BİLDİRİ ÖZETLERİ - genclerle360.cbu.edu.trgenclerle360.cbu.edu.tr/wp-content/uploads/2018/01/4.Kongre-Ozet-Kitabi.pdf · Dekanı A. Vecdi Can‘a, Manisa Teknokent Genel Müdürü

4th INTERNATIONAL STUDENT CONGRESS – 4. ULUSLARARASI ÖĞRENCĠ KONGRESĠ

i

BİLDİRİ ÖZETLERİ

EKONOMĠ, SĠYASET VE TOPLUM: DEĞĠġEN FIRSATLAR VE

TEHDĠTLER

ECONOMY, POLITICS AND SOCIETY: CHANGING

OPPORTUNITIES AND CHALLENGES

Kongre Başkanı Kongre Onursal Başkanı

Prof. Dr. Mustafa MIYNAT Prof. Dr. A. Kemal ÇELEBİ


ii

ÖNSÖZ

Küresel dünyada geleceğe yönelik risklerin ve belirsizliklerin sürdüğü, küresel

ekonomide değiĢim ve dönüĢümlerin yaĢandığı, yeni dengelerin oluĢtuğu, geliĢmiĢ ve

geliĢmekte olan ülkeler arasında güç dengelerinin yeniden Ģekillendiği bir zaman diliminde

yaĢıyoruz. Fırsatlarla tehditlerin iç içe geçtiği bu dönemde her kurumun, hatta her devletin

kendilerine stratejik bir yol haritası çizmekte olduğunu görüyor, kurumların değiĢtiklerini ve

dönüĢtüklerini hep birlikte müĢahede ediyoruz.

Bu aktörler arasında elbette üniversiteler de bulunmaktadır. “Yeni nesil üniversite”

kavramı bağlamında üniversitelerin bölgesel kalkınmada katalizör görevi üstlendiğini iddia

edebiliriz. Üniversite-sanayi iĢbirliği, teknoparklar, san-tez, kalkınma ajansları projeleri,

bölge plan yapım aĢaması gibi birçok hususla ilgili olarak üniversitelerin kalkınmada temel

bir yerel paydaĢ olarak aktif rol üstlendiklerini biliyoruz. Artık, üniversiteler yukarıdan-

aĢağıya bilginin verildiği endoktrinasyona uğramıĢ bireylerin bulunduğu yerler olmaktan

çoktan çıkmıĢ; toplumun sosyo-ekonomik problemlerine çözüm yolları arayan beyinlerin

dünyayla buluĢtuğu mekânlar haline gelmiĢtir.

Üniversitemizin 2018-2022 stratejik planında misyonu “Yenilikçi, girişimci, çevreye

ve insana saygılı bireyler yetiştirerek; eğitim, araştırma ve topluma hizmet alanlarındaki

üretimini toplum yararına sunmak” olarak belirlenmiĢtir. Bu misyona müteallik olarak

üniversitemizin vizyonu ise “üniversitemizi bilim, eğitim ve topluma katkı alanlarında

uluslararası tanınır ve tercih edilen bir eğitim kurumu haline getirmek”tir. Bu misyon ve

vizyon kapsamında fakültemiz eğitim ve öğretim kalitesini geliĢtirmekle birlikte bilimsel ve

yenilikçi araĢtırma-geliĢtirme olanaklarını iyileĢtirme ve toplumsal hizmet kalitesini

geliĢtirme amaçlarına da çok büyük önem vermektedir.

Bu çerçevede bu sene dördüncüsünü düzenlediğimiz ―Uluslararası Öğrenci

Kongresi‖nin ana temasını “Ekonomi, Siyaset ve Toplum: DeğiĢen Fırsatlar ve Tehditler”

olarak belirledik. Bu kongrede ortaya konulacak bilgiler ve yorumlar sayesinde belki de

küreselleĢme sürecinin ve yaĢanan krizlerin yol açtığı bu belirsizlikler nedeniyle ileriye

dönük karar alma süreçlerinde kurumların ve ekonomik aktörlerin daha tutarlı ve bilinçli bir

Ģekilde hareket etmelerine yardımcı olma iĢlevi üstlenmiĢ olacaktık. Sevinerek belirtmeliyim

ki bu kongrenin nihayetinde ortaya konan bu eser, karar vericiler için içerisinde önemli

ipuçları barındırmaktadır.

Kongre‘de 32 farklı üniversiteden katılım olmuĢtur ve ana tema çerçevesinde 106

bildiri sunulmuĢtur.

24-25 Nisan 2017 tarihinde gerçekleĢtirilen ve iki gün süren Kongre‘de eĢanlı olarak

düzenlenen oturumlarda ―Asya ÇalıĢmaları‖, ―Uluslararası Siyaset‖, ―Kamu Yönetimi ve

Kalkınma Ajansları‖, ―Ġç SavaĢ Sonrası Suriye‖, ―Ekonomi ve Finans‖, ―Hükümet Sistemleri

TartıĢmaları‖, ―Muhasebe ve Finans‖, ―GiriĢimcilik ve Ġnovasyon‖, ―Ġnsan Kaynakları ve

ÇalıĢma ĠliĢkileri‖, ―Bankacılık ve Finans‖, ―Enerji ve Kalkınma Politikaları‖, ―Bölge

ÇalıĢmaları‖, ―Siyaset Bilimi‖, ―ĠĢletme‖, ―Afrika ÇalıĢmaları‖, ―Uluslararası Hukuk‖,

―Kadın ve Ġstihdam‖, ―Disiplinlerarası ÇalıĢmalar‖ konularına iliĢkin bildiriler sunulmuĢtur.


iii

Kongreye ve kongre ana temasına gösterilen yoğun ilgi ayrı bir mutluluk nedeni

olmuĢtur.

Bu vesile ile siz değerli katılımcılarımıza ve bu güzel organizasyonun hayata

geçirilmesinde katkılarını esirgemeyenlere, Ģahsım ve ĠĠBF çalıĢanları adına teĢekkür ederim.

Kongre Başkanı

Prof. Dr. Mustafa MIYNAT


iv

TEŞEKKÜR

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler ailesi olarak ev sahipliği

yaptığımız Gençlerle 360 Derece IV. Uluslararası Öğrenci Kongre‘mizde gençlerimiz

―Ekonomi, Siyaset ve Toplum: DeğiĢen Fırsatlar ve Tehditler‖ ana temasının yanı sıra

iktisadi ve idari bilimler alanında hazırladıkları çalıĢmaları paylaĢma fırsatı yakalamıĢlardır.

Bu fırsat Ģüphesiz uyumlu bir takım çalıĢması ve kıymetli katkılar sonucunda ortaya

çıkmıĢtır.

Aylarca kongrenin her türlü iĢleyiĢi ile ilgili düzenlemelerde aktif rol oynayan

Kongre Düzenleme Kurulu üyeleri Doç. Dr. Fatih DEMĠR, Doç. Dr. Serkan ÇINARLI, Doç.

Dr. Rasim AKPINAR, Doç. Dr. Buğra ÖZER, Doç. Dr. Ahmet UÇAR, Yrd. Doç. Dr. Ġsmail

BAġARAN, Yrd. Doç. Dr. Kutay AYTUĞ, Yrd. Doç. Dr. Sühal ġEMġĠT, Yrd. Doç. Dr.

Faika ÇELĠK, ArĢ. Gör. Dr. ġule BĠRĠM, ArĢ. Gör. Dr. Ayça TÜMTÜRK, ArĢ. Gör. Ayça

Berna GÖRMEZ, ArĢ. Gör. Fatih YAMAN, ArĢ. Gör. Serkan YOLCU, ArĢ. Gör. Fatih

ÇĠÇEK, ArĢ. Gör. Harun ARAS, ArĢ. Gör. CoĢkun GÜLLÜ, ArĢ. Gör. Orkun

SÜRÜCÜOĞLU, ArĢ. Gör. Mehmet Ali YÜKSEL, ArĢ. Gör. Sekine ÖZTEN MERT, ArĢ.

Gör. Tolga BEġĠKÇĠ, ArĢ. Gör. Tuna Can GÜLEÇ‘e özverili çalıĢmaları nedeniyle teĢekkürü

bir borç bilirim. Gelen bildirilerin değerlendirilmesini kabul ederek çalıĢma tempoları

arasında bizden yardımlarını esirgemeyen bilim kurulu üyelerine teĢekkür ederim.

Yoğun ders programlarının yanında kongrenin baĢarılı bir Ģekilde yürütülmesinde

büyük emek harcayan, bu iĢe gönül veren Manisa Celal Bayar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve

Kamu Yönetimi Kulübü, Uluslararası ĠliĢkiler Kulübü, Maliye Kulübü, Ġktisat Kulübü,

Sosyal Sorumluluk Kulübü, Genç Yatırımcılar Topluluğu, Fotoğrafçılık Topluluğu üyeleri ve

aynı zamanda kongre yürütme kurulu üyeleri olan öğrencilerimiz Buğrahan HASPOLAT,

Gülsüm DOĞULAR, Muhsin SAKAR, BüĢra NALPARA, Özlenen Miraç KAYMAK,

Gamze AZMAN, Keziben GÜNDÜZ, AyĢenur HARMANCI, Mehmet DEMĠREL Nazlı

DOĞAN, Zeynep AYGÜN, Sinem KIRLI, Nazlıhan KURAN, Burak OĞUZ, Esra OCAK,

Berkay BAKAN, Melis ELDEġ, Melisa GÜNEY, Gürkan BAL, Hande Nur KUTLU, Ozan

Ali UZUN, Kübra Nur KOYUNCU, KürĢat YURTSEVER, Fikriye KAFAR, Tamer

ġENOCAK, Zafer TOYDEMĠR, Berk ARTUN, Buse ÖZKAN, Emre Ġlker TAġÇI,

Cansu ELAGÖZ, Furkan ARIKAN, Gizem ÖZDEMĠR, Mehmet ÇALIK, Mehmet YILMAZ,

Merve METE, Emre ÇELEBĠ, Enes Erdem YERĠNDE, Sefa ARSLAN, Kudret KARTAL,

Yıldız ALTUN, Oğuzhan YOLCU, ÇağdaĢ GÖNENÇ, Utku HASER‘e teĢekkürlerimi

sunarım.

Kongre çalıĢmaları süresince bizden desteğini esirgemeyen Kongre BaĢkanı ve

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa

MIYNAT‘a, Kongre Koordinatörü ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari


v

Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin AKTAġ‘a, Manisa Celal Bayar

Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. CoĢkun

ÇILBANT‘a samimi teĢekkürlerimi sunuyorum.

Kongre düzenlenme sürecinde değerli katkılarıyla yanımızda olan Kongre Onursal

BaĢkanımız ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Kemal ÇELEBĠ,

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Birol KOVANCILAR, Prof.

Dr. Bilal-i HabeĢ GÜMÜġ ve Prof. Dr. Muzaffer TEPEKAYA‘ya, kongremizin diğer onursal

baĢkanları Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer ELMAS‘a ve Uluslararası

Vizyon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fadıl HOCA‘ya içtenlikle teĢekkür ederim.

Bilimsel etkinliğimizin daha da anlam kazanarak bir bilimsel etkinlik projesi

niteliğine dönüĢmesine vesile olan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Bilimsel AraĢtırmalar

Koordinatörlüğü‘ne teĢekkürü bir borç bilirim.

Gala yemeği programı ve konaklama için rezervasyon olanağı sağlayan Büyük

Saruhan Hotel‘e kongremize verdiği destekler için teĢekkürlerimi iletirim.

Kongremiz boyunca baskı iĢlerinde bize büyük yardımları olan ve gerek

duyduğumuz baskıları zamanında teslim eden Manisa Celal Bayar Üniversitesi Matbaa

Birimi‘ne teĢekkürlerimi sunarım.

Kongrenin açılıĢ oturumunu gerçekleĢtiren, Sakarya Üniversitesi ĠĢletme Fakültesi

Dekanı A. Vecdi Can‘a, Manisa Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Hüseyin AktaĢ‘a,

Azerbaycan Mimarlık ve ĠnĢaat Üniversitesi‘nden Prof. Dr. Mehebbet Memmedova‘ya ve

Uluslararası Vizyon Üniversitesi‘nden Dr. Vesna Poposka‘ya içten teĢekkürlerimi sunarım.

Kongreye katkı sağlayan, destek veren herkese gönülden teĢekkür eder ve saygılarımı

sunarım.

Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı

Doç. Dr. Serhat BAġTAN


vi

BİLİM KURULU BAŞKANI


KONGRE KOORDİNATÖRÜ

Prof. Dr. Hüseyin AKTAġ

DÜZENLEME KURULU BAŞKANI


BİLİM KURULU

Doç. Dr. Serhat BAġTAN Doç. Dr. Fatih DEMĠR Doç. Dr. Serkan ÇINARLI Doç. Dr.

Rasim AKPINAR Doç. Dr. Buğra ÖZER Doç. Dr. Ahmet UÇAR Doç. Dr. Gül

KAYALIDERE Yrd. Doç. Dr. Sühal ġEMġĠT Yrd. Doç. Dr. Faika ÇELĠK Yrd. Doç. Dr.

Ġsmail BAġARAN Yrd. Doç. Dr. CoĢkun ÇILBANT Yrd. Doç. Dr. Hakan

YALÇINKAYA Yrd. Doç. Dr. Murat ġAHĠN Yrd. Doç. Dr. A. Ġdil KACAR Yrd. Doç.

Dr. M. Hakan YALÇINKAYA Yrd. Doç. Dr. Beran GÜLÇĠÇEK TOLUN Yrd. Doç. Dr.

Fatma ĠZMĠRLĠ ATA Yrd. Doç. Dr. GülĢen GERġĠL Yrd. Doç. Dr. Rıdvan KESKĠN

Prof. Dr. Anarkul URDALETOVA Prof. Dr. Zoran Filipovski Assoc. Prof. Dr.

Abdülmecid NUREDĠN Assoc. Prof. Dr. Fariz Ahmadov Assoc. Prof. Dr. Elena

Mihajloska Assoc. Prof. Dr. Kalina Sotiroska Ġvanoska Assoc. Prof. Dr. Alpay Recep

Assoc. Prof. Dr. Ebrar Ġbraimi

DÜZENLEME KURULU

Doç. Dr. Serhat BAġTAN Doç. Dr. Fatih DEMĠR Doç. Dr. Serkan ÇINARLI Doç. Dr.

Rasim AKPINAR Doç. Dr. Buğra ÖZER Doç. Dr. Ahmet UÇAR Yrd. Doç. Dr. Ġsmail

BAġARAN Yrd. Doç. Dr. Kutay AYTUĞ Yrd. Doç. Dr. Sühal ġEMġĠT Yrd. Doç. Dr.

Faika ÇELĠK ArĢ. Gör. Dr. ġule BĠRĠM ArĢ. Gör. Dr. Ayça TÜMTÜRK ArĢ. Gör. Ayça

Berna GÖRMEZ ArĢ. Gör. Fatih YAMAN ArĢ. Gör. Serkan YOLCU ArĢ. Gör. Fatih

ÇĠÇEK ArĢ. Gör. Harun ARAS ArĢ. Gör. CoĢkun GÜLLÜ ArĢ. Gör. Orkun

SÜRÜCÜOĞLU ArĢ. Gör. Mehmet Ali YÜKSEL ArĢ. Gör. Sekine ÖZTEN MERT ArĢ.

Gör. Tolga BEġĠKÇĠ ArĢ. Gör. Tuna Can GÜLEÇ


vii

YÜRÜTME KURULU

Buğrahan HASPOLAT Gülsüm DOĞULAR Muhsin SAKAR BüĢra NALPARA

Özlenen Miraç KAYMAK Gamze AZMAN Keziben GÜNDÜZ AyĢenur HARMANCI

Mehmet DEMĠREL Nazlı DOĞAN Zeynep AYGÜN Sinem KIRLI Nazlıhan KURAN

Burak OĞUZ Esra OCAK Berkay BAKAN Melis ELDEġ Melisa GÜNEY

Gürkan BAL Hande Nur KUTLU Ozan Ali UZUN Kübra Nur KOYUNCU

KürĢat YURTSEVER Fikriye KAFAR Tamer ġENOCAK Zafer TOYDEMĠR Berk

ARTUN Buse ÖZKAN Emre Ġlker TAġÇI Cansu ELAGÖZ Furkan ARIKAN Gizem

ÖZDEMĠR Mehmet ÇALIK Mehmet YILMAZ Merve METE Emre ÇELEBĠ Enes

Erdem YERĠNDE Sefa ARSLAN Kudret KARTAL Yıldız ALTUN Oğuzhan YOLCU

ÇağdaĢ GÖNENÇ Utku HASER


viii

EDİTÖR KURULU


Prof. Dr. Hüseyin AKTAġ

Yrd. Doç. Dr. CoĢkun ÇILBANT


E-ISBN- 978-975-8628-54-4

Bildiri Kitabında yer alan yazılarda ileri sürülen görüĢler yazarlara aittir, yayınlayan kurum sorumluluk

taĢımaz.

©Copyright: Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi - 2017

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Proje ve Bilimsel Araştırmalar Koordinatörlüğü tarafından

“Bilimsel Araştırma Projesi” olarak kabul edilmiştir. Proje No: 2017 - 039


1

Good Governance and Its Challenge in Bangladesh

Md. Mostafa Faisal

*

Abstract

There is a consensus that good governance is significant for human resource development in

any Society. The World Bank, IMF, UNDP, various NGOs and numerous studies conducted by them

suggest that good governance primarily relies on the institutional infrastructure. The main aim of

independence of Bangladesh was the economic and social freedom. It is still remain a dream because

of the political instability and lack of long term planning and implementation. Now the country is

crisscrossed by various problems such as over population, widespread terrorism, political crisis,

bureaucratic corruption, economic recession, serious widespread poverty, and an increasing danger of

environmental pollution. The formation of the parliamentary form of government in 1991, Bangladesh

has started the journey to democracy. People are now wishing to see good governance flourishing

everywhere in the state organs and institutions. However, the path of democracy seems to face both

challenges and opportunities. Despite the fact that a number of factors seem to positively work for the

slow and steady growth of democracy, there are strong depressing elements that also pose threats to

achieve sustainable development. But good governance is the precondition for development & stability

of a country. The paper tries to depict a picture of the state of governance in Bangladesh.

Keywords: Good governance, Challenges, corruption, Bangladesh

JEL classification: O16, D73, O53

* Gazi University, Department of Political Science and Public Administration, PhD researcher.


2

Freedom of Arrangement on Program in Television Broadcasting in the context

of Freedom of Expression: A comparative study between Turkey and Malaysia

Zulaikha Zubir*

Abstract

The objective of this paper is to discuss on the freedom of arrangement on program in the

television broadcasting in the context of freedom of expression, in two countries: Turkey and

Malaysia. It is also hope to look on what type of program that being produced by television

broadcasters in these countries. Researcher will be able to discover how freedom of expression is

helping out in generating variation of programs on television broadcasting particularly in Turkey and

in Malaysia.

This paper will give a clear idea on the practice of freedom of expression in the scope of mass

communication through the arrangement of program on television broadcasting in Turkey and in

Malaysia. Researcher will discover the laws and regulations on broadcasting that parallel to the

practice of freedom of expression in Turkey and in Malaysia also in the global or international level

such as in European Union and United Nations.

Keywords: Freedom of expression, Television broadcasting, Freedom of arrangement on program.

*Gazi University, Institute of Social Sciences, Ankara/Turkey, [email protected]


3

Right to Information and Balance between State Security and Right to Privacy:

Turkey and Bangladesh Perspective

ABU SALEH MD. MAHMUDUL HASAN

*

Abstract

In today‘s world the right to information is a burnt issue as it is the key to all other rights. The

right to information or the concept of freedom of information is founded in international human rights

law and it has been incorporated in the constitution of the countries. It developed out of the basic right

to freedom of opinion and expression established in the Universal Declaration of Human Rights

(1948), Article 19, which states: "Everyone has the right to freedom of opinion and expression; this

right includes freedom to hold opinions without interferences and to seek, receive and impart

information and ideas through any media and regardless of frontiers. In Turkey and Bangladesh the

right to information is recognized as a particular legislation and also protected within the safeguards of

the constitutions.

Observing social reflections and explaining feedbacks come from the society we found some

barriers for right to information with right to privacy and state security. It is true that the matter of state

security or national security has great importance. In general sense Right to information hampers the

state security in particular cases. In this regard the balance between two is the only way to exit.

Particularly the right to privacy also is a fundamental human right. It ensures human dignity and other

values. However, except balancing between them the right to information can‘t overcome the

obstacles. As regards, this research presents an overview regarding the right to information with

discussing the Act and balance strategy between state security and right to privacy.

Keywords: Right to Information, Right to Privacy, State Security, Turkey, Bangladesh.

* Ph.D. Student, Department of International Law, Uludag University, Bursa, Turkey.


4

Pay Senedi Seçiminin Promethee Sıralama Yöntemiyle Analizi

Seçil KARA

* Hüseyin ÇAVDAR

** Ġpek ġAR

***

Özet

Finans, bankacılık, üretim, tedarik zinciri ve ulaĢım gibi birçok alanda karĢılaĢılan karar

problemleri günümüzde daha da kompleks hale gelmiĢtir. Bu nedenle gerek bireysel yatırımcılar

gerekse Ģirketler optimal çözüme ulaĢabilmek için çok fazla sayıdaki kriteri hesaba katmak

zorundadırlar. Bu karĢılaĢılan problemlere etkin çözümler sağlaması amacıyla çok kriterli karar verme

yöntemleri geliĢtirilmiĢtir. Bu çalıĢmada çoklu karar verme tekniklerinden biri olan Promethee

Sıralama Yöntemi kullanılarak optimal pay senedi seçimi analizi yapılmıĢtır. Analiz kapsamında Borsa

Ġstanbul‘da iĢlem gören çimento sektöründe yer alan 14 Ģirketin Ocak 2015-Aralık 2015 tarihleri

arasındaki Fiyat / Kazanç, Piyasa Değeri / Defter Değeri, Piyasa Değeri / Faiz ve Vergi Öncesi Kar,

Temettü ve Net Kar verileri değerlendirilmiĢtir. Analiz sonucunda, yatırımcıların portföylerine dahil

edecekleri pay senedini seçerken baz almaları gereken kriterlerin önemi vurgulanmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Promethee, Portföy OluĢturma, Finansal Karar

Jel Kod: G17

Analysis of Selection of Shares by Promethee Ordering Method

Abstract

The multiple decision problems get more complicated at the present time in numerous fields

such as finance, banking, manufacturing, supply chain and transportation. In this situation, both

individual investors and firms have to consider lots of criteria to achieve optimal solution. Multi-

criteria decision-making models are developed with the aim of effective solutions against the problem

encountered. In this study, an analysis of taking shares have done with promethee ranking method

which is one of the multiple decision methods. 14 companies from cement sector in Istanbul Stock

Exchange during the period January 2015 - December 2015 have evaluated with their datas which are

price earnings ratio, market to book value ratio, enterprise value-earnings before interest and taxes,

dividend and net profit. At the end of analysis, it is emphasized that the criteria that investors should

base upon when choosing the shares which they will include in their portfolios.

Keywords: Promethee, Creating Portfolio, Financial Decision

Jel Code: G17

* Dokuz Eylül Üniversitesi, S. B. E., Finansman Tezli Yüksek Lisans, [email protected]

** Dokuz Eylül Üniversitesi, S. B. E., Finansman Tezli Yüksek Lisans,

[email protected] ***

Dokuz Eylül Üniversitesi, S. B. E., Finansman Tezli Yüksek Lisans, [email protected]

mailto:[email protected]



5

Risk Yönetiminde Riske Maruz Değer Yaklaşımı ve Bir Uygulama

Elif GÜNEġ

* Mehmet Hakan DIL

**

Özet

Risk yönetimi finansal yatırım araçlarının tercihinde günden güne önem kazanan bir olgu

olarak yatırımcıların karĢısına çıkmaktadır. Risk olgusu yönetilebilir bir kavram olması nedeniyle

yatırımcılar tarafından sürekli olarak analiz edilmekte, riskten korunmaya yönelik araçlar ve geliĢmeler

sürekli olarak takip edilmektedir. Krizlerle mücadelede bilanço ve bilanço dıĢı faaliyetlerden

kaynaklanan risklerin etkin bir sistem ile ölçülmesi ve bu doğrultuda tedbirlerin alınması konusu önem

kazanmaktadır. Riske Maruz Değer, piyasa riskinin tespitinde son yıllarda daha sık kullanılan bir

yöntem olmuĢtur. Finansal piyasaların reel sektör ile olan etkileĢimi ve kırılganlığı dikkate alındığında

etkin bir risk yönetim sisteminin önemi ortaya çıkmaktadır.

Bu çalıĢmada riske maruz değer yöntemi incelenerek, Türk Sermaye piyasalarında tercih

edilen yatırım araçları olan Euro ve ABD Doları'ndan eĢit ağırlıkta oluĢan bir portföyde riske maruz

değer ölçümü yapılmıĢtır. ÇalıĢmada riske maruz değer yöntemlerinden olan Varyans - Kovaryans

yöntemi uygulanmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Riske Maruz Değer, Varyans - Kovaryans Yöntemi

Jel Kodları: M20, M21

Value at Risk Method in Risk Management and an Application

Abstract

Risk management faces the investors as a phenomenon gaining importance day by day in the

choice of financial investment instruments. Since the concept is a manageable one it is being analyzed

from investors very frequently and the improvement for protecting from risk is being follows

continuously. In the framework of the fight against crises, it has been necessary to start to work more

intensively to measure the risks arising from both on-balance sheet and off-balance sheet activities

within an effective system and taking measures for this. Value at risk has become an increasingly

common method in the detection of market risk in recent years. Considering the close interaction and

fragility of financial markets with the real sector, the prominence of effective risk management arises.

In other words, the inevitability of risk factors necessitates effective management.

The study examined the value-at-risk method, were measured in a portfolio of equal weight

from Euro and Dollar, which are preferred investment tools in Turkish capital markets. Variance -

covariance method which is one of the value at risk is applied.

Keywords: Value at Risk, Variance - Covariance Method

Jel Codes: M20, M21

* Dokuz Eylül Üniversitesi Finansman Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected]

** Dokuz Eylül Üniversitesi Finansman Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected]


6

Türkiye‟de Kamu Yatırım Harcamalarının Özel Sektör Yatırım Harcamaları

Üzerine Etkisi: 1990-2016 Arası Dönemde Ekonometrik Bir Analiz

Jiyan KILIÇ

*

Özet

Kamu sabit sermaye yatırımlarının, özel sektör sabit sermaye yatırımlarına olan etkisi cari

rakamlarla 1990-2016 dönemi yıllık verileri ile ele alınmıĢtır. Yapılan çalıĢmada Çoklu Doğrusal

Regresyon analizi, Granger Nedensellik analizi, Birim Kök Testi ve En Küçük Kareler Yöntemi

kullanıldı.

Anahtar Kelimeler: Özel Sektör Sabit Sermaye Yatırımları, Kamu Sabit Sermaye Yatırımları,

DıĢlama Etkisi

Abstract

The effects of public fixed capital investments on private sector fixed capital investments are

taken into account in current figures with annual data for the period 1990-2016. Multiple Linear

Regression Analysis, Granger Causality Analysis, Unit Root Test and Least Squares Method were used

in the study.

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġktisat Anabilim Dalı, Ġktisat Teorisi

Programı Yüksek Lisans


7

Bilgi Ekonomisi: Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin

Bilgi Ekonomisi Kavramına Bakışı Üzerine Bir Araştırma

Melek LAYIK

*

Özet

Bilgi; yaĢamımızın her alanında sıkça kullandığımız bir kelime olsa da net bir tanımı yoktur.

Bunun sebebi kullanıldığı yere göre farklılık gösteren bir kavram olmasıdır. Bilgi kesin, doğru ve

gerçek olmalıdır.

Bilgi, üretim faktörlerinin temel kavramlarından birisi olarak ifade edilebilir. Bu yüzden bilgi

ekonomisinin temelinde bilgi vardır. Bilgi ekonomisi, bilgiye dayalı üretim, dağıtım, ticaret, tüketim

faaliyetleri, olarak tanımlanabilir. Bilgi ekonomisinin temel unsurları; Ar-Ge, yenilikçilik, biliĢim

teknolojileri, nitelikli insan kaynaklarıdır. Bilgi ekonomisinde, bilgi iĢçileri altın yakalılar olarak

isimlendirilir. Bilgi iĢçileri bilgisayar sistemini kullanarak bilginin üretilmesi, yönetilmesi,

kullanılması iĢlemlerini gerçekleĢtirirler.

Bu çalıĢmanın amacı, 1950‘li yıllardan itibaren oluĢmaya baĢlayan ve ekonomiye yön veren

olayların alt yapısını oluĢturan bilgi ekonomisi kavramına Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu

öğrencilerinin bakıĢ açılarını değerlendirmektir. Bu amaçla anket çalıĢması yapılmıĢ ve çalıĢmanın

sonucunda elde edilen bulgular değerlendirilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Bilgi, Bilgi Toplumu, Bilgi Ekonomisi, Bilgi ĠĢçileri

JEL Kodu: O10, Z10, D80

Knowledge Economy: A Study on the View of the Knowledge Economy Concept

of Domaniç Hayme Ana Vocational School Students

Abstract

Although it is a word we often use in all areas of our life, there is no clear definition of

information. The reason for this is a concept which differs according to the place of use. The

information must be precise, accurate and real.

Knowledge is expressed as one of the fundamental concepts of production factors. So

information forms the basis of the information economy. Information economy can be defined as

information based production, distribution, trade, consumption activities. The basic elements of the

information economy are research, innovation, information technology, and qualified human

resources. In the information economy, information workers are called gold coaches. Information

workers perform the processes of producing, managing and using information with using the computer

system.

The purpose of this study is to evaluate the viewpoints of Domaniç Hayme Ana Vocational

School students in terms of the concept of information economy, which has started to be formed since

1950's and constitutes the sub-structure of the events leading to the economy. For this objective, the

survey was conducted and the findings obtained at the end of the study were evaluated.

Keywords: Information, Information Society, Knowledge Economy, Information Workers

JEL Code: O10, Z10, D80

* Dumlupınar Üniversitesi – Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu, Bilgi Yönetimi Bölümü

Öğrencisi, [email protected]


8

Sanayi Şirketleri Web Sitelerinin Kullanıcı Dostu Olma Durumlarının

Değerlendirilmesi: Kırşehir Örneği

Mustafa AKSELĠM

Özet

Türkiye gibi geliĢmekte olan ülkelerde iĢletmeler için web sitesi kullanımı, maliyetli ve

yürütülmesi zor bir araç olarak görülmektedir. 2011 yılından önce Bakanlar Kurulu tarafından

belirlenen, denetime tabi Ģirketler web sitesi kullanmak zorundaydı, fakat revize edilen Türk Ticaret

Kanunu ile tüm Ģirketler web sitesi kullanma zorunluluğu altına girmiĢtir. Web sitesinin sadece yasal

zorunluluklardan dolayı kullanılmaması gerektiğini, iĢletmenin Ģeffaflığını topluma yansıtması ve

bilgiye ihtiyaç duyanlar için ‗Kullanıcı Dostu‘ bir yol izlemesi bilincinin uyandırılması gereklidir. Bu

doğrultuda, sanayi Ģirketlerinin web sitesi kullanımının KırĢehir ölçeğindeki mevcut durumunun

belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalıĢma nitel desende, Aralık 2016 tarihinde gerçekleĢtirilmiĢtir.

AraĢtırma kapsamında, web sitesi kullanıcı dostu olma kriterleri araĢtırmacı tarafından literatür desteği

ile hazırlanmıĢ ve KırĢehir ilinde faaliyet gösteren ve rastgele seçilmiĢ 7 sanayi Ģirketinin web siteleri

ilgili kriterler dikkate alınarak analiz edilmiĢtir. Elde edilen veriler içerik analizi ile değerlendirilmiĢtir.

AraĢtırma sonucunda; Ġnternet eriĢim ve kullanımının her geçen gün yaygınlaĢmasıyla, dünya ve

Türkiye gerçeğindeki büyük Ģirketlerin web sitelerinde sunduğu Ģeffaflık ve kullanıcı dostu

uygulamaların, KırĢehir'deki araĢtırmaya konu olan Ģirketlerin web sitelerinde yetersiz olduğu tespit

edilmiĢ ve öneriler geliĢtirilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Web Sitesi, Kullanıcı Dostu, Ġnternet, ġirket, ġeffaflık.

Jel Sınıflaması: M3; O3; O32

The Evaluation of Industrial Company Sites Being User-Friendly: Kırşehir

Abstract

The site usage of companies such as Turkey, a developing country, can be accepted costly and

a difficult task to carry out. Companies supervised and laid down by The Council of Ministers early

2011s were forced to use sites, but by the revision of Turkish Commercial Code all companies were

imposed obligation. It is required to raise awareness of following a user- friendly way not only for

legal obligation but also reflecting the transparency of company to society and for people wanting data.

Accordingly, this study aims to specify the current situation in a qualitative research design for scaling

KırĢehir in terms of site usage of industrial companies carried under the date of 2016. In scope of

research, the criterions of being a user-friendly site is primed with literature review and analyzed

considering seven different companies determined randomly from KırĢehir. Obtained results are

evaluated in terms of content analysis, user-friendly implementations transparency presented in the

sites of companies in Turkey and world in which internet Access and usage has become widespread as

day pass has been found insufficient for companies in KırĢehir as a subject of this study.

Keywords: Site, User- friendly, Internet, Company, Transparency.

Gel Classification: M3; O3; O32

Ahi Evran Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, ĠĢletme Bölümü, 4. Sınıf Öğrencisi

[email protected]


9

Feldstein-Horioka Paradoksu: Türkiye Analizi

ArĢ. Gör. Abdullah Emre Çağlar

* ArĢ. Gör. Ersin Yavuz

*

Özet

Literatüre göre, sermaye hareketliliğinin tam olduğu ülkelerde yatırımlar ile tasarruflar

arasındaki iliĢki zayıftır veya yoktur. Uluslararası sermaye akıĢının olmadığı ülkelerde ise yatırım ve

tasarruf arasındaki iliĢki çok güçlüdür. Oysaki Feldstein-Horioka (1980), sermaye hareketliliğinin

yüksek olduğu 16 OECD ülkesi için yaptıkları ampirik çalıĢmada, yatırım-tasarruf arasındaki iliĢkinin

güçlü olduğu ve uluslararası sermaye akıĢının düĢük olduğu sonucuna ulaĢmıĢlardır. Literatürdeki

teorik bilgi ile ampirik bulgunun çeliĢtiği bu durum Feldstein-Horioka Paradoksu olarak bilinmektedir.

ÇalıĢmada, yurtiçi yatırım-tasarruf iliĢkisi Feldstein-Horioka hipotezi kapsamında analiz edilmektedir.

