12
Nisan 2009 | 1 Eşim Evren ve ben Erzurumlu çocukları, onlara New York’ta ev sahipliği yapan Bilkent mezunlarını, çocukların öğretmenlerini ve organizasyonu yapan Bilkent ekibini bir akşam evimizde ağırladık. Super Bowl maçını seyredip, bir şeyler atıştırıp, soh- bet ettik. Sıcacık, keyifli bir akşam oldu. Elimden geldiğince çocuklara artık Bilkent ailesinin bir parçası olduklarını, ve New York’ta istediklerinde arayıp akıl danışabilecekleri bir ablaları olduğunu hatırlatmaya çalıştım. Hepsi son derece dışa dönük, ilgili ve meraklı çocuklardı, New York’ta olmaktan heyecan duydukları belliydi. Çocuklardan biri bana üniversitede molekul- er biyoloji okumak istediğini söylediğinde 15 yaşındayken ne yap- mak istediğim konusunda hiç bir fikrim olmadığını hatırlayarak gülümsedim, hepsiyle gurur duydum. Aslı Karahan-Ay Bilkent Endüstri Mühendisliği 1995 UBS Investment Bank ERZURUM’DAN NEWYORK’A NewYork’ta Bilkent Ruhu Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü I BIZe-bülten Nisan 2009, Sayı 5 Bu Sayıda; 1 Mezunlarımızdan Mezunlarımız Bilkent Otelde Buluştu CNBC-e Üniversitlerde: Mehmet Yörükoğlu Bilkent’te Mezunlar Akşam Yemeği BİZ’den Biri: Boğaç Üner Mezunlarımızın Gözüyle Ekonomik Kriz Uğur Ziya Yıldırım’ın Mutlu Günü Bölümümüz Ailesine 3 Bebek 2 BİZ’deki Başarılar Ayşegül Toptal’a TÜBİTAK’tan “Ulusal Genç Araştırmacı Ödülü” 3 Bölümümüzden Barbaros Tansel ile Röportaj 4. Sınıf Seminerlerinde Hakan Ergen ve Mehmet Özkan Yöneylem 2009 BİZE ULAŞIN... Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Merkez Kampüs Mühendislik Binası 06800, Bilkent, Ankara, Türkiye Tel: +90 312 290 1262 Faks: +90 312 266 4054 Bölümümüzü daha da özel kılacak olan logomuzu BİZ oluşturalım. Logomuz için tüm görüş ve önerilerinizi mail adresimize bekliyoruz. [email protected]

BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

  • Upload
    others

  • View
    16

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 1

Eşim Evren ve ben Erzurumlu çocukları, onlara New York’ta ev sahipliği yapan Bilkent mezunlarını, çocukların öğretmenlerini ve organizasyonu yapan Bilkent ekibini bir akşam evimizde ağırladık. Super Bowl maçını seyredip, bir şeyler atıştırıp, soh-bet ettik. Sıcacık, keyifli bir akşam oldu. Elimden geldiğince çocuklara artık Bilkent ailesinin bir parçası olduklarını, ve New York’ta istediklerinde arayıp akıl danışabilecekleri bir ablaları olduğunu hatırlatmaya çalıştım. Hepsi son derece dışa dönük, ilgili ve meraklı çocuklardı, New York’ta olmaktan heyecan duydukları belliydi. Çocuklardan biri bana üniversitede molekul-er biyoloji okumak istediğini söylediğinde 15 yaşındayken ne yap-mak istediğim konusunda hiç bir fikrim olmadığını hatırlayarak gülümsedim, hepsiyle gurur duydum.

Aslı Karahan-AyBilkent Endüstri Mühendisliği 1995

UBS Investment Bank

Erzurum’dan nEwYork’a NewYork’ta Bilkent Ruhu

Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü IBIZe-bülten Nisan 2009, Sayı 5

Bu Sayıda;

1 Mezunlarımızdan

Mezunlarımız Bilkent Otelde Buluştu

CNBC-e Üniversitlerde: Mehmet Yörükoğlu Bilkent’te

Mezunlar Akşam Yemeği

BİZ’den Biri: Boğaç Üner

Mezunlarımızın Gözüyle Ekonomik Kriz

Uğur Ziya Yıldırım’ın Mutlu Günü

Bölümümüz Ailesine 3 Bebek

2 BİZ’deki Başarılar

Ayşegül Toptal’a TÜBİTAK’tan “Ulusal Genç Araştırmacı Ödülü”

3 Bölümümüzden

Barbaros Tansel ile Röportaj

4. Sınıf SeminerlerindeHakan Ergen ve Mehmet Özkan

Yöneylem 2009BİZE ULAŞIN...

Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği BölümüMerkez Kampüs Mühendislik Binası

06800, Bilkent, Ankara, TürkiyeTel: +90 312 290 1262

Faks: +90 312 266 4054

Bölümümüzü daha da özel kılacak olan logomuzu BİZ oluşturalım. Logomuz için tüm görüş ve önerilerinizi mail adresimize bekliyoruz. [email protected]

Page 2: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 2 Nisan 2009 | 3

IBIZe-bülten

Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisleri mezunları 4 Nisan akşamı Bilk-ent Otel’de aralarında Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Ali Doğramacı, Bölüm Başkanımız Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, öğretim üyelerimiz Prof. Dr. Selim Aktürk, Prof. Dr. Barbaros Tansel, Doç. Dr. Bahar Yetiş Kara, Doç. Dr. Oya Ekin Karaşan, Doç. Emre Alper Yıldırım ve Yrd. Doç. Yiğit Karpat’ın da bulunduğu bir toplulukla sıcak bir ortamda bir araya geldi. Yemeğin başlamasıyla masaları dolaşan mikrofon mezunların kendilerini tanıtmalarına olanak sağlarken, ken-di dönem arkadaşlarına atıfta bulunmalarına da zemin hazırlamış oldu.

4 Nisan 2009 Bilkent Otel Mezunlar Yemegi

Page 3: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 3

IBIZe-bültenIBIZe-bülten

Mezunlarımızdan T.C. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Yörükoğlu, Bilkent Üniversitesi’nde gerçekleştirilen canlı yayında “CNBC-E Üniversitelerde” programına konuk oldu. Obama sonrası yeni dünya, kriz sonrası yeni ekonomi ve Davos sonrası yeni siyaset başlıklarının konuşulduğu canlı yayında Sn. Yörükoğlu, “Krizde geri sayım devam ediyor, ner-eye kadar gideceğini Merkez Bankası olarak biz de bilmiyoruz açıklamalarında bulundu. Sözlerine Merkez Bankası’nın genel stratejisiyle devam eden Sn.Yörükoğlu son olarak; “Merkez Bankası her şeyin iyi olduğu dönemde faizleri yükselterek tüketi-mi yavaşlatıyor, kötü olduğu dönemde ise faizleri düşürerek teşvik ediyor” açıklamasında bulundu.

