68
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı AĞUSTOS 2015 SAYI: 396 ’NİN SESİ UND dış ticaret birlikleriyle buluşuyor ÖğRENCiLER SEKTÖR-üNiVERSiTE işBiRLiği YETERSiZ DiYOR

’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın OrganıAĞUSTOS 2015 SAYI: 396’NİN SESİ

UND dış ticaret birlikleriyle buluşuyor

ÖğreNcilersektÖr-üNiversite

işbirliği yetersiz Diyor

Page 2: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın
Page 3: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın
Page 4: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına SahibiÖmer Çetin Nuhoğlu

Genel Yayın YönetmeniFatih Şener

Sorumlu ve Yazı İşleri MüdürüHatice Hacısalihoğlu

Yayın KuruluAli Çiçekli, Şerafettin Aras,

Ağustos2015

28

Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan

Yazı KuruluAlper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim

Haber MerkeziAlpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin

Mali İşler MüdürüMuhammet Haybarlık

Reklam SorumlusuHatice Hacısalihoğlu0212 359 26 00 / 208

Yayına HazırlıkLOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ

Genel YönetmenMutlu Doğan

EditörAhmet Doğan

Grafik TasarımErhan Aydın

İletişim0212 579 92 35

ctp baskı ve ciltİstanbul Basım Ltd.Şti0212 603 26 20Ağustos 2015

Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYETel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın

için

dek

iler

26

23 20 büyük ihracat ülkesi hukuku ihlal ediyor

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün raporuna göre, dünyanın en büyük ihra-catçı ülkeleri uluslararası hukuku ihlal ediyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü, dünyanın en büyük ihracatçı ülkelerinin, sınırötesi rüşvetle mücadele etme yükümlülüğünü ihlal ederek, son dört yıl içinde yabancı kamu gö-revlilerine rüşvet ile ilgili hiçbir kovuşturma veya inceleme yapmadığına dikkat çekti.

24 İhracatçı, 3. çeyrekten umutlu

TİM, eğilim anketi sonuçlarını açıkladı. TİM’in açıkladığı ankette ihracatçının 3. çeyrekte umutlu olduğu ortaya çıktı. Ankete göre ihracatta pozitif eğilim gösteren ihracatçı, 3. çeyrekte 65 bin yeni istihdam öngörürken, Rusya, ABD, Almanya, Çin ve İran’ı öncelikli hedef pazar olarak seçti.

27 İngiltere ve Fransa, Calais için anlaştıFransa ile İngiltere, iki ülke arasındaki yasa dışı göç sorununa çözüm bulmak amacıyla bütçe artışı ve polisler arasında işbirliğini içeren anlaşma imzaladı.

18 UND dış ticaret birlikleriyle buluşacak, gümrük kayıplarını anlatacak

UND, dış ticaret sektörleriyle buluşuyor! İlk buluşma, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği yönetimi ile gerçekleşti. UND İcra Kurulu Başkanı Şener, UTİB üzerinden diğer Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin de meseleye müdahil olmaları için destek talep etti.

Page 5: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

46 Mercedes’in Yeni Euro 6 motoru OM 471 ile ekstra tasarruf

50 58

21

19

24

Mercedes-Benz geleceğin taşımacılığını şekillendiriyor. Markadaha fazla verimlilik için Euro 6 motorunu yenileyerek tasarruf veverimliliği artırırken, yeni güvenlik donanımları ve paketleriyle deüstün bir koruma sunuyor.

42 Koruma tedbirleri dünya ekonomisini daraltıyor

ICC Türkiye’nin 61’inci Genel Kurulu’nda konuşan ICC Türkiye Milli Komi-tesi ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, korumacılık tedbirleri arttıkça dünya ekonomisinin daraldığını vurgularken, “Korumacılık hızla kaldırıl-malı ve dünya ekonomisinin motoru yeniden ticaret olmalı” dedi.

48 İDO ile ETA yeni “TIR Ofis Projesi”ni başlattıDeniz ulaşımı ve taşımacılığının lider kuruluşu İDO ile lojistik sektöründe öncüyatırımlara imza atan Borusan Lojistik’in inovasyon markası ETA (ElektronikTaşımacılık Ağı), aralarında bir anlaşma imzalayarak İDO’nun EskihisarTerminali’nde “TIR Ofis Projesi”ni hayata geçirdiler.

49 Teknolojiyi giyiyorlar, verimliliği artırıyorlarDünyada lojistik, perakende, sağlık ve kargo sektörleri için inovatif çözümler sunan Giyilebilir Teknolojiler, firmalara maliyet tasarrufu sağ-larken, bu teknolojileri kullanan çalışanlara zamanı çok iyi kullanma ve verimliliklerini artırma imkanı veriyor.

50 Temmuz ayında ihracat yüzde 13 düşerek 10,8 milyar dolar olarak gerçekleşti

TİM verilerine göre Temmuz ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göreyüzde 13 düşerek 10 milyar 857 milyon dolar oldu.

51 Güvenlik ve performansı artıran yeni kamyon kış lastiğini tanıttı

Goodyear, kamyonlar için yepyeni kış lastiği serisi olan UltraGrip Max’ı piyasaya sürüyor. Yeni lastikler yarı yarıya aşınma durumunda bile yüzde 40’a kadar daha fazla yol tutuşu sağlıyor ve yüzde 15’e kadar da daha fazla kilometre performansı sergiliyor.

64 Hatay Ro-Ro vazgeçmiyorÜlkemiz başta olmak üzere Avrupa ve Rusya’nın Ortadoğu’ya olan ihracatının denizyolu ile taşınmasında büyük öneme sahip olan Hatay Ro-Ro, Türkiye-Mısır arasında tesis edilmiş olan karayolu anlaşmasının sona ermesiyle başlayan krizi Süveyş Kanalı’nı geçerek aşmıştı. Şimdi ise mevcut hatta Cenk Y isimli ROPAX gemisini de katarak sefer sayısını haftada ikiye çıkarttı.

Page 6: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın
Page 7: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

ÖMER ÇETİN NUHOĞLUUND YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Değerli Dostlarım,

2015 yılının ilk yarısını geride bıraktık. Ülkemizdeki ticaret dünyadaki gelişmelere paralel ilerliyor. Dolar-Euro paritesindeki gelişmeler dış ticaretimizi birebir etkiliyor. Türkiye’nin çevresinde (Suriye-Irak) mey-dana gelen gelişmeler, ülkemizde yaşadığımız seçim ve bu seçimin sonuçları gibi nedenler ticaretimizi şekillendiren etkenlerin başında geliyor. Seçimlerden sonra bir hükümetin kurulamamasının ardından ufukta yeni bir seçim belirmeye başladı. Yapılacak bu seçimlerin ülkemiz iş dünyası adına hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Her şıkta, UND olarak, uzun bir süredir, kamu-özel sektör işbirliğinin en güzel örneklerini hayata geçirdiğimiz, 20 yıllık Gümrük Birliği’ni ilgili bakanlıklarımızın ve devletimizin Avrupa Birliği nezdindeki etkin girişimleriyle “güncelleme” hazırlıkları yaptığımız; lojistik sektörümüzün kamu politikalarında bu kadar özel bir konumda değerlendirilerek ekonomik dönüşümün motoru olarak işaretlendiği bu aşamada, kıymetli bürokratlarımızla beraber yarattığımız sinerjiyi bundan sonra da sürdürebilmemiz büyük önem taşıyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), temmuz ayı ihracat verilerini açıkladı. TİM verilerine göre temmuz ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13 düşerek 10 milyar 857 milyon dolar oldu. Yılın ilk 7 ayında toplam ihracat yüzde 8,8 gerileme ile 84 milyar 369 milyon dolar olarak gerçekleşti. Son 12 aylık toplam ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 düşerek 148 milyar 567 milyon dolar oldu. İhracattaki düşüşte emtia fiyatlarındaki gerileme ile oluşan fiyat baskısı, dünya ithalatındaki düşüş ile euro-dolar paritesindeki yaşanan kayıpların etkili olduğunu vurgulamak gerekiyor. Son dönemlerde ül-kemiz içinde yaşanan gelişmeleri de göz önüne alırsak ‘siyasi istikrar’, ekonominin olmazsa olmazları arasında geliyor.

Ülkemizde 2015’in ilk yarısında bunlar yaşanırken dünya genelinde de benzer bir yavaşlamadan söz edebiliriz. Dünya ekonomisi, 2015 yılını büyüme hızında bir miktar kayıpla sürdürüyor. Bu gelişmede özellikle, gelişmekte olan ekonomilerin tempo kaybı etkili oluyor. Gelişmiş eko-nomilerdeki toparlanma da yavaş seyrini koruyor. Bu doğrultuda, IMF de temmuz ayında yayınladığı World Economic Outlook Raporu’nda, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ekonomilere dair 2015 bek-lentilerini aşağı yönlü revize etti. Bununla birlikte, her iki ülke grubunda da 2016 yılında ekonomik hızın güçleneceği beklentisi korunuyor.

Yunanistan ile AB, IMF ve kreditörler arasında yeni bir yardım ve borç programı uygulanması konusunda uzlaşma sağlanmasını bölge dinamikleri ve ticaretimiz açısından güzel bir gelişme olarak değer-lendiriyoruz. Yunanistan sorununun bir iflas veya Euro’dan çıkış ile sonuçlanmaması, Avrupa Birliği’ndeki iyileşmeyi destekliyor. Avru-pa Birliği’ndeki büyüme ve iyileşme özellikle ihracatımız için büyük

önem taşıyor. Dolayısıyla bu beklentiler, geleceğe yönelik ümitlerimizi yeşertiyor. Avrupa ekonomisindeki toparlanma ile birlikte, yılın ilk 5 ayında AB’nin euro bazında ithalatının yüzde 2 arttığını, AB’ye ihracatı-mızın euro bazında yüzde 12 artış gösterdiğini izledik ancak Avrupa Birliği’nde suların durulmadığını, gelecek yıl referanduma taşınma riski süren İngiltere’nin üyelikten çıkma eğilimi ve bu gerçekleştiği takdirde, onu izleme ihtimali bulunan birkaç AB ülkesi gibi etmenler, bu bölgeye yönelik ticaretimizdeki riskleri koruyor.

İran ile nükleer silah konusunun barışçıl bir çözüme kavuşturulması tüm dünyanın güvenliği için önemli bir gelişme oldu. İran ile müza-kerelerin kalıcı bir anlaşmayla sonuçlanması sadece İran’ın değil tüm bölgenin dış ticaretini güçlendirecek tarihi bir adımdır. İran’ın dünya ile bütünleşmesi, bölgede siyasal risklerin azalmasının yolunu açacak, böylece tüm bölgeye yatırımlar artarken, bölgenin dış ticareti de gelişecektir. Bu bağlamda İran ekonomisinde, bilhassa turizm, enerji, bankacılık, petrokimya, telekomünikasyon, ulaştırma ve otomotiv sektörlerinde büyük çaplı yatırımlar ve dönüşümler yaşanmasını ve dolayısıyla İran’ın altyapısının yenilenmesinde ve geliştirilmesinde, özellikle havaalanı, karayolu, otel ve konaklama tesislerinin inşası, modernizasyonu ve işletilmesi konusunda büyük fırsatların doğmasını bekliyoruz. Bu anlaşma ile birlikte İran’a yaptı-rımların kademeli olarak kalkmasını, İran Riyali’nin istikrara kavuş-masını ve İran’ın uluslararası bankacılık sistemine entegrasyonunun kolaylaşmasını bekliyoruz. Bu durumundan en fazla yarar sağla-yacak olan ülke ise bu fırsatı iyi değerlendirdiği takdirde Türkiye olacak. Bunun en büyük sebebi olarak da İran’ın refah düzeyinin yükselmesi ve buna bağlı olarak tüketiminin artmasının 2016 yılının ortalarından itibaren ihracatımıza olumlu katkı vereceğini tahmin ediyoruz. Sayın Ekonomi Bakanımızın da açıkladığı gibi İran ile ticaret hacmimizin yılsonunda 16 milyar dolar, 2016 itibarıyla ise 35 milyar dolara yükselmesini öngörüyoruz. Söz konusu fırsatlar ile birlikte oluşacak rekabet ortamında ihracatçılarımızın ve yatırımcıla-rımızın cesur adımlar atmasının oldukça önemli olduğuna inanıyo-ruz. Bu amaçla da bir an önce İran ile ilişkilerimizin geliştirilmesi için çalışmaların hızlandırılması gerekiyor.

Geçtiğimiz yıldan beri süregelen ve bu yılın başında imzaladığımız bir anlaşmayla taşıma sorunlarımızda cüzi de olsa iyileşmenin önünü açan “taşımacılık ilişkilerinde karşılıklı diyalog süresi”ne yazık ki, son dönemde artan terör olayları ve bölgedeki siyasi gelişmelerden de yakından etkileniyor. Bölgede “barışçıl bir geleceğin” ticari ve ekono-mik refahın artması ile doğru orantılı olduğuna dikkat çekmek ve İranlı dostlarımızın, taşımacılık ilişkilerimizin gelişimini destekleme iradesini ortaya koymasını diliyorum.

Saygı ve Sevgilerimle...

BAŞYAZI

Page 8: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

8

Ağustos 2015

Page 9: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

Editör’den

Merhaba,Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak yıllardır taşıma engellerinin ticareti olumsuz yönde etkilediğinin ısrarla altını çiziyorduk. Bu duruma gözünü, kulağını tıkayan AB, en sonunda taşıma engel-lerinin ticareti baltaladığını kabul etti. AB’den itiraf gibi bir rapor yayınlandı. Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı raporda Türkiye’ye yönelik taşıma engellerinin kalkması halinde iki tarafın dış ticaretinin 3,5 milyar euro artacağı dile getiriliyor. UND yönetimi olarak bu raporu temmuz ayında basınımız ve kamu’nun gerekli kesimleri ile paylaştık. Aynı zamanda bu rapor, gümrük müzakereleri arifesinde büyük bir koz. UND’nin yıllardır çeşitli çalışma raporlarıyla ortaya koyduğu bu kayıplar ülkemizi ve sektörlerimizi olumsuz yönde etki-liyor. Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı “AB İle Türkiye Cumhuriyeti Arasında Bir Anlaşmanın Ekonomik Etkileri Üzerine Bir Çalışma” başlıklı araştırmanın sonuçları UND’nin bu doğrultuda yaptırdığı araştırmaları doğruluyor. Biz de UND olarak bu raporu kamunun ve özel sektörün gerekli muhatapları ile görüşerek ülkemize yönelik uygulanan ‘haksızlıklar’ noktasında farkındalık yaratmaya çalışı-yoruz. Bu bağlamda UND olarak, ağustos ayı içerisinde Uludağ Tekstil İhracatçıları Birlikleri (UTİB) ile buluştu ve konuyu etraflıca aktardık. UTİB yetkililerine Gümrük Birliği’nden kaynaklanan olum-suzluklar ve kayıplar hakkında bilgi verdik.Avrupa Birliği Ulaştırma ve Hareketlilik Genel Müdürlüğü DG MOVE tarafından bağımsız bir gruba yaptırılan ve “Türkiye-AB Karayolu Anlaşmasının Muhtemel Etkileri” konulu araştırma sonuçlarını ihra-catçı sektörlerimizi temsil eden meslek örgütleri ve sivil toplum ku-ruluşlarına anlatarak tek bir yumruk olmayı hedefliyoruz. “UND, Dış Ticaret Sektörleriyle Buluşuyor!” teması altında başlatılan “bilinçlen-dirme kampanyası” kapsamında, karayolu ile AB ülkelerine taşınan ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine

olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın ve sanayi kesiminin de çözüm çalışmalarına katılmalarını sağlamayı amaç-lıyoruz. Kampanyanın startını 19 Ağustos’ta UND heyetini kabul eden “Uludağ Tekstil İhracatçı Birlikleri (UTİB) Yönetim Kurulu” ile gerçekleş-tirdik. UTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Osman Nuri Canik’in başkanlık ettiği ve UİB Genel Sekreteri Sn. Mümin Karacakayalılar ve ekibinin de katıldığı toplantıda, “Türkiye-AB ticaretinde karayolu kotaları-nın etkileri” hakkında kısa bir bilgilendirme gerçekleştirdik. AB tarafından yaptırılan araştırmanın sonuçlarına göre, AB’ye taşımalarımızdaki kota engellerinin tamamen kaldırılması halinde, Türkiye’deki ihracatçıların 1,9 milyar Euro; AB’deki ihracatçıların ise 1,6 milyar Euro ek kazanç sağla-yacağını; ayrıca bu iyileşmeden sağlanacak toplam 2,3 milyar Euro’luk üretim artışının yüzde 37’lik bölümünün ‘Tekstil Sektörü İhracatçıları’na yansıyacağını aktardık. UND tarafından TİM’in ve Ekonomi Bakanlığımızın destekleriyle başlatılan hukuk süreciyle ilgili bilgiler verdik ve ihracatçıların sorularını yanıtladık. UTİB üzerinden diğer Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin de meseleye müdahil olmaları için destek talep ettik. Konunun “milli bir mesele” olduğunu teyit eden UTİB Genel Sekreteri Mümin Karacaka-yalılar, UND tarafından verilen bilgilerin Uludağ İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki diğer birliklere de iletileceğini belirterek, Avrupa Birliği Bakanlığı ve Türkiye’nin Brüksel’deki AB Daimi Temsilciliği nezdinde yapacakları girişimlerle sürece destek verebileceklerini ifade etti.UND olarak bu konularda özel sektörün tüm muhatapları ile bir araya gelerek sorunlarımızı aşacağımıza olan inancımız tam. Birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmemiz gerektiğini her platformda söylüyor ve bunu hayata geçiriyoruz. Bize karşı uygulanan dayatmalar bir ‘kader’ değildir. Her türlü dayatmalara karşı hukuki mücadelemiz sürecek.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın.

Fatih ŞENERUND İcra Kurulu Başkanı

“Avrupa Birliği Ulaştırma ve Hareketlilik Genel Müdürlüğü DG MOVE tarafından bağımsız bir gruba yaptırılan ve “Türkiye-AB Karayolu Anlaşmasının Muhtemel Etkileri” konulu araştırma sonuç-larını ihracatçı sektörlerimizi temsil eden meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarına anlatarak tek bir yumruk olmayı hedefliyoruz. “UND, Dış Ticaret Sektörleriyle Buluşuyor!” teması altında başlatılan “bilinçlendirme kampanyası” kapsamında, karayolu ile AB ülkelerine taşınan ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye eko-nomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihra-catçılarımızın ve sanayi kesiminin de çözüm çalışmalarına katılma-larını sağlamayı amaçlıyoruz. Kampanyanın startını 19 Ağustos’ta UND heyetini kabul eden “Uludağ Tekstil İhracatçı Birlikleri (UTİB) Yönetim Kurulu” ile gerçekleştirdik. UTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Osman Nuri Canik’in başkanlık ettiği ve UİB Genel Sekreteri Sn. Mümin Karacakayalılar ve ekibinin de katıldığı toplantı-da, “Türkiye-AB ticaretinde karayolu kotalarının etkileri” hakkında kısa bir bilgilendirme gerçekleştirdik. UTİB üzerinden diğer Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin de meseleye müdahil olmaları için destek talep ettik. Konunun “milli bir mesele” olduğunu teyit eden UTİB Genel Sekreteri Mümin Karacakayalılar, UND tarafından verilen bilgilerin Uludağ İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki diğer birliklere de iletileceği-ni belirterek, Avrupa Birliği Bakanlığı ve Türkiye’nin Brüksel’deki AB Daimi Temsilciliği nezdinde yapacakları girişimlerle sürece destek verebileceklerini ifade etti.”

Saygılarımla…

Page 10: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

10

Ağustos 2015

UND’den

UND, Roma Büyükelçimiz ve İtalyan taşımacılarla biraraya geldi

Milano EXPO 2015 Fuarı’nın açılışında UND tarafından Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’ye ülke-miz ve İtalya arasındaki karayolu taşımacılık sorunlarının sektörümü-ze olan ekonomik etkileri iletildi ve Bakan Zeybekci’nin İtalya Ekonomi Bakanı ile yapmış olduğu görüşme kapsamında her iki ülkenin sektör derneklerinin katılacağı bir toplantı gerçekleştirilmesine karar veril-mişti. Alınan karar kapsamında 27 Temmuz’da UND ile İtalya’daki mu-adil sektör derneklerinin temsilcileri arasında bir toplantı gerçekleştirildi ve iki ülke arasındaki taşımacılık sorunları masaya yatırıldı. Toplantı öncesinde, UND heyeti tarafından Roma Büyükelçimiz Aydın Adnan Sezgin makamında ziyaret edildi. Gerçekleştirilecek toplantıda iki ülke arasında devam eden görüş-me ve yaşanan sorunlar istişare edildi. İtalyan muadil dernekleri ve sektör temsilcileri ile yapılan görüşmelerde, UND heyeti tara-fından: Ülkemiz karayolu taşıma-cılık sektörünün İtalya’da yaşadığı sorunlar, Mevcut İtalya kotalarının yetersizliği, Römork Çektirme operasyonlarında her iki tarafın da karşılıklı kazanç sağlayacağı şekilde cazip hale getirilmesi, İtalya’nın Türkiye ardı ülkeler ile gerçekleş-tirdiği ticaretin Türk taşımacıları ara-

cılığı ile çok daha fazla artabileceği, Bazı AB ülke taşımacılarının düşük navlun ücretleri ile İtalyan taşıma-cılık sektörüne verdiği zararlar, Avrupa Komisyonu’nun Temmuz 2015 tarihli raporu kapsamında AB ile ülkemiz arasında serbestleşti-rilmesi gündeme gelen taşımacılık faaliyetleri ve bunun olası etkileri, Dünya Bankası’nın Türk taşımacılık sektörüne yaratılan ek maliyetleri ve ayrımcı uygulamaları içeren raporu İtalyan heyetine aktarıldı. İtalyan heyeti tarafından iletilen bilgilerde, Türk taşımacılarına göre çok daha az pazar payına sahip olduklarını, maliyetlerinin Türk taşımacılardan ve AB’deki bazı ülke taşımacı-larından daha yukarıda olduğu, ayrıca İtalya taşımacılık sektörünün büyümeyi hedeflendiği hususları aktarıldı. Toplantı, mevcut kota ihtiyacının karşılanabilmesi adına Ulaştırma Bakanlıkları arasında en kısa sürede bir KUKK toplantısının gerçekleştirilebilmesi hususunda görüş birliğine varılmasıyla sonlan-dırıldı. UND heyeti Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Çiçekli, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke, Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Cumhur Erzurumluoğlu (Çobantur), üyesi Bilgin Özan ile Sema Özcan’dan (Ege Ekspres) oluştu.

İran’dan transit geçişlerde “Dönüş Yüklerine” 3 bin euro ceza! İran, uzun bir süredir Türkmenis-tan, Özbekistan gibi Orta Asya ülkelerinden dönüş yapan Türk araçlarının, İran’dan transit ge-çişlerinde dönüş yükü almalarına müsaade etmiyor. Söz konusu uygulama hakkında Ulaştırma Bakanlığımız kanalıyla İran’dan bilgi temin edilmeye çalışıldı ise de İran uygulamaya ilişkin herhangi bir yanıt vermedi. Bunun üzerine Türkiye, 5 Ağustos’tan itibaren İran araçlarına mütekabiliyet uygula-ması getirdi. Buna göre, ülkesine dönüş yapmak üzere Türkiye’ye boş giriş yapan İran araçlarının (Gürbulak, Esendere, Kapıköy Sınır Kapıları hariç) Türkiye’den dönüş yükü almasına müsaade edilmiyor. Türkiye’nin mütekabili-yet uygulamasının ardından İran, Türk araçlarının İran içinden yük almasına bir çeşit “izin belgesi” ile müsaade etti ancak Bazargan Sınır Kapısı’nda İran’dan yük alan araçların Türkiye’ye geçmelerine müsaade etmedi. Bu kapsamda, 14 Ağustos itibarıyla İran derneği ITCA tarafından bu yönde bir duyu-ru yapıldığı öğrenildi. İlgili duyuru-da, Türkmenistan, Özbekistan gibi Orta Asya ülkelerinden ülkesine dönüş yapmak üzere İran’a boş giriş yapan ve İran’dan dönüş yükü alan Türk taşımacılarına 3 bin euro ceza uygulanacağı bildiriliyor. İran’ın söz konusu uygulamaları ile mağduriyet yaşanmaması amacıyla Orta Asya ülkelerinden (Türkme-nistan, Özbekistan, Tacikistan vb.) ülkesine dönüş yapan Türk araçlarının İran’ı transit geçişlerinde dönüş yükü almamaları hususuna özen göstermeleri büyük önem arz ediyor.

Page 11: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın
Page 12: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

12

Ağustos 2015

UND’den

Güney Hazar Taşımacılık Zirvesi’nde “İran ve Hazar Güzergahındaki Sorunlarımız” taraflara aktarıldı

İran Karayolları ve Kentsel Geli-şim Bakanlığı himayesinde, IRN organizasyonu ve HASEN işbirli-ğiyle düzenlenen 1. Güney Hazar Taşımacılık Zirvesi, İran ve yabancı ülkelerden gelen kalabalık bir toplu-luğun katılımına sahne oldu. İran’ın, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer silahlanmayı sınırlandırması konusunda sağlanan anlaşma sonrasındaki “uluslararası toplumla yakınlaşma” gayretle-rinin bir parçası olan etkinlikte, İran’ın sunduğu ekonomik ve ticari

potansiyel, ulaştırma imkanları üzerinden katılımcılarla paylaşıldı. İran Ticaret, Sanayi ve Madenler Odası ICCIM temsilcileri tarafından İran’ın Avrupa’ya enerji ihracatında taşıdığı önem ve enerji taşımacılı-ğındaki konumu ve İran üzerinden yabancı ülke mallarının geçişi ile ilgili düzenlemelerin aktarıldığı sunumla-rın yer aldığı 2. gün, “Hazar Denizi Üzerinden Yeniden Canlanan İpek Yolu” başlıklı panel ile sona erdi.

Fiziki olmayan engellerin kaldırılması yönündeki çözüm-ler için destek talep edildiUND’nin de bir sunumla katılım sağladığı panele emekli Rusya Büyükelçimiz ve Türk Konseyi Kurucu Genel Sekreteri Halil Akıncı moderatörlük yaparken, Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Mesut Hakkı, Piri Reis Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Başkanı Prof. Avni Zafer Acar ve Süleyman Şah

Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Prof. Fatih Macit birer sunumla katıldı. 2017’de Çin ile karayolu anlaşması imzalamaya hazırlanan Türkiye’nin, İran ve Hazar çevresi ülkelerle gerçekleştireceği iyileştir-me projeleriyle ve taşıma engelleri-nin kaldırılmasıyla Çin’e bugünkün-den çok daha düşük maliyetle ve hızla bağlanabileceğini ifade eden UND, bölgede yeni ulaşım güzer-gahlarının oluşturulması konusunda bölgesel ve uluslararası kuruluşların yaptıkları çalışmalardan, derne-ğin bu kapsamdaki projelerinden bahsetti. Toplantıda, Türk taşıma-cılarının İran ve Hazar güzergahla-rında yaşadıkları güncel sorunların, bölgenin küresel ekonomiye daha etkin katılımına darbe vurduğunu anlatan UND temsilcileri İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Evren Bingöl ve İcra Kurulu Üyesi Elif Sevim, taraflardan özellikle fiziki olmayan engellerin kaldırılması yönündeki çözümler için destek talep etti.

TIR sisteminden ihraçlar ve kaçak göçmen vakalarına dair mağduriyetler gümrük makamlarına aktarıldı Sektörümüzün önemli sorunla-rından biri olan kaçak göçmen vakaları ve firma bilgisi dışında araç üzerinde çıkan beyan dışı eşyalar sebebiyle firmalarımızı mağdur eden TIR sisteminden geçici ve süresiz ihraçlar gibi idari ve hukuki yaptırım kararlarını görüşmek amacıyla UND heyeti tarafından Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne bir ziyaret gerçekleş-tirildi. Toplantıda ele alınan ilk hu-sus, firmanın bilgisi olmaksızın araç üzerinden çıkan ve kimi durumlarda araç sürücüsü tarafından yurda so-kulmak istenen ticari nitelikli eşyalar sebebiyle firmalarımıza uygulanan yaptırımlar oldu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından uygulanan cezai işlemlerde firmaların mağdur olan taraf olduğu ve firmanın bilgisi dışında yaşanan birçok vakada yine firmanın mağdur edilen taraf olduğu vurgulandı. Kaçak göçmen vaka-larının ülkemizin kanayan bir yarası olduğunu ifade eden UND heyeti,

bu vakalardan dolayı firmalarımıza yaptırım uygulanmaması ve ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü durum nedeniyle taşımacıların mağdur edilmemesi gerektiği ifade etti. Gümrük makamları tarafından paylaşılan bilgilerde, kaçak göçmen vakalarında son dönemde önemli ölçüde artış yaşandığı, bu vakalar sebebiyle firmaların mağdur edilme-mesi adına azami gayret gösterildiği ve bu sebeple TIR sisteminden ihraç işlemi yapılmadığı ifade edildi. Özellikle sürücüden kaynaklandığı belirlenen beyan dışı eşya taşı-malarında ise sürücüleri disipline edebilmek adına kamu otoritesi olarak gerekli önlemin alınacağı bilgisi paylaşıldı. Toplantıya Güm-rükler Genel Müdürlüğü’nden Genel Müdür Yardımcısı Önder Göçmen başkanlık etti ayrıca TIR Daire Baş-kanı Hakan Dalçık ve Türkiye Oda-lar ve Borsalar Birliği Ticaret ve TIR Dairesi Başkanı Sançar Sefer Süer toplantıya iştirak etti. UND heyeti

ise Başkan Yardımcısı Cavit Değir-menci, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Yönetim Kurulu Danışmanı Cahit Soysal ve İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke’den oluştu. Toplantı sonunda, Genel Müdür Yardımcılı-ğına atanan Önder Göçmen’e yeni görevi için başarı dilekleri iletilirken, bir hatıra plaketi takdim edildi.

