., yüksek kesimlere ise 1 - 1,5 m.ye varan kar yağışı almaktadır.
Yağmur ise metre kareye 20 - 30 kg. düşmektedir.
Bitki Örtüsü: İlçemiz bitki örtüsü yönünden, Akdeniz Bölgesi de dahil olmak üzere,
Türkiye'de önemli bir konuma sahiptir. Konum itibariyle İskenderun Körfezi'nin tam
karşısında yer alması deniz üzerinden gelen nemli ve ılık havanın ilçe sınırları içine kadar
sokulmasına imkan sağlar. Bu nedenle hem yağış hem de sıcaklık üzerinde olumlu etki
sağlayarak zengin ve gür bitki örtüsüne sahip olması sonucunu doğurur. Bölgede bitki
örtüsünden yoksun olan yeri görmek hemen hemen imkansızdır İklim ve yükseltinin sağladığı
konum itibariyle 700 m.den başlayarak, Karaçam, Ardıç, Göknar, Sedir, Kızılçam gibi iğne
yapraklı ağaç türlerinin yoğun olması sonucunu doğurur. İğne yapraklı ağaç türlerinin yanı
sıra, yüksekliği az olan yerlerde yaygın olarak, Meşe, Gürgen, Karaca, Çınar gibi geniş
yapraklı ağaç türleri sıkça yer alır. İğne yapraklı ve geniş yapraklı ağaç topluluklarını iç içe
5
görmek mümkündür. Ayrıca yöremizde Akdeniz'in tipik bir bitki örtüsü olan Maki bitki
topluluğuna Yabani Zeytin, Tesbi, Zakkum, Fındık, Melengiç, Karaçalı, Alıç, Akasya, Kızıl
Kiraz, Yabani Armut, Hartlap, Pıynar, Kesme, Şimşir da rastlanmaktadır. Bunların yanında
insan eliyle yetiştirilen; Ceviz, Erik, Hurma, Nar, Kiraz, Dut, Kavak, Maya (İncir), Şeftali,
Armut, Ayva, Zeytin, Nar, Elma, Kayısı, Fındık, Antep Fıstığı, ve Asma çeşitleri
yetiştirilmektedir. Bu tür orman altı otsu bitkiler, ilçe ekonomisine büyük kazanç
sağlamaktadır.
DAĞLARI: Feke engebeli araziler üzerine kurulmuştur. Sarp dağlar çoğunlukta olup,
çok geniş bir orman alanına sahiptir. Seyhan nehrini oluşturan kolları tarafından yarılmış
derin vadilere sahiptir. Dağlık alanlar vadilerin sona erdiği 700 m.den başlayarak düzenli bir
şekilde yükselir. En yüksek dağı Tahtafırlatan (Bakırdağı)' dır. Denizden yüksekliği
2495m.'dir. Feke Dağı 1838 m., Çidemdağı 1804 m., Tekeç (Tanrı) Tepesi 1622 m.,
Çağılsaklar dağı 1588 m., Aslantepe 1319 m., Kabaktepe 1505 m. dir. Birbiri ardınca
sıralanmış irili ufaklı tepeler tek ve sıra dağları oluşturmaktadır. Bu tepelerin ve dağların
üzerleri kayalık olan yerleri hariç sık ormanlarla kaplıdır. Bu dağlar genellikle genç ve
volkanik oluşumlardır. Kızılçam, karaçam, sedir, ardıç, meşe, gibi ağaçların oluşturduğu bitki
örtüsü hakimdir.
AKARSULAR: Feke ilçesi akarsu bakımından oldukça zengin bir konuma sahiptir.
Bu akarsuların bir kısmı ana kaynak olup, bir kısmı da bu kaynakları besleyen dereciklerden
oluşmaktadır. Başlıca akarsular şunlardır:
GÖKSU: Seyhan'ın en gür kollarından biridir. Kaynağını, Tufanbeyli dolaylarında
Tahtalı dağlarından alır. Sarız Çayı ile birleşerek, Saimbeyli sınırından ilçemiz sınırlarına
giren Seyhan nehrinin kolu olan Göksu Irmağı Feke'de en uzun seyreden akarsudur. Her
mevsim bol sulu ve debisi fazladır. İlçeyi dar ve derin vadilerle geçerek, Karsantı (Aladağ)
ilçesi yakınlarında Zamantı Suyu ile birleşerek Seyhan Nehrini oluşturur.
