18

ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,
Page 2: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

2 /

Page 3: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

/ 3

ATİLLÂ DORSAY

Hayatımızı Değiştiren Filmler(530 Filmle 2005-2015 Yılları)

Remzi Kitabevi

Page 4: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

4 /

hayatımızı değiştiren filmler (2005-2015) / Atillâ Dorsay

© Remzi Kitabevi, 2014

Her hakkı saklıdır. Bu yapıtın aynen ya da özet olarak hiçbir bölümü, telif hakkı sahibininyazılı izni alınmadan kullanılamaz.

Editör: Eylül DuruKapak tasarımı: Ömer Erduran

ısbn 978-975-14-1645-2

birinci basım: Kasım 2014

Remzi Kitabevi A.Ş., Akmerkez E3-14, 34337 Etiler-İstanbulSertifika no: 10705Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090www.remzi.com.tr [email protected]

Baskı ve cilt: Remzi Kitabevi A.Ş. basım tesisleri100. Yıl Matbaacılar Sitesi, 196, Bağcılar-İstanbulSertifika no: 10648

Page 5: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

İçindekiler / 5

Sunuş, 9

Acı, 17Acı Bir Hayat Öyküsü, 17Acı Reçete, 17Acı Tatlı Tesadüfler, 18Acımasız Tanrı, 18Across the Universe, 19Açlık, 19Açlık Oyunları, 20Açlık Oyunları:

Ateşi Yakalamak, 20Adaletin Merkezi, 21Adele’in Olağanüstü

Maceraları, 21Ağaç, 22Aile Sırları, 23Ajan Salt, 23Akılalmaz, 24Aklı Havada, 24Alacakaranlık, 25Aleksandra, 26Alis Harikalar Diyarında, 26Altın Çiçeğin Laneti, 27Aman Tanrım!, 27Amcam Önceki Hayatlarını

Hatırlıyor, 28Amerikan Gangsteri, 29Anna Karenina, 29Anthony Zimmer, 30Apokalipto, 30Aramızda Casus Var, 31Argo, 32Arı Kovanına Çomak

Sokan Kız, 33Arınma Gecesi: Anarşi, 33Arka Bahçe, 34Arkadaşım Tilki, 34Artist, 35Asabi Adam, 35Aslı Gibidir, 36Asteriks ve Oburiks Gizli

Görevde, 37Âşıklar, 37Aşk, 38

Aşk, 38Aşk Ateşi, 39Aşk Sarhoşu, 40Aşk, Şimdi, 41Aşk ve Gurur, 41Aşk Uğruna, 42Aşkın Kitabı, 43Aşkın Son Mevsimi, 43Atalarımızın Bayrakları, 44Ateşkes, 45Ateşle Oynayan Kız, 45Attila Marcel, 46Avatar, 47Avustralya, 47Ayı Teddy, 48Ayin, 49Aynı Yıldızın Altında, 50Babamın Penguenleri, 50Babil, 51Bakış Açısı, 52Bana Söz Ver, 53Barbara, 53Barselona, Barselona, 53Başka Bir Yerde, 54Başkalarının Hayatı, 55Başkanların Hizmetkârı, 56Başlangıç, 56Bay Evet, 58Beethoven’i Anlamak, 58Ben, Kendim ve Annem, 59Beni Ne Kadar Çok

Seviyorsun?, 60Beni Orada Arama, 60Benim Aşk Pastam, 61Benim Hikâyem, 61Benjamin Button’un

Tuhaf Hikâyesi, 62Beşir’le Vals, 63Beyaz Bant, 631408, 64Bir Ayrılık, 64Bir Gün, 65Bir Hurdacının Hayatı, 65Bisikletli Çocuk, 66Bitik Şehir, 67

Biutiful, 67Borsa: Para Asla Uyumaz, 68Bourne’un Mirası, 69Böcek, 70Brokeback Dağı, 70Bu Dans Senin, 71Bükreş’in Doğusu, 71Büyük Budapeşte Oteli, 72Büyük Hata, 73Büyük Hazine:

Sırlar Kitabı, 74Büyük Mucize, 74Büyük Usta, 75Can Dostum, 75Canavar, 76Canavar Ev, 77Capote, 77Casanova, 78Casino Royale, 78Cassandra’nın Rüyası, 79Cehennem Melekleri -3, 79Cehenneme Bir Adım, 80Cennet Batıda, 81Centilmen, 82Charlie Wilson’un Savaşı, 82Ciddi Bir Adam, 83Cinayet Gecesi, 84Click, 84Coco Chanel’den Önce, 85Copacabana, 85Cosmopolis, 86Çalıntı Hayat, 87Çelik Yumruklar, 87Çılgın, Aptal Âşık, 88Çılgın Bir Gece, 88Çılgın Kalp, 89Çılgın Kardeşler, 89Çocuk Pozu, 90Çölde Kutup Ayısı, 91Da Vinci Şifresi, 91Daha İyi Bir Dünyada, 92Deccal, 92Demir Leydi, 93Dev Avcısı Jack, 94Devlet Oyunları, 94

İçindekiler

İçindekiler

Page 6: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

6 / İçindekiler

Dick ve Jane İşbaşında, 95Dikkat: Şehvet, 95Diktatör, 96Diriliş, 97Dokuz, 97Donmuş Nehir, 98Dönüş, 98Dönüşüm, 994 Ay, 3 Hafta, 2 Gün, 100Dövüşçü, 100Dr. Parnassus, 101Durdurulamaz, 102Durgun Yaşam, 102Duygudan da Öte, 103Duyguların Rengi, 103Dünya İstilası: Los Angeles

Savaşı, 104Dünya: Yeni Bir Başlangıç, 105Dünya Savaşı Z, 106Dünya Ticaret Merkezi, 106Düşes, 107Düşler Diyarı, 107Düzenbaz, 108Ejderha Dövmeli Kız, 109Elena, 110Elizabeth: Altın Çağ, 110Elizabethtown, 111Esma’nın Sırrı, 112Faust, 112Felekten Bir Gece, 113Felekten Bir Gece Daha, 113Fırtınalı Hayatlar, 114Frankenweenie, 114Frost/Nixon, 115Galaksinin Koruyucuları, 115Geçit Yok, 116Geçmiş, 117Geçmişin İzleri, 118Genç ve Güzel, 119Georgia Yasası, 119Gerçeğe Çağrı, 120Gerçeğin Parçaları, 121Gergedan Mevsimi, 121Gir Kanıma, 122Git Başımdan, 122Gizemli Kadın, 123Gizemli Kadın, 124Gizli Dosyalar: İnanmak

İstiyorum, 124Goya’nın Hayaletleri, 124Gölgede Dans, 125Gölgeler, 126Gönül Avcısı, 126

Görevimiz Tehlike -3, 127Görevimiz Tehlike: Hayalet

Protokolü, 127Görünmeyen Kadın, 128Gran Torino, 129Guantanamo Yolu, 129Gurur ve Zafer, 130Güneşin Karanlığında, 130Günışığı Temizleme Şirketi, 131Güzel Bir Hayat Düşlerken, 131Hairspray, 132Halk Düşmanları, 133Hanna, 133Harry Potter ve Zümrüdü Anka

Yoldaşları, 134Harry Potter ve Melez Prens,

135Harry Potter ve Ölüm

Yadigârları -1, 136Hasta, 137Hayat Ağacı, 138Hayata Çalım At, 138Hayatındaki Azizleri Keşfetme

Kılavuzu, 139Hazine Avcıları, 139Hellboy 2: Altın Ordu, 140Herkül, Özgürlük Savaşçısı, 141Hırsız, 142Hırsızlar Şehri, 143Hızlı ve Öfkeli -5, 144Hitchcock, 144Hobbit: Beklenmedik

Yolculuk, 145Hugo, 146Iberia, 146İçerdeki Adam, 147İçimdeki Yangın, 147İçindeki Yabancı, 148İhtiyarlara Yer Yok, 148İki Kadın, Bir Erkek, 1492 0 1 2, 150İkili Oyun, 151İkinci Nefes, 151İmkânsızın Şarkısı, 152Indiana Jones ve Kristal

Kurukafa Krallığı, 153İnsan Avı, 154İntikam Benim, 155İntikam Peşinde, 155Into The Wild, 156Irina Palm, 157İşte Özgür Dünya, 157İtiraf, 158

