619
İbrahim Şahin 2 - şiirler - Yayın Tarihi: 09.09.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.

İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

İbrahim Şahin 2- şiirler -

Yayın Tarihi:

09.09.2017

Yayınlayan:

Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.

Page 2: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin 2Eserleri:

Page 3: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

.... 1 UMUTLAR TALAn

özlemlerin hasadına eremedikkırağı düşmedi düşlerimizehazan vurmadısel sürükleyip götürmedine oldu da deremedik özlemlerişükür son umudun tohumları avucumuzdaserptik koskoca bir yılakırılmayacak düş dallarımızbahara erecek yorgun gönlümüztomurcuk güller dereceğiz yeni yılın son çıkmaz ayın çıkmazında

İbrahim Şahin 2

Page 4: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

....................Körpe Umutlar

KÖRPE UMUTLARBeyinin ölümü Gülfidan Hanım’ın omzuna dağ gibi bir sorumluluk yığmıştı. Busorumluluk her gün yığılıyor, yükseliyor, altında; Gülfidan Hanım inim inim iniliyor.Gülfidan Hanım, eziliyor, günden güne rengi soluyor, saçlar beyazlaşıyor, sırtkamburlaşıyor; gençliğinden en ufak bir güzellik belirtisi kalmıyor, hayal dersen çoktanterk edip gitmiş. Gülfidan Hanım’ın tek düşüncesi oğluna babasının yokluğunuhissettirmemek, ona güzel bir gelecek hazırlayabilmek.

Gülfidan Hanım, beyinden kalan emeklilik maaşını, çarpıyor, bölüyor; topluyor,çıkartıyor. Maaş düşük olmasına düşük, hesaplamalar bir o kadar çok… Çarp böl, çıkartbir türlü bitmiyor hesaplar. Maaş ev kirasına yetiyor yetmesine ne eksik ne fazla.Denklemin bilinmeyenleri uzadıkça uzuyor; mutfak masrafı, faturalar, Ömercan’ın okulmasrafları, giyim kuşam, sağlık yol parası…

Gülfidan Hanım, ev temizliğine gidiyor. Gülfidan Hanım, buldukça evinde parça başı işüretiyor. Gülfidan Hanım yemiyor, Gülfidan Hanım giyinmiyor; dişini sıktıkça, sabrınızorladıkça denklemin bir bilinmeyenini çözüyor.

Gülfidan Hanım, her gün bir yetenek geliştiriyor; kısalmış, daralmış etekleri kesiyorekliyor; pantolon dikiyor. Pantolonları kesiyor etek dikiyor. Adı değişik giyinmeyse o dadeğişik giyiniyor. Yemek kalıntılarından en ilginç çorbalar yapıyor, ekmek kırıntılarındanen ilginç köfteler, pastalar…Gülfidan Hanım denklem uzmanı, Gülfidan Hanım dekoratif, aşçı, terzi, temizlikçi, bekçi,koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor.

Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer yanı, Ömercan’a giydirdikleri,Ömercan’ın beslenmesi, verdiği harçlıklar.

Ömercan’ın giyiminde arkadaşlarından fazlalığı var, eksiği yok, beslenmesinde fazlalıkvar eksik yok, harçlıklar dersen o da fazlasıyla. Ömercan, okulun düzenlediği; tiyatro,gezi, sportif aktivitelerin hepsine eksiksiz katılıyor.Ömercan, sınıfın örnek öğrencisi. Ömercan, Sınıfın en çalışkanı. Takdir üstüne takdiralıyor. Gülfidan Hanım’ın keyfine diyecek yok. Ömercan başardıkça babasının eksikliğinihissettirmediğine, annelik babalık görevini eksiksiz yerine getirdiğine inanarak mutluoluyor. Mutluluk arttıkça yeni yeni denklemler kuruyor, yeni yeni denklemler çözüyor.Uyumuyor, oturmuyor, koşuyor oradan ora…

Yeni denklem: Ömercan’a bilgisayar. Denklemin bilineni Bilgisayar, bilinmeyeni nasılalınacak? Sonuç= Bilgisayar alınacak (?) Bilgisayar alınacak hem de yılbaşı hediyesiolacak.

Gülfidan Hanım, o gün oğlunu farklı öptü, başını göğsüne yasladı, okşadı, okşadı veoğluna:’’Oğlum yılbaşı hediyesi olarak sana bilgisayar alacağım.’’ dedi. Ömercan’datepki sadece şaşkın bir bakış. Bakışlara Gülfidan Hanım anlam veremedi. GülfidanHanım’ın bakışları daha şaşırtıcı oldu: ‘’Oğlum, sen bilgisayara sahip olmak istemiyormusun? ’’ Ömercan, sessizce ’’ Sen bilirsin anne.’’ diyebildi. Gülfidan Hanım, oğlununsevinç çığlıkları atmasını bekliyordu. Boynuna sarılıp öpmesini bekliyordu. Bir annenintüm çabası çocuğunu mutlu edebilmektir. Bir annenin yıkıldığı an; çocuğunun mutluolduğunu göremediği andır. Gülfidan Hanım da o anı yaşadı; olup bitene anlamveremedi. Daldı bir an başka dünyalara. Ömercan, sessizce odasına çekildi.Ömercan, odasında sanki film izliyordu. Filmde annesi kendisini okula götürüyor, annesiokul çıkışı almaya geliyor. Kar fırtına olanca şiddetinde. Annesinin ayakkabısı yırtık,

Page 5: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

annesinin paltosu yok; soğuktan tir tir titriyor, dondu donacak… Ömercan’da bot, mont,başlık, kaşkol, eldiven; giyim tam teşekkül. Ömercan, kendi kendine: ’’ Ben bukadının oğlu muyum? Bu kadın benim annem mi? Bu kadın benim annemse giyecekayakkabısı yokken bana bilgisayar almasına benim vicdanım nasıl razı gelir, ben nasılsessiz kalabilirim? ’’ Ömercan, saçlarını yoluyor, Ömercan, dişlerini sıkıyor; nerdeysevar gücüyle ‘’Hayır’’ çığlıkları atacak. Sıkıntıdan, sinirden terliyor, terini eli ile siliyor.Terin biri geliyor biri gidiyor. Olacağı yok, Ömercan lavobaya gidip yüzünü yıkıyor.Annesi soruyor: ‘’ Ne oldu oğlum? ’’ Ömercan: ’’Hiç’’ diyor sadece. Ömercan, çekiliyoryine odasına uzun süre aynı filmi tekrar tekrar izliyor. Yorgun bittiği an dalıyor uykuya.Uykuda aynı sahneler… Sahneler tekrar üstüne tekrar. Ömer sabahleyin uyandığındasavaştan çıkmış halde. Yürümeye takatsiz. Çaresiz; okula gidecekti. Sebepsiz okulagitmemek olmaz.

Ömercan, okula gitti. Ömercan bitkin, Ömercan, sessiz. Dördüncü ders öğretmeniTürkçe dersinde; ‘’Gerçekleşmesini istediğiniz en büyük hayaliniz nedir? ’’ sorusuüzerine yazı yazmalarını istedi. Ömercan, cümleyi okudu. Ömercan, sanki sınıftanbaşka dünyalara taşındı, daldı, daldı… İçinden: ‘’En büyük hayalim, annemi yeni birayakkabı, yeni bir palto ile görebilmek diye yazamam ki…’’ diyordu. Ömercan, yine aynısahneleri izlemeye başladı. Ömercan’ın dalgınlığını gören öğretmeni yanına kadargelerek. ‘’ Ömercan, senin hayalin yok mu? ’’ Ömercan; ‘’Var öğretmenim.’’ Öğretmeni:‘’Varsa işte onu yazacaksın bu kadar düşünmeye gerek yok.’’ dedi. Ömercan: ’’ Tamamöğretmenim.’’ dedi.

Ömercan, kâğıda tek bir cümle yazdı: ’’ Annemin istediği gibi bir öğrenci olmak.’’ İkiciders öğretmen sınıfın en güzel yazanı olarak Ömercan’ı alkışlattı. Ömercan’ın yazdıklarıüzerine bir ders konuştu: ‘’ Ömercan’ı örnek alın. Her anne babanın tek dileğiçocuklarına verdiği emeğin karşılığını başarı olarak görebilmek, onların en mutluoldukları an; sizin başarınızı gördükleri andır. Ömercan, başarıyı annesine fazlası ilegösteriyor, bu durumdan annesinin mutlu olmadığını düşünmek bile imkânsızdır.Ömercan’ın, yaptıklarını yeterli görmeyip ‘’Annemin istediği gibi bir öğrenci olmak.’’Yazması kararlılığını, daha büyük başarılar sergileyeceğini göstermektedir, benarkadaşınızı kutlar bir kez daha alkışlamanızı istiyorum. Sınıf alkışlıyor, Ömercan,tepkisiz. Öğretmeni, Ömercan’ın sakinliğini olgunluk göstergesi olarak algılayıpÖmercan’ı bir kez daha kutluyor, bir kez daha alkışlatıyor.

Ömercan, sınıfta olanları annesine anlattı. Annesi mutlu oldu, oğlunu kutladı. Mutluolması gereken Ömercan’ken Ömercan’ın durgunluğu annesini şaşırttı. Oğlunu sıkıntılıgördü. Oğluna sordu: ‘’ Oğlum öğretmeninin yazdıklarını beğenmesi, kutlaması, sınıfaalkışlatması hoşuna gitmedi mi? ’’ Ömercan:’’Belki’’ diyebildi. Annesi: ‘’ Belkisi var mı?Her insan başarısının başkası tarafından takdir edilmesini ister. Eminim ki sınıfta bütünarkadaşların senin yerinde olmak ister. Hepsi senin yerinde olmak için can atmaktadır.’’dedi. Ömercan içinden: ‘’Benim de onların yerinde olmak istediğimi bir anlatabilsem.’’diyordu.

Evde annesi, okulda öğretmeni, arkadaşları; ‘’Ömercan, senin bir sıkıntın mı var? ’’ Herdefasında ‘’ yok, hiç, bilmem’’ gibi anlamsız cevapları tekrarlamak Ömercan’ı fazlası ilesıkıyor, sıkıntısının katlanmasına neden oluyordu.

Yılbaşı yaklaşmış, televizyon kanalları Noel Baba haberleri sunmaya başlamıştı. Annesioğluna: ‘’ Oğlum ister misin Noel Baba kapımızı çalsın? ’’ Ömercan: ‘’Noel Baba,kapımızı niye çalsın, nasıl çalacak? ’’ Annesi: ‘’Oğlum çocuklar en çok istediklerihediyeyi yazar posta kutusuna atar. Noel Baba kapı kapı dolaşır o dilekleri toplar, onlar

Page 6: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

içerisinden seçtiklerine yılbaşı sürprizi yapar. Sen de yaz bakarsın bir yılbaşı sürpriziyaşamış oluruz.’’ Ömercan, bir an düşündü. İçinden: ‘’Neden olmasın’’dedi.Nihayetinde bir oyundu. Oyunu annesi başlatmıştı. Oyunun kuralına annesi de uyacaktı.Annesine yazacağını söyledi, odasına çekildi. Kâğıdı, kalemi aldı eline, en güzel şekli ileyazdı: ‘’ Sevgili aksakallı Noel Baba, annem için yeni bir ayakkabı ve bir paltoyu nekadar istediğimi uykularımı kaçıran geceler bilir.’’

Gülfidan Hanım, oğlunu okula bıraktıktan sonra ilk işi posta kutusuna bakmak oldu.Eline aldığı zarfı açtığında: ‘’ Sevgili Aksakallı Noel Baba, annem için yeni bir ayakkabıve bir paltoyu ne kadar istediğimi uykularımı kaçıran geceler bilir.’’ yazısını gördüğündeşaşkına döndü. Oğlunun sıkıntısının kaynağını öğrenmişti bir de oğlunu mutluedebilmek için önce kendisinin mutlu olması gerektiğini.

Ömercan, artık durgunluk sergilemiyor, ‘’ Sıkıntın mı var sorularına’’ maruz kalmıyor. Osadece yılbaşına kalan günleri sayıyor, yılbaşının gelmesini iple çekiyor.

Yılbaşı gecesi Gülfidan Hanım, sofrayı oğlunun sevdiği yiyeceklerle donattı. Oğluna karşıher günkü sevgi gösterileri, her günkü gibi hizmetler. Saat: 00,0’da olacaklardanhabersizmiş gibi bir bekleyiş, saate bile gözünün ucu ile bakıyor.

Ömercan, heyecanlıydı. Ne kadar gizlemek istese de heyecanını gizleyemiyordu.Saat:00.0’da olacakları bilmiyordu. Sık sık saate bakışı gözden kaçmıyordu.

Saat: 00.0’a yaklaştıkça anne oğulun heyecanı dorukta. Kalp atışları saatin tik taklarıile yarıyor, kalp atışları saatin tik taklarına karışıyor.

Saat: 00.0 kapı zili çalıyor. Her zil çalışta kapıyı açan Gülfidan Hanım, yerindenkıpırdamıyor. Ömercan, fırlıyor kapıya; kapıda Noel Baba, elinde hediye paketleri.Ömercan, buyur ediyor içeri. Hediye paketleri açılıyor, en güzel ayakkabı; annesigiyiyor sevinç çığlıkları atıyor, ikinci paket açılıyor; en güzel palto; giyiyor GülfidanHanım geçiyor aynanın karşısına, dönüp tekrar tekrar oğlunu öpüyor. Üçüncü paketaçılıyor; Ömercan’a küçük bir hediye. Ömercan, bir an düşünüyor. Anne atılıyor: ‘’Üzülme senin hediyen sabah geliyor, bilgisayarın siparişini verdim. Ömercan, çiftemutluk yaşıyor. Ömercan, annesini öpüyor, annesi Ömercan’ı…

Anne oğul o gece uyudular mı mutluluktan uçuştular mı belli değil…

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 7: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

...2 ÖKÜZLÜĞÜMÜN BERATINa

ÖKÜZLÜĞÜMÜN BERATINA

Osman deliksiz bir uyku uyumuştu o gece. Yorgunluğu gitmiş yaşadıkları silinmiştibeyninden. Gönlünce bir kahvaltı yapmıştı. Sofra cebinden birazın ötesi, fazlası ilezengindi. Kahvaltının üstüne bir de kahve içmeyi ihmal etmedi, üstüne bir de sigara …Keyfi gazeteyi açana kadar sürdü..

Gazetenin ilk sayfasında, manşetten ’’ ÇÖZÜM OSMAN’’ Osman kendisiydi. ÇözümOsman eşeğe binmiş, asfalt yolda.. Osman tamam, eşek tamdan bir eksik, bir fazla.Eşeğin kafası gitmiş, yerine direksiyon.. Direksiyonda Osman’ın eli. Osman olanı bitenianlamaya çalışıyor. Yazıyı okumaya başlıyor. Yazı ‘’ Arabasının benzini biten TarımKredi Kop. Başkanı çözümü böyle buldu.’’

Osman, arabasının benzinin bittiğini, benzinin niye bittiğini, eşeğe bindiğini biliyor, birbilmediği; dağın başındaki köy yolunda resmi kim nasıl çeker?Osman ilk defa böyle bir resimle karşı karşıyaydı. Her gün değilse de haftada bir ‘’EDS’’‘den arabasının fotoğrafları ile karşılaşıyordu. Son fotağraf yine bir köy yolunda deredengeçerken ‘’ Kırmızı Işık İhlali’’ cezasıydı. Osman derede ışık var mı yok mu bilmiyordu.Cebindeki son parayı cezaya yatırdığını biliyordu. Cebinde para olmadığı için benzinalamadığını biliyordu. Osman salak değildi Kredi Kartı ile benzin alınacağını biliyordu,Osman kart limitlerinin dolduğunu da biliyordu. Osman bir aybaşını getirmeyibilmiyordu.

Çözüm Osman, Çözüm Osman… Osman’ın beyninde tekrar üstüne tekrar. ÇözümOsman, Çözüm Osman. ‘’Çözüm Osman’’ Osman’ın da hoşuna gitmeye başladı.

Çözüm Osman, Çözüm Osman… ‘’Çözüm Osman, çözüm bulacak! ’’ sözüne bırakıryerini. Çözüm Osman, eşekteki resmin nasıl çekildiğini çok geçmeden çözdü. EDS- GPSişbirliği. Eşek elevermişti Osman’ı. Eşeğin kulağında GPS vardı.

Osman çözmedi düşündü. Düşündü, neden EDS, neden GPS? EDS, GPS olur mu? Olmazyoktur, olmaz var kılınırsa; olur, olmaz olur. Hangi buluş kişilerin elinde kişisel amaçlariçin silaha dönüşmemiş ki...Osman’ın gözünün önünden tavuklar, horozlar geçer… Babasının ‘’ Çocukla çocukolunmaz.’’ sözü. Osman, ‘’ Tavukla tavuk olunmaz, geç.’’ ‘’ Kedi köpek hiç olmaz.Koyun keçi, dişin kovuğunu doldurmaz.’’ ‘’ Öküz ollur. Başlangıçta her köyden biröküz.’’ ‘’ Sonra iki, üç..’’ Kendisine EDS öyle gelmemiş miydi. Başlangıçta üç yılda bir.Sonra yılda bir. Sonra ayda. Sonra haftada. Bu demektir ki günlük geleceği an, andanda yakın.

Osman paydaşlarını oluşturdu. Paydaşlar planı devreye soktu. Öküzler yakın takip.Öküzler öküzlükte, gözler gah trende, gah inekte. İnekler marka yarışında.…..Kurban yaklaşmış, satışlar kızışmış. Köylü Osman’ın eli alıcının, alıcının eli KöylüOsman’ın elinde.Köylü Osman'ın ağzından ‘’ Sat-‘’ çıkmadan düdük sesi ardından, jandarmanın ‘’Satamazsın! ’’ sözü.Köylü Osman’ın gözünde film sahnelerinden nikâh sahnesi ‘’ Kıyamazsın! ’’Jandarmaya:- Nikâh kıydırmıyoruz, altı üstü kurbanlık satıyoruz.- Satamazsın.

Page 8: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Aşıları tamam, belgeleri tamam, bal gibi de satarım.Jandarma ‘’ Elimizde mahkeme kararı var. ‘’ dedikten sonra mahkeme kararınıuzatır.Köylü Osman, şaşırarak belgeyi alır başlar okumaya ‘’ …. GPS No’lu öküzünköyde bulunan 687 adet ineği tohumladığı, bu durumun veterinerlerin suni tohumlamahaklarını elinden aldığı anlaşılmıştır. Öküzün Türk Ticaret Kanunu Rekabet hükümlerinemugayir hareket ederek sözkonusu suçu işlediği, sahibine haksız kazanç oluşturduğuanlaşılmıştır.’’ Köylü osman son cümleyi - Öküze el konulması-okuduğunda yereyıkıldı.

Osman yerdeyken bitişiğindeki satıcıya ayrı bir ceza ‘’ … GPS Nol’lu öküzün kırda sayısıtespit edilemeyen çiçekleri ezdiği, yediği, bunun sonucu tozlaşmaya fırsat vermediği,üreyecek çiçeklerin üremesine engel olduğu, sayısı rakamlarla ifade edilemeyen bitkitürünün yokluğuna neden olarak ekolojik dengeyi bozduğu kanısı hasıl oluşmuştur.’’Üçüncü ceza’’......Derede su içerken kurbağayı ürküttüğü, ürkütmekle kalmadığıkurbağayı şevk duygusundan yoksun bıraktığı, Kurbağa Sevenler derneğinin talebininuygun bulunduğu..’’

Hayvan pazarında birden bir kalabalık. TV, gazete temsilcileri… Hayvan severlerDerneği Başkanı:‘’Öküzlerin savunmasının alınmadan Mahkeme kararının uygulayamazsınız, aksidurumda uluslararası yargıya taşırız.’’ diyor. Alıcısı, satıcısı alkış üstüne alkış tutuyor.Olaya kaymakam el okar:- Buyurun öküzlerin savunmasını alın der.Hayvan Sevenler Başkanı Hindistan’dan tercüman talep eder. Kaymakam çaresizliktentalebi uygun bulur.Öküzlerin mahkeme kararı uygulanmaz uygulanmasına. Satıcıların Tutuklama Kararıuygulanır. Suçları ‘’ Suçluya Yataklık.Satıcılar feryat eder’’ Neden öküzler serbest biz içeri? ’’ Aldıkları cevap’’ Onlar HayvanSeverlerin Koruması altında.’’

Diğer Satıcılar gibi Köylü Osman da Mapus Dam’ında. Görüşme günleri hanımı eksizsizgelir. Son görüş günü gelmez. Osma’nın kulağı görüş kapısı kapanana kadargardiyanda. Kapı kapandı, umutlar kesildi. Umudun yerini merak aldı. ‘’ Nedengelmedi?Çok geçmeden Köylü Osman Hanımının görüşmeye gelmeme nedenini öğrendi. Hanımışüpeli ölümden tutuklanmıştı. Öküz ölmüştü.

… GPS NO’lu öküzün savunması alınamamıştı. …. GPS No’lu öküz ‘’ Bu kadar ineğinarasıda öküz olarak anılmak beni rencide ediyor, öküzlükten azledilmemi arz ederim.’’diyordu.

İbrahim Şahin 2

Page 9: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

..1BARIŞ YABANIYIm

BARIŞ YABANIYIMtop gülyesi döver şafağımıizli mermi döşümdemavzer kapar kapımısavaşa aşina barışa yabanımsoluğum barut kokusudışkım mayınbilyelerim boşkovanuçurtmam planörsalıncağım secdede dört duvar

rüyalarım ateş çemberikalemlerim çatılı darağacıpotinlerim kankusaradım eşkıyaeşkalim eşkalsizkünyem savaş kertiği

İbrahim Şahin 2

Page 10: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

.1..................İÇERİ TIKMAYALIM BOŞUNa

masal bu yadeyneksizköy çobansız kalmışson deyneği kırılıverincegel zaman git zaman çoban bulamamışlar mıdağa taşa haber salınmışgelen yok haber veren yokçevirivermişler yoldan gidenigel gör ki ‘’ Nuh diyor peygamber demiyor’’ cinstennihayet öğretmişler peygamber demeyiöğretmesinne öğretmişler ama şartlar bitmiyordiyor ’’alçaklık korkum vardır.’’diyorlar’’ omuzlarda taşırız, hele bir he de:’’‘’uyur gezerimdir.’’‘’ gez, toz, dağ taş senindir.’’‘’namahremize girerim.’’‘’sen sır biz ketun’’‘’ben etoburumdur, günde bir koyun, kuzu götürürürüm.’’‘’ helaldır, kurt yiyeceğine sen ye’’‘’ben silahtan korkarım’’‘’ dağları temizleriz senin için’’‘’ şehirdeki silahlılar’’‘’ onları da tıkarız içeri’’razı olmuş uyurgezer, olmuş sürüye çobangitmiş bir koyun gündecanı çeker diye edilmiş ayda bir, bir bufola kurbangel zaman git zaman haber olmuş aksırması öksürmesihakkında yazanı tıktırmış içerihuylu vaz geçer mi huyundan içerde de yazmışlardemişler ki ‘’ içeri tıkmayalım içerde de yazıyorlar’’demiş ki ‘’ dışardayken gözümün içine bakarak yazıyorlar’’

İbrahim Şahin 2

Page 11: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

1....................................ÇAKAN Çakana

Cek- cak, cak- cekCak- cek, cek-caksiyasi söylemlercek- cak, cak- cekcak- cek, cek-cakboştu, hoştuokşuyordu gönlümüzüdilimizden düşmezdi‘’Allah devletimize zeval vermesin’’kuluyduk devletindevlet başımız tacıyazılım acizliğine uğrayıncasöylem kurgu makinesi cak’ı ‘’ Çak- çak’’ okumaya başladıo diyor çakarım, öbürü diyor ben daha iyi çakarımçakan çakana…söylemler silbaştan değiştibirinin ak dediğine öbürü kara diyoröbürü senin yüzün benden kara diyorben demedim, sen dedin, ben dedim…vatandaşın hafıza kartı okuyumaz olduben ne dedim, sen ne dedin soramaz oldu

İbrahim Şahin 2

Page 12: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

1.............Boş Vermeye Gelmez İcreat

Hükümet öyle basit iş değildir daHükümet demek icreatÖnce vereceksin destiyi eline‘’Kıracaksın’’ diye dayak atHukuk mesnet dayanak mı isterDesti; deste deste, dayak sille sileMesnet dayanak, say say bitmezKafa yoran yorsunSöz söyleyen söylesinSöz ettikleri icraat, icraatKedi ‘’mır’’ dedi ha! Sana ha! .Tebbiri elden bırak maHayvan severlerin kozunu al önceBas önce kedinin kuyruğunaKedi tırmalasın seniSık kurşunu alın çatına‘’ Nefsi müdefa’’Hayvan severler alkışlasınİcreat icreat… Boş vermeye gelmez icreat

İbrahim Şahin 2

Page 13: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

1...........YALNIZLIĞIN BATAĞINda

YALNIZLIĞIN BATAĞINDA TEK BAŞINA

(Yalnız Bey aşçısını çağırır)Yalnız Bey:- Sen kahvaltıyı hazırla, ben bahçeyi dolaşıp bir temiz hava alıp geleyim. Kahvaltıdabıldırcın yumurtası istiyorum.Aşçı:- Tamam efendim, siz nasıl emrederseniz.(Yalnız Bey, bahçeyi dolaşır, sinirli bir biçimde sahneye girer. Sahneye girdiği an aşçısıkoşarak gelir)Aşçı: Efendim bıldırcın yumurtalarının hepsi alınmış. Yalnız Bey:- Konağın sahibi miyim yoksa bekçisi mi belli değil. Erikler yolunuyor, ben görüyorum,ben topluyorum. Güller yolunuyor ben görüyorum. Bıldırcının yumurtası çalınıyor, bengörüyorum. Bıldırcın boğazlanıyor ben görüyorum. Güya konağın bekçisi var, her aytıkır tıkır maaşını alıyor, bir lira eksik alsa kıyameti koparıyor. Şimdi ben ona sorarımkıyamet nasıl kopartılıyor. (Avazı çıktığınca bağırır.) Mazbut, Mazbuuut!Mazbut gelir, selamını verir. Hazır olda:- Emredin efendim!Yalnız Bey:- Erikler yolunmuş, bütün dalları kırılmış, görmedin mi?Bekçi:- Gördüm efendim, kırılan dalları tek tek topladım. Topladığım dalları da kurutup yaksındiye Süliman Amcaya verdim.Yalnız Bey:- Bu nasıl görmek, dallar kırılmadan göreceksin.Bekçi:- Gördüm efendim, dün dallar kırık değildi.Yalnız Bey:- Dalları kırık, kırık değil görmeyeceksin, dalları kıranı göreceksin.Bekçi:- Dalları kıranı görmedim efendim.Yalnız Bey:- Güller kopartılmış, onu kopartanı da görmedim deme sakın.Bekçi:- Demeyeceğim efendim.Yalnız Bey:- Güzel, demek ki gördün gülleri kopartanı. Bekçi:- Gördüm efendim.Yalnız Bey:- Bir de gördüm diyor, olmadı bir de yardım etseydin.Bekçi:- Ettim Efendim.Yalnız Bey:- Çıldıracağım! Kimdi kopartan, nasıl yardım ettin, söyle deli etme beni!Bekçi:- Gülleri kopartan bendim efendim.Yalnız Bey:- Nee, sendin haa, söyle gülleri niye kopartın!Bekçi:- Söylüyüm efendim.

Page 14: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yalnız Bey:- Söyle diyorum sana, söyleee!Bekçi:- Efendim, yoldan yeni evli bir çift geçerken ilk defa böyle bir bahçe gördüklerinisöyledi. Çiçeklerin kokusuna bayıldıklarını söylediler. Bende koklamaları için bir demetkoparttım kendilerine takdim ettim.Yalnız Bey:- Ben sana takdim etmeyeceğim hatta keseceğim, maaşından keseceğim.Bekçi:- Kesersiniz efendim, isterseniz kesik kesik verin ben onları yapıştırıp bakkal çakkalbirine yuttururum.Yalnız Bey:- Kes karşılık vermeyi.Bekçi:- Kestim efendim. Kesmesem maazallah kellemi kesersiniz.Yalnız Bey:- Bıldırcın yumurtalarına ne diyeceksin onu merak ettim.Bekçi:- Yımırta mı? Arka sokaktaki kadının gelişme engelli bir çocuğu varmış, doktor bıldırcınyımırtası yemesini söylemiş, zavallının yımırta alacak parası yok. Yımırtaların hepsinitopladım ona verdim.Yalnız Bey:- Her parası olamayanı ben mi düşüneceğim. Biri de gelip oturacak evim yok dese bukoskoca konağı mı vereceğim.Bekçi:- Öyle deme efendim, zengin parası garibin duası.Yalnız Bey:- Sus bir de akıl vermeye kalkma. Çık bahçe kapında bekle. Doktorum gelecekbekletmeden odama getir.(Kapı Çalınır.)Yalnız Bey:- Ne varBekçi:- Doktunuz geldi efendim.Yalnız Bey:Bekletme al içeri.(Doktor içeri girer selamını verir.)Doktor:- Sizi iyi gördüm efendim.Yalnız Bey:- İyi değilim Doktor.Doktor:- Önce bir muayene edelim, anlarız sebebini. (Nabzını ölçer.) Nabız atışı gayet iyi.(Kalp atışını dinler) Kalp atışı gayet iyi. (vücut ısını ölçer) vücut ısınız da iyi. Pekiiştahınız nasıl?Yalnız Bey:- Ye ye doymuyorum doktor.Doktor:- Sindirim, gabızlık, gaz…- Vallahi doktor on dakika bir tuvaletteyim hiçbir sorun yok.Doktor:- Peki şikayetiniz nedir.

Page 15: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yalnız Bey:- Gündüz bir dakika yerimde duramıyorum hep sinir hep sinir. Gece uykuuyuyamıyorum.Doktor:- Sebep?Yalnız Bey:- Doktor ben çevreci biriyim. Tema Vakfı tarafından yüzlerce ödül aldım. Bu konağınbahçesinde bitkinin her türlüsü, meyvenin her çeşidi, evcil, yabani hayvanın her türüvar. Bütün bunları huzur için yapıyorum gelin görün ki huzur yok. Bir bakıyorsunuzeriğin dalı kırılmış, bir bakıyorsunuz gül dalından kopartılmış, kümesten yumurtaçalınmış. Sininir sinir derken dellenmenin son kertesindeyim anlayacağınız.Doktor:- Gayet iyi anladım efendim. İnsanın çevrede güzellikleri paylaşacak dostları da olmalıyoksa güzellikler böyle soyut kalır siz de kafayı üşütürsünüz.

İbrahim Şahin 2

Page 16: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

1.........FITTIRIk

FITTIRIK

ŞAHIŞLAR:1- Yalnız BEY (Orta yaş üstü, etiket düşkünü, yalnız yaşayan biri)2- Mazbut- Konağın bekçisi (Orta yaş, hazırcevap)3- Aşçı Kadın (Orta yaş, görevi ile yetinen biri)4- Doktor (Genç, sözünü esirgemeyen biri)DEKOR:Bahçe: çiçeklerle donatılı, meyve bahçeli.Oda: Plaket, kupalarla dolu.KORO:Aşağıdakiler ortadakilerEn üst katlardaki mutlu sakinlerBen sen, onlar bunlar şunlar ve bizlerBiraz birazcık, azıcık üşüdük

İçerde dışarıda işte güçteSevdada kavgada uykuda düşteBen sen, onlar bunlar şunlar ve bizlerBiraz birazcık, azıcık üşüdük

(Yalnız Bey aşçısını çağırır)Yalnız Bey:- Sen kahvaltıyı hazırla, ben bahçeyi dolaşıp bir temiz hava alıp geleyim. Kahvaltıdabıldırcın yumurtası istiyorum.Aşçı:- Tamam efendim, siz nasıl emrederseniz.(Yalnız Bey, bahçeyi dolaşır, sinirli bir biçimde sahneye girer. Sahneye girdiği an aşçısıkoşarak gelir)Aşçı: Efendim bıldırcın yumurtalarının hepsi alınmış.Yalnız Bey:- Konağın sahibi miyim yoksa bekçisi mi belli değil. Erikler yolunuyor, ben görüyorum,ben topluyorum. Güller yolunuyor ben görüyorum. Bıldırcının yumurtası çalınıyor, bengörüyorum. Bıldırcın boğazlanıyor ben görüyorum. Güya konağın bekçisi var, her aytıkır tıkır maaşını alıyor, bir lira eksik alsa kıyameti koparıyor. Şimdi ben ona sorarımkıyamet nasıl kopartılıyor. (Avazı çıktığınca bağırır.) Mazbut, Mazbuuut!Mazbut gelir, selamını verir. Hazır olda:- Emredin efendim!Yalnız Bey:- Erikler yolunmuş, bütün dalları kırılmış, görmedin mi?Bekçi:- Gördüm efendim, kırılan dalları tek tek topladım. Topladığım dalları da kurutup yaksındiye Süliman Amcaya verdim.Yalnız Bey:- Bu nasıl görmek, dallar kırılmadan göreceksin.Bekçi:- Gördüm efendim, dün dallar kırık değildi.Yalnız Bey:- Dalları kırık, kırık değil görmeyeceksin, dalları kıranı göreceksin.Bekçi:- Dalları kıranı görmedim efendim.

Page 17: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yalnız Bey:- Güller kopartılmış, onu kopartanı da görmedim deme sakın.Bekçi:- Demeyeceğim efendim.Yalnız Bey:- Güzel, demek ki gördün gülleri kopartanı.Bekçi:- Gördüm efendim.Yalnız Bey:- Bir de gördüm diyor, olmadı bir de yardım etseydin.Bekçi:- Ettim Efendim.Yalnız Bey:- Çıldıracağım! Kimdi kopartan, nasıl yardım ettin, söyle deli etme beni!Bekçi:- Gülleri kopartan bendim efendim.Yalnız Bey:- Nee, sendin haa, söyle gülleri niye koparttın!Bekçi:- Söylüyüm efendim.Yalnız Bey:- Söyle diyorum sana, söyleee!Bekçi:- Efendim, yoldan yeni evli bir çift geçerken ilk defa böyle bir bahçe gördüklerinisöyledi. Çiçeklerin kokusuna bayıldıklarını söylediler. Bende koklamaları için bir demetkoparttım kendilerine takdim ettim.Yalnız Bey:- Ben sana takdim etmeyeceğim hatta keseceğim, maaşından keseceğim.Bekçi:- Kesersiniz efendim, isterseniz kesik kesik verin ben onları yapıştırıp bakkal çakkalbirine yuttururum.Yalnız Bey:- Kes karşılık vermeyi.Bekçi:- Kestim efendim. Kesmesem maazallah kellemi kesersiniz.Yalnız Bey:- Bıldırcın yumurtalarına ne diyeceksin onu merak ettim.Bekçi:- Yımırta mı? Arka sokaktaki kadının gelişme engelli bir çocuğu varmış, doktor bıldırcınyımırtası yemesini söylemiş, zavallının yımırta alacak parası yok. Yımırtaların hepsinitopladım ona verdim.Yalnız Bey:- Her parası olamayanı ben mi düşüneceğim. Biri de gelip oturacak evim yok dese bukoskoca konağı mı vereceğim.Bekçi:- Öyle deme efendim, zengin parası garibin duası.Yalnız Bey:- Sus bir de akıl vermeye kalkma. Çık bahçe kapında bekle. Doktorum gelecekbekletmeden odama getir.(Kapı Çalınır.)Yalnız Bey:- Ne var?

Page 18: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bekçi:- Doktunuz geldi efendim.Yalnız Bey:Bekletme al içeri.(Doktor içeri girer selamını verir.)Doktor:- Sizi iyi gördüm efendim.Yalnız Bey:- İyi değilim Doktor.Doktor:- Önce bir muayene edelim, anlarız sebebini. (Nabzını ölçer.) Nabız atışı gayet iyi.(Kalp atışını dinler) Kalp atışı gayet iyi. (vücut ısını ölçer) vücut ısınız da iyi.

- Kalp atışını dinler) Kalp atışı gayet iyi. (vücut ısını ölçer) vücut ısınız da iyi.Şikâyetiniz nedir?

Yalnız Bey:- Gündüz bir dakika yerimde duramıyorum hep sinir hep sinir. Gece uykuuyuyamıyorum.Doktor:- Sebep?Yalnız Bey:- Doktor ben çevreci biriyim. Tema Vakfı tarafından yüzlerce ödül aldım. Bu konağınbahçesinde bitkinin her türlüsü, meyvenin her çeşidi, evcil, yabani hayvanın her türüvar. Bütün bunları huzur için yapıyorum gelin görün ki huzur yok. Bir bakıyorsunuzeriğin dalı kırılmış, bir bakıyorsunuz gül dalından kopartılmış, kümesten yumurtaçalınmış. Bir keresinde kümesten tavuk çalan birine silahla ateş ettim, komşuları akılvermiş davacı oldular. Yasalarımız yasa değil, neymiş efendim silahla sadece yatakodasında ateş edilirmiş. İşe bak, işe! Benim bildiğim yatak odasında ateşli silahkullanılmaz. Neyse lafı uzatmayalım altı ay hapis geldi. Para cezasına çevirdim, para birşey değil, sinir yapıyor.Sininir sinir derken dellenmenin son kertesindeyimanlayacağınız.

(Doktor konuyu değiştirme adına plaketleri sorar.)- Bu kadar plaket neyin nesi?Yalnız Bey:- ‘’ Doktor Bey, bu plâketi Bana, Bana Neciler Derneği verdi. Hükümet yeni biryasa çıkartmış. ‘’Sevgililere Bakışma Vergisi Düzenleme Yasası’’ Kahvede önüne gelenatıp tutuyor. Ben, bana ne dedim. Dernek bu plâketi verdi. Bu kupa Sana NecilerDerneği’nden, Hükümet Yabancı Uyruklulara Mülk Edindirme Yasası çıkartmış yinekahvede önüne gelen atıp tutuyor. Ben önüme gelene sana ne, parası olan alır dedim.Hükümetin kulağına gitmiş, hemen Sana Neciler Derneği’ni harekete geçirmiş. Şugörmüş olduğun karpuz küre, Denize Karpuz Kabuğu Düşürenler Derneği tarafındanverildi. Türkiye’de daha karpuz fideleri yeni dikilirken ben özel uçakla Madagaskar’dankarpuz getirdim, malum bizim basın böyle haberleri manşetten verir. Bu kupayıleylekleri Çiftleştirme Derneğinden aldım. Şu karşıda gördüğün ağaç leyleklerinçiftleşebileceği en doğal ortam olarak seçildi. Şu kupa Tekere Çomak SokanlarDerneği’nden, Bu plâket Suyu Yokuşa Akıtanlar Derneği’nden, 0 plâket YosunlarıYaşatma Derneği’nden, Bu İlahi Taktir Cemiyeti’nden, Doktor:- Bu?Yalnız Bey:

Page 19: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- O mu? O, Süt İçtim Dilim Yandı Diyenler Derneği’nden, Bu timsah rozeti,Sürüngenleri Kurtarma Memurları Süründürme Derneği’nden, Bu oyuncak ŞakşakçılarDerneği’nden, bu tokmak, Taktakçılar Tıktıkçılar Derneği’nden, bu neşter KürtajcılarDerneği’nden…(Doktor bayılmadı ise de bayılmasına az kaldı denebilir. Gözler daldı dalacak. Beyinsöylenilenleri algılamıyor, sadece her söze kafa inip kalkıyor.)

Yalnız Bey:- Doktor Bey, ben sizi değil, siz beni uyutacaksınız..Doktor:- - Şikâyetinizin sebebini anlayabilsem sizi uyutacağım da… İştahınız nasıl?Yalnız Bey:- İştah dediniz de aklıma geldi. Geçenlerde bir dernek kurdum, ‘’FasulyeyiKaynatanlar Derneği’’ Rakipler ‘’Kafayı Oynatanlar Derneği’’ni kurdu. Kurmalarına birşey demem de bizim etkinlik gününde aynı yerde onlar da etkinlik düzenledi. Bizfasulye kaynatıyoruz kazan kazan… Onlar halay çekiyor, el ele, kol kola. Bizim kazanıgören ‘’ Aboovv’’ diyor başlıyor oynamaya.. Fasulyeler pişti. Ziraat odası başkanı ilebenden başka kimse yok kazan başında. Başkan kibarlık olsun diye yemiyor, basına pozveriyor, demeç veriyor. Ben yiyorum yiyorum kazan eksilmiyor. Yemesem ödediğimpara boşa gidecek. Yürüyorum bir iki, yiyorum iki tabak, yürüyorum bir iki, yiyorum üçtabak, yürüyorum bir iki, yiyorum beş tabak, tabak tabak…

Doktor:- Hop hop! Yeter tabakhaneye döneceksin. Gaz, kabızlık var mı?Yalnız Bey:- Doktor o gün dakika bir taarruz beş’’ Zart, zart, zart, zart, zart! ’’Mahalleli saldırıya maruz kaldığını sanıp mahalleyi akşamdan terk etmiş Benim evokulun hemen köşesi. Sabah bir sessizlik bir sessizlik... Meğer okulun müdürü ilkdakika okulu tahliye ettirmiş.

Doktor:- Öğrenciler bayram etmiştir.Yalnız Bey:- Beşi onu edememiş.

Doktor:- Toplumun her kesiminde azınlık da olsa olumlu düşünen vardır. Eğitinaksamasına üzülenlerin olması şaşırtıcı olmamalı. Yalnız Bey:- Onların ki eğitim aşkı değil kör talih.

Doktor:-O da ne?

Yalnız Bey:- Üçü beşli kaçarken ayağını kırmış, geri kalan da korkudan altına işemiş.Doktor:- Korkmaları, hatta altlarına işemeleri gayet normal.

Yalnız Bey:- Ne yani doktor, benim normal olmam için altıma mı işemem gerekir onumu

Page 20: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

demek istiyorsunuz?Doktor:- Siz beyninize işemişsiniz haberiniz yok.Yalnız Bey:- Doktor bırakın espri yapmayı bana gerçekleri söyleyin.Doktor:- Efendim siz ve sizin gibiler yalnızlık denizinde gemilerini bir müddet yüzdürürlerya da yüzdürdüklerini sanırlar ama sonunda mutlaka rotayı şaşırırlar.Yalnız Bey:- Doktor! Bırak denizi gemiyi, rotayı, ben gemi kaptanı değilim ben bu konağınsahibiyim ve kafayı üşütmenin kertesindeyim.Doktor:- Nihayet aynı şeyi söyleye bildik. Ben de diyorum ki siz ve sizin gibilerin kafayıüşütmesi tıbbi bir gerçek olmasa da kaçınılmaz bir gerçek.Yalnız Bey:- Ne! Şimdi ben kafayı üşütmüş müyüm?Doktor:- Maalesef Efendim. Yalnız Bey, kafayı üşütmüş bir şekilde ‘’ Üşüdük, üşüdük’’ diyerek turalar. Birdenseyirciye döner:

Doktoru alkışlayanlar?(Alkış sesleri)- Beni alkışlayanlar?(Alkış sesleri artmıştır.)Doktora döner:- Doktor, beni bu alkışlar deli etti.(Perde kapanır Yalnız Bey Tekrar gözükür)

Yarın ilk işim ‘’Kafayı Üşütenler Derneği’’ni kurmak. Şartı şurtu olmayan tek adres.

KORO:

Aşağıdakiler ortadakilerEn üst katlardaki mutlu sakinlerBen sen, onlar bunlar şunlar ve bizlerBiraz birazcık, azıcık üşüdük

İçerde dışarıda işte güçteSevdada kavgada uykuda düşteBen sen, onlar bunlar şunlar ve bizlerBiraz birazcık, azıcık üşüdük

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 21: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

1.SAVAŞ BORSASı

SAVAŞ BORSASI

borsa kurulmuşbedel biçilmiş bir kurşun bedeninekurşun ağır bedendenkurşun trentkurşun bedelkurşun hak hukukher kuşunda bir bedenher bedende bir damla kankurşun kayıp, kurşun unutulanbir damla kan, yeni dünya düzenine temeldilekler diliğimizdiryeni dünya düzeninde sızlamaya kemiklerinizve bir dileğimizdibe, dibine vura borsa

İbrahim Şahin 2

Page 22: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

1111.........Fasulye Kaynatanlar Derneği

Aşağıdakiler ortadakilerEn üst katlardaki mutlu sakinlerBen sen, onlar bunlar şunlar ve bizlerBiraz birazcık, azıcık üşüdük

İçerde dışarıda işte güçteSevdada kavgada uykuda düşteBen sen, onlar bunlar şunlar ve bizlerBiraz birazcık, azıcık üşüdük

İbrahim Şahin 2

Page 23: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

2. BU VATAN KİMİn

. BU VATAN KİMİN

GÖRSEL(d. Fon Müzik) Seyit- Elife kağnı, ölüm sah. Çanakkale Şehit Asker

ESER:İBRAHİM ŞAHİNOyuncularNENE HATUNHASAN TAHSİNKARAYILANDAHA NİCESİ

BU VATAN KİMİN

ÜÇ PERDE

KİŞİLER:

1- Matematik Öğretmeni2- Türkçe Öğretmeni3- Müdür4- Rüyacı (Öğrenci)5- Bir sınıf öğrenci6- İki Çanakkale Şehidi (Asker)7- Kurtuluş Savaşı KahramanlarıNene Hatun, Kara Fatma, Elife Bacı, Çakırcalı, Demirci Efe, Karayılan, Hasan Tahsin

MEKÂN

1-Sınıf2-SahneMÜZİK:

(Ders içeri giriş zili çalar. Öğrenciler içeri girer, yerlerine otur. Öğretmen girer. Tahtayasoru yazar. Kimin çözeceğini sorar tüm sınıf(Görkem hariç) parmak kaldırır. Öğretmenbirini kaldırır. Öğrenci problemi çözer. Görkem bazen dalar, bazen uyur, bazen irkilir,hiç kimse farkında değil.)

Tahtada birinci soru:-4 ile +3 arasındaki sayıları gösteriniz.

Bir örenci gösterir.-3, -2, -1,0, +1, +2İkinci soru çözülür.

1250 TL Gelir” ifadesini gösteren tam sayının ifadesi nasıl ifade edilir?

+1250

Page 24: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

1250 TL Gider” ifadesini gösteren tam sayı nasıl ifade edilir?-1250

Teneffüs zili çalar. Öğrenciler dışarı çıkar. Görkem, Barış sınıfta kalan.2. Ders içeri giriş zili çalar. Öğrenciler içeri girer, yerlerine otur. Öğretmen girer.Tahtaya soru yazar. Kimin çözeceğini sorar tüm sınıf(Görkem hariç) parmak kaldırır.Öğretmen birini kaldırır. Öğrenci problemi çözer. Görkem bazen dalar, bazen uyur,bazen irkilir, hiç kimse farkında değil.

MATEMETİK ÖĞRETMENİ:

Arkadaşlar, bugün üstlü sayıları öğreneceğiz.(-2) 2 =?-2x 2==+4Arkadaşlar, parantez içerisinde yer alan – parantez dışına çıktığında çift sayıoluşturuyorsa (+) , tek sayı oluşturuyorsa (–) değer ifade eder.

Tahtada birinci soru:(-3) 2 =?