Page 13: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

13

Ağustos 2015

Page 14: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

14

Ağustos 2015

UND’den

Yunanistan vize başvurularında garanti mektubu temininin önemi

UND tarafından Yunanistan Vize Konsolosu Athanasios Astra-kas ve Ticaret Ateşesi Doukas Marinopoulos’a yapılan vize süre-cinde yaşanan aksaklıkların gün-deme getirildiği toplantıda, TIR sürücülerine ilişkin davetiye şartı hakkında değerlendirmeler yapıldı ve karşılıklı bilgi alışverişinde bu-lunuldu. Gerçekleştirilen müzake-reler sonucunda, TIR sürücüle-rinden davetiye talep edilmemesi konusunda görüş birliğine varıldı ve başvuru sürecinde davetiye yerine, sürücülerden “UND Ga-

ranti Mektubunun” talep edilme-sinin yeterli sayılması hususu Yu-nan yetkililer tarafından onaylandı. Vize sürecinde davetiye sorunları ile karşı karşıya kalmak istemeyen üyelerimizin, Garanti mektubunu temin etmesi büyük önem arz ediyor. Yunanistan’a taşımacılık faaliyeti gerçekleştiren üye firma-larımızın UND Garanti Mektubu’nu temin etmek amacı ile [email protected] adresine veya 0212 217 57 41 numaralı telefondan vize ofisimiz ile irtibata geçmeleri gerekiyor.

Gürcistan/Azerbaycan/Karadeniz Bölge Çalışma Grubu Toplantısı gerçekleştirildi UND’nin Gürcistan/Azerbaycan/Ka-radeniz Bölge Çalışma Grubu, SB Sigorta yetkililerinin katılımlarıyla 29 Temmuz’da Trabzon’da toplandı. Ağustos ayında yapılması muhtemel Gürcistan ve Azerbaycan KUKK toplantıları öncesinde iki ülke ile ilgili son gelişmeler gözden geçirildiği toplantıda, yönetim kurulu üyeleri bir önceki yönetim kurulu toplantısında görüşülen konularla ilgili çalışma grubu üyeleriyle bilgi paylaştı. SB sigorta yetkililerinin, sektörün sigorta ihtiyacına yönelik hizmetleriyle ilgili katılımcılara yönelik gerçekleştirmiş oldukları sunumla toplantı netice-lendi. Toplantıya Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Özer (Özer), Alişan Ender Topaloğlu (Başoba), Çalışma Grubu Üyeleri Salim Uzun (Uzunoğ-

lu), Ahmet Yalçın (Yalçınlar), İsa Baş (Çağlayan 61), Mustafa Sağıroğlu (Birses), İsmail Tosunoğlu (Bozte-pe), Gökhan Kutlu (Trans Kutlu),

Mehmet Soyçiçek (Soyçiçek), Başar Yılmaz (Cennet), Ahmet İlgün (İlkar), Haşim Çavdar (Çavdaroğlu 61) katı-lım sağladı.

UND Heyeti, Kayseri Gümrük Müdürü’nü ziyaret etti

Ergun Bilen başkanlığındaki UND heyeti, Kayseri’ye yeni atanmış olan Gümrük Müdürü Seyfettin İnceoğlu’na hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette, sektörle ilgili genel bilgiler görüşüldü, bilgi alış verişinde bulunuldu. UND heyetini, Ergun Bilen (Erbil-ABC), Hikmet Eker (Eker), Mehmet Açıkalın (Aykut) ve Tolga Taşkıran (UND Kayseri Temsilcisi) oluşturdu.

Page 15: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

15

Ağustos 2015

Page 16: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

16

Ağustos 2015

UND’den

UND, Filibe Ticaret Ataşemiz ve Bulgaristan Taşımacılar Birliği (SMP) ile biraraya geldi UND, Filibe Ticaret Ataşemiz ve Bulgaristan Taşımacılar Birliği (SMP) ile birara-ya geldi. UND heyeti, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve İcra Kurulu Üyesi Er-man Ereke’den oluştu. İki dernek arasında çeşitli görüşmelerin gerçekleştirildiği toplantıda ayrıca Avrupa Komisyon Raporu’nun etkileri de incelendi.

Bulgaristan’da 2014 yılında yılında kurulan ve mevcut durum itibari ile karayolu yük taşımacılığı sek-töründe en büyük dernek konu-munda olan SMP’den (Bulgaristan Taşımacılar Birliği) gelen görüşme talebi doğrultusunda Bulgaristan’ın Plovdiv (Filibe) şehrinde UND ile SMP arasında bir toplantı gerçek-leştirildi. UND heyeti, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke’den oluştu. Toplantı öncesinde Plovdiv Ticaret Ataşemiz Barış Yeniçeri makamında ziyaret edildi ve gerek sektör gerek ise UND faaliyetleri ile ilgili bilgilen-dirildi. Yapılan ziyarette, UND’nin son dönemde AB’de karşılaşılan zorluklara karşılık AB komisyonu nezdinde gerçekleştirdiği girişimler, Avrupa Komisyonu tarafından yap-tırılan ve sektörümüz açısından çok önemli sonuçlar içeren AB Komis-yon Raporu, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki sınır geçiş sorunları ve UND olarak yapılan girişimler hak-kında bilgilendirme yapıldı. Ticaret Ataşemiz Barış Yeniçeri tarafın-dan, Kapıkule ve Hamzabeyli sınır kapılarında karşılaşılan sorunlar ve gelişmeler ile ilgili direkt olarak Filibe Ticaret Ataşeliği’nin ilgilendiğini, son dönemde sınır geçişlerinde önemli ölçüde iyileşme olduğunu, bunun en önemli etmeninin Bulgaristan sınır kapılarındaki süreçlerde yaşa-

nan iyileşmeler olduğunu aktardı. Ayrıca UND ile olan iletişimin artarak devam ettirilmesini arzu ettiğini vurguladı. İki dernek arasında şu konular hakkında çeşitli görüşmeler yapıldı:

SMP tarafından gündeme getirilen hususlar Türkiye – Bulgaristan geçiş belge sistemindeki mevcut durum, UBAK İzin Belgeleri İle yapılan taşımalarda karşılaşılan sorunlar, Sınır geçişle-rinde yaşanan sorunlar ve bekleme-ler, UBAK İzin Belgeleri ile yapılan taşımalarda süre kısıtlaması, Türk Gümrük İdareleri’ndeki ulaştırma kontrollerinde yaşanan sorunlar, İkinci 6 ay için kullanıma sunulan geçiş belgelerinin sisteme işlen-

memesi sorunu, CMR ve UBAK belgelerindeki yükleme tarihleri ara-sındaki farklılıklar, Serbestleştirilmiş taşımalarda uygun fiyatlarla hizmet alınabilme imkânlar.

UND tarafından gündeme getirilen hususlar CMR ve UBAK belgelerinde-ki yükleme tarihleri arasındaki farklılıklar, Olası sorunlarda 1.500 euroluk geçiş belge satış dayatma-ları, Türkiye’de ve Bulgaristan’da kesilen cezalar ve ödeme metot-ları, UBAK izin belgeleri ile yapı-lan taşımalarda süre kısıtlaması, Bulgaristan’daki aşırı denetlemeler, Bulgaristan’daki yüksek ana-liz ücretleri, Firmalar tarafından bulgaristan’da yapılan taşımalarda karşılaşılan sorunlar, Avrupa Ko-misyon Raporu’nun etkileri. Olumlu bir atmosferde gerçekleştirilen top-lantı sonucunda iki dernek arasın-daki işbirliğinin artırılmasının önemi vurgulandı ve iki ülke taşımacılarının karşı karşıya kaldığı; başta UBAK belgesi, geçiş belgesi ve sınır ge-çişleri hususları olmak üzere iki ülke arasındaki taşımalarda karşılaşılan sorunların çözümlerine istinaden, dernekler arası ortak girişimlerde bulunulması hususlarında anlaşma-ya varıldı.

Page 17: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

17

Ağustos 2015

Page 18: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

18

Ağustos 2015

UND’den

UND dış ticaret birlikleriyle buluşacak, gümrük kayıplarını anlatacak

UND, dış ticaret sektörleriyle buluşuyor! İlk buluşma, Uludağ Tekstil İhracatçı-ları Birliği yönetimi ile gerçekleşti. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, UTİB üzerinden diğer Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin de meseleye müdahil olmaları için destek talep etti. Konunun ‘milli bir mesele’ olduğunu teyit eden UTİB Ge-nel Sekreteri Mümin Karacakayalılar, UND tarafından verilen bilgilerin Uludağ İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki diğer birliklere de iletileceğini belirterek, Avru-pa Birliği Bakanlığı ve Türkiye’nin Brüksel’deki AB Daimi Temsilciliği nezdinde yapacakları girişimlerle sürece destek verebileceklerini söyledi

Uluslararası Nakliyeciler Derneği, yıllardır taşıma engellerinin tica-reti olumsuz yönde etkilediğinin ısrarla altını çiziyordu. Bu duruma gözünü, kulağını tıkayan AB, en sonunda taşıma engellerinin tica-reti baltaladığını kabul etti. Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı raporda Türkiye’ye yönelik taşıma engelle-rinin kalkması halinde iki tarafın dış ticaretinin 3,5 milyar euro artacağı dile getiriliyor. UND Yönetim Kurulu

Başkanı Nuhoğlu, raporun gümrük müzakereleri arifesinde büyük koz olduğunu vurguluyor. UND’nin yıllardır çeşitli çalışma raporlarıyla ortaya koyduğu bu kayıplar ülkemizi ve sektörlerimizi olumsuz yönde etkiliyor. Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı “AB İle Türkiye Cumhuri-yeti Arasında Bir Anlaşmanın Eko-nomik Etkileri Üzerine Bir Çalışma” başlıklı araştırmanın sonuçları UND tarafından temmuz ayı içerisinde

İstanbul’da basına duyrulmuştu. UND, bu raporu kamunun ve özel sektörün gerekli muhatapları ile gö-rüşerek ülkemize yönelik uygulanan ‘haksızlıklar’ noktasında farkındalık yaratmaya çalışıyor. Bu bağlamda UND, ağustos ayı içerisinde Uludağ Tekstil İhracatçıları Birlikleri (UTİB) ile buluştu ve konuyu etraflıca aktardı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve UND İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Evren Bingöl’ün

Page 19: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

19

Ağustos 2015

katıldığı toplantıda UTİB yetkililerine Gümrük Birliği’nden kaynaklanan olumsuzluklar ve kayıplar hakkında bilgi verildi.

Teksitl sektörü yüzde 37 ile en fazla kaybı yaşıyor İhracattaki bu kayıplarda yüzde 37 ile tekstil sektörünün başı çektiğini ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Şener, Türkiye’nin yüzde 2,7’lik büyüme payında, ihracatın yüzde 1,77’lik payı dikkate alındığında bu kazanımın büyük önem taşıdığına vurgu yaptı. Araştırmanın ışığında söz konusu yaptırımlarla sekteye uğrayan en önemli sektörlerin yüzde 37 ile tekstil ürünleri, yüzde 28 ile makine aksamları olduğunu ifade eden Şener, sekteye uğrayan diğer sektörlerin sıralamasının yüzde 13 ile metal ürünleri, yüzde 8 ile gıda ürünleri ve tarım ürünleri, yüzde 8 ile kimyasal ürünler ve son olarak yüzde 6 ile diğer sektörler olarak devam ettiğini söyledi.

AB kotalarla Türkiye’yi zarara uğrattığını kabul ettiAvrupa Komisyonu’nun kotaların kalkması halinde Türkiye-AB ticare-tinin 3.5 milyar euro artacağını ön-gören bir rapor hazırladığını ve bu-nun bir itiraf olduğuna vurgu yapan UND İcra Kurulu Başkanı Şener, zararın çok daha büyük olduğunu belirterek, kotaların Türkiye’ye ver-diği zararın ortaya konmasının son derece önemli olduğunu söyledi. Gümrük Birliği’nin revize görüşme-leri arifesinde Türkiye için çok büyük bir koz elde edildiğini kaydeden Şener, bu kozun çok iyi kullanılması gerektiğinin altını özenle çizdi.

Rapor, UND’yi doğruluyorUND İcra Kurulu Başkanı Şener, UND olarak yıllardır bu kayıpları anlatmaya çalıştıklarını ve bu ka-yıplar ile 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin sekteye uğrayabileceğini dile getirdiklerini belirterek kotaların kaldırılmasıyla hem Türkiye hem de AB ekonomisinin kazanç elde edeceğini savunan ve bu yönde birçok girişimde bulunan Ulus-lararası Nakliyeciler Derneği’nin söylemlerinin doğruluğunu kanıtlar nitelikteki Komisyon Raporu’nun Gümrük Birliği revizyon görüşmeleri öncesinde ülkemiz adına tarihi bir önem taşıdığını söyledi. Avrupa Birliği Komisyonunun dışında da yine UND’nin geçmiş dönemde yaptırdığı araştırmaların ışığında, AB Ülkeleri ve Türkiye’nin ithalat ve ihracattaki toplam kazancının en az 10 milyar euro olacağını öngördüklerini ifade eden Şener,

Avrupa Komisyonu’nun Ulaştırma ve Hareketlilik Genel Müdürlüğü ta-rafından bağımsız bir konsorsiyuma yaptırılan ve “AB ile Türkiye Cum-huriyeti Arasında Bir Anlaşmanın Ekonomik Etkileri Üzerine Bir Çalış-ma” başlıklı araştırma ile ülkemizde kayıtlı karayolu taşımacılık firmalarına AB ülkeleri tarafından uygulanan kota kısıtlamalarının kaldırılması için “Türkiye-AB arasında ayrı bir karayolu taşımacılığı anlaşmasının imzalanması” seçeneği bilimsel ola-rak analiz edildiğini de söyledi.

Bu sorun memleket meseledirBu sorunun sadece nakliye sek-törünü ilgilendirmediğini belirten Şener, “Bu sorun, milli bir mese-ledir. Memleket meselesidir” dedi. Kotaların her iki tarafa da zarar verdiğini ifade eden Şener, “UND, Türkiye’nin ihracatının ve uluslararası karayolu yük taşımacılığı sektörünün gelişimini engelleyen ve yaşanan sorunların temelini oluşturan ‘Kota Engelleri’ konusunu Avrupa Komis-yonu gündemine taşırken, 2016 yılının başında başlatılması beklenen ‘Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri’ öncesinde komisyon tarafından açıklanan rapor; kota-ların sadece ülkemiz ekonomisine değil aynı zamanda Avrupa Birliği ekonomisine de zarar verdiğini tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi” dedi. “Tam Serbestleşme” ile birlikte maliyetlerin azalacağını, Türkiye’nin ihracatının artacağını ifade eden Şe-ner, “Komisyon tarafından açıklanan raporun sonuçlarına göre; Türkiye ile AB arasındaki karayolu yük taşıma-cılığı hizmetinin serbestleştirilmesi

Page 20: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

20

Ağustos 2015

UND’den

ilişkin 4 ana senaryodan biri olan “tam serbestleşme” sağlanması durumunda Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ticarette 3,5 milyar euroluk artış yaşanacak. Türkiye’nin AB’ye yapacağı ihracat 1,9 milyar euro artarken, AB’nin Türkiye’ye İhracatı ise 1,6 milyar euro yükseliş kaydedecek” dedi. Tam serbest-leşmenin, Türkiye’ye ek 25 bin kişi, AB’ye de ek 14 bin kişilik istihdam sağlayacağını akratan Şener, azalan maliyetler ile birlikte satış fiyatı dü-şen ürünlerle AB tüketicisinin yılda 145 milyon euro tasarruf edeceği-ni, taşıma maliyetlerindeki düşüş sonucunda Türk taşımacılarının Avrupa’ya yapacağı sefer sayısında yüzde 11 artış ile 40 bin ilave sefer gerçekleşeceğini, gidiş-dönüş yak-laşık 200 milyon euro ilave hizmet ihracatı yapılarak döviz kazandırıla-cağını belirtti.

Kotalar, Türkiye’deki yerleşik AB firmalarını vuruyor 2007 yılında yüzde 60 civarında olan AB’nin payının, ihracatımızda bugün yüzde 43’e indiğini ifade eden Şener, “Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihracatının yüzde 50’sinin Türkiye’de yerleşik Avrupa Birliği sermayeli firmalar tarafından yapıl-dığı gerçeği göz önüne alındığında, bu düşüşteki en büyük zararı, AB firmaları gördü” dedi. Raporun ‘tam serbestleşme’ projeksiyonuna göre; gayri safi yurtiçi hasılada yaratılacak 2,3 milyar euroluk ilave verimin, 0,15 milyar euroluk kısmından özellikle tekstil, kimya ve makine sanayilerindeki çoğunluk hissesin-de AB firmalarında olan işletmeler yararlanacak.

UTİB’den UND’ye destek sözü UND, Avrupa Birliği Ulaştırma ve Hareketlilik Genel Müdürlüğü DG MOVE tarafından bağımsız bir gruba yaptırılan ve “Türkiye-AB Karayolu Anlaşmasının muhtemel etkileri” konulu araştırma sonuçlarını ihracatçı sektörlerimizi temsil eden meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarına anlatmaya başladı. “UND, Dış Ticaret Sektörleriyle Buluşuyor!” teması altında başlatılan “bilinçlendirme kampanyası” kapsamında, karayolu ile AB ülkelerine taşınan ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Tür-kiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, İhracatçılarımızın ve sanayi kesiminin de çözüm çalışmalarına katılma-larının sağlanması amaçlanıyor. Kampanyanın startı için ilk adres, 19 Ağustos’ta UND heyetini kabul eden “Uludağ Tekstil İhracatçı Birlikleri (UTİB) Yönetim Kurulu” oldu. UTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Nuri Canik’in başkanlık ettiği ve UİB Genel Sekreteri Mümin Karacakayalılar ve ekibinin de katıldığı toplantıda UND İcra Kurulu Baş-kanı Fatih Şener, “Türkiye-AB ticaretinde karayolu kotalarının etkileri” hakkında kısa bir bilgilendirme gerçekleştirdi. AB tarafından yaptırılan araştırmanın sonuçlarına göre, AB’ye taşımalarımızdaki kota engellerinin tamamen kaldırılması halinde, Türkiye’deki ihracatçıların 1,9 milyar Euro; AB’deki ihracatçıların ise 1,6 milyar Euro ek kazanç sağlayacağını; ayrı-ca bu iyileşmeden sağlanacak toplam 2,3 milyar Euro’luk üretim artışı-nın yüzde 37’lik bölümünün Tekstil Sektörü ihracatçılarına yansıyacağını aktaran, UND tarafından TİM’in ve Ekonomi Bakanlığımızın destekleriyle başlatılan hukuk süreciyle ilgili bilgiler veren ve ihracatçıların sorularını yanıtlayan Şener, UTİB üzerinden diğer Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin de meseleye müdahil olmaları için destek talep etti. Konunun “milli bir mesele” olduğunu teyit eden UTİB Genel Sekreteri Mümin Karacaka-yalılar, UND tarafından verilen bilgilerin Uludağ İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki diğer birliklere de iletileceğini belirterek, Avrupa Birliği Bakanlığı ve Türkiye’nin Brüksel’deki AB Daimi Temsilciliği nezdinde yapacakları girişimlerle sürece destek verebileceklerini ifade etti.

Page 21: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

21

Ağustos 2015

Page 22: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

22

Ağustos 2015

UND’den

Ürdün Ulaştırma Bakanı Dr. Lina Shbeeb’i UND’yi ziyaret etti

UND, Forbes Middle East tarafından Arap diplomasi dünyasının en etkili 200 kadını arasında 1’inci sırada bulunan, Arap dünyasının en etkili 11 kadını ara-sında gösterilen Ürdün Ulaştırma Bakanı Dr. Lina Shbeeb’i ağırladı. UND Baş-kan Yardımcısı Ali Çiçekli Ürdün ile ticaret ve taşımacılıkta eski seviyelere ula-şılması noktasında Dr. Lina Shbeeb’e talepte bulundu. Dr. Lina Shbeeb’i ise UND’den deneyimlerini Ürdün’de UND muadili derneklere aktarmasını istedi.

Forbes Middle East tarafından Arap diplomasi dünyasının en etkili 200 kadını arasında 1’inci sırada bu-lunan Ürdün Ulaştırma Bakanı Dr. Lina Shbeeb ülkemize gerçekleştir-diği temaslar çerçevesinde UND’yi ziyaret etti. Ürdün Ulaştırma Bakanı UND’de UND Başkan Yardımcısı Ali Çiçekli, Genel Sekreter Nagi-han Soylu, UND ve Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahim Kılıç, Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Üyeleri; Yusuf Hatay ve Ahmet Canpolat, UND İcra Kurulu Baş-kan Yardımcısı Alper Özel ve İcra Kurulu Üyesi Alpdoğan Kahraman tarafından karşılandı.

Çiçekli: Ürdün ile taşımacılığımı-zı eski seviyelere ulaştırmalıyız UND Başkan Yardımcısı Ali Çiçekli iki ülke arasında köklü dostluk ve kardeşlik paralelinde Ürdün’ün Türkiye ve Türk uluslararası taşı-macıları için çok önemli olduğu-

nu, gerek Ürdün ile ticaretimizin ve taşımacılığın eski seviyelerine ulaşması, gerekse de Türk araç-larının Ürdün üzerinden Suudi Arabistan’a ulaşması için Ürdün Ulaştırma Bakanından destek talep etti. UND heyeti tarafından; dernek tanıtımı, Türk taşımacılığı, Dünya Bankası lojistik indeksinde Türkiye ve Ürdün’ün yeri, Türkiye 10’uncu kalkınma planı detayları, Avrupa, Ortadoğu ve BDT lojistik güzergahlar ve gelişimi, Türkiye ve Ürdün arasında ekonomi ve taşı-macılık detaylarını içeren sunum Ürdün heyetine arz edildi. Ürdün Ulaştırma Bakanlığı tarafından Türk araçlarından alınan transit geçiş ücretlerinin yarıya düşürülmesi se-bebiyle Dr. Lila Shbeeb’e sektörü-müz adına teşekkür edilerek, UND tarafından Türk ve Ürdün Ulaştırma Bakanlıklarınca karşılıklı olarak tüm geçiş ücretlerinin kaldırılmasının temenni edildiği bildirildi.

Ürdünlü Bakan, UND’den deneyimlerini paylaşmasını talep ettiTürkiye ve Ürdün arasında kısa bir süre içerisinde Ro-Ro hattı kurulabilmesi amacıyla Akabe Limanı’nda iki ülkenin resmi ku-rumları himayesinde UND, Hatay Ro-Ro ve Ürdün liman temsilcile-rinin katılımıyla bir teknik toplan-tının gerçekleştirilmesine Türk ve Ürdün Ulaştırma Bakanlıkları’nca olumlu bakılması toplantının önemli sonuçlarından biri oldu. Ürdünlü Bakan Türkiye’nin CMR, AETR, ATP, ADR gibi Birleşmiş Milletlerin 57 konvansiyonundan 23’üne üye olmasının memnuni-yet verici olduğunu ifade ederek, Ürdün’ün de aynı konvansiyon-lara üye olması için UND’nin Ürdün’de bulunan muadil derneklerle konvansiyonlar ve Türkiye’nin deneyimi hususunda iletişimde olmasını talep etti.

Page 23: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

23

Ağustos 2015

Page 24: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

24

Ağustos 2015

İHRACAT

İhracatçı, 3. çeyrekten umutlu

TİM, eğilim anketi sonuçlarını açıkladı. TİM’in açıkladığı ankette ihracatçının 3. çeyrekte umutlu olduğu ortaya çıktı. Ankete göre ihracatta pozitif eğilim göste-ren ihracatçı, 3. çeyrekte 65 bin yeni istihdam öngörürken, Rusya, ABD, Alman-ya, Çin ve İran’ı öncelikli hedef pazar olarak seçti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatçının 2015 yılı 2. çeyrek ger-çekleşme ve 3. çeyrek beklenti an-ketini açıkladı. Buna göre ihracatçı yılın 3. çeyreğinde ihracatın artma-sını bekliyor. Ankete göre ihracatta pozitif eğilim gösteren ihracatçı, 3. çeyrekte 65 bin yeni istihdam öngörürken, Rusya, ABD, Almanya, Çin ve İran’ı öncelikli hedef pazar olarak seçti. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Üretimde denge bek-lentisi yüzde 14,3 ile pozitif düzeyde seyrediyor. 3. çeyrekteki ihracat beklentisinde denge yüzde 10,9 ile olumlu bölgede olmayı sürdürüyor” dedi. Büyükekşi, 17 Ağustos itiba-rıyla da Türkiye genel ihracatında

yüzde 5 oranında artış görüldüğüne dikkat çekti.

504 firmanın üst düzey yönetici-sinin katılımı ile gerçekleştirildiTürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), tüm sektörleri temsil eden 504 fir-manın üst düzey yöneticisinin katılımı ile gerçekleştirdiği 2015 yılı 2. çeyrek gerçekleşme ve 3. çeyrek beklenti eğilim anketi’ ile ihracatçılara ve Türk ekonomisine yol gösteriyor. Ankette, ihracattan finansmana, istihdamdan yatırıma, piyasa beklentilerinden girdi maliyetlerine kadar birçok alandaki değerlendirmeye göre yılın 3. çeyre-ğinde 65 bin yeni istihdam, firmaların yüzde 72.8’i ihracatlarının artacağını

veya aynı kalacağını öngörüyor. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatçılarımızın önemli bir kısmı küresel fırtınaya rağmen adeta yeni okyanuslara yelken açmaya devam ediyor, risk alıyor, fırsat kolluyor” diye konuştu.

3. çeyrekte genel eğilim pozitifAnket ile ilgili önemli ipuçları veren TİM Başkanı Mehmet Büyükek-şi, ihracatta 3. çeyrekte genel eğilimin pozitif olacağına işaret etti. “Üretimde denge beklentisi yüzde 14,3 ile pozitif düzeyde seyrediyor. 3. çeyrekteki ihracat beklentisinde denge yüzde 10,9 ile pozitif böl-gede olmayı sürdürüyor. Kapasite

Page 25: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

25

Ağustos 2015

kullanım oranları dengesi de pozitif alanda devam ediyor. Yine aynı döneme ilişkin stok beklentisinde bir toparlanma gözleniyor” diyen Büyükekşi, emtia fiyatlarındaki gerileme ile birlikte girdi maliyetleri beklentilerinde bir düşüş yaşandığı-nın altını çizdi.

İhracatçı yeni büyüme modeli bekliyorBüyükekşi, 2023 hedefi için başlat-tıkları inovasyon ruhunu ihracatçının benimsediğini eğilim anketinde de gördüklerine dikkat çekti. Büyü-kekşi, ankete göre ihracatçının yeni büyüme modelinde en çok yer alması beklenen konuların başın-da ‘yüzde 65 oranıyla inovasyonu merkeze alan, katma değer odaklı, bilgi ve teknoloji rekabetine göre kurgulanmış büyüme modeli ve yüzde 63 ile Ar-Ge merkezi sayısının ve yatırımlarının artırılması’ olduğuna dikkat çekti. Ayrıca sanayi ve ihra-catın gelişimi için öncelikler arasında maliyetlerin düşürülmesi yüzde 52 ile en önemli beklentiler arasında yer alırken, Ar-Ge yatırımlarının artırılma-sı ve vergiler dağılımındaki adaletin sağlanması da ankette öne çıkan beklentiler oldu.

İran ‘hedef pazarlar’ arasındaBüyükekşi, ihracatçıların 3. çeyrekte ilk kez girmek istediği hedef pazar sıralamasında Rusya’nın ardından süper güç ABD ve Almanya öne çıktığını, ayrıca İran ile imzalanan P5+1 anlaşmasıyla ankette ilk sıralarda yer aldığını bildirdi. İran’a 5-8 Ekim’de işadamlarıyla ticaret heyeti düzenleyeceklerinin altını çizen Büyükekşi, “Firmalarımızın yüzde 64’ü İran’la ticari ilişkilerimizin ihracat yönünde olumlu gelişeceği-ni beklediğini bildirdi. İran’ın enerji üstünlüğünü iyi değerlendirebilirsek, know how’ımızı doğru ortaklıklarla birleştirebilirsek avantaj sağlayaca-ğımıza inanıyorum. Bir söz vardır Tecrübe bakkalda manavda satıl-mıyor’ biz bunun bedelini ödüyoruz. Tecrübemizi değerlendireceğiz” diye konuştu. Ankete göre, Türkiye ekonomisi ve ihracatçı için temkinli beklentinin mevcut halini koruduğu-nu da belirten Büyükekşi, Avrupa’ya yönelik olumsuz öngörülerin ihra-cata yansımasının minimal düzeyde olacağına inanıldığını aktardı. Büyü-kekşi, “Çünkü ilk 5 ayda Avrupa’nın

ithalatı Euro bazında yüzde 2 ar-tarken, bizim Avrupa’ya ihracatımız yüzde 12 artış gösterdi. Yine emtia fiyatlarındaki düşüşün sürmesi, birim fiyat beklentileri üzerinde etkili oluyor. İlk çeyreğe nazaran ithal girdi kullanım miktarı dengesinde bir azalış gözleniyor. Genel karlılık düzeyinde negatif beklentiler hala devam ediyor. Dolayısıyla ihracat-çılarımızın parite kaynaklı karlılık problemlerinin hala sürdüğünü görüyoruz” diye konuştu.

İhracat, Ağustosta artışa geçtiİhracatta 7 aydır yaşanan dü-şüşün ardından bu sene ilk kez Ağustos’un 17’si itibarıyla yüzde 5 oranında yükselişe geçtiğine işaret eden Büyükekşi sözlerini şöyle sürdürdü: “En büyük ihraç paza-rımız olan Avrupa Birliği’ne ihraca-tımız yüzde 4, Kuzey Amerika’ya ihracatımız yüzde 7 ve Ortadoğu’ya ihracatımız yüzde 16 artış göster-miştir. Diğer taraftan Avrupa’ya ih-racatımız Euro ve kilogram bazında artış gösterirken Ağustos itibariyle dolar bazında da artışa geçmiştir. Yılbaşından bu yana birim fiyatlarda yaşanan düşüşe rağmen ihracat-çılarımız var gücüyle çalışmış ve ihracatını artırmaya odaklanmıştır.”