Iwo Jima’dan Mektuplar, 160İyi Yürek, 160İz Peşinde, 161J. Edgar, 162Jack Reacher, 162Jarhead, 163Joe, 164Johnny English’in Dönüşü, 165Juno, 165Kaçış Planı, 166Kadın İsterse, 166Kadının Fendi, 167Kaldırım Serçesi, 167Kalbini Dinle, 168Kalpazanlar, 169Kalpler, 169Kan Arzusu, 170Kan Dökülecek, 171Kanıt, 171Kanlı Elmas, 172Kanun Benim, 173Kanunsuzlar, 173Kapital, 173Kapitalizm: Bir Aşk

Hikâyesi, 174Kaptan Phillips, 175Kar ve Kaplan, 176Kara Şövalye, 177Kara Şövalye Yükseliyor, 178Kara Yılan İnliyor, 179Karanlık, 179Karanlık Cinayetler, 180Karanlık Gölgeler, 180Karate Kid, 181Karayip Korsanları: Ölü Adamın

Sandığı, 182Karayip Korsanları: Gizemli

Denizlerde, 182Karışık Aile, 183Karlar Ülkesi, 184Katil Joe, 184Kayıp Umutlar, 185Kefaret, 185Kehanet, 186Kesişen Yollar, 186Keşke Burada Olsam, 187Kevin Hakkında

Konuşmalıyız, 188Kırık Çember, 188Kırık Kucaklaşmalar, 189Kızımı Kurtarın, 190Kız Kardeşimin Hikâyesi, 190Kibarca Öldürmek, 191

Page 7: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

İçindekiler / 7

Kim Kiminle Nerede?, 191Kimliksiz, 192King Kong, 193Kiralık Âşık, 194Kirli Sırlar, 194Kod Adı Olimpus, 195Koğuş, 195Koralin ve Gizli Dünya, 196Korkak Robert Ford’un Jesse

James Suikastı, 197Korku Evi, 197Korku Gecesi, 198Korkunç Bir Film -4, 198Körlük, 199Köstebek, 199Köstebek, 200Kraliçe, 201Krallık, 201Kule Soygunu, 202Kungfu Panda, 202Kusursuz Yabancı, 203Kuzey Faresi, 204Kuzgun, 204Küçük Beyaz Yalanlar, 204Küçük Gün Işığım, 205Lanet, 206Largo Winch, 206Last Vegas, 206Limon Ağacı, 207Lincoln, 208Liseli Polisler -2, 209Lorna’nın Sessizliği, 209Lucy, 210Lütfen Beni Öldürme, 211Maç Sayısı, 211Madagaskar -2, 212Mahşer Günü, 212Mamma Mia!, 213Mandela: Özgürlüğe Giden

Uzun Yol, 214Marilyn ile Bir Hafta, 215Maskeli Süvari, 215Matador, 216Matrak Adamlar, 217Mavi Yasemin, 217Maymunlar Cehennemi:

Şafak Vakti, 219Melankoli, 220Melekler ve Şeytanlar, 220Meleklerin Payı, 221Miami Vice, 222Michael Jackson:

This is it, 222

Milk, 223Milyoner, 224Mistik Olay, 224Monako Prensesi Grace, 225Muhteşem Güzellik, 226Muhteşem ve Kudretli Oz, 227Muppets Aranıyor, 228Münih, 228Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı

ve Dolap, 229Narnia Günlükleri: Prens

Kaspiyan, 230Nedimeler, 231Nefes, 231Neşeli Ayaklar, 232No, 232Okuyucu, 233Oliver Twist, 23412 Yıllık Esaret, 23413, 235Operadaki Hayalet, 235Operasyon: Valkyrie, 236Orijinal Cinayet(ler), 237Oyuncak Hikâyesi -3, 237Oyunun Sonu, 238Öbür Dünyadan, 238Ölümcül Oyun, 239Ölümcül Tuzak, 239Ölümsüz Aşk, 240Ölümsüz Savaşçı:

Beowulf, 241Ölümüne Kaçış, 241Ömrümüzden Bir Sene, 242Örümcek Adam -3, 242Özgürlük Rüzgârı, 243Özgürlük Yolu, 244Pamuk Prenses ve Avcı, 244Pamuk Prenses’in

Maceraları, 245Pan’ın Labirenti, 245Para Avcısı, 246Paranormal Activity, 247Paris Manhattan, 248Paris, Seni Seviyorum, 248Paris’te Bir Hafta Sonu, 249Paris’te Geceyarısı, 250Paris’te İki Gün, 250Paris’te Son Konser, 251Parker, 251Parlak Yıldız, 252Pembe Panter, 253Persepolis, 253Pina, 254

Pi’nin Yaşamı, 254Pislik, 255Poseidon’dan Kaçış, 256Prestij, 256Prometheus, 257Quantum Of Solace, 258Rango, 258Ratatouille, 259Red -2, 259Resimdeki Hayalet, 260Ricky, 260Robin Hood, 261Rocky Balboa, 262Roma’ya Sevgilerle, 262Ruhlar Bölgesi, 263Rüya Bilmecesi, 264Rüya Kızları, 264Rüzgâr Yükseliyor, 265Sabotaj, 265Sahtekâr, 266Saklı, 267Salgın, 267Samsara, 268Savaşın Çiçekleri, 269Sef iller, 269Seks ve Şehir, 270Seks ve Şehir -2, 271Sen Şarkılarını Söyle, 271Senden Bana Kalan, 272Seni O Kadar Çok

Sevdim ki, 273Sevgililer Günü, 274Sezar Ölmeli, 274Sığınak, 274Sınıf, 275Sınırları Aşmak, 276Sır, 276Sıradışı, 277Sihirbaz, 277Sihirbaz, 278Sihirbazlar Çetesi, 278Sil Baştan, 279Sinyal, 279Siyah Kuğu, 280Siyahlı Kadın, 280Skandal, 281Skyfall, 281Soğuk Duş, 282Sokağın Kralları, 283Son Gece, 283Son Kalan, 284Son Şans, 285Son Umut, 286

Page 8: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

8 / İçindekiler

Son Ültimatom, 287Son Vurgun, 287Sona Doğru, 288Sosyal Ağ, 289Soysuzlar Çetesi, 290Striptiz Kulübü, 291Suç Çetesi, 292Sudaki Kız, 292Sürpriz Damatlar, 293Sweeney Todd: Fleet Sokağı’nın

Şeytan Berberi, 294Syriana, 294Şamar Oğlanı, 295Şampiyon, 295Şampiyon, 296Şangay, 297Şansa Bak, 297Şanslı Slevin, 298Şantaj, 298Şark Vaadleri, 299Şehrin Adamı, 300Şerlok Holmes, 301Şerlok Holmes:

Gölge Oyunları -1, 301Şiddetin Tarihçesi, 302Şimdi ya da Asla, 302Şrek: Sonsuza Dek Mutlu, 303Şüphe, 304Tabu, 304Takip, 305Tanrılar ve İnsanlar, 306Tanrı’nın Vadisinde, 306Tehlikeli İlişki, 307Tek Başına Bir Adam, 308Temel İçgüdü -2, 308Tenten’in Maceraları, 309Terminatör Kurtuluş, 310Tetikçi, 311Tetikçiler, 311Thor, 312Timothy Green’in Sıradışı

Yaşamı, 313

Tom Çiftlikte, 313Toprak Altında, 314Transamerica, 314Transformers, 315Transformers: Ayın Karanlık

Yüzü, 316Transformers: Kayıp Çağ, 316Tropik Fırtına, 317Turist, 318Tutku Günlükleri, 319Tutku Oyunları, 319Tutunamayanlar, 320Tuya’nın Evliliği, 320Uçurtma Avcısı, 321Uçuş, 322Uçuş 93, 323Umudun Peşinde, 323Umudunu Kaybetme, 324Umut Işığım, 325Usta, 325Uzaklara Gidelim, 326Uzay Oyunları, 327Uzun Boylu Esmer Adam, 328Üç, 328Üç Def in, 329Üç Hanedan: Ejderin Dirilişi, 3293.10 Yuma Treni, 330360, 331Vahşi Zarafet, 331Vampir Avcısı: Abraham

Lincoln, 332Vampir Cehennemi, 333Venedik Taciri, 333Vera Drake (Hemşire), 334VOL. İ, 335Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı,

335Wanted, 336Wolverine, 337X Men: Son Direniş, 338X Men Başlangıç:

Wolverine, 339

X Men: Birinci Sınıf, 339X Men: Geçmiş Günler

Gelecek, 340Yalanlar Üstüne, 341Yargısız İnfaz, 342Yasak Bölge 9, 343Yasak Krallık, 344Yaşamaya Değer, 344Yaşamın Ritmi, 345Yay, 345Yeni Başlayanlar için Vahşi Batı,

346Yeni Dünya: Amerika’nın

Keşfi, 346Yenilmez, 347Yerçekimi, 348Yeryüzünde Son Aşk, 349Yıldız Tozu, 349Yılın Başkanı, 350Yolda, 351Yukarı Bak, 351Yuva, 352Yüksek Risk, 352Yürüyen Şato, 353127 Saat, 353Zafere Hücum, 354Zamanda Aşk, 355Zamanın Tozu, 355Zero Dark Thirty, 356Zincirsiz, 357Zirveye Giden Yol, 358Zohan’a Bulaşma, 359Zor Baba -3, 360Zor Hedef, 360Zoraki Kral, 361Zorlu İkili, 361

Orijinal Film Adları Dizini, 362Yönetmenler Dizini, 366

Page 9: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

Sunuş / 9

Ne on yılmış ama… Gündelik eleştirileri ki-tap yapmanın yararlarından biri de bu…

Belli bir döneme topluca bakıp ‘muhasebesi-ni yapmak’ ve genel bir yargıya varmak müm-kün oluyor.

