17
YAZ 2012 Tombul arıdır Neşe getiren bize Çiçek açılır... –Güneşin Aydemir 12 www.bugday.org Beslenme Tarzımızı Değiştirmek Gezegeni Kurtarabilir Buğday hareketinin 22 yıldır attığı tohumlar, 10 yıldır Buğday Derneği'nin projeleriyle meyve veriyor... 25 Doğal Gübre Hazırlayalım 10 Dondurmamızı Evde Yapalım İllüstrasyon: Bryan Nance yani iklim değişikliği yüzün- den göç edenlerin sayısının 25-30 milyona ulaştığı kay- dediliyor. Climate Enstitü'ye göre 2050’ye geldiğimizde bu sayı, en iyimser tahmin- le 200 milyona ulaşabilir. Çünkü giderek artan oranda fosil yakıt tüketiyoruz, or- mansızlaşma yayılırken en- düstriyel hayvancılık da yer- yüzünde onarılması zor ayak izleri bırakıyor. Endüstriyel hayvancılığın yol açtığı tahri- batların başında ise biyoçe- şitlilik kaybı geliyor. Küresel Biyoçeşitlilik Stratejilerinin Yeniden Düşünülmesi başlıklı araştırma aşırı otlatmanın, hayvan beslenmesi için üreti- len tek tip gıdaların ve bunla- rın yetiştirilmesinde kullanılan zirai ilaçların, çeşitliliği yüzde 60 oranında olumsuz etkileye- bileceğini ortaya koyuyor. İklim değişikliğine yol açan ormansızlaşmanın en büyük nedenlerinden biri de endüst- riyel hayvancılık. 1990’dan bu yana Amazon ormanları- nın yaklaşık yüzde 90’ı otlama Bitkisel ağırlıklı beslenerek doğanın ve insan türünün devamlılığına önemli bir destek verebiliriz. Beslenme biçimimizi hayvan- sal olanlardan bitkisel gıdala- ra yönlendirdiğimizde bu deği- şiklikten sadece beden ve ruh sağlığımız değil, yeryüzünün sağlığı da çok olumlu etkileni- yor. Buna rağmen hayvansal gıdaların iklim değişikliğine olumsuz etkisini genellikle gözden kaçırıyoruz. Gezegenin hemen her yerinden gelen sin- yaller, bize yaşam ve beslenme tarzımızı acilen değiştirmemiz gerektiğini söylüyor: Dünyanın dört bir yanın- da günde 270 tür yok olu- yor. Kirlilik, seller, kuraklık ISSN 1309-3363

12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

YAZ 2012

Tombul arıdırNeşe getiren bize

Çiçek açılır...

–GüneşinAydemir

12w w w . b u g d a y . o r g

Beslenme Tarzımızı Değiştirmek Gezegeni Kurtarabilir

Buğday hareketinin 22 yıldır attığı tohumlar, 10 yıldır Buğday Derneği'nin projeleriyle meyve veriyor...

25Doğal Gübre Hazırlayalım

10Dondurmamızı Evde

Yapalım

İllü

stra

syon

: Bry

an N

ance

yani iklim değişikliği yüzün-den göç edenlerin sayısının 25-30 milyona ulaştığı kay-dediliyor. Climate Enstitü'ye göre 2050’ye geldiğimizde bu sayı, en iyimser tahmin-le 200 milyona ulaşabilir. Çünkü giderek artan oranda fosil yakıt tüketiyoruz, or-mansızlaşma yayılırken en-düstriyel hayvancılık da yer-yüzünde onarılması zor ayak izleri bırakıyor. Endüstriyel

hayvancılığın yol açtığı tahri-batların başında ise biyoçe-şitlilik kaybı geliyor. Küresel Biyoçeşitlilik Stratejilerinin Yeniden Düşünülmesi başlıklı araştırma aşırı otlatmanın, hayvan beslenmesi için üreti-len tek tip gıdaların ve bunla-rın yetiştirilmesinde kullanılan zirai ilaçların, çeşitliliği yüzde 60 oranında olumsuz etkileye-bileceğini ortaya koyuyor.

İklim değişikliğine yol açan ormansızlaşmanın en büyük nedenlerinden biri de endüst-riyel hayvancılık. 1990’dan bu yana Amazon ormanları-nın yaklaşık yüzde 90’ı otlama

Bitkisel ağırlıklı beslenerek doğanın ve insan türünün devamlılığına önemli bir destek verebiliriz.

Beslenme biçimimizi hayvan-sal olanlardan bitkisel gıdala-ra yönlendirdiğimizde bu deği-şiklikten sadece beden ve ruh sağlığımız değil, yeryüzünün sağlığı da çok olumlu etkileni-yor. Buna rağmen hayvansal gıdaların iklim değişikliğine olumsuz etkisini genellikle gözden kaçırıyoruz. Gezegenin hemen her yerinden gelen sin-yaller, bize yaşam ve beslenme tarzımızı acilen değiştirmemiz gerektiğini söylüyor:

Dünyanın dört bir yanın-da günde 270 tür yok olu-yor. Kirlilik, seller, kuraklık IS

SN 1

309

-336

3

Page 2: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

2 | 2012 YAZ | www.bugday.org Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi | 3

Bir Buğday Tanesi ve Yaşamın Döngüsü Bir buğday tanesi, ilk yağmur damlalarının dokunuşu; güneşin ışınlarını doğ-ru eğimden göndermesi ve toprağın doğurganlığı ile filizlenir, gelişir, genç ve güzel, yemyeşil bir bitki olur. Sonra yazın kuraklığı ve sıcaklığı ile sararmaya başlar. Bitki, bütünü ile ölüme, çürüyüp toprağa dönmeye hazırlanırken, en üstte, başakta yeni tohumlar oluşur. ‘Can’, hayatsal bilgiler, yeni buğdayların potansiyeli bu tohumlarda toplanır ve zamanı geldiğinde... Spiral bir sonraki halkadan devam eder döngüsüne, yeni buğdaylar çimlenirler.

Evrende, en küçük hücreden gezegenlere, güneş sistemlerine kadar tüm varlıklarda bu spirali görebiliriz. Gece-gündüz, dünyanın dönmesi onu her sabah bir ileri noktaya getiriyor, mevsimler oluyor, her yıl, bir sonrakinden devam ediyor yaşamına gezegenimiz. Sonsuz spiraller iç içe, hepsi birbirine bağlı, mükemmel bir düzende hareketlerine devam ederken, içinde yaşadı-ğımız modern iletişim ağı, bir yandan belli konulardaki bilgi akışını, ulaşımı, pek çok çağdaş işi hızlandırmakta, diğer yandan da bizi çokça kendimize yabancılaştırıp, diğer insanlardan, çevreden ve evrenin doğal döngülerinden kopartmakta. Bu, bizim algılayabildiğimizce olayın olumsuz, acı yönü.

Benim hissetiğim ise Çin denge işaretinde (yin-yang) sembolize edildiği gibi, olumsuzluğun en yoğun olduğu yerde bir beyaz nokta, patlamaya ha-zır olgun bir tohum var. Bizim de içimizde, gezegenin spiralinde yaklaştığı, insanlığın, yeniden özüne dönmüş, evren ile bütünlüğünü hissederek yaşa-yacağı zamanın duyguları gizli. Günümüzde, doğu felsefelerine, alternatif tıbba, bilinçli beslenmeye, kendini tanımaya yönelik çalışmalara, organik ta-rıma, ekolojik yaşam kurma hareketlerine hatta habitat toplantıları, temiz politika arayışları-genel ekonomi sorgulamaları dahil, yapıcı, olumlu hareketlere yöneliş tamamen içimizdeki tohum enerjisinin kıpırdanmasıdır.

İstiyoruz ki elinizdeki bu bülten, Türkiye’de bu konularda insanların iletişimine yardım eden, pratik bilgilerle donatılmış, okuyucularının sahibi olduğu yaşayan bir çatı haline gelsin. Bu çatıyı da sizlerle, gereken alanı kaplayacak büyüklükte ve sağlam yapalım.

Yeni yılda hepimizin yaşamı bir buğday tanesininki kadar ‘SAF’-‘TEMİZ’ ve ‘TAM’ olsun...

Victor AnaniasBuğday Bülten’in ilk sayısında el

yazısıyla yazdığı yazısı (1997)

alanları açmak ya da hayvan-lar için tahıl yetiştirmek üzere yok edildi. Avustralya’da ise son 20 yıldaki ağaç kesim-lerinin yüzde 91’nin nedeni hayvancılık.

Aşırı otlatma ve hayvan-cılık yapılan arazilerin geniş-letilmesi çölleşmeye de yol açıyor. Bu da verimli, ekilebilir toprağın kaybı anlamına geli-yor ve küresel ısınmayı artıran karbondioksiti tutan bitkile-rin yetiştirilemiyor olması da ısınmayı artırıyor. Endüstriyel hayvancılık sektörü, yüzde 9’u karbondioksit olmak üzere tüm sera gazı salınımlarının en az yüzde 18’inden sorum-lu. Ancak bazı araştırmalar bu oranların daha yüksek ol-duğunu söylüyor. Hayvancılık için yakılan ormanlardan kaynaklanan siyah karbon ise (etkisi CO2’den çok daha yük-sek) Arktik denizindeki sıcaklık artışının ve eriyen buzulların yüzde 50’sinden sorumlu.

Bütün bunlar, iklim de-ğişikliğinin tehlikeli çevresel etkilerini engellemek için fosil yakıtlardan vazgeçip yenilene-bilir, temiz enerjilere yönelmek kadar, yemek seçimlerimizi de değiştirmemiz gerektiğinin önemine işaret ediyor.

Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu da göz önüne alınırsa, hayvansal temelli bir beslenmeden uzaklaşmamız gerekliliği daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Foodwatch Enstitüsü'nün Beslenme Biçimlerinin İklime Etkisi konulu araştırma rapo-runa göre, en büyük suçlular konvansiyonel etoburlar. Bu beslenme biçimini uygulayan-ların neden olduğu sera gazı salımı, 4 bin 758 km'lik araba yolculuğunda salınan karbon-dioksitle eşdeğer. Organik eto-burların neden olduğu karbon salımı da 500 km daha az yol-culukla eşleşiyor.

Eğer eti dışarıda bırakır ama süt ürünlerini tüketmeye devam edersek konvansiyonel ürünler için bu yolculuk 2 bin 427km'ye, organik olanlar için ise 1978 km'ye düşüyor.

En iyi iklim koruyucularıysa ne et ne de süt ürünleri tüke-tenler… Onların beslenme bi-çimlerinin sera gazı etkisiyse, konvansiyonel olduğunda 629 km'lik bir araba yolculuğu, or-ganik olduğunda ise 281 km'lik bir araba yolculuğunun yarat-tığı salıma eşit… Alman Food Watch Enstitüsü, et ve süt ürünlerinin kullanıldığı organik beslenme biçiminin salımları azaltacağını belirtirken, vegan beslenme biçimiyle salımın da-ha da azalacağını, en az salımın ise yüzde 100 organik-vegan beslenme biçimiyle gerçekleşti-ğini bildiriyor.

Bu nedenle yok oluşun eşi-ğindeki gezegenimize ve can-lılarına yeme alışkanlıklarımızı değiştirerek ekolojik anlamda çok önemli bir destek verebiliriz.

