Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
2 O CC.\i: ES9
ATATÜRK ÜNiVERSiTESi
. İSLAMI. İLIMLER F BüL TESI DERGISI
3. Sayı
(Fasi!kül 1- 2)
Sevinç Matbaası, Ankara. 1979
T 'Ü R K ,ç (E (1) E İ M ·L tA
. iJ)r.-Yusuf Ziya ·ÖKSÜZ
Duygu ve düşüncelerimizin anlatımı gerektiğinde sözlü, gereık.tiğinde yazılı biçimdedir. Bunlardan birincisine konuşma dili, ikincisine ·de yazı dili diyoruz. Her ne 'kadar dil ve yazı ·birbirinden ayn tutulursa da, bunların birıbirlerini . tamaıınladıkları görülür. Çünkü yazının varlığı dil sayesindedir. Yani, yazının konusu konuşma dilindeki kelimelerdir.
Konuşma dilinin sürekli bir değişme gös-termesine karşrlık, yazı· dilinde bu değişme daıha yavaş ve kurallara bağlanınıştır. Bunun sçmunda da yazı dilinin, bazen .gös-termesi gereken seslerin ·karşılığı olmaktan ç:ıoktığı görülür. Bu haklİndan yazı dili, her milletin kültür dili olarak kabul edilir. Bunula birlikte zaman gelişimi içeristnde yazı dilinin dil birıliğine, konuşma dilinden daha çok yardım ettiği görülür. Aslında ayrı ayn şeyler olan görme duygusunun, işiİıme duygusundan da:ha da etıkili olduğu, bir gerçektir. Durum böyle olunca yazı dilinin önemi, kendiliğinden ortaya çıkar. Ancak yazı dilinin belli kurallar ve belli bir alfabeyle gösterilmesi gerekir ki, işte buna imla diyoruz. Bu arada dilin yazıya dökülmesinde, belli kural ve beJıli bir alfaıbe yan{nda, bazı anlayış . ve görenekierin de etkili olduğu gerçeğini, belirtırnek gerekir.
Çok defa bir dilin bütün ses özelliklerinin ·yazıya geçirilebilmesi mi.irrn:kün olmayabilir. Bu durumda, dilin bütün ·sesleri için, ayrı ayrı işaretler taşıyan özel bir alfabe ·kullanılır ki, ıbuna «transkripsiyon alfabesi» (1) diyoruz. Bu çeşit bir alfa!be dışında bir dilin normal alfabesi içerisinde, o dilin· bütün seslerini ayn ayrı .
(1) ARAT, Reşit Rahmeti, Türk İlıni Transkripsiyon Kılavuzı:t, MEB. yay. İst. 1946, 36 sy.
239
ı.-!
1 1 i
işaretlerle göstermeık, imkansJ2jd:ır_. Çünikü her böLgede konuşulan dilde, yaz"tda gösterilmeyen yüzlerce ayn ses vardır. Bu bakımdan konuşma diline dayanan irrrıla ıbirliğinin ·sağlanması için, bö~ge ağızlarının tamamı değil, bir tanesi esas alınarak o işlenmelidir. -Aslında imla birliğiniden de amaç, bölge ağızlarının ayınınlarını silmek ve esas 'alınan bir tek dili, belli kiı.rallara göre ,geliştirmektir. Zaten normal alfabe yerine, sesierin hemen hepsine yer veren bir alfabeyi kullanımanın da gereği y;okturr, sanırın1.. Çürıki:i o zaman alfabeler, bir sürü işaret yığınından başilm birşey olmazlar. İlmi inceleme ve araşt:ırirıalar dışında, işaret karmaşıklığından
· çok, sadeli ği terdh etmeliyiz.
Bazen bir milletin, bir başıka mil.letin alfaibesini benimsernesi neticesinde, bazı tutarsızl:ıiklar görülürse de, bunu nor:mal .karşıla
mak .gerekir. Çünkü bir toplumun yazı, dizgi ve işaretleri diğer bir· toplumun dil özemklerine uyıgun düşmeyebilir. Bu durumda
·yeni yeni çarelere baş;vurmak gerekir (2).
Bir d1lde~ imla birliğinin slirekli ·olarak sağlanması rİıümkün değildir. Çünkü dile bağlı olarak, imla da değişikliğe uğrar. :Şu bakımdan bir dilin imlasını belirlerken genellilkle, uygulama ve kullanm.a kolaylığı yanında, . şekil kalabalığına yer vermeyen bir tutum esas alinır; diğer değişhldiıkler gelişmeye göre yeniden dü-
- zenlenir. - . .
İleriden beri imla denince sadece, kelimelerin doğru yazıhş biçimleri anlaşılmıştır. Tanzimart öncesi, bu anlayışta dahi bir ' birJiğin olduğu söylenemez. Çünkü kelimeler yazanın isteğine göre değişiık biçimler 'kazan:ımştır: Öyle ki, aynı kelimenin bir cümle ya da beyit içerisinde, başka baŞka biçimlerde yazıldığına çok
rastlanmaktadır. Hele bütün gayretiere rağmen '1,)"'1 ı .. J"'1 . .......
ile k - .) 1 ...... 1 ve harflerinin kelimelerde, doğru
olar-ak gösterilemediği çoık olmuştur.
Türk dili imlası ile ilgili ··tarihi gelişmeleri, kısaca özetlemek . gerekirse şunlan söyleyebiliriz :
Tanzimat döneminde, çeşitli dil meseleleri yanında, imlfuıın da çözÜime muhtaç bir mesele oılarak ele almclığı görüİür. Namrk
(2) Latin alfabesinin, Türk diline uygulanması sırasında; «ğ» sesinin yeni bir işaretle belirlenmesi gibi.
240
Kerm11, Ali Suavi, Ziya Paşa, Ahmed Mithat, Şemseddin Sam~ ve Muallirn Naci gibi, bu dönem yazar ve edebiyatçıların, çeşitli yazılannda im.İa ·konusuna değinerek en çok bu konuda ibir birliğin sağlanmarnış olmasından yakınd]kİarı .görülür; Bu ·arada, çeşitli derıgi ve gazetelerde. çıkan yazılarda da, imla meselesi üzerinde çeşitli tartışmaların olduğu, diıkka;tten kaçmaz (3). Yazıda ·noktalama işaretlerinin kullanılması ile iılgilıi bk yaz~nın da, gene bu dönemde, İstanıbul gazetesinde yayınlandığı görülür ( 4).- Ancak i:rnıla konusıunda Şerriıseddin Sami'nin «Usul-ı Terıtib ve Ten\kid, İst. 1303.» adlı eseri ilk sayılmakıtadııt ( 5).
Edebiyat-ı Cedide döneminde de; irnla ~onusunda 'bir birlik yoktur. Ancak bu dönernıde, «Aısılları An;ı.pça ve FarsÇa olduğu halde Türkçeleşı:rriiş bazı kelimeler vardır ki, bunları Türıkçedeki kurallara gÖre yazmak gerekir .. », «Arapça, Farsça ve Türkçe kelimelerde sese daha çok· önem verilerek, bütün heceler imiada gösterilmelidir.» giıbi bazı görüşlerin çeşitli gazete ve ·dergilerde açıklandığı görüİür (Mektep, 1896, 4. sayı; Musavver Malfunat, 1895-96 II. ve III. ciltJer).
1891 yılından it:iJbaren irnla meselesi artllk, okı.ıl programlarında yer almaya başlaT ( 6). Bu programlarda irnla için ayrılan 4 saatlik kısa bir zaman içerisinde, sadece Arap harfleriyle Türk· çerıin doğru yazılması öğretilmeye çalışılmıştır (7).
Meşrutiyet dönemlerinde de (I. ve IL) çeş:irtli gazete ve dergilerde ( 8) irnla meselesinin canl:ıilığını kıoruduğu görülmektedir. Bu konudaki düşünce sahiplerini iı).d ,grupta tıopbmak mümkün' (9):
(3) Muhsin (imzalı), Meşveret adlı eserciğin tanıtılınası için bkz., Mecmua-yı Ulfım, 15 _Zilhicce 1296 (1878), 2. sayı.
A:hrned Mithat'ın imla ile ilgili düşünceleri için bkz., Terceman-ı Hakikat, 28 Haiiran 1888, 6. ve 8. sayılar.
(4) İstanbul gazetesinde lınzasız olarak yayınlanmıştır. Çİstan:bul gaZetesi, 18 cümade'İ-fdıire ·1296, 10. sayı)·.
(5) B:kz. LEVEND, Agah Sırrı, T.ürk Dilinde Gelişme ve Sadelşeme Evre· leri, 3. baskı, 'IlDK yay. İst. 1972, X + 548 sy.
(6) ERGİN Osman, Türk Maarif Tariil:U, Eser Mtb., S cilt, İst. .1977, 2228 sy. · .
(7) GöGÜŞ Beşir, Anadili Olarak Türkçenin Öğret.1mine Tarihsel Bir Bakış, TDAY -Belleten, TDK yay. Ank. 1970.
(8) Servet-i Fünun (1911), Tanin (1913) .. : (9) LEVEND, Agah Sırn, a.e.
1 .. Arapça ve_ FarsÇa .kelimeıierin imlasını dini bir taassupla koruyarak, Türkçe kelimelerin imlasında belli kurallara göre bazı değişiiklikler yapılmalıdır. . ·
-2. Türkçe kelirnelerle birlill<:te, Arapça ve Farsça kelimelerin imlası da, aynı kural:lara bağlı olarak değiştiriLmelidir.
Bunlardan ikinci gruptakilerin. görüŞleri, za:rpanında _daha da' olumlu karşılanmıştır. Bu dönemde aynca, TıÜrkçenin bilim yö, nUnden yetersizliğİni doldurmaık: amacıyle, Maarif Nezareti'ne bağlı olarak, «Istıla!hat-ı Umurniye Encümeni»nin kurulduğu görüılür. Gene Maarif Nezareti:ne bağlı, «Tetkikat-ı Usaniye Heyeti» de bu amaçla çalışmalanna başlaırruş ve ilk olarak: da, okullanmızm sözlÜk ihtiyaçlannı karşılamak ve i.rriladaki karışıık:lığı gidermek konularında yeni teklifler getirilmesi karara bağlanmıştır.
Cumhuriyet dönemi başlannda da; imla çalışmalannda kayda değer bir ilerlemenin olmadığı görülür. Ancaık l.X1.1928 gün ve· 1353 sayılı k~nunl~ kabul edilmiş olan Laıtin asıllı Türk alfa\Jesiyle, Türk dHi, tarihinıde en büyük değişikliklerden birine uğrar. Buna bağlı olarak da imla meselesi, yeni bir durum kazamr. Çüıikü yeni Türk aliah .. --siyle birhkte anadili öğretiminde, yazı mesel,esi, üzeriın:de durulması ve tartışılması gereken bir konu olur. İŞte bu
' yüzden Tüıik dili imlasının ilmi yollarla araştırılması, incelenmesi ve belli kurdlara bağl;mabilmesi için, bir kurul teşkil edili-r. Önceleri «Dil Heıyeti» adıyle arnlan bu bilim kunılu, i1k defa 1928'de, «İımla Lugati» adlı küçük bir eser hazırlar. Bu lcüçüçük eserin :o gün için, bütün ihtiyaca cevap verebilecek yanı olmasa bile, bu , yolda atılmış ilk adrm olarak taktirle karşılanması gerekir. Daha sonra, 1932 yılında toplanan 1. Türk Dil Kurultayı sominda, bu-' günkü adıyle anılan Türk Dil Kurumu'nun kurulması, bu yoLdaıki çalışmalann hızla ele alınması gereğini, ortaya koymuştu-r. Kuruluşundan bu yana, diğer dil konulan yanında Tiirk dili imlası ile ilgili çalışmalannı da, aralıksız sürdüren, Tüıık Dil Kunıniu, 1941 yilında ilk «İımla Kılavuzuı/nu çı,kardı. Bundan sonra, «Yeni İmla Kılavuzu» adıyle 1965'te aynı eserin, y~ni bir basımı yapıl-
. mıştır (10). Bugüne kaıdar 9. baskısı yapılan bu eserde, Türk dili · imlasındaki her yeni gelişme ve değişiklikler beliııtilerek bazı yeni görüşler ilave edilmiştıiır ( 11). ·
(10) TDK, Türk Dil Kurumunun 40 Yılı, TDK yay. Ank. 1972, 186 sy. (ll) TDK, Yeni Yazım Kılavuzu, 9. baskı, TDK yay. sayı: 309, İlkyaz
Basımevi, Ank. 1977, 270 sy.
242
Yukarda, kısaca tarihi ge1lş1nılrıl vercİiğlnllz tiirk dili 1mifısı ile ilgili düşüncelerimizi, aşağıda sunımaya çalışacağız. Amacımız, Türlk: dili imiasım içinden çıkrlmaz bir duruma düşürmekten çok, en kesin ve en kullanışlı biçime dönüştürmelctir.
TÜRKÇEDE UYUM KURALLARI
Türk dili, kendi bünyesine uymayan. sÖyleyişleri, türlü biçimlerde ses değişmelerine uğrataraık öylece kabul eder. Bu uyurrıJuğu sağlamak için, Türk dilindeki bütün seslerin birbirlerini etkilediği
· görülür. İşte dil, 'ancak bu uygunluk neticesindedir ki, kendin~ özgü bir ahenk kazanır. Bu alıengin kazanılması, geniş çapta «benzeşme» dediğimiz ses hadisesine dayanır.
Türkçede Bu Ahengi Temin Eden Uyuml~r : A. Büyük Ses Uyumu :
«Bir kelimenin ilk hecesıi kalın bir ünlü ile başlarsa, ondan sonra geleceık bütün hecelerin de kalın ünlülerle; ince ünlü ile başlarsa, sonraki hecelerin de ince ünlülerle sürüp gitımesi gere·
· kir>> : sıcakların, yemeklerin, bulutlardan, güzelliğiniz, ...