2.3. Sosyo - Ekonomik Bilgilerİlçenin coğrafi yapısı dağlık ve ormanlık bir araziden oluşmuştur. Dolayısı ile yolları
da ulaşım olarak kötü durumdadır. Bu coğrafi zorlukların bu derecede ağır etkilediği ilçe
mizde ekonomik durumda buna paralel olarak halkın refah düzeyi de düşük olarak
seyretmiştir.
Kilimcilik ilçede eskiden beri yapıla gelen ve son yıllarda ekonomik olarak da aile
bütçesine katkı sağlayan kilimcilik ilçemizde birçok köyümüzde dokunmaktadır. Halk
arasında 'Namazla'diye bilinen Bahçecik, Hıdıruşağı, Çandırlar, Belenköy, Gürümze,
6
Tenkerli, Paşalı, Kırıkuşağı, Kovukçınar gibi köylerimizde dokunulmaya devam etmektedir.
İpi Koyun yününden, renkleri doğal bitkilerden elde edilen kilimlerimizin tek sorunu
pazarlama olayıdır. Yöremize gelen tüccarlar kilimlerimizin değerini vermemektedir. Ağaç
Oymacılığı: İlçemizde El Sanatlarından Ağaç Oymacılığı da son yıllarda ilerleme göstermiş
ve ekonomik olarak aile bütçelerine katkı sağlamaya başlamıştır. Uğurlubağ, Paşalı,
Kırıkuşağı ve Ormancık köylerinde tornalarda Ağaç Oymacılığı yapılmaktadır. Ürün olarak
Sehpa, Ranza, Şekerlik, Bardak, Havan, İsimlik ve insanın ihtiyaç duyacağı ahşap
malzemenin tümü yapılmaktadır. Metal İşleri(Demircilik) İlçemizde El Sanatlarından
Demircilikte bir geçim kaynağı olarak ekonomik yerini almaktadır.
Küçükbaş hayvancılık son yıllarda bir miktar canlandırılmaya çalışılmaktadır. Ata
dede usulü Karakeçi besiciliği eskiye oranla önemli ölçüde azalmıştır, fakat halen
köylerimizde bazı ailelerin geçim kaynağı olmaya devam etmektedir. Keçilerin kıllarından
'Çul'dediğimiz sergi,'Örme'denilen ip ve Heybe,Kolan gibi malzemeler dokunur.Ayrıca
boynozundan bıçak sapı yapılır,etinden ve sütünden faydalanılır. İlçede Koyun üretimi keçiye
oranla az olmakla birlikte Tapan, Gedikli, Mansurlu, Şahmuratlı gibi köylerimizde halkımızın
geçim kaynağını teşkil etmektedir. İlçe Tarım Müdürlüğü bu konuda damızlık koyun getirerek
ilçemiz halkına yardımcı olmaktadır. Büyükbaş İlçemizde büyükbaş hayvancılık ve besi
çiftlikleri son yıllarda rağbet görmektedir. Halk kendi imkanları ile büyükbaş sığır aldıkları
gibi hükümet destekli krediler ile de büyük çaplı büyükbaş hayvan alınmaktadır.
7
2.4. Jeomorfolojiİnceleme alanı morfolojik olarak düşük eğimli arazi yapısı sunmaktadır. Eğimler % 0-
%5 arasında değişmektedir. Bu nedenle Eğim haritası hazırlanmasına gerek duyulmamıştır.
İnceleme alanı ve çevresini kapsayan Adana ilinin morfoloji haritası Şekil-3’te verilmiştir.
Şekil-3 İnceleme alanının morfolojik yapısı
8
Şekil-4 Planlama Alanının Eğim Durumunu Gösterir Uydu Görüntüsü
2.5. Jeoloji
2.5.1. Genel Jeolojiİnceleme alanının jeolojisine bakıldığında Paleozoyik-Mesozoik yaşlı mermerler
üzerinde, çok sınırlı alanda Jura-Kreatese devrine ait Köroğlu Formasyonu bulunmaktadır.