Son yıllarda düzenli biçimde topladığım eleştirilerimin yabancı filmler için olanlarını, 1985 yılından itibaren Hayatımızı Değiştiren Filmler adıyla derlemiştim. İlk cilt 1985-1995 arasını kapsıyordu. İkincisi 1995-2005 arasını. 2015’e eriştiğimiz şu günlerde, son on yılı da derlemek kaçınılmaz olmuştu. Ve işte elinizde-ki, bu kitap.

Önce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler, 80’ler… 90’lardaki bunalım ve çok azalan film sayısı nedeniyle o dönem biraz ka-yarak 1990-2005 arası filmler olmuştu. Sonra 2005-2010 arasını da, birden yoğunlaşan film yapımı nedeniyle beş yıllık (2005-2010) döne-minde ele almıştım.

Yabancı filmlerdeki bu ‘5’li yıllarda başla-yıp bitme’ olayının açık bir nedeni yok. Rast-lantılarla öyle başladı, öyle devam etti. Serinin adına gelince, bunu önceki ciltlerin sunuşunda da açıklamıştım. Özetlemek gerekirse, filmle-rin hayatımızı değiştirebileceğine temelde ina-nırım. Benimkini değiştirdiler. En azından ba-zıları…

Ayrıca hayat değiştirmeseler de, hepimizi çok etkileyen ve hiç unutmadığımız filmler ol-madı mı? Ama elbette çok da abartmayalım. Bu filmler en azından bize verdikleri keyif, zevk ve neşe (kimi zaman da tepki ve öfke!) duygu-larıyla üzerimizde büyük etki yapmıyorlar mı? Ben de bu adı seçtim ve de koruyorum.

Ama, dediğim gibi, son on yılda ne ilginç filmler yapılmış! Hem de sinema öldü-ölüyor feryatlarının bunca artmasına karşın!… Aslında bu negatif tavır hep var olagelmiştir. Sinema-yı keşfeden Louis Lumiere bile daha 1900’ların başında “Sinemanın işi bitti, bu buluşun değe-ri tükendi” türünden bir yargıda bulunmuştu.

Ama elbette ne o zaman öyleydi, ne de şim-di. Almış başını giden teknolojiye karşın (ve ki-mi türlerde onun da büyük katkısıyla) öylesine ilginç, parlak, baştan çıkarıcı filmler yapılıyor ki… Ve öylesine yetenekli, hatta deha düzeyin-de sanatçılar gelip öylesine harika işler yapı-yorlar ki… Sinema yüzyılı çoktan aşmış, yeni yüzyıl ve yeni binyıl içinde artık biraz yorgun ve bıkkın gözükse de, yine şaşırtıcı, hayran edici, hatta büyüleyici filmler sunmayı biliyor. Keyfine varmak için tek bir temel koşul var: bu olağa-nüstü medyuma, bu görkemli Yedinci Sanat’a karşı biraz da olsa gerçek, sağlam, hoşgörülü ve meraklı bir ilgi duymak, sempatiyle, müm-künse sevgiyle yaklaşmak… O zaman, en gü-zel filmler sizin…

Serilerin önemiBu kez film sayısını biraz azaltmayı düşün-

düm (önceki kitapta 800 film vardı!). Bu kez 500’ü makul biçimde aşan bir sayı düşündük. Daha kolay izlenip okunsun, ismine daha yakı-şır olsun diye…

Bu nedenle, temelde sadece sevdiğim film-leri almayı seçtim. Yıldız sistemi aynı: 1, 2, 3 ve 4 yıldız olmak üzere dört dereceli bir değerlen-dirme. Dolayısıyla ilke olarak 4 ve 3 yıldız verdi-ğim filmleri aldım. Ama bu kesin bir kural değil. 2, hatta tek yıldız alan kimi filmler de bulacaksı-nız. Az olsalar da…

Bunlar birkaç kategoride. Öncelikle, popü-ler serilere dönüşmüş filmlerde, serinin tüm filmlerini koymaya çalıştım. Kimileri bence ba-şarısız, hatta bayağı kötü olsa da… Çünkü tüm o serilerin meraklıları, hatta tutkunları olduğu-nu gayet iyi biliyorum.

Böylece Görevimiz Tehlike’den Harry Pot-ter’e, Kara Şövalye’den Karayip Korsanları’na, Narnia Günlükleri’nden Seks ve Şehir’e, Trans-formers’tan X Men’e, Bourne serisinden Mil-lenium serisine tüm o seriler –benim görebil-diğim– tüm bölümleriyle yer aldılar. Kimileri-nin hiç sevmediğim bölümleri olsa da: Harry Potter’dan Kara Şövalye’ye ya da Şerlok Hol-mes’e… Ama baştan beri hiçbir bölümünü se-

Sunuş

Sunuş

Page 10: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

10 / Sunuş

vemediğim serileri boşverdim: Örneğin Demir Adam ya da Twilight – Alacakaranlık gibi…

Ayrıca geçmişten gelen kimi efsanevi seri-lerin son dönemde çıkan bölümlerini de –eğer çok kötü bulmadıysam– almayı bir sinefillik gö-revi bildim: Asteriks ve Oburiks, Hellboy, India-na Jones, Karate Kid, Maymunlar Cehennemi, Oyuncak Hikâyesi, Örümcek Adam, Quantum of Solace ve de Skyfall (James Bond), Şrek, Thor, Zoraki Baba vb.

Beğenmek ya da beğenmemekAyrıca çok tartışılmış, genelde (yabancı ve-

ya yerli) eleştiri kurumu tarafından övülüp po-hpohlanmış, ama benim sevmek bir yana nef-ret ettiğim bir avuç filmi de aldım. Ki bunların arasında örneğin Yeni Dünya: Amerika’nın Keşfi filmi için bir övgüname yazdığım Terrence Ma-lick’in Cannes’daki Altın Palmiye’sine karşın hiç sevmediğim Hayat Ağacı da var. (Ama ar-tık Aşkın İzleri’ni almaya gönlüm elvermedi!)

Aynı biçimde, genelde sinemasına ısına-madığım Wes Anderson’un Büyük Budapeşte Oteli, Gir Kanıma’sını sevdiğim (ve kitaba da al-dığım) Tomas Alfredson’un yine nefret ettiğim Köstebek – Tinker Tailor Soldier Spy, hatta bir dönemde eleştirmenlerle aramı hayli açan Mic-hel Gondry’nin Sil Baştan – Eternal Sunshine of A Spotless Mind filmini bile aldım!… Zaten ay-rıca kimi adları kategorik biçimde sevmemek huyum da yok. Örneğin aynı Gondry’nin gö-rece olarak sevdiğim Rüya Bilmecesi de, da-ha önceki yazar-yönetmen çabalarına hiç ısı-namadığım Spike Jonze’nin şimdilik son filmi olan o enfes Her – Aşk filmi de bu toplamda-ki yerini aldı.

