43

Bilgisayara İndir

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Bilgisayara İndir
Page 2: Bilgisayara İndir
Page 3: Bilgisayara İndir

EditördenEditörden

Doç. Dr. Salih SOMUNCUMedikal Direktör ve Genel Yayın Editörü

2012 yılına merhaba diyen dergimiz “Hospital”ın yeni sayısına hoş geldiniz.Size özel hazırladığımız konular ve merak edilen soruların yanıtlarını bir araya getirdiğimiz bu yayınımızda ilginizi çekecek konular bulacağınızıumuyoruz.

Her alanda olduğu gibi sağlık alanında yaşanan gelişmeler, hastalıklarlamücadelenin temelinde tedaviden önce önleyici çalışmaların olduğunu birkez daha ortaya koyuyor. Özellikle çağın vebası olarak nitelendirilen kanserhastalığının erken tanısının ne kadar önemli ve hayat kurtarıcı olduğunugörüyoruz. Bu amaçla 11. Sayımızda erken tanının en büyük yardımcısıCheck‐up ile erken tanının hayat kurtarıcı olduğu pankreas ve akciğerkanserlerine detaylı olarak yer verdik.

Teknolojik gelişmelerin çözümüne sağladığı katkıyı bir kez daha gözlerönüne seren girişimsel radyoloji ve tüp bebekteki özel uygulamaları güncelbaşlığı altında sizlerin beğenisine sunduk.

Kışın sert yüzünü göstermesi ve güneşin hayatımızdan çekilmeyebaşlamasıyla birlikte gündeme gelen D vitamini eksikliği de konubaşlıklarımız arasında. Ayrıca kış sporlarında dikkat edilmesi gerekenler veözellikle çocuklarımızda kış mevsimiyle birlikte daha sık görülen üstsolunum yolu enfeksiyonları konusundaki yazılarımızı ilgiyle okuyacağınızainanıyoruz.

Plastik Cerrahi ve Dermatoloji konularında en çok merak edilen sorularıBurun Estetiği, Saç Ekimi ve Lazer Epilasyon yazılarımızla yanıtladık. Ayrıcabu sayımızda çocuklarımızda çevredeki uyaranların artması nedeniyle dahafazla görülmeye başlayan öğrenme güçlüğü ve Disleksi’yi işledik.

2012 yılının ve bundan sonraki tüm yılların sizlere sağlık ve mutlulukgetirmesi dileğiyle.

Değerli okuyucularımız, hastalarımız ve ziyaretçilerimiz;

Page 4: Bilgisayara İndir

İmtiyaz Sahibi: Hisar Intercontinental Hospital adına

Uzm. Dr. Fazlı YILMAZER

Genel Yayın EditörüDoç. Dr. Salih SOMUNCU

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüBanu BİCAN

Görsel ve İçerik Editörleri Özlem ÖZEN

M. Kemalettin SEVİNDİ

Yayın KuruluDoç. Dr. Salih SOMUNCU

Prof. Dr. Bekir Sami UYANIK Doç. Dr. Yılmaz BİLSEL

Doç. Dr. Seyhan ALKANGülveren AKYOL

Sanat Yönetmeni ve Grafik Tasarım Ali UZUN

Kurumsal İletişim Hisar Intercontinental Hospital

Kurumsal İletişim Müdürlüğü [email protected]

Tel: +90 216 524 13 00

Yönetim MerkeziHisar Intercontinental Hospital

Saray Mah. Site Yolu Cad. No: 7 PK.34768Ümraniye / İstanbul

Tel: +90 216 444 5 888Faks: +90 216 524 13 23 www.hisarhospital.com

BaskıÇamlıca Basım Yayın ve Tic. A.Ş.

Bağlar Mah. Mimar Sinan Cad. No:52Güneşli – Bağcılar / İstanbul

Tel: +90 212 657 88 00 Faks: +90 212 657 95 88

www.camlicabasim.com.tr

Yerel süreli yayın Dergimizde yer alan yazılar hastalıkların tanı ve

tedavi metodları hakkında toplumu bilgilendirmeküzere yayımlanmaktadır. Dergimizde kullanılan yazıve fotoğraflar Hisar Intercontinetal Hospital’in izni

olmadan kullanılamaz.

HOSPITALHİS

AR I

NTE

RC

ON

TIN

ENTA

L

İÇİNDEKİLERİÇİNDEKİLER

Çocuk Sağlığı

• Disleksi

Kısa Kısa

İçimizden Biri

Dr. İzlem Göçmen

Dosya

• Greenlight

• Diş Sıkma ve Gıcırdatma

• Kolesterol

Yaşamdan Kesitler

Tıp ve Sanat

Yakın Plan

Rinoplasti

• Burun Estetiği ile İlgili Merak Edilenler

Nijer

• Masum ve Mağdurİnsanların Coğrafyası

Uzman Görüşü

Sağlıklı Yaşam

Saç Ekimi• Saç Ekimi Öncesi ve

Sonrasında MerakEdilen Her Şey

Dosya

Gündem• Kış Sporları

• D Vitamini

GüncelTüp Bebek Tedavisi

• Başarıyı Artıran Özel Uygulamalar

Girişimsel Radyoloji• Tanı ve Tedavi Amaçlı

Girişimsel Radyoloji

Kötü Doktorlar,Şarlatanlar

• Çocuklarda Tekrarlayan Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

• Denizaltının Sessiz Ama Canlı Dünyası

• Akciğer Kanseri

• Check‐Up

• Pankreas Kanseri

• Klinik Laboratuvarlar

• Multifestjin’deydik

• Hijyen ve Cilt SağlığıEğitimi Verdik

• NRP Eğitimine Ev Sahipliği Yaptık

8 54

78

62

81

58

Lazer Epilasyon

24

40

50

70

74

12

66

16

32

36

20

28

Page 5: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 20125

Günc

elGü

ncel

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 6

İlk tüp bebek Louise Brown’ın doğumununüzerinden 33 yıl geçti. Geçen bu süre zarfında,

tüp bebek uygulamasında pek çok yenilik vedeğişiklik de yaşandı. Özellikle son yıllarda

başlayan özel uygulamaların desteğiyle, doğal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin

tedavisinde tüp bebek yöntemleri ilk sıralarayükseldi. Türkiye’de ise son verilere göre

tüp bebek sayısı 50 binin üzerinde bulunuyor.

Tüp bebek tedavisinde başarı şansını artıran uygulamaları, Hisar Intercontinental Hospital Tüp Bebek Merkezi Direktörü Doç. Dr. Birgül Gürbüz’den öğrendik…

Doç. Dr. Birgül GÜRBÜZTüp Bebek [IVF] Merkezi Direktörü

1983 yılında Hacettepe Üniversitesi TıpFakültesi’nden mezun olan Dr. Gürbüz, ihtisasını Ankara Dr. Zekai Tahir Burak

Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde tamamladı. Hacettepe

Üniversitesi’nden doçentlik unvanını aldı.Amerika’da Johns Hopkins

Üniversitesi Üreme Endokrinolojisi, İnfertilite ve Tüp Bebek Bölümü’nde

çalışan Doç. Dr. Gürbüz, Hisar Intercontinental Hospital Tüp Bebek

Merkezi Direktörü olarak görev yapıyor.

Tüp

Bebe

k

Embriyo Dondurma (Cryopreservation)Tüp bebek uygulamasının yapıldığı dönemde hastayakaliteli embriyoların transferinden sonra artan kaliteliembriyolar, çiftin isteği ile daha sonraki denemelerdekullanılmak üzere dondurularak saklanabilir. Türkiye’deyasal olarak 5 yıl boyunca embriyolar sıvı nitrojen içindesaklanabilmektedir. Bu durum hastaya maddi ve maneviavantaj sağlar. Eğer bu uygulamada gebelik oluşmaz veyadüşük ile sonlanırsa veya çift doğumdan sonra tekrarbebek sahibi olmak isterse; bir sonraki tüp bebekişleminde tekrar yumurtalıkların uyarılması ve yumurtatoplanmasına gerek kalmaksızın embriyolar çözülereksadece embriyo transfer işlemi uygulanır. Bazen tıbbizorunluluk nedeniyle de embriyoların donduruluptransferin ertelenmesi gerekebilir. Embriyoların transferedileceği dönemde kadında herhangi bir hastalık,ameliyat gibi durumlar ortaya çıkarsa transfer ertelenipembriyolar dondurulabilir. Rahim iç duvarını döşeyentabakalar yeterince olgunlaşmaz ve ince kalırsa, tedavisırasında kadının yumurtalıklarının aşırı uyarılmasına bağlıhiperstimülasyon sendromu (OHSS) ortaya çıkarsa;embriyolar dondurulup, bu sorunların giderildiği bir

dönemde embriyo transferi yapılabilir. Ayrıca rahimiçinde yer kaplayan polip, miyom, yapışıklık gibi sorunlartedavi sırasında fark edildiği zaman da embriyolardondurulup bu sorunlar cerrahi olarak düzeltildiktensonra çözülüp, embriyo transferi yapılabilir.

Page 6: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 20127

Embriyolar Ne Zaman ve Nasıl Dondurulur?Embriyolar tüm gelişim evrelerinde dondurulabilir.Embriyolar koruyucu bir sıvı (kriyoprotektan) iledengelenerek özel plastik taşıyıcılara konulur ve sıvınitrojen içerisinde ‐196 derecede dondurulur. Her hastaiçin ayrı saklama yerleri olan özel tanklarda saklanır.Dondurulmuş embriyolar çözülecekleri zaman sıvınitrojenden çıkarılır, koruyucu sıvıdan ayrılarak özel birkültür ortamına alınır ve inkübatöre konulur. Aynı günveya ertesi gün iyi görünen embriyolar transfer edilebilir.Embriyolar dondurma işlemine karşı hassas oldukları içintüm dondurulan embriyolar çözüldüğünde aynı canlılıktabulunmaları mümkün olmayabilir. İyi bir dondurmaprogramından beklenen canlılık oranı %75‐80'dir.Dondurulup çözdürülmüş embriyo transferi ile eldeedilen klinik gebelik ve canlı doğum oranları taze embriyotransferleri ile elde edilen oranlara yakındır.

Yumurtalar Hangi Durumlarda Dondurulabilir? Tıbbi zorunluluk durumunda yumurtalar sperm iledöllenmeden daha ileri yıllarda kullanılmak üzeredondurulabilir. Bu tıbbi zorunluluk halleri Sağlık BakanlığıYönetmeliği’nde belirtilmektedir. Evli olmayan kadınlarda,kısırlık oluşturma riski yüksek olan kanser tedavileriöncesinde yumurtalar dondurulabilir. Kanser tedavisiöncesinde kadının evli olması durumunda yumurtadondurulması yerine embriyo dondurulması daha yüksekbaşarı sağlanması nedeni ile tercih edilir.

Tıraşlama/Soyma (Assited Hatching)Transfer edilecek embriyoların en dış zarının (zonapellucida) mikroskop altında mekanik, asit veya lazer ilekısmen inceltilmesi işlemidir. Bu işlemin embriyonun,rahim duvarına tutunmasını kolaylaştırdığı düşünülmektedir.İleri yaşlarda, kalın duvarlı embriyolarda veya daha öncekiuygulamalarda rahim içine tutunma (implantasyon)problemi olan hastalarda uygulanır.

IMSI (Intra Cytoplasmic MorphologicallySelected Sperm Injection)IMSI; geleneksel IVF/ICSI mikroskopları ile karşılaştırıldığındaözel büyütme teknikleri kullanarak spermlerin morfolojikanalizlerinin üst düzeyde incelemesine olanak sağlayanbir yöntemdir. Standart ICSI uygulamalarında canlı spermhücresi en fazla 400 kat büyütülerek spermin genelmorfolojik özellikleri (baş‐boyun‐kuyruk yapısı) incelenebilir.

IMSI Kimlere Uygulanmalıdır?• Özellikle erkekte şiddetli kısırlık görülen vakalarda,

• Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında,

• Nedeni izah edilemeyen infertilite durumlarında,

• Sperm örneğinde normal sperm oranı düşük olanvakalarda IMSI uygulaması, implantasyon ve gebelikoranlarını artırıp; erken dönem düşük riskini azaltabilir.

PGD (Pre‐implantasyon Genetik Tanı)Doğum öncesi anne karnında gelişen bebekte genetik birhastalık olup olmadığı gebeliğin 12. haftasından itibarenyapılan testlerle anlaşılabilir. Ancak bu testler ciddi birhastalığı gösterdiğinde gebeliğin ilerlemiş döneminde(yaklaşık 5.ay) sonlandırılması gerekir. Bu da çiftinpsikolojik ve fizyolojik olarak yıpranmasına neden olur.Oysaki pre‐implantasyon genetik tanı (PGD) ile genetikhastalığı olan embriyolar daha anneye transfer edilmedenyani gebelik başlamadan tespit edilerek; kromozomlarındasayısal ya da yapısal nitelikte bir bozukluğa sahipolabilecek olan embriyolar saptanır. Böylece sadecesağlıklı embriyolar transfer edilebilir. Embriyolar şekil veyapı itibarı ile normal görünseler bile kromozomanomalilerine bağlı olarak gebelik gelişmeyebilir veyagelişen gebelik düşükle sonlanabilir. Yapılan araştırmalardaiyi kalitede görünen embriyolarda %35‐40, kötü kalitedekiembriyolarda %85‐90’a varan oranda kromozomalbozukluk saptanmıştır.

• Üreme sağlığı uzmanı, genetik danışman ve ilgilihastalığın doktoru tarafından hastanın PGD için uygunolup olmadığı değerlendirilir.

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 8

• Çift tüp bebek işlemine hazırlanır.

• Anneden alınan yumurta, babadan alınan sperm ilelaboratuvar ortamında döllenir.

• Bölünmüş embriyolar 3. gün 6‐10 hücre aşamasınageldiğinde önce hücrelerin ayrışması için hazırlananözel sıvıda bekletilir, daha sonra mikroskop altındauygun teknikle her embriyodan 1‐2 tane hücre çıkartılır.

• Biyopsi ile elde edilen hücreler numaralandırılarak,fiksasyon işlemi uygulandıktan sonra kromozomlarınmikroskop altında incelenmesine olanak sağlayan özelteknikler uygulanır.

• Sayısal ya da yapısal kromozomal bozukluk gösterenembriyolar tespit edilir ve sağlıklı embriyolar anneadayının rahmine transfer edilir.

Bu tekniğin uygulanacağı vakaların son derece özenleseçilmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki, PGD, embriyodanbiyopsi yöntemiyle bir hücrenin alınmasını gerektiren vepotansiyel olarak embriyoya zarar verebilecek bir işlemolup; gereksiz uygulanan vakalarda yarardan çok zararaneden olabilir. Anne rahmine transfer edilmesi düşünülenembriyo sayısından daha az sayıda embriyo elde edilenvakalarda kesinlikle uygulanmamalıdır.

MetabolomicsGünümüzde transfer edilecek embriyolar seçilirkenmikroskop altında değerlendirilerek hücre sayıları veşekilsel özelliklerine göre en kalitelisi ve anne rahminetutunma ihtimali en yüksek olan seçilir. Ancakembriyonun kalitesinin iyi olması embriyoların genetikve metabolik aktiviteler açısından normal olduğunutespit etmeye yeterli değildir. Embriyoların kromozomal(genetik) olarak normal olup olmadığını değerlendirmekancak biyopsi yoluyla alınan bir veya iki hücrenin pre‐implantasyon genetik tanı (PGD) yöntemiyleincelemesiyle mümkün olabilir. Ancak bu yönteminuygulanması için; ileri anne yaşı, genetik bir hastalıktaşıyıcısı olmak, tekrarlayan gebelik kayıpları, tekrarlayanbaşarısız uygulamalar, şiddetli erkek faktörü gibi geçerlisebeplerinin olması gerekir. Bir insanın kan ve idrar

tahlilleri değerlendirilip sağlık durumuyla ilgili bilgiedinildiği gibi; embriyoların da metabolizmalarını; yanibeslenme alanı içindeki hangi maddeleri tükettiğini,bunun sonucunda içinde geliştiği ortama ne salgıladığınıinceleyerek sağlık durumları ile ilgili bilgi alınabileceği vegebelik oluşturma şansının değerlendirilebileceğidüşünülmektedir. Yeni geliştirilen bu yeni yöntemin adı‘Metabolomics’tir. Henüz rutin kullanıma girmemiş olanve faydası araştırılan bu yöntemin ayrıca embriyonuntutunabilirliğini artırmak şeklinde bir avantajı yoktur.

Endometrial Ko‐Kültür (Yapay Rahim)Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları ve tekrarlayan yavaşve/veya kötü embriyo kalitesi olan çiftlerde; tedaviyebaşlamadan önce anne adayından toplanmış vedondurularak saklanmış olan rahim içi endometriumhücreleri üzerinde embriyoların kültüre edilmelerininsonuç verebileceği düşünülmüştür. Adetin 21. günürahim içinden alınan ufak bir doku örneği laboratuvarkoşullarında ayrıştırılır, hastanın kendi kanından eldeedilen inaktive edilerek filtrasyondan geçirilmiş serum ilekültür ortamı oluşturulur ve gerekli hücreler çoğaltılır (1‐3 hafta arası sürmektedir). Eğer bir sonraki adetdöneminde tedavi planlanıyorsa kültür devam ettirilir.Daha ileri bir tarih planlanması durumunda ise gelişenhücreler dondurularak saklanır. Daha sonra hasta tüpbebek tedavisine alınır. Yumurta toplama işlemiyapıldığında dondurulmuş olarak saklanan örneklerçözülür. Ko‐kültür dediğimiz yapay bir rahim içi dokusuoluşturulur. Tüp bebek işlemi yapılıp döllenmegörüldükten sonra oluşan embriyolar transfer işleminekadar bu doku içinde büyütülür. Son yıllarda geliştirilenkültür sıvıları, embriyolar için çok uygun beslenme alanıoluşturarak ko‐kültür uygulamalarının gebelik şansını çokyükseltmediğinden dolayı çoğu merkez riskler içeren buyöntemi tercih etmemektedir.

Page 7: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 20129

Günd

emGü

ndem

Bütün yıl spor yapmayıp bir anda, kayak gibidenge, hız, nefes, akciğer kapasitesi ve ciddi birbedensel aktivite gerektiren bir spor tercihi dikkatsizve bilinçsiz yapıldığında ciddi yaralanmalara,ortopedik sakatlıklara neden olabiliyor. Sporyaralanmaları ve kayak yaparken sakatlanmamakiçin alınması gereken önlemleri Hisar IntercontinentalHospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. Bülent Çapar’a sorduk…

Kış sporlarında özellikle kayak yaparkendikkat edilmesi gerekenler nelerdir?Her spor dalında olduğu gibi spora başlamadanönce gerekli kas egzersizlerimizi yapıpkaslarımızın aktiviteye hazırlıklı olmasınısağlamalı aktivite öncesi ısınmalıyız. Isınmamışkas ve bağlar yaralanmaya açıktır. Soğukhavalarda görülen sakatlıklar daha çok kas vetendon sakatlıkları olduğundan vücut ısısınıkoruyan, rüzgâr ve su geçirmez kıyafetler tercihedilmelidir. Ayrıca hafif kıyafetler, ayaklarıterletmeyen ve ayak bileğini destekler nitelikte

olan ayakkabılar ve kar gözlüğü, eldiven veeklem pedleri gibi ekipmanların kullanımı sporyaralanmalarını önemli ölçüde azaltır.

Kış sporlarında hangi tip yaralanmalarladaha sık karşılaşıyorsunuz?Genelde düşmeye bağlı el bileği burkulmaları veeklem çevresi kırıkları gibi basit sakatlıklarlakarşılaşıyoruz. Ancak ayak bileği‐diz yaralanmalarıçapraz bağ, yan bağ yaralanmalarını daberaberinde getiriyor. Diz yaralanmaları basit birmenisküs yırtığından, daha ciddi bağyaralanmalarına kadar değişen boyutlarda çokdaha ciddi sakatlanmalara yol açabiliyor.

Özellikle spor sırasında akut olarak kasgerilmeleri, yırtılmaları, eklem içi ve çevresindekibağlarda kopma, eklem çıkıkları, kırıklargörülebileceği gibi kronik yaralanmalardakıkırdak yaralanmaları ve osteoartrit (kireçlenme)de görülebilir.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1998 yılında mezun olanBülent Çapar, uzmanlığını 2005 yılında İzmir Eğitim ve AraştırmaHastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nde tamamladı. 2007-

2008 yılları arasında New York, Hospital for Special Surgery’deSpor Yaralanmaları ve Artroskopik Cerrahi, Protez Cerrahisi ileilgili özel çalışmalarda bulunan Op. Dr. Bülent Çapar’ın mesleki

ilgi alanları arasında; Spor Yaralanmaları ve Artroskopik Cerrahi(Diz, Omuz, Ayak Bileği, Kalça), Osteoartritte (Kireçlenme)

Protez Cerrahisi, Revizyon Protez Cerrahisi (Sorunlu ProtezCerrahisinde İkincil Cerrahi) yer almaktadır. Op. Dr. Bülent Çapar

Hisar Intercontinental Hospital Ortopedi ve TravmatolojiBölümü’nde görev yapmaktadır.

Op. Dr. Bülent ÇAPAROrtopedi ve Travmatoloji Uzmanı

Kış

Spor

ları

na D

ikka

t!

Kış mevsiminin gelmesiyle kar keyfini doyasıya yaşamak isteyenheyecan tutkunlarının ilk durağı kayak merkezleri, bu yıl da kayak

sevdalılarıyla dolup taşacak gibi. Ancak gerekli tedbirler alınmazsa,bu keyifli spor ciddi sakatlanmalara yol açabiliyor...

Heyecan Tutkunuz,Sakatlıkla

Sonlanmasın !

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 10

Page 8: Bilgisayara İndir

Bu tip yaralanmalar için risk faktörleri nelerdir?Öncelikle bu tip yaralanmalar kişinin yapmakta olduğuspora olan yetkinliğine, eğitimine ve tekniğine bağlıdır.Kayak gibi teknik bilgi isteyen sporlara başlamadan öncemutlaka ders alınmalıdır.

Yaralanmalar için risk faktörlerini ise çevresel nedenlerve bedensel nedenler olarak basit iki başlık altındatoplayabiliriz.

Çevresel Nedenler• Vücuda aşırı yük binmesi

Vücut kas ve bağları kişinin yapısına bağlı olarak belirliölçüde baskıya dayanabilecek ölçüdedir. Budayanıklılık daha önce yapılan egzersize bağlı olarakdeğişir.

• Doğru olmayan teknikle spor yapılması

Özellikle spor yaparken bağ ve kas yapısının bilinçsizcebaskıya maruz bırakılması dokunun yaralanmaya açıkhale gelmesine neden olur.

• Uygun olmayan ekipman

Spora uygun olmayan kıyafet ve donanım ile sporyapılması özellikle ayak ‐ ayak bileği yaralanmalarınave burkulmaların artmasına neden olur.

• Vücutta ani ısı değişiklikleri

Çeşitli nedenlerle vücut ısısının belirli sınırlar içindekalamaması durumunda, çabuk yorulma, yorulmalarabağlı olarak da düşmeler görülebilir.

Bedensel Nedenler• Bacak uzunluklarındaki eşitsizlikler,

• Kas güçsüzlüğü,

• Vücut esnekliğindeki azalma,

• Eklem gevşekliği,

• Obezite ve aşırı kilo.

Spor yaralanmaları sonrası uygulanması gerekenilk müdahaleler nelerdir?Spor yaralanmaları bağ yırtılması, kırık gibi hastanedemüdahale ve tedavi gerektirebildiği gibi çoğu yaralanmada kişinin kendi yapabileceği ilk müdahale ile derahatlatılabilir.

Tipik olarak birçok yaralanma sonrası şişlik, kızarıklık,yaralanan bölgede aşırı duyarlılık ve ısı artışı görülebilir.

Yaralanma sonrası ilk yapılması gereken dokunun aşırışişmesini (ödemi) önlemektir.

