13
Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Veli Merkezi TÜRK:.c 2. ULUSLARARASI T.ÜRK KÜLTÜR ve 1. Editörler Dr. Filiz KILIÇ Tuncay BÜLBÜL 17-18-19 Ekim 2007 ANKARA

alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli

Araştırma Merkezi TÜRK:.c HAM~R.~

2. ULUSLARARASI T.ÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ve BEKTAŞİLİK BiLGİ ŞÖLENİ BİLDİRİ KİTABI

1. CİLT

Editörler Dr. Filiz KILIÇ

Tuncay BÜLBÜL

17-18-19 Ekim 2007

ANKARA

Page 2: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi Yayınlan ISBN: 978-975-507-220-3 Araştırma Dizisi: 5 2. Uluslararası Türk Kültür Evreninde Alevilik ve Bektaşilik Bilgi Şöleni Bildiri Kitabı 17-18-19 Ekim 2007

• Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi Adına Yayın Sahibinin Adı / Owner Prof. Dr. Kadri YAMAÇ (Gazi Üniversitesi Rektörü)

• Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / General Manager Prof. Dr. Filiz KILIÇ o

Yayın İdare Merkezi Adresi/ The Address of Publishment Centre Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi Gazi Üniversitesi Rektörlük Kampüsü, Araştırma Merkezleri Binası, Nu: 11 06502 Teknikokullar /ANKARA • Yayın İdare Merkezi Telefonu / The Telephone of Publishment Centre o 312. 222 70 16 • Belge Geçer / Fax o 312. 222 70 16 • Elektronik Posta/ E-mail [email protected] Web: www.hbektas.gazi.edu.tr • Basımcının Adı/ The Name of the Publisher Grafiker Grafik-Ofset Matbaacılık Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti . • Basımcının İşyeri Adresi/ Office Address of Publisher l. Cadde 33. Sokak No: 6 06520 (Oğuzlar Mahallesi) Balgat /ANKARA

• Basımcının Telefon Numarası/ The Phone Number rıf The Publisher O 312. 284 16 39 (pbx)

• Basım Tarihi ve Basım Yeri/ The Publishment Date 2::d P1:oce 15.10.2007 Grafiker Ofset: O 3 12. 384 00 18

Page 3: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

ÖZET

Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları

Sorne Motifs in Velayetname of Otrnan Baba and Their Mythological Resources

İsmet ÇETİN*

Türk toplumunda İslamiyet'ten önceki dönemde var olan inanç ve bu paralelde oluşan mit veya bazı motifler toplumsal bilincin bir devamı olarak menakıbname/ velayetname türü ~serlerde yaşama alanı bulmuşlardır. Yeni bir inanç doğruİtusunda oluşan edebi eserler de toplum zihninde daha önceki temellere oturtularak kabul görmüşlerdir. Göcek Abdal tarafından yazılan Otman Baba Velayetnamesi de. İslamiyet öncesi motifleri taşı­ması bakımından örnek bir edebi metindir.

Anahtar Kelimeler: Otman Baba, Göcek Abdal. Mit, Ağaç. Ejder. Ateş

ABSTRACT Belief which was in the Turkish society before İslam religion and myth or some motifs which were formed according to this circle. found a place in menakıbname/ velayetname. Belles lettres which occured in the circle of new belief. were accepted and formed according to old basics in the mentality of society. Velayetname of Otman Baba was written by Göcek Abdal is a sample of Belles lettres because of its motifs which belong to the period of before İslam religion.

Key Words: Otman Baba. Göcek Abdal. Myth, Tree. Wyvem. Fire.

Göcek Abdal tarafından kaleme alınan menakıbnameye göre Otman Baba, bir kalenderi şeyhi olup adı Hüssam'dır. Velayetname-i Şah-ı Göcek Abdal'a 1378-14 78 yılları arasında yaşayan Otman Baba, Germiyan ve Saruhan Beylikle­ri sınırları içinde bulunmuştur. Kış aylarını çoğu zaman Varna'daki zaviyesinde geçiren Otman Baba, yaz aylarında Gelibolu'dan Dobruca'ya kadar olan bölge­de inanç ve düşüncelerini yaymak için dolaşmıştır.

• Doç. Dr. Gazi Üniversitesi. Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi: [email protected]

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 357

Page 4: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

iSMET ÇETiN

Göcek/Köcek Abdal 'ın kaleme aldığı menakıbnamey göre Otmanan Baba Timur askerleriyle birlikte doğudan Anadolu'ya gelir. ilk kerametini Fatih Sultan Meh­met'in padişah olacağı müjdesini vermesiyle gösterir. Kutbu'l-Aktab olarak da sıfatlandırılan Otman Baba bir süre ortadan kaybolur. Daha sonra Karadeniz ve Azerbaycan'da ortaya ·çıkar. İstanbul. Babaeski, Zağra. Balkandağı, Yan bolu. Dır­nova. Zağrayenicesi gibi balkan memleketlerini dolaşan Otman Baba, gittiği her yerde keramet izhar eder. İstanbul'un fethini bilmekten. başka dona girmeye; hasta atamaktan tabiat kuwetvlerine hükmetmeye kadar birçok keramet izhar eden Otman Baba. tasawufi birçok kavramın izahını yapar, özellikle Balkan­lar'da.ki çabalarlyla. o iklimin vatan olmasını temin eder.

