40
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç CHP 3. Bölge örgütünün katıldığı kahvaltıda konuştu. “Bütün ilçelerde, her kazanacağımız bir Belediye Meclis Üyeliği AKP’nin o faşist duvarından bir tuğla sökmektir. Ne kadar tuğla sökersek o duvar yıkılacaktır. AKP’yi İstanbul’da yıkmak zorundayız. Onun için küsme yok, darılma yok, gücenme yok. Küsen kendine küser. Herkes el ele verecek” dedi. Koç Yerel Seçimler’de Meclis Üyeliği için “Fermuar Sistemi’nin” uygulanacağını ıkladı. Koç “Sayın Genel Başkanımızın da, MYK’nın da önerdiği yol, yöntem bu.” dedi. (Yazısı 20. sayfada) Genelkurmay, Atatürk için internet sitesi açtı. Sitede Atatürk ile ilgili çok özel bilgiler, fotoğraflar ve anekdotlar yer alıyor. Sitede Atatürk'ün kendi ağzından hayat hikayesi de var. Gazi Mustafa Kemal'in kendi ağzından hayat hikayesi www.hurriyet.com.tr'de yayınlandı. Tıklanma oranı 11 Milyonu aştı. Mustafa Kemal Atatürk, 10 Ocak 1922’de Vakit Gazetesi’nde yayınlanan, Vakit Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin'e (Yalman) verdiği mülakatında kendi hayatını şöyle anlatmıştı: (Sayfa 15‘de) SAYI: 224 MART 2013 S ürekli, Et kili, Ýlkeli. ATAKÖY 21 21 Yaþýnda Bakýrköy’de 1 Numara http://www.atakoygazete.com.tr FİYAT: 2 8 SAATTE 7 MİLYON KEZ... Şenlikköy’deki Tarihi Av KöşBakırköy’deki tarihi binaların ilgisizlikten bir bir yok olduğu şu günlerde, gazetemizin de ısrarla üzerinde durduğu Şenlikköy’deki Av Köşkü restore çalışmaları başladı. İncirli Caddesi’ndeki Resneliler Köşkü ise her geçen gün yok oluyor. Bu yok oluşu yetkililer sadece seyrediyor. Florya Karakol Binası ve Atatürk Parkı’nın karşısında bulunan ve tarihi önemi olan Av Köşkü, Beyazlar İnşaat tarafından restore ediliyor. Beyazlar İnşaat Sahibi Alim Beyaz, restore çalışmalarına başladıklarını ve tarihi köşkün restorasyon işlemlerini haziran ayına kadar bitireceklerini söyledi. Büyükşehir Belediye Meclisi reddetmişti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı özel imar çıkartmıştı... CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan SALICI Ali Ağaoğlu’nun Veliefendi Hipodromu karşısında aldığı arazi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından özel imar planı değişikliği yapılması CHP Bakırköy İlçe Örgütü tarafından protesto edildi. (Yazısı 13. sayfada) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç ÇEK İ C İ REZALET İ NE ÇEK İ C İ REZALET İ NE K İ M DUR D İ YECEK? K İ M DUR D İ YECEK? İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeye göre, park halindeki araç trafiği engellemiyorsa çekilemeyecek, sadece trafiğin aktığı herhangi bir caddede park edilmiş olması çekilmesi için yeterli değildir. Genelgeye rağmen araçlar hiçbir “Park edilmez“ tabelası olmamasına rağmen hoyratça, düşman malıymış gibi çekiliyor. Son günlerde Ataköy’de özellikle Atrium çevresinde tüm araçlar Belediye’nin yol kenarına yaptığı park yerlerinden çekiliyor. Araç sahipleri ile çekiciler arasında sert tartışmalar oluyor. Bazı çekicilerdeki polisler sivil kıyafetle görev yapıyor. Yetkililere soruy- oruz. Çekicilerdeki görevli polisler sivil kıyafetle görev yapabilir mi? Yapamazsa bu polis nasıl görev yapıyor? İşte o polis (Yazısı 21. sayfada) RESTORASYONU BAŞLADI “KADİR TOPBAŞ’A SORUYORUM, İSTANBUL’U KİM YÖNETİYOR?” “SEÇİMLERDE FERMUAR SİSTEMİ UYGULANACAK” (Yazısı 19. sayfada)

Atakoy Gazete 224

Embed Size (px)

DESCRIPTION

22 senedir surekli, etkili, ilkeli yayın

Citation preview

Page 1: Atakoy Gazete 224

CHP Genel Başkan Yardımcısı veParti Sözcüsü Prof. Dr. HalukKoç CHP 3. Bölge örgütününkatıldığı kahvaltıda konuştu.“Bütün ilçelerde, herkazanacağımız birBelediye Meclis ÜyeliğiAKP’nin o faşistduvarından bir tuğlasökmektir. Ne kadar tuğlasökersek o duvar yıkılacaktır.AKP’yi İstanbul’da yıkmak

zorundayız. Onun için küsme yok,darılma yok, gücenme yok.

Küsen kendine küser. Herkesel ele verecek” dedi.Koç Yerel Seçimler’de MeclisÜyeliği için “Fermuar

Sistemi’nin” uygulanacağınıaçıkladı. Koç “Sayın Genel

Başkanımızın da, MYK’nında önerdiği yol, yöntem bu.”dedi.

(Yazısı 20. sayfada)

Genelkurmay, Atatürk için internet sitesi açtı. Sitede Atatürk ile ilgili çok özel bilgiler, fotoğraflar ve anekdotlaryer alıyor. Sitede Atatürk'ün kendi ağzından hayat hikayesi de var. Gazi Mustafa Kemal'in kendi ağzından hayathikayesi www.hurriyet.com.tr'de yayınlandı. Tıklanma oranı 11 Milyonu aştı.Mustafa Kemal Atatürk, 10 Ocak 1922’de Vakit Gazetesi’nde yayınlanan, Vakit Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin'e

(Yalman) verdiğimülakatında kendihayatını şöyle anlatmıştı:

(Sayfa 15‘de)

SAYI: 224 MART 2013

Sürekli ,

Etkili ,

Ý lkeli . ATAKÖY2 12 1Yaþýnda

Baký rköy’de1 Numara

http://www.atakoygazete.com.tr

FİYAT: 2

8 SAATTE 7 MİLYON KEZ...

Şenlikköy’deki Tarihi Av Köşkü

Bakırköy’deki tarihi binaların ilgisizlikten bir bir yok olduğuşu günlerde, gazetemizin de ısrarla üzerinde durduğuŞenlikköy’deki Av Köşkü restore çalışmaları başladı. İncirliCaddesi’ndeki Resneliler Köşkü ise her geçen gün yokoluyor. Bu yok oluşu yetkililer sadece seyrediyor.Florya Karakol Binası ve Atatürk Parkı’nın karşısında bulunanve tarihi önemi olan Av Köşkü, Beyazlar İnşaat tarafındanrestore ediliyor. Beyazlar İnşaat Sahibi Alim Beyaz, restoreçalışmalarına başladıklarını ve tarihi köşkün restorasyonişlemlerini haziran ayına kadar bitireceklerini söyledi.

Büyükşehir Belediye Meclisi reddetmişti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı özel imar çıkartmıştı...

CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan SALICI

Ali Ağaoğlu’nunVeliefendi Hipodromukarşısında aldığı araziiçin Çevre veŞehircilik Bakanlığıtarafından özel imarplanı değişikliğiyapılması CHPBakırköy İlçe Örgütütarafından protestoedildi.

(Yazısı 13. sayfada)

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç ÇEKİCİ REZALETİNEÇEKİCİ REZALETİNEKİM DUR DİYECEK?KİM DUR DİYECEK?

İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeye göre, park halindeki araç trafiğiengellemiyorsa çekilemeyecek, sadece trafiğin aktığı herhangi bircaddede park edilmiş olması çekilmesi için yeterli değildir. Genelgeyerağmen araçlar hiçbir “Park edilmez“ tabelası olmamasına rağmenhoyratça, düşman malıymış gibi çekiliyor.Son günlerde Ataköy’de özellikle Atrium çevresinde tüm araçlarBelediye’nin yol kenarına yaptığı park yerlerinden çekiliyor. Araç sahipleri ile çekiciler arasında sert tartışmalar oluyor. Bazıçekicilerdeki polislersivil kıyafetlegörev yapıyor. Yetkililere soruy-oruz. Çekicilerdekigörevli polislersivil kıyafetlegörev yapabilir mi?Yapamazsa bupolis nasıl görevyapıyor?İşte o polis

(Yazısı 21. sayfada)

RESTORASYONU BAŞLADI

“KADİR TOPBAŞ’A SORUYORUM, İSTANBUL’U KİM YÖNETİYOR?”

“SEÇİMLERDE FERMUAR SİSTEMİ UYGULANACAK”

(Yazısı 19. sayfada)

Page 2: Atakoy Gazete 224
Page 3: Atakoy Gazete 224

AYINYAZISI

YAŞAMI ZORLAŞTIRANLAR KİM?

e-mail: [email protected]

İpin ucu tamamen kaçmış durum-da. Merkezi ve yerel yöneticiler elele vermişler yaşamı çekilmez halegetirebilecek akla gelen herkonuda birleşiyorlar. “Benden yana olmayana hayathakkı yok” düşüncesi Türkiyem-iz’de bugüne kadar hiçbir zamanbu kadar tavan yapmamıştı. Yasave yönetmelikler güçlülertarafından her an için bir kenara itilebiliyor. Son örnekOsmaniye Mahallesi’nde Ali Ağaoğlu için çıkartılan özel imardeğişikliği. Birileri çıkıp, İstanbul’un silüeti bozuldu, trafikiçinden çıkılmaz hale geldi, İstanbul her geçen günyaşanmayacak şehir haline geliyor... söylemlerindebulunuyorlar. Bunları hangi yüzle söyleyebiliyorlar. Ayrımcılık her konuda yapılıyor. Yaşananlar karşısında aksinisavunmak mümkün mü? Bir kere daha tekrarlayalım. Cebindeparası ve arkasında güçlü siyasiler olan bu ülkede her şeyi,insanların gözünün içine baka baka yapıyor...

Çekici rezaletini aylardır gündeme getiriyoruz, bırakındüzelmeyi inadına uygulamalar neredeyse toplu tepkileredönüşecek. Çekicileri denetleyen yok. Görevlisinden şoförünekadar tam bir aymazlık içindeler. Amaçları tıkanan trafiğirahatlatabilmek için yanlış park eden araçları çekmek değil,tek amaçları İstanbul Trafik Vakfı’nın kasasına ve anlaşmalıotoparklara daha çok para kazandırmak. Bu konu ile ilgili haberimizi dikkatle okuyun. Bakalımsorumlular, resmi kıyafetle görev yapması gerekirken sivilkıyafetle görev yapan memur hakkında ne yapacaklar...

Bakırköy’de de işlerin iyi gitmediğini her mahalledenaldığımız telefonlardan anlayabiliyoruz. Bakırköy’ün nerede ise tüm kaldırımları işgal altında.Bakırköylüler adeta feryat ediyor. ‘’Yürüyemiyoruz. Zabıtanerede. Zabıta, bırakın işgalleri kaldırmayı bazı işyerlerinisanki koruma altına almışlar. Yaptığımız şikayetleri dikkatebile alan yok’’ diyorlar...

Yeşilköy’den gelen şikayetler ise dudak uçuklatan cinsten.Bazı büfe ve işyerlerinin işgal ettikleri kaldırımları boşaltmasıgerekirken belediye, beylerin rahatı bozulmasın diye bizlerdentopladıkları vergilerle ikinci bir kaldırım yapıyor. İstasyon Caddesi’nde Yapıkredi Bankası’nın eski bulunduğuyerde yapılan tadilat günlerce tartışıldı. Ne oldu? Her şeybirilerinin desteği ile görmezden gelindi, bitirildi. Ve kafeninbugün yarın açılışı yapılacak. Eminiz bu açılışa biziyönetenlerin çoğu katılacak...

Olumsuzlukların yanında tabii ki olumlu şeyler de oluyor.Yıllardır gündeme getiriyoruz. Bakırköy’de tarih yok ediliyordiye. Özellikle tarihi binalar kaderiyle başbaşa bırakılmış, yokolup gitmeleri bekleniyor.Bakırköy’de özellikle üzerinde durduğumuz değeri çok yüksekiki tarihi bina var.Birincisi Şenlikköy’deki Av Köşü. Bu binayı Beyazlar İnşaatalmış. Halim Beyaz gazetemize de açıklamalarda bulundu.Restorasyon çalışmaları devam ediyor. Kısa sürede bitirilecek.Böylece bir tarih yok olmaktan kurtarılmış olacak.İkinci bina ise İncirli Caddesi’ndeki Resneliler Köşkü. Hergeçen gün çürüyor. Bakırköy Belediye Meclisi bu köşkünrestorasyonu için karar almış, bir de bütçe ayırmıştı. Ancakmal sahiplerinin direnmesi, sonucu şu ana kadar neticealınamadı. Devlet bunun için vardır. Yasaları uygulatacak olan onlardır.Bir an önce harekete geçilmeli, yasalar uygulatılmalı bu tarihyok olmaktan kurtarılmalıdır.

Size bir son dakika haberi de duyuralım. Bakırköy Belediyesiİmar ve Şehircilik Müdürü İlyas Çınar görevden alındı. YerineFatih Turan atandı. Zorunlu (!) başka değişiklikler de oldu. Budeğişiklikler neden mi yapıldı? Gelecek yazımızda...

Özcan Atamer

3

MHP MYK ÜYELERİ YEREL BASINLA BULUŞTUMHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyeleri ErdemKarakoç, Musa Küçük ve Erol Gül, İstanbul 3.Bölge’de görev yapan yerel basın temsilcileriyle biraraya geldi.Çok sayıda basın mensubunun katıldığı yemeklitoplantı Küçükçekmece’de bir restorandagerçekleştirildi. Yemekte konuşan MHP MYK ÜyesiErdem Karakoç, İmralı görüşmeleri ve önümüzdekiyıl yapılacak olan yerel seçimler hakkındaaçıklamalarda bulundu. Yerel seçim çalışmalarına

hız kesmeden devam ettiklerini ifade eden Karakoç,her 4 kişiden 1’nin oyunu almaya çalışacaklarınısöyledi. Yerel basının önemini bildiklerini ve bunun

için yerel basınla sürekli iletişim halinde olduklarınıda ifade eden Karakoç, toplantıların bundan sonrada artarak devam edeceğini söyledi.Karakoç’un ardından söz alan Erol Gül ise,Türkiye’nin dış politikası ve ekonomik durumuhakkında açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin dışpolitikada yeterince güçlü olamadığını kaydedenGül, AKP’nin tüm komşularıyla sorunlu bir Türkiyeyarattığını belirtti. Türkiye’nin güçlü bir ekonomiyesahip olmadığını ifade eden Gül, işsizlik oranının

yüzde 10’lara dayandığını, vatandaşlarınborçlu yaşatılmaya zorlandığını söyledi.Toplantının sonunda söz alan Musa Küçükde, önümüzdeki yıl yapılacak olan seçimleriçin partinin tüm kademeleriyle çalıştığınıbelirterek, yerel seçim sürecinde yerelbasının desteklerinin kendileri için çokönemli olduğunu belirtti.Konuşmaların ardından MHP MYK Üyeleribasın mensuplarından gelen soruları

yanıtladı.Toplantının sonunda ise MHP MYK Üyeleri basınmensuplarıyla bir hatıra fotoğrafı çektirdi.

Hak ve Eşitlik Partisi Bakırköy İlçe Başkanlığı’ndan

YEREL BASINA KAHVALTIHak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Bakırköy İlçeBaşkanlığı düzenlediği kahvaltı ile yerel basınmensuplarıyla bir araya geldi.Kahvaltıda basın mesuplarının sorularını yanıtlayan

HEPARBakırköyİlçeBaşkanıHasanTümsan,Mart2014’teyapılacakyerelseçimler

içinçalışmalara başladıklarını ve Bakırköy’de bir sürprizgerçekleştirerek iktidar olmayı hedeflediklerinisöyledi.Bakırköy’de var olan sorunların artarak devamettiğini kaydeden Tümsan, gerek Bakırköylüler’ingerekse Bakırköy’deki esnafın mevcut belediyedenmemnun olmadıklarını fakat bu memnuniyetsizliğiaçıkça söyleyemeyen büyük bir sessiz çoğunluğunolduğunu ifade ederek, “Bakırköy’deki sessiz

çoğunluğun sesi olacağız” dedi.Mart 2014’te yapılacak yerel seçimlerdeBakırköylülerin güvendiği dürüst bir başkan adayıbelirleyeceklerini ve çeşitli isimler üzerinde

çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Tümsan,“Yerel seçim çalışmalarına hızlı bir şekilde devamediyoruz. Bugün seçim bölgemizdeki basınmensuplarımızla bir araya gelerek, onlarıngörüşlerini, eleştirilerini dinlemek ve eksikliklerimizigidermek amacıyla bir kahvaltılı sohbet toplantısıdüzenledik. Bakırköy’de maalesef Bakırköylülerinlehine pek fazla bir şey yapıldığını söyleyemeyiz.HEPAR olarak Bakırköy’de yönetime talibiz. Bununiçin de çok ciddi şekilde çalışıyoruz. Şu an sahaçalışmalarımız devam ediyor. Bakırköy’de,Bakırköylülerin güvendiği, dürüstlüğüne inandığıBakırköylü bir başkan adayı ile seçimlere gireceğiz.İsim henüz belli değil. Fakat kesinlikle Bakırköylü birbaşkan adayı ile yola çıkacağız” diye konuştu.Türkiye ve Bakırköy gündemine dair bir çokkonunun konuşulduğu kahvaltılı sohbet toplantısınınardından Hak ve Eşitlik Partisi yönetim kuruluüyeleri, yerel basın mensupları ile birlikte hatırafotoğrafı çektirdiler.

(Yavuz ARPACIK)

Page 4: Atakoy Gazete 224
Page 5: Atakoy Gazete 224

Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Ünal Erzen:

5

BBakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi BaşkanıYrd. Doç. Dr. Meltem Ünal Erzen, son yıllardaartan kadına yönelik her türlü şiddetkonusunun çözümünde kadınlarındayanışmasının çok önemli olduğunu söyledi.Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi BaşkanıMeltem Ünal Erzen ile kadına karşı uygulananşiddet, bu konunun çözümünde atılmasıgereken adımlar, kadınların siyasette ve diğeralanlarda erkekler kadar etkin olamaması,medyanın kadına şiddet konusundakiyaklaşımı, Kadın Meclisleri’nin ilçelerdekikadınlar için önemi ve faaliyetlerine kadar birçok konudakonuştuk.

Sayın Erzenöncelikle 8Mart DünyaEmekçiKadınlarGünü’nünanlamı veönemihakkındabilgi verirmisiniz?8 MartDünyaEmekçiKadınlar günüya da Dünya Kadınlar günü; öncelikle kadınlarıneşitlik mücadelesini simgelemesi noktasındaönemlidir. 8 Mart 1857 yılında ABD’de bir grupemekçi kadının daha iyi çalışma koşulları talebisonrası gördükleri şiddet ve yüzün üzerindekikadının can vermesi kadınların yıllardır süreneşitlik mücadelesinde ne tür bedeller ödedikleri-nin bir örneğidir. 8 Mart’ın belirleyicisi bu olaydır.Sonrası 8 Mart gününün Dünya Kadınlar Günüolarak kutlanması Birleşmiş Milletler GenelKurulu’nda görüşülmüş ve 1977’de kabuledilmesiyle dünyada yaygın olarak kutlanmayabaşlanmıştır. Biz de her yıl 8Mart’ta dünya kadınlarınıneşitliği, özgürlüğü, insanolmaktan kaynaklı haklarınınteslimi noktasında gününanlam ve önemine dikkat çekiy-oruz.

“2012 YILINDA 165 KADINÖLDÜRÜLMÜŞ, 150 KADIN

TECAVÜZE UĞRAMIŞ.MAALESEF 2013 YILI DA

FARKLI GEÇMEYECEK GİBİDURUYOR”

Son yıllarda çeşitli yasalarçıkarılmasına, eğitici çalışmalaryapılmasına karşın şiddetolayları artarak devam ediyor.Bu durumun en önemli sebebisizce nedir?Çünkü erkekler eşit olmakistemiyor. Kadınlarınokumasını, ekonomik özgürlüğesahip olmasını, siyasette,ticarette veya toplumunherhangi bir alanında başarılıolmasını kabul edemiyorlar.Kadının bir erkekle eşit olmasısözü dahi bir erkeği sinirlendirmeye yetiyor çoğuzaman. Bunun kökeninde ise, ataerkil düşüncetarzı yatıyor. Yani kadını kendi özel alanının birunsuru olarak gören, kadının kamusal alanda varolmasını kabul edemeyen erkek egemen düşünce.Maalesef toplumumuz gerek aile yapıları, gerekeğitimi, gerek medyası ve gerekse de siyaset

arenası itibariyle fazlasıyla erkek egemen.Geçtiğimiz 2012 yılı, medyaya yansıyan şiddethaberlerine bakın tam anlamıyla dehşet verici.Kadına yönelik şiddet haberinin olmadığı gün yok.2012 yılında kadına yönelik şiddet olaylarında;165 kadın öldürülmüş, 150 kadın tecavüzeuğramış, 210 kadın ağır şekildeyaralanmış. Maalesef 2013 de farklıolmayacak gibi. Bunların failleri bazenbir baba, bazen eş, bazen herhangibir akraba… Kadınların bu kadarfazla şiddete maruz kalmasının birbahanesi olamaz. Bir ankette kadınların evlendirilmesiile ilgili sorular sorulmuş ve anket

sonuçlarına görekadınların ailebaskısı ile yanizorla evlenmeoranı köylerdeyüzde 12, İstan-bul'da ise yüzde8. Bu rakamlarsizce nasılyorumlanır.İstanbul'da bukadar yüksekolması şaşırtıcıdeğil mi?Erkek egemendüşünceden azönce bahsettim,

bu düşünce kadını erkeğe ve onunözel yaşantısına ait görüyor. Ataerkilbir ailede kadının evleneceği kişiyiseçmeye dahi hakkı yok, anket debunu söylüyor. Bahsettiğinizaraştırmayı incelemedim, bilmiyorum.Ancak burada dikkat edilmesi gerekennokta; kadınlara hayatlarını geçirecekinsanı dahi seçme fırsatı vermeyenböyle geri bir düşüncenin 21.Yüzyıl’da hala varlığını koruyor olması vetoplumda yaygınlık göstermesi olmalıdır. Hayatabu ataerkil pencereden bakan birini Avrupa’nın,

Amerika’nın en gelişmiş şehrine de götürsenizsonuç değişmez. Bu şiddet olaylarını işleyenerkekler de ilk eğitimlerini bir kadından alıyorlar.Şiddet konusunda sadece erkeklerin eğitimi değilkadınlarımızın da eğitimi çok önemli, kadın “beneşimin ailesinden dert çektim, gelinim de bizimelimizden çeksin” dememeli. Kadınlar bu şiddetekarşı ancak dayanışarak dur diyebilirler.

“BAKIRKÖYLÜ KADINLAR İÇİN PROJELER ÜRETİYORUZ”

Kadınların önünde birçok engel var. SizdeBakırköy’de kadınlara yönelik çok ciddi çalışmalaryapıyorsunuz. Kadın Meclisi başkanlığını

yapıyorsunuz. KadınMeclisleri’ninilçelerdeki kadınlariçin önemi ve işlevinedir?Kadın Meclisleri,Birleşmiş MilletlerinYG21 yani YerelGündem 21 Programıçerçevesindeilçelerde kentkonseylerinin altındafaaliyet gösterenplatformlar. YG21Programı, 21.Yüzyılın gündemininvatandaşlartarafındanbelirlenmesi amacıile başlatılan, yerelingücünü ve sözhakkını arttırmayayönelik bir program.Kent Konseyleri vekonseye bağlımeclisler, İçişleriBakanlığı tarafından8 Ekim 2006’daResmi Gazete ’deyayımlanarakyürürlüğe giren“Kent KonseyiYönetmeliği” ilefaaliyetlerinisürdürüyor. Kent

Konseyleri’nin altında; Kadın, Gençlik, Çocuk veEngelli Meclisleri kuruluyor ve bu meclislerüzerinden kentte yaşayan vatandaşlar, kentte

yaşanılan, gözlemledikleri sorunlarıdile getiriyor, çözüm odaklıprojeler üretiyorlar. Aslındakentliler kendi kendiniyönetebiliyorlar. Kent Konseyi,Kadın, Gençlik, Çocuk ve EngelliMeclisleri başkanları ve yürütmekurulu üyeleri kent konseyleriortak tüzüğü çerçevesindedemokratik seçimle iş başınageliyorlar. İşte bahsettiğimiz hertürlü kadın sorununun çözümü içinkadın meclisleri çok önemli. Bumeclislerde kadınlar birlik içindeprojeler üretiyor, güçleniyorlar.Sizin de söylediğinizi gibi biz deBakırköy Kent Konseyi KadınMeclisi olarak kadının istihdamı,eğitimi, sağlığı, kadının siyasettekiyeri, kadına yönelik her türlüşiddetle mücadele gibi pek çokbaşlık altında çok çeşitli projelerüretiyor ve hayata geçiriyoruz.

“KADIN KOLLARI’NAKARŞIYIM. ÇÜNKÜ KADINKOLLARI’NIN VARLIĞINIKABUL ETMEK ,DOLAYLI

OLARAK SİYASETİN ERKEK İŞİOLDUĞUNU KABUL ETMEKTİR”

Kadınların siyasette yeterince etkin olmadığıkonusu üzerinde durdunuz ve bu doğrultuda“Politika Sadece Erkek İşi Midir?” isimli bir projeyaptınız.

DEVAMI 17‘de

““KKAADDIINNLLAARR ŞŞ İİDDDDEETTEE KKAARRŞŞ IIDAYANIŞARAK DUR DİYEBİLİRLER”DAYANIŞARAK DUR DİYEBİLİRLER”

Page 6: Atakoy Gazete 224
Page 7: Atakoy Gazete 224

KKalp hastalıklarından, psikolojik sorunlara,bağımlılıklardan, bel fıtığına, uykusuzlukproblemlerinden, şeker hastalığına kadar birçok sorundan yoga ile kurtulabilir ve doğruyaşama düze-nine yoga ilegeçebilirsiniz.Yoga EğitmeniHüsnü Ünver,6000 yıllıkgeçmişi olanyoganın insanhayatına çokönemli etkileriolduğunubelirterek,düzenli olarakyoga yapan birinsanın bir çokhastalıktankurtulabile-ceğini veyoganınsağlığın doğalsigortasıolduğunu ifadeediyor.2002 yılında yogaya başlayan Hüsnü Ünver,yoga doğru yaşamanın yoludur diyor ve ekliyor,“Doğru yaşamak istiyorsan yoga yapacaksın. Bizinsan olarak 3 ana

unsurdan oluşuyoruz. Zihin,beden ve ruhumuz. Geneldekullandığımız bedendir.Kendimizi hep bedenzannediyoruz. Ama ruhumuzusadece mezarlıktaki dua dahatırlıyoruz. Aslolanıniçimizdeki ruh olduğununbilincinde değiliz. Nasıl ki,bedenin bir elbisesi varsa,ruhun elbisesi de bedendir.Zihin dediğimiz düşünceikisinin arasındaki köprüdür.Eğer biz düşüncelerimizi doğrukullanabilirsek, bedenimizi doğruyönetiriz. Yani merkeze bağlıolarak çalışmış oluruz. Bunu dayoga ile yapabiliriz”Yoga Eğitmeni Hüsnü Ünver ileyoga ve yoganın insanlara yararıhakkında konuştuk.