Ampirik yöntem olarak tek kırılmayı dikkate alan Gregory Hansen (1996) eĢ-bütünleĢme yöntemi

kullanılmaktadır. Veriler 1975-2014 yıllarını kapsamaktadır. Analizden elde edilen bulgulara göre,

Türkiye‘de yatırım ve tasarrufların incelenen dönemde eĢ-bütünleĢik olduğu görülmektedir. Diğer

yandan kırılma noktasının düzey modelinde 1998 yılı olması Türkiye‘deki 1998 ekonomik krizinin

etkilerini göstermektedir. Rejim modelinde ise kırılma noktasının 2004 olarak belirlenmesi 2001 krizi

etkilerinin devam ettiğine iĢaret etmektedir. Ayrıca sermaye hareketliliğinin hangi düzeyde olduğuna

karar verebilmek için Dinamik En Küçük Kareler (DOLS) tahmincisi kullanılmaktadır. DOLS

beklentilerle uyumlu olarak yurtiçi tasarrufların yatırımları arttırıcı etkisinin olduğu ve Türkiye‘de

sermaye akıĢkanlığının nispeten yüksek olduğu sonuçlarını vermektedir. Dolayısıyla, incelenen

dönemde Türkiye‘de Feldstein-Horioka paradoksunun geçerli olduğu sonucuna ulaĢılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Feldstein-Horioka Hipotezi, Sermaye Hareketliliği, Gregory Hansen EĢ-

bütünleĢme.

Jel Sınıflandırma Kodu: C01, E20

Feldstein-Horioka Paradox: Turkey Analysis

Abstract

According to the literature, in countries where capital mobility is full, the relationship

between investments and savings is weak or not exist. In countries where there is no international

capital flow, the relationship between investment and saving is very strong. However, Feldstein-

Horioka (1980) concludes that the relationship between investment and saving is strong and the flow

of international capital is low in the empirical work for 16 OECD countries with high capital mobility.

This phenomenon, which conflicts with between theoretical knowledge and empirical findings in the

literature, is known as the Feldstein-Horioka Paradox. In the study, the domestic investment-saving

relationship is analyzed under the Feldstein-Horioka hypothesis. Gregory Hansen (1996) co-integration

method which considers single fracture is used as empirical method. The data cover the years 1975-

2014. According to the findings obtained from the analysis, it is seen that investment and savings in

Turkey are co-integrated in the period examined. On the other hand, 1998 is the level of the break

point shows the effects of the 1998 economic crisis in Turkey. In the regime model, the effect of the

crisis of 2001 is continuing to be determined as the break point in 2004. In addition, the Dynamic

Ordinary Least Squares (DOLS) estimator is used to determine the level of capital mobility. DOLS is

* Akdeniz Üniversitesi, Ġ.Ġ.B.F, Ekonometri Bölümü, [email protected]

* Pamukkale Üniversitesi, Ġ.Ġ.B.F., Maliye Bölümü, [email protected]


10

consistent with expectations that domestic savings have an increasing effect on investments and that

capital flows in Turkey are relatively high. Therefore, the result of the Feldstein-Horioka paradox is

valid in Turkey during the period under examination.

Keywords: Feldstein-Horioka Hypothesis, Capital Mobility, Gregory Hansen Co-Integration.

JEL Classification Codes: C01, E20


11

Şanghay İşbirliği Örgütü: Sorunlar ve Beklentiler

Azima SAKĠEVA

*

Özet

ġanghay ĠĢbirliği Örgütü (ġĠÖ), Haziran 2001 yılında kurulan ve kendi oluĢumunun erken

dönemlerinde olan bölgesel yapıların biridir. Ancak, aslında "ġangay BeĢlisi‖nin doğrudan bir

mirasçısıdır. Buna karĢılık, "ġangay BeĢlisi"nin kurulması büyük ölçüde sınır, toprak ve güvenlik

konularında Sovyet / Rusya-Çin ikili diyaloğun sonucudur. 1990'larda, eski Sovyet-Çin sınırında,

ortaya yeni üç devletin çıkması, ikili müzakerelerin çok taraflı bir mekanizmaya dönüĢtürme ihtiyacı

görülmesine sebep olmuĢtur. Orta Asya bölgesinin uzun yıllardan beri Rusya ve Çin için özel bir

siyasi, ekonomik ve askeri önemi vardı. SSCB‘nin yıkılmasıyla bu yana bölgede baĢladığı ABD'nin

askeri varlığı görülmüĢtür. Hem Rusya, hem Çin ABD politikasının bu bölgedeki hegemonik

yönlerini fark ederek, Orta Asya‘ya daha da çok önem vermeye baĢlamıĢtır. 26 Nisan 1996'da

ġanghay'da toplanan beĢ ülkenin liderlerinin (Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan) Sınır

Bölgelerinde Askeri Güvenin DerinleĢtirilmesi AnlaĢmasını imzalamasıyla ġanghay BeĢlisi kurulmuĢ

oldu.

Üç bölümden oluĢan çalıĢmamın birinci bölümünde ġanghay ĠĢbirliği Örgütü‘nün önkoĢulları

ve çalıĢma prensiplerinden bahsedilecektir. Ġkinci bölümde güvenlikte iĢbirliği, ekonomik ve kültürel

iĢbirliği olmak üzere, örgütün iĢbirlik alanları ve örgüt dıĢı ülkeler ve kuruluĢlarla siyasi iliĢkileri

incelenecektir. Üçüncü bölümde üye ülkelerin bugünkü aĢamada sorun ve anlaĢmazlıkları ve ġanghay

ĠĢbirliği Örgütü‘nün umutları incelenmeye çalıĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: ġanghay ĠĢbirliği Örgütü (ġĠÖ), Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), SSCB,

ayrılıkçılık, Bölgesel Anti Terör Ajansı.

* Gazi Üniversitesi, ĠĠBF, Ekonomik Kalkınma ve Büyüme, [email protected]


12

Uluslararası Sistemde Değişen Dengeler: Şangay İşbirliği Örgütü ve Türkiye

Sefa COġKUN

Özet

DeğiĢen dünya düzenini göz önüne aldığımızda Soğuk SavaĢ Sonrası oluĢan, uluslararası

konjonktüre ―tek kutuplu dünya düzeni‖ olarak geçen uluslararası sistem, Amerika BirleĢik

Devletlerinin uluslararası arenada güç ve itibar kaybetmesiyle, Avrasya‘da güçlenen ve özelliklede

ekonomik anlamda geliĢen Rusya ve Çin ile birlikte artık etkinliği kaybetmeye baĢlamıĢtır. Dünya yeni

bir uluslararası sisteme doğru ilerlerken ―iki kutuplu dünya düzenine mi?‖ yoksa ―çok kutuplu dünya

düzenine mi?‖ geçileceği soru iĢaretleri içerisinde Rusya ve Çin‘in baĢını çektiği ġangay ĠĢbirliği

Örgütü ismini uluslararası arenada daha fazla duyurmaya baĢlamıĢtır. Amerika‘nın da bir NATO üyesi

olup, her ne kadar bazı görüĢler de ters düĢse de, Avrupa Birliği ile ikili iliĢkileri göz önünde

bulundurarak dünyanın yeni iki kutbunun ġangay ĠĢbirliği Örgütü ve Avrupa Birliği olduğunu

söylemek yanlıĢ olmayacaktır.

Bu siyasi düzlemde iki kutbun tam arasında kalan Türkiye ise kendi politikasını göz önünde

bulundurarak bu iki kutuptan birisinde yer almak isteyecektir. Bilindiği gibi son elli yılda Türkiye

Avrupa Birliğine girmek için gerekli adımları atmaya çalıĢmıĢ, fakat tam manasıyla istediği sonuca

ulaĢması mümkün olmamıĢtır. Avrupa Birliğinin ekonomisinin gittikçe gerilemesi ve Türk halkının

birliğe tam üyelik umudunun kırılması gibi nedenlerin birikimi sonucu Türkiye de alternatif olarak

ġangay ĠĢbirliği Örgütü konuĢulmaya baĢlamıĢtır. Her ne kadar tarihi boyunca Rusya ve Çin ile çok

yakın iliĢkiler içinde olunmasa da örgütün diğer üyeleri Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve

Özbekistan ile tarih ve köken bağıda gözden kaçırılmaması gereken bir unsurdur. Ayrıca ġangay

ĠĢbirliği Örgütü kuruluĢundan önce ve sonra bu devletlerin ihracat ve ithalat temelli ekonomileri de

incelendiğinde örgütün, üye devletlerin ekonomilerine nasıl büyük bir fayda sağladığı göz önüne

serilmektedir. Tüm bu geliĢmeler ıĢığında bu çalıĢmada Soğuk SavaĢ sonrası dünya tarihi incelenmeye

çalıĢılmıĢ ve uluslararası sistemde ki değiĢimler ile birlikte ―yükselen kutup ġangay ĠĢbirliği Örgütü‖

Türkiye çerçevesinden incelenmiĢ ve olası bir Türkiye – ġangay yakınlaĢmasının yeni dünya düzenini

ne denli değiĢtireceği hakkında çıkarımlarda bulunmayı amaçlamıĢtır.

Abstract

When we consider the changing world order, the international system that emerged after the

Cold War, which is international conjuncture "unipolar world order", the United States losing strength

and prestige internationally,Russia and China growing stronger in Eurasia and developing

economically in particular, it has begun to lose its effectiveness. As the world progresses toward a new

international system, the Shanghai Cooperation Organization, headed by Russia and China, has begun

to announce more in the international arena, with the question of whether it will be a "bipolar world

order" or a "multipolar world order"? It is not wrong to say that the United States is also a NATO

member and although the views are in conflict, taking into consideration the bilateral relations with the

European Union, it is the Shanghai Cooperation Organization and the European Union of the two new

poles of the World.

On this political level, Turkey, which is between the two poles, will want to take part in one

of these two poles considering its policy. As it is known, in the last fifty years Turkey has tried to take

steps to enter the European Union, but it is not possible to achieve the desired result in the exact sense.

As the European Union's economy is getting slower and the Turkish people are breaking the hope of

becoming a full member of the Union, the Shanghai Cooperation Organization has started to talk about

Turkey as an alternative. Although it is not closely related to Russia and China throughout its history,


13

it is an element that should not be overlooked in the history and origin of Kazakhstan, Kyrgyzstan,

Tajikistan and Uzbekistan. Moreover, when the export-import-based economies of these countries are

examined before and after the establishment of the Shanghai Cooperation Organization, it is shown

how the organization has benefited the economies of the member states.In this light of all these

developments, the study of world history after the Cold War was tried to be examined and with the

changes in the international system, the "rising pole Shanghai Cooperation Organization" was

examined from the frame of Turkey and aimed to find out what a possible Turkey - Shanghai

convergence would change the new world order.


14

2017 Cenevre Görüşmeleri Sonrası Kıbrıs Sorunu

Fatma Nur YOĞURAN*

Özet

Yıllardır süregelen ve bizler için ―yavru vatan‖ olarak bilinen Kıbrıs sorunu günümüzde

yalnızca Kıbrıs‘ın bir problemi değildir. UluslararasılaĢmayla birlikte KKTC‘nin diğer devletlerce

tanınmaması hem ekonomik hem de siyasal birçok krize neden olmaktadır. Aynı zamanda Güney

Kıbrıs Rum Kesiminin Türkiye tarafınca ülke statüsünde tanınmaması Türkiye‘nin Avrupa Birliği

üyelik süreci müzakerelerini olumsuz etkiletmektedir.

Tüm bunlara rağmen LefkoĢa‘yı dünyanın bölünmüĢ son baĢkenti olmaktan kurtarmak için

çözüm diplomaside aranmaktadır.2004 yılında Annan Planı sonucu olarak yapılan referandum sonrası

Rum tarafının reddetmesiyle süreç sona ermiĢtir. Ancak devletlerin karĢılıklı isteği ve BirleĢmiĢ

Milletler‘in de katkısıyla 2015yılında yeniden görüĢmeler baĢlatılmıĢ ve uzlaĢı yolu aranmaktadır.

Yapılan bu çalıĢmada tüm bu sorunların çözülmesi için 2017 yılında Ġsviçre‘de düzenlenen Cenevre

GörüĢmeleri sonrası Kıbrıs sorununa iliĢkin diplomatik sürecin katkısı ele alınmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Kıbrıs, Cenevre görüĢmeleri, Avrupa Birliği, Müzakere, Güvenlik

Jel Kodu: Q10

The Cypriot Problem after 2017 Geneva Talks

Abstract

The ongoing Cypriot problems The Cypriot problem of many years, knows to us as the

―fosterland‖ is not only a problem for Cyprus.Through Because of due to the globalisation, non-

recognition of TRNC as a soverign nation has become the origin of many economic and political

crises thanks to its lack of recognition by other nations.Also, Turkey‘s lack of recognition of the

southern Greek Republic of Cyprus as an sovereign nation is affecting Turkey‘s negotiation process to

join the European Union negatively.

Despite all of this, Nicosia is sought after in the diplomatic solution to save the world's last

divided capital. In 2004 the Annan Plan was finalized as a result of the referendum and rejected by the

Greek Cypriot side. However, the mutual request of the governments and the United Nations

contributed to the negotiations in 2015. In this study, the contribution of the diplomatic process to the

Cyprus problem after the Geneva Talks held in Switzerland in 2017 was addressed in order to solve all

these problems.

Keywords: Cypriot, Geneva talks, European Union, Negotiation, Security

Jel Code: Q10

*Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü 4.sınıf öğrencisi, [email protected]


15

Türkiye‟nin NATO‟daki Konumu

Berkant KARA*

Özet

ÇalıĢmanın amacı Türkiye‘nin güvenlik problemlerinin çözümünde NATO‘dan aldığı

destekleri ya da beklentilerinin karĢılıksız kaldığı noktaları belirtmektir. Ve bu bağlamda çalıĢmada

2016 NATO VarĢova zirvesinde alınan kararlar ile bağlantılı olarak Türkiye – NATO iliĢkileri

irdelenmiĢtir.

Bilindiği üzere Türkiye son beĢ senedir Suriye ve Irak sınırından kendisine yönelen yumuĢak

ve sert güvenlik tehditlerini çoğunlukla kendi imkânlarıyla bertaraf etmeye çalıĢan bir NATO üyesidir.

Bu bağlamda bugüne kadar, NATO bildirisinde de tehditler arasında yer alan terörizm, sınır güvenliği,

mülteci sorunu vb. riskler konusunda Türkiye‘nin müttefiklerinden beklediği desteği alamaması

noktasına değinilmiĢtir.

Nitel araĢtırma tekniğinin kullanıldığı bu çalıĢma Türkiye‘nin güney sınırında yaĢanılan

güvenlik problemleri ile sınırlandırılmıĢtır. Sınırlandırmanın amacı Türkiye‘nin jeopolitik konumu

nedeniyle NATO‘nun güney kanadını oluĢturmasının önemini belirtmek ve bölgesel bir sorunun daha

kapsamlı olarak ele alınmasını sağlamaktır.

Anahtar Kelimeler: NATO, Türkiye, Güvenlik, Jeopolitik

Turkey's Location in NATO

Abstract

The aim of the work is to indicate the points that Turkey's support from NATO in solving the

security problems or the expectations that they have been unrequited. And in this context, Turkey-

NATO relations were discussed in connection with the decisions taken at the 2016 NATO Warsaw

summit.

As it is known, Turkey is a member of NATO who has been trying to eliminate the soft and

hard security threats directed towards him from the border of Syria and Iraq in the last five years,

mostly by her own means. In this context, to date, there has been an increase in the number of threats

such as terrorism, border security, It has been pointed out that Turkey can not receive support from its

allies regarding the risks.

This study, using qualitative research techniques, is limited to the security problems

experienced on the southern border of Turkey. The purpose of the restriction is to emphasize the

importance of Turkey's geopolitical position to form NATO's southern wing and to address a more

comprehensive regional problem.

Keywords: NATO, Turkey, Security, Geopolitics

* Dumlupınar Üniversitesi – Siyaset Bilimi ve Uluslararası ĠliĢkiler, [email protected]


16

Afganistan‟ın Etnik Gruplar Arasındaki Çatışmaların Temel Nedenlerinin

Analizi

Esmatullah SUROSH*

Özet Afganistan son dönemlerde içinde yaĢanan iç çatıĢmalar ve bir türlü kurtulamadığı Taliban ile

sürekli gündeme gelmiĢtir. Bu çalıĢmada öncelikle Afganistan geniĢ bir perspektiften ele alınmıĢtır

böylece Afganistan hakkında kısa bir bilgi edinerek sonraki bölümler açısından kolaylık sağlanmıĢtır.

Daha sonra Afganistan‘ın etnik yapıları detaylı bir Ģekilde incelenmiĢtir bunu yapmanın temel amacı

çoğu kaynaklarda Afganistan etnik yapıları hakkında farklı ve zaman zaman rasyonel olmayan

bilgilerin verilmesi olmuĢtur. Afganistan‘ın etnik yapısı hakkında bilgi edindikten sonra Afganistan‘ın

etnik çatıĢmaları ve özellikle SSCB iĢgalinin sonrasında Mücahitlerin kendi aralarında iktidarı

paylaĢamayarak ülkeyi nasıl bir kaosa sevk ettikleri ve hangi tarafların birbiriyle savaĢtıkları, zaman

zaman kurdukları ittifakları ve nihayetinde Taliban‘ın nasıl ülkeyi iĢgal ettiği ve hangi içsel gruplar

tarafından ne amaçla desteklendiği incelenmiĢtir. Aynı Ģekilde Taliban‘ın çöküĢü ve yeni sistemin

kuruluĢundan günümüze kadar farklı etnik yapıları açısından meĢruiyeti, yaklaĢımları ve politikaları

ele alınmıĢtır. Makalenin son kısmında ise Afganistan‘ın içsel çatıĢmalarının temel nedenleri

incelenmiĢtir bu bölümde nedenler içsel ve dıĢsal faktörler olmak üzere ikiye ayrılarak detaylarıyla

ortaya koyulmuĢtur.

Anahtar Kelimeler: Afganistan, Taliban, Afganistan Ġç ÇatıĢmalar, Afganistan Etnik ÇatıĢmaları,

Afganistan Etnik yapısı.

Abstract

Afghanistan is always in bulletin cause of its civil war and the Taliban which Afghanistan

couldn‘t be disposed of. In this article firstly some information is given from a general perspective

about Afghanistan in order to make ıt‘s easier to understand the next unites. Furthermore some

information about Afghanistan‘s ethnicities are given with details, because in the most of the resources

about Afghanistan, the information about ethnicities are given irrationally and needed to be corrected.

After getting a detailed information about ethnicities of Afghanistan, the civil war of Afghanistan and

the confrontations of ethnicities are investigated. Its also investigated that how the Mujahidin divided

country to pieces after they couldn‘t get along to each other to share the power after the occupation of

Soviet Union to Afghanistan in 1979. In this part it‘s mentioned that how they were sometimes dealing

and who were fighting against whom. It‘s also mentioned that how finally the Taliban occupied

Afghanistan and which ethnicity group for what purpose supported them from inside the Afghanistan.

Also mentioned to the defeating of Taliban by USA and to the creation of new system and to the

approach of different ethnicities of Afghanistan to this new system and to its legitimacy and policies.

In the last part of this article the reasons of civil war in the Afghanistan is investigated and the reasons

are divided to two individual parts which are interior reasons and exterior reasons both are investigated

by details.

Keywords: Afghanistan, Taliban, Afghanistan Civil War, Afghanistan Ethnical Confrontations,

Afghanistan Ethnicities.

* Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksel Lisans Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü –

2017


17

Organon‟un Değişimi: Kamu Yönetiminde Gelenek Neden Klasikleşmedi?

Mustafa DUMANLIDAĞ*

Özet

Günümüzde kamu yönetimi bir araç mıdır yoksa amaç mıdır? Ariston‘un Organon‘da belirttiği

gibi, ortaya konulan bu yeni yaklaĢımlar birer homonim midir yoksa paranim midir? Bu sorular hiç

Ģüphesiz çoğaltılabilir fakat burada ele alınması gereken en önemli husus, bizim kendi yönetim

geleneğimizin neden geliĢtirilmeyip, sürekli farklı ülkelerin -ki baĢta Amerika olmak üzere- yönetim

anlayıĢlarının bizlere dayatılmasıdır.

Bu ―geliĢmiĢ‖ diye tabir ettiğimiz ülkeler, kendi geleceklerini güvence altına almak için sürekli

bir yenilenme çabası içine girdiler. Eski ve eksik olanın yerine daha modern ve daha iyisini getirdiler.

ĠĢte bu çerçeveden baktığımızda görüyoruz ki kamu yönetimi de büyük değiĢimler geçirdi ve geçiriyor

da. Genel anlamda, özellikle 1979 Dünya Ekonomik Krizi ile baĢlayan bu yenilenme süreci, geleneksel

kamu yönetimi anlayıĢını neredeyse tarih sayfalarından silip süpürdü. Bu çalıĢmada, kamu

yönetiminde gelenekselden yeni fikirlerin ortaya çıkıĢına kadarki süreci ele alıp; yeni yaklaĢımların

ortaya çıkıĢı, geliĢmesi, değiĢmesi ve yenilenmesi süreci, bu yaklaĢımların dünya üzerinde uygulandığı

ülkeler; bu ülkelerde uygulanan bu yeni yaklaĢımların analizi, sınıflandırılması; Türkiye‘de ki durumu,

Türkiye‘de hali hazırda uygulanan veya uygulanmak istenen sürecin analizi ile Türkiye‘de hangi

yaklaĢımın daha verimli sonuç vereceğine değinilmiĢ ve sonuçlar çıkarılmaya çalıĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: YaklaĢımlar, Kamu Yönetimi, Organon, YönetiĢim, Geleneksel, Klasik

Abstract

Nowadays, is public administration a means or a purpose? As Aristotle pointed out in Organon,

are these revealed new approaches equivocally or derivatively? These questions can undoubtedly be

multiplied. The most important issue to be considered here is that why our own management tradition

is not developed, but why it is constantly imposed on us by different countries' management

understandings, especially the United States.

These so-called "developed" countries were in a constant effort to renew themselves to ensure their

future. Instead of incomplete and old, they brought better and more modern ones. When we look at it

from this perspective, public administration has undergone and is still undergoing major changes. In

general, this renewal process starting with the 1979 World Economic Crisis, has almost swept away

the traditional sense of public administration from history‘s pages. In this study, to deal with the

process of the public administration from traditional understanding to the emergence of new ideas; the

process of emergence, development, change and renewal of new approaches, the countries in which

these approaches are carried out throughout the world, the analysis and classification of these new

approaches in these countries; the current situation of approaches in Turkey, the analysis of the process

already carried out or desired to carry out in Turkey and has been mentioned which approaches will

yield more efficient results in Turkey and have been tried to be make a deduction.

* Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü, Lisans Öğrencisi.


18

Bölge Kalkınma Ajanslarının Bölge Kalkınmasına Katkıları: Van Örneği

Gülbahar TONĞ* Zehra BAYAT

**

Özet

Bölgesel kalkınma ajansları bir bölgenin giriĢimcilik potansiyelini geliĢtirip canlandırmayı

hedefleyen, bölgenin sosyo-ekonomik ve sektörel sorunlarını belirleyip çözmek için plan ve proje

yapan bölgesel kurumlardır. Bu çalıĢma 2008 de kurulan Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı‘nda

(DAKA) yoğunlaĢacaktır. ÇalıĢmada DAKA‘nın plan ve projeleri sayısal ve sözel verilerle sunulacak;

bu plan ve projelerin Van'ın sosyo-ekonomisine katkı ve sorunlarını ne ölçüde giderdiği ortaya

konulacak ve Van örneğinden çıkılarak kalkınma ajanslarının ne ölçüde yarar sağladığı ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Sektörel sorunlar, ekonomik çözümler, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı

Abstract

Regional Development Agencies are regional organisations that intend to develop and boost

entrepreneurship potentials of regions and make plans and projects to solve sectoral and socio

oconomic problems of regions.This study examines on Eastern Anatolia Development Agency

(DAKA). In this study we will present plans and projects of DAKA and analyse contributions of plans

and projects on Van's socio economy.

Keywords: Sectoral problems, economic solutions, Eastern Anatolia Agency

* Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kamu Yönetimi 3.Sınıf Öğrencisi: [email protected]

** Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kamu Yönetimi 3.Sınıf Öğrencisi: [email protected]


19

Kalkınma Ajanslarının Bölgesel Kalkınmaya Katkıları: DAKA ve TRB2 Bölgesi

Örneği

Feridun BĠġAR

*

Özet

Bu çalıĢmada 25.01.2006 tarih ve 5449 sayılı ―Kalkınma Ajanslarının KuruluĢu,

Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun‖ adlı yasayla kurulan; merkezi ve yerel idarelerin

dıĢında, bölgesel ve yerel kalkınmayı hızlı, etkili ve yerinde sağlamayı amaçlayan Kalkınma

Ajansları‘nın yerel ve bölgesel kalkınmaya etkileri ele alınacaktır. Türkiye genelinde 26 Kalkınma

Ajansı faaliyet göstermektedir. ÇalıĢmada, 2008 yılında faaliyete baĢlayan Doğu Anadolu Kalkınma

Ajansı‘nın (DAKA) TRB2 Bölgesi illerine (Van, MuĢ, Bitlis, Hakkari) kalkınma ve refah

konularındaki etkileri ele alınacaktır. Bu etkiyi ölçmek için, DAKA‘nın faaliyet raporları incelenecek

ve DAKA‘nın kuruluĢu öncesi TRB2 illeri kalkınma istatistikleriyle kuruluĢu sonrası istatistiklerinin

karĢılaĢtırılması yapılacaktır. Kalkınma Ajanslarının kamusal faydası ortaya konacaktır.

Anahtar Kelimeler: bölgesel, Kalkınma Ajansları, TRB2, DAKA

* Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı, Anadolu Üniv. AÖF, Kamu Yönetimi,

[email protected]


20

Türkiye‟de Kırsal Kalkınma ve Kırsal Kalkınma Politikaları

Doç. Dr. Buğra ÖZER* Eren TOZAK

**

Özet

Türkiye‘de farklı dönemlerde toplum kalkınması, köy kalkınması, tarımsal kalkınma olarak

adlandırılan kalkınma hamleleri 1970‘li yıllardan itibaren kırsal kalkınma olarak ifade edilmiĢtir.

Kalkınma politikaları bağlamında farklı ekonomik ve sosyal sektörleri ilgilendiren yeni bir mekânsal

politika alanı olarak kabul edilmiĢtir. Küçük toplum birimlerindeki kalkınma giriĢimlerinin hepsinin

birlikte planlanması ve uygulanması esasına dayanan kırsal kalkınma, tüm geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan

ülkelerin zamanla önemli miktarda kaynak ayırdığı bir politika haline gelmiĢtir. Kırsal kesimin, nüfus

büyüklüğüyle ilintili olarak dönemsel farklılıklar gösterse de, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan milli

kültürümüzün oluĢmasına ve yaĢatılmasına kaynaklık eden dokusu nedeniyle, ülkemiz açısından

taĢıdığı önem daima yüksek olmuĢtur. Bu çalıĢmada kırsal alan kavramı, kırsal kalkınma kavramı ve

Türkiye‘deki kırsal kalkınma politikaları ele alınmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Kalkınma, Kırsal Kalkınma, Kalkınma Politikaları

Jel Kodları: O18, O20

Rural Development and Rural Development Policies in Turkey

Abstract

Development movements called community development, village development, agricultural

development in different periods in Turkey have been expressed as rural development since 1970s. It

has been recognized as a new spatial policy area that deals with different economic and social sectors

in the context of development policies. Rural development, based on the concerted planning and

implementation of all development initiatives in small community units, has become a policy in which

all developed and developing countries allocate significant resources over time. Although the

countryside shows periodical differences in relation to population size, the significance we attach to

our country has always been high due to the fact that it is the origin of our national culture from

economic, cultural and social point of view. In this study, the concept of rural area, rural development

concept and rural development policies in Turkey are discussed.

Keywords: Development, Rural Development, Development Policies

Jel Codes: O18, O20

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü Öğretim Üyesi.

** Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Kamu Yönetimi Yüksek Lisans Programı Öğrencisi.


21

Karşılaştırmalı Yerel Yönetimler Perspektifinden Türkiye ve Nijer‟de

Belediye Sistemi

Mahamane Moutari* Abouacar Issa

Özet

Bu çalıĢmada bir Batı Afrika ülkesi olan Nijer Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyetinde

belediye yönetimleri belediyelerin tarihi geliĢimi ve reform süreci; türleri, organları ve yönetimi; yetki,

görev ve sorumlulukları; gelir ve harcamaları; özerklik ve desantralizasyon bağlamında belediyelerin

merkezi yönetimle iliĢkileri olmak üzere beĢ kriter açısından karĢılaĢtırmalı olarak incelenmektedir.

Birbirinden uzak coğrafyalarda yer alan iki ülke de kendine özgü tarihsel geliĢim dinamiklerine, farklı

toplumsal, siyasal ve yönetsel kültüre ve ekonomik geliĢmiĢlik düzeylerine sahip olmakla birlikte bir

takım benzer siyasal ve yönetsel özelliklere sahiptir. Özellikle Fransız yönetim geleneğinin etkileri,

idari yargı rejiminin olması, üniter ve merkeziyetçi devlet yapısı gibi ortak yönler bulunduğundan iki

ülkenin karĢılaĢtırılabilir olduğu düĢünülmektedir. Ġki ülke belediye yönetiminin belirli kriterler

çerçevesinde incelenmesi ülkeler arasında belediye reformuna iliĢkin tecrübe paylaĢımı ve ders

çıkarma imkanı sağlayacağı varsayılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Belediye yönetimi, Nijer‘de yerel yönetimler, karĢılaĢtırmalı yerel yönetimler

Municipality System in Niger and Turkey: A Comparative Local Government

Perspective

Abstract

This study examines municipality systems of the Republic of Niger and the Republic of

Turkey in terms of five common criteria: (1) historical development and reform process; (2) types,

organs and administration; (3) authority, functions and responsibilities; (4) revenues and expenditures;

(5) intergovernmental relations on the basis of autonomy and decentralization. These two countries,

located in divergent geographies, have intrinsic historical evolution processes, different social, political

and administrative culture and economic development levels. However, they both have some common

political and administrative characteristics as well. Specifically, the impact of the French

administrative tradition, the system of administrative jurisdiction, and unitary and centralist character

of the two countries‘ similar features that lead us to presume that they are comparable. Analyzing two

countries in the context of certain criteria is thought to bring about the possibility of exchange of

experience and lesson-drawing with regard to municipality reform in both countries.

Keywords: Municipality administration, local governments in Niger, comparative local governments

JEL Classification Codes: H1, H7, R00

* Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilimdalı

Yüksek Lisans öğrencisi

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilimdalı

Yüksek Lisans öğrencisi.


22

Arap Baharı Sonrası Suriyeli Sığınmacıların Türkiye‟ye Sosyo-Ekonomik

Yansımaları

Kerem Fırat COġKUN* Nihan ġEKER

**

Özet

Dünya ekonomisinde önemli bir paya sahip olan Ortadoğu üzerinde meydana gelen siyasi ve

ekonomik olaylar birçok ülkeye tesir etmektedir. Nitekim bu olayların baĢında Arap Baharı gelir.

Aralık 2010 tarihinde Tunus‘ta tezgahına el konulmasına isyan eden sebze-meyve satıcısı Muhammed

Buazizi‘nin kendisini ateĢe vermesi ile baĢlayıp kitle hareketlerine dönüĢen süreç Arap Baharı olarak

adlandırılır. Neredeyse tüm Ortadoğu‘yu etkisi altına alan sürecin en ağır yaĢandığı ülke hala iç

savaĢın devam ettiği Suriye‘dir. Ġç savaĢ nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan sığınmacılar

baĢta Türkiye olmak üzere birçok ülkeye göç etmiĢtir. Türkiye‘deki sayıları 3 milyona ulaĢmak üzere

olan Suriyelilerin, ülkemize hem olumlu hem olumsuz bir takım etkileri vardır. Bu çalıĢmada etkileri

somutlaĢtırmak için 2009 yılı sonrası dıĢ ticaret, iĢgücü piyasası, turizm, eğitim ve sağlık konularını

kapsayan veriler kullanılarak mevcut durum incelenmiĢtir. Tüm bunlar sonucunda olumsuz etkilerin

olumluya çevrilebilmesi için çeĢitli öneriler sunulmuĢtur.

Anahtar Kelimeler: Arap Baharı, Suriye, Göç, Türkiye, Ekonomik Etki

Jel kod: A14, F10, I10, I20

Socio-Economic Reflections of Syrian Refugees after Arab Spring in Turkey

Abstract

The political and economic occurrences in Middle-East which has a significant role on world

economies has been affecting several countries. After all, Arab Spring is in the lead of these events. In

December 2010, the process is referred as Arab Spring, initiating by setting himself into fire of

Muhammed Buazizi, seller in a market, who uprose against impounding his stand which turned into

mass demonstration later on. Syria, in which the civil war is still in progress, is the country where the

process, affecting almost all Middle-East countries, has been expreienced heavily. Having to leave

their countries due to the civil war, refugees have migrated several countries, notably Turkey. Syrians,

whose population is on the verge of 3 million in Turkey, have a number of both positive and negative

effects on our country. In this paper, the current situation has been researched by using the data

involving post – 2009 foreign trade, labour market, tourism, education and health subjects in order to

embody the effects. As a consequence of these, various suggestions have been presented in an attempt

to reverse the negative outcomes into positive ones.

Keywords: Arab Spring, Syria, Immigration, Turkey, Economics Effect

Jel Code: A14, F10, I10, I20

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġktisadi GeliĢme ve Uluslararası

Ġktisat, Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected] **

Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġktisadi GeliĢme ve Uluslararası

Ġktisat, Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected]


23

Ekonomi Perspektifinde Arap Baharı

Yağmur ÖZCAN

*

Özet

Arap dünyası içerisinde yaĢanan olaylar demokrasi, özgürlük ve insan hakları çerçevesine

yeni bir boyut getirmiĢtir. Tunus‘ta liberal ve eĢitlikçi bir toplum isteyen halkın çıkardığı isyanların

sonuçları beklenmedik durumlara neden olmuĢtur. Ġslam ülkeleri arasında hızla yayılan bu isyanlar ile

demokratik talepler artmıĢtır. Demokratik talepler doğrultusunda ekonomik olarak iyileĢme arzusunu

doğurmuĢtur. Mevcut ekonomileri alt üst olan Arap ülkeleri kendilerini yıllarca sürecek olan ekonomik

çıkmazlarda bulmuĢlardır.

Bu bağlamda çalıĢmanın amacı gerçekleĢen olayların sebeplerini iĢleyerek küresel çerçevede

ekonomik çözümleme yapmak olacaktır. Bu çalıĢmanın ilk bölümünde Arap Baharı‘nın ortaya çıkıĢı

ve Arap Baharı‘nın genel nedenleri açıklanacaktır. ÇalıĢmanın ikinci kısmında Arap Baharı ülkelerinin

ekonomik özellikleri ve Arap Baharı sonrası Ortadoğu ekonomi konuları incelenecektir.

Anahtar Kelimeler: Arap Baharı, Ġsyan, Ortadoğu, Demokrasi, Ekonomi.