Bu Doğrultuda Yapılması Gerekenler:Buz veya soğuk kompres uygulanması: Hem ağrının hemödemin artışını önlemede yardımcıdır. Burada önemliolan buzun cilde direkt olarak temas ettirilmemesidir.Birkaç saatte bir 10‐20 dakika soğuk kompresuygulanması doğru olacaktır.

Kompresyon: Yaralı bölge bandaj ile hafif sıkıca sarılarakuygulanabilir. Ödemin artmasını önlemekte yardımcıdır.Uç noktadan yukarıya doğru sarılarak uygulanmalıdır.

Elevasyon: Yaralanan uzvun kalp seviyesine yakın halegetirilmesi ödemin gelişimini yavaşlatacaktır.

İstirahat: Aktivitenin bırakılarak istirahata geçilmesiiyileşme sürecini hızlandıran önemli bir etkendir.

İlk müdahalenin ardından zaman kaybetmedenortopedi‐travmatoloji veya acil servis uzmanı olan birsağlık merkezine başvurulmalıdır.

Her ne kadar yukarıda belirttiğimiz ilk müdahalelerdensonra kişi kendini iyi hissedip sakatlığının düzeleceğinidüşünse de bu büyük bir yanılgı olabilir, sakatlığının dahaciddi boyutlara ulaşmasına yol açabilir. Burada önemliolan ve sıklıkla karsılaştığımız konulardan birisi de bireyeözgü farklılıklardır. Bazı hastaların ağrı eşiği yüksek olduğuiçin ciddi yaralanma geçirdikleri halde ayak‐ayak bileğihareketlerindeki kısıtlılığı önemsiz olarak değerlendiripsağlık merkezine geç başvururlar. Öncelikli olarak tavsiyeedebileceğimiz şey yaralanma bölgesinde şişme (ödem)olan hastaların mümkün olan en kısa zamanda uygun birsağlık merkezine giderek muayene olmasıdır. Sakatlığınve tedavinin değerlendirilmesi mutlaka uzman hekimlertarafından yapılmalıdır.

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201211

Page 9: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201213

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı 2007’de dünya genelinde 1 milyon 180 bin kişinin akciğer kanseri nedeni ile yaşamınıkaybettiğini açıkladı. 2030 yılına kadar da her yıl 10 milyon kişininbu nedenle yaşamını kaybedeceği tahmin ediliyor... Ülkemizde netsağlık istatistikleri olmasa da her yıl 20‐25 bin yeni akciğer kanserihastası orta çıkıyor ve bu rakamın 30‐40 binlere kadarulaşabileceğinden endişe duyuluyor. Do

sya

Dosy

aBırakın Ciğerleriniz

Nefes Alsın!

Çağın vebası akciğer kanseri. Ne yazık ki tüm dünyada,

kalp hastalıklarına bağlı ölümlerdensonraki sırayı hiçbir şekilde

başka bir hastalığa bırakmıyor.

Özellikle son yıllarda artış gösteren bu kansertürü ile ilgili merak edilenleri HisarIntercontinental Hospital Medikal OnkolojiBölümü Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Bekir Öztürk ilekonuştuk…

Erken tanının çok zor olduğu ancak düzenli sağlıkkontrolleri ile erken yakalanma şansınınolabildiği Akciğer Kanseri’nin, tüm dünyagenelinde ciddi oranda artış göstermeye devamettiğine dikkat çeken Öztürk, ‘2007 yılında Amerika’dayapılan bir araştırmaya göre 114.760 erkek ve98.260 kadın akciğer kanseri tanısı almış; neyazık ki bunların %86’sı 5 yıl içerisinde hayatınıkaybetmiş. Bu çok ciddi bir rakam.’ açıklamasındabulundu.

Sigara ile Kısalan Hayatlar…Akciğer dokusunda olan hücreler ihtiyaç vekontrol dışı çoğalarak akciğer içerisinde kitleoluşturur. Bu kitle bulunduğu ortamdabüyümesinin yanı sıra hastalığın ilerikievrelerinde çevre dokulara veya dolaşım yoluylauzak organlara (kemik, beyin, karaciğer gibi)

sıçrayarak ciddi hasara yol açabilir.

Akciğer kanserlerinin %85’ini sigara içenlerdegörüyoruz. Yapılan incelemelerde tanı konulanakciğer kanseri hastalarının %50’sinin düzenlisigara içenler olduğu bilgisine ulaşılmış. Sigaraiçmeyenlerin akciğer kanseri olmayacağınısöylemek ne yazık ki mümkün değil. İçmeyenlerdede akciğer kanseri görülebilir.

Yıllarla birlikte akciğer kanserinin en sık görülentipi de değişti. Genelde genç ve 45 yaş altı kadınlardasıklıkla görülen kanser tipi adenokarsinomdur.Geçen 25 yıl içerisinde adenokarsinom, yassıepitelyum hücreli karsinomun yerini alarak en sıkgörülen akciğer kanseri türü haline geldi. Küçükhücreli karsinom tipinin görülme sıklığındaazalma devam ediyor.

Erkeklerde Akciğer Kanseri AzalırkenKadınlarda Artış Gösteriyor!Akciğer kanserini en sık 55‐65 yaş arasındagörüyoruz. Son yıllarda erkeklerde azalmagözlemlenirken kadınlarda tam aksi bir durumgörmeye başladık. 1980’li yıllardan sonra

1985 yılında Gülhane Askeri TıpAkademisi’nden mezun olan Öztürk,

uzmanlığını 1994 yılında İç Hastalıkları; Yan DalUzmanlığını ise 1997 yılında yine GATA’da Tıbbı

Onkoloji alanında tamamladı. 2000 yılındaYardımcı Doçent; 2004 yılında ise Doçent olanÖztürk, 2010 yılına kadar GATA Tıbbı Onkoloji

Bilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olarak çalıştı.Doç. Dr. Ahmet Bekir Öztürk; Hisar

Intercontinental Hospital’da Medikal OnkolojiBölümü’nde görev yapıyor.

Steve Jobs

Doç. Dr. Ahmet Bekir ÖZTÜRKMedikal Onkoloji Uzmanı

Akci

ğer K

anse

ri

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 14

Page 10: Bilgisayara İndir

ülkemizde kadınlarda bu kanser türü ciddi artış gösterdi.Bu, özellikle kadınlarda sigara tüketiminin yaygınlaşmasıve hormonal nedenlere (sigaradaki kanserojenlere dahaduyarlı olmalarına) bağlı. Sigarayı bıraktırma çalışmalarıerkeklerde 40 yıl önce başlatıldı. Bu nedenle ölüm hızındadüşme görülüyor. Ancak kadınlarda sigara içimiyoğunluğu erkeklere göre 10‐15 yıl daha gecikmiş olarakarttığı için sigara bıraktırma çalışmalarının özellikleyoğunlaştırılması gerekiyor. Çünkü ölüm hızı yüksekliğisigara içimi ile yakından ilintili.

Akciğer Kanserinin Diğer Suçlusu: Radyasyon…Radyasyon akciğer kanseri gelişiminde suçlanannedenlerin arasında. Yüksek düzeyde Radon’a maruzkalan veya meme kanseri, lenfoma nedeni ile tedaviamaçlı radyoterapi almış kişilerde de ilerleyen dönemdeakciğer kanseri gelişebilir. Çevresel ve çalışma faktörleriolarak asbest toz, berilyum, hardal gazı ve silika akciğerkanseri riskini artıran nedenlerden kabul ediliyor. Özellikleasbeste maruz kalmanın yanı sıra sigara kullanımı mevcutise akciğer kanseri riski daha da artıyor. Dökümhaneişçileri ve kaynak işi ile uğraşanlarda kimyasal ajan olaraknikel, kadmiyum, krom ve kobalt, akciğer kanseri gelişmeriskini kuvvetlendiriyor. Arseniğin solunum veya sindirimyolu ile alınması da akciğer kanseri riskini artıran bir diğerajan. Özellikle işlenmiş suyun yoğun tüketildiği Şili gibiülkelerde akciğer kanserinden ölüm riskinin artmışolduğu saptanmış. Ayrıca fabrika bacaları, motorlu taşıtlargibi nedenlere bağlı hava kirliliğinin (kanser riskiniartırabileceği düşünülmektedir, ancak riskin derecesibelirlenememiştir), evlerde uygun olmayan şekilde yakıttüketiminin kanser yapıcı maddelerin oluşmasına nedenolduğu biliniyor. Yanlış beslenme de diğer kansertürlerinde olduğu gibi akciğer kanserinde de risk faktörüyaratabilir.

Risk altında mıyım?• Sigara içiyorsanız (Sigara içme süresi, toplam içilen

sigara, başlama yaşı ve içilen sigaranın tipine göre derisk değişkenlik gösterir. Ayrıca, günde 2 paket sigaraiçenlerde, içmeyenlere göre akciğer kanserinden ölümriski 70 kez fazladır.),

• Ailenizde akciğer kanseri olan varsa (Sigaraiçmiyorsanız riski 2,8 oranında; sigara içiyorsanız 30kat artırır),

• Kendiniz içmediğiniz halde sigara dumanına maruzkalan pasif içicilerdenseniz (Riski 1,2‐1,3 artırır),

• Hava kirliliğine maruz kalıyorsanız,

• Asbest gibi maddeler kullanılan iş kollarındaçalışıyorsanız,

• Ailenizde akciğer hastalığı varsa risk altındaolabilirsiniz.

Akciğer Kanserinde BelirtilerAkciğer kanserinin en önemli özelliği sinsi olarak ilerleyenve ileri aşamalara kadar belirtilerini çok fazlagöstermeyen bir hastalık olmasıdır. Hastalığın sessizseyretmesi müdahaleyi geciktirdiği için tedavi şansınıdüşürür. Bu nedenle:

• İnatçı öksürük,

• Kanlı balgam çıkarma,

• Nefes darlığı,

• Pnömoniye bağlı ateş, prodüktif öksürük (solunumsistemine kaçan bir yabancı cismin atılması için oluşanöksürük),

• Plevra (akciğer zarı) ve göğüs duvarının tutulmasınabağlı ağrı,

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201215

• Yutma borusunun etkilenmesine bağlı yemekle oluşanağrı,

• Ses kısıklığı,

• Kilo kaybı,

• İştahsızlık,

• Terleme ve halsizlik,

• Beyine yayılıma bağlı baş ağrısı, sara atakları, çiftgörme,

• Kemik tutulumuna bağlı, ağrı ve patolojik kırıklar,

• Yemek yemede zorluk,

• Karaciğer tutulumuna bağlı ağrı, sarılık gibişikayetleriniz varsa gecikmeden doktora başvurmanızhayat kurtarıcı olabilir.

Akciğer Kanserinde Check‐Up, Erken Tanı İçinBüyük Destek!Hastalık yakın bölgelere yayılmadan önce nadiren belirtiverdiği için hastalarımızın yaklaşık %15’ine erkendönemde tanı koyabiliyoruz. Genelde başka bir hastalıkiçin yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkan verilerletanı oluyor. Bu nedenle akciğer kanseri başta olmak üzeretüm kanser türleri ve hastalıklarla ilgili erken teşhiskonulabilmesi için sağlıklı her insanın yılda en az 1 kezyaptıracağı check‐up’la erken teşhis şansı çok yükseliyor.

Akciğer kanserinin erken tanısı için daha önce 50 yaş üzerive düzenli sigara içenlerde balgam sitolojisi, akciğer filmtakipleri ile erken tanı ve ölüm riskinde azalmasağlanamamıştır. Ayrıca bronkoskopi ile bronşlarıinceliyoruz. Gerekirse akciğerden incelenmek üzere parçaalıyoruz. Bu süreç lokal anestezi altında yapıldığı içinhasta ağrı hissetmiyor. Son yıllarda görüntülemeyöntemlerinin gelişmesi erken tanıyı da kolaylaştırdı. Buyönde özellikle düşük radyasyon ile helikal veya spiral incekesitli BT ile tarama çalışmaları yapılmaya başlandı. Ancakbunun sonuçlarını önümüzdeki yıllarda hep berabergöreceğiz. Hali hazırda BT ile tarama yöntemi rutin olarakuygulanmıyor.

Akciğer Kanserinde TedaviErken dönemde yakalanmış akciğer kanserinin tedavisicerrahidir. Cerrahi tedaviden sonra kemoterapi ya daradyoterapi uygulamıyoruz. Ancak hastalığın ilerikievrelerinde ameliyat sonrası mutlaka kemoterapi ya daradyoterapi uygulanması gerekiyor. Damardan ya da ağızyoluyla ilaç verilmesi şeklinde uygulanan kemoterapi yada ışın tedavisi olan radyoterapi ile kanser hücrelerininvücutta yayılmasını önleyerek var olan kanserli hücreleriyok ediyoruz.

Sebze ve meyve tüketimi kanserden korur mu?Konuyla ilgili yapılan pek çok çalışmadan biri de D vitamini ve retinoidlerin akciğer kanserinden koruyucuetkilerine yönelik olanıdır. Ancak net bir sonuçgörülmemiştir.

Son dönemde Avrupa’da 450 bin kişiyi kapsayan birçalışma meyve ve sebze tüketiminin kanserde koruyucuetkisi olduğunu göstermiştir. Brokoli, karnabahar gibiizosiyanat içeriği yüksek sebzelerin özellikle sigaraiçenlerde tüketiminin koruyucu etkisinden söz etmemizmümkün.

Narenciye ile alınan Beta‐Kriptoksantin de akciğer kanseririskinde azalmaya yol açar. Çinko ve selenyum alımı ilehafif derecede bir risk azalması da söz konusu olabilir.Danimarka’da yapılan bir çalışmada alkol ve sigaratüketimi yoğun olan kişilerde diyetsel fosfat tüketimininde koruyucu etkisi görülmüştür.

Akciğer kanserinden nasıl korunabiliriz?• Kendinize bir iyilik yapın. Sigara içiyorsanız sigarayı

bırakın.

• İçmiyorsanız da sigara içilen alanlardan ve sigara içeninsanlardan uzak durun. Çünkü pasif içicilik de sizi riskaltına sokar.

• Spor yapın.

• Az yağlı besinlerle sağlıklı beslenin, meyve ve sebzeyibol miktarda tüketin.

• Alkol tüketiminden kaçının.

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 16

Page 11: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201217

Sağl

ıklı

Yaşa

mSa

ğlık

lı Ya

şam

Op. Dr. Hakan ÖZDEMİRPlastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı

Saçlarınızda ciddi bir azalma mı var?Saçlı bölgenin giderek azaldığını

hissetmenizin yanı sıra, çevrenizde defark edilmeye mi başlandı?

Bazıları dalga mı geçiyor? Modern tıbbın sunduğu

saç ekim yöntemleriyle kendi saçlarınıza;üstelik eskisinden daha gür bir şekilde

kavuşmanız mümkün.

Saç ekimi nedir? Vücuttaki kılın veya saçın olduğu yerden doku dışınaalınıp; saçsız veya vücutta başka bir alana yerleştirilmesiişlemine saç ekimi denir. Saç ekimi bir tür doku naklidirve bu nakil kişinin kendi dokusuyla yapılır. Sonzamanlarda kaş, kirpik, sakal, bıyık ve kol kılı gibi ekimlerde yapıldığından ‘Saç Ekimi’ tanımı yetersiz kalmaktadır.Doğru tanımlama ‘Kıl Kökü Nakli’ şeklinde olmalıdır. Lokalanestezi altında Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanıtarafından içinde canlı saç köklerinin bulunduğu bir dokuparçası blok halinde (FUT) veya tek tek (FUE) alınır veuzman ekip tarafından tekli, ikili ve üçlü greft adınıverdiğimiz gruplara ayrılır. Daha sonra ayrılan bu saçkökleri yine lokal anesteziyle tamamen saçsız kalmış yada seyrelmiş alanlara, cildin altına doğru mikro kanallaraçarak; bu kanallar içerisine tek tek taşınır ve işlem tamamlanır.

Saç Muayenesi ve Analizi Saç Ekimi Ünitesi’nde hastalarımızın estetik cerrahiuzmanı tarafından saç muayeneleri yapılır, saçsızlıklarınıntedavi planı ve saç nakli hakkında kendilerine detaylı bilgiverilir. Bu muayenede açıklık ve seyreklik alan derecesiölçülür, ense üzerindeki dökülmeyen saç köklerininsağlığına ve sıklığına bakılır. Detaylı saç analiz raporudüzenlenerek kişi saçlarının durumu hakkındabilgilendirilir. Eğer kişinin ense üzerindeki saçlı alanı,açıklığını kapatacak kadar ise Saç Ekimi tedavisi yapılır,eğer bu alan uygun değilse diğer yöntemlerle ilgili bilgilerverilir. Saç ekimi uzmanları saç analizi ile saç sorunlarınızıtespit ederek, saç tedavisini planlar ve yapılan tedavilerinolumlu sonuçlarını gerçekçi bir şekilde rapor ederekhastalarına uygun bir tedavi sunar.

Kıl Kökü NakliSaç ekiminde son yıllarda yaygın olarak kullanılanyöntemlerden biri FUE yöntemidir. FUE ile saç ekimi birameliyat olmadığı için ağrı, yara, enfeksiyon, kanama veyara izi gibi genel ameliyat komplikasyonlarının gelişmeolasılığı da çok düşüktür. Hastanemiz 3 çeşit saç ekimyöntemi uyguluyoruz.

Saç Naklinde Kullanılan YöntemlerFUE (Follicular Unit Extraction)

Kısaca FUE olarak adlandırılan Follicular Unit Extraction,ensenizin üst kısmı ve kulak üstünüzdeki saçlarınızdanyararlanarak cerrahi işlem yapılmadan lokal anestezialtında Micromotor yöntemi ile 1 mm’den biraz küçükPunch’larla tek tek saçlı deriden çıkarılması işlemidir. Buişlemde kesi yapılmadığı için dikiş atılması gerekmez.Çıkarılan saç kökleri, hücre suyunda bekletilerek saç ekimibaşlayana kadar sağlıklı kalmaları sağlanır. Günümüzde;hastalarımızın tercihi doğrultusunda 10 hastamızdan9’una bu yöntem uygulanmaktadır. FUE yöntemininavantajları, FUT yöntemi yapılan hastalarda görülenderide yara izinin kalmaması, ekimdeki başarı oranınındaha yüksek olması ve daha çok saç kökü transferineolanak sağlaması şeklinde sayılabilir.

FUT (Follicular Unit Transplant)FUT yöntemi olarak adlandırdığımız Fullicular UnitTransplant, ensenin üst kısmı olan iki kulak arasındakialandan lokal anestezi altında cerrahi bir işlemle dokuparçası alınmasıdır. Çıkarılan bu parça tekli ve ikiligruplara ayrılır. Ayrılan bu parçalar (greft), lokal anestezi

Hacettepe Tıp Fakültesi’nden 2001 yılında mezunolan Op. Dr. Hakan Özdemir, uzmanlığını 2008’de

Hacettepe Üniversitesi Hastanesi PlastikRekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda

tamamladı. Mesleki ilgi alanları arasında EstetikCerrahi, Ortognatik Cerrahi (Çene Bozuklukları

Cerrahisi), Cilt Tümörleri, El Cerrahisi VeRekonstrüktif Mikrocerrahi, Tüm Vücut

Yaralanmaları, Dudak-damak Yarıkları, GenitalBölge Cerrahisi (Genital Estetik), Saç Ekimi, Lazer

Uygulamaları yer alan Op. Dr. Hakan Özdemir HisarIntercontinental Hospital Plastik ve Rekonstrüktif

Cerrahi Bölümü’nde görev yapıyor. Plas

tik

Cerr

ahi

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 18

Page 12: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201219 Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 20

ile açılan kanallara yerleştirilir. Bu bölgede saç alınmaişlemi sırasında bir doku kesisi yapıldığı için, estetik dikişile kapatmak gerekmektedir.

FUT mu, yoksa FUE mi?Saç ekimi isteği olan hastaların ilk sorduğu sorulardan birtanesi de FUT mu daha iyidir, yoksa FUE mi? Sanılanınaksine bu iki saç nakil yöntemi birbirinden çok dabağımsız olan yöntemler değildir. FUE yöntemi, FUT yönteminin bir adım daha ileri gitmiş şeklidir.

FUT (Follicular Unit Transplant) yöntemi kıl foliküllerininbaşka bir vücut alanına naklini tarif eder. FUE (FollicularUnit Extraction) ise kıl foliküllerinin saçlı alandançıkarılmasını tarif eder. FUE yönteminde saçlı alandanmikromotorla tek tek çıkarılan kıl folikülleri (kökleri) işlemsonunda saçsız alana nakil edilir.

Klasik saç ekimi işleminde, ense ve iki kulak arası saçlıderiden bir şerit halinde saç bloğu çıkarılmakta ve budaha sonra 1’li 2’li 3’lü ve hatta daha çok kıl folikülününolduğu parçalara ayrılır ve vücudun diğer bölgesine nakiledilirdi. Ense saçlı derisinden alınan alan ise dikiş atılarakkapatılırdı. Bu yöntem hem ağrılı hem de saçlı deride dikişizi bırakması nedeniyle çok uygun olmayan bir yöntemdir.Adlandırılması FUT olarak yapılan bu yöntem, çok tercihedilmemektedir.

Modern saç ekimi yönteminde ise kıl folikülü alınmasıişlemi ense ve iki kulak arkası bölgeden mikromotorla tektek yapılmaktadır. Alınan alanda açık yara oluşmadığı içindikiş atılması da gerekmemekte ve iz kalmasıgözlenmemektedir. Çıkarılan kıl folükülleri yine aynışekilde vücudun diğer bölgesine nakil edilmektedir.Adlandırılması FUE olan bu teknik, üstün sonuçlarıbakımından hem uzmanlar hem de hastalar tarafındançok daha fazla tercih edilmektedir. Sonuç olarak cerrahiolan yöntem FUT, cerrahi olmayan yöntem FUE şeklindeadlandırılmıştır.

BHT (Body Hair Transplant)BHT; Saç köklerinizi vücudunuzdaki kıllardan yararlanaraktek tek almanıza olanak verir. FUE yöntemi ile aynı andadaha fazla saç teli nakledebilmek amacıyla da yapılmaktadır.

Saç Ekimi İşlemi Öncesi Hazırlık• Kanı sulandırıcı ve kanamayı artırıcı aspirin ve benzeri

ilaçlar minimum 7 gün öncesinden kesilmelidir. Bu türilaçları düzenli kullanan kişiler doktorlarıyla görüşmelive hazırlanmalıdır.

• Öncesinde duş alınmalı ve jöle, krem, losyon, boyagibi herhangi bir madde sürülmemelidir.

• İşlem öncesi 2 saatlik açlık süresi olmalıdır.

• Yanınızda araba kullanmak için 1 kişi bulunmalıdır.

• Saç ekim operasyonuna gelirken önden fermuarlı,düğmeli rahat giyip çıkarabileceğiniz kıyafetler(eşofman tarzı) tercih edilmelidir.

• Operasyondan en geç 3 gün önce sigara ve alkolkesilmelidir.

• Operasyon öncesi gece ideal olarak 8 saat uykualınmalıdır.

• Operasyon öncesi, uzman istemediği takdirde saçkesimi yapılmamalıdır.

İşlem Sonrası Öneriler • Doktorunuzun verdiği ilaç ve talimatları tek tek uygulayın.

• İlaç kullanımından dolayı alkol ve benzeri maddelertüketmeyin.

• Operasyon sonrasında 1 gün süre ile araba kullanmayın.

• Saç ekimi sonrası 2‐3 gün boyunca zor işlerden kaçının.

• Stresli ortamlarda bulunmayın ve ağır spor yapmayın.

• Operasyondan sonraki 2‐3 gün cinsel ilişkidebulunmayın.

• Saç ekilen alanı sürtünme, kaşıma ve diğer travmalaramaruz bırakmayın.

• 10 gün boyunca güneş ışığı, rüzgar gibi doğal dışortamlardan korunun, dış ortamda şapka takın.

• Sırt üstü yatın.

• Saçlarınızı yıkarken ekim alanına fazla yüklenmeyin.

