4
Bilişim ve İletişim Çalışanları Dayanışma Ağı Aylık Bülten - Nisan 2012 Biz de varız! Bilişim sektörünün ve bilişim işçilerinin kapsamı Bilişim sektörü veya alanı genellikle ayrı bir üre- tim kategorisi olarak düşünülür. Örneğin metal, tekstil ya da benzer sektörlerde olduğu gibi, belli bir üretim biçimi içerisinde belli ürünlerin üretildiği bağımsız bir üretim birimi olarak ele alınır. Oysa bilişim teknolojilerinin doğrudan üretildiği alanları dışında tutacak olursak, kendi başına bir bilişim sektöründen söz edilemez. Bunun nedeni; bilişim ya da bilişim sektörü de- nilen durumun tüm sektörlerin içerisinde olması, tüm sektörlerdeki üretim biçimini belir- lemesidir. Sadece üretim süreçlerinde değil, pazarlama ve tüketimin örgütlenmesi süreç- lerinde, yanı sıra sosyal yaşamın her anında bilişimin ya da daha bildik bir kavramla bilgisa- yar teknolojilerinin kullanıldığı her yerde bilişimden söz etmemiz gerekir. Bu ister bu teknolojilerin üretimi ve geliştirilmesi süreci olsun, ister kullanımı ve tüketim süreci olsun farketmiyor. Yanı sıra bilişim işçileri konusunda da aynı karmaşıklık söz konusudur. Bilişimcilerin işçi olarak kabul edilmemesi biryana, bilişim işçileri denilince genellikle ya mühendisler, ya da bil- gisayar teknolojileri konusunda belli bir uzman- lığa sahip kişiler anlaşılır. Daha da özelinde bilişim işçisi genellikle ve sadece bilgisayar yazılımlarını üretenler/geliştirenler olarak düşü- nülür. Kuşkusuz ki bilişim işçilerinin bir bölümü bilgisayar yazılımlarını da üretirler, ancak bilgi- sayar teknolojilerinin kullanılması ve kullanılır- ken yeniden üretilmesi de bilişim işçilerinin kapsamı alanındadır. Buradan hareketle; bilgisayar teknolojilerinin, daha özelinde otomasyonun kullanıldığı tüm sektör ve birimlerde, ister bu teknolojileri üretenler olsun, ister geliştirenler ya da kul- lananlar olsun bilişim denilen durumdan söz et- memiz gerekir. BİÇDA olarak biz bu durumu “Eli klavyeye değen herkes” olarak tanımlı- yoruz ve mücadele ve örgütlenmemizi bu genişlik ifade ediyor. Durum, yazılımcılardan donanımcılara, güvenlikçilerden sistem uzman- larına, ar-ge çalışanlarına, akademisyenlere, hizmet sektöründe çalışanlardan basılı ve basılı olmayan yayıncılıkta bilgisayar başında çalışan- lara, grafikçilerden internet kafelerde çalışanlara değin oldukça geniş bir kapsama sahiptir. Bugün üretimde bilgisayar teknolojilerinin kullanılması, üretim için olmazsa olmaz bir koşul. Her üretim birimi artık ayakta kalabilmek için giderek artan bir hızla bilişim teknolojilerini kullanmak zorunda. Ve daha da önemlisi sek- törler, yani bu açıdan üretim, dolaşım ve tüke- tim süreçleri birbirlerine daha fazla bağlanarak iç içe geçmiş durumda. Dünya, bilişim teknolo- jilerinin gelişimi sayesinde küçük bir köy haline geldi. Küreselleşmenin en büyük ve tek dinami- ği bilişim teknolojilerinin gelişmiş olmasından çıkışını alıyor. Artık her şey ve herkes birbirine ağlarla bağlı. Fiber optik kablolar sadece iletişimi değil, para transferlerinden ulaşım - taşımacılığın yönlendirilmesine, tüketimden sosyal yaşama, kültür endüstrisinden, bir bütün olarak üretimin örgütlenmesinin tüm süreç- lerini belirler halde. Değer üretim sürecinin en belirleyici faktörü bu- gün teknolojidir ve bilişimin gelişmesiyle kapi- talistler büyük karlar elde ediyorlar. Türkiye’de Biz de işçi sınıfının bir parçasıyız ve sorunlarımız ortak Bilişim Çalışanı Özgür Olmadan Yazılım Özgür Olmaz! Bilişimde Taşeron İstemiyoruz! İşten Atmalar Yasaklansın!

