111
Değerli Standard Okuyucuları, Ocak – Haziran ayları arasında ülkemizi ziyaret eden turist sa- yısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,58 artış göstere- rek 13 milyon 27 bin 494’e yük- seldi. Burada Türkiye’nin son yıllarda dünya çapında yapmış olduğu tanıtımların ve uluslara- rası ilişkilerdeki atılımlarının etki- si elbette çok önemli. Sektörel gelişmeleri sürdürülebilir kılmak, belli standardlara uyularak oluş- turulan kaliteye dayalı bir altyapıdan geçmektedir. Türkiye gün geçtikçe tu- rizm sektöründe bir dünya markası haline gelmeyi sürdürüyor. Bu marka- laşmayı sürdürülebilir kılmak ülkemizde yediden yetmişe herkesin üstlen- mesi gereken önemli bir görevdir. Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğ- rul Günay’ın dediği gibi, sektöre teşvik sağlamak, bürokratik engelleri kaldır- mak, sektördeki firmaları belgelendirerek turizmde belli bir standardı yakala- mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş- mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü (TSE) olarak Sayın Bakanımızın belirttiği konularda turizm sektörümüze her türlü desteği ve hizmeti vermeye hazırız. Geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde İstanbul’da İslam Ülkeleri Standardizas- yon ve Metroloji Enstitüsünün (SMIIC) İkinci Genel Kurul Toplantısına ev sa- hipliği yaptık. SMIIC’in uluslararası alanda daha aktif ve etkili bir kuruluş olması için öncelikli amacımız İslam ülkelerindeki belgelendirme, gözetim, muayene, laboratuvar ve kalibrasyon alanlarındaki kuruluşların birbirleriy- le iş birliği yapabilecekleri bir zemin oluşturmaktır. SMIIC’in kurumsal ya- pısını oluşturmak için attığımız önemli bir adım da SMIIC Genel Merkezini açmak olacaktır. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde SMIIC Genel Merkezini İstanbul’da açacağız. Değerli okuyucular, içinde bulunduğumuz 11 ayın sultanı Mübarek Ramazan’ın milletimize ve İslam âlemine rahmet, huzur ve bereket getirme- sini; hayırlara vesile olmasını diliyorum. Saygılarımla. Basyazı , Yıl: 50 • Sayı: 591 • AĞUSTOS 2011 Sahibi Türk Standardları Enstitüsü Adına Hulusi ŞENTÜRK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Bilal DURDALI Yayına Hazırlayanlar O. Murat PERÇİN A. Sabit YÖNEY • Türkay BİRBEN Aslıhan KÖKER • Canan DOĞAN Belgin TAŞDİREK • Mehmet Fatih IŞIK Ebru CEM Yönetim Yeri TSE Pazarlama ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı Necatibey Cad. No:112, 06100 Bakanlıklar / ANKARA Tel: 0.312. 416 63 12 • 416 63 25 Faks : 0.312. 416 65 84 e-mail: [email protected] Reklam ve Abone Ayşe Nedret GÜNEŞ Tel: 0.312. 416 63 17 e-mail: [email protected] 2011 Yılı Reklam Tarifesi Arka Kapak: 2000 TL + KDV Kapak İçleri: 1500 TL + KDV Son Sayfa: 1500 TL + KDV İç Tam Sayfa: 1300 TL + KDV Grafik Tasarım Aydın TUTÇALI Tasarım, Baskı, Dağıtım KORZA YAYINCILIK Basım San. ve Tic. Ltd. Şti. Büyük San. 1. Cadde 95/1 İskitler-Ankara Tel:0.312 342 22 08 • Fax: 0.312 341 14 27 www.korzabasim.com.tr Yayın Türü: Yerel Süreli Basım Tarihi: 18.08.2011 Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler yazarına ait olup Derginin ve yazarın adı alınarak iktibas edilebilir. Dergimize gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Hulusi Şentürk TSE Başkanı

Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Değerli Standard Okuyucuları,

Ocak – Haziran ayları arasında ülkemizi ziyaret eden turist sa-yısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,58 artış göstere-rek 13 milyon 27 bin 494’e yük-seldi. Burada Türkiye’nin son yıllarda dünya çapında yapmış olduğu tanıtımların ve uluslara-rası ilişkilerdeki atılımlarının etki-si elbette çok önemli. Sektörel gelişmeleri sürdürülebilir kılmak, belli standardlara uyularak oluş-turulan kaliteye dayalı bir altyapıdan geçmektedir. Türkiye gün geçtikçe tu-rizm sektöründe bir dünya markası haline gelmeyi sürdürüyor. Bu marka-laşmayı sürdürülebilir kılmak ülkemizde yediden yetmişe herkesin üstlen-mesi gereken önemli bir görevdir. Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğ-rul Günay’ın dediği gibi, sektöre teşvik sağlamak, bürokratik engelleri kaldır-mak, sektördeki firmaları belgelendirerek turizmde belli bir standardı yakala-mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü (TSE) olarak Sayın Bakanımızın belirttiği konularda turizm sektörümüze her türlü desteği ve hizmeti vermeye hazırız.

Geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde İstanbul’da İslam Ülkeleri Standardizas-yon ve Metroloji Enstitüsünün (SMIIC) İkinci Genel Kurul Toplantısına ev sa-hipliği yaptık. SMIIC’in uluslararası alanda daha aktif ve etkili bir kuruluş olması için öncelikli amacımız İslam ülkelerindeki belgelendirme, gözetim, muayene, laboratuvar ve kalibrasyon alanlarındaki kuruluşların birbirleriy-le iş birliği yapabilecekleri bir zemin oluşturmaktır. SMIIC’in kurumsal ya-pısını oluşturmak için attığımız önemli bir adım da SMIIC Genel Merkezini açmak olacaktır. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde SMIIC Genel Merkezini İstanbul’da açacağız.

Değerli okuyucular, içinde bulunduğumuz 11 ayın sultanı Mübarek Ramazan’ın milletimize ve İslam âlemine rahmet, huzur ve bereket getirme-sini; hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Saygılarımla.

Basyazı,Yıl: 50 • Sayı: 591 • AĞUSTOS 2011

Sahibi

Türk Standardları Enstitüsü Adına

Hulusi ŞENTÜRK

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Bilal DURDALI

Yayına Hazırlayanlar

O. Murat PERÇİN

A. Sabit YÖNEY • Türkay BİRBEN

Aslıhan KÖKER • Canan DOĞAN

Belgin TAŞDİREK • Mehmet Fatih IŞIK

Ebru CEM

Yönetim Yeri

TSE

Pazarlama ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı

Necatibey Cad. No:112, 06100

Bakanlıklar / ANKARA

Tel: 0.312. 416 63 12 • 416 63 25

Faks : 0.312. 416 65 84

e-mail: [email protected]

Reklam ve Abone

Ayşe Nedret GÜNEŞ

Tel: 0.312. 416 63 17

e-mail: [email protected]

2011 Yılı Reklam Tarifesi

Arka Kapak: 2000 TL + KDV

Kapak İçleri: 1500 TL + KDV

Son Sayfa: 1500 TL + KDV

İç Tam Sayfa: 1300 TL + KDV

Grafik Tasarım

Aydın TUTÇALI

Tasarım, Baskı, Dağıtım

KORZA YAYINCILIK

Basım San. ve Tic. Ltd. Şti.

Büyük San. 1. Cadde 95/1 İskitler-Ankara

Tel:0.312 342 22 08 • Fax: 0.312 341 14 27

www.korzabasim.com.tr

Yayın Türü: Yerel Süreli

Basım Tarihi: 18.08.2011

Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler

yazarına ait olup Derginin ve yazarın

adı alınarak iktibas edilebilir. Dergimize

gönderilen yazılar yayınlansın veya

yayınlanmasın iade edilmez.

Hulusi ŞentürkTSE Başkanı

Page 2: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

2

içindekiler26

Söyleşi:

Sağlık Turizmi Derneği Başkan YardımcısıFeyzullah AKBEN

34

Haberler

4

TSE Helal Gıda Belgelendirme Faaliyetine Başladı

8

37

48

Clup Nena Genel Müdürü Ceren AKÇELİK

52

Güral Premier Tekirova Genel Koordinatörü M. Fazıl DERTLİOĞLU

Sueno Beach Side Genel Müdürü Yaşar ERSOY

50

Özürlüler İçin: Engelsiz Turizm

72

ICF Airports’ta Entegre Yönetim Sistemleri

7067

Turizm Eğitiminde Kalitenin Önemi

Türkiye’de İnanç Turizminin Geleceği

Turizmde Kalite ve Sürdürülebilirlik

Ekonomik ve Teknik Dergi • Yıl:50 • Sayı: 591 • AĞUSTOS 2011 • ISSN: 1300-8366

TUR

iZM

Page 3: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

içindekiler2212 16içindekilerCalista Luxury Resort Hotel Genel Müdürü Ali KIZILDAĞ

TS EN ISO 18513:2003

54

Türkiye’de Yat Turizminin Gelişimi

Zehirli Bitkiler

Yaşam Alanlarının Biyoharmolojik Uygunluk Değerlerinin Belirlenmesi ve Standardizasyonu

60

86

92Türkiye’mizin Turizm Özellikleri

79

Turizmde Öncelik Doğaya mı Yoksa Kültüre mi Verilmeli

Bilgi Yönetimini Nerede Kullanacağız?

Teknik Kurul Kararları

64

107

108

Sueno Hotels Golf Belek Genel Müdürü Kurtuluş GÜLŞEN

46

Turizm Sektörü ve Profesyonel Turist Rehberliği

38 42

Söyleşi:

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran ULUSOY

Ayın Konuğu:

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY

Söyleşi:

Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü; Temel KOTİL

Page 4: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

4

SMIIC’in II. Genel Kurul Toplantısı İstanbul’da Yapıldı…

HA

BER

LER

İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) II. Genel Kurul Toplantısı, Türk Standardları Ens-titüsünün (TSE) ev sahipliğinde 12 – 13 Temmuz 2011 tarihinde İstanbul’da yapıldı. Toplantıya TSE ve SMIIC Başkanı Hulusi Şentürk’ün yanı sıra SMIIC’e üye ülke kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

TSE ve SMIIC Başkanı Hulusi Şentürk açılışta yaptığı konuşmada SMIIC’in tarihsel gelişimine değinerek he-nüz SMIIC’e üye olmayan İslam ülkelerini bu iş birliği-nin yaratacağı sinerjiden yararlanmaya davet etti. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) çatısı altında 3 yıllık bir çalışmanın ürünü olarak hazırlanan helal gıda alanındaki 3 standar-dın 16 – 17 Mayıs 2011 tarihlerinde Kamerun’da dü-zenlenen SMIIC Teknik Komite Toplantısında SMIIC’in ilk standardları olarak kabul edildiğine dikkat çeken Şentürk, “SMIIC İslam ülkelerindeki belgelendirme, gözetim, muayene, laboratuvar ve kalibrasyon alanla-rındaki kuruluşların birbirleriyle iş birliği yapabilecekleri bir zemin oluşturmalıdır. İş birliğimizi geliştirmek mec-buriyetindeyiz. TSE olarak her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu hepinizin huzurunda ifade etmek istiyo-rum. İnşallah önümüzdeki dönemde SMIIC üye sayı-sının artırılması ve faaliyet alanının genişletilmesiyle il-gili çalışmalar yapacağız” dedi. Şentürk ayrıca SMI-IC Genel Merkezi’nin önümüzdeki birkaç ay içerisin-de İstanbul’da faaliyete geçeceğinin müjdesini verdi.

TSE ve SMIIC Başkanı Hulusi Şentürk’ün yaptığı açılış konuşmasının ardından İslami İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ge-nel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun mesa-jı İİT Temsilcisi Hasan Oker Gürler tarafından okundu.

İhsanoğlu gönderdiği mesajda SMIIC’in üye devletler arasında malların ve hizmetlerin değişimini kolaylaştı-racak standardların uyumlaştırılması, ortak akreditas-yon ve sertifikasyon mekanizmasının kurulması yoluyla ekonomik iş birliklerini ve serbest ticareti teşvik etmek üzere acil eylemleri devam ettirmesinin İslam toplu-munun müşterek ekonomik refahı yararına olacağını ifade ederek İİT’nin SMIIC’i sorunsuz bir şekilde iş-leyişi ve görevlerini yerine getirmesini sağlamak için SMIIC’e destek vermeye devam edeceğini belirtti.

SMIIC’in mevzuatıyla ilgili kararların alındığı top-lantıda son olarak bir sonraki Genel Kurula kadar SMIIC’e geçici Genel Sekreter olarak TSE Riyad Temsilcisi Haluk Dağ seçildi.

4

Page 5: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Yukarıdaki Booto Angon Charles’in TSE Başkanı Hulusi Şentürk’e II. SMICC Yönetim Kurulu ve Genel Kurulu ev sahipliğinden dolayı yolladığı teşekkür mektubunun tercümesi:

Sayın Başkan,

Kamerun Standardlar ve Kalite Kurumu, geçtiğimiz Temmuz ayında İstanbul’da gerçekleştirilen II. SMIIC Yönetim Kurulu ve Genel Kuruluna ev sahipliği yapan tüm TSE personeline saygılarını sunar.

Kamerun Standardlar ve Kalite Kurumu olarak Sn. Hulusi Şentürk’ü yeni TSE Başkanı olarak ve ayrıca SMIIC Yönetim Kurulu ve SMIIC Genel Kurulu Başkanı olarak seçilmesinden dolayı tebrik ediyoruz. Kamerun delegasyonu bu iki önemli toplantının organizasyonu, yürütülüşü ve başarısının yanı sıra İstanbul’da kendisine gösterilen misafirperverlik dolayısıyla Enstitünüzü kutlar.

Delegasyonunuzla İstanbul’da yapılan görüşmeyi takiben Sayın Cevdet Özmen’in gönderdiği mektubu almaktan dolayı memnuniyetimizi bildirir, iş birliğimizin yeni yönelimi konusundaki önerileri titizlikle değerlendirmekte olduğumuzu bilgilerini-ze arz ederiz.

İş birliğimizde bu yeni dönemin en iyi şekilde değerlendirileceği dileğiyle, Sayın Başkana en derin saygılarımızı sunarız.

5 AĞUSTOS 2011

Page 6: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

6

HA

BER

LER

Türk Standardları Enstitüsünde artık bir gele-nek haline gelen iftar yemeği bu yıl da TSE yemekhanesinde verildi.

TSE’nin düzenlediği geleneksel iftar yemeği davetine TSE Başkanı Hulusi Şentürk’ün da-vetlisi olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Baka-nı Nihat Ergün, Ak Parti Ankara Milletveki-li Yalçın Akdoğan, Bilim, Sanayi ve Teknolo-ji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, Bakanlık Müsteşarı Prof. Dr Er-san Aslan, TSE Yönetim Kurulu Üyeleri Ha-lil İbrahim Keleş, Muhammet Aydın, TSE Ge-nel Sekreteri Üzeyir Karagöz, Genel Sekreter Yardımcıları Ahmet Pelit ile Ahmet Kurter, TSE personeli ve çok sayıda davetli katıldı.

TSE’de Geleneksel İftar Yemeği…

Page 7: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

7 AĞUSTOS 2011

HA

BER

LER

Kalibrasyonda en güvenilir adres Türk Standardları Enstitüsü (TSE), ana faaliyetlerinden olan kalibras-yon hizmetlerini sanayicilere ve kamu kuruluşlarına daha uygun bir şekilde sunmak için 2011 Yılı Ücret Yönergesini yayınladı.

TSE Kalibrasyon Merkezi Başkan-lığı tarafından yayınlanan yöner-gede Kamu Kurumları ile Sağlık Sektörü’ne (Kamu veya özel has-taneler) % 50, toplam kalibrasyon tutarı 10 bin TL ve üzeri olan baş-vurulara ise % 70 indirim; özel sek-törden yapılacak 5 bin TL ve üzeri kalibrasyon taleplerinde % 30 indi-rim uygulanacağı belirtiliyor.

TSE’den sürekli kalibrasyon hiz-meti alma talebinde bulunacak kuruluşlarla da yapılacak özel pro-tokollerle, karşılıklı mutabık kalınan şart ve fiyatlar ile çalışma yapıla-cak. TSE’den yapılan açıklamada şimdiye kadar bu yönerge çerçe-vesinde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Isparta Ticaret ve Sanayi Odası, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası, Burdur Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, Türk Telekom A.Ş., Mersin Üniversitesi, ATM A.Ş. ve Global Teknik A.Ş. ile protokol im-zalandığı belirtildi.

TSE Kalibrasyon Merkezi Başka-nı Doğan Yazar, “paydaşlarımızın memnuniyetini kaliteli hizmetle sağlamayı hedefliyoruz. Ülkemiz sanayicilerinin ve kamu kuruluş-larının cazip uygulamalarımızdan faydalanabilmesi için karşılıklı gö-rüşmelerimiz devam ediyor” dedi.

Doğru Kararlara Ancak Doğru Verilerle Ulaşılır

“TSE Kalibrasyon İçin En Güvenilir Adres”

Page 8: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

8

Neden?

Yaşadığımız dünya ve çağ, gelişmiş teknolojilerin in-san hayatını kolaylaştırdığı kadar karmaşıklığı da bera-berinde getirmektedir. Tabii olandan uzaklaştıkça, bu karmaşıklık daha da artırmakta hatta bazı hususlarda, hayatı zorlaştırabilmektedir. Gelişen ulaşım ve iletişim teknolojileri ise insan için dünyayı küçük bir köy me-safesine indirgemiştir. Mobilitenin çok ileri bir seviyeye ulaştığı günümüzde, insanların tanımadıkları farklı kül-türlere sahip mekânlarda bulunmalarını da bir mecbu-riyet haline getirmiştir.

Bunlardan en önemlisi de helal hassasiyeti olan insan-ların gerek yaşadıkları coğrafyada gerekse de bulun-maları gereken yerlerde temel ihtiyaçlarını karşılamak-da yaşadıkları sıkıntılardır. Özellikle beslenme ihtiyaç-larını karşılamakta yaşanan problemler ön plana çık-maktadır. Gıdaların, üretim, ambalajlama, nakil, depo-lama ve sunum zincirindeki modern çağın karmaşıklığı içinde helal hassasiyeti taşıyan insanlara güvenilir bes-lenme imkânı sunulması son derece önemlidir. Gıda güvenliği konusu ise tüm insanlığın temel problemidir. Bu problemlerin çözümü olarak, uluslararası kuruluşla-rın mutabakatı ile ISO 22000 serisi standardlar oluştu-rulmuştur. Ancak bu standardlar helal şartlarını kapsa-mamaktadır. Bu nedenle, helal şartlarının belirlenmesi maksadı ile helal hassasiyeti taşıyan coğrafyanın insan-ları hem kendi ülkelerinde hem de tüm dünyada gerekli olan standard çalışmalarına ihtiyaç duymuşlardır.

Standard Çalışmaları

Helal Gıda standard hazırlama çalışmalarının İKT (İs-lam Konferansı Teşkilatı) çatısı altında başladığı Nisan 2008’den itibaren ülkemizde İKT üyelerinin geniş katı-lımıyla yapılan üç toplantı sonucunda hazırlanan Helal Gıda Standardlarının (OIC/SMIIC 1: 2011 “Helal Gıda Genel Klavuzu”, OIC/SMIIC 2: 2011 “Helal Belge-lendirmesi Yapan Kuruluşlar için Klavuz” ve OIC/SMIIC 3: 2011 “Helal Belgelendirme Kuruluşlarını Akredite Eden Akreditasyon Kuruluşu Klavuzu”), 13 SMIIC (The Standards and Metrology Instıtu-te for Islamıc Countries) üyesi ülke ile SMIIC üyesi olmayan İKT ülkelerinin de gözlemci statüsünde katılı-mıyla 16-17 Mayıs tarihlerinde Kamerun’da düzenlen-miş toplantıda alınan karar gereğince SMIIC standard-ları olarak yayımlanması hususu kabul edilmiştir.

Bilindiği üzere ülkemizde helal gıda alanında ulusal dü-zeyde ayrıca yürütülen herhangi bir standard hazırlama ve belgelendirme çalışması bulunmamakta olup, ulus-lararası standardizasyon faaliyetlerinin belli bir olgun-luğa erişmesi dikkate alınmaktadır. Uluslararası kabul edilen standardlar, TSE’nin taraf olduğu anlaşmalar gereği ve standard hazırlama faaliyetleri çerçevesinde İngilizce orijinal dilinde adapte standard veya Türkçe çevirisi yapılarak, Türk Standardı olarak yayınlanmak-tadır.

Bu çerçevede, Enstitümüz Uluslarası Standardizas-yon Teşkilatı (ISO), Avrupa Standardizasyon Komitesi

HEL

AL

GID

A

Hulusi ŞENTÜRKTürk Standardları Enstitüsü Başkanı

TSE Helal Gıda Belgelendirme Faaliyetine Başladı

Page 9: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

9 AĞUSTOS 2011

(CEN) ve Avrupa Elektroteknik Komitesi (CENELEC) tarafından yayımlanmış olan standardların adapte Türk Standardı olarak kabulünde uygulanmakta olan yön-temler, SMIIC (The Standards and Metrology Institute for Islamic Countries) tarafından yayımlanmış olan ve yukarıda belirtilen Helal Gıda Standardları için de uygu-lanarak adapte Türk Standardı olarak 14.07.2011 tari-hinde yapılan Teknik Kurul Toplantımızda İngilizce dilin-de Adapte Türk Standardı olarak kabul edilerek millileş-tirilmiş, adapte edilen bu standardların Türk Standardı olarak kabulü esnasında Enstitümüzce başka herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.

Belgelendirme Süreci

Türk Standardları Enstitüsü olarak Helal Gıda Belgelen-dirmesi kapsamında piyasada oluşan yanlış anlamaları önlemek ve ilmi kaideden uzak şekilde düzenlenebile-cek belgelerin sorumluluğunun ülkemizi de bağlayaca-ğı temel ilkesinden yola çıkarak Diyanet İşleri Başkanlı-ğının çok değerli destek ve katkılarıyla Helal Gıda Bel-gelendirmesi faaliyetlerine 4 Temmuz 2011 Pazartesi günü başlanmıştır.

Türk Standardları Enstitüsü tarafından yürütülmekte olan Helal gıda belgelendirme çalışmalarında TS OIC/SMIIC / Temmuz 2011 Helal Gıda Genel Kılavuzu (Ge-neral Guidelines On Halal Food) standardı ve Ürün Bel-gelendirme Merkezi Başkanlığınca hazırlanmış olan Helal Gıda Belgelendirme Yönergesi hükümleri esas alınmaktadır.

Neler Belgelendirilmektedir?

Bu Yönerge hükümlerine göre helal gıda üretimi yapan kuruluşlar; aşağıda belirtilen ürün grupları kapsamında yer alan ürünler için Helal Gıda Belgelendirmesi başvu-rusunda bulunabileceklerdir.

• Et ve Et Ürünleri.

• Süt ve Süt Ürünleri.

• Yumurta ve Yumurta Ürünleri.

• Tahıl ve Tahıl Ürünleri.

• Bitkisel ve Hayvansal Kökenli Sıvı ve Katı Yağlar.

• Meyve, Sebze ve Mamulleri.

• Şeker ve Şekerleme Mamulleri.

• Alkolsüz İçecekler.

• Bal ve Yan Ürünleri.

• Gıda Katkı Maddeleri.

• Enzimler.

• Balık ve Balık Ürünleri.

• Su.

Belgelendirme süreci Türk Standardları Enstitüsü’nün web sayfasında (www.tse.org.tr.) helal belgelendirme ile ilgili yayınlanmış dokümanların başvuru sahibi firma tarafından doldurulması ile başlamaktadır.

TS OIC/SMIIC 1: Temmuz 2011 “Helal Gıda Genel Kı-lavuzu” belgelendirmeye esas standard olup, yukarıda belirtilen ürün gruplarının her biri için denetimde kulla-nılacak olan hem üretim yeri hem de ürünle ilgili şart-ları değerlendirmek üzere belgelendirme föyleri hazır-lanmıştır. Bu manada Et ve Et Mamulleri ürün grubun-da Kırmızı Et, Kanatlı Hayvan Eti ve Et Mamulleri (İşlem görmüş ürünler) bu belgelendirme föylerine örnek ola-rak verilebilir. Et ve Et Ürünleri ile ilgili Helal Gıda Belge-lendirmesi incelemelerinde standardda belirtilen şart-lardan; kesilecek hayvanda olması gereken şartlar, ke-sim işleminin yapacak olan kasabın taşıması gereken özellikler, kesimde kullanılacak araç ve gereçler, kesim-hanelerin özellikleri, kesim öncesi ve sonrası kontroller, sersemletme kuralları, kesim işlemleri, et mamullerinde kullanılan katkı maddeleri, enzimler, mikroorganizma-lar, ambalaj malzemeleri, üretimde kullanılan tüm girdi-ler, depolama, taşıma vb. tüm hususlar İslami Kuralla-ra Uygunluk ve gıda güvenliği yönüyle ele alınmaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve TSE’den konunun uzman-larından görevlendirilen en az iki kişiden oluşan İnce-leme Heyeti tarafından üretim yerinde ilgili standarda göre gerçekleştirilen inceleme neticesinde, belgelen-dirme çalışmasının ilk aşaması tamamlanmaktadır.

Gerek numune analiz raporları gerekse inceleme heyeti tarafından hazırlanan raporlar Diyanet İşleri Başkan-lığından bir üyenin de bulunduğu Helal Gıda Bel-gelendirme Komisyonu’na öneri niteliğinde sunulur.

Nihai belgelendirme kararı ise bu komisyon tarafından verilir.

Komisyon çalışmalarında oy birliği esastır. Diyanet İş-leri Başkanlığı mensubu üyenin katılmaması du-rumunda hiçbir karar alınamaz.

TSE, Helal Gıda Belgelendirme faaliyetleri için, diğer belgelendirme faaliyetlerinde olduğu gibi yeterli sayıda ve kalifiye uzman personele sahiptir. Bu amaçla TSE olarak gerekli eğitim ve diğer alt yapı çalışmaları ikmal edilmiştir.

Kırmızı Et Sektöründe Helal Gıda Uygunluk Belgesi-ne sahip firmalarımız yurt içinde helal hassasiyeti olan tüketici gruplarının bu ihtiyaçlarını karşılarken, özellikle ihracatta yaşanacak sıkıntıların da önüne geçmiş ola-caklardır. Bu da pazar paylarının artması anlamına gel-mektedir.

Page 10: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

10

Kontrolün Sürekliliği

Belge almaya hak kazanan kuruluş ile yapılan sözleş-meye istinaden geçerlilik süresi 1 yıl olan Helal Gıda Uygunluk Belgesi düzenlenmektedir. Kuruluşta yılda en az iki kez habersiz olmak üzere ara kontrol yapılır. Ay-rıca, gerektiğinde piyasadan da numune alınarak ürün üzerinde helal şartları kapsamında analiz ve inceleme-ler yapılmaktadır.

Belgeli kuruluşun ara kontrolleri sonucunda sözleş-me hükümlerine aykırılık tespit edildiği durumlarda diğer belgelendirme uygulamalarından farklı olarak, hiçbir uyarı yapılmaksızın belgesi İptal Edilir.

Enstitümüzün vermiş olduğu Helal Gıda Belgeleri hem üreticiler hem de ürünleri satın alan Helal Gıda hassa-siyeti olan tüketiciler için GÜVENLİ ve GÜVENİLİR bir vesikadır.

Duyarlılığı olan insanlarımızın her konuda olduğu gibi bu konuda da yapacakları iş birliği ve uyarılar için şim-diden teşekkür ediyor, TSE tarafından başlatılan bu fa-aliyeti, tüm insanlık için atılmış kendi küçük ama anlamı çok büyük bir adım olarak değerlendiriyoruz.

Page 11: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

12

STANDARD- Türkiye’nin turizm politikasını öğrenebilir miyiz?

E. GÜNAY- Turizmi sadece ekonomik gelişme alanı olarak değil; ba-rıştırıcı, geliştirici ve öğretici bir sektör olarak algılıyoruz. Turizmin aynı zamanda bir sosyal gelişme sektörü olduğunun farkına varmak ge-rekiyor.

Dünya turizminde bir markaya dönüşmek istiyoruz. Yalnızca gelen turist sayısını artırmak değil, gelenlerin ülkemizden mutlu ayrılmasını sağlamaya da çalışıyoruz. Türkiye’nin doğal ve tarihi zenginliği ile ilgili dünyada daha fazla farkındalık yaratmak istiyoruz.

Bu çerçevede, Türkiye’de kıyı kesimde yoğunlaşan turizmin tüm ülke coğrafyasına eşit şekilde dağılmasına yönelik projeler geliştiriyoruz. Kitle turizminden kültür turizmine geçişte, alternatif turizm türlerinin yaygınlaşmasını sağlamak büyük önem taşıyor. Bu bağlamda; sağlık ve termal turizm, kış sporları dağ ve doğa turizmi, yayla turizmi, kırsal ve eko turizm, kongre ve fuar turizmi, kurvaziyer ve yat turizmi, golf turizmi gibi alternatif turizm türlerinin geliştirilmesine yönelik alt yapı

Türkiye, tarih, kültür ve olağanüstü doğal güzelliklerin iç içe yaşandığı, bu özelliklerini günümüze kadar devam ettirebilmiş dünyanın ender turizm cennetlerinden biridir. Dört mevsimin tüm özelliklerinin her zaman yaşana-bildiği yöreleri, yeşil ormanları, kayak sporuna elverişli karlı dağları, temiz denizleri, kumsalları ve kaplıcaları ba-kımından da ayrıcalıklı bir yer.

Turizm konusunda geniş bir perspek-tife sahip ülkemizin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay bu ayki konu-ğumuz. Bakanımız ile turizmi konuştuk:

Turizm politikasını, turist profilini, tu-rizm çeşitlerini vs. turizme dair ne varsa her şeyi…

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY

AYI

N K

ON

U

Page 12: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

13 AĞUSTOS 2011

ERTUĞRUL GÜNAY KİMDİR?

1948 YILINDA Ordu’da doğdu. 1969’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi.

“Devlet Partisinden Halk Partisine” başlıklı makalesiyle, CHP’nin 50. Kuruluş yılında açılan yazı yarışmasında “birincilik” ödülü aldı. 1977 Genel Seçiminde en genç milletvekili olarak TBMM’ne seçildi.

2007 Seçimleri öncesinde demokrasi dışı eğilimlere karşı çıkarak AK Parti’ye katıldı. 22 Temmuz 2007 Genel Seçiminde İstanbul Milletvekili seçildi. 60. Hükümette Kültür ve Turizm Bakanı ola-rak görev yaptı.

“Bosna İçin İnsanlık Girişimi”, “Doğu Konferansı” ve “Yeni Siyaset Girişimi” gibi sivil girişimlere de öncülük eden Günay’ın “Bosna Yazıları” ve “Karşı Siyaset” adlı iki kitabı ve çeşitli gazete ve dergilerde hukuk ve siyaset konularında yayınlanmış çok sayıda makale ve söyleşisi bulunmak-tadır.

Ertuğrul Günay’a barışa ve özgür düşüncenin gelişimine yaptığı katkılardan dolayı Adıyaman Üniversitesinde 14 Ekim 2009 tarihinde Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı’nda “Onursal Bilim Dokto-ru” unvanı verildi.

Kültürel ilişkilerin gelişmesine katkılarından ötürü Macaristan Cumhuriyeti’nin takdiri olarak “Yıl-dızlı Liyakat Nişanı” ile ve Avusturya Cumhuriyeti tarafından Türkiye’de verilen en büyük nişan olan “Büyük Altın Şerit Şeref Madalyası” ile onurlandırıldı.

Evli ve iki çocuk babasıdır.

planlamaları yapıyoruz. Sektöre teşvik sağlamak, bü-rokratik engelleri kaldırmak, sektördeki firmaları belge-lendirerek turizmde belli bir standardı yakalamak konu-sunda yoğun çalışmalar yürütüyoruz.

Öte yandan, dünya ile yarışabilen markalaşmış turizm kentleri yaratmaya çalışıyoruz. Sektör ile ilgili kamu, özel sektör kuruluşları ve STK’ların karar alma süreç-lerine hep birlikte katılımlarını sağlamaya yönelik kon-sey bazında kurumsallaşmaya gidilmesini de destek-liyoruz.

STANDARD- Ülkelerin gelişmesinde ve tanıtımın-da turizmin rolü büyük. Turizmde de tanıtım çok önemli? Ülkemizin tanıtım projeleri nelerdir?

E. GÜNAY- Türkiye, 2002 yılında yaklaşık 44 milyon TL olan yurt dışı tanıtım bütçesini 3,5 kat artırarak 2010 yı-lında 153 milyon TL’ye ulaştı. Tabii ki yalnızca bütçenin artırılması değil, etkili tanıtım stratejisinin de uygulan-ması çok önemli.

Bakanlığımız tanıtım ve pazarlama eylemlerinde; varış noktası odaklı, ürün üstünlüğümüzü ve toplam kaliteyi vurgulayan, ülke, bölge ve nokta bazında markalaşma-yı sağlayan stratejileri uygulamaya başladı.

Bu kapsamda, tanıtım faaliyetlerinde hedef kitle-ye yönelik ürün ön plana çıkararak, ürün çeşitlendir-mesi yoluyla üst gelir turist grupları ülkemize çekme-ye, Avrupa’nın yanı sıra turizm açısından hızla büyüyen Doğu Asya Pasifik Bölgesi’ne, özellikle de Hindistan ve Çin’e özel önem veriyoruz. Ortadoğu ülkeleri, İran ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinde bölgeye yöne-

lik özel tanıtım kampanyaları düzenleyerek pazar payı-mızı artırmaya çalışıyoruz.

STANDARD- Turizm konusunda alt yapımızı de-ğerlendirir misiniz? Neler eksik? Bunun için neler yapmayı planlıyorsunuz?

E. GÜNAY- Türkiye’de kitle turizminin etkili olması ve turizm planlamasına parçacı yaklaşımlar sonucunda altyapı yetersizliği ve çevre sorunları ortaya çıktı. Ak-deniz ve Ege kıyı kesiminde aşırı yığılma, kıyı gerisi ve çevresi alanlarda çarpık kentleşme, yapılaşma gözlem-liyoruz.

Turizmin yoğunlaştığı Ege ve Akdeniz sahillerinin alt-yapı sorunlarını çözmek için Bakanlığımızca yürütü-len Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı Kıyı Yönetimi (ATAK) Projesi’nin tamamlanması yönündeki çalışmalarımız devam ediyor. Turizmle ilgili altyapı ve ulaşım yatırımla-rında özel sektörün etkinliğinin özendirilerek kamunun yükünün hafifletilmesini hedefliyoruz. Sorunların çö-zümlenmesinde yerel yönetimlerin daha fazla söz sa-hibi olması gerekiyor.

Ulaşımda, mevcut kara yolu ağının geliştirilmesi, demir yolu taşımacılığının sektördeki payının artırılması, deniz ulaşımının desteklenmesi yönündeki çalışmalar da de-vam ediyor.

Yatak kapasitesi açısından bakarsak, 2002 yılında 396.148 işletme belgeli yatak kapasitesine sahip olan Türkiye, % 62,9 oranında bir artış kaydederek, 2010 yı-lında 645.267 yatak kapasitesine ulaştı. Yatırım belge-li konaklama tesisleri ile birlikte toplam yatak kapasite-si ise 893 bine yükseldi.

Page 13: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

14

Konaklamada ise 2002 yılında Türkiye’de işletme bel-geli 419 adet 4 ve 5 yıldızlı otel varken, bu rakam 2010 yılında % 106,4 oranında artarak 865’e ulaştı.

Turizm altyapısını desteklemek amacıyla yerel yönetim-lere aktarılan ödenek, 2002 yılında 24,5 milyon TL iken bu rakam 8 kattan fazla artarak 2010 yılında 203,7 mil-yon TL’ye ulaştı.

STANDARD- Yılda ne kadar turist ağırlıyoruz. Ge-len turist ne kadar katma değer bırakıyor? Bu iki görüş hakkında söylemek istedikleriniz? Hangi-si daha önemli? Biz politikamızı hangisi üzerine kuruyoruz?

E. GÜNAY- 2002 yılında 13,2 milyon olan yabancı tu-rist sayısı, % 116,7 artarak 2010 yılında 28,6 milyona yükseldi. 2011 yılının ilk 5 ayında gelenlerde % 15 ar-tış var. Bu yılın sonunda 32 milyon rakamına ulaşma-yı öngörüyoruz.

2002 yılında 11,9 milyar Dolar olan turizm geliri, % 76,5 artarak 2010 yılında 20,8 milyar Dolara yükseldi.

Turizmin ekonomik önemi tabii ki çok büyük. Ama bizim için önemli diğer bir unsur da gelen turistin ülkemizden hangi duygularla ayrıldığı, ne kadar memnun kaldığı. Bunun bedeli ve geri dö-nüşü her şeyden büyük.

STANDARD- Komşu ülkelerde yaşanan ka-rışıklıklar turizm potansiyelimizi nasıl etki-ledi?

E. GÜNAY- Yunanistan’ın Tunus’un, Mısır’ın ya-şadığı krizin bize olumlu katkısı oldu ama uzun vadede bu bölgede kriz sürerse bize zararı olur. O yüzden bir an önce Yunanistan’ın ekono-mik durumunun iyileşmesini, Suriye, Mısır ve Tunus’un demokratik koşulları iyileşen bir yaşa-ma ortamına kavuşmasını bütün kalbimle diliyo-rum. Çünkü turizmin temel şartı barıştır. Barış olursa turizm gelişiyor, barış olursa aslında in-sanlık da gelişiyor. Biz o nedenle bütün kom-şularımıza kendimize istediğimiz gibi barış isti-yoruz.

STANDARD- Zengin bir kültürel mirası olan ülkemizin kültür turizmi konusundaki ça-lışmaları neler?

E. GÜNAY- Zengin kültürel ve doğal değerle-re sahip kentlerimizin markalaştırılarak, turistler için bir çekim noktası haline getirilmesi, kültür

turizmimizin en önemli bölümünü oluşturuyor. Örneğin 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olarak İstanbul’un belirlenmesi bu şehrimizin kültür, sanat ve şehircilik an-lamında tanıtılmasına katkıda bulundu. Daha pek çok şehrimizin kültür turizmi bağlamında markalaşmasına yönelik çalışmalarımız mevcut. Tematik bölgeler oluş-turmaya çalışıyoruz. Mesela kimi şehrimiz termal tu-rizm alanında ön plana çıkarken, kimisi golf turizmi, kış turizmi alanında ön plana çıkacak. Buna yönelik stra-teji, altyapı, teşvik planlamalarını gerçekleştiriyoruz. Anadolu’nun pek çok şehri için yapacak çok işimiz var.

STANDARD- Sağlık turizminin önemi giderek ar-tıyor. Bu konuda biz neler yapıyoruz?

E. GÜNAY- Sağlık turizmi, başka turizm türleriyle be-raber var olabilir. Örneğin Ege bölgemizde gastronomi turizmiyle birlikte kendine yaşam alanı bulmakta. Böl-ge doğası, zeytin ve üzüm yetiştiriciliğiyle birlikte alter-natif tıpta kullanılan çeşitli bitki türlerine de ev sahipli-ği yapıyor.

Turizmin ekonomik önemi tabii ki çok büyük. Ama bizim için önemli diğer bir unsur da gelen

Tunus’un demokratik koşulları iyileşen bir yaşa

Page 14: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Sağlık turizmi ve termal turizm de yine ortak paydaya sahip turizm türleri. Troya, Frig-ya ve Afrodisya bölgelerinin her birinin termal ve sağlık turizmine yönelik olarak geliş-tirilmesini planlıyoruz. Arazi tahsislerini de termal turizme yönelik yapmaya çalışıyo-ruz. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız müzakerelerde Afyonkarahisar’da 2, Antalya’da 1, Denizli’de 1, Aydın’da 2 ve Samsun’da da 1 olmak üzere toplam 7 kamu arazisinin yatırımcılara tahsis ettik.

Denizli ve Samsun’daki parsellerde termal turizmle ilgili yatırım yapılacak. Diğerlerin-de ise kıyı turizmine dönük yatırımın gerçekleştirilmesi planlanıyor. Yıllardır arzu ettiği-miz termal turizm merkezleriyle ilgili yatırımcıların gelmesi konusunda olumlu aşama kaydedilmiş oldu. Öngörülen yatırımlarda toplam yatak kapasitesi de 2 bin 350 yatak olarak planlanıyor. Bu müzakereler, termal turizmde bundan sonra yapılacak yatırım-ların sinyalidir. Daha sonraki dönemlerde termal turizme olan ilginin daha da artacağı-na inanıyorum.

STANDARD- Türkiye’de turizmin önündeki en önemli engeller nelerdir? Türkiye’de turizmin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

E. GÜNAY- Türk turizminin önündeki en büyük engel altyapı eksikliği. Çarpık kentleş-me, çevreye karşı bilinçsizlik, tarihi mimarinin tahrip edilmesi yine turizmi en fazla bal-talayan öğeler. Bu olumsuzlukları bertaraf etmek yine bizim elimizde. Eğitim ve doğal, tarihi mirasımıza karşı bilinçlenme öncelikle üzerine eğilmemiz gereken konular. Gerekli bilinçlenme sağlandığında, Türk turizminin geleceği çok daha güzel olacaktır.

STANDARD- Dünya turizmi ile kıyaslandığında Türkiye’nin turizmdeki yeri ne-dir? Nerede olması hedeflenmektedir?

E. GÜNAY- Türkiye son 20-25 yılda bir imkânsızı gerçekleştirdi. Bir yandan sınırları içinde terörle diğer yandan dünyada ortaya çıkan hastalık, ekonomik krizle mücadele ederken turizm ülkesi olma gayreti gösterdi ve turizm Türkiye’nin en dinamik sektörle-rinden biri haline geldi.

Dünya turizm pazarına 1980’li yılların ikinci yarısında giren Türkiye, bugün artık en çok turist çeken ilk on ülke arasında yer alıyor. Deniz-kum-güneş turizmi ile tanınmış olsak da, son yıllarda kış, kültür, spor, sağlık turizmi gibi birçok alternatif turizm türü içinde öne çıkmayı başardık. Türkiye, “dört tarafı düşmanlarla” çevrili bir ülkeden, dört tara-fı dostla çevrili bir coğrafyaya ve komşuları ile sıfır sorunu olan bir ülkeye dönüşürken turizm alanında 28 milyon ziyaretçi sınırını aştık. Hedefimiz ise kısa sürede 30-40 mil-yon ziyaretçi sayısına ulaşmak.

Türkiye, 2002 yılında gelen turist sayısı bakımından dünyada 17. sırada yer alırken, bu-gün 7. sıraya yükseldi. 2002 yılında turizm geliri bakımından dünyada 12. sıradayken bugün 10. sırada.

Türkiye’yi bir kıyı ülkesi olmasının ötesinde tarihi zenginlikleri, sivil mimari örnekleri, ye-mek kültürü, müzik kültürü, sanat derinliği olan bir ülke olarak tanıtmaya çalışıyoruz. Böylece yarıştığımız İtalya, İspanya ve Fransa örneklerini yakalamaya çalışıyoruz. Tu-rizmdeki yeni konseptimiz bu. Kültürle zenginleştirilmiş bir turizm.

Bu yılın ilk 6 ayın sonuçları itibarıyla yüzde 14-15’ler seviyesindeyiz. Bu yılı yüzde 10’lar üzerinde tamamlayacağız anlamına geliyor.

Gelirimiz de artıyor. Gelirimizin artmasıyla ilgili yeni hesaplama yöntemimiz var dünya-da da kullanılan yöntemler. Türkiye için cari açığın kapatılmasında, ödemeler denge-sinde turizm önemli bir kaynak haline gelmeye başladı ama ben ekonomik boyutun-dan çok turizmin barışçı boyutunu, dünyayı tanıma boyutunu, evrensel barışa katkı boyutunu çok önemsiyorum. Bakanlık olarak biz bu alana yoğunlaşmaya çalışıyoruz.

15 AĞUSTOS 2011

Page 15: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

16

Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü; Temel KOTİL

SÖYL

EŞİ

Türk Hava Yolları (THY)’nın 1933 yılında başladığı yol-culuğu bugün Avrupa’nın en iyi hava yolu olma nok-tasında devam etmekte-dir. Bu başarının sırrını THY Genel Müdürü Temel Kotil’den sizlere aktarma-ya çalıştık.

Doç. Dr. Temel Kotil Kimdir?

1959 yılında doğan Kotil, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak Mühendisliği bölümünden 1983 yılında mezun oldu. 1986’da ABD’nin Ann Arbor kentindeki Michigan Üniversitesi’nin “Uçak Mühendisliği” bölümünde yüksek lisansını, 1987’de de aynı üniversitede Makine Mühendisliği dalında ikinci yüksek lisansını, 1991’de de yine Michigan Üniversi-tesinde “Makine Mühendisliği” bölümünde doktorasını tamamladı.

Kotil, 1991-93 yılları arasında İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Havacılık ve İleri Kompozit Laboratuvarlarının kuruculuğu ve yöneticiliğini yaptı. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Yardımcı Doçent ve Doçent olarak hizmet veren Kotil, aynı fakültede Bölüm Başkan Yardımcılığı, ve 1993-94 yıllarında da Fakülte Dekan yardımcılığı görevleri-ni yürüttü.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı olarak görev yaptıktan sonra, 2001 yılında ABD’de Illinois Üniversitesinde misafir profesör olarak hizmet verdi ve daha sonra New York’ta AIT Inc’de Araştırma ve Mühendislik Bölümü Başkanlığını yürüttü.

2003 yılında THY’deki kariyerine Teknik Genel Müdür Yardımcısı olarak başlayan Kotil, 2005 yılında THY Genel Mü-dürlüğüne atandı. 2006 yılında IATA Yönetim Kurulu Üyeliğine, 2010 yılında da Avrupa Havacılık Birliğinin (Associati-on of European Airlines-AEA) yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Evli ve dört çocuk babası olan Kotil’in birçok araştır-ma ve bilimsel yayını vardır.

Page 16: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

STANDARD- THY’nın kuruluşundan bugüne kadarki tarihi sürecini öğrenebilir miyiz?

T. KOTİL- Türk Hava Yolları, 20.05.1933’te Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı ‘Hava Yolları Devlet İşletmesi’ adıyla ku-ruldu.  İlk filo, 2 King Bird (5 koltuklu), 2 Junkers F-13 (4 kol-tuklu), 1 ATH-9 (10 koltuklu) uçaklarından oluşuyordu. Yani THY 5 uçaklık bir filo ile başlayan bir hikâyesi var.

1938 yılında ‘Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü’ adı ile Ulaştırma Bakanlığı’na bağlandı. 1947 yılında İlk dış sefer Ankara-İstanbul-Atina arasında yapıldı. 1956 yılında Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı 60 milyon TL sermaye ile kuruldu. 1990 yılında özelleştirilecek kurumlar listesinde yer aldı ve aynı yıl Ekim ayında ortaklığın yüzde 1.55 oranı halka arz edildi. 2004 yılında yüzde 23’lük ikinci halka arz süreci de tamamlanan Türk Hava Yolları, 2006 yılında yüzde 25’lik üçüncü özelleştirilme süreciyle özel şirket statüsüne kavuştu.

2006’da Türk Hava Yolları, dünyanın en büyük uçuş ailesi olan Star Alliance’a girme kararı aldı. Ve 1 Nisan 2008’da Star Alliance ittifakı üyesi oldu.

23 Nisan 2008 tarihinde yeni bir ürün ve marka olan Anado-lu Jet faaliyete başladı. Türk Hava Yolları, 2005’te 14.1 mil-yon, 2006’da 16.9 milyon, 2007’de 19.6 milyon, 2008’de 22.5 milyon, 2009’da 25.1 milyon, 2010’da da 29.1 milyon yolcu taşıdı. Hem THY’yı dünya markası yapmak hem de havacılık sektörüne katkı yapmak amacıyla 10 farklı şirketle ortaklığımız sürmektedir.

STANDARD- Türk Hava Yolları’nı teknik altyapısıyla, personeliyle tanıtır mısınız?

T. KOTİL-

GENEL TOPLAM 2011 HAZİRAN

Yönetici 804

Pilot 2449

Kabin Memuru 5537

Bilgi İşlem Pers. 222

Dış Büro 1835

Mühendis,Avukat,Doktor 178

Uzman,Dispeç,Öğretmen 988

Teknisyen 716

Memur 2642

İşçi 282

TOPLAM 15653

Bu rakamlara THY Teknik AŞ dahil değildir.

17 AĞUSTOS 2011

Page 17: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Çalışan sayımızda son yıllarda artan dış hat ve uçak sayımıza bağlı olarak pilot, kabin memuru ve dış büro çalışanları sayısında artış olmuştur.

STANDARD- Ülkemizde, havacılık sektörünü de-ğerlendirebilir misiniz?

T. KOTİL- Türkiye’de hava taşımacılığında 2003 yılına kadar rekabet yoktu. Hükümetin yapmış olduğu yasal değişiklik ile birden fazla hava yolu şirketi faaliyete geç-ti. Bu gelişme THY olarak bizim pastamızı daraltmadı-ğı gibi sektörün çapı genişledi. Son 7 yıl içinde havacı-lık pastası yaklaşık 5 kat büyüdü. Yani hava taşımacı-lığına rekabet gelince her şirket avantajlı yönlerini öne çıkararak, farklı pazarlama stratejileri ile kendi pastası-nı oluşturdu. Bu en çok vatandaşımıza yaradı. Eskiden uçmak belli bir sınıf için imtiyaz iken bugün Türk Hava Yolları olarak, yurt içinde 42 ile uçuş gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de neredeyse herkes için hava yolu artık kara yoluna tercih edilir duruma geldi. Bu açıdan havacılık sektörünün geleceği de parlaktır.

STANDARD- Sektörünüzde büyük bir rekabet var. THY bu rekabette nasıl bir strateji takip ediyor?

T. KOTİL- Türk Hava Yolları küresel bir marka. Küre-sel marka olmanın getirdiği avantajlar elbette var. Ama önemli olan bu avantajlı konumu sürdürebilmek. Onun için farklı noktalarda, farklı pazarlama stratejileri izliyo-ruz. Gelirimizin yüzde 65’ini dış hatlardan kazanıyo-

ruz. Bunun için İstanbul ve Ankara’dan farklı noktala-ra yeni hatlar açarak o hatlarda rekabette öne çıkmak istiyoruz. Dış hatlar kadar iç hatlarda bizim için önem-li. İç hatlarda THY dışında 2008’den itibaren Anadolu-Jet olarak da farklı bir hizmet ve fiyat politikası ile konu-mumuzu güçlendirmeye çalışıyoruz. Bunda başarılı da olduğumuzu söyleyebilirim.

Küresel hava yolu sektörünün rekabetin en yoğun ol-duğu sektör olduğunu düşünürsek, bizim son yıllarda-ki büyüme ve gelişim grafiğimiz bunda başarılı olduğu-muzu gösteriyor. Tabi bunun için tek sırrımız var; çalış-mak, çok çalışmak.

STANDARD- Turizmde önemli bir rolünüz var. Yolcu taşıma kapasiteniz, uçuş hatlarınız, ücret-lendirmeleriniz ile yurt içi veya yurt dışı turist sa-yısının artışında etkili oluyorsunuz. Bu konudaki politikalarınız nedir?

T. KOTİL- Türkiye coğrafi olarak dünya hava trafiğinin yüzde 66’sının geçtiği Avrupa-Asya hattı üzerinde. Bu oranın 2015’de yüzde 70’e çıkması bekleniyor. Yani biz hava trafiğinde önemli bir noktadayız. 3 saatlik uçuş mesafesinde yaklaşık 55 ülke bulunuyor. Hedefimiz bu konumun avantajlarını iyi değerlendirebilmek. O yüzden İstanbul ve Ankara’nın doğal transfer merkezi (hub) olma gücünü daha da artırarak, doğal aktarım merkezi olmak istiyoruz. Yani Avrupa’nın küçük bir şehrinden Singapur’a giderken yolcunun İstanbul üze-rinden Singapur’a ulaşması için paketler hazırlıyoruz.

18

Page 18: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

19 AĞUSTOS 2011

Transfer yolcu sayısını artırmak istiyoruz. Onun dışında özellikle Afrika ülkelerinde ve Uzakdoğu’da THY kali-tesi ve uygun fiyatıyla ana taşıyıcı olmak istiyoruz. Tabi bu tersi için yani Afrika ve Uzakdoğu’dan Avrupa ve Amerika’ya uçacak yolcular için de geçerli.

Türkiye’nin izlediği dış politika sonucu, başta komşu ülkeler olmak üzere pekçok ülke ile karşılıklı olarak vi-zeler kaldırıldı. Biz de Türk Hava Yolları olarak vizelerin kaldırıldığı ülkelere giden yolculara ve bu ülkelerden gelen tursitlere özel kampanyalar düzenleyerek, seya-hatleri daha cazip hale getiriyoruz. Örnek vermek gere-kirse, vizelerin kaldırılmasından önce Suriye’ye haftada 4 sefer uçuyorduk, vizelerin kaldırılması sonrası sefer sayımız 21’e yükseldi. Şuan Suriye’de, Şam ve Halep olmak üzere 2 noktaya haftada 28 uçuş gerçekleştiri-yoruz. Rusya ile vizelerin kaldırılması da uçuşlarımıza olumlu yansıdı. Biz bu sürecin artarak devam edeceği-ni düşünüyoruz.

Tabi şu da var, özellikle yüksek sezonlarda uçuş sayı-sında, ücret konusunda özel kampanyalar da düzen-leyerek bu alandaki rekabet gücümüzden yararlanıyo-ruz. Bunun için güçlü bir araştırma ekibiz var. Ve turizm acentaları ile sürekli temas halindeyiz.

STANDARD- THY’nı sürekli ödülleriyle anıyoruz. Bu yıl da 3 ödül birden aldınız. Bize biraz bundan bahseder misiniz?

T. KOTİL- Hava yolu ile yolcu taşımacılığı yapan bir şirketiz. İşin temelinde yolcuya hizmet var. Bu anlamda yolcu bizim patronumuz. Patronumuzun talepleri, bek-lentileri, memnuniyeti ve şikayetleri bizi şekillendiriyor. Yolcumuza en iyi hizmeti verebilmek için çalışıyoruz.

Aldığımız ödüller doğru yolda ilerlediğimizi göste-riyor ve bizi motive ediyor.

Hava yolu şirketlerini denetleyen ve de-netimleri sonucu ödüllendiren bir ku-

ruluş olan Skytrax tarafından 2011 Dünya Havacılık Ödülleri’nde

“Avrupa’nın En İyi Hava Yolu”, Comfort Class koltu-

ğuyla “En İyi Premium Ekonomi Koltuğu” ve “Güney Avrupa’nın En İyi Hava Yolu” ödüllerine layık görüldük. 

Layık görüldüğümüz bu ödüllere, 100’ün üzerinde farklı uyruktan 18,8 milyon yolcu ile 10 ay boyunca gerçekleştirilen anketler sonucu belirlemiş olması da Türk Hava Yolları için Skytrax ödüllerini ayrıca önemli kılıyor.

2009 yılında da Skytrax tarafından yapılan değerlen-dirmede Türk Hava Yolları Güney Avrupa`nın En İyi Hava Yolu şirketi seçilmişti. 2010 yılında da Güney Avrupa`nın En İyi Hava Yolu şirketi unvanını koruduk, aynı zamanda Avrupa’nın en iyi 3. Hava Yolu şirketi ödülüne de layık görüldük.

Uçaklarda sunduğumuz ikramlarlarımızla zengin Türk mutfağını ve Türk misafirperverliğiyle yolcularımıza su-nuyoruz.Türk Hava Yolları ile Do&Co ikram şirketi ortak kuruluşu olan Turkish Do&Co’nun tarafından hazırla-nan ikramlarımızla da Skytrax değerlendirmeleri sonu-cu ödüle layık görüldük.

2010 yılında ekonomi sınıfında sunduğumuz ikram ile dünya’nın en iyisi seçildik. 2011 yılında ise business sınıf, comfort sınıf ve ekomomi sınıfta olmak üzere 3 sınıfta da dünyanın en iyi 2. derecesini aldık.

