36

Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Bisikletli Yaşam (E-Dergi) - BİSİKLET HIRSIZLARI BİR CAMPİ TOPLAMA HİKAYESİ MAHSUS MAHAL MADONNA DEL GHİSALLO KİLİSESİ BİSİKLET GEZGİNİ ROHLOF GÖBEKTEN VİTES SİSTEMİ GÖKHAN KUTLUER YOWAMUSHİ PEDAL GÖKBEN BAĞCI AYME YATAY BİSİKLETLE DÜNYA TURU bisiklet,spor,türkçe, turkish, dergi, magazine, cycling, bicycle, cycle, bisikeltler, türkiye

Citation preview

Page 1: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

BİR CAMPİTOPLAMA HİKAYESİ

BİSİKLET HIRSIZLARI

MAHSUS MAHALMADONNA DEL

GHİSALLO KİLİSESİ

BISIKLETLI YASAM....

ŞUBAT 2015

GÖKHAN KUTLUER

ROHLOF GÖBEKTENVİTES SİSTEMİ

YOWAMUSHİ PEDAL

BİSİKLET GEZGİNİ

YATAY BİSİKLETLE DÜNYA TURUGÖKBEN BAĞCI AYME

Page 2: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Bisikletli Yaşam’ın ŞUBAT sayısından herkese merhabalar... Kış mevsiminin

kendisini oldukça hissettirdiği bir Ocak ayı geçirdik. Belki bisikletimizden biraz

ayrı kaldık, belkide bembeyaz karlar altında çılgınca pedalladık.

Geçtiğimiz ay Esra Ertan ve Aydan Çelik’in hazırlayıp sunduğu Açık Radyo’da

yayın yapan Şeytan Arabası programına Bisikletli Yaşam olarak konuk olduk.

Esra Ertan ve Aydan Çelik’e bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Programın tek konusu iki konuğu vardı, biri Bisiklet Yaşam ile ben, diğeri Mart

ayında raflarda yerini alacak olan Cyclist Türkiye dergisi ile Tufan Sağnak idi.

Yaklaşık 25 dakika süren programda bisiklet dergileri konuşuldu. Türkiye’de

yakın zamana kadar online ya da basılı olarak herhangi bir bisiklet dergisinin

olmaması, bu konudaki büyük ihtiyacı da gözler önüne seriyordu. Fakat artık

hem 6 aydan bu yana internet ortamında elektronik olarak yayım

yapan Bisikletli Yaşam, hem de Mart ayından itibaren basılı olarak çıkacak

olan Cyclist Türkiye dergisi bu alandaki ihtiyaca hizmet edecek.

İngiltere’dekinin aksine yol bisikleti odaklı olmayacak olan Cyclist Türkiye,

bisikletin tüm alanlarına yönelik haberleri ile bisiklet severlere hitap etmeyi

amaçlıyor. Bu sayımızda da Cyclist Türkiye’nin çıkış hikayesine yer verdik.

Bisikletli Yaşam olarak Şubat sayımızda yine dopdolu bir içerik hazırladık sizler

için. Tabiki her sayımızda olduğu gibi bizlere içerik konusunda destek olan ve

sonsuz teşekkürü hak edenler sayesinde...

Öncelikle her sayımızda bizlere destek olan Bisiklet Gezgini’ne,

Yine bu sayıda da desteğini esirgemeyen sevgili dostum, kardeşim Gökhan

Kutluer’e,

Bloglarında çok kaliteli içerik sağlayan Bisiklet Hırsızları’na,

Aynakol.org adresinde çok kaliteli makaleler yazan ve ilk yazısıyla dergimizde

yer alan Mahsus Mahal’e,

Kapak fotoğrafı için Rahman Karataş’a,

Yatay Bisikletle Dünya Turu macerasını bizimle paylaşan Gökben Bağcı

Ayme’ye sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

ERHAN ACAR

www.bisikletliyasam.net

Page 3: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

MADONNA DEL GHİSALLO

KİLİSESİNİ BİLİR MİSİNİZ?

İş nedeniyle üç ayı İtalyada geçen bisikletsever arkadaşım Fevzican’ın haber

vermesiyle öğrendim Madonna Del Ghisallo Kilisesinin varlığını. Bu zamana dek

öğrenmemem büyük ayıp zaten! Bisiklet sporu ve kültürü hakkında elime ne

geçerse okuyan ve yine de eksik kalan ben sözü Fevzican’a bırakıyorum:

Ben bugün İtalya’da bir adet bisiklet kilisesi olduğunu öğrendi. Ölen tüm

bisikletçilerin ruhunu kutsamak için daima beslenen ve hiç sönmeyen bir ateşin

olduğu kilisenin bulunduğu yol tüm Giro di Lombardia ve Giro d’Italia

rotalarına her sene kesin dahil edilirmiş.

Yaklaşık 900 mt rakımda bulunan kilisedeMarco Pantani’nin pembe forması da

sergileniyormuş. Bu pazar bir terslik çıkmazsa bisikletimle kiliseye gitmeyi

planlıyorum. Kilisenin yanında bir de bisiklet müzesi var ama Kasım – Mart ayları

arasında soğuktan ötürü kapanan müzeyi şimdilik göremeyeceğim.

Madonna Del Ghisallo kilisesi

Page 4: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

İçimi bir heyecan kaplamadı değil… Bir bisiklet mağazasına girince ya da

kutusundan yeni çıkan bir bisikletin kurulumunu yaparken heyecanlanan ben,

bisikletin kutsal topraklarında ayin havasında bisiklet müzesini ziyaret ettiğimi

düşünemiyorum bile. Sanırım müzeden çıkmam akşam saatlerini bulurdu.

Fevzican’ın mesajından sonra yabancı kaynaklar dışında Ekşi Sözlükte bisiklet

sevdalısı taulbia isimli yazarın yazdıklarını buldum, gayet faydalı ve

heveslendirici:

“kuzey italya’nın lombardia bölgesinde bulunan şapel.

giro di lombardia yarışının ünlü tırmanışlarından biri.

bir ibadet merkezi olmasının yanı sıra, dünyadaki tüm bisikletçileri koruyan ve

kollayan, onların patron azizi olan bir kilise hayal edin! bu kilisenin yanı başına

bir de bisiklet müzesi koyun! bu müzeye de, tüm zamanların en büyük

bisikletçilerinin bisikletlerini, eşyalarını, dünyanın dört bir yanından bisiklet

Page 5: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

severler tarafından getirilmiş bibloları, tabloları, fotoğrafları, hatta ve hatta;

bisiklet yarışlarında trajik bir şekilde hayatlarını kaybeden sporcuların hayata

onlarla birlikte gözlerini yuman bisikletlerini yerleştirin! epik ve mistik! *

1949 yılında bölgenin yerel rahibinin, papa 7. pius’u iknasıyla “the patron saint

of cyclists” ünvanını alan bu kilise, dünyada hiçbir spor dalında böylesine etkili

bir örneği bulunmayan, bütünleştirici, saygıdeğer ve kutsal bir yapı! her sene

ekim ayının başında koşulangiro di lombardia sırasında, tırmanışı tamamlayan

bisikletçiler bu şapelin önünden geçerler ve peloton‘un geçişi esnasında

şapelin çanları çalınarak tüm bisikletçiler onurlandırılır.”