Çalışma alanındaki Tersiyer yaşlı araziler ise Paleojen ve Eosen yaşlı denizel tortullardan
meydana gelmektedir. Yine sahamızda Alt ve Orta Miyosen yaşlı killi, killikireçtaşlı dedritik
tortullarda bulunmaktadır. Asıl polyenin genel karakterini veren birim Üst Miyosen yaşlı
formasyondur. Bu formasyon (Metin, vd. 1990: 13 Aktarımıyla) Ayhan vd. (1986) tarafından
Sümbüldağ Formasyonu olarak adlandırılırken, Yılmaz ve Gürer (1994: 47), tarafından Azgıt
Formasyonu olarak adlandırılmıştır. Paşalı Dağı ve Yakın Çevresinde Kuvaterner devrine ait
genç birimler tabanda, Paşalı Dağı’nın etek kısımlarındaki birikinti koni ve yelpazeleri ve de
Savrun Çayı vadi tabanını meydana getiren birimlerdir. Sümbüldağı Formasyonu olarak
Ayhan vd. (1986) tarafından adlandırılmış olan formasyon bütünüyle konglomeradan oluşur.
Konglomeralar kalın tabakalanmalı ve iri çakıllıdır. Bu seri konglomeratik üyelerden
meydana gelmiştir. Sadece ostrea kabuklarına rastlanan birimin yaşıyla ilgili kesin bir bulgu
yoktur. Ayhan vd. (1986) (Metin, vd. 1990) çalışmalarında bu formasyonun yaşını Miyosen
olarak kabul etmişlerdir.
Metin vd. (1986) bu Miyosen formasyonlar hakkında açıklamalarda bulunmuş; “Altta
konglomera, ortada kireçtaşı, üstte kumtaşı-marn ve çamurtaşından oluşur. En üstte ise kalın
9
bir iri çakıllı konglomera istifi tüm birimleri örten durumdadır. Palezoyik ve Mesozoyik yaşlı
birimlerin kum ve çakıllarını kapsayan Miyosen tortulları hızlı bir sedimantasyon örneği
gösterir. Genellikle topoğrafik çukurlukları doldurmuş alttaki konglomera, kiraçtaşı ve marnlı
kum taşı istifi bol miktarda mercan ve lamelli kapsar. Bu istif Alt – Orta Miyosen yaşlıdır
(Metin vd. 1986). Bunların üzerine gelen ve yer yer kalınlığı 1000 metreyi aşan konglomera
ise Üst Miyosen yaşlıdır.
Ayrılmamış Kuvaterner ( Qal)
Kırıntılılar ve karbonatlılar (Sümbüldağ Formasyonu) Miyosen
Faylar
Şekil-5 İnceleme alanı ve yakın civarının genel jeoloji haritası (MTA)
10
İnceleme Alanı
2.5.2. Yapısal JeolojiAdana ve yakın civarındaki depremleri ana veya büyük levhalar olarak tanımlanan
Avrasya – Afrika – Arap levhaları arasındaki hareketler belirlemektedir. Arap ve Afrika
levhalarının Anadolu levhası ile olan sınırı, Doğu Anadolu’daki Bitlis Bindirme kuşağı, diğeri
ise İskenderun Körfezi’nin güneyinden Kıbrıs’a doğru bir yay çizerek Antalya körfezine
ulaşan Kıbrıs Dalma-Batma kuşağıdır. Bu iki farklı sismotektonik kuşağı ayıran ve sol yanlı
hareket eden Ölü Deniz Fayı kuzey güney doğrultusunda ilerleyerek İskenderun körfezinin
kuzeydoğusunda Kıbrıs yayına ulaşır. Doğu Toroslar bölgesinde Maraş civarında Ölü Deniz
Fayı, Doğu Anadolu fayı ve Kıbrıs Yayı’nın kuzeydoğu uzantısında kesişerek “ Maraş Üçlü
Birleşmesi” olarak bilinen bir üçlü eklem oluşturmaktadırlar. Arap ve Afrika levhalarının
Anadolu levhasına doğru olan hareketleri bu fay kuşakları üzerindeki neotektonik
deformasyonları oluşturmakta ve bölge aktif bir depremsellik karakteri kazanmaktadır.
27 Haziran 1998 depreminin oluşturduğu fay zonu Karataş ve Yumurtalık ilçeleri
arasında başlayıp KD-GB doğrultusunda Maraş’a kadar uzanmaktadır. Bu zon değişik
araştırmacılar tarafından farklı isimlendirilmiştir. Daha çok Karataş – Yumurtalık fay zonu
olarak bilinen bu tektonik hat, Şaroğlu ve diğ. (1992) tarafından hazırlanan “Türkiye Diri Fay
Haritası”’nda Karataş-Osmaniye Fay Zonu olarak gösterilmiştir. Kozlu (1996) ‘da bu
bölgedeki tektonik hatları ayrı ayrı haritalayarak Aslantaş fay zonu, yumurtalık fayı
(bindirme) Sarıkeçili- Karatepe fayı (bindirme), Karataş ve Zeytinbeli fayları olarak
tanımlayarak haritalamıştır.