Ayrıca bence haksız yere çok ünlenmiş ve ödüller almış birkaç filmi de ekledim. En çarpıcı örnek, geçen yılın Oscar’larında en iyi film seçi-len 12 Yıllık Esaret. Doğaldır ki ne Oscar, hatta ne de (Hayat Ağacı filminde olduğu gibi) Can-nes’ın Altın Palmiye’si, beni/bizi herhangi bir fil-mi sevmeye zorlayamaz!…

Peki, niçin bu filmleri aldım? Çünkü sevdik-lerimiz kadar sevmediklerimiz de bizi tanımlar; beğeni ölçütlerimizi, sinemaya bakışımızı, gi-derek kişiliğimizi ele verir. Beğenmediklerimiz ve onları beğenmeme nedenleri, beğendikle-rimizi değerlendirir ve ölçütlerimize ışık tutar. Kitle önünde iş gören, üstelik yazıları ve yargı-larıyla sinema denen görkemli sanat ile büyük kitle arasında bir köprü işlevini yüklenen eleş-tirmenlerin de bu yolla kimliklerini ve karakter-

lerini bir ölçüde ortaya koymaları yararlı, hatta gereklidir diye düşünüyorum.

Biz sevdiklerimiz ve sevmediklerimiz aracı-lığıyla kendimizi ne kadar açarsak, okur da o derece bize yaklaşır, bizimle iletişim sağlar. Ve yazılarımızla daha çok ilgilenir, onlarla daha or-ganik bir bağ kurar ve onlardan yararlanır.

Amerikan sineması: en büyük ustalarKitaba ve son on yıla yönetmenler bazın-

da bakarsak… Öncelikle Amerikan sineması-nın birçok önemli şöhretinin statülerini gayet iyi koruduğu, verimlerini inatla sürdürdüğü ve yaratıcılıklarında bir düşüş olmadığı görülüyor. Örneğin Woody Allen, ileri yaşına karşın aynı tempoyla çalışıyor ve birbirinden ilginç filmler yaratıyor: Maç Sayısı’ndan Cassandra’nın Rü-yası’na, Barselona Barselona’dan Kim Kiminle Nerede’ye, Paris’te Geceyarısı’ndan Roma’ya Sevgilerle’ye, Uzun Boylu Esmer Adam’dan Mavi Yasemin’e, Allen filmleri hiç düşkırıklığı yaratmıyor. Ve iki yenisi gün sayıyor!

Clint Eastwood da öyle. Kitaba giren filmle-ri Atalarımızın Bayrakları, Ivo Jima’dan Mektup-lar, Grand Torino, Sahtekâr, Yenilmez, J. Edgar. Onun da iki yeni filmi çıkacak.

Martin Scorsese ustanın da enerjisi yerinde. Köstebek – The Departed, Hugo, Para Avcısı… (Arada ben Zindan Adası’nı yazamamışım.) İd-dialı TV dizisi Boardwalk Empire, bir avuç bel-gesel ve sayısız proje. Steven Spielberg de öy-le. Münih, yeni Indiana Jones, Tenten’in Mace-raları, Lincoln. Ve daha birçok proje.

Coen Kardeşler de yaratıcılıklarını sürdürü-yor. İhtiyarlara Yer Yok, Aramızda Casus Var, Ciddi Bir Adam, İz Peşinde, Sen Şarkılarını Söy-le. Düzey hiç düşmüyor, yaratıcılık azalmıyor.

İkinci ‘beş büyük’ ve ötesiBu ilk 'beş büyük'ten hemen sonra, örneğin

bir Ridley Scott var. İngiliz kökenli yönetmen hep iddialı. Filmlere bakınız: Amerikan Gangs-teri, Yalanlar Üstüne, Robin Hood, Prometheus, Danışman. Kitleye dönük bir gösteri sinemasını en üst düzeyde gerçekleştiren bir usta.

Yaratıcı yönetmenlerden Tim Burton, Swe-eney Todd, Alis Harikalar Diyarında, Karanlık Gölgeler, Frankenweenie gibi çok farklı filmler-le ne kadar başarılıydı… Aynı kategoriden Ro-bert Zemeckis daha az çalıştı. Ve Beowulf – Ölümsüz Savaşçı ve Uçuş’la dikkat çekti… Ve de Ang Lee… Yıllar önce Hollywood’a kapağı atmış Çinli usta yine gözde ve yaratıcı olma-

Page 11: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

Sunuş / 11

yı sürdürdü: Brokeback Dağı, Dikkat: Şehvet, Pi’nin Yaşamı.

Tam buralarda Steven Soderbergh’i anma-nın sırası. Bu hep farklı şeyler peşindeki deney-ci ustanın kimi filmlerini alamadıysam da Sal-gın, Striptiz Kulübü, Acı Reçete onun değiş-kenliğini kanıtlamaya yeter… Ve de Bryan Sin-ger, Operasyon Walkyrie, Dev Avcısı Jack, ün-lü seriye müthiş bir gençlik aşısı yapan X Men: Geçmiş Günler Gelecek, onun değerini kanıt-lıyor.

Eski kuşak yönetmenleriEskilerden Mike Nichols, Charlie Wilson’un

Savaşı adlı harika filmle kariyerini sanırım ka-pattı… Amerikan zenci sinemasının öncü-sü Spike Lee, İçerdeki Adam’la aldığı övgüyü Park Chan-wook’un ünlü filminin yeniden çev-rimi Oldboy’la alamadı… Zenci sanatçılardan, bayrağı yeni devralan Lee Daniels ise Acı Bir Hayat Öyküsü ve en son Başkanların Hizmetkâ-rı ile gündemde kaldı.

Yine eski kuşaktan William Friedkin alçak-gönüllü, ama ilginç birkaç filmle direnmeyi sür-dürdü: Böcek, Katil Joe.

Barry Levinson artık inişteydi. Yılın Başka-nı’ndan beri ilgi çeken bir film yapamadı. Ma-mafih çalışıyor… Michael Mann da çok az ça-lıştı ve bu dönemdeki iki ilginç filmiyle topla-ma girdi: Miami Vice ve Halk Düşmanları…

Oliver Stone da biraz yorulmuş gibiydi. Bu kitaba Dünya Ticaret Merkezi ve Borsa: Pa-ra Asla Uyumaz filmleriyle girdi… Yazar ola-rak hayli eski, yönetmenliği nisbeten yeni olan Paul Haggis, Tanrı’nın Vadisinde ve Kaçış Pla-nı ile yetindi.

Yine eskilerden korku ustası John Carpen-ter, Koğuş’la belki veda filmini sundu. Aynı ala-nın bir kuşak daha genç ustası Sam Raimi ise Örümcek Adam -3 ve Muhteşem ve Kudretli Oz’la karşımıza geldi.

Yaratıcı ve deneycilerDaha yaratıcı isimlere gelince… Bağımsız

sinemadan gelen Gus Van Sant, Milk ve Ka-yıp Umutlar’da çok iyiydi… İnce işlerin ada-mı Alexander Payne ise belki başyapıtını ver-di: Senden Bana Kalan filmiyle… Aynı ekolden bir Sam Mendes eski dönemini biraz özletse de Jarhead, belki en iyi James Bond’lardan olan Skyfall ve kişisel Uzaklara Gidelim’le dik-kat çekti. Yeni James Bond’lar yine ondan çı-kacak gözüküyor.

Sinemanın üç ünlü David’inden David Ly-nch, malum, havlu atalı çok oldu. En azından uzun/konulu filmler açısından… David Finc-her ise hayli yoğundu. Zodiac’i hiç sevmedim ve eleştirisini buraya almadım. Sosyal Ağ’ı da sevemedim (ama ilginçliği nedeniyle aldım). Ama Benjamin Button’un Tuhaf Hikâyesi ve Millenium Üçlemesi’ne Amerikan bakışı Ejder-ha Dövmeli Kız, gerçekten ilginç ve özel film-lerdi.

Ama en çalışkanı David Cronenberg oldu. Bu süre içinde Şiddetin Tarihçesi, Şark Vaadle-ri, Tehlikeli İlişki ve Cosmopolis gibi dört baş-yapıt üretmek kolay olmamalı. Ve o artık kari-yerinin tam zirvesinde.

Çalışkan deyince akla gelen bir diğer isim, Ron Howard ise iki Dan Brown uyarlaması Da Vinci Şifresi ile Melekler ve Şeytanlar, ama ayrı-ca Frost/Nixon ve Zafere Hücum filmleriyle ga-yet başarılıydı.