Göcek Abdal tarafından kaleme alınan Otman/Odman Baba Velayetnamesinin Türkiye kütüphaneleri ve şahıslarda birçok nüshası bulunmaktadır'. Bizim çalış­maya esas aldığımız metin, Şevki Koca tarafından yayınlanan Velayetname-i Şa­h'!-Göcek Abdal adlı metindir. Toplam 63 bölümden müteşekkil olan metin. Şeyh Ömer Karakürklü tarafından istinsah edilmiş olup Otman Baba'nın Timur 'un Türkiye seferinde, 23 yaşında iken Türkiye'ye geldiği ile başlayıp ölümü ve Ot­man Baba'nın nasihati ile bitmektedir.

insanlığın ilk çağlarından itibaren. hayatın idamesi için gerekli olan unsurlardan birisi de şüphesiz ağaçtır. insanoğlunun hayatındaki öneminden dolayıdır ki ağaç çevresinde çeşitli inanışlar ve pratikler oluşmuştur. Yine öneminden dola­yı ağaç, çeşitli toplumların inanç ve mitlerinde; Kozmik karakterli bir unsur. Tan­rı'yla iletişim kurmakta bir araç, Şeytan ya da kötü ruhları kovma törenleri ile ta­biat olaylarını yönlendirmede büğüsel bir vasıta, sağaltma törenlerinde tedavi aracı. defin ve bereket arttırmaya yönelik mevsimlik törenlerde bir enstrüman. şekil değiştirme ya da bitkilerin kökenleri ile ilgili mitik anlatmalarda kutsalın ifadesi. Tanrıların ruhları ve bir sanat unsuru olarak anlamlandırılmıştır (Ergun, 2004: 18-79; Frazer: 68).

Dönemin inanç yapısını da ifade etmesi bakamından Türk ve Çin mitik anlatma­larında. kozmolojik bir anlam yüklenen ağacın. yaratılışta var olan ana unsurlar­dan biri olması bakımından burada önemini şöyle ifade edebiliriz: "Başlangıçta. niteliği anlaşılamayan 'ilk neden' olarak ezeli Tao (yol. yöntem) bulunuyordu. Bundan adem (yokluk) ve ademden ilk monad (tek varlık) belirdi. Tai-chi denen ilk monad da şekil, nefes ve madde olanakları bulunmaktaydı. Bu ilkeler harekete geçince, yin (karang) ve yang (yaruk) ilkeleri oluştu. Karang ve yaruk ilkelerinin ana ve ataya benzetilen nefesleri. sekiz yönden esen rüzgarlarla taşınarak birleşti ve beş unsur doğdu: su. ateş, ağaç. madeıi ve toprak. Çin' de ve Türklerde, unsurlar ve göksel cisimler. çeşitli ailelerin kökü sayılıyor ve bunlara kök, ruh veya aile

ı Daha geniş bilgi için (Üçüncü, 2004).

358 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 5: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

OTMAN BABA VELAYETNAMESiNDE BAZ! MOTiFLER ve MITIK KAYNAKLAR!

anlamına gelen. Türkçe töz, oguş (veya uguş); veya kut gibi isimler veriliyordu. Her ed (canlı veya cansız varlık) bu ailelerden birine aitti. Ed'lerin kutunu (doğa). bağlı olduğu unsur ve göksel cisim ailesi belirlemekteydi.

Unsurların kainattaki yerini temsil eden yönlü pusula düzenlenmekteydi. BLİ pu­sulada, karang ilkesi ve yer-su simgesi olarak toprak merkezde yer alıyordu. Diğer dört unsurdan su ve ateşin kuzey ve güneyde, ağaç ve madenin doğu ve batıda olduğu düşünülüyordu. Unsurlar. böylece yönlerle ilişkilendirildiği gibi, yönle­rin simgesi sayılan bazı göksel cisimlerle de eş tutuluyordu. En eski Çin astro­lojisi, yıldızları yedili takımlardan oluşan dört büyük gruba ayırmakta ve bu dört grubu, baharda doğuda görünmeye başladığı zamana uygun olarak dört yönün simgesi saymaktaydı. Sonuçta, Türklerin de kabul ettiği kendi inanışlarına daya­nan bu kozmik yasalara göre unsurlar, yönler, dört büyük yıldız takımı ve onlara atfedilen renkler, bunlara ek olarak gezegenler, mevsimler ve günün evreleri, bir­biriyle ilgili olarak kabul ediliyordu. Mekan ve zamanla ilgili başlıca kavramlar, merkezde toprak olmak üzere. yönlü bir pusula içinde diziliyordu. Türkçe isimle­riyle özdeşleri şöyleydi: Toprak unsurunun konumu merkez, gezegeni Türkçe Sa­rig orungulug (Sarı Bayraklı) veya Sekentir denen Zuhal {Satürn}. rengi sarı (Türk­lerde· ayrıca yağız) idi.

Ağaç (lgaç) unsurunun yönü gün doğusu. mevsimi bahar, saati sabah. rengi gök, göksel cisimleri Kök-luu (Gök-ejder) denen yıldız takımı, Igaç-yultuz (Ağaç yıldı­zı) veya Ongay denen Müşteri {Jüpiter} gezegeni, Kuş (Niao) denen yıldızların zir­vede görünüşüydü.