Dilimizde, bu ~yuma aylqnlık gösteren bazı TÜrkçe kelimeler görülürse de! bunlann öneelci kullanılış · biçimlerini gözönünde tutmak. gerekir : anne (ana), kardeş (karın-da:ş), hani (!}:am), hangi (l}:angı), dahi (dal}:ı); inan- (ınan-) (12), şiş:man (şışman),
çiban (çıban), ... Bu kelimeleriiı, dilimizdeki kalıplaşmış biçimleriyle kullamlması gereıkir.
Büyük ses uyumuna ayıkırı -ken,-mtrak, -leyin, -daş (13), -ki ekieri. çoğu kez eklendikleri kelimenıin ünlülerine uymazlar. Bunların da, alışılaıgelen kullanım biçi·mlerinin yazılınasi gerekir: uyanıkken, yeşilirrnrtrak, saba!hleyirİ, dindaş, yarınki, ...
TüTkçe yapıriı ve çelcim ekieri alan bazı yabancı kelimelerin de, bu uyumdan kaçtıkları görülür : dikkatsiz (14), harften, harpte; idraJkısiz, kabullenmek, haliniz,~ ...
( 12) Öndamak ve dişeti sesl~rinden, «Ç,ş,y» çevrelerindeki ünlüler ilierinde ince1tici bir etki yaparlar. incelme eğilimi taşıyan, <cl»· sesi de bu gelişmeye yardımcı olıir. ·
(13) «daş) iinlü uyumuna genellikle bağlı olmayan bu ek, .iinsüz uyumuna kesinlikle bağlıdır.
(14) ·Bu kelimelerdeki «a» sesi, «a-e» arası bir sestir.
243
B. Küçük Ses Uyumu :
Ş.) <«Bir kelimenin ilk hecesinde düz (15) bir ünlü varsa, son:r.alci h.ecelerıde de düz ün1üler bulnnur» : yaı1varış, alınan, geliırı, evsizler, ...
Tür.kçede, kendini sonra!dan gösteren bu uyuana ayk.ınbk gösteren bazı örneklere rastlanır. Bunların da kullanılagelen biçim
. leriyle :gösterilırneleri gerekir : yağmur ( yağınır), ka vur. ) kaıvır-), avuç (avıç), çamur (çamır), çaıbuk (çabık), ...
b) «'B:İır kelimenin her1hangfi. bir hecesinde yuvarlak bir ünlü varsa, sonraki hecenin ünlüsü ·ya dar-yuvarlak, ya da geniş-düz olurlar» : doyurulanılar, odun,· gözlükliHer, ödemek, .. :
Türkçede ·bu uyuma. hemen her kelimeniın. ury:gunluk gösterdiği görülür.
BiRLEŞiK KELiMELERiN YAZILIŞI
Hemen bütün dilleı~de ceşitli kavra. m ve durumlar. birer kc-' . . l:iıme ile ıkarşılamrken," bazen· kelimelerin yetersizliği, anlatım zorhikları veya çeşı1tli anlam ilgileri sebebiyle, kelimeleri birleştirme yoluna gidildiği görlnür. Bu arada, ayrı kavram ve durumlar! karşılamaık üzere bi!rleşen kelimelerin, bazı ses hadiselerine (ıses düşmesi, ses türemesi, ses kayııaşması, vur.gu değişmesi, ... ) uğraı:ı::r:ı:alarım da, taıbi! karşılamak gerekir.· Çünkü seslerin,· kendilerinden daha büyük ses birlikleri meydana getirmek için, uğradık· · ları değişikliklerin kendi konuılan içerisillde oluşması, dilin esaslarına aykırı değildir. Birleşik kelimeler yayigmlaşl!p, yazı diline girdikıçe, tek bir kavram. ve durumu karşılamakta · hiçbir engelle karş:ıilaşmazlar. Türkçede, «ayak» ve <<ikap» anlamları belli kelimeleı:ıdir. «Ayakkabı» k~limesi bir ad tamlamas]dır. Artık her iki kelime de, kendi anlam.larım düş~dürmeyecek biçimde kahpla· şarak birl~şik bir kelime oluşturmuştur (16). Görüldüğü gibd, birden· fazla kelime, giderek çeşitli değişmelere uğra}ııp, yeni kav·
(15) · Türkçedeki ünlülerin özellikleri: a: Kalın, geniş, düz/e: İnce, geniş, düz/ı: Kalın, dar, düz/i: İnce, dar, düz/6: Kalın, geniş, yuvarla.k/ö: İnce, geniş, yuvarlak/U.: Kalın, dar, yuvarla.k/ü: · İnce, dar, yuvarlaik.
(16) ÖZEL Sevgi; Tıürkiye Türkçesinde Sôzcük Türetme ve Bileştirme, TDK yay. Ankara 1977, 71 sy.
244
,·
ram ve durumları karşılar biçime girerler. Bu bakımdan b kle. ş1k kellirıelere, :birden çok kelimenin bir araya gelerek, . anlamda bir bütÜnlük . teşkil etmesidir de, diyebilirie.
Bir dili zenginleştiıırne kaynaklarından sayılan birleşik keli· melerıiın teşkili, belli esaslar içerisinide gelişiır. Ancak, çeşitli şekillerde teşkil edilen birleşik kelimelerin imlası, ·bugün için, hayli karmaşık bir dtrium göstermektedir. Aslında birleşik kelimekrin
• :imılasını belli kıUrallara bağlamak da oldukça güç~ Bu konuda, «ıBirleşrk kelime, birleŞenTerin anlarnca kaynaışa:nasl!dır; şekilce birleşmelerine herzaman ihtt:iyaç yokıt:ur (17)» fib-i yay;gındır. Ancak bunun, bir çare olmadiğı da . açıktır.
Biz bırrada anlamca, sesçe ve biçimce kaynaşan birleşik kelimelerin .imlasını (yazılı:ş biçimlerini), bu olu:şuırn çeşitleri içerisinde ele almak ve öylece değerlendirmek istiyoruz :
. .
A. Anlarnca Birleşmeler
Bi;rleşen kelimelerin gerçek anlamlarıyle kaynaşmaları yanında; bazen birinci kelimenin, bazen ikinci kelimenin, bazen de her ikisinin anlamlarını y:i:tirerek birleşrt:ikleri görülür. Bu çeşit kay.naşmalarda her iki kelimenıin de,, bitişik yazılmaları ·gerekir:
a) Birleşenlerin gerçek anlamlaTIDl yitıiırmediği durumLar: bilirkişi, ortahaıUi, ...
b) Birleşenlerden birinci kelimyııin gerıçek anlafJlllilı yitirdiği duruırnlar:
peynirşekeri, bitpazarı, ...
c) Birleşenlerden ikinoi kelimenin geııçek anlamını yitirdiği duruı:ı:İllar : bakımevi, satıvbaşı, ...
ç) Birleşenlerin gerçdk. anLamını. yitiııdiği · dUTUilllar : yenidünya .(bir çeşirt: mey;ve), ölciizgözü (1bir çeşit üzüm), ...
(17) GÖGÜŞ Beşir, Türkçe'de Bileşik Kelimelerin Oluşurtıu ve Nasıl Ya· zılması Gerektiği, Türk Dili Araştırmalan Yıllığı- Belleten, Ank. 1962, 245274. sy.
245
B. Sesçe . Birleşmeler
Birleşik kelimeıleriın sesçe kaynaşmasında, yan yana gelen kelimelerin kısalma, Şes .düşmesi ve ses türemesi gibi, ses hadise-lerine uğradıklan görülür. -
Bu 'çeşit ses hadiselerinden birine uğramış keliımelerin, bitişik yazılması gerekir : kepçelkulak (kepçe+ kulaklı), cingöz (cin+ gözlü); hazmet- (hazım+et-), kaıhrol-(aihır+oH; affet-(a.fvet-); hallet-(hal+eH, reddet- (reıd+et-),... .
Ancak sonu b,c,d (süreksiz- yumuşak) seslerinden biriyle biten yabancı ;kelimeler yalın halde yazıldıklarmda p,ç1t ·(süreksizsert) ile gösterilen keliıınelerdeki bu ·son sesler; ünlü ile başlayan bi~ ek veya kelime iıle birleşince yumuşamaktadırlar. ·Bunların ayrı yazılmalan gerek.ir :
icat et-(İcadet-), tekzip et-(tekzibet-), muhtaç ol-(muhtacol-) , ...
C. Biçim~e Benzeşmeler (18)
Kelimelerin biçimce birleşmelerine en açık örnek, kaynaşma dediğimiz ses hadisesine uğramış kelimelerdir. Bskiden beri kalıp-
. laşmış olarak kullanılagelen birleşik kelimeleri bugün ayırmak dahi imkansızdır :
niçin (ne+i9in), kalıvaltı (kahve+ altı), pazartesi (pazar+ertesi), üsteğmen ( üst+teğmen) , ... ·
BİRLEŞ İK FİİLLERİN Y AZILIŞI
iBir ad veya· bir fiil şeklinin, yardımcı fiilin onune gelmesiyle teş'kill edilirler. Birieşik fiilierin bir bölümünü, dilimize· girmiş yabancı kökenli bir kelimeyle, Türkçe yardımcı fiiller meydana getirmektedir.
A. Adla Birleşik Ad Yapan Yardımcı Hiller
· et-, ol-, ey le-, bulun-, yap-, ... yardımcı fiilieniyle birleşen adlar, ayrı yazılırlar : göz et-, alt et-, (alt ey le-), bir ol-, zor ·bulun-, bqnyo yap-, ... ,
(18) TDK, Yeni Yazım Kılavuzu (a.e.)
246
B. Fillle Birleşik Fill Yapan Yardımcı Fiiller (Tasvir Füller (19)
bil-, ver-, gel-, gör-, dur-, kal-, yaz-, ko- (~koy), ... yardımcı Hilleriyle birleşen adlar, bitişik yazılırlar : gelebil-, gülüver-·, süregel-, isıteyigör-, bakadur-, donakal-, düşeyaz-, alııkoy-, ...
Bir kısım yabancı kelimeler, Türkçe bir yar~ımcı fiille kullanılınca, yard11r'ncı fiilin başındaki ünılünün etkisiyle; kelimenin için
·delci çift ses ortaya çıkar. Bu· iliillerin bitişik yazılması gerek!ti.ğini, «Sesçe Birleşmeler» kısmında belirtmiştik. Ayrıca yabancı bir kelimeyle, yardımcı bir fiilin oor.leşmeleri halinde. fiilin başındaıki ünlünün etbsi, yabancı kökemi kelimeııin önceki haline dönüşünü sağladığını ~a gene aynı bölüm içerisinde açılciamaya Çalışarak
. bunların da, biitişik yaz:ıılmaları gerektiğini ifade etmiş.tik.
BiRLEŞiK ÖZEL ADLARIN YAZILIŞI
· Çoğunluıkla· kanunlarımızca belirlenmiş ve kalıplaşmış biçimlerin dışında, s:ıfat ya da ad tamJaması biçiminde kalıplaşmış yer adlanyle, dağ, ova, deniz, göı: akarsu . .' .. adlan hitişik ve büvük harfle yazılırlar (20) : Hasankale (21), Küçükesat, Elmadağ, Uluova, Akdeniz, Acıgöl, Yeşilırma!k, ...
(19) Tasvir fiilleri -a (-e) ve -I, -u (-i, ü) zarf fiilierine belli yardımcı fiiller getirilerek yapılmış birleşik fiil tabanlandır. Burada zarffiilin anlamı esastır. Bu özellikleriyle bunlar, başka birleşik fiillerden ayrılırlar. Ünlü uyumuna uymayan tasvir fiilieri : a) Yeterlik (iktidar) fiilieri: Bunlar, -a (-e) zarffiilieri üzerine,
«bil-» yardımcı fiilini getirmek suretiyle yapılırlar: atlayabil-, alabil-, görebil-, düşünebil-, ...
b) Ça:bukluk (Tezlik) fiili eri: Bunlar da, -ı, -u (-i, -ü) . zarffiilieri üzerine, «ver-» yardımcı fiilini getirmek suretiyle yapılırlar : ahver-, çekiver-, sonıver-, gülüver-, ...
c) Süreklilik (Devamlılık) fiilleri: Bunlar, -a (-e) zarffiilieni üzerine, «dur-, kal-, gör-; gel-» yardımcı fiillerini getirrnek suretiyle yapı
lırlar: yij,rüyedur-, kılıdur-; ba:kakal-, uyuyakal-; süregör-, ,isteyegör-; olagel-, ...
ç) Yakınlık fiilleri: Bunlar da, -a (-e) zarffilleri üzerine, «yaz-» yardımcı fiilini getirmek suretiyle yapılırlar: düşeyaz-, öleyaz-, ...
(20) TDK, Yeni Yazım Kılavuzu (a.e.) (21) Hasankale, Erzincankapı, Galatasaray,... gibi dil mantığı yönünden
yanlış kurulmuş birleşik kelimelerle ilgili olarak, bkz. BİLGEGİL, M. Kaya, Kaybolan İstanbul Türkçesi, Kubbealtı-A!kademi Mecmuası, üç ayda bir çıkar, C.I, s. 1,2, İst. 1.972. ·
247
Ancak, tamlama biçiminde kurulup kalıplaşmaml!Ş olan özel ad1ann (!dağ, ova, deniz, göl, akarsu; savaş, antlaşma·, devlet adlan, ... ) her kelimesi büyüık harfle ha:şlananik ayrı yazılırlar: Gavur Dağı, Konya Ovası, Hazar Gölü, Aıtlaş Üh"}'anusu, Fırat Nehııi, Balkan :savaşı, Loz:an Anıtlaşması, Türkiye Cumlhuriyeti, ...