BİÇDA Bülten Nisan 2012

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Bilişim ve iletişim Çalışanları Dayanışma Ağı'nın Nisan 2012 bülteni

Citation preview

Page 1: BİÇDA Bülten  Nisan 2012

Bilişim ve İletişim ÇalışanlarıDayanışma Ağı

Aylık Bülten - Nisan 2012

Biz de varız!

Bilişim sektörünün ve bilişim işçilerininkapsamı

Bilişim sektörü veya alanı genellikle ayrı bir üre-tim kategorisi olarak düşünülür. Örneğin metal,tekstil ya da benzer sektörlerde olduğu gibi,belli bir üretim biçimi içerisinde belli ürünlerinüretildiği bağımsız bir üretim birimi olarak elealınır. Oysa bilişim teknolojilerinin doğrudanüretildiği alanları dışında tutacak olursak, kendibaşına bir bilişim sektöründen söz edilemez.Bunun nedeni; bilişim ya da bilişim sektörü de-nilen durumun tüm sektörlerin içerisindeolması, tüm sektörlerdeki üretim biçimini belir-lemesidir. Sadece üretim süreçlerinde değil,pazarlama ve tüketimin örgütlenmesi süreç-lerinde, yanı sıra sosyal yaşamın her anındabilişimin ya da daha bildik bir kavramla bilgisa-yar teknolojilerinin kullanıldığı her yerdebilişimden söz etmemiz gerekir. Bu ister buteknolojilerin üretimi ve geliştirilmesi süreciolsun, ister kullanımı ve tüketim süreci olsunfarketmiyor.

Yanı sıra bilişim işçileri konusunda da aynıkarmaşıklık söz konusudur. Bilişimcilerin işçiolarak kabul edilmemesi biryana, bilişim işçileridenilince genellikle ya mühendisler, ya da bil-gisayar teknolojileri konusunda belli bir uzman-lığa sahip kişiler anlaşılır. Daha da özelindebilişim işçisi genellikle ve sadece bilgisayaryazılımlarını üretenler/geliştirenler olarak düşü-nülür. Kuşkusuz ki bilişim işçilerinin bir bölümübilgisayar yazılımlarını da üretirler, ancak bilgi-sayar teknolojilerinin kullanılması ve kullanılır-ken yeniden üretilmesi de bilişim işçilerininkapsamı alanındadır.

Buradan hareketle; bilgisayar teknolojilerinin,daha özelinde otomasyonun kullanıldığı tümsektör ve birimlerde, ister bu teknolojileriüretenler olsun, ister geliştirenler ya da kul-lananlar olsun bilişim denilen durumdan söz et-memiz gerekir. BİÇDA olarak biz bu durumu“Eli klavyeye değen herkes” olarak tanımlı-yoruz ve mücadele ve örgütlenmemizi bugenişlik ifade ediyor. Durum, yazılımcılardandonanımcılara, güvenlikçilerden sistem uzman-larına, ar-ge çalışanlarına, akademisyenlere,hizmet sektöründe çalışanlardan basılı ve basılıolmayan yayıncılıkta bilgisayar başında çalışan-lara, grafikçilerden internet kafelerde çalışanlaradeğin oldukça geniş bir kapsama sahiptir.

