Dolaşim si̇stemi̇

Preview:

Citation preview

Dolaşım sistemi içinde kanın vücuda dağıldığı

kapalı bir sistemdir. Kısacası vücudun taşıyıcı

sistemi de diyebiliriz. Bu sisteme kardiyovasküler

sistem de denir.

Kardiyovasküler sistem kalp ve damarlardan

oluşur. İçinde lenfatik sistem de yer alır. Bu

sistem vücuttaki sıvı dengesini korur ve

hastalıklara karşı korur.

Dolaşım sistemi kanın hücrelere ulaşması ve

kullanılan kanın tekrar kalbe dönmesini sağlar.

Dolaşım sistemi kanın hücrelere ulaşması ve

kullanılan kanın tekrar kalbe dönmesini sağlar.

Kalbin temel işi kanı pompalamaktır. Çizgili

kaslara sahiptir ancak isteğimiz dışında çalışır.

Sürekli kasılıp gevşer ve kanın damar içindeki

hareketini sağlar. Vücudun ihtiyaçlarına bağlı

olarak dakikada 5-35 litre kan pompalar.

Ortalama bir yaşam sürecinde 300 milyon litre

kan pompalar.

Kalp göğüs boşluğunda iki akciğer arasında ve sternumun arkasında diyafram kası üzerinde 4. 5. 6. costae’ların arka yüzünde, üçte ikisi orta çizginin sonunda, üçte biri sağında yer alan kas dokusundan oluşmuş bir organdır. Bir koniye benzer. Büyüklüğü yaşa, cinse ve kişiye göre değişir. Her kişinin kalbi kendi yumruğu büyüklüğündedir. Yetişkin bir kadında ortalama 200-280 gram, erkekte 250-390 gram ağırlığındadır.

Kalbin sağ ve sol kısımları bir duvarla –yani septum’la-tamamen ayrılır. Kalp içi boş 4 odacıktan oluşur. Septum interatriale, septuminterventrivcuare ve septumatrioventriculare ile kalp bölümlere ayrılmış dört odacıktan oluşur.

Sağ kalpte oksijeni az

bulunan venöz kan

bulunmaktadır. Sol kalpte

oksijeni daha çok olan

arterial kan bulunur.

Kalbin basis bölümünün

sağındadır. Sağ atriuma

yukarıdan vena cava

superior, aşağıdan vena

cava inferior açılır. Bu

damarlar ile venöz kan

kalbe döner.

Piramid şeklinde bir

boşluktur. Kalbin ön

yüzünün büyük kısmını

olşturur. Bu boşluktan

venöz kan akciğere

pompalanır. Pompalama

görevinden dolayı duvarı

kalındır. Sağ ve sol

ventriküller aynı anda

kasılır. Kasılan

ventrikülden kan arteria

pulmonalis yoluyla

akciğere gönderilir.

Sol atrium kalbin

arkasında, sol üst yanında

yer alır. Bu boşluğa,

akciğerlerden

oksijenlenip dönen kanı

geri getiren dört adet

vena pulmonales açılır.

Buradan kan sol

ventriküle geçer.

Kalbin diyafragmaya

bakan yüzünde yer alır.

Apex cordis sol ventrikül

tarafından meydana gelir.

Sol atriumdan gelen kan,

bu boşluktan pompalanır

ve aort’la vücudun en

ince kapillerine kadar

gönderilmektedir.

Pompalama görevinden

dolayı duvarı diğer

boşluklara göre oldukça

gelişmiştir.

Kalpte iki tane atrioventriküler kapak, iki tane de

semilunar kapak olmak üzere 4 kapakçık bulunur.

Amaçları kanın kalpte yalnızca tek yönde

ilerlemesini ve geri dönmemesini sağlamaktır.

Fibröz yapıdadırlar ve kan damarı bulunmaz.

Diffüzyon yoluyla beslenirler.

Atriumlardan ventriküllere pompalanan kan,

ventriküllerdeki basınç atriumlardan daha

fazla olduğu için geri dönme eğilimindedir.

Atriumun diastolünde kanın geri dönüşünü

engellemek için her bir atrium ile ventrikül

arasında atriyoventriküler kapaklar vardır. Bu

kapaklar, ventriküllerin diastolünde açılarak

atriumlardan gönderilen kanın ventriküllere

dolmasını sağlar. Ventriküllerin sistolünde

kapaklar kapanır ve kanın atriumlara geri

dönmesine engel olur.

