1
12 MediaCat Mayıs 2017 13 KURUKAHVECİ MEHMET EFENDİ ürk kültüründe “kahve altı” teriminden türetil- miş “kahvaltı”dan veya öğle yemeğinden sonra; yorgunluk atmak, sohbetlere keyif katmak için içilen Türk kahvesinin en büyük temsilcisi Kurukahveci Mehmet Efendi, başta Türkiye olmak üzere ara- larında ABD, Rusya, Fransa ve Yeni Ze- landa’nın da bulunduğu 50’yi aşkın ül- kede tüketiliyor. 1871 yılından bu yana faaliyet gösteren ve Türkiye’de, Türk kahvesi pazarında lider olan şirket, dünya çapında Türk kahvesi denince akla gelen ilk marka olma özelliğini de taşıyor. İSTANBULLULAR TÜKETİME HAZIR KAHVEYLE BULUŞUYOR Türk kahvesi 19’uncu yüzyıl sonlarına kadar çiğ çekirdek olarak satılıyor ve evlerdeki kahve tavalarında kavrul- duktan, el değirmeninde çekildikten sonra pişirilip içiliyordu. Babasının çiğ kahve ve baharat dükkânında çalışma- ya başlayan Mehmet Efendi, 1871 yı- lında işin başına geçti; o zamana kadar çiğ çekirdek olarak sattıkları kahveyi, “kavrulmuş”, “öğütülmüş” ve “paket- lenmiş” olarak tüketime hazır şekilde İstanbullulara sundu. Böylece İstanbul Tahmis Sokak’ta taze kavrulmuş, mis gibi kahvenin kokusu çevreye yayılır- ken, Mehmet Efendi de sağladığı bu ye- nilik ve kolaylıkla kısa sürede tanınarak “Kurukahveci Mehmet Efendi” olarak anılmaya başladı. İKİNCİ KUŞAK 1931 yılında vefat eden Mehmet Efen- di’nin ardından oğulları Hasan Selahat- tin, Hulusi ve Ahmet Rıza Beyler baba mesleğini sürdürdüler. Aile 1934 yılında “Kurukahveci” soyadını aldı. Mehmet Efendi’nin vefatından sonra ailenin en büyüğü Hasan Selahattin (1897–1944) yurtdışının önemini kavrayarak ulusla- rarası etkinliklere katılmaya karar verdi. Böylece Türk kahvesini yurtiçine olduğu kadar yurtdışına da pazarlayarak tanıt- maya başladı. Hulusi Bey (1904–1934) dönemin gelişen teknolojisini göz ardı etmeyerek toplu üretimi gerçekleştirdi. İstanbul Tahmis Sokak’taki dükkânın yerine, dönemin ünlü mimarı Zühtü Başar’a günümüzde de kullanılmakta olan “art deco” tarzında bir bina inşa et- tirdi. Ayrıca 1932 yılında, dönemin usta grafikeri İhap Hulusi Bey’e bir amblem çizdirtti. Bu amblem günümüzde de kul- lanılmaktadır. Genç yaşta hayata veda eden Hulusi Bey’in ardından yönetimi, yurtdışında eğitim görmüş olan en küçük kardeş Ahmet Rıza Kurukahveci devraldı. Ahmet Bey’in dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmesi, onu reklama ve firmayı çağdaşlaştırma yönünde adım- lar atmaya yöneltti. Bu dönemde kahve, parşömenli kâğıt paketlere konularak şehir içindeki bakkallara otomobil ile dağıtılmaya başlandı. Böylece Türkiye’de bir ilk daha ger- çekleştirilmişti. Ayrıca o yıllarda büyük yenilik olarak tanımlanan afiş ve takvim çalışmaları ile firmanın reklamları yaygın- laştırıldı. Özel arabalarla yurtiçinde kahve dağıtımı da bu dönemde başladı. Galatasa- ray Sahne Sokak’ta bir şube açıldı. ÜÇÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ KUŞAK Ahmet Rıza Bey’in vefatından sonra, Mehmet Efendi’nin üçüncü ve dördüncü kuşaktan torunları markanın yönetimini devraldı. Mehmet Efendi’nin kahve öğüt- tüğü dibeklerin bir asır sonra geliştirilme- siyle ortaya çıkan yeni kahve makineleri, Kurukahveci Mehmet Efendi’yi, sürekli Kahvenin 146 yıllık hatırı Çiğ kahve ve baharat satan bir kuruluştan 50’yi aşkın ülkeye ihracat yapan bir markaya dönüşen Kurukahveci