54
ANKARA ACUPUNCTURE AND COMPLEMENTARY MEDICINE JOURNAL ISSN 1304-690X AKUPUNKTUR ANKARA VE TAMAMLAYICI TIP DERGİSİ Yıl/Year, 2018, Cilt/Volume, 6, Sayı/Issue, 1 Açık Erişim / Open Access www.ankaraakupunkturdernegi.org ÜÇ DÖNGÜ AKUPUNKTURUNDA ALTILI UYGULAMA Prof. Dr. Cemal ÇEVİK .....................................................................................................................................................................1 İNFRARED TERMAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİNİN AKUPUNKTUR ÇALIŞMALARINDA KULLANILMASI Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLU, Cağrı CABIOĞLU ....................................................................................................................3 PRİMER BAŞAĞRILARI VE AKUPUNKTUR UYGULAMALARI: DERLEME Prof. Dr. Didem AKÇALI, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK ...............................................................................................................................7 AKUPUNKTURDA ÖNEMLİ BİR TEDAVİ ENGELİ: GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI Doç. Dr. Rezan AKPINAR, Prof. Dr. Saliha KARATAY .......................................................................................................................13 SOĞUK ALGINLIĞI VE AKUPUNKTUR: DERLEME Arş. Gör. Dr. Fatma Tamara KÖROĞLU ..........................................................................................................................................19 ABDOMİNAL OBEZİTEDE AKUPUNKTUR TEDAVİSİNDE DAİ MERİDYENİNİN YERİ Uzm. Dr. Özlem Yelda BARAK SERKANT ........................................................................................................................................23 AKUPUNKTUR TEDAVİSİNİN MULTİPL SKLEROZ SEMPTOMLARI ÜZERİNE İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ Uz. Dr. Belkız Berna KÜLAH, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK .......................................................................................................................27 PRİMO VASKÜLER SİSTEMİN KANSERLE İLİŞKİSİ: DOST MU DÜŞMAN MI? Prof. Dr. Saliha KARATAY ...............................................................................................................................................................33 AURİKÜLOTERAPİDE TEDAVİ ENGELLERİ Dr. Ayfer KUZULUGİL ....................................................................................................................................................................41 Hakemli Dergi

ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

ANKARA ACUPUNCTURE AND COMPLEMENTARY MEDICINE JOURNAL

ISSN 1304-690X

AKUPUNKTUR ANKARA

VE TAMAMLAYICI TIP DERGİSİ

ANKARA ACUPUNCTURE AND COMPLEMENTARY MEDICINE JOURNAL

İÇİNDEKİLER

Yıl 2014, Cilt 2, Sayı 1 ISSN 1304-690X

Oksijen Terapi...

Yaşam Destek Ürünleri ...

OKSİJENMİNERAL

ENZİMAMİNOASİTELEKTROLİT

VİTAMİN

YAYINLANAN

ile

Ağrılı Hastalarda Akupunktur Noktalarına O2O3 (Ozon) Uygulamaları Betül BATTALOĞLU İNANÇ 1

Sigara İçen Yüksekokul Öğrencilerinde Sigara Bıraktırmada Akupunktur Tedavisinin Etkinliği Turan GÜNDÜZ 5

Depresyon ve Akupunktur İle Tedavisi Mehmet Fuat ABUT 8

Auriküloterapi ve Aurikülomedisin Ayfer KUZULUGİL 10

Randomize Kontrollü Akupunktur Çalışmalarında Plasebo Kontrol Uygulamaları Saliha KARATAY 12

Kozmetik Akupunktur Asuman KAPLAN ALGIN 16

10 Element Can ZİNNEHA 23

Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28

Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31

Müzikle Tedavi, Tarihi Gelişimi ve Uygulamaları Z. Işıl BİRKAN 37

Yurtdışı Kaynaklı Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergileri H. Volkan ACAR 50

Kurs İzlenimi Yasemin ÇAYIR 55

Sempozyum İzlenimi Ayfer KUZULUGİL 57

Güncel Haber Ahmet DÖKER 60

Yıl/Year, 2018, Cilt/Volume, 6, Sayı/Issue, 1

AN

KARA

AKU

PUN

KTU

R VE

TA

MA

MLA

YIC

I TIP

DER

GİS

İ

web adresi : www.ankaraakupunkturdernegi.org

e-posta : [email protected]

twitter : @AkupAnkara

Telefon/ Faks: 0312-213 99 00

GSM: 0 538 085 68 07

AKUPUNKTUR ANKARA

VE TAMAMLAYICI TIP DERGİSİ

ANKARA ACUPUNCTURE AND COMPLEMENTARY MEDICINE JOURNAL

İÇİNDEKİLER

Yıl 2014, Cilt 2, Sayı 1 ISSN 1304-690X

Oksijen Terapi...

Yaşam Destek Ürünleri ...

OKSİJENMİNERAL

ENZİMAMİNOASİTELEKTROLİT

VİTAMİN

YAYINLANAN

ile

Ağrılı Hastalarda Akupunktur Noktalarına O2O3 (Ozon) Uygulamaları Betül BATTALOĞLU İNANÇ 1

Sigara İçen Yüksekokul Öğrencilerinde Sigara Bıraktırmada Akupunktur Tedavisinin Etkinliği Turan GÜNDÜZ 5

Depresyon ve Akupunktur İle Tedavisi Mehmet Fuat ABUT 8

Auriküloterapi ve Aurikülomedisin Ayfer KUZULUGİL 10

Randomize Kontrollü Akupunktur Çalışmalarında Plasebo Kontrol Uygulamaları Saliha KARATAY 12

Kozmetik Akupunktur Asuman KAPLAN ALGIN 16

10 Element Can ZİNNEHA 23

Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28

Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31

Müzikle Tedavi, Tarihi Gelişimi ve Uygulamaları Z. Işıl BİRKAN 37

Yurtdışı Kaynaklı Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergileri H. Volkan ACAR 50

Kurs İzlenimi Yasemin ÇAYIR 55

Sempozyum İzlenimi Ayfer KUZULUGİL 57

Güncel Haber Ahmet DÖKER 60

Açık Erişim / Open Access www.ankaraakupunkturdernegi.org

ÜÇ DÖNGÜ AKUPUNKTURUNDA ALTILI UYGULAMA Prof. Dr. Cemal ÇEVİK .....................................................................................................................................................................1

İNFRARED TERMAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİNİN AKUPUNKTUR ÇALIŞMALARINDA KULLANILMASI Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLU, Cağrı CABIOĞLU ....................................................................................................................3

PRİMER BAŞAĞRILARI VE AKUPUNKTUR UYGULAMALARI: DERLEME Prof. Dr. Didem AKÇALI, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK ...............................................................................................................................7

AKUPUNKTURDA ÖNEMLİ BİR TEDAVİ ENGELİ: GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI Doç. Dr. Rezan AKPINAR, Prof. Dr. Saliha KARATAY .......................................................................................................................13

SOĞUK ALGINLIĞI VE AKUPUNKTUR: DERLEME Arş. Gör. Dr. Fatma Tamara KÖROĞLU ..........................................................................................................................................19

ABDOMİNAL OBEZİTEDE AKUPUNKTUR TEDAVİSİNDE DAİ MERİDYENİNİN YERİ Uzm. Dr. Özlem Yelda BARAK SERKANT ........................................................................................................................................23

AKUPUNKTUR TEDAVİSİNİN MULTİPL SKLEROZ SEMPTOMLARI ÜZERİNE İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ Uz. Dr. Belkız Berna KÜLAH, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK .......................................................................................................................27

PRİMO VASKÜLER SİSTEMİN KANSERLE İLİŞKİSİ: DOST MU DÜŞMAN MI? Prof. Dr. Saliha KARATAY ...............................................................................................................................................................33

AURİKÜLOTERAPİDE TEDAVİ ENGELLERİ Dr. Ayfer KUZULUGİL ....................................................................................................................................................................41

Hakemli Dergi

Page 2: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

Page 3: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

ii

ANKARA AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP DERNEĞİ

web adresi : www.ankaraakupunkturdernegi.org e-posta : [email protected] twitter : @AkupAnkara

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Derneği’nin yayın organıdır

Yaygın süreli, hakemli yayın

SAHİBİ

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Derneği adına Cemal ÇEVİK Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD, Ankara

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

Mehmet Tuğrul CABIOĞLU

EDİTÖR

Prof. Dr. Cemal ÇEVİK

EDİTÖR YARDIMCILARI

Dr. Ayfer Kuzulugil Prof. Dr. Didem Tuba AKÇALI Uzm. Dr. Belkız Berna KÜLAH Dr. Fatma Tamara KÖROĞLU

19. Sokak (Eski 60. Sok.) No: 89/7 Emek-ANKARA Telefon/ Faks: 0 312 213 99 00 GSM: 0 538 085 68 07 (hafta içi 09.00–19.00)

DİZGİ-BASKI

Kuban Matbaacılık Yayıncılık - İvedik Organize Sanayi Matbaacılar Sitesi 1514. Sokak No: 20 Ankara Tel: 0 312 395 20 70 Faks: 0 312 395 37 23 www.kubanmatbaa.com

Baskı Tarihi : Mayıs 2018

Yayın Aralığı : Yılda iki kez basılır

DANIŞMA ve HAKEM KURULU

Prof. Dr. Cemal ÇEVİK

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD, Ankara

Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLU

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji AD, Ankara

Doç. Dr. H Volkan ACAR

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara EAH, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kl, Ankara

Prof. Dr. Didem Tuba AKÇALI

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloj AD, Algoloji BD, Ankara

Prof. Dr. Ahmet KAVAKLI

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD, Elazığ a

Prof. Dr. Ahmet KALAYCIOĞLU

Karadeniz Üniversitesi Tıp Fak, Anatomi AD, Trabzon

Dr. Ayfer KUZULUGİL

Serbest Hekim, Ankara

Prof. Dr. Kemal Nuri ÖZERKAN

İstanbul Ün. Beden Eğitimi ve Spor YO, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği AD, İstanbul

Prof. Dr. Vesile SEPİCİ

Gazi Üniversitesi Tıp Fak, Fiziksel Tıp ve Rehab AD, Ankara (Emekli)

Uzm. Dr. Nüzhet ZİYAL

Serbest Hekim, İstanbul

Prof. Dr. İlhan ÖZTEKİN

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Algoloji BD, İstanbul

Prof. Dr. Afitap ANIL

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD, Ankara

Doç. Dr. Deniz ASLAN

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hast AD, Ped Hematoloji BD, Ankara

Prof. Dr. Avni BABACAN

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloj AD, Algoloji BD, Ankara

Prof. Dr. Hayrunnisa BOLAY BELEN

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Ankara

Prof. Dr. Ayşe Banu ÇAYCI

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD, Ankara (Emekli)

Prof. Dr. Baha ÇELİK

Kafkas Üniversitesi Tıp Fak, Fiziksel Tıp ve Rehab AD, Kars

Uzm. Dr. Baki DÖKME

Serbest Hekim, İstanbul

Prof. Dr. Mustafa KAVUTÇU

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD, Ankara

Prof. Dr. Fatma SARICAOĞLU

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD, Ankara

Prof. Dr. Kaya ÖZKUŞ

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fak, Anatomi AD, İstanbul

Prof. Dr. Adnan ÖZTÜRK

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fak, Anatomi AD, İstanbul

Prof. Dr. Nedim SULTAN

Gazi Üniversitesi Tıp Fak, Tıbbi Mikrobiyoloji AD, Ankara (Emekli)

Prof. Dr. Mustafa ŞARE

Gazi Üniversitesi Tıp Fak, Genel Cerrahi AD, Ankara

Prof. Dr. İbrahim TEKEOĞLU

Sakarya Üniversitesi Tıp Fak, Fiziksel Tıp ve Rehab AD, Sakarya

Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fak Farmakognozi ve Fitoterapi AD, İstanbul

Uz. Dr . Belkız Berna KÜLAH

SBÜ Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Ankara

Dr. Fatma Tamara Köroğlu

Arş.Gör. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği A.B.D, Ankara

Uz. Dr. Yasin Erol Yalçın

Serbest Hekim, Ankara

Page 4: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

iii

EDİTÖRDEN

Değerli Meslektaşlarım,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi’nin 2018 yılının birinci sayısını gecikmeli olarak yayınlıyoruz. Bu günlerde Sağlık Bakanlığımızın “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Etik Kurullarının” kurulması için hazırladığı yönergenin yetkili kurullar tarafından onaylanmak üzere olduğu bilgisini aldık. Tamamlayıcı Tıp'la ilgili etik kurullarının oluşması, alandaki bilimsel aktivitelerimizin önünü açacak bu alanda gelişmelere sebep olacaktır. 19-22 Nisan tarihlerinde İstanbul'da Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bilimleri Üniversitesinin iş birliği ile Cumhurbaşkanlığının himayesinde yapılan ve dernek olarak bizim de katkıda bulunduğumuz; 1. Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi oldukça başarılı geçmiş, bu alanda ülkemizi üst sıralara taşımıştır. Üniversitelerimizde (şimdilik 14 merkez) oluşturulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Merkez-lerinin eğitim faaliyetleri içerisine dernek olarak katılırken bilimsel aktivitelerinin duyurulması ve makaleleri-nin yayınlanması için de dergice gayret içerisindeyiz. Bilindiği üzere Sağlık Bakanlığımız Tamamlayıcı Tıbbın 14 alanı üzerinde yetkilendirme yapmaktadır. Dergimizin temel amaçlarından biri, ayırım yapmadan Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği 14 geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemiyle yapılmış olan yayınların yayınlaması için ortam olmaktır.

Derneğimiz yönetimi sene ortasında yapılan olağan kongre ile değişti. Yeni Web sayfamızı oluşturduk. Yeni Web sayfamız bu alanda iyi bir bilgi kaynağı haline geldi. Gittikçe gelişeceğini ümit ediyoruz. Bu değişiklik dergiye de yansıdı. Dergimizin yayınlanmasında büyük bir özveriyle çalışan eski Sorumlu Yazı İşleri Müdü-rümüz Doç. Dr. Volkan ACAR Bey ve ekibi görevlerini Prof. Dr. Tuğrul Cabıoğlu'na devrettiler. Kendilerine sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Dergimizin yeni, Editör Yardımcılıklarını ise Dr. Ayfer Kuzulugil, Prof. Dr. Didem AKÇALI, Uzm. Dr. Belkız Berna KÜLAH ve Dr. Fatma Tamara KÖROĞLU üstlendiler. Bir ekip çalışması ruhuyla dergimizi daha iyi yerlere getirmek için çaba içinde olacağız.

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Alanı'nda ilk çalışmalar ve yetkilendirmeler Akupunktur ile başladı, yavaş ve kontrollü ilerledi. Ancak alana diğer 13 branşın girmesiyle beraber alan hızlı bir gelişme içerisinde. Bu hızla kantite artarken aynı hıza kalitenin ulaşması söz konusu olmayabilir. Bakanlığın bundan sonraki devrede en önemli çabası, derneklerle iş birliği içerisinde eğitim merkezlerinin kontrol edilmesi ve gelişmeleriyle ilgili alt yapıların sağlanmasıdır. Bu noktaya gelindikten sonra bize yakışan geleceğe endişe ile değil ümitle bakmaktır.

Selam, sevgi ve saygılarımla….

Prof. Dr. Cemal Çevik

Page 5: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

iv

YAZARLARA BİLGİ

1- Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Derneği’nin bir yayın organı olup akupunktur ve tamamlayıcı tıp konularında bilimsel birikime katkısı olan araştırmaları ve bilimsel içerikli yazıları yayınlar.

2- Dergide yayınlanacak makale tipleri şunlardır: Editöryal yazı, klinik ve deneysel araştırma, derleme, olgu sunumu/olgu serisi, (kaynak belirtilmek koşuluyla) yabancı dilde basılmış makale çevirisi, eğitim yazısı, kitap tanıtımı, bilimsel toplantı (kongre, sempozyum, kurs, vb.) izlenimi, bilimsel toplantı sunum özetleri, güncel, editöre mektup vb.

3- Dergi altı ayda bir, yılda iki kez yayınlanır.

4- Gönderilen yazılar daha önce başka bir dergide yayınlanmamış olmalıdır. Herhangi bir kongrede ya da bilimsel toplantıda özet olarak sunulmuş ise toplantının adı, tarihi ve düzenlendiği şehir belirtilmelidir.

5- Yazıların tüm bilimsel ve etik sorumluluğu yazarlara aittir.

6- Dergi yazım dili Türkçe ve İngilizcedir. Teknik terimler Türkçe, Latince ve Türk tıp terminolojisine yerleşmiş sözcüklerle yazılmalıdır.

7- Yazarların, akupunktur meridyen (kanal) ve nokta isimleri kullanımında 1989’da Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiş kısaltmalara uyulması beklenir (Akciğer-LU, Kalın barsak-LI, Mide-ST, Dalak-SP, Kalp-HT, İnce barsak-SI, Mesane-BL, Böbrek-KI, Perikard-PC, Üçlü ısıtıcı (Sanjiao)-TE, Safra kesesi-GB, Karaciğer-LR, Yönetici Kanal (Du)-GV, Üreme Kanalı (Ren)-CV).

Akupunktur nokta kısaltmaları şu örneklere uygun olmalıdır: BL 56, LR 3, GV 20 vb.

Çince kökenli deyimler italik yazılmalıdır (de qi, Yin, Yang, Yintang vb.).

Sıradışı (ekstra) noktaların yazımında pinyin yazılımlı Çince isim de kullanılmalı ve yazım şu örneğe uygun olmalıdır: Yintang (EX-HN3), Taiyang (EX-HN5) vb. (http://aim.bmj.com/content/7/1/21.full.pdf+html)

8 - Metne eşlik eden görsel materyal için şu özelliklere dikkat edilmelidir:

Tablolar, Excel veya Word programlarından birinde hazırlanmalıdır.

Şekiller, Grafikler, Excel, Word veya çizim programlarından (Corel, Freehand, Adobe illustrator) birinde sayısal olarak hazırlanmalıdır.

Fotoğraflar, 300 dpi çözünürlüğünde olmalıdır.

9 - Gönderilen yazılarla birlikte, YAYIN HAKLARI DEVİR FORMU da gönderilmelidir. Dergide örneği bulunan ve tüm yazarlarca imzalanmış olan bu form, tarayıcıdan geçirildikten sonra yazıyla birlikte e-posta yoluyla Dergiye iletilmelidir.

10- Gönderilen tüm yazılar, önce Editörün ön incelemesinden geçer ve daha sonra hakem(ler)e gönderilir. Editör, yazıyı doğrudan reddetme, hakem(ler)e gönderme, hakem incelemesinden sonra kabul ya da reddetme hakkına sahiptir. Editör, yayın koşullarına uymayan yazıları yayınlamamak, düzeltmek üzere yazarına geri vermek veya yazarın izni ile düzeltmek, biçimce düzenlemek ya da kısaltmak yetkisine sahiptir. Derginin, kabul edilmeyen yazıların bütününü ya da bir bölümünü (tablo, şekil, fotoğraf vb) geri gönderme zorunluluğu yoktur.

11- Yazım kuralları:

a) Dergiye gönderilecek yazılar, Word dosyasında 12 punto, çift aralıklı olarak, Times New Roman ya da Arial fontunda yazılmalı ve sayfalar ilk sayfadan itibaren numaralandırılmalıdır.

b) İlk sayfada sadece şu bilgiler bulunmalıdır:

Başlık, İngilizce başlık

Yazar(lar)ın adı, soyadı, unvanı ve (varsa) görev yaptığı kurum, şehir

Sorumlu yazarın iletişim bilgileri (Adı, soyadı, (varsa) görev yeri, adres, telefon ve e-posta bilgileri). Ayrıca varsa yazı ile ilgili bilgi (Kongre sunumu, kurum desteği, vb.) yazılmalıdır. Yazar(lar)ın yazıyla ilgili herhangi bir çıkar ilişkisi söz konusu ise (ticari ilişki, sponsorluk sağlama vb.) bu durum,

Yazarlara Bilgi

Page 6: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

v

belirtilmelidir. Böyle bir durum mevcut değilse, “Yazar(lar)ın, bu yazıyla ilgili herhangi bir çıkar ilişkisi bulunmamaktadır” ibaresi eklenmelidir.

c) İkinci sayfada Türkçe ve İngilizce özet ile Anahtar Sözcükler bulunmalıdır

• Özet (En fazla 250 sözcük) ve Anahtar Sözcükler (3-6 arası).

* Klinik ve deneysel çalışmaların özeti için alt başlıklar: Giriş, Gereç ve Yöntem, Bulgular, Tartışma

* Olgu sunumu/olgu serisi özeti için alt başlıklar: Giriş, Olgu(lar), Tartışma.

• İngilizce özet (Abstract) (En fazla 250 sözcük) ve “Key Words” (Kaynak olarak www.nlm.nih.gov/mesh/MBrowser.html adresi kullanılmalıdır).

* Klinik ve deneysel çalışmaların özeti için alt başlıklar: Introduction, Materials and Methods, Results, Discussion)

* Olgu sunumu/olgu serisi özeti için alt başlıklar: Introduction, Case(s), Discussion.

d) Metin, 3. sayfadan itibaren başlamalıdır. Sözcük sayısı, (özet hariç, kaynaklar dahil olmak üzere) olgu sunumu/olgu serisi’nde 1500’ü, diğer tüm yazılarda 6000 sözcüğü geçmemelidir.

• Klinik ve deneysel çalışmaların başlıkları şu şekilde olmalıdır:

* Giriş, Gereç ve Yöntem, Bulgular, Tartışma

• Olgu sunumu/olgu serisi için başlıklar şu şekilde olmalıdır:

• Giriş, Olgu(lar), Tartışma.

e) Kaynaklar, metinde yer alma sırasına göre numaralandırılmalıdır. Kaynak, metinde cümle içinde ya da sonunda, noktalama işaretinden önce, parantez içinde Arabik rakamlarla, aralarında virgül ya da çizgi ile belirtilmelidir. Örnek: (1, 2) ya da (1, 2-4) şeklinde…

Tablo, grafik ve resim altyazılarında kaynak-lar da, parantez içinde Arabik rakamlarla numaralandırılır. Kaynakların doğruluğu yazarların

sorumluluğundadır. Dergi adları Index Medicus

dizinindeki tarza uygun olarak kısaltılmış olmalı

ve eğer verilen kaynak Index Medicus’da yoksa

tam adı ile belirtilmelidir. Yazar sayısı, altı ve daha

az olan makalelerde tüm yazarların adı yazılır;

yazar sayısı yedi ve daha fazla ise, ilk altı yazarın

adından sonra “et al.” ilave edilir. Kaynak sayısı,

derlemelerde 80’i, klinik ve deneysel araştırmalarda

40’ı, olgu sunumu/olgu serisinde 15’i, diğer tür

yayınlarda 10’u aşmamalıdır.

Kaynak yazım örnekleri:

Dergi makalesi

• Mandıroğlu S, Cevik C, Aylı M. Acupuncture for

neuropathic pain due to bortezomib in a patient

with multiple myeloma. Acupunct Med 2014,

32(2), 194-196.

Kitap

• Deadman P, Al-Khafaji M, Baker K. A manual of

acupuncture. JCM Publications, 1998.

Kitap bölümü

• Jane JA, Persing JA. Neurosurgical treatment of

craniosynostosis. In: Cohen MM, Kim D (eds).

Craniosynostosis: Diagnosis and management. 2

nd edition. New York: Raven Press;1986, 249-95.

Elektronik Ortam Kaynağı

• World Health Organization. A Proposed

Standard International Acupuncture

Nomenclature: Report of a WHO Scientific Group.

http://apps.who.int/medicinedocs/en/d/Jh2947e/

(erişim tarihi 25.04.2014)

12- Dergide yayımlanması istenilen tüm yazıların,

e-posta yoluyla [email protected] adresine

gönderilmesi gerekmektedir.

13- Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi’nde

yayınlanan tüm yazılardaki içerik, yazar(lar)ın kişisel

görüşüdür, Editör ya da Yayın Kurulu’nun görüşü

değildir. Editör ya da Yayın Kurulu bu yazılar için

herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

Page 7: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

vi

YAYIN HAKLARI DEVİR FORMU

Sayın Editör,

Aşağıda başlığı ve yazar(lar)ı belirtilen ve yayınlanması dileğiyle gönderdiğimiz yazımızın, yayına kabul edildiği

takdirde her tür yayın haklarını ANKARA AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP DERGİSİ’ne devrettiğim(iz)i

beyan ederiz. Yayın hakları kapsamında, yazının her türlü formunun basımı, çoğaltılması, dağıtılması ile mik-

rofilm ya da elektronik ortamda yayını (online) veya benzer reprodüksiyonlar bulunmaktadır.

Yazı, Dergi yayın kurallarına ve etik kurallara uygun olarak hazırlanmıştır. İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda

hastaların ya da vasilerinin izni alınmıştır. Bilimsel toplantılarda bildiri özeti olarak sunumu hariç olmak üzere,

tam metin olarak daha önce başka herhangi bir yerde Türkçe ya da yabancı bir dilde yayınlanmamıştır ya da

yayın için değerlendirme aşamasında değildir. Yazının tüm bilimsel ve etik sorumluluğu tarafım(ız)a aittir. Yazı

içeriğindeki tüm bilgiler, tüm yazarlar tarafından onaylanmış durumdadır. Yazı içeriğindeki bilgilerin tümü

doğru ve gerçektir, ortaya çıkabilecek yanlışlık ve eksikliklerin sorumluluğu tarafım(ız)a aittir.

Yazının başlığı:…………………………………………………………………………………………........………

…………………………………………………………………………………………………………...……………

Yazar adı, soyadı İmza Tarih

İletişimden sorumlu yazarAd, soyad:Yazışma adresi:Tel:e-posta:

Yayın Hakları Devir Formu

Page 8: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

vii

İÇİNDEKİLER

ÜÇ DÖNGÜ AKUPUNKTURUNDA ALTILI UYGULAMA Prof. Dr. Cemal ÇEVİK ............................................................................................................................. 1

İNFRARED TERMAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİNİN AKUPUNKTUR ÇALIŞMALARINDA KULLANILMASI Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLU, Cağrı CABIOĞLU .......................................................................... 3

PRİMER BAŞAĞRILARI VE AKUPUNKTUR UYGULAMALARI: DERLEME Prof. Dr. Didem AKÇALI, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK ........................................................................................ 7

AKUPUNKTURDA ÖNEMLİ BİR TEDAVİ ENGELİ: GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI Doç. Dr. Rezan AKPINAR, Prof. Dr. Saliha KARATAY ................................................................................. 13

SOĞUK ALGINLIĞI VE AKUPUNKTUR: DERLEME Arş. Gör. Dr. Fatma Tamara KÖROĞLU .................................................................................................... 19

ABDOMİNAL OBEZİTEDE AKUPUNKTUR TEDAVİSİNDE DAİ MERİDYENİNİN YERİ Uzm. Dr. Özlem Yelda BARAK SERKANT ................................................................................................... 23

AKUPUNKTUR TEDAVİSİNİN MULTİPL SKLEROZ SEMPTOMLARI ÜZERİNE İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ Uz. Dr. Belkız Berna KÜLAH, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK ................................................................................ 27

PRİMO VASKÜLER SİSTEMİN KANSERLE İLİŞKİSİ: DOST MU DÜŞMAN MI? Prof. Dr. Saliha KARATAY ........................................................................................................................ 33

AURİKÜLOTERAPİDE TEDAVİ ENGELLERİ Dr. Ayfer KUZULUGİL ............................................................................................................................. 41

Page 9: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,
Page 10: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

1

ÜÇ DÖNGÜ AKUPUNKTURUNDA ALTILI UYGULAMAIN THREE LOOP ACUPUNCTURE SIXFOLD APPLICATION

Prof. Dr. Cemal ÇevikGÜ.Tıp Fakültesi GETAT Müd.

Özet

Bu metodlar üç döngü akupunkturunda yeni uygulamalardır. Siklusa iki organ ilave edildiğinde etkinlik artar. Altı organdan Yuan noktaları alındı ve her tedavi için 10 nokta seçildi.

Abstract

These metods are new applications to three cycle acupuncture. Adding two organs to the cycles are growing effectiveness. Yuan points taken from the six organs and for every treatment 10 points are chosen.

Bu yayın, dergimizin önceki sayılarında ''Üç Döngü Akupunkturu'' ilgili orjinal makalelerin devamıdır.

Giriş

Üç döngü akupunkturunda Çiy akışına göre birbir-lerini takip eden her birinde dört organ bulunan üç siklus vardır. Bu sikluslar Taoyin, Shaoyin, Jueyin gibi her siklusun önemli olan organlarına göre isimlendi-rilmişlerdir. Altılı metotlarda bu üçlü yapılara peşin-den gelen ikinci siklusun ilk organları taşıdığından metoda altılı metotlar olarak isim verilmiştir. Yuka-rıda bahsedildiği gibi altılı metotlarda her dörtlü or-gana bir çift bu dört organla ilgili organlar daha ilave edilerek elde edilen sistemdir. Altılı organ sisteminde dört organa iki organ daha ilave edildiğinden geniş bir etki alanı oluşturulur. Altılı sistemle üç farklı alt yapı oluşur. Her üç sitemin (Taiyin, Jüeyin ve Shao-yin) üç türevi sırayla şöyledir: Birinci Altılı metot, İkinci Altılı metot, Üçüncü Altılı metot.

Birinci Altılı Metot

Taiyin sisteminin türevi olan bir alt yapıdır. Genel ola-rak bu metotlarda dörtlü organ gruplarına enerji akışı yönünden bitişik olan iki organ daha ilave edilir. Tai-yin metodunun devam edeceği organ Yin olarak kalp organıdır. Kalp organı beşinci organ olarak sisteme girer. Sisteme Kalp gelirken kendi eşleniği olan ince bağırsakları da getirir. Taiyin organlarının Yang eş-leniği olan organlarla beraberliği altılı alt yapı organ sistemin oluşturur. Yani, Taiyin - Yangming sistemi içersine ince bağırsaklar ve kalp kanalları ilave edilir. Akciğer - Kalın bağırsak - Dalak - Mide - İncebağırsak-

lar - Kalp. Böylece altı organlı yeni bir sistem oluşur. Sistemin Yuan noktaları aşağıdaki gibi sıralanabilir.

Noktalar: Lu-9, LI-4,Sp-3, St-42, SI-4, H7. Altı orga-nın altı Yuan noktası alınarak reçete hazırlanır.

Noktaların bir kısmı elde bir kısmı ise ayakta yer alırlar. El ve ayaktaki noktalara olarak sıralarsak, el noktaları, Lu-9, H-7, LI-4, SI-4, ayak noktaları St-42, Sp-3 noktaların daha çok elde olduklarını görürüz. Noktaların üçü Lu-9, H-7, Sp-3 toprak noktaları, di-ğer üç nokta ise St-42, LI-4, SI-4 ise ateş noktaları-dırlar. Bu grupta temel belirtiler tek başına sıcak, tek başına nem patojenik faktör olarak sistemi etkilemiş olabilirler. Ancak çoğu sıcak nem patojenik faktör olarak organ ve kanalları etkilemiş olabilir. Bu etki ile kanallarda bir nem birikimi yani balgam oluşumu söz konusu olabilir. Bu noktaların uygun kullanımı ile nemin düzgün dolaşımı sağlanabilir.

Bu meridyenlerin bazılarının bazı noktaları çok kulla-nılırlar, bilinirler. Bunlar Yuan’larla beraber kullanıl-dığında oldukça etkin bir reçete oluşur. Çok bilinen noktalar, SI-3, Sp-6, St-36, St-44. Toplam olarak or-taya on noktalı bir reçete çıkmış olur. Bu noktaların hepsi seçilebildiği gibi palpasyonla, iğne ucu ile veya sarkaçla hassas olanları ayırt edilip sadece onlar te-davi de kullanılabilirler, böylece daha az sayıda nokta kullanılmış olur.

Ankara Akupunktur 2018; 6 (1): 1-2

Page 11: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Cemal ÇEVİK

2

İkinci Altılı Metot

İkinci altılı metotta Shaoyin sistemine (Sahoyin +Ta-iyang ) Çiy akışı yönünde, akışın hemen önlerindeki iki organ ilave edilir. Bu iki organdan Yin olanı peri-kard ve Yang olanı Sanjiao’dur. Bu organları sırala-yacak olursak; sıra, Kalp-İnce bağırsaklar- Böbrekler- Mesane- Perikart- Sanjiao şeklindedir. Bu organların Yuan noktaları H-7, SI-4, UB-62, Kid-3, Sj-3 (Yuan yerine), P-7’ dir.

Bu meridyenlerin etkili olduğu bilinen noktalarla zen-ginleştirecek olursak; Sj-5, Kid-6 veya Kid-7, P-6, SI-3 noktaları da lüzumuna göre ilave edilirler. Bu altılı sistemdeki organlar ateş ve su fazına ait organlardır. Kalp, Perikart, Sanjiao ateş; böbrek ve mesane su fa-zına aittirler. Ateş ve su fazı özellikle Sanjiao’nun ek-lenmesiyle dolaşım ve boşaltım sistemlerini etkilerler. Sanjiao üç vücut boşluğundaki sıvı geçişlerini yönetir. Bu sistem ödemli durumlarda özellikle seçilebilir. Ek-lem ağrılarında, bel ağrılarında Back- Shu noktaları ilave edilebilir. UB-14,15,19,23, 25 seçilebilir.

Üçüncü Altılı Metot

Bu metotta Jüeyin (Jüeyin+Shaoyang) sistemine akci-ğer ve dalak ilave edilir. Bu meridyenlerin organlarını ve Yuan noktalarını sıralayacak olursak, Perikart-San-jiao-Safra kesesi-Karaciğer-akciğer-kalın bağırsaklar; P-7, Sj-3 (veya Sj-5), GB-40, Liv-3, Lu-9, LI-4.

Bu sistemdeki organların Ateş, ağaç, metal fazına ait olduklarını görüyoruz.

Bu sistemin dolaşım ve solunum sistemleriyle ilgili ol-duklarını görüyoruz. Cilt hastalıklarının tedavisinde sistem hem doğu (akciğerler), hem de Batı tıbbına göre (karaciğer) ciltle ilgili rahatsızlıklarda etkinliği ol-duğu düşünene iki organ bir aradadır.

KARIŞIK METOTLAR

Karışık metotlarda Taiyin, Shaoyin ve Jüeyin sistemle-rinin İkişer ikişer eşleştirmeleri söz konusu olur. Böy-lece her sistemde sekiz organ bulunur. Bu metotlar-da etkinlik alanı oldukça genişlemiştir.

Birinci Karışık Sistem

Taiyin + Shaoyin birleşimi söz konusudur. Bu organ-

lar akciğer - kalın bağırsaklar - dalak - Mide - ince

bağırsaklar - kalp - mesane- böbrekler şeklinde sı-

ralanırlar. Bu organların Yuan noktaları Lu-9, LI-4,

Sp-3, St-44 (St-42 yerine), H-7, UB-64, SI-4, Kid-3

noktaları sıralanır. UB-64 yerine UB-2 kullanmak söz

konusu olabilir. Bu meridyenlerin Front Mu ve Back-

Shu noktları da ilave edilebilir. Şikayete yönelik ola-

rak bazı noktalar çıkarılarak front- Mu ve back-Shu

noktları ilave edilirler.

Bu sistemde, ateş, su ve toprak elementine ait nok-

talar vardır. Ateş elementi toprağı besler, su ise ateşi

baskılar.

İkinci Karışık Sistem

Shaoyin + Jueyin karışımı söz konusur.

Bu sistemde Kalp, ince bağırsaklar, mesane, böbrek-

lere ek olarak Sanjiao- perikard-safra kesesi- karaci-

ğer kanalları mevcuttur. Bu kanallarla ait Yuan nok-

taları, H-7, SI-4, UB-64 (veya UB-2), Kid-3, P-7, Sj-3,

GB-40, Liv-3

Bu sistemde ateş, ağaç, su elementine ait noktalar

bulunur. Ağaç ateşi besler, su ise ateşi sakinleştirir.

Üçüncü Karışık Sistem

Bu sistemde Jüeyin+Taiyin beraberliği söz konusudur.

Bu sistemde yer alan organlar, sekiz adettir. Bunlar,

Sanjiao, perikard, karaciğer, safra kesesi, kalınbağır-

saklar, akciğerler, mide, dalak’tır. Bu organlara ait

Yuan noktaları ve önemli noktaları ise, Sj-3 veya Sj-5,

P-7 veya P-6, Lu-9 veya Lu-7, Lu-5, St-44 veya St-

36,St-40, Sp-3 veya Sp-6.

Üçüncü karışık sistemde Ateş, metal, toprak ele-

mentine ait noktalar mevcuttur. Metal ateşi baskılar,

kontrol ederken, toprağı oluşturur. Toprak da ateşi

sakinleştirir.

Page 12: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

3

İNFRARED TERMAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİNİN AKUPUNKTUR ÇALIŞMALARINDA KULLANILMASI

UTILIZATION OF INFRARED THERMAL IMAGING SYSTEMS IN ACUPUNCTURE STUDIES

Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLU¹, Cağrı CABIOĞLU²

¹ Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi, Ankara² Başkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Ankara

İletişim Bilgileri: Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ümitköy Polikiliniği, Mutlukent Mah. 1963 Sok. No:17 Ümitköy/Çankaya/Ankara

Ankara Akupunktur 2018; 6 (1): 3-5

Özet

İnfrared Termal Görüntüleme Sistemleri (İTGS), birçok hastalığın tanı ve tedavisinde kullanılabilir. Son za-manlarda, bu sistem artrit, sinüzit ve alerjik rinit gibi inflamatuar hastalıkların tanı ve tedavilerinde öne çık-mıştır. İnfrared Termal Görüntüleme Sistemleri son 10 yılda tıpta kullanılmaya başlandı. Bu metotla yapı-lan erken çalışmalar meme kanserlerinin belirlenmesinde kullanıldı. Erken dönemlerde, İnfrared Termal Görüntüleme Sistemlerinin hassasiyeti ve çözünürlükleri sıcaklığın doğru olarak belirlenmesinde yeterli de-ğildi. Bununla birlikte, son yıllarda, bu cihazların hassasiyeti ve çözünürlükleri büyük ölçüde gelişti. Özellikle, dokuda inflamasyon ve diğer patolojik değişmeler olduğunda normale göre sıcaklık yükselmesi deri üzerinden İTGS ile belirlenebilir. İnfrared Termal Görüntüleme Sistemleri kullanılarak, akupunktur noktalarındaki sıcaklı-ğın ölçülmesinin özellikle birçok hastalığın akupunkturla tedavisinde yeni algoritmalar meydana getirebilece-ğini düşünüyorum. Gelecekte, akupunktur tedavisinde, bu algoritmalar dikkate alınabilir.

Abstract

Infrared Thermal Imaging Systems (ITIS) can be used in diagnosis and treatment of a lot of disorders. Recently, it has come forward in diagnosis and treatment of inflammatory diseases like artiritis, sinusitis and allergic rhinitis. Infrared Thermal Imaging Systems was introduced into medicine in the last 10 years. Early studies suggested that the method could be useful for breast cancer detection. But, in the early period, Infrared Thermal Imaging Systems was not sensitivity and resolution enough to detect the subtle changes in temperature needed for accurate detection. However, in recent years the sensitivity and resolution of these instruments has greatly improved. In particular, when a tissue is inflamed and other pathological changes, on skin the increase in temperature according to normal conditions can be detected by ITIS. I think that measurement of heat on acupuncture points using Infrared Thermal Imaging Systems would enable establishing new algorithms particularly in the acupuncture treatment of a lot of disorders. In the future, in acupuncture treatment, these algorithms will be taken into account.

Page 13: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Mehmet Tuğrul CABIOĞLU

4

Akupunktur tedavi metodunun en az 3000 yıllık bir geçmişi olduğunu biliyoruz. Akupunktur uygulama-sında hastalıklara tanı koyma, ilk dönemlerde has-tanın hikayesi, fiziki görünüm, nabız, deri üzerinde renk değişmesi ve dilde meydana gelen değişmeler üzerinden geliştirilen bir algoritma üzerinden yapıl-mıştır. Akupunktur uygulamasının, hastalıklara aku-punktur terminolojisiyle tanı koyma ve tedavinin programlanmasın da yukarıda bahsedilen bulgular ve bu bulgulardan sonuca giderek oluşturulması sağ-lanmıştır. Bu durum göz önüne alındığında, tarihin bu kadar derinine uzanan bu bilim dalının günümüz teknolojisiyle buluşması ve bu teknoloji ile tanı ko-nulması ve tedavinin şekillenmesi son derece önem kazanmaktadır.

Vücuttaki metabolik aktivite sonucu açığa çıkan ısı, vücuttan salınmaktadır. Bu salınımın bir kısmı inf-rared ışınım olarak deri yüzeyinden salınır. İTGS’leri deri üzerinden salınan infrared ışınım üzerinden deri üzerindeki nokta veya alanlardan sıcaklığı ölçer. Bu sistem, tıp alanında özellikle enflamatuar hastalıklar başta olmak üzere, bölgesel ağrı ile seyreden hasta-lıklarda, Raynaud sendromunda, ateşli hastalıkların ve kanser taranmasında teşhise katkısı olabileceği gibi, yapılan tedavinin etkinliğinin belirlenmesinde de kullanılmaktadır (1-5). İTGS’leri, özellikle deri üze-rindeki sıcaklığın ölçümünü yapmasından dolayı, deri üzerindeki akupunktur noktaların sıcaklık değişimini belirleyerek, ilgili hastalıkların teşhis ve tedaviye ver-diği cevap gözlenebilir (5). Ünitemizde, Fotoğraf 1’de gördüğümüz, -20 ˚C ile 650 ˚C sıcaklık aralığında ça-lışan, termal hassasiyeti <0,045 °C (45mK), spektral aralığı 7,5µm – 13 µm, görüş açısı/minimum netleme mesafesi en az 25°x19° / 0.4m olan FLIR T420 ci-hazını kullanmaktayız. Fotoğraf 2’de de bu cihazla çekilmiş bir termal görüntü görmekteyiz.

Termal Görüntüleme Sistemleri, enflamasyonlu do-kudaki sıcaklığın deri yüzeyine yansıması veya do-kudaki kan akımının artması veya azalmasıyla deri yüzeyinde meydana gelen sıcaklık değişimini belirle-mektedir.

Enflamasyonun kardinal belirtileri ağrı, şişlik, sıcaklık, kızarıklık ve fonksiyon kaybıdır. Eklemde akut enfla-masyon meydana geldiğinde, eklem üzerine dokunul-duğu zaman belirlenebilen sıcaklık artışı meydana ge-

lir. Enflamasyonun şiddetinin yükselmesiyle eklem ile eklem yüzeyindeki sıcaklığın yükseldiği, düşmesiy-le de sıcaklığın düştüğü belirlenmiştir. Bu yöntem-le, artrit tedavisi ilaçla, cerrahi olarak, akupunkturla veya farklı bir yöntemle olsun, tedaviye verilen cevap objektif olarak ölçülebilir.

Anna ve ark, (6) diz osteoartiritinde radyolojik bul-gular ile ilgili bölgede sıcaklığı karşılaştırarak, arala-rında bir ilişki olup olmadığını değerlendirmişlerdir. Bu çalışmada, 40 yaş ve üstü, vücut kitle indeksinin (VKI) 30 kg/m² ve daha fazla, eklem aralığının 2 mm veya daha fazla olması ve X-ray bulgularına göre Kellgren-Lawrence derecelendirilmesinde 2 veya 3. derecede olan diz osteoartritli 15 ve dizlerinde hiçbir yakınması olmayan yani Kellgren-Lawrence: 0 olan 15 kadın Meditherm Med 2000™ İTGS tarafından dizden görüntü alınarak değerlendirildi. Bu çalışma-da Anna ve ark, diz osteoartrit X-ray bulgularının şiddetiyle patellar bölgedeki deri sıcaklığı arasında kolerasyon bulunduğu gözlemlediler ve İTGS’lerinin enflamasyonun belirlenmesinde güvenilir ve objektif metot olduğunu belirttiler.

Wang ve ark, (7) meme hiperplazili 113 hastada ve 32 sağlıklı kadına FLIR sistem Therma CAMTM P30 infrared termal kamerayla CV 17, CV 12, CV 6, CV 4, KI 3, LR1 4 ve LR 3 noktalarından sıcaklık öl-çümü yaptılar. Bu akupunktur noktalarında ölçülen sıcaklıklarla, sağlıklı kontrollerin aynı noktalardaki ölçülen sıcaklıkları karşılaştırdılar. Meme hiperplazili hastalarla, sağlıklı kontroller karşılaştırıldığında CV 17, CV 12, CV 6, CV 4 ve LR 14 noktalarındaki sıcak-lıklarda yükselme belirlemişlerdir. Bu çalışma değer-lendirildiğinde, meme hiperplazisi olan grupta meme ile aynı dermatomlarda olan CV 17 ve LR 14 nokta-larında ve Geleneksel Çin tıbbına göre meme doku-suyla ilgili olan CV 12 ve CV 6 noktalarında sıcaklık yükselmesi meydana gelmiştir.

Heng ve ark, (8) 20-55 yaşları arasında meme hiperp-lazili 74 kadın hastada ve 63 sağlıklı kadında, FLIR sis-tem Therma CAMTM P30 infrared termal kamerayla CV 17, CV 6, CV 4, St 18, St 40, St 42, K 21, K 3, LR 14 ve LR 3 noktalarından sıcaklık ölçümü yaptı-lar. Bu akupunktur noktalarında ölçülen sıcaklıklarla, hem hastaların hem de sağlıklı kadınların yaşları kar-şılaştırdılar. Kontrol grubunda meme ve ovaryumlarla

Page 14: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

5

ilgili akupunktur noktalarının sıcaklığı yaş ile azaldığı belirlendi. Sağlıklı kadınların gövdede bulunan aku-punktur noktalarında yaşla sıcaklık azalırken, meme hiperplazili kadınlarda bu noktalarda yüksek sıcaklık belirlemişlerdir.

Hastalıklara tanı koymakta, İnfrared Termal Görün-tüleme Sistemlerini (İTGS) manyetik rezonans (MR), bilgisayarlı tomografi (BT) ve röntgen ile kıyaslama-mızda fayda vardır. Manyetik rezonansta (MR) kul-lanılan enerji elektromanyetik spekturum içinde yer alan radyofrekansıdır. Bu metodla görüntü alabilmek için hasta çok güçlü bir manyetik alan içine yerleştiri-lir. Ultrasonografide ise vücuda ses dalgaları gönderi-lerek görüntü alınmaktadır. Bilgisayarlı Tomografide (BT) ve röntgende görüntü alınması için kullanılan X ışınları vücutta iyonizasyon meydana getirirken, İTGS sadece vücudun dışarıya saldığı infrared radyas-yonun salınımının deri üzerinden ölçülmesi şeklinde yapılmasından dolayı vücudumuzda dışarıdan bir yük meydana getirmemektedir.

İTGS’leri son dönemlerde hem hastalıklara tanı koy-mada yardımcı hem de akupunktur tedavisinde özel-likle noktaların seçilmesinde yeni bir algoritma oluş-turmada katkısı olabileceği düşüncesindeyim. Ayrıca bu yöntem vücudumuzda dışarıdan etki meydana getirmeden vücudun içinde meydana gelen metabo-lik aktivite sonucu ortaya çıkan infrared radyasyonun salınımının deri üzerinden ölçülmesi şeklinde gerçek-leşmesiyle olmamasından dolayı akupunktur tedavi-sinin ruhuna uygun bir yöntemdir.

Fotoğraf 1 Fotoğraf 2

Kaynaklar

1. Ring EFJ and Ammer K, Infrared thermal imaging in medicine. Physiological Measurement 2012,33, 33-46.

2. Anbar M, Gratt BM, Hong D. Thermology and facial telethermography. Part I: history and technical review. Dentomaxillofac Radiol 1998;27:61-7.