Yabancı kökenliler‘Yabancı’lardan Çek kökenli büyük usta Mi-

los Forman, Goya’nın Hayaletleri’nden sonra çalışmadı… Alman kökenli Wolfgang Petersen de bu kitaptaki Poseidon’a Dönüş’ten sonra çalışmadı… İsveç kökenli Lasse Halström ise çalışkandı, ama Casanova’dan sonraki filmleri-ne yetişemedim!…

Meksikalı Guillermo del Toro belki başyapı-tı olan Pan’ın Labirenti ve Hellboy 2: Altın Or-du’dan sonra az çalıştı. Ama birçok projeyle geliyor… Bir diğer Meksikalı, Alfonso Cuarón ise bence iki katıksız başyapıt çekti: Son Umut ve Yerçekimi.

Hollywood’a demir atmış iki ilginç İngi-liz yönetmeni, erken ölümleriyle üzdüler. Ant-hony Minghella, Hırsız’dan sonra başka film yapamadan, 2008’de öldü… Ridley Scott’un kardeşi Tony Scott ise Durdurulamaz’la ak-siyon sinemasına egemenliğini bir kez daha gösterdikten sonra, intihar ederek öldü. Yıl 2012 idi.

Uzaktan gelen bir diğer yönetmen ise Gü-ney Afrika’dan Gavin Hood oldu. Ve üst üste Yargısız İnfaz, X Men-Başlangıç: Wolverine ve Uzay Oyunları filmleriyle büyük sükse yaptı.

Kimi nisbeten genç yönetmenler biraz tö-kezlediler. Belki başa Quentin Tarantino’yu koymak gerekir. Ucuz Roman ve bir ölçüde Kill Bill’le gönüllerimizi fetheden yönetmenin son filmleri –Ölüm Geçirmez, Soysuzlar Çetesi, Zin-cirsiz– beni daha çok güldürdü! Kuşku yok ki

Page 12: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

12 / Sunuş

koşulsuz sevenleri var, hep de olacak. Ama ben artık aralarında değilim…

Yükselenler ve filmleriYükselen bir isim kuşkusuz Christopher No-

lan oldu. Bu sinema fabrikası yönetmenin iki Kara Şövalye serisi filmlerine bayılmadıysam da, Prestij ve Başlangıç beni çok mutlu etti… David O. Russell da iyi işler yapıyor: Dövüşçü, Umut Işığım, Düzenbaz… Yükselen diğer isim-lerden Ben Affleck art arda ilginç filmler yaptı: Kızımı Kurtarın, Hırsızlar Şehri ve Oscar’a kadar uzanan Argo.

Affleck gibi oyunculuktan gelip yükselen bir diğer isim Sean Penn oldu. İlk dönem filmleri-ni sevmiştim, bu dönemde de Into the Wild’a bayıldım… Yine oyunculuğun yanı sıra yö-netmenliği de deneyen George Clooney, İki-li Oyun, Zirveye Giden Yol, Hazine Avcıları gibi filmleriyle karşımıza geldi.

Daha eski oyuncu-yönetmenlerden Mel Gibson bu dönemde Apokalipto (2006) ile bu serüveni kapatmış gözüküyor. Robert de Niro ise sadece Kirli Sırlar’ı yönetti.

Bir diğer hızla yükselen sanatçı Darren Aro-nofsky oldu. Gerçi Kaynak’tan nefret etmiş-tim, ama ardından bana göre iki başyapıt gel-di: Şampiyon ve Siyah Kuğu… Marc Forster ye-ni kuşağın en iyilerinden olmayı başardı. Lüt-fen Beni Öldürme, Uçurtma Avcısı, Bond filmi Quantum of Solace, Dünya Savaşı Z hep iyi çe-kilmiş, doyurucu filmlerdi. Yine kişisel filmler-den gelen James Mangold, kitle sinemasına başarıyla geçti: Sınırları Aşmak, 3.10 Yuma Tre-ni, Wolverine…

Kitle filmlerinin arkasındakilerGerilim-aksiyon türünün üç büyük ustası Ja-

mes Cameron, Michael Bay ve Roland Emme-rich’in sağlıkları yerindeydi!… Cameron son on yılı biraz tembelce geçirdi. Avatar bence bir zirveydi, ama yalnız bir zirve. Şimdi ardından üç bölümü birden geliyor!… Michael Bay sa-dece Transformers serisine yoğunlaşmıştı, dört bölüm birden…. Roland Emmerich ise bu dö-nemde benim ilgimi sadece 2012 filmiyle çe-kebildi.

Yine bir gerilim ustası, ama büyük bütçele-ri olmayan mistik filmlerin ustası M. Night Sh-yamalan da çalışkandı: Sudaki Kız, Mistik Olay, Dünya: Yeni Bir Başlangıç…

Komedilerde de düzeyli genç yönetmen-ler geldi. Felekten Bir Gece serisi ve Git Ba-

şımdan’la Todd Phillips, Tropik Fırtına ve Wal-ter Mitty’nin Gizli Yaşamı’yla Ben Stiller, Juno ve Aklı Havada ile Jason Reitman, Şamar Oğla-nı ve Timothy Green’in Sıradışı Yaşamı ile Peter Hedges dikkat çektiler.

Yenilerden ayrıca Korkak Robert Ford’un Jesse James Suikastı ve Kibarca Öldürmek’le Andrew Dominik, Sokağın Kralları ve Sabotaj’la David Ayer öne çıktılar… İsveçli yönetmen Mi-kael Hafström artık kendisini Hollywood’a ka-bul ettirdi: Art arda çektiği 1408, Şangay, Ayin, Kaçış Planı gibi farklı ama hepsi başarılı film-den sonra… John Curran ise Duvak, Şantaj, Çöldeki İzler gibi filmleriyle ilgi çekti. Burada çok sevdiğim Şantaj’ı bulacaksınız.

Çokluk ticari bir sinemanın da anılmaya de-ğer adları var. Örneğin Gore Verbinski, en azın-dan Karayip Korsanları’nın son iki bölümünü, ayrıca Fırtınalı Hayatlar, Rango veya Maske-li Süvari gibi çok farklı projeleri başarıya ulaş-tırdı… Brett Ratner de öyle: X Men: Son Dire-niş, Kule Soygunu, Herkül: Özgürlük Savaşçı-sı… Matt Reeeves ise Canavar, Maymunlar Ce-hennemi: Şafak Vakti gibi filmlerle iyi bir çıkış yaptı.

Tür sinemasının korku filmleri dalında da iyi işler yapan gençler var. Örneğin Malezya kö-kenli James Van anılabilir: Testere, Ruhlar Böl-gesi 1 ve 2, Korku Seansı gibi filmleriyle…

Ve de koca bir erkekler ordusunun içinde adeta tek başına direnen Kathryn Bigelow, üs-telik erkeklerin bile zor çekeceği filmlerin gayet iyi altından kalkıyor. Ölümcül Tuzak, Oscar’a ulaşan Zero Dark Thirty. Ve mesleğin içinde bir benzeri yok!…

İngiliz ustalarİngiliz yönetmenler de iyi bir on yıl geçir-

di. Ken Loach hem çok verimli, hem de başa-rılıydı. Ve art arda Duygudan da Öte, Özgürlük Rüzgârı, İşte Özgür Dünya, Hayata Çalım At, Meleklerin Payı gibi filmlerle karşımıza geldi… Eskilerden Terry Gilliam, Çılgın Kardeşler ve Dr. Parnassus’u sundu. Son filmi Sıfır Teorisi’ni ise bizde izlemedik… Mike Leigh usta ise Ve-ra Drake – Hemşire ve Ömrümüzden Bir Sene ile zirveye çıkmıştı. Sonraki sessizliğini ise ya-kın zamanda gördüğümüz Mr. Turner’le boz-muş gözüküyor…

Neil Jordan, İçindeki Yabancı’da iyiydi, ama Bir Vampir Hikâyesi-Byzantium bayağı kötüydü. Şimdi Borjiyalar TV dizisini çekiyor… Paul Gre-

Page 13: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

Sunuş / 13

engrass daha başarılı oldu: Uçuş 93, Bourne serisinden Son Ültimatom, Kaptan Phillips…

Stephen Frears az, ama öz film yaptı. Krali-çe de, Umudun Peşinde de bizi mest etti… Jim Sheridan gibi bir siyasal filmler ustasının korku filmi çekeceğini kim düşünebilirdi: Korku Evi!… Kenneth Branagh ise şaşırttı. Oyun uyarlaması Sleuth – Ölümcül Oyun’la fantastik Thor arasın-da dağlar kadar fark vardı!…

Danny Boyle parlak bir dönem yaşadı: Os-car’a uzanan Milyoner’den 127 Saat’e… Mic-hael Winterbottom her zamanki gibi verimli ol-masına karşın, bize sadece Guantanamo Yo-lu adlı çok ilginç belgeseliyle ulaşabildi… Joe Wright ise tam zirvedeydi. Aşk ve Gurur, Ke-faret, Anna Karenina gibi harika klasik roman uyarlamalarının yanında, Hanna gibi bir aksi-yonda da başarı kazandı.

