2
ALi DEDE, Arapzade getirildi. 1760'ta Mehmed Dede'nin üzerine geçen mevle- vihanenin tayin edildi. Bu va - zifede iken vefat etti ve mevleviha- nenin haziresine defnedildi. Kuwetli bir müsiki bilgisine sahip ol- Ali Dede, bilhassa beste- saz eserleri ile Ancak eserleri, çok defa, ilim tarihinin beste- kar ve Arapzade Abdurrahman Ba- hir Efendi'nin (ö. I 746) besteleri ile ka- rev ve saz semailerinin kesin bir rakam vermek mümkün de- Kip. TSM Saz Eserleri, s. 1, 9, 12, 18, 19, 20, 21, 34, 64, 66, 69; Zakir MecmQa-i Tekaya (Akbatu), IV/3, s. 95; "Arapzade, Ali Dede", TA, III, 261; R. Ekrem Koçu, "Ali Dede Efendi (Arabziide, Serneyzen)", ll, 644. L liJ NuRi ÖzcAN DEDE, Bosnevi (ö. 10071 1598) Halvetiyye alim ve _j Mostar du. Dini ilim tahsilinden sonra tasawu- fa ilgi duyarak Halveti Bos- Bali Efendi'nin halifesi Nüreddinza- de'ye intisap etti. ese- rinde, Macaristan'da Sigetvar Kalesi ci - Kanüni için edilen türbede bir süre söyleyen Ali Dede, türbenin Halveti Tek- kesi'nin bulundu ve "türbe i" 1593 lll. Murad ye- nilemek göreviyle Mekke'- de ii ram eserini kaleme ekrem Mehmed daveti üzerine Varadin Seferi dönü- Sigetvar Kalesi ve- fat etti. Sigetvar'daki defne- dildi. Eserleri. 1. 'I-eva , il ve müsameratü'l-eval]ir. Süyüti'nin Kita- bü'l-Eva,il'ini örnek alarak bu eser "evail" ve "evahir" iki bölüme olup ilk bölüm otuz yedi, ikinci bölüm ise dört meydana gel- Eser Bulak (I 300), Kahire (I 3 I I, 3 ve Beyrut'ta (I 398 / 978) 2. ve muz ve Eserde tasav- 386 vufl ve konularda üç yüz meseleyi ele alan müellifin bi'nin tesiri dikkati çek- mektedir. Eserin Mahmüd el-Alüsfnin el-Ecvi- betü'l- <lralpyye <ala es,ileti'l-lraniyye yer (Kahire 13I4). 3. ii ram. lll. Murad'a sunulan, Kabe'nin ta - mirinin ve bildiren rapor mahiyetindeki eserin tek Süleymaniye Kütüphanesi'nde- dir (Esad Efendi, nr. 38I4/l, vr. 4-32). Müellif daha sonra eseri Kabe'nin tarihi ve kutsiyetiyle ilgili bilgileri ekle- yerek ram yeniden kaleme Ese- rin bu ikinci Kahire Darü'l-kütübi'l- Kavmiyye'de (nr. 8304) 4. Ris('iJe ii beyani ricali'l-gayb. Rica- lü'l-gayb nazariyesini konu alan ese- rin yazma Saraybosna Enstitüsü Kütüphanesi'ndedir (Orijental- ni institut iz biblioteke, nr. 904). 5. Terbi- <u'J-meratib Eserin bilinen tek Süleymaniye Kütüphanesi'n- dedir (Esad Efendi, nr. I 773). 