3. Lahiri BB, Bagavathiappan S, Jayakumar T, Philip J. Medical applications of infrared thermography: a review. Infrared PhysTechnol 2012;55: 221-35.

4. Szentkuti A, Kavanagh HS, Grazio S. Infrared thermography and image analysis for biomedical use. Period Biol 2011;113:385-92.

5. Zheng J, Zhao Y, Wang Y, Hu S, Lu P, Shen X. The infrared radiation temperature characteristic of acupoints of mammary gland hyperplasia patients. Volume 2013, Article ID 567987, 5 pages.

6. Denoble AE, Hall N, Pieper CF, Kraus VB, Patellar skin surface temperature by thermography reflects knee osteoarthritis severity. Clin Med Insights Arthritis Musculoskelet Disord. 2010 Oct 15;3:69-75.

7. Wang Y, Shen X, Ying J, Zheng J, Hu S, Zhao L, Deng H, Zhang H. J Pathologic analysis on hyperplasia of mammary gland with different syndromes based on infrared radiation temperature of acupoints. Tradit Chin Med. 2012, 32(3), 382-387.

8. Li H, Shen X, Ying J, Zhao L, Jin M, Thu S, Sun C, Voorhorst F, Soiland H, Lende T, Baak JP. Patients with clinical/radiological hyperplasia of mammary glands show pathological persistence of temperature of skin points. Anticancer Research 2009, 29, 4697 -4702

Page 15: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Esra KIRSEVER, Huriye Şenay KIZILTAN, Rabia YILMAZ

6

Bütünsel terapide yepyeni bir boyut...

ANDUMEDIC®3Sürdürülebilir Sağlık, Yüksek Performans, Ağrısız Yaşam

İyi Bir Kan Dolaşımı

Aktif Bir Metabolizma

Sağlıklı Bir Lenf Akışı

Dengeli Bir Otonom Sinir Sistemi

Daha Hızlı İyileşme

Daha Fazla Enerji (ATP)

Daha Fazla Toksik Madde Atılımı

Daha Az Stres, Daha İyi Uyku

AĞRISIZ YAŞAMMUTLU YAŞLANMA

Page 16: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

7

PRİMER BAŞAĞRILARI VE AKUPUNKTUR UYGULAMALARI: DERLEME

PRIMARY HEADACHES AND ACUPUNCTURE: REVIEW

Prof. Dr. Didem AKÇALI¹, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK²

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi¹ Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD, Algoloji Bilim Dalı² Biyokimya AD; Ankara

Giriş

Başağrısı, aile hekimine en çok hastaların başvuru sebebidir. Acil servislerde de 3. sırada başvuru ne-denidir. Hastanın ilk değerlendirmesinde anamnez ve fizik muayene bulgularına göre aşağıdaki öncelikli gruplara dahil hastalar ivedilikle incelenmek üzere yönlendirilmelidir (1). Bunların dışında primer başağ-rıları ise yazının devamında ele alınmıştır.

Ani başlayıp hastayı acil servise getiren başağrıla-rı büyük çoğunlukla primer başağrılarıdır. Daha az olasılıkla subaraknoid kanama, primer beyin tümörü gibi potansiyel olarak yaşamı tehdit eden durumlar nedeniyle olabilir (2).

Başağrısıyla gelen ve kırmızı bayraklara sahip hasta-ların düşük de olsa sekonder başağrısı olma olasılığı vardır. Bu hastaların görüntüleme yöntemleriyle daha güvenle değerlendirilmesi önerilir (3).

Başağrısında Ayırıcı Tanı:

Kırmızı bayraklar (2,4)

Acil müdahale edilmesi gereken başağrıları:

• Gökgürültüsü gibi şiddetli başağrıları

• Ateş, meningismus

• Bilinç değişiklikleriyle veya fokal belirtilerle birlikte giden papil ödem

• Akut glokom

• Bulantı, kusma

• Paralizi, güçsüzlük, Babinski pozitifliği

• Pupil asimetrisi

• Ataksi, koordinasyon bozukluğu

• Duyu kaybı

• Nöbet, düşme

• İlerleyici görsel/ nörolojik semptomlar

İvedilikle müdahale edilmesi gereken başağrıları:

• Temporal ödem

• Papil ödem-fokal bulgu veya bilinç değişiklikleri yok

• İlişkili sistemik hastalıklar

• Yaşlı hastalarda yeni başlayan ve bilişsel değişiklik yapan başağrıları

Sekonder başağrısının düşündüren durumlar:

• Açıklanamayan fokal bulgular

• Atipik başağrıları

• Alışılmamış başağrısı tetikleyicileri

• Alışılmamış aura semptomları

• 50 yaşından sonra başlayan başağrısı

• Boyun hareketiyle artan başağrısı- boyun muayenesi anormal

• Çene eklemi bulguları -

çene muayenesi anormal

Bu hastalar mutlaka incelenmek üzere yönlendirilme-lidir. (2,4)

Ankara Akupunktur 2018; 6 (1): 7-11

Page 17: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Didem AKÇALI, Cemal ÇEVİK

8

Primer başağrılarında tanı ve tedavi

Erişkinlere primer başağrısı tanısı koymak için se-konder başağrısı ekarte edilmelidir. Migren kliniğiyle tekrarlayan başağrılarında, kırmızı bayraklar yoksa ve nörolojik muayene normalse görüntüleme gerek-li değildir. Başağrısı karakteri ve nörolojik muayene ile migren ya da gerilim tipi başağrısı tanısı konma-sı yeterlidir. Doktora getiren en sık primer başağrısı migrendir. Migren ya da gerilim tipi başağrısı olan hastaların opioid ve triptanları ayda 10’dan fazla, nonsteroid aniinflamatuvar ilaçları ayda 15 adetten fazla kullanmaları sonucu ortaya çıkan tabloya ilaç kötü kullanım başağrısı denir (4).

Aile hekimlerine başvurunun en sık sebebi başağrısı-dır (4). Gerilim tipi başağrısında yaşam boyunca gö-rülen en sık başağrısıdır. Toplumda %30-78 sıklıkta görülür.

Epizodik tipinde genellikle iki taraflı başı taç gibi sa-ran baskılayıcı ağrı olur. Fiziksel aktiviteyle artmaz. Ayda 15 ataktan azdır. Kronik gerilim tipi başağrı-sında ayda 15 ya da daha sıklıkla görülür. Amitripti-lin ve ataklarda nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, parasetamol kullanılır. Farmakolojik olmayan tedavi-ler de önerilir. Bunlardan akupunkturun yanı sıra, re-laksasyon, bilişsel davranışçı terapi, egzersiz, masaj, fizyoterapi yararlıdır. Yapılan Cochrane çalışmasında akupunkturun gerilim tipi ağrılarda yararlı olduğu gösterilmiştir (5).

Migrende genellikle ataklar başın tek tarafındadır. Bulantı kusma eşlik eder. İşe gidememenin %20 sebebidir. Hastaların %90’ı orta ve şiddetli ağrıdan yakınırlar. %75 Hastada işlevsellikte bozulma ve %33’ünde de atak sırasında yatak istirahati gerek-sinimi olur.

Migren hastalarının tedavisinde geniş kapsamlı de-ğerlendirmeleri gereklidir. Bunun için hastanın yaşam tarzı, uyku ve beslenme düzeni, egzersiz alışkanlığı, stres yönetimi sorgulanmalıdır. Farmakolojik ve far-makolojik olmayan tedavilerin birlikte kullanımıyla tedavi etkinliği artar. Hastanın mevcut fiziksel ve psi-kolojik durumu da mutlaka dikkate alınmalıdır (4).

Kronik günlük başağrısı

Hastanın en az 3 ay süreyle ayda 15 günden fazla ba-şağrısı olmasıdır. Bu hastaların yarısında ilaç kötü kul-lanım başağrısı da mevcuttur. Kronik başağrısı hasta-larının bir kısmı atak tedavileri ve proflaktik tedavilere iyi yanıt vermez ve inatçı başağrısı olarak sınıflanır (1).

Başağrısı tedavisinde akupunkturun yeri

Akupunkturistlere gelen hastaların %10’unda ba-şağrısı olduğu bildirilmiştir (5). Akupunkturun etki mekanizması lokal ve sistemik etkilerle nörotransmit-ter aracılı somato-otonomik refleksten farklıdır. Subs-tans P ve met-enkefalin aracılığıyla nosiseptif yolakta etkilidir. Başağrısında akupunkturun rolu trigeminal nukleus ve spinal arka kök aracılığıyladır (6,7).

Primer başağrılarında meridyene göre akupunktur tedavisi uygulanır.

1.Yang Ming tipi başağrısı: Yüz ve karın ağrısıyla gider. Gerilim tipi başağrısı, sinüzit, rinore örnekle-ridir. Bu hastalıklar Mide-Kalın barsak meridyenleriy-le ilişkilidir. Kullanılan akupunktur noktaları: ST-44, LI-4, ST-3, ST-8

2. Shao Yang tipi başağrısı: Başın yanlarında, ba-zen tek bazen çift taraflı olur. Kol boyun ya da omu-za yayılabilir. Bulantı kusma eşlik edebilir. Migren ve küme başağrıları bundandır. Safra kesesi ve Sanjiao meridyenleriyle ilgilidir. Kullanılan akupunktur nokta-ları: GB-1, GB-41 veya GB-43, SJ-3 veya SJ-5

3. Tai Yang tipi başağrısı: Başağrısı başın arkasın-dan başlar; kaşa kadar yayılır. Boyun ağrısı ve idrarla ilgili sorunlar eşlik edebilir. Mesane ve ince barsak meridyenleri etkilenmiştir. Kullanılan akupunktur noktaları: UB-2, UB-10, UB-64, SI-4 veya SI-3 (8).

Akupunktur noktaları mevcut patolojiye göre (rüz-gar, nem, sıcak, soğuk, kuru) seçilir. Hastaların ba-şağrısına eşlik eden bulantı, kusma, uyku ve görme bozuklukları, öksürük gibi semptomları da dikkate alınmalıdır. Sıklıkla Yuan noktalar kullanılır. Şiddet-li ağrılarda 5 gün her gün tedavi uygulanır; sonra 2 günde bir yapılır.

Page 18: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

9

Akupunktur iğnesi uygulandığında lokal travmaya yol açar ve uygulandığı bölgede kan akımında artış ve vazodilatasyona neden olur; buna akson reflek-si denir. Ekstremitelerdeki akupunktur noktalarının uyarılması somatootonomik refleksle etkiyi arttırır (9).

Migren

Migren semptomları Çi akışında düzensizliğe bağ-lıdır. Epizodik başağrısında genellikle Yang merid-yenlerinin yüzeysel düzensizliği sorumludur. Akut migren atağı da yüzeysel Çi dağılım bozukluğundan kaynaklanır. Başağrısı kronikleştiğinde yaygınlaşır ve Yin meridyenlerini de etkiler (5).

Uygulama bölgesinde cilt altında iğnenin kavranma-sı nöromusküler travmaya yanıt olarak değerlendi-rilir. Bu Çi akışının göstergesidir. İğnenin akupunk-tur noktasında çevirilmesi meridyen boyunca De Çi denen bir hisse yol açar. Bu his etkiden sorumludur (10). İğneler 20-30 dakika sonra çıkartılır (5).

Sinir sisteminin uyarılmasıyla nöromodülasyon, en-dorfinlerin, serotonin ve gama amino butirik asitin (GABA) üretilmesi sağlanır. Akupunkturun etkileri fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme tekni-ğiyle de gösterilmiştir (5).

Migren atağındaki akut, zonklayıcı, yanıcı başağrısı akupunktura göre en iyi ateş elementiyle yang enerji dağılımında bozukluk olarak temsil edilir (5). Yapılan çalışmada gerçek akupunktur, yalancı akupunktur ve proflaktik ilaç tedavisinin etkileri benzer bulunmuş-tur. Başağrısı atak sayısında benzer azalma kaydedil-miştir (11). Akupunktur migrende hem atakların te-davisinde, hem de atakların önlenmesinde çok daha az yan etkili bir yöntemdir (12).

Küme başağrısı:

Küme başağrısı akupunktura yanıtında farklılık nede-niyle diğer primer başağrılarından ayrılır. Migrende kullanılan akupunktur noktaları küme başağrısında etkili değildir. Küme başağrısı, bir trigeminal otono-mik sefaljidir. Tek taraflı periorbital ya da, temporal ağrı olabilir (13). Bir çalışmada, ağrısı sağ periorbi-tal, temporal bölge ve üst dişlere vuran hastaya karşı

yüze akupunktur uygulandı. Infraorbital dal için ST2, supraorbital and supratroklear sinirler için BL2 ve Yuyao iğnelenmişti. Bu şekilde beyin omurilik sıvı-sında ve kanda serotonin, norepinefrin ve endojen opioidler artar. Uzak noktalar olarak LI4 ve/veya LR3 eklenmişti. 6. tedavide ataklar durmuştu ve takipte 8 ay hastanın ağrı atağı olmadı (13).

Almanya’da klasik tedaviyle birlikte ya da tek başına akupunkturla tedavi etmektedir. Özellikle ilaç aşırı kullanımı başağrısında yararlıdır. Başağrısı hastaları akupunkturdan sonra belirgin olarak iyileşme bildir-mişlerdir (14)

Migren atak sayısı arttığında profilaktik ilaç endikas-yonu ortaya çıkmaktadır. Bazı hastalarda bu ilaçla yan etkiler nedeniyle kullanılamamaktadır ya da has-talar ilaç kullanmak istememektedir. Akupunktur bu hastalarda da etkin ve uzun süre ağrısızlık sağlayan bir yöntemdir (14, 15).

Gerilim Tipi Başağrısı:

Akut ve epizodik gerilim tipi başağrısında akupunk-tur etkin olarak kullanılmaktadır. Tetik noktalar ST8, GB 8, GB 14, GB 20, GB 21, BL 10, Yintang (EX-HN-3) ve Taiyang (EX-HN-9) ile tedavi edilir (9,13,16). Altı haftada 10 seans uygulanır. Akut başağrılarında da rutin tedaviye ek olarak uygulandığında atakların sıklığını azaltır (16).

Kronik günlük başağrısı:

Hastalarda yaşam tarzı değişikliği başağrısının ön-lenmesinde çok önemlidir. Akupunktur uygulaması hastaları bu konuda motive eder (15). Spinal kord arka kökünü ve nosiseptif trigeminal nucleus kauda-lisi baskılayarak nörotransmitterlerin modülasyonunu sağlar.

Çalışmalarda iğnenin pozisyonu tam olmasa da et-kinliğin olduğu bildirilmiştir. Farmakolojik tedaviy-le birlikte uygulandığında tek başına farmakolojik tedaviden daha etkilidir. Bilateral olarak kullanılan akupunktur noktaları: TE5, GB 34, GB 40, TE 20, GB 20 akut migrende ağrı şiddeti-ni 2 ve 4 saatte anlamlı olarak azaltır (9,14).

Page 19: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Didem AKÇALI, Cemal ÇEVİK

10

Çocuklarda başağrısı:

Bu hasta grubu mutlaka nöroloji ve/veya çocuk has-talıkları tarafından değerlendirilmiş olmalıdır. İlaç tedavilerinin atak sıklığını azaltmadığı durumlarda akupunktur iyi bir seçenektir. Çocuklar genellikle iğ-neden korkarlar. Ancak deneyimli kişilerce güvenli bir ortamda uygulanabilir.

Çocuklarda manuel akupunktur 10 seans uygulandı-ğında atak sayısı ve şidddetinde anlamlı azalma sağ-lar. Migreni ya da gerilim tipi başağrısı olan çocuk hastalarda lazer akupunktur atak sıklığını ve şiddetini azaltır. Profilaktik tedavi etkili olmadığında akupunk-tur profilaktik olarak kullanılabilir (17, 18).

Acil servise başvuran çocuk primer başağrısı hasta-larında auriküler akupunktur uygulamasının anlamlı olarak ağrı şiddeti ve sıklığında azalma sağladığı bil-dirilmiştir. Yine, akupressör de çocuklarda uygulana-bilir. (18,19).

Akupunkturun yan etki, komplikasyon ve kontrendikasyonları:

Akupunktur cilt bütünlüğünün bozulduğu hastalar-da, ciddi psikiyatrik hastalıklarda, gebelikte ve elekt-ronik cihazların implante edildiği hastalarda kontren-dikedir (5). Doğru ellerde komplikasyonlar azalmakla beraber hastalarda nadiren pnömotoraks, senkop ve enfeksiyon gözlenebilir. Uygulamaya bağlı olarak na-diren vazovagal senkop, uygulama yerinde morarma, uyku hali, kusma görülebilir. (5,11)

Sonuç

Toplum sağlığında önemli bir sorun olan primer başağ-rılarının tedavisinde akupunkturun yüz güldürücü etki-si gösterilmiştir. İnatçı başağrılarında ya da ilaç yan et-kileri nedeniyle tedavilerin uygulanamadığı hastalarda tek başına ya da mevcut tedaviye ek olarak akupunktur uygulanması yarar sağlar. Başağrısıyla başvuran hasta-da ayırıcı tanının dikkatle yapılması, gereken hastalar-dan görüntüleme istenmesi önemlidir. Bu konuda lite-ratüre katkısı olacak yerli çalışmalara gereksinim vardır.

Kaynaklar

1. Zagami AS. Treatment of the Patient with Refractory Headache. Curr Pain Headache Rep. 2018;22(4):23.

2. Lynch KM, Brett F. Headaches that kill: a retrospective study of incidence, etiology and clinical features in cases of sudden death. Cephalalgia. 2012;32(13):972-8.

3. Young NP, Elrashidi MY, McKie PM, Ebbert JO. Neuroimaging utilization and findings in headache outpatients: Significance of red and yellow flags. Cephalalgia. 2018:333102418758282.

4. Becker WJ, Findlay T, Moga C, Scott NA, Harstall C, Taenzer P. Guideline for primary care management of headache in adults. Can Fam Physician. 2015;61(8):670-9.

5. Cady RK, Farmer K. Acupuncture in the Treatment of Headache: A Traditional Explanation of an Ancient Art. Headache J Head Face Pain. 2015;55(3):457–64

6. Nielsen A. Acupuncture for the Prevention of Tension-Type Headache (2016). Explore (NY). 2017;13(3):228-231.

7. Diener H-C. Acupuncture prophylaxis of migraine no better than sham acupuncture for decreasing frequency of headaches. Evid Based Med. 2013 Feb;18(1):33–4.

8. Çevik C. Medikal Akupunktur. Promat AŞ, Ankara.2001.

9. Coeytaux RR, Befus D. Role of Acupuncture in the Treatment or Prevention of Migraine, Tension-Type Headache, or Chronic Headache Disorders. Headache J Head Face Pain. 2016;56(7):1238–40.

10. Asghar AU, Green G, Lythgoe MF, Lewith G, MacPherson H. Acupuncture needling sensation: the neural correlates of deqi using fMRI. Brain Res. 2010;1315:111-8.

11. Diener H-C, Kronfeld K, Boewing G, Lungenhausen M, Maier C, Molsberger A, et al. Efficacy of acupuncture for the prophylaxis of migraine: a multicentre randomised controlled clinical trial. Lancet Neurol. 2006 Apr;5(4):310–6

Page 20: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

11

12. Linde K, Allais G, Brinkhaus B, Fei Y, Mehring M, Vertosick EA, et al. Acupuncture for the prevention of episodic migraine. Cochrane Pain, Palliative and Supportive Care Group, editor. Cochrane Database Syst Rev [Internet]. 2016 Jun 28 [cited 2018 Mar 20]; Available from: http://doi.wiley.com/10.1002/14651858.CD001218.pub3

13. Hayhoe S. Acupuncture for episodic cluster headache: a trigeminal approach. BMJ Case Rep. 2015;bcr2015211984.

14. Melchart D, Weidenhammer W, Streng A, Hoppe A, Pfaffenrath V, Linde K. Acupuncture for chronic headaches--an epidemiological study. Headache. 2006 Apr;46(4):632–41.

15. Da Silva AN. Acupuncture for Migraine Prevention. Headache J Head Face Pain. 2015;55(3):470–3.

16. Linde K, Allais G, Brinkhaus B, Fei Y, Mehring M, Shin B-C, et al. Acupuncture for the prevention of tension-type headache. Cochrane Pain, Palliative and Supportive Care Group, editor. Cochrane Database Syst Rev [Internet]. 2016 Apr 19 [cited 2018 Mar 20]; Available from: http://doi.wiley.com/10.1002/14651858.CD007587.pub2

17. Golianu B, Yeh AM, Brooks M. Acupuncture for Pediatric Pain. Children (Basel). 2014;1(2):134-48.

18. Brittner M, Le Pertel N, Gold MA. Acupuncture in Pediatrics. Curr Probl Pediatr Adolesc Health Care. 2016 Jun;46(6):179-83.

19. Graff DM, McDonald MJ. Auricular Acupuncture for the Treatment of Pediatric Migraines in the Emergency Department. Pediatr Emerg Care. 2018 Apr;34(4):258–62.

Page 21: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Rezan AKPINAR, Saliha KARATAY

12

Page 22: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

13

AKUPUNKTURDA ÖNEMLİ BİR TEDAVİ ENGELİ: GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI

ENTRY-EXIT BLOCKS: AN IMPORTANT OBSTACLE IN EFFICACY OF ACUPUNCTURE

Rezan AKPINAR¹, Saliha KARATAY²

¹Doç. Dr., Queensborough Community College, Pacific College of Oriental Medicine, New York, Amerika

²Prof. Dr., Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Ankara

Sorumlu Yazar : Rezan Akpınar, Queensborough Community College, Pacific College of Oriental Medicine, New York Amerika e-mail: [email protected] - Tel:(+1) 917 836 0187

Özet

Doğu Tıbbı olarak bilinen çeşitli tedavi yöntemlerinden biri olan akupunktur, uzun ve ilgi çekici bir geçmişe sahiptir. Yüzyıllardır uygulanmasına rağmen, zaman içinde değişik felsefe ve ekollerin etkisiyle zenginleşerek farklı akupunktur tedavi stilleri geliştirilmiştir. Bu çeşitli akupunktur stillerinde temel felsefe aynı kalırken, tanı ve tedavi yöntemleri değişebilmektedir. Akupunkturun hemen hemen her çeşidinde hastalıktan çok hastaya odaklanılır. Temel amaç, rahatsızlığa neden olan dengesizliği saptamak ve bunu gidermek için çeşitli tedavi metotlarını uygulamaktır. Vücudun akupunktura verdiği cevap, hastaya bağlı çeşitli nedenlerle değişebilmek-tedir. Ancak, iyileşme devam ederken birden tedaviye yanıtsızlık oluşması ya da istenmeyen etkilerin ortaya çıkması gibi durumlarla da karşılaşılabilmektedir. Bu tür beklenmedik değişikliklerin nedeni hakkında, her ekol kendi tarzına uygun çeşitli açıklamalar getirmiştir. Klinik açıdan bu teorilerin en önemlilerinden biri, Klasik Beş Element Akupunkturu’nun öne sürdüğü enerji bloklarıdır. Klasik Beş Element Akupunkturu adı verilen ve J.R. Worsley tarafından Batı dünyasına tanıtılan sistemde, tedaviye yanıtsızlık ya da istenmeyen etkiye neden olan durumlar çeşitli tip enerji bloklarıdır. Bu bloklar, Agresif Enerji, Karı-Koca Dengesizliği, Possession, Akabani dengesizliği ve Giriş-Çıkış Blokları şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bu derlemede, en sık görülen bloklardan biri olan Giriş-Çıkış Blokları ve tedavisi gözden geçirilecektir.