Triküspit kapak (Valvula tricuspidalis – Üçüz

kapak): Sağ atrium ve sağ ventrikül arasında yer

alan septum inter atrioventriculare üzerinde

bulunmaktadır.

Mitral kapak (Valvula bicuspidalis, valvula

mitralis – İkiz kapak): Sol atrium ve sol ventrikül

arasında yer alan septum inter atrioventriculare

üzerinde yer alır.

Bu kapaklar ventriküllere bağlanan büyük

damarların açılma delikleri ağzında yer alır.

Kapandıklarında yarım aya benzerler.

Ventriküllerin sistolünde açılarak kanın

kalpten arterlere atılmasını; ventriküllerin

diastolünde ise kapanarak atılan kanın

ventriküllere geri dönüşünü önler.

Valvula trunci pulmonalis: Akciğerlere kanı

götüren a. Pulmonalisin ağız kısmında, sağ

ventrikülden pompalanan kanın geri

dönüşünü önleyen üç tane yarım ay

şeklindeki kapaklardır.

Valvula aortae: Aortun sol ventrikülden çıkış

kısmında yarım ay şeklinde üç tane semilunar

kapak bulunmaktadır. Bu kapaklar sol

ventrikülden pompalanan kanın geri

dönüşünü önler.

Kalbi besleyen damarlara koroner arter denir.

Başlangıçta iki dal halinde bulunan arterler

daa sonra kollara ayrılarak kalbi besler.

Kalbin venöz kanı; vena cordis manga, vena

cordis media ve vena cordis parva adı verilen

venlerle toplanır. Venler, topladıkları venöz

kanla birlikte sinus coronarius’a açılır. Bu ven

atrium dexter’e açılır.

Kalbin üç tabakası vardır.

Kalbi saran bu tabakalar; en

dışta epicardium, ortada

myocardium, en içte de

endocardium bulunur.

Pericardium: Kalbi dıştan tıpkı

bir torba gibi sarar. Fibro seröz

yapıdadır. Bu zar perikardiyum

fibrosum ve perikardiyum

serosum olmak üzere iki

tabakadan oluşur. Perikardiyum

fibrosum kalbin ve kalpten

çıkan damarın dışını sarar.

Perikariyum serosum; lamina

parietalis ve lamina vicceralis

olmak üzere iki yapraktan

oluşur. Bu yaprakların arasında

liquor pericardii denilen az

miktarda sıvı bulunur.

Myocardium: Kalbin kas tabakasıdır. Kaslar enine çizgilenme göstermektedir. Bu kaslar çizgilidir ancak isteğimiz dışında kullanılır. Kalbin en kalın tabakasıdır. Özellikle sol ventrikülde daha kalındır. Koroner damarlar bu tabakada bulunur.

Endocardium: Yassı, tek katlı epitelyum hücrelerden yapılmış olan bu zar, kalbin iç yüzeyini örten zardır. İçeriye doğru uzantılar vererek kalpteki dört kapağın esasını oluşturur. Bu tabakada kan damarı bulunmaz.

Kalp kası sinirsel impulsa gereksinimi olmayan, kendi uyarılarını kendi oluşturabilen bir kastır. Bu çalışma otonom sinir sistemi altındadır. Sempatik sistem kalp atımını hızlandırır, parasempatik sistem yavaşlatır.

Diastolde kanla dolan kalpte 0,1 saniye içinde sistol dönemi başlar. Bu dönemde ventriküller diastol halinde olup basıncın etkisiyle sağ atrium ve sağ ventrikül arasındaki triküspit , sol atrium ve sol ventrikül arasındaki mitral kapakçıklar açılır. Atriumlardaki kan atrio-ventriküler deliklerden ventrikülleregeçer ve ventriküller kanla dolar.

Ventriküllerin sistolünde triküsbit ve mitral kapaklar kapanır. Böylece kan atriumlara geri dönemez. Sağ ventriküldeki venözkan a. Pulonalis girişindeki seminular kapakçıkların açılmasıyla akciğerlere , sol ventriküldeki arterial kan ise aort girişindeki valvula aortun açılmasıyla aorta ,oradan da tüm vücut dokularına dağılır.

Özel hücre kümeleri,

demetleri ve liflerden

oluşur. Bu sistem, sinoatrial

düğüm, atrioventriküler

düğüm, his demeti ve

purkinje lifleri’den

meydana gelir. İlk ikisi

uyarı, diğerleri ileti

sistemidir.