Şahıslara· oııur vermek ya da· bazı hadiselerin hatırasını canlı tutmak amacııyle cadde, sdkak, meydan, kurum ve benzer.i yerlere verilen özel adların her· kelimesi'llİn .iJ.k harfi büyük ve ayrı 'ayrı yaz:clırlar: Vali Fahri Beıy Caddesi, Şehitler Sokağı, Tandoğan Meydanı, Namılk ~emal İlkokulu, Aıtatiliık Ünıirverısitesi,.:.
İKiLEMELERiN (TEKRARIAIUN) YAZILIŞI
Aınlatın;ı .güeüınü artırmak için, aynı oinsten iki kelimenin yan yana gelmesine ikileme denir. İkilemelerde kuvvetlendirme, çokluik ve deva:mhhk vardır.
Bunlar hem ay.rı ayrı yazılır lar; hem . de araya herihangıi bir noilltalama işareıti almazlar : açık açı'k, btır kıtır; ileri geri, içli dışlı; yana yakıla, toz toprak, su mu, deniz meniz, ...
PEKİŞTİRİLMİŞ KELiMELERiN Y AZILIŞI
Pekiş.tirme, anlamı kuv.vetlendirmek iıçin, :belirli kurallara göre kelimelerin ilk hecelerinin ikıilenmesidir ( 22). Kelimelerin ilk heceleriniın. tekranını gerekıtiren durumlarıda, «ım,p,r,s» ünısüzlerinıden. birinin pelciştirmede kullanıldığı görülür. Kelimelerin yalnız bu ünısiüzlerle pekiştirilmesinden amaç aıhenk teminıidir.
Pekiştirilmiş kelimeler hiçbir zaman ayrı yazılmazlar : bomboş (bom+boş), gömgö'k (göm+:gök); apaçık (ap+açık), upucm (up+uouz), ça1:1çaıbuik (çar+çaıbuık), çırçıplaık (çır+çıplak); bashayağı (has+ibaıyağı), büsbütün (büs+ihü~), ...
TERİMLERİN YAZiıLIŞI
«ıBilim, teknik ya da sanat dallarında belli kavramları karşı
(22) HATİBÖGLU Vedhe, Pekiştirme ve Kurullan, T.DK yay. Ank. 1973, 49 sy.
248
layan kelimeler» diıye tarumlaırıaın terimlerin, birleşik kelimelerden ayrı tutulırİıası gerekir.
Ekısiz, a:d veya sıfa:t taıı:iılaması, ya da belirtisiız tamlama biçi· minde kurulan terirolerin birleşiık; terimlerde belirıtici ve :p.ıitele· yici görev yapan ya da alt bölümleri bHdlren kelimeler ayrı yazı· lırlar (23) : sonek, ortaılmlak, kandoku; perdeaıjraklrlar, aıtardamar; ters orantıılı, ateşli silahlar, ayaklı mani, güLdürücü roman, ...
DEYİ~ERİN. YAZILIŞ I
«Deyim, ·iki ya da daha çok kelıia:i:ıeden· teşkil edilen özlü ve kalıplaşmış anlatım biçimleridir.», «ıDeyim, anlam kaynaşmasına uğraıınış bileş:iJk kelimelerdir {24) ». b:iıçirnleriınde tanımlanan de" yiırnlerin, birleşik kelimelerden ayn tutulması gerelcir. Çürrkü, derıin ve ince düşünceler_ (ıBattı bahk yan gider.) ifade eden deyd:mlerin, daha çok mecazi (boşıboğaz.) anlamda kullanıldrklan görülür. Yer yer nükte (sivriakıllı.) ve fıkralara (Buytirun cenaze namazına.) da dayanan deyimler yamrıda; birleşik kelimelerin anlam · sınırhın daha dardır.
.. Deyim veya deyim niteliği :taşıyan iki keliımelik, eksıiz kurulan
birleşiklerin biı.tişik; iık::iıden fazla ve elk: almış b:iırleşiklerin ayrı ayrı yazılması gerekir : elriuzun, boşboğaz; kitabına uydurına:k, tabanları yağlamak; ağzını bıçaık açmamak, bu toz dumanda ferman okunur· mu?, ...
EDATLARlN YAZILMASI
. · Eda:tlar, başhbaışıİıa bir kelime grubu o1dukla:nndaiı ayn yazıLmaları gerekir (25) Bazen bunıların4 ek gibi· keHmelere eklerıdik-
(23) TDK, Yeni Yaz~m KılaVuzu (a.e.) . . (24) AKSOY, Ömer Asım, Atasözlen, ve Deyiimler ~özlüğü I, Atasözleri
Sözlüğü TDK, 197•1; Deyimler Sözlüğü, TDK, 1976. BAHADINI I, Y. Ziya, Deyimlerimiz ve Kaynaklan, 3. baskı, İst. 1958. ' HATİBOGLU. Vecihe, Atasözleri ve Deyimler, Türk Dili, C. XIII,. s. 152, 1964. . SOYKUT, İsmail Hilmi, Türk Atasözü Hazinesi, Ülker Yay. ·İst. 1974, 495 sy. · ,
(25) DE, İLE, Kİ bağlama edatlannın yazılışları ayrı bir başlık altında verilmiştir (bkz. DE, İLE, Kİ Bağlama Edatlarının Yazılışı).
249
. .
~-------
. leri göııülürse· de, imla ve gramer yönünden bu kullanış biçimi· doğru değildir. Bdatların, anlamlarının kullanıldıkları kelimeye göre değişmesi fiıkıi, bunların ek gibi kelimelere bağlı olarak kullanılması eğilimini doğurmuışsa da, sonradaırı bu imla biçimi bırakılmıştır (26): senin iÇin, ateş gibi, TalliZİmata dek, Cumhuriyetten beri (27), ona göre, ...
ZARFLARlN YAZILIŞI
«Fiillerin veya sıfat1ann önüne gelerek anlattıkları kılıŞ, oluş, veya vasııflan açıklayan ya da değiştiren keHmelere. zarf» denildiğhıe göre, bunlar sıfatın, fiillıri veya başka bir zarıfın anlamını de~
· ğişıtiren ad oLurlar. ÖzelHkle fiiUerle birlikte _kullanılan bu isimlerin, bazen deyim nıiteliği taşıdığı görülür. Bu bakımdan; deyim niteliği taşıyan zarfların bitişik yazıirmalan daıha . doğru olur : yalnızıyaşa-, içeriğir-, ilerigit-, dışanç:ı!k-, \)'angel-, ... ·
Aslında birleşik ad tabanlannın hemen her kahbında, ileriden berıi bitiştk yazılan zatflara rastlamak mümkün. Bunların aynen bırakılması yerinde olur: sözgelişi, kuşbakışı, azşekerli, yalınayak, bugün, çokdefa, ilkönce, çokiyi, azçok, biraz, birçok, engeç, ...
ZAMİRLERİN YAZILIŞI .
«Kendileri İ/Sİm olmadıkları halde, isim yerine kullanılan kelimelere zamir denir» tammı, hemen bütün gramer kitaplannda (28) ortaktır·. Çdkdefa yalnız başlarına bir anlam taşımayan zamirlerin, yerlerine kullanlildık:J.an n~nelerin anlamına göre. değer kazandık-
-lan görülür. Bu paJnmdan, doğrudan bir ad değerinde sayılmazlar. Zamider ayrı bir kelime grubu teşıkil ettiğinden; ayrı yazılır-
(26) HATİBOGLU Vecihe, Türk Dilinin imlası, Türkoloji. Der., DTCF yay. C.I, s. 1, Ankara 1964.
(27) · '<<beri>> edatıyle kurulan, <<Ötebed>> kelimesi ad olarak kullanıldığından bitişik yazılır.
(28) ERGiN Muherrem, Türk Dil Bilgisi, 2. baskı, İ.Ü. Ed. Fak. yay. İst. 1962, XXVII + 384 sy.
250
BANGUOGLU Tahsin, Türkçenin Grameri, Baha Mtb. İst. 1974, 628 sy. BİLGEGİL, M. Kaya, Türkçe Dilbilgisi, Güzel İstanbul Mtb. Ank. 1964, 308 sy.
lar. Ancak bugüın için adeta kalıplaşmış olduğu görülen beliırsiz z-amirlerıinin bitişik yazılmalan gerekir. Bunlar .hemen daima be-.J~rsiz sıfatlara iyelik zamiri ekieri ve «~ki» zamir eki getirilerek yapılmışla:rdır : birçok (bir+ çok), birkıaç (ibir+ikaç), birtakım (bir+ .takım), birbaşka (bir+başka), öbür (o+bir), böyle (ibu+öy!e); biri, kimi, kimisi, biııkaçı, hiÇjbiri, öteki, hepsi (ıhep+i+si), beriki, demirrki, benimki, ...
SES HADiSESiNE UGRAMIŞ KELiMELERiN YAZILIŞI
1. Bazı kelimelerin soıılarına ek getirildiğinde, orta hecenin düştüğü göııülür. Btı kel:iırnelerin hadiseye uğramış biç:iırnleriyle
yazıya geçirhlmeleri gerekir : ilerle- (ileri+ le-); kavşak (kavuşak.), kokla- (koku+la-), ...
2. Bazı kelimelerin ekleme sırasında bir hece k~zanıdıkları görülür. Bunların da son durumlarıyle yazılınalari gerekir: daracık (dar+cık), azacık (az+cık), biricik (-bir+cik), ...
3. «U» sesi bazı kelimelerde, bir iç1ıüreme biçiminde görülürse de «.n»'siz yazım daha doğru olur: tüfek (tüfenk), fırsaıt (fır
sant), kılıç (klılınç), fişek (fişen~) , ...
4. Bir sert vurguya, bir duyuş tonlamasına bağlı olarak ha· zen, içseste ünsüz :iıkizleşu:n.esi olur. Bunun (ıgerek görü.lınediğinde) imiada gösterilmemesi gerekir : yaz~k (yazzık), eşek ( eşşek), ka· sap (.kassap) ,. . . ·
'5. Y aıbancı kelimelerin .kimisinde, ünlülerden dar olanın bir yarım ünlüye ( -y-) gerek duyduğu görülür. Kullanımı kalıplaşmış (29) kelimelerin dışmda kalaııların, bu durumda ya.zılmaları gereilti:r : fayda (faide), sayfa (ısaıhıife), tayfa ( taife ), ...
6. Bölge ağızlarında sıkça görülen göçüşme hadisesine uğramış kelimeler, asıllarına bağlı kalınara-k yazılırnalıdır: toprak ( torpak), yaprak (yarpak), çömlek (çölİnek), derviş (devıi.ş), servi (selvi), ... ·
7. Türkçe kelimelerin sonunda daima süreksiz ünsüzler bulunur. Türkçe kelime sonlarınıda huluna:p süreksiz üıısüzlerin, sü-
(29) ta'biat (tabiyat), reis (reyis), ait (ayit) , ...
251
relcli ·oluşuna; ya-banci kökenli kelimelerin de çoıkıdefa uygunluk gösterdiği görülür. Bu çeş:iıt kelimeleri hadiseye uğramış . biçimleriyle yazıya geçirmek · gerelli : dip.ıdi!bi, aç-aca (bak), kanat-kanadı, tanıdıkıtanıdığa; renk-reııgi., kitap-kitabı, . teııkit-tenkide, ...
8. Tıürkçede kullanılan yabancı. kelimelerin içseslerinde rastlıınan «-nb-ı> seslerii:ıdeki «ll>> ünsüzü, «b>> ünsüzünün· etkisiyle «ıiil» sesine dönüşür. Kel.imelerin bu kurala uy;isım olarak yazrlmalan gerekir : ambar ( anıbar), kambur (kan! b ur), çarşamba ( çarşanıba), saıklambaç ( saklanbaç), pembe (penıbe), ~ ..
9. Tıüııkçede, «n» sesinin diş ve dudak sesdeşlerine etkisi sonucu bunu, geniz-diş ve geniz~dudak sesleııi.İıe çevlı:'diği görülür. Bu kelimelerin asıllarına. uıygun biç1mde yazılmaları gerekir : yıanlış (•yannış), dinlen- (dinnen-), karaıılık (karannık), önılük (ön-· nıük) , ...
10. Türıkçede yan yana gelen iki ünsüzün bazen birbirini etki· leyerek benzeştikleri görülür. Daha çok süreksiz üiısfule biıten bir keılimeye, katı tinsüzle başlayan bir ek getirildiğinde görülen bu durıimda, süreksiz ünsüzün, kullanılması gerekir : attan ( atdan), okçu (okcu), yaptır- (y::ıpdır-); alışkın C2llışgın), ...
11. Ünlüıleri etkileyen ünsüzlerden biri de, «ğ>> dir. Bu ses genellikle yanındaki dar üıılüleri geni·şletir. Ama bu genişlemenin yazıda· gösterilmemesi gerekir: ağız Cağaz), bağır- (bağar-) , ....
Bu arada bazı bölge ağızlarında, öğ-, döğ-, söğ-,... kelimelerindeki, «-ğ"» sesinin ince ünlülerin etkisiyle, «-V->> veya «-Y->> .seslerine döndüğü görülür. Çoğu zaman bir kelimenin birkaç biçimde yazılınasına yol açan bu kanşıklığın çözfu:riü oldukça güç. Bu durumda biz, kelimelerin asıl kulılamlış biçimlerinin yazıya geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz (30): öğ- (öv-, öy-), döğ- (döv-, döy-), oğ- (uğ-, ov-), değnek C deynek) , ...