• Saçlarınızı yıkarken hafif masaj uygulayabilirsinizancak ekim alanına masaj yapmayın.

• Saç kurutma makinesini belirli bir süreye kadarkullanmayın.

• 15 gün sprey, boya, jöle gibi kozmetik ürünlerindenkaçının.

• 10 gün denize, yüzme havuzuna girmeyin.

İşlem Sonrası İyileşme Süreci• 3 gün sonra saç ilk defa yıkanır. Masaj ve ovuşturma

yapılmaz. Saç ekilen ve köklerin alındığı yerlerdeoluşan kabuklar dökülmeye başlar. Nemlendirici veepitelizan kremler sürülür.

• 10‐15 gün içinde saç ekilen yer iyileşir. Normal saçyıkama başlanır.

• Varsa 15. günde dikişler alınır.

• 3 hafta sonra ekilen saçlar dökülmeye başlar.

• 3‐4 ay sonra dökülen saçlar uzar.

• 9‐ 12 ay sonra istenilen ideal saç yapısına kavuşulur.

Ekimden sonraki ilk yıkamanız genelde 3. günden itibarenbaşlar. Hekiminiz özel şampuan ve losyonlarla 1 haftasüreyle başınızı yıkamanızı isteyecektir. Bu yıkamalarsonunda ekim alanı ve greft alınan alandaki minik kepeğebenzer epitel dokuların, kabuklanmaların tamamendökülmesi gerekir, zira kalıcı olması durumunda izbırakabilirler.

Saç Ekimi ile İlgili Merak EdilenlerSaç ekimi neden hastane ortamında yapılmalıdır?

Saç ekimi ciddi bir tıbbi işlemdir ve oluşabilecekkomplikasyonlara karşı, hijyen koşullarının en iyi şekildesağlandığı hastane ortamında yapılmalıdır.

Saç ekimi kimler tarafından yapılmalıdır?

Saç ekimi estetik‐plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanıve bu konuda eğitim almış, uzmanlaşmış sağlık teknikeritarafından gerçekleştirilmelidir. Yasalarımız bu işleminsadece plastik cerrahlar, dermatologlar ve cerrahi ekibitarafından yapılmasına izin vermektedir.

Saç ekimi kararı nasıl verilir?

Saç nakli ve saç ekimi seçilecek tekniğin kişiye bağlı olarakdeğiştiği bir işlemdir. Bu yüzden doktorunuzu seçerkenekim tekniklerinde olduğu kadar aynı zamanda da fleplerüzerinde deneyimi olan bir uzman olması gerekir. Bu

uzman aynı zamanda hangi tür girişimin sizin için dahauygun olabileceğine karar verebilecek yetkide olmalıdır.

Saç ekiminden beklenti ne olmalıdır?

Bütün estetik operasyonlarda olduğu gibi, önkoşul sağlıklıolmak ve gerçekçi beklentiler taşımaktır. Operasyonlimitlerinin anlaşılması çok önemlidir. Amaç görünümünüzümümkün olduğunca iyileştirmektir. Saç ekimi kafadakiaçık bölgenin tamamen saçla kaplanması anlamınagelmez.

Sahip olduğunuz kök miktarına göre belirli bölgeye nakilyapılarak estetik bir görünüm sağlanması hedeflenir. Bunedenle saç ekimine karar vermeden önceuzmanlarınızdan sizin saç dökülme tipiniz ve diğerözelliklerinizle ilgili, uygun olan seçenekleri sizeaçıklamasını isteyiniz.

Kimlere saç ekimi yapılır?

Andogenetik tip (yaşa, hormonlara, ailesel kalıtıma bağlı),saç dökülmesi görülen erkekler saç ekiminin en sıkuygulandığı hasta grubudur. Ayrıca yanık sonrası saçındaveya kaşında açık alan oluşanlar, daha önce saç ekimiyaptırmış ama memnun kalmayanlar, geçirdiği saçlı deriameliyatı sonrası kısmen saçsız alanı oluşmuş kişiler vekadın tipi saç dökülmesi görülenler saç ekimine adayhasta grubudur.

Saç ekimi yaptırmak için saçsız kalmayı beklemeye gerekyoktur. Yaş, saç ekimi için bir engel oluşturmaz. Hersağlıklı bireyin uygun verici alanla saç ektirmemesi içinhiçbir sebep yoktur. Ayrıca başka bir bölgeye nakledilmeküzere alınan saç kökünün yerine yenisi çıkmaz.

Operasyon sonrası günlük hayat nasıl olacak?

4‐6 saat süren operasyon sonucu hastalar günlük hayatınakaldığı yerden devam edebilirler. Saç ekimi ağrısız, acısız,yatak istirahatı gerektirmeyen bir işlemdir.

Saç Ekimi Öncesi Saç Ekimi Sonrası

Page 13: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201221

Uzm

an G

örüş

üUz

man

Gör

üşü

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 22

Çocuklarda tekrarlayan üst solunum yoluenfeksiyonları hakkında bilinmesi ve dikkatedilmesi gerekenleri, Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıUzmanı Prof. Dr. Emin Ünüvar’a sorduk…

Üst solunum yolu enfeksiyonu nedir?Nelere yol açar?Çocuk hekimlerinin en sık karşılaştığı hastalıklarüst solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Basit gibigörünse de tedavi edilmezse çocuğun hayatınıciddi anlamda etkiler. Romatizmal ateşhastalığına yol açarak; eklemler, kalp kası veböbrekleri etkiler, çok ciddi rahatsızlıklara nedenolabilirler.

Üst solunum yolu enfeksiyonları çocuklarda ensık görülen enfeksiyonlardır ve en sık akutnazofarenjit ve bademcik iltihabı olmak üzeretekrarlayan boğaz enfeksiyonu, kulakenfeksiyonu, akut bakteriyel rinosinüzit ve akutlarenjitten oluşur. Bu enfeksiyonlar nezle,gripten farklı olarak çocuk hekimlerininantibiyotik kullanmak durumunda kaldığıenfeksiyonların da başında gelir.

Boğaz enfeksiyonlarının tekrarlayanboğaz enfeksiyonu olaraknitelendirilebilmesi için ne gerekir? Pediatride kabul gören tanımıyla;

• Yılda en az 7 veya daha fazla bademcikiltihabı geçirilmesi,

• Geçen son 2 yıl içerisinde her yılda en az 5enfeksiyon geçirilmesi,

• Geçen 3 yıl içerisinde her yıl başına en az 3veya daha fazla enfeksiyon geçirilmesidir.

Hastalığın tanımlanması da çok önemlidir. Klinikolarak 38° C veya daha fazla olan ateş, 2 cm’denküçük olan boğazdaki lenf bezlerinin büyümesi,bademcik ve yutakta iltihaplanmalar gibienfeksiyon bulguları veya boğaz salgısındanklinikle beraber Beta mikrobu kültürünün pozitifçıkmasıdır. Bu klinik bulgulardan en az bir veyadaha fazlasının olması yeterli kabul edilir.Tekrarlayan boğaz enfeksiyonlarında tanı kadartedavi de çok önemlidir. Eğer uygun tedaviverilmez, dozlar eksik kalırsa veya tedavi süresiyetersizse beta mikrobu tam tedavi edilemez vetekrarlayan boğaz enfeksiyonu gelişebilir.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa TıpFakültesi’nden 1987 yılında mezun olan

Emin Ünüvar, İhtisasını 1992 yılında İstanbulÜniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve

Hastalıkları Anabilim Dalı’nda tamamladı. Prof.Dr. Emin Ünüvar, Michigan Üniversitesi (USA),

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi GenelPediatri Bilim Dalı gibi birçok önemli kurumda

görev yapmıştır.

Prof. Dr. Emin ÜNÜVARÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Çocu

klar

da T

ekra

rlay

an

Üst S

olun

um Y

olu

Enfe

ksiy

onla

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte üst solunumyolu enfeksiyonları çocukları daha sık

yoklamaya başladı. Özellikle 2‐10 yaş arasıçocuklarda erişkinlere göre grip, nezle, sinüzit, bademcik iltihabı (tonsillit) gibi birçok hastalık

daha sık görülüyor. Bu hastalıklar tedaviedilmezse, ileride ciddi sorunlara yol açabiliyor.

Page 14: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201223

Tekrarlayan boğaz enfeksiyonları, kimlerdedaha sık görülür?Sıklıkla 2‐10 yaş arası çocuklarda gözlenir. İki yaş altındanadirdir.

Kimler risk altındadır?• Erkek çocuklar,• Ailesinde tekrarlayan boğaz enfeksiyonu/bademciklerin

büyümesi olanlar,• Geniz eti büyümesi görülenler (genetik bir yatkınlıkları

vardır),• Evde pasif sigara dumanı, • Beslenme yetersizlikleri, • Aşıların eksikliği, • Bazı anatomik özellikler, • Down sendromu gibi sendromlar, • Beta mikrobu, • Mide asidinin yemek borusundan çıkıp nefes

borusuna taşması sonucu reflü yaşayanlar, • Yuvaya, kreşe gitme, • Anne sütü ile beslenme eksikliği, • Nörolojik ve immunolojik başta olmak üzere kronik

bazı hastalıkları olanlar,

Tüm bademcik iltihabı geçiren çocukların %10‐15’indeuzun dönemde tekrarlayan boğaz enfeksiyonu vebademcik büyümesi görülebilir.

Tekrarlayan boğaz enfeksiyonuna, nedenolabilecek mikroplar nelerdir?Akut bademcik iltihabına neden olan başlıca virüslergribe neden olan virüslerdir. Bakterilerde ise %90 en sıketken, beta mikrobudur. Difteri, çeşitli bakteriler gibinedenler ise nadir etkenler olarak daha düşük sıklıktadır.Mantarlar ancak bağışıklık sistemi bozulanlarda karşımızaçıkar. Akut hastalıkta durum böyle iken kronik veyatekrarlayan boğaz enfeksiyonu vakalarında ise yine betamikrobu görülebilirse de kapalı alanlarda daha sık üreyenmikropların önde geldiği gösterilmiştir. Beta mikrobutaşıyıcılığı çocuklarda %15‐20 oranındadır. Taşıyıcıvakalarda görülen viral enfeksiyonlar sanki beta mikrobuenfeksiyonu gibi alınırlar.

Hastalık bulguları nelerdir?Tekrarlayan boğaz enfeksiyonu ile bademciklerinbüyümesi her zaman birbiriyle örtüşmez, farklı tablolarolarak da karşımıza çıkabilir. Tekrarlayan boğazenfeksiyonu/bademciklerin büyümesinin en sık nedenide bademcik ve geniz eti iltihaplarıdır. Geniz eti büyümesisık tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla ortayaçıkabileceği gibi çocuklarda kronik burun tıkanıklığının en sık nedenidir. Tekrarlayan boğaz enfeksiyonu (bademciklerinbüyümesi) durumunda klinik bulgular tekrarlayan boğazenfeksiyonu olmayan vakalardan büyük bir farkgöstermez.

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 24

Boğaz enfeksiyonlarındaki belirtiler:

• Ateş,

• Boğaz ağrısı, • İştahsızlık, • Burun tıkanıklığı, • Akıntı, • Anjin, • Boyundaki lenf bezlerinin büyümesi önde gelenlerdir.

Tekrarlayan boğaz enfeksiyonu ve bademciklerinbüyümesinde de farklı olarak;

• Kötü ağız kokusu, • Uyku apnesi bulguları, • İştahsızlık, • Yutma güçlüğü, • Obstrüktif uyku apne (OSA) bozukluğu, • Diş çürükleri, • Bademciklerde iltihaplanma, • Büyümede gerilik, • İşitme kayıpları, • Değişik düzeylerde bilinçsel fonksiyonlarda gerilik,

• Çene yapısında bozukluk,

• Ciddi vakalarda da akciğer hipertansiyonu görülebilir.

Klinik mutlaka aileyi de içermelidir. Ailelerin akut eklemromatizması, ameliyatla bademcik ve geniz etininalınması, antibiyotik sık kullanılmasından ötürüzehirlenme riski, işitme kaybı endişeleri ve öğrenmegüçlükleri olasılıkları önem taşır. Çocuğun durumumutlaka aile ile paylaşılmalı ve tedavi uyumu için ailelerletekrarlayan boğaz enfeksiyonu hakkında ortak tutumiçerisinde bulunulmalıdır. Tekrarlayan boğaz enfeksiyonu,bademciklerin büyümesi vakalarında ağız ve diş sağlığımutlaka değerlendirilmelidir. Klinik tanıda en önemlinokta hastalığın tekrarlayan boğaz enfeksiyonu mu yoksabademciklerin büyümesi mi? olduğunun belirlenmesidir.

Hastalık kesin olarak nasıl tanımlanabilir?Klinik bulgular mutlaka iyi değerlendirilmelidir. Tekrarlayanboğaz enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi vakalarındaistenecek temel laboratuvar testleri belirlenmiş değildir.Her vaka kendi özellikleri ile değerlendirilmelidir.Solunum yolu alerjisini düşündürecek bulgular varsa buyönde alerji testleri istenebilir.

Tekrarlayan boğaz enfeksiyonu/bademciklerin büyümesitanısına klinik bulgularla ulaşılır. Beta mikrobu için temeltanı yöntemi boğaz kültürüdür. Boğaz kültürü sadecebeta mikrobu için yapılır ve kullanılan antibiyotiklerinvücutta oluşturacağı direnci ölçen test istenmez.

Tanısal duyarlılığı %96’dır. Sonuç 24‐48 saat içerisindeçıkar. Bu nedenle klinik bulgular beta mikrobuenfeksiyonunu düşündürüyorsa hızla vücutta iltihapyapan bakterilerin testleri de kullanılabilir (Strept‐A test).Tanısal duyarlılığı %85 düzeyindedir.

Klinik bulgular beta mikrobu ile uyumlu ve hızlıstreptokok testleri pozitif ise beta mikrobu tedavisinebaşlanabilir. Eğer beta mikrobu klinik bulguları var ancakhızlı test negatif ise boğaz kültürü beklenmelidir.

Geniz eti büyümesi için hasta değerlendirilip obstrüksiyonbulguları araştırıldıktan sonra mutlaka kulak burun boğazhastalıkları uzmanı ile görüşülmelidir. Kulak muayenesiher vakada yapılmalıdır.

Beta mikrobu tanısı için aslaASO testi istenmemelidir. Genizve boğaz salgısından gramboyamanın bir anlamı yoktur.CRP, lökosit değeri tanısal veya tanıdeğerleri bir anlam ifade etmez.

Page 15: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201225

Lazer Epilasyonla Hem İstenmeyen Tüylerden,

Hem de Kıl DönmelerindenKurtulmak Mümkün!

Sağl

ıklı

Yaşa

mSa

ğlık

lı Ya

şam

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 26

İstenmeyen tüyler, kadın erkek demeden herkesin bir an önce sağlıklı bir şekilde kurtulmak istediği şeylerin başında geliyor.

Aslında onlardan kurtulmak hiç de zor değil. Üstelik bunu yaparken, kıl dönmelerine de veda edebilirsiniz!

Estetik ve güzelliğin yanı sıra, sağlıklı olmak için de tercih edilenyöntemlerden biri olan Lazer Epilasyon hakkında merak edilenleri,

Hisar Intercontinental Hospital Dermatoloji Uzmanı Dr. Canan Savaş İyigün’e sorduk…

Uzm. Dr. Canan SAVAŞ İYİGÜNDermatoloji Uzmanı

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1995 yılında mezun olan Dr. Canan Savaş İyigün, uzmanlığını, 1999 yılında

Şişli Etfal Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nde tamamladı. 10 yılı aşkın süredir Dermatolojik Lazer uygulamaları konusunda

yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda lazer uygulamaları eğitimi bulunan Uzm. Dr. Canan Savaş İyigün

Hisar Intercontinental Hospital Dermatoloji Bölümü’nde görev yapıyor.

Laze

r Epi

lasy

on

Lazer epilasyon nedir?Lazer epilasyon uygulamasında her hastaya,bölgeye ve cilt tipine göre seçilecek lazer sistemi,enerji, dalga boyu vb... değişir. Bu sayede kılköklerine etki edecek ama cilde zarar vermeyecekgüçte çalışılarak en kısa sürede tedavininbitirilmesi amaçlanır. Lazer epilasyonda, lazer ışığıkıl köklerine rengini veren melanin pigmentinihedef alır. Milisaniyeler içinde cilde uygulananlazer ışığı, cilt hücrelerine zarar vermedengeçerek kıl kökündeki renk pigmentleri tarafındanemilir. Gönderilen enerji ısıya dönüşerek kıl

kökünü tahrip eder, kıl kökünün kıl üretmekabiliyeti kaybolur veya kısıtlanır.

Güvenli bir uygulama mıdır?Lazer epilasyon, istenmeyen tüyleri kalıcı veyauzun süreli yok etmek için günümüzde kullanılanetkili teknolojik gelişmeler arasındadır. Lazerepilasyonun bu etkisi FDA (Amerikan Gıda ve İlaçDairesi) tarafından ilk defa 1997 yılında onaylanmışve o zamandan beri tüm dünyada yaygın olarakkullanılmaktadır.

Page 16: Bilgisayara İndir

Lazer epilasyonun en başarılı olduğu bölgelerhangileridir?

Lazer epilasyonda en etkili sonuçlar, açık renk cilt ve koyurenk kıl yapısına sahip olan kişilerde alınır. Hastaya göredeğişebilmekle birlikte koltuk altı ve bacaklar daha kısasürede sonuç alınan bölgelerdendir.

Epilasyon amacı ile kullanılan lazerler nelerdir?

Alexandrite, Diod, Nd Yag lazerlerkullanılır ve birçok marka vardır. Ipl

(Intense pulse light/yoğun atımlı ışık)sistemi, lazer olmamasına rağmenepilasyonda kullanılmaktadır.Lazerler arasında hem hekimhem hasta açısından en yaygınkullanılan Alexandrite Lazer’dir.

Neden birden fazla seansuygulanması gerekir?

Lazer ışığı büyüme evresindekikıl köklerini etkiler. Bütün kıl

kökleri aynı zamanda büyümeevresinde olmadığından her

seans sonrası %10‐25 oranındaazalma beklenir ve uygulamalar belli

aralıklarla tekrarlanan seanslardanoluşur.

Vücut bölgelerine göre seans aralıkları, seanssüreleri nasıl olmalıdır?

Genellikle vücut bölgelerinde lazer epilasyon seansaralıkları 6‐8 hafta, yüz bölgesinde 4‐6 haftadır. Tedavi,uygun cilt yapısına sahip bireylerde ortalama 5‐8 seanstatamamlanır. Kılların renklerinde ve büyüme devrelerindeolan değişikliklerden ötürü lazer epilasyon seansı sayısıkişiye; hatta aynı kişide vücudun farklı bölgelerine göredeğişir.

Tekrarlanan seanslar sonrasında cilt ve kıl yapısının uygunolması halinde uygulama yapılan bölgedeki kılların,kadınlarda %70‐90'ı, erkeklerde ise %60‐80'i kalıcı olaraktemizlenir. Geriye kalan kıllar ise ince, açık renkli vekozmetik önemi az olanlardır.

Seans süresi kullanılan cihazların özelliklerine göredeğişmekle beraber ortalama yüz için 5‐6 dakika,bacaklar için 45‐60 dakika sürmektedir.

Uygulama sırasında acı hissedilir mi?

Genel olarak çok acılı bir işlem değildir. Lastik çarpmasıgibi bir his duyulur. Ayrıca aşırı ısınan kıl gövdesinin çevredokulara zarar vermesini engellemek için işlem sırasındacilt soğutulur.

Kıl dönmelerini engellemede lazer epilasyonunbir rolü var mı?

Kalıcı kıl kaybı olduğundan batıkları engellemede defaydalıdır.

İğneli epilasyondan üstünlükleri nelerdir?

İğneli epilasyona göre daha kısa sürede ve kolayuygulanır. İğneli epilasyonda her kıl kökü için ayrı işlemyapılırken lazer uygulamasında aynı anda birçok kıl kökütahrip edilmektedir.

Lazer epilasyonun yan etkileri nelerdir?

Uygulama sonrasında kızarıklık ve kıl köklerinde hafifkabarıklık olabilir. Bu etki kısa sürede kaybolur.

Nadiren kabuklanma, uygulama alanında açık veya koyurenk değişikliği olabilir.

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201227 Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 28

Epilasyon öncesinde dikkat edilmesigerekenler:

Vücutta kıl dağılımı yaş, ırk, ilaçlar, hormonal bozukluklar,vücudun bölgesel özelliklerinden etkilenir. Bu nedenleöncelikle kişi değerlendirilir, tüylenmenin nedeni araştırılır,gerektiğinde tahlil ve tetkikler yapılır.

İşlemden önce cilt tipi ve kıl rengi tedaviye uygun olupolmadığı, hangi lazerin kullanılacağı ve uygun dozubelirlenir.

Lazer tedavisine engel teşkil edecek bir hastalık veya ilaçkullanımı olup olmadığı değerlendirilir.

• Lazer epilasyon uygulanacak bölgeler güneş veyasolaryumdan bronzlaşmamış; seans sırasında kişiningerçek ten rengine yakın olmalıdır.

• Lazer epilasyon uygulanacak bölgelerdeki kıllara 1 ayiçinde kökten alma işlemi (ağda, cımbız, epilatör, ipgibi) sarartma, boyama yapılmamış olmalıdır. Uzayankıllar seanstan 1‐2 gün önce kısaltılır.

• Cilt soyucu ürün (peeling) kullanılıyorsa (retinoik asit,glikolik asit gibi) 1 hafta önceden bırakılmalı ve işlemöncesi uzmana bilgi verilmelidir.

• Lazer uygulaması yapılacak bölge temiz olmalı ciltüzerinde makyaj malzemesi, deodorant gibi kalıntılarbulunmamalıdır.

Lazer epilasyon sırasında ve sonrasında dikkatedilmesi gerekenler:

• Uygulama sırasında mutlaka koruyucu gözlükkullanılmalıdır.

• Uygulama sonrası çok sıcak duş alınmamalı; epilasyonyapılan bölge tahriş edilmemelidir.

• 1 ay kadar güneşten korunulmalı; solaryumagirilmemelidir.

• İşlem yapılan kıllar 1‐3 haftada dökülür.

• Seans aralarında çıkan tüyler jilet, makas gibiyöntemlerle kısaltılabilir.

Page 17: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201229 Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 30

Bu yıl kesinlikle sağlığıma önemvereceğim, çünkü hayatımı

seviyorum diyorsanız; check‐upsizin için uygun sağlık taraması

seçeneklerinden biri olabilir.

Özellikle yeni yıla yenilenerek girmeye niyetlenmiş; buyıl daha zayıf olacağım, bu yıl daha başarılı olacağımgibi sözler verip daha yılın ilk aylarında bu sözlerinizitutamıyor olabilirsiniz. Ancak bu yıl kesinlikle sağlığımaönem vereceğim, çünkü hayatımı ve yaşamayıseviyorum diyorsanız check‐up sizin için uygun birsağlık araştırması seçeneği olabilir.

Çok kısa bir zaman ayırarak yaptırabileceğiniz buuygulama ile sağlığınızın durumunu, başlangıçaşamasında olan hastalıklarınızı öğrenebilir; erkenteşhisle zamanında tedavi olabilir ve bundan sonratutabileceğiniz sözler vermeye devam edebilirsiniz.

Dünya değişiyor, ekolojik denge bozuluyor. Buzullarınerimeye başlamasıyla birlikte pek çok canlıyeryüzünden silinmeye başladı. Belki de gelecekteçocuklarımız bizim gördüklerimizi göremeyecek, bizimyediklerimizi yiyemeyecek, yaşadığımız doğal çevreyesahip olamayacak. Yaşadıklarımızı anlattığımızda bunlaronlara masal gibi gelecek. Bozulan ekolojik dengeylebirlikte görülen hastalıklar da değişim gösteriyor.