Ateş unsurunun yönü güney (eski Türkçe kün-ortusi: güneşin tepede göründüğü yön). saati öğle, mevsimi yaz, rengi kızıl. göksel cisimleri Kızıl-sagızgan (Kızıl­saksağan) denen yıldız takımı ve Oot yultuz denen Merih (Mars) ile yazın gökyü­zünde tepede görülen Kök-luu yıldızının 'kalbi' Sin yıldızı (Arapça KalfJü'l-akrafJ: Antares) idi. Maden unsurunun yönü batı, saati akşam, mevsimi sonbahar. ren­gi ak (beyaz veya beyaz lekeli). göksel cisimleri 'Ak-bars (pars)' denen yıldız ta­kımı ve Erlig veya Erklig adı verilen (kuwetli anlamında) ve bir alp olarak hayal edilen Zühre {Venüs} gezegeniyle sonbahar ekinoksunda göğün en tepesinde gözüken ve Kara-alp (Hu) denen yıldızdı." (Esin, l 979: 25-26).

Bu inanma ve inançlar, Türk anlatı geleneğinde de kendine yer bulmuştur. Uy­gur Türklerinin Türeyiş Efsanesinde ağaçtan türemeyle ilgili; "Kara-Korum çay­larından sayılan iki nehir vardı. Bunlardan birine Toğla ve diğerlerine de Selen­ge adı verilirdi. Bu nehirler akarak. Kamlancu adlı bir yerde birleşirlerdi. Bu iki ırmağın arasında iki tane ağaç vardı. Bu ağaçlardan biri fusuk ve diğeri de fars­ların naj dedikleri ağaca benziyordu. Kışın bile bunların yaprakları, servi gibi dö­külmezdi. Meyvesinin tadı ve şekli ise, tıpkı çam fıstığınkine benzerdi, öbür ağa­ca da Tur(?) ağacı derlerdi. Bu iki ağaç da, iki dağın arasında yetişerek büyümüş­tü. "Bir gün bu iki ağacın arasına, gökten bir ışık inmişti. Bunun üzerine, iki yan-

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 359

Page 6: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

iSMET ÇETiN

daki dağlar yavaş yavaş büyümeğe başladılar. Bu durumu gören halk ise, hayret­ler içinde kalmıştı. İçlerinde büyük bir saygı duyarak, Uygurlar oraya doğru yak~ !aştılar. Tam yaklaştıkları bir şurada, kulaklarına çok tatlı ve güzel müzik nağme­leri gelmeğe başladı. Her gece buraya bir ışık inmeğe ve ışığın etrafında da otuz defa şimşek çakmağa başladı. Diğer bir gün de aynı yerde, ayrı ayrı kurulmuş beş tane çadır gördüler. Bunların her birinde, birer çocuk oturuyordu. Her çocuğun karşısında da, onları doyurmağa yetecek kadar süt dolu emzikler asılı idi. Çadı­rın tabanı da, baştan aşağıya kadar gümüşle döşenmişti (Öge!. 2005: 74) cümle­leri yer alırken, Oğuz Kağan Destanı'nda Oğuz neslinin ağaçla ilgisi şöyle izah edilmektedir:

Av.a gitmişti bir gün, ormanda Oğuz Kağan, Gölün ortasında bir, tek ağaç uzuyordu, Ağacın kovuğunda, bir kız oturuyordu

·,, Gözü gökten daha gök, bu bir Tanrı kızıydı, Irmak dalgası gibi, saçları dalgalıydı. Bir inci idi dişi, ağzında hep parlayan, Kim olsa şöyle derdi, yeryüzünde yaşayan: "Ah! Ah! Biz ölüyoruz! Eyvah! Biz ölüyoruz!" Der, bağırır dururdu! Tıpkı tatlı süt gibi, acı kımız olurdu! Oğuz kızı görünce, aklı başından gitti. Nedense yüreğine, kordan bir ateş girdi. Gönülden sevdi kızı, tutup aldı elinden, Kızla gerdeğe girdi. aldı dilediğinden. Birinci oğlancuğa, Gün adını koydular, İkinci oğlanaysa, Ay adını buldular, Deniz olsun üçüncü, diye memnun oldular. Oğuz bunu duyunca, ilinde soy soylattı, Toy yaptı, şölen verdi, çok büyük toy toylattı ! Yarlık verdi iline (Ögel. 2005: 118).

Bunların dışında Saha Türkleri arasından tespit edilen ''.Er-Sogoth" destanında da insan-Tanrı, dünya-Tanrı ilişkisi ağaç vasıtasıyla da izah edilmektedir:

\

"İlk insanın atası, yaratılmıştı burada, "Adı "Ak-Oğlan" idi, göz açmış idi orda, "Gözünü açar açmaz, etrafına bakınmış,

"Ben nerdeyim diyerek, uyanarak kalkınmış, "Bir ova uzanıı:mış, Uzak Doğu yönüne,

"Çok yüksek bir dağ ise, çıkmış onun önüne, "Bu dağın üzerinde, büyük bir ağaç varmış,

360 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 7: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

oTMAN BABA VELAYETNAMESiNDE BAZ! MOTiFLER ve MITIK KAYNAKLAR!

