Upload
others
View
4
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
A f
>anya son
»*n kalkınması
u* * kaniim '* %W M yahat. bİ2:
12 hakk)nda
■ b,‘ “ Mhatin İH “ S I
seyahat
be" r,m «< i n a t ,
l »'«-«« C ’tir. Bu meyanda
ve kalkınma tö , , '
,n in % 72’sinden . !,t Umanya iştirak
un yanında Türk ek
(Önemle“ taraflı kredi yar. nl4
bulunm akta. tt
■»»eketlerim iz a
lan sonrak, iktisad* A U steşarı P u z . r T . J S
!VCSİnde ^ h a da J
rZ T r n'^ParafOrtaklık Anlaşması J »fa n vadeden bir jşbS «asların ı görmek « J t
“ r. Ümid ediyorum b « e Türkiye’nin ekon J
nesinde en zaruri profel teşkil eden tediye m J
i probleminin halli de etin olmuş olacaktır
m leketlerimiz arasıda »ret gelecekte daha dagj
id ir ve gelişecektir. Muş
Pazar’ la mezkûr Ortak, ılaşmasmdan sonra, Fe.
Almanya. Türk zi* llünün b a şlıca alıcısı J
. B u m ey d an d a Türk tt
racatının yüzde ellisini-
ızlası F e d e ra l Almanyı’
ikal edecektir Kuru in.
ıemen hemen yansmııj, ı . Türk fındık ihracatı j
aşağı yukarı Lamana kısmı Alman pazar. Jj edilecektir,
nüsait b ir manzara da
ı sahasında göze çarp
lir. T ü rk iy e zengin talikleri v e enteresan tan bir ü lk ed ir. Türk Hüki
ı Beş y ıll ık Plânda tu ehem m iyetli bir mevk> | ni b iliy o ru z ve şuna kil
bu düşünce tamamen I dir. Bu husustaki plân I
I v e f ik ir bakımından [
bir şe k ild e tatbik edil j
retile Türkiye yakın ç e k te daha büyük dö I ağlıyabilecektir. Hare-1
■ dış ticaretle birlikte t
b ir tu rizm , Türk tedi l
ızenesiııde çok önf »ir ic ra edebilir. Bu r lik te dış ticaret ve tu E S Y ıllık plânda gözeti I
f le r e ulaşmada ne ta “ nmiyetlı de olsa niha - ^• vasıtadır. Sanıyorum 1
ı en ö n e m li hedeflerin ■
sosyal hasılayı y>Wa 1 ■ b e t in d e yükseltmeli- I
da zikredilen rakam I
A. 1977 iç in yüzde 21 I
bana tamamen Ile b ilir görülmektedir I
s’nin iktisadi geüs ' I
hissenıizt düşen M B îr in e getireceğiz. Gt- I
itikası vasıtalarım'* 1 ■erm a/J yardandır fl I
a önemli olanı 1 ;isi teknik yardımdır |a birkaç kelime daha 1
e müsade ediniz- Sa :
ti insana yapılan /*
na en iyi V I dan bizim tasavvur I
in de teknik iver işgal etmek* R bir iki misal vefl11®*ce artan bir başan
ık ta o lan Fahri B j ;
,ne çiftliğini y * jjnya’da yetişme^ M
>rlerin e^itim in.^ |
ümid ediyoru"1
DevrimSAM : 7a S A H İB İ: H İK M ET A F İF M A P O LA R Fİ A T I : 18 MU
İD AR EM ECİD İYE
SO K A K 11-13 T E L : 2824
BASIMEVİG İR N E Y O L U
LEFKOŞE T E L : 73838
13Temmuz
1963Cumartesi
HERGuN
SAYFA
Anıtı AçıldıDr. Fazıl Küçük Yaptığı Konuşmada
"Mücadele Henüz Bitmiş Sayılmaz ff Dedi
Dr. Küçük Anıtı açarken.
Dün Sinde’de yapılan bir tören'e, 12 Temmuz 1958 talihinde, Eoka kurduğu bir pusuda şehit verdiğimiz beş kar
deşimiz aziz anısına dikilen anıt, müstesna bir törenle a-
çılmtşur.Sinde ha'kının büyük bir
gayreti sonucu meydana gelen bu eserin diğer Türk köyleri
ne de örnek olmasını, oralarda da şehitlerimizin anıtlarının
^dikilmesini görmek en büyük i dilek ve arzumyzd^if.
Beş yıl önce, pusuya düşüleli beş Sindeli kardeşimiz a
Idına dikilen Anıt Cumhurbaş kanı Yardımcımız Ekselâns
Dr. Fazı' Küçük tarafından a
Dr. Fazıl Küçük tarafından ya
pılmıştır.TÖRENE K A TILA N LAR
Sinde Şehitleri Anıtının açılış törenine katılanlar arasın -
da başta Türkiye Cumhuriye - ti Kıbrıs Büyükelçisi Ekselâns
Milletvekilleri, Türk Cemaat Dr. Mazhar Özkol, Kıbrıs Sa -
vunma Bakanı Osman Örek, Meclisi üyeleri, gazeteci'er ve
1 .C. Basm - Yayın Müdürü
Mehmet Ali Pamir ve Elçilik ileri gelenleri bulunuyordu.Dr. KÜÇÜK’ÜN KONUŞMA -
SIAnıtı açtıktan sonra bir ko
nuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük,
beş yıl önce, gaddarca bir şe - kilde öldürülen beş kardeşimi -
zin aziz anıları önünde toplan tıya katılan'arı saygıyle eğil - meğe dâvet etmiş, Türkün şc •
Tef ve namusunu korumak yolunda canlarını seve seve ve - ıen aziz şehitlerimiz önünde
huşu ile eğilmiştir.Dr. Fazıl Küçük, daha son -
ra toplumca kazanılan zafere temas etmiş, bunun bizim i - çin bir hibe olduğunu iddia e - denlere cevap vermiş, kazan. -
lanların birer hibe olmadığı, ^mücadelemiz sonunda edildiği
ni teberrüz ettirmiştir.Mücadelenin henüz bitmedi
daha kazanmamız lâzım geicıı
j şeylerin bulunduğuna işaret eı miş ve bu mücadelenin do an - cak Birlik ve Beraberlik halinde hareket ettiğimiz zsman ka zamlabileceğini tebarrüi ettir
miştir.YÜZYİRM tBIN
1 TÜRKÜN DURUMU
Bu ada üzerinde yaşıyan yüzyirmi bin Türk ün du umu na da temas eden Cumhurbaş kanı Yardımcısı Dr. Fazıı Küçük, şahsî ihtirasın terkedü - jmesi lâzım geldiği üzerinde ıs rarla durmuş ve “ Yüzyirmi
jbin Türkü şahsi ihtiraslara fe
da edemeyiz" demiştir.1 Toplum görevinde herkesin
-------- —— - — ---- - *
can'a başla çalışması gerekti - ğini söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı, mevki sahiplerinin
hiçbir menfaat beklemeden ça lışmaları gerektiğini kesinlik - le ifade etmiş ve Türk Toplu - mu arasında ayrılık olnadığı-
r.a işaretle şöyle demiştir “ İftiharla söyiiyebilıri/ ki
Toplumumuzu arasında ideo -
loji ayrıhğı diye birşe\ yoktur Gene iftiharla söyliyebilirım ki, toplumumuz arasında ko -
(Devamı Saife ti da)
Ncptiin Sanat Sahnesi
Neptün Açık Hava Sanat i
Sahnesi dün akşam programına başlamıştır. Gala da seçk^ı
bir davetli topluluğu ve Büyük elçimiz Mazhar özko l da ha - zır bulunmuştur. Kendisiyle konuştuğumuz Kurucu Nefi Korürek "Böyle bir sanat -Sıh nesine cidden ihtiyacımız vardır” demiştir. Misafir sanat - kâr Arman Râtip piyanosuyla
| gecenin en iyisiydi.
Dr. Küçük konuşudken
çilmiş ve ilk konuşma gene ğini be'irten Dr. F »eıl Kü ç t ık ,^ ----Bir şehit çocuğu mikruicnıla
BOZKUBT GazetesiYalanlandı
KesinJDlarak _Leymosunla ilgili verdiği son haberlerin gerçek o l ı j M J S S
- . . . . Tarafından Belirtildi
işçiler PEO’ya Yardım Etmeği Reddetti
Pavlo - FrederikaYunanistanaDöndü
Atina Basını Ateş Püskürüyor--*----*—*- - J - L j ,__
Diğer şeyler meyanında,
Rum gençlerinin LimasolM ı
Türk semtinde şüphe'i bir se -
kilde dolaştığı, Polise, şikayetedildiği halde hiçbir şev yapıl nnda bazı olayları polise şikâ madiği, Limasol’da asılsız bir !yet ettikleri doğrudur, fakat i
suba
yma karşı uygunsuz bu- şekil- , ı a Hp davranmıştır ve mesele so
Biri Rum biri TürK ol ın alâkadar olmuşlar ve harekete uaı,
komşu iki ailenin kendi arala- 'geçmişlerdir. Bu olavlar'sa'â-
rapor üzerine üç otomobille Cumhuriyet sokağına vasıl o - lan bir polis subayının tahrik- 1 âr bir şekilde konuştuğu, ve iki Türk kızının tabanc a ı ! ; tehdit edildiklerini sikâye* ■ t -
me'eri üzerine söz ko ıusu su I ayın harekete geçmediğine da iı 10 Temmuz 1963 tarihli
fcOZKURT gazetesinde yayın
lanan yazının hiçbir şekilde doğru olmadığı resmen açıkla
mr.
ki cemaata mensup polis su bayları derhal bu şikâyetler1!'
kadar olan Polis subav .rının ‘uygunsuz bir şekilde hareket- jte bulunduğu doğru deği'diı
Aksine, Jandarmaya ımnsuo
ruşturulmaktadır Yazıda iddia
1 edildiği gibi, hiçbir Türk «u i Rum gençleri tarafından teh
| dit edildiğine dair polise sika - Syette bulunulmamıştır
Am erikalı Sendikacılar K T.i.B. Federasyonu Mensuplan ile Görüştü
İHüsey:Uluslar-arası Kıbrıs Fuarın
da Amerikan Pavyonu içip üç Amerikan Sendika Temsilcisi
ile Kıbrıs Türk İşçi Birlikleri Federasyonu temsilcileri ara-
smda, bugün Limasol’da bir
görüşme yapılmıştırSaat 11-00 de başlayan gav.
ri resmi görüşmeye KTİB Fe-, derasyonu’ndan Necati Taş
kın, Mulla Emin, Osman Arif, Ferdi Mehmet, Haşan Kâmi',
ında-»rim iz araS'nd^
I bir mil|e‘K u v v e tli d" (1
«t,r3C ietıni» s9 | Türk ^
rber etti? 1
ecekti*
Alınan bilgiye göre, Pisko- bu’daki bir Askeri kampında çalışan üç Türk işçisinden ev velki gün PEO’nun maaşlı bir memuru PEO için para yardı
mı istemiştir.Her üç Türk işçi de PEO’ya
para vermeği reddederek PEO |temsilcisinin kendilerini rahat bırakmaalrını istemişlerdir. Bunun üzerine PEO sempatizanı Rum ustabaşı, Türk
isçi'erine hakaret etmeğe baş ılamış ve kendilerini itaatsiz lık ettikleri iddiasiyle daireye şikâyet edeceğini bildirmiş tir. Türk işçiler Rum ııstaba- şınm hakaretine cevap verin-
Hüseyin Curcuri, Mustafa Ay ce mesele büyümüş ve kavga
.taç, Neczat Yalçın, Neşet De- çıkmasına ramak kalmıştı,
nirel ve bazı sendika temsilci eri; Amerikan Sendika tem- I
İlcileri ile Amerikan Elektrik İşçileri Sendikasından Stanley Elias, Sigorta İşçileri Sen dikasından Mimis Therry ka
tılmışlardır.İki saa^ kadar süren görü
lmede ve Amerikan Çalışma bakanlığı mensuplarından •red Brunner’in de hazır bu- unduğu görüşmede, Kıbrıs’ta - Türk sendikacılığı duru-
lngiltere’ye üç gün süren resmî bir ziyaret yapan Yu - nan Kralı ile Kraliçesi dün A - tina’ya dönmüşlerdir. Kral Pavlo ile Kraliçe Frederika Londra’dan ayrılırken her İh timale karşı sıkı emniyet ted birleri alınmışsa da nümayiş
yapılmıştır.Londra’da gördüğü bü\uk
hüsııükabulden ö.üıii Kıaliçe Elizabeth’e teşekidır eden Yunan Kralı . Yunan ve İngiliz dostluk bağlarının kuvv-jtlenJi
ğini söylemiş ve Kraliçe -ie verdiği cevapta bu dostluğun
Olaydan Kıbrıs Türk İ;-<;: Birlikleri Fedeıjaşyorıu Lima-
sol Bölge Temsilcisi haberdar edilmiştir. O'ay tahkik ed'l-
rr, ektedir.
susunda karar alırktn » etkileri ni aştığını iddia e ır iştir,
gelecekte daha da kuvvet'ene Muhafazakâr Sabah Gazete ceğine inandığını belir.iniştir, si AKROPOLİS dünkü yayınla
Muhafazakâr partiye men • üığı sert bir yorumda şurk'rı sup 61 mahbus dün Avam Ka - yazmıştır : marasma, resmi ziyare* sıra - “ Pippinellis başnümayişc.ısında görevini mükemmel bir Betty Ambatielos’u kabil! et
şekilde ifa eden Londı i po'ı - sindep övgü ile bahseden bir
önerge sunmuşlardır.Öte yandan dünkü Atina Ba
sim, Yunanlı siyasî m ah v ın
Ambatielos’un İngiliz asıllı eşi ni Londra’da kabul ettiği için Başbakan Pippinellis’e hücum da bulunmuşlardır. L iberıl F.-
lefteriya Gazetesi ise geçici t ir hükümetin Başbakanı olan ?ippinellis’in siyasî mahkum -
. arın serbest bırakılma ar. hu
mekle çok büyük bir hataya ciüşmüştür. Bu hareket Yuna -
nistan’ın prestijine ve Yunan Halkının gururuna halji getirmektedir.”
Gazete devarr-a, bu hadise -
nin, mücadele .:al;ndt olan iki cephe arasında b' barış anlaş ması mahiyetini taşıdığını id dia etmektedir. Cephelerden
birinin Yunan Başbakanının di gerini de Ambatielos’un teşk'l
- ettiğini kaydetmektedir .
nu hakkında yabancı sendika ara bilgi verildi ve çeşitli iş- ;ilik problemleri üzerinde kar ılıklı fikir teatisinde bulunul
iu.
EYLENCE K ALK IN M A ENCÜMENİ
Lefkoşa ve Girne Kaza A - mirinin bildirdiğine göre, aşa
ğıdaki şahışlar, Eylence Ka1 - kınma Encümenine üye seçil -
m işlerdir:Hristos Konstantinu Vosku, Yeoryios Mihaıl Pitsiakkos, Kostas Hacı Yeoryıu ve
Galip Erdil.
Amerika Oaşhakimi VVarren Kıbrıs'a Geliyor
100,000 Ura Kıymetinde Mücevherat Çalındı
Londra’da NorthumbedlandDüşesinin 100.000 bin 'İra değerinde mücevheratını çalan
Amerika Bir'eşik Devletleri (otelinde “ Hukuk Vüksek Mahkemesi Başkam Kanuni Takibat"
iarl VVarren yarınki Pazar gu ,nü ö.e saat 1L. 15,’te dört gün lük bir ziyaret içip eşi ile bir iikte hava yoluyle Ankara’dan Lefkoşa’ya gelecektir.
Amerikan Baş Hakimi', Kıb rıs'ta bulunduğu müddet zar- .ında, Cumhurbaşkanı BaşpiJ vopos Makarios’un Pazartesi ’ ünü şerefine vereceği öğle yemeğinde hazır bulunacaktır ıCumhurbaşkan Yardımcısı D'- [Fazıl Küçük de mümtaz misa
Nizamı ve konusunda
önemli bir konuşma yapacaktır. Halktan bu tpplantıya işti rak etmek istiyenler davetiye terini 33B Homer Caddesinde
ki Amerikan Kütüphanesinden temin edebileceklerdir.
aıyle polis sıkı bir araştırmaya girişmiştir.