Gizem Ateşöz, Vegan Kolektif Gönüllüsü

Vegan Beslenme hayvansal herhangi

bir ürünün tüketilmediği bir

beslenme biçimi. Et, tavuk, balık, yumurta,

süt ve süt ürünleri olan peynir, yoğurt ve ayran, hatta bal

da tüketilmiyor. Veganlar ayrıca pek çok ürünün

içinde olan jelatin, ek katkı maddeleri,

peynir altısuyu gibi hayvansal

kaynaklı ürünleri de tüketmiyor. Hayvan sömürüsünün bir

diğer yüzü de hayvan deneyleri…

Veganlar bu deneyleri yapan firmaların

kozmetik, ilaç, temizlik ürünlerini de tüketmiyor, deri, kürk, ipek ve yün satın alıp giymiyorlar. Veganlık,

beslenmenin yanı sıra aynı zamanda

hayvansal sömürüye, türcülüğe karşı bir duruşun da ifadesi.

Vejetaryen beslenmede ise

hayvanların ölümüne neden olan ürünler

tüketilmiyor. Hayvanlardan sağlanan ama

ölümlerine neden olmayan süt, süt ürünleri, yumurta ve bal tüketiliyor. Vejetaryenler de

hayvansal ürünlere genel bir duyarlılık ve dikkat gösteriyorlar.

Page 3: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

4 | 2012 YAZ | www.bugday.org Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi | 5

4 Mart 2012'de ger-çekleşen Runtalya Y a r d ı m s e v e r l i k Koşusu’na katılarak, Buğday Derneği’nin Tohum Takas Ağı

Projesi’ne destek olan Adım Adım Oluşumu koşucu ve bağışçılarının sertifikaları 26 Mayıs Cumartesi günü yapılan törenle verildi.

Atalık tohumların korunarak gelecek kuşakla-ra aktarılabilmesi amacıyla Buğday Derneği'nin yürüttüğü Tohum Takas Ağı Projesi’ne destek olan 50 koşucu ve bağışçının sertifika töreninde konuşan Buğday Derneği Koordinasyon Kurulu üyesi Oya Ayman, Adım Adım Oluşumu'na teşekkür ederek, “Tohum Takas Ağı’na yapılan bağışlar, yaşamın süreklili-ğini temsil eden tohumlarla birlikte sağlıklı ve yaşanabilir bir geleceği de destekliyor. Verilen her kuruş, binlerce yeni tohuma dönüşüyor” dedi. Tohum Takas Ağı Projesi için

B U Ğ D A Y ' D A N H A B E R L E R > > >

Bayramiç II. Tohum Takas ve Yerel Ürünler Şenliği’ndeydik

Bayramiç’te bu yıl ikincisi düzenlenen Tohum Takas ve Yerel Ürünler Şenliği yine yoğun bir katılım ve coşkuyla gerçekleşti. Farklı bölge-lerden gelen bin bir çeşit yerli tohum ve ürün-ler katılımcılar tarafından ilgiyle karşılandı. Tohumlar takas usulü ile elden ele geçti, damak-lar birbirinden lezzetli yerel ürünler ile tatlandı. Türkiye’den ekolojik yaşamın önemine inanan yerel tohumlara ve yerel ürünlere sahip çıkan birçok çiftçi, konusunda uzman akademisyen-ler, ekolojik yaşam aktivistleri, merkezi ve yerel yönetim temsilcileri ile bölgeden çok çeşitli gru-bun katılımcılarını oluşturduğu şenlikte, çeşitli çalıştaylar düzenlenerek bilgi ve fikir takası da gerçekleştirildi.

Şenliğin başlangıcı Buğday Derneği des-tekçisi Adım Adım Oluşumu’nun Çetmibaşı Köyü'nden başlayıp Bayramiç’te sonlanan ye-rel tohum ve yerel ürün temalı yürüyüşü ile oldu. Günün ilk yarısında eş zamanlı iki ayrı çalıştay düzenlendi. Bunlardan biri Katılımcı Sertifikasyon Sistemleri Çalıştayı idi. Çalıştayda, katılımcı sertifikasyon sisteminin tanımı ve içeriği, organik tarım sertifikasyon sistemi ile

Adım Adım Oluşumu'nun desteği ve Buğday Derneği’nin sorumluluğunda gerçekleştirilen Tohum Takas Ağı Projesi kapsamında çoğaltıl-mak ve paylaşılmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında ekilen onlarca yerli tohum artık yeşerdi. İlk hasat haberini, Fethiye bölgesinden projemi-ze katılan Buket Ulukut Aybek'ten aldık.

Buket Ulukut Aybek, özenle ektiği deli bezelye tohumlarının meyvelerini Mayıs'ın ilk haftasın-da almaya başladı. Hatta kendisi için ürettiği alandaki deli bezelyeleri toplayıp mutfağında kullanmaya çoktan başlamıştı.

Türkiye’nin farklı bölgelerindeki 30 çiftlikte, isimlendirilmiş 75 yerel çeşitle birlikte, farklı yö-relerde yetiştirilmekte olan toplam 130 yerel çe-şit, yeni tohumlar vermek üzere ekilmiş durum-da. Gelecek nesillere bu lezzetleri ve kültürel

farkları, dünyadan uygulamanın örnekleri, ül-kemizdeki pilot uygulamaları ve sonrasında ya-pılabilecekler konuşuldu. Tohum ve Tohumculuk konulu çalıştayda ise yerli tohum, hibrit tohum ve GDO’lu tohumların tanımları yapılarak, Tohumculuk Yasası'nın ilgili maddelerine deği-nildi. Yerli tohumların gıda egemenliği ve biyo-çeşitlilik açısından önemi vurgulandı. Buğday Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Güneşin Aydemir ise her iki çalıştayla ilgili ortak değer-lendirmesinde, belirli nitelikte ürün arayan ve üretenleri bir araya getiren katılımcı sertifikas-yon sistemlerinde yerli tohumların ve ürünlerin önemine dikkat çekti.

Çalıştayların akabinde herkesin sabırsızlıkla beklediği tohum takası büyük bir heyecan ve coşkuyla yapıldı.

Tohum takasından sonra Yerel Tohumlar ve Yerel Tatlar Paneli gerçekleştirildi. Panelde farklı yönleriyle ele alınan yerli tohumlar ve ürünlerle ilgili bilgiler aktarıldı.

Bayramiç III. Tohum Takas ve Yerel Ürün Şenliği için şimdiden planlar yapılmaya başlandı ve önümüzdeki yıl iki gün sürecek bir şenlik ta-sarlanıyor. Bayramiç Belediyesi’nin öncülüğünde gerçekleşen bu etkinlik için yılbaşında geniş bir koordinasyon toplantısı yapılacak.

Yazı: Yahya Demirci

Tohum Takas Ağı

Bağışçılarına Sertifika

Adım Adım Oluşumu’nun desteğiyle toplanan bağışlar sayesinde bugüne kadar 30 çiftlikte, nesli tehlike altında olan 130 yerel çeşidin ekimi yapıldı ve bu çeşitlerden elde edilecek tohumlar takas edilerek tüm Türkiye’ye yayılacak. Böylece yeniden ekilip, sürekliliği sağlanarak gelecek ku-şaklara aktarılabilecek. Törende ayrıca Runtalya Yardımseverlik Koşusu’nda Adım Adım koşucu-ları aracılığıyla bağış toplanan diğer sivil toplum kuruluşlarının da bağışçı sertifikaları dağıtıldı. Runtalya koşusunda 321 Adım Adım koşucusu aracılığıyla, aralarında Buğday Derneği’nin de bulunduğu 4 STK’nın projeleri için 4 bin 538 ba-ğışçıdan, 545 bin lira bağış toplandı.

mirası aktarmak adına üzerine düşeni yapmanın mutluluğunu, Buket Ulukut Aybek gibi tüm üre-ticilerimizle birlikte yaşıyoruz.

Tohum Takas Kampanyasında İlk Hasat!

Foto

ğraf

lar:

Buğ

day

Arş

ivi

Page 4: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

6 | 2012 YAZ | www.bugday.org Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi | 7

Tohum Sever Tişörtler Geldi!

Buğday, Festivallerde...

Ekolojik yaşam dostlarıyla buluşmak için festival-ler önemli fırsatlar yaratıyor. Buğday da bahar aylarında İzmir, Siirt ve İstanbul’da üç ayrı festi-vale katıldı. Önce 12-15 Nisan tarihlerinde Ekoloji İzmir’e katılan Buğday Derneği, burada üye, gö-nüllü ve dostlarla buluşarak onları son dönem çalışmalarından haberdar etti. 22 Nisan'da ise Bilgi Üniversitesi'nin Santral İstanbul kampü-sünde Gençlik ve Yeryüzü Şenliği kapsamında-gençlerle buluştu. Şenlik kapsamında Buğday, Bilgi Üniversitelilere ekolojik yaşam alanındaki çalışmalarını aktardı.

Ardından GAP Bölge Kalkınma İdaresi'nin "Gençlik için Sosyal Gelişim" projesi kapsamında, bu yıl dördüncüsü düzenlenen GapGenç Festivali için 4-7 Mayıs tarihlerinde Siirt'e giden Buğday gönüllü ekibi, TaTuTa gönüllüleriyle birlikte, Türkiye'nin ve dünyanın bir çok bölgesinden ge-len gençlere ve gençlik örgütlerine, TaTuTa çift-liklerinden Dedetepe’de üretilen zeytin ikramıyla birlikte ekolojik yaşam alanındaki çalışmaları hakkında bilgi verdi.

60 ülkeden 1500 kişinin katıldığı festivalde Buğday Derneği gönüllüleri; derneğin projeleri, ekolojik yaşam, ekolojik tatil ve ekolojik tarım ile ilgili festivalin katılımcılarına bilgi verdi. Yöredeki çiftçilerle, gençlik evleri gönüllüleriyle tanıştı, en yakın zamanda da bir TaTuTa çiftliğinde görüş-mek üzere vedalaştı.

Uluslararası bir kültür, sanat ve sosyal so-rumluluk projesi olan EcoFest İstanbul, ekolojiyle

Tohum Takas Ağı projesinin tanıtımında sembol olan deli bezelye, Osmanlı çileği, kavılca buğda-yı ve pembe domates çizimli tişörtler yeniden üretildi. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin yerli tohumların korunması ve de-vamlılığı için yürüttüğü Tohum Takas Ağı projesi kapsamında atalık tohumlarımız organik tişört-lerle tanıtılıyor. Projenin tanıtımında önemli rolü olan deli bezelye, Osmanlı çileği, kavılca buğdayı ve pembe domates çizimli tişörtler büyük ilgi gör-dü ve kısa sürede tükendi. Yoğun istek üzerine yeniden üretilen tohum sever tişörtler, http://dukkan.bugday.org adresinden edinilebilir.

Buğday Derneği ekibinin ortak fikri tişört-ler organik pamuktan yapıldı. Bitkisel boya ile

basılan tişörtlerdeki deli bezelye, Osmanlı çileği, kavılca buğdayı ve pembe domates gibi türlerin desenleri Güneş Resul'e, tasarımları ise Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi'nin de tasarımcısı Mahmut Hasıl'a ait.

Tişörtlerdeki meyve, sebze ve tahıl desen-lerinin üzerinde yer alan “ARANIYOR” çağrı-sıyla, yerli tohumların, eğer yüzyıllardır olduğu gibi çoğaltılarak korunmaya devam edilmez-lerse yakın gelecekte yok olacağına dikkat çekiliyor. Yerli tohumların özellikleri hakkın-da bilgilerin yer aldığı tişörtler ekolojik yaşam destekçilerini geleceğin tohumlarını korumak için kampanyaya katılmaya davet ediyor: www.bugday.org/portal/adimadim.php

Necdet Turhan, Buğday’a Desteğini Sürdürüyor

Antalya Runtalya Yarı Maratonu'nda adım-larını Buğday Derneği'nin Tohum Takas Ağı Kampanyası için atan Türkiye'nin görme engelli ilk dağcısı ve milli atleti Necdet Turhan, web si-tesinde yayımladığı mektup aracılığıyla da atalık tohumlarımıza destek olmayı sürdürüyor.