CnBC-E Üniversitelerde: mehmet Yörükoğlu Bilkent’te

Aygaz A.Ş. Finansman Müdürü Mehmet Özkan, 16.03.2009 tarihinde “Bir Bakışta Enerji Sektörü” başlıklı bir seminer vermiştir. Bu semin-erde öğrencilere Enerji Sektörü hakkında temel bilgiler veren Özkan, bu sektörde karşılaşılabilecek sorunlar karşısında neler yapıldığını ve planlandığını anlatmış ve Endüstri Mühendislerinin Enerji Sektörü’nde neler yapabileceklerine değinmiştir.

1997 mezunlarımızdan Hakan Ergen ( Johnson & Johnson) bölümüz 4. Sınıf öğrencilerine seminer dersi kapsamında mülakat teknikleri konulu bir konuşma yapmak üzere üniversitemize geldi.

mezunlarımız 4.sınıfların Seminer derslerinde Bizlerleydi

Silahlı Kuvvetlerde ÇalışanMezunlarımız ile Akşam Yemeği

Bölüm Başkanımız İhsan Sabuncuoğlu, mezunlarımız Yarbay Özgür NUHUT (2000), Yüzbaşı Levent KARAMALAK (2001), Yüzbaşı Ahmet HATİP (2001), Binbaşı Hakan Durdu UTKU (2000), Binbaşı Uğur Ziya YILDIRIM (2009), Yüzbaşı Gökhan ÇELİK (2002), Yüzbaşı Ozan PEMBE (2002) ve Yüzbaşı Gürol KURTAY (2002) ile Merkez Ordu evinde akşam yemeğine katılmıştır.

4 Nisan 2009 Bilkent Otel Mezunlar Yemegi

Page 4: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 4 Nisan 2009 | 5

IBIZe-bülten

Yöneylem Araştırması ve Endüstri Mühendisliği 29. Ulusal Kongresi (YA/EM’09), Yöneylem Araştırması Derneği’nin desteğiyle Bilkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü tarafından, 22 - 24 Haziran 2009 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenecektir.

YA/EM’09 Kongresi’nin ana teması “Teknoloji ve rekabetin öne çıktığı, insan fak-törünün giderek öneminin arttığı küreselleşen bir dünyada, üniversite ve iş dünyası ortaklığının getireceği yeni fırsatlar” olarak belirlenmiştir. Bu konuda sunulacak bildiriler dışında düzenlenecek özel oturumlar, paneller, öğrenci ve sanayi proje yarışmaları gibi etkinlikler ile desteklenecektir. Ayrıca Endüstri Mühendisliği ve Yöneylem Araştırması’nın disiplinler arası olma özelliği nedeniyle, çok sayıda yerli ve yabancı araştırmacı ve uygulamacı “Bildiri Konuları” başlığı altında belirtilen geniş yelpazedeki konulardaki araştırmalarını aktardıkları bildirilerini sunabileceklerdir.

Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü olarak, Endüstri Mühendisliği, Yöneylem Araştırması ve ilgili alanlarında çalışan siz değerli konuklarımızı, yeniden şekillenen günümüz dünyasında öncü roller üstlenebilmemiz için gerekli bilgi ve deneyimlerimizin paylaşılacağı, daha güçlü iletişim ve işbirliği olasılıklarının tartışılacağı kongrede bizlerle birlikte olmaya davet ediyoruz.

Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu YA/EM’09 Düzenleme Kurulu Başkanı

Ayşegül Toptal’a TÜBİTAK’tan “Ulusal Genç Araştırmacı Ödülü”

Bölümümüz öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Toptal, TÜBİTAK’ın Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Ödülü’ne layık görüldü. Bu prestijli ödül, “Kariyer Geliştirme Programı” kapsamında, her sene sınırlı sayıda genç öğretim görevlisine kariyerleri-nin erken dönemlerinde gösterdikleri başarıdan ötürü veriliyor. Kariyer Geliştirme Programı’nın genel amacı, 21. yüzyılın akademik önderliğini yüklenecek genç araştırmacıların çalışmalarını destekleme yoluyla, bilimsel düzeyimizi geliştirmek ve bilimin ülke kalkınmasındaki rolünü arttırmak. Tedarik zinciri yönetimi, envanter teorisi, üretim planlama ve çizelgeleme konularında araştırmalarını sürdüren Ayşegül Toptal’ın ödül alan projesinin başlıgı, “Tedarik Zinciri Sistemlerinde Envanter Maliyetlerini Düşürecek ve Koordinasyonu Sağlayacak Pazar-lama Stratejilerinin Geliştirilmesi’’. Bu arastırma, şirketlere envanter maliyetlerini ve envanter atıklarını azaltacak pazarlama teknikleri sunarak ulusal ekonomiye ve cevreye katkıda bulunmayı hedefliyor.

YA/EM’09 Bilkent’te

Page 5: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 5

Bizden Biri: Boğaç Üner ’91“Çalışırken mutlu olmak önemli, insanın yaptığı işi sevmesinin o insan için büyük bir şans olduğuna inanıyorum. Ömrümüzün büyük bir kısmı çalışarak geçiyor, çalıştığımız yerde mutluysak eğer, bence hayat da mutlu geçmiş oluyor,,

IBIZe-bültenIBIZe-bülten

Bilkent’ten başlayalım...