Günümüz yaşam şartları, stresli çalışma ortamları,çevre faktörleri, refah düzeyinin artmasıyla değişenbeslenme alışkanlıkları, kanser, koroner kalp hastalığı,hipertansiyon, diyabet, böbrek hastalıkları, beyin

kanaması gibi komplikasyonlarla seyreden veyaölümcül olabilen hastalıkların görülme sıklığını artırdı.Böyle bir dönemde bu hastalıklarla savaşmanın altınkurallarından biri de erken teşhis.

Erken teşhisin en büyük yardımcısı ise yılın bellidönemlerinde yaptırabileceğiniz check‐up’lar…

Sağlık en değerli hazinemiz. Bu bilince ne yazık kisağlığımızla ilgili sıkıntı yaşamaya başladığımızda sahipoluyoruz. Ancak sağlıklı her bireyin hastalanmadanyılda en az bir kez check‐up yaptırması gerekiyor.Özellikle çocukluk dönemi sağlıklı bir geleceğintemellerinin atıldığı dönem olduğu için; bu dönemdeyapılan taramalar, ileri yaşlarda belirti vererek organhasarlarına neden olabilecek hastalıkları erken teşhisetmek için çok önemli bir adım.

Anemi, parazit ve enfeksiyon hastalıkları, obezite,görme ve işitme kusurları, diş sağlığı ve bakımı gibikonularda yapılabilecek tetkikler ve muayenelerle hemçocuklarınızın sağlıklı gelişimini takip etmiş hem deonları bu konuda bilinçlendirmiş olursunuz.

Çocuk yaş gruplarına ait check‐up panellerinin yanı sırayaş, cinsiyet, aile öyküsü ve risk faktörlerine göre çeşitliprogramlar, kişisel ihtiyaçlara yönelik bireysel taramalarda mevcuttur.

1990 yılında Çukurova Tıp Fakültesi’nden mezun olanMehmet Soy, uzmanlığını 1995 yılında İstanbul

Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç HastalıklarıBölümü’nde; yan dal uzmanlığını 1998 yılında Çukurova

Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji-İmmünoloji BilimDalı’nda yaptı. Doçentliğini 2002 yılında Trakya

Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları RomatolojiBilim Dalı’nda; profesörlüğünü ise 2007 yılında TrakyaÜniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Romatoloji

Bilim Dalı’nda tamamladı. Abant İzzet BaysalÜniversitesi Tıp Fakültesi’nde Hastane Başhekimliği, İçHastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı, Romatoloji Bilim

Dalı Başkanlığı görevlerini yürüttü. İnflamatuar venoninflamatuar romatizmal hastalıklar ve romatizmal

hastalıklarda ateroskleroza eğilim mesleki ilgi alanlarıarasında yer almaktadır. Prof. Dr. Mehmet Soy

Hisar Intercontinental Hospital’da İç Hastalıkları BölümBaşkanı olarak görev yapıyor.

Chec

k-UpProf. Dr. Mehmet SOY

İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanıİç Hastalıkları Bölüm Başkanı

Dosy

aDo

sya

Page 18: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201231

Neden Check‐Up?Herhangi bir hastalığı ve yakınması olmayan kişilerin bileen az bir defa 20’li yaşlarda kolesterol, kan şekeri ve kanbasıncı değerlerini ölçtürmesi gerekir. Eğer değerlernormal çıkarsa 30 yaşına kadar 5 yılda bir, 30‐40 yaşaralığında 3 yılda bir, 40 yaşından sonra ise riskdurumuna göre 1‐3 yıllık periyotlarla yapılması gerekir.

Check‐up programlarında kanserler için kişinin yaş vecinsine uygun olarak dizi screen testleri bulunmaktadır.Herhangi bir kanser belirtisi olmadan kişide kanseriaraştıran screen testleri hayat kurtarıcı olabilmektedir.

Örneğin kolon kanserinin erken tanısı için ABD UlusalKanser Enstitüsü 50 yaşından sonra her yıl dışkıda gizlikan ve 5 yılda bir kolonoskopi önermektedir. Ailesindeerken yaşlarda kolon kanseri olanlarda bu incelemeler 35yaşından itibaren önerilir.

Kolonoskopi işleminde sadece kanser değil kanserinöncüsü olabilen polipler de saptanabilir ve işlemsırasında poliplerin çıkarılması işlemi de yapılarak tedaviedilebilir.

40‐49 yaşları arasındaysanız, özgeçmiş ve soy geçmişinizebağlı olarak bir ya da iki yılda bir; 50 yaş üzerindeysenizher yıl düzenli olarak mamografi çektirmelisiniz.

Yaşla birlikte önemi artan; özellikle 50 yaş üzerierkeklerde kalp damar hastalıkları, akciğer, prostat vekolon kanseri, bayanlarda menopoz şikayetleri ve kemikerimesi, kalp‐damar hastalıkları, meme ve rahim kanserigibi problemleri teşhis etmek üzere içeriği genişletilmişyıllık check‐up programları uygulanır. Ortaya çıkan risklidurumlar için kontroller daha kısa aralıklarla önerilir.

Hastanemizin check‐up programlarının içeriğindehastanın yaş ve klinik özelliklerine göre; hekimmuayeneleri, hematolojik tetkikler, kalp risk faktörlerininaraştırılması, metabolizma, karaciğer ve böbrekfonksiyon testleri ve kan elektrolitlerini içeren biyokimyatetkikleri, hormon tetkikleri, enfeksiyon araştırması,radyolojik tetkikler, endoskopik muayeneler ve kansertarama testleri yer almaktadır.

Hastanın yaş, cinsiyet ve klinik özelliklerinegöre Check‐up hizmetinde kullanılan üniteler:

• Biyokimya, Hematoloji ve Mikrobiyoloji Laboratuvarları,

• Konvansiyonel Radyografi,

• Konvansiyonel ve Doppler Ultrasonografi,

• Bilgisayarlı Tomografi,

• Manyetik Rezonans Görüntüleme,

• Nükleer Tıp,

• Mamografi,

• Kemik Yoğunluğu Ölçümü,

• Standart Elektrokardiyografi,

• Eforlu EKG ve Ekokardiyografi,

• Nükleer Kardiyoloji,

• Koroner BT Anjiyografi,

• Özofagoskopi, Gastroskopi, Duodenoskopi, Sigmiodoskopi,Kolonoskopi,

• Solunum Fonksiyon Testi,

• Odyometri,

• Patolojik İnceleme.

Check‐up taramaları profesyonel bir sağlık ekibitarafından laboratuvar ve görüntüleme olanaklarındanyararlanılarak gerçekleştirilir.

Önlem almanın tedavi etmekten daha kolay olduğuprensibine dayanan check‐up, yaşam kalitesini artırmayıhedefleyen önemli yatırımlardan biridir..

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 32

5 soruda Check‐upCheck‐up nedir?

Check‐up, herhangi bir kişinin sağlık durumu, genetik veçevresel faktörlere göre taşıdığı riskleri göz önündebulundurarak yaşı ve cinsiyetine göre, çeşitli test veradyolojik görüntülemelerle yapılan detaylı birincelemedir. Özellikle bir şikayeti olmayan sağlıklıbireylerde gizli biçimde var olabilecek hastalıkların,önlenebilir sağlık sorunlarının ortaya çıkmasınıengellemeye ve erken tanı koymaya, hatta genel sağlıkdurumunun daha da iyileştirilmesine yönelik periyodikbir muayenedir.

Neden yapılır?

Günümüz tıbbı, hastalıklar ortaya çıkmadan önce gerekliönlemleri alarak, sağlıklı kalmamızı amaçlar. Çünkü herhastalığın önlenmesi, tedavisinden çok daha kolay veekonomiktir. Bu nedenle şikayeti olmayan kişilerdeyapılacak muayene ve tetkiklerle, henüz gizli olanproblemler tespit edilerek, hastalıkları önleyici tedbirleralınabilir veya erken teşhis ile hastalıkların ilerlemesiengellenebilir. Bu kontrollerin belirli aralıklarla tekrarı dagerekir. Özellikle risk grubunda olanlar daha kısaaralıklarla check‐up yaptırmalıdır.

Hangi hastalıklar Check‐up ile erken teşhis edilebilir?

Yaşa göre tetkik programları değişmekle birlikte genelolarak

• Kolesterol (kandaki yağ),

• Diyabet,

• Hipertansiyon,

• Kalp ve kapak hastalıkları,

• Akciğer hastalıkları,

• Böbrek hastalıkları,

• Bulaşıcı hepatit virüsüne bağlı karaciğer hastalıkları,

• Akciğer kanseri,

• Kalın barsak kanseri

• Karaciğer kanseri

• Pankreas kanseri

• Mesane kanseri

• Erkeklerde prostat,

• Kadınlarda meme, rahim ve rahim ağzı kanserleri,

• Kemik erimesi

• Bazı kan hastalıkları bu tür check‐up programlarıylatespit edilebilir.

Check‐up nasıl yapılmalıdır?

Check‐up sadece tetkiklerden oluşan bir incelemedeğildir. Bu tetkikler öncesi yapılacak uzman doktormuayenelerinde kişinin şikayeti, hikayesi, özgeçmişi, soygeçmişi, alışkanlıkları ve varsa kullandığı ilaçlara özgüalınacak bilgiler, kişiye özel tetkiklerin eklenmesinisağlayarak en güvenilir sonuca varılmasını amaçlar.Bu nedenle check‐up programlarının mutlaka uzmanhekimler tarafından yapılması ve değerlendirilmesigereklidir.

Check‐up için hastaneye gelirken neler yapılmalıdır?

• Hamileyseniz veya kuşkularınız varsa bu durumuişlemlere başlamadan önce mutlaka doktorunuzabildiriniz.

• Daha önceden yapılmış testler veya tetkiksonuçlarınız varsa onları da beraberinizde getiriniz.

• Mutlaka önceden randevu alınız ve randevunuzahiçbir şey yemeden, içmeden geliniz (8‐12 saatlikbir açlık süresi gereklidir).

• Rahat bir kıyafetle geliniz.

• Sürekli kullandığınız ilaçlarınız varsa mutlaka Check‐up doktorunuza iletiniz.

• Bayanların mümkünse adet dönemi dışında kalangünleri tercih etmeleri gerekir.

Page 19: Bilgisayara İndir

Dosy

aDo

sya

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201233

Geçtiğimiz aylarda bilgisayar ve eğlence dünyasının vizyon sahibi veyaratıcı dehası, Apple’ın CEO’su Steve Jobs’u kaybettik.

Yeryüzünde birçok kişi onu pankreas kanseri sayesinde tanıdı. Ya da tam tersi oldu, pankreas kanseri onun sayesinde yeniden

gündeme oturdu.Kamuoyunun yakından tanıdığı VenezuellaDevlet Başkanı Hugo Chavez de pankreaskanserine yakalanan ünlü simalar arasındabulunuyor. Yaşadığımız dünyayı değiştirmeiddiasında olan bu iki ünlünün, kötü kaderleriharicinde, belki de tek ortak noktaları herikisinin de deneysel tedavilere katılmak isteğioldu. Jobs Amerika’nın seçkin kliniklerindederdine çare aradı ancak savaşı kaybetti. Chavezise Küba ve Brezilya’da tedavi olanaklarınısonuna kadar kullanmaya devam ediyor.

Karnın arkasına gizlenmiş bir organ olanpankreasın sinsice yayılan kanserini HisarIntercontinental Hospital Genel Cerrahi UzmanıDoç. Dr. Yılmaz Bilsel’le konuştuk…

Çok zengin lenf ve sinir ağlarına sahip olan ve bulunduğu yer itibariyle de zor belirti verenpankreas kanseri, erken dönemde yakalanması oldukça zor olan bir kanser türüdür. Mideninarkasında enlemesine yerleşmiş sünger kıvamında bir organdır. Baş kısmı oniki parmak barsağıyla,kuyruk kısmı ise dalakla komşudur. Çeşitli hormonlar ve enzimler salgılamakla yükümlü olanpankreas, salgıladığı İnsülin ve Glukagon hormonları ile kan şekerini düzenler. Bu iki hormondüzgün çalışmazsa diyabet yani şeker hastalığı gelişir. Ayrıca pankreas salgıladığı enzimlerle deyağ, protein ve karbonhidrat sindirimine yardımcı olur.

Doç. Dr. Yılmaz BİLSELGenel Cerrahi Bölüm Başkanı

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1992 yılında mezun olan Yılmaz Bilsel, Genel Cerrahi ihtisasını İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp

Fakültesi’nde tamamladı. 2005 yılında Doçentlik unvanı alan Dr. Bilsel, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi

ABD B servisi ve Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde3. Cerrahi Kliniklerinde uzun süre çalıştı. Aynı zamanda; Clarenville

Memorial Hospital - Kanada, Indianapolis Methodist Hospital – ABD,İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Gastroenterolojik Cerrahi ve

Endoskopi Ünitesi, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi ERCPünitesi’nde de çalışmalarda bulundu. Gastrointestinal Sistem Cerrahisi,

GİS Endoskopisi ve ERCP, Laparoskopik Cerrahi ve Onkolojik Cerrahialanlarıyla özel olarak ilgilenen Doç. Dr. Yılmaz Bilsel,

Hisar Intercontinental Hospital Genel Cerrahi Bölümü’nde Onkolojik veLaparoskopik Cerrahi konusunda Genel Cerrahi

ekibimizin başında görev yapıyor.

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 34

Pank

reas

Kan

seri

VücudumuzunŞeker Kontrolörü

Pankreas,Kanser Olursa!

Steve Jobs

Page 20: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201235 Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 36

Pankreas Kanserinde Risk Faktörleri Pankreas kanserinin nasıl geliştiği henüz bilinmese dediyabetik hastalarda veya kronik pankreatiti (uzun sürelipankreas iltihabı) olan kişilerde daha sık görüldüğünüsöylemek mümkündür. Sigara içiyor olmak bu hastalıktadiğer kanser türlerinde olduğu gibi önemli bir riskfaktörüdür. Daha çok 50 yaşından sonra görülür.Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha sık rastlanır.Vakaların küçük bir kısmı aileden genetik yollageçebilmektedir.

Belirtileri nelerdir?Pankreastaki bir tümör başlangıçta hiç belirtivermeyebilir. Bu nedenle hastaların birçoğunda pankreaskanseri ilk tespit edildiği anda genellikle ilerlemişdurumdadır. Erken bulguları arasında; koyu renkli idrar,yorgunluk‐halsizlik, sarılık (önce gözün beyaz kısmında

başlar sonra tüm cilde yayılır), iştah ve kilo kaybı, bulantı‐kusma veya karnın üst kısmında arkaya, sırta doğru vuranağrı sayılabilir. Bunların dışında ishal veya hazımsızlığa darastlanabilir.

Kanser tanısı nasıl konulur?Tümörün pankreastaki yerleşimine göre belirtiler farklıolabilir. Pankreas başındaki tümörler daha çok sarılık ilekendini gösterirken, gövde ve kuyruk tümörleri dahasıklıkla kilo kaybı ve ağrı ile ortaya çıkarlar. Tanıdaultrasonografi, karın tomografisi veya MR kullanılır.Tümör belirteçlerinden CEA ve CA 19‐9 değerleriyükselmiş olabilir. Bazen kesin tanı için iğne biyopsisi ileşüpheli lezyondan örnek almak gerekir. Fakat kimi zamantanı o kadar belirgindir ki ameliyat kararı biyopsialınmaksızın da verilebilir.

Pankreas Kanserinde Tedavi Yöntemleri Eğer kanser çok ileri bir safhada değilse tek tedaviyöntemi cerrahidir. Pankreas başı tümörleri içinpankreatikoduodenektomi yani Whipple Ameliyatı yapılır.Bu girişimde midenin uç kısmı, ana safra kanalı, safrakesesi, oniki parmak barsağının tamamı ve pankreasınbaş kısmı alınır. Zor ve uzun bir ameliyattır. Gövde vekuyruk tümörleri içinse dalakla beraber pankreasınsorunlu kısmının alınması yeterli olur. Nispeten dahakolay bir müdahaledir.

Eğer hastanın genel durumu çok kötü veya sarılığı çok ileribir safhada ise, zaman kazanmak açısından, bazen ERCP

(anestezi verilmeden, endoskopla ağızdan girilerekyapılan bir işlem) ile ana safra kanalına stent konarakhastanın sarılığının bir miktar azalması amaçlanır. Kimizaman ameliyat edilemeyecek kadar ileri vakalarda kalıcıstentler yerleştirildiği de olur. Tümör çıkarılamayacakdurumdaysa radyoterapi ve kemoterapi denenebilir. Eğerkanser başka organlara da sıçramışsa sadece kemoterapiuygulanır.

Cerrahi uygulanan hastalar ameliyattan fayda görür.Ancak ne yazık ki hastaların % 70‐80’inin tanı anındahastalığı ilerlemiş bir safhadadır. Ameliyat olan hastalaraameliyat sonrası dönemde, hastalıklarının evresine görekemoterapi veya radyoterapi de verilir.

Pankreas Kanserinden Korunma YollarıDoğrudan bir korunma yolu ve kesin bir önlemolmamakla birlikte sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemekçok önemlidir.

• Öncelikle eğer sigara içiyorsanız, sigarayı mutlakabırakın.

• Beslenmenizde meyve, sebze ve tahıla ağırlık verin.

• Düzenli bir şekilde egzersiz yapın.

Pankreas görüntüsü

Pankreas tümör hücresinin elektron mikroskobunda görüntüsü

Page 21: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201237 Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 38

Nijer gibi Afrika’nın tam ortasında, kuraklığın veyoksulluğun en yoğun hissedildiği bir bölgedeyaşıyorsanız eğer, ömrünüz yardım derneklerininve yollarını gözlemekle geçiyor demektir. Oradaaçlık, kuraklık ve salgın hastalıklar yüzündentedavisi en basit bir hastalığın bile ölümlereneden olduğu göz ardı edilemez bir gerçek. Biz degönüllü hekim dostlarımızla birlikte “Gönüllüler”adı altında 5 ayrı yardım derneği, yardımsever işadamları ve TİKA’nın desteğiyle birlikte Afrika’yayapılan Sağlık Yardımı Seyahatine katıldık.

19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden1996 yılında mezun olan Dr. Kader GürsesHisar Intercontinental Hospital Acil ServisHekimliği’nin yanı sıra Hiperbarik Oksijen

Tedavisi Merkezi’nde de görev yapıyor.

Dr. Kader GÜRSESAcil Servis Doktoru

Nije

r…

Açlığı, kuraklığı ve türlühastalıkları derinden hisseden,

yaşamla ölüm arasındaki ince çizginin ölüm tarafına

yakın olan; masum, bir o kadar damağdur bir halkın

hayata tutunma çabalarınıHastanemiz doktorlarından

Acil Servis Hekimi Dr. Kader Gürses’ten dinledik…

Ömürleri Yardım Derneklerinin

Yollarını Gözlemekle Geçen, Masum ve Mağdur İnsanların

Coğrafyası

Yaşa

mda

n Ke

sitle

rYa

şam

dan

Kesi

tler

Page 22: Bilgisayara İndir

Hazırlıklar tamamlandıktan sonra Nijer yolculuğumuz başladı. Yaklaşık 40 saatlik uzun ve yorucu bir yolculuğunardından yardım bölgemize ulaştık. Bizi ilk karşılayan Afrika’nın kızgın güneşiydi ve alışık olmadığımız kadar sıcak birkarşılamaydı. Gündüz 45, geceleri ise 35 derece civarında olan bunaltıcı sıcağa adapte olmak neredeyse imkânsızdı.

Olamadık da diyebiliriz. Alışmaya çabalamakyerine elimizden geldiğince daha çok hastayaulaşmak için, her gün sabah 8’de başlayıp yemekmolalarını saymazsak akşam 8’e kadar çalıştık.

Burada hayatında hiç doktor görmemişinsanlar, ileri seviyede görmediğimiz,göremeyeceğimiz türden yaralar hatta neolduğunu bile anlayamadığımız hastalıklarlakarşılaştık.

Genel Cerrah, Göz Hastalıkları Uzmanı, KadınDoğum Uzmanı, Üroloji Uzmanı 14 hekim, sağlıkpersoneli hemşire ve yardımcı personeldenoluşan toplam 34 kişilik geniş bir ekiptik. Aktifolarak çalıştığımız 10 gün içerisinde ameliyatlistelerimiz doldu. Benim bir günde gördüğümve olası teşhislerine göre ilgili hekimlerimizeyönlendirdiğim hasta sayısı ortalama 200’dü vebu 200 hastadan en az 30‘u ameliyat gerektirenrahatsızlıklardı.

Nijer doğum oranında 230 ülke arasında dünya birincisi, ölümoranında ise dünyada ilk 15 içinde. Dışarıdan bakıldığında“Garip bir tesadüf” deyip geçilebilir belki. Ama oraya gidipgördüğünüzde; başınızı çevirdiğiniz her noktada “gariptesadüf” deyip geçtiğimiz şeylerin aslında “Acı Gerçeklik”tenfarklı bir tanımı olmadığını derinden hissedebiliyorsunuz…Orada her bir kadın en az 10 çocuk doğuruyor, hatta bazıkadınlara; “Neden bu kadar çok doğum yapıyorsunuz?” diyesorduğumuzda, “Çocuklar ölüyor biz de mecburen çokdoğuruyoruz, hiç değilse neslimizi sürdürebilecek birilerikalabilsin” diyorlar.

Hamile kadınlar şanslıysa normal doğum yapıp kurtuluyorlaronlar kadar şanslı olmayanlar ise sezaryen yaptırılamadığındanölüyorlar. Doğan bebeklerin kaderiyse annelerinden farklı değilcanlı doğan her 10 bebekten biri üç aylık olmadan, diğer ikisi5 yaşına gelmeden ölüyor. Ancak doğal şartlara uyumsağlayabilen, yani güçlü olabilenler sağ kalıyor.

Kabullenmişlik var, en ufak hastalığayakalanan kişinin iyileşeceğinden ümidikesip, umutsuzca ölümünü bekleyebiliyorlar.Ölüm onlar için o kadar normal bir şey kiinsanlar ağlamıyor bile! Neredeysetepkisizler bu duruma. Belki de bizim içintedavisi çok basit olan hastalıkları, devasızbir dert olarak görüp, hayatta kalmayı,iyileşmeyi bile umamıyorlar.

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201239

Sıtma şehirlerde, tifo kırsalda salgın. Hem şehirde hemkırsalda değişmeyen tek şey ise; açlık…

Orada nadir yağan yağmurların oluşturduğu, yolkenarlarındaki ufak su birikintileri bile içine çalı çırpınındolmasıyla sinek yuvası haline gelebiliyor. Herkes bilir;bataklıklarda, su birikintilerinde çoğalan sinekler sıtmamikrobu taşır ve sıtma ilacı alındığında hasta tamameniyileşir. Sıtma bizim için çok kolay yok edilebilen bir virüsolsa da onlar için hâlâ ölüme kadar götürebilen ciddi birsorun.

Sıtma şehir dediğimiz ortamlarda daha fazla, şehirdençıkıp kırsal kesimlere doğru gidildikçe bu defa tifo, koleragibi bulaşıcı hastalıklar da baş gösteriyor. İçme suyununşehirler kadar çözümlenemediği kırsalda hiç sıhhi

olmayan sulardan ihtiyaçlarını gideriyorlar. Ve tifo gibi; böyle ortamlarda salgın haline gelen bulaşıcı hastalıklarkaçınılmaz oluyor.

O bölgedeki sıtma mikrobuna uygun ve etkili olan 5 bin kişilik sıtmailacı dağıttık. Sıtma mikrobu yayan sineklerden korunmaları için de1500 adet üzerine ilaç emdirilmiş ve yıkanmadığı takdirde 2 seneetkisini sürdürebilen cibinlikler dağıttık.

Orada yılın sadece 3 ayında az da olsa yağmur yağıyor, kalan 9 ay ise kurak.Onlar için iki mevsim var yağmurlu yaz ve kurak yaz. Yağmurlu yaz; gündüz45, gece 35 derece, kurak yaz da ise; 50 dereceleri geçen gündüz sıcaklığıgece ise 10 dereceye kadar düşebiliyor. Bu şartlar altında yaşamak bilebaşlı başına bir zorlukken, insanlar geçimlerini sürdürmek, çalışmak, parakazanmak, karınlarını doyurmak zorundalar. Ama bunların hiçbirini obölgede tam anlamıyla yapabilen kimse yok… İnsanların alım gücü yok,çalışılacak iş yok. Bölge halkı “milet” dedikleri kuş yemine benzeyentohumları, ellerindeki çubukla eşeledikleri toprağa serpiştirip, ekiyorlar.

