www.ahaber . anado lu .edu . t r HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI : 523 13 - 19 KASIM 2009

Ç‹ZG‹M‹ZAH/Atila Özer

‘İktisat birahlak bilimidir’

‘Anadolu,bir dünyaüniversitesihaline geldi’

‘Kadınayönelik şiddetgiderilmeli’

Kartal’ın filmifinale kaldı

� Üniversitemiz Stratejik Araştırma-lar Merkezi tarafından düzenlenen“İktisat, Akıl ve Ahlak” konulu konfe-ransa ünlü iktisatçı Ege Cansen ko-nuşmacı olarak katıldı. Kriz yönetimikonusunda iktisat bilgisinin geçmişegöre daha gelişmiş durumda olduğunubelirten Cansen, geçmişten çıkarılanderslerle bugün krizi daha iyi atlattığı-mızı söyledi. 3. SAYFADA

� Anadolu Üniversitesi İletişim BilimleriFakültesi ile Başbakanlık Kadının StatüsüGenel Müdürlüğü (KSGM) tarafından or-taklaşa düzenlenen “Toplumsal Cinsiyetve Medya Atölyesi”, 2-6 Kasım günleriarasında gerçekleştirildi. 5. SAYFADA

� İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,akademik ve idari personelin buluş-tuğu bir kahvaltı düzenledi. Kahval-tıya Anadolu Üniversitesi’nin temelinioluşturan Eskişehir İktisadi ve Ticariİlimler Akademisi’nin kurucusu Prof.Dr. Orhan Oğuz da katılarak anılarınıpaylaştı. 3. SAYFADA

Eskişehir yeniden Festivalle buluştu� Uluslararası Eskişehir Festivali, 15. kez sanatse-verlerle buluştu. Üniversitemiz her yıl olduğu gibiyine açılış konserine ev sahipliği yaptı.

� 7 Kasım günü Anadolu Üniversitesi Spor Salo-nu’nda gerçekleştirilen açılış konserinde Cumhur-başkanlığıSenfoniOrkestrasısahnealdı. 3.SAYFADA

� Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa KemalAtatürk, aramızdan ayrılışının 71. yılında tüm ülkede olduğu gibi üniver-sitemizde de düzenlenen bir dizi etkinlikle anıldı. 4. SAYFADA

� Güzel Sanatlar Enstitüsü Animas-yon Ana Sanat Dalı yüksek lisans öğ-rencisi Ayçe Kartal’ın “Malfunction”adlı animasyon filmi, Sitges FantastikFilmler Festivali’ne finale kalan 14filmden biri oldu. 5. SAYFADA

Sevil KÖSE

� Gönüllü Toplumsal Hizmetler Ku-lübü, Halis Toprak Çocuk Yuva-sı’ndaki kimsesiz çocukları ziyaretetti. Etkinlik, 25 kişilik öğrenci grubu

ile 8 Kasım günü gerçekleştirildi. Ço-cuklarla oyunlar oynayan ve yarış-malar yapan öğrenciler yuvadakiçocuklara renkli bir gün yaşattı.

Kulüp Başkanı Gamze Gökçe

Önder, etkinlikteki amaçlarının sev-giye, ilgiye ve şefkate ihtiyacı olan ço-cuklarla bir arada olmak ve onlarınbu ihtiyaçlarını az da olsa gidermekolduğunu söyledi.

Öğrencilerden kimsesiz çocuklara ziyaret

Eskişehir yeniden Festivalle buluştu

Özlemle anıyoruz...

Üniversitemizmatbaasında1 yılda basılankitap sayısı

Özlemle anıyoruz...

6.195.933

Foto

ğra

f:Ta

mer

Olc

ay

Ege Cansenüniversitemizinkonuğu oldu.

ANADOLU HABERTelefon: (222) 335 05 80 - 1790 Fax: (222) 330 74 40

e-mail: haber@anadolu.edu.trHaber Merkezi: (222) 33505 80 - 24 96 - 24 97

ISSN 1302-0005 Yayın Türü: Yerel süreli yayınAnadolu Üniversitesi Basımevi’nde 5000 adet basılmıştır.

Yıl: 11 Sayı: 523Bas›m tarihi: 13 Kasım 2009

Sahibi: Rektör Prof. Dr. Fevzi SÜRMELİGenel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. Ö. Zühtü ALTAN

Medya Merkezi Koordinatörü: Prof. Dr. A. Murat VURAL

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Doç. Dr. Erkan YÜKSELYayın Koordinatörü: Uzman Ufuk TOZELİKTasarım Grubu Koordinatörü: Burcu ÜÇOK

Editörler: Araş. Gör. Çağdaş CEYHAN,Araş. Gör. Pelin ÖGÜT, Araş. Gör. Onur BEKİROĞLU,

Murat TOPAL

Görsel Danışmanlar: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY,Öğr. Gör. Cemalettin YILDIZ

Cuma günleri yayımlanır.

A K A D E M İ K Ç A L I Ş M A L A R AnadoluHaberEditör: Araş. Gör. Çağdaş CEYHANTasarım: Mehmet DALYANOĞLU2

� 26-28 Ekim 2009 tarihleri arasında EuroMedBusiness Research Institute ile Salerno Üniver-sitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen 2. Euro-Med Yıllık Konferansına, hocam Prof. Dr.Yavuz Odabaşı ile birlikte hazırladığımız “Pa-zarlama Araştırmalarının Gerçekten ‘Pazar-lama Stratejisi Masasında bir Yeri Var mı’?Keşifsel bir Araştırma” adlı çalışmamızı sun-mak üzere katıldım. İtalya’nın güneybatı kıs-mında yer alan deniz kıyısındaki Salerno şehri,İtalya’nın Roma ve Floran-sa’dan sonra en fazla turistçeken bölgelerinden birisiolan antik Pompei kentineçok yakın bir mesafedebulunduğu için ben bu ef-sanevi antik şehri görmefırsatını kaçırmadım.

MS 79 yılında Vezüv ya-nardağının püskürmesi-nin yarattığı kül bulutlarıve lavların altında kalanPompei, o zamana dekRomalı zenginlerin din-lenme ve eğlence şehriy-miş. 1700’lerin başınakadar küller altında kal-mış olan şehir, bir köylü-nün toprağı kazarkenheykellerle karşılaşmasısonucunda başlatılankazılarla yavaş yavaşgün ışığına çıkarılmayabaşlanmış. Bugün şeh-rin büyük kısmının or-

taya çıkarılmış olduğu söyleniyor.Şehri gezerken gördüğünüz meyve bah-

çeleri, şarap ve meyve pazarları, sıra sıraevler ve konaklar, lokantalar, agoralar ile tanrılaradına yapılmış görkemli tapınaklar şehrin as-lında ne kadar zengin ve büyük olduğunu sizegösteriyor. Rivayete göre, şehrin Romalı zengin-ler tarafından dinleme ve eğlence amaçlı kulla-nılması, şehrin zenginliğini, debdebesini verefahını arttırmış, ama aynı zamanda sefahatinve zevkin sınırlarının aşılmasına neden olmuş.Hatta sefahatin ötesinde ahlaksızlığın inanılmazölçüde artması tanrıları dahi rahatsız etmiş,onlar da Pompei’de yaşayan insanları uyarmakve doğru yola sokmak için önce MS 63 yılında birdeprem yaratmışlar. Fakat bununla akıllanma-yan halkı cezalandırmak için gazaplarını Ve-züv’ün kül ve lavları ile yağdırdıkları da rivayetolunuyor.

Vezüv patladığında ne olduğunu anlamayanve çaresiz kalan şehir halkından kimileri günlük

işlerini yaparken, kimileri yataklarında yatar-

ken, kimileri sokaktayken yanardağın püskürt-tüğü kül ve taşların altında kalarak taşlaşmış.Tarih kitaplarında Vezüv’ün patlaması ve Pom-pei’nin küller ve lavlar altında kalması ile ilgili kı-sımlarla çoğumuzun karşılaştığını biliyorum,ama oraya gidip de yatarken taşlaşmış adamı yada caddede kalakalıp taşlaşmış köpeği görünceinsan aslında Pompei şehri halkının bir anlamdamahşeri yaşadığına inanıyor. Tanrıların gazabıhikâyesi gerçek olmasa da, Pompei’de olanlarıgördükten sonra insan Romalıların neden tanrı-ların gazabındankorktuk lar ın ıdaha iyi anlıyor.

İki gün sürenpatlamalar sonu-cunda yaklaşıkyedi metrelik kül,taş ve lav katmanıaltında kalan şehirbir daha asla eskigörkemine kavu-

şamamış. Şu andaki Pompei kasabası sevimli,küçük bir kasaba ancak sanırım eski günleri ilekarşılaştırılacak bir görkeme ya da zenginliğesahip görünmüyor. Ben Pompei ile ilgili izlenim-lerimi aktarırken sizlerin de bu şehrin en azın-dan bir kısmını görebilmeniz için kullandığımızgüzel fotoğraflar, hem kongreye birlikte katıldı-ğım hem de seyahatte birlikte olduğum sevgiliarkadaşım Araş. Gör. Feyza Kaya tarafından çe-kilmiştir. Kendisinin ellerine sağlık.