İlk fırsatta kilise ve müzeyi ziyaret etmek amacım. İbadetim de o rampayı

tırmanmak olacak. Bekle beni Madonna Del Ghisallo! Kutsa bizi Meryem Ana!

Page 6: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Kiliseye uzanan yolun eğim profili

MAHSUS MAHAL

www.aynakol.org

Ekşi Sözlük yazarı:

https://eksisozluk.com/entry/46847818

Page 7: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

YOWAMUSHİ PEDAL

Toplumu bilinçlendirme işleri her zaman vakit alır. Koca bir ülkeyi yeni bir

şeylere alıştırmak, onu tanıtmak ve sevdirmek hep uzun vadeli planlara

muhtaçtır ve sabır gerektirir. Hele bizim toplumda olduğu gibi bir şeyin yenisine

veya değişik olanına şüpheyle yaklaşan bireylerin sayısı çoğunluktaysa, işler

iyice karmaşık hale gelir. Elbette bundan yeni cep telefonu, bilgisayar, araba

vb. şeyleri ayrı tutuyorum. Onlar için her zaman paramız ve zamanımız var.

Geçenlerde yeni bir anime öğrendim. İsmi Yowamushi Pedal diye geçiyor.

Bisiklet kültürü pek çok ülkeden daha ileri seviyeye yerleşmiş ülkelerden biri

olan Japonya, ağırlıklı olarak yol bisikletini işleyen ve genel itibariyle bisiklet

sporu hakkında sürükleyici hikayeleri barındıran bir çizgi film hazırlamış. Daha ilk

bölümden itibaren bisiklet ve bisiklet kullanımı ile ilgili hem kültürel hem de

teknik detaylara yer veren Yowamushi Pedal, yirmişer dakikalık bölümlerden

oluşuyor ve bir solukta izleniyor. Anlaşılan o ki, amacı uluslararası bisiklet

yarışlarına daha çok sporcu göndermek olan Japonya, ağacı yaşken eğmek

için kolları sıvamış. Ülkesinde bisiklet kullanımı yaygın olmasına rağmen, 2013

yılında yayına soktuğu bu anime ile profesyonel anlamda da bisiklet

dünyasında yer almak istediğini açıkça gözler önüne seriyor.

Page 8: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Daha ilk bölümle birlikte sele ayarının faydaları, aynakol dişlisinin büyüyüp

küçülmesinin sürüş performansına etkileri ve tırmanışta neden hafif olmanız

gerektiğine dair deyim yerindeyse hap bilgileri paylaşmaya başlamışlar.

Durum böyle olunca, animeyi boş gözlerle izlemeye hiç fırsatınız olmuyor. Bir

yandan senaryo akıyor, bir yandan da o senaryoya entegre biçimde bisiklet

mekaniği ve bisiklet kullanımı hakkında bilgiler paylaşılıyor. Tüm bunlar olurken,

farklı diyaloglarla beraber bisikletin avantajları sıralanıyor ve kullanımı

özendiriliyor. En güzel yanlarından biri ise, sadece erkeklerin değil, bisiklete ilgi

duyan kızların da oldukça güzel bir şekilde işleniyor olması. Bisiklet hakkında

pek bir şey bilmeyen çocuğun selesini ona uygun hale getiren kızın bilgisine

şahit olduğunuz sahneye bayılacaksınız.

Bölümlerde sık sık yol bisikleti görüyoruz. Amaç bisiklet sporcusu yetiştirmek

olduğundan, bölümlerde hep bisiklet sporuna ilgi duyan karakterler ve onların

maceraları var. Antrenmanları, bisikletleri ve teknikleri oldukça keyifli biçimde

aktarılıyor. Bisikletlerin detayları çok güzel bir şekilde aktarılmış. Tek fark, telif

hakkı dolayısıyla isimlerin farklı yazılması. Mesela; Pinarello yerine Pinarrelo

yazmışlar. Tasarımları ise tamamen aynı. Yani, animeyi sadece çocuklar için

değil, bisiklete ve bisiklet sporuna ilgi duyan yetişkinler için de eğlenceli hale

getirmişler.

Page 9: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Belirli bir bilinç oturtmak için işe önce çocuklardan başlamak, oldukça

geleneksel ve her zaman işe yarayan bir taktiktir. Örneğin; ülkesini savaşa

hazırlamak isteyen Hitler'in yaptığının da bundan pek farkı yoktu. Dönemin

çocuklarının oynadığı oyuncaklar hep militarist materyallerden oluşuyordu.

Japonların kendi ülkelerinde halihazırda yaygınlığı bulunan bisiklet kullanımını

pekiştirmek ve sporcu yetiştirmek adına yaptığı bu hamle, ülkemiz açısından

oldukça örnek alınası bir durum, çünkü bunu teşvik eden hiçbir yayınımız yok.

Bazı sabahlar televizyondaki çocuk kanallarını açıp ne var ne yok diye

bakıyorum. Biraz İngilizce biraz Türkçe konuşan komik suratlı karakterler,

kusursuz bir yaşam, hayvanlar, doğa sevgisi, aile, arkadaşlık gibi şeyler

hakkında bilgilendirici senaryoların içinde oradan oraya koşturuyorlar. Bisikleti

ise ara sıra görüyorum. Hiç görmüyorum desem haksızlık olur ama gördüğüm

kadarı bir çocuğun aklında yer edecek kadar yeterli değil. Bunu çok net

söyleyebilirim.

Ben, içinde çocuk parkı olan bahçeli kafelerde oturduğumda, bisikletimi

genelde çocukların bulunduğu yerlere yakın koyarım. Gider bakarlar,

dokunurlar, kurcalarlar, annelerine babalarına sorarlar ve öğrenirler. Ne

öğrenseler kar sayarım. Merak edip soru sormak isteyenlerin sorularına

Page 10: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

anlayacakları dilden cevap veririm. Bana göre dünyanın en eğlenceli

şeylerinden biri, hevesle yanınıza gelen birinin merakını aynı heyecanla

gidermektir. Bir dönem kendimi Genzo Wakabayashi sanıyor, okul bahçesinde

yaptığımız maçlarda kendimi oradan oraya tıpkı onun gibi atmaya

çalışıyordum. Aynı şapkadan bulamamıştım ama benim de öyle bir şapkam

vardı. Hatta etrafta kızlar varsa daha bir artistik kurtarışlar yapmaya

çalışıyordum. Nankatsu takımının yeteneklisi Kaptan Tsubasa ve arkadaşlarının

maceraları beni sabahın köründe televizyonun başına dikerdi. Onları izlerken

duyduğum merak ve heyecanı hala hatırlıyorum.