6. Tercil- me-i Kaside-i Ruhaniyye. bir kasidesinin Türkçe tercümesi olan eserin yazma Saraybosna Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi'ndedir (Gazi Husrev-Begove Biblioteke, nr. 2002). M. Tahir'in Envarü'l- (bk. Osmaniyye'den Sekiz Zatm Teracim-i Ahuali, s. 16 ; Os- manlt Müellifleri, 1, I 15), SübQ <iyyat fi'l- füru c ve er-Risaletü (bk. Osmanlt Müellifleri, I. 1 15) ile Katip Çele- bi (bk. ll, 1891) ve Tahir'in zikrettikleri ve'l-leta,ifü'l-fal]ire eserlerin yaz- ma Attii, Zeyl-i s. 60; Muhibbl, lll, 200; Peçevl, Tarih, ll, 219·220; Ka- tip Çelebi, Fezleke, 1286, I, 122; {ü'??Unün, 1, 191, 330, 1891; Mehmed Tahir, Osmaniyye 'den Sekiz Teracim-iAhvali, 1318, s. 16; Osman- LL Müelli{leri, 115; '1-meknQn, ll, 196; Hediyyetü ' l- 'arifin, 750-751; Brockelmann, GAL, ll, 562-563; Suppl., ll, 635; H. Sabanovic. "Ali-Dede Bosnjak", Knjizevnost Muslimana bih na Orijentalnim Jezicima, Sarajevo 1973, s. 96-1 O 1 ; Kasumoviç, Filozo{sko-Su{ijsko Ucenje Ali-Dede Bosnjaka (doktora tezi, 1987), Sarajevo Filozofski Fakultet; a.mlf., "Dvije Verzije hronike o Mekame-i Anali Gazi Husrev-Begove Biblioteke, XIII-XIV, Sara- jevo 1987, s. 153-178. M. SERHAN L b. EBÜ TALHA ( rY. Js- ) Ebü 'l -Hasen All b. Ebi Talha Sil.lim b. el-Muharik (ö. 143/760) Tebeü't-tabiin nesiinin müfessir ve muhaddislerinden. _j Aslen Cezireli olup Suriye'nin Humus ve ölünceye kadar ora- da oturdu. Mücahid, b. Muham- med b. Ebü Bekir Muham- med b. Zeyd ve b. Sa'd'dan hadis rivayet kendisinden de Ma'mer. Abdullah b. Salim, Davüd b. Ebü Hind, Süfyan es-Sevr!, Muaviye b. Salih, Ebü Bekir b. Ebü Meryem gibi alimler riva- yette Kaynaklarda ve muhiti da fazla bilgiye An- cak Ebü Davüd'un Abbasller'in Ernevi- ler aleyhindeki imha siyasetini tasvip et- mesi sebebiyle onu tenkit bilin- mektedir. Abbas'tan rivayet ve kendisine izafeten Sahifetü < Ali b. Ebi diye bilinen "tefsir sahifesi" ile Ali b. Ebü bu bir tek isnad zinciri ile nakle- dilerek hicri üçüncü asra Abbas 68/ 687), Ali b. Ebü Talha, Mu- aviye b. Salih I58 /775) ve Abdullah b. Salih'ten (Katibü'l-Leys, ö. 223 1 838) ibaret olan bu ele alan hadis - nekkitleri Ali b. Ebü Ab- bas'a mümkün olamayaca- mutlaka kendisi ile Abbas ara- tabillerden bir ileri Aradaki bu ravi ile ilgili olarak Mücahid, Said b. Cübeyr veya gibi isimler üzerinde Zehebi ise bu ravi- nin Mücahid Ali b. Ebü atlayarak (mür- sel olarak) zikretmesi tenkit konusu olmakla birlikte hadis münek- kitleri, tabillerden rivayette sika göz önünde bu- lund urarak Ali b. Ebü Talha'ya ta'nedi- söylemektedirler. hadis Ebü Talha'- ya yöneltilen tenkitler ilgilidir. Bu sebeple onun Abbas'tan bu tefsiri sema• yoluyla hususunda tenkit edilmesi, el- deki yeni bilgiler bu tefsirin ori- jinalitesine hale! getirmez (bk. Sezgin, I, 22). Humus'un büyük bir