Araş.Gör.İçlemErSosyalBilimlerEnstitüsü

��ll�r �ltından �ıkan�uazzam ��hir� �omp�i

Antik Pompei’nin sokakları

Taşlaşmış köpek

Antik Pompei’deki restoranın ocakları ve restoranı

süslemek için yapılmış mozaik

.

��ll�r �ltından �ıkan�uazzam ��hir� �omp�i.

Yatağında yatarken taşlaşmış adam

H A B E RAnadoluHaberEditör: Araş. Gör. Onur BEKİROĞLU

Tasarım: Burcu ÜÇOK 3‘İktisatbir ahlakbilimidir’

Binalarda ısıyalıtımınadikkat!

Doç. Dr. Ertanuluslararasıdernektekiilk spor bilimci

Sevil KÖSE

� Mühendislik Mimarlık Fakültesi İn-şaat Mühendisliği Bölümü Araş. Gör.Kadir Kılınç, Türkiye’deki konutların yal-nızca yüzde 10’unda ısı yalıtımı kullanıl-dığını söyledi. 2000 yılı verilerine göreTürkiye’de 16 milyon 800 bin konutunbulunduğunu belirten Kılınç, “Bu ko-nutların sadece yüzde 10’unda ısı yalı-tımı kullanılıyor. Yüzde 13’ünde çiftcam ve yüzde 6’sında ise merkeziısıtma sistemi uygulanıyor. Gelişmiş ül-keler ile karşılaştırıldığında Türkiye’dekiyalıtımlı yapı oranı çok düşük” dedi.

Yapılara uygulanan ısı yalıtımı ileyüzde 50’den fazla enerji tasarrufununsağlanacağını vurgulayan Kılınç, “Yalıtıl-mış duvarlarda küflenme, lekelenme,sıva ve boyalarda kabarmalar oluşmaz.Odalar arasında sıcaklık farklılıkları ol-

madığı için sağlık prob-lemleri azalır. Yalıtımlıbinalardaki malzeme-ler korozyona uğra-maz. Yalıtımlı binalar

dolaylı olarakhavayı daha

az kirletir”diye ko-

nuştu.

Burcu DURMUŞOĞLU

� İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,5 Kasım günü akademik ve idari per-sonelin buluştuğu bir kahvaltı dü-zenledi. Anadolu Üniversitesi’nintemelini oluşturan Eskişehir İktisadive Ticari İlimler Akademisi’nin kuru-luş yıl dönümü dolayısıyla gerçekleş-tirilen kahvaltıya akademininkurucusu Prof. Dr. Orhan Oğuz ve eşiGüler Oğuz da katıldı.

Prof. Dr. Oğuz kahvaltıdan sonrabir derse katılarak İktisadi ve İdari Bi-

limler Fakültesi öğrencileriyle biraraya geldi.

Çok Gururluyum

Prof. Dr. Orhan Oğuz, 6 Kasım 1958tarihinde kurulan Anadolu Üniversi-tesi’nin şu anki durumuyla gururduyduğunu belirterek, “Bugün ço-cuklarımızla, torunlarımızla bir arayageldik, kahvaltı edip eski günleriandık. Ben fevkalede mutluyum. To-humu attığımız zamanın üzerinden52 yıl geçmiş. O zamanlar Eskişe-

hir’de bir tek profesör vardı ve üni-versitenin kuruluşu için de beni ça-ğırdılar. Ama tohumun yeşermesindebana yardımcı olan birçok arkadaşımoldu. Anadolu Üniversitesi artıkdünya üniversitesi konumunda.Gerek kurduğum gerekse geliştiğineşahit olduğum için çok mutluyum,çok gururluyum. Her kula nasipolmaz. Allah her Türk gencine böylehizmetler üretmeyi nasip etsin.Ancak böyle amaçlarımıza ulaşabilir,gelişebiliriz” dedi.

İİBF Dekanı Prof. Dr. Güneş Zeyti-noğlu ise kahvaltının ve ardındanProf. Dr. Orhan Oğuz tarafından veri-len dersin çok keyifli olduğunu söy-ledi. Prof. Dr. Zeytinoğlu, “Kurumolarak daima ileriye bakıyoruz. Ancakbu zamanlara nasıl gelindiğini aslaunutmadan yolumuza devam ediyo-ruz. Bu nedenle de emeği geçen her-kese gereken önemi vermeyeçalışıyoruz. Geçmişimizi unutmadanbüyümeye ve gelişmeye devam ede-ceğiz” diye konuştu.

Sevil KÖSE

� Anadolu Üniversitesi Stratejik Araş-tırmalar Merkezi tarafından düzenle-nen “İktisat, Akıl ve Ahlak” konulukonferansa konuşmacı olarak katılanEge Cansen, iktisadın bir ahlak bilimiolduğunu söyledi.

Kongre Merkezi Salon Anadolu’da 3Kasım günü gerçekleştirilen konfe-ransa Rektör Prof. Dr. Fevzi Sürmeli ilerektör yardımcıları Prof. Dr. Nezih Var-can ve Prof. Dr. Nüvit Gerek de katıldı.

İktisadın temeli hakkında bilgi verenCansen, ”Kriz dönemsel bir olay. Buişin başlangıcını anlayabilmek için ikti-sadın temelini anlamamız gerekiyor”dedi. İktisadın kendi kanunlarıyla işle-diğini ve kendisini içeren psişik, biyotikve fizik kümelerinin kanunlarına aykırıolamayacağını belirten Cansen, AdamSmith’in işbölümü kavramına değindi.İktisadın toplumsal bir olay olduğunukaydeden Cansen, “İktisat bir ahlak bi-limidir. Ahlak, toplumun fert üzerindekişisel menfaatlerini korurken toplu-mun menfaatlerini zedelemesin diyekoyduğu yasaklardır. İktisat da bireyseldavranışların toplumsal çıkarları zede-lememesini ister” diye konuştu.

Ege Cansen, kriz yönetimi konu-sunda iktisat bilgisinin geçmişe göredaha gelişmiş durumda olduğunu söy-ledi. Geçmişten çıkarılan derslerlebugün krizi daha iyi atlattığımızı ifadeeden Cansen, “Mesele toplumun ba-şına ne geldiği değildir. Onunla nasılbaş edebildiğidir. Başımıza gelenle başedebilmek bizim hünerimiz, aklımız veahlakımızdır” dedi.

Anadolu Üniversitesi’ni her gelişindedaha da gelişmiş olarak gördüğünü be-lirten Ege Cansen, üniversitenin gelişi-minin şehre de yansıdığını veEskişehir’in üniversite şehri haline gel-diğini sözlerine ekledi.

Çocuklardan doğaçlama cazFunda ÇELEN

� 15. Uluslararası Eskişehir Festivalikapsamında 9 Kasım günü SinemaAnadolu’da gerçekleştirilen etkinlikteçocuklar caz müziği eşliğinde doğaç-lama atölye çalışmalarına katıldı. Et-

kinlikte yaşları 12-14 arasında deği-şen ilköğretim öğrencileri yer aldı.

Ünlü caz sanatçısı Ayşe Tütüncüyönetmenliğinde gerçekleştirilen ça-lışmada öğrenciler sözcük ve ritim-lerle doğaçlamalar yaptı. Hiçbir

müzik eğitimi almamış çocuklardanoluşan gruptaki öğrenciler ilk öncekısa oyunlarla alıştırmalar, dahasonra ise müzik aleti veya müzik ol-madan, sözcükler ve ritmlerle çeşitligösteriler sergiledi.

Eskişehir yeniden festivalle buluştu

Araş. Gör.Kadir Kılınç

� Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu öğre-tim elemanı Doç. Dr. Hayri Ertan, 22-25Eylül günlerinde Avustralya’nın baş-kenti Kanberra’da gerçekleştirilen kong-rede International Association onComputer Science in Sport’un (IACSS -Uluslararası Bilgisayarda Spor BilimleriDerneği) Yönetim Kurulu’na seçildi.

Doç. Dr. Ertan, IACSS’nin sporda bilgi-sayar kullanımı ile ilgili çalışmalar yaptı-ğını belirterek, her iki yılda biruluslararası katılımlı sempozyumlar dü-zenlediğini söyledi. Sporda bilgisayarkullanımını, teknolojinin spor bilimle-rinde kullanılması olarak tanımlayanErtan, “Mesela sporcuların karşılaşmalariçerisinde kaç kilometre koştukları, nekadar enerji harcadıkları bilgisayar tek-nolojileri yardımıyla kolayca tespit edile-biliyor. Bu gelişmeler, yüksekfrekanslarda ölçüm yapan teknolojikaletler kullanılarak sağlanıyor” dedi.