Bugün üretimde bilgisayar teknolojilerininkullanılması, üretim için olmazsa olmaz birkoşul. Her üretim birimi artık ayakta kalabilmekiçin giderek artan bir hızla bilişim teknolojilerinikullanmak zorunda. Ve daha da önemlisi sek-törler, yani bu açıdan üretim, dolaşım ve tüke-tim süreçleri birbirlerine daha fazla bağlanarakiç içe geçmiş durumda. Dünya, bilişim teknolo-jilerinin gelişimi sayesinde küçük bir köy haline

geldi. Küreselleşmenin en büyük ve tek dinami-ği bilişim teknolojilerinin gelişmiş olmasındançıkışını alıyor. Artık her şey ve herkes birbirineağlarla bağlı. Fiber optik kablolar sadeceiletişimi değil, para transferlerinden ulaşım -taşımacılığın yönlendirilmesine, tüketimdensosyal yaşama, kültür endüstrisinden, bir bütünolarak üretimin örgütlenmesinin tüm süreç-lerini belirler halde.

Değer üretim sürecinin en belirleyici faktörü bu-gün teknolojidir ve bilişimin gelişmesiyle kapi-talistler büyük karlar elde ediyorlar. Türkiye’de

Biz de işçisınıfının bir

parçasıyız ve

sorunlarımızortak

BilişimÇalışanı Özgür

OlmadanYazılım Özgür

Olmaz!

BilişimdeTaşeron

İstemiyoruz!

İştenAtmalar

Yasaklansın!

Page 2: BİÇDA Bülten  Nisan 2012

bilişim yatırımlarının ve bu yönüyle de Ar-Ge kurumsal-laşmalarının başını metal-otomotiv ve hizmet sektörleriçekiyor. Bu yönüyle kapitalistlerin iştahları giderek dahafazla kabarmakta, ve ağızlarının suyu biz bilişim işçileritarafından: “ağzını topla” desturu çekilmeksizin daha fazlaakacak gibi görünüyor. Geçtiğimiz yıl TÜBİSAD'ın (TürkiyeBilişim Sanayicileri Derneği) yaptığı konferansta TÜBİSADbaşkanı tüm sektörlerde bilişim teknolojilerinin gelişmesigerektiğinden söz ederken, aklımızın bile alamayacağı yük-sek kar marjlarından söz ediyordu. Bakınız konferansınörgütleyicileri arasında yer alan Intel'in köpekbalığının(ceo'sunun) ağzının suyu nasıl akmış: “Normal sanayide 65bin dolara bir kişi istihdam ediyorsunuz. Fakat bilişim sek-töründe 4 bin dolara bir kişi istihdam edebiliyorsunuz.”(!)Aynı konferansta ulaştırma bakanı: “Türk Telekom’un 167yıllık tarihi var. 8.9 milyar cirosu var. Öte yandan 10 yıl öncekurulmuş bir bilişim şirketi, bugün 200 milyar cirolaraulaşmış, çalıştırdığı adam sayısı da Telekom kadar yok.Değişim bu!” diyordu.

Değişim bu evet! Bilişime geçilmesi büyük karlar eldeedilmesinin garantisidir. Üstelik fazla işçi çalıştırmak dagerekmiyor. Türkiye'de şu anda kayıt dışı çalışmayı da içinealarak 250 bin kişilik bir istihdam söz konusu. Ve bu açıdanTürkiye dünya bilişim sektörünün ucuz işgücü cennet-lerinden birisi haline giderek daha fazla getirilmekte. Bilişimteknolojilerinin kullanılmasıyla emek sömürüsü had safhayaçıkıyor ve sömürü üst düzeye çıktıkça bu biz işçilerin dahafazla yoksullaşması, ağır çalışma koşulları, kuralsız ve esnekçalıştırma – güvencesizlik, giderek asgari ücretin de altınadüşecek ücretler ve bir bütün olarak asgari yaşama mahku-miyet demektir. “Değişim” dedikleri biz işçilerin köleceyaşam ve çalışma koşullarına daha fazla mahkumedilmesinden başka hiçbir anlam ifade etmiyor.

