Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Sosyal Medya Kullanım Pratikleri Üzerine Ampirik Bir Araştırma
Fulya ERENDAĞ SÜMER
Akdeniz Üniversitesi
İletişim Fakültesi
Özet
Günlük hayatımızın temel dinamiklerinden birisi haline gelen sosyal medya kitle iletişiminden interaktif dijital iletişime doğru yol alan çarpıcı bir değişim göstermiştir. Bu mecrayı kullanma biçimleri de ülkelerin, kültürlerin ya da örgütlerin profilini somutlaştırmaktadır. Çocuklardan ileri yaş grubuna kadar pek çok kişinin sosyal medya kullanımı mevcuttur. Dolayısıyla; birbirinden farklı özelliklere sahip bu grupların sosyal medya kullanım pratiklerinin farklı olup olmadığı sorusu önem taşımaktadır. Bu araştırmanın amacı da sosyal medya kullanım pratiklerini Baby Boomers kuşağı (1946-1964 yılları arası doğanlar) üzerinden tespit etmektir. Bu çalışma bir alan araştırması olup betimsel türde bir çalışmadır. Uygunluk örneklemi ile 524 kişi araştırmaya dâhil edilmiştir. Araştırmada veri işleme ve değerlendirme aracı olarak SPSS 22.00 kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları literatüre paralel olarak Türkiye’de de Baby Boomers kuşağının sosyal medya kullanımında artış olduğunu ve en çok kullanılan sosyal medya ağının Facebook olduğunu ortaya koymuştur.
Anahtar Kelimeler: Sosyal medya, baby boomers kuşağı, sosyal medya kullanım pratikleri
An Emprical Study on The Practices of Social Media Usage
Abstract
Social media has become one of the basic dynamics of our daily lives and has changed impressively from mass communication to interactive digital communication. The style of social media usage objectifies the profiles of countries, cultures, and organizations. Social media is used by a rich variety of groups, from children to older adults. This raises the important question of whether there are differences in the practices of social media usage among these groups. Accordingly, the aim of this descriptive study is to investigate the social media usage of the baby boomer generation. The research was carried out in Antalya, Turkey, with a convenience sampling of 524 respondents. The data was analysed using SPSS 22.0. The results of this study indicate that social media use has increased among baby boomers, and most of them use the social media site Facebook. This finding is consistent with the current literature on the issue.
Key words: social media, baby boomer generation, social media usage practices
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
166
Giriş
Sosyal medya bilginin üretilmesi, işlenmesi, ulaşılabilirliği ve iletilebilirliği
çerçevesinde insanları bir araya getirerek yeni bir kamusal alan sağlarken, bu mecrayı kullanma
biçimleri de ülkelerin, kültürlerin ya da örgütlerin profilini somutlaştırmaktadır (Karagöz,
2013). Postman (1994), tarihsel süreç içinde, her yeniliğin beraberinde yeni yaşam biçimlerini
ve toplumsal ilişkileri getirdiğini vurgularken; insanın kendi yarattığı her yeni teknoloji ile
kendini gerçekleştirdiğini ifade etmektedir. Bu doğrultuda; insanların hangi araçlarla ve ne
şekilde iletişim kurduklarının ve yeni iletişim biçimlerinin neleri nasıl dönüştürdüğünün
incelenmesi önem kazanmaktadır. Nitekim Uslu-Karahan (2007: 225) da sosyal bilimler
alanında popüler inceleme alanlarının başında; iletişim teknolojilerinin tetikleyici unsur olduğu
toplumsal değişimin olduğunu belirtmektedir.
Günümüzde geleneksel medyanın merkeziyetçi içerik oluşumu, üreten ve tüketen
yapısı, tek taraflı iletişim kullanımı, zamana ve mekâna bağlılığı, genel hedef kitleye hitap
etmesi gibi temel özelliklerinin yerini sosyal medyanın bireysel içerik üretebilme, paylaşım,
çift yönlü iletişim, zamandan ve mekandan bağımsızlık, eş zamanlı bilgi, erişilebilirlik,
değiştirilebilirlik, özgürlük, ölçme, özel hedef kitle ve hız özellikleri almıştır (Smith 2002,
Çakır, 2004; Çakır ve Topçu, 2005; Vural ve Öz, 2007; Mayfield, 2008, Akıncı-Vural ve Bat
2010). Bu özellikleri ile sosyal medya günlük hayatımızın temel dinamiklerinden birisi haline
gelmiştir.
Ayrıca, bireylerin hayatlarına ait detayları diğer bireylerle paylaşmalarını sağlayan
sosyal medya, mahremiyet ve gizliliği ortadan kaldırmakta; bireylerin yaşam tarzlarını,
alışkanlıklarını, eğlenme ve öğrenme biçimlerini etkilemektedir (Kakırman-Yıldız, 2012).
Nitekim sadece sosyalleşmek ve eğlenmek amacıyla değil; bilgiye erişmek, öğrenmek ve iş
yapmak amacıyla da tercih edilen sosyal medya sağladığı işbirliği, kişiselleştirme, kullanıcı
destekli içerik ekleme ve üst veri gibi özellikler ile kullanıcı deneyimini zenginleştirmekte ve
daha çok tercih edilir hale gelmektedir (Tonta, 2009). Kullanımı oldukça hızlı bir oranda gelişen
ve dönüşen sosyal medya (Bolton vd., 2013), bireylerin etkileşimini, işbirliğini ve öğrenme
sürecini yeniden şekillendirirken; iletişim kurma biçimlerini de değiştirmektedir (Murray,
2008).