ALi DEDE, Arapzade · 2021. 1. 27. · ALi DEDE, Arapzade getirildi. 1760'ta Mehmed Şemseddin Dede'nin vefatı üzerine adı geçen mevle vihanenin şeyhliğine tayin edildi.Bu va

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ALi DEDE, Arapzade · 2021. 1. 27. · ALi DEDE, Arapzade getirildi. 1760'ta Mehmed Şemseddin Dede'nin vefatı üzerine adı geçen mevle vihanenin şeyhliğine tayin edildi.Bu va

ALi DEDE, Arapzade

getirildi. 1760'ta Mehmed Şemseddin Dede'nin vefatı üzerine adı geçen mevle­vihanenin şeyhliğine tayin edildi. Bu va­zifede iken vefat etti ve aynı mevleviha­nenin haziresine defnedildi.

Kuwetli bir müsiki bilgisine sahip ol­duğu anlaşılan Ali Dede, bilhassa beste­lediği saz eserleri ile şöhrete ulaşmıştır. Ancak eserleri, çok defa, Osmanlı ilim tarihinin tanınmış simalarından beste­kar ve şair Arapzade Abdurrahman Ba­hir Efendi'nin (ö. I 746) besteleri ile ka­rıştırıldığından, zamanımıza ulaşan peş­

rev ve saz semailerinin sayısı hakkında kesin bir rakam vermek mümkün de­ğildir.

BİBLİYOGRAFYA:

Kip. TSM Saz Eserleri, s. 1, 9, 12, 18, 19, 20, 21, 34, 64, 66, 69; Zakir Şükrü. MecmQa-i Tekaya (Akbatu), IV/3, s. 95; "Arapzade, Ali Dede", TA, III, 261; R. Ekrem Koçu, "Ali Dede Efendi (Arabziide, Serneyzen)", İstA, ll, 644.

L

liJ NuRi ÖzcAN

ALİ DEDE, Bosnevi

(ö. 10071 1598)

Halvetiyye tarikatı şeyhlerinden, alim ve mutasavvıf.

_j

Bosna'nın Mostar kasabasında doğ­du. Dini ilim tahsilinden sonra tasawu­fa ilgi duyarak Halveti şeyhlerinden Bos­nalı Bali Efendi'nin halifesi Nüreddinza­de'ye intisap etti. MuJ:ıaçiadlt adlı ese­rinde, Macaristan'da Sigetvar Kalesi ci ­varında Kanüni için inşa edilen türbede bir süre türbedartık yaptığını söyleyen Ali Dede, türbenin yanındaki Halveti Tek­kesi'nin şeyhliğinde bulundu ve "türbe şeyh i" unvanıyla tanındı. 1593 yılında lll. Murad tarafından makam-ı İbrahim'i ye­nilemek göreviyle gönderildiği Mekke'­de Temkinü'l-ma~am ii Mescidi'l-J:ıa­ram adlı eserini kaleme aldı. Serdarı­

ekrem Satırcı Mehmed Paşa'nın daveti üzerine katıldığı Varadin Seferi dönü­şünde Sigetvar Kalesi yakınlarında ve­fat etti. Sigetvar'daki makamına defne­dildi.

Eserleri. 1. MuJ:ıadaratü 'I-eva , il ve müsameratü'l-eval]ir. Süyüti'nin Kita­bü'l-Eva,il'ini örnek alarak yazılan bu eser "evail" ve "evahir" adlı iki bölüme ayrılmış olup ilk bölüm otuz yedi, ikinci bölüm ise dört fasıldan meydana gel­miştir. Eser Bulak (I 300), Kahire (I 3 I I, ı 3 ı4) ve Beyrut'ta (I 398/ ı 978) basılmış­tır. 2. ljavatimü'l-J:ıikem ve J:ıallü'r-ru­muz ve keşfü'l-künuz. Eserde tasav-

386

vufl ve ketarnı konularda üç yüz altmış meseleyi ele alan müellifin İbnü'l-Ara­bi'nin tesiri altında kaldığı dikkati çek­mektedir. Eserin basılmış nüshasının

kenarında Mahmüd el-Alüsfnin el-Ecvi­betü'l- <lralpyye <ala es,ileti'l-lraniyye adlı kitabı yer almaktadır (Kahire 13I4). 3. Temkinü'l-ma~iim ii Mescidi'l-J:ıa ­ram. lll. Murad'a sunulan, Kabe'nin ta­mirinin tamamlandığını ve yapılan işleri bildiren rapor mahiyetindeki eserin tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'nde­dir (Esad Efendi, nr. 38I4/l, vr. 4-32). Müellif daha sonra aynı eseri Kabe'nin tarihi ve kutsiyetiyle ilgili bilgileri ekle­yerek Failü'l-ma~am ve'l-Mescidi'l-J:ıa­ram adıyla yeniden kaleme almıştır. Ese­rin bu ikinci şekli Kahire Darü'l-kütübi'l­Kavmiyye'de (nr. 8304) bulunmaktadır.

4. Ris('iJe ii beyani ricali'l-gayb. Rica­lü'l-gayb • nazariyesini konu alan ese­rin yazma nüshası Saraybosna Şarkiyat Enstitüsü Kütüphanesi'ndedir (Orijental­ni institut iz biblioteke, nr. 904). 5. Terbi­<u'J-meratib ve 'l-uşul. Eserin bilinen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'n­dedir (Esad Efendi, nr. I 773). 6. Tercil­me-i Kaside-i Ruhaniyye. İbn Sina'nın bir kasidesinin Türkçe tercümesi olan eserin yazma nüshası Saraybosna Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi'ndedir (Gazi Husrev-Begove Biblioteke, nr. 2002).