Yoga’ya nasıl başladınız? Kaç yıldıreğitmenlik yapıyorsunuz?Yöneticilikten, esnaflığa kadar birçok iş yaptım. 2000’li yıllarda işortaklarımla olan problemlernedeniyle bunalıma girdim. Buarada Ayvalık’taki bir seyahatimdekomaya girdim. Ve gözlerimi açtığımdaEge Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yoğunbakımdaydım. 2 ay tedavi gördüm. Birgün hastane odasının penceresindenbahçeyi izlerken orada bir bahçıvanınçalışmasını dikkatle izledim. Yüzündekitebessümü gördüm. Bende şu düşünceuyandı. Neden bu adam gibi mutlu vesağlıklı değilim. Bu cümle benimdönüşümüm oldu ve acaba neyapabilirim, kendime nasıl bir yol

çizebilirim diyerek arayışa başladım. Çeşitliteknikler ve felsefeler ile ilgilendim. Bunlarıniçinde yoganın benim aradığım teknikolduğu hissi uyandı bende. Bu arada da

Bakırköy Baruthane’de(İspirtohane KültürMerkezi) Akif Manafhocamız yogadersleri veriyordu.Gittim görüştümkendisiyle. Ve 2002yılında oradayogaya başladım.Ve gerçek yogadisiplininiöğrendim.Yoganın çokçeşitleri var. Amabir tek yogavardır. Biz bunaorijinal yoga diy-oruz. Ben de buyoga sisteminiuyguluyorum. Dahasonra da Ayvalık’taYoga AkademiMerkezi’ni kurdum.Orada faaliyete

başladım. Bunu neden yaptım. Felsefemşuydu; Ben ki o hallerden bu halleregeldim, herkese bunun faydası olur. Vebütün işlerimi tasfiye

ettim. Ayvalık’ta mütevazıama huzurlu bir yuva

kurdum. Ve dersvermeye başladım.

Yoga nedir?Yoga, mutluluğu

içinde aramasanatıdır.İnsanlar birbir-

lerine hep nasi-hatler verir.

Korkma,sakin ol,

üzülme, endişe-lenme,yalan

söyleme gibi.Bu saydıkla-

rımıznegatif

duygulardır. Bunegatif

duygularzamanla bedendeolumsuzluklarayol açar. Sinirsistemi

bozulur, dolaşımsistemindetansiyon ve kalp

rahatsızlıkları

ortaya çıkar, mide, böbrek derken bağışıklıksistemi zayıflar ve bütün hastalıkların kapısıartık açıktır. Bedendeki acılar ruhsalrahatsızlıkları da beraberinde getirir. Bedenruhun ve zihnin bir araya gelmesiyleyaratılmıştır. Bütün bunların içinden nasılçıkacağız sorusunun cevabı yoganın orijinaltekniklerini uygulayarak, bedeninnormalleşmesini engelleyen iç ve dış sebeplerkalktığında, mükemmel bir tasarım olan insanhuzurlu ve sağlıklı yaşayabilmektedir. Yoganınen etkili tekniklerinden nefes, kontrol altınaalındığında, tam ve doğru nefes farkındalığıgelişir. Derin, yavaş ve uzun nefes alıp vermeye

alışıyoruz. Kan iyi temizleniyor, bol oksijenlikanla beslenen hücreler canlanıpaktivitelerini arttırıyor. Doğru nefes sinirleridengeliyor, beden gevşiyor, düşünce üretmemerkezi olan zihnimiz sakinleşiyor. Zihnimizsakinleştiğinde istemsiz düşünceler azalıyor,zamanla yok oluyor. Negatif düşünceler yokolduğunda korku, öfke, kıskançlık, gurur,endişe, şiddet ve benzeri negatif duygular dayok oluyor. Çünkü düşüncelerin efendisizihin, zihnin efendisi ise nefestir. Yoganefese dayalıdır. Nefes can’dır. Nefesruh’tur. Nefes bizim doğayla, evrenlearamızdaki köprüdür. Eğer bunun bilincinde

olarak doğru nefes alıp vermeyiöğrenirsek bütün bedenimiz doğru çalışır.Çünkü nefes bedenin antrenörüdür. Bizdoğru nefes aldığımızda aldığımız ooksijen kanı temizliyor. Dolayısıylakendimizi iyi hissediyoruz. Devamlı yogayapmak adeta diş fırçalamak gibi birşeydir. Günlük yaşamda zihin yoruluyor.Beden yoruluyor. Ve akşama kadarbunlar toksin biriktiriyor. Eğer siz akşameve gittiğinizde 15-20 dakika yogatekniği uygulayarak nefes alıp verseniz oyorgunluğu atlatıyorsunuz.

DEVAMI 25‘de

7

YYYooogggaaa EEEğğğ iii tttmmmeeennn iii HHHüüüsssnnnüüü ÜÜÜ nnnvvveeerrr ,,,

“YOGA SAĞLIĞ IN S İGORTASIDIR”“YOGA SAĞLIĞ IN S İGORTASIDIR”

Ataköylüler Derneği’nde Yoga Eğitimi BaşlıyorAtaköylüler Derneği’nde Yoga Eğitimi BaşlıyorDetaylı Bilgi İçin : 0212 560 82 81Detaylı Bilgi İçin : 0212 560 82 81

Page 8: Atakoy Gazete 224
Page 9: Atakoy Gazete 224

9

DDünyaya bir kere daha tek yürek olduğumuzu,vatanımızın bir parçasını bile düşmanabırakmayacağımızı kanıtlayan, tarihimizin enşanlı zaferlerinden birini kazandığımız vebinlerce şehit verdiğimiz yer… Üzerindendoksan sekiz yıl geçse de aslaunutamayacağımız, her göreni derindenetkileyen bir yer… Çanakkale Şehitlik… Birtarafta ülkesini düşmandan korumak içinkavurucu sıcakta ve dondurucu soğuktasavaşan kahraman Türk askerlerimiz, diğertarafta çok uzaklardan gelmiş, niye ordaolduğunu bile bilmeyen askerler… Dünyatarihine en centilmen savaş olarak geçen birsavaş… Çanakkale Savaşları…

Bakırköy Belediyesi Halkla İlişkilerMüdürlüğü’nün düzenlediği “ÇanakkaleSavaşı’nın 98. Yıl Dönümünde ŞehitlerimiziAnıyoruz” gezisine katıldık. Bakırköy’den 8otobüs ile saat 07:00’de atalarımızın kahramancasavaştığı topraklara yolculuğumuz başladı.Yolculuk öncesinde Bakırköy Belediye BaşkanıAteş Ünal Erzen tek tek 8 otobüse çıkarak geziyekatılanlara iyi yolculuklar diledi. Yolculuğumuzsırasında bize Bakırköy Belediyesi Halkla İlişkilerMüdürlüğü personeli Suat Özcan ve rehber

Mustafa Selim Meriç eşlik etti. Saat 12:30 sularında atalarımızın kahramancasavaştığı Çanakkale topraklarına girdik. GezimizGüney Cephesi’nde başladı ve daha sonra iseKuzey Cephesi’ne geçerek, kara savaşlarınınyaşandığı yerleri gördük.Çanakkale gezimiz sırasında ilk gördüğümüz yerKilitbahir yakınlarında Seyit Onbaşı heykeliydi.Burada otobüsten inerek rehberimizden SeyitOnbaşı’nın kahramanlığını can kulağıyla dinledik.Daha sonra ise Gelibolu Yarımadası’nın ucundadeniz kenarına dikilmiş olan Çanakkale ŞehitleriAbidesi’ni ziyaret ettik. Anıtın çevresinde savaştanbazı bölümler kabartma olarak görsel-leştirilmiş.

Anıtın tamortasındaduruncatam tepedeay yıldızlıbayrağımızyer almak-ta. BugünÇanak-kale’yekaradan vedenizdengelirkentam uçtagörünen buanıt, Türkaskerininkahraman-lıklarınıhatırlatır.Burada da

rehberi-mizden Çanakkale Savaşı’na ait kesitler dinledik.Şehitler Abidesi’nin ardından tekrar otobüsümüzebinerek kara savaşlarının yapıldığı Anzak Koyu veConkbayırı’na doğru hareket ederek. 57. Alay

Şehitliği’ne geldik. Kara savaşlarında siperlerinbirbirine 5 metre kadar yaklaştığı, stratejik olarakçok önemli olan Anzak Koyu ile Conkbayırıarasındaki alanda her iki taraf da çok kayıpvermiş.

devamı arka sayfada

ÇANAKKALEÇANAKKALEÇok sevdiğiniz birisine yazdığınız son mektuptaki vedadır

Rehberimiz Mustafa Selim Meriç ile birlikte

Çanakkale 19. Tümenle beraber Albay MustafaKemal’in tarih sahnesine çıktığı yerdir. Birzamanlar padişahım sen çok yaşa sesleri yerine“VATAN SAĞ OLSUN” seslerinin yükseldiği biryerdir. Siperin bir köşesinde çok sevdiğinizbirisine yazdığınız son mektuptaki vedadırÇanakkale. Bir süngü hücumundasınız,taarruza kalkmış arkadaşlarınızın şehitolduğunu görmek ve 3 dakika sonra da sizinşehit olacağınızı bilmektir Çanakkale. Ağustosayının sıcağında bir dilim ekmeğe, bir yudumsuya hasret kalmaktır. Aralık ayının soğuk birkış gecesinde buz tutmuş ellerinizle tüfeğesarılıp 8 metre ötedeki düşmanı gözetlemekdemektir Çanakkale.

Page 10: Atakoy Gazete 224
Page 11: Atakoy Gazete 224

11

Atatürk’ün “Ben size taarruzu emretmiyorum,ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecekzaman zarfında yerimize başka kuvvetler, başkakomutanlar kaim olabilir” emri ile süngüleri takıpmevzi alarak Anzak askerlerinin Arıburnucephesindeki ilerleyişini durdurup geri püskürtenancak komutan ve askerleriyle şehit olankahraman 57. Alay’ın anısına burada bir anıtyapılmış. Anıtın üzerinde “Dünya askerlik tarihinin

en kahraman birliği” yazıyor. 57. Alay Şehitliği’ninardından Conkbayırı’nda Atatürk’ün saatininparçalandığı alanda bulunan Atatürk Anıtı vegözetleme tepesini gezdik. Conkbayırı’ndaçarpışmalar sırasında bir şarapnel parçasıAtatürk’ün göğsüne gelir. Göğsündeki saateçarpınca, saatinparçalanarak Atamızıölümden kurtardığıve onun Türk halkınabağışlandığı alandataştan yuvarlak gül-leler bulunuyor.Burada yer alanAtatürk anıtında da,bu olayın nasılolduğu Atatürk’ünağzından anlatılmış.Conkbayırı’nınardından dönüşyolculuğumuzbaşladı. DönüşyolculuğundaAlçıtepe Köyü’neuğrayarak buradayarım saat molaverdik. Köylülerlesohbet ettik,çaylarımızı içtik.Molanın ardındanBakırköy’ehareketimiz başladı.Çanakkalesınırlarındançıkarken otobüstebulunan tüm yolcularhep beraberÇanakkale Türküsü

ve 10. Yıl Marşı’nı söyledik. Gerçekten görülmesi,yaşanması, hissedilmesi gereken bir duyguydu.

Eğer Çanakkale ile ilgili bir kitap okuduysanızgeziniz o kadar çok canlanıyor ki bu yüzden önaraştırma ve bilgi ile oraya gitmeniz gerektiğikanısındayız. Conkbayırı’ndaki siperlerigördüğünüzde size bir anlam ifade edebilir. 57.Alay Şehitlerini de bilerek gitmelisiniz.

Çanakkale’de bulunan her bir figür, her bir heykelbir anlam taşımakta. İnce anlamlar barındırmakta.Güney Cephesi’nde genel olarak anıtları gezerkenKuzey Cephesi’nde yani Atatürk’ün aktif olduğuyerlerde kara savaşlarını inceleme fırsatıbulabiliyorsunuz. Bu fırsatı ise hala ayakta olan

siperler ile Conkbayırı‘nda yakalıyorsunuz. Sizlereen büyük tavsiyelerimizden birisi de boş kalanresim çekme vakitlerinde rehberlerinizle, oradayaşayan bir köylüyle bire bir sohbet etmeniz.Orada yaşayan ve yaşlanan bir kişiden gerçektençok ilginç bilgiler elde edebilirsiniz. Mesela1930’larda oraya gelen muhacirlerin oradakitarlaları ilk gördüklerinde kabak tarlası sanmalarıgibi.

SSon Söz: Siperleri, şehitlikleri, kısacasıÇanakkale’yi gözlemlerken böyle bir tarihiyazanların zekasını, açlığını, susuzluğunu veuykusuzluğunu içimizde hissettik. Böyle bir şanlıtarihi yazanların bir şarapnel parçası ile kopmuşkolunun acısını, bir süngü hücumu sırasında

yaralanarak ikisiperin arasında35 derecedegüneşin altındakıvrananbedenlerin acısınıbiraz olsuniçimizde hissettik.İşte biz şimdiÇanakkale’yigerçekten tanıdık.Ve bir şey daha...Biz geri döndükama onlar orada,o topraklarda. Vebekliyorlar... Biz-leri sizleribekliyorlar... Vesadece Martayında değil...18 Mart’ta yetmezşükranlarımızısunmak. Herzaman uğranılmasıgerekir ÇanakkaleŞehitliği’ne, ve herzaman anmamızgerekirşehitlerimizi...

Arzu BERATOĞLUYavuz ARPACIK

DDuurr yyoo ll cc uu ,, bb ii ll mmeeddee nn ggee ll iipp bbaass tt ıığğ ıınn bbuu tt oopp rraakk ,, bb ii rr ddeevvrr iinn bb aatt tt ıığğ ıı yyeerrddii rr ..EEğğ ii ll ddee kkuu llaakk vveerr ,, bbuu sseessss ii zz yy ıığğ ıınn ,, bb ii rr vvaatt aann kkaall bb ii nn iinn aa tt tt ıığğ ıı yyeerrddii rr !! .. ..

Page 12: Atakoy Gazete 224
Page 13: Atakoy Gazete 224

13

Büyükşehir Belediye Meclisi reddetmişti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı özel imar çıkartmıştı...

“KADİR TOPBAŞ’A SORUYORUM, İSTANBUL’U KİM YÖNETİYOR?”Ali Ağaoğlu’nun Veliefendi Hipodromu karşısında aldığı arazi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

tarafından özel imar planı değişikliği yapılması CHP Bakırköy İlçe Örgütü tarafından protesto edildi.ÇÇevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan AliAğaoğlu’na özel, imar planı değişikliğine tep-kiler sürüyor.Ali Ağaoğlu’nun Veliefendi Hipodromukarşısında aldığı arazi için Çevre ve ŞehircilikBakanlığı tarafından özel imar planı değişikliğiyapılması CHP Bakırköy İlçe Örgütü tarafındanprotesto edildi.Veliefendi Hipodromu karşısında bulunanarsanın önünde toplanan CHP Bakırköy örgütütaşıdıkları dövizlerle Çevre ve Şehircilik BakanıErdoğan Bayraktar, Büyükşehir BelediyeBaşkanı Kadir Topbaş ve Ali Ağaoğlu’nuprotesto etti.

CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı;

“BAKIRKÖY’DE İMAR TALANI YAPILIYOR”Eyleme CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcıve il yöneticileri, Bakırköy Belediyesi’nin bazıMeclis Üyeleri ile Bakırköy Belediye Başkanı AteşÜnal Erzen de katıldı.

“250 MİLYON TL İLAVE RANT”Eylemde bir basın açıklaması yapanCHP İstanbul İl Başkanı Oğuz KaanSalıcı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığıtarafından Ali Ağaoğlu’na yapılanözel imar planı değişikliği ile 250milyon TL ilave rant sağlandığını veİstanbul’un çoğu ilçesinde olduğugibi Bakırköy’de de imar talanıyapıldığını söyledi.Salıcı basın açıklaması sırasındaarsadan aldığı bir taş parçasınıgöstererek, “Bu elimdegördüğünüzü siz taşzannediyorsunuz değil mi? Ama buaslında bir altın. İstanbul’un taşıtoprağı altın derlerdi, kimseinanmazdı. Bu görmüş olduğunuzalan 74 bin metrekare. Burası özelmülktü. Bu özel mülkle ilgili bazıyerler, çok fazla arabası olan birinşaat firması sahibi tarafındansatın alındı. Sonra bazı kat sahip-leriyle, mülk sahipleriyle sözleşmeler yapıldı. Veproje Bakırköy Belediyesi’ne buradaki imar artışınıyapmak için getirildi. Bakırköy Belediye Meclisi buimar artışını ret etti. Arkadaşımız daha sonra buprojeyi Büyükşehir Belediye Meclisi’ne getirdi.Bakırköy Belediyesi, böyle yanlış bir projeninBakırköy’de yapılmasını doğal olarak istemez.CHP’li Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri de doğal

olarak istemez. İşin ilginç tarafı AK Partililer deistemedi. AK Partililer bu gelen projeye hayır dedi.Sonra ne oldu. 28 gün sonra Çevre ve ŞehircilikBakanlığı Büyükşehir’e gelen projeden çok dahayüksek bir imar rantı olan bir projeyi onayladı veaskıya çıkardı, şu anda askıda. Bir süre sonraburada yüksek katlı bloklar göreceksiniz. Onuniçin diyorum bu elimde gördüğünüz taşdeğil, altın.” dedi.

“49 BİN 591 METREKARELİK İMAR ARTIŞIVAR”

İl Başkanı Salıcı, basın açıklamasına şöyledevam etti: “74 bin metrekarelik alan varburada. Bu alanın 2004 yılında yapılmışbir imar planı var. Bu imar planına göre69 bin 210 metrekare inşaatyapabiliyorsunuz. Şu anda Çevre veŞehircilik Bakanlığı’ndan geçen imarplanına göre yani nokta plan düzenleme-sine göre 118 bin 801 metrekareyeyapıyorsunuz. Artış 49 bin 591metrekare. Yüzde 70 artmış. Bu bölgedepark alanı olarak ayrılmış 41 bin 495metrekare bir bölüm var. Yeni plana

göre bu da 26 bin metrekareye düşüyor. 15 binmetrekarede park alanından çalıyorsunuz.Bakırköy’de yurttaşlarımızın herhangi bir depremanında toplanma alanlarından birisi olabilecek biryeri imara açıyorsunuz. Oraya inşaatyapıyorsunuz. Burada 2004 yılındaki imar planınagöre 2364 kişilik bir nüfus ortaya çıkacakken, burakamı iki katına 4720’ye çıkıyor. Ortalama bin

tane otomobilin kullanılacağı yerde yoğunluk 2 binotomobile çıkıyor. Peki bunların sonucunda neoluyor. Bakırköy’deki ortalama rayiç bedellerleçarparsanız 49 bin 591 metrekarelik imar artışı250 milyon TL yapıyor. Gördüğünüz gibi bu taşaltına dönüşüverdi. Bunu Bakırköy Belediyesireddetti, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK

Partililer’in de oylarıylareddetti. Sonra Çevreve Şehircilik BakanlığıtarafındanBüyükşehir’deki reddin-den 28 gün sonraalelacele veBüyükşehir’de red-dedilenden daha fazlaimar artışı verilerekonaylandı”

“KADİR TOPBAŞ’ASORUYORUM.

İSTANBUL’U KİMYÖNETİYOR?”

Çevre ve ŞehircilikBakanlığı tarafından İstan-bul’un bir çok yerinde butür imar planı değişiklikleriyapıldığını da dile getirenCHP İstanbul İl Başkanı

Oğuz Kaan Salıcı, “İstanbul’-da bir çok yerde Çevre ve ŞehircilikBakanlığı bu tür değişiklikler yapıyor.Şimdi ben buradan BüyükşehirBelediye Başkanı Kadir Topbaş’asoruyorum. İstanbul’u sen miyönetiyorsun, Erdoğan Bayraktar mıyönetiyor? Eğer Erdoğan Bayraktaryönetiyorsa sana niye maaş veriyor-lar? Sen yönetiyorsan ErdoğanBayraktar bu imar değişikliklerini katbe kat fazlasıyla senin itirazınarağmen nasıl veriyor. Bu soruaçıktadır. Bu arazide 250 milyonTL’lik artı bir rant üretilmiştir.Gördüğünüz gibi eğer yukarıda abi-

leriniz varsa, AK Partililer arkanızdaduruyorsa, merkezi hükümetle bir sorununuzyoksa ve sizi kurtarmak gayreti içindelerseİstanbul’un taşı toprağı altındır.” dedi.Ali Ağaoğlu’nun satın aldığı arazi önündetoplanan grup, İstanbul İl Başkanı Oğuz KaanSalıcı’nın basın açıklamasının ardından olaysız birşekilde dağıldı.

(Yavuz ARPACIK)

Türk Hava Yolları (THY) A.O ve Teknik A.Ştarafından işten atılan işçiler, BakırköyCumhuriyet Meydanı’nda eylem yaparakTHY’yi protesto etti.İşten atılan işçiler ve çeşitli sivil toplumkuruluşlarından temsilcilerin katıldığıeylemde, İncirli Caddesi Dikilitaş Mevki-inde toplanan yaklaşık 50 kişilik grupBakırköy Cumhuriyet Meydanı’na kadaryürüdü. Cumhuriyet Meydanı’nda bir basınaçıklaması yapan grup, haksız yere iştenatılan işçilerin işlerine geri alınması içinTHY yetkililerine çağrı yaptı.Çeşitli sloganlar eşliğinde eylemlerinisürdüren ve halaylar çeken grup dahasonra ise olaysız bir şekilde dağıldı.

İşten atılan THY işçilerinin eylemleri sürüyorİşten atılan THY işçilerinin eylemleri sürüyor

BAKIRKÖY’DE THY PROTESTOSUBAKIRKÖY’DE THY PROTESTOSU

Page 14: Atakoy Gazete 224

-

Çok değerli okuyucular, sevgili dostlar;yazımın başlığında size sunduğum 3 önemlikonu bugün ülkemizde güncelliğinikorumaktadır. Bu konularla ilgili bu köşemizdedefalarca sizlere görüşlerimi anlatarakyapılması gereken uygulamaları paylaşmıştık. Aradan geçen hayli uzun sürece rağmenbugün basılı ve görsel medyamızda tartışılıyor,bizzat ilgili bakan ve görevliler tarafındanuygulamadaki engeller ortaya konuyor. Oysa dünyanın her köşesinde alışılmış biryöntem vardır; o da herhangi bir projenin,şehir planlarının sanayi bölgeleri, sitelerin,sosyal kuruluşların yerleşimleri mutlaka çokuzun zaman içinde tartışılmış; fizibilitesiyapılarak tatbikat projeleri öncülüğünde uygu-lamaya konmuştur. Ülkemize baktığımızda bu çalışmalarınbaşlıktaki konular dahil önemli imaruygulamalarının bile bir gecelik tasarım veyaönerilerle çok daha önemlisi esas olan halkıngörüşü alınmadan yasallaştığını gözlemlemek-teyiz. Bizde özelleştirmek, kentsel dönüşüm ve B2diye adlandırılan özelliğini yitirmiş ormanalanlarının satışı hala uygulamayakoyulamamıştır. Ayrıca yetkili ağızlardan daçok zorlukların bulunduğu söylenmektedir.Bunlar bana yönetim zaaflığı yanındaprogramsız, acele alınmış kararlar gibigörünmektedir.

2B-VASFINI KAYBETMİŞORMAN KANUNU:

Sizler de bu konularda mutlaka güncel haber-leri okuyor, dinliyorsunuzdur. Ormanbölgelerinde yıllardır ikamet edip hayatınısürdüren, bir gecekondu edinerek başını soka-cak bir yer temin eden çoğu da geliri olmayanköylü vatandaşlarımızdır. Bu orman vasfını kaybetmiş alanların ilgililereveya taliplerine satış için defalarca değişenrayiç bedeller, indirimler, vade uzatmaları gibiilanlar yapılarak sonuca varılmak istenmişolmasına karşın sonuç elde edilememiştir. Çoğu hazineye ait tapusuz olan ormanalanlarında yüzde 80 geçimini zor sağlayantarım ve hayvancılıkla ilgilenen günlükyaşayan kişilerdir. Şimdi siz bunlara yüzde nekadar indirim yapsanız, ödeme şartlarını nekadar kolaylaştırsanız orada yıllardır yaşamışbu vatandaşlarımıza rayiç bedelleri ile arazilerisatamazsınız. Son günlerde yapılan ilan vebeyanlardan anlaşılıyor ki, istenilen sonucavarılamamış hala süreç uzatımına gitmekistenmiştir. Kişisel görüşüm olarak sonuçta herzaman olduğu gibi bu vatandaşlarasatılamayan ilgili alanlar, alabilecek ekonomikgüçte olanlara satılacak, bu şekilde oradayaşayan garibanlar mağdur edilmiş olacaktır,dolayısıyla rant grubu tarafından burası hemdoğa katliamına hem de taş ve betonyığınlarına sebep olacaktır.Devletin görevi, zor şartlar altında kısıtlı gelirleyaşamakta olanlara daha çok imkansağlamak, onlara geçim kapısı hazırlamak vemutlu kılmak olmalıdır. Değindiğimiz her 3konuda geçmiş aylardaki gazetemizdeyazdığımız yazılara göz atılacak olursa buorman ve ağaç katliamının bölgeye ve ülkem-ize ne zararlar vereceğini sizlerle paylaşmıştık.Şimdi aynı görüşleri dile getirerek buradavatandaşın çıkarını düşünmeyenlere acaba biröneri getirmiş olabilir miyiz?

