24
9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI DERS ANLATIM REHBERI

9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

9. SINIFTÜRK DILI VE

EDEBIYATI DERS ANLATIM REHBERI

Page 2: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

2

NY

E

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi

OK00-09.02DER01

978-605-2175-30-9

Meltem Ünal - Büşra Arslan

Adem Topçu - Süleyman Ünal

Fatma Danışmaz - Senanur Doğan

TestOkul Dizgi Servisi

Kısmet Gül Albayrak

Kaan Kardaş - Erdinç Şahin - Şafak Yağız

Özge Burhan

Nilgün Aydoğan

Aykut Matbaası / Firuzköy Mah. Mezarlık Üstü Cad. No: 24 / 26

A Blok Avcılar / İST. tlf: 0 212 428 52 74 - 428 54 26

0 212 275 00 35 www.testokul.com / [email protected]

Gülbahar Mah. Cemal Sururi Sok. No:15 / E Halim Meriç İş

Merkezi Kat: 9 Mecidiyeköy / İST.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre her hakkı Ek-

sen Yayıncılık ve Eğitim Malz. San. Tic. AŞ’ye aittir. Eksen

Yayıncılık’ın yazılı izni olmaksızın, kitabın herhangi bir şekilde

kısmen veya tamamen çoğaltılması, basım ve yayımı hâlinde

gerekli yasal mevzuat uygulanır.

ürün adı

ürün no

isbn

yazarlar

katkıda

bulunanlar

dizgi-mizanpaj

grafik tasarım

dijital içerik

editör

yayın yönetmeni

baskı

iletişim

Copyright ©

Page 3: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

3

MER

HA

BA

Sevgili Öğrenciler,

Her gün birçok farklı dersle karşı karşıya kalıp hepsinden notlar tutan, bu sıra-

da dersi ve öğretmeni takip edip konuyu iyice anlamaya uğraşan, sonrasında ise

tekrar etmek için çaba sarf eden sizlere işinizi çok kolaylaştıracak yeni bir ürün

sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi.

Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-

cak. Nasıl mı?

Öncelikle her bir ünitede neler öğreneceğinizi, hangi konularla karşı karşıya ka-

lacağınızı gösteriyoruz ünitelerin ilk sayfasında. Bu sayede derse bir ön hazırlık

sağlanmış oluyor. Sonra küçük alt başlıklara ayrılmış şekilde konuları öğrenmeye

başlıyorsunuz.

Öğretmeniniz akıllı tahtada ders anlatıyor, siz de not tutuyorsunuz ama “Ders

Anlatım Rehberi” sizi yönlendiriyor hangi notları tutacağınız hususunda. Karşı-

nıza “Şimdi Okuma zamanı” adlı bölümler çıkacak. Bu bölümlerde, konuyla ilgili

özenle seçilmiş örnek metinler yer alıyor. Keyifle okuyacaksınız hepsini.

Sonra “Etkinlik” bölümleri var. Bunlar, yer yer karşınıza çıkacak çok değerli bö-

lümler. Etkinliklerin cevaplarına kare kodları kullanarak kolayca ulaşabilirsiniz.

Bazen boşluk doldurma, bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları içeri-

yor bu etkinlikler. Ne ararsanız var kısacası.

Konu anlatımları, en sade ve açık şekilde yapıldı. Hem de bol örnek verilerek...

Anlatımların altında “Anahtar Bilgi”ler var. Bunlar, az önce, konu anlatımında

öğrendiklerinizin en can alıcı noktasını içeriyor.

Yer yer “Bunu da Bilelim” kutucuklarıyla karşılaşacaksınız. Konunu özel bir yönü-

nü veya konuya farklı bir bakış açısını görmeniz için hazırlanmış ekstralar bunlar.

Tadını çıkarın!

Konu anlatımının sonunda, gerekli yerlerde sorular yer alıyor testler hâlinde.

Bunlar, hem konunun tam öğrenilmesini sağlıyor hem de istenirse tekrar ve ödev

amaçlı kullanılabiliyor.

Size düşen rehberinizin yönlendirmelerine uymak ve kararlı adımlarla hedefe yü-

rümek.

Güzel ve başarılı bir gelecek sizleri bekliyor...

Page 4: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

4

DERS ANLATIM REHBERİ KULLANIM İPUÇLARI

Ünite içindeki ana konuları bu başlıkla ayırdık.

Konuyu kavramaya yönelik sorulara, uygulamalara yer verdik.

Konuyu, örnek metinlerle bubölümdesomutlaştırdık.

Konuyla ilgili sorular için bu bölümleri ayırdık.

Bir sayfadan akıllı tahtaya yansıtılan ilk slaytı burada numaralandırdık.

Konu Başlığı

Etkinlik

Şimdi Okuma Zamanı

Konu Değerlendirme Testi

Konuyla ilgili daha ayrıntılı ve ilginç bilgilere bu bö-lümde yer verdik.

Konuyla ilgili önemli noktaları bu alanda size sunduk.

Anahtar Bilgi

Slayt Numarası

Bunu da Bilelim

Bazı yerleri boş bırakılmış (pembe yazılı) anlatımlarla konuya sağlam bir temel atmanızı istedik.

Anlatım Bölümü

Kitaptaki etkinlik-lerin cevaplarına bu karekodlarlaulaşmanızı sağ-ladık.

Karekod

Page 5: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

5

Konu Değerlendirme Testi

İÇİNDEKİLER

Bölüm 1: Edebiyat Nedir?

Edebiyatın Bilimlerle ve Güzel Sanatlarla İlişkisi ......................... 8

Bölüm 2: Metinlerin Sınıflandırılması ......................................................... 21

Bölüm 3: Nasıl Yazmalıyız? Niçin Yazıyoruz? .............................................. 26

Bölüm 4: İletişim .......................................................................................... 35

Bölüm 5: Dille İlgili Bazı Kavramlar .............................................................. 40

1. ÜNİTE TÜRK DİLİ VE EDEBİYATINA GİRİŞ

Bölüm 1: Hikâye ............................................................................................ 46

Bölüm 2: Hikâye Yazma ................................................................................ 68

Bölüm 3: Sunu Hazırlama ve Sunma ............................................................ 70

Bölüm 4: İsim (Ad) ......................................................................................... 76

Bölüm 5: Yazım Kuralları .............................................................................. 87

Bölüm 6: Noktalama İşaretleri ...................................................................... 98

2. ÜNİTE HİKÂYE

Bölüm 1: Şiirde Nazım Birimi ve Biçimi ........................................................ 110

Bölüm 2: Şiirde Ahenk Unsurları .................................................................. 117

Bölüm 3: Edebî Sanatlar (Söz Sanatları) ...................................................... 139

Bölüm 4: Konularına Göre Şiir Türleri .......................................................... 147

Bölüm 5: Şiir Yazma Çalışmaları ................................................................... 155

Bölüm 6: Şiir Dinletisi Hazırlama .................................................................. 157

Bölüm 7: Sıfat (Ön Ad) (Yazım ve Noktalama) ............................................ 161

3. ÜNİTE ŞİİR

Bölüm 1: Masal .............................................................................................. 172

Bölüm 2: Fabl (Yazım ve Noktalama) ........................................................... 186

Bölüm 3: Masal ve Fabl Yazma ..................................................................... 195

Bölüm 4: Etkili Dinleme ................................................................................ 197