Bugüne kadar yalnızca Türkiye’de değil dünyanın pekçok bölgesindeki dağlara tır-manan ve sayısız maratona katılan Necdet Turhan, Runtalya'dan sonra www.necdettur-han.com adresli sitesinde bir mektup yayım-layarak Buğday Derneği'nin Tohum Takas Ağı Kampanyası'na desteğini sürdürüyor.

B U Ğ D A Y ' D A N H A B E R L E R > > >

ilişkili farklı disiplin ve sektörleri 8-10 Haziran 2012 tarihlerinde KüçükÇiftlik Park’ta bir araya getirdi. EcoFest kapsamında sebzelerle müzik ya-pan ünlü Viyanalı grup The Vegetable Orchestra, ABD’li şef Adam Rudolph yönetimindeki Organic Orchestra ve BabaZula konserleri; atıklarla üre-tilen resim, heykel, müzik aleti ve enstalasyon-lar, festival alanına kurulan mini ekolojik pazar, çevre dostu ürünlerin sergilendiği standlar, yo-ga ve pilates seansları, ekolojik ev, kağıt kulübe, peyzaj çalışmaları, çocuklara ve gençlere yönelik atölyeler yapıldı. Buğday da festivaldeki standıyla ekolojik yaşam dostlarıyla buluştu.

Foto

ğraf

lar:

Buğ

day

Arş

ivi

Buğday hareketine paralel hizmet ve-ren, Buğday Derneği üyelerinin indirimli alışveriş yapabildiği Buğday Noktalarının

sayısı 105’e ulaştı. Buğday Noktaları ile üye-lere yönelik bir indirim sağlanmasının yanı sıra Buğday hareketinin parçası olan kişi ve firmalar arasında birlik ve sinerji yarata-bilmek de amaçlanıyor. Yakın gelecekte ise Buğday Derneği üyelerinin birbirlerinden alışveriş yapmalarını sağlamak ve takası ce-saretlendirmek hedefleniyor. Cam damaca-na satanlardan ekolojik ürün dükkânlarına,

Buğday Noktalarının Sayısı 105’e

Yükseldi

yoga okullarından evlere kutu servisine ka-dar ürün satan veya hizmet veren Türkiye çapında ve KKTC’de bulunan Buğday Noktaları çok çeşitli hizmet ve ürünleri kap-sıyor. Bu firmaların ortak noktası, Buğday Derneği üyesi olmaları ve ekolojik yaşam alışkanlıklarına hizmet vermeleri. Buğday noktaları listesine, www.bugday.org‘dan veya ve dernek üyelerine ücretsiz gönderilen Ekolojik Yaşam Rehberi’nden ulaşabilirsiniz. Buğday Noktası olmak için: Yeşin Aydemir, [email protected]

Buğday Derneği üyesi olmak veya üye-likle ilgili sorularınız için: Burak Günaydın, [email protected]

Page 5: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

8 | 2012 YAZ | www.bugday.org

B U Ğ D A Y ' D A N H A B E R L E R > > >

Kadim Bir Gelenekten Buğday Projesine: Küllü Su İle Temizlik

Çamtepe’de Bahar ve İlkyaz Dopdolu Geçti!

Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’nin bahar ve ilkyaz takvimi hayli yoğun geçti. Önce doğayı keşfetmek isteyenler, Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’nde 18-20 Mayıs 2012 tarihlerinde “Doğa Gözlem Okulu”nda bir araya geldiler. Katılımcılar üç gün boyunca doğayı kendileri-ne rehber edinerek kuş, bitki, böcek ve gökyüzü gözlemi yaparak, gözlem becerilerini güçlendir-di, doğadan ilham almış şiir ve edebiyat eser-lerini dinleyerek ken-di doğa güncelerini oluşturdular.

Merkezde düzen-lenen ikinci okul, 31 Mayıs-3 Haziran 2012 tarihleri arasınday-dı. Katılımcılar dört gün süren Homeopati Okulu’nda Uzman Dr. Günnur Başar’ın eğit-menliğinde homeopa-tinin ilkelerini ve işleyiş mekanizmasını öğren-diler. “Yaşam Okulu Yeniden” başlığıyla üçüncü kez 23 -29 Haziran tarihlerinde düzenlenen Yaşam Okulu’nun yenilenen 2012 programı ise doğanın işleyiş mekanizmalarının sırlarını, evre-nin düzenini ve yeryüzü ile olan ilişkimizi mercek altına alıyordu.

Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’nin yaz takviminde ise 11-17 Ağustos tarihlerinde Bilgi Üniversitesi işbirliğiyle Ekolojik Sosyal Girişimcilik Yaz Okulu ve 30 Ağustos-2 Eylül tarihlerinde Zeynep Çelen ile Eko-Yoga var.

Kül doğrudan kuru olarak ovma yolu ile te-mizliğe yardımcı olduğu gibi, suyla birlikte küllü su olarak da temizlikte kullanılabiliyor. Atalarımızın yaygın olarak kullandığı ancak unutulmaya yüz tutan bu kadim temizlik bilgisi, sevgili Victor Ananias tarafından bir proje olarak tasarlanmıştı ve şimdi bu proje Buğday Derneği tarafından hayata geçirildi, ilk atölyesi de Şişli %100 Ekolojik Pazar'ın 6. yıl kutlamalarında yapıldı.

Çok sayıdaki pide ve ekmek fırını genel-likle meşe odunu yakıyor ve buradan çıkan külü de çöpe atıyorlar. Kendi mahallenizdeki pide fırınından küllerini biriktirmelerini isteyip, bu külleri evinizde kuracağınız basit bir sis-temle, zahmetsizce küllü suya dönüştürerek hem çevrenin kirlenmesine engel olabilir, hem pide fırınlarının külü çöpe dökmelerini engel-ler, hem de temizlik maddelerine ayırdığınız bütçenizde ciddi bir tasarruf sağlayabilir-siniz. Küllü su kullanımına dair bilgileri tüm ayrıntılarıyla bugday.org/portal/haber_detay.php?hid=5535 adresinde bulabilir; soruları-nızı ve ekolojik temizlikle ilgili deneyimlerinizi [email protected] adresiyle pay-laşabilirsiniz. Fo

toğr

afla

r: B

uğda

y A

rşiv

i, Ç

etin

Kor

kmaz

, Min

e Ç

elik

Page 6: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

10 | 2012 YAZ | www.bugday.org

Endüstriyel dondurma yemek- tense evde farklı tatlarda don- durmalar yapabilirsiniz. Muzlu, vişneli, çilekli, şeftalili...

Yaz geldi. Eh haliyle dondurma mevsimi de açıldı. Hoş endüst-riyel dondurmacılar mevsimi çoktan açtılar ya! Her sene ye-ni ürünler çıkarıyorlar piyasa-ya. Bu senekiler de Türk sütlü tatlılarını taklit eden dondu-rulmuş ürünlermiş, reklamlar beynimize kazıdı bile. Taklit eden diyorum çünkü ortaya çıkardıkları ürünlerin sütlü tatlılarımızla bir ilgisi olamaz. Olamaz çünkü sütlü tatlı de-mek sütle yapılan tatlı demek. Oysa bu ürünlerin içinde bir gram bile süt yok. Süt yok ama sütten başka her şey var. Bakın şu liste aynı markanın başka bir “dondurulmuş” tatlısının çok ufak yazıldığı için okunması zor “içindekiler” listesi: Su (%16.2), karamel sos (su, glikoz şurubu, şeker, karamel şurup, yağsız

Dondurmam Meyveli...

süt tozu, peyniraltı suyu tozu, renklendiriciler

(sade karamel, an-natto), emulgatör (mono ve diglise-ridler), kıvam artırıcı (keçi boynuzu gamı),

doğala özdeş aroma (kahve)), şeker, glikoz

şurubu, tereyağ, yağsız süt tozu, peyniraltı suyu

tozu, karamel şurup (glikoz şurubu, şeker, su, sitrik asit), tarçın tozu, kıvam artırıcılar (guargum, sodyum karbok-simetil selüloz, keçi boynuzu gamı, karragenan), emulgatör (mono ve digliseridler), doğala özdeş aromalar (sütlü krema, vanilin). Bu malzemelerin bir kısmı hani o kaçındığımız E ile başlayan katkı maddelerin-den. Doğala özdeş aromalar da sütlü krema ve vanilyanın kendisi değil, “kremaymış” veya “vanilyaymış” gibi yapan (yani algılanan) yapay malzemeler. Şimdilerde çoluk çocuk, genç yaşlı herkesin elinde birer külâh bu dondurmalardan. Eskiden kendi dondurmasını yapan pas-taneler de, artık uğraşmayıp bu hazır ürünleri satıyor. Amaaan canım kim uğraşacak şimdi. Hazır gelmiş, ucuz da. Elbette kâr oranı da çok daha büyük. Neyse ki hâlâ güzel dondur-malar yapanlar var. Emek ve-rilen gerçek dondurma. Fakat diyelim ki bu dondurmacılara ulaşamıyorsunuz. Evde kendi dondurmanızı yapabilirsiniz. Bu sayıda size çok basit bir dondurma tarifi vereceğim. Dondurma değil, dondurma gibi ama taklit değil... Üstelik tek ana malzemeyle yapılıyor.

Tijen İnaltongwww.mutfaktazen.blogspot.com

Muz Dondurma

Kişi başına 1 adet çok olgun muz

(mümkünse yerli muz)Ufak doğranmışbitter çikolata

Kavrulup dilimlenmiş badem

Muzları soyup irice dilimleyin, bir tabağa koyup buzluğa atın. 1-2 saat civarında

buzlukta beklemeleri gerekiyor. Buzluktan

çıkarın, blenderde püre haline getirin.

Bu işlemden sonra çikolata ve badem parçalarını ekleyip kaşıkla karıştırın.

Çilek ekleyecekseniz çilekleri de dondurun

ve muzla birlikte püre haline getirin.

Malzemeleri çeşitlendirip farklı tdondurmalar

yaratabilirsiniz. Çikolatayla birlikte

blenderden geçirirseniz çikolatalı dondurma

elde edersiniz. Portakal/limon kabuğu rendesi

de eklenebilir. Elinizdeki malzemeye bakıp biraz

da düşünmeniz yeni seçenekler için yeterli.

Bu tarifi aktaran arkadaşım Meltem’e

teşekkürler.

mevsimlik sofralar

Foto

ğraf

lar:

Tije

n İn

alto

ng

Page 7: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

12 | 2012 YAZ | www.bugday.org Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi | 13

E K O L O J İ K P A Z A R L A R > > >

Organik Ürünler Pazarının Öncüsü Şişli %100 Ekolojik Pazar 6 Yaşında!Türkiye’nin ilk ekolojik pa-zarı ve Buğday Derneği’nin ekolojik pazarlar projesi-nin ilk halkası Şişli %100 Ekolojik Pazar, 6. yaşını doldurdu. 16 Haziran’daki 6. yaş kutlamasında konu-şan Buğday Derneği’nden Oya Ayman, kurulurken “devam eder mi etmez mi” diye düşünülen pazarın bugün çok iyi bir noktaya geldiğini, diğer ekolojik pazarlara örnek olduğu-nu söyledi. Ayman, “Bu pazara gelerek ekolojik üreticiyi destekliyorsunuz. Doğanın temiz kalması-na ve ekolojik yaşamın yaygınlaşmasına hizmet ediyorsunuz” dedi. Pazarın fikir babası sevgili Victor Ananias'ı da yad ettiğimiz kutlamada, Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı Monik İpekel de, pazara nice yıl-lar diledi. Pazar müdavim-leri, Şehnaz Sam’ın verdiği konserle şarkılar söylediler, dans ettiler. 2006’da 48 tezgâhta 25 üreticiy-le başlayan Şişli %100 Ekolojik Pazar, bugün 260 tezgâhta 63 üretici ve es-nafla devam ediyor. Yılda yaklaşık 600 ton ekolojik ürün satılan pazarın yak-laşık 1500 müdavimi var.