Arab Spring in Economics Perspective

Abstract

The events in the Arab world, democracy, freedom and human rights have brought a new

dimension to the frame. The results of rebellion to led to unexpected situations by people who want a

liberal and egalitarian society in Tunisia. Democratic demands with the rebellion quickly spread

among the Islamic countries has increased. After democratic demands it has led to the desire to

improve economically. Arab countries who disrupt the current economy has found in economic

impasse themselves for years. Hence the Arab Spring revolts, experienced revolutionary literature that

shows whether there any spiritual movement and its consequences are.

In this context, the aim of study will be the economic analysis within the global framework by

manipulating the causes of real events. In the first part of this work, the general reasons for the

emergence of the Arab Spring and the Arab Spring will be explained. In the second part of the work,

the economic features of post-Spring Arab countries and the economic issues in the Middle East will

be examined.

Keywords: Arab Spring, Rebellion, the Middle East, Democracy, Economy.

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi,

[email protected]


24

Suriyeli Çocukların Temel Eğitim Sorunları: Antakya‟da Bir Alan

Araştırmasına Dayalı Gözlemler

Nihat KĠREÇDAĞ*

Özet

Bu çalıĢmada, Suriyeli sığınmacı çocukların okula gidememesinin nedenleri anlaĢılmaya,

okula gidebilen çocukların ise okulda karĢılaĢtıkları temel sorunlar irdelenmeye çalıĢılmıĢtır.

2011 yılında Suriye‘de ortaya çıkan iç karıĢıklık sonrası, 2 milyon 870 binden fazla Suriyeli

Türkiye‘ye göç etmek durumunda kalmıĢtır. Göç Ġdaresi Genel Müdürlüğü‘nün 19 Ocak 2017 tarihli

verilerine göre, bu kitlenin 970 binden fazlası temel eğitim yaĢı olan 5-18 yaĢ aralığındaki çocuklardan

oluĢmaktadır. UNICEF‘e göre, Türkiye‘de temel eğitim çağında olup kayıtlı olan Suriyeli çocukların

yüzde 43‘ü okula devam edememektedir. Kayıp nesil olarak adlandırabileceğimiz temel eğitim

çağındaki bu çocukların oluĢturduğu grubun eğitilmesi büyük önem arz etmektedir.

Bu sebeple sorunların ortaya koyulması amacıyla, Antakya‘da bir alan araĢtırması yapılmıĢtır.

Antakya‘da gerçekleĢtirilen araĢtırmada Suriyeli çocukların okullarda; sosyal uyum, eğitim dili,

fiziksel mekân yetersizliği, araç- gereç eksikliği, eğitmen eksikliği, okula olan mesafe gibi temel

sorunlarla karĢılaĢtıkları gözlemlenmiĢtir. Yarı yapılandırılmıĢ soru formu çerçevesinde gerçekleĢen bu

araĢtırmada; 4 Suriyeli okul yöneticisi, 4 Türk okulu yöneticisi, 20 okula devam edebilen Suriyeli

öğrenci, 20 okula devam edemeyen Suriyeli öğrenci ile 5 Suriyeli çocuğun velileriyle görüĢmeler

gerçekleĢmiĢtir.

Bu çalıĢmada, alan araĢtırması bulguları çerçevesinde çocukların temel eğitim hakkından yararlanma

düzeyleri, yaĢadığı temel sorunlar ve çözüm önerileri ile gelecek hakkında düĢünceleri ortaya

koyulmaya çalıĢılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Göç, Suriyeli, Sığınmacı, Eğitim, Antakya

Jel Kodları: F22, J11, J10, I20

* Kocaeli Üniversitesi ÇalıĢma Ekonomisi Anabilim Dalı/Tezli Yüksek Lisans,

[email protected]


25

Türkiye‟deki Suriyeli Sığınmacıların İşgücü Piyasaları Açısından Değerlendirilmesi

Hande KAYA*

Özet

Ġlk kıvılcımı Tunus‘ta alevlenen Arap Baharı olarak adlandırılan değiĢim hareketinin son

halkası Suriye‘de patlak vermiĢ ve Suriyeli vatandaĢların protestoları kısa sürede tüm ülkeye

yayılmıĢtır. Nisan 2011 tarihinde baĢlayan iç karıĢıklıklar sonucunda yüzbinlerce Suriyeli ölmüĢ,

milyonlarca Suriyeli ise göç ile karĢı karĢıya kalmıĢtır. Türkiye; jeopolitik, sosyal, kültürel, ekonomik

vb. nedenlere bağlı olarak Suriyelilere açık kapı politikası izlemiĢ ‗mülteci‘ yerine geçici koruma ismi

altında ‗sığınmacı‘ statüsünde yer vermiĢtir. Ancak Suriyeli sığınmacıların Türkiye'deki varlığı her

geçen gün geçici ve misafir konumundan çıkarak kalıcı hale gelmiĢtir. Türkiye'nin 2,7 milyon üzerinde

Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Bu göçmen nüfusun 260.053‘ü barınma

merkezlerinde kalırken diğer büyük çoğunluğu ise barınma merkezlerinin dıĢında kendi imkânları ve

kurum ve kuruluĢlarca yapılan desteklerle hayatlarını idam ettirmektedir. Söz konusu bu göç kitlesi

Türkiye‘de ekonomik, sosyal ve kültürel birçok sorunu ortaya çıkarmaktadır. Türkiye‘de Ocak

2016‘da ―Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların ÇalıĢma Ġzinlerine Dair Yönetmelik‖ yürürlüğe

girmiĢ ve böylece Suriyelilerin iĢgücü piyasasına giriĢleri mümkün hale gelmiĢtir.

Bu bağlamda Türkiye‘de Suriyeli nüfusun toplam nüfus içinde ve istihdam oranındaki artıĢı

ülkede baĢta iĢsizlik, enformel istihdam olmak üzere iĢgücü piyasalarında birçok soruna zemin

hazırlamaktadır. Bu açıklamalar ıĢığında çalıĢmanın amacı; Türkiye‘deki 3 milyona yakın Suriyeli

sığınmacıların iĢgücü ve istihdamdaki yansımalarını tespit etmek ve sorunlara gerekli çözüm

önerilerinde bulunmaktır.

Anahtar Kelimeler: Sığınmacı, Suriyeli, ĠĢgücü Piyasaları, ĠĢsizlik.

Jel Kodları: J10, J11, J40, J64

Abstract

The first anniversary of the revolutionary movement called the Arab Spring in Tunisia erupted

in Syria and the protests of the Syrian citizens spread to all the country in a short time. As a result of

internal confusion that started in April 2011, hundreds of thousands of Syrians died and millions of

Syrians were faced with immigration. Turkey; Geopolitical, social, cultural, economic and so on.

Depending on the reasons, the Turkish government has followed the open door policy and replaced the

'refugee' with 'shelter' status under the temporary protection name. However, the presence of Syrian

asylum seekers in Turkey has become permanent and temporary from the status of guests every day. It

is known that Turkey has hosted more than 2.7 million Syrian refugees

(http://www.goc.gov.tr/icerik6/gecici-korumamiz-altindaki-suriyeliler_409_558_560_icerik). While

260,053 of these immigrant population remain in the centers of marriage, the majority of the

immigrants live their lives outside of the centers of marriage with their own means and with the

support of institutions and organizations. In other words, this mass of immigration reveals many

economic, social and cultural problems in Turkey. In January 2016, the "Regulation on Working

Permits for Temporary Protection Provided for Foreigners" entered into force in Turkey, thus making

it possible for the Syrians to enter the labor market.

In this context, the increase in the total population and the employment rate of the Syrian

population in Turkey paved the way for many problems in the labor market, especially unemployment

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi ÇalıĢma Ekonomisi ve

Endüstri ĠliĢkileri Bölümü Lisans Öğrencisi, [email protected]


26

and informal employment. The purpose of working in the light of these explanations; To identify the

reflections of about 3 million Syrian asylum seekers in Turkey in terms of labor and employment and

to propose necessary solutions to the problems.

Keywords: Asylum-seeker, Syrian, Labor Market, Unemployment.

Gel Codes: J10, J11, J40, J64


27

Türkiye'deki Suriyeli Mülteci Çocukların Adaptasyon Sürecindeki Zorlukları

Tuğçe Berfim TUNÇ

* Tümay DOKSÖZ

**

Özet

Ekonomik, sosyal ve politik nedenlerden dolayı her yıl yüz binlerce insan kendi ülkelerini

terk edip daha güvenli bir yaĢam için bilinmeyen bir geleceğe adım atmaktadır. Evrensel bir nitelik

taĢıyan mülteci davranıĢına en yakın örnek, BirleĢmiĢ Milletler Yüksek Komiserliği yetki alanında

dünyadaki en büyük mülteci krizi olan 15 Mart 2011 tarihinde Suriye‘ de patlak veren krizdir. Bu

süreç 4,5 milyona yakın insanı sığınmacı konumuna düĢürmüĢtür. Krizin uzamasıyla birlikte kitlesel

olarak göç eden Suriyeli mültecilerin göç ettikleri ülkede daha uzun kalmaları göç alan ülkenin yerel

halkı tarafından iĢsizliğin sebebi, hastalıkların kaynağı ve suçun nedeni olarak görülmelerine neden

olmuĢtur. Bu nedenle göçmen statüsündeki Suriyeli mülteciler sosyal dıĢlanma, ayrımcılık ve çok

farklı konularda ön yargılara maruz kalmıĢlardır. Dezavantajlı bir grup haline gelen Suriyeli mülteci

çocuk, genç ve yetiĢkinler topluma entegre olmakta zorlanmaktadır. Farklı kültürlerin karĢılaĢmasına

neden olan göç dinamiğinde göç eden taraf yani ‗öteki‗ olmak gelenek, görenek, din ve alıĢkanlıklarla

farklı toplumdan geliyor olmak, farklı bir dili konuĢmak insanların göç ettikleri yerde toplumdan ayrı

bir yaĢam sürmelerine neden olmuĢtur. Bu durum göçmen için zorunlu bir süreç olan topluma

adaptasyon sürecini hızla baĢlatmıĢtır. Toplumların bilincinde derin izler bırakan göçler bireylerin

ruhsal yapılarını da etkilemektedir. Bu çalıĢmada transit bir ülke konumunda olan Türkiye‘de de sayısı

milyonları bulan Suriyeli mülteci ve ergenlerin karĢılaĢtıkları sosyal dıĢlanma, ayrımcılık ve ön

yargıların onların topluma adaptasyon süreçlerine etkisi, psikolojik ve sosyolojik açıdan

değerlendirilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Suriye, Mülteci, Sığınmacı, Türkiye, Kültür, Göç, Dezavantajlı Gruplar, Toplum

Jel Kodları: Q10

The Challenges of Syrian Refugee Children in Turkey Adaptation Process

Abstract

Thousands of people leave their countries every year and step into an unknown future for a

safer life because of economic, social and political reasons. The closest example to a universal refugee

behavior is the crisis that broke out in Syria on March 15, 2011. This instance is considered as the

largest refugee crisis in the World in United Nations High Commissioner's jurisdiction. Process has

caused 4.5 million people to be asylum seekers. Syrian refugees who migrated in massive numbers

considered to be the reason of unemployent, dieseases and crime because of the prolongation of their

stay. For this reason, Syrian refugees in the immigrant status have been exposed to social exclusion,

discrimination and prejudice in very different ways. Syrian refugee children, young people and adults

who have become disadvantaged groups are having difficulty integrating to the society. Coming from

different traditions, customs, religions and habits has caused the Syrian refugees to be left alone in the

society. This has prompted the collective adaptation process, which is a mandatory process for

migrants. Migrations that leave deep traces in the consciousness of the societies also affect the spiritual

structures of the individuals. Turkey is a transit country and posesses millions of Syrian refugees and

adolescents in it. In this study the problems of Syrian refugees such as social exclusion, discrimination

and prejudice will be covered from psychological and sociological perspectives.

* Ege Üniversitesi, Coğrafya Bölümü 2.sınıf öğrencisi, [email protected].

** Ege Üniversitesi, Psikoloji Bölümü 2. Sınıf öğrencisi, [email protected].


28

Faizsiz Finansman Olgusu ve Çağdaş Murabaha

AyĢenur ALTINAY* Mustafa SOBA

** Esra TEMEL

***

Özet Ġslami ekonomik modelin öğelerinin ve mekanizmalarının evrenselliği uygulamada küresel

ekonomik sistemde de uygulanabilir olma özelliğini göstermektedir. 2008-2011 yılları arasında

dünyayı olumsuz etkileyen küresel finansal kriz ve sonuçları küresel toplumu alternatif yollar aramaya

teĢvik etmiĢtir. YaĢanan bu geliĢmeler alternatif finansal sistem arayıĢlarını arttırmaktadır. Son yıllarda

Ġslami finansal sistem Müslüman olmayan ülkelerde de aktif bir geliĢme göstermektedir. Ġslami

bankalar, sigorta Ģirketleri (takaful), uzmanlaĢmıĢ fonlar, Ġslami tahviller (sukuk) ve vadeli satıĢ

(murabaha), finansal sistemin ayrılmaz bir parçası haline gelmiĢtir.

Ġslami finansal kurumların ve faizsiz finansal araçların küresel finansal sistemde kabul

edilebilirliğini arttıran argümanlar;

- Ġslami maliyelerin krizlere nispi direnci

- Avrupa'da çok sayıda Müslüman nüfusun varlığı

- Yeni finansal araçların maliyetine göre pazar geniĢletme becerisi

- Avrupa‘da yeni iĢ yaratma becerisi

- Avrupa finansal kurumları için yeni bir deneyim ve alternatif finansal bilgi kazandırma

yeteneği olarak sıralanabilir.

Ġslam ekonomisi içerisindeki Ġslami finansal kurumların rolü, önemi, durumu ve özellikleri

açısından ülkeden ülkeye farklılıklar bulunmaktadır. Ġslami finansal kurumların ve faizsiz finansal

araçların ulusal ve uluslararası ekonomilerdeki rolü, önemsizden önemli seviyeye kadar değiĢik

düzeylerde karĢımıza çıkmaktadır.

Bu çalıĢmada, alternatif bir finansman aracı olan faizsiz finansman ve faizsiz finansmanda

sıklıkla kullanılan çağdaĢ murabaha olgusu tanımlayıcı (descriptive) araĢtırma modeli aracılığıyla ele

alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Ġslam ekonomisi, faizsiz finansal sistem, faizsiz finansman, murabaha

JEL Kod: E19, G01, G11, G23, F65

Interest-Free Financing Case and Contemporary Murabaha

Abstract

The universality of the elements and mechanisms of the Islamic economic model

demonstrates its applicability in practice in the global economic system. The global financial crisis that

shook the world between 2008 and 2011 and the results have encouraged the global community to look

for alternative ways. These developments have increased the search for alternative financial systems.

In recent years, the Islamic financial system has also shown an active development in non-Muslim

countries. Islamic banks have become an integral part of the financial system of insurance companies

(takaful), specialized funds, Islamic monies (sukuk) and futures sales (murabaha).

* Yrd. Doç. Dr. AyĢenur ALTINAY, UĢak Üniversitesi, ĠĠBF, ĠĢletme Bölümü,

[email protected] **

Doç. Dr. Mustafa SOBA, UĢak Üniversitesi, ĠĠBF, ĠĢletme Bölümü, [email protected] ***

Yüksek Lisans Öğrencisi Esra TEMEL, UĢak Üniversitesi, SBE, ĠĢletme Bölümü,

[email protected]


29

Arguments that increase the acceptability of Islamic financial institutions and interest-free

financial instruments in the global financial system;

-Relative resistance to crises of Islamic goods.

-The existence of a large number of Muslim population in Europe

-Market expansion ability according to the cost of new financial instruments

-The ability to create new jobs in Europe

-The ability to provide a new experience and alternative financial information for European

financial institutions.

Islamic financial institutions in Islamic economies differ from country to other in terms of

their role, significance, status and characteristics. Islamic financial institutions and the role of interest-

free financial instruments in national and international economies are at variance in levels ranging

from insignificant to significant.

In this study, an alternative finance instrument, the interest-free financing model and the

contemporary murabaha, which is often used in interest-free financing, will be explained by using a

descriptive research model.

Keywords: Islamic economy, Interest-free financial system, Interest-free financing, Murabaha


30

Facebook Üzerinden Verilen Reklam ve Sponsorlukların E-Ticarete Etkisi ve

Tüketicilerin Profillerinin İncelenmesi

AyĢenur KESĠMOĞLU

* Yağmur CEZĠK

**

Özet

Bu çalıĢma; üniversite öğrencileri tarafından sosyal medya uygulaması olan Facebook‘ta

verilen reklam ve sponsorlukların e-ticaret üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu ve katılımcıların

profillerini ele almaktadır. ÇalıĢmanın bulgularına göre Facebook uygulamasına mobilden daha çok

eriĢim sağlandığından uygulamada verilen reklam ve sponsorlukların yeterince tıklanmadığı sonucuna

varılmıĢtır. Tıklama yapıp satın alma iĢlemini gerçekleĢtirenler de genellikle 251 – 500 TL aylık geliri

olup, 100 TL ve altı e-ticaret sitelerinde en çok giyim ve kitap, dergi, CD için harcama yapan inatçı

özelliğini taĢıyan kiĢilerdir.

Anahtar Kelimeler: E-ticaret, Sosyal Medya, Facebook

Abstract

In this study, the effects of advertisements and sponsorships on Facebook, which are social

media applications, on e-commerce through university students and the profiles of participants have

been explained. The Facebook application is more accessible than mobile through our findings

therefore it was discovered that the ads and sponsorships given in the application are not clicked

enough. Those who make click sand make purchases usually have a monthly income of 251 - 500 TL

and 100 TL or less e-commerce sites with the most clothing and books, magazines, CD is a persistent

feature that spends on the person.

Keywords: E-commerce, Social Media, Facebook

*Sakarya Üniversitesi, ĠĢletme Fakültesi, Uluslararası Ticaret Bölümü,


Sakarya Üniversitesi, ĠĢletme Fakültesi, Uluslararası Ticaret Bölümü, [email protected]


31

Ekonomi Okuryazarlığı ve Kredi Kartı Tutumunun Çalışanlar ve Öğrenciler

Üzerinde Rasyonel Kredi Kartı Kullanımına Etkisi

Sema DURAN* Saidcan ÖZGÖRMEN

** Oğuz ġATIR

***

Özet

KüreselleĢen dünyada bankacılık sisteminin de geliĢmesi beraberinde yeni finansman

araçlarını da beraberinde getirmiĢtir. Günümüz dünyasında en yaygın olarak kullanılan finansman

araçlarından bir tanesi de kredi kartlarıdır. Her geçen gün daha da geliĢen teknoloji, bireylerin tüketim

davranıĢlarını etkilemiĢ ve nakit alıĢveriĢ yöntemi yerini zamanla kredi kartı ile alıĢveriĢ yöntemi

almıĢtır. Kredi kartlı alıĢveriĢ sistemi bireylere tüketim yaparken daha opsiyonlu kararlar

alabilmelerini sağlamakla beraber taksit yöntemi sayesinde tüketimi teĢvik etmekte ve ekonomiyi

direkt olarak etkilemektedir. Yapılan bu çalıĢmada, bireylerin finansal yapı hakkında bilgi sahibi

olmasını bireysel tasarruflarını daha optimal kullanabilme yeteneği ve ekonomide oluĢabilecek risk ve

krizler hakkında daha bilgili ve anlamlı kararlar alabilme yeteneği sağlamayı hedefleyen ekonomik

okuryazarlığın rasyonel kredi kartı kullanımın da yaĢ, cinsiyet, eğitim durumu, gelir düzeyi, ekonomik

ve finansal geliĢmelerin takip edildiği kaynaklar ve ekonomik ve finansal geliĢmeleri takip etme sıklığı

gibi demografik özelliklerle iliĢkilendirilerek kredi kartı kullanımında ekonomi okuryazarlığının

etkisinin araĢtırılması ve açıklanması hedeflenmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Ekonomi Okuryazarlığı, Kredi Kartı Kullanımı

JEL Code: M1

Abstract

The developments in banking systems along with globalization led to new financing tools.

One of the most widely used financing tools in today‘s World is credit card. The day to day

developments in technology have influenced the individual‘s consumption behaviors and the cash

purchasing system has been replaced by purchasing with credit cards. Shopping with credit cards

provides individuals with a variety of options while taking decisions, and installment system

encourages consumption; thus, affects economy directly. This study aims at investigating and

explaining the effect of age, gender, education, income, sources used to follow economic and financial

developments, and the frequency of following economic and financial developments on rational credit

card use resulting from economic literacy, which covers individual‘s knowledge of the financial

structure, individual‘s skill of using their savings optimally and the knowledge of potential risks and

crises in economy.

Keywords: Economy Literacy, Credit Card Usage

JEL Code: M1

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ĠĢletme – Muhasebe Finansman Tezli

Yüksek Lisans, [email protected] **

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ĠĢletme – Muhasebe Finansman Tezli

Yüksek Lisans ***


Yüksek Lisans


32

Examining Young Consumers‟ Exploratory Buying Behaviour Tendencies in

Online Purchasing in Terms of Personality Traits

Metin SAYGILI

* Zeliha ERSOY

** Esra BALKANCI

*** M. Emre USLU

****

Abstract

In this study, it is aimed to investigate the exploratory buying tendencies of young consumers

in online purchasing in terms of personality traits. Reviewing the exsisting literature, it is seen that

there has not been many studies conducted that look into exploratory buying tendencies regarding

online purchasing. It is thought that integrating personality traits to the subject, this research would be

a great contribution to the literature.

In this context, the target audience of this this study which utilizes quantitative research

method, consists of young consumers aged 18-24 who receive education in Sakarya University. In this

study, using convenience sampling method, 257 consumers were included in the sample group and the

results have been gathered from an applied survey. The datas from the survey has been tested with

SPSS 23.0 statistical analysis software and the findings were presented through tables.

With the aim of testing the hypothesis of the research, to determine whether young consumers'

heuristic purchasing tendencies differs according to personality traits, independent sample group t-test

was performed. As a result of the findings, it is seen that the heuristic purchasing tendencies of young

consumers may be differentiated according to their personality traits.

Keywords: Online Purchasing, Young Consumers, Exploratory Buying Behavior, Personality Traits

Jel Code: M30, M31

* Sakarya University Institute of Social Sciences, Department of Business Administration, Production

Management and Marketing, PhD Student. [email protected] **

Sakarya University Institute of Social Sciences, Department of Business Administration, Production

Management and Marketing, Graduate Student. [email protected] ***

Sakarya University Institute of Social Sciences, Communication Design and Media, Media and

Communication Studies, Graduate Student. [email protected] ****

Sakarya University Institute of Social Sciences, Department of Business Administration,

Management and Operations, Graduate Student. [email protected]


33

Yabancı Uyruklu Öğrencilerin Mal ve Hizmet Satınalma Davranışlarının

İncelenmesi: Sakarya Üniversitesi Örneği

Tabriz ABDULMANAFOV* Uğur ACĠCBE

** Battal ġAHĠN

***

Özet

Bu çalıĢmanın amacı Türkiye‘de öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin satın alma

davranıĢlarını incelemektir. Yabancı bir ülkeden Türkiye‘ye öğrenim amaçlı gelen öğrencilerin

yabancı bir ülkede, aĢina olmadıkları marka, mal ve hizmetleri tercih ederken hangi faktörlerin

belirleyici olduğu tespit edilmeye çalıĢılacaktır. Bu amaçla Sakarya Üniversitesinde öğrenim gören

yabancı uyruklu öğrenciler üzerine alan çalıĢması yapılacaktır. Veri toplama aracı olarak anket

yöntemi kullanılacaktır. Toplanan veriler SPSS Amos istatistiksel uygulama programıyla analiz

edilecektir.

Anahtar Kelimeler: Satınalma, Satınalma DavranıĢları, Yabancı Öğrenciler, Anket Yöntemi

Investigation of Purchasing Behaviors of Foreign Students in Goods and

Services: The Case of Sakarya University

Abstract

The purpose of this study is to examine the purchasing behaviors of foreign students studying

in Turkey. It will be tried to determine which factors the students who come to Turkey from a foreign

country for studying purposes when they prefer brands, goods and services they are not familiar from

their own countries. For this purpose, field studies will be carried out on foreign students studying at

Sakarya University. Survey method will be used as data collection tool. The collected data will be

analyzed by SPSS / Amos statistical application program.

Keywords: Purchasing, Purchasing Behaviors, Foreign Students, Survey Method

* Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ĠĢletme A.B.D. Üretim Yönetimi ve Pazarlama

bölümü Yüksek lisans öğrencisi, [email protected] (yazıĢmacı yazar) **

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ĠĢletme A.B.D. Üretim Yönetimi ve Pazarlama

bölümü Yüksek lisans öğrencisi, [email protected] ***

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ĠĢletme A.B.D. Üretim Yönetimi ve Pazarlama

bölümü Yüksek lisans öğrencisi, [email protected]


34

Y Kuşağı Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin İş Hayatından Beklentileri

Semih DERELĠOĞLU*

Özet

Y kuĢağı 1980-2000 yılları arasında doğan ve günümüzde iĢ dünyasının çok önemli bir

kısmını teĢkil eden bir nesil olarak dikkat çekmektedir. Y kuĢağının önemli bir bölümü hâlihazırda

üniversitelerde eğitimine devam etmekte ve mezun olduklarında iĢ hayatına dair beklentileri

bulunmaktadır. Söz konusu Y kuĢağının iĢ hayatından beklentileri yöneticiler için önem taĢımaktadır.

Özellikle değiĢen iĢ süreçleri ve çalıĢanların emek yönünden ziyade ―bilgi‖ yönlerinin öneminin

artması ile birlikte kuĢakları anlamak ve onlara uygun zeminler yaratmak önem arz etmektedir. Bu

kapsamda Manisa‘da bir Meslek Yüksekokulda 242 öğrenci üzerine araĢtırma yapılmıĢtır.

AraĢtırma neticesinde öğrencilerin iĢ hayatında görüĢ ve önerileri özgürce dile getirme konusu

gündeme gelmiĢtir. Aynı zamanda son yıllarda her mecrada sıkça kullanılan sosyal medya araçlarını

kullanma noktasında öğrencilerin ihtiyaç duyup duymadığı ölçülmüĢtür. Bu çalıĢmanın amacı kuĢak

kavramını tanımlamak, bunları sınıflandırmak, Türkiye‘de yöneticilere iĢ hayatına katılacak Y kuĢağı

ile ilgili bilgi vermek ve Y kuĢağı ile ilgili özelliklerin Türkiye için de geçerliliğini koruyup

korumadığını tespit etmektir.

Anahtar Kelimeler: Y KuĢağı, KuĢak, Beklentiler, Gelenekseller, Büyük Bebek Patlaması

* Öğretim Görevlisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi – AlaĢehir MYO, Yönetim ve Organizasyon

Bölümü; Ege Üniversitesi ĠĢletme Doktora öğrencisi, [email protected]


35

Siyasi Parti Tipolojileri ve Demokrasi İlişkisi

Selcen ALTINBAġ*

Özet

Siyasi partiler zaman içerisinde ortaya çıkan değiĢimler sonucunda örgüt yapısı, partilerin

iĢlevleri, devletle olan iliĢkileri yönünden farklı sınıflandırmalara tabi tutulmuĢtur. Bu sınıflandırmalar

parti tipolojileri olarak adlandırılmıĢtır. Duverger‘in Kadro ve Kitle Partileri ile baĢlayan siyasi parti

tipolojilerini, Neumann Temsil ve BütünleĢme Partileri, Kirscheimer Hepsini Yakala Partileri,

Panebianco Profesyonel Partiler, Koole Modern Kadro Partiler, Katz ve Mair ise Kartel Partiler

Ģeklinde çeĢitlendirmiĢtir. Demokrasinin en önemli ve vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerin

zamanla çeĢitlenen tipolojilerine bakıldığında her bir sınıflandırmanın demokrasi ile iliĢkisinin de

farklılaĢtığı görülmektedir. ÇalıĢma siyasi parti tipolojilerinin demokrasi ile nasıl

iliĢkilendirilebileceğini tartıĢmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Siyasi Partiler, Demokrasi, Siyasi Parti Tipolojileri.

The Relation between Social Party Typology and Democracy

Abstract

The political parties have been subjected to different classifications in terms of organizational

structure, functions of the parties, and their relations with the state over time. These classifications are

defined as party typologies. Therefore, the political party typologies, that have been started with

Duverger's Cadre and Mass Parties, diversified by Neumann into the Parties of Representation and

Integration, by Panebianco the Electoral and Professional Parties, by Koole the Modern Cadre Parties

and lastly by Katz and Mair the Cartel Parties. When the various transformation of the Political Party

typologies is considered in time, the relationship between each classifications of political parties -as

and the most important and unavoidable elements of democracy- and democracy exhibits a

diversification. In this manner, this study discusses how the political party typologies can be related to

democracy.

Keywords: Political Parties, Democracy, Political Party Typologies.

Z0

* ArĢ. Gör. Selcen AltınbaĢ, Türk-Alman Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, Siyaset

Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, [email protected].


36

Türk Siyasi Tarihine Başkanlık Sistemi Tartışmaları Çerçevesinde Bir Bakış

Buse DUMANLI Türker YUNAL

Özet

Türk Siyasi Tarihi‘ne baktığımızda, ilk yazılı anayasa olan Kanuni Esasi (23 Aralık 1876) ile

birlikte Türk siyasi yaĢamında Parlamenter Sistem geleneğinin baĢladığı görülmektedir. Sonraki

süreçte çeĢitli değiĢim ve dönüĢümlere uğramasına karĢın, Parlamenter Sistem geleneği günümüze

kadar sürmüĢtür. Ancak zaman zaman mevcut sisteme alternatif olarak düĢünülen BaĢkanlık Sistemi,

daha yoğun bir Ģekilde gündeme getirilmiĢtir. Bu çalıĢmada, hükümet sistemi değiĢikliğine iliĢkin

yapılan tartıĢmalarda gündeme getirilen hususları ve Parlamenter Sistemin yerine ortaya atılan

BaĢkanlık Sistemi tartıĢmalarının Türk Siyasi Tarihi içindeki yerine dikkat çekilmiĢtir. ÇalıĢma nitel

araĢtırma yöntemiyle gerçekleĢtirilmiĢ olup, gözlem ve doküman incelemesine yer verilmiĢtir. Yapılan

araĢtırmalar, ortaya çıkan belirli krizler neticesinde sistem tartıĢmalarının daha yoğun bir Ģekilde ele

alındığını; bu bağlamda BaĢkanlık Sisteminin de söz konusu krizlerin aĢılması gerekçesiyle ortaya

atılıp savunulduğunu göstermektedir. Nitekim çalıĢmada, bu dönemler ayrıntılı olarak ele alınıp konu

ile ilgili çeĢitli analizlerde bulunulmuĢtur.

Anahtar Kelimeler: Sistem TartıĢmaları, BaĢkanlık Sistemi, Türkiye‘de Siyasi Kriz, Türkiye ve

BaĢkanlık.


37

Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Türkiye Perspektifinden Değerlendirilmesi

Yakup BÖYÜK*

Özet

Hükümet sistemi tartıĢmaları Cumhuriyetin kuruluĢundan çok partili hayata geçiĢe kadar

herhangi bir sorun teĢkil etmiyormuĢ gibi görünmektedir. Ancak çok partili hayata geçiĢle beraber,

siyasi ve ekonomik istikrar sağlayamayan hükümetlerin kurulmasıyla hükümet sistemi tartıĢmaları da

baĢlamıĢtır ve 1973 yılında Milli Selamet Partisi‘nin seçim beyannamesinde değinilmesiyle birlikte ilk

defa baĢkanlık sistemi tartıĢmaları baĢlamıĢtır. 1980'li yılların sonuna doğru tüm siyasiler ve medya

tarafından yeni sistem talebi tartıĢmalarını dile getirilmeye devam ederken bu krizin çözümünü

dönemin cumhurbaĢkanı Turgut Özal Amerikan tipi baĢkanlık sistemi olarak görmüĢtür.

Her ne kadar parlamenter sistemin getirdiği sorunlar nedeniyle yeni sistem arayıĢı uzun yıllar

sürmüĢ olshttp://mobil.hurriyet.com.tr/yazarlar/taha-akyol/baskanlik-sistemi-29061884a da, bu

arayıĢlar bir sonuca ulaĢamamıĢ, ancak 15 Temmuz darbesi sonrasında hız kazanmıĢtır. Ak Parti

Hükümeti tarafından Türk tipi yeni CumhurbaĢkanlığı sistemi olarak öne sürülen bu düzenlemeyle

parlamenter sistemden yeni bir yönetim sistemine geçilmesi için mecliste anayasa görüĢmeleri

yapılmıĢ ve bunun sonucunda referanduma gidilme kararı alınmıĢtır. Bu çalıĢmada siyasi

istikrarsızlığın nedeni olarak görülen parlamenter sistemin olumlu ve olumsuz yanları, getirilmek yeni

sistemin de güçler birliği ilkesiyle artıları ve eksileri literatür taraması yapılarak araĢtırılacaktır.

Anahtar Kelimler: CumhurbaĢkanlığı Sistemi, Türkiye, Ġktidar, Ekonomi Parlamenter Sistem

Evaluation of the Presidency System from Turkey Perspective

Abstract

The debates on the government system do not seem to constitute any problem from the

foundation of the Republic until the passage of multi-party life. However, with the multi-party moral

transition, the government system debates also began with the establishment of governments that could

not provide political and economic stability, and for the first time in 1973, the National Salvation Party

was mentioned in the election declaration, and debates on the presidential system for the first time

began. In the end of the 1980s, while all the politicians and the media continued to talk about the new

system demand debate, the era of the crisis was seen by President Turgut Özal as the American

presidential system.

Although the search for a new system continued for many years due to problems brought

about by the parliamentary system, these searches did not reach a conclusion, but it accelerated after

the July 15 coup. This arrangement, which was put forward by the AK Party Government as a new

Turkish Presidency system, was followed by parliamentary constitutional negotiations for a transition

from the parliamentary system to a new management system, and a decision was taken to refer to it.

The positive and negative sides of the parliamentary system, which is considered as the reason for

political instability, will be investigated in this study.

Keywords: Presidential System, Turkey, Ruling, Economy Parliamentary System

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Kamu Yönetimi 4.sınıf öğrencisi, [email protected]


38

Siyasal Parti Tipleri Üzerine İncelemeler

Mustafa Zafer SOYDAM*

Özet

Siyasal partiler çağdaĢ olarak 19.yüzyıldan itibaren Batı Avrupa‘da oluĢtu. Burada karĢımıza

iki büyük devlet çıkar; Ġngiltere ve ABD.

Ġngiltere‘de ortaya çıkan ‗‘Whigler‘‘ ve ‗‘Troyler‘‘ Muhafazakar Parti‘yi ve Liberal Parti‘yi

yarattılar. A.B.D‘de de ise; 1787 anayasasının hazırlanma sürecinde ortaya çıkan kutuplaĢmalar

Demokrat Parti ve Cumuriyetçi Parti‘yi oluĢturdu. Ortaya çıkıĢ itibari ile kurulan ilk partiler kadro

partilerine birer örnektirler. Daha sonra, kadro partilerine; kitle ve totaliter parti tipleri de katılmıĢtır.