- Aslantaş Fay Zonu:
Bu fay, Kozlu’nun (1987), Misis-Andırın yöresinde yaptığı çalışmalarda Aslantaş-
Karataş fayı olarak tanıtılmıştır. Daha sonra, Karig ve Kozlu (1990) tarafından bu fay,
bölgede yaptıkları çalışmada sadece Aslantaş Fay Zonu olarak tarif edilmiştir. Bu çalışmada,
Aslantaş Fay Zonu ile ilişkili geliştiği saptanan Yumurtalık fayı, Sarıkeçili-Karatepe
bindirmesi, Aslantaş tektonik hattının bileşenleri olarak tanımlanmıştır.
Bu tektonik hat, inceleme alanında yaklaşan ve sıkışan levha hareketlerine bağlı olarak
Anadolu-Afrika kıtaları kenarı boyunca gelişmiş sol yönlü doğrultu atımlı fay zonudur. Bu
tektonik hat, Misis-Andırın havzası içinde ve geniş bir fay zonu şeklinde geliştiği için söz
konusu havza istifleri aşırı makaslamaya uğratmıştır (Kozlu, 1987). Aslantaş fayının sol yanal
atım etkisiyle Sarıkeçili-Karatepe, Bostanlı-Çuhadarlı, Yenicekale bindirmesi ve Yumurtalık
fayı oluşmuştur. Aslantaş fayı, söz konusu bu bindirme bileşenleri ile birlikte tipik bir Pozitif
Lale Yapısı (Positive Flower Structure) göstermektedir (Kozlu, 1987).
11
Fayın, başlangıç yaşı muhtemelen Oligosen-Erken Miyosen’dir. Ancak bu tektonik
hat, aktif kıta kenarında geliştiği için Neojen döneminde sürekli aktif olmuştur. Aslantaş fayı,
geç Miyosen sonu kıvrım-bindirme şekline dönüşmüştür.
-Yumurtalık Fay Zonu:
Yaklaşık KD-GB doğrultusunda uzanan bu bindirmenin yaşı, Üst Miyosen sonu-Üst
Pliyosen öncesidir. Bu tektonik hat, Kozlu (1982, 1987) tarafından Yumurtalık ilçesinden
alınarak adlandırılmıştır.
Yumurtalık yöresinde bindirme karakterli olan bu tektonik hat, İskenderun Neojen
havzası istifiyle, Misis-Andırın havzasının Kızıldere-Karataş formasyonları arasında ve iki
havzanın sınırını oluşturacak şekilde gelişmiştir (Kozlu, 1987).
Yumurtalık fayının geçtiği tektonik kuşak, Geç Pliyosen döneminde genleşme
rejiminin etkisine girerek, yeniden hareket kazanmıştır. Bu olay, Aslantaş fayının yanal
hareketine bağlı olarak Yumurtalık Tektonik Hattı’nın genleşmeli (trasntensional) konuma
geçmesi ile ilgilidir (Kozlu, 1987). Yumurtalık fayı, kuzeye ait allokton ve neo-otokton
birlikler ile güney tarafta yer alan Arap otoktonu ve üzerindeki neo-otokton birimler arasında,
sütür zonu bölgesinde Aslantaş fayının bindirme bileşenlerinden biri olarak kabul edilebilir.
Sarıkeçili – Karatepe bindirmesi, Karataş ilçesinin kuzey tarafından Karataş fayı
civarında yüksek eğimli fay olarak başlamaktadır. Yakapınar (Misis) yöresinde Doruk
nahiyesinden sonra bindirme karakterine dönüşerek kuzeydoğuda Sarıkeçili köyü civarından
geçmekte ve Aslantaş yöresinde Karatepe’ye kadar devam etmektedir (Kozlu,1996). Bu
tektonik hat KD-GB doğrultusunda olup, yaklaşık olarak Yumurtalık bindirmesine paralel
uzanmaktadır.
Sarıkeçili – Karatepe bindirmesinin güneybatı devamında Karataş fayı yer
almaktadır. Karataş fayı, Karataş ilçesinin kuzeyinden geçerek denize ulaşmaktadır.