Sosyal Paylaşım Siteleri
İletişim yapısı açısından sosyal medya, kitle iletişiminden interaktif dijital iletişime
doğru yol alan çarpıcı bir değişimin başat unsurlarından birisi olmuştur. İletişim süreçlerinde
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
167
medya kuruluşlarının hâkimiyetinde olan güç artık aktif, katılımcı ve sorgulayan kitlelerle
değişmiştir (Khang, Ki ve Ye, 2012). Nitekim sosyal medya, sıradan insanlara bilgiyi paylaşma
ve organize etme olanağı sağlamıştır (Dryer, 2010: 16). Özellikle sosyal paylaşım siteleri,
herkesin ulaşabileceği, kişisel profil oluşturulabilmesine izin veren ve kullanıcıların iletişimini
sağlayan en son online iletişim araçlarıdır (Kirschner ve Karpinski, 2010: 3). Sosyal paylaşım
siteleri, katılımcılara ilişki kurabilme olanağı sağlarken; aynı zamanda diğer kullanıcılarla da
kaynak paylaşabilme -kültürel etkinlikler, resim, grup adresleri, kitap, müzik, sinema, video,
arkadaşlık, politik düşünceler gibi bir çok bilginin ve etkinliğin paylaşıldığı- olanağı sunan
online topluluklardır (Carminati vd., 2006: 1734; Lewis, vd., 2008: 330-331).
Dünya genelinde yetişkinlerin %74’ünün online sosyal paylaşım sitelerini kullandığı ve
Temmuz 2014 itibarıyla Facebook’un aylık 1.31 milyar aktif kullanıcıya sahip olduğu
belirtilmektedir (Wang, 2015).
PEW araştırma merkezinin raporladığı Greenwood vd. (2016) tarafından ABD’de
gerçekleştirilen araştırma bulgularına göre, bireyler ağırlıklı olarak bilgi aramak ve arkadaşları
ile etkileşim kurmak için sosyal paylaşım sitelerini kullandıklarını ifade ederlerken; sosyal
paylaşım sitesi kullanım oranları sırası ile şu şekildedir: Facebook (%79), Instagram (%32),
Pinterest (%31), Linkedin (%29), Twitter (%24).
Emarketer’ın gerçekleştirdiği araştırma sonuçları; Türkiye’de de 2000 yılında 2 milyon
internet kullanıcısı bulunmaktayken, 2015’te bu sayının 45 milyonu bulduğu, 2016 için de 48
milyonu bulacağını ortaya koymaktadır (Emarketer, 2015).
Dijital pazarlama ajansı We Are Social (2016) tarafından Global Web Index verileri ile
hazırlanan Türkiye dâhil 30 ülkenin internet kullanıcı istatistikleri değerlendirilerek hazırlanan
rapora göre; 7.395 milyar dünya nüfusunun 3.419 milyarının internete bağlandığı ve aktif sosyal
medya kullanıcı sayısının 2.307 milyar olduğu belirtilmektedir. Aynı araştırmanın Türkiye
verilerine göre; 79.14 milyon nüfuslu Türkiye’de internete bağlanan kullanıcı sayısı 46.3
milyondur ve bu kullanıcılardan 42 milyonu aktif olarak sosyal medya kullanmaktadır. Yine
aynı ajansın 2017 raporuna göre (We Are Social, 2017); Türkiye’de sosyal paylaşım sitesi
kullanım oranları sırası ile şu şekildedir: Youtube (%57), Facebook (%56), Instagram (%45),
Twitter (%44), WhatsApp (%40), Google+ (%34), Linkedin (%29), Pinterest (%19), Tumblr
(%19).
Tüm bu araştırma sonuçlarının da somutlaştırdığı gibi, günümüzde sosyal medya
kullanıcısı sayısı artarken; eğitim düzeyi, cinsiyet, yaş gibi etkenlere bağlı olarak kullanım
düzeyleri farklılık göstermekte ve dijital araçlara erişim ve kullanımda eşitsizlikler ortaya
çıkmaktadır. Hargittai de (2010) dijital becerilere sahiplik konusunda bireyler arasında oldukça
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
168
keskin eşitsizlikler olduğunu vurgulamaktadır. Farklı sosyoekonomik düzeydeki bireylerin,
işletmelerin veya ülkelerin bilgi iletişim teknolojilerine erişimde ve kullanımında yaşadığı
eşitsizlik olarak tanımlanan bu durum literatürde Dijital Uçurum (Digital Divide) kavramı ile
açıklanmaktadır (OECD, 2001).
Dijital Uçurum ve Kuşaklar
Yeni iletişim teknolojilerinin coğrafi veya siyasi engelleri ortadan kaldırarak günümüz
toplumunun ihtiyaçlarına daha hızlı, pratik ve işlevsel cevaplar sunması, bu teknolojilerin hızla
benimsenmesine ve hızlı gelişmesine neden olmaktadır (Şimşek-Rathke, 2012). Öte yandan
hızla gelişen bu teknolojiler kuşaklar arasında uçurumlarla ifade edilebilecek farklılıklar
yaratmış; bu gelişimin ortasında doğanlar ve bu değişime uzak kalanlardan oluşan iki ayrı grup
oluşmuştur (Bilgiç vd., 2011).
Prensky (2001a, 2001b) dijital uçurum kavramını yaş farklılığına göre ele almış ve farklı
yaş gruplarındaki insanların teknolojiyi farklı şekilde, farklı amaçlarla ve farklı beceri
düzeylerinde kullandıklarını belirterek konuyu kuşak kavramı ile ilişkilendirerek incelemiştir.