Ben Bilkent’i 1986 yılında gördüm, toprak bir yoldan gi-diliyordu oraya. Bir tane bina vardı bizim mühendislik binamız. Geri kalan yerlerde de ağaç bile yoktu. Endüstri mühendisi olmak istiyordum zaten, iki tercih yaptım Bilk-ent ve Boğaziçi, ilk tercihim olan Bilkent’te girdim. Ko-miktir bölüm birincisi girdim, herhalde bölüm sonuncusu mezun oldum. Çok severek okudum, çünkü matematiği çok seviyorum. Binalarımız yoktu belki ama en kaliteli öğretim görevlilerimiz vardı ve çok iyi eğittiler bizi. Ben daha o günlerden kendi işimi yapmak istiyordum. Yapmak istediğim iş de uluslar arası dış ticaretti. Bazen öğretmenlerimiz kızardı bana sınavın yarısında çıktığım için, tamam ben C alacak kadar yaptım deyip çıkar gi-derdim. Hedefim de diplomamı aldıktan sonra gidip bir yerlerde bu iş tecrübesini edinebilmekti. Nitekim mezun olduktan sonra da Belçika’ya gittim ve bir yıl orada uluslar arası dış ticaret işiyle uğraştım. İlk yıl okulun tek A milli sporcusu olduğum için, a milli hentbolcuydum, beni üni-versitemiz spor başkanı yapmıştı. İki yıl üniversitenin spor başkanlığını yaptım, sonra konsey başkanı seçilince göre-vime konsey ve spor başkanı olarak devam ettim. Yoğun sporla geçen bir üniversite hayatından sonra, mezun olup bir sene Belçika’nın ardından askerliğimi hentbolcu olarak yapacaktım, olmadı komando seçtiler beni. Askerlikten sonra Ankara’da yine endüstri mühendisi olarak Hazine Dış Ticaret’e müracaat ettim. Tepe Grubu’na müracaat ettim, o zaman Sports International yapılacaktı. Tepe benden Sports International’ın başına geçip onu koor-dine etmemi istedi. Hazine’nin sınavını kazandım. Fakat

ikisine de gitmedim aileme ait bir evin altında küçük bir cafe açmıştık, çok yoğun oldu işler bırakamadım ve CafeMiz’le 1993’te cafe işletmeciliğine başladım. 1996 yılında DKNY markasının Türkiye temsilci ortağı oldum ve Ankara mağazasını açtım. Yine 1996 yılında Quick China markasının ilk şubesini açtım. 1997 yılında Kuki markamızın ilk şubesini açtım. 2004 e kadar bu markaları belli bir büyüklüğe getirdim. Şu anda üç Quick China, iki Kuki işletmemiz var Ankara’da. Biri Ankara diğeri Antalya olmak üzere iki DKNY mağazamız var. Bunların yanı sırada 2004’ten sonra şirketimizin yapısına bir ithalat şirketi dahil oldu ve şirketler grubuna girildi. Transcend, Bilgisayar hafızası, dünya markalarından biridir, onun Türkiye temsilciliğini aldık. Yine uluslar arası bir bilgisa-yar mobilyası markasının Türkiye temsilciliğini aldık. Bu ikisini birden Teknosa’lara ve Koçtaş’lara soktuk, böyle bir dış ticaret şirketimiz oldu. Onun dışında Argent isminde şu an için Ankara kökenli bir dergi çıkartıyoruz. Bunlarin yanında Savunma Sanayi ile projelerimiz var, bir otopark işimiz var, bunlar benim ticaretle ilgili şu anda yapmakta olduğum işler.

Bir de tabi sosyal sorumluluklar var.

Bununla da ilgili en gurur duyduğum sıfatım 11 yıldır, Bilk-ent Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesiyim, mezunlarımızı temsilen Üniversite Yönetim Kurulu’ndayım, yine okulu-muzdaki mezunlar merkezimizin kurucu organizatörler-inden bir tanesiyim. Mezunlarımızı bir araya getirip, bir-liktelikten bir dinamik doğurma gayretimizin bir parçası olmaya çalışıyorum. Yine gurur duyuyorum endüstri

YA/EM’09 Bilkent’te

Page 6: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 6 Nisan 2009 | 7

mühendisliği bölümümüzün danışma heyeti üyesiyim. Çok başarılı bulduğum bir bölüm başkanımız var, onun-da çabalarıyla çok güzel insanlar bir araya gelip, endüstri mühendisliği bölümümüz dünyada nasıl daha iyi olabilir, mezun olan arkadaşlarımız nasıl daha donanımlı olabili-rin çalışmasını yapıyoruz. Onda da benim pozisyonum endüstri mühendisliği okuyup sonunda kendi işini yap-mak isteyen arkadaşlarımıza yönelik de programın içeris-inde bir şeyler olmasını sağlamaya çalışıyorum. Yine arada bir yatırımcılık ile ilgili Bilkent Endüstri Mühendisliği ve Başkent Turizm İşletmeciliği bölümlerine seminer der-slerine gidiyorum. Bunlar akademik koşuşturmalarımız. Eğitimle ilgili, Türkiye’de şirketlerimizin cirosunun belli bir kısmı çocuklarımızı okutmaya yönlendirilmiş du-rumda. 200’e yakın çocuğumuz var, onları okutmaya çalışıyoruz bir yandan. Onun dışında Türk Tanıtma

Vakfı’nın yönetim kurulu üyesiyim. Türkiye Çin Halk Cumhuriyeti Dostluk Derneği’nin yönetim kurulu üyesiyim. Türkiye Rusya Dostluk Derneği’nin üyesiy-im. Türkiye Türkî Cumhuriyetler Dostluk Derneği’nin üyesiyim. Türkiye Tekvando Federasyonu’nun başkan yardımcısıyım. Mesela otoparkımızın tüm geliri tekvan-docu çocuklara gitmektedir. Kavaklıderem Derneği’nin yönetim kurulu üyesiyim. Mezun olduğum yerlerin derneklerinin üyeliklerini yapmaya çalışıyorum, hem Bilkent’in hem de Konya Anadolu Lisesi’nin. Tempolu bir hayatım var. Çalışmayı çok seven bir insanım. Key-ifle, 8 şirketten oluşan Üner Grup Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu başkanı sıfatını taşımaktayım şu anda. Bu 8 şirkette yaklaşık 300- 350 arkadaşımızla beraber bu şirketleri yönetmeye çalışıyorum.

Üniversitedeyken belli miydi bu yol haritası?