Zeytinbeli fayı ise Sarıkeçili – Karatepe bindirmesinin kuzeydoğu devamında yer almakta ve
Aslantaş Barajı (Karatepe) civarından geçerek kuzeydoğuya devam ederek alüvyon tarafından
örtülmektedir. KD – GB doğrultulu bu faylar Orta Miyosen sonu gelişmiş Misis yükselimi
sonrası dönem ile ilişkilidir. Bu faylar, olasılı Üst Pliyosen ve sonrasında bölgenin genleşmeli
tektonik rejiminin etkisi altına girmesi ile gelişmiş normal faylardır (Kozlu,1996).
Kozan fayı, Kozan ilçesinin güneyinden başlamakta ve İmamoğlu’nun kuzeyinden
geçerek DKD – BGB doğrultusunda Mersin’e doğru devam etmektedir. Bu fay Adana Neojen
havzasının açılmasında etkin rolü olan önemli tektonik hatlardan biridir. Fayın başlangıç yaşı
12
Alt Miyosen veya Üst Eosen – Oligosen olup, Langiyen’de ve daha da sonra aktif olmuştur.
Kozan fayı, Adana Miyosen havzasının açılışından önce geliştiği için, Neojen istifi ile
örtülüdür. Bu nedenle fay hakkında ayrıntılı bilgi mevcut olmayıp, TPAO tarafından fayın izi
sismik ve kuyu verilerinden takip edilmiştir (Kozlu,1996).
Çukurova baseni oturma tektoniğine bağlı küçük graben faylanmaları dışında önemli
bir hareket gözlenmemektedir. Ancak havzanın doğu ve batı kenarlarında mevcut tektonik
hatlar, özellikle halen aktif olan Karataş-Yumurtalık, Misis-Andırın ve Karsantı-Karaisalı
fay kuşakları deprem üretme potansiyeli olan diri faylar olarak yörede deprem potansiyeli
oluşturmaktadır.
Adana ve yakın civarının tektonik gelişiminde önemli rol oynayan ve çoğu günümüzde
aktif olan faylar Şekil-6’ da görülmektedir.
K
Şekil-6 Planlama alanı ve yakın çevresinin içinde bulunduğu aktif fay haritası (TMMOB,
Jeoloji Mühendisleri Odası)
13
Şekil-7 Planlama Alanının Adana Deprem Bölgeleri haritasındaki yeri
14
İnceleme alanı
Şekil-8 Planlama alanı ve yakın civarında yer alan aktif faylar (Şaroğlu ve diğ., 1992)
15
İnceleme alanı
Şekil-9 Çalışma sahasının 100 km yarıçapında meydana gelmiş depremler
(Udim,2017) (M≥4.5 bütün depremler harita üzerinde gösterilmiştir.)
3. JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU SONUÇLARI
Adana ili, Feke ilçesi, Tenkerli Mahallesi, 103 Ada 78-79 No’lu parselleri kapsayan
yaklaşık 1.17 hektar alanın İmar Planına Esas Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporu Adana Çevre ve
Şehircilik İl Müdürlüğünce 10.08.2017 tarih ve 7431 sayılı kararla onaylanmıştır. Onaylanan
jeolojik-jeoteknik etüt raporu sonuçları aşağıda yer almaktadır.
1. Bu çalışmada; arazi çalışmaları, zeminin tetkiki, sondaj çalışmaları, laboratuar
çalışmaları, jeolojik-jeoteknik değerlendirmeyi içermektedir. Ayrıca, 1 / 1000
ölçekli halihazır haritalar üzerinde Jeoloji ve Sondaj Lokasyon Haritası ve
Yerleşime Uygunluk Haritalarının hazırlanması ve rapor yazım aşamalarını
kapsamaktadır.
2. İnceleme alanı; Tenkerli mahallesi, 103 Ada 78-79 No’lu parselller içerisinde
kalmaktadır.
3. Etüt alanı içerisinde açılan 3 adet, derinlikleri 9.00 metre, 10.50 metre ve 12.00
metre olan zemin sondajlarında Kuvaterner yaşlı alüvyon birimler ve Miyosen
yaşlı Sümbüldağ Formasyonuna ait kumtaşı-konglomera birimleri gözlenmiştir.
4. Arazi çalışmalarında SPT deneyi yapılmıştır. SPTN30 değeri: 24-R arasındadır.
5. Sondaj çalışmalarından alınan SPT, UD ve Karot numuneleri Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı onaylı zemin ve kaya laboratuarında deneylere tabi tutulmuştur.