Hiç Ģüphesiz ki; siyasal katılım, günümüz değiĢen dünyasında oldukça önemli bir kavram

haline gelmiĢtir. Siyasal katılımda artık toplum daha fazla rol üstlenir ve bu rolü üstlenirken de bazı

önemli araçları kullanır. Bu önemli araçlardan, belki de en önemlisi olan; siyasal partilerdir. KiĢileri

iktidara yakınlaĢtırmayı veya iktidarı etkilemeyi sağlamaktadır. Biz bu yüzden bu çalıĢmamızda

siyasal partileri ele alıyoruz. Siyasal partilerin doğuĢunu, amacını, tiplerini ve parti sistemlerini

inceledikten sonra Türkiye‘de de oluĢan parti tiplerinden bahsediyoruz.

Anahtar Kelimeler: Parti Tipleri, Siyasal Partiler, Tek Parti

* Kastamonu Üniversitesi, ĠĠBF, SBKY, [email protected]


39

Türkiye‟de Uygulanan Hükümet Sistemleri ve Parlamenter Sistem ile

Cumhurbaşkanlığı Sistemi Karşılaştırması

ġükrü BĠTKĠN

*

Özet

Kuvvetler Birliği ve Kuvvetler ayrımı tartıĢması ülkemizde ve dünyada tartıĢılan önemli

konuların baĢında gelmektedir. Bu tartıĢmalardan ülkemiz de nasibini almıĢtır. Hükümet sistemi

tartıĢmaları neticesinde kuvvetler birliği ve kuvvetler ayrımı ilkeleri de ülkemizde canlılığını korumayı

baĢarmıĢtır. Bu makalemizde bu iki kavramın açıklaması yapılarak sistemler üzerindeki etkisi

değerlendirilecektir.

Devlet içerisinde ―kuvvetler‖ veya ―erkler‖ denildiğinde aklımıza gelen ilk Ģey Ģüphesiz

yasama, yürütme ve yargı organlarıdır. Bu organların birbirleri ile olan iliĢkileri ise zamanla bu iki

kavramı ortaya çıkarmıĢ ve önemli birçok düĢünürün tezler ortaya koymasına neden olmuĢtur. Bu

düĢünürlerin baĢında John Locke ve Montesquieu gelmektedir. ġüphesiz ikisinin de öne sürdükleri

tezleri ile Anayasa Hukukumuzun ve Ġdare tarihimizin Ģekillenmesinde son derece önemli etkileri

olmuĢtur. Kuvvetler birliği denildiğinde; Yasama, Yürütme ve Yargı organlarının tek bir elde

toplanması ifade edilmektedir. Kuvvetler Ayrımı ise bu üç organın yetki ve görev bakımından

bağımsız olmalarını ve farklı kurumların elinde bulundurulmasını ifade etmektedir. ġüphesiz siyasi

tarihimize bakan her kiĢi bu iki sisteminde ülkemizde uygulandığını kolaylıkla görebilmektedir.

Ardından bu makalemizde Anayasalarımız tek tek değerlendirilip kuvvetler birliği veya kuvvetler

ayrılığını benimseme açısından sınıflandırılacaktır. Kuvvetler birliği ve kuvvetler ayrılığı

kavramlarından hareketle hükümet sistemi kavramına ulaĢılacak ve hükümet sistemlerinin

sınıflandırılmasında bu iki kavramın öneminin altı çizilecektir. Ardından anayasalarımızda yer alan

hükümet sistemleri sistematik olarak değerlendirilecek olup son olarak ülkemizde uygulanan sistem ile

geçmek istenilen sistem olan CumhurbaĢkanlığı sistemi karĢılaĢtırması yapılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Hükümet Sistemi, Montesquieu, John Locke, Yasama, Yürütme, Yargı, Anayasa

Hukuku

* Karabük Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Öğrencisi,

[email protected]


40

Uluslararası Patent ve Teknoloji Değerleme Yöntemleri Üzerine Literatür

Taraması

Tuna Can GÜLEÇ

* Batuhan Fatih MOLLAOĞULLARI

**

Özet

Bu çalıĢmanın amacı üzerinde çok sayıda teori kurulmuĢ patent ve teknoloji değerleme

yöntemlerini de kapsayan entelektüel sermaye kavramıyla ilgili klasik ve güncel çalıĢmalardan bir

derleme oluĢturarak yazına konu ile ilgili kapsamlı ve güncel bir derleme eklemektir. ÇalıĢma

öncelikle Entelektüel sermayeyi tanımlamakta ve yazında genel olarak kabul görmüĢ ayrım ve

kavramlara değinmektedir. Sonrasında entelektüel sermayenin ölçümüyle ilgili klasik fakat önemli

teorilere deyinin çalıĢma, son bölümde konuya daha güncel yaklaĢımları içeren çalıĢmaları derlemekte

ve bu verilerle yazında ilerleyiĢ yönünü yorumlamaktadır.

Anahtar Kelimeler: Entelektüel Sermaye, Patent Değerleme, TMS 38

JEL Kodu: G00, G19

Literature Review on International Patent and Technology Valuation Methods

Abstract

The purpose of this study is to provide a comprehensive and up-to-date review on the subject

by creating a compilation of classical and current studies on the concept of intellectual capital,

including a number of theoretical foundations of patent and technology valuation methods. The study

first defines intellectual capital and refers to generally accepted distinctions and concepts in the

literature. The study of classical and important theories about the measurement of intellectual capital is

followed by a review of studies that include more up-to-date approaches to the subject in the last

section.

Keywords: Intellectual Capital, Patent Valuation

JEL Code: G00, G19

* AraĢtırma Görevlisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, [email protected].

** AraĢtırma Görevlisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, batuhan_mollaogulları@cbu.edu.tr.


41

Türkiye Muhasebe Standartları (20) Kapsamında Devlet Teşviklerinin

Muhasebeleştirilmesi ve Devlet Yardımlarının Açıklanması Üzerine Bir

İnceleme

Filiz ASLAN* Suat MIHLI

**

Özet

ÇalıĢmanın amacı, Türkiye Muhasebe Standartları‘ndan biri olan ―Devlet TeĢviklerinin

MuhasebeleĢtirilmesi ve Devlet Yardımlarının Açıklanması‖ standardı kapsamında gerek

muhasebeleĢtirilmeleri gerekse elde etme kıstasları bakımından farklılıklar bulunan Devlet TeĢvikleri

ve Devlet Yardımları‘nı örneklerle açıklamaya çalıĢmaktır. Ülkeler, ekonomik amaçlarını

gerçekleĢtirmek için birçok politikaya baĢvurmaktadırlar. Devlet teĢvikleri de ülkelerin uyguladıkları

politikalardan birisidir. GeliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerdeki iĢletmeler çeĢitli nedenlerle devlet

desteğine baĢvurmaktadırlar.‘Sosyal Devlet‘ olma ilkesinin bir gereği olarak da kendi çıkarlarını ikinci

plana atıp ekonominin yapı taĢı olan iĢletmelerin kalkınabilmeleri için gerek maddi destek sağlamak,

gerekse onlardan tahsil ettiği vergilerde indirime gitmek gibi maddi olmayan destekler sağlamak

devletin görevidir. Yeni teĢvik sistemimizde Katma Değer Vergisi Ġstisnası, Gümrük vergisi muafiyeti,

Vergi Ġndirimi, Sigorta Primi ĠĢveren Hissesi Desteği, Gelir Vergisi Stopajı Desteği, Sigorta Primi

Desteği, Faiz Desteği, Yatırım Yeri Tahsisi, Katma Değer Vergisi Ġadesi gibi destek unsurları

bulunmaktadır. Söz konusu teĢviklerin nasıl muhasebeleĢtirileceği TMS 20 standardının konusunu

oluĢturmaktadır ve bu standart iĢletmelerin almıĢ oldukları teĢvikleri Sermaye YaklaĢımı ve Gelir

YaklaĢımı Ģeklinde iki yaklaĢım ile muhasebeleĢtirmelerine olanak tanımaktadır. ÇalıĢmamızda

parasal teĢvikler, parasal olmayan teĢvikler gibi devlet desteklerinin nasıl muhasebeleĢtirileceği,

standardın kullanıma olanak tanıdığı iki yaklaĢımla ayrı ayrı örneklenmeye, bu iki yaklaĢımın iĢletme

ve devlet perspektifinde avantaj ve dezavantajları ortaya konmaya çalıĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Türkiye Muhasebe Standartları, TMS 20, Yeni TeĢvik Sistemi, Devlet TeĢvikleri,

Devlet Yardımları

JEL Code: M4: Accounting and Auditing - M41: Accounting

Abstract

The purpose of the study is to exemplify Government Incentives and Government Aids in

which there are differences in terms of both accounting and acquisition criteria under the standard of

"Accounting of Government Incentives and Disclosure of Government Aids" which is one of the

Turkish Accounting Standards. Countries are resorting to various policies to achieve their economic

goals. Government incentives are also one of these policies of the countries. Businesses in developed

and developing countries are resorting to the government incentives for various reasons. In accordance

with being "Social State", it is the duty of the state to financially support the development of

businesses by pushing her own interest into the background and also to provide intangible support such

as reduction in taxes that she collects from them. In our new incentive system, there are support

elements such as Value Added Tax exemption, Customs duty exemption, Tax Deduction, Insurance

Premium Employer's Share Support, Income Tax Withholding Support, Insurance Premium

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ĠĢletme Anabilim Dalı – Muhasebe

Finansman Tezli Yüksek Lisans Programı, [email protected]. **

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ĠĢletme Anabilim Dalı – Muhasebe

Finansman Tezli Yüksek Lisans Programı, [email protected].


42

Assistance, Interest Support, Investment Space Allocation and Value Added Tax Return. How these

incentives in question will be accounted is the subject of the TMS (Turkish Accounting Standards) 20

standard and this standard enables businesses to account the incentives that they have taken with two

different approaches named as the Capital Approach and the Income Approach. In my study, we have

tried to put forward how government incentives such as financial and non-financial incentives are

accounted, exemplify two different approaches that the standard enables to use and reveal advantages

and disadvantages of these two approaches from the state and business perspectives.

Keywords: Turkey Accounting Standards, TAS 20, the New Incentive System, Government

Incentives, State Aids

JEL Code: M4: Accounting and Auditing - M41: Accounting


43

Sermaye Bütçelemesinin Önemi ve Sermaye Bütçeleme Yöntemlerinin Örnek

Uygulaması

Mehmet ELHAN

* Aslınur DEMĠR

**

Özet

Rekabetçi piyasa ekonomilerinde faaliyette bulunan firmalar varlığını devam ettirmek için ve

piyasa değerini arttırmak için sürekli yatırım yapmak zorundadırlar. Aksi takdirde firmalar varlığını

devam ettiremezler. Yatırım kararları, iĢletmelerin gelecek yıllardaki durumunu belirleyici nitelikte

kararlar olduğundan iĢletmeler açısından hayati önem taĢıyan kararlarıdır. Sabit sermaye yatırımları

piyasa ekonomilerinde tüm Ģirketler için bir zorunluluk olduğu kadar, aynı zamanda büyük harcama da

gerektirir. Bu yüzden doğru bir Ģekilde yapılmıĢ yatırımlar iĢletmenin gelirini ve piyasa değerini

yükseltirken, yanlıĢ bir yatırım kararı iĢletmeyi iflasa bile sürükleyebilir. ÇalıĢmada, firmalar açısından

sermaye bütçelemesinin önemini sermaye bütçeleme yöntemleri ile birlikte; Net Bugünkü Değer, Geri

Ödeme Süresi, Ġskonto EdilmiĢ Geri Ödeme Süresi, Ġç Getiri Oranı, Karlılık Endeksi ve BaĢabaĢ

Analizi ile örnek uygulama üzerinde gösterilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Sermaye Bütçelemesi, Yatırım, Net Bugünkü Değer, Geri Ödeme Süresi, Ġskonto

EdilmiĢ Geri Ödeme Süresi, Ġç Getiri Oranı, Karlılık Endeksi ve BaĢabaĢ Analizi

Jel Kodu: G31

Abstract

Companies operating in competitive market economies have to invest continuously to

maintain their presence and to increase their market value. Otherwise, they can not maintain their

presence. Investment decisions are crucial decisions in terms of businesses, as businesses have

decisions that determine the situation in the coming years. Fixed capital investments are a necessity for

all companies in market economies, as well as large expenditure. This means that investments made in

the right way can drive the execution of a wrong investment decision while raising the operating

income and market value. In this study, the importance of capital budgeting in terms of companies,

with capital budgeting methods; together shown on the sample aplication, Net Present Value, Refund

Time, Discounted Refund Time, Internal Rate of Return, Profitability Index and Breakeven Analysıs.

Keywords: Capital Budgeting, Investment, Net Present Value, Refund Time, Discounted Refund

Time, Internal Rate of Return, Profitability Index, Breakeven Analysis

Jel Code: G31

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi – Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi / ĠĢletme Bölümü 4. Sınıf

Öğrencisi, [email protected] **

Manisa Celal Bayar Üniversitesi – Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi / ĠĢletme Bölümü 3. Sınıf



44

Öğrencilerin Muhasebe Meslek Etiği Algısı: Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve

İdari Bilimler Fakültesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma

Yağmur ÇELĠK

* Aslı DUMAN

** Filiz ASLAN

*** Vildan ġEN

****

Özet

Muhasebenin en önemli amaçlarından biri; finansal bilgi kullanıcılarına faydalı ve doğru

finansal bilgiler sunmaktır. Muhasebenin bilgi sunma iĢlevi göz önüne alındığında; muhasebe

verilerinin düzenli, doğru ve güvenilir bir Ģekilde sunulabilmesinde yasal düzenlemelerin tek baĢına

yeterli olmadığı ve meslek etik ilkelerine ihtiyaç duyulduğu yadsınamaz bir gerçektir.

Bu çalıĢmada; Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

öğrencilerinin etik kavramının algılanmasına yönelik; mesleki etik kuralları yönetmeliği kapsamında

yer alan dürüstlük, tarafsızlık, gizlilik, mesleki yeterlilik ve özen ve mesleki davranıĢ gibi etik boyutlar

baz alınarak bir analiz yapılmıĢtır. Ayrıca meslek etiği düzenlemelerine ve uygulamalarına katkıda

bulunmak amaçlanmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Etik, Meslek Etiği, Muhasebe Meslek Etiği. Jel Code: M1

Abstract

One of the most important purposes of accounting is To provide useful and accurate financial

information to financia linformation users. When considering thein formation presentation function of

the accountant It is a fact that legal regulations alone are not sufficient and that Professional ethics

principles are needed in order to present accounting data in a regular, correct and reliable way.

In this study; Manisa Celal Bayar University Faculty of Economics and Administrative

Sciences aims to perceive the students' ethical concept; An analysis has been made based on the ethical

dimensions such as honesty, impartiality, confidentiality, Professional competence and care and

Professional behavior which are included in the regulation of Professional ethic rules. It is also

intended to contribute to the regulation and implementation of Professional ethics.

Keywords: Ethics, Business Ethics, Accounting ProfessionEthic.

Jel Code: M1

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ĠĢletme – Muhasebe Finansman Tezli

Yüksek Lisans, [email protected] **


Yüksek Lisans ***


Yüksek Lisans ****


Yüksek Lisans


45

Kırgızistan ve Çin‟de Lisans Seviyesinde Muhasebe Eğitiminin Karşılaştırılması

Zhainagul ATAMBEKOVA* Xiayida MAĠMAĠTĠ

**

Özet

Teknolojik ve ekonomik geliĢmelerin muhasebe uygulamalarında değiĢim yaratan

KüreselleĢme, günümüzde artık muhasebe eğitiminde de değiĢimi gerekli kılmaktadır. KüreselleĢme

sonucunda muhasebenin artan önemi, muhasebe eğitimi ile ilgili yapılan çalıĢmaları da arttırmıĢtır.

Muhasebe eğitimi, akademik bilgi kazandıran muhasebe kuramı ile muhasebe uygulamalarından

oluĢan bir bütündür. Muhasebe eğitimi veren temel eğitim kurumları da iĢletmelerin beklentilerini göz

önüne alıp verdikleri muhasebe eğitiminin kalitesini arttırmalı ve piyasa koĢullarında

uygulanabilirliliğini sağlamalıdır. Muhasebe eğitiminin, muhasebe mesleğindeki değiĢen

gereksinimleri karĢılayabilmesi için muhasebe meslek kuruluĢlarına önemli görevler düĢmektedir. Bu

nedenle muhasebe eğitim programları da değiĢime açık olmalı ve iĢ dünyasının gereksinim duyduğu

muhasebe elemanlarını yetiĢtirmelidir. Bu çalıĢmanın amacı, Kırgızistan ve Çin‘de lisans seviyesinde

verilen muhasebe eğitimini karĢılaĢtırmaktır. Bu maksatla, Kırgızistan ve Çin‘deki muhasebe eğitim

sistemi ve mevcut durum incelenerek, Muhasebe eğitiminden beklentiler ve karĢılaĢılan sorunlar

karĢılaĢtırılmakta ve eğitimde yaĢanan geliĢmeler ele alınmaktadır. Bu çalıĢma bu konuda araĢtırma

yapanlara yarar sağlayacak teorik bir araĢtırmadır.

Anahtar Kelimeler: KüreselleĢme, Muhasebe Eğitimi, Muhasebe Eğitim Programları

Comparison of Accounting Education in Kyrgyzstan And China in Bachelor

Level

Abstract

Globalization is a situation which creates a change in accounting practices of technological

and economic developments in recent days it creates change in the accounting education. As a result of

globalization, the importance of accounting has also increased the studies about accounting education.

Accounting education is a combination of accounting theory and accounting practices that provide

academic knowledge. The basic education institutions that provide accounting education should also

increase the quality of accounting education and make them applicable to market conditions

considering the expectations of the enterprises. There is a great deal of responsibility for accounting

professional bodies in order for accounting education to meet the changing requirements of the

accounting profession. For this reason, accounting education programs must also be open to change

and raise the accounting staff that the business world needs. The aim of this study is to compare

accounting education at the undergraduate level in Kyrgyzstan and China. For this purpose, the

accounting education system in Kyrgyzstan and China at the present situation are examined and the

expectations and the problems encountered in accounting education are compared also the

developments in education are discussed. This is a theoretical research that will benefit researchers in

this field.

Keywords: Globalization, Accounting Education, Accounting education programs

* Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek lisans öğrencisi

** Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek lisans öğrencisi


46

Satın Alma Gücü Paritesi Türkiye‟de Geçerli Mi?

ArĢ. Gör. Abdullah Emre Çağlar* Öğr. Gör. Tahsin Avcı

**

Özet

ÇalıĢmanın amacı literatürde geniĢ yer kaplayan satın alma gücü paritesinin (SAGP)

Türkiye‘de geçerli olup- olmadığını araĢtırmaktır. Bu amaçla 2003 Ocak- 2015 Aralık tarihleri

arasında aylık veriler ile reel efektif döviz kuru (DK) değiĢkeni kullanılmıĢtır. Ġktisadi literatürde,

SAGP aynı malın iki farklı yerde tek fiyat ile satılması gerektiğini öne sürmektedir. Bu açıdan

bakıldığında Tek fiyat kanunun geçerli olması ile SAGP‘nin geçerli olacağını göstermektedir.

SAGP kanununun araĢtırılması birçok açıdan ülkelere katkılar sağlayacaktır. Bunlardan

birincisi SAGP ile ulusal para birimin aĢırı ya da eksik belirlenmiĢ olup olmadığının kontrol

edilebilmektedir. Ġkincisi, parasal yaklaĢım modellerinde döviz kurunun belirlenmesinde önemli rol

oynamaktadır. Üçüncüsü ise, para politikalarının uzun ve kısa dönem dinamiklerinin belirlenmesinde

ciddi katkıları vardır. Ekonometrik literatürde, DK değiĢkeni birim kök içeriyorsa, SAGP kanununun

geçerli olmadığını göstermektedir. Aksine DK değiĢkeni durağan ise SAGP kanunun geçerli olduğu

sonucuna ulaĢılmaktadır.

ÇalıĢmada, yapısal kırılmayı dikkate alan Zivot ve Andrews (1992) birim kök testi ile DK

değiĢkeninin birim kök içerdiği sonucuna ulaĢılmıĢtır. Bu sonuç ise 2003 Ocak- 2015 Aralık tarihleri

arasında Türkiye‘de SAGP kanunun geçerli olmadığını göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Satın Alma Gücü Paritesi, Tek Fiyat Kanunu, Yapısal Kırılmalı Birim Kök

JEL Kodu: C10, F40

Is Purchasing Power Parity Valid In Turkey?

Abstract

The aim of this study is to examine whether taking large part in literature purchasing power

parity (PPP) is valid in Turkey or not. For this purpose, 2003 January-December 2015 monthly data

and real effective exchange rate variable are used. In the economical literature, purchasing power

parity (PPP) put forwards that same good should be sold at a single price. From this point of view, the

validity of single price law stipulates validity of purchasing power parity (PPP).

The investigation of purchasing power parity (PPP) law will contribute to the countries in many

respects. The first one of these is to be able to check whether national currency is determined excessive

or low by purchasing power parity (PPP). Second one, it plays an important role for determination of

exchange rate and monetary approach model. Third one, There are serious contributions in determining

the long and short term dynamics of monetary policies. In the econometric literature, if real effective

Exchange rate contains unit root, it reveals purchasing power parity (PPP) law isn‘t valid. On the

contrary, if real effective exchange rate is stable it can be inferred that purchasing power parity (PPP)

law is valid.

In the study, it is determined that real effective exchange rate variable contains unit root by

Zivot and Andrews (1992) unit root test taking into consideration structural break. This result indicates

* Akdeniz Üniversitesi, Ġ.Ġ.B.F, Ekonometri Bölümü, [email protected]

** Pamukkale Üniversitesi, Çivril MYO, Finans Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü, Bankacılık ve

Sigortacılık Programı, Öğretim Görevlisi, [email protected] (Sorumlu Yazar).




47

that purchasing power parity (PPP) law isn‘t valid in Turkey between 2013 January and 2015

December period.

Keywords: Purchasing Power Parity, Single Price Law, Structural Break Unit Root Test

JEL Codes: C10, F40


48

Dış Ticaret Girişimciliği Eğilimlerinin İncelenmesi Üzerine Bir Araştırma:

Uluslararası Ticaret Öğrencileri Örneği

Ummuhan DOYGUN* Metin SAYGILI

**

Özet

GiriĢimcilik kavramı günümüzde büyük bir yankı uyandırarak herkesin ve her kesimin üzerinde

yoğunlaĢtığı bir konu haline gelmiĢtir. GeliĢmiĢ ülkelerin yanı sıra geliĢmekte olan ya da ekonomik

yapısında sorunlar yaĢayan ülkeler ekonomilerindeki istikrarı sağlama, rekabet üstünlüğünü

kazanmanın yanı sıra dıĢ ticaret dengesizliğini giderme gibi birçok etmenden dolayı izlemesi gereken

temel politika dıĢ ticaret giriĢimciliğini arttırmaktır. Bu yönüyle dıĢ ticaret giriĢimciliği ülkelerin

ihracat potansiyellerini arttırmada önemli katkılar sağlayan, sürekli olarak değiĢim ve geliĢim içinde

olan dünyamızda ihracata dayalı sanayileĢme yolunda önemli bir etken olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Bu bağlamda, bu araĢtırmada; potansiyel giriĢimci özelliği taĢıyan üniversite öğrencilerinin dıĢ

ticaret giriĢimciliğine eğilimlerini incelemek amaçlanmaktadır. Üniversite öğrencilerinin giriĢimciliğe

eğilimleri/giriĢimcilik potansiyeli hakkında literatürde birçok çalıĢma bulunmasına rağmen dıĢ ticaret

giriĢimciliği üzerine yapılan çalıĢma sayısı oldukça sınırlıdır. AraĢtırmanın bu yönüyle hem literatüre

hem de bu alanda çalıĢma yapan araĢtırmacı ve uygulayıcılara önemli bir katkısının olacağı

düĢünülmektedir.

Nicel araĢtırma yöntemine göre tasarlanmıĢ araĢtırma yaklaĢımının benimsendiği bu

araĢtırmanın ana kütlesini, bir kamu üniversitesinde öğrenim görmekte olan uluslararası ticaret bölümü

öğrencileri oluĢturmaktadır. AraĢtırmanın örneklemi, kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak

belirlenmiĢ ve veriler yüz yüze anket aracılığıyla toplanmıĢtır. Veriler SPSS 21.0 istatistiki analiz

programı ile test edilmiĢ ve elde edilen bulgular tablolar aracılığı ile sunulmuĢtur.

Anahtar Kelimler: GiriĢimcilik, DıĢ Ticaret GiriĢimciliği, Uluslararası Ticaret

Jel Kodu: M13, F40

A Study for Being Examined the Inclination of Foreign Trade

Entrepreneurshıp: An Example of International Trade Students

Abstract

Notion of entrepreneurship turned out to be a matter by creating a considerable reaction, which

all segments and everyone concentrated on. Not only developed countries but also developing countries

and the countries that have some problems about their economic structure enhance their foreign trade

entrepreneurship in order to provide stability and gain competitive superiority. They also desire to

remove the imbalance in their foreign trade by increasing this process. From this aspect, foreign trade

entrepreneurship emerges as a factor in the way of industrialization based on export in our World which

is constantly changing and developing, providing important contributions to increase the export

potential of countries.

In this context, this survey‘s primary objective is to examine the inclinations about foreign

trade entrepreneurship of university students who have a potential enterprising. Although university

* Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası Ticaret Anabilim Dalı, Yüksek Lisans


Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası Ticaret Anabilim Dalı, Yüksek Lisans



49

students have a lot of studies about the potential of entrepreneurship in literature, studying number on

foreign trade entrepreneurship is actually pretty restricted. It is thought that this study is going to make

a significant contribution both to the literature and to the researchers working on this field.

The main stream of this research which is based on studying approach designed according to the

quantitative research method, comprises international trade department students that study in a public

university. The samples of this research was determined by using sampling method and datas were

gathered through face to face surveys and these datas were tested with the SPSS 21.0 statistical analysis

programme and the findings were presented through tables.

Keywords: Entrepreneurship, Foreign Trade Entrepreneurship, International Trade

Jel Classification: M13


50

İnovasyon ve 4.Sanayi Devrimi

Mukaddes ERDOĞAN*

Özet

Ġnovasyon, bir iĢletmenin yeni veya üzerinde değiĢiklik yapılmıĢ bir ürün veya hizmetten

ticari bir gelir elde etmesidir. Ürün, hizmet, pazarlama ve tüm organizasyonel yapı için inovasyon

yapılabilir. Ġnovasyon ile mal veya hizmet üretim süreçlerini birbirinden ayırmak mümkün değildir. Bu

bağlamda 1.sanayi devriminden günümüze kadar, rekabet avantajı elde edebilmek ve sürdürülebilmek

için, mal veya hizmet üretim süreçlerinde inovasyon bir zorunluluktur. Bununla birlikte, artan rekabet

koĢulları ve sürekli geliĢen teknoloji sayesinde iĢletmelerin müĢteri memnuniyeti ve pazarda etkinliğini

sürekli kılabilmek için yaptığı çalıĢmalar ve 4. Sanayi Devrimiyle birlikte anlam kazanan siber fiber

sistemler konuları da günümüzün en önemli konularından biridir. 4. Sanayi devrimi, robotların üretimi

tamamıyla devralıp, daha kaliteli, ucuz, hızlı ve daha az israf yapan bir üretim yapmasıdır.

Bu çalıĢmada, inovasyon ve son dönemlerde adını sıkça duymaya baĢladığımız 4. Sanayi

Devrimi kavramları, inovasyon türleri hakkında kısa bilgi verilmiĢ, inovasyon ve 4.Sanayi Devrimi

arasındaki iliĢki incelenmeye çalıĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Ġnovasyon, 4. Sanayi Devrimi, Siber fiber sistemler

Jel Kodu: O30, O31, O14

Abstract

Innovation means that the companies attain a commercial income from a new or modified

product or service innovation can be done for product, service, marketing and all organizational

structures, it is impossible to separate between innovation and production processes of goods or

services in this context from 1st industrial revolution to the present day, to get and sustain competition

advantage, innovation in production process of goods or services is a necessary. In addition thanks to

increasing competition and constantly developing technology, customer satisfaction and the activities

that company has done to keep sustainability in the market, and syber (fiber) system issues which has

become meaningful with 4th industrial revolution is one of the most important issues in today‘s. The

4th revolution is that robots completely take over production and make more quality, cheaper, faster

and less wasteful production.

In this study, there is a brief information on innovation, types of innovation and consept of the

4th industrial revolution we have often heard about in recent years. The relationship between the

innovation and 4th industrial revolution was tried to be studied.

Keywords: Innovation, 4th Industrial Revolution Syber (fiber) System

* Dumlupınar Üniversitesi, Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksek Okulu, Bilgi Yönetimi Bölümü



51

Teknoloji ve İnovasyonun Ekonomik Büyümeye Katkısı

Enes ALTIOK* Yusuf Yiğitcan YILDIRIM

**

Özet

Bu çalıĢmanın temel amacı teknolojik geliĢme ve inovasyonların ekonomik büyümeye olan

katkılarını ortaya koymaktır. Teknolojik geliĢmelerin yarattığı etkiler, ekonomik dönemlere ayrılarak

incelenmiĢtir. Teknolojik geliĢmelerin baĢlangıcı olarak sanayi devrimi ele alınmıĢtır. Sanayi devrimi

gerçekleĢtikten sonra dünya ülkeleri geliĢmiĢ ülkeler ve geliĢmekte olan ülkeler olmak üzere ikiye

ayrılmıĢtır. Sanayi devriminden önce ülkelerin zenginlik düzeyi, ekonomilerinden çok toprakların

verimli olup olmamasına ve askeri güçlerine dayanıyordu. Sanayi devrimini kendi bünyesinde

gerçekleĢtiren ülkelerin yaĢadığı ekonomik büyüme ile diğer ülkeleri geride bıraktıkları ve bu

değiĢimin bilgi ve teknolojinin en büyük güç olduğu yenidünya düzenine geçiĢi sağladığı görülmüĢtür.

Sanayi devrimine katılan ülkelerin günümüzdeki geliĢmiĢlik düzeyleri ve sanayi devrimine katılmayan

ülkelerin günümüzdeki geliĢmiĢlik düzeyleri karĢılaĢtırılmıĢtır. Teknolojinin yanında inovasyonun

önemi ve ekonomik geliĢmiĢlik seviyesine yaptığı katkısı incelenmiĢtir. ÇalıĢmada yer alan ülkelerin

(ABD, TÜRKĠYE, ĠNGĠLTERE, ROMANYA) ar-ge harcamalarına ayırdıkları paylar

karĢılaĢtırılmıĢtır. Ortaya çıkan sonuçlara göre Türkiye'nin ar-ge harcamaları konusundaki eksiklikleri

yorumlanmıĢtır. Sonuç olarak Türkiye'nin yaptığı ar-ge harcamalarının yetersiz olduğu görülmüĢ ve

ekonomiyi güçlendirebilmesi için ar-ge harcamalarını arttırması gerektiği ortaya çıkmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Teknoloji, Ġnovasyon, Ekonomik Büyüme, Arge Harcamaları

JEL Kodları: O00, O10,O50

Abstract

The main purpose of this study is to reveal the contribution of technological developments

and innovations to the economic growth. The effects based on technological developments have been

researched by separating into economic cycles. The industrial revolution has been taken as the

beginning of the tecnological advance. After the industrial revolution, World countries have been

separate into two categories: developed countries and developing countries. Before the industrial

revolution, nations level of wealth used to base on productivity of their sail and armaments rather than

their economies. The countries which have realised industrial revolution by themselves have left

behind other countries with economic growth and thanks to this changing they have achieved passing

in the new World order where information and technology is the biggest power. Along with

technology, the importance of innovation and its benefit to the level of economic development has

been examined.

The percentage being allocated for research development expenses of the countries which

have taken part in this study (USA, TURKEY, ENGLAND, ROMANĠA) has been compared.

According to the results, Turkey‘s deficiency in research development expenses has been

commentated. As a result, it is seen that Turkey‘s research development expenses are insufficient and

in order to strengthen the economy, Turkey has to raise research development expenses.

Keywords: Technology, Ġnnovation, Economic Growth, Research development expenses

JEL Code: O00, O10, O50

* Adnan Menderes Üniversitesi Ġktisat Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölümü, [email protected]

** Adnan Menderes Üniversitesi Ġktisat Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölümü

[email protected]


52

İşletmelerde İnovasyon Stratejileri ve Ar-Ge: Bir İşletme Örneği

Göksel KARTUM* Ali YILDIZ

** Erkan TURHAN

***

Özet

Günümüzde ekonomi, bilgiye giderek daha çok dayanır hale geldi. Bilgi artık, üretim

süreçlerinde bir destek unsuru değil, bizzat üretimin itici ve yaratıcı gücünü oluĢturuyor. Ekonomiyi

büyütecek iĢlerin, ağırlıklı olarak, bilgi temelli iĢler olduğunu görüyoruz. Ülkemizin ilk 10 ekonomi

arasında olma hedefini gerçekleĢtirmesinde en temel ve öncelikli unsur bilgi ekonomisine geçmemizi

sağlayacak temel politikaların oluĢturulmasıdır. Ġnovasyon tam da burada devreye girmektedir.

Ġnovasyon, bir ülke için sürdürülebilir büyüme, toplumsal gönenç ve artan iĢ olanakları anlamına

geldiğinden, inovasyon için gereken ortamın oluĢturulması devletler için birinci öncelik olarak kabul

edilir. Bu da baĢarıyla çalıĢan bir sistemin kurulmasını ve etkin politikaların tasarlanıp uygulanmasını

gerektirir.

Bu çalıĢmanın amacı iĢletmedeki Ġnovasyon ve Ar-Ge süreçlerinin geliĢimini incelemektir.

Nitel araĢtırma yönteminin uygulandığı araĢtırmada, çalıĢmanın desteklenmesi amacıyla Ġzmir ili

Atatürk Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Batel A.ġ. iĢletmesinin Ġnovasyon ve Ar-Ge süreci ele

alınmıĢtır. ÇalıĢma ile Ġnovasyon ve Ar-Ge çalıĢması yapacak iĢletmelere yol göstermesi ve ileride

yapılacak olan çalıĢmalara katkı sağlanması hedeflenmektedir.

Anahtar Kelimeler: Ġnovasyon, Ġnovasyon Stratejileri, Ar-Ge.

JEL Kodu: C8, L, O3

Innovation Strategies in Business and R&D: A Business Example

Abstract

In our day economy has become to be based on knowledge gradually. Now, knowledge is not

a support element in production processes, it constitutes itself driving and creative power of

theproduction. We see that works that will grow economy are mainly knowledge-based works. In

order to realize our country‘s aim to be among the first 10 economy, the most fundamental and the

highest priority element is to create basic policies that will allow us to pass economy of knowledge.

This is the place where innovation steps in. Because of the fact that innovation means

sustainablegrowth, social welfare and increasing job opportunities for a country, creation of the

environment required is accepted as a first priority for countries. And this requires the setup of a

successfully working system and design and implementation of efficient policies.