75 yaşında olan Düşes, bu altıhırsızı tevkif etmek inaksa- mücevherlerin Yunan Kralı
Pavljp, ile Kraliçe Frederika ta rafından geçen akşam Lond jdra'da Kraliçe Elizabeth şere -
fine verilen ziyafette takmak niyetinde idi.
j Hırsızlar, Düşes’in otomobi -
|line evinin önüne varışında gü pegündüz hücum etmişlerdir.
jŞok geçirerek bayı'an Düse -
daha sonra Ana Kraliçe Eliza-
Küba Amerika’yı itham Ediyor
Havana
Küba Dışişleri Bakanlığı dün Havana Radyosunda yavırı lanan bir tebliğde, Küba'nınKarayiplerdeki İngiliz adası f t M ____________
Orta Doğu ve Afrika men Grand Cayman yoluyle latin A t eth tarafından ziyaret edil
leketlerine yapmakta cıduğıı Imerika memleketlerine yıkıcı miştir. ziyaret programına Kıbrıs’ı faaliyetler için ajan gönder - • kendi, arzusu ile dahil elen mekte okluğuna dair AmerikaBaş Hakim VVarren, ziyareti rt,n il’eri sürüldüğü itham red - ----------------------
____ _ . __ sırasında ayrıca Hükümet dedilmi^tıı
fir şerefine ayni gün öğleden mensupları ve ilerige'en şahsi Tebliğde , Amerikanım İn • sonra bir çay partisi velfecck- yetlerle görüşecek ve Yüksek giltere, Kanada, İspanya ve tir. Earl VVarren, Pazartesi ak Anayasa Mahkemesi ile Yük- Mekksika hükümetlerinden Kû
şamı Uluslararası Kıbrıs Fua- sek Mahkemeyi ziyaret etmek ba’ya olan hava trafiğini azalı rındaki Amerika^ geiesinde fırsatını bulacaktır. mak suretiyle Castro rejimini
şeref misafiri olacaktır.Baş Hakim Salı günü (^file
den sonra 6’da Ledra Palece
Tebliğde ayrıca Amerikadan yardım gören 500 kişinin otomobil ve kamyonlarım diin Grand Gaymen hava alanının
pisti üzerinde park ederek je -uı«*n-»«. ___________ uıuıv auibiıjıc vaavıu ıcjmimi meika ve Güney Amerika’yaBaş Hakim, eşi ile birlikte tercih edilmesinde Amerika’ya gidecek Kûba’lı yolcuların ıı -
Çarşamba günü ö.s. 1.45’de yardımcı olmasını istediği ile - çağa binmelerine mani ■Beyrut’a hareket edecektir. _ ri sürülmüştür.
olduk
Sayfa 2
Kıbns konusundaki TUrk görüşü
nün desteklendiğine dair yazı yazd ığımız günlerde, Rumca gazetelerin haksız yere hUcumlanna uğrayoı, ağır sal dırış'ariyle, itham ediliyorduk. Hattâ
daha ileri gidilerek, bu konuda Türkl-
yeye bile baskı yapıldığı iddia edili. yordu.
Bütün bu fikirlerde en küçük bir gerçek pâyı olmadığını belirttiğimi/
zaman da gene Rumca gazetelerin “ ş<> venistler” , “ fânatikler” şeklindeki ka
lıplaşmış isnatlaıiyle karşılaşır, fakst
on'ara gereken cevabı vermekten de geri kalmazdık.
Kıbrıs konusunda başta Birleşik A- merika olmak üzere, Britanya Hükü
metinin de bizi desteklemediği, hatU belediyeler konusunda, Rum görüşü
nün desteklendiği, bu konuda Türkiye ye tavsiyelerde bulunulduğu ileri sü
rülür, bir takım iâflaı edi'irdi.
Bir gün gelip herşeyin aydınlanacağına işaret ederken, Rum ortaklarımız
bizim fikir ve mülâhazalarımıza tebes sümle cevap vermeğe çalışırlar, gayretlerimizin boşuna olduğunu iddia e- derler ve eninde sonunda Rum görüşii nün müspet bir sonuca ulaşacağını ile
ri sürerlerdi.Pipine'is • Home görüşmesi iıerşeyi
gerektiği bir şekilde aydınlattı, herşe- yi günışığına çıkardı. Ve tngiltereniıı
Kıbrıs konusunda Rum görüşünü des
teklemediğini çok kesin bir şekilde be
lirtti.Biz günlerden, aylardanberi Anaya
sanın tek taraflı değiştlıilemiyeceği te zini savunuyor ve Rum ortaklarımızdan Türk görüşüne saygı göstermeleri
ni istiyorduk. Halbuki onlar, gelişigü
zel bir takım lâf'ar ederek, hattâ «ik- ri terkederek, saldırışlarda bulunurlar
ve haksız yere Türk basınını fanatik
likle, şövenistlikle itham ederlerdi.Sırası geldiği için, bir kere daha be
lirtmek isteriz ki, Kıbrıs konusundaki
görüşlerimiz daima gerçekletin ışığın
da ele alınmış ve savunulmuştur. Hn-
yalle hiçbir zaman alış verişimiz olma mıştır ve olmıyacaktır. Daima realist
Destekleniyorkalmış, realitelerin ışığında m eseleler
üzerine eğilmiş bir basın olarak ne ka dar öğünsek yeridir. Türk basını bugüne kadar, her konuda en iyi anlayı.
şı gösteren bir fikir yayına vasıtası olmuştur. Biz bu gerçek'e öğünüyor, bu gerçekle seviniyoruz.
Şimdiye kadar ileri sürdüğümüz fikir ve kanaatlerde kimseyi zorlamış değilizdir. Herşeye objektif bakmış,
herşeyi bu açıdan ele alarak eleştirmiş
ve esaslı süzgeçlerden geçirdikten son ra, sonuca bağlamışızdir.
Hayalle hiçbir zaman âşlnalık kurmamış olan TUrk basını, daima gerçe
ği söylemiş, gerçekten İlham a'mıştır. Bu, bizim yapıcılığımızda. Yıkıcı o l
muş olsaydık, şimdiye kadar başka
başka şekillerde hareket eder ve mem lekete fayda yerine zarar getirirdik. Çok şükür her konudan, her mücadcle
den alnımızın akıyle çıkıyoruz.
Anayasayı çökertme kampanyasına
artık bir son vermek zamanı gelmiştir
kanısındayız. Yalanlarla, tezvirlerle bu
işin yürütü'emiyeceğini artık anlamaları ve siyasetlerini ona göre düzenlemeleri gerekmektedir. Yoksa bu gidimle, memleketi uçurumun tâ başına g e tirip, oradan salıvereceğiz. Bu sonuç
tan da gene kendimiz zararlı çıkacak, bu zararları gidermek için de büyük zorluklarla karşılaşacağız.
Türk görüşü dün olduğu gibi ,bugür>
de en büyük devletler tarafından desteklenmektedir. Çünkü Türk görüşü
nün aksak bir tarafı, haya>le bağdaşan bir tarafı yoktur. Yalana göz yummı-
yan, gerçeğin öncüsü olan Türk görü, şü, dünden çok daha kuvvetli ve çok daha canlıdır. Bu canlılık onun yaşa, ma gücüne lıız vermekte ve haklarının
korunması yolunda attığı müspet adınr,
lar desteklenmektedir.
Memlekete faydalı olabilmek için ha hali terketmenin zamanı gelmiştir. Ge-: çeğin tâ içinde olmak, her zaman ger- çek'erle uğraşmak, bizim yolumuz, memleket meselelerinin yolu olmalıdır.
Bu görüşe sahip insanlardır ki, bu meni leketi kalkındıracaklar ve yükseltecek
tir.
Bu Yıl Liselere Giriş, imtihanla OlacakDEVRİM , İS TEMMUZ İfrjj
ı ., m ı ı I ıııııııtılui'Unıınınııımınııi'iıııınıınMiııı ı ı ı r , (İ l l in , ,
İşIhını
Türk Eğitim Dairesinden bil demik bölümlerine devam ede tabi tutulacaklardır, girildiğine göre önümüzdeki bileceklerdir. | 3. Aday öğrenciler okulun
1963 - 64 ders yılında klâsik ; Eğitim Dairesi tarafından ya kontenjanı nisbetinde, Lise Gi j *
KÖŞEMDEN
riş imtihanlarındaki Uç derste , * kı ortalama başarı dereceleri -
ders yılından itibaren Lise sı- ? nıflanna kabul edilmeyecekleı f
Jiseiere giriş imtihanla olacak- ymlanan bildiride şöyle den tır. Klâsik liseler dışında ka mektedir;lan Ziraat Koleji, erkek ve kız I "1963 - 64 ders yılında Lise ne göre Lise 1. sınıfına kabul sanat enstitüleri, ticaret lise- 'erin birinci sınıflarına, 1962 - edileceklerdir.'eri, liselere bağlı ticaret bö 63 ders yılı başında her okul- , 4. Orta Okul Bitirme lmtı-
lümleri ile akademik bölümle- da bu sınıflara kaydolunan öğ fanlarında tek dersten sorum- rine giriş eskiden olduğu gibi renci sayısından fazla olma- jlu bulunan öğrenciler 1963-64 ^
imtihansız olacaktır. mak şartiyle öğrenci alınması
I ö te yandan, geçen ders yı- kararlaştırılmıştır, lına kadar, ortaokul bitirme
imtihanlarından sorumlu bulunduğu halde lise I. sınıfına
devam edebilen öğrenciler, ö- nümüzdeki ders yılından itib.ı ren bu sınıfara devam edemi-
yeceklerdir. Ancak, klâsik li
selerin dışında kalan Ziraat [Koleji, kız - erkek sanat ensti
tüleri, ticaret liseleri ve ake-
2. Lisesi bulunan orta dere- dlr. Bu gibi öğrenciler, Lise Gi
Jceli okullarda, 1963 - 64 ders jriş İmtihanlarına alınmıyacak
'i ı
Niçin Ismarlama Şiir?Numan Ali LEVENT
Bener Hakeri’ye bir antoloji hazıriasatıu K ozanlardan kimi alırdınız yollu bir soru sormuş i ya da öyle göstermiş Hakerl! Saymış birkaç kiş|
Hakeri de. Antoloji hazırlamak bl'gi ister, kültür isi * ‘ hiç değilse o konu ile ilgili şiirleri seçebilmek yetea,, ’ • ği ister. Bu yönden Bener Hakeri’nin hazırlayacak a •
tolojiye kimleri alacağı ya da almıyacağı beni pe* ^ •
pfV*
yılı başında Lise birinci sınıfına kaydolunmak üzere müracaat eden orta okul mezun'arı,
orta okulun üçüncü sınıfı müf redatınm gerektirdiği seviye
de olmak üzere Türkçe, Male
ıııatik ve İngilizce derslerin den “ Lise Giriş İmtihanlarına
• K - »
;5:4I ; * ; Y ı l d l i r a l ı .
O Ğ L A K B U R C U : (22 Aralık - 20 Ocak) — Bir kalabalıkta sanınızı sıkan bir hâl olacak. Fakat çabuk unutacak
siniz.K O V A B U R C U : (21 Ocak - 19 Şubat) — Yeni bir i? ıh tı mal i var. İyi ölçüp biçmeden karar vermeyiniz.
HALİK B U R C U : (20 Şubat - 20 Mart) — Bir aksilisi kahramanca yeneceksiniz. Göstereceğiniz cesaret sizi de
şaşırtacak.K O Ç B U R C U : (21 Mart - 20 Nisan) — Bugiin bütün
halleriniz ve sözleriniz hoş görülecek.
IİG Û A B U R C U : (21 Nisan - 21 Mayıs) — İş durumunuzda beklenmedik bir inkişaf olacak. Çok memnunsu
nuz.İK İZLE R B U R C U : (22 Mayıs - 21 Haziran) — Sabahleyin aksilikler birbirini kovahyacak. \eni işlere başlamazsanız iyi edersiniz.Y E N G E Ç B U R C U : (22 Haziran - 23 Temmuz) — Biri geliyor. Belki uzaklan, belki çoktandır görmediğiniz bir
insan. Fakat sizi çok sevindirecek.A S L A N B U R C U : (24 Temmuz - 23 Ağustos) — Bir şüp
he içindesiniz. Oysa ki yersiz bir şüphe bu. Akşam haksızlığınızı anlayacaksınız.BAŞAK B U R C U : (24 Ağustos - 23 Eylül) — Güzel bir
gün yaşayacaksınız. Sözünüz ve hatırınız geçecek. Bıı, maneviyatınızı düzeltecek.T E R A Z İ B U R C U : (24 Eylül - 23 Ekim) — Kendinize güveninizi arttırmazsınız başarısızlığa uğrayabilirsiniz. M ı
neviyatınızı kuvvetlendiriniz. ,A K R E P B U R C U : (24 Ekim - 23 Kasını) — Sinirli bir
hava içindesiniz. Oyalanmak ve dinlenmek imkânı ara
yınız.Y A Y B U R C U : (24 Kasım - 21 Aralık) — Geveze bir
insanla karşılaşacaksınız. Sözlerine pek değer vermeyin.
lardır.5. Lise Giriş İmtihanları, Li
sesi bulunan orta dereceli o- kullarda, bilâhare bildirilecek
talimata uygun olarak, 16 ve
17 Eylül, 1963 tarihlerinde yapılacaktır.
Lise Giriş İmtihanlarına g irecek adayların 2 Eylül, 1963
nden itibaren en geç 14 Eylül 1963 Cumartesi günü ö.e
saat 12 ye kadar okul müdür
lüklerine müracaatta bu'unma lan gereklidir.
Gösterilen tarihler dışında ki müracaatlar nazarı itibara fllınmıyacaktır.”
a H a on;
Akıncılar Ortaokulu
MüdüHüğünden :
Okulumuz, 25 Ağustosa ka dar yalnız Perşembe günleri 9.00 — 12.00 arasında açık bulundurulacaktır.
Müdür (Numan A li Levent)
ISATILIK P İYAN O
Çok iyi durumda May-Ber- lin markalı yeni bir piyano
satılıktır.
Müracaat :İsmail Safa
Sosyal Sigorta Dairesi Lefkoşa.
SABAH Y A Y IN I S A B A H Y A Y IN I
C-i 29 Açılış vt Program
0/.30 Sabah melodileri01.00 Haber bülteni07.15 Güseren Güvenlı'den
şarkılar07.40 Sabah Konseri08.15 Oyun Havaları08.30 Kapanış.
Ö *le Yayını
11.59 Açılış ve program12.00 Karma Türk Müziği 1J.30 Yaylı Sazlar geçidi 12.57 Ahmet Üstün'den
şarkılar13.30 Haber bülteni 13.45 Kapanış.Akşam Yayını16.59 Açılış ve program17.00 Bolero ve R u m b a la r
17.30 Kadınlar Topluluğunun
programı18.00 Alman resitallerinden
müzik18.30 Beraber türkülerİS 45 Koka Kola programı i .00 Son Reıno festivalinden
şarkılar
TMO Şükran Doruk ’tan
şarkılar
H.25 A ra müziği J9.30 Haber bülteni 19.45 L.ânitiâ programı 2 ’.OO Spor uünyasından
haberler i ' . i 5 Kanıran Aziz ve arkadaş-
laıının programı 2 * 'C Müzikli bulmaca
21.1’f- Birleşmiş Milletler
I abcrleri i l '** Hüseyin Gökmen Yen
şarkılar
21.3ı Londra mecmuan
2 f 45 Faz eserleri 27.00 Haber bülteni 2A !> Tatil müziği ) j (X' Kupamş.
T E L E V İZ Y O N P R O G R A M I
19.30 Açılış
19.32 Çocuk köşesi 20.25 Abbot ve Castello
20.50 Dünyaya bir bakış
21.03 Aralık ve pazarın programı
21.07 Sen Haberleri 21.22 Dr. Kildare
22.10 Kdmondo Ross Orkcst
rası .
n m n im / ıU M I T D E N İ Z
Kitap SarayıA D A N IN E N B Ü Y Ü K T Ü R K K İT A P L IĞ I
M ecidiye Sokak 11-13
Lefkoşa
Uzun yıllardan beri TUrk kültürüne hizmet etmekte olan K İT A P S A R A Y I beğeneceğiniz telif ve
tercüme romanlar deposudur. Onbinlerce cilt arasın
dan siz de beğeneceğiniz kitaplan seçebilirsiniz.K İT A P S A R A Y I aynı zamanda Türkiye'nin belH
başlı gazete ve dergilerini günü gününe ithal eden, revzi eden en büyük bayiilik teşkilâtlarından birine
sahiptir.K İT A P S A R A Y I her zaman için emrinizdedir.
Her istediğinizi, her aradığınızı yalnız K İT A P SA R A - Y l ’nda bulabilirsiniz. :O K U Y A C A Ğ IN IZ K İT A P L A R I K A L İT E L İ SEÇE- B İLM E K İÇ İN K İT A P S A R A Y IN A B A Ş V U R U N U Z
Kitap Saray
Tel. 2824.
— “ Evet, devam et, yal
nız?...”Dişleriyle avurdunu didik
iemeye başladı. Sonra tana
tane:— “ Yalnız, seni çok kıska
nıyorum. Daha doğrusu A y lin'i çok kıskanıyorum. N ’o-
>ursun, bana onunla ihanet
etme!... Bu, çok korknuç bir
şey olur. Anlamana imkdıi
yok bunu... Fakat bana inan
ki, bu, çok müthiş birşey
olur...”Sonra ellerini çekip yüzü
ne kapadı ve hıçkırmağa baş
ladı.Bir histeri buhranı geç iri
yordu.Arka üstü uzanınca, o da
göğsüme kapandı; elleri hâ
lâ yüzündeydi. Hıçkırdığı za man yuvarlak omuzlan sar
sılıyordu. Başını okşarken,
onu teskine çalıştım:
— “ Üzülme hayatım, böv le birşey o'mıyacak. İnan ba
na...”Karşısındakinden emin o l
madan kendini veren her a- matör kadının hissettiği rutı
fırtınasına o da kendini kap t'rmıştı. Bunun içinde; piş
manlık, utanç, nefret, k ı l
gınlık, üzüntü, irade zaafını
idrâk gibi bir sürü his g'
liydi. Zaten kadına, “ Zayıf
mahlûk” sıfatını kazandıran
lar da bunlar değil miydi?Omuzlarından tutup, hafif
çe doğrulttum. Bu, biraz güç
oldu; çünkü, bütün gayreti
ile karşı koyuyordu. El'eri
ni çekip yüzüne baksem, o-
nu realite ile karşı karşıy”
bırakacak, böylelikle de kon
dini toplamasına imkân vc
recektim. İçgüdüsüyle bunu
anladığı için, mâni olmağ-ı
çalışıyordu. j etmekten de çekinmemişti.Nihayet ellerini de yüzün- Geriye bir, benim onu unut-
den çektim. Başını benden
kaçırmak istedi; muvaffak o-
lamayınca, gözlerini sımsıkı
yumdu ve dudağını ısırdı.