Stephen Daldry o harika Okuyucu’dan son-ra pek çalışmadı… Roger Michell daha çalış-kandı, ama bana ve bu kitaba ancak –çok sev-diğim– Paris’te Bir Haftasonu filmiyle ulaşabil-di… Jamaika kökenli, demek ki ‘kara derili’ Steve McQueen ise Açlık, Utanç ve en son Os-car’a ulaşan 12 Yıllık Esaret’le zirveye çıktı. Bi-raz tartışılır biçimde!…

Tom Hooper sadece iki filmle gönlümüzde taht kurdu: Zoraki Kral ve baş döndürücü bir Sefiller uyarlaması… Aynı şey genç David Ma-cKenzie için de söylenebilir: Yeryüzünde Son Aşk ve Yüksek Risk filmleriyle…

Fransa’dan veda edenler ve yenilerFransa’dan büyük usta Claude Chabrol ile

son filmlerinden İkinci Nefes’le kitaba giren Alain Corneau’yu aynı yıl, 2010’da yitirdik. Bir başka ustayı, Alain Resnais’yi ise 2014’te yitir-dik. Ama hepsi son günlerine dek çalıştılar. He-le en yaşlıları Resnais… 92 yaşında, son Can-nes şenliğinde yarışıp özel bir ödül aldıktan he-men sonra ölen sanatçının son filmleri, ne ya-zık ki ülkemize gelmedi. Ben bir festivalde izle-diğim Coeurs – Kalpler filminin eleştirisini, ona bir saygı jesti olarak kitaba aldım.

Yine emektar Costa-Gavras çabalarını inat-la sürdürdü. Bugün artık 82 yaşında olan sa-natçı, burada Cennet Batıda ve de Kapital film-leriyle yer alıyor. Ayrıca Ölümcül Çözüm’ü de ilginçti.

Son dönemde yaratıcı Fransız sinemasının en önemli adı François Ozon oldu. Bu kitapta da Ricky, Yuva, Kadın İsterse ile Genç ve Güzel filmleriyle yer aldı… Ticari, ama düzeyli Fransız

sinemasını Luc Besson temsil etti sayılabilir: Adele’in Olağanüstü Maceraları ve Lucy filmle-riyle… Hemen yanı başına Jerome Salle’ı ala-rak: Anthony Zimmer ve Largo Winch. Ayrıca Aşk Uğruna ve Zor Hedef filmlerine bayıldığım Fred Cavaye’yi…

Olivier Dahan ise aralarına tam yedi yıl gi-ren iki biyografik filmle parladı: Edith Piaf üzeri-ne La Mome – Kaldırım Serçesi ve de Monako Prensesi Grace...

Son dönemin dikkat çekebilen çok az Fran-sız yönetmeninden biri olan Sylvain Cho-met’nin Sihirbaz ve Attila Marcel’ini kitaba al-dım, tavsiye de ederim… Belki ardından Artist filmiyle ortalığı yakan Michel Hazanavicius ve de Ben, Kendim ve Annem’le beş Cesar almayı başaran Guillaume Gallienne gelebilir!

Aslen Belçikalı olup Fransa’da çalışan Luc ve Jean-Pierre Dardenne Kardeşler ise, ‘fran-cophone’ sinemaya iki güzel filmle katkıda bu-lundular: Lorna’nın Sessizliği ve Bisikletli Ço-cuk.

Alman sinemacılar, Haneke ve von TrierAlman sinemasından Wim Wenders yo-

lun sonuna gelmiş gibiydi. Her ne kadar Pina belgeseli harika olsa da… Almanya’nın sayılı uluslararası yönetmenlerinden Tom Tykwer de iyi çalıştı. Kendi adıma Koku uyarlamasını çok sevmedim, Bulut Atlası’nı ise hiç!… Ama Üç bence iyi bir filmdi, onun için bu toplama gir-di… Florian Henckel von Donnersmarck, Baş-kalarının Hayatı’yla Oscar aldıktan sonra, an-cak Turist filmini çekebildi… Christian Petzold ise Barbara adlı sıra dışı filmiyle umut bağlanan bir isim oldu.

Elbette Fatih Akın’ı da anmak gerekir: günü-müzün en önemli Alman sinemacılarından ola-rak... Ama biz onu Türk saymayı ve filmlerini Türk filmi eleştirilerini topladığımız kitaplarımı-za almayı yeğliyoruz. Herhalde Türkiye ile sı-kı ilişkisini hiç kesmediği ve her filminde biz-den olaylara, kahramanlara ve duyarlılıklara yer verdiği için...

Avusturyalı Michael Haneke eski kıtanın en önemli yaratıcı adlarından biri olmayı sürdür-dü. Saklı, Beyaz Bant ve nihayet Aşk çok önem-li filmlerdi… Danimarkalı Lars von Trier ise göz kamaştıran kariyerini tartışmalı filmlerle sürdür-dü. Son ve en çok yankı yapan filmi İtiraf – Ny-mphomaniac’yı festivalde izleyip yazmıştım. Ancak sansür, çıkmasına engel oldu. Ben yi-

Page 14: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

14 / Sunuş

ne de bu kitaba aldım: Deccal ve Melankoli’ye ek olarak…

Hollanda’dan da yetenekli bir sinemacı çık-tı: Anton Corbijn. Ve Kontrol’le başlayıp Cen-tilmen’den geçerek İnsan Avı’na ulaşan bir çizgide yükseldi. İki kuşak önceki vatandaşı Paul Verhoeven gibi dışarıda çalışmayı seçe-rek...

Avrupa sinemalarındanPolonya’ya geçersek, Roman Polanski ar-

tık –uzun zamandır– ülkesinin dışında çevirdi-ği filmlerden Oliver Twist ve Acımasız Tanrı ile hâlâ formda olduğunu gösterdi… Hemen he-men dönemdaşı olan Jerzy Skolimowski de öy-le. 2010’daki dönüş filmi Ölümüne Kaçış bek-lentilerin ötesindeydi… Yine dışarda –İngilte-re’de– çalışmak zorunda kalan Pawel Pawli-kowski ise Gizemli Kadın filmiyle bu toplama girdi, ama keşke İstanbul festivalinde görüp ba-yıldığım, ancak bizde gösterime girmediği için tam eleştirisini yazamadığım Ida filmi de yer ala-bilseydi…

İtalyan sinemasının üzerine ölü toprağı ser-pilmiş gibiydi. Eskilerden Taviani Kardeşler Se-zar Ölmeli’yle yetindiler ve güzel bir teselli ar-mağanı aldılar: Berlin’de bir Altın Ayı… ‘Çizme Sineması’nın belki günümüzdeki en önemli yönetmeni Paolo Sorrentino, Olmak İstediğim Yer ve özellikle Oscar’ı da alan Muhteşem Gü-zellik’le ilgi çekti… Gabriele Muccino ise yine ABD’deki çabalarını sürdürdü: Umudunu Kay-betme, Yedi Yaşam…

Yorulmak bilmez Ferzan Özpetek ise bir avuç güzel filmle karşımıza geldi. Ama tıpkı Fa-tih Akın gibi onları da Türk filmleri arasında sayıp değerlendirmeyi seçmiştik, öyle de gidiyor.

İspanyol sineması da parlak değildi. Car-los Saura usta verimini azalttı, bu kitaba da ülkemizde gösterilen son filmi olan Iberia ile girebildi… Pedro Almodóvar ise gözlerimizin önünde inişe geçti. Dönüş ve Kırık Kucaklaş-malar gibi iki muhteşem filmden sonra gelen İçinde Yaşadığım Deri ve özellikle Aklımı Oy-natacağım, birer büyük hayal kırıklığı oldu. İkisini de yazdım, ama buraya almaya gerek görmedim.

Çıkış yapan bir ülke küçücük İzlanda oldu. İki ilginç yaratıcı yönetmeni sayesinde… Bun-lardan Baltasar Kormákur, Son Vurgun ve Zor-lu İkili’yle bu toplama girdi… Dagur Kári ise Tu-tunamayanlar ve İyi Yürek’le dünyaya açıldı ve bize dek geldi.