Şehnaz Sam'dan Pembe Domatese ŞarkıBuğday Derneği üyesi ve destekçisi müzisyen Şehnaz Sam, hem %100 Ekolojik Pazarlar müdavi-mi, hem de Tohum Takas Ağı Kampanyası'nın sü-rekli omuz verenlerinden... Şehnaz Sam, Şişli %100 Ekolojik Pazarın 6. yıl kut-lamasında sürpriz yaparak “Pembe Domates” için bes-telediği aynı adlı şarkısını seslendirdi.

Bakanlık Şişli %100 Ekolojik PazardaydıGıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 4-6 Mayıs tarih-leri arasında Türkiye’nin çeşitli illerindeki birçok ekolojik pazardan 3’er adet olmak üzere zirai ilaç kalıntı analizi için ürün örnekleri aldı. Bakanlık bu çerçevede Organik Tarım Daire Başkanlığı, bakanlık müfettişleri ve Tarım İl Müdürlüğü ile Şişli %100 Ekolojik Pazarda da de-netim yaptı. Şişli %100 Ekolojik Pazar’da yapılan denetimler esnasında ser-tifikalar ve mali belgeler de denetlendi. Bakanlık ve İl Müdürlükleri dene-timlerini belirli aralıklarla sürdürecekler.

Buğday'dan Denetimlerde Bir İlk Daha...Buğday Derneği %100 Ekolojik Pazar denetimlerinde bir ilke daha imza attı. Artık pazara katılan aracı firmaların depo ve stok denetimleri de sistemli olarak yapılıyor. Bu amaçla her aracı firma sattığı her bir ürüne dair Buğday’ın hazırladığı bir stok takip tablosu tutmak zorunda. Buğday Derneği denetim ekiplerince her bir ürün girişi ve çıkışı bu stok takip tablolarında kayda alınıyor ve imzalanıyor. Böylece pazardan pazara geçişlerde veya depolarda konvansiyonel ürün ekleme riski minimuma indiriliyor. Buğday Derneği aracıların katıldığı diğer pazarlarda ilgili yetkilice bu formların tutulup imzalanmasını da zorunlu kıldı.

%100 Ekolojik Pazarlarda Etkinlik Bereketi%100 Ekolojik Pazarlar bahar aylarını etkinlikler açısından dopdolu geçirdi. Birbirinden farklı konular-da düzenlenen etkinlikler pazar müdavimlerinin ve medyanın da ilgisini çekti. Birçok etkinlik pazarlar-da hayata geçerken yerli gazete ve TV kanallarının yanı sıra Almanya’dan Kai Kreuzer, Şişli %100 Ekolojik Pazarda röportaj-lar yaptı; TRT ve İz TV de birer belgesel çekim ger-çekleştirdi. Kai Kreuzer’in yazısını http://bugday.org/portal/haber_detay.php?hid=5562 linkinde okuyabilirsiniz. Okuyan Us Yayınevi’nin Flora Dizisi’nin ilk kitabı Yeryüzü ile Konuşma Sanatı’nın editö-rü Ayşe Dirikman Kalıpçı, 28 Nisan’da, Şişli % 100 Ekolojik Pazardaki Flora Sohbetleri’nin ilk konuş-macısıydı. Kalıpçı, pazar müdavimleriyle hem kendi kırsal hayat deneyimlerini hem de kitapta neler bula-bileceklerini paylaştı. “26. Yılında Çernobil” başlığıyla

düzenlenen söyleşinin konuğu ise akademisyen Umur Gürsoy’du. Gürsoy, pazar müdavimleriyle, 1986’da meydana ge-len kazanın halen süren olumsuz etkileri hakkında söyleşti, soruları yanıt-ladı, çevirisini yaptığı “Çernobil Halk Mahkemesi” kitabından söz etti. Yeni İnsan Yayınevi ile başla-yan ve gelenekselleşmesi planlanan etkinlik ise EkolojiKitap Günleri’ydi. 2 Haziran’da Şişli’de, 3 Haziran’da Kartal %100 Ekolojik Pazar’da gerçekle-şen, ekolojiyle ilgili bilginin ve ekolojik yaşam alışkan-lıklarının yaygınlaşmasını amaçlayan EkolojiKitap Günleri’nde yayınevle-ri kitaplarını sergiledi, yazarlar okuyucularıyla buluştu ve kitaplarını im-zalama fırsatı buldular. 9 Haziran’da Şişli %100 Ekolojik Pazarın konuğu ise mantar uzmanı Jilber Barutçiyan’dı. Barutçiyan, Oğlak Yayınları’ndan çıkan “Türkiye’nin Mantarları-1” adlı kitabını imzaladı, okurlarıyla sohbet etti. Fo

toğr

afla

r: B

uğda

y A

rşiv

i, Ç

etin

Kor

kmaz

, Ley

la A

. Ünl

übay

, Yah

ya D

emir

ci

Page 8: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

14 | 2012 YAZ | www.bugday.org

E K O L O J İ K P A Z A R L A R > > >

www.zed.com.tr

RESMİ KONGRE ORGANİZATÖRÜ

ANKARA Mustafa Kemal Mah. 2132 Sok. No.2 Eskişehir Yolu 7. Km 06510 Çankaya T:+90 312 219 57 00 F:+90 312 219 57 01İSTANBUL Zeytinoğlu Cad. Şehit Erdoğan Iban Sok. No. 41-34335 Akatlar - Beşiktaş T:+90 212 352 60 60 F:+90 212 352 60 30

18. IFOAM Dünya Organik Tarım Kongresi İstanbul/ Türkiye 2014

Building organic bridges

Saman Kafe, Kartal %100 Ekolojik Pazarda AçıldıBir ekolojik mimari örneği olan saman balyaları ile örülmüş Saman Kafe, 10 Haziran Pazar günü Kartal %100 Ekolojik Pazar'da hizmete girdi. Sadece pa-zardan alınacak ekolojik girdili gıdaların sunulduğu Saman Kafe ile Kartal %100 Ekolojik Pazar, ekolojik ürün kullanıcıları için çok daha cazip bir hale geldi.

Samsun Ekolojik Pazarı'ndan ÇekildikBuğday Derneği, Samsun’da ekolojik yaşam anlayışının, ekolojik tarım ve turizmin gelişmesi için 2006’dan bu yana süren çalışmalarının meyvele-rinden Samsun Ekolojik Pazarı'na verdiği destek ve danışmanlık hizmetle-rini Nisan 2012 itibarıyla sonlandırdı. Buğday’ın tüm uyarılarına rağmen Belediyenin denetim per-soneli konusunda İl Özel İdaresi’ne gerekli desteği sağlayamaması, yetki ve yaptırımlar konusunda oluşan boşlukta onay ve-rilmeyen ürünlerin satışına engel olunamaması neden-leriyle pazardan çekilme kararı alındı. Ekolojik üre-tim ve kullanım alışkanlık-larının gelişmesi yolunda önemli adımlar atılmasını sağlayan Samsun Ekolojik Pazar çalışmalarını son-landırmış olsa da Buğday Derneği, Konya, Balıkesir, Çanakkale başta olmak üzere yereldeki çalışmala-rına devam ediyor.

Konya Meram’da %100 Ekolojik Pazar AçılıyorYerelde üretim ve tüke-timin önemine inanan Buğday, ekolojik ürünlerin Türkiye çapında yaygınlaş-tırılması amacıyla Konya Meram’da yeni bir %100 Ekolojik Pazar projesi-ne daha destek oluyor.Meram %100 Ekolojik Pazarı, Buğday Derneği destek ve danışmanlığında, %100 Ekolojik Pazar stan-dartlarına uygun olarak kurulacak, denetlenecek, yönetilecek. Konya'nın üç merkez belediyesine de hi-tap edecek şekilde tanıtımı yapılacak olan pazarın, nüfusu bir milyonu aşan tüm Konya halkına ulaş-masına çalışılacak.

Şişli %100 Ekolojik pazarın 2012 yılında 63 olan toplam ka-tılımcı sayısı bir ön-

ceki sayımızda yanlış yazılmıştır. Düzeltir,

özür dileriz…

%100 Ekolojik Pazarda Çocuklar Daha Şen! “Toprak, Tohum, Tahta, Tabiattan Tükettiklerimize, Tarladan Tezgâha, Tezgâhtan Tabaklara, Tek Başına veya Topluca” sloganıyla Kartal ve Şişli %100 Ekolojik Pazarlarda çocuklar için T İstasyonları kurulmaya başlandı. 09.00-16.00 saatleri arasında kurulan T İstasyonu oyunlarıyla, ço-cuklar eğitmenler eşliğinde üretim ve yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak oyunlar oynuyor. Oyundaki her T istasyonu bir temayı öne çıkarıyor. Çocuklar bir is-tasyonda meyve-sebzelerin tadına varırken, diğerinde toprakla üretim yapıyor, bir diğerinde ritimlerle tanışıyor. Ekolojik dengeyi, yeniden kullanımı, tasarru-fu, farklı düşünmenin yol-larını gösteren T istasyonu oyunlarıyla anne-babalar da çocuklarıyla pazarda keyifli vakit geçirecekler. www.geloyna.org www.ekolojikpazar.org

Page 9: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

H A R E K E T T E B E R E K E T > > >

Katılın...Buğday Derneği ve Bilgi Üniversitesi, 11-17 Ağustos tarihlerinde Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi'nde “Ekolojik Sosyal Girişimcilik” başlıklı bir yaz okulu düzenliyor. www.bugday.org

İmzalayın…Gıda, kozmetik ve temizlik ürünlerinde “vegan/veje-taryen ya da hayvan deneyi yoktur” ibaresinin yer alması için facebook’ta bir imza kampanyası başlatıldı. Siz de imzalayın…

Okuyun…Greenpeace, nükleer ve kömürlü termik santral-lere karşı mücadele için yasal bir rehber niteliği taşıyan Yaşamı Savunmak kitabını yayımladı. Av. Gökhan Candoğan’ın kaleme aldığı kitap, Türkiye’deki enerji politikaları hakkında geniş bir özet sunarken, enerji santrallerinin öncesi, kuru-lum aşaması ve sonrasında izlenebilecek hukuki süreçleri ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.

Başlayın…Küllü su ile temizlik bir doğa mu-cizesi. www.bugday.org adresin-deki makalede, küllü suyun hazır-lanışından kullanımına kadar pek çok ayrıntı bulabilirsiniz. Siz de hemen küllü su ile doğayı kirlet-meden temizlik yapmaya başlayın.

Türk sinemasının en önemli kadın yönetmenlerinden ve Buğday’ın İstanbul ofisinde komşumuz Yeşim Ustaoğlu’nun son filmi “Araf” Eylül’de vizyona giriyor. Seyredin…

Dikkat Edin...Satın almayı düşündüğünüz bir ürünün etiketini, içindekiler bölümünü ve kullanma talimatını mutlaka, dikkatle okuyun.