Artık ağlaması kesi'mişti.— ‘Sen çocuk musun Sr-
rap? Kendine gel bakayım!”Eğleniyorum zannetti. Yü
zü takallüs etti. Sonra, neni den boncuklaşmış gözlerini
açtı:— “ Bırak beni!... Bırak be
ni, kalkacağım!...”Gözlerimin içine bakmağı
mecbur ettim onu... Böyle
likle, hiç olmazsa alay etme diğimi anlamasını istiyor
dum. Nihayet ikna etmiş al
malıydım ki, bu sefer dal. ı
yavaş ve nazikâne:— “ Bırak 'ûtfen!” dedi.
‘Aynaya gideceğim!”
Kendime çekip ağzından
öptüm. Hırçınlaşmadı. Mu
kabele de etmedi ama...Tamamen kendini topln-
nnştı artık. Bileklerini bira*
tim. Elinin tersiyle alnına düşmüş olan kâhkülü geri a
tıp, derin derin nefes aldı. Huşunet göstermekten kaçı-
| n'yordu. Olanları tabiî karşs-
j lamak, ikimiz için de en dof;
ru yol olacaktı. Şu anda düşüncelerini ko'aylıkla tahmin
i edebiliyordum. Beni kaybet
mekle eline birşfey geçmiyı
cek, bilâkis kendi kendine küçüldüğünü nisscdecekti.
Alelâde, bir saatlik macera
kadını derecesine düşecekti.Pişmanlığın da faydası yok j
tu. Nihayet kollarımın ara- i
sında zevkli anlar geçirmiş-
ti. Kaldı ki, ne zamandan be
ri böyle birşeye nasıl ihtiyn cı bu'unduğunu bana itiraf
mam ihtimali kalıyordu ki,
bunu da ona zaman göstere
çekti. Tabiî bana karşı haşin
davrandığı takdirde, neticenin nereye varacağını peşinen kestirecek kadar zekî ve
tecrübeli bir insandı.Yavaşça yanımdan doğru
lup aynanın önüne gitti ve
saçlarını fırçalamağa başla
dı. Yüzünü dikkatle incele
di. Çantasından çıkardığı
makyaj mendiliyle dudakla
rının kenarına yayılan boyasını sildikten sonra, yine kc ı
dine bakarak:— “ Gözlerim kanlanmış,"
ı dedi. “ Ağladığım be'li ola-
| cak.”I Bu, teslimiyetin en bâriz
ifadesiydi.— “ Gözlüğün yok mu ya
nında?...”
Tasdik makamında baş'M
sallayıp tekrar çantasına e- ğildi ve çıkardığı güneş göz
lüğünü, yine aynaya baka
baka taktı. Neticeden mem
nun olmalı ki döndü:— “ Üstüm çok buruşmjş
mu, Murat?”Hayır, buruşmamıştı.
Sehpanın yanına geiip, tek
rar bardağım aldı ve dikti. Şimdi hareketleri çok dahi
kararlı ve hesaplıydı.
— "Dün beni niye aradı,
ğını anlatmadın, Serap?..”
Duraladı;— “ Hiiiçl.. Canım sık ılı
yordu... Konuşa'ım istedim.”
— ‘ Ama İsrarla aramış
sın?...”
— "Yok canım. Yapacnk
işim yoktu, aklıma sen gel
din; ben de aradım...”
— “ E, hani arabayla BoŞa
za gitmiştin?... Otomobilin
de telsiz telefon mu var?.."
Bardağını sehpaya bırakıp doğruldu:
— “Döndükten sonra, köşk
i ten aradım seni Murat..”
Yutmuş görünmeyi terci!) ettim. Ama o, peşini bırak
madı:
— “Gece sokağa çıkışımla neden bu kadar alâkadarsın?”
— “ Belki seni kıskanıyorum?... Olamaz mı?..”
Bu sefer de o, yutmuş gö rünmeyi tercih etti:
— “ Çok nazik adamsın! .”
Çantasını alıp koluna ge
çirdi ve yanıma gelip, üzerime eğildi:
— “Allahaısmarladık, canım...”
Dudaklarıma hafif bir pil
se kondurdu. Bunda, öpü;-
menin zevkinden çok, mak
yajının bozulmamasını düşü : nen hafifmeşrep bir kadının : itinası seziliyordu.
— "Güle güle hayatım! i Kendine dikkat et!...”
— “ Seni tekrar ararım 1 ben...”
— ‘Eksik olma!...”
Serap gittikten sonra, kadehimi doldurmak sırası ba na gelmişti.
Buzlu viskimi ağır ağır yu
dumlarken, düşünmeğe ba ,- ladım:
Aylin neye gelmişti, Serap niye gelmişti?...
Dün gece sesini duyup da |
hüviyetini kestiremediğim
kadın, bunlardan biri miydi acaba?...
ilgilendirmez. Yalnız üzker Yaşın’ı da alırdım
daha az yer ayırırdım sözü düşündürdü beni. Hem dli *
şüııdürdü hem de bir başkasının be'li gtlnlerde ısmar
lama şiir yazanlardan balıseden yazısını hatırlattı o * yazıda da isim verilmemekle beraber hedef özker Y ’
şm’dı. Çünkü belli günlerde - biz açıklıyalım bu hç||| ‘
günlerden” anlatılmak isteneni: Ulusal günler demek * isteniyor . kendisinin, ya da toplumunun duygu|arım • dile getiren bir o var şimdilerde.
üzker Yaşın'ın günahı ne? diye düşünüyorum. Ne '
dir ki Türkiye dergilerinde şiirlerinin yayınlanıp,„ ‘
nedenleri araştırılırsa altından çapanoğlu çıkacak dtnl "
liyor? Ve niçin - evet üzerine basa basa stty'lyorunı "
ni - çin? - ulusa] günlerde şlii' yazmak “ ısmarlama ,lir ‘ yazmak” oluyor? Ulusal günlerimiz, 27 - 28 Ocak ha '
(liselerini, Gönyeli hadiselerini ve tethlş yıllarında h'. ' pimi/in göğsünü kabatması gereken diğer olayları şijr lerly'e ölümsüzleştiren bir kişiyi şair saymamak mıydı' Anlıyamıyorunı.
üzker Yaşın’ın bu yöndeki şiirleri pek bakanlı Q|
mıyabilir. Bunların daha iyisi yazılabilir ve yazılmalı, dır. Bu yönden tenkit edilse, başarılı sayılmasa kaba, lüm. Ancak ille de niye daha çok bu konuda yazıyor diye tutturmak ve şiir'erini “ ısmarlama” diye kabullen, mek niye?
Yanlış ve gerçekten çok tuhaf olan bir gerçek m
ki insan - niye saklıyayım . üzülüyor. Afrikalı temi
nin; Amerikalı kızılderilinin çektiklerini ve çektiklerin den ötürü duyulanları tem olarak kabullenmek ve İşle. \ mek şairlerin görev'erindendi de niye benim, toplumu- mun ve ulusumun çektiklerini ve kahramanlıklarını k liyen şiirler niçin ısmarlama şiir olsun? Niye ö r n A
sevdiğim kızla hiç gitmediğim ve şimdilerde gitme İm
kânı olmıyan Çinde ya Japonyada buluşmamız tem olu yor da örneğin “ Ulus” un yaptığı, tem olmuyor? Ulusun, Bayrakların yaptık>arı; 27 - 28 Ocak olayları v.b. hiçbir şey duyurtmuyor mu bize?
Hayır, hayır! Özker Yaşın'ın ulusal konulan işlen
şiirlerine ısmarlama şiir diyen genç şairlerin ulusal duy gularından şüphe etmek geçmez İçimden. Çoğunu uzak
tan, yakından tanırım çünkü. Ama herhalde ve mut'» ka bir Türkiyeli yazarın dediği gibi saygıyla da olsun kendimize gelmeliyiz. O'maz mı?
IIUIIIIHI..■nlllllllılllllllllllllllll'lllir.ıl I I I 1 I I 111
PEK Y A K IN D A
Açar Yörüngeler ÇiçeğiOzanı : F İKRET D EM lR AG
sever misiniz
i " • ' l i ı ı l ı . l l l l ı ı ın n ı lH lı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ın ı ı ı fc ı ın ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ı ı ı i ! , ı ın ı ı ı ın ı
OEVRiM’i Siz hazırlayınız Okurlarından Devrim e
Mektup Bekliyoruz“ Devrim” her yeni hamleye hazırlanırken, muhak
kak surette okurlarının da fikirlerine müracaat edecck,
onların nasıl bir “ Devrini” arzuladıklarını soracak. A-
şağıda yayımladığımız sorulara cevap verirken, okur
larımızın bunlara ek olarak kendi görüş ve düşüncele
rini de ekliyebilirier. Gönderilen her yazı yayıoılaM'
cak vc yazarlarına birer değerli kitap armağan odlte* • çektir.
<1. “ Devrim ’’ in siyasi tutumunu nasıl buluyorsa ;
nuz? Beğeniyor musunuz, beğenmiyor musunuz? Uf- ‘
yenmiyorsanız siyasetimizin nasıl olmasını İstiyor*11' ;nuz?
2. Film yıldızlarım ızla yaptığımız röportajlar yc- .
terli midir? Bunlara devam edelim mİ, yoksa film >’**' '
dızlarımızla yaptığım ız röportajları haftada bir gün mli
yayımlayalım?
3. Spor sayfamız için ne gibi yenilikler dflvüntlyor _
sunuz?
4. Hangi romanları daha fazla seviyorsunuz? T*- *
rihl mi, cinai mi, yoksa edebi mi?
5. İlâve romanlarımızı kupon usülUyle vermeği ‘
l şünüyoruz. Bunu nasıl bulursunuz?
I G. Gazetemiz sütunlarında edebiyata da y*r v*r,‘ s
| Hm mİ? Yoksa bunları ilâve halinde mi yayımlly*1" '1’ •
7. Kıbrıs tarihini bir kitap halinde okurlarım1** •
- sunmak düşüncesindeyiz. Bunu gazetede tefrika olar®*1 *
| mı yayımhyalım, yoksa kitap halinde mi verelim?m
i Cevaplarınızı Bekliyoruz iİ S ,1
(D e v a m ı V a r ) Iıi1mniitıııııı»i!iıı»»ııimıııniııııriHiıi|i!»!iiiıiMinııı»»ılHl»ı*«tHMI*<1l«H,*,,>,,,ff*,,*B*,1*M
NIAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR
H er gü n !
faydalı ç um.
Gazeteni ,ll,5 o ld u ğu iştirak edij
"di fikirlaır'yorum.
hiçbirNvetinde d
') Gaj tun,u b ira ; haberlerini;birsiniz.
Mü
*. 13
' ı I
TFM' , « ı h
Siir?
devrW*13 TEMMUZ I « İ 3 I-
Sayfa 3
AH Lle v e Nt
,2,riasanız k,h
‘Ster- kültür İ T ^"mek * < * « */ hazır|ayac
raca8' *** L :ba',rd,m a'»a o ' rdÜ be"i- Hem j" 8Ünlerde 'Smar' z ,* ‘ n' hatırlan, „ r h«**f özker 1 ,k“yal,nı »u belij JSal 8Ün'<* demek
,U" un duygularlnı
t,UçÜnüyorum. Ne." y a y ın l^> » .n ,„
° * lu ç,kacak dem. ! ^ “öViyorun,; jk “ lsmarlania ~J|r I
’ 27 ' 2« Ocak J I M * yHarında ho.
d ifie r o lay lan şiirsaymamak mıyd,.
“ i Pek başarılı ol
D e s t a n l a r O z a n ı : 1 Y N J İ L I
wrîa) Romans Mapolar-Ertuğml Türkbileği. Fotoğraf: Foto Basın
— 6 —
Kasan önlüler Destanı
bilir v* yazılma!,.1 sayılmasa kabu- u konuda yaayor
na” diye kabulle.
Kaymakam, aslımızı sorarsanız Mam onya
Bakınız bize ne yaptı bu dünya
Biz ne Hanya bilirik ne de Konya
* l a l h a n ı n garazı varidi bize
Şiide ile verdi bizi tngilize H ü s e y in der ben Hüseyin Builiyim hem firavun M erham etim yoktur kim olsa kıyarım
Hatır bilmem her arzumu yaparım
Öldüm teslim olmadım Ingilize K a y m a k a m der: Eğer sağ kalsaydım
bardasını sen Hüseyine Talha koydun ne başka diişman
Düşman öldürm eğe öndeydim ben
Bilseydim bu kahbeliği mutlak
Senin vatanındı kara toprak Hüseyin d e r : Şükür olsun kurtuldum
Halâs oldum ben bu cam minnetten Düşmana karşı türlü hakaretten
Sağolsaydım gösterirdim düşmana
asıl sarılırdı ganlı kefene Hüsnü der ki ben güzel tüfenk atarım.On düşmanı bir kurşuna satarım.İnsanları birbirine katarım.Kor ol Talha hiç insafın yok muydu?Sağlığımız c iğerin in ize ot muydu?Bir gündüz Alehdoro’ya giderken
Gahvehanede insandan yokdu yer
IH I . (^ • I I İ I I İ I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I IH I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I IU I I I I I I I I I IU I I I I I I IU I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I IauiHinaııaıııı.ıııııııııııiiiiiniKi ı m«ımıtııııiMiiiıııwııın««"»'""*ll,,l,,,,u,ll,u,ll,u" 1" 1"
lan bir gerçek vat
• Afrikalı zenci,
rini ve çektiklerin j
»ullenmek ve işle- j
' benim, toplumu- İ j
ramaniıklarını is, { fn? Niye örnean) j | dilerde gitme im- j Ferideyl o gün elde ederlerUşmamız tem olu n olmuyor? Ulu-
cak olaylan v.b.
al konulan işlen irlerin ulusal duy len. Çoğunu uzak
Thalde ve mutla,
aygıyla da olsun1
I t I I I I ı ı ı ı ı ı ı I I
piçesıR A G
Hq7
Çinliler kendini ateşe atarlar
Divane olsa yine adam korkar Bir gice Bilâdanisyayı basarlar. Kızları alıp oradan kaçarlar
Pembe Mullayı zorla çalarlar Pembe Mullayı ortaya koydular Geceliklerini çıkarıp soydular
İstavroza gidip oturdular
Hep o kızlar beraberdi Pembeylen Zevk-ü sefa koydular o şeb
Hüseyin attı bir tüfenk Haşana
Zaptiyeler artık basan basana Cüce Yanni Panayıra giderken Bir kurşun çekti Hüseyin geçerken
Çıktılar yoluna üç kaçak birden. Yapma bulma dünyasıdır bu dünya
Her sefanın sonunda var bir cefa Kaymakam der düşmedi atdan daha
Cüce Yanni düştü yere boy boya
Al bre müzevir benden de caba
Hüseyin der müzevirlik iderler
Lâkin hepsi böyle giderler
Gice vakti bastılar Mamonyayı Gitti A liye ağlayı ağlayı Verdiler birbirine gumandayı Kocası ağlayı gari yana yana
Lâkin girmez kimsenin kulağına Hüseyin der atınız tüfenkleri Tuyııncak adamcağız bu sözleri Gelmesin arkamdan kalsın geri Gidi caniler Allahtan bulunuz. Allahın gazabına tutulunuz.Bunleri tutmaya kumandan gurdu
Mahmut ile Bayrama da duyurdu. Hasip ile Ferideyi buldurdu.Akibet geçirdi ele hepsini Lâkin Hüseyin vurdu kendisini Mahmut ile Bayram bu iki yiğitler Duddurmak için çok para yediler
Yüzden dost arkadan düşman idiler.
(Devamı Var)
iç im mFİKRET Of fiİHAC_
Bir Okurumun Düşüncesi!Geçen günkü postadan çıkan betiler (mektuplar)
içinde birisi ilgimi çekti. Düşüncelerimi öğrenmek is-
tedigi anlaşılıyor. Betinin geldiği yer bende saklıdır
Birtakım nedenlerden ötürü açıklamıyorum. Adına çe
lince... Adını da okuyamadım. Okuyabildiğim kadarıy
le, Türkçede böyle bir ad olamıyacağı kanısına var
dım. Belki de takma bir addır, bilemem.
Çok isterdim kendisine uzun uzun yazmağı .Yazıl*
ki yerim yeterli değil. Zaten özel olarak haberleşmek
istediğini de ekliyor betinin sonuna. Ve arzuma bıra
kıyor bunu . Dilediğini yazabilir diyorum ben de. Ç;-
kinilecek bir vanı yok bunun. Geçen'erde de bir ya
zımda dokunmuştum “düşünce saygısı’ ’na.