Anahtar Sözcükler: Akupunktur, Giriş ve Çıkış noktaları, Giriş-Çıkış Blokları, Klasik Beş Element Akupunkturu

Abstract

As one of the important treatment modalities of Eastern Medicine, acupuncture has a long and interesting history. It has been used for centuries; and has gone through a transformation with the influence of different cultures and with philosophies. We see that each system has a different approach to diagnosis and treatment, while most of the basic principles stay the same. The main theme in all approaches is that the focus is not the disease but the person experiencing the disease. The basic treatment principle in practice is to identify source of the imbalance, and use specific techniques to resolve the issue. An individual’s response to acupuncture is varied because of different reasons due to the patient. However, there are cases where patient who is

Ankara Akupunktur 2018; 6 (1): 13-18

Page 23: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Rezan AKPINAR, Saliha KARATAY

14

highly responsive to treatment and showing improvement, will stop progressing, or can have an adverse or unintended reaction to treatment. This phenomenon has been explained differently according to each style. From a clinical perspective, Classical Five Element Acupuncture, which was introduced to the Western world by J.R. Worsley, offers one of the most important explanations of the phenomenon. According to Classical Five Element Acupuncture, when the patient stops showing improvement or has a adverse reaction to treatment, we must look for Energy Blocks. Main blocks are identified as Aggressive Energy, Husband-Wife Imbalance, Possession, Akabani Imbalance, and Entry-Exit Blocks. In this article we will be focusing on a very common Entry-Exit Blocks and their treatment.

Key Words: Acupuncture, Entry and Exit points, Entry-Exit blocks, Classical Five Element Acupuncture.

Derleme

Geleneksel Çin Tıbbı’na (Traditional Chinese Medici-ne, TCM) göre evrende ve insan vücudunda bir enerji dolanımı mevcuttur (1,2). İnsan bu yönüyle evrenin küçük bir numunesi gibidir. Bu benzerlik, her ikisinde de Yin/Yang enerjilerinin ve beş element unsurları-nın bulunması şeklinde göze çarpar. İnsan bedeninde enerji meridyenler vasıtasıyla dolaşmaktadır. Merid-yenlerdeki enerji dolanımı hakkında iki teori bulun-maktadır (3).

Santral teoride enerji periferden merkeze doğru ak-maktadır. Buna göre insan, Yin olan yeryüzü (earth) ile Yang olan gökyüzü (heaven) arasında bulunur. Bu ilişki çerçevesinde, Yin ve Yang enerjileri el ve ayak-lardan vücuda girerek bedene ve başa doğru ilerler. Aynı santral enerji dolanımı, Yin/Yang teorisinden başka beş element teorisinde de geçerlidir. Buna göre, her meridyenin beş elementi temsil eden 5 Shu noktası bulunmaktadır. Bu noktalar diz ve dirsek al-tındaki bölgelere yerleşmiştir. Enerji, el ve ayak par-maklarındaki Kuyu (well) noktalarından girerek sıra-sıyla, Kaynak (spring), Dere (stream), Nehir (river) ve Deniz (sea) noktaları boyunca vücudun derinliklerine doğru yol alır. Bu santral enerji dolanımı sisteminde, vücuttaki meridyenlerin enerjileri yeryüzü ve gökyüzü enerjileriyle bir bütün oluşturmaktadır.

İkinci enerji dolaşım teorisi ise, enerjinin vücut içinde meridyenler arasında aktığı kapalı devre bir sistem-dir. Buna göre, ilk nefesle Akciğer meridyenine giren enerji, meridyenler arasında birinden diğerine geçe-rek sonsuz bir döngü şeklinde akmaya devam eder. Bu meridyenler arası enerji dolanımında, el ve ayak parmaklarında enerji polaritesi Yin’den Yang’a ya da Yang’dan Yin’e dönüşmektedir.

Her iki enerji dolanım teorisinde de, enerji yol boyunca düzenli ve dengeli bir şekilde akabiliyorsa kişi sağlıklı yaşamaktadır. Ancak, akımda herhangi bir nedenle aksama ya da düzensizlik oluşursa enerji dengesizliği meydana gelecektir. İşte bu enerji dengesizlikleri de çeşitli semptom ve hastalıklara yol açmaktadır.

Meridyenler arasındaki enerji akışının sıralaması çe-şitli akupunktur stillerinde farklılık gösterebilmekte-dir. Klasik TCM Akupunkturu'nda enerji dolanımı, ilk Akciğer meridyeninden başlayarak en son Karaci-ğer meridyenine ulaşır (4). Karaciğer meridyeninden tekrar Akciğer meridyenine geçer ve bu döngü dur-maksızın hayat boyu devam eder. Bu düzende, enerji akımının her meridyende ikişer saatlik bir zaman di-liminde maksimum seviyede bulunduğu kabul edilir. Çin Saati ya da Çin Biyoritmi de denilen bu zaman dilimleri, her 24 saat için hep aynı olup o meridye-ne özeldir (5). Örneğin, enerji akımı gece 3-5 saat-leri arasında Akciğer meridyeninde maksimum dü-zeydeyken, en son uğradığı Karaciğer meridyeninde gece 1-3 arası pik yapar. Meridyenlere ait bu enerji yükseliş zamanları, o zaman diliminde o meridyene ait semptomların sorgulanmasıyla teşhise, o zamana göre meridyen tedavisi yapılarak da tedaviye yardım amaçlı kullanılmaktadır (Şekil 1).

Enerjinin meridyenler arası dolanımı sırasında, bir meridyene girdiği akupunktur noktasına Giriş noktası (Entry point), başkasına geçmek için o meridyenden ayrıldığı akupunktur noktasına da Çıkış noktası (Exit point) adı verilir. TCM Akupunkturu'na ait bazı kay-naklarda noktaların sınıflandırılmasında bu Giriş ve Çıkış noktalarından bahsedilmektedir (6). Ancak ne tanı metotlarında, ne de tedavi protokollerinde bu

Page 24: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

15

noktalara fazla yer verilmemektedir. Giriş ve Çıkış noktaları esas önemini, Beş Element Akupunkturu ekolünde kazanmıştır. TCM felsefesinde Yin/Yang teorisinin yanında gelişen beş element teorisi, do-ğadaki mevsim geçişlerini ve iklim değişimlerini beş elemente uyarlamıştır. Buna göre doğadaki beş ele-ment, Su (water), Ağaç (wood), Ateş (fire), Toprak (earth) ve Metaldir (metal). Her bir element ait oldu-ğu mevsime göre farklı enerji değişimlerini simgeler. Elementler arası bu değişim ve dönüşüm iki farklı sik-lusla ifade edilir.

Enerji beş element arasında Shen ve Kontrol siklus-ları vasıtasıyla hareket eder. Shen siklusuna göre, Su elementi Ağacı besleyip büyütür. Ağaç yanarak Ate-şi ortaya çıkarır. Ateş yandıkça külleri, yani Toprağı oluşturur. Toprak sıkışıp sertleşerek Metale dönüşür. Metal ısınınca eriyip Suyu üretir. Beş elementin birbi-rini üretip beslediği döngü Shen siklusuyken, birbir-leri üzerinde hakimiyet sağladıkları siklus ise Kontrol siklusudur. Buna göre Su Ateşi söndürür. Ateş Metali eritir. Metal keskinleşip Ağacı keser. Ağaç kökleriyle Toprağı deler, tüketir. Toprak ise Suyu emer (7).

Evren bir makroalem olarak kabul edilirse, insan da onun bir mikroalemidir. Bu nedenle, evrende bulu-nan bu beş elemente ait enerjiler insanda da bulun-maktadır. 12 ana meridyen ve bağlı oldukları Zang-Fu organlar da bu beş elementten birine ait olup, onun özelliklerini gösterirler. Bu elementlerden her

birinin kendine has renk, koku, ses tonu, duygu, mevsim gibi karakteristikleri bulunur. Elementlere ait bu özellikler birçok akupunktur stilinde tanı yöntem-leri arasında yer almaktadır. Ancak bu karakteristik-leri tedavide kullanım şekilleri ise, değişik ekollerde farklılık göstermektedir. TCM Akupunkturu'ndaki beş element tedavisi ile Japon Akupunkturu’ndaki kullanım birbirinden farklıdır. 1960’larda J.R.Worsley tarafından Batı dünyasıyla tanıştırılan Klasik Beş Ele-ment Akupunkturu ise, insandaki beş element yapı-sına, diğer tüm ekollere göre farklı bir açıdan bakar.

Klasik Beş Element Akupunkturu diğerlerine göre, insanı daha derin, daha iç seviyelerde ele alır. Hem hastadaki dengesizliğin nedenine, hem de denge-sizliğin fiziksel, mental ya da ruhsal seviyelerden hangisiyle ilgili olduğuna bakar. Klasik Beş Element Akupunkturu’na göre her hastalığın temelinde, be-lirli bir elementte meydana gelen bir dengesizlik bu-lunur. Bu dengesizliğe, dolayısıyla da hastalığa yol açan elemente Nedensel Faktör (Causative Factor) ya da Yapısal Faktör (Constitutional Factor) adı verilir. Doğum sırasında ya da erken çocukluk döneminde, internal ya da eksternal faktörlerin etkilemesiyle, bu beş elementten birinde bir dengesizlik ya da bir yetersizlik meydana gelmektedir. Bu zayıflayan ele-mentteki dengesizlik, Shen ve Kontrol siklusları ara-cılığıyla diğer elementlerin enerji akışlarını da etkiler. Sonuç hastalıkların ortaya çıkmasıdır. İşte, hastalıkla-rın temelinde yatan bu zayıflamış element, hastanın Nedensel Faktör’üdür. Tedavide asıl amaç belirtileri ortadan kaldırmak değil, Nedensel Faktör’ün düzel-tilmesidir. Nedensel Faktör düzeldiği takdirde diğer tüm sistemlerin de normale döneceği düşünülür. Gö-rüldüğü gibi, Klasik Beş Element Akupunkturu gö-rünürdeki semptomlarla ilgilenmek yerine, hastalığın kaynağına inmeyi ve hastalığı kökten tedavi etmeyi hedefler (8).

Klasik Beş Element Akupunkturu’nun TCM Akupunkturu’ndan diğer bir farkı, meridyenler arası enerji dolaşımındadır. TCM Akupunkturu enerji akı-şını, Akciğer meridyeninden başlatıp Karaciğer me-ridyeninde bitirir. Klasik Beş Element Akupunkturu ise bunun başlangıç yerini Kalp meridyeni, bitişini ise Dalak meridyeni olarak kabul eder. Bunun nedeni, Klasik Beş Element Akupunkturu’nun insanı daha

Akciğer

3-5

Kalın bağırsak

5-7

Mide

7-9

Dalak

9-11

Kalp

11-13

İnce Bağırsak

13-15

Mesane

15-17

Böbrek

17-19

Perikard

19-21

Üçlü Isıtıcı

21-23

Safra Kesesi

23-1

Karaciğer

1-3

Akciğer

3-5 5-7

Kalın bağırsak Mide

7-9

Dalak

9-11

Kalp

11-13 13-15

İnce Bağırsak

Mesane

15-17

Böbrek

17-19 19-21

Perikard

21-23

Üçlü Isıtıcı Safra Kesesi

23-1

Karaciğer

1-3

Şekil 1. Meridyenlerdeki zamanlı enerji dolanımını gösteren Çin saati

Akciğer

3-5

Dalak

9-11

Mesane

15-17

Üçlü Isıtıcı

21-23

Kalın Bağırsak

5-7

Kalp

11-13

Böbrek

17-19

Safra Kesesi

23-1

Mide

7-9

İnce Bağırsak

13-15

Perikard

19-21

Karaciğer

1-3

Page 25: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Rezan AKPINAR, Saliha KARATAY

16

derin, daha ruhsal seviyede ele almasıdır. İnsanın en güçlü ruhi yönü olan Shen kalpte bulunduğu için, enerji akışı da kalpten başlamaktadır (9). Başlangıç ve bitiş meridyeni haricinde, dolaşım sırası ise aynıdır. Bu meridyenler arasındaki enerji akımı yüzeysel sevi-yede olup, Wei Qi dolaşımı olarak da bilinmektedir. Bu dolanımda, meridyenler akış sırasına göre Kalp meridyeninden başlayarak, Dalak meridyenine kadar Roma rakamlarıyla numaralandırılır. Enerji Dalak me-ridyeninden tekrar Kalp meridyenine geri dönmekte-dir (Şekil 2).

Klasik Beş Element Akupunkturu’nda tanı aşaması, hastanın semptomlarından çok akupunkturistin göz-lemleri ve sorgulamasına dayanır. Burada en önem-li nokta, Nedensel Faktör’ün doğru belirlenmesidir. Bunun için, elementin karekteristik özellikleri sorgu-lanmalıdır. Klasik Beş Element Akupunkturu, Neden-sel Faktör’ü bulmak için 4 diagnostik kriter kullanır. Hastanın cilt rengi, ses tonu, yaydığı koku ve ruh hali değerlendirilir. Ayrıca, akupunkturist hastanın çocukluğuna ve yaşamına dair çeşitli sorgulamalar da yapmalıdır. Bir kere Nedensel Faktör doğru ola-rak belirlendikten sonra, artık hastanın dengesizliği-ni gidermek için bir tedavi şeması oluşturulur. Klasik Beş Element Akupunkturu’nda tedavi direk Nedensel Faktör’e yönelik noktalarla başlamaz. Tedavinin ba-şarılı olabilmesi için önce yoldaki engeller temizlen-meli, tüm enerji blokları ortadan kaldırılmalıdır. Bu bloklar, Agresif Enerji, Possession, Karı-Koca Denge-sizliği, Ruhsal blokajlar, Akabani dengesizliği, Du-Ren bloğu ve Giriş-Çıkış Blokları şeklinde sınıflandırılmak-tadır (10). Bu derlemede, en sık karşılaşılan blok çeşi-di olan Giriş-Çıkış Blokları incelenmektedir.

Şekil 2. Klasik Beş Element Akupunkturu’na göre meridyenler arası enerji dolanımı ve Giriş-Çıkış noktaları

Meridyen ve akış numarası

HT(I)

SI (II)

UB (III)

KID(IV)

PC**(V)

SJ(VI)

GB(VII)

LIV(VIII)

LU(IX)

LI(X)

ST(XI)

SP(XII)

Giriş noktası 1 1 1 1 E:1K:2

1 1 1 1 4* 1 1

Çıkış noktası 9 19 67 22* 8* 22* 41* 14 7* 20 42* 21

Meridyen son noktası

9 19 67 27 9 23 44 14 11 20 45 21

Giriş-Çıkış Blokları

Giriş-Çıkış Blokları, meridyenler arasındaki Wei Qi enerji dolaşımının bir noktada bloke olması demek-tir. Her meridyen üzerinde enerjinin girdiği bir Giriş noktası, bir de Çıkış noktası bulunur. LI 4 hariç, her meridyenin birinci noktası onun Giriş noktasıdır. Çı-kış noktası ise, sadece altı meridyende kanalın son noktasıdır. Yang meridyenlerin Giriş ve Çıkış nokta-ları yüz bölgesinde, Yin meridyenlerin Giriş ve Çıkış noktaları ise toraksta lokalizedir (5, 11).

Giriş ve Çıkış noktaları arasındaki blokajlar tedavi ön-cesinde tespit edilebileceği gibi, tedavi sürecinin seyri sırasında herhangi bir zamanda da ortaya çıkabilir. Blokaj bir meridyenin Çıkış noktası ile enerji akışın-da onu takip eden ardışık meridyenin Giriş noktası arasında meydana gelir. Blokaj sonucunda, bir su kanalına set çekilmiş gibi enerji Çıkış noktasının geri-sinde birikir. Aksine, diğer meridyene yeterince enerji geçemediği için de, takip eden meridyende bir enerji yetersizliği görülecektir.

Aynı elemente ait ardışık meridyenler arası bloklar, Giriş ve Çıkış noktaları yerine aralarındaki Luo bağ-lantı noktaları kullanılarak kolayca açılabilmektedir. Bu nedenle asıl ciddi bloklar, ardışık element çiftle-rine ait meridyenler arasında meydana gelmektedir (12). Buna göre başlıca 6 tip Giriş-Çıkış Bloğu oluşa-bilmektedir:

• SP-HT • TH-GB

• SI-UB • LV-LU

• KID-PC • LI-ST

*Meridyenin son ya da başlangıç noktası olmayanları gösterir. ** Erkeklerde PC 1, kadınlarda PC 2 noktası tercih edilir.

Page 26: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

17

Giriş-Çıkış Blokları Nedenleri

Hayat boyunca çeşitli eksternal ya da internal neden-lerle Giriş-Çıkış Blokları oluşabilmektedir. Direk o böl-geye alınan travmalar, eksternal nedenler arasında önemli bir yer tutar. Ayrıca, bir meridyenin cerrahi olarak kesilmesi ya da sonrasında oluşan skar doku-ları da o bölgede bir enerji bloğuna neden olabilir. İklim şartlarındaki aşırılıklar da blokaj yapabilen diğer bir faktördür. Giriş-Çıkış Bloğuna yol açan internal nedenler arasında, yapısal olarak bir elementin etki-lenmeye daha yatkın olması, dengesiz yaşam stili ve emosyonel stresler sayılabilir (13).

Giriş-Çıkış Bloklarının Tanısı

1. Tedavi yanıtı: Yapılmakta olan bir akupunktur tedavisine hiç yanıt alınamaması, Giriş-Çıkış Bloğu ya da diğer blokların varlığını akla getirmelidir. Ba-zen de, iyi giden bir tedavi süreci sırasında birden bir duraklama ya da yanıtsızlık ortaya çıkabilir. Tedavi seyrinde beklenmedik ya da istenmeyen etkilerin gö-rülmesi de bloklar açısından uyarıcı olmalıdır. Uygun tedaviye rağmen, tedavi edilen meridyenin nabzında bir aşırılık ya da yetersizlik sürekli aynı şekilde devam ediyor, hiç değişmiyorsa yine Giriş-Çıkış Blokları’nın varlığı araştırılmalıdır.

2. Nabız teşhisi: Giriş-Çıkış Blokları en doğru şekil-de nabız muayenesiyle tespit edilebilir. Enerji dolanı-mına göre ardışık iki meridyenden birinin nabzında nisbeten bir aşırılık, takip eden meridyeninkindeyse rölatif bir yetersizlik varsa Giriş-Çıkış Blokları’ndan şüphelenilmelidir. Örneğin Karaciğer meridyen nab-zı güçlüyken Akciğer nabzı yetersiz düzeydeyse LIV (VIII)-LU (IX) bloğu aranmalıdır.

Bazen de birkaç ardışık meridyende nabızlar rölatif olarak güçlüyken, birkaç meridyenin nabızları nisbe-ten yetersiz olabilir. Örneğin Safra kesesi ve Karaci-ğer meridyen nabızları güçlü alınırken, Akciğer, Kalın bağırsak, Mide ve Dalak meridyen nabızları nisbeten zayıfsa, yine LIV (VIII)-LU (IX) arasında bir Giriş-Çıkış Bloğu var demektir. Sadece Karaciğer Çıkış noktası (LIV 14) ve Akciğer Giriş noktası (LU 1) iğnelenerek blok açıldığında, diğer dengesiz nabızlar da değişe-cektir (9). Bu tedavi sırasında yine de düzelmeyen nabızlar olursa, enerji dolanım sırasına göre o ardışık

meridyenlerin Çıkış ve Giriş noktaları da sırasıyla iğ-nelenebilir.

3. Bölgesel bulgular: Enerji akışına göre ardışık iki meridyenin geçtiği bölgeler arasında kızarıklık, dö-küntü, renk değişimi, cilt irritasyonları ya da diğer bulguların varlığı Giriş-Çıkış Blokları açısından uya-rıcı olmalıdır. Özellikle Yin meridyenler arasında bir blok oluştuğunda, iki meridyenin Çıkış-Giriş noktaları arasında kitle oluşumuna ve lenf nodu patolojilerine rastlanabilir. Yang meridyenler arası blokajlar ise, baş ağrıları ve kronik sinüzit tablolarıyla kendini göstere-bilir (11).

4. Organ hastalıkları: Hastada, enerji dolanımın-da ardışık iki meridyene bağlı Zang-Fu organlarına ait semptomların ya da hastalıkların ortaya çıkması durumunda da Giriş-Çıkış Blokları araştırılmalıdır. Meridyenler ve organ sistemleri arasındaki ilişki Fran-sız ekolünde tanı sistemleri içinde kullanılmaktadır. Bu ekole göre, Zang-Fu sisteminde meydana gelen bozukluklar meridyenlerde enerji blokajlarına neden olabilirken, meridyenlerdeki bloklar ise giderilmedik-leri takdirde organ sistemlerinde hastalığa sebebiyet verebilir (14).

Giriş-Çıkış Blokları’na bağlı oluşabilecek semptom ve bulgular, bloktan etkilenen meridyenlere ve merid-yen sayısına, bloğa neden olan faktörlere göre hasta-dan hastaya değişmektedir.

Giriş-Çıkış Bloklarında Tedavi

Giriş-Çıkış Blokları bazen tek, bazen de çift taraflı olarak görülebilmektedir. Ancak, her iki durumda da tedavi bilateral yapılmalıdır. Öncelikle, blokajın oldu-ğu ilk meridyenin Çıkış noktası, sonra da takip eden meridyenin Giriş noktası tonifiye edilir. Bunun için, söz konusu nokta hasta nefes verirken meridyenin akış yönünde iğnelenir. Sonra da, hasta nefes alır-ken saat yönünde 180° çevrilerek hızlıca çıkarılır (1). İğne yeri bir parça pamukla bastırılır. Giriş noktası da tonifiye edildikten sonra diğer tarafın tedavisine geçilir. Bazı uygulamalarda ise, Çıkış noktasının önce sedatize sonra tonifiye edilmesi önerilmektedir (10). Tedaviden hemen sonra nabızlar tekrar kontrol edilir. Blok olan meridyen nabızlarında düzelme gözlendiği

Page 27: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Rezan AKPINAR, Saliha KARATAY

18

gibi, genellikle diğer nabızlarda da bir iyileşme farke-dilmektedir.

Giriş-Çıkış Blokları sık görülmesine ve Klasik Beş Ele-ment Akupunkturu’nun tedavi protokollerinde de yer almasına rağmen, yazarların bilgisine göre lite-ratürde yayınlanmış bir olgu sunumu bulunmamak-tadır. Giriş-Çıkış Blokları’nın tedavi sonuçlarını gözle-mek ve bir farkındalık oluşturmak için, çeşitli bloklara ait olgu sunumları ve vaka serilerinin yayınlanması faydalı olacaktır.

Kaynaklar

1. Gumenic NR. Five-element acupuncture: blocks to healing, causative factors, and diagnostic correspondences. Medical Acupuncture 2015, 27(2) 89-94

2. Johnson JA. Chinese medical Qigong therapy: comprehensive clinical text. (Edited Mackenzie S, Jampaand H, Madeleine) The International Institute of Medical Qigong, 2000

3. Focks C. Atlas of acupuncture. Churchill Livingstone, Elsevier 2nd Eddition, 2008

4. Maciocia G. The channels of acupuncture: clinical use of the secondary channels and eight extraordinary vessels . Chruchill Livingstone Elsevier 2006

5. Shubs J. The use of Entry and Exit points for the face and thorax. EJOM 8(4), 37-43

6. Deadman P, Al-Khafaji M, Baker K. A manual of acupuncture. JCM Publications, 1998

7. Moss CA. Five element acupuncture: treating body, mind and spirit. Alternative Therapies in Health and Medicine 1999, 5(5), 52-61

8. Peter M. What is five element constitutional acupuncture? And how can it be integrated in to practice of TCM. JCM 2007, 85, 26-30

9. Gumenick N. Entry and exit points and blocks. Acupuncture Today 2006, 7(3), 1-4

10. Hicks A, Hicks J, Mole P. Five element constitutional acupuncture. Churchill Livingstone Elsevier, 2004

11. Kirkwood J. Entry –Exit points and their use in acupressure. Pointers Autmn 2015, 7-9

12. Gye B. Constitutional five element acupuncture. ATOMS Journal 2007, 13(3), 159-162

13. Jarrett LS. The use of entry and exit points in traditional acupuncture. Journal of National Academy of Acupunture and Oriental Medicine 1984, 1(1), 19-30

14. Seem M. Acupuncture imaging perceiving the energy pahtways of the body. Healing Arts Press, 2004

Page 28: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

19

SOĞUK ALGINLIĞI VE AKUPUNKTUR

COMMON COLD AND ACUPUNCTURE

(Derleme - Review)

Arş.Gör.Dr. Fatma Tamara KÖROĞLU

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği A.B.D.