İhracatçı dünyanın dört bir yanındaDünyanın dört bir yanına düzenle-nen ticari heyetlerde ihracatçılara liderlik eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’ye teşekkür eden TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Sayın Ekonomi Bakanımız, sanayi ve ihracat dünyasının içinden gelme-sinin avantajını çok iyi kullanarak, ihracatçılarımızı tüm dünyada daha pro-aktif davranarak yeni pazar-

lara açılmaya cesaretlendirmiş, inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve markalaşma vizyonumuza önemli katkılar sağlamıştır. Bu minvalde artık, yüksek teknoloji yatırımlarına tüm bölgelerde 5. Bölge teşvik-leri uygulanıyor. Yatırım mallarının ve ara malların vadeli ithalatında KKDF oranları sıfırlandı. İstihdam katkıları artırıldı. Ar-Ge merkezi kurmak için gerekli tam zamanlı eleman çalışmada alt sınır 30’a düşürüldü. Öncelikli dönüşüm programları hayata geçirildi. Yine Sayın Ekonomi Bakanımızın liderli-ğinde başlayan, Türkiye markası ve sloganının geliştirilmesi, kapsamlı tasarım destekleri, Türkiye Ticaret Merkezleri, A.TR belgeleri ve menşe şahadetnamesinin ihracatçı birlikleri tarafından düzenlenmesi gibi kararlı adımlar ihracatçıları-mız açısından son derece önem taşıyan konulardır. Uzun yıllardır sahip olduğu sanayici ve ihracat-çı kimliğiyle içimizden biri olarak her zaman sorunlarımızı dinleyen, çözüm üreten, Sayın Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci ile birlikte, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da büyük ihracat başarılarına imza atacağımıza ve 2023 hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz” dedi. Kurlarda beklen-tinin üzerinde gerçekleşen artışı değerlendiren Büyükekşi, anket sonuçları üzerine yorum yapmanın doğru olamayacağını, ancak şu anki dalga boyunun da yüksek olduğunun görüldüğünü söyledi. “Dolar kurunun 3 TL’de rekabetçi olup olmayacağı işçilik, hammadde maliyetlerine bağlı” diyen Büyükek-şi, bugünkü gelişmelerin bir sonraki ankette değerlendirilebileceğine dikkat çekti.

Page 26: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

26

Ağustos 2015

İHRACAT

2. çeyrekte firmaların yeni pazarlara girme başarısı artarak sürdü. İlk çeyrekte yüzde 39 olan yeni pazarlara giren firmaların oranı ikinci çeyrekte yüzde 41’e yükseldi.

Dünya ticaretindeki daralmaya rağmen 2. çeyrekte mevcut pazarlarda yeni müşteri bulan ihracatçıların oranı yüzde 57,7 olarak gerçekleşti. Yüzde 38’i mev-cut pazarda müşteri kaybetti. Yüzde 16’sı tamamen bazı mevcut pazarlarını kaybetti.2. çeyrekte en önemli gerçekleşme; girdi maliyetle-rindeki artış oldu. İhracatçıların yüzde 63,8’inin girdi maliyeti arttı. Enerji birim girdi maliyeti artan firmaların oranı yüzde 46,8 oldu.İhracatta karlılığı azalan firmaların oranı yüzde 46,8, karlılığı artan veya değişmeyen firmaların oranı yüzde 48,2 oldu. 2. Çeyrekte net istihdam artışı 40 bin oldu. İhracatın cirodaki payı yüzde 61,6Fiyat baskısına rağmen 2. çeyrekte cironun içindeki ihracat payı ağırlığını koruyarak yüzde 61,6 oldu.İhracatçının öncelikli sorunu; yüzde 49,6 ile döviz kuru. Bunu yüzde 44,4 ile enerji maliyetleri ve yüzde 40,3 ile hammadde ve ara mal fiyatları takip etti. Üretimde kullandıkları hammaddelerin yüzde 66’sı yerli.En çok yerli hammadde kullanan sektörler; bitkisel ürünler, toprak ürünleri-madencilik.Döviz riskinden korunmak için döviz kredisi ve vadeli işlemleri kullanan firmaların oranı yüzde 32, “forward” yaptığını belirten firmaların oranı yüzde 30, döviz ris-

kinden korunmak için herhangi bir araç kullanmayan ihracatçı firmaları yüzde 44. 3. çeyrek beklentileri3. çeyrekte üretim ve ihracatın artacağı ya da aynı kalacağını belirten umutlu ihracatçıların oranı yüzde 72,8.3. Çeyrek için öngörülen istihdam artışı 65 bin.Ankette 3. çeyrekte USD / TL kur tahmini 2,73, EURO / TL kur tahmini 3,00EURO/USD parite tahmini ise 1,09 öne çıktı Yılsonu piyasa beklentilerinde ise USD beklentisi 2,82, EURO beklentisi 3,06, EURO/USD beklentisi 1,10.Enflasyon tahmini yüzde 7,25Büyüme beklentisi yüzde 3,0Rekabetçi ideal kur USD 2,59 - EURO 2,90Kabul edilebilir minimal parite düzeyi 1,12.Sanayi ve İhracatın gelişimi için öncelikler arasında maliyet-lerin düşürülmesi yüzde 52 ile en önemli beklenti oldu. Bunu Ar-ge yatırımlarının artırılması ve vergiler dağılımındaki adaletin sağlanması izliyor.Firmaların döviz borç oranlarına ilişkin bulgular şu şekilde ortaya çıktı.Firmaların döviz borcunun toplam borcuna oranı %47,5.Döviz Borcunun toplam ciroya oranı %26,2.Döviz Yükümlülüklerinin, toplam varlıklara oranı %22,3.Gümrük Birliği Anlaşması’nın revizyonuna ilişkin 12 Mayıs’ta imzalanan Mutabakat Zaptı ile gündeme gelen konuların hangisinin AB’ye ihracat artışımıza katkı sağlayacağı soruldu. “Vize ve taşıma kotaları gibi sorunların giderilmesi” %37 ile, “AB’nin 3. Ülkelerle imzalayacağı STA’lara Türkiye’nin otoma-tik olarak taraf olması” %30 ile öne çıktı.

Eğilim anketinden öne çıkan başlıklar

Page 27: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

27

Ağustos 2015

Page 28: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

28

Ağustos 2015

LOJİSTİK

Ekol Lojistik & Ataklar Nakliyat İşbirliğiEkol Lojistik, Ataklar Uluslararası Nakliyat ile işbirliği yaparak İtalya hattındaki gücünü artırdı. İtalya-Tür-kiye arasındaki lojistik operasyonlar-da sektörün en güçlü ve deneyimli firmalarından Ataklar’ın, Atak’s Mi-lano ofisi ile gerçekleştirilen işbirliği daha hızlı Hizmet sunulalacak. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul konuya ilişkin şunları söyledi : “ Ekol Lojistik olarak dış ticarette dördüncü büyük partne-rimiz olan İtalya’da, sektörün öncü firmalarından Ataklar ile işbirliği-mizin, gücümüze güç katacağına inanıyoruz. Ataklar ile gerçekleşen birliktelik ile İtalya’da hattında daha hızlı ve daha kaliteli hizmet sunaca-ğız. Bununla birlikte İtalya’da dört olan lokasyon sayımız beşe, çalışan

sayımız ise 30’a yükseldi. Global bir lojistik firması olma hedefimizde bu gelişme bizi heyecanlandırıyor.”Ataklar Uluslararası Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Atak ise gerçekleşen işbirliği ile ilgili “Ataklar Uluslararası Nakliyat olarak en önemli değerlerimizden olan İtalya’yı, lojistik sektöründe dünya markası olma yolunda dev adımlar atan Ekol Lojistik firması-na emanet etmekten dolayı son derece mutluyuz. Verdiğimiz bu emaneti çok daha güçlü ve değerli duruma getirecek bilgi, teknoloji ve en önemlisi arzularının olduğunu biliyoruz. Sahip oldukları bu ön-derlik bayrağını daha da yukarılara taşımalarını temenni ederiz “ diye konuştu.

ABC Lojistik Kayseri’de yeni deposunu hizmete açtıABC Lojistik Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni deposunu hizmete açtı. 9 bin metrekaresi kapalı toplam 18 metrekarelik depo

14 metre yükseliğinde, 37 metre genişliğinde. Köpüklü yangın sön-dürme, spling sistemi, radyan ısıt-ma sistemi özellikleri bulunan depo

yüksek güvenlik sunuyor. Çevresi tel örgü ve duvarlarla kapalı olan deponun iç ve dış mekanlarında kamera sistemi bulunuyor.

Page 29: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

29

Ağustos 2015

Page 30: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

30

Ağustos 2015

DOSYA

Ezbere dayalı eğitimlerin modern eğitim süreci içerisinde ‘uygulamalı eğitim’e dönüştüğü günümüz dünyasında lojistik öğrencileri, üniversite-sektör iş ve güçbirliğini yetersiz bu-

luyor. Staj imkanlarının minimum düzeyde olmasından yakınan lojistik bölümü öğrencileri sektör-üniversite iş birliğinin daha etkili ve derinden olması gerektiğinde hemfikir...

‘Lojistik’ kavramı, 1980’lerde askeri bir terim olarak literatürdeki yerini almıştı. İlerleyen süreçlerde bu kav-ram (askeri teknik terim), dilimize yerleşti ve bir sektö-rün anahtar kelimesi oldu. Birbirinden farklı sektörlerin derinlemesine incelenmesini gerektiren lojistik, dünyada ve Türkiye’de büyümesini sürdürüyor. Turizm sektörün-den sonra en önemli hizmet sektörümüz olan lojistik, artık eski kavramlarla ve anlayışlarla yönetilemeyecek kadar ilerlemiş durumda. Lojistik sektörünün aktörlerinin eğitimli ‘ana eleman’ bulamamaktan şikayeti üzerine üniversitelerimiz bu konuda kolları sıvadı ve birbirinden önemli eğitim kurumlarını sektörün hizmetine sundu.

UND, üniversite-sektör iş ve güçbirliğine büyük önem veriyorSektörün gelişebilmesi için eğitimli ‘ana eleman’ sıkıntı-sının çözülmesi gerektiğini ve eğitimli elemanlarla sek-törün başka bir boyuta geçilebilmesini her fırsatta dile getiren Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), eğitime

Lojistik bölümü öğrencileri sektör-üniversite işbirliğini

yetersiz buluyor

Page 31: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

31

Ağustos 2015

çok büyük önem ve destek veriyor. UND, eğitime ve sektörün eğitim kalitesi açısından gelişmesine uygu-lamalarıyla da büyük önem verdiğini gösteriyor. UND, üniversite ve sektör işbirliğinin gerçekleştirilebilmesi için elinde olan bütün imkanları üniversitelere seferber etmiş durumda. Üniversite-sektör iş ve güçbirliğinin bir zorunluluk olduğunu ifade eden UND yetkilileri, çadaş, bilimsel ve modern eğitimin bu minvalde kaçınılmaz olduğunun altını çiziyorlar.

Başkan Nuhoğlu’ndan ‘en gurur duyduğum proje’ vurgusu İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi’nin 10. yılını kutladığı 2014 yılında törende bir konuşma yapan UND Başkanı Nuhoğlu, İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi için ‘en gurur duydu-ğum proje’ ifadesini kullanarak eğitimin sektör için kaçınılmaz olduğunu ifade etmişti. UND, 10. Ulaştır-ma Şurâ’sı (Eğitim-Öğretim) Hedefleri doğrultusunda eğitimle ilgili görüşlerini ‘net’ bir şekilde de ortaya koymuştu. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, bundan yıllar önce yapılan akademik çalışmaların şimdilerde meyve verdiğini ifade ederek bu çalışmaların sektörel gelişim açısından ‘olmazsa olmaz’ nitelikte olduğunun altını çiziyor.

Lojistik yükseköğretiminde “Ön-Lisans” müfredatı analizi60 üniversite bünyesinde “lojistik” programı başlatmış görünen 79 meslek yüksekokulunun (tahmini en az) 15’inde “lojistik bölümler” kapalı veya atıl durumda gö-rünüyor. Bunlar: Atatürk Üniversitesi (Erzurum) – Aşka-le MYO, Bitlis Eren Üniversitesi – Hizan MYO, Dumlupı-nar Üniversitesi – Tavşanlı, Kütahya ve Domaniç MYO, İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı (Nevşehir) – Lojistik bölümü (Sivil Havacılık bölümü altında), Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi- Kahramanmaraş MYO, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi – Bucak Zeliha Tolunay MYO, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi – Dalaman MYO, Namık Kemal Üniversitesi – Sosyal Bilimler MYO ve Çerkezköy MYO, Süleyman Demirel Üniversitesi – Senirkent ve Sütçüler Hasan Gürbüz MYO, Uludağ Üniversitesi – Sosyal Bilimler MYO.

60 üniversitedeki 79 MYO’dan 49’una ait müfredat incelendiğinde ilk 10 ortak ders16 üniversitede “staj”, 7’sinde ise “işyeri uygulaması/ işyeri eğitimi” adı altında zorunlu staj uygulanıyor. Staj-lar 3 okulda hem 1. yıl, hem 2. yıl uygulanıyor: Gümüş-hane Üniversitesi, Nevşehir Üniversitesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi. 5 okulda “bitirme projesi” zorunlu. Yabancı dil /mesleki İngilizce incelenen 49 okuldan 43’ünde zorunlu ders olarak müfredatta yer alıyor. Ders başlıklarında, “aynı konular” işlense bile, farklılıklar oldu-ğu görülüyor: Liman hizmetleri pazarlama, Pazarlama, Uluslararası Pazarlama, Pazarlama İlkeleri, Lojistikte Hizmet Pazarlaması, Depolama ve Tedarik Yöntemleri, Depolama Dağıtım Yönetimi, Depolama ve Stok Yöne-timi, Envanter Yönetimi, İthalat-İhracat Uygulamaları, Dış Ticaret İşlemleri, Dış Ticaret Mevzuatı, Uluslararası Ticaret, Lojistikte Teknoloji Kullanımı, Lojistikte Bilgisa-yar Kullanımı, (Lojistikte) Bilgi Teknolojileri, Bilgisayar,

Lojistik Bilgi Sistemleri. Türkiye’de lojistik ve ulaştırma branşı 27 üniversitede lisans eğitiminde, 60’tan fazla ön lisans programında, 12 yüksekokulda ve 3 doktora programında okutuluyor.

‘Yabancı dil’ bir sorun olarak karşımıza çıkıyorLojistik eğitimi veren üniversiteler incelendiğinde bu üniversitelerin yabancı dil dersleri olarak da öğrencilere eğitim verdiklerini görüyoruz. Fakat sektör ve öğrenci-ler yabancı dil(ler) konusunda üniversitelerin eğitimini yeterli bulmuyor. Ülkemizde yabancı dil eğitimi veren uzmanlar, yabancı dil eğitiminde dünya standartları-nın yakalanamadığını, üniversitelerin eğitim sistemine bağlı olarak gramer dilini öğrettiklerini ve bu öğretim şeklinin artık demode halde olduğunu ifade ediyorlar. Üniversiteler, öğrencilere yabancı dil(ler) olarak eğitim verseler de asıl ve en büyük görev öğrencinin bizzat kendisine düşüyor. Eğitim uzmanları yurt dışı eğitimleri ile öğrencilerin yabancı dil sorununu çözmeleri gerekti-ğini dile getiriyor. Öğrenciler de yabancı dil konusunda kendilerine çok ciddi iş düştüğünü biliyor ve bu şekilde hareket ediyorlar. Günümüz rekabet ortamında aslında bir dil bilmek de öğrenciler ve sektör açısından yeterli değil. Sektör, öğrencilerden birden fazla işi yapabilme, sorumluluk alabilme, uygulayabilme yetkinliği istiyor. Özellikle yurt dışında alınacak yabancı dil eğitimleri öğrencilerin yabancı dil eğitimi almamış öğrenciler kar-şısında bir adım öne geçmelerini de sağlıyor.ULAKDER, lojistik eğitimindeki kargaşayı bitirecekUND’nin de desteklediği projeler arasında olan ULAK-DER (Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Prog-ramları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği), 27 Haziran 2014 tarihinde start vererek lojistik eğitimindeki dağınık yapıyı sonlandırma yolunda çalışmalarına başla-dı. Doç. Dr. Avni Zafer Acar (Okan Üniversitesi), Yrd.

Sektörümüzdeki eğitim durumu

Türkiye’de lojistik alanında eğitim veren çeşitli üniver-siteler var. Bu üniversitelerden; 21 üniversitede lisans düzeyi, 60 üniversitede 79 MYO, 12 üniversitede yüksek lisans, 3 üniversitede doktora eğitimi veriliyor. Sektördeki çalışanların eğitim durumuna bakıldığında; şoförler hariç, sektörde çalışanların yüzde 69.5’i lise mezunu, yüzde 10.5’i önlisans mezunu, yüzde 20’si üniversite mezunu.

Page 32: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

32

Ağustos 2015

DOSYA

Doç. A. Özgür Karagülle (İstanbul Üniversitesi Ulaştır-ma ve Lojistik Yüksekokulu) ve Halim Yurdakul (Beykoz Lojistik MYO) liderliğinde Türkiye’de ulaştırma ve lojistik alanında lisans düzeyi öğretimde müfredatın iyileştirilmesi ve sektörün beklentileri doğrultusunda mezunların yetiştirilmesi amacıyla Ağustos 2013 tari-hinden bu yana UND Lisans Müfredatı Çalışma Grubu tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları Değerlen-dirme ve Akreditasyon Derneği unvanıyla bir dernek kurulması kararlaştırılmıştı. ULAKDER adıyla kurulan dernek, ulusal ve uluslararası düzeyde ortak kabul görmüş belirli standartlar çerçevesinde:Ulaştırma ve lojistik öğretimi gerçekleştiren akademik eğitim kurumlarının eğitim-öğretim, araştırma faali-yetleri ile idari hizmetlerini değerlendirmek, akredite etmek ve bilgilendirme çalışmaları yapmak,Türkiye’de ulaştırma ve lojistik eğitim-öğretiminin uluslararası alanda rekabet edilebilir düzeyde kalitesi-nin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve böyleceGüncel ve gelişmekte olan teknolojileri kavrayan, araştırma temeline dayalı bilgi ve beceri ile donanmış, etik ilke ve tutuma sahip ve yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş nitelikli ulaştırma ve lojistik uzmanları yetiştirilerek toplum refahının ileri götürülmesi ama-cıyla ve bu amacı gerçekleştirmek üzere faaliyetlerde bulunacak. ULAKDER, lojistik eğitimi veren üniversi-telere projeler bazında da yardımcı olacak. ULAKDER bünyesinde hazırlanan kitaplar ise lojistiğin başucu kitapları arasında yer alacak. Fotoğrafını çekmeye çalıştığımız lojistik eğitimi (üniversite-sektör-sanayi iş ve güçbirliği) konusunda uzmanlar UND’nin Sesi’ne çok özel değerlendirmelerde bulundular.

LYS Sonuçlarına Göre Türkiye’nin İlk Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Yeni Cazibe Merkezi Oldu !Yeni açıklanan LYS yerleştirme sonuçları, 2014 yılında UND’nin de katkılarıyla Türkiye’de bir ilk olarak Fakülte statüsü verilen İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi’nin öğrencilerin yeni gözdesi ola-rak konumlandığını ortaya koydu. Fakülte olarak ilan edilmesinden sonra TM1 puan türünde İ.Ü. Ulaştırma

ve Lojistik Fakültesi’nin taban puanım 298, tavan puanı ise 380 olurken, okul tercih sıralamasında pek çok popüler bölümün önüne geçti.

Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eyüp Çetin,” İ.Ü. İşletme Fakültesi İngilizce İşletme ve Türkçe İşletme programlarına girebilecek bir çok öğrencinin o programlar yerine Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi-ni tercih ettiğini görüyoruz. Bu memnuniyet verici. Türkiye’deki 135 lojistik lisans programı arasında, kontenjanları da göz önüne alarak yaptığımız kontenjan normalizasyon çalışmasıyla Fakültemiz açık ara ile 1. sıraya oturmuş durumdadır.” dedi.

UND’nin Üniversite ile ortak olarak başlattığı burs prog-ramına sektörümüzden destek beklediğimizi bildirir; geleceğin ulaştırma ve lojistik uzmanlarının geleceğin lojistiğine layık yetkinliklte yetişmesi için çok büyük bir adım olan bu sürece yoğun destek veren Sayın Rektö-rümüz Prof. Dr. Mahmut Ak’a ve Dekanımız Sn. Prof. Dr. Eyüp Çetin’e sektörümüz adına teşekkür ederiz.

Çetin: Kuruluşumuzdan bu yana UND, hep destek oldu

Prof. Dr. Eyüp Çetin Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekanı

12. dönem mezunlarını veren İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu fakülteye dönüştü. Bundan böyle fakülte eğitimi verecek olan kuruluş, bu bağlamda Türkiye’de de bir ilki gerçekleştirdi. İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eyüp Çetin İstanbul Üniversitesi’nin her zaman ilklerle anıldığını ve ilkleri gerçekleştirdiğini belirti-yor. UND’nin oluşum sürecinden gelişimi aşamasına kadar aktif rol oynadığı ve birebir destek verdiği

İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi’nde uygulamalı eğitimlerle öğrencilere dör dört-lük birt eğitim sunduklarını ifade eden İstanbul Üniversitesi Ulaştır-ma ve Lojistik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eyüp Çetin İstanbul Üniversitesi’nin her zaman ilklerle anıldığını ve ilkleri gerçekleştirdi-ğini ifade ederek, “YÖK’ten fakül-te olmaya dair sertifikamızı aldık. 2015-2016 eğitim-öğretim yılında fakülte olarak öğrencilerimize, bilim ve akademi dünyasına hizmet sunuyor olacağız” dedi.

Page 33: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

33

Ağustos 2015

İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakülte’sinde sektör-üniversite iş ve güç birliğini en iyi şekilde sunduklarını ifade eden Çetin, “Sektörde çok ciddi bir eğitim sıkıntısı var. Bunu hepimiz biliyoruz. Lojistiğin hizmet sek-törleri içerisinde turizmden sonra en fazla katma değeri oluşturan sektör olduğunu düşünürsek bu sektörde eğitimlş, kalifiye beyinlere ihtiyacının son derece büyük olduğunu bilmek ve eğitim açısından bu minvalde öğrenci yetiştirmek son derece önemlidir. İstanbul Üniversitesi olarak bizler de bu açığın farkındayız. Araştırmalarımız sonucunda sek-törün yaklaşık yüzde 80-85’inin lise ve altı okullardan mezun kişilerden oluştuğunu biliyoruz. Lojistik ile ilgili olarak sürekli yeni yeni okullar açılıyor. Bu okullardan mezun öğrencilerin sektöre katma değeri yüksek ola-caktır” dedi. İstanbul Üniversitesi olarak sektör-üniversite işbirliği-ni gerçekleştirerek ‘uygulamalı

eğitim’ alanında çok iyi bir örnek oluşturduklarını ifade eden Çetin, fakülteye dönüşmelerinin bu amaca daha iyi hizmet edeceğini de belirtti. Seçmeli derslerde, yeşil lojistik, insan lojistik gibi çok farklı ve Türkiye’de başka okul-larda olmayan derslerle öğren-cilerden ve lojistik sektöründen takdir aldıklarını ifade eden Çetin, benzer atılımları yapacaklarını ve bu farklılıkların kendileri için bir alışkanlık haline dönüştüğünü söyledi. Çetin, “Bu yıl, 12. dönem me-zunlarımızı verdik. Geçen sene IRU akreditasyonunu alarak bir ilke imza atmıştık. İçinde bulun-duğumuz sene itibarıyla fakülteye dönüşerek yine bir ilki gerçek-leştirdik” dedi. Lokomotif bir okul olarak akademik dünyada bir ilki gerçekleştirdiklerini ifade eden Çetin, “Burası kurulduktan itibaren Türkiye’de 149 lisans ön-lisans programlarına model olan bir okul olduk. Fakat ismimizin yüksekokul olmamızdan dolayı

öğrencileri yüksekokul puanları ile alıp fakülte eğitimi veriyorduk. Sektördeki algı yüksekokul olduğu için biraz düşük profilli bir algı avrdı. Fakülteye dönüştüğümüz zaman sektördeki algı da bu bağlamda sona erecek ve öğren-cilerimizi fakülte puanları bazında okulumuza alacağız. Türkiye’nin ilk lojistik fakültesi olmamız bizler için öncü misyonumuzu daha da pekiştirecektir” dedi. UND’nin her zaman kendilerini desteklediklerini ifade eden Çetin, son zamanlardaki fakülteye dön-me sürecinde de UND’nin kendi-lerini desteklediklerini ifade etti. Çetin, “Çetin Nuhoğlu Başkan’a ve ekibine teşekkür ederiz. Çünkü ta başından beri bizlere destek ol-dular. Özellikle fakülte olma süre-cimizde de UND bize son derece büyük destek oldu” dedi. Lojistik sektöründe ciddi bir eğitim boşlu-ğu olduğunu ifade eden Çetin, bu talebi karşılamak için var güçleri ile çalıştıklarını ve lojistik eğitiminin beşiği olduklarını ifade etti.

Kuşçuoğlu: Lojistik, hem okul hem de sektörün karmasından oluşuyor

Murat Kuşçuoğluİstanbul Aydın Üniversitesi Lojistik Bölüm Başkanı

İstanbul Aydın Üniversaitesi Lojistik Bölüm Başkanı Murat Kuşçuoğlu, uygulamalı eğitimin lojistikte şart olduğunu ifade ediyor. Lojistiğin bütün sektörleri, iş süreçlerini, pa-zarlamayı, halkla ilişkileri tanımayı beraberinde getirdiğini ifade eden Kuşçuoğlu, İstanbul Aydın Üniver-sitesi olarak lojistikteki uygulamaya büyük önem verdiklerinin altını çiziyor. Kuşçuoğlu, “Lojistik firma-ları nitelikli, eğitimli ana çalışana

ihtiyaç duyuyorlar. Firmalar, işe alım sırasında tercihlerini ulusla-rarası deneyime istekli ve yabancı dil bilgisine sahip adaylardan yana kullanmaktadır. Firmaların insan kaynakları birimleri işe alım süre-cinde adaylar ile görüşüp olumlu bulduğu adayları ikinci görüşme için ilgili birim yöneticisine yönlen-direbilmektedir. Ayrıca pozisyona uygun olarak yetenek, yabancı dil testleri ve kişilik envanteri ile bu sü-reci destekleyebilmektedir. Bunun yanında, firmalar bazı pozisyonlar için vaka çalışması da uygulayabil-mektedir ve değerlendirme sonuç-larını bütünsel olarak ele alarak işe alınacak adaya karar vermektedir. Lojistik sektörü genelde uluslararası faaliyetleri bünyesinde barındır-dığından iletişim de bu duruma bağlı olarak çok daha önemlidir. İyi bir iletişim becerisi için lojistik sektöründe çalışan ya da çalışmayı düşünen öğrencilerin iyi bir yabancı dil bilgisine sahip olması gerekmek-tedir.Türkiye’de lojistik sektöründe hala eğitimli kişiler yoğun olarak

çalışmamaktadır. Bu durum farklı nedenlerden kaynaklı gibi görünse de lojistik eğitimi veren üniversi-telere ve meslek yüksekokullarına önemli görevler düşmektedir. İyi bir eğitimin yanı sıra; lojistik bölümün-de okuyan öğrencilerin iş hayatına kendilerini hazırlamaları için yapma-ları gereken birçok şey bulunmakta-dır. Bunlar, donanımlı olmak, dene-yimlerden faydalanmak, uygulamayı bilmek ve yabancı dil sorununu aşmaktır” diyor. Uygulamanın sek-tör-üniversite iş ve güç birliğinden geçtiğpini ifade eden Kuşçuoğlu, deneyimin zamanla kazanılacağına ve öğrencilerin bu zamanı iyi kul-lanmaları gerektiğine vurgu yapıyor. Derslerin sadece kağıt üstünde olmaması gerektiğini kaydeden Kuşçuoğlu, teorik bilginin pratize edilmesi gerektiğini belirtiyor. Pratik bilgilerin öğrencileri sektörde birkaç adım öne çıkaracağını kaydeden Kuşçuoğlu, üniversitelerin sektö-re bu anlamda kapılarını sonsuz şekilde açtığını ve sektörden destek beklediklerini söylüyor.

