26
1 AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER Sunuş------------------------------------------------------------------------------------------------------2 Türkiye 2017 Yılı İlk Çeyrekte Yüzde 5 Büyüdü---------------------------------------------------3 Hande UZUNOĞLU-Şebnem BORAN-Sait KAYA Sigorta Eksperliği Mesleğine Bakış--------------------------------------------------------------------5 Erdem ALPTEKİN Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu Coğrafi İşaretlere İlişkin Neler Getiriyor?-----------------------11 Şebnem BORAN Türkiye Ekonomisinin Lokomotifi İnşaat Sektöründe 2017 Yılı İlkyarısındaki Gelişmeler-15 Hande UZUNOĞLU 4’üncü Sanayi Devriminde Mesleki Eğitim Algısı-------------------------------------------------19 Melisa KORKMAZ Yaş Sebze ve Meyve Sektörünün Güncel Durum Değerlendirmesi-------------------------22 Elif ÇAM ARAŞTIRMA, GİRİŞİMCİLİK VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMİ SEKTÖREL

2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN - SUNUŞ

1

AR&GE BÜLTEN

2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER

Sunuş------------------------------------------------------------------------------------------------------2

Türkiye 2017 Yılı İlk Çeyrekte Yüzde 5 Büyüdü---------------------------------------------------3 Hande UZUNOĞLU-Şebnem BORAN-Sait KAYA

Sigorta Eksperliği Mesleğine Bakış--------------------------------------------------------------------5 Erdem ALPTEKİN Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu Coğrafi İşaretlere İlişkin Neler Getiriyor?-----------------------11 Şebnem BORAN Türkiye Ekonomisinin Lokomotifi İnşaat Sektöründe 2017 Yılı İlkyarısındaki Gelişmeler-15 Hande UZUNOĞLU 4’üncü Sanayi Devriminde Mesleki Eğitim Algısı-------------------------------------------------19 Melisa KORKMAZ Yaş Sebze ve Meyve Sektörünün Güncel Durum Değerlendirmesi-------------------------22 Elif ÇAM

ARAŞTIRMA, GİRİŞİMCİLİK VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ

EKONOMİ

SEKTÖREL

Page 2: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN - SUNUŞ

2

Değerli Üyelerimiz, Dünya arka arkaya yaşanan terör olayları ile sarsılırken Suudi Arabistan’ın başını çektiği sekiz ülkenin Katar ile ilişkilerini kesmesi diplomatik krize neden oldu. Uçuş seferleri durduruldu, Katar bankalarıyla para transfer işlemleri askıya alındı, ticaret kesildi. Katar’ın gıda sorunu yaşaması nedeniyle yardıma koşan ülkelerden birisi Türkiye oldu. Elbette bu krizin daha ciddi boyutlara ulaşmadan biran önce çözülmesi gerekiyor. Ortadoğu’dan çalkantılı haberler gelirken, Batı ülkelerinin ekonomilerinden toparlanma sinyalleri geliyor. Dünya Bankası ve OECD’nin Haziran 2017 Ekonomik Görünüm raporlarına göre; 2017’de dünya ekonomisi % 2,7 büyüyecek. Her iki kurumun da beklentisi aynı: dünya ekonomisi güçleniyor. Ülkemizde de 2017 yılı ilk çeyreğinde açıklanan büyüme rakamları piyasalara moral depoladı. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan büyüme rakamlarını bültenimizin ekonomi bölümünde değerlendirdik. Bültenimizde bu ay sektörel konularla ilgili;

“Sigorta Eksperliği Mesleğine Bakış”

“Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu Coğrafi İşaretlere İlişkin Neler Getiriyor?”

“Türkiye Ekonomisinin Lokomotifi İnşaat Sektöründe 2017 Yılı İlkyarısındaki Gelişmeler”

“4’üncü Sanayi Devriminde Mesleki Eğitim Algısı”

“Yaş Sebze ve Meyve Sektörünün Güncel Durum Değerlendirmesi” başlıklı yazılarımızı bulabilirsiniz. Odamız Araştırma, Girişimcilik ve Meslekleri Geliştirme Müdürlüğü uzmanları tarafından hazırlanan AR&GE Bülten’in üyelerimize, kamu otoritelerine ve ilgililere yararlı olacağını umuyor, bol kazançlı günler diliyoruz. Ekrem DEMİRTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı

Page 3: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-EKONOMİ

3

Türkiye ekonomisi, son yıllarda belirli bir istikrara kavuştuysa bunda en büyük pay enflasyon oranlarının tek hanelerde seyretmesinden kaynaklanmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın 1. Çeyrek (Ocak-Mart Dönemi) Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerini açıklamıştır. Son açıklanan verilere göre, 2017 yılının ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi % 5 büyümüştür. Üretim yöntemiyle gayrisafi yurtiçi hasıla tahmini, 2017 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla % 14,3 artarak 641 milyar 584 milyon TL olmuştur. Türkiye ekonomisi 2016 yılının tamamında % 2,9 büyürken, 2016 yılının son çeyreğindeki büyüme % 3,5 olarak gerçekleşmişti. 2017 yılının ilk çeyreğinde büyümenin % 3,5 civarında gerçekleşeceği tahmin edilmekteyken birinci çeyrek için açıklanan istatistikler, büyümenin tahminlerin üzerinde gerçekleştiğini göstermektedir. Gayrisafi yurtiçi hasılayı oluşturan faaliyetler açısından büyüme rakamları incelendiğinde; 2017 yılının birinci çeyreğinde tarım sektörü toplam katma değerinin % 3,2, sanayi sektörünün % 5,3, inşaat sektörünün % 3,7 arttığı gözlemlenmiştir. Son bir yıldaki çeyrekler itibariyle rakamlar incelendiğinde; tarım ve sanayinin katma değer artışında olduğu, inşaat sektöründe ise düşüş olduğu görülmektedir. Tablo 1: Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, İktisadi Faaliyet Kollarına Göre Zincirlenmiş Hacim Endeksi ve Değişim Oranları (2009=100), I. Çeyrek: Ocak-Mart, 2017

BİR ÖNCEKİ YILIN AYNI ÇEYREĞİNE GÖRE DEĞİŞİM ORANI (%)

2016 1. Çeyrek

2016 2. Çeyrek

2016 3. Çeyrek

2016 4. Çeyrek

Yıllık 2017

1. Çeyrek

Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık

-4,3 -4,0 -6,5 1,3 -4,1 3,2

Sanayi 8,1 6,0 -0,8 5,0 4,5 5,3

İnşaat 5,4 16,0 4,0 3,7 7,2 3,7

Hizmetler 2,0 0,5 -7,4 1,8 -0,8 5,2

Bilgi ve İletişim 4,8 7,5 2,7 9,1 6,3 7,0

Finans ve sigorta faaliyetleri

8,6 13,5 -1,3 8,4 7,1 12,0

TÜRKİYE 2017 YILI İLK ÇEYREKTE YÜZDE 5 BÜYÜDÜ

Hande UZUNOĞLU-Şebnem BORAN-Sait KAYA

Page 4: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-EKONOMİ

4

2016

1. Çeyrek 2016

2. Çeyrek 2016

3. Çeyrek 2016

4. Çeyrek Yıllık

2017 1. Çeyrek

Gayrimenkul faaliyetleri

4,1 4,6 3,0 2,7 3,6 1,8

Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri

7,4 12,9 2,1 1,3 5,6 8,8

Kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri

4,7 5,0 5,2 3,1 4,5 4,2

Diğer hizmet faaliyetleri

2,6 1,6 0,1 3,8 2,1 3,3

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24567 Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2017 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre % 4,7; mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi ise bir önceki çeyreğe göre % 1,4 artış göstermiştir. Hanehalklarının nihai tüketim harcamalarına bakıldığında ise; 2017 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirleme hacim endeksi olarak % 5,1 arttığı görülmektedir. Devletin nihai tüketim harcamaları % 9,4, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise % 2,2 artmıştır. Tablo 2: Gayrisafi Yurtiçi Hasıla Sonuçları I. Çeyrek: Ocak-Mart 2017

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24567 2017 yılı ilk çeyrekteki % 5’lik büyüme Türkiye ekonomisindeki olumlu gidişata işaret etmektedir. Nitekim, Hükümetimizin uygulamaya koyduğu teşvik ve destekler yüksek büyümede önemli bir etken olmuştur. Bu teşvik ve destekler yatırım, üretim, ihracat ve istihdam artışını sağlamıştır. Bununla birlikte, Dünya Bankası tarafından yayımlanan “Haziran 2017 Ekonomik Görünüm Raporu”nda Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda büyüme performansına ilişkin tahminler yukarı yönlü revize edilmiş, 2017 yılı büyüme tahmini % 0,5 yükseltilerek % 3,5’e çıkarılmıştır. Sonuç olarak, ilk çeyrekte gerçekleşen büyüme oranının istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi önem taşımaktadır. Türkiye’nin faiz, enflasyon, cari açık ve işsizlik gibi yapısal ekonomik sorunları, yüksek büyümeyle en aza indirilebilecektir. Bunun için öncelikle Türkiye ekonomisinin istikrarlı bir şekilde büyümesi, büyümenin ihracatla sağlanması, büyümenin sadece tüketimden değil, üretimden de kaynaklanmasının sağlanması gerekmektedir.