STANDARD- THY olarak önemli sponsorlukla-ra imza attınız. Bu sponsorluklar artarak devam edecek mi? Bu anlaşmalar THY’na neler kazan-dırdı?

T. KOTİL- Türk Hava Yolları olarak kısa vadede çok ciddi bir büyüme gerçekleştirdik. Filomuzda 2005’de 83 uçak vardı, şuan (2011 Temmuz) 175 uçağa çık-tı. 2005’de 107 şehre uçuyorduk, şuan 186 noktaya uçuyoruz. Bütün bu çalışmaların meyvelerini almaya başladık. Aslında mantık şu; kısa vadede çok önemli işler yapıyor önemli bir ürün oluşturuyorsunuz. Kalite-nizi artırıyor, yeni uçaklar alıyor, yeni destinasyonlar, bir sürü şey yapıyorsunuz ama bunları o ülkelere gidecek olanlara duyurmanız gerekiyor. Bizi bunu yaptık. Dün-yada bunun en yaygın yolu spor ve sanat üzerinden yapmak. Mesela, Kobe Bryant ile ürünlerimizi hizme-timizi THY’yi ve Türkiye’yi tanıttık. Sponsoru olduğu-

Transfer yolcu sayısını artırmak istiyoruz. Onun dışında özellikle Afrika ülkelerinde ve Uzakdoğu’da THY kali-

ğuyla “En İyi Premium Ekonomi Koltuğu” ve “Güney Avrupa’nın En İyi Hava Yolu” ödüllerine layık görüldük. 

Page 19: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

20

muz iki futbol kulübü Barcelona ve Manchester United Şampiyonlar Ligi finali oynadı. Önceden planlasınız ol-mayacak bir şey belki. Ama oldu. Bu maçı Barselona kazandı ama bir kazanan daha oldu THY. Bu takımların farklı ülkelerdeki taraftarları artık bizi tercih etmeye baş-ladı. Bunu yolcu sayılarından da izleyebiliyoruz.

Tabi hemen şunu da ekleyelim, bütün bunları yapabil-menin en büyük nedeni de dünyadaki global kriz. Kriz neticesinde büyük sponsorluklara diğer hava yolları şir-ketleri veya global şirketlerin taleplerinin azlığı, bunlar-dan bize talep gelmesine sebebiyet verdi. Biz de hem yolcu sayısını, hem uçtuğu noktaları artırmış önemli bir şirket olarak bu mecraları kullanma kararı aldık ve en iyi şekilde THY’nın tanıtımını yaptık. Bütün bu sponsorluk-lar THY’nin marka bilinirliği ve global bir marka olduğu-nu açık biçimde ortaya koydu.

Bundan sonra da, Türk Hava Yolları’nın marka değe-rine katkı sağlayacak, Hem yerel hem de dünya ça-pında marka bilinirliğimizi artıracak ve bize değer kata-cak hertür sponsorluk değerlendirilebilir. Sadece fut-bol, basketbol, tenis v.b spor dallarında değil, kültür sanat alanlarında da sponsorluk anlaşmaları yapmak-tayız. Marka imajımız ve stratejilerimiz ile örtüşen spon-sorluk fırsatlarını bütçemiz çerçevesinde değerlendir-meye devam edeceğiz.

STANDARD- Hizmet ve Kalite Standardlarının THY için olmazsa olmazlardan olduğunu biliyo-ruz. Yüksek kalite standardları ve güvenlik anla-yışına yönelik çalışmalarınız neler?

T. KOTİL- THY A.O. olarak gerçekleştirdiğimiz faali-yetleri sadece ticari amaçlı bir bakış açısıyla değil, tüm paydaşlarımızın beklentilerini, önceliklerini ve hassasi-yetlerini gözeterek global bir sorumluluk bilinciyle de-vam ettiriyoruz.

TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi ve TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi’ni, ek olarak Emniyet Yönetim Sistemi ve Güvenlik Yönetim Siste-mini şu anda uyguladığımız ISO 9001:2008 Kalite Yö-netim Sistemi ve ulusal ve ululararası havacılık kural ve düzenlemelerine entegre olarak, Entegre Yönetim Sis-temi yapısı içinde uygulayacak şekilde yapılandırıyoruz. Şu anda risklerimizi belirlemiş ve kategorize etmiş du-rumdayız.

Bu yönetim sistemleri ile birlikte Ortaklığımız ve çalışan-larımız, İş Sağlığı ve Güvenliği, Çevre, Emniyet ve Gü-venlik risklerinin belirlendiği ve önlemlerle asgari sevi-yeye indirildiği, yasalara uyan, hedeflerin yönetim prog-ramları ile hayata geçirildiği, uygun eğitimlerinin uygun kişilere verildiği, acil durumlara hazır, performansını iz-leyen, izleme sonuçlarını iyileştirme faaliyetlerini başlat-mak için kullanan, faaliyetlerini denetleyen, yaptıkları-nı gözden geçiren ve dokümante eden bir sistemati-ğe ulaşacaktır. Projelerimizin sonuçları hizmet kalite-mize ve dolayısıyla tüm paydaşlarımıza olumlu olarak yansıyacaktır.

Kalite Politikamızın ilk maddesi olan hizmette mükem-melliği arama yolculuğumuzda, sunduğumuz hizmete en ufak bir iyileştirme getirecek tüm kalite araçlarını uy-gun olduğu her noktada kullanıyoruz.

Page 20: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

STANDARD- Hizmet kalitenizi artırmak için Kalite Yö-netim Sistemi Standardlarından da faydalandığınızı görüyoruz. Kalite Yönetim Sistem belgelerinin siste-minize katkıları neler oldu?

T. KOTİL- Türk Hava Yolları’nın uluslararası geçerliliğe sahip bir kalite belgesine sahip olması, standardlarının kalite bel-gesi ile onaylanmış olması ticari anlamda ortaklığımıza katkı sağlıyor.

Kalite yönetim sistem belgeleri Ortaklığımıza gerek mali, ge-rek idari, gerekse operasyonel anlamda katkı sağlıyor. Örnek verirsek, kalite yönetim sistem belgelerinin sağladığı mali-yet ve zamandan tasarruf ile rekabet üstünlüğü sağlıyoruz. Operasyonel süreçlerde risklerimizi azaltarak, kârlılığımızı ar-tırıyor. Kaynaklarımızı daha verimli kullanıyoruz. İyi bir dokü-mantasyon altyapısının verimli kullanılması ile hem faaliyet-lerimizde standardlaştırma sağlıyoruz, hem de geçmişteki faaliyetlerimizi izleyerek, veriler, istatiksel ölçümler ile durum analizleri yapabiliyoruz. Böylece geleceğe yönelik kararlarda bu analiz sonuçlarını kullanılabiliyor ve ileri dönem planlama-larımız ve faaliyetlerimiz için iyileştirmeler yapabiliyoruz.

STANDARD- Türk Standardları Enstitüsü ile ortak ça-lışmalarınızda  Enstitüden, beklentileriniz neler?

T. KOTİL- 2006 Yılında Ortaklığımızda ISO 9001 Kalite Yö-netim Sistemi kurulması ve belgelendirilmesi sürecinde Türk Standardları  Enstitüsü ile çalıştık ve o günden bu güne ka-dar birçok konuda iş birliğinde bulunmaktayız. Çalıştaylar, eğitimler, kongre ve seminerler başta olmak üzere sürekli iş birliği ve iletişimimiz devam ediyor.

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesini almaya hak ka-zandığımız 2006 Yılı’ndan bu yana belge yenileme ve göze-tim tetkiklerine ilave olarak Ortaklık içerisinde kalite bilinci-nin sağlanması, farkındalığının artırılması ve faaliyetlerimiz-de sürekli iyileştirme sağlamak amacıyla Türk Standardları  Enstitüsü’nden gerek eğitim gerekse de çalıştaylar ile des-tek aldık ve almaya devam edeceğiz.

Biz Türk Standardları  Enstitüsü’nün konusunda uzman ve tecrübeli ekibinden faydalanmak, her iş birliği neticesinde iyi uygulamaları öğrenmek ve Ortaklığımıza adapte etmek isti-yoruz. Türk Standardları  Enstitüsü ülkemizdeki konumu ve misyonu gereği birbirinden çok farklı alanlarda tecrübe ka-zanıyor, iyi uygulamaları hem yapılandırıyor hem de paylaşı-yor. Biz de Türk Standardları Enstitüsü’nün bu bilgi birikimin-den mümkün olan en yüksek oranda faydalanmak istiyoruz.

21 AĞUSTOS 2011

Page 21: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

22

STANDARD- TÜRSAB’ı tanıtır mısınız? Ne zaman, ne amaçla kuruldu? Faaliyet alanları nelerdir?

B. ULUSOY- Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜR-SAB), 28 Eylül 1972 tarihinde yürürlüğe giren 1618 sayılı “Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birli-ği Kanun’u” uyarınca kurulmuş olan bir meslek birliği-dir. TÜRSAB’ın temel amacı, seyahat acentalığı mesle-ğinin ve faaliyet alanının temelini oluşturan turizm sektö-rünün gelişimine katkıda bulunmaktır.

1618 sayılı Kanun’un belirlediği yetkiler çerçevesin-de meslek disiplininin sağlanması, mesleğin gelişimi-ne ilişkin faaliyetler, seyahat acentalarının karşılaştık-

ları sorunların çözümü yönünde yapılan çalışmalar, TÜRSAB’ın hizmet alanı içinde yer alan önemli işlev-ler arasındadır. 

Turizm sektörümüzde yaşanan gelişmeler ve karşıla-şılan sorunlara ilişkin tüm konuları ilgili mercilerin dik-katine sunmak, bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek de TÜRSAB’ın temel amaçları arasında yer almaktadır.

Bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için, kamu ve özel sektör turizm kurumlarıyla ortaklaşa çalışmalar ya-pan TÜRSAB, turizm politikalarının geliştirilmesinde de önemli görevler üstlenir. TÜRSAB, çevresel, tarihi ve in-sani değerlerin korunması ve geliştirilmesi gibi turizmi

Turizm sektörünün önemli ku-rumlarından Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, bu ayki konuklarımızdan biri. Ulu-soy; Seyahat Acentalığı mesle-ğini, Türk Turizm sektörünün ih-tiyaç ve beklentilerini, sektör-de yaşanan gelişmeleri bizlerle paylaştı.

SÖYL

EŞİ

Page 22: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

23 AĞUSTOS 2011

yakından ilgilendiren konularda, bir sivil birlik olarak yol gösterici ve baskı grubu olma özelliği de taşımaktadır.

TÜRSAB’ın çalışmaları arasında uluslararası ilişkiler ve görev kapsamı içinde yürütülen tanıtım faaliyetleri önemli bir yer almaktadır. TÜRSAB, Dünya Turizm Ör-gütü (UNWTO), Uluslararası Seyahat Acentaları Birlik-leri Federasyonu (UFTAA), Avrupa Birliği içindeki Seya-hat Acentaları ve Tur Operatörleri Birlikleri Grubu (EC-TAA),  gibi uluslararası önemli kuruluşların üyesidir.

TÜRSAB, diğer ülkelerin muadil organizasyonları, tur operatörleri, seyahat acentaları birlik, federasyon gibi örgütleri ile ikili ve çok taraflı ilişkilerin geliştirilmesi yö-nünde de faaliyetler yürütmektedir.

STANDARD- Türkiye turizm alanında sahip ol-duğu değerler ile dünya turizminde nerede? Tu-rizmden daha fazla pay alabilmesi için TÜRSAB ne yapmalı?

B. ULUSOY- Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgü-tünün 2010 yılı verilerine göre Türkiye,  uluslararası tu-rist gelişleri itibariyle dünyada 7’inci, turizm gelirleri iti-barıyla 10’uncu sırada yer almıştır. Yani Turizm açısın-dan Türkiye Dünyanın ana oyuncularından biri konu-mundadır. Zamanla bu 2023 yılında hedefimiz; 50 mil-yon yabancı ziyaretçi 50 milyar ABD Doları döviz girdi-

si konumunu daha ileri noktalara taşıyacak potansiyele ve yeteneklere sahip bulunmaktadır. Reklam ve tanıtım faaliyetlerini artırarak sürdürmemiz, bölgenin güvenlik ve istikrar adası haline gelmiş pozisyonumuzu koruyup geliştirmemiz, yeni zenginliklerimizi ve farklılıklarımızı in-sanların hizmetine kaliteli bir şekilde sunmamız hedef-lerimize erişmemizi kolaylaştıracaktır.

STANDARD- Günümüzde turizm denince birçok alternatif akla geliyor. Türkiye’deki turistin seçimi hangi alanlarda yoğunlaşıyor?

B. ULUSOY- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010 yılı Hanehalkı Yurt İçi Turizm Araştırması sonuçlarına göre 2010 yılında Türkiye’de, yurt içinde seyahate çıkanlar, toplam 13 milyar 843 milyon 504 bin lira harcadı. Bu dönemde yurt içinde ikamet edenler bir ve daha faz-la geceleme kaydı ile yaptıkları toplam seyahat sayı-sı 68 milyon 373 bin’dir. Seyahat başına ortalama har-cama 202 lira oldu. Seyahate çıkış amacı olarak birinci sırada Yakınları Ziyaret, ikinci sırada Gezi, Eğlence, Ta-til, üçüncü sırada ise Sağlık amacıyla yapılan seyahat-ler gelmektedir.

STANDARD- Ülkemizde Seyahat  Acentalarının  durum tespitini yapar mısınız? Dünyada ki mua-dilleri ile kıyaslandığında avantajları ya da geride kaldığı konular neler?

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı

Başaran ULUSOY

Page 23: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

24

B. ULUSOY- Kurumumuza kayıtlı merkez ve şube ola-rak toplam 6206 acenta bulunmaktadır. Yabancı turist-lerin büyük bir çoğunluğu seyahat acentaları vasıtasıy-la ülkemize gelmektedir. Seyahat acentalarının gerek yurt dışı gerekse yurt içi tanıtım faaliyetlerine ve ülke ekonomisine büyük katkı sağladığı kanaatini taşımak-tayız.

Dünyanın her bir ülkesinde turizm faaliyetlerini organi-ze etmek üzere seyahat acentaları faaliyet göstermek-tedir. Turizmin önemini kavramış olanlar ve ekonomi-lerinin ana girdilerinden biri olarak gören ülkeler genel-de turizme, özelde de seyahat acentaları önemli ya-sal ve maddi destek sağlamaktadırlar. Türkiye’deki se-yahat acentaları daha ziyade kendi çabaları ile ayakta durmakta, yeterli devlet desteği alamamaktadırlar. Bu durum acentalarımız için dezavantaj oluşturmaktadır.

STANDARD- TÜRSAB olarak sektörün en önem-li sorunu nedir?  Bu konuda yapmayı düşündük-leriniz.

B. ULUSOY- Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden olan turizmin bugünlerdeki en önemli sorunu finansman kaynaklarına kolay erişememesi ve erişenlerinde yük-sek maliyetlerle karşılaşmalarıdır. Ayrıca sektör üzerin-deki finansman harici maliyet baskısı da turizmcilerimi-zi zorlamaktadır. Bir başka sorun ise geri kalmış yö-relerimizdeki turizm potansiyelinin harekete geçirilme-mesidir.

Düşük faizli ve uzun vadeli kredilerin verilmesi; kredinin işletmelerin faaliyet döngüleri dikkate alınarak yapılan-dırılması, girdi maliyetlerindeki devlet payının azaltılma-sı, yöresel teşvik uygulamaları bahse konu sorunların çözümüne katkı sağlayacaktır.

STANDARD- Günümüzde online seyahat ve uçak bileti satışı hızla artmakta. Bu durumun seyahat acentalığına etkileri…

B. ULUSOY- Seyahat acentaları, internet siteleriyle fir-ma ve ürün tanıtımı yapmanın yanı sıra, ticari faaliyet-lerini gerçekleştirebilir, müşteri ve halkla ilişkilerini etkin ve interaktif biçimde sürdürülebilir, iş ortakları ile canlı bir ticari faaliyet yürütebilirler.

Seyahat acentalarının internette yapabilecekleri işleri şöyle sıralayabiliriz;

Firma ve ürün tanıtımı,

Seyahat ürünlerine rezervasyon imkânı,

Müşterilerin satın aldıkları ürünlerin ödemesini yap-ma imkânı,

Müşteri Odaklı Yönetim Sistemleri (Müşteri bilgileri-nin tutulması, müşterilerle irtibatın yürütülmesi, an-ketler düzenlenmesi),

Müşterilere dönük üyelik sistemleri (Sadece üye-lerin girebileceği şifreli alanlarda özel fiyatlar, özel ürünler vb.),

İş ortakları ile ilişkiler, (Otellerin, ulaştırma şirketleri-nin rezervasyon sistemlerine bağlanma ve gerçek zamanlı rezervasyon ve konfirmasyon imkânlarının sağlanması, oteller, ulaştırma şirketlerine on-line ödeme yapabilme imkânı, ürün sunucuların envan-terlerine on-line bağlanma imkânı, ya da ürün sunu-cuların ürün bilgilerini seyahat acentasının sitesinde şifreli girişlerle güncelleyebilme imkânı vb.).

STANDARD- Turizm sektöründe, her sektörde ol-duğu gibi eğitim önemli bir konu. Bu sektörde eğitilmiş insan gücü yeterli midir? Bize bir durum tespiti yapar mısınız?

B. ULUSOY- Bilindiği üzere, hayatın bütün alanların-da eğitimli elemanlara olan ihtiyaç gün geçtikçe daha da artmaktadır. Eğitim deyince sadece okullarda ve-rilen eğitimi değil, belki onun kadar hatta ondan daha önemli olan işbaşı eğitimini de kastediyoruz. Turizm ye-rel olduğu kadar uluslararası da bir olgudur. Onun için bu alanda çalışanların en azından iletişim kurmaları an-lamında yabancı dil/diller bilmeleri gerekmektedir. Bu-nun yanı sıra elindeki imkânları çok iyi bir şekilde paza-ra sunmaları da gerekmektedir.

Turizm sektöründe eğitimli insanlara olan ihtiyaç üst düzeyde bulunmaktadır. Bu alandaki boşlukları doldur-mak için turizm konusunda eğitim veren meslek lisele-rimiz ve yüksek okullarımız bulunmaktadır. Ancak bun-ların ihtiyaçları karşılamaktan yeterli olmadığı, geliştiril-mesi gerektiği kanaatindeyiz.

STANDARD- TÜRSAB olarak yeni hedef ve pro-jeleriniz neler?

B. ULUSOY- TÜRSAB’ın Türk turizmine katkıları şu başlıklar altında toplanabilir:Seyahat Acentalığı mesleğini düzenleme ve denet-

leme ve geliştirme,Uluslararası kuruluşlarla iş birliği geliştirme ve ileti-

şimde bulunma,Sektör olarak ülkenin tanıtım ve pazarlanmasına

katkıda bulunma,Turizmin gelişimine katkıda bulunma ve turizm bi-

linci oluşturma,Tüketici haklarının korunması.

Nihai amacımız ülkemizin turizm açısından dünyada hak ettiği yeri almasında belirleyici örgütlerden biri ol-maktır. Bunun içinde öncelikli olarak ihtiyaçları, eksik-likleri belirleyip giderilmesi için çabalamaktayız. Öte yandan gizli potansiyellerimizi de ortaya çıkararak in-sanlığın hizmetine sunmaya çalışıyoruz.

Page 24: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

25 AĞUSTOS 2011

Gerek yerel gerek uluslararası örgütlerle daha çok iş birliklerine giderek ortak çıkarlarımızı maksimize etme-yi hedefliyoruz.

STANDARD- Okuyucularımıza tatile çıkmadan önermek istedikleriniz

B. ULUSOY- Tatilcilerimizin her biri tatile çıkmadan önce tatili hayalinde canlandırmakta ve doğal olarak belli bir beklenti içine girmektedir. Bu beklentilerinin gerçekleşmesi için öncelikle beklentilerine uygun yer-lerde rezervasyon yaptırmalarını öneririz.

Kendi araçları ile seyahat edeceklerse araçlarının ba-kımını yaptırmalarını kasko, trafik sigortaları vb dokü-manlarının mevcut olmasına dikkat etmelerini hatırlat-

mak isteriz. Tren, otobüs, uçak veya gemi ile seyahat edeceklerse son günü beklemeden önceden yerlerini ayırmalarını öneririz.

Ülkemizde yurt içi turizm faaliyetleri yaz aylarında yo-ğunlaşmakta ve bu dönemlerde trafik ve buna bağlı olarak arzu etmesek de trafik kazaları artmaktadır. Araç kullanıcılarının dikkatle seyretmeleri, sık sık mola ver-meleri, trafik kurallarına uygun hareket etmeleri üzücü olayların meydana gelmesini önleyecektir. Ayrıca din-lenme yerlerini ayrılırken temiz bırakmaları da beklenti-lerimiz arasındadır.

Bu vesile ile tatilcilerimize rahat ve huzurlu bir tatil ge-çirmelerini dileriz.

• 10.03.1949 tarihinde Of /Trabzon’da doğdu.

• İlk-Orta ve Liseyi Trabzon’da okudu.

• 1963-64 yıllarında Trabzon Lisesi Cemiyet Başkanlığı yaptı.

• 1966-70 yılları arasında İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nde okudu ve aynı okuldan mezun oldu.

• 1968-70 yılları arasında Trabzonlular Cemiyeti Başkanlığı yaptı.

• 1968’de ticaret hayatına atıldı. İnşaat, müteahhitlik hizmetleri, taşı-macılık, ulaşım, sigortacılık ve turizm sektörlerinde faaliyet göster-di.

• 1970 yılında Fenerbahçe Spor Kulübünde kongre üyesi oldu.

• 1977-79 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kuru-lunda Murahhas Üye olarak görev yaptı.

• 1981-83 yılları arasında Fenerbahçe Yönetim Kurulu 2. Başkanlığı görevinde bulundu. Divan heyeti üyesi olarak çalıştı.

• 1981-83 yılları arasında Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulunda Muhasip Üye olarak görev aldı.

• 1991-93 yılları arasında Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkan-lığı yaptı.

• 1991-93 yılları arasında TURSAV/Turizm Seyahat Acentaları Vakfı ilk Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.

• 1992-93 yılları arasında UKTAŞ/ Uluslararası Kongre Sarayı Tesis-leri İşletmeciliği Ticaret A.Ş. ilk Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.

• 1992 yılında 1907’liler Fenerbahçe Derneği Kurucuları arasında yer aldı.

• 1995 yılında Turizm Taşımacılar Derneği kurucuları arasında yer aldı.

• 1996 – 2003 yılları arasında Tema Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği gö-revini yürüttü.

• Türkiye Çevre Eğitim Vakfı Kurucu Üyeleri arasında yer aldı.

• TOBB Turizm Sektör Kurulu Üyeleri arasında yer aldı.

• ISAD/IATA Seyahat Acentaları Derneği Kurucu Üyeleri arasında yer aldı ve Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.

• 1997 yılında TUGEV Yönetim Kurulu Üyeliğine getirildi ve halen bu görevi devam etmektedir,

• 1998 yılında Türkiye Futbol Adamları Derneği Yönetim Kurulu Say-man Üyeliği görevini yürüttü.

• 1998-99 yılları arasında TOKKDER/ Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.

• 1999 yılında Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Baş-kanlığına seçildi.

• 1999 yılında TURSAV / Turizm Seyahat Acentaları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi ve halen bu görevi devam ediyor.

• 2000 yılında Academia Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürüttü.

• 2001 yılında Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Baş-kanlığına tekrar seçildi.

• 2003 yılında Türkiye Seyahat Acentaları Birliğinin Genel Kurul Top-lantısı sonucunda yeniden Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi.

• UKTAŞ – Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı İşletmeciliği Tesisleri İşletmeciliği Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı göre-vine seçildi.

• Türk Halk Oyunları Federasyonu Yönetim Kurulu As Başkanlığı gö-revini takiben şu an Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır.

• 2005 yılında İstanbul Ticaret Odası – İTO Meclis Üyeliğine ve TOBB

• Delegeliğine seçilerek 2009 Haziran ayına kadar bu görevlerine devam etti.

• 2005 yılında Türkiye Seyahat Acentaları Birliğinin Genel Kurul Top-lantısı sonucunda yeniden Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi.

• 2006 yılında yapılan DEİK – Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Genel Ku-rul Toplantısı ile DEİK Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi.

• 26.03.2007 tarihinde yapılan KOMER-Kuşadası Kongre Merkezi Genel Kurul toplantısı ile Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Murahhas Azalığa tekrar seçildi.

• Denizciler Turizm ve Denizcilik A.Ş. ‘ de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmaktadır.

• 2007 yılı Kasım ayında yapılan TÜRSAB – Türkiye Seyahat Acenta-ları Birliği Olağan Genel Kurul Toplantısı sonucunda yeniden TÜR-SAB Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi.

• İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Danışma Kurulu Üye-si olarak görev yapmaktadır.

• 14 Mayıs 2008 tarihinde yapılan toplantı ile UKTAŞ – Uluslararası Kongre Sarayı Tesisleri İşletmeciliği A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlı-ğına seçilmiştir ve bu göreve devam etmektedir.

• 6 Aralık 2009 tarihinde yapılan TÜRSAB Olağan Genel Kurul Top-lantısı sonucunda yeniden TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi.

BAŞARAN ULUSOY KİMDİR?

Page 25: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

26

İNA

TU

RİZM

İ

İnsanların deniz-kum-güneş üçlüsünü terk edip kül-tür turizmine yöneldikleri görülmektedir. Dünyadaki ilk seyahatlerin dini amaçlarla yapıldığını görmekteyiz. İn-sanlar daima inandığı dinin liderinin doğduğu, büyüdü-ğü, yaşadığı yerleri görmek ister. Bu inançla kutsal yer-leri, mabetleri ziyaret etmeyi dini bir görev olarak ka-bul etmektedir.

Turizm, seyahat olgusu üzerinde büyük bir etkisi olan din ile çok yakından ilgilidir. Din faktörü geçmişten bu yana insanları seyahate yönelten önemli bir faktör ol-muştur. Dini binalar, ayinler, dini festivaller, inançlar ve dinsel olaylar turist davranışlarını etkileyen ve insanla-rı inanç turizmine yönelten önemli faktörlerdir. İnanç tu-rizminde, diğer turizm çeşitlerinden farklı olarak insan-lar inançlarının gerektirdiği dini vecibelerini yerine getir-mek için dini açıdan önemli gördükleri yerleri ziyaret et-mektedirler. Bu bağlamda, özellikle inançlarının geçmi-şine uzanmak, dinlerinin önemli merkezlerini ziyaret et-mek, inançlarının zorunlu gördüğü ziyaretleri yaparak “hacı” olmak isteyen, bu şekilde manevi tatmin, iç hu-zuru arayan insanların rehberliğinin doğru yapılması ve “inanç turizmi” kapsamında değerlendirilmesi gerek-mektedir. Ayrıca ülkemizde bulunan özellikle Hristiyan-lık dini açısından önem taşıyan merkezlerin tanıtımı, bu mekânların doğru ve akılcı kullanımı, Türkiye’nin turizm

sektöründe rekabet gücünü artıracak güçlü bir faktör olacaktır (Sargın, 2006: 2). İnsanlar inanç turizmine tatil yapmak için değil inançları gereği katılmaktadırlar.

Tablo 1. Dünya’daki Başlıca Dinler ve İnanan Sayıları (2007)

Dinler İnanan Sayısı (Milyon Kişi)Hristiyan 2100Müslüman 1500Hindu 900Sih 500Yahudi 14

Kaynak: Kanıbir ve Kaşlı, 2007: 155.

Yukarıdaki tablo, genel toplamda başlıca dinlere men-sup 5 milyar 37 milyon insanın bulunduğunu göster-mektedir. Buna göre en büyük üç grup, Hristiyanlar, Müslümanlar ve Hindulardır. Söz konusu üç grup inanç turizmi açısından hedef pazarın % 89’unu temsil et-mektedir (Kanıbir ve Kaşlı, 2007: 155).

İNANÇ TURİZMİ KAVRAMIDini inançlarını yaşamak için insanların, inanç çekim merkezlerine geçici süreyle yaptıkları seyahatlerin oluş-turduğu turizm çeşidine inanç turizmi denir. Başka bir ifadeyle inanç turizmi, insanların devamlı yaşadıkla-rı, çalıştıkları yerlerin dışına inanç çekim merkezlerine, kutsal yerlere, dini inançlarını tatmin etmek, ibadet et-mek ve gezmek amacıyla yaptıkları seyahatleri ve ko-

Prof. Dr. Necdet HACIOĞLUBalıkesir Üniversitesi Eski Rektörü

Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu

Türkiye’de İnanç Turizminin Geleceği

Page 26: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

27 AĞUSTOS 2011

naklamaları kapsayan sosyo-ekonomik bir olay olarak tanımlanabilir. Din-turizm etkileşimi diğer turizm türle-rinden farklıdır. Karşılıklı bir etkileşim söz konusudur.

Kutsal yerlerin yerli ve yabancı turistlerce ziyaret edil-mesinin turizm olgusu içerisinde değerlendirilmesi, inanç turizmi olarak tanımlanmaktadır. Bu amaçla, din-sel yönden önemli bulunan cami, kiliseler, sanat tarihi açısından önemli olan anıtlar, müzeler, mimari özellikleri nedeniyle tarihi eserler bu bağlamda değerlendirilerek turistlerin hizmetine sunulmaktadır.

İnanç turizmi dini motivasyonlarla ortaya çıkar. Kutsal yerlerin ziyaret edilme isteği ile turizm olayı meydana gelmektedir. Bu nedenle turist davranışları çok önemli-dir. Kişileri İnanç Turizmine iten belli başlı iki neden var-dır (iten nedenler):

• Dini duyguları nedeniyle dini görevleri yerine getir-mek için seyahate katılma,

• Bağlı olduğu inancın gereği kutsal mekânlara duyu-lan merak-ilgi.

İnanç Turizmi, kültür turizminin bir parçası olarak da görülmektedir. Farklı kültürleri merak edenler ve entelektüel-sanatçılar kültürel motivasyonlarla kutsal yerleri ziyaret etmektedirler.

İnanç turizmi bağlamında İslamiyet’te Mekke ve Me-dine, Hristiyanlık’ta Kudüs, Roma ve Efes, Musevilikte yine Kudüs, kutsal mekânlar olarak en çok ziyaret edi-len başlıca merkezlerdir. Özellikle İslam dininde, Kur-ban Bayramı’nda Mekke şehrinde yapılan ibadetler ve

Kabe’nin ziyaretinin farz olması, Suudi Arabistan’ın hac turizminde büyük talep oluşturmasında etkili olmakta-dır. Musevilerin Noel’de Kudüs’teki Ağlama Duvarı’nı zi-yaret etmeleri, Hrıstiyanların Vatikan’da Papa’nın yöne-timinde 24 Aralık’tan itibaren bir hafta süren Noel iba-detleri, bu mekânların özellikle bu dönemlerde yoğun ziyaretçi akınına uğramasına sebep olmaktadır. Dün-yanın pek çok yeri için bu örnekleri çoğaltmak müm-kündür.

Tablo 2. Çeşitli Dinlerin Kutsal Yolculukları ve Başlıca Destinasyonların Tercih Edilme Durumu (2007)

Ülkeler Turist Sayısı (Milyon Kişi)İtalya 20İspanya 4,42Suudi Arabistan 3,68Portekiz 3,42Hindistan 2,02Fransa 1,23İsrail - Filistin 1,02Türkiye 0,1

Kaynak: Kanıbir ve Kaşlı, 2007: 157.

Yukarıdaki tablo, doğrudan doğruya dinsel görev mo-tivasyonuyla ortaya çıkan turistik hareketlilik açısından önde gelen destinasyonları göstermektedir. Tabloda da görüldüğü gibi, dinsel kaynaklı olarak en çok ziyaret edilen ülkeler İtalya (20 milyon kişi), İspanya (4,42 mil-yon kişi) ve Suudi Arabistan (3,68 milyon kişi)’dır.

Günümüzde değişen turist isteklerine bağlı olarak tüm dünyada gelişme gösteren inanç turizmi kapsamında mevcut turizm değerlerinin korunması, turizme kazan-dırılması ve tanıtılması oldukça önemli hale gelmiştir. İnanç turizmine yılda yaklaşık 300 milyon kişinin katıldı-

Page 27: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

28

ğı ve bu kişilerin toplam 18 milyar Dolar harcama yap-tığı tahmin edilmektedir. 2005 yılında Suudi Arabistan’a 3 milyon 680 bin kişi İnanç Turizmi için gelmiştir. Bunla-rın 2 milyon 560 bin’i hac amacıyla, 1 milyon 120 bin’i ise umre amacıyla ülkeyi ziyaret etmiştir.

TÜRKİYE’NİN İNANÇ TURİZMİ POTANSİYELİ

İnanç turizmi bakımından Türkiye büyük bir potan-siyele sahiptir. Nitekim, gerek ilkçağ medeniyetleri-nin Anadolu’da gelişmesi, gerekse de Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde havarilerin, Ortaçağ’da ise Musevile-rin yaşadıkları yerlerde karşılaştıkları ağır baskı ve yok etme politikaları sonucu, bu topraklara sığınmış olmala-rı, Türklerin kendi dini olan İslamiyet’e ait eserlerin yanı sıra, çok sayıda sinagog ve kilisenin Anadolu’da yer al-masına neden olmuştur. Anadolu’nun Türkleşmesinden sonra, Selçuklu ve özellikle de Osmanlılar dönemin-de bu topraklarda yaşayan insanların inançlarında ser-best bırakılmaları ve herhangi bir baskı olmadan ken-di inançlarını yaşamaları ve mabetlerini inşa etmelerine izin verilmesi bunda etkili olan en önemli unsurlardan-dır. Bunun sonucunda da Anadolu’da inşa edilmiş dini mabetler ve tapınaklar, milletimizin İslami anlayış para-

lelinde derin saygı ve hoşgörü içerisinde günümüze ka-dar ulaşmıştır.

Coğrafi konumu ve tarihi dolayısıyla Türkiye, dünya-nın eski medeniyetlerinin ve inançlarının beşiği olmuş-tur. Türk halkının Anadolu toprakları üzerinde uzun yıl-lardan bu yana sürdürdüğü yaşam biçimi ve ilgili döne-min özelliklerini yansıtan dini inançları, gelenek ve gö-renekleri, mimari ve sanat eserleri günümüz turizmine önemli birer kaynak oluşturmaktadır.

Türkiye’de İnanç Turizmi adı altında faaliyetler daha çok 1995 yılından itibaren başlamıştır. 1995-1998 yılları ara-sından çok sayıda yabancı tur operatörü, ülkemizdeki dini çekim merkezlerine turlar düzenleyerek “İnanç Tu-rizmi” turlarını gerçekleştirmeye başlamışlardır.

İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilik için önem arz eden başlıca merkezlerinin yanı sıra Semavi dinlerin Türkiye’de ortak arz kaynakları bulunmaktadır. Bunlar: Ağrı Dağı, Ashab-ı Kehf (Yedi Uyuyanlar) Mağarası, Halil-i Rah-man Camii ve Balıklı Göl, Hz. Eyüp Mağarası’dır. Dini bir olay olarak bilinen Tufan olayının, Nuh peygambe-rin gemisinin kalıntılarının Ağrı Dağı’nda olduğuna ina-

Meryem Ana TÜRSAB Sitesinden Alınmıştır.

Kudüs

28

Page 28: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

nılmakta ve arama çalışmaları yapılmaktadır. Urfa, Hz. Adem’in yaşadığı yer ve Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yer olarak anılmakta ve yine Hz. Adem’in oğlu olan Şit peygamberin kabri de Tarsus’ta bulunmaktadır. Mer-yem Ana’nın, İsa’nın 12 Havarisinden biri olan Aziz Yahya ile beraber Efes dolaylarında yaşamış olup; ci-varında bulunan mezarlardan birinin ona ait olabilece-ği düşünülmektedir. Hristiyanlık dininde en önemli ikin-ci adam olarak kabul edilen Aziz Pavlus Tarsus’ta doğ-muş ve Anadolu topraklarında Hristiyanlığı yayma faali-yetleri yapmıştır. Hristiyanlık dininin ilk kilisesi Saint Pier Antakya’dadır. İncil’de adı geçen yedi kilise (Symrna, Pergamon, Thyatira, Sardes, Philadelphia, Laodicia ve Ephesus) yine Anadolu topraklarında bulunmaktadır.

Kaşlı vd. (2009) inanç turizmi merkezlerini ziyaret eden turistlerin Türkiye hakkındaki düşüncelerini tespit etmek amacıyla yaptıkları araştırmada önemli veriler elde edil-miştir. Bu araştırma sonucuna göre, inanç çekim mer-kezlerini çoğunlukla gençler ziyaret etmektedir. Araştır-maya katılan 16–30 yaş arasındaki turistlerin oranının % 51,90 olduğu anlaşılmaktadır. Araştırmaya katılan turistlerin % 74,68’i evli değildir ve arkadaşlarıyla seya-hat etmektedirler. Araştırmanın inanç turizmine yöne-

lik olarak yapılabilecek tanıtım faaliyetlerinde vurgula-nabilecek önemli bir bulgusu, Türkiye’deki yabancı tu-ristlere dinlerinden dolayı herhangi bir ayrımcılığın yapıl-madığıdır. Bu konuda turistler arasında önemli bir dü-şünce birliği (% 92,1) bulunmaktadır. Çoğunluğu Müs-lüman bir ülkede ortaya çıkan bu sonuç, tanıtım faali-yetlerinde mutlaka vurgulanması gereken bir bulgudur (Kaşlı vd., 2009: 1513).

Kaşlı vd. (2009)’nin yaptığı bu araştırmada ortaya çı-kan diğer dikkat çeken hususlar şunlardır; İnanç turizm merkezlerini ziyaret eden turistlerin büyük çoğunluğu-nun (% 72,71) bu ziyaretlerini alternatif bir seyahat ola-rak tanımlaması da dikkate değer bir bulgudur. Bu so-nuç, inanç çekim merkezlerinin sadece dini duygular-la ziyaret edilmediğini göstermektedir. Bu merkezleri zi-yaret eden turistlerin % 41,77’sinin herhangi bir dine mensup olmadıklarını belirtmeleri de bu bulguyu des-teklemektedir. Dolayısıyla inanç çekim merkezlerinin tanıtımında dini motiflerin yanında kültürel öğelere de yer verilmesi ve bu merkezlerin alternatif turizm ürünle-riyle beraber bütünleşik bir şekilde pazarlaması önem taşımaktadır (Kaşlı vd., 2009: 1514).

Mekke

29 AĞUSTOS 2011

Page 29: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

30

İslam Dini Açısından Türkiye’deki Başlıca Çekim Mer-kezleri

Müslüman alemi için kutsal sayılan yerlerden bazıları şun-lardır:

• İnsanlığın ikinci atası sayılan Nuh peygamberin tufandan üç oğlu ve gelini ile birlikte gemisinin karaya oturduğu Ağrı Dağı ülkemizdedir.

• Hazreti İbrahim peygamberin yaşadığı yer Urfa ilimizdedir.

• Yavuz Sultan Selim’in 1517 yılında Mısır seferinden sonra İstanbul’a getirdiği kutsal emanetler Topkapı müzesinde bulunmaktadır.

• İslam Peygamberi Hazreti Muhammed’in sancaktarlığını yapmış olan Halid Bin Zeyd’in (Ebu Eyüp Ensari – Hazreti Eyüp) türbesi İstanbul’da Eyüp semtindedir.

• Ünlü İslam bilgini Mevlana Hazretlerinin türbesi Konya’da-dır.

İnanç Turizminin geliştirilmesi amacıyla başlatılan çalışmalar kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırla-nan envanterde günümüze kadar ulaşan toplam 90 İslam Eseri ve ibadet yeri belirlenmiştir.

Hristiyan Dini Açısından Türkiye’deki Başlıca Çekim Merkezleri

Dünyadaki en önemli üç dinden birisi olan Hıristiyanlık, as-lında Kudüs’te doğmuş olmasına rağmen, onun yayılıp ge-lişmesinde Anadolu’nun özel bir yeri olmuştur. Romalıların baskı ve zulmünden kaçan Hz. İsa’nın havarilerinin bir kısmı Anadolu’ya gelmiş ve burada dini yaymaya çalışmışlardır (Zaman, 2005: 2). Böylece İsa’nın Havarileri ilk taraftarlarını Anadolu’da yaptıkları gezilerle toplamışlardır. Hristiyanlığın doğduğu yer Filistin ise geliştiği, serpildiği yer Anadolu’dur (Karaman vd., 2008: 223). Anadolu var olduğu sürece bu toprakların Hristiyan inancı için önemli her geçen gün için daha da fazla olacaktır (Usta, 2005: 24).

Hristiyanlık için tarihte kutsal şehirler Roma, Kudüs ve İstanbul’dur. Türkiye’de özellikle Hristiyanlar tarafından kut-sal sayılan önemli ölçüde kilise, tapınak ve antik kalıntı var-dır. Örneğin, St. Peter, St. Nicholas ve St. Paul Kiliseleri, Sümela Manastırı, Aya Tekla Bazilikası, İlk Yedi Kilise, Dey-ruz Zafaran, Ani Kiliseleri ve Harabeleri bunlardan birkaçıdır (Hacıoğlu, 1998: 125).

Hz. İsa’nın yardımcısı Aziz Yuhanna, Hz. Meryem ile Efes (Efesos) dolaylarına yerleşmiş, orada yaşayıp ölmüştür. Onun adına bir kilisenin ve Hz. Meryem’in adına bir evin varlığı bu geleneği desteklemektedir. Yine Hıristiyanlığa bir dünya dini niteliği kazandıran Aziz Pavlus Tarsusludur ve Anadolu’nun birçok yerini dolaşarak yeni dine taraftar ve dini mabetler ka-

MardinTÜRSAB Sitesinden Alınmıştır.

30

Page 30: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

31 AĞUSTOS 2011

zandırmakta çok önemli bir rol oynamıştır. İlkçağ kentle-rinden Pamukkale’deki Hierapolis şehrinde Aziz Philippos adında başka bir havari yaşamıştır (Zaman, 2005: 2).

Dışişleri Bakanlığı Başkanlığında, İçişleri Bakanlığı, Kül-tür ve Turizm Bakanlığı ve ilgili kamu kurum ve kuruluş-ların temsilcilerinden oluşan bir komite kurulmuştur. Bu komite; Hristiyanlık açısından önemli olan dokuz adet merkez belirlemiştir. Bunlar (Kültür ve Turizm Bakanlığı, http://www.kultur.gov.tr);

• Hatay-Merkez: St.Pierre Anıt Müzesi

• İçel-Tarsus: St.Paul Anıt Müzesi

• İzmir-Selçuk: Meryem Ana Evi

• Antalya-Demre: St. Nicola Kilisesi

• Bursa-İznik: Ayasofya Cami

• Manisa-Sard: Sard Sinagogu

• Manisa-Alaşehir: Alaşehir Kilisesi

• Manisa-Akhisar: Akhisar Kilisesi

• Isparta-Yalvaç: Pisidia Antik Kenti

• Nevşehir-Derinkuyu: Ortodoks Kilisesi

• Denizli-Pamukkale: Laodikya Antik Kenti

• Balıkesir-Ayvalık: Taksiharis, Aya Nicolas Kiliselesi olarak tespit edilmiştir.

İnanç Turizmi’nin geliştirilmesi amacıyla başlatılan ça-lışmalar kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı tara-fından hazırlanan envanterde günümüze kadar ulaşan toplam 74 Hristiyan dinine ait eser ve ibadet yeri belir-lenmiştir.

Musevi Dini Açısından Türkiye’deki Başlıca Çe-kim MerkezleriTürkiye toprakları, sadece bir kısım Yahudi’nin yaşadığı sıradan topraklar değildir. Yahudi kutsal kitabı Tevrat’ta bugün Türkiye sınırları içinde bulunan birçok yerin ismi geçmektedir. Bu yerlerin başında Dicle ve Fırat nehirle-ri gelmektedir. Yahudilik açısından bir diğer önemli böl-ge, Harran’dır. Tevrat’a göre Hz. İbrahim bir müddet Harran’da yaşamıştır (Adam, http://www.tureb.net).

Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 25.000 ka-dar Yahudi’nin Türkiye’de yaşadığı tahmin edilmekte-dir. İstanbul’da Bulunan tarihi Haham Başılığı’na bağlı-dırlar. Ankara, İzmir ve İstanbul başta olmak üzere bazı büyük şehirlerde havraları ve küçük cemaatleri bulun-maktadır (Sarıkçıoğlu, 2004: 280).

İnanç Turizmi’nin geliştirilmesi amacıyla başlatılan ça-lışmalar kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı tara-fından hazırlanan envanterde günümüze kadar ulaşan toplam 9 Musevi dinine ait eser ve ibadet yeri belirlenmiştir.

TÜRKİYE’NİN İNANÇ TURİZMİ AÇISINDAN ZİYA-RETÇİ PROFİLİ

Dünya İnanç Turizmi Birliği (WRTA)’ne göre gelirdeki ar-tış ve maliyetleri düşürme inanç turizmini artırdığı ve yıl-da yaklaşık olarak 300 milyon kişinin 18 milyar Dolar harcama yaparak inanç turizmine katıldığı ifade edil-mektedir. Ayrıca yeni inanç turizmi merkezleri de keş-fedilmektedir:

• Bosna-Hersek’te Medugorje (Bulut üstünde Meryem Ana görüş yolu),

• Ukrayna – Uman (Yahudilik),

• Tongi Bangladeş (3 günde 3 milyon Müslüman).

Ortadoğu’da ekonomik krize çare olarak inanç turiz-mi gösterilmektedir. Bu bağlamda, Ürdün ve Filistin’de 2010’da 2,4 milyar Dolar turizm geliri beklenmektedir.

Her inançtan insanın görmesi gereken eserlere sahip bir ülke olan Türkiye’ye, İnanç Turizmi amaçlı olarak 2012 yılında 3 milyon turistin gelmesi beklenmektedir. İnanç turizmine katılanların harcamaları, deniz-tatil tu-rizmine katılanlardan daha fazladır. Örneğin Trabzon’a ayine gelen 3 bin turist 4 günde 100 milyon Euro’luk bir harcama yaratmıştır. Türkiye’nin sahip olduğu İnanç Turizmi potansiyeli göz önüne alındığında, bu turizm türü iyi değerlendirildiği taktirde turizmden elde edi-lecek gelirlerin miktarının artacağı da açık bir şekilde görülmektedir.

Son yıllarda, çevremizdeki Müslüman ülkelerle kurulan iyi ilişkiler sonucu, Suriye, Lübnan, Libya ve İran gibi ül-kelerden vizelerin kalkması ile ülkemize yoğun bir turizm hareketi oluşmuştur. Bu ülkelerden gelenlerin büyük çoğunluğu inanç turizmi kapsamında gelmektedir. Tu-rist artış hızları bir önceki yıllara göre % 100 dolayında-dır. Amerika’da yapılan araştırmalar, son yıllarda inanç turizmine karşı 50 yaşın üzerindeki Amerikalılar’da bü-yük bir talep artışı görülmeye başlanmıştır.

Türkiye’ye yönelik dini amaçlı seyahatlerde en çok ziya-ret edilen bölgeler İstanbul, Kapadokya, Efes Meryem Ana’dır. Üçüncü yaş turizmine yönelik Türkiye’de yapı-lan bir araştırmada ziyaretçilerin % 13,2’sinin Meryem Ana Evini görmek istediği belirlenmiştir. Aynı araştırma sonuçlarına göre; araştırmaya katılanların % 12,9’u Ani Kiliselerini ve Harabelerini, % 23,9’u ise Efes’i ve antik kalıntıları görmek istediklerini belirtmişlerdir (Karaman vd., 2008: 231).

İnanç turizminin sosyal ve grup turizmi ile de yakınlı-ğı vardır. Günümüzde çoğu turist seyahatlerini grup-lar halinde yaşıtları ve benzer düşünceleri olan kişilerle

Page 31: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

32

yapmaktadırlar. Gelişmekte olan ülkelerde çok sayıda Hristiyan ve Hindu dinine inanan kişi, seyahatlerini, ai-leleri ile birlikte, ibadet ve ziyaret amaçlı hacı olmak için yapmaktadırlar. İnanç turizmi, üçüncü yaş turizmi ile de yakından ilgilidir. Çünkü insanların yaşı ilerledikçe dine olan inançları artmaktadır. Ayrıca, çoğu ibadetlerin ya-pılabilmesi için, kişinin boş zamana ihtiyacı vardır. Ör-neğin, hacca gidilmesi, tarihi kiliselerin ziyaret edilmesi gibi. Üçüncü yaşın, inanç turizmine olan yatkınlığının bir diğer göstergesi bu grubun seyahat ve ibadet yer ziyareti için, yeterli düzeyde gelire sahip olmasıdır (Ha-cıoğlu, 1998: 123).

SONUÇ VE ÖNERİLER

İnanç Turizminin mevsimsellik özelliği yoktur. İyi yöne-tilmesi durumunda bütün bir yıl devam eden bir tu-rizm şeklidir. Atıl kapasite sorunu için bir çözüm yo-ludur. Türkiye’de yeterli sayıda çeşitli dinlere ait ye-terli ve önemli sayıda kutsal mekân bulunduğundan, Türkiye’nin İnanç Turizmi’ni özellikli ürün haline getirip, dünyada pazarlaması gerekmektedir.

Türkiye’nin turizm açısından en önemli sorunların ba-şında turizmin 12 aya yayılması gelmektedir. Hemen hemen tüm aylarda gelen turist sayısında 1 milyon kişi-nin üzerine çıkılmasına rağmen belli aylarda, turist sa-yılarının aşırı arttığı Türkiye’nin turizm istatistiklerinde görülmektedir. Çoğunlukla insanların yaz aylarında kıyı (deniz) turizmine yönelik destinasyonları tercih etmele-ri bu yoğunlaşma sorununu doğurmaktadır. Bu yoğun-laşmanın ortadan kaldırılabilmesi için yeni turizm türle-rinin geliştirilmesine ihtiyaç olduğu açık bir şekilde gö-rülmektedir.

Çalışma içerisinde, Türkiye’nin İnanç Turizmi kapsamın-da sahip olduğu arz kaynakları belirtilmiştir. Bu kaynak-ların sayısı ve çeşitliliği düşünüldüğünde ve Türkiye’ye

gelen yabancı ziyaretçilerin sadece % 0,4’ünün dini amaçla Türkiye’yi tercih ettiği düşünülürse bu kaynak-ların tanıtımının iyi bir şekilde yapılmadığı ve bu dini ve turistik değerlerin verimli bir şekilde kullanılamadığı açık bir şekilde anlaşılmaktadır.

Ülkemizde inanç turizmine uygun 316 eser belirlenmiş-tir. Bunların 167 tanesi Müslümanlık, 129 tanesi Hris-tiyanlık ve 20 tanesi Musevilik dinine aittir. Her ülke, Türkiye kadar kültürel ve dinsel mirasa sahip değildir. Dolayısıyla inanç turizmi Türkiye’ye doğal bir rekabet avantajı yaratmaktadır.

Üç Semavi dinin mensupları tarafından önemsenen ve kutsallık atfedilen birçok yaşam alanı ve dini mekân varlığı, Türkiye’de İnanç Turizmi’ni alternatif bir turizm çeşidi olarak piyasaya sunmalıdır. Bunun için özel ve özgün tanıtım projeleri gerçekleştirmek gereklidir.

İnanç turizmine katılacak talebin finansman sorunu di-ğer turizm çeşitlerine göre çok daha azdır. İnanç turiz-mi, 50 yaşın üzerindeki insanlar için daha çekici hale gelmektedir.

Türkiye’ye dini amaçlı seyahatlerin artması ve İnanç Turizmi’nin geliştirilmesi için dikkat edilmesi gereken hu-suslar şu şekilde sıralanabilir:

• İnanç Turizmi’nin arz kaynaklarını oluşturan ve Müs-lümanlık, Hristiyanlık ve Musevilik açısından önem arz eden kutsal mekânların altyapı eksikleri gideril-meye çalışılmalıdır.

• İnanç Turizmi, Türkiye’de güçlü bir alternatif turizm ürünü olarak dünya pazarına sunulmalıdır.

• İnanç Turizmi talebine uygun, hedef kitlenin inançla-rına uygun projeler üretilmelidir.

• Yurt dışında dini televizyon kanallarında Türkiye’deki inanç turizm çekim merkezleri tanıtılmalıdır.

• Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın üç semavi dinin (Müslümanlık, Hristiyanlık ve Musevilik) günümüze

Harran

Page 32: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

33 AĞUSTOS 2011

kadar ulaşan önemli ziyaret merkezlerinin çevre dü-zenlemesi, aydınlatma, ulaşım vb. gibi açılardan ele alınarak iyileştirilmesi ve tanıtımının yapılarak ziya-retçi sayısının artırılmasının hedeflendiği “İnanç Tu-rizmi Projesi” ile ilgili faaliyetlerin hızlandırılmalıdır.

• İnanç merkezlerinin tüm dünyaya tanıtımının yapıl-ması amacıyla, tanıtım filmi, belgesel ya da sinema filmi gibi görsel unsurlara daha fazla önem verilme-lidir.

• İnanç turizmine yönelik çalışacak / çalışan seyahat acentaları teşvik edilmelidir.

• İnanç turizmi amacıyla gelen turistlerin boş zaman-larının değerlendirilmesi amacıyla diğer turizm türle-rinden (kaplıca turizmi, sağlık turizmi, kültür turizmi gibi) de faydalanılmalıdır.

• İnanç turizmi konusunda yetkili, ehil, seçilmiş kişiler tarafından tanıtım çalışmaları yapılmalıdır.

• Uzman turist rehberleri yetiştirilmelidir.

• İslamiyet’in evrensel özellikleri, hoşgörü, barış, kar-deşlik ve sevgi ortamını yaratmaya yönelik hadisleri vurgulanmalıdır.

• Dini özelliği olan yapıların, kutsal mekânların, sanat tarihi açısından da değerleri vurgulanmalıdır ve ta-nıtılmalıdır.

• İnanç turizm merkezlerine kolay, rahat ve kısa süre-de ulaşım sağlanmalıdır.

• İnanç turizmi merkezleri yakınlarında uygun, özellikli konaklama tesisleri yapılması özendirilmelidir.

İnanç turizminin gelişmesiyle, inanç merkezleri veya-bölgelerinde:

• Ekonomik kalkınma ve büyüme hızlanacak,

• Yeni istihdam olanakları yaratılacak,

• Kültürel miras koruma altına alınacak,

• Yöredeki sosyal ve kültürel yaşantı gelişecek,

• Ulusal ve uluslararası barış ortamı sağlanacak,

• Yöresel el sanatlarının gelişmesine imkân verecek,

• Uluslararası ekonomik, sosyo-kültürel faaliyetlerin gelişmesi sağlanacak,

• Dinler arası uzlaşma, hoşgörü ve barış ortamı ge-lişecek,

• Meydana gelecek hoşgörü ortamıyla, Türkiye’nin dünya turizm piyasasında rekabet gücünün artması sağlanacak,

• Ülkemizdeki çeşitli dinlere ait kutsal yerlerin tanıtı-mıyla ülkemizin tanıtımı yapılacak ve ziyaretçi sayısı artacak,

• Aynı dine mensup farklı kıtalarda yaşayan inanç-lı insanlar kutsal yerlerde buluşarak dünya barışını olumlu yönde etki edeceklerdir.

Kaynakça

1- Adam, Baki. (2003). “Yahudilik ve Anadolu’daki Geliş-mesi”, 2000 Yılı İnanç Turizmi Semineri. (http://www.tureb.net/makaleler_detay.asp?id=189, Erişim Tarihi: 25.10.2010).

2- Hacıoğlu, Necdet. (1998). “Boş Zaman ve Rekreasyon Yönetimi”, Balıkesir Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu (Basılmamış Ders Notları).

3- Hacıoğlu, Necdet. (2010). Turizm Pazarlaması, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım (7. Baskı).

4- Hacıoğlu, Necdet. (2006). Seyahat Acentacılığı ve Tur Operatörlüğü, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım (6. Baskı).

5- Hacıoğlu, Necdet, Kaşlı, Mehmet, Şahin, Seda ve Tetik, Nuray. (2008). Türkiye’de Turizm Eğitimi, Ankara: Detay Yayıncılık.

6- Hacıoğlu, Necdet Gökdeniz, Ayhan ve Dinç, Yakup. (2003). Rekreasyon Yönetimi, Ankara: Detay Yayıncılık.