3 aylık yağmurlu yaz döneminde kısmen de olsa ektikleri topraktan mahsulalabiliyorlar. Ve yıl boyunca tek yiyebilecekleri şey o toprağın verdikleri...Aslında her şeye rağmen verimsiz değil Nijer toprakları. Yüzeyde yokdenecek kadar az su kaynağı olsa da 40‐50 yaşında ağaçlar da var. Buağaçlar yılın 9 ayı tek damla su görmeden yıllardır yaşayabiliyorsa, yüzeyeyakın yerlerde su var demektir ve bu kaynakları bulunup, tarım yapılabilir.

Su ihtiyacını karşılamak adına Türk derneklerinin açtığıbirçok kuyu var. Bölgede Türklere geri dönüşümsüz birsevgi saygı besliyorlar. “Türkler bizim dostumuz”düşüncesi kazınmış belleklerine.

Bölgede yapılan, bizim de destek verdiğimiz, farklı vebence çok doğru projelerden biri de keçi dağıtımıydı.Bizden önce giden dernekler de bu dağıtımı yapmış vebirkaç yıl sonrasında etrafta keçi sürülerigörülebiliyormuş. Bu çok güzel bir şey. Keçi; o bölgeninsıcağına uyum sağlayabilen yılda 2 defa yavrulamadönemi olan ve her defasında 2 yavru veren birhayvan. Genellikle kırsaldaki ailelere verilen 3 adetkeçi 2 yılın sonunda ortalama 20 keçi oluyor.

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 40

Page 23: Bilgisayara İndir

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 42

Yaptığımız şey o halkın kapanamayacak kadar büyükyaralarına ufak bir pansuman belki... Götürdüğümüzyardım bir kaç yüz kişinin hayatını kaybetmesiniönlüyor ama sonuçta binlerce insan yine ölüyor.Kalıcı ekipler olabilse, düzenli malzeme yardımıgelebilse oradaki sağlık sorunlarını, ölüm oranlarınıciddi şekilde azaltabiliriz. Şubat sonu Mart başı gibiİnşallah Hisar Intercontinental Hospital olarak biz dekendi ekibimizle oralara tekrar gideceğiz.

Biz kendi mesleğimiz doğrultusunda yardımlaryapmaya niyetlendik ve elimizden geldiğinceyapıyoruz. Herkesin bir mesleği ve o doğrultudayardım yapabileceği bir alan mutlaka vardır. Yardımetmek isteyenler, yardım dernekleriyle diyaloğageçebilirler. Ulaşamayanlar bizlerle görüşebilirler. Bizyardımcı olur, yönlendiririz. Yeter ki gönüllüolabilsinler. Unutmayalım; Afrika özellikleTürkiye’den yardım bekliyor...

Çok duygusal bir olay da yaşadık orada. 6 yaşındaki birçocuk annesinin elinden tutmuş bize getirdi. İki gözünde deileri seviyede katarakt olan kadın nerdeyse hiç göremiyordu.Genç kadını ameliyata aldık ve başarılı bir işlemin ardındangözlerindeki bant açılır açılmaz, ilk söylediği şey; Çocuğumnerede? Genç kadın 6 yıl önce doğurduğu çocuğunu hiçgörmemiş. Evladının yüzüne hasret yıllar geçirmiş,nedeniyse, en basit işlem olan katarakt ameliyatınınyapılamaması…

Gelirken annesinin elinden tutup getiren çocuğu, bu defa;hatta belki de ilk defa annesi ellerinden tutarak evinegötürdü. Böyle güzel şeyleri görünce insan yaptığı işinkeyfine varıyor. En azından bir işe yaradığını hissediyorsun,o çektiğin uzun ve yorucu yollar, sıkıntılar umurunda bileolmuyor.

Çağımızda çok basit tedavi edilebilenkatarakta bağlı görme kayıplarıonları açlığın, kuraklığın yanındakaranlığa da mahkûm ediyor. 3 gözdoktorumuz ile 10 günde toplam240 katarakt ameliyatı yaptık.Bölgenin büyük kısmının çöl olması,güneşin daha dik gelmesi ve ışığınkumdan kolay yansıması bölgehalkının çoğunda kataraktoluşturmuş. Katarakt çoğu kişideileri derecede ya da kısmi görmekayıplarına neden olmuş.

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201241

Sonrasında o ailelerden 3 keçi alınıp, diğer ailelere veriliyor vebu döngü sürekli devam ediyor. Projenin daha çok kırsalkesimlerdeki ailelere yönelik olmasının nedeni; onlarınşehirdeki halka oranla daha fazla su ve gıdaya ihtiyaç duymaları.Bu proje onların hayatlarını sürdürebilmelerine büyük katkısağlıyor. Et ve süt ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayabiliyor.

Bahsettiğimiz döngüde, yani keçileri çoğalan aileden, olmayanailelere keçi verilirken yaşanan bayram havası görülmeyedeğer… İnsanlar keçilerini almaya gelirken en güzel, en temizkıyafetlerini diğer bir deyişle bayramlıklarını giyiyorlar. Onlariçin bayram kavramı, bizim bildiğimiz, tatil yapma, alışverişeçıkma anlamına gelmiyor. Orada bayram demek, karınlarınındoyması demek. Belki de yılda iki kez unutabiliyorlar açlıklarını,yoksulluklarını; keçiler dağıtıldığında ve kurban bayramlarında…

Geride bıraktığımız Kurban Bayramı’nda da o kardeşlerimiziunutmadık, Türkiye’den Nijer’e kurban bağışı yapmak isteyentüm hayırseverler için vekâletler alındı ve onlar adına Nijer’dekurbanlar kesildi. Kesilen her kurban 10 parçaya bölünüp tümyoksul ailelelere dağıtıldı. Dünya’nın bir köşesinden diğer birköşesine, birbirlerini hiç tanımayan, bilmeyen insanlar arasındaböylesine hoş bir bağın kurulması tam manasıylayaşayamadığımız bayramları bir nebze olsun anlamlandırıyor.

Page 24: Bilgisayara İndir

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 44HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201243 HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201243

Dosy

aDo

sya

GreenLight Lazer Tedavisi ProstatBüyümesinde Yeni ve Güvenli Bir

Tedavi Standardı Sunuyor…

A’dan Z’ye İyi Huylu Prostat Büyümesi veGreenLight Yöntemiyle Prostat Tedavisi

İsmi ‘İyi Huylu’ olsa da, erkeklerin en büyük sorunlarından biri olan ve ihmal edildiğinde prostat kanserine neden olarak yaşamı tehlikeye atabilen,

İyi Huylu Prostat Büyümesi, günlük yaşam konforunu bozan bir hastalık. Sık sık idrara çıkıyorsanız, sıkışıyor ve hemen ardından idrarınızı

kaçırıyorsanız, idrarınızı yaparken zorlanıyorsanız, ağrı ve yanma hissi varsa,özellikle geceleri sık sık tuvalet için kalkmaya başladıysanız; tedavi

seçeneklerini düşünmenizin zamanı gelmiş demektir. İyi Huylu Prostat Büyümesi’ni ve yeni nesil tedavi yöntemlerini

Hisar Intercontinental Hospital Üroloji Uzmanı Op. Dr. Basri Çakıroğlu ile konuştuk…

Prostat nedir?Erkek üreme sisteminin bir parçası olanprostat, idrar torbasının (mesane)hemen altında bulunan rektum önüneyerleşmiş ceviz büyüklüğünde ve idraryolunu çepeçevre saran bir bezdir.Ağırlığı yaklaşık 15‐20 gramdır. Görevimeniyi (sperm) sıvılaştırıp, içerisindekisperm hücrelerinin harekete geçmesinive kadın yumurtası ile buluşarakdöllenmesini sağlamaktır.

Prostatın hastalıkları nelerdir?

Prostatın 3 çeşit hastalığı vardır;

1. Prostat iltihaplanması: Bu daha çok genç yaştakierkeklerde görülür. Akut ve kronik bakteriyelprostatit, prostat bezine enfekte idrarın prostatkanalları boyunca taşınması ile oluşur. Bakteriyelprostatit bulaşıcı değildir ve cinsel yolla geçen birhastalık olarak düşünülmemelidir.

2. İyi huylu prostat büyümesi (BPH ‐Bening ProstatHiperplazisi‐)

3. Prostat Kanseri.

Op. Dr. Basri ÇAKIROĞLUÜroloji Uzmanı

Gree

nLig

ht

19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1994yılında Mezun olan Op. Dr. Basri Çakıroğlu,

Uzmanlığını Taksim Eğitim ve AraştırmaHastanesi’nde 2002 yılında tamamladı. Türkiye ve

Avrupa’da birçok Üroloji Derneğine üyeliğibulunan Op. Dr. Basri Çakıroğlu

Hisar Intercontinental Hospital Üroloji BölümüSorumlu Hekimi olarak görev alıyor.

Page 25: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201245 Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 46

Prostat büyümesinde hangi tetkikler yapılmalıdır?• Tam idrar tetkiki,

• PSA,

• Üriner sistem ultrasonu, prostat volümü ile mesanedekalan idrar miktarının incelenmesi,

• Üroflovmetri tetkiki.

PSA nedir?PSA (Prostat Spesifik Antijen) sadece prostatta üretilenbir maddedir ve kandan bakılır. Normal değeri, 4 ng/ml’nin altında olmasıdır; ancak yaşa göre PSA aralığıfarklılık gösterebilir. Prostat ile ilgili bir problem olduğundakana daha fazla oranda karışır, kan PSA düzeyinde

yükselme dikkat çeker. PSA yüksekliğinin tek nedeniprostat kanseri değildir. İyi huylu prostat büyümesi veprostat iltihapları da PSA’yı yükseltir. PSA 4‐10 ng/mlarasında olanların yaklaşık % 30’unda prostat kanserisaptanırken 10 ng/ml üzerinde bu oran %50’yi geçer.

Her prostat büyümesi iyi huylu mudur?Her prostat büyümesi yalnızca iyi huylu büyümeanlamına gelmez, bazen prostat kanseri şeklinde dekendini gösterebilir.

İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH) nedir, risk faktörleri nelerdir?BPH, erkeklerde yaşlanmayla birlikte ortaya çıkanprostatın iyi huylu büyümesidir. Prostatism olarak daadlandırılabilir. İdrar yapmayı zorlaştıran bazen idraryapmayı tamamen engelleyerek hastanın ağrı baştaolmak üzere aşırı rahatsızlıklar yaşamasına sebep olan;hayat kalitesini bozan bir hastalıktır. İlerleyen yaş,hipertansiyon ve ailede BPH öyküsü olması BPH için riskfaktörleri sayılır. Şikayetlere yol açması genellikle 45‐50yaşından sonra olur. Hastaların çok azı sadece bazıtedbirlerle sıkıntısız hayatını sürdürürken, çoğunluğunatedavi gerekir. Tedavi ihtiyacı duyan hastaların yaklaşıkyarısında cerrahi tedaviler gereklidir.

İyi Huylu Prostat Büyümesi prostat kanserineneden olur mu?BPH kanser değildir ve kansere neden olmaz. Fakat heriki hastalık birlikte mevcut olabilir. Prostat kanserininerken safhalarında genellikle şikayet olmadığı için yıldabir fizik muayene ve kanda PSA testi yapılması önerilir.

Prostat büyümesi hangi yaş grubunda daha çokgörülür?Son yıllarda yükselen yaş ortalamasıyla birlikte sıklığındaönemli bir artış saptanmıştır. BPH oldukça sıktır. Yaşları51‐60 arası erkeklerde %50; 80 yaşın üzerindekierkeklerde %90 oranında rastlanır.

Muayene ve takip nasıl yapılmalıdır?Parmakla rektal muayene ve kanda PSA isimli maddenindüzeyinin ölçülmesi en önemli tanı araçlarıdır. Genellikle50 yaş üzerindeki sağlıklı erkeklerin PSA ve parmaklarektal muayene ile yıldabir kontrolü önerilir.Ancak ailesinde prostatkanseri olanların 40yaşından itibaren bukontrollere başlamasıgerekir. Parmakla rektalmuayene, ancak belirlibir boyuta ulaşmışkitleyi saptayabilir. Bunedenle PSA düzeyininölçümü erken tanıaçısından çok önemlidir.

Prostat büyümesinin beraberinde getirdiği şikayetler nelerdir? • Sık idrara çıkma,• Acil idrar yapma gereksinimi,• Acil idrar yapma gereksinimi ve hemen ardından idrar kaçırma,• Gece idrara çıkma,• Duraksayarak idrar yapma, kesik kesik idrar yapma• İdrar yaparken zorlanma, bekleyerek yapma

• İdrar akışında zayıflama,• İdrar yapmada güçlük,• İdrar yaparken yanma,• İdrar yaptıktan sonra damlama, • İdrar yaptıktan sonra tam olarak

boşaltamama hissi,• Hiç idrar yapamama.

1. İzlem: Şikayetleri yoğun olmayan, PSA değeri normalve prostat muayenesinde şüpheli bir durumgörülmeyen hastalar yıllık izlem protokolünealınabilirler.

2. Medikal Tedavi: Prostat ve mesane boynu civarındakidüz kasları gevşetip idrar akımını kolaylaştıran birgrup ilaç bulunmaktadır. 4 haftalık bir tedavi ilehastaların %60’ında idrar akım hızlarında artış veşikayetlerde gerileme sağlanabilir.

3. Cerrahi Tedavi: Prostat büyümesine bağlıkomplikasyonları olan, ilaç tedavisine rağmenşikayetlerinde düzelme gözlenmeyen veya daha etkinbir tedavi yöntemini tercih eden hastalarda cerrahitedavi uygulanır. Cerrahi yöntemler arasında tercih,hastanın prostat büyüklüğüne, genel durumuna,

herhangi başka bir hastalığı olup olmamasına vevarsa bu hastalık için kullandığı ilaçlar ve benzeribirçok faktör değerlendirilerek yapılır. Verilen kararagöre açık veya kapalı cerrahi prosedürlerden birisiuygulanır. Hastaların %90’ında kapalı yöntemleruygulanabilir. Bu operasyonlar spinal, epidural veyagenel anestezi ile uygulanabilirler. Yüzde 70‐90hastada yakınmalarda gerileme ve idrar akım hızındaartış elde edilebilir. Kapalı cerrahi yöntemler, dünyadaaltın standart olarak kabul edilen TUR operasyonudur.TUR operasyonuna alternatif tedavi yöntemleri, lazerprostat ameliyatları, prostat stentleri, prostatın ısı ileküçültülmesi, cerrahi kesi ile mesane boynununaçılması, plazmakinetik ile prostatın çıkartılmasısayılabilir.

Tedavi seçenekleri nelerdir?

GreenLight Lazer ile Prostat Buharlaştırma TedavisiGünümüzde cerrahi tedavi seçenekleri içerisindeGreenLight Lazer tedavisi önemli yer tutmaktadır. Bütünameliyat yöntemlerinde olduğu gibi gerekliliği veyapılabilirliği her hasta için dikkatlice değerlendirilmelidir.İşlem lokal, bölgesel veya genel anestezi ile uygulanabilir.Yeni nesil GreenLight Lazer yöntemiyle kısa sürede veetkili bir buharlaştırma ile prostat büyümesi tedavi edilip,genellikle bir gün içerisinde hastanın sondası çıkarılarakhasta idrar yapmaya başlayabilir. Özellikle ameliyat olmasıyüksek risk taşıyan hastalarda (Kalp, akciğer, kan hastalığıolanlar ve kan sulandırıcı ilaç kullanmak zorunda olanlargibi.) kısa sürmesi ve kanamasız olması önemli avantajsağlar. Günlük hayata erken dönülür ve cinsel fonksiyonbozukluğu görülmez. Kullanılan ince aletlerin idrar yolunuzedelememesi sayesinde ameliyata bağlı idrar yolu darlığıgörülme ihtimali diğer kapalı yöntemlerden dahadüşüktür. GreenLight Lazer Tedavisi, BPH (İyi Huylu

Prostat Büyümesi) rahatsızlığının tedavisi için İdrarYolundan Prostat Alınması (TURP) olarak bilinengeleneksel ameliyat işlemine göre yan etki, kısa sürelisonda kullanımı, hızlı ve az acıyla geçirilen iyileşmesürelerini bir araya getiren, az düzeyde vücuda girişgerektiren cerrahi bir seçenektir. Greenlight lazer kandaabsorbe olur (emilir). Hücre düzeyinde hızlı emilimindendolayı, büyümüş olan prostat dokusunu buharlaştırır veprostatın etrafını saran ince alanı (1‐2 mm derinliğinde)kanamayı engelleyerek onarır.

Hangi hastalar GreenLight Lazer ile prostat buharlaştırma tedavisi uygundur? FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Birliği) GreenLight Lazer ileprostat buharlaştırılması (PVP) operasyonuna etkili vekalıcı bir tedavi sunduğu için onay vermiştir. Yani BPHnedeniyle ameliyatı gereken hastalara uygulanabilir birtedavi seçeneğidir. Özellikle aşağıda yer alan hastagruplarında tercih nedenidir:

• Kalp, damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon, astım,kronik akciğer hastalığı gibi nedenlerle operasyonlarıriskli olan hastalar,

• Kanama eğilimi olan hastalar,

• Sondaya mahkum kalmış, başka yöntemlerleoperasyonlarının riskli olduğu hastalar,

• Başka türlü bir operasyonu istemeyen ve ameliyattankorkan hastalar,

• Diğer ameliyat yöntemlerinin başarısız kaldığıhastalarda güvenle kullanılabilecek bir yöntemdir.

Page 26: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201247 HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201247

Tıp

ve S

anat

Tıp

ve S

anat

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 48

“Şarlatan” (quack) ifadesi 16. yüzyılda sokaklardasahte ilaç satan seyyar satıcılara verilen isimdi.Günümüzde ise daha çok sahte doktorlara veyaçalışmalarında etik kurallara uymayan hekimlereyakıştırılan bir terimdir. Geçmişte şarlatanlık çokyaygındı, zira etkili tedavi yöntemleri zaten pekfazla değildi ve dahası halk da günümüze göreçok daha saf ve akılsızdı.

Bu konu geçmişte bir çoksanatçının ilgisini çekmiştir.Bunların arasında ilk öneçıkan Hollandalı ressamGerrit Dou olmuştur.

Dou, Leiden Esnaf Locasınınkurucu üyelerinden birisiolması sebebiyle hekimleressam arasındaki tarihselbağların önemi üzerindeözellikle durmuştur.

Dou döneminin en önemliressamlarından birisidir.Hamileri arasında İngiltereKralı II. Charles, İsveç KraliçesiChristina ve AvusturyaArşidükü Leopold Wilhelmsayılabilir.

Soldaki resimde pencereden resme bakanlarıizleyen bizzat kendisidir. Resimde bir Çinşemsiyesi altında iksir satan bir şarlatanıresmetmektedir. Satıcı inanırlılığını daha daartırmak için akademisyen cübbesi giymiştir.Onu çevreleyen kalabalığın satıcıya ilgisi isefarklıdır.

Kötü

Dok

torl

ar, Ş

arla

tanl

ar...

Yüzyıla damgasını vuran tıp bilimindeki belirgin gelişmelere rağmen, 18. yüzyıl aynı zamanda şarlatanlığın ve düzenbazlığın altın çağı olarak da kabuledilir. En büyük hilekarlardan biri Mary Toft’tu. Kendisini tavşanların doğurduğu

iddiasıyla (Kral’ın anatomisti ve cerrahı tarafından da doğrulanmıştı!) bütünLondra’yı, saray halkı da dahil, kandırmıştı. Hatta, aralarında Devanshire Düşesigibi çok kültürlü kişilerin de bulunduğu birçok sponsorun yardımıyla, bir sağlık

mabedi bile yaptırmayı başarmıştı...

Doç. Dr. Yılmaz BİLSELGenel Cerrahi Bölüm Başkanı

Page 27: Bilgisayara İndir

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 50HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201249

Avcı iksirin etkisine inanmış gibi görünmektedir amasağdaki ev kadını olaya daha şüpheci yaklaşmaktadır.Satılan iksir muhtemelen bir aşk iksiridir. Zira avcının solyanındaki genç adam beraberindeki partnerini iksirinetkileri konusunda ikna etmeye çalışmaktadır. Eğer resmedaha dikkatli bakacak olursanız Dou’nun başka konularlada ilgilendiğini görürsünüz; bebeğinin altını değiştirenanne figürü, muhtemelen doktorun yaptığı işin ne kadariğrenç (!) olduğuna dair bir göndermedir. Yerdeki kuşuyakalamaya çalışan çocuk da, etkili bir tedavi bulmanınne kadar zor bir uğraş olduğunu anlatan bir benzetmeolabilir mi? 17. yüzyılda günlük hayatı yansıtan bu türeserlerde gelişigüzel baktığımızda fark edemeyeceğimizbirçok ince ayrıntı gizlidir.

Ünlü İngiliz ressam William Howgarth resimlerinde ahlakikonuları işlemeyi severdi. Aşağıdaki resmi “Marriage a laMode” isimli 6 resimlik serinin 3. resmidir. Bu seride birkontun müsrif, akılsız ve kendini beğenmiş oğluyla, zenginbir tüccarın şımarık kızı arasındaki, sonu kaçınılmaz birfelaketle biten evlilikleri anlatılır.Bu resimde genç asilzadebeyimizin tedavi için Fransız bir şarlatanı ziyareti anlatılır.Hogarth’ın tüm ahlaki serilerinde olduğu gibi, iyicearaştırdığınızda bu resimde de önemli birçok ince detayarastlarsınız.

Sahne ve içerdikleri şarlatanlığı doğrudan eleştiriyor;şarlatan hekimin kendisi ve giydikleri oldukça kaba vebayağı görünümlü, ortamdaki çok sayıdaki lüzumsuz objede anlamsız tedavileri çağrıştırmakta. Ağzında hap tutaninsan kafası modeli genellikle o zamanki eczanelerindışında dükkanın bir eczane olduğunu belirten bir semboldür.

Unicorn’un boynuzu; Ortaçağ’dan kalma bir mitolojiyebağlı olarak, cinsel gücü artırdığına inanılan pahalı birtedavi aracıdır. Yine yukarıda dolabın üzerinde asılı duranidrar kabı, burada üroloji ile ilgili işlemlerin de yapıldığınıima etmekte. Ortam da çok daha fazlası var.

Asilzade elinde bir kutu ilaç tutuyor, kapağı ise sandalyeüzerinde tedaviye gereksinim duyulan bölgeyi gösteriyor.Boynunda siyah bir leke var, bu da cinsel hastalığının birdiğer göstergesi.

Hogarth şarlatanlara ve onlara inananlara karşı hepeleştirel yaklaşmıştır. Hastalara olan ilgi ve sempatisini engüzel yansıttığı eseri “The Pool of Bethesda”dır. Eğer birgün yolunuz St Barthomew Hastanesi’ne düşerse, bueseri hastanenin ana merdivenlerini çıkarken görmeşansına sahipsiniz.

19. yüzyılda Paris’te, Laennec, Duchenne ve Charcot gibibirçok ünlü ve başarılı hekim vardı ama onların yanı sıraşarlatanlar da pek çoktu.

Honore Daumiere çizimlerinde ve taş baskılarında buşarlatanları sürekli alay konusu ederek işlemiştir. Yandakiçalışmada bir hasta Doktor Macaire’ye muayene olmayagelmiştir. Doktor Macaire, zamanın Paris’inde bir komedioyunundaki kurgusal bir kahramandır. Daumier bukarakteri sadece doktorlar için değil, avukatlar, dişhekimleri, cerrahlar ve üçkağıtçı bankerler için dekullanmıştır. Doktorları alaya aldığı bu karikatürün altındaşunlar yazmaktadır. ‘Allah aşkına bu hastalığı hafifealmayın!.. Bana inanın, bol bol su için… bacak kemikleriniovala… ve lütfen sık sık beni görmeye gel… bu senifakirleştirmez… muayenelerim ücretsizdir… Şimdi, bu ikişişe için bana 20 Frank borçlusun… (bu fiyata her bir şişeiçin 10 sent depozito da dahildir).’