Prensky (2001a) teknolojik yakınlık ile yaş ilişkisini dikkate alarak; günümüz teknolojileri ile
hayata başlamış, hayatının merkezinde bu yeni teknolojilerin yer aldığı, tüm günlük işlerini
teknoloji ile yürüten bireyleri “dijital yerli”; bu teknolojilerin kullanıldığı ortamlara uyum
sağlamaya çalışan ve kendisini teknolojinin gelişimi ile yeni bir süreç içerisinde bulan bireyleri
de “dijital göçmen” olarak kategorize etmektedir. Ayrıca, her iki grubun bilgi arama, kullanma
ve yaratma yöntemlerinin belirgin bir biçimde farklı olduğunu vurgulamaktadır. Nitekim Tonta
(2009) da dijital göçmenlerin bilgiyi ararken bile öncelikli olarak fiziksel kütüphaneyi
kullanmayı tercih ettiğini, dijital yerlilerin ise sosyalleştiklerini düşündükleri sanal ortam
üzerinden bilgiye erişmek istediklerini belirtirken; artık tüm kaynakların ve hizmetlerin sosyal
ağlara ve sanal ortamlara taşınması gerektiğini vurgulamaktadır.
Yıldırım-Becerikli (2013) de çocuklardan ileri yaş grubuna kadar pek çok kişinin sosyal
medya kullanımından dolayı, birbirinden farklı özelliklere sahip bu grupların sosyal medya
kullanım pratiklerinin farklı olup olmadığı sorusunun kritik olduğunu vurgulamaktadır. Farklı
kuşakların kitle iletişim araçlarını kullanma bağlamı ve biçimlerinin onların tutum ve
davranışlarını açıklamak açısından önem taşıdığını ifade etmektedir. Ayrıca, kuşaklararası
iletişim konusunun iletişim literatüründe sınırlı bir biçimde yer aldığını vurgularken; yeni
iletişim teknolojilerinin insan hayatıyla hangi noktalarda birleştiğini anlamaya dönük
araştırmaların ağırlıklı olarak çocukları ve gençleri araştırma nüfusu olarak kapsadığını
vurgulamakta ve yaşlı nüfusun genellikle yaşlıların “yeni iletişim teknolojileriyle mesafeli
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
169
olduğu” yönündeki önyargılardan beslenerek ihmal edildiğini de ifade etmektedir (Yıldırım-
Becerikli, 2013). Tekedere ve Arpacı (2016) da yine Türkiye’de yaşlıların internet ve sosyal
medya kullanımı üzerine yaptıkları çalışmada internet ve sosyal medya ortamlarını kullanmak
isteyen bu bireylerin bu ortamları kullanması için gerekli imkânların geliştirilmesini
önermektedirler. Binark ve Karataş (2015) da Türkiye özelinde yaşlara göre ortaya çıkan dijital
uçurum olgusu göz önüne alınarak, yaşlanan nüfusa yönelik politikaların belirlenmesi
gerektiğini vurgulamaktadır. Çünkü yaşlılar yeni teknolojileri kabullenmekte gençlere göre
geride kalsalar da eğer bu teknolojiler önceden karşılanmamış ihtiyaçlarına cevap veriyorsa
yeni olan teknolojik hizmete ya da ürüne ulaşmaktan kaçınmamaktadırlar (Özkan ve
Purutçuoğlu, 2010).
Yeni teknolojilere adapte olmak, öğrenmek ve kullanmak yaşlı bireylerin toplumla
bütünleşmesini sağlayan aktif yaş alma sürecinin bir faktörüdür (Gonzalez vd., 2012). Nitekim,
teknolojiyi ilerlemenin doğal bir sonucu olarak gören bu bireyler teknolojik yenilikleri
kabullenmek zorunda olduklarının da farkındadırlar (Özkan ve Purutçuoğlu, 2010). Bu durum
internet ve sosyal medya kullanımı kapsamında orta yaş ve yaşlı bireylerin farklı özelliklerine
göre değişiklik göstermektedir (Tekedere ve Arpacı, 2016). Dolayısıyla, orta yaş ve yaşlı
bireylerin internet ve sosyal medya kullanımlarının nasıl olduğunu tespit etmek önem
taşımaktadır. Bu önemden hareketle bu araştırmada Baby Boomers kuşağının sosyal medya
kullanım pratiklerini ortaya koymak amaçlanmıştır.
Baby Boomers Kuşağı
Kuşak kavramı, belirli zaman aralığında doğan bireylerin benzer değer yargıları,
davranışları ve yaşam biçimlerinin olduğunu işaret etmektedir. Her kuşağın karakteristik
özellikleri ve mevcut değer yargılarından dolayı, bireyler doğmuş oldukları kuşak grubunun
davranışlarına benzer özellikler gösterirlerken, diğer kuşak grubunun davranışlarından farklı
özellikler sergilemektedirler (Hung vd., 2007: 840). Her kuşak kendine ait değer, inanç,
beklenti ve davranışlara sahiptir (Egri ve Ralston, 2004). Bireyler doğdukları zaman dilimleri
baz alınarak farklı kuşaklar altında sınıflandırılırken, kuşakları oluşturan topluluğun
düşünceleri ve özellikleri de bu sınıflandırma için kullanılmaktadır (Zemke vd., 2013).