Türkçeide iki masıtar ekinin C ~mak, ~rnek), başka eklerle hirleşmeleriı;ıde bazı kanşıhlıkların doğduğu görülür. Bu karrş:ııldık özellikle, ince ünlü taşıyan köik ·ve ekierde görülür:. kalmak-a> kalmağa, bulmak-ı> buhnağı, geLmek-e> gelmeğe, gülmek-i> gülmeği, ... gibi ek aLmış fiilierin: kaLmaya, buLınayı, gelmeyi, gül-
(30) «göğdeıı ke1iırrıesi ileriden beri, «gövdeıı biçiminde kullanılageldiğin-. den bu durumun korunması gerekir.
252
meji, ... biçimlerinde yazılmaları daha uygun olur. Aslında bu duru;rn, konuşma dilinde kendini açıklma gösterir.
Daha çok f.iil çekimlerinde, gö:rillen, bazı deği:şiklikleri de, burada belirtmek yerinde o1ur. Fiil çekimlerinde, «-a, -e» gibi geniş ünlülerle biten fiil gövdelerinden sonra, ünlü ·ne başlayan, «-acak, -ecek», ~<-an, -en», «•arak, -erek», «-a, -e» gibi bir ek gelirse,_araya
"«-y-» koruma ünsüzü girer. -y- kı0ruma ünsüzünün geniş üırılülere
etkisiyle ·daralan ünlüler, kelimenin asıl gövdesini bozmayacaık biçimde imiada gösterilmezler. Zaten viırgusuz olan hecenin seslisi, «-y-» koruma ünsüzü önünde kısalır ve silikleşir: başlayacak (ibaş
lıryacak), bekleyecek (be.kliyecek); başlayan (ibaşlıyan), beıkleyen
('bekliyen); başl~yarak (ıbaşhyarak), bekleyerek (lbekliyerek); başlaya ('başlıya), bekleye ~ibeıkfl.irye) , ...
Yalnız, «-yar» şimdiki zaman ekinıden önce da1ma, dar bir ünlu kullanılır. Ayrıca f.iil ünsüz ile bitiyorsa araya gene, dar bir ünlü · girer. Bu durumun konuşma dilinde olduğu gibi, imiada da gösterilmesi gerekir : ·başlıyor ( başTayar), bekliyor (bekleyor); baby or (bakayor), geçiyor (geçeyor) , ...
Son harrten önce, kalın veya yuvarılak bir sesli harf veya son heceden önce, içinde böyle ibir harf bulunan hece .varsa; «-ı-, -i-» , sesleri y~rini,' «-u-, -ü-» sesierinden ·birine bıı~akır: tutuyo~, gülüyor,: ..
ÖZEL ADLARlN YAZILIŞI
. İnsan ad ve soyadlannın yazıırnı, kendine öz;gü bir biç~1 gÖs· terir. Bunların nüfus kütüğüne geçirildiği biçimde yazılm.asımn:; en uygunu olduğu görüşü eskiden beri ·süregelm.ektedir .. Bugün de bu yolun, en tutarlı olduğu kanaatindeyiz. Özel adların, bazı ekle:ci aldl!klarmda nasıl yazılması gerektiği, oldukça karışıklıık. göstermektedir. Bu konuda :
a). Özel adlar bir tek varlığa a:d oLdukları için, mantıkça çokluk eki almamaları gerekir. Ancalle bir topluluğu anlathkları, mihlet, boy, aile,... adı olduklan zamaın çokluık: eki alır ve üsrt:rten bir kıesme işaretiyle ayrılmazlar: Uygurlar, Tuı:ıgutlar, BuğTagiller, A!lrmetgil, ....
253
Bunun gibi, bir kimseyi ya da bir yeni benzerleriyle birlikte anlatmak istediğimizde, asll adiara çok;luık eki getirir ve gene üstten bir kesme işaretiyle ayırmayız : Fuzuliler, Sinanlar, Kanuni· ler, ...
b) Eklendiği yer, kuru:rn ve kav~m adianna bağlılık ifadesi kazandıran «-li» eki, özel adiara eklendiğinde, üstten bk kesme iŞaretiyle ayrılma.Zlar : İstanıbi.rllu, Kuş adalı, Osmanlı, Selçuklu, ...
c) Özel adların sonuİıda bulunan süreksiz ünsüzler, ·ünlü ile başlayan bir ek ald1:klannda da sürekısizlikledni sürdürür ve öylece yazılırlar: Turgut'a, Uşak' ın, ...
ç) Ayrıca özel adlardan türetıilıniş bütün cins adları ile fiiller büyük harfle başlamalanna rağmen, sonlarına aldıklan ekler üstten bir kesme işaretiyle ayr:ıiliı:rıazlar : Türkoloji, Türıkleştirmek,
Avrupalılaştırmak, ...
ÜNVAN ADLARININ YAZILIŞI
Bazen önce, bazen de sonra şahıs adlarıyle kullanılan, ünvan veya ak.rabal:ıtk adının birbirinden ayrı ve büyük harlle yazılınası gerekir : Ahmet Bey, Halil Onbaşı (31), Ayşe Nine, Doktor Necati,
;;1 - Mareşal Çakınıak, Şöför Osman, .. : 1
SAYlLARlN Y AZILIŞI
Sayıların nerede yazı, nerede rakamla gösterilmesi gerektiği,
bugün için,. oldukça kanşık bir durum göstermekıtedir. Bu bakım-· · dan sayılari.n yazımını bir defada belli kurallara bağlamak oldukça güç. Ancak tarihleri, kitap ve· deııgilerin sayfa, sayı ve ciltlerini; telefon, sokak ve ev numaralarını; fen dalındaki ifadelerde geçen sayıları, günün zamanım bildiren (çeyrek ve buçuk ifade eıtmediği zaman) ifa~eleri rakamlada göstermek daha doğru ve alışılmış bir yol oJacaktır (32): ·ı949'da, C. 1, s. 3,320 sy.; Tel: 2543; Ev no: 80; 30X10 = 300, % 15; Saat 815'de, ...
(31) <<baş» kelimesi ile kurulan birleşik · kelimelerde, <<baş» gerçek ap.la. mını yitirdiğinden, herzaman bitişik yazılır; işbaşı, satırbaşı, kolbaşı,
subaşı; ... (32) Sayılann yazılışı için bkz. TANSEL, Fevziye Abdullah, İyi ve Doğru
Yazma Usulleri, Ötüken yay. İst. 1975, XXXIII+ 485 sy.
254
Gerekli bir durum olmadıkça, sayı . adlarının ayrı ayrı yazı!· maları daha kullanışlı olur: üç milyon dört yüz on üç bin iki yüz otuz altı, ...
Ancak .sıra, topluluk, ulama sayı sıfatları yazı ile gösterildik. lerinde bitişik yazılırlar: oİluncu, oııbeşer, ikiz, üçüz, ...
• TARİH, AY VE GÜN ADLARININ .YAZILIŞI
Bugün için çeşitli biçimlerde yazılıdıkları .görülen tarihierin:
a) Gtin adı, ay adından sonra geldiği taktirde kelime; ay adı, gün adından sonra geldiği taktirde de, rakamla yazılması : Mayısın B eşinde; 5 Mayıs, ...
b) . Belli bir tarihi gösrteren ay ve gün 'adlaF-ffill\ herzaman büyük harfle yazılması : 29 Mayıs Salı saıbaıhı, 5 Bkim Pazartesi günü, ...
Buna karşılık, belli bfr tarilli karşılamayan ay ve. gün adlarınin l."ii.çük haıflc gösterilmesi : yolculuk mayısta, toplantı salı ya, ...
c) Tarihierin de genellikle: 29 EJkim 1923, 29.X.1923, 29.10.1923, biçimlerinden biriyle gösterilmesi gerekir.
GÜNEŞ, AY VE GEZEGENLERiN YAZILIŞI
Gökibilim ve coğrafya ile ilgili konuların anlat:ımmda, dünya ile öteki gezegen adları, güneş ve ay kelimeleri büyük harfle; bu konuların dışında kullanıld:ıiklarında küçük harofle yazılırlar ( 33).
· Merkür gi:bi Dünya da, bir gezegendir.; Sen, dünyada onun gibisim bulamazsın.; Seninki, Aıy:'da hayat olduğunu söylüyor.; Gölgede güneş anyorsun, ...
SÖYLEYİŞ VE YAZlMLARI AYNI ANLAMLARI AYRI KELiMELERiN VAZILIŞI
Konuşmada aynı sesi veren keliımelerin, yazıda ayrı gösterilmeleri gerekıir. Çok defa bunıların ayrılması imla için yük sayılmışsa da, kanşıklığın önüne geçmek için, bu yolun daha yararlı
{33) Bkz. TDK Yeni İmHl. Kılavuzu {a.e.) ..
255
:
'
/i/1.1
olacağı dlişüncesindeyiz : _saç (ıbaşıı:rrıızdaki) -saç (metal levha), hac (kutsal. ziyaret) - haç (·işaret çeşiıdi), grup (topluluk) ~ .gurub (giliıeşiırı •b atışı), o d (.ateş) - ot (bt tki), ...
Tıüıikçede, bazı· durumlarda imla · şekilleri _kanşrklığı ,önılenemez; Ancak kelimelerin bir1birine yarıdımı ve ifade içerisinqeki anlaını, bu karışıklığı bir dereceye kadar önleyebilir: kalp (yürek)kalp (sahte~ olan), yüz (100) -yüz (surat)- (yüz- fiilinden emir kipi), P;liç (zor) -.güç_ (::kuVıvet) ,:. . örneklerinde olduğu gibi, bunu iınladan değil, anlam yöni.i;ıden ayırmak gerekir. .
YABANCI KÖKENLi KELiMELERiN (34) YAZILIŞI
Eskiden beri, çift ünsüzJle başlayan yabancı kökenli kelimelerin yazrmı belli bir kararlılık .göstermiş· değil. Kimi zaman söy· leıyiş kolaylığı -taşııyarrı keliımelerin, söylendiği gibi yazılması yoluna gidilruği göİ:ülürse de pek tutarlı olmamıştır. Esasen bu yolla, yaıbancı ·kökenli kelimeleri Türkçeleştirmenin de imkansızlığı açıktır. Bu bakımdan söylenişi kola:y olsa bile, çift ünsüzle başlaya~ yabancı · kelimeleri~ başına yeya ilki ünsüzü arasına ünlü koymaksızın yazıl· masi daha doğru olur: spor· (sipor, ispor, supor, ... ), program (puroğram, poruğrain, ... ), plan (pilan), tren ( tiiren) ,!. .
Batıdan alınma, çift üıısüzle bitenı kelimelerin asıllarına uygun yazılmalan gerekir: film (filim), realiMp. (realizim), teyp (te:}nip), lükıs (lükıüs) , . . . · ·
BÜYÜK HARFLERiN YAZILIŞI
1. Türk imlasında kullamlan nokıtalama işaretlerinden (35)
(34) M. Ergin, Tıürk Dil Bilgisi (53-75, sy.) İst. 1962. (Türkçe Kelimelerdeki Başlıca Ses Hususiyetleri).
·(35) KonuŞma dilinCieki ses duraklanmn, yanya uygulanmasında önemli bir rolü olan noktalama işaretlerinin, Tilik dili imlasında kullanılışı, Tanziırnatladır. Düşünce birliğini sağlaması yanında, anlatımı da kolaylaştıran noktal~a işaretlerinin Tiirk dili imlasındaki gelişıimi, çok kısa bir zariıan içerisinde ola:nuşsa da kullamlış biçimleri oldukça kanşııklıklara: yol açrmşhr. Aslında, bütün dillerde olduğu giJbi,' Türk dili imlasında da, noktalama işaretlerinin kullanılışı, belli kurallara bağlanmıştır. Ancak. bu kurallan . uygulamakta, tam bir başarmm • sağlandığım>söylemek çok güç. Çünkü günümüzde, bu işaretleri kul·
. 256
nokıta (.), iki nokta c~) (36), üç nokıta (. .. ),,sıra nokta( ..... ), ünlem (!), ·soru (?) ile biten bir· cümleyi izleyen söz· gruplarına başla'Iıken Hk harf büıyüık yaz:dır ı(37):
Ali Efendi başını· kaMırırken hem düşünüyor, heım _de solujiordu. K.ıııgınlığını yenernemiş olacaik ki, bir yandan da avaz avaz bağırıyordu : ·
- Kıör müydün be kaıdin ıBaıhçeye çocuklar girer de insooın haberi olmaz mı? Hele o çocukJan bir yakaııyayım. . . Dişlerini sökmek de neymiş, ... ' · . . .
2. Ve, veya, ya da, da, ki, ile, pağlama · edatları dışında, baş· lık durumunda bulunan yazı ve kitap adlarında yer· alan, her. kelimenin iİk harfi büyük yaz:ulır (38): Makaleler ve incelemeler, Di· van Edebiyatında Leyla ile Mecnun H~kayesi, ...
laruna ve öğreıimenin güç ya da gereksiz olduğuna inanan çevrelere dahi rastlanmaktadır!' · ·
Sözü musikileştiren nokıtalama işaretlerinin kullanılışı . ile ilgili göriişlerirnize, bu yazımızda yer verrnedik. Ancak bu arada A. KanveskJ.'nin, <<Noktalaına işaretlerinin Önemİ» başlıklı yazısından ·aldığ:ı:mız, aşağıdaki paragraflan da vereirneden edemecli!k : ·
<<Bir gün ipsan virgiilü kaybetti; o zaman zor cümlelerden ·korkar ol!du ve basit ifadeler kullaı'ımaıya başladı; cümleleri · bı:isitleşiİıce, düşünceleri de basitleşti. Sonra nida (ünleıri) iŞaretiili kaybetti; alçak
· bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne ' bir şeye k:ızıyor, ne bir şeye. seviniyordu. Hiçbir .şey onda .. en ufak bir heyecan uyandırmıyordu. .. · . · . . .· . . . ·
· Bir süre sonra soru işı;ıretini kaıybett{ ve soru · sormaz oldu; hiçbir şey onu ilgilendirmjyordu : Ne evı:-en, ne dünya, ne de kendi apart-manı urmİriıİıdaydı.- · · ·
Birkaç sene sonra, iki nokta üst üste İŞ,aretini kaybetti ve davranış nedenleriiii başkalarına açıklamaktan ~azgeçti. ·
Ömriinün somina doğru elinde yaımz tımalk :işareti ·'kalmıştı. Kendine özgü tek düşüncesi yoktu; yalnız başkalannın düşüncelerini
-tekrarlıyordu. Düşünmeyi·. ıınuttıı ve. böylece son noktaya erişti.