6. Adana ili, Feke ilçesi, Tenkerli Mahallesi, 103 Ada 78-79 No’lu parselleri
kapsayan 1/1000 ölçekli Adana M35-b-25-d-3-c, no’lu paftada yer alan yaklaşık
1.17 hektar arazi Yerleşime Uygunluk açısından; Önlemli Alanlar 5.1 Önlem
Alınabilecek Nitelikte Şişme, Oturma, Taşıma Gücü vb. Açısından Sorunlu
Alanlar olarak değerlendirilmiş ve EK-4’te verilen 1/1000 ölçekli Yerleşime
Uygunluk Haritalarında Ö.A.5.1 simgesi ile gösterilmiştir.
MÜHENDİSLİK PROBLEMLERİ AÇISINDAN ÖNLEMLİ ALANLAR-5.1
(ÖA-5.1) (Önlem Alınabilecek Nitelikte Şişme, Oturma, Taşıma Gücü vb.
Açısından Sorunlu Alanlar)
1/1000 Ölçekli Adana M35-b-25-d-3-c paftasında yer alan yaklaşık 1.17 hektar
alanda yapılan sondaj çalışmaları sonucunda, inceleme alanında, Kuvaterner yaşlı,
alüvyon birimler, daha derinlerde Miyosen yaşlı kumtaşı-konglomera (Sümbüldağ
16
Formasyonu) birimleri gözlenmiştir. Bu alanlarda eğimler % 0 - % 5 arasında
değişmektedir.
Tüm bu veriler ışığında bu alanda gözlenen birimler, her noktada farklı özellikler
gösterebileceği, mühendislik problemlerinin (taşıma gücü, oturma, şişme v.b.)
olabileceği göz önüne alınarak bu alanlar Önlemli Alanlar 5.1 Önlem
Alınabilecek Nitelikte Şişme, Oturma, Taşıma Gücü vb. Açısından Sorunlu
Alanlar olarak değerlendirilmiş ve EK-6’da verilen 1/1000 ölçekli Yerleşime
Uygunluk Haritalarında Ö.A.5.1 simgesi ile gösterilmiştir.
Yapılan arazi çalışmaları sonucunda arazide zemin olarak tanımlanan birimlerden
alınan örselenmemiş numuneler üzerinde laboratuvar deneyleri sonucuna göre
emniyetli taşıma gücü değerleri hesaplanmıştır. Hesaplamalar yapılırken,
yapılacak olan yapının durumu, bozuşmuş ve parçalanmış, ayrışmış, gevşek, her
çeşit plastik killi zemin şartları dikkate alınmış olup, betonarme hesaplarında
minimum donatı şartının sağlanması amacıyla, Türkiye Deprem Bölgeleri
Yönetmeliği ve riskleri de dikkate alınarak, deprem anında duraylılığın
sağlanabilmesi ve temel boyutlarının düşük çıkmaması için güvenli tarafta kalmak
amacıyla,
Emniyetli taşıma gücü değerlerinin: Killi birimler için; qem=1.60 kgf/cm2
konglomera-kumtaşı birimleri için ise qem= 2.30 kgf/cm 2 olarak alınması
önerilir.
Tüm bu çalışmalar doğrultusunda bu alanda yapılaşmaya gidilirken aşağıda
belirtilen önlemlerin alınması gerekmektedir;
- Parsel / bina bazında yapılacak zemin etütlerinde temel tipi ve temel derinliği
belirlenmeli, temelin oturacağı birimin mühendislik parametreleri (şişme, oturma,
taşıma gücü vb.) ayrıntılı olarak yapılmalı, değerlendirmeler sonucunda ortaya
çıkacak problemlere göre gerekli önlemler alınmalıdır.
- İnşaa aşamasında oluşacak şevler açıkta bırakılmamalı, tekniğine uygun istinat
yapıları ile desteklenmelidir.
- Sondaj çalışmalarında Yeraltı suyu seviyesi ile karşılaşılmamıştır. Mevsimsel
yağışlara bağlı olarak oluşabilecek risklere karşı uygun drenaj tedbirlerinin
alınması zorunludur.
- Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik Hükümlerine
uyulması gerekmektedir.
17
- Yağışlarla (kar, yağmur v.b.) oluşabilecek çevre ve yüzey suları uygun drenaj
sistemleriyle ortamdan uzaklaştırılmalı, inşaat temelleri mümkün olduğu kadar ana
kayaya veya sağlam zemine oturtulmalıdır.