Bu okur beni yazılarımdan tanıdığını belirtiyoı
önce. Görevim dolayısıyle bir yıl kadar ‘ o yerde” bu
lunduğumdan dolayı da. beni gördüğünü açıklıyor. So
nunda da belki rastlantı olmadığından ötürü, tanışn.t.
olanağı bulamadığı ekliyor.
Üzüldüm. Benimle i'gili hayli şeyler bildiği anla
şılıyor. Sinemaya olan ilgime varıncaya dek.
Gelelim yazdıklarına (tanıdık, tanımadık birço':
kişinin adı geçiyor yazısında. Kendimle ilgili olanla-ı
yanıtlıyorum.)
DEVRİM ’in ikinci roman eki, geçen yıl yazd ığıv
“Yağmur Ağaçları" adlı bir denemeydi .
Çoğunluğun bu denememle ilgili beğeni ölçüsünü bile
mem. Herkes özgürdür ve kültürü ölçüsünde yarar-
lamr bir yapıttan. Bu okuyucum 52-53. bölümleri çok
beğendiğini, fakat tümüyle beğenmediğini açıklıyor.
Birtakım da neden'er sıralıyor. Üzülmedim. Düşüne1
lerinde haklı ya haksız. Önemli değil. Önemli olan,
yargıyı verecek olanın, bilgi dağarcığı ve yazarın sa
nat görüşünü az ya da çok bilmesidir. “Tipler iyi çi
zilmemiş. Konu bizim yaşamımızdan uzak. Çatısı iyi
değil. Çok çok filim, artist adından söz ediliyor ’ ’
muş.
Güzel. Ben de diyorum ki, sandığı gibi, bir kişi
nin yaşamında bunların böyle kesif o'arak yer almaş;
garipsenecek birşey değil (örneğin, benim yaşamımda
yerleri vardır. Ama eklemek gerekir ki bu konu ya
şanmış değildir. Ya da yer yer yaşanmıştır, ötesi
kafamda doğmuş.) Sonra benim sanat anlayışım “ sa
nat toplum içindir” in dışındadır.
“ Yalnız Shisei’yi çok sevdim” diyor. “ Belki de bir
;ımdığıma benzediğinden ötürü. Belki sizin de ilginizi çekti o kız.”
Shisei, benim romanımın kız kahramanıdır. Ve
Shisei bir Japon kızıdır. Bu toplumda belki ona ben- %
siyebilecek tek - tük kişiler çıkabilir. Ama ben gör
medim. Okuyucum rahat o'sun Bu romanı bon geçen
yıl, Londra'da olduğum günlerdi* yazdım ve romandntı
önce “ o yere” adımımı atmış değildim (ilkokuldayken
bir kez gitmiştim)Konuyu Ankara’da tasarladım. Londra’da yazdım
Hepsi okadar.
"Daha önce sizi şiirlerinizden tanıyordum. Keşke
bu roman denemesine yeltenmeseydiniz. Şiirlerinizde
ki kuruluşlar, değişik hava ile yeksenaktlıktan (m om
tonluk) usananlar için ümit ışığı oldunuz. Bütün ümit
leri, bes'enen sağlam düşünceleri, bir roman yazma h<
vesiyle ortadan kaldırmamalıydınız. Şayet sevgilinize
birşeyler vermek iserseniz onun için bir şiir kitabı c>-
karıp o ’na " ‘ith a f’ ediniz" diyor okuyucum.
İzninizle ama, sayın okuyucu, çizmeden yukarı
çıktınız.” Zira sizin ümitleriniz sabun köpüğü gibiyse,
ben ne yapayım? Hem iğilin kulağınıza kötü bir habe
ri fısıldayayım : bir roman daha hazırlıyorum! Geno
i-jilin : bir de şiir betiği, ama sevgilime sunacak deği
lim. "kadının” ” tanımını yapmak istiyorsanız, konu
nun da uzmanı var. Sorup öğrenin. Şuramda iyilik dn
lu bir yürek taşımasam bunun yanıtlaması daha da gii
cengenlik verici olurdu sizin için. O “ galiba” yı kafr.
ntzdan siliniz.
(Betinizin burasında, birtakım sanatçıların ve sr.
nata heveslilerin adını sıralıyor ve onlarla ilgili düsüh
cemi soruyorsunuz. Sizinle aynı düşüncede değilim
Anlarsınız artık.)
Romanıma neden “ Yağmur Ağaçlan”nı koydum,
üy'e mi? Bunun açıklaması öyle kolay ve bir anlık’
mı" sanıyorsunuz. İçimden geldiği için onu koydurr.
Siz söylemekten çekindiniz ama ben söyliyeyim : Ö-
zenti değildir. O romandaki kızın gözleri çokça ıslak,
tır.. Ötesini anlayışına bırakıyorum!
Öztürkçe sözcüklere gelince.... Evet, bu ele aldıg
ııız en önemli konu oldu. Kullandıklarımı çokça paran
tez içinde veriyorum. Tümünü de ayni işleme tabi tu-
tamam. Yazı çorbaya döner. T. D. Kurumu’nun söz'ük
leri ve bununla ilgili ek-yayınlan vardır. Oradan bula
bilirsiniz.
Düşündüklerinizi açık açık söylemeği sevdiginiği
belirttiniz. Ben de severim. Bu yarışmadan sonra ne
den tanışmamızı artık arzulamıyorsunuz, garipsedim.
Bir de ikide bir “ sen, sen” , dlyoısunuz. Arkadan da
(ayni tümce İçinde), “ Siz, siz” ... Bu dil kurallarına ay
kırıdır. “ Siz” demek en iyisi. “ Sen” demek de toplum
kurallarına aykırıdır. Arkadaşlar, yakınlar için söyle
nir. Oysa ki biz öyle de değiliz. Daha böyle çokça ya»
lış sözcük ve anlatımlarınız var. Açık açık söylemek
de sizi üzmez değil mi? istediğiniz zaman yazabilirsi
niz. Ama bu sütunları her zaman size ayıramam. Hak
sızlık olur.
“ iyi di^kle^'inize, iyi dilekler !
■
ı ı .1 ninnimi»!*»®1-
ırlaymız j im e'UZınırken, muhal1 j
lüracaat edecek,
rını soracak. A-
verirken, okur-
ş ve düşüncele-
azı yayun|alW'
armağan
asıl buluyor^'
muşunu*?
as,nı istl>'°rsu'
röportajlar yc"
Her günkü yeni haberlerinim le faydalı çok şeyler öğreniyo îum.
Gazetenizle ilgili olarak aç mış olduğunuz ankete ben de
iştirak ediyorum ve bu arada
kendi fikirlerimi de sizlere bı.
diriyorum. Fakat bu fikirlerim hiç bir zaman tenkid ma
hiyetinde değildir.
1) Gazetenizin siyasi tutumu biraz noksandır. Siyasi
haberlerinizi daha genel vere Mirsiniz.
den çok seviyorum Fakat bu
herkesin zevkine göredir.5) İlâve romanlarınızı ku
pon usulüyle vermeniz daha verimlidir.
6) Gazetenize edebiyata da yer vermeniz kanaatimce lüzumsuzdur. Bunları ilâve ola
rak vermeniz hepsinden daha
2) Film yıldızlarıyle yapılan !*y*dir. Ayrıca bu ilâvenizde
MektuplarıRöportajlar yetersizdir Bunla
rı devam ettirmeniz iyidir.; Haftada bir gün gazetenizde
jfilm yıldızlan için “ Y ILD IZ LAR SÜTUNU” diye bir sütun ayırırsanız kanaatimce da
ha iyidir.3) Spor sayfanız hali hazır-
jda yetersizdir. Okuyucuların
len fazla ilgilendikleri bu sahi-
feye daha fazla yer vermeniz herha^e daha iyi olacaktır
4) Tarihi romanları hepsin-
film V1' ıflii
yoksa
ad» bir gün
kler dU;ünüy°'
iyorsunuz?
rnıeiidüyie ver
ta da y «r v<* ’
y,y.m l•y*," ,,•
5 tefrik*
I ver***8**
“DEVRİM” Klişe AtelyesiHer boyda klişe işleriniz için derhal D ev
rini Klişe Atelyesine müracaat ediniz. En küçük resmi büyülten, en büyük resmi küçülten
tesislerimiz emrinizdedir.İhtiyaçlarınıza tam mânasiyle cevap v e
rebilecek bir durumda olan klişe atelyemiz A v rupanın en modern makineleriyle teçhiz edil- •niştir.
Fıkra-Karikatür de neşretme
niz nazar-ı dikkati daha fazla jekebilir.
7) Kıbrıs tarihini gazeteniz le tefrika olarak yayınlamanız daha iyi olabilir.
Gazetenizde başarılar diler, saygılarımı sunarım.
Hüseyin Tilki Ortaköy Lefkoşa
K İRALIK EVLER
Lefeoşa - Girne yolu üzerinde 3 odalı ve Lefkoşa dahilinde Arab Ahmet Camii ittisalinde 5 odalı bütün modern teşkilâtı haiz diğer bir ev kiralıktır. isteklilerin Rüstem
Kitabevine müracaatları rica jolunur.Tel : 2681 veya 4334.
Limasol Ondokuz Lisesi MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
Okulumuz tatil süresince Pazartesi — Perşembe günleri jö.e. saat 9 ile 12 arası açı« bulundurulacaktır,
tgiiilere duyurulur.
m
//a z /h . fa c f Ç a m a ş i g l a r /m z ./c/m G ü v fM L £ TEMİZK ul LAN/A//Z...'.
111 I I I I I
Müdür A rif Konyalıoğiu
■ İ l i l I 11 ■ I I ■ l i lM I l l l l l l l l l l l l l l H I I ■ l i | l l | l l l l l | I I I M l ! t l ! l | ! J | | | | l l l l i a i ! | l [ | | ! | | . | ! ! | l la i | | ! , | l, | ! l | | | | l| | l l | ] | | | )| ı | | | | | | , | [ | |M | t | | n | | | | .
DEVRİM Okurları Arasında
Bir Anket
yoriız ' I Müracaat : Devrim Klişe Atelyesi, Girne Yolu Veya Kitap Sarayı, Mecidiye Sokak.
İKıbrıs’ın en yaşlı Kadını ile en yaslı Erkeğini Teşdit Etmek istiynruz
Bu anketimizi bir fotoğraf ve yazı yarışması olarak hazırlamış bulunu- | yoruz. Kibrisin en yaşlı erkeği ile en yaşlı kadınının birkaç poz resmini ve ha| yat hikâyelerini bize gönderecek olan “Devrim” okurunu “Y IL IN FOTOG- IR A F Ç IS I ve Y A Z A R I” olarak ilân edeceğiz.
Kibrisin en yaşlı erkeği ile en yaşlı kadınını tesbit edip onlarla en orijinal | röportajı yapacak olan “Devrim” okuruna, aynca burada açıklamıyacağımız | çok değerli bir hediye vereceğiz.
Bu Yarışma 15 Temmuz Tarihine Kadardır■5
I Yukarıdaki tarihe kadar “Devrim” okurlarından en yaşlı kadın Ue en yaşlı | erkeğin birkaç poz fotoğrafını ve onlarla yapılacak en orijinal röportajı bek-fleyiniz.
. I I I I 1 I I I ' I 1 1 1 " I I «' I ■ I i i I imiimiHI'H »"• '•"•"»IIHtllHllllllllUHIUI||ıu„IIUII|!Hll| | ll|l, | l, | l, | | , | ll||,|Hll, ll
D İK K A T : Her üç paket T E M İZ Çamaşır Tozuna »UstU bir su hardalı
H ED İYE verilir.
m s m MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR
——
Sayfa i " — DEVRİM, 13
Y e r c dİ
t ı İ ı t ı s a n ip r v ı A R o p o r t a j ^
1 ( f l i i f M a p o i a p
insanlar için çalışan bir TeşkilâtİN S A N L IĞ A H İZM E T ÎN tN İK İN C İ Y Ü Z Y IL IN A
B A Ş L IY A N B E Y N E LM İLE L K IZ IL H A Ç TE ŞK İLA T f BİR İSV İÇ R ELİ İŞ A D A M IN IN İLH A M I İLE
K U R U L M U Ş T U
DEVRiM’in Hikâyesi
A P— 6 —
Birliğin işçiye KazandırdıklarıY aza n : t .rtu ğ ru l'
“ — Maden yirmi yıl daha u-
zayabilirdi. Fakat makine asr ı nda olduğumuzu da unutmı-
yabm. Makine herşeyi değiştirdi. Yirm i yıl daha ömrü o-
lpn bir maden, aşağı yukarı 2 yıl <iaha faaliyet gösterdikten sorara sona erecek.”
Makineleşmeden önce kaç. işçi çalışıyordu?”
Üçbin dörtyiiz kadar iğ
ödenekli günler de sekize ç>- karıldı.”
j “— Hayat sigortası için bir yatırım yapılıyor mu?”
| “— Tazminat ve hayat sigortası için beşyüz bin lira tahsis edilmiştir. Bu para bir
bankada yüzde beş faiz'e dcıı durulmuş bir durumdadır. Ge rektiği zaman Kumpanyanın
kararıyle kullanılmaktadır. Bu
başka bir işde çalıştırılamaz
lar. Zaten kanunen de yasak
edilmiştir."«•— Bizim işçilerimiz ara
sında bu hastalığa tutulanlar
var mı?”“— Türk işçisi arasında bu
hastalıktan muzdarip bu'unan 30 kadar hasta var. Bunların
onikisine tazminat ödeniyor.
Bu miktar haftada dört lira
f '■ 1:; •jm H
------------— - ~_____
i i y h m m L . . â M
İmİt*
1 ■ iPç
r C r * ’ ** iv.-jr
M
| t j B H |
^ ' y*\
i r ' , y. '* ' f BrfV '* ' Ku r m BE J
-v vF m
1» . ,< '
| * '>.* ' *
Röportajın yazarı maden kuyuların da
çi çalışıyordu. Makineleştik
ten sonra bu sayı sekizyüze düştü. Yani bu rakam maden
kuyularında çalışan işçilerin sayısıdır.”
“— Sizı’n de bir pazar prob km iniz vardı, bunu nasıl hal
lettiniz?”
“— Bu konuda uzun boylu
mücadele ettik ve başarı sağladık. Pazar mesaisi bire bir-
buçuk olarak kabul edildi ve
para ayrı bir kalemdir. Diğer hususlarda kullanılmamaktadır.”
“— Madende çalışan işçilerin tehlikeli bir hastalığa dii-' ^ar olduğundan bahsedilir. Bu
nun doğru'uk derecesi nedir'.'”
“ •— Evet, böyle bir hastalık mevcuttur. Hekimler adına
Pmovkonyasiyas derler ki, tedavisi imkânsızdır. Bu hasta
lığa düçar olanlar herhangi
beşyüz mil ile beş lira beşyüz
mil arasında değişmektedir.”
“— Bu hastalıkla ilgili hususlar kanunlaşmış mıdır?”
“— Bu hastalıkla ilgili tasarı 1958 yı'ında hazırlanmış ve
1961 yılında kanunlaşmıştır.
O tarihten itibaren yürürlüğe giren kanundan bir çok has
talar gerektiği bir şekilde fay dalanmaktadır.”
“ Bütün bunların kazanılma
sında İşçi Birliklerinin rolü ol muş mudur?”
" — Şüphesiz ki, olmuştur. Bu konularla devamlı bir şe
kilde ilgileniyor, mücadele e- diyoruz. Kumpanyanın göster diği anlayış sayesinde de bir
çok başarılar sağladığımız a- şikâr."
" — Maden işçilerinde ikinci
bir hastalıktan bahsediliyor, ıböyle bir hastalık bugün için jmevcut mudur?”
“— Evet, mevcuttur. Bunun
adına da Silikosis diyorlar. Bu hastalık için de bir miktar taz minat ödeniyor. Fakat biz Bir
lik olarak harekete geçtik vs bu hastalık için, işçi hastala
ra en azdan ayda on lira tazminat ödenmesini istedik. H enüz kesin bir miktar sağlan
mış olmasına rağmen, mevcut bütün Maden Kumpanyaları, bu hastalıkla ilgili olarak Hü
kümetin namına yirmi yedi bin liralık bir yatırım yaptılar.
Kumpanyalar gene her yıl bu hastalıkla ilgili olarak yatırırı 'arını yapmaktadırlar.”
Görülüyor ki, Kıbrıs Tür* jlşçi Birlikleri sistematik bir
[şekilde Türk işçisinin haklarını savunmakta, bu hakların
kazanılması için mücadele e:- jmektedir. Buna işaret etmekle şunu söylemek istiyoruz ki, Türk İşçisi de kendi Birliklerine yazılmalı, kendi Birlikle
rine karşı olan görevini yerine (getirmezdir.
İşçiler gerektiği bir şekilde jteşkilâtlanmadıkları takdirde,
gayelerine ulaşmak için büyük
jzorluklarla karşılaşacaklar ve sonuç hiç de lehlerine olmıya- caktır.