Noktalama .işaretlerine di!kkat ediniz» (A. Kanevski, Noklaına işaretlerinin Önemi, Bilim ve Tekı:ıik- Aylık Popüler Dergi-, TÜBİTAk yay. Ank. Ağustos 1975, 48-93, sy.)
(36) Cümle bitineden · · k:uİiamlan ila nokitadan sonra verilen örnelder, büyük hai:fle başlaınaz ..
(37) Soru(?) ve ünlem (!) işaretleri, cümle içerisine · sıkıştınlmış bir arasözden sonra 'kullanılmışsa, yı:ızıya küçük harlle devani edilir. .
(38) Bütün harfleri büyük olarak yazılıınş başlıklarda, sözkonusil bağlama edatlan ·da, büyük harflerle yazılır~ar.
257
3. Şiirde, mısraların başında yer alan her kelimenin ilk harfinin büyiiık harlle gösterilmesi, ileriden beri kullanılagelen bir biı;,:imdir:
Öyle bir musikiyi örten ölüm, Bir teselli bırakm.az insanda. Muhtemel görmüyor henüz gönlüım, Çok saatler geçıi.nce hicranda, DüşülÜr bir hayale, zev'ık alınır: Belki hala o besteler çalınır, Gemiler geçmiyen bir ummanda. ·
r .
(Y. Kemal, İtrl'den)
4. KiŞi, yer, lll1İllet, dil, din, kavim, kitap, hayvan (39) adları . büyük harfle başlar (40).
5. Kişi adıyle birlikte kullanılıp da, saygı ve ün van belirten _ adlar, büyük harlle yazılırlar (41).
6. Tırnak ve parantez içerisine alınmış, tam cümlelerin ilk harfleri büyük olaraık y~ılır (42). Sözgelimi, ·«Pencereden, akan insan selini seyrediyorduk» cümlesini sıik. sık tekrarliyordu. /Aynı imla ·özelliklerine, XII. yüzyılın· sonuna kadariki Anadolu metinleriİıde de tesadüf etmekteyiz (;Bu imla şeklıine ba!karak kelimeleri, değişik biçimlerde okuyanlar da o1rnuş.tıır.).
7. · Kısaltmalardan çoğu büyük harlle ba:şlar (43).
8. Bel1i bir tarihi ( 44) gösteren· gün ve ay adları, herzaman büyük harfle başlarlar (45).
(39) Özel olarak, hayvanıara takılınış olan adlar. ( 40) · Bkz. Özel Adların Y azılışı. (41) Bkz. Ünvan Adlarının Yazılışı.
( 42) Tırnak ve parantez içerisindeki tanı cüınlelerle ilgili noktalamalar. bu işaretlerili içine konur.
( 43) . Bkz. Kısaltnıalar.
(44) Cümle bir rakanıla · başlıyorsa, bundan sonra gelen kelimelerin ilk harfi küçük yazılır.
(45) Bkz. Tarih, Ay ve Gün Adlarının Yazılışı.
258
9.. Göfubilim ve cpğrafya ile ilgili konuların an1atırmında, di.lı:lya ile öteki gezegen adları, gün ve ay kelimeleri büyük harfle ya-zılır (46). · ·
10. Cümle içerisinde şırlısm yerini tutan zamiııler de, büyi.'i'k harfle başlarlar: Eğer yaraıtmaksa, O herşeye kadi:rıdir.
«DE (DA), İLE, Kİ» BAGLAMA EDATLARININ YAZILIŞI
1. «De» bağ·laina edatı çok defa, hal eklerinden ,«-de» ekiyle karıştırılır ve kelıimeyle bitişik yazılır. Ha1bulk:i ayrı _bir· kelime olan, «dahi» aıılammdaıki «de»'nin ayrı yazılması gerekir: Kalemirm de kayboldu, defterirm de ... , çakmak da var, kibrit de (47), ...
2. Ayrı yazıldığında asılını · koruyan, <die» bağlama edatının, birçok durumlaı~da ek gibi kullamldığı görülür :
a) Ünsüz ile biten kelimelere ek gibi getirilen, «ile» bağlama edatının, başmdaki «İ-» üıılüsüriü kayibederek kelimeyle bitiştiği ve ekler gibi ünlü uyumun.a bağlandığı görülür : odunla, ateşle, ...
b) Ünlü ile biten kelimelere ek gibi getirilen, «İle>> bağlama edatının, başındaki «İ-» ünlüsünü kaybederek, «-y-» koruma ünsüzünü kazandığı ve kalııılık- incelik bakrmından sonuna eklendiği kelimenin, ünlü uyumuna katıldığı görülür: suyla (su•y-la), arabayla (araba-y-la) 1 üzüntüyle (üzüntü-y-le), şişeyle (şişe-y-le), ...
c) «İle» bağlama edatı, sonunda 3. şahıs iyeliık eki bulunan kelimelerle birleştiğinde, «-yle» biçimine dönüşür... Bu dururnda ·Y-· koruyucu ünsüzüııün inceitici e1ıltiısini gözönünde bulundurmak gerekir: atıyle at-ı-yle), babasıyle (-baıba4si""Yle), şişesiyle (şişesiJyle), ·gözüyle (göz~ü-yle), dolayısıyle (dolayı-sı:-yle), ...
3. Yazılışı, ilgi (aitlik) eki, «-kii>: ile kanştırılan, «ki» bağlıa
ma edatı, ayrı bir kelime olduğundan, daima ayn yazılır : diyor . ki, sen ki~ kaldı ki, nasıl ki, ne var ki, ...
Ancak esldden beri, «ki» bağlama edatının bazı keHmelerle birleşmiş biçimde kalıplaştığı görül·ür : sanki, halbuki, öyleıki;
(46) -Bkz. Güneş, Ay ve Gezegenlerin Yazılışı. ( 47) <<De» bağlama edati ayrı bir kelime olduğundan, önceki kelime ile
ünsüz benzeŞmesine uğramaz.
259
--------------------------·
mademki, belki, .... Bu kalıplaşmış keHınelerin .iımlası, aıynı durumda bırakılmalıdır. Çünkü sözilmnusu keliı:rnelerdeki «iki» bağlaıma edatı, öyles:i:rie kalıplaşma göstermiştir ki, artık bunu kelimelerin bir parçaSL sayımak gerekir. .
«Mİ» SORU EKİNİN Y AZILIŞI
Kalılıık-incelik · baikımmdan olduğu. gibi, düzlük-yuvadaıkhk bakımından d~, önceki kelimenin ünlüsüne uyan, «mİ». soru eki, herzaman kelimeden ayrı. yazılmal]dır: kaldı mı?,_ . hileli, mi?, sordu mu-?, gördü ·mü?, ... :
CEVH·ER (İ-) FİİLİNİN YAZILİŞI
Aytı yazıldığı zaman ünlü uyumuna .ıbağlanm.ayan · «İ-» cev:lıer fiilinin ekleşımiş şekli, Tfuikçede daha çok kullanılır. Ceıviher fiil ek . halillde kullanıldığında, eklendiği kelimenin, ünlü ve ünsüz uyumuna bağlandığı görül"!k : göİıfuıdüm (görür i elim), akurdum (okur idim), bakardım (bakar idim), bilir d im (bilir idi m), ...
UZATMA ( A ) iŞARETİNİN KULLANlLlŞI
Türıkçede uzun ünlill.erin buhını:nayışı ( 48), · çok defa bu işa·ret:in kiulJ.~asım· gereiksiz duruma getirmişse de,. buıgün i~n uzartma işaretinin bw:ı kelimelerde kUllanıh:İığı görülür.
Bu .işare& Konulduğu Yerler :
1) Y:azihşları aynı, anlamlan ayrı olan yaıbancı kökenli kelimelerin üzerine konur-: alem (bayraık)~aleı:n (rdüriya), hal (çarşı,
paz<l!I)-<hal (durum), ... sur (kail:e duvarı)~sftr (düğün, şenlik), ...
2) İnce ·söylenen l'lerıden sonra ıgelen kalın ün1üler uzun okun-duklarında, uzı.;ui okunan kaılın ünlülerin üzerine konur (49): im-la, islfuı:n; Haluk, mağlubtyet, . .". ·
( 48) Türkçe kelimelerin bir kısmında, ses tonuyl:3. ilgili olarak görülen uzun ünlüler, a:ğız özelliğinden başka birşey değildir: Ahmet Ağa > Ahmedaa > Ahm:eda. · ·
( 49) Bugün için işlekliğiİıi yttirmeyen, az sayıda kalıplaşmış yabancı kökenli kelime dışında; k,:g,ı ünsüzlerinden sonra gelen ·ıcalın (a,u) ünlülerinin üzerine, uzafuıa işaretıi konuh;nası işaret çokluğundan , başka birşey değildir : nikah, ifade; hükümet, ...
260
3) Yal?aıı.cı adlardan sı:faıt yapmaık için, kelimenin sonuna getirilen nisbet i' sinin üzerine de, bu işaret ko nı ur (SO). milli, _adli, islaın;ıi, ...
Anca!k, Batl!dan alınmış kelimelerdeki ince «1» yi belirtmek için, b1..1, harften sonra gelen «a» se.Si üzerine uzatma işaretinin konulamayacağını he:rp_en belirtmekte yarar var .. Çünkü bu· çeşit kelimelerdeki ~<a», asıllannda da kl!sa ve işaretsiz ~lan bir sestir:
"lastik, plan, flam.a,... · ·
Uzatıma işaretini doğru· olarak kUllanmak; Arap alfebesiyle kelimelerin yazılış biçimlerini iyice bilmeıyi gerektirdiğinden, brugiliı
için ktıllanımı oldukça güÇleşmiştir. Bu baıkrmdaiı, uzuiı hecesi olan çoğu yabancı keliİn~lerin yerlerıine Tür.kçe karşılıklarını kulIanmaik, daha yerinde olur duşüncesindeyiz.
KESME (') iŞARETİNİN KULLANlLlŞI
Türıkçe kelime bünyesinde ·ıbulunımayan bu işaret, genellikle ekleri ayırımada kullanılır (51). Ancalk, bazen ses hadisesine uğramış kelimelerde de kullanıldığı olur.
Bu -İşaretin Konulduğu Yerler :
1) Özel. ad ( 52), sayı ve kısalrtıb:ıalarıdan sonra gelen ekieri aYırmak için, bu işaret k,onrur: tstanbul'a; Kezban'ın; 1453'den, 10 cm'den; TRT'de, PTT'ye,... .
Ayrıca,_ yaıbancı kişi ve yer adlan da, imlaıda yazıldığı gibi korunduklannda, sonlflillla getirilen elclerden, bu işaretle ayrılırlar : Pthilippe'in, Tours' da, ...
(50) Bu eki (-i) alan keliı:rnelere Türkçe ekler getirildiğinde; keliriıenin
yalın hillindeki_ uzatma işareti kaldınlmalıdır: millileştirilmiş, medenileşmek,... Çünkü, Türkçe ek alan bu çeşit yabancı kel;i,melere, «Tfuıkçeleşmiş Kelime» gözüyle bakılmaktadır.
(51) «Ayın» ve «hemie» gibi Türkçede bulunmayan yabancı seslerin jrerine önceleri bu işaret kullanılırdı. ~cak, daha sonralan, bünyelerinde bu yabancı sesleri -bulunduran kelinielerde, kesme işaretinin gösterilmesi işlekliğini yitirmiştir:. neşe (neş'e), sanat (san'at) ,---
-(52) Özel adiara getirilen diğer ekierin yazılışı için bkz., «Özel Aciların Yazılışı».
26J
ı
1 j 1
1
. Bu arada dil, din (mezhep; tarikat), kuruıiı, gazete ve dergi adiarına getirilen ekleri kesme işaretiyle aynımaya hiç de gereık oLmadığını hemeri belirtelim: Türkçede,· İslfuniyetin (Ortodoksluk, Mevleviliğe), Türk Dil Kurumun u, Tercüman· Gazetesinin, Türk · Dili Dergisinde, ...
2) Bir· harf ya da eki· belirıtmek amacıyle sona ilave edilen ekieri de ayırn1ak için, kesme_ işareti kullanılır : A'İıın, -k'sız, ...
3) Ses düşrrriesi hadisesine. uğramış· kelimelerde, düşen sesi belirtmek için, bu işaret konur: N'olur, m'ola, ...
ESER VE Y AZILARlN .BİBLİYOGRAFY A. İÇERİSİNDEKİ YAZILIŞLARI
Bugüp en çok kanşıklıık gösteren konulardan biri de, hiç· kuşkusuz, biıbliyografyaların yazım biçiİnleridir. Çoğu zaman şahsi tutumlann ağır basması, bu konuda bir birliğin sağlanmasını güçleştirmiştir. Allcak biz bibliyografyaların yazılış biçimlerinden ( 5.3) çok, bunlar içerisinde yer alan kaynak eser ve ·yazıların ne şekilde
. yaz1lmalan gerektiği üzerinde _ durın;ıak istiyoruz.
İnceleme ve araştıruna rriahsulü eser ve yazıların sonunda, 6 konu ile ilgili yayınların yazılış biçinileri şöyle olmalıdır : YAZAR+
BAŞLIK+ YAYIN BİLGİLERİ (54).