Tabi ki, ben üniversite 2.sınıftayken Türkiye’nin ilk in-dirim kartı olan Kart İstanbul Exclusive isimli bir kartın Bilkent’te çok ciddi bir kar marjıyla 3500 adet satmasını başarmıştım. O zaman 4-5 arkadaş bütün parayı üniver-sitede yemiştik, benim herhalde hayatımda en eğlendiğim dönemdi. Küçükken pazardan nohut alırdım mesela, evin önünde nohut satardım, çekiliş yaptırırdım Milliyet Çocuk Dergisi dağıtırdım. Hani o tarafa gidiyorsunuz, biraz belli ediyor kendini. Ben bir şeye baktığımda, hani ben o du-ran suyu da satarım aslında diye bir şey gelir aklıma. Her şey finans değil aslında bana diyorlar ki sermayeyi nasıl buldunuz, nasıl başladınız, biz nasıl bulacağız? Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu

“Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur duyduğum sıfatım 11 yıldır, Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi olmam. Mezunlarımızı temsilen Üniversite Yönetim Kurulu’ndayım, yine okulumuzdaki mezunlar merkezimizin kurucu

organizatörlerinden bir tanesiyim. Mezunlarımızı bir araya getirip, birliktelikten bir dinamik doğurma gayretimizin bir parçası olmaya çalışıyorum ,,

IBIZe-bülten

Page 7: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 7

IBIZe-bültenIBIZe-bülten

için önemli, o zamanlar dik bir yokuşta sonunda hiçbir şey yok. Gelen giden kimseler yok. Bu yokuşa kim çıkar dediğimiz yerde başlayıp, yokuşun çevresini değiştirdik. Bu bizim söylediğimiz bir şey değil bu civarın sakinleri bu bölgenin bu hale gelmesinin sebebinin biz olduğumuzu söylerler. Bu şehrin Nişantaşı’sı gibi bir yer yaratmış durumdayız. Bunlar hem gayret hem de şansla alakalı. Ben başarımın arkasında şunu görüyorum: biz hep ilkleri yakaladık. Cafemiz ilkti, Ankara’nın dokusuna uygundu, yeri sevdiler bara ve restorana dönüştürmek istediler, biz izin vermedik cafe olarak kalmasını sağladık ki ömrü uzun olsun. İnsanlar da bu tüketim şekline doğru ve keyifli bir yaklaşımda bulundular. Cafemiz açıldığında cep telefonu yoktu mesela, kapıya dekora da uygun olsun diye ank-esörlü bir telefon koymuştuk, insanlar yakınlarını arayıp, çok güzel bir yerdeyim hadi gel diyorlardı. Şimdiler de ne mutlu bize, bir yer açılıyor, tarif ederken referans noktası Cafemiz oluyor.

Peki, bunların dışında Boğaç Üner neler yapar?

Bütün bunların dışında en sevdiğim şey iki oğluma vakit ayırmak. Balık tutmayı seviyorum. Bir de işim gereği zaten dünyayı çok geziyorum, araştırmayı seviyorum. Çalışırken mutlu olmak önemli, insanın yaptığı işi sevmesinin o insan için büyük bir şans olduğuna inanıyorum. Ömrümüzün büyük bir kısmı çalışarak geçiyor, çalıştığımız yerde mut-luysak eğer, bence hayat da mutlu geçmiş oluyor. Bu ka-dar ekonomik kriz var ama yine yatırımlar durmuyor, yine koşmaya devam, daha da fazla koşulacak.

Son dönemin sıcak gündemi kriz hakkında neler söyle-mek istersiniz?

Bence kriz yatırımlar için çok doğru fırsatları oluşturuyor. Ben zaten müteşebbis bir adamım daha iyi daha fazla nasıl yatırım yapabilirim diye etrafı kokluyorum bir yandan. Bir yandan da tabi realist bir şekilde, alınması gereken ted-birleri almaya çalışıyoruz. Bizim bir hedefimiz var yalnız, biz birlikte çalıştığımız herkesle birlikte çalışmaya devam

etme kararı aldık. Dolayısıyla Türkiye’nin işsizliğine bir şekilde ayrıca destek vermek istemiyorum. Zaten bu dar boğazı atlatan şirketlerin, dar boğaz geçtikten sonra daha avantajlı bir şekilde yukarı çıkacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla bu bpğazdan geçmek için gerekli gayreti gös-teriyoruz.

Peki, mezunlara söylemek istediğiniz bir şey var mı bura-dan?

Birbirimizle daha fazla bağlantı kurmamız lazım, hakikat-en iş hayatı hepimiz için önemli ve bu iş hayatında benim gördüğüm en önemli şey iletişim. Bir aidiyetimiz var, vazgeçemeyeceğimiz bir aidiyet. İşinizden istifa edebilirs-iniz, eşinizden ayrılabilirsiniz, fakat mezun olduğunuz okuldan istifa etmek gibi bir şansınız yok. O mezuniyet sizin üzerinizde taşıdığınız, en önemli sıfatlardan ve artık vazgeçemeyeceğiniz şeylerden biri. Ayrıca, Bilkent Üniver-sitesi yalnızca üniversite içinde bizim bildiğimiz eğitimleri vermiyor. Hakikaten dünyada ve Türkiye’de çok duyarlı projeler yapıyor. Bunları bilen arkadaşlarımın, bilmeyen-lere anlatmasını rica ediyorum. Bugün Boğaziçi Üniversitesi’nin ve ODTÜ’nün büt-çelerinin yarısından fazlasını mezun bağışları oluşturuyor. Harvard Business School’un yaklaşık %110’unu mezun bağışları oluşturuyor ve bu bağış ertesi yıla devroluyor. Bilkent’e baktığınızda mezunların üniversiteye olan ilgisi çok düşük. Bu üniversitenin gerçek sahibi mezunlarıdır, en iyi şekilde sahip çıkması gerekenler de mezunlarıdır. Mezunumuzun artık dönüp, Bilkent Üniversitesi nasıl olsa vakıf üniversitesidir, onun bunlara ihtiyacı mı var zihniyetinden vazgeçmesini istiyorum. O donanıma eğer ulaştıysa, ben üniversitesinin onda çok büyük katkısı olduğuna inanıyorum. Yarın mezunları arasında yer alarak bu networking ile alakalı katkının devam edeceğine de inanıyorum. Dolayısıyla dönüp bir miktarda üniversites-inde ihtiyacı olan öğrenciyle, üniversitesinin Erzurum’da, yurtdışında yaptığı projelerle bir miktar daha duyarlı olmasını rica ediyorum.