Yer Açın…Sinek Sekiz Yayınevi, “Ekoköyler” ve “İyilerin Yanında” isimli iki yeni ki-tap yayımladı.”Ekoköyler” dünyanın dört bir yanında başarılı olmuş ekolojik yer-leşkeleri ele alırken, “İyilerin Yanında” ise çevre aktivisti Vandana Shiva'nın hayat hikâyesini konu alıyor. www.sineksekiz.com

Fark Edin…Buğday Derneği ve Rafineri Ajans işbirliği ile hazırlanan, yerli tohumları konu alan ilan, Grafikerler Meslek Kuruluşu‘nun 31. Grafik Ürünler Sergisi’nde “En iyi İlan Tasarımı” dalında ödül aldı. Emeği geçenleri kutluyoruz.

Şapka Takın…Güneşin tepede olduğu saatlerde geniş bir şapka takarak yüzünüzü ve ensenizi güneşten koruyun.

Yağmur Suyu Depolayın…Çatıya düşen suyu depoya aktarıp sifonda ve bahçe sulamada kullanarak hem su erozyonunu engelleyip hem de inanılmaz bir su tasarrufu yapabilirsiniz.

Ulaşın…Buğday hareketine paralel hizmet

veren Buğday Noktalarının sayısı 105’e ulaştı. Buğday Derneği üyeleri tüm

Buğday Noktalarından indirimli alışveriş yapabiliyor. Buğday Noktaları listesine, www.bugday.org’dan

ulaşabilirsiniz.

Seyr

edin

...

Page 10: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi | 19

Oğlumu Pazarda BüyüttümYorgunluktan, uykusuz-luktan bitap düşmüştük. 9 aylık bebeğimizle geçen uykusuz gecelerden birinin sabahında, kucağımızda Efe, mor halkalarla çevril-miş gözlerimizle Şişli eko-lojik pazara kapağı zor at-mıştık. Artık anne sütünün dışında yiyeceklerle tanışan oğlumuza sağlıklı bir şey-ler bulmaya çalışıyorduk. Birazcık soluklanmak için, ilk bulduğumuz boş yere oturduk. Hacer Abla, göz-leme tezgâhının arkasın-dan koşar adımlarla bize yaklaştı. Daha ne olduğunu anlayamadan büyük bir sevgi yumağının içinde bu-luverdik kendimizi. Efe’ye öyle içten ve sevgi dolu yaklaşmıştı ki, en yakınları-ma bile teslim edemediğim oğlumu bir anda onun kucağına bırakıverdim. Ve 9 ay boyunca ilk kez çayımı sıcak içebildim. Birkaç saat içinde anladık ki, orada sa-dece sağlıklı ve temiz gıda yoktu, bambaşka şeyler vardı. Pazarda dolaşmaya başladık. Tezgâhlardaki rengârenk ürünler, mis ko-kularıyla baş döndürüyor-du. Her tezgâhın arkasında ise bir başka hikâye vardı. Ürünlerini çocuklarını tutan anne babalar gibi dikkatlice tutanlar, ellerin-de yaptıkları işin tüm zor-luklarının izini taşıyanlar,

Efe, Şişli %100 Ekolojik Pazarda limon satıyor…

sattığı ürünle birlikte birbi-rinden leziz tarif verenler... Tezgâha bebeğinizle yak-laştığınızda tezgâhtar işini gücünü bırakıp, tezgâhında ne varsa, elma, portakal, birini soyup veriyor. O ilk gün işimiz bittikten sonra bile pazardan ayrılamadık. Eşimle benim ilk bebekli tatilimizdi o gün. Pazar kapanana kadar kaldık. Sonrasında her hafta solu-ğu orada aldık. Her gidişi-mizde yeni bir yönünü keş-fettik pazarın. Oyuncakçı ablanın tezgâhında saatler geçirdik. Oyuncak alsak da almasak da aynı sevgiyi gördük her seferinde.

Efe’nin de kendine göre ritüelleri oluştu pazarda. Zeytinyağcı abinin zeytin-yağı tadımı için koyduğu küçük ekmek parçalarını büyük bir keyifle zeytin-yağına bandırıp yemek en sevdiği oyunlardan biri ol-du. Victor, yuvarlak flütü-nü onun için çaldı pazarın bir köşesinde... En sevdiği arkadaşı Nehir’le (çilek kız) pazarda tanıştı, pazarda atılan dostluklar da sağlam

olmalı ki, sonraki yıllarda sevinçli günlerinde de, hastalandığı günlerde de Nehir’i hep yanında buldu. Şaban Abi'den aldığımız fi-delerle doğanın döngülerini öğrendi oğlum. “Bizim ço-cuklar napıyor?” diye dikti-ğimiz fidelerin ne durumda olduğunu soran Şaban Abi'den yediklerimize saygı göstermeyi öğrendi bir de... Gidemediğimiz haftalarda merak edildik, arandık, sorulduk... Şimdi Efe ne zaman pazara bir arkada-şımızı getirsek. Onu elinden tutup tezgâh tezgâh do-laştırıp tanıştırıyor... “Bak bu dedem, bu Ayten ablam, bu Serap ablam, bu Şeref abi...” Orada ruhumuzu da besledik. Her pazara gidişimizde Victor’un res-mine bakıp “bak bu benim arkadaşım” diyor. O resmin yanında yazanları henüz okuyamıyor ama yaşıyor... “Attığın tohumları biz yeşerteceğiz”...

Ayzen AtalayAnne, Gazeteci, Buğday

Derneği üyesi

Yakatarla Sipariş Hattı:0212 535 77 75

Doğadan gelen sağlık lezzetle birleşti!Doğanın bize verdiği haliyle, organik sertifika kuruluşlarının kriterlerine uygun geniş ürün yelpazesi; YAKATARLA markasıyla lezzeti ve sağlığı sofralarınıza getiriyor. Besin değeri açısından zengin ve faydalı özellik taşıyan organik YAKATARLA ürünleri, üretim aşamasında olduğu gibi paketleme aşamasında da hiçbir katkı maddesi içermiyor.

Doğaya Güvenin!Doğa hata kabul etmez. Cildiniz de!Etkisini doğadan, gücünü kanıtlanmış bilimsel çalışmalardan alan rareblossom ürünleri, tamamen doğal ve organik içeriklerden oluşuyor. Büyük bir özveri ve aşk ile yaratılan, sertifikalı tam organik rareblossom ürünleri, güzelliğinizi bütünlemek için her adımda doğadan ilham alıyor. Çünkü tıpkı doğa gibi, cilt sağlığı da asla hata kabul etmiyor.

rareblossom Sipariş Hattı:0212 535 77 75

18 | 2012 YAZ | www.bugday.org

Şişli Ekolojik Pazarın

sağlıklı ürünleriyle büyüyen oğlum Efe,

zaman içinde pazarda kendi ritüllerini bile

oluşturdu.

Page 11: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

20 | 2012 YAZ | www.bugday.org

TaTuTa’ya İlgi ArtıyorBuğday Derneği’nin 2004 yılında başlayan projesi TaTuTa (Ekolojik Çiftliklerde Tarım Turizmi, Gönüllü Bilgi ve Tecrübe Takası), giderek daha fazla ilgi görüyor. 2011 yı-lı rakamlarına göre çiftliklerde gönüllü ve konukların 2010 yılında 2822 olan geceleme sayısı, 2011 yılında 3 bin 35’e yükseldi. Proje kapsamında bugüne kadar çiftliklerde ya-pılan geceleme sayısı ise 10 bin 674’e çıktı.

Geçen yıl çiftlikleri ziyaret edenlerin 126’sını kadınlar, 63’ünü erkekler oluştur-du. Yaş grubunda ise öncelik 25 yaşa kadar olan gençlerdeydi. Çiftlikleri ziyaret edenle-rin önemli bir kısmı yabancı uyruklu. 2011’de ziyaretçilerin 153’ünü yabancı uyruklular, 36’sını ise Türkiye’den gönüllü ve konuklar oluşturdu. Yabancı ziyaretçilerde 48 kişi ile Amerikalılılar ilk sırada yer alırken, 36 ki-şi ile Türkler ikinci sırada. Onları İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada, Avustralya, Hollanda, Avusturya, Çin, Çek Cumhuriyeti, Brezilya, İspanyol, İsveç, İsviçre, Malezya, Danimarka, İsrail, İtalya, Japonya, Kıbrıs, Kolombiya, Meksika, Mısır, Nepal, Polonya, Portekiz, Rus ve Suriyeli ziyaretçiler izledi.

TaTuta Çiftçileri Erzurum’da...2012 yılının ilk bölgesel TaTuTa buluşma-sı, 8-10 Haziran'da Erzurum Uzundere'de gerçekleşti. Erzurumlu TaTuTa çiftçilerinin

E lta-Ada çiftliğinde mısır tohumu toprağa düşer, hasat edilir yem olur, inekler beslenir, süt sağılır, mayalanır, yoğurt sizlere ulaşır… Ürünlerimizin yaşadığı tüm bu serüveni kendimiz gerçekleştiriyoruz.

ww

w.in

ovat

asar

im.c

om

c m y k İNOVA ANKARA 0 312 466 28 09

Gökçeada’nın lezzet i Kadıköy Moda mağazamızda

Elta-Ada Organik ButikCaferağa Mahallesi, Yeni Fikir SokakNo:3 Moda Kadıköy - İstanbul

0 216 336 23 76 www.elta-ada.com.tr

El Ad O ik B ik

ev sahipliği yaptığı buluşmaya Samsun, Artvin, Şanlıurfa, Erzurum'un Pasinler ve Uzundere ilçelerinden çiftçilik veya köy pansiyonculuğu yapan TaTuTa üyele-ri ve ailelerinin yanı sıra Buğday Derneği, Doğu Anadolu Turizm Geliştirme Projesi ve Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı'ndan da temsilciler katıldı.

Toplantıda TaTuTa'nın 2012'de yenile-nen web sitesi ve başvuru sistemi tanıtıldı. Buğday Derneği'nin altyapı çalışmalarını tamamladığı, TaTuTa çiftliklerini yakın-dan ilgilendiren online ürün takas ve sa-tış sistemleri hakkında hem bilgi verildi hem de üyelerin görüşleri alındı. Tohum Takas Ağı Projesi'nden söz edildi ve çift-çiler projeye davet edildi. TaTuTa çiftçileri, 24-26 Temmuz tarihlerinde Avanos’ta, 1-3 Ağustos tarihlerinde Kuşadası’nda olmak üzere iki TaTuTa buluşmasında daha bira-raya gelecek. Toplantılarda TaTuTa dahilin-de geliştirilen yeni projelerin tanıtımı ve fikir alışverişi yapılacak.

Foto

ğraf

: Buğ

day

Arş

ivi

Page 12: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

22 | 2012 YAZ | www.bugday.org

Foto

ğraf

lar:

Şad

uman

Kar

aca

sağlık

Bir sineğin veya bir arının bizi ne zaman ve nerede ısıracağı belli olmaz. Isırılan veya sokulan bölge kısa bir süre için acıyabilir ve arkasından uzun süre kaşınabilir. Bazıları bize ciddi boyutta sıkıntı verir, hatta iltihaplanarak haftalarca geçmek bilmez. Hemen kortizon içeren merhemler sürülebilir, fakat bu gerçekten gerekir mi? Aslında nadiren bu yola başvurmak gerekebilir, onun yerine evlerimizde kadim bilgilerin yardımıyla böcek-sinek sokması durumunda ilkyardımı kendimiz yapabiliriz. Ancak akrep, yılan ve çiyan sokmalarında

size aşağıda aktaracağımız önlemler kesinlikle yetersizdir, Böylesi durumlarda tam teşekküllü bir sağlık kurumuna başvurun.