Barış çözer.(-3) 2 = -9

2.Soru:(-3) 3 =?İkinci soruya parmak kaldıran yine tek öğrenci Barış.Problemi çözer(-3) 3 =?-3x3x3 =- -273.S0ru:(-4) 2 =?Barış, tek parmak kaldıran tek çözen.

(-4) 2 =?-4x4= +16.Teneffüs zili çalar. Öğrenciler dışarı çıkar. Görkem, Barış sınıfta kalan.

PERDE İKİ

. Ders Türkçe dersi, öğretmen Görkem’in yanına gelir :)

ÖĞRETMEN:

Görkem, bu şiiri senin okumanı istiyorum.

GÖRKEM: Okuyamam öğretmenim.(Öğretmen olağanüstü şaşırır, Görkem üzülür.)

Page 25: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ÖĞRETMEN:Yanlış duymadım değil mi?

GÖRKEM:Öğretmenim, kendimde değilim.

ÖĞRETMEN:

. Belli, kendinde olmadığın, kendinde olsan bu cevabı vermezdin.(Öğretmen cevapkarşısında rahatlar, öğrencinin ruhunu okşayan bir sesle) Özel değilse sebebinipaylaşmanı istiyorum.

‘’ Özel değilse’’ sözüne birkaç öğrenci alaycı alaycı gülerek Görkem’e bakar.

GÖRKEM: (Görkem’in sesi dışarıdan verilir)

(Görkem gülenlere bakar kendi kendine’’ Onlara göre ben yaşta biri kendindengeçmişse aşk acısı kıskacındadır. Acaba öğretmenime de mi öyle gelmişti? ‘’ Özeldeğilse…’’ demişti. Öğretmenimle paylaşmasam kuşkuları abideleştireceğim’’ Görkem’inkonuşması ses kaydından verilir.)

(Öğretmene) Gördüğüm rüyanın tesirinden kurtulamadım.(Birkaç öğrenci güler.)

Gördüğün rüya neymiş acaba? Gördüğün rüya neymiş acaba? Gördüğün rüya neymişacaba?

GÖRKEM (Kendi kendine konuşur ‘’Öğretmenimin de çok merak ettiği bakışlarındanbelli.’’) (Ses dışarıdan verilir.)

Öğretmenim hani okulun girişinde iki asker var ya...

ÖĞRETMEN:

Hangi asker?

GÖRKEM:- Hani Çanakkale Şehitlerinden, birinin pantolonun yarısı yok, pantolon düşmesin diyebir iple bağlamış, Birinin çorabı yok…

ÖĞRETMEN:

Anladım, sonuca gel.’’GÖRKEM:

Öğretmenim, ders sizin dersinizdi. Siz yoktunuz.

EKRANDAN SAHNEYE YANSITILIR

(Mekân loş bir ortam, ortam sisle karatılır. Vatan kahramanların uygun kostümlerde.Perdeye uygun Çanakkale, Kurtuluş Savaşı görselleri yansıtılır, önünde oyuncularınçekimi yapılır)

Page 26: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

(Ders giriş zili çalar, öğrenciler içeri girer, yerlerine oturur, kitap ve defterler açılır.Öğrenciler sessiz. 3-5 dakika geçer (Zamanın geçişi saatten görsel gösterilir.) .Öğrenciler dersin boş olduğunu anlar. Defterler, kitaplar kapatılır. Kâğıttan topu havadaatarlar yakalar, futbol topu ile iki kişi tahta önünde oynar. Biri birine vurur, sıraüstünde kaçar, öbürü kovalar, biri uçak yapar fırlatır, biri camdan bağırır. Görkem, yarıbaygın, sıraya kafa gelir gider. Barış sorar.)

BARIŞ:

Neyin var?

GÖRKEM:

Başım ağrıyor.

Barış, konuşanlara bakar tepkisini saçını başını yolarak gösterir.(Barış kitap okur, görkem baygın)

(Furkan Ali’nin ensesine bir tokat patlatır kaçar. Ali yakalar boğazına sarılır.)

ALİ:

Bittin sen! Seni öldüreceğim.

BARIŞ:

(Sınıfın en sessizi, en dikkat çekmeyeni, kendi halinde Barış fırlar yerinden.) Durun! Yapmayın!(Sınıf şaşkın, Furkan şaşkın, Ali şaşkın. Bütün gözler Barış’ta.) Biz okula birbirimizi öldürmeye mi geldik? Sizin yaptığınızın savaştan ne farkı var?Sorsalar Atatürk’ün Barışla ilgili sözünü hepiniz bilirsiniz. Hepiniz ‘’ Yurtta sulh, cihandasulh.’’ dersiniz. Bu mu sizin barıştan anladığınız? Söyler misiniz sınıfta barışısağlayamazsak, yurtta barışı nasıl sağlayacağız? Yurtta barışı sağlayamazsak, cihandabarışı nasıl sağlarız?

ALİ:

Arkadaşımız doğru söylüyor, Ben Furkan’dan özür dilerim. (Furkan’la tokalaşır,öpüşür.,Ali pencere açma taklidi yapar,pencereden salona bakar Furkan’a) Furkan herkes toplanmış bize bakıyor, sanki tüm Çamçeşme buraya toplanmış. AmanAllahım, bu ne kalabalık!

FURKAN:

(Furkan, bakar bir şey göremez. Ali’ye)

Ne kalabalığı, burada kimse yok. Sen rüya görüyorsun, geç kaleye top oynayalım.Ali kaleye geçer, Furkan şut çeker.

TÜM SINIF:

Page 27: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gol, Gool!

MÜDÜR:(Kapı açılır, müdür girer.)

Bu ne gürültü?

(Bütün öğrenciler parmak kaldırır. Müdür birinci öğrenciden başlar söz hakkı vermeye.)I. ÖĞRENCİ: Ben konuşmadım.2.ÖĞRENCİ: Ben görmedim.3.ÖĞRENCİ: Ben duymadım.4.5.6.7.8.9. öğrenci: Ben koşmadım, o koştu. O koşmadı, ben koştum. Ben düşmedim, o düştü.Ben vurmadım, o vurdu. Acımadı ki.(Müdür sinirden dişlerini sıkıyor, ellerini yumruk yapıyor, arada bir saçını yoluyor.)

10. ÖĞRENCİ BARIŞ:(Parmak kaldırışı farklı, parmak burnuna değiyor, bakışları farklı, kafası yana sarkık, dildışarıda.)

Ben bir şey an-aa,anlamadım.

MÜDÜR:

(Sinirli) Ben de bir anlayabilsem, bütün bunları niye yapıyorsunuz. Açın defterlerinizi,kitaplarınızı, işlediğiniz konuları tekrarlayın, ödevlerinizi yapın, yazın, çizin. Sınıfta eşekgibi anırmayın.

TÜM SINIF:

Anırmayız öğretmenim.Müdür çıkar. Öğrenciler aynı hareketleri tekrarlar. Gürültü aynı. Müdür ikinci kezgelişinde daha sinirli.)

MÜDÜR:

Ben size eşek gibi anırmayın demedim mi?

TÜM SINIF:

Biz anırmadık, tepindik öğretmenim.

MÜDÜR:

Page 28: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ha tepindiniz, ha bağırdınız sonuç fark eder mi? Bu sizi son uyarışım, gürültüistemiyorum! Anlaşıldı mı?

TÜM SINIF:

Anlaşıldı öğretmenim.Müdür sınıftan çıkar. Sınıf sessiz, aradan 5 dakika geçmeden kapı açılır, sınıf şaşkın.Hepsi ayağa kalkar. Sınıfa Çanakkale Şehitlerinde iki asker girer. Sınıf şaşkın.

I.ASKER: Üşüyoruz.

Bütün sınıfta bir kahkaha: Böyle giyerseniz tabi ki üşürsünüz.

I.ASKER: Kıyafetimiz bizim onurumuz. Onurumuzla oynarsanız da çok üşürüz. Çoğu zaman bizihiç görmediniz. Bizse sizin hepinizi tek tek her saniye gördük, Siz sıralara çeltik attıkçabiz üşüdük. Siz duvarlara kötü sözler yazdıkça biz üşüdük. Siz boş geçen dersleresevindikçe biz üşüdük. Siz başarısızlıkta yalana sığındınız, biz üşüdük, üşüdük. Bir deadımıza ağıtlar türküler yazılmıştı.‘’Hey on beşli on beşliTokat yolları taşlıOn beşliler gidiyorKızların gözü yaşlı.’’’’ diye. Ağıtımıza düğünlerde göbek atıyorsunuz, biz üşüyoruz.

II.ASKER:

İşin en kötüsü vatanın başköşesine resmimizi asmıştık ‘’ Biz bu vatanı böylekurtardık.’’ diye. Arada bir, birileri resmimizi kaldırmaya kalkıyor. (Bir vatan hainiuygun görseller önünde bebekli kadın, hamile kadın, çocuk, yaşlı kadın, yaşlı erkekkurşuna dizer. Üzerlerine basarak silahı ile resim çektirir. Çektirdiği resmi askerlerinresmini indirerek asar.) ’’Biz bu vatana böyle ihanet ettik.’’ diye. İşte, o zaman buzakeseriz. Ne olur, resmimize sahip çıkın. Yoksa çok mu bir şey istedik?Bazen yüreğimize su serptiniz Mayıslarda, Temmuzlarda.

İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR MARŞ(19 MAYIS, 15 TEMMUZ GÖRSEL)

Bazen içinizden birileri üstümüzü örttü.(Başarı, kupa topluluk vs. görsel)Siz bilmediniz, belki onlar da bilmedi, olsun, biz bildik. Biliyor musunuz siz bu vatandabir çiçek gibi süzüldükçe biz ısınırız. Ne zaman bir çiçek soldu, ne zaman ki vatanınbağında bir çatlak oluştu, işte, biz o zaman üşürüz.

(Görkem’in arakadan verilen sesi ‘’ Sanki gördüğüm bir rüya değil, bir film.’’ (Görkemyatağında şaşkın, düşünce pozisyonunda.)

Sınıf şaşkın…Sınıftan askerler çıkar, sınıf şaşkın…Kapı açılır. Biri girer, ardından biri, biri….)

Page 29: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

KARAFATMA:

Ben Kara Fatma’yım. Sizin yaşınızdaydım, arıklarımı giyip silahımı kuşanıp cepheyekoştuğumda.

ELİFE BACI:

Kocabaşım ölmüştüKoşmuştum kendimiKocabaşın yerineDemiştimDarda kalmasın Mehmetçik,Yetişmemiz lazım sehere,Gıcırdama ey kağnı,Duymasın namertler,Bu gelen Elif’in Kağnısı.

NENE HATUN:

Ben Nene Hatun, ‘’ Bebek anasız büyür, vatansız büyümez diyerek bedenimi düşmanasiper etmiştim. Beden geçici, vatan kalıcı demiştim, görüyorum ki yüreklerinizdeyaşıyorum. Biliyor musunuz vatan diriyi yaşattığı kadar ölüyü de yaşatıyor.

ÇAKIRCALI:

Ben, Efelerin efesi Çakırcalı’yım.

DEMİRCİ EFE:

Ben, kılıca boyun eğmeyen, Kuvayı Milliye’ye boyun eğen Demirci Efe’yim

KARAYILAN:

Ben, Antep’i Fransız’a dar eden kurşunun işlemediği Karayılan’ım, Karayılan.

HASANTAHSİN:

Ben bağımsızlığa atılan ilk adım, bağımsızlık kelepçesine sıkılan ilk kurşun HasanTahsin’im.’’SÜTÇÜ İMAM:

Ben, Bayrağın dalgalanmadığı yer hür değildir, hür olmayana da cuma namazı farzdeğildir deyip düşmana ilk kurşunu sıkan Sütçü İmamım

(GÖRKEM’İN YANSITILAN SES KAYDI)(Görkem yatağında şaşkın, düşünce pozisyonunda.)

‘’Gördüğüm rüya gördüklerime benzemiyor. Bir tarihin serüveni. Bir rüya rüyaolmasına; ömür boyu gerçeğim olmasına inandığım.’’

Page 30: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

NENE HATUN:

Rüyalar bazen gerçeğin ta kendisi. Uyan! Şimdi uyanma vakti, ‘’ Bu vatan bizim! ’deme vakti.

GÖRKEM:

Hiç kuşkun olmasın Atam, Nene Hatun, Kara Fatma, Kara Yılan, Hasan Tahsin, adıanılmayan yüz binlerce şehit, adı anılmayan yüz binlerce gazi, sizleri yüreğimizde herdaim yaşatmaya ant içtik.

(Vatan haini parkta oyun oynayan çocukları, parktan geçen genç yaşlı insanları öldürür,üzerine basarak resim çektirir, vatanın başköşesine asar.Barış, resmi indirir parçalar, yerine meçhul askerlerin resmini asar.)

SAHNE

(Öğretmen elinde şiir rüyaya dalmıştır. Öğrenciler de rüyada. Görkem öğretmeninelinden şiiri alır, bakar ‘’ Bu Vatan Kimin’’ Tekrar tekrar başlığı okur, şaşırır, sevinir.başlar okumaya.(Şiiri bin bir aşkla okur.) Şiirin 2.3. mısrasında öğretmen uyanır.Sırayla öğrenciler her mısrada tek tek uyanır, şiirin son mısrasında tüm sınıf uyanır.)

BU VATAN KİMİN

Bu vatan, toprağın kara bağrındaSıradağlar gibi duranlarındır;Bir tarih boyunca, onun uğrundaKendini tarihe verenlerindir...

Tutuşup: kül olan ocaklarından,Şahlanıp: köpüren ırmaklarından,Hudutlarda gaza bayraklarından,Alnına ışıklar vuranlarındır...

Ardına bakmadan yollara düşen,Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,Huduttan hududa yol bulup koşan,Cepheden cepheyi soranlarındır...

İleri atılıp sellercesine,Göğsünden vurulup tam ercesine,Bir gül bahçesine girercesine,Şu kara toprağa girenlerindir...

Tarihin dilinden düşmez bu destan:Nehirler gazidir, dağlar kahraman,Her taşı bir yakut olan bu vatan,Can verme sırrına erenlerindir...

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,

Page 31: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bu sevgi bir kuru ifade değil,Sencileyin hasmı rüyada değil,Topun namlısında görenlerindir...

Şirin sonunda öğretmen Görkem’i öper. Arkadaşları alkışlar.

Nene Hatun, Sahnenin ortasında beyaz kefen altında yatmaktadır. Şiirin bitimindebirden belirir. Sınıf şaşkın, öğretmene sorar.)

SINIF:

Öğretmenim rüyada mıyız?

(Öğretmen şaşkın…)

NENE HATUN:

Bazen rüyalar gerçek olur.

(Nene Hatun, Vatan şiirini okuyan öğrenciye yönelir.)

Gel seni bir öpeyim. Öyle içten okudun ki ruhum edene büründü.

GÖRKEM:

Ben de elinizi öpeyim neneciğim, rüyamı gerçek kıldınız.

NENE HATUN:

ÖP KIZIM.(Elini salona gösterir) bu eller öpmek içindir.

(Tüm öğrenciler sıraya girer Nene Hatun’un elini öper.

NENE HATUN (Öğretmene) : Gel kızım, seni de alnından öpeyim, böyle öğrenci yetiştirdiğin için.(Öper, salona)Sizde böyle yürek oldukça bizim mezarımıza ancak eceli gelen köpek….

NENE HATUN::

Öğretmen Hanım, şehit oğluma bir mektup yazmıştım, malum cepheden cepheyekoşmaktan fırsat bulamadım, sonrada açlık yokluk derken ecel gelip kapımı çaldı. İzinverirseniz bir okuyum, şehitler duyar.

ÖĞRETMEN:

Buyurun, sahne pardon bu vatan sizin.

SLAYT GÖRSEL FON

Page 32: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

NENE HATUN:

- Ey Oğul,‘’Oğluna seferberlik gelmişBoynunu büküp ağlama anamVatan elden gidiyor diyorlarDuymamak, gitmemek olmaz anamYiğitliğin şanına sığmaz ''Yiğidim git! '' de anam’’ dediydin

‘’Gidip de gelmemek var anamÖlür gelmezsem karalar giyinmeYaslara bürünüp dövünme anamŞehitlik vatan uğruna erişilmez mertebeOğul verdin vatana şehit, gururlan anam ‘’ dediydin

Gitmiştin mektubun altı ay sonra geldi

‘’Sağ salimen gelmişim birliğimeTakınmış, kuşanmışım silahımıÇarık ayağımı vuruyor, ayağım yaraKemalyeri kar fırtına, üşüyorum...Yastığım, yorganım yoktur anam

Komutanım ölüm emri verdi57. Alay öldü topyekün, Kocadere'deOğlum ölmemiş diye sevinme, bel bağlamaÖlenlerden Rıza Efendi, Halit Efendi gardaşımdıYüreğim yandı can evinden, elim ayağım bağlandı

Hani ana koyunumuz, kuzumuz vardıTepelerde sürü sürü, düşman sürü sürüKocatepe'de, Tınaztepe'de Kumtepe'deKurt koyunumuzu, kuzumuzu kapardı bir birDüşman kapıyor, manga manga, koca tümen

Düşman burnumuzun dibinde,Süngü dayanmış bağrımızaÖlüm anbean yakın cana, can çaresizVatanın kurtulduğunu göremeden ölürsemKuşun kanadında haber salın, şehitler duyar anam ‘’ diye yazmıştın.

Vatan kurtuldu derler, göremedin oğulTorun verdin, kokusuna doyamadın oğulOğluna adını, şehidimin adını koydum duy oğulOğlun hür yaşar, anan hür milletin hür sayende ey oğul!Toprağın nur, mekânın cennet olsun ey oğul, ey oğullarım

PERDE ÜÇ

Page 33: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

(Oyunculardan Koreografi,)

(Meçhul askerler sahnede kefen altında yatar. Ses kaydı)

MEÇHUL ASKER:

Seyit, anayn öle gözel, öle gözel okiy, kemiklerim cana geliy. Biliymin ‘’ Benin anamolsa böle yaziy miydi’’ diyem.

SEYİT:Anan yok muydu?

MEÇHUL ASKER:

Anam, ben üç günlükken, şehit düşiy. Ne o beni taniyi, ne ben onu taniyem.

SEYİT:

Onun için mi sana meçhul asker diyiler?

MEÇHUL ASKER:

He valla.

SEYİT:

Üzülmiyisen, ikimiz ayni topağın altında yatmiyek mi?

MEÇHUL ASKER:

Doğri söyliysen, torpak bizim anamiz. Bağrına basan her aney, bizim anamız. Diyiremsenin aneye meptup yazak.SEYİT:

Yazak

(Seyit, kefenin altından başını gösterir, var gücü ile annesine seslenir.)

Aney, Aney!

NENE HATUN

(Salonda seyircilerin en arka sırasında yer alan Nene Hatun)

Ey oğul, ey oğullarım. Duyarım sesinizi, alın sazı elinize, vurun teline, duyan gelsin.Seyit sazı eline alır pleybek yapar, türkü kayıttan verilir. Türkü başlar. Kara Yılan,Hasan Tahsin, Çakırcalı, Demirci Efe, Elife Bacı, Kara Fatma, sıra ile gelir gelen sahneyeyatar.Bir öğrenci üzerlerine kefeni örter. İki öğrenci Üzerlerine bayrak örter. Üzerinde tişörtüzerinde harflerin yazılı olduğu öğrenciler ilk harften başlayarak gelir dizilirler.

Page 34: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

OĞULUN CEVABI TÜRKÜ OLARAK (Ses kaydı)

BU VATAN BİZİM

Kefensiz yatarız toprağın bağrındaHer sabah doğarız vatanın ufkundaTaht kurmuşuz sevenlerin gönlündeKuşlar haberin getirir anam, anam

Cennet vatanın bağrında yatam üryanAl yıldız barağım, bize yeter gölgen

Burda ne yatak isteriz ne de yorganŞilte döşekte namerdin küfrü urganCennet vatanın bağrında yatam üryanAl barağım, bize yeter gölgen anam

Cennet vatanın bağrında yatam üryanAl yıldız barağım, bize yeter gölgen

(Oyuncular sahne önünde, Kırmızı tişört, her öğrencide tişört üzerinde beyaz bir harf.Sıra ile ilk harften başlayarak ayağa kalkarikinci sıra ‘’’ Bu vatan’’Birinci sıra (İkinci sıranın önünde dizüstü)BİZİM

KOROKIZLAR:Her birimiz Kara FatmaHer birimiz Nene hatunHer birimiz Elife bacıBu vatan, bu vatan bizim

ERKEKLER:Her birimiz KarayılanHer birimiz ÇakırcalıHer birimiz Demirci EfeBu vatan, bu vatan bizim

KIZLAR-ERKEKLER:Çanakkale’den çıktık yolaDumlupınar’da verdik molaŞehit, gazi olmuşsak n’olaVatan, vatan, vatan sağolaSeven yüreklere selam ola

Yürekten severiz vatanımızıŞükranla anarız Atamızı

Page 35: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Biz vatan, biz millet, biz özgürlükBiz vatan, biz millet, biz özgürlük

Sınıf rolündeki oyuncular sahnenin önünde sıra olur, perde arkasındaki, Çanakkale,Kurtuluş Savaşı rolündeki öğrenciler ön sırada dizilir salonu selamlar.

İbrahim ŞAHİN

Muhsin YAZICIOĞLU ORTAOKULU OKUL MARŞI

BİZ ÖZGÜRLÜK..

Çanakkale’den çıktık yola Dumlupınar’da verdik mola Şehit, gazi olmuşsak n’ola

Biz vatan, biz millet, biz özgürlük Biz vatan, biz millet, biz özgürlük

Tohum olduk toprağa saçıldık Muhsin Yazıcıoğlu’nda gül açtık Biz vatan, biz millet, biz özgürlük Biz vatan, biz millet, biz özgürlük

Gelecek bizimle gelecek Ağlayanlar bizimle gülecek

Biz vatan, biz millet, biz özgürlük Biz vatan, biz millet, biz özgürlük

OKUL MARŞI

Söz. İbrahim ŞAHİNBeste:Volkan Şükrü Toprak

İbrahim Şahin 2

Page 36: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

2.......SİFONU ÇEKTİm

SİFONU ÇEKTİM

Her anne bir Karatay… ‘’Çocuğuma ne yeddireceğimi, nasıl yedireceğimi en iyi benbilirim! ’’ diyor. ‘’ Tabağına ne koyarsam onu yer, hele bir yemesin! .. Açarsın ağzını,tıkarsın lokmayı ağzına, kaşığın sapı ile tulum peyniri basar gibi basarsın. Lokmanimettir, çocuğum yemedi diye lokmayı çöpe döken kadınlar var ya kadınlar hiç mi hiçAllah korkusu yok. Afrika’da, Somali ‘de milyonlarca çocuk açlıktan ölürken biz demilyonlarca ton yiyecek çöpe gidiyor. Yazık, Yazık! ’’ Allah sizi inandırsın daha teklokmayı çöpe atmadım, kurban olduğum Allahım attırmasın.’’ diyor.Her anne- baba bir Cüceloğlu… Kimi baba ‘’ Çocuğa nasıl yaklaşılır en iyi ben bilirim,testten başını kaldırdı mı basarsın sopayı. Bak bakayım bir daha kaldırabiyor mu?Kimi anne ‘’ Çocuk çalışırken işi gücü bırakacaksın. Çamaşır, bulaşık bekler. Çocukbeklemeye gelmez. Çocuğun başında nöbet tutacaksın, elin ensesisinde olacak. Başınıkaldırdı mı elin ensesinde olacak. Nefes aldırmayacaksın. Nefes aldırmayacaksın kiokuduğunu sindirdirsin. Bir nefes aldı mı bütün okudukları uçar gider.Çocuk öküzüntrene baktığı gibi bakar kalır ardından…’’ diyor.Oldum olası derslerden anlamam. Testlerden hiç mi hiç anlamam. Tek tutkum fubol. Birde vurdulu kırdılı filmler, az da olsa polisiye romanlar… Bunları annene gel de anlat.Anlatamadım tabi ki. Bir anlaşma imzaladım annemle. Anlaşmayı rızamla imzaladımdersem haşa yukarda Allah var, çarpar. Anlaşmayı mecburiyetten imzaladım. On testekarşılık bir sayfa roman okuyabiecek, yüz testte karşı bir saat top oynayabilecektim. Ontest, yüz test kolay. Topu topu topu yüz harfi yuvarlak içerisine alacaksın. Gel gelelimtopu nasıl oynayacaksın? Diyeceksiniz, tutkusu olan biri top oynamayı niye dert edinir?Okuldan 3.00’te çıkıyorsun, eve gelişin 3.30. Üzerini değiştirdin, yemeğini yedin saatoldu 4.30. Yüz test çözdün oldu saat 6.30.. 6.30’da hava kararmış, sokaklar boşalmış,topu kiminle oynayacaksın.Kendi kendime dedim ki ‘’ Testi, fazlası ile çöz, top oynamayı hafta sonuna kaydır,hafta içi haklarını da ekle üstüne, hafta sonu iki gün doya doya top oyna.’’Okuldan eve geliyorum, geçiyorum testin başına.Dikiliyor annem başıma. Sorularabakıyorum, sorular bana bakıyor. İşin garibi ben soruları görüyorum, sorular benigörmüyor.Önce soruyu okurmuş gibi yapıyorum, sonra başlıyorum düşünmeye, bir yandandüşünüyorum, bir yandan her satırın altını iyicene çiziyorum. Arkadaşlar öyleyapıyordu. İyi kötü sekiz senede sekiz harf öğrenmiştim. A, B, C, D, öğrendiğim harflerarasındaydı. Düşünmeyi sindirdikten sonra gözüme kestirdiğim harfi dairenin içinealıyorum. Annem başlıyor saymaya, ‘’ Bir’’ Ben daire içine alıyorrum annem ‘’ İki’’, bendaire içne alıyorum annem sayıyor ‘’ Üç, dört…….., doksan dokuz…’’ Çoğu kez yüzdemeden uyumuş kalmıştır.Ben test çözdükçe daha doğrusu çözer gibi yaptıkça annem kendini kaptırıyor. Testçözer gibi yaptıkça dedim, ben asla yalan söylemem, yalan söyleyenden hoşlanmam.Bu huyumdan değil mi sınıfta çok az arkadaşım oluşu.Ben test çözer gibi yapıyorum annem coşuyor. Ben test çözer gibi yapıyorum annemcoşuyor. Her daire içine aldığım cevap şıkkı annemde rakip takımın kalesine atılan birgol sevinci. Test çözme oyunu nerdeyse bana top oynamayı unutturdu unuttururacak.Ben çözdükçe annem gaza geliyor ‘’Yatmadan önce on test daha çöz, aklında kalır.’’Sabah kalkıyorum ‘’ Dur, yüzünü yıkamadan on soru çöz! ‘’ Sofraya oturacağım‘’Oturma, on test çöz, iştahın açılır! Sıkışmışım tuvalete gideceğim ‘’Dur, sık dişini, ontest çöz, diraytini arttırır! ’’ Tuvaletten çıkıyorum ‘’ Ara verme, araya soğuklukgirmesin hemen on test çöz! ’’On test yatak duam, on test, iştah açıcım, on test isal sökücüm, on test yemek üstüsindirim kolaylaştırıcı meşrubatım, bol köpük ayranım. On test hayatım.On test annemin sevinci. Annemin övünç kaynağı. Komşularımıza nasıl hava atar bir

Page 37: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

biseniz ‘’ Benim oğlan var ya, benim oğlan, on test çözmeden yatağa girmez, benimoğlan var ya benim oğlan, on test çözmeden sofraya oturmaz. Benim oğlan var ya,benim oğlan on test çözmenen tuvalete gitmez. Benim oğlan on test çözmedentuvaletten çıkmaz. Annemin test sevinci birinci TEOG sınavına kadar katlayarak sürdü. Allahtan TEOGsınavı çabuk geliyor yoksa annemin mahallede tek dostu kalmayacaktı, anemi yoldasokakta kim görse yolunu değiştirdii ‘’ Şimdi yine başlayacak, oğlum var ya oğlum,diye.’’ diyerek.TEOG sınavında annemmin yerini kafesinden fırlayacak bir arslan aldı. Annelik dürtüsüolmasa beni tek pençede parçalayacaktı, ben TEOG’ta sıfır almıştım. Annemin ilk sözü ‘’Bunu bana nasıl yaparsın? ’’ Beni derin bir düşünce aldı TEOG’a niçin girmiştim,anneme bir şey yapmak için mi? Cevabını bulamadım, anneme verilecek cevabıbuldum. Bülbül gibi şakıdım’’ Canım annem, cicim annem, vallah billah sınavbaşlamadan öncede yüz test çözmüştüm, hepsi de doğru idi. Sınav başlamadan öncebir sıkıştım bir sıkıştım, koşa koşa tuvalete gittim. Tuvalete zor yetiştim. Sınava geçkalmamak için bir yandan pantolonumu çektim bir yandan sifonu. Sifonu çektim, bütüncevaplar uçup itmiş. Sınava girdiğimde hiçbir şık gözükmüyordu, soruda A, B, C, D var,çevap anahtarında küçük küçük kutucuklar var, o koca soruları ben küçücükkutucuklara nasıl sığdırılacağını bilemedim. Söz, yarın ben o sifonu kırarım.’’dedim.Annem ‘’ Sen sifonu kırmadan ben kafanı kracağım.’’ dedi demesine. Tabi ki kırmadı,kırsaydı ikinci TEOG sınavından nasıl sıfır alacaktım?

İbrahim Şahin 2

Page 38: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Acılar Kavşağı Gönlüm

Acılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağıKurşun ateşinde kızarır, kan damlarGözyaşlarında sırıl sıklam, yoğruk acıyaAcılar kavşağı, yetim sığınağı gönlüm

Acılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağıYitikler yurdu, terkedilmişler tapınağıDön dolaş, acılar kavşağı, acılar tapınağıAcılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağı

Gece uykuda uyanık, gündüz uykudaDavetsiz çalınır kapım, kapısız bacasızKafdağı’ndan uzak, Bağdat’tan tez bulunurAcılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağı

Acıya göbekten bağlı, soydan, evrendenAcıyla yatar, acıyla kalkar, acıya irkilirAcıya teğet, acıyla eşkenar, çarpılır bölünürAcılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağı

Acıya teğet, acıyla eşkenar, çarpılır bölünürAcıya karekök, acıya üs, çarpılır bölünürSevince ondalık bile teşkil, etmez yutulurAcılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağı

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 39: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Açık Tut Gönlünün Kapısını

AÇIK TUT GÖNÜL KAPINI

Bir damla yaş, düşerse gözündenDağ dağ çığ düşer bedenimeBir damla yaş, düşerse gözündenSürüklenir sele kapılır bedenim

Müebbet prangalara vurulsamHedef tahtası kurşunlara dizilsemİnan gülüm, kılım kıpırdamazBir bakışın yıkar beni be gülüm

Gökyüzü zindana bürünseYollara, bellere mayın döşenseKanatlanır da kuş olur uçarımYeter ki gönül kapın açık olsun

Bakma saçımın beyazınaYüzümün soluğu, kırışığınaYüreğim ilk ateşli atışındadırYeter ki gönül kapın açık olsun

İbrahim Şahin 2

Page 40: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Açık Tut Gönül Kapını

AÇIK TUT GÖNÜL KAPINI

Çiçeğin açmış koku saçmışsaBal damlamışsa goncacıklarınBulur, konar arı, balın somrulurPeteklerin, bal bağlar, bal damlar

Petekler kavara, kovan boşArılar dağın arka yüzündeNe görülür, ne duyulur vızırtısıKovana ne giren olur, ne çıkan

Kapıların çalınmazHalin hatrın sorulmazÖlsen, namazın kılınmazGömülsen, kabrin bilinmez

Çiçeklerde gezin, kokular bürüsünKadir kıymet bil, hatrın sorulsunSıyır yüreğinin pasını, aç gönül kapınıÖlürsen de, adın hayır dualarında anılsın

İbrahim Şahin2

İbrahim Şahin 2

Page 41: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ADET Mİ ADALET mi

üç vakit evel miüç vakit sonrası mı bilinmezrüyalar gerçek, gerçekler rüyasapla saman yer olmuş, insanoğluat çıkarmış yeşil gözlüğüadalet alt edilmiştuş olmuş ahla vahlaradalet tattarevallicambaz hep üst AdaletHak Hukukyük ağır mı ağırdenge tutmuyor topuzahlar vahlar terazide yekünhakta etkisiz elemanasala onluk, asala yüzlüklafla yürür gemikaptan suç mihengi

yükselir teslim bayrağıkulübede bekçi, vicdan emanettekilit vurulmuş kapılarda adalet aramakdaldırır rüyaya ambar dolu darılardayumurtlar suç, çift sarı yumurtalarküfür düğümlenir bogazda‘’ Adaletin bu mu dünya…’’dünyanın ekseni bir milim şaşmazbir saniye müdail değildir gece güzdüzegötürünce üç yanlış bir doğruyudoğru kalmamışe! doğrusuz ortamda, doğru suç olur etbetbütün bunlar böyle böyle gide dururkenbizim adaletin bir doğrusu daha gidince‘’ ADET’’’ oluvermiş bütün bunlarve o günden sonra her yanlışın adı ‘’Adalet’’ oluvermiş

İbrahim Şahin 2

Page 42: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Adını Bilen Var mı

ADINI BİLEN VAR MI

Sürülürüz cephede en ön safaYazarlar vergide liste başıBir de yazılır doğumda kütüğeÖlünce mezar taşınaAnamız ağlar, sesimiz çıkarsa daYazılır adımız büyük puntolarlaKesilir en ağır cezamızSeçmen kütüğünde baba adına kadarİcrada, celpnamede, şurda burda adımızHak hukukta yok ispat ister, dokuz dereden su ister

Adımız var yok,Erkânı mecliste kaç paralık adamsındır adımızDoğrusu kaç para; olmayan paramız, o zaman adımız da yokNe zaman paramız olursa anılacak adımız, yazılacak adımızParamız olmayacağına göre, anılmayacak adımız, yazılmayacak adımızŞiir yazanların var mı adı? Şiir karın doyurmuyor ki, itibar getireŞiir para mı ki anıla adımız, ola yerimiz Erkânı devlette

İbrahim Şahin 2

Page 43: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Adsız Kahramanlar

ADSIZ KAKRAMANLAR

Sen karanlıklara yazdın adınKars’tan Edirne’ye saldın ününKül olmadan açtı gonca gülünÖmrünce açık olsun hak yolun

Keskin kılıcın oldu kaleminYüreğin oldu bitmez umudunYüce Ata’nın yoluydu yolunAydınlığa zafer oldu sonun

Ayak bastığın kurak toprağınUmudunla sardı tomurcuğunDertlere, dermanlar şifaladınHızır oldun cana can katıldın

Dürüstlük adın yiğitlik sanınGeçit sarp, mayın döşeli yolunKelepçeler kıran, o el kolunZalime kapı, mazluma yoldun

Gündüz silik, geceler ışıdınKaranlığa boğulu bedeninYada sönmeden ışır fenerinKaranlıklara koca siperdin

Zalimce feleğe kafa tuttunNice cellâtlara diş biledinSonunda Azrail’e yenildinNe var ki bir kere anılmadın

İbrahim Şahin 2

Page 44: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

AĞANIN MAL VARLIĞı

AĞANIN MAL VARLIĞI

Terör bitmiş, dolandırıcı şebekeleri baltayı taşa vurmuştu. Deşifre olmuştu ‘’ Savcı,Emniyet Müdürü’’ söylemleri. Deşifre olmuştu ya da kimse yutmuyordu oltayı.Yeni söylem, yeni mecra ‘’ Özel Hayatınızın’’ görüntüleri. Özel hayat, en hassas enyufka damar. Kimin özel hayatı yoktu ki…

Özel hayat… Akan dereler durur karşısında, kuru dereler coşar karşısında.Plân taslak, plân kroki, hedef makro, hedef mikro her türlü tatbikat yapıldı. Etüttamam. Plân aşama aşama sürüldü devreye.Birinci hedefte yemciklere emniyet logolu, emniyet korumalı, emniyet söylemli yemleratıldı’’ Yeni bir dolandırıcı şebekesinin izini sürmekteyiz. Bu yeni çete özel hayatınızıngörüntülerini sosyal medya üzerinden pazarlayarak kendilerine yeni bir pazar oluşturmagayreti içerisindedir. Özel hayatınızı özel tetbirler almadan yaşamaya koyulursanız buyeni çetenin tuzağına düşersiniz.’’Plânın ikinci ayağında ses getirecek özel insanların özel hayatı sürüldü tezgâha. Oltayatakıldı bütün medya. Haberi yağladı yağladı verdi manşetten. Süsledi süsledi verdimanşetten.Plânın ikinci ayağı ses getirdi.Kimi camını izole etti. Kimi tavan, çatı. Kimi çadır çekti. Kimi bıranda. Özel alan; özelsirk alanı. Özel alan labirant. Özele erişmek savaş alanında kurşundan kurtulmaktanbirazcık zorca.Her sektör yeni oluşumdan yağ çıkarma peşinde. İnşaat sektörü yeni bir özellik eklediürününe ‘’ Görüntü Yalıtımlı’’ yeni maliyet artısı ekledi fiyata.Toptancısı, perakentecisi yeni bir ürün yeni bir duyuru ekledi ‘’ Görüntü YalıtımMalzemeleri’’Yeni bir sektör oluştu. Görüntü Yalıtım Ustaları, Çırakları yetişti.Medya sektörü hazır habere kondu.Hükümet vergi kalemlerine bir yenisini ekledi ‘’Özel Hayatın Gizliğini KorumaDestekleme Fonu’’Plânın üçüncü aşamasında tespit avlar tek tek arandı ‘’ Elimizde özel hayatınızıngörüntüleri var istediğimiz para verilmezse, görüntülerinizi sosyal erişim siteleri,basın-yayın aracılığı ile paylaşacağız.Arananlardan kiminin ilk aklına gelen gizli kaçamakları oldu. ‘’ Ya birinin eline geçerse,kariyerim biter, yuvam dağılır. ‘’ Yandı tutuştu. Başını taşa vuruşları, yaka paçayırtışları yok edemedi korkularını. Çaresiz, verdi istenen parayı.Kiminin aklına ailesinin saadeti geldi ‘’ Çoluk çocuğa, eşe dosta rezil olduk.’’ dedi, yandıtutuştu. Çaresiz, verdi elinde avucunda biriktirdiklerini.Kimi yandı tutuştu, çare üretemedi yokluktan, altına işedi, …. yoluna gitti. Kimiölümünde buldu çareyi. Kimi yuvasını dağıtmada.Her sektör aldı payını.Av kurbanlarının payı değişmedi. Yenen kazığın eşitti eni boyu. Yaşanan acıların eşittiacısı.Kimi gelinlik hayellerini buharlaştırdı, kimi kefen parasını, kimi bir ömür kurduğu evaraba hayallerini.Avın son kurbanı Cıngıllıköy’ün ağasıydı. Ağa, İstanbul’a gelmişti. İstanbul’da ağa,ağalığını konuşturmuştu. Barlar, pavyonlar. Sarışınlar, esmerler. Bir yıllık servetgitmişti gitmesine. Ağa, yaşadıkları ile kendi gözünde her defasında bir ağa dahaolmuştu.Eğlencenin doruğuna eren ağalık mertebesinde zirve ağa, son durak hamama gitmişti.Hamamda kese havlu, bol bağış. Bol bağışı gören masör kendini tuamadı ‘’ Ağam,,senistiysen iç masaj? ‘’ Ağa ‘’ Ule, o ney ki, kaç para? ’’ Masör ‘’ Para istemez, ikramımız

Page 45: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

olsun.’’Ağa,‘’ Hele bir deneyek iç masaj nasıl oliyi? ‘’ Ağa, iç masajdan memnun kalır ‘’ Şuşeherin gözünü sevem, köyde olsan marabanın diline düşersin.’’ dedi.Ağa, hamamdan çıktı. Okumasa da ağalık süsü bir gazete aldı. Gazetede ki sarışınhaberine gözü ilişti. ‘’ Kaçamak yapan …………opjektife böyle yakalandı.’’ Resimdekigörüntü ağanın görmek itediği kadar ayan beyan, göstermek istemediği kadar ayanbeyan…Ağanın içine bir korku düştü ‘’ Ya hamamda yakalanmışsa opjektife…’’Ağa, kendi kendine’’ Ule bu goca şehrin yöneteni yok mu? Benim köyümde olsa o resmiçekeni kendi elimle bulur, köyün meydanında kendi elimle sıkarım pezevengin alnınakurşunu.’’ dedi.Ağanın içine düşen korku büyüdükçe büyüdü. Ağayı rahat bırakmıyor yerinde. Ağaoturuyor, kalkıyor… Ağa yürüyor, oturuyor. Ağada küfür üstüne küfür…

Ağa,‘’ S…em İstanbul’u. İstanbul’dan kaçıyorum. ‘’ Ağa tabana kuvvet kendiniOtagarda buldu. Ağa ilk sefer otobüse bindi. Otyobüs seyir halinde. Ağa yaşadığı filmsahnelerinin rejisinde. Hamam sefasını bar sefası ile örtmek istedikçe, hamam sefasıüste çıktı. Gazete düşmüyor elinden. Gözü ayrılmıyor haberden. Hamam sefasısilinmiyor filmin karesinden.İlk molada çaldı ilk telefon ‘’ Elimizde özel görüntüleriniz var istediğimiz para verilmezsegörüntülerinizi yayınlayacağız. ‘’ Ağa yalvar yakar ‘’ İstediğiniz parayı vereceğim, sakınresim neyim yayınlamayasınız.’’Nişancı şaşkın,’’ İstediğiniz parayı vereceğim’ ’ sözü tekrarlıyor beyninde. Pişman değilistediği rakamdan. Avın ikinci üçüncü rauntları var nasıl olsa.Beklenen gün geldi. Beklenen geldi, ağa verdi paraları,aldı resimleri. Resimlere baktı,derinden bir ‘’ohh! ’’ çekti.Ağa, sildi filmin karelerinden hamam sefasını.

Geçti bir hafta, çaldı telefon ‘’ Elimizde yeni özel görüntüleriniz var istediğimiz parayıvermezseniz görüntülerinizi yayınlayacağız. İstenen para iki kat. Ağada filmin karesi ikikare, korku iki kat. Ağa razı.

Ağa, istenen yer ve saatte istenilen parayı verdi, aldı özel görüntüleri, derin bir’’ Ohh! ’’çekti. Görüntüler pavyondan…Çete çözmüştü işin sırrını. Ellerinde ağanın resmi bir hafta mekân mekan dolaşıyorlar,ağanın bir resmini ediniyorlar arıyorlardı ağayı. Ağa itiraz etmeden veriyordu istenenparayı. Ağadaki parayı biliyorlardı, ağadaki korkuyu bilmiyorlardı.

Yeni bir görüntü yeni bir telefon ‘’ Elimizde yeni görüntü…. ‘’ istenen dört kat fazla para.Ağada dört film karesi, dört kat fazla korku.Ağa verdi parayı, aldı resmi. Derin bir ‘’ohh! ’’ çekti. Resim pavyondandı.Haftalar, aylar… Yeni bir telefon, yeni miktar para. Ağada korlanıp sönen korkular…

Çetenin elinde son resim kalmıştı. Çete, kullanacaktı son kozunu. ‘’ Elimizde yeni birgörüntünüz var….’’ İstedikleri yüz kat para. Yüz kat para.. Ağada yüz şimşek, yüzkorku… Ağa ‘’ Razıyım yeter ki resmi söyleyin! ’ dedi. Çete ‘’ Hamam’’ demedensusturdu ağa ‘’Paranız hazır.’’ dedi.Ağa verdi parayı, aldı resmi. Ağa bu defa derin bir ‘’Ohh! ’’ çekemedi. Resim hamamdapeştamallı bir resmiydi. Ağa sordukça sordu ‘’ Bu resim bu kadar etmez, başka, başka?’’ dedi.Çete yeminler üstüne yeminler etti.’’ Bundan başla resmin yok elimizde.’’ dedi. Resimağanın otobüse binerken çekilmiş resmiydi.

Page 46: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ağa, ağalık gitmiş elinden bakî mülküyle baş başa kalmıştı.

İbrahim Şahin 2

Page 47: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ah Bu Sevdalar

<embed src=''http://www.antoloji.com/siir/multimedya/redir.asp? multi=92514'type='audio/mpeg' loop='true' autostart='true' height='25'>

YİTİK SEVDALAR

Ah bu sevdalarBir yüzü pembeBir yüzü karaDertlerde yakan,Umutlarda avutan sevdalar

Ateşten ateşe atanCayır cayır yakanYokluğu cehennem azabıVarlığı çözülmez muammaKara sevdalar, ah bu sevdalar…

Uğruna canımızıUğruna ömrümüzü adadığımızTadamadığımız, tadına doyamadığımızBir ömre sığdıramadığımızKara sevdalar, ah bu sevdalar…

DepolayamadığımızFaizlendiremediğimizSözde bizim olanBizden çok uzak olanSevdalar, kara sevdalar

Kelebek gibi can çekişenKuşlar gibi uçup gidenArdından koşup durduğumuzBizden bir adım, üç adım önde gidenSevdalar, kara sevdalar

Avuç içi edemediğimizKilit vuramadığımızGece gündüz düşümüzde saklıHer gün peşi süre koştuğumuzSevdalar, kara sevdalar

İbrahim Şahin

<embedsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/93/www_antoloji_com_959293_248.MP3'type='audio/mpeg' loop='true' autostart='true' height='25'>

İbrahim Şahin 2

Page 48: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ahu Gözlü Dilber Güzelleri

TOROSLAR’INAHU DİLBERLERİ

<img src='http://img82.imageshack.us/img82/9726/ibrahim1bj1.jpg'></img>

Kraliçe ahu dilberlerimKaç kepir, boynuzlarda kertiliKaç koyak, boynuzlarda oyuluKaç çiçek, gözlerinde süzülü

Toros doruğunda yuvalandınKayasında kardelen kokladınÇayırı, çimeninde otladınKurduna kuşuna, yem olmadın

Elbalak’ın yeşil yoncasındanDokuzoluk şalba kokusundanEtlendin, kokulara büründünSarplar aşıp geldin İskele’ye

Toroslar doruğunda, avcınınToroslar semasında, şahininSen, süslü bitmez rüyalarıydınYırtın kefen, geldin iskele’ye

Ahu gözlü dilber güzellerimKaç tane şahinin, pençesindenKaçtın avcı pirler tetiğindenŞahlanmış İskele’de dikildin

Usta elde cana can katıldınGör ki ölümsüz heykel dikildinDilden dile söyleniyor türkünGönülden gönle ulaşıyor türkün

İbrahim Şahin 2

Page 49: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Alkışcıysak Kime Ne

Şükürle yatar, şükürle kalkarızUykusuzluğa bürülüden bize neDört duvar örülü yuvada yaşarızKapısız, bacasızdan, çulsuzdan bize ne

Aşa işe tokuz, yalana dolana açSevgiye yaban, nefrete kine âşıkSevgiyi yolar, kin nefreti devşirirDoğruyu yuhalar, yalanı alkışlarız

Yangına körükle gideriz cümbür cemaatKavgaya kuşanır top tüfekle giderizEzilenden, geberip gidenden bize neEzileni yuhalar, ezeni alkışlarız kime ne

Taşı taş üstüne koyandanSevgiye sevgi katandanBizi el üstünde tutandan bize neBizi itip kakandan yanayızdır

İşi yokuşa sürenden, kılı kırk yarandanEşeği sarpa sürenden yanayızdır kime neYüreğimiz ağlarken alkış tutanlardanızdırBiz alkışçıyızdır evelallah, kime ne

Çalandan, çırpandan, satıp savurandanBizi soyup yolunmuş kaza çevirendenAnamıza selam salandan yanayızdırBiz alkışcıyız evelallah kime ne

İbrahim Şahin 2

Page 50: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ALLAH SİZİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİn

ALLAH SİZİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİNÖzür dilerim Beyler!Özrümü kabul, affımı menfi kılasınız

Oluk oluk kan akıyor Ocaklar yanıyor, ocaklar sönüyor Bu nasıl göz görmez Bu nasıl vicdan sızlamaz Yoksa kan mıdır içtiğiniz

Adalet talanHak hukuk yalan‘’Tavşan kaç tazı tut’’Tazı mutluğun döşeği, mutluluğun yatağındaTavşan ya avuntu döşeği rüyada, ya aslanın pençesinde Siz hep koltukta, hep avaz, hep nutuktaPenbe balonlar uçuşur göklerdeBalona ne dokunan, ne tutan varNerde balon, nerde adalet, nerde adaletin dengesi?