Biz de işçi sınıfının bir parçasıyız ve sorunlarımızortak

Dünya'da değilse de Türkiye'de bilişim işçileri olarakörgütlenmemiz henüz çok yeni. İşçi sınıfının diğer kesim-lerinde olduğu gibi biz bilişim işçilerinin de sorunlarıoldukça yoğun. Çalışma saatlerimiz çok fazla, evde deçalışmak zorundayız ve günlük çalışma saatlerimiz kimizaman 12 saate varabiliyor. Ücretlerimiz temel yaşamsalihtiyaçlarımızın karşılanabilmesine yetmiyor. İş güvencesive işçi sağlığı işçi sınıfının diğer güvencesiz kesimlerindenasılsa, biz bilişim işçilerinde de durum aynı. Tüm sektör-lerde olduğu gibi bizim de çalışma koşullarımızda mobbingen sık karşılaştığımız saldırılardan birisi. Doğru düzgünhiçbir gerçekçe gösterilmeden keyfi bir biçimde işten at-malar son dönemde oldukça yaygınlaşmış halde. Yakın za-manda uygulamaya sokulması düşünülen kıdem tazminatıgaspı biz bilişim işçilerini de doğrudan etkileyeceksorunların başında geliyor. Yanı sıra temel sektörlerde uygu-lamaya sokulan taşeronluk sistemi de biz bilişim işçileriaçısından önemli bir tehdit haline gelmiş durumda. Son 2-

3 yıllık süreçte bilişimde taşeronluk sistemi giderekyaygınlaşmakta, kuralsız-esnek çalışma ve güvencesizlikkabusumuz durumundadır.

Onların TÜBİSAD'ı varsa bizim de BİÇDA'mız var

Patronlar giderek artan bir tempoyla örgütleniyor. TÜBİSADbiz bilişim işçilerinin TÜSİAD'ı konumunda olan sınıfdüşmanımızı temsil ediyor. Ki zaten TÜBİSAD TÜSİAD'ın altkurumu gibi çalışmakta ve TÜSİAD tarafından yön-lendirilmektedir. TÜBİSAD'ın içinde hali hazırda 250’denfazla üye şirket var ve yıllık toplam 50 milyar dolarlık iş-karhacmine ulaşmış olan sektörün yüzde 95’lik kesimini temsilediyor. Hayatlarımızı ilgilendiren her türlü kararı alan,çalışma ve yaşam koşullarımızı köleleştirenleri bilinmeyenyerlerde aramaya gerek yok. Tam karşımızda duruyorlar!Onlar örgütlendikçe ve biz bunun karşı örgütlenmesiniyaratamadıkça koşullarımızı önümüzdeki yakın dönemdedaha da kötüleşecek.

Buna BİÇDA olarak izin vermeyeceğiz! İnat ve sabırla, ol-gunluk ama sınıf kinimiz ve evhamımızla bilişimde kölelikkoşullarına karşı mücadelemizi yükselteceğiz.

Her türlü değer'i yaratan biz işçileriz. Onların uluslararasıkurumsallaşmaları, Türkiye'de TÜBİSAD'ları vb. varsa, biz dedünya düzeyinde aynı çalışma ve yaşam koşullarına sahip,aynı talepleri haykırdığımız daha büyük ve güçlü bir kolek-tife sahibiz. Bu gerçeği onlara hatırlatmazsak, emeğimizidaha fazla sömürerek bizi geleceksizliğe daha fazla mah-kum edeceklerini bilmek için kahin olmaya gerek var mı?

Bilişim ve İletişim ÇalışanlarıDayanışma Ağı

- http://bilisimcalisanlari.net/- [email protected] http://twitter.com/bilisimcalisan- http://friendfeed.com/bilisimcalisanlari- http://www.facebook.com/bicda

biliş

im v

e ile

tişim

çalış

anla

rı d

ayan

ışm

a ağ

ı - B

İÇD

A

2 www.bilisimcalisanlari.net 1 Nisan 2012

Page 3: BİÇDA Bülten  Nisan 2012

Bilişimde Taşeron İstemiyoruz!