Page 34: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

34

Ağustos 2015

DOSYA

Nebol: Uygulama bir zorunluluk değil gerekliliktir

Doç. Dr. Erdal NebolYeditepe Üniversitesi Lojistik Bölüm Başkanı

Yeditepe Üniversitesi Lojistik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Erdal Nebol, sek-tör-üniversite işbirliğinin günümüz eğitim sistemi içerisinde kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Nebol, sektör-lerin üniversitelere; üniversitelerin de sektörlere yardımcı olması ve eğitimin bu şekilde belirlenmesi gerektiğini vurguluyor. Yeditepe Üniversitesi Lojistik Bölümü’nde öğrencilere uygulamalı eğitimi öğreterek geleceğe hazırladıklarını ifade eden Nebol, yabancı dilin de uygulamalı eğitimlerde son derece

güçlü bir yeri olduğunu ifade ediyor. Nebol, “Genel olarak yabancı dilde eğitim konusunda bazı olumlu ve olumsuz görüşler olduğunu görü-yoruz. Oysa yabancı dil bilmek son derecede önemlidir. ‘Yabancı dil’ kavramına yalnızca başka bir dilde yazılanları okuyup anlayabilmek, veya fikrimizi başka bil dil ile yazılı veya sözlü olarak ifade edebilmek olarak algılarsak eksik düşünmüş oluruz. Yabancı dil öğrenmek bize yalnızca o dilde okuma yazma becerisini kazandırmaz; başka bir kültürü de öğretmiş olur. Çünkü, bir kültürün en önemli öğesi ‘dil’dir. Ya-bancı dil öğrenen kişi aynı zaman-da, farklı bir kültür yapısında da bilgi sahibi olur; O insanlar nasıl düşü-nür, nasıl davranır, hangi durumlar-da nasıl hareket ederler, vb. gibi va-sıfları da öğrenmiş ve anlamış olur. Diğer bir deyişle, insanın vizyonu genişlemiş olur. Eskileri “bir dil bir insan, iki dil iki insan” demelerinin ardında yatan anlam budur. Hafta sonları yayınlanan iş ilanlarına ba-kacak olursak, hemen her konuda en az bir yabancı dile hakim adaylar arandığını görürüz. Çünkü, yabancı şirketler ile iletişim kurabilme özelliği kadar vizyon genişliği de aran-

maktadır. Genel olarak, eğitimin yabancı dilde olmasının sağladığı bir başka yarar ise, eğitimi yapılan alanda daha çok kaynaklardan ya-rarlanabilmek ve öğrenme tabanını genişletmek, daha derinlemesine araştırma yapmak ve bilgi edine-bilmektir” diyor. Sektör-üniversite işbirliğinden uygulamalı eğitimi tam anlamıyla almış öğrencilerin iyi bir yabancı dille kendilerini donatma-ları halinde iş bulma konusunda çok önemli iki kriteri yerine getire-ceklerini ifade eden Nebol, UND gibi sektörün çatı kuruluşlarının da eğitime destek verdiğini belirtiyor. Nebol, üniversite dışındaki sektörel eğitimin öğrenciler için bulunmaz bir nimet olduğunu belirterek teorik ve pratiği aynı anda beyinde eritmenin öğrenciler için son de-rece olumlu olduğunu vurguluyor. Öğretim üyeleri ve görevlilerin konu ile ilgili görüşleri bu şekilde. Uy-gulamalı eğitimin gerekliliği konu-sunda konuştuğumuz hocalarımız uygulamalı eğitimin şart olduğunu ifade ediyor. Peki, eğitim sistemi içerisinde yetişenb ve yarınlarımı-zın, sektörlerimizin baş mimarları olacak öğrenciler bu duruma ne diyor, ne düşünüyor?

Karaismail: Sektör kalifiye eleman görmek istiyorsa daha sorumlu davranmalı

Ahmet Yağız Karaismail/ İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi 4. sınıf öğrencisi

“Lojistik bu kadar popüler hale gelmeden önce çoğu öğrenci bölümü rastgele seçiyordu. Po-püler olduğundan beri öğrencile-rin isteyerek seçtiği söylenebilir

ama bilinçli oldukları pek söyle-nemez. Çoğu öğrenci, iş imkanının yüksek olması, yüksek maaş hayalleri vb. gibi nedenlerden se-çiyorlar. Lojistiğin tam olarak ne olduğunu anlamaları ise 1. sınıfın sonlarına doğru hatta bazen 2. sınıf bitiminde oluyor. İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi adına konuşmak gerekirse ben okulumun eğitimin-den memnunum. Bir okulun eğiti-min iyi olması okulun köklülüğü ile doğru orantılıdır.

Okulumda yabancı dil eğitiminin daha kuvvetli olmasını isterdimOkulumuz ilk lojistik okulu olduğu için bu anlamda kadrosu ve eğiti-mi oturmuş durumdadır. Tabi biz

öğrencilerin okuldan beklentiler çok değişiklikler göstermekte. Okulum-da özellikle yabancı dil eğitiminin daha kuvvetli olmasını isterdim. Galiba en büyük eksikliği burada çekiyoruz. Bazı örencilerde teorik ile pratiğin çok uyuşmamasından do-layı şikayetçiler. Bu açığıda stajı iyi değerlendirerek kapatmak mümkün oluyor. Özel üniversitelerden okulu-muza geçiş yapan arkadaşlarımızın özel okullardaki eğitimin zayıflığın-dan çoğu kez şikayetçi olduklarını da görüyoruz. Okulumuzda özellikle yabancı dil konusundaki eksikliği çözüm olarak Erasmus programı uygulanmaya başlandı. Okulumuz isteklere elinden geldiğince yanıt vermeye çalışsa da bu biraz okulun maddi imkanları ile sınırlı oluyor. Okulumuzun 4. sınıf da öğrencile-

Page 35: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

35

Ağustos 2015

rin isteklerine göre seçmeli dersler artırıldı. Erasmus ve İRU akredi-tasyonu gibi uluslararsı faaliyetlerin gelişmesi de biz öğrencileri bu anlamda çok mutlu etti. Özellikle İRU akreditasyonu ile okulumdan mezun olduktan sonra diplomamım tüm dünyada geçerli olması bizleri çok gururlandırdı. Yapılması gerekenleri düşünürsek pratik eğitim arttırılması gerekiyor ama buda biraz öğrencinin kendisine bağlı sanırsam. Özelikle kulüp faaliyetleri okullar tarafından daha çok desteklenmeli diye dü-şünüyorum çünkü kulüp faaliyetleri gerçekten öğrenciler için teorik bilgiyi uygulayabileceği ufak işletme modeli görüyorlar.

Sektör genellikle kapısı çalındığında yardımcı oluyorSektörün hatırı sayılı yardımlarının olduğunu söylemek mümkün an-cak yeterli olduğu da söylenemez. Sektör genellikle kapısı çalındı-ğında yardımda bulunuyor. Ben sektörden özel olarak okulun içine dokunan öğrenciler ile direkt te-masa geçen projeler geliştirmesini beklemekteyim. Kulüp faaliyetleri ile uğraşan bir öğrenci olarak şunu belirtmeliyim ki çoğu şeyi sektörün desteği ile yapabiliyo-ruz. Eğitimde bazı şeylerin maddi imkanlarla olduğu yadsınamaz gerçek. Örnek vermek gerekirse Kulüp olarak İstanbul da olan fuarlarda yerimizi almamıza karşın yurtdışında ki fuarlara katılmak çok isteriz bu gibi fikirlerinde ha-yata geçmesi sektörün desteği ile olur. Sektör hem pratiğe hem de teoriye hakim olarak mezun olmuş gençler görmek istiyorsa öğrenci kulüplerini daha çok desteklemeli diye düşünüyorum.

Her gün yeni bir bölüm açılıyor, ipin ucunu kaçırmamak lazımEksiden bölüm sayısı yetersizdi. Şimdi sayıları bayağı bir artı. Bu, iyi bir gelişme ama ucunu da ka-çırmamak lazım. Sektör hala bu istihdamı kaldırabilir diye düşünü-yorum. Fazla okul olunca okullar arası rekabet de artarak eğitim kalitesine olumlu katkı yapıyor. Bu anlamda ki açılan ilk bölüm olmak bize avantaj sağlıyor.

Üniversite yıllarında kendini geliştirenler iş bulabilirİktisadi idari bilim bölümlerden

mezun öğrenciler arasında iş bulamayan yığınla mezun bulun-maktadır. Bunun temel sebebi öğrencinin üniversite hayatı boyunca iş deneyimi için staj yapmaması, yabancı dilini ge-liştirmemesi, kulüp faaliyetlerine katılmaması elinde sadece salt diploma ile iş aramasından kay-naklanmaktadır. Hal böyle olunca iş bulamadığından yakınan bir yı-ğın var. Bence üniversite yılların-da kendi geliştirmiş, kendini ifade edebilen mezunların işsiz kalma olasılıları düşük. Sektörümüzün genel eğitim seviyesine bakıldı-ğında hala yüzde 75/80 oranında ‘lise mezunu’ kişilerin sektörde ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Doğal olarak böyle bir tablo var, uzun bir zamanla değişecek bir durum. Üniversiteler yeni, me-zunlar genç, yavaşça mezunların sektörde yerlerini alması ile bu oran tersine doğru dönmeye baş-lar. Şu gerçekten unutulmamalı; okullar teoriyi verebilirler, pratik sektörde kazanılıyor bu yüzden gençlerin hedefi de iyi bir alaylı gibi yetişmek olmalı. Yabancı dil öğretimi konusunda maalesef okullar yetersiz. Kendi okulum adına en azından bunu söyleyebi-lirim. Erasmus gibi şanslar var bu bir artı. Ama yabancı dil mevzusu yine öğrencinin kendisine ait bir şey, isteyen odaklanarak çalı-şarak geliştirebiliyor. Ben bazen keşke hazırlık sınıfı okusaydım di-yorum. Okulların hazırlık sınıflarını güçlendirilerek, İngilizce içerikli dersler arttırılmalı diye düşünü-yorum.

Öğrenci kulüpleri desteklenmeliSektörün görmek isteyeceği şey

bence hem teoriği iyi bilen hem de pratikte bunu uygulayabilecek giri-şimci, hızlı çözüm üreten, sorum-luluktan kaçmayan hırslı gençler. Bunu elde etmek için sektörün yapması gereken başlıca faktör, Öğrenci kulüplerini daha çok desteklemeli diye düşünüyorum. Çünkü kulüp faaliyetleri, gerçekten öğrenciler için teorik bilgiyi uygu-layabileceği ufak işletme modeli görevi görüyor. Mezun olmadan sektörün kokusunu almalarını sağlıyor, sorumluluk almasını, organizasyon düzenleme dene-yimi elde etmesini sağlıyor. Buda o öğrenciyi üniversiteden düz bir şekilde mezun olan öğrenciden farklı kılıyor. Kısaca toparlasak sektör hem pratiğe hem de teoriye hakim olarak mezun olmuş gençler görmek istiyorsa öğrenci kulüp-lerini daha çok desteklemeli diye düşünüyorum.”

Staj diye gidiyoruz, fotokopi çekerken kendimizi buluyoruz

“Staj yapan öğrencilerin çoğunun hayallerininin yıkıldığı söylenebi-lir. Staja giderken öğrenciler, işi öğrenecekleri hayali ile giderken çoğu şirkette kendilerini fotokopi çekerken, zaman oyalarken bulu-yorlar. Şirketler öğrencilere gerekli özeni göstermeyerek onları yatırım olarak görmüyorlar. Tabi bu hepsi için söylenemez. Ben kendimden örnek verecek olursam kendi staj yaptım yerde işi detaylı öğrendiğim söylenebilir. Bu biraz işletmenin kendi insiyatifine kalmış bir durum. Öğrenciler sektörden stajyerlere hala öğrenci oldukları bilinci ile bakmalarını beklemektedir.”

Page 36: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

36

Ağustos 2015

DOSYA

Par: Sektörün özellikle staj konusunda destek olmasını bekliyoruz

Burak Par/ İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi 3. sınıf öğrencisi

“Üniversitelerde verilen lojistik eği-timden öğrencilerimiz memnun mu? Öğrenciler eğitim anlamında ne(ler) istiyor bu sorular her öğrencinin, her

akademisyenin beyninde bir yerlerde mutlaka bulunuyor. İstanbul Üniver-sitesi özelinde konuşacak olursam; okuldaki eğitim güzel lojistik alanında uzman olacak düzeyde yetiştiriliyoruz, fakat kağıt üzerinde öğrendiklerimizin hayata nasıl geçirildiğini ancak staj yaptığımız zaman ya da bir yerde işe başladığımız zaman görebiliyoruz. Bizim bu konuda talebimiz kağıt üzerinde öğrendiklerimizi yakın bir za-manda uygulamalı olarak görebilme-miz şeklindedir. Bu şekilde aklımıza yer edecek olan bilgileri ezberleyip de bir süre sonra unutmak durumunda kalmamış oluruz. Yabancı dil öğretimi konusunda üniversiteler yeterli oluyor mu? Lojistikte yabancı dil(ler) çok önemli bu bakımdan öğrenciler dil sorununu çözmek için ne ya da neler yapabilir türünden sorular da kafamız-

da bir yerlerde mutlaka bulunuyor. Lojistik alanında en önemli etken olması açısından yabancı dil eğitimi-nin zorunlu olmasını ve bu eğitimin sektörel yabancı dil odaklı bir şekilde kendi okulumuzda verilmesini talep ediyoruz. Staj konusunda 3.sınıf sonunda olan zorunlu stajdan ayrı olarak 2. sınıftan sonra da zorunlu olmayan stajda sigorta yüzünden geri çevrilmek istemiyoruz. Şirket-lerden bu konuda destek olmalarını bekliyoruz.Yurt dışında ofisleri ve işbirliği olan şirketlerin yurt dışı stajı imkanı sun-ması ve bu konuda yardımcı olması kendimizi hem uluslararası sektörde hem de yabancı dil alanında geliştir-memize çok büyük katkısı olacaktır. Bu bağlamda imkan sağlamalarını ve desteklemelerini talep ediyoruz.”

Eren: Sektörün part-time iş olanaklarını artırması gerekiyor

Çılga Güliz Eren/ İstanbul Üni-versitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi 4. sınıf öğrencisi

“Sektör-üniversite işbirliği modern eğitim süreci içerisinde mutlak bir zorunluluktur. Üniversitelerin sektörden, sektörün üniversiteden beklenti içinde olması son derece

doğaldır. Kulüpte aktif bir şekilde rol aldığım için sektörün, lojistik eğitimine ve öğrencilerine ilgisine desteklerıne net şekilde sahit olu-yorum. Gerek okulumuzun yapım aşaması gerekse sonrasında ilgileri hep ivmeli şekilde devam ediyor. Son yıllarda düzenli olarak katıldı-ğımız Logitrans Fuarı’nda özellikle Çetin Nuhoğlu başta olmak üzere sektörün ileri gelenleriyle güzel istişareler yaptık, bir çok söz aldık. Herbirini aşama aşama hayata geçiriyoruz, biz kulüp öğrencilerine kişisel telefon numaralarını veren bizden gelecek her türlü talebe açık ve hazır bir sektör bu. Ken-di adıma konşursam üniveriste hayatımın üniversite-kulüp-sektör üçlüsü arasında bir çok çalışma ve organizasyonda birleşmesi saye-sinde daha sektöre atılmadan bir çok şey kazandığımı düşünüyorum ve 1-0 önde sektöre atılıyoruz. Diğer bölümlerdeki öğrencilerin sektörüyle bu kadar iletişim halinde olduklarına şahit olmazken biz sektörü adeta daha mezun olma-dan kokluyoruz, sektörümüzün

önde gelen isimleri ve şirketler ile yaptığımız etkinlik ve çalışmalarla sosyalleşiyor, katma değeri yüksek bir öğrencilik yaşıyoruz. Belki de arkamızda böyle hevesli destekler olduğu için daha mezun olma-dan gelecek ve iş bulma kaygısı taşımıyorum. Okulumuzda aldığımız eğitimin Türkiye’de nadide oluşu, sektörün çok dinamik, her ge-çen gün büyüyen yapısının olması ,”Türkiye’de lojistik’ in yerinin apayrı oluşlu, sektörün önde gelenleriy-le yaptığımız çalışmaların etkisi büyük. İstanbul Üniversitesi Lojistik Fakültesi İsteyerek seçtiğim okul ve bölüm idi ve öğrencilik hayatı-mın bitmesine 1 yıl kala iyi ki lojistik okuyorum, iyi ki gelecekte bu sektörde çalışacağım diyebiliyorum. Sektörden tek isteğim ise zorun-lu staj imkanlarının had safhada sağlanmasının haricinde part time iş olanaklarının da artırılması. Biz öğrencilerin uygulamalı şekilde sek-törü daha yakından yaşamamıza olanak sağlayacak okulumuzun son senelerinde yarı dönemli iş olanak-larının artırılmasını rica ediyorum.”

Page 37: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

37

Ağustos 2015

Karaismail: Sektörün yeterince yardım ettiğini söylemek iddialı olur

Emre Yavuz Karaismail/ İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojis-tik Fakültesi 4. sınıf öğrencisi

“Öğrenciler, lojistik bölümlerini seçerken kuşkusuz en çok dikkat ettikleri ve duydukları şey sek-törün yüksek istihdam ihtiyacı olduğudur. ‘Geleceğin sektörü’, ‘Önü açık bir iş’, ‘iş imkanı çok’, ‘gelişen bir meslek’ gibi mottolar öğrencilerin en çok duyduğu ve lojistik bölümlerini tercih etmesini sağlayan etkenlerdir. Her bölümde olduğu gibi rastgele seçen ve baba mesleği bakışıyla tercih edenler de var tabi. Üniversitelerde verilen lojistik eğitimden öğrencilerimiz memnun muyum sorusu sıklıkla bizlere soruluyor. Kendi üniversitem ve kendi adıma konuşmak gerekir-se okulumda ki verilen eğitimden memnumun. Okulumuz daha çok işletme ağırlıklı bir eğitim sergile-

mekte ve lojistik eğitiminin yanı sıra finans, muhasebe, hukuk, pazarla-ma gibi dersler de vermektedir. Bu sayede öğrenciler mezun olduğun-da sadece bir lojistisyen değil iyi de bir işletmeci oluyorlar. Sanırım her üniversitede olduğu gibi bizim bölümde de teorik bilgiyi pratiğe çevirebileceğimiz faaliyet alanlarına ihtiyaç duyuyoruz. İstanbul Üniver-sitesi lojistik bölümü için mesleki eğitim beklentisini iyi bir şekilde karşılıyor diyebiliriz, fakat aynı şeyi özel üniversiteler için şimdilik söy-lemek iddialı olur. Üzülerek söyle-mekteyim ki üniversitemizi yabancı dil eğitimi yetersiz olup istenileni verememektedir. Lojistik sektörün-de yabancı dilin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz.

Staj konusunda büyük firmalar öğrencilere esnek davranmıyorSektörün yeterince yardım ettiğini söylemek biraz iddialı olur ama sektörün destekleri sayesinde oku-lumuz hatırı sayılır bir konuma geldi. Okulumuzun sektörün en büyük derneği UND desteği ve girişimi ile kurulduğunu ve yine desteğiy-le bugünkü konumuna ulaştığını belirtmek gerek. Sektör firmalarının öğrenci kulüpleriyle daha çok işbir-liği yapması ve öğrenci faaliyetleriy-le ilgilenmesi en büyük beklentimiz. Staj yeri bulma her öğrenci için sıkıntılı bir konu olmuştur. Sanırım

bunu en büyük nedeni özelikle bü-yük firmaların öğrencilere yeterince esnek davranmamasıdır. Firmaların stajyer alım protokollerini minimi-ze etmelerini ve stajyerlere daha eğitici bir bakış açışıyla bakmalarını bekliyoruz.

Mantar gibi lojistik bölümü açıl-masını doğru bulmuyorumSektörümüzün büyük miktarda kalifiye elemana ihtiyacı olması ve buna rağmen hızlı gelişimi saye-sinde işsizlik sorunun olmayacağı kanaatindeyim fakat mantar gibi lojistik bölümü açılmasını doğru bul-muyorum. Lojistik bölümü mezunun fazla olması yabancı dil, deneyim ve öğrenci kulüplerinde ki sosyal faali-yetlerin CV’ler de ki önemi daha da artacaktır. Üniversite yıllarında kendi geliştirmiş, kendini ifade edebilen mezunların işsiz kalma olasılıları düşük. Lojistik bölümleri, yeni yeni açılan bölümler. En eski bölüm, 15 yıllık geçmişi İstanbul Üniversitesi Lojistik bölümü. Bu yüzden sektör çalışanlarının çoğu alaylı çekirdek-ten yetişmiş kimseler. Üniversiteden mezun öğrencilerin iş hayatında yer edinerek bu tablo zamanla tersi bir şekilde değişecektir. Yabancı dil öğretimi konusunda üniversite-lerimiz maalesef yetersizdirler. Bu yüzden öğrenciler dil kursları ya da imkanı olanlar yurt dışına giderek bu açığı kapatmaya çalışıyorlar.”

Gültekin:Sektörün üniversitelere yardımcı olmasıyla sorunlar aşılabilir

Furkan Gültekin/ İstanbul Üni-versitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi 3. sınıf öğrencisi

“Üniversitelerde verilen lojistik eğitimden öğrencilerin ne derece memnun oldukları, öğrencilerin üniversiteden beklentileri eğitimbi-limciler ve uzmanlarca çeşitli araş-tırmalara konu olmuştur. Okulumun özelinde konuşmak gerekirse aldığım eğitim teorik olarak yeterli olduğunu düşünüyorum. Kulüp sayesinde de pratik eğitimi tamam-lıyoruz. Öğrenciler olarak yabancı dil öğrenme imkanlarının kısıtlı oldu-ğunu düşünüyoruz. Bu anlamda öğrencilere, uluslararası alanlarda

daha güçlü rekabet edebileceği bir dil seviyesini geliştirmelerine yardım-cı olacak fırsatlar istiyoruz. Üniversi-temizin öğrencilerin eğitim talepleri, beklentileri, istekleri konusunda okul idaresi olarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Fakat bu konularda özellikle bürokratik engeller ve maddi kısıtlar büyük engel oluşturmaktadır. Bu sorunları sektörün okullara daha çok yar-dımcı olması ve eğitim faaliyetlerini destekleyecek girişimlerde bulun-malarıyla aşılacağını düşünüyorum.”

Page 38: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

38

Ağustos 2015

DOSYA

Yalnız: Yabancı dil problemini halleden sektörde bir adım öne çıkıyor

Kenan Yalnız/ İstanbul Üni-versitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi 4. sınıf öğrencisi

“Lojistikte yabancı dil kullanımı, insan-lar ile iletişim ağı olarak bakıldığında “Lojistik” dış ticaretin gerçekleşmesini sağlayan bir yapısı, omurgası olarak karşımıza çıkıyor. Konu dış ticaret

ile bağlantılı olduğu zaman yabancı dili şart koşmak durumundayız. Hal böyle olunca uluslarararası ticaret de incelendiğinde dünya üzerinde 1,8 milyar kişinin kullandığı dilin İngilizce olduğunu görüyoruz. Eğer bu sek-törde aktif katılım sağlamak istiyorsak sürekli dile getirildiği gibi İngilizce diline hakim olmak gerekiyor. Bunun yanısıra uluslararası ticarette kulla-nılan veya hedef bir kesim ile ticaret yapılmak isteniyorsa diğer yabancı dil veya dillerin de öğrenilmesi kişinin erişim sağlayabildiği kapıları genişle-tecektir. Üniversitelerdeki yabancı dil öğretimine gelirsek, üniversitelerde yabancı dil veya diller için hem temel ingilizce eğitimi hem de sektöre yöne-lik İngilizce dersleri veriliyor. Öğrenci, temel İngilizce eğitimini alıp üzerine sektörel İngilizce eğitimini aldığında bu konuda başarılı olabilir fakat burada bir şart var. Öğrencinin sadece aldığı

dersle yetinmeyip eğitimini pratikle desteklemesi gerekir. Yabancı dili geliştirebilmek için yapılabilecekler: Maddi durum yeterli ise özel kurslar ile destek dersleri alınabilir. Yabancı menşei filmler/diziler o dile ait altya-zıyla izlenebilir. Yabancı dil kulağını geliştirmek için o dildeki müzikler dinlenebilir. Farklı seviyelerde bulunan (6 seviye mevcuttur) yabancı dilde yazılmış hikaye kitapları okunabilir. İnternet ortamında bulunan ücretsiz yayınlardan faydalanılabilir. Sonuç olarak; hem üniversitede alınan eği-tim hem de destek dersleriyle alınan yabancı dil eğitimindeki ince nokta; kişinin uğraş vermesidir. Ne kadar öğrenmeye hevesli olunursa o kadar da yabancı bir dili öğrenmek eğlen-celi ve kolay olacaktır. Bu sayede öğrenci, kendini bir adım daha önde bulup sektöre daha faydalı bir birey haline gelecektir.”

Ak: Staj başvurularında kapılar üzerimize kapanıyor

Oğuzhan Ak/ İstanbul Üniversi-tesi Ulaştırma ve Lojistik Fakül-tesi 4. sınıf öğrencisi

Lojistik öğrencilerinin bölümlerini se-çerken dikkat ettiği en önemli nokta kuşkusuz geleceğin mesleği olduğu-nun bilincinde olmalarıdır. Özellikle liseyi lojistik meslek liselerinde bitir-dikten sonra tercihlerini üniversitede de bu yönde yapmaktadırlar. Lojistik öğrencilerinden ziyade genel olarak birçok kişi bulunduğu iş ve okul alan-larında hiçbir zaman tam anlamıyla memnun olamayıp hep daha iyisini istemektedirler. Sanırım bu da, “İnsan

işinin ve elde ettiğinin nankörüdür” sözünü çağrıştırıyor bize. Eğitim alanında ise, daha ileri düzeyde ve teoriğin yanında uygulama ile beraber öğrenimin yaygınlaşması ve de ya-bancı dil eğitiminin daha profesyonel bir şekilde öğretilmesinin istenmesi durumu söz konusu. Özel üniver-sitelerin çoğu öğrencilerin beklenti-lerini karşılama noktasında sanırım yetersiz. Tercihler yapılırken ne olursa olsun, o üniversitenin öğrencilerinin feedbackleri dinlenmeli ve sıcak temas ile okullar ziyaret edilip yerinde görülmelidir. Daha ileri düzeyde eğitim için gerek devlet gerek eğitim görevlileri açısından bilinçlendirme ve Avrupai eğitimsel alanda ilerleme aşılanmalı.

Sektörün daha çok üniversitele-rin elinden tutması kaçınılmaz‘’ Sektörün önü açık.. ‘’ duyduğu-muz ve aşina olduğumuz belki de en önemli cümle diyebiliriz. Sektörün beklediği tecrübeli eleman, sektör-den beklenen ise tecrübe kazandır-ması.. Her işyeri tecrübe ararsa bu öğrenciler mezun olduktan birkaç sene sonra sanırım iş bulamaya-

caklar. Yahut merdiven altı lojistik firmalarında kendilerini yıpratıcaklar.. Sektörün daha çok üniversitelerin elinden tutması kaçınılmaz. Gerek fuarlarda gerekse teknik gezilerle ve de ilaveten okullardaki zirve ve kariyer günleri ile kaynaşma sağlanarak staj olanakları genişletilmeli ve üniversite öğrencileri ile sürekli temas içinde olunup ısınma sağlanmalı. Her öğren-ci en iyi yerde staj yapmayı talep et-mektedir. Sanırım en büyük hata da bu yönde. Taşıma modlarının iyisi kö-tüsü elbette ki var ancak lojistik başlı başına bir bütündür. Hiç bir taşıma modu olmaksızın hareket edemez ve de birbirinden ayrı düşünülemez. Bu yüzden siz siz olun işinizi iyi yapın ve de lojistiğin döndüğü her yerde işi kapmak için çaba harcayın. Sektör-den tek talep de sanırım bu yönde olacak ki, bu yıl stajyer almıyoruz! Ne acı bir gerçektir ki sektör bunu bize dayatıyor ve ne yazık ki kapılar üzerimize kapanıyor..

Pasta bölünse de herkese yetecek kadar ekmek varHer gün yeni bir lojistik bölümü açılı-yor üniversitelerde. Dolayısıyla rakipler

Page 39: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

39

Ağustos 2015

Altınbıçak: Bölümden mezun arkadaşlar iş bulamamaktan yakınıyor

Özge Altınbıçak/ İstanbul Üni-versitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi 2. sınıf öğrencisi

“Öğrenciler genellikle “Lojistik gele-ceğin mesleği” algısı ile bu bölüme yönlendiriliyorlar. Bu algı ile beraber lojistik sektöründeki eleman açığı da, öğrencileri iş bulma kaygısından uzaklaştırarak bu bölümü seçme-leri için bir yol gösterici oluyor. Bu şekilde bakarsak bilinçli bir şekilde seçtiklerini söyleyemeyiz. Lojistik bölümünden mezun öğrencilerin iş bulmakta zorlandığı konusunu açacak olursak; çevremde mezun-lar içerisinde iş bulamadıklarından dolayı yakınan birçok insan görüyo-

rum. Bence bunun en önemli sebebi yabancı dil eksikliği ve tecrübesizlik. Bazı sektörlerin, yeni mezun olmuş öğrencileri bünyelerine alıp yetiştir-mek yerine deneyim sahibi eleman istemeleri bu tecrübesizliği ortadan kaldırmayan etkenlerden biri. Başka bir etken sayacak olursak şüphesiz öğrencilerin eğitim hayatları boyunca sunulan fırsatları değerlendirmeyip, kendilerini geliştirmemeleri diyebi-lirim. Bu iki etken dengede olup, yeterli seviyede yabancı dili olan

de her geçen gün fazlalaşıyor. Bu kadar mezunu sektörümüz istihdam edebilecek durumda mı? Yeni açılan bölümler iş bulmak anlamında bizler için nasıl bir avantaj ya da dezavantaj ifade ediyor bu ne benzeri soruları da irdelemekte fayda var. Elbette ki rakipler her zaman olacak. Siz işinizi iyi yaparsanız emin olun her zaman ön planda olucaksınızdır. Sanırım devlet üniversiteleri bir adım önde olmaya hedefler. Özel üniversitelerden bazı-larının yabana atılmayacak düzeyde eğitim verdiklerini biliyoruz. Ancak sektör geniş ve önü açık bir şekilde büyüyor. Ticari alışveriş dünya ve devletler arasında büyüyerek gelişi-yor. İthalat ve ihracat olduğu sürece ki savaş olan ülkelerde bile bu var lojistik bitmez. İnsanlık devam ettiği sürece de olacaktır. Pasta bölünse de herkese ekmek var. Yeterki iş beğenmemezlik yapan gençlerimiz bu isteklerini bir kenara bıraksınlar. Lojis-

tik bölümünden mezun öğrenciler iş bulmakta zorlanıyor mu, iş bulabiliyor mu diye de sıklıkla bizlere sorular geliyor. İş bulmakta zorlananlar da var, işi beğenmeyenler de, bulduğu işin nankörü de var. Birde işinde iyi olup gayet mutlu olanlar. Bu her şey için olduğu gibi lojistikte de böyle. Umutsuzluğa kapılmadan lojistiğin gereklerini yerine getirip yabancı dile gereken önemi verenler yürümeye başlayacaktır. Sektörümüzün genel eğitim seviyesine bakıldığında hala yüzde 75/80 oranında lise mezunu kişilerin sektörde ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Sektörün ihtiyacı olan kalifiyeli eleman ihtiyacı da üniversi-te mezunlarında var. Bu artı olarak sektörü bilerek işe başlamamızı sağlayacak ve de tecrübe kazanma süremizde motivbasyon kaynağı olacaktır. Yeni istihdam atamaları ve işgücü ihtiyaçları ile bu çevrim süresi ve yenilemeler üniversite mezunlarını

da sektörde yer sahibi yapacaktır. Ne yazık ki ülke olarak yabancı dil konusunda yetersiziz. Üniversiteler de bu konuda gerekli imkanları henüz tam anlamıyla sağlayamıyor. Ancak öğren-ciler kimseden bir şey beklememeli ve kendileri bu işe ağırlık vermelidir. İnter-net, sosyal ağlar, İngilizce konuşma grupları, eğitimler, yurt dışı olanakları vb. olanak elimizde. Kimseden bir şey beklenmeyerek öğrenilebilecek bir şeydir bu. İmkanı olan yurt dışına da çıkarak bu durumu absorbe edebilir. Buna sanırım kendimizin ağırlık verme-si en doğru olandır. Her birey kendini yeterince geliştirip her zaman bir adım önde olmak için çabalamalı, kendini en iyi şekilde yetiştirmeli ve lojistik gibi büyük bir nimetten faydalanarak sek-törde bir yer edinmek için çabalamalı. Ülkemizi dış dünya ve çevresinde en iyi şekilde temsil ederek ileriye taşımalı ve de özellikle işini iş beğenmemezlik yapmayarak, iyi yapmalı.”

kişinin rahatlıkla iş bulabileceğini düşünüyorum. Lojistik, çoğu meslek dalında ihtiyaç duyulduğu halde hatta olmazsa olmazı durumunda iken herkes tarafından yeni yeni keşfediliyordu bu sebeple öğrenciler bölüm tercihlerinde lojistiği gözden kaçırabiliyorlardı. Ancak şuanda lojistik bölümünün hemen hemen her üniversitede açılması ile birlikte üniversite mezunları oranının ileriki yıllarda sektörler içerisinde artacağını düşünüyorum.”