Page 5: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

5

Sigorta sektörü, dünya genelinde geçmişi çok eskilere dayanan bir meslek. Dünyada sigortacılığa benzer ilk uygulamalara günümüzden yaklaşık 4000 yıl kadar önce Babiller’de rastlanıyor. Zamanın ticaret merkezi durumundaki Babil’de, kervan tüccarlarına borç veren sermayedarlar, kervanların soyulması veya fidye ödeme durumuyla karşılaşmaları halinde tüccarların borçlarını silmiş, buna karşılık borcu tüccarlardan geri aldıkları zaman taşıdıkları riskin karşılığı olarak ana borç miktarı üzerinden bir miktar para alıyorlar. Bu olay daha sonra Kral Hammurabi tarafından yasallaştırılıyor. Modern sigortacılığın doğuşuna ise deniz, kara sigortacılığına yangın, kaza sigortacılığına tren kazaları ile ilişkin bireysel kazaların öncülük ettiğini görüyoruz. Daha sonra, sanayinin gelişmesiyle yaşanan büyük teknik hasarlar ise, mühendislik sigortalarının gelişimine yol açıyor. 20. yüzyılın başlarında sigorta şirketleri artık, her türlü sigorta ihtiyacına cevap verebilecek şekilde örgütlenmelerini tamamlamış kuruluşlar olarak etkin hizmet verebilecek düzeye ulaşıyorlar. Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanına kadar tümü yerli sermaye ve teknisyenlerle işletilen bir sigorta kuruluşu bulunmadığı görülüyor. Bugüne geldiğimizde ise gelişmiş ülkelerde sigorta sektörü, ilgili ülkelerin milli gelirinden ciddi pay alıyor. Ülkemizde ise sigorta sektörü hak ettiği payı alamıyor. Sigorta sektörü hep bankacılık sektöründen sonra anılıyor, hasar oluşmadan sigorta sektörünün önemi anlaşılmıyor. Ne yazık ki toplumumuzda yeterince sigorta bilinci oluşamadığı için, çoğu kişi veya kuruluşlar, ancak riskler gerçekleştiği zamanlarda, bir sigorta bilincine varabiliyorlar ve tabii ki, bu durumda da, artık iş işten geçmiş oluyor. Tüketiciler de gerek olmaması halinde, sigorta yapmaktan kaçınıyorlar. Zorunlu sigortalarda dahi sigortalanma oranının, yarıyı geçmediği de, maalesef üzücü bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Hasar gerçekleştiğinde, telafisi çok güç olan ya da hiç mümkün olmayan ekonomik çöküntülere ve kayıplara neden oluyor. Oysaki sadece hasar sonrası değil, sigortalanmadan önceki bilgi alışverişi yapılması gerekiyor.

SİGORTA EKSPERLİĞİ MESLEĞİNE BAKIŞ

Erdem ALPTEKİN

Page 6: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

6

Bu sayede hem muhtemel risklerin analizi ve kıymet takdirinin yapılması, hem de doğru risklere, doğru teminatlar sağlanabilmesi sağlanabilir. Bununla birlikte hasardan sonra yapılacak işler de hafiflemiş oluyor. İşte hem muhtemel riskler sonucu oluşacak hasarların belirlenmesi, hem de bütün önlemlere rağmen oluşabilen hasarların sonrasında da, bu hasarların cins ve miktarlarının belirlenebilmesi için görev yapan uzman kişilere, sigorta eksperi deniyor. Sigorta edilen rizikoların gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini tesbit ile muhtemel hasar öncesi risklerin tespiti için yapılan risk analizi ve yine bu sigortalanacak kıymetlerin belirlenmesi işi olan, mutabakatlı kıymet, ön ekspertiz ve gözetim gibi işlemleri mutad meslek halinde yapan kişilere sigorta eksperi deniyor. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa göre sigorta eksperleri, sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak ve tarafsız ve bağımsız olup, sadece idari yönden Hazine Müsteşarlığı’na, mesleki faaliyetlerin uygulanması yönünden de TOBB Sigorta Eksperleri İcra Komitesi’ne bağlı gerçek veya tüzel kişiler. Sigortacılık Kanunu çerçevesinde hazırlanan Sigorta Eksperleri Yönetmeliği, 22.6.2008 tarih ve 26914 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Sigorta eksperleri faaliyetine devam edebilmek için, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde tutulan Levhaya kayıtlı bulunmaları gerekiyor. Mevcut Eksperlik belgeleri;

Kara araçları,

Hava, deniz ve demiryolu araçları,

Emtia ve kıymete ilişkin nakliyat,

Yangın, doğal afet, kaza ve hırsızlık,

Mühendislik,

Kredi ve finans – Emniyeti suistimal, hukuksal koruma ve destek,

Sağlık, hastalık ve ferdi kaza,

Tarım ve hayvan hayat dallarında veriliyor. 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile bu Kanun kapsamında çıkarılan yönetmelikler çerçevesinde Tarım Bakanlığı ile TARSİM’in ortak olarak düzenlediği eğitimlerde başarılı olan kişilere Hazine Müsteşarlığınca Tarım Sigortaları Havuzu Eksperlik belgesi de veriliyor. Eksper görevini bağımsız ve tarafsız olarak yapmak zorunda.

Page 7: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

7

Sigorta Eksperi görevi gereği;

Tarafsız olmalı,

Basit ve kolay anlaşılabilir olmayı gözetmeli,

Faaliyetlerinde şeffaflığı en üst düzeyde tutmalı,

Mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmalı,

Mesleki ehliyet ve yetkili kılındığı branşlar dışında ekspertiz yapmamalı,

Mesleki sırları saklamalıdır. Sigorta eksperinin verdiği rapor ve yaptığı tesbit, hem sigortacı hem de sigortalı açısından büyük önem taşıyor. Taraflar arasında maruz kalınacak baskılardan uzak, tarafsız ve bağımsız yapılabilmesi ise, sigorta eksperliği işinin, olmazsa olmazı. Sigorta eksperliği, sigorta sektörünün temel yapıtaşlarından birisi. Sigorta hasarları konusunda eksperlik hizmeti vererek, tüketiciler ve sigorta şirketleri arasında köprü oluyorlar. Sigorta eksperleri, sigortaya konu olan unsurun gözetiminde (sigorta bedel tespiti) ve hasarlanması halinde görev alıyor. Bu konuda "tarafsız teknik bilirkişi" kimliği ile poliçe genel ve özel şartları ile ek klozlar çerçevesinde faaliyetini sürdürür. Meydana gelen hasarın nedenini niteliğini ve miktarını-değerini tespit ederek raporunu düzenler ve kendini tayin eden tarafa ve talep edilmesi halinde menfaat sahibine (sigortalı veya sigorta ettiren) iletir. Sigorta eksperinin yaptığı iş dolayısıyla güven veren, dürüst, sabırlı, kararlı bir kişiliğe ve konusunda uzmanlaşmış, eğitimli ve birikimli bir donanıma sahip olması gerekiyor. Sigorta eksperinin karar mekanizması gelişmiş ve hızlı olmalı. Karşılaşılan her tür kayıp ve hasarlarda araştırma yeteneği kuvvetli olmalı. Sigorta eksperliği mesleğinin başarısı yukarıda bahsedilen değerler ile doğru orantılı. Tavuk kümesinden beş yıldızlı otele, viraneden saray yavrusuna, bakkal dükkanından dev fabrikalara eksper her türlü yere gidip, her eğitim seviyesinden, her yaştan, her değişik kişiliklerden insanlarla muhatap olabiliyor. Sokak, meydan, ilçe, büyük, küçük demeden gidip inceleyip, raporunu yazıyor, yani bir başka deyişle de, hem teknolog, hem sosyolog, hem psikologluğu aynı anda yapabilecek bir yapıyla işini yapıyor. Belki Türkiye’nin her yerinde eksper yok, ama ihtiyaç halinde eksper ülkenin her yerinde olmak zorunda. Eksper raporunu büyük bir özenle yazmak zorunda. Çünkü taşıdığı sorumluluk çok büyük.

Page 8: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

8

Sigorta eksperi; sigortacılıkla ilgili yasalara, Sigorta Eksperleri Yönetmeliği'ne, eksperlik etik kurallarına ve diğer ilgili mevzuata uygun hareket etmeli. SBM Eksper Raporu (EKSRAP) İstatistiklerine göre; Nisan 2016-Mart 2017 tarihleri arasında eksper raporuna konu olan hasarların % 56,1’i kasko, % 43,9’u ise trafik alanında. Kaza tespit tutanaklarının illere göre dağılımına bakıldığında 2016 yılında ilk beş sırayı sırasıyla 71.081 ile İstanbul, 19.870 ile Ankara, 14.199 ile İzmir, 9.758 ile Bursa ve 6.308 ile Kocaeli alıyor. Trafik ve kasko poliçelerinden doğan motorlu taşıt sigorta hasarları başta olmak üzere, yangın, yıldırım, infilak, doğal afetler, mühendislik vb. tüm hasarlara bakan eksperin yükü oldukça ağır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa göre, dört yıl için seçilen ve dokuz kişiden oluşan Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin yedi asıl ve yedi yedek üyesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından tutulan Levhaya kayıtlı, mesleğinde itibar ve tecrübe sahibi sigorta eksperleri arasından, Müsteşarlıkça belirlenen usul ve esaslara göre seçiliyor. Ayrıca bu Komiteye Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulundan bir üye ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Sekreteri veya görevlendireceği yardımcısı daimî üye olarak atanır. Sigorta Eksperleri İcra Komitesine seçilebilmek için en az on yıl bilfiil sigorta eksperliği yapmış olmak gerekir. Eksper ihtiyacına ilişkin olarak iller veya bölgeler ve eksperlik dalları itibariyle yapılacak çalışmalar sonucunda Hazine Müsteşarlığınca eksper ihtiyacı oluştuğuna kanaat getirilmesi halinde, yurt çapında veya il ya da bölge bazında eksperlik kursları açılır. Açılacak bu kursların sonunda sınav yapılıyor. Bir eksperlik dalı için ihtiyacın altında adayın ön kayıt yaptırması halinde o dalda kurs programı açılmayabilir. Bir dalda belirlenen ihtiyaçtan fazla müracaat olması halinde ön eleme sınavı yapılıyor. Eksperlik dalı bazında açılacak kurslar çerçevesinde yapılacak ön eleme sınavına ilişkin usuller ile açılacak kursların tarihi, programı, kapsamı ve başvuru koşullarına ilişkin çalışmalar Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin görüşü alınarak SEGEM tarafından yapılır, Hazine Müsteşarlığınca karara bağlanıyor. Eksperler, ihtiyaç duyulması halinde, konusunda kendisini kanıtlamış uzmanlardan yararlanabilir. Bu durumda eksperler, uzmanlar işe başlamadan önce onların kimliği ile uzmanlık konularını kendilerini görevlendiren tarafa yazılı olarak bildirir ve incelemelerinde uzmanları yanlarında bulundurur. Aksi halde, uzman vasfı ile tayin edilen bu kişilerin tespitleri geçerli sayılmaz ve raporda yer almaz. Bu kişilere verilecek ücret ekspertiz ücretine dahil edilemez. Eksperler, incelemeleri sırasında, kayıp veya hasar miktarını en aza indirebilecek kurtarma imkanının bulunduğunu tespit etmeleri halinde, kurtarma çalışmalarının başlatılması için durumu ilgililere derhal bildirir.