İsyan etmiştim delicesineBinlercesi gibi, binlercesi adınaCan verdik, bedel üstüne ödedik bedelBu kaçıncı can kaçıncı bedel?

Yazdık çizdik‘’ Gidiş nereye,dur durak bilmez midir? ’’ Kırıldı tek tek yazan kalemlerMeydanlara çıktık, göresiniz, sesimiz duyasınızToplandık, toplandık coplandık, coplandık fişlendik

Küfürler etmiştim‘’Hay sizin adaletinize……’’Af ayleyin Beyler,geç farkettim, ar eşiğinizin yükseğiniGeç farkettim herbirimizin ar eşiğiniz basamağı olduğunuAf Eyleyin Beyler, af eyleyinAllah sizi başımızdan eksik etmesin

Söz size bir daha yazmayacağım‘’ Durursa akan kan, susarsa silahlarUçarsa beyaz güvercinler, kıracağım kalemimi

Gerekirse kırın kolum ‘’Kol sarılır yen içinde’’

İbrahim Şahin 2

Page 51: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Anadolu-3

ANADOLU-3

Ben Anadolu; dolu doluTarihlerin gizemi, dünü, bugünüBinler medeniyetin beşiğiBinler koç yiğitlerin mezarı

Kıtalar arası köprü dedinizTaşındınız doğu batı, yıllar yılıKimleri taşımadım ki…Sultanlar, zincirli köleler

Binlerin gözdesi bendimBinler aşkından tutuştu savaşaBen kimlere yarenlik etmedim kiDüşmanım, hasmım bile koynumda

Ben ana yurdu, ata yurdu; AnadoluKoynum altın yüküOvalarım bostanDağlarım yemişe bezeli

Ben Anadolu; dolu doluBin yıllar bitip tükenmedimBitmem; hepinizi basarım koynumaSiz bitirin şu savaşları, biten siz olmayın

Boynu bükük bebeler; niye yetim, niye öksüzNiye aç, niye çıplak, aşsız mıyım bereketsiz miyimBırakın birbirinizi kırmayı, sürün beni, işleyinGüle bezenir taşlarım bile, bal damlarım size

Bırakın el avuç açıp dilenmeyiBırakın umutsuz bel bağlayışlarıBırakın göle maya çalmayıMaya bende, süt bende, mayalayın beni

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 52: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Anadolu-4

ANADOLU-4

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/pYayzgnpLK/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/pYayzgnpLK.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>Medeniyetlerin beşiği, ben oldumEvliyaların tekkesi, ben oldumSevgi oldum, haykırdım Yunus’taHoşgörü oldum, yankıdım Mevlana’da

At oldum şahlandım Köroğlun’daSaz oldum, sazda tel, Dadaloğlu’ndaAşk oldum, Karaca Kız- KaracoğlandaTürküden türküye, dile geldim, çalındım

Dağ oldum, Toroslar’da, Kaşkarlar’daZirvelendim Ağrı’da, başım göğe değerOva oldum, ovada tarla, ekildim biçildimUn oldum, hamur hamur bezelendim

Irmak oldum, süzüldüm şelalelerdenKıvrım kıvrım, kaç asır dökülürüm denizeNe girdaplarda boğdum, onca kiniNe köpüklü sularda taşıdım, onca sevdaları

Keklik oldum kondum taşlaraKondum güllere, şakıdımKekik oldum tüttümDavar oldum yayıldım

Kan oldum oluk olukÇanakkale’de, Dumlupınar’daAfyon Ovaları’nda Eskişehir düzündeO açan kırmızı gülere, rengi ben verdim

Yüzler- binler şehide, mezar oldumYüzler- binler şehit kanı damıtıkAl yıldız bayrak oldum, semalar süsüAl yıldız bayrak oldum, bu milletin şanı şerefi

İbrahim ŞAHİN

ben anadoluyumyeşil bağlarımla mor dağlarımlaşırıl şırıl sularımlabeni kurutmayınbeni bırakmayın küresel ısınma kapımda...beni tarihimle, beni kültürümle beni türkülerimle sevinbeni peşkeş çekmeyin ciğeri beş para etmezlere

Page 53: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

beni satmayın..kanıyorum içime...görün beni görün beni...

Nuriye Dündar

İbrahim Şahin 2

Page 54: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ANADOLUM KAN AĞLIYOr

ANADOLUM KAN AĞLIYOR

Anadolum kan ağlıyoryüreğim sızlıyor

ne zamanneşter vurulmuşkorku dolu yarın düşlerimeher doğan güneş sarıyorsa bedenimi işte, işte ben o zaman güleceğim!

susuzluğumve de açlığım doyarsa kana kanasoğan ekmekle süslediğim soframbenzerse sofraya,önce gözüm doyar, sonra karnımve doyarsa gönlüm işte, işte ben o zaman güleceğim!

ölüm yatakları boş kalırhastam doktorhastam ilaç bulur işte, işte ben o zaman güleceğim!

ne zaman eli kalem tutan derdimi yazarne zaman akıl irfan sahibi derdime çare arar işte, işte ben o zaman güleceğim!

devlet denince aklımazam üstüne zamvergi üstüne vergipolis- jandarma deyincecop üstüne cop gelmiyorsa işte, işte ben o zaman güleceğim!

mümbit ovalarım boşmümbit ovalarım kuraksular hoyratça akmıyortoprak suya hasret kalmıyorsa toprak gülistana bezeli… bülbül konmuşsa güle işte, işte ben o zaman güleceğim!

bin şehit kanı emaneti bayrağımçiğnenmiyorsa ayaklar altındagökyüzü barut kokmuyorbeyaz güvercinler kanat çırpıyorsa işte, işte ben o zaman güleceğim!

okulsuz köyümyolsuz suzuz köyüm

Page 55: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

öğretmensiz okulumkalemsiz öğrencim kalmamışsa işte, işte ben o zaman güleceğim!

ne zaman ki, seçtiklerimbarikatlar kurmuyorsa aramızatanklar sürmüyorsa üstümüzene zaman ki benimle ağlıyor benimle gülüyorsa işte, işte ben o zaman güleceğim!

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 56: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ANADOLU'NUN Hamuru Çanakkale'de Yoğruldu

ADOLU'NUN HAMURU ÇANAKKALE’DE YOĞRULDU

''Ben size savaşmayı değilÖlmeyi emrediyorum! ''Diyordu usta yoğurucuYoğrulan krallara sunacakÇörek hamuru değildi un isteyeVatanın sönen ocağının hamuruKan, kemik, et ola, yoğrula hamurGöz yaşı, alın teri ola, yoğrula hamurYürekler gerekir mayalayıp kabartmaya

Öldü 57. Alay topyekünYükseldi 261 Rakımlı tepeYükseldi, Kocatepe, KumtepeVuruldu, birliği belirsiz Anzak erleriDoldu Ulgardere, Ağıldere, akan kan seli

Düşman kaş göz aralığı, sakal mesafesiNöbeti gelen, haykırıp atlıyordu ölümeGülüyordu gözler, yüzde tatlı tebessümBiliyorlardı ki vatan harcıydı bedenleri

Kabarıyordu ArıburnuKabarıyordu, 261 Rakımlı TepeHaber uçuyordu, kuşun kanadında analaraAğlıyordu analar, körpe gelinler, beşikte bebelerGözyaşı sicim sicim, toplanır dağılır bulut bulutGece kırağı, seherde çiy... Düşer Arıburnu'naDüşer, Kocatepe'ye, Kumtepe'ye, Kocaçimentepe'yeDemlenir Kiltbahir, Kemalyer, Halit Efendi Tepesi

Hamur eşeler postalda, III. Kolordu,19. Tümen erleriHamur çeker uzatır ellerde, 27. Alay,57 Alay erleriDökülür karışır gözyaşı, alın teri kıvamını alır usta eldenÇekilir uzar ellerde, Kars'a, genişler Sinop-Anamur

Kızarır mermi kızgınlıklarında, pişer yürek fırınlarındaKabarır; yükselir Ağrı, Nemrut, Süphan, Karacadağ, ErciyesÇöker; Konya Ovası, Haran Ovası, Amik, Menderes, GedizÇatlar; fışkırır, Kızılırmak, Yeşilırmak, Göksü, Ceyhan, Porsuk

Dökülen onca kan, kemik, et, haşrolan gözyaşı, alın teriBugün ANADOLU'nun bereketi, tarihin gizli, gizemli definesiDökülen onca kan göklerde dalgalanan bayrağımızın rengiVatanımız yıkılmaz kale, işçilikten, ustanın marifetindenZümrüt cevher, ustanın cevheri süslemeye ömrünü, adamasından

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 57: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Anamız Hep Ağladı

İlk çığlığımızda düştü bedenimizeAcıya yoğruk, acıda pişik gözyaşıİlaç gibi geliverdi, sustu çığlığımızOynadı kaş gözümüz, çırpındı kalbimiz

Sanma ki başucumuzda bölünür uykularıTırnağımızın incinmesi sızlatır yüreğiniDuyar, böler en derin uykularını, dağa vurur rüyalarınıAğlar için için, erir için için, acıda yoğruldukça cana gelir

Suyu aşa çevirmeyi bilir, kederi sevinceKükreyip arslan kesilmeyi bilir bizi korumadaLal olmayı bilir, sözünde incinecekse yüreğimizAğlar için için, gülücüklerde okşar minik yüreğimizi

Gemici feneridir önümüz sıra, ardımız sıraUykuya vururken gözler, bekler başucumuzdaUykuyu bölerken başucumuzda, uyanırken başucumuzdaKapı çıkışta kapı söfesi, kapı girişte kapı söfesi hazır nöbet

Dedektiftir, yürür önümüz sıra, yürür ardımız sıraKuşa kurda yem olmayalım diye, yedi cana bürünürBulur izimiz, duyar çığlığımızı, kanatlanır uçar gelirİçin için ağlar, yüreği kan damlar, tebessümle sarar

Yıkılır, dikleşir dağ parçası gibi ana gösterirSiler gözyaşını, pembe gül yanak ana gösterirSaçı beyaza bürür, kınaya vurur, kınalı ana gösterirAğlar için için, elverir sır vermez bir türlü, anadır ana

Derdini geceyle bölüşür, kayayla sırdaşDerdini bir geceler bilir, bir yosun kayalarDerdine duvarları perde edinir, ağlar duvaraPerdeyi kaldırır gülücüklerde okşar, ninnide uyutur

Düğün nişan dernek, biz güldük anamız ağladıGurbete yolladı, karalar giyinip ağladı ağladı Yuvadan uçurdu, yolumuzu gözleyip ağladıAnamız ağladı, ağladı içini dağladı, duymadık

Her gün doğuşu, her gün batışıYolumuza bakıp bakıp ağladıÜmitlerini ekleyip ekleyip beklediBiz ağladık duydu, anamız ağladı duymadık

Yüreğimiz yüreğindeydi bilemedikAcı gözyaşını bir kez olsun silemedikDerdi derdimizdi, güldürmekti bizi bilemedikAna dedikçe anamız ağladı, anamız hep ağladı

İbrahim Şahin 2

Page 58: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ANGARA, ANGARA’DA MISın

ANGARA, ANGARA’DA MISIN

Angara bahtım garaHaberlerin daha da garaBir güneş doğuyorBin ocak sönüyorAğıt üstüne ağıtAğıt üstüne vaazYoksulluk diz boyuÖlüm yoksulun kaderiDirildikçe ölüyorÖlüm soluyor her nefesReytink yarışında vahşet kalpazanlarıAteş uzağa düşüyor her defasıKoltuk yanmıyor düşen ateşteYürekler yanıyor, yürekler…Yürek serinletici envaiden yoksun, yoksulO nedenledir ki gülemiyor sizler gibiHalaylar çekemiyorBaşını koyamıyor yastığa gecelerBir yandan ateş sarar, bir yandan korkuÖlümü soluyor ensesiÖlüm defnediyor rüyasıKefen biriktiyor yokluğuDoğarken ölüyor her biriO nedenle midir kanıksanıyor bunca ölümYaşam sınırını kim çizer onlaraDoğmak ölümcül hak mıdır onlaraYaşam doğum ölüm arası çizgiyseNerde çizginin başı, nerde sonuBir yandan kader, bir yandan sizler çizmeyinVerin eline kalem, bir noktacık da kendisi çizsinSarılsın ‘’bu benim yaşam çizgim’’ diyeHaykırsın ‘’bu benim yaşamım’’ diye

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 59: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Arkadaş

Yaslan,Sıradağlar gibiDik ve sarsılmazSır kutusu, sırdaş

Ana kucağı, sıcacıkGöğsü; başa yastık, yumşacık

Arkadaş;

Hızır evliyaYetişir, alır yükünSavurur gönlün gamınıGönül; sevgiye harmanGözler, düşlere yolcu

Arkadaş, bütünlüğümüzün parçasıDikliğimizin temel direği, sarsılmaz

Deniz derya,Bitip tükenmezVarlığı HarunYokluğu harebe

Arkadaş, yoldaş, sırdaş, gönüldaşYeri gönlümüzün başköşesi

İbrahim Şahin 2

Page 60: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Atam

ATAM

Azmedip, yürüdük izindenKaçındık, büyünün tozundanSoftanın, büyülü sözündenSakındık kin dolu bakışından

Bazen köstebek gibiYerin altında eşelendilerYerin altında yuvalandılarFırsat buldukça göründüler

Bazen dağlara sığındılarArada bir, sürü sürü uluştularBir leş bulup iştahla üleştilerSonunda onlar da leşe dönüştüler

Devrimlerin korkulu rüyalarıPut dediler, pat pat dedilerYıkamadılar, tek tek yıkıldılarAdları bilinmez, neidiğü belirsiz

Adın altın harflerle yazılıCaddeler heykellerinle süslüSınıflarımız resminle süslüAdın kalplerde, tarihte yazılı

İbrahim Şahin 2

Page 61: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bacanda Korun Olaydım

KORUN OLAYDIM

Ah be can özümDağlara taşlaraUçan kuşlaraKılarda açan çiçeğeKanat çırpan kelebeğeHaykırdım, seni sevdiğimiBir sana haykıramadım, sana…Diyemedim: ‘’Seni seviyorum! ’’ diye

Gökte yıldızlaraHaykırdım seni sevdiğimiBir sana, sana haykıramadımDiyemedim: ‘’Seni seviyorum’’ diye

Hisseder, bilirim çığlığımı duyduğunuBelki de benden çok sevdin beniBelki de benden çok haykırdınBir bana haykıramadın belki de

Ah be can özüm, ahBir bilsen sevdanın onca yüküKaç dağın yüküne bedelYığılmış üstümeSırtım sıradağlar gibiKıvrım kıvrım…Tenim yosun kayalar gibiKabuk kabuk…Yılan gibi kabuk değiştiririmAn be an

Ah be can özüm, ahBu beden onca yüküNasıl taşır sensizO beden; nasıl taşır, bensizOnca yük omzumda sen olaydınİnan hiç sızlamaz taşırdım mezara kadar

Ah be can özüm, ahBir bilsem bu aşkın sonu nereyeBir bilsem, sensiz ne kadar yaşarSen de bensiz nasıl kök salar bir bilsemBir bildiğim varsa, beni öldürecek yolunda

KORUN OLAYDIM

Ah be can özümDağlara taşlaraUçan kuşlaraKılarda açan çiçeğeKanat çırpan kelebeğe

Page 62: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Haykırdım, seni sevdiğimiBir sana haykıramadım, sana…Diyemedim: ‘’Seni seviyorum! ’’ diye

Gökte yıldızlaraHaykırdım seni sevdiğimiBir sana, sana haykıramadımDiyemedim: ‘’Seni seviyorum’’ diye

Hisseder, bilirim çığlığımı duyduğunuBelki de benden çok sevdin beniBelki de benden çok haykırdınBir bana haykıramadın belki de

Ah be can özüm, ahBir bilsen sevdanın onca yüküKaç dağın yüküne bedelYığılmış üstümeSırtım sıradağlar gibiKıvrım kıvrım…Tenim yosun kayalar gibiKabuk kabuk…Yılan gibi kabuk değiştiririmAn be an

Ah be can özüm, ahBu beden onca yüküNasıl taşır sensizO beden; nasıl taşır, bensizOnca yük omzumda sen olaydınİnan hiç sızlamaz taşırdım mezara kadar

Ah be can özüm, ahBir bilsem bu aşkın sonu nereyeBir bilsem, sensiz ne kadar yaşarSen de bensiz nasıl kök salar bir bilsemBir bildiğim varsa, beni öldürecek yolunda

Ah be can özüm, ahAynı sevdanın dumanıTüter iki ayrı bacadanBacam olaydınRazıydım bacanda, kor olup tütmeye

İbrahim Şahin 2

Page 63: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bağban Gülü Sever

Çok mu zor telaffuz edebilmekBir gün olsun diyemedik iyi ki deBir geremedik göğsümüzü sevinceYaşamışız gönlümüzce diyemedik

Ahla vahla kalkmış iyi ki rafaBiçare ömrümüzün her parselineTuz biber gibi serpilmiş keşkelerKök salmış ayrıkotu gibi bedene

Kökünü kazıdıkça azgınlaşırYediveren olur filizlenir binlerceKeşkeler bedene, beden keşkeye aşinaİyi ki’ler sanki yabanıl tutunmaz bedende

Keşkelere her gün bir yenisini eklerizBiri kurumadan bini filizlenir, boy boyKeşkeler içinde açan güller bilinmezKeşkeler içinde açan güller solunmaz

Ahları vahları, keşkeleri, sürsekNadasa bıraksak ya da icara versekYele versek, sele versek, savursakBağın bağbanı olup güller donatsak

İbrahim Şahin 2

Page 64: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

BAHARDAN BAHARa

BAHARDAN BAHARA

Gönlümün pusulasını sormaZamanı, hiç sormaGecesi yok, gündüzü yokSürüklenir ordan ora…Çarpar kayadan kayayaLimanı yok demirlemeyeFırtınalarda alaboraDinginlerde alaboraTalih körYelken kalbur gözerTekne yan basarGüverte ne gezerDeniz ummanmış neyimeBen kendi batağımda yüzerimDerler kiBahar gelmiş yineBülbül güle ermişKarışmış koyun kuzuyaSular çağlarToprak yeşile bezenirmişDon vurmuş yüreğimeKırağı düşmüş düşlerimeBahar gelmiş neyimeBir başka bahara yolcu düşlerimHer gelen bahar hazan olsa daBir başka bahara yolcu düşlerim

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 65: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bakire Şiirler

Keder- sevinç, inci inci dizildiParke taşı gibi, sözcük sözcük döşendiKilim deseni gibi, ilmik ilmik dokunduSatırda nakış nakış, motif motif süslendi

Yürek damlası kanda boyandılarSağanak gözyaşı suda yundularKızgın yürek lavında fırınlandılarŞiirlerde efsunlandılar, çıktılar görücüye

Çeşme başında görücü kız gibi her biriSitelerde pencere ardı bakışlarda gizliGörücüsü okuyucuya hasret, gözü yoldaRüyalarını prensler süsler, rüya üstüne rüya

Saç teli gibi, tel tel mısralarSüzülmek ister bakışlardaDudaklarda mırıldanmak isterGel gör ki mısralar kördüğüm

Kısmetini bekleyen genç kız gibiGözü yollarda, her mısrası yürek atışıGeceler uyku kaçığı, gündüzler yastaBakire kaldı her biri, yitik, sayfalara gömülü

İniltileri, bir baba şair duyarBir ana sayfalar, bir kalemİniltileri, bir baba şair duyarDuygu yükü sözcükler, mısralar

Kimi darağacına tırmanırKimi dağa vurdu kendiniKimi bahtına küstü, yas tutarDerdi, bir baba şair bilir, bir kendi

İbrahim Şahin 2

Page 66: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

BAKMAYIN ENGELLİ OLDUĞUMa

BAKMAYIN ENGELLİ OLDUĞUMA

Bende de Sizin gibi bir ÇocuğumBakmayın engelli olduğumaBende sizin gibi bir çocuğum

Hadi beni de alın aranızaN’olur ben de sizin gibi oynasam.Ben de sizin gibi bir çocuğum.

Lütfen! Böyle düşünmeyimBen böyle gördükçe ben üzülüyorum.Ben de sizin gibi düşüp kalsam n’olurBen de sizin gibi bir çocuğum

İbrahim Şahin 2

Page 67: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bas Nikahı Sözüne

BAS NİKÂHI SÖZÜNE

Söz; iki sözcüğün tekrarı sanmaDilin oyuncağı, gönlün pingpong topuZıplatıp zıplatıp gönlünü eyleyesin

Flörtünse sözün, süslere bezenirBir esinti, bir serinlik, sahte bir tebessümBir rüzgârda uçar, savrulur, yaprak yaprakMasada çitlediğin çekirdek kadar özü, ömrüMasada unuttuğun çakmak kadar ederi, geç git

Sanma ki masada bıraktığın, iki sözcükSanma ki rüzgârda savrulan iki sözcükMasada bıraktığın, rüzgârda savurduğunBen diye övünüp avunduğun, çekirdek benliğin

Söz dediğin beşik kertmen, nikâhlınsaBeyninden süzülür damlar, tadımlık suBağrını deler çıkar, fırlar okçasınaSaplanır, yavru ceylan yere serilirDamlar Zemzem, yavru ceylan cana gelir

Söz dediğin; beşik kertmen, nikâhlınsaArar bulur seni, bir kurşun, saplanır şakağınaBir urgan düğümlenir boynuna, çeker darağacınaAn gelir, çeker alır seni, darağacından, hızrın olurHayatının güvencesi, sigortası olur, bağlar seni hayata

Sözün ki seni ipe götürecekseİpte sallandıracaksa, sallandırsınSözün ki kurşun, yere serecekseSözün ki seninle anılacaksaBas altına imzayı nikâhın olsunÖlürsen de varislere mirasın olsunSözün nikâhlınsa ölsen de anılır adın

İbrahim Şahin 2

Page 68: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bedel Öder Gönlüm

BEDEL ÖDER GÖNLÜM

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/ldq5l-Y7Wq/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/ldq5l-Y7Wq.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

Gönül yeriHarman…Fırtınalar eserArdı arkası kesilmezYaba yaba savrulurElek elek elenirKalburüstü kalanBaşak başak keder…

Çektiğim çilelerİcarıdır gönlümün

EkeneğidirGün görmemiş umutlarYakar kavurur özlemHasadıdır hüsran

Çektiğim çilelerİcarıdır gönlümün

Gönül;Her bahar umuda gebeHer sonbahar hüsran fırtınasıHer sonbahar borç yığınıHer sonbahar rehin kelepçede

Çektiğim çilelerİcarıdır gönlümünBedenim kölesiBir yaprak gibi savrulurBir yaprak gibi sararırVe bir yaprak gibi çürüyecek bir yaprak gibi….

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 69: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben Bir Öğretmenim Yas Tutmam Ölüme

Ben Bir ÖğretmenimYas Tutmam Ölüme

Ben bir öğretmenimKırılsa da dalımÇağlar akarımMazinin derinliklerindenAtinin okyanuslarınaKuraklıklar bende yeşerirKaranlıklar bende aydınlanır

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölümeYas tutmak çürütür bedeniHer ölüm, kutsar bedeni

Hasan Tahsin gibi nice canKutsandı bedendeKaç binler can buldu kutlu bedendeKaç filiz boy verdi, kaç boy filiz

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölümeDüş besler yüreğimDüşler eker minik yüreklereHer sabah doğan güneşMinik yüreklerin ufka yansımasıdır

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölümeHer şimşek çakışıKaranlıkların feryadıAydınlığın müjde çığlıklarıdır

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölümeYol olur örülürüm ağ ağKatar olur dizilirim dizi diziIrakları yakın eylerimDüşleri gerçek

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölümeDağ dağ yüselirSıra sıra dizilirimÇağlar dökülürüm ırmak ırmakBereket yüklü ovalaraOvaların süsüHarmanın hasadı benim

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölüme

Page 70: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben bir öğretmenimÜretmenin adıBereketin tadıPaylaşmanın sevinci

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölüme

Karanlıkları ben süslerim yıldız yıldızBazen dolunay, bazen hilalAl bayrağın rengi, yıldızıAl bayrağın yılmaz bekçisi

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölüme

Ben bir öğretmenimYaşamın adı, yaşamın mimarıOnurlu abidesi

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölüme

Ben ölürsemİşte o zaman durur hayat durur tarihGökler yasım tutar, baykuş tüner ocağıma

Ben bir öğretmenimYas tutmam ölümeHer ölüm merhaba deyiştir yarınlaraMerhaba! Yeni gün, merhaba yarınlar

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 71: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben Anadoluyum

Üstümden rüzgârlar esti geçtiSallandı dallarım, döküldü meyvemFırtınalar koptu, karabulutlar çöktüGün geldi rüyaya döndü, yalan oldu

Kızlarım var sırma saçlıYiğitlerim var, boy boyBir birinden beter, asi evlatlarımHepsi, bir birini kırdı geçti

Ben Anadoluyum, sessiz sedasızÜstümde nice atlar tepindi geçtiKiminin izi, kiminin nalı kaldıBen ‘’Ata Yurdu’’ Anadoluyum

Ben Anadoluyum, köklerim kelepçeliKırılır filizlerim, solar yaprağımKökler oynamaz yerinden, yerli yerinceBir rüzgârdır eser geçer üstümden

Yiğitlerim var yol yordam bilirKükrer yiğitlerim, aslanlar yola gelirYiğidim şahlanır, meydanlar dar gelirAcı gözyaşlarım diner, güler yavrularım

Denizlerim, göklerim, maviŞimşekler çakar yüreğimdeBedenler coşar, aşka gelirÇağlar sularım, fidelerim yeşerir

Dağlarım çiçeklerle bezeliBostanım bereket yüklüBağban ol, gir kalbimeKâhyam ol, dikil karşıma

Ben Anadoluyum bereket yüküSürüldükçe azar toprağımBudandıkça fışkırır filizlerimSevildikçe coşar gönlüm

Kefensizler koynumda uyurHazineler yüklü bağrımdaBen, toprağı kan kırmızıGül kokan Anadolu!

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 72: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben Anadoluyum- 2

Binlerce yılda dokunmuş, kilimBinlerce elde atılmış, düğümBinlerce düğüme saçılmış, renkBinler renge sinmiş, ter kokusu

Ben Anadoluyum, cennet bahçesiDağlarım, taşı toprağı çiçeklerle bezeliEteklerimden pınarlar fışkırır, oluk olukYeşerir fidelerim, bal damlar, damla damla

Ben Anadoluyum, destanlara sığmazBen Anadoluyum, gönüllerden taşmazKurda yetmaz aşım, dostta kazan kazanBen Anadoluyum bereketin yükü, kaynağı

Ben Anadoluyum, yeller eser belimdeAğaçlar yeşerir sırtımda, kuşlar tünerKervanlar yiyecek taşır yolumda, şehrimeKervanlar giyecek taşır yolumda, köyüme

Ben Anadoluyum, yavrular beşiğimdeÇocuklar, parkımda gezinir, dalımda salınırBağban gül derer, çiftçim harman savururKınalı eller kilim dokur tezgâhımda, mekik mekik

Ömrü yetmişler salımda taşınırSon duası okunur musalla taşındaBağrıma yatırılır, iki kürek topraktaBen ölüler, diriler yurdu, Anadolu

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 73: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben Anadoluyum-1

BEN ANADOLUYUM

Üstümden rüzgârlar esti geçtiSallandı dallarım, döküldü meyvemFırtınalar koptu, karabulutlar çöktüGün geldi rüyaya döndü, yalan oldu

Kızlarım var sırma saçlıYiğitlerim var, boy boy

Bir birinden beter, asi evlatlarımHepsi, bir birini kırdı geçti

Ben Anadolu’yum, sessiz sedasızÜstümde nice atlar tepindi geçtiKiminin izi, kiminin nalı kaldıBen ‘’Ata Yurdu’’ Anadoluyum

Ben Anadoluyum, köklerim kelepçeliKırılır filizlerim, solar yaprağımKökler oynamaz yerinden, yerli yerinceBir rüzgârdır eser geçer üstümden

Yiğitlerim var yol yordam bilirKükrer yiğitlerim, aslanlar yola gelirYiğidim şahlanır, meydanlar dar gelirAcı gözyaşlarım diner, güler yavrularım

Denizlerim, göklerim, maviŞimşekler çakar yüreğimdeBedenler coşar, aşka gelirÇağlar sularım, fidelerim yeşerir

Dağlarım çiçeklerle bezeliBostanım bereket yüklüBağban ol, gir kalbimeKâhyam ol, dikil karşıma

Ben Anadoluyum bereket yüküSürüldükçe azar toprağımBudandıkça fışkırır filizlerimSevildikçe coşar gönlüm

Kefensizler koynumda uyurHazineler yüklü bağrımdaBen, toprağı kan kırmızıGül kokan Anadolu!

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 74: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben Bir Öğretmenim Boyun Bükmem Lanetle gelen ölüme

Ben bir Öğretmenim Yas Tutmam Lanetle Gelen Ölüme

Ben Bir öğretmenimBoyun Bükmem Lanetle gelen ölüme

Ben; bir öğretmenim bilimle doğan bilimle ölümsüzleşen kırılsa da dalımÇağlar akarımMazinin derinliklerinden Atinin okyanuslarına Kuraklıklar bende yeşerir Karanlıklar bende aydınlanır

Ben bir öğretmenimYas Tutmam, tutturtmam bilimle gelen ölüme

Yas çürütür bedeni Ölümler vardır ki Sancısı çağlar devirir Çağlar yaratır yeni yeni

Hasan Tahsin gibi nice canNice sancılı ölüm Altın harflerle tarih yazdı Ruh oldu girdi, binler bedene Nur oldu serpildi yüzler yüze

Ben bir öğretmenimYas Tutmam bilimle gelen ölümeDüş büyütür yüreğimMinik yüreklere düşler ekerim. Her sabah doğan güneş Parlak berrak düşüncelerin ufka yansımasıdır…

Ben bir öğretmenimKaranlıkların feryadıAydınlığın müjde çığlıklarıdırBuluttan buluta şimşek çakışları

Ben bir öğretmenimYol olur örülürüm ağ ağKatar olur dizilirim dağ dağ Irakları yakın eylerim Düşleri gerçekle ben bezerim

Ben bir öğretmenim

Page 75: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Doruk doruk yücelirIrmak ırmak süzülürümCoşar taşarımBereket yüklerim ovalara Yaylanın süsü Harmanın hasadı benim

Ben bir öğretmenimÜretmenin adıBereketin tadıBarış güvercininin kanadıVe içimde öğrenmek öğretmek inadı...

Ben bir öğretmenimKaranlıkta yol açarım yıldız yıldızHilalden dolunayaAl bayrağın yılmaz bekçiliğini Elden ele Nesilden nesile ben götürürüm

Ben bir öğretmenimYas Tutmam, tutturmamBilimle, ihanetle gelen ölümeÖlüm ölümsüzleştirir bedeniBeni ancak ve ancakBoş sözlerde avutmak öldürür

Meşalemin elimden alınmasıÖğretmezlik öldürür! Yaşarken yaşamazlığım, Ölüp unutulmak öldürür… Ölümün böylesine, lanet kusar yasını tutarım

Ben bir öğretmenimYaşamın adı, yaşatmanın mimarıGözlerimde boncuk boncuk çocuk bakışları…

Ben bir öğretmenimBen ölmeden ölürse öğretmenliğim Ve de öğretmenlerim İşte o zaman durur hayat durur tarih Gökler yas tutar, baykuş tüner ocaklara

Ben bir öğretmenimBoyun bükmem lanetle gelen ölümeÖlümüm bilimle gelsin başım tacıHer ölüm merhaba deyiştir yarınlaraMerhaba! Yeni gün, merhaba yarınlar

Page 76: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 77: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben Kendi Derdime Ağlarım

El sözüne kandınKapattın gönül kapınıYalnızlığın onca yükünüBensiz çekerim sandın

Dert sardı bedeniniDüştün odumaYandın cayır cayırGözyaşını gizlerim sandın

Geceleri dost sandınHasreti yıldızlarda aradınSıra dağlar ardındaBir gün gelir sandın

Gül tomurcukları soldurdunBülbülün ömrünü ah ile geçirdinBaharını, hazana çevirdinKuru dalına konarım sandın

Bir nefeslik ömrüÇağlar sular sandınKükredin çağladınTükenen nefesine ağlarım sandın

Ben kendi kaderime küserKendi derdime ağlarımSileydin gözyaşımıBir damla da sana ağlardım

İbrahim Şahin 2

Page 78: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben Ne Sebep Güleyim

BEN NE SEBEP GÜLEYİM

Gülmek miGülmüşümdür Şaşkınlığıma gülmüşümdür Ağlayan yüreğimi serinletmecesineSüse bezenmiş insan görüntüsühayvana gülmüşümdürAdım başı insanlık dersi verenDamarında insan kanı olmayan soysuza gülmüşümdürAklına ipotek koyup koyun kuzu gezene gülmüşümdür

Sizin bildiğiniz ‘’gülmek’’, yasak banaAcıya sızlayan bir yürek taşır bedenimDağların ardında vahşeti gören bir gözFeryat figan çığlıkları duyan bir kulakYitik çocuk sevinçlerini sezen bir seziYaşanmamış sevdaları algılayan bir algı

Bölünmüş uykularda atan yürek çırpıntılarıTınlıyorsa kulağımda, nasıl bölünmez uykumAçlık kokusu sarılı ise sağım solum, göğümCan çekişiyor niceleri, can veriyorsa her anSöyleyin ben nasıl güleyim, neye güleyim

Caddeler cellâda sarmış, günler haraca bağlıDağlar toz duman, kuşlar yuvasız, darmadağınGökler barut kokusu, kurşun yağar, güneş kuşatılıDenizler ölüm kusar, ölüm yıkar, ölüm döver kıyılarıSöyleyin! Ben nasıl güleyim; neye, ne sebep güleyim

İbrahim Şahin 2

Page 79: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

BEN NEŞELİ HALLİ TAŞELi

BEN NEŞELİ HALLİ TAŞELİ

Taşeliyim ben, TaşeliBakmayın taş taş görülüşümeTepe tepe yükselişimeDağ dağ dizilişime, dağ dağ…Koyak koyak süzülüşümeBakmayın, bakmayın…Kar beyazı düşlerim, yufka yüreğim

Bakmayın kefene bürülü halimeKekik bürüsün kepirlerimiTavşan eşisin koyaklarımıKoyun kuzu uğrasın sulağımaİşte o zaman görün bendeki sevdayı

BakmayınTaşlarımın yosun bağlayışınaBir dağılırsa sürülerim koyaklarımaÇobanımın kavalında dinleyin beniBir konarsa bülbüller dallarımaSekerse kepir kepir, taş taşSulanırsa yalağımdaBülbülün şakımasında dinleyin beniAvcının tetiğinde gözleyin, tetiğinde

Bakmayın ıssızlığımaAta ocağım ben, ata ocağıYaz gelende, goruğa alaca düşendeSevenlerim yola düşsün de gör beniAl yanaklı bir birinden güzel kızlarımBir birini tanımaz, bir birinden yiğit yiğitlerimİşte o zaman, ılgıt ılgıt sevda yelleri eser tepelerimdeIlgıt ılgıt sevda yelleri; esmesine eser deYine de gözüm seyrir, yüreğim burkulurO deve kervanlı, köpek havlamalı gelgitlereDalımda beşik salladığım bebeli günlere

BakmayınToprağımın çorağınaYanağımın çatlağınaBenzimin soluğunaBir damla düşerse bedenimeKudurur, depreşir damarlarımGüle bezenir, kokuya sarar kuru dallarım

Vefalıdır koynuma bastıklarımNe sırt çevirmişler ne yasa bürünmüşlerdirUmut kârdır her biri, umudum onadır, ona

Page 80: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bulutlarım maviye çalar, düşlerim beyazaBen maviye sarılı, çimene bürülü Taşeli

İbrahim ŞAHİN

DOST KALEMLERDEN

Ben TaşeliyimTepesi ToroslarınGüller değil kır çiçekleri barınır bağrımdaÇalılar yaşar ayazımdaZirvemde

Çarparım rüzgardaKar'ımda dondururumBir sağa savrulur bir solaŞaşırır aklını insanSanırsın derbeder

Oysa döve döve tunç ederimKalır ayakta dim dik........Rahime Kaya

İbrahim Şahin 2

Page 81: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Benbir Öğretmenim Yas Tutmam Lanetle Gelen Ölüme

Ben Bir öğretmenimBoyun Bükmem Lanetle gelen ölüme

Ben bir öğretmenimBilimle doğan bilimle ölümsüzleşenKırılsa da dalımÇağlar akarımMazinin derinliklerindenAtinin okyanuslarınaKuraklıklar bende yeşerirKaranlıklar bende aydınlanır

Ben bir öğretmenimYas Tutmam, tutturtmam bilimle gelen ölümeYas çürütür bedeniÖlümler vardır kiSancısı çağlar devirirÇağlar yaratır yeni yeni

Hasan Tahsin gibi nice canNice sancılı ölümAltın harflerle tarih yazdıRuh oldu girdi, binler bedeneNur oldu serpildi yüzler yüze

Ben bir öğretmenimYas Tutmam bilimle gelen ölümeDüş büyütür yüreğimMinik yüreklere düşler ekerim.Her sabah doğan güneşParlak berrak düşüncelerin ufka yansımasıdır…

Ben bir öğretmenimKaranlıkların feryadıAydınlığın müjde çığlıklarıdırBuluttan buluta şimşek çakışları

Ben bir öğretmenimYol olur örülürüm ağ ağKatar olur dizilirim dağ dağIrakları yakın eylerimDüşleri gerçekle ben bezerim

Ben bir öğretmenimDoruk doruk yücelirIrmak ırmak süzülürümCoşar taşarımBereket yüklerim ovalaraYaylanın süsüHarmanın hasadı benim

Page 82: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben bir öğretmenimÜretmenin adıBereketin tadıBarış güvercininin kanadıVe içimde öğrenmek öğretmek inadı...

Ben bir öğretmenimKaranlıkta yol açarım yıldız yıldızHilalden dolunayaAl bayrağın yılmaz bekçiliğiniElden eleNesilden nesile ben götürürüm

Ben bir öğretmenimYas Tutmam, tutturmamBilimle, ihanetle gelen ölümeÖlüm ölümsüzleştirir beniBeni ancak ve ancakBoş sözlerde avutmak öldürürMeşalemin elimden alınması öldürürÖğretmezlik öldürür!Yaşarken yaşamazlığım öldürürÖlüp unutulmak öldürür…Ölümün böylesine, lanet kusar yasını tutarım

Ben bir öğretmenimYaşamın adı, yaşatmanın mimarıGözlerimde boncuk boncuk çocuk bakışları…

Ben bir öğretmenimBen ölmeden ölürse öğretmenliğimVe de öğretmenlerimİşte o zaman durur hayat durur tarihGökler yas tutar, baykuş tüner ocaklara

Ben bir öğretmenimBoyun bükmem lanetle gelen ölümeÖlümüm bilimle gelsin başım tacıHer ölüm merhaba deyiştir yarınlaraMerhaba! Yeni gün, merhaba yarınlar

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 83: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Benlere Ölüm Çağrısı

BENLERE ÖLÜM ÇAĞRISI

Dönüp dönüp, ben dedikçeŞimşekler çakar, sevda böğründeYıldırım çarpar, pörsür tomurcukFilizler kırılır, güller savrulur

Dönüp dönüp, ben dedikçeFırtınalar kopar, sevda böğründeSevdalar; yaprak yaprak savrulurUmutlar uçuşur, atan damarlar durur

Durup durup, ben dedikçeYıldızlar kayar bir birKaranlığa gömülür, bedenlerKaranlığa bürünür, sevdalar

Unutma ki kadrin kıymet bulurUnutma ki sevdan beden parçasıBen yarımdır, sen yarım, yaırm, yarımBeden bütünlük ister, sevda bütünlük

Ben yerine sen, sen yerine biz denendeGönül çorağı, rengârenk güle bezenirBeden coşar, yedi can bulur, şahlanırAşılmaz yollar arşınlanır, ulaşılmaz yıldız avlanır

Sensiz benden köy, bensiz senden kasaba olmazSensiz bensiz; bizden, sevdanın cenneti donanırUnutma ki bir sevda uğruna yaratıldı dünyaUnutma ki sevda benle yaşanır, senle yaşanır

Ben yok, sen yokBiz var, sen ben, biz olmalıYaşasın bizler, yaşasın, sevdalarBenlere ölüm, benlere müebbet

İbrahim Şahin 2

Page 84: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

BIR SAFAK DÜSLÜYORUm

BIR SAFAK DÜSLÜYORUM

Insanim; milyonda bir yasam hakkiMilyonlar gibi nasip olmus bana daAci çigliklarda merhaba derken yasamaOyuncagim olmus ilk korkum, ilk çiglikta

Parktaki kuslar bendenBen kuslardan ürküp kaçmisimMavi bulutlara bakamaz olmusumYagan kursun yagmurlari korkusundan

Yasitlarim benden, ben yasitlarimdan korktuNe onlar bana, ne ben onlara güvenebildimSarilip; seviyorum diyemedik içten içeDesek de kim inanir, sevgi yasak kilinmis

Masallarla büyüdük, koca adam oldukMasalarda iyi dev adamlar vardiYasamda hiç mi iyilik perileri yokMasal olan yasam mi, yoksa düsler mi

Çaglar ötesini okutup ezberlettilerInsan çevresini kesfetmedigi için korkmusÇevresine karsi silahi üretmis id egosuBugün uzaylara hükmediliyorsa korku niye

Insanin hemcinsinden korkmadigiMermilerin çocuklara seker olduguParklarin, sokaklarin çocuklarin olduguBir safak düslüyorum, bir safak…

Karabulutlarin maviye çaldigiDallarin meyveye sardigiDavullarin vurdugu, zurnalarin çaldigiBir safak düslüyorum bir safak

İbrahim Şahin 2

Page 85: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Başkadır Garibin Aşkı

BİR BAŞKADIRGARİBİN SEVDASI

Garibim günleri bilmezGaribim aybaşlarını bilir Ay sonlarınıAybaşı gizli sevinciUçup gidenardından bakındığı sevinci Kendini terk eden vefasız sevinci

Garibim gün gün dağ gibi yığdığıAy sonuna taşıdığı koca yükü bilirAy sonu silkinip atamadığı, koca yüküDertler zimmeti, sevinçler tuzağı garibimin

O geceler deliksiz uyku bilmezRüyalarda kaybolmayı bilemezUykular böler, kulaç atar zehirli sulardaEjderhalar, karayılanlar sarar garibin bedeni

Sabahın güneşi ısıtmaz bedeniniGöklerin mavisi kucak açmaz onaKoku sunmaz çiçekler, düşmandır onaKuşlar konmaz penceresine, pencere kör

Sevda nedir, geceler boyu sevişmelerBilmez, tatmaz, yoktur tutkusu garibinEğer ki yırtabilmişse çapraz sorgulardanBir defacık kaçabilmişse çapraz atışlardanİşte garip de öyle bir gün çalmıştır felekten

Bir ekmeğin sıcağı sevdalının kalbi sıcağıKaynar bir tencerenin coşkusu sevdalar kadarKaşık çalışlar, kemençe, zeybek havası oy oyGaribin hasreti onadır, garibin sevdaları onadır

İbrahim Şahin 2

Page 86: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

BİR DENER MİSİN gülüm

BİR DENER MİSİN GÜLÜM

Ok üstüne ok saplanır yüreğimeKan üstüne kan damlarYaş üstüne yaş damlar gözümdenBir de bilinmezim, sızlanır ona ağlarım

Sanma ki beddualar okurumGönlüm hedef tahtası, nişangahınBir sen ok saplar, bir sen okum çıkarırBu gönül; başkasına hedef tahtası olmaz, bilesin

Yalvarır yakarırım, feryadımGönül hedef tahtam doldu taştıBir ok çıkar ki bir ok saplayasınOkunla inler sızlarım, beklerim okun

Senin için bütün feryadımSenin için akar kanlı göz yaşımSeni yaşamaktır doya doya, öyle böyleHepsi seni yaşatır, hepsi mutluluk verici

İsterim ki nişangahın oldum, hedef tahtanGönül ok yayın gerili, ok üstüne ok saplarsınBir kez de okun ben olam, saplanam yüreğineBeni o zaman anlayacaksın, insafa geleceksin

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 87: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Oya Bin Oh

Bir oy verdim, kendimi koyuverdim bilinmez ellereGelen oy diler, giden oy diler evim yolgeçen hanı oy oyDerdin nedir soran olmadı, halim nicedir bilen olmadı'Oy verdin sızlanma, beni sen diledin' dediler, oy oy

Bir oy verdim, saçım yolundu, kele döndümZağar çoban köpeği gibi ulurum, taşlanırım kapı kapıGündüz didinir, geceler düşünürüm kara karaDert bağladım, yas tutarım, yaşımı silen olmadı oy oy

Bir oy verdim, birt sırt, bir bindiler pir bindilerNöbeti gelen bindi, biri indi, onu bindi oy oyBel hörgüç bağladı, deva bulamadım oy oyYular geçti başıma, yedilirim yıllar yılı oy oy

‘Yaşar Yaşamaz’ adım, bilinmez tevellütOy listesinde, en başta yazılı adım oy oyİcra listesinde, başta yazılı adım oy oyİşsizlerde başta, yoksulda en başta adım oy oy

İbrahim Şahin 2

Page 88: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Sevgilin Bir Şair Dostun Olsun

BİR SEVGİLİNBİR ŞAİR DOSTUN OLSUN

Şairin yüreği kan damlar, kalemi gülRüzgârlar eser yüreğinde, gamın savrulurDerdin bine bölünür, derman bulur sözündeDiner acıların, yasların türküye döner söylenir

Şairdir kuluçkaya yatırır kendi derdiniYürek kavrulur, acılar dağlanır, damır ilaçNeşter atar derdine, güller basar kanayan yaranaSen gülerken ağlar yüreği, sen ağlarken ağlar yüreği

Bir bedene sarılır, kuytuya bürünürMum dibi karanlık küçük yüreği var yaKutup yıldızıdır, binlerce kuytu karanlığaAydınlanır, coşar bin gönül, bilmez şair nicedir

Sığınaktır aşığa, sığınaktır maşukaÂşık gül diye sunar sözünü maşukaMaşuk gerdan diye takar, gerinir gezinirBir kez sormaz, duymaz, bilmez şair nicedir

Şair kara gün dostunKapısı çalınır gece gündüzUykularında nöbet tutar başucuCanın sıkıldıkça, canın istedikçe sözüne sığınır yüreğin

Gel gör ki o şair günleri bitimsizYaşamı ölümsüz kılmış, bin katmış bir ömreKördüğüm acılar çözüpte, sevgide ilmik atmışBir sor, bir düşün, şair nicedir, iyice hallice midir?