Doç. Dr. Hayri Ertan, spor bilimleri ko-nusunda eğitim alıp bu dernekte yeralan ilk spor bilimci oldu. Ertan, “Dahasonraki yıllarda yapılacak kongreleri or-ganize etmek, diğer derneklerle iletişimkurmak, çalıştaylar, konferanslar vesempozyumlar düzenlemek, derneğinonline yayınladığı dergiye bilimsel katkı-larda bulunmak görevlerim arasında”diye konuştu

Doç. Dr. Ertan, 7th InternationalSymposium on Computer Science inSport’a (7. UluslararasıBilgisayarda Spor Bi-limleri Sempozyumu)katılarak sözlü bir bil-diri sundu ve yapılanseçim ile IACSS Yöne-tim Kurulu üyeli-ğineseçildi.

Şeyda Elif GÜVEN

� 15. Uluslararası Eskişehir Festi-vali, 7 Kasım günü Cumhurbaş-kanlığı Senfoni Orkestrası’nınverdiği konsere başladı. AnadoluÜniversitesi Spor Salonu’nda dü-zenlenen konsere Kültür ve Tu-rizm Bakanı Ertuğrul Günay baştaolmak üzere birçok bürokrat veEskişehirli sanatsever katıldı.

Teşekkür Plaketi

Açılış töreninde Kültür ve Tu-rizm Bakanı Ertuğrul Günay, Eski-şehir Büyükşehir BelediyeBaşkanı Yılmaz Büyükerşen veZeytinoğlu Eğitim, Bilim ve KültürVakfı Başkanı Yavuz Zeytinoğ-lu’nun yaptığı konuşmanların ar-

dından katkıda bulunan sponsor-lara teşekkür plaketleri verildi.

Daha sonra, Omri Hadari yö-netimindeki CumhurbaşkanlığıSenfoni Orkestrası iki Rus beste-cisi; Çaykovski ve Şostakoviç’ineserlerini seslendirirken, çello sa-natçısı Dorukhan Doruk da Çay-kovski’nin viyolonsel yapıtı olanRokoko Çeşitlemeleri’ni katılım-cılara sundu. Konserin ikinci bö-lümünde ise Dmitri Şostakoviç’in“Beşinci Senfon”si sanatsever-lerle buluştu.

Etkinliğe katılanlar arasındayer alan Anadolu ÜniversitesiRektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli,“Her yıl, bir önceki festivali arat-mayacak şekilde elimizden ge-

leni yapmanın mutluluğunu du-yuyoruz” dedi.

Toplam 23 Etkinlik

Uluslararası Eskişehir Festiva-li’nin, küçükten büyüğe herkesiçin bir şeyler barındıran bir fes-tival olduğunu kaydeden Prof.Dr. Sürmeli, bu durumun sürdü-rülebilirlik açısından önemli ol-duğunu söyledi.

15. Uluslararası Eskişehir Fes-tivali kapsamında, aralarındaklasik müzik, dans gösterileri vetiyatro oyunlarının da bulun-duğu 23 etkinlikte 400’ü aşkınyerli ve yabancı sanatçı 7-15Kasım tarihleri arasında sanatse-verlerle buluşuyor. Doç. Dr.

Hayri Ertan

İktisadi ve İdari BilimlerFakültesi’nde düzenlenen

kahvaltının ardındanProf. Dr. Orhan Oğuz

öğrencilerle bir araya geldi.

‘Anadolu’ bir dünyaüniversitesi oldu

Editör: Uzm. Ufuk TOZELİKTasarım: Bahadır AYHAN4 H A B E R

‘UnutulmuşDiyarlar’tanıtıldı

ÜNİVERSİTE İÇİNSON FIRSAT!

“Keşke, şu bölümde okuma şansımolabilseydi”, “Keşke, şöyle bir eğitimalabilseydim”, “ Keşke, işime ait bir dediplomam olsaydı”, “Keşke, tekrar üni-versiteye girebilseydim”, “Keşke, lisanseğitimimi tamamlayabilseydim”,“Keşke, dört yıllık bir fakülteden mezunolabilseydim” ve daha nice “keşke” de-diğiniz yükseköğretime ilişkin sözünüzvarsa, bu yazıyı dikkatle okuyun…

Yalnızca “keşke” diyenler için değil;Türk yüksek öğretim sistemi için “uzak-tan öğretim” başlı başına bir fırsat. Heryaştan, her meslekten, her koşuldanyükseköğretim almak isteyen herkesAnadolu Üniversitesi öğrencisi olarak“üniversite” şansını yakalayabilir. Dün-yanın ikinci büyük uzaktan eğitimi sis-temi için bu yılki son çağrı geçtiğimizgünlerde yapıldı.

İki ya da dört yıllık örgün, herhangibir yükseköğretim programlarında ka-yıtlı ya da çoktan mezun olmuş olan öğ-renciler…

Herhangi bir (iki yıllık) ön lisans prog-ramından mezun olup, “uygun” alan-larda “dikey geçiş” yaparaköğrenimlerini (dört yıla) tamamlamakisteyenler…

Dört yıllık eğitimlerinden (iki yıllık) önlisans diploması alarak ayrılmış olan-lar...

Bu çağrı sizler için…Eğer; Felsefe, Sosyoloji, Türk Dili ve

Edebiyatı, Kamu Yönetimi, Maliye,Uluslararası İlişkiler, İşletme, İktisat,Konaklama İşletmeciliği, Çalışma Eko-nomisi ve Endüstri İlişkileri lisans prog-ramlarında öğrenim görmekisterseniz…

Eğer; Medya ve İletişim (YerelMedya), Radyo ve Televizyon Program-cılığı, Fotoğrafçılık ve Kameramanlık,Marka İletişimi, Halkla İlişkiler ve Tanı-tım, Bankacılık ve Sigortacılık, Büro Yö-netimi ve Sekreterlik, Dış Ticaret,Elektrik Enerjisi Üretim, İletim ve Dağı-tım, Emlak ve Emlak Yönetimi, Ev İda-resi, İnsan Kaynakları Yönetimi,Laborant ve Veteriner Sağlık Önlisans,Lojistik, Menkul Kıymetler ve SermayePiyasası, Perakende Satış ve MağazaYönetimi, Sağlık Kurumları İşletmeci-liği, Sosyal Bilimler, Sosyal Hizmetler,Yerel Yönetimler, Spor Yönetimi, TarımÖnlisans ve burada sayamadığım diğerön lisans programlarından mezunolmak isterseniz…

Tekrar ÖSS’ye girmeden Açıköğre-tim, İktisat ya da İşletme FakültelerininÖn Lisans ya da Lisans programların-dan herhangi birine bilgisayarınızın ba-şında, herhangi bir yere gitmeden,internet üzerinden başvuru yapabilir veardından size en yakın AÖF Bürosu’ndakayıt işlemlerinizi tamamlayabilirsiniz.

Bir parantez açıp belirteyim: Şu andayerel medyada görev alan ve haberci-likle ilgilenen kim varsa onlara, Medyave İletişim programını seçmelerini tav-siye ediyorum. Programın ders kitapla-rının oldukça iddialı olduğunu veiletişim fakültelerinin de yakında –yeniaçılmış olan- bu programın kitaplarınıkullanacağına inandığımı söyleyeyim…

Programlarla ilgili daha ayrıntılı bilgiedinmek için Anadolu Üniversitesi’ninweb sitesinde duyurular bölümüne ba-kabilirsiniz (http://aofkayit.anado-lu.edu.tr).

Başvuru için son tarih: 25 Kasım2009.

Üniversite için bu “son şansı” kaçır-mayın, “keşke” diye hayıflanmayın!

Bu çağrı sizin için…

Kerem KOSOVA

� Türkiye Cumhuriyeti’nin kuru-cusu Ulu Önder Mustafa Kemal Ata-türk ölümünün 71. yılındaüniversitemizde törenlerle anıldı.10 Kasım günü saat 9.05’te AnadoluÜniversitesi Atatürk Anıtı’na çelenkkonulması ve saygı duruşu ile baş-layan tören, Atatürk Kültür ve SanatMerkezi’nde düzenlenen etkinlik-lerle devam etti.

Anadolu Üniversitesi Senfoni Or-kestrası (ASO) ve Çok Sesli GençlikKorosu’nun İstiklal Marşı’nı seslen-dirmesi ile başlayan törende, ŞefBurak Tüzün yönetimindeki ASO,

ünlü Rus besteci Georgy Sviridov’unKar Fırtınası adlı eserinden üç bö-lümü seslendirdi.

Törenin son bölümünde, ŞefGülsevin Doğanay yönetimindeki

Anadolu Üniversitesi Opera Anasa-nat Dalı Çok Sesli Gençlik Korosu,besteci Muammer Sun’un düzen-lemesini yaptığı İzmir Marşı’nı ses-lendirdi.