Mehmet Efendi, geçmişten gelen birikimini modern ve inovatif yaklaşımlarla harmanlıyor. Kahve denince akla, 146 yıldır Kurukahveci Mehmet Efendi geliyor. T büyüyen ve milyonlarca kahve severi Türk kahvesiyle buluşturan bir marka haline getirdi. Günümüzde 50’den fazla ülkeye Türk kahvesi ihracatı yapan şirket; geleneksel üretimin modern teknolo- jiyle, tecrübenin ise inovasyon ve ka- liteyle birleştiği 146 yıllık başarı hikâ- yesini devam ettiriyor. Kurukahveci Mehmet Efendi, hızla geçen zamanda hayatı yaşanmaya değer kılan anların tadına varmak isteyenler için hazır- ladığı, kalitesi hiç değişmeyen bol kö- püklü nefis Türk kahvesiyle genç, yaşlı herkese vazgeçilmez bir keyif sunu- yor. Mutluluk, muhabbet, paylaşım, samimiyet ve 146 yıllık hatırla... TÜRKİYE’NİN İLK REKLAMVERENLERİNDEN Türkiye’nin ilk reklamverenlerin- den Kurukahveci Mehmet Efendi, markalaşma yolunda adım atan ilk şirketlerden biri. Markanın tanıtımı için 1930’lu yılların görsel dili reklam mesajlarıyla desteklenerek, grafik ta- sarımın, basılı reklamların, açıkhava reklam çalışmalarının ve POP malze- melerinin Türkiye’deki ilk örnekleri ortaya çıktı. 1933 yılında Yerli Malları Sergisi için tasarlanan stant, 1934’te kahve dağıtımı yapan Opel marka kamyonetin giydirilmesi, 1941’de ilk açıkhava reklam çalışması, 1930–1936 yılları arasında tasarlanan takvim alt- lıkları, 1933–1955 yılları arasında ga- zete ve dergi ilanları, markanın öncü uygulamaları arasında yer aldı. Mimar Zühtü Başar’ın yaptığı ilk logo. 1932 yılında İhap Hulusi tarafından yapılan amblem. İhap Hulusi tarafından yapılan amblem; 1993 yılında Bülent Erkmen tarafından kurum ismiyle ilişkilendirilerek yeni bir yapısal kurgu içine sokuldu ve bu yapının bir parçası haline getirilerek logolaştırıldı. www.mehmetefendi.com DÜNDEN BUGÜNE LOGOLAR BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? 5 Ağustos 1933 tarihli Akşam gazetesinde yayımlanan yarım sayfa ilan. 26 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ilan. 1941 yılından bir açıkhava afişi. Grafiker: İhap Hulusi Görey UNUTULMAYAN İLANLAR 35 bin Kurukahveci Mehmet Efendi Türk kahvesini kavrulmuş, öğütülmüş ve paketlenmiş olarak tüketime hazır şekilde sunan ilk şirket. Şirketin kurulduğu, günümüzde de merkezinin yer aldığı İstanbul’daki Tahmis (Kurukahve) Sokağı, dünyanın ilk kahve sokağı olma özelliğini taşıyor. Şirketin 1950’li yıllara ait emektar ve halen kullanılan değirmenlerinden biri eski bir savaş topunun gövdesinden imal edilmiş. Kurukahveci Mehmet Efendi İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı ilk Türk şirketlerinden biri ve Türkiye’nin ilk reklamverenleri arasında yer alıyor. Döviz yokluğu nedeniyle Türkiye’ye çiğ kahve ithalatının durdurulduğu 1955–1960 ve 1977–1982 arasındaki dönemlerde, Kurukahveci Mehmet Efendi Türk kahvesi üretimine ara vermek zorunda kaldı. Ancak kurumun bilgi, birikim ve becerisi; aile bireylerinin fedakârlıklarıyla uzun yıllar yaşayarak günümüze ulaştı. Şirket bu dönemde Türk kahvesi kültürüne sahip çıktı ve onun yok olup gitmesini önledi. Markanın gösterdiği, pek az kurumda bulunan azim, gayret, sebat ve ısrar meziyetleri, Türk kahvesini dünyaya taşıdı. Kurukahveci Mehmet Efendi, 2016 yılında katıldığı İstanbul, Ankara ve İzmir kahve festivallerinde toplam 35 bin fincan kahve ikram etti.