Aim of this study is to examine the development of Innovationand R&D processes in a

business. In the research, throughout which qualitative research techniques areimplemented,

Innovation and R&D process of Batel Inc. situated in Ġzmir province Atatürk Organized Industrial

Zone are examined in order to support the study. With this study, it is aimed to lead other business

that will do Innovation and R&D research and to contribute to future research done.

Keywords: Innovation, Innovation Strategies, R&D.

JEL Code: C8, L, O3

* Correspondent Author, Öğr. Gör., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Dalaman Meslek

Yüksekokulu, [email protected] **

Öğr. Gör., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Dalaman Meslek Yüksekokulu, [email protected] ***

Öğr. Gör., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Dalaman Meslek Yüksekokulu, [email protected]


53

Startup Kavramı Üzerine Ulusal Derleme

Sinem KIRLI

Nazlıhan KURAN Özet

Günümüz ekonomik Ģartları göz önüne alındığında teknolojik bilginin ticarileĢmesi

sonucunda sürekli revize edilmesi gereken alanlar ortaya çıkmıĢtır. Ortaya çıkan bu değiĢim yenilikleri

de beraberinde getirmiĢtir. Firmaların girdiği yeni iĢ modeli arayıĢı sonucunda yaratıcılığın ve farklı

fikirlerin ön planda olduğu projelerin hayata geçirilmesine olanak tanıyan Startup firmalar ortaya

çıkmıĢtır. GiriĢimcilerin gelecek potansiyeli taĢıyan projelerin hayata geçirilmesine olanak sağlayan

Startuplar yeni nesil yatırımcıların destekleri ile finanse edilmektedir. Dünyada baĢarılı olan bu yapının

Türkiye ekonomisinin de kaderini belirleyeceği düĢünülmektedir. Bu çalıĢmada amacımız Türkiye‘de

Startup firmaların kuruluĢ, büyüme aĢamaları hakkında bilgi vermek ve nasıl finanse edileceğine

açıklık getirmektir.

Anahtar Kelimeler: Startup, inovasyon, melek yatırımcı

National Review on Startup Concept

Abstract

Given today's economic conditions, there are areas that need to be constantly revised as a

result of the commercialization of technological knowledge. This change has brought innovations

together. As a result of the search for a new business model entered by the companies, Startup firms

emerged that allow creativity and projects with different ideas to be passed on to the future. Startups

are financed by the support of a new generation of investors, which allows entrepreneurs to pass the

illusion of projects that carry the potential of the future. It is thought that this structure which is

successful in the world will determine the fate of the Turkish economy. Our aim in this study is to

give information about the establishment, growth stages of startup companies in Turkey and to clarify

how to finance them.

Keywords: Startup, innovation, angel investor


54

İKY İşe Alım Sürecini Etkileyen Değişkenlerinin Belirlenmesi: Nitel Bir Çalışma

Merve BĠNGÖL

Özet

Ġnsan kaynakları departmanının en önemli görevlerinden biri, uygun özelliklere sahip olan

insanların iĢ yaĢamına kazandırılmasıdır. Bu doğrultuda iĢgören seçim sürecinde baĢvuran adaylar

arasından en uygununun seçilmesi, iĢe alınıp, çalıĢtırılması sürecinde etkili olan faktörlerin neler

olduğunun belirlenmesi bu çalıĢmanın amacıdır. Nitel araĢtırma yönteminin kullanıldığı çalıĢmada,

veri toplamak amacıyla derinlemesine görüĢme tekniği kullanılmıĢtır. Aralık 2016 tarihinde,

araĢtırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmıĢ veri toplama formu ile Konya‘da sanayi

sektöründe faaliyet gösteren bir Ģirketin üst düzey yöneticileri ile ortalama 30 dakika süren 3 görüĢme

yapılmıĢtır. Elde edilen veriler içerik ve betimsel analiz ile bulgulara dönüĢtürülmüĢtür. AraĢtırma

sonucunda, iĢgören adaylarının sosyo-demografik özellikleri, iĢ baĢvurusunda bulunan adayın önceki

iĢindeki mesleki geliĢimi, önceki iĢ yerinden neden ayrıldığı, tecrübesinin olup olmadığının, yabancı

dil düzeyi, iĢle ilgili yeterli bilgiye sahip olmasının iĢe alım sürecini en fazla etkileyen faktörler olduğu

belirtilmiĢtir. AraĢtırma sonucunda Ģirketin insan kaynakları-yetenek yönetimi ve iĢe alım sürecini

etkileyen değiĢkenleri belirlemede olumlu yönde bir tutum sergilediği sonucuna varılmıĢtır. Ayrıca

araĢtırma sonuçları doğrultusunda öneriler geliĢtirilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: ĠĢe Alım Süreci, Ġnsan Kaynakları, Yönetici, ĠĢgören Seçimi, Nitel AraĢtırma

JEL Kodu: M10, M12, M54

Determining Factors Affecting on HRM Recruitment Process: A Qualitative

Study

Abstract

One of the most important duties of human resources is providing jobs for people who has

appropriate skills. The purpose of this research, direct to employers` most appropriate choose for

hiring and which factors are effective in hiring and giving work in choosing process. Qualitative

research method has been used for this research and in-depth interview technique used for to gain data.

In December 2016, there was three thirty minutes meetings with one companies‘ higher level managers

in Konya in collaboration with semi-structured data for which is created by researcher. Data which has

gained converted to findings with context and analyses. End of the research employer sees the most

effective factors about hiring people as follows: employees‘ socio-demographic characteristics,

previous jobs‘ developments, reasons for leaving from previous jobs, if they have experience, foreign

language level and if they have enough knowledge about the job. As a result, company‘s human

resources has played positive role on management of skills and hiring people. Furthermore in lights of

conclusions of the research proposals have been made.

Kaywords: Recruitment Process, Human Resources, Manager, Employee Selection, Qualitative

Research

Gel Classification: M10, M12, M54

Ahi Evran Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, ĠĢletme Bölümü, 4. Sınıf öğrencisi

[email protected]


55

Personel Davranışlarından Kaynaklanan İş Kazalarının Önlenmesinde İnsan

Kaynakları Biriminin Önemi

Utku ERĠNÇ*

Özet

SanayileĢmeye bağlı olarak çalıĢanların maruz kaldıkları iĢ kazası ve meslek hastalıklarında

artıĢlar oldukça önemli oranlara ulaĢmıĢtır. Genel olarak iĢ kazaları, iĢçilerin eğitimsiz olması ve

dikkatli çalıĢmaması ile iĢverenlerin iĢ sağlığı ve güvenliği önlemlerini almamasından

kaynaklanmaktadır.

ĠĢ sağlığı ve güvenliği dünyada en önemli konular arasında yer almaktadır. Ülkemizde her 6

dakikada bir iĢ kazası olmakta, her 6 saatte de bir iĢçi hayatını kaybetmektedir. Bu emekçiler

evlerinden çıkarak çocuklarının geçimlerini sağlamak için çalıĢmak zorunda kalan 4 iĢçimizin

akĢamları evlerine dönememeleri anlamına gelmektedir. Ġstatistikler her 2,5 saatte 1 iĢçinin iĢ göremez

hale geldiğini ortaya koymaktadır. Bu çok acı bir durumdur. ĠĢ kazaları istatistiklerinde Avrupa'da ilk

sırayı, dünyada ise 3. sırayı almaktayız.

Yapılan araĢtırmalarda iĢ kazalarının yüzde 50'sinin kolaylıkla önlenebilecek kazalar olduğu,

yüzde 48'inin sistemli bir çalıĢma ile önlenebileceği, yüzde 2'sinin ise önlenemeyeceğini ortaya

çıkmıĢtır. Önlemek ödemekten ucuzdur mantığı ile hareket ederek; iĢyerlerinde tehlike kaynakları

belirlenip, oluĢabilecek riskler kontrol altına alınabilir ise iĢ kazalarının önüne geçmek en azından

oranlarını düĢürmek mümkün olabilir. Bu bağlamda, iĢçi sağlığı iĢ güvenli uzmanlarından oluĢan

profesyonel bir ekip gerekmektedir. Tüm bu uygulamalar iĢyerlerinde risk değerlendirme çalıĢmaları

olarak adlandırılmaktadır.

Bu çalıĢmada, ülkemizde gerçekleĢen iĢ kazalarının tespiti ve önlenmesi, personelin mesleki

ve teknik bilgileri vb. pek çok unsur değerlendirilerek çözüm ve öneriler tartıĢılacaktır.

Anahtar Kelimeler: ĠĢ kazası, Meslek hastalıkları, ĠĢçi Sağlığı, ĠĢ güvenliği

Jel Kodları: I18, J01, J81

Abstract

Increases in occupational accidents and occupational diseases, which workers are exposed to

due to industrialization, have reached considerable proportions. In general, work accidents are caused

by the fact that workers are not educated and that they are not careful and that employers do not take

measures for occupational health and safety.

Occupational health and safety are among the most important issues in the world. Every 6

minutes there is a work accident in our country, and every 6 hours a worker loses his life. This means

that the 4 workers who had to work to get their children out of their homes to make their livelihoods

will spend their evenings in their homes. Statistics reveal that 1 worker in every 2.5 hours has become

unable to work. This is a very painful situation. In the statistics of work accidents we take the first

order in Europe and the third order in the world.

It was found out that 50% of the work accidents could easily be avoided, 48% could be

avoided with a systematic study, and 2% could not be prevented. Avoid paying by pretending to act

with rationality; It is possible to reduce the rates of occupational accidents at least if the risk sources in

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, ÇalıĢma Ekonomisi ve

Endüstri ĠliĢkileri Bölümü Lisans Öğrencisi, [email protected]


56

the workplaces can be determined and the risks that can occur can be controlled. In this context, a

professional team of worker health safety experts is needed. All these applications are called risk

assessment studies at workplaces.

In this study, identification and prevention of occupational accidents in our country,

occupational and technical information of personnel, etc. Many elements will be evaluated and

solutions and suggestions will be discussed.

Keywords: Work accidents, Occupational diseases, Worker health, Work safety

Gel Codes: I18, J01, J81


57

Psikolojik Şiddet‟in Örgütsel Güvene Olan Etkisi: Hatay İlinde Büro

Çalışanlarına Yönelik Ampirik Bir Çalışma

Egemen DĠKAY*

Özet

Psikolojik Ģiddet, çalıĢma hayatının baĢlangıcından itibaren var olan ve süreç içerisinde

giderek yaygınlaĢan bir kavramdır. Büyük, orta ve küçük fark etmeksizin bütün iĢletmelerde varlığını

hissettiren psikolojik Ģiddetin, günümüzde iĢ dünyasının içerisinde yer alan bireyler daha fazla

farkındadırlar. Bundan dolayı çalıĢanlar önceki zamanlara göre kendilerine uygulanan psikolojik

Ģiddeti daha sıklıkla dile getirmektedirler.

Bu çalıĢma psikolojik Ģiddet kavramının büro çalıĢanları açsından örgütsel güvene olan

etkisini ölçmeyi amaçlamaktadır. ÇalıĢma Hatay ilindeki büro çalıĢanlarını kapsamakta olup kolayda

örnekleme yoluyla çalıĢanlar seçilmiĢtir. AraĢtırma kapsamında aktif iĢ yaĢamında olan 202 çalıĢana

anket yöntemi uygulanılmıĢtır. Anket oluĢtururken daha önceki çalıĢmalarda kullanılan ve güvenirliliği

test edilmiĢ ölçeklerden faydalanılmıĢtır.

ÇalıĢma sonunda psikolojik Ģiddetin, örgütsel güvenin 2 boyutu olan yöneticiye güven ile

çalıĢma arkadaĢlarına olan güvenin iliĢkileri incelenmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Psikolojik ġiddet, Örgütsel Güven, Büro ÇalıĢanları, Hatay

Jel Kodu: D-D2-D23

The Impact of Psychological Violence on Organizational Trust: An Empirical

Study on the Offıce Workers in Hatay

Abstract

Psychological violence is a concept that has existed since the beginning of the working life

and has become increasingly widespread in the process. Psychological violence, which makes its

presence felt in all businesses, large, medium and small, is now more aware of the individuals involved

in the business world. Because of this, employees often express the psychological violence applied to

them according to previous times.

This study aims to measure the effect of psychological violence on organizational security in

terms of office workers. Employees in the province of Hatay province were included, or employees

were selected through easy sampling. 202 study surveys were conducted for active research. The

questionnaire has not been used before and used and reliability tested.

At the end of the study, psychological violence, confidence in colleagues with confidence in

those with organizational trust 2 dimensions were investigated.

Keywords: Psychological Violence, Organizational Trust, Office Workers, Hatay

Jel Code: D-D2-D23

* Mustafa Kemal Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ĠĢletme A.B.D Tezli Y.L. Öğrencisi,

[email protected]


58

Psikolojik Yıldırma (Mobbing)

AyĢe Nur BALCILAR* Nuray AVCI

**

Özet

Mobbing terimi, psikolojik Ģiddet, baskı, kuĢatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı verme,

özellikle hiyerarĢik yapılanmıĢ gruplarda ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde, gücü elinde bulunduran

kiĢinin ya da grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun süreli sistematik baskı uygulaması olarak

tanımlanır. Mobbing, iĢ yerlerinde stresi ortaya çıkaran ve çalıĢanın verimini düĢüren önemli bir

kavram olarak görülmektedir.

Bu kavrama yönelik yapılan araĢtırmalar göstermektedir ki kamu ve özelliklede eğitim

sektöründe mobbing bu alanlarda çalıĢanlar arasında diğer sektörlerle kıyaslandığında daha fazladır.

Türkiye‘de genel olarak tüm örgütlerde özelliklede kamuda yaĢanan mobbing vakaları iĢ

yerinde baĢarılı ve yüksek performansa sahip kiĢilerin sindirilmesine ve duygusal tükenmiĢlik

yaĢamasına neden olmaktadır. Bu nedenle örgütlerde mobbing vakalarına yönelik yaptırımı olan

düzenlemelerin yapılması yararlı olacaktır.

Bu çalıĢmadaki amaç, günümüzde çalıĢanların iĢ tatminini, performansını, motivasyonunu,

örgüte bağlılığını olumsuz yönde etkilemekten baĢlayarak, bireylerde fizyolojik, psikolojik ve

davranıĢsal sorunlara yol açan psikolojik taciz konusunun, yapılan yerli ve yabancı araĢtırmalar

incelenerek, önemini, nedenlerini ve Türkiye‘de ki hukuksal geliĢimini ortaya koymaktır.

Anahtar Kelimeler: Mobing, psikolojik Ģiddet, baskı, örgüt.

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans,


Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans,

[email protected]


59

İş Bulmayı ve İş Bulma Süresini Etkileyen Kişisel Faktörlerin Analizi: Kayseri

Örneği Bu çalışma TUBİTAK 2209-A kapsamında desteklenmektedir. Proje No: 1919B011600191

Fatma IġIK Yrd. Doç. Dr. Burcu ORALHAN

Özet

Gelenek, görenek ve hukuk kuralları çerçevesinde aile; anne, baba ve çocuklardan oluĢan

toplumun en temel sosyal kurumudur. Düzenli toplumlar, düzenli ailelerin varlığı ile oluĢacağından

aile kavramına önem verilmelidir. Günümüzde yapılan araĢtırmalar neticesinde istatistiksel veriler

sonucunda boĢanma nedenlerinin birinci sırasında iĢsizlik gelmektedir. Bu durum da baĢta aile yapısı

olmak üzere topluma ve ülke yapısına zarar vermektedir. ĠĢsizlik gerek yerel gerek ülke ekonomisi için

önemli değiĢkenlerden biridir. Bunun yanında iĢsizlik süresi ise ne kadar uzun olursa o kadar fırsat

kaybı yaĢanacaktır. Bu sebeple iĢ bulma ve iĢ bulma süresini etkileyen değiĢkenlerin tespiti önem arz

etmektedir. ĠĢsizlik ve iĢsizlik süresi kiĢi üzerinde psikolojik, ekonomik, sosyal, toplumsal ve ülke

üzerinde olumsuz etki doğurmaktadır. BaĢlangıçta bir grup kiĢi için söz konusu olan iĢsizlik ve iĢsizlik

süresi problemi daha sonrasında artarak toplum içinde bir problem olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Ülkedeki bir toplumu etkileyen olumlu, olumsuz etki ülke ve geleceğini de etkilemektedir. Bu

çalıĢmanın amacı Kayseri‘de ĠġKUR‘a 2009 yılında kayıt yaptıran ve sonrasında iĢten çıkan kiĢilerin

tekrar iĢ bulma süreleri üzerinde etkili olan faktörler yaĢam analizi ile modellenmiĢtir. ĠġKUR‘dan

elde edilen değiĢkenler üzerinde bu değiĢkenlerin iĢ bulma süresine olan etkisi incelenmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: ĠĢsizlik, ĠĢ Bulma Süresi, YaĢam Analizi, Cox Regresyon Analizi, YaĢam

Tabloları

Jel Kodu: C41, J6, J64

The Analysis of Personal Factors Affecting Finding a Job and the Period of

Finding a Job: The Example of Kayseri

Abstract

Family is the most basic social institution consisting of mother, father and children in the

framework of customs and the rules of law. Regular societies are formed with the existence of regular

families, therefore; the concept of family should be given importance to. As a result of the researches

carried out today and through statistical data, the unemployment is in the first place of the reasons of

divorce. This situation does harm to the society and the structure of the country, especially the family

structure. Unemployment is one of the important variables of the local and national economy.

However, the longer the unemployment period, the more opportunities will be lost. For this reason, it

is important to determine the variables affecting the employment and the duration of finding a job.

Unemployment and the duration of unemployment has a negative impact on the person;

psychologically, economically, socially and also a negative impact on the country itself. The problem

of unemployment and the duration of unemployment lasting for a group of people in the beginning,

Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, ĠĢletme Bölümü Lisans 3. Sınıf


Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, ĠĢletme Bölümü Öğretim

Üyesi, [email protected]


60

then emerges as a problem within the society. The positive and negative impacts that affect a country

in the world are also affecting the country and its future. The aim of this study was modeled in Kayseri

for 2009 and the factors that had an effect on the employment time for those deserving the

unemployment benefit. These were also modeled by life analysis. The effect of these variables on the

duration of finding a job is examined on the variables obtained from ISKUR (The Employment

Agency).

Keywords: Unemployment, The Duration of Finding a Job, Life Analysis, Cox Regression Analysis,

Life Tables

Jel Kodu: C41, J6, J64


61

Kültürün Perakende Market Tercihi Üzerine Etkisi: Sakarya Örneği

Eda PULAT* Özge TUNÇ

** Sema OKUYAN

***

Özet

Kültür; toplumların yaĢamları boyunca biriktirdikleri ve gelecek nesillere aktardıkları maddi

ve manevi değerlerin toplamıdır. Tüketim toplumu olarak nitelendirilen günümüz toplumunun satın

alma kararlarına etki eden faktörlerden en önemlisi kültürel faktörlerdir. Perakende market gibi hızla

büyüyen bir sektörde müĢteri kazanabilmek mevcut müĢterileri koruyabilmek her geçen gün daha da

zorlaĢmaktadır. Son yıllarda Sakarya ilinde yerel ve ulusal perakende market zincirlerinin sayısı

artmaktadır.

Bu çalıĢmanın amacı, Sakarya ilinde kültürün perakende market tercihi üzerine etkisini ortaya

koyarak bu sektörde faaliyet gösteren firmalara pazarlama uygulamaları açısından rekabet avantajı

sağlamaktır. ÇalıĢmada Sakarya ilinde ikamet eden 18-65 yaĢ arası perakende market tüketicileri ana

kütle olarak belirlenmiĢtir. Kolayda örnekleme yöntemiyle 384 kiĢilik örneklem seçilerek anket

çalıĢması uygulanmıĢtır. Anket verileri SPSS 20 paket programı ile analiz edilmiĢtir. AraĢtırma

sonucunda satın alma kararına etki eden faktörlerden kültür ve kültürün alt ögelerinin perakende

market tercihi üzerine etkisi değiĢkenlere göre sınıflandırılarak yorumlanmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Kültür, Perakende Market, Market Tercihi

Cult on Retail Market Preference Impact: Sakarya Example

Abstract

Culture; Is the sum of the material and spiritual values that societies accumulate throughout

their lives and pass on to future generations. Cultural factors are the most important factors affecting

the purchasing decisions of today's society, which are characterized as consumer society. It is getting

more and more difficult to gain customers and protect existing customers in a rapidly growing sector

like retail market. In recent years, the number of local and national retail chains in Sakarya has been

increasing.

The aim of this study is to provide a competitive advantage in terms of marketing practices of

firms operating in this sector by putting the effect on the preference of culinary retail market in

Sakarya province. Retail consumers who live in the province of Sakarya between the ages of 18-65

were determined as the main subjects for this study. A sample survey of 384 persons was chosen by

means of sampling method. Survey data were analyzed with SPSS 22.0 package program. As a result

of the research, factors influencing the buying decision were interpreted by classifying the culture and

culture sub-items according to the effect of retail market preference.

Keywords: Culture, Retail Market, Buying Decision

* Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Üretim Yönetimi ve Pazarlama Yükseklisans

Öğrencisi, e-mail:[email protected] (yazıĢma) **

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Üretim Yönetimi ve Pazarlama Yükseklisans

Öğrencisi, e-mail:[email protected] ***

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Üretim Yönetimi ve Pazarlama Yükseklisans

Öğrencisi, e-mail:[email protected]


62

Finansal İnovasyon ve Finansal Kriz

Ebru KARA*

Özet

Dünya yirminci yüzyılda birçok ilke Ģahitlik yapmıĢtır. 1929 Büyük Buhran ve 2008 Küresel

Ekonomik krizi bu ilklerin baĢında gelmektedir. Yirminci yüzyılda çağdaĢ dünyadaki tüm ciddi

tartıĢmaların odağında bulunan kriz olgusu akademik araĢtırmalarında kendisine olan ilgiyi asla

kaybetmemiĢtir. 1929 yılında patlak veren ve Büyük Buhran olarak anılan ekonomik krizi arzın

talepten fazla olmasından ve 2008 yılında patlak veren ve Küresel Ekonomik Kriz olarak anılan

finansal kriz tarihte gerçekleĢmiĢ pek çok finansal krizden faklı olarak tüm dünya genelinde önemli

ölçüde etkili olmuĢtur. Kriz olgusu gerçek ya da tüzel kiĢilerin karĢılaĢabileceği istenmeyen ve

onaylamayan bir durumdur. Tarih boyunca finansal kriz olgusunu anlatmaya yönelik çeĢitli

paradigmalar geliĢtirilmiĢtir. Ġkinci dünya savaĢından sonraki yıllarda baĢlayan ve 1990 yılından sonra

giderek artan oranda önem kazanan finansal piyasaların uyum süreci finansal kriz olgusunu

beraberinde getirmiĢtir. Birçok geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkeler kriz öncesi makroekonomik

indeksleri inceleyerek öncü indeksler oluĢturmaktadır. Yakın dönemlerde ortaya çıkan özellikle

geliĢmekte olan ülkelerde oluĢan finansal krizlerin sebepleri ve bu sebeplere çözüm oluĢturabilecek

çok sayıda araĢtırma yapılmıĢ ve halen yapılmaktadır. Bu çalıĢmanın amacı finansal uyumun yüksek

safhalara ulaĢtığı özellikle 1990‘lı yıllarda önem kazanan finansal kriz dinamiklerini ortaya

koyabilmek ve finansal krizi proaktif yaklaĢımlarla incelemektir.

Anahtar Kelimeler: Finansal kriz, finansal inovasyon, kriz olgusu

Jel Kodları: F3, F30

Financial Innovation and Financial Crisis

Abstract

The world has witnessed many principles in the twentieth century. The 1929 Great

Depression and the 2008 Global Economic Crisis are at the beginning of these firsts. The crisis of the

twentieth century, which is at the center of all serious controversy in the modern world, has never lost

its interest in academic research. The economic crisis, which broke out in 1929 and was called the

Great Depression, was so much in demand and the financial crisis that broke out in 2008 and was

called the Global Economic Crisis, has been influential all over the world as a whole from many

financial crises that have happened in the past. Crisis is an unwanted and unapproved situation that real

or legal persons may encounter. Various paradigms have been developed throughout history to explain

the phenomenon of financial crisis. The integration process of financial markets, which started in the

years after World War II and became increasingly important after 1990, brought about the emergence

of a financial crisis. Many developed and developing countries are examining the pre-crisis

macroeconomic indices and forming leading indices. Numerous researches have been made and are

still being carried out in order to solve the causes of the recent financial crises especially in the

developing countries. The objective of this study is to demonstrate the dynamics of the financial crisis,

especially in the 1990s, when the financial harmony has reached a high level and proactively

approaches the financial crisis.

Keywords: Financial crises, financial inovation, crises case

Jel Codes: F3, F30

* T.C. UĢak Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, ĠĢletme Bölümü,

[email protected]


63

Küresel Krizin Bireysel Emeklilik Fonları Volatilitesi Üzerine Etkisi: Türkiye

Örneği

ArĢ. Gör. Orkun ÇELĠK

* Elif ERER

** Deniz ERER

***

Özet

Küresel krizin üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen, etkileri üzerine yapılan

çalıĢmalar devam etmektedir. Bu çalıĢmanın amacı da, 2008 yılında ortaya çıkan küresel krizin,

Türkiye‘deki bireysel emeklilik sistemi üzerindeki etkisini incelemektir. ÇalıĢmanın dönem aralığı

05.01.2014-18.11.2016 (Haftalık) dönemini kapsamaktadır. ARMA(9,8)-EGARCH(1,1) modeli

kullanılarak analiz edilmiĢtir. Elde edilen sonuçlara göre, küresel krizin bireysel emeklilik fonları

volatilitesini arttırdığı görülmüĢtür. Bu durum, küresel krizin bireysel emeklilik fonlarını olumsuz

etkilediğini ifade etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Tasarruf, Bireysel Emeklilik

Jel Kodları: D14, E21, J32

The Effect of Global Crisis on Volatility of Private Pension Funds: A Case of

Turkey

Abstract

Although a long time has passed since the global crisis, studies on the effects have continued.

The aim of study is to analysis the effect of global crisis on private pension system in Turkey. This is

covered 05.01.2014-18.11.2016 period and is employed by ARMA(9,8)-EGARCH(1,1) model. It is

infered from the results that global financial crisis increased the volatility of private pension funds.

This situation states that global financial crisis affected negatively private pension funds.

Keywords: Global Crisis, Saving, Private Pension

Jel Codes: D14, E21, J32

* Ege Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, Ġktisat Bölümü, [email protected]

** Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġktisat Anabilimdalı Doktora Programı,


Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġktisat Anabilimdalı Doktora Programı,

[email protected]


64

Opsiyon Sözleşmelerinde Stratejiler: Bankacılık Sektöründe Bir Uygulama

Uğur KONAKCI* Orkhan HÜSEYNLĠ

**

Özet Günümüzde uluslararası para akıĢının artmasıyla, küreselleĢme sonucu hızla artan rekabet

koĢulları önemli boyutlara ulaĢmıĢtır. 20. Yüzyılın son çeyreğinde, sabit kur sisteminden dalgalı kur

sistemine geçilmeye baĢlanmasıyla birlikte, finansal piyasalardaki belirsizlik ve fiyat dalgalanmaları,

finansal sistemi etkileyen faktörlerden risk düzeyinin kontrolünü zorlaĢtırmıĢtır. Bu nedenle de riski

yönetilebilmek, riskten korunabilmek amacıyla mevcut finansal araçlara dayalı olarak türev araçların

ortaya çıkmasına neden olmuĢtur. Türev araçlar ilk olarak riskten korunma amacıyla kullanılmaya

baĢlasa da daha sonra yaratmıĢ olduğu kaldıraç etkisi birçok yatırımcının dikkatini çekmiĢ, arbitraj ve

spekülasyon amacıyla da kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Opsiyon sözleĢmeleri ise türev araçlar arasında

zararın sınırlı, karının sonsuz olması nedeniyle Ģüphesiz en önemli yatırım araçlarından biri haline

gelmiĢtir. Bu çalıĢma kapsamında bankacılık sektöründe faaliyet gösteren Garanti Bankası A.ġ.‘ nin

Borsa Ġstanbul‘da (BIST) iĢlem gören hisse senetleri (GARAN) üzerine düzenlenen Avrupa tipi

opsiyonlar ile opsiyon stratejisi uygulanmıĢ, böylece vade sonunda kar elde edildiği gözlemlenmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Opsiyon SözleĢmeleri, Opsiyon Stratejileri

JEL Kodları: G13, G19, G24

Strategies in Option Contracts: An Application in Banking Sector

Abstract Nowadays, because of the increasing flow of international money, the rapidly increasing

competition conditions of globalization have reached important dimensions. In the last quarter of the

20th century with introduction of the floating exchange rate system from the fixed exchange rate

system, the uncertainty in financial markets and price fluctuations made it difficult to control the risk

level from the factors affecting the financial system. As the result of this process derivative

instruments based on available financial instruments was created in the cause of manage risk and

protect from risk. Derivatives instruments were used for the first time as a hedge against risk, but later,

the lever effect is created from derivatives instruments attracted the attention of many investors and it

was used for arbitrage and speculation. Option contracts in the derivative instruments have

undoubtedly become one of the most important investment instruments due to the limited losses and

the infinite profit. In this study, option strategies applied by European type options on stocks of

Garanti Bankası A.ġ. (GARAN), which traded in Stock Exchange Istanbul (BIST) and operates in the

banking sector. We found profit at the end of the maturity. Keywords: Option Contracts, Option Strategies JEL Codes: G13, G19, G24

* Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ĠĢletme Ana Bilim Dalı, Tezli Finansman

Yüksek Lisans Programı Öğrencisi, [email protected] **

Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ĠĢletme Ana Bilim Dalı, Tezli Finansman

Yüksek Lisans Programı Öğrencisi, [email protected]




65

Finansal Anomaliler: Piyasalarda Ocak Ayı Etkisinin Araştırılması: BİST‟te Bir

Uygulama

Rezan GÜMÜġ* Alpercan GÜRBÜZ

**

Özet

Piyasada bulunan bütün menkul kıymet fiyatları herkes tarafından anlık ulaĢılan bilgiler

olduğunu ifade eden Etkin Piyasalar Hipotezi 1960‘lı yıllarda Fama tarafından ortaya atılmıĢtır. Bu

hipoteze göre piyasadaki hiçbir oyuncu normalin üzerinde kazanç elde edememektedir. Piyasa ile ilgili

bütün bilgiler herkese ulaĢmakta ve fiyatlar, ulaĢılabilen bilgilerle piyasa içerisinde denge halindedir.

Ancak yapılan araĢtırmaların sonucunda bu hipoteze aksi bilgiler elde edilmiĢ, sonuç olarak etkin

piyasa hipotezinin aksini oluĢturan bulgular anomaliler olarak ifade edilmiĢtir.

Bu çalıĢmanın amacı ocak ayı etkisinin diğer aylardaki getirilere göre farkın olup olmadığının

belirlenmesidir. Bu amaca yönelik Ocak 2010 ile Aralık 2016 tarihleri arasında BĠST 100, BĠST 50 ve

BĠST 30 endekslerinde bu etkinin var olup olmadığı araĢtırılmıĢtır. AraĢtırmada ayların getirilerine

iliĢkin güç oranı analizi kullanılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Anomali, Etkin Piyasa Hipotezi, Ocak Ayı Etkisi, Güç Oranı Analizi

JEL Kodu: G14

Financial Anomalies: Investigation of January Impact in the Market:

Application on BIST

Abstract

The Efficient Market Theory, which states that the prices of all the securities in the market are

instantly accessible to everyone, was introduced by Fama in the 1960s. According to this theory, no

player is able to earn above normal on the market. All the information about the market is reaching

everyone and the prices are in balance within the market with the information that can be reached.

However, researches and the results of this theory have resulted in contrary information, and

consequently the findings that constitute the contrary to the efficient market theory have been

expressed as anomalies.

The aim of the study is to determine the difference between the income of January and the

income of the other months. For this purpose, between January 2010 and December 2016, it was

researched whether this effect existed in BIST 100, BĠST 50 and BIST 30 indices. A strength ratio

analysis about income of the months was used in the study.

Keywords: Anomaly, Efficient Market Theory, January Effect, Strength Ratio Analysis

JEL Code: G14

* Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ĠĢletme Anabilim Dalı, Finansman Yüksek

Lisans Öğrencisi, [email protected] **

Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ĠĢletme Anabilim Dalı, Finansman Yüksek

Lisans Öğrencisi, [email protected]


66

Konvansiyonel ve İslami Sigortacılık (Tekafül): Türkiye için Karşılaştırmalı Bir

Finansal Oran Analizi

ArĢ. Gör. Ayhan YATBAZ* ArĢ. Gör. Hakan ASLAN

**

Özet

Sigorta gelecekte ortaya çıkması muhtemel belirli riskleri belirli bir prim ödemesi karĢılığında

bertaraf etmek amacıyla düzenlenen sözleĢmedir. Sigortanın konusu can (hayat, ferdi kaza, sağlık vb.),

mal (oto, yangın, nakliyat, deprem, mühendislik vb.), hukuki koruma, sorumluluk veya krediler

olabilir. Geleneksel sigorta sözleĢmesine göre sigorta ettirenlerden toplanan primlerin sahipliği sigorta

Ģirketine ait olmaktadır. Katılımcılardan herhangi birinin belirtilen risklerden birine maruz kalması

durumunda ortaya çıkacak zarar bu toplanan primlerden tazmin edilmektedir. Risk gerçekleĢmediği

takdirde sigorta ettirene herhangi bir geri ödeme yapılmayarak belirsizliğe (ğarar ve meysir) sebep

olunması ve toplanan fonların faizli menkul kıymet araçlarında değerlendirilmesiyle faizli iĢlem

yapılması gibi durumlardan ötürü konvansiyonel sigortacılık sistemi Ġslam hukuku açısından sakıncalı

görülmektedir. Müslüman katılımcıların hassasiyetlerinin göz önüne alınarak geliĢtirilen tekafül

(Ġslami sigorta) iĢleminde bu gibi sakıncalar ortadan kalkmaktadır. Tekafül, karĢılıklı yardımlaĢma ve

dayanıĢma anlamına gelmektedir. Bu sistemin temel özelliği karĢılıklı yardımlaĢma ve dayanıĢma

esasına dayanması ve toplanan fonların hibe (teberru) esaslı toplanmasıdır. Tekafül sisteminde

toplanan fonların sahipliği katılımcılarda kalmakta ve risk gerçekleĢmemesi durumunda ise belli bir

miktar katkı payı katılımcılara geri ödeme yapılmaktadır. Her ne kadar yeterli yasal düzenlemeye sahip

olmasa da Türkiye‘de Ġslami sigortacılık yapılmakta ve sektörde hızlı bir Ģekilde büyümektedir. Bu

çalıĢmada öncelikle genel olarak konvansiyonel ve Ġslami sigortacılık (tekafül) sistemleri

karĢılaĢtırmalı olarak incelenecektir. Sonra da Türkiye‘deki örnek bir Ġslami sigorta Ģirketi

karĢılaĢtırmalı olarak finansal oran yöntemiyle analiz edilecektir. Son olarak dünya uygulamaları da

göz önüne alınarak Türkiye için öneriler sunulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Geleneksel sigorta, Ġslami Sigorta, Tekafül, Finansal Oran Analizi

JEL Kodları: M41, G22, Z12

Conventional and Islamic Insurance (Takaful): A Comparative Financial Ratio

Analysis for Turkey

Abstract

Insurance is a contract that is drawn up to eliminate certain risks that may arise in the future at

a certain premium payment. The subject of the insurance can be life (personal, personal accident,

health etc.), property (auto, fire, transportation, earthquake, engineering etc.), legal protection,

responsibility or credits. According to the conventional insurance contract, ownership of the premiums

collected from the insured people belongs to the insurance company. If any of the participants is

exposed to any of the risks listed, the loss that is incurred is compensated by these collected premiums.