İster sor soruştur, ister bil, ister bilmeŞair nicedir, yas tutan yüreği acep niyedirYine de senin bir sevgilin, bir şair dostun olsunArada bir gönlünü okşatır, arada bir derdini savurursun

Koca köşkünde bir odalık gönlünSıkılmışsa, derde düşmüş yıkılmışsaÇilingirin olsun, açsın sana yeni kapılarBir sevgilinin yanında, bir şair dostun olsun

İbrahim Şahin 2

Page 89: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

BİZ SORUŞTURMA KURUMUYUz

BİZ SORUŞTURMA KURUMUYUZ

Soruşturma kurumu her zamanki olağan toplantısını yapıyor.

U şekli dizayın edilmiş masa.. U şekli çevresindeki masalarda birim amirleri yerinialmış bekliyor. U şekli birleşkesindeki masa boş. O masa Soruşturma Kurumubaşkanına ait. Masa şekliyle, fi yatı ile diğer masalardan farklı ayrıcalığıyla ’’BaşkanMasası’’ dedirtiyor kendine. Koltuk, ceylan derisi. Masa koltuk mu ayrıcalık? Sürahi altınkaplama. Tabak, çatal bıçak altın kaplama. Doğrusu bu masaya oturacak başkanımerak etmemek elde değil. Sorular peş peşe takılıyor insanın aklına. ‘’ Nasıl biri?Koltuğu doldurabilyor mu? Koltuğun hakkını verebiliyor mu?

Beklenen an geldi, başkanın vücuduyla orantılı başı kapıdan gözüktü. Vücudu ileorantılı baş. Doğrusu böylesi bir vücuda sıradan bir baş uygun düşmezdi. Futboltopundan biraz fazlaca büyük bir baş… Başın kapıdan gözükmesi ile yerindeoturanlararın ayağa fırlaması görülmemiş cinsten… Bu konuda kulaklarının çekildiği,çokça egzersiz yaptıkları apaçık. Başkanın çalışanına hâkim olduğu anlaşılıyor.

Başkan yerine oturuyor. Koltuğu doldurduğu kesin. Bacakların fazlası varisli kadınbacağı sarkıntısı gibi koltuğun dışına taşmakta. Poponun şişkinliği ezik balon şişiği gibiezik büzük… Koltukta çekik, koltuk çevresi, koltuğun çevresine yayılı.

Başkan ilk sözü ‘’Veri Toplama Birim Amirliği’’ne veriyor.Veri Toplama Birim Amiri masa üstüne üst üste dizilmiş, çenesine değdi değecek olandosyalardan ilkini alıyor, başlıyor verileri sıralamaya,- İkiyüz elli dokuz kadın ayrıldığı eşinden tehtit aldığını, kendilerine koruma tahsisiatanmasını talep ediyor. Beş kız, patronu tarafından taciz edildiğini; on beş kız, sokaktatacize uğradığını; beş yüz kişi, atıldığı iş yerinden tazminat alamadığını; beş yüz, kişihaksız yere işine son verildiğini beyan ediyor. Beş işveren, iş yerinin defalarcakundaklandığını, kendisinin ölüm tehtiti aldığını, koruma tahsis edilmesini istiyor. Beşkişi, eşi ile küsmüş, aracılık yapıp barıştırmamızı istiyor.- Veri Toplama Birim Amiri, son dosyayı alıyor eline, dosyada tek bir dilekçe.Başkanın gözünün içine bakıyor, başkan kendine. Başkan soruyor,- Bitti mi?- Bitmedi efendim!- Oku o zaman.- Okuyacağım efendim.Veri Toplama Birim Amiri, dosyadan dilekçeyi çıkartıyor, eller titriyor. Bir öksürük krizi.Bir su içiyor. Ter, buram buram.. Bir elinde dilekçe, bir eli ile cebinden mendiliniçıkartıp terini siliyor.Başkan,- Okuımayacaksanız ya da okuyamayacaksanız sözü Veri Dönüt Birim Amirinevereyim.Veri Toplama Birim Amiri, titreyen sesi ile heceleyerek ‘’ Okuyorum efendim. Bu dilekçeeşimden geliyor. Eşim diyor ki’’Beyim, yirmi yıldır Soruşturma Kurumu’nda çalışıyor.Yirmi yıldır neyi soruşturduklarının cevabını veremedi. Eşimin işi hakkında bilgi edinmehakkımı kullanmak istiyorum. Dilekçeme yanıt verilmez ise BİMER’e başvuracağımıkurum amirliğine bildiririm.’’ Okumasının sonunda derin bir nefes aldı, ağır ağır başınıkaldırdı, gözlerini başkanın gözlerine yöneltti. Başkan bir şaşkınlık bir, bir telaşiçindeydi. Bu durumdan yararlanarak, ‘’ Efendim, yirmi yıldır eşim beni tanıyamadı ama

Page 90: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ben çok iyi tanıdım. Yapacağım dediğini yapar. Sizin anlayacağınız BİMER’e başvuruyapar mı yapar.’’Başkan, ‘’O zaman bizim cevap yazmamız kaçınılmaz oluyor yazalım o zaman.’’ VeriDönüt Amirine döner,- Al eline kalemi, başla yazmaya. ….. Tarih … Sayılı dilekçenize yanıt.Soruşturma Kurumu saat başı değişen gündemin peşinde koşmaktan soruşturmayauygun zaman bulamamıştır. Ne zaman ki gündem netleşir işler rayında yürür, o zamanbizim de yapacağımız iş belirir, uygun şartlar oluşur, biz de işimizi yaparız.Duyarlılığınıza teşekkürler.

Başkan aldığı notlara bakar, tek tek cevaplandırır.’’ Taciz dilekçeleri; genç kızlarerkekleri mavzer monte edilmiş pkap gibi peşlerinde dolaştığını sanır. Gez göz arpacıkdurumu vardır. Mavzerin ateşlemesi için göz görecek, dokunacak, hissedek, beyinkomut verecek, mavzer ateşleyecek. O dilekçelerin hepsinin kaydını alın sonra GeriDönüşüm Kutusuna… Biz adı üstünde Soruşturma kurumuyuz, ne zaman taçiz tecavüzedönüşür, biz gireriz devreye. Ortada suç unsuru yok, delil yok. Gelelim eşinden ayrılankadınlara, önüne gelen eşinden ayrılıyor, koruma talebinde bulunuyor. Her talebikarşılarsak, ayrılıkların önüne geçemeyiz. Hem öldüreceğini söyleyen beylerin,öldürmek için silahları var mı, silah alacak paraları var mı? Çoğunun karnını doyuracakparaları yok. Türk erkeği elinde iken ‘’Seviyorum.’’ diyemez, kaybedince de‘’Seviyorum.’’ diyemeyeceğine göre diyeceği tek söz kalıyor. ‘’Seni öldüreceğim.’’Bunlar boş söz, boş talep. Dilekçeler Geri Dönüşüm Kutusuna. İşten atılanlara,tazminat alamayanlar birer cümlelik cevap yazarak susturun, ‘’ Durumunuz incelemeyealınmıştır.’’ Koruma talebinde bulunan işverenlere gelince, kendi maaş verdiklerikorumalarının eli armut mu topluyormuş, korumalarına güvenmiyorlarsa, korumalarınıdeğiştirsinler.

Başkan, notlarını karıştırır, gözüne küskün eşler için tuttuğu not ilişir. Küskünler içinbulduğu çözüm önerisini yazdırırır. ‘’Barışmak isteyen çiftlere cevaben yaz. Evlilikyaşamadığınız ilgili dilekçenizden anlaşılmıştır. Bu durum Medenini kanunun …….Maddesince sahte evlilik kapsımına girer. On beş gün içinde eşinizle barıştığınızı beyanetmezseniz hakkınızda hukiki tatbikat başlatılacak, evliliğiniz sona erdilecektir. Gör bucevabı alan çiftler korkudan hemen barışacaktır.’’

Başkan sözü Olay İnceleme Müdahale Birim Amirliğine verir.Olay İnceleme Müdahale Birim Amiri,Trafikte ölen sayısı: Dokuz yüz sekiz, Adi vaka: Elli sekiz,Gasp- soygun:İikiyüz elli iki,İntihar:Ssekiz.Terör çatışması sonucu ölüm: Yyetmiş altı, Beş iş yeri, bir …. Büyük Elçiliği’ne saldırı.

Başkan, Basın Yayın Yönlendirme Birim Amirliği’ne döner,- Büyük elçilik saldırısı hakkında hemen basın toplantısı yap. ‘’ Gerekli soruşturmabaşlatılmıştır. Fail en kısa sürede yakalanıp gerekli ceza işlemi uygulanacaktır. Trafikölümleri halkın kanıksadığı olgu, geç. Terör hükümetin ilgi alanı, geç. Adi vaka; ölenölmüş, ‘’Allah rahmet eylesin.’’ Gasp- soygun; malı olanın malı soyulur. İntihar; kendikaderini kendi çizmiş.Soruşturma kurumu her hafta olduğu gibi bir toplantısını bir daha gönül rahatlığıiçerisinde yapmış ve dağılmıştır.

Page 91: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Soruşturma Kurumu, bir hafta geçmeden bu defa üç gün sonra olağan üstütoplantısını yapmaktadır. Mekan aynı, dizayn aynı. Toplantı müdaimleri aynı. Gündemfarklı. Gündem konusu tek.

Başkan sözü Olay İnceleme Müdahale Birim Amirliğine verir.Olay İnceleme Müdahale Birim Amiri,……………. İşveren avukatı basın toplantısı düzenledi. Ölen müvekkilinin defalarca ölümtehtidi aldığını, Soruşturma Kurumundan olayın soruşturulmasını müvekkiline defalarcakoruma talep ettiklerini, koruma tahsis edilmediğini belirtti.

Başkan,- Hemen dosyası kabarık birini belirleyin, birkaç gizli tanık birkaç delil montajlayın,tutuklama emri çıkartın. Tutuklananın suçsuz olduğunu ispatı üç yıl sürer. Üç yıldaolayın tansiyonu düşer, olay unutulur.

Toplantı kısa sürer. Toplantı ne zaman bitti, tanık delil ne zaman hazırlandı,tutuklanma nasıl geçekleşti. Bu soruların cevabını verebilmek için alanın uzmanı olmakgerekir. Yazarı, okuyucuyu aşan sorular. Televizyon açıldığında ‘’Son dakika haberi’’,‘’’ …………İş yeri Saldırganı yakalandı. Saldırıyı yapan M.K’nın saldırı öncesi iş yerisahibini mükerrer tehtit etmiş, tehtit sonucu işveren koruma talebinde bulunmuştur. ….Polis daha önceden saldırganı yakın takibe almıştı. Saldırı günü de…………Polisisaldırganın peşindeydi. Saldırıyı yapan Dandini kod adlı saldırgan M.K. kaçamadanpolisin üstün çabası sonucu yakalanarak tutuklandı.

Haberi izleyen dinleyen başkan, zafer kazanmış edasında. Koltukta gerindikçegerindi. Telofonu çaldı. Başkandaki sevinç oyuncağını bulan çocuk sevinci. Hemensarıldı ahizeye, ahize kulakta. Sevinç tebesümü, yerini kızarıklığa bıraktı. Kulak kıpkırmızı, yüz çehresi haşlanmış pancar… Sanırsın ahize kızgın demir… Kulak kızardıkçakızarıyor, surat haşlandıkça haşlanıyor... Haşlanmanın sebebi anlaşıldı. Telonu açanFırıldaklar Dünyası Çete kahramanı B.Y. Telefonda esip gürlüyor. ‘’ Fırıldakpaşadaişlenen cinayet benden sorulur. Ben sesimi duyurmak, gücümü ispatlamak için cinayetişleyeceğim, çömezin biri pastayı kapacak. Yedirmem arkadaş! Vereceğim adrestetetikçiyi hemen tutuklayın, tutuklamazsanız olacak olaylardan siz sorumlusunuz.Başkan, bir günlük süre ister.

Soruşturma Kurumu, olağan üstü de denilemeyecek görülmemiş duyulmamış aciltoplantısını yapar. Toplantıda Stareji Belirleme Uygulama Üst Düzey Danışma KurulBaşkanı, böyle bir uygulamaya imza atmalarının kendilerini inkâr anlamına geleceğininaltını çizer. Yapılacak tek çarenin durumu bakanlığa bildirmek olduğunu belirtir. Durumbakanlığa bildirilir.

Bakanlıktan ‘’Acil Eylem Bildirgesi’’ gelir. Bidirge,’’ B.Y. ……. Komiyonu GündemDeğiştirme Uygulama Amiri’dir. Kendisi çağrılsın. Ayda bir defa gündem harici eylemgerçekleştirme izni verileceği sözü verilerek yatıştırılsın.

B.Y çağrılır. B.Y.’ye aylık eylem izni bildirilir, okşanır, gönlü alınır yolcu edilir.

B.Y. gerçekleştireceği ilk eylemi belirler. Rakibi Dandini Destan Kralını yok etmek.Dandini Destan Kralını yakın takibe alır. Takip, takip… 7/24 takip. 7/24Teyit, teyit…

Page 92: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kralı’nın gidiş güzargahı sabit, gidiş saati sabit. Eylem için en uygun mevzi sabit.Eylemin ugulama vaktigelmiştir. Mevziye uygun saatte saat ayarlı bomba yerleştirilir. Akşam rahat bir uku,sabah olacakların beklentisi… Heyacan hat safada. B.Y eylem yerine yakın bir kafedeçayını yudumlamada.. Birinci, ikinci, üçüncü çayda patlama sesi duyulur. Dışarı fırlayan,olayı anlamaya çalışan onca insan… Onca insan arasında B.Y. de mevcut. Eller uzaktankumanda tuşlarında, gözler son dakika haberlerinde. Son dakika haberi,

…….. Bakanın aracına bombalı saldırı. Bakan…..yolunda çalışma olduğuiçin…… yolundan geçmek zorunda kaldı. Bakanın geçişi nedeni ile …. Konrol altınaalınan yolda bakanın aracının geçtiği sırada patlama olmuştur. Olayda bakan şöförüölmüş, bakan küçük yaralarla olayı atlatmıştır.Bakan sağlık kontrolü için ….Hastahanesine kaldırılmıştır.Bakanın sağlık tehlikesinin bulunmadığı bildirilmiştir.Bakana geçmiş olsun dilekleri ve saldırıyı kınama mesajları peş peşe gelmektedir. Yayınakışı içerisinde gelen mesajları tek tek okuyacağım. Olay hakkında konuşan Başbakanolayın en kısa süre içerisinde aydınlatılacağı, failin adalete teslim edileceğini belirtti.Haberi izleyen B.Y. sinirli, hiddetli bir şekilde ‘’Allah kahretsin! ’’ dedi. Çevresindekilerinbakışlarını görünce, ‘’ Bakana saldıranı bulup asacaksın.’’ dedi. ‘’ Doğru söylüyorsun.’’Diyenler çoğaldı.B.Y. kafeden çıktı. Kendi kendine ‘’ Bir bok yiyenin işime burnunusokması, her şeyi alt üst etti.’’ Dedi

Soruşturma Kurumu Toplanıyor, dağılıyor, toplanıyor, dağılıyor. Ölen ölene… TVkanalları haber kaynıyor. Bir yandan hükümet haberleri. Yasa geçti,geçmedi.Soruşturma başladı başlamadı….Hükümet düştü düşecek. Gen Soru üzerine Gen Soru….

B.Y’e talimat ulaşır. ‘’ Gündem yaratacak geniş çaplı bir eylem.

Eylem B.Y’den sorulur. Eylemin; eni, boyu, çapı basit iş, yeter ki istensin. ‘’En kötüeylem sinek avlamaktan iyidir.’’ diyor B.Y. ‘’Ay geçti tık yok, sokaktaki serseriyedöndüm.’’diyor.Eylemin çapı belli. Birleşmiş Milletler Heyetinin kaldığı otel kundaklanacak.

TV haberleri,…. Otelde yangın çıktı. Çıkan yangın kısa sürede Soruşturma Kurumuna sıçradı.İtfayenin yangına müdahaleyi Soruşturma Kurumu’ndan başlatması Birleşmiş Milletlerinyöneticilerini, dünya basını ayağa kaldırdı. Yangının başladığı…. Otelde BirleşmişMilletlerHeyeti’nin bulunduğu tespit edildi. Sevindirici haber Birleşmiş Milletler Heyetiyelkililerinin sağlık durumlarının iyi olduğu ulaşan bilgiler arasında. Polis ilk bulgularınyangının bir kundaklama olduğu yönünde olduğunu belirtti.

Vali itfaye görevlileri hakkında soruşturmayı başlattı.Olay soruşturması Soruşturma Kurumu ‘nun vereceği karara bağlı.

İbrahim Şahin 2

Page 93: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

BİZİM ELLEr

BİZİM ELLER

Bizim insanımızÖyle uluorta gülmezİçten içe gülüşüBir kendi bilir gülüşünüAğlamaz feryat figanSızlar için için…İklimi gibi kurudur gözpınarlarıDediysem de inanmaBir kendine ağlamaz

Bir başkasına,Sağanak yağmura bürünür Kuru gözpınarlarıYokluktur kaderiYok, yok yok…İsteyen bir başkası ise eğerYoklar var oluverir ne hikmetseHüner bazdır, bulur buluşturur

Bakmayın benzin soluğunaBelin kamburunaÇellik beden bostan korkuluğu duruşunaBir kükredi mi dağlar devirir evellah!

Dağlar ondan sorulurYollar ondan sorulurDertler ondan sorulurDerde derman, yine ondan sorulurYaban eller anlamaz dilindenBir bizim eller anlar dilindenBir bizim eller… Nasırlı öpülesi eller

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 94: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

BİZİM İNSANIMIz

BİZİM İNSANIMIZ

Gapgaradır yüzleriBir birine benzer kaderleriSilkelemiştir yokluğun rüzgârıAyazın şaplağı şaplamıştır suratınaTavlamıştır güneşin alazıGapgaradır yüzleri, gaapgara

Dağ gibi çökmüştür, yokluk omzunaKıvrım kıvrım bükülmüştür beliTepe tepe yükselmiştir hörkücüDimdiktir omzu, diiiim dik…

Gap garadır yüzleri, gap garaYokluktur kaderi, yoklukUmutları kör, topalSabrı deniz deryaTutunur tırnak ile Toroslar’ın taşına

Gapgaradır, gapgaraBir birine benzer kederleriBenizler sarı sarıNasırlar boğum boğumBoğum boğum nasırlarıElleri nasırlı, elleri elleri..Öpülesi nasırlı elleri

Bizim insanımız, bizim insanımızYokluktur kaderi yoklukEkmeği gupguru taş kesnezHep vardır yanda bir acı soğanıBuz gibi bir gabak suyuBal tadındadır kuru ekmeğiBal tadındadırŞerbet tadındadır buz gibi suyuŞerbet tadında

Gapgaradır, gapgara bizim insanımızTer temizdir yüreği tertemizGapgaradır yüzleri gapgaraAp ak tır alınları apakBizim insanımız, bizim insanımızGapgaradır yüzleri….

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 95: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Boş Vermeye Gelmez İcreat

Hükümet öyle basit iş değildir daHükümet demek icreatÖnce vereceksin destiyi eline‘’Kıracaksın’’ diye dayak atHukuk mesnet dayanak mı isterDesti; deste deste, dayak sille sileMesnet dayanak, say say bitmezKafa yoran yorsunSöz söyleyen söylesinSöz ettikleri icraat, icraatKedi ‘’mır’’ dedi ha! Sana ha! .Tebbiri elden bırak maHayvan severlerin kozunu al önceBas önce kedinin kuyruğunaKedi tırmalasın seniSık kurşunu alın çatına‘’ Nefsi müdefa’’Hayvan severler alkışlasınİcreat icreat… Boş vermeye gelmez icreat

İbrahim Şahin 2

Page 96: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bu Dünyanın Kahrını Çekmezdim

Gönlümün sultanı, derdimin dermanıBaşbelamın fermanı sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Dağların umudu, güllerin demediBağımın bereketi sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Yarınımın yolu, yolumun durağıDizceğizimin feri sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Ateşimin koru, korlarımın külüBacamın dumanı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Omuzumun yükü, yükümün bedeliSoframın aşı tuzu, sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Bu gönlümün oku, yüreğimde sancıGözümün kanlı yaşı sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Bedenimde doku, burnumda hoş kokuBaşımın baki tacı sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Ağlarken gülenim, yaşımı silenimSevdamı bilenim ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Korku sığınağı, tutunacak dalıAlnımın yazısı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Page 97: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin 2

Page 98: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bu Sevda Böyle Yazılmamalıydı

BU SEVDA BÖYLE YAZILMAMALIYDI<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/avot5xbkQt/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/avot5xbkQt.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

Çoramayaydı toprağım, çoramayaydı toprağınYağmura saraydı göğüm, çiy düşeydi tomurcuğaGüle bezeneydi gönlüm, hasada ereydi muradımBu sevda böyle olmamalıydı, böyle olmalıydı gülüm

Her gün arandığım, yolunu gözlediğim olmamalıydınKoynuma aldığım, sarıp sarıp okşadığım olmalıydınYüreğimi dağlayan ateşim, saplanan okum, olmamalıydınYüreğime damlayan, yüzüme yansıyanım olmalıydın gülüm

Gündüzümü geceye çevirenim, zindanım olmamalıydınŞafağımı saranım, gecemi yıldıza boğanım olmalıydınGözümde yaşım, tüten hasretim, hayalim olmamalıydınDamarımda kanım, yüreğimin incisi olmalıydın gülüm

Bu sevdayı kaderimiz mi yazdı bilmezimSilmek, sil baştan, toz pembe yazmak isterimSensiz silinmiyor, sensiz yazılmıyor, bezenmiyorBu sevda böyle yazılmamalıydı, yazılmamalıydı gülüm.

Geceleri; düşlerde adını sayıkladığım, olmamalıydınSesini yelden, haberini uçan kuştan sormamalıydımSol yanımın dolgusu, sol yanının dolgusu olmalıydımBu sevda hasrette kavrulmamalıydı tadı damağımızda olmalıydı

Bu sevda, kuru kütüğün umudu olmamalıydıBu sevda, kuru kütüğün tomurcuğu olmalıydıGülistanım virane, dalım bom boş olmamalıydıKonmalıydın dalıma, şakımalıydın, şakımalıydın gülüm

Ah be gülüm; bu sevda, masal- efsane olmamalıydıBilimkurgu, hayallerimin umudu olmamalıydıDüşlerimin realitesi, tenimin ilacı olmalıydıBu sevda böyle yazılmalıydı, böyle tadılmalıydı gülüm

SÖZ YAZARI: İBRAHİM ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 99: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bu Toplum Kara Tahtalarda Yeşerdi

Sevgi tohumları ekildi, en çorak, en kara tahtalardagönlümüzün sıcağında düştü cemre tavını buldu, tavını sevdi, çatladı çekirdek

Çimlendi, boy boy filizlendi dal dal,tatlı söz bürüdü kokuyaKör talih yitirdi kokusunu,kapadı kapısını- bacasını

Küçük pencereler açıldı, minik ellerde, bir hece, bir sözcük Şimşek şimşek çaktı beyinlerde sarsıldı beden, yırtıldı ufuk çizgisi

Işıdı gözler,yıldız yıldız süzüldü yıldız yıldız kaydı ufka doğru Karanlığın tülü perdesi dürüldü büküldü karanlığa defnedildi

Beyinlerde bir sözle aralandı ayrık bir bakışta, bir okşayışta bir tebessümde kurudu kin- nefret, korku kökü tohumu

Çöreklendi sevgi, kök saldı yürekte yürekten yüreğe, yürekten yurda Umutlar yeşerdi, yüzler nura bezendi aydınlandı karanlıklar gelindi bugüne

Umutlar yeşerdi, kapandı karanlığın kapısı güle oynaya gelindi bugüne

Bereket bürüdü, çorak ovalarkervan geçmez yüce dağlar aşıldıCaddeler işledi, dağlar dar geldibulutların yorganı gökler delindiUzaya yol göründü, uzay gel git olduBir kara tahta, bir tebeşirle gelindi bugüne

İbrahim Şahin 2

Page 100: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

C0ĞRAFYAM KANA BULANMASIn

C0ĞRAFYAM KANA BULANMASIN

her nefeste soluduğum sensendüşlediğimyıldız yıldız gecelerimi süslediğimbakındığımkendimden geçip rüyalara daldığımdilime düğümlediğimyutkunduğumant içer gibi adını sayıkladığım sensenattığım her adımda hedefher dönüşte durağım sensenadresim sen

coğrafyamın parselipaftası, çapısevincimin çarpanı- böleniasalı, kat sayısı sensencoğrafyam senederi senneden ben olamcoğrafyamın zararı benkârı sen

coğrafyam senlütfedip eserse rüzgârındağılır bulutların, yağarsa yağmurunaçan güller sen kokargül koku vermez kendinekokusu bülbüle, bal arıyadırmalum dalın kısmeti dikenedir

coğrafyam güle bezenirse sen kokarşakıyan bülbül adını sayıklar

kurur kırılırsa bir dalımbir ucu yüreğini yaralaryüreğin kan damlarcoğrafyam kana bulanır

gül koklamaksa muradıncoğrafyam kana bulanmasınkan değildir güle rengini verensevginin özüdür, o özdür güle bal tadı veren

İbrahim Şahin 2

Page 101: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Can Evim

CAN EVİM

Can evime, gizlice mayın döşendiHer gece, ani bir yıldız kaydı göktenKıt kanat aşıma, zehir taşındıHer günüm, bir can ayrıldı ocaktan

Can evime, gizlice mayın döşendiHer nefeste, bir can aldı kör kurşunTütmez oldu, tüten ocaklar, söndüHer nefeste, biri uçtu, bağırdan

Bu ne kaderdir, bir türlü bilinmezÇözülmez dert, tane tane dizildiBu ne kaderdir, bir türlü silinmezDüzelmedi kamburum, lif büzüldü

Bu ne vicdandır, bir türlü sızlamazBağırırım, avaz avaz, duymadıAcılar eker, biçer acı, bezmezBağımda dal, dalda güller koymadı

Tüten ocaklarım, sönmesinSabi çocuklarım, gülsün yüzüŞafağımda her sabah, güneş doğsunKaranlıkların, kapansın perdesi

Gel yurdumda kem gözünüz olmasınEviniz olsun yurdum, bol aşınızBir diri, on ölü, oyun olmasınDağımız aynı, aynıdır bağımız

İbrahim Şahin 2

Page 102: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Can Tanelerim

CAN TANELERİM

Sevda harmanımın savruğuBolluğu, bereketi can tanelerimGönül bahçemin has gülleriGecede gündüzde kokladığım

Sizinle söyledi, gönlüm ilk şarkısınıİlk çığlığınız Betoven’e taş çıkartırDerinden titredi gönlümün bam teliSizinle bir kez daha doğdu bu gönül

Ne zaman düşer gözünüzden iki damla yaşKurur gönlümün coşar ırmağıTufana kapılır gönlümUçuşur sevinçlerim, yaprak yaprak

Ne zaman çatılır kaşınızBükülür boynunuzÇatırdar, koca çınar gövdemKurur, dalı yaprağı, döner kütüğe

Ne zaman yansır bir kıvılcımınızKuru dallar yeşerir, bülbül konar dalımaToplar göçünü hüzünlerimDüğün dernek kurar gönlüm

Siz ki yaşama sevincimSiz yaşama direncimHayat bağım, nefes nefes soluğumNe zaman hüzün düşer yüreğinizeYas tutar gönlüm bilesiniz, can tanelerim

İbrahim Şahin 2

Page 103: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Cana Can katan Canlar

CANA CAN KATAN CANLAR

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/n3qqOCLjaa/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/n3qqOCLjaa.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

<a href='http://www.imeem.com/people/dj8cUz_/photo/zn-EB-530e/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/zn-EB-530e.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>Bruno can verirken çarmıhtaEnel Hak diye haykırırken HallacıDağlara vururken DadaloğluCan vermeye geldik Madımak’ta

Köroğlu inletirken dağlarıDeniz, denizlerden taşarKıtalar gezer, leylim leyCana can katmaya geldik

Muhlis, akar sulardaMuhibe, çağlar sulardaHasret, coşar tellerdeKoray, süt kokar memede

Asım koca çınar, koca gölgeUğur son dizesini ekler şiirineMuammer, perde aralığındaNesimi inletir, yanık yanık

Adaletin yüce eli, kaynar kazanınaOdun eyledi, otuz yedi can, otuz yedi fidanKaranlıkları aydınlatma adına, lanetleri kaynatma adınaOtuz yedi can, otuz yedi fidan, can vermeye geldik Madımak’a

Bir bileydiniz karanlığınız ışıdıYanan her bedendeSoluğunuzda, yudumunuzdaHer bedenden bir nebze var ki yaşarsınız

Yüzün suyu hürmeti sizi yaşatanBir bilseydiniz, tohum tohum saçılırMilyon milyon gönülde, gül derilirÖper baş tacı ederdiniz her birimizi

Ölmek öldürmektir, budamaktır taze dalıPerde çekmek, karanlığa gömülmektirTek hücreli, tek beden yaşamaktırYaşamak yaşatmaktır, görün kimler yeşerir bizden

İbrahim ŞAHİN

Page 104: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin 2

Page 105: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

CANISı

<a href='http://imageshack.us'><imgsrc='http://img444.imageshack.us/img444/7857/wwwantolojicom105115628ps2.jpg'border='0' alt='Image Hosted by ImageShack.us'/></a>

CANISI

Aşkların;En güzelini yaşamıştık senleDüşlerin en güzelini kurmuştukHani hiç bitmeyecekti aşkımızTakvimin son yaprağındaAkrep düğümlendi yelkovanaAnsızın ayrılık çaldı kapımızıAçılmaz olası, yıkılası kapıHazır beklermişsin meğerBir kuş gibi uçup gittin

Ferman gibi yazılan sebepsiz ayrılıkSen değil miydin mutluluk rolü oynayanBen değil miydim mutluluğun resmini çizenBu fermanı yazan kim, söyle kimİmzayı atan kimGidişinde biten bir aşkımız mı?Derin bir yara, derin bir çukur açtığınÇukur; çeker beni, dibine dibineKatlanmak mümkün mü?Bu yara, bu çukur bedendeBu yarada, bu çukurdaSeni unutmak mümkün mü?

Seni, senli günleriHatırladıkça kanıyor her yaraSızlıyor zavallı yüreğimYaşlar, yasa boğarYaşlar, sele boğar beniGirdaplarda can çekişirimCanısı, ah canısı…Sensiz can bile veremiyorum canısı

Pencereme gün vurmuyorBahara ermiyor gönlümNe fırtınalar eserNe acılar çekerNe düşler kurarım sensizKimse bilmiyorBari bir sen bil canısı!

Sensizliğim;Bağrımda bir ateş, bir kor

Gözlerimde bulutSağanak yağmur

Page 106: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dinmez ardı arkasıNe sabahı var, sensiz gecelerinNe sabahların gecesiZifiri karanlığa boğuluyumKendi minik yüreğim, sarp kayaYükseldikçe, yükselir…Düştü düşeceğim sensizZirveye taşıyan senDibe vuran senCan çekişen zavallı benİsyan ederim kendi kaderimeKendi kuytum yetermiş banaÇıkmasaydın karşımaTaşımasaydın zirveyeŞimdi bu korkularım olmayacaktıOlmayacaktı be canısı…

Sensizliğime mi yanayımÇektiğim çileye mi?Seni canımdan can bilmiştimKendimden fazla sevmiştim canısı…Onun içindir unutamıyorum, anla be canısı

Şaşırdın mı ağlamamaYokluğun çeker damar damarBende bıraktığın senleriGözyaşlarımda akıttığım, senBoş bakışlarda süslediğim, senSağılır benlerim sensizliğinde sanaSağıldıkça azar yaralarımKanar da kanar

Bu bendeki gönül kafesiÇalıp gittin gönlümüGörenler acır halimeCanı yanar canıAh! Eder benim yerimeBir sen acımaz,Bir sen aramaz sormazsınMerak da mı etmenNe haldedirBulduğunda nasıldımBıraktığında nasılımGel gör halimiEmanetime ihanet ettin be canısı

Belki güllerim küle dönünce unutacağımYaşadıklarım bir efsane olacakYaşadıkça ise unutmam imkânsız olacak canısı imkânsız olacak

Page 107: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin

<embedsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/56/www_antoloji_com_1051156_453.MP3'type='audio/mpeg' loop='true' autostart='true' height='25'>

İbrahim Şahin 2

Page 108: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Cehennem Odunda Yanmaksa Muradın Yan Cayır Cayır

CEHNNEM ODUNDAYAN CAYIR CAYIR

Bu dünyadaCennetinin yoluSevdadan çıkarCehennemin yoluSevda çıkmazından

Cehennem odundaYanmaksa muradınSırt çevir sevdayaCehennem odundaYan cayır cayırPerde çek ışığaYum gözünüGömül karanlığaKulak asma çağrıyaKucak açma sevgiyeDost meclislerine uğramaTebessümden sakınÇat çehreni, düşmanlık takınBarınmasın sağında solunda kimseYalnızlağa bürünDertlerinle kal baş başaDertlerinle örül baştan aşağıKurul cehennemin köşesineDüş cehennem odunaYan cayır cayır

Cehennem odundaYanmaksa muradınBir adım geleninAt kıçına bir tepikDüşsün cehennem odunaYak cayır cayır, der alev alev

Cehennem odundaYanmaksa muradınSevdiğin ak derseSen kara deSevdiğin he derseSen na deCennete giden yolu kapaDüş cehennem odunaYan cayır cayır

Cehennem odundaYanmaksa muradınYol saçını tel tel sevdiğininKele dönsün, solsun gülüİrem bağını cehenneme çevir

Page 109: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Tutuştur ateşi küle çevirAhıyla kıvrıl, vahıyla inleDüş dert batağına çırpınCennetini cehenneme çevirYan odunda cayır cayır

İbrahim Şahin 2

Page 110: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Cehennemini Cennete Çevir

Günaydın diyememişsen kapı komşunaSıkıp elini, ısınıp da çarpmamışsa kalbinGözlerde bir şimşek, titrememişse bedeninAtmosfere düşmüş bir meteor parçası varlığın

Bir tatlı söz söyleyememişsen, işitemediysenSararmış bir yaprak, savrulursun, gün boyuKayadan kayaya çarpar, parçadan parçaya bölünürÇığlığınla sarsılır yer gök, çığlığında boğulur gidersin

Küçük bedeninde ördüğün yalnızlığın duvarıSıradağlar gibi uzar gider, sıra dağlar gibi yükselirTaşkın sular gibi sele boğar sürükler, koparır, alır giderYalnızlığın denizi, okyanuslara bedel, çeker, yutar gider

Tutunamamışsan zamanın dümenineYılansız denize düşer, yutulur gidersinKonacak dalın, tutunacak dalın yoksaBir yaprak, savrulursun, zamane rüzgârında

Küçük bedeninde kararttığın dünyanCehennem’den büyük, Cehennem’den karanlıkYanar ateşler cayır cayır, kaynar kazan, fokur fokurKırk gece kırk gündüz değil, bir ömür bitmez cezaların

Feleğin çemberini yırtamamışsanKampanaya sıkışmış, can çekişirKaymışsa yıldızın, kefenin biçilmişAyak salar beden, can çekişir beden

Bir el at dosta, bir el yakala dosttanBir köprü kur dosta, bir köprü yarınaTutun, yürü emin adım, dünden yarınaBir köprü kur dosta, bir köprü yarınlara

Kulak ver dost sözlere, gönlün okşansınEl ver, güzel söz ver, gönüller okşansınBak, bakış, gül gülüş, oyna, oynaş, sarmaşCehennem’in Cennet’e dönüşsün gül, güldür

İbrahim Şahin 2

Page 111: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ceninler MEZARI

CENİNLER MEZARI

Usumun rahmine düşerHer şafakta bir umudun ceniniHer dem şakağına dayanır namluBir cenin ölür, bin cenin can çekişir

Bir cenin düşer, bahar müjdesiBir cenin ölür; yas havası, matem yeriBir yanı cennet, bir yanı cehennemUmutlara gebe, ceninlere mezar bedenim

Ola ki milyonda bir ihtimalDünya tersine döner deBir cenin umut süygünüCoşar bedenim, düğün bayram

Umutlara yolcu, umutlara hanUmutlara gebe, doğumlara sancılıKatledilen umutlara tanık; bir birKatledilen umutlara mezar, taş taş

Bir cenine can verme umuduyla beslenirBir ceninin doğum sancısı pembe düşüCenin avcısı; düşte işte, gecede gündüzdeBir de mezarı olmasa ceninlerin, tanığı ölümlerin

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 112: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Cepheden Sılaya Mektup

Oğluna seferberlik gelmiş Boynunu büküp ağlama anam Vatan elden gidiyor diyorlar Duymamak, gitmemek olmaz anam Yiğitliğin şanına sığmaz ''Yiğidim git! '' de anam

Gidip de gelmemek var anam Ölür gelmezsem karalar giyinme Yaslara bürünüp dövünme anam Şehitlik vatan uğruna erişilmez mertebe Oğul verdin vatana şehit, gururlan anamCEPHEDEN:Sağ salimen gelmişim birliğime Takınmış, kuşanmışım silahımı Çarık ayağımı vuruyor, ayağım yara Kemalyeri kar fırtına, üşüyorum... Yastığım, yorganım yoktur anam

Komutanım ölüm emri verdi 57. Alay öldü topyekûn, Kocadere'de Oğlum ölmemiş diye sevinme, bel bağlama Ölenlerden Rıza Efendi, Halit Efendi gardaşımdı Yüreğim yandı can evinden, elim ayağım bağlandı

Hani ana koyunumuz, kuzumuz vardı Tepelerde sürü sürü, düşman sürü sürü Kocatepe'de, Tınaztepe'de Kumtepe'de Kurt koyunumuzu, kuzumuzu kapardı bir bir Düşman kapıyor, manga manga, koca tümen

Düşman burnumuzun dibinde, Süngü dayanmış bağrımıza Ölüm anbean yakın cana, can çaresiz Vatanın kurtulduğunu göremeden ölürsem Kuşun kanadında haber salın, şehitler duyar anam

ANADAN OĞULA:Vatan kurtuldu derler, göremedin oğul Torun verdin, kokusuna doyamadın oğul Oğluna adını, şehidimin adını koydum duy oğul Oğlun hür yaşar, anan hür milletin hür sayende ey oğul!

Toprağın nur, mekânın cennet olsun ey oğul, ey oğullarım

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 113: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ÇAĞIN ÖĞÜTLERi

ÇAĞIN ÖĞÜTLERİÇalışma yorulursunDidinme sürünürsünDik durma devrilirsinÇevir fırıldak, dön köşeÇal çırp, böl yutYan gel yat..Kalk koş!Her limanda biri…Sarışın esmer, fark etmezHizmet kusursuzdur sen, sen oluncaAş iş, ar namus; boş söz vesselamDoyurmaz karınAş iş, ar namus olursa vaazDolar kese…..Vaaz, vaaz üstüneDoldur keseDön köşeDönüp bakma! Kim düşeKim küserse küseKüsen; ayak altınSen omuzdaŞan şöhret aselet…Oluverirsin kraliyetGerisi kolayEmrinde bir orduHepsi emre amade

İbrahim Şahin 2

Page 114: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ÇAKAN Çakana

Cek- cak, cak- cekCak- cek, cek-caksiyasi söylemlercek- cak, cak- cekcak- cek, cek-cakboştu, hoştuokşuyordu gönlümüzüdilimizden düşmezdi‘’Allah devletimize zeval vermesin’’kuluyduk devletindevlet başımız tacıyazılım acizliğine uğrayıncasöylem kurgu makinesi cak’ı ‘’ Çak- çak’’ okumaya başladıo diyor çakarım, öbürü diyor ben daha iyi çakarımçakan çakana…söylemler silbaştan değiştibirinin ak dediğine öbürü kara diyoröbürü senin yüzün benden kara diyorben demedim, sen dedin, ben dedim…vatandaşın hafıza kartı okuyumaz olduben ne dedim, sen ne dedin diyemez oldu

İbrahim Şahin 2

Page 115: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çile Oyuncuları

Kurulmuş iktidar meclisiKimi ihale, kimi batık banka peşindeGündüz işinde, gece pembe düşündeArada bir ekranda, vatan millet SakaryaAsil duruş, hamaset edebiyatı, hepsi hatip

Kurulmuş iktidar, dağılmış rollerKostüm rolümüz gereği, eski püsküÇehremiz rol gereği, kürek mahkûmuErzak rol gereği, çileye kapılı derviş erzakıYuvamız rol gereği, kuş yuvasını andırır

Nutuk avaz avaz, hizmet öbür beş yılaYelkovan uymuş akrebe, çevrilir takvimBeş yıllar geçi geçiverir, dün gibiBeş yıllar geli geliverir bugün gibiBeş yıl ne ki biz bir ömrü devirmişiz

Meydanlarda omzumuza bindiler, kırbaçladılarSanal dünyalara sürükleyip narkozla güldürdülerMeydan meydan yürüttüler, avaz avaz bağırttılarOyumuzu alıp unuttular, pembe rüyaya yattılarAt gözlüğü taktılar, çayır çimen gördüler kurağı

Karardı bağrımız, söndü umudumuzDuy hele sabrımız ha bitti, ha bitecekBak, inceldi belimiz ha koptu ha kopacakBöyle giderse binilecek halimiz kalmayacakBiz alışkınız çarık yol tepmeye, ya haliniz nice olur

Kangren hastamızı bıraktırdılar kendi derdinePop starların aşkına, kırgınlığına çareler aradıkKimin hangi gün, kiminle çıkacağına bahisler oynadıkBir gün biri yalnız kalsa yasa tutulduk, uykumuzu böldükKendimizi ekranlara kilitleyip, açlık orucuna tutulduk

Figüran olduk oynatıldık yıllar yılıAğlayışlar yürekten, gülüşler sahteGülüşler trajedik, gülüşler rol gereğiBir gün olsun kapanmadı perdelerBir gün olsun değişmedi rolümüz

Bir gün olsun bir olamadık galadaBir yanımız muhalefet bir yanımız iktidarBiri inandır, biri yalanlar, şaşkına dönmüşüzSahnede dost, kuliste düşman oldularDost belli değil, düşman belli değil, bir derdimiz belli Bir de değişmeyen rolümüz

İbrahim Şahin 2

Page 116: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ÇOCUKLAR BAYRAM EDEr

ÇOCUKLAR BAYRAM EDER

Ağaçlar çiçek açarDallar yaprak açarÇocuklar eğlenirAnneler sevinir

Baharda çocuk bayramıSüslenir sınıflarHer taraf bayrak asılıSevinçliyiz, bugün bayram

İrem ŞAHİN 1/D

İbrahim Şahin 2

Page 117: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

DAHA DURUYORSAN pes YANİ

DAHA DURUYORSANPES YANİ

Tut ki idam mahkûmusunŞöyle sıralayıver son arzularınıGözlerin bir an kapanıversin maviliklereNefesin, boğazında düğümlensinAç gözlerini birden bireVur kendini maviliklereKeşkeleri, ahları silkele gitsinSon şükrün aldığın nefes olsunÇek içine doya doya…Haykır bir çocuk çığlığıylaHaykır, haykır! UtanmaYaşamdan güzel ne var ki utanasınHaykır avazın çıktığınca, haykır…

Tut ki idam mahkûmusunSevgiliye doyamadığın aklına düştüNe duruyorsun, hadi söyle‘’Seni seviyorum’’ diyeDaha beklemeİlk kez görüyormuşsun gibiSon kez sarıyormuş gibi, sarılBak gözünün içine, iyice bak!Bir daha söyle ‘’Seni seviyorum’’ diye

Tut ki idam mahkûmusunÖzgürlüğün her doğan güneşGüneşin yedi rengine takılTut ki karanlıkları sen aydınlatıyorsunToprağa can veriyorsun, kurda kuşa yemHer gün doğuşu gülümse, doya doya…Kim bilir belki de her doğan güneş bizim içinBelki de her doğan güneş biziz

Bırak gökler buluda sarsınSağanak yağmura bürünsünGöklerin ağlayışı senin gülüşünSen sadece ve sadece gülümse

İbrahim ŞAHİN

DOST KALEMLERDEN

GÜLÜMSEDİKÇE ÖZGÜRSÜN

Hey sen, aynadakiSana sesleniyorum sırların ardına saklanan,Ve sana, zamana yenilen,Ve sana, sisteme küsenTitre ve kendine dön

Page 118: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GÜLÜMSE BİRAZ.

GÜLÜMSE İNSANLIK İÇİN;Toprak aşka gelsinDoysun buram buram baranaEn çürümüş tohuma gebe kalsınŞahlansın taze sürgünlerVe özgürce güneşe uzansın.

..Çapaklarını sil gözlerininAç derin derin inceliğine yaşamınHangi gecenin katranı ışığa dayanır kiFerinden korksun karanlıkYıldız yıldız parlarken senEbruli bir tuale dönüşsün göğün.Güneşini balçıkla sıvatma susarakVe sırların ardına saklanarak.Nede olsa beynince özgürsün.

GÜLÜMSE KALEMİNEAğlat, kağıtlar silemesin uç yaşlarını.Madımakta kar olup yağ yananlaraCehalet donsun,Kardeleler açsın.Maraşta katliama gebe kapı çarpılarınaSilgi ol usanmayan.Nedensiz ölüme giden otuz üç ereOtuzüç ana gözyaşıyla bezeli tezkereVe kınaları henüz kurumamış gelinlere teselli ol.

..Şiir olup ak mısra mısraPatlasın dört duvar, demir kapı, kör pencereZincirin,yastığın, ranzanSenden Ahmet Arif'e armağan.

Hazin öyküsü ol kardelenlerinMezarlardaki dikenlerin hikayesiDalga dalga kaleminden dökülsünVarsın sonra bedenin dört duvarda çürüsün.Nasıl olsa beynince özgürsün.

GÜLÜMSE YALANLARATeraneler sahiplarine kıldönmesi olsun.Borazanbaşının kulakları açılıpGerçek notalar da duysun.

GülümseÇakal gözlerinde aslana dönsün ak kuzuSalyalarında boğulsun leşçi sırtlanlar.Al eline Darko misali kalbiniToprağa dök bir kaç damla kanBaşlasın toprakta isyan,

Page 119: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Faili mechulleri kussunBirer Fatiha'ları okunsun.

GÜLÜMSE BENİM İÇİNBaşı göğe ermiş özgür dağlarımınMenekşelerine mor olayım.Sümbüllerine sarı,Gelinciklerine kırmızıVe zeytin dalında yeşil.

Karıncalar emeğine destekCırcır böceklerine Kur'an dan arı.