Minnet ve özlemle andık

‘Kültür deulusa aitolmalı’

Kampanya destek bekliyor

� 10 Kasım Atatürk’ü Anma Törenikapsamında Devlet Konservatuvarı öğ-retim üyesi Prof. Bülent Alaner, “Ata-türk Devrimlerinin Türk Müzik KültürüÜzerindeki Etkileri” konulu bir konfe-rans verdi. Prof. Alaner, “Türk ulusu-nun günümüzde ve gelecekte tambağımsızlığa, huzura ve refaha sahip ol-ması, aklın ve bilimin öncülüğündeTürk kültürünün çağdaş uygarlık düze-yine çıkarılması amacıyla temel esasla-rın Büyük Önder tarafından belirlenengerçekçi fikir ve ilkelere Atatürkçü dü-şünce sistemi adını veririz” dedi. Bü-lent Alaner, bu sistem içinde üç anagörevin tam bağımsızlık, ulusal ege-menlik, birlik ve beraberlik olduğunusöyledi.

Ulusal egemenliğin olmadığı yanidevlet yönetimlerinin belirli zümrelerinya da kişilerin eline geçtiği dönemlerdekültürden de söz etmenin mümkün ol-madığını kaydeden Prof. Alaner, ulusalegemenliğin ulusu oluşturan insanlaraait olması gibi kültürün de ulusa ait ol-ması gerektiğini vurguladı.

Kültürün gelecek nesillere iletilme-sinde çağdaşlığın olmazsa olmaz birnokta olduğunu ifade eden Alaner,“Büyük önderin muasır medeniyetkavramı çağdaşlığı anlatmaktadır. Çağ-daşlık ise akıl, bilim ve sanatın bir bileş-kesidir. Genelden özele doğruindiğimizde ise kültürün çok önemlibir bölümünü oluşturan müzik kültürükarşımıza çıkar” diye konuştu.

Türk müzik kültürü dendiğinde bin-lerce yıllık geçmiş ve çok büyük bir coğ-rafyanın karşımıza çıktığını kaydeden

Prof. Alaner, bu uzungeçmiş ve büyük coğ-rafya içerisinde ise

halk müziğinin vedivan müziğinin ta-

rihsel kültürü oluş-turduğunu sözlerine

ekledi.

Gökhan YILMAZ

� Karikatür Kulübü tarafından herhafta düzelenen ve karikatür sana-tına gönül verenleri bir araya geti-ren “Çizim Günü”nün bir yenisi 6Kasım günü kulüp odasında ger-çekleştirildi.

Kulüp Başkanı Gonca Çetinkaya,ortalama 20 kişinin katıldığı etkin-likte yaklaşık 5 saat çalıştıklarınıifade ederek, çizimlerin konusunubirlikte bulduklarını söyledi.

Kulüp üyesi ve Kimya Bölümü 3.sınıf öğrencisi Emre Erdoğan da ge-nelde karikatüre ilgisi olan kişileringeldiğini ve geçen yıla oranla katı-lımın bir hayli fazla olduğunu ifadeetti. Çizim günlerine ikinci kez ka-tıldığını kaydeden Endüstri Mü-hendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencisiIşıl Ekimeri ise çizim günlerininkendilerine büyük katkı sağladığınıve çizimlerini geliştirmelerine yar-dımcı olduğunu söyledi.

Karikatür Kulübü’nden çizim günleri

� Çağdaş Eğitim Kulübü tarafındandüzenlenen “Umudumuz Kitap2010’’ adlı proje sayesinde kitap ihti-yacı olan il, ilçe ve köy ilköğretimokullarına kitap yardımı yapılıyor.

ÇağdaşEğitimKulübüBaşkanıRa-mazan Karatepe etkinliğin geçtiği-miz yıllarda değişik isimler adındayapıldığını belirterek, “Kampanya-mız Ekim ayı ortasında başladı veMayıs’a kadar devam edecek. Kam-

panya ile kitap yardımı yaptığımızokullardakütüphanelervekitaplıklaroluşturuyoruz. Örnek olarak MersinAnamur’dabirköyokulundakütüp-hane kurduk. Ayrıca Trabzon’da‘Okuyan Şehir’ adlı kampanyayakitap yardımı yaptık. Bu tür etkinlik-leri Antalya ve İzmir’de de gerçekleş-tirdik” diye konuştu.

Karatepe, kampanya için yardımbeklediklerini sözlerine ekledi.

Prof. BülentAlaner

Karikatüre gönülveren öğrenciler,her hafta çizimgününde biraraya geliyor.

Karikatür Kulübü’ndenEmre Erdoğan

Anadolu Haber içinde bir çizim yaptı.

Neslihan KİRPİKLİ

� Bilgi ve Zeka Oyunları Kulübü, 6Kasım günü Öğrenci Merkezi’ndekikulüp odasında “Unutulmuş Diyarlar”adlı masaüstü oyunun tanıtımını ger-çekleştirdi. Kulübün kurucularındanGökhan Akdeniz, “Unutulmuş Diyar-lar” oyunu ile ilgili bilgi verdi.

Kulüp Başkanı Hakan Utku Öztürkde rol yapma oyunlarında popülerolan kurgu dünyalarını hemen herhafta Cuma günleri toplanarak kulüpüyelerine tanıttıklarını söyledi. Çalış-malarında bir masanın etrafında oyunyöneticisinin yazdığı senaryoyu ha-yata geçirmeye çalıştıklarını belirtenÖztürk, rol yapma oyunlarının bir çeşithayat simülasyonu olup çok farklıdünyalarda geçebileceğini ifade etti.

Funda ÇELEN / Burcu DURMUŞOĞLU

� İletişim Bilimleri Fakültesi ile Başba-kanlık Kadının Statüsü Genel Müdür-lüğü (KSGM)’nün ortaklaşa düzenlediği“Toplumsal Cinsiyet ve Medya Atöl-yesi”, 2-6 Kasım günleri arasında ger-çekleştirildi.

İletişim Bilimleri Fakültesi Mavi Sa-lon’da düzenlenen eğitimin ilk iki gü-nünde alanında uzman isimlertarafından eğitim ve seminerler verilir-ken, son üç günde öğrenciler gruplaraayrılarak toplumsal cinsiyet konu-sunda atölye çalışmaları yapıldı. Etkin-liğe, Türkiye’nin faklı üniversitelerindeniletişim öğrenimi gören öğrenciler ka-tıldı. Atölye çalışmalarının sonunda öğ-renciler, üretilen medya ürünlerinisundu.

Amaç Duyarlılığı Artırmak

Etkinliğin açılış konuşmasını yapanİletişim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Nejdet Atabek, organizasyonu dü-zenleyen KSGM çalışanlarına ve etkin-liğe katılan üniversite öğrencilerineteşekkür etti. Prof. Dr. Atabek, etkinliğinamacının kadına yönelik şiddet ve uy-gulanan ayrımcılığın giderilmesi konu-sunda duyarlılığı daha da artırmakolduğunu söyledi.

KSGM İletişim, Dokümantasyon veYayın Daire Başkanı Naci Yıldırım dakadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığıntüm dünyada olduğunu ve özellikle ül-kemizde ciddi bir boyuta ulaştığınıifade etti. Bu durumun önemli birsorun olduğunu belirten Yıldırım, ka-

dına yönelik şiddet konusunda yapılanyasal düzenlemelerin ve idari tedbirle-rin yetersiz kaldığını, bu yüzden soru-nun ancak toplumun bir araya gelmesive mücadele etmesi ile çözülebileceğinikaydetti.

Başbakanlık Kadının Statüsü GenelMüdürlüğü’nden Satı Atakul Özcan daatölye çalışmalarının tanıtımını ve

daha önce yaptıkları “Toplumsal Cinsi-yet ve Medya Atölyesi” çalışmalarınıgörsel kaynaklarla öğrencilere sundu.Kadının Statüsü Genel Müdürlü-ğü’nden Müge Toker ise KSGM’nin ta-nıtımını ve “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”konusundaki kurumsal ve uluslararasıgelişmeleri içeren bir sunum gerçekleş-tirdi. Bu alanda çalışmalar yürüten pek

çok kurumun olduğunu belirten Toker,bu kurumlardan üniversiteler, kamukurum-kuruluşları ve yerel yönetimlerile birlikte çalışmalar yürüttüklerinisöyledi. Toker, genel müdürlüğünamacının kadının insan haklarının ko-runması ve geliştirilmesi, kadınlarınsosyal, ekonomik ve siyasal yaşamdakikonumlarının güçlendirilmesi, kadınla-rın hak, fırsat ve imkanlardan eşit birşekilde yararlanmasının sağlanması ol-duğunu sözlerine ekledi.