The conventional insurance system is considered to be objectionable in terms of Islamic law because

of the uncertainty (gharar and meysir) when there is not any reimbursement to the insured if the risk

* Bankacılık ve Finans Bölümü, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Manisa Celal Bayar

Üniversitesi, [email protected] **

Ġslam Ekonomisi ve Finansı EABD, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya Üniversitesi,

[email protected]


67

does not occur and due to the interest (riba) transactions when the collected funds are utilized in

interest-bearing instruments. Such objectionable circumstances do not exist in the takaful (Islamic

insurance) system, which is developed by taking into account the sensibility of the Muslim

participants. Takaful means mutual assistance and solidarity. The fundamental feature of this system is

that it is based on the principle of mutual assistance and solidarity and funds are collected according to

donation (teberru‘) base. Ownership of collected funds in takaful system belongs to the participants

and in case of no risk is occurred, a certain amount of contribution is reimbursed. Although there is not

adequate legal regulation, Islamic insurance is being operated in Turkey and it is growing rapidly in

the sector. In this study, firstly, conventional and Islamic insurance (takaful) systems will be examined

comparatively. Then an example Islamic insurance company in Turkey will be analysed comparatively

using financial ratio method. Finally, proposals for Turkey will be offered taking world practices into

account.

Keywords: Conventional Insurance, Islamic Insurance, Takaful, Financial Ratio Analysis

JEL Codes: M41, G22, Z12


68

BİST Özelinde Türkiye‟de Türev Piyasalarin Görünümü

Nigar GULĠYEVA*

Özet

Risk, genellikle gerçekleĢmesi muhtemel ve olumsuz sonuçlara yol açacak bir kavramı ifade

etmektedir. Ancak belirsizlik gibi kavramlarla karıĢtırılacağı gibi, karĢılaĢılan zararı ya da maliyetin

parasal büyüklüğünü veya riske edilen tüm yatırım tutarını da risk olarak adlandırıldığı

görülebilmektedir.

Genel olarak ise tüm risk tanımlarında tehlike ve bu tehlikenin olabildiğinde yani

olasılığından bahsedilmektedir. Risk kavramı ile belirsiz kavramının iç içe iki kavram olduğu

konusunda ise neredeyse tüm risk analizi disiplindeki otoritelerin hem fikir olduğunu söyleyebiliriz.

Fakat riskleri her zaman bir tehdit olarak görmemek, doğru kullanılırsa fırsatlara dönüĢeceğinin

unutmamak gerekir.

Bu çalıĢmanın temel amacı Türkiye‘de vadeli iĢlemlerin geliĢiminin incelenmek ve ülkemizde

halka açık olan Ģirketlerin riskten korunmak için kullandıkları araçlar içerisinde vadeli iĢlem

sözleĢmelerinin onların getirilerine etkisinin araĢtırmaktır.

ÇalıĢmada özellikler halka açık Ģirketler üzerinde durulmuĢtur, Türkiye‘de iĢlem gören örnek

Ģirketler üzerinde konuyla ilgili araĢtırma yapılmıĢ ve verilerin günümüz Ģartlar içerisinde

yorumlaması yapılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Risk, Risk Yönetimi, BĠST, Halka Açık ġirketler

Abstract

Risk often refers to a concept that will lead to possible and negative consequences. However,

as it is confused with concepts such as uncertainty, it can be seen that the amount of risk or cost that is

encountered, or the amount of investment that is risen, is called risk.

In general, all risk definitions describe the hazard and the possibility of this danger, if

possible. We can say that almost all the risk analysis disciplines agree with the idea that the concept of

risk and the concept of indeterminacy are two concepts together. But it is important to remember that

risks are not always seen as a threat.

The main purpose of this study is to examine the development of futures in Turkey and to

examine the effects of futures contracts on their return in the tools used by the publicly traded

companies in our country to hedge their risks.

The features of the study focus on publicly traded companies, conducted research on sample

companies traded in Turkey, and interpreted the data in today's conditions.

Keywords: Risk, Risk Management, BĠST, Public Companies

* Doktora Öğrencisi, Sakarya Üniversitesi, ĠĢletme Bölümü, Finans ve Muhasebe Bölümü


69

Küresel İklim Değişikliğinin İstihdam Üzerindeki Etkileri

Gizem TĠS

*

Özet

Günümüzde dünyamızı tehdit eden en büyük çevre sorunlarından birisi olarak görülen iklim

değiĢikliği, en baĢta fosil yakıt kullanımı, sanayileĢme, enerji üretimi, ormanların azalması ve diğer

insan etkinlikleri sonucunda ortaya çıkmıĢtır. Bu süreci ise ekonomik büyüme ve nüfus artıĢı daha da

hızlandırmıĢtır. Aynı zamanda iklim değiĢikliği veya küresel ısınma nedenleri ve yaratacağı sonuçlar

bakımından küresel bir sorun niteliği taĢırken, bu bağlamda istihdam da küresel bir sorun olma

yolunda ilerlemektedir.

Ġklim değiĢikliği, geleceği kesin bir Ģekilde hesaplamayı neredeyse imkansız kılarak hem

ekonomiyi hem de istihdamı etkilemesi kuvvetle muhtemeldir. Toprak, tatlı su ve okyanus

ekosistemleri üzerindeki doğrudan etkiler tarım, ormancılık, balıkçılık ve bazı turizm sektörleri vb. bu

ekosistemlere bağlı istihdamı da etkilemesi kaçınılmazdır. Ġklim değiĢikliği ayrıca çok fazla istihdamın

bağlı olduğu altyapıları da özellikle olumsuz hava koĢulları yoluyla etkisi altına alacaktır. Ancak iklim

değiĢikliğinin istihdam üzerindeki etkilerinin çoğunlukla olumsuz olmasının yanı sıra bazı bölge ve

sektörlerde olumlu etkiler yaratacağı da düĢünülmektedir.

Bu çalıĢmada, Dünya Bankası raporlarından ve Hükümetlerarası Ġklim DeğiĢikliği Paneli

raporlarından yararlanarak spesifik olarak küresel iklim değiĢikliklerinin; istihdam yapısındaki

dönüĢümler ve iĢsizliğin yol açtığı yoksulluk artıĢına dikkat çekilecektir. Bu çerçevede, yoksulluk

özellikle de güvencesiz istihdam ve kötü istihdam biçimleri irdelenecektir. Sonuç kısmında ise, iklim

değiĢikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılmasına ve sınırlandırılmasına yönelik tespit ve önerilerde

bulunulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Küresel Ġklim DeğiĢikliği, Küresel Isınma, Ġstihdam, Yoksulluk

Jel Kodlar: S59, S54, E24, I3

Abstract

Climate change, which is considered one of the biggest environmental problems that threaten

our earth today, has emerged as a result of fossil fuel use, industrialization, energy production,

deforestation and other human activities. This process has further accelerated economic growth and

population increase. At the same time, climate change or global warming causes a global problem in

terms of causes and consequences, while employment is also on the way to becoming a global

problem.

Climate change is likely to affect both the economy and employment, making it almost

impossible to precisely calculate the future. Direct effects on soil, freshwater and ocean ecosystems are

inevitably affecting employment linked to these ecosystems, such as agriculture, forestry, fisheries and

some tourism sectors. Climate change will also affect infrastructures where too much employment

depends, especially through adverse weather conditions. However, it is also thought that the effects of

climate change on employment are mostly negative and will have positive effects in some regions and

sectors.

In this study, using the World Bank reports and the reports of the Intergovernmental Panel on

Climate Change, it will be draw attention to the shifts in employment of global climate change, and

poverty increase caused by unemployment. In this framework, poverty, particularly precarious

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, ÇalıĢma Ekonomisi ve

Endüstri ĠliĢkileri Bölümü, Lisans Son Sınıf Öğrencisi, email: [email protected]


70

employment and poor forms of employment, will be examined. In the conclusion, determinations and

recommendations will be made to reduce and limit the adverse effects of climate change.

Keywords: Global Climate Change, Global Warming, Employment, Poverty

Gel Code: S59, S54, E24, I3


71

Sürdürülebilir Kalkınma Anahtarı „„Enerji Politikaları‟‟

Sevgi SÜLÜKÇÜLER

* Gökhan SALMAN

**

Özet

Sanayi devrimi ile baĢlayan enerji ihtiyacı, nüfus yapısında meydana gelen artıĢ ve teknolojik

geliĢmeye paralel olarak her geçen gün artıĢ göstermektedir. Günümüzde, ülkelerin geliĢmiĢlik

seviyesinin en önemli göstergesi niteliğinde olan enerji, sürdürülebilir kalkınmanın temel araçlarından

biri niteliğindedir.

Ülkelerin gereksinim duyduğu enerjiyi, kesintisiz, ucuz ve temiz yollarla temin edebilmek

için uzun ömürlü politika ve stratejiler, yaĢamsal gereklilik olarak önemini korumaktadır. Bir diğer

önemli konu ise politika ve stratejilerin, ülkelerin enerji potansiyeline uygun Ģekilde belirlenmesidir.

Günümüzde çevresel bilincin artması, fosil enerji kaynaklarının (kömür, petrol, doğalgaz) ömrünün

sınırlı oluĢu, Türkiye‘nin coğrafi bakımdan elveriĢli yapısı sebebiyle yenilenebilir enerji (güneĢ,

rüzgar..) konusu gündeme gelmiĢtir. BP Dünya Enerji Ġstatistikleri Raporu incelendiğinde 2015 yılı

itibariyle Türkiye‘de doğalgaz ve kömür tüketimi azalırken, petrol ve yenilenebilir enerji tüketiminin

arttığı görülmektedir.

Bu çalıĢmada kısaca enerji kavramı ve gerekliliği açıklanacak, daha sonra Türkiye‘de

uygulanan enerji politikaları detaylı Ģekilde incelenecek; küresel çapta enerji alanında öne çıkan AB,

Çin ve Rusya‘da uygulanan enerji politikalarına değinilecek ve son olarak ulaĢılan bulgular Türkiye ile

karĢılaĢtırılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Enerji, Enerji Politikaları, Türkiye, AB, Çin, Rusya.

Jel Kodu: Q40, Q41, Q42, Q48

Abstract

The energy demand that starts with the industrial revolution increases day by day in parallel

with the increase in the population structure and the technological development. Today, energy, which

is the most important indicator of the level of development of countries, is one of the basic tools of

sustainable development.

Long-lasting policies and strategies remain vital as a means of providing energy,

uninterrupted, inexpensive and clean ways that countries need. Another important issue is to determine

the policies and strategies appropriately for the energy potential of the countries. Today, renewed

energy (sun, wind ...) has come to the fore because of the increase of environmental consciousness,

limited life of fossil energy resources (coal, oil, natural gas) and Turkey's geographically convenient

structure. Looking at the BP World Energy Statistics Report, it is seen that consumption of natural gas

and coal is decreasing as of 2015, while consumption of oil and renewable energy is increasing. In this

work, the concept and necessity of energy will be briefly explained, then the energy policies applied in

Turkey will be examined in detail; The energy policies applied in the EU, China and Russia, which

stand out in the global energy field, will be mentioned and the latest findings will be compared with

Turkey.

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Ġktisat Anabilim Dalı, Ġktisadi GeliĢme ve Uluslararası Ġktisat

Tezli Yüksek Lisans Programı Öğrencisi, [email protected] **

Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Ġktisat Anabilim Dalı, Ġktisat Teorisi Tezli Yüksek Lisans

Programı Öğrencisi, [email protected]


72

Enerji Politikaları ve Değişen Trendler

Ege ÖZDEMĠR*

Özet

Enerji, tarih boyunca hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmuĢtur. KüreselleĢen dünyada

ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedefleri, devlet, özel sektör, sivil toplum, bilim, iĢ ve teknoloji

dünyasından oluĢan sistemin tüm paydaĢlarının, ortak amaç ve hedefler doğrultusunda dayanıĢma ve

iĢbirliğini öngörmektedir. Bu doğrultuda, 2015 yılında New York‘da gerçekleĢen ―BM Sürdürülebilir

Kalkınma Zirvesi‖nde BirleĢmiĢ Milletlere üye ülkelerin 2030 yılına kadar herkesin ―uygun fiyatlı,

güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye eriĢiminin güvence altına alınması; yenilenebilir enerjinin

küresel enerji kaynakları içindeki payının artırılması; küresel enerji verimliliği ilerleme oranının iki

katına çıkarılması‖ gibi sürdürülebilir enerji hedefleri yinelenmiĢtir. Bu hedefler göz önüne alınarak bu

çalıĢmada, 2030 yılı için BM ölçeğinde öngörülmüĢ olan enerji hedefleri doğrultusunda çokuluslu

önde gelen petrol ve doğal gaz üreticisi Ģirketlerin ve Türkiye‘nin yenilenebilir enerjiye yaklaĢımının

değerlendirilmesi amaçlanmıĢtır. Bu amaç doğrultusunda yapılan çalıĢmalar sonucunda görülmüĢtür

ki, küresel ısınmanın artmasına katkıda bulunan ülke ve Ģirketler aslında yenilenebilir enerjiye en fazla

yatırım yapan ve enerji verimliliği konusunda da en fazla faaliyet gösteren Ģirket ve ülkelerdir.

Anahtar Kelimeler: KüreselleĢme, Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Enerji Politikaları, Enerji

Yatırımları, Çokuluslu Enerji ġirketleri, Türkiye

JEL Sınıflandırması: F23; Q4; Q42; Q48

* KTO Karatay Üniversitesi, ĠĢletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi, Enerji Yönetimi Bölümü 2.

Sınıf öğrencisi. E-mail: [email protected]


73

Türkiye‟de Özelleştirme Uygulamalarında Karşılaştırmalı Analiz:

Telekomünikasyon ve Elektrik Enerjisi Sektörleri

Taha ARTUÇ* Sema ÇAKIR

** Bahar ÖRS

***

Özet

Liberal devlet anlayıĢından hareketle özelleĢtirme, Türkiye‘de 1980‘li yıllardan itibaren

ekonomiyi önemli derecede etkileyen bir uygulama olarak karĢımıza çıkmaktadır. Genellikle

ekonomik, mali ve politik nedenlerle yapılmakta olan bu uygulamalarda, devlet müdahalesini asgari

düzeye indirerek, serbest piyasa ekonomisinin hakim olduğu bir yapının oluĢturulması

amaçlanmaktadır. Ülkemizde özelleĢtirme uygulamalarında dönüm noktası olarak kabul edilmekte

olan olay 24 Ocak Ekonomik Ġstikrar Programı‘nın yürürlüğe konulmasıdır. Bu kararlarla birlikte

geliĢim gösteren özelleĢtirme uygulamaları aynı zamanda kalkınma planlarıyla da desteklenerek,

birçok kurumun özelleĢtirilmesinin dayanağını oluĢturmaktadır. Türkiye‘de günümüzde hala devam

etmekte olan özelleĢtirmeler bankacılık, ulaĢtırma, telekomünikasyon, petrol, elektrik enerjisi gibi

birçok farklı sektörde uygulanmaktadır. Bu çalıĢmada dijital dönüĢüm ve teknolojik geliĢmelerle

birlikte birbirinden ayrı düĢünülemez olan telekomünikasyon ve elektrik enerjisi sektörlerinin kamu

içerisindeki payları incelenmiĢ, özelleĢtirme sonrası güncel ekonomik göstergelere bağlı olarak

karĢılaĢtırmalı analizi yapılmıĢtır. Bu sektörlerin istihdam, yatırım, gayri safi milli hasıla, ekonomik

büyüme ve kalkınma üzerindeki etkileri verilerle tablolaĢtırılmıĢtır. Elde edilen bulgulardan hareketle

ulaĢılan sonuçların ekonomi içindeki yeri ve önemi belirtilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: ÖzelleĢtirme, Türkiye‘de ÖzelleĢtirme Uygulamaları, Telekomünikasyon,

Elektrik Enerjisi

Comparative Analysis of the Privatization Practices in Turkey:

Telecommunication and Electrical Energy Sectors

Abstract

Privatization in the light of the liberal state mentality has emerged as an application in Turkey

that has influenced the economy considerably since the 1980s. These practices, which are usually

carried out for economic, financial and political reasons, aim to create a structure in which free market

economy dominates by minimizing government intervention. The event, which is considered as a

milestone in privatization practices in our country, is to be put into effect by the January 24th

Economic Stability Program. The privatization practices that have developed along with these

decisions are also supported by the development plans and form the basis of the privatization of many

institutions. The privatizations that are still going on in Turkey today are applied in many different

sectors such as banking, transportation, telecommunication, oil, electric energy. In this study, the

shares of the telecommunication and electrical energy sectors, which are not considered separately

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı, E-mail:


Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı, E-mail:


Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı, E-mail:

[email protected]


74

from each other with digital conversion and technological developments, were examined and a

comparative analysis was made according to the current economic indicators after privatization. The

employment, investment, gross national product, economic growth and the impact on development of

these sectors are tabulated. With the movement from the findings obtained, the position and the

importance of the results obtained in the economy are indicated.

Keywords: Privatizations, Privatization Practices in Turkey, Telecommunication, Electrical Energy

JEL ClassificationCodes: L30, L33.


75

Çevre Sorunlarının Vergisel Boyutunun İncelenmesi

Nedim MERCAN*

Özet

Çevre, doğanın ve doğanın bünyesinde barındırdığı tüm canlı ve cansız varlıkların gelecekte

de var olabilmesi adına önemli bir role sahiptir. Çevrenin yok olması bünyesinde barındırdığı her Ģeyin

bitmesi demektir. Ġnsanoğlunun çevre ve çevrenin korunması açısından büyük role sahip olduğu

bilinmektedir. Artan iktisadi faaliyetlerin üretim artıĢı ve ekonomik büyüme gibi olumlu etkilerinin

yanı sıra doğal kaynakları aĢırı ve verimsiz kullanımı sonucu çevrenin kirlenmesi gibi olumsuz etkileri

de mevcuttur. Çevrenin korunması bakımından günümüzde çeĢitli vergi politikaları uygulanmaktadır.

Bu vergilerin etkinliği her ne kadar tartıĢma konusu olsa da çevreyi korumak adına atılmıĢ güzel

adımlardır.

ÇalıĢmanın amacı, kapitalist sistemde kar ve sömürünün en iyi Ģekilde çalıĢmasından

kaynaklanan tahribatı minimize edecek vergisel politikalar sunmaktır. Yapılan çalıĢmada vergilerin

çevreyi koruma adına ne kadar önemli ve ne kadar etkili olduğu ayrıca daha etkin bir çevre koruması

için ne tür politikalar izlenmesi gerektiği vurgulanmıĢtır.

Sonuç olarak, Türkiye‘nin ve Avrupa Birliğinin karĢılaĢtırıldığı çalıĢmaya göre, Avrupa

Birliğinde uygulanan çevre politikalarının Türkiye‘de uygulanan çevre politikalarından daha etkin

olduğu görülmüĢtür. Türkiye‘de önemli denetim sorunları olan çevre politikalarında yapısal reformlar

biran önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Daha sonra özellikle emisyon konusunda uygulanan

politikaların değiĢtirilmesi ve emisyon miktarına göre vergi toplanması atılabilecek önemli adımlardan

biridir.

Anahtar Kelimeler: Çevre, Kirlilik, Çevre Vergisi.

Jel sınıflandırma kodu: H23, Q01, Q52

Investigation of Tax Dimensions of Environmental Problems

Abstract

The environment has an important role in that all the living and non-living beings that nature

and nature have in the future also exist. The destruction of environment means the end of everything

that it has in it. Ġt has known that human beings play a major role in the protecting the environment and

the environment. Ġncreasing economic activities have positive effects such as production increase and

economic growth, as well as negative effects such as excessive and inefficient use of natural resources

and subsequent pollution of the environment. Today, various tax policies are applied in terms of

protecting the environment. The efficiency of these taxes is a nice step in the name of pretecting the

envirenment, even if it is a matter of debate.

The aim of the work is to offer tax policies that will be minimized destruction caused by the

best functioning of profit and exploitation in the capitalist system. It is emphasized how important and

effective the taxation is in terms of convervation of the environment and what policies should be

followed for a more effective environmental protection.

As a result, according to study which environmental policy implemented in the Europen

Union in comparison with Turkey, European Union has been applied the envarionmental policies more

* Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi,

[email protected]


76

effective than Turkey. For environment policies which have important control problems in Turkey

need to be carried out structural reforms. Later on, it is one of the important steps to that changing

about emissions policies and collecting tax according to emissions quantity.

Keywords: Environment, Pollution, Environmental Tax.

Jel Clasification Code: H23, Q01, Q52


77

Örnek Bir Model: Norveç‟in Enerji Politikası

Fatih YAMAN*

Özet

Bu çalıĢmanın ana konusunu, elektriğini yenilenebilir enerji kaynaklarından elde eden,

dünyanın beĢinci büyük petrol ve ikinci büyük doğalgaz ihracatçısı ve aynı zamanda bir HES (Hidro

Elektrik Santrali) ülkesi olan Norveç‘in enerji politikalarının incelenmesi oluĢturmuĢtur.

Ülkelerin kontrol ettikleri enerji kaynaklarının zengin oluĢu, söz konusu ülkelerin küresel

siyasette daha az dıĢa bağımlı politika geliĢtirmelerine imkân verir. Diğer yandan, enerji kaynakları

konusunda dıĢarıya bağımlı olan ülkelerin ise özgün politika geliĢtirmeleri zordur. Bu bağlamda,

yapılan bu çalıĢma, petrol ve doğalgaz kaynaklarının bulunmasının ardından uygulanan doğru enerji

politikaları sayesinde, önceleri nispeten zengin olmayan bir ülkeyi geliĢmiĢ ülkeler kategorisine

taĢıdığını ve ülkedeki refah seviyesini oldukça yukarılara çıkardığını göstermektedir. Nitekim Norveç,

her ne kadar AB‘ye üye olmasa da, birliğin enerji politikalarını büyük oranda etkilemektedir.

Anahtar Kelimeler: Enerji, Enerji Politikası, AB ve Enerji, Norveç ve Enerji.

* AraĢtırma Görevlisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, Kamu

Yönetimi Bölümü, [email protected]


78

Postmodern Feminizmde Cinsiyet Üzerindeki Kırılmalar: Women‟s March

Örneği

Gamze SARITUNALI

Özet

21.yy dünyası insanların doğuĢtan sahip oldukları haklarını savunma gereği duyan pek çok

eylemi gözler önüne sermektedir. Özellikle kadın hakları konusunda gerçekleĢtirilen eylemler

toplumda yalnız kadın kesimini değil diğer cinslerin desteğini de kapsamaktadır. Postmodern

feminizmin biyolojik ve toplumsal cinsiyet diye ayırdığı terimler, farklı cinslerin de varlığını ortaya

koymuĢtur. Bu sayede kitlesel hak savunucu ve özgürlükçü hareketler daha da büyümekte ve önem arz

etmektedir. Buna en güzel örnek 21 Ocak‘ta, Donald Trump yönetimine karĢı olan ―Women‘s March‖

hareketidir. Hareket, kadınların kendi haklarına Trump‘ın cinsiyetçi söylemlerini protesto etmek

amacıyla gerçekleĢtirilmeye baĢlansa da zaman içerisinde sadece kadın değil, insanların ve

sığınmacıların haklarını desteklemeye ve Müslümanları koruyan bir hareket olmaya baĢlamıĢtır. Bu

bağlamda günümüz kitlesel hareketleri, var olan yönetime karĢı gerçekleĢtirilen protestolar zaman

içerisinde postmodern feminizmde kırılmaları meydana getirmiĢtir. Bu çalıĢma, feminizmin sadece

kadın ve erkek için var olmadığını ayı zamanda toplumda var olan tüm cinsleri de kapsaması

gerektiğini ayrıca yakın tarihte meydana gelen ―Women‘s March‖ hareketinin feminizm açısından

etkilerini ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler: Postmodern Feminizm, Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet, ―Women‘s March‖.

Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü, 3. Sınıf



79

Toplumsal Cinsiyet Temelinde Tiyatro

Ercan BAYRAK*

Özet

Tiyatro sanatlar içerisinde görsel olma özelliği ile hem eğlendirici hem de eğitici

fonksiyonları barındırmaktadır. Bu nedenle izleyici ile karĢılaĢıldığında etkileri eğitimsel gücünü

gösterir düzeydedir.

Toplumsal cinsiyet kavram olarak kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılıkların ötesinde

toplumsal alanda cinsiyetin kurgulandığını anlatmak için kullanılmaktadır. Bu nedenle kadınlık ve

erkeklik öğrenilen kalıplardır. Toplumsal cinsiyetçi yaklaĢımlar aynı zamanda doğum anından itibaren

gündelik yaĢamı Ģekillendirmektedir. Sanat alanında toplumsal cinsiyet konuları, kadınlık ve erkeklik

sıklıkla ele alınıp eleĢtirilmiĢ olmak ile birlikte tiyatro diğer görsel alanlardan farklı olarak izleyici ile

anında karĢılaĢıyor olması bakımından daha güçlü bir etkiye sahiptir. Bu düĢünce ve yaklaĢım temele

alınarak bu çalıĢmada toplumsal cinsiyetin bir edebi tür olarak tiyatro oyunlarındaki yansımalarını,

özellikle kadın yazarların ve kadın karakterlerin tiyatro türü içerisinde kendilerine nasıl bir yer açtıkları

ve hangi konuma oturuldukları ele alınacaktır. Özellikle ilk kez MÖ 411 yılında Antik Yunan

döneminde Atina‘da sahnelendiği düĢünülen Aristophanes‘in üçüncü oyunu olan Lysistrata adlı tiyatro

oyunu örnek olarak verilebilir.

Sonuç olarak çalıĢma ile birey ve toplum iliĢkilerinin kökenine inerek kamu bilincini

sağlamak gibi özellikleri barındıran tiyatronun bu toplumsal ve kültürel sorunların çözülmesi ve

geliĢmesini sağlamadaki gücü ortaya konulmaya çalıĢılacaktır. Bu nedenle tiyatro ―toplumsal cinsiyet‖

kavramına karĢı farkındalık yaratma amacı ile bir tür uyarı görevi görebilecektir.

Anahtar Kelimeler: Tiyatro, Toplumsal Cinsiyet, Eğitim, Toplumsal cinsiyet ve Tiyatro

Abstract

Acommodates both functions of being both entertaining and educational theatre arts visual

feature therepare when it is encountered at a level, which indicates the strength of educational effects

with the audience.

The concept of gender beyond biological differences between men and women in the social

have that is genderbused is used to describe. Therefore the learned patterns of masculinity and

femininity. Gender approaches at the some time shoping everday, life from the moment gender issves

in the field of art femininity and masculinity are often criticized as being different from theatre and

adressed the advience. Dong with other visual areas en countering in terms of being more powerful

impliations with instant effect. This thinking and approach in this study on the basis of the imlications

of gender in drama as a leterary genre especially women writers and female characters within the type

of theatre they open a place for them selves that they are seated in athens in 411 BC in the Ancient

Greek especially for a firs time period from the third game in Lysistrata a play that is believed to be

named as an example of Aristophanes can be given as a result, the study of the relationship between

the individual and socicty to ensure public aweareness by getting to the roots of social and cultural

features like the theatre that hosts the show and will attempt to reselve the issves in ensuring power

development for this reason, in the theater of gender with the aim of creating awarennes of the concept

type will be able to see as a warning.

* Yüzüncü Yıl Üniversitesi/Ġktisadi Ġdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi ikinci sınıf öğrencisi,

[email protected]


80

Postmodernizmin Kara Filme Etkisi - Blade Runner Filmi Örneğiyle

Aynur KAZIMOVA*

Özet

Postmodernizmin sanata ait tartıĢmalarının Amerika‘da baĢladığı düĢünülse de, kendilerini

postmodern sosyal kuramın bir parçası olarak tanıtan, daha evvelki Fransız kültürel ve toplumsal

teorisinden faydalanan ilk çalıĢmaların 1970‘li yılların sonunda Fransa‘da ortaya çıktığı söylenebilir.

Postmodernizmin geliĢiminde en büyük etkinin Fransızlara ait olduğuna inanılsa da, Nietzsche ve

Heidegger gibi ünlü Alman filozfları postmodernizme ilham verenler arasında öncü rolleriyle dikkat

çekmektedirler.

Postmodernizm nosyonu, 1980‘li yıllarda sanatın diğer dallarında olduğu gibi sinemada da

yaygın bir Ģekilde yer almaya baĢlamıĢtır. Postmodernizm sinemada geleneksel ve modern anlatı

kalıplarını etkileyerek, kendisine has Ģizofreni, pastiĢ ve kolaj/montaj gibi baĢlıca özellikleriyle

beraberinde, yeni bir anlayıĢla birlikte kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Ayrıca postmodern sanatın bu

özellikleri kara filmi de etkilemiĢtir.

Postmodern sinema alanı, postmodern döneme ait kara filmlerden daha geniĢ bir çerçeveye

sahiptir. Bu makalenin ilk bölümünde postmodern kavramı, postmodern kavramının sinemaya ait

özellikleri, ikinci bölümünde ise postmodernizmin kara filme etkisi 'Blade Runner' film örneğiyle ele

alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: postmodernizm, postmodern sinema, kara film, Blade Runner

Abstract

Although the debates of postmodernism are thought to have begun in America, it can be

argued that the earliest studies that took advantage of the earlier French cultural and social theory,

which introduced themselves as part of postmodern social theory, appeared in France at the end of the

1970s. Although it is believed that the greatest influence in the development of postmodernism belongs

to the French, famous German philosophers such as Nietzsche and Heidegger draw attention with their

pioneering role in inspiring postmodernism.

The notion of postmodernism began to take its place widely in the cinema as it was in other

branches of art in the 1980s. Postmodernism has begun to be used in cinemas with a new

understanding, influencing traditional and modern narrative patterns, along with its main features such

as its own schizophrenia, pastiche and collage / montage. In addition, these features of postmodern art

have also affected the noir film. The postmodern cinematic space has a wider frame than the noir films

of the postmodern turn.

In the first part of this article, the postmodern concept, cinematic features of the postmodern

concept, and the second part, the film effect of postmodernism, will be examined with the example of

the film "Blade Runner".

Keywords: postmodernism, postmodern cinema, film noir, Blade Runner

* Gazi Üniversitesi, ĠletiĢim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema bölümü,

[email protected]


81

Modernization of the Ottoman Empire and the Emergence of Modern Turkey

within the Paradigm of Historical Sociology

Sekine ÖZTEN MERT

*

Abstract

In this proceeding I aim to discuss Ottoman-Turkish modernization and Turkish national state

formation in the late 19th

century from the perspective of Historical Sociology. Historical Sociology

stays as the most explanatory method in order to elaborate the unique processes and structures of the

Ottoman socio-political system and its transformation over the 19th

century. Since Historical Sociology

claims a particular state has its own distinct historical, cultural pathways and characteristics, scholars

of this paradigm grasp the peculiarities of each case and analyze it within a comparative outlook. In

this context, the transition from Ottoman state system to Turkish national state, newly emerging

institutions, differential integration to capitalist world system and formation of new social classes in

Turkey since the late 19th

century has constituted among the main discussions in the intellectual

currents.

In this respect, I am going to discuss the debate of the mode of production and theories of late

development which have undertaken to interpret the Ottoman Turkish modernization case with great

effort. With particular reference to various units of analyses such as capitalist development, statist

development, Asiatic mode of production, or core periphery analysis, scholars of Ottoman

modernization attempted to explain social changes in the Ottoman Empire on a global level. The

arduous Ottoman-Turkish modernization journey has been interpreted by the prominent scholars such

as Huri Ġslamoğlu, Immanuel Wallerstein, ġevket Pamuk, Çağlar Keyder, Feroz Ahmad, Ira Lapidus,

and Nilüfer Göle. In their rich analyses, it is mainly said that the Ottoman state experienced a long, late

and differential capitalization and modernization processes. Among these mainstream analyses, I plan

to select the most insightful explanatory discussion for the Ottoman-Turkish long and late route to

modernization. Lastly, I am going to combine how Historical Sociology has been the most proper

alternative for explaining the social changes over the modernization period and the arguments of world

system analysis mostly explain the Ottoman modernization and formation of the Turkish national state.

* AraĢtırma Görevlisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası ĠliĢkiler

Bölümü.


82

The Newness of the New Social Movements

Ayça Berna GÖRMEZ*

Abstract

The focus of political sociology has shifted from 1960s onwards and a paradigm shift emerged,

gave rise to a duality; this duality manifests itself in the concepts, interests and concerns, in the identity

and structure. All these can be best seen in the duality of ‗old politics‘, which is a class based and

state-centered and ‗new politics‘ that is fragmented and plural. This duality has been experienced,

again, between old or traditional social movement and the new social movement (NSM). In this study,

the duality of old and new social movement will be analyzed. General characteristics of the new social

movement will be given. Then, comparison will be made between old and new social movement with

reference to the values that they share or they draw apart. It will be argued that NSMs are political as

much as they are cultural. The old and new social movements share the same values, the modern

values but as the crisis of modernity and the modern institutions gained visibility, the ‗new social

movement‘ emerged to offer a new project or a new hope. Social movements are the product of the

transition periods and the society that NSMs project or hope to build may be different from the old

social movements‘ establishment. In essence the purpose of the social movements is to produce

democratic society. So it is argued that the newness of the NSMs is its proposed solutions to the newly

emerged crisis of modernity.

Keywords: Political Sociology, Crisis of Modernity, Old Social Movements, New Social Movements,

Cultural Politics

* AraĢtırma Görevlisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, Kamu

Yönetimi Bölümü, [email protected]


83

Russian Intervention in Ukraine: A Realist-Constructivist Analysis

Ahmet Çağrı BARTAN*

Abstract Bilateral relations between Russia and Ukraine have always been fragile. Sharing similar

Slavic backgrounds but partially different identities have put them in a politico-cultural competition

throughout the history. It is today known that, despite all adversities, these two countries were

arguably successful in cooling things down, but, to say the least, that was the case just until 2013.