Rus sinemacılarıTüm eski komünist ülkelerde olduğu gibi

Rus sinemasında da bunalım sürdü. İki çağ-daş usta son filmlerini büyük zorluklarla çeke-bildiler. Alexander Sokurov sadece Alexand-ra ve Faust’u yönetebildi. Andrey Zvyagintsev ise Sürgün ve Elena’yla karşımıza geldi. (Sür-gün’ün eleştirisini yetersiz bulduğum için bu-raya alamadım, yeniden izleyip yazacak vak-tim de olmadı.)

Bir diğer ilginç Rus sinemacısı, Kazak kö-kenli Timur Bekmambetov, ülkesinde başladı-ğı sinemada özellikle Gece Nöbeti ve Gündüz Nöbeti filmleriyle parladı, sonra Batı’ya geç-ti. Ve ABD’de (bu kitapta bulacağınız) Wanted ve de Vampir Avcısı: Abraham Lincoln filmlerini çevirdi. Şimdi yeni Ben-Hur’a hazırlanıyor. Ne-reden nereye!…

Angelopoulos ve KusturicaBalkan sinemaları da genelde zayıftı ve üs-

telik önemli kayıplar verdi. Yunanistan’ın dahi sinemacısı Angelopoulos önce sinemasal gü-cünü, sonra da hayatını yitirdi. Ve bunlar iç içe oldu: yeni ve iddialı bir üçlemeye başlayan sa-natçının ilk iki filmi beğenilmedi. Ben de be-ğenmeyenler arasındaydım, bu nedenle de buraya sadece ikinci bölüm olan Zamanın To-zu’nu aldım.

Ama o, üçlemenin son bölümünü çekerken feci bir kazada öldü: 2012 yılında ve 76 yaşın-da… Bu bölüm üçlemeyi tamamlayayıp bütün-leyebilir, böylece hepimize tükürdüğümüzü ya-latabilir miydi?

Belki de… Artık hiç bilemeyeceğiz. Benzer bir şey Bosnalı (kimilerine göre Sırp)

yönetmen Emir Kusturica için de oldu. O Al-lah’a şükür hayatta, ama bu dönemde sadece Bana Söz Ver filmiyle karşımıza geldi. Ve onu da beğenmedik. Söylemeye utanıyorum, ama benim 1995’te çıkan 100 Yılın 100 Yönetmeni kitabıma aldığım bu iki önemli sanatçıyı yirmi yıl sonra böyle eleştirmek bana da ağır geliyor. Ama gerçeği, en azından düşündüğümü yaz-mak zorundayım. Sanatçılar da yaşlanıyor… Kimilerinizin “evet, eleştirmenler de” dediğini duyar gibiyim!…

Belki de… Ancak bu yüzden, başlarda al-mamayı seçtiğim bu eleştirileri son anda kita-ba dahil ettim. En azından niçin beğenmediği-mi anlatabilmek umuduyla…

Buna karşılık Bosna’dan çıkan Danis Tano-vić ülkesinin medarıiftiharı oldu. Ve Güzel Bir

Page 15: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

Sunuş / 15

Hayat Düşlerken ve Bir Hurdacının Hayatı film-leriyle bu toplamda yer aldı.

Rumen ve İran sinemalarıBalkanlar’da bu son dönemde filmleri en il-

gi gören ülke, sanırım Romanya oldu. Ezelden beri güçlü bir mizaha dayanan incelikli ve öz-gün bir sineması vardı zaten… Böylece Bük-reş’in Doğusu ile Corneliu Porumboiu, 4 Ay 3 Hafta 2 Gün’le Cristian Mungiu, Paris’te Son Konser’le Radu Mihaileanu, Çocuk Pozu’yla Calin Peter Netzer vb. isimler sinemaseverle-ri mutlu etti.

Elbette Balkanlar’da sineması gerçekten parlayan ikinci ülkenin Türkiye olduğu söyle-nebilir. Ama o ayrı bir konu!…

Doğu yanındaki komşularımızdan İran’ın büyük ustası Abbas Kiarostami daha sakindi. Yine de Aslı Gibidir’le gönüllerimizi fethetti… Yeni gelen kuşaktan ise Asghar Farhadi göz doldurdu: bol ödül toplayan Bir Ayrılık ve Geç-miş filmleriyle…

Yine Doğu yanımızdaki İsrail ise yaratıcı canlandırma sinemacısı Ari Folman’dan dü-zeyli iki filmle bizlere ulaştı: Beşir’le Vals ve Son Şans.

Yanı başına, Fransız sanatçısı Vincent Pa-ronnaud ile birlikte ‘politik canlandırma’ Per-sopolis’le büyük çıkış yapan ve Azrail’i Bekler-ken ile bunu bir ölçüde sürdüren kadın sanatçı Marjane Satrapi eklenebilir.

Yine Doğu yanımızdaki İsrail ise yaratıcı canlandırma sinemacısı Ari Folman’dan dü-zeyli iki filmle bizlere ulaştı: Beşir’le Vals ve Son Şans…

Dünya sinemalarına bakışKanada’dan Denis Villeneuve İçimdeki Yan-

gın’la kitaba girdi, ama ayrıca Tutsak ve Düş-man filmleri de bizde oynadı… Xavier Dolan ise Annemi Öldürdüm ve Tom Çiftlikte’yle sinema-severlere ulaştı. Ben ikincisini aldım.

Latin Amerika’dan gelen sanatçılar, artık uluslararası planda çalışıyor. Andığımız Alfon-so Cuarón gibi… Ayrıca Meksikalı Alejandro González Iñárritu, Babil ve Biutiful ile bizleri yi-ne hayran bıraktı… Brezilya’dan Fernando Me-irelles ise Arka Bahçe, Körlük ve 360’la ön pla-na çıktı…

Uzakdoğu’ya bakarsak… Önce Avustralya. Bu kendine özgü sinemanın yetiştirdiği usta-lardan Peter Weir, şu son on yılda sadece Öz-gürlük Yolu’nu yaptı. Biz de gereğince değer-

lendirdik… Yurttaşı Jane Campion da çok et-kin olamadı. Ve bize sadece Parlak Yıldız’ı sun-du. Ama Cannes’da jüri başkanı olarak Kış Uy-kusu’na gösterdiği sevgiyi artık milletçe unut-mayacağız!…

Yeni Zelandalı usta Peter Jackson ise bu dönemde bir King Kong yeniden-çevrimi ve de Hobbitt: Beklenmedik Yolculuk’la karşımıza geldi. Anlaşılan Hobbitt serüvenlerini sürdüre-cek…

Japonya’dan hemen sadece eşsiz canlan-dırma ustası Hayao Miyazaki vardı, göze çar-pan… Ve bizlere özgün grafiğiyle Yürüyen Şato ve Rüzgâr Yükseliyor’u yolladı.

Koreli usta Kim Ki-duk, zirvede olmayı sür-dürdü: Yay, Nefes ve Acı adlı enfes filmleriyle… Yine Koreli Park Chan-wook, kitabımıza Lanetli Kan adlı son filmiyle girdi… Çin sinemasının yıl-lanmış ustası Zhang Yimou, Altın Çiçeğin Lane-ti ve Savaşın Çiçekleri adlı iki güzel filmle ara-mızdaydı… Bir başka Çinli usta, Wong Kar-wai ise yine iki başyapıtıyla kitaba konuk oldu: Be-nim Aşk Pastam ve de Büyük Usta.

Son birkaç notİşte son on yılda dünya sinemasına bu top-

lama giren yönetmenleri eksen alarak bir genel bakış denemesi… Elbette her şeyi göremezsi-niz, her filme erişemezsiniz. Benim de kaçırdı-ğım kimi filmler oldu. Ama emin olun, bu on yıl-da da ilke olarak her önemli filme yetişmeye ve üzerine birkaç söz yazmaya çabaladım.

Bunun için önemli bir kaynak, izlediğim festivallerde gördüğüm filmler üzerine he-men, sıcağı sıcağına notlar alma huyumu ge-liştirmek oldu. Ne yazık ki bu filmlerin bir bö-lümü gösterime çıkmıyor ve böylece o notlar, tam bir eleştiri yazısına dönüşemeden kadük oluyor.

Bu kitapta gösterime giremeyen filmler üze-rine sadece üç yazı var. Onlar da Kalpler, In-to the Wild ve İtiraf filmleri için… İlkini Ala-in Resnais’ye saygımdan, ikincisini en azın-dan DVD’si çıktığında sempatimden, üçüncü-sünü ise filmin gösterime çıkacağı haberi üze-rine ve geniş bir inceleme olarak yazmıştım. Ama film yasaklandı, yazıyı da filmin ve yönet-meni von Trier’in artık sinema tarihinin parça-sı olmuş önemi nedeniyle kitaba almayı uygun gördüm.