Bizi kuluçka dönemlerinde beslenmek isteyen dişi sinekler ısırır. Soktukları noktaya önce kan pıhtılaşmasını engelleyen uyuşturucu bir sıvı enjekte ederler ki sokulan noktada kan akışı devam etsin. Fakat bu uyuşturma işleminin sineğe başka bir yararı daha vardır; biz ısırmayı algılayamayız, o da bu arada gerekli kanı emmek için zaman kazanmış olur. Eğer bunu fark edersek, gayri

ihtiyari sineğin üzerine bir şaplak yapıştırırız ve sinek o anda ölür, ya da bizden hızlı davranır ve uçar gider. Her iki durumda bize kalan, ısırılan bölgede bir şişkinlik ve kızarıklıktır. Bu şişkinlik, kızarıklık ve arkasından gelen kaşınma, sineğin bize enjekte ettiği sıvıdaki doku hormonu histamine vücudumuzun tepkisidir. Kimi insan bu hormona karşı hafif, kimisi aşırı reaksiyon gösterirken, kimisi hiç etkilenmeyebilir. Bu bölgeyi kaşımak, durumu daha da kötüleştirir, çünkü aynı yerde sinirler de vardır ve bunlar kaşıma durumunda tahriş olur. Bu arada kaşınan yer mikrop kaparsa iltihaplı süreçler de yaşanabilir.

Bu yazıda hem Anadolu’da hem de tüm dünyada kullanılan yöntemlerden bazılarını bulacaksınız, fakat her şeyden önce şu üç noktaya dikkat etmenizi öneririm.

Her insan böcek-sinek sokmalarında çok farklı tepki gösterir, o nedenle özellikle aşırı şişme, nefes alamama, tansiyon ve kalp ile ilgili semptomlarda derhal en yakın tıp merkezine gidilmelidir.

Ağız, boğaz ve dudak bölgelerindeki sokmalara hemen buz koyun ve buz emin. Aynı zamanda bir an önce en yakın sağlık merkezine gidin, tehlikeli olabilir. Küçük çocuklarda böcek sokmaları kan zehirlemesine kadar götürebilir. Böcek sokan bölge kaşınma sonrasında şiştiyse, çocuğu hemen bir hastaneye götürün.

Böcek Sokmalarında Yapabileceklerimiz 1. Böceğin soktuğu böl-geye hemen buz koyun veya soğuk kompres yapın ya da sokulan bölgeyi akan soğuk suya tutun. 2. Arı veya eşekarısı so-karsa arının iğnesini dikkatli bir şekilde çıkarın. 3. Lahana yaprağının su-yunu sıkın, bu suyu sokulan bölgeye bolca sıvayın. Bu özellikle arı ve eşekarısı sok-masında zehrin dağılmasını engeller. 4. Eğer böcek sokulan nokta aşırı derecede kaşı-nıyorsa, şu uygulamaları yapabilirsiniz: Kuru soğan suyu veya kuru soğan enine kesilip direkt so-kulan noktanın üzerine basılır. Sirkeye tuz ilave edilir ve pamuklu bir bezle bölgeye kompres yapılır. Taze sıkılmış limonun suyu ağrıya karşı da iyi gelir.

Suda çözülmüş maya ve taze fesleğen yaprağını ezip üze-rine basın. 5. Sokulan bölgede ilti-haplanmayı engellemek için bir damla kızdırılmış bal mu-mu damlatın. 6. Bir kabın içine bir tatlı kaşığı killi toprak koyup su ile karıştırarak bir lapa kıvamı-na getirin ve üç damla eterik nane yağı karıştırıp bölgeye sıvayın. 7. Taze maydanozu ince ince kıyın, temiz bir pamuklu beze koyarak sokulan bölgeyi sarın. 8. Kaşınan bölgeyi lütfen kaşımayın, onun yerine kendi tükürüğünüz ile tekrar tek-rar nemlendirin. 9. Arı sokmasında sokulan yer ıslatılır. En ideali sokulan kişinin kendi tükürüğü ile ıs-latmasıdır. Üzerine toz şeker dökün, şeker zehri alır. 10. Doğada yürüyüşte bir böcek sokması durumunda bir sinir otu (yaraotu) yap-rağını çiğneyip lapa haline gelince sokulan yerin üzerine koyun. Kaşıntı ve iltihap ön-lenmiş olur. Sinir otunun dar ya da geniş yapraklı iki türü de kullanılabilir. 11. Böcek sokması sonra-sında sokulan yeri tükürü-ğünüzle ıslatıp üzerine tuz dökerseniz yara oluşmasını önlersiniz. 12. Soğukta saklanmış lor peynirinden

Doğal Tıp

Böcek Isırmalarında İlk YardımYaz mevsimi sinek, böcek dönemi. Her yerde onlara rastlamamız olağan. Bizi ısırmamaları için koruyucu önlemler alabileceğimiz gibi ısırmaları halinde de doğal tedavi yöntemlerini uygulayabiliriz. İlaçlatmaktan ise sadece sinek ve böceklere değil, doğadaki tüm canlılara ve insanlara zarar verdiği için lütfen kaçının.

Böcek Sokmalarından Koruyucu Önlemler

Yaz mevsiminde beyaz, yeşil veya krem renkli

giysileri tercih ederseniz böcekler sizi rahat bırakır. İnce, fakat kolları ve bacakları

kapayan giysiler giymekte yarar var. Yüzünüze,

ellerinize ve kollarınıza karanfil ya da lavanta yağı sürerseniz, sinek

ve böceklerin size yaklaşmasını engellemiş

olursunuz. 500 ml yüksek kalitede zeytinyağına 5 damla uçucu karanfil veya lavanta yağını karıştırın ve bu yağı

masaj yapar gibi açık bölgelerinize yedirin.

Sinek ve böcekler alkol kokusunu sevmez, bu nedenle vücudunuza

sürülebilirsiniz. Itırotu yapraklarını avucunuzda biraz ezip, bu yapraklarla kol ve bacaklarınızı ovun. Itırotu kokusunu çoğu

sinek sevmez.Keyifli bir yaz mevsimi

dileğiyle…

hazırlanan bir sargı, böcek sokması sonrasında şişmeyi ve kaşıntıyı önler. 13. Böcek sokması sonra-sındaki kızarıklığa sirkeli su kompresleri ve rendelenmiş çiğ patates sargıları iyi gelir. 14. Böcek sokmuş bölgeye oğulotu yapraklarını ezip bastırırsanız hem ferahlık verir, hem de olası iltihap du-rumu önlenir.

Şaduman Karacawww.sadumankaraca.com

Page 13: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

TEMMUZ 20123 / Sam rüzgârlarının

başlangıcı (25 Ağustos'a kadar) ve DOLUNAY

11 / Çarkdökümü fırtınası ve SONDÖRDÜN

18 / Sıcakların artması19 / YENİAY

21 / Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Günü

25 / İLKDÖRDÜN28 / Kara Erik Fırtınası & Üzümlerin kararmaya

başlaması30 / Kızıl Erik Fırtınası

EKİM – DİKİM TAKVİMİ

Meyve veren sebzeler için uygun ekim günleri:

3-4-12-13-21-22-23-30-31Tohum alınacak bitkiler için uygun ekim günleri:

3-4-12-13-30-31Kök ve gövdesi toprak

içindeki bitkiler için uygun ekim günleri:

5-6-14-15-16-24-25-26Kompost, gübreleme,

transplantasyon gibi işler için uygun günler: 5-6-24-25-26Çiçek ve şifalı otların bakımı ve ekimi için uygun günler:

7-8-17-18-27Yapraklı sebzeler ve

sulama için uygun günler: 1-2-9-10-11-19-20-28-29

gün bilgesi

Meyve Şöleni

Mevsimi!

AĞUSTOS 20122 / DOLUNAY

10 / SONDÖRDÜN17 / YENİAY

18 / Yemişlerin tam olgunlaşması

21/ Yaprakların sararması24 / İLKDÖRDÜN

28 / Leyleklerin sıcak ülkelere gitme zamanı

31/ Mircan Fırtınası (Mercan Fırtınası) ve DOLUNAY

EKİM – DİKİM TAKVİMİMeyve veren sebzeler

için uygun ekim günleri: 1-9-17-18-19-27-28

Tohum alınacak bitkiler için uygun ekim günleri: 17-18-19Kök ve gövdesi toprak içindeki

bitkiler için uygun ekim günleri: 2-3-10-11-12-13-20-

21-22-29-30Kompost, gübreleme, transplantasyon gibi

işler için uygun günler: 2-3-20-21-22-29-20

Çiçek ve şifalı otların bakımı ve ekimi için uygun günler:

4-14-15-23-24Yapraklı sebzeler ve

sulama için uygun günler: 5-6-7-8-16-25-26

EYLÜL 20121 / Dünya Barış Günü

7 / Koç ayırma zamanı & Bıldırcın Geçimi Fırtınası ve Dünya Nesli Tehlike Altında

Türler Günü9 / SONDÖRDÜN

13 / Çaylak Fırtınası16 / Dünya Ozon Günü ve

YENİAY19 / Savaş Karşıtı Gün

21/ Günle gece eşitleniyor. Sonbaharın başlangıcı

22 / Arabaya Binmeme Günü ve İLKDÖRDÜN

24 / Yaprak dökümü28 / Kestane Fırtınası

(Kestane Karası Fırtınası)29 / Ağaçlarda suların

azalması30 / Turna Geçimi Fırtınası ve

DOLUNAY

EKİM – DİKİM TAKVİMİMeyve veren sebzeler

için uygun ekim günleri:5-6-14-15-23-24

Tohum alınacak bitkiler için uygun ekim günleri: 14-15

Kök ve gövdesi toprak içindeki bitkiler için uygun ekim günleri:

7-8-9-16-17-18-19-25-26Kompost, gübreleme, transplantasyon gibi

işler için uygun günler: 16-17-18-19-25-26

Çiçek ve şifalı otların bakımı ve ekimi için uygun günler:

1-10-11-20-27-28Yapraklı sebzeler ve

sulama için uygun günler: 2-3-4-12-13-21-22-29-30

geçip gittiğini, doğanın dö-nüştüğünü anlamak mümkün.

Şimdi pazar ç ı ld ırmış, rengârenk. Canlı, her renk-te hatta her rengin değişik tonlarında meyve ve sebzeler görmek mümkün. Öyle ki tek bir erik üzerinde bile renkler sarıdan, pembeye; kırmızıdan mora dönüveriyor. Bir merak, elime aldığım eriği göz hizama getirip çevirdim ve etraflıca baktım. Neler neler vardı üze-rinde! Erikler, şeftaliler, kayısı-lar, kirazlar en olgun hallerine erişirken yazın sıcağında, ka-vunun karpuzun en sulu hal-lerine gelmesine, bamyanın, fasulyenin, kabağın, patlıca-nın, domatesin had safhada büyümesine tanık oluyoruz, biz her an aç olanlar!