Things have started to change drastically since then, leading an eventual civil war with Russia's

intervention in East Ukraine and in Crimea. In this context, it is argued in this paper that the reasons

behind keeping Ukraine under strict control primarily emanate from her strategic value for Russians,

an assumption that explicity resonates with realism. As being a buffer zone against the European

influence in the West, a naval base in the South, and a significant energy route, Ukraine represents an

indispensable geo-political asset for Russia in the region. However, besides all these, the analysis of

this case requires a supplemental lens to be more accurate and comprehensive. That is why, the

constructivist dimension to this intervention is additionally examined in this study. Especially Putin's

identity discourse that notably affected Russian-speakers in Ukraine, and the ideological divergence

between the Russian and Western normative stance towards the justification of interventions are

covered to shed light on the constructivist side of this matter.

Özet Rusya ve Ukrayna arasındaki ikili iliĢkilerin kırılganlığı aĢikardır. Benzer Slavik geçmiĢlerine

rağmen kısmen de olsa farklı kimliklere sahip olmaları tarih boyunca bu iki ülkeyi siyasi, ekonomik ve

sosyo-kültürel bir yarıĢa itmiĢtir. Buna rağmen taraflar gerginlikleri dindirmek üzere önemli adımlar

atmıĢ, nispeten baĢarılı da olmuĢlardır. Fakat bu görece barıĢçıl ortam 2013 yılından sonra yerini

kademeli olarak Ģiddete ve kargaĢaya bırakmıĢtır. Bu tarihten sonra ikili iliĢkiler önemli ölçüde

zedelenmiĢ ve Rusya'nın Doğu Ukrayna ve Kırım'a yaptığı müdahelelerle birlikte yerini kaçınılmaz bir

sivil savaĢa bırakmıĢtır. Ġlgili bildiri, bu bağlamda temel olarak Rusya'nın sözkonusu müdahelesinin

ardındaki önemli jeopolitik nedenleri vurgulamaktaktadır. Doğusunda Avrupa'ya karĢı bir tampon

bölge konumunda olması, Güneyinde önemli bir deniz üssü olarak kullanılması ve önemli bir enerji

yolu teĢkil etmesi bakımından Ukrayna'nın Rusya açısından stratejik önemi, yapılan müdahelenin

önemli nedenleri arasındadır. Bu nedenler gerçekçi teori ıĢığında ele alınarak ilgili örnek olay analiz

edilecektir. Buna ek olarak, BaĢkan Putin'in müdahele sırasında kullandığı kimlik söylevinin

Ukrayna'da yaĢayan ayrılıkçı gruplara etkisi ve Rusya'nın Batılı ülkelere nazaran uluslararası müdahele

kavramına farklı bir normatif ve ideolojik penceren bakıyor oluĢunun bahsekonu egemenlik ihlalindeki

rolü de göz önünde bulundurulacaktır. Tam bu noktada, yapısalcı ekolün Rusya'nın müdahelesine

bakıĢı da değerlendirilecek ve sözkonusu analizde tamamlayıcı teori olarak kullanılacaktır.

* Dokuz Eylül Üniversitesi, [email protected]


84

How Does the European Union Promote Peace and Security in Africa?

Sulaiman Gbondo* Ali Shuibu

**

Abstract

Africa has been in corporation with both states and intergovernmental organizations like the

United Nations, the Economic Community of West African States (ECOWAS) and the African Union

(AU) as well as the European Union (EU) that has been involved with conflict management and

prevention in Africa. The EU cooperates with individual states on a range of issues, from economics to

politics, but in the area of security, it has mostly cooperated with the African Union since early 1993.

This involvement has revolved around financial aid for development and security sector reform,

military intervention and support to the African Union and also aiding conflict resolution processes in

the continent. Since 2013 The EU has undertaken 16 peacekeeping missions in Africa. Most of these

missions are been done as either a ground preparation operation or a joint operation with the UN. Even

though Africa benefits from such cooperation, the primary motivating factor for the EU is to ensure the

security of Europe and only secondarily that of Africa. The EU is contributing to peace and security in

Africa, but as is proven by this paper, such effort has been met with shortcomings and the EU has not

been effective in totally solving conflicts in countries of involvement.

Keywords: National Security, African Union, ECOWAS, the EU, Conflict Resolutions

Jel codes: F51, F52

* Sakarya University, International Relations Department, Email: [email protected]

** Sakarya University, International Trade Department, Email: [email protected]


85

Turkey and US Relations in New Administration: Times to Change

ABDUR RAHMAN FUAD

*

Abstract

After the November 2016, presidential elections in the United States (US), the eyes were

turned into the US-Turkey relations under the Trump administration. Despite the strong alliance of

NATO and the coalition partnership that is fighting against the ISIS, there have been significant

tensions in relations between the two countries from the end of the Obama regime. The new

administration will have to confront the problems that Turkey and US relations have been experiencing

in recent years, especially support the YPG in North Syria and latest Turkey‘s coup attempt lead by the

sheltered in the US Fethullah Gulen. In addition, the new President Trump has to consider some steps

that will make the bilateral relations more stable from the current crisis. These include acquiring and

strengthening a new step of the NATO alliance, diversifying and developing economic relations and

increasing bilateral relations more diplomatically. Finally, of course, it is very important for the future

of bilateral relations to uncover new business associations that will bring a different dimension for

Security and energy especially in the Eastern Mediterranean. In this study, the analyses bring to a solve

of fracture relation and the outcome of this regional solution.

Keywords: US, Turkey, New Administration, PKK/YPG, FETO

(JEL F50)

* Master‘s in Islamic History and Art‘s Necmettin Erbakan University, Konya, Turkey, E-mail:

[email protected]


86

What is the level of trade relationship between West Africa and the Turkey?

Case of Nigeria, Ghana and Ivory Coast

Souleymane BINDJO*

Abstract

This document is intended to explore the trade relationship between Turkey and West Africa,

to see if the new interest of Turkey in Africa including West Africa, particularly Ghana, Nigeria and

Côte d'Ivoire represents a basic strategy supported by an effective reconciliation not only

diplomatically but also economic and commercial. We will therefore bring to bear the level of trade

relations between Turkey and the three West African countries.

Keywords: Trade, West Africa, Turkey

* Sakarya University


87

Globalizing Terror and “Coup” against Globalization

Alper MEREY*

Abstract

Throughout the political history, terror has acquired its general socio-politic meaning until today.

It refers to, as we know today, generally bloody actions that were attempted by a group in a society

aimed at a specific purpose by spreading fear and violence among the rest of the society and forcing

state apparatus. Terror generally gets an ethnic, religious form and terrorist groups may operate in any

country or region they see essential for their aim, instead of operating in only one country. Ethnic

based terrorist group PKK which has been operating in the East of Turkey for several years, shows a

regional position in Turkey‘s sense but with its other subordinate/partner structures in other countries

shows an international position or ISIL that performs terrorist activities in many different continents,

shows a global position.

In this work, firstly the anatomy of globalization will be briefly touched on. Then a short

examination of global evolution of such organizations, harm of globalizing terrorism to globalizing

world and the measures that can be taken, threats and opportunities in front of states and people will be

adverted by merging security and global studies.

Keywords: Terror, Terrorism, Globalization

Küreselleşen Terör ve Küreselleşmeye Karşı “Darbe” Özet

Siyasi tarih boyunca terör günümüze kadar siyasal ve toplumsal çerçevede genel olarak anlamını

kazanmıĢtır. Bugün bildiğimiz anlamı ile terör bir toplumda belli bir grubun toplumun geri kalanı

arasında korkuyu ve Ģiddeti yaymak ve devlet aygıtını zora sokmak suretiyle belli bir amaca yönelik

giriĢtikleri genellikle kanlı eylemleri iĢaret etmektedir. Terör genel olarak etnik ve dini yapıya

bürünmekte ve artık terör örgütleri yalnız belirli bir ülkede faaliyet göstermek yerine, amacı gereği

gerekli gördüğü herhangi bir ülkede veya bölgede faaliyet gösterebilmektedir. Türkiye‘nin doğusunda

uzun yıllardır faaliyet gösteren etnik kökenli terör örgütü PKK, Türkiye açısından bölgesel ancak söz

konusu örgütün bilinen ve diğer ülkelerde faaliyet gösteren ortak/yan yapılanmaları ile uluslararası

veya çok farklı kıtalarda terör faaliyetleri gerçekleĢtiren IġĠD küresel birer pozisyon göstermektedirler.

Bu çalıĢmada öncelikle küreselleĢmenin anatomisine kısaca değinilecektir. Daha sonra bu gibi

terör örgütlerinin küresel geliĢimlerinin, küreselleĢen terörün küreselleĢen dünyaya verdiği zararın ve

alınabilecek önlemlerin kısa bir değerlendirmesine, devletlerin ve insanlığın önündeki tehditlere ve

fırsatlara, güvenlik ve küreselleĢme çalıĢmaları bir araya getirilerek yer verilecektir.

Anahtar Kelimeler: Terör, Terörizm, KüreselleĢme

* Istanbul Aydın University, Political Science and International Relations, 4. Year Student,

[email protected]


88

Seçmen Davranışını Belirleyen Faktörler Açısından Siyasi Kutuplaşma ve

Çatışma Ortamı: Sur Örneği

Özgür TEPE

Özet

Seçmenler oy verirken belli dinamikler doğrultusunda tercihlerde bulunurlar. Bunlar bazen

psikolojik etkenler olurken bazen de ekonomik etkenler olabilmekte, bazen de siyasi liderlerin kiĢisel

özellikleri seçmen üzerinde olumlu ya da olumsuz etkiler oluĢturabilmektedir. Tüm bunların yanında

seçmen davranıĢını belirleyen önemli bir faktör de siyasi kutuplaĢmadan kaynaklı ortaya çıkan

çatıĢmalı durumların yarattığı kaotik ortamlardır. Bu ortamların siyasi tercihler üzerinde etkisini

ölçmek amacıyla ele alınan bu makale, 2015 yılında Sur ilçesi sınırları dahilinde yaĢanan, HDP‘nin

özerklik ilanına destek olarak açılan hendeklere karĢı yürütülen mücadelede devletin güvenlik

politikaları ekseninde hareket etmesi ve akabinde çatıĢmalı sürecin baĢlamıĢ olması, bölge halkı

üzerinde etkili olmasını sağlamıĢtır. ÇatıĢmalı ortamın sona ermesinden 2 ay sonra, 10-15 Mayıs 2016

tarihleri arasında Pozitivist yöntem kullanılarak nicel araĢtırma teknikleri ıĢığında çatıĢmanın

yaĢandığı mahallelerde yaĢayan kiĢiler üzerinde tesadüfü yöntem kullanılarak seçilmiĢ 150 kiĢi

üzerinde yüz yüze anket Ģeklinde yapılan çalıĢmada toplanan veriler, SPSS programında analiz

edilerek ortaya çıkan bulgular ıĢığında değerlendirilip nedenleri irdelenecektir. ÇalıĢma ile birlikte

ortaya çıkan sonuç, siyasi kutuplaĢma ve çatıĢma ortamının seçmen davranıĢı üzerinde herhangi bir

siyasi tercih değiĢikliğine neden olmadığı gözlemlenmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: ÇatıĢma, Hendek SavaĢı, Seçmen DavranıĢı, Siyasi KutuplaĢma, Sur

In terms of Factors Determining Voter Behavior Political Polarization and

Conflict Medium: The Case of Sur

Abstract

When voters vote, generally they have preferences in the direction of obvious dynamics.

These are sometimes psychological factors, economic factors, and the personal characteristics of

political leaders may have positive or negative effects on voters. Nevertheless to these, an important

factor that determines voter behavior is the chaotic environments created by conflict situations arising

from the political polarization. This paper aimed at measuring the effects of these environments on

political preferences, based on the fact that the HDP's movement in the borders of the Sur province in

2015 is driven by the fighting state's security policies against the alleged autonomy, and then the

conflict starts. After two months the end of the confrontation period, the data collected by the face-to-

face survey on 150 people who were randomly selected will be examined on the subjects living in the

neighborhoods where the participants were living using the quantitative research techniques between

10-15 May 2016 were analyzed in the SPSS program. The result of the study was that political

polarization and conflict did not cause any political preference change on voter behavior.

Keywords: Conflict, Battle of the Ditch, Voter Behavior, Political Polarization, Sur

JEL CODE: D70, D71, D72

Batman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü

Tezli Yüksek Lisans Öğr. [email protected]


89

Milli İrade, Özal ve Demokratikleşme

Yunus Emre AVCI

Özet

Türkiye‘nin demokratikleĢmesi alanında tarihi bir yer iĢgal eden Turgut Özal ve

politikalarının farklı bakıĢ açılarıyla daha iyi anlaĢılıp analiz edilmesi anlamında yapılacak olan

çalıĢmanın bugünün Türkiye‘sinin diktatörlük, tek adamlık, güvenlik paketleri, sivil topluma baskılar,

medya özgürlüğü ve devletin eski vesayet ruhunun hortlaması gibi tartıĢmaları içerisinde daha önemli

bir yere konumlanan Özal ve demokratikleĢme konusunu 1980‘den bugüne Özal‘ın sivil toplum,

medya, asker ve diğer erklerle iliĢkisi bağlamında incelenip sunulması amacıyla hazırlanan bir

çalıĢmadır, Özal ve demokratikleĢme konusu. Turgut Özal ileri demokrasi kavramını nasıl anlamamız

ve anlaĢılması gerektiğini topluma ve siyasete kazandırmıĢ bir lider olarak içinde bulunduğumuz siyasi

ve toplumsal kutuplaĢma sürecinde gayet tabii önemli politikalarıyla bugünün siyasetine ve

siyasetçilerine örnek bir profil çiziyor. Bu bağlamda konunun belli bir hiyerarĢi içerisinde Türkiye ve

demokrasi ölçeğinde Turgut Özal profili ve politikaları çerçevesinde incelenmesi ve 2002 itibarîyle

tekrar gündeme gelen demokratikleĢme olgusunun 2010 referandumu sonrası gerisin geriye

yürümesinin ne anlam ifade ettiği ve antidemokratik uygulamalarının Özal ve demokratikleĢme

kavramlarıyla ne kadar bağlantılı olduğunu açıklamak daha sonra da bugünkü vesayet değiĢiminin

Türkiye demokrasisi adına neler kaybettirdiğini incelemek için bizlere ıĢık tutuyor. Demokrasi ve

sandık kavramlarının Özal bakıĢ açısıyla anlaĢılıp milli irade ve demokrasinin politika anlayıĢlarına ve

somut siyasi adımlara dönüĢümünün nasıl olduğunu bugünle aralarında ne gibi fark ya da benzerlikler

barındırdığını göreceğiz.

Anahtar Kelimeler: Demokrasi, demokratikleĢme, sivil toplum, vesayet

Yunus Emre Avcı, Ġnönü Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu

Yönetimi, 3.Sınıf Öğrencisi


90

Çatışma Çözümleri Perspektifinde PKK ve Kürt Sorunu İncelemesi

Burak ERKUġ* Merve SARICA

**

Özet Bu çalıĢmada PKK ve Kürt sorunun tarihi arka planı ve çözümü, çatıĢma çözümleri disiplini

perspektifi kapsamında kısaca anlatılmaya çalıĢılmıĢtır. PKK terör örgütünün yapısı ve nasıl oluĢtuğu

hangi sebeplerden ötürü güçlendiği, Kürt sorunun uzun yıllar neden çözülemediği ve son olarak da

Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu konuda nasıl bir yol izlediği incelenmeye çalıĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: PKK, Kürt sorunu, ÇatıĢma Çözümü disiplini.

Abtract In this study, the historical background of the PKK and the Kurdish issue and resolution is

described briefly under the perspective of conflict resolution. How the PKK Terrorist organization

consist, The structure of PKK terrorist organization, why the Kurdish issue can't solved for years and

lastly The Republic of Turkey was to be examined as to how to follow it.

Keywords: PKK, Kurdish issue, Conflict of resolution discipline.

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi: Siyaset Bilimi ve Uluslararası iliĢkiler 3. Sınıf Öğrencisi, e-posta:


Manisa Celal Bayar Üniversitesi: Siyaset Bilimi ve Uluslararası iliĢkiler 3. Sınıf Öğrencisi, e-

posta: [email protected]


91

Retro Pazarlama ve Retro Pazarlamaya Yönelik Örnekler

Kaan GÖRGÜN

* Orçun GÜNEY

** Öğr. Gör. Tansu ÖZBAYSAL

***

Özet

KüreselleĢmeyle birlikte pazarlama stratejileri de değiĢime ihtiyaç duymuĢtur. Bu nedenle

pazarlama literatüründe yeni kavramlar ortaya çıkmıĢtır. Bu yeni kavramlardan bir tanesi de Retro

pazarlamadır. Retro pazarlama kavramı ilk olarak Stephen Brown tarafından ortaya konmuĢtur.

Stephen Brown (2001) Retro pazarlamayı, ― Bir önceki tarihsel döneme ait ürün veya hizmetin

canlanması veya yeniden baĢlatılmasıdır‖ olarak tanımlamıĢtır. Retro kelimesi ―geçmiĢte kullanılan

veya kullanılmayan ürün ve hizmetlerin yeniden canlandırılmasıdır‖ olarak ifade edilmektedir. Yani,

nostaljik bir iĢlevi vardır. Nostaljik iĢlevi pazarlamanın kullanmasının altında yatan neden ikna edici

pazarlama taktiği ve yüksek bir etki alanına sahip olmasıdır. Tüketicilerde deneyime dayalı bir iĢlevi

olmasından dolayı satın alma niyetine etki etmektedir ve pazarlamada bu iĢlevinden dolayı dikkat

çekerek artan bir önem arz etmiĢtir. Aynı zamanda retro pazarlamanın birçok iĢlevi vardır. Bu iĢlevleri

oluĢturmanın temelinde tüketicinin satın alma davranıĢlarını etkileme yatar. Retro pazarlama

tüketicinin satın alma sürecinde ürünü tercih ederken ailenin, etkilenilen bir filmin veya tüketicinin

hayatından bir Ģeylerin izlerini taĢıması Ģeklinde de ifade edilebilir. Bu çalıĢmada, Retro pazarlama

öncelikle kavramsal çerçevede değerlendirilmiĢ sonrasında ise pazarlamada retronun kullanılması ve

Dünya‘da ve Türkiye‘de Retro pazarlamaya yönelik uygulamaların örnekleri incelenmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Pazarlama, Retro, Nostalji, Tüketici, Satın Alma DavranıĢları

Jel Kod: M-31, M-10, M-39

Abstract

Marketing strategies need to change with globalisation. That cause, create new concepts in

marketing literatures. Retro marketing is one of this new concepts. Firstly, Stephen Brown defined

Retro marketing. According to Stephen Brown (2001: 6) ―Retro Marketing is revive and strart product

and service on old historical era.‖. Retro word can defined is ― fresh start of past the use or not use

product and services‖. Namely, Retro has a nostalgia function. Marketing use nostalgia function

because that nostilgia has persuade strategies of marketing tactics and scope of high effect. Retro

marketing has effect the purchase intention cause of retro marketing based on experince and this

experience getting more importance take attention on consumers. At the same time, Retro marketing

has many functions. Main purpose of these functions are effect the purchase behaviour. Retro

marketing can defined prefer the family, impressed by movie or consumers‘ of life experience while

consumers‘ process of purchase. In these research, firstly evaluate retro marketing on conceptual frame

after that using Retro on marketing and examined the examples of retro marketing on world and

Turkey.

Keywords: Marketing, Retro, Nostalgia, Consumer, Purchase behaviour

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, [email protected]

** Manisa Celal Bayar Üniversitesi, [email protected]

*** T.C. Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulu, [email protected]


92

Küreselleşme ve Küreselleşme Yaklaşımları

Uğur SÖNMEZ

* Fatih Güray KURġUN

** Rahman KAMĠġ

***

Özet

Bu çalıĢmada, öncelikle küreselleĢme kavramını açıklamaya yönelik çeĢitli tanımlara yer

verilmiĢ olup, küreselleĢme kavramının tarihsel geliĢimi açıklanmıĢ ve küreselleĢmeye yönelik

yaklaĢımları temel alınarak, tarihsel değerlendirmelere odaklanan teorik ve uygulamalı çalıĢmalardan

derlenen bir inceleme çalıĢmasıdır.

Dünyada yaĢanan önemli siyasal, sosyal ve teknolojik geliĢmelerin doğurduğu kavramlardan

bir tanesi, ―küreselleĢme‖ kavramıdır. Bu geliĢmelerin siyasi, sosyal, teknolojik ve kültürel boyutları

olduğu için de küreselleĢmenin tanımı ve anlamı kiĢiden kiĢiye göre farklılık göstermekte ve çeĢitli

küreselleĢme yaklaĢımlarını beraberinde getirmektedir.

KüreselleĢme ve teknolojideki hızlı değiĢim bütün sektörlerde radikal değiĢikliklere sebep

olmaktadır. YaĢanan bu değiĢimleri ayak uyduramayan veya görmezlikten gelen iĢletmelerin

yaĢamlarını sürdürmeleri artık imkânsız hale gelmiĢtir. ĠĢletmeler açısından küreselleĢmenin

avantajları olduğu gibi dezavantajları da vardır. Bu yüzden iĢletmelerin SWOT analizi yaparak,

fırsatları ve tehditleri belirleyip en iyi Ģekilde yönetmesi baĢarı açısından önemli bir rol oynamaktadır.

Sonuç olarak bu çalıĢma, günümüzde iĢ dünyasında çokça karĢımıza çıkan küreselleĢme

kavramı ve küreselleĢme yaklaĢımlarını ele alıp, iĢletmeler açısından küreselleĢmenin getirdiği avantaj

ve dezavantajlara yer verilerek iĢletmelerin bu geliĢmelere uyum sağlamasına yardımcı olmayı

amaçlamaktadır.

Anahtar Kelimeler: KüreselleĢme, teknolojik geliĢmeler, yaklaĢımlar

JEL Kodu: F6

Abstract

In our study, we firstly make several definitions in order to better-explain the concept of

globalization. We also aim to clarify the concept of globalization. This study is a review that was

compiled from theoretical and practical researches focusing on historical evaluation, on the basis of

approaches to globalization.

Globalization is one of the concepts shaped by important political, social and technological

developments in the world. As these developments have political, social, technological, and cultural

dimensions, the definition and the concept of globalization differ person to person and bring about a

variety of approaches to globalization.

Globalization and rapid changes in technology cause radical changes in all sectors.

Corporations that ignore or cannot keep up with these changes, hardly survive nowadays. In terms of

business, there are disadvantages of globalization as well as advantages. Therefore, SWOT analysis

and determining opportunities and threats are crucial for increasing the success rates of a corporation.

* Sakarya Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, Üretim Yönetim ve Pazarlama Yüksek lisans 1.

Sınıf Öğrencisi, [email protected] **

Sakarya Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, Üretim Yönetimi ve Pazarlama Yüksek lisans 1.

Sınıf Öğrencisi, [email protected] ***

Sakarya Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, Üretim Yönetimi ve Pazarlama Yüksek lisans 1.

Sınıf Öğrencisi, [email protected]


93

In sum, this study addresses the concept of globalization and approaches to globalization in

the present-day business world. Its purpose is to help corporations to accommodate new developments,

by knowing advantages and disadvantages of globalization.

Keywords: Globalization, technological developments, approaches

JEL Classification: F6


94

E-Ticaret ve Vergilendirilmesi

BarıĢ TUNÇAY*

Özet

E-ticaret mal veya hizmetlerin satıĢının elektronik ortamda internet üzerinden yapılmasıdır.

GeçmiĢten günümüze gittikçe artan ticaret hacmi doğrultusunda kiĢilerinde yaygınlaĢan internet ağı

sayesinde mal ve hizmetlere ulaĢımının daha kolay bir hale gelmesiyle birlikte internet üzerinden mal

alım-satımına olan talep oldukça artmıĢtır. KuĢkusuz elektronik ticaretin günümüzde önemli bir

düzeyde yaygın olmasında kredi kartının yaygın kullanımı, bankaların bu doğrultuda kredi kartı

güvenlik önlemlerini arttırması ve internet üzerinden yapılan satıĢlarda uygulanan güvenlik sertifikası

uygulamalarının artması oldukça etkili olmuĢtur. E-ticaretin yaygınlaĢmasıyla birlikte

vergilendirilmesi de önemli bir sorun haline gelmiĢtir. Bu konuda öncelikle OECD olmak üzere birçok

gerek ulusal gerekse de uluslararası kuruluĢ oldukça önemli çalıĢmalar yapmaktadırlar. Elektronik

ortamda alıĢveriĢ yapılması sonucunda özellikle gelirin elde edildiği yerin belirlenmesi açısından

önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Anahtar Kelimeler: E-Ticaret, vergilendirme, internet.

Jel Kodu: L81, H20.

E-Commerce and Taxation

Abstract

E-commerce is the sale of goods or services over the internet. Along with the ever increasing

trade volume in the past, the internet has made the access to goods and services easier and the demand

for buying and selling goods over the internet has increased considerably. Undoubtedly, the

widespread use of credit cards, the increase of credit card security measures by banks in this direction

and the increase of security certificate applications applied on sales made over the internet have been

very effective, especially when electronic commerce is now widespread at a considerable level.

Taxation with the widespread use of e-commerce has also become a major problem. The national and

international organizations, especially the OECD, are doing very important work in this regard. As a

result of shopping on the electronic environment, important problems arise especially in terms of

determining where the income is obtained.

Keywords: E-Commerce, taxation, internet.

Jel Classification: L81, H20.

* ArĢ. Gör., Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġ.Ġ.B.F. Maliye Bölümü,

[email protected].


95

Ev Tekstili Sektöründe Mağaza Bağlılığını Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi

Üzerine Bir Araştırma

Zuhal GĠRGĠN KARATAġ

* Metin SAYGILI

**

Özet

MüĢterilerle uzun vadeli iliĢkiler kurmak sadakat programlarının geliĢmesine imkân sağlarken

aynı zamanda bir iliĢkisel pazarlama aracı olan sadakat kartının gerekliliğini ortaya çıkarmıĢtır.

Sadakat kartları aracılığıyla müĢterilerin tanınması daha kolay bir hal almıĢ, müĢterilerin tasarlanan

kampanyalara verdikleri tepkiler incelenerek istek ve ihtiyaçlarına hitap edecek ürün ve hizmetler

geliĢtirilmesine olanak sağlamıĢtır. Bu durum müĢteri tatmininin oluĢmasına yardımcı olmakta ve bu

sayede sadık müĢterilerin oluĢturulması kolaylaĢmaktadır. Bu nedenle, bu çalıĢmanın temel amacı

mağaza bağlılığını etkileyen faktörlerin incelenmesi ve bu faktörlerin mağaza bağlılığına etkisinin

araĢtırılmasıdır.

Bu bağlamda, pozitivist araĢtırma yaklaĢımının benimsendiği bu çalıĢmanın ana kütlesini,

Sakarya ilinde ev tekstili sektöründe faaliyet gösteren bir mağazadan devamlı olarak alıĢveriĢ yapan 18

yaĢ ve üzeri müĢteriler oluĢturmaktadır. ÇalıĢmada, kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak 191

tüketici araĢtırmanın örneklemine dâhil edilmiĢtir. Veriler yüz yüze anket aracılığıyla toplanmıĢ ve

SPSS 21.0 programı yardımıyla analiz edilmiĢtir. AraĢtırmanın sonuçları güven algısının mağaza

bağlılığı üzerinde istatistiki açıdan anlamlı bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: MüĢteri Sadakati, Mağaza Bağlılığı, Ev Tekstili Sektörü

Jel Kodu: M31

A Research Study on Investigating Factors Regarding Store Loyalty in

Household Linens Industry

Abstract

While establishing long-term relationships with customers allows for the development of

loyalty programs, it also revealed the necessity of a loyalty card, an associative marketing tool. The

recognition of customers through loyalty cards has become easier, and it provided an opportunity to

develop products and services that would address their wants and needs by examining the customers'

reactions to the designed campaigns. This helps to form customer satisfaction and facilitates the

creation of loyal customers. For this reason, the main purpose of this study is to examine the factors

regarding customer commitment (loyalty) and to research these factors effects to customer

commitment.

In this context, the positivist research approach has adopted the universe of this work, 18

years of age and over regular customers who shop at stores operating in the home textile sector in

Sakarya. In the study, 191 customers were included in the sample of the research using convenience

sampling method. Data were collected via face-to-face questionnaires and analysis were performed

*Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ĠĢletme Bölümü, Üretim Yönetimi ve Pazarlama

Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected] **

Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ĠĢletme Bölümü, Üretim Yönetimi ve Pazarlama

Doktora Öğrencisi, [email protected]


96

using the SPSS 21.0 program. Results of this research study illustrates that sense of trust has an

important effect on store loyalty in terms of statistics.

Keywords: Customer Loyalty, Store Loyalty, Household Linens Industry

JEL Classification: M31


97

Finansal Okuryazarlık: Üniversite Öğrencilerine Yönelik Yapılan Çalışmalar

Üzerine Bir Değerlendirme

Batuhan Fatih MOLLAOĞULLARI

* Tuna Can GÜLEÇ

**

Özet

Genel olarak finansal okuryazarlık, bireylerin tasarruflarını ve bütçelerini etkin bir Ģekilde

değerlendirip yönetebilme yeterliliği olarak tanımlanmaktadır. Finansal sistemin karmaĢık hale

gelmesi ile önemi giderek artan finansal okuryazarlık, ülkelerin geleceğini temsil eden genç nesil

açısından ayrı bir öneme sahiptir. Bu anlamda genç neslin finansal okuryazarlık seviyesinin artması

tasarruflarını, bütçelerini daha iyi değerlendirmelerine yardımcı olacaktır. Aynı zamanda genç nesilde

finansal okuryazarlık seviyesinin artması makro anlamda kiĢilerin gelecek için daha etkin planlama

yapma kabiliyetlerini pozitif olarak etkileyecektir. Bu kapsamda Türkiye‘de üniversite öğrencilerine

yapılan finansal okuryazarlık çalıĢmaları, literatür taraması boyutunda incelenerek, değerlendirmeler

yapılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Finans, Finansal Okuryazarlık, Üniversite Öğrencileri

Jel Kod: G31

Abstract

Generaly, financial literacy is defined as the ability to effectively assess and manage the

savings and budgets of individuals. The importance of financial literacy has increased as the financial

system becomes more complex. This situation has a different prescription for the younger generation

that represents the future of the countries. In this sense, the increase the level of financial literacy of

younger generations will be helped them to better manage their savings and budget. In this context,

financial literacy studies on university students in Turkey will be reviewed and evaluated in the context

of literature review.

Keywords: Finance, financial literacy, University Students

Jel Kod: G31

* AraĢtırma Görevlisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi,

Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı, [email protected] **

AraĢtırma Görevlisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi,

Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı, [email protected]


98

The Green Economy and Its Impact on Sustainable Development: A case of

Morocco

Saad Msellek

*

Abstract

In this period of economic and financial crisis, a new concept which is "The Green Economy"

starts becoming more widely known. It is characterized by investments and technical provisions aimed

at avoiding, reducing or eliminating pollution, while making the best use of available energy resources.

The Aim of this paper is to investigate the impact of the Green Economy on the economic and social

development of emerging countries and also the environmental protection. Since Morocco is leading in

this field it will be taken as a case of study.

Keywords: Green Economy, Sustainable Development, Emerging Countries

* PhD Student, Selçuk University, Department of Finance and Accounting, [email protected]


99

Domestic Factors Affecting Foreign Policy Decision-Making Process: The Case

of Gambia

Malang B.S. Bojang

*

Abstract

Foreign policy decision-making is one of the greatest asset and yet the greatest liability of any

country. Good policies obviously lead to national development. Democracy, rule of law, good

governance are key essential elements in achieving good foreign policies vis-a-vis national

development. Gambia as a micro-state face lot challenges and it is worthwhile confronting the

developmental huddles face by Gambia. These challenges are real and many, and range from social,

economic, and political issues. Therefore, the importance of this research cannot be over emphasized.

In international system, no country is an island and therefore, diplomacy and co-operation are the

strategy which governments used to achieve their foreign policy objectives. There is a scholarly

consensus that domestic factors are more salient in foreign policy of small states and international

factors are more compelling. This paper attempts to challenge this wisdom in international relations by

arguing that domestic factors equally matter in micro-state foreign policy—using Gambia as a case.

Using the neoclassical realist theory, this paper hypothesized that foreign policy decision-making in

Gambia is a reflection of their leaders. This paper will accord policy makers with some

recommendation on achieving the best from allies and multi-national

Keywords: Decision-Making, Diplomacy, Foreign Policy, Gambia.

Jel Codes: D72, D81



100

Is Foreign Financial Aid Conducive to Helping African Countries?

Mohammed Hashiru* Mohamed Camara

**

Abstract

Debate on whether African countries still need foreign financial aid for economic

development or not is one of the contraversial subjects in political agenda in African countries as well

as in academic world. According to Nkrumah ―it is a new way of colonizing Africa‖, while others

think that it is quite difficult for Africa to advance economically without foreign financial aid. This

paper aims to answer whether Africa really needs foreign financial aid to develop. To reach the answer

of the main question, this paper will ask in which way previous and current financial aid help African

countries, what is the potential of African countries for development and what should be done to

motive this potential. We believe that what African countries need are political stability, investing in

human capital and natural sources rather than being dependent on foreign aid. The study mainly will

employ recent articles, reports, public interviews as well as giving some country specific examples on

the issue.

Keywords: Foreign Aid, Post Colonialism, Economic Nationalism, Political Economy

Jel codes: F52, F54


** Sakarya University, International Relations Department, Email: [email protected]




101

Kişisel Verilerin Korunmasında Yeni Bir Hak: Unutulma Hakkı

Harun ARAS*

Özet

GeliĢen teknoloji sayesinde verileri kaydetmek oldukça kolaylaĢmıĢtır. Daha önceleri insan

konuĢmak, video veya resim çekmek, müzik dinlemek için farklı aletler taĢımak zorunda iken

Ģimdilerde tüm bu iĢlemleri tek bir akıllı cep telefonu ile yapabilmektedir. Ġnsanlar kaydettikleri

verileri en çok sosyal medya üzerinden paylaĢmaktadırlar. Ancak sosyal medya kullanımının bu kadar

çok artması ve sosyal medya aracılığıyla kiĢisel verilerin kolayca paylaĢılması birey adına bazı hak ve

özgürlüklere dair tehditler ortaya çıkarmaktadır. Çünkü bu verilere zaman ve mekân kısıtlaması

olmadan kolayca eriĢilebilmektedir. Bu bakımdan yüklenen kiĢisel verilerin yapabileceği etkiyi

önceden kestirmek bazen sanıldığından çok daha zor olmaktadır. ĠĢte bu noktada karĢımıza unutulma

hakkı çıkmaktadır.

Unutulma hakkı kiĢilere haklarında internete yer alan rahatsız edici içerikleri ya da üzerinde

hak sahibi oldukları kiĢisel verileri silme ve daha fazla yayılmasını önleme hakkı tanır. Unutulma

hakkı, kiĢilere kiĢisel verileri üzerinde kontrol yetkisi veren bir haktır. Bu bağlamda, unutulma

hakkının, bireyin geçmiĢi ile geleceğini serbestçe Ģekillendirme, dijital dünyada kiĢisel verilerini

özgürce kullanma veya kullandırmama isteğinin doğal bir sonucu olduğunu söylemek mümkündür.