Literatürde kuşak aralıkları konusunda farklılıklar bulunmaktadır1. Bu çalışmada
Twenge vd.’nin (2010) geliştirdiği kuşak kategorileri temel alınmıştır:
1 Jorgensen (2003) kuşak sınıflandırması: Baby Boomers (1946-1962 yılları arası doğanlar), X Kuşağı (1963-1978 yılları arası doğanlar), Y kuşağı (1977-1988 yılları arası doğanlar)
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
170
Bebek Patlaması Kuşağı (Baby Boomers; 1946-1964 yılları arası doğanlar),
X Kuşağı (1965-1981 yılları arası doğanlar)
Y kuşağı (1982-1999 yılları arası doğanlar)
Z Kuşağı (2000 yılı ve sonrası yılları arası doğanlar)
1946-1964 yılları arasında doğan Baby Boomers kuşağı sayıca fazla olmaları nedeniyle
toplumu yeniden şekillendiren kuşak olarak tanımlanmaktadır (Akdemir vd., 2013). İki dünya
savaşının izlerinin uygulanan refah politikalarıyla silinmeye çalışıldığı bir dönemde doğan,
doğum oranlarının artmasıyla “patlama kuşağı” olarak da adlandırılan bu kuşak; büyümenin,
refahın, mal ve hizmetlere özlem duygusunun ağır bastığı bir kuşaktır (Williams ve Page;
2011). Lüks harcamaların arttığı dönemde büyüyen bu kuşak kuralcı olarak tanımlanmaktadır
(Adıgüzel vd., 2014). Ayrıca bu kuşağın en belirgin özellikleri; çalışkan olmaları, takım
çalışmasına önem vermeleri, sadakat duygularının yüksek olması, kanaatkar olmaları,
rekabetçi olmaları, sorumluluk ve bireysel özerkliğe önem vermeleri olarak sıralanabilir
(Adıgüzel vd., 2014; Erden-Ayhün, 2013; Toruntay, 2011: 71).
Yaşamları sürecinde önemli teknolojik ve ekonomik gelişmelere tanık olmuş bu kuşak
televizyon ile büyüyen ve televizyonun etkili bir iletişim aracı olduğunu fark eden ilk kuşaktır
(Altıntuğ, 2012). Televizyonun, internetin ve sosyal medyanın var oluşunu yaşamışlardır. Yaş
ilerledikçe teknoloji kullanımının daha da zorlaştığı inanışına rağmen; literatürdeki bazı
araştırmalar bu grubun internet ve sosyal medya kullanımının daha genç kuşaklarla benzerlik
gösterdiğini de bulgulamıştır. Örneğin bazı araştırmalar sosyal medyanın yaşlı nüfus tarafından
giderek artan bir oranda kullanıldığını, özellikle Facebook ve Twitter kullanımının arttığını,
sosyal medyanın günlük rutin bir etkinlik olarak görülmeye başlandığını ortaya koymaktadır
(Adler 1996; Pecchioni vd. 2005; Yıldırım-Becerikli, 2013). Bu araştırmaların yanı sıra,
Opalinski (2001) yaşlıların internet kullanımı özelliklerini; Belhadjali vd. (2016) Baby Boomers
kuşağı ile milenyum kuşağının sosyal medya kullanım farklılıklarını; Bitter (2010) Baby
Boomers kuşağının artan sosyal medya kullanım alışkanlıklarını; Rainie ve Perrin (2016) Baby
Crumpacker ve Crumpacker (2007) kuşak sınıflandırması: Sessiz kuşak (1929-1945 yılları arası doğanlar), Baby Boomers (1946-1964 yılları arası doğanlar), X Kuşağı (1965-1979 yılları arası doğanlar), Y kuşağı (1980-1999 yılları arası doğanlar)
Tapscott (2009) kuşak sınıflandırması: Baby Boomers (1946-1964 yılları arası doğanlar), X Kuşağı (1965-1976 yılları arası doğanlar), İnternet kuşağı (1977-1997 yılları arası doğanlar)
Williams ve Page (2011) kuşak sınıflandırması: Baby Boomers (1946-1964 yılları arası doğanlar), X Kuşağı (1965-1977 yılları arası doğanlar), Y kuşağı (1977-1994 yılları arası doğanlar), Z Kuşağı (1994 yılı sonrası doğanlar)
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
171
Boomers kuşağının teknoloji adaptasyonu ve sosyal medya kullanım özelliklerini çalışmaları
ile somutlaştırmışlardır. Ayrıca, Baby Boomers kuşağının büyüklüğü ve hızla gelişen bilgisayar
teknolojisi göz önünde bulundurulduğunda, sosyal medya kullanımının çok yakın zamanda
daha da artış göstereceği ifade edilmektedir. Farklı kültürlerde Baby Boomers kuşağının internet
ve sosyal medya kullanım alışkanlıkları bu araştırmalarla somutlaştırılmışken; yukarıda da
ifade edildiği üzere Türkiye’de bu kuşağın sosyal medya kullanım alışkanlıklarını
somutlaştırmak bu araştırmanın konusudur. Türkiye’de sosyal medya kullanımı üzerine yapılan
çalışmalar ağırlıklı olarak X ve Y kuşaklarını kapsamakta ya da yaşlılar ve teknoloji kullanımı
(Yıldırım-Becerikli, 2013, Tekedere ve Arpacı, 2016, Özkan ve Purutçuoğlu, 2010) ile
çerçevelenmektedir. Dolayısıyla, Türkiye’de kuşak kavramını temel alarak Baby Boomers
kuşağının sosyal medya kullanımını ortaya koymak araştırmanın literatüre olan katkısı
açısından da önemlidir.
Yöntem
Baby Boomers kuşağının sosyal medya kullanım pratiklerini tespit etmeyi amaçlayan
bu çalışma bir alan araştırması olup betimsel türde bir çalışmadır. Uygunluk örneklemi ile 524
kişi araştırmaya dâhil edilmiştir. Anketlerin yüzyüze uygulandığı araştırma 2015 Nisan ayında
gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın Antalya’da gerçekleştirilmesi araştırmanın temel sınırlılığını
oluşturmaktadır.
Araştırmada veri toplama aracı olarak iki bölüm ve 44 sorudan oluşan bir anket formu
kullanılmıştır. Anket formunun birinci bölümünde demografik özelliklere ilişkin sorular; ikinci
bölümde internet ve sosyal medya kullanım pratiklerine yönelik sorular yer almaktadır (Bolton
vd. 2013; Ritter vd. 2011; Cabral, 2011; Gilleard ve Higgs, 2007; Kaymak, 2012; Yıldırım-
Becerikli, 2013). Araştırmada veri işleme ve değerlendirme aracı olarak SPSS 22.00
kullanılmıştır.