Bölüm 5: Edat (İlgeç) ..................................................................................... 201

Bölüm 6: Bağlaç ............................................................................................ 206

Bölüm 7: Ünlem ............................................................................................ 212

4. ÜNİTE MASAL / FABL

Page 6: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

6

5. ÜNİTE

Bölüm 1: Roman ............................................................................................ 216

Bölüm 2: Roman Yazma ................................................................................ 245

Bölüm 3: Hazırlıklı Konuşma ........................................................................ 252

Bölüm 4: Zamir (Adıl) .................................................................................... 256

Bölüm 1: Tiyatro ............................................................................................ 266

Bölüm 2: Tiyatro Metni Yazma ..................................................................... 286

Bölüm 3: Zarf (Belirteç) (Yazım ve Noktalama) ........................................... 288

Bölüm 1: Biyografi ......................................................................................... 298

Bölüm 2: Otobiyografi (Yazım ve Noktalama) ............................................. 304

Bölüm 3: Öz Geçmiş (CV) ve Portre Yazma .................................................. 310

Bölüm 4: Fiil (Eylem) .................................................................................... 315

Bölüm 1: Mektup .......................................................................................... 318

Bölüm 2: E-posta ........................................................................................... 326

Bölüm 3: Mektup, Dilekçe, Tutanak ve E-Posta Yazma .............................. 328

Bölüm 4: Açık Oturum .................................................................................. 338

Bölüm 5: Fiil (Eylem) ..................................................................................... 341

Bölüm 1: Günlük ........................................................................................... 354

Bölüm 2: Blog ................................................................................................ 358

Bölüm 3: Günlük ve Blog Yazma .................................................................. 361

Bölüm 4: Çatılarına Göre Fiiller .................................................................... 364

ROMAN

6. ÜNİTE TİYATRO

7. ÜNİTE BİYOGRAFİ / OTOBİYOGRAFİ

8. ÜNİTE MEKTUP / E-POSTA

9. ÜNİTE GÜNLÜK / BLOG

Page 7: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

Bölüm 1

Edebiyat Nedir? Edebiyatın Bilimlerle ve Güzel Sanatlarla İlişkisi

Bölüm 2

Metinlerin Sınıflandırılması

Bölüm 3

Nasıl Yazmalıyız? Niçin Yazıyoruz?

Bölüm 4

İletişim

Bölüm 5

Dille İlgili Bazı Kavramlar

1

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATINA

GİRİŞ

1. ÜNİTE

7

Page 8: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

?

LÜM19

8

6227

2

EDEBİYAT NEDİR?EDEBİYATIN BİLİMLERLE VE GÜZEL

SANATLARLA İLİŞKİSİ

Şimdi Okuma Zamanı

EDEBİYAT NEDİR?

Günümüz Türkçesiyle

Osmanlı Dönemi'nde ve bugüne kadar geçen cumhuriyet çağında ve bundan önceki

Türk kültürel çağlarında ve hatta bütün kültürlü, uygar toplumlarda edebiyat denildiği

zaman şu anlaşılır:

Söz ve anlamı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgilerin ve insan karakterinin

en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları, çok ilgili kılacak surette söy-

lemek ve yazmak sanatı. Bunun içindir ki edebiyat, ister nesir hâlinde olsun ister nazım

şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltıraşlık gibi, özellikle musiki gibi güzel sanatlardan

sayılagelmektedir.

İnsanlıkta en müspet bilim ve ince teknik esaslarına dayanan, hayatla ve kanla karşılaş-

mak kendileri için mukadder olan askerlik gibi yüksek bir ideal meslek dahi kendini, için-

de bulunduğu topluma anlatabilmek ve bu büyük insanlık ve kahramanlık yolculuğuna

hazırlayabilmek için uyandırıcı, hedeflendirici, yürütücü ve nihayet fedakâr ve kahraman

yapıcı vasıtayı edebiyatta bulur.

Bu bakımdan, edebiyatın, her insan toplumu ve bu toplumun bugününü ve geleceğini

koruyan ve koruyacak olan her kuruluş için en esaslı eğitim vasıtalarından biri olduğu

kolaylıkla anlaşılır.

M. Kemal AtatürkÂfet İnan, Atatürk Hakkında

Hâtıra ve Belgeler

Etkinlik

Aşağıdaki soruları, okuduğunuz metinden hareketle cevaplayınız.

M. Kemal Atatürk'e göre "bütün kültürlü, uygar toplumlarda edebiyat dendiği zaman" ne anlaşıldığını, ken-

di cümlelerinizle ifade ediniz.

Metnin üçüncü paragrafında Atatürk, edebiyatla neyin ilişkisinden, nasıl bir bağlamda söz etmiştir?

Sizce "edebiyat" nedir? Edebiyatın insana ve topluma nasıl faydaları olabilir? Düşüncelerinizi sınıfta

arkadaşlarınızla tartışınız.

OKUMAKAZANIMLARI

LÜM1

Page 9: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

44

44

9

6228

4

EDEBİYAT NEDİR?

veya , en genel ifadeyle,

olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığı ile es-

tetik bir şekilde ifade etme sanatıdır.

Edebiyat, genellikle yazılı ürünler için kullanılan

bir terim olmasının yanında, aslında sözlü ürünleri

de kapsayan bir genişliğe sahiptir.

Türkçede “edebiyat” kelimesi ilk defa

Dönemi’nde, Şinasi ve Namık Kemal'in yazı-

larında kullanılmaya başlanmıştır. Edebiyat, Arapça

yani iyi huy, güzel ahlak anlamındaki keli-

meden türemiştir.

Edebiyatın ortak kanıya varılmış bir tanımı bulunmamaktadır. Platon'un "Devlet" adlı eserinde yaptığı edebiyat

tanımlaması, günümüze kadar gelmiştir. Platon, edebiyatı genel anlamı ile “hayatın yansıması” olarak tanımlamış

ve bu tanım günümüze kadar geçerliliğini korumuştur.

Fransız roman yazarı Stendhal’ın "Bir roman yol boyunca gezdirilen ayna demektir." sözleri romanla ilgili gibi

görünse de bugün daha genel yaklaşımla bir edebiyat tanımı gibi değerlendirilmektedir. Ancak edebiyata bu ve

benzeri yaklaşımlar “Ayna, karşısında duran nesneleri donuk biçimde yansıtmaktan öte bir şey yapmaz oysa sanat,

gerçeğin özüne doğru inebilmek için gerçeği seçer, çözümler ve yeniden biçimlendirir." şeklinde eleştirilmiştir.

Buradan da anlaşılacağı gibi edebiyatın en önemli özelliklerinden biri, yazarın “yeniden biçimlendirmesinin” yani

“kendine has bakış açısının” ürünü olmasıdır.

Edebiyat bir sanattır. Dil ise kültürün taşıyıcısıdır. Bu nedenle kültürle edebiyat arasında güçlü

bir ilişki vardır. Her ikisi birbirini etkiler.

Edebiyatta kullanılan dil, günlük hayatta kullanılan dilden ayrı, işlenmiş ve daha zengin, etkili bir dildir. Dilin özel

kullanımı ile ortaya çıkan edebî ürünler, ait oldukları ulusun kültürünü kuşaktan kuşağa aktarırlar.