Taşeron çalışmayı inşaat işçisine, belediye işçisine, sağlıkişçisine ve burada sıralasak uzunca bir liste olabilecek birçok sektörde çalışan işçilere sorsak, bize rahatlıkla açıklaya-bilirler. Oysa taşeronu bilişim işçisine sorduğumuzda öncebir duraksamayla karşılaşırız. Çünkü bilişimde taşeronluk,outsourcing (dış kaynak kullanımı) adı ile bilinir. Taşeronçalışana outsource, kadrolu çalışana da insource der bizimsektör. Oysaki outsource olarak çalışan bilişimcinin, taşeronbir inşaat işçisinden, hatta taşeron mevsimlik fındıktoplayıcısından da bir farkı yoktur. Nasıl mı? Cevabı out-source olarak çalışan arkadaşların iş yaşamına bakarak bu-labiliriz.

Taşeron bilişim işçisi genelde özel istihdam bürolarınınelemanı olarak çalışmaya başlar. Sözleşmesi geçici sürelidir.Bu süre 6 ay kadar kısa olabilir, ya da proje bitene kadar dadevam edebilir.

Çalıştığı ana işyerindeki insource arkadaşları ile aynı haklarasahip değildir. Aynı işi yaptıkları, yan yana oturdukları işarkadaşlarından daha az maaş alır. Taşeron olarak çalışan,ana şirketin sağladığı sosyal imkanlardan faydalanamaz.Şirketin özel etkinliklerine katılamaz, özel günlerde verilenhediye çeklerini, promosyonları alamaz. Düşünsenizeyanınızda oturan arkadaşınız şirketin sosyal bir etkinliğinedavet edilirken siz çağrılmıyorsunuz. Kendinizi nasılhissederdiniz?

Ana şirketin verdiği eğitimler kendi elemanları içindir. Out-source çalışan bir şey öğrenmek istiyorsa, kendisi araştırıp,kendi kendini eğitmesi beklenir. Çalışırken bir sorunlakarşılaştığı zaman bağlı olduğu taşerona durumu bildirm-eye çekinir. Çünkü taşeron firma ana şirketi, sorunu lehineçözülmesi gereken bir müşteri olarak görmektedir. Fazlaşikayet etmeyip işini her koşulda yapması beklenir. Ne deolsa insourceluk mertebesine yükselmek için bir gladyatörgibi savaşmak gerekir!

Taşeron işçi sözleşme süresi bittiğinde işsizler ordusundayerini alır. Elinde ne kıdem ne de ihbar tazminatı vardır.Şanlıysa son maaşını problemsiz bir şekilde alabilmiştir.Aldığı son maaşla bir sonraki işini aramaya koyulur. Artıkrakipleri arasında Hindistanlı, Romanyalı bilişim işçileri devardır. Rekabet uluslararası boyutta sürer gider.

İşverenler outsourcing'in avantajlarını; ana faaliyet alanındaodaklanmak, zaman ve kaynak israfını önlemek ve aşırı işyüklemesi nedeniyle şirketin hantallaşmamasını sağlamakolarak belirtir. Aslında ana işveren taşeron çalıştırarak karıdışında hiçbir alana odaklanmaz. Burada bahsedilen tek anafaaliyet kardır. Bilişimde işveren ana faaliyetinde bile taşeronçalıştırır. Zaman ve kaynak israfı olarak gördüğü ise işçiyeödediği maaştır, işçinin haklarıdır. İsrafın önüne geçebilmekiçin işçinin sırtına daha az maaşla daha çok yük bindirir. Böy-lelikle çalışanının iş güvencesini, eğitimini, sosyal haklarınıdüşünmeyi taşerona bırakarak hantallıktan kurtulur. Taşeronfirma da müşterisine en iyi hizmeti verebilmek için ona enucuz işi üretmeye bakar. Eğitim, sosyal haklar ve iyi maaşonu ilgilendirmez. Üstelik kendisi de bu anlaşmadan karedeceği için taşeron çalışma ile işçi iki kere sömürülmüş olur.