Bulgular
Katılımcıların demografik özelliklerine ilişkin bulgular
• Ankete katılanların %56’sı erkek, %44’ü kadındır.
• Ankete katılanların yaşları 51 ile 69 arasında değişmektedir. Yaş ortalaması 57’dir.
• Ankete katılanların %74’ü evli,
%7’si bekâr,
%19’u dul ya da boşanmıştır.
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
172
• Ankete katılanların %38’i lise,
%25’i üniversite,
%22’si ilköğretim,
%7’s yüksekokul,
%5’i okuryazar,
%3’ü yüksek lisans ya da doktora mezunudur.
• Ankete katılanların %43’ü çalışıyor,
%19’u çalışmıyor,
%38’i emeklidir.
• Ankete katılanların aylık ortalama hane geliri 1.500 TL ile 28.000 TL arasında
değişmektedir. Hane geliri ortalaması 2670 TL’dir.
• Ankete katılanların %93’ünün çocuğu varken, %7’sinin çocuğu yoktur.
• Çocuğu olan katılımcıların çocuk sayıları 1 ile 11 arasında değişmekte iken; ortalama
çocuk sayısı 3’tür.
• Ankete katılanların %57’sinin torunu varken, %43’ünün yoktur.
• Torunu olan katılımcıların torun sayıları 1 ile 38 arasında değişmekte iken; ortalama
torun sayısı 4’tür.
• Boş zamanlarında; %38’i arkadaşlarıyla, %16’sı kitap okuyarak, %8’i internette, %8’i
sosyal medyada, %6’sı sinema ve tiyatroda, %4’ü AVM’de vakit geçirdiklerini
belirtirlerken; %20’si diğer aktiviteleri yaptıklarını belirtmişlerdir.
• Ankete katılanların %66’sı akıllı cep telefonu kullanırken; %44’ü kullanmamaktadır.
• Ankete katılanların %51’i cep telefonu, bilgisayar gibi araçları kullanırken yardım alma
ihtiyacı duyarken; %49’u yardım alma ihtiyacı duymamaktadır.
İnternet kullanım pratiklerine ilişkin bulgular
• Ankete katılanların %90’ı aktif olarak internet kullanırken; %10’u internet kullanımında
çok aktif değildirler.
• Ankete katılanların internet kullanma amaçları Şekil 1’de görülmektedir:
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
173
Şekil 1: İnternet kullanma amaçları
• Ankete katılanların %28’i internetten alışveriş yaparken; %72’si yapmamaktadır.
• Ankete katılanların %36’sı internet bankacılığını kullanırken; %64’ü
kullanmamaktadır.
• Ankete katılanların %35’i blogları takip ederken; %65’i takip etmediğini belirtmiştir.
• En çok takip edilen blog; %41 haber
%15 yemek
%10 seyahat
%6 tasarım
%6 elektronik
%22 diğer olarak belirtilmiştir.
Sosyal medya kullanım pratiklerine ilişkin bulgular
• En sık kullanılan sosyal medyalar Şekil 2’de görülmektedir:
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
174
Şekil 2: En sık kullanılan sosyal medya
• İlk üye olunan sosyal ağ; % 93 Facebook
%4 Twitter
%1 Instagram
%1 Foresquare
%1 diğer olarak belirtilmiştir.
• Ankete katılanların %62’si tek sosyal medya hesapları olduğunu belirtirken; %24’ünün
iki, %10’unun üç, %4’ünün de dört sosyal medya hesabı bulunmaktadır.
• Sosyal medyada mevcut arkadaş sayıları 22 ile 3000 arasında değişmekte iken; ortalama
arkadaş sayısı 268’dir.
• Günde 1 ile 10 saat arasında sosyal medyada vakit geçirmekte iken; ortalama
geçirdikleri vakit 2 saattir.
• Sosyal medyaya %42’si akıllı telefon, %31’i PC, %22’si laptop, %5 tablet kullanarak
bağlanmaktadır.
• Ankete katılanların %61’i internete girer girmez sosyal medya hesaplarını kontrol
ederken, %39’u kontrol etmemektedir.
• Ankete katılanların sosyal medya kullanma amaçları;
%47 gündemi takip etmek;
%17 arkadaş hayatlarını takip etmek
%11 kendimle ilgili paylaşımlar için
%10 eğlenmek
%9 sohbet
%6 diğer olarak belirtilmiştir.
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
175
• Ankete katılanların %32’si farklı işler yaparken de sosyal medyada aktifken; %68’i aktif
değildir.
• Ankete katılanların %82’si sosyal medyada fotoğraf paylaşımı yaparken; %18’i
yapmamaktadır.
• Ankete katılanların %61’i sosyal medyada video paylaşımı yaparken; %39’u
yapmamaktadır.
• Sosyal medyada en çok paylaşım yapılan içerik türü Şekil 3’te görülmektedir.
Şekil 3: En çok paylaşım yapılan içerik türü
• Ankete katılanların %43’ü paylaşımlarını kaç kişinin beğendiğini kontrol ederken;
%57’si etmemektedir.
• Ankete katılanların %8’i paylaşımları beğeni almadığında sayfadan kaldırırken; %92’si
sayfadan kaldırmamaktadır.
• Ankete katılanların %89’u beğeni yaparken; %11’i beğeni yapmamaktadır.
• Ankete katılanların %79’u yorum yaparken; %21’i yorum yapmamaktadır.