Futbolla yatıp kalkan ülkenin çocuklarına futbolla ilgili çizgi filmi dayamak

kadar kolay bir şey olmadığını şimdi anlıyorum. Umarım şu Yowamushi Pedal

da bir an evvel Türkçe dublajıyla beraber televizyonlardaki yerini alır.

Alamıyorsa da birileri çıkar ve içinden bisiklet geçen Türkçe bir çizgi filmin

senaryosunu yazıp yayına koyar. Böylece, büyüklerinin yeni bisiklet yolları,

bisiklete saygı ve bisiklet kültürünün yayılması için verdiği emeğin kaymağını

yiyebilecek bisiklet delisi yeni nesillere sahip olmamız daha da kolaylaşır.

GÖKHAN KUTLUER

www.dengetekeri.org

Page 11: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

YATAY BİSİKLETLE DÜNYA TURU

Avrupa, Asya, Okyanusya ve Güney Amerika’da pedallayacağımız koskoca 4

yıl… Biz kimiz? Nasıl karar verdik? Nereleri geride bıraktık? Bizleri neler bekliyor?

Ben Gökben. İlkokulda doğum günümde ailem tarafından hediye edilen bir

Jules Verne kitabıyla başladım seyahat etmeye. Küçükken kitaplarda bahsi

geçen rotaları, haritalara detaylıca işleyerek kâğıt üstünde seyahat

ediyordum. Lise yıllarında ise kendi başıma Türkiye'nin yollarına düşerek devam

ettim seyahatlerime. Dağların sesini üniversitede kimya mühendisliği okurken

duydum, Uzun süren bir dağcılık eğitimi aldım ve yıllarca dağlara gittim.

Öğrenci harçlıklarımdan arttırdıklarımla yaz aylarında work and travel

sistemiyle yaptığım 7 aylık Amerika seyahatim sonrasında, diğer kültürleri

'tatilci' adı altında değil de ne yapıp edip 'seyyah' adı altında gezmek

istediğime karar verdim. Şansım yaver gitti ve hem gezi tutkumu doyasıya

yaşayabileceğim hem de ilerideki büyük projem için para biriktirebileceğim bir

işe girdim.

Page 12: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Küçüklüğünden itibaren Avustralya'ya gitme

hayaliyle yaşayan eşim Nicolas, annesinin “Lise

bitmeden olmaz.” sözleri üzerine özgürce

gezebilmek için liseyi ve ardından da uçak

mühendisi olarak mezun olduğu üniversiteyi

bitirmiş. İlk uzun yolculuğu, Fransızca konuşulması sebebiyle tercih ettiği

Kanada'ya olmuş. 18 ay boyunca Kanada'da 2. el aldığı karavanıyla turlamış.

Kanada dönüşünde Fransa’da kalmak istemediğine karar verip Ankara’daki

bir Fransız şirketinde iş bulmuş.

Nico’yla Ankara'da çalışırken tanıştık.

Tanışmamızdan kısa bir süre sonra Türkiye’yi

gezmeye başladık. Türkiye’den sonra otostopla

Gürcistan’ı gezdik. Seyahat edemediğimiz

dönemlerde Ankara'ya gelen turistleri evimizde

ağırlamamızı sağlayan Couchsurfing internet

sitesi sayesinde birçok yabancı gezginle tanışma fırsatımız oldu. Daha sonra

aynı sistemin sadece bisikletçilere özgü olan versiyonu olan Warmshowers

internet sitesiyle tanıştık. Bu site sayesinde, ağırladığımız insanları, zamanla

bisikletçiler arasından seçer olmuştuk ve ilgimiz yavaş yavaş bisiklete

yönelmeye başlamıştı. Bisikletin farkını ve ayrıcalığını bu uzun yol bisikletçileri

sayesinde keşfettik. Bisiklet, doğayla rahatça iç içe olabileceğimiz, herhangi

bir saatte bir yerde olmak zorunda kalmayacağımız, girdiğimiz ülkenin

insanlarının bize çekinmeden yaklaşabileceği, kendi hayalimizi

gerçekleştirirken doğayı egzoz gazına boğmayacağımız tek ulaşım aracı idi.

Bir ülkede daha verimli kalarak, sadece ünlü turistik yerlerini gezmekle

yetinmeyip o ülkenin kültürünü özümsemek, insanlarıyla doya doya temas

etmek, yaşamlarına girmek ve çocuklarımıza miras olarak aktaracağımız

unutulmaz tecrübeler yaşamak istiyorduk. Bunun parça parça olmasının bizi

tatmin etmeyeceği aşikârdı. İstediğimiz her yeri, bir seferde gezmek istiyorduk.

Maceramızın ana hatları böylece yerine oturdu: Bisikletle dünya turu yapmak.

Page 13: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Maceramızı planladığımız proje aşaması 2 yılımızı aldı. Belki daha kısa sürebilirdi

ama hem para biriktirmek, hem de evliliğimizin organizasyonuyla eş zamanlı

olduğu için bu süreci mantıklı bir zamana yaymayı tercih ettik.

Bu organizasyon sürecinde ilk olarak rotamıza karar verdik. Rotaya karar

verirken tamamen keyfi davrandık. Dünya bizim, zaman bizim. Nereye gitmek

istiyorsak hop rotayı oraya kaydırdık, tabii harita üzerinde Günlük yaklaşık

kaç kilometre yapabileceğimizi öngördükten sonra, rotamızın toplam

kilometresiyle aynı masaya yatırdığımızda karşımıza 4 yıllık bir süre çıktı.

‘Tamam, olur.’ dedik. Malzeme seçimi en çok zamanımızı alan unsurlardandı.

Özellikle bisiklet seçimi!

Page 14: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Geleneksel bisiklet mi yatay bisiklet mi? Nico’nun birkaç defa yaptığı dağ

bisikleti aktivitelerinden başka bisiklet geçmişimiz yoktu; o yüzden bisiklet

seçerken kolay karar verdiğimizi düşünüyorum. İlk önce çok ucuza ikinci el

bisiklet alarak baştan yarattık. Gövdesi hariç her şeyini yeniledik. İnternet sağ

olsun, bütün vücut ölçüsü ayarlamalarını olması gerektiği gibi yaptık ve

Kırşehir-Adana arasında 6,5 gün süren, 400 km pedalladığımız bir yolculuk

yaptık. Her açıdan ilkleri yaşadığımız bu tur bizim için büyük bir tecrübeydi.