ÖZELLEŞTİRMEDEKİ YANLIŞLIKLAR:Bu konuya da geçmişte değinmiş, bir ülkeninekonomik güçlülüğe uluslararası oranda sahipolabilmesi için çeşitli sanayi, enerji, iletişim,ulaşım, inşaat, bankacılık sektörlerine sahipolması şarttır. Aksi halde bu ülkeler mutlakabaşka ülkelere muhtaç hale düşmektedir. Geçmişte özelleştirilen enerji devlerimiz,bankalarımız, iletişim kurumları, yol ve köprü-

lerimiz ile değerli gayrimenkullerinyabancılara satışının serbest bırakılması benceülkeyi zayıflatmaktan başka faydası olmayanişlemlerdir. Yeni haber olarak yol ve köprü-lerin ihalelerinin iptal edildiği, iptal sebebininde değerinin düşük bulunduğu açıklanmıştır;şimdi sormazlar mı ki, daha önce bu devirişlemlerinin fizibilitesi ve gerçek bedelleri ince-lenmedi mi?Bir başka haber kamu lojmanlarının satışınabaşlanıldığıdır, bunların hepsi başlangıçtasöylediğimiz, araştırmanın, planlamanın vegetiri ile götürüsünün iyi hesaplanmadığınıngöstergesidir. Bir vatandaş bu eksikleri görmeyebilir,düşünmeyebilir, yanlış uygulamalarla zararada girebilir; ancak koca bir “TÜRKİYEMİZ’DE”yapılan bu plansız uygulamalar yanlıştır,ayıptır. Altın yumurtlayan tesislerini, yollarını, köprü-lerini, bankalarını hatta kamuya aitlojmanlarını satmak zorunda kalan bir ülkeninekonomisinin güçlü olduğu söylenebilir mi?Hesapları iyi yapılmayan, artı-eksisi belirlene-meyen bu özelleştirmelerin sonunda mutlakabir yönetim yetersizliği olmaktadır veya bunoktada çok eksiklerimiz vardır. Sonuç olarak da; özelleştirmenin çok iyimuhasebesinin yapılması ilke haline gelmeli,getirisi yüzde yüz karlı olacak olay YAZ-BOZtahtasına dönüşmemelidir. Bu büyük devletlereyakışan olumlu, ılımlı davranış olur diyedüşünüyorum. Özel kuruluşlardaki yanlışlar doğaldır, ancakdevlet yönetiminde yapılacak yanlış işlemler,atılacak yanlış adımlar o devletin uluslararasıprestijini zarara uğratır, ekonomininbozulmasına sebebiyet verir.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDEKİ TOPALLAMA:Geçenlerde Çevre ve Şehircilik Bakanımız“Önyargıları Yıkmak, Binaları Yıkmaktan DahaZordur” diyerek uygulamanın henüz rayınaoturmadığını itiraf etmiş mutlaka hak sahiplerive bölge belediyeleri ile müştereken hareketetmek zorunluluğuna değinmiştir. Çıkarılan Kentsel Dönüşüm Yasası ile ilgili artardına 3-4 yönetmelik çıkarılmış hala sistemoturmamış ise yine yukarıda bahsettiğimiz gibibir ön çalışma, bir planlama ve de detaylarının

belirlenmesi eksiktir anlamına gelmektedir. Bukonuda gayrimenkullerle ilgili mülk sahipleri,tüketiciler hala bilgilendirilmiş ya da eğitilmişdeğillerdir, sorular açıktadır. Devletimizin ve ona bağlantılı yasakoyucularının asıl görevi ve amacı vatandaşıen kutsal değerlerden biri olan konut edinmekonusunda mağdur etmek değil, mutlu etmekolmalıdır. Oysa çıkan yasada vatandaşların çok uzunyıllar ikamet ettiği, çoluk çocuğunun,akrabasının bulunduğu bir evden konuya itirazettiği taktirde kendisine rayiç bedeli ödeyerekmağdur edileceği yazılıdır. İstemediği birmuhite, istemediği bir mahalleye yaşı ilerlemişbir kişinin göç etmesini zorlamak devletingörevi olmamalıdır. Aksine hiç kimseyiinciltmeden onların demokratik haklarını,yaşam haklarını, mülk edinme haklarını,dilediği yerde yaşama haklarını ellerindenalmak ne hukuka ne de demokrasiye uygundüşmez. Görülüyorki bu konuda da derininceleme ve belirleme yapılmamamıştır. Çıkarılan yasanın yukarıda açıkladığımız gibibir çok açık noktaları, eksik tanımlamalarısonuçta mutlaka uygulama zorluğu yaratır,böylece Sayın Bakanın dediği gibi binalarınyıkımı zorlaşmış olur. Bu olay hem insanları

üzecek hem de 20 ile 30 yıl zamanalacak, ayrıca mülk sahiplerini mağdurederek bekleyen yandaş rant kesimineiş alanları açacaktır. Buna çözüm değilhaksızlık denir. Dolayısıyla vatandaşınmağdur edilmesi her zaman bir eksiklik

olacaktır. Mülk sahiplerinin binayı yeniden yapacakmüteahhitlerle, yapılması şart olansözleşmeler, uzlaşmalar, bankaların vereceğiçeşitli krediler, faizler, vatandaşın mevcutekonomik yapısını incelemeden tespit edilmişolduğundan onları mutlu kılmak mümkünolmayacaktır. Halbuki tüm bu uygulamadakidetayların incelenmesi ve tüm taraflarınhaklarının demokratik koşullar içindehazırlanması halinde bu insanlarımızyöneticilerine teşekkür eder, dua eder.Sayın Bakanımızın söylemi bugüne kadar bukonuda insanlarımızın ikna edilemediği, işinsonunda mülk sahibinin kazanç vekayıplarının belirlenemediği sonuçta dainsanlarımızın mutlu edilebileceği ortamyaratılamamıştır. Eğer bu mutluluk ve ikna ediş devletçesağlanamaz ise ortaya hem büyük birmutsuzluk çıkacak, hukuksuzluk başrolüoynayacak, uluslararası kriterde de bir kentseldönüşüm kriteri yapılamamış olacaktır. Bu sebeplerle de “önyargılar, tereddütler,olumsuzluklar” kaldırılmadıkça binalarıyıkmak gerçekten bakanımızın dediği gibizorlaşacaktır. Her 3 konuda da Türkiyemiz’e yakışacak hemkendi vatandaşlarımızdan yakınma, üzülme velanetleme gelmeden, hem de uluslararasıdemokratik kurallar içinde bu 3 meselehalledilmeden kişisel görüşüm olarak bugerçekten çok isabetli ve doğru olan mese-leleri halletmek güçleşecektir. Sayın Bakanımız bu şikayette haklıdır ancakyukarıdan beri değindiğimiz konuların da elealınması, incelenmesi eğer imkan dahilinde iseyeniden detayların çok iyi hesaplanmasışeklinde yeni yönetmelikler çıkartılması vebunun dışında planlanan yıkım bölgelerindedaha çok deprem bölgelerinde bu konulardaseminerler, paneller düzenlenerek vatandaşabilgi verilmesi çok isabetli olacak. Bu vesileylede vatandaşları mutlu etmiş olunacaktır. Allah evinden, yurdundan, semtinden,komşularından ve akrabalarından ayrılmakzorunda kalabileceklere kolaylıklar versin diy-erek bu uygulamanın ülkemize de mülk sahip-lerine de hayırlı olması dileğiyle herkesesağlık ve mutluluk diliyorum.

Fikret TORAMAN

B2 ORMAN YASASI - ÖZELLEŞTİRMEKENTSEL DÖNÜŞÜM VE UYGULAMALARI

YYAAÞÞAAMMIINN

ÝÝÇÇ ÝÝ NNDDEENN

14

Page 15: Atakoy Gazete 224

15

MMustafa Kemal Atatürk, 10 Ocak1922’de Vakit Gazetesi’ndeyayınlanan, Vakit GazetesiBaşyazarı Ahmet Emin'e (Yalman) verdiğimülakatında kendi hayatını şöyle anlatmıştı:Çocukluğuma ilişkin ilk hatırladığım şey, okula git-mek meselesiyle ilgilidir. Bundan dolayı annemlebabam arasında aşırı bir mücadele vardı. Annemilâhîlerle okula başlamamı ve mahalle okuluna git-memi istiyordu. Gümrük Dairesinde memur olanbabam o zaman yeni açılan Şemsi Efendi Okulu’nadevam etmem ve yeni yöntem üzerineokumamdan yanaydı.Sonunda babam işi ustaca bir biçimde çözümledi.Öncelikle alışılmış törenle mahalle okulunabaşladım. Böylece annemin gönlü yapılmış oldu.Birkaç gün sonra da mahalle okulundan çıktım.Şemsi Efendi Okulu’na yazıldım.Az zaman sonra babam öldü. Annemle birliktedayımın yanına yerleştik. Dayım köy hayatıyaşıyordu. Ben de bu hayata karıştım. Banagörevler veriyor, ben de bunları yapıyordum.Başlıca görev tarla bekçiliği idi. Kardeşimle birlik-te bakla tarlasının ortasındaki bir kulübedeoturduğumuz ve kargaları kovmakla uğraştığımızıunutamam. Çiftlik hayatının öteki işlerine dekarışıyordum.Böylece biraz vakit geçince annem, okulsuzkaldığım için kaygılanmaya başladı. SonundaSelânik’te bulunan teyzemin evine gitmeme veokula devam etmeme karar verildi: Selânik’teliseye yazıldım. Okulda Kaymak Hafız isminde biröğretmen vardı. Bir gün sınıfımızda ders verirkenbaşka bir çocukla kavga ettim. Çok gürültü oldu.Öğretmen beni yakaladı. Çok dövdü. Bütünbedenim kan içinde kaldı. Büyükannem zatenokulda okumama karşıydı, hemen okuldançıkardı.Yakınımızda Binbaşı Kadri Bey isminde bir kişioturuyordu. Oğlu Ahmet Bey askerî ortaokuladevam ediyor ve okul giysisi giyiyordu. Onugördükçe ben de böyle giysi giymeye hevesleniy-ordum. Sonra sokaklarda subaylar görüyordum.Bu aşamaya ulaşmak için izlenmesi gerekenyolun askerî ortaokula girmek olduğunuanlıyordum.O sırada annem Selânik’e gelmişti. Askerîortaokula girmek istediğimi söyledim. Annemaskerlikten çekiniyordu. Asker olmama zorla engelolmaya çalışıyordu. Kabul sınavı zamanı onasezdirmeden kendi kendime askerî ortaokulagiderek sınav verdim. Böylece anneme karşı oldubitti olmuş oldu.Ortaokul’da en çok matematiğe ilgi duydum. Azzamanda bize bu dersi veren öğretmen kadar,belki de daha çok bilgi sahibi oldum. Derslerinüstünde işlerle ilgileniyordum. Yazılı sorularyazıyordum, matematik öğretmeni de yazılı olarakcevap veriyordu.Öğretmenimin ismi Mustafa idi. Bir gün bana dediki; “Oğlum, senin de ismin Mustafa benim de. Buböyle olmayacak. Arada bir fark bulunmalı,bundan sonra adın Mustafa Kemal olsun!O zamandan beri adım gerçekten Mustafa Kemalkaldı. Öğretmen sert bir adamdı. Sınıfta birinci,ikinci tanımıyordu. Bir gün bize: “Aranızda kimlerkendine güveniyorsa kalksınlar onları çalıştırmadanışmanı yapacağım” dedi, öncelikleduraksadım. Ayağa öyleleri kalktı ki benkalkmamayı yeğledim. Bunlardan birinindanışmanlığı altına girdim. Görüşmenin sonundadayanma gücüm son noktaya geldi. Ayağa kalka-rak; “Ben bundan iyi yaparım dedim. Bununüzerine öğretmen beni çalıştırma danışmanı yaptı,eski danışmanı benim danışmanlığım altına verdi.Askerî ortaokulu bitirdiğim zaman merakımoldukça ileri gitmişti. Manastır Askerî Lisesi’ndematematik pek kolay geldi. Bununla uğraşmayısürdürdüm. Ancak Fransızca’da geri idim.

Öğretmen benimle çok uğraşmıyor, acı uyarılardabulunuyordu. Bu uyarılar benim çok gücüme gitti.İlk ev izni zamanında çözüm aradım. İki, üç aygizlice Frerler Okulu’nun özel sınıfına devam ettim.Böylece okul derslerine oranla fazla derecedeFransızca öğrendim.O zamana kadar edebiyatla çok ilişkim yoktu,Merhum Ömer Naci, Bursa Lisesi’nden kovulmuş,bizim sınıfa gelmişti. Daha o zaman şairdi. Bendenokuyacak kitap istedi. Bütün kitaplarımı gösterdim.Hiçbirini beğenmedi. Bir arkadaşın kitaplarımdan

hiçbirini beğenmemesi gücüme gitti. Şiir ve ede-biyat diye bir şey olduğunu o zaman öğrendim.Ona çalışmaya başladım. Şiir bana cazip göründü.Ancak yazı (kompozisyon) öğretmeni diye yenigelen bir kişi, bana şiirle uğraşmayı yasakladı. “Bumeşgale biçimi seni askerlikten uzaklaştırır” dedi.Bununla birlikte güzel yazı yazma isteği bendekalıcı oldu.Lisede iken dirençle çalışıyorduk. Sınıfta birinci,ikinci olmak için hepimizde güçlü bir gayret vardı.Sonunda liseyi bitirdim. Harp Okulu’na geçtim.Burada da matematiğe ilgim devam ediyordu.Birinci sınıfta temiz gençlik düşlerine tutuldum.Dersleri aksattım. Yılın nasıl geçtiğinin hiç farkındaolmadım. Ancak dersler kesilince kitaplarasarıldım. İkinci sınıfa geçtikten sonra askerlik ders-lerine ilgi duydum. Şiir yazmaya ilişkin liseöğretmeninin koyduğu yasağı unutmuyordum.Ancak güzel söylemek ve yazmak isteği kalıcı idi.Ders aralarında kompozisyon alıştırmalarıyapıyorduk. Saati elimize alıyor “Bu kadar dakikasen, bu kadar dakika ben söyleyeceğim” diyeyarışma ve tartışmalar düzenliyorduk.Harp Okulu yıllarında siyaset düşünceleri baş gös-terdi. Duruma ilişkin henüz etkili bir düşünceoluşturamıyorduk. Sultan Hamit Dönemi idi.Namık Kemal Beyin kitaplarını okuyorduk.Kovuşturma sıkı idi. Çoğunlukla ancakkoğuşta yattıktan sonra okuma imkânı buluy-orduk. Bu gibi yurtsevercesine eserleri

okuyanlara karşı kovuşturmayapılması, işlerin içinde bir kötülükbulunduğunu sezdiriyordu, Ancak

bunun iç yüzü gözlerimiz önünde bütünüylenetleşmiyordu.Kurmay sınıflarına geçtik. Alışılmış derslere çok iyiçalışıyordum. Bunların üstünde olarak bende vebazı arkadaşlarda yeni düşünceler açığa çıktı.Ülkenin yönetiminde ve siyasetinde bozukluklarolduğunu keşfetmeye başladık.Binlerce kişiden oluşan Harp Okulu öğrencisine bukeşfimizi anlatmak isteğine kapıldık. Okulunöğrencileri arasında okunmak üzere okulda elyazısıyla gazete kurduk. Sınıf içinde küçükteşkilatımız vardı. Ben Yönetim Kurulu’nda idim.Gazetenin yazılarını çoğunlukla ben yazıyordum.O zaman okullar müfettişi İsmail Paşa vardı. Buişlerimizi keşfetmiş, izlettiriyormuş. Okulunmüdürü Rıza Paşa isminde bir kişiydi. Bu kişinin,padişah katında İsmail Paşa tarafından yanlışıortaya çıkarılmış; “Okulda böyle öğrenci var. Yafarkında olmuyor ya görmezden geliyor”denilmiş. Rıza Paşa konumunu korumak için inkâretmiş.Bir gün, gazetenin gereken yazılarından biriniyazmakla uğraşıyorduk. Veteriner dersliklerindenbirine girmiş, kapıyı kapamıştık, kapı arkasındabirkaç nöbetçi duruyordu. Rıza Paşaya habervermişler, sınıfı bastı. Yazılar masa üzerinde ve öntarafta duruyordu. Görmemezlikten geldi. Ancakdersten başka şeylerle uğraşmak nedeniyletutuklanmamızı buyurdu. Çıkarken: “Yalnız izinsi-zlikle yetinebilir” dedi. Sonra hiçbir cezauygulamasına gerek olmadığını söylemiş. Böyledavranmasında kendine yüklenen eksikliği ortayaçıkarmak çabasının etkisi olmakla beraber iyiniyet de inkâr edilemezdi.Kurmay Subaylar Grubu sınıflarının sonuna kadarbu işlere devam ettik. Yüzbaşı olarak okuldançıktıktan sonra İstanbul’da geçireceğimiz süreiçinde bu işlerle daha iyi uğraşmak için birarkadaş adına bir apartman tuttuk. Ara sıraorada toplanıyorduk. Bu hareketlerimizin hepsiizleniyordu ve biliniyordu.Bu sırada Fethi Bey adına eski arkadaşlardansubay iken askerlikten uzaklaştırılmış bir kişikarşımıza çıktı. Kendisinin yoksulluğundan,yardıma ihtiyacı olduğundan, yatacak yeribulunmadığından söz ederek bize sığındı. Biz debu kişiyi sahip olduğumuz apartmanda yatırmayave kendisine yardım etmeye karar verdik. İki günsonra kendisinin isteği üzerine bir yerdegörüşecektik. Gittiğim zaman yanında Saray’amensub bir de yâver gördüm. Apartmanda yatanİsmail Hakkı Bey adında bir kişi vardı, anındagötürmüşler. Bir gün sonra da bizi tutukladılar.Fethi Bey oysa ki İsmail Paşanın gizli polisi imiş. Birsüre hücre hapsinde kaldım. Sonra Saray’agötürdüler. Sorgulandım. İsmail Paşa, Başkâtip, birde sakallı bir adam hazır bulunuyordu. Sorgudananladık ki gazete çıkardığımızdan, teşkilâtkurduğumuzdan, apartmanda çalıştığımızdan özetolarak, bütün bu işlerden dolayı zan altındaolmak, şüphelenilmek... Daha önceki arkadaşlaryaptıklarını kabul etmişler, birkaç ay böyle tutuklukaldıktan sonra bıraktılar.Birkaç gün sonra Kurmay Subaylar Grubu Daire-si’ne tüm kurmay subay arkadaşları çağırdılar. Eşitolarak Edirne ve Selânik’te yani o zamanki İkincive Üçüncü Ordulara gönderilmemizkararlaştırılmıştı. Kur’a çekileceğini, ancakaramızda anlaşırsak kur’aya gerek kalmayacağınısöylediler. Ben arkadaşlara işaret ettim. Birazkonuştuk. Gerçekten ufak bir anlaşma sonundaİkinci ve Üçüncü Ordulara gidecekleri ayırdık...

Genelkurmay, Atatürk için internet sitesi açtı. Sitede Atatürk ile ilgili çok özel bilgiler, fotoğraflar ve anekdotlar yeralıyor. Sitede Atatürk'ün kendi ağzından hayat hikayesi de var. Gazi Mustafa Kemal'in kendi ağzından hayat hikayesiwww.hurriyet.com.tr'de yayınlandı. Tıklanma oranı 11 Milyonu aştı.

8 SAATTE 7 MİLYON KEZ...

YAZININ DEVAMIwww.atakoygazete.com.tr’de

ATATÜRK'ÜN KENDİ AĞZINDAN HAYAT HİKAYESİATATÜRK'ÜN KENDİ AĞZINDAN HAYAT HİKAYESİ

Page 16: Atakoy Gazete 224

Tüm dünyakadınlarınaarmağanımdır;kimileri dans ederkimileri yazar…Herkes kendince;MAKSAT SAFIMIZBELLİ OLSUN.

Ben Kadınım Tuzu buza katıkeden; aşsız koy-mayan yavrusunuErkeğini atabilen, çamaşırütüleyip, yersilen Ben kadınımÇınar ağacı gibi güçlü, içten içeyanıp ölenSevdalı kadınım Çocuk yanlarım da var benim,saçımın okşanmasını isteyenGüçlü yanlarımda var, yenidenocaklar kuranAna olmadı mı ataya; babayarımsın dedirtenBen kadınım aşkı bilen, şiddetiönleyen DUR diyen yobaza, vuran eledur diyen…Anayımyahu; içimdeki,karnımdakiveyuvamdakiçocuğa Dokundurt-mambilesin…Kirli biryüzümde varbenim, seninkirlettiğin;Vurduğunzaman kimorlukları taşıyan ruhumdangelen karanlık ve sözlerinlebıraktığın gölgeler sinmiş onaVe sonra…Sonrası diriliş, Seni ezmek istemiyorum, ezil-menin nice olduğunu bilenimLakin var olmanın, ben olmanınyolu ise bu; delip geçensuskunluklarım da var benim… Ben kadınım; Dört duvarı yuva yapan, işhayatın da dörtnala koşanDünyayı toplayan, üremeyisağlayan, sevdayı ateşleyenkadınSen de adam ol; Güçlü ol ki şiddet yerine aşkı,vurmak yerine dokunmayı,bağırmak yerine anlamayı seç...Adam ol yahu…Beni, kadın adam olmaya zorla-ma.Yerini bil; şu koca dünyada birkum zerresi kadar bile değilizanla,Ve ben kadın kalmak istiyorum,kadın adam olmak değilBeni buna zorlama…Kanunlara gerek duymamalıyımsana karşı kendimi korumakiçin; adaletin de erimeliyim, Hz. Ömer ol demiyorum ama

adil ol.Bir kum zerresikadar biat etinsanlığa…Dışarıya iyigörünüp, içeridezulüm ile kendinialdatma,yavrularımı yakma.Sevmeyi öğren beadam; paylaştıkçaçoğalan kumsal-lara gebe ol;

doğurmayıöğren,doğurganlığımıyok etmeyi

değil.Hiçbir şeyin parçası olmadanyaşamak istiyorsan, evlenmebari.Beni de yakma gelecek nesilleride…Ben kadınım, bunu hep hatırla…Anan gibi, bacın gibi kadın;sana hayat veren gibi Ve şu an hayatını almak üzereolduğun bir kadınHadi indir o elini ya sarıl banaveya çek git; her ikisinde de

aynı karşılıkla dönerim sana Adalet, eşitlik, sevgi istiyorum,çok şey mi sence?Bunları ya bana verirsin ya daben kendim alırım mücadeledenkaçmam bilirsin, demiyorumsana Çünkü bu yanımı şimdiye kadarfark etmediğini biliyorum.Bir kadının saçının okşanmasıiçin yaptığı fedakârlıktan fazladeğil yapacaklarımBu kadar sert çektiğin için artıkarada okşasan da her zamandipleri acıyacak olan saçlarımvar benimKirli yüzümü çevreleyen,Ruhuma sinen gölgeler biziboğduğunda; Ben artık gölgesizolacağım…Sadece Ben, keyfim ve kâhyasıkalacağız. Bir de yavrularımelbet.BEN hayatta her şeyibaşaracağım ve bunun keyfinide yuvamda süreceğim. Kâhya mı? O da seni kapıda karşılayıp,bahçe duvarında ki yazıyıgösteren hani nasıl diyordunuzADAM yanımKapıda ne mi yazacak?ADAM OLMAYAN GİREMEZ.

BEN KADINIM

16

Esra ERDOĞANEsra ERDOĞAN

Kolon diye adlandırılan kalınbağırsak, yaklaşık 2 metreuzunluğundaki sindirimsisteminin ince bağırsaktansonra gelen kısmıdır. Kalınbarsak kanseri; gastrointestinalsistemin son kısmı olan kalınbarsaklarda görülen bir kansertürüdür ve oldukça büyük biröneme sahiptir. Erkekte vekadında eşit oranda görülenkalın barsak kanseri bütünkanserler içinde görülme sıklığıbakımından 3. sırada yer alır.Medicana Bahçelievler Has-tanesi Gastroenteroloji UzmanıUzm. Dr. Ziyaettin Durakoğlukalın barsak kanseri konusunuanlattı.

Kalın barsak kanseri nedir, nesıklıkla görülür?Kalın barsak kanseri; gastrointestinalsistemin son kısmı olan kalın barsak-larda görülen kanser türüdür. Kalınbarsak kanserleri her iki cinste de ensık görülen 2. veya 3. kanser türüdür.Her iki cinste de en sık ölüme sebepolan ikinci sıradaki kanser cinsidir.Ortalama her 15 kişiden birisindekalın barsak kanseri gelişir. 50yaşından sonra kolorektal kansergelişme riski artmaktadır.Yurdumuzda da tanı yöntemlerininartması, kişilerin hastalık belirtilerinidaha iyi algılamaları ve hekimebaşvurma olanaklarının artması,beslenme alışkanlığının giderek dahaçok endüstriyel gıdalara kayması, bukanserlerle daha sık karşılaşmamızaneden olmaktadır. Erken teşhis vetedavi yöntemleri uygulanabildiğitakdirde kalın barsak kanserleritedaviden en çok yararlanan iç organkanserleridir. Tarama testleri ilehastalık oluşmadan, oluşmuş isebelirtileri daha ortaya çıkmadan sap-tanabilmekte ve gerekli tedavisiyapılarak tam şifasağlanabilmektedir. Çünkü kalınbarsak kanserlerinin çoğu (% 95)poliplerden gelişmektedir.

Kalın barsak kanseri için kimlerrisk altındadır?Kalın Barsak Kanseri için özellikle 45-50 yaş üzerindeki kişiler riskaltındadır ve kalın barsak kanser-lerinin % 95’i poliplerdengelişmektedir. Bol lifli diyet alanlardakanser görülme oranı düşüktür.Protein ve yağ fazlalığı, alkol, et, folikasit eksikliği, sigara kanser riskiniarttıran faktörlerdir.Rahim, yumurtalık veya memekanseri olan kadınlar, anne, baba,kardeş gibi yakın aile bireylerindekalın barsak kanseri veya polipleriolanlar, inflamatuar barsakhastalıkları (Ülseratif Kolit veyaCrohn), Kolon kanseri olup tedavigörmüş kişilerde riski altındadır.Belirtilen risk faktörlerinin olması,kişide mutlaka kolorektal kansergelişeceği anlamını taşımaz; sadeceoluşma riski diğer kişilere göreartmıştır. Bu nedenle daha dikkatlikontrol ve takiplerle oluşma riskiniazaltmaya, eğer oluşur ise de erkentanı ve tedavi yapmaya önemvermelidir.

Kalın barsak kanserinde klinikbelirtiler nelerdir?- Makattan kan gelmesi (rektal

kanama),- Dışkının kanla bulaşık olması,- Tuvalete çıkma alışkanlığında

değişiklik,- Dışkının eskiye oranla incelmesi,

kabızlık – ishal durumlarının ortayaçıkması,- Sık sık tuvalete çıkma isteği, buna

rağmen tam boşalamama hissi,- Aşırı gaz, karın ağrısı, şişkinlik,

kramplar gibi genel karınyakınmalarının olması,- Kansızlık (anemi),- Devamlı halsizlik ve yorgunluk,

kusma gibi semptomlardır.Tüm bu semptomlar birçok hastalıktada oluşabilecek semptomlardır, bunedenle bir veya birkaç tanesi oluşurise mutlaka doktor kontrolü ilenedeni ortaya konmalıdır.