Taşeronluk daha fazla sömürü ve güvencesizlikle birlikte işçisınıfını bölen, örgütlenmesinin önüne geçen bir saldırıdır.Bilişimde taşeronluk bugün kendini aynı konumda çalışantaşeron arkadaşına göre ayrıcalıklı gören kadrolu işçiyi deiçine alarak hızla yayılmaktadır. Kadrolu olarak çalışırkenaynı işyerinde bütün haklarını kaybederek, daha az maaşataşeron olarak çalışmaya razı olan bilişim çalışanı arkadaş-ların sayısı artmaktadır. Bu saldırıya dur demenin yolu, hedeftahtasında bulunan bütün bilişim çalışanlarının bir arayagelerek örgütlenmesi ve birlikte mücadele ederek kendiçözümlerini üretmesinden geçmektedir.

BİÇDA bilişimde taşeronluk sistemine karşı mücadeleyiörgütlemek için bilişim işçilerini dayanışmaya çağırıyor.

Bilişim Çalışanı Özgür OlmadanYazılım Özgür Olmaz!

İnsanın ürettiklerinin ortak bir zekanın ürünü olduğunu,tüm bilginin birbirinden beslenen devasa bir kaynak ol-duğunu düşünsek de işyerlerimizde dünyayı hırsla yeme-ye hazır canavarların kurduğu mağaralara tıkıştırılmışolarak, kapalı bileşenleri kullanmaya devam ettik. Derkenözgür yazılım akımı, tüm hızıyla dünyayı sardı. Buna bağlıiş modelleri gelişti ve artık ciddi tercihlerden biri halinegeldi. Bu akım sayesinde biz de yavaş yavaş bu araçlarıkullanmaya başladık.

Özgür yazılım kullanmanın bilişim emekçisine sunduğuavantajları şöyle sıralayabiliriz:1. Yazılım mimarisi tasarımı (architectural design) kullana-bilme imkanı.2. Yaygın bir teknoloji kullanılıyorsa, uygulamaya sokmaşansı.(Bakınız python, php v.b.)3. Hazır kütüphanelerin çokluğu.4. İşin denetlenmesi aşamasında, kodu yazanlardan başkadenetleme merci olmaması. Eğer emekçi, iş süreçlerinindenetlenmesi için kullanılan tekniklere, PMP, SCRUM vb.gibi, tepesindekilerden daha çok vakıf olursa denetlememerci durumuna gelebilir.5. Yazılım geliştirirken ve sorunları çözerken destekalabileceğimiz ortamların fazlalığı ve kolay erişim imkanı.

biliş

im v

e ile

tişim

çalış

anla

rı d

ayan

ışm

a ağ

ı - B

İÇD

A

3 www.bilisimcalisanlari.net 1 Nisan 2012

Page 4: BİÇDA Bülten  Nisan 2012

İşten atmalar yasaklansın!

Bilişim işçilerinin çalışma koşulları tıpkı sigortalı-ücretli çalışandiğer işçilerde olduğu gibi iş Yasası'nın 4857 sayılı iş Kanunu'natabidir. Yasa'ya göre işten çıkarmada geçerli ve geçersiz neden-ler sıralanırken, özellikle aşağıdaki hususlar fesih için geçerli birsebep oluşturmamaktadır:a) Sendika üyeliği, sendikal faaliyetlere katılmak.b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak.c) Yönetmelik ve/veya sözleşmeden doğan haklarını takip içinişveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya buhususta başlatılmış sürece katılmak.d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik,doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler.e) 74. maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasınınyasak olduğu sürelerde işe gelmemek.f ) Hastalık veya kaza nedeniyle 25. maddenin (I) numaralı ben-dinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde işe geçicidevamsızlık.