Yazar:
Önce yazarın. soyadı, arkasından adı ya da adları yazılır. Meslek ünvanının belirtilmediği yazar ı;ı.-dının gösterilişinde, soyadı ile
(53) Bib1iyografyanın yazılışı için bkz.,· ZÜLFiKAR· Hamza, Yüksek Öğretimde Türkçe Yazım ve Anlatıin, İlkyaz Basımevi, Ank. 1977, 255 sy.
(54) Yazma eserlerin bib1iyografya içerisindeki :yazılışları, basma eserlerin yazılış biçimleriİıden, az da olsa ayrıcalık gösterir. Bir defa yazma eserlerde, yazanın soyadı ·oımayacağına göre, ad takımı herhangi bir değişikliğe uğratılmadan yazılmalıdır. Ayrıca yazma eserlerde yayın bilgileri yerine, eserin tanımını kolaylaştıran özelliider belirtilmelidir. Yazma eserlerin bibliyografya içerisindeki yazılış biçimi, genellikle :
262
«YAZAR (müellif) + BAŞLJK + · TANITICI Bİ):..GİLER (Eserin bulunduğu kiitüphane ve Bölümü, Kayıt Numarası, Yaprak Sayısı) ıı
. '
adlar araslıila vi.ı;gül konur. Çok defa soyadları ile tanınan yazar ve araştıririacıların soyadlarının büyüık harflerle yazılması hemen her ülkede yaygın bir biçim aİmıştır.' Bu baıhmdan eser ve yazı salıiplerinin ad ve soyadları : ARAT, Reşit Rahmeti,... . OLCA Y Selahattin,.:. biçiminde yazılınalıdır.
Eserin yazarı birden fazla ise, yazar adları eser üzerindeıki sıraya göre yukandaki kurala uygun olarak yazılır : PBKOLCA Y ·Neda, ERA YDIN Selçuk, ...
Eğer eser ya da yazı, bir kurum tarafından hazırlanmışsa, yazar adi yerine kurumun cı.dı ya da kısaltınası yazılır : TDK, TTK, ...
Başlık:
Eserin ya da yazının adı olan başlıkta, bağlaıma edatları (ve, veya, ya da, da, ile) dışında kalan her kelimenin. ilk harfi büyük yazılır (55): ... , Bski Ti.irk Şiiri, ... ; ... , Türkçede Bklerin Kullanıiış
1 Şekilleri ve Ek· Kalıplaşması Olayları, ...
Yayın Bilgileri:
Kitaplar için veril~n yayın bilgileri ile dergi, ansilklopedi ve gazetelerde yer alan yazılar için verilen yayın bilgileri, az da olsa ayrılik gösterirler. Bunların yazılışlan:
1) Kitaplar İçin: Yazar + başlık + kaçıncı basım olduğu + basıldığı kurum + basım serisi + basımevi + basıldığı yer ve tadhi + sayfa sayısı, sıralamasına uyuLmalıd~r.
ARAT, Reşit Rahmeti, Eski Türk Şiiri, TTK (56) yay., VII. Seri No: 45, TTK Basımevi, Ank 1965, XXII + 506 syr
sıralamasına uygıin olarak yapılır : · Muhlbbi (KanUni Sultan Süleyman), Divan-ı Mulıibbi, Topkapı
Sarayı Ktb., Razıine Böl., Nu: 1132, 120 yp. Kutbuddin b. Mulıammde İz1Irki, Mukaddime-i Kutbuddin, Süley
maniye Ktb., Ayasofya Böl. O. 1171, 189 yp.
(55) Bkz. Büyük Harflerin Yazılışı. (56) Yayın bilgileri verilirken, genellikl~ kısaltmalara başwrulur. Bu ko
nuda bkz. Kısaltınaların Yazılışı.
263
·· PBKOLCAY Necla; ERAY!DIN Selçuk, İslami 'I:ürık Edebiyartı, _3. baskı, C. I, Edebi Eserler Serisi 5,- İrfan yay., İst. 1976, XV + 384 sy.·
2) Dergiler İçin : Yazar + başlık + der.gkıin adı . + aylık ya da Yıllık oluşu + yayınlayan. kurum + cilt + sayı + basıldığı yer ve·tarih + sayfa, sıralamasına uyulmahdrr.
ELÇİN Şükıiü, Şallıiıiıoğlu ve Bilinmeyen Şiirleri, Türk Kültüı~ü, TKA:E yq.y., C. X, s. 120, Ank. 1972, 1251-1259. sy. .
. . 3) A.İısiklopediler ·İçin : Yazar . + başlık + , ans:iklopedinin adı
+ kaçıncı basım olduğu + yayınlayan kurum + cilt + sayı (fasikül) + bas!ldığı yer ve tarillı + sayfa, sıralarmasına uyulmalıdır. . . .
! SİYAVUŞGİL, Sabri Esat, Aıhmet Rasiırn, İslam Ansikl., 4. bas-1 kı, 1\1-BB yay., C.J, s. 3, İst. 1970, 200-202 sy. 1
: '4) · Gateteler İçm : Yazar + .başlık + gazetenin adı + yazının yer aldığı kısım·+ tarih; srralamasma uyulmalıdır.
KA:BAKLI Ahmet, Reşit. Rahmeti Bey, Tercüman Gazetesi (Gün Işığında köşesi), 3.12.1964.
Yabancı eLille yazılmış eser ya da yazıların verilişiride, çok aynlik ·yaktur. Yalnız eser ya da yazıyı tercüme eden kişinin, asıl yazarın adından sonra 'parantez içerisinde gösterilmesi:. alışilagelen bir biçim almıştır.
' DİPNOTLARIN YAZILIŞI
Bir yazının hazırlanmasında yararLanılan kaynak eserleri göstermek, ya da kop.u ile ilgili açıklamalarda bUlunmak için, sayfa altında verilen notlara «d1pnotu» adr verıi.J.mektedir. Tanrmın:dan da anlaşılacağı gibi, dipnotların verilımesinde asıl, amaç, konuya aç:ıJd:ıık getirmek için başvıurulması g~reken kaynak eserlerin belir- · tilırnesi yı:ı, ·da. ·cı.lmtı. yerleriı:iin . gösrterilmesidlı:'.
Dipnotların gösterilıi.ş ve yazılışları, ileriden beri kullanılagelen biçiı:n!dedir. Yani; yazı içerisinde konuya açrklık getirir düşüncesiyle, beliııti.lı:nesinde yarar. görülen eseiin fuerj.ne işaret yerine
·geçen bir rakGill:!- konur. Bu rakamın karşılığı olan .bilgi de, sayfanın altına yazılır. Ancak aynı sayfa:. içerisindeki rakamlann verili-
264
şinde, sıralama yapılma.Sı .gereği haıtırdan uzak . tutulmamahdır. Aryrıca aym eseri iıki ya da daha fazla belirtmelk gerekirse, dipnotunda «a.e.», «a.g.e.» k1sa1tmalanndan biri kullanılır.
Dipnotlında gösterilecek k~ynaJklann (ıkitap,. dergi, ansildopedi, gazete, ... ) yazılışında, .. bibliy.ografyalaİTiı.· gösterilişindeıki ku.i"allar uygulanır :
<< ••••••••••••
Talat Tekin, Ana Türkçedeki asli uzun ünlüleri ( 1) ele alan bugünkü ldıtabında, sorunu dünden bUJgüne c}:eğil, bugünden düne olarak ele alm1ştır. / . .
o o o o o o o o o o o o»
(1) TıEıK!İ:N T~lat, Ana Türkçed~ Asli Uzun Ünlüler; Hacettepe · Ünv. yay., Bl5, .Aınk. 19'7.5, V + 278 sy'--Sayfa içinde geçen ·herhangi bir· düşilince ile ilgili açıklamalar
da aşağidaki şekilde gösterilerek yazılırlar : {(o o o o o o o o o o o o •
Her çeşit tedavi, çooı.iğuillı karşı olan şefkat, onun ilerlemesinj temin etmek gibi, çoluık çocuık hayatıinn istikıbalini düşünmek,
yani Bı,ıdizmde olmayan nesil yetiştirme konusunda da ele alınışı, İslfuniıyeti ibelirtmeıktedir (2).
o o o o o o o o o o o o»
(2) Çocu:ksuzluğp hor gören halk felsefesi «çocuğu olamn bir dünyası kara, olmayanın iki dünıyası kara.» giibi masallara geçen sözler de, aile hayatını benimsemeyen Buc:liıime karşı bir mücadele ile başlamış, hayat •ta:raftarlığım öğmekten ileri · gelınlş olsa gerek; ·
KISALTMALARIN YAZILIŞI
Varlık kavram ve durnınlan karşılayan kelirnelerle, aynı değerlendirmeye konulan kısal'tırialara; bir duruni veya kavram için kullanılan uzun ifadelerin, belli kurallara göre şeınbolleşmiş .bi-çimleridir, diyebiliriz. · · · ·
Çok defa, Türk &linin· karakterine uzun kelimelerin kullanıl· · masının uygun olmaması,. kısaltırnaların yapılrnaısına asıl sebep ola-
265
rak gösterilirse de; bunun yanında, diğer bazı özellikleri de gözönünde bulundurmak gereıkir. Mesela, çoğu meselelerin' milletlerarası bir değer kazandığı.. günümüzde, bazı yabancı ifadeleri bütü· niiyle anlatmanın güçlüğü kendiliğinden' ortaya çıkınca, 'bunları kısaltına yoluna gidilmiştir. Hele bugün için, ihtiyaçlar karşısında . meydana getirilen uzun terim ve kelimeler öylesine çok ki, bunları öylece hatırda tutmak. da oldukça güç. Bu bakımdan bunları da kısaltılmış biçimleriyle beniruserne ·yolu tutulmuştur.
Belli kuralla~ dışında, henkesin gönlünce ve isteğince kısaltmaların · yapılamayacağı gerçeği ortada iken; hergün b:ir baŞka . biçimde oİuşturulmuş kısaltırnalara rastlamak mürrnıkün. Öyle ki, yazışmalardan çoğu bugün için, artık matemaıtik işlemleri gibi sembollerle ifade edilir (!) bir hal almıştır. Belirlediğimiz bsaltma biçimlerinin. çokluğu. da, bu karmaşıklığın alabildiğince yay.gınlaştığı gerçeğini ortaya koymaktadır. Belirlediğimiz kısaltına biçim-leri : - ·
1) · . Uzun bir ifadede, her keHmenin ilk harfi alınmak suretiyle yapılan kısaİtmalar: PTT (Posta, Te1graf, Telefon -Teşkilatı~), . TRT (Türk Radyo ve Televizyonu Kurumu), PK (Posta Kutusu), ...
2) · Söyleyişi güç; uzun yabancı keHımelerin i1k harflerinin alınması sonucu yapılan kısaltınalar: NATO (North Atlantic Treacy Orıganization), BCG (Bacillus Calİrıeıtte Guerin), FİFA (Federation Internationale de Football Assaciation) , ...
.3) Bazı kuruluş adlarının hatırda kolayca t'll;tulabilmesi icin yapılan lasaltmalar: İETT (İstanbul, Elekıtrik, Tünel, Tranvay İşletmeleri), TÜB-İTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknik. Araştırma Kurumu), YAY-KUR (Yaygın Öğretiını Kurumu), ...
4) .. Uzun bir kelimenin Hk hecesi alınmak suretiyle yapılan kısal tm~lar : cad. ( cadde, caddesi), ma:h. (mahalle, mahallesi), gön. (gönderen),... .
5) Uzun bir .keHmenin ilk üç harfinin alınmasıyle yapılan bsaitmalar (57) : İng. (ingilizce), İst. (İstanbul), İmp. (irı:nparator, imparatorluk, imparatorluğu), ...
6) Bir kelimenin ilk, .orta ve son harflerinin alınmasıyle yapılan kısaltınalar: çvş. (çavuş), krş. (kuruş), yzb .. (yüzbaşı),·.' ..
(57) Genellikle, alınan ilk üç harf bir ünlü, iki iinsiizden ibarettir.
266
7) Çok kullanılan bazı kelimelerin ilk ve orta harflerinin almması;yle· yapılan kısaltınalar:. yd. (yedek), sb. (subay), kg. (kilogram),... .
8) Kısaltılması istenilen kelimenin· ilk v~ son harflerinin bir araya getirilri:ıesiyle yapılan kısalrtı:nalar: Bn. (Bayan), Dz. (Deniz), Sri. (Sayın), ...
~- 9) İşleme çabukluk ve kolaylık getirmesi için, yapılan kl:saltmalar: V. (Vekil), Y. (Yerin~), C. Sav. (Cumil:ıuriyet Savcısı, Savcılığı), ...
10) Uzun bir ifadede her kelimenin, ilk hecesini almak suretiyle yapılan· kısaltınalar: Pet-Kim (Petro-Kimya), Yi-ma: (Yiyecek maddeleri), ...
· ll) Birleşik kelimelerden bazılarınin kısaltılması, ilk kelimenin butünü ile ikinci kelimenin ilk harfinin. alınması biçiminde oluşturulur: di1b. (dilbilgisi), ata.S. (atasözü), Kong. (Korgeneral), ...
12) Çift ünsüzle başlayan kimi kelimelerin ilk iki harfinin alınmasıyle yapılan kısaltınalar ~ Fr. (Fraı'ısızca), Gr. (Gram), ...
13) Hemen çoik kimse tarafından tanınıp bilinen bir şahsın, soyadı ya da ikinci adı belirtilmek sureıti)rle, adında yapılan kısaltmalar (58) : N. Kemal (Narrnık Kemal), C. Sıtkı Tarancı (Cail:ıit Sıtkı Tarancı), /'l.. Caferoğlu (Ahmet Caferoğlu) , ...