Türk tarihine bakıldığında destanlar döneminden günümüze kadar büyük liderlerin yanında edebiyatçılar da mut-

laka görülür. Oğuz Kağan’ın yanında Uluğ Türk vardır. Uluğ Türk, sözü dinlenir, bilge bir ozandır. Yani edebiyatçıdır.

Gelenek hâlini alan bu durum, Göktürklerde, Karahanlılarda, Selçuklularda, Osmanlılarda devam etmiştir. Cumhu-

riyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu geleneksel duruma daha bir canlılık kazandırmıştır. Halide Edip

Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Falih Rıfkı Atay gibi onlarca şair ve yazar, Atatürk’ün yanındadır.

"Edebiyat" kelimesi Arapça "edep" yani iyi huy, güzel ahlak anlamındaki kelimeden türemiştir.

Anahtar Bilgi

Page 10: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

10

6229

7

Edebiyatın Konusu Nedir?

Dille anlatılabilen her türlü duygu, düşünce, hayal, olay, kısacası her şey edebiyatın konusu olabilir. Şiir, öykü, ro-

man, deneme, tiyatro gibi edebî türlerle hemen her konu anlatılabilir. Edebiyatın hangi türü ele alınırsa alınsın, in-

sanın insanla, insanın toplumla, insanın doğayla etkileşiminin ve ilişkilerinin anlatıldığı görülür. Kısaca, edebiyatın

temel konusu .

Edebiyatın Yöntemi Nasıldır?

İnsan, yaşam, toplum ve doğa gibi konular sadece edebiyatın değil, bütün bilim dallarının da konuları arasındadır.

Bilim dalları, özelliklerine göre, konularını araştırma, gözlem ve deneylere dayanarak açıklar. Neden-sonuç ilişkisini

araştırır, kesin ve değişmez sonuçlara varmak ister.

Edebiyatın yöntemi ise farklıdır. Sanatçı ele aldığı konuyu bütün gerçekliği ile anlatabileceği gibi “gerçeklik" duy-

gusu uyandırabilecek şekilde veya "düşsel" özellikler kazandırarak istediği değişiklikleri yapabilir. Yani “yaşamın

gerçeği” ile “edebiyatın gerçeği” aynı değildir çünkü yazar eserine kat-

mıştır.

Edebiyatta, geçmişten bugüne kadar dünya, hayat, insanlık ve her türlü konu, her dönemin toplumsal ve kültürel

özelliklerine paralel olarak farklı açılardan ele alınmış ve anlatılmıştır. Fakat edebiyatta her zaman, her şey insana

göre ve insan için ele alınmış, diğer bilim ve sanat dallarından farklı bir yöntemle anlatılmıştır.

Edebî Eser Nedir?

Duygu, düşünce ve hayallerin insanda hayranlık ve heyecan uyandıracak estetik bir yapı içinde anlatılmasıyla ortaya

çıkan sözlü veya yazılı eserlere, denir.

Edebî eser;

– okuyanı etkiler, onun düşüncelerine, duygularına ve hayallerine, açıklık, güzellik ve zenginlik katar,

– bir dile sahiptir,

– ait olduğu toplumun ve oluşturulduğu dönemin az veya çok yansıtır.

"Edebiyat tarihi"; bir ulusun çağlar boyunca ortaya koyduğu edebî yapıtları, onları meydana getiren kişileri, kronolojik olarak ele alıp inceleyen bilim dalıdır.

Bunu da Bilelim

Edebiyat, konusu insan; malzemesi dil olan sanattır. Duygu ve düşüncelerin, estetik bir biçimde ortaya kon-ması işidir.

Anahtar Bilgi

Page 11: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

11

10

Şimdi Okuma Zamanı

EDEBİYAT vE İNSAN

Bazıları sanıyorlar ki edebiyat da kimya ve benzeri bilimler gibi bir uzmanlık dalıdır ve yalnız uzmanları ilgilendirir. Bu düşüncenin özellikle ülkemizde yaygınlaştığını görüyoruz. Örnek olarak söyleyelim: Televizyonun tutumu, edebiyatı okul-larda okutulan edebiyat dersinden ibaret bilme gibi gözüküyor. Oysa edebiyatın bir uzmanlık konusu olan tarafı vardır, bir de herkesi ilgilendiren bir yanı. Herkes hatip olamaz ama her insan düzgün konuşma çabası göstermek zorundadır. Bu yüzdendir ki edebiyattan anlamak kişiye kolay, rahat ve doğru konuşmada yararlı olacaktır. Herkes şair olamaz ama herkes az çok, şiirden zevk almalıdır.

Eski aydınlarımız, konuşmalarına ve yazılarına sık sık bir beyit ya da bir şiir alarak onları güzelleştirir ve zenginleştirirdi. Bugün şiir hafızaya pek hitap etmediğinden konuşmalara ve yazılara sık sık şiir alınması belki pek uygun düşmeyebilir. Çağımızda yazı ve konuşma havasına şiirin kendisi değil ama şiir kültürü sızmalı. Roman, piyes ve hikâyeler de psikolojik tahliller, karakter belirlemeleriyle, kişiliğimizin olgunlaşması ve derinleşmesi için köklü deney alanlarımızdır. Bu yüzden her kişi, aydın olabilmek için mutlaka belli bir ölçüde edebiyatın çeşitli alanlarından az çok haberdar olmak zorundadır.

Bir ulusu ulus yapan etkenlerin başında kendine has edebiyatın bulunması da gelir. Ulusları, kendi varlıklarının bilincine erdiren en etkili kültür planı edebiyattır. Edebiyatı uzun sürede savsaklayan halklar, giderek silinip unutulurlar. Yahudiler, binlerce yıl, benliklerini edebî katkılar ve metinlerle büyümüş Tevrat kalıntılarıyla korudular. Her uygarlık hareketinde de ona paralel olarak gelişen bir edebiyat hareketi görülür. Yapıtı gelecek kuşaklara kalan tarihçiler de kalemi ve üslubu olan, derin tahliller yapabilen tarihçilerdir. Naima’nın bizde bir zamanlar o kadar çok okunması, sadece tarihçilik gücüyle açık-lanamaz. Bunun yanında, onun yazma kudretini de hesaba katmak lazımdır. Evliya Çelebi de eşsiz gözlemleri yanında, o tatlı anlatımıyla okuyucularına kendini sevdirmesini bilmiştir.

Edebiyat ve şiir, roman, piyes, öykü, hitabet gibi edebiyatla ilgili sanatlar, müzik, mimari ve çizgi sanatı gibi ve belki on-lardan daha çok, insanın özüyle ilgisi, onun kişiliğine bir maya katan kutsal iyiliklerdir. Yeter ki bu iyilikler kötüye kullanıl-masın, edebiyat aşkından koparılıp "an"ın zevklerine kurban edilmesin.

Bir toplumun tarihi; biraz da şairlerinin, müzisyenlerinin, hatiplerinin, tarihçilerinin tarihi demektir. Nedim’i çekip çıkarı-nız, Lale Dönemi güzelliğinden çok şey kaybedecektir. Bakisiz bir Kanuni Devri düşünülebilir mi? ve Nefîsiz bir Dördüncü Murat Devri, Fuzulisiz Bağdat ve Kerbela, Âkifsiz Çanakkale ve İstiklal Savaşı, Mevlânasız bir Konya ve Yahya Kemalsiz bir İstanbul? Edebiyatı, her yerde ve her kesimde, yeniden layık olduğu yere oturtmak artık toplumumuzda en kesin bir ihtiyaç hâline gelmiştir. Cehaletin karanlığından kültür ve medeniyet aydınlığına ancak böyle çıkabiliriz.