Sursalı M. Tahir'in zikrettiği Envarü'l­meşank (bk. Meşayih-i Osmaniyye'den

Sekiz Zatm Teracim-i Ahuali, s. 16 ; Os­manlt Müellifleri, 1, I 15), SübQ <iyyat fi'l­füru c ve er-Risaletü '1 -intişariyye (bk. Osmanlt Müellifleri, I. 1 15) ile Katip Çele­bi (bk. Keşfü'?·?unün, ll, 1891) ve Sursalı Tahir'in zikrettikleri Mevakıfü'l-al]ire

ve'l-leta,ifü'l-fal]ire adlı eserlerin yaz­ma nüshaları bulunamamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Attii, Zeyl-i Şakaik, s. 60; Muhibbl, ijulaşa­tü'l-eşer, lll, 200; Peçevl, Tarih, ll, 219·220; Ka­tip Çelebi, Fezleke, İstanbul 1286, I, 122; Keş­{ü'??Unün, 1, 191, 330, 1891; Sursalı Mehmed Tahir, Meşayih-i Osmaniyye'den Sekiz Zatın Teracim-iAhvali, İstanbul 1318, s. 16; Osman­LL Müelli{leri, ı, 115; iiaf:ı.u '1-meknQn, ll, 196; Hediyyetü 'l- 'arifin, ı, 750-751; Brockelmann, GAL, ll, 562-563; Suppl., ll, 635; H. Sabanovic. "Ali-Dede Bosnjak", Knjizevnost Muslimana bih na Orijentalnim Jezicima, Sarajevo 1973, s. 96-1 O 1 ; İsmet Kasumoviç, Filozo{sko-Su{ijsko Ucenje Ali-Dede Bosnjaka (doktora tezi, 1987), Sarajevo Filozofski Fakultet; a.mlf., "Dvije Verzije hronike o Mekame-i İbrahimu", Anali Gazi Husrev-Begove Biblioteke, XIII-XIV, Sara­jevo 1987, s. 153-178. r:;;:ı

~ M. SERHAN TAYŞİ

L

ALİ b. EBÜ TALHA ( W.ı.. ı_s;f rY. Js- )

Ebü'l-Hasen All b. Ebi Talha Sil.lim b. el-Muharik el-Haşim!

(ö. 143/760)

Tebeü't-tabiin nesiinin meşhur müfessir

ve muhaddislerinden. _j

Aslen Cezireli olup Suriye'nin Humus şehrine yerleşti ve ölünceye kadar ora­da oturdu. Mücahid, Kasım b. Muham­med b. Ebü Bekir es-Sıddik, Muham­med b. Zeyd ve Raşid b. Sa'd'dan hadis rivayet etmiş, kendisinden de Ma'mer. Abdullah b. Salim, Davüd b. Ebü Hind, Süfyan es-Sevr!, Muaviye b. Salih, Ebü Bekir b. Ebü Meryem gibi alimler riva­yette bulunmuşlardır.

Kaynaklarda hayatı ve muhiti hakkın­da fazla bilgiye rastlanmamaktadır. An­cak Ebü Davüd'un Abbasller'in Ernevi­ler aleyhindeki imha siyasetini tasvip et­mesi sebebiyle onu tenkit ettiği bilin­mektedir. İbn Abbas'tan rivayet ettiği ve kendisine izafeten Sahifetü <Ali b. Ebi TalJ:ıa diye bilinen "tefsir sahifesi" ile tanınmıştır. Ali b. Ebü Talha'nın bu SaJ:ıife'si, bir tek isnad zinciri ile nakle­dilerek hicri üçüncü asra ulaşmıştır. İbn Abbas (ö 68/ 687), Ali b. Ebü Talha, Mu­aviye b. Salih (ö I58/775) ve Abdullah b. Salih'ten (Katibü'l-Leys, ö. 2231 838) ibaret olan bu isnadı ele alan hadis mü­nekkitleri Ali b. Ebü Talha'nın İbn Ab­bas'a ulaşmasının mümkün olamayaca­ğını , mutlaka kendisi ile İbn Abbas ara­sında tabillerden bir şahsın bulunması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Aradaki bu ravi ile ilgili olarak Mücahid, İkrime, Said b. Cübeyr veya Kasım gibi isimler üzerinde durulmuş , Zehebi ise bu ravi­nin Mücahid olduğunu söylemiştir. Ali b. Ebü Talha' nın, şeyhini atlayarak (mür­sel olarak) İbn Abbas' ı zikretmesi tenkit konusu olmakla birlikte hadis münek­kitleri, tabillerden rivayette bulunduğu şahısların sika olmasını göz önünde bu­lundurarak Ali b. Ebü Talha'ya ta'nedi­lemeyeceğini söylemektedirler. Dolayı ­