"Ağacın usaresi, hem parlak hem kokarmış, "Bu ağacın kabuğu, nemi hiç kurumazmış, "Suyu gümüş gibiymiş, yaprağı da solmazmış, "Süslü, süslü bardaklar. dallarından sarkarmış, "Bunu görenler sanki bir tomurcuk sanarmış,

"Bu ağacın zirvesi, Yedi Göğü delermiş "Gökler üstüne çıkıp, ta Tanrıya gidermiş, "Ürüng-Ayıg-Toyon ki, yaratan Tanrı idi. "İnsanlara can veren, yaşatan Tanrı idi, "Bu Tanrı sahibiydi, göklerin üst katının. "Ağaca at bağlardı, kazığıydı atının. "Bu ağacın kökleri, yer dibine gidermiş, "Tanrının meskenine, dikilmiş bir direkmiş. "Ak-Oğlan güneylere, ne var diyerek bakmış, "Bir Süt-Denizi görmüş, rengi de sütten akmış, "Denizin kenarında, beyaz çamurlar varmış,

"Sanki süt ekşimiş de, köpüklenip kabarmış. "Kuzey taraflarıysa. karanlık orman sarmış, "Yaprakları titreşip, hayvan gibi oynarmış,

"Bir dağ yükseliyormuş, ormanın arkasında, "Beyaz bir şapka gibi, aklık varmış başında, "Bir zirve ki benzermiş, aktavşan derisine, "Rüzgarı durdururmuş, koymazmuş gerisi Türk inanç ve edebiyat metinlerinde bu örnekleri çoğaltmak mümkün­dür.2

Türk kültür çevresinde, kutsal kabul edilen ağaçlardan birisi meşe, palamut, emen gibi adlarla adlandırılan ağaçtır. Özellikle Çuvaşlar arasında kutsal sayılan bu ağaç, kendilerinin vatana bağlılıklarının da bir sembolü halindedir. Çuvaşlar, kendilerini meşe gibi kökleriyle toprağa bağlı kabul ederler. Manas destanında, Manas'ın eğilmeyen emel dayağıdır ve Manas'ın ölümünden sonra o da gücünü yitirir. (Ergun. 2004: 236-238)

Otman Baba Velayetnamesi'nde; "ol vakt ol Kan-ı Vila1:1et İstanbul şehrinde mukf1:1m olup, oturmuşıdı ki Sultan Muham-med Han'ın ardınca Kutlu Melik isimlü abdal'ıla bir pe­lfd ağacından Ser-deste'1:1f şeklinde bir kötek gönderdi ve a1:1ıttı ki; Var. bu kesindiri Mufıam­med Han'a ilet ki korkmasın, ben varam vü hoşam' dedi. Dahi Ol abdal, ol Kan-ı Vila1:1et ne­fesinle ol kuvveti Vila1=1et köteğin Sultan Muhammed' e ol konakta ardından erip nazanna ko-

2 Daha geniş bilgi için (Ögel. 1995: 465-494; Ergun, 2004).

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 361

Page 8: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

iSMET ÇETiN

du. Çün Sultan Muhammed, ol Kan-ı Vilayet' in bu I remz-ü nazann ve nO.sret'ü zaferin df­de-i basfret birle gördü şad-ü hürrem olup ayıttı kim; "Nasr ün munallahi ve fethO.n kanv'e vü beşşiril mü'minfn'e yô. Muhammed yô. Ali" dedi ve ol gazada Sultan Muhammed kafire galip olup nO.sret ü zafer birle gerü İstanbul'a geldi ve ol Kan-ı Vilayet'e nimet-isim-üzerler isar-ü nisar eyledi ve bildi kim ol Kô.n-ı Vilô.yet ve sahib-tasarruf 'tur." (Koca, 2002: 109-110) biçiminde geçen ağaçla ilgili anlatı, Altay Türkleri arasından derlenen mi­tik anlatmayla benzeşmektedir:

Tanrı dedi: -"Ne ile gitmek istersin ona?" Mandı-Şire söz aldı, dedi ki Tanrısına:

· .. "Benim hiç bir şeyim yok, göreceğim ben onu, "Kendi öz ayağımla, tepeceğim ben onu. "Kendi kollarım ile ben onu tutacağım, "Havaya kaldırarak, onu fırlatacağım!"

, Tanrı dedi: -"Al şunu, al bu mızrağımı al! "Şeytanı görünce de, mızrağımı ona sal!" Mandı-Şire alınca, bu mızrağı eline, Göklere çıkıp daldı, gitti Şeytan iline. Erlik'i buldu yendi, Şeytanı yakaladı, Gökte neyi var ise, hepsini parçaladı.

Tanrı Ülgen' in Mandı-Şire'ye verdiği kutlu mızrak, Otman Baba'nın ·elinde kutlu kötek olur. Ağaç, tahta kılıç, kuru ağaç, kuru ağaçtan su çıkarmak gibi motiflerin çok sık kullanıldığı menakıbnameler, insanoğlunun yaşadığı dönemden önceki bir döneme dair hafızasında kalan bilgi birikimi/ birikimlerinin tezahüründen başka bir şey olmasa gerek. Otman Baba'yla ilgili kaleme alınan anlatılarda gö­rülen ağaç veya kaynağı ağaç olan değnek, kötek, kılıç gibi unsurların kaynağı da İslam öncesi kaynaklara dayanmaktan başka, Türkistan'dan batıya taşınan Türk kültür kodlarından biri olarak kabul edilmelidir.