Gün Saati - Sezai Karakoç

Page 12: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

12

6231

12

Etkinlik

Aşağıdaki soruları, okuduğunuz metinden hareketle cevaplayınız.

Yazar, "bazıları" olarak nitelediği insanlara hangi açıdan karşı çıkmaktadır?

Bu metinden hareketle aydın olabilmenin edebiyatla ilişkisini açıklayınız.

Yazarın "Her uygarlık hareketinde de ona paralel gelişen bir edebiyat görülür." cümlesinden anladıklarınızı

örnek vererek açıklayınız.

Okuduklarınıza göre "cehaletin karanlığından kültür ve medeniyetin aydınlığına" nasıl ulaşılır?

Sezai Karakoç Kimdir?

İlk şiiri 1951'de "Hisar" dergisinde çıktı. Başlangıçta Pazar Postası'nda İkinci Yeni akımı doğrultusunda şiirler yazdı. Daha sonraki yıllarda tümüyle kendi şiirine yöneldi. Yeni biçim araştırmalarına, değişik imgelerle ken-dine özgü, mistik ve İslami içeriğe yer veren eserleriyle kuşağının en önemli şairleri arasına girdi. Eski Türk uygarlıklarına ilişkin değerlerle çağdaş bir kişilik oluşturma düşüncelerini işledi. Şiir kitaplarından bazıları şunlardır: Şahdamar, Hızırla Kırk Saat, Taha'nın Kitabı, Zamana Adanmış Sözler.

Bunu da Bilelim

Page 13: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

13

6232

15

EDEBİYATIN GÜZEL SANATLAR ARASINDAKİ YERİ

Sanat Nedir?

Sanat, güzeli anlatma, oluşturma çabasıdır ve bu çaba insanlık tarihi kadar eskidir. Sanat; hava, su gibi somut bir

ihtiyaç olmasa da sanatsız bir coğrafya var olmamıştır.

Sanat, ihtiyacından doğmuştur. İnsanlık binlerce yıldır duygu, düşünce

ve hayallerini sanat yoluyla anlatmaktadır. Sanat, en ilkel toplumlardan en gelişmiş toplumlara kadar her kültürde

vardır.

Aşağıdaki görsel, sanatın veya güzel sanatların genel niteliklerini göstermektedir.

GÜZEL SANATLARIN

TEMEL NİTELİKLERİ

Tüm ürünleri bu ortak özellikleri taşısa da güzel sanatlar, daha genel bir ifadeyle sanat; malzemesine, kullanılan

tekniklere vb. göre birçok türden oluşur. Bu konuyla ilgilenenler tarafından sanat türleri, malzemelerine, sunulma

tarzlarına göre sınıflandırılmıştır.

Aşağıdaki tablo, güzel sanatların en yaygın sınıflandırılmasını göstermektedir.

Fonetik (İşitsel) Sanatlar

dayalıdır.

1.

2. Müzik

Görsel (Plastik) Sanatlar

da-yalıdır. (Boya, taş, mermer, kil, tahta gibi)

1.

2.

3. Minyatür

4. Hat

5. Mimari

6. Ebru

7. Kat'ı

Ritmik (Dramatik) Sanatlar

dayalıdır.

1.

2.

3. Opera

4. Bale

5. Dans

Güzel Sanatların Sınıflandırılması

Page 14: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

14

6233

18

Etkinlik

Tablonun güzel sanatların bir ürünü olmasının nedeni aşağıdakilerden hangileri olabilir, bunları "✓" işareti ile belirtiniz.

Biriciktir, özgündür. ( )

İstenilen ebatlara sahiptir. ( )

Kullanışlıdır. ( )

Toplumsal fayda gözetilmiştir. ( )

Estetik, zevk ve heyecan uyandırmaktadır. ( )

Yararlılık amaçlanmıştır. ( )

Yapanın hayal gücünü yansıtmıştır. ( )

Ticari kaygılarla, ekonomik bir nedenle üretilmiştir. ( )

İnsanda hayranlık uyandırmaktadır. ( )

Kişilerde farklı duyguları çağrıştırmaktadır. ( )

Etkinlik

Aşağıda konuşan kişilerin, hangi sanat dalıyla uğraştığını belirtiniz.

Ben seslerle oynarım, seslerin uyumla bir araya gelmesi için uğraşır dururum.

Benim alanıma “7. sanat” da diyorlar. Teknolojinin gelişmesi ile ortaya çıktım; ses ve

görüntüyü bir arada kullanıyorum.

Benim işim şarkı söylemek; hikâyesi olan şarkıları sahnede bana eşlik eden

arkadaşlarımla birlikte sunarım.

Ben suyun üzerine desenler çizer, bunları da bir kâğıda aktarırım.

Ben müzik eşliğinde bedenime farklı hareketlerle biçim vererek insanlara bir öykü

anlatırım.

Ben farklı malzemelerle, üç boyutlu şekilde, estetik bir fiziksel yapı tasarlama ve

kurma sanatıyla uğraşıyorum.

Ben malzemesi boya ve çeşitli yüzeyler olan bir sanat dalını soyut-somut şekiller

çizerek icra ediyorum.

Ben, kalemi aldım mı okuyucumun önüne hayal gücümün tüm sınırlarını koyar, onu

kendi evrenimde yaşatırım.

Ben, bir taşı alır, onun üstündeki fazlalıkları atar, yepyeni bir şey vücuda getiririm.

Page 15: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

15

6234

21

Bilim ve Sanat Arasındaki Farklar

Bilim ve sanat arasındaki farklar, daha en başta, konuya yaklaşırken ortaya çıkar. Çünkü bilim, gerçeği arayıp bul-

maya ve ona açıklık kazandırmaya dayanır. Sanatsa gerçeğe estetik açıdan yönelir.

Bilim; gerçeği ortaya koymaya, açıklamaya çalışırken sanat gerçeği açıklamaz; öğretmeye, kavratmaya çalışmaz,

yalnızca sezdirir.

Bilim ve sanat arasındaki farklılıkları derli toplu bir şekilde şöyle sıralamak mümkündür:

•Bilim gerektirir, sanat ise subjektiftir. Diğer bir ifadeyle bilim yansız, nesnel; sanatsa

.

•Bilim, somut bir yararlılık taşır; sanatta ise yararlılık .

•Bilim, dayanır; sanat ise imgelere dayanır.

•Bilimin amacı ulaşmaktır, sanat ise var olanı sanatçının bakış açısıyla farklı bir şekilde yansıtmayı

amaçlar.

•Bilim, düşüncenin ardından koşar; sanat tercih eder.

•Bilim doğruyu ararken sanat arar.

•Bilim netliği, tek anlamlılığı yeğlerken sanat kaçar.

Zanaat, Sanatla Aynı mıdır?

"Zanaat" terimi, el becerisi ve deneyim isteyen kuyumculuk, terzilik, marangozluk gibi meslekler için kullanılır.

Sanat ve zanaat çok uzun zaman aynı kavramlar olarak görülmüştür. 19. yüzyıla ka-

dar bu böyle devam etmiştir. Oysa sanat ve zanaat birçok noktada ayrılır:

• Sanat zanaatın temelinde yararlılık ilkesi vardır.