146 yıllık hatırı - Kurukahveci Mehmet Efendi · 2017-12-20 · Türk kahvesiyle buluşturan bir marka haline getirdi. Günümüzde 50’den fazla ülkeye Türk kahvesi ihracatı

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 146 yıllık hatırı - Kurukahveci Mehmet Efendi · 2017-12-20 · Türk kahvesiyle buluşturan bir marka haline getirdi. Günümüzde 50’den fazla ülkeye Türk kahvesi ihracatı

12 MediaCat Mayıs 2017 13

KURUK AHVECİ MEHMET EFENDİ

ürk kültüründe “kahve altı” teriminden türetil-miş “kahvaltı”dan veya öğle yemeğinden sonra;

yorgunluk atmak, sohbetlere keyif katmak için içilen Türk kahvesinin en büyük temsilcisi Kurukahveci Mehmet Efendi, başta Türkiye olmak üzere ara-larında ABD, Rusya, Fransa ve Yeni Ze-landa’nın da bulunduğu 50’yi aşkın ül-kede tüketiliyor. 1871 yılından bu yana faaliyet gösteren ve Türkiye’de, Türk kahvesi pazarında lider olan şirket, dünya çapında Türk kahvesi denince akla gelen ilk marka olma özelliğini de taşıyor.

İSTANBULLULAR TÜKETİME HAZIR KAHVEYLE BULUŞUYORTürk kahvesi 19’uncu yüzyıl sonlarına kadar çiğ çekirdek olarak satılıyor ve evlerdeki kahve tavalarında kavrul-

duktan, el değirmeninde çekildikten sonra pişirilip içiliyordu. Babasının çiğ kahve ve baharat dükkânında çalışma-ya başlayan Mehmet Efendi, 1871 yı-lında işin başına geçti; o zamana kadar çiğ çekirdek olarak sattıkları kahveyi, “kavrulmuş”, “öğütülmüş” ve “paket-lenmiş” olarak tüketime hazır şekilde İstanbullulara sundu. Böylece İstanbul Tahmis Sokak’ta taze kavrulmuş, mis gibi kahvenin kokusu çevreye yayılır-ken, Mehmet Efendi de sağladığı bu ye-nilik ve kolaylıkla kısa sürede tanınarak “Kurukahveci Mehmet Efendi” olarak anılmaya başladı.

İKİNCİ KUŞAK1931 yılında vefat eden Mehmet Efen-di’nin ardından oğulları Hasan Selahat-tin, Hulusi ve Ahmet Rıza Beyler baba mesleğini sürdürdüler. Aile 1934 yılında “Kurukahveci” soyadını aldı. Mehmet

Efendi’nin vefatından sonra ailenin en büyüğü Hasan Selahattin (1897–1944) yurtdışının önemini kavrayarak ulusla-rarası etkinliklere katılmaya karar verdi. Böylece Türk kahvesini yurtiçine olduğu kadar yurtdışına da pazarlayarak tanıt-maya başladı. Hulusi Bey (1904–1934) dönemin gelişen teknolojisini göz ardı etmeyerek toplu üretimi gerçekleştirdi. İstanbul Tahmis Sokak’taki dükkânın yerine, dönemin ünlü mimarı Zühtü Başar’a günümüzde de kullanılmakta olan “art deco” tarzında bir bina inşa et-tirdi. Ayrıca 1932 yılında, dönemin usta grafikeri İhap Hulusi Bey’e bir amblem çizdirtti. Bu amblem günümüzde de kul-lanılmaktadır.

Genç yaşta hayata veda eden Hulusi Bey’in ardından yönetimi, yurtdışında eğitim görmüş olan en küçük kardeş Ahmet Rıza Kurukahveci devraldı. Ahmet Bey’in dünyadaki gelişmeleri

yakından takip etmesi, onu reklama ve firmayı çağdaşlaştırma yönünde adım-lar atmaya yöneltti. Bu dönemde kahve, parşömenli kâğıt paketlere konularak şehir içindeki bakkallara otomobil ile dağıtılmaya başlandı.

Böylece Türkiye’de bir ilk daha ger-çekleştirilmişti. Ayrıca o yıllarda büyük yenilik olarak tanımlanan afiş ve takvim çalışmaları ile firmanın reklamları yaygın-laştırıldı. Özel arabalarla yurtiçinde kahve dağıtımı da bu dönemde başladı. Galatasa-ray Sahne Sokak’ta bir şube açıldı.

ÜÇÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ KUŞAKAhmet Rıza Bey’in vefatından sonra, Mehmet Efendi’nin üçüncü ve dördüncü kuşaktan torunları markanın yönetimini devraldı. Mehmet Efendi’nin kahve öğüt-tüğü dibeklerin bir asır sonra geliştirilme-siyle ortaya çıkan yeni kahve makineleri, Kurukahveci Mehmet Efendi’yi, sürekli

Kahvenin 146 yıllık hatırı

Çiğ kahve ve baharat satan bir kuruluştan 50’yi aşkın ülkeye ihracat yapan bir markaya dönüşen Kurukahveci Mehmet Efendi, geçmişten gelen birikimini modern ve inovatif yaklaşımlarla harmanlıyor. Kahve denince akla, 146 yıldır Kurukahveci Mehmet Efendi geliyor.