Bu maddelerin yanı sıra iş sözleşmesinin feshinde uyulmasıgereken ihbar süreleri de şöyledir: Süreli fesih başlıklı Madde17’de yapılan düzenlemeye göre; “Belirsiz süreli iş sözleşmeleri-nin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.”İş sözleşmeleri:a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafayapılmasından başlayarak iki hafta sonra,b) İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için,bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört haftasonra,c) İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için,bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasındanbaşlayarak sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılır.

Bildirim şartına uymayan patron, bildirim süresine ilişkin ücrettutarında tazminat ödemek zorundadır.

Yasada patronlara tanınan en önemli ayrıcalıklardan birisi,bildirim süresine ait ücretin peşin ödenmesi koşuluyla iştenatmaların kolaylaştırılmasıdır. Bunun yanında sözleşmenin fes-hinde ise; “İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesihsebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır.” de-nilmesine karşın çoğunlukla keyfi bir biçimde bu maddemahkemeler tarafından bile bir usül olarak patronun karşısınaasla çıkartılmaz.

Eğer sözleşmemiz feshedilmişse, fesih bildiriminde de herhangi bir sebep gösterilmemişse veya gösterilen sebebin hiçbirgeçerliliği yoksa fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren biray içinde iş mahkemesinde dava açma olanağımız bulunuyor.Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat etme yükümlülüğüpatrona aittir.

En önemli konulardan birisi ise, işten atılmalar sırasında patro-nun veya avukatlarının önümüze koyduğu istifa mektubuna aslaimza atmamamızdır.

Özgür yazılım kullanımının nasıl artırılacağı konusunda çokşeyler duyuyoruz, ancak bir kaç gönüllünün karar vericimakamlara yükselmeleri dışında dişe dokunur bir gelişmegöremiyoruz. Peki kullanımı artırmak için yapılabilecek birşey yok mu? Belki değişik teklifler gelebilir ama dolaylı biryol öneriyoruz.

Biz, özgür yazılımcı profilini tanımlarken, yazılım seçerkenözgür olanları seçme eğiliminde olan kişiyi ifade ediyoruz.Oysa bilişim sektöründe karar verici makamlara yükselenkişilerin profilleri genellikle bizim yukarıda bahsettiğimizözgür yazılımcı profiline uymuyor. Bu nitelikte yöneticilerinsayısı çok az. Sayının azlığı aslında yöneticilerin sonradanözgür yazılımcı yapılamadığını da gösteriyor ve böylecedoğrudan fetih yolları bizlere kapanıyor. O zaman bahset-tiğimiz dolaylı yol nedir?

Bu yollardan biri kendi alanımızda üretim yapmak istediği-miz bir açık kaynak projesine katılmaktır. Şirketlere baktığı-nızda, çalışan çoğu "coder"'ın zaten "committer" olduğunugörürsünüz. Bu döngü arttıkça, sizi yetenekleriniz nedeniyleseçmek isteyenler artacağı gibi, sizin de istediğiniz teknolo-jiyi empoze etme şansınız artar.

Olmazsa olmaz asıl yol ise bilişim emekçisinin ürettiğine sa-hip çıkması, hakkını savunması, üretiminin kontrol ve denet-leme mekanizmalarını ele geçirmesidir. İş yerlerinde bunuyapabilmek için örgütlenmesi ve kendine alanlar yaratmasıdır.

Cehaletle akıl arasındaki savaş hala sürüyor ve bizler hakla-rımızı savunmak, insanca yaşamak için uğraşmaya devamediyoruz. Üretim araçları kamulaştırılmadan, ortak toplum-sal refah için üretim yapılmadan, işçiler kendi yönetimpratiklerini ortaya koymadan, kısaca sınıfsız bir toplum inşaedilmeden yazılımcılar özgür olamaz. Bunun için diyoruz ki"Bilişim çalışanı özgür olmadan, yazılım özgür olmaz".bi

lişim

ve

iletiş

im ça

lışan

ları

day

anış

ma

ağı -

BİÇ

DA

4 www.bilisimcalisanlari.net 1 Nisan 2012