• Sanat eserinin eşi benzeri yokken zanaatkârın ortaya koydukları

.

• Sanatta fayda soyut anlamda değerlendirilirken zanaatta somut bir fayda söz

konusudur, işe yararlık esastır.

• Sanatta yaratıcılık ön planda iken zanaatta ortaya konan yapıt bir el becerisinin

ürünüdür.

• Zanaatta usta-çırak ilişkisi ile bir becerinin sonra gelene kazandırılması söz ko-

nusudur. Sanat alanında belli öğretim çalışmaları yapılsa da sanatçının öğrendiği

şeye yeni bir ruh, farklı bir bakış eklemesi gerekir.

• Ahşaptan sandalye yontan bir , bu üründe önce

arayacaktır. Güzel olması, bu özelliğinden sonra gelir. Öncelikle

sandalyenin rahat, kullanışlı olması gerekir ki amacına hizmet etsin. Bir heykelin

ise böyle bir amaca hizmet etmesi gerekmez. Onun olmaktan öte bir

amacı yoktur.

Page 16: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

16

6235

24

EDEBİYATIN DİĞER BİLİMLERLE İLİŞKİSİ Edebiyat ile bilim dalları arasındaki bağ ilk bakışta kolayca fark edilmez. Ancak bilim de edebiyat da insan içindir.

Eksenlerinin aynı olması, onları birbirine yaklaştırır.

Edebiyatçı, birey olarak bir coğrafyada, bir topluluk içinde yaşar ve yaşadığı dönemin çalkantılarından o da nasibini

alır.

Dolayısıyla , , , felsefe, sosyoloji, bilim ve teknik gibi alanlarla edebiyatın

az veya çok ilişkili olduğu söylenebilir.

a. Edebiyat ve Sosyoloji

Edebiyat, insanı ve onun yaşadığı toplumu ele alır. Sosyoloji de

inceleyen bir bilim dalıdır.

Sosyologlar, edebî eserlerde, üretildiği toplumun sosyal yapısını bulabilir.

Edebiyatçılar da sosyologların ,

yararlanarak eser ortaya koyabilir. Orhan Kemal’in, Yaşar Kemal’in roman-

larında Çukurova insanı farklı yönleriyle yansıtılır. Kimi yerde ağa-köylü

ilişkisi, kimi yerde sanayileşmenin oluşturduğu yeni işçi sınıfı, mevsimlik

toprak işçilerinin durumu anlatılır. Kimi yerde de batıl inançları, cahillikle-

riyle köylüler ayrıntılarıyla aktarılır.

Yazar, bunları anlatırken elbette sosyolojik yaklaşımdan yararlanır.

Yazarlar, gözlemlerini aktarırken sosyal yapıyı daha yakından tanımak için çıkarımlarını sosyolojik bulgularla kıyas-

layarak daha etkili sonuçlara ulaşabilirler.

Aşağıdaki kısa bölüm, "Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat" adlı romandan alıntılandı. Bu metni, dikkatlice okuyunuz.

– İsmim Ragıbe’dir. Bir müderris kızıyım. Anam on beş sene evvel ölmüş, beni ufak bırakmıştır. Pederim beni okuma-

ya, yazmaya çalıştırır. Nakışa, dikişe çok sevdam vardır.

Ama bırakmıyor, “Onlar bir işe yaramaz, sen okumaya, yazmaya bak!” diyor.

– Suphanallah! ... Karı, müderris olmayacak, kâtip olmayacak. Kıza o kadar okumak yazmak ne lazım? Kızlara birinci

lazım olan şeyler dikiş dikmek, nakış işlemek vesair böyle şeylerdir. Yazı da fena değil. Demem ama...

Şemsettin Sami

Şemsettin Sami, Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat’ı 1872 yılında yayımlamıştır. Türk edebiyatının ilk romanı olan bu eser,

"görücü usulüyle evlenme”ye karşı gençlerin birbirini tanıyarak evlenmesi gerektiğine vurgu yapar, Osmanlı'da ka-

dının eğitimi üzerinde durur. Bu parçadan da anlaşılacağı üzere geleneksel Osmanlı toplumunda kadının toplumsal

kimliği bellidir. Okuma, öğrenme ve bilme eylemleri kadınla değil, erkekle ilgilidir.

Romanın yazıldığı yıl olan 1872, Osmanlı toplumunun Batı değerleri ve bilgisi ile karşılaştığı Tanzimat Dönemi için-

de bir tarihtir.

İmparatorluğun Batılılaşma süreci içinde olduğu bu dönemde toplumsal bir değişim yaşanmaktadır. Dönemin ay-

dınları bu toplumsal dönüşümün, var olan toplumsal yapı özelliklerini dönüştürdüğünü, dönüştürmesi gerektiğini

dile getirirler. Daha ileri bir toplum için kadın sadece nakış dikişle ilgilenmemeli, bunun yanında okumayı, yazmayı

öğrenmeli, eğitimli olmalıdır. Çünkü kadınlar, gelecek nesilleri yetiştirecek “anneler”dir. Bu romanda toplumsal

evrilmenin, değerlerin ve kimliklerin deği-şiminin izleri görülmektedir.

Page 17: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

17

6236

27

b. Edebiyat ve Tarih

Edebiyat ürünleri oluşturuldukları dönemin izlerini açık veya gizli taşır. Dönemin

eserlerde kendini gösterir.

Bazı edebî ürünlerde dönem, doğrudan doğruya aktarılabilir. Ancak edebiyatçı, tarihsel gerçeklerden yola çıksa da

tarihî gerçeklere kalmayacaktır.

Edebiyatçı, tarihten aldığı bir ana olayı kurgusal küçük olaylarla, diyaloglar ve kendi yarattığı kahramanlarla anla-

tabilir.

Öte yandan edebî eserlerden bazıları, tarihe kaynaklık edebilir. Anı kitapları buna örnektir. Tarihçilerin bu kitaplar-

dan sıkça yararlandıkları bilinmektedir.

Aşağıdaki kısa bölüm, "Sultan Hamid Düşerken" adlı romandan alıntılandı. Dikkatle okuyunuz.

– Ahmet Rıza Bey'le Talât, beraber Meclis'ten arabaya binip Yıldız’a gittiler. Kâmil Paşa’nın ittifaka yakın bir ekseriyetle

adem-i itimat reyi aldığını söyleyip sadaretin Hüseyin Hilmi Paşa’ya tevcih edilmesini isteyecekler. Hünkâr tabii kabul

edecektir.

Genç kadın bir an “Zavallı Sultan Hamit! Koca padişahı elinizde bir kuklaya çevirdiniz!" diye düşündü. Sonra geçmişle

ilgili duygu ve düşüncelerinden bir kere daha sıyrılarak bugüne, günün çıkarcılarına dönüp sordu:

– Son içtimada ve sadrazamın düşmesinde de tesirin oldu, değil mi?

Nahid Sırrı Örik'in kaleme aldığı bu roman, bir dönemin genel görünümünü vermesi açısından son derece önemli

bir edebî eserdir. Politik iktidarın el değiştirmesinin konu edildiği romanda, İttihat ve Terakki Partisi’nin yönetimde-

ki yetersizliği, Abdülhamit’in zayıflığı, devlet içindeki güç ve iktidar kavgaları tüm açıklığı ile olabildiğince tarafsız

biçimde okura sunulur.