Bisikletle yollara düşmenin doğru bir karar olduğunu görmüştük. Hemen 1 ay

sonra da Fransa’ya giderek kiraladığımız yatay bisikletlerle benzer bir tur

yaptık. 3 gün süren bu turun ardından yatay bisiklette karar kılmıştık. Belki daha

pahalıydı ama 4 yıl kullanacağımız bir araçtaki konfor bizim için önemliydi.

Dünyayı yattığımız yerden gezecektik

2 yıl süren hazırlığımızın son ayları çok yoğun geçti. Evlilik hazırlıkları, malzeme

seçimi, alışveriş, vize araştırmaları, geçeceğimiz ülkelerin şart koştuğu aşıları

olmak, tecrübeli bisikletçilerin yazılarını okumak, ailemizle ve arkadaşlarımızla

vedalaşmak. Evliliğimizden kısa bir süre sonra işlerimizden istifa edip düştük

yollara. 4 yıllık balayımıza…

Page 15: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

14 Nisan 2014'te Fransa'dan başladık pedallamaya. İsviçre, Avusturya, Çek

Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Sırbistan, Bosna Hersek, Hırvatistan,

Karadağ, Arnavutluk, Yunanistan'ı geçtik. 223 günde 8000 km pedalladık. 23

Kasım 2014'te Ankara'ya vardık ama yolculuğumuz bitmedi. Avrupa sadece

bir ısınma turuydu. Şu anda Türkiye’den geçiyoruz. Esas macera bundan sonra

başlıyor. Gerekli vize başvuruları, evrak işleri, eksik malzeme temini, sağlık

kontrollerinden sonra Mart 2015'te yolumuza devam edip Asya, Okyanusya ve

Güney Amerika'ya pedallayacağız. 3 yıl daha yollardayız.

Çadır, uyku tulumları, şişme matlar, tencere seti, ocak, bilgisayar, elektronik

kitap, fotoğraf makinesi, kamera, yazlık ve kışlık kıyafetler, ayakkabı, sandalet,

bisiklet tamiri için teknik malzemeler, ilk yardım çantası gibi 4 yıl boyunca her

türlü iklim koşulunda lazım olabilecek eşyaları bisiklet çantalarımızda taşıyoruz.

İsmimizi neden Frogs On Wheels olarak seçtik? Türkçe ya da Fransızca bir ismin

birimize haksızlık olacağını düşünerek başından beri kullandığımız İngilizce

dilinde bir isim olmasını tercih ettik. ‘Frogs On Wheels’ Türkçe’ye çevrildiğinde

‘Teker üstündeki kurbağalar’ demek oluyor. Kendimize kurbağa dememizin

nedenleri var elbette. Kurbağa bacağı yiyen Fransızlar, 1600’lü yıllardan beri

İngilizlerin alayları sonucu ‘kurbağa’ olarak anılırmış. Bense kocaman gözlerim

yüzünden üniversiteden beri ‘Kermit’ ile özdeşleştirildim. İkimiz de bir şekilde

Page 16: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

kurbağa oluyoruz yani. Ayrıca bizi anlatan İngilizce bir söz var ‘If frogs had

wheels, they wouldn’t bump their butts.’ Türkçesi ‘Eğer kurbağaların tekerleri

olsaydı, popolarının üstüne zıplamazlardı’ olan bu sözün anlamı ise ‘İmkânsız

şeyleri dilemek faydasızdır.’ Biz kurbağalara teker takarak, imkânsız görülen

bisikletle dünya turunu sadece bir dilek, hayal olmaktan çıkarıp gerçeğe

çeviriyoruz. Yani hayallerimizde yaşamıyoruz, kurduğumuz hayali yaşıyoruz.

Geride bıraktığımız Avrupa'ya dair anılarımızdan bahsettiğimiz yazılarımızı ve

fotoğraflarımızı paylaştığımız bir internet sitemiz var: www.frogsonwheels.net/tr.

Ayrıca aynı adı taşıyan Facebook sayfamızdan da bulunduğumuz yeri,

pedalladığımız kilometreyi ve kaç günü geride bıraktığımızı paylaşıyoruz. Tabii

bir de Twitter hesabı; bu devirde olmayana kız vermiyorlar

Herkesin aklına gelen ilk soru, bu geziyi nasıl finanse ettiğimiz oluyor. 2 yıllık

hazırlık döneminde bir kenara koyduğumuz birikimimiz ve bize destek olmak

isteyen takipçilerimizin bağışları ile Avrupa turumuzu gerçekleştirdik. Avrupa

turumuzdaki harcamalarımızı, kendimizi kısıtlayarak yaptık. Mesela 223 günün

sadece 11 gününde pansiyonlarda kaldık. Yapacağımız her harcamayı, o

Page 17: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

harcamanın gezimizin sonundan 1 gün daha kısmak zorunda kalacağımızın

bilincinde olarak yapıyoruz. Şu anda önümüzdeki 3 yılı kapsayan Asya,

Okyanusya ve Güney Amerika turumuz için ekipman ya da maddi sponsor

arayışı içindeyiz. Bize verilen her destek, bizim bu maceramızı başarıya

dönüştürmemizde bir adım olacak.

Avrupa’da bir çok bisikletçiyle pedallama şansımız oldu. Bunu Asya’da da

yapmak istiyoruz. İmkânsız değil, zor hiç değil, müsaitseniz beraber

pedallamaya bekleriz

GÖKBEN BAĞCI AYME

Page 18: Bisikletli Yaşam Şubat 2015
Page 19: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

TYRE PROTECTOR FORMULA X 300

Lastiğinizi diken, cam, çivi vb cisimlerin patlatmasını engeller.

Hem şambriyelli hem de tubeless lastiklerde etkilidir.

Lastiğinizin ömrü bitene kadar koruyucu etkisi sürer.

Tyre Protector bisikletler için 1 adet ve motosikletler için 2

adet 300ml’lik ambalaj içerisinde sunulmaktadır. Paket

içeriğine uygulama hortumu ve supap paftası dahildir.

Ürün Fayda Açıklaması

Lastiğin patlamasını engeller,

Lastiğin hava basıncının azalmasını engeller,

Lastiğin ömrünü uzatır,

Yakıt sarfiyatını azaltır,

İş ve zaman kaybını önler,

Kazalardan korur, hayat kurtarır.

Tyre Protector Nedir?

Tyre Protector, tehlikeli olmayan, toksik olmayan ve biyolojik olarak

parçalanabilen bir üründür. Tiksotropik jel lastik supabı içerisinden lastiğe

enjekte edilerek lastiğin ömrü boyunca kalıcı koruma sağlar.

Tyre Protector Lastik koruyucu jel nasıl çalışır?

Lastik içindeki hava basıncının zorlamasıyla, Tyre Protector ortaya çıkan

delinme ve sızıntıları içeriden kapatarak ‘’anında ve kalıcı’’ bir onarım sağlar.