KALIN BARSAK KANSERİNDETEDAVİ NASIL YAPILIR?

Kanser çok erken evrede saptanırsaameliyatsız, karın duvarı kesilmedençıkartılabilir. Kolonoskopi yaparşekilde girişilerek tümörlü kısımçıkartılabilir, buna lokaleksizyon den-mektedir. Eğer kanser bir poliptesaptanıp çıkartılırsa buna polipektomidenir. Eğer tümör daha büyükseetrafındaki sağlam bir kısım barsaklabirlikte çıkartılır, geriye kalan barsakuçları karşılıklı dikilerek devamlılıksağlanır, buna kolektomi ameliyatıdenir. Bu esnada barsağın yanındakilenf bezleri de temizlenerek kansermetastazı açısından mikroskobikincelemeye gönderilir. Eğer tümörçıkartıldıktan sonra iki barsak ucukarşılıklı dikilemez ise bunlar karınduvarına ağızlaştırılır, buna kolostomidenmektedir. Kolostomi açılanhastalarda dışkı, bu bölgeyeyapıştırılan özel yapılmış torbalardatoplanarak atılır. Anüse çok yakıntümörlerde kalıcı kolostomi açılmasıgerekebilir. Ameliyat sonrası geridekalmış olabilecek kanser hücrelerinide öldürmek amacı ile kemoterapiuygulanır. Radyoterapi ise dahasıklıkla rektum bölgesi kanserlerindeuygulanır. Büyük tümörlerde deoperasyon öncesi uygulanıp tümörüküçülterek ameliyat edilmesisağlanabilir. Kemik metastazları daradyoterapi ile tedavi edilir.

KALIN BARSAK KANSERİNE

DİKKAT!DİKKAT!

Page 17: Atakoy Gazete 224

17

BBu projede kadının önündeki en büyük sorununtoplum tarafından yaratılan ve benimsenen algıproblemi olduğu görüşü ağır bastı. Siz bu konudaneler düşünüyorsunuz?İsveç Başkonsolosluğu’nun katkılarıyladüzenlediğimiz projemizin adını “Politika SadeceErkek İşi midir?” olarak belirledik çünkü toplumunazımsanamayacak bir kesimi siyaseti erkek işiolarak görüyor. Bu proje kapsamında 2 seminer ve1 Çalıştay düzenledik. Çalıştay’da bir araya gelençeşitli politik görüşlerden kadınlarımız “Politikayıve kadınların politikadaki yerini” tartıştı, seminer-lere siyaset ve medya dünyasından kadınlar katıldıve tecrübelerini paylaştı. Bütün bu çalışmalarınnihai sonucu “Politika sadece erkek işi değildir”mesajı oldu. Azönce debahsettiğim gibitoplumun heralanı gibi siyasetalanı da erkekegemen. Siyasetiele alışımız,siyaseti yapışımız,söylemler erkekegemen. Hattapolitikadaki pekçok kadınsiyasetçimiz dilierkek egemen.Tüm bunlarındışında oranlarabakarsanız kadınsiyasette yokdenecek kadaraz. Demokrasitecrübeyle gelişenbir süreç, insanlarseçtikçe,seçildikçedemokrasininfaydasınıgörmeyebaşlıyorlar. Biz 90yıllık bir Cumhuriyet’in yurttaşlarıyız. LaikCumhuriyetimiz’in kurucusu Gazi Mustafa KemalAtatürk’ün kadınlara seçme ve seçilme hakkınıarmağan edişinin üzerinden 78 yıl geçmiş,söylemek istediğim 78 yıl demokrasinin yerleşmesiiçin yeterli bir süre. Ama mevcut durumabakarsanız 26 bakanımız var 1 tanesi kadın. Hiçkadın bir Cumhurbaşkanımız ya da MeclisBaşkanımız olmamış. 2 bin 924 BelediyeBaşkanı’nın 26’sı, 34 bin 210 muhtarın 65’i kadın.Yine 81 valimizin 1tanesi kadın. Listeyidaha dauzatabiliriz, kadınsiyasette temsilediliyor diyemiy-oruz maalesef.Kadınların siyaset-teki temsil oranınıarttırması lazım.Bunun için dünyadadenenmiş örneklervar, ülkemiz için enuygunu “fermuarsistemi”; yani adaylistelerihazırlanırken 1kadın 1 erkek adayolarak belirlenmeli.Çünkü seçimleröncesinde kadınlarlistelerden adaygösteriliyor ancakhiç biri seçileceksıralara yazılmadığıiçin sonuçlar erkek-lerin lehine çıkıyor.

Eğer kadınlar siyasi partilere fermuar sisteminidayatırlarsa önümüzdeki ilk seçimde önümüzdekitabloyu değiştirebiliriz. Bunun için her ne kadarkarşı olsam da kadın kollarının kadın yararınaçalışması lazım. Kadın kollarına karşıyım çünkükadın kollarının varlığını kabul etmek dolaylıolarak siyasetin erkek işi olduğunu kabuletmek demektir. Ama bu organlarınkaldırılması şu an için mümkün değil amakadınlar kendi yararlarına çalışabilirler;partilerin kadın kolları birleşip bağlıbulundukları siyasi partilere fermuarsistemi uygulanması noktasında baskıyapabilirler. Eğer bunubaşarabilirlerse kadının siyasetteki

varlığı; toplumun gelişimine,siyasal sitemin istikrarlı vehakkaniyetli işlerlikkazanmasını sağlayacaktır.Kadına yönelik her türlüsorunun çözümü için,kadını çözümü üretenkonumuna taşımamız şart.

“MEDYA KİLİT ROLOYNUYOR”

Meltem Hanım, bir iletişimciolarak medyanın kadın ve kadınhakları konusundaki, duyarlılığıhakkında ne düşünüyorsunuz? Kadına yönelik bahsettiğiniz algılarınoluşumunda medya kilit rol oynuyor.Yapılan haberler, üretilen içerikler, çek-ilen görüntüler ve bunların kurgulanmasınoktasında çalışan tüm medyamensuplarının; toplumsal cinsiyet,şiddetin haberleştirilmesi, özel hayatıngizliliği, habere konu olan kişilerin varsagizliliğini ihlal etmeme gibi konulardaduyarlı olması gerekiyor. Medyada bazıdönemler bu yönde bir hassasiyet oluştu.Aile içi şiddete son gibi kampanyalardüzenlendi, çalışanlara kurum içi

eğitimler verildi ancak hala cinsiyetçi yaklaşımlarlakarşılaşabiliyoruz. Kadınların en fazla haberoldukları konu; aile içi şiddet olayları ve maalesefen fazla cinsiyetçi yaklaşıma rastlanan haberler debu kategorideki haberler. Bir dönem bu türhaberler kadına yönelik şiddeti meşrulaştırıcı birdil ile kaleme alınıyordu. “Yemeği yaktığı içinkocasından dayak yedi” , “Kısa etek giyince soluğuhastanede aldı”, “Sevdiği erkekle evlenmekisteyince kardeşi tarafından öldürüldü” ve dahası.

Bu manşetlere yakın zamana kadar gazetesayfalarında, televizyon başlıklarında sık

rastlanıyordu. Ya da kadını metalaştıran“arka sayfa güzelleri”, şiddet

görmüş kadının mahremyerlerinin kapatılmadançekilen ve yayınlanangörüntüleri bunlar çok uzak

örnekler değil. Yakınzaman derken şu an

yok zannetmeyinşimdi de benzer

örnekler var ancakeskisi kadar çok

değil. Yetersiz deolsa bu yönde bir

hassasiyetoluştu. Tüm bu

başlıklar okuyucudaşöyle bir algıyaratıyor;

kadında hak etmişbaksana yemeğiyakmış, birini

sevmiş, kısa etekgiymiş… Bunlartoplumu yanlış yön-

lendiren, ataerkil zih-niyeti yeniden üreten

örnekler ve demokratik,insan haklarına saygılı bir

medyanın yapmaması gerekenhatalar. Bunlara son vermek

için de kadın erkek eşitliğiniözümsemiş, şiddetin her türlüsüne karşı,

insan hak ve özgürlüklerine saygılı, kendinigeliştirmiş, entelektüel medya mensuplarına,yöneticilerine ihtiyacımız var. Tüm bunlar içindeeşitlikçi bakış açısına sahip kadınlarımızınmedyanın karar mercilerinde varlık göstermesilazım.

“TÜM KADINLARIN,KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLARIM”

Her 8 Mart’ta kadınların hakları hatırlanır fakat 9Mart’ta tekrar unutulur. 08 Mart günü çeşitlimesajlar verilir, temennilerde bulunulur. Siz bu 8Mart’ta önümüzdeki yıllar için hangi temennilerdebulunursunuz?Modern, çağdaş Türkiye’nin kurucusu olan fedakârve güçlü Cumhuriyet Kadınlarının, siyasal vetoplumsal alanda hak ettikleri değeri yenidenkazanarak, toplumsal ilerlemenin temelini

oluşturmaya veaydınlık nesilleryetiştirmeye devametmeleri dileği iletüm TürkKadınları’nınKadınlar GününüKutlarım.Sayın Erzen,verdiğiniz bilgileriçin teşekkür eder,yaptığınızçalışmalardandolayı siz veekibinizi kutlarız.Bende BakırköyKent Konseyi KadınMeclisi Başkanı vebir kadın olarak bukonuya duyarlıyaklaşımınızdandolayı size veekibinize teşekkürederim.

Arzu BERATOĞLUYavuz ARPACIK

Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Ünal Erzen:

“““KKKAAADDDIIINNNLLLAAARRR ŞŞŞ İİİDDDDDDEEETTTEEE KKKAAARRRŞŞŞ IIIDAYANIŞARAK DUR DİYEBİLİRLER”DAYANIŞARAK DUR DİYEBİLİRLER”

Page 18: Atakoy Gazete 224

18

Yaşam boyunca ne kadar gülebiliyoruz ya da gülümseye-biliyoruz? Yapılan araştırmalardan çıkan sonuç: 4 yaşındabir çocuk günde ortalama 300 kez gülümserken biryetişkin günde ortalama yalnızca 15 kez gülümsüyormuş.

Bir bebek ne anlar ki, küreselleşen dünyanınsıkıntılarından, yaşanan gerilimlerden, karşılaşılanzorluklardan, yapılan yanlışlardan ya da acılardan? Sırf bunedenle bir bebek daha çok gülüyor denebilir mi?

Aslında her başarısızlığın ardından hep başarı geldiğini,her yanlıştan doğruyu öğrendiğimizi, her hüznün ardındanmutluluğun geldiğini kim yadsıyabilir ki? Önemli olanyaşananlardan ders alabilmektir. Hayatta edinilen deney-imler insana hep çok pahalıya mal olur. Ama bu pahalıdeneyimler insana doğru davranmayı öğretir. Yanlışyapma yüzdeniz azalır. Bu süreç sonsuzdur. Tıpkı ünlüRomalı düşünür Seneca’nın “Yaşadığınız müddetçe nasılyaşandığını öğrenmeye devam edin.” sözü gibi.

Yaşamda kazanılan tüm öğretiler ve tüm deneyimlersayesinde gülümseyebilmek kolaylaşırken, öfkenize engelolup soğukkanlı ve saygılı davranmayı öğrenebiliyorsunuz.Örneğin yorucu ve gergin geçen bir günün ardındanarabanıza binmiş eve giderken, önünüzde tıngır mıngırgiderek saatlerinizi çalan sürücü ya da konser bileti almakiçin kuyruğa girmiş beklerken kendine göre açıkgözlülükeden saygısız biri sizi çileden çıkartabiliyor. Ya daannesine bağıran bir küçük çocuk da sizi kızdırıyor. Belli kiçocuğa en önemli davranış biçimlerinden biri olan “saygı”öğretilmemiş. Tiyatroya ya da konsere gittiğinizde ya da uçağabindiğinizde numaralı biletiniz olmasına karşın yerinizeoturmuş kıpırdamayan insanlara şaşırıyorsunuz. Öylepişkin davranıyorlar ki siz elinizdeki bileti kontrol etmekdurumunda kalıyorsunuz. Gülümsemek değil, haykırmakgeçiyor içinizden. Karşınızdakine en basit görgü kurallarınıanımsatmak... Ama kendi kendinize “Sakin ol! Sakin ol!”diye söyleniyorsunuz. Sinirlenmeninin yalnızca sağlığınzazararını düşünmeniz gerekiyor. Soğukkanlı davranmayıbeceriyorsunuz. Hatta gülümseyerek esprili bir biçimdekarşınızdakiyle konuştuğunuzda işler zor da olsa yolunagiriyor. Yerinize oturmuş kişiye üstelik “Teşekkür ederim”derseniz karşınızdakini utandırabiliyorsunuz zamanzaman. Böylece alışkanlık olabilecek kızgınlık yerineyüzünüzde bir gülümseme yaratabiliyorsunuz.

Modern Psikoloji’nin önemli isimlerinden William James”Mutlu olduğumuz için gülmüyoruz. Güldüğümüz için mut-luyuz.” diye betimlemiş gülmeyi.

Gülümseyebilme ve gülme sayesinde olumsuzluklarınyittiğini ve olumlu enerjinin hem bedenimize hem dedüşüncelerimize kattıklarını biliyoruz.

Gülümseyebilmek ve güleryüzlü davranmak daha dingindavranmamızı sağlayacak, mutluluğumuzun artmasınayardımcı olacaktır. Hele karşımızdaki insanların yüzündebir gülümseme yaratabiliyorsak ne mutlu bizlere.

Hem küçüklere hem büyüklere kısacası hayattakarşılaştığımız herkese gülümseyerek davranmaya özengöstermeliyiz. Hayat her şeye rağmen çok güzel. Heryaşadığımız günde bizi gülümsetecek olaylar olmayabilir.Ama ne olursa olsun gülümsemeyi becermeliyiz.

Yaşamda Hep GülümseyebilmekMümkün mü?

Yasemin BAYER

ZZZ İİİHHH İİİNNNSSSEEELLL EEENNNGGGEEELLLLLL İİİLLLEEERRREEEMMMOOODDDEEERRRNNN MMMEEERRRKKKEEEZZZ

Bakırköy Belediyesi tarafından 4.500metrekarelik alan üzerinde yaklaşık 1.600metrekare kapalı alanda yaptırılan modernzihinsel engelliler rehabilitasyon merkeziyatılı olarak kalan zihinsel engellilere evsahipliği yapıyor.Bakırköy Belediyesi tarafından E-5Karayolu’nun kenarında 96 bin metrekare-lik alan üzerine yapılan Botanik Park’akomşu olan merkez Bakırköy Belediyesitarafından yaptırılarak T.C. Aile ve SosyalPolitikalar Bakanlığı’na protokolle verilerekT.C. İstanbul Valiliği 80. Yıl Bakırköy

Özürlüler Bakım Rehabilitasyon ve AileDanışma Merkezi adıyla yaklaşık 40kimsesiz zihinsel engelliye ev sahipliğiyapıyor.Merkez alanı olarak 4.500 metrekarearsa tahsis edildiğini belirten BakırköyBelediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,“4.500 metrekarelik alanda yaklaşık1.600 metrekare kapalı alan üzerine

tek katlı bu modern merkeziBakırköy’ümüze hatta İstanbul’umuzakazandırmaktan büyük mutluluk duyuyo-rum. Merkezde; zihinsel engellilerinkalabileceği yatak odalarının yanı sıra sporsalonu, TV odası, hobi odaları, dinlenmesalonları, rekreasyon alanları, oturmabahçede oturma grupları, oyun alanları,yemekhane, çamaşırhane debulunmaktadır. Merkezin gerek inşaatındanönce gerekse inşaatı sırasında ilgisiniesirgemeyen İstanbul Valisi Hüseyin AvniMutlu’ya da ayrıca teşekkür etmek istiyo-rum.” dedi.

T.C. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı,İstanbul Valiliği 80.Yıl Bakırköy Özürlüler

Bakım Rehabilitasyon ve Aile DanışmaMerkezi Müdürü Cevat Okutturan damerkezde kimsesiz zihinsel engellilerinkaldığını belirterek,”24 saat hemşirebulunan merkezimizde 13-60 yaşarası kimsesiz zihinsel engellilerinbakımı yapılıyor. Merkezimizde ayrıcapsikolog, sosyal servis uzmanı, revir,idari hizmet birimleri debulunmaktadır.” şeklinde konuştu.

Bakırköylü balıkçıların ağlarına 3 metreboyunda yaklaşık 250 kilo ağırlığında devbir köpekbalığı takıldı.Bakırköy Balıkçılar Çarşısı’nda bulunanKaradeniz Balıkçısı’nın yakaladığı devköpek balığı alışveriş yapmaya gelen veçarşıdan geçen vatandaşların ilgi odağıoldu.Çanakkale açıklarında yakalananköpekbalığının birkaç gün sergileneceğinibelirten Karadeniz Balıkçısı’nın sahibiİbrahim Altun, çarşıdan geçen vatandaşlarınve özellikle çocukların köpekbalığına büyükilgi gösterdiğini ve sık sık köpekbalığı ilefotoğraf çektirmek istediklerini söyledi.Altun, köpekbalığını birkaç gün sergiledik-ten sonra keserek satacaklarını,köpekbalığının çok lezzetli ve sağlık içinyararlı bir balık olduğunu belirtti.

BAKIRKÖY’DE DEV KÖPEKBALIĞI

Page 19: Atakoy Gazete 224

19

Bakırköy’deki tarihi binaların ilgisizlik-ten bir bir yok olduğu şu günlerde,gazetemizin de ısrarla üzerindedurduğu Şenlikköy’deki Av KöşküRestore çalışmaları başladı. İncirliCaddesi’ndeki ResnelilerKöşkü ise her geçen günyok oluyor. Bu yok oluşuyetkililer sadece seyrediy-or.Florya Karakol Binası veAtatürk Parkı’nınkarşısında bulunan ve tari-hi önemi olan Av Köşkü,Beyazlar İnşaat tarafındanrestore ediliyor.Beyazlar İnşaat SahibiAlim Beyaz, restoreçalışmalarınabaşladıklarını ve tarihiköşkün restorasyonişlemlerini haziran ayınakadar bitireceklerini söyle-di. Restore işlemlerinde köşkün tarihi yapısınıolduğu gibi koruduklarını belirten Beyaz, “Tarihiköşk bakımsızlıktan dolayı yıkılmak üzereydi.Gerekli çalışmaları tamamlayıp, izinleri aldıktansonra restore işlemlerine başladık. Köşkün tarihidokusunu olduğu gibi muhafaza edeceğiz. İçmekanlar ve dış mekan çalışmaları, aslına

uygun olarak yapılıyor. Tarihi köşkte kullanılanbütün malzemeler tah-tadan. Tarihi köşküntekrar eski halinialması için İstanbulValisi Hüseyin AvniMutlu ve BakırköyKaymakamı YakupVatan’ın büyükkatkıları oldu.Konunun üzerinde titi-zlikle duruyorlar veyapılan çalışmalarıtakip ediyorlar. Biz detarihi değerlerimizesahip çıkmak için elim-izden geleni yapıyoruz.Restorasyon işlemleritüm hızıyla devamediyor. Önümüzdeki

Haziran ayına kadar restorasyonişlemlerini bitireceğiz. Ve ŞenlikköyMahallemizin, Bakırköy’ümüzün birtarihi değerini daha canlandırmış vehizmete açmış olacağız.” dedi.Alim Beyaz, restore işlemleri bittiktensonra tarihi köşkü kiralamak isteyen firmalara

kiraya vermeyi düşündüklerini desöyledi.Şenlikköy MahalleMuhtarı MüminSavaş Göktaş da,yıllardan beridiratıl durumda olantarihi köşkünrestore edilmesininve kullanımaaçılmasınınmahalle içinönemli olduğunuifade ederek,tarihi köşküntekrar eski yapısını

kazanması için bu konunun üzerindeönemle duran başta İstanbul ValisiHüseyin Avni Mutlu ve BakırköyKaymakamı Yakup Vatan’a tümmahalleli adına teşekkür etti.

Göktaş, restore işlemlerinin sona ermesiyleŞenlikköy Mahalle-si’nin önemli bir tarihideğerine kavuşacağınıve bu tarihi köşkünŞenlikköy Mahalle-si’nin bir neviamblemi olacağınısöyledi.

KKÖŞKÜN TARİHİKöşk, 1800 yıllarınınsonuna doğrudönemin padişahlarıtarafından, avcılıktakullanılmak üzerebıldırcın çiftliği olarakyapılmış. Çiftlik,bakılması için Andonismini taşıyanBarutçubaşı Beyrutlubir kişiye emanetedilmiştir. Ruslarınİstanbul’u işgal etmesi

sırasında Ruslartarafından taverna olarak kullanılan tarihi bina,Rusların İstanbul’u terk etmesinden sonra

Balkan Savaşı’nınardından ülkemizegelen MüslümanTürklerden bir aileyeverilmiş, burası önceikametgah olarakkullanılmış sonrakahve olarakkullanılmıştır. Dahasonra sahipleritarafından müteahhitbir firmaya satılmıştır.Burası sit alanıiçersindedir.

(Yavuz ARPACIK)

RESTORASYONU BAŞLADIŞenlikköy’deki Tarihi Av Köşkü yok olmaktan kurtarılıyor

Sağlık Bakanlığı Mezarlık Yerleri’nin İnşaası ileCenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkındaki Yönet-melik’te değişikliğe gitti.Yapılan değişikliğe göre mesai saatleri dışındaevde gerçekleşen ölümlerde ölüm belgesi ile ilgilihizmetler Toplum SağlığıMerkezi’nin (TSM) belirlediğinöbetçi doktorlar tarafındanyürütülecek. Uygulama ile birlikte artıkmesai saatleri dışında evdegerçekleşen ölümlerde de ölümraporu alınabilecek. Bakırköy Toplum SağlığıMerkezi Sorumlu Hekimi SibelAy Kalkan, Sağlık Bakanlığı’nın19 Ocak 2013’te MezarlıkYerlerinin İnşaası ile CenazaNakil ve Defin İşlerimleriHakkındaki Yönetmeliktedeğişiklik yaptığını belirterek,”Yeni düzenleme ile mesaisaatleri dışında sağlık kuruluşudışında gerçekleşen ölümlerde ölüm belgesiTSM’ler tarafından belirlenen nöbetçi doktorlartarafından verilecek. Yeni düzenleme ile BakırköyToplum Sağlığı Merkezi’ne hekimler, aile hekimlerive belediye hekimlerinin oluşturduğu havuzdanaylık nöbetçi hekim listelerini çıkarıyoruz. Bu çizel-geye göre 1 asil 1 yedek doktor mesai saatleri

dışında evde gerçekleşen ölümlerle ilgili hizmetleriyürütüyor. Bakırköy Belediyesi de bize bu konudalojistik destek sağlıyor” dedi.Sibel Ay Kalkan, mesai saatleri içinde ise buhizmetlerin eskiden olduğu gibi Bakırköy

Belediyesi Sağlıkİşleri Müdürlüğühekimleri tarafındanverildiğini de belirtti.Bakırköy BelediyesiSağlık İşleri MüdürüFaruk Yıldız ise,Cenaze Nakil veDefinYönetmeliği’ndeyapılan değişikliğinçok yerindeolduğunu belirterek,“Mesai saatleridışında evdegerçekleşen ölüm-lerde ölüm raporu

verilmesi konusundakadromuz yetersiz olduğu için sıkıntı yaşıyorduk.Yapılan düzenlemeyle birlikte artıkvatandaşlarımızın bu konudaki sıkıntıları da sonaermiş olacak. Bizde bu konuda nöbetçi hekimlereher türlü lojistik desteği sağlıyoruz. Mesai saatleriiçinde ise bu hizmetleri eskiden olduğu gibi yinebiz yürütmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

“ARTIK VATANDAŞ MAĞDUR OLMAYACAK”Görüştüğümüz Bakırköy Mahalle Muhtarlı ise,daha önceleri mesai saatleri dışında evdegerçekleşen ölümler nedeniyle doktor gönder-

ilmemesinden dolayıvatandaşların sıkçaşikayetlerinin olduğunu ifadeederek, nöbetçi hekimuygulamasına geçilmesi ilevatandaşlarınmağduriyetlerinin sonbulacağını belirttiler.Bakırköylü Muhtarlar, “Bukonuda vatandaşlarımızdansıkça şikayetler geliyordu.Akşam evde gerçekleşenölümler için BakırköyBelediyesi Sağlık İşleriMüdürlüğü tarafından doktoryollanmıyordu ve bu nedenlevatandaşlarımız ölüm raporualamıyordu. Ölüm raporu

olmadığı içinde meftaya kimsedokunamıyordu ve mefta o şekilde sabaha kadarbekletilmek zorunda kalıyordu. Zaten acılı olanvatandaşlarımızda bu durum karşısında sinirleniy-or ve bizlere de çokça şikayette bulunuyorlardı.Yeni uygulamayla birlikte artık vatandaşlarımızdabu konuda mağdur olmayacaklar. Bu konudaemeği geçen herkese teşekkür ederiz” dediler.