Ejderha, Türk destan, efsane ve masallarında çok sık rastlanılan bir varlıktır. Muhtelif şekillerde tasvir edilen ejderha, bazen da evren/evran ve yılan-olarak görülür. Bazı kaynaklarda; başı inciden, vücudu kızıl altından, gözleri yakuttan olan ve göklerin en yüksek tabakasına sarılan efsanevi varlık olarak kabul edilen ;ejderha (Yüce, 1987: 221) Enverl'nin Düstür-Name'sinde deve dişli elli arşın boylu, camus gibi enli olarak şekillendirilir; '

"Deve dişlü, elli arpşun uzunu Hem anun camus eni gibi eni"

Saltukname'de "şeklen tavusa benzer, başı ejdere benzer, kanatlı fıoraza, ayaklan arslana, koyruğu horoz kuyruğuna benzer, gövdesi geyiğe benzer, boyu kaza, demi, nefesi od yalını gi­bi çıkar etrafı yandı diyesin ve dahi cüssede bir deve kadar var. Havaya kanat açup eyle uçdı kim na-bedid oldı" (YÜCE:222) Türk destan, efsane ve masallarında sık geçen ejder-

362 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 9: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

oTMAN BABA VELAYETNAMESiNDE BAZ! MOTiFLER ve MITIK KAYNAKLAR!

ha; kaynak olarak Çin kültürüne bağlanmaktadır. Eberhard, ejderhanın Nehir Tanrısı (chiao) ve Gök Tanrısı (Lung) olarak kabul edildiklerini söylerken, (Eber­hard, 1979: 16) Emel Esin, Çin astrolojisinin Türkler tarafından da kabul edildi­ğini. Kök Luu (Semavi Ejder) isimli bir yıldızlar manzumesinin ismi olduğunu ifade eder. (Esin, 1979: 314) Bahaddin Ögel ise Volga Bulgarları'na ait aynalar­da bulunan ejder motifinin Çin kaynaklı olduğunu söyler (Öge!. 1984: 252)

Türklerde isim olarak da verilen Ejder (Öge!. 2005: 403) kaynağını şüphesiz inanç yapısı, destan ve efsanelerden almaktadır. Ancak Türk efsanelerinde ve masalla­rında geçen ejderha motifinin Çin Mitolojisinden geldiğine dair bilgilerin varlı­ğını biliyoruz. (Ögel. 2005: 317)

Ak-Han ve Atın-Taycı adlı Altay Türkleri arasından derlenen bir masalda, masal kahramanı çocuğun Yelbegen veya Celbegen isimli yedi başlı ejderha ile vuruş­maya gittiği anlatılırken Er-Töştik Destanı'nda Ejderhanın yılan şeklinde tasav­vur edilmesine dair bir bilgiye da rastlamaktayız. (Öge!. 2005: 541)

Ejderha, milletlerin yaşadıkları mekan ve inanç yapılarına göre farklı şekillerde tasawur edilmektedir. Çinliler ejderhayı, suda yaşayan pullu bir sürüngen ola­rak tasawur ederlerken (Ocak, 1983: 177), Fars kültüründe kanatlı, dört ayaklı, yedi başlı, ağzından alevler püskürten bir varlık olarak tasvir edilir (Onay, 1992: 178).

Gök-Türk Kitabelerinde gök kubbenin, gök kuşağının ve yağmurun sembolü ola­rak görülen kurt başlı ejder motifi, devletin ve hakimiyetin de sembolü olarak ifadesini bulur (Çetin, 1986 ).

Dede Korkut Hikayelerinde boğa, arslan ve buğra gibi azgın hayvanlar için de kullanılan ejderha sıfatı, kahramanın övünmesi için bir vesile olur. Salur Ka­zan'ın kendisini överken söylediği "Yedi başlı ejderhayı yetüp vardum. Heybetin­den sol gözüm yaşardı..." cümlesine benzer ifadeler buna örnek teşkil eder.

Ejderha Türk kültüründe, yedi başlı, elli arşın uzunluğunda, deve dişi gibi otuz iki dişli, şeklen tavusa benzeyen, uçan, bir defada elli deve yiyen, bir vuruşta yüz fil yıkan, bir kuyruk darbesiyle kayaları yerden söken, gözleri meşale gibi yanan ve ağzını açtığı zaman ateşler saçan bir yaratıktır (Yücel: 1997).

Otman Baba Velayetnamesinde, don değiştirme motifiyle birlikte kullanılan ej­derha motifi. bir yandan geçmiş dönemlerin inanç biçiminin hafızada saklan­mış halini yansıtırken, bir yandan da yeni inanç sistemi içinde keramet izhar et­mede bir unsur olarak dikkatimizi çekmektedir. Yine Otman Baba

"Pes öyle olsa günlerde Vir gün ol Kan-ı Vilayet, Bal-çık-Hisarının bağ-ü gü!zannda oturup tasarruf-u fıükümiit'ın geçürür'iken meğer ol diyann köylerinde bir aduyı ve münkir-i an Kiin-ı Viliiyet vandı ki günlerde bir gün köylerinden Kilgra pazanna gideriken niigiifı ol Bal­çıkfıi-sar'ı derelerinde bir ejderfıa peyda olur ve bu kişiyi kuyruğuyıla belinden kuşadır ve da-