Ön planda Abdülhamit’in vezirlerinden birinin kızı olan Nimet ile parti içinde genç bir subay olan Şefik’in aşkları ve

bu aşkın, dönemin iktidar ilişkileri ve dönüşümüyle paralelliği yer alır.

Görüldüğü gibi yazar, romanını tarihî bir konu üzerine inşa etmiş ama bunu yalnız tarihsel açıdan yansıtmamış;

toplumsal, bireysel olaylarla daha "edebî" hâle getirmiştir. Bu roman, tarih ve edebiyat arasındaki ilişkiye iyi bir

örnektir.

c. Edebiyat ve Felsefe

Edebî eserler, kimi kez doğrudan kimi kez de dolaylı olarak bir dayanabilir. Edebî eserde

düşünce, metnin geneline yayılarak, okurun sezip yorumlayarak ulaşabileceği şekilde aktarılabilir. Bazen bir roman

kahramanının felsefi düşünceleri de romana yön verebilir.

d. Edebiyat ve Bilim-Teknik

Bilim ve teknolojinin, hayatın hemen her alanına girdiği şu günlerde edebiyatın bunları konu edinmemesi düşünü-

lemez.

Jules verne ise yapıtları ile aslında bilim insanlarından bir adım öndedir. “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah”, “Aya

Yolculuk” gibi eserlerini yazdığında daha ne denizaltı icat edilmişti ne de Ay yolculuğuna çıkılmıştı.

Edebiyatçının hayal gücü, kimi kez bilim insanlarına ilham verebilir. Bilim kurgu romanlar, bilimin imkânlarının çok

ötesini hayal eden yazarların ürünleridir.

Öte yandan her edebî romanda, yazıldığı dönemin ilişkin kimi bilgilere

ulaşmak mümkündür.

Page 18: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

18

6237

30

e. Edebiyat ve Psikoloji

Edebî eserlerde insan, açısından da ele alınır. İnsanların olaylar ve durumlar karşısındaki

tepkileri, içine girdikleri psikolojik durumlar, roman ve öykülerde ruh çözümlemeleri yoluyla aktarılmaya çalışılır.

Dostoyevski’nin ünlü kahramanı “Raskolnikov”; hırsı, suça meyli, suçluluk psikolojisi, gelgitleri, vicdan muhasebesi

gibi yönleriyle başarıyla yansıtılmış bir edebî karakter olarak karşımıza çıkar. Bu yönüyle “Suç ve Ceza" adlı roman,

psikoloji ile edebiyatın bağlantısını açıkça gözler önüne serecek niteliktedir.

Aşağıdaki kısa bölüm "Eylül" adlı romandan alıntılandı. Dikkatle okuyunuz.

Evet, ne olacaktı? Burada dursa ne olacaktı? Bu kesin ve yanıtsız soruyu belki bin kere kendi nefsine sormuş, azap

ve ihanetten başka bir şey olmayan bu hayatın sonu olmadığını daima düşünmüştü. Şimdi gittikçe elinden kaçan öz

denetiminin, daima artan sersemliğinin sonucunda onarılamayacak bir şey yapmak, istemeyerek, bilmeyerek ağzından

kaçıracağı bir söz ya da bakışla her şeyi keşfettirip haklı bir nefret ve iğrenmeye hedef olmamak, o kadar saf ve temiz

bakışı bir nefret titreyişiyle kendi üstünde görmemek için bir çare varsa onun da kaçmak olduğuna karar verince rahat

etmişti. Çünkü son zamanlar onun önünde dururken içinde kaynayan feryat arzularına dayanmak pek güç oluyor, bu-

nun her şeyi göze aldıracak bir taşkınlık oluvermesinden korkuyordu.

Mehmet Rauf’un “Eylül” (1901) adlı romanı; Türk edebiyatının Batılı anlamda ilk psikolojik romanı kabul edilir. Bu

romanda, aşk üçgeninin yarattığı gerilimin insanın ruh hâli üzerindeki etkisi rahatlıkla görülebilir. Suat ve Süreyya

evlidir. Süreyya, memur olarak görev yaptığından mali açıdan babasına bağımlıdır. Bu nedenle çift ayrı bir eve çıka-

maz ve yazları Süreyya’nın ailesinin bağ evinde geçirmek zorunda kalırlar.

Bu durum onların canını çok sıkmaktadır. Sonunda Suat, kocasını mutlu etmek için kendi babasından para alarak

bir yalı kiralar. Süreyya çok sevdiği denize kavuşmuştur. Bütün gününü yelkenle ve balık tutmakla geçirir. Bu arada

Süreyya’nın akrabası Necip de onlarla yaşamaya başlar. Bu durum Necip’in Suat’a âşık olmasına ve Suat’ın da buna

kayıtsız kalmamasına neden olacaktır. Bu sarsıcı durum ve bu durumun Suat’ta yarattığı psikoloji, roman boyunca

bütün incelikleriyle betimlenir. Roman, eylül ayında dönülen konakta yangın çıkması ve yangında gençlerin ölme-

siyle son bulur.

Bu romanda olduğu gibi hemen her romanda karakterlerin ve karakterler arasındaki ilişkinin anlaşılabilmesi için

yardımına ihtiyaç vardır.

Edebiyatın, birçok bilim dalıyla etkileşimi söz konusudur. Bu etkileşim bazen yöntem veya yaklaşım bazen de malzemeden yararlanma şeklindedir.

Anahtar Bilgi

Şimdi Okuma Zamanı

YABAN'dan

(...) Şimdi ne görüyorum? (...)

Burada, bıyıklarını makasla kırptı diye nice fikir ve ümit dolu Türk gencinin kafası taş altında ezildi. Burada, yüzü düşmana

dönük, nice vatan mücahitleri savundukları kimselerin eliyle arkadan vuruldu. Burada, millî timsalin, millî bağımsızlık sem-

bolünün yolu kaç defa kesildi ve kaç defa oturduğu şehrin etrafı isyan silahlarıyla çevrildi. Burada, ben vatan delisi millet

divanesi; burada, ben harp malulü Ahmet Celal yapayalnızım.

Page 19: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

19

6238

33

Bunun nedeni, Türk aydını, gene sensin! Bu viran ülke ve yoksul insan kitlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun ka-

nını emdikten ve onu bir posa hâlinde katı toprak üstüne attıktan sonra şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde

buluyorsun.

Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu vardı, besleyemedin. Üstün-

de yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu bıraktın. O, katı toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi bitti. Şimdi

elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ektin ki ne biçeceksin?

Yaban - Y. Kadri Karaosmanoğlu

Etkinlik

"Yaban" romanının yayımlanma yılı 1933’tür. Fakat romanda anlatılan zaman Kurtuluş Savaşı Dönemi'dir. Di-

ğer bir ifadeyle, 1933 yılından Kurtuluş Savaşı Dönemi'ne bakılmaktadır.

Bu kısa alıntıyı ve yapılan açıklamayı edebiyat-tarih ilişkisi çerçevesinde değerlendiriniz.

Yukarıdaki metin sizce neden bir edebiyat eserine ait bir parça olarak kabul edilmektedir?

Bu parçada, kurgu içinde ele alınan dönemin toplumsal gerçeklikleriyle karşılaşılıyor mu?