Bu bakımdan Türk işçisinin
K IZ IL H A Ç ’IN İN S A N L IC A S A Ğ L A D IĞ I
B Ü Y Ü K Y A R D IM VE F A Y D A L A R I
rina ve mülteci işlerine bakar.Nev York - Genç bir iş a- Diğeri, Kızıl Haç Cemiyetleri
damı olan İsviçreli Henri Du- Birliğidir ki bu, 87 memlekp- rant , 1859’da kuzey ltalyada itin Kızıl Haç Teşkilâtları, Müs seyahat ederken, Fransız ve lüman memleketlerindeki Kı-
Avusturya İmparatorları orda zılay Cemiyetleri ve İrandaki
larınm So’ferino savaşına şa- Kızıl Arslan ve Güneş Teşki-
hit olmuştu. 40 bin Fransız, lâtlarının işbirliğini koordine
rük uçtu. Üç adım tü.
Biz hep böyleyij
t eder.
tzayirli, Sardinyalı, Avustur I Kızıl Haç Teşkilâtı, bütün
i yalı ve Macarın harb sahasnı- memleketlerdeki bu nevi yarda ölmesi veya ağır yaralı ola- Idımlaşma cemiyetlerinin işbir- irak ölüme terkedilmesi Henri İliğini temine çalışmakla, b ı
^Durant’ı fena halde sarsmışt- zan düşman memleketleri a- Genç adam üç yıl sonra “ Sol- r.ısındaki muhtelif anlaşmaz-
jft'rino’nun Bir Hatırası” a llı lıkları dahi halleder. Meselft,
kitabında, harbin dehşetındf n bundan bir müddet evvel Do- yc yaralılara yardım edecek jğu Almanya üzerinden uçar- t ir teşkilâtın kurulması gerek- ken inmeğe zorlanan bir Anı'1, tiğinden bahsetmiş, ileri sür- rikan helikopterindeki dokuz
düğü bu büyük fikir kısa za- Amerikalı, ancak Kızıl Haç'ın İmanda ilgi uyandırmış ve 1863 aracılığı sayesinde iade edü-
Tabiî işe gidiyordu yine. O- nüç yaşından beri çalışıyordu.
Bıkmıştı. Canından bezmişti
Mecburdu ama. Çalışmazsa aç Reçineciler yani. A l t ıd a i^, I kalırdı. Evden koğuldu. Ası- Cehennemin ucu kadar I
Git git bitmez. Nesi var Ağır adımlarla ilerliyordu, karının?
Köşe başında durdu. Bir siga- — Her defaki gibi, ra yaktı. Bafra içiyordu. Ana Bütün gece vizlledi dı
caddeye gelmişti. Elleri kirli hem uyumadım^
kirliydi. Yüzünü, gözünü oğı.ş Sustu. Hafiften başın, öj turdu. Ufacıktı. Kupkuruydu ladı. Damdan bir kedi İK Damarları atık atıktı ellerinin. Ötede bir diğeri miyaVi|yoti
Gerindi uzun uzun esnedi. Uy — Kusura kalma Apo. j,. kuşunu alamamıştı besbelli. kaçıyorum. Katır gibi koşej
Akşam geç yatmıştı. Hep geç bugün. Akşam kahveye ge|j,
yatardı zaten. Çalıştığı yer sı- Bir kol iskambil çevirirdik kıydı. Erken ayrılmazdı. Tek eğlencemiz bu. Haydi eMüsade etmezlerdi Reçine fab vallah.
rikasında çalışırdı, lşçibaşı daı Böke gevrek tablası başınıj ga geçeni görmesin. Duramaz bağırıyor: “Gevrek! Sıcak! t d o artık. Garanti paketlenir- tır çıtır. Hani ya gevrek" Af di. Sigaralarını helâda içerler- uzun uzun baktı. Baktı durd di, ardından. Geçmişi kandilli f,
Karşıdan gevrekçi geliyor- lek! Adamı ne hale koyuyor
rulmuştu. iyisiyle birbirlerini kaybedenKızıl Haç Teşkilâtı, 1864 ta- aile fertleri yine bu teşkilât’n
rihli Cenevre anlaşması gere- yardım ve işbirliği sayesinde ğince her ne kadar yalnız harp birbirlerini bulmakta ve sev-
te yaralananların tedavisi ve diklerine kavuşmaktadırlar, ihtimamı maksadıyle teşkil e- Bugün, K ızıl Çin’deki Kızıl
dilmişse de, o zamandan bu ya Haç Teşkilâtının dahi bazı du ■na, muhte'if sahalarda insanlı- rumlarda işbirliği yaptığı be-
iğa çok büyük hizmetlerde bu- lirtilmektedir.
lerdi ona. “ Haniya gevrek! Ta önündeydi şimdi. Paris
ze taze! Çıtır çıtır! Yanıyor!” Leon lâmbaları ha‘â yanıyor Böke ma'ım tellâllıyordu. Gü- du. Sesler neşeli sesler varö neş doğmamıştı bile. Fakirlik İçerisi sıcaktı herhalde. Eğler,
diye düşündü. Dünyada knç çorlar diye düşündü. Eğleni;
kodaman varsa. Anasını avra- diler ya. Parası olan eğlenirdi
dini...! Kızmıştı hepten. A c - Fakir ezilir, zengin yerdi Ar
lunmuş, fevkalâde mühim fay
dalar sağlamıştır.
Kızıl Haç’ın en son hizmetlerinden biri, dünyayı nükleer
hizmetinin ikinci yüzyılına başlarken daima olduğu gibi
harbin dehşetli eşiğine kadar bütün dünya milletleri tarafrndan şükranla anılmaktadır
Komonvelt Sergisinde Kıbrıs
Bu hafta Nottingham şeh-
jlsviçreli delegeden müteşekkil rinde açılan ve birçok memleBeyne'milel K ızıl Haç Komite- ketlerdeki san’atkârlarm esersi’dir. Bu komite, Cenevre An lerini ihtiva eden bir Kom-
İ- - I
laşmasma sadık kalarak yalnız monvelt Sergisinin açılış tö-
rven i-gıyı gusıcımcsını cun- ca harpte yaralananlarla mes- tenine iştirak eden LondradaI dan temenni etmekteyiz. gul olur. Harp esirleri kampla kı Kıbns Yüksek Komiserliği
Kültür Ateşesi Prokopios Va
sürükleyen Küba buhranı sıracında görüldü. Her ne kadar
hizmet çevresinin içine girme- ;mekle beraber, Kızıl Haç, dün ya sulhunun se'âmeti için, Kü
ba’ya giden gemilerin kontrol edilmesi vazifesini üzerine aldı.
Kızıl Haç Teşkilâtı aslında
iki teşkilâttır. Bunların ilki 2 ‘ i
BİZANSLI BEYAZ GÜVERCİN
Ragıp Şevki Y E Ş İM
Alay geçerken bazı yerler
de büyük yeniçeri kafileleri
ile karşılaşıyordu. O zaman
bütün yeniçeriler sevinç içijî
de duramaz bir halde, genç
padişahın yoluna doğru koşu yorlar :
— Şevket'û padişahımız
muzaffer bad !.. diye haykı -
rıyorlardı.
Nihayet Konstantin foru
munun ortasındaki siyah taş
sütununu geçtikten sonra Av
güste on meydanı ve Ayasof
ya kilisesi göründü. Meyda
mn için BizanslI kalabahklar
ile doluydu. Padişahın gel -
mekte olduğunu haber alan
BizanslIlar kiliseden çıkara'c meydana koşmuşlardı. Yeni
çeriler de birer kenara çekil
mişler, ellerini göbekleri üze
rine bağlamışlar, hûşû içinde bekliyorlardı.
22 yaşındaki büyük hü -
kümdar, yan yan giden be -
yaz atını Ayasofyanm gü -
müşle işlenmiş büyük tunç kapıları önüne sürdü. İşte o
zaman muzaffer Türk padişa
lıını karşısında gören halk -
tan insanlar ve papazlar ağlı
yarak yer'ere kapandılar. İç
lerinden uzun boylu, uzun sa
kaili bir papaz yerden doğ - rulup büyük padişahın önü -
ne geldi. Gür bir sesle :— Ey hükümdarların en
büyüğü, Tanrı şehri sana ver
di. Sen de bizi başın için ba
ğışla! dedi.
mıştı Bökeye. Böke de fakirdi ulan ah! Gidinin feleği.
insanUğa büyük yanhmlan Ze" * " olmahydl adam ^ L Ta™ m ^bası olmalıydı. Bıldırcın gibi İşte koca Bayrak'ı. Bakkal Hkarısı olmalıydı. Puro içmeli.y- c- kadar eski. Bakkal Hacı g:di. Rakı içmeliydi. Çupra ye- bı hatıra dolu. Isınmıştı on
meliydi bol bol. Böke yanaştı. İlk bindiği günden ısınmışıAyağında yamalı ayakkabı... Bayraklı iki sefer yapardı. S;Sırtında yırtık bir gömlek. Ay bah gider akşam dönerdi D
lardan da kasım. Adamın içi- ha fazlasına gücü yoktu.ne iş'er rüzgâr. Sinsi sinsi gö- | Gişeye gitti. Kuyruğa girditürür. Ah ulan fakirlik. Geber |Şu kuyruk ta hiç bitmezdi
ulan fakirlik. Horta hergeleci. Başka gişeler açamazlar mı;— Na’ber len Apo dı? Neyse sırası gelmişti. CLâkabı Apo idi. Aslı Abdul- diş dönüş dedi. Sabahçıları
lahtı. Hiç kimse böyle deme*.- çoğu böyle derdi. Üçüncü nv
di. Apo kelâmı hoşuna gider- kı. En alt kat. di. Apo bir taneydi civarda. İskele tahtaydı. Yürüdü
— İyi be Böke. Yuvarlam- IBindi. Doğru en a't kata. Çıı-
yoruz. Erken bittin bugün. Ha çırda çalışan Figen’in yanın; 'yırdır? Figen güzel bir kızdı. Onu
da kafasında fakirlik yelleri t
- Napalım Abi? Belki faz- serdi. O da çalışmaya mecbur
la okuturuz dedik. Kocakarı du. Diri diriydi Figenin göff1 hasta. Kış geldi. Para yok pul İleri. Diğer işçi kızlara benz'
Eylül
M illi Futbol ve Ekim al
si'e polinya. Alm
manya ileli milli k a rs > la ^Pday kadronun t,
sezonla b e rab e r
nacaktır-Bu konu ile »B
T ekn ikite ilk K ızıl Haç Teşkilâtı ku- miştir. Öte yandan, harb d o l a I “ " , , „ . . , . „ „ , . ’ " r ? ”® ie r a s y o n'd u . Gevrekçi Böke. Böyle d e , - - Hızlı adımlarla yü rü d ü , h r , K aur ı
kanı î>8|inn i ş t i r :
Futbol s e z o n ı
»ş ın d a M i l ' i F u mzı P o lo n y a , A lı
n a n ya ’ y a k a rş ı f
undayız- Bu ü ç u la r ım ız ın ta m
lıkları b ir z a m a r I şü p h es iz i s a b ski F e d e r a s y o n
örüş v e s e b e p le ) kim a y 'a r m ı kal
b ilm iyo ru z . G ü
ıen M illi F u tb o l Hümkün o ld u ğ u 1 ırlamak iç in eld<
adar g a y r e t ede< im Tekn ik K o n ı i l alışmalara k o y u lı rlık p ro g ra m ın ı
mıştır.
n.ezis sergiden sitayişle bahset miştir.
Fatih papaza dikkatle bak tı. Ve temiz bir Rumca ile :
— Sana , arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum :
Bugünden itibaren artık ne hayatınız, ne de hürriyetiniz
hususunda benim gazabını -
dan korkmayınız! dedi.
Yine yan yan ve iki ön a -
yağını kıvrak şekilde oyna - tan atını gümüş pırıltıları ile
parlatan tunç kapıya sürdü
ve atından yere atladı. İki üç adım ilerledi, durup bu mui->-
teşem mâbede baktı. Sonra
geride kendisi gibi atların -
dan atlamış bulunan kurmay
heyetinden birini aradı :— Şahin, içeride her şey
hazır mı ?
Elmacık kemikleri çıkık
ve saçları bıyıkları kadar ka
lın uzun boylu vezir koştu, padişahın yanına vardı :
— Beli şevketlû padişahını
Uç gün içinde fermanınızyeri
ni bu'du. Kâfire ait ne varsa içerden çıkarıldı. Mübarek dinimize lâzım ne varsa içe
riye kondu. Mihrabı da, minberi de azametlû padişahı -
mız içerde bulacaktır.— O halde burası bizim i-
çin bir camiî şeriftir. Zaferi
mizi bize İhsan eyliyen Cena
b-ı Rabbül âleminin huzurun da burada Cuma namazımı/ı
eda eyliyelim!
Eğildi, yerden bir tutam
toprak aldı ve üzerine enfes
bir sarık geçirmişti, başına
bu toprağı serpti:
— Rabddül âlemine ham
dolsun ki, bize böy!e bir za -
ferle büyük bir şehri verdi!
Sonra dimdik yürüdü, hemen açılıveren gümüş kak -
malı tunç kapıdan içeriye girdi.
Böyle bir an , tarihin en
debdebeli, en azametli anla
rından biriydi. Hamza bey bi
le padişahın yanı başında o-
larak içeriye girerken tüyleri nin diken diken olduğunu ve
gözlerinin dolduğunu hisset
ti. Asyadan kopup gelen bu
Türk aslını, Ertuğrul Gazi -
nin bu henüz 22 yaşındaki
heybetli torunu, tarihlere de
vir açtıran bir azamet ve
kudretle Batı dünyasının bir İmparatorluğunu bir yumruk
ta çökertmiş ve ayaklarının
altına almıştı. Şimdi içine gir diği bu muazzam mâbet, H ı
ristiyanlık âleminden g ö ç .1 ■ rek İslâm âleminein parlak
safhaları geçiyordu.Padişah, bir eli kuşağında,
öteki elinde bir topuz olduğu
halde yürüdü ve üzerindeki
şaheser mozaiklerle süslü
kubbelere, siyah yeşil ve kır
mızı mermer sütunlara, üze
rinde renk renk camlar pırıl
dayan pencerelere baktı. Hti şû içindeydi. Bu muazzam mâbede hayran kalmıştı. Bir
denbire şâhane bir ihtişamın tesiri altında susuyordu.
Bu sırada demirlerle t arın
Tefrika No. 77
çarpmasından hâsı' olan bir-
ses duyunca başını sesin g£' •
diği tarafa hızla çev ird i: Y e
niçerilerden biri palasını ko
ca bir sütuna hızla çarparak homurdanıyordu. Padişah :
— Ne var ? O sütunu par.
çalamak mı istiyorsun ? diye sordu.
İri uzun boylu, çatık kaşlı
yeniçeri :
— Şevketlû, âzametli pacıi
şah ! Burası kâfirlerin kilisesidir. Onların yaptığı yerdir
Ben de gerçek bir Müslüma-
nım! diye cevap verdi.
Fatih kaşlarını büsbütün çatarak homurdandı:
— Sana sorduğuma cevap ver, parça'amak mı istiyor
dun ?— Beli padişahım.
Fatihin yüzü bu cevapla
kıpkırmızı kesildi. Birkaç a -
dımda yeniçerinin yanına sokuldu, boğuk bir sesle ;
— Bre mel’un, size bu şeh rin yalnız ganimetlerini ver
dim, binalar benimdir! diys
bağırdı ve hızla topuzunu ye niçerinin omuzuna indirdi.
Çavuşlardan birkaçı koşa
rak yere çöken yeniçeriyi bir tutuşta sürüklediler ve kapı
dışına attılar.Fatih Sultan Mehmet hiçbrı şey olmamış gibi döndü ve
yeni konan minberlere baklı Yanı başında duran Ak şem
settine.— Bu muhteşem mâbet bu
tertiplenmekte olan Komon- ,velt Birlik ve Beraberlik Haf- | tası cümlesindendir. Bu ‘Haf- i
ta’nın amacı Komonvelt göçmenleri ile daha eski halk ara
sında iyi niyet ve anlayışı iler
letmek ve genel olarak Ko monvelt hakkındaki bilgiyi ar tlrmaktır.
Kıbrıs pavyonunda teşhir
edilen eşya arasında çanak
çömlek, rafya ve rengârenK
şehrin ilk camiidir efendi. A l jkumaşlar vardır. Bay Va-
lah kelâmını ilk olarak okıı - nezis bir muhabire : "Bu mulı
yok. Ö'ecem kahrımdan. H>ç mezdi. Apoyla kırıştırıyor
c u ... , . . . yolu yok. Figen. Hafta başlarında BoıSergi, Nottingham şehrinde \ , . , , .