Mesai saatleri dışında da artık ölüm raporu alınabilecek

NÖBETÇİ DOKTORLAR 24 SAAT GÖREVDENÖBETÇİ DOKTORLAR 24 SAAT GÖREVDE

Page 20: Atakoy Gazete 224

20

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç

“SEÇİMLERDE FERMUAR SİSTEMİ UYGULANACAK”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Partisözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, CHP 3.Bölge İl ve İlçe yöneticilerininkatıldığı Ataköy Marina’dakiPapalina Restorant'taki sabahkahvaltısında partililerle buluştu.Koç, yaptığı konuşmada güncelkonular yanında CHP'nin yerelseçimlerde uygulayacağıstratejiler hakkında da bilgilerverdi.Haluk Koç yaptığı konuşmada;“Değerli arkadaşlarım bu türtoplantılarda herkesin aklına, butoplantının altında başka bir şey mivar? Bu toplantı başka bir şeyler mihedefliyor? diye bir şey gelir. Butoplantının tek bir nedeni var. Tek bir hede-fimiz var. O da AKP’nin Türkiye’ye giydirmeyekararlı olduğu o karanlık elbiseye karşı hepberaber kol kola girerek, dayanışarak, birleşerek,bireysel çıkar beklemeden bu sivil faşistgirişime karşı demokrasi cephesindeCHP’yi yüceltmek. Bu toplantının amacıda bu. İstanbul 3. Bölge’de bütün belediyeleretalip olmak zorundayız. Bütün belediyemeclis üyeliklerine talip olmakzorundayız. Sayın Genel Başkanımızındüşüncesi de bu. Belediye meclis üyelik-leri için bir fermuar sistemi2,4,6,8,10,12,14,16,18... tümüyelerimizin katılımıyla örgütünbelirlediği adaylar.1,3,5,7,9,11,13,15,17,19... örgütümüzburada genel merkezimiz orada.Neredeyiz, örneğin; İstanbul Küçükçek-me'deyiz. Örgütün çıkardığı seçim listesinde oradabir belediye meclis üyesi profilinde, fotoğrafındabulunması gereken ama eksik olan şehir plancısımı eksik, hukukçu mu eksik, doktor mu eksik,

mimar mı eksik, mühendis mi eksik? Neeksikse o. Hangi bölgedeyiz Küçükçekme-

ce’de. Burada alevi yurttaşlarımız var.Sünni yurttaşlarımız var. Karadeni-zliler var, Rumeliler var, doğudan

gelen yurttaşlarımız var. Hangisitemsil edilmemiş örgütün çıkardığı

elemede. Hem teknik özellikleregöre hem o bölgenin inanç, etnik,

etik ve bölgesel dağılım özellik-lerine göre ne eksikse 1’e, 3’e, 5’e,7’ye de sizlere danışarak yapıp

ortaya çıkmak. Sayın GenelBaşkanımızın da, MYK’nın da önerdiğiyol, yöntem bu. Örgüt eğilimi, biliyor-

sunuz 40 gün kala resmi önseçimdeolmuyor. Gelir bir yetkili sabah saat 9’da

bisküvi sandığı ile Ankara’ya götürmez. Sonucuda akşam 17:00’de açıklar. Örgütün belirlediğiisimler. Diğerleri seçime daha yakın zamanda neeksikse, ne kalmışsa elimizde hangi teknik özellik,

hangi yöresel özellik, bunları da eksik olarakoraya yerleştirir. Fermuar yöntemi dediğimiz bu.Bu tartışılıyor ve büyük ihtimalle bu şekildeolacak. Diğerleri içinde zaten biliyorsunuz nüfusu

100 binin üstünde olan yerlerde hem birbirini kon-trol eden çapraz anket çalışmaları genişkamuoyunun desteği ya da eğilimi bakımındandaha sonrada örgüt eğilimi ile bütün bunlarıbirleştirerek kazanabileceğimiz ve en yüksek oylarıalabileceğimiz adaylar ve belediye meclis üyesi lis-tesiyle seçimlere hazırlanmak. O zaman buradabir görev düşüyor bizlere. Hep beraber el elevereceğiz. Küsmeyeceğiz, darılmayacağız. Vesonuç olarak bu bizim bireysel siyasi geleceğimizdeğil, Türkiye’nin geleceği. Eğer AKP İstanbul’dageri itilir ve belediye kaybederse sizlerin buradabu sonuca ulaşmak için Bakırköy’de, Bağcılar’da,Esenler’de, Büyükçekmece’de, Küçükçekmece’de,Silivri’de, Çatalca’da bütün ilçelerde herkazanacağımız bir belediye meclis üyeliği AKP’nino faşist duvarından bir tuğla sökmektir. Ne kadartuğla sökersek o duvar yıkılacaktır. AKP’yiİstanbul’da yıkmak zorundayız. Onun için küsmeyok, darılma yok, gücenme yok. Küsen kendineküser. Herkes el ele verecek” dedi.

Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi Ali Erten, Haluk Koçile bir süre sohbet etti ve Ataköy’deki apartman

görevlilerinin isim listesini verdi.

Geçtiğimiz aylarda Ataköy 9. Kısım’da bulunan A4 Blok veYenimahalle Kadın Doğum Hastanesi’nin etrafının jiletli tellerleçevrilmesini sizlere duyurmuştuk.Haberimiz üzerine A4 Blok’un etrafına çekilen ve çocuklarınbaş, yetişkinlerin ise omuz hizasına gelen ve tehlike arz edenjiletli teller, Bakırköy Kaymakamlığı tarafından kaldırılmıştı.Yenimahalle Kadın Doğum Hastanesi’nin etrafındaki jilet tellerise vatandaşlar için tehlike yaratmaya devam ederkenBakırköy’deki jiletli tel modasına okullar da uydu. BakırköyLisesi de okul bahçe duvarlarının üzerini jiletli tellerleçevirerek, okul öğrencileri için tehlike yarattı.Yenimahalle’de bulunan Bakırköy Lisesi’nin okulyönetimi son zamanlarda öğrencilerin okuldankaçma oranında bir artış olduğunu ve caydırıcıolması için okul bahçe duvarına jiletli tel çekildiğinibelirtirken, öğrenciler ise bu duruma tepki gös-teriyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz Bakırköy Lisesiöğrencileri de okulun etrafının jiletli tellerleçevrilmesinin kendilerini rahatsız ettiğini veöğrencilerin kendilerini suçlu gibi hissettiklerinisöylüyorlar. Öğrenciler, okuldan kaçma olaylarındabir artış olduğu için jiletli tellerin çekildiğini fakatokuldan kaçan öğrencilerin zaten okula gelmedenkaçtıklarını, okula geldikten sonra kaçan öğrencininpek olmadığını belirterek, yapılan uygulamanın

hiçbir işe yaramayacağını ifade ediyorlar.Yenimahalle Muhtarı Nihat Şahin de Yenimahalle KadınDoğum Hastanesi’ne çekilen jiletli tellerin kaldırılmasını bek-lerken hastanenin hemen yanındaki Bakırköy Lisesi’nin deokul etrafını jiletli tellerle çevirmesinin mahalleli tarafındantepkiyle karşılandığını belirterek, okul bahçesinin jiletli tellerleçevrilmesinin hiçbir açıklamasının olamayacağını bu durumunöğrenciler için tehlike yarattığını söyledi.

“YETKİLİLER KONUYA EL ATMALI”Yenimahalle Kadın Doğum Hastanesi ve Bakırköy Lisesi’nin

bahçe duvarlarının üzerindeki jiletli tellerin yetkililer tarafındanbir an önce kaldırılması gerektiğini belirten YenimahalleMuhtarı Nihat Şahin, özellikle hastane etrafındaki jiletli tellerinkaldırımda yürüyen insanların baş hizasında olduğunu ve çoktehlikeli olduğunu belirtti.Şahin, “Yenimahalle Kadın Doğum Hastanesi’nin etrafınınjiletli tellerle çevrilmesinin ardından mahalleli tarafındanmuhtarlığımıza çok sayıda şikayet gelmişti. Sizler de konununüzerinde önemle durdunuz. Bu noktada sizlere mahallelimadına çok teşekkür ediyorum. Hastane bahçesinin etrafı jiletlitellerle çevrildiği zaman bu durumun tehlike yarattığını hasta-

nenin hemen yanında bir okul olduğunu veöğrencilerin yaşları itibariyle birbirleriyleşakalaştıklarını, birbirlerini itip kakmaları sonucundabu jiletli tellere çarpabileceklerini ve yaralanabile-ceklerini belirtmiş ve bu jiletli tellerin kaldırılmasınıistemiştik. Hal böyle iken Bakırköy Lisesi’nin debahçe duvarını jiletli tellerle çevirmesi gerçektenakıl almaz bir durum. Okul yönetimi öğrencilerinokuldan kaçma oranında artış olduğunu ve caydırıcıbir neden olması için jiletli tellerin çekildiğinisöylüyor ama böyle bir caydırıcı sistem olamaz.Okulun zaten bir güvenlik elemanı var. Hizmetlilerivar. Jiletli tellere ne gerek var. Burası hapishanemi?” diye konuştu.

Jiletli Tel Modasına Bazı Okullar da Uydu

ÖĞRENCİLER OKULDAN KAÇMASIN DİYE!..

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, CHP 3. Bölge örgütünün katıldığı kahvaltıda konuştu.“Bütün ilçelerde her kazanacağımız bir Belediye Meclis Üyeliği AKP’nin o faşist duvarından bir tuğla sökmektir. Ne kadartuğla sökersek o duvar yıkılacaktır. AKP’yi İstanbul’da yıkmak zorundayız. Onun için küsme yok, darılma yok, gücenmeyok. Küsen kendine küser. Herkes el ele verecek” dedi.

Page 21: Atakoy Gazete 224

21

TTrafik Vakfı’nın çekicileri Ataköy Atrium’un önünden ayrılmıyor, önüne gelen aracı çekip götürüyorlar

ÇEKİCİ REZALETİNE KİM DUR DİYECEK?ÇEKİCİ REZALETİNE KİM DUR DİYECEK?Son günlerde Ataköy’de özellikle Atrium çevresinde tüm araçlar Belediye’nin yol kenarına yaptığı park yerlerinden dahi çekiliyor. Araçsahipleri ile çekiciler arasında sert tartışmalar oluyor. Bazı çekicilerdeki polisler sivil kıyafetle görev yapıyor. Yasa ve yönetmeliklerayaklar altında. İlişkiler ile ilgili söylemler ayyuka çıkmış durumda. Vakıf, ceza dışında 60 TL vakfa, otopark içinde 10 TL alıyor.

Araçları çekilenlerden gelen şikayetler göz ardı ediliyor. Çekicilerözellikle trafiği aksatan yerlere park eden araçlar yerine arasokaklarda trafik akışını engellemeyen yerlere park eden araçları

çekiyor. Konuştuğumuz çekici başındaki görevli trafik polisimemurları “Trafiğin yoğun olduğu yerlerde araçları çekemiyoruz

çünkü trafik daha çok tıkanıyor” diyor(!) Yasa ve yönetmeliklerçok açık. Bir aracın çekilebilmesi için trafik akışını engelleyenyerde olacak, önce anons yapılacak. Makul bir süre beklenecek.

Araç sahibi gelmezse fotoğraf çekilerek aracın park ettiği yertespit edilip araç kaldırılacak.Ama iş hiç de böyle olmuyor. Çekiciler canlarının istedikleri aracıkaldırıp götürüyorlar. Trafiği tıkasa dahi torpilli işyerlerinin önün-deki araçlara dokunulmuyor. Trafik Vakfının Çekicileri son günlerde Ataköy Atrium ve YunusEmre Kültür Merkezi’nin bulunduğu yerlere park eden araçlarıçekip, Kültür Üniversite’sinin yanındaki otoparka götürüyor.Yanda fotoğraflarda da göreceğiniz gibi bu caddeler ile Atriumönündeki sokak ve caddelerde “Park yapılmaz” uyarı levhalarıyok. Ayrca belediyenin yol kenarına yaptığı otopark ceplerindekiaraçları dahi çekiyorlar.Çevre sakinleri isyan ediyorlar “Bu yasa tanımaz çekicilere kimdur diyecek” diye soruyorlar.

YANGIN MUSLUĞU VARMIŞYunus Emre Kültür Merkezi’nin bulunduğu caddeden aracı çekilenbir Ataköylü “Benimaracımı yayakaldırımın üzerindeyangın musluğu vardiye çekmişler.Hiçbir uyarı işaretiyok. Ayrıca buyangın musluğununyol ile ilgisi yoktamamen yayakaldırımın dışında”diyor. Çekicidekisivil kıyafetli polismemuruna sorduk“Yangın musluğuvar diye araççekiyor musunuz?“aldığımız cevap“evet” oldu.Şimdi bizde yetk-ililere soruyoruz:Yandaki fotoğrafabakın BüyükşehirBelediyesinin otopark şirketi İSPARK tam yangın musluğununönüne hem de engelliler için park yeri yapmış. Buraya park edenaraçları da çekme cesaretini gösterebilecek misiniz?İstanbul Trafik Vakfı Başkanı ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mut-lu’ya sesleniyoruz;Çekici olayına elatın ve bu rezaletidurdurun.

SİZİN İÇİNARAŞTIRDIK

Yangın suyumuslukları (Hidrant)itfaiyenin isteğiüzerine İSKİtarafından belir-lenen alanlarakonuluyor. İtfaiye, belirlediğisokaklara yangınsuyu musluklarıkonmasını İSKİ’dentalep ediyor. İSKİde itfaiyenin isteğidoğrultusunda iste-nilen sokakta enuygun alan neresiise oraya bumusluklarıyerleştiriyor.Bakırköy’de 150’yeyakın yangın suyumusluğu bulunuyor. Bu hidrantlar genellikle itfaiye aracınıngirişinin zor olduğu dar sokakların girişlerine monte ediliyor.Bakırköy’de Yenimahalle, Osmaniye, Cevizlik ve Zeytinlik mahal-lelerinde bu hidrantlar diğer mahallelere göre daha sık sayıda

bulunuyor. Fakat yangın suyu musluklarının hiçbirinde yangınsuyu musluklarının önüne araç park edilemeyeceği yönündeuyarıcı işaret ve levhalar bulunmuyor. İşin ilginç tarafı ise İstan-bul Trafik Vakfı çekicileri yangın suyu musluklarının önüne parkedilen araçları çekerken, bazı mahallelerde bulunan yangın suyumusluklarının önü İSPARK tarafından kullanılıyor. Ve İSPARKburaya çekilen araçlardan ücret alıyor. Bakırköy İSKİ yetkilileri ve Bakırköy İtfaiye yetkilileri uyarıcı işaretve levhaların konulması gerektiğini fakat bunun kendisorumluluklarında olmadığını belediye veya trafik ekiplerincekonulması gerektiğini ifade ediyor. Bakırköy Belediyesi Fen İşleriyetkilileri ise yangın suyu muslukları ile ilgili kendilerinin hiçbirsorumluluğunun olmadığını, bu muslukların itfaiye ve İSKİ’ninsorumluluğunda olduğunu belirtiyor. Ve olan her zaman olduğugibi yine vatandaşa oluyor. Bu muslukların önünden araçları çek-ilen yüzlerce vatandaş her gün gazetemizi arayarak şikayettebulunuyorlar. Vatandaşlar, “Hiçbir uyarıcı levhanın olmadığını,yangın suyu musluklarını bazen göremediklerini ve araçlarını park

ettiklerini belirtiyor. Bazı vatandaşlar ise yangın suyumusluklarının rahatça açılabildiğini ve su tankerlerinin buistasyonları açarak tankerlerine su doldurduklarını gördüklerini vebunu da İSKİ’ye bildirdiklerini ifade ediyorlar. İSKİ yetkilileri de buyönde şikayetler aldıklarını doğruluyor. İSKİ yetkilileri ayrıca

yangın suyu musluklarının kapaklarının çöp toplayıcılarıtarafından sökülerek alındığını ve bir çok yangın suyumusluğunun kapaklarının olmadığını sık sık bu kapakları yenile-mek zorunda kaldıklarını söylüyorlar.

FOTOĞRAFLARA BAKIN PARK YASAĞINI GÖSTEREN TEK BİR TABELA VAR MI?

YANGINMUSLUĞU

İSPARKOTOPARKI

BURAYA PARK EDEN ARAÇLARI DAÇEKEBİLECEK MİSİNİZ?

BELEDİYE, YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ’NE GİDENYOLUN SOL TARAFINA ARAÇ PARK CEPLERİ YAPMIŞ.

BURASININ YOL İLE İLGİSİ YOK.ÇEKİCİLER BURADAN DA ARAÇ ÇEKİYORLAR.

BU REZALETE KİM DUR DİYECEK?

Page 22: Atakoy Gazete 224

AAYIN KAHKAHASIAYIN KAHKAHASI

Sürgün SürtüğüMaceraları -1-

Bu şehre, yaşadığımahalleye, sokağa ve buinsanlara iki aydır sürgündüama neden, niçin sürgündükimsecikler bilmiyordu. Kim-secikler bilemezdi çünküsürtük konuşmayı sevmediğigibi tercih etmezdi. Tercihetmemesinin sebebi de,geldiği dünya ile buradakileraynı dili konuşmuyorlardı buyüzdendir ki konuşmasıgerektiğinde, gözleri ve elleriile duygularını, isteklerinianlatabiliyordu.Burada yaşayanlarlaaynı dilikonuşamamanınkendisine verdiği hakla,ismini de kimseciklerediyememişti. Eğer aynı dilikonuşsaydılar, hertanıştığına isminin Sürtükolduğunu söyleseydi, buradayaşayanlar ona ne gözlebakarlardı çok iyi biliyordu.Kendi dünyasında ismininanlamı; gezgindi amaburadakiler bu ismiduysaydılar, ona bakış açılarıhafif meşrep olacağını çok iyibiliyordu çünkü burada herşeyin manası, geldiğidünyadan çok farklı olduğugibi bakış açıları da onagöre uç noktalardaydı. İkiaydır yaşadığı, nefes almayaçalıştığı, yeni geldiğidünyasında, insanlarıanlaması çok zordu.İnsanları anlamamasınınbirçok sebeplerinden sadecebir tanesi çok meraklıolmalarıydı. Kendisihakkında da birçok soruişaretinin merakını, içlerindebarındırdıklarını gayet iyibiliyordu ama Sürtüğüanlamanın, yaşamanın, okadar da kolay olmadığınıkendisi dahi biliyordu. Anla-mak için, Sürtüğün yenidünyasında yaşaması veyayaşanması gerekenler ilegeldiği dünyasın dayaşadıklarını karşılaştırmalıolarak kendine göre çözmesigerekiyordu. Sürtüğe göre,sürgün olmanın belki de engüzel yanı bu çözümlerdi.Yeni dünyasının içinde,sürgünde bulunduğumahallede, giyim tarzı vefiziksel özelliği ile diğeryaşayanlardan ayırıcıözellikleri vardı. En önemliayırıcı özelliği; ne kadınsı neerkeksi vücut hatları, yeşil,beline kadar uzanansaçlarının yanı sıra kakül-lerinin gözlerinin hemenüstünde bitiş şekliyle, çekikkahverengi gözlerininetrafını saran sık çilleri, bellibelirsiz burnu, var ile yokarası dudaklarının yanı sıradiğer ayrıcı özelliği giyimtarzıydı. Hava şartları ne

olursa olsun, asladeğişmeyen giyim stili ise;kumaşının ne olduğu belirsiz

ve kalçasından itibaren bolpaça inen siyah pantolonu,erkek yaka, bol kesim beyazgömleği ve üstüne giyindiğidizlerine kadar uzanan deripaltosuydu. Sürtüğün görü-nen tarifi buyken, görün-meyen hissiyat tarifeleri içinartık başlama zamanıgeldiiii…Açlık, tokluk hissiyatı nedir,nasıl olur yeni dünyamdaöğrenmişken, yemek saatiniasla kaçırmama gibi birkural edinmiştim. Kurallarınkoyulduğu gibi, hiçşaşmadan uyulmasıgerektiğini geldiğim dünyadaöğrenmiştim. Bu yüzden öğleyemeğimin saatini geçirme-den, ucuza keşfettiğim esnaflokantasına her zamanki gibigittim. Her zamanki gibi git-tim çünkü geldiğim dünyadayörüngeyi fazla değiştirdiğintakdirde, şaşma ihtimalinekarşılık, alışkanlıklarınhayatımızın kötü yanıolmayacağı öğreticilerimtarafından küçük yaştan beribana öğretilmişti. Esnaf lokantasının sahibi E.,beni her zamanki gibi,anlamadığım bir sıcaklıklakarşıladı. Bende, dişlerimigöstermeyecek şekildetebessüm ederek başımlaE.’yi ve yemek yerken dışgörünümümden dolayı benigarip karşılamayan herkeseselam verdim. Yiyeceğimyemekleri parmağımla işaretedip, yerime geçtim. Yemek-lerim gelene kadar,düşündüğüm şuydu; iki ayönce bu dünyaya ilk sürgünedildiğimde, yemekleriçiğden yediğimdi. Çünkügeldiğim dünyada, yemekkültürü yoktu sadecedüşünce gücüyle beslenmesöz konusuyken, yenialışkanlık yörüngemi alt üstetse de, bu dünyada düşüncegücü zor çalışıyordu. Çokçalışmama rağmen, düşüncegücüm bulunduğum odadanbanyoya kadar ancaçalışıyordu.Yemeğimi yerken, yanmasaya bir çift gelmişti.

Esnaf lokantasının sahibi E.,masa masa dolaşıpkonuşmayı pek sevdiğinden,genç çifte de aynısını uygu-luyordu. Ordan buradanderken, genç çiftin bu dünya-da, ait olduğumuz şehirdenbaşka şehirde yaşadığı ve

yan komşularının esnaflokantası E.’nin, kuzeni

olduğu ortaya çıktı. Buduruma, karşılıklı olarak peksevindiler. Üstüne üstlükhemşeri dedikleri bir durumvar ki, toprağım diye nite-lendiriyorlar aynısı E. ve bu

çift için geçerliydi. Buhemşeri olayıgerçekleştiği an,yeni dünyadaki

insanlar için akan sularduruyordu. Şimdi esnaflokantasında aynı durum sözkonusuydu. En sonundadurum her iki taraf için şöyleözetlenmişti; dünya neküçük, vay be insanın geldiğiyer kadar geçmişi de işteböyle önemli çünkü nezaman ne ile karşılaşacağıbelli olmuyor.Onlar kendi yorumlarınındevamını yaparken, E.,benim hesabın özetini birkağıda yazıp bana uzattığıgibi bu dünyanın para dediğisistemle yediğimin parasınıödeyip dışarı çıktığımda,şiddetli yağmuraaldırmadan, yeni bulduğumişe doğru ilerliyordum. Yenibulduğum işe doğru iler-lerken, içerde dünyanın neküçük olduğunudüşündükleri kısma takılıkalmıştım çünkü onlarsadece bu dünya ilekendilerini sınırlı kılıyorlardı,yeni dünyamdaki diğerölümlü canlılar gibi. Halbukibenim geldiğim dünyama birgün hepsi gidip, ne kadarboş şeylere inandıklarını veinandıkça ne kadar boşşeyleri yaşadıklarını farkedeceklerdi.Yeni işimden içeri girerken,çalışma arkadaşlarımadişlerimi göstermedentebessüm edip, masamınbaşında yazma görevi verilenişimin başına döndüğümde,ne geçmiş ne gelecek sadeceşu an yaşadığım anlardanoluşan maceralarım vardı…

SON SÖZ: Sürgün sürtükmaceraları -1-kumsalpinar.blogspot.comsitemde haftada bir devamıgelecek şekilde ilerleyecek.Bu arada bir dahaki ayaköşe yazımı bir kenara isti-fleyebilirsem, kızımıkucağıma aldığımda yeniyazımı okuyabileceksiniz yokistifleyemezsem, diğer aybuluşacağız demek oluyor. Ozaman beni mazur göre-ceksiniz çünkü ben anneoluyorum…

PINAR KUMSALPINAR KUMSAL

22

BÜYÜKLERE GÜNLÜK

LEPRALEPRACüzzam veya lepra, çevresel sinir sis-

temi ve deri başta olmak üzerebirçok sistem ve organı

etkileyebilen, bulaşıcı bir hastalıktır.Bulaşma ihtimali yok denecek kadar azdırancak halk arasında en az veba kadarkorkulmuştur. Birçok yazıya ve sinemayapıtına da konu olmuştur. Tedavisininbilinmediği dönemlerde cüzzamlılaryerleşim birimlerinden uzak yerlere hattaözel adalara sürülerek, buralarda kendihallerine bırakılmışlardır. Onun insandaninsana bulaştığı düşüncesi temelde birvarsayımdır zira henüz nasıl bulaştığıkanıtlanamamıştır.

Hastalık bulaştıktan sonra belirtilerinortaya çıkması, bağışıklık sisteminindirencine göre 2 ile 7 yıl arası zaman ala-bilmektedir.

Deride kabarıklıklar, renk değişiklikleri,his kaybı, organ zedelenmelerine nedenolabilmektedir.

Günümüzde cüzzam korkulacak birhastalık olmaktan çıkmıştır. Tanıkoyulduğunda tedavisi kesin olarakyapılabilmektedir. Bir çok hastalıktaolduğu gibi erken tanı önemlidir. Erkentanı yapıldığı durumlarda hiçbir kalıcısakatlık oluşmadan tedavisi mümkündür.Son yıllarda ülkemizde her yıl ortalama 4yeni hasta saptanmaktadır.

Hastalık yetişkinlere bulaşmamakta ancakhastalara yakın çevredeki çocuklar riskaltında olmaktadır. Çocukların hastalıktankorunması için hastalık olan çevredenuzaklaştırılmaları en uygun tedbirdir.Kayıtlı hastaların tüm yakınları lepraaçısından düzenli olarak kontrol edilmekteve bunlar arasında saptanan yeni hastalarhenüz sakatlıklar oluşmadan erkendönemde tedavi altına alınmaktadır.

Lepra hastalarıSağlık Bakanlığı tarafındanücretsiz tedavi edilmektedir.

Delinin biri bir gün doktoruna gider veiyileştiğini söyleyerek hastaneden çıkmakister. Bunun üzerine doktor:-Sana bir soru soracağım, doğru bilirsenburadan çıkarsın.Deli: - Peki anlaştık, sor sorunu.Doktor: - Sen 10 katlı bir binanıntepesine çıksan, ben de aşağıda bir bar-dak su tutsam... Bu suya atlar mısınatlamaz mısın?Deli: - Niye atlayayım ben deli miyim der. Doktor içinden adamın gerçekteniyileştiğini düşünür ve neden diye sorar.Deli: - Ya bardağı çekersen?

Page 23: Atakoy Gazete 224

Mehveş Apak: Eşitlik olsun. Kadın-erkek herkes insan olarak eşittir. Enönemli konu eşitliktir. Eşit haklarınolması çok önemli. Toplumuzdakikadın algısı da değişmeli. Kadınlarher işi en az erkekler kadar iyi yapar.Bu bilincin hem erkeklerde hem debiz kadınlarda oluşması gerekir.Maalesef ataerkil bir aile yapımızolduğu için bugüne kadarkadınlarımıza sorumlulukverilmemiş. Erkeklerin yanındakadınlarımız hep ezilmiş. İnşallah bu8 Mart Dünya Kadınlar Günü birmilat olur ve Türkiyemiz’dekadınlarımıza uygulanan şiddet,taciz, tecavüz olayları son bulur.

Milanko Roçikopulo:Benim senelerce savaşverdiğim bir konu. Vebir an önce bitmesigerekiyor. Ama neyazık ki, bitmiyor.Kadınlara karşıyapılan şiddetiprotesto etmek içindünya genelinde veTürkiye’de yapılandans etkinliğiBakırköy’de deyapıldı. Maalesefkatılım oldukçadüşük oldu. Bueylemde ben en azbin kadının

katılmasını beklerdim.Fakat kadınlarımız da bu konuda duyarlı değil. Kadınlarolarak hakkımızı her zaman aramalıyız. Kadınlarımızayeterince şans verilmiyor bu da bir gerçek. Kadınlarımızkarar organlarında görev alamıyorlar, siyasette etkinşekilde rol verilmiyor. Bugün halen Türkiye’de kadınbelediye başkanımız yok. Sadece bir tane kadınbakanımız var. Bu da bence çok önemli bir konu.Kadınlar mutlaka siyasette, karar organlarında yeralmalı veya kadınlara yer verilmelidir. Çünkü bizkadınları en iyi kadınlar anlar. Kadınlar olarak biz çokşey istemiyoruz aslında. Eşitlik istiyoruz, siyasete girmekistiyoruz, aynı haklara sahip olmayı istiyoruz.