Bu çalıĢmada, bireyin, kiĢisel verilerini serbestçe kullanma isteğinin bir yansıması Ģeklinde

değerlendirilebilecek olan unutulma hakkı ele alınacaktır. ÇalıĢmada, öncelikle bu hakkın, kiĢisel

verilerin korunması hakkıyla olan iliĢkisine değinildikten sonra, hakkın tanımı ve özellikleri ortaya

konacaktır. Buna ek olarak unutulma hakkının Avrupa Birliği düzenlemelerindeki yerine değinilecek

ve sonrasında Türkiye‘de unutulma hakkına yönelik yargısal tutum hakkında bilgi verilecektir. Son

bölümde ise unutulma hakkına yönelik eleĢtirilere kısaca yer verilecektir.

Anahtar Kelimeler: KiĢisel veri, unutulma hakkı, sosyal medya, google


Bölümü, [email protected]


102

Avrupa Birliği Genişleme Politikasında Batı Balkanlar: Bir İçerik Çözümlemesi

ArĢ. Gör. Önder CANVEREN ArĢ. Gör. Çağlar ÖZTÜRK

Özet

II. Dünya SavaĢı'ndan sonra kıtada barıĢ ve refahın yeniden tesisi için kurulan Avrupa Birliği

(AB); 1973, 1981, 1986 ve 1995 yıllarındaki geniĢlemeler ile üye sayısını 15‘e çıkartmıĢtır. Berlin

Duvarı'nın yıkılmasından sonra siyasi koĢulluluk ve dıĢ teĢvik modeli üzerinden Orta ve Doğu Avrupa

ülkelerini bünyesine dâhil eden AB, 2013 yılındaki Hırvatistan geniĢlemesi ile 28 üyeli bölgesel ve

küresel bir aktör haline gelmiĢtir. Yugoslavya‘nın parçalanmasından sonra Balkanlarda barıĢ ve

istikrarın tesisi, yeniden yapılanma ve geçmiĢle yüzleĢme gibi konularda inisiyatif alan Birlik, 2003

Selanik Zirvesi'nde Batı Balkan devletlerine adaylık perspektifi sunmuĢtur. ÇalıĢmada, AB geniĢleme

politikasında Batı Balkanlar için hangi söylemlerin, hangi gerekçelerle öncülleĢtirildiği ve hangi

meĢrulaĢtırma araçlarının kullanıldığı incelenmiĢtir. Bu amaçla tümdengelim yöntemiyle Sjursen‘in

(2002) modellediği pragmatik, siyasi-etik ve ahlaki yaklaĢım üzerinden Komisyonun 2004-2016 yılları

arasında yayınladığı GeniĢleme Strateji Belgelerinin içerik analizi yapılmıĢtır. Belgelerde, Batı

Balkanların özellikle coğrafi konumu ile ekonomik potansiyeline vurgu yapılarak pragmatik; aday

ülkeler için Kopenhag Kriterleri ile standartlaĢtırılmıĢ olan koĢulların - Avrupalı norm ve değerlerin –

yerine getirilmesi hususuna vurgu yapılarak ahlaki referanslara baĢvurulduğu görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, GeniĢleme, Batı Balkanlar, MeĢrulaĢtırma, AvrupalılaĢma.

Jel Kodu: F53, N44.

Western Balkans in the European Union‟s Enlargement Policy: A Content

Analysis Abstract

The European Union (EU), which was established for the restoration of peace and prosperity

after the Second World War, increased the number of its members to 15 after the 1973, 1981, 1986 and

1995 enlargements. The EU, which included Central and Eastern European countries through the

political conditionality and external incentive model following the collapse of the Berlin Wall, became

a regional and global actor including 28 countries after Croatia's membership in 2013. After the

disintegration of Yugoslavia, the EU has commenced initiatives such as the establishment of peace and

stability, post-conflict reconstruction and dealing with the past in the Balkans. At the 2003

Thessaloniki Summit, the EU has proposed candidacy perspective for the countries in the region. In

this study, we examine which discourses, for what reasons the Western Balkans is prevailed in EU

enlargement policy and which legitimization tools are used for enlargement. For this purpose, content

analysis of the Enlargement Strategy Papers published by the Commission in between 2004-2016 was

done in a deductive method based on the modelling –pragmatic, ethical-political and moral- by Sjursen

(2002). With particular emphasis on the geographical location and economic potential of the Western

Balkans, Papers refer to pragmatic; with emphasis on the fulfilment of the conditions - European

Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Avrupa Birliği Anabilim Dalı, +90 232 301

87 52, [email protected]

Uluslararası Antalya Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve

Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü, +90 242 245 00 00, [email protected]


103

norms and values - standardized by the Copenhagen Criteria for candidate countries, Papers refer to

moral references.

Keywords: European Union, Enlargement, Western Balkans, Legitimization, Europeanization.

Jel Code: F53, N44.


104

Avrupa Birliği Çevre Politikası ve Türkiye‟ye Yansımaları Hakkında Bir

Değerlendirme

Zeynep Nur ÖZMEN*

Özet

Çevreyi olumsuz etkileyen olayların sonuçları bölgesel olarak ortaya çıksa da etkisi küresel

boyutta görülebilmektedir. Bu nedenle çevresel sorunların çözümüne iliĢkin uygulamalar küresel

olarak planlanmalıdır. Bu uygulamaları yürüten önemli örgütlerden birisi de Avrupa Birliği‘dir.

Avrupa Birliği Çevre Politikası, çevre sorunlarının küresel anlamda kendini hissettirmesiyle

beraber 1970‘lerden itibaren baĢlamıĢtır. ÇeĢitli ilkelerle belirlenen programlar çerçevesinde, bilinçli

bir çevre politikası ve bu bağlamda çevre politikasının ilkeleri belirlenmiĢtir. Ayrıca belirlenen çevre

politikası çerçevesinde eylem programları oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır.

GeliĢmiĢ ülkelere nazaran Türkiye‘de sanayi temelli çevre sorunlarının insan sağlığını tehdit

eder boyuta gelmesi daha geç olmuĢtur. Türkiye‘de çevre konusunda hassasiyetlerin oluĢması, Avrupa

Birliği Çevre Politikası‘nın oluĢmasında da önemli rol oynayan BirleĢmiĢ Milletler Çevre Konferansı

sonrasında ortaya çıkmıĢtır. Bu konferansla beraber Türkiye‘nin çevre politikası, Üçüncü BeĢ Yıllık

Kalkınma Planı‘nın içeriğinde yer almıĢ ve devamında ortaya konulan kalkınma planlarında da

bahsedilmiĢtir.

Bu çalıĢmada öncelikle çevre politikalarına neden olan çevre sorunlarından ve etkilerinden

bahsedilecektir. Uygulanan çevre politikalarından özellikle AB Çevre Politikaları çerçevesinde bir

inceleme yapılarak bu politikaların Türkiye‘deki çevre politikaları ile olan uyumuna değinilecektir. AB

Çevre Politikaları‘nın Türkiye‘de uygulanıĢ süreci ve biçimi hakkında karĢılaĢtırma yapılacaktır.

Sonuç olarak çevre sorunlarının temelinde hangi politikaların bulunduğu ve devamında bu sorunlara

hangi politikalarla çözüm bulunmaya çalıĢıldığı karĢılaĢtırılarak bir değerlendirme yapılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Çevre Sorunları, Çevre Politikaları

Abstract

Although the consequences of events affecting the environment are regional, the impact can

be seen on a global scale. Therefore, applications should be planned for the solution of environmental

problems globally. The European Union is one of important organizations in carrying out these

practices.

European Union environmental policy has started as a result of environmental concerns being

felt globally from 1970s. Within the framework of the programs identified with various principles, a

conscious environmental policy and within this context, the principles of environmental policy have

been determined. In addition, action programs have been established within the framework of the

determined environmental policy.

Compared to developed countries, it has been later that environmental problems based on

industry threatens human health in Turkey. Environmental sensitivities in Turkey emerged after the

United Nations Environment Conference, which also played an important role in the formation of the

European Union Environmental Policy.

Along with this conference, Turkey's environmental policy has been included in the content of

the Third Five-Year Development Plan and has been mentioned in the development plans that have

been put forward.

* Ahi Evran Üniversitesi, Ġdari ve Ġktisadi Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi

Bölümü Öğrencisi, E-posta: [email protected]


105

In this study, the environmental issues that cause the environmental policies and their effects

will be discussed. An examination will be carried out in the context of, in particular, EU environmental

policies from the applied environmental policies, and the compatibility of these policies with the

environmental policies in Turkey will be discussed. A comparison will be made regarding the process

and form of implementation of the EU Environmental Policies in Turkey. As a result, an evaluation

will be made by comparing what policies are based on environmental problems and what policies have

been tried to find solutions to these problems.

Keywords: European Union, Environmental Policy, Environmental Problems


106

Amerikan Siyasetinde Lobilerin Rolü

CoĢkun GÜLLÜ*

Özet

Uluslararası politikada yönlendirici etkisini koruyan ve hala küresel güç olma iddiasını

sürdüren ABD'nin bu konumu, kendine özgü siyasal sistemindeki güçler ayrımı, kontrol-denge ve

federalizm gibi üç önemli ilkeye dayanmaktadır. Özellikle yetkilerin güçler ayrımı ilkesine dayalı

olarak yasama, yürütme ve yargı Ģeklinde dağıtılması organlar arasındaki çatıĢma ve iĢbirliğinin

birbirini dengelemesini sağlayarak federal ya da eyalet hükümetlerinin daha etkili olmasını

sağlamaktadır. Yine bu minvalde Amerikan siyasal yapısı içerisinde karar alma sürecinin doğrudan bir

aktörü olmamakla birlikte, BaĢkan ve kongre arasında kurulmaya çalıĢılan iliĢkide baskı grupları ve

ABD'deki biçimiyle lobiler önemli rol oynamaktadır. Amerikan siyasal sistemi bu haliyle, Siyaset

Bilimi ve Uluslararası ĠliĢkiler disiplini içinde siyasal sistemler, rejim ve demokrasi gibi

tartıĢmalarında teorik ve pratik öncül örnekler sunmaktadır. Bu bağlamda çalıĢmanın amacı, genelde

ABD'nin Siyasal sistem örneklemi ve özelde de bu yapı içerisinde bir çok unsurdan biri olan lobilerin

oluĢumunun ve iĢleyiĢinin yasal düzenlemeleri, iç ve dıĢ politikadaki etkisi ve önemi incelenerek hali

hazırda Türkiye'de sürdürülen parlamenter sistem ve baĢkanlık sistemi tartıĢmalarına katkı sağlaması

ve ıĢık tutmasıdır.

Anahtar Kelimeler: Siyasal Sistemler, Rejim, BaĢkanlık Sistemi, Parlamenter Sistem ve Lobiler.


Bölümü, [email protected]


107

İdari Yaptırımlar Çerçevesinde Vergi Kabahatlerinin Hukuki Zemini

Sefa ÇOBANOĞLU*

Özet

Toplu halde yaĢamın bir gerekliliği olarak karĢımıza çıkan toplumsal düzen kuralları; gerek

hukuk kuralları gerekse diğer kurallar geliĢen toplumsal yaĢam ve hukuki düzenlemeler çerçevesinde

tüm toplumu yakından ilgilendirmektedir. Bu bağlamda idari yaptırımlar, gerek idari para cezaları

gerekse mülkiyetin kamuya geçirilmesi veya diğer idari yaptırımlar vergi kabahatlerini de içerisinde

barındırmaktadır. Her ne kadar 5018 Sayılı kanun, para cezalarını; idari para cezaları ve vergi cezaları

olarak ikiye ayırsa da vergi cezaları sonuç itibari ile idari yaptırım örneğidir. Diğer yandan 2005

yılında yürürlüğe giren Kabahatler Kanunu (KK) ile kabahatler, ceza hukukunda suç kavramından

ayrılarak tanımlanmıĢtır. Bu bağlamda vergi kabahatleri idari yaptırımlar çerçevesinde ele alınmıĢtır.

Ancak vergi kabahatleri Vergi Usul Kanunu‘na kıyasla Kabahatler Kanunu‘nda belirtilen kast, taksir,

hata, teĢebbüs, içtima ve sorumluluk halleri gibi bazı unsurların değiĢiklik gösterdiği açıktır. Bu

farklılığın vergi kabahatlerinin hukuki zeminini ortaya koyma bakımından değerlendirilmesi

gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Ġdari yaptırım, kabahatler, vergi kabahatleri

Jel Kodu: K34, K14

Abstract

Collective social order rules that unite to unite for life; Both the legal rules and the other rules

are closely related to the whole society in the context of developing social life and legal regulations. In

this context, administrative sanctions, administrative fines, property transfer to the public or other

administrative sanctions also include tax misdemeanors. According to the Law No. 5018 itself,

monetary penalties; Administrative penalties are examples of two-month tax penalties as

administrative fines and tax penalties. On the other hand, the Misdemeanor Act (KK) and the offenses

entered into force in 2005 have been defined by separating from the concept of crime in criminal law.

It is addressed within the framework of sanctions. However, it is obvious that some of the factors such

as caste, taxation, mistake, attempt, drink and responsibility given in the Law of Misdemeanors are

different compared to Tax Procedure Law. This difference must be evaluated in terms of revealing the

legal basis of tax misdemeanors.

Keywords: Administrative sanctions, Offenses and offenses, Tax offenses

Gel Code: K34, K14

* Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Maliye Anabilim Dalı,

[email protected]


108

Türkiye‟de Turizm Gelirini Belirleyen Değişkenlerin Turizm Geliri Üzerindeki

Etkisinin Vektör Otoregresyon Analizi

Hasan YÜKRÜK* Ecem BÖREKCĠ

**

Özet Bu çalıĢmada Türkiye‘de 2001-2015 yılları arasındaki turizm gelirlerini belirleyen en uygun

değiĢkenlerin turizm gelirleri üzerinde ki etkisi analiz edilmiĢtir. Bu çerçevede ilk olarak, çoklu

doğrusal regresyon modellerine ihtiyaç duyulmuĢtur bu tip ekonometrik çalıĢmamızda parametrelerin

tahminlenmesi, parametrelerin istatistiksel olarak anlamlılığı ve kurulan modelin geçerliliği için

analizler yapılmıĢtır. Elde edilen denklemin uzun dönem iliĢkisi için Birim Kök veya Augmented

Dickey Fuller (ADF) yardımıyla parametreler durağanlaĢtırıldıktan daha sonra, birbirleriyle karĢılıklı

iliĢki içinde bulundukları düĢünülen değiĢkenlerin etkileĢimlerini ortaya koymak için kullanılan Vektör

Otoregresyon Model (VAR) analizi yapılarak parametreler gözden geçirilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Turizm Gelirleri, Çoklu Regresyon, Vektör Otoregresif Model (VAR)

Abstract

In this study, Turkey tourism revenue between 2001 and 2015 in the most appropriate

variables that determine tourism revenues on the impact analysis. In this context, first of all, this type

of multiple linear regression model need to econometric study parameters for estimating the

parameters are statistically significant and established the validity of the model for analysis. The

resulting equation is a relationship for a long period, Unit Root Test or Augmented Dickey Fuller

(ADF) with the help of parameters after stationarity, thought to be with each other in mutual

relationship variables Vector Autoregression Model (VAR) used to put forth their interaction analysis

parameters are reviewed.

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected]

** Manisa Celal Bayar Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected]


109

Ahıska Türklerinin Tarihi Geçmişi ve Günümüzde Yaşadıkları Sorunlar

Bairam KURBANOV*

Özet

Lenin‘in ölümünden sonra Stalin Komünist Parti genel sekreteri olarak nüfusunu artırdı ve

1927 yılında Sovyetler Birliği'nde lider konumuna geldi. Stalin lider konumuna gelmesiyle

Sovyetlerdeki farklı etnik gruplara karĢı milliyetci fikirler geliĢmeye baĢladı. Farklı etnik grupları

asimile etmek için toplum liderleri tutuklandı ve çalıĢma kamplarına gönderildi. Ġkinci Dünya

SavaĢı‘ndan sonraki dönemde, Sovyetler yönetimi, Joseph Stalin‘in direkt emirleriyle, Ahıska

bölgesinde yaĢayan yaklaĢık 86.000 Ahıska Türkü 14 Kasım 1944 tarihinde bir gecede yurtlarından

sürgün edildiler.

Anahtar Kelimeler: Ahıska Türkleri, Sürgün, Sovyetler, Stalin

The History of Ahıska Turks and the Problems of Living in the Current

Abstract

After Lenin's death, Stalin increased his membership as general secretary of the Communist

Party and in 1927 he became a leader in the Soviet Union. With Stalin's leadership, nationalist ideas

began to develop against different ethnic groups in the Soviet Union. To assimilate different ethnic

groups, community leaders were arrested and sent to labor camps. In the period after the Second World

War, the Soviet administration, with the direct orders of Joseph Stalin, expelled approximately 86,000

Ahiska Turks living in the Ahiska region from their homeland on 14 November 1944.

Keywords: Ahıska Turks, Exile, Soviets, Stalin

* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslar Arası ĠliĢkiler Bölümü, Lisans



110

Uluslararası Terörizmin Dünya ve Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkisi

Enes CEYLAN*

Özet Bir devletin uluslararası yatırımlar çekmesinin, turistik cazibesinin ve ekonomik büyümesinin

ülkesinde veya yakın coğrafyasında gerçekleĢen terör eylemlerinden olumsuz etkilenmesi

kaçınılmazdır. Terör eylemleri ortaya çıkardığı güvensiz ve istikrarsız ortamda mevcut iĢletmelerin

faaliyet maliyetlerini de yükseltmektedir. Özellikle alıĢveriĢ, turizm ve ulaĢım tercihleri baĢta olmak

üzere ülkenin tüketim ve üretim yapıları terörizmin yarattığı gerginliğe bağlı olarak değiĢiklik

göstermektedir. Terörizm nedeniyle yabancı yatırımlar da bu coğrafyalara olan yatırımlarını azaltarak

terör tehdidi olmayan ülkelere doğru kayma eğilimi göstermektedir. Türkiye özelinde de yabancı

sermayenin yoğun terör eylemlerinin yaĢandığı Doğu ve Güneydoğu illerini tercih etmediği

gözlenmektedir. Terör örgütlerinin yerli ve yabancı sermayeyi tehdit ederek yatırımlarını engellemesi,

Ģiddet eylemleri düzenlemeleri de bölgeye yatırımları olumsuz etkilemekte ve ülke genelinde

ekonomik geliĢmenin dengeli olmasını da engellemektedir. Uluslararası terörizmin, turizm sektörüne

olan negatif etkilerini hem dünya ölçeğinde hem de Türkiye ölçeğinde gözlemlemek de mümkündür.

Bu çalıĢma da uluslararası terörizmin küreselleĢmenin getirdiği malların, sermayenin ve kiĢilerin

serbest dolaĢımına bağlı ekonomik geliĢmeyi nasıl olumsuz etkilediği irdelenecektir. Genelde Dünya

özelde ise Türkiye ekonomisine uluslararası terörizmin ekonomik etkileri çeĢitli ekonomik örgütlerin

raporları ve literatürdeki çalıĢmalardan yararlanılarak açıklanmaya çalıĢılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Uluslararası terörizm, Dünya ekonomisi, KüreselleĢme, Terörizm ve turizm

sektörü

JEL KODU: A12, F21, L83, O18

The Effects of International Terrorism on World and Turkey‟s Economy

Abstract

It‘s inevitable that a country is affected by the terror issues occurring inside the country or

neighbor countries in respect to international investment, tourist attraction and economic growth. The

insecure and unstable situation resulted by terror attacks increase the operating cost of present

activities. The structure of production and consumption, especially preference of shopping, tourism

and transportation differ depending on the tension created by terrorism. Foreign investment shows

inclination of moving to the countries with no terror threat by reducing the investment to this area due

to the terrorism. Specific to Turkey, it‘s observed that foreign investors do not prefer the cities at East

and Southeast where terror attacks take place. On the other hand, the activities of terror organizations

including threatening the local and foreign capitals and their tendency to violence axes the investments

and unbalances the economic stability alongside the country. It is quite possible to witness how

international terrorism activities damage the tourism both in Turkey and the world countries. In this

research the negative effects of international terrorism on the economic growth based on global goods,

capitals and free movements of persons will be studied. Lastly, the economic effects of international

terrorism on the world countries and specifically on Turkey will be analyzed in accordance with the

reports of various economic organizations and other researches in that field.

Keywords: International Terrorism, World Economy, Globalization, Terrorism and Tourism,

JEL KODU: A12, F21, L83, O18

* Karabük Üniversitesi Uluslararası Politik Ekonomi Programı Yüksek Lisans Öğrencisi,

[email protected]


111

Yazılım Projelerinde Kullanılan Proje Yönetimi Standartları ve

Karşılaştırılmaları

Kanan NAGHIZADE* Prof. Dr. Alptekin ERKOLLAR

**

Özet Günümüzde gerçekleĢtirilen birçok yazılım projesi içeriklerin ve gereksinimlerin doğru olarak

belirlenememesi, süreçlerin iyi kontrol edilememesi gibi birçok sebepten dolayı baĢarısızlığa

uğramaktadır. Yazılım projelerinin baĢarısızlıkla sonuçlanmasına neden olan bu risk faktörlerinin

belirlenmesinde ve gerekli önlemlerin alınmasında, proje yönetiminin sorumluluğu bulunmaktadır.

Projenin gerekli detayda planlaması, süreçlerin belirlenmesi, süreçler arası iliĢkilerin sağlanması ve

denetimi için gerekli alt planların hazırlanması, gerekli proje planı dokümanının üretilmesi, projenin

gerçekleĢtirilmesine iliĢkin baĢarı ölçütlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmaktadır. Bu çalıĢmada

yazılım proje yönetimi alanında dünyada ve Türkiye‘de kullanılan proje yönetimi standartları ve

onların karĢılaĢtırılmaları konusunda detaylı araĢtırma yapılmıĢ olup, yazılım projelerinde baĢarıyı

nasıl etkilediği araĢtırılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Proje Yönetimi Standartları, KarĢılaĢtırma, Yazılım Projeleri, Proje Yönetimi.

JEL Sınıflandırma Kodları: M15, M19, O22, O32.

Software Project Management Standards: A Comparison

Abstract Nowadays, many software project, are failing due to different reasons, such as not being able to

determine requirements correctly, wrong handling of changes in scope of the projects and failures in

following processes well. Project management has a great responsibility in eliminating risk factors

that cause software projects to fail. Therefore, the successful completion of a project is one of the most

important objectives of project management. Project processes require high level planning activities.

In fact, the higher the amount of labor and time spent in the planning part, the better the project will be

managed and managed. Detailed planning of the project, selection of the processes, preparation of the

sub-plans for the control and inter-process relations, production of the necessary project plan

document, determination of the important points are success criteria of the progress of the project. In

this study, project management standards are analysed and compared.

Keywords: Project Management Standards, Comparison, Software Projects, Project Management.

JEL Classification Codes: M15, M19, O22, O32.

* Sakarya Üniversitesi, ĠĢletme Fakültesi, Yönetim BiliĢim Sistemleri Bölümü, Yüksek Lisans


Sakarya Üniversitesi, ĠĢletme Fakültesi, Yönetim BiliĢim Sistemleri Bölümü, Prof. Dr.

[email protected]




112

Dördüncü Sanayi Devrimi ve Toplumsal Cinsiyet Üzerine Etkisi

Serap DEMĠRLER

*

Özet

21. yüzyılda dünya yeni bir sanayi devrimini yaĢamaktadır. Dördüncü Sanayi Devrimi ya da

4.0 olarak ifade edilen yeni endüstri çağı, toplumsal, ekonomik ve sosyo-kültürel birçok değiĢimi

gündeme getirmektedir. Üretimde otomasyonla interneti buluĢturan endüstri devriminin özellikle

ekonomik yapıda yeni fırsatlar ortaya çıkaracağı beklenmektedir. Ancak bunun yanında henüz

öngörülemeyen birçok tehdidi beraberinde getireceği düĢünülmektedir.

Dünyada henüz çözüme ulaĢtırılamamıĢ ciddi sorunlardan biri olan eĢitsizlik konusunda

artıĢlar yaĢanacağı bu tehditler arasındadır. Toplumsal cinsiyet eĢitsizliği ise, oranların yüksek olduğu

ülkelerde 4.0‘la beraber artma riski taĢıyan konuların baĢında gelmektedir.

Sürecin, cinsiyet algısının toplum tarafından ne ifade ettiğine dayanan toplumsal cinsiyet kavramını

büyük ölçüde etkileyeceği tahmin edilmektedir. Bu çalıĢma ile -etkileri henüz net ölçülemese de-

mevcut veriler yardımıyla Dördüncü Sanayi Devrimi sonucunda yaĢanacak değiĢimlerin toplumsal

cinsiyet üzerine olası etkileri araĢtırılacaktır.

Anahtar kelimeler: Endüstri devrimi, Endüstri 4.0, Toplumsal cinsiyet, Cinsiyet eĢitsizliği

The Fourth Industrial Revolution and its Impact on Gender

Abstract

In the 21st century, the world is living a new industrial revolution. The new industry, which is

expressed as the Fourth Industrial Revolution or 4.0, brings to the agenda social, economic and socio-

cultural change. The industrial revolution that combines automation and internet in production is

expected to create new opportunities, especially in the economic structure. However, it is thought to

bring many threats that are not predicted yet.

Increases in inequality, one of the serious problems that have yet to be solved in the world, are

among these threats. Gender inequality is at the top of the list with the risk of increasing with 4.0. It is

estimated that the process will greatly affect the concept of gender. With this work,although the effects

are not yet measurable, the possible effects of the changes that will be experienced as a result of the

Fourth Industrial Revolution on gender will be searched with the help of existing data.

Keywords: Industrial revolution, Industry 4.0, Gender, Gender inequality

* MCBÜ ĠĢletme Anabilim Dalı Yönetim ve Organizasyon Programı, [email protected]



113

Ekonomik Kalkınmada Cinsiyet Eşitsizliği: Türkiye‟de Kadın İşgücü İstihdamı

Merve GÖKDEMĠR* Berna KUTLU

** GülĢah BARUTÇU

***

Özet

Türkiye‘de kadınların ekonomik kalkınmada oynadığı rolün erkeklere oranla düĢük olduğu

görülmektedir. Yasal olarak baktığımız zaman, erkek ve kadın arasında ayrım yapılmadığını

görmekteyiz. O zaman, ‗Neden hala kadının yeri istenilen düzeyde değildir?‘ sorusunu sorabiliriz.

Cevabı ekonomik verilerle incelemek suretiyle, kadın istihdamının önündeki engelleri incelerken de

sosyolojik gözlemlerden yardım alacağız. Çünkü kadının iĢ hayatına girme konusunu incelediğimizde

sosyolojik gözlemleri de göz ardı edemeyiz. Toplumun kadına yüklediği anlam, ataerkil toplum

düzeninde kadın, gündelik hayatta kadınlara öngörülmüĢ rollerin incelenmesi kadın iĢgücü

istihdamının durumunu incelemede çok yardımcı olacaktır. O yüzden bu noktada sosyolojiyi de

kullanarak, sosyoloji-iktisat ortak çalıĢması yapmak hedeflenmiĢtir.

UlaĢılan bulgulara değindiğimizde ise; tarih boyunca baktığımızda kadının iĢgücü

istihdamının istenilen düzeyde olmamasının birincil sebepleri arasında, toplumumuzun kadına

yüklediği anlam ve psikolojik olarak yapılan baskıyı gösterebiliriz. Kadının önceliklerinde; evini,

çocuklarını, ev iĢlerini üstlenmek gibi durumlar görülmüĢtür. Diğer etkenler arasında, iĢ hayatında var

olan cinsiyet ayrımcılığının hala devam ediyor olması, iĢ kollarında ‗kadın iĢi, erkek iĢi‘ gibi ayrımlar

yapılması, hatta ‗duygusal varlıklar‘ olarak nitelendirilerek yöneticilik becerilerinden yoksun oldukları

kanısına varılması gibi durumlar sayılabilir. ĠĢ hayatının sunduğu ekonomik özgürlük, birey olarak

değerli olduğunu hissetme ve buna bağlı olarak geliĢen özgüven gibi olumlu yönlerden kadınların daha

fazla yararlanabilmesi için teĢvik çalıĢmaları yapılmalı, toplum bilinçlendirilmeli ve bu konuda net

kararlar alınarak uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: ĠĢgücü, kadın, cinsiyet eĢitsizliği

Jel Kodu: A13 J16

* Ege Üniversitesi, Ġktisat Bölümü 4.Sınıf Öğrencisi

** Ege Üniversitesi, Ġktisat Bölümü 4.Sınıf Öğrencisi

*** Ege Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü 4.Sınıf Öğrencisi


114

Türkiye‟de Ev Hizmetlerinde Çalışan Kadınların Sosyal Sorunları

Merve DEMĠRKIRAN*

Özet

Ev hizmeti sektöründe esnek çalıĢma saatleri içerisinde, güvencesiz, ağır çalıĢma koĢullarında

çalıĢanların baĢlıca sosyal sorunlarının tartıĢılmasında hukuki ve ekonomik düzenlemeler dikkate

alınmalıdır. Türkiye‘de yoğun olarak kadınların çalıĢtığı ev iĢleri sektöründe çalıĢanların büyük bir

kısmı sosyal güvenceden yoksun olmaktadır. AraĢtırma Ankara‘da 27 ev iĢçisi kadın ile

gerçekleĢtirilmiĢtir. Ev iĢçisi kadınların temel sorunları iĢ yükünün fazla olması, sosyal güvencesinin

olmaması, iĢveren ile iĢ iliĢkisi ve iĢin sürekliliğidir. Bu araĢtırma Türkiye‘de çalıĢan ev iĢçisi

kadınların sosyal sorunlarını ortaya koymaktadır. AraĢtırmada ev iĢçilerinin sosyal güvencesine iliĢkin

yasal düzenlemeler, makroekonomik durumları, iĢverenle iĢ iliĢkileri hakkında bilgi verilmesi

amaçlanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Ev Hizmeti, Ġstihdam, Sosyal Güvenlik, Yasal Düzenlemeler

Jel Kodu: J16, J21, J70, K31

Social Problems of Women Domestic Workers in Turkey

Abstract

Legal and economic regulation must be taken into consideration in the discussion of major

social problems that employees working in the domestic work sector within flexible working hours,

precarious, hard working conditions. A great number of employees, which women work intensively in

the domestic work sector, are lacking in social security in Turkey. The study has been realized with 27

women that are domestic workers in Ankara. The main problems of women domestic workers are the

excessive workload, lack of social security, employee-employer relationship and continuity of work.

This research reveals social problems of women domestic workers in Turkey. The aim of the research

is to provide information for regarding the social security of domestic workers on legal arrangements,

macroeconomics conditions and employee-employer relationship.

Keywords: Domestic Work, Employment, Social Security, Legal Acts

JEL Classification: J16, J21, J70, K31

* Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ÇalıĢma Ekonomisi ve Endüstri ĠliĢkileri

[email protected]


115

İş Yerinde Yalnızlık ve Yaşam Doyumu İlişkisi: İzmir İli Örneği

Nur Ayça ÖZTÜRK

*

Özet

Bu çalıĢma, Ġzmir ili çalıĢanlarının iĢ yerinde yalnızlık duyguları ile yaĢam doyumları

arasındaki iliĢkinin saptanmasını ve bunların bazı değiĢkenler açısından incelenmesini

amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra, yaĢam doyumu ve iĢ yerinde yalnızlık değiĢkenlerinin demografik

özelliklere, çalıĢanın gelir düzey algısına, mesleki baĢarı algısına ve çalıĢanın ailesi ile aynı Ģehirde

olup olmaması durumuna göre değiĢip değiĢmediğine de bakılmıĢtır. ÇalıĢma için veri toplanırken

kolayda örnekleme tekniği kullanmıĢ, 230 kiĢiye anket dağıtılmıĢ, ancak 154 çalıĢandan geri dönüĢ

olmuĢtur. Bu çalıĢma, bir ön çalıĢma olarak görülmekte olup örneklem sayısı arttırılarak araĢtırmanın

kapsamının geniĢletilmesi düĢünülmektedir. Veri toplama sürecinde Wright‘ın (2005) ĠĢ Yerinde

Yalnızlık Ölçeğinin Doğan, Çetin ve Sungur (2009) tarafından Türkçeye uyarlaması ve Kısa YaĢam

Doyum Ölçeği (Diener ve diğerleri (1985), Türkçeye uyarlayan Dağlı ve Baysal (2016) kullanılmıĢtır.

ĠĢ yerinde yalnızlık ölçeğinin Cronbach Alpha katsayısı 0,89, yaĢam doyum ölçeğinin Cronbach

Alpha katsayısı 0,84 olarak bulunmuĢtur. Verilerin analizinde korelasyon, t testi, ANOVA ve

Bonferronni testi uygulanmıĢtır. Yapılan analizler sonucuna; yaĢam doyumunun gelir düzey algısı ve

mesleki baĢarı algısına göre farklılaĢtığı tespit edilmiĢtir. ĠĢ yerinde yalnızlık ise medeni duruma göre

farklılık göstermektedir. Ayrıca iĢ yerinde yalnızlık ile yaĢam doyumu değiĢkenleri arasında bir iliĢki

olduğu da saptanmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: ĠĢ Yerinde Yalnızlık, YaĢam Doyumu, Ġzmir Ġli

JEL Kodu: M19

Abstract

This study‘s mail purpose is researching the relationship between loneliness at workplace and

life satisfaction in Izmir. Besides, the variables of life satisfaction and loneliness at work were also

examined according to demographic characteristics, perception of income level of the employee,

perception of professional success and whether or not the employee is in the same city as his family.

When collecting data for the study, it was used easy sampling technique, the questionnaire was

distributed to 230 people, but the return was from 154 employees. This study is considered as a

preliminary study and it is considered to expand the scope of the research by increasing the number of

samples. In the data collection process, Wright 's (2005) Workplace Loneliness Scale was adapted by

Doğan, Çetin and Sungur (2009) to Turkish and Short Life Satisfaction Scale (Diener and others

(1985) and Dağlı and Baysal (2016) adapting to Turkish). The Cronbach Alpha coefficient of the

loneliness at work scale was found to be 0.89, and the Cronbach Alpha coefficient of the life

satisfaction scale was found to be 0.84. Correlation, t test, ANOVA and Bonferroni test were applied

in the analysis of the data. As a result of the analyzes made; It has been determined that life

satisfaction differs according to income level perception and professional achievement perception.

Loneliness at work varies according to marital status. It has also been found that there is a relationship

between loneliness and life satisfaction variables at the workplace.

Keywords: loneliness at workplace, life satisfaction, Izmir

JEL Code: M19

* AraĢ. Gör., Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Bilgi Yönetimi ABD,

[email protected]

Documents

BİLDİRİ ÖZETLERİ - genclerle360.cbu.edu.trgenclerle360.cbu.edu.tr/wp-content/uploads/2018/01/4.Kongre-Ozet-Kitabi.pdf · Dekanı A. Vecdi Can‘a, Manisa Teknokent Genel Müdürü