Page 40: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

40

Ağustos 2015

DOSYA

Lojistik eğitimine sektörel ve akademik bakış

Ali Çiçekliİstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğr.Grv.UND YönetimKurulu Başkan Yardımcısı ,ALC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı

Üniversite ve yüksek okulların yerleştirme işlemlerinin yapıldı-ğı bugünlerde gençlerin lojistik programlarını tercih etmeleri için hemen hemen tüm üniversite ve yüksek okullar yoğun bir çaba göstermektedir. Lojistik ve taşı-macılık lisans ve ön lisans eğitimi-nin ülkemizde 15 yıl gibi kısa bir geçmişi var. Bu süre içerisinde lojistik ön lisans ve lisans prog-ramlarını uygulayan yaklaşık 150 devlet ve vakıf üniversitesi olmuş-tur. Bunların en kıdemlisi ise bu yıl fakülte statüsünü alan İstanbul Üniversitesi Lojistik ve Ulaştırma Fakültesi’!dir. Okulumuzun fakülte statüsü alması ile hem öğrenci kalitesi hem de fakültede verilecek eğitim kalitesi yükselecektir. Uz-manlaşma ve fakülteden eğitimci yetiştirme söz konusu olacaktır. Bu yıl fakültemize giriş puanları İşletme Fakültesi ile yaklaşık aynı seviyelerde gerçekleşmiştir ki, bu sevindiricidir. Öğrencilerin ve yük-sek okul ile üniversitelerin lojistiğin önemini kavrayarak bu program-lara yönelmeleri sektörel açıdan elbette sevindiricidir. Ancak ne var ki, ülkemizde her şeyde olduğu gibi nicel olarak bu kadar artan bu programların nitel olarak artma-mıştır. Bu nedenle bu eğitimlerin bir kısmı yetersiz, değersiz ve yoz-laşma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Zira ülkemizde köklü bir geçmişi ve müfredatı da olmayan lojistik eğitimini verecek yeterli derecede donanımlı eğitmen ve akademis-yenler de yoktur. Keza köklü bir lojistik literatürü ve müfredatı da

bulunmamaktadır. İşte bu neden-lerle de lojistik eğitimi konusunda üniversite-sektör işbirliği daha fazla önem arz etmekte ve etkinli-ğinin artırılması gerekmektedir.

Mezun öğrencilerin çok azı sektörde iş bulabiliyor35 yıllık sektör oyuncusu ve 7 yıllık bir akademisyen olarak; lo-jistik eğitiminin yetersiz ve sektör ilgisinin de çok zayıf olduğunu itiraf etmek zorundayım. Her yıl binlerce öğrenci bu programlar-dan mezun olmakta ama bunların çok az kısmı sektörde kendilerine uygun iş bulabilmektedir. Sek-tör elbette lojistik eğitimi almış öğrencileri istihdam etmek ister.Ancak maalesef okullarda verilen eğitimler sektörün ihtiyacı olan insan kaynağını karşılayama-maktadır. Bu nedenle hem bir sektör mensubu, hem bir meslek kuruluşu yöneticisi(UND) ve hem de akademisyen kimliğimle yapıl-ması gerekenleri aşağıda kısaca özetlemeye çalışacağım. Görüş ve önerilerimi çok soyut ve makro söylemden çok hedef odaklı ve daha anlaşılabilir mikro düzeyde de sunmaya çalışacağım.1. Lojistik eğitimini öncelikle ön lisans ve lisans olarak kesin ola-rak ayırmak gerekir. Zira bu ayırım program olarak YÖK tarafından pek tabii yapılmış olmakla birlikte sektörel algısı böyle değildir ve çoğu zaman sektörde karışıklık yaratmaktadır. Her iki programın hoca kadrosu ve müfredatının çok benzer ve hatta aynı olması ise bir başka handikaptır. Bu nedenle bu ayrımın daha net tanımlanması kanaatindeyim.2. Lojistik programı uygulayan üniversite ve yüksek okullar ile sektör kuruluşları arasında sürekli koordinasyonu sağlayacak ‘Üni-versite –Sektör Kurulu(ÜSKUR)’ ihdas edilmelidir.3. ÜSKUR koordinasyonunda;sektör temsil-cileri (UND ve diğer STK’lar) ve bu programları uygulayan tüm üniversite ve yüksek okullarımızın temsilcileri bir araya gelip geniş çaplı bir çalıştay yapmalıdır. Bu çalıştayda sektör temsilcileri ihti-

yaçları olan elemanların nitelikle-rini çok net olarak tanımlamalıdır. Mesela ön lisans mezunları daha çok sektörün ihtiyaç duyduğu ‘ara eleman’ , ‘teknik eleman’ gibi işlerde görevlendirilecek şekilde yetiştirilmelidir.4. Ön lisans programlarının birinci sınıfında genel teorik dersler verilmelidir. İkinci sınıfın başında ise branşlaşma olmalıdır. Şöyle ki; program karayolu, havayolu, de-miryolu, denizyolu taşıma modları ile lojistik dağıtım, depolama ve gümrüklemenin ihtiyaç duydukları ara elemanlarına göre alt branş-laşmalar şeklinde yapılandırılma-lıdır. İkinci sınıfın başında öğrenci bu branşlardan birisini seçmelidir. O yılın ilk döneminde sadece bu branşla ilgili dersleri yoğun şekilde almalıdır. Yılın ikinci ve son döne-mini ise branşı ile ilgili bir sektör kuruluşunda çalışarak geçirmeli-dir. Dönem sonu değerlendirmeyi de çalıştığı kurumun sorumlusu ile okuldaki akademisyen hoca birlikte yapmalıdır.5. Lisans programlarının birinci ve ikinci sınıflarında genel teorik dersler verilmelidir. Üçüncü sınıfta ise sektör ile işbirliği yapılarak öğrencinin karayolu, havayolu, demiryolu, denizyolu taşıma mod-ları ile lojistik dağıtım,depolama ve gümrükleme ile ilgili teorik ve pratik bilgileri pekiştirilmelidir. Dördüncü ve son yılın başında ise öğrenci isteğine göre bir yada en çok iki branşı seçerek o branşlar-da uzmanlık sağlamalıdır. Bunun için yılın her bir döneminde seçtiği branşla ilgi sektör kuruluşunda çalışarak geçirmelidir. Her bir dönemin sonunda branşıyla ilgili hem akademik hocaları hem de çalıştığı kurumun sorumlusunun gözetiminde bir sunum yapma-lı ve değerlendirme ona göre yapılmalıdır. Bu değerlendirmeyi de çalıştığı kurumun sorumlusu ile okuldaki akademisyen hoca birlikte yapmalıdır.6. Sektör kuruluşları ihtiyaçları olan insan kaynağını öncelikli olarak lojistik eğitimi almış ve branşlarında başarı sağlamış ele-manlardan karşılamalıdır.7. Lojistik eğitimi verecek eğitim-

Page 41: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

41

Ağustos 2015

cilerin ve akademisyenlerin de ivedilikle sektörle işbirliği yapıp bir program dahilinde pratik eğiti-mi almaları gerekir. Bu eğitimler her yılın sömestr ve yılsonu tatil dönemlerine Üniversite-Sektör Kurulu(ÜSKUR) tarafından plan-lanmalıdır. Bu çerçevede tüm akademik meslek hocaları ver-dikleri dersle ilgili branşta işin reel pratiğini yaşayarak öğrenmeli ve böylece öğrencilere daha anlaşıla-bilir şekilde anlatmalıdır.8. Branşlara göre seçmeli dersler artırılarak zorunlu hale getirilme-lidir.Akademik hocalar pratik ek-sikliklerini tamamlayıncaya kadar seçmeli meslek derslerinin eğitimi için sektörden deneyimli ve dona-

nımlı kişilerden öğretim görevlisi olarak istifade edilmelidir.9. Müfredat programı ÜSKUR tarafından, günün ihtiyaç ve ge-lişmelerine uygun olarak yeniden ele alınmalıdır. Birbirinin tekrarı olan bir çok dersin konuları ayrış-tırılmalı ve gereksiz tekrarlardan arındırılarak müfredata yeni ve gerekli bilgiler konulmalıdır.10. Lojistik meslek liseleri öğ-retmenleri ile ön lisans ve lisans programlarının öğretim üyelerinin bundan böyle lojistik eğitimini ve yüksek lisansını yapmış aka-demisyenlerden olmasına özen gösterilmeli ve hatta zorunlu olmalıdır.Bunun için başta bizim Lojistik ve Ulaştırma Fakültesi ol-

mak üzere lisans ve yüksek lisans programı uygulayan üniversiteler de eğitimci yetiştirme düzenleme-lerini yapmalıdır.11. Lojistik ve taşımacılık prog-ramı uygulayan tüm üniversite ve yüksek okullarda bir yıl zorunlu yabancı dil hazırlık sınıfı olmalıdır. Bu programlar buna göre revize edilmelidir.Zira uluslararası boyutu yoğun olan lojistik sektöründe çalışacak bir kişinin yabancı dil bilmesi gereklilikten öte şarttır.12. Ulaştırma Denizcilik ve Haber-leşme Bakanlığı, lojistik ön lisans mezunlarına sınavsız ODY ve lisans mezunlarına sınavsız ÜDY Belgesi verecek düzenlemeleri yapmalıdır.

Tuğtekin: Gönüllü staj tekliflerimize dahi olumsuz bakan şirketler var oldukça kaygımız daha artıyor

Sevim Tuğtekin: İstanbul Üni-versitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi 2. sınıf öğrencisi

“Bilgiye erişimin bir tık kadar yakın olduğu çağımıza biz öğrencilerin araştırma yapmadan, bilinçsizce üniversite ve bölüm seçmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Lojistik bölümünü seçerken ise bö-lümün bulunduğu üniversitenin köklü olması, üniversitenin sektör ile işbirliği sağlayabilmiş olması, mezunların bulunduğu konumlar, dersler ve içe-rikleri, öğretim görevlilerinin nitelikleri başta gelmektedir. Üniversitelerde verilen eğitimler de bizler için son derece önemli bir konudur. Teorik olarak bilgiler yeterli olsa da pratikteki bilgiler yeterli olmuyor. Dört yıllık eğitim sürecinde sadece 1 ayın zorunlu staj olarak belirlenmesi biz öğrencilerin çalışma hayatına başladığında sudan

çıkmış balığa dönmesinin en büyük nedenidir. Bölüm olarak sektör ile işbirliği ihtiyacımız diğer bölümlere oranla çok fazla. Bir hemşirelik öğ-rencisinin günlük yaşamında hasta-neye gittiğinde bölümü ile gözlemde bulunabilir iken bir lojistik öğrencisinin günlük yaşamında bir lojistik operas-yon gözlemlemesi mümkün değil. Sektör ile ortak projelerde, organizas-yonlarda yer almak bizler için oldukça önemli. Sektör-üniversite işbirliğini öğrenci kulüpleri olarak sağlamaya çalışsak da tamamıyla yeterli olmuyor. Sektördeki şirketlerin genel olarak sa-dece zorunlu staj öğrencilerine imkan sağlaması bizlerin sektöre olan güven ve inancını kırıyor. Bir lojistik öğrencisi-nin sadece 1 ay değil öğrenim hayatı boyunca staj ihtiyacı vardır. Gönüllü staj tekliflerimize dahi olumsuz bakan şirketlerimiz var oldukça bizlerin gelecek kaygısı da artıyor. Her gün yeni bir lojistik bölümünün açılması rakiplerimizin artığını gösterse de, bu rekabet ortamını bizler kendi lehimize çevirmeyi başardığımız sürece bir sorun olmayacağını düşünüyorum. Rakiplerimizin fazla olması kendimizi geliştirme konusunda daha emin adımlar ile ilerlememizi sağlar. Rakip-lerimiz arasından sıyrılmak için daha donanımlı olarak mezun olmamız bizlere olumlu olarak yansıyacaktır. Ayrıca sektörde lojistik mezunlarına öncelik tanınmadığı sürece elbet de yeterli istihdam sağlanamayacaktır.

Bu anlamda sektöre düşen görev büyük. Biz üniversite lisans öğren-cileri “orta düzey yönetici” unvanı ile mezun oluyoruz. Sektörde ise her düzeyden elemana ihtiyaç var. Aynı zamanda Türkiye’de lojistik bölümü-nün geçmişi 12 yıla dayandığından geçmişten gelen lise mezunu olarak işe başlayanların bir kısmı da devam ediyor. Yüzde 75-80 lise ortalama-sının sektörümüzde çalışma oranı bulunuyor. Şuan bu oran fazla olsa da lisans mezunları çoğaldıkça bu oran azalacaktır. Yabancı dil öğretimi konusu da bizler adına çok önem-li. Yabancı dil bilmeyen bir lojistik mezunu düşünmek mümkün değil. Bu konuda üniversitelerde dersler bulunsa da yeterli değil. Lojistik bölü-mü eğitimlerinin tamamen yabancı dil olarak verilmesi bu konuda atılabile-cek en doğru adımdır.”

Page 42: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

42

Ağustos 2015

EKONOMİ

Koruma tedbirleri dünya ekonomisini daraltıyor

ICC Türkiye’nin 61’inci Genel Kurulu’nda konuşan ICC Türkiye Milli Komitesi ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, korumacılık tedbirleri arttıkça dünya eko-nomisinin daraldığını vurgularken, “Korumacılık hızla kaldırılmalı ve dünya eko-nomisinin motoru yeniden ticaret olmalı” dedi. Hisarcıklıoğlu, “Pasta istediğimiz hızda büyümüyor. Bu da korumacı politikaları körüklüyor” diye konuştu.

ICC Türkiye Milli Komitesi 61’inci Ge-nel Kurulu TOBB Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Genel Kurulun açılış konuşmasını gerçekleştiren ICC Türki-ye Milli Komitesi ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 2008 küresel kri-zinden beri küresel ekonomide istikrar sağlanamadığından söz ederek, “Bir taraf düzelirken, öbür tarafta prob-lemler başlıyor. 2015’e girerken ABD toparlanıyor, işler düzelecek derken, tamamen farklı bir ortamla karşılaştık. Euro-Dolar paritesindeki değişim, petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş tüm ülkeleri farklı farklı etkiledi. Bu karma-şadan da bizim gibi yükselen piyasa ekonomileri en kötü etkilenenler oldu” dedi. Arjantin, Brezilya, Rusya ve Çin ekonomilerindeki sıkıntılardan örnekler veren Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Bu gelişmeler ICC olarak en önem verdiğimiz konu olan küresel tica-reti vuruyor. Geçmiş yıllarda ticaret küresel büyümenin motoruydu. 90’lı ve 2000’li yıllarda küresel ticaretin %7-8 ortalamayla arttığı dönemleri yaşadık. Ama son yıllarda bu oran yüzde 4,2’ye kadar düştü. Bir başka deyişle, pasta istediğimiz hızda bü-yümüyor. Bu da korumacı politikaları körüklüyor. Sadece geçtiğimiz yıl, 4,436 korumacı önlem tespit edilmiş, ve bunların 2,999 tanesi G20 ülkeleri

tarafından yapılmış. Kısacası, küresel ekonomide dalgalı seyrin devam ettiği bir dönemdeyiz.”

B20’nin çalışmaları Bu yıl Türkiye’nin G20 Dönem Başkanı, kendisinin de bu organi-zasyonun iş dünyası kanadı B20’nin Başkanı olduğunu hatırlatan Hisar-cıklıoğlu bu platformdaki çalışmalar hakkında da bilgi verdi. B20’de 6 görev gücü ile faaliyetlere başladık-larını anlatan Hisarcıklıoğlu, “Görev güçlerimizin beşi; ticaret, altyapı ve yatırımlar, büyümenin Finansmanı, İstihdam ve Yolsuzlukla Mücadele Görev Güçleri daha önceki dönem başkanlıklarında da mevcuttu. Ancak B20 Türkiye olarak geçmiş yıllarda örneği görülmemiş bir ilke imza attı. KOBİ’ler ve Girişimcilik Görev Gücü’nü kurduk. Ülkemizin bu son derece önemli toplantılar silsilesine ev sahipliği yapma fırsatını değerlendirmek istedik. Ekonominin temeli olan KOBİ’lerin sesini daha çok duyurabilmek için hareke-te geçtik. Çünkü bugüne kadar, küresel üretimin yaklaşık yarısını gerçekleştiren KOBİ’ler, G20/B20 gündeminde neredeyse hiç yoktu. Biz de KOBİ’leri küresel arenada görünür kılmayı bir borç bildik.

ICC’nin misyonu

ICC’nin çalışmalarına ilişkin de bilgilendirmede bulunan Hisar-cıklıoğlu, temel misyonun tüm

dünyada kabul gören ve ticarette ülkeler arasındaki farklı uygula-maları kaldırmayı amaçlayan iş kuralları oluşturmak olduğunu vurguladı. Komite olarak, ICC

kurallarını ve düzenlemelerini Türk iş dünyasına tanıtmak amacıyla

aydınlatıcı seminer, konferans ve eğitimler düzenlediklerini bildiren

Hisarcıklıoğlu, ICC’nin iş dünyasına sunduğu en önemli hizmetlerden birisinin de, uyuşmazlıkların çözü-mü alanında yürüttüğü çalışmalar olduğunu söyledi. ICC Türkiye Milli

Komitesi ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu yıl içerisinde

Tahkim Divanı’na 794 yeni başvuru yapıldığı ve 494 davanın karara

bağlandığı bilgisini verdi.

KOBİ’ler ve Girişimcilik Görev Gücü’ne ek olarak ICC ve Dünya Odalar Federasyonu işbirliğinde Dünya KOBİ Forumu’nu kurduk” diye konuştu.

Page 43: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

43

Ağustos 2015

İngiltere ve Fransa, Calais için anlaştıFransa ile İngiltere, iki ülke arasındaki yasa dışı göç sorununa çözüm bulmak amacıyla bütçe artışı ve polisler arasında işbirliğini içeren anlaşma imzaladı.

Fransa ile İngiltere, iki ülke arasındaki yasa dışı göç sorununa çözüm bul-mak amacıyla bütçe artışı ve polisler arasında işbirliğini içeren anlaşma imzaladı. Fransa İçişleri Bakanı Ber-nard Cazeneuve ile İngiliz mevkidaşı Theresa May, iki ülkeyi de etkileyen Calais’deki göçmen kriziyle ilgili kentte bir araya geldi. Göçmen sorunuyla mücadelede iki ülke arasındaki işbirli-ğini güçlendirmeyi hedefleyen anlaş-maya imza atan iki bakan, daha sonra gazetecilere açıklama yaptı. Fransız bakan Cazeneuve, kaçak göçmen sorunuyla ilgili iki ülkenin daha yakın çalışacağına belirterek, göçmenlerin

Fransa’dan İngiltere’ye yasa dışı ge-çişte kullandığı Eurotunnel bölgesinin güvenliği için ek birtakım önlemler alınacağını söyledi.

Durumu en hassas olanlar tespit edilecekAnlaşmada insani yardım konusuna özellikle dikkati çeken Cazeneuve, kadın ve çocukları kapsayacak şekilde göçmenler arasında durumu en hassas olanların tespit edileceğini, bu kişilere gerekli desteğin verilece-ğini ifade etti. Cazeneuve, sığınmacı kapasitesinin artırılması öngörüldüğü anlaşmada, İngiltere’nin yıllık 5 milyon avro olmak üzere 2 yıl için 10 milyon avro bütçe ayırmasına karar verildiğini bildirdi.

Sınır güvenliği artırılacakİngiltere ile Fransa arasındaki an-laşmaya göre, kaçak göçmenlerin Calais’den İngiltere tarafına geçtiği Eurotunnel bölgesinde güvenlik önlemleri artırılacak, 7 gün 24 saat görev yapan Fransız polislere İngiliz polisler de eşlik edecek. Göçmenlerin İngiltere tarafına geçmesine yardımcı olan çete ve örgütlerle mücadele için sınır güvenliğiyle ilgili önlemler sıkılaş-tırılacak. Fransa Başbakanı Manuel

Valls de İçişleri Bakanı Cazeneuve ve AB Komisyonu’nun ilgili iki üyesiyle 31 Ağustos’ta Calais’yi ziyaret edecek. Ayrıca Paris’te yıl sonunda Calais’deki sorunun yanı sıra kaçak göç ile ilgili Yunanistan ve İtalya’yı da kapsayacak uluslararası bir konferans düzenlen-mesi bekleniyor.

Calais: Fransa’nın en büyük ka-çak göçmen kampıFransa’nın Manş Denizi kıyısındaki Calais kentinde yaklaşık 3 bin kaçak göçmen yaşıyor. Ülkenin en büyük kaçak göçmen kampı da burada bulunuyor. Kent, İngiltere’ye gitmeye çalışan kaçak göçmenlerin şansını denediği en önemli sınır noktası olarak biliniyor. Bu kentteki kaçak göçmen kampının koşulları sivil toplum örgütle-rinin sert tepkisine yol açıyor.

Tünel geçmeye çalışırken hayatını kaybediyorlarHava karardıktan sonra İngiltere’ye uzanan Manş tüneline kaçak şekilde giren göçmenler, daha iyi koşullar için bu ülkeye geçmeye çalışıyor. Haziran ayı başından bu yana 16 kaçak göç-men Manş tünelini geçmeye çalışırken yaşamını yitirdi.

Krizin çözümü için tel örgü ve özel eğitimli köpekler!İngiltere ile Fransa arasındaki göç-men krizinin kontrol altına alınması kapsamında geçen günlerde Fransa tarafına daha fazla tel örgü ile özel eğitimli köpeklerin yer aldığı ekiplerin yerleştirilmesiyle güvenlik önlemlerinin artırıldığı bildirilmiş, iki ülke Calais’de güvenliğin artırılması için 7 milyon ster-lin ek kaynak sağlanması konusunda anlaşmıştı.

Page 44: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

44

Ağustos 2015

FİNANS

Ezber bozan Tırsan Finans rekabetçi ödeme seçenekleri ile faaliyete geçti

Aralıksız 38 yıldır Türkiye treyler sektörününlideri olan Tırsan, müşterilerine daha rekabetçi finansman hizmeti verebilmek ve ayrıcalıklı finansal çözümler sunmak amacıyla Tırsan Finansman A.Ş.şirketini kurdu.

Türkiye’de son 10 yılda faaliyet izni alan Türkiye’nin ilk ve tek treyler finansman şirketi Tırsan Finansman A.Ş, 17 Ağustos’ta Tırsan Saman-dıra Genel Müdürlük binasında yapılan basın lansmanı ile sektöre tanıtıldı. Basın lansmanı, Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Tırsan Finansman A.Ş Genel Müdürü Bülent Görer’in konuşmaları ile gerçekleşti.

Nuhoğlu: Kendi ürünlerimiz dı-şındaki ürünleri ve 2. el araçları da finanse edeceğizTırsan Treyler Yönetim Kurulu Baş-kanı Çetin Nuhoğlu basın toplantı-sında yaptığı konuşmada, “ Bugün size daha önceden bilgi verdiğimiz bir projemizden bahsedeceğiz. Tırsan Finans olarak, artık kendi ürünlerimizi finanse etmenin dışında başka markaları ve 2.el araçları da finanse edebilecek bir yapıya

sahibiz. Kalitemizle, inovasyonu-muzla, yatırımlarımızla ve uluslarara-sı alanlarda yaptığımız mücadeleyle liderliğimizi hep sürdürdük. Alman-ya, Rusya ve Türkiye’deki yatırımlar hem sektör adına hem de endüstri adına atılmış önemli adımlardır. Bir Türk şirketi olarak bu seviyeye gelmiş olmaktan gurur duyuyoruz. Bütün ekibimizle daha iyi noktalara gelebilmek adına çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

Tırsan, her aşamalarda müşteri-nin tüm ihtiyacını karşılıyorNuhoğlu, ”Tırsan bayilik sistemleriy-le, ikinci el olanaklarıyla, buybackli satışlarıyla ve FiloTIR’ıyla, tüm araçları müşterilerine sunuyordu, artık Tırsan Finans ile finansal olarak da müşterilerine hizmet verecektir. Tırsan, tüm aşamalarda müşterinin tüm ihtiyacını karşılayan bir yapıya geldi. Çok net olan bir şey var;

biz uzun soluklu bir koşucuyuz, planlarımızı asla kısa vade için yapmayız bugün konuştuğumuz, yaptığımız her şey önümüzdeki beş yıllık planlardır. 2015 yılının hemen başında 2018’e kadar planlarımızı yaptık. 10 bin Türkiye pazarına satılacak, 10 bini ihraç edilecek 20 bin araçlık üretim hedefimiz var. Bugün de en önemli gördü-ğümüz gelişim alanı yurtdışıdır. Almanya özellikle bizim için, hem fabrikamızın olduğu bir yer hem satın aldığımız markalar için de çok iyi bilinen bir yer. Kässbohrer, Hendricks ve Almanya’nın kom-şusu Hollanda’dan satın aldığımız Talson’la gerçek anlamda sayısal olarak da toplam üretimimizle üçüncü sırada olacağız. Daha da ötesi zaten şuanda belirli alanlarda açık ara pazar lideriyiz, AirCargo alanı bunların başında geliyor. Tekstil taşımasında, mobilya gibi

Page 45: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

45

Ağustos 2015

Tırsan Finansman A.Ş.’nin avantajları

• Piyasaya göre rekabetçi oranları ve esnek finansman seçenekleri ile müşterilerine hızlı, kolay ve ayrıca-lıklı hizmet sunuyor.• Sektörün beklentilerini karşıla-yacak uygun tercihleri müşterisine sunarak, uzman ekibi ile hızlı ve müşterisine değer katan çözümler yaratıyor.• Vadeli araç satın alan müşteriler finansman için KDV ödemeyecek, tüzel müşteriler ise sadece yüzde 5 BSMV ödeyecektir. Bu sayede KDV- BSMV farkından dolayı yüzde 13’lük bir avantaja sahip olacaklar.• Müşteriler araçların rehin işlemle-rini tesis ederken ve kaldırırkenher-hangi bir masraf ödemeyeceklerdir. Özellikle filo müşterileri için büyük avantaj sağlayan bu durum maliyet ve zaman açısından tasarruf sağ-layacak.• Müşteriler Tırsan Finansman A.Ş ile imzaladıkları sözleşmeler için herhangi bir damga vergisi ödeme-yecekler.

hassas malzemelerin taşınmasında çok önemli yerdeyiz. Bu konudaki başarımızı sürdüreceğiz. Bundan önce konuştuğumuz hedefleri nasıl hayata geçirdiysek bunları da sürdürmeye devam edeceğiz. Çok net olarak şunu söyleyebilirim, hedeflerimize ulaşmak için ihtiyaç duyduğumuz nokta finans nokta-sıydı. Hem kendi bayilerimizde hem de diğer bayilere finans sağlayacak durumdayız. Her türlü markadan müşterilerimizin ihtiyacı olan çekici ve treyler kredilerini sağlayacak durumdayız” ifadelerini kullandı.