Atölye Çalışmaları

“Toplumsal Cinsiyet ve Medya Atöl-yesi”, 6 Kasım günü atölye çalışmalarıkapsamında öğrencilerin reklam, fo-toğraf, gazete, televizyon ve radyo dal-larında oluşturdukları çeşitli ürünlerisunmasının ardından sona erdi. Su-numların ardından öğrencilere katılımbelgeleri verildi.

İletişimBilimleri Fakültesi Dekan Yar-dımcısı Doç. Dr. Mine Oyman, emeğigeçen herkese teşekkür etti. Manidarbir etkinliğe gönülden ev sahipliği yap-tıklarını belirten Doç. Dr. Oyman, “Buçalışma geleceğin iletişimcileri olangenç arkadaşlarımız için toplumsalcinsiyet eşitsizliği ve kadının eşitsizliğikonusunda bilinç kazandırmaya yö-nelikti. Hem eğitim hem de üretimprogramı olarak tasarlanmıştı. Yapılançalışmalar, bu bilincin ve farkındalığınkazandırılmasında oldukça büyükkatkı yaptı. İşin güzel tarafı bu güzel ça-lışmalara baktıkça umut doldum. Tümöğrencileri tebrik ediyorum” dedi.

H A B E R Editör: Araş. Gör. Onur BEKİROĞLUTasarım: Burcu ÜÇOK 5AnadoluHaber

BİLİM ve TEKNOLOJİSezin IŞIK ‘Kadına yönelik şiddet giderilmeli’

‘Bugünkü TelefonlarÇok Karmaşık’

� Cep telefonunun mucidi AmerikalıMartin Cooper, birçok uygulama veözelliğe sahip bugünkü cep telefonları-nın çok karmaşık olduğunu söyledi.Motorola şirketinde mühendis olarakçalışırken 1973'te ilk cep telefonunugeliştiren Martin Cooper (80), Mad-rid'de düzenlenen kişisel bilgiler veözel hayatın korunması konulu konfe-ransta, "Her türlü şeyi yapan evrenselbir cihaz geliştirildiğinde, bu cihaz birşeyi düzgün yapamıyor" dedi.

Merkürle 3. Buluşma� Amerikan Havacılık ve Uzay Daire-si'nin (NASA) açıklamasına göre, Mes-senger uzay aracının Merkür'e Ocak veEkim 2008'deki iki ziyareti ile gizemligezegenin yüzde 98'i tamamen göz-lendi ve fotoğraflandı. Merkür'ün ince-lenmedik sadece kutupları kaldı.Messenger'ın 2011'de Merkür'ün yö-rüngesine kalıcı olarak girmesindensonra bu bölgeleri de incelemesi bekle-niyor.

Umudun Karanlık Yüzü

� Ciddi hastalığı olanların umudunukaybetmesinin, aslında onları dahamutlu yapabildiği bildirildi. Araştırma-cılar, bu tür hasta-lara umut vermeninonları daha çok dep-resyona soktuğunubelirtiyor. Daily Teleg-raph'taki habere göre,hastalıklarıyla ilgili sürekli iyileşmeumudu içinde olanlar, hastalıklarını ka-bullenip hayatlarını bu şekilde sürdü-renlerden daha acınası durumdaoluyor.

En Çok GörülenPc Virüsü: Confıcker

� Bilgisayar kullanıcılarının bir dönemkabusu haline gelen tehlikeli Confickervirüsünün, dünya çapında hâlâ en çokgörülen kötü amaçlı yazılım olduğuaçıklandı. Eset yazılım firmasının

Dünya Tehdit Raporu'ndanderlenen bilgilere göre

dünya çapında en çokgörülen kötü amaçlıyazılımın, yüzde 8,85ile Conficker olduğu

belirlendi.

‘Türkçe’demodernizminkullanımındasorunlar var’

Mehmet Demirkan DEMİRKAYA

� Üniversitemiz Amerikan Futbol Ta-kımı Anadolu Rangers, 24 Ekim günüoyuncu seçmelerini gerçekleştirdi. İkiEylül Kampusü şenlik alanında yapı-

lan seçmelere yaklaşık 40 kişi katıldı.Adaylar dayanıklılık, kondisyon, el veayak organizasyonu gibi konulardahareketler gerçekleştirerek takımınüyesi olmak için ter döktü.

Anadolu Rangers’a yeni oyuncular

Duygu KEÇELİ

� Galatasaray Üniversitesi öğretimüyesi Doç. Dr. Besim Fatih Dellaloğlu,modernizmin belli bir felsefenin etkisisonucunda din dışı, laik, hayran olunandeğerler kümesinin adı olarak tanım-landığını söyledi. Dellaloğlu, EdebiyatKulübü tarafından 23 Ekim günü Za-kine Çelik Öztürk Konferans Salonu’ndadüzenlenen konferansa konuşmacı ola-rak katıldı.

Modernizm kavramı, anlam açısın-dan karmaşık ve aynı zamanda ciddiideolojik yükler taşıyor. Dellaloğlu, “Kav-ramın Türkçe’de kullanılışında ciddiproblemler olduğu düşünüyorum. Buçoğul anlamlılık yüzünden herkes, kav-ramı kendi bakış açısı ve hayat tarzınagöre algılıyor” dedi.

Modern kavramına Türkçede 15-20yıl öncesine kadar bazı kesimler tarafın-dan pozitif, bazı kesimler tarafından danegatif bir anlam yüklendiğini belirtenDellaloğlu, modernizmin çağdaşlaşma,münhasırlaşma gibi çeşitli formları ol-duğunu ifade etti. Dellaloğlu, 1980’lerekadar devam eden bualgılayış sürecindefarklı yaklaşımlarınortak noktasının,Türklerin modernizmi,Batılılaşma öyküsüolarak algıla-ması oldu-ğunusöyledi.

Seçmelere katılanlar takımagirmek için mücadele etti.

Doç. Dr.Besim Fatih Dellaloğlu

Neslihan KİRPİKLİ

� Bu yıl 42’ncisi gerçekleştirilen SitgesFantastik Filmler Festivali, 2-12 Ekimtarihleri arasında İspanya’nın Sit-ges bölgesinde düzenlendi. Kısametraj filmkategorisindefinalekal-maya hak kazanan 14 filmden biride Anadolu Üniversitesi Güzel Sa-natlar Enstitüsü Animasyon AnaSanat Dalı yüksek lisans öğrencisiAyçe Kartal’ın filmi “Malfunction”oldu.

“Malfunction” iki–üç boyutlu ani-masyon teknikleri ile gerekli yer-lerde kolaj tekniklerinin bir aradakullanıldığı 8 dakikalık bir animas-yon filmi. Filmin tüm yapım aşaması

ise Kartal’a ait. Film insanlık dene-yimi yaşamak durumunda kalan birkarakterin hikâye-

sini konu alıyor.Kartal’ın yüksek lisans tezinin uy-

gulama projesi olan film, bu yıliçinde yaklaşık olarak 70 festi-vale gönderildi ve bunlardan18’ine kabul edildi. Kartal,“Malfuction” ile 42. FantastikFilmler Festivali’ne kabuledilme gururunu hem kendiadına hem de Türkiye adınayaşadığını söyledi. İleridekiprojeleri hakkında da bilgiveren Ayçe Kartal, Türkiye’dedaha önceden hiç yapılma-mış olan uzun metraj ani-masyon filminin hazırlıklarıiçinde olduğunu belirtti.

Ayçe Kartal’ın filmi festivalde finale kaldı

Etkinliğe katılanöğrencilere “katılımbelgesi” verildi.

AnadoluHaberEditör: Murat TOPALTasarım: Mehmet DALYANOĞLU6 K Ü L T Ü R - S A N A T

2211 KKAASSIIMM / Cumartesi

"UluslararasıBir Proje Nasıl Yapılır?" o Eğitim Fakültesi 0 09:00-18:00(22 Kasım’a kadar sürecek)

AEGEE Eskişehir

"Scapın'ın Dolapları"o Sinema Anadolu 0 18:00Tiyatro Kulübü-Tiyatro Poetika

Erasmus Kulübü Genel Kurul Toplantısıo Kongre Merkezi Salon Anadolu 0 17:00(22 Kasım’a kadar sürecek)

Erasmus Kulübü

“Topluca” Abidin DİNO ResimSergisi o Çağdaş Sanatlar Müzesi 0 09:00 - 17:30(21 Kasım’a kadar sürecek)

Güzel Sanatlar Fakültesi

Orhan DOĞU Karikatür Sergisio Eğitim Karikatürleri Müzesi 0 09:00 - 18:00(4 Aralık’a kadar sürecek)

Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi

2222 KKAASSIIMM / Pazar

Icep World Yurtdışı Sertifikalı Eğitim Programıo Kongre Merkezi Kırmızı Salon 0 09:30-16:30(22 Kasım’a kadar sürecek)