• Ankete katılanların %18’i bulundukları mekânlarda check-in yaparken; %82’si
yapmamaktadır.
• Ankete katılanların %19’u sosyal medyanın kendilerini yalnızlaştırdığını düşünürken;
%81’i yalnızlaştırdığını düşünmemektedir.
• Ankete katılanların %37’si sosyal medyada paylaşılan bilgilere güvendiklerini
belirtirken; %63’ü güvenmediğini belirtmiştir.
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
176
• Ankete katılanların %15’i sosyal medyaya girmedikleri zaman kendilerini kötü
hissettiklerini belirtirken; %85’i kötü hissetmediğini belirtmiştir.
• Ankete katılanların %17’si sosyal medyada hiç tanımadıkları kişileri arkadaş olarak
eklerken; %83’ü eklememektedir.
• Ankete katılanların %18’i sosyal medyada hiç tanımadıkları kişilerle sohbet ederken;
eklerken; %82’si sohbet etmemektedir.
• Ankete katılanların %16’sı sosyal medyada tanıştıkları birisi ile gerçek hayatta da
görüştüklerini belirtirken; %84’ü görüşmediğini belirtmiştir.
• Ankete katılanların %81’i sosyal medyada çocukları ile arkadaşken; %19’u arkadaş
değildir.
• Ankete katılanların %32’si sosyal medyada torunları ile arkadaşken; %68’i arkadaş
değildir.
Sonuç ve Değerlendirme
Günümüzde teknolojik değişim ve gelişimin ortaya çıkardığı yeni iletişim teknolojileri
ve özellikle sosyal medya bireylerin tüm yaşam tarzlarına etki etmektedir. Her bir kuşak için
bu etki farklı yansımaktadır. Aynı yıllar arasında doğup aynı dönemin toplumsal ve kültürel
özelliklerini yaşayan bireyler, içinde bulundukları kuşağa özgü özellikler ve tutumlar
geliştirerek bu etkilenme sürecini ortak yaşamaktadır. Dolayısıyla sosyal medyanın her bir
kuşak için benimsenme ve kullanım pratikleri farklılaşmaktadır. Bu çalışmada da 1946-1964
yılları arası doğanların yani Baby Boomers kuşağının sosyal medya kullanım pratiklerinin nasıl
olduğunu tespit etmek amaçlanmıştır. Araştırmanın bulguları literatürdeki araştırma bulguları
ile paralellik göstermektedir. Literatüre paralel olarak Türkiye’de de Baby Boomers kuşağının
sosyal medya kullanımının artış gösterdiği görülmektedir. Ayrıca, en çok kullanılan sosyal
medya ağının Facebook olması yine literatürü destekler niteliktedir.
En çok kullanılan sosyal medya ağının Facebook olarak belirtilmesine paralel olarak,
bu ağın temel özellikleri olan fotoğraf paylaşımı, video paylaşımı, beğeni yapma ve yorum
yapma gibi özelliklerin Baby Boomers kuşağı tarafından da ağırlıklı olarak kullanıldığı ortaya
çıkmıştır. Bu bulgu Özkan ve Purutçuoğlu’nun (2010) vurguladığı, yeni teknolojileri
kabullenmekte gençlere göre geride kalsalar da eğer bu teknolojiler önceden karşılanmamış
ihtiyaçlarına cevap veriyorsa yeni olan teknolojik hizmete ya da ürüne ulaşmaktan
kaçınmadıkları görüşünü somutlaştırmaktadır.
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
177
Teknolojik gelişmeleri yaşayan bir kuşak olmasına ve sosyal medya kullanmalarına
rağmen akıllı cep telefonu kullanırken yardım almaları, internetten alışveriş yapmamaları,
internet bankacılığı kullanmamaları gibi bulgular da dikkat çekicidir. Bu durum, Kuyucu’nun
(2014) bu kuşağın teknoloji ile ilişkilerinin limitli olduğu görüşü ve Yıldırım-Becerikli’nin
(2013) yaşlıların yeni iletişim teknolojileriyle mesafeli olduğu vurgusu ile örtüşmektedir. Bu
bulguya paralel olarak, Ekici ve Gümüş de (2016) çalışmalarında, bu grubun kullanmakta
zorlandığı teknolojiler arasında akıllı telefon, banka ATM’leri ve interneti sıralamışlardır.
Ayrıca interneti ve sosyal medyayı ağırlıklı olarak gündemi takip etmek için
kullandıklarını belirtirken, en çok takip ettikleri blog türünü de haber olarak belirtmelerine
rağmen sosyal medyaya duydukları güven düzeyinin güçlü olmadığı söylenebilir.
Bu çalışma sonrasında sosyal medya kullanım pratikleri konulu bir çalışmanın farklı
kuşakları da kapsayarak yapılması ve kuşaklar arası sosyal medya kullanım pratiklerinin
benzerlik ya da farklılıklarının tespit edilmesi önerilmektedir. Böylesi bir çalışmanın teknolojik
yakınlık ile yaş ilişkisi çerçevesinde ele alınan dijital uçurum kavramı kapsamında farklı
kuşakların yeni iletişim teknolojilerini nasıl kullandıklarını ortaya koymak ve farklılıkları
karşılaştırmak açısından da literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Kaynakça
Adıgüzel, O., Batur, H. Z. ve Ekşili, N. (2014). Kuşakların değişen yüzü ve y kuşağı ile ortaya
çıkan yeni çalışma tarzı: mobil yakalılar. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(19). 165-182.
Adler, J. (1996). Older adults and computer use. Erişim tarihi 22.08.2014, http://www.seniornet.org/ php/default.php?PageID=5476&Version=0&Font=0.