Lastik döndükçe, iç sırt alanı eşit miktarda ve minimum 2mm Tyre Protector jel

ile kaplanır. Bu kaplama, binlerce güçlü kilitleyici lifin anlık reaksiyonla delici

nesnenin etrafını tıkaması ile, delik ve sızıntıları anında tamir eder, hava

kaçaklarını engeller.

Page 20: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Bisikletlerde; Çocuk bisikletleri için birim lastiğe 100 ml, Yetişkin bisikletleri (yol

bisikleti, şehir bisikleti vb) için birim lastiğine uygulama miktarı 150 ml'dir.

Lastiklerin supap iğneleri, paket içeriğindeki supap paftası ile çıkarılır,

Supap saat 3 - 9 hizası altına getirilir,

Paket içeriğindeki Uzatma hortumu supap ve şişenin ağzına takılır. Şişe elle

sıkılarak ürünün supaptan içeriye enjekte edilmesi sağlanır,

Her iki lastik için aynı uygulama yapılır,

Supap iğneleri yerlerine geri takılır,

Supap saat 11 – 13 hizasına getirilir ve havaları tamamlanır,

Uygulama sonrası; önce lastikler elle birkaç tur döndürülür (yavaşça),

akabinde ise 150-200 metrelik test sürüşüne çıkılarak ürünün lastik içinde eşit

miktarda yayılması sağlanır.

Uygulama işlemi bitmiştir. Artık lastikleriniz çivi, diken vb delinmelerine karşı,

lastiğin durumuna göre- maximum 6 mm kalınlıktaki delici cisimlerin lastiğinizi

patlatmasına karşı korunmaya alınmıştır.

www.tyreprotector.com.tr

Page 21: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

BİR CAMPİ TOPLAMA HİKAYESİ

Daha önceki çalışmamızda De Rosa kadrolardan bir adeti Campagnolo grup

ve teker setiyle çoktan toplandı ve ayağa kalktı. Toskana’nın cennet

vadilerinde dünyaya gözünü açmayı beklerken kendini Ankara’nın uçsuz

bucaksız bozkırlarında buldu. Bu şok sonrası yeni yeni kendine geliyor

yavrucak…

Benzer durumdaki bisiklet severler de fellik fellik internet forumlarında

kaybolmasın diye bisikleti toplarken gözlemlediğim önemli ve not edilmesi

gereken Campagnolo’ya özgü detayları, burada tek post olarak toplamak

istedim.

Öncelikle belirtelim ki, bazı başlıklar altındaki işlemler belli başlı bisiklet ve

mekanik prensiplerine hakim kişiler tarafından titizlik ve sabırla çalışılırsa çok

rahat yapılabilir işlemler olmasına rağmen, bazı işlemler diğerlerine nazaran

çok daha zor ve ciddiyet gerektiren konular. Bir lokma, alyen takımı ve alet

çantası sahibi evde yapılabilecek işlemler olmayıp, kontrollü ve doğru bir

şekilde yapılması için doğru “tool”lara veya bu işlemi düzgünce yapılmasını

sağlayan kendi ürettiğiniz bir çözüme ihtiyaç olan işlemlerdir. İlerde

değineceğiz.

Tabi ki bu işin uzmanı falan değiliz ve amacımız “bu işin doğrusu budur” demek

değil. Aksine amacımız kendi tecrübelerimizi paylaşmak, yol gösterici ve

cesaret verici olmaktır.

Başlamadan önce son notlar;

Tüm belirttiğim detaylar 11’li Campagnolo Chorus set için geçerlidir.

Diğer marka, model ve eski chorus setler için geçerli olmayabilir,

mesuliyet kabul edilmez.

Page 22: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Tork anahtarı edinin. Çelik bir bisiklet toplamamıza rağmen tork anahtarı

özenini gösterdik ve uzun vadede büyük yararını göreceğimizi

düşünüyoruz. Gönlümüz rahat. Hele ki karbondan geçilmeyen cadde

ve sokaklarımızda “bizim eller olmuş tork” lafının kötü güçlerin elinde

korkunç birer silaha dönüşeceğine şüphemiz yok.

Yapılacak işler için bisikletinizi bir dükkana bırakıp gitmeyin, kendiniz

yapmaya çalışın. Bu şekilde koskoca dükkanların size ne kadar zavallı bir

şekilde bisikletleri teslim ettiklerini, memleketin her kurumuna sirayet

etmiş olan bilinçsiz ve özensiz iş yapmanın bisiklet sektöründe de kendini

gösterdiğini fark edeceksiniz. Ayrıca en basit ve ucuz parçaların bile

düzgün çalışır halde takıldığında ne kadar uzun ömürlü olduğunu

anlayıp ekipman çılgınlığından da bir nebze kurtulabilirsiniz.

Sabırlı olun. Toplumumuzda yerleşmiş olan küçümsemenin aksine bisiklet

mekaniğinde yüzyıllık bir mühendislik yattığını ve bunu anlamanın bir

süre alacağını unutmayın.

Başlıyoruz…

Öncelikle işlere başlamadan önce yapmamız gereken Campagnolo’nun

internet sitesinde bulunan “Components Technical Manual.pdf” dokümanını

iyice okumak ve anlamak. Konular içinde belirtilen işlemleri ezbere yapmak

yerine altında yatan nedeni anlamak ve bir sorun varsa bu konuda önlem

almak gerekebiliyor. Çok açık ve yol gösterici bir dokuman olmasa da bir

şekilde baz alınması gereken bir doküman.

Kadronun Hazırlanması (Frame Preparation):Yukarıda zor olarak belirttiğim

işlemlerin başında bu kısım geliyor. Temel olarak Campy Manual’da da bu

işlemlerin komponentleri takmaya başlamadan önce yapılması gerektiğinden

bahsedilir.

Page 23: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

“BB (bottom Bracket) Threading and Facing”, yani BB yuvasının diş açılması

ve yüzey düzlüğünün sağlanması. Konuya ilişkin detaylı bilgi aşağıdaki linkte

mevcut:

http://www.parktool.com/blog/repair-help/bottom-bracket-tapping-and-facing-bts-bfs

Bu noktada böyle bir işleme ne gerek var, hayatımda duymadım diyebilirsiniz!

Ancak eskisi gibi kartuş BB’lerin yerini daha hafif ve dıştan kapaklı BB’ler

almaya başladığı günümüzde gerek dişlerin doğru aralıkta olması, gerekse dış

kapakların (BB cups) BB yuvası yüzeyine tam dik olarak oturması büyük önem

taşıyor. Facing işlemi sayesinde dış kapaklar BB yüzeyine tam dik olarak

oturarak, kapak yatağının içinde çalışan bilyalara yanal (lateral) kuvvet

uygulatmıyor. Bu şekilde bilyaların ve BB sisteminin sorunsuz ve daha uzun

ömürlü çalışması mümkün oluyor.