Sinoatrial Düğüm: Kalp atımlarını başlatan ve ritmini kontrol eden elektriksel uyarıların başladığı bölgedir. Bu uyarı ilk olarak atriumların kasını uyarır. Atrioventriküler düğüme geçer. Diğer yapılar uyarı çıkarmazlar.

Atrioventriküler Düğüm:Sinoatrisl düğümden aldığı uyarıları 0.1 saniyelik bir gecikmeyle his demetine geçirir.

His Demeti: His

demetine gelen uyartı,

his demetinin sağ ve sol

dallarında ilerleyerek sağ

ve sol ventrikül kasındaki

purkinje sistemine

ulaştırır.

Purkinje Lifleri: His

demetinin daha küçük

dallarına denir. Uyartıyı

ventrikül kaslarına iletir.

Kalpten pompalanan kanı vücut hücrelerine

taşırlar. Pulmoner arter hariç hepsi temiz kan

taşır. Duvarları kalın ve elastiktir. Duvarları

venlere göre daha kalındır çünkü arterlerdeki

kan basıncı venlere göre daha yüksektir.

Kanın akış yönü kalpten çevreye doğrudur.

Çapları merkeszden perifere doğru incelir.

Çapları küçülen ve kas dokusu kuvvetlenen

arterlere arteriol denir.

Kalbin sağ ventrikülünden

çıkarak aortun yükselen

parçasının önünden yukarıya

doğru döner ve aort kemeri

altına gelir. Burada iki dala

ayrılır. Venöz kanı akciğere

götürür. Venöz kan taşıyan tek

arterdir.

İnsan vücudundaki en büyük

arterdir. Sol ventrikülden

çıkış yapar. Karın içinde 4.

Bel omuru hizasında 2 ana

illiak artere ayrılarak sona

erer. Aortun uzunluğu 45

cm’dir. Başlangıçta 3 cm olan

çapı uç dallarda 1.5 cm’ye

kadar iner. Aort içindeki

temiz kanı tüm organlara,

dokulara, hücrelere arteriol

ve kapillere ayrılarak iletir. 3

bölümünde incelenir.

Pars ascendes: Aortun sol ventrikülden ilk çıkış yapan yeridir. Perikard ile sarılıdır. 1. Sol sternocostealeklem hizasına kadar yükselir. Seminular valvulunhemen üstünde kalbi besleyen arteria coroneriacordis sinistra, coroneria cordis dextra çıkar.

Arcus Aorta: Aortun çıkan parçasından sonra perikardı geçince başlayan bölümüdür. 4. Göğüs omuruna kadar uzanır. Burada 3 önemli-büyük arter ayrılır. Bunlar başın ve üst extremitelerinkanlanmasını sağlar.

Truncus Brachiocephalicus: Aortun çıkan parçasıyla aort kemerinin yatay olarak birleştiği yerden ayrılır. Sağ sternoclavicular eklemin arka yüzünde ikiye ayrılır. Arteria subclavia dextra, ve Arteria carotiscommunis dextra.

Arteria carotis communis: Sağda truncusbrachiocephalicusdan, solda direk aort kemerinden çıkıp dallarla ayrılır. Beynin, başın saçlı derisinin ve yüzün kanlanmasını sağlar. Bu arterlerin her ikisi de tiroidkıkırdağın üst kenarında arteria carotis externa ve arteriacarotis interna olarak iki dala ayrılır.

Arteria carotis externa: Bu arterin 3 kolları arteriatemporalis, arteria superfacialis, arteria maxillaristir. Bunların yan dalları tiroide, yüze, yutağa, prevertebralkaslara, art kafaya, kulağa, kulak altı tükrük bezine ve çiğneme kaslarına yayılır.

Arteria carotis interna: Boyunda ve yüzde hiç dal vermez direk kafa boşluğuna girip dallar verir. Bu dallarla beynin bir bölümüyle tüm gözün oluşumlarının ve burun boşluklarının kanlanmasını sağlar.

Arteria subclavia: Sağdaki turuncus brachiocephalicustan soldaki arcus aortadan çıkar. A. Subclavia sırt, göğüs kasları, üst yanlar ve beynin kanlanmasını sağlayan çeşitli dallar verir.