Page 9: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

9

Eksperler, gerek milli servetin gerekse çevrenin ve üçüncü kişilerin korunması ve bilgilendirilmesi açısından;

Çevreye verilebilecek zararın durdurulması veya azaltılmasını teminen büyük hasarları,

Onarımın usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespitini teminen hayati önemi haiz onarımları ve pert edilecek araçları

önlem alınmak üzere ilgili kurumlara bildirmek zorunda. Eksper Atama ve Takip Sistemi (EKSİST) Motorlu Araç Sigortalarından (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Kara Taşıtları Kasko Sigortası, Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası) kaynaklanan taleplerle ilgili olarak sigortalı veya sigorta sözleşmesinden menfaat sahibi olan kişilerin hasar bildiriminde bulunabilmesi, eksper atama hakkını kullanması ve atama sürecinin takip edilmesi amacıyla tesis edilmiş. Eksper ataması; Hasar Eksper Ataması ve Değer Kaybı Ataması şeklinde gerçekleşiyor. Sigortacılık Kanununun 22 nci maddesi gereğince, sigorta eksperi sigortacı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler tarafından tayin edilebiliyor. Bu kapsamda, EKSİST'den eksper atama talebi olan sigortalı veya sigorta sözleşmesinden menfaat sahibi olan kişiler faydalanabilecek. Bu konuda düzenlenmiş özel bir vekalet akdi olmaksızın anılan kişiler adına eksper tayin edilemez. Kentimizde sigorta eksperleri Odamıza bağlı olarak faaliyet gösteriyor. 7 Nisan 2017 tarihi itibariyle; tüzel kişiliklerin kayıt zorunluluğu nedeniyle Odamıza bağlı 81 sigorta eksperlik şirketi ile kayıt zorunluluğu olmayan gerçek kişi olan yaklaşık 122 eksper olmak üzere yaklaşık 200 civarında eksper aktif olarak çalışmalarına devam ediyor. Ayrıca Odamızda, Türkiye’deki diğer Odalar içinde ilk ve tek olan ’’Sigorta Eksperleri Komisyonu” faaliyet gösteriyor. 2013 yılı Temmuz ayından beri görev yapmakta olan Komisyon, Odamız üyelerine hizmet vermeye devam ediyor. Sigorta Eksperleri Komisyonu; üyelerimizin sigortalı kıymetlerinde oluşması muhtemel hasar riskleri ve yine oluşmuş olan sigorta hasarları için her türlü danışmanlık hizmetleri verilmesi, reel sektöre “Sigorta Eksperliği” kurumunun tanıtılması, Odamızın etkin kamuoyu tanıtım gücüyle bu özel mesleğin kamuoyuna tanıtılması, Odamızın eğitimle ilgili tecrübe ve imkanlarıyla sektöre sertifikalı yardımcı eleman istihdamı sağlanması ve mesleki toplantılar düzenlenmesi gibi konularda faaliyetler yapıyor. Sigortalanmadan önceki bilgi alışverişi (kıymet takdirinin yapılması, hangi riskleri taşıdığının belirlenmesi ve doğru poliçe yapılmasının sağlanması) ve hasardan sonra yapılacak işlerle ilgili Odamız üyelerinin sorunlarıyla ilgili bilgi alışverişi yapılması ve danışmanlık hizmeti almalarının sağlanması amacıyla çalışmalarına devam ediyor. Yine 7 Nisan 2017 tarihi itibariyle TOBB kayıtlarına göre ülkemiz genelinde 1.837 sigorta eksperi faaliyet gösteriyor.

Page 10: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

10

Kentimizde faaliyet gösteren sigorta eksperi sayısı ise 203. İzmir’de yer alan eksper sayısı, Türkiye toplamının % 11’ine denk geliyor. Yani Türkiye genelindeki her 10 eksperden 1’i İzmir’de yer alıyor. TOBB sistemine göre levhaya kayıtlı eksperlerden 2’si Aliağa, 3’ü Balçova’da, 7’si Bayraklı’da, 25’i Bornova’da, 6’sı Buca’da, 7’si Karabağlar’da, 37’si Karşıyaka’da, 71’i Konak’ta, 3’ü Urla’da faaliyet gösteriyor. Geriye kalan 42 eksperin ise ilçe detayı belirtilmemiş. İzmir ve Türkiye ekonomisine ve dolayısıyla sigorta sektörüne eksperlerin katkısı harcadığı emek, gösterdiği özen ve çalışma disiplini göz ardı edilemez derecede. Sigorta eksperlerine sigorta sektörü destek vermeli ve sigorta eksperlerinin bağımsız ve tarafsız duruşu desteklenmelidir. Sigorta eksperliği mesleğinin dünyadaki yerinin daha iyi benimsenmesi ve tıpkı gibi sigorta sektörünün geneli gibi sigorta eksperliği mesleğinin de, Türkiye’de daha iyi yerlere gelmesi gerekiyor. Kaynak:

Ege Sigorta Eksperleri Derneği, http://www.egesigortaeksperleri.com,

İzmir Ticaret Odası Sigorta Eksperleri Komisyonu Üyeleri Paylaşımları

Kıvanç Bayer, Sigorta Hasar Eksperlik Faaliyetlerinin Sigorta İşletmelerine Hasar Maliyetleri Açısından Etkileri, http://www.eksperlerdernegi.com/files/downloads/PageFiles/%7B77E8EF37-53E9-4A0E-8F2E-0377B0C53143%7D/Files/tez.pdf, (25.04.2017).

SEGEM, Sigortacılık Eğitim Merkezi, Sigorta Eksperliği Yönetmeliği, http://www.segem.org.tr/sigortaEksperleriYonetmenligi3.asp, (06.04.2017).

SEGEM, Sigortacılık Eğitim Merkezi, Sigorta Eksperleri Meslek Kuralları, http://www.segem.org.tr/meslekkural.pdf, (17.04.2017).

Sigorta Eksperleri Derneği, Amaç ve Yapısı, http://www.eksperlerdernegi.com/tr/hakkimizda-amac-ve-yapisi.html, (07.04.2017).

T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Sigorta Eksperi Kimdir, https://www.hazine.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Sigorta-Eksperi-Kimdir, (07.04.2017).

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Levhaya Kayıtlı Eksper Listesi, https://sigorta.tobb.org.tr/publicexpertlicenselist, (07.04.2017).

Türkiye Sigorta Birliği, Sigortanın Tarihi, http://www.tsb.org.tr/sigortanin-tarihi.aspx?pageID=438, (25.04.2017).

Page 11: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

11

Ülkemizde coğrafi işaretler 24.06.1995 tarihinde yürürlüğe giren 555 Sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve bu KHK’nın uygulama şeklini gösterir yönetmelik hükümlerine göre tescil edilmekte ve korunmaktaydı. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 10 Ocak 2017 tarih 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmesiyle birlikte çok önemli düzenlemeler getirilmiştir. Kanun, marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleştirilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, 24 Nisan 2017 tarih 30047 sayılı Resmi Gazetede yürürlüğe girmiş olup özellikle söz konusu yeni düzenlemeler ile birlikte Sınai Mülkiyet Kanununun uygulamalarına yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir. Coğrafi işaretler, menşe adı ya da mahreç işareti olarak tescil edilmektedir. Bir ürünün, coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, alan, bölge veya istisnai durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafi alana özgü doğal ve beşeri unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde yapılan ürünleri tanımlayan adlar “menşe adını” belirtmektedir. Örnek olarak, Eskişehir Lületaşı, Çelikhan Tütünü, Ege Pamuğu, Aydın İnciri, Edremit Körfezi yeşil Çizik Zeytini, Taşköprü Sarımsağı, Afyon Kaymağı menşe adını almıştır. Menşe adında ürünün tüm üretim aşamaları ilgili coğrafi sınırlar içerisinde gerçekleştirilmek zorundadır. Ürünün tüm ayırt edici özellikleri yöreden kaynaklanır. Bu nedenle, ürünün üretiminde kullanılan tüm hammaddeler, üretim metotları ve diğer tüm süreçler yörede gerçekleştirilmelidir. Bu süreçlerin yörede gerçekleştirilmesi nihai ürünün ayırt edici özelliklerini oluşturmaktadır. Bir ürünün coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge ya da ülkeden kaynaklanması, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından bu coğrafi alan ile özdeşleşmiş olması, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinden en az birinin belirlenmiş coğrafi alanın sınırları içinde yapılması durumunda “mahreç işareti” göstergesini belirtmektedir.