Akdemir, A., Kokanay, G., Demirkaya, H. vd. (2013). Y kuşağının kariyer algısı, kariyer değişimi ve liderlik tarzı beklentilerinin araştırılması. Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi, 2(2). 11-42.
Akıncı-Vural, Z. B. ve Bat, M. (2010). Yeni bir iletişim ortamı olarak sosyal medya: Ege Üniversitesi iletişim fakültesine yönelik bir araştırma. Journal of Yasar University, 20(5). 3348-3382.
Altuntuğ, N. (2012). Kuşaktan kuşağa tüketim olgusu ve geleceğin tüketici profili. Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 4(1). 203-212.
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
178
Belhadjali, M., Abbasi, S. M. ve Whaley, G. L. (2016, January 1). Social media applications preference by generation and gender: an exploratory study. Competition Forum, Erişim tarihi: 19.12.2016, https://www.questia.com/library/journal/1P3-4244273201/social-media-applications-preference-by-generation.
Bilgiç, H. G., Duman, D. ve Seferoğlu, S. S. (2011). Dijital yerlilerin özellikleri ve çevrim içi ortamların tasarlanmasındaki etkileri. İnönü Üniversitesi Akademik Bilişim Dergisi. Erişim tarihi: 10.01.2016, http://yunus.hacettepe.edu.tr/~sadi/yayin/AB11_Bilgic-Duman-Seferoglu_DijitalYerliler_ve_CIO.pdf.
Binark, M. ve Karataş, Ş. (2015). Dijital kuşaklar nasıl çalışılmalı? Erişim tarihi: 19.12.2016, http://www.academia.edu/19706219/Dijital_Ku%C5%9Faklar_Dijital_Ku%C5%9Faklar%C4%B1_Nas%C4%B1l_%C3%87al%C4%B1%C5%9Fmal%C4%B1.
Bitter, L. (2010). Boomers and social media: six tips for getting started. The Journal on Active Aging,18. 50-55.
Bolton, R. N.; Parasuraman, A.; Hoefnagels, A.; Migchels, N.; Kabadayi, S.; Gruber, T.; Loureiro, Y. K. ve Solnet, D. (2013). Understanding generation Y and their use of social media: a review and research agenda. Journal of Service Management, 24(3). 245-267.
Cabral, J. (2011). Is generation Y addicted to social media?. The Elon Journal of Undergraduate Research in Communications, 2(1). 5-13.
Carminati, B., Ferrari, E. ve Perego, A. (2006). Rule-based access control for social networks. On the Move to Meaningful Internet Systems. Erişim tarihi: 19.12.2015, http://link.springer.com/chapter/10.1007/11915072_80.
Crumpacker, M. ve Crumpacker, J.M. (2007). Succession planning and generational stereotypes: should hr consider age-based values and attitudes a relevant factor or a passing fad?. Public Personnel Management, 36(4). 349-369.
Çakır, H. ve Topçu, H. (2005). Bir iletişim dili olarak internet. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19(2). 71-96.
Çakır, V. (2004). Yeni iletişim teknolojilerinin reklam üzerindeki etkileri. Selçuk İletişim Dergisi, 3(2). 168-181.
Dryer, R. L. (2010). Advising your clients (andyou!) in the new world of social media: what every lawyer should know about Twitter, Facebook, Youtube & Wikis. Utah Bar Journal, 23(3). 16-21.
Egri, C. P. ve Ralston, D. A. (2004). Generation cohorts and personal values: a comparison of China and the United States. Organization Science, 15(2). 210-220.
Ekici, S. K. ve Gümüş, Ö. (2016).Yaşlılıkta teknolojinin kullanımı. Ege Journal of Medicine, 55. 26-30.
Emarketer (2015). Top 25 countries ranked by internet users. Erişim Tarihi: 11.12.2015, http://webrazzi.com/2014/11/21/emarketer-2015-3-milyar-internet-kullanicisi/.
Erden-Ayhün, S. (2013). Kuşaklar arasındaki farklılıklar ve örgütsel yansımaları. Journal of Economicsand Management Research, 2(1). 93-112.
Gilleard, C. ve Higgs, P. (2007). The third age and the baby boomers two approaches to the social structuring of later life. International Journal of Age in gand Later Life, 2(2). 13–30.
Gonzalez A., Ramirez, M. P. ve Viadel, V. (2012). Attitudes of the elderly toward ınformation and communications technologies. Educational Gerontology, 38(9). 585-594.
Greenwood, S., Perrin, A. ve Duggan, M. (2016). Facebook usage and engagement is on the rise, while adoption of other platforms holds steady. Erişim Tarihi: 19.12.2016, http://www.pewinternet.org/2016/11/11/social-media-update-2016/.
Hargittai, E. (2010). Digital na(t)ives? variation in ınternet skills and uses among members of the net generation. Sociological Inquiry, 80(1). 92-113.
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
179
Hung, K., F. Gu ve C. Yim (2007). A social ınstitutional approach to ıdentifying generation cohorts in China with a comparison of American consumers. Journal of International Business Studies, 38. 836–853.
Jorgensen, B. (2003). Baby boomers, generation X and generation Y?. Foresight, 5(4). 41-49. Kakırman-Yıldız, A. (2012). Sosyal paylaşım sitelerinin dijital yerlilerin bilgi edinme ve
mahremiyet anlayışına etkisi. Bilgi Dünyası, 13(2). 529-542. Karagöz, K. (2013). Yeni medya çağında dönüşen toplumsal hareketler ve dijital aktivizm
hareketleri. İletişim ve Diplomasi, 1(1). 131-157. Kaymak, G. (2012). Sanal topluluklardaki sosyal ağlarda sosyalleşme ve güven sorunsalı
Ereğli örneği. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Selçuk Üniversitesi, Konya. Khang, H.; Ki, E. ve Ye, L. (2012). Social media research in advertising, communication,
marketing, and public relations 1997-2010. Journalism & Mass Communication Quarterly, 89(2). 279–298.