İletişim: [email protected]

Özet

Soğuk algınlığı dünya üzerindeki en sık görülen enfeksiyondur. Her yıl sağlık harcamalarına ve gereksiz an-tibiyotik kullanımına sebep olmaktadır. Kendini sınırlayan bir enfeksiyon olmakla beraber kanıtlanmış etkin tedavisi yoktur. Farmakolojik ve nonfarmakolojik tedaviler hastalar tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. En çok kullanılan medikal tedavi antipiretik, analjezik, dekonjestan, antihistaminikler ve diğer lokal tedavilerdir. Nonmedikal tedaviler çinko, bal, Pelargonium Sidoides, serum fizyolojik ile burun irrigasyonu gibi yöntem-lerdir. Soğuk algınlığı tedavisinde akupunkturun olumlu etkileri olabilir. Bu etkileri araştıran çalışmalar olsa da sayısı yetersizdir. Geleneksel Çin Tıbbı’na göre soğuk algınlığı genel olarak sıcak-rüzgar ve soğuk-rüzgar olarak ikiye ayrılmış olup tedavide nokta seçimi bu ayrıma göre planlanabilir. Yakın dönemde tertiplenen meta analiz çalışmaları ile soğuk algınlığında akupunktur tedavisi hakkında kanıta dayalı daha çok veri elde edilmesi beklenmektedir.

Anahtar Sözcükler: Soğuk algınlığı, akupunktur, nezle, grip

Summary

Common cold is the most common enfectious disease world wide. Common cold causes unnecessary antibiotic consumption and expenditure on health services every year. It is a self limiting infection which has no obvious proven medication. Pharmacological and non pharmacological therapies are commonly used among patients. Mostly preferred medical therapies are antipyretic, analgesic, decongestant, antihistaminic drugs and other local drugs. Examples of nonpharmacological therapies are zinc, honey, Pelargonium Sidoides and nasal irrigation via isotonic solution. Acupuncture may have beneficial effects on common cold. There are few but insufficient research on that subject. Common cold is usually divided into two main subjects according to Traditional Chinese Medicine which are heat-wind and cold-wind, which effects point selection at therapy. Adequate evidence based data are expected to be collected via recent meta analyses studies on common cold and acupuncture.

Key Words: Common cold, acupuncture, cold, flu

Ankara Akupunktur 2018; 6 (1): 19-22

Page 29: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Fatma Tamara KÖROĞLU

20

Giriş

Soğuk algınlığı; sıklıkla rhinovirus, coronavirus, inf-luenza virüs ve respiratuar sinsityal virüs gibi viral ajanlar nedeniyle oluşan akut bir üst solunum yolu hastalığıdır. Genellikle burun tıkanıklığı, burun akın-tısı, öksürük, ateş gibi belirtilerle kendini gösterir. Bütün insanlar hayatında birçok kez soğuk algınlığı geçirmiştir. Hastalık genellikle kendini sınırlar nitelik-tedir, çoğunlukla komplikasyona yol açmaz. Bununla beraber acil servis ve poliklinik başvurularının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Altı yaşından küçük ço-cuklar yılda altı-sekiz defa soğuk algınlığı geçirirken erişkinler ise iki-üç kere geçirmektedir [1,2]. Yüksek prevalansı olan bu hastalık, erişkinlerde yarattığı semptomlar ve hasta olan çocuk ile ilgilendiği için de işe gidememe nedeni ile işgücü kaybına, ek olarak acil servis, poliklinik başvurularında artışa ve dolayı-sı ile maliyete sebep olmaktadır [2]. Bunun yanında gereksiz antibiyotik kullanımına neden olduğu bilin-mektedir [3].

Soğuk Algınlığında Medikal Tedavi

Soğuk algınlığı semptomlarında antibiyotik kullanı-mının yeri yoktur [4]. Oysa ki günlük pratikte sıkça kullanıldığı görülmektedir. Antihistaminikler mono-terapi halinde soğuk algınlığı semptomunu azaltmaz [5,6]. Boğaz ağrısını gargara ve boğaz pastili azalta-bilirken, dört yaş altındaki çocuklara nezle – grip ilacı verilmemelidir [1]. Erişkinde dekonjestan, antihista-minik-dekonjestan karışımları semptomları azaltabi-lir [6]. Nonsteroid anti inflamatuar ilaçlar hiperinfla-masyonu azaltarak şikayetleri ve ağrıyı azaltabilir [7]. Medikal tedaviye ek olarak önlemede el yıkama ön-lemleri ve hastalık süresince bal tüketimi, çinko tak-viyesi, Pelargonium sidoides, gibi takviyelerin faydalı olabileceği söylenmektedir. [2,8,9].

Hastalığın kendini sınırlayıcı yapısı nedeniyle hastalar doktor başvurusunda bulunmasa da kendi öz bakım çabaları ile tedavi arayışında bulunur. 2.724 hasta ile yapılan bir çalışmada toplam 527 adet öz bakım uygulaması tanımlanmış ve hastaların %62’sinin ilaç ve ilaç dışı olmak üzere kombinasyon tedavilerini kendilerine uyguladığı gözlenmiştir. Bu tedavi araç-ları ‘barsaktan emilen’, ‘intranazal uygulanan’, ‘lokal oral etkili’, ‘inhalasyon’, ‘boğaz üzerine lokal etkili’,

‘dıştan uygulanan’, ‘yiyecek çeşitleri’, ‘evde yapılan diğerleri’ gibi sınıflanmış ve her hastanın iyileşmek için ortalama 12 araç kullandığı tespit edilmiştir [10]. Bu verilerle birlikte soğuk algınlığının komplikasyona nadiren sebep olan hafif bir hastalık olduğu düşünül-se de kişide yarattığı rahatsızlık hissi ve hastalığın do-ğal seyri konusunda bilgisizlik nedeniyle tedavi arayışı önemsenmesi gereken bir konudur.

Görüldüğü gibi soğuk algınlığının tedavisinde kesin etkisi olan bir ilaç bulunmamakla birlikte semptom giderici ilaç ve ilaç dışı yöntemler faydası gösterilsin ya da gösterilmesin günlük hayatta sıklıkla tüketil-mektedir.

Akupunktur ve Soğuk Algınlığı

Akupunktur, vücut yüzeyindeki bazı nokta ve nokta-ların iğnelenmesi ile hastalıkları tedavi etmeyi amaç-layan bir yöntemdir. Bu yöntemde merkezi kavram vücudun kendi kendini iyileştirmesidir [11]. Soğuk algınlığında da gözlediğimiz kişinin kendi kendine iyileşme çabası akupunkturun iyileştirme kavramı ile örtüşmektedir. Soğuk algınlığı, akupunktura göre farklı şekillerde tanımlanabilir.

Soğuk algınlığı Geleneksel Çin Tıbbı’na göre soğuk-rüzgar, sıcak-rüzgar, sıcak-rüzgar ve nem sendromu şeklinde sınıflandırılabilir. Bununla beraber, hali ha-zırdaki başka bir sendroma da dış etken olarak soğuk rüzgar eklenebilir. Örneğin Çiy eksikliği olan bir kişiyi etkileyebilir [12]. Soğuğun kendisi, yin özellikli bir pa-tojen kabul edilmektedir. Yanga zarar verir, rüzgar ile birlikte vücudun dışına nüfus ederek soğuk-rüzgar semptomlarına sebep olur. Böyle bir durumda cilt ve kaslar arasında rüzgar olması akciğer fonksiyonlarını bozarak beyaz ve devamlı bir burun akıntısına sebep olabilir. Benzer şekilde soğuk- rüzgar birlikteliğin-de soğuktan hoşlanmama, titreme, öksürük, burun akıntısı ve hafif ateş ya da ateş olmaması görülebilir. Sıcak-rüzgarda ise soğuktan hoşlanmama, titreme ve burun akıntısına ek olarak sarımsı mukus, hafif terle-me, tonsillerde şişlik ve susama görülebilir [13].

Soğuk algınlığı tedavisinde akupunktur kullanımının etkinliğini araştıran çalışma sayısı azdır. Kawakita ve arkadaşlarının [14], bir çalışmasında farklı sebepler-den akupunktur tedavisi olan hastaların o dönem

Page 30: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

21

soğuk algınlığına yakalanmadığı fark edilmiş ve so-ğuk algınlığı üzerine akupunktur etkileri araştırılmış-tır. Bu çalışmada submandibular üçgene yakın orta hatta 1.5 cun uzaklıkta diye tarif edilen ‘Y Noktası’ kullanılmış ve 2 hafta boyu haftada 2 kere toplam 4 kez akupunktur uygulanmıştır. Soğuk algınlığı semp-tomlarını skorlamayı sağlayan ölçekler kullanılarak hastalar değerlendirilmiş ve akupunktur uygulanan grupta soğuk algınlığı semptomlarında azalmadan bahsedilmiştir.

Bilindiği üzere, soğuk algınlığında semptomlar vi-rüsün bizzat yaptığı tahribata ek olarak vücudun gösterdiği inflamatuar yanıt kaynaklıdır. Mukus hi-persekresyonu ve vasküler geçirgenlikte artış gözle-nir. Posterior farenks drenajının bozulması ve mukus hipersekresyonu benzer şekilde öksürüğe de sebep olabilir [15]. O halde akupunkturun immünite düzen-leyici etkilerinin olması, soğuk algınlığı semptomları-na olası faydasını açıklayabilir. Yang YQ ve arkadaş-larının yaptığı bir çalışmada, alerjik astımlı hastalarda akupunkturun mukozal ve hücresel immüniteyi dü-zenleyici etkileri olduğu gösterilmiştir [16]. Başka bir pilot çalışmada, kemoterapi alan kanser hastaların-da; lökopeni, nötropeni, NK (natural killer) ve B len-fosit hücre sayıları üzerinde akupunkturun etkisine bakılmış ve kontrol grubuna göre akupunktur-mo-xa grubunda olumlu yönde değişim izlenmiştir [17]. Mevcut çalışma sayı ve tertipleri kanıt bakımından yetersiz olmakla birlikte akupunkturun soğuk al-gınlığı üzerine olası olumlu etkilerini anlamak bakı-mından bu etkileri vasküler geçirgenliği azaltması, inflamasyonda aşırı lökosit adezyonunu azaltması, T lenfosit alt gruplarını uyararak hücresel immüniteyi düzeltmesi gibi yönlerle açıklayan ve akupunkturun soğuk algınlığı üzerindeki etkisini araştıran güncel bir meta analiz planlanmaktadır [18].

Akupunktur Noktası Seçimi ve Tedavi

Soğuk algınlığı tedavisinde çeşitli reçeteler kullanıl-maktadır. Yapılan yeterli randomize kontrollü çalışma bulunmamakla birlikte tedavi prensipleri Gelenek-sel Çin Tıbbı’na göre farklı kaynaklarda farklı şekil-lerde görülebilir. Örneğin Çiy eksikliği olan bir kişi sıcak-rüzgar ile tutulmuşsa ve ateş, baş ağrısı, hafif terleme, soğuktan kaçınma, vücut ağrısı gibi şikayet-leri olabilir. Bu durumda öncelikle dıştan gelen pato-

jene karşı LI-4, LI-11, TE-5 kullanılıp daha sonra Çiyi güçlendirmek önerilir [13].

Başka bir kaynakta soğuk algınlığı tedavisinde soğuk-rüzgar ve sıcak-rüzgar ayrımı yapıldıktan sonra soğuk-rüzgarda Yintang (EX-HN3), LI-20, SI-17, LI-4 gibi noktalar önerilirken sıcak-rüzgarda farklı olarak LU-6 ve LI-2 iğnelenmesi ile LU-11 kanatılması öneril-miştir. Yintang (EX-HN3) noktasının LI-20 ile birlikte tedaviye eklenmesi tavsiye edilmiştir [19].

Sonuç

Kanıtlanmış etkin bir tedavisi olmayan, genelde semptomatik tedaviler kullanılan soğuk algınlığın-da akupunkturun olumlu etkileri olabilir. Bu konu araştırmaya açıktır. Mevcut çalışmalar immünite dü-zenleyici etki üzerinden akupunkturun fayda edebi-leceğini düşündürmektedir. Az sayıda yapılmış klinik çalışmada olumlu sonuçlara rastlanmaktadır. Tedavi algoritmalarında akupunkturun yer alıp almayacağını anlamak ve etkisini gözlemek için daha fazla sayıda kontrollü randomize çalışmaya ihtiyaç vardır.

Kaynaklar

1. Öncel S. Soğuk Algınlığı ve Klinik Yaklaşımlar.KOU Sag Bil Derg 2017, C.4, S.1,s. 27-31.

2. Allan GM, Arroll B. Prevention and treatment of the common cold: making sense of the evidence. CMAJ 2014, 18;186(3):190-199.

3. Thompson M, Vodicka TA, Blair PS, Buckley DI, Heneghan C, Hay AD; TARGET Programme Team. Duration of symptoms of respiratory tract infections in children: systematic review. BMJ 2013, 11;347:f7027.

4. Kenealy T, Arroll B. Antibiotics for the common cold and acute purulent rhinitis. Cochrane Database Syst Rev. 2013, 4-6.

5. Smith SM, Schroeder K, Fahey T. Over-the-counter (OTC) medications for acute cough in children and adults in ambulatory settings. Cochrane Database Syst Rev. 2012, 8-15.

6. De Sutter AI, Saraswat A, van Driel ML. Antihistamines for the common cold. Cochrane Database Syst Rev. 2015, 11-29.

Page 31: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Fatma Tamara KÖROĞLU

22

7. Kim SY, Chang YJ, Cho HM, Hwang YW, Moon YS. Non-steroidal anti-inflammatory drugs for the common cold. Cochrane Database Syst Rev. 2015, 21-9.

8. Timmer A, Günther J, Rücker G, Motschall E, Antes G, Kern WV. Pelargonium sidoides extract for acute respiratory tract infections. Cochrane Database Syst Rev. 2008, 16-3.

9. Singh M, Das RR. Zinc for the common cold. Cochrane Database Syst Rev. 2013, 18-6.

10. Thielmann A, Gerasimovska-Kitanovska B, Koskela TH, Mevsim V, Weltermann B. European General Practice Research Network Working Group on Self-Care. Self-care for common colds: A European multicenter survey on the role of subjective discomfort and knowledge about the self-limited course - The COCO study. PLoSOne 2018, 130-134.

11. Cevik C. Medikal Akupunktur. Kuban Matbaacılık Yayıncılık, 2002.

12. Jiao Y, Liu J, Jiang L, Liu Q, Li X, Zhang S, Zhao B, Wang T. Guidelines on common cold for traditional Chinese medicine based on pattern differentiation. J Tradit Chin Med. 2013, 33(4):417-22.

13. Maciocia G, The Foundations of Chinese Medicine. Churchill Livingstone, 1989.

14. Kawakita K, Shichidou T, Inoue E, Nabeta T, Kitakouji H, Aizawa S, Nishida A, Yamaguchi N, Takahashi N, Yano T, Tanzawa S. Preventive and curative effects of acupuncture on the common cold: a multicentre randomized controlled trial in Japan. Complement Ther Med. 2004, 12(4):181-8.

15. Kennedy JL, Turner RB, Braciale T, Heymann PW, Borish L. Pathogenesis of rhinovirus infection. Current Opinion in Virology. 2012, 2;3:287-293.

16. Yang YQ, Chen HP, Wang Y, Yin LM, Xu YD, Ran J. Considerations for use of acupuncture as supplemental therapy for patients with allergic asthma. Clin Rev Allergy Immunol, 2013 ; 44(3):254-61.

17. Pais I, Correia N, Pimentel I, Teles MJ, Neves E, Vasconcelos J, et al. Effects of Acupuncture on Leucopenia, neutropenia, NK and B Cells in cancer patients : A randomised pilot study. Evidence-Based Complementary and Alternative Medicine. 2014, 2014:217397.

18. Cheng Y, Gao B, Jin Y, Xu N, Guo T. Acupuncture for common cold: A systematic review and meta-analyze protocol. Medicine (Baltimore). 2018, 97-10.

19. Thambirajah R. Energitics in Acupuncture. Churchill Livingstone, 2011.

Page 32: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

23

ABDOMİNAL OBEZİTEDE AKUPUNKTUR TEDAVİSİNDE DAİ MERİDYENİNİN YERİ

THE IMPORTANCE OF DAI MERIDIEN IN THE TREATMENT OF ABDOMINAL OBESITY

Uzm. Dr. Özlem Yelda BARAK SERKANT

Urla Devlet Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı

İletişim Bilgileri: 05319940435 - [email protected]

Özet

Metabolik sendrom (MetS) geleneksel Çin tıbbında dalak ısı sendomu ile benzerlik gösterir, abdomende yağ birikmesi ile karakterizedir. Dai meridyeni vücuttaki tek horizontal kanal olarak seyreder ve diğer longitüdinal meridyenlere bağlanır. Abdominal obezite Dai meridyeni üzerinde yer alır ve metabolik sendrom patogenezin-de Dai meridyeninin regülasyon bozukluğu ve diğer meridyenlere çiy akışında bozulma vardır. Bu nedenledir ki tedavide bu meridyene yönelik çalışma esas rol oynamaktadır.

Anahtar Sözcükler: Metabolik sendrom, abdominal obezite, Dai meridyen

Abstract

Metabolic syndrome (MetS) is smilar to spleen-heat syndrome of Chinese medicine, which is characterized by adipose tissue mainly accumulated in abdomen. Dai meridian the only channel surround horizontal the body, is able to bind the other longitudinal meridians. Abdominal obesity is located at the path of Dai meridian.The pathogenesis of abdominal obesity of Mets is Dai meridian dysregulation and unable to bind other meridi-ans. Therefore the regulation of Dai meridian, in order to regulate Qi movement, is an important therapeutic method of acupuncture treatment for abdominal obesity of Mets.

Key Words: Metabolic syndrome, abdominal obesity, Dai meridien

Giriş

Metabolik sendrom obezite ve insülin direncinin çe-kirdeğini oluşturduğu hastalıklar birlikteliğidir. Has-talık gelişmesindeki oranı saptamada ve altta yatan gen ve çevresel etkileşimlerin arkasındaki patogenezi anlamada güncel gelişmelere rağmen daha çok araş-tırmaya ihtiyaç vardır (1,2). Temel tedaviyi halen ha-yat tarzı değişimi, kilo azaltan tedaviler ve dislipide-mi, hipertansiyon, hiperglisemi hedefli farmakolojik

tedaviler oluşturmaktadır (3,4). Obezite ciddi morta-lite ve morbidite ile ilişkilidir. Fazla kilo ve dolayısıy-la abdominal obezite, hipertansiyon, hiperlipidemi, kardiyovasküler hastalık, diabetes mellitus, insülin direnci, safra kesesi hastalıkları, serebrovasküler has-talık ve bazı kanser tipleri için risk faktörüdür. Hemen hemen tüm batı anti-obezite ilaçlarının tedavi sıra-sında pek çok yan etkisi bulunmaktadır ya da tedavi

Ankara Akupunktur 2018; 6 (1): 23-25

Page 33: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Özlem Yelda BARAK SERKANT

24

ST 25, SP 15, Dalak enerjisini destekleyerek midedeki çiy akışını düzenler ve fu organlardaki blokajı kaldırır.

REN 12, Sekiz influentiel nokta-fu organ birleşimi, dalak ve mideyi güçlendirir.

TE5 GB41, Yinwei ve Dai meridyeni confluence nok-tasıdır (5-13).

Kaynaklar

1. Samson SL, Garber AJ. Metabolic syndrome. Endocrinol Metab Clin North Am. 2014 Mar;43(1):1-23.

2. Hoffman EL, VonWald T, Hansen K. The metabolic syndrome. S D Med. 2015;Spec No:24-8.

3. Appel SJ, Jones ED, Kennedy-Malone L.Central obesity and the metabolic syndrome: implications for primary care providers. J Am Acad Nurse Pract. 2004 Aug;16(8):335-42.

4. Berra K. Treatment options for patients with the metabolic syndrome. J Am Acad Nurse Pract. 2003 Aug;15(8):361-70.

5. Liang Cui-mei, Hu Hu, Lı Yuan-yuan. Analysis of Dai meridien pattern differentiation and treatment for abdominal obesity of metabolic syndrome. Acta Chinese Medicine and Pharmacology 2013-2

6. Clinical trials.gov. Hui Hu. Acupuncture in the regulation of Dai meridien at adipose tissue in abdominal obesity (erişim tarihi 25.04.2018)

7. Deadman P, Al-Khafaji M, Baker K. A manuel of acupuncture, JCM Publıcatıons, 1998

8. Liang CM, Hu H, Li YY. Acupuncture treatment of abdominal obesity patients by “belt vessel (Daimai) regulating method”. Zhen Ci Yan Jiu. 2012 Dec;37(6):493-6

9. Nazare JA, Smith J, Borel AL, Aschner P, Barter P, Van Gaal L, Tan CE, Wittchen HU, Matsuzawa Y, Kadowaki T, Ross R, Brulle-Wohlhueter C, Alméras N, Haffner SM, Balkau B, Després JP; INSPIRE ME IAA Investigators. Usefulness of measuring both body mass index and waist circumference for the estimation of visceral adiposity and related cardiometabolic risk

kesildikten sonra rebound kilo alımı olmaktadır. Pek çok çalışmada akupunkturun batı anti obezite ilaçları kadar etkileri ve daha az yan etkileri izlenmiştir (2).

Metabolik sendrom (MetS) geleneksel Çin tıbbında dalak ısı sendomu ile benzerlik gösterir, abdomen-de yağ birikmesi ile karakterizedir. Dai meridyeni vü-cutta horizantal tek kanal olarak seyreder ve diğer longitüdinal meridyenlere bağlanır. Abdominal obe-zite Dai meridyeni üzerinde yer alır. Mets patogene-zinde Dai meridyeninin disregülasyonu ve diğer me-ridyenlere çiy akışında bozulma vardır. Bu nedenledir ki tedavide bu meridyene yönelik çalışma esas rol oynamaktadır (5,6).

Dai meridyeni karaciğerin ayak-jueyin Zhangmen LR 13 ile başlar beli kemer gibi sarar safra kesesinin ayak-shao yang WuShu GB 27 ve WeiDao GB 28 de birleşir (5).

Abdomen ve intraperitoneal visseral organlardaki yağ birikimi abdominal obezite olarak tanımlanır. Abdominal obezite kardiyometabolik bir risk faktö-rüdür(7). İnsülin direnci ve ilişkili olarak kardiyometa-bolik sendrom ile ilişkilidir. Abdominal obezite vücut kilosu, body mass index (BMI), bel çevresi (BÇ), kal-ça çevresi (KÇ), Bel-kalça oranı (BKO), Bel-kilo oranı (BKO) and Vücut Yağ Oranı gibi ölçüm yöntemleri veya Dopler USG MRI gibi ölçüm yöntemleri ile de-ğerlendirilebilir (8). Abdominal dolgunluk ve perine-ye uzanan karında distansiyon abdominal obezitenin klinik bulguları arasındadır. Sonuç olarak abdominal obezite Dai meridyeni dağılım genişliği ile orantılıdır diyebiliriz (5).

Meridyen teorilerine göre Dai meridyeni aktive ede-rek patojenik faktörleri elimine ederek Dai meridye-nini tonifiye ederek ve Dai meridyeninin harmonizas-yonu sağlanarak diğer meridyenler kontrol edilir. Dai meridyeni kontrol edilerek çiy ve kanın düzgün akışı sağlanarak, yağ, boşluk, nem ve morbid sıvı birikimi engellenerek hastalık tedavi edilir (5-8).

Çeşitli çalışmalarda Abdominal Obezite için kulla-nılan Akupunktur Noktaları ve etki mekanizmaları GB 26, Dai meridyen regülasyonu için kullanılır.

Page 34: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

25

profile (from the INSPIRE ME IAA study). Am J Cardiol. 2015 Feb 1;115(3):307-15.

10. Hu WL, Chang CH, Hung YC. Am J Chin Med. Clinical observations on laser acupuncture in simple obesity therapy. Am J Chin Med. 2010;38(5):861-7.