YENİ SINAİ MÜLKİYET KANUNU COĞRAFİ İŞARETLERE İLİŞKİN NELER GETİRİYOR?

Şebnem BORAN

Page 12: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

12

Gaziantep Baklavası, Maraş Burma Bileziği, Damal Bebeği, Isparta Halısı, Siirt Battaniyesi… Bu ürünlerin nitelikleri, kalitesi, ünü veya diğer özellikleri belirli bir coğrafi yere ait doğal hammadde ya da beşeri unsurlara dayalı işlemlerden kaynaklanan özellikler taşımaktadır. Örnek olarak Antakya Künefesinde coğrafi sınır Antakya olarak belirtilmiştir. Künefede kullanılan peynirin Antakya yöresine özgü tuzsuz inek peyniri olması gerekmektedir. Mahreç işaretinde ürünün bazı özelliklerinin yöreden kaynaklanması yeterlidir. Üretim süreçlerinden sadece bazılarının yörede gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ürün ve yöre arasındaki bağ sadece ün ise bu durumda bu şart da aranmamaktadır. Coğrafi işaretin tescili,

Üretici grupları,

Ürün veya ürünün kaynaklandığı coğrafi alanla ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,

Ürünle ilgili olarak kamu yararına çalışan veya üyelerinin ekonomik çıkarlarını korumaya yetkili dernekler, vakıflar ve kooperatifler,

Ürünün tek bir üreticisi varsa, bu durumu ispat etmesi şartıyla ilgili üretici tarafından yapılabilmektedir. Coğrafi işaret başvurusu,

Başvuru yapanın kimliğine ilişkin bilgileri de içeren başvuru formu

Tescili istenen coğrafi işaretin adı, menşe adı veya mahreç işaretinden hangisine uygun olduğuna ve ürün grubuna ilişkin bilgi ile coğrafi işaret tanımına uygunluğunu kanıtlayan bilgi ve belgeler

Ürünün tanımı, ürünün ve gerekiyorsa hammaddesinin fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özelliklerini açıklayan teknik bilgi ve belgeler

Coğrafi alanın sınırlarını açıkça tanımlayan ve belirleyen bilgi ve belgeler

Üretim metoduna ve varsa söz konusu ürüne özelliğini veren yerel üretim teknikleri ile usul ve adetlere ilişkin bilgi ve belgeler

Coğrafi işaret tanımı kapsamında coğrafi işaret tesciline konu olan ürünün niteliğinin, ününün veya diğer özelliklerinin söz konusu coğrafi alan ile bağlantısını kanıtlayan bilgi ve belgeler

Ürünün söz konusu coğrafi alandaki tarihsel geçmişine ilişkin bilgi ve belgeler

Denetim biçimini ayrıntılı olarak açıklayan bilgi ve belgeler

Coğrafi işaretin kullanım biçimi ve varsa etiketleme ve ambalajlama usullerini açıklayan bilgiler

Başvuru ücretinin ödendiğine ilişkin bilgi içermektedir. Coğrafi işareti gıda, tarım, maden, el sanatları ürünleri ve sanayi ürünleri alabilmektedir. Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan alınan bilgiler doğrultusunda, ülke genelinde en fazla gıda ürünlerinin coğrafi işaret aldığı görülmektedir. Gıda ürünlerini, tarım ürünleri, el sanatları, halı ve maden takip etmektedir.

Page 13: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

13

Coğrafi işaret tescili alınmasıyla birlikte coğrafi sınırları belirli bir yerde üretilen üstün kaliteli ürün o yerin adıyla ünlenmekte, üretici ve tüketicileri haksız rekabete karşı korumakta, katma değer ve istihdam yaratmakta, gerçek bir kırsal kalkınma aracı görevi görmekte, turizm gelişmekte, kültür ve geleneklerin korunması ve geliştirilmesi sağlanmaktadır.

Coğrafi işaretlerin tescili ve korunması Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yürütülmektedir. Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde gerçekleştirilmiş başvurular, başvurunun gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri çerçevesinde sonuçlandırılmaktadır. Başvurusu eski Kanun Hükmünde Kararname (KHK) uyarınca gerçekleştirilmiş fakat henüz yayınlanmamış coğrafi işaretler yeni kanun hükümlerine göre yayınlanmakta fakat itiraz süreci eski KHK çerçevesinde yürütülmektedir. Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu coğrafi işaretlerin korunmasına ilişkin önemli yenilikler getirmiştir. Yeni düzenlemeler ile birlikte geleneksel ürün adları da korunur hale gelmiştir. Menşe adı veya mahreç işareti kapsamına girmeyen ve ilgili piyasada bir ürünü tarif etmek için geleneksel olarak en az 30 yıl süreyle kullanıldığı kanıtlanan adlar,

Geleneksel üretim veya işleme yöntemi yahut geleneksel bileşimden kaynaklanması

Geleneksel hammadde veya malzemeden üretilmiş olması şartlarından en az birini sağlaması hâlinde geleneksel ürün adı olarak tanımlanmaktadır. Yeni düzenleme ile birlikte coğrafi işaret başvurularından uygun bulunanlar, Türk Patent ve Marka Kurumu’nun kendi bültenlerinde yayınlanmaya başlamıştır. Bu önemli bir yeniliktir. Bu düzenleme ile birlikte ilan ücretleri için ödenen yüksek miktarlardan tasarruf edilmesi sağlanmış ve işlemler hızlanmıştır. Bir diğer önemli değişiklik, başvuruların yayınlanma süresinde itiraz süresinin azaltılmasıdır. Yayınlanan başvurulara ilişkin itiraz süresi 6 aydan 3 aya indirilmiştir. Bu sayede yine işlemlerde kolaylık sağlanmıştır. Tescil edilmiş coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının kullanım hakkına sahip olan kişilerin, söz konusu coğrafi işaret veya geleneksel ürün adını, amblem ile birlikte ürün veya ambalajı üzerinde kullanması şartı getirilmiştir. Coğrafi işaretler bakımından amblemin kullanılması zorunlu hale gelmiştir. Bunun önemli bir etkisinin tüketici nezdinde olacağı düşünülmektedir. Amblem kullanımı sayesinde coğrafi işaretli ürünlerin tüketici nezdinde farkındalığının da artacağı öngörülmektedir. Amblem kullanım zorunluluğuna ilişkin hükümler Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girecektir. Coğrafi işaretli ürünlerin denetimi konusuna ilişkin de bir düzenleme yapılmıştır. Denetim, tescilli coğrafi işaretleri ve geleneksel ürün adlarını taşıyan ürünlerin üretimi, piyasaya arzı veya dağıtımı aşamalarında veya ürün piyasada iken kullanımının tescilde belirtilen özelliklere uygunluğunun denetimine ilişkin her türlü faaliyeti kapsamaktadır. Denetim raporlarının yılda bir kez Türk Patent ve Marka Kurumuna sunulması şartı getirilmiştir. Eski düzenlemedeki bildirim yükümlülük süresi 10 yıl iken sürenin 1 yıla düşürülmesinin denetim mekanizmasına daha fazla önem verileceği anlamına geldiği düşünülmektedir.

Page 14: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

14

Sonuç olarak, coğrafi işaret konusunda getirilen yeni düzenlemeler ile birlikte bundan sonraki süreçte coğrafi işaretler daha hızlı ve daha düşük maliyetle tescil edilebilecektir. Ülkemizde tarih ve kültürel birikimin mirası olarak günümüze kalan 2 bin 500’ün üzerinde yöresel ürün bulunmaktadır. Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli ürün sayısı ise sadece 209’dur. 319 adet coğrafi işaret başvurusu ise inceleme aşamasındadır. AB nezdinde tescilli ürünlerimiz ise; 17.02.2016 tarihinde tescillenen Aydın İnciri ile 21.12.2013 tarihinde tescillenen Antep Baklavası olup Aydın Kestanesi, İnegöl Köfte, Malatya Kayısısı, Afyon Sucuğu ve Afyon Pastırması ise başvuru aşamasındaki ürünlerimizdir. Yeni düzenlemeler ile birlikte coğrafi işaret tescilinin önemi ve sağladığı katma değer konusundaki farkındalık arttıkça tescilli ürün rakamlarının da artacağı düşünülmektedir. Bu kapsamda, ülkemizdeki yerel değerlere sahip çıkılması adına ürünlerin tescillenmesi çalışmaları ile coğrafi işaret konusunda farkındalık yaratmak amacıyla yürütülen çalışmalar hızlandırılmalıdır. Bununla birlikte, ürünlerimizin korunması sadece ülkemiz sınırları içerisinde kalmamalı, uluslararası arenada da coğrafi işaretli ürünlerimizin korunmasını sağlayacak çalışmalarda bulunulmalıdır. Kaynaklar:

http://www.turkpatent.gov.tr/TurkPatent/geographicalList/

http://www.turkpatent.gov.tr/TurkPatent/geographicalRegisteredList/

Coğrafi Tescil İşaretleri Alımları İçin Yaptığımız Çalışmalarda Gelinen Son Nokta, Vizyon Dergisi, Ekim-Kasım 2016.