sıyla hadis kitaplarında İbn Ebü Talha'­ya yöneltilen tenkitler isnadın muttasıl

olmamasıyla ilgilidir. Bu sebeple onun İbn Abbas'tan bu tefsiri sema• yoluyla almadığı hususunda tenkit edilmesi, el­deki yeni bilgiler ışığında bu tefsirin ori­jinalitesine hale! getirmez (bk. Sezgin, I, 22). İkinci asırda Humus'un büyük bir

Page 2: ALi DEDE, Arapzade · 2021. 1. 27. · ALi DEDE, Arapzade getirildi. 1760'ta Mehmed Şemseddin Dede'nin vefatı üzerine adı geçen mevle vihanenin şeyhliğine tayin edildi.Bu va

ilim merkezi olmaması, Ali b. Ebü Tal­ha'nın Humus'tan dışarı çıkmaması, ilim ehli ve ilim merkezleri ile fazla temasta bulunmaması gibi sebeplerle bu sahife fazla tanınmamıştır. Ancak Humuslu bir zat olan Muaviye b. Salih vasıtasıyla Mı­sır'a götürülmüş, orada da Abdullah b. Salih'in nakli ile daha sonraki eseriere girmiş ve böylece kaybolması önlenmiş­tir. Tefsir tarihinde mühim bir yer işgal eden bu eser. maalesef bugün tam ola­rak elimizde mevcut değildir. Zamanın­da tefsirdeki aşırı re'y* hareketlerine karşı bir reaksiyon olarak tefsire itimat olunamayacağını söyleyen Ahmed b. Hanbel bile Ali b. Ebü Talha'nın bu tef­sir sahifesini. '"Mısır'da tefsire dair bir sahife vardır. Bu sahifeyi Ali b. Ebü Tal­ha rivayet etmiştir. Bir kimse bu sahife için Mısır'a seyahat etse seyahati boşa gitmiş sayılmaz'" demek suretiyle öv­müştür (Kitabü'l- 'ile/, ı. 94).

Ali b. Ebü Talha'nın bu tefsir sahifesi, İbn Abbas'tan rivayet yoluyla tedvin • edilenlerin en eskisi ve ondan gelen "ta­rik"lerin en sağiarnı olması bakımından, Kur'an-ı Kerim'in tefsiri tarihinde bü­yük bir öneme sahiptir. Bu değerli tef­sir sahifesini ancak bazı müfessirler gö­rebilmiş, ondan istifade edenler arasın­da Buhari, Taberi, İbn Ebü Hatim ve İbnü'I-Münzir gibi şöhretli şahsiyetlerin bulunması bu sahifeye atfedilen değeri daha da arttırmıştır.

Müslim, Şa~i'J:ı'inde ("Nikfıl:ı.", 133) azl*in hükmü hakkında Ali b. Ebü Tal­ha'dan nakledilen bir haberi zikretmek­tedir. Buhari ise Mısır'a yapmış olduğu seyahatlerde bu Şa~ffe'yi ya doğrudan doğruya Abdullah b. Salih'ten veya baş­kalarından alarak isnadları zikretmek­sizin (taTikan) İbn Abbas'a ulaştırmak­tadır. Buharfnin "ta'lik"leri kısmında ,

genellikle Kur'an'ın garıo kelimelerinin izahlarında bu Şa~ffe'ye atıfta bulunul­maktadır. Taberi ise bu Şa~fe'yi Mu­sanna· b. İbrahim, Ali b. Davüd ve Yah­ya b. Osman vasıtasıyla Abdullah b. Salih'ten almıştır. Taberi, Buhari gibi bu Sa]J.ı"fe'den sadece Kur'an'ın garib keli­melerini izah yönünden nakillerde bu­lunmamış, çeşitli hükümler, nüzül se­bepleri, nasih ve mensuhla ilgili bilgiler ve diğer haberleri de almıştır. Şahıle'­nin girdiği kaynak eserlerden diğer ikisi de henüz yazma halinde bulunan İbn Ebü Hatim ve İbnü'I-Münzir'in tefsirle­ridir.