11. Zhong LL, Kun W, Lam TF, Zhang SP, Yang JJ, Ziea TC, Ng B, Bian ZX. The combination effects of body acupuncture and auricular acupressure compared to sham acupuncture for body weight control: study protocol for a randomized controlled trial. Trials 2016, 17(1):346.

12. Zhang RQ, Tan J, Li FY, Ma YH, Han LX, Yang XL.Acupuncture for the treatment of obesity in adults: a systematic review and meta-analysis.Postgrad Med J. 2017 Dec; 93(1106):743-751.

13. Bai YP, Fu JY. Clinical observation on the regularity of acupuncture-induced body-reduction in excess-heat-type obesity patients. Zhen Ci Yan Jiu. 2007 Apr;32(2):128-31.

Page 35: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

26

YAŞAR MEDİKAL LTD. ŞTİ.Şehremini Mah.Denizabdal Cami Sok. No: 9/B 34280 Çapa / İSTANBULTel: 0212 586 68 00 Faks: 0 212 586 68 [email protected]

Page 36: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

27

AKUPUNKTUR TEDAVİSİNİN MULTİPL SKLEROZ SEMPTOMLARI ÜZERİNE İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ

THE HEALING EFFECTS OF ACUPUNCTURE ON SYMPTOMS DUE TO MULTIPLE SCLEROSIS

(Derleme - Review)

Uz. Dr. Belkız Berna KÜLAH¹, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK²

¹ SBÜ Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Ankara, Türkiye

² Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyokimya AD, Ankara, Türkiye

Özet

Multipl Skleroz (MS) santral sinir sisteminde otoimmün hasar oluşumuyla ilgili ciddi bir problemdir. Santral sinir sisteminin her komponenti bu destrüksiyondan etkilenebilir, bu nedenle MS hastalığında çok değişik semptomlar görülebilir. MS hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Akupunktur MS hastalığının semptomları-nın tedavisinde yaygın kabul gören bir seçenektir. Akupunktur uygulamalarının MS hastalığının tedavisinde etkinliğini gösteren az sayıda çalışma mevcuttur. Biz bu çalışmamızda, akupunktur uygulamalarının MS tanısı almış kadın hastamızın semptomlarında gözlemlediğimiz iyileştirici etkilerini literatür bilgileri ışığında tartış-mayı amaçladık.

Anahtar Sözcükler: Multipl skleroz, akupunktur, tamamlayıcı tıp, derleme

Abstract

Multipl Sclerosis (MS) is a serious problem and characterized by autoimmune destruction of central nervous system (CNS). Any part of CNS can be affected by this destruction thus a variety of symptoms may be seen in patients with MS. There is no definitive tretament of MS and acupuncture widely accepted as an alternative treatment option for MS. There is a few literature displays which studies its effectiveness. In this study we aimed to discuss the healing effects of acupuncture on the symptoms of our female patient previously diag-nosed as MS in the light of literature.

Key Words: Multiple sclerosis, acupuncture, complemantery medicine, review

demyelinizasyon, oligodendrisit kayıpları, reaktif gliozis

ve akson dejenerasyonları yer almaktadır(1).

MS’in ABD’de 300.000, dünyada ise 2.3 milyon ki-

şiyi etkilediği belirtilmektedir. Vurgulanan önemli

bir nokta santral sinir sisteminin her komponentinin

MS’in hedefinde olduğudur. Bu da MS’te semptom-

ların nasıl çeşitli olabildiğinin açıklamasıdır. Medikal

tedavi hastalığın sadece relaps ve remisyonlarla ka-

Giriş

Multipl skleroz (MS), günümüzde çevresel ve genetik faktörlerin etkisiyle oluşan heterojen multifaktöryel bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Hastalığın; sadece MR’la teşhis edilebildiği preklinik evresi, relaps ve remis-yon evrelerinin birbirini takip ettiği nörolojik disfonksi-yonlarla karakterize evresi ve hastalık belirtilerinde iler-lemelerle karakterize progressiv evresi olmak üzere 3 (üç) evresi bulunmaktadır. MS’in patolojik proçesinde; kan beyin bariyerinde bozulma, multifokal inflamasyon,

Ankara Akupunktur 2018; 6 (1): 27-31

Page 37: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Belkız Berna KÜLAH, Cemal ÇEVİK

28

rakterize döneminde hastalığın şiddeti ve ataklarının sıklığının sınırlandırılmasında etkili olabilmektedir. Oysa hastalığın primer ya da sekonder progressif dö-nemlerinde medikal tedavi ile düzelme sağlanama-maktadır. Ayrıca kullanılan ilaçların yan etkileri MS’li hastaların ilaç kullanım alışkanlıklarını olumsuz etki-lemekte ve alternatif tedavi arayışlarına yöneltmekte-dir. Akupunktur, MS hastalığının tedavisinde sıklıkla kullanılan nonfarmakolojik yöntemlerden birisidir. MS’li hasta popülasyonlarında kullanımı %7.2 ‘den %21’ e kadar değişmektedir. Ancak literatürde aku-punkturun MS üzerindeki iyileştirici etkilerini ele alan çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Geleneksel Çin tıbbında MS için yapılan tanımlamalar ve patolojik sı-nıflamalar batı dünyasından dil ve anlayış açısından oldukça farklıdır. Tedavi ve raporlama konuları da ol-dukça iddialıdır. Geleneksel Çin tıbbı akupunkturun MS hastalığındaki etkilerini irdelerken, nem ve bal-gam gibi iki yapının santral sinir sisteminde birikimin-den hareket ederek, nemin uyuşukluk ve güçsüzlüğe sebep olduğunu, balgamınsa çift görmeye ve bellek bozukluğuna yol açtığını kabul eder (2).

Sun ve arkadaşlarına göre MS’te 5 evre vardır; 1. Nem/balgam evresi, 2. Mide ve dalak yetmezliği evresi (Güçsüzlük) 3. Karaciğer ve böbrek yetmezli-ği evresi (Baş dönmesi ve vertigo) 4. Karaciğer böb-rek yetmezliği (Karaciğerde invazyonla karakterize evre tremor) 5. Kan dolaşımında staz evresi. Her has-ta akupunktur tedavisi açısından bu evrelere göre de-ğerlendirilmelidir (3).

Literatürde akupunkturun MS üzerine iyileştirici et-kilerini farklı açılardan araştıran bir çok çalışma mev-cuttur. Donnellan ve Sharley 14 progressif multipl sklerozlu hastada iki farklı akupunktur uygulamasının yaşam kalitesi üzerine etkilerini araştırmışlardır(4). Spoorel ve arkadaşları 8 vakalık serilerinde akupunk-turun spastisite ve yürüme bozukluğu üzerine olan etkilerini incelemişlerdir(5), Mc Guire ve arkadaşları ise olgu sunumlarında akupunkturun yorgunluk üze-rindeki iyileştirici etkilerini vurgulamışlardır(6). Criado ve arkadaşlarının relapsing-remitting tipde 20 MS’li hasta üzerinde yaptığı çalışmada, akupunkturun yü-rüme bozukluğunda iyileştirici etkisi gösterilmiştir(7). Hao ve arkadaşlarının 20 yıldır MS öyküsü olan 65 yaşındaki erkek hastaya Çin scalp akupunkturu uy-

gulamaları sonucunda, hastada yürüme, denge, spazmotik ağrılar ve idrar kaçırma konusunda be-lirgin iyileşme bildirilmiştir(8). Tjon Eng Soe ve ar-kadaşlarının yaptığı çalışmada elektroakupunkturun MS’lu hastalarda işeme bozukluğu ve yaşam kalitesi üzerine iyileştirici etkileri gösterilmiştir (9). Literatür-de akupunkturun MS üzerine etkilerini inceleyen ça-lışmalar Tablo 1’de belirtilmiştir. Biz de olgumuzda akupunkturun MS hastalığına bağlı semptomlar üze-rindeki iyileştirici etkilerini araştırdık.

Olgu sunumu

On yıldan beri nöroloji kliniğinde MS tanısı ile takip edilen 51 yaşında, 1.72 m boyunda 80 kg ağırlığında kadın hasta; anamnezinde 2008 yılında işitme kay-bı ve kulak çınlaması, 2010 yılında da sağ gözünde ani görme kaybı şeklinde MS atakları geçirmiş ve 2. ataktan sonra 2010 yılından beri gün aşırı 0.3 mg Betaferon tedavisi başlanmıştı. Başında yanma hissi, baş ve boyun ağrıları, midede şişkinlik, ayaklarında uyuşma, sağ gözde görme bozukluğu (renkleri ayırt edememe), ruhsal ve bedensel yorgunluk şikayetle-riyle ve kilo kontrolü isteğiyle merkezimize başvurdu. Fizik muayenesinde TA; 110/80 mm Hg, nabız 60/dk, akupunktur nabız muayenesinde Lu, Sp, H, Liv, Kid, UB nabızları düşük saptandı. Tedavi nabız muayene-sine göre belirlendi. Yin Tan (M-HN-3 ), Sishencong (M-HN-1), P6, REN12, St25, Liv2, Liv 3,UB 67, Kid 3, Sp 9 noktalarına önce 0.20x 13mm ve 0.25x0.25 mm iğnelerle toplam 7 seans vücut akupunkturu uygu-landı. Devamında boyun ağrıları için GB 20, GB 21, Sj 3, Lİ4 , Kid 3, Liv 3 noktalarıyla tedaviye 5 seans daha devam edildi. Beraberinde kilo kontrolü amaçlı ku-lakta Shenmen, antiagresyon (TME), açlık, susuzluk, ağız ve mide noktalarına 0.22x1.3mm kalıcı iğneler-le, haftada 1 kez değiştirmek üzere 4 seans kulak akupunkturu uygulandı. Tedavi süresince 5. seanstan sonra baştaki yanma hissi ve mide şikayetleri tama-men düzelen hasta, 7. Seanstan sonra görmesinde kısmi ölçüde iyileşme olduğunu, öncesinde sağ gözle sadece siyah beyaz gördüğünü, akupunkturdan son-ra renkleri daha iyi ayırt edebildiğini ifade etti. Has-tanın boyun ağrıları tamamen, ayaklarındaki uyuşma hissi anlamlı ölçüde iyileşti (VAS skorunda % 70 iyi-leşme izlendi). Toplamda 12 seans vücut akupunk-turu uygulandı, tedavi süresince 1 ay içinde 4,5 kg

Page 38: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

29

Tablo 1. Akupunkturun MS Üzerine İyileştirici Etkilerini Araştıran Çalışmalar

Araştırmacı Çalışmanın Amacı Çalışmanın Tip Vaka Sayısı

Donnellan And Sharley (2008]

İki Farklı Akupunktur Tipinin Hayat Kalitesine Etkileri

Randomize Kontrollü 14

Spoerel. Ark.(1974) Akupunkturun MS Üzerine Genel Etkileri

Vaka Çalışması 8

Hao Ark.(2013) Çin Skalp Akupunkturunun MS Üzerine Etkileri

Vaka Çalışması 65Y Erkek Hasta

Tjon Eng Soe Ark. (2009) Elektroakupunkturun MS'te İşeme ve Hayat

Kalitesine Etkileri

Non Randomize 10 Erkek, 1 Kadın

Quispe-Cabanillas Ark. (2012)

Akupunkturun MS'te Hayat Kalitesi Üzerine Etkileri

Çift Kör İmmünmodülatörle Tedavi Almış 31 Hasta

Mcguire(2003) Akupunkturun MS'te Yorgunluk Üzerine Etkileri

Olgu Sunumu 50Y. Kadın Hasta

Foroughipour Ark . Akupunkturun Medikal Tedaviye Dirençli MS

Semptomlarına Etkileri

Vaka Serileri 2 Ay Süreli Amantadine Ted.alan 20 Hasta

Foell Ve Ark Akupunkturun MS Semptomları Üzerine Etkileri

Olgu Sunumu 9 Yıldır MS’ li 25Y. Erkek Hasta

Miller Akupunkturun MS'te Spastisite

Semptomu Üzerine Etkisi

Nonrandomize Tek Kör

4 Kadın Hasta Fizyoterapi Hidroterapi

Kopsky And Hesselink Multimodel Çalışmada Akupunkturun Etkileri

Olgu Sunumu 61Y Santral Nöropatili

Page 39: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Belkız Berna KÜLAH, Cemal ÇEVİK

30

veren hastanın vücut kitle indeksi (VKİ), 27,04’ten 25,5’a düştü. Tedavi sonrasında hasta kendisini daha enerjik hissettiğini belirtti.

Tartışma

Multipl skleroz, beyinle vücudun diğer bölgeleri ara-sında iletişimi sağlayan santral sinir sisteminin demi-yelinizasyonu ile karakterize otoimmün progressif bir hastalığıdır. Dünyada yaklaşık 1.3 milyon MS hastası olduğu bilinmektedir. Hastalığın başlangıcı genellikle 2. ile 4. dekatlar arasındadır, kadınlarda 2 kat daha sıklıkla gözlenmektedir. Santral sinir sisteminde mye-lin hasarı olduğunda beyinle spinal kord ve vücudun geride kalan diğer bölümleri arasında elektrokimya-sal mesajların iletimi yavaşlar ya da tamamen kesilir. Bu da santral sinir sisteminde fonksiyonlarda yavaş-lamaya hatta tamamen kaybolmaya yol açar (2,10).

MS hastalığının nedeni bilinmemektedir. Günümüzde etkin bir tıbbi tedavisi de yoktur. İlaçların birçoğu yan etkileri nedeniyle hastalar tarafından kullanılamadığın-dan alternatif tedavi arayışları sürmektedir. Akupunk-tur tedavisi, MS hastalığının tedavisinde tamamlayıcı ve alternatif tedavi araçlarından biri olarak kabul gör-mekte ve MS’li hastaların yaklaşık %7-20’si kadarında semptomların tedavisinde kullanılmaktadır. Gelenek-sel Çin Tıbbında da MS hastalığı modern hastalık ola-rak tanımlanmakta batıdan farklı bir tanımlama ve te-davi anlayışıyla tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Ancak Batı ve Çin Tıbbının MS hastalığı tedavisindeki ortak noktası akupunktur yaklaşımıdır( 2,11).

MS hastalığının semptom ve belirtileri myelin kaybının olduğu lokasyonla ilgili olup, en yaygın semptomlar bir ya da birkaç ekstremitede güçsüzlük, yorgunluk, uyuşukluk, karıncalanma hissi (%40), bulanık görme (%31), tam ya da parsiyel görme kaybı şeklinde or-taya çıkmaktadır(10,12). Hastamızda yorgunluk hissi, görme bozukluğu, baş ağrısı, başta yanma hissi ve ayaklarında karıncalanma ve uyuşukluk hissi başvu-ru şikayetleri olarak kaydedilmişti. MS hastalığının seyri sırasında hastaların %53-57 sinde multifaktö-riyel ağrı şikayetlerinin ortaya çıktığı belirtilmiştir(2). Karpatkin ve arkadaşlarının MS semptomlarına yö-nelik akupunktur tedavisinin etkilerinin araştırıldığı

yaklaşık 15 çalışmayı inceleyen araştırmalarında; 5

makalede akupunkturun hayat kalitesine iyileştirici

etkilerinin, 3 makalede akupunkturun MS’e bağlı yor-

gunluk şikayetleri üzerindeki etkilerinin, 2 makalede

akupunkturun MS’ten kaynaklanan spastisite şika-

yetlerine etkisinin, 2 makalede akupunkturun MS’e

bağlı ağrı şikayetleri üzerindeki iyileştirici etkilerinin

ele alındığı belirtilmiştir (2,12). Vakamızda akupunk-

turun baş bölgesinde hissedilen yanma ve ağrı şika-

yetlerine, ayaklarda hissedilen uyuşma şikayetlerine

yönelik etkileri ortaya konmuştur. Jason ve arkadaş-

ları; MS hastalığına yönelik Çin skalp akupunkturu

yaklaşımıyla; MS’e bağlı semptomların giderilmesinin

yanında, hastaların hayat kalitelerinde iyileşme ve

atakların sayısında da azalma olduğuna dikkat çek-

mişlerdir(10). Akupunkturun MS’ten kaynaklanan

semptomlar üzerine iyileştirici etkilerinin gösterildiği

bir diğer çalışma da Juan Cabillas ve arkadaşlarının

elektroakupunkturla MS hastalarında gerçekleştir-

dikleri çalışmadır. Bu çalışmada elektroakupunktur

tedavisinin MS’ li hastalarda yaşam kalitesini anlamlı

ölçüde iyileştirdiği gösterilmiştir(13).

Sun ve arkadaşları, akupunktur açısından MS’in 5

evresi olduğunu ve akupunktur tedavisinin doğru ev-

releme yapılarak her hastaya göre ayrı planlanması

gerektiğini vurgulamışlardır (2,3). Hastamızın mevcut

şikayetlerini dikkate alarak, nabız muayenesine göre

öncelikle Yin tang (M-HN-3), Sishencong ( M-HN-1),

P6, REN 12, St 25, Liv2, Liv 3,UB 67, Kİd 3, Sp 9

noktalarına akupunktur uyguladık. Bu veriler litera-

tür bulgularıyla örtüşmekteydi. Ayrıca Jason ve ar-

kadaşlarının 65 yaşında kadın MS’li hastada kulak

akupunkturu için seçtikleri Shenmen noktası bizim

MS’li olgumuzda da tercih noktamız olmuştu. Jason

ve arkadaşları iğneleri baş ve işaret parmakları ile

1-3 dakikada 200 kez uyarmışlar, bu işlemi her 10

dakikada bir tekrarlamak suretiyle iğneleri 30-35 dk

yerlerinde bırakmışlardı (1). Olgumuzda kulak aku-

punkturunu, iğneleri haftada 1 değiştirmek suretiyle

4 seans uyguladık. Vücut ve kulak akupunkturu bir-

likte uygulandığında semptomlarda önemli gerileme-

ler olduğunu gözlemledik.

Page 40: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

31

Olgumuzdan edindiğimiz deneyim MS’li olgularda semptomların iyileştirilmesinde, yaşam kalitesinin art-tırılmasında akupunktur tedavisinin oldukça önemli ve etkili bir alternatif olabileceği yönündeydi.

Kaynaklar

1. Cleare BA, Belinda JK, Howard LW. Multipl Sclerosis: Mechanism and Immunotherapy. Neuron 97 February 2018 doi.org/10.1016

2. H.I.Karpatkin, D.Napolione, and B.Siminovich- Acupuncture and Multiple Sclerosis: A Review of the Evidence Volume 2014, Article ID 972935, 9 pages

3. Y. Sun, “Prevention and treatment of multiple sclerosis with traditional Chinese medicine,”ZhongguoZhong XiYiJieHeZa Zhi, vol.17,no.2,pp.113–114,1997.

4. Donnellan CP, Sharley J. Comparison of the effect of two types of acupuncture on quality of life in secondary progressive multiple sclerosis: a preliminary single-blind randomized controlled trial. Clinical Rehabilitation. 2008;22(3):195–205.

5. W . E . S p o e r e l , D . W . P a t y , A . K e r t e s z , a n d C.Y.Leung,“Letter: acupuncture and multiple sclerosis,”Canadian Medica lAssociation Journal,vol.110,no.7,p.751,1974.

6. C. McGuire, “Acupuncture in the treatment of fatigue in a patient with multiple sclerosis: case study,” Physiotherapy, vol. 89,no.11,pp.637–640,2003.

7. Criado MB, Santos MJ, Effects of Acupuncture on gait of patients with Multipl Sclerosis , J Altern

Complement Med, 2017 Nov:23(11):852-857.

8. J . J .Hao ,W.Cheng,M.L iu ,H .L i ,X . L ¨u ,andZ .Sun,“Treatment of multiple sclerosis with chinese scalp acupuncture,” Global AdvancesinHealthandMedicine,vol.2,no.1,pp.8–13,2013.

9. S. H. Tjon Eng Soe, D. J. Kopsky, P. J. H. Jongen, H. C. W. de Vet, and C. L. Oei-Tan, “Multiple sclerosis patients with bladder dysfunction have decreased symptoms after electroacupuncture,” Multiple Sclerosis, vol. 15, no. 11, pp. 1376–1377, 2009.

10. Jason J, Wei C, Ming L, He L, Xiaolin L, Zhongren S. Treatment of Multiple sclerosis With Chinese Scalp Acupuncture. Global Advances in Health and Medicine; (case report) January 2013 - Volume 2, Number1.page8-13

11. L. Skovgaard, P.H. Nicolajsen, E. Pedersen, M, Kant, S.Frederikson, M.Verhoef, D.W. Meyrowitsch. Use of Complementary and Alternative Medicine Among People With Multipl Sclerosis in the Nordic Countries. Autoimmune Diseases. Vol:2012; doi:10.1155/2012/841085

12. Mohsen F, Hamid R.B,2 Morteza S, Mojtaba K, Payam S, Ali S. Amantadine and the place of acupuncture in the treatment of fatigue in patients with multiple sclerosis: an observational study. Acupunct Med 2013;31:27–30.

13. Juan GQC, Alfredo D, Felipe VG, Carlos O.B, Benito P.D, Wanderley D.S, Leonilda MBS. İmpact of Electroacupuncture on Quality of life for patients with Relapsing-Remitting Multiple Sclerosis under tretment with immunmodulators: A randomized study. Complementary and Alternative Medicine ;2012.12-209

Page 41: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

32

AURICULOTHERAPY ACUPUNCTURE REFLEXOLOGY• Max Akım : 5µa• Power : 1 x 3 V CR123A Battery• 3,7 V - 1600 Mah• Dalga positive negative

• Frekans • Auriculo 1.14 Hz, 2.28 Hz. 4.56 9.12 - 18.25 - 36.5 - 73 Hz• Dokunmatik sistem otomatik zaman ayarlı (30s)• Harmonisyon - Dispersion - Tonification• CE - 93/42 EEC

BERKMED MEDİKALTIBBİ CİH. ARAÇ ve GER. LTD. ŞTİ.B.Evler Mh. Ata 2 Si tesi Yeşi l Palmiye Cd. Çınar Sk. No: 18Tel / Fax : (0216) 486 32 12 Çengelköy / İstanbulGsm : (0532) 247 43 56E-mai l : berkmedsavas@gmai l .comWeb : www.berkmed.com.tr • www.sedatelec.comBiorezonans Cihazları için www.rayonex.com.tr

www.berkmed.com.tr

Page 42: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

33

PRİMO VASKÜLER SİSTEMİN KANSERLE İLİŞKİSİ: DOST MU DÜŞMAN MI?

THE PRIMO VASCULAR SYSTEM’S RELATIONSHIP WITH CANCER: FRIEND OR FOE?

Saliha KARATAY

Prof. Dr., Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Ankara

Özet

Primo Vasküler Sistem (PVS) tüm vücuda dağılan nisbeten yeni keşfedilmiş bir damar sistemidir. Aslında PVS ilk olarak profesör Bong Han Kim tarafından 1962’de bulundu. Prof. Kim, deri ve tüm vücuda geniş bir şekilde dağılmış nod benzeri anatomik yapılar (Bonghan korpüskülleri) ile tüp benzeri organların (Bonghan kanalları) varlığını rapor etti. Aynı zamanda, Bonghan kanallarının akupunktur meridyenlerini, Bonghan korpüskülleri-nin de akupunktur noktalarını temsil ettiğini de iddia etti. Şimdilerde Bonghan Sistemi PVS olarak adlandırıl-makta olup, primo damarlardan (Bonghan kanalları) ve primo nodlardan (Bonghan korpüskülleri) meydana gelmektedir. Primo damarlar bir ağ şeklinde deri, iç organlar, sinirler, kan ve lenf damarlarında gözlenmekte-dir. PVS içinde çeşitli önemli biyokimyasallar, primo-mikro hücreler ve immün hücreler içeren bir primo sıvısı (Bonghan liquor) akmaktadır.