50 milyon euro seviyesine ulaş-ma hedefimiz var, Tırsan sevda-lısı herkese kapımız açık Çetin Nuhoğlu, ”1977’den bu yana çoğu müşterimi tanırım. Yıllardır bu sektördeyim ve ciddi tecrübe-lerimiz var bu konuda. Kim hangi tarihte ne yaptı, ne aldı, ne sattı. Bu veri de bizim için karar verme açısından çok önemlidir. 50 milyon euro seviyesine ulaşma hedefimiz var. Hedef kitlemizde büyük ya da küçük yok. Tırsan sevdalısı herkese kapımız açık” açıklamasında bulun-du. Nuhoğlu, “Tırsan Finans sadece Türkiye içinde faaliyet gösterecektir.Bir tek mesaj vermek isterim, ülke-de büyüme trendi devam ediyor. Özellikle seçim öncesi ve sonrası bir miktar dursa da, Türkiye genç nüfusuyla çok büyük bir ülke ve büyümeye de ihtiyacı var. Her ne kadar komşu ülkelerle yaşadığımız sıkıntılar bir nebze etkiliyor olsa da büyüyoruz” dedi.

Görer: Tırsan Finansman A.Ş müşterilerine büyük avantajlar sağlıyorTırsan Finansman A.Ş Genel Müdürü Bülent Görer, yaptığı açıklamada, “Tırsan Finansman A.Ş.uygun finansman seçenekleri sağlayarak müşterilerine, yenilikçi, rekabetçi oranlara sahip, uygun ödeme planları ile hızlı ve güveni-lir finansman olanakları sunmak için kurulmuş bir finans şirkettir. Ürünlerin satın alınması esnasında müşterilerimize, kendi ihtiyaçları, koşulları, sektörün güncel önce-likleri doğrultusunda ve ürünlerin en uygun operasyon maliyetlerini sağlayacak şekilde hizmet ver-mektedir. Ayrıca Tırsan Finans-man A.Ş sektörde 13. finansman şirketi olarak faaliyete başlamıştır” açıklamasında bulundu. Görer,” Finansman şirketimizin sektörümüz için sağladığı birçok avantajı var. Bankalar, lojistik sektörüne, bilanço yapılarınedeniyle kredi vermekten imtina ediyor. Artık bu boşluğu süreçleri ve şartlarıyla dolduracak bir finansman şirketimiz var. Daha öncesinde vade farkı için yüzde 18 KDV vergisi ödeyen müşterilerimiz sadece BSMV ödeyerek,vade farkı tutarı için yüzde yüzde 13 avantaj elde etmiş olacak. Bir diğer avantaj ise rehinler ile ilgili. Sektörde araç rehinlerinde bankalar ve leasing şir-ketleri masrafsız rehin koyabiliyor-du. Şuanda Tırsan Finansman da bu avantajı sağlıyor. Temel olarak Tırsan Finansman’ın üç süreci var.Bunlar;teklif süreci, tahsis süreci ve

onay süreci. Müşterilerimiz şirketimi-zin web sitesinden ya da bize ulaşa-rak teklif alabilecekler ve böylelikle süreçler devreye girecektir. Bu saye-de müşterilerimizeesnek çözümler sunacağız” ifadesini kullandı.

Şimdi treyler al, 2016’da ödemeye başlaBülent Görer, “ Ve ilk kampanya-mızı da sizlere tanıtmaktan gurur duyuyoruz. Şimdi treylerini alan müşterilerimiz, 2016’da ödemeye başlayabilirler, 6 ay ödemesiz ve 24 eşit ödemeli kampanyamızı haya-ta geçirmiş bulunmaktayız” diye belirtti. Tırsan Finansman A.Ş.uygun finansman seçenekleri sağlayarak müşterilerine, yenilikçi, rekabetçi oranlara sahip, uygun ödeme plan-ları ile hızlı ve güvenilir finansman olanakları sunmak için kurulmuş bir finans şirket. Ürünlerin satın alınması esnasında müşterilerimize, kendi ihtiyaçları, koşulları, sektörün güncel öncelikleri doğrultusunda ve ürünle-rin en uygun operasyon maliyetlerini sağlayacakşekilde hizmet veriyor. Tırsan Finansman A.Ş sektörde 13. finansman şirketi olarak faaliyete başladı.

Page 46: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

46

Ağustos 2015

TİCARİ ARAÇ

Mercedes’in Yeni Euro 6 motoru OM 471 ile ekstra tasarrufMercedes-Benz geleceğin taşımacılığını şekillendiriyor. Marka daha fazla verimlilik için Euro 6 motorunu yenileyerek tasarruf ve verimliliği artırırken, yeni güvenlik donanımları ve paketleriyle de üstün bir koruma sunuyor.

Mercedes-Benz Almanya Berlin’de “Geleceğin Taşımacılığını Şekil-lendirmek, Güvenlik ve Verimlilik Kampüsü” adı altında yaptığı orga-nizasyonda taşımacılığın geleceğini nasıl şekillendirdiklerini anlattı. 2-3 Temmuz tarihleri arasında gerçek-leştirilen ve bütün Avrupa basının katıldığı dev organizasyonda aktif ve pasif güvenlik sistemleri, otonom sürüş için yapılan çalış-malar ve yakıt tasarrufunu daha da artıran Yeni Euro 6 motor OM 471 hakkında detaylı bilgiler verildi.

“Karayolunda devrim gerçekleştiriyoruz”Organizasyonda Mercedes-Benz’in kamyon, otobüs ve hafif ticari araçlardaki verimlilik çalışma-ları ve güvenlik ile ilgili yeni gelişeler anlatıldı. En önemli gelişmelerin kamyonda olduğunu söylemek mümkün. Güvenliği artıran kör nokta asistanı, şeritte kalma asis-tanı, sapma asistanı gibi –güvenlik eklemeleri ile birlikte ilki 2011 yılında tanıtılan Euro 6 motoru OM 471’in aradan geçen 4 yılda yüzde

13 gibi büyük bir yakıt tasarrufu oranına ulaşması bunun en büyük kanıtı. Daimler Kamyon ve Otobüs Bölümü Yönetim Kurulu üyesi Dr Wolfgang Bernhard, etkinlikte yaptığı konuşmada “Bizi çalışmaya iten güç, kazasız sürüş vizyonudur. Bu yüzden sürekli yeni güven-lik sistemleri geliştirip piyasaya sürüyoruz. Bu sistemleri araçlara en kısa süre uygulayabilmemiz ise

büyük ölçüde bu sistemler için yasal düzenlemenin ne hızda çıka-rılabileceğine bağlı. Bu da aslında siyasi kanatlardan destek almamız anlamına geliyor. Güvenlik tek-nolojilerinde aktif bir firma olarak, bu sosyal diyalogda aktif bir rol oynayacağız” dedi. Mercedes-Benz Kamyonları Avrupa ve Latin Amerika Başkanı Stefan Buchner de özellikle verimlilik üze-rinde yaptıkları çalışmaları anlatarak, karayolu taşımacılığında toplam giderlerin yüzde 30’luk bölümünün yakıttan kaynaklandığını ve burada yapılalacak iyileştirmelerin önemine işaret etti. “Biz müşterilerimize en düşük toplam işletme maliyeti sunan araçları veriyoruz” diyen Buchner, Yeni OM 471’in düşük yakıt tüketimi yanında düşük karbon salımı yapa-rak müşteriyi ve çevreyi koruduğunu söyledi.

Verimlilik yüzde 65 arttıStefan Buchner Mercedes olarak insiyatifi ele aldıklarını Kamyon sektörünün mucidi olarak 1965 yılından bugüne yakıt tüketimini yüzde 65 oranında düşürdükleri-ni anlattı. Mercedes-Benz’in ilk

Page 47: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

47

Ağustos 2015

geliştirdiği Euro 6 motoru ilk kez 2011 yılında tanıttıklarını aktaran Buchner, Yeni OM 471’in selefine göre yakıt tüketiminde yüzde 3’lük bir düşüş sağladığını belirtti.

Dünyanın en iyi kamyon motorunu daha da geliştirdik2011 yılında üretilen OM 471’den bugüne kadar 250 bin adet satıldı. Bunun 100 bini kamyonlara enteg-re şekilde satıldı. “Dünyadaki en iyi kamyon motorunu şimdi daha da geliştirdik” diyen Buchner, “12.8 litrelik motoromuz 2011’de iyi değerler sunuyordu. Yeni motorla birlikte torku yüzde 10 artırdık. Yeni motoroun geliştirilmesi için 60 milyon Euro yatırım yaptık. Yüzde 3’lük yakıt tassarrufunu başardık” diye konuştu.

Bir kamyon yakıttan 900 euro tasarruf edecekMercedes-Benz Euro 5’ten Euro 6’ya geçişte toplam yüzde 13’lük yakıttüketimi tasarrufu sağlamayı

başarmış. OM 471 2011 yılın-da üretilen selefi OM 471’e göre yüzde 3 daha tasarruflu. Buchner, kamyonların ortalama yılda 130 bin kilometre yol katettiğinin bilgisini ve-rerek, bunun da 1.100 litre anlamına geldiğini kaydetti. Bucher, “Başka bir deyişle kamyon başına 900 Euro yıllık kar demektir. Ayrıca yılda 3 ton karbon salımınından tasurruf elde edilebiliyor.”

Çağdaş güvenlik sistemlerinin yaratıcısı geleceği de şekillendiriyorOrganizasyonda yapılan work-shop’larda güvenlik sistemleri ile ilgili bilgiler veren Global Daimler Trucks Ünün Mühendisliği Bölüm Başkanı Sven Ennerst, yapılan tüm çalışmaların kazasız bir sürüş gerekleştirmek için yapıldığını be-lirterek, “Kamyon taşımacılığı son 15 yılda yüzde 15 artış gösterdi. Buna karşın ölümlü kazalar yüzde 50 oranında azaldı. Bunda araç-ların teknik şartlarının iyeliştirlemi, sürücü eğitimleri, yeni mevzuatlar

Verimliliğe Bakım-Onarım

Takviyesi

Verimliliğe odaklanan ve toplam verimlilikte en iyi marka idda-sını yukarı taşımayı amaçlayan Mercedes-Benz sadece motor-dan eldi ettiği verimliliği kullan-mak yerine bakım ve onarımda da bunu destekliyor. Araçların

kolay tamir edilmesi, bakımlarda araç kabininin tamamen çıka-rılmasını önleyen geliştirmeler,

bakım ve tamir sürelerinde kısal-ması için yapılan çalışmalar ile

marka bu iddasını destekleyecek geliştirmelere imza atıyor.

Yeni OM 471

OM 471 tam bir mühendislik harika-sı. Mercedes-Benz kamyon bölüm

geliştirmeden çıkan yeni motor selefine göre yüzde 3 yakıt tara-

fuyla işletme ve co2 emisyonlarını azaltırken aynı zamanda kamyon müşterilerine ve çevreye de kat-kı sağlıyor. Dünyanın en temiz ve en son teknoloji motor platformu OM 471, Avrupa, Kuzey Amireka

ve Japonya’nın sıkı emisyon stan-dartlarınI da karşılıyor. Hem Kuzey

Amerika’daki Frightliner ve Western-star kamyonlarında hem de Asya’da-ki Fuso kamyonlarında kullanılıyor.

Dünya çapında bugüne kadar bu mo-torlardan 100 bini Mercedes-Benz

kamyonlarında olmak üzere 250 bin adet monte edildi. Mercedes-Benz bu platformun geliştirilmesi için 60

milyon Euro yatırım yaptı.

etkili oldu” dedi. Sven Ennerst, Mercedes-Benz’in çağraş güvenlik sistemlerini başla-tan bir marka olduğunu belireterek, “1981 yılında ABS’yi uygulayan ilk markayız. Kasım 2015’ten sonra üretilen araçlarda Acil Park Etme Sis-temi mecburi olacak. Biz de sonba-harla birlikte ABA (Aktif Braki Sistem) üreteceğiz” dedi. 40 tonluk 80 kilometre hızla giden bir kamyonun kinetik enerjisinin 400 kilometre hızla giden bir araçla aynı olduğunu belirten Ennerst, bunun için pasif sistemlerinin yanısıra sü-rücü kabinini sürekli iyeliştirdiklerini söyledi. Yapılan kazaların yarısının pasif güvenlik sistemleriyle engelene-bileceğini kaydeden Ennerst yaptık-ları kaza analist sistemlerinin de bunu desteklediğini aktardı.

Page 48: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

48

Ağustos 2015

TAŞIMA

İDO ile ETA yeni “TIR Ofis Projesi”ni başlattıDeniz ulaşımı ve taşımacılığının lider kuruluşu İDO ile lojistik sektöründe öncü yatırımlara imza atan Borusan Lojistik’in inovasyon markası ETA (Elektro-nik Taşımacılık Ağı), aralarında bir anlaşma imzalayarak İDO’nun Eskihisar Terminali’nde “TIR Ofis Projesi”ni hayata geçirdiler. Anlaşma kapsamında Eski-hisar-Topçular hattından geçiş yapan TIR ve kamyon kullanıcıları birçok avan-tajdan yararlanıyor olacak.

Lojistik sektörünün yenilikçi ve lider markalarından, Borusan Lojistik’in inovatif markası ETA ile yolcularına sunduğu konforlu, güvenli, hızlı ve avantajlı seyahat imkanlarının yanı sıra, lojistik firmalarının ihtiyaçlarının karşılanması ve çözüm ortaklığı için de yeni projeler geliştiren İDO anlaştı. Sektörünün iki devi arasındaki iş birliği, 17 Ağustos’ta, İDO Ticari İşler Genel Müdür Yardımcısı Ayşe Naz Erer ve ETA Genel Müdürü Hamdi Erçelik’in katılımıyla İstanbul’da hayata geçirildi.

TIR Ofis ProjesiAnlaşma kapsamında, Marmara’nın iki yakası arasındaki ulaşımın en stra-tejik noktalarından biri olan İDO’nun Eskihisar Terminali’nde, “TIR Ofis Projesi” hayata geçiriliyor. Bir TIR’ın dorse bölümünü yeniden inşa ederek bir ofis yaratan ETA, kendi ağından yararlanarak en etkili şekilde taşı-macılık gerçekleştiren iş ortaklarına bu stratejik noktada da ulaşmaya başlayacak. İDO ise lojistik sektörüyle daha yakın işbirliği içerisinde kurumsal satışlarını bu ofis üzerinden gerçekleş-tiriyor olacak. Ayrıca ofis, müşterilerin İDO ile ilgili şikayet, talep ve önerilerini dinleyerek çözüm geliştirmek amaçlı bir iletişim noktası da olacak. Müm-kün olan sorunlara anlık çözümler de üretecek. Eskihisar-Topçular hattın-dan geçiş yapan FlexIDO kart sahiple-rine; bilet ücretlerinde indirim, 4 geçiş hakkı satın alana ekstra bir geçiş hakkı verilmesinin yanı sıra, tır ofisini ziyaret eden tüm yolculara dönemsel olarak düzenlenecek ücretsiz yağ de-ğişimi ve lastik bakımı aktiviteleri gibi temel avantajlar da sağlanacak. İki kuruluşun çözüm ortaklığını sağlayan yeni anlaşma hakkında bir değerlen-dirme yapan İDO Ticari İşler Genel Müdür Yardımcısı Ayşe Naz Erer şunları söyledi: “İDO olarak, ulaşım ve seyahat sektörü ile lojistik sektörünü her zaman iç içe değerlendiriyor,

lojistik firmalarımız ile yakın işbirliği yapmaya önem veriyoruz. Sektö-rünün öncü firması ETA ile hayata geçirdiğimiz proje, bu yakınlaşmanın ve birlikte geliştirilen çözüm ortaklıkla-rının yeni ve çok güzel bir örneği oldu. Bu doğrultuda çok avantajlı fiyatlar arz etmekle kalmayacak, ticari kategoride zorlu görevler üstlenen şoförlerimize de sürpriz hediyeler sunacağız. Doğu Marmara bölgesinde faaliyet gösteren KOBİ’ler ile temasa geçerek daha hızlı bir iletişim kurmak da bir diğer ama-cımız. Lojistik sektörüyle ilişkilerimizin önümüzdeki dönemde daha da geli-şeceğine inanıyor, iş birliğimizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.” ETA Genel Müdürü Hamdi Erçelik de iki kuruluş arasındaki anlaşmanın sektöre yeni bir boyut getirdiğini vurgulayarak şunları söyledi:“ETA ile kamyoncu esnafını Türkiye’nin en büyük ve teknolojik filosu haline getirmeyi amaçlıyoruz. Hayata geçirdiğimiz ETA’nın bu proje ile yenilikçi yapısına uygun, katma değeri yüksek hizmetleri müşterilerimi-ze sunmaya önem veriyoruz. ETA’ya kayıtlı 12.000’den fazla kamyoncu esnafı ve 3.700’den fazla KOBİ bu-lunuyor. KOBİ’ler için ihtiyaç anında Borusan güvenceli, fiyat taahhütlü, sigortalı ve en uygun fiyatlı taşıma imkanı sunarken, kamyoncular için de piyasa ortalamasının üzerinde navlun-la daha fazla gelir imkânı sağlıyoruz.

Diğer bir deyişle; Biz, KOBİ’lere yük-lerini taşıyacakları güvenilir, sigortalı, maliyet avantajı yaratan, 7/24 izlene-bilen bir nakliye hizmeti sağlarken, ücretsiz olarak ETA üyeliğine katılan kamyoncu esnafına da ödemelerini zamanında, güvenli bir şekilde ve istedikleri noktalardan almaları, dö-nüş yükü planlaması yapılması hatta daha yoldayken ETA mobil uygu-laması üzerinden bir sonraki işlerini tercih ederek düzenleyebilmeleri gibi kolaylık getiren hizmetler sunuyoruz. Bu yeni anlaşmamız ile de ETA üyesi kamyon şoförleri İDO seferlerini, daha uygun bir fiyat ile gerçekleştirebiliyor olacaklar. Anlaşma sonucu hayata geçen İDO’nun Eskihisar termina-lindeki “TIR Ofis Projesi” kapsamın-da, kurulan TIR Ofisinden ETA’nın faaliyetleri, kamyoncu garajlarında görecekleri işlerin tamamına cep telefonlarından ulaşmalarının sağlan-ması ETA kamyoncu mobil uygula-ması hakkında bilgi sahibi olmak ve ücretsiz üyelik başlatmak mümkün. Tamamen iki firmanın müşteri odaklı yaklaşımının neticesinde ortaya çıkan bu anlaşmanın bize ve iş ortakları-mıza yeni bir ufuk ve birçok avantaj temin edeceğine inanıyor, fark yaratan bu gelişmenin hem ülke hem de lojistik sektörü adına sağlanacağı faydanın bir parçası olduğumuz için mutluluk duyuyoruz”

Page 49: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

49

Ağustos 2015

Teknolojiyi giyiyorlar, verimliliği artırıyorlarDünyada lojistik, perakende, sağlık ve kargo sektörleri için inovatif çözümler sunan Giyilebilir Teknolojiler, firmalara maliyet tasarrufu sağlarken, bu teknolojileri kullanan çalışanlara zamanı çok iyi kullanma ve verimliliklerini artırma imkanı veriyor.

Son yıllarda dünyada özellikle kargo ve lojistik firmalarının depolarında ‘Giyilebilir Teknolojilerin’ sıklıkla kullanıl-dığına tanık oluyoruz. Bu teknolojiler lojistik, ulaşım, perakende, sağlık ve dağıtım kanalındaki iş süreçlerini tümüyle ve olumlu yönde değiştiriyor. Bu sayede çalışanlar, işlerini yaparken onlara zaman kaybettiren gereksiz de-taylarla ilgilenmek zorunda kalmıyor. Giyilebilir teknolojiler hareket halindeki personelin daha az zamanda, eskiye oranla daha verimli iş yapmasına katkı sağlıyor. Türkiye’de ise, henüz çok yaygın olmamakla birlikte, firmalar giyilebilir teknolojilerin verimlilik artışı ve maliyet tasarrufu sağladığını gördükçe bu çözümlere yönelmeye başladıkları belirtiliyor.

İş güvenliğine de katkı sağlıyorGiyilebilir Teknolojiler ile ilgili değer-lendirmelerde bulunan Honeywell Sensing and Productivity Solutions Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas, gi-yilebilir çözümlerin çalışanların hareket kabiliyetlerini artırdığı gibi, kaynakların da daha etkin kullanımına izin verdiği-ne dikkat çekti. Murat Kafkas, “Lojistik sektöründe performansın temelini oluşturan veri yönetimi için de Giyilebilir Çözümlerin kullanımı önemli fayda-lar sağlıyor. Verinin doğru ve hızlı bir biçimde toplanması, dağıtımı, müşteri ile paylaşımı firmaları rakiplerine karşı daha üstün hale getiriyor. Bu faydalara ek olarak giyilebilir teknolojiler çalışan-

lara işlerini yaparken hareket kabiliyeti kazandırıyor. Depoda ürün kutularını yerine yerleştiren bir işçi, eline adeta bir eldiven gibi giydiği bu yenilikçi cihazlarla hem ürünün yerini tespit edebiliyor ve envantere işleyebiliyor, hem de iki elin rahatça kullanarak yerleştirmeyi kolayca yapabiliyor. Çalışanların sadece işine odaklanması olası kazaları da önlüyor. Giyilebilir teknolojilerin kullanımının giderek art-ması iş güvenliği konusunda önemli bir iyileşme sağlayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz” diye konuştu.

Az hata, düşük maliyet, yüksek verimGünümüzde lojistik firmaları, dağıtım merkezleri ve perakende sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin esnek, ihti-yaca göre genişleyebilir uygulamalara sahip, verimliliği artıran, kullanımı kolay ve diğer cihazlarla birlikte çalışabilen teknolojik çözümler aradıklarını söy-leyen Murat Kafkas, “Özellikle lojistik sektörünün belkemiğini oluşturan toplama, paketleme ve sevkiyat gibi temel işlemler için tasarlanmış Honey-well Giyilebilir Çözümler ile depo ve antrepolarda hatasız, etkin ve verimli çalışılabiliyor. Honeywell olarak Kuzey Amerika, Latin Amerika, EMEA ve Asya Pasifik ülkelerinde yaptırdığımız bir araştırma, iş akışında yapılan iyi-leştirmeler sayesinde günde teknis-yen başına en az 30 dakika tasarruf sağlanabileceğini ortaya koyuyor. Bu

da yılda yaklaşık 875 bin dolar tasarruf anlamına geliyor” dedi.

Uzun vardiyalar boyunca kesintisiz kullanım imkanıGiyilebilir Teknolojilerin ergonomi, ha-fiflik, sağlamlık ve kullanım kolaylığı gibi avantajlar sunduğuna dikkat çeken Murat Kafkas, “Geleneksel giyilebilir çözümlerden farklı olarak kullanım kolaylığı sunan bu çözümler, çalışanlar arasında kolayca paylaşılabiliyor, böy-lece iş süreçleri aksamadan devam edebiliyor. Örneğin cihazlar, uzun var-diyalar sonunda kullanımdan oluşan terden veya nemden etkilenmiyor. Bu cihazlar teri veya nemi içine çekmiyor. Böylelikle cihazın vardiya değişimlerin-de kolayca ve hijyenik olarak paylaşımı mümkün oluyor” dedi. Kullanım sıra-sında ellerin serbest kalmasının yarat-tığı rahatlık ile daha fazla işin daha kısa sürede yapılabildiğine vurgu yapan Murat Kafkas, “Çalışanların hızları ve verimlilikleri artarken, şirketlerin toplam operasyonel maliyetleri azalıyor, müş-teri memnuniyetleri artıyor. Çözüm yelpazemizde kola takılan dokunmatik ekranlı veya ses yönlendirmeli giyilebilir bilgisayarlardan; kola, bileğe veya par-mağa takılabilen barkod okuyuculara kadar farklı ihtiyaçlar için tasarlanmış giyilebilir cihazlar yer alıyor” dedi.

KOBİ’ler için büyük ihtiyaçRekabetin, ölçek farkı gözetmeden büyük küçük her şirketin baş etmek zorunda olduğu bir pazar koşulu olduğuna dikkat çeken Murat Kaf-kas, “KOBİ’ler de, büyük holdingler de kendi pazarlarında onlara rekabet avantajı yaratacak teknolojik çözüm-lere yöneliyorlar. Çünkü günümüzde şirketler ancak, katma değer yara-tan, iş süreçlerini iyileştiren, verimliliği artıran, çarpan etkisi yüksek teknolojiler kullandıklarında rekabet üstünlüğü elde edebiliyorlar. Honeywell giyilebilir cihaz ve çözümleri performanslarını artırmak, operasyonlarını ve müşteri hizmet kalitesini iyileştirmek isteyen peraken-de, sağlık, ulaşım ve lojistik şirketleri ile dağıtım merkezleri için ideal çözümler arasında yer alıyor” diye konuştu.

Page 50: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

50

Ağustos 2015

İFTAR

Temmuz ayında ihracat yüzde 13 düşerek 10,8 milyar dolar olarak gerçekleştiTİM verilerine göre Temmuz ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13 düşerek 10 milyar 857 milyon dolar oldu. Yılın ilk 7 ayında toplam ihracat yüzde 8,8 gerile-me ile 84 milyar 369 milyon dolar olarak gerçekleşti. Son 12 aylık toplam ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 düşerek 148 milyar 567 milyon dolar oldu. İhracattaki düşüşte emtia fiyat-larındaki gerileme ile oluşan fiyat baskısı, dünya ithalatındaki düşüş ile euro-dolar paritesindeki yaşanan kayıpların etkili olduğunu vurgulayan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Temmuz ayında sanayi ve tarım ihracatımız kilo bazında yüzde 4,1 arttı ve AB’ye ihracatımız Euro bazında yüzde 6,9 artış gösterdi. Bu veriler, ihracatçılarımızın dün-yaya daha fazla mal sattıklarını ve dünyada pazar payı kazanmaya devam ettiklerini gösteriyor” dedi. TİM Başkanı artan terör olaylarına da değinerek istikrarın şart olduğu-nu ifade etti.

Türkiye’nin önceliği istikrarın korunmasıTürkiye’nin daha önce olduğu gibi ekonomi gündemine odaklanması gerektiğini vurgulayan TİM Başkanı, “Türkiye’nin ihracat odaklı büyüme ve üretim politikasını sürdürerek yeni bir başarı öyküsüne ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Ülkemizin üre-time ve reel sektöre daha fazla des-tek vererek, ihracatta yeni pazarlara odaklanarak yıllık büyüme hızını yüzde 3 seviyesinden son yıllarda olduğu gibi yüzde 5 ve üzerine çıkarması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Büyükekşi, bunun yolunun da inovasyon, Ar-Ge, tasarım, marka-laşmayı ön plana çıkarmak ve dijital dönüşüme hızla adapte olmaktan geçtiğine inandıklarını söyledi.

Dünya mal ticaretinde gerileme yaşanıyorTüm küresel konjonktüre bakıldığında aşağı yönlü risklerin hala geçerliliğini koruduğunun görüldüğünü ifade eden Büyükekşi, “Bu risklerin başında özel-likle dünya mal ticaretindeki gerileme, düşük emtia fiyatları ve Euro-dolar

paritesindeki düşüş gelirken, ihracatı-mız da bu gelişmelerden son derece olumsuz etkileniyor. Dünya ithalatın-da yılın ilk yarısında ortalama yüzde 13,8’lik gerileme yaşandı. En fazla ihracat yaptığımız Almanya’nın yılın ilk 5 ayındaki ithalatı dolar bazında yüzde 17 gerilerken, İtalya’nın ithalatının yüzde 16, Fransa’nın ithalatının yüzde 19, İspanya’nın ithalatının yüzde 16, Rusya’nın ithalatının yüzde 39, Çin’in ithalatının yüzde 17, Hollanda’nın it-halatının yüzde 20 ve Fas’ın ithalatının yüzde 23 gerilediğini görüyoruz” dedi. ABD Merkez Bankası FED’in faiz artışı beklentisi ile doların güçlenmesinin emtia fiyatlarında gerilemeye yol açtı-ğını belirten Büyükekşi, özellikle metal fiyatları ile altın başta olmak üzere kıymetli maden fiyatlarında gerileme-nin daha çok hissedildiğini söyledi.

Temmuz ayı ihracat gelişmeleriTemmuz ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13 düşerek 10 milyar 857 milyon dolar oldu. Yılın ilk 7 ayında toplam ihracat yüz-de 8,8 gerileme ile 84 milyar 369 milyon dolar olarak gerçekleşti. Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 düşerek 148 milyar 567 milyon dolar oldu.Sektörel bazda Temmuz ayında en fazla ihracatı 1 milyar 644 milyon dolarla otomotiv sektörü yaparken,

bu sektörü 1 milyar 497 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ile 1 milyar 322 milyon dolarla kimyevi maddeler ve ma-mulleri sektörü takip etti. Temmuz ayında en fazla ihracat artışını yüzde 44,9 ile fındık ve mamulleri sektörü yakalarken, bu sektörü, yüzde 23,1 ile mücevher ile yüzde 21,9 ile gemi ve yat sektörü takip etti. Irak’a ihracat 13 aylık düşüşten sonra ilk kez artış gösterdi. Tem-muz ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, İngiltere, Irak, ABD ve İtalya oldu. Irak’a ihracat 13 aylık düşüşten sonra ilk kez artış gösterdi ve Temmuz ayında yüzde 5,4 arttı. Almanya’ya ihracat yüzde 17,9, İngiltere’ye ihracat yüzde 10,2, İtalya’ya ihracat yüzde 2 geriledi. Diğer taraftan ABD’ye ihracat yüzde 15,8 artış gösterdi. İlk 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışı Suriye’ye oldu. Temmuz ayında en fazla ihracat yapılan 30 ülke arasında, en yüksek artış yüzde 28,6 ile Suriye’ye gerçekle-şirken, Mısır’a ihracat yüzde 18,4, Birleşik Arap Emirlikleri’ne yüzde 16,4 artış gösterdi. Temmuz ayında Kuzey Amerika’ya ihracat yüzde 5,2, Ortadoğu’ya ihracat yüzde 0,2 artarken, AB’ye ihracat yüzde 13,2, Afrika’ya ihracat yüzde 6,5, BDT’ye ihracat yüzde 35,7 geriledi.