- Temeller aynı (homojen) birimler üzerine oturtulmalıdır.
- Bölgede meydana gelebilecek su basmalarına karşı su basman seviyesinin, inşaat
tekniklerine uygun olarak yükseltilmesi ve inşaii tedbirlerin alınması önerilir.
- Bu rapor kapsamında verilen bilgiler zeminin genel yapısı hakkında bilgilendirme
amaçlı olup, Proje aşamasında projeye esas jeolojik-jeoteknik zemin etüt
çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
7. 23.12.1972 tarihinden yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasına göre
inceleme alanı 4. derece deprem bölgesinde yer almaktadır.
8. Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğin Yayın tarihi:
06.03.2007, Resmi Gazete sayısı; 26454, Değişiklik tarihi 03.05.2007, Resmi Gazete
sayısı 26511’dır. Bu yönetmeliğe göre; proje çalışmalarında ve hesaplamalarda etkin
yer ivmesinin 0.10 g a max < 0,20 g olduğu dikkate alınmalıdır.
9. Zemin sınıfına göre spektrum karakteristik periyotları;
kahverenkli plastik kilden oluşan alüvyon birim için;
TA = 0,15 sn TB = 0,40 sn
Sümbüldağ formasyonuna ait kumtaşı-konglomera ardalanmasından oluşan birim
için;
TA = 0,15 sn TB = 0,40 sn
10. Çalışma alanı topoğrafik bakımdan eğimli bir yapıya sahip değildir.
11. Çalışma alanı imar planı sınırları içerisinde olup, yapılan detaylı arazi ve zemin
çalışmaları sonucunda, rapora konu olan sahada 7269 sayılı yasa kapsamına
girebilecek herhangi bir heyelan, kaya düşmesi, su baskını, çığ vb. olaya
rastlanmamıştır.
12. İnceleme alanında gözlenen Sümbüldağ Formasyonunun konglomera-kumtaşı
biriminin Yerel Zemin Grubu B, Zemin sınıfı ise Z2 olarak, Kuvaterner yaşlı
alüvyon birimlerin ise Yerel Zemin Grubu C, Zemin sınıfı ise Z2 olarak
belirlenmiştir. Parsel bazında yapılacak zemin etüt raporlarında yapı-zemin ilişkisi
belirlenerek gerekli görülecek önlemler bu etütler sonucuna göre alınmalıdır.
13. İnceleme alanında yapılan derinlikleri 9.00 metre, 10.50 metre ve 12.00 metre olan
sondaj çalışmalarında yeraltı suyu ile karşılaşılmamıştır. Mevsimsel şartlara göre yer
18
altı suyu seviyesindeki değişimler de dikkate alındığında, temel sistemini olumsuz
etkileyebilecek yer altı suyu seviyesi için uygun drenaj tedbirlerinin alınması
gerekmektedir.
14. Laboratuar sonuçlarına göre elde edilen nokta yük deneyine ait sonuçlar amprik
katsayı ile çarpıldığında elde edilen tek eksenli basınç değerine göre değerlendirilmiş
olup, inceleme alanında yüzeyleyen kayaçlar Düşük-çok düşük Dayanımlı olarak
tanımlanmıştır.
15. Yeni yapılacak yapılar Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki
Yönetmeliğinde belirtilen kriterlere uygun olarak projelendirilmelidir.
16. Hazırlanan bu rapor, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama
İmar Planı çalışmalarına altlık olarak kullanılacaktır.
17. Rapor içerisinde bulunan tüm hesaplama ve değerlendirmeler arazinin genel
karakteristik özeliklerini belirlemeye yönelik olup, parsel - bina bazında yapılacak
zemin etütlerinde tüm değerlendirmelerin ve hesaplamaların ayrıntılı olarak yapılması
gerekmektedir.
18. Bu rapor imar planına esas jeolojik-jeoteknik etüt raporu olarak hazırlanmış olup,
zemin-temel etüt raporu olarak kullanılamaz.
19
Şekil-10 Planlama alanı yerleşime uygunluk haritası
4. MEVCUT PLAN KARARLARI
Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, 16.09.2013
tarihinde Bakanlık Makamının 14398 sayılı Olur’u ile onaylanmıştır. Planlama alanı 100.000
ölçekli çevre düzeni planında tarım alanı olarak görülmektedir.
