10
MODASI HİÇ GEÇMEYEN BİR TUTKU: KLASİK OTOMOBİLLER

Modasi hiç geçmeyen bir tutku

Embed Size (px)

Citation preview

MODASI HİÇ GEÇMEYEN BİR TUTKU: KLASİK OTOMOBİLLER

Birçok insanın, hayatın rutininden sıyrılıp kendisine seçtiği birkaç hobisi ya da ilgi alanı vardır. Bu ilgi

alanları, kimi zaman sadece uzaktan izlemekle yetinmeyi gerektirirken; bazen de daha somut şekliyle

girer hayatımıza...

Birçok insanın, hayatın rutininden sıyrılıp kendisine seçtiği birkaç hobisi ya da ilgi alanı vardır. Bu ilgi alanları, kimi zaman sadece uzaktan izlemekle

yetinmeyi gerektirirken; bazen de daha somut şekliyle girer hayatımıza. Öyle ki, artık onsuz bir hayat düşünemez, tüm sosyal yaşantımızı bu amaç uğruna

değiştirir, bu yolla farklı bir dünya yaratırız. 

İşte, klasik otomobil tutkusu da böyle bir şey. Hobinin nesneye bürünmüş hali olan bu tutku, hiç de azımsanmayacak

bir kitleyi, arkasından sürüklüyor.

Peki, onca güçlü, donanımı yüksek, emniyet açısından mukayese götürmez teknolojik araba varken; klasik otomobil tutkunlarını zamanını çoktan geçirmiş, masraflı ve çağa ayak uydurması güç

bu araçlara iten şey ne? 

Zamanında hayal edip de sahip olunamayan ve asla unutulmayan bir otomobili kullanma isteği, yaşamayı arzu edilen ama yaşanamayan bir devrin temsilcisine sahip olma tutkusu, birbirinden hiçbir farkı kalmayan ve birer ruhsuz demir yığınına dönen yeni model araçların sıradanlığından uzaklaşma arzusu, her biri farklı bir hayatı

anlatan ve içinde dönemlerinin ruhlarını getiren araçlara sahip olma fikri, bu nedenlerden sadece birkaçı. 

Klasik otomobil tabiri,  25 yaş sınırını aşmış tüm araçlar için kullanılıyor. Ancak bu tanıma giren her araç için klasik tanımına uyar demek de yanlış olur.

Eski bir makinenin ele alınıp orijinaline sadık kalınarak yeniden hayata döndürülmesi ve itinayla korunması, bu hobinin temsilcileri için büyük bir haz kaynağı. Periyodik bakımları yapılan bir araçla şehir içinde atılan birkaç tur ve

çevredeki insanların meraklı bakışları bile bu hobinin ne kadar dikkat çekici olduğunu ortaya koyuyor.

Klasik otomobilin usta isimleri, klasik otomobil hobisine yeni başlayanların, herkesin bildiği alışılagelmiş markaları tercih etmelerinin daha iyi olacağını

tavsiye ediyorlar. Bu modeller için, hem bilgi hem de yedek parça kaynaklarının daha kolay bulunabileceğini; alınması düşünülen otomobille ilgili geniş bir

parça pazarı mevcutsa, böylesi bir otomobilin bakımının ve restorasyonunun nispeten daha kolay olacağını da ekliyorlar.

 

Genel kabul görmüş kıymet sıralamasında bir modelin üstü açılır tipi en kıymetlisi olurken; pahalıdan ucuza, 2 kapılı direksiz, 2 kapılı direkli, 4 kapılı direksiz, 4 kapılı direkli olarak

sıralanıyor. 

Bu otomobilleri, yatırım aracı olarak düşünenler de var. Bu alanda doğru araç seçimi yapmış ve aracının orijinalitesini korumuş kişiler, bu işten ciddi kazanç elde edebiliyorlar.

 

Bunun en son örneği, yakın zamanda yapılan bir satışta ortaya çıktı. İngiltere'de bir garajda 47 yıl süreyle kalan “Bugatti” marka klasik bir otomobil, Paris'te düzenlenen müzayedede 3,4 milyon

Avro'ya satıldı. Bonham Müzayede Evi tarafından “Otomobil İkonu” olarak tanıtılan ve motoru 50 yıldır çalıştırılmayan otomobil, sadece 17 adet üretilmiş olması sebebiyle, açık artırmada bu

inanılmaz rakamlara ulaştı. Ancak her aracın bu rakamlara ulaşması, elbette beklenemez.