Page 51: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

51

Ağustos 2015

Brisa, ilk yarı yıl finansal sonuçlarını açıkladı

Bridgestone, Lassa, Bandag ve Dayton markaları ile Türkiye lastik pazarı lideri Brisa, 2015 yılının ilk yarısında net dönem kârının 62,5 milyon TL’ye ve satış gelirlerinin yüzde 5 artış ile yaklaşık 823 mil-yon TL’ye ulaştığını açıkladı. Bri-sa, Ocak-Haziran 2015 dönemini kapsayan 2015 yılı ilk yarı yılında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla tüm kanallarda toplam satışlarında adetsel olarak yüzde 8 ve ciroda yüzde 5 artış kaydet-ti. 2015 yılı ilk yarısında şirketin faaliyet kârı da 100 milyon TL ve net kârlılığı 62,5 milyon TL olarak gerçekleşti. 2014 yılı ikinci çeyrek sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, 2015 yılı ikinci çeyrek döneminde, Brisa tüm kanallardaki toplam satış performansı, adet bazında yüzde 10 ve ciro bazında yüzde 9 büyüme kaydetti. Brüt kârlılık ise geçen yılın aynı dönemine göre 2 puan arttı.

Bayman: Net satışlarımızda yüz-de 5 oranında artış kaydettikBrisa Genel Müdürü Hakan Bay-man, 2015 yılı ilk yarıyıl sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “2015 yılında Brisa olarak güçlü performansımızı sürdürüyoruz. Bir önceki yılın aynı dönemine göre yurtiçi satış adetle-rimizi yüzde 13 artırırken, tüm ka-nallardaki satış adetlerimizi yüzde 8 artırdık. Net satışlarımızda ise yüzde 5 oranında artış kaydettik. Faaliyet kârımız 100 milyon TL’ye ulaştı. Türkiye lastik pazarı 2015 yılının ilk 6 aylık döneminde geçen yıla göre yüzde 17,4 oranında büyüme kaydetti ve yaklaşık 10,6 milyon adede ulaştı. Büyüme oranı binek ve hafif ticari araç lastiklerinde daha yüksek, ağır ticari araç lastik pazarında ise daha sınırlı gerçek-leşti. 2015’in ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,7 daralma gerçekleşen Avrupa lastik pazarında ise, Lassa satışlarımızla

yüzde 12 oranında artış kaydet-tik. Lassa’nın yılın ilk 6 ayındaki bu önemli performansını daha da yukarıya taşıyacak ve markamızı uluslararası pazarlarda güçlendire-cek önemli yatırımlarımızı da hayata geçirmeye başladık. Haziran ayında FC Barcelona ve Lassa markamız arasında bir işbirliğine imza atarak, kulübün önümüzdeki 4 sene için “Global Resmi Lastik Sponsoru” olduk. Bu anlaşma ile Lassa, bir spor kulübünün global çapta isim sponsorluğunu üstlenen ilk Türk markası oldu.” Brisa bugün; Lassa, Bridgestone, Bandag, Dayton, Ki-nesis ve Energizer ürünlerinin yanı sıra OtoPratik, ProPratik, Lastiğim, lastik.com.tr, Probox, Bridgestone Box, Profleet, Mobilfix, Filofix gibi yenilikçi satış kanalları ve hizmetle-riyle de hem bireysel hem kurumsal müşterilerinin yolculukları boyunca tüm ihtiyaçlarını karşılamayı sürdü-rüyor.

Brisa, ilk yarı yıl finansal sonuçlarını açıkladı. Buna göre Brisa, 2015 yılı ilk altı ayında yaklaşık 823 milyon TL’lik gelir elde etti.

Page 52: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

52

Ağustos 2015

GÜNCEL

Hatay Ro-Ro vazgeçmiyorÜlkemiz başta olmak üzere Avrupa ve Rusya’nın Ortadoğu’ya olan ihracatının denizyolu ile taşınmasında büyük öneme sahip olan Hatay Ro-Ro, Türkiye-Mısır arasında tesis edilmiş olan karayolu anlaşmasının sona ermesiyle başlayan krizi Süveyş Kanalı’nı geçerek aşmıştı. Şimdi ise mevcut hatta Cenk Y isimli ROPAX gemisini de katarak sefer sayısını haftada ikiye çıkarttı.

22 Nisan’da Türkiye ile Mısır arasında tesis edilmiş olan kara-yolu taşımacılık anlaşmasının Mısır tarafından tek taraflı olarak sonlan-dırılması üzerine Hatay bölgesinde faaliyet gösteren 55 uluslararası taşımacının kurduğu Hatay Ro-Ro

hattın varlığını sürdürebilmesi için Süveyş Kanalı üzerinden seferlerini devam ettirme kararı almıştı. Ekim ayından bu yana söz konusu hattın düzenli olarak devam etmesi, bu hatta olan inanç ve talep artışını da beraberinde getirdi. Bundan

dolayı Hatay Ro-Ro geçtiğimiz ay CENK Y isimli ROPAX gemiyi de bünyesine katarak, haftalık sefer sayısını 2’ye çıkarttı. Süveyş Kanalı geçilerek yapılan seferlerin gidiş-dönüş olarak süresi ortalama 7-8

Page 53: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

53

Ağustos 2015

Mısır ve Suudi Arabistan vize uygulamalarında acil çözüm arayışımız sürüyor

Mevcut hat üzerinde kullanılan gemilerden bir tanesinin Ro-Ro gemisi olması ve bundan dolayı da en fazla 11 sürücünün gemiyle gidebilmesine

imkan verdiğinden, diğer sürücülerin Suudi Arabistan’a transferi Mısır üzerinden uçakla sağlanıyor. Ancak, Mısır tarafının artık yeni sürücü vizesi başvurularının olumsuz yanıtlanması bu bölgeye taşıma yapan firmalarda

geçerli vizeye sahip sürücü sayısında giderek azalmaya neden oluyor. Diğer yandan, Suudi Arabistan tarafından uygulanmakta olan sürücü ve aracın aynı gümrükten giriş yapma zorunluluğu nedeniyle de sürücüleri

Suudi Arabistan’a uçakla gönderme imkânı bulunmuyor. Güler, bahsedi-len sorunların çözümü için hem Suudi Arabistan hem de Mısır nezdinde

girişimlerin ve çalışmaların devam ettiğini belirtiyor. Güler, bu nedenle vize sorununun çözümünde de yine ilgili bakanlıklarımızın ve sivil toplum kuru-

luşlarının önemli desteğine ihtiyaç bulunduğunun altını özellikle çiziyor.

gün olarak gerçekleşiyor. Gemilerin doluluk oranı ise neredeyse yüzde 100 olarak gerçekleşiyor. Hatay Ro-Ro’ya katılan ikinci gemi ile araç sürücülerinin gemi ile gitmeleri de mümkün olabiliyor. Yolcu gemisi özelliklerine de sahip olan gemi böylece sürücü transferinde de önemli katkı sağlıyor. Ancak, Mısır tarafının sürücülere vize vermemeye başlaması, Suudi Arabistan’daki vize prosedürlerindeki araç/sürücü-nün aynı gümrükten girme zorunlu-luğu nedeniyle taşımacı firmalarımız araçları ile göndereceği sürücülere yönelik sorunlar yaşamaya başladı.

Hatay Ro-Ro ihracatın önündeki engellerin aşılmasında önemli katkı sağladıHatay Ro-Ro A.Ş Yönetim Kurlu Başkanı İbrahim Güler, güzergahın açık kalması için Hataylı nakliyeciler olarak üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptıklarını ifade ederek, “Altı yedi aydır dış politikada ülkemize Mısır tarafından güzergah kapatıldı, ihracatın önü tıkandı, gibi bazı algılar yaratılmaya çalışılıyordu. Biz burada ülkesini düşünen Hataylı nakliyeciler olarak ihracatın engellenmemesi için gerekli sorumluluk bilinci ile Mısır’ı bir anlamda bypass ederek Süveyş kanalını transit geçerek ihracat ürünlerimizi varış noktasına en hızlı şekilde gitmesini sağlamış bulunu-yoruz” diye konuştu. Daha önce Mı-sır üzeri gittiklerinde TIR’ların Duba Limanı’na varış süresi içerisinde şoförlerin çeşitli şekillerde sıkıntılar yaşadığını aktaran İbrahim Güler, hem de geminin limanlarda tahli-ye ve yükleme sıkıntıları olduğunu hatırlatarak, ancak şu anki mevcut yol ile ihracat mallarının üç maksi-mum dört günde varacağa noktaya ulaştırdıklarını söyledi. Kamu ve sivil toplum örgütlerinden destek bekliyoruzTürkiye’nin gerek araç filosu gerekse lojistik yapılanmasındaki gelişmeler bakımından oldukça etkin olduğunun altını çizen İbrahim Güler, “Sektöre devlet tarafından daha önce verilen desteğin tekrar verilmesi, ya da başkaca çözümler oluşturularak hattın canlı tutulması gerekmektedir. Biz milli duygularla kurmuş olduğumuz Hatay Roro firmasının yapmış olduğu icraatların devlet tarafından ilgili bakanlıklar

tarafından görülmesini, hattın daha istikrarlı, daha hızlı bir şekilde çalış-masını sağlamak adına Mısır üzeri güzergahın kurulduğu dönemdeki verilmiş olan devlet desteğinin yine bu Süveyş üzeri geçişlerde de verilmesi bizim için büyük önem ta-şımaktadır. Bu anlamda bir müjde bekliyoruz” şeklinde konuştu.

İkinci gemiyi hatta koymamız önemliHatay Ro-Ro A.Ş Yönetim Kur-lu Başkanı İbrahim Güler, ikinci geminin hatta dahil olmasının çok iyi algılanması gerektiğine de işaret ederek şunları söyledi: “Süveyş kanalı üzeri yapılmış olan taşımalar daha önce Mısır üzeri yapılan taşı-malarda bin beş yüz dolara yakın ek maliyet oluşturmasına rağmen bugüne kadar Hatay Ro-Ro’nun getirmiş olduğu gemiler ile sağlamış olduğu istikrar ve Süveyş üzerinden gidildiğinde ihracat ürünlerinin ve geri dönüşte ithalat ürünlerinin hızlı şeklide varış noktasına varmasın-

dan ötürü bir talep artışı oluşmaya başlamıştır. Ancak, burada bizim en büyük sıkıntımız Süveyş kanalının geçiş maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Bu geçiş maliyetlerinin azaltılabilmesi durumunda Suriye öncesi yaşanan ihracat yoğunluğunun tekrar eski haline döneceğini öngörüyoruz.”

Cilvegözü çıkış kaybının önüne geçtikGüler, Suriye’deki olayların ardından Cilvegözü hattının kapanmasıyla İskenderun‘dan iki gemi ile krizin aşılmasının önemine dikkat çekerek, “Bir potansiyel artışı var. Maliyetle ilgili kısmı devletimiz destek çıkar ise daha önce bizim Cilvegözü‘nden günlük 150 çıkışımız vardı. Şu anda on günde iki sefer yapıyoruz haftalık çıkışa baktığımızda 200-220’lerde. Bu ciddi kaybın önüne geçmiş olu-yoruz. Dolayısıyla Türkiye ihracatının büyümesinin devamı 2023 hedef-lerine ulaşılması bekleniyor ise bu güzergâhın desteklenmesi lazım” dedi.

Page 54: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

54

Ağustos 2015

GÜNCEL

Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri ödüllerini aldıTOBB öncülüğünde, TEPAV ve AllWorld Network işbirliğinde yapılan Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri yarışması “Türkiye 100” sonuçlandı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bu çalışmaya büyük önem verdikle-rini ve geleneksel hale getireceklerini belirterek, “Çünkü büyüyen her şirket Türkiye’nin geleceğine yatırımdır” dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, TEPAV ve AllWorld Network işbirliğinde yapılan Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri yarışmasında dereceye giren firmalara ödülleri İstanbul Çırağan Sarayı’ndaki törenle verildi. Çok sayıda işadamının katıldığı gece renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmanın birincisi 2011-2013 döneminde satış gelirlerini yüzde 8.754 oranında artıran Maren Maraş Elektrik oldu. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ödül töreninde yaptığı konuşmada, “Teröre karşı verile-cek mücadelenin bir parçasını da ekonomi oluşturur. Huzur olmadan ticaret, ticaret olmadan da zenginlik olmaz. Huzur-ticaret-zenginlik ancak bir arada olduğunda mümkündür” dedi. Girişimciliğin Türkiye’de daha çok desteklenmesi ve takdir edilmesi gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, herkesin garanti işe baktığını, kimse-

nin risk almak istemediğini, bu algının değiştirilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, 100 şirketinin rakamsal görünümü hakkında da bilgi verdi. Söz konusu 100 şirketin toplam cirosunun 2,7 milyar dolar, ortalama şirket cirosunun 25 milyon dolar, şirketlerin, 2011-2013 döneminde ortalama büyüme oranının yüzde 358 olduğunu belirterek, şirketlerin büyü-me hızının Türkiye ekonomisi milli gelir artış hızından 15 kat daha yüksek olduğunu vurguladı. Bu şirketlerde toplam çalışan sayısının yaklaşık 18 bin, şirket başına ortalama çalışan sa-yısının 165 olduğuna, toplam çalışan sayısının 2011-2013 döneminde ise yüzde 88 arttığına işaret eden Hisar-cıklıoğlu şunları kaydetti: “Şirketler bu dönemde 8 binden fazla kişiye yeni iş sağladılar. “Türkiye 100” şirketlerini kuran girişimcilerin, şirketlerini kur-duklarındaki ortalama yaşları 32’ydi.

Girişimcilerin şu anki yaş ortalaması ise 43. 8 şirket de kadın girişimciler tarafından kurulmuş,ama kadınlar için bu sayı yeterli değil, bunu artırma-mız lazım. Türkiye 100 şirketlerinin kurucularının bir özelliği de seri girişimci olmaları. Mevcut şirketleriyle yetinmeyip yeni şirketler kuruyorlar. Zaten girişimcilik böyle bir şey değil mi? Şirket sahiplerinin yüzde 85’i en az bir yeni şirket kurmuş. Türkiye 100 şirketlerinin CEO’larının kurduğu toplam şirket sayısı da 600.”

Huzur olmadan ticaret, ticaret olmadan da zenginlik olmaz Girişimcilerin Türkiye’nin rekabet gücünü de temsil ettiğini, bu yüzden onların gelişip büyütecekleri bir iş ve yatırım ortamını kurmanın, Türkiye’nin en öncelikli meselesi olarak ele alın-ması gerektiğini ifade eden Hisarcık-lıoğlu, bu konunun sadece iktisadi

Page 55: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

55

Ağustos 2015

En hızlı büyüyen şirket Kahramanmaraş’tan çıktı

Küresel ölçekte dikkati çekmek için yürü-tülen “Türkiye 100 Yarışması” sonuçlarına göre en hızlı büyüyen şirket olan Maren Maraş Elektrik’i, satış gelirlerini yüzde 2 bin 501 artıran Karbil Yazılım, yüzde 2 bin 361 artıran Emza Enerji, yüzde bin 722 artıran Lokman Hekim Sağlık Hizmetleri ve yüzde bin 196 artıran PAYTR Öde-me ve Elektronik Para Hizmetleri izledi. “Türkiye 100 Yarışması”nın birincisinin Kahramanmaraş’tan çıkmasına karşın şirket sayısı sıralamasında ilk sırayı 45 şirket ile İstanbul aldı. İstanbul’u 12 şirket ile Ankara, 7’şer şirket ile Kocaeli ve İzmir, 5 şirket ile Kahramanmaraş, 3’er şirket ile de Gaziantep, Konya ve Antalya takip etti. Yarışmayı kazanan şirketlerin sektörel dağılımını bakıldığında “Bilgi hizmet faa-liyetleri” 15 şirket ile ilk sırayı aldı. “Gıda ürünlerinin imalatı” 8 şirket ile, “Bilgisayar programlama, danışmanlık ve ilgili faali-yetler” 7 şirket ile, “Diğer imalatlar” 7 şirket ile, “Tekstil ürünlerinin imalatı” 6 şirket ile, “Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı” 6 şirket ile, “İnsan sağlığı hizmetleri” 4 şirket ile sıralamaya girdiler. Satış gelirlerindeki artış hızına göre belirlenen Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi, etkinlik kapsamında küresel piya-sada görünürlüklerini artırma ve uluslara-rası bağlantılarını kuvvetlendirme, ABD’ye düzenlenecek iş seyahati ile ABD pazarını yakından tanıma fırsatı bulacaklar.

değil aynı zamanda sosyal bir konu olduğunu söyledi. TOBB Başkanı Hi-sarcıklıoğlu, Türkiye’nin yurt içi ve yurt dışı kaynaklı bir terör dalgası ile karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, terör eylemlerinde hayatını kaybe-den vatandaşlar ile polis ve askerler için duyduğu üzüntüyü dile getirdi. “Hepimiz bu gelişmelerden büyük elem, üzüntü ve geleceğe yönelik kaygı duyuyoruz. Terör ve teröristler herkesin kendi işine huzur içinde odaklanmasını engelliyor, geleceğimizi karartıyor” diyen Hisarcıklıoğlu, terör saldırılarının amacının, Türkiye’nin huzur ve istikrarını bozmak,toplumda korku havası ve kaos ortamı oluştur-mak olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: “Mille-timizi ayrıştırarak, ülkemizin huzurunu bozmaya, kaos ve istikrarsızlık ortamı yaratmaya çalışanların oyunlarını, dün olduğu gibi bugün de boşa çıkaraca-ğımıza inancım tamdır. Teröre karşı verilecek mücadelenin bir parçasını da ekonomi oluşturur. Özellikle genç-lerimizin hayata tutunmaları, şiddet içeren ideolojilerin esiri olmamaları için; iş sahibi olmalarını, girişimci nesil olmalarını sağlamak zorundayız. Unut-mayalım ki, huzur olmadan ticaret, ticaret olmadan da zenginlik olmaz. Huzur-ticaret-zenginlik ancak bir arada olduğunda mümkündür.”

Ulusever: 2025’e kadar ortaya çıkacak her 10 global şirketten 7’si gelişmekte olan ülke menşeli olacak Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Talat Ulussever de

konuşmasında küresel düzeyde ekonomik fay hatlarının faaliyette olduğu, küresel güç merkezlerinin yer değiştirdiği bir dönemden geçildiğine işaret ederek, “Hiç kuşkusuz bu değişim, şirketleri-mizden teknolojik gelişimimize, siyaset politikalarımızdan sosyal hayatımıza kadar bir çok alanda önemli etkiye sahiptir” dedi. Ulus-sever, 2025 yılında yıllık toplam geliri 1 milyar doları geçecek 15 bin global şirketten yüzde 50’ye yakınının gelişmekte olan ülkeler-de yer alacağına işaret ederek, şunları anlattı: “Güncel durum göz önünde bulundurulduğunda 2025 yılına kadar ortaya çıkacak her 10 global şirketten 7’sinin gelişmekte olan ülke menşeli olacağı gerçeği karşımıza çıkmakta. Önümüzdeki dönemde finansal piyasalarımızı etkileyecek önemli değişimlerin de bizi beklediği aşikar. 2010

yılında 185 trilyon dolar değerindeki toplam küresel finansal varlıkların yüzde 21’i gelişmekte olan ülkelerde iken, 2020 yılında bu varlıkların 371 trilyon dolara çıkması ve gelişmekte olan ülkelerin payının ise yüzde 30’a yükselmesi beklenmektedir.”

Page 56: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

56

Ağustos 2015

KISALAR

Network Global Lojistik Iveco dediNetwork Global Lojistik A.Ş. Türkiye ve dünya genelindeki müşterileri-nin tüm ihtiyaçlarına son donanımlı ekipmanları ile hizmet vererek lojistik sektöründe ciddi sorumluluk üstle-niyor. Yurtiçi ve yurtdışı gabari dışı ve proje taşımacılığına ağırlık veren firma, bu alanda çok fazla sayıda projeye imza attı. Firmanın proje taşımaları için 2015 yatırımları hızla devam ederken, yeni projelerinde kullanmak üzere, sipariş ettiği 3 adet HIWAY AS440S56TZ/P tipi IVECO çekicinin ilkini teslim alarak araç parkını daha da güçlendirdi. Teslimat Iveco Otomotiv Tic. A.Ş. sahasında gerçekleştirildi. Törene Network Global Lojistik A.Ş. firmasından Filo Müdürü Yasin Çaltıdere katıldı ve aracı teslim aldı. Network Global Lojistik A.Ş. adına açıklama yapan Çaltıdere, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında son dönemlerdeki ya-tırımlarında IVECO markasını tercih etmelerinin temelinde düşük yakıt sarfiyatı, düşük işletme maliyetleri, standart donanım özelliklerinin fazla olması ve yükselen ikinci el değeri kriterlerini baz aldıklarını belirtti.

Kässbohrer, Matexpo 2015 Fuarı’nda yerini alıyor

18.08.2015, İstanbul – 2002 yılın-dan bu yana Tırsan bünyesinde yer alan Kässbohrer, Belçika’nın Kort-rijk kentinde düzenlenen Matexpo 2015 36. Uluslararası İnşaat Ma-kinaları fuarında 2 - 6 Eylül tarihleri

arasında yerini alıyor.İnşaat sektörünün önde gelen fir-malarının bir araya geleceği fuarda Kässbohrer, konteyner taşıyıcı K.SHG.AH aracını 4.hol 470 no’lu stantta ziyaretçilere sergileyecek.

Fuar araçları hakkında:K.SHG.AH:Cıvatalı yapısı sayesinde müş-terilerine daha esnek çözümler sunan yeni SHG.AH , değiştirilebilir deveboynu ve konteyner kilitleri sayesinde , kullanım sırasında meydana gelen şasi hasarlarına karşı , kaynaklı şasi ye göre daha uygun yedek parça, uygun servis ve daha kısa servis süresi ile mini-mum zaman kaybı sağlamaktadır. Ayrıca arka pnömatik uzama sistemi sayesinde farklı konteyner modellerinin taşımacılığında en iyi yük dağılımı sağlayan SHG.AH, 5x2 konteyner kilitleri saye-sinde 20 ft den 45 ft e kadar tüm konteyner modellerini taşıyabil-mektedir. Şasisinde bulunan KTL kaplama sayesinde uzun ömürlü ve 2. El değeri yüksek olan SHG.AH paslanmaya karşı 10 yıl garan-tilidir.

Page 57: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

57

Ağustos 2015

Sağlık Lojistik, Krone’yi tercih etti

İzmir Tire’de bulunan fabrikasıyla Türkiye’de de üretim yapan Almanya’nın büyük treyler üreticisi Krone, Sağlık Lojistik’e 100 adet römork teslim etti.

Avrupa’nın en büyük yarı römork üreticilerinden olan ve Türkiye’de de üretim ve satış faaliyetlerini yürüten Krone, Türk nakliyecileri tarafından tercih edilmeye devam ediyor. Krone, son olarak tüm Avrupa’ya taşımacılık yapan Sağlık Group’a 100 adetlik Mega Liner Huckepack römork teslimatı gerçekleştirdi. Römorkların ilk 50 adedi Krone’nin İzmir Tire’deki fabrikasında yapılan törenle teslim edildi. Sağlık Group, kalan 50 adet aracı yıl sonuna kadar alacak. Teslimat törenine Krone Ticari Araçlar CEO’su Rıza Akgün, Krone Ticari Araçlar Satış Yöneti-cisi Ömürden Özacar, Sağlık Grup Holding’den ise Nahit Sağlık katıldı.

“Kaliteden ödün vermiyoruz”Römorklarının kalitesine sonsuz

güvenlerinin olduğunu kaydeden Krone Ticari Araçlar CEO’su Rıza Akgün, “Kaliteden ve sağlamlıktan ödün vermeyen üretim yapımız sayesinde firmaların öncelikli tercihi olmaya devam ediyoruz. Müşterilerimizin taleplerini en iyi şekilde karşılamak da en çok önem verdiğimiz noktalardan biri. Sağlık Lojistik ile sağlam temellere dayanan ilişkilerimiz var. Kendi-leriyle işbirliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı. Sağlık Lojistik’ten Nahit Sağlık ise, “Krone’yi öncelikle kali-tesinden dolayı tercih ettik. Krone markasına güvenimiz tam. Ayrıca ikinci el değeri ve ikinci el satışlarda bir sıkıntı yaşamayacağımızdan da eminiz. Bu yatırımımız ile birlikte filomuzun yüzde 70’i Intermodel ta-

şımacılıkta kullandığımız Huckepack römorklardan oluşacak. Huckepack römorklar, hem maliyet hem de hız açısından daha avantajlı” dedi. 1978 yılında kurulan Sağlık Group Hol-ding, tüm Avrupa’ya taşıma yapıyor. Merkezi İtalya’da bulunan şirket, ih-racata dayalı tüm malların taşımasını gerçekleştiriyor. 450 araçlık filoya sahip olan Sağlık Group’un ayrıca, toplam 100 bin metrekarelik 4 adet deposu da bulunuyor.

Müşteriye özel teslimatKrone, Sağlık Lojistik’e teslim ettiği Mega Liner Huckepack römorkla-rı, müşterisine özel olarak üretildi. Krone’nin standart olarak ürettiği Huckepack römorklardan fark-lı olarak, söz konusu römorklar müşterinin talep ve ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlandı.

ADR mevzuatına uygun üretiliyor

Tren taşımacılığı ve yükleme-sine uygun olan Huckepack römorklar, ADR mevzuatı-na uygun olarak üretiliyor.

445/45/19,5” ebatlı lastikler yerine 385/55/22,5” ebatlı

lastik kullanılması, hem maliyeti azaltıyor hem de yakıt tasarrufu, uzun ömür ve konforlu kullanım

sağlıyor. Römorklar, 1 Ocak 2016’dan itibaren ADR’li rö-

morklarda zorunlu hale gelecek olan EBS (Electronic Braking System) ve RSS (Roll Stability System) sistemine sahip. 100 m3’e kadar artırılmış iç hacme sahip Mega Liner’ın, gümrüklü römorklarda dışarıdan gelebi-lecek saldırılara/hırsızlığa karşı

daha dayanıklı branda gövdesi, esnek yükleme kabiliyetine

sahip. Römorklar, ayrıca, KTL (Katodik kaplama) tesisinde

şasi ve boyalı parçalar için, toz boya işlemi öncesinde, opti-

mum korozyon/pas koruması ile kaplanıyor.

Page 58: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

58

Ağustos 2015

TİCARİ ARAÇ

Scania’nın efsanevi 8x2 kırkayak modeli geri döndüKarayolu taşımacılık sektöründe geniş bir ürün yelpazesiyle hizmet veren Sca-nia, efsane modeli 8X2 kırkayak kamyonuyla yeniden yollara çıkıyor. Pazara sunduğu son teknoloji ve düşük yakıt tüketimine sahip araçlarla, lojistik sek-törünün önemli bir markası olan Scania, daha güçlü ve konforlu 8X2 kırkayak kamyonlarıyla, müşterilerinin çözüm ortağı olmaya devam edecek.

Karayolu taşımacılığı sektörüne ge-niş ürün yelpazesi ile hizmet veren Scania, sektörde “kırkayak” olarak tabir edilen efsanevi 8x2 kamyon-larının geri dönüşü ile ürün gamını daha da zenginleştiriyor. Scania’nın yakıt ekonomisini minimuma indi-rerek düşük işletme maliyetleri ile müşterilerinin karlılığının artması ve devamlılıkları için gerçekleştirdiği çalışmaları sonucu ortaya çıkan 8x2 kamyonlar Scania Yetkili Satıcıla-rındaki yerlerini alıyor. Geçtiğimiz aylarda yeni inşaat serisinin tanıtımı-nı gerçekleştiren Scania, bu kez de müşterilerinin karşına yenilenmiş ve farklı kullanımlara yönelik özelleştiril-miş 8x2 kamyonları ile çıkıyor.

Eksin: 8x2 ile ürün gamımız tamamlanıyorDoğuş Otomotiv Scania Genel Müdürü İlhami Eksin, mevcut ürün

gamlarını 8x2 araçların yenilen-mesiyle daha da güçlendirdiklerini belirterek “Son yıllarda toplam pazarda çekiciye dönüş yaşandığı gözlense de bu araçlardan hiçbir zaman vazgeçilmeyeceğini düşü-nüyoruz. 8x2 kamyonlar bugün bireysel kullanıcıların yanı sıra sebze-meyve taşımacıları, balıkçılar ve akaryakıt firmaları tarafından yoğun bir şekilde kullanılmakta. Biz de sektördeki ağır kamyon ihtiyacını göz önünde bulundurarak bu pa-zardaki talebe cevap vermek arzu-sundayız” açıklamasında bulundu.

Üstün performans-yüksek güç ve konforScania yeni 8x2 kamyonuyla yük-sek performansın yanı sıra artırılan konfor seçenekleri ile keyifli bir sürüş deneyimi sağlıyor. Scania’nın nakliye sektöründe ideal iş ortağı

olan 8x2 Yol Serisi, düşük işletme maliyetleri ve ekonomik kullanımı ile müşterilerin ilk tercihi olacak. Yük-sek performansın yanı sıra artırılan konfor donanımları ile Scania 8x2 araçları 400, 440 ve daha yüksek beygir gücü seçeneklere sahip motorlar ile sunuluyor. Opticruise otomatik şanzımanın standart donanım olarak sunulduğu 8x2, taşınacak yüke göre ahşap kasa, soğutuculu kasa, tanker gibi tüm üst yapı seçeneklerine uygun altya-pıya sahip. R- ve G- kabin seçe-nekleri ile sunulan 8x2’de, retarder, disk frenler, hillhold, opticruise, 4 noktadan havalı kabin süspan-siyonu, havalı arka süspansiyon, uzaktan kumandalı merkezi kilit, konforlu geniş yatak, klima, deri direksiyon, 600 lt alüminyum yakıt tankı, filo takip sistemi gibi önemli teknik özellikleri mevcut.

Page 59: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

59

Ağustos 2015

Güvenlik ve performansı artıran yeni kamyon kış lastiğini tanıttı

Tuğrul Arıkan tarafın-dan Anadolu Isuzu Tedarikçi İş Ortakla-rı’naplaket verildi.