İşte böylece son on yılın panoraması, eleşti-rilerin süzgecinden geçerek önünüzde… O bit-meyen seriler, o çılgın süper-adamlar, o tekno-

Page 16: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

16 / Sunuş

loji harikaları, o özel efekt mucizeleri, o güm-bür gümbür aksiyonlar… Ya da artık suyu çık-mış denen ‘aşk filmleri’ konusunda yepyeni şeyler söylemeyi, hepimizi yeniden ‘âşık etme-yi’ başaran filmler. Sadece bu alanı örnekler-sem, Haneke’nin ve Jonze’nin Aşk’ları ya da Aşk Şimdi, Aşk ve Gurur, Aşk Uğruna, Aşkın Ki-tabı ya da Yeryüzünde Son Aşk gibi filmler.

Ama aynı zamanda, alabildiğince yaratı-cı filmler, bağımsız çabalar, has sanatçıların küçücük bir filmde bile derin yeteneklerini ve dünyaya kişisel bakışlarını dışavurma olanak-ları… Neyse ki, tüm o sanayileşme, kapitalist-leşme, mekanikleşip sıradanlaşma eğilimlerine karşın, bu olanak hep ve hâlâ var!…

İki önemli teşekkürBitirmeden, iki teşekkür. Biri, bu tür ‘yazıla-

rın derlenmesi’ dahil bunca kitabımı, hem de her defasında büyük bir özenle hayata geçiren ve böylece bana hâlâ görebildiğimce filmi izle-yip yazma gücünü ve ‘belki bir gün yayınlanır’ umudunu veren Remzi Kitabevi sahiplerine ve çalışanlarına…

Diğeri de elbette bu yayınları alıp okuyarak bana asgari bir tüketici kitlesi sağlayan o ka-dir kıymet bilir, sadık ve sinemasever okurları-ma… Sizler olmasaydınız bu yazılar yazılmaz, bu sözler edilmez ve bu filmler ölümsüzleş-mezdi. Sağ olun, var olun!…

Atillâ DorsayEylül 2014

Page 17: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,

Acı Reçete / 17

HD 2

Gizemli bir Doğu öyküsü

Acı éééé (PIETA) Yönetim, senaryo ve müzik: Kim Ki-duk / Görüntü: Jo Young-Jik / Oyuncular: Min-soo Jo, Eunjin Kank, Jae-rok Kim / Kore filmi, 2012

Güney Kore sinemasının ustası Kim Ki-duk’un uzun bir sessizlikten sonra parlak dönüşü. Bu fil-mi Venedik 2012’de Altın Aslan aldıktan sonra dünyayı dolaşmıştı, sonunda bize de geldi.

Film, çağdaş Güney Kore’nin gecekondu-lar tabanı üzerindeki yoksulluk ve çaresizliğinin bir parabolü. Kurbanları sadece ilkel atölyelerin-de çalışan emekçiler olan bir çete, onlara ver-diği kredilere büyük faizler uygulayarak ve son-ra büyük borçların altına sokarak sömürmekte-dir. Çetenin vurucu gücü ve celladı ise, alabildi-ğine zalim ve psikopat bir genç adamdır: Yalnız yaşayan, hayatında hiçbir sevgiye yer olmamış, bir çiçeği bile sevememiş bir yalnız şövalye.

Birden karşısına çıkan yaşı belirsiz bir kadın, yıllar önce onu terk edip gitmiş annesi olduğu-nu iddia ederek adamın hayatına dalar. Aldı-ğı tepki, yoğun bir nefret, müthiş bir şiddet ve tecavüze dek varan bir zalimlik olur. Acaba o yaşsız kadın gerçek anne midir? Ve adamın ru-hunu sükûnete kavuşturabilir mi?

Ki-duk, bir kez daha farklı uygarlığın adlarını bile doğru dürüst okuyamadığımız, gelenekleri-ne yabancı olduğumuz bireylerini yanı başımı-za dek getiriyor ve evrensel kılıyor. Türlü biçim-lerde okunabilecek bir film bu: Melodramatik bir ana-oğul hikâyesi, mistik soslu bir şiddet göste-risi, baskı altında ezilen çaresiz bir toplumun bi-rey ve aile çerçevesinde duyulan çığlığı.

Ancak nasıl okursanız okuyun, sizi avucunun içine alan ve gizemli bir çekiciliği olan bir film. Ustanın tüm filmlerinde olduğu gibi… Özgün, güçlü ve etkileyici bir yapım, onun Boş Ev gün-lerine döndüğü bir sinema zirvesi.

En uzun yolculuklar, bir adımla başlar…

Acı Bir Hayat Öyküsü ééé

(PRECIOUS) Yönetmen: Lee Daniels / Senaryo: Geoffrey Fletcher / Görüntü: Andrew Dunn / Müzik: Mario Grigorov / Oyuncular: Gabourey Sidibe, Mo’Nique, Paula Patton, Mariah Carey, Sherri Shepard, Lenny Krawitz / Amerikan filmi, 2009

Her şeyiyle tam bir ‘bağımsız sinema’ örne-ği: Marjinal kahramanları, özgür anlatımı, gev-

şek kurgusu, sürekli kıpır kıpır kamerası, ama-töre yakın oyuncuları… Ama tüm bu ögelerden öylesine enerjik bir sinema ve öylesine drama-tik bir öykü çıkıyor ki, insanı afallatıyor.

Evet, kısa adıyla Precious, hakkında duydu-ğunuz her şeyi doğrulayan, hatta onun ötesine geçen bir film. New York’un göbeğindeki zenci mahallesi Harlem’i sinemada çok izledik. Ama daha önce böylesine modern bir insanlık traje-disine dekor oluşturmuş muydu?

Son derece şişman, içedönük, hayata küs-müş, 16 yaşındaki kapkara Precious’un öykü-sü, romanın yazarının gerçekten tanıdığı bir ki-şiliğe dayanıyor. Ortalarda gözükmeyen baba-sı tarafından iğfal edilip iki gayrimeşru çocuk doğurmuş, her şeyi bilip gören annesinin acı-ması yerine inanılmaz nefretini çekmiş, sınıfın-da hep en arka sırada oturup hiç konuşmamış ve hiç el kaldırmamış olan Precious, Amerikan Rüyası’nın arka bahçesini, giderek çöplüğünü temsil ediyor. Belli bir sosyal güvence sistemi-ne karşın, özellikle zenci kesime egemen olan cahillik, bilgisizlik ve ilkellik, iç acıtan sonuçla-ra yol açıyor.

Bu önemli filmin seyri kolay değil. Ama ken-dilerini, bu kez ABD’nin zenci kesiminde odak-laşmış olan dünya bahtsızlarının öyküsüne yo-ğunlaştırabilenler, bu filmden üstün bir tat ala-caklar. Gerçi acıyla, öfkeyle karışık bir tat, ama tüm gerçek trajedilerde öyle değil midir?

Üstelik onca kedere rağmen, film umutlu bi-çimde bitiyor. Çünkü ‘en uzun yolculuklar, bir adımla başlar’. Ve Precious, her şeye karşın, o adımı atmayı başaracaktır… Anne rolünde Mo’Nique, yardımcı oyuncu olarak aldığı Os-car’ı hem de nasıl hak ediyor!…

Ama başroldeki Gabourey Sidibe’den sosyal güvenlik görevlisi Mariah Carey’e, herkes muh-teşem. Gerçekçi sinemada bir çağdaş zirve…

İlaç sanayinin arka perdesi

Acı Reçete ééé

(SIDE EFFECTS) Yönetim ve görüntü: Steven Soderbergh / Senaryo: Scott Z. Burns / Müzik: Thomas Newman / Oyuncular: Jude Law, Rooney Mara, Catherine Zeta-Jones, Channing Tatum, Vinessa Shaw / Amerikan filmi, 2013

Kendine özgü, ilginç bir modern kara film. Genç bir kadın, hapisten yeni çıkmış yakışıklı ko-casını tutkuyla karşılar. Ama daha ilk gece yatak-

Page 18: ATİLLÂ DORSAY - RemziÖnce niye 5’li yıllar? Oysa Türk filmlerini çok daha öncesinden (70’lerden) başlayarak onar yıllık yaklaşımlarla toparlamış değil miy-dim? 70’ler,