Arteria vertebralis: Subclavia’dan çıktıktan sonra boyun omurları, yatay çıkıntılarının delikleri içinden ilerler ve foramen magnumdangeçip kafa boşluğuna girer. Omurlara, omuriliğe, ponsa ve beyinciğe dallar verir. Her iki yandan yukarı doğru yükselen arteriabasillarisi oluşturur. Bu dallarla arteria carotis internanın dalları beynin tabanında ağızlaşarak yedi köşeli poligonal bir arter halkası oluşturur. Bu oluşuma willis poligonu denir. Beynin beslenmesi bakımından önemlidir.

Arteria axillaris: Meme göğüs kasları ve scapula bölgesine dallar verir. Koltukaltı çukurundan sonra aşağı ilerler ve kolda a.brachialisadını alır.

Arteria brachialis: Arteria brachialis kol kaslarına dağılır. Dirsek ön bölgesinde dirsek ekleminin 1 cm aşağısında arteria radialis ve arteria ulnaris olarak iki dala ayrılır. Tansiyon genelde bu arterden alınır.

Pars Descendes: Aortanın inen parçasıdır. Arcusaortadan sonra 4. Göğüs omuru hizasından başlar 4. Bel omuru hizasına kadar uzanır. Omurga sol tarafından aşağı inerken sağa meyil eder. Ardından vertebralara paralel devam eder. Sonra iki kısma ayrılır.

Aorta thoracica: Arcus aortanın bittiği yerden başlayıp hiatus aorticusa kadar devam eder. Oradan göğüs bölümünde bulunan organlara dağılır.

Aorta abdominalis: Diyaframın aort deiğinden 12. Göğüs omuru hizasından başlar. 4. Bel omuru hizasında ana iliak arterlere ayrılarak sonlanır. Aorta abdominalisin dalları karın ve pelvis organlarına iner.

Arteria Phrenica inferior: Diyafragmayı

besler. Böbrek üstü bezine de dallar verir.

Arteria lumbales: Dört çift arterdir. Kaslara-

omuriliğe dallar verir.

Truncus coeliacus: Aorta abdominalisin 12.

Göğüs omuru ile 1. Bel omuru hizasından

çıkan 1 cm uzunluğunda kısa kalın koludur.

Bu arter 3 önemli dal verir.

Arteria gastrica sinistra

Arteria hepatica communis

Arteria lienalis

Arteria mesenterica superior: Çöliak arterin 1 cm aşağısından karın aortundan çıkar. İnce ve kalın bağırsakların kanlanmasını sağlar.

Arteria suprarenalis inferior: Sigmoid kolon ve rektumun kanlanmasını sağlar.

Arteria suprarenalis media: Böbrek üstü bezi orta atardamarıdır.

Arteria renalis: Böbrek atardamarı. Karın aortu en büyük çift dalıdır.

Arteria testicularis / Arteria ovarica: Erkeklerde testislerin, kadınlarda ovariumların kanlanmasını sağlar.

Arteria sacralis media: Sakral orta atardamarı. Sakrumun kanlanmasını sağlar.

Arteria illiaca communis:

Arteria iliaca interna: Pelvis boşluğu içinde bulunan organlara, mesaneye, rektuma, umblikal bölgeye bölgeye ve pelvis çevresini oluşturan kaslara dallar verir.

Arteria iliaca externa:Alt extremitelerin kanlanmasını sağlar. Ayak parmaklarına değin uzanır. Geçtiği bölgeye göre de ismi değişir.

Dokularda kirlenmiş kanı toplarlar ve kalbe getirirler. Pulmoner ven hariç hepsi kirli kan taşır. Venler büyük dolaşımda periferden aldıkları veöz kanı sağ atriumagetirirler. Küçük dolaşımda ise arterial kanı akciğerlerden alıp sol atriuma getirirler.

Genellikle paralelinden geçen arterle aynı adı taşırlar.

Ven duvarları arterlere göre daha incedir. Venlerperiferden venüller olarak başlar. Kalbe yaklaştıkça kalınlaşır. Kalp düzleminden aşağıda kalan venlerde kanın kalbe doğru akışını sağlayan valvüller vardır. Çapı 2 mm’den küçük ve kalp seviyesi üzerindeki venlerde valvülyoktur. Vücutta tüm venlervena cava superior ve vena cava inferiora bağlanır. Oradan da kalbe giriş yapar.