Daumier, Kral Louis Philippe’i bir dev gibi çizdiğinden,1832 yılında bir müddet hapse girmek zorunda dakalmıştır. Çalışmaları Delacroix, Millet ve Corot gibizamanının ünlü ressamları tarafından büyük ilgigörmüştür.

Hastanın cerraha veya hekime karşı tutumu da birçoksanatçının ilgisini çekmiştir. Cerrahları çalışırken gösterenbirçok resimde hastaların çekingenliği ve korkusu sonderece aşikardır. Bazı sanatçılar hastaların kaçınılmaz sonkarşısındaki kabullenişlerini resmetmişlerdir.

John Collier’in “Ölüm Cezası” gibi… Hogarth ve Gillraygibileri ise hastaların çaresizliklerini resmederken,mesleğin komik yanlarını da göstermekten gerikalmamışlardır. James Ensor’un aşağıdaki resminin komikolduğunu söylemek ise pek zordur.

Ensor’un ilk çalışmaları pek beğenilmemiştir. Ama sonrakiçalışmalarıyla ekspresyonizmin öncülerinden kabuledilmiştir.

Çalışmalarında ikiyüzlü ve kendini beğenmiş olarakgördüğü politikacıları, rahipleri, hakimleri ve doktorlarıkarikatürize etmiştir. Buradaki resim sanatçının klinikolarak depresyonda olduğu bir zamanda yapılmıştır.Cerrahları ve hekimleri ciddi bir şekilde kötülemektedir.Detaylı bir analiz gereksizdir zira her şey ortadadır. Yerdekinotta hastaya parasentez yapıldığı ve peritonit tanısı

konulduğu yazmaktadır. Hastanınyüzünde çok korkmuş ve stresli birifade vardır.

Ensor aynı zamanda müzisyendi. Çokgüzel org çalardı. Burnuna flüt sokupçalabildiği de söylenir. Kalabalıklardankorkan yalnız bir adamdı. Hiçevlenmemiştir. Kanımca bu resim dehekimlerden çok sanatçının kendisinidaha iyi anlatmaktadır.

Günümüzde homeopati, naturopati,şifalı otlar ve çiçekler gibi, standarttıbbi tedavilere alternatif olabilecek birçok saygın yöntem vardır. İstergeleneksel tıp isterse doğal iyileştirmeterapileri olsun, isteyen her zamanbiraz şarlatan bulacaktır elbette!..

Page 28: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 20125151

Dosy

aDo

sya

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 52

Diş sıkma ve gıcırdatmayla ilgili merakedilenleri Hisar Intercontinental HospitalAğız ve Diş Sağlığı Bölümü Protez UzmanıDr. Dentist Serpil Öztürk’ten öğrendik…

Siz de Diş Sıkıyor musunuz?Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veyagündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.Toplumda yetişkin bireylerin büyük birçoğunluğunda görülmesine rağmen; çeşitliolumsuz semptomlar ortaya çıkmadanhastalar tarafından genellikle farkınavarılamaz.

Hasta bize ancak dişlerde hassasiyet,aşınma, sallanma ve kırılma, diş sinirlerindeharabiyet, çevre dokularda yaralanma,çene eklem rahatsızlıkları, baş ağrısı vefonksiyon bozukluğu gibi durumlardageliyor.

Çocuklarda gözlemlenen diş sıkma vegıcırdatmayı ise normal bir süreç olarakkabul ediyor; ayrıca değerlendiriyoruz.

2007 yılında İstanbul Üniversitesi Diş HekimliğiFakültesi’nden mezun olan Serpil Öztürk,

doktorasını 2011 yılında Yeditepe ÜniversitesiDiş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş TedavisiAnabilim Dalı’nda tamamladı. Protez uzmanı

olan Dr. Dentist Serpil Öztürk HisarIntercontinental Hospital Ağız ve Diş Sağlığı

Bölümü’nde görev yapıyor.

Dr. Dt. Serpil ÖZTÜRKAğız ve Diş Sağlığı BölümüProtez Uzmanı

Geceleri dişinizi mi sıkıyorsunuz? Sabah uyandığınızda çeneniz miağrıyor? Eşiniz gece boyunca ‘dişlerini gıcırdatıyorsun’ diyerek sizi

uyandırıyor mu? Belki bu belirtilerin geçici olduğunu düşünüyor veumursamıyor olabilirsiniz. Ancak diş sıkma ve gıcırdatmanın önemli

bir durum olduğunu; kontrol edilmezse ileride çene eklemrahatsızlıklarına yol açabileceğini lütfen göz ardı etmeyin…

Dişi

nizi

mi S

ıkıy

orsu

nuz?

Page 29: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201253

Neden Diş Sıkıyoruz?Diş sıkma ve gıcırdatmanın birçok nedeni vardır ve bunedenler arasında; stres ve kişisel özellikler, uyku düzeni,uyku esnasındaki solunum bozuklukları, travmatikyaralanmalar, merkezi sinir sistemi rahatsızlıkları, yasadışıilaç kullanımı, ilaç tedavileri, alkol, kafein ve sigarakullanımı gibi faktörler sayılabilir.

Çene Eklem Rahatsızlığı Nedir?Çene eklem rahatsızlığı, çiğneme kasları, çene eklemi, başve boyun kaslarının bir kısmı, eklem bağları, dişler, yanak,dudak ve tükürük bezlerinden oluşan sistemi etkileyenproblemleri kapsayan kompleks bir rahatsızlıktır. Çeneeklemi rahatsızlığı şikayeti ile bizlere başvuranhastalarımızın sayısı her geçen yıl artış göstermektedir.Bu artışın nedeni bu rahatsızlığın eskiden olmamasındandeğil, diş hekimlerinin ve kulak burun boğaz uzmanlarınınbu konu ile ilgili bilgi düzeylerinin artmasıyla burahatsızlıkları teşhis edebilmelerinden kaynaklanmaktadır.

Çene Eklem Rahatsızlıklarının Nedenleri Nelerdir?Çene eklem rahatsızlıkları, çok nedenli olup bölgeyle ilgiliçok sayıda rahatsızlığı içermektedir. Genel görüş birkaçfaktörün birlikte rahatsızlığı meydana getirmesidir. Bufaktörlerden bazıları şunlardır;

• Çenelere direkt gelen travma (kaza, darbe, sportifyaralanmalar, düşme, çarpma),

• Ağzın uzun süre çok açılması gereken diş tedavileri,

• Genel anestezi verilirken ağzın aşırı derecede açılması,

• Diş sıkma ve/veya gıcırdatma, dudak ısırma, tırnakyeme, sakız çiğneme gibi aktiviteler,

• Alt ve üst dişler arasında normal olmayan ilişki.

Nasıl Tanı Konulur?Çene eklem rahatsızlıklarının teşhisinde önemli olan, dişhekiminin bu verileri doğru bir şekilde değerlendirecekve ayırıcı tanıyı koyacak yetenek ve bilgiye sahipolmasıdır.

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 54

Klinik muayene, yaklaşık 30‐35 dakika sürer.Hastalarımızdan sağlık sorunları ile ilgili gerekli bilgilerialdıktan sonra, çene eklemi ve baş boyun kaslarını içerenayrıntılı bir muayene ile tanıya varmaya çalışıyoruz. Eğergerekliyse tanı için MRI veya diğer görüntülemeyöntemlerini de kullanabiliyoruz.

Çene Eklem Rahatsızlığımını Nasıl Anlarım? Temporomandibular (çene) eklem rahatsızlığının birçokişaret ve belirtisi vardır. Bu işaret ve belirtilerden bazılarışunlardır;

• Kulağın ön bölgesinde, çene ekleminde, yüz‐boyunkaslarında ve şakaklarda aniden başlayan veya yavaşyavaş oluşan ağrı,

• Yüzde ağrı ve yorgunluk hissi,

• Çiğnerken ya da konuşurken oluşan ağrı ve yorgunluk,

• Esnemede ve ağız açmada zorluk,

• Ağız açıp kapatırken tıklama, takırtı sesi,

• Kısıtlı ağız açıklığı veya çene kilitlenmesi,

• Çenenin tek tarafa doğru kayarak açılması,

• Yüzde şişlik,

• Dişlerde ağrı,

• Dişlerde normal kapanmama hissi,

• Kulaklarda ağrı,

• Kulaklarda çınlama,

• Kulaklarda duyma problemi,

• Baş ağrısı,

• Göz çevresinde ağrı ve basınç,

• Baş dönmesi.

Çiğneme kasları ile ilgili ağrılar, diş sıkma ve/veyagıcırdatma sırasında bu kasların fazla çalışmasındankaynaklanır; boyun ve baş ağrısına neden olabilir. Çeneeklemi ile ilgili ağrılar ise, eklem içindeki sert ve yumuşakdokuların değişikliğinden kaynaklanır.

Nasıl Tedavi Olurum?Diş sıkma ve/veya gıcırdatmanın tedavisi, istemsizaktivitenin ortadan kaldırılmasını amaçlamaz. Uygulanantedavi metodu çoğunlukla ağız içi apareyleri kullanılarakbu aktivitenin kontrol altına alınmasını ve meydanagelebilecek patolojik veya fiziksel değişikliklerinönlemesini içerir. Temporomandibular rahatsızlıktedavisinin asıl amacı ise, çene eklemi içindeki basıncındüzenlenmesi ve normal çene fonksiyonlarınınsağlanmasıdır. Doğru teşhis konulduğu taktirde, burahatsızlığın ortopedik aperey (splint) kullanımı, hastaeğitimi ve gerekli duyulduğunda fizik ve ilaç tedavisi ilekontrol altına alınabildiği bilimsel araştırmalarlakanıtlanmıştır.

Aparey

Page 30: Bilgisayara İndir

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 56HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201255

Adını tam olarak bilmediğimiz ama son yıllardaözellikle çocuklarda öğrenme, ifade etmegüçlüğü ile kendisini gösteren ve acaba benimçocuğumda zekâ geriliği mi var sorusuylakarşımıza çıkan öğrenme bozuklukları; aslındaçocuğunuzun özel bir ilgiye ihtiyacı olduğunungöstergesi olabilir.

Hisar Intercontinental Hospital Çocuk ve ErgenPsikiyatristi Uzman Dr. Işılay Altıntaş’la çocuklardagörülen öğrenme bozukluklarını ve en sıkgörülen öğrenme bozukluğu Disleksi’yi konuştuk.

Çocuğum Tembel mi, Disleksi mi?Çocuk ilkokula başladığında ailenin ve çocuğunhayatında aslında yeni bir dönem başlar. Tümaileler çocuklarının başarılı olmasını hayal eder.Aslında çok akıllı olan çocukları ilkokula başlayıpda okumayı öğrenmede zorlanınca, bu öncelikleailede bir hayal kırıklığı ve endişe yaratır.Genelde iki yol izlenir, bunlardan biri kendi hayalkırıklıklarının ve öfkelerinin çocuğa iletilmesidirve malesef ülkemizde çok sık olur. Çocuksuçludur; çünkü dersleri sevmemekte, dersçalışmak istememektedir. Aslında canı isteseyapar ama kolaya kaçmaktadır. Ardından çocuk

için ‘tembel’, ‘sorumsuz’ gibi olumsuztanımlamalar başlar. Çocuk aileyi hayal kırıklığınauğratmıştır. Aslında olaya bu şekilde bakanailelerin kolaya kaçtığını düşünürüz. Çünkü çocukyetiştirirken muhtemel zorlukları erken farkedebilmek bu konuda gerekeni yapmak daailelerin sorumluluğundadır. Zorlanan çocuğundersleri keyifle yapmasını bekleyemezsiniz, birdetembellikle suçlanıyorsa ‘Madem ki tembelim ozaman bende çalışmıyorum’ diyecektir.

Çocuk ergen psikiyatrisi polikliniklerine dersbaşarısızlığı sebebiyle pek çok başvuruolmaktadır. Bizde bu sorunun altındaki sebeblerianlamaya çalışırız. Bunlardan önemli bir kısmınıdikkat eksikliği hiperaktivite ve öğrenmebozuklukları oluşturur. Klinik olarak bu ikihastalığı sıklıkla birlikte görürüz. Öğrenmebozuklukları içinde ise en sık gördüğümüz iseDisleksi yani okuma bozukluğudur.

Öğrenme işlevi beynin birçok bölgesinin birlikteçalışmasını gerektiren oldukça karmaşık birişlemdir. Bu sistemlerden çalışması aksayanlarvarsa sisteme özgü belirtilerle sinyal verirler.Öğrenme bilginin alınması ile başlar, uygun

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2002yılında mezun olan Dr. Işılay Altıntaş,

uzmanlığını İstanbul Üniversitesi Tıp FakültesiÇocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AnabilimDalı’nda tamamladı. Uzm. Dr. Işılay Altıntaş

Hisar Intercontinental Hospital Çocuk Sağlığıve Hastalıkları Bölümü’nde Çocuk ve Ergen

Psikiyatristi olarak görev yapıyor.

Uzm. Dr. Işılay ALTINTAŞÇocuk ve Ergen Psikiyatristi

Disl

eksi

mi,

O da

Ne!

Yüzyılın dahilerinden biri olarak kabul edilen Einstein, çocukluğunun ilk dönemlerinde ciddi anlamda konuşma bozukluğu;

ilkokula başladığı dönemde ise, öğrenme ve iletişim güçlüğüyaşamıştı. Okuldaki otorite ve eğitim sistemiyle çatışan ve tüm hayatı

boyunca okuldan nefret eden Einstein; aslında ailesinin o dönemdekorktuğu gibi zeka geriliği yaşamıyordu; sadece Disleksi hastasıydı…

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201255

Çocu

k Sa

ğlığ

ıÇo

cuk

Sağl

ığı

Page 31: Bilgisayara İndir

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 58HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201257

ayarlamakta güçlük yaşar. 15 dakikalık bir ödev saatlersürebilir. Yapması beklenen şeyleri organize etmedesıraya sokmakta zorluk çeker.

• Sağ ve solunu karıştırır; yönünü bulmakta zorlanabilir.Alt üst, ön arka kavramlarını karıştırır. Dün, bugün, yıl,ay, gün, mevsim gibi zamansal kavramları öğrenmedezorlanır.

• Sıralama becerileri eksiktir. Okuduğu öyküyüanlatması istendiğinde öykünün başını sonunukarıştırır. Haftanın günlerini ya da ayları sıraylasayabilir ama karışık sorulduğunda bir sonrakinibilemez

• Bu çocukların özelikle erken gelişiminde dönemindekonuşmalarında gecikme olabilir. Bazı seslerisöyleyemeyebilir, sözel olarak kendilerini ifadebecerileri yeterli olmayabilir.

• Motor beceriler, top yakalama, ip atlama gibiişlerde yaşıtlarına oranla başarısızdırlar.Sakardır düşer ve yaralanırlar. Çatal kaşıkkullanmak gibi el becerileri gerektirenşeyleri beceremezler.

• Belki de zorlukların neticesinde çoğunluklayalnız, kendine güvenleri az kaygılı vemutsuz olmaya aday çocuklardır. Arkadaşilişkileri iyi olmayabilir.

Çocuğunuzda Disleksi Olması, Zeka Geriliği Olduğu Anlamına Gelmez!Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklar için en tipik olanşey bu çocukların zekalarında hiçbir sorun olmamasıdır.Hatta tanı koyabilmek için zekanın normal olması koşuluvardır. Ancak çocuklar sorulan soruları çok iyi kavrasalarda doğru okuyamadıkları için yazarak doğru ifadeedemezler. Bu nedenle sınav başarıları düşüktür. Buradakitemel sorun çocuğun anlayamaması değil; anladığınısembollerle ifade edememesidir.

Sınav sistemi bu çocukları hızla başarısız olarak etiketler.Çünkü sistem onların bilgiyi ifade ediş şekline göredüzenlenmemiştir. Zor olan aslında sistem içinde birçokyetenekli ve zeki çocuğa başarısız ve kimi zaman maalesefzeka geriliği varmış muamelesi yapılmasıdır.

Oysa Disleksi bu hastalığa sahip birçok ünlü ve başarılı kişiolmasıyla da tanınır. Disleksisi olan en ünlü kişilerden biride Einstein’dır. Einstein’ın yazılarında ‘Öğretmenlerininaklının yavaş çalıştığını, ölene kadar aptal rüyalarınınpeşinde sersemce savrulacağını’ söylediğini ifade eder.

Böyle sert yargılarla geçen öğrencilik yıllarından, tümsisteme meydan okuyan bir kurama giden bir başarıöyküsüdür onun hayatı. Bu bir taraftan umut verse de;bu örnekler çoğunluğu yansıtan başarı öyküleri değildir

aslında.

Malesef günümüz eğitim sisteminde sıklıkla başarısızlıketiketlenen bu çocuklar kapasitelerinin çok altında birgelecek yaşamaya mahkum oluyorlar. Disleksi okulubırakan gençlerin büyük çoğunluğunda altta yatansebeplerden biridir.

Yapılması gereken şey çocuğun psikiyatrik olarakdeğerlendirilmesi, gereken test ve incelemelerden sonra,çocuğa uygun tanı ve tedavi şeması oluşturulmasıdır. Tümeğitim programlarında çocuğun güçlüklerine uygun ayrıntılıdüzenlenmiş, parçadan bütüne ilerleyen, giderek artanbiçimde beceriler kazandıran eğitim hedeflenir ve çocuğun

potansiyelini en iyi şekilde kullanmasısağlanır.

şekilde depolanması ve istenildiği zaman depolandığıyerden yazılı ya da sözlü olarak ifade edilmesini gerektirir.Şimdi teker teker bu sistemlere göz atalım.

Dikkat Kontrol SistemiDikkat kontrol sistemi, çocuğun dışarıdan gelen sesleridaha az duymasını, içinden gelen hayalleri engellemesinive konu anlatılırken konuya odaklanmasını sağlar. Bilgiakışı devam ederken dikkat sisteminin diğer işlevi dikkatinsıkılmadan sürdürülmesini sağlamaktır. Bunu yapamayançocuk ders çalışırken çok sıkılır. Dikkat becerileri azdıryoğun dikkat gerektiren ders gibi aktivitelerden kaçar.Başladığı işi bitiremez. Okulda eşyalarını unutur.

Dil SistemiBilgi, dil sistemiyle tanımlanmalıdır. Okulda bilgiçoğunlukla okuyarak ve dinleyerek alınır. Çocuk gördüğügörsel sembolleri; harflerden kelimelere, kelimelerdenkavramlara giden yazı sistemini ses sistemineçevirebilmelidir. Eğer çocuk gördüğünü sese ve kavramaçeviremiyorsa okuma güçlüğü oluşur ve buna disleksi adıda verilir. Bu çocuklarda okuma yaşıtlarından geridir,okumayı sevmez yavaş okurlar. Bazı harfleri görür amaseslerini öğrenemez. Sessiz ve sesli okurken parmağıylaizleyebilir, satır ya da kelime atlayabilir veya parçayaanlamı bozacak kelimeler ekleyebilir. Örneğin bir parçayıkendi okuduğunda anlamaz ama arkadaşı okuduğunda

çok iyi anlar. Okurken bazı harf ya dasayıları karıştırır ya da ters okur.

Diğer taraftan çocuktan bilgiyi yazıdiline çevirmesi de beklenir. Buradasıkıntı varsa yazma bozukluğu isminialır. Bu çocuklarda el yazısı okunaksızve çirkindir. Yazı yazmayı sevmez,ödevler gelmez. Sınıfa göre yazısı yavaşolduğundan çoğunlukla yetiştiremez.Yazarken bazı harf ve sayıları ters yazarya da karıştırır. Harf atlayabilir ya daekleyebilir. Bol sayıda imla venoktalama hatası yapar. Yazarkensayfayı düzenli kullanamaz, satıratlayabilir.

Matematikte matematiksel kavramlarsembollere çevrilir. Buradaki sorunkendini matematik bozukluğu olarakgösterir. Aritmetik becerisi dörtişlemde yavaştır. Çarpım tablosunuöğrenmekte güçlük çeker ya da artıeksi gibi aritmetik sembollerinikarıştırırlar.

Öğrenme Güçlüğü BelirtileriÖğrenme güçlüğü geniş bir yelpazedir

aslında. Bu güçlüğe aşağıdaki belirtiler de değişenderecelerde eşlik edebilir:

• Uzaklık derinlik ve boyut algıları zayıftır.

• Bazı harfleri yanlış duyar, sözlü yönergeleri anlamaktagüçlük çekebilirler. Birkaç şey birden söylendiğinde enaz birini unutur; duyduklarını ayırt etmekte zorlukyaşayabilirler.

• Çalışma alışkanlığı gelişmemiştir. Ev ödevleri eksikalınır, yavaş ve verimsizdir. Ödevler tek başınayapılamaz.

• Organize olma becerisinde zorluklar olabilir. Odasıdağınıktır, defterlerini kötü kullanır, kaybeder. Zamanı

Page 32: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201259 Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 60

İzlem Göçmen’i kısaca tanıyabilir miyiz?

1976 Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimiAnkara’da üniversite eğitimimi de İstanbul’da tamamladım.Evli ve iki erkek çocuk annesiyim.

Neden çocuk doktorluğu? Mesleğe başlayalı ne kadar oldu?

Çocuklar cıvıl cıvıl, masum, gülüşleri, bakışları sevgi dolu.Onlarla beraber olmak, dertlerine çare bulmak mutlulukveriyor. Altı senedir Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanıolarak çalışıyorum.

Su altı dünyasıyla nasıl tanıştınız? Su altı dünyasında sizine cezbediyor?

Üniversite yıllarında ağabeyim İTÜ’nün Sualtı SporlarıKulübü ile birlikte dalıyordu. Bir dalış gezisine ben deonlarla gittim ve o günden sonra sualtı dünyası macerambaşladı. Su altındayken bütün dertlerinizi unutuyorsunuz.Sessiz ama canlı bir ortam, etrafınızdaki balıkların, denizbitkilerinin güzelliği ile sanki başka bir dünyada gibioluyorsunuz.

Kimler dalabilir? Herkes dalış yapabilir mi? Hangi sağlıkkoşullarına sahip olmak gerekir?

Herkes dalış yapabilir, ama bröve sahibi olabilmek içinfederasyonun istediği bazı özellikler var. Yüzme bilmek,en az ilkokul mezunu olmak ve 14 yaşını doldurmuşolmak (18 yaşından küçük adaylardan veli izin belgesigerekir.), aletli dalış yapılmasında sakınca olmadığına dairsağlık raporu olması gerekiyor. Bu şartları sağlayan kişilerfederasyon tarafından yetkilendirilen dalış merkezlerindenteorik ve pratik eğitimlerini tamamlayarak dalış brövesini(dalış sertifikası) alırlar. Dalış eğitiminin içeriği, dünyagenelinde bir federasyon (CMAS) tarafından oluşturulmuştur.

CMAS hakkında kısa bilgi verebilirmisiniz? Türkiye’de sualtı sporları ileilgili bir federasyon var mı?

CMAS (Confederation Mondiale DesActivites Subaquatiques) Türkçe adıylaDünya Sualtı Etkinlikleri KonfederasyonuJacquesCousteau’nun da aralarındabulunduğu kişiler tarafından 1959tarihinde kurulmuş.

CMAS'ın amacı üye federasyonlara dalışkurallarını öğretmek, eğitim ve dalışsertifikalarında standart seviyeyiyakalayarak verilen sertifikaların üyeülkelerde kabul edilmesini sağlamak.Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF) 1982 yılındakurulmuş, yakın bir tarihte özerkliğini kazanmış birfederasyon olarak CMAS’a üye.

CMAS sertifikasının gerekliliği var mı?