Kahramanın, Anadolu’ya ve Anadolu insanına bakışı nasıldır? Bu bakış, sizce dönemin hangi sosyolojik ger-

çekliğini görünür kılmaktadır?

Alıntılanan bölümden hareketle bu romanın hangi bilimlerle ilişkili olduğu söylenebilir? Açıklayınız.

Y. Kadri Karaosmanoğlu Kimdir?

Roman ve hikâye yazarı, gazeteci ve diplomattır. Roman, öykü ve makalelerinde Türk toplumunun Tanzimat'tan bu yana geçirdiği değişiklikleri anlatmıştır. Nur Baba, Kiralık Konak, Yaban, Sodom ve Gomore gibi tanınmış ro-manları kaleme alan yazar, 1884-1974 yılları arasında yaşamıştır.

Bunu da Bilelim

Page 20: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

20

44

44 Konu Değerlendirme Testi - 1

36

1. Sanat eseri, muhatabının sadece aklına değil, yüreğine de seslenir. Bilimsel bir metin ise sadece akla yönelik mesajlar verir.

Bu cümlede sanat metinlerindeki hangi özellik üzerinde durulmuştur?

A) Özgün olma

B) Kalıcılık

C) Çağrışımlara açık olma

D) Gerçeği dönüştürme

E) Duyguları harekete geçirme

2. Sanat; bir sanatçının, yaratıcı gücü vasıtasıyla insanın duygu, düşünce ve hayallerini, kimi yaşan-mışlıkları, somut ve soyut malzemeler kullanarak yeniden oluşturma, şekillendirme, seslendirme böylelikle insanın duygu ve düşüncelerini hareke-te geçirme çabasıdır.

Bu cümlede sanatın aşağıdaki özelliklerinden hangisi üzerinde durulmamıştır?

A) Kullandığı malzemenin çeşitlilik gösterebilme-si

B) Sanatçının yaratıcı gücünü yansıtması

C) İnsanın dünyasına seslenmesi

D) Konusunu zaman zaman gerçeklerden alması

E) Herkesçe farklı yorumlanabilmesi

3. “Bir gün bir kitap okudum ve tüm hayatım değiş-ti.” Orhan Pamuk’un “Yeni Hayat” adlı romanı-nın girişi böyledir. İnsanları cezbeden bu cümle, romanın tanıtımında kullanılmıştır. Öyle ya! Nasıl bir kitap okumuştur da tüm hayatı değişmiştir? Bilinçaltımızda, bizi de böylesine değiştirip dö-nüştürecek bir kitap arayışı vardır aslında. Bir sa-nat yapıtı, hayatımıza girdiği andan itibaren bizi önceki bizden farklı kılabiliyorsa görevini layıkı ile yerine getirmiş olur.

Parçaya göre, bir esere gerçek sanat eseri niteliği-ni kazandıran yönü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Güzellik B) Özgünlük

C) Etkileyicilik D) Öğreticilik

E) Gerçeklik

4. “İnsan yaşadığı yere benzer Oranın havasına, suyuna benzer”

Edip Cansever’den alınan bu dizeler edebiyat ile aşağıda verilen bilim dallarından hangisi arasın-daki ilişkiye işaret etmektedir?

A) Coğrafya B) Tarih

C) Sosyoloji D) Psikoloji

E) Felsefe

5. “Edebiyat; bazen var olanların varlığı, kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünme ve bilginin bilimsel olarak araştırılması için oluşturulabilir.” cümlesinde edebiyatın ---- bilimiyle ilişkisinin ol-duğu çıkarılabilir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) ekonomi B) hukuk

C) felsefe D) sosyoloji

E) coğrafya

6. Ahmet Ümit, son romanı “Elveda Canım vatanım”da İttihat ve Terakki’nin ülkeyi bir çık-maza nasıl soktuğunu ele aldığını belirtmiştir.

Bu cümleden hareketle edebiyatın hangi bilim dalıyla ilişkisi olduğu söylenebilir?

A) Matematik B) Tarih

C) Felsefe D) Coğrafya

E) Tıp

7. Edebî eserler, zaman zaman sinemaya uyarlanmış ve büyük ilgi görmüştür.

Bu cümleden edebiyatın hangi yönüne ilişkin fikir edinilebilir?

A) Sosyal hayatın edebiyata yansımasına

B) Edebiyatın sosyal yaşamdaki rolüne

C) Edebiyatın kültüre yansımasına

D) Edebiyatın güzel sanatlarla ilişkisine

E) Güzel sanatların edebiyata etkisine

Page 21: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

44

44

6227

21

METİNLERİN SINIFLANDIRILMASIB

ÖLÜ

M26240

43

METİNLER NASIL SINIFLANDIRILIR?

Şimdi Okuma Zamanı1. Metin

Gezegenimizde 2150 x 1018 litre su bulunduğu hesaplanıyor. Tüm okyanuslar, denizler, göller, akarsular ve yeraltı suları

buna dâhil. Bunu gözde canlandırmak zor. Şu şekilde ifade edilirse daha anlamlı olabilir: Dünya’daki suyun tamamını

uzayda bir küre içinde toplayabilseydik bu kürenin çapı yaklaşık 1600 km olurdu. Kuyruklu yıldızların geldiği bölgelerde

bundan daha büyük gökcisimleri var. Örneğin Plüton’un çapı yaklaşık 2300 km ve yüzeyini oluşturan ince kabuğunun

altında 100-180 km kalınlığında bir buz katmanı olduğu tahmin ediliyor.

2. Metin

Dalgaların nazlı salınışıyla uykuya varmaya hazırlanan cennet koy... İnce kumlar, dağların arasına saklanmaya çalışan bu

koyu çepeçevre sarmış. Zati’nin beyitlerini hatırlatan inci yüklü istiridyelerini koynunda gizleyen deniz, az ilerde göğe

baş kaldıran çam ağaçlarına ulaşmak ister gibi. Buluttan perçemini kaldıran ay, tüm koyu gümüşî bir aydınlığa boğacak

birazdan.

Etkinlik

Yukarıdaki 1 ve 2. metinleri dil, amaç, yazarın tavrı bakımından karşılaştırınız.

1. Metin

• Dil, kullanılmıştır.

• Amaç,

.

• Dilde

uzak durulmuştur.

• Gerçeklik,

.

2. Metin

• Dil, kullanılmıştır.

• Amaç, .

• Dil,

oluşturulmuştur.

• Gerçeklik,

yansıtılmıştır.

Okuduğunuz iki kısa metin, benzer bir konunun birbirinden çok farklı metinlere dönüşebileceğini gösteriyor.

İki yazarın bir konuya bakış açısı, yaklaşımı, tavrı konuyu ele alırken kullandıkları dilin özelliği, bu konuyu neden ele

aldıkları, ortaya çıkan metinleri tümüyle birbirinden farklı kılar.

Demek oluyor ki metinler,

esas alınarak sınıflandırılır.

Bu çerçevede en genel anlamda metinler iki türdür: metinler ve metinler.

Page 22: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

22

6241

46

Edebî Metinlerin Özellikleri

• Edebî metinlerin ana malzemesi ; bu

metinlerde dil, uyandıracak

şekilde kullanılır.

• Gündelik dilden uzaklaştırılarak ve

anlamlarının farklı kullanımlarıyla

zenginleştirilmiş bir dildir bu.

• Dil ağırlıklı olarak sanatsal işlevde kullanılsa da

bu, başka işlevlerinde kullanılmasını engellemez.