Ey doğa! Sen nelere ka-dirsin. Ey hepimizi birleştiren yüce örgü, nasıl milyonlarca,

milyarlarca, katrilyonlarca canlıyı besleyebiliyorsun da şu gafil kullarının gittikçe kaba-ran iştahını bastıramıyorsun bir türlü! Bir dağa bakakalın bu yaz. Bu yaz, bir ovayı su-layan, bir vadiyi hesapsızca besleyen bir ırmağa bakakalın. Kendinize bir coğrafya seçin; İstanbul Boğazı, Konya Ovası, Dicle Nehri, Çoruh Vadisi, Kaz Dağları, Mogan Gölü, Gökova Körfezi, Selimiye Koyu… Ve bakakalın… Ne dünyalar var keşfedecek mevsimlerin eşli-ğinde… Mutlu, neşeli, hafif bir yaz diliyorum…

Güneşin Aydemir

Meyve veren sebzeler (domates, patlıcan gibi), Kök ve gövdesi toprak içindeki bitkiler (havuç, patates gibi), Yapraklı sebzeler (lahana gibi)

Pazara gittim bugün. Yaşa-dığım yer, Kaz Dağları’nın küçük kasabası, Küçükkuyu. Her cuma günü pazar kurulur Küçükkuyu’da. Sadece paza-ra bakarak mevsimlerin nasıl

Şifalı Bitkileri Kullanarak Doğal Gübre Hazırlayalım

Foto

ğraf

lar:

Lal

ehan

Uys

al, N

azım

Tan

rıku

lu (

sağ

sayf

a)

Bitkiler hem bize, hem doğaya şifadır. Mineral ve vita-minlerce zengin oldukları için bitkileri kullanarak top-rağımızın ihtiyacı olan maddeleri doğal yollardan kar-şılayabiliriz. Bunun için genel olarak aşağıdaki tarife göre hazırlayacağınız bitki özütü işinize yarayacaktır. Tablodaki bitkilerden toprağın ihtiyacına göre aşağı-daki reçeteyle doğal bir gübre hazırlayabiliriz. Ayrıca bu bitkileri dikerek de içerdikleri maddeleri toprakla paylaşmasını sağlamış oluruz. Bunun için 1 litre su ve 2-3 yemek kaşığı bitkiye ihtiyaç var.

Bitki Kullanılacak kısmı Toprağa katkısı

Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi | 25

Hazırlanışı: Su kaynatılır, bitkilerin üze-rine eklenir. 10 dakika demlenip süzülür. Bitkinin kullanılan kısmına göre sıcak demleme ve kaynatma usulüyle hazırla-nır. Elde edilen su, sulama suyuna karıştırılabilir, fısfıslı bir şişe ile bitkilerin yapraklarına püskürtülebilir, köklerine dökülebilir.

Nazım Tanrıkulu, Tıbbi Bitkiler Uzmanıwww.nazimtanrikulu.com

Bahçe Balkon

Page 14: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

26 | 2012 YAZ | www.bugday.org Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi | 27

taşır, hayvan ürünlerini taşır ve satar, yaylanın emniyet ve güvenliğini sağlar.

Yayla yaşantısının otantik yanı deri tu-lumlardır. Sağılan sütün taşınmasında ve tereyağının ve tutulan peynirin, kuru gıda ve bakliyatın saklanmasında kullanılırlar. Tulumlar önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş koyun, keçi veya büyükbaş hay-van derisinden yapılır, işlevlerine göre halk arasında değişik adlar alırlar. Keçi deri-sinden yapılan ve sağılan sütlerin yaylaya taşınmasında kullanılanlara “mesk”, koyun derisinden yapılan ve tereyağı, peynir gibi ürünlerinin saklanmasında kullanılanlara “pist”, bakliyat ve kuru gıdanın saklanma-sında kullanılanlara da “hinban” denilir. Büyükbaş hayvanın derisinden yapılan ve içinde yoğurdun çırpılarak tereyağı elde edilmesinde kullanılanlara da “mesk” (ya-yık) adı verilir. Hazırlanış şekli başlı başına bir sanat harikası olan Tulumların özelliği hayvansal ürünleri uzun süre bozulmadan saklayabilmesi ve özelliğinden hiç bir şey kaybetmemesidir.

Doğa ile iç içe yaşamayan insan ne sağlıklı ne mutlu ne de hayatla barışık olur. Bundan dolayı fırsat bulup soluğumuzu karlı dumanlı dağların eteklerinde kurulan yaylalarda alın, yaylacıların soğuk bir ay-ranını için…

Hasan Karaman, [email protected]

Anadolu’da mayısta ya da haziran başı gibi yaylalara çıkılır. Sonbaharın soğuk günlerinin başlamasıyla tekrar yerleşim yerlerine dönülür. Mayısın başından haziran ayının ortalarına kadar süren kısmına ilkbahar yaylası; haziran ortasından eylül ortalarına kadar süren yaylaya yaz yaylası; eylül ortalarından ekim sonuna ka-dar süren yaylaya da sonbahar yaylası denir.

İlkbahar yaylası yerleşim yerine yakın mez-ralarda veya otlak meralarda kurulur. Yayla yaşamının bu bölümünün en belirgin özelliği otlu peynir üretimine ağırlık verilmesidir. Yaz yaylası köyden uzak, dorukları karla kaplı dağ eteklerine veya yine yer yer karla kaplı yüksek platolara kurulur. Yaz yaylasında kara çadırlar kar birikintileri içindedir. Yaz ortasında ilk-bahar serinliği yaşanır. Buralar güzelliği veya renkliliği ile diğer iki yayla yerinden daha canlı ve coşkuludur. Kuzu kırpma şenliği bu yaylada gerçekleştirilir. Tereyağı üretilir, yün yapağı ve keçi kili yaz yaylasında kırpılır. Yüksek kesimler soğumaya başlayınca yayladakiler tekrar göç yolunu tutar. Köye yakın mezralarda vadi ya-taklarına konarlar. Konan yeni yere sonbahar yaylası denir. Bu bir nevi köye dönüş hazırlığıdır. Sonbahar yaylasında “teremast” deni-len kışlık yoğurt yapılır. Koç katımı şenliği de bu yaylada gerçekleştirilir. Yaylada tatil yaylalarında olduğu gibi yaz-lık evler yoktur. Yöre insanı-nın el emeği, göz nuruyla keçi kılından dokunmuş kara ça-dırlar vardır. Çadır ağaçtan yapılmış dikmelere oturtulur ve kenarlarından da kazıkla-ra bağlanır. Çadırın kenarla-rına ”çit” denilen veya ağaç-tan yapılmış örgüler konur. Çadırın içi yine çit ve sicimle ortadan ikiye bölünür. Bir

bölümü misafirler ve normal zamanlarda otur-ma yeri olarak kullanılırken ikinci yer de mutfak ve duşluk olarak kullanılır. Mutfak bölümünün ön tarafı ağaç dalları ve taslarla kapatılırken oturma bölümünün önü “çit” ve sicimle kapa-tılır. Kimi zaman da havadar olsun diye açık bırakılır. Yaylalarda elektrik yoktur. Çadırlar gaz feneriyle aydınlatılır. Yakacak olarak da tezek kullanılır. Aile fertlerinden koyun ve diğer bahçelerin bakım ve görünümünü yapan yaşlı-larla, kışlık ot biçen yetişkin erkekler köyde kalır. Yayla yaşantısında kadının görevleri çok ağırdır. Koyun sağmak, peynir, tereyağı, yoğurt yapmak ve mutat ev işleri hep kadının görevleri arasın-dadır. Erkekler de çadırları kurulup söker, koyun otlatır, yünlerin kırpar, kışlık ot biçer ve köye

A N A D O L U K Ü L T Ü R L E R İ > > >

Anadolu’da Yaylada Olmak...

Foto

ğraf

: Has

an K

aram

an

Anadolu’nun en güzel geleneklerinden biri yaylaya

çıkmaktır. Anadolu’da yayla denince hayvancılık,

rençberlik, göçebe hayatı akla gelir. İlkbaharın gelmesiyle

Anadolu insanı, hayvanlarına daha iyi bir otlak ve sulak

alanlar bulabilmek, daha bol süt, peynir, yün gibi ürünler

alabilmek amacıyla yaylalara çıkar. Anadolu’da yayla

yaşantısı iş ve aş demektir.

Teremast (kışlık yoğurt)Önce yoğurdun suyu iyice süzülür. Sonra bir miktar kaya tuzu ilave edilen yoğurt topraktan yapılmış küplere konur. Güzel koksun diye,

üzerine taze nane, nanenin de üze-rine yoğurt hava alıp bozulmasın diye tereyağı konulur. Topraktan

yapılma küpün ağzı kapatılır ve se-rin bir yerde korunur. Teremast,

kışın köyde yaşayanların vazgeçil-mez yiyeceğidir.

Page 15: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

28 | 2012 YAZ | www.bugday.org Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi | 29

içimizden biri

HiraDoğrul

yapılar peşinde koşan anlayıştan bahsediyorum. 2007’de şehirden ayrılıp köye yerleşmemle biraz da olsa fiiliyata geçebildim.

Türkiye’de ekolojik yaşam alanında çeşitli gruplar, kişiler, kurumlar çalış-malar yapıyor. Siz daha çok bireysel katkılarda bulunuyor ve permakül-tür konusunda eğitimler veriyorsunuz. Bu anlam-da Türkiye’de ekolojik yaşam çalışmalarındaki örgütlenme konusunda ne düşünüyorsunuz? Ekolojik yaklaşıma sahip insanlar genelde birbirleriyle çok rahat iletişim kuruyor; çok farklı kişiliklerde, yapılar-da olsalar da gayet rahat anlaşabiliyorlar. Lakin örgütlenme konusunda emekleme dönemine bile geçemedik diye düşünüyo-rum. Bu kadar benzer şey-ler savunan insanların bir araya gelmek için bu kadar az çaba harcaması ilginç bir durum. Muhtemelen Don Kişot gibi çoğunlukla bir avuç insanla gözü pek şekilde verdikleri mücade-leden dolayı vakit bulamı-

yorlar. Oysa birlikten kuvvet doğar; buna odaklanmanın vakti geldi de geçiyor.

Bu alanda çalışan gruplar, kişiler arasındaki iletişim sizce yeterli mi? Nasıl ol-malı? Kesinlikle yetersiz. Her grubun bir iletişim temsil-cisi seçmesi, gruplar arası belli aralıklarla toplantılar yapılması, eylemler ve etkin-liklerde birbirlerini haberdar kılması ve bu etkinlikleri ortaklaşa düzenlemeye çalışması iyi bir adım olur. İster atadan kalma tohum-lar için, ister ırmakları HES belasından kurtarmak için, ister temiz-besleyici gıda için, ister nükleer enerji saçmalığını durdurmak için mücadele veriyor olalım, hepimiz aşağı yukarı aynı dertleri paylaşıyoruz. Niye daha sık yan yana gelip, güçlerimizi birleştirip, dene-yimlerimizi paylaşmayalım ki? Çeşitlilik dayanıklılığı artırır. Tüm bu oluşumları bir arada gösteren bir “çatı” web sitesi de bence birleş-tirici bir yapı sunar. Ancak yan yana durmayı başara-bilirsek kitlelerin karşısına çıkma hakkına kavuşabiliriz

bence; yan yana durama-yan bir hareketin toplum karşısına çıkması abesle iştigal olur.

Ekolojik yaşam çalış-maları konusunda sizce Türkiye’de en eksik kalınan konu nedir? Geleneksel kültürle ve halkla kopukluk başlıca eksik nokta tabii. Özellikle yoksul ve her anlamda yoksun bırakılan insanlarımıza daha çok dokunabilmek, dertlerine derman bulmanın olanak-larını işaret etmek güzel olurdu. Şu an için manzara ekoloji hareketinin bir hayli marjinal, seçkinci kaldı-ğı, daha ziyade eğitimli beyaz yakalılar merkezinde seyrettiği. Bunu kıramaz-sak hiçbir anlamı olmaz.Alternatif uygulamalar ve çözüm önerilerini gelenek-sel kültürle harmanlama-dıkça da, yapılan iş, fikir ithal etmek olarak kalıyor. Bütün bu yaklaşımları bu toprakların diline çevire-bildikçe, buradaki hayat-larla yoğurabildikçe lafımız geçer, yoksa kendimiz çalıp kendimiz söyleriz.