Durdu. Dikkatle Apoya bak Inova’ya giderlerdi. Severdi f
tı. Mert oğlandı şu Apo. Kah- po Figen’i. Figen Apo’ya buvede herkese eyvallah dedir- di. Cömert kızdı Figen. Hıtirdi. Apo gibi olmayı isterdi, kızdı. Esaslı öpüşürdü merciBöke severdi Aponun abiliği- Allah Allah Figen yok. Fı
ni. Sonra dalgın dalgın sordu: gen yok yahu. Hasta mı a»— Sen de erkencisin? ba? İyi ama dün birşeyciği v
Apo hızlıca tükürdü. Tük- (Devamı Saife ti da)
1 M ? Neptüntalim, dedi.
Ak Şemsettin arkaya doğru seslenmesi üzerine ordu yu humayun müezzinlerin -
den biri hemen göründü ,
mimbere çıktı ve kubbelerin
çın çın çınlatan davudi bir
sesle:— Allahü ekber!... A'lahü
ekber!.. diye bağırdı.İslâmlığın en seçkin parçı»
sı olan bu kelime bu, dokuz yüz yıllık mâbedin kubbela •
ıteşem bir sergidir ve Kıbrıs’
tı. bu derece iyi temsil edilmo sinden memnunluk duymaktayım ,” demiştir.
Nottingham’ı ilk defa ziya
ret eden Bay Vanezis, bu yıl
içerisinde şehri tekrar görmek arzusunu izhar etmiş ve ‘ N o t
tingham Üniversitesinde tah
sil görmekte olan Kıbrıslı t a lebeleri ziyaret etmeği ve Not
tinghamdaki Kıbrıslılarla görü
şerek onların yaşama ve çalış
ri üzerinde yankılar yaparak ma tarzları hakkında bir fikir
bir biri üstüne yuvarlanara»: edinmeği ümid ediyorum," de
uzadı ve dışarılara kadar ak miştir.setti . Bu üniversite ile ilgili ola-
Fatih Sultan Mehmet kıs rak gördüğü şeylerden pek
leye yüzünü çevirmiş olduğu mütehassis olan Bay Vanezir,
ha'de, mihrabın önünde, a • Kıbrıslılann ileride bu üniver
yakta dimdik duruyordu. sitede daha çok tahsil imkA’i
Gözlerini kapamış ve içinder, larına sahip olacağı ümidini
“ Yarabbi, bana müyesser kıl izhar etmiştir,
dığın bu mâbedi milletime d f ; ---------------------------------------
bağışla... Dünya durdukça
bu mâbet te onların elinde kalsın!...” diye düşünüyordu.
Diş Hekimi
SAİT M. GÜVEN
Llmasol Gazi Paşa Sokak
No. 17/A
Yeni açtığım muayenehanenı-
E V K A F D A İR E S İN D E NİL Â N
Lefkoşa’da, Girne Caddesi Tekke Bahçesi adresinde bulunan taşlar 13 Temmuz, 1963 tarihinde Cumartesi günü öğleden evvel saat 9.00 ile 10.00 a- rasında aleni müzayede ile satılacağından istekli
A Ç IK H A V A S A N A T SAHNESİ
Halkım ıza açıktır 13 Temmuz 1963 Cumartesi ve 14 Tem-
m uz Pazar akşamları zengin program ile kar- »
şınızdadır. f f l ; ♦Koltuk 150 mil, sandalye 100 mildir Saat sekizden itibaren Lozan otobüsleri
sizi rahatça ve çabucak N E P T Ü N ’e ulaştırır. Gidiş dönüş otobüs biletleri elli mildir.
Otobüs duraklan aşağıdadır :Kanlı Mescit, Çetinkaya A rabah m et
Atatürk Meydanı, Asm a Altı, Selimiye
Camii Meydanı, Girne Kapısı, Enverin K a h v e
si çevresi, Barbaros Meydanı, Y a zlık Sinemalar, Küçtik Kaymaklı, ayrıca Göneli Nep-
t tün' .* .; ..;. *
DEVRİM Basımevi,.i
Bütün baskı işleriniz için “Devrim” Basın»*'1 emrinizdedir. Her türlü baskı işini en kısa M
zamanda ve en temiz bir şekilde hazırlayıp ^
lim eder.M A K B U Z
K ÎT A P
AFİŞD Ü Ğ Ü N D A V E T İY E S İ
de hasta kabulüne başladığı- lerin mezkûr ta r ih ve VB- f
mı saygılarımla bildiririm k it te Evkaf Dairesinde ha
Diş Hekimi zlr bulunmaları rica olu- SAİT M. GÜVEN nUr
f a t u r a
DERGİ EL İLAN I
CETVEL İŞLER'
M ü racaat: Devrim Basımevi, Girne Yolu
V eya Kitap Sarayı, Mecidiye So
MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞ
Pek kısa b ir sürı
ly kadroya ilâ n e uriyeti o ld u ğu n d a
amite K u lü p le r in ınnı ve h a z ır l ık m ından tâkip e d e c e !
Futbol F e d e ra s y o ir tedbir o la rak M
a seçilecek fu tb o lı
ayında ku lü p le r ıaçlannda o y n a tıln
in verm iyecektir.
Ayrıca M illi L ig |
ınzim edecek Kom
la sa geçerek, f ik s t
maî hazbırlık p re
ksatmıyacak şek ild rics edeceğiz.
10 Ekimde (A ) M il
12 Ankara’da R um 1,11 aTkımı i|e oyr
11 d im im iz da Ga
nde Ron> « ı ü m it
" ta ş a c a k t ır . Bu s<
“dr0su » e b e ra b e r •dr°su da s eç iim iş ı
« iTFliti
nu*uSizi
°n sen,
e» ideal bil
Fransız j
hayr
iyesindeanlıktıan siir
tU inam,niXda
ilâ,»Cllı
cin
ardankull
4 *#
anıalabi
H * H
EM M U / l9fi3 pgV*IM, IS TEMMUZ lOC.İ
0 D e v r i m
41 Türkbileft;
i'm öteye
Bök(.
'• Alt,da »Sbas, u kadar
Nesi var koca.
:i 8 jbi. Midesi >edi durdu. t>,f
;en başını « i bir kedi geçtl
' m|yavi|y0rdl|
ilma A P0. Ben
t,r * ibi koşcaz , «h v e y e gel bp ||
W Çevirirdik, bu. Haydi ey.
tablası başınd,
rek! Sıcak! Ç,.
a gevrek" Ap0 !
k Baktı durdu »ş i kandilli fe-
hale koyuyor i yürüdü. Bann
U. Paris Bar.
ha'â yanıyor.!İİ sesler vardı,
lerhalde. Eğleni
Sayfa 3
azırlığı Ağustosta Başlıyacak
Milli Futbol takımımızın
Eylül ve Ekim aylarında sıru-
si*e Polinya, Almanya ve Ru- manya ile yapacağı üç önem
li millî karşılaşma dolayısiyle aday kadronun tesbitine yeni sezonla beraber hemen başla
nacaktır.Bu konu ile ilgili olarak Fe
derasyon Teknik Komite kanı Saim Kaur şunları söyle
miştir:
Milli Sporumuz Giireşte Gerilememizin Sebepleri
Yazan : Salih ER H A N (Eski Güreş Antrenörlerinden)
I1948 O lim piyatlarından bugüne kadar Türk gü
reşi ile r liy eceğ i yerde; yerinde durm akla kalmamı!;
g e r ilem eye başlam ıştır.
Buna sebep; m erkezde v e illerdek i ehil güreş ho“Futbol sezonunun hemen j başında Mil'i Futbol Takımı- çalarına k ıym et verilm ey iş i ve 300-500 lira ücretle bu
jündü Egienr 111121 Polonya’ Alman>'a ve Pu k ıym etli hocaların bö lge lerde ça lıştırılm ak istenmesi olan eğlenirdi |^lıanya’ya karşı hazırlamak zo <jjr . Bu yüzden k ıym etli hocalar geçim şartlarının a-
1 rundayız. Bu üç maçın futbol ğ jrh ğ ı d o lay ıs iy le başka işlere başlam ışlar v e birçok- Bculanmızm tam form bulma- jan £ja m em leketlere antrenör olarak gitm işlerd ir,
dıklan bir zamana rastlatılma , Bu sebep le inerdeki güreş takım ları kaybolmuş.
Z W *®11* de6ildir- jü r k iy e şam piyonası müsabakaları 8 - 10 bölgede ya
p ılm ağa başlanm ış, ekseri m illî güreşçilerin rakipsiz şam piyon olarak kam plara çağrılm aları sebeb iyle e s ki m illî e lem an lar forum dan düşmüş ve artık dünya şam piyonalarında derece alam az olmuşlardır. ,
D isiplinsiz v e m urakabesiz iltim aslı takım teşkii
zırlamak için elden geldiği leri v e son y ılla rda G enel M üdürlükçe bö lgelere, fab- kadar gayret edeceğiz. Nite- r jkalara gönderilen güreş ta lim atları ve uyulmayan kim Teknik Komite şimdiden em jrıe r sebeb iy le genç elem anlar Türk iyen in her ilin- çalışmalara koyulmuş ve ha- de her jiçes incje ve bucağında güreş sporunu terket zırlık programını tesbite başlamıştır.
ngm yerdi. Ah n feleği,
vapur iskelesi »k'ı. Bakkal Ha | îakkal Hacı gi-
Isınmıştı onu. inden ısınmıştı, ’er yapardı. Sa m dönerdi. Da- icü yoktu.
Kuyruğa girdi, hiç bitmezdi,
açamazlar mıy-
sı gelmişti. Gi- li. Sabahçıların
di. Üçüncü mev
Eski Federasyonlardan hangi görüş ve sebeplerle Eylül vp Ekim ay'ar.nı kabul ettikler'- )i bilmiyoruz. Güçlüklere rağ
men Milli Futbol Takımımı/.ı
mümkün olduğu kadar iyi h ı
ydı. Yürüdü.
;n a't kata. Çır- 1 Figen’in yanına J ir kızdı. Onun I ikirlik yelleri e- 1 ışmaya mecbur- .
i Figenin gögUs |j kızlara benzr-
kırıştırıyordu
başlarında Bor
erdi. Severdi A- en Apo'ya biter
zdı Figen. Hoi ıpüşürdü meret.
Figen yok. F:. Hasta mı aca-
n birşeyciği yek
Salfe 6 da)
Pek kısa bir süre içinde a- day kadroya ilân etmek met buriyeti olduğundan Teknik Komite K lüplerin antreman-
m iştir.M erkezde ve illerde şim dilik, bazı boş disiplin):
o lm ayan çalışm alar vardır.Ecdat sporu güreşin m em bağı Tü rk iyem izde çe
vir güreşidir.B ir kanun y a p ıls ın üç y ıl a rka a rk a ya K ırkp ın r.i -
IIESİ
e 14 Temim ile ^ar-
mildirotobüsleri
. ulaştırır,
dir.
hmet Selimiye
rin Kahve- zlık Sine- ineli Nep-
lannı ve hazırlık maçlarını ya cia b ir in c il ik d e re c e s in i b oyn u n d a m u h a fa za ed eb ilen
kından tâkip edecektir. ]e r. s e rb es t g ü re ş te m illî o la n la r, D ü n ya Ş am p iyon u
Futbol Federasyonu yerinde .o lan la r ın iş le r i g a ra n ti a ltın a a lın sın k i: G en ç n esil de bir tedbir olarak M illî kadre- :bu sp ora h eves len s in ve b ir g a y e b ir am aç g ö z e te r e k ya seçilecek futbolcuların Ey (gü re ş e ç a h şs ln .
,'ül ay>nda kulüplerin özel | n ag m jn î b jr gü reşç jnin h a ya tın ı da garan-nıaçlannda oynatılmalarına ı- ı . ,. t iy e alm a zam anı gelm iştir.
H e r ild e eh il tek n ik v e nazarî b ilg is i o lan hoca-
Ayrıca Millî Lig fikstürünü |lar ta tm in ed ic i b ir m aaş la a n tren ör lü k g ö r e v le r in e
tanzim edecek Komite ile te. tâ y in ed ilm e lid ir le r .masa geçerek, fikstürün M;l- ! G ü reş in üç b ran ş ın da da ta k ım la r teşk il e d ilm e
li maç hazbırlık programım lı, h e r y ı l ild e y a ğ lı, serbes t, G rek o -ro m en b ö lg e ta-
aksatmıyacak şekilde tanzim k im s eçm e m ü sab ak a la r ı y a p ılm a lı, h e r y ı l b ö lg e le r -
• ni rica edeceğiz. ioe y a p ıla c a k y a ğ lı, serb es t, G rek o -ro m en b ir in c ilik le -
h r son u ç la r ın d a d e re c e a lan v i lâ y e t ta k ım la r ı G eneı10 Ekimde (A ) Milli Takım. N ;ü dü rlijk çe ten s ip e d ile c e k ta r ih te T ü rk iy e b irin c î-
| m,z Ankara'da Rumanya (A; ] lk le r in e m ecb u ri o la ra k iş tirak e tt ir ilm e lid ir .| Milli aTkımı ile oynarken u- ^ M ü d ü rlü k ten b ö lg e le r e g e le n tâ lim a t v e e
i ü t u u t İ ' " i l l e r e zam an ,n d a g e r e k li eh em m iy e t v e r ilm e lid ir ,
karşılaşacaktır. Bu sebep'e (A I'U şa r tla r tah ak k u k ed erse T ü rk ıy e m ız d e m ille tim .-
kadrosu ile beraber Ümitler jzi d ış m em le k e t le rd e tem s il e d eb ile c ek yem e lem an la
kadrosu da seçilmiş olacaktır. T i b u la b ilir iz .
Bir Futbolcudan Futbol Federasyonuna Mektup
Birazda bizleri Dinleyin!
özkul BEŞİK
Bugüne kadar herkes konuştu blzler dinledik din
ledik dinledik. Kimisi çamura buladı bizi. Kimisi bizi
omuzlarda taşıdı. Kimiside kıskandı. Hep sustuk. Bü
tün yapılanlara bir Eyvallah çektik. Fakat artık balon
nefesi alamayınca patlar. İşte biz'erde patlamak üze
reyiz. Bu ara bir kelimecikle blzler söyliyelim müsade
nizle.
Bizler futbolcuyuz. Ama şöyle katmerli bir futbol
cu değiliz. Nihayet her futbolcunun bir seviyesi var
seyirci yanında, idareci yanında. Her futbolcu sahalar
da kendine düşen vazifeyi şerefe yapıyor ve bunu yap
maya çalışıyor. Biz futbolcular sahaya çıkarken para
almıyoruz. Çeşitli renkte vaatler ise hiç. Memleket
sporuna elimizden geldiği kadar yardım etmeğe çalışı
yoruz. Okadar. Ve bu yardımıda yaptığımıza kendinizi
inandırmışız. Şayet iruıandırmamış olsa idik çoktan
pasomuzu çeker ayrılırdık.
Biz futbolcular sahaya çıkarken kendimizi düşün
meden çıkıyoruz. İşte bu bizim en büyük hatamızdır.
Mecburen şunu söyleyimki her futbolcu sahaya çıkar
ken kendini ilerisini daima düşünmelidir. Bunu yapmi
yan bir futbolcu ileride çok ağlar. Ama vakit geçmiş
olur. Hata işte ozaman anlaşılır. Anlaşılan hata artık
kapatılmaz. Her şeyi kara bir sis kaplamış olur.
Belki de siz — Kendini düşünen bir futbolcu sa
ya çıkmasın — diyeceksiniz. Sakın böyle birşey söyle
meyin. Sonunda bize karşı çok acı bir söz sarfetmiş o-
lursunuz. Yanımızda yüzleriniz kızarır.
Biz futbolcular sahaya çıkarken niçin kendimizi
düşünmeliyiz? Çünkü bizi düşünen yok ta ondan.
Her futbolcu bu memlekette futbolu bedava oy
nar. Çünkü profesyonellik yoktur. Her futbolcunun bir
mesleği vardır. Kimisi memur, kimisi Irgat, kimisi de
talebedir. Bütün kazançları buradan gelir futbolcula
rın futboldan bir kazanç elde etmeyiz bizler. Bi
ler futboldan bir şey almazken bu arada çok şeyler
kaybederiz. Bir gün gözümüzü, bir kolumuzu, bir gün
ayağımızı ve birgün de hayatımızı keybede biliriz. İş
te yakından sizlere misaller. Doğanın Erdoğam, Meş
hur Moreket. Bunda bugün futboldan acı kurbanlardır.
Bizlerde birgün bunlann arasına karışa biliriz. İşte bu
sebeble kendimizi düşünmeleylz. Ayağı kın'an bir fut
bolcu mesleğinden olur. Kulûb bir aralık yardım ya
par bazen. Sonra, sonrada alay eder. Kırık ayakla çalı
şılmaz. Cebdekl bir iki kuruşu da geçinmeye yetmez.
Sefalet başlar. Hata anlaşılır.
Bu sebeble kendimizi düşünmeye mecburuz.
Bugün maç'arda bütün paıayı kulüpler, hakemler,
Federasyon alıyor. Ne olurdu yani bu paranın bir ke
narından şöyle üç beş kuruş geri kısılıpda “ Futbolcu
yu Koruma” ismi altında bir yere atılsa. Her maçta
bir iki kuruş ayrılıp atılsa muazzam bir para elde edi
lir. Bu paralarla günün birinde yardıma muhtaç bir
futbolcuya yardım yapılsa. Ayağı kırılan bir futbolcu
ya küçük maaş bağ'ansa. Ameliyat olacak bir futbol
cu ameliyata yatırılsa. Ve futbolcular bu parayla des
teklense. eN olur yani.
Bugüne kadar hep siz konuştunuz ve istediniz.