Kalkınmanın Anahtarı Coğrafi İşaretler, TOBB, Ekonomik Forum, 15 Aralık 2016.

Coğrafi İşaret Kavramı ve Türkiye İçin Önemi Sunumu, 1. Ulusal Coğrafi İşaretler Buluşması, Hakan Kızıltepe, Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanı, 21 Mart 2017.

Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi Sonuçları, 28-29 Nisan 2017, ATO Congresium.

Ulusal Coğrafi İşaret Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2015-2018), Mart 2015.

Page 15: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

15

Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak görülen inşaat sektörü ülke ekonomisine canlılık katan, emek yoğun bir sektör olması nedeniyle de istihdama katkı sağlayan bir sektördür. Dolayısıyla ekonomik büyümede inşaat sektörünün kayda değer bir rolü bulunmaktadır. Bununla birlikte inşaat sektörü ilişkili olduğu diğer sektörlere de hareket kazandırmaktadır. Sektöre girdi sağlayan cam, çimento, demir-çelik, ağaç ürünleri, taş-tuğla, enerji, kimya, plastik, makine, motor gibi sanayi alanlarının yanı sıra bankacılık, sigortacılık, teknik müşavirlik gibi hizmet alanları da inşaat ile ilişkili olup sektördeki gelişmelerden etkilenmektedir. İnşaat sektöründeki olumlu-olumsuz gelişmeler ülke ekonomisini yakından ilgilendirmektedir. 2016 yılında Türkiye ekonomisi için inişli çıkışlı bir süreç yaşamıştır. Yılın birinci ve ikinci çeyreğinde yüksek büyüme gerçekleşirken ikinci yarısında ülke içinde yaşanan siyasi gelişmeler ile artan jeopolitik riskler nedeniyle ekonomide bir yavaşlama olmuş ve 2016 yılsonunda büyüme % 2,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu süreçte reel kesim ve tüketici güveni azalmış, Türk Lirası değer kaybetmiş, ihracatta düşüşler yaşanmıştır. Son 1 yılda yaşanan terör olaylarının yanı sıra küresel gelişmelerle birlikte ekonomide yaşanan kırılganlıklar büyüme performansını olumsuz etkileyen başlıca faktörlerdir. Grafik 1: Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, İktisadi Faaliyet Kollarına Göre Değişim Oranları (%) (2009=100)

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, Dönemsel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, I. Çeyrek: Ocak - Mart, 2017, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24567

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN LOKOMOTİFİ İNŞAAT SEKTÖRÜNDE 2017 YILI İLKYARISINDAKİ GELİŞMELER

Hande UZUNOĞLU

Page 16: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

16

Öte yandan 2017 yılı ilk çeyreğinde gerçekleşen % 5 büyüme piyasalara moral aşılamıştır. İş dünyasının en büyük temennisi bu büyümenin sürdürülebilir olmasıdır. Yüksek büyüme yatırımların artması, işsizliğin azalması, enflasyon-faiz-cari açık gibi yapısal sorunların çözümü için gerekli görülmektedir. GSYH verilerinde iktisadi faaliyetler incelendiğinde; inşaat sektörünün 2016 yılı ilk yarısındaki büyüme artışı göze çarpmaktadır. Sektör yılın ikinci çeyreğinde 10,6 puan artışı ile % 16 gibi rekor büyüme kaydetmiştir. Ancak yılın ikinci yarısında ekonomideki olumsuzluklar nedeniyle yılı düşüş ile bitirmiştir. Türkiye ekonomisi 2016 yılını % 2,9 büyüme ile kapatırken inşaat sektöründe büyüme % 7,2 olarak gerçekleşmiştir. Diğer sektörler arasında en fazla büyüme inşaat sektöründe olmuştur. Grafik 1’de de görüldüğü üzere; inşaat, ekonomik büyümenin yüksek olduğu dönemlerde hızla büyümüş, ekonominin durgun ve yavaş olduğu dönemlerde ise hız kaybetmiştir. TUİK istatistiklerine göre; inşaat sektörünün GSYH içerisindeki payı 2016 yılsonunda % 8,8 olarak gerçekleşmiştir. Çeyrekler itibariyle bakıldığında; sektörün ekonomik büyümeye katkısı % 8 dolaylarındadır. Grafik 2: İktisadi Faaliyet Kollarının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla İçindeki Payı (%) Cari Fiyatlarla 1. Çeyrek: Ocak-Mart, 2017

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, Dönemsel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, I. Çeyrek: Ocak - Mart, 2017, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24567 TUİK tarafından en son yayımlanan inşaat ciro ve üretim endeksi, 2016 yılında yükselen bir görünüm sergilemiştir. 2017 yılı ilk çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre % 5,3 oranında artarak 97,5 olarak gerçekleşmiştir. Ancak bir önceki çeyreğe göre endeks %1,2 oranında azalmıştır.

Page 17: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

17

Tablo 1: İnşaat Ciro Endeksi [2010=100] (Takvim Etkilerinden Arındırılmış)

1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek Yıllık

2015 90,4 113,3 132,2 198,6 133,6

2016 92,6 142,0 136,4 221,3 148,1

2017 97,5 - - - -

Kaynak: TUİK, İnşaat Ciro ve Üretim Endeksleri, I. Çeyrek: Ocak - Mart, 2017 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24717 Türkiye’de nüfusun hızla artmasına bağlı olarak yeni binalara ve konutlara sürekli ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkemizde siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması, 2012 yılında yürürlüğe giren “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile birlikte kentsel dönüşüm projelerin artması konut piyasasının büyümesine katkı sağlamıştır. Özellikle 2016 yılında inşaat sektöründe yaşanan yüksek büyümenin nedenlerinden birisi de konut talebindeki artıştır. Yapı ruhsatı istatistiklerine göre; 2015 yılında 125.030 yapıya ruhsat verilmiş iken 2016 yılında bu sayı % 5,9 artarak 132.458’e ulaşmıştır. 2016 yılında ruhsat verilen bir daireli, iki ve daha fazla daireli binaların sayısı ise toplam 111.817’dir. Bir önceki yıla göre bu ruhsatlarda % 5,3 artış söz konusudur. Ruhsat verilen otel vb binalar ile sanayi binaları ve depoların sayısı 2015’e göre oldukça yüksek bir artışla % 20’nin üzerinde artmıştır. 2017 yılı için açıklanan Ocak-Mart dönemi verilerine göre; ruhsat verilen bina sayısı 28.711’dir. Geçen yılın aynı dönemine göre düşüş olduğu göze çarpmaktadır. Tablo 2: Yapı Ruhsatı, Ocak-Mart 2015-2016-2017

Bir önceki yılın ilk 3 ayına göre

değişim oranı (%)

2015 2016 2017 2016 2017

Bina Sayısı 25.565 33.776 28.711 32,1 -15,0

Yüzölçümü (m2) 39.876.172 54.366.769 45.036.794 36,3 -17,2

Değer (TL) 33.383.350.991 48.015.003.219 46.278.883.789 43,8 -3,6

Daire Sayısı 186.446 253.981 228.918 38,9 -11,6

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, Yapı İzin İstatistikleri, Ocak-Mart 2017, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24721 2015 yılında yapı kullanım izin belgesi verilen bina sayısı 110.145, 2016 yılında 118.604’tür. Bu durumda yapı kullanım izin belgesi verilen bina sayısında % 7,7’lik bir artış söz konusudur. 2016 yılında yapı kullanım izin belgesi verilen bir daireli, iki ve daha fazla daireli binaların sayısı ise toplam 95.104’tür. 2016’da yapı kullanım izin belgesi alan sanayi tesislerinin sayısı 400 kattan fazla artışla 10.965 olmuştur. İzin belgesi alan otel sayısı da % 50’nin üzerinde artışla 982’ye ulaşmıştır. 2017 yılı Ocak-Mart döneminde ise yapı kullanma izin belgesi alan bina sayısı 26.759’a ulaşmıştır. Değer artışı da % 42 oranında artmış ve 40.1 milyar TL olmuştur.

Page 18: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

18

Tablo 3: Yapı Kullanma İzin Belgesi, Ocak-Mart 2015-2016-2017

Bir önceki yılın ilk 3 ayına göre

değişim oranı (%)

2015 2016 2017 2016 2017

Bina Sayısı 23.717 24.621 26.759 3,8 8,7

Yüzölçümü (m2) 31.099.038 32.188.160 39.258.848 3,5 22,0

Değer (TL) 25.452.361.289 28.222.760.454 40.145.620.367 10,9 42,2

Daire Sayısı 160.943 164.508 194.036 2,2 17,9

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, Yapı İzin İstatistikleri, Ocak-Mart 2017, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24721 Türkiye genelinde konut satışları, 2017 Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre % 7,6 oranında artarak 114.446 olmuştur. Ocak ayından itibaren ise gerçekleşen satış sayısı 440.226’dır. 2017 Nisan ayında;

İlk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre % 10,8 artarak 51.988,

İkinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre % 5,1 artarak 62.458,

Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre % 2,7 artarak 1.624 olarak gerçekleşmiştir. Konut satışlarında İstanbul 20.066 konut satışı ve % 17,5 ile en yüksek paya sahip olurken % 11,7 pay ve 13.364 konut satışı ile Ankara ikinci, % 6,3 pay ve 7.170 konut satışı ile İzmir üçüncü kent olmuştur. 2017 yılı ilk 4 ayında konut satışlarındaki artışta, sektörde uygulanan kampanyalar ve desteklerin önemli bir katkısı bulunmaktadır. Bununla birlikte; konut kredi faiz oranlarının düşük kalması satışlardaki performansın devam etmesini sağlayacaktır. SONUÇ Raporda değinilen inşaat verileri incelendiğinde; 2017 yılı ilk çeyreğinde sektörün düşme eğiliminde olduğu görülmektedir. Bu çeyrekte özellikle referandum sürecinin yarattığı belirsizlik nedeniyle Türkiye ekonomisinde olduğu gibi inşaat sektörü de kısa bir durgunluk süreci yaşamıştır. Öte yandan ekonomiden gelen toparlanma sinyalleri ile birlikte yılın ikinci yarısında inşaat sektörünün yükselişe geçmesi muhtemeldir. Ülkemizde yapımı devam eden ve yeni yapılacak kamu yatırımları, büyük ulaşım projeleri (liman, otoyol, köprü vb.), kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte inşaat sektörünün iç piyasaya canlılık katmaya devam etmesi beklenmektedir. Döviz kuru ve faizlerdeki değişimler inşaat sektörü için de risk unsuru olarak görülmektedir. Bu nedenle sektördeki aktörlerin bu risk unsurlarını iyi değerlendirmeleri gerekmektedir. Dünya siyasetindeki gelişmeler ve Ortadoğu’daki karışıklıkların da Türk inşaat sektörünün yurtdışı iş bağlantılarını olumsuz etkileyebileceği göz ardı edilmemelidir. Yurtdışı pazarların geliştirilmesi, sektöre uygulanacak teşvikler, bu tehditlerin önüne geçilmesini sağlayacaktır.

Page 19: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

19

Giriş Teknoloji, ticari bir değer elde etmek için gerçekleştirilen bilimsel uygulamalardır. Bir başka tanıma göre ise yararlı ürünler üretmeye ve yeni ürünler tasarlamaya yarayan bilgiler bütünüdür. En kısa ifade ile üretim bilgisi olarak da tanımlanan teknolojinin hızla gelişimi, işlerin yapılış biçimini değiştirmekte; bu değişimlerin sonucunda da üretim süreçlerinde farklılıklar görülmektedir. Sürekli gelişen teknoloji, üretkenliğin artmasına büyük katkı sağlamaktadır. Üretkenliğin özellikle 18. yüzyılın sonlarından günümüze kadar üç ana dalga çevresinde önemli ölçüde arttığı görülmektedir. Buhar gücüyle çalışan makinalar, elektriğin üretime girmesi ve 1970 sonrasında gittikçe yaygınlaşan robotlu otomasyon sayesinde sanayide üç devrim yaşanmıştır. Günümüzde ise artık dijital teknolojilerin öncülüğünde 4. sanayi devriminden söz edilmektedir. Akıllı robotlar, büyük veri, nesnelerin interneti, 3-D baskı, bulut gibi teknolojilerin bu devrimin meydana gelmesinde çok önemli rolü olduğu gözlemlenmektedir. Sanayi 4.0 18. yüzyılın sonlarında fabrikalarda buhar gücüyle çalışan makineler kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde genel olarak üretim el ve beden emeğinden buharla çalışan makine gücüne doğru gelişmiştir. İngiltere’de başlayan sanayi devrimi, kısa sürede tüm Avrupa’ya ve ABD’ye yayılmıştır. Üretim yapısındaki bu köklü değişim, ekonomi dünyasının ve toplumsal yapının değişmesine neden olmuştur. Ortalama yaşam süresi uzamış; nüfusta artış görülmüştür. Gündelik yaşam pratikleşmiş, bu sayede yaşam kalitesi artmıştır. Makinelerin kullanımı sonucu pratikleşen üretim sayesinde üretilen ürün sayısında ve çeşidinde de artış görülmektedir. 1840’lı yıllardan itibaren teknolojinin ilerlemesiyle birlikte 2’nci sanayi devriminin de temelleri atılmaya başlanmıştır. Elektrik teknolojisi gelişmiş, üretim hatları kullanılmaya başlanmıştır. Buhar gücünden çok daha güçlü olan bu yeni ve üstün teknoloji, makinelerin gelişmesine ve üretimin artmasına yardımcı olmuştur. Seri üretim kavramı bu dönemde ortaya çıkmıştır. 1950’li yıllarda dijital teknolojinin gelişmesiyle 3’üncü sanayi devrimi başlamıştır. Bilgisayara kadar uzanan dijital gelişmelerin üretim süreçlerindeki etkileri gözlemlenmiş ve süper bilgisayarın üretimi ile birlikte iletişim teknolojilerinde gelişme yaşanmıştır. Üretim süreçlerinde bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasıyla çok daha küçük, mekanik ve pratik ürünler gündelik hayatımıza girmiştir. Bu sayede beden gücüne daha az ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır.

4’ÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİNDE MESLEKİ EĞİTİM ALGISI

Melisa KORKMAZ

Page 20: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

20

Günümüzde ise, siber-fiziksel sistemler ve dinamik veri işleme ile sanayi devriminin dördüncü evresi yaşanmaktadır. Bu dönemde kendini yönetebilen üretim süreçlerinin bulunduğu akıllı fabrikaların hayata geçirilmesi gündemdedir. Siber-fiziksel adı verilen birbirleri ile bağlaşık sistemler, birbirleriyle etkileşebilmekte; verileri analiz ederek hataları öngörebilmekte, parametreler tanımlayabilmekte ve değişen şartlara uyum sağlayabilmektedirler. Sanayi 4.0 döneminde bu sistemlerin yaygın bir şekilde kullanılması ile daha hızlı, esnek ve verimli süreçler oluşması sağlanacak ve daha yüksek kalitedeki mallar, daha düşük maliyetle üretilebilecektir. Söz konusu yapısal değişikliklerin sonucunda üretimde verimlilik artarken sanayide büyüme hız kazanacak ve bu da ihtiyaç duyulan işgücü profillerinin değişmesine neden olacaktır. 4’üncü Sanayi Devriminde Mesleki Eğitim Teknolojinin son derece önemli olduğu bu yeni dönemde yeni teknolojilerin gelişimi ile birlikte işlerin yapılış biçimi değişmektedir. Bu değişimler sonucunda da üretim süreçlerinde önemli farklılıklar ortaya çıkmaktadır. İçinde bulunduğumuz teknolojik dönüşüm ihtiyaç duyulan işgücü yeteneklerinin de değişmesine neden olmuştur. Ülkemizin küresel rekabet ortamında geri sıralarda kalmaması ve yaşanan bu teknolojik dönüşüme uyum sağlanabilmesi için işgücü piyasasındaki yetenek uyumsuzluğunun çözümü çerçevesinde beşeri sermayenin dönüşümünün verimli bir şekilde sağlanabilmesi gerekmektedir. Yeni dönemde artık rutin ve kodlanabilen görevler içeren işler artık daha ekonomik ve hızlı bir şekilde bilgisayarlar tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Yapay zeka ve robotik alanlarda yaşanan gelişmeler sonucunda bu sürecin daha da hızlanması söz konusu olabilecektir. Bu aşamada, yaşanan teknolojik değişimle; teknolojiyi kullanarak değer üretebilen, doğru yeteneklere sahip olan çalışanların daha etkin bir şekilde çalışmalarının sağlanması sağlanabilecektir. Bununla birlikte, bu yeni dönemde, rutin görevleri başarı ile tamamlamaya yönelik eğitim almış ve bu yönde tecrübeye sahip işgücüne duyulan talepte bir düşüş yaşanabilecektir. 2013 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada önümüzdeki 50 yıl içinde Amerika’daki işlerin %47’sinin bilgisayarlar tarafından gerçekleştirilebileceği öngörülmektedir. İhtiyaç duyulan işgücü yeteneklerinde yaşanan dönüşüm, öğrencilere bahsi geçen yetenekleri kazandıracak yeni bir eğitim sistemi ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. Eğitim sisteminin verimli bir şekilde uygulanabilmesi ise uygun vasıflara sahip eğiticilerin varlığı ile mümkün olacaktır. Bu çerçevede eğiticilerin eğitimi de dikkate alınması gereken bir husustur. Halihazırda işgücü piyasasında çalışan yetişkinlerin yetenek düzeyinin alacakları eğitim ile sanayinin ihtiyaç duyduğu düzeye getirilmesi de çözüm olarak görülmektedir. Ancak yetişkinlerin eğitiminden, kullanılan teknolojiye hakim olunamaması gibi nedenlerden dolayı gençlerin eğitimindeki gibi verim alınamayacağı düşünülmektedir.