Page 8: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 8 Nisan 2009 | 9

IBIZe-bülten

Aydemir ÖzbekEczacıbaşı PazarlamaTedarik Zinciri Müdürü

Benim şirketimin içinde bulunduğu Hızlı Tüketim Ürünleri Sektörü kri-zlerden göreceli olarak az etkileniyor ve biraz da gecikmeli etkileniyor. Ocak ve şubat ayı Zincir Mağaza satışlarımızda geçen yılın aynı dönemine göre bir küçülme yok, hatta geçen yıldan daha yüksek gerçekleşiyor. Geleneksel kanal dediğimiz bayilerden çıkışlarımız da geçen yılın üzerinde. Ancak tüketicile-rin fiyat duyarlılığı arttığından sektör genelinde promosyonların ve indi-rimlerin çok yayınlaştığını görüyoruz. Bu durum karlılıklar üzerinde baskı oluşturabilir.Krizin önümüzdeki gün-lerdeki seyrine göre olumsuz etki büyüyebilir. Bu nedenle krizin olası zararlarına karşı bazı önlemler alıyoruz. Örneğin, bayilerimizin üzerindeki stok yükünü hafifletiyoruz, giderleri-mizi çok sıkı kontrol ediyoruz, tasar-ruf fırsatları arıyoruz, yaratıyoruz, yatırım kararlarımızı ve eleman alım kararlarımızı çok dikkatli veriyoruz, ertelenebilir olanları erteliyoruz, nakit akışını her zaman olduğu gibi dikkatle yönetiyoruz, ürün portföyünü gözden geçiriyoruz, katkısı olmayan ürünleri eliyoruz.

Deniz Işık Bosch Siemens Ev AletleriFabrika Bakım Müdürü

Bosch Siemens Ev Aletleri Çamaşır Makinesi Fabrikasında Bakım Müdürlüğü yapıyorum. Herkesin dil-inden düşmeyen meşhur kriz tahmin edileceği gibi Beyaz Eşya sektörünü de derinden yaraladı. Pazarda %10’lara varan bir küçülme var, bu miktarın artması olasılıklar dahilinde. Krizin önümüzdeki birkaç yılda da devam edebileceği düşünüldüğünde bu yıl mezun olacak meslektaşlarıma tavsi-yem eğitimlerine devam edip master ya da doktora yapmaları. Çünkü kriz aşıldığında edindikleri bu donanımlar sayesinde çok daha iyi konumlarda poz-isyonlara başvurabilirler. Mesela ben şu anda Boğaziçi Üniversitesinde Meka-tronik eğitimi alıyorum. Son yıllarda oldukça popülerleşen bu alan, bir müh-endisi Yazılım, Makine Mühendisliği ve Elektronik Mühendisliği konularında bütünleşik bilgi sahibi yapıyor. Böyle-likle yeni bir ürün ya da makine tasarımının oldukça kompleksleştiği günümüz dünyasında sektörün içinde-ki bir mühendisi rakiplerine göre old-ukça avantajlı bir konuma getiriyor

Evren CantürkCitibank Perakende Bankacılık Yönetmeni

Kişisel düşünceme göre, bankacılık ve finans sektörü, global ekonomik krizin çıkış noktası olduğu gibi, aynı zamanda krizin en büyük faturasını da ödeyen sektör oldu. Dünyanın en büyük yatırım bankaları iflas etti, dünya devi banka-lar devletleştirildi veya başka bankalar tarafından satın alındı. Bundan 2 yıl öncesi ile karşılaştırdığımızda, büyük bankaların piyasa değeri kayıplarının toplamının Amerika’da 1 trilyon doları, Avrupa’da 300 Milyar Doları, Türkiye’de ise 50 Milyar doları aştığını görüyo-rum. Geçmişteki büyük ekonomik kri-zleri incelediğimde iniş-çıkış grafikleri-nin birbirine çok benzerlik gösterdiğini düşünüyorum: Birkaç ayda hızlı bir çöküş, arkasından bir veya birkaç yıllık bir durgunluk ve daha sonrasındaki birkaç yılda ise eskisinde daha iyi dönemlere giden sürekli bir yükseliş dönemi yaşandığını görülüyor. Sektör-lere etkisini gözlemlediğim kadarıyla ise, çöküş dönemleri finansal sektörle başlıyor, durgunluk dönemi reel sek-törü vuruyor, yükseliş dönemi ise yine finans sektörü ile başlayıp, arkasından reel sektörün toparlanmasıyla mutlu sona ulaşılıyor.

mezunlarımızın Gözüyle Ekonomik kriz

Page 9: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 9

IBIZe-bültenIBIZe-bülten

Öncelikle Barbaros Tansel’in hayatında endüstri mühendisliği nasıl başladı?

Ben ODTÜ’ ye girdiğim sene endüstri mühendisliği hiç aklımda yoktu. Ya fizik ya da makine mühendisliği oku-rum diye düşünüyordum. O sırada makine mühendisliğini seçmek için işaretlerken benden bir kaç sınıf üstte olan ağabeyim makine yazmamı hiç istemedi. Kendisinin makinede basladigini ama hic memnun kalmayip de-gistirdigini soyledi ve benim metalurji muhendisligini seçmemin daha iyi olacağını söyledi. Metalurji hiç aklımda olmamasina ragmen o sirada agabeyimi kıramadım ve met-alurji yazdim. Fakat kayıt binasından çıkar çıkmaz benim midem bulanmaya başladı çünkü seçtiğim bölüm hiç içime sinmedi. Hemen geri dönüp, seçimimi değiştirmek istedigim takdirde ne yapmam gerektigini sorduğumda ilk sene tüm mühendislik bölümleri icin derslerin ortak olduğunu ve istiyorsam 1. dönemin sonunda bir dilekçe verip değistirebileceğimi söylediler. Ben de icim rahatla-mis olarak birinci donemi okuduktan sonra 2. dönemin başında değiştirme kararı ile gittim. O sırada ağabeyimle tekrar konuşurken, kendisinin endustri mühendisliğine geçtigini çok güzel oldugunu ve biraz da neleri icerdigini acikladiktan sonra ben de endüstri mühendisliğini seçm-eye karar verdim.

Peki sonrası;

ODTÜ’yü bitirdikten sonra Fullbright bursu ile 1975 yılnda University of Florida’ya master’a gittim. Master’ımı tamamladıktan sonra Prof. Richard L. Fran-cis, Doktora yapmamın iyi olacağını, istiyorsam kendisi ile çalışabileceğimi ve kendi araştırma fonundan bana burs verebileceğini söyledi. Prof. Richard L. Francis ile doktoramı yaptım. Kendisi iyi bir bilim adamı olduğu için analitik bilimsel çalışmaların nasıl yapılacağı konusunda kendisinden çok şey öğrendim. 1979’da dört senenin so-nunda master’ımı ve doktoramı almış olarak mezun oldum. Mezun olduktan Georgia Tech.’ten School of Industrial Engineering direktörü, Prof. Michael Thomas, beni oraya davet etti. Askerliğim ve Fulbright’in şartları nedeniyle 6