Son zamanlarda, araştırmacılar kanser dokularının da çok sayıda primo damar ağı içerdiğini bulmuşlardır. PVS ve kanser arasındaki ilişki çeşitli klinik çalışmalarla araştırılmıştır. Bu hayvan çalışmaları primer ve sekonder tü-mör dokularında PVS varlığını incelemiştir. Ek olarak, son çalışmalar metastazda hematojen ve lenfojen yolun dışında PVS’nin de önemli bir role sahip olup olmadığını araştırmıştır. PVS’de kanser hücrelerinin in vivo (vücut içi) görüntülenmesi için yeni teknolojiler kullanılmıştır. Şimdilerde ise bilim insanları PVS’nin nanoteknolojik kemoterapotikleri kanserin merkezine taşıyan özel bir yol olabileceğine dair hipotezler geliştirmektedirler. Bu derlemede PVS ile kanserin ilişkisi çeşitli yönleriyle ele alınmaktadır.

Anahtar Sözcükler: Primo vasküler sistem, kanser, metastaz, akupunktur

Abstract

Primo Vascular System (PVS) is a relatively new discovered vascular structure, which is distributed throughout the entire body. PVS was firstly discovered by professor Bong Han Kim in 1962. He reported node-like anatomical structures (Bonghan corpuscles) and tube-like organs (Bonghan ducts) widely distributed throughout the body and skin. He also claimed that Bonghan ducts were acupuncture meridians and Bonghan corpuscles were acupuncture points. Bonghan system is now called PVS, and it is comprised of primo vessels (Bonghan ducts) and primo nodes (Bonghan corpuscles). Primo vessels are observed in skin, internal organs, nerves, and within blood vessels and lymphatic vessels as a network. A primo fluid (Bonghan liquor) flows in PVS and includes various important biochemicals, primo-microcells and immune cells.

In recent studies, researchers were able to observe extensive networks of PVS in cancer tissue. Relationship between PVS and cancer has been investigated in various clinical trials. Animal studies demonstrate existence

Ankara Akupunktur 2018; 6 (1): 33-39

Page 43: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Saliha KARATAY

34

of PVS in primary and secondary tumors. Research is being conducted to see if PVS plays role in cancer metastasis like lymphatic and hematogenous routes. New technologies are being used to demonstrate cancer cells within PVS in vivo. Researchers are hypothesizing that PVS might be used as a transmission route of Nano technological chemotherapeutics into the cancer core. This review examines relationships between cancer and PVS from multiple angles.

Key Words: Primo vascular system, cancer, metastasis, acupuncture

Derleme

Çağımızın korkulu hastalığı olan kanserde en sık gö-rülen ölüm nedeni metastazlardır (1). Metastaz, kan-ser hücrelerinin primer tümör dokusundan ayrılarak uzak mesafelere gitmesi ve orada yeni bir sekonder tümör dokusu oluşturmasıdır. Kanser dokusunun ve metastazın oluşma mekanizması yıllardır araştırılma-sına ve birçok bilgiye ulaşılmasına rağmen, kanseri önleme ve kesin tedavi konularında hala pek çok bi-linmeyen husus bulunmaktadır. Tümör dokuları bol miktarda kan ve lenf damarlarına sahiptir. Metastaz sırasında kanser hücrelerinin uzak mesafelere taşın-ması da, kan ve lenf sıvısını taşıyan hematojenik ve lenfojenik dolaşım sistemleriyle sağlanmaktadır (2). Bu nedenle, günümüzde kanser tedavileri daha çok anjiogenezisi ve lenfanjiogenezisi inhibe eden ilaçla-ra yönelmektedir. Ancak bu inhibisyonla her zaman başarılı sonuçlar alınamamakta, hatta bazı ajanların metastaz riskini arttırdığı bile rapor edilmektedir (3). Bu durum, metastaz ve nükslerde kanser hücrelerinin başka yolları kullanmaya devam edebildiğini düşün-dürmektedir.

Son zamanlarda kan ve lenf dolaşımından sonra, üçüncü bir sıvı dolaşım sisteminin varlığı tespit edil-miştir (4). Primo Vasküler Sistem (PVS) adı verilen bu yapının bulunması, aslında yeni bir keşif değildir. PVS ilk olarak, Kore’li bir profesör olan Bong Han Kim ta-rafından 1962’de keşfedildi. Bu sistemin akupunktur meridyenleri ve akupunktur noktalarının anatomik yapısı olduğunu iddia eden Kim, bunu tanımlayan 5 rapor yayınladı. Daha sonra, bilinmeyen nedenlerle kesilen çalışmaları, birkaç başarısız denemenin yapıl-dığı bir latent dönem takip etti. 2002’de Soh ve ekibi yeni teknoloji ve yeni metotlarla bu sistemi görüntü-lemeyi başardı (5). Günümüzde PVS olarak adlandırı-lan bu dolaşım sistemi, tüm vücudu bir ağ gibi saran tüp şeklindeki primo damarlar ile bunlar arasındaki

bağlantı noktaları olan primo nodlardan oluşmak-tadır. Her bir primo damar içinde, demet şeklinde uzanan primo kanalcıklar (subdamarlar) bulunur. Bir ekstraselüler matriks içinde yüzen bu ipliksi kanalcık-ların içinde çeşitli immün hücreler, hemopoetik kök hücreleri, hormonlar, proteinler, aminoasitler, DNA ve RNA gibi hücre ve partiküllerden zengin bir primo sıvısı akmaktadır. PVS özellikle fare, rat, tavşan, sığır, köpek, domuz ve balık gibi çeşitli hayvanlarda ve bazı insan dokularında bulundu (6,7). Bu çalışmalarda cilt altında, kan ve lenf damarlarının içinde, kalp kavite-sinde, spinal kanal boşluğu ve beyin ventriküllerinde, çeşitli organ yüzeylerinde ve iç dokularında, sinirlerin perinevriyumları boyunca ve yağ dokusunda PVS ağı gösterildi (8). Kan ve lenf damarlarının aksine, primo damarların endotel hücreleri arasında çok sayıda por-lar bulunuyordu. Dokulara uygulanan Tripan Mavisi ve Alcian Mavisi gibi boyaların bu porlardan yüksek bir permeabiliteyle geçmesi, PVS’nin görüntülenme-sine olanak veriyordu. Çeşitli çalışmalarda bu boya-ların PVS’ye yüksek afinitelerinin olduğu ve kas, yağ dokusu, kan ve lenf damarlarının boyanmadığı gös-terildi (9). Ayrıca PVS’lerin, CD31 gibi kan damarına ait ve LYVE-1 gibi lenf damarına ait belirteçleri içer-memesi nedeniyle, kan ve lenf damarlarından farklı bir yapı olduğu ispat edildi (10).

PVS’nin içindeki primo sıvısı nedeniyle, tıpkı kan ve lenf damarları gibi kanser hücresi taşınmasında rol oynayabileceği bir hipotez olarak düşünüldü. Bunun üzerine yapılan çeşitli çalışmalarda, akciğer, over, deri, meme kanserleri, melanoma, gastrik kanser ve lenfoma gibi birçok kanser tipinde, tümör yüzeyinde-ki fasiyalarda, tümör yakınındaki yağ dokusu ve kon-nektif dokuda ve son olarak da tümör dokusunun içinde yoğun PVS oluşumları gösterildi (1,6).

Page 44: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

35

PVS ve Kanser İlişkisi

Kanser dokusunda PVS varlığı ilk defa, farede oluş-turulan insan akciğer kanser modelinde tespit edildi (11). PVS tıpkı yağ dokusunda olduğu gibi, kanser dokusunda da normal dokulardan çok daha yoğun bir şekilde bulunuyordu. Bu durum PVS’nin kanser büyümesi ve metastaz sürecinde rol oynayabileceği-ni düşündürdü. PVS-kanser ilişkisini araştıran hayvan çalışmalarının çoğunda, kültüre edilen çeşitli tipte insan kanser hücreleri hayvanlara nakledilerek, kse-nogreft şeklinde bir tümör dokusu oluşturuldu. Bu çalışmalarda, önce insan kanser hücrelerinin hayvan-larda büyümesi ve bir primer tümör dokusu oluştur-maları sağlandı. Daha sonra, bu primer tümör doku-sunda PVS varlığı araştırıldı. Birçok kanser çeşidinde, kanser dokusu ve çevresindeki bölgede yoğun şekil-de PVS ağları bulundu. Çalışmalarda primer kanser oluşturulduktan sonra metastaz yollarını incelemek amacıyla, daha uzak mesafelerdeki sekonder odak gelişimleri de takip edildi. Daha sonra, yeni gelişen bu sekonder tümör dokusunda da PVS varlığı gös-terildi. Ayrıca bir çalışmada, ksenogreft tümörünün yakınında ve tümörlü farenin abdominal kavitesinde, sağlıklı fare abdomenine göre daha yoğun PVS ağı bulunduğu tespit edildi (10).

Farede insan meme kanseri modelinin bir çalışmasın-da da, kanser dokusunda tümörsüz dokulara göre çok daha yoğun primo damar ve primo nod görül-mesi, PVS’nin kanser oluşumunu etkileyebileceğini düşündürmektedir. Ancak, kanser dokusunun da çe-şitli yollarla kanserle ilişkili PVS (CA-PVS) proliferasyo-nuna neden olarak, kendi büyümesini ve metastazını kolaylaştırması mümkündür (12). Bu durum doğru-landığı takdirde, tıpkı antianjiogenez ve antilenfanji-ogenez ajanlarının kullanımında olduğu gibi, CA-PVS gelişimini inhibe edebilecek ilaçlarla da kanser büyü-mesi, metastazlar ve nüksler önlenebilir. Öte yandan, tümör dokularının daha yoğun PVS içermeleri nede-niyle, bir bölgede patolojik düzeyde bir PVS artışının tespit edilmesi, kanserlerin erken teşhisine yardımcı olabilir (12).

Metastaz Yolu

Primer ve sekonder tümör odaklarında CA-PVS’lerin gösterilmesiyle, bilim insanlarını heyecanlandıran so-

rular da peş peşe gelmeye başlamıştır. İlk ve belki de en merak edilen soru, CA-PVS’lerin yeni bir metastaz yolu olup olmadığıdır. Bunun için kanser hücrelerinin varlığını tespit etmeye ve görüntülemeye yarayan, çeşitli floresan işaretleme teknikleri kullanıldı. Kang ve ekibi, yeşil floresan protein (GFP) eksprese eden insan gastrik kanser ksenogreft çalışmasında, primer ve sekonder tümör dokusu ile bunları birbirine bağ-layan bir kanser primo damarında (CA-PD) parlak yeşil floresan yoğunluğunu rapor etti (12). CA-PD içinde kanser hücrelerinin varlığını gösteren floresan renk, bu kanser hücrelerinin primer tümörden sekon-der tümör bölgesine bu CA-PD içinde nakledildiğini gösterdi. Benzer bir gözlem de, insan over kanseri ksenogreft modelinde kanser hücrelerinin özellikle omentum ve gonadal yağ dokusundaki PVS’lerde yo-ğun bir şekilde bulunması oldu (1). Günümüzde over kanserlerinin çevre yağ dokuya ve abdominal kavi-teye yayılma eğilimlerinin, peritoneal sıvı vasıtasıyla olduğu düşünülmektedir. Bu çalışma, abdominal PVS içindeki primo sıvısının da over kanserinin peritoneal metastazlarında önemli bir rol oynayabileceğini gös-termektedir.

Birkaç çalışmayla daha PVS’nin yeni bir metastaz yolu olduğunun keşfedilmesi, yeni bir soruyu daha bera-berinde getirdi: Bu üç dolaşım sisteminin metastaz oranları nasıldı? Bunu araştırmak için ilk defa canlı bir vücutta, yaşayan kanser hücrelerini izlemeye ya-rayacak orjinal bir çalışma düzenlendi. Yoo ve ekibi, insan akciğer kanseri ve insan over kanseri ksenog-reft çalışmasında, canlı kanser hücrelerine elektro-porasyonla kuantum işaretleme (QD) yaptılar (1). Bu hücrelerin bölünmesiyle oluşan yeni kanser hücreleri de bu işaretlemeye ve dolayısıyla da floresan özelli-ğe sahip oluyorlardı. Bu özellik kanserin büyümesi sırasında ve metastazla sekonder tümör dokusunun gelişimi esnasında, kanser hücrelerinin hareketle-rinin izlenmesine imkan verdi. Primer ve sekonder kanser dokuları arasındaki primo damar, kan ve lenf damarlarındaki kanser hücre sayısı hesaplandı. Primo damardaki kanser hücre sayısı lenf damarın-dakinin iki katı kadardı. Kan damarı içindeyse kayda değer miktarda kanser hücresi bulunmuyordu. Pri-mo noddaki kanser hücre miktarı da, bölgedeki lenf nodundakinden çok daha fazlaydı.

Page 45: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Saliha KARATAY

36

Benzer yöndeki bir çalışmada da, Han ve ekibi flore-san nanopartiküllerle ve GFP ekspresyonuyla işaret-ledikleri insan akciğer kanser hücrelerini, doğrudan fare testis parankimine enjekte ettiler (13). Bu çalışma ile kanser hücrelerinin, testisten abdominal organlara PVS içinde taşınıp taşınmadığı araştırılmaktaydı. Tes-tise enjekte edildikten 24 saat sonra kanser hücreleri parankimdeki primo damarların içinde, birçok abdo-minal organın primo damarlarında ve hatta testisten ince bağırsağa uzanan bir primo damar içinde bile gösterildi. Testis kanserlerinde majör metastaz yolu olarak kabul edilen lenf damarlarının içinde, ilginç bir şekilde hiç kanser hücresi gözlenmedi. Araştırma-cılar, ilk bakışta kanser hücrelerinin lenfojenik yolla metastaz yapmadığını düşündüren bu ilginç sonuca, bir takım açıklayıcı yorumlar getirmiştir. Bu yorumlar-dan ilki, primo damar ve lenf damarı içindeki sıvı akış hızlarının sonuçları etkileme ihtimalidir. Primo damar içindeki akış hızı 0.3 ± 0.1 mm/sn ile lenfatik akış hızından (0.87 ± 0.18 mm/sn) daha yavaştır. Primo sıvısının bu yavaş akımı, sıvıyla taşınan kanser hücre-lerinin, primo damar içindeki kanalcıkları çevreleyen kollajenden zengin matrikse, daha rahat geçmeleri için yeterli bir zaman sağlayabilir. Bu durum, primo damarların metastaz yolu olarak lenf ve kan damar-larının önüne geçmesine neden olabilir.

Aynı ekibin ikinci ilginç yorumu ise, primo sıvısı içinde kanser hücresi taşınmasına ek olarak, lenf damarla-rında gözlenmeyen, ancak primo damar kanalcık-larının çevresini döşeyen kollajen lifli matriksin de yeni bir migrasyon yolu olabilme ihtimalidir. Kanser hücreleri, çeşitli faktörler salgılayarak ya da yüzey-lerindeki molekülleri kullanarak, bu ekstraselüler matriksi etkileyip değiştirebilir. Bu sayede buradan uygun dokulara geçiş yapabilir ve orada sekonder bir tümör dokusu oluşturabilir. Böylece Han ve ekibi, PVS yoluyla metastazda iki farklı mekanizma olabi-leceğini düşünmektedirler. Bunlardan ilki, primo da-mar lümeni içindeki sıvı akışıyla hücre taşınmasıyken (intrasinüzal hareket), diğeri ise kollajen lifli matriks aracılığıyla hücre taşınmasıdır (ekstrasinüzal hareket).

PVS’nin yeni bir metastaz yolu olduğunun bulunma-sından sonra araştırmalar, yeni oluşan CA-PVS’lerin kaynağı üzerine yoğunlaştı. CA-PVS’lerin tümörün geliştiği konakçı vücut tarafından mı geliştirildiği,

yoksa kanserin gelişirken tıpkı anjiogenez ve len-fanjiogenez yapması gibi primovaskülogenez de mi yaptığı merak konusuydu. Bunu araştırmak için Heo ve ekibi genetik olarak GFP salgılayan fareler ürete-rek, bunlarda fare melanom hücreleriyle tümör do-kusu oluşturdu (14). Kanser dokusunun üzerinde ve içinde bulunan CA-PD’lerin de yeşil floresan verme-si nedeniyle, bu damarların tümörün geliştiği vücut dokularından kaynaklandığı rapor edildi. Ekip ayrıca, CA-PD’lerin normal dokulardaki primo damarlara göre daha ince olduklarını tespit etti. Bu durum, bu damarların yeni geliştiğini ya da hala gelişmekte ol-duğunu düşündürmekteydi. İlginç olarak CA-PD’ler, genelde tümörle bağlantılı yağ dokusu ve kan da-marlarının yakınında bulunuyordu. Bu durum yağ dokusu, kan damarı ve primo damarların tümörün büyürken ihtiyaç duyduğu oksijen, besin maddeleri ve çeşitli büyüme faktörlerini sağlayan bir mikroçevre oluşturduklarını düşündürebilir (14, 15). PVS’nin pro-teomik analizlerinde, primo sıvısının kanser hücrele-ri ve Kanser Kök Hücreleri ile ilişkili olabilecek çeşitli karbonhidrat metabolitlerini yüksek seviyede içerdiği de tespit edilmiştir (16). Bu bulgular, PVS’nin kan-ser hücrelerinin onkojenitesinde rol oynayabileceğini göstermektedir.

CA-PVS gelişiminin konakçıdan kaynaklandığı tezi, daha önce bahsedilen Kang ve ekibinin GFP ekprese eden gastrik kanser çalışmasında da rapor edilmiştir (12). Bu çalışmada CA-PD’lerin içinde floresan veren kanser hücreleri olmasına rağmen, kendilerinin flo-resan yaymaması onların konakçı kaynaklı olduğu şeklinde yorumlanmıştır. CA-PVS’leri tümör kaynak-lı olarak belirten bu iki çalışmanın sonuçları, başka bir çalışma ile çelişmektedir. İslam ve ekibinin yaptığı bu çalışmada ise, farelerde insan histiyositik lenfo-ma hücreleriyle lenfoma oluşturulmuştur (17). Tespit edilen CA-PD’lerin hücreleri CD antikorlarıyla, mRNA analizleriyle ve insan kök hücrelerine spesifik trans-kripsiyon faktörleriyle incelendiğinde, bu hücrelerin, dolayısıyla da primo damarların konakçı fare yerine insan, yani tümör kaynaklı olduğu tespit edilmiştir.

Vaskülojenik Benzerlik (Vaskulogenic Mimicry)

“Vaskülojenik Benzerlik” ya da “Vaskülojenik Taklit” olarak çevirebileceğimiz Vasculogenic Mimicry kavra-mı, ilk olarak 1999’da kanser gelişimi için ortaya atıl-

Page 46: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

37

mış ve giderek daha popüler hale gelmiştir (18). Bu terim meme kanseri, melanoma ve gonadal kanserler gibi agresif tümörlerin metastaz sırasında matriksten zengin, vasküler yapılara benzer ağlar oluşturması şeklinde tarif edilmektedir. Bu matriksten zengin vas-küler yapılara benzer ağların, kollajen lifler içeren bir matriksin çevrelediği iplikçiklerden oluşan PVS ağı ile benzerliği dikkat çekicidir. Bu Vasculogenic Mimicry olarak tanımlanan vaskülojenik ağ yapısının, PVS’nin patolojik bir gelişimi olabileceği öne sürülmektedir (1).

Kanser hücreleriyle ekstraselüler matriks ve tümöral mikroçevre ilişkisi düşünüldüğünde, aynı tip kanser-lerde aynı metastazik özelliklerin görülmesi, bir çok soruyu da beraberinde getirmektedir. Örneğin, tü-mör hücreleri nasıl hep aynı spesifik bir rotayı takip edebilmektedir? Metastazı başaran kanser hücreleri, gittikleri yerdeki normal doku hücreleriyle nasıl bir ilişki kurup büyümeye başlamaktadır? (19). Belki de bu sorulara, belirli bir güzergahları olduğu belirlen-miş, zengin ekstraselüler matriksli ve primo sıvı akışı olan PVS uygun cevaplar sunabilir.

Kanser Kök Hücreleri

Malign tümörlerin hepsinde görülmesine ve ölümle sonuçlanabilmesine karşılık, aslında kanser hücrele-rinin çoğunun metastaz yapma ve tümörü büyütme yetenekleri oldukça sınırlıdır. Çeşitli çalışmalarda, kan dolaşımına verilen tümör hücrelerinin bir gün sonrasında ancak % 1’inin hayatta kalabildikleri gös-terilmiştir (13). Esas onkojenik davranışları gösteren, kanser hücreleri arasında küçük bir orana sahip olan bir alt gruptur. Kanser hücrelerinin bu agresif subg-rubuna Kanser Kök Hücresi (Cancer Stem Cell) adı verilmektedir. Bu hücreler hem kendilerini çoğaltabil-dikleri, hem de diferansiye olarak diğer tümör hücre-lerini oluşturabildikleri için kök hücre olarak anılmak-tadır (20). PVS içinde de embriyojenik kök hücreler gibi fonksiyon görebilen ve PVS’nin rejenerasyonun-da görev aldıkları düşünülen primo-mikro hücreler bulunmaktadır. Bu hücreler de tıpkı kök hücreler gibi kendilerini çoğaltabilmekte ve farklılaşabilmek-tedir. Primo-mikro hücrelerin tomurcuklanabildiği ve büyüyebildiği hücre kültürlerinde gösterilmiştir (21). İşte PVS, bu primo-mikro hücreler için optimum bir ortam sunmaktadır. Aynı şekilde, kanser dokusunda

oluşan patolojik CA-PD’ler de, içlerindeki Kanser Kök Hücrelerinin fonksiyonları için uygun bir mikroçevre sağlayabilir.

Öte yandan PVS içindeki primo sıvısında makrofaj, mast hücresi gibi birçok immün hücre de bulunmak-tadır. Normalde, infeksiyon kaynaklı doku hasarına karşı vücudu koruma ve tümör hücrelerini yok etme gibi fonksiyonları olan immün hücrelerin, CA-PD için-deyken Kanser Kök Hücreleriyle etkileşimleri araştırıl-ması gereken ilginç bir konudur.

PVS ile Kanserde Yeni Umutlar

PVS’nin kanser dokusundaki yoğunluğu, tümör bü-yümesi ve metastazdaki etkileşimleri, onun kanseri önleme ve tedavi amaçlı kullanımını desteklemek-tedir. Buna göre PVS, birçok yönüyle kansere karşı savaşta yeni seçenekler sunabilir:

1. PVS tümör dokularında daha yoğun bir şekilde bu-lunduğu için, bir bölgede patolojik düzeyde bir PVS artışının tespit edilmesi, tıpkı PET gibi kanserin ve me-tastazların erken teşhisi amacıyla kullanılabilecektir.

2. Kanserde antianjiogenik ve antilenfanjiogenik tedaviler yerine, antiprimovaskülogenik tedavilerin kullanımı tümör büyümesi, metastaz ve nüksleri ön-leyebilir. Hatta bu tedavi şekliyle, kan ve lenf damar-larının içinde uzanan primo damarların da hedef alın-masıyla, tümörün anjiogenezisi ve lenfanjiogenezisi de kendiliğinden durdurulabilir.

3. CA-PD’ler içindeki ekstraselüler matriksin özellik-leri değiştirilerek, Kanser Kök Hücreleri için gerekli olan mikroçevre şartları ortadan kaldırılabilir. Böylece Kanser Kök Hücrelerinin agresif davranışlarının, dola-yısıyla da tümör oluşumunun önüne geçilebilir.

4. Primo sıvısı içinde bulunan makrofaj ve diğer im-mün hücreler çeşitli ajanlarla tetiklenerek, primo da-marlara kadar ulaşmış kanser hücreleri ve Kanser Kök Hücreleri yok edilebilir. Böylece kanser ve metastaz-lar engellenebilir.

5. Primo damarların içindeki primo-mikro hücreler ve diğer hemopoetik kök hücreler uygun şekilde hare-kete geçirilerek, günümüz kanser tedavilerine bağlı

Page 47: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Saliha KARATAY

38

oluşan doku ve organ hasarlarında rejenerasyon sağ-lanabilir.

6. PVS içine direk verilebilecek uygun farmakolojik ajanlarla, tümör kendi merkezinde tedavi edilebilir. PVS içine ilaç verilmesi, belki de farmakopunktur te-davilerinde zaten kullanılmakta olan bir yöntem ola-bilir. Farmakopunktur, akupunktur noktalarına ilaç ya da madde enjekte edilmesi demektir. Eğer primo nodların akupunktur noktalarına, primo damarların da akupunktur meridyenlerine karşılık geldiği kabul edilirse, PVS aracılığıyla hedeflenen organa ulaşmak mümkün olabilir demektir.