7- Kanıbir, Hüseyin ve Kaşlı, Mehmet. (2007). Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Elde Etmede Turizm Sektörü, Sektörel Stratejiler ve Uygulamalar, İnanç Turizmi (Kitap Bölümü), İstanbul: Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu.

8- Karaman, Sebahattin, Demirkol Şehnaz ve Şahin, Seda. (2008). Turistik Ürün Çeşitlendirmesi içinde “İnanç Turiz-mi” (Ed. Necdet Hacıoğlu ve Cevdet Avcıkurt), Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, ss. 209- 238.

9- Kaşlı, Mehmet, İlban, M. Oğuzhan, Yıldırım, Özlem ve Esenoğlu, Meliha Bahar. (2009). İnanç Turizmi Merkezle-rini Ziyaret Eden Yabancı Turistlerin Profillerini ve Türkiye Hakkındaki Düşüncelerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştır-ma, 10. Ulusal Turizm Kongresi Bildiriler Kitabı, Mersin.

10- Kültür ve Turizm Bakanlığı, İnanç Turizmi, http://www.kultur.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF03077CA1048A1834E03BFC818972E45C, Eri-şim Tarihi: 17.10.2010.

11- Sargın, Sevil. (2006). “Yalvaç’ta İnanç Turizmi”, Fırat Üni-versitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 16, Sayı: 2, ss. 1-18.

12- Sarıkçıoğlu, Ekrem. (2004). “Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, Isparta: Fakülte Kitabevi.

13- TÜRSAB, http://www.TÜRSAB.org.tr/dosya/75/08suprofil-analiz2_75_3583855.doc, Erişim Tarihi: 25.10.2010.

14- Usta, M. Kaan. (2005). “İnanç Turizmi Potansiyeli Açısın-dan İznik’in Değerlendirilmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü, Balıkesir.

15- Zaman, Mehmet. (2005). “Türkiye’nin Önemli İnanç Mer-kezlerinden Biri: Sumela (Meryemana) Manastırı”, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 6, Sayı: 2, ss. 1-24.

Page 33: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

34

SÖYL

EŞİ

Sağlık Turizmi Derneği Başkan YardımcısıFeyzullah AKBEN

STANDARD- Derneğinizi tanıyabilir miyiz? Ne za-man, ne amaçla kuruldu?

F. AKBEN- Sağlık Turizmi Derneği, Türkiye'de Sağlık Turizmini geliştirmek amacıyla 2005 yılında Sayın Dr. Dursun Aydın ve arkadaşları tarafından kuruldu. Ku-rucular arasında bugünkü Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat Tosun’da var. Sağlık Turizmi Derneği

olarak bu alanda, bu güne kadar 3 büyük uluslararası kongre düzenledik. Pek çok seminer, yayın, yurt içi ve yurt dışı etkinlik düzenledik. Bu yıl 28 – 31 Ekim tarih-lerinde İstanbul’da 4.Uluslararası Sağlık Turizmi Kong-resi gerçekleştireceğiz. Bu kongreye yurt dışından çok sayıda üst düzey yönetici ve turizmci bekliyoruz. Özet-le, Sağlık Turizminin dünya genelindeki tüm tarafları bu kongrede bir araya geliyor.

İnsanoğlu, şifa bulmak için çok uzun yıllar öncesinden seyahat etmeye başladı. Ta-rih öncesinden başlayan bu yolculuk son 10 yılda çok hızlı büyüyerek dünya çapında bir endüstri halini aldı. Sağlık Turizmi Der-neği Başkan Yardımcısı Feyzullah Akben ile sohbetimizde sektörü tanımaya çalıştık.

Page 34: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

35 AĞUSTOS 2011

Sağlık Turizmi Türkiye’nin gündemine son birkaç yılda girdi. Aslında tarih öncesi çağlarden beri insan-ların şifa aramak için şok fazla seyahat ettiği bilindiği halde, son yıllara kadar Türkiye’de turizm denilince sa-dece tatil turizmi ön plana çıkmıştır. Oysa Turizm çeşitli-liği açısından değerlendirdiğimizde inanç turizmi, doğa turizmi, kültür turizmi, spor turizmi gibi pek çok alter-natif turizm çeşidi son yıllarda gündeme gelirken, Der-neğimizin etkinlikleri sonucu, Sağlık Turizmi en üst dü-zeyde ülke gündemine girmiş oldu.

STANDARD- Sağlık Turizmi denince ne anlama-lıyız? Sağlık turizminin kapsamına hangi konular giriyor?

F. AKBEN- Dünyada 1970’li yıllardan sonra turizm en önemli sektör ve kavramlardan biri olmuştur. Ülkemiz-de 1980’lerden sonra Turizm konusuna dikkatler çekil-miş ve son 10 yılda Turizm sektöründe patlama deni-lecek büyük gelişme yaşanmıştır. Son yıllarda ülkemize bir yılda gelen turist sayısı 30 milyon civarındadır.

Turizmi bir ülkeden diğer ülkeye birçok sebeple gelen insan hareketi olarak düşünürsek bu insanların sağlık-lı yaşaması ve sağlık konusu Turizmle iç içe olacaktır. Bu kapsamda ülkemizde önceleri Turistin sağlığı gün-deme gelmiş, ardından Sağlık Turizmi alanında farkın-dalık oluşmuş ve ülkemizin üzerinden binlerce insanın sağlık amacıyla doğudan batıya, batıdan doğuya uçtu-ğu farkedilmeye başlamıştır.

Sağlık Turizmi: Bir ülkeden diğer bir ülkeye herhangi bir sebeple tedavi için gidilmesidir. Tıp turizmi, termal turizm ve yaşlı turizmi sağlık turizminin başlıca türleridir.

Ülkeler sağlık turizmini cazip hale getirebilmek için ta-til ve sağlığı birleştirerek paket kampanyalar yapmakta-dır. Türkiye hem tatil hem de sağlık bakımından olduk-ça cazip bir potansiyele sahiptir.

Tabi ki bir ülkede sağlık turizminin gelişebilmesi için orada sağlık hizmetlerinin kalitesine güven üst düzeyde olmalıdır. Türkiye son yıllarda Sağlıkta Dönüşüm Proğ-ramı ile gelişmiş pek çok ülkenin gıptayla baktığı kali-teye ulaştı. Türkiye’de 3-5 sene öncesine kadar teda-vi için yurt dışına gitmek modaydı. Şimdi ise gelişmiş sağlık hizmetlerimizden yararlanmak amacıyla yaban-cılar Türkiye’ye akın etmeye başladılar.

STANDARD- Dünyada sağlık turizminin ulaştığı potansiyel rakamsal anlamda nedir?

F. AKBEN- Sağlık Turizmi son 10 yılda çok hızlı bir bü-yüme ile dünya çapında bir endüstri haline geldi. Tüm dünyadan birçok insan göz, diş veya cerrahi tedavile-ri almak ve aynı anda gezmek, görmek ve gittikleri ül-kenin tüm etkinliklerini tanımak için diğer ülkelere seya-hat ediyorlar.

Sağlık Turizminin son dönemde popülaritesinin nedeni birçok faktörün kombinasyonudur:

Gelişmiş ülkelerde sağlık hizmeti fiyatlarının aşırı artma-sı, uluslararası seyahatin ucuzlaması ve kolaylaşması, global ekonomideki avantajlı döviz kur oranları, dünya-nın birçok ülkesinde hızla gelişen teknoloji ve hasta ba-kımı standardları, sağlık turizmi merkezlerinin sağladığı güvenle birlikte tüm bu faktörler Sağlık Turizmi’nin yük-selmesini sağladı.

Her geçen gün daha çok insan ülkelerinde alabilecek-leri tıbbi tedavilere alternatif olarak daha kaliteli, güvenli, ucuz ve aynı zamanda eğlenceli seçenekler için yurt dı-şına seyahat ediyorlar.

Page 35: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

36

Dünyanın birçok ülkesinden her geçen gün artan sa-yıda insan, uygun bir fiyata hem tedavi olabilecekle-ri, hem de tatil yapabilecekleri yurt dışı seçeneklerini araştırıyorlar.

2005 yılında sağlık turizminin global potansiyeli 20 mil-yar Dolar iken, 2010 yılına gelindiğinde ise 40- 50 mil-yar Dolara ulaştığı ifade edilmektedir. 2006 yılında Sin-gapur, Hindistan, Malezya ve Tayland gibi Asya ülke-leri sağlık turizminden 2,5 milyar Dolar gelir elde etti-ler ve 2012’de bu rakamın 4,4 milyar Dolara çıkma-sı bekleniyor.

STANDARD- Sağlık Turizmi alanında Türkiye han-gi seviyede yer alıyor?

F. AKBEN- Dünya genelinde sağlık turizmi alanında iki farklı kategoride müşteri profili var. Özellikle Orta-Doğu, Afrika ülkelerinden, gelişmiş ülkelere tedavi amaçlı gi-den zengin hasta grubu ve AB ülkelerinden, gerek ran-devu alma sorunu, gerekse, yüksek maliyet nedeniy-le, gelişmekte olan ülkelere giden düşük ve orta ölçek-li maliyet hasta grubu.

Ortadoğu ülkeleri ve Afrika kökenli zengin hastalar, AB ülkelerinden ucuz tedavi amacıyla başka ülkelere giden sigortalı hastalar, geriatri hastaları ve kozmetik amaçlı pek çok hasta üzerimizden uçup gidiyor.

Türkiye’ye sağlık turizmi için yılda 200 bin turist geliyor. Bunların büyük çoğunluğunu kaplıca ve termal tesisle-ri ziyaret edenler oluştururken, saç ektirme, göz ameli-yatları, tüp bebek gibi cerrahi yöntemler için gelenlerin sayısı son yıllarda artmaya başladı.

Türkiye ücretler bakımından oldukça ucuz. Örne-ğin Avrupa ülkelerinde yapılacak saç ekimi ücreti ile bir çift, Türkiye’ye doğal tarihi güzellikleri dolaşmak, uçak biletleri, konaklama ve transferler, tur rehberi dahil bir sağlık turizmi paketi alabilir.

Kültürel ve coğrafi yakınlığımız olan ülkelerden gele-rek ülkemizde tedavi olmak artık bir ayrıcalık konumu-na geldi. Tatil turizmine göre 10 kat fazla katma değer üreten sağlık turizmine gereken önem verildiği takdir-

de, sağlık sektöründe ve ilgili hizmet sektörlerinde ya-tırım ve istihdam artacağı gibi, yılın üç mevsimi atıl ka-pasiteyle çalışan turizm sektörünü de harekete geçi-recektir.

STANDARD- Türkiye’de Sağlık Turizminin geliş-mesi için düşünceleriniz…

F. AKBEN- Türkiye’de Sağlık Turizminin gelişmesi için üç temel unsur: Kalite – Fiyat - Güven

Kalite ve fiyat Sağlık Turizmi için çok önemlidir. İnsan-lar yurt dışından sağlık hizmeti almak için en ucuz fiyata en iyi kaliteyi araştırıyorlar. Kalite ve fiyat kadar önemli. 3. unsur ise kalite ve fiyat konularındaki şeffaflık ile belli ilişkilerle gelişen güvendir.

STANDARD- Yaşlı Turizmi ve Türkiye…

F. AKBEN- Avrupa’da en fazla jeotermal kaynaklara sahip olan ülkemizde termal turizm ve yaşlı turizm po-tansiyeli oldukça yüksektir. Bu alan teşvik edilir ve ge-rekli yatırımlar yapılırsa Türkiye’de çok yakında büyük patlama yaşanabilir.

2023 yılında Avrupa’da yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı % 25’i bulacağı düşünülürse, 125 milyon yaş-lı nüfusa, daha sağlıklı ve daha rahat bir hayat sürdür-mek için yapılacak yıllık harcama 3 trilyon €uro olarak tahmin ediliyor. Türkiye bu pastanın % 5’ini almış olsa 2011 bütçe rakamından fazlasını almış oluyor.

Sağlık sektörü önümüzdeki 10 yılda Türk ekono-misinin lokomotifi olabilir.

Tıp turizmi ve termal turizmin gelişimi teşvik edilerek, büyük tatil merkezlerine ve otellere tıp merkezleri açıl-masının önü açılarak, yaşlı turizmi ile mevcut turizm ka-pasitemiz 4 mevsim çalışır hale gelebilir.

Kamunun koordinatörlüğünde ve kamu-özel iş birli-ği ile büyük gelişme kaydeden sağlık sektöründe ge-rekli mevzuat düzenlemeleri ile bugünkü gelişme trendi teşvik edilirse sağlık sektörü önümüzdeki 10 yılda Türk ekonomisinin lokomotifi olabilir.

Page 36: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

TURİ

ZMD

E K

ALİ

TE

Kaya KARSTSE Antalya Personel ve Sistem

Belgelendirme Müdürü

Turizmde Kalite ve Sürdürülebilirlik

Turizm sektörü yarattığı ekonomik değer, önemli döviz girdisi ve istihdam nedeniyle ülkemizin en önemli sek-törleri arasında yer almaktadır. Bu önem her geçen gün artarak devam etmektedir. Hızla büyüyen sektö-rün Akdeniz çanağındaki rakip olarak saydığımız ve dünya turizm pastasını paylaştığımız ülkelerle kıyas-ladığımız zaman avantajlara sahip olduğu gibi birta-kım risklerle de karşı karşıya olduğumuz bilinmektedir.

Akdeniz çanağının kuşkusuz en güzel otellerine sa-hibiz, otellerimiz gerek yenilikçi mimarileri, ülkemizin eşsiz doğası ve benzersiz tarihi güzelliklerimiz gele-neksel Türk misafirperverliği, Türk mutfağımızın akılla-ra durgunluk veren lezzet çeşitliliği dünyanın dört bir yanından gelen konuklarımız için eşsiz bir şöleni an-dırmaktadır. Ülkemize tekrar gelen ve üst üste yıllarca aynı bölgeyi ve hatta aynı otele onlarca kez gelen mi-safirler sayesinde ülkemiz dünya turizm pastasından daha fazla pay almakta, aynı zamanda bu misafirler konakladıkları tesislerin ve ülkemizin birer dostu diğer bir tabirle taraftarı haline gelmektedir.

Tabi diğer taraftan hızla büyüyen sektör bir takım olumsuzluk ve riskleri de beraberinde getirmekte. Ül-kemiz ucuz destinasyon ve ucuz ülke imajından hız-la kurtulmalıdır. Bunun için sadece otellerimizin, hava-limanı terminallerimizin yüksek kalitede hizmet verme-si yeterli değildir. Bir destinasyonun topyekün kalitesi tüm ilgili tarafların gerek kamu gerek özel sektörün irili ufaklı temsilcileri, belediyelerimizden taksi ve dolmuş işletmelerine kadar tüm hizmetlerin yüksek standard-larda, kaliteli ve eksiksiz sürdürülmesi şarttır.

Sektörün günümüzde en önemli çıkmazı sezonluk çalışma nedeniyle kalifiye iş gücü konusunda yaşan-maktadır. Hizmet sektörü üretilen hizmetlerin anında tüketilmesi ve pek çoğunun depolanamaması nede-niyle çok daha dikkatli ve yüksek kalifiye iş gücü ile sürdürülmelidir. Mükemmel binalar yapabilirsiniz an-cak, hizmeti sağlayacak en önemli faktör insan kay-nağıdır. Personel değişim oranlarının diğer sektörlere kıyasla çok yüksek seyretmesi bu çıkmazın diğer bir boyutunu oluşturmaktadır.

Ülkemiz ve sektörümüz her türlü olumsuzluğu aşa-cak güce sahiptir. Bu, tüm ilgili tarafların ortak hedef-lere ahenk içinde ve birlikte hareket etmesi sayesin-de sağlanabilir. Burada en önemli araç kalitedir. Kalite tüm paydaşların ortak hedefi olmalıdır.

Turizmde sürdürülebilirliği sağlayabilmemiz için diğer çok önemli faktör ise çevresel sorunlara karşı duyar-lılıktır. Herkesin kapısının önünü süpürmesi sayesinde mahallemizin temiz olacağı kültürümüzde var olan bir söylemdir. Sanayileşme ve çarpık şehirleşme gibi teh-ditleri uygun çevre politikaları ile aşmak zorundayız.

Türk Standardları Enstitüsü olarak biz üstümüze dü-şen görevi en iyi şekilde yerine getirebilmek için gerek ülkemizde gerekse bölgemizde çok yoğun bir gayret içerisindeyiz. İşletmelerimizin yönetim sitemlerini ger-çekçi uygulayabilmesi bunlardan katma değer sağla-yabilmeleri, ülkemiz turizmi adına oldukça önemlidir.

37 AĞUSTOS 2011

Page 37: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

38

Turizmde Profesyonel Turist Rehberlerinin RolüTurizm, ülkelerin ekonomilerine büyük ölçüde katkı sağlamasının yanı sıra yöresel kalkınma, kültürlerara-sı iletişim, sürdürülebilirlik, dünya barışına katkı açı-sından da çok önemli bir sektördür. Avrupa Birliği’ne üyelik süreci Türk turizm sektörünün büyük ölçüde yeniden yapılanmasını gerektirmektedir. Turist reh-berlerinin uzun süredir üzerinde durduğu tüketici hakları, turizm kalitesi, sürdürülebilirlik gibi konularda sektör, kendini bütünüyle gözden geçirmek zorun-dadır. Gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılması ile turizm için mevcut kaynakların sürdürülebilir bir biçimde değerlendirilmesi ve rekabet avantajı elde edilmesi mümkün olacaktır.

Turizmin dünyada kazandığı önem paralelinde Avru-pa Birliği de turizm alanındaki faaliyetlere ilişkin dü-zenlemelere yoğunlaşmakta, 1995 yılından bu yana turizmin sosyo-ekonomik bütünleşmeye, Avrupa kimliğinin gelişimine katkısını ve bu sektördeki işlet-melerin istihdam yaratmadaki önemini sürekli olarak dile getirmektedir.

Turist rehberliği, turizm sektörünün vazgeçilemez öğelerinden biridir. Profesyonel turist rehberleri, bir bölge veya ülkeyi yerli ve yabancı turistlere en iyi biçimde tanıtan, gezileri süresince onlara yardımcı olan, yetkili kurumlardan lisanslı kişilerdir. Rehberler, mesleğin özelliği gereği kültürlerarası iletişim, doğal, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, sürdürülebi-lirlik konularında çok önemli bir rol oynamaktadırlar. Günün büyük bir bölümünü turistlerle yüzyüze ileti-

TURİ

ST R

EHB

ERLİ

Ğİ

Şerif YENENTurist Rehberleri Birliği (TUREB)

Başkanı

Turizm Sektörü ve Profesyonel Turist Rehberliği

Page 38: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

şim içinde geçirdikleri için bir anlamda gönüllü kültür elçileri, ülkenin turizme açılan penceresi olarak görü-len rehberler, hizmet verdikleri turistlerin önyargılardan kurtulmasını sağlayan kişilerdir. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde Türkiye’ye destek veren Avrupalıların büyük çoğunluğunun ülkemizi daha önce profesyonel turist rehberleri eşliğinde gezmiş kişiler olduğunu anket so-nuçları göstermektedir.

Günümüzde her alanda olduğu gibi turizmde de sür-dürülebilirlik önde gelen ilkedir. Profesyonel turist reh-berlerine de bu bağlamda doğal, tarihi, kültürel değer-lerin korunması, turizmde sürdürülebilirliğin sağlan-ması, kültür turizminin yaygınlaştırılması konusunda önemli görevler düşmektedir.

Profesyonel Turist Rehberi Kimdir?

Avrupa Standardizasyon Komitesi’nin (CEN) 2003 ta-rih ve EN 13809 no’lu dokümanında rehber; “Turist rehberi, ziyaretçilere seçtikleri dilde rehberlik eden, bir bölgenin kültürel ve doğal değerlerini yorumlayan, yet-

kili bir organ tarafından onaylı yeterlik belgesine sa-hip kişidir.” tümcesi ile tanımlanmıştır. Dünya Rehberler Birliği - WFTGA ve Avrupa Rehberler Birliği - FEG de bu tanımı kullanmaktadırlar.

Ülkemizde profesyonel turist rehberleri, Türkiye’yi yer-li ve yabancı turistlere en iyi şekilde tanıtacak ve onla-ra gezileri süresince yardımcı olacak, en doğru bilgileri verebilecek, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği bel-geye sahip kişilerdir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Profesyonel Turist Rehberli-ği Yönetmeliği’nin 31. Maddesine göre; “Türkiye Cum-huriyeti sınırları dahilinde, Profesyonel turist rehberliği kimlik kartı olmadan rehberlik yapılamaz. Yapanlar hak-kında 13/01/2007 tarih ve 5571 sayılı Yasa ile değişik 14/09/1972 tarihli ve 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu ve diğer ilgili kanun-lar uyarınca gerekli işlemler yapılır.”

1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nun 10/a maddesinde ise rehberlik hiz-

39 AĞUSTOS 2011

Page 39: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

40

metleri şöyle düzenlenmektedir: “Seyahat acentala-rı, turlarda veya sadece tek bir otelde konaklamayı ve konaklanacak otele ulaşımı içerenler hariç olmak üze-re paket turlarda; paket tur veya tur başına kırkbeş ki-şiye kadar en az bir rehber bulundurmak; tek araç ka-pasitesi kırkbeş kişiyi aşan araçlarda bir rehber bulun-durmak; turistlere, rehberler dışında herhangi bir kim-se vasıtasıyla Türkiye’nin tarihi, doğası, kültürü ve turiz-mi ile ilgili rehberlik faaliyeti niteliğinde bilgi vermemek-le yükümlüdürler.”

Profesyonel Turist Rehberinin Görevleri

Profesyonel turist rehberinin görevleri, seyahat işletme-sinin prensipleri çerçevesinde turu başarılı bir biçimde yönetmek, güçlü liderlik ile grup ruhu oluşturmak, öğ-renme ortamı, keşif yapma isteği, eğlence ortamı ve dostluk ruhu yaratmak ve sorunları çözmek şeklinde sıralanmaktadır.

Turist rehberliği, birçok önemli niteliğin yanı sıra yoğun bir bilgi birikimini de gerektirmektedir. Tur sırasında tur operatörü veya seyahat acentesi adına tek yetkili ve sorumlu kişi olan rehber, herhangi bir sorun karşısında en seri biçimde en doğru çözümü üretebilmek, grubu-nun beklentilerini koşullar ölçüsünde yerine getirmek, onları mutlu etmek zorundadır. Ayrıca, bilgileri grubun diline basitçe çevirmekten öte, bir kültürü yorumla-maktadır. Kültürü yorumlamak yalnızca ülkenin geçmi-şini iyi bilmekle değil bugünkü dinamikleri izlemek, ge-lenek ve göreneklerdeki değişimi gözlemek, hatta ya-kın gelecek hakkında fikir sahibi olmakla ilişkilidir. Tu-rist rehberleri turistlerin önyargılarından kurtulmaların-da, seyahat ettikleri ülkelerden olumlu izlenimle ayrıl-malarında da en önemli rolü oynamaktadır. Bu neden-le rehberler bilgi birikimlerinin yanı sıra iyi bir yönetici, iyi bir kültür adamı, iyi bir psikolog, sosyolog olmak duru-mundadırlar.

Türkiye’deki Rehber Örgütleri

Ülkemizde Oda ve Dernek statüsü ile yaşama geçiri-

len rehber meslek örgütleri Turist Rehberleri Birliği (TU-REB) çatısı altında toplanmıştır. TUREB, Türkiye’de rehber örgütlerine üye 5-6 bini aşkın profesyonel tu-rist rehberini temsil etmekte olup merkezi İstanbul’da en eski ve büyük rehber meslek kuruluş olan İstanbul Rehberler Odası - İRO ile aynı adrestedir.

Turist rehberlerinin ortak sorunlarını saptamak ve çö-züm önerileri oluşturmak, meslek kuruluşları arasın-da iş birliği ve koordinasyonu sağlamak, turist rehber-liği mesleği ve mesleki örgütlenme için gerekli yasal ve idari düzenlemeler konusunda ortak girişimde bulun-mak ve çaba göstermek, turizm sektöründe faaliyet gösteren diğer meslek örgütleriyle, kamu kurum ve ku-ruluşlarıyla idari makamlar karşısında temsilde iş birliği ve koordinasyonu sağlamak TUREB’in öncelikli amaç-ları arasında yer almaktadır. (Daha fazla bilgi için bakı-nız: www.tureb.net)

Rehberlerin Sorunları ve Çözüm ÖnerileriTürk rehberlerin TUREB aracılığıyla temsil edilmekte ol-duğu Avrupa Rehberler Birliği, kurulduğu tarihten bu yana turist rehberlerinin yeterliği ve eğitimi konusun-da minimum standardları saptamak üzere Avrupa Bir-liği kurumları ile ortak çalışmalarda bulunmaktadır. Ay-rıca, Avrupa Komisyonu’nun turizmde sürdürülebilirlik çalışmalarını organize etmek ve temel kuralları sapta-mak üzere oluşturduğu Turizmde Sürdürülebilirlik Gru-bu çalışmalarına da turist rehberlerinin temsilcisi olarak katılmaktadır.

Tüm dünya ülkelerinde rehberlik mesleğinin bir dönüm noktasında olduğu konusunda görüş birliğinde olan FEG üyesi rehber örgütleri, rehberliğin tanımının uzun uğraşlar sonunda yapıldığını, artık AB nezdinde reh-berlik mesleğinin standardlarını doğru belirlemek ge-rektiğini genel kurul toplantılarında dile getirmektedir. FEG’in en önemli gündemlerinden biri, Türk turist reh-berlerini de yakından ilgilendiren hizmetlerin serbest dolaşımı konusudur. FEG’e göre, ”turist rehberliği, her zaman kent, bölge, ya da ülke gibi belirli bir mekânla

Page 40: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

41 AĞUSTOS 2011

doğrudan bağlantılıdır. Ayrıca yöreye has bilgilerin sü-rekli güncellenmesini gerektirir. Yerel olarak edinilmesi gereken pratik ve akademik beceriler büyük bir uyum içinde beraberce kullanılır. Bu nedenle turist rehberliği, tur yöneticiliği ve turizmin diğer dallarından farklı olarak yöreye has bir meslektir.” Bu bakış açısına uygun ola-rak, Avrupa Birliği ülkeleri içinde seyahat eden yabancı gruplar o ülkenin müze ve ören yerlerini ev sahibi ülke-den bir rehber eşliğinde gezmektedir.

Türk rehber örgütleri, dünya çapında rehberlik hiz-metlerinin eğitimli, lisanslı ve etik ilkelere bağlı profes-yoneller tarafından yapılmasının tüketici haklarının ko-runması açısından da önemli olduğuna inanmakta, tu-rist rehberliği mesleğinin standardları, Avrupa Rehber-ler Birliği’nin çalışmaları paralelinde oluşturulmaktadır. Ulusal kültür mirasını ve gelenekleri paylaşma açısın-dan turizmin en etkili araç olduğunu düşünen rehber-ler, doğaya ve insana saygılı, sürdürülebilir turizm poli-tikasının da en önemli savunucularıdır.

Turizm sektörünün geleceği açısından önemli bir rol oy-nayan rehberlerin ivedilikle çözülmesi gereken sorunları bulunmaktadır. Ülkemizde rehberlik mesleği ile ilgili ça-lışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırlamış oldu-ğu Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği ile düzen-lenmektedir. Yönetmeliğe göre; Türkiye Cumhuriyeti sı-nırları dahilinde, Bakanlıkça kendilerine rehberlik belge-si verilmemiş kişiler turist rehberliği yapamamaktadır. Yapanlar hakkında genel hükümlere göre savcılıklarca kovuşturma açılmakta, belgesiz turist rehberi çalıştıran Bakanlık denetimindeki kuruluşlar hakkında Bakanlık-ça idari işlem yapılmaktadır. Seyahat acenteleri düzen-ledikleri turlarda belgeli turist rehberi çalıştırmak zorun-dadır. Ancak, Türk turizminin önemli bir sorunu olan ka-çak rehberliğin engellenebilmesi yönündeki çalışmalar yeterli boyutta değildir. Türkiye’nin dört bir yanındaki rehberlik meslek örgütlerine, özellikle yoğun turist tra-fiğinin yaşandığı dönemlerde çok sayıda “kaçak reh-ber” ihbarları gelmesi bunun en önemli göstergesidir. Bakanlıktan kokartlı profesyonel turist rehberleri, turla-rı sırasında karşılaştıkları kaçak faaliyetleri hem meslek örgütlerine hem de İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri’ne bildirmektedir. Yetkililer tarafından duruma zamanında müdahale edilemediği gibi, hukuki boşluklardan da ya-rarlanarak kaçak faaliyetler sürdürülmektedir.

Kaçak çalışan rehberlerin önemli bir bölümü yaban-cı uyrukludur. Çalışma izni olmadan rehberlik yaptırı-lan kaçak yabancılar ülkemiz hakkında olumsuz pro-paganda yapmakta, kültürümüz ve değerlerimiz çar-pıtılmakta, dolayısıyla ülkemizin imajı zedelenmektedir. Bu nedenle bir an önce gerekli önlemler alınmalı, ka-çak faaliyetler için daha sık denetimler yapılmalı, suç-lular mutlaka cezalandırılmalı ve mevzuat yeniden dü-zenlenmelidir. Bu konu, Türk turizminin acil çözüm iste-

yen sorunları arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

Turist rehberleri, ülkemizde Dernek ve Esnaf Odala-rı şeklinde örgütlenmiş bulunmaktadır. Bu parçalı ör-gütlenme modeli meslek mensuplarının hak ve çıkarla-rının istenen düzeyde korunamamasına, yeterli düzey-de temsil edilememelerine yol açmaktadır. Ancak, bir Rehberlik Meslek Yasası ile meslek odası çatısı altında birleşilerek mesleğin niteliği ve geleceği açısından sağ-lıklı bir yapılanma sağlanabilecektir. Çünkü başarılı bir rehberlik hizmeti, o hizmeti görecek profesyonel turist rehberlerinin mesleki yaşamlarının, özellikle yasal dü-zenlemelerle garanti altına alınabilmesi ile gerçekleşe-bilir. Rehberlerin hizmet içi eğitimi ve kariyer değerlen-dirmeleri de meslek kuruluşları tarafından yapılmalıdır.

Rehberlik eğitimi konusunda da ülkemizde çelişkili bir durum yaşanmaktadır. Bir taraftan üniversitelerin ilgi-li bölümlerinde 2 ve 4 yıllık programlarla turist rehbe-ri yetiştirilirken, diğer taraftan Kültür ve Turizm Bakan-lığı 6 aylık kurslarla rehber yetiştirmeyi sürdürmektedir. Çıkarılacak Profesyonel Turist Rehberliği Meslek Yasa-sı ile yalnız 4 yıllık üniversite eğitimini tamamlayanların bu mesleğe kabul edilmeleri gereklidir. Turist rehberliği mesleğinin sektör içinde etkin yerini alabilmesi ve ka-muoyunda imajının doğru tespit edilebilmesi için lisans düzeyinde dört yıllık eğitime ivedilikle geçilmeli, 6 ay-lık kurslarla rehber yetiştirmeye zaman geçirilmeksizin son verilmelidir. Eğitim, hizmetlerin serbest dolaşımın-dan olumsuz etkilenmemizi önleyecek en önemli araç-tır. Türkiye’de rehberlik 4 yıllık bir üniversite eğitiminden sonra kazanılan bir meslek olduğunda birçok yabancı rehberin eğitimi bu standardın altında kalacaktır.

Turist rehberlerinin günlük çalışma koşullarında da pek çok belirsizlik yaşanmaktadır. Yılda iki kez Bakanlık ta-rafından taban yevmiyeler açıklanmakta, ancak uygu-lamada taban yevmiye, sigorta, vergi ve benzeri konu-larda bir standardizasyon sağlanamamaktadır.

Özetle, günümüzde rehberlik Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak, Bakanlık tarafından verilen kokartla icra edilen bir ”faaliyet”ten öte bir şey değildir. Rehberliğe hukuksal anlamıyla meslek niteliğini kazan-dırmak hem ulusal yararlar hem de turizmin geleceği açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Kültür ve Tu-rizm Bakanlığı yetkilileri ile meslek kuruluşlarınca birlik-te çalışılarak hazırlanan ”Turist Rehberliği Meslek Yasa-sı” taslağımız Bakanlar Kurulu’nca imzalanarak Mec-lis Başkanlığı’na sunulmuş bulunmaktadır. Bu taslağın bir an önce yasalaşması ile mesleğimiz yasal bir çerçe-veye kavuşacak, meslek örgütleri olarak mesleğimizin standardlarını, meslektaşlarımızın haklarını koruyabile-cek ve ülkemiz turizmine katkımızı artırabileceğiz.

Page 41: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

4242

SÖYL

EŞİ

Calista Luxury Resort Hotel Genel Müdürü

Ali KIZILDAĞ

600 oda ve 1200 yatak kapasiteli otelimizde öncelikli hedefimiz; alışılagelen “herşey dahil” konsepti ile mi-safirin gözünde düşen kalite olgusunu, dünyada ilk kez Calista uygulanan “Ala carte All Inclusive” kon-sept ile tekrar hayata geçirmek idi. Bunu da başar-dığımıza inanıyorum. Otelin her yerinde misafiri yor-madan, alternatifli hizmet sunan konseptimizin başa-rısını, geride bıraktığımız 4 sezonda aldığımız misafir yorumları ile ispatlamış olduk.

Standardların üzerinde hizmet verdiğimiz Calista’da, uluslararası şirket toplantılarının yapılabileceği ve iş adamlarının çalışmalarını sürdürebileceği özel dona-nımlı mekânlar bulunuyor. Özellikle kış sezonunda büyük golf organizasyonlarına ve futbol gruplarına ev sahipliği yapıyoruz.

Calista Luxury Resort gibi, luxury hizmet anlayışı ile çalışan otellerde, misafir portföyünü dönemsel bazda incelemek gerektiğine inanıyorum. Özellikle yaz se-zonunda genellikle, Doğu Avrupa ülkeleri tarafından tercih edilirken, sezonun başlangıç ve bitiş dönemle-rinde Batı Avrupalı misafirleri ağırlamaktayız.

STANDARD- İsminizi aldığınız Calista kusursuz güzellik, güzellik tanrıçası… Oldukça iddialı, sizi diğer işletmelerden farklı kılan nedir? İddianız ne...

A.KIZILDAĞ- Calista Luxury Resort projesi, yatırım-cımız Özdoğan Grubun uzun soluklu bir Pazar araş-tırması yaptıktan sonra, Türkiye, Almanya, İngiltere, Amerika, İtalya gibi ülkelerin önde gelen saygın ve mimarlık bürolarını davet edip, özel bir proje yarışması düzenlemesi ile ortaya çıkmıştır. Bu firmaların proje-leri arasından, Alman GMP’ firmasının projesi; doğa-yı tahrip etmeyen zemin-yapı ilişkisine büyük önem veren “özel bir çevre projesi” olmasından dolayı, se-çilmiştir. Proje aşamasından bugüne, gerek mimari yapısı ve detaylardaki zenginlikleri gerekse çalışma konsepti ile bu denli iddialı olmasının nedeni, bugüne kadar m2 bazında bölgede en iddialı rakamların har-candığı ilk otel olması ve mimari tasarım yapılırken, doğayla 360 derece kesintisiz iletişim sağlanmış ve bölgenin coğrafyasına duyarlılık gösterilen Türkiye’nin ilk silindirik formdaki oteli olmasıdır. İç mimarisi; İngi-liz Frank Solano’nun bugüne kadar dünyada yapmış olduğu 280 otelin deneyimlerinin doruk noktasında buluşmasının temsilidir.

STANDARD- Calista Luxury Resort Hotel’inin kuruluşundan bugüne kadarki sürecini öğrene-bilir miyiz? Kurulurken hedefiniz neydi? Müşteri profilini nasıl belirlediniz?

A.KIZILDAĞ- Calista Luxury Resort Hotel, dünyada ilk kez uygulanan, klasikleşen servislerin dışında mi-safire verilen hizmetin, kendisinin talebi beklenmeden sunulmasını amaçlayan, koşulsuz misafir memnuniye-tini odaklı servis anlayışı “A’la Carte All Inclusive” siste-mi ile hizmet vermektedir.

A plus misafiri, A class hizmetle buluşturmayı amaç-layan otelimiz, yaklaşık 22 ay süren inşaat süresinden sonra 2007 Mayıs ayında misafirlerine kapılarını açmıştır.

Page 42: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Otelde her türlü konfora sahip lüks standard odaların yanı sıra, konseptli villalar, suitler ve delux odalar bu-lunmaktadır. Hem büfe hem a la carte hizmet veren ana Restaurant, Özgün 8 değişik A’la Carte Restau-rant, 8 adet bar, 3500 m2 spa ve spor alanlarının ol-dukça yüksek standardlarda ve ayrıntılarla hazırlandığı Calista’da uluslararası şirket toplantılarının yapılabile-ceği, iş adamlarının çalışmalarını sürdürebileceği özel donanımlı mekânlar mevcuttur.

Ayrıca standardların üzerinde sunulan; Butler servisi, 24 saat özel menülü oda servisi, hızlı giriş-çıkış hizmeti,

sekreterya servisi, özel VIP restaurant ve daha pek çok ayrıcalıklı hizmet, Calista’nın VIP misafirlerine sunduğu hizmetler arasında yer almaktadır.

Bir otelin farklılığı yalnızca mimari detaylarda değil, sun-duğu hizmette, oteli var eden personelinde, sektöre kazandırdığı örnek ve öncü projelerle var olur.

Bu nedenle; beş yıldızlı otelleri düşündüğümde, ken-dimize yıldız sınırlaması yapmak istemiyorum. Bize asıl yıldızı verecek olanların bu deneyimi yaşayan misafirle-rimiz olduğu düşünüyorum.

Ali KIZILDAĞ KİMDİR?

Adı, Soyadı : Ali Kızıldağ

Doğum Tarihi : 1 4.01.1963,

Yeri : Malatya / Türkiye

İletişim Bilgileri :Calista Luxury Resort

Hotel Antalya/ TÜRKİYE

GSM: 0532 372 42 43

e-mail: [email protected]

BİLGİ, BECERİ VE DENEYİMLER

Uluslararası otel operasyonunun her evre-

sinde deneyim sahibidir. Turizm endüstrisine

ilişkin farklı görev ve konuları planlar, koordi-

ne eder, uygulamaya alır. Sorun çözümleme,

takım ruhu oluşturma, iletişim, kriz yönetimi,

proje ve iş geliştirme, başarılı satış ve pazar-

lama stratejilerini oluşturma, yeniden yapı-

landırma ve işletmelerin ön açılış aşamaların-

da bilgi ve deneyim sahibidir.

DENEYİMLERCalista Luxury Resort Hotel (Genel Müdür) (Nisan 2006- Devam Ediyor) Rixos International 2004-2006)Corinthia Hotels International Türkiye Bölge Ofisi Antalya, Türkiye (Türkiye Bölge Genel Müdürü) (2001 – Nisan 2004)Altis Golf Hotel*****, Belek (Genel Müdür) (1997 – 2001)Corinthia Art Hotel*****, Göynük (Genel Müdür Yardımcısı) (1996 – 1997) Corinthia Excelsior Hotel****, Side (Satış ve Önbüro Müdürü) (1993 – 1996) Corinthia Labranda Hotel****, Bodrum (Personel Müdürü) (1992 – 1993) kont Hotel****, Bodrum (Genel Müdür) (1991 – 1992)Turban Hotels*****, Çeşme (Resepsiyon Şefi) Resepsiyonist (1987 – 1991)EĞİTİM&ÖĞRENİMİlkokul (1969 – 1974)Lise (1974 – 1980)Çukurova Üniversitesi Mersin Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu (1980 – 1984) YABANCI DİLLERİngilizce (akıcı düzeyde)Almanca (akıcı düzeyde)İLGİ ALANLARIGolf, tarih kitapları okuma, yemek pişirme, SKAL, AKTOB, POYD, KETOB üyeliği

43 AĞUSTOS 2011

Page 43: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

STANDARD- Bünyenizde profesyonel düzeyde bir gıda laboratuvarını barındırıyorsunuz? Bu pek sık rastlanan bir şey değil? Bizi bu konuda bilgi-lendirir misiniz?

A.KIZILDAĞ- Kalite departmanımızı, otelimizin şanti-ye aşamasında oluşturduk. Bu sayede gerekli tüm ih-tiyaçları belirleme ve yapılması istenen projelerin açı-lış öncesi fizibilitesini yapma imkânı bulduk. Hijyen da-lında, gıda analizlerimizi kendi bünyemizde yapmak ve personelimize eğitim amaçlı kullanmak üzere tasarladı-ğımız “Özel Gıda Analiz Laboratuvarı” projemiz ile otel-cilik sektöründe yeni bir dönem başlattığımıza inanıyorum.

Bu projemiz Türkiye’nin halihazırda otel bünyesinde özel analiz hizmeti veren tek laboratuvarı olarak sektö-re öncü ve örnek olması ile katıldığımız bazı yarışma-larda bize başarı sağladı. Önemli bir eğitim aracı olarak kullandığımız laboratuvarımız, özellikle gıda üretim ve sunumunda görevli personelimizin daha bilinçli ve is-tekli çalışmasını sağlıyor.

Laboratuvarımızda gıda analizlerinin yanı sıra, perso-nelin el yüzeyinden, çalışma alanlarından, mini clubten, havuzlar ve sulardan ve risk taşıyan Spa&Wellness din-lenme bölgelerinden alınan örnekler de analiz ediliyor.

STANDARD- Türkiye’nin ilk Yeşil Yıldızlı tesisi un-vanına sahipsiniz? Bunun yanında birçok belge-niz ve ödülleriniz var. Bize bunlardan bahseder misiniz?

A.KIZILDAĞ- Yaptığımız projelerle “Turizmde kalite; çevre duyarlılığından geçer” felsefesinin öncüsü olmayı istiyoruz. Uluslararası ISO 14001 belgesine sahip ol-mamız, hem çevre mevzuatı hem de otel içi çevresel uygulamalarda tecrübe edinmemizi sağladı. Önderliğini Çevre Mühendisimizin yaptığı, 13 kişiden oluşan özel

bir çevre komitemiz var. Çevresel projelerimiz bu komi-te tarafından yürütülüyor. Çevre dalında ayrıca Türofed Beyaz Yıldız ve Uluslararası tanınan Mavi Bayrak bel-gelerine sahibiz.

“Yaşanası temiz bir dünya” amacı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan, çevre konusunda ilk kez verilen ve en önemli çevre duyarlılık belgesi kabul edilen “Yeşil Yıldız” sembolünü, uzun bir denetim sü-recinden sonra kazanan Türkiye’de ilk oteliz. Bu an-lamlı ödülün kazanılmasından sonra da, birçok otele ve önemli üniversitelerimizin 3 yüksek lisans öğrencisine bu konuda danışmanlık ettik.

Hatta bu kapsamda, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Doç Dr. Özkan Tütüncü tarafından üniversite müfreda-tına kaynak teşkil etmesi amacıyla yazılan “Ağırlama Hizmetlerinde Kalite Sistemleri” adlı kitaba, otel uygu-lamalarımız, örnek olarak dokümante edildi. Amacımız tüm bu çalışmalarımızın sektörümüze öncü ve örnek olmasıdır.

STANDARD- Sektörünüz hizmet olunca kalite konusu daha da bir anlam kazanıyor. Siz kalite çalışmalarında nasıl bir yol haritası izlediniz?

A.KIZILDAĞ- Açıldığımız Mayıs 2007 tarihinden bu güne kalite anlayışımızdan hiç ödün vermedik, aksine her geçen gün yaptığımız Ar-Ge çalışmalarımızla özel projeler geliştirerek sektöre öncü ve örnek olmak adına çalışıyoruz.

Calista Luxury Resort olarak, her şeyden önce kaliteli hizmet ilkesi ile çalışıyoruz.

Tüm standardlarımızın personelimiz tarafından benim-senmesi ve sadece kağıt üzerinde değil operasyonel olarak da verimli bir şekilde uygulanması için dokü-mantasyon hazırlıklarımızı, şantiye döneminde kurdu-ğumuz yönetim ekibimiz ile birlikte yazdık. Bu sayede; otelimiz açıldığında tüm personelimiz, hiçbir yabancılık hissetmeden, Calista’ ya özgü çalışma standardlarımızı içeren hizmet kitabımızdaki değerlerimizi profesyonel-ce operasyonlarına taşıdı.

İlk yılımızda Türk Standardları Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen denetimde, Uluslararası tanınan ISO 9001:2000 Kalite, ISO 14001 Çevre, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği ve ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim sistemlerine ait kalite belgelerini Türkiye’de danışman yardımı almadan tek denetimde almaya hak kazanan tek otel olduk.

Hijyen dalında, gıda analizlerimizi kendi bünyemizde yapmak ve personelimize eğitim amaçlı kullanmak üzere tasarladığımız “Özel Gıda Analiz Laboratuvarı” projemiz ile otelcilik sektöründe yeni bir dönem baş-lattık.

44

Page 44: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Çevre dalında Mavi Bayrak, Türofed Beyaz Yıldız ve Kül-tür ve Turizm Bakanlığı Yeşil Yıldız Ödülü’nü Türkiye’de ilk alan otel olma unvanını kazandık.

22000 gıda güveliği çalışmaları kapsamında yürüttü-ğümüz “Alerjen Takip Sistemi” programımız ile birçok otele danışmanlık ettik.

Tüm bu ayrıcalıklarımızı ve daha birçok operasyonel başarımızı içeren detaylı bir sunum ile Anadolu Marka-ları yarışmasına katıldık ve emeklerimizin karşılığını bu anlamlı ödülle kazandık. Yine bu yıl Türkiye’nin en iyi kıyı oteli yarışmasında birinci olduk.

Calista Luxury Resort olarak, turizmdeki kalite meşale-sini, profesyonel ekibimiz ve yeni projelerimiz ile daha uzun yıllar boyunca taşımayı, ulusal ve uluslararası kul-varlarda adımızı duyurmayı hedefliyoruz.

STANDARD- Sizi TSE’ye yönlendiren ne oldu ve TSE ile nasıl bir çalışma yaptınız? Bu çalışmaları-nızın müşterilerinize yansıması nasıl oldu?

A.KIZILDAĞ- TSE Türkiye için büyük bir marka değe-ri. Bizler de şantiye aşamasından beri bu denli emek verdiğimiz uzun soluklu çalışmalarımızın en güvenli ve en tanınmış marka ile tescillenmesini arzu ettik. Bizle-re çalışmalarımız sırasında başta Antalya TSE Belge-lendirme Müdürü Sayın Kaya Kars olmak üzere tüm TSE ekibi büyük destek verdi. Departman müdürleri-mizin iç denetçi eğitimleri gibi konularda yine kendile-rinden destek aldık. Dünyanın her köşesinden misa-firler ağırladığımız otelimizde hizmet kalitemizin, Ulus-lararası standardlar anlamında Türkiyede’ki temsilcisi TSE ile tescillendirilmesi bizlere ayrıca büyük gurur ver-di. Açılıştan bugüne dek kullandığımız tüm basın yayın araçlarında bu ayrıcalığımızı büyük bir keyifle dile geti-riyoruz.

STANDARD- Profesyonel Otel Yöneticileri Der-neği (POYD) Başkan Yardımcısı kimliğinizle siz-

den Türkiye’de oteller konusunda bir durum ana-lizi yapmanızı istesek ...

A.KIZILDAĞ- Sürdürülebilir turizm ürünü olabilmek için, çok değerli özellikleri ve konumu olan, dünyadaki çoğu destinasyonlardan daha şanslı bir turizm merke-ziyiz. Özellikle dört mevsimin ülkemizde tadında yaşa-nabiliyor olması, tarihi ve kültürel değerlerimiz, ekolo-jik zenginliğimiz ve endemik bitki, kuş türlerimizle dün-yada sayılı turizm destinasyonları arasındayız. Otelciler olarak; bu zenginliklerimizi fırsata çevirmeli, uluslararası pazarda daha etkin tanıtımlarla desteklemeliyiz.

Daha önce yaşanan sorunların birçoğunun maalesef giderilemediği ortadadır. Bunların başında; imaj, alt yapı, çevre ve eğitim sorunları sıralanabilir.

Sadece kamu ile değil, sektörün tüm aktörlerinin ortak projeleri ile bu sorunların üzerine gidilmelidir.

Bizlere miras kalan ve yegâne sorumluluğumuz ortak çevre adına ferdi olarak yapılan hiçbir faaliyet ses ge-tirmeyecektir. Bu alanda yapılabilecek tüm faaliyetler ortak katılıma dayalı ve sürdürülebilir olmalıdır.

C a l i s t a L u x u r y R e s o r t H o t e lT: 0090 242 7100 100 / F: 00 90 242 7100 110 / W. www.calista.com.tr / E:[email protected]

B E L E K / A N TA LYA

45 AĞUSTOS 2011

Page 45: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

46

Sueno Hotels Golf Belek

STANDARD- Kuruluşunuzdan bugüne kadarki yolculuğunuz… Hedefleriniz neydi? Neler ger-çekleşti…

K. GÜLŞEN- Sueno Hotels Golf Belek ve Pines & Du-nes Golf Sahaları; 29 Ekim 2007 yılında hizmete gir-miştir. Açıldığı günden, bugüne kadar tüm hedeflerimi-ze ulaştık. Otel hizmet kalitemizi TSE Kalite Yönetim Sistemi Belgeleri ile tescil ettik. TSE Kalite Yönetim Sis-temini devamlı iyileştirme ve hizmet süreçlerini geliştir-me adına aralıksız çalışıyoruz. % 17 oranında devamlı misafir otel ve golf sahalarımızı, yılda en az iki defa yaz tatili ve golf tatili amaçlı kullanmaktadır. Bu oran başa-rımızın bir ölçütüdür.

Golf sahalarımız dünyanın her ülkesinden gelen golf oyuncuları tarafından beğenilmektedir. 2010 yılında Sueno Pines ve Dunes golf sahalarında 56.000 oyun oynanmıştır. 2011 yılının sonunda bu rakamın 70.000 oyunu geçeceğini şimdiden görebiliyoruz.

STANDARD- Bu yıl turizme olan talep, beklentile-rinizi karşıladı mı? Türkiye’de turizm pazarındaki talebin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

K. GÜLŞEN- 2011 yılı başlarında, Tunus ve Mısır‘da siyasi olaylar başlaması ile birlikte; ITB ve Moskova Tu-

rizm fuarlarının hemen sonrasında, Türkiye’ye aşırı bir talep olacağı öngörüldü. Ancak bu talep henüz isteni-len düzeyde gerçekleşmedi. Bu olumsuz sonucun bir-çok sebebi var. En önemli sebeplerden biri bence; tale-be karşı orantısız fiyat artışları idi. O dönemde çıkılan fi-yatların çok altında satışlar halen sürmektedir. Bu arada Mısır çok çabuk toparlandı ve Mısır devletinin sübvan-siyonları özel fiyatları ile Rus pazarından talep gördü.

Türkiye’ye olan talep her zaman artarak devam ede-cektir. Güncel olarak, sorunlu olduğumuz İsrail paza-rında bile şu günlerde olumlu gelişmeler devam etmek-tedir.

STANDARD- Kurtuluş bey golfe gönül vermiş bi-risiniz?  Son yılların gözde turizmi olan golf turiz-mi hakkında bilgi alabilir miyiz?

K. GÜLŞEN- Antalya Belek’te; golf turizmi rah-metli Başbakanımız Turgut Özal ve Sayın Dr. Bü-lent Göktuna’nın kararı ile, 1994 yılında National Golf Kulüp’ün açılması ile başlamıştır. 1994 yılında 1 golf sahası ve 14.000 oyun ile başlayan rakamlar, bu-gün Belek’te 17 golf sahası ve 2010 yılında gerçekle-şen 480.000 oyun ile devam etmektedir. 2011 yılı so-nunda 530.000 oyun oynanması beklenmektedir. Bu arada, Belek bu yıl Kasım ayında IAGTO (Uluslararası

SÖYL

EŞİ

Sueno Hotels Golf Belek Genel Müdürü Kurtuluş GÜLŞEN

Page 46: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Sueno Hotels Golf Belek

Golf Tour Operatörleri Birliği) toplantısına ve gelecek yıl Dünya Amatör Golf turnuvasına ev sahipliği yapacaktır.

Çok kaliteli ve isim yapmış mimarlar tarafından tasarla-nan golf sahalarımız, bugün İspanya ve Portekiz’in pa-zarından pay almaktadır. Bu pazardan pay almamız-da ki belli başlı sebeplerden birkaçı; sahalarımızın ba-kım ve oyun kalitesinin yüksekliği, mevsim olarak yıl-da 9 ay golf oynanabilirlilik ve fiyatlarımızın İspanya ve Portekiz’e göre rekabet gücüdür.

Golf turizminin katkıları; kış turizmi kapsamında oldu-ğu için sezonu uzatması, ortalama geliri artırması ve kalite standardının devamlı yüksek tutulmasını sağla-masıdır. Ancak ne var ki; mevcut durumda sahalarımı-zın sayısı Belek’e gelen talebi karşılamamaktadır. Aci-len yeni sahaların inşa edilerek, işletmeye açılmaları ge-rekmektedir.

STANDARD- Yönetim Sistem Belgelerinizi öğre-nebilir miyiz?

K. GÜLŞEN- Belgelerimiz; TSE-ISO-EN 9001 Kalite Yönetim Sistemi, TSE-EN-ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, TSE-EN-ISO 14000 Çevre Yönetim Sistemi, TS 18001 (OHSAS) İş Sağlığı ve Güvenliği Yö-netim Sistemi ve TS ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi’dir.

STANDARD- Sizi TSE’ye yönlendiren ne oldu ve TSE ile nasıl bir çalışma yaptınız?

K. GÜLŞEN- TSE’nin kurumsal bir resmi örgüt olması, bugüne kadar gelen olumlu ve güvenilir imajı bizi tüm Sueno Otellerinde TSE’ye yönlendirdi. Bu arada Kaya Kars beyin katkılarını söz etmeden geçemeyeceğim.

Benim daha önce Genel Müdürlüğü’nü yaptığım dö-nemde (2004-2007 yılı) National Golf Kulüp TSE’den TSE-ISO-EN 9000 Kalite belgesi aldı ve Türkiye Cum-huriyeti tarihinde ilk defa TSE Belgeli ilk golf kulübü un-vanını kazandı. Burada yapılan belgelendirme çalışma-larından dolayı edindiğim tecrübe ve Kaya Kars beyin tecrübeleri Sueno Hotels Golf Belek’in tüm belgelen-dirmelerinde çok faydalı oldu.

47 AĞUSTOS 2011

Page 47: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

48

SÖYL

EŞİ

Sueno Beach Side Genel Müdürü Yaşar ERSOY

STANDARD- Turizmde en önemli kavram marka değeri. Sizin marka değeri artırma çalışmalarınız neler?

Y. ERSOY- Marka değeri şüphesiz bir işletme için be-lirttiğiniz gibi en hassas konulardan bir tanesi. Bunun bilinci içerisinde olan işletmelerimiz öncelikle verilen hizmet kalitesini en üst düzeye çıkararak misafir mem-nuniyetinin sağlanması ve tekrar gelen misafir sayısı-nın artması ve her misafirin yanında yeni sadık misa-firler oluşumunda rol oynamasını sağlayarak markanın olumlu olarak konuşulmasını temin etmektedir.

Yurt içi ve yurt dışı fuar ve tanıtım organizasyonlarına katılmak ve buralarda stantlar açmak suretiyle gelen sektör profesyonelleri ve tüm katılımcıları standımızda bilgilendiriyor ve kendimizi ifade edebilme fırsatı yaka-lıyoruz.

Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında ve Bayram-larımız gibi özel dönemlerde 6 sezondur sürdürdüğü-müz Türkiye’nin en önemli sanatçılarıyla birlikte olma-mız, bizlerin özellikle iç pazara verdiğimiz önemin bir göstergesi olmakla beraber bu bize hem satış tarafın-da ciddi bir avantaj getirmekte hem de yazılı ve görsel basında sürekli olmamız yoluyla marka tanıtımımıza da çok önemli bir katkı sağlamaktadır.

2006 Yılında Silence markası olarak hizmete giren tesi-simiz 2007 yılı itibariyle Sueno adıyla faaliyet gösterdi-ğini tüm sektör çok yakında takip etmiştir. Dolayısıyla 4 sene gibi bir süre içerisinde gerek yurt içi gerekse yurt dışındaki satış temsilciliklerinde ve acentalarda  misa-firlerimiz özellikle Sueno markasını ön plana çıkararak bir satın alma gerçekleştirmesi tüm bu çabalarımızın bir sonucu olarak görülmelidir.

Yaşar Ersoy Kimdir?

1965 yılında Sivas’ta doğan Ersoy, ilk, orta, lise eğitimle-rini Ankara’da bitirdi. Erciyes Üniversitesi Tur. İşl. ve Otelci-lik Y.O.’da 4 yıllık lisans eğiti-mini tamamladı. 1988 yılında profesyonel hayatına Şampi-yon Tatil Köyün’de başladı. Üç yıl sonra Ankara Hilton’un açılmasıyla 13 yılı ön büro-da, son yedi yılı F&B da ol-mak üzere 20 yıl devam etti. Yaklaşık dört yıldır Sueno Ho-tels Beach Side Oteli’nin Ge-nel Müdürü olarak görev yap-maktadır.

Evli ve bir çocuk babasıdır.

Page 48: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

49 AĞUSTOS 2011

Her zaman yenilikler ve yenilenmeden yana olan işlet-melerimiz bu çalışmalar için her sene önemli bir kaynak ayırarak özellikle tekrar gelen sadık misafirlerimizi farklı bir hizmet ve ürünle karşılama heyecanımıza devam edeceğimizin bilinmesini isteriz.

STANDARD- Müşteri Memnuniyeti Sistem Bel-gesini ilk alan Otel unvanına sahipsiniz. Müşteri beklentilerini, eleştirilerini nasıl alıyor ve nasıl de-ğerlendiriyorsunuz?

Y. ERSOY- Müşteri Memnuniyeti sistemi en son aldığı-mız bir belge olup başarının eleştiriye açık olunması yo-luyla elde edileceği görüşünde olmamızın bir işaretidir. Kaldıkları tesislerde mutsuz olan misafirlerin çok az bir bölümünün yaşadığı problemleri yönetime bildirdiği bi-linen bir gerçek. Şikayetini bildirmeden tesisten ayrılıp yorumlarını kendi çevresiyle olumsuz olarak paylaşan misafir sayısını en aza indirmek hedefimiz olduğu için eleştirileri, şikayetleri bizlere verilmiş bir hediye olarak değerlendiriyoruz.

Tesisimizde konaklayan misafirlerimizden, Misafir An-ketleri, Misafir Kontakları, Misafir Mektupları, Internet Sitesi ve Elektronik Posta yoluyla gördükleri aksaklıkları bizlere iletmelerini rica ediyoruz. Bizlere bu yollarla ileti-len bir eleştiri derhal kendi bilgi işlem departmanımızın yazdığı bir programa giriliyor ve bu şekilde süreç çalış-maya başlıyor. Her departman için ayrı ayrı belirlenmiş olan çözüm süreçleri aşama aşama izlenerek bir ra-porlar silsilesi halinde takip ediliyor ve önerilen çözüm misafirimize ulaşılıp kendisi tarafından kabul görmesi durumunda kapatılıyor.

Bu sistemde her şikayet, öneri veya eleştiri haklı veya haksız diye bakılmaksızın derhal aynı işleme tabi tutul-makta ve yukarıda bahsettiğim tüm adımlardan geç-mektedirler.

STANDARD- Sektörel gelişim için Türk Standard-ları Enstitüsü (TSE)’den beklentileriniz…

Y. ERSOY- TSE ile toplamda 8 yıllık bir birlikteliğimiz var ve süre boyunca kendileri bize her zaman sistemle-rin kuruluş aşamalarında olsun, verilmesi gereken eği-timler de olsun çok büyük katkı sağlamışlardır. TSE ile olan ilişkilerimiz özellikle sistem denetlemeleri sürecin-de çok önem kazanmakta, bu dönemde sistemlerde oluşan zafiyetler varsa eğer, TSE’li denetmenler tara-fından doğrusu ve olması gereken uygulamalar hatır-latılmakta, gerekiyorsa yeni eğitimler planlanmaktadır. Bizimle bir çözüm ortağı şeklinde hareket eden, gerekli olan her desteği bizlerden esirgemeyen TSE’nin mer-kez ve Antalya il müdürlüğüne çok teşekkür ederiz.

TSE’nin turizm sektörüne, standardların belirlenmesi ve kaliteli hizmet ve ürünün sunulması ve devamlılığının sağlanması boyutunda çok önemli katkısı olduğu ka-nısındayım. Burada TSE’den beklentimiz bu konunun öneminin Turizm Bakanlığı ve büyük Tur Operatörlerine anlatılması ve bu belgelerin işletmeler tarafından uygu-lanmasının ve bulundurulmasının bir zorunluluk haline getirilmesiyle Türk Turizminin kalitesinin ve Türkiye mar-kasının tüm dünya turizminde hak ettiği yere getirilmesi konusunda çalışmalarda öncülük yapmasını diliyorum.

STANDARD- İletmek istediğiniz mesajınız…

Y. ERSOY- Bizler Sueno Otelleri olarak bunca zaman-dır TSE ile birlikte yürüttüğümüz Kalite ve Belgelendir-me çalışmaları sonucunda gördük ki; yapılan yatırım-ların ve çalışmaların hiçbir zaman gereksiz bir maliyet olarak görülmemesi gerektiği, bu çalışmaların netice-sinde uygulanan sistemlerin işletmeye getirdiği getiri-lerin maddi ve manevi boyutta çok daha ileri düzeyde olduğudur.

TSE ile olan birlikteliğimizin ileri ki dönemlerde almayı düşündüğümüz Enerji Verimliliği ve Bilgi Güvenliği Yö-netim Sistemleriyle birlikte çok daha ileri seviyelere ulaşacağı inancıyla derginizde bizlere de yer verdiği-niz için çok teşekkür ederiz.

STANDARD- Biz de çok teşekkür ederiz.  

Page 49: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

SÖYL

EŞİ

Güral Premier Tekirova Genel Koordinatörü

M. Fazıl DERTLİOĞLU

STANDARD- Rekabetin yoğun olduğu sektö-rünüzde, rekabetle başa çıkabilmek için na-sıl bir fark yaratıyorsunuz?

M. FAZIL DERTLİOĞLU- Öncelikle misafiri tanı-maya ve beklentilerini anlamaya çalışıyoruz. Eski-den bu iş daha kolaydı 90’lı yıllarda Antalya paza-rına Alman misafirler hâkimdi. Fakat şimdi misa-firlerimiz pek çok ülkeden geliyor, bu yüzden her-kesin beklentilerini anlamak ve karşılamak günü-müzde artık daha zor. İşte bizde rekabetle başa çıkabilmek için bu zoru başarmaya çalışıyoruz.

STANDARD- Çevreye duyarlı hizmet konu-sundaki düşüncelerinizi ve çalışmalarınızı öğrenebilir miyiz?

M. FAZIL DERTLİOĞLU- Çevreye duyarlı hiz-met edebilmenin başlangıcı turistik işletmelerin teknik alt yapısında yatıyor. Bunun dışında bireyle-rin yapacağı işler zaten eğitimle çalışanlara kazan-dırılabiliyor. Aynı zamanda misafirlerimizde çevre ile ilgili konularda eskiye göre artık daha bilinçli ve

50

Page 50: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

üründen oluşuyor. Türk Standardları Enstitüsünün tu-rizm dışındaki sektörlerdeki Yönetim Sistemleri uygula-maları ile sağladığı birikimi, sektör uygulamalarımızdaki paylaşımı göz ardı edilemez.

STANDARD- Son olarak söylemek istedikleriniz?

M. FAZIL DERTLİOĞLU- Turizm çok güzel fakat zor bir meslek. Diğer şehirlerdeki arkadaşlarımız şaka ile bize her zaman tatildesiniz derler. Ancak biz herkesin tatilde olduğu yerde çalışıyoruz. En önemlisi de doğru-dan insan insana temas olduğu için bizim mesleğimiz-de hataya hiç yer yok.

Ülkelerde refah seviyesi arttıkça hizmet sektörü geliş-mektedir. Bu yüzden ülkemiz gençleri istihdam kolaylı-ğı nedeni ile bu sektörü seçmelerini öneriyorum. Ülke-mizde çok sayıda değişik seviyelerde Turizm Okulu bu-lunuyor. Bu okullardan mezun olarak ve iyi bir yaban-cı dil bilgisi ile turizmde kendi gelecekleri için bir kari-yer arayabilirler.

katılımcı. İşletmemizde ısı geri kazanım, yenilenebi-lir enerji kullanımı gibi çevre duyarlılığında önemli yer tutan olmazsa olmazları yatırım aşamasında yaparak tesisimizi bu konuda örnek bir tesisi haline getirdiği-mizi düşünüyorum.

STANDARD- Yönetim sistemleri belgeleri konu-sunda çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz. Bunlar-la ilgili olarak nasıl ve kimlerle çalıştınız?

M. FAZIL DERTLİOĞLU- Otelimiz Güral Premier Tekirova’da Kalite, Çevre ve Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri belgeleri ile ilgili çalışmalarımız devam et-mekte. TSE Antalya Bölge Müdürlüğü, Yönetim sis-temlerinin etkin işlerliğinin sağlanabilmesi için Sistem kurulum süreçlerimizin tüm aşamalarında bize des-tek ve yol gösterici durumda. İyi bir sinerji yakaladı-ğımızı düşünüyorum.

STANDARD- TSE’nin sektörünüze katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

M. FAZIL DERTLİOĞLU- Turizm karma hizmet ve

51 AĞUSTOS 2011

Page 51: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

52

SÖYL

EŞİ

STANDARD- Otelinizi kurulduğu günden bugüne kadarki geçirdiği aşamaları anlatabilir misiniz?

C. AKÇELİK- Akçelik Madencilik Tic. San. A.Ş. Yö-netim Kurulu olarak, üretmeyen bir Türkiye’nin kalkın-masının mümkün olamayacağı felsefesinden yola çık-tık. 1989 yılı tahsisli arazimizde, o dönemlerde proje-lendirilen düşünceler Yönetim Kurulu tarafından alınan kararla 12 Kasım 1991 tarihinde Manavgat Kızılağaç mevkiindeki şirket arazisine,   Rahmetli Yönetim Ku-rulu Başkanımız Sayın Nadir Akçelik ve Eşi Nevin Ak-çelik   tarafından ilk kazma vurulmuş ve tamamlandığı zaman ülke turizmine hizmet edecek 5 yıldızlı bir otelin temelleri atılmış oldu. Club Nena 25 Haziran 1997 ta-rihinde ülke turizmi ve ülke ekonomisine hizmet etmek ve ülke turizminin imajına büyük katkı sağlamak amacı ile  turizm hayatına merhaba dedi.

Manavgat Kızılağaç mevkiindeki 98.000 m² arazi üze-rine kurulu olan otelimize misafirlerimizin adımlarını attı-ğı andan itibaren ince düşünülerek hazırlanmış mekân düzenlemeleri, yeşilin bin bir tonlarını görebildiği iç ve dış mekân bahçeleri ile değişik mimarisi ve dekoratif ayrıntıları 5 yıldız ötesinde bir konforla karşılaşmaktadır.

Otelimiz ilk misafirini  1997 yılında ağırlamaya başla-mıştır. O yıldan bugüne hem otel hem de bizler birçok aşamadan geçip hem deneyim kazandık hem de ote-lin her yıl daha fazla misafirini mutlu edebilmesi için sü-rekli yatırımlarımıza devam ettik.

Aslında Türkiye’de tüm oteller Avrupa’daki rakip ülke-lere göre yaş olarak çok genç ve güzel. Ancak bu işlet-meleri birbirinden ayıran en büyük özellik devam eden yatırımları ve hizmet standardları. Bu noktada biz iş-letme olarak hizmete girdiğimiz günden beri sunduğu-muz hizmet,  personel eğitimine verdiğimiz önem, tek-nolojik yenilikler ve en önemlisi bunların bir araya gel-mesi ile oluşan müşteri memnuniyeti bizim durmadan kaydettiğimiz aşamalardır. 

Club Nena açıldığı günden itibaren ana hedef olarak misafirlerinin memnuniyetini ve sürekliliğini ilke edin-miştir. Club Nena misafirlerine sunduğu tüm hizmetler ve çalışanlarının misafirlere olan yakınlıkları sayesinde misafirler kendilerini evlerindeymiş gibi hissetmiş, bu özellikleri ile de bölgedeki diğer tesislerin önüne geç-miş ve her geçen gün misafirleri tarafından tercih edi-len bir otel konumuna gelmiştir. 

Club Nena misafirlerine verdiği değerden dolayı da TS EN ISO 9001, TS EN ISO 22000, TS EN ISO 14001 ve TS EN ISO 10002 sistemlerini süratle hayata geçir-miş ve bunda da muvaffak olmuştur. Ayrıca temizlik, yeşillik ve özgürlüğün simgesi olan Mavi Bayrak almak için başlatılan çalışmalar olumlu sonuç vermiş olup Ni-san 2006 itibari ile de Mavi Bayrağı gönderine çekmiştir.

Club Nena’da bundan sonraki dönemlerde de kalite politikasına, vizyonuna ve misyonuna bağlı kalarak ve işleyişini sürekli geliştirerek turizm sektöründeki parla-yan yıldız olmaya devam edecektir.

Clup Nena Genel Müdürü Ceren AKÇELİK

Page 52: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

53 AĞUSTOS 2011

STANDARD- Türkiye’de turistik tesisler son derece güzel ve kaliteli hizmet sunuyor. Bu hizmetlerin başarısında kalifiye elemanların önemi büyük. Amerika’da eğitim aldığınızı bili-yoruz. Türkiye’de turizm eğitimi konusunu değerlendirebi-lir misiniz?

C. AKÇELİK- Şunu üzülerek söylemem gerekiyor, Türkiye özel-likle yabancı  girişinin en yoğun yaşandığı  bölgeler açısından  her şey   dahil sistemini benimseyerek hizmet veren bir ülke. Bu sis-temin yapısından dolayı özellikle müşteri ile sürekli kontakta olan servis elemanlarının, ön büronun iyi yetişme ve eğitim fırsatı olamı-yor. İstihdam edilen personelde eğitim ve bilgiden önce ücret belir-leyici oluyor. Böyle bir paradoks içinde personelin eğitimi zaten bir maliyet olduğu için yüzeysel bir eğitim ile insanlar iş hayatına atılı-yor, az eğitimli personel ile müşteri memnuniyeti azalıp bir sonra-ki yılın kontrat fiyatlarına eksi olarak yansıyor. Club Nena persone-line sunduğu sosyal imkânlarla, onların başarılı bir kariyere sahip olmalarını sağlayarak bu şekilde misafirlerine güler yüzlü ve kaliteli hizmet sunan personelin de moral ve motivasyonunu üst düzeyde tutuyor. Eğitim ve personele sağlanacak sosyal imkânların iyileşti-rilmesi ile kazanılacak olan müşteri memnuniyeti, gerek işletmeye gerekse çok kısa vadede ülke ekonomisi ve döviz girişine azımsa-namayacak bir katkıda bulunacaktır.

STANDARD- Kalite ve Gıda Güvenliği Yönetim Sistem Bel-geleriniz var. Çevre ve Müşteri Memnuniyeti için çalışma-larınızı sürdürüyorsunuz. Bunlarla ilgili olarak nasıl ve kim-lerle çalıştınız? TSE’yi seçme nedeniniz ne oldu?

C. AKÇELİK- TSE geçmişte olduğu gibi bugünde, uluslararası standardların Türkçeye çevirisi, Enstitü bünyesinde standard hazırlama, tetkik ve belgelendir-me çalışmalarını başarıyla yürütmektedir.

Pazarda birçok kuruluş hizmet vermesine rağmen, cid-diyeti ve kalitesi nedeniyle tercihimizi TSE’den yana kul-lanma kararı aldık. 2005 senesinden beri TSE ile yolu-muza devam etmekteyiz. TSE bizim için bir yol gösteri-ci, bir fener işlevi görüyor. Kalite yönetimimize verdikle-ri destek, bizleri daha başarılı kılmaktadır. Biz TSE’yi bu nedenlerle benimsiyoruz.

STANDARD- Çevre ve Müşteri Mem-nuniyeti Sistemi için ne gibi kriterleri yerine getirmek gerekiyor? Yolun ne-resindesiniz?

C. AKÇELİK- Dediğim gibi bu iş her ne kadar standard hizmetler veren bir sektör gibi görünse de kesinlikle teknolojik yatı-rımlar, eğitim ve sürekli yenilik isteyen bir yapıya sahip. Bizde gerek yönetim gerek-se personelimizle tamamen bunların üze-rine çalışıp yeniliklerin peşinden koşmaya devam ediyor, hep yolun başındaymışız gibi aynı heyecanı koruyoruz. Bu heye-canla devam ediyoruz. Personelimize de bu bilinci aşılıyoruz. Eğitimle gelen sosyal bilinç beraberinde çevreye ve insana say-gı önceliğini en üst düzeye taşıyor. Bun-larda başarının yolunu açıyor.

STANDARD- Geleceğe yönelik hedef-leriniz?

C. AKÇELİK- Otelciliğin, her şeyin ba-şında vizyon gerektiren bir iş kolu olduğu unutulmamalıdır. Dolayısı ile ileriye yönelik yatırımları belirleyici en büyük etken mis-yondur. Vizyonumuz sürekli geliştiği için misyonumuzun gerektirdiği yatırım şekli ve hedeflerimiz en büyük belirleyici etken-dir. Sözlerimin başında bahsettiğim gibi tesisimizi açtığımız günden bugüne dek vizyonumuzda, misyonumuzda değiş-miştir. Bundan sonra yapmayı planlaya-cağımız yatırımlar bugünkü yapı ve stan-dardlarımızdan sadece görsel olarak fark-lı olacaktır. Hizmet kalitesi, müşteri mem-nuniyeti, her zaman olduğu gibi belirleyi-ci temel taşlarımız olarak kalmaya devam edecektir.

Page 53: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

54

TS E

N IS

O 1

8513

:200

3

Öğr. Gör. Dr. Aydoğan AYDOĞDUEge Üniversitesi, Çeşme Turizm ve

Otelcilik Yüksek Okulu

TS EN ISO 18513:2003 TS EN ISO 18513:2003 "Turizm Hizmetleri, Oteller ve

Diğer Turizm Konaklama Çeşitleri – Terminoloji-" Standardı

Bu makalenin temel amacı konaklama alanında ulus-lararası niteliğe sahip tek standard olan “TS EN ISO 18513:2003 Turizm Hizmetleri, Oteller Ve Diğer Turizm Konaklama Çeşitleri- Terminoloji” standar-dını ilgililere tanıtmaktır.

Standardın ortaya çıkışı oldukça uzun kabul edilebile-cek bir sürece karşılık gelmektedir. Temelinde ise tu-rizm etkinliklerinin binyılımızın en önemli sosyal, kültürel ve ekonomik olayı haline gelmesi gerçeği yatmaktadır.

Nitekim geçtiğimiz elli yıllık sürede ulusal ve uluslara-rası seyahatlerin çok artması, dünya çapında otel sı-nıflandırmalarının nasıl karşılaştırılacağı sorusunun bir-

çok kamu ve özel sektör ilgilisi tarafından düzenli ola-rak sorulmasına yol açmıştır. Bunun üzerine Dünya Tu-rizm Örgütü (World Tourism Organization-WTO-) 2001 yılı programında sınıflandırma ile ilgili bir çalışma yapı-labilmesi için girişimde bulunmuştur (IH&RA, 2004: 2).

Bu gelişmeden önce turizm alanında standardizasyon ile ilgili bir dizi toplantı da Uluslararası Standardlar Ör-gütü Tüketici Komitesi (ISO Commite For Consumer Policy- COPOLCO-) tarafından düzenlenmiştir. 30-31 Mayıs 1995’te Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen “Hizmetler-Uluslararası Standardizasyonda Karşılaşı-lan Güçlükler” isimli fikir üretme (workshop) toplantı-

Page 54: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

55 AĞUSTOS 2011

sı hizmetler için uluslararası geçerliliği olan standardla-rın oluşturulması konusunun ele alındığı öncü çalışma-lardan birisidir (Kurgun, 1999: 44). Söz konusu toplan-tıda hizmet işletmelerinde standardizasyonun ne için gerekli olduğu, gerçekleştirilebilme olasılığı ve uluslara-rası düzeyde ne ölçüde uygulanabileceği soruları tartı-şılmıştır (Kessinger, 2003: 35).

COPOLCO bu fikir üretme toplantısında ulaşım, ban-kacılık, seyahat, sağlık, iletişim, oteller ve restoranlar gibi hizmet işletmelerinde geliştirilebilecek ve uygulama olanağı bulabilecek bir takım standardların geliştirilme-si konusunu irdelemiştir (Graz ve diğerleri, 2007: 11). Toplantıda görüş bildiren konuşmacılar turizm endüst-risinde standardizasyonun bir zorunluluk olduğunu bil-direrek bu konudaki çalışmalar için var olan ulusal ya da kültürel engellerin aşılabilir olduğunu vurgulamışlar-dır (Kurgun, 1999: 44).

Otel işletmelerinde standardizasyon için kaydedilen bir diğer önemli gelişme de 31 Mart-1 Nisan 1998 tarih-leri arasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) desteğinde düzenlenen toplantıdır. ISO ve DTÖ’nün birlikte düzen-lediği “Açık Küresel Pazarlar İçin Hizmet Standardları” konulu bu toplantı Pasifik Bölgesi Standardlar Kongre-si (Pacific Area Standards Congress- PASC-) ön-derliğinde Singapur Mandarin otelde gerçekleşmiş-tir. Toplantının ana amacı yaygın hizmetler sektörün-deki sağlayıcıların (turizm, bankacılık, finansal muha-sebe, mühendislik danışmanlığı, eğitim vb.) iş gördük-leri alanlarda güçlenmelerini ve uluslararası ticaret ha-cimlerini artırmayı sağlayacak uluslararası standard ge-reksinimlerini karşılamaktır (DTÖ, http://www.wto.org/english/news_e/news98_e/iso.htm, 09.04.2009).

Toplantıda farklı sektörlerde halen var olan başarılı standardlar sunulurken, ISO düzeyinde işlerin nasıl yü-rütüldüğü de ana hatlarıyla anlatılmıştır.

(http://www.wto.org/english/news_e/news98_e/iso.htm, 09.04.2009).

Hizmet sektöründen akademisyen ve sektör temsilci-si 211 kişinin katıldığı Singapur toplantısında uluslara-rası otelcilik hizmetlerinde standardlara olan gerekli-lik ve geliştirilmelerinde üzerinde önemli durulması ge-rekli noktalar ise aşağıdaki gibi belirlenmiştir (Kurgun, 1999:45-47):

• Kat hizmetleri ve önbüro:

° İşaretler: milliyetini dikkate almadan tüm turistik tüketicilerin kolayca anlayabileceği ortak simge-ler geliştirilmelidir. Sıcak — soğuk su, rahatsız et-meyiniz uyarısı ya da telefon santralinin ve resep-siyonun iç hat numaraları standardlaştırılmalıdır.

° Rezervasyon: tüm otellerde ortak kullanılacak bir rezervasyon formunun geliştirilmesi gereklidir.

• Terminoloji: Otel çalışanlarının otele ait durum ve koşulları kolaylıkla algılayabilmesini sağlayabilecek ortak bir terminoloji kabul edilmelidir. Örneğin, oda-ların tanımlanmasına ilişkin terminoloji gibi alanlarda bir standardizasyon sağlanmalıdır.

• Eğitim: Tüm çalışanların yabancı dil eğitimleri ve bilgileri konusunda ortak bir düzey sağlanmalıdır.

• Güvenlik: Otellerin güvenlik sistemleri için belir-li standardlar oluşturulmalıdır. Özellikle yangın gü-venliği için duman detektörleri ve tavandan su ser-piciler gibi temel elemanlar dikkate alınmalıdır. Ay-rıca yangın durumunda çıkışları işaret eden levhala-rın biçimleri standardize edilmeli ve görünür nokta-lara konulması sağlanmalıdır.

• Voltaj ve elektrik fişleri: Özellikle iş için seyahat eden turistik tüketiciler tarafından önemle vurgula-nan bir noktadır. Tüm otellerde bu konularda Stan-dardizasyon sağlanmalıdır.

• Sağlık: Otellerdeki hava ve su kalitesine de stan-dardlar getirilmelidir.

° Yiyecek — İçecek: Yiyecek — içeceklerin ve çalışanların temizliği mutfak ve restoran malze-melerinin temiz tutulması gereklidir. Ayrıca mut-fak ve restoran çalışanlarının ortak bir üniforma giymeleri sağlanarak genel sağlık kontrollerini yaptırmaları belirli bir standarda bağlanmalıdır.

° Güvenlik: Mutfak ve restoran alanında güvenli ve çalışma verimliliğini artıracak bir çalışma orta-mını oluşturulmasına ve fiziksel planlamanın ger-çekleştirilmesine ilişkin standardlar ortaya kon-malıdır.

° Eğitim: Mutfak ve restoran çalışanlarının belir-li bir eğitim düzeyinde olmasını ve belirli bir saat eğitim almasını sağlayacak eğitim programlarının oluşturulması ve buna ilişkin standardların belir-lenmesi gereklidir.

° Satın alma: Satın alınan malzemelerin kaliteli ol-masını sağlayacak standard bir satın alma süre-cinin oluşturulması gereklidir. Ayrıca tedarikçilerle ilişkilerin kurulmasında standardlar belirlenmelidir.

• Performans ve ürün değerleme: Otel işletmele-ri çalışanların performanslarının belirlenmesi ve ürün değerleme yöntemlerinde belirli bir standarda uy-gun hareket edilmesi gereklidir.

Küresel pazarlar için hizmet standardları toplantılarının devamı 14-15 Ekim 1998’de Arjantin’de, 01-04 Kasım 1988 tarihinde ise Paris’te düzenlenmiştir. Her iki top-

Page 55: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

lantının temel konusu hizmet işletmelerinde standardizasyon olarak belirlenmiştir. Ger-çekleştirilen bazı uygulamalar tartışılmış ve yeni öneriler gündeme getirilmiştir. Tüm top-lantılar ISO ve DTÖ tarafından gerçekleştiril-miştir (http://www.wto.org/english/news_e/news98_e/iso.htm, 09.04.2009).

Bu gelişmeler, konaklama sınıflandırma sis-temleri ile ilgili karşılaştırmalı bir analizin WTO’nun 2000-2001 yılı programında bö-lüm 7, kısım B altında (dokümantasyon) öz-gün resmi bir proje (Activity 12: National To-urism Legistlation; Etkinlik 12: Ulusal Turizm Yasası) olarak yer almasına yol açmıştır. Son-rasında WTO Kalite Destek Komitesi 12-13 Nisan 2000 tarihinde İspanya’nın başkenti Madrid’te yaptığı 4. toplantısında “Turizmde günümüz değişen düzenleyici koşullarında, hükümetlerin turizm sektörü üzerindeki yet-kilerinin azaltılması ve konaklama işletmecili-ğinde görülen çeşitli gönüllü kalite standard-larının ve otel sınıflandırma sistemleri ile ilgi-li şu kararları kabul etmiştir (IH&RA, 2004:4):

a- Endüstride yer alan bazı kesimlerce, söz konusu sistemlerin (özellikle) devlet tara-fından oluşturulduğu ve denetlendiği ül-kelerde haksız rekabete yol açtığı ve pa-zara müdahale edildiği iddia edilmektedir,

b- (Söz konusu sistemler) Geleneksel sınıf-landırma göstergesi olarak tüketiciler için bir rehber rolü oynamayı devam ettirmek-tedir,

c- Ama uluslararası uyumluluktan ve sorum-luluktan yoksun olmaları nedeniyle tüketi-cilerin akıllarını karıştırmaktadırlar,

d- Birçok gelişmekte olan ülke tarafından özellikle de küçük ölçekli işletmeler açı-sından turist gönderen ülkeler ile uyum-luluğu sağlayabilmek için düzenleyici bir önlem olarak talep edilmektedirler.

56

Page 56: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Kalite Destek Komitesi yukarıda sıralananları göz önün-de bulundurarak, WTO sekreterliğinden var olan sınıf-landırma sistemleri ile ilgili dünya çapında bir çalışma yapmasını talep etmiştir. Bu çalışmanın odaklandığı ko-nular aşağıdaki gibidir IH&RA, 2004: 4-5):

a- Benzer sınıflandırmalarda hâkim olan ortak nitelik-leri tanımlamak,

b- Otel ve benzer konaklama işletmeleri derecelendir-mesi yapmak ilgili taraflar için referans değeri ola-rak kabul edilebilecek asgari uluslararası kıstasla-rı oluşturmak,

c- Sınıflandırma için önerilen yöntem ve kuralları ta-nımlamak,

d- WTO’nun var olan çeşitli sınıflandırma tipleri (gönül-lü, tüzel, endüstri denetimli, devlet denetimli, vb.) ile ilgili konumunu hazırlamak ve otel hizmetlerinin serbestçe pazarlanması ve haksız rekabet için bir engel olarak kullanılmasına engel olmak.

Aynı komite bu etkinliğin sektörün işlerlikte olan tem-silcileri tarafından yakın bir biçimde eşgüdümlenme-sini ve başlangıç olarak WTO’nun üyesi IH&RA tara-fından yürütülmesini güçlü bir biçimde önermiştir. Söz konusu komitenin önerisi 28-30 Kasım 2000 tarihinde Madrit’te yapılan 63. ve 64. oturumlarında WTO icra kurulu tarafından aynen kabul edilmiştir. Bu öneriye da-yanarak WTO genel sekreteri resmi olarak IH&RA’ya başvurmuştur. Her iki taraf arasında birçok toplantı ve mektup teatisi yapılmıştır. İşte tam bu sırada IH&RA her hangi yeni bir iş üstlenilmeden önce, yeni bir projenin ilk aşaması olarak dünya çapında var olan sınıflandır-ma sistemlerinin gözden geçirilmesi ve yerkürede var olan tüm ulusal otel birliklerinin konu ile ilgili deneyim ve uzmanlığından yararlanmayı önermiştir. Bunun üze-rine WTO, IH&RA’yı konu ile ilgili uzman olarak atamış-tır. IH&RA, 2001 yılı ocak ayında iki konuda iş birlikte-liğine hazır oldukları konusunda WTO’yu resmen bilgi-lendirmiştir (IH&RA, 2004: 4-5):

1- Var olan otel sınıflandırma sistemleri ile ilgili bir du-rum raporu hazırlamak,

2- Böylesi bir sınıflandırma sistemi için karşılaştırma-lı bir analiz ve yorum araştırması yapmak ve işlevle-rini saptamak.

IH&RA, 16 Nisan 2004 tarihinde tüm Dünyada otelle-rin nasıl sınıflandırıldıkları konusunda kapsamlı bir ra-por sunmuştur.

Yukarıda anlatılanlar konaklama işletmelerinde stan-dardizasyonun temellerini teşkil etmiştir. Ancak yapı-lan çalışmaların somut çıktısı 2003 yılında kabul edilen ve yalnızca konaklama işletmeleri ve anılan işletmelerin sundukları ürün ve hizmetlerin tanımlandığı bir sözlük (terminoloji) standardı olmaktan öte önemli bir yönetsel ve/ya da örgütsel yaklaşım getirmemiştir.

Kısaca terminoloji standardı olarak anılan bu standard sekretaryası ISO Teknik Yönetim Kurulu iş birliği ile Al-man Standardlar Enstitüsü tarafından tutulan, Avru-pa Birliği Standardizasyon Örgütü, 329 Turizm Hiz-metleri Teknik Komitesince (TC 329 Tourism Servi-ces) hazırlanmıştır. Bir Avrupa Standardı olan termino-loji standardı, turizm endüstrisinde ortak biçimde kulla-nılan bir dizi terimin tanımlamalarını içermekte ve “ISO 18513:2003, Turizm Hizmetleri, oteller ve diğer turizm konaklama çeşitleri-terminoloji” standardı olarak ad-landırılmaktadır (TSE, 2004: s.1).

Terminoloji standardı konaklama alanındaki tek ulusla-rarası standarddır. Standard ile tüketicilere turizm hiz-meti seçimlerinde bilgilendirme yoluyla yardımcı olun-ması hedeflenmiştir. Böylece tüketicilerin o hizmet-ten beklentilerinin karşılanması ve buna bağlı ola-rak da doyumlarının artırılması olasılığının gerçe-ğe dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Bu beklen-tilerin yanı sıra, turizm endüstrisinin daha iyi bilgilendirilmiş tüketicilerden yararlanma-sı da umulmaktadır. Öte taraftan ter-minoloji standardının, turizm ve se-yahat ile ilintili geliştirilmekte olan standardlar içinde yararlı ol-ması hedeflenen bir diğer amacı oluşturmaktadır (TSE, 2004: s. 4).

57 AĞUSTOS 2011

Page 57: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

58

Standard:

• Kapsam,

• Konaklama,

• Hizmetler,

• Konuklar için donanımlar olmak üzere dört ana bö-lümden oluşmaktadır (TSE, 2004: 1-26).

1. Kapsam: Kapsam bölümünde turizm endüstrisinde çeşitli turizm konaklama ve konaklama ile ilişkilendirilen diğer hizmet terimleri tanımlamaktadır.

2. Konaklama: Konaklama başlığı altında 2.6.3’e dek biz dizi alt başlık yer almaktadır. Alt başlıklarda temel yönleriyle konaklama hizmetinin tanımı, konaklama derecelendirme ve sınıflandırma sistem tanımları yer al-maktadır. Bu tanımlara ek olarak konaklama tiplerine bu bölümde yer verilmiştir.

Tanımlar, turizm ile ilgili tüm bireyler için olduğu kadar, bu alan dışından tüm insanlar için oldukça yalın tutul-muştur denilebilir. Örneğin “otel” için yapılan tanımla-ma “kabul yeri olan, konaklama ve çok zaman yemek ve ek hizmetlerinde sunulduğu tesis” biçimindedir.

Oda tipleri bu bölümde 2.3 başlığı altında yer almakta-dır. Tanımlamalar; tek kişilik oda, çift kişilik oda vb. bi-çimde yapılmaktadır.

Oda tipleri kısmında yer verilen “suit” tanımlamasının, turizm hizmet sağlayıcıları ve tüketiciler için en yararlı tanımlama olduğu ifade edilebilir. Terminoloji standardı-nın 2.3.8. alt başlığında suit oda; “bağımsız oturma bö-lümü olan ve yatak odasına geçiş olanağı olan konak-lama ünitesi” biçiminde tanımlanmaktadır. Bu tanımla-

manın suit odanın, studio oda ile karıştırılmasını önle-yerek, tüm taraflarca tek örnek anlaşılmasında somut bir yarar sağlayacağına inanılmaktadır. Zira suit oda-nın çok zaman terminoloji standardı 2.3.10 alt başlığın-da; “içerisinde küçük bir mutfakçığı olan oda” biçimin-de tanımlan “studio” odadan farklı olduğu nesnel bir bi-çimde ortaya konmaktadır.

İkinci bölümün konaklama işletmeleri için en çok ya-rarı sağlaması beklenilen yanı belki de pansiyon du-rumlarının tanımlandığı 2.4. alt başlığıdır. Bu alt başlık-ta Türkiye’de olduğu kadar birçok varış ülkesinde so-run olan her şey dâhil konaklama hizmetine bir açık-lık getirilmesi beklenmektedir. Ancak Terminoloji stan-dardının içeriğinde bu sorunun çözümüne yönelik so-mut bir tanımlama yer almamaktadır. Nitekim 2.4.5. all inclusive (her şey dahil) için yapılan tanım; “konakla-ma ile birlikte tanımlanmış yiyecek ve içecek hizmetleri-nin yanı sıra tanımlanmış diğer olanakların fiyat içerisin-de yer aldığı tarife” biçimindedir. Bu tanım günümüzde “ultra; maximus; mega herşey dahil” gibi isimlerle ifa-de edilmeye çalışılan konaklama biçimine tam bir ya-nıt vermemektedir.

İkinci bölüm 2.5. alt başlığı altında ayrıca yatak tiple-ri, 2.6.’da ise sanitasyon donanımı ve olanakları da yer almaktadır.

3. Hizmetler: Terminoloji standardının 3. başlığı altın-da yiyecek ve içecek ile ilişkilendirilen catering hizmet-lerine yer verilmektedir. Continental kahvaltı, açık büfe kahvaltının yanı sıra tam (full) kahvaltı tanımları bu kı-sımda yer almaktadır. Anılan tanımlamaların tüm taraf-larca bilinen içerikte olduğu ifade edilebilir.

Page 58: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

4. Konuklar için olanaklar: başlığı altında kültür ve boş zaman için sunulan ürün ve hizmet tanımlarına yer verilmektedir. Bu tanımlar arasında ilginç olanlar; okuma odası, kütüphane, spa, kreş, jakuzi, solaryum ve mutfakçık tanımlarıdır. Tanımlamalar oldukça yalın kısa tutulmuştur.

Yukarıda anlatılanlar ışığında terminoloji standardı-nın turizm işletmeleri için yönetsel ve örgütsel açıdan önemli bir açılım getirmediği ifade edilebilir.

Standard ile elde edilmesi umulan somut yarar; Tu-rizm hizmetleri, oteller ve diğer konaklama işletmele-ri ile ilintili tüm tanımlama ve hizmetlerin tüm taraflar-ca tek örnek olacak biçimde anlaşılması ve olası yan-lış anlamaları ortadan kaldırmasıdır. Ancak bu yararın elde edilmesi için Terminoloji standardının konaklama pazarlama yöneticileri ve seyahat örgütleri başta ol-mak üzere tüm taraflarca iyi bilinmesi gerekmektedir. Bunun için standardın hizmet sunucular tarafından iyi anlaşılması ve sundukları ürün ve hizmetlerde ge-reklerini yerine getirmeleri önerilmektedir. Bunun yanı sıra nihai tüketicilerin Terminoloji standardı ile düzen-lenen tanımlamaları öğrenmelerini sağlamanın bir zo-runluluk olduğuna inanılmaktadır. Konaklama hizmeti sunanların ve aracıların çeşitli iletişim araçları kullana-rak güncel ve potansiyel tüketicilere ulaşmaları öne-rilmektedir. Böylece tüm tarafların bu konudaki algı-sal hazırlığı bütünleşik bir biçimde sağlayacak ve Ter-minoloji standardından elde edilmesi umulan yarar en büyüklenebilecektir.

Kaynaklar

1- Graz ve Diğerleri, “The Emerging Power of Servi-ces Standards in the Global Political Economy”, ECPR Standing Group on International Relations 6th Pan-European Conference on International Relations, Turin, 12-5 September 2007.

2- IH&RA, “The Joint WTO & IH&RA Study On Hotel Classification”, Lausanne, 2004.

3- Kessinger, Dana. ISO Bulletin, “Consumer Dossier: A Journey Through COPOLCO’s First 25 Years” Au-gust, 2003,

4- Kurgun, Osman Avşar. TS-EN-ISO 9000 Kalite Gü-vence Standardlarının Büyük Ölçekli Otel İşletmelerin-de Uygulanması, DEÜ, SBE, Turizm İşletmeciliği ABD., Yayınlanmamış Doktora Tezi, 1999, İzmir.

5- WTO, “Service for Open Global Markets”, http://www.wto.org/english/news_e/news98_e/iso.htm, (Erişim, 09.04.2009)

6- TSE, TS EN ISO 18513:2003 Turizm Hizmetleri- Oteller ve Diğer Konaklama Çeşitleri Terminolo-ji- Standardı, Ankara, Nisan 2004.

59 AĞUSTOS 2011

Page 59: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

YAT

TURİ

ZMİ

Türkiye’de Yat Turizminin GelişimiT.C. Kültür ve Turizm BakanlığıYatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü

60

Page 60: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

61 AĞUSTOS 2011

Gerek ekonomik, gerekse katılan insan sayısı açısından turizmin önemli dallarından biri olan deniz turizmi, ülkemi-zin turizm konusunda en büyük potansiyele sahip oldu-ğu konuların başında gelmektedir. Deniz turizminin özel bir dalı olan yat turizmi, günümüzde dünyada ulaştığı ti-caret hacmi ile önemli bir sektör haline gelmiştir. Yat turiz-mi, ekonomiye kaynak yaratmasının ve istihdamı geliştir-mesinin yanı sıra faaliyet alanlarında birçok sektörün ge-lişmesini sağlayarak bölgesel kalkınmada da önemli bir rol üstlenmiştir.

Önceleri belli bir kesimin denizde spor, eğlenme, dinlen-me aracı olarak ortaya çıkan yatçılık, 1960’lı yıllardan iti-baren kitleler arasında yaygınlaşmış ve uluslararası bir ni-telik kazanmıştır. İnsanların kendilerini daha özgür hisset-melerini sağlayan ve doğaya yakınlık, spor zevkinin tat-mini, şehirlerin gürültü ve kalabalığından kaçma istekleri-ne cevap veren yat turizmi, nispeten pahalı bir uğraş ol-masına karşına refah düzeyindeki artış ile birlikte turizmin önemli bir kolu olarak sektördeki yerini almıştır.

Türkiye’de yat turizminin gelişimi diğer ülkelere göre geç başlamıştır. Bu durum, Türkiye’de yat turizmine yönelik alt ve üst yapı yatırımlarının eksikliğinden, yat turizmi ile ilgi-li mevzuat ve yönetmeliklerin geç çıkmasından kaynak-lanmaktadır.

Turizmi Teşvik Kanunu’ndan Önceki DurumTürkiye’de yat turizmi, 1960’lı yıllarda Yunanistan’ın Ege kıyılarını kapsayan yat turları düzenlemesiyle yeni bir tu-rizm çeşidi olarak gündeme gelmiştir. Yunanistan’dan gelen ilk turist taşıyan tekneler 1965 yılında görülmüş, Türkiye’ye gelen ilk tekneler günübirlik gezilerinde Çeş-me, Datça, Marmaris, Bodrum ve Ege’deki diğer yerle-şim merkezlerine uğramışlar, daha sonra Yunanlı tur ope-ratörleri paket tur programlarına Türkiye’yi de almışlardır.

Ülkemizde 1967 yılında “Bakanlıklar Arası Yat Limanlarını Planlama Tetkik Komisyonu” kurularak yat limanları konu-sunda çalışmalar yapılmıştır. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Pla-nı (1968-1972) döneminde bir yat limanları zinciri kurul-ması öngörülmüş ve bu tesislerin en verimli şekilde işletil-mesinin de Ulaştırma Bakanlığı tarafından gerçekleştirile-ceği düşünülmüştür.

1970’li yılların sonunda Turizm Bakanlığı bünyesinde yat turizmi gündeme alınarak, çeşitli yat limanı yerleri tespit edilmiş, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından gelişme plan-ları hazırlanmıştır. 1976 yılında Bodrum, 1977’de Kuşada-sı Yat Limanları işletmeye alınmış, Çeşme Yat Limanı da aynı yıllarda hizmete açılmıştır.

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında (1973-1977), yat li-manlarının ve yat yanaşma yerlerinin işletilmesinin Turizm ve Tanıtma Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı iş birliği ile dü-zenlenmesi öngörülmüştür.

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1978-1983) Turizm Teşvik Çerçeve Kararı’nda kruvaziyer turizm, yat turizmi ve yat limanı işletmeciliğinin geliştirilmesi esas alınmıştır.

Page 61: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

62

1981 yılı icra planında, yat turizminin gelişmesini sağ-layacak bir kanun tasarısının hazırlanması kabul edil-miştir.

Turizmi Teşvik Kanunu’ndan Sonraki DurumDeniz turizmi alanındaki düzenlemeler ilk defa 1982 yı-lında 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile yapılmıştır. Yat limanı yatırım ve işletmeciliği, yat yatırım ve işletmeciliğine ilişkin düzenlemeler ise bu Kanuna bağlı olarak 1983 yılında yayımlanan Yat Turiz-mi Yönetmeliği ile yapılmıştır. Bu Yönetmelik başlangıç-ta ülkemizde deniz turizminin gelişmesinde önemli kat-kılar sağlamıştır.

Ancak, zaman içinde değişen ve gelişen koşulla-ra bağlı olarak Yat Turizmi Yönetmeliği ihtiyaca cevap veremez duruma gelmiş ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun Yat Turizmi ile ilgili Dördüncü Bölümünde yer alan hükümler; yat yatırım ve işletmeleri ile yat lima-nı yatırım ve işletmelerinin yanı sıra, günübirlik gezi tek-neleri, dalabilir deniz turizm araçları, yüzer deniz turiz-mi araçları, turizm amaçlı su altı ve su üstü faaliyetle-ri ve tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de son yıl-larda yükselme trendi gösteren kruvaziyer gemi işlet-meciliği ve kruvaziyer gemi limanlarını da kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Bu kapsamda hazırla-nan Deniz Turizmi Yönetmeliği ise 24.07.2009 tarih ve 27298 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yapılan düzenleme ile; yat ve yat limanı işletmeciliğinin yanı sıra kruvaziyer gemi ve kruvaziyer gemi limanı ya-tırım ve işletmeciliği, günübirlik gezi tekneleri ile belge-siz yatların disipline edilmesi yönünde alınacak tedbir-ler, deniz turizmine çeşitlilik kazandıracak sportif ve eğ-lence amaçlı olarak yapılacak su altı ve su üstü faali-yetlerine ilişkin esaslar belirlenerek, sektörün uluslara-rası rekabet gücünün artırılması ve deniz turizmi hizmet ticaretinde verilen hizmetlerin belirli kalite ve standarda olması sağlanmıştır.

AKDENİZ ÇANAĞINDAKİ DURUM ve TÜRKİYE’DE YAT TURİZMİYat turizmi dünyada yeni bir turizm çeşidi olarak, sınır-lı bir kesime hitap ettiği için uzun bir süre beklenen ta-

lebi yaratamamıştır. Ancak charter olayına olan ilginin artması ve bu olayın gelişmesi, yat turizmine olan tale-bi artırmıştır. İtalya İspanya ve Yunanistan charter ola-yı ile yat turizmini geliştiren ilk ülkeler olmuştur. Uzun yıllar Avrupa charter piyasasında müşteri olarak iştirak eden Amerikalı chartercılar, Karayip Adaları’nı keşfet-tikten sonra Akdeniz’de 4 ay ile sınırlı yat turizmini al-ternatif olarak kış aylarında Karayip Adaları’na taşımış-lardır. Yat turizmi dünyada popüler olarak Akdeniz Ça-nağı ve Karayip Adaları’nda gelişimini sürdürmektedir.

Akdeniz Çanağı; Dünyada deniz turizminin odaklandığı bölgelerdendir. Korunaklı doğal koylar, ılımlı rüzgârlar, limanlar arasındaki uzaklıkların azlığı, yaz sezonunun uzunluğu, Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin çokluğu, deniz turizminin Akdeniz Çanağında yoğunlaşmasında baş-lıca etkenlerdir. Akdeniz Çanağında deniz turizmi Batı Akdeniz’den başlayarak doğuya doğru devam eden bir gelişme içerisindedir. Batı Akdeniz’deki limanların yoğunluğu ve deniz kirliliğinin ciddi boyutlara ulaşması, deniz turizmini Doğu Akdeniz’e kaydırmaktadır. Coğ-rafi konumu, iklimi, yat güzergâhları, tarihsel ve kültü-rel değerleri bakımından bütünüyle zengin bir potansi-yel oluşturan kıyılarının çokluğu nedeniyle Türkiye Doğu Akdeniz ülkeleri içerisinde en şanslı ülkelerden biridir. Ancak ülkemiz sahip olduğu büyük potansiyele rağ-men deniz turizmi ve yat bağlama kapasitesi bakımın-dan Akdeniz Çanağında yer alan İtalya, İspanya, Fran-sa gibi ülkelerin gerisinde kalmaktadır.

Yat turizminde gelişmiş ülkelerden Fransa, İspanya, İtalya ve Yunanistan Akdeniz’in bir iç deniz olarak yat-çılığa elverişli tabiatından yararlanmaktadır. Bu ülkelerin Akdeniz çanağını yatçılara tanıtmış bulunması, coğra-fi yakınlığımız nedeniyle ülkemiz açısından avantaj sa-lamaktadır.

Turist sayısı itibarıyla turizmin dünya liginde ilk on içi-ne giren Türkiye, TÜRSAB’ın 2007 yılı verilerine göre, en çok para kazandıran turizm türlerinden biri olan yat turizminde potansiyelinin % 10’unu bile değerlen-dirememektedir. Türkiye’nin yat bağlama kapasitesi 13.500’ü marinalarda olmak üzere 16 bin civarınday-ken, bu rakam Fransa’da 227 bin, İspanya’da 107 bin ve İtalya’da 128 bin düzeyindedir. Türkiye’nin yat bağ-lama kapasitesi ise Akdeniz çanağındaki toplam kapa-sitenin sadece % 4.1’ini oluşturmaktadır.

Page 62: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

63 AĞUSTOS 2011

Akdeniz Bölgesi’nde yat turizmindeki hızlı talep artışı-na bağlı olarak özellikle Akdeniz’in kuzeybatı sahille-rinde yat limanı yatırımları çoğalmıştır. Akdeniz çana-ğında bulunan yüksek sayıdaki yatlara karşı, bu yat-ların yanaşıp barınabileceği tekne bağlama kapasite-si TÜRSAB’ın raporunda Fransa için 227 bin, İspanya için 107 bin, İtalya için 128 bin, Hırvatistan için 13 bin ve Yunanistan için de 7 bin olarak verilmektedir. Bu ra-kamlara göre, Akdeniz çanağındaki yat bağlama yeri kapasitesi yaklaşık 227 bin, İspanya için 107 bin, İtalya için 128 bin, Hırvatistan için 13 bin ve Yunanistan için de 7 bin olarak verilmektedir. Bu rakamlara göre, Ak-deniz çanağındaki yat bağlama yeri kapasitesi yakla-şık 500 bin civarındadır. Akdeniz Bölgesi’ne karşı bü-yüyen iştah da göz önüne alınırsa, önümüzdeki 10 yıl sonunda Akdeniz çanağında dolaşan tekne sayısının 800 bin civarında olacağı söylenebilir. Buna göre bu-gün için, Akdeniz Bölgesi için marinaların yat bağlama kapasite eksikliği % 80 marina doluluk oranına göre 240 bin civarındadır. Akdeniz çanağındaki yat bağlama yeri ve marina eksikliği ve marinalara karşı talep fazlalı-ğı nedeniyle, bölgedeki pek çok ülke mevcut marinala-rını genişletme/rehabilite etmenin yanı sıra yeni marina yatırımlarına da girişmektedir. Yat bağlama kapasitesi bakımından Türkiye’nin Akdeniz çanağındaki payı yüz-de 4.1 ve dünya çapında da yüzde 0.5 civarındayken, turizmde rakibimiz olan ülkeler büyük projelerle mari-na kapasitelerini ve paylarını artırma çabası içinde bu-lunmaktadır. İtalya 2014’e kadar 200.000 yat bağla-ma kapasiteli 60 adet marina yatırımını, Hırvatistan ise 10 yıl içinde bağlama kapasitesini 31 bine yükseltecek marina yatırımlarını hedeflemiştir.

Marinalarımızın Diğer Ülkelerle Karşılaştırılması

Ülke Adı Kıyı Uzunluğu Marina Sayısı Kapasite

İtalya 6500 Km 380 128.042

İspanya 4964 Km 159 61.641

Hırvatistan 5835 Km 56 15.464

Türkiye 8484 Km 41 13.512

Bakanlığımızdan belgeli 24’ü işletme belgeli, 18’i ya-tırım belgeli toplam 42 yat limanı ve çekek yeri bulun-makta olup, yat bağlama kapasitesi 1400 civarındadır.

Bakanlığımızdan belgeli 22’si yabancı olmak üze-re toplam 114 yat işletmesinin, bünyesinde 1438 yat ve Bakanlığımızdan işletme belgeli toplam 11913 yatak bulunmaktadır.

Yat Limanları ve Çekek Yerlerinin Yetersizliği, Alt-yapı ve Üstyapı EksiklikleriFaaliyet alanı açısından denizcilik sektörünün, verdiği hizmet türü açısından ulaştırma ve turizm sektörlerinin arasında yer alan yatçılık faaliyetlerini, bu sektörlerin dı-şında tek başına değerlendirebilmek oldukça zordur.

Yat limanları, yat turizminin olmazsa olmaz koşuludur. Ülkemizin sürekli büyüyen yat turizmi sektöründeki pa-yını artırması yeni yat limanlarının hizmete sunulması ile mümkün olacaktır. Türkiye 8484 kilometrelik uzun sa-hil şeridiyle yat turizmi açısından elverişli bir ortama sa-hip olmasına karşın, yat bağlama kapasitesini hala is-tenilen düzeye çıkartamamıştır. Bunun sebepleri ara-sında liman maliyetlerinin oldukça yüksek olması bu-lunmaktadır. Günümüzde yat limanları gelirlerinin bü-yük bölümünü karadaki faaliyetlerden kazanmaktadır. Bu nedenle yatçının yat limanında kaldığı süre içerisin-de güzel zaman geçirmesi için yeterli sosyal tesisin yat limanında bulunması gerekmektedir. Yat turizmini ge-liştirmenin ilk koşulu, hizmet verilecek yeterli sayıda te-sisin bulunması ve mevcut tesislerin altyapı ve üstyapı eksikliklerinin giderilerek sunulan hizmet kalitesinin ar-tırılmasıdır.

Deniz Turizminin Geliştirilmesine Yönelik Başlıca HedeflerimizMarina yatırımlarında yaşanan yoğun bürokratik işlem-lerin azaltılması,

Marina arz kapasitesinin artırılması,

Karadeniz’de yat turizmi ve kruvaziyer turizmin gelişti-rilmesi için gerekli altyapı eksikliklerinin giderilmesi,

Kruvaziyer turizm açısından önemli bir bölgede bulu-nan ülkemizin kruvaziyer turizmin altyapısını teşkil eden limanların mevcutlarındaki altyapı eksikliklerinin tespit edilerek giderilmesi,

Belgesi yat ve yat limanlarında gerekli modernizasyo-nun sağlanması.

Page 63: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Prof. Dr. Tuncay NEYİŞÇİAkdeniz Üniversitesi

Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu

Turizmde Öncelik Doğaya mı Yoksa Kültüre mi Verilmeli ?Bir ülke sınırları içinde üç kıta

Bir yanda son birkaç yıldır yinelenen gelen yabancı turist sayısı re-korları, diğer yanda kaçak içki nedeniyle yaşamını yitiren turist-ler. Tüm diğer olası yorumları bir yana, birbiriyle çelişir gibi görü-nen ama aslında biri diğerinin nedeni olan bu olgu, ülke turizmi-nin derinlemesine sorgulanmasını gerekli kılar. Abartısız dünyanın turizm açısından en uygun, en farklı, en zengin coğrafya parçası olan Anadolu için bu gereklilik zorunluluğa dönüşür.

Evet, Anadolu her anlamda ve türdeki turizm bakımından dünya-nın en özgün coğrafya parçalarından biridir, çünkü;

Ne kuzey ne de güney yarıkürede üç kıtanın birleşme noktasında konumlanmış bir başka coğrafya parçası yoktur. Üstelik bu kıtalar insan yerleşimlerinin en yoğun olduğu ve insana ilişkin en eski izleri barındıran kıtalardır. Bunun ötesinde Anadolu dünyamızın doğu-batı yönlü tek yarımadasıdır ve üç kıtayı birbirine bağlayan bir köp-rü işlevi görmektedir. Bu nedenle Anadolu biraz Asyalı, biraz Avru-palı ve biraz da Afrikalıdır. Bir ülke sınırları içinde üç kıta.

Üç kıtadan oluşan kara parçası hem doğu-batı ve hem de kuzey-güney yönlerinde yaklaşık 12 bin km uzunluğundaki kesintisiz ka-rasal akslara sahiptir ve Anadolu tam da bu iki aksın kesişme nok-tası üzerinde bulunur. Bu merkezi konum insan öncesi ve sonra-

TURİ

ZM

64

Page 64: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

sında yaşanan göçlerin büyük bir bölümünü Anado-lu üzerinden gerçekleşmesine neden olmuştur. Bilindi-ği gibi bitkiler ve hayvanlar buzul ve buzul arası dö-nemlerde kuzey-güney ekseninde göç edebilirler ve is-ter istemez (Akdeniz ve Karadeniz gibi doğal engeller nedeniyle) Anadolu üzerinden geçmek zorunda kalır-lar. Artvin-Çoruh vadisindeki Fıstıkçamları ve maki tür-leri buzul arası kuzey-güney aksı üzerindeki kuzey yön-lü göçlerin, Hatay-Amanos Dağlarındaki kayın orman-ları buzul dönemlerinin aynı aks üzerindeki güney yönlü göçlerinden armağandır. Anadolu bitki ve hayvan türle-ri bakımından Avrupa kıtasıyla kıyaslanabilen zenginli-ğini bu özgün konumuna borçludur.

Taş Devrinden 21. yüzyıla hep tercih edilen coğrafya

Bilim, insan evriminin Afrika kıtasında başladığını söyle-mektedir. İnsanın önce Asya ve Avrupa daha sonra da diğer coğrafyalara olan doğu-batı, kuzey-güney yönlü göçleri Anadolu üzerinden gerçekleşmiştir. Atalarımızın 500 bin yıl öncesine tarihlenen izlerinin Toros dağları-nın güneye bakan yamaçlarında bulunan Karain Ma-ğarasında gün ışığına çıkarılmış olması bu savı destek-ler. İlginç olan aynı dağların hem öbür yüzünde, kuze-ye bakan eteklerinde 9 bin 500 yıllık bir geçmişten ge-len ve 5 bin kişinin birlikte yaşadığı bilinen en eski insan yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük’ün bulunması-dır. Çatalhöyük zamanının İstanbul’u ya da New York’u olarak kabul edilebilecek büyüklükte bir yerleşim ye-ridir. Son yıllarda ünlenen 13 bin yılı aşan geçmişiyle

Göbekli Tepe daha eski ancak daha küçük bir yerle-şimdir ve tarihin başladığı Mezopotamya’nın yukarı ve Anadolu’nun güneydoğu kısmında bulunur.

Kuzey-güney aksı hemen her kilometrede hissedilebi-lir iklim değişikliklerinin ortaya çıktığı sorunlu ve zorun-lu durumlarda kullanılan bir akstır. Oysa doğu-batı aksı 12 bin km boyunca, bazı yüksek geçişler hariç, benzer koşulların egemen olduğu işlek bir hattır. İpek Yolu bu-nun en çok bilinen örneği olarak gösterilebilir. Bu işlek hat, kültür dahil, mal ve hizmetleri her iki yönde taşıdı-ğı gibi bitki ve hayvan göçüne de katkıda bulunmuş-tur. Anadolu’nun bir antik yerleşimler coğrafyası olma-sı kaynağını bu konumdan almaktadır ve genelde Ana-dolu özelde Akdeniz kıyıları hep çok yoğun yerleşimle-re, farklı kültürlere sahne olmuştur.

İki kültür, iki yaşam biçimi, bir ülke

Doğuda doğal bir sınır olan Cebelitarık Boğazı’ndan başlayarak yine her biri ayrı ayrı doğal sınır olan İstan-bul ve Çanakkale Bozaları arasında kalan ve tüm ku-zey Akdeniz ve Avrupa ülkelerini içine alan coğrafya tek bir kültür (Hıristiyan) bloğunu ve yaşam biçimini (batı) kapsar. İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Cebelita-rık boğazı arasında kalan doğu ve güney Akdeniz kı-yılarını çevreleyen coğrafya da hemen hemen tek bir kültür bloğunu (İslam) ve yaşam biçimini (doğu) tem-sil eder. Her ikisinin kesişme ya da buluşma noktası Anadolu’dur ve Anadolu’ya çok özel bir anlam yükler.

olarak kabul edilebilecek büyüklükte bir yerleşim ye-ridir. Son yıllarda ünlenen 13 bin yılı aşan geçmişiyle

sil eder. Her ikisinin kesişme ya da buluşma noktası Anadolu’dur ve Anadolu’ya çok özel bir anlam yükler.

65 AĞUSTOS 2011

Page 65: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

6666

Yukarıda değinildiği gibi Anadolu özellikle doğu-batı ekseni üzerinde bir köprü işlevi görmektedir ve bu ne-denle üç kıta üzerinde dört yöne hareket insanları he-men hemen tümü Anadolu’dan geçmek zorundadır. Zorundadır çünkü kuzey fazla soğuk ve ıslak güney ise fazla sıcak ve kuraktır. Anadolu bitkiler ve hayvanlar için olduğu kadar insanlar için de en uygun iklim koşullarına ve ekolojik değerlere sahip bir coğrafya parçasıdır. Her geçen Anadolu’ya bir şeyler vermiş ve Anadolu’dan bir şeyler almıştır. Anadolu topraklarını yurt tutanlar ise kısa sürede ergiyip Anadolululaşmışlardır. Anadolu’ya, kendi dışındaki coğrafyalarla kıyaslanamayacak zen-ginlik ve çeşitlilikteki kültürel mirasla, bir açık hava mü-zesi karakteri veren bu yapısal konumdur.

Günümüz turizm talebi açısından bakıldığında, turizme aktif olarak katılan batı yaşam biçimi ve Hıristiyan kültü-rüne ait turistler, farklı olan doğu yaşam biçimi ve fark-lı kültürleri (İslam, Budizm, etc) merak etmekte, onlar-la temasa geçmek istemektedirler. Bu bağlamda Ana-dolu batılı ülkelerinin en kolaylıkla ulaşabileceği ve ken-di standard ve alışkanlıklarına en uygun destinasyo-nu oluşturmaktadır. Farkına varamamış olsak da kırılan gelen turist sayıları rekorlarının arka planında bu fark-lılıkları büyük katkısı vardır. İstatistikler yakın gelecek-te farklı bir yaşam biçimi ve kültüre sahip Çin ve Hin-distan gibi ülkelerin milyonlarca vatandaşının farklı bul-dukları ve merak ettikleri batı ülkelerini turist olarak is-tila edeceklerini gösteriyor. Bu bağlamda da Anado-lu doğudan gelecek turistlerin en kolay ulaşabilecekle-

ri ve kendi standard ve alışkanlıklarına en uygun bula-cakları destinasyon olacaktır.

Kısaca değindiğimiz bu özellikler Anadolu’yu geçmişin olduğu gibi geleceğin de, rakipsiz turizm ülkesi yap-mak için fazlasıyla yeterlidir. Çünkü, bir başka coğraf-yanın bu değerlere sahip olması olası değildir. Bunlar ağırlıklı olarak kültürel değerlerdir. Bu nedenle de Türk turizmi doğal değerlerden çok kültürel değerlerini ön plana çıkaran bir turizm stratejisi geliştirmek durumun-dadır. Doğal değerlere gelince, güneşten dağlara, de-nizden kanyonlara, bitki ve hayvan zenginliğinden, uy-gun iklim koşullarına sahip olduğumuz değerlerin he-men tümü, başta rakiplerimiz olmak üzere, pek çok ül-kenin de benzerlerine sahip oldukları hatta turizm pi-yasasına sundukları değerlerdir. Bu rakiplerimizle ya-rışma olanaklarımızı ve piyasa hakimiyetimizi sınırlayan bir olgudur. Bu kesinlikle doğal değerlerimizin önem-siz olduğu anlamına gelmez. Ancak doğal değerlerimi-zi bile rakipsiz olduğumuz farklı ve özgün kültürel de-ğerlerimizle destekleyip, zenginleştirerek turizm pazarı-na sunma konusuna vurgu yapar.

Tüm bu özgün kültürel değerleri göz ardı ederek ya da gerekli önemi vermeyerek güneş-deniz-kum gibi he-men her yerde kolaylıkla bulunabilecek doğal ürünler üzerine odaklanmış olmak Türk turizm sektörünün en büyük zaafı olmuştur. Dünyada turizmin adının geçme-diği yıllarda birer marka olan Türk Kahvesi ve Türk Ha-mamı gibi turistik değeri yüksek ürünleri unutturup ne-caffe ve spa’ya bağlanmak yeteri kadar açıklayıcı olmalı.

66

Page 66: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

67 AĞUSTOS 2011

1980’lerden sonra ağırlıklı olarak gündeme gelen ve içerisinde modern kalite anlayışını da barındıran toplam kalite yönetimi ile ilgili olarak çeşitli tanımlardan bah-setmek mümkündür. Hellsten ve Klefsjö (2000) top-lam kalite yönetimini, içerisinde değerler, yöntemler ve araçların bulunduğu sürekli iyileştirme sistemi olarak ifade etmişlerdir. Toplam kalite işletmede herkesin pay-laştığı ortak bir örgüt kültürüne dayanmaktadır1. Top-lam kalite yönetimi işletmelerin üst yönetimleri açısın-dan geleneksel yönetim anlayışından modern yönetim anlayışına geçişi ifade etmektedir2. Geleneksel anlayış-tan modern anlayışa geçiş teorik olarak kolay gibi gö-zükse de, uygulamada yöneticilerin eski düzeni ve an-layışı sürdürmek istedikleri birçok örnekle tecrübe edil-mektedir. Toplam kalite yönetimi, ilkeleri açısından dü-şünüldüğünde işletmelerin mevcut ve gelecekteki (po-tansiyel) müşterilerinin beklentilerini / isteklerini karşıla-yan hatta aşan, sürekli iyileştirme amacını güden, işlet-medeki tüm personelin hatta işletme ortaklarının des-teğine ihtiyaç duyan bir yönetim anlayışı olarak düşü-nülebilir.

Konu turizm sektörü açısından incelenecek olursa, tu-ristik işletmelerin dış çevrelerinde yaşanan değişimlere karşılık kendi faaliyetlerini gözden geçirdikleri, özellik-le gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan ve kendilerini de et-kileyen yeni yönetim yaklaşımlarına ilgi duydukları gö-rülmektedir. Yeni yönetim yaklaşımları arasında yer alan toplam kalite yönetimi hep daha iyiye ulaşma gayre-ti içerisinde yenilikleri takip etme, performans ölçümle-rine ağırlık verme ve müşteri tatminini artırma gibi ça-baları içermektedir. Birbirine benzer ürün ve hizmetle-

rin sunulduğu turizm sektöründe rakip işletmelere göre üstünlük kazandırabilecek bir yaklaşım olarak görülen toplam kalite yönetimi işletme yöneticilerini yeni yöne-tim anlayışlarını ve uygulamalarını yakından takip et-mek zorunda bırakmıştır. Turizm sektöründeki geliş-melere göre son yıllarda sektörün küreselleşme sonra-sında çokuluslu rekabet anlayışına sahne olduğu, eski-ye oranla çok daha bilinçli ve tüketim konusunda bilgi-ye ulaşmada fazla zorluk çekmeyen bir müşteri profiliy-le karşı karşıya olduğu görülmektedir3.

Turizm sektöründe söz konusu olan her müşterinin farklı beklentileri ve ihtiyaçları vardır. Farklı beklenti ve ihtiyaçlar ise tecrübe edilen ürün / hizmet kalitesiyle il-gili farklı değerlendirmelerle sonuçlanmaktadır. Dolayı-sıyla turizm işletmeleri bu farklılıkları gözetecek şekil-de davranmalı ve ürün / hizmet kalitesini sağlamada gerekli adımları atmalıdır. Bu noktada müşteriler iç ve dış müşteriler şeklinde belirlenmeli ve onların muhte-mel beklentilerine göre proaktif biçimde önceden ha-zırlıklar yapılmalıdır. Kaynakların verimli kullanılması ve müşteri memnuniyeti hedefleniyorsa toplam kalite yö-netiminin mevcut ilkeleri ve işletmeler tarafından geliş-tirilecek yeni stratejiler uygulamaya konulmalıdır4.İşlet-meler geçmişte yeni müşterileri kendilerine çekmeye ağırlık verirken, şimdilerde müşteri güvenliğini ve müş-teri sürekliliğini sağlamak daha önemli hale gelmiştir5.

Turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeler sunduk-ları ürün / hizmet kalitesini genellikle gözlemler ve müş-teri memnuniyeti araştırmalarıyla ölçmektedir. Gözlem-ler daha çok işletmelerin kendi bünyelerinde istihdam edilen yöneticilerle yapılmakta, çok az sayıda işletme-

Prof. Dr. Akın AKSUAkdeniz Üniversitesi,

Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu Müdürü

TURİ

ZM E

ĞİT

İMİ

Turizm Eğitiminde Kalitenin Önemi"Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulunun Kalite Yolculuğu"

Page 67: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

68

de gözlem için dış kaynaklara başvurulmaktadır6. Mev-cut tablo içerisinde her işletme kendi iş görme felsefe-sine göre kaliteyle ilgili adımlar atmakta ve müşterilere yaklaşım göstermektedir7.

2011 yılı Nisan ayı itibariyle eğitimde 25.yılını kutla-yan Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otel-cilik Yüksekokulu bünyesinde bulunan lisans, yüksek lisans ve doktora programlarıyla hem turizm sektörü-nün ihtiyaç duyduğu yönetici adaylarını yetiştirmek-te hem de ülkemizde veya yurt dışında turizm alanın-da çalışma yapabilecek akademisyen ihtiyacını karşıla-maktadır. Yüksekokul 2011 yılı itibariyle Türk Standard-ları Enstitüsü Antalya Personel ve Sistem Belgelendir-me Müdürlüğümüz’den TS EN ISO 9001:2008 Kali-te Yönetim Sistemi belgesini almaya hak kazandıktan sonra yeni hedef olarak Dünya Turizm Örgütü Tedqu-al (Turizm Eğitiminde Kalite) Belgesine başvurma-yı belirlemiştir. Tedqual belgesinin alınması halinde Yüksekokulun sahip olduğu özellikle lisans düzeyindeki Konaklama İşletmeciliği, Seyahat İşletmeciliği ve Yiye-cek ve İçecek İşletmeciliği programlarına ilgi çok daha

fazla artacaktır. Ayrıca Erasmus kapsamında Yükseko-kulda tüm derslerini İngilizce olarak alan Avrupa ülkele-rinden gelen yabancı öğrencilerin sayısının (her yıl dö-nem başına ortalama 15-20 arası yabancı öğrenci yük-sekokulu seçmektedir) en az ikiye katlanması beklen-mektedir. Yüksekokul turizm alanında yüksek lisans ve doktora programları kapsamında her geçen yıl artan il-giden, bu programlarda eğitim alanların yayımladıkla-rı uluslararası ve ulusal yayınlardan memnun olmakla birlikte gelecek aylarda özellikle yurt dışından kendisini kanıtlamış bir partner eğitim kurumuyla turizm alanın-da İngilizce ortak yüksek lisans programı açmak arzu-sundadır. Lisans programlarından Konaklama İşletme-ciliği ve Seyahat İşletmeciliği programları yıllar itibariyle başarısını kanıtlamış ve her yıl üniversite sınav sonuç-ları itibariyle ülkemizde en çok tercih edilen programlar arasında hak ettikleri yeri almış durumdadır. Yeni açılan yine 4 yıl süreli Yiyecek ve İçecek İşletmeciliği progra-mında halen 44 öğrenci öğrenimlerine devam etmek-tedir. Daha şimdiden çok fazla talep gören bu prog-ramla geleceğin aşçı, yiyecek ve içecek müdürleri ve catering firmalarında yetkili konuma gelecek yöneti-

Page 68: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

69 AĞUSTOS 2011

ci adayları yetiştirilmeye başlanmıştır. Yiyecek ve içe-cek programında başarıya ulaşmak, teori ve pratiği bir araya getirmek anlamında Yüksekokul binası içerisinde 180 metrekarelik bir uygulama mutfağı, 1 kapalı resto-ran ve her türlü yiyecek, içecek ve konaklama hizmet-lerinin uygulamalı olarak gösterilebildiği alanlar bulun-maktadır. Bunların dışında Yüksekokulun üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar arasında Dünya Turizm Örgütü (Resmi Yayınlar Kütüphanesi Üyeliği) Amforht (Dünya Turizm Eğitimi Birliği), Atlas (Turizm ve Eğlence Eğiti-mi Birliği), Eurhodip (Avrupa Otelcilik Okulları Birliği), In-ternational CHRIE (Avrupa Otel, Restoran ve Kurum-sal Eğitim Konseyi) ve yiyecek alanında iş birliği yap-mak üzere Shoot the Chef (Mutfak Sanatları Platfor-mu) üyeliği mevcuttur. Shoot the Chef, mutfak sanatla-rı alanında faaliyet gösteren okullara hizmet veren eği-tim videolarının paylaşıldığı bir platformdur. Yurt dışın-dan birçok turizm okulu bu organizasyon içerisinde yer almaktadır. Mutfak sanatları ile ilgili herhangi bir konu-da bilgi almak isteyenler dijital kütüphaneye bağlana-bilir, öğretim elemanları ve öğrenciler aralarında etkile-şime geçerek birbirlerinden öğrenebilirler. Online ola-rak hizmet veren Shoot the Chef, eğitim videolarının yanı sıra yemek reçetelerini de sunmaktadır. Üyeler yi-yecek üretim safhalarıyla ilgili görsel ve işitsel çalışma-larını sisteme yükleyebilmekte ve uluslararası platform-da diğer katılımcılarla tecrübelerini paylaşabilmektedir-ler. 2010-2011 eğitim ve öğretim döneminde Yiyecek ve İçecek İşletmeciliği programı kapsamında Yükseko-kulumuz katıldığı yarışmalarda; Şefler Birliğinin, Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım A.Ş. bağlı Antalya Fuar Mer-kezinde (Anfaş Expo Center) düzenlediği Uluslararası 3. Altın Kep Aşçılar Yarışmasında 1 birincilik ve 1 üçün-cülük, TÜYAP Beylikdüzünde organize edilen 9.Ulus-lararası İstanbul Gastronomi Festivalinde 1 üçüncülük ve Uzakdoğu Mutfağında 1 dördüncülük almış, Mart ayında Antalya Cam Piramitte düzenlenen Chef Club’ın Chef Star yarışmasında “En İyi Üniversite” kategorisin-de 11 üniversite içerisinden ise birinci olmuştur. Elde edilen bu başarıları daha da artırmak anlamında gele-cek yıl Yüksekokul öğrencileri içerisinden yeni ekiple-rin oluşturulması ve öğrencilerin yurt dışındaki yarışma-lara da gönderilmesi planlanmaktadır. Yine yeni hedef-ler arasında yiyecek alanında olduğu gibi içecek alanın-da da başarılı olunabilecek organizasyonlara imza at-mak gelmektedir. Örneğin 1 yıl içerisinde hem yiyecek (yemek, pasta, dekorasyon gibi) hem de içecek ala-nında ulusal ve uluslararası yarışmalara öncelikle ka-tılmak, zamanla da bu yarışmalara Yüksekokul bün-yesinde ev sahipliği yapmak, ayrıca yiyecek ve içecek alanında ulusal ve uluslararası toplantılar ve şovlar dü-zenleyerek ilgiyi bu alanlara çekmek arzu edilmekte-

dir. İçecek alanında hem öğrencilerin motivasyonunun artırmak hem de kamuoyunun ilgisini çekebilmek an-lamında 2010 yılının Aralık ayında Akdeniz Üniversite-si Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulunun gu-ruru ve mezunu, “Dünyanın En  İyi 2. Restoranı” The Fat Duck Restoran’ın (Londra) (3 Michelin Yıldızlı) Head Sommelier’i Sayın İsa Bal “Şarap Dünyasına Genel Ba-kış ve Somelier Mesleğinin Gastronomi ve Şarap Dün-yasındaki Yeri” üzerine söyleşi için öğrenciler ve aka-demisyenlerle bir araya gelmiştir. 2012 Yılı itibariyle Antalya’da 13.Ulusal Turizm Kongresine, III. Turizmde İnsan Kaynakları Sempozyumuna (İNKAY Derneği ile birlikte), II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kong-resine (Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi ile birlik-te) ve Uluslararası Turizm Haftasına (ITW) olmak üze-re toplam 3 ulusal ve 1 uluslararası toplantıya evsahip-liği yapacak olan Yüksekokul organize edilen tüm bu faaliyetlerle iç ve dış müşterilerinin beklentilerinin karşı-lanması, hatta aşılmasını planlamakta, paydaşlarından gelen geri bildirimlerle gerek eğitim ve öğretim, gerek-se araştırma ve bilgi paylaşımı anlamında sürekli iyileş-tirmeler yapmaktadır.

Kaynakça1Maria Fredriksson, “A Cooperation Model for the Third Sec-tor Based on Total Quality Management”, Total Quality Management 16 (6) (2005): 695.

2J.A.P.Hoogervorst and et al., “Perspectives Total Quality Management The Need for an Employee-centred, Coherent Approach”, The TQM Magazine 17 (1) (2005): 93.

3Glenn Withiam, “Construction Services: TQM from the supplier’s Viewpoint”, Cornell Hotel and Restaurant Ad-ministration Quarterly 34 (4) (1993): 24.

4Martin A.O’Neil and Margaret A.Black, “Current Quality Is-sues in the Northern Ireland Tourism Sector”, The TQM Ma-gazine 8 (1) (1996): 16.

5Manfred Bruhn and Michael A.Grund, “Theory, Develop-ment and Implementation of National Customer Satisfaction Indices: The Swiss Index of Customer Satisfaction (SWICS)”, Total Quality Management 11 (7) (2000): 1017.

6Sheryl E.Kimes, “How Product Quality Drives Profitability The Experience At Holiday Inn”, Cornell Hotel and Resta-urant Administration Quarterly 42 (3) (2001): 26.

7Domingo Ribeiro Soriano, “Total Quality Management App-lying the European Model to Spain’s Urban Hotels”, Cornell Hotel and Restaurant Administration Quarterly 40 (1) (1999): 54,55

Page 69: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Havalimanı Terminal Yatırım ve İşletmeciliği; yüksek teknoloji ile ulusal ve uluslararası standardlarda hiz-met sunulmasını gerektirmektedir. Günümüzde termi-nal hizmetlerinin etkin yürütülebilmesi için uluslararası kuruluşların belirlediği kuralların yanı sıra, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün (DHMİ) yürürlükte olan ulusal mevzuatları çerçevesinde Entegre Yönetim Sis-temleri uygulamalarına ihtiyaç duyulmaktadır.

Havacılık sektöründe zaman daima en kısıtlı kaynak olup, etkin koordinasyonla doğru yönetilmelidir. Bu-nunla birlikte havacılık sektörü teknolojik gelişmelerin en hızla yaşandığı iş kollarından birisidir. Bu nedenle geliş-meler karşısında interaktif yaklaşım benimsenmelidir.

Havacılık Sektörü oldukça dinamik bir yapı arz etmek-te olup; hizmet sunduğu müşteri profili geniş bir yelpa-zeye yayılmıştır. Müşteri profilinin çeşitli ve farklı olma-sı nedeniyle beklentilerin karşılanması için ilgili süreçle-rin etkileşimlerinin doğru dizayn edilip, etkin yönetilme-si gereklidir.

Her sektörde olduğu gibi Havacılık faaliyetlerinden do-layı da doğal ve sosyal çevre olumsuz olarak etkilene-bilmektedir. Bu nedenle bütün olumsuzlukları ortadan

kaldırmak ya da minimize etmek için yatırımlar yapılmalı ve sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.

ICF Airports olarak bahse konu bütün gereklilikler, ku-ruluşumuzu yeni yönetim sistemlerini algılama ve uygu-lama ihtiyacına yöneltmiştir. Temel yaklaşımımız insan odaklı, sürekli iyileşen, doğal ve sosyal çevreye duyar-lı yüksek kalite standardlarına sahip hizmet üretmektir.

Kuruluşumuz; 2009 yılı başında Kalite, İş Sağlığı ve Gü-venliği ile Çevre Yönetim Sistemleri çalışmalarına baş-lamış olup 2010 yılı başında da TSE tarafından belge-lendirilmiştir. Aynı yıl alınan bir karar ile ISO 10002 Müş-teri Memnuniyeti ve Şikâyet Yönetim Sistemi çalışma-larına başlanmış ve 2011 yılı Şubat ayında belge alma-ya hak kazanmıştır. Böylece ICF Airports Entegre 4 Yö-netim Sistemi belgelerine sahip ilk Havalimanı Terminal Yatırım ve İşletmeciliği kuruluşu olmuştur.

ICF Airports’ta faaliyetlerimiz etkinlikle uygulanan en-tegre yönetim sistemleri kapsamında; Yönetsel, Ope-rasyonel ve Destek süreçler olmak üzere üç ana bölü-me ayrılmıştır. Bu çerçevede planlama, hedeflerle yö-netim, müşterilerimizi etkileyen alanlarda operasyo-nel performans ölçümü, müşterilerimizin beklenti ve memnuniyet ölçümlerinin sistematik olarak yapılma-

ENTE

GRE

NET

İM S

İSTE

MLE

ICF Airports’ta Entegre Yönetim SistemleriHavalimanı Terminal Yatırım ve İşletmeciliği; yüksek teknoloji ile ulusal ve uluslararası standardlarda hiz-met sunulmasını gerektirmektedir. Günümüzde termi-nal hizmetlerinin etkin yürütülebilmesi için uluslararası kuruluşların belirlediği kuralların yanı sıra, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün (DHMİ) yürürlükte olan

kaldırmak ya da minimize etmek için yatırımlar yapılmalı ve sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.

ICF Airports olarak bahse konu bütün gereklilikler, ku-ruluşumuzu yeni yönetim sistemlerini algılama ve uygu-lama ihtiyacına yöneltmiştir. Temel yaklaşımımız insan odaklı, sürekli iyileşen, doğal ve sosyal çevreye duyar-

ICF Airports’ta Entegre Yönetim Sistemleri

Musa GÜNGÖRENKalite Müdürü

FRAPORT İÇ İÇTAŞAntalya Havalimanı Terminal

Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş.

70

Page 70: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

sı ve tespit edilen alanlarda sürekli iyileştirmelerin ya-pılmasını içermektedir. Sonuçlarının müşteriler tarafın-dan doğrudan gözlemlenemediği, ancak sunulan hiz-metin bütünlüğü ve devamlılığı açısından büyük önem taşıyan; ölçü ve tartı aletlerinin doğrulama ve kalibras-yonları, su, toprak, atık yakıt vb. laboratuvar analizleri, hava kalitesinin korunması için emisyon ölçümleri, bil-gi teknoloji sistemlerinin ve teknik sistemlerin periyodik bakımları, güvenlik amaçlı kullanılan X-Ray cihazlarının radyasyon testleri, personelin periyodik sağlık kontrol-leri yapılan çalışmalardan bazılarıdır.

Kuruluşumuz faaliyetleri sonucunda oluşabilecek çe-şitli zararlı gazların ozon tabakasına vereceği zararları engellemek amacıyla; Avrupa Havaalanları Birliği (ACI Europe) tarafından başlatılan Havaalanı Karbon Akre-ditasyonu (Airport Carbon Accreditation) çalışma-larını tamamlayarak 2010 yılında 1. Seviye, karbon sa-lınımında azaltmayı başararak 2011 yılında da 2. Se-viye akredite belgesi almıştır. Bu uygulama Çevre Yö-

netim Sistemi çalışmalarımızı oldukça destekleyen ve farklılaştıran bir boyut kazandırmaktadır. Zira kuruluşu-muz enerji üretiminde en son teknolojiyi kullanmasının yanında, enerji tüketiminde de çok önemli çalışmalar yapmaktadır.

Ayrıca kuruluşumuz, Çevre Mevzuatı kapsamında SHGM tarafından hazırlanan “Yeşil Havaalanı Kurulu-şu” projesinin gereklilikleri de yerine getirerek canlılara, suya, toprağa ve havaya vereceği zararları yok etme veya minimize etme kararlılığını göstermiştir.

Son olarak kuruluşumuzun uluslararası platformda elde ettiği başarıyı da siz değerli Standard Dergisi okurlarıyla paylaşmaktan gurur duyarız. ICF Airports olarak 46 ül-keden 400’den fazla havaalanının üye olduğu ACI Eu-rope tarafından her yıl düzenlenen 10-25 milyon yol-cu sayısı kategorisinde ‘’Avrupa’nın En İyi Havaalanı’’ ödülüne layık görülmesi ülke düzeyinde ses getirmiştir. Bu başarıda uyguladığımız Entegre Yönetim Sistemle-rinin payı şüphesiz çok önemlidir.

Sözlerime son verirken altını önemle çizmek isterim ki; bugüne kadar kuruluşumuza fark yaratan katkılara sa-hip TSE ile iş birliğimizi geliştirerek sürdürme kararlılı-ğındayız. Karşılıklı faydaya dayalı iş birliğimizin diğer sektör kuruluşlarına da örneklik teşkil etmesini arzula-maktayız.

sı ve tespit edilen alanlarda sürekli iyileştirmelerin ya-pılmasını içermektedir. Sonuçlarının müşteriler tarafın-

netim Sistemi çalışmalarımızı oldukça destekleyen ve farklılaştıran bir boyut kazandırmaktadır. Zira kuruluşumuz enerji üretiminde en son teknolojiyi kullanmasının yanında, enerji tüketiminde de çok önemli çalışmalar yapmaktadır.

Ayrıca kuruluşumuz, Çevre Mevzuatı kapsamında SHGM tarafından hazırlanan “Yeşil Havaalanı Kuruluşu” projesinin gereklilikleri de yerine getirerek canlılara, suya, toprağa ve havaya vereceği zararları yok etme

71 AĞUSTOS 2011

Page 71: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

7272

Yaşamın sunduğu farklı olanaklardan faydalanabilmek, bu olanakların bulunduğu ve sunulduğu alanlara ulaşı-labilirse mümkündür. Günlük yaşamın geçtiği ortamlar-dan farklı yerlerde bulunmak, farklı kültürleri tanımak, dinlenmek ve eğlenmek özürlü olsun olmasın tüm in-sanlar için bir ihtiyaçtır ve haktır. Kentlerde olduğu ka-dar belli düzenlemeler yapılarak insan kullanımına açıl-mış doğal alanlarda da “sınırlı” diye tanımlanabilecek fiziksel koşullar sağlandığında, buraları kullanabilecek kişilerin “farklılıklarının” da sınırlandırılması söz konusu olacak, sonuçta çoğu turizm alanları için önemli eksik-likler karşımıza çıkmaktadır. Bu yazıda bu eksiklikler-den bazılarının giderilmesine yönelik çözüm önerilerinin özet olarak verilmesi amaçlanmaktadır.

Turizmin sadece ekonomik değil sosyal ve çevresel olarak büyük önem taşıdığı gerçeği son dönemde Av-rupa Birliği ve dünyada yaygın olarak kabul görmekte-dir. Turizm hakkı, “ulaşılabilir turizm”in çıkış noktasıdır ve herkesin günlük, haftalık ve yıllık aralıklarla dinlen-me, bireysel gelişim ve sosyal bütünleşme sağlayacak etkinliklere katılma hakkı bulunduğu bu kapsamda vur-gulanmaktadır. ¹

Turizmin herkes için ulaşılabilir olması, Birleşmiş Millet-ler Dünya Turizm Kuruluşu (United Nations World To-urism Organization) ve Ulaşılabilir Turizm İçin Avrupa Ağı (European Network for Accessible Tourism (ENAT)) tarafından çeşitli etkinliklerde ele alınmış ve konuyla il-

Dr. Deniz ÇAĞLAYAN GÜMÜŞŞehir Plancısı

ENG

ELSİ

Z TU

RİZM

Özürlüler İçin: Engelsiz Turizm

Page 72: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

gili dokümanlar oluşturulmuştur. ENAT “Herkes için Turizm”i “yolculuk ve turizm destinasyonlarını, ürünleri-ni ve bilgilendirmeyi, özel ulaşılabilirlik gereksinimi olan-lar, aileleri ve arkadaşları için uygun hale getirme” ola-rak tanımlamaktadır. ²

Konuyla ilgili çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Bun-lardan çarpıcı sonuçları olan ve biri Almanya’da, diğe-ri Fransa’da yapılan iki araştırmaya göre, seyahat eden insanların % 20 - % 30’u herhangi bir sebepten dolayı hareket güçlüğü çekmektedir.³

Kentlerde konutlardan başlayarak kamu kullanımına açık tüm alanlarda bulunan engeller nedeniyle özür-lüler hareketliliklerinde kısıtlanmalara maruz kalmakta veya tamamen engellenmektedirler. Bu engeller nede-niyle en temel ve günlük yaşam için zorunluluk göste-ren etkinlikleri yerine getiremeyen özürlülerin ihtiyaçları arasında ilk sıralarda “engelsiz, ulaşılabilir tasarımlar ve uygulamalar” gelmektedir.

Mekânsal düzenlemeler ve hizmetlerin “engelsiz” bi-çimde planlanmasının önemli olduğu alanlardan biri de turizmdir. Son yıllarda tatil amacı dışında farklı ko-nuların sektöre eklenmesiyle seçeneklerin, buna para-lel olarak çeşitli beklentilerin karşılandığı bir gerçektir. Ancak bu seçeneklerin kaçı özürlü kullanıcılar için de seçenek olma özelliği taşımaktadır? İdeal olan elbet-te tamamıyla engelsiz ve buna ek olarak “kolaylaştı-

rıcı” fiziksel koşullar ve hizmetlerle, özürlüler başta ol-mak üzere giderek artan nüfusuyla bir turist grubu ha-line gelen yaşlıların yanı sıra hamileler, bebek arabalılar ve çocuklar gibi hareketliliklerinde kısıtlılık olan kişilerin, bağımsız, güvenli ve diğer insanlarla eşit bir şekilde bu alanları kullanmalarıdır.

ENGELSİZ TURİZMİN BİLEŞENLERİ

1. Doğru, Tam ve Ayrıntılı Bilgilendirme;Turizmde yer değişikliği söz konusu olduğu için kulla-nıcı gereksinimlerinin bu yer değişikliğinin nereye yapı-lacağı sürecinden başlayarak göz önünde bulundurul-ması gerekmektedir. Seyahat planını yapan acente ta-rafından kullanıcı gereksinim ve beklentileri ile önerile-cek plan arasındaki köprünün iyi kurulması gerekmek-tedir. Acentenin elinde tur operasyonları, turistik tesis-ler, bunların bulunduğu yerleşim yerleriyle ilgili doğru, tam ve ayrıntılı bilgiler bulunmalıdır. Turizm acentesi-nin kullanıcıyı mağdur etmemesi için bu bilgilendirme-nin ilgili kurum ve kuruluşlarca yapılması ve oluşturulan bir bilgi ağı üzerinden bu planların oluşturulması gerek-mektedir.

Kullanıcı sağlığıyla doğrudan ilgili bazı koşulların seya-hat boyunca ve gidilecek yerde sağlanması önemli ol-duğundan öneriler geliştirilirken iyi analizler yapılmalı-dır. Örneğin alerjik astım hastası bir kullanıcı için yol-culuk boyunca ve gezi amaçlı seçilen bölgedeki iklim-

73 AĞUSTOS 2011

Page 73: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

74

sel koşulların, bitki örtüsünün, konaklama ortamının fi-ziksel koşullarının, hastalık durumuna uygun olması bir zorunluluktur. Diğer yandan gezi yapılan güzergâh üze-rinde ve konaklama yapılan bölgelerdeki sağlık hizmet-lerinin durumu ve koşullarının niteliği de önem taşımak-tadır.

Turizm amacıyla gidilecek olan yerin özürlü kullanıcılar için özel hizmetler sunup sunmadığı, gezinin yapılaca-ğı güzergâhın ve konaklama yerlerinin ulaşılabilir olup olmadığı veya ne kadar ulaşılabilir olduğu gibi bilgile-rin seyahatin planlanması aşamasından itibaren kulla-nıcıya sunulması ve seçenekler arasından bu yolla en uygununa karar verilmesi gerekmektedir. Bu bilgiler ışı-ğında kullanıcı söz konusu turistik faaliyete yalnız başı-na mı yoksa bir refakatçi eşliğinde mi katılabileceği ko-

nusunda fikir sahibi olacaktır. Turizm bölgesinde refa-katçi hizmeti bulunup bulunmadığı bilgisi kullanıcı için bu aşamada önem taşıyan diğer bir konudur.

Planlamadan sonra, yapılacak turistik faaliyet çerçeve-sinde yolculuk güzergâhı ve konaklama koşullarıyla il-gili bilgilerin kullanıcıya uygun formatta verilmesi gerek-mektedir. Seyahat acentesinin hazırladığı plana yönelik haritaların, konaklama tesislerinin ve özürlü turistler için ulaşılabilirlik düzeyine yönelik bilgilendirme içeren yazı-lı ve şematik gösterimlerin bulunduğu kitaplar, broşür-ler gibi dokümanların sağlanması yararlı olacaktır. Pla-na ilişkin genel bilgilerin yanı sıra, görme özürlüler için Braille baskısı ile yapılabilecek bu bilgilendirmenin yerel yönetimlerin, işletmeci kuruluşların, ilgili kamu kurum-larının hazırlayacakları yayınlar yoluyla oluşması müm-

kündür. Bu bilgilendirmenin içinde tekerlekli sandalye ile veya görme özürlü tarafından refakatçi ile kullanıla-bilecekler, ulaşılabilir düzenlemeler ve nitelikleri, ulaşı-lamaz olanlar işaretlenmeli ve diğer gösterimlerle be-lirtilmelidir.

2. Ulaşım Hizmetleri;

Turizm faaliyetlerinin önemli bir bileşeni uluslararası, şehirlerarası ve şehir içi ulaşımdır. Farklı destinasyon-lar için ulaşım alternatiflerinin ulaşılabilirlik düzeyinin ve sağlanan hizmetlerle ilgili bilgiye sahip olunması, seçim yaparken özürlü kullanıcılar için kolaylık sağ-layacaktır. Uluslararası seyahatlerde genellikle birden fazla ulaşım türünün kullanılması söz konusu olaca-ğından, aktarma yapılacak noktaların fiziksel koşulla-rı, aktarmanın süresi, bu noktaların donanımları önem taşımaktadır.

Yolculuğun başlayacağı noktaya transfer aşamasın-dan itibaren özürlü kullanıcıların güvenli ve rahat bi-çimde seyahat etmeleri için taşıtların, terminallerin, bilgilendirme hizmetlerinin bir bütün olarak değerlen-

74

Page 74: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

75 AĞUSTOS 2011

dirilmesi gerekmektedir. Yolculuğun başlayacağı termi-nale ulaşımda kullanıcının özür durumuna uygun servis taşıtları ve taşıta biniş-iniş için gerekli donanımlar sağ-lanmalı, özel otomobili ile gelenler için ulaşılabilir oto-park yerleri ayrılmalı ve işaretlenmelidir. Terminal ya-kın çevresinden başlayarak bina girişinde, sirkülasyon alanlarında, bilet satış ve danışma bankolarında, bek-leme yerlerinde, yeme-içme ünitelerinde, tuvaletlerde farklı özür grupları için gerekli fiziksel koşullar sağlan-malıdır. Tüm bu alanların nerede olduğuna dair, ulaşıla-bilir güzergâh, banko ve tuvaletlerle ilgili bilgilendirme, az görenler dahil olmak üzere görme ve işitme özürlüler için de uygun formatlarda bulunmalıdır. Braille alfabe-siyle basılmış broşür ve kabartma haritalar, az görenler için uygun boyutlarda ve renklerde işaretlemeler, işit-me özürlüler için görselleştirilmiş bilgilendirme gerek-mektedir.

Ortopedik özürlülerin konaklama tesislerindeki beklen-tilerini belirlemek için öncelikle bu grubun birbirinden farklılaşan gereksinimlerini hatırlamak gereklidir. Orto-pedik özürlüler tekerlekli sandalye veya koltuk değne-ği, baston, walker gibi yardımcı cihaz ve araçlar kulla-narak hareket eder veya başka biçimde yürüme zorlu-ğu çekebilirler. Ayrıca elleri ve kollarıyla ilgili sorunlar ya-şayanlar da bu grupta yer almaktadır. Tekerlekli san-dalye ve yardımcı araç kullananların hareketlilikteki en önemli gereksinimleri kot farklarının birbirine rampa ile bağlanması ve düşey sirkülasyonda asansör veya plat-form asansörlerinin kullanılmasıdır. Yürüme zorluğu çe-ken kişiler, özellikle cihaz yardımıyla hareket edenler gerekli geçiş alanı sağlanmasına, düzenli ve hareketi zorlaştırmayan, kaymayan yer kaplamalarına gereksi-nim duyarlar.

Ulaşım için uçağa, trene, gemiye veya otobüse biner-ken ve taşıtın içinde mümkün olduğunca refakatçisiz kullanım hedeflenmelidir. Yolculuk sırasında personelin özürlünün gereksinimleri hakkında eğitilmiş olması, na-sıl iletişim kurulması gerektiğini bilmesi önemlidir.

Yolculuğun başladığı nokta gibi yolculuğun sonlandırıl-dığı noktanın da ulaşılabilir olması önem taşımaktadır.

Diğer yandan turizm faaliyetlerinin geçirildiği yerleşim-lerde şehir içi toplu taşıma seçeneklerinin ve taksilerin de ulaşılabilir olması, o yerleşimi gezmek, sunduğu kül-türel ve turistik alanlara gitmek, alış-veriş yapmak iste-yenlere kolay ve ucuz ulaşım olanağıyla turizm alanı-nın bir bütün olarak özürlülere açılmasını sağlayacaktır.

3. Konaklama Tesisleri;

Tatil amacıyla veya diğer nedenlerle bir tesiste konakla-mak isteyen özürlüler ve diğer hareket kısıtlılığı bulunan kişiler için en temel gereklilik ulaşılabilirliğin sağlanma-sıdır. Ulaşılabilirliğin sağlanmasında ise iki temel bileşen farklı özür gruplarının gereksinimlerinin düşünülmesi ve yapılan uygulamaların standardlara uygun olmasıdır.

Elleri ve kolları ile ilgili hareketlilik sorunu yaşayan kişi-ler daha çok kavrama ve tutmada zorlandıkları için kapı kolu, küpeşte, elektrik düğmeleri, asansör düğmeleri gibi kontrol elemanları, musluklar gibi donanımların uy-gun biçimde düzenlenmesi önemlidir. Tesislerde “en-gelli odası” olarak yeterli sayıda oda ve yatak ayrılma-sı kadar, bu odaların ilgili standardlara uygun mekânsal özelliklerle ve donanımlarla düzenlenmesi de gerek-mektedir. Odaların giriş ve iç kapı genişliklerinin, içeride tekerlekli sandalye ile kolayca hareket edilebilecek ala-nın, yatak yüksekliğinin, dolap kullanımlarının ve özel-likle tuvalet ve banyoda yeterli alanın bulunması ve uy-gun malzemelerin bulunması, hatta odada ve banyoda acil d urum çağr ı b utonu d üzenlenmesi ger ekmektedir.

Görme özürlülerin tamamen görmeyenler ve az gören-lerden oluştuğundan yola çıkarak, tamamen görme-yenler (körler) için oryantasyon sağlayacak ve bulun-dukları mekân ve konumla ilgili bilgi alabilecekleri ses-li ve hissedilebilir yönlendiricilere ve diğer ek donanım-lara gereksinim duydukları söylenebilir. Az görenler ise sınırlı görme yeteneği bulunan veya görüş açısı sınır-

Page 75: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

lı olan kişilerdir. Bu özellikleri nedeniyle bilgilendirme hizmetlerinde büyük puntolar ve renk zıtlığı oluşturulan sembol ve ifadeler kullanılmalıdır. Aynı uygulamalar acil durum ve her türlü uyarı elemanları için de gereklidir.

İşitme özürlüler, yani duyma zorluğu çeken veya tama-men duymayanlar ve konuşma sorunu olanların ha-reketlilikleriyle ilgili gereksinimleri iletişimde yaşadıkları sorunlarla bağlantılıdır. Tesislerdeki her türlü sesli uya-rıcılar ve bilgilendirme donanımlarının görsel eleman-larla tamamlanması işitme zorluğu çekenler için yön-lendirici ve yardımcı olacağı gibi, bazen hayati önem taşır. Özellikle acil durum uyarılarında sesli donanım-lara ek olarak görsel unsurların da kullanılması gerek-mektedir. Bunun yanında, iletişim gerektiren ortamlar-da ses yankılanmasının azaltılması için gerekli önlem-lerin alınması faydalı olacaktır.

Zihinsel özrün farklı düzeyleri bulunduğu için yapı-lı çevreyi algılamaları ve kullanabilmelerinde farklı ge-reksinimleri söz konusu olsa da, temel bazı düzenle-meler ön plana çıkmaktadır. Yönlendirici donanımla-rın açık ifadelerle hazırlanması ve yazılı ifadelerin ya-nında sembollerle anlatımların yer alması gerekmek-tedir. Hizmetlerin düzenli ve standard biçimde yürütül-mesi, herhangi bir kesinti veya karışıklığa olanak yarat-madan sürdürülmesi bu grupta yer alan kişiler için son derece önemlidir. Zihinsel veya ruhsal ve duygusal so-runu olan kişiler için ortam aydınlatması, gürültü, ka-labalık gibi mekânsal ve kullanıma bağlı unsurların da önem taşıdığı unutulmamalıdır.

Özürlü kullanıcılar genellikle bir refakatçi ile seyahate çıkmakta veya konaklama yapmaktadır. Özürlüler ka-dar refakatçisinin de rahatı ve konforu önemlidir. Özel-likle zihinsel özürlüyle tatile çıkan bir ailenin, özürlü aile üyesinin geçici bakımının sağlanabileceği hizmet bek-lentisi olabilir. Diğer yandan beslenmeyle ilgili seçe-neklerin sunulması, farklı sağlık sorunu olanlar için son derece önem taşımaktadır.

4. Kentsel Hizmetlerin ve Gezilecek Yerlerin Ula-şılabilirliği

Turizm alanı olarak hizmet veren bölgelerde kent içi toplu taşıma hizmetlerinin ulaşılabilirliğinin öneminden yukarıda bahsedilmişti. Ancak kentin bir bütün ola-rak engelsiz biçimde düzenlenmesi, yani kaldırımlarıy-la, meydanlarıyla, yaya geçitleriyle, parklarıyla, çocuk oyun alanlarıyla özürlüler tarafından güvenli ve rahat bir biçimde kullanılabilmesi gerekmektedir. Farklı özür grupları için farklı gereksinimler söz konusu olsa da, hem özürlüler hem de diğer kişiler için yapılı çevrede standard uygulamalar yapılmalı ve kentsel hizmetlerde standardizasyon sağlanmalıdır.

76

Page 76: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

77 AĞUSTOS 2011

Diğer yandan kentteki sinema, tiyatro gibi kültürel; pik-nik alanları, mesire yerleri gibi rekreatif kullanımlar; mü-zeler, ören yerleri gibi o kentin görülmesi gerekli alanla-rı ulaşılabilir biçimde düzenlenmelidir. Tarihi olduğu için koruma altına alınmış alanlarda teknolojik çözümlerle ulaşılabilirlik gerçekleştirilebilir.

TÜRKİYE’DE MEVZUAT

1. Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 2006 yılında ka-bul edilen Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İliş-kin Sözleşme, 30.03.2007 tarihinde ülke temsilcileri-nin imzasına açıldığında Türkiye tarafından da imzalan-mış, Bakanlar Kurulu tarafından 2009 yılında onaylan-mıştır. Sözleşmenin dayandığı ilkeler arasında “Ayrımcı-lık yapılmaması”, “fırsat eşitliği” ve “ulaşılabilirlik” önem-li yer tutmaktadır.

Sözleşmenin taraf devletlere yüklediği görevler ara-sında turizm ile yakından ilgili olan “Kişisel Hareketli-lik” maddesi yer almaktadır. Bu maddede özürlülerin imkân dahilinde azami ölçüde bağımsız hareket ede-bilmesini sağlamak için etkili tedbirlerin aşağıdaki be-lirtilenleri içerecek biçimde alınması şart koşulmuştur; 

(a) Engellilerin istedikleri şekilde ve zamanda, karşılana-bilir bir maliyetle hareket edebilmelerini kolaylaştırmak;  

(b) Engellilerin, hareketi kolaylaştırıcı kaliteli araç ve ge-rece, yardımcı teknolojilere, yardım sunan insanla-ra ve araçlara, karşılanabilir bir maliyetle erişiminin kolaylaştırılması;  

(c) Engellilere ve engellilerle çalışan uzman personele, engellilerin hareket becerilerini geliştirmeleri konu-sunda eğitim verilmesi;  

(d) Harekete yardımcı araç ve gereçleri, yardımcı tek-nolojileri üretenlerin, engellilerin her türlü ihtiyacını dikkate almaları hususunda teşvik etme.

“Kültürel Yaşama, Dinlenme, Eğlence ve Spor Etkinlik-lerine Katılım”ın ele alındığı bir diğer maddede özürlü-lerin diğerleriyle eşit bir şekilde kültürel yaşama katılım hakkının tanınması ve özürlülerin aşağıda belirtilenler-den yararlanmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirle-rin alınmasıyla ilgili hükümler bulunmaktadır; 

(a) Kültürel materyallerden, onların erişilebilir biçimde olanları aracılığıyla yararlanmak; 

(b) Televizyon programlarına, filmlere, tiyatroya ve diğer kültürel etkinliklere erişilebilir biçimlerde erişmek; 

(c) Tiyatro, müze, sinema, kütüphane ve turistik hiz-metler gibi kültürel etkinliklerin yapıldığı veya hiz-metlerin sunulduğu yerlere erişebilmek ve mümkün olduğu ölçüde ulusal kültür açısından önemli anıtla-ra ve alanlara erişebilmek. 

Taraf Devletlerin özürlülerin eğlence, dinlenme ve spor etkinliklerine diğerleriyle eşit bir şekilde katılımını sağla-mak amacıyla ayrıca şu tedbirleri almaları da yine aynı maddede hüküm altına alınmıştır; 

(a) Engellilerin her seviyedeki genel spor etkinliklerine mümkün olduğunca tam katılımını cesaretlendir-mek ve geliştirmek; 

(c) Engellilerin spor, eğlence yerleri ile turistik alanlara erişimini sağlamak; 

(d) Engelli çocukların, okullardaki etkinlikler dahil oyun, eğlence, dinlenme ve spor etkinliklerine eşit şekilde katılabilmesini sağlamak;  

(e) Eğlence, turistik, dinlenme ve spor etkinliklerini or-ganize edenlerin sunduğu hizmetlere engellilerin erişebilmesini sağlamak. 

2. İmar Mevzuatı ve Özürlüler KanunuKentlerde yapılı çevreye ilişkin planlanma ve denetle-me faaliyetlerinin hukuki ve teknik çerçevesini oluştu-ran İmar Mevzuatında 1997 yılından bu yana sorum-lu kurum ve kuruluşlara, yaptıkları çalışmalarda ilgi-li Türk Standardları Enstitüsü standardlarına uyma gö-revi verilmiştir. 1999 yılında Mevzuat kapsamında ilgi-li yönetmeliklerde düzenlemeler yapılmıştır. Ulaşılabilir yapılı çevre oluşturulmasında rehberlik edecek ve imar çalışmalarında da kullanılma zorunluluğu olan iki temel standard; binalarla ilgili olarak TS 9111 Özürlü İnsanla-rın İkamet Edeceği Binaların Düzenlenmesi Kuralları ve TS 12576 Özürlü ve Yaşlılar İçin Sokak, Cadde, Mey-dan ve Yollarda Yapısal Önlemlerin Tasarım Kuralları’dır. Bunların yanında, TS 12460 Özürlü ve Yaşlılar İçin Te-sislerde Tasarım Kuralları da raylı sistem çalışmalarında kullanılması gereken bir diğer standarddır.

2005 tarihinde kabul edilen 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un Geçici 2 inci maddesinde; “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mev-cut resmî yapılar,  mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçi-di, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler ta-rafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her tür-lü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itiba-ren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duru-

Page 77: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

78

ma getirilir.” hükmü yer almaktadır. Özel konut alanla-rı dışında hemen hemen tüm kentsel alanların sıralan-dığı ve ilgili tüm kurum ve kuruluşları yakından ilgilen-diren bu hüküm mevcut yapılaşmış alanlar için özürlü-lerin yararına bir dönüşümü emretmektedir. Özürlüle-re yönelik ulaşılabilir yaşam çevreleri oluşturulması için tanınan süre 2012 yılında sona erecektir. Kamu kulla-nımına açık alanlar arasında yer aldığı için söz konusu mühlet turizm alanları için de geçerlidir.

Kanunun Geçici 3 üncü maddesinde ise “Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince su-nulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmet-lerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için ge-reken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşı-ma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten iti-baren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma ge-tirilir.” denmektedir. Mevcut ulaşım sistemlerinde özür-lüler için ulaşılabilirliğinin sağlanmasıyla ilgili bu düzen-leme gereğince, 2012 yılına kadar belediyelerin kendi sundukları ve denetledikleri ulaşım hizmetlerini ulaşıla-bilir hale getirmeleri gerekmektedir.

3. Turizm Tesisleri Mevzuatı

Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik 2005 yılında yürürlüğe girmiş ve “Asli Konaklama Tesislerinin Genel Nitelikleri” başlıklı 18'inci maddenin (c) bendinde “Bedensel özürlüler için dü-zenlemeler: Toplam kapasitesi seksen oda ve üzerinde olan oteller ile tatil köylerinde en az bir oda olmak üze-re toplam oda kapasitesinin yüzde biri oranında oda-da, ayrıca tesis girişi, genel tuvaletler ile en az bir adet yeme- içme ünitesinde, mola noktaları, temalı parklar ile eğlence merkezlerinde ise kendi türlerinin asgari ni-teliklerinde belirtilen şekilde bedensel özürlülerin kulla-nımına uygun düzenlemeler yapılır. Bu düzenlemeler, özel işaretlerle belirtilir.” hükmü yer almaktadır.

Yönetmeliğin “Eğlence merkezleri”ni konu alan 35'inci maddesinde sıralanan ünitelerden en az üç adedin-de, “Temalı parklar”la ilgili 36'ncı maddede ve “Mola noktaları”nı konu alan 49'uncu maddede bedensel özürlüler için gerekli düzenlemelerin yapılması hüküm-leri bulunmaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 26 Haziran 2011 tarihinde 27976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Nitelikle-rine İlişkin Yönetmeliğin Uygulanmasına Dair Tebliğ (No:2011/1)’de “Bedensel Engelliler Düzenlemelerine ilişkin esaslar” başlıklı maddede bedensel engelliler için yapılacak düzenlemeler; tesis bahçe ve girişi, resepsi-yon, genel tuvaletler, yatak odaları ve yeme-içme ünite-lerinde yapılması gereken fiziksel (mimari) düzenleme-ler ele alınmaktadır.

SONUÇ OLARAK;

Toplumsal yaşama herkesle eşit ve birlikte katılmak özürlüler için en temel haklardan biridir. Turizm, sundu-ğu olanaklar ve sosyal rehabilitasyon işlevi ile bu süreç-teki önemli bir faaliyet alanıdır. Turizm alanlarındaki hiz-metlerin amacı, kullanıcıların huzurlu, rahat ve güvenli biçimde buralardan faydalanmasını sağlamaktır.

Turizmin engelsiz ve herkesin kullanımına yönelik kur-gulanması sürecinde öncelikli olarak turistik faaliyetin gerçekleşeceği ortamla ilgili faaliyeti planlayan tarafın-dan kullanıcıya bilgi verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ulaşım sistemlerinin bir bütün olarak düşünülmesi ve engelsiz hale getirilmesi, duraklar, istasyonlar, liman ve iskeleler gibi ulaşım alt yapısında da gerekli tedbirlerin alınması engelsiz turizm için önem taşımaktadır. Böl-gede bulunan tarihi ve turistik alanlara, müze ve ören yerlerine ulaşım engelsiz taşıtlarla ve alt yapıyla sağ-lanmalıdır.

Turizm amaçlı hizmet veren bölgelerdeki tüm kamu kullanımına açık alanların, o yörede konaklayanların ihtiyaç duyabileceği kamu hizmetlerinin, bu hizmetle-rin verildiği binaların ulaşılabilir hale getirilmesi gerek-mektedir. Konaklama tesisi personeli başta olmak üze-re, toplu taşıma hizmetini yürüten ve diğer kamu kuru-mu çalışanları gibi özürlü kullanıcı ile ilgilenen veya yüz yüze iletişime geçen personelin gerekli eğitimleri alarak görev yapmaları engelsiz turizmi bütünleyici olacaktır.

Genel kullanıma açık turizm alanlarının engelsiz hale getirilmesinin yanında, özellikle özürlü kullanıcıların ihti-yaçlarına yanıt verecek rehabilitasyon ve bakım amaçlı tesisler ve hizmetler de oluşturulmalıdır.

İlgili Yönetmelikle konaklama tesislerinde yapılacak ula-şılabilirlik düzenlemelerinin tesis bazında ve özür grubu açısından oldukça kısıtlayıcı olduğu görülmektedir. Di-ğer yandan bu mevzuatın standardlara uygun düzenle-meler yapılarak hayata geçirilip geçirilmediği ise ayrıca üzerinde durulması gereken bir diğer konudur.

NOTLAR

1- Gunta Anca; “European Union Policy On Accessib-le Tourism As Millstones For Future Development Of Worldwide Accessibility Standards For Tourism” Conference Paper By Social Research in Transport (SORT) Clearinghouse, 2010.

2- (www.accessibletourism.org).

3- Özürlüler İdaresi Başkanlığı (Çeviri), “Herkes İçin Ulaşılabilirliğin İyileştirilmesi: Örnek Uygulama Reh-beri”, Özürlüler İdaresi Başkanlığı Yayınları, Orijinal Kitap ECMT, 2008.

Page 78: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Günümüz insanı süratli bir tempoda günlük yaşamını sürdürmek zorundadır. İş saatleri belirlidir. Sürekli bir koşuşturma sonucu gerilim (stres) denilen sinirsel ge-rilimler ilerlediği takdirde aile düzenini bozacak, kişinin sağlığını altüst edecek boyutlara ulaşmaktadır. Kent yaşamı insanı doğadan uzaklaştırmaktadır. Dinlenme yerleri, parklar ne denli çoğaltılsa da kentlerde her şey yapaydır. Küçük bir doğa parçasındaki uyum, düzen

bu parklarda sağlanamaz. Öte yandan sağlıksız kent-leşme, soluduğumuz havanın doğallığını yitirmesi, ze-hirli gazlarla doğal bileşiminin bozulması da insan sağ-lığını olumsuz yönde etkilemektedir.

Endüstri kentlerinde fabrika bacalarından çıkan zehirli gazlar, insanda açık hava özlemini artırmaktadır. Fabri-kalarla kirletilmemiş, katı ve sıvı atık maddelerle güzel-

TÜRK

İYE-

TURİ

ZM

Prof. Dr. Emrullah GÜNEYDicle ÜniversitesiZiya Gökalp Eğitim FakültesiÖğretim Üyesi

Prof. Dr. Emrullah GÜNEYDicle ÜniversitesiZiya Gökalp Eğitim FakültesiÖğretim Üyesi

Türkiye’mizin Turizm Özellikleri

79 AĞUSTOS 2011

Page 79: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

liği bozulmamış, pınar ve kaynak sularının aktığı, çay ve ırmakların duruluğunu koruduğu, gökyüzünün mavi, güneşin ısıtıcı olduğu kırsal kesimler, kent insanı için gi-derek çekiciliği artan yerler olmaktadır. Dinlenme, eğ-lenme, kutsal yerleri, müzeleri ziyaret, sağlık kazanma amacıyla yapılan yolculuklara, gezilere turizm diyoruz. Turizm birçok yan kollara ayrılmaktadır. Fakat, biz, tu-rizmi iki başlık altında ele alabiliriz:

1. Doğa turizmi

2. Kültür turizmi

Doğa turizmi çok geniş kapsamlı etkinlikleri içine alır. Güneşli deniz kıyılarında, kumsallarda dinlenmek, de-niz suyunda serinlemek, yürüyüşlere çıkmak (trek-king), çağlayanlı ırmaklarda kayık yolculuğu (rafting), dağcılık (mountain climbing), mağaracılık (speleo-logy), doğa fotoğrafçılığı (photo safari), güzel ve etki-leyici görünümü olan yerleri seyretmek, şifalı, mineral-li sıcak sularda yâni ılıcalarda yıkanmak (thermal the-rapy), mineral içeren suları içmek bu arada düşünüle-bilir. Doğal yoldan oluşmuş mağaraları gezmek, dağla-ra tırmanmak, göllerde, ırmaklarda su sporları yapmak, balık yakalamak gerginlikleri azaltan (recreation), ki-şinin sağlığı için yararlı olabilecek vakit geçirme yön-temleridir.

Deniz, doğal göl, baraj gölü, akarsu kıyıları gibi yerlerin belirli bir “gelbana”sı vardır. Buralar insanı kendine çe-ker. Su önemli bir sağaltım, tedavi aracıdır. Dalgaların suda yarattığı solağan dalgaları seyretmek, dalgaların kendine özgü sesini dinlemek yorulmuş, gergin sinirle-ri dinlendirir, kişide yeniden ve daha çok çalışma iste-ği uyandırır. Kişiyi dinlendiren, ruhsal açıdan gevşetici, rahatlatıcı etki yapan böyle yerlere “rekreasyon ala-nı” denir. Ormanlarda yapılan bir yürüyüş, hatta bir ça-lılık, bozkırda bir gezinti insan ruhunu kanatlandırır, bir ferahlık kazandırır. Bu açıdan rekreasyon alanları çeşitli ve sayısızdır. Sırasında bir bataklık, sazlık, kamışlık bile rekreasyonel alan değerinde olabilir.

Kültür turizmi de çok geniş kapsamlıdır. İnsanoğlunun geçmiş çağlarına ait kültür kalıntılarını ziyaret etmek, eski yapıları, kent yıkıntılarını görmek kişinin tarih bilgi-sini artırır. Müzeler bu bakımdan büyük değer taşır. Ya-şadığımız topraklar dünyanın en zengin uygarlık eser-leriyle doludur. Türkiye’miz açık hava müzeleri bakımın-dan da pek zengindir. Müzelerimizde sayısız buluntu, arkeolojik değer taşıyan eser ziyaretçilerin gözlerini ka-maştırır.

Turizm, gezi bir yere varıp orada denize girmek de-mek değildir. Bir müzeyi ziyaret kişinin duygu dünyası-nı besler, düşünce ufkunu genişletir. Kutsal yerlerin zi-

yaret edilmesi de dinsel turizm olayıdır. Ülkemizde bir-çok ulusal park vardır. Bunların bir bölümü doğal ulu-sal parktır, bir bölümü de tarihsel ulusal parktır. Hem özgün, ilginç özellikler, hem de geçmiş ulusların kültü-rel yapıları, bıraktıkları eserler yan yana, iç içe buluna-bilir; böyle yerlere de tarihsel-ulusal park diyoruz. Ülke-mizin tarihi ile ilgili bir olayın, savaşın geçtiği yer, ordu-muzun zafer kazandığı bir alan, doğal güzelliği olmasa da tarihsel-ulusal park olarak belirlenebilir. Böyle yerle-ri ziyaret etmek bize tarihimizin zenginliğini öğretir; bu topraklarda bugün özgürce yaşamamızı sağlayan şe-hitlerimizin değerini öğretir; onlara duyduğumuz saygı-yı, minnet borcunu belirginleştirir.

Bu nedenle, çocuklarımızla birlikte yaptığımız bir yurt yolculuğunda, eski kent yıkıntılarını, kaleleri, hisarla-rı, savaş alanlarını, müzeleri mutlaka ziyaret etmemiz gerekmektedir. Böylece, özellikle çocuklar, kitaplarda okudukları bilgileri pekiştirecekler ve tarihleriyle, ulusla-rıyla gurur duyacaklardır.

Şimdi ülkemizin turizm özelliklerini bölgelerimize göre ele alarak inceleyebiliriz.

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ: Burada birçok uygarlığın kalıntıları dikkat çeker. Diyarbakır surları Çin seddinden sonra dünyada ikinci uzunluktaki surlardır; Karacadağın bazaltlarından yapılmıştır bu kent duvarla-rı. Çin Seddi ile karşılaştırmak da aslında doğru değildir. China wall sıradan bir yığma duvarlar zinciridir. Oysa,

Hasan KeyfTÜRSAB Sitesinden Alınmıştır.

80

Page 80: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

Diyarbakır surları bir kitabeler müzesidir. Kenti ele geçiren her egemen yönetici bu surları onarmış ve daha da sağlamlaştırmıştır. Diyarbakır’da Arkeoloji Müzesi, Ziya Gökalp Müzesi, Atatürk Müzesi, Cahit Sıtkı Tarancı Evi, Gazi Köşkü görülebilir. Karlı gün-lerde Karacadağ bir kış sporları ortacı olur. Diyar-bakır hala Ortaçağı yaşayan bir beldedir. Çarşıları, bedestenleriyle tipik bir Türk kentidir. Surlardaki ka-bartmalar Diyarbakır Türklüğünün tipik simgeleridir. Dicleye karışan Batman Çayı üzerindeki Malabadi köprüsü günümüze sağlam olarak ulaşmıştır. Mar-din, sağlam, görkemli taş evleri, manastır, medre-se ve camileriyle, kiliseleriyle ilginç bir kenttir. Mid-yat önemli bir kuyumculuk sanatı merkezidir. Bu-rada telkari gümüş işlemeciliğiyle güzel, hoş eser-ler yaratılır. Derik’te zeytin ağaçlarının ormanlaşma-sı insanda sürpriz etkisi yaratır. Dicle vadisinde Ha-sankeyf, görkemli köprüsü, yıkıntı olmasına karşın sayısız camileri, sarayları, evleriyle göz kamaştıran Türk Artuklu döneminden kalma eserlerle dolu bir yerdir. Dicle vadisinin uçurumlu kıyıları üstünde yer alan eski Hasankeyf görülmeye değer yerlerin ba-şında gelir. Urfa peygamberler ve evliyalar belde-sidir. Fransız işgalcilerine karşı gösterdiği şanlı di-reniş nedeniyle Şanlıurfa olmuştur. Aynzelha, Ha-lil Rahman Camisi ile ilginç bir kenttir. Ceylanpınar-da bozkırlarda güzel Arap atlar fırtına gibi dörtnala koştururlarken ceylanlar, çöl maralları pınar başla-rına inerler. Birecik Fırat kıyısındadır; kelaynak kuş-ları ile ünlüdür. Gaziantep bir tarım ve endüstri ken-tidir. Üzümü, zeytini, fıstığı ünlüdür. Halkı çalışkan, bilinçlidir. Fransız sömürgenlerine korkunç bir dire-niş gösterip teslim olmadığı için TBMM tarafından onurlandırılmış ve gazi olmuştur.

Adıyaman yakınlarında Kahta vardır. Burada Nem-rut Dağı kral ve tanrı anıtlarıyla bütün dünyadan turist çeker. Eski Komajen devleti krallarından Antiokos’un yaptırdığı bir tümülüsün çevresinde-ki bu dev anıtlar koruma altına alınmıştır. Burada Roma ve Pers tanrılarının anıtları bir aradadır. Nem-rut Dağının doruğundaki bu tümülüsün üzerinden güneşin doğuşu da pek güzel seyredilir. Son yıllar-da bu dağın üzerine bir otel de yapılmıştır.

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ: Yüksek dağları, ki-lometrelerce uzanan buzulları, buzul gölleri, yay-laları, komlardaki göçer konar çadırları ile Hakka-ri yöresi son derece renkli, olağanüstü güzelliklerle dolu bir yurt köşesidir. Buraya özellikle dağcılar akın ederler. Göçer konar aşiretlerin yaşamı da renklidir. Bunların dokudukları kilimler, heybeler son derece değerlidir. Van Gölü doğal güzellikler açısından eş-sizdir. Kıyılarında kumsallar göz alabildiğine uza-

VanTÜRSAB Sitesinden Alınmıştır.

81 AĞUSTOS 2011

Page 81: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

nır. Gölün suları sodalıdır ve insan vücudunu kadife gibi yumuşak yapar. Kültürel açıdan göl çevresi birçok uy-garlıkların kalıntılarıyla doludur. Özellikle Urartu dönemi eserleri çoktur. Van, kalesi, göl ortasındaki adalarda yer alan dinsel yapıları, müzesiyle çok turist çeker. Van’da birinci sınıf oteller çoktur. Gölün batısında, Tatvan yakı-nında Nemrut Dağı olağanüstü güzel bir Kaldera gölü-ne sahiptir. Gölün suları soğuk ve lacivert renklidir. Fa-kat, göl yakınında sıcacık, şifalı sular çıkar. Akşam se-rinliğinde bu sularda yıkanmanın tadına doyum olmaz. Malazgirt, Anadolu’nun kapısının Türklere açıldığı sava-şın Alparslan ordularınca kazanıldığı yerdir. Doğubeya-zıt yakınında İshak Paşa sarayı görülmeye değer: 300 yıl önce bu sarayın duvarları içindeki oyuklardan hama-mın, ocağın sıcak dumanı ve buharı geçirilerek, kalori-fer sistemi gerçekleştirilmiştir. Bu saray gerçekten gör-kemli bir anıttır. Iğdır ovası pek verimlidir. Aras ve Ar-paçay birleştikten sonra bu ovayı sular. Her çeşit mey-ve, pamuk, şeker pancarı yetişir. Fakat, Kağızman’ın meyveleri daha ünlüdür. Burada incir, üzüm, kızılcık da iyi yetişir. Dağcılar için Ağrı Dağı büyük (mounta-

in climbing) önem taşır. Bu görkemli dağ yurdumu-zun en yüksek noktasını oluşturur (Ermenilerin Ara-rat, Masis dediği bu yükseltiye Azerbaycan halkı Atatürk Dağı adını vermiştir). Kars, yaylaları, gölleri, ormanlarıyla dikkati çeker. Türkiye’mizin en yüksek göl-leri buradadır. Bu göller balıklarıyla ünlüdür. Sarıkamış dolaylarında güzel sarıçam ormanları göz doldurur, gö-

nül okşar. Kars ilimizde sayısız ziyaret yeri vardır. Kalesi, müzesi, Ani kenti gezilebilir. Erzurum, kış sporları mer-kezidir. Tarihsel anıtları dikkati çeker. Camileri, medre-seleri görkemlidir. Bütün savaşlara, işgallere, doğal yı-kıcı etkenlere karşın bu anıtlar ayakta kalabilmiştir. Er-zincan önemli bir tarım ürünleri merkezidir. Karasu va-disinde yetiştirilen birçok meyve Doğu yaylalarını bes-ler. Sebze de öyle... Kemaliye önemli bir halı dokuma merkezidir. Buranın meyveciliği de ileridir. Eski adı Eğin olan bu yurt köşesi son derece güzel, dinlendiricidir. Muş ovası çok geniştir. Bingöl yaylaları cana can katar. Bu yaylalarda 15 gün yaşayıp süt içen, yoğurt, kaymak yiyen insanın vücudunun cümle ağrıları, sızıları gider. At binmek, Şerafeddin Dağlarının yüceliklerinden gü-neşin doğuşunu seyretmek insana sonsuz bir tat verir. Bingöl bir bal-kaymak diyarıdır. Yol boylarında ballı ve kaymaklı bir kahvaltı yapıp üstüne soğuk buz gibi su-lardan içmek sonra da Göynük suyu vadisindeki kap-lıcaların şifalı sularına teslim olmak var... Vücudumuz-daki bütün ağrıların ve sızıların uzaklaşıp gittiğini gör-mek, duymak, hissetmek var. Tunceli… Munzur Dağ-ları ve Munzur vadisiyle görülmeye değer yerlerdendir. Burada her bir kaynağın efsanesi vardır. Munzur vadi-si, Mercan Suyu vadisi cennet yurt köşeleridir. Ovacık dolaylarını ilkbaharda görmek gerek: elvan, elvan çiçe-ğe bürünür doğa. Karlar eridikçe renk, renk çiçekler açar. Munzur suyunda alabalık kaynar. Burası Ulusal Park olarak korumaya alınmıştır.

Bitlis bal tütün, ceviz diyarıdır. Dağların, yaylaların otla-rını yiyerek beslenen hayvanların etinden yapılmış bür-yan kebabını yemek gerekir bu kentte. Bitlis çayı vadisi yazın öyle sıcak olur ki, incir ballanır, nar tatlanır, üzüm allanır. Hizan sanki bir Karadeniz yalı boyu diyarı gibidir: fındık yetişir.,. Hatta bazı yıllar yerel tüketimden fazla olur da, Bitlis çarşısında satışa sunulur. Bitlis balı ülke-mizin en nitelikli balları arasındadır.

KARADENİZ BÖLGESİ: Kıyılar boyunca kumsalların uzandığı Karadeniz ideal bir tatil geçirme alanıdır. Yaz sıcakları hiçbir zaman Akdeniz Bölgesi kadar yüksek olmaz. Fatsa, Ünye, Samsun, Sinop, Amasra, Akça-koca, Karasu dolaylarında güzel plajlar vardır. Ordunun Çambaşı, Giresun’un Bektaş ve Yürücek yaylaları yazın binlerce insanın çıktığı yüksekliklerdir. Trabzon’un Ka-dırga ve Sürmene yaylaları, Artvin’in Şavşat, Kafkasör yaylaları sağlık açısından büyük değer taşır. Bolu yay-lalarında geçirilecek 10 günlük bir tatilde insan dinlen-diğini, taze bir yaşam gücüyle dolduğunu, canlandığı-nı duyumsar.

Bu bölgede sayısız içmece ve kaplıca vardır. Trabzon’un Kisarna maden suyu, Niksar’ın memba suları ünlüdür. Abant Gölü, Borabay Gölü, Yedigöller güzel dinlenme köşeleridir. Ayrıca yüksek dağlar üzerinde birçok bu-

Uzun GölTÜRSAB Sitesinden Alınmıştır.

82

Page 82: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

zul gölleri vardır. Karadeniz Bölgesi çay, tütün, fındık, mandalina memleketidir. Trabzon Sümela Meryema-na Manastırı’na Maçka’dan gidilir. Burada doğal gü-zellikler nefes kesicidir. Zigana yaylalarında tam bir gün geçirmeli, dağ sisleri arasında koyun sürülerinin çıngı-raklarını dinlemeli, ormanların melodisiyle sarhoş olma-lı. Sinop, kalesi, surları cami ve medreseleriyle güzel bir tatil diyarıdır. Halkı son derece yardımsever, konuk-severdir. Safranbolu, korumaya alınmış güzel evleriyle dikkati çeker. Bartın hoş bir beldedir. Ilgaz Dağlarında çam ormanları vardır cana can katan, oksijen üreten, insanı gençleştiren…

Karadeniz ile Orta Anadolu geçiş kuşağındaki Kargı’da, Kızılırmak koyağında turunçgillerin yetişmesi insanda sürpriz bir etki yaratır. Çoruh’un aşağı kesiminde de ni-telikli zeytin yetişir. Burada iki köyün adı Zeytinli’dir. Bu demektir ki, burada Akdeniz iklimi egemendir.

MARMARA BÖLGESİ: İstanbul doğal güzellikleri ve Bizans, Türk eserleriyle dünyanın en çok dikkati çeken, ilgi gören kentlerinden biridir. Boğaz içinde bir yolculuk kişiye, bütün yorgunluklarını unutturur. Burada cami-ler, medreseler, saraylar, sayısız müzeler, çarşılar var-dır. Marmara kıyıları, Karadeniz kıyıları güzel kumsal-larla çevrilmiştir. Tekirdağ, Şarköy dolayları bu alanda dikkati çeker. Karadeniz’de İğneada, Kıyı -köy güzel-dir. Güney Marmara’da Erdek ideal bir dinlenme kö-şesidir. Çanakkale şehitler yurdudur. Yurdumuzu savu-nan, bu uğurda can veren Mehmetçiklere minnet, şük-

ran… Manyas Kuş Gölü Ulusal Park durumundadır; burada göçmen kuşlar yazın konaklar. İznik Gölü, Sa-panca Gölü kıyılarındaki otellerle, motellerle dikkati çe-ker. Bursa bir türbeler ve camiler beldesidir. Bir meyve cennetidir. Uludağ cennetinde bir hafta dinlenmekle in-san sağlığına kavuşur, bütün bunalımlarını, sıkıntılarını atar. Eski adları Olimp, Keşeş Dağı olan bu güzel yük-selti yalnız kışın değil, yazın da ideal bir dinlence yeridir. Edremit Körfezi kıyılarında Akçay, Ören pek güzel din-lenme köşeleridir. Kaz Dağı, ormanları, suları ve konuk-sever halkı ile ziyaret edilmeye değer bir dağdır.

EGE BÖLGESİ: Doğal güzellikleri ve geçmiş uygar-lıkların kalıntılarıyla dopdolu olan bir bölgemizdir. Efes, Milet, Bergama, Sart, Halikarnas buradadır. Burada birçok müze vardır. Dilek yarımadası, Pamukkale Spil Dağı güzel yurt köşeleridir. Pamukkale’nin şifalı sula-rının doldurduğu havuzcuklara dalıp, dünyanın hayhu-yunu, dağdağasını bir süre unutmalı insan. İnsan bu sıcak sularda gerçekten dinlendiğini anlar, taptaze bir enerjiyle, geleceğe güvenle bakarak, sıkıntılarını atmış olarak işinin başına döner. Spil Dağı Manisa yakınında-dır, Ulusal Park olarak belirlenmiştir. Ege’nin sıcağından kaçanlar için bu dağın ormanları ideal dinlenme köşe-sidir. Ödemiş yakınında Bozdağ üzerinde Gölcuk gü-zel bir köşedir; Abant Gölüne benzer. Kıyılarında kamp kurulabilir, piknik yapılabilir. Burası serin, dinlendirici-dir. İzmir ve çevresi doğa ve kültür turizmi açısından ideal yerlerdir. İzmir önemli bir kültür merkezidir. Bura-da müzeler ziyaret edilebilir Foça, Çeşme, Kuşadası, Gümüldür’de denize girilebilir Kuşadası son derece çe-

Efes AntikTÜRSAB Sitesinden Alınmıştır.

TÜRSAB Sitesinden Alınmıştır.

83 AĞUSTOS 2011

Page 83: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

kici bir turizm beldesidir. Bafa Gölü kıyılarında bir saat-lik bir yürüyüş insanı dinlendirir. Mevsiminde Germen-cikte olabilirseniz, dünyanın en tatlı incirini, yerel adıyla “bardacık, sarı lop, gök lop incirini yiyebilirsiniz. Eski adı Halikarnas olan Bodrum plajları, kalesi ile çok ilgi çe-ker. Marmaris ve Datça yazın olağanüstü güzeldir. Mar-maris ve çevresinde günlük (Sığla) ağaçlarından oluş-muş ormanlar vardır. Koyları ve körfezleriyle Güneybatı Anadolu kıyıları pek çekici, pek güzeldir. Köyceğiz Gölü kıyıları, Dalyan ve çevresinde pansiyonculuk gelişmiş-tir. Burada balık yenilebilir, Gölü Denize bağlayan dal-yanda motorla gezinti yapılabilir, kumsallarında dinle-nilebilir, kaplıcalarında şifa aranabilir ve kayalara oyul-muş Kaunos kral mezarları ziyaret edilebilir. Fethiye ya-kınlarında Ölü Deniz güzel bir koydur. Tertemiz lacivert sularında yıkanmanın, kumsalında güneşlenmenin, or-manlarında yürüyüşlerle serinlemenin ayrı bir dinlendi-rici yönü vardır.

Kemer, Finike dolaylarında güzel kumsallar vardır. Kaş tipik bir Akdeniz kasabasıdır. Günümüzde artık bütün merkezlere düzenli yollarla bağlanmıştır. Elmalı yaylası, Gömbe, Kasaba yaylaları Akdeniz sıcağından kaçanla-rı barındırır. Korkuteli-Antalya arasında Termessos ken-ti ulusal park durumundadır. Perge ve Aspendos ta-rihsel kalıntılarıyla göz kamaştırırlar. Aspendos tiyatro-su sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Manavgat çayı üzerinde güzel bir çağlayan vardır. Oymapınar Bara-jı görülmeye değer. Köprülü Kanyon ve yöresi de Ulu-sal Park durumundadır. Alanya plajları, kalesi ile göz kamaştıran bir Selçuklu beldesidir (Alaiye). Anamur’da Mamuriye Kalesi ziyaret edilmelidir. Burası muz diyarı-dır. Siliıke-Mersin arası da doğal güzellikler ve tarihsel yapılar bakımından göz doldurur. Adım başı güzel plaj-lara, gönül okşayan, insana gurur veren eski uygarlık anıtlarına rastlanır. Cennet, Cehennem, Dilek, kalker-

AKDENİZ BÖLGESİ: Göller yöresi, Isparta, Burdur gülüyle, gölüyle halısıyla ünlüdür. Salda Gölü kıyıların-da güzel kumsallar vardır. Uluborlu bahçelerinde fındı-ğın yetiştiğini görmek insanı şaşırtır. Eğirdir Gölü kıyıla-rı denizi aratmaz; temiz kumsallar turist çeker. Ağlasun dolaylarında Sagalassos kent harabeleri vardır. Kovada Gölü ulusal park olarak belirlenmiştir. Antalya, yurdu-muzun en dikkate değer turistik yörelerindendir. Plajla-rı, çağlayanları, mağaraları, ormanlarıyla dikkati çeker.

ler içine açılmış doğal mağaralardır. Sarkıt ve dikitleriy-le, sütunlarıyla güzeldirler. Gölgede sıcaklık dışarıda 40 santigrat derece iken, burada, bu mağaralarda sıcak-lık 10-15 derecedir. Tavandan damlayan sular insanı serinletir. Soli-Pompeiopolis-Viranşehir sütunlu yoluy-la dikkati çeken bir dinlenme köşesidir; buranın kum-salı güzel, denizi temizdir. Dünün Çukurova’sının tarım ürünleri dışsatım iskelesi olan Mersin, Doğu Akdeniz kı-yılarının en iyi gelişen, görkemli beldesi olmuştur. Akde-

Kaş AntikTÜRSAB Sitesinden Alınmıştır.

84

Page 84: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

niz sıcaklarından kurtulmak isteyenler yazın As-lanköy, Gözne, Namrun, Bürücek, Gülek, Ke-pez, Horzum yaylalarına çıkarlar. Adana tarih-sel anıtlar, müzeler bakımından zengindir. Çevre-de Anavarza, Kozan Kalesi, Karatepe-Aslantaş Tarihi Ulusal Parkı ziyaret edilebilir Seyhan Baraj Gölünün kıyıları insana bir serinlik duygusu ve-rir. Hatay… Mozaik Müzesi dünyanın en zen-gin müzelerinden biridir. Amanos Dağları üzerin-deki Belen, Sarımazı, Kıcı, Soğukoluk yaylala-rı İskenderun Körfezi’nin neminden, Antakya’nın bunaltıcı sıcağından kaçanları barındıran yazlık mekânlardır. İlde güzel göller, çağlayanlar, ker-vansaraylar vardır. Antakya kentine salt mutfak kültürünün varsıllığını görmek, yemeklerinden tatmak için gidilebilir.

İÇ ANADOLU BÖLGESİ: Nevşehir-Ürgüp-Avanos-Gülşehir dörtgeni içinde kalan ve Kapa-dokya (Cins atlar diyarı) olarak bilinen yöre, pe-ribacaları, kaya oyma kiliseleriyle pek ünlüdür. Anadolu’nun en büyük yer altı yaşama yerleri, sı-ğınma odakları da buradadır: Kaymaklı, Derinku-yu, Özkonak, Tatlarin, Acıgöl, Mazı… Kısaca, ye-raltı kentleri dikkati çeker. Ihlara vadisi, Soğanlı-dere vadisi de benzer özellikler gösterir. Volkanik tüf yereyi yağmurlar, saçakseller işlemiş; içlerini de insanlar kendilerine yaşama alanı olması için oymuşlardır. İnsan işi mağaraların bazıları da ta-pınak yapılmış; İncil’den alınmış olaylar fresk ola-rak duvarlara ve tavanlara elvan elvan işlenmiş-tir. Kayseri önemli bir merkezdir; Kültepe höyü-ğü, Selçuklu dönemi surları, camileri, medrese-leri ziyaret edilebilir. Erciyes yazın da kışın da gü-zeldir. Konya, müzeleriyle dikkati çeker. Bu tarih-sel beldeye salt Mevlana Müzesi’ni gezmek için gidilebilir. Ankara devletimizin başkentidir. Kalesi, müzeleri ziyarete değer. Yozgat’a Çamlık Ulusal Parkı vardır. Sivas bir Selçuklu beldesidir, değer-li anıtlarla bezenmiştir. Eskişehir son yıllarda tipik bir Avrupa kenti görünümü kazanmıştır. Önemli yolların kavşağındadır. İçinden Porsuk çayı akar. Sakarya üzerindeki baraj göllerinin kıyıları da doğa severleri çeker. Kırşehir bir yayla kentidir. Kaplıcaları sağaltım yeridir. İnsan, yitirdiği sağ-lığını burada kazanabilir. Niğde önemli bir elma üretim odağıdır. Kalesi, müzesi, tarihsel yapıları, Gümüşler kaya oyma manastırları dikkat çeker. Torosların İç Anadolu’ya bakan kollarından olan Aladağlar, Demirkazık Tepesi dağcılar için önemli tırmanma yükseltileridir.

85 AĞUSTOS 2011

Page 85: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

86

Kurtboğan, Kaplanboğan (Aconitum napellus L.)- Ranunculaceae

Yayılışı: Alpler ve Orta Avrupa’nın dağlık bölgelerin-de doğal olarak yetişmektedir. Dağlık ormanlarda, dere kenarlarında ve nemli çayırlarda yetiştir. Bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştirilir.

Tanımı: Çok yıllık, otsu bir bitkidir. Yaklaşık 1.5 m ka-dar boylanabilmektedir. Yapraklar el şeklinde, 5-7 par-çalıdır. Koyu mavi renkte, çok sayıda, dal uçlarında sal-kım şeklinde sorguçlu çiçekleri vardır. Meyveler çok to-humlu kuru kapsüldür. Çiçekler Temmuz- Ağustos ay-larında açarlar.

Birçok alt türü ile birlikte, toplanan bu tür çoğu kez aynı şekilde tanımlanmaktadır. Orta Avrupa’nın dağlık böl-gelerinde mavi çiçekli ve zehirli olan Aconitum pani-culatum ve Aconitum variegatum türleri de bulun-maktadır.

Drog: Tubera (Radix) Aconiti, kurtboğan yumru-su (kökü)

Yumrular koyu gri-kahverengi, sağlam, dolgun veya uzunluğuna kırışık bir yapıda, 4-8 cm uzunluğunda, 2 cm kadar kalınlıkta, kısa veya uzamış pancar şeklinde-dir. Tadı tatlımsı, sonra tırmalayıcı, daha sonra ise kes-kin acı olmaktadır.

Ayrıca Folia Aconiti, kurtboğan yaprağı da kullanılır.

Drog bir yıldan daha uzun süre saklanamaz.

Zehirli kısımları: Tüm bitki, özellikle kök ve tohumlar çok zehirlidir. 2-4 g kök drogu öldürücüdür. 0,2 gram üzerindeki miktarlar zehirleyici etki yapar.

Etkili maddeler: Terpenoid yapısındaki kolay çözünebi-lir ester alkaloidleridir. Ana alkaloid aconitin (akon itin)’dir

ZEH

İRLİ

BİT

KİLE

R

Ahmet GÜMÜŞÇÜSelçuk Üniversitesi, Çumra MYO

Gönül GÜMÜŞÇÜBahri Dağdaş, Uluslararası Tarımsal

Araştırma ve Eğitim Merkezi (UTAEM)

*) Bu makale L. Roth, M. Daunderer ve K. Kormann isimli yazarların hazırlamış oldukları “Giftpflanzen-Pflanzengifte, Vorkommen, Wirkung, Therapie” isimli ki-tabın bir kısmının çevirisi olarak hazırlanmıştır. Kitapta yer alan birçok bitkiden özellikle en zehirli olan ve Türkiye’de yetişenlerin seçilmesine özen gösterilmiştir.

Zehirli Bitkiler-I*

Zehirli ksmlar: Tüm bitki, özellikle kök ve tohumlar çok zehirlidir. 2-4 g kök drogu öldürücüdür. 0,2 gram üzerindeki miktarlar zehirleyici etki yapar. Etkili maddeler: Terpenoid yapsndaki kolay çözünebilir ester alkaloidleridir. Ana alkaloid aconitin (akonitin)’dir (acetylbenzoylaconin-“asetilbenzoilakonin” C34H47NO11). Daha az miktarlarda pikroakonitin (benzoylaconin-“benzoilakonin”; isaconitin-“izakonitin”; benzaconin-“benzakonin” C32H45NO10), mesaconitin (mezakonitin) (acetylbenzoylmesaconin-“asetilbenzoilmezakonin” C33H45NO11) , hypaconitin (hipakonitin) (acetylbenzoylhypaconin-“asetilbenzoilhipakonin” C33H45NO10), ayrca serbest alkaminler, aconin (akonin) C25H41NO9, napellin C22H33NO3, neopellin C32H43-45NO8 ve neolin C24H39-41NO6 içermektedir. Zehirlenme belirtileri: So uk hissi, hissetme zorlu u, baygnlk, heyecanlanma, kalp ritim bozukluklar, kramplar, dil tutulmas, yüz ve eklem felci, en son kan dola m bozuklu u ortaya çkar. Yazar, Akonitin Hidroklorit üretiminde, koruma maskesinin çkarlmasyla çok az miktarda maddenin buruna girdi ini ifade etmektedir: bundan sonra hzl bir karncalanma, ksa bir süre sonra kuru ve tatsz bir his ortaya çkar ve burun hissiz kalr. A r so uk terleme ve hafif kalp ritim bozuklu u takip eder. Simptomlar yakla k 1.5-2 saat sonra yava ça azalr. Bu durumda deri ile alnabilen miktar 1 mg’n altnda kalnca büyük bir ihtimalle yeniden canlanma gözlenir. Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir.

Page 86: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

87 AĞUSTOS 2011

( ace ty lbenzoy lacon in - “ase t i l benzo i l akon in ” C34H47NO11). Daha az miktarlarda pikroako-tin (benzoylaconin-“benzoilakonin”; isaconitin-“izakonitin”;benzaconin-“benzakonin” C32H45NO10), mesaconitin (mezakonitin) (acetylbenzoylmesaconin-“asetilbenzoilmezakonin”C33H45NO11),hypaconitin (hipakonitin) (acetylbenzoylhypaconin-“asetilbenzoilhipakonin” C33H45NO10), ayrıca sebest alkaminler, aconin (akonin) C25H41NO9, napellinC-

22H33NO3, neopellin C32H43-45NO8 ve neolin C24H39-

41NO6 içermektedir.

Zehirlenme belirtileri: Soğuk hissi, hissetme zorlu-ğu, baygınlık, heyecanlanma, kalp ritim bozuklukları, kramplar, dil tutulması, yüz ve eklem felci, en son kan dolaşımı bozukluğu ortaya çıkar.

Yazar, Akonitin Hidroklorit üretiminde, koruma maske-sinin çıkarılmasıyla çok az miktarda maddenin buruna girdiğini ifade etmektedir: bundan sonra hızlı bir karın-calanma, kısa bir süre sonra kuru ve tatsız bir his or-taya çıkar ve burun hissiz kalır. Aşırı soğuk terleme ve hafif kalp ritim bozukluğu takip eder. Simptomlar yak-laşık 1.5-2 saat sonra yavaşça azalır. Bu durumda deri ile alınabilen miktar 1 mg’ın altında kalınca büyük bir ih-timalle yeniden canlanma gözlenir.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir.

Köpek Maydanozu (Aethusa cynapium L.) Apiaceae

Yayılışı: Orta Avrupa’da yaygın bulunur, yol kenarları, bahçeler, alçılıklar ve ormanlarda yetiştir.

Tanımı: 60 cm kadar boylanabilen otsu bir bitkidir. Yapraklar parlak 2’li veya 3’lü parçalı (tüysü) yapıdadır. Çiçekler gevşek şemsiyelerde beyaz renkli, şemsiye-ciklerde brakteoller vardır. Meyveler küremsidir. Çiçek-ler Haziran- Eylül ayları arasında açarlar.

Zehirli kısımları: Tüm bitki zehirlidir. Maydanozun ak-sine, Aethusa’nın ovalandığında sıçan sidiğini andıran iğrenç bir kokusu vardır.

Etkili madde: Coniin (Konin) benzeri olan bir alkalo-id aethusin’dir.

Zehirlenme belirtileri: Ağızda yanma, kusma, solgun cilt, soğuk ter, hızlanmış kalp atışı, koyu renk almış kar-nın şişmesi, göz bebeği büyümesi, görme bozukluğu, kramplar, artan felç durumu, şuur bulanıklığı ve en son soluk alamama (baldıran gibi) ile kendini gösterir.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir.

Köpek Maydanozu (Aethusa cynapium L.)- Apiaceae Yayl : Orta Avrupa’da yaygn bulunur, yol kenarlar, bahçeler, alçlklar ve ormanlarda yeti tir. Tanm: 60 cm kadar boylanabilen otsu bir bitkidir. Yapraklar parlak 2’li veya 3’lü parçal (tüysü) yapdadr. Çiçekler gev ek emsiyelerde beyaz renkli, emsiyeciklerde brakteoller vardr. Meyveler küremsidir. Çiçekler Haziran- Eylül aylar arasnda açarlar.

Zehirli ksmlar: Tüm bitki zehirlidir. Maydanozun aksine, Aethusa’nn ovaland nda sçan sidi ini andran i renç bir kokusu vardr.

Köpek Maydanozu (Aethusa cynapium L.)- Apiaceae Yayl : Orta Avrupa’da yaygn bulunur, yol kenarlar, bahçeler, alçlklar ve ormanlarda yeti tir. Tanm: 60 cm kadar boylanabilen otsu bir bitkidir. Yapraklar parlak 2’li veya 3’lü parçal (tüysü) yapdadr. Çiçekler gev ek emsiyelerde beyaz renkli, emsiyeciklerde brakteoller vardr. Meyveler küremsidir. Çiçekler Haziran- Eylül aylar arasnda açarlar.

Zehirli ksmlar: Tüm bitki zehirlidir. Maydanozun aksine, Aethusa’nn ovaland nda sçan sidi ini andran i renç bir kokusu vardr.

Etkili madde: Coniin (Konin) benzeri olan bir alkaloid aethusin’dir. Zehirlenme belirtileri: A zda yanma, kusma, solgun cilt, so uk ter, hzlanm kalp at , koyu renk alm karnn i mesi, göz bebe i büyümesi, görme bozuklu u, kramplar, artan felç durumu, uur bulankl ve en son soluk alamama (baldran gibi) ile kendini gösterir. Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir. Ylan yast , Livik, Gavur pancar (Arum maculatum L.)- Araceae Yayl : Güney ve Orta Avrupa’da yaylm tr, kuzeyde ise nadir veya yoktur. Gölgeli ve nemli ormanlarda, özellikle geni yaprakl ormanlar ile çallklarda yeti tir. Tanm: Yumrulu kök sistemine sahip, 40 cm kadar boylanabilen, otsu bir bitkidir. Yapraklar uzun sapl, mzraks veya oksu, genellikle lekelidir. Çiçek ekseni ye ilimsi-beyaz, alt ksm çukurlu ve geni lemi ; kahverengimsi krmz koçan vardr. Üzümsü meyveler, erguvan rengi-krmzdr. Çiçekler Nisan-Mays aylarnda açarlar. Meyveler Temmuz-Eylül arasnda olgunla rlar. Avrupa’da yeti en di er yakn bir tür Arum italicum’dur. Zehirli ksmlar: Tüm bitki ve özellikle meyveler zehirlidir. Etkili madde: Taze bitki ve özsuyu kuru bitki ksmlarndan daha etkilidir. Etkili maddesi kesin belli olmamakla beraber; asl etkili madde aroin olmaldr (yakla k % 0.005). Taze yumruda ise aroin oran en yüksektir. Genç sürgünlerde hidrosiyanik asit glikozitleri de vardr. Ayrca iz miktarlarda nikotin, aminler ve oksalatlar da bulunur. Daha eski kaynaklarda konisin benzeri bir alkaloidin de bulundu u ifade edilmi tir. Daha yenilerde ise glikozidik saponinlere de inilmektedir.

Page 87: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

8888

Yılan yastığı, Livik, Gavur pancarı (Arum macula-tum L.)- Araceae

Yayılışı: Güney ve Orta Avrupa’da yayılmıştır, kuzey-de ise nadir veya yoktur. Gölgeli ve nemli ormanlarda, özellikle geniş yapraklı ormanlar ile çalılıklarda yetiştir.

Tanımı: Yumrulu kök sistemine sahip, 40 cm kadar boylanabilen, otsu bir bitkidir. Yapraklar uzun sap-lı, mızraksı veya oksu, genellikle lekelidir. Çiçek ek-seni yeşilimsi-beyaz, alt kısmı çukurlu ve genişlemiş; kahverengimsi kırmızı koçanı vardır. Üzümsü meyve-ler, erguvan rengi-kırmızıdır. Çiçekler Nisan-Mayıs ay-larında açarlar. Meyveler Temmuz-Eylül arasında ol-gunlaşırlar. Avrupa’da yetişen diğer yakın bir tür Arum italicum’dur.

Zehirli kısımlar: Tüm bitki ve özellikle meyveler ze-hirlidir.

Etkili madde: Taze bitki ve özsuyu kuru bitki kısım-larından daha etkilidir. Etkili maddesi kesin belli olma-makla beraber; asıl etkili madde aroin olmalıdır (yak-laşık % 0.005). Taze yumruda ise aroin oranı en yük-sektir. Genç sürgünlerde hidrosiyanik asit glikozitleri de vardır. Ayrıca iz miktarlarda nikotin, aminler ve oksalat-lar da bulunur. Daha eski kaynaklarda konisin benzeri bir alkaloidin de bulunduğu ifade edilmiştir. Daha yeni-lerde ise glikozidik saponinlere değinilmektedir.

Zehirlenme belirtileri: Yapraklar; şiddetli çırpınmalar, aşırı dil şişmesi göze çarpar. Kök; dilde aşırı yanma, cilt kızarıklığı, idrar azaltıcı etki, çok şiddetli tahriş, özellikle

Zehirlenme belirtileri: Yapraklar; iddetli çrpnmalar, a r dil i mesi göze çarpar. Kök; dilde a r yanma, cilt kzarkl , idrar azaltc etki, çok iddetli tahri , özellikle mukoza zarnda tahri , ciltte kabarcklanma, kalp ritim bozukluklar, merkezi sinir sisteminin bozulmas ve iflas etmesi, kramplar, artan tükürük salgsyla beraber kuvvetli susuzluk, idrar durmas ve dü en vücut scakl belirgindir. Göze çarpan ise kanamalarn ortaya çkmasdr (di eti, mide-ba rsak kanal- uterus). Özsu; iddetli cilt iltihabna neden olur, otlayan hayvanlarda taze, sulu bitkiyi yedikten sonra öldürücü bir sonla biten zehirlenmelerle tannmaktadr. Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir (taze bitki). Kuru bitki daha az zehirli olabilmektedir.

Zehirlenme belirtileri: Yapraklar; iddetli çrpnmalar, a r dil i mesi göze çarpar. Kök; dilde a r yanma, cilt kzarkl , idrar azaltc etki, çok iddetli tahri , özellikle mukoza zarnda tahri , ciltte kabarcklanma, kalp ritim bozukluklar, merkezi sinir sisteminin bozulmas ve iflas etmesi, kramplar, artan tükürük salgsyla beraber kuvvetli susuzluk, idrar durmas ve dü en vücut scakl belirgindir. Göze çarpan ise kanamalarn ortaya çkmasdr (di eti, mide-ba rsak kanal- uterus). Özsu; iddetli cilt iltihabna neden olur, otlayan hayvanlarda taze, sulu bitkiyi yedikten sonra öldürücü bir sonla biten zehirlenmelerle tannmaktadr. Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir (taze bitki). Kuru bitki daha az zehirli olabilmektedir.

Page 88: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

89 AĞUSTOS 2011

mukoza zarında tahriş, ciltte kabarcıklanma, kalp ritim bozuklukları, merkezi sinir sisteminin bozulması ve iflas etmesi, kramplar, artan tükürük salgısıyla beraber kuv-vetli susuzluk, idrar durması ve düşen vücut sıcaklığı belirgindir. Göze çarpan ise kanamaların ortaya çıkma-sıdır (dişeti, mide-bağırsak kanalı- uterus). Özsu; şid-detli cilt iltihabına neden olur, otlayan hayvanlarda taze, sulu bitkiyi yedikten sonra öldürücü bir sonla biten ze-hirlenmelerle tanınmaktadır.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir (taze bitki). Kuru bitki daha az zehirli olabilmektedir.

Güzel Arat Otu (Atropa belladonna L.) - Solana-ceae

Yayılışı: Avrupa, Asya, Kuzey Afrika ve özellikle orta Avrupa’da yayılmıştır. Geniş yapraklı ormanlar, orman kenarlarında yaygındır.

Tanımı: 1.5 m kadar boylanabilen, çok dallanan, çok yıllık otsu bir bitkidir. Yapraklar büyük, yumurtam-sı, koyu yeşil ve tam kenarlıdır. Çiçekler tekli, saplı, borumsu-çansı, asılı durumda, kahverengimsi kırmızı-dır. Meyveler kiraz iriliğinde, parlak- siyah renklidir. Çi-çekler Haziran- Ağustos aylarında açarlar. Meyveler Ağustos- Eylül arasında olgunlaşır.

Drog: Yapraklar (Folia Belladonnae), kokusu hafif, tadı hafif acı ve keskindir.

Zehirli kısımlar: Tüm bitki kısımları zehirlidir. Cilt yo-luyla zehir alımı da olabilir. Çoğunlukla tatlı ve hoş bir tadı olan meyvelerden zehirlenme görülür. Çocuklarda 3-4 meyve öldürücü olabilir, yetişkinler ise 10-12 adet-te ölebilir. Yapraklarla zehirlenme 0.3 gramdan itibaren olabilir.

Etkili madde: Toplam alkaloid miktarı % 0.1-1.2 ka-dardır. Yetişme yeri ve zamana bağlıdır. Hyoscya-min (hiyosiyamin) (%70’e kadar), atropin, skopolamin (hyoscin-hiyosin), az miktarda atropamin (apoatropin) bulunur.

Zehirlenme belirtileri: 15 dakika içinde şu zehirlen-me belirtileri ortaya çıkar: psikomotor sakinlik ve genel heyecanlanma, cinsel açıdan da heyecanlanma nadir değildir. Konuşma zorluğu, kuvvetli bir neşelilik ve gül-me isteği, peşinden ağlama, kuvvetli hareket zorluğu, dans etme isteği, niyet bozuklukları, yapmacık hare-ketler, kore hastalığı, düşünce kaybı, dumanlanma his-si, konuşma bozukluğu, bağırma, çok çeşitli halüsi-nasyonlar; kudurmaya kadar heyecanlanma durumu-nun artışı, hiddetlenme, çılgınlık, çevrenin tamamen ta-nınamaz olması (manik psikoz gibi), ilerleyen kasılmalar veya genel kramplar (epileptik) görülmektedir. Ayrıca, baş dönmesi, iç bulantısı, ama nadiren ve daha son-ra saf atropin zehirlenmesinde daima kusma olmaz, kuvvetli nefes artışı ve derin nefes alımı, şiddetli kalp çarpıntısı, özellikle göze çarpan nabız yükselmesi (160 kez/dakika’ya kadar), kan basıncı artışı; göz bebekle-rinin maksimum genişlemesi ve öyle sabit kalması, bu şekilde göz kamaşması hissine bağlı ışıktan kaçınma, parlak gözler, uzun süreli görme bozuklukları (yakını net görememe), daha ağır durumlarda görme yetisinin ta-mamen kaybolması, konuşma bozukluklarından konu-şamamaya kadar bir durum gerçekleşir. Erguvan kır-mızısı, kuru ve sıcak cilt; çok yükselmiş vücut sıcaklı-ğı, ağızda, gırtlakta ve boğazda kuruluk, susuzluk hissi, oluşan yutma zorluğundan dolayı sudan kaçınma, sık-lıkla zamansız bir şekilde tekrar heyecanlanma duru-

Güzel Arat Otu (Atropa belladonna L.) - Solanaceae Yayl : Avrupa, Asya, Kuzey Afrika ve özellikle orta Avrupa’da yaylm tr. Geni yaprakl ormanlar, orman kenarlarnda yaygndr.

Tanm: 1.5 m kadar boylanabilen, çok dallanan, çok yllk otsu bir bitkidir. Yapraklar büyük, yumurtams, koyu ye il ve tam kenarldr. Çiçekler tekli, sapl, borumsu-çans, asl durumda, kahverengimsi krmzdr. Meyveler kiraz irili inde, parlak- siyah renklidir. Çiçekler Haziran- A ustos aylarnda açarlar. Meyveler A ustos- Eylül arasnda olgunla r.

Drog: Yapraklar (Folia Belladonnae), kokusu hafif, tad hafif ac ve keskindir. Zehirli ksmlar: Tüm bitki ksmlar zehirlidir. Cilt yoluyla zehir alm da olabilir. Ço unlukla tatl ve ho bir tad olan meyvelerden zehirlenme görülür. Çocuklarda 3-4 meyve

Güzel Arat Otu (Atropa belladonna L.) - Solanaceae Yayl : Avrupa, Asya, Kuzey Afrika ve özellikle orta Avrupa’da yaylm tr. Geni yaprakl ormanlar, orman kenarlarnda yaygndr.

Tanm: 1.5 m kadar boylanabilen, çok dallanan, çok yllk otsu bir bitkidir. Yapraklar büyük, yumurtams, koyu ye il ve tam kenarldr. Çiçekler tekli, sapl, borumsu-çans, asl durumda, kahverengimsi krmzdr. Meyveler kiraz irili inde, parlak- siyah renklidir. Çiçekler Haziran- A ustos aylarnda açarlar. Meyveler A ustos- Eylül arasnda olgunla r.

Drog: Yapraklar (Folia Belladonnae), kokusu hafif, tad hafif ac ve keskindir. Zehirli ksmlar: Tüm bitki ksmlar zehirlidir. Cilt yoluyla zehir alm da olabilir. Ço unlukla tatl ve ho bir tad olan meyvelerden zehirlenme görülür. Çocuklarda 3-4 meyve

öldürücü olabilir, yeti kinler ise 10-12 adette ölebilir. Yapraklarla zehirlenme 0.3 gramdan itibaren olabilir.

Etkili madde: Toplam alkaloid miktar % 0.1-1.2 kadardr. Yeti me yeri ve zamana ba ldr. Hyoscyamin (hiyosiyamin) (%70’e kadar), atropin, skopolamin (hyoscin-hiyosin), az miktarda atropamin (apoatropin) bulunur. Zehirlenme belirtileri: 15 dakika içinde u zehirlenme belirtileri ortaya çkar: psikomotor sakinlik ve genel heyecanlanma, cinsel açdan da heyecanlanma nadir de ildir. Konu ma zorlu u, kuvvetli bir ne elilik ve gülme iste i, pe inden a lama, kuvvetli hareket zorlu u, dans etme iste i, niyet bozukluklar, yapmack hareketler, kore hastal , dü ünce kayb, dumanlanma hissi, konu ma bozuklu u, ba rma, çok çe itli halüsinasyonlar; kudurmaya kadar heyecanlanma durumunun art , hiddetlenme, çlgnlk, çevrenin tamamen tannamaz olmas (manik psikoz gibi), ilerleyen kaslmalar veya genel kramplar (epileptik) görülmektedir. Ayrca, ba dönmesi, iç bulants, ama nadiren ve daha sonra saf atropin zehirlenmesinde daima kusma olmaz, kuvvetli nefes art ve derin nefes alm, iddetli kalp çarpnts, özellikle göze çarpan nabz yükselmesi (160 kez/dakika’ya kadar), kan basnc art ; göz bebeklerinin maksimum geni lemesi ve öyle sabit kalmas, bu ekilde göz kama mas hissine ba l ktan kaçnma, parlak gözler, uzun süreli görme bozukluklar (yakn net görememe), daha a r durumlarda görme yetisinin tamamen kaybolmas, konu ma bozukluklarndan konu amamaya kadar bir durum gerçekle ir. Erguvan krmzs, kuru ve scak cilt; çok yükselmi vücut scakl , a zda, grtlakta ve bo azda kuruluk, susuzluk hissi, olu an yutma zorlu undan dolay sudan kaçnma, sklkla zamansz bir ekilde tekrar heyecanlanma durumuna dönme, en son olarak kramplar, artan bilinç kayb, dermanszlk, narkoz benzeri bir uyku durumu, ilerleyen nefes alma zorluklar yoluyla yüz kzarkl eklinde devam eder. Artk vücut scakl normalin altna dü mektedir. Ya bu tutukluk

durumundan dolay yava yava tekrar iyile me olur ya da tutukluk artarak nefes alamamadan dolay komaya gidilir. Öldürücü dozlar, 10-20 meyve kadardr. Kötü durumun ba langcnda, a z ve bo azda kuruluk ve trmalama, üzücü bir susuzluk hissi, bo ukluk, yutma güçlü ü, daha sonra yutma imkansz hale gelir. lk önce nabz yava lar, sonra hzlanr, kalp çarpnts artar, ba a rs, ba dönmesi olur, refleksler artar, hzl hareketlerle iddetli heyecanlanma, titreme ve düzensiz yürüme, halüsinasyonlarla sayklama, ani cinnet durumlar, kramplar, merkezi felç ve sonuç olarak çöküntü, artan soluma ile birlikte koma gelir.

Page 89: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

90

muna dönme, en son olarak kramplar, artan bilinç kay-bı, dermansızlık, narkoz benzeri bir uyku durumu, iler-leyen nefes alma zorlukları yoluyla yüz kızarıklığı şek-linde devam eder. Artık vücut sıcaklığı normalin altına düşmektedir. Ya bu tutukluk durumundan dolayı yavaş yavaş tekrar iyileşme olur ya da tutukluk artarak ne-fes alamamadan dolayı komaya gidilir. Öldürücü doz-lar, 10-20 meyve kadardır.

Kötü durumun başlangıcında, ağız ve boğazda kuruluk ve tırmalama, üzücü bir susuzluk hissi, boğukluk, yut-ma güçlüğü, daha sonra yutma imkânsız hale gelir. İlk önce nabız yavaşlar, sonra hızlanır, kalp çarpıntısı artar, baş ağrısı, baş dönmesi olur, refleksler artar, hızlı hare-ketlerle şiddetli heyecanlanma, titreme ve düzensiz yü-rüme, halüsinasyonlarla sayıklama, ani cinnet durumla-rı, kramplar, merkezi felç ve sonuç olarak çöküntü, ar-tan soluma ile birlikte koma gelir.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirli

Acı Çiğdem, Güz Çiğdemi (Colchicum autumna-le L.)- Liliaceae

Yayılışı: Güney, batı ve orta Avrupa’da nemli çayırlar-da yayılmıştır.

Tanımı: Çok yıllık, soğanlı bir bitkidir. Çiçekler lila-pembe, 6 tepallidir. Yapraklar geniş mızraksı, 25-40 cm uzunlukta, ilkbaharda meyveleri oluşan otsu yapı-dadır. Meyve uzun yumurtamsı bir kapsüldür ve çok sayıda tohum içerir. Çiçeklenme eylül-ekim aylarında, meyve ise mayıs- haziran aylarında görülür.

Drog: Acı çiğdem tohumları, 3 mm kadar kalınlıkta, hemen hemen küremsi ve sert yapıdadır. Üst yüzeyi kahverengimsi, mat renkli, çıkıntılıdır. Kokusu yoktur, tadı acı ve keskindir.

Zehirli bitki kısımları: Tüm bitki zehirlidir. Özellik-le soğan ve tohumları ön plandadır. Tohumların 5 gra-mı (yaklaşık 20 mg colchicine- kolhisin içerir) yetişkinler için ve 1.2-1.5 gramı (yaklaşık 5 mg kolhisin içerir) ço-cuklar için öldürücüdür.

Etkili madde: Kolhisin, % 0.25-1.23 arasında değişir.

Zehirlenme belirtileri: Bir hücre zehiridir. Alımdan 2-6 saat sonra genelde belirtiler ortaya çıkar. İç bulan-tısı, uyuşukluk, şok, şiddetli idrar baskısı, gaz benze-ri mide ağrısı, kramp, felç, kalp ritim bozuklukları, kan-lı ishal, dudakların mavi renk alması, hızlı nabız, soluk alamama gibi belirtiler görülür. 9 yaşındaki bir çocuk için 3-4 adet tohum alması iç bulantısı ve kusmaya yol açar. 10 yaşındaki bir çocuk bir çiçeği yediğinde, çö-küntü, nabız artışı, terleme ve iç bulantısı oluşur.

Kullanımı: Kolhisin ve türevleri, daha çok cilt hastalık-larının tedavisinde kullanılmaktadır.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirli Ac Çi dem, Güz Çi demi (Colchicum autumnale L.)- Liliaceae Yayl : Güney, bat ve orta Avrupa’da nemli çayrlarda yaylm tr. Tanm: Çok yllk, so anl bir bitkidir. Çiçekler lila-pembe, 6 tepallidir. Yapraklar geni mzraks, 25-40 cm uzunlukta, ilkbaharda meyveleri olu an otsu yapdadr. Meyve uzun yumurtams bir kapsüldür ve çok sayda tohum içerir. Çiçeklenme eylül-ekim aylarnda, meyve ise mays- haziran aylarnda görülür.

Drog: Ac çi dem tohumlar, 3 mm kadar kalnlkta, hemen hemen küremsi ve sert yapdadr. Üst yüzeyi kahverengimsi, mat renkli, çkntldr. Kokusu yoktur, tad ac ve keskindir.

Zehirli bitki ksmlar: Tüm bitki zehirlidir. Özellikle so an ve tohumlar ön plandadr. Tohumlarn 5 gram (yakla k 20 mg colchicine- kolhisin içerir) yeti kinler için ve 1.2-1.5 gram (yakla k 5 mg kolhisin içerir) çocuklar için öldürücüdür. Etkili madde: Kolhisin, % 0.25-1.23 arasnda de i ir. Zehirlenme belirtileri: Bir hücre zehiridir. Almdan 2-6 saat sonra genelde belirtiler ortaya çkar. ç bulants, uyu ukluk, ok, iddetli idrar basks, gaz benzeri mide a rs, kramp, felç, kalp ritim bozukluklar, kanl ishal, dudaklarn mavi renk almas, hzl nabz, soluk alamama gibi belirtiler görülür. 9 ya ndaki bir çocuk için 3-4 adet tohum almas iç bulants ve

kusmaya yol açar. 10 ya ndaki bir çocuk bir çiçe i yedi inde, çöküntü, nabz art , terleme ve iç bulants olu ur.

Kullanm: Kolhisin ve türevleri, daha çok cilt hastalklarnn tedavisinde kullanlmaktadr.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir. Baldran (Conium maculatum L.)- Apiaceae Yayl : Asya, Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Avrupa’da yaygndr. Sahil çallklarnda, yol kenarlarnda ve moloz döküntülerinin oldu u yerlerde yeti ir.

kusmaya yol açar. 10 ya ndaki bir çocuk bir çiçe i yedi inde, çöküntü, nabz art , terleme ve iç bulants olu ur.

Kullanm: Kolhisin ve türevleri, daha çok cilt hastalklarnn tedavisinde kullanlmaktadr.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir. Baldran (Conium maculatum L.)- Apiaceae Yayl : Asya, Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Avrupa’da yaygndr. Sahil çallklarnda, yol kenarlarnda ve moloz döküntülerinin oldu u yerlerde yeti ir.

Page 90: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

91 AĞUSTOS 2011

Baldıran (Conium maculatum L.)- Apiaceae

Yayılışı: Asya, Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Avrupa’da yaygındır. Sahil çalılıklarında, yol kenarlarında ve moloz döküntülerinin olduğu yerlerde yetişir.

Tanımı: İki yıllık, 2 m’ye kadar boylanabilen bir bitki olup, mavi halkalı, kırmızı-kahverengi lekeli sapları var-dır. Yaprakları 3’lü parçalıdır. Çiçekler küçük, kirli be-yaz, 10-15 şemsiyecikten oluşur. Bitkinin sıçan benze-ri bir kokusu vardır. Çiçeklenme zamanı haziran-eylül ayları arasıdır.

Drog: Bitkinin herbası droğunu oluşturur. İkinci yıl çi-çeklenme döneminde toplanıp kurutulan çiçekler ve çi-çek sürgünleri, kalın sap ve dalları olmadan alınırlar.

Zehirli bitki kısımları: Tüm bitki kısımları zehirlidir.

Etkili madde: Olgunlaşmaya yakın dönemdeki bitki-nin toplam alkaloid miktarı yaklaşık % 2’dir. Özellikle meyvelerde konsantrasyon fazladır (% 3.5’a kadar bu-lunabilir). Kurutmayla drogtaki alkaloidler kaybolmak-tadır. Hatta kurutulmuş herba yalnızca % 0.7 alkaloid

içermektedir ve zamanla daha da azalmaktadır. İki ana alkaloidi vardır; konin (coniin) (toplam alkaloidin yakla-şık % 90’ı) ve gamma konisein (g-conicein) (toplam al-kaloidin kalan yaklaşık % 9’u)’dir. Diğer 3 alkaloid ise konhidrin (conhydrin), psödokonhidrin (pseudoconhy-drin) ve metil koniin (methylconiin)’dir.

Zehirlenme belirtileri: Mukoza yoluyla hızlı ve ko-lay bir şekilde alınır, hatta sorunsuz ve yarasız cilt ta-rafından da alınabilir. Önce ağızda yanma, dilin hareket edememesi ve kusma, daha sonra artan felç durumu, soğukluk ve his kaybı; en son soluk alamama nedenli ölüm gerçekleşir. Çoğunlukla tamamen bilinç kaybı da olur. İnsanlar için öldürücü doz ağızdan 0.5-1 g konin alınmasıyla gerçekleşir.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir.

Mühr-ü Süleyman (Convallaria majalis L.)- Liliaceae

Yayılışı: Avrupa, Kuzey Asya, Kuzey Amerika’da yeti-şir. Orta Avrupa’da genellikle gölgeli geniş yapraklı or-manlarda yetişir.

Tanımı: Yaklaşık 30 cm kadar boylanan, sürünücü kök sistemine sahip bir bitkidir. Sap üzerinde iki adet elip-tik, paralel damarlı yapraklar vardır. Çiçekler çan şek-linde, beyaz, kokulu, meyveler sapın tek yönünde dizi-lidir. Meyveler bezelye büyüklüğünde, kırmızı renklidir. Çiçeklenme zamanı nisan-mayıs ayları arasıdır. Meyve-ler ise temmuz- ağustos aylarında oluşur.

Drog: Herbası; çiçeklenme esnasında toplanan bitki-nin toprak üstü kısımlarının kurutulmasıyla elde edilir. Bitki kokusuzdur, tadı tatlımsı acı, biraz keskindir.

Zehirli bitki kısımları: Tüm bitki kısımları, özellikle çi-çek ve meyveler zehirlidir.

Etkili madde: Convallatoxin (strophanhidin- b-L- rhamnosid) C29H42O10, kedilerde öldürücü doz 0.077 mg/kg’dır. Convallatoxol (strophanthidol- b-L- rham-nosid) C29H44O10, kedilerde öldürücü doz 0.0869 mg/kg’dır. Convallosid (3-[D-glucosido- L- rhamnosido]- strophanthidin) C35H52O15 + 2H2O, kedilerde öldürücü doz 0.215 mg/kg’dır. Desgluco- cheirotoxin C29H42O10 (strophanthidin- 3-b- gulomethylosid), kedilerde öldü-rücü doz 0.0964 mg/kg’dır.

Zehirlenme belirtileri: Cilt veya göz temasıyla zehir-lenme olabilir. Ağızdan alımla, iç bulantısı, ishal, kalp ritim bozuklukları, baş dönmesi, göğüs ağırlığı, sonra yüksek kan basıncı, hızlı nabız; daha sonra ise azalan kan basıncı, çok yavaş ve derin nefes, sonuçta da kalp durması görülür. Genelde 1-5 meyve alındığında her-hangi bir belirti olmadan kısa süreli sinüs aritmisi göz-lenmektedir.

Tehlike derecesi: Çok kuvvetli zehirlidir.

KaynakRoth, L., Daunderer, M., Kormann, K. 1984. Giftpflanzen-Pflanzengifte, Vorkommen, Wirkung, Therapie. Limburger Vereinsdruckerei GmbH, 6250, Limburg/Lahn 4.

Page 91: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

92

Bu çalışmada, yaşam alanlarının biyoharmolojik uygunluk değerlerinin belirlenmesi amaçlanmış-tır. Canlının kullanımına sunulan yaşam alanları-nın Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri’ne kısa-ca BUD denir. Biyoharmoloji ise canlı için uyum ve denge bilimidir. Yaşam alanlarının kullanıcısıy-la uyumlu ve dengeli olabilmesi için biyolojik, fiz-yolojik, psikolojik, sosyokültürel gibi özelliklerinin yanı sıra fiziksel, yapısal ve depremsellik gibi ha-yati özelliklere sahip olmalıdır. Bir yapının sahip olduğu bu özellikler BUD değerleriyle karşılaş-tırıldıktan sonra yaşam alanının biyoharmolojik yapı olup olmadığına karar verilebilinir. Bu kararı verebilmek içinde BUD değerlerine ihtiyaç vardır. Çalışmada konuyla ilgili tarafların planlama, pro-jelendirme, uygulama, kontrol-denetleme, karşı-laştırma ve yeterlilik kararı verme aşamalarında kullanılabilecek BUD değerleri sunulmuştur.

Yapı, insanlık tarihinin en eski mekân öğelerinden bi-risi olup, doğal çevrede tasarlanan, değişik malzeme ve yöntemlerle üretilen yapma ve/veya yapay bir çev-redir. Yapıda-binada ve onu oluşturan öğelerin işlevle-rinde, kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap vermesi olduk-ça önemlidir. Bu cümleden hareketle, yapının tasarı-mı ve tasarıma göre malzeme seçimi ise özel uzman-lık gerektiren bir ihtisaslık mesleği ve sürecidir. Bu ne-denle, bir bina hangi amacı karşılamak için tasarlan-mış veya inşa edilmiş olursa olsun, kesinlikle kullanıcı-sının kimliği ve ihtiyaçlarına yönelik olarak tasarlanma-lı, kullanıcısıyla uyumlu ve dengeli olmalıdır. Tasarlanan bu mekân; bir havuz, bir sera, bir ahır veya konut ola-bilir. Yerin altında veya üstünde veyahut su içinde ta-sarlanacak olan bu yapıların belirli özelliklere sahip ol-

ması gerekir. Çünkü bitki, hayvan ve insanlar birbirlerin-den çok farklı üreme, büyüme, dinlenme, uyuma, çalış-ma ve beslenme gibi hayati faaliyetlerde özel durumla-rı söz konusudur [1, 2 ve 3].

Biyoharmoloji ise canlıların yaşam sürecinde her türlü doğal ve yapay olarak oluşmuş fiziki çevre ile kullanı-cı arasındaki uyumu araştıran, inceleyen, rasyonel çö-züm önerileri üreten ve bu bilgileri uygulamada yapıya-binaya aktaran bilim dalı olup kısaca, “canlı uyum ve denge bilimi” şeklinde tanımlamaktadır [4].

Konut kullanıcılarından birisi olan insanın antropomet-rik ölçüleri ulusal, bölgesel, cinsiyet, yaş, vücut yapısı, beslenme, fiziksel faaliyet ve hatta ekonomik ve sosyal statüsüne göre değişiklik göstermektedir. Bu neden-le, insanların bulundukları ortamlardaki rahatları, fizik-sel ve ruhsal sağlığı, refahı ve performansı, kullandık-ları araç-gereç ve donanımın insan vücudunun ilgili or-gan ve özelliklerine uygun olarak tasarlanmaları ile sağ-lanabilir [5].

Yapı kullanıcıları yaşadıkları binalarda biyoharmolojik özellikleri hakkında hep merak içinde kalmışlardır. Farklı kaynak ve çok değişken değer yargılarından türetilmiş bilgilerle yetinilmiştir. Binaların konfor şartları, huzur kri-terleri, faydalı servis ömrü ve özellikle zamanı, etki şek-li ve şiddeti kesin olarak bilinmeyen depremin yapıda ciddi hasarlar yaratıp yaratamayacağı hususu hep me-rak edilen konuların başında gelmektedir.

Artık insanlar, kendileriyle son derece uyumlu, ihtiyaç-larını karşılayan ve her yönüyle sağlam yapılarda hayat-larını idame ettirmek için yoğun çaba içinde oldukla-rı gözlemlenmektedir. Özellikle binaların biyoharmolo-

BİY

OH

ARM

OLO

JİK

UYG

UN

LUK

Yaşam Alanlarının Biyoharmolojik Uygunluk Değerlerinin Belirlenmesi ve Standardizasyonu

Y. Doç. Dr. Cevdet Emin EKİNCİFırat Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi,

Yapı Eğitimi Bölümü

Page 92: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

93 AĞUSTOS 2011

jik özelliklerini sorgulayan bir kullanıcı kamuoyu oluş-maya başlamıştır. Bu konuda, alan uzmanlarının yapı ve elemanları hakkındaki görüşlerine başvurular gide-rek artmaktadır. Diğer taraftan konut üreticilerinin ağır rekabet şartları nedeniyle, zaman zaman standard dışı ürün kullanmaya yöneldikleri de gözlemlenen husus-lar arasındadır.

Niteliksiz ürünlerle uyumlu, sağlıklı, dengeli, konforlu ve güvenli yapıların üretilemeyeceği açıktır. Bu neden-le tasarımcı ve uygulamacılar, hizmete alınan bir yapı-nın biyoharmolojik özellikleri hakkında önceden genel ve özel bilgilendirme çalışmasını yapmalıdır. Çünkü kul-lanıcıların önemli bir kısmı, tasarım, yapı malzemeleri ve inşa teknikleri konularında bilinçli tüketici değiller-dir. Konut kullanıcılarının yani tüketicilerin bu konularda bilgilendirilme biyoharmolojik özelliklere sahip yapıların daha da yaygınlaşmasına neden olacaktır.

Binada kullanıcısını olumsuz yönde etkileyen faktörle-rin başında fiziksel, kimyasal, psikososyal, mekânik, biyolojik, reolojik, ergonomik ve antropometrik özellik-ler gelmektedir. Bu faktörler binadan binaya çok fark-lılık göstermekle birlikte, etki düzeyi, binanın bulundu-ğu yer, ortam, iklim şartları, kullanıcı kimliği, binanın yaşı, binada kullanılan malzemelerin reolojik özellikle-ri gibi daha pek çok etkene göre de değişiklik göstere-bilmektedir [6, 7, 8, 9]. Tüm bunlar canlının bu mekânla yaşadığı algı ve memnuniyet düzeyi yapının kendisiyle uyumlu ve dengeli olup olmadığı hakkında önemli ölçü-de belirleyici olabilmektedir.

Bu nedenle bir yapının biyoharmolojik özellikleri kısa-ca BUD olarak tanımlanan “Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri”yle anlaşılabilir. BUD değerleri yapı hakkında kesin bir karar veya yargı olmayıp, yapının kullanıcısıy-la uyumlu ve dengeli olup olmadığı, iyileştirme ve/veya yeni düzenlemelerin yapılıp yapılmayacağı hususunda bir “Tanı” işlevi görebilecektir.

ÇALIŞMANIN ÖNEMİ Bu çalışma, canlıların yaşam alanı veya ortamlarının bi-yoharmolojik uygunluk değerlerinin belirlenmesi üzeri-nedir. Diğer taraftan, doğal ve yapay yaşam alanların veya mekânların özellikle görsel, işitsel, ısıl konfor ve fiziksel özellikleri hakkında olması gereken değerlerin derlenmesi ve belirlenmesine yöneliktir. Çalışmada, de-ğişik zaman, literatür ve araştırmalarda ileri sürülen bil-gi ve değerler yeniden revize edilmiştir. Yapılan çalışma neticesinde canlı sağlığı açısından en uygun olan de-ğerler BUD değeri olarak kabul edilmiştir.

Çalışmanın, yapıların planlama, projelendirme ve uygu-lama çalışmalarında aktif olarak görev alan ve kontrol aşamasında ilgili taraflara ışık tutması bakımından ya-rarlı olacağı tahmin edilmektedir. Diğer taraftan konu ile ilgili yapılacak anket ve/veya deneysel çalışma sonuç-larının genel karşılaştırma ve değerlendirme süreçlerine de katkı koyacak niteliktedir.

BULGULAR Canlılar için oluşturulan veya oluşturulacak olan doğal ve/veya yapay çevrenin sahip olması gereken Biyohar-molojik Uygunluk Değerleri (BUD) tablolarda verilmiş-tir [10-21].

Aşağıda ve BUD olarak verilen bu değerler bir yapının kullanıcısıyla tam uyumlu ve dengeli olacağı veya ola-mayacağı anlamına gelmemelidir. Çünkü aşağıda ve-rilen değerler, zaman içinde, bilimsel ve teknolojik ge-lişmelere paralel olarak bazı değişikliklere uğrayabilir. Diğer taraftan her geçen gün yeni malzeme, yöntem veya uygulama tekniği söz konusudur. Bir malzemenin farklı bir teknikle veya farklı bir derece gün bölgesin-de kullanılması durumunda ortam şartlarından kaynak-lanan olumsuzluklar nedeniyle beklendik-istendik per-formans alınamayabilir. Örneğin, I. Derece-Gün Böl-gesinde bulunan İzmir ilimizde kullanılan bir yapı ka-buğu malzemesi IV. Derece-Gün Bölgesinde olan Er-zurum ilimizde aynen kullanılması durumunda olum-suz sonuçlara neden olması kuvvetle muhtemeldir. Di-ğer taraftan, bir sahil kentinde kullanılan bir döşeme yapı malzemesinin aynı kullanım amacıyla Ankara’da kullanılması da benzer olumsuzluklara neden olacak-tır. Burada önemli olan malzemenin uygulandığı ildeki yağış, derece-gün ve depremsellik durumudur. Malze-menin yaşayacağı ısınma-kuruma, donma-çözülme ve ıslanma-kuruma olayları neticesinde meydana gelebi-lecek özellikle estetik, fiziksel ve kimyasal gibi özellikle-rini kaybetme hususudur.

Diğer bir önemli husus ise yapıda renk tercihi ve kul-lanımıdır. Renkler insanlar üzerindeki etkisi, kendine özgü fizyolojik etki ile doğrudan oluşur. Renkler, alanları geniş veya dar göstermeye ya da iç açıcı veya iç daral-tıcı göstermede büyük bir öneme sahiptir (Tablo 1-3). Bu durum her bir renkten gelen dolaysız etki güçleri ile (impulslarla) oluşmaktadır. En büyük etki gücü, yani im-pulsif güç, turuncu renginde vardır. Ondan sonra sarı, kırmızı, yeşil ve erguvan gelir. Mavi ve yeşil-mavi ve me-nekşe renkleri gibi soğuk ve pasif renklerde az miktar-da impulsif güce sahiptir. İmpulsifliği yoğun olan renk-ler küçük alanlar, impulsifi düşük olan renkler ise büyük alanlar için daha elverişlidir. Diğer taraftan, sıcak renk-ler aktif, teşfik edici ve duruma göre heyecan verici ola-rak kabul edilirken, soğuk renkler, pasif, yatıştırıcı ve derinleştirici etkide bulunurlar.

Sıcak ve açık renkler üstten (tavanda) ruhsal olarak teşvik edici etkide bulunurlar; yanlardan (duvarlarda) samimi, sempatik; aşağıdan (döşemede) ise ferahlatı-cı, moral verici olarak tesir eder. Sıcak ve koyu renkler kesin, heybetli; yanlarda sarıcı; aşağıdan tutunacak ve basma emniyetli etkide bulunurlar.

Soğuk ve açık renkler üstten aydınlık verici, ferahlatı-cı; yanlardan sevk edici; alttan parlak, yürümeye teşvik edici etkide bulunurlar. Soğuk ve koyu renkler ise üst-ten endişe verici; yanlardan soğuk ve üzücü; alttan ra-hatsız edici etkide bulunurlar [12].

Page 93: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

94

Tablo 1. Renklerin Olası Etkisi

Renk Döşemedeki Etkisi Duvardaki Etkisi Tavandaki Etkisi

Kırmızı Kudretli, İfadeli Huzursuzluk Verici Kasvetli, Rahatsız EdiciTuruncu Hareketli Sıcak Tahrik Edici BasıkSarı Huzursuzluk Verici Tahrik Edici Heyecan Verici, AydınlatıcıYeşil Sakinleştirici Sarıcı, Çevreleyici Koruyucu, ÖrtücüMavi Davetkâr, Kurtarıcı Uzaklaştırıcı, İtici KoruyucuKahverengi Sağlam, Durdurucu Sabit, Durağan Sıkıntı VericiMor Kararsızlık, Rahatsız Edici Aşağılayıcı BunaltıcıSiyah Düşündürücü Huzursuzluk Verici EziciPembe Hassasiyet Özden Uzaklaştırıcı UçucuBeyaz Dokunulmazlık Rahatlatıcı, Genişletici Boşluk Hissi, Hafiflik

Tablo 2. Koyu ve Açık Renklerin İnsanlardaki Temel Bazı Etkileri

Koyu Renkler Açık Renkler

Renk Adı Etki Şekli Renk Adı Etki ŞekliTuruncu Sıcak Mavi SoğukSarı Hafif Menekşe Moru AğırYeşil Pasif Kırmızı AktifSarımsı Yeşil Mütevazı Erguvan Ulvi

Tablo 3. Mekânın Özelliğine Göre Renk Tercihi

Mekân Adı Mekânın Özellikleri Renk Tercihi

Küçük Mekânlarda

Sade ve daha geniş ve ferah olması istenen mekânlarda

Açık mavi, yeşil pastel tonları, kırık beyaz (fildişi)

Fantastik ve enerji dolu olması istenilen mekânlardaBordo ve tonları ya da doğada bulunan mavi, yeşil ve toprak tonlar

Çocuk Odası Ruhsal ve kişisel gelişimin sağlandığı mekân Pastel ve yumuşak tonlarda olmak üzere şeftali ve lila renkler

Yatak OdasıHuzur bulma, dinlenebilme, rahatlık ve ferahlık hissi veren mekân

Yumuşak ve pastel renklerden mor tonları bunun yanında lila, turkuaz, magenta ve yeşilin açık tonları,

MutfakHareketli, eğlenceli ve kısa süre geçirilen, pozitif enerji dolu olması istenen mekân

Kırmızı ve turuncu tonlar

Oturma Odası Uzun süreli oturma ve dinlenme sağlanan mekân Çivit mavisi, mavinin ve yeşil tonları, bronz ve bej tonları

Salon Uzun süreli kullanımlı ve dinginlik sağlanan mekânKuzeye Bakan Salonda: Sarı tonlarıGüneye Bakan Salonda: Sıcak tonlarıGenel: Mavini ve yeşil tonları,

Banyo Genel bakım ve temizlik mekânı Açık ve pastel tonlarından çivit mavisi, beyaz

Tablo 4. Konutların Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri

Açıklama BUD BirimiCanlı Sağlığına En Uygun Bina ve Malzeme Ahşap Yapı -Genel İç Ortam Sıcaklığı 18-20 oCElektriksel Alan 0,2-0,4 mGCO 1 Saatte 1 ppm ppmCO2 1000 ppmO2 21 %Bağıl Nem 30-70 %RHHava Hızı 0,25-0,30 m/snRadon Yoğunluğu 400 bq/m3

Hava Hızı–Hava Sıcaklığı Değer Çifti (%5 Türbülansta) 20ºC’de 0.20 m/snHava Sıcaklığı ve Hava Nemi Değer Çifti (20ºC+ %70 RH) 24 oCYatak Odası Aydınlığı 50-75 Lux

Page 94: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

95 AĞUSTOS 2011

Oturma Odası Aydınlığı 100-125 LuxBanyo Aydınlatması 100-150 LuxYatakbaşı Aydınlığı 150-200 LuxYatakta Kitap, Dergi ve Gazete Okuma Aydınlığı 200-500 LuxYatakta El Yazısı, Eski Nüshalar ve Röprodüksiyonlar 500-1000 LuxMerdiven Evinin Aydınlığı 100-125 LuxMutfak Aydınlığı 200-300 LuxMutfak Mikrodalga Fırın Radyasyonu 5 mV/cm2

Mutfak Tezgahı Aydınlığı 400-500 LuxYemek Masası Aydınlığı 100-150 LuxÜtü Alanı Aydınlığı 200-500 LuxMasa Oyunları Aydınlığı 200-500 LuxAçık ve Orta Renkli Dikiş Dikme Aydınlığı 500-1000 LuxYüksek Kontrastlı Dikiş Dikme Aydınlığı 200-500 LuxÇamaşırlık Aydınlığı 200-500 LuxMasada Rastgele Okuma Aydınlığı 200-500 LuxMasada Ders Çalışma Aydınlığı 500-1000 LuxMasanın Koyu Kumaş ve Düşük Kontrastlı Olması Aydınlığı 1000-2000 LuxSandalyede Kitap ve Dergi Okuma Aydınlığı 200-500 LuxSandalyede El Yazısı, Eski Nüshalar ve Röprodüksiyonlar 500-1000 LuxPiyano Müziği Çalma Aydınlığı 200-1000 LuxBoy Aynası Önü Aydınlığı 200-500 LuxMakyaj Masası Aydınlığı 200-500 LuxGarajların Genel Sıcaklığı 10 oCMerdiven ve Asansör Boşluğu Sıcaklığı 18 oCTek Kanatlı Oda Kapısı Genişliği (Min.) 80 cmTek kanatlı Banyo, WC Gibi Mekân Kapı Genişliği (Min.) 70 cmTek kanatlı Daire Kapı Genişliği (Min.) 90 CmBina Dış Kapı Genişliği (Min.) 115 cmÇift Kanatlı Oda Kapısı Genişliği 170 cmÇift Kanatlı Daire Kapısı Genişliği 140-225 cmDaire İç Kapı Yüksekliği 195-200 cmBina Dış Kapı Yüksekliği 210-220 cmMerdiven Trabzan Yüksekliği 90 cmMutfak Dolap Yüksekliği 200 cmMutfak Çalışma ve İstif Masa Genişliği 60 cmMutfak Ocak-Fırın İle Havalandırma Menfezi Arası Mesafesi 65 cmMutfak Eviye Yüksekliği 80-85 cmMutfak Musluk Yüksekliği 110 cmİki Kişilik Mutfak Genişiği (Min.) 230 cmKonut Lavabo Yüksekliği 80 cmKonut Lavabo Musluk Yüksekliği 110 cmKonut Lavabo Ayna Ortası Yüksekliği 155 cmMutfak Tezgah Boyu 300-350 cmMutfak Tezgahı Yüksekliği 85-90 cmMutfak-Yemek Odası Bağlantı Kapı Genişliği 100 cmMutfak Yemek Barı Yüksekliği 80-85 cmTek Taraflı Mutfak Ölçüsü (Çekirdek Aile) 230x330 cmÇift Taraflı Mutfak Ölçüsü (Çekirdek Aile) 280x330 cmU Biçimli Mutfak Ölçüsü (4-5 Kişilik Aile) 280x400 cmL Biçimli Mutfak Ölçüsü (4-5 Kişilik Aile) 365x400 cmÇocuk Yatak Odası Ölçüsü (Min.) 260x300 cmEbeveyn Yatak Odası Ölçüsü (Min.) 425x360 cmİki Yataklı Çocuk-Misafir Odası Ölçüsü (Min.) 350x350 cmAyaklı-Duvar-Klozet Ölçüsü (Min.) 90x120 cmOturmalı-Duvar-Klozet Ölçüsü (Min.) 150x200 cmDuşlu Banyo+Lavabo+Oturmalı Klozet Ölçüsü (Min.) 170x210 cm

Page 95: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

96

Küvet Banyo+Lavabo+Oturmalı Klozet Ölçüsü (Min.) 170x230 cmDuş+Küvet Banyo+Lavabo+Oturmalı Klozet Ölçüsü (Min.) 240x260 cmGenel Ses Düzeyi 60 dBYatak Odası (Şehir) Gürültü Düzeyi 35 dBAOturma Odası (Şehirdışı) Gürültü Düzeyi 40 dBAOturma Odası (Şehir Kenarı) Gürültü Düzeyi 45 dBAOturma Odası (Şehir) Gürültü Düzeyi 60 dBAServis Bölümleri (Mutfak, Banyo) Gürültü Düzeyi 70 dBAKişi Başı Düşen Hava Hacmi 8 m3

Kişi Başına Düşen Alan 3 m2

Kat Yüksekliği (Yığma Yapı) 260-270 cmKat Yüksekliği (BA Karkas) 280-320 cmLavabo+WC Alanı (2-4 Kişilik Aile) 120x240 cmBanyo (2-4 Kişilik Aile) 180x260 cmLavabo+WC+Banyo (2-4 Kişilik Aile) 210x260 cmMerdiven Kovası Genişliği 20 cmMerdiven Kol Genişliği (4 Kat İçin) 1,20 mRıht Yüksekliği 16-18 cmBasamak Genişliği 26-32 cmAsansör (2 Kişilik, En Dar Tarafı 120cm) 2 m2

Pencereler 20(Döşemenin) %İç Kapı Genişliği 90 cmİç Kapı Yüksekliği 210 cmDış Kapı Genişliği 110 cmDış Kapı Yüksekliği 210 cmMutfak Tezgâhı Yüksekliği 70-80 cm1. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K2. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K3. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K4. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K1. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K2. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K3. DG Bölgesi Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,30 W/m2K4. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,25 W/m2K1. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K2. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K3. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,45 W/m2K4. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2KPencerelerin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 2,80 W/m2KEngelli Kapı Geçit Min. Genişliği 90 cmEngelli Rampa Eğimi 6 %Engelli Rampa Uzunluğu 6 mKüpeşteler Arası Rampa Genişliği 120 cmEngelli Rampa Sahanlığı Genişliği 130-200 cmEngelliler İçin Elektrik Şalteri ve Priz Yüksekliği 100-105 cmEngelli İçin Binaya Giriş Yolu 120-200 cmEngelli Arabasının Dönüş Hareket Alanı 120x120 cmEngelli Arabası Geçiş Koridoru Genişliği 150 cmHer Bir Engelli İçin Min. Konut Yaşam Alanı 45-50 m2

İki Engelli İçin Min. Konut Yaşam Alanı 50-55 m2

Engelli Duş Yeri 150x150 cmEngelli Yatak Önü Min. Alan Genişliği 120 cmEngelli Asansörü Kapı Min. Geçiş Genişliği 90 cmEngelli Mutfağı Tezgah Genişliği 60 cmEngelli Mutfağı Tezgah Yüksekliği 75-90 cmBina Duvarlarında Uygulanacak Bütün Boyalar Su Bazlı EN73Mutfak Duvarının Rengi (Kırmızı-turuncu) Canlı Sıcak EN73

Page 96: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

97 AĞUSTOS 2011

Konut Yatak Odası Duvarının Rengi (Mor-lila-turkuaz) Pastel EN73Konut Salon Duvarının Rengi (Çivit mavisi, yeşil ve mavi) Pastel EN73Çocuk Odası Rengi (Şeftali-lila) Canlı Sıcak EN73Tavan Badanası (Beyaz) Kireç -Tavan Sıvası Kireç Esaslı -Bütün Deprem Bölgeleri İçin En Düşük Beton Sınıfı B20 400kg/m3

Taşıycı Elemanlarda Max.Agrega Çapı 31,5 mmTaşıyıcı Yapı Elemanlarında Çelik Donatı Sınıfı StIII -Kolonlarda Min. Asal-Esas Çelik Çapı 14 ØKolon+Kiriş İçin Optimum Enine Donatı (Etriye) Çapı 10 ØDöşeme Düz ve Pilye Donatısı Optimum Çapı 10 Øİç Hacimlerde Bakan Yüzeylerde Min. Donatı Paspayı 15 mmAçık Havaya Maruz Elemanlarda Min. Donatı Paspayı 20 mmToprağa Temas Eden Elemanlarda Min. Donatı Paspayı 30 mmKirişlerde Min. Pilye Çapı 18 Øİç Hacim Yüzeylerine Kaba Sıva Üstü Kireç veya Açı Sıva 5 mmBina Kabuğuna Çimento Esaslı Kaba+İnce Sıva 20 mm100 m2’lik Bir Binada Min. Çimento Miktarı 10 >Ton100 m2’lik Bir Binada Min. Çelik Donatı Miktarı 2,5 >Ton100 m2’lik Bir Betonarme Karkas Binanın Statik Ağırlığı 75 Ton100 m2’lik Bir Ahşap Binanın Statik Ağırlığı 5 TonAlçı Sıva (25 mm Kaba Sıva Üstüne, 700kg Alçı+500kg Su) 5 mmÇarpma Sıva (Kaba Sıva Üstüne, 1m3 Dişli Kum+600kg Çim.) 10 mm

Tablo 5. Eğitim Yapıların Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri

Açıklama BUD BirimiElektriksel Alan 0,2-0,4 mGCO 1 Saatte 1 ppm ppmCO2 1000 ppmO2 21 %Bağıl Nem 50 %RHHava Hızı 0,25-0,30 m/snBütün Eğitim Kademeleri İçin Genel Ses Düzeyi 65 dBDersliklerde Max. Geri Plan Gürültüsü 40 dBADerslik ve Laboratuvar Genel Gürültü Düzeyi 45 dBASpor Salonu ve Yemekhane Genel Gürültü Düzeyi 60 dBAKişi Başı Düşen Derslik Hava Hacmi 8 m3

Kişi Başına Düşen Derslik Alanı 3 m2

Her Bir Öğrenci İçin Oyun Alanı 5 m2

Okulun Min. Yeşil Alanı 500 m2

Derslik Alanı (20 Kişilik) 65-70 m2

Derslik Hacmi (20 Kişilik) 220-240 m3

Derslik Yüksekliği 340-350 cmMerdivende Max. Kol Boyu 300 cmMerdiven Basamak Genişliği 28-30 cmMerdiven Rıht Yüksekliği 14-16 cmKoridor Genişliği 300 cmMerdiven Korkuluğu 100 cmMerdiven Kovası 20 cmKoridor Tavanı Ses Yalıtımı Düzeyi 40 dB1-12 Sınıfları İçin Fen Bilimleri Laboratuarı 70-80 m2

1-12 Sınıflar İçin Kütüphane 70-75 m2

1-12 Sınıflar İçin Çok Amaçlı Beden Eğitimi-Spor Odası 400 m2

1-12 Sınıf ve 100 Erkek veya Kız Öğrenci İçin Lavabo+WC 15 m2

30 Bay Öğretmen İçin Lavabo+WC 15 m2

30 Bayan Öğretmen İçin Lavabo+WC 10 m2

Page 97: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

98

Yarım Gün Eğitim Verilecek Okullarda Öğrenci Başına Alan 10 m2

Tam Gün Eğitim Verilecek Okullarda Öğrenci Başına Alan 25 m2

Derslik Düz Sıralar Arası Mesafe 80-90 cmBasamaklı Derslik Düzende Basamak Yüksekliği 15 cmBasamaklı Derslik Düzende Basamak Genişliği 85 cmEğimli Derslik Düzeyde Eğim 12 %Kütüphane Rafları Arası Mesafe 130-140 cmOkul Öncesi Eğitim Kurumlarında Genel Aydınlık 100-150 LuxPenceresiz Amfilerde Aydınlık 600 LuxKonferans Salonu Aydınlığı 250-300 Luxİlk ve Ortaöğretim Okulu Koridorlarında 150-200 Luxİlk ve Ortaöğretim Okulu Dersliklerinde 200-250 Luxİlk ve Ortaöğretim Okulu Laboratuvarlarında 250-300 LuxDersliklerdeki Max. Öğrenci Sayısı 30 >KişiDersliklerde İdeal Öğrenci Sayısı 20 <KişiSu Bazlı Duvar Boya Tercihi Uygun +++Kireç Esaslı Tavan Badanası Uygun +++Yazı Tahtası İle İlk Sıra Arası Min. Mesafe 200 cmYazı Tahtası İle En Son Sıra Arasındaki Max. Mesafe 900 mElbise Askısı ve Gereç Dolabı Yeri Arka Duvar Önü +-+Bütün Kademeler İçin Yazı Tahtası Önü Platform Yüksekliği 20 cmBütün Kademeler İçin Yazı Tahtası Önü Platform Genişliği 120 cmİlköğretim I. Kademe İçin Yazı Tahtası Yerden Yüksekliği 80 cmİlköğretim II. Kademe İçin Yazı Tahtası Yerden Yüksekliği 90 cmLise İçin Yazı Tahtası Yerden Yüksekliği 100 cmYükseköğretim İçin Yazı Tahtası Yerden Yüksekliği 100 cmVerzalit Sıra ve Masalar Uygun Değil -+-Ahşap Koyucu Sürülmüş Sıra ve Masalar (Verniksiz) Uygun +-+I. Kademe İçin Öğretmen Merkezli Oturma Düzeni (Ense) Uygun Değil -+-II. Kademe İçin Öğrenci Merkezli Oturma Düzeni (Yüzyüze) Uygun +-+II. Kademesi İçin Öğretmen Merkezli Oturma Düzeni (Ense) Uygun +-+İlköğretim-I Sırası Çalışma Yeri (Derin.-Geniş.-Yüksek.) 120-50-64 cmİlköğretim-I Sırası Oturma Yeri (Derin.-Geniş.-Yükseklik) 120-26-38 cmİlköğretim-II Sırası Çalışma Yeri (Derin.-Geniş.-Yüksek.) 110-40-64 cmİlköğretim-II Sırası Oturma Yeri (Derin.-Geniş.-Yüksek.) 110-28-42 cmLise Sırası Çalışma Yeri (Derinlik-Genişlik-Yükseklik) 110-40-70 cmLise Sırası Oturma Yeri (Derinlik-Genişlik-Yükseklik) 110-30-46 cmYükseköğretim Çalışma Yeri (Derinlik-Genişlik-Yükseklik) 110-40-76 cmYükseköğretim Oturma Yeri (Derinlik-Genişlik-Yükseklik) 110-45-46 cmKoridor, Merdiven ve Asansör Boşluğu Sıcaklığı 10-15 oCKapalı Teneffüs Salonlarının Sıcaklığı 10-15 oCHelalar 10-15 oCÖğrenim Aracı Deposu, Laboratuvar, Vestiyer Sıcaklığı 15 oCKreşlerde Koridor, Merdiven, Asansör Boşluğu ve Helâlar 15 oCKonferans ve Seminer Salonu Sıcaklığı 18 oCDersliklerin Sıcaklığı 20 oCYönetici ve Öğretmenler Odası Sıcaklığı 20 oCÇok Amaçlı Salonların Sıcaklığı 20 oCPedagojik Merkezlerin Sıcaklığı 20 oCRevir, Doktor ve Muayene Odası Sıcaklığı 24 oCDuş, Soyunma ve Giyinme Odası Sıcaklığı 26 oC1. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K2. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K3. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K4. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K1. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K2. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K

Page 98: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

99 AĞUSTOS 2011

3. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,30 W/m2K4. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,25 W/m2K1. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K2. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K3. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,45 W/m2K4. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2KPencerelerin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 2,80 W/m2KZemin-Döşeme Granit Epoksi Kaplaması (Self Levelling) 8-10 mmBütün Eğitim Kademeleri İçin Priz ve Fiş Mesafesi 150-160 mBaz İstasyonu İle Okul Arasındaki Min. Mesafe 200 mBütün Eğitim Kademeleri İçin Eğitim Binası Kat Sayısı B+Z+3 Adetİlköğretim I.Kademe Derslikleri İçin Renk Tercihi Canlı Renkler +-+İlköğretim II.Kademe Derslikleri İçin Renk Tercihi Pastel Renkler +-+Engelli Asansörü 120x200 cmEngelli Özel Lavabo ve WC Düzenlemesi(Bay+Bayan) 1+1 AdetKreş ve Gündüz Bakımevi Uyku Odası Yaşam Alanı 2 m2

Kreş ve Gündüz Bakımevi Uyku Odası Yaşam Hacmi 6 m3

Kreş ve Gündüz Bakımevi Fırın Ahşap Parke Döşe. Kap. 2 cmKGB Oyun Alanı Süspansiyon Tabakası Kauçuk Rulo Döş. Kap. 8 mmKreş ve Gündüz Bakımevi Merdiveni İçin Krom Trabzan Yüks. 70-80 cmOkul Öncesi Eğitim Lavabo Yüksekliği 55-60 cmOkul Öncesi Eğitim Musluk Yüksekliği 85-90 cmOkul Öncesi Eğitim Ayna Ortası Yüksekliği 130 cmİlköğretim Okulları İçin Lavabo Yüksekliği 70-75 cmİlköğretim Okulları İçin Musluk Yüksekliği 100-105 cmİlköğretim Okulları İçin Ayna Ortası Yüksekliği 145 cmLise ve Yükseköğretim İçin Lavabo Yüksekliği 80 cmLise ve Yükseköğretim İçin Musluk Yüksekliği 110 cmLise ve Yükseköğretim İçin Ayna Ortası Yüksekliği 155 cmİlköğretim I.Kad. İçin Sarı, Portakal Renk Boya Su Bazlı EN73İlköğretim II.Kad. İçin Açık Mavi ve Açık Yeşil Renk Boya Su Bazlı EN73

Tablo 6. Sağlık Yapıların Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri

Açıklama BUD BirimiElektriksel Alan 0,2-0,4 mGCO 1 Saatte 1ppm ppmCO2 1000 ppmO2 21 %Bağıl Nem 30-70 %RHHastane Aydınlığı (Gece) 40-50 LuxHastane Aydınlığı (Gündüz) 200-250 LuxHastane Muayene ve Kontrol Odaları Aydınlığı 400-500 LuxHastane Laboratuvar Aydınlığı 400-500 LuxGenel Ses Düzeyi 60 dBHastane Genel Gürültü Düzeyi 35 dBAHasta Yatak ve Poliklinik Odası Sıcaklığı 20 oCBanyo, Duş, Ameliyat, Röntgen ve Soyunma Odası Sıcaklığı 20 oCEczane ve Laboratuvar Hacimleri Sıcaklığı 20 oCMerdiven Evi, Koridor, Bekleme Salonu, Hol ve Helalar 20 oC1. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K2. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K3. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K4. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K1. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K2. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K

Page 99: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

100

3. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,30 W/m2K4. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,25 W/m2K1. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K2. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K3. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,45 W/m2K4. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2KPencerelerin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 2,80 W/m2KBanyo ve Duş Odaları Geçiş Yolu Sıcaklığı 20 oCRoma Hamamı Sıcaklığı 22 oCSauna Soyunma ve Son Terleme Odası Sıcaklığı 22 oCKurna ve Duş Odaları Sıcaklığı 20-22 oCSıhhi Banyo Hacmi Sıcaklığı 24 oCYıkanma ve Duş Hacmi Sıcaklığı 25 oCBirinci Terleme Hacmi Sıcaklığı 40-50 oCİkinci Terleme Hacmi Sıcaklığı 50-80 oCSağlık Binası Max. Kat Sayısı 6 AdetTedavi Odaları Kat Yüksekliği 4,50 mBakım Odaları Kat Yüksekliği 3,40 mHastane İçin Fonksiyon Alanları 11 AdetHastane Min. Koridor Genişliği 150 cmHastane Sedyeli Sevk Koridoru Min. Genişliği 225 cmKoridor Asma Tavanı Min. Yüksekliği 240 cmAydınlatma ve Havalandırma Pencereler Arası Max. Mesafe 24 mHastane Genel Kapılarının Ses Emme Gücü 27 dBHastane Normal Kapı Yüksekliği 210-220 cmHastane Otomobil Geçişleri İçin Büyük Kapı Yüksekliği 250 cmNakliye Araçlarının Geçiş Noktası Kapı Yüksekliği 270-280 cmAna Giriş ve Sedyeli Hastalar İçin Min. Kapı Yüksekliği 350 cmTek Kişilik Hastane Asansör Kabin Kullanım Alanı 90x120 cmTek Kişilik Hastane Asansör Boşluğu Ölçüsü 125x150 cmBir Ameliyathane İçin Kullanım Alanı (Kare Alan) 40-50 m2

Bir Ameliyathane İçin Giriş Odası 15-20 m2

Bir Ameliyathane İçin Çıkış Odası 15-20 m2

Bir Ameliyathane İçin Yıkanma Odası 12-15 m2

Bir Ameliyathane İçin Cihaz Odası 10-15 m2

Bir Ameliyathane İçin Kat Yüksekliği 300 cmBir Ameliyathane İçin Bağıl Nem 60-65 %Bir Yataklı Hasta Odası Büyüklüğü 10 m2

İki Hasta İçin Hasta Odası Büyüklüğü 18 m2

Üç Hasta İçin Hasta Odası Büyüklüğü 26 m2

Hasta Odası Kapı Genişliği 125 cmHasta Odası Kapı Yüksekliği 215 cmHasta Odası Kapılarının Ses Emme Gücü 32 dBHasta Dinlenme Odası Büyüklüğü 22-25 m2

Servis Doktor Odası Büyüklüğü 16-20 m2

Servis Teknik Odası Büyüklüğü 8-10 m2

Steril Çalışma Odası Büyüklüğü 10-12 m2

Hemşire Odası Büyüklüğü 24-26 m2

Servis Mutfağı Büyüklüğü 14-16 m2

Servis Yıkanma Odası Büyüklüğü 8-10 m2

Röntgen Odası Büyüklüğü 25-30 m2

Depo ve Temizlik Odası 15 m2

Hastane Zemini-Döşemesi Epoksi Kaplaması (Self Levelling) 5-8 mmHastane Tavan Rengi (Beyaz) Su Bazlı EN73Hastane Duvar Rengi (Yeşil Tonları ve Morun Açık Tonları) Su Bazlı EN73

Page 100: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

101 AĞUSTOS 2011

Tablo 7. İş ve İdare Binaların Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri

Açıklama BUD BirimiAmbar ve Depo Sıcaklığı 10 oCLokanta, Otel ve Pansiyon Odaları, Bekleme Odası 20 oCOfis Aydınlığı 320-500 LuxÇizim Ofislerinin Aydınlığı 750-900 LuxOfis Bekleme Alanlarının Aydınlığı 200” LuxOfis Koridorlarının Aydınlığı 200 LuxOfis Bilgi İşlem Odalarının Aydınlığı 300 LuxOfis Toplantı Odalarının Aydınlığı 400-600 LuxToplantı Salonu Sıcaklığı 20 oCArşiv Sıcaklığı 15 oCGenel Ses Düzeyi 65 dBOtel Yatak Odası Gürültü Düzeyi 30 dBAOtel ve Restoran Genel Gürültü Düzeyi 35 dBAÖzel Büro (Uygulamalı) Gürültü Düzeyi 50 dBAGenel Büro (Yazı, Hesap Böl.) Gürültü Düzeyi 60 dBASüpermarket Aydınlığı 400-600 LuxMağaza Vitrin Aydınlığı 2000-3000 LuxAVM Genel Alanların Aydınlığı 300-400 LuxMağaza Genel Alanları Aydınlığı 500-700 LuxMağaza Sergileme Bölümleri Aydınlığı 1000-1400 LuxGiyinme Kabinleri Aydınlığı 200-300 LuxOtel Lobilerinin Aydınlığı 100-150 LuxTesisat Gereksinimli İdari Binalarda Kat Yüksekliği 300-310 cmTesisat Gereksinimsiz İdari Binalarda Kat Yüksekliği 340-350 cmHavalandırma Sistemli İdari Binalarda Kat Yüksekliği 370-380 cmBüyük Büro Odası Kat Yüksekliği(ASTV) 420-430 cmKuyumculuk İşyeri(Leylak-Lavanta-Şeftali Pastel Tonları) Su Bazlı EN73Ev Eşyası (Gri, Gri-Yeşil, Mavi-Yeşil, Mavi-Eflatun) Su Bazlı EN73Spor Giyim (Kırmızı, Turuncu ve Sarı) Su Bazlı EN73Yaya Trafiği Yoğun İşyeri (Kırmızı ya da Kırmızı Tonları) Su Bazlı EN73Fastfood (Kırmızı-Sarı-Kahverenci) Su Bazlı EN73İletişim İşyerleri (Mavi ve Tonları) Su Bazlı EN73Kadın Giyim (Şeftali, Kırmızı, Turuncu ya da Sarı) Su Bazlı EN73Erkek giyim (Gri, Gri-Yeşil, Mavi-Yeşil, Mavi-Eflatun) Su Bazlı EN73İç Giyim İşyerinin Rengi (Leylak-Lavanta-Şeftali) Su Bazlı EN73Dini Konulu İşyeri (Mor ve Yeşil) Su Bazlı EN73Bekleme Salonu (Fıstık Yeşili ve Yeşil) Su Bazlı EN73Yönetici, bilim adamı, düşünürlerin olduğu ortamlar (Sarı) Su Bazlı EN73

Tablo 8. Hayvancılık Yapılarının Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri

Açıklama BUD BirimiBir Çift Güvercin İçin Kafes Alanı 0,15-0,20 m2

Bir Çift Muhabere Güvercini İçin Hava Hacmi 1,5 m3

Bir Çift Safkan Güvercin İçin Hava Hacmi 1,0 m3

Beş Tavuk İçin Eşinme Odası 3 m2

On Tavuk İçin Eşinme Odası 5 m2

Yirmi Tavuk İçin Eşinme Odası 10 m2

Bir Kümeste Maksimum Tavuk Sayısı 20 AdetBeş Tavuk İçin Tüneme Yeri 1 MBeş Ördek İçin Yaşam Alanı 1 m2

Ördekler İçin Kümes Yüksekliği 1,7-2,0 MBir Kümesteki Maksimum Ördek Sayısı 20 AdetKümes Pencere Alanı Yaban Alanı Oranı Esasına Göre 10 %Pencere Yönü-Cephesi Güney -Folluklar 0,40x0,40 m2

Her Bir Tavşan İ çin Kafes Alanı 0,6-1,0 m2

Tavşan Kafes Zemin Eğimi 5 %Yavrulamak İçin Her Bir Dişi Tavşan İçin Ahır Hacmi 4,5-5,5 m3

Page 101: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

102

Damızlık Ahırın Ortam Isısı 10-28 oCBesi Ahırının Ortam Isısı 20 oCHer Bir Keçi İçin Yaşam Alanı 1,5-2,0 m2

Her Bir Keçi İçin Stand Genişliği 0,75-0,80 mHer Bir Keçi İçin Bağlı Stand Derinliği 1,80 mHer Bir Keçi İçin Serbest Stand Genişliği 2,50-2,80 mKeçi İçin Ağıl Yüksekliği 1,90-2,20 mKeçi İçin Ağıl Isısı 10-20 oCAğıl Pencere Alanı Taban Alanı Oranı Esasına Göre 10 %Ağıl Yem Kutusu Genişliği ve Yüksekliği 45 cmAğıl Yem Yeme Yeri Uzunluğu 90 cmAğıl Serpme Yatağı Derinliği 70 cmKoyun Yemliğin Yerden Yüksekliği 40 cmKoyun Yemlik Yüksekliği 70 cmBir Koyun İçin Yem Alanı 0,40 m2

Bir Koyun İçin Yaşam Alanı 0,85 m2

Kuzulu Anne Koyun Yaşam Alanı 1,2-1,60 m2

Dört Haftalık Kuzu İçin Yaşam Alanı 0,30-0,40 m2

Revaç-Besi Kuzusu İçin Yaşam Alanı 0,40-0,50 m2

Ayrı Ahırda tutulan Besili Koç İçin Yaşam Alanı 3,00-4,00 m2

Sürü Halindeki Anne Koyun İçin Yaşam Alanı 0,80 m2

Sürü Halindeki Kuzulu Anne Koyun İçin yaşam Alanı 1,20 m2

Sürü halindeki Besili Kuzu İçin Yaşam Alanı 0,50 m2

Sürü Halinde ve Bir Yaşındaki Hayvan İçin Yaşam Alanı 0,60 m2

Sürü Halindeki Bir Koçun Yaşam Alanı 1,50 m2

Anne Koyun İçin Ortam Sıcaklığı 8-10 oCBesili Kuzu İçin Ortam Sıcaklığı 10-14 oCYetişmiş Hayvan İçin Ortam Sıcaklığı 14-16 oCAnne Koyun İçin Bağıl Nem Düzeyi 60-75 %Besili Kuzu İçin Bağıl Nem Düzeyi 60-75 %Yetişmiş Hayvan İçin Bağıl Nem Düzeyi 60-70 %Koyun Ağıl Kapısı Yüksekliği 2,80 mKoyun Ağıl Yüksekliği 3,30-3,50 mKoyun Ağıl Yemlikleri Arası Mesafesi 2,30 mKoyun Ağıl Yemliklerinin Duvardan uzaklık Mesafesi 1,80 mKoyun Ağıl Pencere Alanı Taban Alanı Oranı Esasına Göre 1/20-1/25 %Tavukçuluk Kümesi İçin Ortam Sıcaklığı 15-22 oCTavukçuluk İntensif Döşeme Genişliği 7 mTavukçulukta Kafes Batarya Alanı 6-15 m2

Tavukçuluk Ünitesine Optimal Hava Giriş Hızı 0,30 m/sTavukçuluk Ünitesine Yaz Şartlarında Hava Giriş Hızı 0,50 m/sYumurtlayan Tavuklarda Hava Hacmi 10 m3/h/kgCivciv ve Piliçler İçin Hava Hacmi 4 m3/h/kgTavukçulukta Yerleştirme Yoğunluğu 5-7 Adet/m2

Lata Kafesli Kümeslerde Yerleştirme Yoğunluğu 8-10 Adet/m2

Eğimli Kümeslerde Yerleştirme Yoğunluğu 16 Adet/m2

Koşu Atı İçin Yaşam Alanı 10-12 m2

Kısrak At ve Aygır İçin Yaşam Alanı 12-16 m2

Koşu Atı İçin Kabin Yüksekliği 2,60-2,80 mKısrak At ve Aygır İçin Kabin Yüksekliği 2,60-2,80 mAt İçin Tavlama Yolu 2,50 mBoğa İçin Stand Genişliği 1,25-1,40 mİnek İçin Stand Genişliği 1,05-1,25 mİnek İçin Stand Uzunluğu 1,40-1,80 mİnek İçin Yaşam Alanı 5-9 m2

Bir Yaşındaki Bir Dana İçin Yaşam Alanı 3,1-2,5 m2

İki Yaşındaki Bir Dana İçin Yaşam Alanı 3,50-4,50 m2

Buzağılı-İnekli Bağlama Ahır Genişliği (2 Sıralı) 12,5-13,00 mBuzağılı-İnekli Kabinli Ahır Genişliği (2 Sıralı) 19,00-20,00 mBuzağılı-İnekli Kabinli Ahır Genişliği (3 Sıralı) 21,00-22,00 mİnek İçin Yatma Kabini Uzunluğu 2,30-2,40 mBoğa, İnek, Dana, At, Koyun Yaşaml Anlarındaki Bağıl Nem 60-80 %Isıtılan Hayvanat Bahçelerindeki Ortam Sıcaklığı 20-22 oCIsıtılmayan Hayvanat Behçesindeki Ortam Sıcaklığı 8-10 oCSürüngenler İçin Su Sıcaklığı 15-27 oCHayvancılık ve Besi Yapıları Tavan Boyası Kireç -Hayvancılık ve Besi Yapıları Duvar Boyası Antibakterial EN73

Page 102: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

103 AĞUSTOS 2011

Tablo 9. Sosyokültürel Yapıların Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri

Açıklama BUD BirimiElektriksel Alan 0,2-0,4 mGCO 1 Saatte 1ppm ppmCO2 1000 ppmO2 21 %Bağıl Nem 50 %RHMüze ve Sergi Salonları Sıcaklığı 15 oCSinema ve Tiyatro Binaların Sıcaklığı 18 oCKonferans ve Seminer Salonu Sıcaklığı 18 oCKütüphane ve Okuma Salonu Sıcaklığı 20 oCMüze Aydınlığı 100-150 LuxMüze Sergileme Salonları Aydınlığı 250-350 LuxSinemalar 100-125 LuxEğitim Odalarının Aydınlığı 300-500 LuxTiyatro Salonu Gürültü Düzeyi 25 dBAKonferans Salonu Gürültü Düzeyi 30 dBA1. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K2. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K3. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K4. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K1. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K2. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K3. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,30 W/m2K4. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,25 W/m2K1. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K2. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K3. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,45 W/m2K4. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2KPencerelerin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 2,80 W/m2KBir Yıldızlı (Turistlik) Otel Oda Büyüklüğü (Tek Kişilik) 8 m2