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 363

Page 10: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

fıi atından aşağa indirip yere çarpar. Derhal ol kişi can heybetinden mecmu-ı erenlere meded deyi çağınr, dahi hiç halasına çare olmamış. Dahi görür ki bu ejderha ağız açar ki kendü!Jü yudup dünya gavgasmdan halas eyleye. Olok saat ol Kan-ı Vilayet yad'ına gelip, aydur ki; Eya, gerçeğim Od'man Baba, meded, bana gel yetiş der. Dahi hemandem ol Kan-ı Vilayet karşudan zahir olup bir ağaçıla olfejderhaya işaret eyler, dahi kaybolur ve bu ejderha ol arada ol kişiyi saluverib na-bedfd olur ve ol kişinin ol arada aklı zail olup bf-huş olur. Meğer ol kişi­nin atı ol ejderhadan be/inler, yola revan olup doğru hanelerine gelir. Ol kişinin oğlan/an çün bu hali görürler, at izinle derhal yola revan olup ol araya yetüşürler ki atalann ol ejderha ye­re çarpmışıdı. Çün babalann bf-huş olup ağzından ve burnundan kan revan olmuş görürler. Derhal her nev'ile haneleıine getürüp üçgün mikdan bf-huş yatır. Dördüncü gün aklı başına gelip sual ederler ki ne hal ve ne seyirdir ki bu hale giriftar olmuşsun derler. Ol dahi cevaba gelip aydur ki; Bir ejderha beni helak etmek istedi, mecmu-ı erenlere medet deyi çağırdım, hiç çare olup kimse meded ergörmedi ki ahir-al-emr ol ejderha kasdetti ki beni yudup cihan işin­den halas eyleye, derhal can heybetinden medet eya gerçeğim Od'man Baba dedim, dahi he­mandem karşıdan şunu gördüm ki ol Kan-ı Vilayet zahir olup ol ejderha'ya bir ağaçıla işaret eyledi, dahi gayb oldu." (Koca, 2002: 117-118).

"Çün ol Kan-ı Vilayet, menba-ı nur-ı hidayet ol Ay-dos şehrinin kenannda bir mergzar yere gelip, kondu. Meğer ol gün havadan mah-ı nisan, ebr-f bahar baranın alem teşne/erine ab-ı hayat içün nisar eyledi. Ve bad-ı nesfm dimağ/an dost buyından taze ve muattar kılışıdı ki, ol Kan-ı Vilayet ol gün nutk-ı kadim-i ezeliyesinle cevaba gelip, ayıttı ki; bakın görün ol yılanı nice çekerler, dedi... Dahi bir lahza' dan sonra felekten bir saika belürdü ki, mecmu-ı alem hal­kı vehm'e ve ibret'e vardılar. Ve alemi tufan, duman bağlayıp bir ejderha'yı feleğe çektiler ve mecmu-ı atem, ol ejderha'yı temaşaa ettiler. Çün ; ol gün ol gece geçip sabah oldu ve güneş kim, felek-i erbaa şah-ı'dır, ol gün hükm-ü hükumat birle bad-ı seheri ferraş'lığa gönderdi ki. felek meydanının hicabın kat' ede, ta kim Nur-u envar ila yerin zulm'etin mücella ede. Dahi ol gün, ol Kan-ı Vilayet ve sahib-i avn-ü inayet' e oturduğu yerden göğe nazar eyledi ve ayıttı ki; Bakın, görün ki ol sancak'lar benim sancağım' dır dedi. Pes anda hazır olan abdal-ü derviş gördü ki, bir güruh gay'b leşkeri havada uçup giderler, dahi giydikleri ve sancak' lan ve atlan ni-kap'lu, maşnk tarafına revan olup giderler. Çün abdallar bu sfrr-ı gördüler. ibret birle ce­vaba gelip, ayıttı/ar ki: ... " (Koca, 2002: 139).

Bütün canlıların ihtiyaç duyduğu, enerji kaynağı olan ateş,.şüphesiz insanlık ta­rihiyle birlikte ele alınmalıdır. Canlının, dolayısıyla insanoğlunun en büyük ~nerji kaynağı olan güneşten itibaren daha küçük ateşe kadar her tür kaynak, in­sanoğlunca saygı görmüş, kutsallaştırılmış ve çevresinde çeşitli pratikler oluş­muştur. Kimi zaman korkuyla yaklaşılan ateş, kimi zaman insanoğlunun yegane müracaat ve iman kaynağı /dini olmuştur. C. Huart, Arap edebiyatından bahse­derken, ateş için yakıcı çöl sıcağında insanoğlunun korkusudur der. Bu korkunun zıddı ise, soğuk iklimlerde yaşayan insanoğlunun bağlılığı ve mutlak ihtiyacıdır.

Bahaeddin Öge!, ateşin Türklerin, Türk adlı bir atası tarafından keşfedildiğini veya Tan­n tarafından gönderildiğini, Türk düşüncesinde insanın veya insan ruhunun yaratılmasıyla ilgisinin olmadığını ifade eder. Ögel'e göre; yalnızca "ateşe saygı" veya "törenlerde ateş

364 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 11: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

OTMAN BABA VELAYETNAMESiNDE BAZ! MOTiFLER ve MITIK KAYNAKLAR!

yakma"geleneğine bakarak, büyük sonuçlara varma, yanlış bir yol olur. "Ocağın ve ateşin sahibi Türklerde, Tanrı değildi: Yani kuzey tundralarındaki Yakut Türk­lerince ocağın ve ateşin sahibi izi veya ezi'si; Dede Korkut'a göre de, ocağın issi' si tapılan bir Tanrı değildi. Ayrıca, her ocağın ayn bir sahibi ve koruyucu ruhu, vardı.