Bu konu Campagnolo’nun Ultra-Torque tasarımında da çok kritik bir rol

oynuyor. Bu nedenle manual’da olması gereken BB yuvası (Shell) ebatları ve

toleransları belirtilmiştir ve facing yapılması gerektiğinden bahsedilmektedir.

Page 24: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Bu nedenle boya kalıntısı olan çelik kadrolarda hem dişlerin temizlenmesi hem

de yüzey temizliği yapılması düzgün çalışan bir sistem için zorunludur. Karbon

kadrolar ise daha büyük ihtimal üretim ve boya prosesi gereği BB yüzeyi ve diş

yuvaları temiz olarak gelecektir.

Üstteki linkte verdiğim gibi bu işi yapacak tool fiyatları çok ciddi paralara

satılıyor ve sadece hayatınızda 1-2 kere kullanacağınız bir parça için

verilebilecek paralar değiller. Normalde bir bisiklet dükkanına gidip bu işlemleri

oldukça ucuza ve kısa sürede yaptırmamızın mümkün olması gerekiyor. Ancak

daha arka değiştirici ayarını bile doğru dürüst yapmadan yılda yüzlerce, belki

binlerce bisiklet satan dükkanlarımızda bu işlemleri yapan yok inanın.

Facing ihtiyacını anlamak için dış kapağı 0,010 inch’lik bir sentilin gireceği

kadar sıkıyoruz, daha sonra 0,008 ve 0,012’lik ölçülerle dairenin diğer kısımlarını

kontrol ediyoruz. Bu ölçüleri geçen bir nokta veya bölüm varsa, yani tüm daire

yüzeyi etrafında 0,004 inch’i geçen bir fark varsa o zaman facing ihtiyacı var

demektir.

Neticede “finishing” olarak gerçek bir İtalyan olduğunu kanıtlayan De

Rosa’da da boya kalıntıları nedeniyle bu işlemlerin yapılması gerekiyordu. Tabi

ki tool’u satın alamadım. Bu kısımda normal bir evde yapılamayan işlemler

silsilesi devreye giriyor. Fazla detaya girmeden kabaca anlatayım babamın

gerçekleştirdiği mucizeyi;

Öncelikle İtalyan BB yuvasına sahip olduğu için dişlerin tekrar temizlenmesi ve

açılması için detaylı bir torna işçiliği sonrası 24 TPI (teeth per Inch) dişe sahip ….

mm çapında pirinçten iki adet silindir üretildi. Bunlar ortadan geçirilen uygun

çaptaki bir mil ve onu tutan koca bir mandren vasıtasıyla döndürülerek,

dişlerin üstündeki kimyasal ve boyaları kazındı ve dişler temizlendi.

Page 25: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Daha sonra facing işlemi için, bu iki silindir BB’nin karşılıklı uçlarında

sabitlenerek, gene benzer bir mil ve özel yapım bir parça kullanılarak torna

kalemi (sanırım adı bu) benzeri bir metal parça tutturuldu. Bu milin

merkezlediği düzenek sayesinde BB yuvasının etrafında bir kılavuz gibi

döndürülerek BB’nin yüzeyi temizlendi.

Page 26: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Özellikle İtalyan BB olduğu ve her iki tarafın diş yönü İngiliz gibi farklı olmadığı

için bu facing işlemi öncesinde BB kapaklarımdan (cups) sağdaki (drive side)

kendiliğinden gevşemişti. Ancak facing sonrası bu kapak herhangi bir Loctite

kullanımı olmadan tamamen sabitlendi. Bu da facing’in ne kadar önemli

olduğunun bir göstergesi. İnternette 5.000 km gibi komik rakamlarda bilayları

bozulan veya ses yapan insanların birçoğunun doğru facing ve threading

yapmadığından muzdarip olduğunu düşünüyorum.

Bunun dışında benzer bir işlem headset’in bilyalarının düzgün çalışması için

headtube’de de yapılıyor. Ancak benzer sorunlara sahip olmadığı için

headtube’e dokunmamayı tercih ettik.

Devam edecek…

Kaynak: http://bisiklethirsizlari.tumblr.com/

Page 27: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

CYCLİST TÜRKİYE'NİN HİKAYESİ

Size Mart ayından itibaren Türkiye'de bir bisiklet

dergisi satılmaya başlayacağını söylesem, tepkiniz

ne olur? Peki ya bu derginin basılı olarak

yayınlanacağını söylesem? Yani, GQ, National

Geographic, Four Four Two, Vogue gibi dergileri

gördüğünüz her yerde ve hatta bazı bisiklet

mağazalarında bile bu bisiklet dergisini de göreceksiniz desem... Harika olurdu

öyle değil mi?

Bir süredir yepyeni bir heyecanın içindeyim. Kişisel sosyal medya

hesaplarımdan ilan etmiştim, ancak buraya yazmak için biraz daha zaman

geçsin istedim. İngiliz Cyclist dergisi, Cyclist Türkiye ismiyle Mart ayı itibariyle

ülkemizdeki yayın hayatına başlıyor. İngiltere,Avustralya ve Yeni

Zelanda'da yayınlanan derginin Türkiye'deki versiyonunun çalışmalarına

çoktan başladık. Bendeniz Gökhan Kutluer, Cyclist Türkiye dergisinin

editörüyüm. Dergide neler olacak diye merak ediyorsunuz, biliyorum. Aslında

bununla ilgili bilgileri derginin sosyal medya hesaplarından bildiriyor olacağız,

ancak ben kısaca tüm bisiklet disiplinlerine yer vermeye çalışacağımızı, ilgi

çekici röportajların olacağını, bisiklet kültürünün sesi olmaya çalışacağımızı ve

bisiklet kullanımına özendirici içerikler paylaşacağımızı söyleyebilirim.

Cyclist, orijinalinde bir yol bisikleti dergisi. Yani, dağ bisikleti veya farklı

branşlarla ilgili yayın yapmıyor. Türkiye'de henüz hiçbir bisiklet dergisi

olmadığından, sadece yol bisikletine eğilmeyi doğru bulmadık ve derginin

genel kontekstini tamamen olmasa da biraz değiştirdik. Amacımız, bisiklet

sporuna ve bisiklet kültürüne doğrudan katkı sağlamak ve herkes için kaynak

Page 28: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

niteliğinde bir dergi oluşturmak. Dolayısıyla, dergide ilk sayıdan itibaren

oldukça renkli ve herkes için ilgi çekici konular bulacağınızdan emin

olabilirsiniz. Hatta, daha az önce sevgili grafiker arkadaşım ile bir tanesinin

sayfa planını bitirdik ve arkamıza yaslanıp konuyu şöyle bir okuyunca oldukça

hoşumuza gitti. Sabah da, dergide röportajına yer vereceğimiz ünlü bir isme

sorulacak soruları hazırlamıştım. Gelecek cevapların da yine bir hayli ilgi

çekeceğine eminim.