T

büyüyen ve milyonlarca kahve severi Türk kahvesiyle buluşturan bir marka haline getirdi.

Günümüzde 50’den fazla ülkeye Türk kahvesi ihracatı yapan şirket; geleneksel üretimin modern teknolo-jiyle, tecrübenin ise inovasyon ve ka-liteyle birleştiği 146 yıllık başarı hikâ-yesini devam ettiriyor. Kurukahveci Mehmet Efendi, hızla geçen zamanda hayatı yaşanmaya değer kılan anların tadına varmak isteyenler için hazır-ladığı, kalitesi hiç değişmeyen bol kö-püklü nefis Türk kahvesiyle genç, yaşlı herkese vazgeçilmez bir keyif sunu-yor. Mutluluk, muhabbet, paylaşım, samimiyet ve 146 yıllık hatırla...

TÜRKİYE’NİN İLK REKLAMVERENLERİNDENTürkiye’nin ilk reklamverenlerin-den Kurukahveci Mehmet Efendi, markalaşma yolunda adım atan ilk şirketlerden biri. Markanın tanıtımı için 1930’lu yılların görsel dili reklam mesajlarıyla desteklenerek, grafik ta-sarımın, basılı reklamların, açıkhava reklam çalışmalarının ve POP malze-melerinin Türkiye’deki ilk örnekleri ortaya çıktı. 1933 yılında Yerli Malları Sergisi için tasarlanan stant, 1934’te kahve dağıtımı yapan Opel marka kamyonetin giydirilmesi, 1941’de ilk açıkhava reklam çalışması, 1930–1936 yılları arasında tasarlanan takvim alt-lıkları, 1933–1955 yılları arasında ga-zete ve dergi ilanları, markanın öncü uygulamaları arasında yer aldı. ■

Mimar Zühtü Başar’ın yaptığı ilk logo.

1932 yılında İhap Hulusi tarafından yapılan amblem.

İhap Hulusi tarafından yapılan amblem; 1993 yılında Bülent Erkmen tarafından kurum ismiyle ilişkilendirilerek yeni bir yapısal kurgu içine sokuldu ve bu yapının bir parçası haline

getirilerek logolaştırıldı.

www.mehmetefendi.com

DÜNDEN BUGÜNE LOGOLAR

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

5 Ağustos 1933 tarihli Akşam gazetesinde yayımlanan yarım sayfa ilan.

26 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ilan.

1941 yılından bir açıkhava afişi. Grafiker: İhap Hulusi Görey

UNUTULMAYAN İLANLAR

35 bin

Kurukahveci Mehmet Efendi Türk kahvesini kavrulmuş, öğütülmüş ve paketlenmiş olarak tüketime hazır şekilde sunan ilk şirket.

Şirketin kurulduğu, günümüzde de merkezinin yer aldığı İstanbul’daki Tahmis (Kurukahve) Sokağı, dünyanın ilk kahve sokağı olma özelliğini taşıyor.

Şirketin 1950’li yıllara ait emektar ve halen kullanılan değirmenlerinden biri eski bir savaş topunun gövdesinden imal edilmiş.

Kurukahveci Mehmet Efendi İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı ilk Türk şirketlerinden biri ve Türkiye’nin ilk reklamverenleri arasında yer alıyor.

Döviz yokluğu nedeniyle Türkiye’ye çiğ kahve ithalatının durdurulduğu 1955–1960 ve 1977–1982 arasındaki dönemlerde, Kurukahveci Mehmet Efendi Türk kahvesi üretimine ara vermek zorunda kaldı. Ancak kurumun bilgi, birikim ve becerisi; aile bireylerinin fedakârlıklarıyla uzun yıllar yaşayarak günümüze ulaştı. Şirket bu dönemde Türk kahvesi kültürüne sahip çıktı ve onun yok olup gitmesini önledi. Markanın gösterdiği, pek az kurumda bulunan azim, gayret, sebat ve ısrar meziyetleri, Türk kahvesini dünyaya taşıdı.

Kurukahveci Mehmet Efendi, 2016 yılında

katıldığı İstanbul, Ankara ve İzmir

kahve festivallerinde toplam 35 bin fincan

kahve ikram etti.