Mürvet Yıldırım: Kadına şiddet özellikle son 10 yılda daha daarttı. Okuma oranının, eğitim oranının arttığı Türkiye’de kadına

şiddet olaylarının azalmasıgerekirken, artması çok şaşırtıcı.Sadece şiddet de değil, kadınayönelik kısıtlamalar, çocukgelinler, aile ve toplum baskısı,taciz, tecavüz olayları ve benz-eri bir çok çirkin olay bizkadınların büyük sorunu.İnşallah bu olaylar son bulur.Ne demek dayak, ne demekkadını dövmek. Anlaşmakvarken. Belli sorunlar olabilir,ama bu sorunlar nedenkonuşarak halledilmiyor, bunuanlamakta çok zorlanıyorum.

Sevim Sur: Kadına şiddet konusu biz kadınları çoküzüyor. 2013 yılına geldik fakat sorunlar artarakdevam ediyor. Halen Türkiye’de çocuk gelinler,zorla evlendirilen kızlar, aile baskısı ile mutsuzevlilik kuran gençler oluyor. Bu gençler ileriki,dönemlerde deişte bu çirkinolaylara maruzkalıyor. Herzaman iyitemennilerde,dileklerdebulunuluyorama bu konudabir gelişmeolmuyor, tamtersine şiddetolayları artıyor.Benim enbüyük dileğimtabiki kadınaşiddet olmasın.Çocuk gelinlerolmasın.Kadınlar herzaman saygı görsün. Kadın her şeyden önceannedir. Tabi biz kadınlara da bazı görevlerdüşüyor. Kadınlarımızda kendini ezdirmesin.Okusunlar, bilgilensinler, ekonomik özgürlükleriniellerine alsınlar. Şiddet konusu çok çirkin birkonu. Bir insan eşine, annesine, kardeşine nasılşiddet uygular bunu anlamak mümkün değil.

23

BAKIRKÖYLÜ KADINLARDAN MESAJ VARBAKIRKÖYLÜ KADINLARDAN MESAJ VAR

Cansu Ecem Sulakçı: Televizy-onlarda, gazetelerdeneredeyse her gün kadınayönelik şiddet haberleri okuy-or ve izliyoruz. Kadına şiddetTürkiye’mize yakışmıyor. Amamaalesef bu tür olaylara çokrastlanıyor. Dilerimönümüzdeki yıllarda bu tarzşiddet olaylarını konuşmakzorunda kalmayız. Ben tümkadınların Kadınlar Günü’nükutluyorum.

İçinde bulunduğumuz ay içinde önemli günler-den birisi de şüphesiz 8 Mart Dünya EmekçiKadınlar Günü.Türkiye’de kadına yönelik şiddet, taciz,tecavüz, kadının siyasette etkin olamaması vebenzeri konularda bir çok sıkıntılaryaşandığını her gün televizyonlarda izliyor,gazetelerde okuyoruz. Konuyla ilgili yetkililerve bizi yönetenler tarafından iyi dilek temen-nilerinde bulunuluyor, kadınlara şiddetkonusunda yeni yasalar çıkarılıyor, fakatşiddet konusunda azalma yerine maalesefartış oluyor.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü tümdünyada olduğu gibi Türkiye’de dedüzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Buetkinliklerde kadına karşı uygulanan her türlüşiddetin son bulması istenecek, çeşitli çağrılaryapılacak. Televizyonlarda, gazetelerde birgün veya bir hafta boyunca kadına şiddetkonusu işlenecek. Haberler yapılacak, yöneti-cilerin mesajları halka ve özellikle kadınlaraaktarılacak. Peki ya 8 Mart Dünya EmekçiKadınlar Günü’nde, kadınlarımızın beklenti-leri, istekleri neler olacak? Ataköy Gazetesiolarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

öncesinde yöneticilerin görüşlerini, istekleriniaktarmak yerine kendi günlerini kutlayacak,önceki yıllarda şiddet yüzünden hayatınıkaybeden hemcinslerini anacak olankadınların görüş ve isteklerini sizlerlepaylaşmayı uygun gördük.Ve Bakırköylükadınlara 8 Mart Dünya Emekçi KadınlarGünü ile ilgili duygu ve düşüncelerini, kadınayönelik yapılan her türlü şiddet konusundaneler yapılması gerektiği ve yöneticilerden,erkeklerden, kendi hemcinslerinden neler bek-lediklerini, isteklerini sorduk.İşte Bakırköylü kadınların mesajları...

8 Mart 1857’de Hexyork konfeksiyonve tekstil fabrikasında çalışankadınlar insanlık dışı çalışmakoşullarına ve düşük ücrete karşı bireylem düzenledi. 8 saatlik iş gücü vekendilerine seçimlerde oy hakkıtanınmasını talep ederek sendika

kurdular ve greve çıktılar. Kadınçalışma saatlerinin azaltılması, eşitiş, eşit ücret, oy hakkı ve çocukemeğine son vermek için yapılanyürüyüşte “ekmek ve güller”kullandılar. Ancak bu grev Amerikanyönetimi tarafından kanlı bir biçimde

bastırıldı. 129 kadın dokuma işçisiolaylarda yanarak yaşamını yitirdi.1910 yılında Kopenhag kentindeyapılan 1. Enternasyonal Kadın Kon-gresi’nde Clara Zetkin’in önerisiyle8 Mart, “Uluslararası EmekçiKadınlar Günü” olarak kabul edildi.

08 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ08 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

Page 24: Atakoy Gazete 224

SevgiliDostlar;Eğergitmediy-seniz, sonzamanlardapek birpopüler olanLübnan'ınbaşkentiBeyrut'a git-menizi öner-irim.

Osmanlı zamanında Cebel-i Lübnan'daüretilen ipek, Fransa tarafındanMarsilya'ya ihraç edilirmiş. Bu sayedeBeyrut gelişip Ortadoğu'nun Paris'i olarakünlenmiş. Beyrut'a gittiğimde zihnimdeyer eden en önemli ayrıntı; bir taraftakurşun deliklerinin taze olduğu binalar,diğer tarafta Ortadoğu'nun hiçbir yerindeolmayan çılgın bir gece hayatı ve şehringöbeğinde bombalanıp iptal olmuş birbinanın yanıbaşında yeni yapılmış birgökdelen. Harabelerin ve yeniliklerin içiçe geçtiği bir seromoni. Bir taraftabangır bangır eğlence, hemen arkasındasilahlı polis arabaları ve trafiğe kapalıyollar... Yanık kokuları arasında gümbürgümbür yaşayan bir şehir.Nüfusu 1,5 milyondan fazla olan,Müslüman- Hıristiyan ortak yaşamınınyer aldığı, körfez kıyısında bir şehirBeyrut. Uzun yıllar Ortadoğu'nunekonomik, fikri ve kültürel merkezi olanBeyrut, 1970’lerden sonra başlayantoplumsal ve siyasal karışıklıklar yüzün-den patlayan Lübnan iç savaşı sonucubu özelliğini kaybetmiş. Lübnan'da çoğunluğu Arap olmak üzere,Filistinli mülteciler, Suriye'li ve başkagöçmen Arap Cemiyetleri de yaşamsürmekte. En büyük ve tek etnik azınlıkolan Hıristiyan Ermenilerin sayısı içkarışıklıktan sonra epey azalmış;Beyrut'un doğusuna çekilmişler. Batısınaise Müslümanlar ve küçük azınlıklar olanŞii ve Dürziler yerleşmişler.Beyrut 1950-70 yılları arasındaOrtadoğu'nun gözbebeğiymiş. Lübnan'ınserbest ekonomi ve döviz sistemi, altınesasına dayalı istikrarlı ve konvertblparası, banka hesaplarının gizliliğinisağlayan kanunları, çekici banka faizleri,Beyrut'u Arap zenginlerinin bankacılıkmerkezi haline getirmiş. Ayrıca o yıllardaşehirdeki Beyrut Amerikan Üniversitesi,Saint Joseph Üniversitesi, LübnanÜniversitesi ve Beyrut Arap Üniversitesi,Beyrut'u Arap ülkelerinin eğitim kalesikonumuna sokmuş. 70'lerden sonrabaşlayan iç karışıklıklar ve Arap-İsrailSavaşı'ndan sonra Filistin KurtuluşÖrgütünün karargahını Beyrut'a taşımasıve devlet otoritesinin zayıflaması eskicazibesini kaybettirmiş, iç savaşbaşlamış, çok ağır maddi hasarlar vecan kayıplarına yol açmış. Savaş 91'desona erdiğinde Beyrut harabeye dönmüşve en son 2006'da yaşanan Lübnan-İsrailkriziyle kendini yeni yeni toparlamayabaşlayan bu şehir, bir kez daha maddi veduygusal hasara uğramıştır.Beyrut'ta sürem kısıtlı olduğundangittiğim hiçbir yerin tam olarak tadınıçıkaramadım desem yeridir. Ama gidipde görmeden gelmek bana uymazdı.Önce rotamı Baalbek'e doğru çevirdim.Romalılardan kalma dünyanın ikincibüyük Roma dönemi harabelerinin

burada olduğunu okumuştum. Ülkenin ilkkurucuları Fenikelilerin memleketiLübnan'ın güzel geçmişinin en önemligöstergeleri burada yatıyor. Gidersenizyolunuzu üstü Ksara'ya Şarap Şatosunauğrayıp, nefis şarapların da tanınabakmanızı salık veririm. Zahle, beyaz taşevleri ile ünlü, dağın tepesine doğruçıkarken nehrin iki yanında restoranlarınsıralandığı şirin bir Ermeni köyü. O tarafagitmişken Dürzi lidere ait BeitdaineSarayı'nın mozaiklerini görmedengelmeyin. Deir Qamar kasabasının daiçinden geçerseniz çok güzel taş evler,restoranlar, müzeler ve camiler olduğunugöreceksiniz. Sadece bakıp geçmekdurumunda kaldığım için fazla detayveremiyorum. Jaliyeh Nehri kıyısı daşehrin piknik ve mesire yeri olmaözelliğine sahip. Ayrıca gölette deyüzülebiliyor.Jeitta Grotto mağarası gezim sırasındaen keyif aldığım ve en popüler bulduğumyer oldu. Şehir merkezine 10dk.mesafede doğa harikası iki katlı birmağara. 9km. lik birinci katına sudamlalarının ve doğadaki minerallerinmükemmel bir uyumla yaptığı heykelebenzer sarkıtlar çok etkileyici. Teleferikleçıkılıp, üst mağara gezildikten sonra,trenle inip alt mağarayı botla turluyor-sunuz. Byblos'a da gitmeden dönmeyin sakın.Bir gün tüm öğleden sonramı Byblos'tageçirdim ve nasıl geçtiğini bileanlamadım. Hıristiyanların kutsal kitabıİncil'e ismini veren ve dünyadakiinsanların yaşamaya başladıkları ilk yerolarak bilinen harabelerin hepsiByblos'taymış ama kasabanın içinekarışmış olduğundan pek birşeyanlamadım. Yeni konulmuş bir tuğla dahiyok. Restoranlar, alışveriş yapılandükkanlar ve diğer herşey harabelerinüzerinde canlanmış. Sanki zamanmakinasıyla eski bir zaman dilimi içinegönderilmiş gibi hissediyorsunuz. TipikAkdeniz kasabasını andıran taş evler,küçük liman, leziz deniz ürünleri, balıklokantaları (en ünlüsü Pepe) vemuhteşem doğa manzarasıyla mutlakagörmeniz gereken biblo gibi bir yerleşimmerkezi burası.Beyrut'un içinde de eski evlerle doluolan, eski yerleşim bölgesi Eşrefiye veJımayze mahalleleri var. Orası dahayakın geçmişi yansıtan ve özelliklefotoğraf meraklılarının inanılmaz kareleryakalayabilecekleri ilginç yerlerdensadece biri. Özellikle Beyrut'a aittanıtımlarda bu mahallelerin fotoğraflarınıyer aldığını farkettim. Ulusal müze binasıda bu bölgede yer alan ve heybetli dışgörünüşüyle akıllarda yer eden önemlibir ayrıntı.Halk zengin yaşamayı seviyor. Arapülkelerinden çok Avrupa şehri gibi mod-ern. Solidere veya diğer adıyla Down-town bir zamanlar HıristiyanlarlaMüslümanların çarpıştığı, şimdilerde iseşık kıyafet mağazaları, restoranlar,alışveriş merkezlerinin bulunduğu birprima. St. George Katedrali, ErmeniKilisesi, Birleşmiş Milletler Binası,Camiler ve Başbakanlık Binası da Down-town da bulunuyor. Buradaki binalarsavaş sırasında altı defa yıkılmış, herseferinde tekrar yapılmış. Beyrutmağazalarında satılan koleksiyonlarınhepsi renkli ve bol desenli, hatta her şey

taşlı ve pırıltılı.Lübnan'lı kadınlarbalık etinde vebüyük göğüslü.Gece gündüz far-

ketmiyor; her daim topuklu vemakyajlılar.Zamanında eğitime çok önem verilmişolduğu yaşlı kesimin görüntüsünden bellioluyor. Belli yaş üstü taksi şoförleri bileşakır şakır Fransızca konuşuyor. İngilizcebilmeyen yok denecek kadar az. Anaoku-lundan itibaren zorunlu olan yabancı dileğitimi, savaş mağduriyeti yüzündenaksamalar göstermiş besbelli.Beyrut'ta Barlar Sokağı Gemmayzeh,sabahın ilk ışıklarına kadar canlı. Akşamsaat 8-9 civarı sokaklar bomboş. Yemek-lerini bile 10'dan sonra yiyorlar ve yemeksonrası eğlenceye gidiyorlar. ArapYarımadası'nda içmek için Beyrut'agelindiği söylenirmiş. Gördüklerimkarşısında bu söylemin ne kadargerçekçi olduğuna tanık olmuş oldum.Savaş zamanı sığınak olarak kullanılan,yerin altında, camsız-penceresiz BO18,şimdi Beyrut'un en popüler gece klübüolmuş. Diğer popüler barlar White, SkyBar, Budha Bar da tercihlerde üstsıralarda yer alıyor. Fakat BO18 özelliklerbakımından diğer mekanlara fark atmış.BO18 en geç açılıp, en geç kapatan barolma özelliğine sahip. Tavanı çelik birkapak ve bu kapak sabaha karşı açılıyor.Derin bir havuzun dibinde gibisiniz vesadece gökyüzü görünüyor. Masalarmezar taşı, oturma takımları da tabutşeklinde. Yer altında üstü açık birmezarlıkta, hoplayıp zıplayıp çılgıncaeğlenen insanların içinde gibisiniz. Savaşsırasında en yakınlarını kaybedeninsanların psikolojisiyle, yarın akşamölecekmiş gibi eğleniyorlar. Günağarınca oranın en meşhur dürümcüsüolan Zaatlar W Zeit'e gidip karınlarınıdoyuruyorlar ve gün boyu uyuyorlar.Eller havaya eğlence isteyenler, Arabik

müzik ve dansözlü düğün salonu modun-da olanlar için, Mandaloun'u tavsiye ede-bilirim. Lübnan Doğu Akdeniz mutfağının damerkezi konumunda. Renkler, kokular,lezzetler, en acılar, an tatlılar, otlar,baharatlar, zeytinyağlılar, şarap vearak... Akdeniz mutfağı kadar lezzetli,güneydoğu mutfağı kadar çeşitli, Arapsunumu kadar da renkli bir mutfak. Etyemeklerinin ve mezelerin hijyen birortamda damağınızda eşsiz tadlarbırakmasını istiyorsanız Abdal-Wahab'agitmenizi tavsiye ederim. Nereye giders-eniz gidin yemekler harika, fakat temizlikbiraz fiyasko.Bekaa Vadisi Lübnan'ın bereket sembolü.Yetişen meyvelerin lezzeti çıldırtıcıboyutta. "Meyve Sucu" lar da sokaktagezerken çok sık rastlayacağınız Beyrut'aözel bir durum. Beyrut'a has "Arak", rakıbenzeri üzüm suyundan yapılma bir içki.Küçük bardaklarda sunulan arağınrakıdan tek farkı, içinde anasonolmaması. Şaraplarda da oldukçabaşarılılar. Dediğim gibi, yeme-içme veeğlence işini merkeze oturtmuşlar.Herkes giyinip süslenip, yemeğe veoradan da eğlenmeye gidiyor. Kadınlardaracık kıyafetler ve minilerle ortalığıkarnaval alanına çevirmişler. Erkekler debakımlı ve hoş görünümlüler. Kısacası,her yer yanmış yıkılmış kimin umurunda.Bunlar hayatlarını doyasıya yaşayanfarklı Araplar. Böylesine şapkaçıkarmaktan başka söylenecek söz yok... Sevgiyle kalın, hoşçakalın...

BEYRUT'A GİTTİNİZ Mİ?

Ferhan KILIÇFerhan KILIÇ

24

CAROUSEL’DECAROUSEL’DEGÜLDÜNYA ANMA TÖRENİGÜLDÜNYA ANMA TÖRENİCarousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi,Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisiişbirliğinde, Töre Cinayetine kurban edilen,ve kadına yönelik şiddetin simgesi halinegelen Güldünya anısına anma etkinliğidüzenlendi.

Anma etkinlikleri kapsamında, töreye karşıkadınların dileklerinin asılı olacağı bir dilekağacı tasarlandı. AVM’lerdeki ziyaretçilerde,kadına yönelik şiddete karşı farkındalıkuyandırmak için, Bakırköy Belediye Tiyatrolarıoyuncularının düzenlediği perfomansa dayalımim gösterisi düzenlendi.

Bakırköy Belediyesi ÇevreKoruma ve KontrolMüdürlüğü tarafından

sürdürülen “PlastikKapaklar EngellilereUmut Oluyor”

kampanyasıBakırköylüler’in

desteğiyledevamediyor.Bakırköy

Belediyesitarafından

sürdürülen kampanyanındevam ettiğini açıklayan Bakırköy BelediyeBaşkanı Ateş Ünal Erzen, şu ana kadar 27ton plastik kapak toplandığını ve 72 adet tek-erlekli sandalye alındığını söyledi.72 sandalyenin 65’ini dağıttıklarını ifadeeden Erzen, “Elimizde 7 tane de tekerleklisandalye bulunmaktadır. Kampanyamızdevam ediyor. Bakırköylü yurttaşlarımızÇevre Koruma ve KontrolMüdürlüğü’müzdeki toplama noktasınaplastik kapaklarını getirebilirler. AyrıcaMüdürlüğümüzün 414 96 44 numaralı direkttelefonuna ya da 414 97 77 numaralıbelediyenin ana santral telefonundan 3101-3104 numaralı dahili telefonuna ulaşarakplastik kapaklarını evlerinden dealdırabilirler. Ayrıca kampanyaya destekveren okullarımıza da plastik kapaklarıbırakılabilir” dedi.Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, tekerleklisandalye ihtiyacı olan Bakırköylüler’in ÇevreKoruma ve Kontrol Müdürlüğü’ne sağlıkraporlarıyla başvuruda bulunabileceklerini desözlerine ekledi.

PLASTİK KAPAKLARENGELLİLER İÇİN UMUTOLMAYA DEVAM EDİYOR

Page 25: Atakoy Gazete 224

25

YYoga nasıl yapılır? Herkes yoga yapabilir mi?Yogaya bir eğitmenin nezaretinde başlamakgerekir. Çünkü yogada konsantrasyon önemlidir.CD’denizleyerekyogayıöğrene-mezsiniz.Bu pekmümkünolmuyor.Sessiz sakiniçinizedönebilece-ğiniz birortamyeterlidir.Ve buradayapacağınıztek şey artıkdışdünyadankopa-bilmektir.Bunu danefesleyapabiliyor-sunuz. Bunubelli devamlılıkla yaparsanız içinize dönebilirsiniz veo enerjiyi hissedersiniz. Yoga çok kolay ve kesinliklemasraflı bir şey değildir. Yoga özgürlük içindir,kişiyi bağımlılıktan kurtarır. Herhangi bir örgüte,tarikata üye olmak değildir yoga. Yoga’da kesinliklearaca, materyale, bir

başkasının himayesine ihtiyaç yoktur. Doğada,istediğiniz yerde yoga yapabilirsin. Öğretmeninamacı öğrencininöğrendiğisafhayakadardır.Kendiöğrendiğizamanherkeskendisiyapmalıdıryogayı. 3aylık süredesiz kendinizyogayapacakdurumagelirsiniz.Yoganın yaşıyok.Çocuklarda12 yaşından sonra doğru nefes egzersizinebaşlamayı tavsiye ederim. Yoga yapmak için yaş,kilo, ırk, din, dil fark etmez. Yoga bir din değildir.Yoga insanlığın bugüne kadar uğraştığı,geliştirdiği sağlık teknikleridir. Ve bütün insanlığaaittir. Ve kesinlikle ve kesinlikle yoga hiçbir kims-enin insiyatifinde değildir. Olamaz da.

“YOGA KANSERİ YENMEDE ETKİLİDİR”

Yoga’nın faydaları nelerdir?Yoga’nın fiziksel sağlık, duygusal sağlık, zihinselsağlık, spritüel sağlık ve sosyal sağlıkla ilgili birçok yararı vardır. Yoga beden ve sinir sisteminigüçlendirir. Yoga ile bedensel rahatsızlıklarönlenir, var olanlar da zamanla giderilir. Kanbasıncı düzelir, tansiyon dengelenir. Sindirim sis-temi sorunları sona erer, bağışıklık sistemi güçlenir.Salgı bezleri akışı dengelenir. Kireçlenme veromatizmal ağrılara iyi gelir. Karın, baş, migrenağrılarını giderir. İlaç ve ışık tedavisinden sonraki

dönemde kanseri yenmede etkilidir. Şeker hastalığıiçin yoga çok önemlidir. Yoga stres ve depresyontedavisinde etkilidir. Yoga dinlenmenin diğer adıdır.

Yoga yapan insan huzura erer. Farkındalık artar,herkese ve her şeye gerektiği kadar önem vermeyeteneği gelişir. Algılama yeteneği artar. Yogauygulamaları ilebeden esner,sertleşmeler giderilir,sinirler dengelenir.Bütün sistemleringerektiği gibiçalışmasına zeminoluşur. Yogabilgeliğin veruhsallığın temelidir.Yoga insanlararasındaki iletişimigüçlendirir.

“3 GÜN YOGAYAPAN, YOGAEĞİTMENİYİM

DİYOR”

Türkiye’de çok sayıda yoga merkezi ve eğitmenivar. Yoga’ya başlamak isteyenler bu merkezlerinve eğitmenlerin yeterli düzeyde olup olmadığını

nasıl denetleyebilir. Bu merkezler ve eğitmenlerindenetimi ile ilgilenen bir kurum var mı? Henüz daha Türkiye’de yoga ile ilgili bir düzenlemeyok. Bu merkezler Dernekler Kanunu’nda bilesayılmıyor. Normal ticarethane

açar gibi açılıyor. Maalesef 3 gün yoga eğitimi alanyoga eğitmeni oluyor. Bu çok kötü durum. Oysa kiyoga; emek isteyen çok engin bir konu. İnsanla,

insanın içiyleuğraşıyorsun. Veyapacağın en ufak birhata o kadar çok zararverebilir ki karşı tarafaonarılması mümkünolmayan durumlar ola-bilir. Bunu önlemeninyolu kişinin mümkünmertebe iyi araştırmayapması lazım. Gerçekyoga hocalarını bulmakbiraz zordur ama kişieğer içsel uyanıksa hiçolmazsa teknikleriöğrenir kendi başına

yaparken doğru yolu bulur.Yoga pahalı bir uğraşı mıdır? Yoga merkezleri seans başına 35-40 TL alıyor. Haf-tada en az iki seansa katılmak gerekir. Bu nedenle

ülkemizde yaşayan insanlarımızın ekonomikgüçlerine baktığımız zaman pahalı bir uğraşı olarakgörülebilir. Entelektüel boyutta olanların yogayadaha çok ilgili olduğu söylense de benim görüşümegöre işine yaradığını gören herkes yogaylailgileniyor.

Bunu nereden biliyor-sunuz?Ben yogayı birdershane hocalığınınyanı sıra toplumun çokolduğu yerlerdeyaptırıyorum. Örneğin,seyahate çıkarımotobüste yaptırırım,trene binerim trendeyaptırırım. Bu benimmisyonum haline geldi.İnsanlarınanlayabileceği, günlükyaşamdakullanabileceği yogayıgeliştirmeyeçalışıyorum.

“BAKIRKÖY’DEN BİR MEŞALE YAKALIM.‘NEFES YAŞAMDIR,

DOĞRU NEFES DOĞRU YAŞAMDIR’PROJESİNİ HAYATA GEÇİRELİM”

Kendinize yeni bir misyon yüklediğinizi söylediniz.Bu paralelde yeni

çalışmalarınız, projeleriniz var mı?Bakırköy’de, Ataköy’de hatta burası bir meşaleolursa İstanbul’da “Nefes Yaşamdır, Doğru NefesDoğru Yaşamdır” gibi bir kampanya başlatarak,halka yoga yaptırmak istiyorum. Bunun için gerekliolan organizasyon ve yoga yapabileceğimiz biralan. Bu konuda girişimlerim de oldu. BakırköyBelediyesi ile görüştüm. Yunus Emre Kültür Merkez-i’nde veya bir başka yerde halkla belli günlerdebuluşup 15-20 dakika en fazla 1 saat yoga yapalım.Henüz Bakırköy Belediyesi’nden geri dönüş olmadı.Benim amacım doğru yaşama tekniğini insanlaraöğretebilmek. Bunu bir alışkanlık haline getirdiğimizzaman ilçede yaşayan insanlara çok faydalıolacaktır. Amacım, yoga nedir, doğru yoga nasılyapılır ve yoga ile hayatımızda ne gibi değişikliklerolur bunları öğretmek. Bu konudaki yeteneğime degüveniyorum. İnşallah kısa süre içinde bu konudaBakırköy’de olumlu adımlar atarız. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Sağlıklı, huzurlu, özgür ve mutlu bir hayatiçin yoga yapalım. Yoga uygulamalarıyayıldığında dayanışma, hoşgörü, vesevgi artacaktır. Toplumumuza baktığımızzaman en önemli eksiklikler zatenbunlardır. Bunların giderilmesi veherkesin birbirine anlayışlı, hoşgörülü vesevgi ile bağlandığı daha huzurlu, mutlubir toplum olabiliriz. Zaten yogasahiplenme, karşılıksız vermedir. Zararvermeden, incitmeden yaşayabilmektir.İşte yoganın özü budur.