GÜLÜMSEAnaların gözyaşlarına teselli olayım,Dolup dolup taşayım-Hz. Muhammed'in teninden ak olayım güleTerinden al.Ve kanla yıkanmış bayrağınTam ortasına hilal.

GülümseGülümsemekten başın dönsün,Sadece gülümsedikçe özgürsün.

Bekir UĞURLU

İÇİMDEN GELDİselamlarımla

Bekir UĞURLUBay, 50

26.08.2009 21:33 Tut ki idam mahkûmusunÖzgürlüğün her doğan güneşGüneşin yedi rengine takılTut ki karanlıkları sen aydınlatıyorsunToprağa can veriyorsun, kurda kuşa yemHer gün doğuşu gülümse, doya doya…Kim bilir belki de her doğan güneş bizim içinBelki de her doğan güneş biziz

Bırak gökler buluta sarsınSağanak yağmura bürünsünGöklerin ağlayışı senin gülüşün

Page 120: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sen sadece ve sadece gülümse

BEKİR UĞURLU

İbrahim Şahin 2

Page 121: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Damarımda Kanımsın

Baharımsın, baharda çiçeğimGözümde yağmurun taneleri Dökülür damlalar, serinler gönlümSende söner, gönlümün ateşi

Yorganımsın, sarılır gecemYıldızımsın, süslenir rüyalarımGüneşimsin, bedenim sende ısınırIşığımsın, kalbim sende ışır

Çalar saatimsin, göğsüme takılıSeninle uyur, seninle uyanırımKanadımsın, seninle uçar gönlümLimanımsın, sende demirler gönlüm

Yolumsun, yürüdüğümHedefimsin, koştuğumNişanımsın, gözlediğimKoştukça uzar ömrüm

Kavgamsın, kavgamda yürekSabrımsın, sabrımın bileği taşıDizimde bağ, gözümde fersinAşımsın, aşımın tuzu, biberi

Semalarda buludumsun, sende çakar şimşeğimGönül deryamsın, sana dökülür gönül pınarımDeryamsın, yakamozlar saçar duruşun, bakışınDeryamsın, inciler hazinesi, uçsuz bucaksız

Yelkenimsin, seninle süzülür gönlümRotamsın, seninle ilerler gönlümDikizimsin, sende düzelir kıvrımlarKışlamsın, sende konaklar gönlüm

Şarkımsın, sende mırıldanır gönlümSazımsın, sende iniler gönül telimAlkışımsın, sende alkışlanır gönlümDerdim sende azalır, sende çoğalır sevincim

Merhemimsin, sende kavlar çatlağımDamarımda kanımsın, sende atar nabzımKalemsin, sende deliksiz uyur gönlümSarrafımsın sende değer bulur gönlüm

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 122: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Damlacık

Caddeler insan seli Yürür üstüne üstüne Caddeler insan seli Selde sürüklenir Boğulur girdabında birdamla

Korku düşlerinin pençesinde Çırpınır... Çırpındıkça ezilir

Takınır paraşütünü Düşer korku atmosferine Çöker üstüne ejderhanın gölgesi

Çağırır ayak sesleriİnsan naraları, bakışlarıKapı gıcırtıları, bozuk motor sesleri

Hesap sorar herbiri damladan Bağlanır damlanın kolu, eli Düşer ateş çemberine, yanar beden

Damlaya dönüşmeye gör Çağlar sular, seller Boğar girdabında

iBRAHİM ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 123: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Davetlimsin

DAVETLİMSİN

Uzansa ellerin, uzansa yanağınBakışsa gözlerin, bakışsa gözlerimBir martı olup, uçacak, hüzünlerimYelken açacak, ufuklara gönüller

Bakışsa gözlerin, bakışsa gözlerimKapanacak, hüznün perdeleri, tülleriBakışsa gözlerin, bakışsa gözlerimIşıyacak, kalbimin, kalbinin dip köşesi

Kapansa gözlerin, kapansa gözlerimGönlün yuvasında kuluçlayacak, sevgiBir kere açılsa gözlerin, açılsa gözlerimLarvalar göz kırpacak, gönlün orta yerinde

Davetsiz misafir olma, sırça köşklereAtıverirler bacadan, pencereden, yaka paçaDavetlim ol, bağdaş kur, otur dip köşemeKanadım ol, pikeler at, gönlümün ufuklarında

Gözyaşım ol, ak gözlerimdenBirikmiş dertler, aksın sel gibiMendilim ol, sil son damlayıSende güleyim, sen bende gül

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 124: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Devir Orhan Veli Devri Değil

DEVİR ORHAN VELİ DEVRİ DEĞİL

Devir Orhan Veli devri değil gardaşSu bedava değil bir damlası kan bedeliDevir Orhan Veli devri değil gardaşÖzgürüz özgür olmasına, kör topal özgürlük

Özgürüz, özgür olmasınaKokuşmuş bedenimiz, yar kaçarÇatlamış dudak, öpüşmek yasakYatarız yatakta iki yabancı, özgürüz

Kahve hatırını yitirdi, çay can çekişirDost dediğin evi terkedi suyun izini ararAkşamsefaları, çay partileri tarih olduTutsağız bedende, tutsağız kendi evimizde

Sebiller betona gömülü, direnen mezar taşıGüvercinler uğramaz oldu, bilinmez nerdedirParkların karanfil kokusu, yerini ‘o’ kokuya bıraktıSenin bildiğin kuşatıldık şehrimde tutsağız şimdi

Devir Orhan Veli devri değilÖzgürlük beleş, vaatler promosyonÖzgürlük beleş, mağara devri yaşamÖzgürlük beleş, yüz yıların çilesi promosyon

Ey Orhan Veli, özgürlük beleşYarınımız yok, umudumuz tutsakÖzgürüz, caddemiz, kentimiz tutsakÖzgürlüğümüz kapanda fare özgürlüğü bilesin

İbrahim Şahin 2

Page 125: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

DOST İşi

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/qHQyOV62Bt/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/qHQyOV62Bt.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a

DOST İŞİ

TanığıyımSahte aşklarınSahte tebessümlerin bir birYüzümdeki kırışıklıklar mıOnlar çetelesi tanıklığımın

Sözde tebessümSıcağı çöl sıcağıYakar kavururSoğuğu SibiryaBuz tutar yüreğim

Yüzümü dönsemArdımda tepikArdımı dönsemYüzümde çizikE.. Dostluk kolay mıAtacak ya bir kazıkYa bir çizik

Aşk mıO da kavuracakÇöle savuracakYurttan yuvadan edecekNiye mi, dost işi!Dost akıllansın diyeBize oyun oynar daKıymetini bilmeyiz

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 126: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dur Dikkat Ters yöndesin

DUR DİKKATTERS YÖNDESİN

Bütün selektörleri bana çakardınBütün yolları döner bana çıkardınNe oldu da birden u dönüşü yaptınNe oldu da birden şerit değiştirdin

Dertlerine bende şifa bulmaz mıydınYalnız kalınca dertten derde gömüldünDara düşünce ağlar, bende gülerdinSen yolumuzu ne oldu da ayırdın

Dikkat et tam gaz gitmedesin ters yöndeKazası benzemez hiç, yüz yirmi dördeDikkat et cezası benzemez cezayaÖmrünle ödeyemez borçlu gidersin

Yollarım gül döşeli, sana zahmetsizYeter ki yak selektörün, kalma yolsuzYollarımda kırmızı sönük engelsizYeter ki gir şeride bas gaza yollan

Yolun başında ben varım görebilsenYolun ortasında, sonunda düşünürsenÇığlığım hep çağırır duyabilirsenSesime bir kulak versen duyacaksın

He deyip yoluma girsen göreceksinKaçınma huyuma girsen saracaksınİnadı bıraksan mutluğu tadacaksınSırra ersen mutluluktan uçacaksın

İbrahim Şahin 2

Page 127: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Duy Atam

DUY ATAM

Gel gör nicedirBir karışına,Bin bedel ödediğin yurdun

Topla tüfekle girilmez kalelerMüzeler, anıtlar daha neler nelerViran oldu, talan oldu, olan oldu

Hasta adam dedikleri yurdunGürdüler ki can buldu yolundaGördüler ki geleceğin umuduMayınlar döşendi yolunaTutuldu köşe başlarıBekçiliğini yapıyorSözde sınırda MehmetAkıl hocalarım icazet dilerKuruldu PazarParsel parsel satılıyor vatanMehmet’in parası, ekmek parasıParayı basan Sudisi, EcnebisiMehmedim sözde yurdunÖzde onların bekçisi

Milletin düştü gaflet uykusunaDolar mark deste deste, sayar rüyadaAkçe, mecidiye müzede, Liret can çekişir

Efendisi dediğin köylünKüresel devlerin kıskacındaÇekti dağlarından sürüyüEkeneği bozdu çoktanYer içer ‘’Gros’’ marketlerdenEvler ipotek…

Bir evler olsa ipotekÇadır kurar döner geçmişineSöyler dağında türküsünüÇalardı kavalını yanık yanıkUmutları ipotekte, geleceği ipotekteHer doğan çocuk, ipotekte beleliİşte vatanın! Gitti gidiyorBilinmiyor gidiş nereyeBilenin sesi kısılıSes etseSese kim kulak verirVatan elden gitti gidiyorBu gidiş içten içeSessiz sedasızBu gidiş ölümüneKurt düşmüştür bedene

Page 128: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

‘’Esir yaşamaktansa, ölmek daha iyi’’Dediğin milletin esaret zincirine vuruluZincir uzuyor günden güne

Duy Atam!Vatan gitti gidiyor!

İbrahim Şahin 2

Page 129: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Duygulara Zincir Vurulmaz

DUYGULARA ZİNCİR VURULMAZ

Duyguyu vursak zincire, beygirsi, kırar halka halkaGömsek toprağa yığın yığın, kök salar, salkım salkımGömsek toprağa, susuz bıraksak, havasız, mağmayla volkanFışkırır, yer gök inler, beden param parça, tabip çaresiz

Set çeksek sarp kayalarda, kuytu derelerdeBirikir damla damla, birikir çukur, dalgaya kapılırSele kapılır, devirir ulu çınar, yolunur tomurcuk güllerBeden param parça, can kopar tenden, tabip çaresiz

Set çeksek akağına, uyur gece sessizliği köpüklü sulardaKabarır seher yeli, döver gönül ufkunu, sızar gönül çatlağındaKabarır güneşin kızılında, devinir yakomoz kıvılcımındaDeniz alabora, kıyı hortum, yutulur beden, tabip çaresiz

Deli deliyi görür çomağını saklar, inkâr eder deliliğiniŞaha kalkar duygu, tutuşur çelik kalkan, başlar ciritYelkenler suya inmiş, gönül demir almış limandaKuzu kadar sessiz, kuzu kadar sevimli, tabip hayran

İbrahim Şahin 2

Page 130: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dün Bayram Havası Bugün Yas Havası

DÜN BAYRAM HAVASIBUGÜN YAS HAVASI

Dün seçimdi yurdumdaBayram havasıBurun dibi Kafdağı uzağıUmutlar avuç içiDert yokDerman çokHer biri her derde devaParalar oluk olukCaddeler bayram yeriDavul zurna son nefesDev ekranda dev cüsselerVaatler avaz vaz, bol kese

Bugün seçim ertesiOyu alan ata bindiÜsküdar’a yol aldıBiz yine kaldık yayanGeçim bindi omuzaDüne bir yük daha eklenirAra ki çözüme bulasın biriBayram yerleri yas yeriBayram yerleri küs yeriKurtarıcı kahramanlar hani nerdeO vaatler Hızır edalı nüktelerHer derde derman seçtiklerimizHani neredeOnlar bizden dertliOnlar da yas tutarOnlar masal anlatır şimdiMış miş, miş mış, mış da miş

Kelin merhemi olsaÖnce kendi başına sürermişBu da böyle bir masal işte

İbrahim Şahin 2

Page 131: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dünyamızın İçyüzü

Aynı yoldan geldikYol uzun, yol karanlıkAynı çığlıkta haykırdık dünyaya Açılan kollar, öpüşler aynı Ürkek bakışlarımız aynı, gülücükler...

Memeye dokunuşta sevinçler, somuruşlarBiberonu tutuşlar, doyunca itişler, susuşlar

Oyunacaklarla tanışmamız, oyuncak sevincimizEmeklemeler, tunup kalkmalar, düşmeler, düşmeler...

Ne zaman ki koştular topun peşinde, çimenlerde Koşamadık çekildik bir köşeye, bakındık topa Ayrıldı yollar, değişti bakışlar, dostluklar...

Elimiz yoktu, yoktu ayağımız Koşamadık maratonda, tırmanamadık dağların tepesine Açlığımız, susuzluğumuz, uyumamız, uyanmamız aynı Gönüller aynı, sevinmeler, sevmeler, okşanma isteğimiz

Sevgiyle kucaklandık, sevgiyle kucakladık Yüreğimizdeki sevgi bedenlere sığmaz Sevgi ne el ister, ne ayak, sevgi yürek ister Ne zaman ki esirgendi sevgi bakışları Karardı gönül bağımız, söndü düş dünyamız

Düş dünyamız ki gel gör; yok, yok...Kin yok, nefret yok, iyiliğin kartopu düşler

Koşanın peşinden, bakışlarda koştuk Koşanla koştuk, sevindik; düşenle düştük, ağladık Ne zaman ki göndere çekildi yabancı ellerde bayrağımız Ne zaman ki söylendi ''Milli Marş''ımız yaban dillerde Göğsümüş aynı kabarışta, seziş aynı, duyuş aynı

Dünyamızda kimler yok ki...Dünyanızda bizlere de yer verin

Sevgi küçük, küçüçük...Bir bedeni saracak kadar büyükBir cihana yetecek kadar çokYeter ki sevilmeyi bildiğimiz kadarSevmeyi bilelim, sevilmeyi bekleyenÇatlamaya yüz tutmuş nice tomurcuklarIşığa hasret, bir damlaya hasretBir bakış, bir söz yeri gelir ışık olur, bir damlaAçar bir tomurcuk, bir tomurcuk açar bir tomurcuk

İbrahim ŞAHİN

Page 132: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin 2

Page 133: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dünyanın Sonuna Doğru

Genetik, organik bağlarla bağlıYetmiş iki millet, milyarlarca insanSomali’de bilmem nerde töre kurbanıGördükçe yüreği kan damlar her genç kızın

Afrika’da bilmem nerde açlıktanFirar etmiş bedenden, etle deriKemikler şahlanmış, kambur meydan gezerYürekler sızlar, yüreğinde insan bağı olanda

Kelleler hedef tahtası rulet oynanırBilmem nerde, bilmem kimlerCesetlerden masa kurulmuşKadeh tokuşturur, niceleri

Kimileri, tekrar üstüne tekrarOscarlık, film gibi reyting yaparKimileri, at yarışı izler gibi izlerYürek kan damlar, insan bağı olanda

Sokağa düşmüş körpecik bedenGelen geçen mıncık atar, atamayan filmini izlerİsyanlar savrulur körpe bedenden, figanlar yükselirSağır Sultanlar duyar, bir çehre sıfat insan gözükenler duymazYüreğinde insan bağı olan, insanlığından utanır, el bağlı, çaresiz

Organik canlı, organik bağ, organik dengeYanan ormanın sıcağında kavrulur toprakLale- çimen küskün, bezemez morunu- yeşiliniKuşlar yasını tutar, vurur kendini, dağa bayıra

Organik canlı, organik bağ, organik dengeHaber taşır yedi iklim, yedi cihan, bayram havasıHaber taşır şimdi yedi iklim, yedi cihan, yas havasıKışlar küskün, baharlar yitik, yazlar kendi başını yakar

Ey elinde manevala, dengelerle alt üst yarışanlar!Sizin dünyanız da, dengede dengelenir bilesinizDengeler alt üst olursa; sanmayın ki size özgü bir yer kalırKabaran denizler sizi de yutacak, ısınan çöller sizi de kavuracak…

İbrahim Şahin 2

Page 134: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Düzen

NERDE

Adı: düzenBiri yazar, biri bozarNe hikmetse yazılan aynıSilinen aynı, yazan yazana

Hedef aynı; ’’Düzelecek’’ Zaman aynı; ‘’Beş yıl sonra’’ Kırka bölünür, her beş yılda Bir lokma, kuru ekmeğimiz

Beş yıl sonra, bir taktik Bin bir vaat, yeni bir seçim Seçen aynı, seçilen aynı Vaat aynı; ’’Beş yıl sonra’’

Zaman dakik,el tetik Yolumuz kapalı kaçmaya Vaatlerin bedelini öderiz Dökülen her damla alın terinde

Geçiyor zaman Vaatler avutur, öğütür Öğüttüğümüz ömrümüz Gelmez bin bir vaatle geri

Bir olur meydan gezer İktidara gelen hemen azar Biçare garibe mezar kazar Ağlar garibin bahtsız anası

İbrahim Şahin 2

Page 135: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Emanetini Al da Git

Yalnızlığımda, gecelere bürünürümGecenin kuru ayazı döğer, bendimiBöler, sessizlik uykularımı her geceUçuşur korkularım, yankır bedenimde

Yıldızların ışığında ararım seniSen uzak yıldızlar kadar, erimsizSabahlara yelken açarım, kapalı ufkuRüyalarımla avuturum zavallı gönlümü

Açılan her pencereye bakınırımKabarır kulağım, işitilen her sese,Yerinden oynar kalbim, her kapı çalıştaSen yok, sen yok, bükülür boynum

İzini ararım, kumlardaSesini ararım, cıvıltılardaKokunu ararım, seherdeSen yok, sen yok, sen erimsiz

Nerdeysen duy sesimiEmanetin bende kaldıGel, sök al yüreğimdenEmanetimi, sök ver yüreğinden

İbrahim Şahin 2

Page 136: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Eskiyen Değerler

ESKİYEN DEĞERLER

EskidenmişAt binenin, kılıç kuşananınAt parası olanın, iş dayısı olanınKoltuk ağzı laf yapanın, göz boyayanınUmut yine garibin şaşmaz yanılmaz eskisi gibi

Bir ölmek vardı garibe sorgusuz sualsizSessiz sedasız defnediliş, adı sevenlerince anılırBayramdan bayrama bir hayır duası olsun okunurGözünün yaşına bakmadan onu da aldılar elindenMorglarda reyin aldılar, tebligat yolladılar sevenlerineMezarı haraca, kefeni dolara bağladılar, yaşam kadar korkutucu ölüm

Garibe yaraya tuz basmak kaldı kala kalaGaribim sevinme, duyarlar onu da vergiye bağlayıverirler

İbrahim Şahin 2

Page 137: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ESMİYORSA RÜZGÂR, HARMAN NEYLESİn

ESMİYORSA RÜZGÂRHARMAN NEYLESİN

ılgıt ılgıtsevda yelleri esiyorsa tepelerindetel tel uçuşuyorsa saçlaryüreğe düşüyorsa, cefa tohumları bir birkarlar düştükçe, tepeler bembeyazyürek katran karasıysaarada eller kalkıyorsa semayaarada… yumruk döğüyorsa böğrüsevda savruluyorsa gözde, duman duman…cefa yığılıp yükseliyorsa yaba boyugönül harman yeridir neylesin bedenhasada küsüp harmana gelmemek ol muyorsagönül harmansız bedeni neyler, teneşir paklamazkalbur kalbur çeç, cefa, o da bahtın tecellisiyseBiçaredir beden, feryat figan faydasızsaNeyler beden, gönül avuntusu aşktan gayrı

gönül hasada ermemişse bahardarüzgârlar savurur hazan vaktibiçaredir beden neylesin

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 138: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

EYLÜL FIRTINALARı

EYLÜL FIRTINALARI

Yine bir Eylül fırtınası esiyor Bir Eylül fırtınası….Yüreğimde bir sızıAzıyor kabuk bağlamış yaralar Yeni yeni yaralar…

Yine bir Eylül fırtınasıKaç dalım kırılacakKaç hasadım talan…Kaç köküme kibrit suyu dökülecekYine yastayım, yine yasta…Yasım bayram olurKurdun, kuşun gözü hasadımdadırHasadım talan, yasım bayram, kurda kuşa

Bir Eylül fırtınasıGüz yağmuru esirDamla damla akan kanaBir Eylül sabahıYine gölgelenecek göklerin mavisiPerdelenecek güneşin kızılıKararacak dünyam, azacak yaralarımDüşlerini kuracağım mavi göklerin Güneşli günlerinYine bir Eylül sabahı karacak dünyam

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 139: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Felekten Bir Gün Çalalım Bu Gece

FELEKTEN BİR GÜN ÇALALIM

Dertlerini yele ver, gözyaşlarını seleDünün acısını uyut, sar yorgan altınaKin öfkeni at, geri dönüşüm kutusunaGel felekten bir güncük gün çalalım bu gece

Sabahı düşünme, açıl, saçıl, bürün kokunaTepinme, kaçma, bırak nazı, sarıl kolumaSevdaya ait ne biliyorsan söyle, söylerim dinleGel felekten bir güncük gün çalalım bu gece

Yıldızlara kafa tut, sen ol talih yıldızımGüneşe kafa tut, ışığın sarsın bedenimiDağlara kafa tut, dağlar gibi yasla sırtımıGel felekten bir güncük gün çalalım bu gece

Aşımıza zehir kattı, derdimize dertBak büktü belimizi, ağarttı saçımızıBaharı hazana çevirdi, yazımızı kışaYasımıza bakmadan çaldı koca bir ömürGel felekten bir güncük gün çalalım gel gece

Zar üstüne zar attı sırtımızdaŞeşleri yeke çevirdi, yek üstüne yekYolumuza mayın döşedi, dönemece tuzakDostu düşman kıldı, saldı üstümüze üstümüzeTakın, kuşan, diren, felekten hesap soralım bu gece

Dualar edelim sabah olmasınOlan sabahlar dert üstüne dert doğurmasınDualar edelim umutlar sönüp rüyalar bölünmesinDertler ipe dizilsin tek tek, sevdalar kurşuna dizilmesinYeter ki iste, gel istersen kalan ömrümüzü çalalım felekten!

İbrahim Şahin 2

Page 140: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GAMLIYIM GAMLı

GAMLIYIM GAMLI

Karlı dağlardan gamlı haberler alırımBölünür uykularım bölük bölükUmut ışıkları düşlerim soluk solukHer günüm aratır bir öncesiniYarınlara nasıl kucak açam, nasıl…

Şehir eşkıyası kol gezer olmuşGünbe gün, güpegündüzCamlar yere seriliÇare olmuyorKepenk kilitleri

Korku hasat olmuşHer kepenk açış kapayışKorku servetHer mekân her daim

Karlı dağlardan gamlı haberler alırımBölünür uykularım bölük bölükKar kaplamış, yollar aşılmazHastam yolda can verirBir kulaç genişlemiş yolum, yüz yıldaBir arşın kısalmış…Nasıl övünür, nasıl sevinirim, nasıl…

Beş yılda bir vaat alır avunurumBir oy verir dövünürümBir gelen, bir daha gelmez dağlar ardınaDağlar vardı sırdaşımDağlar vardı geçimimDağlar dar eylendiGeçimim hiç eylendiToprağım işlenmez olduAmbarlar boşHalime reçete yazılırReçeteler dertten derde sürüklerGamlıyım, gamlı…

Gamlıyım, gamlı…Sabır dedilerBekle dedilerBekle gör dedilerBekledim görmedim gamdan gayrıVaazlara kulak açmam gayrıGamlıyım, gamlı…

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 141: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gel Can

GEL CAN

Cann,Kilitlemiştim gönül kapımıPaslanmıştı kilidi çoktanAçılmaz sanmıştım be cannnAçtın kilidi, neden girmezsin içeri

Çoramıştı, gönül bahçem çoktanYeşermez sanmıştım, be cannnGüller donandı dallarım, cannnBekler yolunu, her biri be cannn

Gel can, gelll!Güllerin en tomurcuğunu vereceğimBedenimi, senin için yere sereceğimSensiz ağladım, senle güleceğim

Yoldurtma, açan güllerimiMucizende yeşerttiğin güllerimiBoynunu bükmesin sensiz, solmasınGel! Kopar kendi elinle, kokla doya doya

Gönlümü yol geçen hanı kılma cannGel, kapılara kör kilit vurmadan gelGündüzüm, geceye sarmadan gelHasretim bulut, yağmura sarmadan gel

Gel can gel,Sormam; sensiz geçen gecelerin hesabınıAkıttığım göz yaşlarımı, sele veririmEkârımı yele veririm, bir güneş olur doğarım

Gel can gel, bakma kör kütük oluşumaSende cana gelirim,yeşerir güle bezenirimBak İlk tomurcuk boy verdi, gözler yolunuDaha nicesi bekler sırasını, inan, inan can!

Güller solmadan gel cannnGüller savrulmadan gel cannnGönlüm çorağa sarmadan gelYeter ki gel; gül olur sararım seni

DOST KALEMLERDENE MAVİGÜL ATAŞLI

1)))) unutulmaya yüz tutmuş derken, kapılar açılıyorumutla bekleyiş başlıyor, yeter ki gelsin Can olanteşekkürler İbrahim bey'e ve Tamay hanım'a FATOŞ HUY

2))))) Can de de ne dersen de derler ye İbrahim bey aynen öyle. Can diyerekdiyeceğinizi demişsiniz. ben şiiri satır satır koyup yorumlayacaım. epey zamanımıalacak sabırla takip edersiniz artık...TAMAY ÖNAL POLAT

Page 142: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

3)))) Fatoş Hanım ve Tamay Hanım' a yorumları için teşekkürler. Can peşinedüşmekten mesajları takip edemezmişim, dermişim mi desek acaba.Saygılar.....İbrahim Şahin

4)))) bize de öyle geldi zaten İbrahim bey TAMAY ÖNAL POLAT

5)))) Dostlar öyle bir şey yok, dost bildiğim şaiirler arasınada dostluk dayanışması var.Şairin sevgilisi sözcüklerdir. Sözcükler üzerisine sevgi dünyası kurar. Bu şiirimi birDostun şiirini ilgi tutarak yazdım...............Türk edebiyatının geleceği adına şiir adınaciddi projeler içerisinde aşılması gereken birkaç engel var............yakında her birinizinşirileri seslendirilmiş olarak süpriz bir biçimde sayfanızda yer alacak. Ne yapıyorsam şiiradına yapıyorum.Grubumun yüce kalemleri ile her türlü sevincimi, üzüntümü içtenlikle paylaşmakbenimiin bir grurdur Bir şair davasına, sanatına nasıl değer verir canını ortaya koyarsasevdasına da aynı tavrı koyar. Şaiirin yalanla, sözcük avı ile işi yotur. Şair ne dediğinibilen ve dediğinin ardında durandır.

Sakın ola ki sizler böyle bir yorumda bulunduğunuz için bu yorumu yaptığımı sanmayınbaşka düşünen olacak bu yazım bir cevap olsun. Şairin gizlisi saklısı yoktur.....Saygılar.6))))) Aman İbrahim bey elbetteki hepimizin ailesi, değerler var. Arda şakalaşmak dabu değerlerin bize kattığı güzellikler değil mi. İçini ferah tutun.TAMAY ÖNAL POLAT

7)))) FAZLA NAZ AŞIK USANDIRIR)SEVGİYE DUYARSIZ KALINMAZ..ÇAĞIRAN BU KADAR YÜREKTEN GEL DİYORSAGİDİLMELİ..YÜREĞİNİZE SAĞLIK.SAYGILARIMLA..serap özen))) Cann,'Kilitlemiştim gönül kapımıPaslanmıştı kilidi çoktanAçılmaz sanmıştım be cannnAçtın kilidi, neden girmezsin içeri 'şairimiz şiirinin girişinde gönül kapısını kilitlemiş olduğunu söyleyerek geçmişine selamveriyor, sitemli de olsa vefasını belirtiyor. İnsan durduk yere gönül kapısını kilitlemez.ona bir kilitleten vardır diye düşünmüş olmalı. Açılmaz sandığının açıldığını görmesi degeğişken insan ruhunun değişimini baştan kabul edişi elbette. 'neden girmezsin içeri'burası da aşkın sabırsız tarafı olsa gerek. paslı kapıdan neden girsin ki)))))))(sürdüreceğim) TAMAY ÖNAL POLAT9)))))) Değerli Şair, umutsuz bir sevdaya kapıldığını farkedip gönlünü sevdasınakapatmak üzere iken minicik bir umut ışığı parlıyor ve o ışıltıyla Can'ı Can buluyor.VeCan'ına en içten duygularıyla gel gel ki gülistanımda senin hayalinle açılan güller, seninvarlığınla gerçeğe dönüşsün diyor...Şair sevdasının varlığı ve yokluğu arasındaki kıyasıgüzel tasvirlemiş. Kutluyorum. Bu içtenliğe de gelmemek olmaz ki..Selamlar DEMETDUYULER10))))) Cann,Kilitlemiştim gönül kapımıPaslanmıştı kilidi çoktanAçılmaz sanmıştım be cannnAçtın kilidi, neden girmezsin içeri

Hoşgeldin Can;

Page 143: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hoş geldin.Bir kere geldin artık.Bir kere girdin o kapıdan.Hoş geldin ömrüme, hoş geldin hudutlarıma.Buralar benim hayatım.Şu çizgiler alnımdaki, benim hayatımın hudutları.Aslında uzun zamandır bir sürü hudut karakolu dikip, bir sürü asker koymuştum.İzin vermiyordum topraklarıma girilmesine.Sen öyle masum ve sade bir ritimle, bir halk oyununun otantiğinde girer gibi girdin ki,Öyle bir çayda öyle bir çıra yaktın ki içimde, helal olsun dedirterek kendine,’’Tamam' dedim, 'Buyursun girsin ömrüme..'.

Çoramıştı, gönül bahçem çoktanYeşermez sanmıştım, be cannnGüller donandı dallarım, cannnBekler yolunu, her biri be cannn

Hoş geldin.Gelir gelmez yağmur yağdı farkındayım.Allah'ın hikmeti işte.Elimizde olmaz bazen her şey.Yada bahane ederiz işte böyle.Aslında bulamaz mıydım bir şemsiye?Bal gibi de bulurdum da, işime gelmedi.Özlemişim yağmurda ıslanmayı.İyi de geldi bu serinlik yangınına yüreğimin.Çayın çağladı da çıralarım zor söndü ama,Sen gelmeseydin istemezdim yağmur falan yağsın.Sen girdin ya o kapıdan içeri, değil yağmur taş yağsa koymaz artık.

Gel can, gelll!Güllerin en tomurcuğunu vereceğimBedenimi, senin için yere sereceğimSensiz ağladım, senle güleceğim

Hoş geldin, Can;

Simdi geç otur bakalım şöyle köşesine alnımdaki çizgilerin.Artık nasıl olduğunu biliyorum, telaş etmiyorum farkındaysan.Gençliğimde bende bir telaş, her gelen memnun olsun diye yer açardım da,Her giden bir çizgi daha atar giderdi alnıma.Şimdi bana kırış kırış gelen alnıma, bir çizgi de sen atacaksın anlaşıldı.

Yoldurtma, açan güllerimiMucizende yeşerttiğin güllerimiBoynunu bükmesin sensiz, solmasınGel! Kopar kendi elinle, kokla doya doya

Gönlümü yol geçen hanı kılma cannGel, kapılara kör kilit vurmadan gelGündüzüm, geceye sarmadan gelHasretim bulut, yağmura sarmadan gel

Page 144: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hoş geldin.Boş ver adını, gözlerini göster bana.O çizgiler boşuna olmadı. Gözlerine baksam anlarım derdini, üzme kendini.

Gel Can, bir nefeslikte olsa gel;Bil ki bir kere girdin mi o kapıdan, bu hudutlar bırakmaz adamı.Artık benden biri olur çıkarsın.Tehlikelidir ama zevklidir benden biri olmak.Benden olmak, benimle ıslanmak demek.Eğlenirken zatürre olmayı da göze alabilmek demek.Ama ağlarsan gecenin bir yarısı,Kaf Dağı'nda bile olsa kopup gelecek bir omuz demek sorgusuz yaslanılacak.

Gel can gel, bakma kör kütük oluşuma

bakma hayatımın karanlık duruşuna, ışığım gözlerimdedir Can, bakma sana bakarkennehirlerimin coşkusuna, görmek istersen dibini, debisine inmek gerekir Can...benimleolmak benimle yaşlanmaktır Can..

Gönlüm çorağa sarmadan gelYeter ki gel; gül olur sararım seni

Gel Can, Güneş'i sağarken gönül semalarında, bir yıldız olda gel..yüreğimin sevgisizkalmış topraklarını sulayarak gel, gelde gerisini düşünmeden gel...gözlerini kararttagel...

Tebrikler şaire....ALİ NİYAZİ GÜL11)))) Merhaba dostum şiire yorum eklemek demiyorum ben ona, asıl olan şairinüretmiş olduğu güzelliğe, bir nebze yada bir yudumluk da olsa ilave ederek paylaşımyapabiliyor isek ne mutlu hepimize, çok güzel bir şiirdi, tekrar tebriklerimi sunuyorumve selamlar iletiyorum tüm dostlara.12)))) Merhaba Grubum, Dostlarım, Canlarım., Ben, değerli şairimiz İbrahim ŞAHİN’ inşiiri “ GEL CAN” ı Karşı tarafın(kapıya gelen beklenmedik misafirin) seslenişiyleyanıtlamaya çalıştım. Tabii ne kadar katabildiysem yürek sesimi artık..r.d.Belli ki o gönlün kapısının kilitlenmesine neden olan, yıllar olmuş gideli; aşka, dosta,sevgiye hasret bırakalı… Kırık, umutsuz ve yine de susuz yürek beklerken sevileni …Beklenmedik bir anda gelir beklenilmeyeni..Paslanmış kilidi açacak kadar sevgi kucağı…İyi de...Kapıda bekleyenin de karışıktır kafası; “ Ya dökülür saçılırsa kucağındakiler..Yahoyrat bir else.. örseler kirletirse avucundaki gül kokusunu..Ya kapıdan ürkü dolu,boynu bükük gönderilirse..Ne bilsin ki sahip; bir zamanlar O’ nun da kırılmış kanadıkolu..”; bekler kapıda -şaşkın ve tereddütlü- o sımsıcacık eli; çağırıyordu..Duydu paslıkilidin ardındaki coşkulu çağlayanı…Ne kadar içten, ne kadar yürektendi sesi..Yıllarca beklemiş, bakmış beslemiş gönülbahçesini; tıpkı kendisi gibi..Soludu güllerin kokusunu ta derinlerine..Ne güzel güller..!Dalları budak budak, dikenlerin gölgesinde, güvenli; çağırıyor, benlik deuvarını aşanrayihasıyla..Âh bu ses! Âh bu ses! ..Yıllarca beklediği..Gülşeninde açamamış ya da açarkensoldurulmuş tomurcuğu vaadeden..Bedeni yerlere serecek kadar,, yokluğunda ağlayıpvarlığında gülecek..Çağırıyor işte..Uğruna neleri göze alan ses..Nasıl da içten, nasıl aşkdolu ve insan..” Gel, gel..” diye yalvaran; bedeni, ruhu sevgiyle çağlayan…Ne olacak şimdi? Gelişiyle renklenen bu bahçe gidişiyle solacak; belli..Kopacak her bir

Page 145: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

gül yaprağı, yeşermeyecek, bükecek boynunu..Oysa gitse, girse o bahçedeniçeri…Koklasa gülleri tek tek…duysa içine çektiği mucizeyi…Ve inansa..İnansa ne olur…O gönül beklemiş yıllarca..O gönül yol geçen hanı olmamış ki..Bir kez daha vurursakapısına paslı kilidi; karanlığa gömülecek gece ve gündüz bir..Dinmeyecek bulutlarınyası..Seni senden de çok..Seni sana rağmen…Seni seninle birlikte yanyana, gönül gönüle,can cana sevecek olan..Gecelerin öncesini sormayacak… Güneş olup ruhuna dolacakolan bu sesi duy…Duy be can…Aşk sarhoşu şu yüreği hor görme..Aldanma kör kütüklüğüne..Esriyen gönülün yeşermesafhaları görünen..Görmüyor musun açan tomurcuğu; sana eğilen…Ve daha sıradaaçmayı bekleyen..sana…Yeter ki gel; gül olur sarar seni Gir..Gir içeri korkmadan! Aradığın, beklediğindi…Savrulmadan, solmadan, çorak çölde kaybolmadan gir i...................REFİKA DOĞAN13)))) Dostlar, inanın ilk defa bu kadar geniş kapsamlı bir yorumla karşı karşıyayım.Yorumlar şiirden çok çok özlü yorumunu esirgemeyen şiir yürekli dostlar, sağolun varolun. En son Refika doğan eklemiş teşekkürler.

Mavigül Ataşlı farkı bu olsa gerek. Sizlerle birlikte olmak ayrı bir zevk. Tüm dostlarasaygı,selam.14)))) Çoramıştı, gönül bahçem çoktanYeşermez sanmıştım, be cannnGüller donandı dallarım, cannnBekler yolunu, her biri be cannnMutluluk anının güllerle anlatımı türk edebiyatının vazgeçilmezlerinden biridir. İbrahimbey de geleneği bozmuyor ve güleri şiirinin bu bölümüne nazikçe yerleştiriyor.'Gel can, gelll!Güllerin en tomurcuğunu vereceğimBedenimi, senin için yere sereceğimSensiz ağladım, senle güleceğim ' aynı zarif yaklaşımı burada da görüyoruz.tersiniyapabilirdi,Güleri yere serip beden sunabilirdi ama bu zarif olmazdı. Güleri sunmakelbette çok daha şairane...

'Yoldurtma, açan güllerimiMucizende yeşerttiğin güllerimiBoynunu bükmesin sensiz, solmasınGel! Kopar kendi elinle, kokla doya doya ' Kuşkunun hoş açıklanışı oturmuşdizelere...Ya yoldurursa ya gelmezse, ya koklamazsa yerine 'boynunu bükmesin'demiş.....''Gönlümü yol geçen hanı kılma cannGel, kapılara kör kilit vurmadan gelGündüzüm, geceye sarmadan gelHasretim bulut, yağmura sarmadan gel''bu şaşkınlık hali gülümsetiyor okuru. Kapılarına körkilit vurmakla yolgeçen hanı olmakseçeneklerindeki tezatı kulanarak şair seven yüreğin şaşkınlığını koyuyorortaya...TAMAY ÖNAL POLAT15)))) Şair, görendir, sezendir. Şair zor anlaşılandır. Bir şairi ancak şair anlar.

Ön sezi midir, tesadüf müdür bilinmez. Şair dostları tanımadan; ''Bir Sevgilin Bir ŞairDostun Olsun'' Şiirimi yazdım. Bir şair dosluğun sevgiliye eşdeğer olduğunu ortayakoydum. Zaman içerisinde yüreği sevgi ile dolu dost kalemlerle tanıştıkça dosluklarınbağını, gücünü gördüm ve şiirimi söz olsun diye yazmadığımı, şiirin derinlik boyutu,

Page 146: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

gerçeklik boyutu olduğunu an be an yaşadım. Grubumdaki sıcaklık, içtenlik dostluklarınen güzeli günlük hayatımızda yaşatamadığımız, tadamadığımız tatlar. Sizlerle aynıgrubun mensubu olmayı onurla taşıyorum. Yorum ekleyen eklemeyen bütünarkadaşlara aynı gözle bakıyorum. Her biri ile ayrı paydalarda bu dostluğu yaşamızdır.Dostların zaman yokluğu nedeni ile yorum eklemediklerini biliyor saygı duyarım. Zamanzaman kendim de en saygı duyduğum arkadaşların mesajlarına yanıtverebilmeyebiliyorum. Günlük bir arkadaşla yazışmak, mesajlara bir göz atmak bilegrubun sıcaklığını,dosluğunu tatmama yeterli oluyor.

Bütün kalem dostlara sayı, selam.İBRAHİM ŞANİN16)))) Şiirin başlığı bile insanı anında sarıp sarmalıyor ve şiirin içeriğinin nasıl olacağınıanlatıyor. CAN insanın öz varlığıdır ve ondan vazgeçmesi mümkün değildir. Can’danvazgeçtiğinde yaşam zaten bitmiş demektir.

Şair bunun bilincinde ve yaşamsı için canına can katacak diğer yarısını arıyor ve oyarısının ne olursa olsun onunla birlikte olmasını diliyor. CAN diye seslendiğinde kişi,kapılar kapalı, yollar dikenli, günler karanlık, dağlar aşılmaz da olsa mutlaka geleceğinive gelmesi gerektiğini düşünüyor. Bence de olması gereken o. Eğer sevgiliye yaşamı vesevgiyi sunmak istiyorsa CAN diye seslendiği kişi her türlü engeli aşıp mutlaka ulaşmalıve ona yaşamı tekrar müjdelemeli. Kışları yaz, hazanları bahar yapmalı. O gönlevardığında kendini bekleyen gülleliklerin farkında olmalı.

Çok özel bir şiir. Özel bir kişi için yazılmış ve o özel kişinin bu sesi duyacağındaneminim. Ne bahçenizde açan Çiçeklerin solmasına izin verir, ne de yüreğinizin hepkışlarda kalmasına.

Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. Ve teşekkür ediyorum bu güzellikte bir şiirokuttuğunuz için. Saygılar yüreğinize..... Türkan DİNÇER17)))) Kalemine ve dosluğuna değer verdiğim dostlardan biri olan Türkan Hanım,yorumunuz için teşekkürler.İBRAHİM ŞAHİN1)))) bu güzel şiir için biz teşekkür

İbrahim Şahin 2

Page 147: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gel Ey Gönlümün Sultanı

GEL EY GÖNLÜMÜN SULTANI

Gezgin miyim, gülden güle konayımYüzsüz müyüm, kapı kapı çalayımDilenci miyim, aşkı dileneyimHercai çiçek miyim her, gönülde açayım

Rengim solukça, kokum bedene siniliSabredip bakıştıkça, renkler örülürTenezzül edip koklandıkça, kokuya bürünürTiksinimler, hüzün, feryat, çarmıha gerilir

Sanal değilim, ısınır tenim,Lütfedip sararsa tenin.Sanal değilim, ıslanır tenimÇıplak bedenime, düşerse gözyaşın

Sanal değilim, vurulur kıvranırım,Şimşeğinle çakılmış her oktaYanar tüterim, ayrılık közü düşer yüreğimeYanar ağlarım, dost bildiğim gülerse seyrime

Yediemin değilim, kilit vurulmaz gönlümeGirmek istersen açık kapım, zimmetle mülkünBeş yıllık iktidar değil ki devrilsin, yenisi seçilsinBir ömür saltanat sür, gel ey gönlümün sultanı

İbrahim Şahin 2

Page 148: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gel Gönül Dergâhıma

Düşmüşüm tuzağınaSürgüne vurmaKurşuna diz beniOk saplı,Kan damlar yüreğimSar beniDerman diler gönlümDuy beniGönlüm gonca gül kokusuBal peteği, kokla, tat beniDüşmüşüm yoluna hali perişanGör beni, duy beni, ara bul beniDört duvar arası çile dergâhından çıkGel gönül dergâhıma tahtını kurOku, üfle efsuna sar beni beni

İbrahim Şahin 2

Page 149: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gel Hele

Kapılar açılmışken, geç oturYarın olmadan, kapanır kapım Gül sunmuşsam, kokla şimdi Yarına kalmadan kokular, uçar gider

Isınmışsa bedenim, sar kolun Yarın olmadan soğur gider Söylemişsem sözüm, dinle! Yarın olmadan, unutulur gider

‘’Hele dur! ’’ deme, sevdama bir keredeYarına çok sular akar, köprülerin altındanSele kapılır gider, ah çeker, bakınırsın ardındanÇok rüzgârlar eser, tufanlar kopar, savrulur gider

Yarın dediğin, kaçıştır Yarın dediğin; yitiş, unutuluş Gireceksen, bugün gir gönlüme Yarınlar seni de, beni de, yutar gider

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 150: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GELECEĞİN UMUDUM GÖKSU BİLİYOR musun

GELECEĞİN UMUDUMGÖKSU BİLİYOR MUSUN

Gök Tanrı’dan adınToroslar’dan bereketinNadire’de mucizenZeyve’de cennetinaz geldi sana Göksuköprüde boğuldundere tepe düzledingöl oluşun eli kulağındamerak etmePladanburnu çay bahçelerimÇiftlik Koyağı kumsalımşejlonk gölgesi uzanışlardüşümde biliyor musun

süzülür sandallarağ atan,ağ toplayan babayiğitlerdüşümde biliyor musunçamdibinde;çam ladin kokuluyosun kokulubalık ızgaralaryan köşende kızarmış ekmekleraz ilerde bişek sallayan genç kızlardüşümde biliyor musun

kurulmuş cıngıldakHans’ın göbeği sarkarKeyfine diyecek yokfirst lady bişeğe vurursarışını ata binerbir diğeri resmini çekerdüşümde biliyor musun

Körisristan’daTozlu’da villalarElde dürbün, seyri sefalarDüşümde biliyor musun

Dekeçatın’dan yola düşenSeyranburnu’ndan seyredenYola koyulmuş, geliyor artıkdüşümde biliyor musun

deniz tuzu yanığıdeniz vurgunu,çöl kaçkınıdağları yol edişikıyı köşe otağ kuruşu

Page 151: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

arabaların fır dönüşüdüşümde biliyor musun

zurnaların inlediğikeklik havasının oynandığıyayığın, tuluğun sergilendiğigünler düşümde biliyor musun

göklük asaletin, şanıngeleceğin umudumbiliyor musun Göksu, biliyor musun‘’geleceğin umudum’’

İBRAHİM ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 152: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gidersem

GİDERSEM

Sanma kiTaşıdığın beden senin

İçindeki ruh benimBedenini saran tenimYığılır kalır bedeninAyrılığın ayak sesinde

Yere serilir yıldızlarKaranlığa boğulur, şafakBuza keser, sıcak yatağınZincire vurulur beden

Bakınmadan yürüdüğünO yollar, yollar…Dönüp dönüp baktığınBeni aradığın aşinan olurSelam vermeye Tenezzül bile etmediğinDostlarımHaberimi sorduğun olur

Koskoca dünyaCeviz kabuğuna sığarAlır kabuğunaDar gelir sanaDikilir her köşe başınaBir çarmıhİpe çeker seniYürür üstüne üstüneCaddeler…Ararsın sel sularındaBen yokumdur, ben yok…Kim bilirHangi sel yutağındayımdırNerden bilesinGirdabın batağındaÇırpınışındırTek bildiğinTek dostundurTutunabilirsen bir dal

Ben gidersemTersine döner dünyaBir başka doğar güneşBir başka çöker karanlıkBulut yitirir mavisini

İşte o zaman anlarsınAnlarsın, lamı cimi yok lo

Page 153: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İnsanlar sevdiğineNiye ‘’Dünyamsım’’ der

Bir zamanlarAklının ucundan bile geçmezken‘’Dünyam! ’’ Demek, az gelirSevgini anlatmaya

Ve seninBende yaşadığını anladığın gibiBende öldüğünü de anlarsınO daİnsanların‘Dünyam yıkıldı’’ deyişi be loDünyam yıkıldı deyişi…

Yok saydığımızKüçücük sandığımızKos koca dünyaYıkıp kuramadığımızKos koca dünyaHey gidi koca dünyaAvuçlarıma alabilseydimCebimde saklardım, cebimde be

İbrahim Şahin

<EMBEDSRC='http://www.antoloji.com/siir/media/39/www_antoloji_com_1023939_784.MP3'autostart=true loop=1 hidden=true,false width=300 heaight=8>

İbrahim Şahin 2

Page 154: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gittin Gideli

GİTTİN GİDELİ

Tenimde;Kokun kaldıGözümde izinKulağımda son sözünYankır gittin gideli…

Yüreğimde közün Kavrulur Sen gittin gideli…

Sen yitikSen kaçakBen yüreğimde tutsakSen gittin gideli…

Mazide yaşanmışlıklarBaşkaldırır hortlarcasına…Göz kırpar yaşanmamışlıklarKeder yükler umutlaraHer yaşanmışlıkKapanır her umut, perde perde…Sen gittin gideli…

Seher yeliKokun savururBulutlar;Göz yaşlarımı toplarYüreğim şimşekler çakarTutuşur yağmurSeller akar yüreğimdeSen gittin gideli

Düşlerim bahara ermezGittin gideliYokluğun doluya tutarüşür yüreğimGittin gideli İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 155: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GOOD BYE MEMEDo

GOOD BYE MEMEDO

Karaomanoğlu MehmetBekleme bizden hürmetİhanet üstüne ihanet ettikLanet üstüne lanet okumasak daEmanetlerine ihanet ettik bir bir

Dergâhlar, bargâhlar çoktan unuttu adınıWelcome yazdık giriş çıkışınaHello memo, good bye memo der olduk

Sultan-ı Azam emniyetle geçilmek üzereToroslar’ın kaderini bağlayanBir köprü emretmişti haniYusuf Usta yapmıştı bin bir aşklaGezmeli değil, görmeli demişti ustasınaAdı destan olmuştu Görmeli Köprüsü diyeYüz yıllar direnmişti en azgın sularaNe göçler taşımıştı deve kervanlıBardat’tan Barcın’aKöpek havlamalı çan sesli sürülerKoçaş nuru ladin kokulu kamyonlarAzığı bel kuşağında gurbet yolcuları

Şimdi sormaYüreğim sızlarKalemim kan damlarBunu sana nasıl yazarımVefasızlığımıza boyun büktüKendini sulara gömer diye

Gurur abidesi kitabesiniUtanç madalyası olarak saklayacağızBağışla bizi demeye yüzümüz mü varBin bir utançla özür dileriz sendenİhanet üstüne ihanet ettik bilge insan

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 156: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GÖBEK BAĞIM GÖNÜL BAĞIM TOROSLAr

GÖBEK BAĞIM GÖNÜL BAĞIM TOROSLAR

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/bm-3wvEaR1/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/bm-3wvEaR1.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

Ah be ToroslarDik yamaçlarYüksek tepelerYüce dağlar…Bir arpa boyu kazançlarGeceler gündüze katılırKışlar yazaDidin babam didinKız ayazYaz sıcak ve kurakKavrulur toprakToprak çatlarBaşak burukDudaklar çatlakYüzler kavlak kavlak

Dağlar geçit vermezYollar yokuş mu yokuşÇalışmak cehennemden ateş çalmakAyıptır yandım anam demekLükstür dinlenmekUtançtır yan gelip yatmakSelam sabah kesilir eş dosttan

Yılgınlık hele de pes etmekAlında kara lekeTek kurtuluştur yolunda yürümekUğrunda ölmek

Dayanacaksın koca dağaTaş çetinYürek mangalBilek balyozDevireceksin koca dağıKalbura çevireceksin toprağıBir avuç içi doluvermişseNe mutlu sana

Üzülmek yoktur kaderindeTeselli umudu, bahtınaBitmiştir kıyı köşeBir yeşil yaprakVarsa bir kuru ekmekDürüm kolayBuz gibi su

Page 157: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yudum yağ kaymakSenden bahtiyarı yokTeselli umudu yaşamBir esen yelin olmasaBir şırılar akar pınarDönerdin çekilmez çileyeAh be Toroslar

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 158: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönlüm Sana Şifrelendi

GÖNLÜMÜ ŞİFRELEDİN

Bir bağlandım pir bağlandımGönlüm sana şifrelendiYazan sen, çözen senNoktayı, virgülü koyan sen

Gönlüm sana şifrelendiAğlıyorsa sebebi sensinGülüyorsa sebebi sensinDert sende, şifa sende

Gönlüm sana şifrelendiİster vur dizine otursunİster devri âlem gezinsinVicdan sende tercih sende

Gönlüm sana şifrelendiİster ninni söyle, uyut dizindeİster türkü söyle, halay çektirSaz sende, söz sende

Gönlüm sana şifrelendiİster sustur lal eyleİster bülbüle çevirHak sende, hukuk sende

Gönlüm sana şifrelendiİster tavşan kıl, ister tazıİster kovala, ister kovalanHüner sende, sihir sende

Gönlüm sana şifrelendiİster rüyalara bürüİster rüzgârında savurRüya sende, rüzgâr sende

Gönlüm sana şifrelendiİster gecemi gündüze çevirİster gündüzümü geceyeGece sende, gündüz sende

Gönlüm sana şifrelendiİster güle donatİster bozkıra çevirBağ sende, gül sende

Gönlüm sana şifrelendiİster dert batağına çevirİster, cana can kat güldürDert sende, şifa sende

Page 159: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönlüm sana şifrelendiİster ömrüme ömür katİster ömrümü törpüleÖmür bende törpü sende

İbrahim Şahin 2

Page 160: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönlümün Sultanı

GÖNLÜMÜN SULTANI

Ayan beyan girmişsenGönül sarayımaTaht kurup oturmuşsanGönül köşkümeKalk diyememAdettendirDenmez davetsiz misafire bileAdressizken, viraneyken gönlümAdresini yazmış mülk edinmişsenSilemem, alamam elindenPerdeler aralamış, ışık süzülmüşseKör karanlık dünyamaPerde çekememDikenlerin yaralasa da yüreğimiGonca gülün koklamakBir ömür bağışlar banaSanma ki beddualar okurumDualardır sayıkladığımŞarkılarındır mırıldadığım

İbrahim Şahin 2

Page 161: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönül Bağı

GÖNÜL BAĞI

Keder düşerse, gönül bağına Hazana döner, solar güller Gökyüzü zindana bürünür Vurgun yemişe döner, beden Sessiz sedasız, kabuğuna bürünür Ne dost, ne düşman bilinir

Sevinç düşerse, gönül bağına Ebemkuşağına bürünür, gökyüzü Yedi cana bürünür beden, kabuğuna sığmaz Şarkı mırıldar dudaklar, gözler cümbüş kurar Davetiye dağıtır bakışlar, bendini yıkar gönül konağı Gönüller ağırlanır, biri kalkar biri oturur, gönül yolgeçen hanı

Keder düşerse gönül bağınaMaskeler düşer, yüzler değişirBakışlar değişir, duyulan sözler değişirBedende dert köz, kavruğu bir beden bilirDuman kaplar dağları, ne gören olur, ne duyan

İbrahim Şahin 2

Page 162: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönül Cevherin

Gönül CevherinKalbin ve umudunGirmişse dümen suyunaBir kez, ters düşmeye görHele bir kez, kuyruğuna basmaya gör…

Yüceltir, yüceltir semalarda savurur…Demirkazık gibi çivileyiverir zemineDağılır bütün umutların, seyreyle cam kırıklarıGücün yeterse topla, birleştir, bir de varsa sabrın

Kırılmaya görsün bir kere cevherinBir kırılmak baki, bir kıran, katlan katlanabilirsenKıran zalim uçar gider, kırılan gönlün küser giderBekle ki gelir. Masala döner.. Bekle ki dönesin sabır taşına

İbrahim Şahin 2

Page 163: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönül Ehli

GÖNÜL EHLİ

Ey gönül, gönül ehline düşmez isenÖmrün karalar bağlandığın günündürYıldızlarla donattığın dünyan yere serilirUfuk çizgileri daralır, zindan kaleye düşersin

Gördükçe gizli dertlerin örülür, umutlar yere serilirÇözdükçe bağlanır düğümlerin, kördüğüm yaşantınİşittikçe sitem yükü sözler, azar kan kıran dertlerinDertler bağın, dertler zimmetin, dert yumağı ömrün

Ok üstüne oklar saplanır kalbinin orta yerineKan üstüne kan damlar yüreğine, inileyen deli danaGece gündüz, çığ gibi yığılır üstüne, dert üstüne derdinÖmrün karalar bağladığın günündür, otur ağla derdine

Belin büküldükçe bükülür, kambur baş kaldırırSaçın döküldükçe dökülür, bakar kelin avunurYüz haritanda belir, çizilir, dertlerin dağı tepesiBaharın hazana döner, oturur dizler dövünür

Ey gönül, Gönül kuşu bir kez girer kafeseKafesi severse türküler dokur yasındaKafes severse kuşu, kafeste teller, coşarAltına bezenir, kirinden arınır arınır ışılar

Gönül ehlidir ki kargayı bülbüle çevirirAllar pullar, lal diller çözülür, türküler dizilirGönül ehli değilse ki şakıyan diller lal olurKanat yolunur, kınalı tüyler yolunur, kel aynak olunur

İbrahim Şahin 2

Page 164: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönül Ehli 2

Ey gönül, gönül ehline düşmez isenÖmrün karalar bağlandığın günündürYıldızlarla donattığın dünyan yere serilirUfuk çizgileri daralır, zindan kaleye düşersin

Gördükçe gizli dertlerin örülür, umutlar yere serilirÇözdükçe bağlanır düğümlerin, kördüğüm yaşantınİşittikçe sitem yükü sözler, azar kan kıran dertlerinDertler bağın, dertler zimmetin, dert yumağı ömrün

Ok üstüne oklar saplanır kalbinin orta yerineKan üstüne kan damlar yüreğine, inileyen deli danaGece gündüz, çığ gibi yığılır üstüne, dert üstüne derdinÖmrün karalar bağladığın günündür, otur ağla derdine

Belin büküldükçe bükülür, kambur baş kaldırırSaçın döküldükçe dökülür, bakar kelin avunurYüz haritanda belir, çizilir, dertlerin dağı tepesiBaharın hazana döner, oturur dizler dövünür

Ey gönül, Gönül kuşu bir kez girer kafeseKafesi severse türküler dokur yasındaKafes severse kuşu, kafeste teller, coşarAltına bezenir, kirinden arınır arınır ışılar

Gönül ehlidir ki kargayı bülbüle çevirirAllar pullar, lal diller çözülür, türküler dizilirGönül ehli değilse ki şakıyan diller lal olurKanat yolunur, kınalı tüyler yolunur, kel aynak olunur

İbrahim Şahin 2

Page 165: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönül Maya Tutmaz

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/QOZ8ydbsSU/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/QOZ8ydbsSU.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

Maya tutmaz gönülKırağı düşmüşse bir kereMuson vurmuşsa tomurcuğaGül açmaz, koku saçmaz

Maya tutmaz gönülVurgun yemişse bir kereAva gelmez bir türlüKabuğuna çekilir inci

Maya tutmaz gönülÇatlamışsa kabuk bir kereOnulmaz yara sarar bedeniAtan damarlar durur

Maya tutmaz gönülTufana tutulmuşsa bir kereKin kusar, ateş püskürürKabarır nefretin tohumu

Maya tutmaz gönülDem tutmaz uykudaKaymak tutmaz yüzüYağ bağlamaz yüreği

Maya tutmaz gönülGözyaşı sele dönmüşseÇağlar gönül taşkın sulardaAkar sel olur, seller göl

Maya tutmaz gönülSele kaptırmışsa bedeniSelde taş olur, gölde yosunİnci, girdaplaşır kabuğunda

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 166: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönül Tedavülsüz

Gönül dediğin kafeste bir kuşKafese girerse, bir başka kuşBir beden olursa, bir başka kuşKafes altın bezeli koca saray olur

Kafese girerse başka kuşAyrı beden ve de ayrı lisanKafes dar gelir, yırtar gönülKafes zindan kale, gönül tutsak

Gönül dediğin taze bir fidanKökü başka bedende, dalı başka bedendeKök atarsa, filiz sürer, güle bezenir, dal dalBir de kökü kazınırsa, kırılır filiz, solar güller

Gönül dediğin taze fidan, kökü başka bedendeSağanak yağmur yağarsa, yeşerir filizler, dal dalGüneş bir vurursa, çimlenir tohum, yeşerir dal dalHele bir fırtınalara kapılırsa kırılır filizler, dal dal

Gönül dediğin taze fidan, kökü başka bedendeGönül dediğin İMF destekli, tedavülsüz kendinceGönül dediğin hepten İMF’ye çatışık, İMF’ye dost Gönül bilmez ne zaman güler, ne zaman ağlar, İMF bilir

İbrahim Şahin 2

Page 167: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönül Yörüngede Sevda Bacada

GÖNÜL YÖRÜNGEDESEVDA BACADA

Sanma ki tenin tenime değer ısınır bedenimSanma ki kıvılcım düşer tutuşur kalbimYüreğimdeysen eğer, yüreğindeysem eğerBuz denizinde bile yanar tutuşur yüreğim

Bil ki yüreğinde değilim karanlıklar kuşatırSessizliğe bürünür en işlek caddelerYas tutar uçuşan kuşlar, çiçekler koku salmazEl tutmaz, ayak yürümez, akan sular durur

Yüreğinde sarsılmışsam, sırtımı sırtıma dayasanSıra dağlar örülür aramıza, fırtınalar koparTufana kapılır bedenim, kan damlar yüreğimeTenden uzak ol, kokunu yeller getirir, sesini kuşlar

Tenin tenime, bakışın bakışıma değerGerilmişse gönül bamtelin vay halimeKokunu seller alır, sesini haydutlarGönül yörüngeden çıkarsa, yer yerinden oynar

İbrahim Şahin 2

Page 168: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gsr a

ADALET SEZERSE

SUNUŞ

Toplumsal sorumluluk anlayışı ile ele alınan ‘’ Adalet Sezerse ‘’ romanında yazarhukukun hukuk adına katledildiğine, hukukun toplumun farklı katmanlarına farklıişletildiğine toplumun iki yüz yıllık sürecini sorgulayarak çarpıcı örnekleri ile orayakoymaktadır. Yazar iki yüz yıllık çarpıcı olaylara ayna tutmakla yetinmemiş iki yüz yılsonra yaşanabileceklere dikkat çekmiştir.Toplumun bir bireyi olarak her bireyin toplumsal olayların ekseninin herhangi birdoğrultusunda, herhangi bir noktasında yer aldığını dikkate alırsak romanın hersatırında da okuyucunun kendini bulacağı nitelikte bir roman.

Hatice ŞAHİN

EĞİTİMCİ

ARKA KAPAK YAZISI

Hakkı gasbedilen ‘’Adalet’’e sığınır Hakkı katleden de sığınır adalete. Adalet hukukukatledenler içinse şemsiye… Ne var ki kapanıverir adaletin kapıları hak arayışlarda.Sıralanıverir eften, püften, boktan sebepler… Uzadıkça uzar… Örüldükçe örülür… Davauzar da uzar… Ömür biter dava bitmez. Ölümde de iz sürer çoğu kez.

Romanın kahramanı Sülo SOYLUOĞLU’nun ömrü adliye kapılarında geçer. Hukukunoynadığı oyunların hepsinde Sülo, kaybeden taraf… Hukuka olan inancını yitirir,psikolojisi bozulur. Uykuda donuna ‘’ Boktan Davalar’’ yazmaya başlar. Yapılan tıbbîtetkikte Sülo SOYLUOĞLU’nun önceden olduğu bir ameliyatta karnında bir kalemunutulduğu tespit edilir. Kalemi çıkartmaya karar verilir. Karara karşı Beyin CerrahiUzmanı, ‘’ Kalemi çıkartmanız sorunu çözmeyecektir. Gözden kaçırdığınız bir durumvar; adam beynine öyle bir komut veriyor ki beyin bokla mürekkebi ayrıştırıyor, yazıyadönüştürebiliyor. Göreceksiniz o beyin kalem çıkartıldıktan sonra da benim, sizincebinizden kalemi alacak yazmaya devam edecek. Denilen olur İlk yazı: ‘’ Bir tek kalemkime yetecek, atın çöpe.’’Sülo, hukuk mücadelesine devam eder. Hukukun Sülo’ya ördüğü çorabı okuyan herkeskendi yaşadıkları ile bir benzerlik kuracak. Romanı baştan sona kendisi kurgulamayabaşlayacak.

ROMAN GİRİŞ Sülo Soylu, iş hayatına geç atılmıştı atılmasına. Adı iş, astarı geçici. Öyle de oldugeçici işi. Geçici işi, Sülo’ya iş tecrübesi kazandırmadı, yeni iş kapıları aralamadıaralamasına; adliye kapılarını araladı. Öyle bir aralık… Aralığın sonu; karanlık… İşe başlangıcının ikinci haftası Sülo, maaş bodrorusu yerine ‘’ASLİYE HUKUKMAHKEMESİ’’ celbini aldı. Sülo, Asliye Hukuk mahkemesinde… Sülo, davacı kürsüsünde, davalı kürsüsünde işvereni kabzımal, yanında müdafiavukatı. Karşısında Hakim, hakimin kürsüsünün önünde zabit kâtibi. Sülo’nun sol kolu alçıda. Sülo, patlamaya hazır bomba…

Page 169: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bıraksalar bakışları ile boğacaktı kabzımalı. Yumruklar sıkılı, dişler kemik dişleyenköpek dişi… Bakışlar tarifsiz… Kabzımal için sıradan iş, sıradan bir gün, sıradan geçen saatler… Duruşu, sakinliği;otobüs durağında otobüs bekleyen cinsten.Hakim Sülo’nun dosyasının ilk belgesine bir göz atar. İlk belge ‘’ GSR Belgesi’GSR – ( Negatif)Hakim anlamsızca Sülo’nun gözünün içine bakar. Bakışlara Sülo anlam veremez. Süloolan bitenden habersiz. Yaşadıkları gözünün önünde. Haklılığına olan inancı gözlerindenfırlayacak. Hakim de Sülo’dan yana ki öyle baktı. Daha doğrusu bakmadı öyle, Süloöyle sandı.Hakim davalı dosyasına baktı.GSR + ( pozitif).Hakim davalının yüzüne tebessümle baktı. Davalı tebessümle karşılık verdi.Hakim bakışlarını zabıt katibine çevirdi,zabıt katibine ilk cümleyi yazdırdı ‘’…/…../…../günü …… saat….’te davalı ve davalının, davalı avukatının duruşmada hazır bulunduğutespit edildi. Duruşmaya başlandı.’’ Hakim (Sülo’ya),’’ dava dilekçesinde yer alan şikâyetinizi adliyede hakim ve tanıklarhuzurunda tekrarlayacak mısınız?’’ diye sordu. Sülo’dan ‘’ Evet.’’ Sözünü alan hâkim,ikinci sorusunu sordu,- Olay nasıl vuku buldu?- Sayın Hakimim, okul bitmiş, bir müddet işsiz kalmıştım. İşsiz kalışım annem babamiçin bir dert olmuştu. İlk cümle götürdü Sulo’yu ilk güne… Sülo, adliyede değil. Sülo, hakim karşısında değil. Sülo, sinema salonunun locasında.Filmin başrol oyuncusu. Filmin senaristi. Filmin yönetmeni.Ve filmin tercümanı. Filmi izliyor, filmi tercüme ediyordu hâkime.EV SAHNESİ (Kahvaltı sofrası, yer sofrası, peynir zeytin, yumurta, domates vs. Baba, anne, ikierkek çocuk 18 yaş 25 yaş) Annesi, çayları dolduruyor, dönüp dönüp büyük – Kendisi- oğluna bakıyor. Babasıyemekle meşgul...Annesi,- Bu çocuğun sonu ne olacak?Babası,- Allaha şükür okulu bitirdi. Sağlığı yerinde.- İş diyorum, iş.Sülo,- Okul dedeniz okudum. Yaşıtlarım oynarken sokağa çıkarmadınız. ‘’Oku! , Oku! ’’dediniz. Sonuç bok. Babası, ‘’Oğlum bak, üç yüz bin atanamayan öğretmen var. Her birinin ayrı ayrıderdi var. Ev derdin yok, aş derdin yok şükret haline. Biz zamanında daha kötüsünügördük. Bir iş buluruz elbet. Bunları dert etme. Okuma ümidi ile gidip milyonlarca gençkurşuna dizildi. Hapse atıldı. Sağ dediler, sol dediler kardeşi kardeşe kurşunlattılar. Sağcı olduysan suçlu oldun,solcu olduysan suçlu oldun. Necdet Adalı’yı solcu diye astılar, peşinden MustafaPehlivanoğlu’nu sağcı diye astılar. İkisi de bu vatanın evladıydı.Hayatlarının baharında solduruldular. Her ikisinin de daha bıyıkları terlememişti. Teksuçları, suç elbiseleri bedenlerine uygundu.

Sokağa çıkamadığımız günler oldu. Çocuğunu okula işe gönderen her babanın içindeçocuğunun ölüm haberini alma korkusu yatardı. Benim zamanımda televizyon da yoktu. Radyolar vardı pilli. Pilli diyorum. Pil iki

Page 170: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

günde biterdi. Her babanın kulağı radyodan gelecek ölüm haberinde idi. Pil bittiğizaman evine ekmek almaz önce pil alırdı. Ben bunları babama yaşattım, sen banayaşatmadın. Annesi,’’Komşu Ayşe, kabzımalcıda çalıyor. O, demişti, patronu hesap kitap işlerinebakacak eli kalem tutan birini arıyormuş. Ona bir söylesem diyorum.’’Babası,- Söyle, olursa olur. Olmazsa başka işe bakarız. Ne yarınlar biter ne ümitler.Kahvaltı biter, Anne sofrayı toplar. Anne, Komşu Ayşe Hanım’a oğlu için patronu ilegörüşmesini söylemeye gider.Anne Ayşe Hanım’ın kapısını çalar. Ayşe Hanım kapıyı açar,- Durdane, ben de hemen çıkacaktım. Gel hele içeri, hayırdır?- Ben içeri girmeyeceğim. Patronun Hesap kitap için adam arıyorsa, benim oğlanokumuş çocuk. Bir söylesen de benim çocuğu işe koysak.- Senin oğlandan iyisini mi bulacak, ben hemen söyler sana akşama haber getiririm. Komşu Ayşe işe, anne evine yol alır. Annesi bir koşu eve gelir babasına,- Ayşe Hanım, ‘’Patron senin oğlandan iyisini mi bulacak, ben söyler akşama habergetiririm.’’ dedi.- Hayırlısı. (Ayağa kalkar ceketini giyer kapıya yönelir.) Ben kahveye gidiyorum.Sülo,’’ Ben de dolaşmaya çıkıyorum. Otur otur, ev üstüme geliyor.’’diyor.Annesi, ‘’Çık oğlum, gençsin, dolaş. Ben de bulaşıkları yıkar, evi süpürürüm. Annenin işibelli ardından yemek…’’ diyor.

Sülo, saniyede filmin her bir sahnesini tekrar tekrar yaşıyor…KABZIMAL SAHNESİ (Yazıhane, Kabzımal Ayşe Hanım, Patron masada oturur, telefon görüşmesiyapmakta, Ayşe Hanım telefon görüşmesinin bitmesini bekler, ayakta.)Ayşe Hanım,- Bahri Ağabey, bizim komşunun bir oğlu var. Önüvörsiteyü bitürdü. İşki kumar neyimbilmez, yalan heç bilmez. Tam sizin aradığınız adam.- Yarın gelsin, bir de ben göreyim.- Gör, gör valla peşman olmayacağn. Görüşme biter, Ayşe Hanım patronun odasından çıkar. Dışarıda işçileri taşıyacakkamyonete doğru ilerler. Ayşe Hanım ve diğer işçiler kamyonete biner. Sebze toplamak için tarlaların yolunadüşer. Filmin ilerleyen sahnesinde,EV SAHNESİAnne (Durdane) Mutfakta bulaşık yıkıyor. Baba, kahvenin köşesine tek başına oturmuş gazete okuyor. Sülo, yol boyu bir taşın üzerine oturmuş, dereye çakıl taşı atıyor.TARLA Kadınlar, sebze topluyor, kasalar doluyor, kamyonete yükleniyor.

EV SAHNESİ Akşam olmuş, Sulo kardeşi, annesi, babası yer sofrasında yemek yemektedir.Kapı çalınır gelen Ayşe Hanım,- Senin oğlanın işi tamam. Yarın Patron bekliyor.Annesi ( Durdane),- Sağolasın, Ayşeciğim. Bu iyiliğinin altında kalmayacağım. Oğlan işe başlasın maaşınıbi alsın, seni göreceğim.

Page 171: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- O nahıl söz kız Durdane, senin oğlun benim oğlum, duymamış oluyum. Beni lafatutma, daha eve varıp sofra hazırlayacağım. Haydi, hoşça kal.- Güle güle, Ayşeciğim. Sağ ol. Allah ne muradın varsa versin. Durdane, içeri girer. ‘’Şu Ayşe gibisi yok. Bi dediğimi hiç iki etmedi. ‘’Babası,- Allah eksik etmesin. Sofra toplanır. Çaylar içilir. Yatmak için herkes odasına çekilir. Sülo, filme ara verir ikinci cümlesini söyler.Kabzımalın gözüne bakarak ‘’ Ertesi gün sabah, İş görüşmesi için gittim.’’Filmin yeni karesinde artık kabzımal yer almaktadır.KABZIMAL SAHNESİ Yazıhane, Patron, Sülo. Patron Sülo’yu bakışları ile süzer. Sülo’ya,- Demek, üniversite bitirdin.- Evet.Kabzımal, ‘’Burada günlük hesapları tutacaksın. Tartı, alınan mal, ödenecek ücret gibi.Hepsi basit. Bugün işi tanıman için işçilerle birlikte git. Ürünün toplanışını, kasalanışını,taşımasını yakından tanı. Yarın da burada gelen ürünlerin tartısını yaparak tek tek kayıtedeceksin.Sülo,- Anlaşıldı Efendim.- O zaman buyur, araba gitmek üzere sende işçilerle birlikte git.Bahçede kamyonet. Kamyonette kasalar. Kasa üstüne binenler, kasayı kucaklarınaalanlar… Sülo şaşırır,- İşçiler böyle mi gidiyor?Kabzımal,- Onlar kendi tarlalarına eşeğe binerek giderken ben atlarına araba vermişim.- Bu araba mı şimdi?- Araba değil de … Töbe, töbe… Marabanın altına makam arabası mı çekecektim.- İyi, ama bunların can güvenliği…- Merak etme onlar senin gibi muallim çocuğu değil. Götleri, taşa, toprağa, çalıya,çırpıya oturmaya alışkın.- Köylü, maraba, muallim, muallim çocuğu, o çocuğu, hepsi aynı canı taşımıyor mu?- Bak, delikanlı yanımda çalıştırdığım kişinin bana akıl vermesine, hesap sormasına,sözüme karşılık vermesine tahammülüm yok. İlk günün diye sesimi çıkarmıyorum. Bu sözleri çalışan biri söylemiş olsaydı kıçına tepiği çoktan yemişti. Sen, arabayabiniyor musun, binmiyor musun?- Bize okullarda, söze, kıça tepikle değil; söze sözle, karşılık vermeyi öğrettiler, bir desusmamayı.- Sen arabaya biniyor musun, binmiyor musun?- Arabaya biniyorum. Çalışmaya mecbur olduğum için değil, susulmaması gerektiğinigöstermek için.YOL SAHNESİ(Kamyonette 10 kadın işçi, önde Sülo, Şoför) Kamyon taşlı topraklı yolda ilerlerken kadınlar kasa üstünden oturduğu yerdenyarım metre sağa sola sallanır. Göğüsler darbuka çalmaktadır. Popolar kızgın sacaoturmuşçasına inip inip sıçramada. Düşmemek için birbirinden destek alma çabalarıçoğu kez boşa çıkar. Sülo, önde kendi kendine konuşur. ‘’ Çalışan ayrı dertte,çalışmayan ayrı dertte… Bu nasıl bir dünya? ’’ İşçiler bahçede, ağaçlara dağıldılar.O yaşlı kadınların yolda yürüyebileceğine bileimkân vermeyen Sülo ağaca tırmanışlarını görür, şaşkına döner.. Sülo, Ağaçtan inen, ağaca tırmanan, kasalarda boşaltma yapan her kadına yanaşır,konuşmaya çalışır.

Page 172: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

-Günde kaç sat çalışırsınız?— Güneş doğmadan geliriz, akşam namazına eve varırız. Okumuş çocuksun, saati desen hesapla.Sülo, kendi kendine hesap yapar. ‘’ Nerden baksan 12- 15 saat’’- Yöymeğeniz kaç para?- 30 kağat.Konuştuğu işçi ağaca tırmanmıştır. Sülo kasaya yönelen kadının peşinde- 30 Lira ücret, size yetiyor mu?Yetmese ne yapalım evlat. Bu yaştan sonra bize kim iş verir. Evimize iki ekmek alır,çocuklarımıza üç beşi harçlık veriyoruz. Ele güne muhtaç etmiyoruz. Buna da şükür. Sülo, başka kadının peşinde…- Siz çalışıyorsunuz, kocalarınız ne iş yapar?Onlar evin işini yapar. Ahırdaki inek, kümesteki tavuk, kedi köpek hepsi adam ister.Kocalarımız da onlara bakar. Yeri gelir yemeğimizi yapar. Sülo, kendi kendine ‘’Görünmeyen kadın erkek dayanışması… Görünse kim bilir gizliörgüt, ‘’ Eyleme teşebbüs!’’ bilmem ne derler? ’’DÖNÜŞ Kamyonet yüklenir. Kadınlar boş buldukları yere oturur. Kadınlardan bir tanesiyüksekte bulunan kasanın üzerine oturur. Kadınlardan biri,- Kız aşağı otur, araba çok sallar.- Kız, sallarsa sallar bu yaşta çocuk mu düşüreceğim. İşçiler durumlarından memnun. Sülo’nun aklına patronun sözü gelir. ‘’Onlar seningibi muallim çocuğu değil. Götleri, taşa, toprağa, çalıya, çırpıya oturmaya alışkın.’’ Kamyonet kabzımala gelir. Kamyonet boşaltılır, işçiler evlerine dağılır.Sülo, filme ara verir, üçüncü cümlesini hâkimin gözünün içine bakarak söyler ‘’Birincigün böyle geçti. Akşam eve gittim.’’Filmin yeni sahnesi girer devreye.EV SAHNESİ Sülo, evin kapısından içeri girer. Baba televizyon izlemektedir. Televizyonun sesinikısar. Oğluna,- Anlat bakalım oğlum, yeni işin nasıl geçti?- Bok.- O nasıl söz oğlum, hele bir anlat nasıl bok?- Patron bok oğlu bok.- Nerden anladın, bok olduğunu?- Yaşlı zavallı kadınlara köpeğine verdiği değeri vermiyor.- Sana bir şey yaptı mı onu söyle.- Bok olması için bana bir şey mi yapması gerekiyor?- Elbet değil de, sen onun düşüncesini değiştiremezsin.- Baba sen değil miydin, bireyin kendi mutluluğunu düşünmesi egoistlik olur diyen?- Demiş miydim?- Demiştin ya.- O zaman şimdi başka bir şey söylüyorum. Bir şeyi değiştirebiliyorsan değiştireceksin,değiştiremiyorsan, susacaksın. Duyduğunu, duymazdan, gördüğünü görmezdengeleceksin.- Duyduğumu duyacağım, gördüğümü göreceğim, doğruları söylemeye devamedeceğim.- Karar verecek yaştasın. Ben ‘’ Yapma!’’ desem de sen bildiğini yapacaksın. Nasıldoğru biliyorsan öyle yap. Şunu da iyi bil, hep ben dediğimle, sen yaptığınla kalacaksın. Sülo, savunmada dördüncü cümlesini kabzımalın gözünün içine bakaraksöyler’’Ertesi gün, yazıhanede çalışmaya başladım.’’ Filmin yazıhane sahnesi girer devreye.

Page 173: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sülo, verilen listeleri düzenliyor. Dosyalıyor. Akşama yakın. Gelen kasaları tek tektartıyor. Listeleri tutuyor. Sülo sakin ifadelerle beşinci cümlesini söyler ‘’Bir müddet böyle çalıştım.’’Kesintisiz ilerler filmin kareleri… Sülo, çalıştığı yerin bahçesinde…Bahçede tek sıra olmuş işçiler.Sülo tek tek haftalıklarını verir ellerine.

Hakim müdahale eder,- Bırak detayı. Olay anına gel.- Olay anı işçilere ikinci hafta ücret ödeme günü oldu.Filmin can alıcı sahneleri…PATRONLA HESAPLKAŞMA Patron, Sülo’yu karşısına almış emir veriyor,- Bu hafta ödemelerde sıkışığız. Sen işçilere son yüklenen kamyonun Standardınüstünde GDEO tespiti yapıldığı, o nedenle İstanbul’dan geri çevrildiğini, boşuna bir denakliye parası ödendiğini, bunun sonucu ödeme yapılamayacağını söyleyeceksin.- İşçiyi karın tokluğuna çalıştırıyorsun. Üreticiden yok pahasına alıyorsun. Utanmadanüç kuruş ödemeye kılıf uyduruyor, benden şerefsizliğine ortak olmamı istiyorsun. Benbunca yıl şerefsizliğe ortak olmak için okumadım. Şerefsizlik teklifine hayır demeklekalmayacağım. İşçilere dava açtıracağım. Onlar açmazsa ben açacağım.- Dünkü çocuk bana şerefsiz diyemez. Senin şerefine de açacağın davayı da……...(Tekme tokat dalar. Düşmeden kaynaklı Sülo’nun sol kolu kırılır.) Şimdi git dava et.Sülo, bahçeye çıkar. Bekleyen kadınlara tek tek, ‘’Bu şerefsiz, paranızı ödemiyor. Davaaçacak mısın?’’ diye sorar. Sorduğu her kadın sırtını döner, uzaklaşır.Sülo,- Davayı tek başına ben açacağım. Bu şerefsize gününü göstereceğim. Sülo, altıncı cümlesini söyler,’’O gün önce hastaneye, sonra eve gittim.’’ Filmin yeni perdesi…

EV SAHNESİ Sülo’nun hiddetli eve gelişini gören baba,- Sen söylemeden ben söyleyeyim, işten atıldın değil mi?-Atılmadım. Şerefsiz işçiye para ödememek için beni yalanına ortak olmamı istedi.Herkese dava açmasını söyledim. Kimse oralı olmadı. Yarın davayı ben açacağım.(Baba alçıdaki kolu sonradan görür.)- Boktan, oğlum. Sonuç çıkmaaaz. Yediğin dayak sana kâr kalır. Gör bak, tek şahitbulamayacaksın. İşçiler adına da hiçbir şey yapamazsın.- Çıkmasın. Şerefsizin yaptığı yanına kâr kalmasın. Ertesi gün Sülo adliye yolunda. Sülo, adliyeye dosya ile girer, dosyasız çıkar. Sülo, yedinci cümlesini söyler, ‘’ Davayı açtım. Önüme gelen boktan!’’ dedi. Filmin boklu kareleri… Sülo,’ya adliye çıkışında. Bir ayağı olmayan bastonlu biri,- Hayırdır genç, dava mı?- Şerefsizin birini mahkemeye verdim.- Boktan. Sülo’nun beyninde filmin sahneleri, Topal’ın sözleri çatışır, Sülo hepsini harmanlar.Sonuç bok. Sülo bir yandan yürüyor bir yandan beyninde ‘’ Bok’’ sözlerini tekrarlıyor.Sülo’ çevresinde hiçbir şey görmeden eve gelir.

EV SAHNESİ

Page 174: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sülo, babasına,-Şerefsizi mahkemeye verdim.- Boktan.Perdesi kapanır filmin…Sülo, ‘’ İşte hâkim Bey, ben alacak peşinde değilim, o yoksullardan çalınan emeğin,kırılan kolumun hesabını sormak için bu davayı açtım. Kolum görüldüğü gibi, kırıkraporu dosyamda mevcut. Karar sizin.’’

Hakim, kabzımala söz verir.Kabzımal,- Sayın Hakimim, ben kaç yıllık iş adamıyım. Daha bir işçi alacağım var demedi.Dedirtmem de.Söyledikleri iftira. Çok görmemek gerekir. Daha toy. Aklınca beni korkutacak parasızdıracak. Biz öyle her dedikoduya pabuç bıraksaydık bugünlere gelemezdik. Dövülmeolayına gelince malum çalışanlar karı- kız. Kızın birine laf mı atmış, parmak mı atmıştam anlayamadım. Yoldan gören biri namus meselesi belleyip buna saldırmış.Yetişmeseydim öldürebilirdi. O kişi elimden zor kurtuldu, kaçtı. Kim olduğunubilmiyorum. Tekrar görsem tanımam bile.Sülo- Şerefsizlik gördüm de bu kadarını görmedim.Kabzımal,- Bakın Hâkim Bey, toyluğuna vererek hakaretine bile tepki göstermiyorum.

KARAR:Yaz kızım,Gereği düşünüldü.Sülo Soyluoğlu’nun kim tarafından dövüldüğünü şahitlendirmesi için yeterli süreverilmesine Davalı …………………………’nın tutuksuz yargılanmasına,Duruşmanın…………gününe ertelenmesine karar verilmiştir.Çıkışta, mübaşirden daha duyarlı, daha meraklı daha bilgili engelli – Sağ ayak kalçadankesik- her adliyeden çıkana yaptığı yorumu bu kez süloya yaptı ‘’ Haklıyışmışım.’’’dercesine. Sülo’nun gözünün içine bakarak’’Boktan oldu değil mi? ‘’Her dava çıkışında boktan olduğunu bilen Engellinin nereden bildiği Sülo’da bir endişeyeyol açar. Adliyede farkında olmadan tek sıcaklık duyduğu meçhul kişi... Farkındaolmadan cevap verdi’’ GSR’’m negatifmiş.Adliyenin engelli müdavimi cevabı yerleştirdi ‘’ O zaman yedi bayram ananın eliniöperler merak etme!’’Müdavim ne demişti acaba? Anasının elini kim niye öpecekti.

Davanın ikinci duruşma günü gelmeden Sülo yine adliyede, yine hakim karşısında.

Mekân aynı.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDavacı aynı.Hakim aynıKâtip aynı.Davalı başka.Dava gerekçesi başka.Sülo, Patron, Savcı, Hakim, kâtip (Sülo’nun bir ayağı alçıda)Hakim her zamanki gibi GSR konrolü yapar. Sülo’da negatif, davalıda pozitif.Hakim (Sülo’ya),

Page 175: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Olay nasıl oldu?SÜLO,- Kabzımal işinden kovulmuştum… İş arıyordum. Gazetede bir ilan gördüm.Başvurdum ve işe başladım.İlk cümleden sonra Sülo locadaki koltuğuna kuruldu, başladı filmi baştan sarmaya…Mekân,Yer altı karanlık bir oda. Üç Tezgâh (masa) Tezgâhta kot. Her tezgâhta bir işçi. İşçilerinelinde kompresör tabancası… Tabanca toz püskürtmekte. Tozdan işçiler birbirinigörmemekte… Alarm çalar. Üç işçi koşarak arka bahçeye kaçar. Bahçede başkaodalardan kaçanlar toplanır. Yaşları yirmiyi geçmeyen çoğunluğu çocuk toplam 30 kişi.Sülo’nun yanındaki işçi (Kesik kesik nefes alarak konuşur) Sülo’ya,- Sen yenisin, galiba…- Bugün başladım.-Akşamı bekleme, hemen kaç.- Neden?- Bu iş yerinde çalışan bir yıl çalışır. Bilemedin iki. Taş çatlasın üç. Burada üç yıl çalışansadece ben varım.- Sebep?- Ölüm.- Nasıl?İşçi (Kesik kesik nefes alarak konuşur,)- Bak anlatayım. Nefes almakta zorlandım. Doktora gittim. Karaciğer dedi. İlaç verdi.Nefes alışım daha da zorlandı. Tekrar doktora gittim. Akciğer dedi. İlaç verdi. Nefesalışım daha da zorlandı. Meslek hastanesine sevk ettiler. Hastalığım ‘’Meslekhastalığı’’ymış. Tedavisi yokmuş. Adı da ‘’ "silikozis’’miş. Sebebi para kazanırkensoluduğumuz tozmuş. Ciğerimizi sattığımızı, ben üç ay önce örendim.- Niye çalışıyorsun, o zaman?- Öleceğim kesin. Evde oturup ölüm beklemektense çalışayım belki bir iki maaş fazlaalırım. Çocuklarıma katkım olur, yardıma muhtaç kalmazlar dedim.- Sadece bu hastalık sende mi var?- Bu ve benzeri iş yerinde çalışan herkeste aynı hastalık var. Ben burada elli ölümeşahit oldum, olmadıklarım da evlerinde ölüm bekler. Türkiye’de ölen sayısı on binigeçmiş diyorlar.- On bin, korkunç bir rakam.- Korkunç olsa ne yazar. On bine yüzler, binler eklene eklene olur yirmi bin.(Çevresindeki çocukları gösterir.) Bak, bu çocukların çoğu Suriyeli, Moldavalı. Hiçbirininannesi babası çocuklarının burada çalıştığını bilmez. Bu çocuklara ‘’Silikozis’’ianlatamazsın. Bir tabak yemek onlar için bayram. Yatacak yer bayram. Hepsi buradayatar. Bir yatakta on kişi…- Onlardan ölen oldu mu?- Kaçını sayayım. Öleni akşam bir çuvala koyarlar, atarlar denize.GAZETE:‘’KIYIDA KİMLİĞİ BELİRSİZ BİR CESET BULUNDU. KİMSESİZLER MEZAR-LIĞINADEFNEDİLDİ.’’

İşçi,- (Çocukları gösterir.) Dikkatli Bak! Hiç biri düzgün nefes alamıyor. Çalışabildiği günekadar burada çalıştırılır. Çalışamaz duruma geldiyse ölürse denize atılır. Ölmemişsehastane kapısına. Geçen gün, nefes almakta zorlanan üç çocuk, ben ve patron hastaneye kadarbirlikte gittik. . Üç çocuk, arabadan patron eşliğinde indi, hastane kapısına kadar

Page 176: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

birlikte yürüdüler. Çocuklar hastane kapısından içeri ilk adımını atarken, patron sonkaçışın son adımını attı, geçti direksiyonun başına, eli kontakta, ayağı gazda… Kaçış okaçış…- Bu iş yerinde teftiş yok mu? Alınacak hiç mi önlem yok?- Biraz önce alarm niye çaldı sanırsın. Alarm teftiş. Mekân boşalır. Girişe ‘’Kiralık İşyeri’’levhası asılır. İşçinin konuşmasını peş peşe öten düdük sesi bozar.İşçi,- Düdük sesi; işbaşı demek. Ben iş başı. Sen, beni dinle, benden bir şey duymadın,görmedin doğru evine.- Burada kalacağım. Yaşananlara tanıklık edeceğim. Sülo, loca koltuğundan hakime göz atar. Hakim uyudu uyuyacak… Sülo’nun ikincicümlesini kâtip yazar ‘’Çalışmaya karar verdim ve çalışmaya devam ettim. Kumlamadabir müddet çalıştım. Bir kez daha alarm çaldı. Ben hemen tabelaya koştum.’’ Filmin sahnesi devreye girer,KİRALIK İŞYERİ Alarm çalar. Alarm peş peşe… Acil durum uyarısı – Müfettiş kapıda acil önlem.-demekti. Çalışma alanını ilk terkeden Sülo, yaptığı ilk iş ‘’ KİRALIK İŞYERİ’’ tabelasınıindirmek, yerine ‘’ÖLÜMHANE’’’ tabelasını asmak. İşçiler deprem, yangın tatbikatından daha deneyimli, daha hızlı. Emirsiz komutsuzsaniyesinde tezgâhlar boşaldı. Patron yaşından bir on yaş daha gençleşti. Maraton koşusunun lideri azmi ile eriştifabrikanın yol girişine. Kaptı müfettişin çantasını elinden, buyur etti müfettişe kırmızıhalıyı gösterircesine yola. Müfettiş, patron üç adım, beş adım attı, atacak… Müfettişingözü tabelada ‘’ ÖLÜMHANE’’ Müfettiş alışık olmadığı, hazırlanmadığı ilk soruyu sebepsizce sorar,- Bu ne?- Efendim, kapalı olduğunu gördüğü halde günlük yüzlerce kişi iş isteğinde bulunuyor.Söz anlatamadım. Bu yazı işime yaradı. Okuyan geri dönüyor.- İlginç. Müfettiş, iş yerinin hangi kapısını açmışsa içerisi boş. Çalışanın olduğunubelgelemeye bin şahit ister. İşyerinin tek açık alanı yazıhane. Malum orası da patrona ait. Patron bir nevi bekçi.Patron iş yerini kiraya verecek. Müfettiş, gördüklerini, tespitlerini tutanağa yazar. Tutanak kusursuz. Patronda izetiikram eksiksiz. Teftiş kusursuz, patron gönül rahatlığı içerisinde müfettişi dış kapıya kadar uğurlar.

Alarm çalar, bu alarm ‘’ Üsküdar’a giderken’’ edasında. ‘’ Teftiş bitti, işçiler işbaşına!’’ İşçiler iş başı. Bu defa alarm çalmıyor, Patron oda oda kendisi koşuyor. Yemekhanedetoplanmalarını emrediyor. İşçiler yemekhanede toplanmış, patron esip gürlüyor,- ‘’ÖLÜMHANE’’ yazısını kim asmışsa çıksın. Doğrusu yazı çok işime yaradı. Asana birmaaş ödül vereceğim. Sülo, üçüncü cümlesini yazdırdı’’‘’Benim.’’ diyemezdim. ’’ Benim’’ desem, dönendolabın bir parçası olacaktım. Sonra yemekhanede çalışmaya başladım. Bir gün telefon geldi.’’ Sülo, filmi sarmada… Yemekhanenin telefonu çalar. Arayan patron.- Özel misafirimiz var, özel bir sofra donat.