20
Şekil-11 Planlama alanının 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planındaki Durumu
21
4.1. Mevcut Durum Bilgileri
4.1.1. Halihazır Durumu
Şekil-12 Planlama alanı halihazır durumu
22
4.1.2. Mülkiyet Durumu
Şekil-13 Planlama alanı aplikasyon krokisi
23
Şekil-14 Planlama alanı tapu bilgiler
24
4.1.3. Arazi Fotoları
Şekil-15 Planlama alanı fotoğrafları
Şekil-16 Planlama alanı fotoğrafları
25
5. PLAN KARARLARI
Adana ili, Feke ilçesi, Tenkerli Mahallesi 103 ada 78 ve 79 parseller için hazırlanan
1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı teklifinde planlama alanının 3194 sayılı İmar Kanunu ve
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği hükümlerine uygun şekilde mülkiyet durumu
dikkate alınarak düzenlenmesi amaçlanmıştır.
1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı teklifinde söz konusu parsellerin Yenilenebilir
Enerji Kaynaklarına Dayalı Üretim Tesisi Alanı (Güneş Enerjisi Santrali) olarak
düzenlenmesi amaçlanmıştır. Bu alanda 999 kWW’lık güneş enerji santrali yapılması
planlanmaktadır.
Avrupa Birliği yayınladığı enerji politikası ile 2020 yılında tüm enerji ihtiyacının
%20’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı, enerji etkinliğini %20 arttırmayı
ve CO2 salınımını %20 düşürmeyi hedeflemektedir. Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı
(World Wide Fund for Nature, WWF) 2011 tarihli enerji raporunda bu konudaki
vizyonunu, 2040 yılına kadar fosil yakıtlara bağımlılığı %70 azaltmak ve 2050 yılında ise
ihtiyaç duyulan tüm enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan sağlamak olarak açıklamıştır.
Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 70' inden fazlasını ithal ettiği göz önünde
bulundurulduğunda, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjinin, ülkemiz açısından taşıdığı
büyük önem dikkat çekmektedir. Enerjinin verimli kullanılması, refah seviyemiz
üzerindeki olumlu etkisinin yanı sıra, çevrenin korunması ve gelecek kuşaklara
aktarılabilmesi açısından da çok önemlidir.
Bu durum ülkemizde çok yüksek potansiyele sahip güneş, rüzgar, hidroelektrik,
jeotermal ve biyolojik enerji gibi kendini yenileyebilen çevre dostu Yenilenebilir Enerji
Kaynaklarının öneminin son yıllarda giderek artmasını sağlamıştır. Ülkemizde her türlü
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına dayalı elektrik üretimi, ilgili mevzuatlar dahilinde devlet
tarafından da desteklenmektedir.
Güneş enerjisi santralleri, güneş ışığından gelen enerji parçacıklarını elektrik
enerjisine çeviren santrallerdir. Birim düzleme gelen güneş ışınımının az olmasından
dolayı büyük yüzeylere ihtiyaç duyulmaktadır. Güneş ışınımından faydalanan sistemin
güneş ışığını sürekli alabilmesi için çevresinin açık olması zorunluluğu vardır.
Güneş enerjisi sistemleri çevreye zararlı gazlar vermeyen, tükenmeyen, sonsuz bir
enerji türüdür. Çevreye zarar vermediği, tükenmeyen ve çok ucuz bir enerji kaynağı olduğu
için güneş panelleri her gün artan bir yaygınlıkta kullanılmaktadır. Güneş pil ya da
panelleri elektrik şebekesinden uzak bölgelerde, ücretsiz olarak elektrik sağlamaktadır.
26
Bununla beraber çevreye zarar vermeden enerji kullanmak isteyen birçok kişi güneş
panellerini tercih etmektedir. Güneşlenme süresi uzun olan Türkiye, güneş enerjisinden
elektrik üretimi açısından oldukça avantajlı bir konumdadır. Yenilenebilir Enerji Genel
Müdürlüğü tarafından hazırlanan Güneş Enerjisi Potansiyel Atlası’na göre proje yeri olan
Adana ili Feke ilçesi de, yıllık ortalama 1600-1650 kWh/m2 güneş radyasyonu ile güneş
santrali kurmak için en elverişli bölgelerimizin başında gelmektedir.
27
Şekil-17: Türkiye’nin Güneş Enerjisi Potansiyeli Haritası(Kaynak: GEPA (www.eie.gov.tr) )
28
Şekil-18 Planlama alanı 1/5000 ölçekli nazım imar planı teklifi
29
Recommended