Ateşin kötülükleri giderici, iyileştirici veya önleyici, temizleyici olduğu ve canlı­lara şifa, sağlık, güç, kuwet ve bereket, uğur kazandıran bir yönüne inanç bulun­masından başka ürküten, tahrip eden, öldürücü, tahrip edici, dolayısıyla ceza­landırıcı bir kuwete sahip oluşu da ona tazim edilmeye yol açmış, onda insa­nüstü yüksek bir mahiyet ve karakter görülmüştür." (Tanyu, 1976: 286).

Eski Türk inanç sisteminde ateşin her şeyi temizlediğine, kötü ruhları kovduğu­na inanılır. Ateş ruhuna hitaben okunan şaman ilahilerinden anlaŞıldığına göre aile ocağı kültü ile ateş kültü birbirinden ayırt edilemeyeceği gibi ocak kültü de atalar kültüyle birbirine bağlıdır (İnan, 2000: 68).

Bahaeddin Öge!, Otman Baba Velayetnamesindeki ateş unsurunu değerlendirir­ken Ahmet Yaşar Ocak'ın tespitinin isabetli olduğunu ifade eder.

'Tanrı'ya, temaşa göstermek üzere ateş yakmak!" Bu muhteşem ve mana dolu sözü, ·değerli arkadaşımız Ahmet Yaşar Ocak, "Vilayetname-i Otman Baba" dan bu­lup, çıkarmıştır. Bu söz, bize de yeni bir ufuk açmış bulunuyor. Ateşi, ' tapmak için yakmak" başka şeydir; "temaşa göstermek için yakmak" ise, başka şeydir. Bu durum­da ikincinin, bir ateş kültü olarak kabul edilmesi, çok güçtür. Yahut da, gelişme yoluyla, kült özelliğini kaybetmemiş olabilir (Ögel,l 995: 496).

Otman Baba Velayetnamesi'nde, ateşin yüksek yerde yakılmak suretiyle kutsal­lığı vurgulanmaktadır. Dağda ibadet edilmesi ve dağdaki ateşe tazim edilmesi, Bahaeddin Ögel'e göre, Türk kültürüne uzak doğu dinleri ve Budizm' den gelmiş bir motiftir (Ögel, 2005: 426).

Sadece ilkel inançlarda veya uzak doğu dinlerinde değil, semavi dinlerde de bu­lunan dağın kutsallaşma hali, Türkistan başta olmak üzere Türklerin yaşadıkları bölgeler, Saha Eli'nden Kafkaslara, Uygur sahasından Balkanlara kadar geniş bir coğrafyada ve bu coğrafyada yaşayan kültür dairesinde görülmektedir3.

" ... dahi ol Kiln-ı Vililyet'in nazanna vanp secde-i izzet ettiler kim; eyi! her sırra vilkıf-u dil­nil, sana her hillimiz mil' 10.m dediler. Çün ol Kan-ı Vililyet, ol dem abdill'lardan bu haberi işit­ti ve cevilba gelip, ayıttı ki Ol şeyh-i çirkin yalan söyler ki, sizi cazuluk ister, dedi. Dahi ayıttı ki; Uş benim tacımı ve çulumu görün ve bana imren ve beni bilin ki, vanm, hoşum ve naza­nnda yanan ateşten verip ayıttı kim; Şal dağa vann, od yakın ve Tangn'ya şükredip ebsem oturun ki benim enimden ve emrimden taşra o/mayasız, dedi. Çün abdallar, ol Kiln-ı ve sil­hib-i sfkke-yi suretten ki kutb-u alem ve ser-çeşme-yi ildem'dir, bu fıaberi işittiler, derhal va-

3 Daha geniş bilgi için (Ocak, 2000: 94-101: Öge!. 2005: 423-464; Kalafat. 2006)

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 365

Page 12: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

rup emrettiği dağda bir od yaktılar ve secde-i şükr birle karar-u aram ettiler. (Koca, 2002: 132) .. . Öyle olsa ol Kan-ı Vilayet kulun bu haberinden celal üzerine gelip abdal/ara ayıttı· ki; tez şal ağaçlan ateşe vurun ki, Tangn'ya temaşaa olsun, dedi. Dahi bir abdal'a celal birle ayıt­tı ki; Ne oldu ki zehren çak oldu (benzi soldu, anlamına. Ş.K.) ki korkarsın. ha zinhar kork­ma. kayırmak.im ben bf-pervayım ve benim da'vim ile mi/kime zeval yoktur. dedi. Meğer ol ab­dal havf etmiş ki, acep bizim halimiz. nite ola deyü gönülden geçirmiş ki. ol Kan-ı Vilayet'e bf­vasıta ol dem iyan olup. ol nev' e cevaba geldi. Pes mecm u-ı abdal' lar bir yere cem' olup ol Kan­ı Vilayet emrettiği ağaçlan ateşe vurdular ve dud-u şule'si ef-lak-ı mua/la'ya rücu ettikte ol Kan-ı Vilayet derhal yerinden kalkıp elindeki kötek ile ol duran eşyayı tarümar eyledi. Ve mü­barek çulun omuzuna vurup köye doğru revan oldu. (Koca. 2002: 193).