Page 177: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Anlaşıldı efendim. Müfettiş son model bir araba ile gelir. Patron kapıyı açar. Birlikte yemekhaneyegiderler. Masa donatılmış.Sülo, dördüncü cümlesini yazdırdı’’ Patronun konuşmasına kulak misafiri oldum.’’Sülo Loca koltuğunda, eli kumandada…Sülo, masaya yakın direk ardına gizli konuşmaları dinler. Patron dinlenildiğinin farkındadeğildir.Patron müfettişe,- Nasıl efendim? Arabayı rahat buldunuz mu?- Teftiş araya sıkıştı. O nedenle evden arabaya bindim gözümü burada açtım. Doğrusuarabadan bir şey anlama fırsatım olmadı.- Siz dert etmeyin efendim. Araba bir hafta sizde kalsın, hatta bir ay. Sülo beşinci cümleyi yazdırdı ‘’ Teftişte bağışlanan son model bir araba.’’ Savcı, hakime, hakim avukata döner bir birinin kulağına bir şeyler söyler.Sülo,- Sanırım bu konuşmanın içeriğini siz de anladınız.Hakim,- Tam olarak anladığımız söylenemez. Duruşmaya 10 dakika ara veriyorum. Hakim, patrona bakar, kaş göz parmak işareti. Önden Hâkim, avukat çıkar, Peşindenpatron koşar. Salonda Hakim patronun kulağına bir şeyler söyler. Patron başı ile kabulonayı belirtir.DURUŞMA BAŞLARHakim (Sölo’ya) ,- Fazla uzatmadan sonuca gel.Sülo,Alarm olayına kafayı takmıştım. Alarmı devre dışı bırakacaktım. Önce keşfi yaptım.Hakim,- Bırak keşfi, devre dışı bırak.- Köpek müsaade etmiyor.- Vaz geç?-Vaz geçmedim, efendim.Sülo, filmin karelerinde. İş yerine uzanan yol yolun 600- 700 m başlangıcında bekçi kulübesi. Bekçi uykuda…Sülo Köpeğe kemik fırlatır. Köpek yalamaya başlar.Sülo,- İşte Hakim Bey, böylece ne kadar karakterimle bağdaşmasa da hayatımda ilk kezrüşvet verdim.Hakim, - Köpeğin rüşveti olmaz sen alarma geç.Sülo,- Geçiyorum. Köpeği geçtim. Kulübeden iş yerine giden kablolardan birini pense ilekestim.- Sonuç?- Sonuç bir gün SSK’dan geldiler. Bekçi girişinde bekçi her zamanki gibi alarm düğmesine bastı. Alarm çalmadı.Müfettiş aracı ile içeri girdi, daha arabadan inerken patronla göz göze geldi. Patronşaşkın, işçilere kaçın deme fırsatı bulamadı. Müfettiş tek tek çalışanların kimliklerinitopladı. Müfettiş kimliklerle birlikte patronun odasına girdi, Çalışanların SSK girişini istedi.Patronun alışık olmadığı istek. Patron cevap vermedi. Müfettiş raporunu tuttu.Hakim,- Bütün bu olayların seninle ilgisi ne?

Page 178: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Efendim patron, önce bekçiyi suçladı. Alarmın devre dışı olduğunu öğrenince beni aldıkarşısına,‘’ Bugüne kadar bu iş yerinde böyle bir şey olmadı. Bu gün oldu. Bu gün desen varsın diye oldu. Nasıl yaptın, niçin yaptın? Hemen söyle! Yoksa senin ananı……….’’der demez ‘’Ben yaptım. Bugüne kadar anasını bellediklerinin yerine ananı bellemek içinyaptım.’’ dedim. Son cümle patronun zembereğini boşalttı. Patron tekme, yomruk Allahne verdi ise bana verdi. Ben de aldım. Ayağım kırılınca fazlasını alamadım, kendisi defazlasını vermedi.Hakim (Patrona),- Dövdüğünüz doğru mudur?Efendim, anlattıkları baştan sona senaryo. Duymuşlar, iş adamıyım. Yolda giderkenarabamın önüne yatıyorlar. Çarptı. Dava… Sokakta dayak yiyorlar, iş adamı dövdüdava... Arabamdan inmeye korkar oldum, yerde karıncaya basarım, karınca davacı olurdiye korkudan. (Burnunda sinek dolaşır, burnunu göstererek) bakın sineğe gitdiyemiyorum, davacı olur diye. Ben her zaman Yüce Türk Adaletine sığınmışım.Adaletinize sığınıyorum Hakim Bey. Gence de para veremem ama ünlü filmyönetmenleri tanıdıklarım var, rica eder bir rol bulurum.KARAR:Yaz kızım,Gereği düşünüldü:Davalı, Sülo Soyluoğlu’nun iddealarını belgelemesine, şahitlendirmesine, belge ve şahitbulması için yeterli süre verilmesine, dava için üç ay sonrasına gün verilmesine, davalı……………..’nın tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Sülo, iki iş, iki adli deneyim yaşadı. Davanın ilerleyen sürecinde tek bir cümlelikkarar yazıldı ‘’ Suçlamanın mesnetsiz olduğu kanaatine varıldı, davanın beraatına kararverildi.Dosyanın biri kapanmadan bir yenisi açıldı.

Sülo, Hakim karşısında.Mekân aynı,ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDavalı aynı.Hakim aynı.Kâtip aynı.Davalı farklı.Sülo’nun kırılan uzvu farklı. Sülo’nun bu defa kafası sargıda. İçindeki kırık sargıdangözükmüyor. Beyindeki hasar Sülo’nun sarffettiği cümlelerde gizli. Sülo, davacı, Sülo davalı, Sülo tanık… Bu davada Sülo, davacı. Hakim bir an karıştırır, Sülo’yu tanık sanır, Sülo’ya tanıkyemini ettirir,- Doğruları söyleyeceğine namusun üzerine ant içer misin?- Doğruları söyleyeceğime namusum üzerine ant içerim.Hakim aynı soruyu davalıya sordu,- Doğruları söyleyeceğime namusum üzerine ant içerim.Sülo, söz almadan atıldı,-Namussuzlar nasıl olurda namus üzerine ant içebiliyor. Ben, bu adam namussuz diyedava açmışım. Namussuzun ilk cümlesi namus.’’Hakim, ‘’Bu sana bir uyarı olsun, söz almadan konuşma, konuştuklarına dikkat et,konuştukların hakaret içeriyor. Hakaretten içeri attırırım seni.’’Sülo ‘’ Namuslular içeri tıkıldıkça, namussuzlar kol geziyor dışarıda.’’Hakim, ‘’ Savunmanı almadan dışarı atacağım. Savunmana başlayacaksan başla!’’ Sülo, işvereninin gözünün içine baktı, gördüğü göz değil. Beyninin arka köşesindekinamussuzluk dosyaları perdeledi gözlerini. Hâkimin gözünün içine baktı, beynin ön

Page 179: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

duvarına yazdı ‘’ Bu dava da boktan olacak, Hâkim bu namussuzun da namusluğunakarar verecek.’’Sülo, savunmasının ilk cümlesini söyleyebildi ‘’ Köyümüze yeni bir ocak açılacağınıduyduk.’’ Sülo’nun, birinci cümlelesi ile ikinci cümlesi arasını beynin arka köşelerinde yer alandosyalar doldurdu. Dosyalar film şeridi… Gözleri sahne… Film başlıyor…KÖYE OCAK AÇILIYOR İlk müjdeyi muhtar veriyor. Köy halkını kahvehaneye toplamış,- Köyümüze yeni bir iş kapısı açılıyor. Gençlerimize iş… Gençlerimiz babalarından sigaraparası istemeyecek. Evlerine ekmek götürecek.Gençler,- En büyük muhtar, bizim muhtar!- Söz, oy kullanma yaşına geldiğimde oylar senin.Sülo, ikinci cümlesini yazdırdı ‘’Köyde tek karşı çıkan dedem olmuştu.’’Film kesintiye uğramaz…Resul Dede,- Oğul, ocaklar sönecek, kızlarımız dul kalacak. Köy, bize mezar olacak.Gençler,- Sen, sus moruk! Muhtardan eyi mi bileceğen?Muhtar,- Gençler doğru söylüyor. Gençlerin ekmeğiyle oynamayalım.OCAK AÇILIŞ TÖRENİKurbanlar kesiliyor, davul zurna çalıyor…Sülo, üçüncü cümlesini yazdırdı ‘’ Dede sözü dinlemedik. Hesap kayıt işi diye işebaşladım. Sonra bütün ayak işlerini de ben yaptım.’’Film hızlı taramada…Ocak iş başı….Kömür çıkartılıyor.El arabası ile taşınıyor. Sırtta çuvalla… Ertesi gün çuvallar ata, eşeğe yükleniyor.İlk ölü. Çalışma esnasında, kafasına tavandan taş düşme sonucu bir işçi öldü.Salda ocaktan çıkartılıyor. Cenaze namazı. Mezara defin.Gazeteler yazdı, çizdi. Bir maden şehidi. Ölüm acı. Ölüm ateşi düştüğü ocağı yakar.Şehitlik; ucuz kahramanlık. Şehitlik; mazeretlere örtü.GAZETE MANŞETİYeni açılan ocakta işçiler koruyucu kask takmadığı için bir maden işçisi şehit oldu.Sülo, filmin tesirinde savunma cümleleri sertleşiyor ’’Bu şerefsiz beni çağırdı. ‘’Oğlum,gazete kask diyor, git Ankara’nın altını üstüne getir. Bul getir.’’ dedi. İtiraz ettim.’’Film’den:SÜLO,Ocağın işletmecisi, gazete mi? Siz mi?- Emri kim veriyor?- Bana siz, size gazete.- Çok konuşma, al şu parayı (Para verir) şu da arabanın anahtarı. Düş yola.Film’den:Sülo, Ankara yolunda… Sülo, baret peşinde. Sülo, baretleri bulur. Sülo, dönüş yolunda.Sülo,İşçilere baret dağıtıyor. İşçiler baretle çalışmaya başlıyor…İLK MAAŞİşçiler tek sıra. Kese içerisinde para. Her işçiye bir kese.Bir işçi sayıyor, delikli 10kr, 2.5kr, 50, kr. 5Tl.Kömür çıkartılıyor, atta eşekte taşınıyor.

Page 180: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İşçiler, baret giyiyor.Kömür çıkartılıyor, atta eşekte taşınıyor3O İşçi ölü. Zehirlenme.Gazete manşet:Maden ocağında 30 İşçi Tüp kullanmadığı için şehit..Sülo, ikinci şerefsiz sözcüklü cümlesini yazdırdı ‘’ Bu şerefsiz beni yine çağırdı.Gazeteler tüp diyor sana yine Ankara yolu gözüktü, al anahtarı atla arabaya, doğruAnkara’ya. İtiraz ettim. Bu iş gazete ile olmaz. İşi bilen mühendis alırsanız, onlaryapacaklarınızı size gazeteden önce söyler, dedim. Bu şerefsiz, emir veririm, emiralmam. Ankara diyorsam Ankara, dedi.’’Filmden:Sülo, 1940 model jeep’le Ankara yoluna koyulur.Kömür çıkartılıyor, atta eşekte taşınıyor.İşçiler Tüp takınıyor, çalışma devam.Göçük 50 ölü.Halk feryat figan…Hakim bilmez Sülo’nun beynin film makinesi, gözünün perde olduğunu. Sülo’nunağzından çıkan sözleri kayda geçirttiğini bilir.Sülo’nun sözleri kesintisiz ‘’ Ocakta göçük olmuş, bu şerefsiz barda. Telefonla aradım.50 kişi ocakta mahsur kalmış dedim. Bu şerefsiz, ‘’ Kaldıysa beni niye arıyorsun. BenAFAT mıyım? Ara Afet Hanım’ı, arasın AFAT’I.’’ dedi. Köyde ölen ölene, ölümlerin ardıarkası kesilmiyor, bu şerefsiz eğlence peşinde, barda, pavyonda.Film kesintisiz gösterimde. Trajedi, komedi, dram… Bol aktör, tek seyircili. Sıfır maliyet, gösterim.Kahvede Resul Dede Ceviz kaplama radyonun düğmesini çeviriyor:‘’ Yurttan Sesler Programına ara vererek haberleri sunuyoruz. Yeni açılan Kömürocağında ölü sayısı bir yılda 1000’geçti. Köyde bir Resul Dede, Torunu ve Ölenlerin eşikaldı. Çevre köyler de giderek bitme noktasında.’’ Rıza dede kapatıyor radyoyu.Kendi kendine ‘’ Dinlemediler, köyü mezar ettiler gençlere.’’ diyor.

DEREDE ÇAMAŞIR YIKAMA SAHNESİKadınların yaşlısı, genci, taşların üstünde tokaçla çamaşır yıkıyor. Kimi Tokaç vuruyor,kimi sıkıyor, kimi seriyor, kimi yeni geliyor, kimi, çamaşır taşıyor. Çalıların ardındanyükselen nağmeler’Kaptırdım gönlümü bir güzeleCanım kurban, böylesi güzeleAllah yaratmış, özene bezeneŞiirler yazdım sayısız düzüne

Bakarsam bayılırım ay yüzüneBir bakışta âşık oldum gözüneKurban olurum, o tatlı sözüneYârim olsa bal yaparım özüne

Kızlar pür dikkat. Gözler sesin geldiği yere dikili. Bir birine,- Kız erkek sesi duydun mu?- He.İş çekmeler, cilveler. En güzeli ‘’ Ben, beklemeye dayanamayacağım, gidip yakındanbakacağım.’’ Fırlıyor yerinden tırmanıyor, derenin yamacından tırmanan tırmanana.Kiminin eşarbı takılıp kalıyor çalıya, kiminin ayakkabısı çıkıp yuvarlanıyor dereye.Erkeğin göründüğü ilk çalının ardına yer edinir ilk gelen, dizilir ardı ardına gelen.

Page 181: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Görmek için iten itene. Erkek, üst baş yırtık, saç sakal birbirine karışık. Ses, hasbierkek. Dereden sesler yükseliyor,- Er yoksunları ava mı kondunuz? Çabuk, çabuk, işinizin başına. Evde yemekleryanacak.Bir duymazdan gelme, iki duymazdan gelme. Kalkıyor kızlar. Bir sesin geldiği yöne, birdereye baka baka dönüyorlar dereye. Bakışlar, mayışmalar, eli işte gözü oynaşta.Kadınların yaşlısı, genci, taşların üstünde tokaçla çamaşır yıkıyor. Kimi Tokaç vuruyor,kimi sıkıyor, kimi seriyor, kimi yeni geliyor, kimi, çamaşır taşıyor. Çalıların ardındanyükselen nağmeler…Sülo, her sahneden bir kesit yazdırır zabıt kâtibine ‘’ Bu şerefsiz emir üzerine emirlerverdi, Çevre köylerden işçi bulun, diye. En uzak köylere gidin, eli kazma, kürek tutankim varsa toplayıp gelin, dedi. Çevre köylerinden işçi topladım. Topladığımdan biri, ikigünlük evli. Ben o işçiyi, işe başladığının birinci haftası sonu, geçen ay kömür çıkartılanbölümde zehirlenmiş olarak buldum. Sonrası adliyede.’’Filmin adliye sahnesinden:Savcı söz alır,Sanık iş yeri güvenliği tedbiri almayarak makdülün ölümüne sebebiyet teşkil etmiştir.5237 sayılı Türk Ceza KanunuMadde 85Taksirle Öldürme suçu işlemekle kalmamış, tehlikeyi önceden gördüğü halde tedbiralmayışı sonucu kasden adam öldürme suçunu da işlemiştir. Sanığın ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılması talebimizdir.SANIK AVUKATI;Müvekkilim olaydan bihaberdardır. Müvekkilim olay vuku bulduğu gün ve saatteMarmaris’te tekne turunda bulunmaktadır. Buyurun belgeleri. Marmaris ile olayın vukubulduğu yer arası uzaklık 1100km’dir. Müvekkilimin olaya müdahil olması ve kastidavranış sergilemesi mantık ve fizik kurallarına aykırıdır. Bu arada Müvekkilim mantıkve fizik okumuş biridir. Müdahil olması gereken olaylara müdahil olur, müdahilolmaması gereken olaylardan teknesine binerek uzaklaştıkça uzaklaşır. Bu olayda damüdahil olmamak için teknesini tercih etmiştir.(Tekne fotoğrafını göstererek) bakınnerdeyse Yunanistan kıta sahasına girmiş.Hakim,- Avukat Bey, lütfen konunun dışına çıkmayalım. Biz tedbirden söz ediyoruz.Müvekkiliniz, iş yerinde lüzumlu güvenlik tedbirlerini almış mıdır; almamış mıdır?SANIK MÜDAFİİ,- Efendim, Müvekkilin gerekli tedbirleri aldığına dönük belgeleri mahkemenizesunacağım. Önce müvekkilimin kasti davranışının olmadığını kanıtlayayım. Müvekkilimolaydan bihaberdir. Bihaberdir ki bende suça konu olayla ilgili bilgileri celse öncesindeocağın çavuşundan aldım. Olayın oluş saati 13:15'tir. Yani maktulün o saatte iş başındaolması gerekir. Oysa o, iş başında değil. Aslında müvekkilin kasti davranışı değil;maktulün kasti davranışı söz konusudur. Mutlaka ölmenin bir yolunu bulacak kimüvekkilime karşı dava açabilsin.Hakim- Davayı açan maktul değil; bu bir amme davası.SANIK MÜDAFİİ,- Efendim, fark eder mi? İddia makamı, sayın savcı maktulü savunuyor, müvekkilimimaktulü öldürmekle suçluyor.HAKiM:- Sanığın maktulün ölümünde kusuru olup olmadığına mahkeme karar verecektir. Sizlüzumlu tedbirin alıp alınmadığı hususunda savunmanızı yapınız.- Efendim, olayın vuku bulduğu saat 13:15, yani maktulün normalde işbaşında olmasıgereken saat. Olayın vuku bulduğu mahal metruk bir alan ve giriş kısmı kalaslarla

Page 182: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

kapatılmış. Bizim bu maktulümüz saati 13.00’te işinin başından ayrılıyor. Giriştekikalasları itiyor, metruk alana giriyor, başlıyor beklemeye- Maktul içeri niye giriyor, niye bekliyor?- Çişini yapmak için giriyor.- Anladık çişini yapacak da niye bekliyor?- Efendim, maktulün amacı çiş yapmak değil ki bok yoluna gitmek. Adeta, göçüğünolmasını bekliyor.- Sonuç?- Maktul çişini yapıyor, pantolonunu çekip kemeri taktığı dakikada tam 13.15 göçükoluyor. Müthiş bir zamanlama.Tuvalet yapılıyor, pantolon çekiliyor ve göçük.. Bütünbunların tesadüfen gelişmesi mümkün değil. Bütün bu olayların önceden tasarlandığıapaçık ortadadır. Hatta ve hatta organize bir tasarlama olduğuna zerre kadar şüpheyoktur. Bütün bunları makdulün tek başına tasarlaması ve gerçekleştirmesi mümkündeğildir.- Delilleriniz?- Buyurun efendim olay yeri krokisini. Olay yeri krokisi, olayın oluş şekli ve vukubulduğu saat boktan. Tüm bu olayları üst üste koyun, tek tek inceleyin, adaletinimbiğinden geçirin maktulün üçüncü şahıs olan müvekkilin fiillerinden kaynaklanan birnedenle ölmediği, maktulün bok yoluna gittiği apaçık ortadır. Müvekkilin fiilleriyle,maktulün ölümü arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Adam bok yoluna gitmiştir.HAKiM (Makdulün eşine),- Sizin bir diyeceğiniz var mı?- Hakim Bey, ben yüreğime taş basarım. Körpe yavrularımı kuru, yavan ekmekledoyururum. Yeter ki başka ocaklar sönmesin, başka yavrular yetim kalmasın.Büyüklerimden başka bir şey istemem.HAKİM,Yaz kızım.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İddia makamınca hazırlanan iddianame ile mahkememizde dava açıldıysa da; olayınvuku buluş şekli hususunda toplanan deliller, mahkemede dinlenen görgü şahitlerininbeyanları, sanığın samimi beyanları, sanık müdafisinin mahkemeye sunduğu deliller,suç vasfının değişmesi nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş olupkarar, iddia makamının, sanık, sanık müdafisinin, müdahilin yüzüne karşı üstmahkemede itirazı kabil olmak üzere fehim olunur.SÜLO (Hakime, savcıya, avukata)- Şu Anadolu kadınının gösterdiği yüceliği (Avukata) ne sen gösterebildin, (Savcıya) nesen gösterebildin, (Patrona) ne sen gösterebildin (HAKİME) ne sen gösterebildin. ne degösterme çabası gösterdiniz. Oturmuş burada eften püften boktan sebeplerle çorapörüyorsunuz. (Kadını göstererek) bu kadını zavallı duruma düşürmek mi, sizin hukukanlayışınız? (Parmağını göstererek) sizde şu kadarcık vicdan olsa, sümen altı ettiğinizonca hakkın, zavallı durumuna düşürdüğünüz milyonların azabından uykuuyuyamazsınız. Utanma duygusu olsa halkın yüzüne bakamazsınız.HAKİM:- Dava bitmiştir, lütfen dışarı.Müderisoğlu, Sülo’ya sırıtarak gülümseyerek alaycı ifadelerle bakar, Süloda yumruksıkılı, dişler çatır çatır, Müderisoğlu’na yiyecekmiş gibi bakar. Bakışarak dışarı çıkarlar.MÜDERİSOĞLU ( Sülo’ya)- Dünkü sıçtığım bok benden hesap soracakmış.SÜLO:- Bok sizsiniz, bok oğlu bok olmanız yetmedi davayı da boka buladınız.( Müderisoğlu’nun korumaları köşenin ayrı noktalarından belirmiştir. Müdersoğlu’nunişareti ile gelirler. Müderisoğlu ceplerine para koyar.)

Page 183: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Korumalar Sülo’ya dört elden saldırırlar, yerde kafasına ayakla vururlar. Sülo tanınmazhaldedir. Altına işemiştir. Korumalar kokuyu hissetmiştir. Müderisoğlu hissetmese dehissetmiş gibidir.MÜERİSOĞLU:- Bok nasıl olurmuş bak şimdi.( Sülo, ayağa kalkmaya çalışır, kalkamaz, elini ardına götürerek başını kaldırır, bokunuMüderisoğlu’nun suratına şaplatır.)- Benim götüm bok kokar, senin suratın.Müderisoğlu cevap veremez, yüzünün bokunu silerek uzaklaşır, peşinde avukatı,korumaları.( Arkalarından) SÜLO:- Boksunuz, bok oğlu boksunuz, bok oğulları.Sülo, filmden sıyrılır, bir işletmeciye, bir hâkime bakar,- (Kafasını gösterir) Kafamın kalanı bu. görüyorsanız. Kafamı bu hale getiren, bukarşınızda duran şerefsiz. Adaleti temsilen sizler. Vereceğiniz kararı merak ediyorum.HAKİM (Patrona döner)- İtirazınız var mı?İşletmeci,- Sayın Hâkimim, ben dini bütün, her zaman adalete inanan biriyim. Adalete her zamanhesabımı vermişimdir. Ocağımda ölen her kişinin duruşmasına tek tek katıldım. Adaletehesabımı bir bir verdim.MÜDAFİİ AVUKATI,- Müvekkilim doğru söylüyor. Bugüne kadar katılmadığı tek celse olmamıştır, adalettenkaçtığı hiç olmamıştır.SÜLO,- Sizin dininiz para, adaletiniz para. Bugüne kadar adalete hangi hesabı verdin. Ölenonca insan… Geride kalan onca dul.. Onca yetim… Hiç düşündün mü? Hangi şartlardayaşar.HAKİM,- (SÜLO’YA) Müdahale etmeyelim.İşletmeci,- Ben kimseyi dövmediğim gibi, davacı SüLo’yu da dövmedim. Dövenleri tanımıyorum.Para verdiysem, ben yardım sever biriyim. Sokakta gördüğüm her gence bir sigaraparası veririm. Bir nevi sadaka.

KARARGEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜGörgü tanıklarının dinlenilmesine, Davalı M. Müderisoğlu‘nun tutuksuz yargılanmasına,duruşma için ……/……/…..Tarihine gün verilmesine karar verildi.Sülo, verilen karaların şokunda. Sülo, verilen kararların çıkmazında.Sülo, babasına sorar’’Baba, davalar hep mi boktan olur? Hep mi sonuçsuz kalır?Babası,- Olur, mu oğlum, idamın uygulandığı dönemlerde şafak vakti astılar, güneş doğarkenkarar yazdılar. Çoluk çocuk astılar, sonra yaşlarını büyüttüler. Erdal EREN asıldığındahenüz on yedi yaşındaydı.O zamanlar adliyeye de ihtiyaç yoktu. Bir masa, bir sandalye, bir savcı, bir hâkim, birzabit yeterliydi. Ceza evinde, cadde-sokakta hâkimler karar yazardı.1940’lı 50’li yılları rahmetli babam şöyle anlatırdı,’’O yıllarda, işçilerin SSK’sı yoktu. Sendika yoktu. İşçiler hakkını aramaya girişse,patrona dirense hemen devleti yıkmakla yargılanırdı. Devleti yıkan yıkana.. Devlet hepayaktaydı. O yıllarda madende yüzlerce binlerce kişi peş peşe ölüyor, ölümlerin ardı

Page 184: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

kesilmiyordu. Sendika kurmaya kalkan hemen idamla yargılanırdı. Sana en ilgicinianlatayım. Adı duyulmayan örgütün, adı duyulmayan liderin asılacağı haberiduyulmuştu, halk geceden meydanın yolunu tutmuştu.’’Bu defa, rejide Sülo’nun babası. Babasının anlattıklarını kendi kayıtlarından izler..İdam mahkûmu ranzasında uyandırılarak kaldırılır. Giyinmesi emredilir. (idammahkûmunun henüz sakalları, bıyığı çıkmamış) Sandalyeye oturtulur. Bir ressam, edasıile siyah yağlı boyaya batırılmış fırçalarla bıyık çizilir. Fırça darbeleri ile bir kirli sakalgörünümü verilir.Sabah ezanı…Horoz sesi…Tan yeri kızılı…Meydanın sürekli halk tarafından doluşu… Halk batı istikametinde toplanıyor.Halkın önünde güvenlik şeridi jandarma koruması… Halkın 50m. Önünde (DOĞU) birmasa, Masanın ortasında Ağır Ceza Hakimi, solda, savcı, sağda Ceza İnfaz Hakimi,masanın önünde, tabure üzerine oturmuş zabit kâtibi, önünde sehpa üstü bir daktilo.5m ilerisinde idam sehpası.İdam Mahkumu eli kelepçeli, sağ koldan bir jandarma, sol koldan bir jandarma tutarak(Yanlarında AS.ÇVŞ) getirilir. İdam sehpasını üç adım önünde bekletilir. Gözler güneşindoğuşunda…Baba oğluna döner, ‘’’ İşte, oğul idamlar sabah vakti güneş doğmadan yapılırdı. Mesajaçık, ‘’ Doğacak her güneş, böyle batırılır.’’ dedi.Filmde idam sahnesi canlanır babanın zihninde.İDAM SAHNESİCEZA İNFAZ HAKİMİ: (Mahkûma)Maden İşçileri Dayanışması adında bir örgüt kurduğunuz, işçi sınıfı diye halkı sınıflaraböldüğünüz, devletin bütünlüğüne yönelik kasten ve fiilen eylemlerde bulunmanızsonucuAnayasanın 142- 163 maddesine muhalefetten idamla yargılandınız. Doğru mudur?- Doğrudur?- O zaman idam kararınız uygulanacaktır? Prosedür gereği soruyorum, son arzunuznedir?- Son arzum: Uzun Mehmet’le görüşmek, tek bir soru sormak.Ceza İnfaz Hakimi şaşkın, Ağır ceza Hakimine döner ‘’Uzun Mehmet kim? ‘’- Bilmem Mahkûma soralım, Uzun Mehmet örgütten midir?- Ben tarihe adını yazdıran uzun Mehmet’i istiyorum.Ceza İnfaz Hakimi, Ağır Ceza Hakimi gizli gizli konuşur. Konuşmalarından, hal vetavırlarından bir çözüm yolu aradıkları apaçık ortadır. Konuşurlar, yazarlar, konuşurlaryazarlar… Yazılanları Ceza İnfaz Hakimi okur,’’Tarihe adını yazdıran Uzun Mehmet’inbulunması için emniyet birimlerine yazı çıkartılmasına, Uzun Mehmet bulunana kadaridam kararının ertelenmesine karar verilmiştir.’’POLİS TELSİZLERİNE GELEN ANONS‘’ Uzun kod adlı örgüt liderinin gizlenmediği, sürekli kılık değiştirerek halkın içerisindeörgütün görüşlerini halka yaymaya, örgüte halk içinde taban oluşturmaya çalıştığı tespitedilmiştir. Bütün polis birimlerinin kalabalık cadde ve sokaklara sevki, halktan örgütesızmaların engellemesi, özellikle uzun boylu, şüpheli kılık, şüpheli davranışsergileyenleri yakın takibe almaları önemle rica olunur.JET HABER T KANALFlaş!Flaş!Flaş!Hakan Hakkatapan’ın örgütün lideri olmadığı, örgüt liderinin ‘’Uzun ‘’ kod adlı kişininolduğu kanaatine varılarak, Hakan Hakkatapan idam edilmemiştir. Bütün polis birimleri

Page 185: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

şu anda Kod adı ile anılan örgüt liderini yakalamaya sevk edilmiştir. JET HABER KANALekibi olarak bizler de sokaklarda mevzilendik. Uzun kod adlı kişinin yakalanmasını canlıyayın olarak ilk defa bizim kanalda izleyeceksiniz, lütfen bizi dinlemeye devam ediniz.ECİĞİNE BÜCÜĞÜNE HABER PROĞRAMIHakan Hakkatapan adlı idam mahkûmunun son sözü, davanın seyrine damga vurdu.Ağır Ceza Hakemi, Uzun kod atlı örgüt mensubunun gizli belgelere ve bilgilere sahipolduğu, Uzun kod adlı kişi yakalamadan gizli bilgi ve belgelere ulaşılamayacağı, onedenle idam kararının uygulanmadığı, gerekirse yargılama sürecinin yenidenbaşlatılacağı açıklamasını yapmıştır.Loş ışıklarla donatılmış bir mekân. İçerisi gözükmüyor, sadece içeri girenin yüz hatlarıgözüküyor. Girişte, saltanat koltuğunda, saltanat kıyafeti ile II. Mahmut, gelenisorguluyor.Gelen gözleri mosmor edilmiş, kıyafetleri parçalanmış bir kadın.II. Mahmut,- Ecel mi? Cinayet kurbanı mı?- Kurban, kurban.- Kasabın?- Boyu devrilesi kocam.- Sebep?- Kıskançlık.II. Mahmut,- Duan kabul ola.II. ÖLÜ (Kafası kesilmiş ellerinde)II. MAHMUT,- Ecel olmadığı belli senin katilin kim?- Yeni sevgilimin eski kocası?- Sebep?- Kıskançlık.

- III. Ölü

II. MAHMUT,- Ölüm sebebi?- İnşaattan düştüm.IV. ÖlüMaden.V. Ölü.- Maden.- Maden. - Maden.- Maden.108. Ölü Maden (1942 maden faciası)Polis birimlerine anonslar gelmeye devam ediyor.‘’ Uzun kod adlı örgüt liderinin gizlenmediği, sürekli kılık değiştirerek halkın içerisindeörgütün görüşlerini halka yaymaya, örgüte halk içinde taban oluşturmaya çalıştığı tespitedilmiştir. Bütün polis birimlerinin kalabalık cadde ve sokaklara sevki, Halktan örgütesızmaların engellemesi, özellikle uzun boylu, şüpheli kılık, davranış sergileyenleri yakıntakibe almaları önemle rica olunur’’DEĞİŞİK MEKÂNLARDA POLİS ARACI MESAJ, HAREKETE GEÇİŞ,2-ŞÜPHELİ KOVALAMACALAR3- Daire- dışarı hücum…4- sokak…

Page 186: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

5 Pazar…6- Polis aracını çekmiş yoldan geleni gideni tek tek yakın takibe almakta. Yoldan Uzuntopuk, uzun boy, makyajlı biri.. (Travesti) Herkesten farklı … Özellikle genç erkeklerikendisine çağırıyor. Kimisinin peşinden koşuyor. Polis takılıyor peşine. İzlendiğini görenuzun topuk caddeden sokağa dalıyor. Polis peşinde. Uzun topuk, topukları alıyor elinebaşlıyor koşmaya. Polis aracı hızlanıyor. Uzun topuk, sağ kaldırım sol kaldırım zikzakçiziyor. Polis aracı zikzak çiziyor. Polis aracı yakın mesafe. Uzun topuk, geri manevra…Tabana kuvvet. Araç geri manevra, gaz topuk. Uzun topuk, araç yakın mesafe. Uzuntopuk, soluk soluğa. Belli motor stop sinyali… Uzun topuk, elleri kaldırıyor teslime hazırkomutunda. Polis sevinçte. Aracı durduruyor, aheste adımlarla ilerliyor avına. O da ne?Uzun topuk, işeme vaziyetinde, işiyor. Polis, stop. İzliyor. Bekliyor. Uzun topuk, geri ikiadım, üç adım beş adım mevziye çekili. Anlaşılan mayınlı bölge terk. Polis derintecrübeleri ile tahlilde. Uzun topuk çantasından rujunu çıkarıyor, başlıyor dudaklarasürmeye. Dudak. Dudak düğme, dudak balon.. Şekilden şekile giriyor. Polis mest…Polis, kendine bir tokat atıyor, ‘’ Oğlum kendine gel! Tak kelepçeyi, kap terfiyi:’’ diyor.Fırlıyor yerinden üçüncü adımda mayına basmasıyla üç adım geriye takla atışı görmeyedeğer. Mayına ayak değdi değecek anı, yüksek topuk sol elde, hedefe tetik silah hali,sağ el topuk ucundan fırlatıyor ruju. Ruj, Polisin ayağı yerden kesilip başı, başekseninden doksan derece geri dönmeye başlarken alnın orta yerine tam isabet… Takla,takla… O da ne? Polis yok ortada. Polis, kapağı açık unutulan fosseptik çukurunda…HABERİN ÇEKİRDEĞİ PROĞRAMI:Yayına ara vererek bir son dakika haberi veriyoruz. Uzun kod adı ile aranan yeni örgütlideri uzun kovalamalardan sonra polis memuru K. A’yı öldürüyor. Öldürmekleyetinmiyor, fosseptik çukuruna atıyor. Kendisi izini kaybetmeyi ve kaçmayı başarıyor.Olayın görüntülerini basına veriyoruz. (Olay görüntüsü, jet hıyla gazetemanşetlerinde.)Olay görüntüsünde kovalamaca, mayın döşeme, ölüm anı. Silah ve isabet eden mermi…Gerçeği aratmayan bir dizayn.Loş ışıklarla donatılmış mekânda gelenin ardı arkası kesilmiyor. Bu gelen farklı baştanaşağı fosseptik atık.II. MAHMUT,- Bu ne hal? Yangın kaçağı desem değil, maden hiç değil?- Ben, Uzun kod mudur, Mehmet midir tam onu yakalıyordum, yakalayıp terfi olacaktımki...- Ne oldu?- Boka bastım.II. Mahmut, ‘’ Benim zamanımda ölüm bir ecelin elinde bir de benim fermanımda vukubulurdu. Benim iznim olmadan kimse kimseyi öldüremezdi. Müneccimler, ‘’ Yüz yılsonra insanoğlu demokrasi ile tanışacak.’’ diyordu. Demokrasi demek ki böyle bir şey,isteyen istediğini öldürebiliyor, isteyen istediği şekilde ölüyor. İyi ki demokrasi bizimzamanda hortlamadı..( Uzun Mehmet’i çağırır) Mehmet’im, her gün madenden birigelirken son günlerde gruplar halinde gelmeye başladı.. Anlaşılan o ki kabak seninbaşında patlayacak. Kılık değiştir, saklan.’’Uzun MEHMET,- Ya boyum?- Uzun Hasanım de. Kim takar Uzun Hasan’ı, Uzun Mehmet’i.- Saklanmayacağım 5000 kişi ölürken seyirci kalanların yüzüne tükürüp geleceğim.- Oğul, devir değişti. İnsanoğlu çoğaldıkça çoğaldı, hangisinin yüzüne tüküreceksin.Üzülme Devletlü Sultanım, tüküremediklerime tükürdüklerim söyler.Baba bir yandan filmi izliyor, bir yandan oğluna aktarıyor. Filmin sonunda Sülobabasına,- Baba bu anlattıkların bir tarih.

Page 187: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Tarih olmasına tarihte, tarihi milyonlar böyle yaşar, bir kişi de kalemi eline alır’’‘’sözde tarih’’ yazar.

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (inşaat)SAVCI, HAKİM, KATİP, SÜLO, İNŞ.PATRONU (ORHAN)Sülo GSR Negatif, Davalı GSR Pozitif Hakim, Sülo’ya söz verir. Sülo ilk cümlesini yazdırır,- Ocaktan çıkmış iş arıyordum.İlk cümle sanki kumanda. Sülo’nun film makinesi girer devreye:Rıza Baba, kahvede bir yandan çayını içiyor bir yandan gazete okuyor. Kahveninönünde lüks model bir taksi durur. Bütün dikkatler taksiden inende… İnen giyim kuşam,beden özelliği ile başbakan edasında… Kahveden içeri ilk adımında Rıza Baba ile gözgöze gelir, koşarak ‘’ Hocam! ’’ diyerek Rıza Baba’nın elini öper.Rıza Baba,- 658 Orhan ha..Orhan,- Hocam zekânıza hayranım. Kaç yıl geçti, ismimi, numaramı hatırladınız.- Sizler bizim eserimizsiniz. Eserler nasıl unutulur? Sen anlat bakalım nerdesin, burahangi rüzgâr attı?- Hocam, o işten o işe yapmadığım kalmadı desem yeridir. Şu anda ‘’ KONDUR KOİNŞAAT ŞİRKETİ ‘’ Sahibiyim. Marmaris yolu üzerinde yeni bir konut projemiz var.Bitme aşamasına gelindi sayılır. Ben de bu bölgede ekmek yiyebileceğimiz arsaaraştırayım diye şöyle bir uğradım. Malum kahveler köyün nabzıdır. Siz ne yaptınızgörmeyeli?- Ben emekliyim. Emekli bir öğretmen ne yaparsa onu yapıyorum. Şu köşede bir çayiçerim, gazetemi okurum. Bunları dert etmiyorum. Büyük oğlan okulu bitirdi. Ona bir işbulamadım. Ona bir iş bulur, bir de düğünlerini yapabilirsem görevimi yapmışsayacağım.- Hocam, onu dert etmeyin. Ben ona uygun bir iş veririm. Buyurun kartım. (Kartı verir)- Yarın göndersem, nereye gelsin?- İnşaat konutlarına gelsin, ben oradayım. Ver kartın ardına adresi yazayım.Rıza Baba kartı verir, Orhan kartın ardına adresi yazar. Rıza Baba kahveciyi çağırır:- Orhan benim örencim, boş arsa arıyor, bildiğin boş arsalar var mı?Kahveci,- Cemal’e yönlendirelim, onda uygun arsalar varBen çayları tazeliyim. Cemal yakında. Sizi oraya gönderirim.Çaylar içilir.Orhan,- Çaylarımızı içtiğimize göre, beni Cemal’e yolcu edin. Malum iş beklemez.Çay parası vermek ister, Rıza Baba engel olur. Rıza Baba vermek ister. Kahveci olur.- Mekân sahibi benim bugünkü çaylar benden.Kahveden çıkarlar. Kahveci Cemalin adresini tarif eder. Orhan öğretmeninin elini öper,kahveci ile tokalaşır, arabasına biner. Araba sokağı döner.

EVRıza Baba eve girer. Hanımı bulaşık yıkamaktadır. Beyinin geldiğini görünce, ellerinikurular. Beyinin yanına gelir.- Hayırdır? Erken geldin.Rıza Baba, kartı cebinden çıkarır.- Bu benim öğrencimdi. Büyük iş adamı olmuş, Oğlana iş sözü verdi. Bakalım oğlan buişte barınabilecek mi?Annesi,

Page 188: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- İnşallah hayırlısı olur. Ben bulaşıkları yıkayım ardından yemekleri hazırlayacağım.YEMEKSofra hazır olduğunda Sülo gelir, sofrada yerini alır. Yemek yenir. Yemek sofrasıtoplandığında Baba,- Oğlum, hele yakınıma gel.Sülo, yakına gelir.Baba,- (Kartı gösterir) Oğlum, bu benim öğrencimdi. Marmaris yolunda büyük bir konutprojesi varmış. Sana uygun iş ayarlayacağını söyledi. Ben yarına göndereceğimisöyledim. Ne dersin?- Söz verdiysen seni mahcup etmem, yarın gider görüşürüm.- Bu cevabın bana yeter oğlum, sağ ol, beni rahatlattın.

İNŞAAT KONUT(Yazıhane)Orhan- Sülo baş başa.Orhan masada, Sülo karşısında kendisine söylenen çayı içiyor. Orhan konuşuyor:- Demek, Orhan Hoca’nın büyük oğlu sensin.- Evet.- Baban var ya baban.. Tarih gibi adammış. Okulda anlattıklarına güler geçerdik. Neanlattıklarını hayata atılınca tek tek anladım. Derdi ki’’Hayat bizim sizeöğrettiklerimizden çok farlı. Yaşayarak öğreneceksiniz.’’ Hiç unutmam bir defasındasınav notuma itiraz etmişim. Babanın cevabı’’ Bize itiraz edebilirsiniz. Hayattayanlışlarınıza itiraz etme şansınız yok. Biz her itirazınızı kabul etsek sizi hayata karşıhazırlayamayız, o nedenle itirazını kabul etmiyorum.’’ Demişti. Ben çok kızmıştım. Banahiç tokat vurmamıştı fakat bu sözü her gün suratıma bir tokat gibi çarpıyor.Sülo,‘’Babanın sözü bir tokat gibi her gün suratıma çarptı. ‘’ sözü ile yaşadıklarınıkıyasladı. Acaba doğru muydu? Söz çınlıyor kulağında. Gelgitler yaratıyor bedeninde.Kalp krizini andıran bir sarsıntı… Orhan, panikte:- İyi misin, doktor çağırayım mı?- Yok, yok. İyiyim. Bir an dalmışım.- Aman öyle de korkuttun beni. Gel, o zaman, sana inşaatı gezdireyim, hem bir havaalır açılırsın, hem inşaatı tanırsın.Orhan, Sülo birlikte çıkarlar dışarı. Dışarı çıktıkları an son surat, acı firen sesi ile duranspor araba. Üst açık. Ön koltukta V yaka blüz giyim genç kız.. Memeler gölge vurmuşdağın eteği. Memelerin gölge vurmuş kısımları kavruk toprak rengi. Güneş alan bölümşemsiye çekili. Arka koltukta iki genç kız. etek suyu çekilmiş göl kıyısı. Bacaklar karayavurmuş balina görüntüsü. Dudaklar konacak arısını bekleyen reçine damlayan taze gül.Gözler karanlık odaya sızan ışık misali. Saçlar kök boyasına batırılmış püsküllü Anadolukilimi.Direksiyonda bıyıkları yeni terlemeye başlamış bir genç…Gurur, eda; hazine yüklü tırşoförü…Orhan,- Hayırdır oğlum.- Hayır baba. Fıstıklarla bara takılacağız.- Bura bar mı? Bara götür o zaman.Genç arabadan iner. Babasının kulağına bir şeyler söyler. Baba cepten bir deste paraçıkarır, oğluna verir. Oğlu bir paraya bakar, bir kızlara… Babasına:- Baba kız üç tane, bu para sence üçüne yeter mi?Baba bir deste daha para çıkarır, verir.Sülo, parayı alan gence bakar, kendine bakar. Karşı iskelede genç ihtiyara bakar…Parayı alan genç, egzoz patlatma sesi ile bar yoluna koyulur. Sülo ile Orhan inşaat

Page 189: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

dolaşmaya..Orhan,- Gençlik işte. Varsa yoksa eğlence..Sülo, kendi kendine ‘’ Gençlik, gençlik. Bir ekmeğin hayalini kuran gençlik, bardan barakoşan gençlik’’ Gözünün önünde canlanan İş başvuru kuyrukları… Tarlada gördüğükadınların kadınlık görüntüleri, arabada gördüğü kızların kızlık görüntüleri… Aynadagördüğü kendi yüzü, arabada gördüğü gencin yüzü... Kendi yüzüne bakmaya neredeise kendi korkacak.Atama bekleyenlerin eylemleri…Sülo, lanettayın dikilmiş, üstüne kalas atılmış iskelede sıvacıyı görür. Dikkatlice bakar.Orhan’a:- Bu işçinin hiçbir tedbiri yok. Ya düşerse?- Onlar senin benim gibi asfalt çocuğu değil. Onlar ip cambazı, korkma bir şey olmaz.- Bir şey olmaz zihniyeti, kazalara davetiye çıkarmaz mı?- Boş ver sen şimdi bunları. Öbür blokta kalıplar çakılacaktı. Oraya uğrayalım, ben işibir göreyim. Sen biraz takılırsın.…………….İnşaat 2. Kat. Kat demir kalıpları bağlanmaktadır. (DİREK)Orhan,- Usta kolay gelsin. Ne zaman beton atabileceğiz.- 0nuncu gün atabiliriz.- Bir ihtiyacımız var mı?- Yok efendim.- Arkadaş bir dostumun oğlu. Bundan böyle şirketin bünyesinde. İnşaatın her alanınagirme, izleme, müdahale hakkına sahip. Yarın seninle. Sana kolay gelsin.İnşaattan inerler.Orhan,- Bugün bu kadar. Yarın demir kalıpçısın başında dur, işi biraz hızlandır. Öbür blokbitme aşamasında. İşçileri dağıtmadan buraya yönlendireceğiz. Şimdi sen git, babanaselamımı söyle.Sülo,- (Memnuniyetsiz, umursamaz bir tavırla) Söylerim, selamınızı.EV SAHNESİ Baba televizyon izlemektedir. Oğlunun geldiğini görür ve televizyonun sesini kısar.Baba,- Gel oğlum, bu saatte geldiğine göre, işe başladın sanırım.- Başladım başlamasına da vicdanım bu adamın da, bu işin sonununda boktan olacağınısöylüyor.- Oğlum, zamana bırak. Vicdanın sesini duymazdan gel bir süre.- Ben de öyle yapacağım baba.

YAZIHANEBETON KALIPÇISI, SÜLO, ORHANHaftaya, kalıplar çakılacak. Kod betonu 1cm eksik olacak şekilde çakıyorsunuz. Demirkolanları da birer çubuk eksik bağlattın. Önemsemediğimiz 1cm’ler 2.500 konuttanerden baksan 5 daire demek. Böyle böyle önceki konuttan ettiğimiz zararıkurtaracağız.Kalıpçı,- Bizim işimiz verilen ölçülerde kalıp hazırlamak. Siz öyle diyorsanız, öyle yaparız.- Durum anlaşıldığına göre gidebilirsin.Sülo, Orhan baş başa.