Kirschner, Paul A. ve Aryn, C. Karpinski (2010). Facebook and academic performance. Computers in Human Behavior, 26. 1237-1245.
Kuyucu, M. (2014). Y kuşağı ve Facebook: Y kuşağının Facebook kullanım alışkanlıkları üzerine bir inceleme. Electronic Journal of Social Sciences, 13(49). 55-83.
Lewis, Kevin, Jason Kaufman, Marco Gonzalez, Andreas Wimmer ve Nicholas Christakis (2008). Tastes, ties, and time: a new social network dataset using facebook.com. Social Networks, 30. 330-342.
Mayfield, A. (2008). What is social media?. Erişim Tarihi: 03.02.2015, http://www.icrossing.com/uk/sites/default/files_uk/insight_pdf_files/What%20is%20Social%20Media_iCrossing_ebook.pdf.
Murray, C. (2008). Schools and social networking: fear or education?. Synergy Perspectives: Local, 6(1). 8-12.
OECD (2001). Understanding the digital divide. Erişim tarihi: 19.12.2016, http://www.oecd.org/dataoecd/38/57/1888451.pdf.
Opalinski, L. (2001). Older adults and the digital divide: assessing results of a web-based survey. Journal of Technology in Human Services, 18(3-4). 203-221.
Özkan, Y. ve Purutçuoğlu, E. (2016). Yaşlılıkta teknolojik yeniliklerin kabulünü etkileyen sosyalizasyon süreci. Aile ve Toplum, 6(23). 37-46.
Pecchioni L. L; Wright K. B ve Nussbaum, J. F. (2005). Life span communication. LEA: Mahwah, NewJersey.
Postman N. (1994). Televizyon Öldüren Eğlence. Ayrıntı Yayınları, İstanbul. Prensky, M. (2001a). Digital natives, digital immigrants. Erişim tarihi:20.12.2016,
http://www.marcprensky.com/writing/Prensky%20%20Digital%20Natives,%20Digital%20Immigrants%20-%20Part1.pdf.
Prensky, M. (2001b). Digital natives, digital immigrants, part 2: Do They really think differently?. Erişim tarihi: 20.12.2016, http://www.marcprensky.com/writing/Prensky %20%20Digital%20Natives,%20Digital%20Immigrants%20-%20Part2.pdf.
Rainie, L. ve Perrin, A. (2016). Technology adaptation by babyboomers. Erişim tarihi: 20.12.2016, http://www.slideshare.net/PewInternet/technology-adoption-by-baby-boomers-and-everybody-else?ref=http://www.pewinternet.org/2016/03/22/technology-adoption-by-baby-boomers-and-everybody-else/.
Ritter, A.; Cherry, C. ve Dolan, W. B. (2011). Data-driven response generation in social media. Proceedings of the 2011 Conference on Empirical Methods in Natural Language Processing, 583–593, Edinburgh, Scotland, UK, July 27–31, 2011.
Smith, R. (2002). Strategic planning for public relations. Lawrence Erlbaum Association Inc. New Jersey.
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
180
Şimşek-Rathke, L. (2012). Teknoloji ve yeni iletişim olanakları üzerine. Erişim tarihi: 20.12.2016, http://meseledergisi.com/2014/01/teknoloji-ve-yeni-iletisim-olanaklari-uzerine/.
Tapscott, D. (2009). Grown up digital how the net generation ıs changing your world. McGraw-Hill, USA.
Tekedere, H. ve Arpacı, F. (2016). Orta yaş ve yaşlı bireylerin internet ve sosyal medyaya yönelik görüşleri. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2. 377-392.
Tonta, Y. (2009). Dijital yerliler, sosyal ağlar ve kütüphanelerin geleceği. Türk Kütüphaneciliği, 23(4). 742-768.
Toruntay, H. (2011). Takım rolleri çalışması: X ve Y kuşağı üzerinde karşılaştırmalı bir araştırma. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
Twenge, J. M.; Campell, S. M.; Hoffman, B. J. ve Lance, C. E. (2010). Generational differences in work values: leisure and extrinsic values ıncreasing, social and ıntrinsic values decreasing. Journal of Management, 36(5). 1117-1142.
Uslu-Karahan, Zeynep; (2007). Yeni iletişim araçları ve toplumsal etkileri. Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 10(1). 224-234.
Vural, İ. ve Öz, M. (2007). Bir reklam mecrası olarak internet. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 23. 221-240.
Wang, Y. (2015). Incorporating social media in public relations: a synthesis of social media-related public relations research. Public Relations Journal, 9(3). 1-14.
We Are Social (2016). Digital in 2016 Report. Erişim Tarihi: 19.12.2016, http://wearesocial.com/uk/special-reports/digital-in-2016.
We Are Social (2017). Digital in 2017 Global Overview. Erişim Tarihi: 22.07.2017, http://www.dijitalajanslar.com/internet-ve-sosyal-medya-kullanici-istatistikleri-2017/.
Williams, C. K. ve Page, A. R. (2011). Marketing to the generations. Journal of Behavioral Studies in Business, 3. 1-17.
Yıldırım-Becerikli, S. (2013). Kuşaklararası iletişim açısından yeni iletişim teknolojilerinin kullanımı: ileri yaş grubu üzerine bir değerlendirme. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 44(1). 19-31.
Zemke, R. ve Raines, C. ve Filipczak, B. (2013). Generations at work: managing the clash of veterans, boomers, xers, and nexters in your workplace. American Management Association. NewYork. USA.
SümerGlobal Media Journal TR Edition, 8(15)
Guz/Fall 2017
181