Icep World Yurtdışı Eğitim

"Umudumuz Kitaplar 2010" Kitap Toplama Kampanyasıo Öğrenci Merkezi Çağdaş EğitimKulübü 0 09:00 - 18:00(30 Mayıs’a kadar sürecek)

Çağdaş Eğitim Kulübü

Seviye Belirleme Kursu Takviye Eğitimio Ali Rıza Efendi İlköğretim Okuluve Yavuz Selim İlköğretim Okulu 0 09:00 - 18:00(30 Mayıs’a kadar sürecek)

Çağdaş Eğitim Kulübü

15. Uluslararası Eskişehir Festivalio Yunusemre Kampusü Tüm Salonlar 0 09:00 - 18:00(15 Kasım’a kadar sürecek)

Zeytinoğlu Vakfı

Basketbol Turnuvasıo Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Çok Amaçlı Salon 0 17:00(15 Aralık’a kadar sürecek)

Yapı Kulübü

1133 KKAASSIIMM / Cuma

1199 KKAASSIIMM / Perşembe

Bilgi ve Zeka Oyunları Kulübü"Dünya Tanıtımı: World of Darkness - Changeling"o Öğrenci Merkezi, Bilgi ve ZekaOyunları Kulübü Odası Tüm Salonlar 0 18:00-20:00Bilgi ve Zeka Oyunları Kulübü

Dünya Felsefe Günü o Kongre Merkezi Kırmızı Salon 0 09:30Edebiyat Fakültesi ve FelsefeKulübü

Genç Pazar Açılışo Çevre Sorunları Uygulama veAraştırma Merkezi009:00-17:00Teknopark

1177 KKAASSIIMM / Salı

Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunlarının UygulanmasıEsasları Eğitimio Kongre Merkezi Mavi Salon 0 09:00- 18:00(18 Kasım’a kadar sürecek)

Kamu İhale Kurumu DaireBaşkanlığı

Karikatür Kulübü Çizim Günüo Kulüp Odası 0 18:00-21:00Karikatür Kulübü

2200 KKAASSIIMM / Cuma

Müzik Klübü "Elektro Gitar Anatomisi ve Modifikasyonları"o Kongre Merkezi Kırmızı Salon0 16:00-18:00Müzik Klübü

1188 KKAASSIIMM / Çarşamba

Sınıf Konserio Salon 2003 0 19:00Devlet Konservatuvarı

Edebiyat Kulübü Konferans "Beat Generation"o Kongre Merkezi Mavi Salon 0 15:30-17:30Edebiyat Kulübü

Klasik Müzik Konseri Barok Haftasıo Atatürk Kültür ve Sanat MerkeziOpera ve Bale Salonu 0 20:00Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası

Keman, viyolensel ve piyano bir aradaKeman, viyolensel ve piyano bir arada

Hava TOPRAK

� Anadolu Üniversitesi Karikatür Sana-tını Araştırma ve Uygulama Merkezi ta-rafından düzenlenen Karikatürist OrhanDoğu’nun Karikatür Sergisi, sanatçınınkatılımıyla 4 Kasım günü Eğitim Karika-türleri Müzesi’nde açıldı. Serginin açılı-şına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. ÖmerZühtü Altan ve Odunpazarı Be-lediye Başkanı Burhan Sakallıda katıldı.

Prof. Dr. Ömer Zühtü Altan,Orhan Doğu gibi değerli bir kari-katür sanatçısının eserlerine evsahipliği yapmaktan dolayı onurduyduğunu söyledi. Prof. Dr.Altan, Doğu’nun çok sabırlı bir ka-rikatürist olduğunu eserlerine ba-kınca anladığını ve sanatçının incedetaylara çok emek verdiğini ifadeetti. Prof. Dr. Ömer Zühtü Altan konuş-masının ardından Orhan Doğu’ya te-şekkür belgesi verdi.

Orhan Doğu da “77 yaşındayım. Ha-

yatımdailk defa ki-şisel birsergi açıyo-rum. Uma-rım ikincive üçüncü-sünü

de açmak kısmet olur” dedi. Eserlerinde her tür konuyu işlediğini

belirten Doğu, “Bir karikatürcü politika-dan, spordan, tıptan aklınıza gelebilecekher türlü konudan anlamalıdır. Bu yüz-

den benim eserlerimde iki dilenci de var,iki tane masal kahramanı da var, her ko-nuyu temsil eden şeyleri çiziyorum” diyekonuştu. Tarzının belli bir konuya yöne-lik olmadığını kaydeden Doğu, “Eğer çiz-mek isterseniz her konudan karikatürçıkabilir” diyerek sözlerini tamamladı.

Odunpazarı Belediye Başkanı BurhanSakallı ise Atatürk’ün “Sanatsız kalan birtoplumun hayat damarlarından biri kop-muş demektir” sözünün önemine dikkatçekti.

Sergi, 4 Aralık’a kadar Eğitim Karika-türleri Müzesi’nde sergilenecek.

Nilüfer KUTLU

� Anadolu Üniversitesi Senfoni Or-kestrası (ASO), Mersin ÜniversitesiAkademik Oda Orkestrası ve UludağÜniversitesi Devlet KonservatuvarıAkademik Oda Orkestrası tarafındandüzenlenen konserlerin ilki, 23 Ekimgünü Atatürk Kültür ve Sanat Mer-kezi Opera ve Bale Salonu’nda ger-çekleştirildi.

Orkestra şefliğini, Anadolu Üni-versitesi Devlet Konservatuarı Ata-türk Müzik Araştırmaları Merkezi

Öğr. Gör. Burak Tüzün’ün üstlendiği,keman sanatçısı Işın Çakmakçıoğlu,viyolonsel sanatçısı Münif Akalın vepiyano sanatçısı Can Çoker'in solistolarak sahne aldığı konserin ilk bö-lümünde Ludwig van Beethoven’in“Allegro”, “Largo” ve “Rondo alla Po-lacca” eserlerine yer verildi. Konse-rin ikinci bölümünde ise AramHaçaturyan’ın “Nymphs’in Dansı”,“Aegina ve Bachanalia”, Crotal-mus’un Dansı”, “Spartacus vePhrygia’nın Adagiosu”, “Korsanların

Dansı” ve “Gaditanae’nin Dansı-Spartacüs’ün Zaferi” eserleri dinleyi-cilere keyifli anlar yaşattı.

Salonu dolduran dinleyiciler tara-fından ayakta alkışlan konserin so-nunda Burak Tüzün, IşınÇakmakçıoğlu, Münif Akalın ve CanÇoker’e çiçekleri takdim edildi. 26Ekim günü Adana Sabancı KültürMerkezi’nde devam eden konserler,27 Ekim günü Mersin Prof. Dr. UğurOral Kültür Merkezi’nde düzenlenenkonserle son buldu.

Simge AKSU/Nilüfer KUTLU

� Anadolu Üniversitesi Devlet Konserva-tuvarı’nın düzenlediği “Besteciler KuşağıMuhiddin Dürrüoğlu” Oda Müziği Kon-seri, 3 Kasım’da Salon 2003’te gerçekleş-tirildi. Konserde, piyanoda MuhiddinDürrüoğlu ve İris Şentürker, kemandaOrhan Ahıskal, arpta Beste Toparlak veklarnette Öykü Karadağ yer aldı. 5 Kasımgünü Atatürk Kültür ve Sanat MerkeziOpera ve Bale Salonu’nda düzenlenenkonserde ise Muhiddin Dürrüoğlu ve İrisŞentürker aynı piyanoyu paylaştı. Konse-rin şefliğini ise Arif Dadaşev yaptı.

Piyanist ve besteci Muhiddin Dürrü-oğlu, 1992’den beri eğitim verdiği Brük-sel Kraliyet Konservatuvarı’nda şu andaoda müziği profesörü olarak görev yap-maktadır.

Besteciler Kuşağı’nda Muhiddin Dürrüoğlu

Her konudan karikatür çıkabilirHer konudan karikatür çıkabilir

Devlet Konservatuvarı’nın düzenlediği

Besteciler Kuşağı’nda piyanist ve besteci

Muhiddin Dürrüoğlu yer aldı.

B İ R İ M L E R İ M İ ZAnadoluHaber

Yard. Doç. Dr. Arzu ArıkanEğitim Fakültesi

� Hayat felsefenizi hangi sloganözetler?- Boyun eğen kadınlar tarih yaza-maz.

� Şu an nerede olmak isterdiniz?- Deniz kenarında.

� Sizi en çok ne heyecanlandırır?- Adaletin yerini bulması.� Sizi en çok ne kızdırır? - Haksızlık ve sorumsuzluk.

� Yapmak isteyip de yapamadığınızhayaliniz?- Fotoğrafla uğraşmak.

� Hangi doğal yeteneğe sahipolmak isterdiniz? - Zihin okuma .

� Kahramanınız kimdir? - Annem.