Dergide bisiklet ve ürün incelemeleri elbette olacak. Hiç merak etmeyin.

Ancak, bunu yaparken tüm firmalara eşit mesafede durmak gibi hiç de arka

plana itilmeyecek bir prensibe sahibiz. Dolayısıyla, dergiyi okurken torpil

geçilmiş malzeme veya bisikletler olmaması için elimizden geleni yapacağız,

çünkü bisiklet sektörünü canlandırmayı ve kalkındırmayı hedeflediğimiz kadar,

bisiklet kullanıcılarının doğru ve tarafsız bilgiye ulaşmasını da istiyoruz. İçeriğin

tamamı, Türkiye'deki okuyuculara hitap edecek ve Türkçe olacak. Ayrıca,

profesyonel bisiklet dünyasından haberleri de bulabileceksiniz. Derginin, orijinal

kopyasından çeviri oranını öyle çok yüksek tutmadık. Seçeceğimiz konulara

dikkat ediyoruz. Yani, New York'un kalabalık caddelerindeki alışveriş

dükkanlarında ve o sokaklarda nasıl hislerle dolaştığını anlatan havalı

kadın/erkek yazarların çevirilerini okurken yaşadıklarınızı, bu dergide

Page 29: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

yaşamamanız için elimizden geleni yapacağız. İsteğimiz, bisikletçi olsun veya

olmasın, dergiyi okuyan herkesin kendinden bir şeyler yakalayabilmesi.

Aslında, anlatacak ve paylaşacak çok şey var. Şu an bu yazıyı yazarken, bir

yandan da diğer ekranda dergiye Mart ayında girecek olan yazılardan birini,

sevgili yazı işleri müdürüm ve aynı zamanda bisikletçi dostum olan Tufan

Sağnak'a yollamak üzere düzenliyorum. Ancak, size onları yazmamak için

kendimi nasıl zor tuttuğumu tahmin bile edemezsiniz. Keza, yazar kadrosundan

bahsetmemek için de öyle... Derginin Mart ayında çıkacak ilk sayısı için,

piyasaya çıkış ile beraber abonelik işlemleri de başlayacak. Umarım, tüm

bisiklet dostlarından gerekli desteği görür ve uzun soluklu bir yayın hayatının ilk

adımını başarıyla atmış oluruz. Dergi, sadece bir dergi olarak kalmayacak ve

dijital ortamda da tüm bisiklet dostlarına hitap edecek. Sürprizlere hazırlıklı olun

ve sosyal medya hesaplarından dergiyi takip edin.

GÖKHAN KUTLUER

Page 30: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

ROHLOFF GÖBEKTEN VİTES

SİSTEMİ

Bisikletlerde derayerli sistemlerin (Shimano ve Sram komponentlerden oluşan

açık vites sistemi) yanında Rohloff göbekten vites sistemini de bulabilirsiniz.

Bisiklet Gezgini ekibi ve birçok kişi (dünyayı gezenlerden tutun şehir içi ulaşım

amaçlı kullananlara, dağ, yol, yarış bisikletlerine kadar her tür bisiklette)

Rohloff göbekten vites sistemini tercih ediyor.

Bisiklet Gezgini olarak Rohloff’un İstanbul’dan Tayland’a kadar tek servis

merkeziyiz. İnsan iyi bir kadronun yanında yolda ne ister ?

Dayanıklı, verimli ve bakım istemeyen bir vites sistemi, üstelik kayış ile daha

temiz ve hafif. Nasıl mı? Rohloff göbekten vites sisteminde 14 vites vardır ve

sadece arka tekerdedir. Bu 14lü sistemdeki vites aralığı, derayerli sistemdeki

öndeki 3 dişli ve arkadaki 9 dişliden oluşan kasetin vites aralığına ve

verimliliğine eşittir.

Page 31: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Neden Rohloff göbekten vites sistemi?

Az bakım gerektirir: Göbekten vites sisteminin en büyük avantajı çok az bakım

gerektirmesidir. Kapalı bir sistem olduğundan vites sistemi kirlenmez, düzenli

temizlik istemez. Yağmurdan, çamurdan, kar, toz ve kumdan etkilenmez.

Sürüşten sonra yorgunsunuz ve hiç temizlik yapacak haliniz yok, işte Rohloff

tam size göre. Rohloff göbekten vites sisteminin yağını her 5000 kmde bir

değiştirmeniz yeterli böylece en az 100.000 km kullanabilirsiniz. (Henüz ömrünü

bilen yok!) Alışılagelmiş derayer (açık) sisteminin aksine zincir düzdür, çapraza

düşmez ve daha az yıpranır. Üstelik kayış kullanıyorsanız zinciri temizlemekten

ve yağlamaktan da kurtulursunuz.

Page 32: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Vites değiştirmede kolaylık: Genelde gidonun sağ tarafına takılan ve

dönebilen vites değiştirici ile zincirin doğru dişliye geçip geçmediğini, zincirin

atıp atmadığını dert etmeden vitesi değiştirirsiniz. Çok hızlı çevrilebildiği için de

zincir diğer dişliye geçene kadar beklemezsiniz, istediğiniz vitese anında

geçebilirsiniz.

Dururken de vites değiştirebilirsiniz: Trafik ışıklarında durdunuz ve vites

değiştirmeye fırsatınız olmadı ya da aniden karşınıza bir tepe çıktı ve vitesi

düşüremediniz: Bu durumlarda Rohloff göbekten vites sistemini istediğiniz

vitese geçirebilirsiniz ve sürüşünüze kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Sağlam: Bisikletle yolculuk yapıyorsanız, bisikletinizi otobüsle, uçakla

taşıyorsanız, Rohloff göbekten vites sistemi için endişelenmenize gerek yok.

Derayerden çok daha dayanıklıdır, neredeyse zarar verilmesi mümkün

değildir. Eğilmez ve bükülmez.

Eşit vites aralıkları: Bisikletlilerin iyi bildiği bir duygu: Daha rahat pedallamak

için vites değiştirirsiniz ve birden kendinizi çok hızlı ya da çok hafif pedallarken

bulursunuz ya da biraz daha zorlamak istersiniz ama vitesi değiştirdiğinizde

çok daha zorlanırsınız. Rohloff göbekten vites sistemindeki vites aralıkları

standart bir rubledeki gibi her aralıkta farklı değil, aynıdır. Böylece atlama

Page 33: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

yapmaz ve tam olarak istediğiniz vitesle pedallayabilirsiniz, ne daha azıyla ne

de daha çoğuyla. Eğer düz bir arazide pedallıyorsanız, küçük vites aralıklarıyla

sürüş çok verimli ve tatmin edicidir. Aynı zamanda dağlara çıkmak için de

herhangi bir problem yoktur. Eğer ki bacaklarınız çok güçsüzse: O zaman arka

dişlinizi, sizin için daha büyük bir dişliyle değiştirebiliriz.