Dalış yapabilmek için bunun eğitimini almak şart. PADI(Professional Association of Diving Instructors ‐Profesyonel Dalış Eğitmenleri Birliği) gibi başka özelkuruşular da var. Türkiye’de dalış yapabilmek için eğitimprensibi aynı olan bu iki federasyondan birinden sertifikaalmak gerekiyor.

SCUBA nedir?

1942 yılında Jacques Cousteau ve Emile Gagnan'ıngeliştirdikleri bir soluk alma aracı (regülatör) ile sualtınaindirdikleri basınçlı hava dolu bir tüp, sualtındasoluyabilmeyi ve ilk kez yüzeye bağlı kalmadan sualtındaözgürce dolaşabilme olanağını sağlamış. SCUBA (SelfContained Underwater Breathing Apparatus‐Kendi

İçim

izde

n Bi

ri

Su altındayken bütün dertleriniziunutuyorsunuz.

Sessiz ama canlı bir ortam,etrafınızdaki balıkların,

deniz bitkilerinin güzelliği ile sankibaşka bir dünyada gibi

oluyorsunuz.

Uzm. Dr. İzlem GÖÇMENÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden1999 yılında mezun olan İzlem Göçmen,

uzmanlığını 2005 yılında MarmaraÜniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve

Hastalıkları Bölümü’nde tamamlayanGöçmen, aynı bölümde Çocuk Alerji -

İmmunoloji Klinik Gözlemcilik yaptı. Uzm. Dr. İzlem Göçmen

Hisar Intercontinental Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Bölümü’nde görev alıyor.

Page 33: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201261

Üzerinde Taşınabilen Sualtında Soluma Aygıtı) adıylaanılan bu buluş sayesinde, dalış hızla yayılan bir sporhaline gelmiş.

Hangi bröveye sahipsiniz, kısaca CMAS brövelerihakkında bilgi verebilir misiniz?

Bir Yıldız Eğitmen (Başlangıç seviyesi eğitmen) brövemvar.

Bir Yıldız Balıkadam: Eğitimi başarı ile tamamlayarak,dalış donanımlarının hepsini uygun olarak kuşanıpçıkarabilen, bunları sualtında doğru olarak kullanıpdalabilen ve yanında en az üç yıldız dalıcı ya da bir dalışeğitmeni ile açık deniz dalışları yapmaya hazır dalıcıdır.Bir yıldız balıkadam dalış derinliği sınırı ise 18 metredir.Gece dalışı yapamaz.

İki Yıldız Balıkadam: 20 kayıtlı dalış yaptıktan sonraüzerine ek eğitimler alarak en çok 30 metre derinliğekadar dalış yapabilen dalıcıdır. Dalış eğitmeni eşliğindeeğitim amacıyla en çok 42 metre derinliğe kadar dalışyapabilir. Gece dalışı yapabilir.

Üç Yıldız Balıkadam: Ek 50 dalış yapıp, genişletilmişeğitim programını tamamladıktan sonra her düzeydedalıcılara sualtında önderlik yapabilecek beceri vedeneyime sahip olan dalıcıdır. Önderlik yaptığı dalıcılarıngüvenli dalış kurallarına uygun dalış yapmalarınısağlamakla yükümlüdür. Sualtı kurtarma ve ilkyardım

konularında gerekli eğitimi almıştır ve uygulayabilir.Görevli olduğu durumlarda dalışla ilgili kural dışıdavranışlarda bulunanları uyarmaya ve gerekirse dalıştanalıkoymaya yetkilidir. Önderliğini yaptığı dalıcılarıngüvenliğinden birinci derecede sorumludur. En çok 30metre derinliğe kadar dalış yapabilir ve yaptırabilir. Dalışeğitmeni eşliğinde ve eğitim amacıyla en çok 42 metreyekadar dalış yapabilir.

Bir Yıldız Eğitmen: Federasyonun düzenlediği eğitmensınavında başarılı olmalıdır. Federasyona bağlı bir dalışkuruluşunda bir yıldız ve iki yıldız balıkadam eğitimlerinivermeye, sınavlarını yapmaya, değerlendirmeye, başarılıolanların bilgi kayıt formlarını imzalamaya yetkilidir.

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 62

İki Yıldız Eğitmen: Bir yıldız dalış eğitmenin yetkilerine ekolarak, bir dalış kuruluşu kurabilir. Üç yıldız dalıcıeğitimlerini vermeye, sınavlarını yapmaya, değerlendirmeyeve başarılı olanların bilgi kayıt formlarını imzalamayayetkilidir.

Üç Yıldız Eğitmen: Federasyondan yetki belgesi almış birdalış kuruluşunda kayıtlı olmak koşulu ile bir yıldız ve ikiyıldız dalış eğitmeni eğitimlerini verir.

Dalış öncesinde, sırasında ve sonrasında dikkat edilmesigerekenler nelerdir?

Kurallara tam olarak uymak gerekiyor. Hava şartlarını veçevresel şartları zorlamadan rahat bir ortamda bu işinzevk için yapıldığını aklımızdan çıkarmadan dalışımızıyapmamız lazım. Belli bir derinliğin altında sualtıdünyasındaki renkler, canlılar azalıyor, dolayısıyla hırsa veheyecana kapılıp belli bir derinliğin altına (ki bu derinlikfederasyon tarafından 42 metre olarak belirlenmiştir.)inmemek gerekir. Asla tek başına dalmamak gerekir.

Türkiye’de nerelerde dalış yaptınız? Dalış için Türkiye’de

hangi bölgeleri önerebilirsiniz?

Kaş başta olmak üzere Saroz, Çanakkale, Erdek, Fethiyeve Çeşme’de dalışlar yaptım. Dalış serüvenime başladığımilk yıllarda İstanbul’un çeşitli yerlerinde de dalış yaptım.

Bugüne kadar kaç defa daldınız?

Sanırım 350‐400 civarındadır.

En son ne zaman dalış yaptınız?

Aslında tam olarak hatırlamıyorum, ama sanırım en son6 yıl önce dalmıştım. Çalışma hayatı, çocuklar derkenzaman kalmıyor.

Dalış yapmak isteyenlere önerileriniz, uyarılarınıznelerdir?

Zaman yaratabilirseniz zevkli, dinlendirici bir hobi. İkiYıldız Balıkadam brövesi sahibi olmak her türlü eğlencelidalışı yapmak için yeterli.

Page 34: Bilgisayara İndir

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 64HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201263

A’dan Z’ye D Vitamininin özellikleri ve eksikliğinde ortaya çıkan sağlık sorunlarınıHisar Intercontinental Hospital Fizik Tedavive Rehabilitasyon Uzmanı, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Lütfiye Müslümanoğlu ile konuştuk…

D Vitamininin Özellikleri Nelerdir?Kalsiyumun barsaklardan emilimini ve kandolaşımına geçmesini sağlayan D vitamini,kalsiyumun kemikle birleşmesini sağlamaözelliğine de sahiptir. Bu nedenle kemikteyapılanma ve kemik kaybından korunmadaönemli bir rol oynar. Kalsiyumun böbrektenatılımını azaltır. Kas kütlesinin ve gücününartması, düşme riskinin azalması, meme vekolon kanseri riskinde azalma, kanbasıncında azalma gibi önemli etkileri demevcuttur.

D Vitamini Kaynakları Nelerdir? Güneş en büyük D vitamini kaynağıdır.Yumurta sarısı, karaciğer, yağlı balıklar,balık yağı, kakao, tereyağı, D vitaminidestekli süt gibi bazı besinlerde bulunur.

1983 yılında İstanbul Üniversitesi TıpFakültesi’nden mezun olan Lütfiye Müslümanoğlu,

aynı üniversitede 1990 yılında Uzmanlık, 1995yılında Doçent, 2002 yılında ise Profesör unvanını

aldı. Marmara Üniversitesi Sağlık BilimleriEnstitüsü Elektrodiagnostik Nöroloji Bölümü’nde

de yüksek lisansını tamamlayan Prof. Dr. Lütfiye Müslümanoğlu’nun

mesleki ilgili alanları arasında Hareket SistemiBozuklukları (omurga, omuz, diz, kalça ağrıları) ve

omurilik yaralanmaları), Ortopedik Rehabilitasyon ,Nörolojik Rehabilitasyon, Tortikollis yer alıyor.

Prof. Dr. Lütfiye Müslümanoğlu Hisar Intercontinental Hospital

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanıolarak görev yapıyor.

Steve Jobs

Prof. Dr. Lütfiye MÜSLÜMANOĞLUFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı

D Vi

tam

inin

e Ha

sret

Kal

dık!

Kış geldi, yazın bizden ilgisiniesirgemeyen tepemizde ışıl ışıl

parlayarak bizi ısıtan bazen de terletengüneşe hasret kaldık.

‘’Güneş girmeyen eve doktor girer’’sözünden de hareketle kış hastalıkları

kendisini göstermeye başladı. Özellikle çocuklarda ve yaşlılarda

görülen D vitamini eksikliği debunlardan biri olarak güncelliğini

koruyor…

Günd

emGü

ndem

Page 35: Bilgisayara İndir

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 66HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201265

Çocuklarda görülen D vitamini eksikliği nelereneden olur?Süt çocuklarında D vitamini eksikliğinin bulguları çocuk 2aylıkken ortaya çıkar. Gece huzursuzlukları, aşırı terleme,renk solukluğu, iştahsızlık, isteksizlik ilk belirtilerdir.Bronşit, zatürre ve kas kramplarına eğilim vardır. İskeletteilk önce kafatasında yumuşama, kaburgaların kemik,kıkırdak birleşim yerlerinde şişlikler görülür. Zamanlagöğüs alt bölümü çan şeklinde genişler. Kaburgalarkolayca kırılır. Süt dişleri ufalanır. Kafatasında biçimbozuklukları, sırtta kamburluk, 0 veya X şeklinde bacaklaroluşur. Kaslarda genel bir güçsüzlük vardır. Yürümedegecikme ve ördekvari yürüme görülür. Tedavi edilmeyençocuklarda boy uzaması olmaz.

Yetişkinlerde görülen D vitamini eksikliğininsonuçları nelerdir?Sırt omurları, kalça, ayak ve bazen de kaburgalar en çokağrıyan kemiklerdir. Tam istirahatte ağrı olmaz. İleridönemlerde kemiklerde eğrilik ve çarpıklıklar ortayaçıkabilir. Kan kalsiyum seviyesinde azalma olduğunda kaskasılmaları, kramplar görülür. Kemik ve kas güçsüzlüğünedeniyle hastalar paytak paytak (ördekvari) yürürler,merdiven inip çıkamaz duruma gelirler. Yorgunlukhissederler, yaygın vücut ağrıları (inatçı kas iskeletağrıları) olur, kemiklerde kırıklar ortaya çıkar.

Yaşlılarda D vitamini eksikliği nelere yol açar?Dengede bozulmaya, kas gücünde azalmaya yol açtığı içindüşme artar ve kemiklerde özellikle kalçada kırıkoluşabilir. Yürüme, hareket etme kabiliyeti azalır. Demans,hafıza kaybı olabilir, kas krampları, özellikle elde vebacaklarda kas kasılmaları sık görülür. İnatçı kas iskeletağrıları olur. Enfeksiyon riski artabilir, sık sık hastalanabilirler.

D Vitaminin aşırı alımının zararları nelerdir?

• Kusma,

• İshal,

• Halsizlik,

• Huzursuzluk,

• Kabızlık,

• İştahsızlık,

• Ağız kuruluğu,

• Vücutta susuzluk hali (dehidratasyon),

• Çok su içme ve çok idrara çıkma hali, böbrek taşları veböbrek koliği oluşabilir.

D vitamini doğal yollardan nasıl alınır?Ülkemizde en kısa ve kesin yoldan D vitamini alımıgüneşlenme ile olur. Her gün en az 30 dakika, saat 10.00‐15.00 arasında güneşlenmek, çıplak tenin direkt olarakgüneşi görmesi D vitamininin en doğal ve sağlıklıalınabileceği bir yoldur. UV B ışınları camdan veyagiysilerden geçemezler. Vücudun yüz ve el ayalarınıngüneş alması yeterli olabilir. Cilt koruyucu kremlersürülmesi UVB’nin alınmasını engeller ve D vitaminisentezlenemez. 37 derece kuzey enlem üstünde olanyerlerde özellikle Kasım‐Şubat ayları arasında D vitaminiyoktur veya yetersizdir. Bu dönemlerde;

• Kapalı ortamlarda yaşayanlarda,

• Güneş görmeyenlerde,

• Böbrek‐karaciğer yetersizliği olanlarda,

• Yaşlılarda,

• Şişmanlarda,

• İlk 1 yıl anne sütü almayan ve güneşlenme yapılmayanbebeklerde D vitamini eksikliği görülür.

D vitamininin yararları nelerdir?• Tip 1 (çocuklarda görülen diyabet‐şeker hastalığı)

diyabet riskini azaltır.

• Bazı tümörlerin büyümesini, kolon kanseri olmaolasılığını azalttığı, kanser tedavi ajanının etkisiniartırdığı çalışmalarda tespit edilmiştir.

• Multipl skleroz olma olasılığını azalttığı gösterilmiştir.Multipl Skleroz, Sjögren Sendromu, Romatoid Artrit,Tiroidit, Crohn Hastalığı gibi hastalıklarda bağışıklıksistemi ile ilişkisi ileri sürülmektedir.

• Enfeksiyon hastalıklarında azalmaya neden olabilir.Tüberküloz riskinde azalma görüldüğü belirtilmiştir.

• Yaşlılarda demansı ve inme‐felç gelişimini azaltabilir.

• Kas gücünü artırır.

D vitamini eksikliğinin belirtileri nelerdir ve negibi problemler yaratabilir?D vitamini eksikliğinde;

• Vücut kalsiyum dengesi bozulacağından kemiklerdekikalsiyum kana geçer ve kemikler zayıflar.

• Kırık oluşma riski artar.

• Kas gücü azalır.

• Yürüme, merdiven inip‐çıkma zorlaşır.

• Dengede bozulma olup, düşme riski artar.

• Yorgunluk olur.

• Yaygın vücut ağrıları oluşur.

• Depresyona eğilim artar.

• Unutkanlık olabilir

• Kemik erimesi ve kemiklerde kırılmaya yol açaraksakatlığa neden olabilir.

En Çok Kimlerde ve Neden Görülür?• Yaşlılarda (70 yaşından sonra), • Deride renk değişikliği artmış olanlarda, • Şişmanlar‐obezlerde, • Güneşlenirken devamlı cilt koruyucu krem

kullananlarda, • Kapalı giyim ile dolaşanlarda (el ve yüzü kapalı olanlar

daha çok risk altındadır), • Devamlı kapalı ortamlarda çalışanlar/bulunanlarda, • Beslenme bozukluğu olanlarda,• Barsakta emilim bozukluğu olanlarda,• Böbrek ve karaciğer yetersizliği olanlarda, • Sara ilacı, Antikonvülsan kullananlarda, • Kortizon kullananlarda, • AIDS hastalarında görülür.

Ayrıca hamilelik ve emzirme döneminde de beslenmebozuksa, güneşlenme yapılmamışsa dikkatli olmakgerekir.

Page 36: Bilgisayara İndir

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 68HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201267

Rinoplasti nedir?Rinoplasti, burnun yapısı ve şeklinin cerrahiyöntemlerle değiştirilmesidir. Burna kalıcı şekilverme, estetik olarak burun şeklini değiştirmeanlamını taşır. Tıp dilinde rinoplasti estetikburun ameliyatı anlamına gelir. Burun iskeletive yumuşak dokuların yeniden şekillendirilerekyüze göre uyumlu ve orantılı bir halegetirilmesidir. Özellikle kişinin yüzüne göreplanlanması gereken, kemik kıkırdak, yumuşakdokular ve cilde şekil verilen ameliyattır. Sonyıllarda aşırı kıkırdak ve kemik çıkarımı yapılaneski yöntemler bırakılmış ve ‘yapısal rinoplasti’konsepti hakim olmuştur. Rinoplasti ameliyatınınburun içi duvarın (septumun) düzeltilmesini deiçeren şekline Septorinoplasti denir.

Başarılı bir burun ameliyatı içinolmazsa olmazlar nelerdir?Başarılı bir burun ameliyatı öncelikle hastanınameliyat öncesini, ameliyatını ve de ameliyatsonrasını iyi değerlendirmek ve planlamaklabaşlar. Ameliyat öncesi değerlendirme; yüzanalizi, muayene ve konsültasyonu içerir. İdealestetik, tek bir şekilde ifade edilemez, öznel birkavramdır. Hastanın beklentileri ve istekleri ilecerrahın belirli teknikleri kullanarak burunşeklini değiştirebileceği sınırların örtüşmesi,hastanın da hekimin de operasyon sonrasımemnuniyetini oluşturur. Fizik muayenede elile deformitenin şekli incelenir. Burun derisininkalınlığı ve kemik kıkırdak yapıların durumu ayrıayrı değerlendirilir. Kalın ve yağlı bir cilt altındayapılacak bir küçültme operasyonu derinin

Marmara Universitesi Tıp Fakültesi’nden 2000yılında mezun olan Tayfun Demirel, Uzmanlığını

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 2005yılında tamamladı. Hisar Intercontinental

Hospital Kulak Burun Boğaz polikliniğinde KBBuzmanı olarak görev yapan Op Dr. Tayfun

Demirel’in mesleki ilgi alanları arasındaRadyofrekans Cerrahisi (horlama ve alt konka

prosedürleri), Endoskopik Sinüs Cerrahisi, OrtaKulak Cerrahisi (timpanoplasti, mastoidektomi,

stapez cerrahisi, ossiküloplasti), Baş BoyunBölgesi Tümör Cerrahisi ve Rekonstrüksiyonu,

Mikrolarengeal Şirürji yer almaktadır.

Op. Dr. Tayfun DEMİRELKBB Hastalıkları Uzmanı

Buru

n E

stet

iği

Son yıllarda kadınlardan daha çok erkeklerinyaptırmaya başladığı burun ameliyatlarını

Hisar Intercontinental Hospital KBB Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı

Op. Dr. Tayfun Demirel’le konuştuk…

Yakı

n Pl

anYa

kın

Plan

Page 37: Bilgisayara İndir

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 70HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201269

Kimler yaptırabilir?Rinoplasti operasyonunu,

• Cerrahi ve anesteziye engel medikal sorunu olmayan,

• Akıl sağlığı yerinde,

• Burun şeklinin değiştirilmesini ve iyileştirilmesiniisteyen, 18 yaşını doldurmuş veya velilerinin izni ile 16yaşından büyük kişiler yaptırabilir.

Kimlerin yaptırması doğru değildir?Beklentileri belirsiz, karşılanamayacak şekilde olanmanipülatif, tatminsiz, önceki ameliyatı ve tüm yaşamıiçin olumsuz bakan, mükemmeliyetçi, paronoid veburnuna çok takılmış olanlar sorun oluşturabilecekhastalardır. Hayatında boşanma, işten ayrılma gibi travmaverici şeyler yaşayan hastalar bu durumları düzelene veburun ameliyatı için bir motivasyon kazanana kadarbeklenilmelidir. Psikolojik olarak kararsız olan hastalardikkatli değerlendirilmelidir. Kısıtlı maddi imkanlarıolanlar bu tip operasyonların tekrar düzeltmeameliyatları gerektirebileceğini bilmelidirler.

Operasyon öncesi nelere dikkat edilmesi gerekir?• Kan pıhtılaştırıcı ve anestezi için yan etki yaratacak

ilaçların 10 gün önceden kesilmesi,

• Üst solunum yolu enfeksiyonu var ise tedavi edilmesi,

• Sigara veya uyuşturucu madde kullanımının 2 haftaönceden bırakılması dikkat edilecek hususlardır.

Operasyon ne kadar sürer?Ameliyatın süresi deformitenin büyüklüğü,beraberinde burun duvarı veya sinüscerrahisinin yapılıp yapılmayacağı, cerrahındeneyimi ve alışkanlıkları doğrultusunda1,5 ila 3 saat arası değişmektedir.

Erken İyileşmek İstiyorsanız!• Operasyon sonrası antibiyotik ve

ağrı kesiciler kullanın,

• Erken dönemde buz uygulayın,

• Efor ve zorlanma gerektirenişlerden uzak durun,

• Belirli süre istirahat edin,

• 2 hafta sigara ve alkol alımınıkesin,

• Aspirin ve kan sulandırıcıilaçları 2 hafta kullanın.

Burnu travmadan korumak, direkgüneş ışığına maruz kalmamak,gözlük kullanımını ertelemek,

burun içi pansumanlar ve sık kontroller burun içindeoluşabilecek yapışıklıkların erken dönemde fark edilipdüzeltilmesini sağlar.

Erkeklere ve kadınlara yapılan rinoplastiameliyatlarındaki farklılık nedir?Erkeklerin ve kadınların burunlarında estetik ve güzellikkriterleri farklıdır. Her iki cinse aynı tip operasyonuyapmak özellikle erkek hastalar için hayal kırıklığıyaratacaktır. Hafif kavisli ve burun ucunun burun sırtınagöre daha yüksek olması kadınlarda çok güzel bir estetikgörünüm sağlamasına rağmen bir erkek için katastrofiksonuç doğuracaktır.

Burun ucunun çok sivri, önden çok ince görünen vedudak ile burun arasında çok geniş açısı olan bir erkekrinoplastisi hastaya kadınsı bir görünüm kazandırıptamamen başarısız bir cerrahi sonuç doğuracaktır.

Burun sırtının düz veya hafif yüksek, burun ucuile aynı düzlemde olması daha erkeksi ve güçlübir izlenim kazandırır.

tekrar şekillenememesine bağlı fiyasko ile sonuçlanabilir.İnce bir cilt altında yapılan tüm değişiklikler ortaya çıkıpyapay bir burun görüntüsü ile sonuçlanabilir.

Hastaların ameliyat öncesi fotoğraflarını çekmek hemameliyatın planlanmasında hem de doğabilecek yasalsorunlar açısından gereklidir. Bilgisayar ortamındafotoğrafların üzerinde değişikliklerle sonuç gösterilmesiciddi sakıncalar doğurabilmektedir. Ameliyatla eldeedilemeyecek görüntüler hem hastanın beklentilerinigereksiz şekilde yükseltebilir hem de hekimi suçlamasınasebep olabilir. Hastanın psikolojik durumu cerrahinin

başarısı açısından belki en önemli kriterdir.Değerlendirme yapılıp beklentiler iyi bir şekildeanlaşıldıktan sonra ameliyat safhası gelir. Doğru teknikle,hastanın yüz ve cilt yapısına, genetik özelliklerine uygunşekilde çalışılarak doğru cerrahi yapılmalıdır. Rinoplastiyapılması çok zor olmayan; ancak sonuçları açısındanzorluk teşkil eden bir cerrahidir. Ameliyatı yapan cerrahıntecrübesi, anatomiye hâkimiyeti çok önemlidir. Estetik vefonksiyonelliği dengelemek başarı için yegâne kriterdir.Operasyon sonrası bakım, beslenme ve sigara içmemeburnu travmadan ve güneş ışığından koruma yapılan iyibir cerrahinin devamlılığını sağlar.

Rinoplasti ameliyatlarında estetik mi,fonksiyonellik mi ön planda tutulmalıdır?Güzel ve doğal görünen burun mükemmel estetiksonucun tek kıstasıdır. Fakat eşit derecede önemli olandiğer bir kıstas da normal fonksiyonlarını devam ettirenbir burundur. Bütün estetik cerrahilerin merkezinde şekilve fonksiyon yer alır. Burun birincil solunum organıolduğundan doğru çalışması hayatidir. Fonksiyonubozmak pahasına yapılacak şekil değişikleri geridönüşümü zor durumlar yaratır. Bu nedenle hastanınbeklentileri yönlendirilmeli, bilinenin aksine estetikcerrahinin sadece burnun küçültmesi değil; doğalgörünüm ve fonksiyonlarını koruyarak daha iyi bir halegetirilmesi olduğu hastaya anlatılmalıdır.