Vücudun üst yarısının

venöz kanını toplar ve sağ

atriuma açılır. 8 cm

uzunluğunda 2 cm

çapında kalın kapakçık

içermeyen bir vendir. Bu

ven V. Brachiocephalica

sinistra ve V.

Brachiocephalica

dextra’nın birleşiminden

oluşur.

Vena brachiocephalica: Vücudun orta düzleminin

sağ ve solunda bulunur. Vena brachocephalica

dextra vena brachiocephalica sinistranın

birleşiminden oluşur. Vena brachocephalica

dextra ve sinistra bulunduğu taraftaki vena

jugularis internayla vena subclavianın

birleşiminden oluşur. Vena jugularis internayla

Vena subclavia’nın birleştikleri yere angulus

venasus veya pirogoff açısı denir. Baş, boyun ve

üst kısım venleri bu venle birleşir. Ardından Vena

Cava Superior’a katılır.

Vena Jugularis İnterna: Beynin, boyunun ve yüzün yüzeyel venleriyle başlar. Buraların kirli kanını topladıktan sonra boynun sinister ve dexterinden aşağıya iner. Vena bracocephalica’yakatılır.

Vena Jugularis Externa: Kafanın dış kısmının ve yüzün derinindeki kirli kanını toplar ve Vena subclavia’ya açılır.

Vena Subclavia: Köprücük kemiklerinin altındaki Vena axillaris’ten başlar. İki tarafta da Vena jugularis internayla birleşir ve Vena Brachocephalica’ya katılır.

Vena axillaris: Ön kolun yüzeyel toplar damarlarından Vena basilica’nın koltuk altı çukurundan itibaren devamıdır.

Vena brachialis: Aynı addaki artere eşlik eder.

Vena radialis: Ön kolun ve elin dış yanının kirli kanını toplar.

Vena ulnaris: Ön kol ve elin iç yanının venöz kanını toplar.

Vena cephalica: El sırtı dış yan ucundan başlar. Ön kol ön yüzüne gelir. Ve ön kolun dış yanı boyunca dirsek önüne ilerler. Kol dış yan boyunca devam ederek Vena axillaris’e açılır.

Vena basilica: El sırtı iç yan ucundan başlar kol iç ya boyunca yukarı doğru ilerler ve Vena axillaris’e açılır.

Vena mediana cubiti: Dirsek ön kısmında

aşağıdan yukarı doğru uzanan sefalik ve

basilik venleri birleştiren vendir.

Vena mediana antebrachi: Ön kolun iç yana

yakın taraftan yukarı doğru uzanarak Vena

mediana cubiti Vena basilica ile birleşir.

İntra venöz enjeksiyon ve kan almak için en

çok ön kolun yüzeyel venleri kullanılır.

Diyafragma altında kalan

venleri, kirli kanı toplarlar

ve ardından vena cava

inferior’a getirirler. Sağ

atriuma açılır. 25 cm

uzunluğunda, vücudun en

büyük venidir.

Vena lumbales: Aynı addaki artere eşlik eder.

Sağda ve solda birer tanedir.

Vena renalis: Böbrek venidir.

Vena suprarenalis dextra: Sağ böbrek üstü

bezi venidir.

Vena phrenicae inferior: Diafragma venidir.

Vena hepatica: Karaciğer venidir.

Vena portae: Kapı venidir.

Vena iliaca communis: Her iki tarafta Vena iliaca externa ve Vena iliaca internanınbirleşiminden oluşur. İnterna pelvis ve dış genitalbölgenin kanını toplar. Externa ise alt extremitelerin kanını toplar.

Vena saphena manga: Ayak baş parmağı dorsalyüzünden başlar ve bacağın ve uyluğun ön iç tarafından yukarı doğru ilerleyerek Vena femoralise açılır. Vücudun en uzun venidir.80 cm’dir.

Vena saphena parva: Ayak küçük parmağından başlar. Bacağın ortasından ilerler ve diz ardında Vena poplitea’ye açılır.

İnce çaplı ve ince duvarlı

damarlardır. Yarı

geçirgendir. Arterlerin

dokulara ulaştığı en ince

uçlarına arter kapilleri,

venlerin başlangıç yaptığı

en ince uçlara ven kapilleri

denir. Yer yer anastomaz

yaparlar. Madde geçişler

burada yapılır.