Page 21: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

21

Bu nedenle mesleki eğitimde gerçekleştirilecek olan reform ile mezunlar işgücü piyasasında daha hızlı ve verimli bir şekilde yer alabileceklerdir. Ancak mesleki eğitimde reformlar planlanırken sadece kısa vadeli sorunların çözümü değil uzun dönemde ortaya çıkabilecek ihtiyaçların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bunun nedeni teknolojinin ve üretim şekillerinin eğitim sisteminden çok daha hızlı değişmesi ve gelişmesidir. Ülkemizde yaşanan bir diğer sorun da mesleki eğitimin TEOG’dan düşük puan alan öğrenciler tarafından tercih edilmeleridir. Ailelerin başarısız olarak gördükleri çocuklarını mesleki eğitime yönlendirmeleri de bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönemde ülkemizde hakim olan olumsuz mesleki eğitim algısının bilinçlendirme çalışmaları ile değiştirilmesi gerekmektedir. Sonuç ve Öneriler Yeni sanayi devrimine uyum sağlamak için eğitim, tasarımı, üretimi ve bilgisayar programlarını yazabilmeyi de içermelidir. Bunun için de eğitim programlarının, özellikle mesleki eğitime yönelik programların, yenilenmesi gerekmektedir. Bu yenilenen eğitim programlarını en nitelikli şekilde öğrencilere aktarılması ise ancak uygun vasıflı eğiticiler ile mümkün olacaktır. Öğrencilerin mesleki eğitimi tercih etmesine yönelik planlı bir rehberlik hizmeti sağlanmalıdır. Öğrencilerin velilerinin mesleki eğitim hakkında doğru bir şekilde bilgilendirilmeleri de başarılı öğrencilerin mesleki eğitime yönlendirilmesinde önemli bir adımdır. Mesleki eğitim için yeni bir sistem oluşturulmalıdır. Bu yeni sistemde öğrencilere hem özel sektörün ihtiyacı olan mesleki ve analitik yetenekler, hem de yaşanan ekonomik dönüşüm ile birlikte ortaya çıkabilecek yeni ihtiyaçlara cevap verebilecek esneklik kazandırılmalıdır. Bu durumda mesleki eğitim, mesleki yeteneklere ek olarak temel öğrenme yeteneklerini ve öğrenmeyi sürdürülebilir kılacak sosyal yetenekleri de barındırmalıdır. Einstein “Eğitim bilgi vermek ve sadece gerçeklerin öğretilmesi değildir; eğitim düşünmek için aklın eğitilmesidir.” demiştir. Günümüz hızla değişen teknoloji dünyasında bireylerin düşünmesini ve üretmesini teşvik edecek eğitim programlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Kaynaklar:

“Türkiye’de Bilim Teknoloji Politikaları ve İktisadi Gelişmenin Yönü” T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı

“Türkiye’nin Küresel Rekabetçiliği İçin bir Gereklilik Olarak Sanayi 4.0 Gelişmekte Olan Ekonomi Perspektifi” TÜSİAD

“Mesleki Eğitim Sanayide Dönüşümün Neresinde” İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Dergisi, s:38

Abbas Güçlü, “4. Sanayi Devrimi” Milliyet Gazetesi

Page 22: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

22

İnsan sağlığına olan doğrudan etkisi nedeni ile tarım sektörü alternatifsiz ve vazgeçilmezdir. İnsanoğlu var oldukça tarım, tarım var oldukça insanoğlu var olacaktır. Tarım sektörü ülkemiz Gayri Safi Milli Hasılası’nda 2016 yılı itibari ile %6.1 paya sahiptir. Bu oran 5 yıl öncesi ile kıyaslandığında tarımın milli gelirimizdeki payının genel olarak bir azalma evresinde olduğu görülmektedir, beş yıl önce % 7,8 olan tarımın payının 2016 yılında % 6,1’e gerilemiştir. Grafik 1: Türkiye’de Tarım Sektörünün GSYH’daki Payı(%)

Kaynak: TUİK, T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Türkiye coğrafi yapısı ve iklim özellikleri nedeni ile yaş sebze meyve üretimde dünya ülkeleri arasında önemli bir potansiyele sahiptir. Dünya yaş sebze üretiminde, ilk üç sırada Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan ve ABD gelmektedir. Dünya’da en çok üretimi yapılan sebzeler sırası ile domates, kuru soğan ve lahanadır. Ülkemiz yaş sebze üretiminde dünyada %2,5 pay ile 4. sırada gelmektedir. Dünya yaş meyve üretiminde ise, ilk üç sırada Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan ve Brezilya gelmektedir. Dünya’da en çok üretimi yapılan meyveler sırası ile karpuz, muz ve elmadır. Türkiye dünya yaş meyve üretiminde % 2,6 pay ile 5. sırada gelmektedir. Ülkemizde 2016 yılında bir önceki yıla göre sebze üretiminde %2,4, meyve üretimi %6,8 oranında artış gerçekleşmiştir. Üretim miktarı açısından ise yaş sebze üretimi 30 milyon 267 bin ton ve yaş meyve üretimi18 milyon 972 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Küresel bazda yaş sebze ihracatında 2015 yılı verilerine göre ilk üç sıra %13.5 pay ile Hollanda, %13,3 pay ile İspanya ve yüzde 12,4 pay ile Meksika gelmektedir. Ülkemiz yaş sebze üretiminde dünyada 4. sırada yer almasına rağmen ihracatta %1,5’lik pay ile 16. sırada yer almaktadır. Küresel yaş meyve ihracatında ise ilk üç sıra %11.5 pay ile İspanya, %8,5 pay ile ABD, %6,3 ile Çin Halk Cumhuriyeti gelmektedir. Türkiye yaş meyve üretiminde 5. sırada yer almasına rağmen ihracatta % 2’lik pay ile 15. sırada yer almaktadır. Küresel bazda yaş sebze ihracatında % 20,9 pay ile domates, yaş meyve de ise % 14 lük pay ile muz ilk sırada yer almaktadır.

YAŞ SEBZE VE MEYVE SEKTÖRÜNÜN GÜNCEL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Elif ÇAM

Tarım sektörünün en önemli alt sektörlerinden biri birim alanda en yüksek verimliliğe sahip yaş meyve ve sebze sektörüdür. Ülkemizde 2016 yılında toplam 237.625.723,87 dekar alan tarım alanı olarak kullanılmıştır. Toplam tarım alanının %14’ü meyve üretiminde %3,4’ise sebze üretiminde kullanılmıştır.

Page 23: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

23

2016 yılında toplam yaş sebze meyve ihracatımız 1.978.209.380,29 $ olarak gerçekleşerek ülkemizin toplam ihracatın %1,4’lük paya sahip olmuştur. İhracat miktarı bir önceki yıla göre %8 artmasına rağmen değerde %5 düşüş gerçekleşmiştir. İhracat değerinde yaş meyve sektörü %74, yaş sebze sektörü %23’lük paya sahip olmuştur. Tablo1: Türkiye Geneli Yaş Meyve ve Sebze İhracatı (2015-2016) Madde Ocak-Aralık 2015 Ocak-Aralık 2016 Artış Azalış

(%) 2016 Payı (%)

Mik. (kg)

Değer ($) Mik. (kg)

Değer ($) Mik. (kg)

Değer ($)

Mik. (kg)

Değer ($)

Narenciye 1.533.274.752 839.979.086,56 1.672.204.675 880.259.861,91 9 5 47 44

Taze meyve 815.835.110 626.855.462,90 811.286.797 601.387.443,96 -1 -4 23 30

Taze sebze 963.226.202 590.700.946,35 1.077.114.681 463.348.079,53 12 -22 30 23

Genel Toplam

3.319.842.158 2.084.919.102,18 3.569.540.012 1.978.209.380,29 8 -5 100 100

Kaynak: Akdeniz İhracatçı Birlikleri(AKİB)

2016 yılında yaş meyve ihracatımızda ilk 3 sırada Almanya, Irak ve Beyaz Rusya yer almıştır. 2015 yılı ihracatında ilk sırada yer alan Rusya Federasyonu’na olan yaş meyve ihracatımız yaşanan uçak krizi sonrası kısıtlamalar nedeni ile 2016 yılında miktarda % 88 değerde % 84 azalmıştır. Tablo 2: Türkiye Yaş Meyve Sektöründe İhracat Yapılan İlk 5 Ülke(2015-2016) Madde Ocak-Aralık 2015 Ocak-Aralık 2016 Artış azalış (%) 2016 payı (%)

Miktar (kg) Değer ($) Miktar (kg) Değer ($) Miktar (kg)

Değer ($)

Miktar (kg)

Değer ($)

1

Almanya 57.303.066 99.550.389,79 73.395.041 134.510.457,95 28 35 9 22

2

Irak 214.292.840 63.375.105,20 248.448.383 63.717.288,30 16 1 31 11

3

Beyaz Rusya 14.663.167 8.956.539,87 81.692.622 47.377.336,89 457 429 10 8

4

Rusya Fed. 292.739.042 248.461.220,99 34.213.743 39.835.525,44 -88 -84 4 7

5

Suudi Arabistan

23.860.519 16.036.064,35 47.732.760 32.460.361,00 100 102 6 5

Kaynak: AKİB 2016 yılı yaş sebze ihracatımızda ilk üç ülke sıralaması; Romanya, Beyaz Rusya ve Almanya şeklindedir. Yine 2015 yılında ilk sırada yer alan Rusya’ya yapılan ihracatımız 2016 yılında miktarda % 92 ihracat değerinde % 94 azalmıştır. Tablo 3: Türkiye Yaş Sebze Sektöründe İhracat Yapılan İlk 5 Ülke ve Rusya(2015-2016)

ÜLKE Ocak-Aralık 2015 Ocak-Aralık 2016 Artış azalış (%)

2016 payı (%)

Miktar (kg) Değer ($) Miktar (kg) Değer ($) Miktar (kg)

Değer ($)

Miktar (kg)

Değer ($)

1 Romanya 39.868.039 33.036.646,01 67.449.608 54.484.068,94 69 65 6 12

2 Beyaz Rusya 16.879.760 11.065.398,09 108.113.495 53.372.254,99 540 382 10 12

3 Almanya 32.142.814 40.111.873,53 40.905.703 46.506.167,69 27 16 4 10

4 Irak 76.839.667 17.336.597,16 172.386.882 38.827.314,03 124 124 16 8

5 Gürcistan 53.932.340 13.890.308,76 128.497.296 35.883.571,45 138 158 12 8

9 Rusya Federasyonu

465.346.882 332.491.846,56 34.958.089 20.572.224,30 -92 -94 3 4

Rusya’nın haziran ayında domates hariç Türk gıda ürünlerine yönelik kısıtlamaların tümünü kaldırdığını açıklaması önümüzdeki süreç için sektöre derin bir nefes aldırmıştır. 2017 yılının ilk 5