PVS ağını yeniden keşfeden ekibin başındaki Prof. Soh da ST 36 akupunktur noktasına, dolayısıyla da orada bulunan primo noda uygun ilaç verilmesiyle, beyindeki gliomaların tedavi edilebileceği hipotezi-ni savunmaktadır (8). Verilen ilaç, ST 36 noktasının bağlı olduğu primo nod ve primo damarlar boyunca ilerleyerek siyatik sinir perinevriyumuna, spinal kor-da, piamatere, duramatere ve sonuçta beyne ulaşa-bilecektir. Böylece beyindeki gliomaların tedavisinde, beyne ilaç geçişlerini engelleyen kan-beyin bariyeri by-pass edilebilecektir.

Aslında, Bong Han Kim’in iddia ettiği gibi PVS gerçek-ten akupunktur nokta ve meridyenlerine karşılık geli-yorsa, yüzyıllardır uygulanan akupunkturun etkileri de bu sistemin fonksiyonlarıyla açıklanabilecektir. Aku-punktur tedavisi vücuttaki tüm fizyolojik ve psikolojik etkilerini, tüm vücudu ağ şeklinde saran PVS’nin yapı-sını değiştirerek ya da onu yöneterek yapıyor olabilir. Her zaman vurgulanan, akupunkturun vücudu restore edici, fonksiyonları modüle edici etkisi, belki de tama-men PVS’nin modülasyonu demektir.

Kanserde PVS varlığını inceleyen çalışmalar, hem PVS’nin yapı ve fonksiyonlarının daha iyi anlaşılması-na, hem de kanser-metastaz bilmecesinin biraz daha çözülmesine imkan vermektedir. Elde edilen bilgiler ışığında, bu yeniden keşfedilen ve iki ucu keskin bı-çak gibi görünen PVS’nin uygun bir şekilde kullanıl-ması, kanserin önlenmesi ve kesin tedavisi için ümit verici görünmektedir.

Kaynaklar

1. Yoo JS, Kim HB, Won N, Bang J, Kim S, Ahn S, et al. Evidence for an additional metastatic route: in vivo imaging of cancer cells in the primo-vascular system around tumors and organs. Mol Imaging Biol 2011, 13(3), 471-480.

2. Paduch R. The role of lymphangiogenesis and angiogenesis in tumor metastasis. Cell Oncol (Dordr) 2016, 39(5), 397-410.

3. Pàez-Ribes M, Allen E, Hudock J, Takeda T, Okuyama H, Viñals F, et al. Antiangiogenic therapy elicits malignant progression of tumors to increased local invasion and distant metastasis. Cancer Cell 2009, 15(3), 220-231.

4. Stefanov M, Potroz M, Kim J, Lim J, Cha R, Nam MH. The primo vascular system as a new anatomical system. J Acupunct Meridian Stud 2013, 6(6), 331-338.

5. Kang KA. Chronological review on scientific findings of Bonghan system and primovascular system. Adv Exp Med Biol 2016, 923, 301-309.

6. Kim HG, Lee BC, Lee KB. Essential experimental methods for identifying Bonghan systems as a basis for Korean Medicine: Focusing on visual materials from original papers and modern outcomes. Evid Based Complement Alternat Med 2015, 682735.

7. Lee BS, Lee BC, Park JE, Choi HK, Choi SJ, Soh KS. Primo vascular system in human umbilical cord and placenta. J Acupunct Meridian Stud 2014, 7(6), 291-297.

8. Kang KA, Maldonado C, Vodyanoy V. Technical challenges in current primo vascular system research and potential solutions. J Acupunct Meridian Stud 2016, 9(6), 297-306.

9. Soh KS. Bonghan circulatory system as an extension of acupuncture meridians. J Acupunct Meridian Stud 2009, 2(2), 93-106.

10. Yoo JS, Ayati MH, Kim HB, Zhang WB, Soh KS. Characterization of the primo-vascular system in the abdominal cavity of lung cancer mouse model and its differences from the lymphatic system. PLoS One 2010, 5(4), e9940.

Page 48: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

39

11. Yoo JS, Kim HB, Ogay V, Lee BC, Ahn S, Soh KS. Bonghan ducts as possible pathways for cancer metastasis. J Acupunct Meridian Stud 2009, 2(2), 118-123.

12. Kang KA, Maldonado C, Aradia GP, An P, Soh KS. Primo vascular system and its potential role in cancer metastasis. Adv Exp Med Biol 2013, 789, 289-296

13. Han HJ, Kim HB, Cha J, Lee JK, Youn H, Chung JK, et al. Primo vessel as a novel cancer cell migration path from testis with nanoparticle-labeled and GFP expressing cancer cells. J Acupunct Meridian Stud 2013, 6(6), 298-305

14. Heo C, Hong MY, Jo A, Lee YH, Suh M. Study of the primo vascular system utilizing a melanoma tumor model in a green fluorescence protein expressing mouse. J Acupunct Meridian Stud 2011, 4(3), 198-202.

15. Hong M, Park SS, Do H, Jhon GJ, Suh M, Lee Y. Primo vascular system of murine melanoma and heterogeneity of tissue oxygenation of the melanoma. J Acupunct Meridian Stud 2011, 4(3), 159-163.

16. Lee SJ, Lee BC, Nam CH, Lee WC, Jhang SU, Park HS, et al. Proteomic analysis for tissues and liquid from bonghan ducts on rabbit intestinal surfaces. J Acupunct Meridian Stud 2008, 1(2), 97-109.

17. Islam MA, Thomas SD, Sedoris KJ, Slone SP, Alatassi H, Miller DM. Tumor-associated primo vascular system is derived from xenograft, not host. Exp Mol Pathol 2013, 94(1), 84-90.

18. Folberg R, Hendrix MJ, Maniotis AJ. Vasculogenic mimicry and tumor angiogenesis. Am J Pathol 2000, 156(2), 361-381.

19. Yoo JS, Soh KS. A transformative approach to cancer metastasis: primo vascular system as a novel microenvironment for cancer stem cells. Cancer Cell & Microenvironment 2014, 1, e142.

20. De Francesco EM, Sotgia F, Lisanti MP. Cancer stem cells (CSCs): metabolic strategies for their identification and eradication. Biochem J 2018, 475(9), 1611-1634.

21. Bae KH, Kwon HM, Soh KS. DNA Budding of primo microcells. J Acupunct Meridian Stud 2015, 8(2), 103-104.

Page 49: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

40

Sadece Eczanelerde

A4_kudretnari_ilan.indd 1 6/22/18 4:13 PM

Page 50: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

41

Giriş

Hasta muayene edilirken, tedaviye engel olan bozu-cu bir alan olup olmadığı araştırılır. Normalde vücut küçük miktarlarda bio-foton yayar. Patolojik durum-larda bio-foton yayılımı artar veya azalır. Örneğin; toksik bir skatrise siyah filtre yaklaştırıldığında zaten artmış olan fotoemisyon siyah rengin absorbsiyonu ile daha da artar ve VAS reaksiyonunu (+) olur. Cilt 75 Watt beyaz ışıkla aralıklı olarak uyarıldığında üç pulsasyonu takiben VAS cevabı pozitif olur. Aydın-latma esnasında, birkaç atım sonra nabızda çökme oluyorsa bozucu bir durum olduğu anlaşılır.

Tedavi engelleri

1. Fazlar:

Bu durumda organ farklı bir alanda prezante de-mektir. Fazlar organların kulaktaki geçici prezan-tasyonlarıdır. Periferik prezantasyon %90 oranında fronto-parietal primer somestezik alan üzerindedir. Fizyolojik veya patolojik nedenlerle prezantasyon

sekonder somestezik alan (Faz II) veya Thalamus (Faz III) alanına kayabilir.

AURİKÜLOTERAPİDE TEDAVİ ENGELLERİ

OBSTACLES TO TREATMENT IN AURICULOTHERAPY

Dr. Ayfer KUZULUGİL

Serbest Hekim

Özet

Auriküloterapi ağrının ve fonksiyonel patolojilerin tedavisinde hızlı ve etkin bir yöntemdir. Ancak, bazı vaka-larda tedavi girişimimiz sonuçsuz kalır. Bunun birçok sebebi olabilir. Bu makalede bu sebepler ve tedavileri anlatılacaktır.

Abstract

The auriculotherapy is fast and effective method for the treatment of pain and functional pathologies. However, in some cases, our treatment attemp remain inconclusive. There may be many reasons for his. This article will explain these causes and treatments.

İletişim Bilgileri: Meşrutiyet Caddesi 29/19 Kızılay / ANKARA

Şekil 1. Kulakta 3 faz prezantasyonu

Faz I : Fötüs İnversus Faz II : Dik duruş Faz III : Horizontal

Ankara Akupunktur 2018; 6 (1): 41-44

Faz I organ, faz II serebrospinal, faz III nöro-endok-rin patolojileri prezante eder. Faz sapması tespit edildiğinde önce Faz II ve Faz III patolojileri üç Epi-fiz noktası saniyelik iğnelenerek Faz I’ e indirgendik-ten sonra Faz I noktalarından tedavi yapılır (Şekil 2).

Sadece Eczanelerde

A4_kudretnari_ilan.indd 1 6/22/18 4:13 PM

Page 51: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ayfer KUZULUGİL

42

2- Sempatik aktivasyon:

Bu problem, birinci kot başının yer değiştirmesi so-nucu Stellar gangliyonu irrite etmesi ile ortaya çıkar. Stellar ganglion baş, boyun ve üst ekstremitelerin sempatik innervasyonunun ganglionudur. Hasta üst ekstremite ağrısı, psödo-kordial ağrı, psödo-astım gibi pulmoner bulgular ve konvansiyonel tedavilere cevap vermeyen göz problemlerinden şikayetçidir. Tedavisinde manüplasyon ve oto-manüplasyon uy-gulanabilir. Kulakta Stellar ganglion noktası ve Ser-vikal 7 motor noktası semipermanent iğne ile tedavi edilir.

3. Skatrisler:

Operasyon, yara, yanık veya aşı skarları bağ doku veya ekstrasellüler sıvıyı modifiye ederek bulunduğu alanı veya tüm vücudu rahatsız edebilir. Piper ve Vane skar-ların prostoglandin düzeyini artırdığını göstermişlerdir (1971). Skarlar immun sistemi etkileyerek alerjik astım, rinit gibi hastalıkları tetikleyebilirler. Nörovejetatif sis-temi etkileyerek hipertansiyon, hipotansiyon, migren, obezite, yorgunluk nedeni olabilirler. Horizontal skar-lar vertikal olanlara göre daha toksiktir. Keloid, kırmızı renkli,dokunmakla hipo veya hipersensibl olanlar, mü-köz, saçlı deri ve aşı skarları nispeten daha toksiktir. Muayenede skara dokunduğumuzda VAS kollabe olu-yor veya siyah filtreyi skara 10 cm yaklaştırdığımızda VAS cevabı alıyorsak skar toksik olabilir.

Toksik bir skarı tedavi etmek için çeşitli uygulamalar vardır.

• Skara 15 günde bir %2 Prokain infiltre edilir.

• Soğuk lazer uygulaması; Nogier’nin A, B, F frekanslarını birleştiren rejeneratif modu bulunan bir laser ile hergün iki dakika tedavi yapılabilir.

• Kulak kepçesinde heliks ve lobül kenarlarında bulunan skar noktaları iğnelenebilir (Şekil 4).

Şekil 4. Skar noktaları

1. Skalp 6. Safra kesesi 2. Psişik skar 7. Apendiks 3. Diş-Tiroid 8. Diz 4. Hepatit 9. Epizyotomi 5. Meme

Şekil 2. Epifiz noktaları

Şekil 3. 1. Kot Sendromu (Stellar Ganglion Basısı) R.Nogier - Auriculotherapi - Sauramp - 2000

Page 52: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, 2018

43

4. Dental foküsler:

Enfeksiyöz, inflamatuar, çekilmiş dişler, amalgam dolgular ve çeşitli diş cerrahi girişimleri ciddi bozucu alanlardır. Diş hekimi konsültasyonu gereklidir. Kula-ğın heliks kuyruğundan lobule kadar uzanan kenar kısmında sırasıyla kesici, kanin, premolar ve molar diş-lere ait skar noktaları taranarak iğne ile tedavi edilir.

5. Postüral problemler:

Boyun, sırt ve bel ağrıları, depresyon ve yorgunluk gibi rahatsızlıkların önemli bir kısmından postüral problemler sorumlu tutulmaktadır. Dolayısıyla postür düzeltilmeden bu sorunları tam olarak tedavi etmek mümkün olmayabilir. Temporomandibuler eklem dis-fonksiyonu ve oklüzyon bozuklukları servikal ağrılara sebep olabilir. Dental splintler ve ortodontik tedavi çözüm olabilir. Lomber ağrılar galvanik veya manye-tik tabanlıklar ile tedavi edilebilir. Serebral yorgunluk ve depresyon göz patolojileri ile ilgili olabilir. Postüral problemlerde etkili kulak noktaları mevcuttur.

6. Düzgün tedavi edilmemiş veya sekel bırak- mış enfeksiyonlar:

Özellikle viral enfeksiyonlar örneğin geçirilmiş Hepa-tit B veya C, tüberküloz, kronik sinüzit vitaliteyi dü-şürür ve tedavinin başarısız olmasına neden olurlar. Kulaktaki skar noktaları iğnelenerek toksikasyonlar önlenebilir.

7. Gıda intoleransları:

Günümüzde çok yaygın bir sorun olan gıda intole-ransları aurikülomedisin, kinezyolojik testler ve T Len-fosit Transformasyon testleri ile tespit edilebilmekte-dir. Hastanın diyetini düzenlemek diğer tedavilerin başarısını artırmaktadır.

8. Otonomik disfonksiyon:

Otonom sinir sistemi fonksiyonlarında alterasyon söz konusudur. Başağrısı, senkop, kronik yorgun-luk, fibromyalji, sindirim bozuklukları, irritabl mesa-ne, soğuk el ve ayaklar, konsantrasyon problemleri, depresyon, anksiyete, panik ve uyku bozuklukları semptomlardan bazılarıdır. Viral enfeksiyonlar, kafa ve göğüs travmaları, kimyasallara maruz kalma ne-

den olabilir. Klasik tıpta teşhis ve tedavisi çok kar-maşıktır. Aurikülomedisinle tanı konabilir. Kulak noktaları ile tedavide dominant kulakta Zero noktası, tragus iç yüzde bulunan G3 noktalarına saniyelik iğ-neleme ve heliko-lobuler bileşkedeki Pleksus Servikal Süperfisialis noktasına semipermanent iğneleme ya-pılarak düzeltilebilir.

9. İlaçlar:

Kortizon, Nöroleptikler, Diazepam, steroid olmayan antiinflamatuar (NSAİ) ilaçlar hem tanıyı hem de te-daviyi bloke edebilir.

10. Vitalite düşüklüğü:

Yetersiz beslenme, enzim defektleri, metabolik bo-zukluklar, ciddi hastalıklar, enfeksiyon sekelleri, geçi-rilmiş operasyonlar, kanser, kemoterapi alımı vitalite-yi düşürür. Bu durumlarda auriküloterapinin etkinliği sınırlıdır.

11. Dislateralizasyon:

Serebral lateralizasyon beynin bir hemisferinin diğe-ri üzerinde dominant olması ile karşı taraf hemikor-pun motor ve fonksiyonel olarak baskınlığını ifade eder. Corpus Callosum, comissura anterior, comis-sura posterior, comissura habenularum, forniks gibi interhemisferik yapılar birbirinden bağımsız olarak çalışan iki hemisfer arasında bilgi transferini sağlar. Fonksiyonel olarak sol beyin analitik ve rasyonel iken sağ beyin emosyonel ve irrasyoneldir. Lateralizasyon karışıklıkları ve interhemisferik blokajlar aurikülote-rapinin tedavi engellerindendir. Engellenmiş solaklık lateralizasyonu karıştırarak çocukluk çağından başla-yıp erişkinlikte devam eden bazı problemlere neden olur. Vertebral blokajlar, kraniyal travmalar, psişik travmalar, nöroleptik, antidepressan ilaçlar, viral has-talıklar, sigara, eroin gibi toksik maddeler, bazı mes-lekler (Müzisyen, ressam, aktör) sağ beyin aktivitesini artırarak psikosomatik hastalıklara yol açarlar. Late-ralizasyon blokajları aurikülomedisin ile teşhis edilir ve kulak noktaları ile tedavi edilir. Epifiz noktaları saniyelik iğnelenir. Tragal noktalar semipermanent iğne ile tedavi edilir (Şekil 5).

Page 53: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

Ayfer KUZULUGİL

44

Kaynaklar

1- Bernard Leclére, “Auriculotherapie Theorique et Pratique”, Edition Numerotée, France, 1994

2- Raphaël Nogier, “Auriculotherapy”, Thieme, France 2009

3 Raphaël Nogier, “Introduction pratique à L'auricu-lomedicine. La photoperception cutanée” Haug, France, 1993

4- René Bourdiol, “Element of Auriculotherapy”, Maisonneuve, France, 1982

5- Paul Nogier, ”Handbook to Auriculotherapy”, Satas, France, 1998

6- Paul Nogier, Raphaël Nogier ”L'homme dans L'oreille”, Maisonneuve, France, 1979

7- Paul Nogier, ”From Auriculotherapy to Auriculo-medicine”, Maisonneuve, France, 1983

8- Yves Rouxeville, “Acupuncture Auriculaire Perso-nalisée”, Sauramp, France, 2001

9- Beate Strittmater, ”Ear Acupuncture”, Thieme, Germany, 2011

10- A. Kuzulugil, “Serebral Lateralizasyon ve Auri-küloterpi”, Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi, sayı: 1, sayfa: 15-25, 2015

Şekil 5. Lateralizasyon Tedavisi

1,2,3. Epifiz noktaları4. Corpus Callosum5. Comissura Posterior6. Comissura Anterior7. R-Bourdiol

Page 54: ANKARA AKUPUNKTUR OKSİJEN AKUPUNKTUR ......10 Element Can ZİNNEHA 23 Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28 Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31 Müzikle Tedavi,

ANKARA ACUPUNCTURE AND COMPLEMENTARY MEDICINE JOURNAL

ISSN 1304-690X

AKUPUNKTUR ANKARA

VE TAMAMLAYICI TIP DERGİSİ

ANKARA ACUPUNCTURE AND COMPLEMENTARY MEDICINE JOURNAL

İÇİNDEKİLER

Yıl 2014, Cilt 2, Sayı 1 ISSN 1304-690X

Oksijen Terapi...

Yaşam Destek Ürünleri ...

OKSİJENMİNERAL

ENZİMAMİNOASİTELEKTROLİT

VİTAMİN

YAYINLANAN

ile

Ağrılı Hastalarda Akupunktur Noktalarına O2O3 (Ozon) Uygulamaları Betül BATTALOĞLU İNANÇ 1

Sigara İçen Yüksekokul Öğrencilerinde Sigara Bıraktırmada Akupunktur Tedavisinin Etkinliği Turan GÜNDÜZ 5

Depresyon ve Akupunktur İle Tedavisi Mehmet Fuat ABUT 8

Auriküloterapi ve Aurikülomedisin Ayfer KUZULUGİL 10

Randomize Kontrollü Akupunktur Çalışmalarında Plasebo Kontrol Uygulamaları Saliha KARATAY 12

Kozmetik Akupunktur Asuman KAPLAN ALGIN 16

10 Element Can ZİNNEHA 23

Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28

Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31

Müzikle Tedavi, Tarihi Gelişimi ve Uygulamaları Z. Işıl BİRKAN 37

Yurtdışı Kaynaklı Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergileri H. Volkan ACAR 50

Kurs İzlenimi Yasemin ÇAYIR 55

Sempozyum İzlenimi Ayfer KUZULUGİL 57

Güncel Haber Ahmet DÖKER 60

Yıl/Year, 2018, Cilt/Volume, 6, Sayı/Issue, 1

AN

KARA

AKU

PUN

KTU

R VE

TA

MA

MLA

YIC

I TIP

DER

GİS

İ

web adresi : www.ankaraakupunkturdernegi.org

e-posta : [email protected]

twitter : @AkupAnkara

Telefon/ Faks: 0312-213 99 00

GSM: 0 538 085 68 07

AKUPUNKTUR ANKARA

VE TAMAMLAYICI TIP DERGİSİ

ANKARA ACUPUNCTURE AND COMPLEMENTARY MEDICINE JOURNAL

İÇİNDEKİLER

Yıl 2014, Cilt 2, Sayı 1 ISSN 1304-690X

Oksijen Terapi...

Yaşam Destek Ürünleri ...

OKSİJENMİNERAL

ENZİMAMİNOASİTELEKTROLİT

VİTAMİN

YAYINLANAN

ile

Ağrılı Hastalarda Akupunktur Noktalarına O2O3 (Ozon) Uygulamaları Betül BATTALOĞLU İNANÇ 1

Sigara İçen Yüksekokul Öğrencilerinde Sigara Bıraktırmada Akupunktur Tedavisinin Etkinliği Turan GÜNDÜZ 5

Depresyon ve Akupunktur İle Tedavisi Mehmet Fuat ABUT 8

Auriküloterapi ve Aurikülomedisin Ayfer KUZULUGİL 10

Randomize Kontrollü Akupunktur Çalışmalarında Plasebo Kontrol Uygulamaları Saliha KARATAY 12

Kozmetik Akupunktur Asuman KAPLAN ALGIN 16

10 Element Can ZİNNEHA 23

Akupuntur Tedavi Yöntemi ve Doz Aşımı M. Salih ÖZAYTÜRK 28

Ozon Terapi Saltuk AYTAÇOĞLU 31

Müzikle Tedavi, Tarihi Gelişimi ve Uygulamaları Z. Işıl BİRKAN 37

Yurtdışı Kaynaklı Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dergileri H. Volkan ACAR 50

Kurs İzlenimi Yasemin ÇAYIR 55

Sempozyum İzlenimi Ayfer KUZULUGİL 57

Güncel Haber Ahmet DÖKER 60

Açık Erişim / Open Access www.ankaraakupunkturdernegi.org

ÜÇ DÖNGÜ AKUPUNKTURUNDA ALTILI UYGULAMA Prof. Dr. Cemal ÇEVİK .....................................................................................................................................................................1

İNFRARED TERMAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİNİN AKUPUNKTUR ÇALIŞMALARINDA KULLANILMASI Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLU, Cağrı CABIOĞLU ....................................................................................................................3

PRİMER BAŞAĞRILARI VE AKUPUNKTUR UYGULAMALARI: DERLEME Prof. Dr. Didem AKÇALI, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK ...............................................................................................................................7

AKUPUNKTURDA ÖNEMLİ BİR TEDAVİ ENGELİ: GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI Doç. Dr. Rezan AKPINAR, Prof. Dr. Saliha KARATAY .......................................................................................................................13

SOĞUK ALGINLIĞI VE AKUPUNKTUR: DERLEME Arş. Gör. Dr. Fatma Tamara KÖROĞLU ..........................................................................................................................................19

ABDOMİNAL OBEZİTEDE AKUPUNKTUR TEDAVİSİNDE DAİ MERİDYENİNİN YERİ Uzm. Dr. Özlem Yelda BARAK SERKANT ........................................................................................................................................23

AKUPUNKTUR TEDAVİSİNİN MULTİPL SKLEROZ SEMPTOMLARI ÜZERİNE İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ Uz. Dr. Belkız Berna KÜLAH, Prof. Dr. Cemal ÇEVİK .......................................................................................................................27

PRİMO VASKÜLER SİSTEMİN KANSERLE İLİŞKİSİ: DOST MU DÜŞMAN MI? Prof. Dr. Saliha KARATAY ...............................................................................................................................................................33

AURİKÜLOTERAPİDE TEDAVİ ENGELLERİ Dr. Ayfer KUZULUGİL ....................................................................................................................................................................41

Hakemli Dergi