� Tarihte kim olmak isterdiniz? - Atatürk.

� Kaç farklı ülkeyi gördünüz?- Beş.

� En son hangi ülkeye/şehre gittiniz?- Ankara.

� Sizce hayattaki en önemli şeynedir? - Sağlık.

� Kaybetmekten korktuğunuz şeynedir? - Umut.

� Evli misiniz? - Hayır.

� Şu anda hangi konuda çalışıyor-sunuz? - Okul öncesi eğitim.

� Kaç makaleniz yayımlandı? - Bir.

� Yurt dışında kaç bildiri sundunuz? - Altı.

� En çok sevdiğiniz ses ne sesidir? - Su sesi.

� En sevdiğiniz hayvan hangisidir?- At.

� En sevdiğiniz spor dalı hangisidir? - Yüzme ve dağcılık.

� En sevdiğiniz renk hangisidir? - Mavi.

� En sevdiğiniz yemek hangisidir?- Hepsini severim.

� En beğendiğiniz film hangisidir?- Çok var. En son Uçurtma Avcıları fil-mini beğendim.

Soru CevapEditör: Araş. Gör. Pelin ÖĞÜT

Tasarım: Bahadır AYHAN / Evren TÜRKGELDİ 7

� “Deprem aklımızda, Hayat Önü-müzde …” konulu Türkiye’nin afeti:10. Yıl Anma Etkinlikleri Kısa FilmYarışması’nda birincilik ödülünelayık görüldünüz. Bu projenizdenbahseder misiniz?

Yarışmanın afişini okulda gör-düm. Deprem hakkında düşün-meye başladım. İnsanlar depremdeailelerini kaybetmişler, bunun hak-kında ne söylenebilir ki? Biz zatentelevizyonda film gibi izledik. Sonraaklıma mizah faktörü geldi. Çünkümizah beyazperdede insanları bü-yüleyerek konunun akılda kalma-sını sağlıyor. Ben de kaliteli mizahkullanarak birçok fikir ürettim veharekete geçtim. İletişim BilimleriFakültesi’ndeki hocam Prof. Dr. AliMurat Vural, bir dersinde, Türkler’inve Amerikalılar’ın olayları en kolayunutan milletler olduğunu söyle-mişti. Buradan yola çıkarak filminisminin hafıza kaybı anlamınagelen “Amnezi” olmasına karar ver-dim. Stop motion* yöntemiyle çek-tiğim filmde fotoğraf makinesini birmutfağa kurarak bir çiftin gündelik

yaşamından kareler elde ettim. Ha-vanın aydınlanmasından, kararma-sına, çiftin evlilik yıl dönümlerindenmisafirlerine kadar her şey günlükbir şekilde ilerliyor. Aynı zamandaduvarda bir takvim var. O tak-vimde yapraklar dökülüyor. 17Ağustos tarihine yaklaşıldıkça tak-vim biraz daha öne çıkıyor. 16Ağustos’un ardından hemen 18Ağustos geliyor, 17 Ağustos’u gör-müyoruz, göremiyoruz ve hayatdevam ediyor. 18 Ağustos sabahıçiftimiz hiçbir şey olmamış gibi ha-yatına devam ediyor.

� Yarışma jürisinde Ezel Akay (Yö-netmen) ve Alin Taşçiyan (SinemaYazarı) gibi önemli isimler de bu-lunmaktaydı. Buaçıdan da düşü-nürsek bu ödülsizin için neanlam ifadeediyor?

Jüri, sek-törde isimle-riniduyurmuş,başarılı in-sanlardanoluşuyordu.Elbette bubenim içinçokönemli.Türkiye’deüretim çokkısıtlı. NewYork’ta günde 100 kısa film çekilirken, ülkemizde yal-nızca 2-3 tane çekiliyor. Dolayısıyla,biz film üreticilerini, bir üst noktayataşıyacak olanlar bu insanlardır.

� Diğer bir ödülünüzü Doğal AfetSigortaları Kurumu’nun (DASK) dü-zenlediği “Depremden Sonra Yarın-

dan Önce” konulu kısa film yarış-masından aldınız. Bu projeniz nasılgerçekleşti?

DASK’ın yarışmasına “ÖlümeAlışmak Dışında Yeni Bir Şey Yok”adlı filmimle katıldım, ikincioldum. Çok fazla ekipmanım olma-dığından bir arkadaşımdan ödünçaldığım el kamerasıyla çektim. Bufilmde, koltukta oturan bir çift tele-vizyon izlemektedir. Depremle ilgilitelevizyonda duyulan seslerin ar-dından erkek arkasına dönerek kol-tuğun arkasından bir şeylerçıkarıyor, yere seriyor. Kadın ka-rakter o şeyin içine giriyor, erkekfermuarı kapattığı sırada bununbir ceset torbası olduğunu anlıyo-ruz. Daha sonra erkek de bir ceset

torbasına giriyor ve “Ölüme Alış-

mak Dışında Yeni Bir Şey Yok” me-sajı geliyor.

� “Ceset torbası” fikriyle Tür-kiye’deki depremle yaşama gerçe-ğini gözler önüne seriyorsunuz. Bukonuda neler söylemek istersiniz?

Aslında bu filmi deprem zedele-rin, yakınlarını kaybetmiş ailelerinde izleyeceğini düşündüm. So-nuçta, onlar yakınlarını bu torbala-rın içinde gördüler. Ancak biraz sertolmasını istedik. Ayrıca, bu filmler,Kızılay’ın depremle ilgili bilgilen-dirme çalışmalarında kullanılaca-ğından mesajların yerindeolduğunu düşünüyorum.

� İki ödülünüzü de deprem konuluyarışmalardan aldınız. Bu tama-men tesadüf mü; yoksa bu konudaayrı bir duyarlılığınız mı var?

Aslında depremi hiç yaşamadım,depremde hayatını kaybeden bir ta-

nıdığım ya da yakınını kaybetmişbir tanıdığım yok. Depremdensonra ben de diğer insanlar gibi te-levizyonda seyredip, uyudum. Ya-rışmaya kadar herhangi birhassasiyetim yoktu. Bu yarışmaylailgili çalışmaya başladıktan sonraaraştırmaya başladım. Araştırdıkçakorkunç dramlar gördüm. “Dep-remi biz mi yarattık?” diye soran birmüteahhidi görünce gerçekten çoksinirlendim. Bunun üzerine sertmesajlar vermek istedim. Elbetteyaşamadan hiçbir şeyi bilemeyizancak okudukça o insanların nelerhissettiğini anladım.

� Sinema sektörüne kısa filmlerlebir giriş yaptınız. Peki, siz bir yönet-men olarak kimleri izliyorsunuz?

Aslında yönetmen denmesindençok utanıyorum. Çünkü kendimi

henüz o kadar yetişmiş hisset-miyorum. Nuri Bilge Ceylanyönetmense, ben “y” bile deği-

limdir, hiçbir şeyimdir. Benim ama-cım, Nuri Bilge Ceylan kadar başarılıve iyi bir yönetmen olabilmek.

� Bundan sonra planlarınız neler?3 tane ana projem var. Bir tanesi

13 Eylül’de çekimlerini gerçekleşti-receğim, yaklaşık 20 dakikalık“Düğün: En Mutlu Gün”. Bu film,eski sevgilisinin düğününe gidenbir adamı anlatacak. Filmin bir kıs-mını onun gözüyle izlerken, bir kıs-mını gelinin gözüyle izleyeceğiz.Kadın-erkek ilişkilerini, kimseninbilip de söyleyemediği şeyleri an-latmaya çalışacağım. Yine mizahkullanacağım.

Bir diğer projem ise mübadeleyleilgili. Ailemden ötürü bu konuyaözel bir ilgim var. Bunun yanındaAtina’da bir süre fotoğrafçılık yap-tım. Bu süre içinde mübadele dö-neminde acılar çekmiş, vatanhasreti duyan insanlarla tanıştım.Bunun sonucunda bir şeyler yap-mak istedim. Belgesel ya da uzunmetrajlı bir film çekmeyi istiyorum.

En son projemi ise Erasmus’aborçluyum. Buradan, yeri gelmiş-ken, Anadolu Üniversitesi’ne çok te-şekkür ediyorum. 2. sınıftaBelçika’ya gittim ve bu sayede Av-rupa’yı gezme imkanı buldum. Ge-zerken, bir taraftan da sokakşarkıcılarının, çalgıcılarının, dansçı-larının fotoğraflarını çekmeye baş-ladım. 15 farklı ülkede 28 fotoğrafçektim. Bunu bir sergiye dönüştür-mek istiyorum.

İletişim Bilimleri Fa-kültesi İletişim Bö-lümü son sınıföğrencisi Hasan Ku-

yucu, çektiği “deprem” temalıkısa filmlerle Kocaeli Üniversitesive Doğal Afet Sigortaları Kurumu(DASK) tarafından düzenlenenyarışmalarda iki ödül aldı. Bal-kan esintileri taşıyan yeni filmi-nin hazırlığını yapan Kuyucu,sorularımızı yanıtladı.