• Edebî metinler kurmacaya dayanır. Yazar, gerçek

dünyayı bire bir anlatmak yerine zihninde tasar-

ladığı şekliyle anlatmaya çalışır.

• Edebî metinler, yaratıcısının ruh dünyasından, oluş-

turulduğu dönemin , , ortamından izler taşır. Oluşturuldukları toplumun

sanatsal geleneğinden, kültürel zenginliğinden yararlanılarak ortaya konur ve geleneğin devamı, bir parçası

sayılır.

• Edebî metinler yorumlamaya metinlerdir. Her okuyanda veya her okunuşunda farklı çağrışımlar uyan-

dıran metinler, sanatsal yönden üstün ve zengin kabul edilir. Yazar, bir metin oluşturma

çabasındadır.

• Güzel sanatların bir alt birimi sayılan edebî metinlerde "fayda", arka planda kalmış bir unsurdur.

• Edebî metinler, bir aracıdır; göndericisi , alıcısı .

Öğretici Metinlerin Özellikleri

• Öğretici metinlerin de edebî metinler gibi ana malzemesi ancak dil estetik haz uyandırmak için

değil; , , , vb. için kullanılır.

• Bu metinlere genellikle kelimelerin anlamıyla kullanımı hâkimdir. ve an-

lamlardan, imgelerden, çağrışımlardan kaçınılır.

• Dilin böyle kullanılmasının sebebi, yazarın ve tek bir metin oluşturma isteğidir.

• Öğretici metinler de edebî metinler gibi dönemin etkilenir ancak bu etki, edebî metinlere

kıyasla daha .

• Öğretici metinlerde bir yapı görülmez. Anlatıcı, özelliğindedir.

Sonraki sayfada, edebî ve öğretici metinlerin farklı özellikleri en genel şekliyle gösterildi. Dikkatle inceleyiniz.

Page 23: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

23

6242

49

• Okuyucuya , amacıyla yazılan

metinlerdir.

• Dil, genel olarak işlevde kullanılır.

• ifadelerden kaçı-nılır.

• bir anlatım söz konusu-dur.

• Okurda uyandırmak amacıyla yazılan metinlerdir.

• Dil genellikle işlevde kullanılır.

• , , yer verilir.

• Yoruma açıktır.

• Okuyan her kişide farklı etkiler uyandırabilir yani söz konusudur.

METİN Edebî Metin (Sanatsal Metin)

Öğretici Metin

Metinler, yukarıda belirtildiği gibi genel anlamda "öğretici" ve "edebî" metinler olarak sınıflandırılır. Daha detaylı

bir sınıflandırma da mümkündür. Çünkü hem öğretici metinler hem de edebî metinler, kendi içlerinde kimi farklı-

lıklar taşıyan türlere ayrılır. Aşağıdaki tabloda bu detaylı sınıflandırmayı bulacaksınız, dikkatle inceleyiniz.

Sözlü Anlatım Yazılı Anlatım

Sanatsal Metinler

• Röportaj

Modern Tiyatro

– Trajedi

– Komedi

– Dram

– Karagöz

– Meddah

– Orta oyunu

– Köy seyirlik oyunları

• Fabl

Coşku ve HeyecanıDile Getiren Metinler

Olay ÇevresindeOluşan Metinler

Göstermeye BağlıMetinler

Anlatmaya BağlıMetinler

• Mektup

• Eleştiri

Öğretici Metinler

Kişisel HayatıKonu AlanMetinler

Gazete Çevresinde

Gelişen Metinler

METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI

Page 24: 9. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi. Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-cak

24

6243

52

Etkinlik

Aşağıdaki metinleri "öğretici" veya "edebî" metin olarak sınıflandırınız.

Tabiat ile hayat, insanoğlunun şekil vererek güzel ve faydalı eserler vücuda getirebileceği muazzam bir malzeme deposudur. Resim mi yapmak istiyorsunuz? Dünyada renkten ve boyadan çok ne var? Hakiki bir ressam konu bakımından da bir sıkıntı çekmez. Bü-tün tabiat ve hayat işlenecek konu ile doludur. Mühim olan, herhangi bir konu etrafında bir renk kompozis-yonu vücuda getirmektir.

Mehmet Kaplan

Yusuf bir oraya, bir de önündeki toprak yığınına baktı. Dişlerini ve yumruklarını sıktı, dudaklarını ısırdı; buna rağmen gözlerinden yanaklarına doğru iri damlalar yuvarlanmaya başladı. Bu yaşlar bütün manzarayı ör-tüvermişlerdi. Kollarının yeni ile gözlerini sildi. Hayva-nına atladı. Bir kere daha dönüp geriye baktıktan ve ömrünün en korkunç senelerinin geçtiği bu kasabaya yumruğunu uzatıp tehdit eder gibi salladıktan sonra atını ileriye, dağlara doğru sürdü.

Sabahattin Ali

İki dakika geçmeden odanın sedef kakmalı, ceviz kapı-sından palabıyıklı, iri, levent, şen bir adam girdi. İnce, siyah kaşlarının altında iri gözleri parlıyordu. Belindeki silahlık boştu. Bütün kullarının etek öpmesine, sec-desine alışan sadrazam, bir an eteğine kapanılmasını bekledi. Oturduğu mor çuha kaplı sedirin hep öpülen ağır sırma saçağındaki yumağı, altından, içi boş küçük bir kafa gibi şaşkın duruyordu. Sadrazam söyleyecek bir şey bulamadı.

Ömer Seyfettin

İnsanın içini dökmeden edemediği dakikalar olur. Bir dost, bu dakikalarda erişilmez bir değer kaza-nır. Ama her şey, bir dosta söylenmez ki? Onun için, hele bir insan bir yazarsa, içinin gizli kıvrımlarını gör-mesini biliyorsa, masanın başına geçip kalemi eline almadan edemez. İşte günlük dediğimiz, yazarın kendi kendisi ile alçak sesle konuşmasından başka bir şey olmayan, o günü gününe tutulmuş hatıralar, bu iç dökme ihtiyacından doğmuştur.

S. Kemal Yetkin

Televizyon, ortaya çıktığı andan itibaren insanoğlunun hayatına her alanda girmiş ve hayatın vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Televizyon hareket, ses, renk ve ışığı birleştirerek ilgi çekmekte; birden fazla duyuya yö-neldiği için de televizyonun etkisi artmaktadır. Toplumun en küçük bireyleri olan çocuklar da günümüzün en yay-gın ve etkin kitle iletişim aracı olan televizyondan etki-lenmektedirler. Çocukların yaşına, gelişimine, ailesel ve çevresel faktörlerine, izledikleri program içeriklerine bağlı olarak televizyondan etkilenme düzeylerinin farklılaştığı görülmektedir.

Güven Büyükbaykal

Birdenbire, önümde bir adamla bir kadın gördüm. Kalpazankaya yolunu sordular. Üstündesiniz, de-dim. Sanki yol hareket etti. Yürümediler. İki adımda benden uzaklaştılar. Koyunların arasına yüzükoyun uzanmış papazın oğlunu gördüm. Yüzünden aptal, çilli horoza benzer bir mahluk kalktı. Ağzının salya-sını sildi. Kuzuyu bacaklarından tuttu. Kuzu ile yere yıkıldı. Kuzuyu burnundan öptü.

S. Faik Abasıyanık