BİBLİYOGRAFYA :

Müslim, "NikaJ.ı", 133;Ahmed b. Hanbel, Ki­ttlbü'l- 'ile/ (nşr. Talat Koçyiğit-İsmail Cerra­hoğlu). Ankara 1963, 1, 94; Buhari. et-Ttlrff].u'l­kebfr, VI, 281 -282; el-Cerf:ı ve't-ta'drl, VI, 191; Ebü Ca'fer en-Nehhas, en-Ntlsih ve'l-mensafı, Kahire 1338, s. 15 ; Zehebi, Mrz~nü'l-i'tidal, lll, 134; İbn Hacer. Teh?fbü't-Tefı?fb, VII, 339-341; a.mlf .. Fetf:ıu'l-btlrr (nşr. Taha Abdurraüf Sa'd v dğr.). Bulak 1300, VIII, 332; Hazreci, ljulaşa­tü Te?hib, s. 275; Süyüti, el-itkiin, ll, 189; Sez­gin, GAS, 1, 22, 26, 27; M. Kamil Hüseyin. '"Şa­J.:ıifetü 'Ali b. Ebi Talha", Mu'cemü garibi'I­Kur 'an (M. F. Abdülbakil. Kahire 1950, Mu­kaddime; İsmail Cerrahoğlu , "'Ali İbn Abi Tal­J.:ıa'nın Tefsir Sahifesi", AÜiFD, XVII (1969). s. 55-82. Iii İSMAİL CERRAHOGLU

L

ALİ b. EBÜ'r-RiCAL

( J~)l ._r.l ı:r. ._.k ) Ebü'I-Hasen Ali' b. Ebi'r-Rical ei-Ktitib eş-Şeybant ei-Mağribl el-Kayrevant

(ö. 432/1040-41 [?))

Astronomi alimi. _j

Batı ilim aleminde Abenragel ve Al­bohazen adlarıyla tanınır. Hayatı hakkın­da fazla bilgi yoktur. İspanya'nın Kurtu­ba şehrinde veya Kuzey Afrika'da doğ-

ALi b. EBÜ'r-RiCAL

duğu rivayet edilir. Tunus'ta yetişmiş, Kayrevan sarayında Ziri Emiri Muiz b. Badis'in hocası ve müneccimi olmuş, ay­nı zamanda devlet idaresinde de önem­li görevler yapmıştır. Muizz'in sarayının önde gelen şairlerinden İbn Reşik'i hi­mayesine aldığı ve onun da el- 'Umde ii me~c'isini'ş-şi cr ve c'idc'ibih adlı ünlü eserini kendisine ithaf ettiği bilinmek­tedir.

Ali b. Ebü'r-Rical'in en önemli eseri, astrolojinin ana konuları üzerine düzen­lenmiş sekiz kitaptan oluşan Kitc'ibü1-Bc'iri c ii a~kc'imi'n-nücılm adlı büyük ansiklopedidir. Çeşitli kütüphanelerde birçok yazması bulunan (bk. Sezgin, Vll, 187) eser, 1254 yılında Castilla-Le6n Kralı X. Alfonso için Yehuda ben Moşe tarafından eski ispanyolca'ya ve bun­dan da çeşitli zamanlarda Latince, İbra­nice, eski Portekizce ve diğer bazı Batı dillerine tercüme edilmiştir. Ali b. Ebü'r­Rical'in bundan başka Urcı1ze fi'l-~aic'i­ye'n-nücı1miyye adlı eseri ile bu eserin Ahmed ei-Kunfüz ei-Kostantini tarafın­dan yapılan şerhinin de birçok kütüp­hanede yazmaları bulunmaktadır (bk. Sezgin, Vll, 188). Kitc'ibü'l-Bc'iri 'de zik-

Kit8.bü'l·Bart {f af:ı.kami'n·nücQm adlı eserin ilk iki saytası (SUieymaniye Ktp., Damad lbr.1hlm Paşa , nr. 3843)

387