Kalbin her sistolünde, arterlere pompalanan kan, damar yüzeyine bir basınç uygular. Bu basınca sistolik kan basıncı denir. Ventriküllerindiastolü sırasında arter duvarında oluşan direnç basıncınaysa diastolik kan basıncı denir.

Normal bir yetişkinde sistolikbasınç ortalama 120 mmHg, diastolik basınç 80 mmHgolarak bilinir. İhtiyaca göre akış hızı değişebilir. Otonom sinir sistemi bunu düzenler.

Sistol sırasında sol ventrikülden aortta atılan kanın oluşturduğu basınç arter duvarında dalgalanmaya yol aça. Bu dalgalanmaya nabız denir. Bu sayıya nabız sayısı denir. Normal insanda 60-80/dk. arasındadır. Genellikle arteriaradialisten alınır.

Sistemik ve pulmoner

dolaşım olarak ikiye

ayrılır.

Sol ventrikülden başlar, sağ atriumda sona erer. Ventriküllerin kasılmasıyla sol ventriküldeki temiz kan aorta pompalanır. Aort kalpten çıktıktan sonra sola doğru bir yay çizer ve ikiye ayrılır. Yukarı giden arterler baş ve kollara, alta ayrılan arterler bütün iç organlara ve alt extremitelereyayılır. Ardından kapillerdamarlara ayrılır. Dokularda kirlenen kan anastomaz yoluyla venlere gelir ve kalbin sağ atriumuna vena cava superior/inferior yoluyla geçer.

Sağ ventrikülden başlar, sol atriumda sonlanır. Ventriküllerin kasılmasıyla venöz kan, sağ ventriküldenakciğere gitmek pulmonerartere pompalanır. Kalpten çıktıktan sonra ikiye ayrılarak sağ ve sol akciğere dallar gönderir.Bu arterler, alveollerin çeperinde alveollerin çeperinde kılcallara ayrılır. Burada oksijen ve karbondioksit yer değiştirir. Akciğerlerde temizlenen kan pulmoner ven yoluyla sol atriuma döner.

Abdominal bölgede tek olan organların

kanlarını toplayan venler birleşir ve vena

portayı oluşturur. 9 cm kadar ilerledikten

sonra porta hepatitsen karaciğerin içine

girer. Burada daha küçük birimleri olan

lobulluslar arasına kapiller ağlar oluşturarak

hücreler arası bölmeciklere açılırlar. Burada

işlenmiş duruma gelen kan, tekrar

karaciğerde küçük venler halinde toplanır. Bu

venler birleşerek vena hepatica’yı oluşturur.

Karaciğer çıkışında vena cava inferior’a açılır.

Fetüs, oksijen ve besinlerini plasenta aracılığıyla sağlamaktadır. Plasenta, anneden kan yoluyla aldığı besin maddeleri ile oksijeni villuslardan süzerek göbek kordonuna verir. Göbek kordonu aracılığıyla kan fetüse iletilir. Fetüs içinde dolaşım sağlandıktan sonra tekrar fetuskanı göbek kordonu aracılığıyla plasentaya geri döner. Göbek kordonunda iki arter bir venbulunur. Arterlere arteriaumbilicalis, vene vena umbilicalis denir. Vena umblicalis, oksijen yönünden zengin arter kanı, arterler de venöz kan taşır.

Sağ ve sol atrium arasındaki septumda foramen ovale denen açıklık vardır.

Plasentadan umblikal venaracılığıyla gelen kanı vena cava inferiora aktaran kanal vardır. Bu kanala ductusvenosus denir.

Pulmoner arter ile sağ ventrikülden atılan kanı aorta aktaran kanal vardır. Buna ductus arteriosus-bottal kanalı denir.

Fetüste akciğer inaktiv

durumdadır.

Fetüs akciğeri kandan

oksijeni alır. Kana

karbondioksit verir.

Fetüste sağ ventrikül

hacminin ancak bir kısmı

akciğerlere gider.

Fetüste kirli ve temiz kan

karışık vaziyettedir.

Lenf sistemi, kılcal damarlardan doku aralığına geçen ve hücreler arası sıvıyı tekrar toplayarak genel dolaşıma katılmasını sağlayan; vücutta bezler, kanallar, organlar oluşturan sistemdir. Lenf damarları içinde dolaşan, kan plazması ve lenf proteinlerinden oluşan dolaşım sıvısına da lenfa denir. Lenf sıvısı beyin hariç vücudun her yerinde sürekli dolaşır.