Bakın bir ufacık arzucukta bizden. Buna artık biz fı
sıldadık. Belki Futbol Federasyonu bu f ı s ı l t ıy ı duyar
da ...........
Tusder Spaiç'inDönmesineTaraftar
özer YAK'taMukavelesi sona erdiği hai-
de menecerlik vazifesine devam eden İbrahim Tusder, “ Spaiç tekrar takıma antre
nör olursa ben çok memnun olurum” demiştir. Tusder, ant
renörlükte gözü olmadığını i-
fade ederek menecerliğin da- |ha rahat olduğunu belirtmiştir.
Diğer taraftan Spaiç geri
i getirilmesi için taraftarların açmış olduğu imza kampanya |s* genişlemiştir. Yeni bir ya
bancı antrenör bulunmadığı
takdirde Spaiç’in çağrılmasına muhakkak nazarı ile balkımaktadır.
- 1 .
, Sevgilisini öldören
! î ıŞişmanlıyacağım Diye
| Hayat boyunca hapis. Fran sadaki Tulle şehrinde mahke- | me başkanı bu karan ilân e-
derkın Henri Madelrieux’nun rengi sapsarıydı. Kimdi bu a- dam.
Bir zamanlar yüzbinlerin pe şbıde koştuğu, alkışladığı Rugbi oyuncusu.. Millî takımda ya rı ilâh kabul edi!en 26 yaşın
daki bu demir pençe, hayatı
nın geri kalan kısmını hücrede mi geçirecekti.
Üç çocuğu vardı ve iki çocuk sahibi bir kadınla beraber yaşıyordu. Kocasının af- etmesi üstüne evine dönen
sevgilisini kıskançlık saikiyie bu millî sporcu boğarak öldiir müştü.
Mahkemede en büyük müdafii millî takım kaptanı, ta
kım arkadaşı Briçe idi. ‘ Ben bir kaatili değil, arkada kalan üç çocuğu ve efendi sporcu Henri’yi düşünüyorum. Cin net anı olmasa bu insan kaati li olamazdı.” derken hıçkıra
hıçkıra ağlamış ve salonu tf-r ketmişti.
Kaptan yanındakilere şunları söylüyordu :
— Benim de kabahatim var. O sahada kadınların sevgilisiydi. Yakışıklı ifadesi yü,' lerle mektup almasına sebec olurken o bir tek kadmın esiriydi. Hafta, iğinde çalışmalar da bepim v‘e mçgin yuvarlağın; JaiF zamanlarda “ Yugos- iav’/,dediğimiz o kadının avuc u n d u . Ben de kabahatliyim. Çüpkü takım kaptanı ola İrak “ sporu, ya kadını” tercih etmesini söyliyebilirdim.
M ÜSLÜMAN OLDU
Ben aşağıda imza sahibi Ra siha Haşan M. Kasım, 29 Haziran, 1959 tarihinde Kıbrıs
Müftülüğüne müracaat ederek, Kıbrıs Müftüsü Sayın M. Dânâ huzurunda İslâm dinini kabul ettiğimi ve Rasihu ismi ni aldığımı, herkesin maKımu olmak üzere açıklarım
Rasiha Haşan M. Kasım
Çetinkaya’nın, tanınmış hasretini çektiğim siyalı - be genç elemanlarımızdan Özer yazlı formaya kavuşacağım ı-
bu sene kulübünden ayrılmağa çin çok memnunum” derr.iş- karar vermiştir, özere birçok tir. Bilindiği gibi Özer Çe'in-
ku'üpler talip olmuşsa da Ö zer Yenicami’yi seçmiştir,
i Kendisi ile konuşan bir muha birimize Özer “ Ezelden beri
kaya’nın futbolcusudur. K u lj
bü kendisine müsaade ettif.i takdirde Yenicamide oynıya-
caktır.
Lefke'nin Enerjik Futbolcusuö z t e n
Ertuğrul TÜRKBİLEĞİ
çerçevesinde oynan malıdır.— Rakibinize karşı davra
nışlarınız ?— Rakibime iyi davrana
bilmek hem futbolcunun hem
jde insanlığımın icap ettirdiği bir vazifedir.
— Hakemin yanlış karan
Özten Lefke’nin memur fut sizi çileden çıkarır mı? O ’na
Röportaj :
Özten sessiz, sakin yaradılışta futbolculardan. Ağır ve oturaklı konuşuyor. Takım ar kadaşlarından çoğu ağbi diyorlar ona. Futbolu da böyle | oynuyor Özten. Zaten "futbol zekâya da ihtiyaç gösterir” di
yor.
bolcularından. Evli dört de çc.
cuk sahibi. Futbol da olduğa
hatasını söyler misiniz?
— Hakeme içimden kızabi-
kadar aile hayatında da başa lirim. Fakat hatasını söylemek nlı. bana düşmez çünkü kaptan
in cevaplan :— İlk kulübünüz ?— Sönmez Spor— Futbola kimin teşvikiv
le başladınız?— Ortaokuldaki Spor Ho
cam Niyazi Beyin teşvikiylo
oaşladım.— Lefke’de ne zamandan
beri oynuyorsunuz?
t iEndişe Etmeyiniz
T A L■##Sizi on sene daha gençleştirir ve vücudu
muzu en ideal bir şekle sokar.
Fransız 1 F A müessesesinin itina ile
^hazırladığı, hayret ve ric i:
I.»» B as ım evl
en k '«a bif ızırlayıp tea
R A
İ t t
A N » |E L t Ş L * * 1 |
1
' Yolu, „ k ^ i tflye S ° K'* !
“ T fl L„Sayesinde perhiz yapmaksızın anorma'
pişmanlıktan slir’atle kurtulabilirsiniz.
I " T A L „Hayatınızda size zevk verecek, vücudu
mu intizama koyacak, en tesirli ilâçtır, î E C ZAH AN ELER D EN IS R A R LA tSTE YİN İZ
İlâcın kullanışı hakkındaki b ilg iyi bütün
^eczacılardan alabilirsin iz.
L E Y M O S U N D O Ğ A N TÜR K BİRLİGt’N İN
Açık Hava Balnsu3 Ağustos Cumartesi Akşamı
Çerkez Gazinosunda5 Kişilik Bir Caz Topluluğunun İştirakiyle
FASULA PA N A Y IR I1 6 - 1 7 Temmuz SALI ve
ÇARŞAMBA günleri Bağrıka
ra (Fasula - Baf) köyünde büyük çapta bir panayır açıla- jcaktır. Baf ve civar köyler hal
iLefkoşa Türk Avcılar
Kulübünden :
, BALTRAP ATIŞLARI
Temmuz ayı sonu tertiplen î I, ~kına duyurulur.
cek kazalar arası baltrap atış .müsabakalarına katılacak eki bi seçmek amaciyle her Cumartesi öğleden sonra saat 5’ te Ortaköydeki atış sahamız-
da yapılacak atış antremanla- rına üye arkadaşların iştirak-
Ö N E M Lİ N O T : Vasıtası olmıyanlar D. T. Birli- leri hassaten rica olunur.
# i Gazinoya kadar otobüslerle ücretsiz olarak götürüp, getirecektir.
M A SA BİLETLERİ D O Ğ A N TÜR K B İR LİĞ İND EN TEM İN EDİLEBİLİR.
Cahit HÜSEYİN,
Sekreter.
DİZGİ BASKI VE KLİŞE DEVRİM BASIMEVİ
LEFKOŞA.
Panayırda her türlü eşya teşhir edileceğinden, halkımızın yakın ilgi göstermesi candan özlenir.
.. '•
t • • -
Buzlu «Güneş» limonatası içiniz
Ü L K Ü Y U R D U SPOR K U L Ü B Ü ’N Ü N G ENEL K U R U L T O P LA N T IS IN A ÇAĞRI
17 Temmuz 1963 Çarşamba gecesi saat 8.30 da Ülkü Yurdu Spor Kulübü’nün yıllık genel kurul toplantısı yapılacağından bütün üyelere duyurulur.
G Ü N D E M : —1. Müfettişler tarafından hazırlanan bir yıllık tef
tiş raporunun okunması.2. Bir yıllık faaliyet raporunun okunması.3. Yeni yönetim kurulunun seçimi.4. Dilek ve istekler.
NO T : 1. a) Yönetim kuruluna seçilmek isteyen üyeler en geç seçim tarihinden üç gün evvel adaylık için yapacakları istidaları sekretere vermeleri;
b ) Adaylık için gönderilecek dilekçeler aday ve iki üye tarafından imzalanması lâzımdır.
2. Nisap hasıl olmaz ise, toplantı bir hafta sonra yapılacaktır.
Ü lkü Yurdu İdare Heyeti.
İşte sorularımız ve Özten'- vardır. Ben bu arzda davran-jsam futbol kaidelerinin dışına {çıkmış olurum.
— İyi bir futbolcunun ö- zellikleri
, — Başta karakter gelir.|Saha dışındaki seslere kulak jları kapalıdır. Sağlığını korumasını da bilir.
— Futbolunu takdir ettiği niz Kıbrıs’lı futbolcu
— Sönmez Spor’daki takım arkadaşım Önder
— Lefke Türk Spor kulübünden ayrılacak olsanız han gi kulüpte oynamak istersiniz?
— Çetinkaya’da— Türkiye’nin en güzide
takımı ve futbolcusu ?— G. S. ve Metin
— En hoşunuza giden sistem.
— 4 24 sistemi.
— Son baraj maçlarında •asıl bir ruh içindeydiniz.
— Gecesi hiç uyuyamamış
tim, sinirlerim oldukça gergin di, rakibimizden korkuyordun; Hayat maçıydı zira kümede- kalmak veya düşmek. Takri-.r edersiniz tabiî kritik bir durum.
— Kıbrıs futbolünün istik bali?
— İyi yetiştiricilere bağlıdır. Saha problemi de çözülmeli.
— Yeni sezon da Lefke .ia sil bîr derece alabilir ?
— Ben ümitliyim. İlk aU'- ya gireriz.
— Sizin bize söylemek istediğiniz
— Futbol komple oynan bir oyundur. Şu veya bu şah siyete kaçarsa takımı mahku miyete götürür. Futbol sinir kaldırmaz. Mağlûbiyet de ga libiyet kadar normal karşılan malıdır. Esas olan centilmenliktir zira.
özden kendine has selâmı
mızla yanımızdan ayrıldı nitu yet Arkasından düşündüm durdum. Bu olumlu düşünce
lere her futbolcu aynı gayrete eğilse futbolumuz ne olurdu ?
— Aşağı yukarı iki yıl olu
— Futbolun amacı nedir
Özten Bey
— Disiplin, toplumsa' yete
neklerin kazanılması.— Futbol, hakiki futbol na
sil oynan malıdır?— Spor haysiyetine uyara-;
TERTİP H E YE Tİ.‘her türlü kaide ve kurallar
B e ;
MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR
a l $ | ı | n U İ B | A A P Q 1 Sinde Şehitler AnıtıSalfe l ’den kalan TUrk toplum»
Kürt Mes'elesi ve Türkiye
F O S gazetesi, büyük pun tolu başlıklar altında yayınla
dığı bir haberde, Irak’taki
Kürt mes’elesiyle ilgilenme*- te, Türkiye hakkında şu pasaj lan yayınlamaktadır :
‘Moskova, geçen gün Tür
kiye ile İran’a gönderdiği bir
notayı tekrarlamıştır. Bu nota
da, her iki memlekete de Kür
tlerin mücadelelerine her tür lü müdahalenin Sovyet Rusya ya karşı hasmane bir davranış olarak vasıfland ıracağı
ihtar edilmiştir Kürtler, son
çarpışmalar sırasında bazı Su riye'ileri esir etmişlerdir. Bun dan da anlaşılacağı gibi Mos
kova’nın görüşüne göre, Suri ye ’liler, Kürt davasına müdahalede bulunmaktadırlar.”
Türkiye ile Iran Müdahalede
bulunuyorAnkara ve Tahran’dan bil
dirildiğine göre, gerek Türkiye gerekse İran Hükümetleri,
Kürtlerin m ücadelecine her
hangi bir müdahale niyetinde değillerdir; mamafih, bu dava
daki gelişmeleri yakından takip etmek mecburiyetindedir
ler, çünkü her iki memleket
de, bugün bir kaynaşma halinde olan söz konusu memle kete komşu bulunmaktadır
lar.”
“ Türkiye Ekonomisinde ‘ Yeni Devre”
Cyprus Mail gazetesi, yuka
rıdaki başlık altında Paris kay nakli şu haberi yayınlamakta
dır :“ Ekonomik İşbirliği ve Kal
kınma Teşkilâtı dün, Türkiye'
nin geçen Kasını ayında kabul ettiği Beş Yıllık Kankınrm
Plânının ‘Türk iktisat tarihin
de yeni bir devrenin başlangı :ı olacağını’ bildirmiştir. Fa
kat Türkiye’nin ekonomisini inceliyen Teşkilât, ‘bu plân
devamU surette tatbik edil
mez ve değişen şartları karşı lamak üzere tadil edilmezse, ayrıca plândaki hedef ve ga ' elerin tahakkuku için gerekli
faaliyet müessir bir şekilde kanuni ve idari usuller haline
getirilmezse’ plânın kabul edi1 meşinin kâfi olmadığını belirt miştir.
Türkiye’nin ekonomisini inceliyen hey’et, plânda şimdiki halde belli başlı Uç prob
lemlerden biri şudur. Prob
lem müşahade etmiştir : BuPlânın tatbik edi'mesi Türkiye’nin işsizlik problemini hal
letmiyecektir. Araştırma ile il
'gili raporda şöyle denmekte
dir :J ‘ 15 yıllık prespektiv içinde
dahi, şimdilik bu önemli prob le mancak kısmen haHedilebı-
: lir, tam olarak değil. İşsizliği daha sür’atli bir şekilde orta
dan kaldırmak ümidiyle daha
seri bir gelişme nisbetini hedef tutumak, halen tesbit edil miş bulunan iç ve dış ödeme lerdeki güçlükleri bir kat da ha artıracaktır.!
Saniyen, Plânın yerine geni
rilmesi için, (burada cüm'e bir mürettip hatası olarak ek sik bırakılmıştır) (achieve-
ment of the plan will have to give great consideration
than to day as to how this may be secured) ilgili makam
j lar bunu nasıl temin edecek
leri hususuna daha fazla önem i vermek mecburiyetinde kala
caktır.‘Türkiye Hükümetinin, ta
kip etmekte olduğu ithalâtı
mümkün mertebe kısan ppliti kasını tenkid etmek güçtür. Fakat anlaşılmalıdır ki, yerli
piyasayı bu şekilde himaye et mek, ihracatı teşvik etmekte
dir’ . Binaenaleyh, ihracatı ve görünmeyen gelirleri geliştirmek elzemdir. Raporda ayrı
ca şunlar belirtm ektedir : ‘ İhracatla ilgili olarak ga
yet iyimser tahminlere rağmen, Türkiye'nin dış ödemeler problemi daha uzun y ıllar güçlükler arzedebilir, çün
kü dış borçların karşılanması bir hale gelmemesi için Türki
ye’nin, başlangıçta ödemeden muaf tutularak, gayet uzun
süreli ödeme mühletleri ve da şük faiz nisbetleri üzer.ndep
uygun şartlarla para bjrçlan ması gerekmektedir.”
“ Pipinellis, Kıbrıs Konusunun Görüşüldüğünü
Reddetti
Londra, 11 (Özel) : Yuna-
Sayfa 4 ten kalan
tu. Birine sorsaydı bari. Kime — Gidelim Apo. Bağırma-
sorardı ki? En iyisi paydosu sın yine hergele. Onun da iş- Nasıl geçerdi za- kembesini. Ansızın sustu. Apo
nistan başbakanı Pipinellis,
Yunanistan’a hareket edeceği günün arifesinde, Yunan ba
sın mensuplarına demeçte bu [beklemek.
lunarak, İngiltere Dışişleri Ba n)an Geçmezdi Geçse bile bi- çarpılmıştı. Apo mıhlanmtgiı kanı Lprd Home \e Bakanlık tjrjrdi jnsam olduğu yerde Gözleri fincan
Müsteşarı ile yapmış olduğu Vapur iskeleden kalkmıştı kadar açık karşısındaki ada-
Salfe l ’den kalan
münist diye birşey yoktur Bu bakımdan kuvvetlenmemi/ i -
çin aramızdan su sızman ası • -
çin gayret sarfetmeliyiz.” DENKTAŞ’IN
TELGRAFIHalen Türkiye’de bulunan
ve Sinde Şehitleri Anıtının atı
lış merasimine katılmayan TUrk Cemaat Meclisi Başkam
budur), görüşmeyle ilgilj pla: teye çıkt, Belkj aç|lmm biroz
rak yayın'anan klişeleşmiş bil diyordu Slklntlyı atarım bel-diriyi tekrarlıyarak, görüşme
sırasında uluslararası durj- mun gözden geçirildiğini ve her iki taraf arasında bir f i
kir mutabakatı olduğunu, ik i
memleket arasındaki gelene* |fa5rikaya g jtrnese'ydi bugün.sel dostlu k m iinasph ptlprin îr L., , , _ i •Olamazdı bu. Ev kırasım vere
Rauf Raif Denktaş, tertip hev
görüşmeye temas etmiş (Lond Apo oturamadl İçinde daya- ma, adamın elindeki gazeteye
ra ziyaretinde en önemli olay nlıIT,az meraklar YŞrd*- GUver- bakıyordu.