Yoga Eğitmeni Hüsnü Ünver, 01 Mart2013 tarihinden itibaren AtaköylülerDerneği’nde, Pazartesi, Çarşamba veCumartesi günleri olmak üzere haftanın 3günü yoga eğitimi verecek. Eğitimler,Pazartesi ve Cumartesi günleri saat11:00’de, Çarşamba günü ise saat

18:00’de başlayacak. Yoga yapmak isteyen tümBakırköylüler’e duyurulur...

YYYooogggaaa EEEğğğ iii ttt mmmeee nnn iii HHHüüüsssnnnüüü ÜÜÜnnnvvveee rrr ,,,

“YOGA SAĞLIĞ IN S İGORTASIDIR”“YOGA SAĞLIĞ IN S İGORTASIDIR”

Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK

Ataköylüler Derneği’nde Yoga Eğitimi BaşlıyorAtaköylüler Derneği’nde Yoga Eğitimi BaşlıyorDetaylı Bilgi İçin : 0212 560 82 81Detaylı Bilgi İçin : 0212 560 82 81

Page 26: Atakoy Gazete 224

Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin

www.atakoygazete.com.trsitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz.

04 ŞUBAT 2013 PAZARTESİEkseriyetin bulunduğu tespit edilerekbirleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoytarafından açıldı. İlknur Meral, Serdal Kılavuzve Sefa Birinci’nin izinli sayılmalarınaoybirliğiyle karar verildi. Gündem okundu.Suna Ergün’ün istifası ile boşalan divankatipliği seçiminin gündeme eklenmesi ilebirlikte gündem oybirliğiyle kabul edildi.Gündem maddelerinin görüşülmesi net-icesinde 1- Divan katipliği üye seçimi yapıldı.27 meclis üyesi gizli oy kullandı yapılan gizlioylamada Uğur Beceren’in 2 oy geçersizolmak üzere toplam 25 oy olarak oyçokluğuile seçilmesinin kabulüne karar verildi. 2-Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü başlıklı resmiokullar, mahalli idareler, kamu kurum vekuruluşları ile kamu yararına faaliyetleriniyürütmekte olan derneklere yönelik 2013 yılıiçin sunulacak hizmetlere dair başkanlık tek-lifinin oybirliğiyle kabulüne, 3- MaliHizmetler Müdürlüğü başlıklı 2013 yılı elek-tronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesiile ilgili ücret tarifesinde değişiklik yapılmasıkonulu evrakın Tarife Komisyonu’nahavalesinin oybirliğiyle kabulüne, 4- İmar veŞehircilik Müdürlüğü başlıklı 1221 ada 212parsel ile 19 pafta 11403 parselin bir kısmıve kadastral yolun bir kısmına ilişkin plandeğişikliği yapılmasına dair dosyanın İmar veŞehircilik Komisyonu’na havalesininoybirliğiyle kabulüne, 5- İmar ve ŞehircilikMüdürlüğü başlıklı 292 ada 47 parsele ilişkinplan değişikliğine dair dosyanın İmar veŞehircilik Komisyonu’na havalesininoybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim,Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoytarafından 06.02.2013 Çarşamba günü saat16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.

06 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBAEkseriyetin bulunduğu tespit edilerekbirleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoytarafından açıldı. Bahar Sunman, SerdalKılavuz, Türkan Elif Arıkan Can’ın 2 ret oyakarşın (Mehmet Emin Ertekin, Ayhan Can),Sefa Birinci’nin oybirliğiyle izinlisayılmalarına karar verildi. Geçen birleşimeait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edil-di. Komisyonlarda bulunup incelemeleritamamlanmayan dosyaların meclise iadesi vetekrar incelenmek üzere komisyonlarahavalesinin oybirliğiyle kabulüne karar veril-di. Gündem maddelerinin görüşülmesineticesinde 1- İnsan Kaynakları ve EğitimMüdürlüğü başlıklı belediye ve bağlıkuruluşları ile mahalli idare birlikleri normkadro ilke ve standartlarına dair yönetmelikgereği 1 adet boş kadro değişikliğine dairbaşkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne, 2-Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklıbelediye ile İstanbul Üniversitesi CerrahpaşaTıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana BilimDalı ile İşitme Engelliler ve Aileleri Derneğitarafından yapılan protokole dair evrakınHukuk Komisyonu’na havalesinin oybirliğiylekabulüne, 3- İmar ve Şehircilik Müdürlüğübaşlıklı Zuhuratbaba Mahallesi 144 ada 34ve 35 parsellerin itirazına dair dosyanın İmarve Şehircilik Komisyonu’na havalesinin

oybirliğiyle kabulüne, 4- İmar ve ŞehircilikMüdürlüğü’nün Osmaniye Mahallesi 1066ada 1 parsele ait plan değişikliğine dairdosyanın İmar ve Şehircilik Komisyonu’nahavalesinin oybirliğiyle kabulüne kararverilerek birleşim, Meclis 1. Başkan VekiliHasan Ersoy tarafından 08 Şubat 2013 Cumagünü saat 16:00’da toplanmak üzerekapatıldı.

08 ŞUBAT 2013 CUMAEkseriyetin bulunduğu tespit edilerekbirleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoytarafından açıldı. Pınar Ünsal ve SelimMalgaz’ın izinli sayılmaları 2 ret oya karşınoyçokluğuyla kabulüne karar verildi. Geçenbirleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiylekabul edildi. Gündem maddeleriningörüşülmesi neticesinde Özel KalemMüdürlüğü başlıklı memur toplu sözleşmesihakkındaki Hukuk Komisyonu raporununoybirliğiyle kabulüne, Mali HizmetlerMüdürlüğü başlıklı 2013 yılı elektronikhaberleşme hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgiliücret tarifesindeki değişiklik yapılması konuluTarife Komisyonu raporunun oybirliğiylekabulüne, İmar ve Şehircilik Müdürlüğübaşlıklı 2013 mali yılında uygulanacak ücrettarifesindeki değişikliklere dair Tarife Komisy-onu raporunun oybirliğiyle kabulüne, İmar veŞehircilik Müdürlüğü başlıklı ZuhuratbabaMahallesi 144 ada 34 ve 35 parsele ait1/1000 ölçekli plan tadilini itiraz hakkındakiİmar ve Şehircilik Komisyonu raporunun 2 retoya karşın oyçokluğuyla kabulüne kararverilerek birleşim, Meclis 1. Başkan VekiliHasan Ersoy tarafından 04 Mart 2013Pazartesi saat 16:00’da toplanmak üzerekapatıldı.

ŞUBAT 2013BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDENELER GÖRÜÞÜLDÜ?

26

CHP Fatih Belediyesi ve İBB Meclis Üyesi Soner Özimer

OLASI BİR FACİAYA DİKKAT ÇEKTİCHP Fatih Belediyesi ve İBB Meclis Üyesi SonerÖzimer, hazırladığı yazılı soru önergesinde; Fatihİlçesi Yenikapı mevkiinde, Tren İstasyonu’naoldukça yakın, Marmararay hattı üstü, UluslararasıOtobüs Terminali’ne bitişik ve Elektrik Santrali’neduvar mesafesinde olan benzin istasyonunave olası tehlikelere dikkat çekerek İstanbulBüyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a,“Benzin istasyonunun yanı başında olan Elek-trik Santrali sizce faciaya neden olabilir mi?Eğer olabilirse burada olabilecek bir facianınsorumlusu kimler olacak?” diye sordu.İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 2013 yılışubat ayı meclis toplantılarında CHP FatihBelediyesi ve İBB Meclis Üyeleri SonerÖzimer, Turan Durmuş ve Hikmet Öz’ünimzaları ile verilen, oy birliği ile başkanlıkmakamına havale edilen yazılı soru önergesişöyle:“Fatih İlçemiz Aksaray Mahallesi NamıkKemal Caddesi No: 84 adresinde bulunan veotobüs terminali olarak kullanılan alan ilekomşu olan ve İBB iştiraki bir benzin istasy-onu olarak kullanılan alan arasında bulunanve otobüs terminaline ait 14 yıldır orada bulunaniki katlı yapılar için 05.01.2013 Cuma günü saat16:00’da aslında 24 saat açık olan terminalinkapısına tebliğ ihbarnamesi yapıştırılmış ve tebliğtutanağı muhtara bırakılmıştır. Buna istinadenyıkım tebligatı yapılmış ve üç gün müsaade

verilmiştir. 28 Ocak Pazartesi sabah saat 06:00’daBüyükşehir Belediye ekipleri gelerek yıkımıgerçekleştirmişlerdir. Aslında olayın özü; LPG kul-lanan benzin istasyonunun son çıkan yasa gereğibulunduğu alanın bu iş için yeterli olmaması ve

benzin istasyonunu büyütme isteğidir. Oysa bubenzin istasyonun diğer duvarı da oradan geçmek-te olan Marmaray hattını besleyecek olanelektriğin dağıtımının yapıldığı elektrik santralidir.Konuyla ilgili tebliğ tutanakları, resimler, yıkımınreddi ile ilgili Kaymakamlık yazısı yürütmeyi

durdurma kararı ektedir. Bu kapsamda sorularımınyazılı olarak cevaplandırılmasını rica ediyorum.Sizce cuma günü saat 16:00’da yıkılacak yereyapılan tebligat ve verilen üç günlük süre sonundaPazartesi günü sabah saat 06:00’da gelerek yıkım

yapılması tamamen rastlantımıdır?, yoksavatandaş mahkemeden yürütmeyi durdurmakararı almasın diyerek özel olarak yapılmaktamıdır?, Büyükşehir Zabıta ekipleri her yıkımkonusunda bu kadar hassas olup yıkımkararını hemen uygular mı?, Burada benzinistasyonunun Büyükşehir Belediyesi’nin iştirakiolmasının etkisi var mıdır?. Konuyla ilgilitelefonda görüştüğümüz başkan yardımcımızbu talebin İSKİ’den geldiğini söylemiştir.Gerçekten yazılı yapılan talep var mıdır?Varsa bu yazının fotokopisinin tarafımıza ver-ilmesini rica ederiz. Sizce binlerce voltlukelektriğin yanı başında bulunan benzin istasy-onunun yeri istasyon için uygun mudur?, Elek-trik santrali 2012 yılında yapılmış benzinliğinruhsatı daha eski olabilir, bu tür yerlerinruhsatlarıyla ilgili ne gibi çalışmalaryapmaktasınız. Benzin istasyonunun ruhsatı

kaç yılında verilmiştir?, Benzin istasyonu ile komşuElektrik Santrali sizce faciaya neden olabilir mi?,eğer olabilirse burada olabilecek bir facianınsorumlusu kimler olacak?.Önergemizin yazılı olarak cevaplandırılması içinbaşkanlık makamına havalesini rica ederiz.”

Page 27: Atakoy Gazete 224

ZÜLKANÝ SÝRMEN

TÜRKİYE’NİN YERİ

Avrupa ülkelerine baktığımızdaTürkiye’nin yerinin çokaşağılarda olduğunugörüyoruz. Vatandaşın vekillerihapiste. Ona oy verenler, herzaman, Türkiye’nin çıkarlarınıdüşünürler. Yarbayların,albayların hapiste olduğu birülke var mı size soruyorum.Ekonomısi güçlü olmayanülkeler her zaman dış ülkelerinyardımlarına muhtaçtır.Türkiyemiz’in dört bir yanındavatandaşlarımızın isyanlarınıgörüyoruz, herkes kendinegöre haklı olabilir. FakatTürkiye Cumhuriyeti’ninsınırları kırmızı kalemleçizilmiş, öyle de kalacaktır.Bütün kültürleri içindebarındıran Türkiye’ye hiçbirzaman dış kuvvet etki edemez.Memleket sorunlarının yığıldığıekonominin çıkmaza girdigi şugünlerde herkesin şapkasınıönüne koyup düşünmesigerekiyor. Yazılı ve görselbasının bizlere aktardığı çokönemli projeler var.Büyükşehirler’de yaşayan herkesimin büyük sorunlarıolacaktır. Bunları biliyoruz.Fakat doğalgaz ve elektriğeyapılan zamlar vatandaşları zorduruma soktu. Bir elinle ver,diğer elinle al. Kışın ortasındayız,gecekonduda yaşayanvatandaşlarımızı düşünün.Günlerden beri elektriği kesikgaz lambasıyla yaşamınısürdüren vatandaşlar isyanda.Bir yetkili bunlara yol gösteripçıkışlarını sağlasınlar. Milletinvekili ben Türk’üm demiyorArnavutum diyor. Yukarıda dabahsettiğim gibi TürkiyeCumhuriyeti bütün kültürleriiçinde barındıran bir ülke,fakat milletin vekilinin bu söz-leri çok yankı buldu. Tabiki buonun görüşü, vatandaş böyledüşünmüyor. Türkiye’deyaşayan herkes Türk ananeler-ine uymak zorundadır.Yarbayların, subayların,genelkurmay başkanınınhapiste olduğu bir ülkeyiz. Güngelecek madalyanın öbür yüzügörünecek. Bizim tekyapacağımız ülkemize sahipçıkmak, dış güçlerdenkorumak.Gün doğmadan neler doğar.

Her şey gönlünüzce olsun...

27

Yeşilköy Çarşamba Pazarı’nda caddeye bakan iki dükkan kebapçı olarak açıldı. Bakırköy Belediye yetkilileri ilePazarcılar Odası ile yapılan protokol gereği iki dükkanın işletme hakkı onlara ait. Bu iki dükkan pazarın kurulduğu günolan Çarşamba günü açık olacak. Diğer günler faaliyet gösteremezler demişlerdi. Ancak bu kebapçıların her gün açıkolmasına Bakırköy Belediye Zabıtası da seyirci kalmıştı.Dükkanların her gün açık olması ve evlere servis yapmaya başladıklarını duyurmaları üzerine gazetemizi arayanYeşilköylüler’in “Hani bu kebapçılar sadece pazarın açık olduğu Çarşamba günü faaliyet göstereceklerdi. Şimdi hergünaçıklar.“ sorusunu BakırköyBelediyesi Ruhsatlardan SorumluBaşkan Yardımcısı Yervant Özuzu-na sorduk;-Pazar yerindeki kebapçınınsadece çarşamba günleri açıkolacağını söylemiştiniz. Hergünaçmaya başlamışlar.-Pazarcılar Odası ile yapılanprotokol gereği sadece pazarınyapıldığı Çarşamba günleri açıkolmaları gerekiyordu. AncakBelediye Encümeni hergün faaliyetgösterebilecekleri yönünde birkarar aldı. Artık her gün açıklar.

Pazarcılar her istediğini yaptırıyor.

PAZARCILARIN ZAFERİ (!)

Sürücü kursları direksiyon eğitimini Ataköy sokaklarında veriyor...

SÜRÜCÜ KURSLARINA TEPKİ HER GEÇEN GÜN BÜYÜYORSürücü kursları şoför eğitiminiAtaköy sokaklarında veriyor.Sayıları 10’u bulan çevreilçelere de ait sürücü kurslarıözellikle Ataköy 9-10 Kısım’ıeğitim pisti gibi kullanıyor.Gazetemizi arayan çok sayıdaAtaköylü, “Bu kurs arabalarıyüzünden sıkıntı yaşıyoruz.Uyardığımız zaman sürücükursu şoförleri, “Size ne? Bizekimse karışamaz. Gidinistediğiniz yere şikayet edin.”diyorlar. Ataköylüler de:“Burası dağ başı mı? Yetkililer-den gerekenenin yapılmasınıistiyoruz” diyorlar.

Bu işgalleri kaldırmak Zabıta’nın görevi değil mi?

BAKIRKÖY KALDIRIMLARI İŞGAL ALTINDABakırköy’ün hemen her mahallesinden yüzlerce oku-rumuzun ortak şikayeti “Bakırköy’deki kaldırımişgallerinden bıktık, yürüyemiyoruz.”Bu ortak şikayetin çözümü aslında çok basit. Zabıta

görevini yaparsa işgaller ortadan kalkar. AncakZabıta görevini yapmıyor.Gazetemiz, kaldırım işgallerinin takipçisi olacak vebu konuya geniş yer verecektir.

Page 28: Atakoy Gazete 224

Ofset Baský ; ÜNÝFORM

Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ

TTel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16

Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.tarafýndan yayýnlanmaktadýr.

Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE

GAZETEMÝZ BASIN AHLAK YASASINAUYMAYI TAAHHÜT ETMÝÞTÝR

Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1 Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul

YIL: 21 Sayý: 224 MART 2013

ÝMTÝYAZ SAHÝBÝ, GENEL YÖNETMENVE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ

Haber Koordinatörü

Gökhan ATAMER

Ofset Baský : ÜNÝFORM

Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ

Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16

Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.tarafýndan yayýnlanmaktadýr.

Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynakgösterilmeden kullanýlamaz

Özcan ATAMER

Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPEAv. Öner AYBEK

Haber Merkezi

Yavuz ARPACIKArzu BERATOĞLU

A T A K Ö Y

[email protected]

Aylýk Süreli Yayýn

Köþe yazýlarýndaki sorumluluk, yazarlarýna aittir. Gazetemizde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahibine aittir

Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1 Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul

AYLIK BÖLGE GAZETESÝ

[email protected]

GÖKHAN ATAMER

T E K N O LO J Ý D Ü N YA S I

Page 29: Atakoy Gazete 224

29

BAKIRKÖYLÜ KADINLARBAKIRKÖYLÜ KADINLAR

ŞŞŞİİDDDDEETTEE KKAARRŞŞII AAYYAAKKLLAANNDDII

Kadına şiddetiprotestoetmekamacıyla14 ŞubatSevgililerGünü’ndetümdünyada 1milyarkadının aynıanda dansettiği “OneBilion Rising”etkinliğine BakırköyBelediyesi de destek verdi.Yüzlerce kadın dünyayla aynıanda Bakırköy Cumhuriyet Meydanı’ndaşiddete karşı dans ederek ayaklandı.Bakırköy Belediyesi ve FasaFisa Dans Okulutarafından organize edilen etkinliğe BakırköyBelediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile BakırköyBelediye Meclis Üyeleri Semih Cemali, KenanZülaloğlu ve Gülser Alparslan da katıldı.Ellerinde kadına şiddete karşı çeşitli sloganlaryazan dövizlerle kadına şiddeti protesto eden yüzlerce kadın, zeybek, damat, harman dalıoyunlarını oynayarak kadına şiddeti protestoettiler.

ERZEN: “KATILIMIN DAHA FAZLAOLMASI GEREKİRDİ”

Etkinlikte konuştuğumuz Bakırköy Belediye BaşkanıAteş Ünal Erzen, Bakırköylü kadınların dünya ileaynı anda kadına karşı şiddeti en güzel şekildedans ederek kınadıklarını ifade etti. Etkinliğe

katılımınbekledi-ğindendüşükoldu-ğunudakayde-den

Erzen,kadına

karşışiddetin son

bulması ve bun-dan sonra bu tür

etkinlikler yapmaihtiyacı duyulmaması

temennisinde bulundu.

KADIN MECLİS ÜYELERİNDEN1 KİŞİ KATILDI

Kadına karşı şiddeti protesto etmek için yapılanetkinliğe Bakırköy Belediye Meclisi’nin kadınüyelerinden sadece Gülser Alparslan’ın katılmasıda dikkat çekti. Bakırköy Belediye Başkanı AteşÜnal Erzen bu konuyla ilgili sorumuza,“Herhalde başka işler ile uğraşıyorlardır” dedi.Bu arada “One Bilion Rising” etkinliğineCumhuriyet Meydanı’nın ardından Ataköy YunusEmre Kültür Merkezi’nde düzenlenen programladevam edildi. Yunus Emre Kültür Merkezi’ndekiprogramda ise Bakırköy Gönüllü ÇevrecilerDerneği Türk Sanat Müziği Topluluğu konserverdi. Konserin ardından Bakırköylü kadınlarınyanı sıra eyleme destek veren erkekler de dans

ettiler.“ONE BİLİON

RİSİNGETKİNLİĞİ”

“One BilionRising” etkinliğikadına karşışiddete dikkatçekmeyihedefliyor.Dünyada her üçkadından biritaciz ediliyor,tecavüze uğruyor

veya öldürülüyor.Etkinlik, kadınaşiddetin en azaçlık kadarüzerindedurulmasıgereken bir sorunolduğunuhatırlatmayıamaçlıyor. Genelolarakkadınlardanoluşan hareketekatılmak isteyenerkekler de kabulediliyor.

ArzuArzuBERATOĞLUBERATOĞLU

Page 30: Atakoy Gazete 224
Page 31: Atakoy Gazete 224

31

SAĞLIK İÇİN BİR TUTAM HİMALAYA TUZUSAĞLIK İÇİN BİR TUTAM HİMALAYA TUZUHimalayalar’da bulunan ve doğanın armağanı olanHimalaya Tuzu, insan vücudu için gerekli olan tümmineralleri içermekte, düzenli ve doğru şekildekullanıldığında kanserden, astıma, soğuk algınlığıbaşlangıcından varis ağrılarına kadar bir çok hastalığaiyi geliyor.Ülkemizde pek yaygın olmayan Himalaya Tuzu Pak-istan’dan ithal ediliyor ve kilosu ortalama 25 TL’densatılıyor. Himalaya Tuzu normal tüketimin dışındasabunlarda, duşta, lambalarda, mumluklarda dakullanılıyor. Türkiye’de bu tuzu ithal eden 20’ye yakınişletme bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de PozitifÖzürlüler Eğitim Derneği.Pozitif Özürlüler Eğitim Derneği Kurucu Başkanı SevimÖnay Çavdar ile Himalaya Tuzu’nun yararları, kullanımşekilleri ve vatandaşların bu tuzları nasıl teminedebilecekleri hakkında konuştuk.

Sayın Çavdar,önceliklekendinizden kısacabahseder misiniz?Pozitif Özürlüler EğitimDerneği KurucuBaşkanıyım.Derneğimizi 2004yılında kurduk. 6 yıldernek başkanlığıgörevini yürüttüm.Daha sonra sağlıkproblemlerimnedeniyle başkanlıktanayrılmak zorundakaldım. Şu andaengellilerin sesiniduyurmak amacıylaPozitif Yaşam isimli birtelevizyon programıyapıyorum.Himalaya Tuzunedir?Himalaya Tuzu verileregöre 250 milyon yılönce dünyanınoluşumu sırasındasuların çekilmesiyleoluşan tuz dağlarındanalınan tuzlar. Vedünyada belirli ülkel-erde var. Tuz maden-leri Türkiye’de de var.Ama Pakistan’dangelen Himalaya Tuzu’-nun içindeki minerallerçok fazla. HimalayaTuzu’nun içinde 84tane mineral olduğusöyleniyor. Tıpcamiasında tuzkullanmayın diyorlar.Ama hangi tuz diyesormuyoruz. Rafineedilmiş tuz çok zararlı.Kaya tuzununkullanılması gerekiyor.Himalaya Tuzu’nu biz ilk olarak 2008 yılındaki kitap fuarındatanıdık. Almanya’da yaşayan bir Türk arkadaşımız bu fuardaHimalaya Tuzu’nu getirmiş ve bununla ilgili kitabını tanıtıyordu.Pozitif Özürlüler Derneği olarak, içinde bulunduğumuz camianınsağlık problemlerinin fazla olmasından dolayı kendimiz de butuzlardan aldık ve kullanmaya başladık. Ve bu tuzun bazı sağlıkproblemlerimize iyi geldiğini görünce almaya ve derneğimizdebulundurmaya başladıkHimalaya Tuzu nasıl kullanılır? Himalaya Tuzu, ceviz büyüklüğünde ya da daha büyük parçalarhalinde olabiliyor. Bakır oranı daha yüksek olan kırmızımsı renkteolanı tuz lambası, tuz sabunu, banyoluk tuz olarak cilttemizliğinde de kullanılıyor.

““ASTIMA BİRE BİR”Tuz sabunu, tuz lambası olarak da kullanıldığınısöylediniz. Bunları biraz daha açıklar mısınız?

Himalaya Tuz Lambaları, bakır oranı çok olan kırmızı renkli oluyor.Bu lambalar bulunduğu odanın içindeki havanın kalitesiniiyileştirir ve yumuşakışıklarıyla huzurlu biratmosfer yaratırlar. Bil-gisayar, televizyon,radyo ve benzeri elek-trikli araçlar pozitif iyonyayarlar. Bu tuzlambaları ısındıkçaçevreye negatif iyonyayar ve bu iyonlarınaracılığıyla havadakiiyon dengesini sağlamışolurlar. Negatif iyonyoğunluklu havadanefes almak daha kolayolduğu gibi, hava tozzerreciklerinden de

arınmış olur.Bu özellikler sayesinde astımlı ve alerjik olan kişileriçin ideal bir ortam oluşur. Bu tuz lambalarınıkullandıktan sonra astım ilaçları kullanmayı bıraktığınısöyleyen bir çok insan var. Tuz sabununu ise özellikleel ve ayak bölgesinde ağrıları olan, kireçlenmeleriolanlar için tavsiye ediyorum. Bu sabunları ağrıyanyere 5-10 dakika masaj yaptıktan sonra ağrılardaönemli derecede azalma oluyor. Düzenli şekilde bumasaj uygulandığında ağrılardan tamamenkurtulabilirsiniz.

“1 KİLOSU 25 TL”Himalaya Tuzu’nun fiyat aralığı nedir? Şuanda pek yaygın kullanılmıyor. Vatandaşlarbu tuzu nereden temin edebilir?Himalaya Tuzu ithal edildiği için normal tuza görefiyatları pahalı. Şu anda kilosu 25 TL’den satılıyor. Tuzlambaları da aynı şekilde kilo ile satılıyor. Biz butuzların satımını yapıyoruz. Almak isteyenvatandaşlarımız, Pozitif Özürlüler Eğitim Derneği’nin(0212) 220 69 99 nolu telefonlarını arayarak veyawww.himalayatuzubayi.com adreslerinden himalayatuzunu temin edebilir. Türkiye’de kullandığımız tuzlardan farkı ne?Himalaya Tuzu tuz madenlerinden dinamitlenerek veyadiğer etkilerle parçalanmıyor. Doğal şartlarda çıkarılıp,insan gücüyle kırılıyor. En önemli özelliği ise bir takımişlemlerden geçmiyor. Normal günlük yaşamdakullandığımız ise rafine edilmiş tuzlar ve sağlık içinzararlı tuzlar. Türkiye’deki kaya tuzları da önemli amaiçindeki mineral oranı himalaya tuzuna göre çok dahaaz seviyede.