Doku sıvısı içindeki yabancı-zararlı maddeleri lenf düğümleri içinde süzmek ve temizlemek.

Vücudu mikroorganizmalara karşı koruyan lenfositleri lenf nodüllerinde üretmek ve bu maddelerin kan dolaşımına katılımını sağlamak.

İnce bağırsaklardan yağ asitlerinin emilimini sağlamak.

Hücreler arasında ve boşluklardaki su, protein ve elektrolit içeren sıvıyı toplamak ve kan dolaşımına katmak.

Dokularda yaygın olarak

bulunan lenf kapilleri,

dokulardaki sıvı fazlasını toplar.

Bu ağa lenfa kolektörleri denir.

Lenf damarları bazen yüzeyel

olarak derinin hemen altındaki

yağ tabakasında, bazen de iç

organların ve dokuların

derininde yer alır. Tek katlı

yassı epitel hücreden oluşan

lenf damarlarının duvarları

incedir. İçinde merkeze akışı

sağlayan valvüller vardır.

Ductus throracicus: 40 cm uzunluğunda 4,10 mm çapındadır. Ve valvülleribulunur. Abdomende 1. Lumbalvertebralar hizasından başlar. Aort arkasından diyaframayıgeçerek pirogoff açısına açılır.

Ductus iymphaticus dexter: 1 cm uzunluğunda 3-4 mm çapında olan bu kanal başın, boynun, göğüs sağ tarafının ve sağ üst extremitenin lenfasını toplar ve sağ pirogoff açısına açılır.

Basık fasulye ya da mercimek büyüklüğünde lenf dokusu kütleleridir. Çapları 1-25mm’dir. Lenf düğümlerinin yapısında yer alan foliküller, makrofajlar, monısitler ve plazma hücrelerinden oluşur.

Lenfa bu nodüllerde süzüldükten sonra lenf damarlarına akar. Bu süzme işlemiyle lenf sıvısı yabancı cisimler ve mikroorganizmalardan arınmış olur.

Boru şeklinde olan organların

genelinde, mukoza tabakasına

ait bağ dokusu içinde küçük

lenf dokusu kümecikleri

vardır. Bu kümecikler lenf

folliküllerinden oluşur.

Bağırsak, soluk borusu,

bronşları mukozasında sıralar

halinde ya da tek tek

bulunurlar. En çok bağırsak

mukozasında dizeler halinde

bulunurlar.

Orophareynx içine yerleşmiş

lenf dokusu kümeleridir. Lenf

folliküllerinden oluşmuştur.

Sağ ve sol olarak iki adettir.

İnce bir kapsülle sarılıdır.

Tonsillalar, çocuklarda

yetişkinlere göre daha

büyüktür. Tonsillalarda lenf

akışı, boyun ve çene altı lenf

nodüllerine doğrudur.

Tonsillalar solunum yollarının

bariyerleridir. Bu nedenle sık

sık iltihaplanabilirler.

Toraks boşluğunda, sternumarkasında, ön mediastinumayerleşmiştir. Simetrik olmayan iki lobdan meydana gelir. Lenfoid dokudan oluşmuştur. Ergenliğe kadar gelişim gösterir ve ağırlığı 30-40 grama kadar ulaşır. Ergenlik dönemi ardından yavaş yavaş küçülür ve yerini yağ-bağ dokusuna bırakır. Çocuklukta lenfosit üretir ve vücudun savınmamekanizmasında görev alır.

Lenfoid dokudan oluşur. Lenf sisteminin en büyük organıdır. Karın boşuğu, sol üst tarafında, diyaframanınaltında bulunan dalak, tunica fibrosadenilen kapsülle örtülüdür. Loblardan oluşmuştur. Siyaha çalan kırmızı renktedir ve 13 cm uzunluğunda 8 cm genişliğinde, 200 gr. Ağırlığında içi kanla dolu bir organdır. Sempatik sinirin uyarılmasıyla dalak kapsülü güçlü bir şekilde kasılır ve depo edilen kanı dolaşıma gönderir.

GÖREVLERİ:

Kan depolamak

Lenfosit Üretmek

Yaşlanmış eritrositleri süzüp parçalamak.

ANATOMİ VE FİZYOLOJİ MODÜL EĞİTİM SETİ

ANATOMİ VE FİZYOLOJİ NOTLARIM

Recommended