-Fed Trafik kazası. Eşref- ^ gönderdiği bir telgratta
paşada Figen Tekire> isminde ;sjnde şehitlerini saygıyle a n - ki. Ne gezer gittikçe daha bo- J21 yaşında bir işçi kız kam- 1 ^ şehiUe(. adlfla dikl,en a
zuluyordu. y °n alt,nda kaldl " Apo titri; |nıttan dolayı, köy halkına, buBayraklı’ya yaklaştılar. Çok yordu zangır zangır. Bitmişti
jgeçmeden iskeledeydiler. Apo Apo. Deli gibi fırladı birden.(isteksiz isteksiz yürüdü. Şu {Tren yoluna koşuyordu.
L E Y M Ö S U N V E C İV A R K Ö Y H A L K IN A
B ü y ü k M ü j d eK ıbrıs X . Fuarının Leym osun ’da A ç ılm ış bulunan
B ö lgesine Yak ın
Kıbrıs Lûna ParkıH er y ıl olduğu gib i bu y ıl da A vru pa B irinciliğ in i
lrî»7îinîin
RİMBA KARDEŞLERİ■ ı ■ aa f| aı aa aao l u m D o n u ş u
İft ih a rla takdim eder. 3 erkek v e 1 kadından m üteşekkil o lan grup 3 m otos ik let, b ir spor araba ile
duvar üzerinde şim d iye kadar görü lm iyen en teh like
Iı Ö L Ü M A K R O B A S İ hareketleri yap ılacaktır.
Bunlara ilâveten , çarpışan o tom ob ille r v e uçan ■roketler. H ergün ö.s. saat 5 ten geçe geç vak te kadar
!sayın halk ım ıza açık bulundurulacaktır.E N S O N G Ö R M E F IR S A T I 21 T E M M U Z P A Z A R
A K Ş A M IN A K A D A R D IR .
sel dostluk münasebetlerinin
daha sıkı bir hale getirilmesi arzumuzun belirtildiğini söyle
miştir. Pipinellis’e bu görüşm î sırasında Kıbrıs konusunun aa ele alınıp alınmadığı hususunda çeşitli sorular sorulmuş tur. Pipinellis bu konunun çok nazik olduğunu ve bunun gö
rüşülmediğini söylemiş. Baş
ka bir gazetecinin ısrarı karşı smda Pipinellis yine ayni şeyi tekrarlamış, fakat öyle bir du.
eda i'e konuşmuştur ki, sö>!e diği sözlerin doğru olmadığı
intihamı yaratmıştır.”“ Gerçeğin Tahrifi”
Fileleftheros gazetesi, yuk:ı rıdaki başlık altında son olarak şu yorumu yayınlamaktadır :
“ Bir Türkçe gazete, geçen
lerde, Türk sendikalarının Ce
nevre Konferansında kazandı ğ> sözde başarıdan bahsetti Güya Türk sendikaları, üç se
nede bir Kıbrıs’ı söz konusu konferansta temsil hakkını ka zanmışlarl!
ö y le anlaşılıyor ki, Kıbrıs Türk ekstremizminin Cenevre
de yüzüne yediği şamar o ka-
cekti. Bakkal da duruyordu Öf be! Belâlı dünya.
Mehmedi gördü. Bayiden helva - ekmek alıyordu. Yan -
na gitti. Mehmet arkadaşıydı. Sekiz senedir beraber çalışı-- |lardı. Mehmet iyiydi. A fi'i bir
selâni sarkıttı Mehmet. Apo bozulup duruyordu. Selâm ve
recek hali mi vardı?
İlk konuşan da Mehmet el
Apo, ne bu halin arkada-
Figen! Beni bırakamaz
sın. Olmaz. Yapamazsın bunu. Ülen Figen evlenecektik be. Alacaktım kız seni. Ah ülen
şoför nasıl kıydın Figeninıe. Nasıl yaptın bunu be. Ağaçlar
hep sıra sıra. Ağaçlar yürü- ypr şimdi. Sonra kargalar. Kar galar ağaçları yiyor. Kargalar
ordu ordu geliyorlar. Figen
kargalarla gitti. Kargalar kara kargalar Figenimi verin ba
na.Mehmet Apo ’nun ardından ye tişmeye çalışıyordu. Apo ke-
TUrk toplumu olarak
çıkça yeniden ilân
belirtmek isteriz ki, karşı
fin haklarına hürmetkarız saygı gösteririz ancak haklarımızı koru;
bunlara da ayni tar:
edilmesini arzularız.İt karşılıklı menfaa
göstererek yaşamak dur.
Sevgi'i Kardeşlerim,Atatürk inkilâp vc i
ne sadık, nabızları ri bu toprağın davı çarpan TUrkU, milli
ve milli mukadderatını mak ve yaşatmak gibi bir dava ile karşı
Kıbrıs’ ta huzur ve barış
de yaşamaktan başka
isabetli kararından dolayı da takdir ve tebrik etmiştir
ŞEMSİ K A Z IM ’IN
KONUŞM ASIEniştesinin ölümü ürerine
törene katılarmyan Türk Cema su olmıyan Kjbııs Türkü, bı at Meclisi Asbaşkanı Şemsi Kâzım ’m konuşmasını, Türk
Cemaat Meclisi Sosyal l-;ie- ı j Müfettişi okumuştur. Dr Şcm
si Kâzım bu konuşmada ay ıen
şunları söylemiştir :Sevgili Kardeşlerim,
Bugün, burada, Sindeli şehitlerimizi anmak, aziz hatıra
lan önünde tazimle eğilmek suretiyle onlara karşı şükran borcumuzu ödemek için top-
|şım. Sabah sabah selâmlar, al- jçileri kaçırıyordu. Apo gitmiş j ^ b u l u n u y o r u z K a d i r ş i . l e r ü z e r i n emaz oldun. Kim tosladı sana
Ap$ cevap vermedi. İçini
birşeyler sıkıyordu. Demirden
bir pençe.
— Konuş be abi. Allahasen konuş. Ben böyle görmedim
seni. Hiç görmedim. Anlat şu derdini. Çatlıyacağım merakım
dan. Hadi deyiver abicim.Apo boş gözlerle bakıyordu.
Görmeden bakıyordu. Figen.
tj elden- Uzaktan bir tren ge liyordu. Acı acıydı düdüğü. Apo trene doğru koşuyordu. |Figen madem ki vapuru kaçır
mıştı trenle ge'ecekti O halde Apo Figeni karşılıyacaktı. Ak
şam köfteciye gideceklerdi. Fi
|gen isterse sinemaya bile g i
derdi.j A z sonra ardı ge'miyen fer- |yatlar arasından vah zavallı jYazık oldu sözleri duyuluyor
Ah Figen, içinde öyle bir şey du. Teren gelmiş tren geçmh- var ki! Öyle acı ap acı birşey. ti Apoyla Figen beraberdiler
artık...Bir rüzgâr esti. Yanık bir
Kitap... Kitap...Türkiyenin en tanınmış yazarlarının, en son
yayınlanan romanları Kitabevimize vasıl o lmuş ve hemen satışa arzedilmiştlr.
H er 1QÇI Kuruşluk Kitap Y A L N IZ
50 MilYüzlerçe kitap abasında herhalde sizin ara
dığınız k a p la r da bulunmaktadır. A rzu ettiğiniz her kitap için derhal bize müracaat ediniz.
N İY A Z İ A H M E T U Z U N O G L U K İTA B E V İ
L E F K E
X**\ AJANS TÜRKİI Derpişi, Temmuz Sayısı Çıktı1 iç Ve Dış Olaylar! i| Sanat, Edebiyat, Turizmg Devlet Tiyatrnsunda Revü
Ankara ■ Ajans-Tiirk PK 109
Kıbrıs - Çardak Yayınevi Lefkoşa
Bir felâketi söylüyor sanki.
Uzakta fabrikanın işbaşı bo rusu öttü. Allah kahretsin e- ses ah annern annem türküsü-
dar sert olmuş ki, husule ge- mj; o aha beş dakika var ulan, jnü tutturmuştu. Bir kuş uçtu,len yaraya karşı yegâne pan- }nsaf ^e. Bayraklı iskeledeydi halâ.sıman olarak şimdi g e r ç e ğ in _____________________________________________________________ 1 1 ! _ _tahrifi yoluna gidiliyor. Çün
kü hakikatta Uluslararası Ça
lışma Teşkilâtı Konferansı,Türklerin müracaatını yersiî
j olmak hasebiyle müzakereyi (reddetmekle kalmamış, K ıbrs
{ta azınlığı teşkil eden Türk
sendikalarının, Kıbrıs’ı bunda?) böyle temsil ih tifa lin i de im kâr dışı etmiştir. Karşı tara
fın. şöv.enistleri bununla ikna olmazlarsa, hiç değilse Konfe elemek zahmetine katfansm-
rans.in resmi tutanaklarını in
lar,”,“ İktidar Safında İki Siyasi Parti Kuru'masına Doğru M AHİ gazetesi, yukarıdaki
iaşlık altında yayınladığı baş
yazıda, Rum milliyetçiler ara
sında bir. şiyasi parti kurulma konuşunu işlemekte, şöyle
denektedir.;
Şimdi öyle görünüyor ki,
kur.^laçak olaq siyaşi partiler
iki ^aneçlir. Partilerden biri lı beral prensiplere dayanan‘ bir
orta sınıf partisi o*acak ve memleketin politik hayatın-;
rehberlik etmek gayesini gü ı decektir. Diğer parti demok- I
ratik sosyalizm prensiplerine ı
sadık kalacaktır. Bu son parti, Kıbrıs’ta sağcı işçi ve çiftçi
j leri kendi safına çekmiye 'çalışacaktır, Partinin liderliği I
kollektif olacaktır. Böyle bir , partinin kurulması, sol tema \ yülü kimselerin Komünizm* I
koymasına mani olacaktır.” .
! Gazete yazısına şöyle son
vermektedir :i “Tarihin gerektiği ne ise,
olmalıdır. Hem de hiç vakit geçirmeden olmalıdır. Bu, za-
İmanın gerektirdiği en yüksek milli ihtiyaçtır. Halk ancak bu
(şekilde tam söz hakkına sa- hip olacak ve, hal ve istikbalini emanet edeceği kimseler
üzerinde murakabe yetkisini kullanabilecektir.” .
K A Y M A K L I H A L K IN A M ÜJDE
Lefkoşanın en tanınmış Yıldız Elbise Temizlem
Evi şimdi Kaymaklı’da bir şube açmış bulunmaktadır
Yıldız Temizleme Evi, her çeşit elbiseyi en iyi bit ‘.eklide ve en erken bir zamanda temizlemeği deruh
{e eder. ,, ,Yeni şubemizin adresi:
Cemil M . Gürler Dikimevi Küçüjt Kaymaklı.
nas Sinde halkının şehitlerinin aziz hatıralarını timsaHes tiren bu abidesi, Kıbrıs Türkü
nün bu topraklarda ebediyyen
varolma, ebediyen hür olma
azminin bir ifadesi olarak kalacak, gelecek nesillere vatan
ve bayrak uğrunda şerefle öl menin kutsallığım öğretecek
tir. Bu mukaddes abide önünden geçenler inan ve heyecan larını tazeliyecek, kudret ve hız o'acaklar, gönüllerini ve
kafalarım Türklük aşkı, Türk lük şuuru ile dolduracaklar,
bu toprağa, bu toprağın dava
larına sarsılmaz bir iman ve enerji ile sarılacaklardır. On
lar hasta yatağımda uzanarak ölmüşler, bir gül bahçesine gi
rer gibi, ölümlerin en u>vt, en 'şerefli olan şehitlik payesine erişmişlerdir. Ne mutlu onlara, ne mutlu bağrında beş ş<>
lıit yetiştiren Sindeli Türk a-
nalarma..Sevgili kardeşlerim,
Sinsi plân ve emeller peşinde koşanların gene bize karşı
i Lefkoşa Tüfk Avcılar Kulübünden :
A N A V A T A N G EZİSİ
1 Eylül, 1963 ^e yap ılacak Anavatan G e z i
sine iştirak edecek lerin listesi dolm uştur.
Bu arkadaşlar arasında pasaporta sahip o lm ıyan lar en erken b ir zam anda iki resim i!e b ir doğum şehadetnam esin } kulüp Sekreterine
iletm eleri rica olunur.ö n ce le r i iştirak etm ek arzusunda o l^p da i
sonradan kçndi şahsi im kânsızlık ları do layı-
s|yle iştirak edem iyen ler v e listç kapandıktan sonra iştirak etm ek arzusunu izhar eden üye
veyahu t üye o lm ıyan avç ı arkadaşların sayısı
30’u bulursa ayn i şartlar a ltında ik inci b ir g e
zinin tertip leneceğ i a lâkadarlara duyurulur.
Bu g e z iy e üye o lm ıyan avc ı arkadaşlarında iş
tirak leri mümkün olacaktır.
İk in c i g e z i için iştirak tarih in in son günii 31 T em m u z o lacaktır.
M üracaatlar kulüp Sekreterin e şahsen ya
p ılm alıd ır,
« Çahit H Ü S E Y İNSekreter
BAF KURTULUŞ LİSESİ
MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
Yaz tatilinin başlaması mü
nasebetiyle, okulumuz, 8 e în ı
muz 1963 — 25 Ağustos 19«3
tarihleri arasında sâdece Pazartesi günleri ö.e saat 9 —
1 2 ’ye kadar açık bulunacak- |tır.
O kulum uzla ilg ilj m üracapt
ların m ezkû r gün v e s a a t le r -
Jde yap ılm asın ın g e re k tiğ i i lg i
lilere sa y g ı ile d u yu ru lu r.
yumruklarını sıktıklarım görü yoruz. Türkü bu topraklardan hamla davalarımızı
[insanlık haklarından, nllrriyet bir şekilde savundı
ve haysiyetinden mahrum et- barrüz ettirmiştir.
mek için çalışmalara karşı u- Bu arada şehit ya' yanık olmalı, kafa ve gönülle bazı küçükler günün
|rimizi birleştirmeli, bütün
| maddi ve manevi gücümüzü
bir noktada toplamalıyız. Düş
(inanlarımızın sinsi emel ve
entrikalarına ancak bu suretUı
jsed çekecek, her tür'ü gayret
ve faaliyetlerine an bu suret
le mani olacağız. Biz Kıbrıs
belirten şiirler okulı'.uslî coşkunca alkışlanırıış^arüıt
GECENİN MÜSAMERESİ
Gece açık havada İlk 5j'! j ne “ On'ar Bizde Yaşad ko
a d l ı bir piyesi basanyle oy
mışlardır.
I lar,
topraklarda başı dik,
çık o'arak yaşamak ve kararındadır,
vet, hiçbir tahrik ve I
Anavatanın kendine çizdi*
bu nurlu yoldan ayrılmayaca I anlaşmalarda mukayyet inse-1 lık hak ve haysiyetinden fer I ğat ettirmiyecektir. Şu husuı I da ehemmiyetle belir
ki Türklüğün bu günkü vitll *ı ve geleceği sağlam temci
h akikatte ı
inşa edilmiştir
Türklük bu topraklarda ebt| diyen payidar olacak, Türk j
sancağı kuvvetli elliasla düşmiyecektir. hidimizdir ki bu topraklanıl daha çok çalışmak, birbirimiz |
daha çok sevmek suretiyle [
büyük ve asil mllte yık olmak azmimiz ve i
mız dün olduğu
de yarın da ruh gönüllerimize ilham ve I
veren bir kaynak
Türk Cemaatı bu yat mücadelesinde ka ve mutlaka muz
cakur.Hepinizi hürmet |
betle selâmlar, az mizin manevi huz şuyla, tazimle eğilir
Dr. Şemsi Kâzım’ın I masından sonra, Hail] Dahlemer, bir konuş
mış, 12 Temmuz 19 nın yürekilere dehşet r
sını çizmiş, buna i o'arak en küçük b.* I olmadığını tebarrü’i *
dünden ilham aldıj
■ ■ ■ ■ ■ ■ • ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ İ l I I > İ l i "
GÜNEŞ Sigorta Ltd. Sti,M A L V E C A N IN IZ IN K O R U Y U C U S U p V #
GÜNEŞ Sigorta jE M N İY E T T İR . G A R A N T İD İR SÜRATT
Moskova,13
lhyaile kot«ünis 1 ^ haftadan b, I «evam erm.ı..
Kıbrıs M üm essili :
C A N K A R D E Ş L E R LTD . ŞTÎ.50, Atatürk Meydanı, Lefkoşa. •*
5668 P. K. 885 Sübeler :
M A G U 3 A : O te İİo Seyahat Bürosu. T I 4481.
L A R N A K A : JET Seyahat Bürosu. T£L
2831, 3101, 3170 .BAF : 2310 .
J'PtNELls
TeNK1d
Ed‘UYOr
,n®. 13 ^
lafVUnan Adale
Di,t m L atl'st,
" 'ln,l«ır. Sin, b,raklla
lat‘n s a y , " S lır. yisı onE
C Aa""< Z K
ra’ya yi S|yasi r
MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKtARILMIŞTI