96
Sayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz düşlerde buluştuk Kuşların şehri İstanbul

Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

  • Upload
    buique

  • View
    269

  • Download
    24

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

Sayı: Kış ’13/23

Beşiktaş’ta bir çınarNâzım Hikmet

AYÖM’le afete hazırızMadımak’ı unutmuyoruz

Engelsiz düşlerde buluştukKuşların şehri İstanbul

Page 2: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

İNSAN YAŞADIĞI YERE BENZER!

Page 3: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

Büyük ozan Edip Cansever çok bilinen bir şiirinde şunları yazar:

“...İnsan yaşadığı yere benzer

O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer

Suyunda yüzen balığa

Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğilimine”

Gündelik yaşamımızda bir yere ait olmak önemli bir duygudur. Aslında yaşadığımız

kentler bir açıdan kimliğimizin de inşasına katkı verir. Ait olduğumuz kente, onun

değerlerine sarılarak kişisel ve toplumsal varlığımızı zenginleştiririz. Çoğu kez

kentlerimizle direnir, yaşamın yaratıcı gücü olarak onlardan besleniriz. Bu anlamda

bir tür bellek ve gelecek üretme merkezleridir bu kentler.

Beşiktaş kenti, yaşayanların öz benliklerinden gelen birikimlerle de “aidiyet

duygusu”nun en yoğun yaşandığı yerleşmelerdendir. Kentliye hizmet kuruluşu olan

yerel yönetimlerin ve yöneticilerinin bunun dışında kalması düşünülemez. “Beşiktaş

sevgisi”nin ortaklığı ve gücü de buradan kaynaklanır.

Belediyecilik sadece yönetmek sanatı değildir. Belediyecilik aynı zamanda hesap

vermek, imkânları değerlendirmek, kıt kaynaklardan kentli yararına güzel şeyler

üretebilmektir.

Başarabildiklerimiz kadar, bu başarının altında yatan anlayış, başardıklarımızın

arkasında duran yönetim felsefesi ve aidiyet duygusu da önemlidir. Biz en başta söz

verdiğimiz gibi, kentimizi kentlilerimizle birlikte yönetme peşindeyiz. Merkezinde

“insan” olan bir yaratıcılık peşindeyiz. Beşiktaş kentini çağdaş ve özenilecek bir

yerleşim yapma peşindeyiz. Bu noktada kentlimizin talepleri ve beklentileri ile

imkânlar arasındaki uyumu sağlamak önemli olmuştur.

Bu bakımdan hizmetlerimizin, yatırımlarımızın yöneldiği temel konsept “sosyal

belediyecilik” anlayışı olmuştur. Beşiktaş Belediyesi olarak her yaş ve cinsten

kentlimizin ortak kullanımına, faydalanmasına sunduğumuz temel hizmetlerimiz

vardır. Ama bunlardan ayrı olarak farklı sosyal kümeler, farklı yaş grupları için

gerçekleştirdiğimiz hizmetlerimiz de vardır. Minik çocuklarımız için kreşler ve gündüz

bakım evleri yaparken, eğitimdeki gençlerimize “Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği”, ileri

yaştaki kentlilerimize yönelik olarak da “Esenlik Hizmetleri” gibi özelleşmiş hizmetler

ürettik. Herkesin yararlanacağı “Spor Merkezi”nin inşaatını bitirmek üzereyiz. İhtiyaç

sahibi kentlilerimize “Eğitim Yardımı” yapıyoruz. “Dost Eller Mutfak” projemizle kentli

dayanışmasını sağlıyoruz. “Meyve Bahçemiz” ise şimdiden imrenilen bir kazanım

oldu.

Bu hizmetlerimiz kenti ortak kullanmanın, bu kente ait olmanın ortak sorumluluğu ile

üretildi. Çünkü biliyoruz ki, bizler geçiciyiz. Beşiktaş kentinin gerçek sahibi Beşiktaş

yaşayanlarıdır.

Beşiktaş kentinin güçlü tarih mirasına, ilerici ve özgür karakterine, Cumhuriyetçi

geleneğine sahip çıkan projeler bunlar. Aydınlık projeler. İnsan merkezli projeler.

Bu yüzden yapılan bütün anketlerde Türkiye’de insanlarımızın “en çok yaşamak

istedikleri kent “ olarak karşımıza Beşiktaş çıkıyor.

Çünkü Beşiktaş gerçekten aydınlık ve çağdaş bir ilişkiler yumağıdır. Beşiktaş bedeni

ve aklı özgür insanların, bilimin ve sanatın kentidir. Beşiktaş, kentlisi ve yönetimiyle

bir tas çorbayı, bir merhabayı, bir meydanı ya da ağaç gölgesini paylaşmanın kentidir.

İnsan onuruna yakışan, insanı değerleriyle birlikte kucaklayan, birey olmanın keyfi

kadar toplum olmanın sorumluluğunu taşıyan bir kenttir. Umudun ve geleceğin

kentidir Beşiktaş… Cumhuriyet ilkelerinin ve devrimlerinin yaşandığı, bayrak yapıldığı,

öncü bir kenttir Beşiktaş…

Bu kenti yıllardır sizlerle birlikte yönetmeye çalışmak bana nasip olan en büyük

onurdur. Çünkü Beşiktaş, Beşiktaş kentlileriyle güzel ve anlamlı.

İsmail ÜNALBeşiktaş Belediye Başkanı

Page 4: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

40

Kapak Fotoğrafı: Mehmet Aksoy

BEŞİKTAŞ KENTLİSİNİN DERGİSİ Kış ’13 / 23

06 Cumhuriyet kazanımları Ulusal mimarlık.

02 Başkan’ın Beşiktaşlılara Mesajı

06

24 Kazanım: Kıyameti beklemeyin Beşiktaş AYÖM’le afete hazır.

16

24

12 Dünya Kuş Gözlem Günü Kuşların şehri İstanbul.

60 Engelsiz Düşler Festivali Engelsiz düşlerde buluştuk.

40 Haber Unutmamak Müzesi açılıyor.

16 Çocuk Bilim Merkezi Küçük mucitler iş başında.

20 Kazanım: Nefes alma durakları Kente üç yeni park daha...

38 Ustalara Saygı Tuncel Kurtiz ve Turgut Özakman

32 Sokaktaki Tarih Sanatın izi Beşiktaş’ta...

28 Heykel Nâzım Hikmet Heykeli.

28

38

İMTİYAZ SAHİBİBeşiktaş Belediyesi adınaBeşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal

YÖNETİM YERİBeşiktaş BelediyesiNisbetiye Mahallesi Aytar Caddesi Başlık Sokak No:1 34340 Beşiktaş, İstanbulwww.besiktas.bel.tr - 444 44 55

YAYIN TÜRÜDergi/Yaygın

YAYIN KURULUHasan Özgen, Görkem Kızılkayak,Yüksel Türkili

PROJE YÖNETMENİHasan Özgen

GENEL YAYIN YÖNETMENİCan Aydın

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜSelda Bektaş

EDİTÖRCanan Kaya

GÖRSEL YÖNETMEN Altan Adatepe

YAZI İŞLERİMurat Çelik, Gülhan Bakır, Metin Altay, Ayşe Üngör, İrfan Talyak,

KATKIDA BULUNANLAREtem Çalışkan, Cengiz Kahraman, Yasemin Reis,Nazan Ortaç Kara, Elvan Levent, Ege Erim, Cengiz Erdil, Murat Selenoğlu

FOTOĞRAFLAR Ulaş Tosun, Bekir Köşker, Levent Özer, Can Cihan Saltık, Şenol Kaşıkçı, Barış Acarlı

MATBAA PRODÜKTÖRÜNiyazi Yılmaz

YAPIMDörtbudak Yayınları Tanıtım Org. ve Tic. Ltd. Şti.Mecidiyeköy Mah. Kervangeçmez Sk. No:10 K:3 D:8Şişli/İSTANBUL0212 356 09 43

BASKIA4 Grafik Mat. Yay. Ltd. Şti.0212 452 40 99

12

Page 5: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

Beşiktaş kenti de beyaza büründü. İstanbul

yılın son ayına soğuk hava ve karla girdi. Boğaz

kıyılarını kaplayan kentimiz yılın her mevsimi

güzel... Tarihin önemli yapılarıyla dolu İstanbul’u

kaplayan bembeyaz kar, kentin siluetini bozan

yapıların hançer yaralarını ne yazık ki örtemiyor.

Bu sayımızda İstanbul’un Cumhuriyet döneminde

yaşadığı yapılaşmayı ÇEKÜL Vakfı başkanı

Prof. Dr. Metin Sözen ile konuştuk. Cumhuriyet

kazanımları seri araştırma yazılarımızda da bu

sayıda “Cumhuriyet ve Mimarlık” konusunu ele

aldık.

Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en kara olaylardan

biriydi Sivas Katliamı; 2 Temmuz 1993’te

yaşandı… Vicdanlardaki yara 20 yıl geçmesine

rağmen sarılamazken, Türkiye’nin önde gelen 35

sanatçısı, Beşiktaş Belediyesi’nin öncülüğünde

O günü “unutmamak” için kendi elleriyle yaptıkları

eserlerini “kısmen yakarak” “Unutmamak”

sergisinde bir araya getirdi. Biz de bu sayımızda

eserleri bir albümle sayfalarımıza taşıdık…

Beşiktaş, İstanbul’da kamuya ait en çok yeşil

alanın olduğu bir yerleşim merkezi. Kentimizde

124 adet park var. Dutluk, Mısırlıbahçe ve

Cihannuma parkları da açıldı. Bu parkları

tanıtırken, Beşiktaş sokaklarının da izini sürdük.

Sokak isimlerinin barındırdığı sırları öğrenince

şaşıracaksınız.

Beşiktaş Belediyesi bugünü değil geleceği

de düşünüyor. Tarihte büyük depremler

yaşayan İstanbul’da afet hazırlığını en sıkı tutan

belediyelerin başında geliyor Beşiktaş Belediyesi.

İkincisi Aykut Barka Deprem Parkı’nda açılan

Afet Yönetim Merkezi, halka pratik uygulamalar

konusunda bilgi verirken, depolarındaki araç

ve gereçle de afet sırasında etkin görev almayı

bekliyor.

Bu sayımızda ayrıca Beşiktaş Belediyesi’nin

Engelli Koordinasyon Merkezi’nin yaptığı

çalışmaları ve Deniz Dikkaya ile yapılan röportajı

ilgiyle okuyacaksınız.

Beşiktaş’taki Nâzım Hikmet heykelinin yaratıcısı

heykeltıraş Mehmet Aksoy ile yapılan söyleşi

ve bu yıl Beşiktaş’a taşınan 1001 Belgesel Film

Festivali’nden notlar da bu sayımızda.

Beşiktaş Belediyesi’nin “Ustalara Saygı”

gecelerinde bu kez yazar Turgut Özakman ile

sinema ve tiyatro sanatçısı Tuncel Kurtiz anıldı.

Yeni sayfalarda buluşmak üzere...

Tüm Beşiktaşlıların yeni yılı kutlu olsun...

Artı

92 Rehber / 24 saat

64 Portre: Tevfik Fikret Çağın yetişemediği şair.

72 Kadın girişimci Cup of Joy.

76 1001 Festival Bir festivalden çok daha fazlası.

80 Gezi:İstanbul’u yeniden keşfediyoruz.

82 Cumhuriyet Bayramı

86 Haber Beşiktaş’a kadın barınma evi.

88 Haberler

91 Fulya Sanat Ajanda

64Unutmadık...

72

82

[email protected]

Page 6: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

06 B+ KIŞ

Cumhuriyet kazanımları

06 B+ KIŞ

Cumhuriyet 90 yaşında. Pek çok mimar, kent uzmanı ve

plancısı yetişti bu süre içinde. Ülkeye hiç şüphesiz önemli

eserler kazandırdılar. Ancak “Türk Mimarlık Tarihi”nin bin-

lerce yıllık bir geçmişi olduğunu unutmazsak; Cumhuriyet

dönemi mimarlığını da kavrayabiliriz... Ölümsüz ozanımız

Nâzım Hikmet’in hayran olduğu kahramanlardan biri de

Mimar Sinan’dır… Mimar Sinan, Türk Sanat Tarihi’nin köşe taşı, yüz akı, özü-

dür... En doğru çizgisi ve sözüdür…

Geleceğimize bakarken Mimar Sinan ve onun ardından gelen mimarları,

ustaları, kalfaları, taş ve ince işlerin emekçilerini, sanatçılarını asla unutma-

mamız gerekir. Biz bu yazıda Cumhuriyet dönemi mimarlığı ve de İstanbul’u

temel alarak kent planlamasına kısa bir göz atacağız…

Cumhuriyet’in mimariye bakışı 1908’de ilan edilen II. Meşrutiyet’le birlikte gelişen milliyetçilik eğilimleri mi-

marlıkta da yeni arayışları gündeme getirdi. Mimar Kemalettin ve Vedat bey-

lerin başını çektikleri akımla Türk mimarlığının, “Neoklasik Türk Üslûbu” ya

da “Milli Mimari Rönesansı” adını alan yeni klasik dönemi başladı. Cumhu-

riyet mimarisi bu akımın üzerinde şekillendi. Cumhuriyet’in kurucu kadroları

yeni kent planları hazırlarken, mimaride de arayış içinde oldular.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında adeta bir kasabaya benzeyen Ankara, nasıl çağ-

daş bir başkent olacaktı? Yeterli mimar yoktu. Bu nedenle yabancı mimarlar

Türkiye’ye davet edildi…

Mimar yetiştiren tek ocak olan “Sanayi - i Nefîse Mekteb - i Âlîsi”, geçirdiği

reformla “Güzel Sanatlar Akademisi” oldu. Ernst Egli, Bruno Taut gibi mo-

dern mimarinin ustaları burada ders verdi.

CUMHURİYET’TE MİMARLIK

Cumhuriyet’in kurucu kadroları yeni kent planları hazırlarken, mimaride de arayış içindeydiler. Bu sayımızda neoklasik Türk üslûbu ile şekillenen Cumhuriyet dönemi

Türk mimarisini mercek altına alıyoruz…

Yazı ve röportaj: Cengiz Erdil, Fotoğraflar: Cengiz Kahraman arşivi, ÇEKÜL Arşivi

Ankara

Page 7: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 07

Alman mimar Herman Jansen Ankara imar plânını yaptı. Atatürk plân çalış-

malarına bizzat katıldı. Ankara’nın geleceğini mimara anlatarak çalışmalara

ışık tuttu. Viyanalı mimar Clemens Holzmeister, yine Atatürk’le beraber ça-

lışarak Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nü, Bakanlık binalarını, şimdiki

TBMM binasını plânladı. Meclis binasındaki çift meclis salonu da (Millet

Meclisi ve Senato) Atatürk’ün direktifleri ile yapıldı. Ernst Egli’nin Sayış-

tay binası, Musikî Muallim Mektebi (Konservatuvar), Bruno Taut’un Dil ve

Tarih Coğrafya Fakültesi gibi yapılar ise kübik - modern yapıların öncüsü

oldular.

Akademi hocası olan ve Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ni yapan Bruno Taut

da Bauhaus Okulu’nun kurucularındandır ki, böyle bir hocanın Atatürk’ün

daveti ile Türkiye’ye gelişi büyük bir şans olarak yorumlanıyor. (Taut, Ata-

türk’ün ölümünde, halkın önünden geçtiği meşaleli katafalkı da yapan mi-

mardır. Ortaköy’de yaşamıştır. Mezarı, vasiyeti gereği olarak Edirnekapı

Mezarlığı’ndadır.)

Sadece mimarlık alanında değil, Hitler’in zulmünden kaçan Yahudi hoca-

ların, Atatürk’ün daveti sonucu Türkiye’ye gelmeleri ile üniversitelerimiz re-

form sürecini tamamlamış ve altın devirlerini yaşamışlardı.

Bir süre sonra, modern mimarlık eğitim sisteminin yetiştirdiği Türk mimar-

ları yapıtlarını vermeye başladılar. Benimsenen modern eğitim sisteminin

amacı, Batı taklitçiliği değil, Batı’nın mimarı düşünce biçimini ve metotlarını

kavramak şeklinde olmalı idi. Bu eğitim sistemine mimar Sedat Hakkı El-

dem’in çok büyük katkıları oldu.

Seyfi Arkan ve Şevki Balmumcu’yu burada anmamız gerekiyor. Seyfi Ar-

kan, parlak yeteneği ile Atatürk’ün takdirini kazandı. Çankaya Hariciye ve

Makbule Atadan Köşkleri, Florya Deniz Köşkü, İstanbul - Galata Deniz

Yolcu Salonu, Ankara Sümerbank, İller Bankası Seyfi Arkan’ın kayda de-

ğer yapıtlarındandır. Şevki Balmumcu’nun 1933 – 35’lerde yaptığı Ankara

Sergi Evi binası da Atatürk’ün takdirini kazandı. Dönemin kübik mimarisi-

nin bir örneği idi. Bu gün de mimarlık tarihimizin kilometre taşlarından biri

sayılıyor.

Ankara Ulus Mahallesi - İş Bankası

Ankara Entografya Müzesi

Page 8: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

08 B+ KIŞ

Modern zamanlar Batıda mimari alanda gelişen ilerici düşünceler Türkiye’ye de ulaşmakta ge-

cikmedi. 1930’larda kimi Türk mimarları, çağcıl uluslararası üslûp doğrultu-

sunda yaklaşık on yıl süreyle kübizme ve betonarmeye dayalı yeni Batıcılık

örnekleri verdi.

1950’lere gelindiğinde Türk mimarlığı, Avrupa ve ABD’de giderek yaygın-

laşan modern mimarlığın etkisi altında rasyonalizme yönelerek ürünler verdi.

İkinci Dünya Savaşı sonuçlanmış, Türkiye siyasal ve kültürel olarak Batı’ya iyi-

ce yakınlık duymaya başlamıştır.

1960’lar rasyonalizmden uzaklaşma, gevşeme, parçalı form arayışları dönemi

oldu. 1960 – 70 döneminin dikkate değer yapıları arasında İstanbul Vakıflar

Oteli (bugünkü Ceylan Intercontinental, AHE, 1959), İstanbul Manifaturacı-

lar Çarşısı (Doğan Tekeli, Sami Sisa, Metin Hepgüler, 1959), Büyük Ankara

Oteli sayılır.

1970’lerde Batı’da yaygınlaşan Postmodernizm, 1980 – 90 arasında Türki-

ye’de de alıcı buldu. Geç Modernizm, Postmodernizm, Dekonstrüktivizm gibi

Batı kökenli akımlar doğrultusunda yapılar gerçekleştiren mimarlarımız oldu.

Bir toplumsal hastalık: Düzensiz kentleşmeGenelde, tek tek başarılı birçok yapıya karşın Türkiye’nin ekonomik ve

sosyal çalkantıları nedeniyle çağdaş Türk mimarlığı, toplumun düzensiz hızlı

gelişiminden ve bunun sonucu olan kültürel çözülmeden olumsuz etkilendi.

Çarpık kapitalizm ve aşırı hızlı nüfus artışı; düzensiz, plansız, yoğun kentleşmeyi

de beraberinde getirdi. Ortaya çıkan büyük konut açığı, gerekli ekonomik ve

yönetimsel önlemlerin alınmaması nedeniyle, yapsat düzeni, kalfa yapıları,

kaçak yapılar ve gecekondularla farklı bir anonim mimarlık anlayışı ortaya

çıktı. Politik ödünlerle yozlaştırılan kent toprağı kullanımı ve sürüp giden arsa

spekülasyonu, çevre değerleri ile kent bütünlüğünün korunması ile yapılar

arası ilişkilerin düzenlenmesi olanaklarını ortadan kaldırdı.

Ve İstanbulOsmanlı döneminde İstanbul’u yok eden yangınlardı. Bir yangın, ahşap yapı-

larla dolu semtleri, semtleri birbirine bağlayan güzelim koruları kasıp kavuru-

yordu. İstanbul’un başında şimdi böyle bir yangın korkusu yok. Korkunun adı

şimdi yapılaşma... Yükselen gökdelenler... Ve de içinden çıkılmaz trafik...

İstanbul’da yaşamak, çağın her döneminde zordu; nüfus fazlaydı. Her tarihi

dönemde cazibe merkezi olan İstanbul, yağmalarla anılan bir kentin adıydı.

Toprağı hâlâ büyük bir rant kapısı. Kentin nüfusunun yakın gelecekte 25 mil-

yona çıkacağı hesabını yapıyor uzmanlar.

Liberal, muhafazakâr ve serbest yapılaşma yanlılarının isteği İstanbul’un bir

Hong Kong veya Dubai olması... İstanbul’u yapay kentler kervanında, kimlik-

siz kentler arasında marka kent (!) olarak görmek istiyorlar. Buna karşı çıkan-

lara da “vizyonsuz” diyorlar.

Vizyonsuzların (!) istekleri ise çok basit... Kentin tarihi dokusu harap olmasın,

gökdelen merakınızı denize uzak alanlarda giderin… Ormanları, koruları yok

etmeyin. Kamu alanları park olarak değerlensin. Ulaşım yeraltından olsun...

Bunlar hayal değil. İstanbullu için su, nefes gibi doğal istekler...

Zaten bir cennet olan İstanbul’da sahte cennet yaratma operasyonlarından

vazgeçilmesi gerekiyor.

Peki, İstanbul, zorla giydirilmeye çalışılan beton zırhlarla nereye kadar gide-

cek? Buna kimse yanıt veremiyor. Ama unutulmasın, bu kentin tarihinde dep-

remler de var... Osmanlı’nın “Küçük Kıyamet” adını verdiği deprem 1509’da

oldu. Kent modern zamanlarda insan eliyle bir yapılaşma kıyameti yaşarken,

deprem de bu kıyametin kanlı bir harcı olmasın.

1950’li yıllarda Dolmabahçe Sarayı, Akaretler, Abbasağa Mahallesi’nin hava görüntüsü.

Mimar Kemalettin

Page 9: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 09

“TARİHİ FEDA MI

EDECEĞİZ?”İstanbul’un Cumhuriyet tarihi boyunca

geçirdiği yapılaşma sürecini anlatan Prof. Dr. Metin Sözen, nüfusla birlikte ortaya

çıkan sorunların mimariye etkilerini inceliyor; “Cumhuriyet hükümetleri 90 yılda İstanbul’a

ne kattı?”, “Cumhuriyet eskiyi koruyabildi mi?” sorularına yanıt veriyor…

Ayakta kalan Bizans - Osmanlı eserlerine hayranlıkla baka-rak, İstanbul uygarlıklar kenti diyoruz. Peki, bu kentte 90 yıllık Cumhuriyet nasıl bir yapılaşma izledi?Uygarlıkla büyük bağlılıkları olan bir kentte çok farklı bir yaklaşım ve bilin-

ce ihtiyaç var. Kısaca özetlersek; hem Avrupa hem de Anadolu yakasında

tarihi alt üst edecek buluntulara ulaşılıyorsa kente dönüp çok hassas ve

dikkatli bakılması gerekir. Burada göz ardı edilemeyecek bir diğer nokta

ise kentte her gelenin farklılık yaratma çabasıyla bir eskisinin tahrip olması-

dır. Örnek verecek olursak; İstanbul’un Fikirtepe semti “kentsel dönüşüm”

kapsamına alındı. Daha önce yapılmış araştırmalarla Kadıköy, Pendik ve

Kartal’da yapılacak arkeolojik kazılarda tarihi altüst edecek ve diğer kazı

alanlarından çok farklı büyüklükte bir alana ulaşacağı biliniyor.

İstanbul’da değişimin başlangıç noktası Osmanlı’nın son döneminde baş-

lıyor. Cumhuriyet’in aldığı mirası belirlemek için 19 ve 20’nci yüzyılın başına

kadar gelen kültürleri canlandıran ve o üslûpta gelişmiş büyük yapıları be-

lirlemek gerekiyor. Belediye arşivlerindeki haritaları ve farklı belgeleri ta-

rarsanız Osmanlı’nın son döneminde fevkalade geniş projelerin yabancı-

larla üretildiğini görürsünüz. Bu da şu demektir: Cumhuriyet’in aldığı miras

Avrupa ve diğer gelişmiş kentlerdeki değişime koşut olarak gelişiyor. Bu

bakımdan Cumhuriyet mirasının başladığı noktaya bakacak olursak, Os-

manlı’nın son döneminde İttihat ve Terakki Fırkası’nın ideolojisine uygun

olarak geliştiğini ve kentin bazı noktalarında büyük boyutlu yapıları Osman-

lı’nın bazı öğelerini kullanarak yeniden yorumlama ve ünlü mimarlarla yap-

tığını görürsünüz. Bunların içinde Kemalettin Beyler, Vedat Beyler gibi o

dönemin ünlü mimarlarında birden bire boyutu değişen, fakat üslûp olarak

da biraz geçmişe öykünen, Osmanlı’yı getiren yapılar var. Kentin domino

ağırlıklı yapılarında diğer dokuya oldukça baskın bir yaratma dönemi bu.

Fatih’teki kaymakamlık binası, tarihi yarımada, iskele binası ve Kadıköy’de

meydandaki binalar, hal binası gibi yapılarda birden bire kentin boyutların-

da büyüme oluyor. Bu, birinci temel değişim.

İkinci olarak da büyük bir zorluk çıkıyor karşımıza. İstanbul’un altyapısının

sağlam envanteri yapılmadığı için neyin nerede olduğu ve ne oranda, hangi

hassas noktalarda koruyacağı bilinci oluşmuyor.

Onun için masa başı planlar veya iyi irdelenmemiş dokuyu içeren tasarımlar

bir türlü şekil alamıyor. Ama şunu da belirtmek gerekir: Dünyanın en iyi, en

büyük plancıları getiriliyor ve büyük projeler üretiliyor. Özellikle tarihi yarı-

mada, Taksim ve çevresi için… Hatta bu etkiler Bursa’ya da taşınıyor. Za-

fer Meydanı gibi İstanbul’a öykünen, onun devamı gibi olan büyük değişim

oralara da yansıyor.

Prof. Dr.Metin Sözen

1950’li yıllarda çekilmiş bir hava fotoğrafından Tophane, Cihangir ve Taksim.

Page 10: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

10 B+ KIŞ

1950’li yıllarda Moda ve Kadıköy

Kısacası doğru bir irdeleme yaparsak, İstanbul dediğimizde altı dolu üstü

dolu bir kentten söz ediyoruz. Ama İstanbul ahşap dokulu tarihi yarımada-

sıyla yangınlar veya benzeri büyük felaketlerle harap olmuş. Felaket son-

rasının planlamasından düşünce değişikliğine, bugünkü bilincimizden çok

uzak, farklı boyutlarda ticaret ve konut bölgeleriyle, tarihi dokunun olduğu

yer ve çevresi arasındaki dengeler kurulmadan bugüne kadar geliyoruz. Ve

tabii Cumhuriyet de buna yeni şeyler ekliyor.

Cumhuriyet’in de kalıcı eserleri var... Ancak Cumhuriyet’in ilk döneminde Ankara’nın imarına ağırlık verilmiş. İstan-bul’da 1950’li yıllardan sonra yapılaşma ağırlık kazanıyor. Tarihi yarımadada, özellikle de Vatan Caddesi’nin açılması sırasında çok sayıda tarihi eserin de yok olduğu biliniyor. Siz o dönemleri yaşadınız. Nasıl değerlendiriyorsunuz?O dönemleri yakından da irdeliyorum. Hatta son olarak Manifaturacılar

Çarşısı’na tekrar bir yaklaşım söz konusu. Bununla ilgili bir de kitap çıkarıldı

ve orada şunu belirttim: Yangın ve yıkım geçirmiş bölgelerdeki yapılaşma-

da, Türkiye’nin ve dünyanın artık köşeye sıkıştığı en olumsuz şey ulaşımın

yoğun şekilde ve hızla değişmesi. Dün atlı araba ve tramvayla ulaşımın

sağlandığı bir kentte nüfus büyümesi ve herkesin altında araba olması, ana

arterler için hem tarihi hem de kültürel mirası bitirmeye götürecek kadar yo-

ğun bir yanlışlığa sebep oluyor. Bu süreç hâlâ devam ediyor.

Demokrat Parti döneminde Beşiktaş’tan başlayarak -ki ben o zaman bu

işlerin içindeydim- Beyazıt Meydanı, Hasan Paşa Hanı, Aksaray ve ünlü

surların kapılarına kadar birden bire tek bir yere yeni ulaşım ağları kurulma-

ya çalışıldı. Demek ki nüfus büyümesi, geleneksel dokunun yanması ve yı-

kılması, kentin sağlıklı anıtsal yapılarını, çevredeki mahalleler ve mahalleye

bağlı olarak yaşayan dokuyu altüst etti. Konut olmayacak yerde konut, ti-

caret bölgesi olmayacak yerde ticaret bölgesi kurulması ve şimdi de kentin

boş kalmış neresi varsa oralarda siteler kurulması gibi yanlışlar büyük bo-

yutta devam ediyor.

Türk mimarlığı 1950’lerde Avrupa

ve ABD’nin etkisiyle rasyonalizme

yöneldi.

Ankara Yenişehir 27 Mart 1937

Page 11: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 11

Meydansız bir kent İstanbul... Bizim sadece büyüklük ve işlevsel anlamda

bildiğimiz Taksim Meydanı ve Sultanahmet Meydanı var…

Roma döneminde, Fırat Nehri’nin kenarında da olsa kurduğu kentlerde

belirli meydanlar var. Meydanlarda da sanatsal - kültürel yapıtlar var. Ro-

ma’nın üstüne oturan Osmanlı’nın temel meseleyi koruduğu yer, bir bakıma

Sultanahmet. Çemberlitaş’taki meydanın yıkılan bir kısmına Elçi Hanı, Ali

Paşa Külliyesi ve diğer çarşılar yapılıyor. Kapalıçarşı’nın ise çok az kısmı Bi-

zans’tan kalma; diğeri tamamen Osmanlı döneminde yapılmıştır.

Meydan sorunu Osmanlı’da büyük anıtsal camilerin avlularında çözülüyor.

Ayasofya’nın önünden hareket edersek, Ali Paşa, Beyazıt Camii ve çevre-

sindeki avlu, Süleymaniye ve Şehzade’nin avluları, Fatih Camii büyük külli-

yeleri ve avluları etrafında topluyor. Avlu fikri farklı boyutta ve davranış biçimi

içinde oralarda uygulanıyor. Yani Roma’nın üstüne gelip oturmuyoruz, çünkü

o yol da daralıyor. Roma’nın eski yolunun iki tarafı yapıtlarla doluyor, dolun-

ca daralıyor. Daralınca doku, ulaşım ne yapıyor? Osmanlı’nın son dönem-

lerinde bugünkü Sultanahmet’ten çıkan yolun iki tarafında Çemberlitaş’tan

başlayan avlu duvarlarını, binaları keserek yol genişletme yapılıyor. Tramvay

geldiği için de yeni bir yol gerekiyor. Birden bire kese - biçe gittiğimiz her

yerde, dokunun hassas noktalarını yitirdiğimizi görüyoruz; bu sistemle sorun

çözülemez hale geldi.

Dolmabahçe ve Çırağan sarayları ile Osmanlı’nın son döne-mine de damgasını vurmuş bir semt Beşiktaş. Burada Cum-huriyet mimarisinin etkisiyle yapılmış kalıcı eserleri var mı? Mesela yok olan bir Taşlık Kahvesi çok tartışılmış. Taşlık Kahvesi yıkılmış, yerine otel yapılmış. Siz bir mimar, kent uzmanı olarak ne düşünüyorsunuz?Bu meslekte kültür tarihi açısından bakacaksınız. Uzmanlık alanı o kadar öl-

çeklerle iç içe girdi ki... Eminönü’nden başlayarak Karaköy, Dolmabahçe,

Beşiktaş aksı 1950’de inanılmaz bir şekilde yırtıldı. O kadar yırtıldı ki üstün-

deki bazı Sinan yapıları, mesela Molla Camii’nin dibi son dakikada yapıldı.

Oradaki hamam ve külliyeler gitti, Kazancılar yokuşundan indikten sonraki

alanda farklılıklar oldu ve son Osmanlı’nın iki tarafta yaptırttığı Tophane - i

Amire Külliyesi’nin önü kesildi. Böylelikle yeni ulaşım sistemine ulaşacağım

diye hiçbir zaman planlanmamış, programlanmamış ve siyasilerin verdiği ka-

rarlarla fevkalade bir arsa oldu.

Dolmabahçe Sarayı’nın parçalarına Cumhuriyet hükümetleri Dolmabahçe

Stadı’nı yaptılar. Ne oldu? Dolmabahçe Sarayı’nın önündeki sebil, Seras-

ker Dairesi gitti ve Istabl - ı Amire şimdi stadyum oldu. Ondan sonrasına

da üstündeki kalmış eski kasırların olduğu yerde bugün otel var. 1948 - 50

arasında Sedad Hakkı Eldem hocamız oraya bir nevi bir konsol çıkarak Dol-

mabahçe’yi üstten başa bir seyir terası yaptı. İkinci ulusal mimarlık akımına

uygun, geleneksel dokuyu anımsatan Taşlık Kahvesi... Ama önüne otel ya-

pıldı ve arkada kaldı. Komik bir görüntü oluştu.

Birinci ulusal mimarlıkta Kemalettin Bey, Vedat Bey, Ali Talat Bey gibi son

Osmanlı’yı Cumhuriyet’in Ankara’sına da taşımış mimarlarımız mümkün ol-

duğunca o dönemin akımı içindeki binalarıyla çekidüzen vermeye çalışmış-

lar. Onların eserlerinin hepsi bugün yaşıyor çünkü malzeme zengin, belirli bir

özen var ama bir cephe mimarisi başka.

Beşiktaş’taki Deniz Müzesi yeniden açıldı. Görebildiniz mi, izleyebildiniz mi?İstanbul’da çok az yaşıyorum ama biraz kalabalık dağılsın, gideceğim. Ora-

da Matbaa - i Amire’yi müze olarak açtık. Dolmabahçe Sarayı’nın en son

bandı. Onun dibindeki tütün deposu otel yoğunluğuna geldi, biraz da üze-

rine uzadılar, büyüttüler gibi geliyor. İkinci ulusal mimarinin eski Deniz Mü-

zesi’nin önüne şimdi iskele kurmuşlar, onarıp, temizleyecekler. Taş bina

sağlam, kendisine göre bir dönemin varlığını hissettiriyor. Çağdaş müze ihti-

yacını beraber çözmek çok yanlış bir iş değil. Ama ilk müze çekirdeğindekini

doğru işlevi entegre etmek gerekiyor.

Yeniyi yaparken eskiye öykünmek olmaz ama eski ve yeni arasında dengeyi

kurmak bir mimari beceridir. Tartışma gerektirir, kentin bir parçasına yeni bir

güç getiriyorsunuz; o gücün eskisini gölgelememesi gerekir. Yeni ihtiyaçlar-

la eski dokunun sağlam, birbirine bağlanacak elemanlarını, kimi feda edece-

ğimize karar vermemiz lazım ki tarih feda edilemez. B+

Taşlık KahvesiVatan ve Millet caddeleri açılırken...

Page 12: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

12 B+ KIŞ

Dünya Kuş Gözlem Günü

İmparatorlukların incisi, ticaretin merkezi, 18 milyonun ve belki faz-

lasının sevgilisi, çilesi, umudu. Kargaşanın, kavganın ya da aşkın

şehri… Ve elbette ki “kuşların şehri” İstanbul…Bir gözlemcinin

gözünden bakınca; her kış 5 türden on binlerce martının, karaba-

tağın, yelkovanın uğrak yeridir Boğaz. Şehrin temiz su havzaları

binlerce ve çeşit çeşit ördek türü için kış vahasıdır. Bahar ayların-

da binlerce leyleğin, kartalın, şahinin semalarında süzüldüğü, konakladığı

bir dar boğazdır bu efsane.

Yazın ebabil ve ak karınlı ebabillerin çığlıklarının çınlaması en çok Haydar-

paşa’ya yakışır. Belgrad Ormanı, küçük yeşil ağaçkakanların, sıvacı kuşla-

rının, kızıl gerdanların ve daha pek çoklarının muhitidir. Küçücük korular ve

parklar ispinozların, baştankaraların, serçelerin ve daha nice minik ötücüle-

rin büyük dünyalarıdır.

İstanbul’un yerlileriVe Topkapı Sarayı’nın Hasbahçesi… Gülhane gri balıkçılların ve yeşil papa-

ğanların evidir. Bazen mahremlerini, kavga dövüş koruduklarını görürüsü-

nüz. Tophane Camii minaresinde av bekleyen gökdoğanındır, Boğaz key-

fi. Ne de olsa eski İstanbulludur. En çokta kara çaylakların İstanbul’uymuş

KUŞLARIN ŞEHRİ İSTANBUL

Yazı: Evrim Tabur, Fotoğraflar: Ali Rıza Altınok

İstanbul’un, çoğumuzun ahbaplığının vapurda simidini paylaşmaktan pek öteye gitmediği 315 kuş türüne ev sahipliği yaptığını söylesek! Peki, “Kuş Gözlemciliği” diye bir şeyden bahsetsek...

Doğa Derneği Kuş Gözlem Sorumlusu Evrim Tabur, İstanbul’un kuşlarını anlatıyor…

mazide buralar. Gerçi onlar buradan göçmek zorunda kalmışlar ya yeni

komşuların harala gürelsinden. Daha nice İstanbul yerlisinden, belki habe-

rimiz bile yoktur.

Onların da yaşam hakkına varAnlayacağınız her yanı kuşlarındır aslında bu dev metropolün. Ama ço-

ğumuzun ahbaplığı vapurda simidini paylaşmaktan pek öteye gitmez. Bir

bölümümüz semada leylekleri görür görmez baharın gelişine ve bu yıl bol

gezeceğine sevinir.

Hiç birimiz bilerek onlara zarar vermez ya da yuvasını bozmaz ama İstan-

bul’un topraktan sahibi olan bu canlıların en az bizler kadar yaşama hakkı

olduğunu unutur ve hatta çoğu zaman umursamazlığımızdan ya da fark et-

meyişimizden, onların yaşam haklarını çiğnediğimizi bile anlayamayız.

Örneğin; Melen Çayı’nın İstanbul’a getirilmesi ya da 3’ncü Köprü, 3’ncü

Havalimanı gibi en güncel konularda payımız olduğu kadar memleketlimiz

canlılar için de sorumluluğumuz olduğunu kabul etmeliyiz.

Yüzlerce kuş türüVe belki de bunun için kuşların şehri olan İstanbul’u bir kuş gözlemcisi gö-

zünden görmek için çocukluk yıllarındaki meraklarımıza geri dönmeliyiz.

Nasıl mı? İstanbul gibi bir kuş cennetinde kuş gözlemciliği size, şehirdeki

üç yüz on beşten fazla kuş türünü tanıma ve en beklenmedik doğa sürpriz-

lerini yakalama fırsatı sunacağı gibi, her yıl değişen şehrin nabzını da tutma

imkânı verecek.

Page 13: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 13

Kuş gözlemciliğiKısaca ifade etmek gerekirse kuş gözlemciliği, kuşların doğal ortamlarında ince-

lenmesi, tanımlanması ve sayımıdır. Kuş gözlemcileri farklı kuş gözlem alanlarını

ziyaret ederek, gözlemledikleri kuş türü sayısını artırır ve doğa koruma araştır-

malarına veri sağlarlar. Kuşların renkleri, davranışları ve yaşam alanlarının çe-

şitliliği insanları kuş gözlemciliğine çeken etkenlerdir. Kuş gözlemi yapabilmek

için belli yaş ve meslek sınırı yoktur. Bu işe başlayabilmek için dürbün, arazi kuş

kitabı ve not defterinizin olması yeterlidir. Eğer şu an bunlara sahip değilseniz bir

vapur seyahatinde etrafınızda uçuşan martılara biraz daha dikkatli gözlerle bak-

mak ve farklarını not defterinize yazmakla işe başlayabilirsiniz. Veya küçük bir

parkta serçeden daha renkli ve onun boyutundaki kuşları fark etmek için biraz

daha fazla zaman geçirebilirsiniz.

KuşBank ProjesiKuşlar insan için her zaman ilgi çekici ve merak edilen canlılar olmuştu. Geçmişte

esas olarak avlanmak ve koleksiyonculuk için izlenen, araştırılan canlılardı kuş-

lar. 19’ncu yüzyıl sonlarından itibaren ise bugün bildiğimiz anlamıyla kuş gözlem

ve koruma çalışmaları gündeme geldi. Türkiye’de kuş gözlemciliği, 1980’li yıllar-

da dar bir çevrede doğa koruma dernekleri ile bağlantılı bir uğraş olarak başladı.

1990’lı yıllardan itibaren ise, kuş gözlem topluluklarının kurulması ve bu alanda

eğitimlerin başlaması ile kuş gözlemciliği tüm Türkiye’de yaygınlaştı. 2000’li yıl-

lara geldiğimizde ise Doğa Derneği’nin çabaları bir toplum bilimi de olan bu ho-

biye giderek ivme kazandırdı. Kuş gözlemcilerin gözlem kayıtlarını aktardıkları

bir veri tabanı olan KuşBank projesi, o zamandan şimdiye bu yükselişin mihenk

taşlarındandır. Kuşçuların, gözlem sonuçlarını topladığı ve diğer gözlemcilerin

arazi sonuçlarını görebildikleri bu dijital sisteme düzenli olarak girilen gözlem

Arı kuşu

Kara başlı çinte

İbibik

Kızıl sırtlı örümcek kuşu

Taş kuşu

Orman düdükçünü

Page 14: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

14 B+ KIŞ

kayıtları sayesinde doğal alanlardaki değişimler, kuşlar aracılığıyla izlenebi-

liyor. Bu şekilde alanların yakın gelecekteki durumları önceden tespit edili-

yor (www.kusbank.org).

Kuş fotoğrafçılığı da dijital makinelerin gelişmesi ile pek çok meraklısı olan,

keyifli, zorlu ve pek çok türün belgelendiği bir uğraş halini almış durumda.

Son yıllarda kuş gözlemciliği ve fotoğrafçılığı birbirini besleyerek ülkemiz-

de pek çok kuş türü hakkında keşiflerin yapılmasını sağlıyor (www.trakus.

org).

İstanbul’da kuş gözlemlemek ve İKGTİstanbul’da kuş gözlemlemek için merakınız olması ve algılarınızın kuşlar

için açık olması ilk başlarda yeterli olacaktır. Ancak deneyim paylaşımı ile

gelişecek kuşçuluk yetenekleriniz için size eşlik edebilecek yoldaşlarla bir

araya gelmek isterseniz, İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu (İKGT) ile tanış-

malısınız.

Topluluk ayda iki kere gerçekleştirdikleri toplantılar ile bilgilerini paylaşır-

ken, düzenlediği gözlem gezileriyle size kuşlarla buluşma imkânı veriyor

(www.ikgt.org). Her yaş grubundan, farklı mesleklere sahip, kuş ve doğa

meraklısı İstanbullulardan oluşan topluluk, tüm gezi ve toplantıları gönüllü-

lerinin çabaları ile gerçekleşiyor ve kâr amacı gütmüyor.

Bu yıl 20’incisi gerçekleştirilen Dünya Kuş Gözlem Günü, Türkiye’nin pek

çok yerinde olduğu gibi İstanbul’da da Beşiktaş Belediyesi ve Doğa Derne-

ği ortaklığı ile Ortaköy’de renkli bir şenlikle kutlandı.

Dünya Kuş Gözlem Günü, göçte kuşların karşılaştıkları zorlukları daha çok

kişiye aktarmak ve göçün çarpıcılığını göstermek için Dünya Kuşları Koruma

Kurumu’nun (BirdLife International) üyeleri tarafından her yıl ekim ayının ilk

hafta sonu 35’den fazla ülkede çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Dünya Kuş Gözlem Günü Ortaköy Şenliliği ile kuş göçünün inanılmaz bilgi-

lerini İstanbullularla paylaşmak ve göç mucizesini birlikte kutlamak istedik.

Bu keyifli günde pek çok İstanbullu ile birlikte Nilay Tezsay, Meltem Taşkı-

ran Şan Atölyesi, sokak şarkıcıları, El tango classico ve Tangog dans okul-

ları, kukla sanatçıları, İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu üyeleri ve Kabataş Er-

kek Lisesi kuş gözlem topluluğu ile birlikteydi.

Göç eden kuşların da bizi yalnız bırakmadığı şenlikte, kuş fotoğrafçısı Ali

Rıza Altınok’un İstanbul kuşlarından oluşan fotoğraf sergisi de Ortaköy

meydanında ilgililerin seyrine açıktı.

Bataklık kırlangıcı

Dünya Kuş Gözlem Günü ve Ortaköy ŞenliğiFotoğraflar: Can Cihan Saltık

Page 15: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 15

Kukumav

Eğer kuşların dünyasını kendi başınıza keşfetmek isterseniz İstanbul ve ci-

varındaki “Önemli Doğa Alanları” (ÖDA) içindeki yerlere gidip kuş gözlemi

yapabilirsiniz.

Beşiktaş’ın KartallarıDünyadaki büyük göçler hepimizde şaşkınlık ve hayranlık uyandırır. Bu

mucizevi göçlerden biri de süzülerek uçan kuşların binlerce kilometrelik

yolculuklarıdır. İstanbul bu büyük göçün en önemli 4 noktasından biri. Av-

rupa’dan Afrika’ya doğru, kara üstünde ısınan havanın kolaylaştırıcılığı ile

yolculuk eden kuşlar aynı bir kum saatinin bir yanından diğerine geçen kum

taneleri gibi İstanbul Boğazı üzerinden geçiyor.

Bu da, her yıl bir milyona yakın kuşun İstanbul ve ilçeleri üzerinden geçme-

si anlamına geliyor. Süzülerek göç eden bu kuş türleri arasında leylekler,

pelikanlar, şahinler, atmacalar, doğanlar ve 9 farklı türden kartal da var. Bu

binlerce kuş, özellikle sonbahar aylarında Beşiktaş üzerinden de geçerek

Anadolu yakasına doğru gidiyor. Bu dönemde Beşiktaş’ın semalarında sü-

zülen küçük orman kartalları, büyük orman kartalları, bozkır kartalları, şah

kartallar, küçük kartalları, balık kartalları, yılan kartalları, çok çok nadir de

olsa kaya kartallarını ve tavşancılları görmek mümkün.

Ali Rıza Altınok’un İstanbul kuşlarından oluşan fotoğraf sergisi.

B+

Page 16: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

16 B+ KIŞ

Çocuk Bilim Merkezi

Page 17: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 17

Atom ya da kuantum fiziği; elementler, kimyasallar veya

karmaşık insan anatomisi... Bilim her ne kadar karışık gö-

rünse de uğraşanı için o kadar zor değil. Sabunu, kremi,

kan grubu testinizi veya elektrikli böceğinizi, robotunu-

zu kendi kendinize yaptığınızı düşünün... Görünüşte zor

ancak imkânsız değil; ilköğretim çağında olsanız bile...

Beşiktaş Belediyesi, bünyesinde kurduğu Çocuk Bilim Merkezi’yle ilköğre-

tim çağındaki çocukları bilimle buluşturuyor.

Uzmanlar beyin gelişiminin yüzde 60’lık kısmının 4 – 7 yaş döneminde; yüz-

de 90’lık kısmının ise 4 – 11 yaş grubu süresinde oluştuğunu belirtiyor. Bey-

nin yüzde 10’luk bir gelişme sağladığı 9 – 11 yaş grubu döneminde bireyde

sayı, uzay, zaman, ağırlık, boyut, hacim kavramları iyice yerleşmeye başlıyor.

Mantıklı ve soyut düşünme yeteneğinde kuvvetli bir ilerleme olurken kendi

kendilerine öğrenme yetenekleri de gelişiyor.

Beşiktaş Belediyesi bu gerçeklerden hareketle 3 – 4 – 5’inci sınıf ilköğretim

çocuklarına yönelik Çocuk Bilim Merkezi’ni faaliyete geçirdi. Akatlar Kültür

Merkezi’ndeki binasında bu eğitim – öğretim yılında hizmete giren Çocuk

Bilim Merkezi, Belediye sınırları içerisindeki 3’üncü, 4’üncü ve 5’inci sınıflar-

da eğitim alacak 6 bin altı yüz çocuğa ulaşmayı amaçlıyor.

Çocuk Bilim Merkezi farklı ilgi alanları için değişik tipte atölyelerde; hem ço-

cukların ilgi alanlarını keşfetmelerini sağlayamayı hem de hayatın içinde her

gün yüzlerce kez karşılaştıkları “şaşırtıcı olayları” neden – sonuç ilişkisi içinde

sorgulayarak farkındalıklarını geliştirmelerini ve öğrenmelerini amaçlanıyor.

AtölyelerÇocuk Bilim Merkezi faaliyetlerini İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordinas-

yonlu olarak yürütüyor.Merkezde bulunan laboratuvarlar, eğitmenlerin de-

yimiyle atölyeler şeklinde tasarlanmış. Atölyede deneyleri birebir çocukla-

rın yapmaları, hatta kendilerinin bir şeyler üretmeleri hedefleniyor. ÇBM’de

hem okul müfredatına uygun ama kimi yerde onu da aşan deneyler yapılıyor.

Elektrikli böcek, oyuncak...Çağımızda çocukların en büyük tutkusu oyuncak ve elektronik aletler. Bu

atölye, çocukların kendi “oyuncaklarını” kendilerinin tasarlamasına olanak

sağlıyor.

Örneğin Fizik Atölyesi’nin en gözde deneyi veya oyuncağı, “elektrikli bö-

cek.” Çocuklar elişi kâğıtlarına kendi tasarladıkları herhangi bir hayvanın

şeklini yapıyor. Bir sonraki aşamada kâğıttaki hayvan figürünün gözlerinin

yerine konulan lambaların 9 voltluk bir pil ve düzenek yardımıyla yanıp – sön-

mesi sağlanıyor.

Çocuklar müthiş keyif aldıkları bu deneyle hem elektriğin çalışma sistemi ile

ilgili bir şeyler öğreniyor hem de kendi yaptıkları oyuncağa sahip oluyor.

Kimya Atölyesi: Sabun, krem...Yanlış okumadınız! Eczanede, markette satılan sabun ve el kremi bu atölye-

lerde yapılabiliyor.

Çocuklarda sentetik ve doğal materyal seçimlerinde bilinç yaratmak önemli.

Madde ve maddeyi oluşturan yapı taşlarının kavranması ve günlük hayatta

kullanılabilir hale getirilmesi bu atölyenin ilk amacı.

Zararsız kimyasalların seçildiği ve kullanıldığı bu atölyede yapılan el kremi ve

sabunlar kalıplara dökülüyor; çocuklar ürettikleri sabunları, kremleri evlerine

götürebiliyor. Çocukların “yanardağ” dediği “köpürtme deneyi” ise atölyenin

en heyecan verici bölümünü oluşturuyor.

Biyoloji atölyesi: Hayvanlar, kan grubu testi“Yeşil Oda” olarak da adlandırılan Biyoloji Atölyesi’nde çocuklara hem insan

hem hayvan hem de doğal yaşam hakkında bilgiler veriliyor.

Canlı deneylerle insan vücudunun hayati organları tanıtılıyor, insan iskeleti

oluşturuluyor. Görsel ve işitsel sunumlarla hayvanlar ve bitki âlemiyle tanışan

çocuklar, kirli su incelemesi yapıp, kan grubu testini de öğreniyor.

Çocuk Bilim Merkezi’yle ilköğretim çağındaki çocuklar bilimle buluşuyor. “Bilim çocukları”

sabundan elektrikli böceğe, robottan oyuncağa, hayallerini Çocuk Bilim Merkezi’nde yaratıyor…

Yazı: Murat Selenoğlu, Fotoğraflar: Levent Özer, Murat Selenoğlu

KÜÇÜK MUCİTLER

İŞ BAŞINDA

Page 18: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

18 B+ KIŞ

Diğer bilim merkezlerinden farkı...Türkiye’de genelde bilim merkezlerinde çeşitli istasyonlar kuruluyor. Bu

istasyonlarda bütün bilimleri kapsayan deney malzemeleri yer alıyor. Örneğin

fizikte Newton veya matematikle ilgili bir köşe oluşturuluyor. Bilim insanlarına

ve onların kuramlarına yönelik büyük oyuncaklar şeklinde düzenlemeler

yapılıyor. Çocuklar o kuramı okuyor, anlatıyor, inceliyor ve bu yolla kuramı

anlamaya çalışıyor. Veya bu tür merkezleri müzeymişçesine geziyor. Oysa bu

merkezde çocuklar doğrudan atölyelere girerek, deneyimleyerek öğreniyor. Bu

da çocukların farkında olarak öğrenmelerini sağlıyor; işleyişi daha iyi anlayan

çocuklar, gerçekten öğrenmiş oluyor.

Eğlenerek öğrenmeBu yaş grubu zaten küçük, ilgi alanları sınırlı ve dikkatleri kısa... İlgiyi üst seviyede

tutmak için bunu eğlendirerek yapmanız gerekiyor. Eğitmenler burayı bir okul

formatında, “ders sıkıcılığında” değil de çocukların eğlenerek öğrenecekleri bir

ortam haline getirmeye çaba harcıyor.

Neden 3 – 4 ve 5’inci sınıf öğrencileri?Bilim merkezlerindeki atölyeler lise düzeyinde bilimleri içeriyor. Ama burada bil-

giler ilkokul seviyesine indiriliyor. Böylece aslında çocukların pek de sevmediği

matematik ve fen bilimleri, daha hiç tanımdan atölyelerde sevdikleri dersler ha-

line geliyor. Merkez yetkilileri de, “Küçük yaşta ve bu kadar eğlenceli hale geti-

rerek öğretebilirsek şayet, önümüzdeki yıllarda da zorlanmayacaklarını düşünü-

yoruz” diyor.

Atölyeler 20 kişilikHer atölye 20 kişilik olarak oluşturuldu. Hafta arası ve hafta sonu cumartesi gün-

leri atölyeler açık... Çalışma sistemi, okul gibi. Sabahçı olanlar öğlen, diğerleri ise

sabah geliyor.

EğitmenlerHer laboratuvarda bir Fen Bilgisi öğretmeni ile Fizik, Kimya ve Biyoloji branşı

öğretmeni var. Fen Bilgisi öğretmeni seçimi bu bilimleri çocukların seviyesine

indirgemeyi amaçlıyor. Diğer öğretmenleri ise deneylerde yardımcı oluyor. Yani

her atölyede 3 öğretmen bulunuyor.

Bugün elektrikli böcek yaptık. Lambası da var, yanıyor. Ve

uçuyor. Çok eğlenceli.

Eğleniyoruz, oyuncağımız

oluyor. Çok eğlenceli.

Mutluyum.

Melih Can (9 yaşında)

Malik (10 yaşında)

Metali birbirine değdirince lamba yanıyor. Çok güzeldi.

Arda (9 yaşında)

B+

Page 19: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 19

Hedef robot: İmkânsız mı?“Bu bir başlangıç...” diyor yetkililer. Nitekim faaliyeti-

ne kısa bir süre önce geçmesine rağmen Çocuk Bilim

Merkezi’ne 6 ve 7’inci sınıflardan da yoğun talep var.

Ki şimdi bunun hazırlıkları yapılıyor. Önümüzdeki dö-

nemde atölyelerin sayısı arttırılıp, çeşitlendirilmesi için

planlar mevcut. Şubat tatili ve Yaz Okulu’nun prog-

ramları ise şimdiden hazırlanıyor.

Bir de ilgili olan çocuklarla özel projeler var. Örneğin

farkındalık yaratan çocuklarla “Proje Atölyesi” kurul-

ması gündemde. Çünkü bazı çocuklar robot yapmak

istiyor. İmkânsız mı dersiniz?

Page 20: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

20 B+ KIŞ

Kazanım

NEFES ALMADURAKLARI

Sınırları içinde bulundurduğu 124 adet parkıyla, beton şehir İstanbul’un kamuya ait en çok yeşil alanına sahip kenti Beşiktaş’a kent için büyük önem taşıyan 3 yeni park daha ekledi…

Yazı: B+, Fotoğraflar: Can Cihan Saltık, Levent Özer, Şenol Kaşıkçı, Murat Selenoğlu

Beşiktaş Belediyesi, yeni yeşil alanların oluşturulması ile

var olan yeşil dokunun korunması, bakımı ve iyileştirilmesi

çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Belediye, kentin güzel-

leşmesi ve çevre kirliliğinin önlenmesinde büyük önem

taşıyan yeşil alanlara 3 yeni park daha ekledi. Beşiktaş

Belediyesi tarafından Dutluk, Mısırlıbahçe ve Cihannuma

parkları kentlilerin kullanımına açıldı.

Page 21: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 21

Gayrettepe Mahallesi Karadut Sokak’ta bulunan

park, 4 bin 500 metre karelik alana sahip. Park alanı

içerisinde basketbol sahası, çocuk oyun alanı, fitness

alanı ile piknik alanı bulunuyor.

Dutluk Parkı

Page 22: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

22 B+ KIŞ

Türkali Mahallesi Mısırlıbahçe Sokak’ta bulunan ve 2 bin

400 metrekarelik alana sahip parkta basketbol sahası,

çocuk oyun ve fitness alanı ile 65 adet çeşitli türde yetiş-

kin ağaç bulunuyor.

Mısırlıbahçe Parkı

Page 23: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 23

Tapu Parkı adıyla da bilinen Cihannuma Parkı, adını kuru-

lu olduğu mahalleden alıyor. 3 bin metrekarelik alana sa-

hip park içinde fitness ve kedi evi de bulunuyor. Ancak bu

parkın en önemli özelliği engellilere yönelik verdiği hizmet.

Parkta, engelli vatandaşlara yönelik fitness alanı ile yine en-

gelli çocukların kullanabileceği kombine oyun alanı da yer

alıyor.

Cihannuma (Tapu) Parkı

321 bin 214 metrekare park alanıBüyükşehir Belediyesi tasarrufunda olanlar hariç Beşiktaş sınırları içinde 124 adet park alanı bulunuyor. İlçe sınırlarındaki toplam park alanı yaklaşık 321 bin 214 metrekare. Bu sayıyla Beşiktaş, İstanbul’un yeşiller listesinin en üst sıralarında...

B+

Page 24: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

24 B+ KIŞ

Kazanım

Doğal afet riskleri bulunan ülkemizde afetlere nasıl hazırlanıyoruz? Kendinizi ve ailenizi nasıl koruyacaksınız? Aile afet planınız var mı? Beşiktaş Belediyesi tarafından ikincisi açılan Afet

Yönetim Merkezi, afet anında tüm ihtiyaçlara anında yanıt veriyor…

Yazı: B+ Fotoğraflar: Levent Özer

Ünlü belgesel kanalı National Geographic’te “Kıyameti

Bekleyenler” programını izlemişsinizdir. İnşa ettikleri ko-

runaklı yapılardan sığınaklara kadar hayatın beklenmedik

yönlerine her şekilde hazırlık yapan ve bu konuda sınır

tanımayan insanların hikâyesinin anlatıldığı programda

uzmanlar, en kötü senaryonun gerçekleşmesi halinde,

bu insanların hayatta kalma şanslarının yüksek olduğunu söylüyor. Peki biz?

Her zaman çeşitli doğal afet riskleri bulunan ülkemizde afetlere nasıl hazır-

lanıyoruz? Kendinizi ve ailenizi nasıl koruyacaksınız? “Aile afet planı”nız var

mı? veya afet ve acil durum çantası hazırladınız mı hiç? Yoksa siz hâlâ “Bana

birşey olmaz mı” diyorsunuz?

Beşiktaş Belediyesi tarafından ikincisi açılan Afet Yönetim Merkezi’nde tüm

bu sorunların cevapları sizi bekliyor. Çünkü bu yeni merkez, sadece afetler-

den sonra yardıma koşan bir kuruluş olarak değil; vatandaşları afetlere karşı

hazırlayan ve bilinçlendiren bir merkez olmak istiyor. Özetle, aradığınız ve

ihtiyaç duyduğunuz herşey, bu merkezde.

Kentlerimiz güvenli değilTürkiye, jeolojik yapısı, topografyası ve meteorolojik özellikleri gibi neden-

lerle, her zaman çeşitli doğal afet tehlikelerine açık bir ülke. Türkiye’de baş

ta depremler olmak üzere, heyelanlar, su baskınları, erozyon, kaya ve çığ

düşmeleri, kuraklık başlıca doğal afetlerdir. Yapılan bir araştırmaya göre

KIYAMETİ BEKLEMEYİN!

BEŞİKTAŞ AFETE HAZIR

Page 25: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 25

20’nci yüzyılın başından bu yana Türkiye’de meydana gelen doğal afetler

sonucunda 87 bin kişi hayatını kaybederken, 210 bin kişi yaralandı ve 651

bin konut ağır hasar gördü.

Uzmanlar günümüzde özellikle büyük kentlerin nüfus artışı, yoğun göç, ka-

çak ve denetimsiz yapılaşma, plansız ve rant amaçlı şehirleşme gibi neden-

lerle doğal afetler açısından 1999 yılı öncesine oranla daha güvenli olmadı-

ğına dikkat çekiyor.

Bilgi, plan ve hazırlık...Dünyanın hiçbir ülkesinde herhangi bir afet sonrası sağlık, itfaiye ve acil yar-

dım ekiplerinin tüm bireylere aynı anda ulaşması mümkün değildir. Afetlerin

ilk dakikalarında herkes kendi başınadır. Bu nedenle bireyler afet sonrası

“altın saatler” olarak adlandırılan ilk 72 saat (3 gün) için hazırlıklı olmalıdır.

İşte tam bu nedenlerle Beşiktaş Belediyesi’nin hizmete açtığı yeni Afet Yö-

netrim Merkezi vatandaşları hem doğal afetlere hem de olası kazalara kar-

şı hazırlıyor. Bilindiği gibi ilk Afet Yönetim Merkezi 2008 yılında Akatlar’da

açıldı. Yeni merkezin adresi ise Aykut Barka Deprem Parkı.

AYÖM neler yapıyor?Akatlar’daki ilk AYÖM, olası felaketlerde birimler arası koordinasyon için

ana merkez görevini yürütüyor. Merkezde 4 ana kurtarma ekibi bulunuyor.

Bu ekipler farklı afet durumlarıyla ilgili çalışmalar yürütüyor. Her biri kendi

alanında uzman 120 kişinin görev yaptığı Merkez’e bağlı her ilçede 30 kişi-

lik Mahalle Gönüllü Kurtarma Ekipleri bulunuyor. Genç gönüllüler olası afet

durumlarında ana ekiplere her türlü desteği sağlamak için eğitilerek hazırda

bekliyorlar.

Aykut Barka Deprem Parkı’na hizmete açılan ikinci Afet Yönetim Merke-

zi’nde ise afet öncesi bilgilendirme çalışmaları yürütülüyor. Merkezlerde ve

Güvenli yaşam kültürüDoğal tehlikelerin ülkemizin bir gerçeği ol-

duğu bilinciyle önceden hazırlanarak, afet

ve acil durumlarda bilinçli, eğitimli ve planlı

hareket etmeliyiz. Afetler konusunda “bilgi

sahibi” olarak; “önlem” alarak; “bireysel hazır-

lıklarımızı” tamamlayarak ve “güvenli yaşam

kültürü”nü hayatımızın tüm alanlarına taşıya-

rak tehlikelerin yaratabileceği zararları en aza

indirgeyebiliriz.

Güvenli yaşam her türlü tehlikeye karşı bilgili

ve hazırlıklı olmakla mümkündür. Bunun için;

* Afet riskine nasıl hazırlanacağınızı ve nasıl

korunacağınızı öğreneceğiniz eğitim prog-

ramlarına katılın.

* Yapınızın ilgili yönetmeliklere uygun inşa

edildiğinden ve iskân ruhsatı vb. izinlerinin

alındığından emin olun.

* Aile üyelerinizle birlikte Aile Afet Planı hazır-

layın.

* Kendiniz ve aile üyeleriniz için Acil Durum

Bilgi Kartı hazırlayın.

* Afet veya acil durum sonrası aile üyelerinizle

buluşacağınız alanları belirleyin.

* Tüm aile bireylerinin acil durum ihtiyaçlarını

karşılamak üzere bir Afet ve Acil Durum Çan-

tası hazırlayın.

* Tüm aile bireylerinin acil durum telefon bilgi-

lerini bildiğinden emin olun.

* Evinizde ve işyerinizde “Tehlike Avı” yapın.

Size zarar verebilecek eşyaları sabitleyin veya

yerlerini değiştirin.

* Zorunlu Deprem Sigortası yaptırın.

* Evinizin tesisatlarının (doğalgaz, su ve elekt-

rik) yerlerini ve nasıl kapatılacağını öğrenin.

* Afetler sırasında nasıl davranmanız gerekti-

ğini öğrenin.

* Yaşam alanlarınızda afet öncesi ve sonra-

sında oluşabilecek yangın risklerini belirleyin.

* Yaşam alanlarınızdan nasıl tahliye olabile-

ceğiniz bilgisini öğrenin.

* İhtiyaç duyabileceğiniz ilkyardım bilgisini

öğrenin.

* Planlarınızı kontrol edin, güncelleyin ve tat-

bik edin.

Page 26: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

26 B+ KIŞ

yerellerde uzman eğitmenlerle yapılan tatbikatlarla vatandaşlarımız bilgi-

lendirilerek, felaketlerle ilgili pratiklerini geliştiriyor. Burada Beşiktaş halkına

gerekli kurslar verilerek vatandaşların bilinçlendirilmesi hedefleniyor. Ayrıca

afet sonrasında halka gerekli araç gereç, barınak ve sağlık hizmetleri veril-

mesi de bu merkezin planları arasında bulunuyor.

Ne tür eğitimler veriliyor?Aykut Barka Deprem Parkı’nda afet öncesi, afet anı ve afet sonrası için uz-

man ekiplerce sadece halka değil, Belediye personeline de eğitim veriliyor.

Ayrıca belli aralıklarla, vatandaşlar, Beşiktaş Meydanı’nda AKUT’la birlikte

kurulan deprem simülasyonlarıyla deprem anını yaşayarak deneyim kazanı-

yor. Devamlı verilen temel afet bilinci eğitimleriyle vatandaşların bilgisi arttı-

rılıyor.

Önümüzdeki günlerde yapılması planlanan tatbikatlardaysa afet sırasında

yapılması gerekenlerin yanında ekipmanların nasıl kullanılacağı, toplanma

alanlarına nasıl geçileceği gibi konular ele alınacak.

Hangi ekipmanlar bulunuyor?AYÖM’de afet anında ve sonrasında kullanılacak acil ve temel

gereksinimleri karşılayacak araçlar da bulunuyor. Kişisel, ilk yardım, ağır

kurtarma, teknik kurtarma, aydınlatma, barınma ve kamp ekipmanlarının

bulunduğu merkez her türlü ihtiyacı da içinde barındırıyor.

Afet çalışmalarına ek olarak, Afet İstasyonu konteynırları, konteynırların bu-

lunabilmesi için sokaklara yönlendirme oklarının yapılması ve konteynır bilgi

panoları, Beşiktaş sokaklarına yerleştirildi. Bunların yanı sıra afet toplanma

alanlarının da belirlendiği tabelalar da vatandaşları olası afet sonrası nerede

toplanacaklarını gösterir nitelikte. Afet toplanma alanlarının listesini Beşik-

taş Belediyesi’nin web sayfasında bulabilirsiniz.

Çadır Kent Alanları: Beşiktaş’ta yer alan parklar, yeşil alanlar ve futbol sahaları içerisinden, eğimi

az olanlardan seçildi. Bu alanların su, yol, elektrik ve kanalizasyon gibi altya-

pıları tamamlandı. İstanbul Valiliği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri

ile birlikte yerinde incelenerek Çadır Kent Alanları Belirlendi.

Mahalle Afet Toplanma Alanları:Her mahallenin nüfus yoğunluğu ve kullanılabilir toplanma alanı esas alına-

Page 27: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 27

rak sokak bazında belirlendi. QR Code işlenerek sokak yönlendirme direk-

lerinde gösterilmiş ve binalara etiket yapıştırılması suretiyle vatandaşlara

bildirildi.

Afet İstasyonları:İstanbul Valiliği’nden Beşiktaş Belediyesi’ne devredilen 16 adet afet kon-

teynırı kente dağıtıldı. Her yıl periyodik olarak yenileme ve bakım çalışma-

ları Emlak ve İstimlâk Müdürlüğü’nce yapılıyor. Vatandaşları bilgilendirmek

amacıyla afet istasyonlarının yanlarına bilgi panosu asılı ve olası bir afet son-

rası konteynırların uzman ekiplerce bulanabilmesi için ilgili sokaklara afet is-

tasyonunun yerini gösteren sokak yönlendirme okları yerleştirildi.

Zemin Raporları:Beşiktaş’ın zemin etüdü ve ilçenin depremsellikle ilgili tüm çalışmaları İstan-

bul Teknik Üniversitesi işbirliğiyle tamamlanmıştır. Ayrıca İstanbul Büyük-

şehir Belediyesi Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nden ilçemize ait

güncel harita ve raporlar temin edildi.

Ön Hasar Tespit ve Geçici İskân Servisleri: Belediye personelinden Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’nde görev

alacak kurum ve kuruluş vardiya personelleri listesi; ön hasar tespit ve geçici

iskân servisleri listeleri oluşturarak, bu listeler İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil

Durum Müdürlüğü’ne ve İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne

bildirildi.

Afet sonrasında morg olarak kullanılabilecek soğuk hava depoları ile seyyar

hastane kurulabilecek yerler tespit edildi. B+

AYÖM’de afet anında ve sonrasında kullanılacak acil ve

temel gereksinimleri karşılayacak araçlar

bulunuyor.

Page 28: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

Heykel

Akatlar’daki Sanatçılar Parkı’nda Mehmet Aksoy imzasını taşıyan Nâzım Hikmet heykeli, usta şairin bu topraklardan evrensele ulaşmasını simgeliyor...

Yazı: Nazan Ortaç, Fotoğraflar Barış Acarlı

Beşiktaş Akatlar’daki Sanatçılar Parkı, şehrin için-

de sessiz sakin bir vaha. Parkın içinde dolaşır-

ken sanatın her dalına rast geliyor, ülkenin kıy-

metli sanatçılarını yâd etme şansı buluyorsunuz.

Parkın en dikkat çekici eserlerinden biri, girişine

yeni dikilen heykeltıraş Mehmet Aksoy’un imza-

sını taşıyan Nâzım Hikmet heykeli. Aksoy’un, ünlü şairin 100’üncü

yaşını kutlamak amacıyla yaptığı eser, Nâzım’ın İstanbul’la bü-

tünleşmesini, onun İstanbul sevgisini ve bu ülke topraklarından

çıkıp, evrenselliğe ulaşmasını anlatıyor. İstanbul’a, Beşiktaş’a çok

yakışan bu heykelin hikâyesini, yaratıcısı Mehmet Aksoy ile ko-

nuştuk…

Sanatçılar Parkı’ndaki Nâzım heykeliniz çok özel bir eser… Nedir hikâyesi?Nâzım Hikmet’in 100’üncü yaşıyla ilgili bir heykel yapmak istedim.

Beşiktaş Belediyesi ile konuştum, heyecanlandılar projeye… Na-

sıl bir heykel yapalım diye düşünürken; “Nâzım, bir dünya şairidir,

Anadolu’dan çıkmış, bu coğrafyadan çıkmış, evrensele ulaşmış

büyük bir dünya şairidir… Onun şiirine, düşüncesine, sanat anla-

yışına yakışsın” diyerek bu heykeli tasarladım. Çıkacak heykelin

şiiri gibi olmasını istiyordum. Epey bir düşündüm. Ve Boğaz üs-

tünde, Asya ile Avrupa’yı birleştiren bir kültür köprüsü gibi tasar-

ladım. İstanbul’u çok sevdiğini biliyoruz, Boğaz’ı çok sevdiğini

biliyoruz. Kafasının boşluğundan da Boğaz geçiyor zaten. Nâ-

zım’ın İstanbul’la bütünleşmesini, sevgisini anlatmaya çalıştım. Bu

ana fikirden çıktım. Kafasının boşluğundan, Avrupa yakasındaki

tarafından yine Nâzım’ı anlatan içbükey bir Nâzım Hikmet profi-

li görüyoruz. Onu çevreleyen kütleler de evrenselliği gösteriyor.

Saçlarındaki kıpırtılar, kafasındaki ışık, onu denizle buluşturuyor.

Eserin, Beşiktaş ile buluşması nasıl oldu?Beşiktaş Belediyesi ile Nâzım Hikmet Vakfı üzerinden bağlantı

kurduk. Tarık Akan, Rutkay Aziz ve ben, bu fikrimizi söyledik. Be-

şiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal çok heyecanlandı ve projeyi

kabul etti. Başkan’ın sanata ve sanatçılığa bakışı zaten ortada!

Heykeli ilk önce Ortaköy’e koymak istedik, ama Büyükşehir Be-

lediyesi izin vermedi. İsmail Ünal, heykelin Ortaköy’de olmama-

sına üzüldü, ama onu kutlamak gerekir. Bayrağımızı bile dikeme-

diğimiz bugünlerde, Sanatçılar Parkı’nda Nâzım Hikmet heykeli

dikilmesi önemlidir!

“Nâzım, şiirle insana dünyayı dolaştırır!”

“En sevdiğim Nâzım Hikmet şiiri ‘Saçları Saman Sa-

rısı’dır. Ustalığını çok iyi konuşturur, basit bir yolculuk-

tan yola çıkar ve dünyayı dolaştırır insana, orada dünya

şairi olduğunu gösterir. Bach’ın bir konçertosu üzerine

de bir şiir yazmıştır; bence bir konçerto üzerinden ya-

zılabilecek en iyi şiiri yazmıştır. Tekrarı tekrarsızlığı ve

monotominin zenginliğini öyle anlatmıştır ki ‘Kurtuluş

Savaşı Destanı’ belki de dünyada yoktur! Muhteşem

bir bütünü anlatıştır… Bir halkın destanıdır… Nâzım bü-

yük şair, ondan çok şey öğrenilebilinir.”

Page 29: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 29

Page 30: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

30 B+ KIŞ

Nâzım Hikmet’in sizin hayatınızdaki önemi büyük, hatta “Nâzım benim heykel hocam” diyorsunuz, bunu biraz açar mısınız?Nâzım’a bakınca, sanata bakmayı öğreniyorsun. Bir şiir nasıl heykele, res-

me dönüştürülür, onu görüyorsun. Nasıl bir Abidin Dino, İbrahim Balaban,

Nâzım’ın şiirlerinden resim yapabiliyorsa, ben de onun şiirlerinden heykel

yapıyorum. Bu da, Nâzım’ın şiiriyle bütünleşen bir heykel oldu. Nâzım’ı ben

çok iyi bilirim, 1977 yılında Berlin’de, “Nâzım Hikmet 75 yaşında” diye Nâ-

zım haftaları yapmıştım. O zaman Berlin’de yaşıyordum. Bir hafta boyun-

ca Nâzım’ın nesi varsa; heykel, resim, grafik, fotoğraf, tiyatro, şarkı bunları

göstermiştik. Dünyadaki tüm arşivini toplamıştık. Ben Nâzım’ın şiirini hem

çok severim hem de öğretici bulurum. “Benim ustamdır” diyebilecek kadar

severim şiirini. Çünkü onun şiirinden çok şey öğrenmişimdir. Tabii bu şiirle-

ri forma dönüştürmek önemlidir. Onun sanat görüşlerini de yakın bulurum

kendime. Özellikle içerikle biçim ilişkisindeki düşüncelerini… Yeniliğin, içe-

rikten geldiğini ve her içeriğin bir düşüncesi olması gerektiğini… İç sesi...

İçerikle bütünleşen formun her zaman içeriği zenginleştirdiğini, Nâzım’dan

öğrenmişimdir.

Biraz evvel de bahsettiniz, Nâzım’ı konu alan birçok çalışma yaptınız. Bunların arasında öne çıkan, sizin için farklı bir an-lamı olan bir eser var mı? Benim Nâzım için yaptığım birçok iş var, ama en önemlisi bu heykel oldu.

Nâzım bir coğrafyadan dünyaya bir köprü attı. Bu eser de dünyaya açılan

bir Nâzım köprüsü ve benim için anlamı çok büyük.

DAVETDörtnala gelip Uzak Asya'dan

Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

ve ipek bir halıya benziyen toprak,

bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

yok edin insanın insana kulluğunu,

bu dâvet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim...

Nâzım HİKMET

B+

Page 31: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 31

Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani,

alıp götürün Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.

Nâzım Hikmet

Page 32: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

32 B+ KIŞ

Sokaktaki tarih

Sokak isimleri, içinde bir sürü sırrı barındırıyor. Konumuz Beşiktaş olunca bu sırların çoğu sanatla, sanatçıyla ilgili. Ege Erim, B+ için Beşiktaş sokaklarında sanatçıların peşine düştü.

Yazı: Ege Erim Fotoğraflar: Can Cihan Saltık, Cengiz Kahraman Arşivi

Hiç yolda yürürken bulunduğunuz sokağın tabelasına her-hangi bir yeri bulma amacı taşımadan baktınız mı? Hiç Yusuf Atılgan’ın “Aylak Adam” kitabının ana karakteri C. gibi bir sokağın isminin nereden gelmiş olabileceği hakkında uzun uzadıya düşündünüz mü? Eğer bunu yaptıysanız bulunduğunuz çevre hakkında bir sürü ilginç

şey keşfetmiş olmalısınız! Bir bölgede bulunan sokakların isimlerinden yola çıkarak, bölgenin tarihinden coğrafyasına, ilçede oturan önemli isimlerden

ilçe belediyesinin siyasi görüşüne kadar birçok şeyi öğrenebilirsiniz.

Sokak isimlerinin hayatımıza girmesi, Cumhuriyet’in ilk yıllarına rastlar. Yüz-

yıllar boyunca padişahın tebaası olan halk, Cumhuriyet’le birlikte “vatandaş”

olarak kabul edildi. Daha önceleri sadece savaş sırasında askere alınacak ve

vergi verecek insanları belirlemek için yapılan nüfus sayımları, Cumhuriyet ile

birlikte vatandaş sayısını belirleyerek, halka daha etkin hizmet verebilmek

SANATIN İZİ BEŞİKTAŞ

SOKAKLARINDA

Page 33: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 33

için yapılmaya başlandı. 1927 yılında ilk genel nüfus sayımını kolaylaştırmak

için başlatılan sokak isimlerini verme işi, o dönemde belediyede memur

olarak çalışan Osman Nuri Ergin’e düştü. Sadece 5 ay içerisinde o dö-

nemde bulunan 6 bin 214 sokağın çoğunu isimlendiren Ergin, yalnızca so-

kak adlarını gösteren bir eser hazırladı. 1930 yılında bu isimlerin resmiyete

kavuşmasından sonra çalışmasını genişletip, 38 tane harita ekleyen Ergin,

1934 yılında bu çalışmayı “İstanbul Şehri Rehberi” olarak hizmete sundu.

Beşiktaş sınırları içinde bulunan sokaklar da, bu çalışmadan nasibini aldı.

Yüzyıllar boyunca entelektüel bir kesime ev sahipliği yapmış, çağdaş ve

özgür düşüncenin üretildiği, geliştirilebildiği bir yer olan Beşiktaş, bu özel-

liği sayesinde sürekli sanatla iç içe oldu. Her bir köşesinde bir sanat ese-

rini görebileceğiniz veya bir sanat etkinliğine katılabileceğiniz Beşiktaş,

geçmişten günümüze çok değerli sanatçılara ev sahipliği yaptı. Bu

bilgilerin ışığında Beşiktaş ilçesindeki bazı sokakların isimlerinin sa-

natla ilgili olacağını tahmin etmek o kadar güç değil!

Günümüzde Beşiktaş’ın çekirdeğini oluşturan, kuruluşu çok

eskilere dayanan mahallelerde bu tür sokakların oldukça faz-

la sayıda olduklarını görebiliyoruz. Mesela Vişnezade, Türkali

ve Sinanpaşa mahallelerinin kesiştiği noktada, Akaretler Yo-

kuşu’nun ikiye ayrıldığı yerde, kuzeyde kalan cadde Divan

şairi Nedim’in adıyla anılıyor. Lale Devri’nin en önemli şair-

lerinden olan Nedim, Beşiktaş’ın sakinlerindendi. Ayrıca bu

caddeye çok yakın, Vişnezade Mahallesi’ndeki bir sokak,

Türk musikisinin önemli icracılarından Prof. Dr. Alâeddin

Yavaşça’nın adını taşır. Prof. Dr. Yavaşça, önceki ismi Vişnezade Camii

Sokağı olan bu sokağa adının verilmesi karşısındaki hislerini şöyle anlatır:

“…Bir sanatçının hayattayken bu duyguyu yaşaması ve Beşiktaş Belediye-

si’nin bunu hissedip değerlendirmesi çok güzel. O gün hayatımın en çok

duygulandığım, sevindiğim günü olmuştur…”

Beşiktaş ilçesinde ismi bir sokağa verilen tek klasik Türk müziği bestekârı,

Alâeddin Yavaşça değil elbette... Mecidiye Mahallesi’nde bulunan sokak-

lardan biri 20’nci yüzyıl başında yaşamış olan icracı ve bestekâr Şemsettin

Ziya Bey’e atfen “Bestekâr Ziya Bey” ismini taşır. Bazı kaynaklarda bu so-

kağın, ismini sanatçı Ziya Taşkent’ten aldığı söylense de bu yanlıştır. Zira

içinde bu sokağın da bulunduğu 1934 tarihli “İstanbul Şehri Rehberi” basıl-

dığında, Ziya Taşkent sadece 2 yaşındaydı!

Yine bu sokağa yakın olan Ortaköy’deki Dereboyu Caddesi’ne bağlı so-

kaklardan birine ise 20’nci yüzyılın önemli icracı ve bestekârlarından Ah-

met Çağan’ın adı verilir. Daha yeni kurulmuş olan mahallelerden Etiler’de

ise bir sokak 19’uncu yüzyılın önemli bestekârlarından Tanburi Ali Efen-

di’nin adını taşır. Ama Klasik Türk Müziği’ne dair en çok sokak ismi bulu-

nan mahalle Balmumcu’dur, zira mahallede bulunan 22 sokaktan 6 tanesi

Klasik Türk Müziği bestekârlarının isimleriyle anılıyor: Mustafa İzzet Efendi,

Itri, Şevki Bey, Hacı Faik Bey, Enderunlu İsmail Hakkı Bey, Hacı Arif Bey

ve Dellalzade İsmail Efendi… Aynı zamanda ünlü bir hattat olan, uzun yıl-

lar sarayda çeşitli kademelerde görev yapmış olan Kazasker Mustafa İz-

zet Efendi, Balmumcu sınırları içinde yaşamasa da bir Beşiktaş sakiniydi.

Mustafa İzzet Efendi, hayatının son yıllarını Bebek’teki köşkünde geçirdi.

Yine bu sözü geçen bestekârlarımızdan Hacı Arif Bey’in mezarı, Yıldız’da-

ki Yahya Efendi Dergâhı’nın çevresinde oluşan mezarlıkta bulunuyor.

Beşiktaş sokaklarına isimleri verilen müzisyenler sadece Klasik Türk Müzi-

ği bestekârlarından ibaret değil. Ulus Mahallesi’nin ana caddesi, klasik mü-

ziğin Türkiye’deki ilk bestecilerinden olan müzikolog Ahmet Adnan Say-

gun’un ismini taşır. Beşiktaş Belediyesi tarafından yaptırılan Saygun’un bir

heykeli de bu caddeyi süslüyor. Gayrettepe Mahallesi sınırları içerisinde

bulunan bir sokak ise, klasik müzik alanında pek çok eser vermiş, hem tıp

hem müzik alanlarında önemli çalışmalarda bulunmuş olan ender isimler-

den biri olan Bülent Tarcan’ın ismiyle anılıyor.

Beşiktaş’ta bazı sokaklara halk ozanlarının isminin verildiği görülebilir. “Aslı Ahmet Adnan Saygun

Page 34: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

34 B+ KIŞ

ile Kerem” hikâyesinin kahramanı, 16’ncı yüzyıl ozanlarından Âşık Kerem’in

ismi, Dikilitaş Mahallesi’nde bir sokağa verilmiş. Âşık Kerem’in çağdaşı olan

başka bir ozanın, Âşık Garip’in adı ise, Sinanpaşa Mahallesi’ndeki sokak-

lardan birinin tabelasında yaşatılır. 20’nci yüzyılda Konya yöresindeki tür-

külerin derlenmesine katkıda bulunmuş olan mahalli ozan Çopur Ahmet’in

isminin de, Mecidiye Mahallesi’ndeki bir sokağa verilmiş olduğu görülebilir.

Beşiktaş’ta popüler müziğe katkı sağlayanlar da unutulmamış. 1960’ların

başında, “C’est Ecrit Dans Le Ciel” adındaki dönemin popüler şarkısına,

“Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” ismiyle Türkçe sözler yazarak, 1960’larda ve

1970’lerde herkesi etkisi altına alacak olan “aranjman” modasının başlama-

sını sağlayan Fecri Ebcioğlu’ndan bahsediyoruz. Ebcioğlu’nun hayatının

son günlerini geçirdiği apartmanın bulunduğu Nisbetiye Mahallesi’ndeki

sokak, günümüzde onun adını taşıyor.

Fecri Ebcioğlu

Kanuni Sultan Süleyman’ın sütkardeşi olan Yahya Efendi, uzun yıllar bo-

yunca müderrislik yaptıktan sonra, Kanuni’nin, oğlu Şehzade Mustafa’yı

boğdurmasını ve annesi Mahidevran’ı saraydan kovdurmasını eleştirdiği

için bu görevden emekli edilmişti. Emekli olduktan sonra kendine Beşik-

taş’ta bir arazi satın alan Yahya Efendi, bu arazinin üzerine medrese, mes-

cit, hamam gibi yapılar yaptırarak külliye niteliğinde bir dergâh kurdu. Ölü-

münden sonra kendisine II. Selim tarafından, Mimar Sinan’ın tasarladığı bir

türbe yaptırıldı. Halk arasında “evliyadan” kabul edilen Yahya Efendi aynı

zamanda “Müderris” mahlasıyla tasavvufi şiirler yazan bir şairdi ve bir divanı

vardı. Günümüzde, Yıldız Mahallesi sınırları içinde bulunan ve bu dergâha

çıkan sokak “Yahya Efendi Çıkmazı” ismini taşıyor.

Muradiye Mahallesi’nde bulunan bir sokak, “Şair Nâzim” adındadır. Genel-

likle bu sokağın ismini Nâzım Hikmet’ten aldığı düşünülür, ama öyle de-

ğildir. Yine 1934’te çıkan rehberde ismi bulunan bu sokağın ismini Nâzım

Hikmet’ten alması olasılığı yoktur, zira Nâzım Hikmet siyasi sebeplerden

dolayı devrin hükümetiyle pek anlaşamamaktaydı. Bu sokağa ismi verilen

şahsiyet 17’nci ve 18’inci yüzyıllarda yaşamış divan şairi ve bestekâr Yahya

Nâzim Efendi’dir. Evi de bu sokaktaydı. Yüzyıllar boyunca ayakta kalan bu

tek katlı ahşap ev, bir harabeye dönüştükten sonra 2011 yılında arsasına bir

apartman yapılması için yıkıldı.

Şair Nedim, Yahya Efendi ve Şair Nâzim haricinde Beşiktaş sokaklarına

isimleri verilmiş olan birçok divan şairi daha var. Gayrettepe Mahallesi’n-

de bulunan bir sokak, 16’ncı yüzyılda yaşamış olan, “Terkib - i Bend” isimli

eseriyle tanınan divan şairi Ruhi Bağdadi (ya da Bağdatlı Ruhi’nin) adını

taşır. 17’nci yüzyılda yaşamış olan şair Nahifi’nin ismi ise Yıldız’da bulunan

bir sokakta yaşatılır.

Şair Nedim Caddesi’nden, Ortabayır Caddesi’ne bağlanan sokaklarından

birine, 17’nci yüzyılda yaşamış olan, Divan edebiyatının ünlü nesir yazarı ve

şairi Veysi’nin adı verilir. Yine bu caddeye bağlı olan bir başka sokak ise

ender kadın Divan şairlerinden Şair Leyla’nın ismini taşır. Ömrünün çoğunu

Çırağan Sarayı’nda geçiren Leyla Hanım, çok bilinmese de “Yaslı Gittim

Şen Geldim” şarkısının güftesini de yazmıştır. Bu sokakla ilgili başka ilginç

bir bilgi olarak, yakın zamanlarda “Kelebeğin Rüyası” filmi sayesinde yeni-

den keşfedilmiş olan şair Rüştü Onur’un, kısa ömrünün son günlerini bura-

daki bir evde geçirmiş olması verilebilir.

Rüştü Onur’un edebiyat öğretmeni olan şair Behçet Necatigil de, ömrünün

Yahya Efendi Tekkesi

Page 35: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 35

önemli bir kısmını Beşiktaş sakini olarak geçirdi. Necatigil’in 10 yıl boyun-

ca 22 numaralı evinde yaşadığı Muradiye Mahallesi’ndeki Camgöz Soka-

ğı’nın ismi, şairin ölümünden 8 yıl sonra, 1987’de “Behçet Necatigil Sokak”

olarak değiştirildi. Behçet Necatigil Sokağı ile kesişen bir diğer sokak ise

19’uncu yüzyıl sonlarında yaşamış olan dönemin ünlü ortaoyuncularından

Meddah İsmet’in adıyla anılır.

Ortaköy’den başlayıp, sahil boyunca Kuruçeşme’ye kadar uzanan bir cad-

deye ise 19’uncu yüzyılda Tanzimat edebiyatının en önemli isimlerinden

biri olan Muallim Naci’nin adı verilmiştir. Ne ilginçtir ki, Muallim Naci’nin en

büyük edebi tartışmaları yaşadığı Recaizade Mahmut Ekrem’in oğlu, yazar

Ercüment Ekrem Talu’nun isminin verildiği sokak Arnavutköy’de, Muallim

Naci Caddesi’ne çok yakındır. Arnavutköy Mahallesi’nde bulunan bir baş-

ka sokak ise bu iki ismin çağdaşı olan Abdülhak Hamit Tarhan’ın dedesi

Abdülhak Molla’nın ismini taşır. Hayatının bir döneminde Bebek’te yaşa-

mış olan eski kazaskerlerden Abdülhak Molla, torunu kadar ünlü olmasa

da bir şairdi! Arnavutköy Mahallesi edebiyatçılarıyla ünlü! Sokaklarından

biri Cumhuriyet döneminin önemi romancılarından Reşat Nuri Güntekin’in

ŞAİR LEYLA SOKAĞI Payıma düşen toprak parçası

Senin de payına düşer Ayrılık gayrılık yok

Ölüm nefesinde nasıl olsa Amma henüz vakit erken

Daha gün Karşı apartmanın balkonunda

Dur bakalım hele Ben salata satayım

Şair Leyla Sokağı’nda Sen gene koş

Bez fabrikasındaki Tezgâhının başına

Ölüm içimde Ölüm dışımda

Ölüm talihsiz aşımda Ölüm kuru başımda

”Teselli benim gözyaşımda

Rüştü Onur

Behçet Necatigil

adını taşıyor. Reşat Nuri ile alâkalı olan tek sokak burası değil. Yazarın, ha-

yatının son günlerini geçirdiği Levent Mahallesi’ndeki evinin bulunduğu so-

kağa da “Çalıkuşu” adı verilmiş. Çocukluğunu bu sokakta geçiren öğretim

üyesi ve yazar Gündüz Vassaf, “Leventname” adlı anı kitabında, günümüz-

de bu evin (aynı sokaktaki çoğu ev gibi) ticarethane olarak kullanıldığını be-

lirtiyor.

Çalıkuşu Sokak’tan, paralelindeki Nispetiye Caddesi’ne geçip, Akmer-

kez’in önüne kadar ilerledikten sonra Zeytinoğlu Caddesi’nin girişine doğ-

ru baktığımızda sol tarafta Uğur Apartmanı’nı görürüz. 20’nci yüzyıl Türk

edebiyatının önemli yazar ve şairlerinden Necati Cumalı, 1971 yılından vefat

ettiği 2001 yılına kadar bu apartmanda yaşadı. Yazarın vefatından sonra

apartmanın bulunduğu Akatlar Mahallesi sınırlarındaki bir sokağa Necati

Cumalı’nın adı verildi.

Konaklar Mahallesi sınırları içerisinde bulunan bir sokak, “Beş Hececiler”

olarak tanınan grubun içinde olan, ünlü şairlerden Faruk Nafiz Çamlıbel’in

adını taşımaktadır. 4. Levent pazarı, bu sokakta düzenlenmektedir. Levent

Mahallesi’nde bulunan bir sokak ise “Gazeteci Ümit Deniz Sokak” adını

taşır. 1922 - 1975 yılları arasında yaşayan Ümit Deniz, 1960’lı yılların ünlü

polisiye roman karakteri “Murat Davman”ın yaratıcısıydı. Bütün bunların dı-

şında, Kültür Mahallesi’nde bulunan bir sokak ise yazılı Türk edebiyatının ilk

eserlerini veren Hoca Ahmed Yesevi’nin adını taşır.

Beşiktaş’ta yaşayan edebiyatçıları sayarken, Tevfik Fikret’ten bahsetme-

mek olmaz. Türk edebiyatında çok önemli bir yeri olan “Servet – i Fünun”

hareketinin en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen Tevfik Fikret, aynı

zamanda Galatasaray Lisesi ve Robert Koleji’nde önemli görevlerde bulun-

muş bir eğitimciydi. Oldukça hassas ve değişken bir ruh haline sahip olan

Tevfik Fikret, kalabalıktan uzakta kalmak ve işlerini daha rahat halledebil-

mek için Robert Koleji’nin aşağısında bulunan bir araziyi satın alıp, planlarını

kendi çizdiği bir ev yaptırdı. Bu eve, Farsça’da “kuş yuvası” anlamına gelen

“Aşiyan” ismini veren Tevfik Fikret, ölene kadar bu evde yaşadı. Günümüz-

de Aşiyan ismi, sadece bu evin değil, evin çevresinde oluşan semtin de adı-

dır. Bu semte çıkan yokuş, “Aşiyan Yolu” ismiyle anılmaktadır.

Arkeolog ve ressam Osman Hamdi Bey de, Beşiktaş ilçesinin sakinle-

rindendir. Günümüzde Abbasağa Parkı’nı Barbaros Bulvarı’na bağla-

yan sokaklardan birindeki bir evde doğup büyüyen Osman Hamdi Bey,

ilköğrenimini Beşiktaş’ta tamamladıktan sonra, önce bir süre Mekteb - i

Ümit Deniz

Ercüment Ekrem Talu

Page 36: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

36 B+ KIŞ

Adliye’de okumuş, daha sonra Paris’e hukuk öğrenimi görmeye gitmiştir.

Paris’te okurken resim sanatına yönelmiş ve Güzel Sanatlar Okulu’nu biti-

rerek dönmüştür. Yurda döndükten sonra günümüzdeki İstanbul Arkeoloji

Müzesi’nin temellerini oluşturan Müze - i Hümayun’un ve Mimar Sinan Gü-

zel Sanatlar Üniversitesi’nin temellerini oluşturan Sanayi - i Nefise Mek-

tebi’nin müdürlüklerini yapmıştır. Türk resmi, arkeolojisi ve müzeciliğinin

kuruluşunda çok büyük katkıları olan Osman Hamdi Bey’in doğup büyü-

düğü sokak ise bugün, “Ressam Hamdi Bey Sokağı” ismini taşımaktadır.

Osman Hamdi Bey haricinde ismi bir sokağa verilen bir diğer ressam ise

çağdaş Türk resminin öncülerinden Adnan Çoker’dir. Geçtiğimiz sene ismi

Akatlar’da bulunan bir sokağa verilen Çoker, aynı Alâeddin Yavaşça gibi

hayattayken isminin bir sokağa verildiğini görmüştür.

Bunların dışında, Balmumcu Mahallesi’ndeki bestekârlar arasında saydığı-

mız Mustafa İzzet Efendi haricinde bazı hattatların da isimlerine rastlayabi-

liriz. Mecidiye Mahallesi’nde bulunan Tuğrakeş İsmail Hakkı Sokak, adını,

Mustafa İzzet Efendi’nin öğrencilerinden Mehmed İlmi Efendi’nin oğlu İs-

mail Hakkı Altunbezer’den almıştır muhtemelen. Babıâli’nin baş tuğrakeşi

olan İsmail Hakkı, aynı zamanda hat ve tezhip dersleri vermekteydi. İsmail

Hakkı Bey gibi 20’nci yüzyılda eser veren bir başka hattat olan Hattat Ha-

lim Özyazıcı’nın adı da Gayrettepe’de bulunan bir sokağa verilmiştir. Sinan-

paşa Mahallesi’nde bulunan bir sokağın adı ise Hattat Tahsin Sokağı’dır.

Son olarak, ismini bir çizgi karakterden alan ender sokaklardan biri de

Beşiktaş’ta bulunuyor! Ortaköy’de bulunan Amcabey Sokak, ismini muh-

temelen sokak isimlerinin ilk verildiği 1930’ların başlarında meşhur olmuş

aynı adlı çizgi karakterden alır. Devasa göbeği ile tanınan Amcabey, yayım-

landığı dönemin en sevilen çizgi karakteriydi…

Beşiktaş’ın sokak isimlerinin esin kaynağı, sanat ve sanatçılardır. Umarız,

önümüzdeki yıllarda bu sokaklara yenileri de eklenir…

İlk açıldığı 1940’lı yıllardaki haliyle Abbasağa Parkı

B+

Page 37: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 37

Osman Hamdi Bey ESKİ SOKAK

Küçük ahşap bir dizi evlerdi On yıl önce o sokak.

Sonra geniş caddelere çıktık Apartman - - sizden uzak.

Çocuklar orda büyüdü Orda okula gitti,

Komşunuzduk ama görüşemedik Hiç vakit yoktu.

Sizdendik, yalnız biraz okumuş, İki kadın, bir erkek, iki çocuk

Uykulu, acele bir karıkoca Bizdik geçen önünüzden başları eğik.

Akşamları çanta, fıle-- yorgun, ağır Dönerdik eve.

Bir hamal bile tutmaz, cimriler! Diye düşünürdünüz her halde.

Bilmezdik, siz (Hiçbir şey paylaşılamazdı) Çarşılardan neler getirirdiniz

(Herkese kendi telaşı) .

Girer miydi evinize, yer miydi Turfanda bir meyva, iyi bir besin

Kalın kâğıtlarda çöplerimiz - - Çocuklar görüp imrenmesin!

Açılan kapıyı hemen kapatmak Karşılıklı gizlemekti bir şeyleri.

Gelip gidenimiz olurdu ya Gülüşmeler bizden değildi.

Kimi günler evdeydim Masada kâğıtlara kapanarak.

Ne de çok çocuk Sesleriyle dolardı sokak.

Bir cami avlusunda kuşlarca Bunun sekiz, onun on - - duyardım.

Ürküp kaçmasınlar, pencereden Yavaşça bakardım.

Hadi ben çok sigara - - öksürükler Hele çalışırken.

Ya gece yarısı, göğsü parçalanırdı O kadın, iki ev öteden.

Bilmezdik kaç nüfus her hane Duyulurdu sertçe sesi bir kapının:

Bağıran bir erkek boşluğa karşı Ağlayan bir genç kadın.

Kimdin sen, karşımızdaki ev, Sarı ampul söner on bire doğru.

Eğilirdim, havasız sokak - - Camlar kararırdı.

Bitmezdi makinede dikişin, Kimdin sen, bitişik komşu?

Üç yavrunla kalmışsın Bir tanıdık söylemişti.

Kimsin sen - - sorsaydım hepinize, Gelirdi aynı yankı hepinizden:

Sana mı kaldı, işine bak, Kimsin sen?

Bilinmedi, ne çare, sizdendik, Yalnız biraz daha iyi yaşamaya

özlemli. Şimdi aynı uzaklık, aynı utanç, Düşündükçe o sokağı, o evleri.”

Behçet Necatigil

Osman Nuri Ergin’in hazırladığı İstanbul Şehri Rehberi 1934

Page 38: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

38 B+ KIŞ

Ustalara Saygı

Sinemanın “dev çınarı” Tuncel Kurtiz’i kaybetmenin acısı he-

nüz dinmemişken, “Cumhuriyet’in direği”, Cumhuriyet ya-

zarı Turgut Özakman’ı yitirdik. Eserleri, sesleri, kalemleri ile

yüreklerimize işleyen iki aydınımız, Beşiktaş Belediyesi’nin

“Ustalara Saygı” gecesinde yâd edildi. Sanatçı dostları, arka-

daşları ve aileleri, art arda yitirdiğimiz yazar Turgut Özakman

ve sanatçı Tuncel Kurtiz için buluştu.

Bir hayat erbabı“Ustalara Saygı” gecesinde, 27 Eylül 2013’te aramızdan ayrılan Tuncel Kur-

tiz’i, Dormen Tiyatrosu’nda 1959 yılında sahneyle tanıştığı günden yaşamını

yitirdiği güne kadar aktörlük yapan; seyircilerin hafızalarına unutulmaz oyun-

lar, filmler, diziler kazıyan “hayat erbabını” farklı dönemlerde yolu kesişen

sanatçılar anlattı.

Akatlar Kültür Merkezi’nde 25 Kasım’da düzenlenen gece, Nebil Özgen-

türk’ün Kurtiz için hazırladığı “Bir Yudum İnsan” belgeseliyle başladı.

“Onun yoldaşı yıldızlar”Gecede konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal “Her gün evime

giderken Tuncel Kurtiz’in evinin önünden geçiyorum. Tuncel Kurtiz’in evinin

ışıkları yanmıyor. O Anadolu’nun Kaz Dağları’nda yalnız yatmıyor. Yıldızlar

ve Nâzım’ım şiirleri ona yoldaşlık yapıyor” dedi.

Dostları Kurtiz’i anlattıKurtiz’i yakından tanıyan dostları; Atilla Dorsay, Sevi Algan Babaoğlu,

Melike Demirağ, Nebil Özgentürk, Tarık Akan, Yılmaz Atadeniz

konuşmalar yaptı.

Nebil Özgentürk, Kurtiz’in, kendisine, canlandırdığı “Ramiz Dayı” ismiyle

seslenildiğinde kızdığını hatırlatarak, “basın mensuplarına ‘Ramiz Dayı’ şek-

linde haber yaptıkları için, ‘Ne yapıyorsunuz, bana adımı unutturacaksınız’

diyerek sitem ederdi. Tuncel Abi 1950’li yıllarda tiyatrosu ve sinemasıyla var

oldu” diye konuştu.

Duygusal bir konuşma yapan yakın arkadaşı Tarık Akan, Kurtiz’le ilgili eğ-

Sanatçı dostları, arkadaşları ve aileleri, art arda yitirdiğimiz yazar Turgut Özakman ve sanatçı Tuncel Kurtiz’i “Ustalara Saygı” gecesinde andı…

Yazı: B+, Fotoğraflar: Şenol Kaşıkçı, Levent Özer

BİRİ HAYAT ERBABI DİĞERİ ÇILGIN

Page 39: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 39

lenceli bir anısını paylaştı: “İki ay boyunca Çemikari Yaylası’nda çadırlarda

kaldık. Yaylada güneş battıktan sonra inanılmaz soğuk başlıyordu. Tuncel,

uyku tulumu getirmişti. Hava soğuyunca tulumun içinde çırılçıplak soyunup

yatıyordu. Aynı çadırda ben de olduğum için çıldırıyordum. Sonra tulumu sa-

tın almak istedim ama satmadı. Ekipte para kalmayınca Ankara’ya döndük.

Bir arkadaşımdan borç para istedim. Bu parayla Tuncel’den uyku tulumunu

satın aldım. O gün güzel bir yerde yemek yiyip içki içtik. Tuncel, benim verdi-

ğim tulum parasıyla hesabı ödedi.”

Gecenin en özel dakikaları Melike Demirağ’ın Kurtiz için söylediği şarkılarda

yaşandı. “Sürü” filminde Kurtiz’le birlikte rol alan Demirağ’a, şarkılarda tüm

salon eşlik etti.

“Cumhuriyet sevdalısıydı”‘Ustalara Saygı’ toplantılarında 28 Eylül günü “Kurtuluş” ve “Cumhuriyet” di-

zileri ile “Şu Çılgın Türkler” kitabının yazarı Turgut Özakman anıldı.

Akatlar Kültür Merkezi’ndeki etkinlik, usta yazarın hayatından kesitlerin anla-

tıldığı gösterimle başladı. Gecede Ayhan Çilingiroğlu, Biray Üstüner, Engin

Balım, Halit Kıvanç, Hüsamettin Cindoruk, Özcan Atamert, Serkan Balbal,

Sibel Sipahioğlu, Yekta Güngör Özden, Zihni Göktay, Ümit Kocasakal gibi

isimler Özakman’la olan anılarını anlattı.

Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Özakman için “Gerçekten Çılgın

Türk’tü. Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısıydı” derken, Halit Kı-

vanç “Hiç kırılmadığım bir insandı, çok saygın bir dostumdu” şeklinde konuştu.

TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Ankara’da yaşadıkları günleri

anlatarak “Hepimiz ayrı partilerin, ayrı inançların tarafı olabilirdik. Ama he-

pimiz birbirimize saygı içerisinde devam ediyorduk. İşte Cumhuriyet’in di-

reği bu. Türkiye’de bugün bize ‘ulusalcı’ diye hakaret etmek isteyenler var.

Turgut Özakman da ben de, hepimiz Cumhuriyet’in milliyetçileriyiz. Türküz,

Türk milliyetçisiz. Bunu iftiharla söylüyoruz” dedi.

“Kurtuluş” ve “Cumhuriyet” dizilerinin yazarı TRT’de yayınlanan “Cumhuriyet” ve “Kurtuluş” dizilerini hatırlatan tiyatro sa-

natçısı Hakan Altıner, “Güzel günlerdi. TRT özerkti. Hükümet ve Genelkur-

may bir diziye tam destek olmaya karar verdi. Adı ‘Kurtuluş’tu. Neredeyse

Türk tiyatrosunda var olan bütün aktörler küçük rollerde oynamak için baş-

vurma aşamasına gelmiştik. İki büyük yapıtı okurken ve oynarken, provasını

yaparken, hepimizin gözlerinin dolduğunu hatırlarım. İkisinin de yazarı Tur-

gut Özakmandı” dedi.

İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal da duygularını şöyle dile getirdi: “Ya-

rım kalmış Cumhuriyet devrimini tamamlamak gibi kutsal bir görev içerisin-

deyiz. Atatürk’ü özlemekten bahsediliyor. Mesele Atatürk’ü özlemek değil.

Mesele ona layık olabilmek ve gereğini yapabilmek”. Siyasetçilere seslenen

Kabasakal “Bu saatten sonra bireysel çıkarlar, koltuk kavgaları, gelecek

beklentilerini vatana ihanet kabul ediyorum. Siyasi partiler, üzerinize düşeni

yapınız. Aksi halde Türk halkı gereğini yapacaktır. Bu topraklarda Mustafa

Kemaller de Cumhuriyet de yenilmez.”

“Sıradan bir insandı babam, ama ön sıradan” Özakman’ın oğlu Kerem Özakman da babasına onurlu ve güzel soyadını mi-

ras bıraktığı için teşekkür etti. Kerem Özakman babası için kaleme aldığı kısa

şiiri de dinleyenlerle paylaştı: “Sıradan bir insandı babam, ama ön sıradan.”

Gecenin sonunda Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Özakman’ın eşi

Ayla Özakman’a çiçek takdim etti. Takdim sırasında salondan “Mustafa Ke-

mal’in askerleriyiz” sloganları yükseldi. Gece, etkinlikte söz alanların toplu

fotoğraf çektirmesiyle son buldu. B+

Melike Demirağ

Hüsamettin Cindoruk

Page 40: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

UNUTMAMAKUNUTTURMAMAK İÇİN…Yazı: B+, Fotoğraflar Murat Selenoğlu, Levent Özer

40 B+ KIŞ

Haber

Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en kara olaylardan biriydi Si-

vas Katliamı; 2 Temmuz 1993’te yaşandı… O gün 33 aydın

ve yazar ile iki otel görevlisi katledildi. Yargılama göster-

melik hale dönüşürken; bazı sanıklar yakalanmadı, bazıları

hakkındaki davalar da zamanaşımından düştü. Mahkeme-

den “İnsanlık suçunda zamanaşımı olmaz ancak bu suçu

işleyenler kamu görevlisi değil sivil oldukları için davanın düşmesine” kararı

çıktı.

Vicdanlardaki yara 20 yıl geçmesine rağmen sarılamazken şimdi 26 Aralık

2014’te dolacak zamanaşımı için son karar yüksek yargıda.

Türkiye’nin önde gelen 35 sanatçısı önemli bir projeye imza attı. 35 sanatçı,

Beşiktaş Belediyesi’nin öncülüğünde, Madımak’ta insanlığa karşı suçu gö-

rünür kılmak için kendi elleriyle yaptıkları eserlerini “kısmen yakarak” onları

“Unutmamak” sergisinde bir araya getirdi.

“Unutmamak” sergisi, 19 Kasım’da Beşiktaş Çağdaş Sanat Galerisi’nde

açıldı. Açılışın sunumunu belgesel yönetmeni Hasan Özgen yaptı. Eserleriy-

le serginin oluşmasına emek veren sanatçıların yanı sıra, katliamda hayatını

kaybedenlerin yakınları da gecede yerini aldı. Sık sık duygusal anların yaşan-

dığı gece; en çok, katledilen 35 aydının ismi okunduğunda sessizleşti.

İstanbul’la sınırlı kalmayacak“İnsanlık suçu kapsamında değerlendirilmesi gereken bu davanın zaman

aşımına uğraması, kabul edilemez” mesajı veren sergi 19 Ocak 2014’e ka-

dar açık kalacak. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve sanatçıların bir

“toplumsal sorumluluk projesi” olarak gördüğü bu çalışma, sadece bu sergi

ile sınırlı kalmayacak.

Sergi daha sonra Ankara, İzmir, Eskişehir gibi farkı birçok ilde halkla buluşa-

cak, ardından da yurtdışında sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Beşiktaş Belediyesi, sergideki eserleri bir kitapta toplayarak, bu anlamlı ça-

lışmanın daha çok insana ulaşmasını sağlayacak.

İnsanlığın ve sanatın yenilmezliği…Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal “Unutmamak” sergisiyle ilgili şunları

söyledi: “Unutmamak sergisi, bir bellek merkezidir. Başka hiçbir ayrıntıya ta-

kılmadan Madımak Katliamı’nda yakılan aydınlarımızı, anılarını ve ödedikleri

bedeli yaşatma sergisidir. Bu nedenle, 35 ayrı sanatçımız özel olarak hazır-

ladıkları resim ve heykellerini -içimizdeki yangının simgesi olsun diye birer

ucundan yakarak- bu sergiye bağışladılar. İnsanlığın ve sanatın yenilmezliği-

ni gösteren bir dayanışma sergisi oluşturdular. Madımak’ta acımasızca yakı-

lan canlar için tarihte örneği olmayan bir sergi açıyoruz.”

Madımak’ta 20 yıl önce ateşte semaha duran 35 can için Türkiye’nin önde gelen 35 sanatçısı “kısmen yaktıkları” eserlerini “Unutmamak” sergisinde bir araya getirdi. Sergi, kurulacak

Unutmamak Müzesi’nde kalıcı hale getirilecek.

Katkı sunan sanatçılarUnutmamak sergisinde ve Unutmamak Müzesi’nde eserleri yer alan sa-

natçılar şöyle:

Adnan Çoker, Ara Güler, Devrim Erbil, Mehmet Güleryüz, Tomur Ata-

gök, Süleyman Saim Tekcan, İpek Düben, Komet, Seyhun Topuz, Utku

Varlık, Meriç Hızal, Ferit Özşen, Halil Akdeniz, Adem Genç, Koray Ariş,

Mustafa Ata, Zahit Büyükişleyen, Mustafa Altıntaş, Balkan Naci İslimye-

li, Hanefi Yeter, Tülin Onat, Osman Dinç, Şenol Yorozlu, Yusuf Taktak,

Bünyamin Özgül Tekin, Nedret Sekban, Aydın Ayan, Mehmet Günyeli,

Bubi, Ahmet Oran, Mithat Şen, Bedri Baykam, İrfan Okan, Mustafa Kar-

yağdı ve Seçkin Pirim.

Page 41: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 41

Bu bir toplumsal sorumluluk projesi“Unutmamak” sergisinde yer alan eserlerini kurulacak olan Unutmamak

Müzesi’ne bağışlayan 35 sanatçı, Sivas Katliamı’nın toplumsal hafızamız-

dan silinmemesini amaçlıyor.

Eserleriyle katkı veren sanatçılar yaptıkları açıklamada, bu katliamı “Düşün-

ce özgürlüğüne, farklılıklara tahammülsüzlüğün simgesi olarak, demokrasi-

ye ve özgürlüklere inançlı yurttaşları birleştiren en güçlü ortak paydalardan

biri” şeklinde nitelendiriyor.

Sanatçılar, şu vurgularda bulundu: “19 yıllık dava süreci toplumsal vicdanı

tatmin etmekten uzak bir seyir izlemiştir. İnsanlık suçu kapsamında değer-

lendirilmesi gereken bu davanın zaman aşımına uğraması, kabul edilemez

bir durumdur. Bu bir toplumsal sorumluluk projesidir. Amacı özgürlüklere,

farklılıklara, adalet ve demokrasiye ilişkin duyarlılığın, pekişip yaygınlaşma-

sına katkıda bulunmaktır. Hiçbir politik yönelime öncelik tanımadan, tüm

toplumsal gruplara eşit mesafede, hiç kimsenin dili, dini, ırkı, cinsiyeti ve

cinsel tercihinden dolayı ayrımcılığa tâbi tutulmadığı bir Türkiye özlemiyle.

Unutmamak ve unutturmamak için…” B+

Bubi

Prof. Devrim Erbil

“Unutmamak Müzesi” kuruluyor35 sanatçının “kısmen yaktığı” eserler, “Unutmamak Müzesi”nde yaşamını

yitiren aydın ve sanatçılarımızın anısına kalıcı hale dönüştürülecek. Sivas

Katliamı’nı unutturmamayı ve tarihe taşımayı hedefleyen 35 sanatçının bu

çabasını daimi kılmak isteyen Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Ka-

ranfilköy’de Unutmamak Müzesi’nin kurulması amacıyla çalışmalara baş-

lattıklarını ifade ediyor. Yapımı Yüksek Mimar Mustafa Toner tarafından

üstlenilen Unutmamak Müzesi’nin 2014’ün başında açılması planlanıyor.

Page 42: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

42 B+ KIŞ

Koray ArişAğaç - 2013 Ahşap, deri ve süngar - 131 x 67 x 7 cm

Madımak’ta tecelli etmeyen adalet için “kısmen yakılan” 35 eser… Adına “Zamanaşımı” denilen bir adalet aşımı…

Unutmamak; vicdanlar için bir muhasebe; bir bellek merkezi…

Page 43: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 43

BubiDikdörtgen Serisi - 324 - 2013 karışık teknik, 120 x 180 x 25 cm

Prof. Dr. Halil AkdenizKültür İmleri Serisi’nden - 2011 tuval üzerine akrilik, ağaç konstrüksiyon 140 x 189 cm imzalı

Page 44: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

44 B+ KIŞ

Prof. Dr. Tülin OnatYıldızlara Masallar – 2009 tuval üzeri akrilik, 185 x 150 cm imzalı

Prof. Dr. Aydın AyanKangal ve Güvercin – 2013 tuval üzeri akrilik, düet, 100 x 70 cm imzalı

Page 45: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 45

Ahmet Oranİsimsiz – 2011 tuval üzeri yağlıboya, 190 x 160 cm imzalı

Prof. Ferit Özşenİsimsiz - Ahşap üzeri karışık teknik, 110 x 85 x 30 cm imzalı

Page 46: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

46 B+ KIŞ

Prof. Dr. Zahit BüyükişleyenTaşlar – 2006 tuval üzeri yağlıboya, 138 x 142 cm imzalı

Mithat Şenİsimsiz – 2010 suni deri üzeri karışık teknik, 130 x 130 cm imzalı

Page 47: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 47

Prof. Devrim ErbilUmudun Renkleri, Kuşları - 2013 tuval üzeri karışık teknik, 100 x 250 cm.

Kometİsimsiz - Tuval üzeri karışık teknik, 65 x 162 cm.

Page 48: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

48 B+ KIŞ

Prof. Dr. Balkan Naci İslimyeliTuhaflıklar Ülkesi - 2010 Tuval üzeri akrilik, 85 x 130 cm imzalı

Mehmet Günyeli Melekler - Fotoğraf, AE., 120 X 80 cm imzalı

Page 49: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 49

Prof. Süleyman Saim Tekcanİdol Serisi’nden tuval üzeri yağlı boya, 190 x 140 cm

Ara Güler İsimsiz – 2013 fotoğraf , 112 x 168 cm imzalı

Page 50: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

50 B+ KIŞ

Yusuf Taktakİsimsiz – 2013 Tuval üzeri yağlı boya, 150 x 190 cm imzalı

Seçkin Pirimİsimsiz - Karışık teknik, 110 x 110 cm.

Page 51: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 51

Seyhun Topuzİsimsiz - Ahşap üzeri akrilik, 83 x 80 x 25 cm

Mustafa Altıntaşİsimsiz - 2013 Tuval üzeri akrilik, 122x 120 cm imzalı

Page 52: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

52 B+ KIŞ

Hanefi Yeterİsimsiz - Kontrplak üzeri karışık teknik, 175 x 250 cm

Prof. Tomur AtagökKonuşmayı Öğren, Acil Yardım – 2013 Alüminyum panel üzeri karışık teknik, 100 x 200 cm imzalı

Page 53: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 53

Yrd. Doç. İrfan Okanİsimsiz – 2006 Tuval üzeri yağlı boya, 114 x 146 cm imzalı

Şenol Yorozluİnsan Gözlü Çifte Van – 2007 Vinil üzeri baskı, 105 x 230 cm imzalı

Page 54: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

54 B+ KIŞ

Prof. Dr. Adem Gençİsimsiz - 2013 Tuval üzeri karışık teknik

Prof. Mustafa Ata İsimsiz – 2010 Tuval üzeri karışık teknik, 97 x 130 cm imzalı

Page 55: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 55

Utku Varlık Ben Yanmasam, Sen Yanmasan, O Yanmasa – 2013 Tuval üzeri yağlıboya, 120 x 85 cm

Mustafa Karyağdı Suret No.8 – 2010 Tuval üzeri yağlıboya, 175 x 130 cm imzalı

Page 56: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

56 B+ KIŞ

Prof. Meriç Hızal İsimsiz - Demir, 80 x 35 x 35 cm

Prof. Nedret Sekban Bırak Beni Uzanayım – 2008 Tuval üzeri yağlıboya, 146 x 114 cm imzalı

Page 57: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 57

Prof. Osman Dinç İsimsiz - 2013 Metal, 200 x 60 x 60 cm

Mehmet Güleryüz The Good Shapard – 2003 Tuvale marufle kraft kağıt üzeri karışık teknik, 200 x 137 cm imzalı

Page 58: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

58 B+ KIŞ

Bedri Baykam İçim Parçalanıyor – 24 – 2009 Tuval üzeri karışık teknik, 180 x 134 cm imzalı

Dr. İpek Düben Namus - Çelik panel, fotoğraf, 46 x 192 x 3 cm

Page 59: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 59

Prof. Adnan ÇokerEvren V – 2012 Tuval üzeri akrilik, 100 x 100 cm imzalı

Prof. Bünyamin Özgültekin Paralel Processe – 2012 Tuval üzeri akrilik, 114 x 146 cm imzalı

Page 60: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

60 B+ KIŞ

Festival

Sizce, ”Yüzyılın dâhisi” kabul edilen dünyaca ünlü İngiliz fizikçi

Stephen Hawking, beyninin zihinsel faaliyetlerine dokunma-

yan ama sinir sisteminin yüzde 80’ini felç eden hastalığına

karşın bir istisna mı? Beşiktaş Belediyesi Engelli Koordinas-

yonu Merkezi ve Düşler Akademisi tarafından 3 Aralık Dün-

ya Engelliler Günü vesilesiyle Akatlar Kültür Merkezi’nde dü-

zenlenen ortak etkinlikte tanışma fırsatı bulduğumuz Deniz Dikkaya da tıpkı

Hawking gibi, istisna değil.

Engelsiz fotoğrafçıDünyada ve Türkiye’de birçok bedensel ve zihinsel engelli birey benzer ba-

şarılara imza attı; atıyor. Onlardan biri de Deniz Dikkaya…Hikâyesi Hawking

kadar “çarpıcı”, “olağanüstü” veya “sıra dışı” görünmeyebilir, ancak Deniz

Dikkaya “normalde” sürekli titreyen bedenine karşın bir fotoğraf sanatçısı…

Şaşırtıcı mı?

“Fotoğraf çekerken titremediğini” söyleyince şaşırıyoruz. İçten içe “nasıl

olacak?” sorusu kafamızdan geçmiyor değil. Sonra asıyor boynuna elimiz-

den aldığı fotoğraf makinesini; ayarlarını yapıyor ve basıyor deklanşöre…

Deniz, Engelli Koordinasyon Merkezi’nde gönüllü olarak çalışıyor. 1 yıldır da

kendi gibi “engeldaşları”nın olduğu atölyede fotoğraf eğitmenliğini yapıyor.

Klasik olacak ama öğrencilerine “engelleri önce kafanızdan kaldırın”ı kendi

başarılarıyla anlatıyor…

Deniz’in B+ için çektiği fotoğrafları özel bir albüm yaparak sayfalarımıza ta-

şıdık…

Engelsiz Düşler Festivali3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün 21’inci yılını geride bırakırken Beşiktaş

Meydanı’nda yapılması planlanan “Engelsiz Düşler Festivali” bu yıl hava

şartları nedeniyle Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Etkinlikte farkın-

dalık yaratacak örnekler sunuldu.

Düşler Akademisi sahnedeEtkinlikte farkındalık yaratacak, engelli bireylerin ürünlerini yansıtmak dışın-

da Kübalı El Sabor Latin Band gösterisi izlendi. Zeybek, flamenko, sirtaki ve

modern danslardan örnekler sunuldu. En özel anlardan biri Social Inclusion

Band sahne aldığında yaşandı. Düşler Akademisi’nde engelli bireyler tara-

fından kurulan müzik grubunun sahne almasıyla eğlenceli dakikalar yaşandı.

Amaç empati kurmakSosyal sorumluluk projeleri kapsamında düzenlenen Engelsiz Düşler Festi-

vali’yle vatandaşların engelli olma deneyimini yaşamaları ve engellileri daha

iyi anlayıp onlarla empati kurmaları amaçlandı.

Örneğin “Gökkuşağı Oyunu”na aslında bir “oyun” denemez; görme engel-

lileri anlamada farkındalık yaratmayı amaç edinen bir atölye çalışmasından

söz ediyoruz çünkü 2 veya tek kişi gözlerine çektikleri siyah bantların ardın-

dan gökkuşağı renklerinden oluşan ve iç içe geçmiş tahtaları boy sıralama-

sına göre yeniden bir araya getirmeye çalışıyor. Böylece görme engellilerle

empati kuruyorlar…

Beşiktaş Belediyesi Engelli Koordinasyon Merkezi ve Düşler Akademisi’nin düzenlediği Engelsiz Düşler Festivali’nde hem engelli bireyler eğlenceli anlar yaşadı hem de bir farkındalık yaratıldı.

Yazı B+, Fotoğraflar Özgür Kantarcı, Şenol Kaşıkçı

Engelsiz düşlere daldık

Page 61: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 61

"Yalnız olmadıklarını hissettirmeliyiz""Onları daha iyi anlarım"İnanılmaz büyük bir tedirginlik var. Bu çevreyi biliyorum, ne olduğu biliyorum ama parçaları yerde ararken bir korku, bir tedirginlik… Anlatamam. Ki, çıkıp dışarıda dolaşmak, bir şeyler yapmak bundan kat be kat zor. Onları az da olsa an-ladık.

Parçaları birleştirmeye çalışırken bir an “Esra burada mı-sın?” diye sordum. Elimi tuttu. O an inanılmazdı,”işte bura-da, tamam” dedim. Güven verdi bana. Bizim de onlara bu güveni vermemiz lazım. Yalnız olmadıklarını hissettirmemiz gerekiyor.

Karanlıkta hiçbir şey göremiyorum. Elliyorum, birleştirmek

istiyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. Kendimi çok kötü

hissediyorum…

Görmeyen birinin neler yaşadığını, neler hissettiğini an-

lamaya çalışıyoruz. Her yer karanlık, karanlık… Hiçbir şey

göremiyorum. Korku. Etrafında bir şeyler oluyor, hissedi-

yorsun, etrafından sesler geliyor ama ne olduğunu göre-

miyorsun. Çok kötü, çok zor. Bugün görme engellileri çok

daha iyi anladım.

Ece ZerenEsra Kaplan

Deniz Dikkaya’nın gözüyle, “Engelsiz Düşler”...

Page 62: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

62 B+ KIŞ

Renk cümbüşü“Renk Cümbüşü”, Düşler Akademisi’nin adından anlaşıldığı gibi resim atöl-

yesinin faaliyetleri arasında. Dikdörtgen şeklinde tuvale biçimli, biçimsiz

çizilen şekiller Akademi öğrencileri tarafından boyanıyor.

Akademi eğitmeni Yekta Erol’un “Renk Cümbüşü” adını verdiği soyut ça-

lışması şeklin bir önemi olmadığına vurgu yapıyor. “Amaç renkleri bir araya

getirmek” diyen Erol, “Şekil de renk de ruhi, fiziki olarak birlikte yaşamak

mecburiyetinde” diyor.

Tuval başında şekilleri boyayan Sevinç Kalayoğlu, 1 yıldır atölyelere katıldı-

ğını söylüyor. “Güzel oldu” diyor Akademi’ye gitmem.

"Sosyal olsunlar""Yeteneğimi keşfettim"

“Bu tür etkinliklerin faydasına inanıyorum. Bütün engellilerin her

türlü faaliyete gitmesi gerektiğine inanıyorum. Engelliler kendi-

lerini hayattan soyutlamasınlar. Her yere girsinler; hep görünür

olsunlar… Hatta rahatsız edecek derecede.”

“Akademi’ye resim atölyesine katılmak için annem başvurdu.

Daha yeni başladım ama güzel resimler yapıyorum. Doğa, ev,

ağaç vb. resimleri yapıyorum. Hayatıma çok şey kattı. Hayat-

la ilgili bir şey yapmak daha mutlu hissettiriyor. Resim yapmak

benim yeteneğim, bunu keşfettim. Herkes benimle gurur duyu-

yor. Tek amacım var; ailemi üzmeyeceğim. Herkes beni sevsin

istiyorum.”

Mümtaz AslanMüge Tiryaki

B+

Akademi mutfağında istihdam edilen öğrencilerin ürünleri

Page 63: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 63

Türkiye’de 8,5 milyon engelliResmi veriler Türkiye’de engelliler için yaşamın zor olduğunu gösteriyor.

8 buçuk milyon kişinin engelli olduğu Türkiye’de engellilerin yüzde 49’u

okuryazar değil; yüzde 15’i ise okuryazar olmakla birlikte herhangi bir okul

bitirmemiş. Toplumun engelli insanlara bakışında “engeller” ile şehrin fiziki

yapısının engelliler için uygun olmayışı da “ek engeller” olarak sıralanabilir.

Modern çağın isimsiz bilgelerinden biri, “Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi ve

kaldırımlarının yüksekliği arasında ters orantı vardır” der.

Page 64: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

64 B+ KIŞ

Portre

ÇAĞIN YETİŞEMEDİĞİ ŞAİR:

TEVFİK FİKRETYaşadığı yere ve zamana ait olmayan, hatta belki iflah olmaz idealizmiyle hiçbir zamana ait

olamayacak bir şairdir Tevfik Fikret…

Yazı: Yasemin Reis Fotoğraflar: Cengiz Kahraman Arşivi, Bekir Köşker

Page 65: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 65

“Öyle bir nehr - i muazzam gibi cuş etmişsin,Fakat eyvah çorak yerde akıp gitmişsin

Sana bir başka zemin, başka zaman lazımdıSana bir âlem - i lahut nişan lazımdı.”

Bu mısraları Tevfik Fikret, Nef’i için yazmış; talihin cilvesidir

ki aynı dörtlük pekâlâ kendisi için de söylenmiş olabilirdi.

Çağdaşlarının olduğu kadar, ardılı araştırmacıların ona dair

aktardıklarında, her şeyden önce yaşadığı yere ve zamana

ait olmayan, hatta belki iflah olmaz idealizmiyle hiçbir za-

mana ait olamayacak biri olarak belirir Fikret.

Tevfik Fikret’in, sonu talihsiz bu büyük kaside ve hiciv ustasına duyduğu be-

ğenide, onda bulduğu ve Türk şiirine büyük bir katkı olarak gördüğü müzika-

lite kadar, hatta belki ondan daha çok, ister farkındalıkla isterse bilinçdışı bir

sezinlemeyle olsun, Nef’iyle kurduğu ruh benzerliği ilişkisinin de etkisi olmuş

olsa gerektir. Nihayetinde, kendisinden iki yüz elli yıl önce, imparatorluğun

idari yapısı bozulmaya ve kendi çıkarlarını her şeyin üstünde gören tufeyliler,

rüşvetçiler ve yaltakçılar köşe başlarını tutmaya henüz başlarken yaşamış

olan Nef’i de tıpkı Tevfik Fikret gibi, gördüğü hatalar ve ahlâksızlıklar karşı-

sında öfkeyle yazmış ve padişaha varıncaya kadar, yanlış yaptığını düşündü-

ğü kişileri eleştirmekten hayatı pahasına geri durmamış.

Ama galiba en son söylenmesi gerekenleri, en başta söylüyoruz. Ölümü-

nün 100’ncü yılı yaklaşmakta olan ve günümüzde lise edebiyat derslerinde

kendine ayrılan bir iki sayfayı anımsayanlar ya da Türk Edebiyatı’nın gerçek

meraklıları ve uzmanları dışında pek az tanınıp bilinen, oysa çağdaşları ve

hemen ardından gelen nesil üzerinde büyük etkiler bırakmış bu şair kimdi,

neler söylemişti ve nasıl? Ona söz söyleten öznel ve objektif koşullar neler-

di? Tevfik Fikret’i anlamaya, işte buradan başlamalıyız.

Daha hayattayken pek çok polemiğin tarafı ya da konusu olur Tevfik Fikret.

Ölümünden sonra uzun yıllar boyu, kendinden önceki ya da sonraki hiçbir

şaire nasip olmayan bir biçimde adına her sene anma törenleri düzenlenir

ve hakkında günlük gazetelerden dergilere olumlu ya da olumsuz yüzlerce

yazı yayımlanır –ki içlerinde en cüretkârı “Tevfik Fikret’in heykelini mi dikme-

li yoksa eserlerini mi yakmalıyız?” sorusuna cevap arayan bir ankettir. Ona

dair, özel yaşamını da içeren bilgimiz – döneminde hâkim olan ve kişisel ya-

şamın gizliliğini titizlikle sakınan Osmanlı geleneği düşünüldüğünde– bir hayli

fazla olsa da, kişilerin yaşamlarının en ince ayrıntısına kadar, herkese açık

olan sosyal medyada sergilendiği günümüzle kıyaslandığında aslında pek

az. Dahası bu bilgilerin çoğu, şairin ardından anlatılanlardan oluşuyor, yani

ilk elden değil. Yine de bu rivayetler, kişisel tarihine ve yaşadığı çağın sosyal

ve siyasi koşullarına dair bildiklerimiz ve elbette şiirlerinde en keskin ifadesini

bulan fikirleri, Fikret’i anlayabilmek için elimizdeki yegâne veriler.

İmparatorluğun en uzun yüzyılının en kasvetli, en kederli ve en baskıcı ikin-

ci yarısında, 1867 yılında, Kadırga’da doğan Fikret’in kişisel yaşamı art arda

yaşanan kayıplarla doludur. Önce, daha 12 yaşındayken Hicaz’a hac yolcu-

luğuna giden ve burada hastalanan annesini; ardından kendisinin de arzu-

lamadığı ve şiddet içeren bir evliliği sürdüren kız kardeşini ve kısa bir süre

sonra da bir jurnal sonucu sürgüne gönderilen ve uzun yıllar görüşemediği

babasını yitirir. Her birinin ardından yazdığı şiirlerle andığı bu kayıpların, arka-

daşlarının aktardığı, gitgide karamsarlaşan, katılaşıp hırçınlaşan Tevfik Fik-

ret portresinin ortaya çıkmasındaki önemi yadsınamaz. Şüphesiz, herkesten

önce umduğu ve dile getirdiği, onu çağdaşlarının olduğu kadar sonrasında

ortaya çıkan neredeyse her akımın savunucularının eleştirilerine hedef ya-

pan, içinde yaşadığı çağın sosyal ve siyasi koşulları için radikal beklentilerinin

gerçekleşmeyeceğini görmenin verdiği karamsarlık kadar, bu kişisel keder-

ler de Fikret’in yaşantısını, gitgide daha münzevileşmesini ve dünyaya bakı-

şını, yorumlayışını etkilemiştir. Fakat, etkilendiği aydınlanmacı düşüncelerle

birlikte bu kişisel deneyimler, onun aynı zamanda, döneminde eşi benzeri ol-

mayan bir ilerici düşünce adamı haline gelmesini de sağlamıştır. Bu toprak-

larda kadın meselesine, kadının ezilmesine, hor görülmesine dair ilk itirazın

Fikret’ten gelmesi, söylenen sözlerin, ezildiği mutsuz bir evlilikte gördüğü

şiddet yüzünden genç yaşta ölen kız kardeşi için kaleme aldığı bir manzu-

mede yer aldığı düşünüldüğünde hiç de şaşırtıcı değildir. Fikret’e büyük hay-

ranlık duyan, cephedeyken kitaplarını okuyan ve birkaç şiirini ezbere bildiğini

dile getiren Atatürk’ün de bir kısmını Nutuk’ta tekrarladığı dizeler şöyledir:

Aşiyan’daki kütüphanesinde

Page 66: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

66 B+ KIŞ

“Elbet alçalmak olmamalı kadınlığın payıİyi yürekli olanın umudu, kötülük ve zulüm olamaz

Elbet sefıl olursa kadın, alçalır insanlıkAma bakın ortalığa kadınların halineHep korku, keder, eziyet ve işkence”

Ne var ki henüz bu dizeleri yazacağı noktadan çok uzakken, hatta daha Fik-

ret adını almamış, doğduğunda kendine verilen isimle Mehmet Tevfik olarak

tanınırken, yani yaşamının ilk dönemlerinde, çocukluğunda ve delikanlılık

çağında herhangi bir Osmanlı gencinden pek de farklı olmadığını görürüz

şairin. Güç ve servet uğruna her şeyi yakıp geçen orduları, bu orduları hare-

kete geçiren iktidarları, baskıyı ve yıkımı meşrulaştıran dini inancı son derece

açık ve sert bir dille eleştiren ünlü “Tarih - i Kadim”ine karşı bir dörtlük kaleme

alan ve bir Amerikan, dolayısıyla Protestan kurumu olan Robert Kolej’de ça-

lışmasına göndermeyle onu para karşılığı zangoçluk yapacak karakterde biri

olmakla suçlayan Mehmet Akif’e yanıtında, kendisi de bu gerçeği vurgular:

“Ben de çıktım melekler katına.Ezanı duydum mu bayılırdım,Nasıl koşardım o Tanrı sesine!

Ben de tespih çektim, dua ettim,Ben de namaz kıldım, oruç tuttum,”

Nasıl olmuştur da Fikret, çok dindar ve tahta çıkışının yıldönümü şerefine Ab-

dülhamit’e övgüler dizen bir şiir yazacak denli sıradan siyasi görüşleri olan bir

gençken, Hıfzı Topuz’un ilk Türk aydınlanmacısı olarak adlandırdığı, ilerici,

idealist bir muhalife dönüşmüştür? Bu sorunun cevabını Fikret’in daha ço-

cukluğundan itibaren kendini belli eden kişiliğinde ve aldığı eğitimde olduğu

kadar, amcası Abdülaziz’in tahttan indirilmesiyle şaibeli ölümünü ve ağabeyi

V. Murad’ın azlini gören, Çırağan baskınını da yaşadıktan sonra gitgide pa-

ranoyaklaşan ve muhalefetin en küçüğünü bile daha ortaya çıkmadan yok

etmek için muazzam bir istihbarat ve sansür teşkilatı kuran II. Abdülhamit’in

baskı rejiminde bulmak mümkündür. Önce babasını sürgün ettiren, ardından

bir jurnal sonucu, daha elim bir neticeden kıl payı kurtulsa da, şairin nezarette

iki gün geçirmesine neden olan ve katı sansürüyle yazı yazmasını neredeyse

imkânsız kılan, sonunda da çalıştığı derginin kapanmasına ve arkadaşlarının

bir kısmının İstanbul’dan kaçmasına, diğerlerininse padişahın hizmetine gir-

mesine yol açan bu baskı rejimi, onu, yaşadığı toplumu sorgulamaya itmiştir.

14 yaşından itibaren ona bakan büyük yengesi, Fikret’in daha çocukluğun-

dan itibaren kendine ait bir mekâna ihtiyaç duyduğunu anlatır. Babasının

Aksaray’daki konağının bahçesinin bir köşesinde tamamen kendi zevkine

göre, kendi seçtiği eşyalarla döşeyerek kendine ait bir oda oluşturur şair. Şiir

yazmaya erken yaşta başlayan Fikret, düşünmek ve yazabilmek için insan-

lardan uzaklaşmayı ve bu odaya çekilmeyi tercih eder. Aynı anlatıda, onun

mesafeli biri olduğundan, akrabalarıyla bile resmiyeti koruduğundan, çok

fazla arkadaş edinmediğinden de bahsedilir. Çevresi gitgide genişleyip, ar-

kadaş sayısı çoğalsa da, diğer özelliklerin Fikret’in sonraki dönemlerinde de

belirleyici olduğunu görürüz. Yakın çevresinden Ali Ekrem, onun için “Fikret

açılan, söyleyen bir fıtrat değildi… Bununla bu kadar sene arkadaşlık ettim,

özel hayatına dair ağzından pek de bir şey işitmedim,” diye anlatır. Ondaki

bu mesafelilik, kendi iç dünyasının zenginliğine yönelmeyi tercih etmesinden

kaynaklanan yalnızlıktan hoşlanma, münzevilik hali çocukluğundan ölümü-

ne dek süregelmiş gibidir; tıpkı sonunda “yuva” anlamına gelen Aşiyan adını

verdiği evinde bulduğu, dış dünyanın etkilerinden mümkün olduğunca uzak,

tamamen kendine ait olacak bir düşünme ve yazma mekânı arayışı gibi.

Yine büyük yengesi, Tevfik Fikret’in, yeri geldiğinde son derece saygılı ol-

duğu babasına bile çekinmeden itiraz edecek denli doğru bildiğini söyle-

mekten şaşmayan, fikirlerini sonuna kadar savunan ancak karşısındakinin

düşüncesini değiştirme şansı olmadığını görürse, kavga etmek yerine çekil-

meyi tercih edecek karakterde bir genç olduğunu aktarır. Başyazarı olduğu

Servet - i Fünun camiasından arkadaşları da onun bu yönünün zamanla iyice

keskinleştiğini, ciddi bir ilkesel duruş haline geldiğini anlatırlar. Detaycılığı,

titizliği, çalışkanlığı da çocukluğundan beri dikkat çekmiştir ve bu özelliklerin

bir ödülü olarak Fikret, Galatasaray Lisesi’nin her sınıfını birincilikle bitirerek

mezun olmuştur.

Galatasaray Lisesi’ndeki öğrencilik yılları şairin hayatında bir dönüm nokta-

sıdır. ‘93 Harbi’ne (1877 – ‘78 Osmanlı Rus Savaşı) dek Aksaray’daki Mah-

mudiye Rüştiyesi’ne devam eden Fikret, bu savaşla okulu kapanıp savaştan

kaçan göçmenlerin konaklamasına tahsis edilince eğitimine Mektep - i Sul-

tani’de devam eder. Bu okulda hocası olan Recaizade Mahmut Ekrem’den

çok etkilenir ve Batı kültürüyle, bu kültürün önemli kaynaklarıyla ilk kez bu-

rada karşılaşıp haşır neşir olur. Türk şiirini boğan, kısıtlayan, her cümlenin bir

dizede bitmesi gibi kalıpları ve şiirin konusunu aşkla, güzellikle, dini mesele-

lerle ya da mersiyelerle sınırlayan geleneksel cendereyi yıkarak, hem biçime

hem de içeriğe getirdiği büyük yenilikle ardıllarının ve genel olarak Türk ede-

biyatının önünü açmasında bu okuldaki hocalarının ve aldığı eğitimin etkisi

görülebilir. Tıpkı, benimsediği bireyci, hümanist, savaş karşıtı, şüpheci, laik

ve idealist dünya görüşünde de olduğu gibi. Bu dönemin Fikret üzerindeki

etkisine dair dolaylı bir ispat, onun çok az kitap okuduğunu, kütüphanesinde

pek az eser bulunduğunu söyleyen yakın dostu Halit Ziya’dan gelir. Hakika-

ten, Fikret’e duyduğu hayranlık büyük olan Hıfzı Topuz bile onun yakın çev-

resi içinde mesela bir Halit Ziya ya da İsmail Safa kadar çok okumuş olmadı-

ğını anlatır. Öyleyse, dostları kadar geniş bir okuma kültürüne sahip olmasa

da onların hepsinden çok önce, hepsinin ötesine geçen evrensel, özgürlük-

çü fikirleri büyük bir açıklıkla ortaya koyan ve karakterinin, kişisel ahlâkının

sağlamlığı yanında bu ilerici fikirleriyle de hepsinin hayranlığını ve saygısını

kazanan Tevfik Fikret’in, henüz öğrenciyken yaptığı okumaları ve duyduğu

fikirleri çok iyi özümsediğine, onları kendinin kıldığına kanaat getirebiliriz.

Serol Teber, Tevfik Fikret’in bir bütün oluşturduğunu düşündüğü eserlerini

ve yaşamını birlikte değerlendirerek, şairin ruh halini melankoli kavramı çer-

çevesinde ele aldığı çalışmasının önsözünde, Walter Benjamin’e ithafen bu

hali,“Tarihi ve yaşadığı dünyayı gözlerinden çok ruhunun penceresinden

seyreden, tarihsel ve toplumsal yapıyı çözülme süreci içinde bir tür enkaz

yığını olarak gören, şeylerle anlamın birbirleriyle ilişkilerinin koptuğunu dü-

şüne(bile)n insanın yaşadığı özel bir ruhsal durum” olarak açıklıyor. Yaşadığı

kişisel kayıplar ve çağına hâkim olan yozlaşma ve çöküntü karşısında duy-

duğu öfkeli hayal kırıklığı, Teber’in sözünü ettiği bu belirli özel ruh halini bes-

lemiş, “Hak bildiğin yolda yalnız yürüyeceksin, kırılsan da eğilmeyeceksin”

sözlerinde en özlü ifadesini bulan kişisel ahlâk anlayışını ve “Kimseden fay-

da ummam, dilenmem kol kanat / Kendi boşluğumda, kendi gökyüzümde

uçar giderim / Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma / Fikri hür, irfanı

hür, vicdanı hür bir şairim” dörtlüğünde dile getirdiği benlik algısını bilemiştir.

Arkadaşı Ali Ekrem anılarında Fikret’in hayatını şen şakraklık ve hırçınlık

olarak adlandırdığı iki döneme böler. Gençken çok şakacı, hazır cevap ol-

duğunu, arkadaş grubu içinde herkesi bol kinayeli doğaçlamalarla sarakaya

alarak güldürdüğünü anlatır. Ekrem’e “O şen şakrak, zarafetin cisimleşmiş

Tevfik Fikret - Davul, 26 Tesrinisai (Kasım) 1908

Page 67: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 67

Tevfik Fikret - Davul, 26 Tesrinisai (Kasım) 1908

hali olan, nüktedan, yaradılış itibariyle neşeli şaire ne oldu; niçin artık kederli,

öfkeli, saldırgan birine dönüştü?” sorusunu sorduran, şairle olan ilişkisinin

yakınlığından ve sürekliliğinden kaynaklanan bir miyopluk olsa gerektir.

Oysa bir yüzyıl öteden bakan bizler için Tevfik Fikret son derece tutarlıdır.

İnançlarından, ilkelerinden ve ahlâk anlayışından hiç taviz vermez, bu ne-

denle her devrin ve inanmadığı her görüşün muhalifi olur ve devrinde her

yerde gördüğü lekelerden kendini korumak istercesine, gitgide kendi dün-

yasına çekilerek sonunda Robert Kolej’de ölümüne dek sürdürdüğü ders-

leri ve kendisini Aşiyan’daki evinde ziyaret eden eşi dostuyla görüşmeleri

dışında sosyal hayattan elini ayağını çeker. O kadar ki Cenap Şahabettin

onun için “Fikret kendisine ‘yalnızlık’tan bir arkadaş biçmişti, ondan başkası

Fikret’le yürüyemezdi” demiştir.

En şiddetli tenkitçileri bile, onun ahlâk anlayışında kibirlilik bulmanın öte-

sinde bir suçlama öne süremezken, yakın dostları kimi zaman Fikret’teki

bu şaşmaz ahlâki tutumu peygamberlik mertebesine yüceltir, kimi zamansa

neredeyse marazi bir biçimde resmeder. Ali Ekrem’in anılarında Fikret’in

de bazen kendini vatanın dertleriyle, siyasetçilerin kötülükleriyle boşuna

harap ettiğinden, delirttiğinden yakındığına, kendi durumunda, zihinsel ve

bedensel esenliği için uzak durması gereken bir maraziye gördüğüne şahit

oluruz. Oysa bu, Fikret’in bir işe yaramadığını düşündüğü için devlet me-

muriyetinden ayrılmasında ve kendisine ödenmek istenen maaşları redde-

dip, sonunda arzusu dışında verildiğinde bunları bağışlamasında; Galatasa-

ray Lisesi’nde öğretmenken maaşlarda yapılan indirimi protesto etmek için

istifa etmesinde; 31 Mart ayaklanmasında liseyi basmak isteyen ayaklan-

macılar karşısında kendini okulun kapısına zincirlemesinde; II. Meşrutiyet

döneminde müdürü yapıldığı Galatasaray’dan dönemin milli eğitim müdürü

Emrullah Efendi ile yaşadığı ve okula katkı sağlamasını imkânsız hale getir-

diğini düşündüğü sürtüşmeden sonra istifa etmesinde gördüğümüz, çağın-

da olduğu gibi bugün de eşine az rastlanacak bir ilkelilik halinden başka bir

şey değildir. “Örtün, evet, ey felâket sahnesi... Örtün artık ey şehir; / örtün,

ve sonsuz uyu, ey dünyanın koca kahpesi!” dizeleriyle İstanbul’u mahkûm

ettiği ünlü “Sis”, bugün hâlâ özellikle İslamcılar için Fikret’i tartışmalı kılan

“Tarih - i Kadim” ve elbette Osmanlıcısından milliyetçisine pek çokları için

eleştiri kaynağı olan, II. Abdülhamit’e Ermeni anarşistlerce yapılan suikastın

başarısız olmasına hayıflandığı“Bir Lahza - i Ta’ahhür” (Bir Anlık Gecikme)

gibi şiirleriyle Abdülhamit dönemine en sert muhalefeti dillendirmiştir Fikret.

Ne var ki, kendisine kısa bir an için umut veren ama ardından öncüllerinden

farksız biçimde kendi ikballerinin peşinde imparatorluğu ve içinde yaşayan

halkları felakete, Fikret’in hiçbir biçimde kabul etmediği, yüceltilmesine

karşı çıktığı savaşlara sürükleyen İttihat ve Terakki kadrolarını da “Doksan

Beşe Doğru” ve “Han - ı Yağma” şiirleriyle eleştirip, mahkûm etmiştir. İşte

onun hiçbir cephenin adamı olmadan, haksızlığa, zorbalığa, zulme ve yanlış

politikalara, nereden gelirse gelsin, yüksek sesle karşı çıkmasını sağlayan

da bu ilkeli duruşudur.

Şüpheciliğin gereğinden bahsetse, kendi çağı ve çağdaşları karşısında ka-

ramsar olsa da bunların tam tersi güçlü bir damar; geleceğe dair umut ve

yeni nesillere olan inanç da şiirlerinde göze çarpar. “Sabah Olursa” şiirinde

“Evet, sabah olacaktır, sabah olursa, geceler Geçer, kıyamete dek sürmez; en sonunda bu gök

Bu mavi gök size bir gün acır; usanma sakın. Hayata neş’e güneştir, usanç içinde kişi

Çürür bizim gibi... Siz, ey yarın uzaylıların Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın!”

dizeleriyle dile gelen, “Ferda”da, “Haluk’un Defteri”ndeki şiirlerde ifadesi-

ni bulan bu umutlu inanç, Fikret’in parlak bir eğitimci olmasını, kısa süren

Galatasaray Lisesi müdürlüğü sırasında okula öğrencilerinin coşkulu söz-

lerle andıkları büyük katkılar vermesini ve öğretmenlikten ömrünün sonuna

dek vazgeçmemesini sağlamıştır. Nihayetinde, hayalini kurduğu, gelece-

ğin nesillerinin yetiştirileceği reformist eğitim kurumunu hiçbir zaman aça-Aşiyan

Tevfik Fikret, Aşiyan’daki evinde

kendisini ziyaret eden eşi dostuyla görüşmeleri dışında sosyal hayattan elini ayağını çekmişti.

Page 68: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

68 B+ KIŞ

mamış olan Fikret’e, aynı amaç doğrultusunda Sâtı Bey’in kurduğu “Yeni

Mektep”in Yuva adı verilen ilkokul bölümündeki öğrenciler için, küçük yaşta

kaybettiği yeğeninin adını verdiği ve çocuklar için yazılmış ilk Türkçe kitap

olan “Şermin”i yazdıran da aynı umutlu beklentidir.

Yaşamının son yıllarında, iyi bir eğitim alması ve “nerede bulursa bulsun, ışığı

yurduna getirmesi” için İskoçya’ya gönderdiği ve bir daha asla göremeye-

ceği, gelecek yeni neslin timsali saydığı oğlu Haluk’un özlemini çeker, Bal-

kan Harplerindeki kayıpların acısını derinden hisseder ve I. Dünya Savaşı’na

çekilmemizi çaresizlik ve öfkeyle izler. Sonunda, daha 1895’te yazdığı bir

şiirde meşhur karamsarlığıyla davet ettiği ölümün, şeker hastalığına yaka-

lanmasıyla kendisine yetiştiği Tevfik Fikret’te melankolinin ve geleceğe

duyulan umudun bir arada yer alması bir çelişki değil, onun çok yönlü, kar-

maşık sanatçı kişiliğinin bir sonucudur. Daha ziyade şair ve fikir adamı yö-

nüyle tanınsa da o aslında müzikle arası çok iyi olan, yetkin tablolar üretmiş

bir ressam ve en büyük eseri Aşiyan olan bir mimar ve dekoratördür de aynı

zamanda. Fikret’te çok az ele alınmış olan romantizmin kaynağı da bu çok

yönlü sanatçı kişiliktir.

Ondaki romantizmi galiba en iyi ortaya koyan, arkadaşlarıyla kurdukları baş-

ka bir yere gitme ve her şeye, idealleri doğrultusunda yeniden başlama ha-

yalidir. Hüseyin Kazım’ın aktardıklarından, birlikte önce Manisa’nın Tepecik

köyünde Kazım’a ait olan bir çiftliğe yerleşmeyi düşündüklerini, bunun için

bir arkadaşlarını buraya tetkike gönderdiklerini öğreniriz. Bu tatlı hayal bir

süre sonra unutulsa da Fikret’in “Rubab - ı Şikeste”sinde, dönemin bütün

gürültü patırtısından, kirinden pasından kaçıp uzaklaşabileceği, doğa içinde

basit bir yaşamda huzur ve sükûnet bulabileceği “Yeşil Yurt” tasavvurunun

ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Daha sonraları bu “Yeşil Yurt” hayali, bü-

tün Servet - i Fünun camiasında, çok uzaklardaki bir cennet köşesi olarak

algıladıkları Yeni Zelanda’ya göç etmek biçiminde yeniden belirir ancak

maddi imkânsızlıkların da etkisiyle bir hayal olarak kalır. Şairin meşhur de-

taycılığıyla en ince ayrıntısına kadar planladığı, yaşama düzeninden birbirle-

riyle gündelik ilişkilerini belirleyecek kurallara kadar tasarlamaya koyulduğu

bir hayal olmuştur bu. Fikret’in son yıllarını geçirdiği, projelerini kendi çizdiği,

yapımında çalıştığı ve bu arada mükemmeliyetçiliğiyle, isteklerini tam olarak

anlayıp yerine getiremeyen üç ustayı eskittiği, sonunda bahçe düzenleme-

sinden dekorasyonuna, her detayını kendi elleriyle meydana getirdiği Aşi-

:KaynakçaHıfzı Topuz, “Elbet Sabah Olacaktır: Özgürlük Şairi Tevfik Fikret’in Romanı”, Remzi Kitabevi, İstanbul 2012Serol Teber, “Tevfik Fikret’in Melankolik Dünyası: Aşiyan’daki Kâhin”, Okuyan Us Yayınları, İstanbul 2002

Nuran Özlük, “Türk Basınında Tevfik Fikret 1924 - 1940”, 3F Yayınevi, İstanbul 2008.z

Aşiyan Müzesi

Fikret’in Aşiyan Müzesi’ndeki çalışma masası

Page 69: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 69

“Yuvasında” anıldı

Tevfik Fikret, ölümünün 98’nci yıldönümü olan 19 Ağustos’ta müze haline

getirilen ve Farsça “yuva” anlamına gelen Aşiyan’daki evinde Galatasaray

Lisesi Mezunları Derneği tarafından düzenlenen törenle anıldı.

Aşiyan Müzesi pazar ve pazartesi günleri hariç 09:00 - 16:00 saatleri arasında ziyarete açık.

Tevfik Fikret (soldan 6.) Mekteb-i Sultani’de, Galatasaray Lisesi

yan için, bu “Yeşil Yurt” rüyasının nihayet cisimleşmiş hali, Fikret’in yaşamı

boyunca aradığı sığınak denilebilir.

Büyük zorluklarla yapılan, Fikret’in içinde ancak 6 yıl yaşayabildiği ve ölü-

münün ardından satılan, kaybolan eşyalarla yavaş yavaş dağılırken son anda

satın alınarak 1945’te müzeye çevrilen bu yapı, burada uzun uzun yazdıkla-

rımızdan çok daha iyi anlatacaktır Fikret’i. Yolunuz düşer de Aşiyan Mezar-

lığı’nın yanındaki dik yokuştan tırmanarak, geçtiğimiz yıl restore edilen bu

müze eve giderseniz belki “Sis” şiirinden esinlenen Abdülmecit Efendi’nin

tablosu önünde yaşadığı çağın, lanetlediği İstanbul’unu hayal edersiniz; bel-

ki yengesi Hatice Aliye Hanım’ın “Mesela bir vazo içinde bir şakayık, iri... El-

bette hoşuna giderdi. Fakat onun altında duran mine çiçeklerini, onları bel-

ki biraz da ziyade severdi” ifadesiyle tasvir ettiği zevkle meydana getirdiği

bahçenin bir köşesinde, doğallığını mümkün mertebe koruyarak kayadan

oluşturduğu bankı ve buna kazınmış mısralarını okur, onun sanatçı yanı ya da

doğayla ilişkisi üstüne düşünürsünüz; ya da belki üst kattaki, özel eşyalarıyla

beraber korunmuş yatak odasındaki “hayata açılan pencerem” dediği küçük

pencereden dışarı bakarken, Tevfik Fikret’in zamanının değil, şimdinin de

ötesinde olduğuna sizi yeniden ikna edecek şu dizelerini anımsarsınız:

“İşte müjdelerin en güzeli,işte en gerçek özgürlük

düşümüzdeki gelecek çağlarda:Ne savaş, ne savaşan, ne salgın,

ne saltanat, ne yoksulluk, ne ezen, ne ezilen,ne yakınma, ne de zulmün kahrı,

ne tapılan, ne tapan,ben benim, sen de sen!”

Page 70: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

70 B+ KIŞ

MİHRİ HANIM’LA AŞİYAN’DA

Yazı: Etem Çalışkan

Tevfik Fikret’e Mihri Hanım’la, “Şermin”le karışık bir gezi…

Kendi fırçasından Mihri Hanım

Daracık, dik ve uzun sokak, defne, meşe, erguvan ve çınar ve çam dalları ile

tünelleşmiş bir yol. Diklemesine 85 basamaklı taş merdiven. İki kişi el ele,

üçüncü kişi arkada…

“Eteklerimizde güneş rengi bir yığın yaprak”…

Ulaştık Kuşevi’ne; Aşiyan’a… Mihri Hanım’ın üzerinde baştan ayağa tek par-

ça siyah ipek giysi. Bahçe aman aman büyük değil, küçük de sayılmaz. Çınar

ve çamlar altında, 3 bahçe masası, 2 kanepe, 5 sandalye. Zemin aralıkları ot,

çiçek...

Maviş maviş damla çiçekli mineler, çim, çimen, sarıpapatya çiçekli, taş dö-

şemeli. Bahçenin toprak köşesinde, elif elif yükselmiş birkaç selvi. Selvilerin

altında derin gölgede güller içinde Tevfik Fikret.

Mihri Hanım, bahçenin Boğaz’a bakan yönünde durdu. Güz ikindisinde,

boğazın lacivertinde dalgalar altın altın damlalı. Mihri Hanım, baştan ayağa

simsiyah ipek elbiseli bir rüya; bir hülya. Çeşmi bülbül gözleri, Çamlıca’da

Tıbbiye Nazırı Doktor Çerkez Ahmet Rasim Paşa’nın konağında anılarla…

Paşa babasının konağında çocukluk, gençlik yılları… Doktor Paşa babasının

sanatçı dostları ile tanışması… Sultan Abdülhamit’in saray ressamı, İtalyan

ressam Zonaro’nun öğrencisi olması, Avrupa düşleri ve 17 yaşında konaktan

çıkıp, kaçak olarak İtalya’ya gidişi…

Ve…

Birden anılarından sıyrılıp yönünü, bahçenin dip köşesindeki, taşında “Tev-

fik Fikret” yazan mezarın başucuna gelişi, 2 elini dua için açışı, avuçlarına

“çeşmi bülbül” gözlerinden, güz güneşi damlalı, acıyla aşk ve sevgi karışımı

gözyaşı akışı…

Kuşevi’ndeki odasında Tevfik Fikret’in, son nefesini verdiğinde başucunda

idi dün Mihri Hanım. Başını, Tevfik Fikret’in göğsüne koyup hıçkıra hıçkıra

ağlamıştı. Yanaklarından, alnından öpmüştü, şiirlerini ezbere okuduğu büyük

şairin ve gönlünün ressamının.

Ve de, hiç zaman kaybetmeden, yüzünün “bire bir” kalıbını almıştı, ilk Türk

kadın ressamı Mihri Müşfik Hanım, 1915 yılının 19 Ağustos’unda, 48 yaşında

ömrü yeten Tevfik Fikret’in.

Şu anda, Aşiyan’da, yatak odasında yatağının başucunda duvardaki mask,

işte o kalıptandır. O gün, Mihri Hanım, 29’uncu (Ağustos’undadır.) yaşının

24 Aralık’ındadır. Yıl 1915.

Büyük şair ve ressamın yaşının yetmesiyle, Servet - i Fünûn da yetim kalmış-

tı. Kuşevi ıssız, sessizdi. Yaz boyunca doğayı seslendiren ağustosböceği de

susmuş çam dallarında… Kara karıncalar matem içindeler… Sormayın “Şer

min”in durumunu… “Şermin”deki tüm şiirler, “Nuh’un Hüzün Gemisi”nde,

Tevfik Fikret’in iki dizesinde:

“…Eğilmek esaret tasmasından ağırdır boynuma fıkri hür, bilgisi hür, vicdanı hür bir ozanım.”

Tevfik Fikret’in “Şermin Çocuk Şiirleri”ni ilkokullarda okuyan çocuklar şans-

lıdır. 1930’lu, 1940’lı yılların ilkokul, ortaokul öğrencileri olan bizler, o şansı

yakalayanlardanız. Sonrasını bilmiyorum. Şu anda deseler ki, şimdi bir dilek-

te bulunun, ne dilersin diye sorarsalar, yanıtım, 29 Ekim Cumhuriyet Bayra-

mı’nda, ilköğretim öğrencilerine Tevfik Fikret’in çocuklar için “Şermin” şiir

kitabını Beşiktaş Belediyesi’nin kültür ve eğitim hizmeti olarak armağan et-

mesini istemek olurdu…

Tevfik Fikret’in yetim bıraktığı yalnız “Şermin” ve içindeki şiirleri ve çocuklar

değildi elbette… “Rübâb - ı Şikeste” ve içindeki şiirleri, “Sis”, “Millet Şarkısı”,

Haluk için yazdığı şiirleri ve daha birçok şiirler, “Haluk’un Defteri”…

“…Ne bulursan bırakma: San’at, Fen, itimâd, itilâ, cesaret, ümid.Hepsi lâzım bu yurda, hepsi müfıd Bize bol bol ziyâ kucakla getir. Kitapları ve şiirleri, düz yazıları ve gazeteciliği…”

Aslında, Tevfik Fikret’in yetimleri diye bir şey yok. Büyük şair ve düşünürün

ölümünün hüznünü, biraz fazla derinden hissettim!

Tevfik Fikret üstadın 100’ncü yılına 2 kala Ağustos’un 19’unda “Şermin”le

Aşiyan’dayız. Aşiyan’ın bahçesi boğazın lacivertine, yeşil yeşil dal sallıyor

yüksekten 12’nci Ağustos’unu yaşayan “Şermin”, çam dallarında ağustos-

böceklerini dinlerken, toprakta karıncalar kendilerinden büyük yiyecekleri

yüklenmişler, yuvalarına taşıyorlar sessizce… Kışın yuvalarında oturup yiye-

cekler. “Şermin” ağustosböceklerini dinlerken, çalışkan karıncaları da izliyor,

düşünerek. Ve…

Page 71: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 71

“Yazı Dede, dinle, bak!” diyor bana.- “Dinliyorum seni Şermin,” diyorum.

“Şermin”, çocuksu yaramazlıkla delişmen genç kızlık arasında. Mavi kot

şortlu ve yeşil tişört giysili. Gözleri, bulutlarla ve çırpıntılı dalgalarla, menevişli,

mavi deniz. Rüzgârda dağılan mısır püskülü saçlarını parmak aralıklarıyla ta-

rayıp, düzeltiyor. Ve okuyor:

Ağustosböceği ile Karınca

“Karıncayı tanırsınızMinimini bir hayvandırFakat gayet çalışkandırÇok tutumludur, yalnız

Pek bencildir bu bir kusurBencil olan zalim olur

Bir gün Ağustosböceği Tembel tembel ötüp durmak

Sonucunda aç kalarak Karıncadan göreceği”

Aydede, Yazı Dede, okşar Şermin’in saçlarını,

“Ben de 75 yıl önce okumuştum, bak hâlâ ezberimde” der…

Tevfik Fikret, çocuk edebiyatımızın en güzel örneklerinden sayılan çocuk

şiirlerini, ömrünün son yıllarında, kendisinin de çocuklaştığı yıllarda yazdı.

“Şermin”, çocuk şiirini sayfalarda toplayıp, 1914’te basılan kitabının adıdır.

Aydede de, çocuklaşan yaşında, Aşiyan’da, günümüzün Şermin’i ile birlikte

okudu, “Ağustosböceği ile Karınca”yı”… Kuşevi’ni, “Şermin” ve Mihri Hanım

birlikte gezdiler. Tavanından tabanına, duvarlarına, resimlerine, anılarına, her

şey onarılmış, her şey yerli yerinde. Tevfik Fikret, Kuşevi’nde değil, bahçe-

sinde, selviler, altında, güller arasında.

Tevfik Fikret dünyasında gezintimde, Hıfzı Topuz ağabeyin Remzi Kitabevi’n-

den yayımlanan “Elbet Sabah Olacaktır / Özgürlük Şairi Tevfik Fikret’in Roma-

nı” kitabı ile kardeşim Ahmet Özdemir’in, Boğaziçi Yayınları’ndan yayımlanan

“Tevfik Fikret / Hayatı – Sanatı – Eserleri” kitapları rehberim oldu. Kuşevi’ni Ata-

bey aydınlattı.

Tevfik Fikret’in yanında ve karşısında olan üstatlar da var. Yanında olanlardan

ve karşısında olanlardan ikisini sunuyorum.

Abdülbaki Gölpınarlı kısaca diyor ki; “Edebiyatımızda ayağını ilk yere basan şair,

gözlerini tabiata ilk açan şair, gerçeği olduğu gibi gören göz: Tevfik Fikret.”

Bakalım Necip Fazıl üstattan ne duyacağız?

“… Ben, Fikret’e münzevi diyemem. Münzeviliğin çok ulvi şekilleri olduğu

gibi, içtimai hadiselere karışmanın aynı nispette ulvi olanakları vardır. Fik-

ret’inki basit ve cüce kırgınlıkların ferdi inzivasından başka bir şey değildir.”

Edebiyat üstatları tartışadursunlar, ben Aydede olarak, “Şermin”le, Mihri

Hanım’la Aşiyan gezimde, Kuşevi’nden, tarihin içinden çıktık, Tevfik Fik-

ret’in mezarının başına geldik. Sessizce saygımızı sunduk, duamızı yaptık.

Günün Mihrisi, o günün Mihri Hanım’ını hatırladı. Amerika’nın bilmem hangi

şehrinin “Kimsesizler Mezarlığı”nda yatan ilk Türk kadın ressamı Mihri Ha-

nım’ı, Tevfik Fikret’le ikisini yan yana ziyaret ettik.

Çam dallarında ağustosböcekleri konseri, toprakta kara karıncalar kervanı…

(19 Ağustos 1915)

Son söz elbette ki Tevfik Fikret’in

Sabah Olursa

Bu memlekette bir gün sabah olursa, Haluk, eğer bu toprakların sislenen alınyazısı

sağlam ve güçlü bir elle silinir dehalkın donuk ve paslı yüzü bir parça gülerse

O gün ben sağ bile olsam Hayatla olan bağım güçsüz olacak şüphesiz-

O gün sen benden umudu kes;Acılarımla unut beni;

Çünkü sakat ve dağınık bakışlarım seni geçmişe çekmek ister;Oysa bütün kimliğin ve uzuvlarınla sen yarınsın:

Kulaklarımda şimdi sesin şakıyor!

Evet sabah olacaktır, sabah olur gecelerKıyamete kadar sürmez,

sonunda bu gökyüzü, bu mavi gök size acırboynunu bükme, güneş hayatın neşesidirÜzüntü içinde insan bizim gibi çürür…Siz, ey gelecek günlerin küçük güneşleri,

Artık birer birer uyanın!Ufukların sonsuz özlemi var nura,Aydınlık… Çağımızın özlediği şey

Dağıtın bulutları, uğursuz gölgeleri,Aydınlık içinde koşun, kurtarın bu ülkeyi

Umudumuz bu; biz ölsek bile vatan mutlaka sizinleŞu zindan karanlığından uzak yaşar!

(Günümüz Türkçesi, Hıfzı Topuz’un “Elbet Sabah Olacaktır” kitabından.)

İstanbul’un kültür ve sanat merkezi Beşiktaş’ın var

gücüyle çalışkan belediye yöneticileri de düşünüyor

kesinlikle bu sanat ve insan olayını. Ama gene de ek-

leyelim bir temenni olarak. Amerika’da Kimsesizler

Mezarlığı’nda (eğer duruyorsa) yatan, Sultan Abdülha-

mit zamanının Tıbbiye Nazırı Dr. Çerkez Ahmet Rasim

Paşa’nın kızı, ilk Türk kadın ressam, değerli sanatçı, gü-

zeller güzeli Mihri Hanım, neden hâlâ Aşiyan’da değil

de okyanus ötesinde, Kimsesizler Mezarlığı’nda?!

Mihri Hanım, Tevfik Fikret’in portresini çizerken gön-

lünde kopan fırtınanın uğultusundan kurtularak seslen-

di Fikret’e:

“Size şiirlerimizden okumak istiyorum izninizle” dedi

ve “Girye - i Matem”i okudu…

“Seni görmek… Sana ah etmek içinSeni takip ederek girmek içinKoşarım yeis ile amma nereye Koşarım pencereden pencereye

Çıkamam ortaya iffet maniBu kadınlık bu kabahat mani

Bu benim sevgilimin hasretidirGönlümün sevgili bir kasvetidir”

Karşılıklı koptu fırtına uğultu Aşiyan’ı sardı.

Aydede Etem Çalışkan Aşiyan’da

B+

Page 72: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

Kadın girişimci

Her köşe başında rast geldiğimiz global

kahve zincirlerine inat, butik bir kahveha-

ne “Cup of Joy”… Bebek’te, pek de bilin-

meyen Yasemin Pasajı’nın en dibindeki

küçücük dükkânında, yel değirmenleriyle

savaşan Don Kişot misali, hemen sokağın

karşısındaki iki büyük kahve zincirine kafa tutuyor…

Kafa tutabilmelerinin altında bilgi, emek ve gusto yatıyor. Bunu

yaratanlar ise heykel sanatçısı Ebru Döşekçi ve halkla ilişkiler

alanındaki kariyerine “kahve molası veren” Suzan Sevengil

Serez… Mekân sahipleriyle kahveyi ve daha fazlasını konuş-

tuk…

Nasıl başladı kahve maceranız?Ebru Döşekçi: Biz Suzan’la, iki “kahveseveriz”... Ama güzel

kahve içemiyorduk hiçbir yerde. O yüzden güzel kahve yapan

bir yer açmak istedik. Baktığınız zaman riskli bir bölgedeyiz.

Bebek’te sadece kahve satan mekânlar var, üstelik biz pasa-

jın içinde, görünmeyen bir yerdeyiz. Ama sonuçta bizi, iyi bir

kahve içmek isteyen ya da almak isteyen kişiler artık buluyor.

Şimdi bulunduğumuz yerin dezavantaj değil, avantaj olduğunu

düşünüyorum… Gizli bir köşe gibi…

Fikirden ürüne geçiş nasıl gelişti?E.D.: İngiltere’de beğendiğimiz bir kahve dükkanı vardı, onlar-

la görüştük, “biz acaba sizin bayiinizi açabilir miyiz Türkiye’de”

diye... Burası, sadece belirli çiftliklerden, kahve çekirdeğinin

bütün yolculuğunu takip ederek, taze kahveyi en iyi şekilde

pişirerek yapan bir yer. Onlar bize, “Bu işin püf noktası kavur-

maktan, tazelikten geçiyor. Biz kendimiz kavuruyoruz, İngil-

tere’den size yollayana kadar bayatlar, o yüzden size bayilik

veremeyiz” dediler. O zaman şunu anladık; kötü kahve içme-

mizin sebebi, aslında bayat kahve içmemiz. Çünkü Türkiye’de

şu anda içilen paket kahvelerin hiçbiri taze değil, hepsi aylar

önce kavrulmuş, paketlenmiş kahveler. Bunun üzerine biz o

zaman kahve çekirdeğini yeşil olarak getirelim, kendimiz ka-

vuralım dedik. Onun için kavurma makinesi almamız lazım de-

dik. İş birden, “Ben güzel bir kahve içeyim”den çıkıp, daha da

gelişti. Büyük çiftliklerden değil, daha küçük çiftliklerden alıp,

daha özel kahve getirip, dünyada ödül alan kahveler hangisi,

GİZLİ BİR KÖŞEDE BİR FİNCAN KEYİF

Röportaj: Nazan Ortaç Fotoğraflar: Ulaş Tosun

Bebek’te kısa sürede müdavimlerini oluşturan kahve butiği “Cup of Joy”, kentte kahvenin hakkını veren nadir yerlerden. Ebru Döşekçi ve Suzan Sevengil Serez’in ortaklığında hayat

bulan mekân, kahvenin çekirdekten fincana kadarki yolculuğunu takip etme olanağı sunuyor…

Page 73: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 73

bütün bunları araştırıp, ondan sonra bu işin içine girmek istediği-

mizi anladık. O arada da bu dükkân kiralıktı, apar topar dükkânı

tuttuk. “Açmasak bile dedik, üç beş ay biz bunun kirasını öderiz,

hiç olmazsa bu bize bir motivasyon olur” diye. Hakikaten bu böy-

le bir aylık, iki aylık bir süreç değilmiş! Uzun bir süreçmiş, kahve

çok çok özen gerektiren bir meyve çekirdeği. Saklama koşulları,

kavurma koşulları, demleme koşulları, öğütülmesi gibi her şeyi

ayrı bir özen istiyor. O yüzden yapacaksak da, bunun en iyisini

yapmak istedik. Şu anda sanıyorum bizim elimizde 10 çeşit ka-

dar çekirdek var. Bu çekirdeklerin bazıları dünyanın en pahalıları,

bazısı yıllardan beri otoriteler tarafından dünyanın en iyi kahve-

leri olarak nitelendirilen kahveler. “Cup of Excellence” denilen

bir ödül var, her ülkedeki kahve için veriliyor. Biz bu çekirdekle-

ri getirmeye çalışıyoruz. Kavurmalar için özel eğitimler alıyoruz,

çünkü her kahvenin kavurması farklı oluyor. Bir de farklı demleme

yöntemleri getirdik. Bunların da her biri, kahvede farklı bir sonuç

veriyor. Sonuçta gördüğünüz mekân oluştu…

Bu kadar özenin karşılığını aldınız mı? E.D.: Burası 7 aydır açık, artık aldığımızı düşünüyoruz… İlk başta

tabii yerin dezavantajı vardı. Bebek’te oturup, bu pasajı bilme-

yenler vardı. Pasajın içine insanları sokup, bir de en dibine getir-

mek, burada bir şeyin olduğunu fark ettirmek çok zordu.

Suzan Sevengil Serez: Bunu göze aldık zaten, biraz daha va-

kit harcayacağız dedik. Şu anda epey bir müdavim sayısı oluş-

tu. Hafta sonları gelseniz buraya, pasajdan içeri giremezsiniz…

Onun için merdivenleri de yaptırdık, insanlar oraya da oturuyor.

Bir kere bizde kahve içmiş insanlar sürekli geliyor. Bu, bizim en

kuvvetli tarafımız. Çünkü bizde öyle manzara da yok! Buradaki

ortamı, sohbeti de seven çok var.

Dekorasyonu da çok hoş olmuş. Birinden yardım al-dınız mı?E.D.: Fikir aşamasında Mustafa Toner’den yardım aldık. Uygula-

ma sırasında tamamen kendimiz yaptık.

Çok maliyetli görünüyor yaptığınız iş; fiyatlarınız nasıl?E.D.: Bir restoranda içtiğiniz kahve fiyatından daha düşük,

ama piyasadaki kahve zincirleriyle hemen hemen aynı. Çe-

kirdek olarak da satıyoruz; o da market kahvelerinden yüz-

de 20 daha yüksek. Ama kahve zincirleriyle aynı.

Büyümeyi, yeni şubeler açmayı düşünüyor musunuz? E.D.: Biz burayı çok seviyoruz, o yüzden burası mutla-

ka kalır ama başka yerlere de bakıyoruz…

Bebekliler’de müdavim kültürü vardır, mekânlarına sa-

hip çıkarlar…

S.S.: Bize çok uygun bir kitle olduğunu düşünüyorum; çok

bilinçli müşterilerimiz var.

E.D.: Bizim kahvemizi sevecek insan, yurtdışına giden, da-

mak zevki belli bir seviyenin üstünde olan, öğrenmeye ve yeni

şeyleri denemeye açık insanlar. Bir de Bebek’e, Boğaz’a, İs-

tanbul’da oturan herkes geliyor. Gezmek için, yeme içme için,

Boğaz gezisi için, parkı için… Bizden de bir şekilde haberdarsa,

uğrar diye düşünüyoruz. Ama müdavim kitlesi olarak da, çok gü-

zel hakikaten Bebekliler…

Suzan Sevengil Serez ve Ebru Döşekçi

Page 74: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

74 B+ KIŞ

Kahve hakkında kısa kısa…

Ebru Döşekçi ve Suzan Sevengil Serez, kahve hakkında pek de bilinme-

yen bilgileri B+ okurlarıyla paylaştı:

• Dünyada 30 çeşit kahve var, ama en yüksek üretilen ‘Arabica’ ve

‘Robusta’. Arabica daha kaliteli, kafein oranı düşük, aromatik… Robusta

ise nötr kahve; bir tat profili yok, ama bol köpük yapar. Dışarıda içtiğiniz

kahvenin köpüklü olmasının nedeni budur. Fiyatı düşüktür, o yüzden in-

sanlar blend’lerine Robusta katarak hem maliyetlerini düşürür, hem de

kahvenin köpüklenmesini sağlar. Ama çok yüksek kafeinli olduğu için

kalp çarpıntısı, mide yanması yapar. İyi bir kahve içecekseniz, yüzde yüz

Arabica olmasına ve taze olmasına önem verin. Bayat Arabica asla köpük

vermez, o yüzden de insanlar Arabica almaktansa, Robusta almayı tercih

eder. Türk kahvesi ise yüzde yüz Arabica’dır.

• Bütün her şeyde olduğu gibi; genelde kahvelerde hata oranları

var. İçinde taş olması, mercimek kaçması, küflenmesi, kurtlanması, bö-

ceklenmesi birer hata oranıdır. Kabul edilebilir hata oranı yüzde 12’dir.

Biz kahvelerimizi kavurduktan sonra, pirinç ayıklar gibi ayıklıyoruz. Hata

oranını yüzde 1 - 2’ye düşürüyoruz. Türk kahvesi genelinde ise hata oranı

yüzde 35’tir. Yani 100 çekirdekten 35 tanesi hatalı! Zaten kilosu 1 Dolar’a

satılan bir kahvedir Türk kahvesi. Bunu şu anda düzeltmeye, Türk kah-

vesini güzelleştirmeye çalışıyorlar. Çeşitli vakıflar, kurumlar kuruldu bunun

için ama piyasada içtiğimiz Türk kahvesinin ortalama durumu bu.

• Dünyada petrolden sonra en büyük ticaret ürünü kahve… O yüz-

den bizim için “fair trade”, yani ticaretin adil olması büyük önem taşıyor.

Büyük alım yapan dünyaca ünlü şirketler, ya büyük kooperatiflerden tarla-

yı 10 yıllığına kapatıyor ya da o yılki mahsulü kooperatifin belirlediği sene-

lik taban fiyatına satın alıyor. Bizim aldığımız üreticiler ise küçük çiftlikler.

Ürün müzayedeye çıkıyor, en yüksek fiyatı verene satış yapılıyor. Dolayı-

sıyla satıcı da, alıcı da memnun. Kimin aldığı belli, kimin sattığı belli…

• Biz belli oranda su akıtırız kahveden; çünkü ondan sonra posası,

çöpü gelmeye başlar, kahvenin tadı bozulur, ekşir. Çözünebilir kahve ise

bu posadan yapılıyor. Kahveyi suyla dolduruyorlar, bir süre sonra kahve

şişmiş oluyor. Sonra posasını alıyorlar, orada bir su kalıyor. Bu suyu kuru-

tunca, dipte kalan çıtır çıtır şey de çözülebilir kahve oluyor. Ama bunu aynı

posadan birkaç kere daha yapıyorlar! Kullanılan kahveleri bilmiyoruz, ama

üzerinden geçirilen işlemler de son derece zararlı işlemler.

• Biz mesela kafeinsiz kahve bile satmıyoruz, ancak bulursak orga-

nik kafeinsiz kahve satıyoruz. Çünkü kahvenin kafeinini çıkarmak için çok

fazla kimyasal işlem yapılıyor. Biz kahvelerimize güveniyoruz, çok kafeinli

olmadıklarını biliyoruz, hakkıyla vermek istiyoruz.

Page 75: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 75

Ebru Hanım, heykel çalışmalarınız nasıl gidiyor, ufukta yeni bir sergi var mı?5 - 6 aydır çok yoğun olarak burayla ilgilendim. Hem çalışan

arkadaşlarımız hem Suzan sağ olsun, sürekli burada olmam

gerekmiyor. Atölyem Maslak’ta, havalar güzelken motosiklete

atlayıp, oradan buraya gidip geliyorum. Yeni sergim herhalde

2014 sonu gibi olacak. Ben genelde form üzerinde çalışıyo-

rum, formun üzerinde ne anlatabilirim diye düşünüyorum. Işık

- gölge, boşluk - doluluk oranları, formun estetiği, formun yan-

sıması bütün bunlar benim için önemli. En son çalıştığım şey,

doğayı deforme etmek üzerineydi. Tamamen birebir doğa tak-

lidi değil, doğayı andıran... Şu anda üzerinde çalıştığım bam-

başka bir şey var; içinde, herkesin kendi mesajını alabileceği

formlar… Aslında mesaj vermeyi sevmiyorum, zaten ben bir

mesaj veriyor olmayacağım, herkes başka bir şey görecek…

Bugüne kadar yaptığım formlar; amorf, organik formlardı, bir

şeyleri algılattıran formlardı, şimdi bu yapacağım biraz daha

farklı olacak ama daha üstünde çalışıyorum. B+

Page 76: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

76 B+ KIŞ

Festival

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları, Beşiktaş

Belediyesi’nin ev sahipliği ve Belgesel Sinemacılar

Birliği'nin organizasyonuyla 13 - 17 Kasım tarihleri arasında

gerçekleştirilen 16'ncı Uluslararası 1001 Belgesel Film

Festivali, belgesel sinema tutkunlarını bir araya getirdi. Bu

yıl Beşiktaş’a taşınan ve açılışı da Beşiktaşlıların yoğun

katılımıyla yapılan 16'ncı Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali, yılların

eskitemediği gösterimleriyle başta üniversite öğrencileri olmak üzere tüm

Beşiktaşlılardan yoğun ilgi gördü. 17’inci Festival için hazırlıklar şimdiden

başladı.

Aralarında Portekiz, Belçika, Hollanda, Almanya, Avusturya, Fas, Brezilya,

İspanya ve Hindistan’ın da olduğu birçok ülkeden belgesel sinemacıları

buluşturan Festival, gelecek sene de özel programıyla sinemaseverlerin

karşısında olacak.

1001 hikâye, 1001 emek, 1001 heyecanla düzenlenen “16’ncı Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali”ne bu yıl Beşiktaş Belediyesi ev sahipliği yaptı. “Davet ve buluşma bir araya gelince” 15 yıldır Beyoğlu’nda düzenlenen festivalin 16’ncısını Beşiktaş’a taşımak kaçınılmaz oldu.

BİR FESTİVALDENÇOK DAHA FAZLASIYazı B+, Fotoğraflar Şenol Kaşıkçı

Page 77: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 77

BSB Başkanı Nalân Sakızlı ve Sezai Sarıoğlu

Beşiktaş Çarşı Meydanı'nda 13 Kasım’da düzenlenen törenle açılışı

yapılarak Beşiktaş’a taşındığı müjdesi verilen Festival adeta bir şenlik

havasında gerçekleşti. Sokak çalgıcılarının eşlik ettiği açılışı, yönetmenliğini

Roger Gomez ve Dani Resines’in yaptığı “L’equip Petit” (Küçük Takım)

filmiyle yapıldı. 9 dakikalık, 2011 tarihli İspanya yapımı filmde 14 küçük

çocuk, kazanma ve kaybetme üzerine yetişkinlere hiç beklenmedik bir

hayat dersi veriyor.

İsmail Ünal: “Beşiktaş’a taşımaktan mutluyum”Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, yöneticiler olarak kültür sanat

konusunda kentlilere karşı görevleri olduğunu belirtti. “16'ncı Uluslararası

1001 Belgesel Film Festivali’ne Beşiktaş Belediyesi olarak ev sahipliği

yapıyoruz” diyen Ünal, 1001 Festival’i sadece salonlara değil kente

yaydıklarını kaydetti.

Dünyanın belgesellerini Beşiktaş’a taşıdıklarını vurgulayan Ünal “Belgesel

sinema gibi hüner, akıl ve gerçekliğe sadakat konularında özel duyarlığı

olan bir görsel şöleni, hem de festival boyutunda Beşiktaş kentine

taşımaktan çok mutluyum. Bu keyfi başta Beşiktaş yaşayanları olmak

üzere tüm yurttaşlarımızla paylaşıyor olmak da ayrı bir güzellik” dedi.

Çarşı’da yapmak kaçınılmaz olduBelgesel Sinemacılar Birliği Başkanı Nalân Sakızlı, 15 yıldır Beyoğlu’nda

düzenlenen festivalin bu yıl Beşiktaş’ta yapılmasıyla ilgili şunları söyledi:

“Çarşı, devasa binalar altında ezilmemiş, samimiyetini, insanların yüz

yüze bakma alışkanlığını koruduğu bir yer. Davet ve buluşmanın bir araya

gelmesiyle, açılışımızı burada yapmak kaçınılmaz oldu.”

16 ülkeden 30 film16'ncı Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali’nde bu yıl; geçmiş 15

yılın eskimeyen filmlerinden bir seçki oluşturuldu. Festival boyunca 15’i

Türkiye, 15’i yurtdışından olmak üzere toplam 30 film, Sahne Beşiktaş,

Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi, Levent Kültür Merkezi Onat

Kutlar Sinema Salonu, Fransız Kültür Merkezi ve Nâzım Hikmet Kültür

Merkezi’nde ücretsiz olarak sinemaseverlerle buluştu.

Ana tema: An ve Zaman16'ncı Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali, dünyanın her yerinde

ve elbette Türkiye’de de unutulmaması, üzerinde ısrarla düşünülmesi ve

eyleme geçilmesi gereken konular ve olaylar, yani gerçekler hakkındaki

öyküler perdeye yansırken, “zamansızlığımızda” inat etmenin gücünü

paylaşıyor. Nitekim bu ruha uyun şekilde festivalin bu yıl ki teması “An ve

Zaman” olarak belirlendi.

Belgesel Sinemacılar Birliği Başkanı Nalân Sakızlı, “An ve Zaman”

olarak belirlenen temayla ilgili şöyle diyordu: “Yüzünü belli bir ana çeviren

belgesel film, unutmaya inat zamana bir not düşmek ister; çünkü unutmanın

körleştirici etkisine direnmek ister. Belki tam da bu nedenle belgesel filmler

kolay eskimiyor.”

Unutulmaz filmler afişteFestivalin bu yılki afişinde, iki önemli yönetmenin sinema tarihinin

unutulmazlarından olan filmlerinden esinlenildi. Eisenstein’ın “Potemkin

Zırhlısı” filminde Odessa merdivenlerinden ve Brian De Palma’nın

“Dokunulmazlar” filminde tren garı merdivenlerinden başıboş düşen bebek

arabası… Bir ‘an’da harekete geçen bebek arabası, ana dair çağrışımları

da peşi sıra harekete geçiriyor. Nitekim an, hem geçen yüzyılı, bugünü ve

geleceği görmemizi sağlayan tüm anları hem de sarsıcı sonuçları olabilen

tek bir an’ı ifade edebilir.

Pişirme atölyesiFestivalde film gösterimlerine paralel etkinlikler de gerçekleştirildi. Cezayir

Restaurant’ta düzenlenen “Türkiye - Almanya Ortak Yapım Atölyesi” ve

“Online Yayıncılıkta Arşivin Önemi ve Telif Hakları Paneli” konulu panel,

belgesel sinema meraklılarını bir araya getirdi.

Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal

Belgesel Sinemacılar Birliği’nin bu yıl 3 aşamalı olarak organize ettiği ve

ilk 2 aşamasını gerçekleştirdiği Pitchin’İstanbul Belgesel Proje Pişirme

Atölyesi’nin 3’üncü ve son aşaması, festival kapsamında 13, 14 ve 15 Kasım

tarihlerinde yapıldı. Pitching Forumlar, Avrupa’da belgesel projelerin fon

bulmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen organizasyonlar. B+

Page 78: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

YABANCI FİLMLER• 48 / Yönetmen: Susana de Sousa Dias (Portekiz)

• BaşkaBirGezegen / Yönetmen: Ferenc Moldovanyi (Macaristan, Belçika, Fin-

landiya)

• Boris Rijiy / Yönetmen: Aliona van der Horst (Hollanda)

• Çay ya da Elektrik / Yönetmen: Jerôme le Maire (Belçika, Fas)

• Devrimin Büyükanneleri / Yönetmen: Petra Seliskar (Slovenya, Küba, Makedonya, Hollanda)

• Geceyi Aydınlatmak / Yönetmen: Alejandra Canales (Avusturya)

• Gökkuşağı’nın Sonu / Yönetmen: Robert Nugent (Avustralya – Fransa)

• Hitler’in Hitleri / Yönetmen: Oliver Axer, Suzanne Benze (Almanya)

• Korku / Yönetmen: Michiel van Erp (Hollanda)

• Kör Doğmak / Yönetmen: Roberto Berliner (Brezilya)

• Küçük Takım / Yönetmen: Roger Gomez & Dani Resines (İspanya)

• La Paloma – Dünya Çapında Özlem / Yönetmen: Sigrid Faltin (Almanya)

• Malegaon’un Süpermen’leri / Yönetmen: Faiza Ahmad Khan (Hindistan)

• Roadsworth: Çizgiyi Geçerken / Yönetmen: Alan Kohl (Kanada)

• Vadinin Üstündeki Köprü / Yönetmen: Tomer Heymann&Barka Heymann (İsrail)

YERLİ FİLMLER• 5 No’lu Cezaevi: 1980 – 1984 / Yönetmen: Çayan Demirel

• 16 Ton / Yönetmen: Ümit Kıvanç

• Adakale Sözlerim Çoktur / Yönetmen: İsmet Arasan

• Ağustos Karıncası / Yönetmen: Bingöl Elmas

• Bedensiz Ruhlar / Yönetmen: Sabite Kaya

• Bir Zap Suyu Şairi - Devrimci Gençlik Köprüsü / Yönetmen: Bahriye Kabadayı

• Geçmiş Mazi Olmadı / Yönetmen: Mehmet Özgür Candan

• Hep Sizi Beklemiştik / Yönetmen: Ankara NHKM Sinema Topluluğu

• İbret Olsun Diye / Yönetmen: Necati Sönmez

• Kırlangıcın Yuvası / Yönetmen: Bülent Arınlı

• Koleksiyoncu / Yönetmen: Pelin Esmer

• Sessiz Ölüm / Yönetmen: Hüseyin Karabey

• Sırtlarındaki Hayat / Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu

• X / Yönetmen: Özgür E. Arık

Türkiye’de belgesel sinemanın üretimini ve izleyi-ci ile buluşmasını sağlamak, belgesel sinemacılar arasında dayanışma ve işbirliğini güçlendirmek üzere 16 yıl önce, 1997 yılında Belgesel Sinema-cılar Konferansı’nda iki önemli karara imza atıldı. Önce Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB) kuruldu, ardından ise Uluslararası 1001 Belgesel Film Fes-tivali’nin yapılması kararı alındı.

Bugüne kadar 60 ülkeden bin 238 filmi 150 bin izleyiciyle buluşturan festival, çok sayıda belgesel-ciyi ve belgesel kuramcısını da bir araya getiriyor. 16’ıncı 1001’de de belgeselciler, gerçekleri ve ha-yalleri bir kez daha paylaştı.

16 yılda yüzlerce film on binlerce sinemasever

Page 79: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 79

Balık Pazarı’nda müzik dinletisi ile başlayan festival şenlik havasında geçti.

Page 80: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

Kültür turları

Fener’den Süleymaniye’ye, Eyüp Sultan Camii’nden Fener Rum Patrikhanesi’ne… Beşiktaş Belediyesi’nin İstanbul Kültür Turları hafta içi her gün gerçekleştiriliyor…

Yazı: B+, Fotoğraflar: Levent Özer

Ülkemizin birçok kenti gibi, farklı din ve ulusları bir araya

getiren bir şehir İstanbul. Beşiktaş Belediyesi tarafından,

kentliler için hafta içi her gün düzenlenen İstanbul Kültür

Turları’yla Süleymaniye sırtlarından gözüken muhteşem

İstanbul manzarası, Fener ve Balat’ın geleneksel konut-

larının oluşturduğu renkli sokaklarla birlikte, farklı dinlere

ait inanç yapılarını gezme fırsatına erişiyorsunuz.

İSTANBUL’U YENİDEN KEŞFEDİYORUZ

Page 81: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 81

Gezi programı

10.00Ortaköy Belediye Garajı önündeki buluşmanın ardından, otobüslerimi-

ze binip Eyüp Sultan Camii ziyaretine başlıyoruz. Ebû Eyyûb el – Ensârî,

Hz. Muhammed’in bayraktarlığını yapmış bir şahıstır ve 7’nci yüzyılda Arap

kuşatması esnasında bu noktada şehit olmuştur. İstanbul’un Fatih Sultan

Mehmet tarafından kuşatılması sırasında mezarı bizzat Sultan Mehmet ta-

rafından keşfedilmiş, sonradan türbe ve şehrin ilk camisi buraya yapılmıştır.

İstanbul’un en kutsal mekânları arasında olduğu kabul edilen Eyüp Sultan

Camii ve Türbesini gezip, ibadet için serbest zaman bırakıyoruz.

12.00 Ardından Haliç boyu otobüsümüz ile ilerlerken, Fener Rum Patrikhanesi’ni

geziyoruz. Rum Ortodoks kiliseleri üzerinde simgesel bir otoritesi olan İs-

tanbul patriği, 6. yüzyıldan beri “Ekümenik Patrik” sıfatıyla dünyadaki tüm

Ortodoksların ruhani lideri kabul edilir. Fener’in hemen yanında Musevilerin

eski mekânı Balat bulunuyor. Burada Bulgar Ortodoks Kilisesi ve havralar

ile ilgili bilgi alıyoruz.

13.0016’ncı yüzyılda yapılan Süleymaniye Külliyesi ile gezimize devam ediyo-

ruz. Büyük usta Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olarak tanımladığı yapı, Sul-

tan Süleyman’ın emri ile İstanbul’un 3’üncü tepesindeki yerini almış. 7 yılda

tamamlanan külliyenin avlusu, Haliç kıyılarına bakan bahçeleri, Sultan Sü-

leyman ve Hürrem Sultan türbeleri, kütüphane, imarethane ve astronom

odalarına göz atıp camiyi geziyoruz.

15:00 Süleymaniye’den hareket ile Ortaköy Belediye Garajı’na dönüyoruz.

Buluşma Noktası Ortaköy Belediye Garajı Dereboyu Caddesi sonu (Migros ve cami karşısı)

Fener Rum Patrikanesi

Eyüp Sultan Camii

B+

Page 82: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

82 B+ KIŞ

Cumhuriyet Bayramı

CUMHURİYET İÇİNÖZGÜRLÜK İÇİN...Yazı: B+, Fotoğraflar: Levent Özer, Alaattin Timur

Cumhuriyet’in 90’ncı yılı kutlamaları için İstanbul’un dört bir yanından on binlerce Cumhuriyet âşığı bu yıl da Beşiktaş’a akın etti.

1923 yılının Ekim ayında Atatürk, egemenliğin ulusa dayandığı

cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapmaya başlamış-

tı. Ata, 28 Ekim akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da ye-

meğe çağırdı ve “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” dedi ve 29

Ekim günü, Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra tas-

lağı hazırlanan “Cumhuriyet” önergesini Türkiye Büyük Millet

Meclisi’ne verdi. Meclis önergeyi kabul etti; yeni yönetimi biçimi cumhuri-

yet, ülkenin yeni ismi ise “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” oldu…

Bu bayramlar ve yarınlar sizin15 yıl sonra… 29 Ekim 1938 tarihindeki genç Cumhuriyet’in 15’nci yılında

kutlamalar coşkulu ama buruktu. Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe Sa-

rayı’ndaki hasta yatağında yatıyordu ve Taksim Meydanı’ndaki kutlamalara

katılamamıştı. Halk onun eksikliğine dayanamayarak Taksim’den Dolma-

bahçe’ye indi. Slogan ve marşlarını Ulu Önder’e duyurmaya çalıştı. Hasta

Teoman

Page 83: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 83

yatağından yanındakilerin yardımıyla doğrulabilen Atatürk, kısık ve ancak

yanındakilerin duyabileceği bir sesle “Bu bayramlar ve yarınlar sizindir.

Güle güle çocuklar!” diyebilmişti.

Beşiktaş Belediyesi de 90’ncı yıl kutlamalarının başlığını, Atamızın Beşik-

taş’tan verdiği son veda demecinden, “Bu bayramlar ve yarınlar sizindir.

Güle güle çocuklar!” cümlesinden yola çıkarak “Bu bayramlar bizim” olarak

belirledi.

Atatük’ün de dediği gibi,

“Bu bayramlar bizim”.

Page 84: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

84 B+ KIŞ

B+

On binlerce kişi akın ettiCumhuriyet’in 90’ncı yılı kutlamaları için İstanbul’un dört bir yanından on

binlerce Cumhuriyet âşığı Beşiktaş’a akın etti. Vatandaşlar, geleneksel

Fener Alayı için saatler öncesinden toplanmaya başladı. Balmumcu’da

toplanan vatandaşlar saatler 19.00’u gösterince ellerindeki meşalelerle ve

bayraklarla yürüyüşe geçti.

Barbaros Bulvarı kırmızıya boyandıOn binlerce vatandaş, belediye bandosunun çaldığı marşlar, pandomim

gösterileri, şarkı ve türkülerle Cumhuriyet coşkusunu yaşadı. 7’den 77’ye

her yaştan insanın tek yürek olup yürüdüğü Fener alayıyla Barbaros Bulvarı

kırmızıya boyandı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da fener alayına

eşlik etti, vatandaşları selamladı.

Beşiktaş İskelesi’ne ulaşan kalabalık, Boğaziçi’de düzenlenen havai fişek

gösterisine tanık oldu ve gösteriyi ilgiyle izledi. Kabataş Erkek Lisesi korteji

de yürüyüş sırasında, kaldırılan andımızı okudu. Barbaros Meydanı’nı dol-

duran halk, Ata’ya saygı duruşunun ardından hep bir ağızdan İstiklal Mar-

şı’nı söyledi.

Cumhuriyet Beşiktaş’ta farklı kutlanırKonuşmasına, “Cumhuriyet bayramları Beşiktaş’ta farklı kutlanır. Musta-

fa Kemal için, Cumhuriyet için, özgürlük için…” diyerek başlayan Beşiktaş

Belediye Başkanı İsmail Ünal’a seslenen Beşiktaşlılar “sonuna kadar, bizi

biz yapan bu değerleri koruyacağız” dediler…

Coşkunun eksik olmadığı kutlamaların finalinde Teoman sahne aldı. Teo-

man’ın sahneye çıkmasıyla iyice hareketlenen İstanbullular, bayramı Beşik-

taş’ta kutlamanın ayrıcalığını yaşadı.

Page 85: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 85

Page 86: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

86 B+ KIŞ

Kadın hakları

BEŞİKTAŞ’A KADIN BARINMA EVİ

Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” için yapılan etkinlikte “Kadın Barınma Evi”nin açılacağını duyurdu.

Yazı: B+, Fotoğraflar: Şenol Kaşıkçı

Beşiktaş Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Türk Üniversite-

li Kadınlar Derneği”, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete

Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü”ne dik-

kati çekmek amacıyla, Beşiktaş Ortaköy Meydanı’nda

bir etkinlik düzenledi. “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete

Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” kapsa-

mında gerçekleştirilen dans gösterisi ile kadın ve erkeklerden oluşan 30

kişilik grup, kadına yönelik her türlü şiddetin, yaşam hakkını tehdit eden

bir insan hakkı ihlali olduğuna dikkat çekti. İzleyicilere kırmızı kurdelelerin

dağıtıldığı etkinlikte 30 kişilik bir grup ellerinde kadın cinayetlerinin olduğu

gazete kupürleriyle yaptıkları dansla “Şiddete hayır!” dedi.

“Kadın barınma evi açacağız”Etkinlikte konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş’ta bir-

çok noktaya “Kadına Şiddet Heykelleri” yerleştirildiğini ve çok yakın za-

manda “Kadın Barınma Evi”nin açılacağını duyurdu.

İsmail Ünal, “Beşiktaş Belediyesi olarak, elimizde bulunan bir tesisimizi de-

ğiştirerek, Hukuk İşleri ve Kültür Müdürlüğümüzün ortak çalışması sonra-

sında, çok kısa bir sürede, küçük de olsa, ‘Kadın Barınma Evi’ açıyoruz. Bu

eksikliğimizi de gidereceğiz” diye konuştu.

Page 87: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 87

Toplumsal bir sorunTürk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu da et-

kinlikte okuduğu bildiride, bu yıl içinde işlenen kadın cinayetlerine dikkati

çekerek, bu sorunun sadece kadının sorunu olmadığını; toplumsal bir konu

olduğunu söyledi.

Şiddetin korkutan, sindiren, acı veren ve kısır döngü halinde devam eden

bir sorun olduğunu da dile getiren Moroğlu, “Kadın, ‘seninle evlenmek is-

temem’ diyor, öldürülüyor. ‘Boşanmak istiyorum’ diyor, öldürülüyor. 2013

yılında Kasım ayına kadar yüz doksan kadın cinayeti işlendi. Bu çok vahim

bir tablo” dedi.

Bu sorunun, sadece kadınların mücadelesi ile önlenemeyeceğini vurgula-

yan Moroğlu, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kararlı bir devlet politi-

kası olması gerektiğini ifade etti.

25 Kasım’ın tarihçesi25 Kasım 1960 tarihinde 3 kız kardeş, Patria, Minerva ve Maria

Terasa Mirabel, Dominik Cumhuriyeti güvenlik güçleri tarafından

tecavüz edilerek öldürüldüler. Cesetleri ülkenin kuzey bölgesinde

bir uçurumun dibinde bulundu.

Muhalif kimlikleriyle bilinen 3 kardeşin “trafik kazası”nda öldüğü

iddia edildi. Mirabel kardeşlerin öldürülmeleri Dominik Cumhuri-

yet’inde büyük bir tepki uyandırdı.

1981 yılında Kolombiya’nın Bogoto şehrinde bir araya gelen Latin

Amerikalı ve Karaipli Kadınlar Kongresi’nde, Mirabel Kardeşlerin

anısına 25 Kasım tarihi “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası

Mücadele Günü” olarak ilan edildi. Bu tarih, 18 yıl sonra, 1999’da

Birleşmiş Milletler’in kararına dönüştü ve 25 Kasım uluslararası

düzeyde “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Ulus-

lararası Mücadele Günü” olarak kabul edildi.

B+

30 kişilik grup ellerinde kadın cinayetlerinin olduğu gazete kupürleriyle yaptıkları kareografi ile şiddete “hayır” dedi.

Page 88: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

88 B+ KIŞ

Haberler

Ömrünü karikatüre adamış

sanatçılarımızdan Nehar

Tüblek anısına Beşiktaş

Belediyesi ile Karikatür-

cüler Derneği tarafından

düzenlenen karikatür yarış-

masının bu yıl 19’uncusu gerçekleştiriliyor.

“Beygirname” ve “Paşaname” adlı iki karikatür

albümü bulunan ve çalıştığı Dünya Gazetesi’n-

deki masasında 6 Mart 1995’te yaşamını yiti-

ren Nehar Tüblek anısına düzenlenen Karika-

tür Yarışması’nın bu yılki konusu, “seçim”.

Yarışmaya katılacak karikatürlerin 10 Şubat

2014 tarihine kadar teslim edilmesi gerekiyor.

Ödüller, 6 Mart 2014 tarihinde İstanbul Beşik-

taş’ta, bu tarihten önce yarışmacılara bildirile-

cek olan bir kültür merkezinde verilecek.

Bütün karikatür çizerlerine açık olan yarışmaya

gönderilecek karikatürlerde çizim tekniği ser-

best. Yarışma karikatürleri Beşiktaş Belediye-

si tarafından bir albümde toplanacak. Albüme

girecek olan eserleri “Seçiciler Kurulu” tespit

edecek ve bu eserler sanat galerilerinde ser-

gilenecek. Para ödüllerinin yanı sıra Beşiktaş

Jimnastik Kulübü Özel Ödülü, Karikatürcüler

Derneği Özel Ödülü, Kabataş Lisesi Eğitim

Vakfı Özel Ödülü, Gazeteciler Cemiyeti Özel

Ödülü, Dünya Yayıncılık Özel Ödülü, Nehar

Tüblek Ailesi Adına Özel Ödül ile Karikatürcü-

ler Derneği Gençleri ve Çocukları Özendirme

Ödülleri de takdim edilecek.

Karikatürler “Seçim” için yarışıyor…

Karikatürist Nehar Tüblek anısına düzenlenen Karikatür Yarışması’nın konusu, “seçim” olarak belirlendi.

Yazışma Adresi: Şerife Ayvere Özmüş Beşiktaş Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü

Nisbetiye Mah. Aytar Cad. Başlık Sok. No:1 Beşiktaş / İstanbul

Piyanistlik ve eğitmenlik kariyerini Almanya’da sürdüren dünyaca ünlü pi-

yanistimiz Şevki Karayel, edindiği birikimi ülkemize aktarabilmek için Şevki

Karayel Piyano Akademisi’ni Almanya’dan aldığı destekle kurdu. Her köşesi

sanatla yoğrulan Çırağan Caddesi’ndeki 150 yıllık tarihi köşkte kurulan Aka-

demi’de piyano derslerinin yanı sıra müzikal yaratıcılık, müzik teorisi, doğaç-

lama ve solfej içerikli dersler veriliyor. Bu sayede öğrenci sadece çalmayı

değil, çaldığını, duyduğunu anlamayıp sevmeyi ve düşünmeyi öğrenebiliyor.

Akademiden yapılan açıklamada, “Akademinin ilk ve hatta tek hedefi insan

yetiştirmek, insanı hayata hazırlayabilmek, ona düşünmeyi öğretmektir. İsmi

her ne kadar Piyano Akademisi olsa da bizim de amacımız aynı: Düşünen

insan yetiştirebilmek!”denildi.

Her yaştan öğrenciye eğitim veren akademide öğrenciler, belli aralıklarla

eğitmenleri Şevki Karayel’in konserlerini dinleme olanağına da sahip ola-

caklar.

Tarihi köşkte müzik sesleriSanatçımız Şevki Karayel’in kurduğu

piyano akademisi, her yanı sanatla yoğrulan Çırağan’daki 150 yıllık tarihi köşkte kuruldu.

Page 89: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 89

Genellikle karşı oldukları üzerinden tarif edilen Çarşı’nın tarihi ve gelişme

dinamiklerine ışık tutan Sema Tuğçe Dikici’nin kaleme aldığı “Çarşı: Bir

Başka Taraftarlık”, çok kısa sürede 3’üncü baskısını yaptı. Aşırı talep üzeri-

ne yok satan kitap, Çarşı’yı irdeliyor.

“Çarşı savaşa karşı, Çarşı küresel ısınmaya karşı, Çarşı nükleer santrallere

karşı, Çarşı tiyatro yıkımına karşı, Çarşı ırkçılığa karşı, Çarşı faili meçhullere

karşı”…

Çarşı nedir?Kitap, sorunun yanıtını grubun tarihi, politik çizgisi ve başvurduğu simgesel

ifade kanalları üzerinden ararken vurguyu “halkın takımı Beşiktaş” algısına

yapıyor.

Dikici’ye göre Çarşı, her konuda söyleyebilecek sözü olup, her şeye kar-

şı olabilenlerdir. Tribünlere bir etiket gibi yapıştırılmak istenilen avarelik,

cahillik, ırkçılık ya da saldırganlık gibi sıfatların aksine kıvrak zekânın, olan

bitenlerden haberdar olmanın, “öteki”nin varlığını kabul edebilmenin kimi

zaman görünen yüzüdür. Asilikle harmanlanmış bir sevginin tezahürü olan

Çarşı ruhunu yeniden üreten taraftar kitlesini diğer gruplardan farklı kılan

nokta, Beşiktaşlı kimlikleriyle çevresel, kültürel, siyasal ve sosyal mesajlar

vermeleri, taraf olmaları ve bu bağlamlarda oluşturdukları son derece yara-

tıcı tepkisel söylemler.

Çarşı neye karşıniye karşı?

Sema Tuğçe Dikici’nin kitabı “Çarşı: Bir Başka Taraftarlık”, Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’yı irdeliyor.

Mimar Sinan’daçocuk konservatuvarı

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, ilkokul 1’nci ve 2’nci sınıf öğrencilerini de kapsayan Çocuk Konservatuvarı’nın kapılarını açtı.

Ülkemizin önde gelen sanat kurumlarından olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, yarı zamanlı, ilköğretim (5, 6, 7, 8. sınıf), lise,

lisans, yüksek lisans ve sanatta yeterlik (doktora) düzeylerinde verdiği eğitimin

yanında Türkiye’de bir ilk olarak 2012 - 2013 eğitim yılında Çocuk Konservatu-

varı programını da bünyesine kattı.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, ülkemizdeki

müzik, tiyatro, opera, bale sanatlarını korumak, yaşatmak ve yaymak; bu alan-

lardaki ulusal birikimleri işleyip geliştirmek; geleneksel birikimi çağdaş evrensel

anlayış içinde işlemek; dalında yüksek nitelikte yetkili, kültürlü, araştırıcı, yaratıcı,

yorumcu, yönetici ve öğretici sanatçılar yetiştirmek amacı ile kurulmuştur.

Çocuk Konservatuvarı’nın amacı ise öğrencilerin Atatürk Türkiye’sini daha ileri-

ye taşıyacak bireyler olarak çalışmalarını teşvik etmek, sanatın buna ulaşmada-

ki en önemli araç olduğunu anlamak ve bunu paylaşmak için gereken altyapıyı

sağlamak, aynı zamanda yetenekli sanatçı adaylarını topluma en erken yaşta

kazandırmaktır.

İlkokul 1’inci sınıftan itibaren eğitim vermeye başlayan Çocuk Konservatuvarı,

ilkokul 1’nci ve 2’nci sınıf öğrencilerinin katılabileceği 28 haftalık eğitim progra-

mından oluşuyor. İlkokul 1’nci sınıf öğrencileri 28 hafta sonunda “Piccolo Sınıfı

Katılım Belgesi”; 2’nci sınıf öğrencilerine 56 hafta sonunda “Mezzo Sınıfı Katı-

lım Belgesi” verilir. Piccolo ve Mezzo sınıfları, müzik ve bale eğitimi vermektedir.

Eğitimler, konservatuvarın Beşiktaş’taki kampusunda her hafta cumartesi gün-

leri gerçekleşmektedir.

Page 90: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

90 B+ KIŞ

Haberler

24 Kasım Öğretmenler Günü, Beşiktaş’ta özel etkinlik-

lerle kutlandı. Dedeman Otel’de gerçekleşen özel ge-

ceye yüzlerce öğretmenin yanı sıra Beşiktaş Kaymaka-

mı Abdullah Kalkan, Milli Eğitim Müdürü Önder Arpacı

ve Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal katıldı.

Tek tek not ettiBeşiktaş Belediye Başkanı Ünal, geçtiğimiz senelerde

olduğu gibi bu yıl da öğretmenlerle bir araya geldi ve bir-

likte yemek yedi. Suzan Kardeş’in şarkılarıyla neşeli sa-

atler geçirilen gecede Başkan Ünal, öğretmenlerle tek

tek sohbet etti, istek, görüş ve önerilerini not etti.

“Onun eseri sizlersiniz”Başkan Ünal, gecede yaptığı konuşmada, Beşiktaş’ta-

ki öğrencilerin başarılarına dikkat çekti. Ünal, “Beşik-

taş’taki öğrencilerin başarısı hangi ilçede var? Onun

eseri de sizlersiniz. Siz Mustafa Kemal Atatürk’ün öğ-

retmenlerisiniz. Onun için büyük liderimizi, ilk öğretme-

nimizi anıyor, öğretmenlerin önünde sevgi ve saygıyla

eğiliyorum” dedi.

“Hayrettin Hocamı kaybedince…” İlkokul öğretmeni Hayrettin Hoca’yı anlatan Ünal, şöyle

devam etti: “Belediye başkanları mutluluktan da ağlar-

lar, üzüntüden de. Beni ilkokul 3’te sınıfta bırakan öğret-

menim Hayrettin Hoca, bir Köy Enstitüsü öğretmeniydi.

Ve onun ölüm haberini aldım, 13 - 14 saatlik yola gittim.

O beni yetiştirmişti. Çok ama çok üzülmüştüm. Baba-

sı 52 yaşındayken vefat eden bendeniz İsmail Ünal, o

zaman ne kadar acı çektiyse sevgili öğretmenimin ölü-

münde de aynı acıyı çektim. Memlekete gittiğim zaman

mezarlığı mutlaka ziyaret ederim. Bunu anlatmamın se-

bebi şudur ki, ben sınıfta kalmış bir öğrenciydim… Ama

sınıfta kalmamış olsaydım, belki yaşam kesitim bu anki

konumum olamazdı. İyi ki de sınıfta kalmışım. Onun

önünde de saygıyla eğiliyorum.”

Sosyal medyadan mesajBeşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, 24 Kasım Öğ-

retmenler Günü nedeniyle kutlama mesajı da yayımladı.

Resmi twitter sayfasından “Öğretmenim, gününüz kutlu

olsun!” diyerek seslenişte bulundu. Beşiktaş Belediyesi

sosyal medyada da “Bizi biz yapan en yüce varlıkları-

mız, fedakâr öğretmenlerimizin gününü kutlarız” mesajı

yayımladı.

ATATÜRK’TEN SİZE, SİZDEN YENİ NESİLLERE

Beşiktaş Belediyesi’nin gelenekselleştirdiği “24 Kasım Öğretmenler Günü Yemeği”nde kentte halen görev yapan ve emekli olmuş yüzlere öğretmen bir araya geldi…

ÖĞRETMENLER UNUTULMADI

Page 91: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 91

FULYA SANAT AJANDA

Şevki KarayelErman Türkili

Tarih: 09.01.2014Saat: 20:00

Dünyanın önemli konser salonla-rında konserler ve akademik ola-rak Amerika ve Avrupa’daki okul-larda eğitim vermiş olan Karayel – Türkili ikilisi, 2013-2014 konser sezonunda Türkiye`de oda mü-ziği repertuvarlarının ve yaşayan Türk bestecilerin seçkin eserleri-ni ve yeni eserlerin “Dünya Prö-miyerlerini” yapmak için bir araya geldi. Erman Türkili-Keman Şevki Karayel Piyano.

Koji Kawamoto Fevzi Onur Ustabaş Yağızcan KeskinPoyraz Baltacıgil Tarih: 17.01.2014Saat: 20:00Şef: Koji Kawamoto

Solistler:

Fevzi Onur Ustabaş (Klarnet)

Yağızcan Keskin (Klarnet)

Poyraz Baltacıgil (Viyolonsel)

Burak Tüzün Hande Küden Ali Düşenkalkar Tarih: 24.01.2014Saat: 20:00Şef: Burak Tüzün

Solistler:

Hande Küden (Keman)

Ali Düşenkalkar (Anlatıcı)

Piyanolu trio ve Kentet Konseri Tarih: 23.01.2014Saat: 20:00

Piyano: Hande DalkılıçKeman: Hakan ŞensoyViyolonsel: Münif Akalın Keman: Nilgün Yüksel

Viyola: Beste Tıknaz Modiri.

Esra Pehlivanlı ve Anastasia Safonova’dan oluşan viyola -

piyano ikilisi, 2002 yılından itibaren Avrupa ve ülkemizde

konserler veriyor. Duo 2011`de A.K. Müzik imzalı “Kadı-

nın Gücü”albümü ile yurtiçi ve yurtdışı basınında büyük övgü top-

ladı. 2012`de onuncu yıllını dolduran ikili, Çin`in en önemli konser

salonlarını kapsayan büyük bir turne ile sınırlarını daha da geniş-

letti. PEHLİVANLI 5. Krzyzstof Penderecki International Music

Competition, Torneo Internazionale di Musica Competition, Jur

Naessens Music Award, International Premio Valentino Bucc-

hi Viola Competition’da 1’incilik ödülü, İtalya Cumhurbaşkanlığı

makamı adına verilen bir onur madalyası ve 2013 Donizetti Kla-

sik Müzik Ödülleri`nde “Yılın Yaylı Çalgılar Yorumcusu” ödülü-

ne layık görüldü. SAFONOVA, International Cidade de Porto

Competition`da Honorary Mentioned ve Gnessin Competition,

Yamaha Music Competition,Yuori Egorov Foundation Compe-

tition`da birincilik ödülleri kazandı.

Duo Pehlivanlı - Safonova

Tarih: 30.01.2014Saat: 20:00

Page 92: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

92 B+ KIŞ

24 saat

110 Yangın İhbar

112 Sıhhi İmdat

121 Telefon Arıza

122 Ankesör Arıza

126 Kablo TV Arıza

154 Alo Trafik

155 Polis İmdat

156 Jandarma İmdat

158 Alo Sahil Güvenlik

175 Alo Tüketici

177 Orman Yangın İhbarı

182 Ruhsal Bunalım Danışma

184 Sağlık Danışma

185 Su Arıza

186 Alo BEDAŞ

187 Doğalgaz Acil

188 Cenaze Hizmetleri

Park ve Bahçeler Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 64

Temizlik İşleri Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 65

Yazı İşleri Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 26

Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü

Tel: 0212 319 42 92

Mali Hizmetler Müdürlüğü

Tel: 0212 319 41 23

Hukuk İşleri Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 28

Sağlık İşleri Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 04

Destek Hizmetler Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 34

İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 53

Zabıta Müdürlüğü Tel: 0212 260 60 05

Evlendirme Dairesi Nüzhetiye Cad. No: 68 Türkali Mah. Tel: 0212 260 64 97

Ortaköy Zabıta Karakolu Tel: 0212 260 54 53

Çarşı Zabıta Karakolu Tel: 0212 258 16 73

2. Şube Emniyet Müdürlüğü Gayrettepe Mah.Prof. Dr. Bülent Tarcan Sk. No: 7 Tel: 0212 214 40 10 Faks: 0212 214 47 00

3. Kolordu Komutanlığı Konaklar Mah. Org.İzzettin Aksalur Cad. No: 1 Tel: 0212 365 12 00 Faks: 0212 285 03 23

Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü Gayrettepe Mah. Barbaros Bulvarı No: 137 Tel: 0212 318 86 00

Kadastro Müdürlüğü Cihannuma Mah.Yıldız Cad. No: 42 Tel: 0212 236 51 65

Darphane Dikilitaş Mah. Yenidoğan Sk. No: 55 Tel: 0212 370 90 00

Deniz Müzesi Komutanlığı Sinanpaşa Mah. Cezayir Cad. No: 2 Tel: 0212 327 43 45 Faks: 0212 236 68 93

Devlet İstatistik Enstitüsü Bölge Müdürlüğü Cihannuma Mah. Barbaros Bulvarı No: 53 Tel: 0212 258 92 96 Faks: 0212 258 36 76

Halk Eğitimi Merkezi Dikilitaş Mah. Leylak Sk. No:10 Tel: 0212 260 31 30 Faks: 0212 236 91 02

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Nisbetiye Mah. Adnan Saygın Cad. Müderris Salih Rüştübey Sk. 2. Ulus Tel: 0212 325 49 28 Faks: 0212 325 91 20

İlçe Özel İdare Müdürlüğü Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Tel: 0212 415 40 00

İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı Nisbetiye Mah. Aytar Cad. Başlık Sk. No:1 Tel: 0212 269 15 41 Faks: 0212 269 15 41

Jandarma Bölge Komutanlığı Balmumcu Mah. Şakir Kesebir Cad. No: 1 Tel: 0212 213 44 00

Kaymakamlık Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Tel: 0212 327 33 10 Faks: 0212 327 33 11

Nüfus Müdürlüğü Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Tel: 0212 259 84 44 Faks: 0212 327 33 15

Arnavutköy Zabıta Karakolu Tel: 0212 265 12 66

Levent Zabıta Karakolu Tel: 0212 269 53 08

Gayrettepe Zabıta Karakolu Tel: 0212 272 37 89

Dikilitaş Semt Evi Emirhan Cad. Dilek Sk. No:2 Tel: 0212 261 29 26

Etiler Yaşam Evi Etiler Mah. Ahular Sk. No:19 Tel: 0212 263 43 69

Ulus Yaşam Evi Nisbetiye Mah. Ilgın Sk. No: 3 Ulus- Tel: 0212 269 81 98

Ulus Semt Evi Ulus Mah. Yol Sk. No: 2 Ulus Tel: 0212 287 27 15

Ortaköy Yaşam Evi Ambarlıdere Yolu Sk. No: 4 Ortaköy Tel: 0212 227 33 94

Gençlik Merkezi Sinanpaşa Mah. Hasfırın Cad. No: 3 Kat: 5 Tel: 0212 259 06 73

Kız Öğrenci Konuk Evi

Çitlenbik Sk. No: 29 YıldızTel: 0212 236 10 24-25

Erkek Konuk Evi

Prof. Dr. Bülent Tarcan Sk. No: 25/A Gayrettepe Tel: 0212 274 07 300212 274 00 87

RESM‹DA‹RELER

BEDAŞ

Bedaş Genel Müdürlük Tel: 0212 311 36 00 Faks: 0212 361 86 86

Harp Akademileri Komutanlığı Yeni LeventTel: 0212 398 01 00

İstanbul Merkez Komutanlığı Mecidiye Mah. Palanga Cad. No: 62 Tel: 0212 258 99 60 Faks: 0212 258 60 65

İlçe Emniyet Müdürlüğü Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 81 Tel: 0212 327 50 80 Faks: 0212 260 99 99

Her konu için arayın... 7 gün 24 saat

444 44 55ACİLNUMARALAR

Belediye Başkanlığı Nisbetiye Mah. Aytar Cad. Tel: 0212 319 42 42 Faks: 0212 319 42 70 İletişim: 444 44 55 www.besiktas.bel.tr

Belediye Başkanlığı (Eski Bina) Çırağan Cad. No: 77 Yıldız Mah. Tel: 0212 236 10 20 (10 Hat) Faks: 0212 259 16 83

Özel Kalem Müdürlüğü Tel: 0212 280 48 00

Emlak ve İstimlak Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 54

Teftiş Kurulu Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 94

İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 96

Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 42

Plan ve Proje Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 75

Fen İşleri Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 63

BEŞİKTAŞBELEDİYES‹

Beşiktaş'ta Yaşam Rehberi

Nâzım Hikmet Heykeli, Sanatçılar Parkı.

Page 93: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 93

SAĞLIKKURULUŞLARI

Dentistanbul Diş Hastanesi Yıldız Cad. No: 71 Tel: 0212 310 56 00

Hattat Hastanesi Yeni Sülün Sk. No: 85, 3.Levent Tel: 0212 282 36 46

Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi Gayrettepe Mah. Cemil Arslan Güder Sk. No: 8 Tel: 0212 283 34 00

Levent Semt Polikliniği Levent Mah. Binbir Çiçek Sk. No: 2 Tel: 0212 268 35 45

Şaban Gündeş Aile Sağlığı Merkezi Kültür Mah.İETT Blokları Yolu No: 21 Tel: 0212 257 01 16

Ege Polikliniği Nisbetiye Mah. Nisbetiye Cad. No: 26/16 Tel: 0212 325 40 46

Beşiktaş Semt Polikliniği Barbaros Bulvarı Bostancı Veli Sk. No:3 Tel: 0212 227 02 45

Sefa Polikliniği Nüzhetiye Cad. No: 23/2 Tel: 0212 503 92 40

Transmed Polikliniği Levent Mah. Fulya Sk. No: 7 Tel: 0212 281 13 00

Cosmed Polikliniği Levent Mah. Yeni Sülün Sk. No: 105 Tel: 0212 283 22 21

Yaşasın Hayat Polikliniği Vişnezade Mah. Süleyman Seba Cad. No: 39 Tel: 0212 236 73 00

Medis Polikliniği Konaklar Mah. Akasyalı Sk. No: 10 Tel: 0212 269 66 66

Micromed Polikliniği Sarmaşık Sk. No: 31 Levent Tel: 0212 281 68 00

Etiler Kardiyoloji Polikliniği Akat Mah. Nisbetiye Cad. No: 41/25 Tel: 0212 352 52 51

Milli Saraylar Daire Başkanlığı Dolmabahçe Sarayı Tel: 0212 236 90 00 Faks: 0212 259 32 92

Müftülük Sinanpaşa Mah. Beşiktaş Cad. No: 41 Tel: 0212 261 00 84 Faks: 0212 260 33 10

Polis Eğitim Müdürlüğü Akat Mah. Selçuklar Sk. No: 24 Tel: 0212 352 36 90 Faks: 0212 352 36 92

Beşiktaş Tapu Müdürlüğü Cihannuma Mah. Yıldız Cad. No: 42 Tel: 0212 261 73 90 Faks: 0212 258 32 51

TRT İstanbul Televizyonu Kuruçeşme Mah. Ahmet Adnan Saygun Cad. No: 83 Tel: 0212 259 72 75Faks: 0212 227 61 16

Türk Telekom Müdürlüğü Gayrettepe Mah. Yıldız Posta Cad. No: 40 Tel: 0212 288 21 00 Faks: 0212 266 46 46

Sosyal Yardımlaşma Vakfı Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Tel: 0212 261 46 46-0212 327 33 11

Afet Yönetim Merkezi Karanfilköy Mah. Cumhuriyet Cad. Tel: 0212 352 24 380212 352 16 78

POLİSMERKEZLERİ

Arnavutköy Polis Merkezi 1.Cadde No: 52 ArnavutköyTel: 0212 263 60 07

Beşiktaş Polis Merkezi Yıldız Parkı girişi ÇırağanTel: 0212 327 52 77

Etiler Şehit Naci Soydan Polis Merkezi Nisbetiye Caddesi Dilhayat Sk. No: 1 Etiler Tel: 0212 263 17 67 Faks: 0212 263 17 66

Levent Polis Merkezi Hacı Adil Caddesi No:1 LeventTel: 0212 264 18 00 Faks: 0212 264 18 00

H‹ZMETB‹R‹MLER‹

İ.E.T.T. 1. Hareket Amirliği Tel: 0212 227 39 23

İ.E.T.T. İşletme Şefliği Tel: 0212 227 70 25

İ.E.T.T. 4. Levent Aktarma Merkez Amirliği Tel: 0212 268 35 38

İGDAŞ Genel Müdürlüğü Tel: 0212 499 11 11 Faks: 0212 449 11 33

İGDAŞ İstanbul Bölge Müdürlüğü Tel: 0212 499 22 22 Faks: 0212 499 22 09

İGDAŞ Etiler Şefliği Tel: 0212 499 32 41 Faks: 0212 499 32 44

İGDAŞ Fulya İşletme Şefliği Tel: 0212 499 32 56 Faks: 0212 499 32 59

İSKİ Şube Müdürlüğü Tel: 0212 328 17 50

İSKİ Müşteri Hizmetleri Tel: 0212 301 74 30

İSKİ Beşiktaş Şefliği Tel: 0212 301 74 10 Faks: 0212 301 66 78

İTFAİYE Tel:0212 227 81 19-0212 258 75 340212 259 15 06-0212 259 15 07-0212 258 75 34Faks: 0212 258 80 15

MUHTARLIKLAR

Abbasağa Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Yüksel Sağat Cihannuma Mah. Çömezler Sk. No: 1 Tel: 0212 227 83 27Faks: 0212 259 39 57

Akat Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Murat Tayfun Kirmanlı Akat Mah. Haydar Aliyev Cad. No: 3 Tel: 0212 351 21 69 Faks: 0212 351 12 84

Arnavutköy Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Sedef İrteş Arnavutköy Mah. Satış Meydanı Sk. No: 27 Tel: 0212 265 67 95 Faks: 0212 265 67 95

Balmumcu Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Cüneyt Doğan Balmumcu Mah. Zincirlikuyu Sk. No: 21 Tel: 0212 347 75 05 Faks: 0212 347 75 05

Bebek Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Aydın Onar Bebek Mah. Bebek Hamamı Sk. No: 8B Tel: 0212 263 33 00 Faks: 0212 263 33 00

Cihannuma Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Ertan Kurtlutepe Cihannuma Mah. Mazharpaşa Sk. No: 15 D: 1 Tel: 0212 258 79 61 Faks: 0212 259 99 62

Dikilitaş Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Suat Sızmaz Dikilitaş Mah. Cami Meydanı Sk. No: 12A Tel: 0212 261 57 33 Faks: 0212 261 57 33

Etiler Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Seçil Eşki Etiler Mah. Ahular Sk. No: 19 Tel: 0212 287 53 83 Faks: 0212 263 69 28

Gayrettepe Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Necla Başar Gayrettepe Mah. Fahri Gizden Sk. No: 26 Tel: 0212 288 20 16 Faks: 0212 288 20 16

Konaklar Mahallesi Muhtarlığı Muhtar: Aslı Akyüz Konaklar Mah.Faruk Nafiz Çamlıbel Sk. No: 1 Tel: 0212 282 42 12 Faks: 0212 282 33 99

Kuruçeşme Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Adnan SoysalKuruçeşme Mah. Kırbaç Sk. No: 40 Tel: 0212 287 06 38 Faks: 0212 287 06 38

Kültür Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Dursun Gül Kültür Mah. Sekbanlar Sk. No: 88 Tel: 0212 265 07 55 Faks: 0212 263 35 37

Levazım Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Murat Uygun Levazım Mah. Koru Sk. No: 7 Tel: 0212 288 93 21 Faks: 0212 288 93 21

Levent Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Muzaffer Türk Levent Mah. Gonca Sk. No: 12 Tel: 0212 264 75 31

Mecidiye Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Cemal Şensöz Mecidiye Mah. Ambarlıdere Sk. No:5 Tel: 0212 261 73 30

Muradiye Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Cengiz Hacıömeroğlu Muradiye Mah. Muradiye Deresi Sk. No: 2 Tel: 0212 260 41 25

Nisbetiye Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Hatice Ayşe Şirinler Nisbetiye Mah. Ahmet Adnan Saygun Cad. No: 30 Tel: 0212 281 71 61

Ortaköy Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Refik Namunlu Gürcü Kızı Sk. No: 4 Tel: 0212 261 65 21

Sinanpaşa Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Zeki Bölükbaşı Sinanpaşa Mah. Hasfırın Cad. No: 5 Tel: 0212 258 75 74

Türkali Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Ahmet Bayraktar Türkali Mah.Ihlamurdere Cad. No: 136 Tel: 0212 259 87 10

Ulus Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Kadriye Gedik Ulus Mah. Öztopuz Cad. Yol Sk. No: 2 Tel: 0212 287 27 15 Faks: 0212 263 42 12

Vişnezade Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Reyhan Cinyusuf Vişnezade Mah. Şair Nedim Cad. No: 53 Tel: 0212 261 15 94 Faks: 0212 258 24 23

Yıldız Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Şevki Yıldırım Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 17/1 Tel: 0212 261 50 05

Kranioplast Polikliniği Nisbetiye Mah. Aytar Cad. No: 40-7 Tel: 0212 283 92 92

Refresh Polikliniği Levent Mah. Krizantem Sk. No: 19 Tel: 0212 324 74 54

Özel Tunç Polikliniği Kültür Mah. Çamlık SitesiA 1 Blok D: 3 Tel: 0212 287 01 00

Güzel Günler Polikliniği Levent Mah. Güllü Sk. No: 4 Tel: 0212 278 27 71

SSK Beşiktaş Dispanseri Cihannüma Mah. Bostancı Veli Sk. No: 3 Tel: 0212 261 71 15

SSK Levent Dispanseri Binbir Çiçek Sk. Levent Tel: 0212 268 35 45

Dikilitaş Sağlık Ocağı Dikilitaş Mah. Bestekâr Aralığı Sk. No: 4 Tel: 0212 327 17 89 Beşiktaş Sağlık Grup Başkanlığı Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Tel: 0212 236 22 65

Verem Savaş Dispanseri Barbaros Bulvarı Bostancı Veli Sk. No: 3 Kat: 2 Tel: 0212 327 79 86

Merkez Sağlık Ocağı Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Tel: 0212 327 33 14 Faks: 0212 327 33 14

Ana Çocuk Sağlığı Merkezi Gayrettepe Mah. Yıldız Posta Cad.Gönenoğlu Sk. No: 10 kat: 1 Tel: 0212 327 31 66

Semt Aile Sağlığı Merkezi Abbasağa Mah. Barbaros Bulvarı, Bostancı Veli Sk. No:3 Tel: 0212 236 99 97

Sait Çiftçi Kamu Sağlığı Merkezi Dikilitaş Mah. Barbaros Bulvarı No: 109 Tel: 0212 236 77 62

NeoLife Tıp Merkezi Nisbetiye Mahallesi Yücel Sk. No: 6 1. Levent Tel: 0212 385 31 00

Dutluk Parkı

Page 94: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

94 B+ KIŞ

Levent Cafe Levent Mah. Çalıkuşu Sk. Levent Kültür Merkezi No:2/4Tel: 0212 269 39 97

Ortaköy Cafe Dere Çıkmazı Sk. Ortaköy Kültür Merkezi No:12/1Tel: 0212 227 77 23

Sanatçılar Cafe Akat Mah. Tepecik Yolu No: 11ASanatçılar Parkı içi

Sporcular Cafe Konaklar Mah. Ihlamur Sk. No: 6 Sporcular Parko içi

Akmerkez AFM Kültür Mah. Nisbetiye Cad. No: 56 Tel: 0212 282 05 05

Cinecity (Alkent Sitesi) Akat Mah. Tepecik Yolu Kaktüs Sk. No: 3 Tel: 0212 352 16 66

Mayadrom AFM Akat Mah. Orkide Sk. No: 1 Tel: 0212 444 12 36

Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi Akat Mah. Zeytinoğlu Cad. No: 16 Tel: 0212 351 93 82-84

Fulya Sanat Hakkı Yeten Cad. Ahçıoğlu Plaza No:10 Dikilitaş Tel: 0212 215 60 29-36 Faks: 0212 215 60 37

Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Sahnesi Akat Mah. Uğur Mumcu Cad. No: 8 Tel: 0212 351 24 56

Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu Levent Mah. Çalıkuşu Sk. No: 2-4 Tel: 0212 325 73 71

Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi Ortaköy Mah. Ortaköy Dere Çıkmazı No: 1 2 Tel: 0212 236 10 27

KÜLTÜRMERKEZLERİ

Ortaköy Beltaş Sağlık Ocağı Mecidiye Mah. Müverrih Saadettin Sk.No: 20 Tel: 0212 259 56 18

Levent Sağlık Ocağı Nisbetiye Mah. Yücel Sk. No: 15 Tel: 0212 279 58 26

Karanfilköy Sağlık Ocağı Akat Mah. Zeytinoğlu Cad. No: 121 Tel: 0212 351 25 53

Baykent Tıp Merkezi Nisbetiye Mah. Aydın Sk. No: 8 Tel: 0212 284 00 90

Boğaziçi Tıp Merkezi Dikilitaş Mah. Yenidoğan Sk. No: 7 Tel: 0212 227 00 00

Çebi Tıp Merkezi Ortaköy Mah. Dereboyu Cad. No:58 Tel: 0212 227 55 55

Ota Tıp Merkezi Sinanpaşa Mah. No: 23 Tel: 0212 227 84 50

Jinemed Tıp Merkezi Muradiye Mah. Deryadil Sk. No:1 Tel: 0212 260 40 40

Dikilitaş Tıp Merkezi Dikilitaş Mah. Karakol Çıkmazı Sk. No: 1A Tel: 0212 327 19 12

Acıbadem Etiler Tıp Merkezi Nisbetiye Mah. Aytar Cad. No: 40/8 Tel: 0212 283 03 33

International Etiler Tıp Merkezi Levent Mah. Nisbetiye Cad. No: 19 Tel: 0212 280 40 30

Ortaköy Tıp Merkezi Balmumcu Mah. Varnalı Sk. No: 3 Tel: 0212 347 11 30

Otim Med Diyaliz Merkezi Dikilitaş Mah. Yeşilçimen Sk. No: 9 Tel: 0212 327 87 47

Renmed Diyaliz Merkezi Levent Mah. Begonya Sk.No: 10 Tel: 0212 269 47 93-0212 278 11 14

Türkiye Kanserle Savaş Vakfı Nisbetiye Mah. Yücel Sk. No: 6-8 Tel: 0212 278 83 41

Cosmed Est. ve Plastik Cerrahi Merkezi Levent Mah. Yeni Sülün Sk. No: 17 Tel: 0212 283 91 81

Levent Genel Cerrahi Merkezi Levent Mah. Yasemin Sk. No: 2/1 Tel: 0212 324 01 50

Acıbadem Levent Tıp Merkezi Levent Çarşı No: 17 Tel: 0212 324 01 48

İstanbul Ortopedi Merkezi Levent Mah. Çilekli Cad. No: 1 Tel: 0212 324 03 24

Onep Estetik ve Plastik Cerrahi Merkezi Levent Mah. Manolyalı Sk. No: 15 Tel: 0212 283 92 70

Novita Cerrahi Merkezi Levent Mah. Manolyalı Sk. No: 5 Tel: 0212 284 97 03

Özel Aileden Biri Evde Bakım Hizmetleri Gayrettepe Mah. Yıldız Posta Cad. No: 8 2 Blok D: 24 Tel: 0212 347 26 70

Dünya Göz Hastanesi Nisbetiye Cad. Yanarsu Sk. No :1 Tel: 444 44 69

Memorial Etiler Tıp Merkezi Nispetiye Cad. Erdölen İşhanı No. 38 Etiler Tel: 0212 324 99 99

Özel Gastro Med Merkezi Nisbetiye Mah. Aytar Cad. No: 38 Kat: 2Tel: 0212 324 73 73

Fertijin Kadın Sağlığı Merkezi Bebek Mah. Bebek Yokuşu Sk. No: 6 Etiler Tel: 0212 287 57 75

Natal Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Nisbetiye Cad. Erdölen İş Merkezi No: 38 / 13 Etiler Tel: 0212 324 30 10

Jinepol Kadın Sağlığı Kliniği Aytar Cad. Başlık Sok 1/B Levent Tel: 0212 264 18 28 Faks: 0212 264 18 80

Acıbadem Fulya Hastanesi Dikilitaş Mah. Hakkı Yeten Cad. Yeşilçimen Sk. No: 23 Tel: 0212 306 44 44 Faks: 0212 306 40 00

OTELLER

Bebek Oteli Bebek Mah. Cevdetpaşa Cad. No: 34 Tel: 0212 358 20 00 Faks: 0212 263 26 36

Conrad İstanbul Cihannüma Cad. Saray Mah. No: 5 Tel: 0212 310 25 25 Faks: 0212 259 66 67

Çırağan Palace Kempinski Çırağan Cad. No: 32 Tel: 0212 326 46 46 Faks: 0212 259 66 87

Dedeman Otel Gayrettepe Mah. Yıldız Posta Cad. No: 52 Tel: 0212 337 39 00 Faks: 0212 356 19 50

Four Seasons Hotel Çırağan Cad. No:28 Devlet Güvenlik Mahkemesi Yanı Tel: 0212 381 40 00 Faks: 0212 381 40 10

La Maison Hotel Yıldız Mah. Müvezzi Cad. No: 63 Tel: 0212 227 42 63 Faks: 0212 227 42 78

Ortaköy Princess Hotel Ortaköy Mah. Dereboyu Cad. No: 10 Tel: 0212 227 60 10 Faks: 0212 260 21 48

Parksa Hilton Vişnezade Mah. Bayıldım Cad. No: 12 Tel: 0212 310 12 00 Faks: 0212 227 91 85

Radisson Sas Bosphorus Hotel Yıldız Mah. Çırağan Caddesi 46 Tel: 0212 310 15 00

Sürmeli Hotel Gayrettepe Mah. Prof. Dr. Bülent Tarcan Sk. No: 3 Tel: 0212 272 11 60 Faks: 0212 272 75 32

The Plaza Otel Gayrettepe Mah. Barbaros Bulvarı No: 165 Tel: 0212 274 13 13 Faks: 0212 273 15 90

Hotel Les Ottomans Kuruçeşme Mah. Muallim Naci Cad. No: 68 Tel: 0212 359 15 00 Faks: 0212 359 15 40

Swissôtel The Bosphorus, Istanbul Bayıldım Caddesi No: 2 Maçka Tel: 0212 326 11 00Faks: 0212 326 11 22

W Hotel Süleyman Seba Cad. No: 22 Tel: 0212 381 21 21Faks: 0212 381 21 81

BELEDİYECAFELERİ

Akatlar Cafe Akatlar Mah. Zeytinoğlu Cad. No:16Tel: 0212 351 42 06

Kültür Cafe Kültür Mah. Orkide Sk. No: 7 Prof. Dr. Aykut Barka Deprem Parkı içi

Beşiktaş Kültür Merkezi Köyiçi Cad. No: 39 Tel: 0212 260 11 56

MÜZELER

Aşiyan Müzesi Bebek Mah. Aşiyan Yolu No: 15 Tel: 0212 263 69 86Deniz Müzesi Sinanpaşa Mah. Cezayir Cad. No: 2 Tel: 0212 327 43 45

Mimar Sinan Üniversitesi Resim Heykel Müzesi Vişnezade Mah. Dolmabahçe Cad. No: 4 Tel: 0212 261 42 98

Şehir Müzesi Yıldız Mah. Serencebey Yokuşu Yıldız Sarayı Tel: 0212 258 53 44

Yıldız Sarayı Müzesi Yıldız Mah. Serencebey Yokuşu Tel: 0212 258 30 80

ÜNİVERSİTELER

Bahçeşehir Üniversitesi Yıldız Mah. Osmanpaşa Mektebi Sk. No: 4-6 Tel: 0212 236 54 90

Boğaziçi Üniversitesi Bebek Mah. ŞehitlikDergâhı Sk. No: 2 Bebek Mah. Cevdetpaşa Cad. No: 115 Tel: 0212 359 54 00

Galatasaray Üniversitesi Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 36 Tel: 0212 227 44 80

Haliç Üniversitesi Çiğdem Sk. No: 2/A Gayrettepe Tel: 0212 288 69 69

İstanbul Bilim Üniversitesi Gayrettepe Mah. Büyükdere Cad. No: 120 Tel: 0212 213 64 86

İstanbul Teknik Üniversitesi Vişnezade Mah. Süleyman Seba Cad. No: 90 Tel: 0212 293 13 00

Çocuk Bilim Merkezi

Cihannuma Parkı

24 saat

Page 95: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

B+ KIŞ 95

•Bebek Mahallesi Çınar Taksi Tel: 0212 265 22 37

İskele Taksi Tel: 0212 265 94 33

•Dikilitaş Mahallesi Güven Taksi Tel: 0212 261 65 27

Dikilitaş Merkez Taksi Tel: 0212 261 56 26

Emirhan Taksi Tel: 0212 260 75 35

Öner Taksi Tel: 0212 211 66 63

Koza Taksi Tel: 0212 267 17 00

•Etiler Mahallesi

Bahar Taksi Tel: 0212 351 10 58

Bizim Taksi Tel: 0212 263 53 15

Doğan Taksi Tel: 0212 265 36 96

Günaydın Taksi Tel: 0212 265 32 17

Özen Taksi Tel: 0212 287 04 02

•Gayrettepe Mahallesi

Esentepe Taksi Tel: 0212 266 23 80

İdil Taksi Tel: 0212 266 05 30

Cihan Taksi Tel: 0212 272 03 07

Esen Taksi Tel: 0212 272 29 07 Öz Ulaş Taksi Tel: 0212 266 18 17

•Konak Mahallesi

Oyak Site Taksi Tel: 0212 264 16 58

Yeni Levent Taksi

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yıldız Mah. Çiğdem Sk. No: 1 Tel: 0212 259 17 90

Yeditepe Üniversitesi Göz Merkezi Şakir Kesebir Cad. Gazi Umur Paşa Sk. No: 28 Balmumcu Tel: 0212 211 40 00

Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Mah. Hamam Sk. No: 2 Tel: 0212 259 70 70

TAKSİDURAKLARI

•Abbasağa Mahallesi

Yıldız Taksi Tel: 0212 260 06 06

Conrad Taksi Tel: 0212 260 55 40

Çırağan Taksi Tel: 0212 227 72 66

•Akatlar Mahallesi Karanfil Taksi Tel: 0212 651 97 68

Akatlar Taksi Tel: 0212 351 65 25 Site Taksi Tel: 0212 268 42 85

Mayadrom Taksi Tel: 0212 325 81 69

MKM Taksi Tel: 0212 352 02 41 - 61

•Arnavutköy Mahallesi İskele Taksi Tel: 0212 265 94 33

Sizin Taksi Tel: 0212 263 38 50

Bebek Taksi Tel: 0212 263 73 69

•Balmumcu Mahallesi Bebek Taksi Tel: 0212 263 72 45

Sevgi Taksi Tel: 0212 282 43 77

Basın Taksi Tel: 0212 264 69 89

Levent Taksi Tel: 0212 264 16 17

Site Taksi Tel: 0212 268 42 85

Levent Merkez Taksi Tel: 0212 264 19 64

Uygun Taksi Tel: 0212 269 22 65

Birlik Taksi Tel : 0212 269 01 87

•Nisbetiye Mahallesi

Birlik Taksi Tel: 0212 269 01 87

Nisbetiye Taksi Tel: 0212 264 22 31

Öz Turizm Taksi Tel: 0212 269 90 99

Tel: 0212 268 12 10

Sabancı Center Merkez TaksiTel: 0212 264 19 64

Konaklar Taksi Tel: 0212 281 56 19

Köşk Taksi Tel: 0212 264 44 23

•Kuruçeşme Mahallesi

Park Taksi Tel: 0212 287 61 56

Sahil Taksi Tel: 0212 265 88 22

•Kültür Mahallesi Kültür Taksi Tel: 0212 265 72 72

Bulut Taksi Tel: 0212 265 77 11

•Levazım Mahallesi

Levazım Taksi Tel: 0212 267 17 29 •Levent Mahallesi

•Ortaköy Mahallesi

Öz Ortaköy Taksi Tel: 0212 260 06 95

Aile Taksi Tel: 0212 261 48 55

•Ulus Mahallesi

Merkez Taksi Tel: 0212 269 59 81

Ulus Vadi Taksi Tel: 0212 287 69 19

Öz Ulus Taksi Tel: 0212 263 05 06

Ulus Taksi Tel: 0212 263 69 46

2. Ulus Turizm Taksi Tel: 0212 264 70 79

Turizm Taksi Tel: 0212 264 70 91

•Vişnezade Mahallesi

Öz Valide Çeşme Taksi Tel: 0212 259 41 52

Valide Çeşme Taksi Tel: 0212 260 36 24

Merkez Taksi Tel: 0212 327 33 60

İSKELELER

Arnavutköy İskelesi Arnavutköy Mah. Bebek-Arnavutköy Cad. Tel: 444 18 51

Bebek İskelesi Bebek Mah. Cevdetpaşa Cad. Tel: 444 18 51

Kadıköy İskelesi Sinanpaşa Mah. Cezayir Cad. Tel: 444 18 51

Üsküdar İskelesi Sinanpaşa Mah. İskele Cad. Tel: 444 18 51

Ortaköy İskelesi Mecidiye Mah. Vapur İskelesi Sk. Tel: 444 18 51

Meyve Bahçesi

Âşiyan Müzesi

Page 96: Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet - · PDF fileSayı: Kış ’13/23 Beşiktaş’ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM’le afete hazırız Madımak’ı unutmuyoruz Engelsiz

19 Ocak'a kadar Beşiktaş Çağdaş Sanat Galerisi'nde

Prof. Adnan ÇokerEvren V – 2012 Tuval üzeri akrilik, 100 x 100 cm imzalı

UNUTMAMAK