Akdülger, ASV, Bant Boru, Başkurt, Bey-

namlar, Brinci, Brisa, Can Akaylı, Delta,

DLK, Dostel, Duman-lar, Ege Endüstri,

Ereğli Demir Çelik, Elatek

Goodyear’ın zorlu kış koşullarına özel ola-rak geliştirdiği kamyon lastikleri; UltraGrip Max S ön aks, UltraGrip Max D çeker aks ve UltraGrip Max T treyler lastikleri kar lastiklerinin resmi işareti olan 3PMSF ve M+S sembollerini taşıyor. Çeker aks las-tikleri yüzde 50 oranında aşındığında bile , 3PMSF işaretinin koşullarını karşılayacak konumunu korumayı sürdürüyor. Bu eşsiz özellikle birlikte, kamyonların yollarına devam ederken, filo operatörlerin ve sürü-cülerin içlerinin rahat etmesini sağlıyor.

Goodyear, filolara yönelik gerçekleştirdiği bir anket sonucuna göre, filoların yüzde 68’inin kış lastiklerinin kış boyunca kış çekişini optimize hale getirmeye yardımcı olduğuna inandığını gösteriyor. Yüzde 50’si kamyonlara özel kış lastikleri için en önemli performans kriterinin karda çekiş gücü olduğunu belirtiyor. Bu sonuçlar, yüzde 40’a kadar daha fazla yol tutuşu sunan yeni UltraGrip Max serisi geliştirilir-ken göz önünde bulunduruldu.

Goodyear’ın yeni UltraGrip Max teknolojileri ile filolar yollarına devam ediyorUltra Grip Max lastiklerinin piyasaya sürülmesiyle Goodyear, iki yeni tekno-lojisi IntelliMax Block ve IntelliMax Edge teknolojisini tanıtıyor. Bu teknolojiler, lastiğin kullanım ömrü boyunca gelişmiş yol tutuşu sağlamasına yardımcı oluyor. IntelliMax Block Teknolojisi, en iyi kar ve buz tutuşu için kesik açıklığını maksimize edebilen değişken blok kuvvetleri üreten farklı derinliklerde boylamasına elmas biçi-minde bloklar, hatları belirlenmiş kesiklerle öne çıkıyor. IntelliMax Edge Teknolojisi ise özellikle kaygan zeminlerde optimize şe-kilde lastikten yola bağlanabilirlik için çok sayıda “diş kenarı” oluşturan kademeli konik oluk açılarıyla dikkat çekiyor.

UltraGrip Max S ile yüzde 30 daha fazla yol tutuşuYeni Ultra Grip Max S ön kamyon lastikleri en sert kış koşullarıyla mücadele edebilmek

için, karda ve buzda yüksek viraj stabi-litesi ve frenleme performansı sağlıyor. Diş açıklığı, sertlik, patinaj önleyici ve blok geometri de yüksek düzeyde hareketlilik ve kilometre performansı sağlamak için optimize hale getirildi. Bunun yanı sıra, yarı yarıya aşınma durumunda, bir önceki seriye oranla %30 daha fazla yol tutuşu sağlıyor.

UltraGrip Max D yüzde 50 oranında yıpranmada bile karda çekiş gücü Sürüş lastiğinin en önemli yararı, aşın-dığında bile karda çekiş performansını yüksek oranda korumasıdır. Yeni Ultra Grip Max D’nin V biçimindeki diş modeli, daha düşük ses çıkışı ve daha yüksek çekiş gücü sağlıyor. Yüzde 50 oranında aşınmada bile karda çekiş gücü ve yol tutuşunda gerekli niteliklerini koruyor.

UltraGrip Max T – üstün yan stabilite ve karda yol tutuşuKarlı havada mükemmel yan stabilite ve yol tutuşu sağlayan yeni Ultra Grip Max T treyler lastiği, diş modeli sağlam lastik omuzları, beş adet zikzak oluk ve çok sayıdaki S biçiminde kesiklerle öne çıkıyor. Kamyonlar için kış lastikleriyle ilgili en yüksek yasal koşulları karşılıyor ve M+S sembolünün yanı sıra, şiddetli kar lastikleri için olan resmi 3-Tepe-Dağ-Kar (3PMSF) işaretini de taşıyor.

Goodyear, kamyonlar için yepyeni kış lastiği serisi olan UltraGrip Max’ı piyasaya sürü-yor. Yeni lastikler yarı yarıya aşınma durumunda bile yüzde 40’a kadar daha fazla yol tutuşu sağlıyor ve yüzde 15’e kadar da daha fazla kilometre performansı sergiliyor.

Page 60: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

60

Ağustos 2015

GÜNCEL

Aksaray’a Irak’ın kapısını TISİAD açacak

Geleceğin Marmara’sı olma hedefindeki Aksaray’a, Irak’ın kapısını açmak için çıkarma yapan Türkiye- Irak Sanayici ve İşadamları Derneği (TISİAD) büyük ilgi gördü.

Genel merkezi Mersin’de kuru-lu olan ancak Türkiye genelinde İstanbul, Ankara, Adana, Mardin, Silopi ve Nusaybin de temsilcilikleri bulunun Türkiye- Irak Sanayici ve İşadamları Derneği (TISİAD), ‘İş Gezileri’ne devam ediyor. İlk olarak Gaziantep’e gezi düzenleyen TISİ-AD heyeti son olarak da Aksaray’a çıkarma yaptı. Irak Gaziantep Baş-konsolosu Taaban Al Bazzaz’ın da eşlik ettiği, TISİAD Başkanı NEvaf Kılıç önderliğindeki geziye, TISİAD üyesi iş insanlarından yoğun katılım oldu. Yaklaşık 20 kişilik TISAD heyetinin Aksaray’daki il durağı Vali Şeref Ataklı oldu. Aksaray’ın yatırım imkanları, ekonomik gelişimi ile ilgili bizzat Vali Ataklı’dan bilgi alan heyet, Aksaray’ın gelişimine katkı amaçlı ellerini taşın altına koymaya hazır olduklarının mesajını verdi. Daha sonra Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ah-met Koçaş, Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Ak-saray Şubesi, Çetinkaya, Altuntaş ve Okutan Madencilik Şirketlerini de ziyaret eden TISİAD heyeti, Aksaray ekonomisini yakından tanıma fırsatı buldu. TISİAD heyeti ayrıca; MÜ-SİAD ve Organize Sanayi Bölgesi İşadamları Derneği (OSİAD) Aksaray Şubesi tarafından düzenlenen “Irak Satınalma Heyetleri” ile karşılıklı ticaret toplantısına da katıldı.

Başkonsolos Aksaray’dan etkilendiİş gezisini değerlendiren Irak Gaziantep Başkonsolosu Taaban Al Bazzaz, karşısında gelecek vaat eden bir şehir bulduğunu söyleye-rek, Aksaray’dan çok etkilendiğini vurguladı. Türkiye’nin en strate-jik coğrafi konumunda yer alan Aksaray’ın, ülkenin yeni Marmara olma hedefinin de kentin gelişimini hızlandıracağını söyleyen Başkon-solos Bazzaz, “Kentin özellikle sanayi alanında yaptığı atılım göz kamaştırıcı” dedi.

Kılıç: Bu tabloyu değiştirmek için geldikTISİAD Başkanı Nevaf Kılıç ise ‘iş gezileri’nin gerek Irak ile Anadolu kentleri arasındaki bağların güçlenme-sini, gerekse de işbirliğinin gelişmesine büyük katkı sağladığını bu kapsamda Aksaray temaslarının oldukça verimli geçtiğini söyledi. Aksaray’ın son yıllar-da sanayi anlamında büyük gelişmeler yaptığına dikkat çeken Kılıç, özellikle yerinde inceleme fırsatı buldukları Organize Sanayi Bölgesi’nin umut verici olduğunu söyledi. “Kalkınma-da böylesine başarılı bir atak yapan Aksaray’dan hiçbir firma ve işadamı-nın Irak’la ticaret yapmaması üzücü. İşte biz bu tabloyu değiştirmek için bu geziyi yaptık. Ve aldığımız tepkilerden anladık ki çok doğru bir iş yapmışız. Zira buradaki bir çok insanı Irak ile ticarete çok olumlu bakıyor.

Akrasay’a Irak davetiIrak her ne kadar iç savaş ve dış savaş olarak karmaşık bir ülke gibi gözükse de son yıllarda ticaret hacmi olarak önemli bir ülke konumuna gel-mektedir. Zaten bir petrol ülkesi olan Irak’ta ekonomik olarak herhangi bir düşüş yaşanmamakta Türk İş adam-ları her yıl ülkeye çeşitli yatırımlar yap-maktadır. Bizim Irak’la olan ilişkimiz sınır komşumuzun olmasının yanı sıra yüzyıl öncesinde aynı imparatorluğun çatısı altında bir dili bir dini aynı örf ve adetleri paylaşıyorduk. Bu yüzden Irak, Türkiye’ye yabancı bir ülke olmamakla beraber Türk İş Adamla-rını güler yüzle karşılayan bir ülkedir. Bu nokta da Aksaraylı iş adamlarını Irak’a ağırlık vermelerini ve petrol devi olan bu ülkeye ihracat ve yatırım nok-tasında çalışmalar yapmaya davet ediyorum” dedi.

Page 61: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

61

Ağustos 2015

İşletmeler daha güvenli, sağlıklı ve çevreye minimum düzeyde zarar veren ürünler üretmek için, daha az kirleten üretim sistemleri tasar-lamak, atıklarını azaltmak, çev-resel riskleri yönetmek ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmek amacıyla lojistik sistemi çevreye daha duyarlı bir yapıya dönüş-türmekte ve yeşil lojistik ve yeşil tedarik zinciri yönetimini benimse-mektedirler. Bu bağlamda lojistik sektörü ekonomide mevcut tüm sektörlerle karşılaştırılınca dünya-da en fazla değişme ve ilerleme-ye sahne olan bir sektör olarak, hammaddenin elde edilmesinden son ürün olan mamul malın elde edilmesinde çevrenin, doğanın ve insanlığın korunmasında dikkatle ele alınması gereken bir sektör olarak değerlendirilmelidir. Tekno-lojinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan modern dağıtım organizas-yonu makro ve mikro ekonomik çevredeki oluşumların doğrudan sürdürülebilir bir çevre için yeşil lojistik kavramını da beraberinde getirmiştir. Satın alma fonksiyo-nundan başlayıp, üretim ve malze-me yönetimi, dağıtım, pazarlama ve tersine lojistikle sonlanan yeşil lojistik, sürdürülebilir sistem içinde çevre kirliliğinin önlenmesi, doğal kaynakların korunması ve sürdürü-lebilir kalkınmanın bir aracı olarak ta değerlendirilebilir.

Yeşil lojistik, lojistikle çevre boyutunu bütünleştiren bir sistemdir Yeşil lojistik, ekonomik sistemde lojistikle çevre boyutunu bütün-leştiren bir sistemdir. Kullanıcı tarafından artık ihtiyaç duyul-mayan, kullanım fonksiyonunu tamamlamış ürünlerin, sadece atık olarak kalmayıp, değerlendirilerek,

Sürdürülebilir bir çevre için yeşil lojistik ve yeşil liman

Doç. Dr. Serap İncazNişantaşı Üniversitesi İ.İ.S.B.F. Uluslararası

Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı

yeni ürünlere dönüştürülmesi için toplanması ve üretim merkezlerine ulaştırılması ve üretimden sonra yeniden değerlendirilmesi yeşil lojistiğin önemli bir alanını kapsar. Lastik, kağıt, boya, içecek kutu-ları gibi geri dönüşümü mümkün olan ürünler hakkında yapılan bir çok çalışmayı da bu konuya örnek verebiliriz. Sürdürülebilirlik yaklaşımları ve bu bağlamda yeşil lojistik çalışmaları firmalara reka-bet avantajları bakımından da yeni fırsatlar sunmaktadır. Lojistik sis-temde, çevre sorunlarına teknolo-jik bir bakış açısıyla yeni tasarımlar geliştirme faaliyeti, sürdürülebilirlik açısından oldukça önemli bir alandır. Buna bağlı olarak, lojistik sistemde mevcut taşıma araçla-rının daha az yakıt kullanarak ve daha az salınım yaparak daha fazla taşıma kapasitesine sahip olması ön plana çıkmaktadır. Çelik yerine alüminyum malzeme kulla-nımı, rüzgar direncini azaltma gibi yenilikler ile araçlarda çift kat taşı-ma sistemleri ile ölçek ekonomisi sağlanması örnek olarak verilebilir. Avrupa Birliği’nin önemli bir gün-dem maddesi olan “sürdürülebilir kalkınma” kavramı da yeşil lojistik uygulamaları ile çevre dostu de-miryolu ve dünya ticaretinin yüzde

90’lara kadar oranını kapsayan denizyolu taşımacılığı gibi ulaşım türlerini ön plana çıkarmaktadır. Bu kapsamda özellikle deniz yolu ta-şımacılığı içinde genel kargo, kon-teyner ve araç parkı gibi hizmetler “Yeşil Liman” konsepti çerçeve-sinde, katma değer yaratan diğer hizmetlerle bütünleşmiş bir şekilde sunulmaktadır. Yeşil liman; doğal kaynakların korunması, deniz, hava ve toprak ortamında meydana ge-len çevre üzerindeki olumsuzlukla-rın azaltılması, eko sistem ve deniz ortamının korunması, liman ve kıyı sularının temizliğinin sağlanması, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanarak doğal kaynakların israfı ve tüketiminin azaltılması, liman faaliyetlerinden kaynaklanan karbondioksit salınımının en aza in-dirilmesi, çevreci ve enerji tasarrufu sağlayan liman içi yönetim binala-rında çalışılması, liman için gerekli ekipman ve malzeme alımında çev-resel sürdürülebilirliğin ön planda tutulması gibi birçok fayda yaratır. Bu bağlamda, yeşil liman sistemi tamamen gönüllük esasına dayalı bir sistem olduğu için öncelikle toplumsal farkındalığın yaratılması ve çevreye duyarlılığın tüm toplum düzeyinde gerçekleştirilerek arttırıl-ması gerekmektedir.

Page 62: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

62

Ağustos 2015

KISALAR

Tırsan, 2015 patent başvuru sıralamasında 5.sıraya yükseldiTırsan, Türk Patent Enstitüsü tarafından yayınlanan, 2015 yılı birinci yarıyıl içerisinde patent başvuru sırala-masında 5. sırada yerini aldı.

Toplam 10 patent ile 2014 yılında 29. sırada yer alan Tırsan; 2015 yılının ilk yarısında gerçekleştirdiği çalışmalar sayesinde toplam 16 pa-tent ile 24 sıra yükselerek, 5. sıraya yükseldi.

Tırsan Üstün Ar-Ge gücü ile büyümeye devam ediyorTırsan Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu yaptığı açık-lamada, “Tırsan A.Ş. olarak kendi teknolojisini üreten, geliştirdiği ürün ve hizmet çözümleri ile Avrupa’nın

ilk 3 üreticisi olmak yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Yenilikleri hayata geçirmedeki hünerimiz, mükemmeliyetçi mühendislik bakış açısını uygulamaya taşıdığımızın göstergesi olan Ar-Ge başarımız, Türk PatentEnstitüsü tarafından yayınlanan, 2015 yılı birinci yarıyıl içerisinde patent başvuru sıralama-sında Tırsan Treyler San. ve Tic. A.Ş. olarak 5. sırada yer almış ol-

makla taçlanmıştır” dedi. Nuhoğlu, “Tırsan’ınTürkiye treyler sektöründe sahip olduğu rakipsiz üretim gücü, iş ortakları ile kurmuş olduğu uzun vadeli iş birlikleri ve sürekli olarak devam eden Ar-Ge yatırımları daha da büyüyerek güçlenmeye de-vam edecektir. Bu başarıya imza atmakta payı olan tüm çalışanları-mızı kutlar, başarılarımızın devamını dilerim” ifadesini kullandı.

Omsan’a uluslararası çevre ödülüFransa merkezli Otherways Mana-gement &ConsultingAssociation tarafından düzenlenen organizas-yon kapsamında Omsan, uluslara-rası düzeyde saygın bir çevre ödülü olan “TheGreenEraAward” ödülünü kazandı.Otherways, çevre alanındaki başarıların ve önde gelen sürdü-rülebilir uygulamaların tanınması ve takdir edilmesi amacıyla 27 Temmuz’da Roma’da gala gecesi düzenledi. Seçkin bir jüri tarafından yapılan titiz bir değerlendirme so-nucu Omsan, emniyetli ve ekono-mik sürüş simülatörünün çevresel katkıları nedeniyle gala gecesinde bu ödüle layık görüldü. Omsan bu ödülü kazanan ilk ve tek Türk lojis-tik firması oldu. Firmaların çevreye olan katkılarının yanısıra müşteri memnuniyeti, liderlik, sürekli eğitim gibi kriterleri de göz önüne alan organizasyon, dünyanın çok çeşitli ülkeleri arasından başarılı uygula-maları hayata geçiren 35 ülkenin firmalarını ödüllendirmiş oldu. Om-

san Lojistik Genel Müdür Yardımcı-sı Ergun Arıburnu; yakıt tüketiminin ve karbon salımının azaltılması, trafik kazalarının ve yük hasarla-rının önlenmesi amacıyla Omsan mühendisleri tarafından geliştirilen simülatörün uluslararasıçevre ödü-lüyle taçlandırılmış olmasından ötü-rü son derece gururlu olduklarını

belirtti. Sürüş Simülatörünün birçok özelliği nedeniyle lojistik sektöründe bir ilk olduğunu belirten Arıburnu, Kalkınma Bakanlığı, İstanbul Kalkın-ma Ajansı (İSTKA), Renault Trucks, Tırsan, Baktaç, Servis One, Lohr, KaTron, Michelin ve AS24 firmaları-na, projeye verdikleri destekten ötürü teşekkür etti.

Page 63: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

63

Ağustos 2015

20 büyük ihracat ülkesi hukuku ihlal ediyorUluslararası Şeffaflık Örgütü’nün raporuna göre, dünyanın en büyük ihracatçı ülkeleri uluslararası hukuku ihlal ediyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü, dünyanın en büyük ihracatçı ülkelerinin, sınırötesi rüşvetle mücadele etme yükümlülü-ğünü ihlal ederek, son dört yıl içinde yabancı kamu görevlilerine rüşvet ile ilgili hiçbir kovuşturma veya inceleme yapmadığına dikkat çekti.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Trans-parency International-TI) tarafından, OECD Uluslararası Ticari İşlem-lerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi’nin (Sözleşme) uygulan-ması açısından Sözleşme’yi imzala-yan 41 ülkenin gösterdiği ilerlemeyi her yıl tarafsız bir bakış açışıyla kar-şılaştırmalı olarak değerlendirildiği “Exporting Corruption 2015″ raporunu yayınlandı.

41 ülkeden 4’ü aktif olarak uyguluyor2015 Raporu, Sözleşme’nin yürürlüğe girmesinin üzerinden 16 yıl geçmiş olmasına rağmen, 41 ülkeden sadece 4′ünün (Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, İsviçre) Sözleşme’yi aktif bir şekilde uyguladığını, Sözleşme kap-samında soruşturma yürüttüğünü, yargılama yaptığını ortaya koydu. Sözleşme’nin uygulaması bakı-

mından 6 ülkenin “orta”, 9 ülkenin “sınırlı” olarak değerlendirildiği raporda, 20 ülkenin ise şirketlerin yolsuzluğu dünya çapında yayma-larını önlemek amacıyla hiç önlem almadığı ya da çok az önlem aldığı, 2 ülkede ise ölçüm yapılamadığı belirtildi.

OECD’ye yaptırım çağrısıUluslararası Şeffaflık Örgütü başkanı José Ugaz, devletlerin, OECD Ticari İşlerde Yabancı Kamu Görevlisine Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi’ni imzalayarak sınır ötesi yolsuzluğu inceleme veya kovuşturma yapacaklarını taah-hüt etmelerine karşın yarısının buna uymadığına dikkat çekti. Ugaz, “OECD bu ülkelerin kötü performansını önlemek amacıyla yaptırımda bulunmalı. Uluslararası hukuk yükümlülüklerini ihlal ederek sınır ötesi yolsuzlukla savaşmamak tolere edilemez” dedi.

Rapor Türkiye hakkında ne diyor?

Türkiye&prime’nin geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “az veya hiç uygulama kaydedilmeyen” ülke kategorisinde yer aldığı

raporda, 17-25 Aralık Yolsuzluk Soruşturması’nın takipsizlikle sonuçlanmasına ve bu süreç-te yargı bağımsızlığı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair endişelere işaret edildi.

Türkiye’de yolsuzlukla mücadele konusundaki eylem planlarının hazırlanması ve yürütülmesinde sivil toplum katılımının sağlan-madığı vurgulanan raporda,

HSYK’nın bağımsızlığı konusun-da endişelerin mevcut olduğuna dikkat çekildi ve şu önerilere yer

verildi:1. Yargı, siyasi baskılara karşı

korunmalıdır.2. Yabancı kamu görevlilerine rüşvet iddiaları etkili bir şekilde

soruşturulmalıdır.3. Şirketlerin yurtdışındaki rüşvet eylemlerine karışmasının engel-

lenmesi için tüzel kişilere öngörü-len para cezaları arttırılmalıdır.4. Mahkemelerin yurtdışında-ki rüşvet eylemleri ile ilgili tüm kararlarını yayınlamasının şart

koşulmalı, soruşturma ve dava-lara ilişkin veriler düzenli olarak

derlenmelidir.5. Özel sektör çalışanları ve

kamu görevlileri, kendi kurumla-rında yolsuzlukla mücadele ko-nusundaki farkındalığı arttırmak

için eğitime tabi tutulmalıdır.6. Gerek özel sektörde gerek-se kamu sektöründe ihbarda

bulunan kişilerin (whistleblower) korunması geliştirilmelidir.

Page 64: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

64

Ağustos 2015

KISALAR

Alışan Lojistik’ten yeni depo yatırımı

Alışan; Gebze Güzeller’deki depo hacmini genişletiyor. Lojistik sek-törünün öncü firmaları arasında yer alan Alışan; müşterilerine daha hızlı, daha etkin hizmet verebilmek için yatırımlarına devam ediyor. Lojistik sürecinin en önemli halkaları arasın-da yer alan depolama alanında bir adım öne çıkmayı hedefleyen Alışan; bu doğrultuda Gebze Güzeller Or-ganize Sanayi bölgesindeki depola-ma kapasitesine 11 bin metre kare alana sahip; 15 bin paletlik yeni bir depo daha ekledi. Kurulduğu 1985 yılından beri profesyonel uzman kadrosu ile lojistik sektörüne yönelik farklı çözümler üreten Alışan Lojistik; depolama çözümleri konusunda fa-aliyet alanlarını genişletmeye devam ediyor. Türkiye’nin sanayi üslerinden biri olan Gebze Güzeller’deki Or-ganize Sanayi Bölgesi’ndeaçacağı yeni depolama tesisi ile Alışan; 30 yıllık tecrübesi ve başta kimya olmak üzere birçok alandaki uzmanlığı sayesinde bölgedeki hizmetlerini ge-nişletmeye devam ediyor. Temmuz 2015 tarihi itibariyle Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi’nde faali-

yete açacağı ileri teknoloji ve güven-lik standartlarına sahip yeni deposu ile Alışan Lojistik; serbest depola-ma ve çeşitli elleçleme hizmetleri verecek. Lojistik hizmetlerini hızlı ve güvenilir şekilde sunmaya devam eden Alışan Lojistik; 11 bin metre kare alana sahip; 15 bin paletlik yeni deposu ile Gebze Güzeller Organize

Sanayi Bölgesi’nde de faaliyetleri-ne hız kesmeden devam edecek. Uluslararası kara taşımacılığı, yurtiçi nakliye, likit taşımacılık, gümrüklü-gümrüksüz depolama ve diğer tüm lojistik hizmetlerini müşterilerine entegre bir şekilde sunan Alışan Lojistik; yeni depo yatırımı ile farklılık yaratmayı sürdürüyor.

Filocular Pirelli ile buluştu

Premium lastik sektörü lideri Pirelli, filo kiralama yöneticileriyle İstanbul’da buluştu. Sakıp Saban-cı Müzesi Sicimoğlu Köşkü’nde gerçekleşen toplantıda sektörün durumu ve geleceği masaya yatırıldı.

Türk Pirelli Ticaret Direktörü Livio Magni, Satış Müdürü Ömer Atabek ve Pazarlama Müdürü Erkal Özürün tarafından yapılan sunumlarla 2014 yılı değerlendi-rildi, 2015 yılı hedef ve stratejileri yöneticilerle paylaşıldı. 2012 Kasım ayında yürürlüğe giren kış lastiği yönetmeliğiyle bera-ber kış lastik pazarında ciddi bir artışın yaşandığına dikkat çekilen toplantıda, geride kalan 3 yıllık dönemde Premium segmentte de kış lastiklerine verilen önemin arttığı belirtildi. Toplantıda, filo satışlarında da kış lastiklerinin

payının arttığının gözlemlendi-ği belirtilirken, 2014 yılı sonu itibariyle filo satışlarının yüzde 71,4’ü kış lastiği, yüzde 28,6’sı ise yaz lastiği olarak gerçekleştiği bilgisi paylaşıldı. Pazarda en çok

tercih edilen kış ölçüleri ise 16 ve altı jantlarda yüzde 14,1 ile ‘205/55R16’ olurken, 17 ve üstü ölçüye sahip Premium segmentte ise yüzde 20,6 ile ‘225/45R17’ olduğu bilgisi de verildi.

Page 65: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

65

Ağustos 2015

Gürgenç Transanatolia Rally Raid’de kadınlar için yarıştı

Borusan Lojistik, bu yıl ki TransAna-tolia Rallisini kadın sorunlarına dikkat çekilen bir platforma dönüştürüyor. Sürdürülebilir bir geleceğin ancak kadın emeğinin eşit koşullarda işgü-cüne katılması ve ekonomiye destek vermesiyle mümkün olabileceğine inanan Borusan Lojistik, Kadın Eme-ğinin içinde olacağı bir Gelecek için bir adım atıyor; kadının BirAdıVar, ve bunun herkes tarafından kabul edilmesine sadece #BİRADIMVAR diyor.Altıncı yılında parkurunu değiştiren, teknik ve güvenlik donanımını güç-lendiren TransAnatolia Ralli Raid’de bu yıl uluslararası yayıncı kuruluşların dâhil olması ve dünyanın en zorlu rallisi Dakar’ın katılımcılarının da ken-dilerini denemek için Transanatolia’yı yoğun olarak tercih etmesiyle yarış heyecanı başka bir boyuta taşındı. Yarışmaya Borusan Lojistik spon-

sorluğunda katılan Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç, bu yıl yarışırken aynı zamanda, “Kadınlar” konusunda bir farkındalık yaratmayı da amaçladığını, yarışmaya katıl-masının altında adrenalin tutku-sundan çok Türkiye’de kadınların yaşadığı sorunları gündeme taşıma isteğinin yattığını belirti. Gürgenç şunları söyledi: “Ne yazık ki erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz ve bu toplumda sıkıntılar, acılar daha çok kadınların payına düşüyor. Bu ülkede kadın olmak çok zor, her cephede mücadele etmek zorunda-lar. Eşit haklar için, can güvenlikleri için, iş olanakları için sürekli müca-dele halindeler. Ülkemizde erkekler-deki yüzde 64,3 istihdama karşılık kadınlardaki istihdam oranı yüzde 22,2’dir. Türkiye’de kadın istihdamı sadece 8 milyon düzeyinde bulunu-yor ve bu rakamın yarıdan fazlası da

lise altı eğitimli. Bu da demek oluyor ki çalışan kadınlarımız yoğun olarak hizmet sektöründe, tarımda ve fiziki güç gerektirmeyecek üretim hatla-rında çalışıyorlar. Genellikle düşük ücretler alıyorlar. Maalesef Türkiye’de kadının adı yok. Bu bir plaza kadını için de, bir saha çalışanı arkadaşım için de, köyünde tarlasında çalışan kadın içinde geçerli. Kadının bir adı olduğunu aklımızdan çıkartmadı-ğımız sürece, ancak kadın; emeği ile hayatın içinde eşit olarak yerini aldığında, gelecek bizim olacak! Bir toplumun sürdürülebilir refaha ve gü-zel bir geleceğe kavuşmasının yolu kadını hayatın içine almaktan geçer. transanatolia rally raid yarışmasın-da “biradımvar” diyerek mücadele ederken, kadın erkek eşitliği ilkesini özümsemiş borusan lojistiklilerin ve bütün borusanlıların desteğini yüre-ğimde hissedeceğim.”

MANN-FILTER ve Simkan Otomotiv müşterileriyle buluştuFiltrasyon uzmanı MANN-FILTER ve Simkan Otomotiv, Konya Kara-tay Sanayi Sitesi’nde düzenledikleri organizasyonda müşterilerini ağırladı. Simkan Otomotiv’in Konya şubesinin bulunduğu Karatay Sanayi Sitesi’nde gerçekleştirilen organizasyona binden fazla kişi katıldı. MANN-FILTER Pazarlama Müdürü Buğrahan Güzel aktivite ile ilgili şunları söyledi: “Konya sanayisi otomotiv yan sanayinde çok

önemli bir noktada yer alıyor. Biz de bayimiz Simkan Otomotiv’in düzen-lediği bu organizasyonda yer almak-tan büyük memnuniyet duyuyoruz. Müşterilerimizi dinlemek, onlarla vakit geçirmek ve onların düşüncelerini öğ-renmek bizim için de çok önemli. Ay-rıca MANN-FILTER dünyasındaki yeni gelişmeleri doğrudan onlarla paylaşa-biliyoruz, bu sebeple bu tür aktiviteleri daha sık yapmayı planlıyoruz.”

Page 66: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın

medya

Page 67: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın
Page 68: ’NİN SESİ · 2016-02-11 · ihraç ve ithal malların kotalarla kısıtlanmasının Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri rakamlarla ve örneklerle anlatılarak, ihracatçılarımızın