Meltem Türkeri

� Durağan objeleri hareket edermişgibi gösteren bir animasyon tekni-ğidir. Stop Motion tekniği; kamerayıobjeye karşı ayarlayıp tek kare çekipsonra objeyi biraz hareket ettirip yenibir kare çekmek ve bunu tekrarlayarakanimasyonu tamamlamaktır. Çekilentek kare resimleri ardı ardına dizip (hersaniye için 15-24 kare) oynatılması ilehareket elde edilir. Sahneler montajla-

narak film tamamlanır. Bu işlemlerinçoğu çizgi film tekniği ile aynıdır, fark;stop motion animasyonda kullanılangerçek 3 boyutlu obje, model ve set-lerdir. Model animasyonu veya 3 Bo-yutlu Animasyon olarak da anılanstop motion, Amerika’da ortayaçıkıp gelişen çizgi filmin aksine,gölge oyunları ve kukla geleneğinesahip Orta ve Güney Avrupa’dadaha fazla kullanılmış ve geliştiril-miştir. Uzak Doğu, özellikle Japonyada unutulmamalıdır.

Stop Motıon Nedir?

Depremi, bir film gibi izledik

İletişim bölümü son sınıf öğrencisiHasan Kuyucu ilk iki kısa filmiyle,iki ödül birden aldı.

� Ülkemizde son zamanlarda etkisiniiyice gösteren ekonomik krizin getirdiğisıkıntılardan ötürü şans oyunlarına olanilginin arttığını düşünüyorum. Artık işbulmanın da şans gerektirdiği şu gün-lerde belki de herhangi bir şans oyu-nundan büyük ikramiyeyi kazanmakdaha kolay hale gelmiştir. Umut edelimki bu zor günler en kısa zamanda bir sonbulsun ve şans oyunları eskiden olduğugibi sadece eğlendirme amacına dönükolsun.

Tuğba Beğendi MMF

� Dünya piyasalarının kötü gidişatın-dan etkilenen ülkemiz insanları, zen-gin fakir fark etmez, paraya ihtiyaçduyuyor. Yoksul insanların şans oyun-larına ilgisi malum. Onların yanındamaddi durumu daha iyi olanlar da ilgigösteriyor bu oyunlara. Bunu da aza-lan karlarını arttırmaya çalışmaklaaçıklayabiliriz. Krizin artan etkileriylehalk umudunu daha fazla bu oyunlarabağladı. Şans oyunları için her hafta

kuyruklarda bekleyen insanların tek umudu para.

� İnsanlar umut dünyasında ya-şadıkları için şans oyunlarına ilgigöstermektedirler. Aslında adıüstünde şans oyunları. Hiç al-mazsanız, hiç şansınız olmaz.Şans oyunlarına pek inanmasamda bu heyecana ilgisiz kalamıyo-rum açıkçası. Fakültemizde çoksevdiğimiz bir hocamıza çıkmasıacaba bize de çıkar mı umudunudoğurdu arkadaşlar arasında. Farklı bir eğlence türü şansoyunları. İnsanların neye göre oynadıkları çeşitlilik gösteriyor.Hem para kazanma umudu hem de yaşanılan farklı heyecaninsanların ilgisini çekiyor. Aslında zengin değil de ihtiyacı olaninsanlara çıkması daha iyi olur diye düşünüyorum.

M. Talha Nurcan Turizm ve Otel İşletmeciliği Y.O.

� Şans oyunlarına olan ilginin son za-manlarda gerçekten de arttığını dü-şünüyorum. Bunu da insanlarınumuda olan ihtiyaçlarına bağlıyorum.Şans oyunları kolay para için fırsatolarak değerlendiriliyor. Tabii işin birde eğlence tarafı var. Bazıları içinşans oyunları lüks iken bazıları tara-fından ihtiyaçlarını karşılayacak birfırsat olarak görülüyor.

Meryem Selvi ESYO

� Son zamanlarda şans oyunlarınaartan ilgiyi dünyayı saran küresel malikrize bağlıyorum. Ülkemizdeki insanlarkısa yoldan zengin olma hayali peşin-deler, bu nedenle de hemen her gün oy-nanabilen çeşitli şans oyunlarına çokrağbet ediyorlar. Üretmeyip kısa yoldanzengin olma peşinde olunduğu için bukadar rağbet var.

� Son yıllarda baş gösteren eko-nomik kriz ve artan işsizlikle bir-likte şans oyunlarına bağlananumut arttı. Yoğun ilginin altındakidiğer neden ise bu oyunlardan in-sanların keyif almalarıdır. Herhafta düzenli olarak bu oyunlar-dan birini oynayan biri olarak hiçkazanmamış olmama rağmen oy-namaya devam edeceğimi söyle-yebilirim. Ama her şeyi dozunda

yapmak gerekiyor. Kimileri varını yoğunu bu oyunlara yatır-makta.

Erhan Örün İletişim Bilimleri Fakültesi

Şebnem Eker ESYO

� Umut fakirin ekmeğidir. Büyükikramiye fazla olunca, bizde de paraolmayınca oynuyoruz. Şans oyun-larını oynayarak insanların kendinitatmin ettiğini düşünüyorum. Biröğrenci bin öğrenci kurtarır gibisaçma bir düşünce içerisindeyiz. Bunedenle oynuyoruz, oynamaya dadevam edeceğiz gibi görünüyor.

Aykut Öztürk EMYO

� Şans oyunları işi şansa kal-mış toplumların en büyük ilgialanıdır. İşsizlik, gelecek kay-gısı gibi nedenlerle insanlartüm bunları çözüme kavuştu-rabilecekmiş gibi görünenLoto, İddia, Şans Topu, MilliPiyango gibi oyunlara yönel-mekte. Özellikle medya tara-fından özendirilen ışıltılıhayatların orta direk insanını şans oyunlarına yöneltti-ğini, insanların bu oyunları tutunacak bir dal gibi gördü-ğünü düşünüyorum. Şans oyunları hayali bir avuntu,kısıtlanmalı bence.

Bahri BaranKoçak Sivil Havacılık

AnadoluHaberÖĞRENCİ GÖRÜ ŞLERİ

Ülkemizde şans oyunlarının yoğun ilgi görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizde şans oyunlarının yoğun ilgi görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Editör: Araş. Gör. Pelin ÖĞÜT / Tasarım: Evren TÜRKGELDİRöportaj ve fotoğraflar: Mine DEMİREL - Sezin IŞIK - Ayşenur SARIPINAR

HaftanınFotoğrafı

haber@anadolu.edu.tr

Elmin Aliyev

İletişim Bilimleri Fakültesi /

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık

Cihan Akçay İİBF

� Ülkemizde şans oyunları çok talepgörmekte. Genellikle eğlence amacıylayapılıyor. Çok fazla boş vakti olan insan-ların boş vakitlerini bu şekilde değer-lendirdiklerini düşünüyorum. Şansoyunlarına olan bu talebin diğer bir ne-deni de emek harcamadan kolay parakazanma isteği. Sanırım bu, insanlaracazip geliyor.

Ayşe Aydın BESYO

� Şans oyunları kolay yoldan ha-yatı kurtarma denemesidir. Bizde işsizliğin çok yoğun yaşandığıbir ülkeyiz. Ülkemizde şansoyunlarına bu kadar fazla ilgigösteriliyor olması bu şekildeaçıklanabilir. Diğer yandan buoyunların gelişmiş ve refah sevi-yesinin yüksek olduğu ülkelerdede oynandığı düşünülürse duru-mun fakirlik ya da zenginlikle alakasının olmadığı anlaşılır.Bence bu oyunlara olan ilgiyi insanın hep daha fazlasını iste-mesiyle açıklayabiliriz.

� Şans oyunlarına ilgi çok yük-sek çünkü ekonomik krizin şid-detle yaşandığı ülkemizdeinsanlar geçim zorluğu çekiyor.İnsanlar umutlarını kaybetmekistemiyorlar. Herhangi bir şansoyunundan çıkacak para kaza-nılmış para gibi olmayacağındangeçim problemine tatlı dermanolabilir.

Dilan Agiç Güzel Sanatlar Fakültesi

� Şans oyunlarına olan ilginin ne-denini öncelikle insanların için-deki küçük umutlara bağlıyorum.Bir süredir yaşanan ekonomik krizise insanların umudunu buradaaramalarına sebep olmaktadır.Maalesef az verip çok almak insa-nımızın en büyük isteği. Ben fut-bolla ilgilendiğim için futbolbahislerine katılıyorum. Büyük ik-ramiye için de diğer şans oyunlarını da oynuyorum.

İlay Erçevik Edebiyat Fakültesi

Ali Özgönül Fen Fakültesi