Renk seçeneği var: Siyah ve gri dışında Rohloff’unuz aşağıdaki renklerde

olabilir. SON dinamo ve ön farınızı da aynı renkte seçerek mükemmel bir

tasarım yapabilirsiniz.

Page 34: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Dikkat edilmesi gereken noktalar:

Alıştırma süresi: Rohloff göbekten vitesin etkin bir şekilde çalışabilmesi için 1000

km yol alınması gerekiyor. Bu alıştırma süresinde 1. vitesten 7. vitese kadar her

zamankinden biraz daha fazla ses çıkıyor ve vitesin de daha yumuşak

değiştirilmesi gerekiyor. Eğer daha hafifseniz ve yavaş kullanıyorsanız: alıştırma

süresi 2000 kmye kadar çıkabilir. Eğer vitesleri 3. ve 5. viteste çokca

kullanırsanız: bu tüm dişlileri aynı zamanda çalıştırır. Seri numarası 47.000den

sonra olan Rohloff göbekten vitesler daha az ses yapmaktadır.

8. vitesten 7.ye geçiş: 7. ve 8. vitesler arasında geçiş yapmak daha dikkat

gerektiriyor. 8. vitesten 7. vitese geçerken normalden daha az güç vermek

gerekiyor. Rohloff özel olarak bu şekilde tasarlanmıştır. Rohloff göbekten vites

sistemi temelde 7 küçültücü vites üzerine kurulmuştur. 7. pozisyonda göbekten

vites sistemi en düşük aktarım oranıyla en büyük vitestedir. 8. pozisyonda,

göbekten vites sistemi en yüksek aktarım oranıyla en küçük vitestedir. Yani 7.

vitesten 8. vitese geçtiğinizde, ilk hareket önce en küçük vitese geçip, sonra

en yüksek aktarım oranına geçmek olacaktır. Bu yüzden bu geçişte

kullandığınız gücü biraz azaltmalısınız yoksa 14. vitese atlayabilirsiniz. Diğer tüm

vitesler normal güç verilerek değiştirilebilir. Özellikle 8. ve 14. vites arasında

sessizliğin tadını çıkarabilirsiniz. Aynı zamanda bu vitesler daha verimlidir. 11.

vites ise en sessiz ve en verimli vitestir (aktarım oranı 1:1) ve bu vitese “direct

drive” adı verilir. Diğer tarafta açık sistemde vites değiştirirken çıkan çatur

çuturlardan kurtuluyorsunuz.

Fiyat: İlk bakışta Rohloff göbekten vites sisteminin fiyatı, açık sisteme göre fazla

görülebilir. Rohloff göbekten vitesli bir bisikletle Shimano XT donanımlı bir

bisiklet arasındaki fiyat farkı 950 Euro kadardır fakat uzun döneme

bakıldığında, bu fark kaybolmakla kalmıyor, Rohloff daha avantajlı hale

geliyor. Uzun dönemde Rohloff daha avantajlıdır. Bunu aşağıdaki

hesaplamada kolaylıkla görebilirsiniz. Beraber hesaplayalım: 60.000 km yol

yapacağınızı varsayalım.

Page 35: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

Bu durumda kabaca maliyetler:

Rohloff

Shimano XT

Parça Fiyat (euro) Parça Fiyat (euro)

Fiyat farkı 950

6 x yeni zincir 282 Her 3000 km’de yeni zincir 940

12 x yağ değiştirme 180 Her 6000 km’de yeni kaset 770

2 x arka dişli 72 2 x yeni yapraklar 232

1 x ön dişli 75 3 x yeni kablolar 75

1 x yeni kablolar 30 Yeni derayer ve kollar 390

Toplam 1589 Toplam 2407

Bu hesaplamayı herşeyi kendinizin yaptığını varsayarak yapıyoruz, aksi halde

işçilik ve servis saatlerini de hesaba katmalısınız. Yani bisikletinizin bakımını

yapan bir servisiniz varsa bu daha çok para demektir. Finansal olarak

konuşmaya devam edersek, başabaş noktası 40.000 – 50.000 km arasıdır.

40.000 kmden sonra Rohloff daha uzun yıllar çalışmaya devam eder.

Bir Rohloff göbekten vites sistemi temiz (!) bir Shimano XT derayerli sistemden

biraz daha ağırdır. 220 gr civarında. Ancak, siz bazen zincirinizi

temizleyemeyecek kadar üşengeçseniz, biraz daha hafiftir. Kayışlı aktarım

sisteminiz varsa çok daha hafiftir. XT zincir 320 gram iken kayış 75 gramdır.

Bisiklet Gezgini’nde Rohloff göbekten vitesli bisikletler bulabilirsiniz. En ucuz

Rohloff göbekten vitesli bisiklet, 2000 Euro’dan biraz daha fazla. Ancak, sizin

isteklerinize göre tasarlanmış bir bisiklet 3000 Euro’dan başlıyor. Bisikletle

Gezgini’ni ziyaret ederek Rohlofflu bisikletlerimizi deneyebilirsiniz.

Bisikletinize Rohloff taktırmak

Mevcut bisikletinizi Rohlofflu yapabilirsiniz. Rohloff takma işlemini yalnıza yetkili

Rohloff servis merkezleri yapabilir. Türkiye’deki tek Rohloff servis merkezi Bisiklet

Gezgini’dir. Bisikletinize Rohloff takılabilmesi için kadronuzun uygun olması

Page 36: Bisikletli Yaşam Şubat 2015

gerekir. Bisikletiniz önce incelenir ve uygunsa hangi aparatların takılması

gerektiği belirlenir. Rohloff setinin fiyatı 1200 Euro’dur. Rohloff setinin içinde

göbekten vites sistemi, vites değiştirici, kablolar ve montaj aparatları vardır.

Bisikletinizin tipine göre bu aparatlar değişir ve ek aksesuarlar gerekebilir.

Rohloff’un yapısından dolayı size yeni jant telleri gerekir. Rohloff için daha kısa

jant telleri kullanılır. Eğer jantınız uygun değilse jantınızı da değiştirmelisiniz.

Jantın deliklerinin bir iç bir dış şeklinde olması gerekir. Jant tellerinin örülmesi ve

Rohloff’un bisikletinize takılması için işçilik ücreti alınır. İşçilik ücreti 480 Euro’dan

başlar ve bisiklete göre değişir. Rohloff’a uygun olarak üretilen bir kadronun

zincirli aktarım sistemi ile görüntüsü.

BİSİKLET GEZGİNİ

www.bisikletgezgini.com