ay sonra dönmem gerektiğini söylediğimde, dönene ka-dar da olsa gelmemi istediklerini söyledi. Misafir yardımcı doçent olarak 6 aylığına Georgia Tech’e gittim. Böylece ilk akademik görevime 27 yasında başlamış oldum. Sonra Türkiye’ye döndüm, ODTÜ’de bir dönem çalıştıktan sonra tekrar daha iyi bilim olanakları için Amerika’ya gitmenin yollarını aramaya başladım. Bunun üzerine tekrar Geor-gia Tech’e gittim. Bir sene orada misafir yardımcı doçent olarak çalıştıktan sonra 1983 yılında Los Angeles’da Uni-versity of Southern California’ya yardımcı doçent olarak gittim. Orada çalışırken, 1987 yılında Türkiye’de Bilkent Üniversitesi diye bir vakıf üniversitesinin kurulduğunu ve akademik kalitesinin çok iyi olduğunu duydum. Ben Uni-versity of Southern California’da çalışırken, 1987 yılında bana Bilkent’ten ilk bahsedildiğinde iyi bilim yapılan ve maddi olarak yeterli imkânı sunan bir yer ise Bilkent’i düşünebileceğimi söylemiştim. Bunun üzerine 1988-89 akademik yılında Bilkent’e misafir öğretim üyesi olarak geldim. Bir sene Bilkent’te kaldıktan sonra akademik or-tamdan ve öğrencilerden gerçekten çok memnun kaldım. Yalnız Amerika’ya geri dönmem gerekiyordu çünkü orada bir doktora öğrencim vardı ve onun kalan çalışmalarını bitirmesi gerekiyordu. 1989 da tekrar University of South-ern California’ya döndüm ve orada birkaç sene daha kaldıktan sonra 1991 yılı sonlarına doğru Bilkent’e kesin dönüş yaptım. O günden beri Bilkent Üniversitesi’nde çalışıyorum.

Barbaros Tansel ile Bilkent’e, Hayata ve Dansa Dair

Aydemir ÖzbekEczacıbaşı PazarlamaTedarik Zinciri Müdürü

Benim şirketimin içinde bulunduğu Hızlı Tüketim Ürünleri Sektörü kri-zlerden göreceli olarak az etkileniyor ve biraz da gecikmeli etkileniyor. Ocak ve şubat ayı Zincir Mağaza satışlarımızda geçen yılın aynı dönemine göre bir küçülme yok, hatta geçen yıldan daha yüksek gerçekleşiyor. Geleneksel kanal dediğimiz bayilerden çıkışlarımız da geçen yılın üzerinde. Ancak tüketicile-rin fiyat duyarlılığı arttığından sektör genelinde promosyonların ve indi-rimlerin çok yayınlaştığını görüyoruz. Bu durum karlılıklar üzerinde baskı oluşturabilir.Krizin önümüzdeki gün-lerdeki seyrine göre olumsuz etki büyüyebilir. Bu nedenle krizin olası zararlarına karşı bazı önlemler alıyoruz. Örneğin, bayilerimizin üzerindeki stok yükünü hafifletiyoruz, giderleri-mizi çok sıkı kontrol ediyoruz, tasar-ruf fırsatları arıyoruz, yaratıyoruz, yatırım kararlarımızı ve eleman alım kararlarımızı çok dikkatli veriyoruz, ertelenebilir olanları erteliyoruz, nakit akışını her zaman olduğu gibi dikkatle yönetiyoruz, ürün portföyünü gözden geçiriyoruz, katkısı olmayan ürünleri eliyoruz.

Deniz Işık Bosch Siemens Ev AletleriFabrika Bakım Müdürü

Bosch Siemens Ev Aletleri Çamaşır Makinesi Fabrikasında Bakım Müdürlüğü yapıyorum. Herkesin dil-inden düşmeyen meşhur kriz tahmin edileceği gibi Beyaz Eşya sektörünü de derinden yaraladı. Pazarda %10’lara varan bir küçülme var, bu miktarın artması olasılıklar dahilinde. Krizin önümüzdeki birkaç yılda da devam edebileceği düşünüldüğünde bu yıl mezun olacak meslektaşlarıma tavsi-yem eğitimlerine devam edip master ya da doktora yapmaları. Çünkü kriz aşıldığında edindikleri bu donanımlar sayesinde çok daha iyi konumlarda poz-isyonlara başvurabilirler. Mesela ben şu anda Boğaziçi Üniversitesinde Meka-tronik eğitimi alıyorum. Son yıllarda oldukça popülerleşen bu alan, bir müh-endisi Yazılım, Makine Mühendisliği ve Elektronik Mühendisliği konularında bütünleşik bilgi sahibi yapıyor. Böyle-likle yeni bir ürün ya da makine tasarımının oldukça kompleksleştiği günümüz dünyasında sektörün içinde-ki bir mühendisi rakiplerine göre old-ukça avantajlı bir konuma getiriyor

Evren CantürkCitibank Perakende Bankacılık Yönetmeni

Kişisel düşünceme göre, bankacılık ve finans sektörü, global ekonomik krizin çıkış noktası olduğu gibi, aynı zamanda krizin en büyük faturasını da ödeyen sektör oldu. Dünyanın en büyük yatırım bankaları iflas etti, dünya devi banka-lar devletleştirildi veya başka bankalar tarafından satın alındı. Bundan 2 yıl öncesi ile karşılaştırdığımızda, büyük bankaların piyasa değeri kayıplarının toplamının Amerika’da 1 trilyon doları, Avrupa’da 300 Milyar Doları, Türkiye’de ise 50 Milyar doları aştığını görüyo-rum. Geçmişteki büyük ekonomik kri-zleri incelediğimde iniş-çıkış grafikleri-nin birbirine çok benzerlik gösterdiğini düşünüyorum: Birkaç ayda hızlı bir çöküş, arkasından bir veya birkaç yıllık bir durgunluk ve daha sonrasındaki birkaç yılda ise eskisinde daha iyi dönemlere giden sürekli bir yükseliş dönemi yaşandığını görülüyor. Sektör-lere etkisini gözlemlediğim kadarıyla ise, çöküş dönemleri finansal sektörle başlıyor, durgunluk dönemi reel sek-törü vuruyor, yükseliş dönemi ise yine finans sektörü ile başlayıp, arkasından reel sektörün toparlanmasıyla mutlu sona ulaşılıyor.

mezunlarımızın Gözüyle Ekonomik kriz

Page 10: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 10 Nisan 2009 | 11

IBIZe-bülten

Peki, o dönemden aklınızda kalan öğrencileriniz var mı?