Bir Yıldızlı (Turistlik) Otel Oda Büyüklüğü (Çift Kişilik) 12 m2

İki Yıldızlı (Standart) Otel Oda Büyüklüğü (Tek Kişilik) 12 m2

İki Yıldızlı (Standart) Otel Oda Büyüklüğü (Çift Kişilik) 16 m2

Üç Yıldızlı (Konfor) Otel Oda Büyüklüğü (Tek Kişilik) 14 m2

Üç Yıldızlı (Konfor) Otel Oda Büyüklüğü (Çift Kişilik) 18 m2

Dört Yıldızlı (I.Sınıf) Otel Oda Büyüklüğü (Tek Kişilik) 16 m2

Dört Yıldızlı (I.Sınıf) Otel Oda Büyüklüğü (Çift Kişilik) 24 m2

Beş Yıldızlı (Lüx) Otel Oda Büyüklüğü (Tek Kişilik) 18 m2

Beş Yıldızlı (Lüx) Otel Oda Büyüklüğü (Çift Kişilik) 26 m2

Suit Otel Odası 42 m2

Business-Corner Otel Odası 65 m2

Family Corner Otel Odası 65 m2

Konfor Suit Otel Odası 65 m2

Grand Suit Otel Odası 130-200 m2

Otel Konferans Salonu İdeal Dinleyici Kapasitesi 100 KişiSıralı Koltuk Düzenlemeli Konferans Alanı 0,80-1,00 m2/KişiSıralı Masalı Düzenlemeli Konferans Alanı 1,50-2,00 m2/Kişi20 Katılımlı Otel Seminer Odası Alanı 70 m2

Konferans ve Seminer Salonu Aydınlığı (Akkor Telli Lamba) 300-500 LuxBir Kişilik Huzurevi İçin Yaşam Alanı 25-30 m2

İki Kişilik Huzurevi İçin Yaşam Alanı 45-55 m2

Huzurevi Balkonu Alanı (3m2) 150x200 cmMüzelerde Her Bir Resim İçin Duvar Alanı 3-5 m2

Müzelerde Her Bir Sanat Yapıtı İçin Sergi Alanı 6-10 m2

Müzelerde Her 400 Madalya İçin Sergi Vitrini 1 m2

Zemin-Döşeme Epoksi Kaplaması (self Levelling) 5-8 mmTava Boyası Kireç -Duvar Boyası (Yumuşak Mavimsi Sarıya Yakın Renkler) Su Bazlı EN73

Page 103: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

104

Tablo 10. Spor Yapıların Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri

Açıklama BUD Birimi

Elektriksel Alan 0,2-0,4 mG

Genel Jimnastik Salonu 18 oC

CO 1 Saatte 1ppm ppm

CO2 1000 ppm

O2 21 %

Bağıl Nem 50 %RH

Yüzme Havuzu Bekleme Salonu Sıcaklığı 18 oC

Yüzme Havuzu Hacmi Sıcaklığı 22-25 oC

Ortopedik Jimnastik salonu Sıcaklığı 20 oC

1. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K

2. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K

3. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K

4. DG Bölgesi Duvarın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K

1. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,50 W/m2K

2. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K

3. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,30 W/m2K

4. DG Bölgesi Tavanın Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,25 W/m2K

1. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,80 W/m2K

2. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,60 W/m2K

3. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,45 W/m2K

4. DG Bölgesi Döşemenin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 0,40 W/m2K

Pencerelerin Toplam Isı Geçiş Katsayısı (U) 2,80 W/m2K

Futbol Sahası 45X90 - 90X120 m2

Futbol Kalesi Büyüklüğü 2,44x7,32 m

Hentbol Sahası 18x38 – 22x44 m2

Basketbol Sahası 13x24 – 15x28 m2

Basketbol Sepeti Çapı 55 cm

Basketbol Sepeti Yüksekliği 250 cm

Spor Salonu Kör Döşeme Üstü Fırın Parke Kaplama 3 cm

Spor Salonu Tesviye Betonu Üstü Dökme Kauçuk Kaplama 3 cm

Spor Salonu Aydınlık Düzeyi 300-500 Lux

Spor Salonu Süspansiyon Tabakası Kauçuk Rulo Boyutu 1,50x20,00 m

Spor Salonu Süspansiyon Tabakası Kauçuk Rulo Kalınlığı 8 mm

Sentetik Kapl. Süsp. Tabakası Malzeme Yoğunluğu 750 kg/m3

Sent. Kapl. Süsp. Tabakası Malz. Deformasyon Modülasyonu 0,8 N/mm²

Sentetik Kapl. Süsp. Tabakası Malz. Gerilme Min.Mukavemeti 0.3 MPa

Sentetik Kapl. Süsp. Tabakası Malz. Min. Yırtılma Direnci 125 %

Sentetik Kapl. Süsp. Tab. Malz. Özel. Koruduğu Isı Aralığı -30/+120 oC

Poliüretan Üst Kaplama Sarfiyatı 350-500 gr/cm²

Poliüretan Üst Kaplama Nihai Kalınlık 2 mm

Poliüretan Üst Kaplama Shore A Sertlik Derecesi 75±5 -

Poliüretan Üst Kaplama Kopma Uzaması 95±10 %

Seyirci Alanları Zemini Epoksi Kaplaması (Self Levelling) 5-8 mm

Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası Yüzme Havuzun Eni      25 m

Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası Yüzme Havuzun Boyu      50 m

Sportif Çalışma Amaçlı Havuzun Boyu 25 m

Yüzme Havuzunun Kulvarlar Arası Mesafe 250 cm

Yüzme Havuzunun Kenar Kulvar-Duvar Arası Mesafe 20 cm

Kulvar Hatalı Çapı 15 cm

Page 104: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

105 AĞUSTOS 2011

Başlangıç Platformu Yüksekliği 50-75 cm

Başlangıç Platformu Yüzey Alanı 50x50 cm

Başlangıç Platformu Eğimi 10 %

Bitiş Duvarı Önü Derinliği (1. ve 6. Metre Arası Bölge) 135 cm

Bayraklı Halatın Su Yüzeyinden Olan Min. ve Max. Mesafesi 180-250 cm

FR3 Havuzun Derinliği 2 m

FR3 Havuzu Kulvar Sayısı 8 Adet

Yetişkin Yüzme Havuzu Su Sıcaklığı 25-28 oC

Çocuk Havuzu Su Sıcaklığı 26-32 oC

Havuz Tatlı Suyun Sertliği (Min. ve Max.Değeri)Günde 3 Kez 6,5-7,6 pH

Havuz Deniz Suyun Sertliği (Min. ve Max.Değeri)Günde 3 Kez 6,5-7,8 pH

Havuz Suyunda Amonyum Miktarı (Ayda Bir) 0,5 mg/L

Havuz Suyunda Nitrit Miktarı (Ayda Bir) 0,5 mg/L

Havuz Suyunda Nitrat Miktarı (Ayda Bir) 20 mg/L

Havuz Suyunda Siyanürük Asit Miktarı (Ayda Bir) 100 mg/L

Havuz Suyunda Bakır Miktarı (Ayda Bir) 1 mg/L

Havuz Suyunda Alüminyum Miktarı (Ayda Bir) 0,2 mg/L

Havuz Suyunda Orga. Madd.İçin Sarf edilen Oksijen Miktarı 5 mg/L

Havuz Suyunda Toplam Alkalilik (Ayda Bir) 80 mg/L

Havuz Suyunda Bağlı Klor (1 Günde, 4 Saat Ara 3 Defa) 0,2 mg/L

Havuz Suyunda Serbest Klor (1 Dünde, 4 Saat Ara 3 Defa) 0,6 mg/L

Başlangıç Platformları Üzeri ve Dönüş Noktası Aydınlığı 600 Lux

Kulvar İşaretlerinin Kalınlığı 20-30 cm

22oC’de 72 Saatte Havuz Suyu Toplam Koloni (Jerm) Sayısı 100 (Ayda Bir) CFU3/ml

36oC’de 48 Saatte Havuz Suyu Toplam Koloni (Jerm) Sayısı 100 (Ayda Bir) CFU3/ml

Toplam Koliform Bakteri Miktarı 0/100 ml

E.Coli 0/100 ml

Pseudomonas Aeruginosa 0/100 ml

Havuz Suyundaki İdeal Alkalinite Değeri 80-120 ppm

Havuz Suyundaki İdeal Kalsiyum Sertliği Değeri 200-400 ppm

Havuz Suyundaki Min. Kalsiyum Sertliği Değeri (Aşındırıcı) 150 ppm

Havuz Suyundaki Max. Kalsiyum Sertliği Değeri (Taş Yapıcı) 1000 ppm

Havuz Suyu Sertlik Derecesi-Çok Yumuşak (Fransız-İngiliz) 0-7;0-4;0-5 -

Havuz Suyu Sertlik Derecesi-Yumuşak (Fransız-İngiliz) 7-14;4-8;5-10 -

Havuz Suyu Sertlik Derecesi-Hafif Sert (Fransız-İngiliz) 14-22;8-12;10-15 -

Havuz Suyu Sertlik Derecesi-Sert (Fransız-İngiliz) 22-32;12-18;15-22 -

Havuz Suyu Sertlik Der.-Çok Sert (Fransız-Alman-İngiliz) 32-54;18-30;22-35 -

Havuz Suyu Sertlik Der.-Çok Aşırı Sert (Fran.-Alm-İngiliz) >54;>30;>35 -

0-5 Yaş Gurubu Çocuk Havuzu Derinliği 30-50 cm

Jimnastik Havuz Derinliği 135 cm

Soğuk Su (Şok) Havuzları 110-135 cm

Su Atraksiyon Havuzu Derinliği 110 cm

Dalga Havuzu Derinliği 0-160 cm

SPA Havuz Derinliği 110-135 cm

Havuz Kum Filtrelerinde Filtrasyon Hızı <50 m/h

Klor İle Dezenfekte Edilen Özel Havuzlarda Aktif Klor Mik. 0,3-0,6 mg/L

Az Havuz Sirkülasyon Periyotlu Havuz (30m3;30-50m3;>50m3) 5-6-8 Saat

Orta Havuz Sirkülasyon Periyotlu Havuz (30m3;30-50m3;>50m3) 4-5-7 Saat

Çok Havuz Sirkülasyon Periyotlu Havuz (30m3;30-50m3;50>m3) 3-4-6 Saat

Havuzlarda Kullanıcı Başına Günlük Su İlave Miktarı 30 lt

Kapalı Spor Salonu Rengi (Pembemsi Sarı Tonlar) Su Bazlı EN73

Page 105: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

106

SONUÇ VE ÖNERİLER

Tablo 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10’da verilen bilgiler, biyohar-molojinin kuramsal esaslarından esinlenilerek oluştu-rulmuş olup, insanların kısa ve/veya uzun süreli olarak kalınan ve kullanılan ortamların kendileriyle daha uyum-lu olmalarını sağlayabilen değerlerdir. Bu değerler, kul-lanımına sunulan ortam ile canlının en uyumlu ve den-geli olduğu veriler olup, değişen ihtiyaçlara göre gün-cellenmesi veya yeni verilerle desteklenerek daha da geliştirilmesi söz konusu olabilir.

Sonuç olarak, canlının kullanımına sunulan veya sunu-lacak doğal veya yapay yaşam alanlarının bazı özellik-lere sahip olması gerekir. Bu duruma yapıda bir stan-dardizasyon sağlama da denilebilir. Yapıda standardi-zasyon sağlama ise oldukça süreçtir. Bu süreçte stan-dardizasyonu zorlaştıran hususlar arasında kullanıcının cinsiyeti, yaşı ve eğitim durumunun yanı sıra bazı çev-resel, kültürel, inanç gibi daha birçok hususlarda özel farklıkların olabilmesidir. Sürekli değişen değer yargıları da ayrı bir olumsuzluk olarak da görülebilir. Hacimlerde işleve uygun görsel konfor koşullarını oluşturmak için aydınlığın niceliği ve niteliği açısından doğru bir aydın-latma düzeni kurulmalıdır. Aydınlatma düzenleri kuru-lurken, ihtiyaç duyulan aydınlık niceliğinin sağlanmasın-da, güneş ve göğün birlikte oluşturduğu günışığından yararlanmanın yapay aydınlatmada kullanılan enerjinin belli bir ölçüde azaltılmasına katkıda bulunacağı açıktır. Konuya bu bakış açısı ile yaklaşıldığında, özellikle gün boyu kullanılan hastane, okul, büro gibi yapılardaki ha-cimlerde, doğal aydınlatma tasarımı daha da önem ka-zanmaktadır

Dinlenme halindeki bir insan için en uygun oda sıcaklığı 18-25oC arasında değişirken, çalışan bir insan için 15-18oC arasında olması yeterlidir. Bütün bunların yanı sıra aynı zamanda insan, gıdayla ısıtılan ve kendi kilosunun her biriyle 1,5 WE/h üreten bir soba olarak nitelendirile-bilir. Ortalama 70 kg olan bir yetişkin saatte 105 WE/h, günde 5220 WE/h, 25 litre su kaynatmaya yetecek ka-dar ısı üretebilir. Isı üretimi ise şartlara göre değişir. Oda ısısının düşmesi ve hareketle artan odanın ısıtılmasında yumuşak bir ısının, odanın en soğuk kısımlarındaki oda havasını bile ısıtmasına dikkat edilmelidir. 70-80oC üze-rindeki ısı derecelerinde ayrışma görülür. Mukoza zarı, ağız ve gırtlağı teskin ederek kuru hava hissi verir. Bun-dan dolayı yüksek yüzey ısılı buharlı sobalar ve demir ocakları konutlar için uygun değildir [12].

Bu özelliklerini uzun zaman korumalı ve kullanım esna-sında ortama istenmeyen toz, partikül, gaz gibi zarar-lı bırakmamalıdır. Uygulamada tercih edilen malzeme-ler radyoaktif olmamalıdır. Ortamın negatif iyon oranını azaltmamalıdır.

KAYNAKLAR 1. Balanlı, A., (1997). Yapıda Ürün Seçimi. YTÜ Mimarlık

Fakültesi Eğitim ve Kültür Hizmetleri Derneği, Yayın No: 4, İstanbul.

2. Kalınkara, V., (2001). Konutta İç Dekorasyon, Teknik Ya-yınevi, Ankara.

3. Ekinci, C.E., (2006). Biyoharmoloji. E-Journal of New World Sciences Academy. ISSN 1306 3111, Cilt:1, Sayı:2, ss:32-49.

4. Gürol, M. ve Ekinci, C.E., (2011). İlköğretim Okulunun Biyoharmolojik Özellikleri Üzerine Bir Deneysel Çalışma. IPCC 2011 Kongresi, Mayıs 2011, İstanbul.

5. Tunay, M., Melemez, K. ve Dizdar, E.N., (2005). Yüksek Öğrenimde Kullanılan Okul Sıra ve Masalarının Antropo-metrik Tasarımı (Bartın Orman Fakültesi Örneği), Tekno-loji, Cilt:8, Sayı:1, ss:93-99.

6. Kılıç, N.D. ve Gedik, G.Z., (2004). Okul Yapılarının Plan Tiplerinin Yıllık Isıtma Enerjisi Tüketimi Açısından Karşı-laştırılması.” Sürdürülebilir Çevre İçin Enerji Denetimi-Yalıtım Kongresi ve Sergisi Bildiriler Kitabı. ss:89-95. İs-tanbul.

7. Çelebi, G., Gültekin, A.B., Harputlugil, G., Bedir, M. ve Tereci, A., (2008). Yapı Çevre İlişkileri, ISBN/ISSN: 978-9944-89-645-0, Çizgi Basım Yayın Ltd. Şti., İstanbul.

8. Ekinci, C.E., (2007). Biyoharmoloji. Elazığ: Data Yayınevi.

9. Akman, A., (1999). Ekolojik ve Biyolojik Yapı Uygulama-ları, Yapı Dergisi, Sayı: 213, ss:91-102.

10. Ünver, R., (?). Yapı Dışı Engeller ve Hacim İçi Doğal Ay-dınlık İlişkisi Üzerine Bir İnceleme. www.emo.org.tr (Eri-şim Tarihi, 03 Mayıs 2011).

11. Novalux, (2011). Aydınlatmada Temel Kavramlar. www.novalux.com. tr (Erişim Tarihi: 30 Nisan 2011).

12. Aybar, U., (2003). Ankara Mesa Yonca Evler Sitesi’nin Doğal Aydınlatma Açısından İncelenmesi. Gazi Üniv. Müh.Mim.Fak.Der. Cilt: 18, No:1, ss:45-56.

13. Anon, (2001). Lighting of Indoor Work Places, (Commis-sion International del’Eclairage; CIE), Publication No. D 008/E-2001, Vienna, Austria.

14. Neufert, E., (1998). Yapı Tasarımı Bilgisi (35. Baskı). İs-tanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş.

15. Ekinci, C.E., (2008). Bordo Kitap: Yapı ve Tasarımcının İnşaat El Kitabı. Elazığ: Data Yayınevi.

16. Ekinci, C.E., (2008). Yalıtım Teknikleri. Elazığ: Data Yayınevi.

17. TSE, (2003). Mobilya-Eğitim Kurumlarında Kullanılan Sandalyeler ve Masalar, Bölüm 1: Fonksiyonel Boyutlar, Türk Standardı, TS 3585 ENV 1729-1. Ankara.

18. Akman, A., (1999). Ekolojik ve Biyolojik Yapı Uygulama-ları, Yapı 213, 1999/8, ss:91-102.

19. Çobanoğlu, Z., (1999). Konut Sağlığı, Ankara: Somgür Yayınevi.

20. Ekinci, C.E. ve Oymael, S., (2010). Sürdürülebilirlik Açı-sından Yapıların ve Yapı Malzemelerinin Biyoharmolo-jik Özelliklerine Bakış. Uluslararası Sürdürülebilir Yapılar Sempozyumu (ISBS), 26-28 Mayıs 2010, Bildiriler Kita-bı, ss: 261-266, Ankara.

21. Koşar, E., (2011). Eğitim Ortamı Tasarımı Araç-Gereç ve Materyal Özellikleri, homepage.uludag.edu.tr/~ekosar/4.pps (Erişim Tarihi: 25.05.2011)

Page 106: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

107 AĞUSTOS 2011

BİL

İŞİM

Memet ÖZKANYönetim Danışmanı

[email protected]

Bilgi Yönetimini Nerede Kullanacağız?

Aslında bilgi ekonomisinin öneminin anlaşılması uzun bir geçmişe dayanmıyor. Çok eskiden beri insanoğ-lunun yaşam dinamiğinin temelinde yer alan “tarım ekonomisi”nde toprak ve emek unsurları ön planday-ken, son 100 yılda gelişen “sanayi ekonomisi”nde tek-noloji ve sermayeden bahsedilmeye başlandı. Son 10 küsur yılda atağa geçen dijital ekonomi ise Internet üzerinde yükselen yeni bir yaşam formu olarak günü-müzde değer görüyor.

Oysa ki dikkatlice bakıldığında, saydığımız tüm bu un-surların arkasında ciddi bir “bilgi ekonomisi” mevcut. Toprak, emek, teknoloji, sermaye vb. tüm unsurlar, adeta mükellef bir yemeğin yağ, tuz, et, sebze gibi tek başına bir şey ifade etmeyen, ancak belli karışımlar-da ve belli tekniklerle kullanıldığında damakta unutul-maz anılar bırakan tadlarına benziyor. İşte bilgi yöne-timi budur.

Enformasyondan verilere, verilerden bilgiye, bilgiden deneyime uzanan bir yaşam döngümüz var. Adına is-ter tarım ekonomisi deyin, ister nano teknoloji ekono-misi. Yaşanan ve yaşanacak tüm gelişmelerin arkasın-da “bilgi yönetimi” mevcut.

O halde yaşam jargonumuza her gün bir yenisi eklenen kavramlara ve metodolojilere çok fazla kendimizi kap-tırmadan, öncelikli olarak bilgi ekonomisini ve bilgi yö-netimini anlamak zorundayız. Çok uzaklara, çok kar-maşıklara bakmaya gerek yok, bilgi yönetimi eskiden beri vardı, gelecekte de var olacak.

Günümüzde bilgi yönetiminin en somut ihtiyaçlar ola-rak ortaya çıktığı bazı örnekleri paylaşalım. Şuna dikkat etmeliyiz ki, son derece sıradan ve normal görünen bir-çok günlük rutinin arkasında ciddi bir bilgi yönetimi sis-tematiği mevcut.

- Örneğin yeni bir Pazar arıyoruz, buradaki gelir sevi-yesi yüksek tüketicileri bulmamız gerekiyor?

- Örneğin çocuğumuzun yeteneklerine paralel ve aynı zamanda geleceği olan bir işe sahip olabilmesi için en uygun eğitimi alacağı üniversiteyi arıyoruz?

- Örneğin yeni bir ürün geliştiriyoruz, en düşük mali-yetli ürün geliştirme opsiyonlarını araştırıyoruz?

- Örneğin uzun yıllardan beri kıt kanaat biriktirdiğimiz kişisel sermayemizi en uygun değerlendirebileceği-miz bir yatırım fonu araştırıyoruz?

- Vs…

Tüm bu süreçlerde kişi olarak farklı bilgi edinme ve bu bilgiye dayalı karar verme metodolojileri uygulayabili-riz. Bu farklılık eğitim ve kültür seviyemize, yaşam de-neyimlerimize ve algılarımıza bağlı olarak değişebilir. Ancak bilimsel metodlar bize ortak standardları önerir, buna bilgi yönetimi deriz ve kişisel farklılıklar bu stan-dardı yok saymamıza neden değildir.

Bilgi yönetimi süreci bilgiyi edinme, geliştirme, koruma, kullanma ve paylaşmadan oluşur. Tüm bu alt süreçler ihtiyaca ve konuma göre derinleşebilir, süresi uzayabilir vb. esnek bir formatta gelişebilir. Bilgi yönetiminin es-nek yapısı onun geliştirilebilir vizyonuna işaret eder. Ge-liştirilebilme vizyonu, sürekli ve hızla değişen bir dünya-da kalıcılığın sigortasıdır.

Bilgi yönetimi sürecini bir zincir gibi düşünmeliyiz. Bir bilgi kümesi, bir sonraki bilgi kümesinin girdisidir. Her yeni bilgi girdisi (input) yeni bir süreç başlatarak, yeni bir bilgi oluşumuna yol açar. Bu durum bir zincir gibi devam eder. Burada çok önemli olduğunu düşündü-ğümüz nokta ise şudur: Üretilen her yeni bilgi katma değer sağlamalıdır, işlevsel olmalıdır, işletme için kâr getirmelidir, insanlık için işe yaramalıdır.

Page 107: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

108

Kabul Direktif altında yer alan 120 adet EN standardı-nın adapte Türk standardı olarak kabulu oylanarak oy-birliği ile kabul edilmiştir.

TADİL TEKLİFLERİKabul 1 - TS EN 60664-3: Nisan 2004/A1 “Yalıtım Koordinasyonu - Alçak Gerilim Sistemlerinde Kullanı-lan Donanımlar İçin-Bölüm 3: Kirlenmeye Karşı Koruma Amacıyla Kaplama, Dolgu veya Kalıp Kullanımı “ (Elekt-rik İht.Grb)

Kabul 2 - TS 5018-1 EN 60898-1: Ekim 2005/T2 “Elektrik Yardımcı Donanımları - Devre Kesiciler - Ev ve Benzeri Yerlerde Kullanılan Aşırı Akım Koruma Düzen-leri İçin - Bölüm 1: Alternatif Akım (a.a.) Devre Kesiciler” (Elektrik İht.Grb)

Kabul 3 - TS 2000 EN 60335-1: Haziran 2007/A14 “Güvenlik Kuralları - Ev ve Benzeri Yerlerde Kullanı-lan Elektrikli Cihazlar İçin - Bölüm 1: Genel Kurallar” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 4 - TS 25: Aralık 2008/T1 “Doğal Puzolan (Tras)-Çimento ve Betonda Kullanılan-Tarifler, Gerekler ve Uygunluk Kriterleri” (İnşaat İht.Grb)

Kabul 5 - TS 1774: Şubat 2001/T2 “Bakır Sülfat” (Kimya İht.Grb)

Kabul 6 - TS EN 619+A1 “Sürekli Taşıma Donanımla-rı ve Sistemleri - Birim Yüklerin Mekanik Olarak Taşın-masında Kullanılan Donanımlarla İlgili Güvenlik ve EMU Kuralları” (Maden İht.Grb)

Kabul 7 - TS EN 61000-3-2: Şubat 2010/A1 “Elekt-romanyetik Uyumluluk (EMU) - Bölüm 3-2: Sınır Değer-ler - Harmonik Akım Emisyonları İçin Sınır Değerler (Ci-hazın Faz Başına Giriş Akımı ≤ 16 A)” (Elektronik İht.Grb)

Kabul 8 - TS EN 61000-3-2: Şubat 2010/A2 “Elekt-romanyetik Uyumluluk (EMU) - Bölüm 3-2: Sınır Değer-ler - Harmonik Akım Emisyonları İçin Sınır Değerler (Ci-hazın Faz Başına Giriş Akımı ≤ 16 A)” (Elektronik İht.Grb)

Kabul 9 - TS 148: Nisan 1998/T1 “Kasnaklar - Kayış-lar İçin” (Makina İht.Grb)

Kabul 10 - TS EN 1591-1+A1/AC “Flanşlar ve Bağlantıları-Contalı Dairesel Flanş Bağlantıları İçin Ta-sarım Kuralları- Bölüm 1: Hesaplama Yöntemi” (Maki-na İht.Grb)

Kabul 11 - TS EN 12853+A1 “Gıda İşleme Makinaları - Elde Tutulan Parçalayıcı-Karıştırıcılar ve Çırpıcılar - Gü-venlik ve Hijyen Kuralları” (Makina İht.Grb)

Kabul 12 - TS EN 12853+A1/AC “Gıda İşleme Ma-kinaları - Elde Tutulan Parçalayıcı-Karıştırıcılar ve Çırpı-

cılar - Güvenlik ve Hijyen Kuralları” (Makina İht.Grb)

Kabul 13 - TS EN 12629-8+A1 “Beton ve Kalsiyum Silikattan Yapı Malzemeleri İmal Eden Makinalar - Gü-venlik - Bölüm 8: Kalsiyum Silikattan (ve Betondan) İn-şaat Malzemeleri İmal Eden Makina ve Teçhizat” (Ma-kina İht.Grb)

Kabul 14 - TS EN 13979-1+A1 “Demiryolu Uygula-maları - Tekerlek Takımları ve Bojiler - Monoblok Teker-lekler - Teknik Onay Prosedürü - Bölüm1: Dövme ve Haddelenmiş Tekerlekler” (Makina İht.Grb)

Kabul 15 - TS EN 972+A1 “Deri Tabaklama Makina-ları - İleri-Geri Hareketli Merdaneli Makinalar - Güvenlik Kuralları” (Makina İht.Grb)

Kabul 16 - TS EN 12158-1+A1 “Eşyalar İçin İnşaat Vinçleri- Bölüm 1: Ulaşılabilir Platformlu Vinçler” (Maki-na İht.Grb)

Kabul 17 - TS EN 12158-2+A1 “Eşyalar İçin İnşa-at Vinçleri-Bölüm 2: Erişilemeyen Yük Taşıma Tertibat-lı Eğimli Vinçler” (Makina İht.Grb)

Kabul 18 - TS EN 12405-1+A2 “Gaz Sayaçları-Dönüşüm Tertibatları-Bölüm 1: Hacim Dönüştürücü” (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

Kabul 19 - TS EN ISO 12402-2: Mart 2008/A1 “Kişi-sel yüzdürme donanımları-Bölüm 2: Can yelekleri, per-formans seviyesi 275-Güvenlik kuralları” (Milli Savun-ma İht.Grb)

Kabul 20 - TS EN ISO 12402-3: Mart 2008/A1 “Ki-şisel yüzdürme donanımları - Bölüm 3: Can yelekleri, performans seviyesi 150 - Güvenlik kuralları” (Milli Sa-vunma İht.Grb)

Kabul 21 - TS EN ISO 12402-4: Mart 2008/A1 “Ki-şisel yüzdürme donanımları - Bölüm 4: Can yelekleri, performans seviyesi 100 - Güvenlik kuralları” (Milli Sa-vunma İht.Grb)

Kabul 22 - TS EN ISO 9902-1: Nisan 2004/A1 “Teks-til makinaları - Gürültü deney kodu -Bölüm 1: Genel ku-rallar” (Mühendislik Hiz.İht.Grb)

Kabul 23 - TS EN 12041+A1 “Gıda işleme makinaları-Kalıplar-Güvenlik ve hijyen şartları” (Mühendislik Hiz.İht.Grb)

Kabul 24 - TS 2164: Ekim 1983/T3 “Kalorifer Tesisa-tı Projelendirme Kuralları” (Mühendislik Hiz.İht.Grb)

Kabul 25 - TS EN 71-1+A14 “Oyuncak güvenliği - Bö-lüm 1: Mekanik ve fiziksel özellikler” (Sağlık İht.Grb)

Kabul 26 - TS EN 285+A2 “Sterilizasyon - Buhar otok-lavları - Büyük otoklavlar” (Sağlık İht.Grb)

Kabul 27 - TS EN 794-1+A2 “Akciğer ventilâtörleri -

TEK

NIK

KU

RUL

14 Temmuz 2011 Tarihli Teknik Kurul Kararları

Page 108: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

109 AĞUSTOS 2011

Bölüm 1: Kritik hasta bakım ventilâtörleri için belirli özel-likler” (Sağlık İht.Grb)

Kabul 28 - TS EN 794-3+A2 “Akciğer ventilâtörleri - Bölüm 3: Acil kullanım ve hasta nakil ventilâtörleri için belirli özellikler” (Sağlık İht.Grb)

Kabul 29 - TS 793: Mart 2008/T1 “Kiraz ve vişne” (Zi-raat İht.Grb)

Kabul 30 - TS 1223: Nisan 1985/T1 “Turfanda Pata-tes” (Ziraat İht.Grb)

Kabul 31 - TS 2122: Kasım 1975/T1 “Taze Bamya” (Ziraat İht.Grb)

Kabul 32 - TS 2974: Mayıs 2009/T2 “Buğday” (Ziraat İht.Grb)

Kabul 33 - TS 4500:Haziran 2010/T1 “Buğday unu” (Mamul Gıdalar İht.Grb)

Kabul 34 - TS 13389: Şubat 2009/T1 “Pişmeye hazır aşure karışımı” (Mamul Gıdalar İht.Grb)

Kabul 35 - TS EN 10084: Nisan 2010/T1 “Sementas-yon çelikleri - Teknik teslim şartları” (Metalurji İht.Grb)

D - REVİZYON TASARILARIKabul 1 - TS 892 “Yemeklik kanola yağı” (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 2 - TS 2176 “Eritme Peynir” (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 3 - TS 3628 “Patates Cipsi” (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 4 - TS 12821 “İş yerleri - Diş protez laboratuvar-ları için genel kurallar” ( Hizmet St.İht.Grb)

Kabul 5 - TS 12540 “Yetkili servisler-Güvenlik sistem-lerinde kullanılan cihazlar için-Kurallar” (Yetkili Ser.St.İht.Grb)

Kabul 6 - TS 3698 “Toz kömürde incelik tayini” (Maden İht.Grb)

Kabul 7 - TS 10698 “Tekstil - Elbise ve bluz kuma-şı - Dokuma - Özellikler” (Tekstil İht.Grb)

Kabul 8 - TS 4074 “Kaput Bezleri” (Tekstil İht.Grb)

Kabul 9 - TS EN ISO 1461 “Demir ve çelikten imal edilmiş malzemeler üzerine sıcak daldırmayla yapılan galvaniz kaplamalar - Özellikler ve deney metotları” (Metalurji İht.Grb)

Kabul 10 - TS EN ISO 14050 “Çevre Yönetimi - Terim-ler ve Tarifleri” (Çevre İht.Grb)

Kabul 11 - TS EN 998-1 “Kâgir harcı - Özellikler - Bö-lüm 1: Kaba ve ince sıva harcı” (İnşaat İht.Grb)

Kabul 12 - TS EN 998-2 “Kâgir harcı - Özellikler - Bö-lüm 2: Kâgir harcı” (İnşaat İht.Grb)

Kabul 13 - TS EN 61300-3-2 “Fiber optik ara bağ-lantı elemanları ve pasif bileşenler-Temel deney ve ölç-me işlemleri- Bölüm 3-2: Muayeneler ve ölçmeler - Tek

modlu bir fiber optik elemandaki polarizasyona bağ-lı kayıp” (Elektronik İht.Grb)

Kabul 14 - TS EN 61000-3-3 “Elektromanyetik uyum-luluk (EMU)-Bölüm 3-3: Sınırlar-Faz başına beyan akımı ≤ 16 A olan ve şartlı bağlantıya tabi olmayan donanım için genel alçak gerilim besleme sistemlerindeki gerilim değişiklikleri, gerilim dalgalanmaları ve kırpışma ile ilgi-li sınırlama “ (Elektronik İht.Grb)

Kabul 15 - TS EN 9100 “Havacılık serileri - Kalite yöne-tim sistemleri -Şartlar (ISO 9001:2000’e göre) ve kalite sistemleri - Tasarım, geliştirme, üretim, montaj ve ser-viste kalitenin temini için bir model (ISO 9001:1994’e göre)” (Mühendislik Hiz.İht.Grb)

Kabul 16 - TS EN ISO 1452-1 “Plastik boru sistemle-ri -İçme ve kullanma suyu için - Yer altı ve yer üstü ba-sınçlı pis su sistemlerinde kullanılan - Plastikleştirici ka-tılmamış polivinil klorürden (PVC-U) - Bölüm 1: Genel” (Petrokimya İht.Grb)

Kabul 17 - TS EN ISO 1452-2 “Plastik boru sistemle-ri - İçme ve kullanma suyu için - Yer altı ve yer üstü ba-sınçlı pis su sistemlerinde kullanılan - Plastikleştirici ka-tılmamış polivinil klorürden (PVC-U) - Bölüm 2: Borular” (Petrokimya İht.Grb)

Kabul 18 - TS EN 60335-2-2 “Güvenlik Kuralları - Ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazlar için - Bö-lüm 2-2: Vakumlu temizleyiciler ve su emmeli temizle-me cihazları için özel kurallar” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 19 - TS EN 60335-2-7 “Güvenlik kuralları - Ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazlar için - Bö-lüm 2-7: Çamaşır makinaları için özel kurallar” (Elektro-teknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 20 - TS EN 60335-2-13 “Güvenlik Kuralları - Ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazlar için - Bölüm 2-13:Derin yağlı kızartıcılar, kızartma tavaları ve benzeri cihazlar için özel kurallar” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 21 - TS EN 60335-2-30 “Güvenlik kuralları - Ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazlar için - Bölüm 2-30: Oda ısıtıcıları için özel kurallar” (Elektro-teknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 22 - TS EN 60335-2-54 “Güvenlik kuralları - Ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazlar için - Bölüm 2 - 54: Evlerde kullanılan sıvı veya buhar kulla-nan yüzey temizleme cihazları için özel kurallar” (Elektro-teknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 23 - TS EN 60317-8 “Sargı telleri-Belirli tipler için özellikler-Bölüm 8: Polyesteremid emay kaplı yu-varlak kesitli bakır tel-180 sınıfı” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 24 - TS EN 60317-12 “Sargı telleri - Belirli tip-ler için özellikler - Bölüm 12 - Polivinil asetal emay kap-lı yuvarlak bakır tel, 120 sınıfı” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 25 - TS EN 60851-3 “Sargı telleri - Deney me-

Page 109: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

110

totları - Bölüm 3: Mekanik özellikler” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 26 - TS EN 60598-2-20 “Aydınlatma armatür-leri - Bölüm 2-20: İlgili özellikler - Aydınlatma zincirleri” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 27 - TS EN 60966-2-4 “Radyo frekans ve eş eksenli kablo donanımları - Bölüm 2-4: Radyo ve TV alı-cılarında kullanılan kablo donanımları için detay özelliği - Frekans aralığı 0 ilâ 3000 MHz, IEC 61169-2 bağla-yıcılar” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

Kabul 28 - TS 12694 “Demiryolu taşıtları - Yolcu va-gonları - Özürlü yolcuların tekerlekli sandalyeleri ile se-yahatine uygun vagon düzenlemeleri” (Makina İht.Grb)

Kabul 29 - TS EN 736-3 “Vanalar - Terminoloji - Bö-lüm 3: Terimler ve tarifler” (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

Kabul 30 - TS EN 1439 “LPG ekipmanları ve akse-suarları - LPG tüplerinin dolum öncesi, dolum esnası ve dolum sonrası kontrol kuralları” (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

Kabul 31 - TS EN 1440 “LPG ekipmanları ve aksesu-arları - Taşınabilir yeniden doldurulabilir LPG tüplerinin periyodik muayenesi “ (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

Kabul 32 - TS EN 12817 “LPG Donanımı ve aksesuar-ları - Muayene ve yeterliliğinin yeniden değerlendirilmesi - Anma kapasitesi 13 m3 ten küçük (13 m3 dahil) LPG tankları” (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

Kabul 33 - TS EN 12819 “LPG Donanımı ve aksesu-arları - Muayene ve yeterliliğin yeniden değerlendirilmesi - Anma kapasitesi 13 m3 ten büyük tanklar” (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

Kabul 34 - TS EN 14912 “LPG donanım ve akse-suarları - Tüplerin periyodik muayenesi esnasında LPG tüp vanalarının muayene ve bakımı” (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

Kabul 35 - TS 5306 “Taşınabilir, tekrar doldurulabilir, kullanımdaki çelik lpg tüpler - Kusur tanımları, hurdaya ayırma sınırları ve tüplerin tamiri veya hurdaya ayrılması” (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

Kabul 36 - TS EN 12542 “LPG donanım ve aksesu-arları - Hacmi 13 m3ü aşmayan, seri olarak imal edilen, kaynaklı, çelik, silindirik ve sabit sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) tankları-Tasarım ve imalât” (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

STANDARD TASARILARIMAKİNA İHTİSAS GRUBUKabul 1 - TS EN 1591-1+A1 “Flanşlar ve bağlantıları - Contalı dairesel flanş bağlantıları için tasarım kuralları - Bölüm 1: Hesaplama yöntemi”

Kabul 2 - TS EN 1866-1 “Taşınabilir yangın söndürü-cüler - Bölüm 1: Karakteristikler, performans ve deney metotları” (Tesisat ve Bas.Kaplar ÖDK)

TEKSTİL İHTİSAS GRUBUKabul 3 - TS EN ISO 19957 “Ayak giyecekleri - Topuk-lar için deney yöntemleri - Topuk çivisi tutma dayanımı”

Kabul 4 - TS EN 1307 “Tekstil yer döşemeleri - Hav-lı halıların sınıflandırılması”

MİLLİ SAVUNMA SANAYİİ İHTİSAS GRUBUKabul 5 - TSE CWA 15044 “Mayın temizleme makina-larının deneyi ve değerlendirilmesi”

İNŞAAT İHTİSAS GRUBUKabul 6 - TS EN 196-9 “Çimento deney yöntemle-ri - Bölüm 9: Hidratasyon ısısı - Yarı adyabatik yöntem”

YETKİLİ SERVİS STANDARDLARI İHTİSAS GRU-BUKabul 7 - TS 13467 “Yetkili servisler - Klorlama cihaz-ları için kurallar”

Kabul 8 - TS 13468 “Yetkili servisler - Redüktörler için - kurallar”

HİZMET STANDARDLARI İHTİSAS GRUBUKabul 9 - TS 13469 “İş yerleri - Buz imal yerleri - Genel kurallar”

MAMUL GIDALAR İHTİSAS GRUBUKabul 10 - TS 13470 “Hamur tatlıları - Şerbet ekleme-ye hazır”

ELEKTRONİK İHTİSAS GRUBUKabul 11 - TS EN 60708 “Alçak frekans kabloları - Po-liolefin yalıtkanlı ve nem geçirmez poliolefin kılıflı”

ELEKTRİK İHTİSAS GRUBUKabul 12 - TS EN 60335-2-108 “Güvenlik kuralları-Ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazlar için- Bö-lüm 2-108: Elektrolizörler için özel kurallar” (Elektro-teknik Güv.ve Ayd.ÖDK)

SAĞLIK İHTİSAS GRUBUKabul 13 - TS EN 60601-2-52 - Elektrikli tıbbî dona-nım - Bölüm 2-52: Hasta karyolalarının temel güvenliği ve gerekli performansı için belirli özellikler

ÇEVRE İHTİSAS GRUBUKabul 14 - TS EN 12566-4 “Küçük atıksu arıtma sis-temleri - 50 eşdeğer nüfusa kadar olan yerler için - Bö-lüm 4: Ön yapımlı kitlerden yerinde kurulan septik tank-lar”

Kabul 15 - TS EN 15267-3 “Hava kalitesi - Otoma-tik ölçme sistemlerinin belgelendirilmesi - Bölüm 3: Sa-bit kaynak emisyonlarını izlemede kullanılan otomatik ölçme sistemleri için performans kriterleri ve deney iş-lemleri”

PETROKİMYA İHTİSAS GRUBUKabul 16 - TS EN 13598-2 “Plastik boru sistemleri- Basınçsız yeraltı drenaj ve kanalizasyon sistemleri için

Page 110: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

111 AĞUSTOS 2011

- Plastikleştirici katılmamış poli(vinil klorür) (PVC-U), polipropilen (PP) ve polietilen (PE) - Bölüm 2: Trafiğe açık alanlarda ve derin yeraltı tesisatlarındaki menholler ve muayene bacaları için özellikler “

PETROL İHTİSAS GRUBUKabul 17 - TS EN ISO 14532 “Doğal gaz - Sözlük”

TEKNİK KURUL PRENSİP KARARIKabul OIC/SMIIC standardlarının Türk standardı ola-rak uyumlaştırılması için, tercüme çalışmaları tamamla-nıncaya kadar, Türkçe kapak ve İngilizce metin olarak Adapte standard olarak kabul edilecektir. EN, ISO, OIC/SMIIC STANDARDLARININ ADAPTE TÜRK STANDARDI OLARAK KABULÜKabul 1- TS OIC/SMIIC 1 “Helal Gıda Genel Kuralları “ (Mamul Gıd. İht.Grb)

Kabul 2- TS OIC/SMIIC 2 “Helal Gıda Sertifikasyonu Yapan Kurum İçin Kurallar“ (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 3- TS OIC/SMIIC 3 “Helal Gıda Sertifikasyonu Yapan Kurum İçin Akreditasyon Kuralları“ (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 4 - TS ISO 2911 “Tatlandırılmış koyulaştırılmış süt- Sakkaroz muhtevasının tayini-Polarimetrik metot” (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 5 - TS ISO 5538 “Süt ve Süt Ürünleri-Numune Alma-Nitel Özelliklerin Muayenesi” (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 6 - TS ISO 5550 “Kazein ve Kazeinatlar-Rutubet muhtevası Tayini (Referans Metot)” (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 7 - TS ISO 5738 “Süt ve süt ürünleri-Bakır muh-tevası tayini-Fotometrik metot (Referans metot)” (Ma-mul Gıd.İht.Grb)

Kabul 8 - TS ISO 6561-1 “Meyve, sebze ve mamulleri-Kadmiyum muhtevası tayini-Bölüm 1:Grafit fırınlı ato-mik absorpsiyon spektrometri yöntemi” (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 9 - TS ISO 6561-2 “Meyve, sebze ve mamulleri-Kadmiyum muhtevası tayini-Bölüm 2:Alevli atomik ab-sorpsiyon spektrometri yöntemi” (Mamul Gıd.İht.Grb)

Kabul 10 - TS ISO 2394 “Yapıların Güvenliğini Gerçek-lemede Genel İlkeler” (İnşaat İht.Grb)

Kabul 11 - TS ISO 1920-8 “Beton Deneyleri - Bölüm 8: Şantiyede veya laboratuvarda hazırlanan numune-ler için betonun kuruma büzülmesinin tayini” (İnşa-at İht.Grb)

Kabul 12 - TS ISO/IEC 19790 “Bilgi teknolojisi - Gü-venlik teknikleri - Kriptolama modülleri için güvenlik gereksinimleri” (Bilgi Tek.ve İlt.İht.Grb)

Kabul 13 - TS ISO/IEC 24759 “Bilgi teknolojisi - Gü-venlik teknikleri - Kriptolama modülleri için test gereksi-nimleri” (Bilgi Tek.ve İlt.İht.Grb)

Kabul 14 - TS EN ISO/IEC 17021 “Uygunluk değer-lendirmesi - Yönetim sistemlerinin tetkikini ve belgelen-dirmesini sağlayan kuruluşlar için şartlar” (Mühendis-lik Hiz.İht.Grb)

Kabul 15 - TS ISO 50001 “Enerji yönetim sistemle-ri - Kullanma Kılavuzu’nun Gereksinimleri” (Müh.Hiz.İht.Grb)

Kabul 16 - TS EN 1796+A1 “Plâstik boru sistemleri - Doymamış polyester reçine (UP) esaslı - Cam elyaf tak-viyeli termoplâstikten (CTP) - Basınçlı veya basınçsız içme ve kullanma suyu sistemlerinde kullanılan” (Pet-rokimya İht.Grb)

Kabul 17 - TS EN 14364+A1 “Plâstik boru sistemle-ri- Doymamış polyester reçine (UP) esaslı- Cam elyaf takviyeli termoplâstikten (CTP)-Basınçlı veya basınçsız drenaj ve kanalizasyon sistemlerinde kullanılan-Borular, ekleme parçaları ve bağlantılar için özellikler“ (Petro-kimya İht.Grb)

Kabul 18 - TS EN ISO 1452-3 “Plastik boru sistemle-ri - İçme ve kullanma suyu için - Yer altı ve yer üstü ba-sınçlı pis su sistemlerinde kullanılan - Plastikleştirici ka-tılmamış polivinil klorürden (PVC-U) - Bölüm 3- Ekleme parçaları“ (Petrokimya İht.Grb)

Kabul 19 - TS EN 1865-1 “Yol ambulans kullanılan sedyeler - Bölüm 1: Genel sedye sistemi ve hasta taşı-ma ekipmanı” (Sağlık İht.Grb)Kabul 20 - TS EN 1865-2 “Yol ambulansında kulla-nılan sedyeler Bölüm 2: Güç destekli sedye” (Sağlık İht.Grb)Kabul 21 - TS ISO 11484 “Çelik mamuller-Tahribatsız muayene personeli için işverenin vasıflandırma sistemi” (Metalurji İht.Grb)İPTAL EDİLEN STANDARDIN İPTALİNİN İPTALİ TEKLİFİKabul 1 - TS EN 1866 “Taşınabilir yangın söndürücü-ler” (CEN Teşkilatı EN 1866’nın iptalini geri çekip, standardı tekrar yürürlüğe koyduğu için TS EN 1866’nın iptalinin iptalinin iptal teklifi kabul edil-miştir.) (Tes.ve Bas.Kap.ÖDK)

STANDARD İPTAL TEKLİFLERİKabul 1 - TS 8530 EN 60317-8: Haziran 2001 “Sargı Telleri- Özellikler- Bölüm 8: Polyesteremid Emay Kap-lı Yuvarlak Kesitli Bakır Tel 180 Sınıfı” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK) Yerine TS EN 60317-8Kabul 2 - TS 8532 EN 60317-12: Mart 1996 “Sar-gı Telleri-Özellikler Bölüm 12-Polivinil Asetal Emay Kap-lı Yuvarlak Bakır Tel, 120 Sınıfı” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK) Yerine TS EN 60317-12Kabul 3 - TS 2001 EN 60335-2-2: Nisan 2004 “Gü-venlik kuralları - Ev ve benzeri yerlerde kullanılan elekt-rikli cihazlar için - Bölüm 2.2: Elektrik süpürgeleri ve su emmeli temizleme cihazları için özel kurallar” (Elektro-teknik Güv.ve Ayd.ÖDK) Yerine TS EN 60335-2-2Kabul 4 - TS 2004 EN 60335-2-7: Nisan 2004 “Gü-

Page 111: Basyazı, - statik.tse.org.tr · mak konusunda yoğun çalışmalar yürüterek dünya ile yarışabilen markalaş-mış turizm kentleri yaratmalıyız. Biz Türk Standardları Enstitüsü

112

venlik Kuralları-Ev ve Benzeri Yerlerde Kullanılan Elekt-rikli Cihazlar İçin-Bölüm 2.7: Çamaşır Makineleri İçin Özel Kurallar” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK) Yeri-ne TS EN 60335-2-7Kabul 5 - TS 2060 EN 60335-2-13: Nisan 2004 “Gü-venlik kuralları - Ev ve benzeri yerlerde kullanılan elekt-rikli cihazlar için - Bölüm 2-13: Yağlı derin kızartıcılar, kızartma tavaları ve benzeri cihazlar için özel kurallar” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK) Yerine TS EN 60335-2-13Kabul 6 - TS 5107 EN 60335-2-30: Nisan 2004 “Gü-venlik kuralları - Ev ve benzeri yerlerde kullanılan elekt-rikli cihazlar için - Bölüm 2-30 : Oda ısıtıcıları için özel kurallar” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK) Yerine TS EN 60335-2-30Kabul 7 - TS 8709 EN 60598-2-20: Nisan 2003 “Ay-dınlatma Armatürleri-Bölüm 2: Belirgin Özellikler-Kısım 20: Aydınlatma Dizileri” (Elektroteknik Güv.ve Ayd.ÖDK) Yerine TS EN 60598-2-20Kabul 8 - TS 12102: Kasım 1996 “Kemalpaşa tatlısı (peynir tatlısı)” (Mamul Gıd.İht.Grb) Yerine TS 13470Kabul 9 - TS 13407: Haziran 2009 “Şekerpare tatlısı” (Mamul Gıd.İht.Grb) Yerine TS 13470Kabul 10 - TS EN 14763: Ocak 2007 “LPG dona-nım ve aksesuarları - Kompozit tüpler - Sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) için- Taşınabilir - Tekrar doldurulabi-lir - Dolum öncesinde, sırasında ve sonrasında kontrol işlemleri” (Tesisat ve Bas.Kaplar ÖDK) Yerine TS EN 1439Kabul 11 - TS EN 14767: Nisan 2007 “LPG teçhizat ve aksesuarları - Kompozit tüpler - Sıvılaştırılmış Pet-rol Gazı (LPG) için- Taşınabilir - Tekrar doldurulabilir - Periyodik muayeneler” (Tesisat ve Bas.Kaplar ÖDK) Yerine TS EN 1440Kabul 12 - TS EN 14794: Şubat 2006 “LPG Dona-nımları ve aksesuarları-LPG için taşınabilir yeniden dol-durulabilir aluminyum tüpler-Doldurmadan önce dolum esnasında ve dolumda sonra muayene işlemleri” (Te-sisat ve Bas.Kaplar ÖDK) Yerine TS EN 1439Kabul 13 - TS EN 14795 (Adapte) “LPG Donanımları ve aksesuarları-LPG için taşınabilir yeniden doldurula-bilir aluminyum tüpler-Periyodik muayene” (Tesisat ve Bas.Kaplar ÖDK) Yerine TS EN 1440Kabul 14 - TS EN 14913 (Adapte) “LPG donanım ve aksesuarları-LPG İçin Taşınabilir yeniden doldurulabilir Kaynaklı çelik tüpler-Altenatif tasarım ve imalat dolum-dan önce dolum sonra muayene için işlemler” (Tesisat ve Bas.Kaplar ÖDK) Yerine TS EN 1439Kabul 15 - TS EN 14914 (Adapte) “LPG donanım ve aksesuarları-LPG İçin Taşınabilir yeniden doldurulabilir Kaynaklı çelik tüpler-Altenatif tasarım imalat Periyodik muayene” (Tesisat ve Bas.Kaplar ÖDK) Yerine TS EN 1440Kabul 16 - TS 914 EN ISO 1461: Kasım 2001 “Demir ve Çelikten Yapılmış Malzemeler Üzerine Sıcak Daldırıl-mış Galvaniz Kaplamalar - Özellikler ve Deney Metotla-

rı” (Metalurji İht.Grb) Yerine TS EN ISO 1461Kabul 17 - TS 3453: Kasım 1981 “Beton Ele-manlarda Büzülme Oranı (Rötre) Tayin Meto-du” (İnşaat İht.Grb) Yerine TS ISO 1920-8 Kabul 18 - TS 1914: Nisan 1975 “Yapıların Güvenliğini Gerçeklemede Genel İlkeler” (İnşaat İht.Grb)Yerine TS ISO 2394Kabul 19 - TS 5666: Mart 1988 “Kazein ve Kazeinat-lar-Rutubet Tayini (Referans Metot)“ (Mamul Gıdalar İht.Grb) Yerine TS ISO 5550Kabul 20 - TS 7101: Mayıs 1989 “Süt ve Süt Ürün-leri-Numune Alma-Nitel Özelliklerin Muayenesi İçin “(Mamul Gıdalar İht.Grb) Yerine TS ISO 5538 Kabul 21 - TS 7436: Eylül 1989 “Süt ve Süt Mamul-leri-Fotometrik Metotla Bakır Tayini (Referans Metot)“ (Mamul Gıdalar İht.Grb) Yerine TS ISO 5738Kabul 22 - TS 7572: Kasım 1989 “Meyve, Sebze ve Mamulleri-Kadmiyum Tayini-Alevsiz Atomik Absorbsi-yon Spektrometrik Metot“ (Mamul Gıdalar İht.Grb) Yerine TS ISO 6561-1, TS ISO 6561-2Kabul 23 - TS 7610: Kasım 1989 “Koyulaştırılmış Şe-kerli Süt-Sakkaroz Tayini-Polarimetrik Metot“ (Mamul Gıdalar İht.Grb) Yerine TS ISO 2911Kabul 24 - TS EN 1970: Mart 2003 “Ayarlanabilir Kar-yolalar-Engelli Kişiler İçin-Özellikler ve Deney Metotları” (Sağlık İht.Grb) Yerine TS EN 60601-2-52Kabul 25 - TS EN 60601-2-38: Nisan 2003 “Elektrikli Tıbbi Cihazlar-Bölüm 2-38: Elektrikle Çalıştırılan Hasta-hane Karyolaların Güvenliği İle İlgili Belirgin Özellikler” (Sağlık İht.Grb) Yerine TS EN 60601-2-52Kabul 26- TS 274-1 EN 1452-1 “Plastik Boru Sis-temleri- İçme ve Kullanma Suyu İçin- Plastikleştirici Ka-tılmamış Polivinil Klorürden (PVC-U) Bölüm 1: Genel “ (Petrokimya İht.Grb.) Yerine TS EN ISO 1452-1Kabul 27- TS 274-2 EN 1452-2 “Plastik Boru Sistem-leri- İçme ve Kullanma Suyu İçin- Plastikleştirici Katıl-mamış Polivinil Klorürden (PVC-U) Bölüm 2: Borular” (Petrokimya İht.Grb.) Yerine TS EN ISO 1452-2 Kabul 28- TS 274-3 EN 1452-3 “Plastik Boru Sis-temleri- İçme ve Kullanma Suyu İçin- Plastikleştirici Ka-tılmamış Polivinil lorürden (PVC-U)- Bölüm 3: Ekleme Parçaları “ (Petrokimya İht.Grb.) Yerine TS EN ISO 1452-3 (Adapte)Kabul 29 - TS EN 1865: Mayıs 2001: “Karayolu Am-bulanslarında Kullanılan Sedyeler ve Diğer Hasta Taşı-ma Donanımları İçin Özellikler” (Sağlık İht.Grb) Yeri-ne TS EN 1865-1 (Adapte), TS EN 1865-2 (Adapte)Kabul 30 - TS EN 10256: Mart 2004: “Tahribatsız mu-ayene - Çelik borular - Seviye 1 ve seviye 2 tahribatsız muayene personelinin vasıf ve yeterliği” (Metalurji İht.Grb) Yerine TS ISO 11484 Kısmen (Adapte)Kabul 31 - TS EN 14075: Şubat 2007 “LPG Tankları - Yeraltında kullanılan - Seri olarak üretilen - Anma hacmi 13 m3‘ten küçük - Kaynaklı - Çelik - Silindirik - Tasa-rım ve imalât” (Tesisat ve Bas.Kaplar ÖDK) Yerine TS EN 12542