14) Bir ifade içerisinde yazılması uygun görülmeyen heı:ihangi. bir kelimenin ilk harfi alınarak, diğer haııflerin yerine noktı;ı. işaretinin konulması suretiyle yapılan kı:sa1tmal~r : Siz o k.... tamrr:iazsınız!, Bu durumda E ... .'nin de ifadesine başvmulacak!, ...
15) Yukarıda· sayılan kı.saltma biçimleri dışında kalan, özel olarak ·kurulımuş kısaltınalar: SRF (Setvet-i Fünun), Müzs. (Müzisyen), Bağın. (Bağımsız), O. (Okul), ...
(60) 'Kısaltılması genellikle b.iliıien ve tanınan şams adlannın, soyadı belirti1mek suretiyle. gösterilmesi de,. oldukça yaygındır : M. Ali Soylu (Mehmet Ali Soylu), H. Hüseyin Korkmaz (Hasan Hüseyin Korkmaz;), İ. Ethem Çatık (İbrahim Ethem Çatık), Y~ Ziya Artukoğlu (Yusuf Ziya, Artukoğlu) , ...
_ Bunlar da!ha çok, bazı eserleriı:ı içerisinde rastlanan, şahıslarır kendilerine göre yaptıklan kısaltırnalardır. Genellikle, yapılan· bu Ö?el kısaltınalar için, eserin (mıakale ya da yazıların) baş veya son kısmında bir ·IiSıte sunulur.
~slında. kısaltmalar, belli kurallara göre yapılırken, kısaltılan Ş,ey;in aslının ve kısaltılhıış şeklinin herkesçe bilinmesi ve kullani· lır olması gerekir. Halbuki bugün. ·ıcarşılaştığrmiz çoğu kısaltma~ larda bu durumu görrrie[c oldukça güç. Hem bazı.kısaltmalara birden çok anlam verildiği de olmaktaıdır (59). Bu bakıımdaın -özelİikle- tanınırnamış kısaltmaları lııllanırnaktan mutlak .sakınmahdır. Hele dilimizi_ anlaşılmaz serrılbollerle doldurmaının da, yarardan çok zarar getireceği açıkken, bazı yer ve şahıs adlarıni,. şahsi zor
.lamalarla .kısa:ltrriaya kalkmak, hiç de doğrıu olma:sa gerek. Bu bakı:rnd;m kalıplaşarak kullanıma alanına ye!ileşn;iiş olan kısaltınalar dışmda kalanları; yuikıandaki sıralamada gösterilen 1., 2. -ve 3. k:ı:saltma biçimleri ile ku:rmaik daha yerinde olur.
Kısaltmalar.da kullanılan nokta· (.), · önüne geldiği harfteri son-. raki harflerin yerini tutar. Yani her nokıta, bir kelimeye_· karşılık
tutulur. Bu bakımdan nokta için en kiiçük kısaltmadır, diyebiliriz: Ancak, son zamanlarda çok kelimeli kuruluş adlarİnın, hatta çoğu cins adlarının ilık harflerini veya ilk hecelerini ndkıtıasız yan yana
. getirerek kısaltınalar yapmak yaygın bir ha.I -almıştır. İşleklik · ka: zanan (TRT, PTT, ... ) kısaLtınalarda noktaların kaldırılmış ôlması, be~ki hoşgörüyle karşılanaıbiÜr. Ama, az· kullamlan ·kısaltmalarda, önüne geldiği harften · sonniki harflerin yerini tutan noktanın kul-lamlması gerekir. ·
GÜNÜMüZDE KULLANILAN ıBAZI KISALTMALAR :
A. AA (60) a.b. (61)
ABD
Abi.
(Alay) (Anadolu Ajansı)
(AYnı Baskı)
(Arpenka Birleşik Devletleri, bkz. USA) (Ablatif -dilbilg:isi terim~-)
(59) s .. sa:hife, sayı, sonra; F .... Fransızca, fiaıt, fiil,.:. (60) İşle>kliık kazanmış çoğu kısaltma:Iarda. nokta (.) kullanılrı:iaz. (61) Kimi kisaltınaların küçük harflerle gösterilmesi, . alışılagelen · bir
durumdur.
268
Acs·. AC'ı.r.
a.e ..
AET
a.g.e.
Ağs.
AğuS'.
A.tT~İ.A.
Akk.
Al b.
Alnı.
Ank.
Ansk. Ansikil.
Ant.
AO
AOÇ
A. Ort
AP
Ap. Apt.
A.r.
A.rk.
Arn.
'As.
As b. As. iz. Ass.
Astr.
AŞ
Atas.
Atğriı.
ATO
A.Ü.
a.y.
B. BAC
BağııL
Bank.
(Aiıadolu Cam Sanayii)
(Adres)
(Aynı Eser) (Avrupa Ekonomik Topluluğu, -Europen Econornic Cornmunity) ·
(Adı Geçen Eser) (Ağustos, bkz. Ağus.)
(Ağustos, bkz. Ağs.) (Ankara İktisadi. Ticari İlimler Akademisi)
(Akkuzatif -dilbilgisıi terimi-)
(Albay)
(Almanca)
(Allkara)
(Ans.iklopedi, bkz. Ansikl.)
(Ansiklopedi, bkz. Ansk.)
(Antlaşma)
(Anonim Ortaklık, Ortaklığı, bkz .. A. Ort.)
(Atatürk Orman Çililiği)
(Anonim Ortaklık, bkz: AO.)
• (Amerika Haber Ajansı- Associated Press) .
(Apartman, bkz. Apt.)
(Apartrnan, bkz. Ap.)
:.(Arapça)
(Arkeoloji)
(Arnavutça)
(Asker; Askeri)
(Assubay)
(Askeri İnzibat)
(Asistan)
(Aslronomıi)
(Anonim Şirke~)
(Atasözii)
(Asteğmen) ·
CADkara Ticaret Odası) (Ankara Üniversitesi, Atatiiı:ık Üniversitesi)
(Aynı Yerde)
(Batı, Boy, Birlik) (Birleşik Arap Cuırılıuriyeti)
(Bağımsız) (Banka, Banlçası)
269
BBC
BCG Bçvş.·
Bd. Eğt. (62) B. Elçi Bibl. Bibl. Nat ..
Biy. B k.
Bkz. . Bl. Blş.·
BM ·Bn;
Bnb. B,ot. Böl. BP Erit. Mus. Bs .. BŞK
Bşk.
Bş. Öğ.
Bş. tbp. Bul. BTG c. Cad. CENT O
Cerr. CIA
cm. Cmlı. Bşk.
Coğr.
(İngiliz Radyo TelevJzyon Kurumu" Br:itish :& road-casring Corporation) .
(Verem Aşısı - Bacillus Calmette Guerin)
(BaşçavuŞ)
( Bedeneği timi) (Büyük Elçi) (Bibliyografya, Bih1iotheque) (Fransız Milli Kütüphanesi- B1bliotheque Nationale)
(Biyoloji) (Bakınız, bk. bkz.) (Bakınız, bkz. bk.) (Bölük)_
(Bileşik -dıilbilgisi terimi-) (Birleşmiş Milletler) (Bayan)·
(Binbaşı)
(Botanik)
(Bölge, Bölüm) (İngiliz Petrol Şirketi- British Petrol) (Britanya Mi.izesi- British Museum) (Basın)
(Başkomutan)
(Başkan, Başkanlık, 'Başkanlığı)
(Başöğretmen)
(Baştabip)
(Bulgarca, . Bul,;ar, Bul van) (Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü)
·(Cilt, Cumhuriyet -bkz: Cumh:-) (Cad de, Caddesi) (Merkezi Antlaşma Örgütü- Central Treaty Organization) (CerraJ:ıi -tıp terimi-)
(Merkezi Haberalma Örgi,itü- Central Inti:üligence Agency) (Santimetre, bkz. sm.) (CumhurbaşKanı, Cumhurbaşkanlığı)
(Coğrafya)
(62) Sonradan birleşik kelime olarak kullanılan ,kimi adiann kısaltılmalan, önceden olduğu. biçimde kullanılagelmektedıir.
~70
C. Sav. Cuınh.
ez. · ÇEK Çev.
ÇİMSA
ÇS
Çv~.
D .. ' d. dam.
DÇM
DEFM
Deri.
DESİYAB
Devi. ·ney.
DGM
DHA
DHı\1İ
Dİ
dilb. Dip I. DİSK
dl.
DM
dm. DMMA
DMO
Doç. DPT
Dr. Drslı.
DSİ
DTCF
DÜÇ
Dz. Ataş. Dz. H.O. Dz. Kuv. K. EBK
(Cumhuriyet Savcısı, -Savcılığı) -(Cumhuriyet, bkz. Ç.)
(Ceza) (Çocuk Esirgeme Kuiumu) (Çeviren, çeviri) . (Çimento Sanayü ve Ticaret Anonim Şirketi)
(Çimento Sanayü)
(Çavuş)
(Dergi: Doğı.:ı)
(Dakika, Doğum) (Dekaınetre)
(Döv_ize Çevrilebilir Mevduat) (Darü'I-Fünun Edebtyat Fak:ill~esi Mecmuası)
(Derleme) (Devlet Sanayii ve İşçi Yatırım Bankası)
(Devlet) (Deyim) (Devlet ·Güvenlik. Malıkemeleri)
_ (Dış Haberler Ajansı) (Devlet Hava Meydanları . İşletmesi) (Diyanet İşleı:d}
(Dilbilgisi) (Diploma) (Devrimci İşçi Sendikalan Konfederasyonu) ( Desili tre) (Alman Markı· Deutsclıe Mark) (Desimetre)
· (Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi) (Devlet Malzeme Ofisi) {Doçent) (Devlet Planlama Teşkilatı)
(Doktor) (Derslıane)
(Devlet Su İşleri) . (Dil ve Tarih- Coğrafya Fakilltesi) -(Devlet Üretmr:: Çiftliği)
(Deniz Ataşesi) (ıDeniz Harp Okulu}
(:Deniz· Kuvvetleri Komutanı, Komutanlığı)
(Et ve Balık Kurumu)
271
EBU
E ez. Ed. Ed. Fak. EFM EGO Eğt.
EKG
Em. Enst.
EOKA
E rm. ES ESO
Eı>t.
F. f.
Fak.
FAO
Far. ·Fels.
F.F. Fık.
FİFA
Fiz.
Fizy. FKB FKÖ Folk. Foto Fr~ ·
G. Gen.
Gen. Md. Geo. Gn. Gn. Kur.
272
.. . . ' .
:
. (Avrupa Yayın Birliği- European Broudcasting ·union)
(Eczane, Eczacı) (Edebiyat) (Edebiyat Fakültesi) (Edebiyat Fakültesi Mecmuası) (Elektrik .Gaz Otobüs İşletmeleri)
(Eğitim)
(ElektrokarçJ..iyografi) (Emniyet) (~nstitü, Enstitüsü)
(Kıbns'ta Rum Çete Örgüili- Ethnike Organosis Kypriotikes Apeleutheroseos) CErmenice) (Emekli Sandığı} (Elektrik· Su Otobüs İŞletmeleri) (Estetik) (Fiat, Fill, Fransa) (Fas1kül) (Fakülte)
(Birleşmiş Milletler Gıda ve Tanm Örgütü-Food and Agriculture Organıization) (Farsça) ,
(Felse~e)
(Faıktör· Fiatlan) . (Fıkıh, Fıkra)
(Uluslararası Futbol Federasyonu-.Federation Internationale de Football Association) .(Fizik)
(Fizyonomi) (Fim Kimya Biyoloji)
(Fıilistin Kurtuluş Örıgütü) (Folklor)
. (Fotoğİ-af, Fotoğrafçı) (Fransızca)
(Güney) (General) ·
(Genel Müdür, . Müdürlük, Müdürlüğü) (Geometri) (Genel)· (Genel . Kurımay)
Gön:
Gr. Gram. Gr k. GSMH Güv. Kuv.· H. HA
Haz. H ek. Hiz.
HO HP Hrk.
.Hst. Hs. Uz.
Huk. Hv. Hz. ICAO
lA O
İLO
IMF
IRO
i. iA İbr.
İETT
iF i GS İHF
İkt.
İlm. İmp.
iiı.A. ·İng.
. .. (G()nderen) (Grp.ıın) · (Gramer) :
(Grekçe) ( Gaıyrıi Safi Milli Hasıla)
( Güveiı1İ'k: Kuvvetleri) (Hi eri) (Ha!ber Ajansı, Harp Akademisi) (Hazırlayan, Haman) (Hekim) (Hizmet, Hizm_etli, bm. Hz.)
(Harp Okulu). (Bey~ . Gücü- Horse Power) (Harekat)
• · ·(Hastane)
':
(Hesap Uzmanı) (Hukuk)
· (Hava) · (Hazret, Hazretlerıi, Hizmet, bkz. Hiz.)
(Uluslararası Sivil Havacılık Öı:ıgütü- International Civil Arv.iation Organization) (Uluslararası İşçi Örgütü- International Arbeits Organization} ·
(Uluslararası Çalışma Örg;ütü- Internatioiıal Labor Organization) (Uluslararası Para Fonu- Interpational Moneta:ry Rund)
(Uluslararası Mülteci örgtitü- International Refugee Organization) • (İsim)
(İslam Aııs:hldopedis~)
(İbranice)
(İstaı::i:bul Elektrik Tünel Tramıvaıy İşletmesi)
(İlahlyat Fakültesi) (İstanbul G1yjm Sanayii) (İstanbul Hukuk Fa:kült~) (İktisat)
(İlimler)
(İmparator, imparatorluk) (İnönü Ansiklopedisıi) (İngilizce)
273
--iö
. Irt.
is isi.
İslv.
İsp.
İst.
İsth.
iş1.