“KANSERİ YENENLER VAR”Himalaya Tuzu’nun faydaları nelerdir?Himalaya Tuzu’nun sağlık açısından bir çok yararı var.Bu yararlarını bizzat kendim uygulayarak gördüm.Ayağımda varis var. Bakır oranı yüksek olan tuzsabununu, (sabun gibi kesilmiş olan tuz) akşam evegittiğimde ayağımı yıkayıp sürdüğüm zamanayağımdaki ağrı geçiyor. Himalaya Tuzu’nu ilk olarakTürkiye’ye getiren Yücel Aydemir’le konuştuk.Aydemir, bir arkadaşının butuzu düzenli olarakkullandığını vekanseri yendiğini

söylemişti. Biz de bununüzerine o arkadaşıderneğimize davet ettik veona sorduk. O da, lenfkanseri olduğunu,doktorunun önerilerineuyduğunu ve HimalayaTuzu’nu da düzenli şekildekullandığını ve kanseriyendiğini söyledi. Dahasonraki yıllarda da sanatçıMehmet Alabora’nın annesimeme kanserini tuzlu sukürü ile yendiğini söyledi.Tuzlu su kürü de, iri olantuzların üzerine su dökerekyarım saat beklettiğinizdeyoğun bir çözelti su oluyor. Bu

çözelti suyu da tansiyon, şeker gibi hastalığımız yoksa bir bardaksuya yarım çay kaşığı koyarak kullanabiliyoruz. Tansiyon, şeker

hastalığıolanlar ise 1litre suyayarım çaykaşığı tuzlu suekleyerekbaşlayabiliyor.İlerleyenzamandatansiyonunormaledöndükçe buoranı normalegetirebiliyor.Tuzlu su kürübir bardaksuya yarımçay kaşığı

koyduktan sonra yemekten yarım saat önce 1 bardak su, yemekarasında 1 bardak su ve yemekten yarım saat sonra bir bardakyani bir öğünde 3 bardak olarak içiliyor. Benin bir dönem kabızlıkproblemim vardı. Bu kürü kullanmaya başladıktan sonra buproblemim kendiliğinden ortadan kalktı. Himalaya Tuzu’nunfaydaları saymakla bitmez. Bunu ben kendim yaşayarak dagördüm. Sağlık açısından çok yararlı olan bu tuzu herkesinkullanmasını tavsiye ederim. Geçtiğimiz günlerde Tarım BakanıMehdi Eker de kaya tuzu kullanın diye önerdi. Artık SağlıkBakanlığı da konunun önemi üzerinde duruyor.Yemeklerde de kullanılıyor mu?Yemeklerde de özellikle çözelti sudan kullanılmasını öneriyoruz.Yemek pişerken de normal kullandığımız tuz gibi atabiliyoruz amayemek piştikten sonra çözelti olan tuzlu sudan atarsak minerallerkaynamadığı ve ölmediği için daha faydalı oluyor.

“KISA SÜRE DE YAYGINLAŞACAK”Son olarak neler söylemek istersiniz?Biz dernek olduğumuz için şu an için bu tuzu getirenlerdenalabiliyoruz. Ama devletimiz bu işe el atarsa tabiki daha ucuzagelirse herkes kullanır. Bizim isteğimiz bu. Şu an her yerde yokama gittikçe yaygınlaşıyor. Bir süre sonra büyük marketlerde desatılacak belki ama en küçük en yakın bakkalda da olsunistiyoruz. Herkesin alabileceği fiyatlarda olsun. İthal işini devle-timiz çözerse bu konuda da ilerleme kaydedileceğine inanıyoruz.Ben herkese himalaya tuzunu öneriyorum. Sağlık için bu tuzukullansınlar.

“POZİTİF ÖZÜRLÜLER EĞİTİM DERNEĞİ,OTURAN DEĞİL KOŞAN BİR DERNEK”

Himalaya Tuzu’nu vatandaşlara ulaştıran Pozitif Özürlüler EğitimDerneği Kurucu Başkanı Sevim Önay Çavdar ile yaptığımızsöyleşinin ardından Dernek Başkanı İsmail Çavdar’la PozitifÖzürlüler Eğitim Derneği hakkında konuştuk.2004 yılında kurulan Pozitif Özürlüler Derneği’nin diğer engelliderneklerinden farklı olduğunu belirten Dernek Başkanı İsmailÇavdar, “Pozitif Özürlüler Eğitim Derneği 2004 yılında 12arkadaşla kurulan bir dernek. Derneğimizin formatı bugüne kadarvar olan derneklerden farklı. Derneğin konseptini eğitim,rehabilitasyon ve iletişim olarak belirledik. Yani tüm Türkiye’dekivar olan derneklerle ortak hareket edebilelim dedik. Çünkügörmeyenlerin derneğinde sadece görmeyenler, işitmeyenlerin

derneğinde sadece işitmeyenler, temsilde de grup olarakhareket ediliyordu. Bizim derneğin formatı konfederasyonkapsamında. Tüm özür gruplarındaki arkadaşlarımızınsorunlarını dinliyoruz. Bize gelen tüm engelli

vatandaşlarımızın sorunlarını dinliyoruz. Veona bir yol haritası çiziyoruz.

Vatandaşımız o yol haritasınıtakip ederken, biz de ona ihtiyaçduyduğu yerde vatandaşımızıdoğru şekilde yönlendirerekdestek oluyoruz. Kısacası bizoturan bir dernek değil, koşanbir derneğiz” diye konuştu.Çavdar, engellilerin önündekien önemli sorunun toplumunbu konuda yeterince bilinçliolmamasını da gösterirken,

dernek olarak tüm engelligruplarına destek olmayadevam edeceklerini de söyledi.

Yavuz ARPACIKYavuz ARPACIK

Page 32: Atakoy Gazete 224
Page 33: Atakoy Gazete 224

33

Bakırköy Musiki Konservatuarı Vakfı Başkan Yardımcısı ve Besteci Selçuk Kurt 80.yaşını kutladı.Vakfın Gençlik Korosu üyelerinin kendisi için hazırladığı doğum günü pastasınıkesen Kurt, duygulu anlar yaşadı.Gençlik Korosu’nun doğum günü için hazırladığı sürprizin kendisini çok mutluettiğini ve duygulandırdığını ifade eden Selçuk Kurt, “Vakıftaki genç arkadaşlarımbana güzel bir sürpriz yaptılar. Bu sürprizi açıkçası beklemiyordum. Hepsine çokteşekkür ediyorum. İnsanın özel günlerinde hatırlanması çok güzel bir duygu.” dedi.Gençlik Korosu üyeleri ise Vakıf Başkan Yardımcısı ve Besteci Selçuk Kurt’un musikive sosyal yaşamda kendilerine çok önemli katkılar ve imkanlar sağladıklarını

belirterek, “Selçuk Kurt, bizim hocamız, yöneticimiz olması yanındaaynı zamanda bizim Selçuk Ağabeyimiz. Ondan gerek musikigerekse sosyal anlamda çok şeyler öğreniyoruz. Her zaman bizimlebirlikte. Bizim yanımızda. Onun bu anlamlı ve özel gününde bizdeona olan borcumuzu, görevimizi böyle bir sürpriz yaparak yerinegetirmek istedik. Selçuk ağabeyimize nice mutlu yıllar dileriz”dediler.Bizde Ataköy Gazetesi olarak 80. yaşını kutlayan Selçuk Kurt’a,Bakırköy’ün Selçuk Ağabeyi’ne sağlık ve mutluluk dolu nice yıllardileriz.

BAKIRKÖY’ÜN SELÇUK AĞABEYİBAKIRKÖY’ÜN SELÇUK AĞABEYİ80. YAŞINI ÖĞRENCİLERİ İLE KUTLADI80. YAŞINI ÖĞRENCİLERİ İLE KUTLADI

Yeşilkent Türk Sanat Müziği Korosu’ndan

TÜRK MÜZİĞİ KONSERİ Yeşilkent Türk Sanat Müziği Korosu, Beylikdüzü Kültür Merkezi’nde verdiğiTürk Müziği Konseri ile unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.

Sunuculuğunu Fulya Tezer’inyaptığı gecede Müftah Uğur'unyönetmenliğinde sahne alanYeşilkent TSM Korosu, TRTsanatçısı Faruk Salgar'ın dakatılımı ile Kürdili Hicazkar veHüzzam makamlarının seçkinörneklerini sanat müziğisevenleri için seslendirdi. Yeşilkent TSM Korosu tarafındanverilen konser sonunda, izleyicil-er koro ve solist Faruk Salgar’ıayakta alkışladılar.Yeşilkent Sitesi Yönetim KuruluBaşkanı Nazım Çuhalı konserdeyaptığı konuşmada,katkılarından dolayı BeylikdüzüBelediyesi’ne teşekkür ederken,muhteşem bir konser verenkoroyu da tebrik etti.

Günlük yaşamda ilkyardımbilmek, deprem ve yangın gibidoğal afetlerde nasıl hareketedeceğimizi, neleri yapmamamızgerektiğini öğrenmek büyükkentlerde yaşayanlar baştaolmak üzere tüm insanlar içinhayat kurtarıcı bir önem taşıyor.Hastaneler de bu tür afetlerdeen başta korunması gerekenyapıların başında geldiği içindoğal afet, yangın gibifelaketlere karşı düzenli olaraktüm personelin katılımınısağlayarak tatbikat yapmakgerekiyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi de“Doğal Afet (Deprem) ve YangınTatbikatı Senaryosu” adı altındabina boşaltma tatbikatıgerçekleştirdi. Hastane Başhekimi ve Afet Komutanı Dr. EnginÇakmakçı’nın deprem konusunda uyarıcı olması amacıyla oluşturulansarı kodun tüm hastaneye bildirilmesi yönündeki talimatıyla tatbikatabaşlandı. Senaryoda deprem nedeniyle çıkabilecek olası bir yangınakarşılık yangın kodu olan ‘kırmızı kod’ verilerek, ameliyathane veyoğun bakım ekiplerinin önceden belirlendiği şekilde yangındolaplarından yangın söndürücüleri almalarıyla birlikte, hastalarıntahliye edilmesi aşamasına geçildi. Olası afetler halinde görev tanımıönceden yapılmış personel, senaryo gereği acil girişinin hasar gördüğüolasılığı nedeniyle acil servis önünde oluşturulan afet komutamerkezinde yerlerini aldı. Ardından görevliler tarafından acil ve ayaktan hastaların birbirindenayrılarak tedavilerinin planlanması amacıyla, acil servis önündekırmızı, sarı ve yeşil renkli çadırlar kuruldu. Olası afet hallerinde, has-tane içinden tahliye edilen ve dışarıdan gelen hastaların yeşil çadıra,daha ağır durumdaki ve yoğun bakımdaki hastaların ise kırmızı çadıragetirilmesi gerekiyor. Çadırlar kurulurken bir yandan da görevliekipler, özel yangın giysileri içinde otopark alanında tatbikat gereğiçıkarılan, güvenliği sağlanmış küçük bir yangına müdahale etti.Ekiplerin bir kısmı ise hasta katlarındaki yangın hortumlarını açarak,uzanabileceği en ileri noktaya gidip gitmediğinin kontrolünü yaptı. Buarada katlardan çıkarılması öngörülen üç hasta temsili olarakçıkarılarak çadırların bulunduğu alana getirildi. Tatbikatın tümaşamalarının tamamlanmasının ardından Afet Komutanı Dr. EnginÇakmakçı, tatbikatın sona erdiğini tüm personele bildirdi.

ACIBADEM BAKIRKÖY HASTANESİ’NDEN

FİLM GİBİ TATBİKAT FİLM GİBİ TATBİKAT

Page 34: Atakoy Gazete 224
Page 35: Atakoy Gazete 224

Carousel Alışveriş ve YaşamMerkezi’nde 14 Şubat SevgililerGünü’ne özel “Sevgi Çiçekleri”isimli resim sergisi düzenlendi.Farklı atölyelerden 28 ressamınyer aldığı karma resim sergisininküratörlüğünü Ressam ÜlküCılızoğlu yaptı.Çok sayıda sanatseverin izlediğiresim sergisinde Carousel AVMİcra Kurulu Üyesi Orhan Demirve Carousel AVM Basın ve Halklaİlişkiler Müdüresi Tuba ŞatSarışen’de hazır bulundu.

Sergi ile ilgili bilgi veren KüratörÜlkü Cılızoğlu, serginin sevgililergünü için özel olarakhazırlandığını ifade ederek,“Sevgililer gününde çiçek enönde gelen hediyedir. Sevgininen önemli göstergesi çiçekolduğu için sergimize “SevgiÇiçekleri” adını verdik. Sevgiçiçeklerini Carousel Alışveriş veYaşam Merkezi’ne getiripburadaki izleyicilere sunduk.

Herkes sevgilisine bir demetçiçek götüreceğine bu sevgililergününde bir tablo götürsünistedik. Ve bu amaçla hazırladık.Sevgililer gününde hediye edilençiçekleri tuvallere taşıdık” dedi.

Sergiye eserleriyle katılanressamlar:

Aynur Akgül, Ayşe Erkan, Ayşeİnal, Ayten Akgürbüz, BigeAkon, Bingül Nart, Çiğdem BoraSoytürk, Ender Dikmen, FundaEkinci, Gülten Yalçın, HafizeÜlkü Şahin, Janset Genel, K.Muzaffer Gençer, KadriyeÖzkan, Kudret Ustaoğlu Dursun,Kuzey Uluper, Meliha Özer,Mesude Kılıç, Nadire Sönmez,Nazire Dede, Nuray Nizam,Rahime Halide Soysala, RezzanTosun, Serap Şahin, SeyhanTurgut Peker, Su Tayan, ÜlküCılızoğlu, Yasemin Zambak.

Yavuz ARPACIKYavuz ARPACIK

35

’’DDEE SSEEVVGGİİ ÇÇİİÇÇEEKKLLEERRİİ AAÇÇTTII

Işıklı kalplerle süslenen Olivium Outlet, 14 ŞubatSevgililer Günü kapsamında ziyaretçilerini çok özelbir etkinlikle buluşturudu. 7’den 70’e herkesinkeyifle takip ettiği ünlü müzisyen ve oyuncu Kutsi,Banu Noyan organizasyonu ile Sevgililer Günü içinOlivium Outlet aktivite alanında ziyaretçilere çoközel dakikalar yaşattı. Mini bir konser veripardından imza dağıtan Kutsi, sevenlerini bir kez

dahakendinehayranbıraktı. Mini bir konserle etkinliğe giriş yapan Kutsi’ninhayranları adeta mest oldu. Şarkılara eşlik edenhayranlarının mutlulukları yüzlerinden okundu.Mini Konser sonrası sevenleri Kutsi’den imzaalabilmek için adeta birbirleri ile yarıştı.Etkinliğin son anına kadar hiçbir hayranınıkırmadan, herkesle fotoğraf çektiren Kutsibüyük bir coşku ile uğurlandı.

KUTSİ OLİVİUM OUTLET’TEYDİKUTSİ OLİVİUM OUTLET’TEYDİEN GÜZEL AŞK ŞARKILARI İLEEN GÜZEL AŞK ŞARKILARI İLE

KUTSİ OLİVİUM OUTLET’TEYDİKUTSİ OLİVİUM OUTLET’TEYDİ

01 Nisan 2000tarihindekapılarınıziyaretçilereaçan OliviumOutlet AlışverişMerkezi İstan-bul’un ilk ve tekoutleti olmaözelliğini uzuncabir süre koruyupaçıldığı günden bu yana ziyaretçilerine,modaya, markaya, kaliteye uygun fiyata

ulaşmanın imkanlarını sunuyor.13 yıldır gerçek Outlet olmailkesinden ayrılmadan sadeceZeytinburnu’na değil bütün İstan-bul’a her kesimden tüketiciye hitapeden Olivium Outlet yenilenen yüzüile ziyaretçisine çok daha modern,sade, ferah ve aydınlık bir ortamdaalışveriş yapmayı vaat ediyor. 135mağazanın, yüzlerce yerli veyabancı markanın bulunduğuOlivium Outlet, haftanın yedi günü10:00 – 22:00 saatleri arasındaziyaretçisine temiz güvenli veferah bir ortamda ekonomikalışveriş yapma imkanı vermekle

birlikte, 7’den 70’e herkesin kültürel vesosyal anlamda keyifli vakit geçirmesini,sağlamakta, merkez içinin yanı sıraçevresinde de yaşam kültürüyaratmaktadır.Mimari Yenilenme süreci sonrasında çokdaha güçlü bir marka karmasıyaratabilmek adına Altınyıldız Classics,English Home, Deichmann, Atasun Optik,Defacto, Bambi, Ten D&T ve GS Store,gibi çok önemli markaları da bünyesinekatan Olivium Outlet Center, hızla devameden çalışmaları ile uluslararası bir markaolan Nike, modern ve özgün tarzı ilebayan giyimde önemli bir değer olanPerspective markasının İstanbul’daki ilkOutlet mağazası ile ziyaretçilerinefarklılıklar sunmaya devam ediyor.

PERSPECTİVE OUTLETİSTANBUL’DA İLK KEZ OLİVİUM ‘DA

Page 36: Atakoy Gazete 224
Page 37: Atakoy Gazete 224

37

Milli Eğitim Vakfı 32. Kuruluş Yıldönümü coşku içinde kutlandı

MİLLİ EĞİTİM VAKFI 32 YAŞINDAMİLLİ EĞİTİM VAKFI 32 YAŞINDAMilli Eğitim Vakfı’nın (MEV) 32. Kuruluş Yıldönümüdüzenlenen etkinliklerle coşku içinde kutlandı.MEV Basınköy Okulları’nda gerçekleşen kutlamatöreninde, Milli Eğitim Vakfı Yönetim KuruluBaşkan Vekili Mehmet İyigün, MEV MerkezYönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Aydoğan Ataünal,MEV Basınköy Okulları Koordinatör Müdürü SalihKıdıl, İlk Orta Okul Müdürü Şeniz Erfa Sarısoy,öğretmen, veli ve öğrencilerimizin katılımları ilegerçekleşen törende keyifli dakikalar yaşandı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ilebaşlayan törenin devamında, programınınyoğunluğu sebebi ile törene iştirak edemeyenİstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun MEV’in 32.Kuruluş Yıldönümü için yolladığı mesaj okundu.Mutlu’nun kutlama mesajının ardından protokolkonuşmalarına geçildi. MEV Koleji Özel BasınköyOkulları Koordinatör Müdürü Salih Kıdıl, MEVYönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet İyigün,MEV Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Aydoğan

Ataünal; ülkenin kalkınmasındaki enönemli unsurun eğitim olduğunu,vakıf olarak amacımızın kar etmekdeğil, kaliteli ve nitelikli eğitimvermek olduğunu belirttiler.

ÖĞRENCİLERDENMUHTEŞEM GÖSTERİLER

Konuşmaların ardından 2011-2012

eğitim öğretim yılı içerisinde çeşitli yarışma veprojelerde derece alan öğrencilerimize ödülleriokul müdürleri tarafından verildi. Vakfın kuruluş yıldönümü için öğrencilertarafından hazırlanan jimnastik, modern dans,halk oyunları gösterileri ile koro ve soloçalışmaları, piyano ve keman dinletileri, eğitimekatkı için bağışçı olmanın önemini anlatan dramaoyunu sahnelendi. Öğrencilerin performanslarıdavetliler tarafından büyük alkış aldı.

Ressam Haluk Çilingiroğlu, 40 yıldır yaptığı manzara resimlerini AtaköyYunus Emre Kültür Merkezi’nde sergiledi.Yağlı boya kullanılarak yapılan 100’e yakın esern yer aldığı sergide, İstan-bul’un tarihi ve turistlik yerleri ile Karadeniz’in eşsiz güzelliklerini tuvaleyansıtan Çilingiroğlu, resim sanatı ile hobi olarak ilgilendiğini belirterek,“1970 yılında resimleilgilenmeye başladım.Genellikle doğa resimleriyapıyorum. Fotoğraflardanbakarak resim yapıyorum. Busergimde 100’e yakın eser var.Daha öncede bazı sergilerimoldu. Ama bu sergim benim içinçok önemli. Çünkü bu çaptakiilk sergim. Amacım İstanbul’unve Türkiye’nin değişik yerleriniresmederek insanlaratanıtmak” dedi.

Ressam Haluk Çilingiroğlu’nun fırçasından

TUVALE YANSIYAN EŞSİZ MANZARALAR BAKIRKÖY’EBAKIRKÖY’EYENİ BİR SANAT MERKEZİYENİ BİR SANAT MERKEZİ

Avrupa Birliği Dostluk Derneği veYenises Gazetesi Kültür ve SanatMerkezi’nin açılışı yapıldı.Zeytinlik Mahallesi OdabaşıSokak’ta bulunan merkezin açılışkurdelesini AK Parti Bakırköy İlçeBaşkanı Mahmut Gürcan, AvrupaBirliği Dostluk Derneği BaşkanıOrhan Erikçi ve Eş Başkan NevvalSevindi kesti.Avrupa Birliği Dostluk DerneğiBaşkanı Orhan Erikçi açılışta yaptığıkonuşmada, gerek derneküyelerinin gerekse Bakırköy’dekidiğer sivil toplum kuruluşlarınınetkinliklerini gerçekleştirebileceğibir sanat merkezini tüm

Bakırköylülerin hizmetinesunduklarını belirterek, açılışakatılan tüm konuklara teşekkür etti.

Avrupa Birliği Dostluk Derneği EşBaşkanı Nevval Sevindi ise,Bakırköylüler’in güzel bir ortamdasohbetlerini yapabilecekleri aynızamanda Bakırköylü sanatçılarınsergilerini gerçekleştirebileceğigüzel bir merkezi açmanınmutluluğunu yaşadıklarını belitti.Avrupa Birliği Dostluk Derneği veYenises Gazetesi Kültür ve SanatMerkezi’nin açılışında ayrıca RessamMine Arasan’ın resim sergisi dedüzenlendi.

Page 38: Atakoy Gazete 224

38

Deniz ÖZDAĞLI Deniz ÖZDAĞLI && Mehmet ARSLAN Mehmet ARSLAN EvlendilerEvlendiler

MUTLU

GÜNLER

14 Şubat14 ŞubatSevgililer Günü’ndeSevgililer Günü’nde

k ıy ılan nikaha k ıy ılan nikaha Özdağl ı ve ArslanÖzdağl ı ve Arslan

ailelerininailelerininakraba ve dostlar ı ileakraba ve dostlar ı ileDeniz ve Mehmet’inDeniz ve Mehmet’in

yak ın arkadaşlar ıyak ın arkadaşlar ıkat ıld ı .kat ıld ı .

14 Şubat Sevgililer Günüdolayısıyla Bakırköy BelediyesiNikah Memurluğu’nda kıyılannikah sayısı beşe katlandı.Hafta içi günlerde ortalama 3nikahın kıyıldığı BakırköyBelediyesi EvlendirmeMemurluğu’nda 14 ŞubatSevgililer Günü dolayısıyla bu sayı15’e yükseldi.Sevgililer Günü’nün hafta arasınadenk gelmesine aldırış etmeyenBakırköylü çiftler birbirlerine buözel günde “evet” dediler.15 dakikada bir nikah kıyarak çift-lerin hem Sevgililer Günü’ne hem

de evlilik heyecanına ortak olanBakırköy Belediyesi NikahMemuru Gülay Otlatıcı, dahaevvel kış aylarında hafta içigünlerde ortalama 3 nikahınkıyıldığını 14 Şubat SevgililerGünü’nde ise bu rakamın 5 katarttığını ve 15 nikah kıydıklarınısöyledi.Hafta sonlarında bile normaldeortalama 7-8 nikah kıyıldığınıifade eden Otlatıcı, 14 ŞubatSevgililer Günü’nün hafta içinedenk gelmesine rağmen haftasonlarında kıyılan nikahları daikiye katladığını ifade etti.

14 Şubat Sevgililer Günü’nde Bakırköy’de kıyılan nikah sayısı 5 kat arttı.

BBAAKKIIRRKKÖÖYY’’DDEE NNİİKKAAHH PPAATTLLAAMMAASSII

Page 39: Atakoy Gazete 224
Page 40: Atakoy Gazete 224

İhale 14 Mart 2013’te Ankara’da yapılacakİhale 14 Mart 2013’te Ankara’da yapılacak

AAATTAAKKÖÖYY 1111 .. KK IISS IIMM’’DDAAKK İİ SSPPOORR TTEESS İİSS İİ SSAATTIIŞŞAA ÇÇ IIKKAARRIILLDDII

11664488 mm²²’’ssii KKAAÇÇAAKK AAMMAA RRUUHHSSAATT VVEERRİİLLDDİİOsmaniye Mahallesi E-5 Çırpıcı Yan Yol’daUlusoy Terminali olarak bilinen yeri satınalan Baykanlar Tekstil Sanayi ve Tic. Ltd Şti.izin almadan binayı büyüttü. BakırköyBelediyesi 15.05.2012 tarihinde yapı tatiltutanağı tanzim etti. Belediye Encümeni127.505.56 TL para cezasına hükmetti.

Bu arada binanın tamamı 1 bağımsız bölümolmasına rağmen, zemin, normal ve çatıkatında 1648 m² kaçak büyüme yapılmasınarağmen Bakırköy Belediyesi buraya ruhsatverdi. Görüştüğümüz Bakırköy Belediyesiruhsat işlerinden sorumlu başkan yardımcısıYervant Özuzun “İmar ve Şehircilik

Müdürlüğü’ne soruldu. Gelen cevapta girişkatında problem olmadığı bildirildi. Biz degiriş katına ruhsat verdik” dedi.Görüştüğümüz uzmanlar “böyle birruhsatlandırmanın imkansız olduğunu,yapanların ciddi sorumluluk taşıdıklarını”söylediler.

Jiletli Tel Modası (!) yayılıyor

DOĞUM EVİ’NDEN SONRADOĞUM EVİ’NDEN SONRABAKIRKÖY LİSESİ DE BAKIRKÖY LİSESİ DE MODAYA (!) UYDUMODAYA (!) UYDU

(Yazısı 20. sayfada )

Emlak Bankası’nın kapatılmasının ardından mülküyetiZiraat Bankası’na geçen Ataköy 11. Kısım’daki SporTesisleri satışa çıkarıldı. Bir süredir birilerine verilipyerine apartmanlar yapılacağı söylentileri yayılan tesis,14 Mart 2013 günü Ankara’da açık arttırma ile satılacak.12.633.26 m² alanlı arsa üzerinde, toplam 1.880 m²alanlı 3 adet açık tenis kortu, 1.800 m² alanlı 1 adet açıkfutbol sahası, 1 adet yarı açık olimpik yüzme havuzu,925m² alanlı 1 adet kapalı basketbol salonu, 240 m² duş

alanı, 120 m² alanlı idari bölüm bulunuyor. Tesisler uzun süredir kapalı olduğu için bakımsızlıktanharabeye dönmüş bulunuyor. İhaleyi kimin kazanacağı ve tesisleri yıkıp apartman mıinşa edeceği yoksa spor tesisi olarak mı kullanacağımerakla bekleniyor. Ataköylüler “Bu tesisleri kim alırsa alsın asla yıkılıpapartmana dönüştürülmesine müsaade etmeyiz.Mücadelemizi sonuna kadar sürdürürüz” diyorlar.