Kardan Kız

Preview:

Citation preview

KARDAN KIZ İLE

KARDAN ÇOCUKKARDAN KIZ

İLE

KARDANÇOCUK

KARDAN KIZile

KARDAN ÇOCUK

ResimleyenNevzat VARHAN

YAZANLARBURCU VARHANNEVZAT VARHAN

• Dünyanın güzel ülkelerinden birinde, daha insanların kar ve yağmura hasret kalmadığı zamanlarda, bir tepe varmış. Yamacında sevimli bir köy de bulunan bu tepenin adı Granit Tepe imiş. Kışın Granit tepeye o kadar çok kar yağarmış ki, uzaktan bakıldığında daima beyaz bir örtü ile kaplı olduğu görülürmüş.

• Bu beyaz örtü, bahar mevsimi geldiğinde, zirveye doğru çekilerek bir takkeyi andırmaya başlar, yazın yok olur, sonbahar aylarının sonunda da tepeye geri dönermiş.

• İşte bu tepenin karlı yamaçlarında, kışın karlarla beslenip güçlenen, kardan kız ile kardan çocuk yaşıyormuş. Kış gelince yeni yağan karlarla canlanıyor, çam ağaçlarının arasında kuşlarla, sincaplarla oyun oynuyorlarmış.

• Her gün yeni bir kar tanesi şekliyle kendilerine giysi hazırlıyor, kar yağdıkça da mutlulukları çoğalıyormuş.

• Soğuk poyraz ya da karayel estiğinde neşeleri artıyor, lodosta ise hava ısındığından hemen mağaralarına sığınıp saklanıyorlarmış.

• Evleri de en soğuk ve güneş görmeyen mağaraymış. İlkbaharda havalar ısınmaya başladığında buraya sığınıyorlarmış. Çünkü ayılar kış uykusundan uyanıp yiyecek aramaya çıktıklarında, mağara onlara kalıyormuş.

• Hemen yakınlarında, Kar halkının en yaşlı ve en bilge kişisi olan Kardan Dede’nin yerleştiği mağara varmış. Kardan Dede,bahar ve yaz aylarında, yani yılın bu karsız günlerinde, kar çocuklara, kar masalları anlatıyor ve eski kış anılarından söz ediyormuş. Mağaradan çıkamayan çocukların tek eğlencesi buymuş. Böylece kışın gelmesini bekler dururlarmış.

• Derken yaz aylarının sonu gelmiş, yapraklar sararmaya başlamış sonbahar gelip çatmış. Fakat havalar nedense bir türlü soğumuyormuş. O çok bekledikleri karın habercisi olan yağmur bulutları bile, gökyüzünde görünmüyormuş.

• Günler geçmiş, kış yaklaşmış ama, mağaraların sahipleri olan ayılar kış uykusu için geri dönmemişler.

Umutla kar yağmasını bekliyorlarmış, çünkü tek gıdaları kar olduğundan zayıflamaya da başlamışlar.

• Sonunda Kardan Dede ile bu konuda konuşmaya karar vermişler.

• Güneşe görünmeden Kardan Dede’nin evine gitmişler. Kardan Dede onları dinlemiş. O da olanlara çok üzülüyormuş. Ama elinden bir şey gelmiyormuş.

• Kardan Dede onlara kar ikram etmiş. Sonra da anlatmaya başlamış;

• -Bakın çocuklar;Yıllar önce bu dağlara ekim ayında kar yağıyordu. Mayıs ayına kadar da devam ediyordu. Ama insanlar çoğaldıkça kentler büyüdü. Fabrikalar ovaları kapladı. Ağaçları kestiler. İşte aşağıda gördüğünüz Ocaklar adındaki köy, küçücük bir köyken, devasa kente dönüştü. Arabaların ekzos gazları havayı kirletti. Göller, nehirler de kirlendi. Doğal olarak atmosferde değişimler yaşanmaya başladı. Mevsimler eskisi gibi düzenli değil. Bu günlerde bazı ağaçların yapraklarının dökülmesi gerekiyordu. Hala sararmadılar bile. Kuşlar zamansız göç etmeye başladılar.

• Artık işimiz iyice zorlaşmaya başladı. Kışın mağaralarımıza bol bol kar stoklamamız gerekiyor. Başka çaremiz kalmadı, demiş.

• Kardan çocuklar dikkatle dinlemişler.• Kardan Dede’ye, kar yağdığında

buradan daha yüksek bir tepeye göç etmek istediklerini söylemişler.

• Kardan Dede: • - Zaten ben de bunu düşünüyordum. Bir iki

gün içinde gerekli hazırlıklarımızı yapar,ilk karın yağdığı gün de Ulu tepe’ye doğru hep beraber yola çıkarız demiş.

• Günler geçmiş, ilk kar biraz geç de olsa nihayet etrafı beyazlatmış. Kardan çocuklar ve Kardan Dede, daha önce karar verdikleri gibi karın yağmasıyla birlikte, daha yükseklerdeki mağaralardan birine sığınmak üzere, hep beraber kol kola girerek yola çıkmışlar. Kendilerine uygun mağarayı bulunca oraya yerleşmişler.

• Bir daha kardan çocukları ne gören olmuş ne de duyan. Köy ve şehirlerdeki çocuklar kardan adam resimlerini ancak kitaplarda görmüşler. Anne ve babalarından eski kışlarda yağan karları ve onların nasıl kardan adamlar yaptıklarını, merakla ve özlemle dinleyip durmuşlar…

Recommended