Page 24: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

24

ayına ilişkin veriler incelendiğinde, yaş meyve ve sebze ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla miktarda %15, değerde %6 oranında artış göstererek 764.398.111 USD dolar olarak gerçekleşmiştir. Ocak-Mayıs 2017 döneminde yaş meyve ihracatında ilk üç sırada nar, elma ve kiraz yer alırken kirazda bir önceki döneme göre ihracat değerinde %42 azalış meydana gelmiştir. Bu ciddi düşüşün en büyük kaynağı Fransa’ya yapılan ihracatta “dimethoate” maddesinin tespiti ve bu doğrultuda Fransa’nın koyduğu tedbir kararının tüm Avrupa Birliği’ne yansıması şeklinde değerlendirilmektedir. 2017’nin ilk beş aylık döneminde yaş sebze ihracatında ilk üç sırada domates, biber ve kabak yer almıştır. Soğan ihracatında ise Rusya’nın kısıtlamalarının kalkmasının büyük etkisi ile % 689 oranında bir değer artışı gerçekleşmiştir. Tüm olumsuz gelişmeler ve Rusya’nın alım yapmamasına rağmen domatesin ihracat değeri artışı da %22 olarak gerçekleşmiştir. Ocak-Mayıs 2017 döneminde yaş meyve ve sebze ihracatında Türkiye genelinde ilk üç il sıralamasında, %22 ile Hatay, %22 ile Antalya ve %20 ile Mersin gelmektedir. İzmir ise %4’lük pay ile 6. sırada yer almıştır. İzmir açısından üretim miktarında %18’lik bir düşüş yaşanırken ihracat değerinde %4’lük bir artış gerçekleşmiştir. Özetle; yaş meyve ve sebze sektörü ticaretinde ülkemizin dünyadaki konumuna ilişkin veriler ve üretim verilerimiz değerlendirildiğinde, ülkemizin üretim alanında büyük bir potansiyeli olmasına rağmen ihracat geliri konusunda dünya sıralamasındaki yerinin çok geride kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Sektörün ihracat potansiyelinin istenilen düzeyde rekabet avantajı yaratması konusunda, aşılması gereken önemli sorunlar bulunmaktadır. Ülkemiz yaş meyve ve sebze sektörünün en önemli sorunlarının başında üretim-dağıtım zincirinde meydana gelen kayıplar gelmektedir. Ülkemizde 49 milyon tonu bulan toplam meyve sebze üretiminin %25-40’ı bu zincirde çöp haline gelmektedir ve bu oran toplam yıllık ihracat miktarının 4 katına kadar ulaşmaktadır. Bir diğer önemli sorun ise üretici-nihai tüketici zincirinde oluşan fiyat farklılıklarıdır. Bu farklılıklar üreticinin üretim, nihai tüketicinin ise satın alma şevkini kıracak boyutlara varmıştır. Kazanamayan üretici, yüksek fiyatlar nedeni ile yeterli tüketemeyen halk ikilemi konuyu hem devlet hem medyanın gündeminde ilk sıralara taşımıştır. Özellikle çift haneli rakamları gören enflasyon oranlarının en büyük sorumlusu gıda fiyatları olarak görülmektedir. Gıda maddelerinin temelini ve en önemli içeriğini oluşturan tarım ürünlerinin son bir yıllık üretici fiyatları endeksi incelendiğinde bir yıl önce %4,45 olan endeksin Mayıs 2017 itibariyle %15.8 olması durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Yaş meyve sebze ihracatı ürünlerin çabuk bozulabilir nitelikte olması ve insan sağlığını doğrudan etkilemesi sebebi ile birçok ihraç ürününden ayrılmaktadır. Ayrıca sektörde ürünün kaliteli olması kadar insan sağlığı ve çevreye zarar vermemesi gerekmektedir. Bu durum hem ürün bozulmalarının önüne geçilebilmesi hem de insan sağlığının korunabilmesi açısından sektörün birçok standarta tabi olmasını gerekli kılmaktadır. Kayıtışı ekonomi yetersiz planlama ve izlemenin olmaması sektörün gelişimi açısından önemli engeller teşkil etmektedir. Politik ve makroekonomik olumsuz gelişmelerin olduğu dönemlerde sektöre özel destek verilmelidir. Çünkü tarım ürünleri uzun vadede elde edilmekte ancak kısa

Page 25: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL

25

vadede tüketilmektedir. Üreticinin ön göremediği bu gelişmeler özellikle borçlu üretici açısından ödeme güçlüğü yaratarak üretici açısından yıkıma neden olmaktadır. Ülkemiz yaş sebze ve meyve sektöründeki sorunların giderilebilmesi için;

En önemli pazarımız Rusya ile yaşanan olumsuz politik gelişmeler ülkemizin Pazar çeşitliliğinin arttırılmasının sektörün geleceği açısından ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Bu kapsamda geleceğe yönelik hedef pazar arayışlarına hız verilmelidir. Özellikle gün geçtikçe insan sağlığı ve çevrenin korunması açısından yükselen bilinç dikkate alınarak yaş sebze ve meyve sektöründe iyi tarım ve organik tarım uygulamalarının yaygınlığının arttırılması,

Hedef pazarlardaki müşteri tercihlerinin doğru tespit edilerek üretim planlaması ve izlemenin yapılması,

Ürünlerin yurt dışında tanıtımının, markalaşma süreci ve coğrafi işaretlemenin yaygınlaştırılarak desteklenmesi,

Sektörün lojistik ağının baştan sona gözden geçirilmesi, hallerdeki yetersiz soğuk hava depoları ve kontrol noktaları, ambalajlama ve taşıma süreçlerinden kaynaklanan israfın önüne geçilmesi,

Sektörün insan sağlığına doğrudan etkisi nedeni ile test laboratuvarları ve kontrol noktalarının arttırılması, sağlıksız ürünlerin yurtiçi ve yurt dışı piyasalara sürülmesinin kesinlikle engellenmesi,

Teknolojinin sektöre entegrasyonu ile verimlilik ve izlenebilirliğin arttırılması konusunda teşvik, destek, eğitim ve danışmanlıkların arttırılması

gerekmektedir. Bu sayede ülkemiz yaş sebze sektöründe dünya genelinde %1,5’luk payı yerine ilk sıradaki Hollanda’nın %13,3’ lük payını ve yaş meyve sektöründe de dünyadaki %2’lik payı yerine İspanya’nın dünya genelindeki %11,5’luk payını aşarak, milli gelir ve istihdama olan katkısı ile rekabet gücünü her geçen gün arttıracaktır. KAYNAKLAR

1. Özlem Ermiş Beyhan, “15 Milyarlık Meyve Ve Sebzeyi Çöpe Gitmekten Kurtaracağız”, https://www.dunya.com/ekonomi/15-milyarlik-meyve-ve-sebzeyi-cope-gitmekten-kurtaracagiz-haberi-351264, 24.02.2017, Dünya Gazetesi

2. Ümüt Demir, “Yaş Sebze Meyve Sektör Raporu 2015”, T.C. Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı

3. “Rusya'dan Domates İthalatına 'Şartlı' Yeşil Işık”, https://www.dunya.com/sektorler/tarim/rusyadan-domates-ithalatina-sartli-yesil-isik-haberi-365727, 02.06.2017

4. Türkiye İstatistik Kurumu Haber Bülteni, 29.12.2016 ve Türkiye İstatistik Kurumu(TUİK)-Bitkisel Üretim İstatistikleri

5. “2016/2017 Ocak-Mayıs Dönemi Yaş Meyve ve Sebze Sektörü Türkiye Geneli Değerlendirme Raporu”, Akdeniz İhracatçı Birlikleri, http://www.akib.org.tr/files/downloads/ArastirmaRaporlari/YSM/ocak-mayis-2017.pdf ,01.06.2017

6. T.C. Ekonomi Bakanlığı, “Yaş Sebze ve Meyve Sektörü Raporu”, 2017 7. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği 2016-2017 Dönemi Çalışma Raporu 8. http://www.tarim.gov.tr/Konular/Makro-Ekonomik-Gostergeler, 22.6.2017

Page 26: 2017 MAYIS-HAZİRAN İÇİNDEKİLER - izto.org.trizto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6494_1518166419.pdf · Sigorta eksperinin yaptıı iş dolayısıyla güven

AR&GE BÜLTEN 2017 MAYIS-HAZİRAN

26

SORULARINIZ, YORUMLARINIZ VE

İSTEKLERİNİZ İÇİN

ARAŞTIRMA, GİRİŞİMCİLİK VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ 2017 MAYIS-HAZİRAN BÜLTEN EKİBİ

Birol EFE Tel: 498 42 36 E-Mail: [email protected]

Övgü PINAR Tel: 498 46 83 E-Mail: [email protected]

Erdem ALPTEKİN Tel: 498 41 44 E-Mail: [email protected]

Şebnem BORAN Tel: 498 43 05 E-Mail: [email protected]

Elif ÇAM Tel: 498 43 36 E-Mail: [email protected]

Hande UZUNOĞLU Tel: 498 42 27 E-mail: [email protected]

Melisa KORKMAZ Tel: 498 41 03 E-mail: [email protected]

WEB http://www.izto.org.tr/tr/guncel-ar-ge-bulteni

FAX +90 (232) 498 46 35

E-MAIL [email protected]