Permakültür son iki yıldır Türkiye’de ciddi bir ivme kazandı, bu anlamda permakültür felsefesinin Türkiye’de ekolojik yaşam hareketine katkısı ne olmuştur? Bence perma-kültürün disiplinler arası yapısı, insan toplumlarının temel dinamiklerine odak-lanması ekolojik hareketin hem perspektifini genişle-tiyor, hem de gerçekçiliğini artırıyor. Pratik, somut

yapısı bireysel düzeyde de toplumsal düzeyde de alternatif öneriler su-nabiliyor. Ana fikrimiz, “Sorun çözümdür” çünkü. Ekoloji hareketi özünde elbette çevre korumacılı-ğından çok daha geniş bir perspektife sahip, ama bunu hayata geçirmek gerek. Permakültürün aynı anda hem en ufak ölçek-te, kişisel düzeyde, şimdi ve burada uygulanabilir yapısı, hem de sürekli en geniş ölçekte, toplumsal ve tarihsel bir yaklaşımla meseleleri ele alabilmesi, ekoloji hareketini kıvrak-laştıracaktır. İsimler çok önemli değil, permakültür, doğal tarım, ekoloji ya da yeşil hareket... Önemli olan derdi tasası olanların bir araya gelebilmesi, birbirini dışlamadan sorunlara bir-likte çözüm üretebilmesi...

Türkiye’de ekolojik yaşam konusundaki uygulama-ların artması için sizce ne tür adımlar atılmalı? Ekoloji hareketlerinin bir-likte hareket etme yönünde çaba harcaması, çapını genişletebilir. Artık pek çok kişi başta temiz gıda ol-mak üzere, temiz su, doğru dürüst barınma, dürüst geçim gibi ihtiyaçlarına bir cevap arayışına girmiş du-rumda. Bu arayışlara ce-vaben mümkün olduğunca

koordineli, dayanışarak hareket edebilmeliyiz. Eko-loji hareketindeki figürlerin belli alanlara odaklanmış olması güzel, konularına olabildiğince vakıf oluyor-lar. Ama birbirimizi ta-mamlayabilmeliyiz; tohum meselesini enerji mese-lesinden, su meselesini şehirleşme meselesinden, toprak meselesini küresel sermaye meselesinden ayrı düşünemeyiz. Birbirimizi mükemmel şekilde tamam-layabilecek lego parçaları gibiyiz, ama ayrı düşersek bütün bu çabalar boşa gidebilir.

Bu konularda bir şey-ler yapmak isteyenlere nereden başlamaları-nı önerirsiniz? Hemen televizyonu hayatlarından çıkarmalarını öneririm. Bu; hayatta, kafalarda, duygularda büyük bir yer açıyor. Endüstriyel et ve süt ürünlerini bırakıp temiz gıdaya ulaşmaya çalışmak atılabilecek ilk ve en önemli adımlardan biri. Bu temel unsurları hayatınızdan çı-karınca mecburen yerlerini doldurmak gerekiyor, işte o zaman gerçek arayış başlıyor. Yerel, bilinçli bes-lenme gruplarına ulaşmak, temiz gıda üreten üreticiler bulmak, sonraki adımlar. En kısa sürede çevrelerinde benzer kafadaki insanlar-la iletişime geçip birlikte hareket etmelerini, uygun bahçelerde ufak tefek de olsa ekip dikmelerini öneririm. Bilgilenmek içinse editörlüğünü yaptığım web sitesini salık veririm: www.permakulturplatformu.org

1970 doğumlu Hira Doğrul üniversitede

felsefe eğitimi aldı. Uzun süre müzik yazarlığı

ve çevirmenlik yaptı. Ankaralı... 2007'de şehirde

yaşamaktan vazgeçti. 2009'da permakültürle

tanıştı, o tarihten bu yana kendi deyimiyle bir yandan öğreniyor, bir yandan da öğrendiklerini aktarıyor. Bir grup insanla birlikte

köyde hayat kurabilmenin peşinde…

Hemen televiyonu hayatınızdan

çıkarmanızı öneririm. Bu; hayatta, kafalarda,

duygularda büyük bir yer açıyor.

Ekolojik yaşam konularına ne zaman ve nasıl ilgi duy-maya başladınız? Kantarın topuzunun çoktan kaçtığı günümüz dünyasının nasıl dönüşebileceği üzerine yıl-lardır süren arayışım beni ekoloji anlayışına getirdi. Elbette dar çevre koruma-cılığı anlayışından değil, temiz gıda, kaynakların sonraki kuşaklara bırakı-lacak şekilde kullanılması, adil, huzurlu toplumsal

Page 16: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu

30 | 2012 YAZ | www.bugday.org

Çiftlikten Sofranıza, Sağlık Veren Ürünler

Organik Sertifikalı• Tavuk ve Et • Meyve ve Sebze • Krem ve Şampuan • Zeytinyağı

• Sağlıklı KahvaltılıklarHer Cumartesi Vitaminera'da

Mevsimsel, Organik Meyve-Sebze günü

Atrium Çarşısı 9. Kısım No:107 Ataköy İstanbul0212 661 7829

www.vitaminera.net [email protected]

B U Ğ D A Y ' I N S E Ç T İ K L E R İ

> > >

Bagno di Roma Organik Gül KremiYüzde 98 oranında organik

sertifikasına sahip, yerli üretim anti-aging yüz kremi Bagno di Roma Organik Gül Kremi,

Romalı hekim Bergamalı Galen'e (130-201) ait olan formülle

organik zeytinyağı ve organik balmumu kullanılarak üretiliyor.

Yenilebilir doğallıkta olduğu ifade edilen her bir kremde

yaklaşık 150 adet gülden elde edilen saf halde gül uçucu yağı bulunuyor. Gülyağı yüz

bölgesi kırışıklıklarında ve göz altı torbalarında sıkılaştırıcı etki yapıyor. Organik gül kreminin, cilt yenileme ve gençleştirme

için gece yatmadan önce çok az miktarda kullanılması tavsiye

ediliyor. Cilt ve doğa dostu bu kremi Şişli %100 Ekolojik

Pazarda veya www.sabunbutik.com sitesinde bulabilirsiniz.

B Ü Y Ü T E Ç > > >

Toplumuz son 20 yılın yarattıkları ile doğumdan korkan bir toplum oldu. Gerek medya, gerek doktorların riskleri abartması, gerekse annelerin iyi hazırlanmadıkları doğumları, korkunç hikâyeler gibi anlatması bu korkularımızın temelini oluşturdu. Anneler doğumdan korkar oldu, doktorlar annelerden ve dolayısıyla doğumlardan korkar oldu.

Kaynağın temeline inmeden bu sorunu çözmemiz mümkün değil. Yani korkunun temeline inmemiz ve yeniden doğumu hastalık değil, güvenilir,

doğal, fizyolojik bir eylem olarak görmemiz gerekiyor.

Doğum anı ve doğumun kalitesi toplumun geleceğini belirler. Bu an siyasi ve etik olmayan tartışmalarla kirletilmemeli. Doğuma yapılacak yatırım aslında geleceğimize yatırımdır. Bebeklerin sevgi dolu ortamlarda doğması gelecekteki davranışlarını da olumlu yönde etkiler. Belki de bugün artan şiddetin kaynağını doğumlarımızın kalitesi ile bağdaştırabiliriz.

Korku dolu doğumlar veya hazır olmadan planlı sezaryenlerle doğan bebeklerimizi hâlâ annelerinden uzaklaştırmaya devam ediyoruz.

Bebeklerin tüm farkındalıkları ile doğduklarını artık biliyoruz. Doğumdan hemen sonra en büyük ihtiyacı güven

dolu anne kucağı olan bu bebekleri, en kritik saatlerde "bakım" adı altında annelerinden uzaklaştırıyor ve yalnızlaştırıyoruz. Ancak bebeklerin hayatlarında yarattığımız bu etkilerin gelecekteki davranışlarına nasıl yansığacağı konusunu ne yazık ki hiç düşünmüyoruz.

Kendiliğinden başlayan, doğal hormonların aktif olarak salgılandığı, mümkün olduğunca müdahale edilmeden coşkuyla doğan bebeklerin, doğar doğmaz anne kucağıyla buluştuğu ve olabildiğince uzun süre orada kaldığı doğumlar hedef olmalı. Yani doğumun en saf hali. Anne ve bebeklerin ihtiyacı bu... Çözüm, korkuların giderilmesinde, samimiyette ve güvende gizli.”

Dr. Hakan ÇokerUzm. Psk. Neşe Karabekirİstanbul Doğum Akademisi

Doğumun En Saf Hali...

Kendiliğinden başlayan, doğal hormonların salgılandığı, mümkün olduğunca müdahale

edilmeden coşkuyla doğan bebeklerin, doğar doğmaz anne kucağıyla

buluştuğu doğumlar hedef olmalı.

BUĞDAY DERNEĞİ İKTİSADİ İŞLETMESİ ADINA

İMTİYAZ SAHİBİ Leyla Ünlübay

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Leyla Ünlübay YAYIN DANIŞMANI Oya Ayman

KREATİF DİREKTÖR Lalehan Uysal EDİTÖR Mine Eroğlu

GÖRSEL YÖNETMEN Mahmut Hasıl İLLÜSTRASYON Bryan Nance,

www.bryannanceart.blogspot.com

KATKIDA BULUNANLAR Batur Şehirlioğlu, Gizem Altın Nance, Selma Yılmaz, Yahya Demirci, Uğur Keskin

BUĞDAY NOKTALARI EKİ. HAZIRLAYAN Yeşin Aydemir TASARIM Nur Ayman Çakmak

İLLÜSTRASYON Bryan Nance FOTOĞRAFLAR Buğday Arşivi (s.7,9,16), Şebnem Eraş (s.20)

ADRES Asmalımescit Mahallesi Nergis Sokak No: 8/8 Kat: 2 34430 Beyoğlu/İstanbul

Tel: (0212) 252 52 55 Faks: (0212) 252 52 56

BASKI HAZIRLIK Studio Renk Ayrım BASKI Stil Matbaacılık Yayıncılık San. Tic. A.Ş.

İbrahim Karaoğlanoğlu Caddesi Yayıncılar Sokak Stil Binası No: 5 Levent/ İstanbul

Tel: (0212) 281 92 81/ 3 Hat

Bu rehberde yayımlanan ilan ve duyuruların yazılı ve görsel mesajlarından ilan sahipleri, yazılardan yazarları sorumludur. Rehberdeki yazılar sadece kaynak gösterilerek kullanılabilir. Rehber dönüşümlü kağıda bitkisel boya kullanılarak basılmıştır. Bu rehberin üretimi aşamasında, elinize ulaşana kadar tasarlanmasında ve basılmasında harcanan enerji, kağıt, kağıt yapımında, boyalarda, bilgisayarda, faksta kullanılan kimyasallar ve yapay bir değiş tokuş aracı olan para için üzgünüz. Çabalarımız ve dualarımızla, doğal yaşama, toplamda kullandığımızdan çok yararlı olabilmeyi umut ediyoruz.

Page 17: 12 - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğibugday.org/pdf/bugdayREHBER_12.pdf · Hayvan beslenmesi için gereken ekili alanların, insan beslenmesinden çok daha fazla olduğu