Hangi sorunlar için uygulanır?• Burnun doğumsal (yarık damak ve dudak, yarık

burun, nazal agenezi, nazal veya orta yüz hipoplazisigibi) veya travmaya (doğum travması, çocukluk çağıtravması, septal abse, burun kırıkları, bağ dokuhastalıkları gibi) bağlı şekil bozukluklarında,

• Burun duvarının ileri derecede şekil bozukluğununburnun şeklini de bozduğu durumlarda,

• Yapısal sorun olmamasına rağmen estetik kaygılardandolayı rinoplasti operasyonları uygulanır .

Burun Ameliyatı Öncesi Burun Ameliyatı Sonrası

Page 38: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201271

Günc

elGü

ncel

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 72

Günümüzde tıbbi görüntüleme yöntemlerindekiileri düzey teknolojik gelişmelerle insanvücudunun her bölümünden çok ayrıntılıgörüntüler elde etmek mümkün hale gelmiştir.Tıbbi görüntüleme alanındaki bu gelişmelereparalel olarak insan vücuduna en az zararı vermeyiamaçlayan, cerrahi müdahaleleri en az düzeyeindirgeyerek tanı ve tedavilerin uygulanmasınaolanak veren yöntemler geliştirilmektedir.Cerrahi işlemlere göre daha kolay uygulanabilen,genellikle daha az ağrılı ve az riskli bu yöntemlersayesinde aynı zamanda hastanede kalış süreleride kısalmaktadır. Girişimsel radyoloji adı verilenbu bilim dalı; görüntüleme sistemleri rehberliğindetanı konması ve çoğunlukla direkt tedavi ediciişlemlerin özel aletler kullanılarak Radyologlartarafından uygulanmasını içerir.

Girişimsel radyolojide sintigrafi hariç tümgörüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Ultrasonografi(USG), Bilgisayarlı Tomografi (BT), fluoroskopi veözel üretilmiş MR cihazları girişim amacıylakılavuz yöntem olarak kullanılır. Tüm bunlarlabirlikte bu dalın temel yöntemini anjiyografiüniteleri oluşturur.

Görüntüleme Eşliğinde Yapılan Tanı Amaçlı GirişimlerGirişimsel radyolojide tanı amaçlı uygulamalardakullanılan esas yöntem 1883 yılından günümüzekadar güvenle devam eden; deri yolu ilevücudun değişik bölgelerine direkt olarakuygulanan iğne biyopsileridir. Teknolojikgelişimler sayesinde günümüzde daha ince,esnek iğnelerle işlem yapılması başarıyı artırmış,yan etkileri en az düzeye indirmiştir.

En sık kullanım alanları karaciğer, pankreas,karın boşluğu ve zarları, böbrek ve böbrek üstübezleri, alt batın ve genital bölge, göğüs, tümkemikler ve boyun bölgeleridir. Klinik verilerleve görüntüleme yöntemleriyle iyi‐kötü huylutümör, apse gibi tanıların konulamadığıdurumlarda kesin tanı için mutlaka uygulanmasıgerekir. İltihabi kökenli olduğu düşünülenoluşumlardan veya sıvı yoğun birikimlerden tanıve kültür amacı ile örnek alınması ve gerekirsebir kateter (özel materyalden yapılmış ince uzunborucuk) aracılığı ile boşaltılması işlemi deyapılabilir.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1984 yılında mezun olan Bülent Tekinsoy,

Radyodiagnostik Uzmanlık Eğitimi’ni 1990 yılında 'Medizinische Hochschule

Hannover' (Hannover Üniversitesi TıpFakültesi)’de alarak ihtisasını CumhuriyetÜniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı.

Birçok özel kurum ve üniversitede Radyoloji Uzmanlığı, Anabilim Dalı

Başkanlığı ve Tıbbi Direktörlük yapan Prof. Dr. Bülent Tekinsoy

Hisar İntercontinental Hospital Radyoloji Bölümü’nde görev yapıyor.

Prof. Dr. Bülent TEKİNSOYRadyoloji Bölüm Başkanı

Giri

şim

sel R

adyo

loji

Birçok olguda cerrahiye alternatif oluşturmak,

cerrahi şansı bulunmayan olgulardatedavi imkânı yaratmak,

hastanın durumunu düzelterekcerrahiye hazırlamak ve

cerrahiyi kolaylaştırmak amacı taşıyanGirişimsel Radyoloji’yi

Hisar Intercontinental HospitalRadyoloji Bölümü Başkanı

Prof. Dr. Bülent Tekinsoy’dan dinledik…

Page 39: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201273

Tedavi Amaçlı Girişimsel Radyolojik İşlemler Girişimsel radyolojide damarsal ve damar dışı olmaküzere iki gruba işlem uygulanır.

Damarsal işlemler damarları açan veya tıkamaya yönelikyöntemler olarak ayrılır. Tıkama işlemlerine embolizasyon,açma işlemlerine ise anjiyoplasti denir. Tıkama en çokanevrizma (damarda balon veya iğ şeklinde genişleme),damarsal yapı bozuklukları, kanamaların durdurulması,tümörlerin küçültülmesi amacı ile yapılır. Genel olarakbesleyici atar damar (arter) tıkanır. Girişimsel radyolojininen önemli katkısı kanamalarda olur. Kanayan damarıcerrahi yöntemle bağlamak mümkünse de çok derinde,organ veya dokunun uç kesiminde olan kanama girişimselradyoloji sayesinde istenildiği kadar uç seviyedetıkanabilir. Ayrıca kullanılan teknik ve materyallere bağlıolarak geçici veya kalıcı tıkama yapılması mümkün olur.Günümüzde sık görülen tümör olgularında ve bunlarınyayılımlarında tümörü besleyen damarların tıkanmasınınyanı sıra kemoterapinin etkisinin artırılması, yanetkilerinin en az düzeye indirilmesi amacı ile kemoterapiilaçlarıyla birlikte de uygulanır.

Damar daralmasına en sık neden olan damar sertliğininyanı sıra, bazı doğumsal bozukluklara bağlı olarak dadaralma hatta tıkanmalar görülebilir. Önce daralmışdamar görüntülenir. Müdahale gerekecek ise anjiyografiyapılır. Darlık yeri ve oranı saptanması sonrası balon iledamar genişletilir. Bu esnada damarın en iç tabakasıkontrollü olarak bir nevi kırılır, orta tabakası ise gerilir.Eğer tıkanan çok uzun bir damar kesimi ise, tam tıkanıklık

mevcutsa, balon ile yapılan müdahaleye rağmen yeterlibaşarı sağlanamıyor veya darlık tekrarlıyorsa stentler(açıklığı daha sürekli kılmak amacı ile uygulanan,dayanıklı, silindir şeklinde kafes yapısında metalik veyasentetik materyallerden yapılmış maddeler) damar içineuygulanır. Günümüzde özel maddelerden yapılanlarımevcut olup kanın damar duvarı dışına sızmasınıengellemekte ve stent greft (damar yaması‐kaplaması)uygulanmaktadır. En sık kullanımı koroner arterlerdebilinmesine rağmen böbrek damarlarına, bacaklarauzanan damarlara, batın ana damarına (abdominal aort),beyne giden boyun damarlarına da uygulanır.

İlaçların vücudun istenilen bölgesine, gerekli miktarda(genellikle de yüksek dozda) verilmesi işlemi özellikleaniden tıkanan damarlara veya yaygın yoğunkanamalarda gerekmekte olup bu uygulamaya İlaçinfüzyonu denilir. İstenilen bölgeye seçici olarak yapılanbu işlem girişimsel radyolojinin işlemlerininseçeneklerinden biridir. Uzun sürecek sistemik ilaçtedavileri için gerekli ana toplardamara uzananborucuklar yerleştirilmesi ve tedavinin daha rahat tolereedilmesi, etkili olmasının sağlanması girişimsel radyolojisayesinde başarı ile uygulanır.

Damarların içine özellikle pıhtıların yer değiştirmesini,kopup herhangi bir alana gitmesinin engellenmesi amacıile filtreler konulur. Bacak ve alt karın derintoplardamarlarından kaynaklanan pıhtıların dolaşımaulaşması, en sık olarak akciğerlere atılmasınınengellenmesi en sık kullanım alanlarıdır. Pıhtı oluşmadankoruyucu olarak uygulanabilmekte, kalıcı veya geçici

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 74

filtreler kullanılabilmektedir. Bu sayede büyükoperasyonlara gerek kalmadan deri ve bir damar yolu ileuygulanmakta ve kısa bir takip sonrası hemen aktif olarakhayata dönülebilinmektedir.

Pıhtıların göçünün engellenmesi yanı sıra yumuşatılıp,parçalanıp alınması işlemi de uygulanır. Durdurulamayanyemek borusu kanamalarında olduğu gibi damarlar arasıbağlantılar oluşturularak değişik sistemlerdeki dolaşımdinamikleri, basınçlar düzenlenebilir.

Damar dışı uygulamaların en sık kullanım alanlarınıböbrek ve idrar yolları, safra yolları, değişik yerlerdeoluşabilecek apse ve kistler, direkt olarak deri yolu iletümörler oluşturur. Karında oluşan tüm kistler deri yoluile boşaltılabilmekte, gerekirse yeniden oluşumlarınıengelleyecek tedavi uygulanmaktadır. İdrar yolutıkanmalarında, tıkanma ile birlikte yangı oluşmuşsa, ikitaraflı tıkanma varsa böbrek toplayıcı sistemlerinegirilerek borucuklar yardımı ile dışarı akımı sağlanır(perkütan nefrostomi). Böbrek taşları da küçükolduklarında mesaneye itilebilir, kimyasal maddelerleeritilmeye çalışılabilir veya uygun vakalarda dışarıyaalınabilir. Safra yollarında tıkanmış yollar, balon vestentlerle açılarak, tıkalı sistemin yangısı tedavi edilmeyeçalışılarak safra taşları alınabilmektedir. Vücutta oluşanapseler klinik olarak uygunluklarının saptanmasısonrasında yine direkt olarak deri yolu ile görüntülemeeşliğinde boşaltılır. Batın boşluğu, karaciğer, böbrekler,akciğer, safra yolları ve pankreas en sık kullanımalanlarıdır. Ülkemizde sık görülen karaciğerde ve tüm

vücutta oluşabilen hidatik kistler de bu müdahale iletedavi edilir. Tümör tedavisinin girişimsel radyolojiyöntemi ile direkt deri yolu ile yapılması günümüz tıbbınınen önemli işlemlerini kapsar. Bu yöntemler değişik kansertürlerinde farklılıklar göstermekle birlikte örnek olarakşunları verebiliriz:

3 cm’den küçük karaciğer kanserlerinde etanol enjeksiyonuile tümör hücrelerini öldürmek ve ilerlemelerini tamamendurdurmak mümkün olmaktadır. Yine birçok batıntümöründe, karaciğere yayılım gösteren tümörlerde,özellikle kalın barsak tümörleri, radyo frekans yöntemi iletümörü buharlaştırarak yok etmek mümkün olmaktadır.

Pankreas tümörlerinde, safra yolu tümörlerinde,karaciğer kötü huylu tümörlerinde tümörü besleyendamar en uç noktasına kadar gidilerek seçilmekte ve direktolarak tümöre radyoaktif maddeler verilebilmektedir. Busağlam dokuları koruduğu gibi aynı zamanda tümörlereen üst düzeyde hasar yaratmaktadır.

Ağrı tedavisi ve kontrolü amacı ile sinir kökleri ve gruplarıısı ve kimyasal maddelerle tedavi edilmektedir.Görüntüleme eşliğinde yapılan tanısal ve tedavi amaçlıişlemler gelişen teknolojinin katkılarıyla günümüztıbbında giderek daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Enaz düzeyde doku hasarı ile en kısa sürede en yüksektedavi başarısı sayesinde aktif yaşama geri dönüşebelirgin katkı yaratmaktadır.

Page 40: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201275

Dosy

aDo

sya

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 76

Kalbimizin hem en yakın dostu hem de en yakın düşmanıolma özelliğine sahip olan kolesterolün neden önemliolduğunu, kolesterol düşürücü ilaçların kullanılmasınınincelikleri ve kolesterolle ilgili bilinmeyenleri HisarIntercontinental Hospital Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Doç.Dr. Yılmaz Güneş ile konuştuk…

Kolesterol düzeyi neden önemli?Kolesterol normal hücre yapısının bir bileşeni ve bellidüzeyde gerekli olan maddedir. Ancak sağlıksız beslenmeylebirlikte artış gösteren kolesterol düzeyleri, yaşlanma,sigara içiciliği, şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği gibi eşlikeden diğer risk faktörleriyle birlikte damar duvarındasertleşmeye ve hassas plak oluşumuna yol açar.

Hassas plağın çatlaması durumunda elimiz kesilince nasılyara kapatılmaya çalışılıyorsa bu bölgedeki çatlak tamiredilmeye çalışılır. Bu tamir işleminde yarayı pıhtı oluşumuile kapama süreci aşırı olursa damar tıkanır.

Kolesterol düşürücü ilaçların işlevi nedir?Kolesterol ilaçlarının temel mantığı hassas plakların lipidiçeriğinin azaltılıp hassas plağın kararlı plak halegetirilmesi ve plak çatlamasının önlenmesidir. Bu da uzundönemde damar tıkanıklığı sürecini yavaşlatır; hattageriletir. En sık reçete edilen lipid düşürücü ilaçlar olanstatinler koroner arter hastalığına (KAH) bağlı olumsuzolayları ve ölümü azaltan ilaçlardır. Birincil ve ikincil

önleme çalışmaları bu ilaçların kalp krizi vekoroner arter hastalığına bağlı ölümleri%24‐37 oranında azalttığını göstermiştir.Ancak bu noktada atlanmaması gerekentemel amaç, sadece kolesterolü düşürmekdeğil; olumsuz kalp‐damar olaylarınıönlemektir. Bu da toplam kardiyovaskülerriski azaltmak için diyet, yürüyüş, sigaranınbırakılması, şeker ve tansiyonun kontrolaltına alınmasıyla olur. Yoksa herkolesterolü yüksek olan kalp krizi geçirecekveya kolesterolü düşük olanın damarıtıkanmayacak diye bir kavram yoktur.Trafikte olduğu gibi kurallara ne kadaruyarsak o kadar az kaza geçirme riskimizolur. Kötü veya lanet kolesterol olarakbilinen LDL‐Kolesterol düzeyi (LDL‐K)yenidoğan döneminde 30‐70 mg/dl olupyaşla birlikte artmaktadır. Yerleşik yaşayançağımız toplumunda daha yüksek değerlersöz konusu iken bedensel olarak aktif olanavcı‐gezgin yerli toplumlarda ise 50‐70mg/dl dolaylarındadır. Taramalarda LDL‐K ile damarhastalıkları arasında doğrusal bir ilişki saptanmış olupbirincil önleme çalışmalarında 57 mg/dl dek LDL‐Kseviyeleri ile kalp‐damar olayları ilişkili gözlenmektedir.Yani LDL‐K ne kadar düşükse o kadar az damar hastalığı

Hacettepe Tıp Fakültesi’nden 1998 yılında mezun olanGüneş, Uzmanlığını 2003 yılında İstanbul Üniversitesi

Kardiyoloji Enstitüsü’nde, Doçentliğini ise 2010 yılındaYüzüncü Yıl Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı’nda

tamamladı. Doç. Dr. Yılmaz Güneş Hisar İntercontinentalHospital Kardiyoloji Bölümü’nde görev yapıyor.

Doç. Dr. Yılmaz GÜNEŞKardiyoloji Uzmanı

Ömrümüzün her dönemini sağlıklı geçirebilmemiz için, bir yaşam tarzıhaline getirmemiz gereken beslenme alışkanlıkları, son dönemlerde

yeniden tartışma konusu oldu. Özellikle son aylarda gündeme oturan‘’Yeni Diyetler’’ insanlara çok hızlı bir şekilde kilolarından kurtulma sözü verirken; kolesterol gibi sinsice ilerleyen ve bir anda rahatsızlık

vermeye başlayan hastalıkların da, en büyük dostu durumunda.

Kole

ster

ol İl

açla

rı G

erek

li m

i?

Page 41: Bilgisayara İndir

HOSPITAL Ocak, Şubat, Mart 201277

gözlenmektedir. Dolayısıyla normal LDL‐K nedirsorusunun veya LDL‐K’ü nereye kadar düşürmelisorusunun cevabı 30‐70 mg/dL olabilir. Ancak bilimselolarak bu sorulara kesin cevap henüz verilememektedir.Son Avrupa kılavuzunda koroner arter hastalarında veyüksek riskli gruplarda LDL‐K’ün 70 mg/dl altınadüşürülmesi önerilmektedir.

Statin kesinlikle kullanılmalı mı?• Kalp damar hastalığınız varsa,

• Stent takılmışsa,

• Anjiyografik olarak damar hastalığınız olduğu kanıtlanmışsa,

• By‐pass olmuşsanız,

• Kalp damarınız tıkalıysa,

• Beyin damarınızda sorun varsa,

• İnme geçirmişseniz, kesinlikle kolesterol düzeyiniz neolursa olsun statin kullanmalısınız.

Çünkü bu ilaçlar ömrü uzatıcı; tekrarlayan kalp damarolaylarını azaltıcı ilaçlardır. Yapılan çeşitli çalışmalardakolesterol düzeyi yüksek olanlarda da düşük olanlarda dabu ilaçlarla aynı fayda sağlanmış durumdadır. O yüzdenkolesterol düzeyi tek başına önemli değil; mutlaka bu tarzciddi rahatsızlıkları olan insanların kullanması gerekiyor.On yıllık kalp damar hastalığı gelişme riskini hesapladığımızyöntemler var. Bu yöntemler içerisinde risk faktörleri (yaş,hipertansiyon, sigara, aile öyküsü, kolesterol düzeyi gibi)baz alınarak risk derecelendirmesi yapıyoruz. Herkolesterolü yüksek olanın ilaç alması gerekiyor demiyoruzancak endikasyonu olan ve alması gereken hasta grubununkesinlikle statin kullanması gerekiyor.

Kolesterol ilaçları ne kadar güvenli?Agresif lipid tedavisi önerilerinin daha ön plana çıktığıgünümüzde statinlerin güvenirliği ile ilgili kuşkular daartmıştır. Ancak statinler genellikle iyi tolere edilir ve iyibir güvenlik profiline sahiptirler. Statin yan etkileri daha

çok karaciğer ve kas üzerine yoğunlaşmaktadır. Ancak buyan etki doza bağımlıdır ve geri dönüşümlüdür. Statinleilişkili sık görülebilen bulantı, kabızlık, diare, gaz, karınağrısı, baş ağrısı, yorgunluk, kaşıntı, kas ağrısı gibi küçük yanetkiler dayanılmaz olmadıkça ilacın kesilmesini gerektirmez.

Karaciğer enzim düzeylerinde normalin 3 katı veyaüzerindeki yükselmenin devam etmesi durumunda statintedavisinin kesilmesi önerilmektedir. Karaciğer enzimyükselmesi bir sınıf yan etki gibi görülmekle beraberbazen başka bir statine geçildiğinde enzim artışıtekrarlamayabilir. Adale ağrısı ve halsizlik %2‐7 hastadagörülebilmekte, kaslarda hassasiyet, güçsüzlük, kreatininkinazın 10 kattan fazla artışı ile birlikte olan kas tutulumu(myopati) ise %0.01‐0,5 oranında görülmektedir.

Şimdiye kadar yapılan büyük statin çalışmalarınındeğerlendirildiği bir çalışmada statin kullananlardadiyabet gelişimi açısından %9’luk bir göreceli risk artışısaptanmıştır. Ancak bu bulgu 255 hastaya 4 yıl boyuncastatin verilirse 1 hastada erken diyabet gelişebileceğianlamına gelip statin diyabet riskini artırıyor gibi yanlış biranlamaya ve mutlak faydası kanıtlanmış olan bu ilaçlarınkesilmesine neden olmamalıdır.

Ayrıca diyabeti olan hastalarda LDL düzeyi yüksek veyadüşük olanlarda statinler ölüm ve olumsuz olaylardabenzer azalma sağlamış olup Amerikan Diyabet Cemiyeti40 yaş üzerinde ve bir kardiyovasküler risk faktörü olandiyabet hastalarında bazal LDL‐K’den bağımsız olarak, 40yaş altındaysa yaşam tarzına rağmen LDL düzeyi 100mg/dl olanlarda veya çok sayıda risk faktörü olanlardastatin önermektedir.

Özetle, kalp damar hastalıklarının riskini azaltmadastatinlerle LDL‐K’ü düşürmenin etkili olduğu kesin olarakgösterilmiştir. Özellikle koroner arter hastalığı olan veyakoroner arter hastalığı gelişme riski yüksek olanhastalarda statinler hayat kurtarıcı ve hayat uzatıcıdır.Statinler genellikle iyi tolere edilir ve iyi bir güvenlikprofiline sahiptirler. Bu nedenle LDL‐K’ün düşürülmesigerekli olduğu durumlarda statinler ilk seçilecek ilaç grubudur.

Ocak, Şubat, Mart 2012 HOSPITAL 78

Son yıllarda özellikle romatizmal hastalıklar olmak üzere, gastroenteroloji,nöroloji, endokrinoloji ve çocuk hastalıkları alanında tanımlanmışotoantikorların neden olduğu çok sayıda bağışıklık sistemini etkileyenhastalık bulunmaktadır. Otoantikorlar direkt olarak vücudun kendihücre ve dokularına karşı oluşmuş antikorlardır. Bu otoantikorlarıntespit edilmesi için kullanılan testler, duyarlı ve özgül olmalıdır.İndirekt immünfloresans yöntemle (IFA) yapılan testler, buhastalıkların tanısında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

• Romatoid artrit

• Otoimmün tiroid hastalığı,

• Otoimmün karaciğer hastalığı,

• Kronik enfeksiyonlar,

• Malignite,

• Vaskulitler,

• Çölyak, Ülseratif kolit,

• Crohn hastalığı,

• Kolanjit,

• Sistemik lupus eritematozus (SLE)

• Sjögren sendromu

• Sistemik sklerozis

• Miks bağ dokusu hastalığı (MCTD)

Kısa KısaKısa KısaIFA (indirekt immünfloresans) Yöntemi ile Yapılan TestlerErken Tanıya Yardımcı Oluyor.

IFA Yöntemi ile TanıKonulabilen Hastalıklar

Karagöz Hacivat Gölge OyunuHastanemizdeydi...Okumamış, her işe burnunusokan, dobra, çoğu zamanpatavatsız ama geçim derdindeolan Karagöz’le; nabza göreşerbet veren, Karagöz’ünsırtından geçinmeyi seven,kurnaz Hacivat’ın öyküsünüanlatan geleneksel Karagöz veHacivat Gölge Oyunu, perdelerini bu kez HisarIntercontinental Hospital’da açtı. Küçük büyük demedenher yaştan izleyicinin keyif, kahkaha ve alkışlar eşliğindeizlediği tadına doyulmaz Karagöz Hacivat GölgeOyunu’na ilgi büyüktü. Oyun öncesinde hastanemizinfuaye alanında, çocuklara maket yapmaları için özelalanlar oluşturuldu. Oyunu sabırsızlıkla bekleyen ailelerve çocukları Karagöz ve Hacivat, perdelerini açana kadarağabeylerinin ve ablalarının yönlendirmeleriyle maketleriniyaparak eğlendiler.

Hastanemiz, Sosyal Sorumluluk Projelerine Bir Yenisini Daha Ekledi…Hisar Intercontinental Hospital Sosyal SorumlulukProjeleri kapsamında yürütülen “Çocuklarda Hijyen veCilt Sağlığı” konulu eğitiminin bu seferki durağı TaşdelenKoleji oldu. Hastanemiz Eğitim Hemşiresi GülverenAkyol’un sunduğu eğitim sonrasında, meraklı öğrencilerinsoruları cevaplandırıldı ve tüm öğrencilere grip’le ilgilibroşür ve hediye paketi verildi.

Antikorların Florasan Mikroskobundaki Görünümleri

Page 42: Bilgisayara İndir
Page 43: Bilgisayara İndir