Evet, var. Mesela Bahar Kara Yetiş, çünkü kendisi hala bura-da ve doçent oldu. Yine Bahar’ın sınıfında Muhittin Hakan Demir vardı, o da çok akıllıydı. Şimdi bildiğim kadarıyla İzmir’de Ekonomi Üniversitesi’nde. Pınar Keskinocak şimdi Georgia Institute of Technolgy’de associate profes-sor olarak çalışıyor. Alper Atamtürk şu anda Unıversity of California, Berkeley’de associate professor olarak devam ediyor. Barış Ata Northwestern University’de assistant professor olarak devam ediyor, belki associate professor da olmuştur. Oya Ekin Karaşan da şimdi bölümümüzde doçent olarak devam ediyor. Hande Yaman ve Emre Alper Yıldırım da bölümümüzde doçent olarak devam ediyor-lar. Savaş Dayanık’da yakında öğretim üyesi olarak buraya dönmüş olacak. Güneş Erdoğan Özyeğin Üniversitesi’nde yardımcı doçent. Selin Damla Ahipaşaoğlu Cornell’den doktorasını aldı ve henüz nerede çalışmaya başladığını bilmiyorum. Bu öğrencilerimizin hepsi beni lisans eğitimleri sırasında çok olumlu etkilemişlerdir. Damla da master tezi sırasında bir sene içinde yapılması neredeyse imkansız bir işi yüzünün akıyla ve başarıyla zamanında bitirmiş ve beni çok etkilemiştir.

Mezunlara buradan söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Şöyle ki üniversite hayatında, 4 senelik sonlu bir za-man var ve herşeyi sığdıramazsınız. Bu zamanın içine sığdıracağımız şeyler temeli oluşturuyor. Temel sağlam olursa mezuniyet sonrası her türlü zorluğun üstesinden de gelinebilir. Temeli oluşturan malzeme ise hem sağlam bil-gilerden oluşmalı, hem de bilgiden de daha önemli sağlam bir karakter oluşumuyla pekiştirilmeli. Bu ikisi varsa, mezunlarımız karşılarına ne çıkarsa çıksın baş edebilirler. O yüzden de kişilik oluşumu denen öğenin çok önemli olduğuna inanan bir insanım. Bu anlatması çok kolay bir şey değil ama kişilik oluşumu derken şunları kastediyo-rum; doğru ve sağduyulu bir insan olabilmek, başkalarını iyi dinleyebilmek, şartlar ne olursa olsun dürüst olmak,

yanlış yaptığınızda bunu maalesef ben yanlış yaptım diyebilecek cesarete sahip olmak ve o yanlışı düzeltecek hamleleri acık yüreklilikle yapmak. Bilgi mutlaka meslek hayatınızda olması gereken bir şey, ama insanların örnek olarak alabileceği nitelikli bir insan olmak, entelektüel ol-mak, çevresine ve ülkesine iyi şeyler verebilecek bir insan olmak çok kolay bir şey değildir. Benim öğrencilerimden görmek istediğim sadece başarılı olmak için değil aynı zamanda nitelikli bir insan olmak üzere çalışmalarıdır. Bu da doğru değer yargılarına sahip olmayı gerektirir ve hayatınız gidişatını belirler. Memnuniyetle görüyorum ki mezunlarımız örnek olacak duruşlar sergileyebilmek-tedirler. Kalbinizin sesiyle aklınızın sesi aynı şeyi söylüy-orsa onu yapın derim. İkisi arasında rezonans eksikse, iyi düşünmek ve gerekiyorsa yapmayı düşündüğünüzden vazgeçmektir doğru olan.

Bir de Bölüm başkanlığı döneminiz var…

2000 yılı temmuz ayı itibariyle bölüm başkanlığına başladım. Benim hayatta belli felsefelerim var. Onlardan bir tanesi, hizmeti tek kişiye yönelik bile olsa düzgün bir şekilde vermektir. İnsana değer vermek, öğrencilerimize ve öğretim üyelerimize değer vermek benim için önemli-ydi ve 7 senelik bölüm başkanlığım sırasında bu nedenle idari olan hemen hemen herşeyi kendim yapıp, öğretim üyelerimize mümkün olduğunca araştırma ve öğretim için zaman bırakmayı yeğledim. Lisans komitesi başkanı olarak Selim Hoca’mızın ve lisansüstü komitesi başkanı İhsan Hoca’mızın bana çok yardımları olmuştur. Ayrıca 477 ve 478 dersimizin giderek kalitesinin yükseltilmesi konusunda İhsan Hoca’mızdan 2000 yılında bu misyonu yüklenmesini ıstediğimde hiç kaçınmadan bu konuya odaklanmış ve Bahar Hoca’mızın da yardımlarıyla son sınıf dizayn dersimiz ülkemiz üniversiteleri içinde tartışmasız birinci sıraya oturmuştur. Zorluklar yaşayıp da derslerini yürütmekte ciddi güçlükleri olan öğrencilerimizle tek tek ilgilendim.

“Bilgi mutlaka meslek hayatınızda olması gereken bir şey, ama insanların örnek olarak alabileceği nitelikli bir insan olmak, entelektüel olmak, çevresine ve ül-

kesine iyi şeyler verebilecek bir insan olmak çok kolay bir şey değildir. ,,

Page 11: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 11

Kendi hayatımda çok ciddi maddi yetersizlikler içinde büyüdüğüm için, ihtiyacı olana manevi ve moral desteği vermek bana hiç ağır gelmedi. Bunu da sessiz sedasız yaparım. O yüzden bölüm başkanlığım sırasında ben öğrencilere her zaman kapımı açık tutmak istedim, her zaman gelip girebilsinler istedim. İlk senem çok meşgul geçmişti çünkü ABET’in akreditasyon eşdeğerliliği gün-demdeydi. Çok yoğun geçen yedi yılın ardından bölüm başkanlığı için, bana da fikrim sorulduğunda İhsan Hoca’yı önerdim çünkü çalışkan bir insandı ve neticede o seçilince çok memnun oldum. İhsan Hoca’mız bence bu iş için çok uygun ve görünür farklar yarattı. Artık bilim-sel makalelerimle ilgilenebildiğim için kendi adıma çok memnunum.