Türk edebiyatı sahasında, İslamiyet'ten sonraki dönemde ortaya çıkan velayet­name/ menakıbname türü eserler, yeni dinin kabullenilmesi. benimsenmesi ve

, benimsetilmesi maksadıyla yayılmış, yaygınlaştırılmıştır. İslamiyet'ten önceki dönem Türk inanç yapısı ve kabul edilen inanç yapısı içende oluşan mitik anlat­maiar, mitik anlatmalardan parçalar veya motifler toplumsal bilincin bir devamı olarak menakıbname/ velayetname türü eserlerde de kendilerine yer bulmuşlar­dır. Yeni bir inanç doğrultusunda oluşan edebi eserler, toplum zihninde daha önceki temellere oturtularak kabul görmüşlerdir. Bu tür eserler, hangi kültür kaynağından bizim edebiyatımıza gelmiş olursa olsun, genel kabullerimize. inanç dünyamıza ve· edebi zevkimize uyduğu için Türk kültür ve edebiyatının bir unsuru ve müstakil olarak işlenen bir türüdür. Belki ilkel insan düşüncesinin. belki de semavi olmayan bir dinin anlayışıyla oluşan mitik anlatmalar. başka edebi unsurların da beslenme kaynağı olması gibi, velayetname/ menakıbname­lerin de beslenme kaynağı olarak görülmektedir. Bu çerçevede de Otman Baba Velayetnamesi'nde yer alan motiflerden bazıları İslamiyet öncesi Türk kültür çevresinde oluşan inanç ve mitik anlatmalara dayanmaktadır.

KAYNAKLAR

ÇETİN. İsmet. ( 1986). "Gök-Türk Kitabelerinde İsimleri Geçen Hayvanlar", TFA 1986/1, Ankara, 123-141.

, ÇETİN. ismet. ( 1987). Türk Edebiyatında Hazreti Ali Cenknaineleri, Ankara.

DURBILMEZ. Bayram. Muhyiddin Abdal'a Göre Hacı Bektaş ve Otman Baba turkolo­ji.cu.edu.tr/HALK%20EDEBJYATI/34.php

EBERHARD, W. ( 1979). Çin Tarihi (2. Baskı). Ankara.

ERGUN, Pervin. (2004). Türk Kültüründe AğaÇ Kültü. Ankara.

ESİN. Emel. ( 1979). Türk Kozmonolojisi. İstanbul.

GÖKYAY. Orhan Şaik. (1973). Dedem Korkudun Kitabı. İstanbul.

GÖLP!NARLI, Abdulbaki. ( ı 995). "Otman Baba Vilayetnamesi", Türklük Bilgisi Araştırma­ları. 19, ı s ıv-cvr. Harvard.

366 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 13: alevilik ve bektasilik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D280984/TY/TY_CETINI.pdfÖZET Otman Baba Velayetnamesinde Bazı Motifler ve Mitik Kaynakları Sorne Motifs in Velayetname of

QTMAN BABA VELAYETNAMESiNDE BAZ! MOTiFLER ve MITIK KAYNAKLAR!

iNAN. Abdülkadir. (2000). Tarihte ve Bugün Şamanizm. Ankara.

KOCA. Şevki. (2002) Vilayetname-i Şahi Gö'cek Abdal. İstanbul.

OCAK, Ahmet Yaşar. ( 1984 ). Türk Halk inançları ve Edebiyatında Evliya Menkabeleri, An­

kara.

OCAK. Ahmet Yaşar. (2000). Bektaşi Menakıbnamelerinde İslam öncesi İnanç Motifleri,

Ankara.

ONAY, Ahmet Talat. ( 1992). Türk Edebiyatında Mazmunlar ve izahı. Haz: Cemal Kurnaz.

Ankara.

öGEL, Bahaeddin. ( 1995). Türk Mitolojisi il. Ankara.

öGEL, Bahaeddin. (2005). Türk Mitolojisi 1, Ankara.

öGEL, Bahaeddin. ( 1984 ). İslamiyet'ten Önceki Türk Kültür Tarihi. İstanbul.

TANYU Hikmet. ( 1976). Türklerde Ateşle İlgili İnançlar. L Uluslar arası Türk Folklor Kong­resi Bildirileri C:lV. Ankara.

TANYU, Hikmet. ( 1987). Türklerde Taşla İlgili İnançlar. Ankara.

ROUX, Jen-Paul. (2000). Orta Asya' da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar. İstanbul.

ÜÇÜNCÜ, Kemal. (2004 ). Sözlü Kültür/ Tarih Bağlamında Edebi Bir Metin Olarak Otman Baba Vilayetnamesi, Bilig Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 28. Ankara.

YÜCE. Kemal. ( 1987). Saltuk-Name' de Tarihi, Dinf ve Efsanevi Unsurlar. Ankara.

YÜCEL, Ayşe. ( 1997). Hacı Bektaş Velayetnamesinde Ejderha Motifi. Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi. Kadri Erogan Armağanı. Ankara, s.115-120.

Ziya Gökalp. ( 1976). Türk Medeniyeti Tarihi. İstanbul.

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 367