! İta~. İTİA
İTO
trü iü J. 'JGK
K. KBB
·Kd. Kg.
Kh.
KHP Kıyf.
Kim. KİT
KKK K. Ko m~ KLM Km. Koli. Kom. · Komd. Kom.Mv. Komp.
Koms. Ko m. Şrt.
Konf. Kons. KOOP. Kor.
274
. .
...
. ..
. ..
(İsa'dan • Önce) .(İrtibat)
(İsa'dan Sonra)
(İslam,- İslami)
(lslavca) · (ispanyolca) (İstanbul) ·
·(istihbarat) (İşletme)·
(İtalyanca)
(İktisadi Ticari İlimler Akademisi) (İstanbul Ticaret Odası) (İstanbUl Tekİıik Üniversitesi) (İstanbul Üni,versitesi)
·(Jandarma)
(Jandarma Genel Komutanı, Komutanlığı) . (Kurum, bkz. Kur., Kuzey) . (Kulak B'urun Bciğaz)
(Kıdem, Kıdemli) ·
(Kilogram) ' · (Karargfih)
··. (Keban Holding ve Ortaklan Plastik Anonim Şirketi) (Kıyafet)
(Kimya)·
(Kamu İktisadi Teşelcldilleri) . . . .
(Kara Kuvvetleri Komutaiıı, . ~omutanlığı) (Kuvvet Komutanı, K;omutanlığı).
(Kamusu'l-Alam) . (Kilometre)
(Kollektif) (Komutan) (Kom~do-Askeri Terim-) (Komiser Muavini)· (Kompozisyon) (Komisyon)
.(Komandit· Şirket).' .. (Koi.:ıferans)
(Konsolos, Konsoiosluk) (Kooperatif)
(Kolordu)
Ko ra.
Korg . . KÖY-KOOP
Krş.
Kt.
KTFD K tp; ,KTÜ
K'fYÖO Kur.
KÜMAŞ
KW Lat; Leng
. Lt.
LTD, Ltd. ·Lv.
M.
-m. Ma d. Malı.
.·_Man. Mat.
MBK
Md.
md.
MEB Mec. Med.
MESS
M_et.
MET
M ey. MEYAK.·
Mf .. MGK
Mim.
MİSK MiT
(Koramiral) (Korgeneral) (Köy Kooperatifleri Birliği)
(Karşılaşti:İın:ız, Kınuş) (Kitap)·
(Kıbns Türk Federe· Devleti) (Kitaplık, Kütüphane)
. (Karadeniz Teknikc ~üı:i.iver~itesi) (Kız _Tekı:)jk _ Yüksek · Qğretrnen Okulu) (Kuiniay, Kurinn bkZ; K)
- (~ütahya Manyezit İşletmeleri Anonim_· Şirketi) ( Kilova i) (Latlıice)
(Lengüistik) (Litre)
(Lirnitet)
(Levazırn)
(Miladl) ·
(Metre)
(Madde bkz .. md.)
{Mahalle, Mahallesi) (Mantık)
(Matematıi:k)
(Milli Birlik I):omitesi)
(Müdür)
(Madde, bkz. Mad.)
(Milli Eiitlın Bakanlığı) (Mecmua)._.
(Mede!l!i.y?t) (Medeni Eşya Sanayicileri Sendikası)
(Meteoroloji)
(Milli · Emniyet Teşkilatı)
(Meydan, Meydanı)
(Meqıur. Yardımlaşma_ Kiır,uinu) .. ·
· (~üfettiş) (Milli. Güvenlik Kurulu)
(Mimar)
(Mnliyetçi İşçi Sendikalan Konfederasyonu) (Milli İstihbari:ıt Teşkilatı)
275
. mit. MKE MM mm. MÖ Mr şi. MS MSB msi. MTA M tb.
MTM Mu. Muh. Müh. Müzs. Mv. NATO
No. Nö.·
Nöb. Nu. Nüf. N ük. Nüs.
ODTÜ OECD
OEEC
O kk.
O ky.
oieyis ·
Onb. op·
OPEC
Opr. Ord Org.
276
. :
·• .
(Mitoloji) · (Maki:iıa- Kimya Enstitüsü) (Miill Mecmua) (Milimetre) (Milattan. Önce) (Mareşal)
(Milattan Sonra) (Milli Saıvunma Bakarilığı)
(Mesela, Misal) (Maden Teknik Arama Enstitüsü) (Matbaa)
(Milli Tetabbular Mecmuası) (Muhabere) (Muhasebe, Mulıaseıbecilik) (Müheııdis)
(MÜzisyen) (Muavin) (Kuzey Atıantilc ·Batı Ör.gütü- N ortıli 'Atlantic Treat:y Organıization)
(Numara, bkz. Nu.) (Nöbetçi, bkz. Nöb.) · (Nöbetçi, bkz~ Nö.) (Numara, bkz. No.) (Nüfus, Nüfusu)
(Nükleer) (Nüsha)
(Orta Doğu Teknik Üniversitesi) (Ekonomik Kalkınma ve İŞbirliği Teşkıilatı- Organi· zation for Econoınic Coorperation and Development) (Arvrupa Ekonomik İşbirliği Ör.gütii- Organization for European Economic. Coorperation) · (OkkıÜlt)
(Okyanus)
(Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileı::i Sendikası)
(Onbaşı)
(Ordu Pazarı)
(Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı -Organization for Petroleum Exporitng Countries) ( OperıÜ:ör) (Ordinaryüs) ( Oııgeneral)
Ort.
O sm. Oto OY AK. ö. Öğ.
Ör.
Qğr. Öğrt. p.
Per. Pet. Pet-Kim. PF-
PK Pıt~
POL-BiJi
POL-DER Prof. Psik. PTT·-
PUİS
RC
RCD
Rd: Rus._ s. s. Sa. San. Sb. SBF SEAT O
S ek. SEKA Sıf;
sm. . Sn.
-:
(Ortaklık, Ortaklığı) (Osmanlıca)
(Otomobil) (Ordu . Y ardtmlaşma Kurumu) (Ölüm, Ölümü) (Öğretmen)
(Örnek) (Öğrenci)
. (Öğretim)
(Piyade)
(Personel) (Petrol) (Petro- Kimya) (P·iyasa Fiatları) tPosta Kutusu) (Pilot)
(Polis Birliği)
(PoLis Derneği) (Profesör)(Psikoloji)
_(Posta Te]graf Telefon Teşkıilatı) (Petrol Ürünleıi işverenieri Se:ridiıkası) (K.ızı1haç- Red Cross)
(Khlkımiıa İçin Bölgesel İşbirliği Teşkilatı- Regional Coorperation for Development)
(Radar) (Rusça) (Sayı, Sonra) Sayfa, bkz. sy.)
·-(Saat)
(Sanayii) (Subay) (Siyasal Bilgiler Fakültesi)
. (Güneydoğu Asya Antlaşma - Örgütü- South East Asia Treaty Organization) (Sekreter, Sekreterlik) _ - .
-· . (Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikalan ·İşletmesi) (Sıfat)
(Santime~re, bkz. cm.) ·: (Sayın)
277
------------·
"---:;:7 ~/
ı ı
sn. sn .. So k. ·S os. SRF SSCB SSK S~YB
St. STŞ
süt. sy. Ş.
Ş b. .. Şh.
Şrt.
ŞTİ.
T. TA TAO Tasav. TASS
TAŞ
Tb. Tb b. TBMM Tbp.
TC TCDD TCK TCTİ
TD TDAY TDD TDED TDK TEDF Teğİn. TEK Tek.
278
(Saniye)
(Sayın)
(S?kak, Sokağı) (Sosyoloji)
(Servet-i Fünun) (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği) (Sosyal Sigortalar ·Kurumu)
(Sağlrk ve Sosyal Ya:i-dıln Bakanlığı) .. (Satır)
(Son Asır Türk Şairleri) · (Sütun) (Sayfa, bkz. s.) (Şehir)
(Şube)
(Şahıs)
(Şirket, bkz. ŞTİ) (Şirket, Şirketi, bkz. Şrt.)
(Ton, Türkiye) (Türk Ansiklopedisi) (Türk Anonim Ortaklığı)
(Tasavvuf) ·: (Rus Haber Ajansı: Te.legrafnoe Agentstvo Sovetskovo ·
· Soyuza)
(Tfu.k Anonim Şirketi) (Tabiır)
(Tıbbi) (Türkiye Büyük Millet Meclisi) (Tabip) (Türkıi.ye Cunı.Jıuriyeti)
· · (Türkiye Cwiı.huriyeti Devlet Demir Yollan) (Türkiye Cumhuriyeti Karayollan) (Türkiye Cumhuriyeti Tekel İdaresi) (Türk Dili) (TUrk Dili Araştırınalan Yıllığı- Belleten) (Türk Dili Dergisi) ( fürk .DiLi Edebiyatı Dergisi) (Türk. Dil Kurumu) . (Türkiye Emekli Derneği Federasyonu) (Teğmen) ·
. ('J'ürkiye Elektrik Kurumu) . (Teknik)
• Tel. · T~lg.
TEMSAN Ter. TES-İŞ
TESTAŞ
Te~ k. TF TFA TFAE TGS·. THA THK
·THY
Tip._ TiBA.ş
Tic. Tiy~
•TKA TKAE TKB TKi· TL TM TMMOB -TMO TODAİE TOFAŞ
TÖB · TÖB-DER
TPAO TRT TSE TSHS tt TTAD
Tt b. TTEM
TTK T_ug.
' :
: .
:
(Telefon) (Telgraf) (Türkiye Elektro: Mekanik Sanayii Anonim Şirketi)
· (Terim, Terlci.p) (Türkiye Elektrik "işçileri . Sendikası)
(Tüııkiye Elektronik Sanayii Anonim Şirketi)
(Teşkilat)
(Tıp Fakiültesi) (Tfuk Folklor Araştırmalar!) (Türk Folklar Araştırmalan Enstitü;;ü) (Türkiye Gazeteciler Sendikası) (Türk Hal;ıerler Ajansı) (Türk Hava Kurumu) -(Türk Hava Yollan) (Tıbbiye)
(Türkıiye İş· Bankası Mehsuplan Sendikası)
(Ticaret) (Tiyatro) (TUrk' Kültürü Araştırmalan) (Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü) (Türk K~dınlar Birliği) (Türkiye Kömür İşletmeleri)
(T·ürk Lirası) (TiiJk Malı) (Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği) (Toprak Mahsulleri Öfisi) (Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü) (Türkiye Otomobil FabrikaXan_ Anonim Şirketi)
(Tüııkiye Öğretmenler Bankası)
"(Türkiye Öğ~etmenler Birliği Derne~i) (Türkiye PetroUeri Anonim Ortaklığı)
~Türk Radyo Televizyon Kurumu)
(Türk. Standartlar Enstitüsü) ·(Türkiye ·sivil. Havai::ılıl<: Sendilcası) (Türk Taribi) (Türk .Tarilı Arkeologya ve· Etiıografya Dergisi) (Tatbikat) ··
(Tür-k Tarih Encümeni Mecmuası) (Türk Tarili Kururı:ıu) (Tugay)
279
Tuğg. TU SAŞ Tü TÜBİTAK TÜM-AS TÜM-DER Tümg. TÜM:OSAN TÜ S-DER TÜSİAD
TÜTED
TV Ty.
TYM TYMB TZDK
Uçs. UFİ
UN UNAC
UNESCO
UP USA
Uzın.
ü. ÜNAS
Ün!. Üsçvş.
ÜSS ÜSYM
Üsteğm.
V.
v.
V at.
v.b. v.d.
280
.•
..
-
('f.'!lğgeneral)
(Türkiye Uçak Sanfl.yli Anonim Ortaklığı)
(Te~ Üniversite) (Türkiye Bilimsel ye Tekni:Jc. Araştırmalar Kurumu) (Tüm Asistanlar Derneği) (Tüm Memurlar Derneği)··
(T~general)
(Türk Motor. Sanayii ve 'Ticaret Anonim Şirketi)
(Tüm Sigortalılar Derneği) (Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği) (Tüm Teknik Elemanlar Derneği) . (Televıizyon) ·
(Türkçe Y~ma) (Türk Yurdu Mecmuası)· (Tür~ye Yüksek Mühendisler Birllği) . (Türkiye Zirai Donatım Kurumu)
(Uçaıksavar) . (Ucuz Fiat İyi Giyiİn Sanayii)
'(Birleşmiş Milletler· United Nations) (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Örgütü- U ni· ted Nations Aid to Clıildren) (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Killtür Örgütü- . United Nations Educational Scientific and Cultural Organization) (Amerıikan Haber Ajansı- United Press) (Amerika Birleşik Devletleri· United States of. Arne-rica bb:. AiBD) ·
(Uzman, Uzmanlık) (Üniversite) (Ünd,versite Asistanları Derneği) (Ünlem) (Üsçavuş)
(Üniversitelerarası Seçme Sınavı) · (Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi) (Üsteğmen)
(Vekil) (Varak bkz. vk.)
(Vahlkan) (Ve başkalan, ve benzeri, ve bunnn gibi) (Ve devaını ve diğerleri)
Vet. (Veteriner) vk. (Varak, bkz. V.j ·
v.s. (V~ saire) Y. (Yerine) y. (Yaprak, bkz. yp.) Yard. (Yardımcı)
yay. .. (Yayın, Yayınları)
"'D>. (Yarbay) Yd. (Yedek) Y.Müh. (Yüksek· Mühendis) YÖK (Yüksek Öğrenim Kurumu) yp. (Yaprak, bkz. y.) YSE (Yol- Su Elektrik) Yun. (Yunanca) yy. : (Yüzyıl)
·Yzb. (Yiizbaşı)
ZF (Ziraat Fakültesi) zf. (Zarf) Zool. (Zooloji) WC (Hela. Watercloset)
281