Bir de dans kariyeriniz var…

O apayrı bir şey. Ben ilkokulda folklor oynadım, gös-terilere çıkardım. Robert Kolej’e gittiğim sene jimnastik takımına seçildim. Vücut koordinasyonum gelişmişti kendiliğinden. Koordinasyonum güçlü olduğu için lisede tekrar bir folklor kulübü kurduk. Yine dans de-vam etti orada da. 70’lerde ODTÜ’ye geldiğimde ortalık biraz karışıktı. Bir sürü öğrenci olayları oluyordu. O sıralarda dansla ilgili hiçbir şey yapmadım. Mezun olup Amerika’ya gittiğim zaman, Los Angeles’ta Latin danslarına merak saldım. Latin dansları yapılan yerlere gidiyordum ve sadece göz ucuyla takip ediyordum, son-ra da ritmi kapıp direkt yapmaya başlıyordum. Sanırım Amerika’da kaldığım yaklaşık 15 yıllık sürede ülkelerin halk danslarından 300 kadarını öğrendim. Bunlar arasında Türk, Yunan, Makedonya, Bulgar, Hırvat, Romen, Mac-ar dansları yanısıra Alman, Fransız, Fin, Norveç, Ingiliz, İskoç dansları da var. Türkiye’ye döndükten sonra bunları uzun yıllar yapmadığım için çoğunu unutmuşumdur ama bir yerde dans edildiğini görsem ben de hemen katılıp yaparken hatırlıyorum. 1991 yılında Türkiye’ye geldiğim zaman dans etmek istiyordum ama o sıralarda Türkiye

ortamında dans gibi bir şey yok. Bunun üzerine madem yok ben başlatırım dedim ve 1991 yılından itibaren Bilk-ent Üniversitesinde dans öğretmeye başladım. İlk yıl 15 kişilik bir grubum vardı. Sonra her sene öğrencilerden bu konuda istek geldikçe sayılar attı ve şu anda her dönem 100 kadar öğrencim oluyor. Bir ara stüdyo da açtım şehirde, adı Tandans’tı ama 2007 yılında onu kapattım çünkü 2002’den sonra Ankara’da çok sayıda stüdyo açıldı ve artık benim birşey öğretmeme gerek kalmadan dans yeteri kadar yaygınlaştı. .

Peki, gelecekte neler bekliyor Barbaros Tansel’i?

Meslek hayatımda araştırma olarak oldukça zor problem-ler ile uğraşmayı seviyorum. Network Location ve lojis-tikte bayağı başarılı hamleler yaptık. Ayrıca quadratic as-signement problemi üzerinde fırsat buldukça çalışıyorum. İlk gençlik yıllarımdan beri hep yazma tutkusuyla yaşadım ama bilimsel makaler dışında bunu gerçekleştiremedim. Oysa roman ve denemeler yazmak istiyorum. Bunu bir türlü yapacak fırsatım olmadı ama 20 yaşından beri hiç aklımdan çıkmadı. Edebiyatı seven bir insanım ve bunu da iyi yapacağıma neredeyse yüzde yüz eminim.

Barbaros Tansel’in bir mottosu var mı hayatta?

Kimin söylediğini tam bilmiyorum ama aklımda Nietzsche’nin bir sözü olarak kalmış bir özdeyiş var. İlk duyduğumda 34 yaşımdaydım ve hiç aklımdan çıkmadı: “ When talent comes together with hard work, expect a masterpiece.” Yetenek her kişide şu ya da bu miktar-da olabilir ama sıkı çalışma azmi herkeste olmuyor. Bir insanda yetenek varsa, üzerine de gecesini gündüzünü koyup çalışabiliyorsa, hakikaten işte o zaman harikalar yaratır. Bence bu gerçekten benimsemeye değer bir şey. Her insan kendi yetenek ve güçlü taraflarını bilmeli ve onun üzerine iyi çalışmalı, eninde sonunda mutlaka kalıcı bir eser ortaya çıkacaktır.

“Yetenek her kişide şu ya da bu miktarda olabilir ama sıkı çalışma azmi herkeste olmuyor. Bir insanda yetenek varsa, üzerine de gecesini gündüzünü koyup

çalışabiliyorsa, hakikaten işte o zaman harikalar yaratır ,,

IBIZe-bültenIBIZe-bülten

Page 12: BIZI...Ben çok küçük bir sermaye ile başladım. Aileme ait bir evin içinde başladım ama o ev de şimdi Arjantin Caddesi olduğu “Sosyal sorumluluklar ile ilgili en gurur

Nisan 2009 | 12

Özgün Yanaz Çağatay Karan Sezen SayoğluEditör Yazı Direktörü TasarımBIZ e-bülten

Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü [email protected] [email protected] [email protected]

Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu’ nun danışmanlığında yük-sek lisans tezini yazan 2001 yılı mezunlarımızdan Levent Karamalak’ ın Defne isimli bir kızı olmuştur. Küçük Defne’ ye ailesiyle birlikte uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz.

IBIZe-bülten

Bir üniversitenin ve bölümün başarısının en iyi kanıtının mezunları olduğunun bilincinde olan Endüstri Mühendisliği Bölümü ve Mezunlar Merkezi olarak bu sene ilk defa üniversite içerisinde plot bir proje başlatmış bulunuyoruz.Mezunlarımız ile daha verimli bir iletişim içerisinde olabilmek için bu sene ilk kez “sınıf temsilciliği” programını başlattık. Her yıldan seçilen bir veya iki mezunumuz, kendi dönemlerinde okuyan arkadaşları ile irtibata geçerek bilg-ilerinin güncellenmesini sağlarken, Endüstri Mühendisliği Bölümü’nün mezunlar için düzenlediği organizasyonlardan da haberdar olmalarına imkan vereceklerdir. Her gün genişleyen bir kitle ile önümüzdeki yıllarda Bilkentlilerin Bilk-entliler ile ve aynı zamanda üniversite ile dayanışmalarının artacağına inanmaktayız.Siz değerli mezunlarımızı da aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

Mezunlarla İletişim: Sınıf Temsilciliği

Bilkent Üniversitesi Endüstri mühendisliği 2009 doktora mezunu Ziya Yıldırım’ a eşi Aslı Hanım ile

mutlu bir ömür dileriz.

Bölümümüz Öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Alper Şen’in Sina isminde bir kızı ve Yrd. Doç. Dr. Kağan Gökbayrak’ ın Yiğit isminde bir oğlu olmuştur. Ailemizin yeni üyelerine uzun ve sağlıklı bir hayat diliyoruz.

Ayşe TuğcuMezunlar Merkezi

Koordinatörü[email protected]

290 2694

Alper Şen, Eşi ve Sina

Kağan Gökbayrak, Eşi ve Yiğit