Page 190: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sülo,- Bunu da ‘’ Baban öğretti.’’ deme.- Bunu önceki inşaatta yediğim kazık öğretti. Zarar kol gibi girince; insan gözünü dörtaçıyor. Sen bunları boş ver demircinin yanına git.DEMİR KALIP (DİREK)Usta demir çubuklar üzerinde dizili demir kalıplarını sabitlemektedir. Bir kalıp atlıyor, birkalıp sabitliyor. Bu durum Sülo’nun dikkatini Çeker.Sülo,- Usta sabitlemeden atladığın kalıpların sebebini sorabilir miyim?- Bu şekil bağlarsam günde 1500 demir bağlarım. Senin değdin şekil olursa 1000. - Yaptığınız hiç etik değil.- Eti kemiği bilmem. Alacağım paraya bakarım.- O önemsemediğin her bağ, bina güvenli demek. O binada oturacak insanlarıngüvenliği yeri gelir çakmadığınız bir tek çivi ile hiç olur.- Senin ne dediğin belli değil. Patrondan yana desem, değil. İşçiden yana hiç değil. Senkimden yanasın?- Ben adaletten yanayım.- Adalet mi? Hangi adalet?- Vicdanımın sesi adalet.Usta işi bırakır, Sülo’nun yanına gelir, elini Sülo’nun omzuna atar:- Bak deli kanlı, daha toysun, senin de anan s…….. vicdanının sesini duyarsınYAPI DENETİMDenetim elemanları, beton numune alır. Araca kadar Sülo, Orhan eşlik eder. Denetimelemanı araca binerken bir deste para Orhan eliyle cebe girer. Sülo, Şaşkın….Sülo,- Bunu kim öğretti?-Belediyeciler? İlk inşaatımda ruhsat üç yılda çıktı. Sonradan öğrendim ki adetböyleymiş. Kervana katılmışsan kurallara uyacaksın. Ben de uydum.İŞÇİ KONAKLAMABoş bir inşaat odası. Pencereler naylonla kaplı., Yerde karton üzerine serili bir battaniyeyastık.. İşçilerden biri çocuğunu resmine bakmakta, iç çekmekte… Çocuğunun resminiöper..işçi (arkadaşlarına),- Yarın haftalığımı alayım, bayramlıkları aldığım gibi, akşam atla otobüse, sabahıköydesin. Oğlum doya doya öperim, bayramın ikinci günü dönerim.II. İŞÇİ,- Daha çok bayram hayalini kurarsın. Yarın bir sigara parası alabilirsen şükret haline.HAFTALIK ÖDEMEİşçiler tek sıra.Orhan birinci sıradan soruyor,-Sigaran var mı?1. İŞÇİ,- Yok.ORHAN,- Al 2 tl2. İşçi Sigara içmem.ORHAN,- Haftalığın haftaya kaldı.İşçiler yalvarır’’ Bayrama gideceğim, yol parası.. Hediye parası..’’ORHAN ( Sülo’ya),- İşçiyi bekletiyoruz, malzemeciye ödüyoruz. Malzemeciyi bekletiyoruz işçiye ödemeyapıyoruz. Ucu ucuna yetiriyoruz. Bu kadar konutu yapmayı kolay mı sanıyorsunuz.

Page 191: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yok, yok. Haftaya. Haftaya.. Para biter, haftalar bitmez. Biri biter, biri başlar.Sülo’nun gözüne oğlanın kız gezdirmesine giren deste paralar, yapı denetimin cebinegiren deste paralar gelir…

İŞÇİLER,- Haftalar bir türlü bitmedi. Ne zaman paramızı tam alacağız?ORHAN,- Haftaya..………………

YAZIHANEOrhan, SüloOrhan:- Bu işçi milleti şımartmaya gelmez. Ceplerine 3Tl girsin S… kalkar. Sonra G…kurtaramazsın.Sülo:- Bunu kimden öğrendiğinizi sormayacağım.Orhan bozulmasına bozulmuştur. Cevap veremez duruma düşmesi bozuntusunu dahada artırmıştır. Her zamanki patron söylemi ile:- Benim banka kapanmadan bankaya yetişmem gerekir.Yazıhaneden çıkar. Arabasına biner, hızla uzaklaşır. Sülo, ‘’ Öyle olsun.’’ Dercesinearkasından bakar.

YAPI DENETİMOrhan, merdivenden iki yapı denetim elemanı ile birlikte yukarı çıkaktadır. Orhancebinden bir deste para çıkarır. Denetim elemanı parayı çantasına koyarken yukardanaşağı inen Sülo ile göz göze gelir. Sülo, bakışları ile hesap sorarcasına Orhan’ıngözünün içine bakar.Yapı denetim elemanı projeyi çıkarır, inceler. Direk sayısını sayar, not alır. Direklerdekidemir çubukları sayar, projedeki sayıya bakar. Projedeki sayıyı yazar. Kalıp aralıklarınıölçer not alır. Evraklarını çantasına koyarken Orhan’la bakışır. Yüzündeki ifade, gözkırpış ‘’İşlem tamam, siz rahat olun.’’ İfadesini taşır.

ÖLÜM SAHNESİSAAT 9.00İşçilerden bir yazıhaneye gelir.- Efendim, bir işçi iskeleden düştü. Hareketsiz yatıyor, sanırım ölmüş.Orhan,- Gören var mı?İşçi,- Yalnız ben gördüm.(Orhan çekmeceden bir demet para çıkarır, işçiye verir.)- Şimdi sen de görmedin. Hemen gidiyorsun üzerine bir naylon örtüyorsun. Kimseningörmemesini sağlıyorsun. Kimsenin görmemesi için de geçiş yoluna moloz taş toprak,kalas ne bulursan doldur.- Siz merak etmeyin.Orhan, muhasebeye telefon açar.- Vanlı işçi var ya.. Cengiz. O iskeleden düşmüş. Hemen sigorta başlangıcı yap. Priminiyatır. Beni acil ara. Ara ki jandarmaya haber vereceğim.Orhan dışarı çıkar, sağa sola baka baka, kaza mahalline yaklaşır. Bekçi kendisinedönük. Islık çalar. İşçi döner. Göz göze gelirler. Orhan parmakları ile gel işareti yapar.

Page 192: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Geri döner aheste adımlarla yazıhaneye yürür. Yazıhaneye girer. Peşinden işçi girer.Orhan- Bu emniyet kemerini bir tarafına, bu bareti bir tarafına koy. Götürürken koyarken hiçkimseye gösterme. Al şu poşete koy, üstünü gazete ile kapat.işçi,- Dediğiniz gibi yaparım. Siz hiç merak etmeyin. Siz verdiğiniz parayı alsanız, bendüşürür kaybederim, giderken alsam.- Akıllı birine benziyorsun. Ver, ben çekmeceye koyarım. Çekmeceden güvenli yer miolur?Orhan parayı alır, çekmeceye koyar.Orhan,- (Yüzünde alaycı bir ifade) Paran emniyettedir.İşçi, kazazedenin üzerine örttüğü naylonun bir tarafını açar, emniyet kemerini koyar.Kapatır. Öbür tarafını açar, bareti koyar, kapatır.

MUHASEBE YAZIHANE TELOFON GÖRÜŞMESİYazıhanenin telefonu çalar, arayan muhasebedir,- Başlangıç yapıldı. Sigorta primi ödendi.- Güzel.Orhan dışarı çıkar, gezeler. İşçiler mesai bitmiş eve gitmektedir. Orhan, herkarşılaştığına gülümsüyor, ‘’ İyi akşamlar.’’ diyor. Son işçinin gidişinden emin oluyor,giriyor yazıhaneye. Açıyor telefonu,- Komutanım, ben ‘’Kondur Ko İnşaat’’tan Orhan. Bizim işçilerden biri intihar etmiş.Ölünün üstünden naylon çekilip kaybediliyor.Orhan, girişte karakol komutanını karşılıyor.- Efendim gören duyan yok. İşçilerden önce giderdi. Gitmediğini görünce merak ettim.Geldim bu halde gördüm.Komutan,- İfadeyi karakolda verirsin. Biz tutanaklarımızı tutalım.Güvenlik şeridi çekilir. Savcı doktor gelir. Doktor numune alır. Savcı tutanağını tutar.Karakol komutanı olay yeri krokisini çizer. İnşaat mühürlenir. Ölü cenaze arabasınakonulur. Orhan Jandarma arabasına konur, karakola…KARAKOLKomutan,- Olay hakkında bildiklerini doğru olarak anlat.Orhan’ın söylediklerini bir jandarma daktilo ile yazar.Orhan,- Efendim, bu işçi sabahleyin bana geldi. Eşi ile sorunları olduğunu, bulanıma girdiğini,evden kavga ederek çıktığını, intihar etmek istediğini söyledi. Ben uzun uzunkonuştum. Para yardımı yapacağımı da söyledim. İkna etmiştim. Daha doğrusu iknaettiğimi sanmıştım. Akşam eve gidenler arasında görmeyince ilk işim çalıştığı alanagelip bakmak oldu. Gördüğüm manzara sabah ki sözlerini anımsattı. Hiç kimseningörmemesi de kuşku yarattı. Demek ki herkesin gitmesini bekledi ya da kimseningörmediği anda kendini iskeleden aşağıya attı.TUTANAK- Yaz,17:45’te gelen ihbar üzerine olay mahalline varıldı. Güvenlik tedbirleri alındı.Yapılan tatbikatta, ölen kişinin kimlik tespiti yapıldı. Ölen kişinin Van nüfusuna kayıtlıVahdettin oğlu 1945 doğumlu Cengiz Cangırlı olduğu tespit edilmiştir. Yapılanincelemede ilk bulgulara göre iskeleden atladığı ya da düştüğü varsayımına varılaraktutanak tutuldu. Cengiz Cangırlı’nın yere düşme esnasında kafasının taşa çarptığı,çarpma sonucu burnundan ve ağzından kan geldiği tespit edildi.

Page 193: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İş yeri sahibi sanık aynı zamanda tanık sıfatında bulunan Orhan Orçun’un ifadesi alındı. Orhan Orçun, Cengiz Cangırlı’nın sabahleyin kendisine geldiğini. Eşi ile sorunlarıolduğunu, bulanıma girdiğini, sabah evden kavga ederek çıktığını, intihar etmekistediğini söylediğini belirtti. Kendisinin Cengiz Cangırlı ile uzun uzun konuştuğunu,para yardımı yapacağını da söylediğini belirtti.’’ İkna etmiştim. Daha doğrusu iknaettiğimi sanmıştım.’’ dedi. Akşam eve gidenler arasında görmeyince ilk işinin çalıştığıalana gedip bakmak olduğunu söyledi. Çalıştığı mekânda gördüğü manzaranın CengizCangırlı’nın sabah ki söylediği sözleri anımsattığını belirtti. Hiç kimsenin görmemesininde kuşku yarattığını söyledi. ‘’. Demek ki herkesin gitmesini bekledi ya da kimseningörmediği anda kendini iskeleden aşağıya attı.’’ diyerek ifade verdi.Orhan, nezarete konulur.

AĞIR CEZA MAHKEMESİSavcı, Karakolda alınan ifadeyi okur.Ağır Ceza Hakimi (Orhan’a)- İfadeye ekleyeceğiniz var mı?Orhan,- Yok, aynı ifademi tekrar ediyorum.Maktulün eşi söz ister,- Beyimle aramızda hiçbir sorunumuz yoktu. Biz bir elmanın yarısı gibiydik. Sabahda tartışmadık. Kendisini öperek yolcu etmiştim. Davalının avukatı söz alır,- Sayın Hâkimim, müvekkilim kavga ettiler demiyor. Cengiz CANGIRLI’nın ‘’EşimleKavga ettik.’’ dediğini diyor. Cengiz Cangırlı bu sözü müvekkilime söylemiş.Müvekkilime söylediği sözü Makdulün eşi nereden bilecek, söylerken orada mıymışkendisine sorarım.Sülo söz ister,- Ben sıvacıyı hep baretsiz, güvenlik kemersiz çalışır gördüm. Orhan Bey’e bu şekildeçalışmasını tehlikeli olduğunu söylemiştim.Hakim: (Orhan’ a sorar)- Doğru. Sülo’nun söylediği bir ay öncesi idi. Ben kendisi beni uyardığı gün bareti dealdım, kemeri de.KARAR:GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Sanık ve görgü tanıklarının ifadesine baş vuruldu, verilen ifadelerin dosyayaeklenmesine, delil toplamak için duruşma için …../ …. / gün verilmesine, iş yerinin davasonuçlana kadar mühürlü kalmasına Orhan Orçun’un tutuksuz yargılanmasına kararverilmiştir.Mahkeme çıkışı Sülo, Orhan’ın karşısına geçer var gücü ile bağırır:- Göz göre göre bir kişinin ölümüne sebep oldun. Bunun hesabını kim verecek?- Ben vereceğim.- Kime?- Yüce Türk Adaletine.Kavgayı davaların takipçisi Tek ayak izlemektedir. Kendi kendine sayıklar ‘’ Yüce TürkAdaleti, Yüce Türk Adaleti. Yüzünü bir türlü göremediğimiz boktan adalet!)

EV SAHNESİSülo, hiddetle içeri girer baba sakinleştirmeye çalışır,- Oğlum, hele bir otur. Bu ne sinir, yine ne oldu?- Hakimi, avukatı, patronu birleşmiş ‘’Cengiz intihar etti.’ diyorlar. Zavallı kadınıkonuşturmadılar bile.- Sen ne yaptın?

Page 194: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- İtiraz ettim de. Kim sikine takar benim itirazımı.- Hele sabret oğlum, davanın seyri belki değişir.- Seyri mi kaldı baba, davayı boka buladılar, çıkacak sonuç belli. Bok..- Sabret, bir gün gelir adalet yerini bulur.- Bok bulur.- Boş ver, sen bunları şimdi yat dinlen, yarın sakin kafayla konuşuruz.- Kafa bıraktılar mı ki sakinleştireyim.- Hadi, doğru yatağa.Sülo, filmin sonunda bir soluk almış ikinci cümlesini yazdırmıştı:- Ölen ölmüş, inşaat mühürlenmişti.İkinci cümlenin ardından film devreye girer.KAÇAK ÇALIŞMASülo, mühürlenmiş inşaatta çalışmaların sürdüğünü görür. Koşarak yazıhaneye girer.Orhan’a:- Sen ne şerefsiz adamsın? Cengiz’in bedeni soğumadan, sen mühürlü inşaatta çalışmayapıyorsun. Sende hiç mi vicdan yok?- Siktirme vicdanını, seni bir daha inşaatta görmeyeyim, yoksa topuklarına sıkarım.- Bu yaptıkların yanına kâr kalmayacak. Göreceksin sen.ADLİYESülo savcılığa kaçak çalışma ihbarında bulunur. Dosyayı, adliyeye sunar, çıkar. Çıkıştatek ayakla karşılaşır.Tek ayak,- Daha çok geleceksin. Dikkat et, benim gibi kafayı üşüttürmesinler.Sülo üçüncü cümlesini yazdırır,- Kaçak çalışmayı ihbar ettim.Film kaldığı yerden girer devreye.İnşaatta çalışma sürer. Merdiven girişinde üzeri mühürlü çapraz kapı ölçüsündebirbirine çakılı iki kalas. Kalasların ucunda çiviler. Duvardan söküldüğü belli.Teftiş elemanına, Orhan bir deste para ikram eder. Elemanın gözü önünde, mühürlükalasları kapı girişine yaslar çivileri çakar:Bakın inşaat mühürlü. Var mı bir eksik?

Sülo, dördüncü cümlesini yazdırdı,Bu şerefsiz, denetçiye rüşvet verdi. Müfettişin gözü önünde mühürlü engeli tekrar çaktı.Müfettiş bina mühürlü diye tutanak tuttu.KARARGEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜİşyerinde yapılan denetimde yasağa uyulduğu, bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.Davalı Sülo.. Mesnetsiz iddialarla adliyeyi meşgul etmek, sebepsiz yere davalıyısavunma külfetinde bulundurma suçları işlemiştir. Davalının Tazminat davası açmahakkının saklı olması, Dosya masrafı ve avukatlık ücretinin Sülo Soyluoğlu’naödettirilmesi, davanın reddine karar verilmiştir.Sülo, önce işini kaybetmiştir, sonra davayı.Sülo; Orhan’la hesaplaşmaya gittiğinde, Orhan kartı gösterir.’’ Kondur Ko İnş.’’ Bizdamarımıza basılırsa adama böyle koyarız. Nasıl koyacağımı bekle göreceksin. Şimdigidebilirsin.Sülo, savaşı kaybetmiş bir komutan çaresizliği ve bitkinliği ile yazıhaneden çıktı.Adımları nereye götürüyorsa oraya gitti.Deniz sahilinde kayalıklara oturdu. Balıklara taş attı. Taşlara yumruk attı.Gecenin geç vakti saati bilmediği vakit evin yolunu tuttu.Babası kapıda bekliyordu gelişini. Bu defa oğluna tek bir soru sormadı. Biliyorduoğlunun vereceği cevabı. Baba yatağına. Oğlu yatağına.

Page 195: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sülo’nun gözü uyku tutmamıştı.………

Sülo’nun adliyeden çıkmasının üstünden yıl geçmeden Sülo yine adliyede idi.

ASLİYE HUKUKSülo, İlk cümlelerini yazdırdı,- İnşaat işinden sonar köyümüze ikinci ocak açılmıştı. Ocağın işçi aradığınıduydum.Ben sınav olacağını duydum. Meğer ben sınava hazırlanırken onlarda sınavı nasılyapacaklarını hazırlıyormuş.Sülo, sustu. Yaşadıkları bir film şeridi. Tekrar tekrar yaşadı.TOPLANTI SAHNESİM.Müderisoğlu toplantı yapıyor. Toplantıda: Kendisi, Şirket Ortakları, mühendisler,Muhasebeci, İnsan Kaynakları müdürü)MÜDERİSOĞLU:- Müezzinoğlu, on kişi işe alacağız. Bin kişi iş başvurusu yapmış. Biz de işçi alımlarınısınava, teste tabi tutacağız. Aldığımız on kişi seçilerek geldiklerini, ocağa her isteyeningiremeyeceğini, işten ayrılırsa bir daha işe alınamayacağına inansın. Sınavda beşarkadaşımız görevli gibi davranarak, gücü kuvveti yerinde olanları tespit edecek, o yüzkişiyi sınavı kazanmış olarak açıklayacağız. Yüz kişiyi de testle eleyerek onadüşüreceğiz. Ortaklar, personel kararı onaylar.MÜDERİSOĞLU:- Konuşmayı ben yapacağım. Sınavı, İnsan Kaynakları. Testleri Mühendis arkadaşlaryapacak. Toplantı biter. Dağılırlar.Ertesi gün sınav başlar.Bahçede merakla bekleyen bin işçi. Karşılarına çıkan ilk Müderisoğlu, konuşmasınabaşlıyor:- 1000 iş başvurusu olmuş. Adil davranma adına sizleri sınava tabi tutacağız, ayrıcamadencilik ciddi bir iştir, kutsal bir meslektir, her önüne gelen madenci olamaz.Madenciliği önce hak edeceksiniz. Hak eden on arkadaşınızı yarın işe başlatıyoruz.Şimdi sizi yemekhaneye alıyoruz. Sınavın ardından bahçede testler başlayacak.Hepinize başarılar dilerim.Sülo, tüm sınavlarda birinci sırada yer alırİşçiler yemekhaneye alınır. Sınav kâğıtları dağıtılır. İlk soru:1- Yer altından çıkartılır kütle halindedir. Rengi siyahtır. Bu madenin adı nedir?A- TezekB- TaşC- KömürD- MolozHer işçi adayı ‘’ C’’ seçeneğini işaretler.Görevliler aralarda dolaşıyor. Gözüne kestirdikleri kişilerin isimlerini not alıyor.Süre doldu, kâğıtlar toplandı.SINAV BİTTİAÇIKLAMASınav komisyonu bir saat içerisinde sınavı değerlendirecek, 70 üzeri not alanıbelirleyecek. Sınavı kazananlar bahçede teste tabi tutulacak. Şimdi bahçeyeçıkıyorsunuz. Sonuçları bekliyorsunuz.Bahçede meraklı bekleyiş.

SINAV SONUÇLARI

Page 196: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yüz kişinin adları okunuyor.Açıklama:- İsimleri okunanlar kalıyor diğerleri gidiyor. On dakika sonra testler başlayacak.Üzgün gidişler, meraklı sevinçli bekleyişler…

SÖZLÜ SINAV- Evinde önemli bir iş çıktı, eşin işten izin almanı söylüyor sen ne yaparsın-Evdeki işimi erteler işe giderim.- Geç- Patronun ay sonu maaşını veremeyeceğini söylüyor, ne yağarsın?Arkadaşlarla birlik olup, eylem yaparım.- Çık

İLK TESTDAYANIKLIK TESTİOmuza, sırta darbe vuruluyor. Düşen kaldırılıyor ismi çiziliyor.Kalan 50 kişiII. TESTKOŞU TESTİKoşu başlıyor, çizgiyi geçen 25 ilk kişi belirleniyor. 25 kişinin adı daha çiziliyor.III. TESTKAZMA, BALYOZ KULLANMA(Toprağın altına gizli parça kütle kömürler)Kömürü kıran eleniyor, kırmadan zedelemeden çıkartan, ezmeden bölen listede yeralıyor.Kalan 20 kişiGAZ TESTİGazdan tiksinen, öksüren, kusan liste dışı.Kalan 12 kişi10 kişi yarın iş başı, iki kişi bir ay sonra iş başıKURA ÇEKİMİ10 Kişi belirleniyor.Sülo, filmi durdurur, savunmasına üç cümle daha yazdırır,- İşveren benim üniversite mezunu olduğumu anlayınca, beni ayırdı. Muhasebeci emekliolacakmış, o ayrılmadan ben yanında yetişmeliymişim. İşe başladım.Savunma arsı film devrede.MUHASEBE BÜROSUMuhasebeci Sülo’nun önüne üç dört dosya koyar. (İşçi Maaş bordosu) :- Son üç aylık maaş ödemesi yapılan ile yapılmayan isimlerin listesini çıkart. Ona göremaaş ödemesi yapacağız.Sülo:- Burada maaş çalışana göre mi? Aylara göre mi?Muhasebeci:- Her ikisi.Sülo:- O nasıl oluyo?.- O şöyle oluyor. İşçi önce çalışıyor. Bir ay ücreti hak ediyor. Sonra iki ay dahaçalışıyor. Birinci ay maaşını alıyor. Biz her ay ödeme yaparız. Her ay işçilerden bir kısmımaaş alır, bir kısmı almaz. Şimdi sen bu ayki listeyi hazırlayacaksın.Sülo:- Niye hak eden maaşını almıyor, onu anlayamadım.- Patron öyle emrediyor.

Page 197: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Sebep?- İşçiler maaşını eksiksiz alırsa emirlere uymazmış. Onun için her işçi içerde alacaklıbırakılmalıymış.- Bu yaptığınız hukuka uygun mudur?- Burada patronun borusu öter.

Sülo, savunmasına yeni üç cümle daha ekledi,- 20 işçiye maaş ödenmedi. Maaş alan 30 işçinin de içerde üçer aylık alacakları varmış.Ben işçileri topladım.Sülo’nun gözünün önüne işçiler gelir. İşçilerle bir kez daha konuşur,- Arkadaşlar, maaşlarınızı almanız için hiç bir engel yok. Patronun uygulaması hukukaaykırıdır. Şikâyet hakkınızı kullanın, ben sizin adınıza dilekçeyi yazarım. Kayıtlar ortada,almadığınızı ispata bile gerek yok.Sülo, hakimle göz göze gelince anladı yazdırması gerektiğini. Bir cümle daha ekledi,- İşçilerden dilekçe yamalarını istedim.Hakim,-Sonuç?-Bir kişiye dilekçe yazdırabildim.Hakim,- Maaşını aldı mı?- İşine son verildi.: Hakim,- Devam et.- İşçilerin yemekhanede yemek yemesine son verildi.Sülo, susar film devreye girer.Kömür ocağında işçiler toplanmış. Patron yeni emirler vermektedir,- Bundan böyle, yiyeceklerinizi evden getiriyorsunuz, yemeği yemekhanede değilocakta yiyorsunuz. Tuvalet izinlerini de kaldırdım. Cebinizde bir pet şişe bulundurun,tuvaletinizi ona yapın. Çıkışta çöpe atarsınız.İşçiler:- Olmaz ki böyle. Aşağıda yemek yenecek ortam mı var?- Size iş vermişim. Evinize ekmek götürüyorsunuz. Aşağıda havalandırma dersentamam, güvenlik tedbirleriniz tamam. Cennet gibi mekân. İstemeyen gider.Sülo savunmasına ekler,- İşçileri topladım.İşçileri topladım cümlesi aldı götürdü yine Sülo’yu yaşadıklarına. İşçiler toplanmış Sülo,konuşmada,- Birlik olursanız patron hiç bir şey yapamaz. Bir arkadaşınız maaşını ihbar etti,işinden oldu. Hepiniz etseydi, hiç bir şey yapamayacak, maaşınızı ödemek zorundakalacaktı. Şimdi beni iyi dinleyin. Yer altında yemek yemeyi birlik olup kabul etmeyin.Sülo bir yandan olayı yaşıyor bir yandan savunmasına aktarıyor. Aktardı savunmasınayeni bir cümle,İşçilerin birlik olmasını istedimHakim,- Birlik oldular mı?- Olmadılar. On kişi işinden oldu.- Sen ne yaptın?- Babamın bir öğrencisi varmış. ‘’Zebani ZIPKINOĞLU’’ ona durumu anlattım. Oprogram yaptı.Program eksiksiz aktı Sülo’nun göz perdelerindenECÜĞÜNE BÜCÜĞÜNE PROĞRAMISUNUCU:

Page 198: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Sayın seyirciler, yüzlerce kişiye mezar olan Maden işletmecisi için suçsuz olduğunusöyleyen ünlü sosyolog Zebani ZIPIROĞLU birazdan konuğumuz olacak.- Evet, Sayın seyirciler, ZIPIROĞLU ilk defa bizim kanalda. Sizin adınıza, sizin merakettiğiniz soruları biz soracağız.(Zıpıroğlu, adı ile eşteş. Sahneye giriş yapar. Sunucu karşılar, yerine oturmasını sağlar,ilk sorusunu sorar.)- Sayın ZIPIROĞLU, Maden İşletmecisi için suçsuz dediğiniz doğru mu?ZIPIROĞLU:- Doğrudur. Ben bir bilim adamıyım, bir başkaları gibi meydanda farlı, yayında farklıkonuşma şansına sahip değiliz. Sosyal Bilim uzmanı bir sözünü bir defa değil bin defasöylerse toplumda bir algı oluşturabilir.SUNUCU: Sayın Zıpıroğlu gazetelerde hakkınızda çıkan haberlere ne diyeceksiniz? Bazıgazeteler, para aldığınız için, bazı gazeteler, işletmede payınız olduğu için böylesöylediğinizi yazıyor.ZIPIROĞLU:- Doğrudur.SUNUCU:- Duydunuz sayın seyirciler, Zıpıroğlu gazetede çıkan haberleri doğruladı. (Zıpıroğlu’nadönerek) Sayın Zıpıroğlu, ilk defa sizin gibi açık sözlü birini konuk ediyorum.Şaşkınlığımı, heyecanımı bağışlayın. (Kameraya dönerek)- Evet sayın seyirciler, Zıpıroğlu, sözlerine açıklık getirecektir. Doğrusu söyleyecekleriniben de merak ediyorum. (Zıpıroğlu’na dönerek)- Buyurun Zıpıroğlu, seyirciyi daha fazla merakta bırakmayalım.ZIPIROĞLU:- Gazeteler, sizler sözümü desteklediniz.SUNUCU: (Şaşırır)- Henüz fikrimi belirmedim efendim. Nasıl olur?ZIPIROĞLU:- Her şey işte böyle olur, farkına varmazsınız sonra şaşırırsınız.SUNUCU:Sayın Zıpıroğlu, benim anlamadığımı seyirci de anlamamıştır, sözlerinize açıklık getirirmisiniz.ZIPIROĞLU:Benim sözüm, yaşanan felaketler hepsi sonuç. Bütün toplum, yöneticisiyle, basını ile,halkı ile sonuca odaklı. Bütün basın, devletin bürokrasisi oradaydı.SUNUCU:- Olmamalı mıydı?ZIPIROĞLU:- Olmamalıydı.SUNUCU:Efendim, bu sözünüz de eminim benim gibi seyirciyi şaşırttı.ZIPIROĞLU:- Sorarım size, kazadan önce ocağa bir kez gitmişler midir.?SUNUCU:- Gitmemiştir.Görevleri felaketi bekleyerek gitmeleri midir, yoksa felaket ihtimallerini önceden arayıpbulmak mıdır? Felakete sadece AFAT sonradan gider. Bürokrasi değil.İşletmeci, suçlu bulundu tutuklandı. Adalet yerini buldu. Adelet öldürmek tutuklamakmıdır? Adalet yerini buldu algısı başka başka olgulara, başka başka sonuçlara götürür.Yaşananları unutmak, sorunun kaynağına odağı engelleyerek tekrar yaşanmasına fırsatvermektir? Adalet, öleni öldürmemek, öldürtmemek, işyerini çalışır, işleteni işletirkılmaktır.

Page 199: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

SUNUCU:- Bunu yapmak mümkün mü, bu konuda önerileriniz var mı?ZIPIROĞLU:- MümkündürSUNUCU:Peki, nasıl mümkün olursa önerilerinizle anlatınız, buyurun.ZIPIROĞLU:- Ben bir sosyolog olarak öncelikle olayın sosyal boyutunu ele alacağım. Bütün görselbasın, yazılı basın sonuç peşinde. Felaket haberleri sunmadığı gün yok. Yetki birimlerisonuç peşinde. Sonuç geliyor önlerine gereği yapılacaktır. Gerek; soruşturmabaşlatılmıştır. Tutuk hali, adalet yerini bulmuştur. Bu döngü devam ediyor. Gerekölümü bulmakmıdır, ölüme giden yolu kapatmak mıdır. Ben bugüne kadar ölüme gidenyolu kapatmak için gereği yapılacak sözü duymadımHangi sonuca bakarsanız bakın temelinde insan var. Sorunun kaynağı insan. İnsanıçözmeden sonucu değiştiremezsiniz.

Sorunun temelinde önce insanın duygusunu öldürüyorsunuz, sonuç insanın kendini, birbaşkasını öldürmesi başlıyor.SUNUCU:- Sorunun temeline inmek için somut öneriniz nedir?- ZIPIROĞLU: önce işletmelerin isimlerini değiştiririm?SUNUCU:- Güldürmeyin efendim, biz insanın değişmesinden bahsediyoruz, siz kalkmış tabeladeğişikliği diyorum.ZIPIROĞLU:- Evet, tabela diyorum. Tabelada, ‘’ Maden İşletme bilmem ne şirketi ‘’yazar. İşletme.İşletmeci işletmeyi para, işçiyi çarkın dişlisi olarak görmeye başlıyor. Dişli eskirsedeğiştirilir. İşçi ölürse yerine yenisi alınır. Çark böyle döner. İşçisi de işletmecisi deolayı kanıksar. Siz hiç 300- 500 kişi öldüğünde üzülen gözyaşı döken bir işletmecigördünüz mü? Göremezsiniz. İnsan özelliği olan, paylaşma, acıma duygusu öldürülmüş.İşte çözüm Tabela. Tabela ‘’ Maden işletme ve Sosyal Tesisi’’ Olmalı. İnsan bir sosyalolgu. Sosyal olguları öldürülmemeli. Sosyal tesiste insanın sosyal yönü beslenmeli.Nasıl mı? O tesiste insan için tuvalet gerekliyse olmalı. Pet şişe değil. Yemekhane,yatakhane. Eğlenme, dinlenme, kendini geliştirme tesisleri, bir yüzme havuzu, bir topsahası, bir oyun alanı. İşletmenin sosyal aktivite programı olmalı, Haftalık 1 saatçalışma süresi içerisinde. Müzik dinletisi, konser, tiyatro.En önemli ikinci husus işletmeci günlük bir saat, haftada bir tam gün işçilerle aynışartta çalıştırılmalı. Paylaşmayı, dayanışmayı, empati kurmayı unutmasın. İşçiyi,kendini makinenin parçası olmak duygusundan kurtarsın. Yasal düzenleme yapılıpbırakılırsa yasa işlemez. Jandarma bölgesinde bir jandarma, polis bölgesinde yasayıdenetlemeye yeter.İnsanın kendi başına bir değer olduğu bilinci yaratılmalı. Bir inşaat için ruhsat harcıyatırılmadı diye yıkıyorsunuz. İnsaat alanında ölüme yol açılmış diye durdurulan, yıkılaninşaat göremezsiniz, insanın bedeli ruhsat harcı bedeli bile olamıyor niye? Tabela..SUNUCU:- Tabelanın çözümün bir başlangıcı, bir parçası olduğunu gayet güzel anladık umarızönerileriniz dikkate alınır.SUNUCU:- Başka önerileriniz?ZIPIROĞLU:YASAL BOYUT

Page 200: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yasal çerçeve. Çerçeve de sınırlar çözüm odaklı olmazsa yasalar bir işe yaramaz.Silahın tetiği çekilirse öldürür. Yasalar bunu suç sayıyor. 21. Yy’da bilim hangi şartlarınölüme yol açacağını biliyor. Diyor ki karbondioksit, zehir yolu ile, yanma yolu ile adamıöldürür. Ve sen bunu şu sebep bu sebep kullanarak yüzlerce kişiyi öldürüyorsunKanunda adı taksir yolu ile adam öldürme. Altı ay- iki yıl arası hapis. Bilinen bir gerçeğikullanarak ölüme yol açmanın silahla öldürmeden farkı olmamalı, aynı suç kapsamınaalınmalı.1000-2000 kişinin çalıştığı ölüm riskinin yüksek olduğu bir işyerinin güvenlik tedbirinibir kişinin tekeline, inisiyatifine, sorumluğuna bırakamazsınız. Sorumluluk paylaşılmalı,devlet sorumluluğa ortak olmalı. Zemin etüt, sondaj üstlenmeli. İşletmeciye sınırlarıçizilen şu alanda tedbir alındı. Bu alan dışına bir cm geçemezsin. Diyebilmeli.Denetimler saatlik, günlük aylık, altı aylık Yıllık denetim olamaz. Gaz ölçümü gibisaatlik. Denetim kademelendirilmeli. Yerelin yapacağı günlük denetimler, haftalık.Teknik denetimler merkezi. Denetimlerin koordineli denetim merkezi adı altındatoplanmalı.1000 kişinin güvenliği bir kişi ile değil en az yüz kişi ile olmalı 21.YY eli çanta iledenetim devride sona ermeli Denetim birimleri, denetim koordinasyon merkezi olmalı.Merkezden bir ocağın içerisi, atılan her adım anında izlenebilmeli.Çalışanın ölümü şehit statüsüne tabi tutulmalı, Çalışanın ölüm halinde pirim süresinebakılmaksızın SSK güvencesine kavuşturulmalı.Tazminat Bedeli.Devlet ben senin güvenliğini sağlayamadım. Miktarı belli tazminat bedelini ödüyorum yada ödettiriyorum diyebilmeli.TEKNOLOJİK BOYUTAzarbeycan’dan teknoloji getiren teknoloji, 500m’lik bir mesafeye okjijen taşıyabilmeli.Yaşama odasında, çalışma alanında oksijen vanaları olmalı ki tehlike anı açılabilmeli.Yangın söndürme vanaları aynı şekil.ARGEÇözümler, yenilikler ortaya koyabilmeli. 50 yıllık bir süreçte, çalışma şartları, güvenliktedbirleri, yasal çerçevede değişiklik olmamışsa bu alanda bir çalışmada olmamıştır.Televizyon kapandı. Patronun dansözlü bar bartileri..Ocakta çalışmalar… Farklı perdeler….

BİR GÜN SONRAECÜĞÜNE BÜCÜĞÜNE PROĞRAMI- Sayın seyirciler, Zeban ZIPIROĞLU ile yaptığımız program etkisini, göstermeyebaşladı İlk olumlu uygulama Gülistan Kömür Ocağından geldi. Ocağın işletmecisiişçilerle birlikte bir günlük çalışma kararı aldı. Kararını uyguladı. Bir gün işçilerlebirlikte, canla, başla, sabırla çalıştı. Çalışmanın görüntülerini ilk defa bizim kanaldaizleyeceksiniz. Görüntüler geliyor.Ocağa giriş, yürüyüş koridoru; karanlık ilerledikçe ilerliyor, yerin dibine indikçe iniyor…Sonu belirsiz, Müderisoğlu, şaşkın.. Yüzü korku perdeli. Tepkisi dışa vururyor:- Bu ne yahu! Çalışmaya mı, cehenneme mi gidiyoruz.I. İŞÇİ:- Patron, gezdiğin asfaltlara benzemiyor değil mi?II. İŞÇİ:- Bindiğin otomobillere benzemiyor değil mi?III. İŞÇİ:- Konakladığın otellere benzemiyor değil mi?MÜDERİSOĞLU:- Burası cehennem yahu.İŞÇİLER:

Page 201: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Gözünüzle gördünüz mü hangi şartlarda çalıştığımızı? Hani bize söylerdiniz ya’’ Sizicennet gibi alanda çalıştırıyoruz.’’MÜDERİSOĞLU:- Ben, hep yerin altı da bir üstü de bir bilirdim.İŞÇİLER:- Bilmekle, gerçekler şaşırtıcıdır.MÜDERİSOĞLU:- Bana mühendislerim, her şey modern demişti. Ben böyle modernliğin içine…İŞÇİLER:- Mühendislerinizi dinlediğiniz kadar, işçinizi dinlemediniz.MÜDERİSOĞLU:- Doğru.(Çalışma başlıyor, işçilerden beşi kazıcı, üçü kazılan kömürü vagona dolduruyor. Biritaşıyıcı. Müderisoğlu, kömürü kürekliyor, atıyor vagona, kömürün yarısı vagona, yarısıdışarı…) İşçiler uyarıyor:- (Yere düşen kömür parçasını eline alarak) Bak! Bu milli servet, dolar mark. Sen neyaptın? Çöpe attın. Seni Patrona söyler işten attırırım. Kömürü okşayacaksın,öpeceksin, sonra incitmeden(göstererek) vagona yükleyeceksin.YEMEK MOLASISoğan yumruklanıyor, ekmekler çomaklanıyor iştahla yeniyor. Müderisoğlu elinebakıyor kir pas, mekân öylesi.. Tiksiniyor. Tepkisini gösteriyor:- Bu şartta yemek yenir mi?İŞÇİLER:- Yenmez mi?MÜDERİSOĞLU:- Yenmez.İŞÇİLER:- Siz değil miydiniz yerin altında yemek yemeyi kabul etmeyenin çıkışını veririm diyen.Ya yemeği yersin, ya çıkışını verirsin.Müderisoğlu, yemeye çalışıyor. Boğazına takılıyor. İşçilerden biri sırtına vuruyor, biri suveriyor.İŞÇİLER İŞBAŞIGörev değişiyor, kürekçiler, kazmacı, kazmacılar kürekçi. Müderisoğlu, kazmacı.Üçüncü kazmada kömür eziliyor. İşçiler müdahale ediyor:- Bu yaptığına servet düşmanlığı derler. Bu milli servet, zerresine zarar vermeyeceksin.İşçilerden biri elinden kazmayı alır, kazma vuruşunu gösterir.Müderisoğlu kıvranıyor.İŞÇİLER:- Doktor çağıralım mı? Nereniz ağrıyor?MÜDERİSOĞLU:- Bir yerim ağrımıyor, çişim geldi:Çare hazır işçilerden biri cebinden çıkartıyor bir pet şişe:- Buyurun, sırtınızı bize dönüp çişinizi yapabilirsiniz.MÜDERİSOĞLU:- Olmaz ki.İŞÇİLER:- Biz yapınca oluyor da siz yapınca neden olmaz, yoksa sizin ki ayrım?Müderisoğlu, çişini yapıyor..İŞÇİLER:- Nasıl?MÜDERİSOĞLU:- İlkellik.

Page 202: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İŞÇİLER:- Patron duymasın çıkışınızı verir.Müderisoğlu, şaşkın, Müderisoğlu mahcup…PAYDOS VAKTİİŞÇİLER:- Yarın yine bekleriz patron, 8.30’da iş başı yapmazsan patrona söyleriz seni, çıkışınıverir.MÜDERİSOĞLU:

- Vay ben sizin patronunuzu…

ECÜĞÜNE BÜCÜĞÜNE PROĞRAMISayın seyirciler, Zeban ZIPIROĞLU ile yaptığımız program etkisini, göstermeye devamediyor. Gülistan Madencilik, yer altında yemek yeme kararını kaldırdığını söyledi.İŞÇİLERİN KUTLAMA SAHNESİ….

Hakim bilmez Sülo’nun saniyede kaç bin olay sahnesinden süzerek bir cümle aldığını.Sadece Sölo’nun ağzından çıkan cümleleri yazdırma çabasında. Sülo’da yazdır,- Bir başka ocakta işçiler su baskını altında kalmış. Patoron Tv’den izlemiş.Sülo yine dalar filmin sahnelerine.Müderisoğlu televizyon izlemektedir. Müezzinoğlu sunucunun bir cümlesine takılır.‘’Ocakta su altında kalanların hiç biri yüzme bilmiyordu.’’ Kendi kendine konuşur u’’Yarın ilk işim; işçilere yüzme dersi vermek olacak.OCAKMÜDERİSOĞLU İŞÇİLERİ TOPLAMIŞ:

- Madende gaz zehirlenmesi ve grizu patlaması yanında bir şey daha tecrübe edindik.Su baskınına maruz kalma. Bu da bize tedbir almamızı emrediyor. Hepinizin yüzmeyiöğrenmesi gerekir. Burada deniz yok, yüzme öğretemeyiz demek sorumluluktankaçmaktır. Öğreticinin görevi öğretir. Demek ki yüzmeyi su değil bilen öğretir. Benimömrümün yarısı plajlarda geçti. Yüzmenin alasını öğretirim. Belgeleri de ben yetkilibirine düzenlettiririm.- Şimdi, ben birinizle uygulamayı göstereceğim. Gösterdiğim hareketleri sonra hepbirlikte yapacaksınızBir kişi öne çıkarır. Yüz üstü yere yatmasını söyler.- Elleri vücudunla birleştir- Hafif vücudunu sola döndür. Sol ayağını kaldır indir. Sol ayağından destek al,vücudunu öne taşı, aynı anda sağ el ileri at, yerden destek al vücudunu ileri taşı.- Aynı hareketi, sağ ayak sol el tekrarla.Sağ-sol, sol sağ hiç durmadan ilerle. Çizgiye vardığında suyu geçtin, boğulmadankurtuldun. (Sülo Soyluoğlu,Bitiş Çizgisine ilk varan.)Herkes aynı hareketi yapıyor. Sınır çizgisine son yüzücü vardığında Müezzinoğlu,- Hepiniz ayağa kalkın. Tek tek sıra ile bir birinizin yüzüne bakın.Görüntüde yüzhattında sadece göz merceği mavi- yeşil diğer alan siyah. Burada ikinci bir eğitim almış oldunuz. Bir taşla iki kuş. Yakalanacağınız su aynen burenkte olacak, birbirinizin yüzünü görüp hortlak görmüş gibi korkuya kapılmak, dalgayakapılıp boğulmanıza neden olur, biz onun da tedbirini almış oldukBu eğitimi iki- tekrar ettiğimizde kas beyin uyumu oluşacak, sizde yüzmenin temelkurallarını öğrenmiş olacaksınız. Şimdi gidip üzerinizi temizleyebilirsiniz.Sülo, savunmasına bir cümle daha ekledi,- Ben muhasebede yedek eleman, dışarı, içeri yedek eleman. Ocakta teftiş varmış

Page 203: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sülo daha ‘’ Teftiş demeden canlandı gözünde teftiş sahnesi:

Müfettiş işletmeci Muhterem MÜEZZİNOĞLU’nu telefonla arar:- Muhterem Bey, ben sizi teftiş için rahatsız ettim. Üç gün sonra teftişe geleceğim,malum hazırlığınızı yapınız.MUHTEREM MÜEZZİNOĞLU:- Efendim malum kış. Siz buraya kadar zahmette bulunmayın. Ben sizi Uludağ’dakarşılayayım, orada sizi ağırlayayım. Siz istenilen belgeleri belirtin, ben hazırlargetiririm, size sadece imzalamak kalır.- Ben de isterim fakat olmaz. Yeni karara göre teftişin görüntülü kayda alınmasıisteniyor.- Efendim, siz orasını bana bırakın. Onu bizim çocuklar montaj yolu ile halleder. SizinFacebook’tan bir boy resminizi göndermeniz yeterli.- Bir terslik olmasın. Siz de ben de sıkıntıya düşeriz.- Efendim, güvenebilirsiniz. Sıkıntıya düşmeyiz evelallah.- Size güveniyorum, olay benim yetkim ve bilgim dışı.- Güvenin efendim, siz istenilen belgeleri söyleyin.Müfettiş, istenilen belgeleri tek tek sayıyor. Müezzinoğlu tek tek yazıyor.Buluşma mekânı ve saati karalaştırılıyor. Yer Uludağ. Mekân Ladin Motel.Yazdırır Sülo savunmasına,- Müfettişle Patron olacak şahıs anlaştı teftiş ocakta değil Uludağ’da yapılacaktı.Ben şoför, ben evrak taşıyıcı. Patronla birlikte çıktık yolaFilmin yeni sahnesi:

Zaman iki gün sonrası saat:13.00.İki gün sonrası saat 12.30. Müezzinoğlu, otele giriş yapıyor Sülo’nun elinde iki çanta.Elinde iki çanta; biri para dolu, biri belge.Müezzinoğlu, üç oda ayırtıyor; biri kendisine biri, müfettişe biri Sülo’ya. Odalar otelinen güzel odası.Balkondan bütün Uludağ gözlenebiliyor. Uludağ gözlerinin altında, gözlerinin önündeolacak.Saat: 12.45. Müezzinoğlu otel giriş kapısında. Otele yaklaşan her arabaya dikkatlicebakıyor. Onuncu araçtan inen müfettiş, yerinden fırlayan Müezzinoğlu. Sarılmalar,öpüşmeler…. İltifatlar:- Efendim sizi çok çok iyi gördük. Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir.- İyi geçti, iyi.Müezinoğlu müfettişin çantasını kapıyor. Hem yürüyorlar hem konuşuyorlar.Müezzinoğlu:- Efendim, ben odaları ayırttım. Çantanızı odaya koyalım. Önce yemeğimizi yer, barageçer iki duble alır, orada konuşuruz.MÜFETTİŞ:- Bence de. Müfettiş, Müezzinoğlu odada. Müezinoğlu balkondan manzarıyı anlatıyor,- Efendim ben en son 10 yıl önce gelmiştim. Güzellik değişmemiş. Bakın bursa nekadar net gözüküyor, şurası kayak pisti, ilginiz varsa yemekten sonra takılırız.- Spor bizden geçti. Biz içelim sohbetimize bakalım.- Nasıl isterseniz efendim, buyurun o zaman yemeğe inelim.Müezzinoğlu, müfettiş yemekhanede. Müezzinoğlu rahat sohbet için, köşede masatercih ediyor. Masaya yaklaşığında, sanırsınız, Müezzinoğlu otel görevlisi, Müfettişinhizmetlisi. Paltousu alınıyor, kaskolu alınıyor, sandalyesini çekiyor, doksan derece vücuthareketi:

Page 204: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Buyurun efendim.Masaya oturuluyor. Şef garson karşılarında:- Ne alırsınız efendim.Müezzinoğlu menüde yemeklere bakmıyor, fiyatlara bakıyor. İyi karşılama çok para ileoluyor. Tandır Kebap fiyatta ilk sıra. Müfettişe dönerek:- Efendim, buranın Tandır Kebabı meşhurdur, ne dersiniz?- Ben sizin misafirinizin, misafir umduğunu değil bulduğunu yer.- Efendim, olur mu öyle şey, başımızın üstünde yeriniz var. Sizi bizi var mı? Siziağırlamak, mutlu etmek benim görevim. Burada otel emrimizde, ben emrinizdeyim.- Emir yok.- Çorba alıyor muyuz?- Ben bir yayla çorbası alayım.Müezzinoğlu, garsona döner:- Bize önce iki yayla, sonra İki Tandır.GARSON,- Siparişleriniz hemen geliyor efendim.Çorbalar geliyor. Çorbalar kaşıklanıyor. Kaşıklayan Müfettiş… Müezzinoğlu kaşıkla sözyarışında. Bir kaşıkta beş cümle.. ‘’ Çorba güzelmiş, soğukta iyi geldi, anamın çorbasınabenziyor.’’‘’Otel güzel, yemekhane güzel, garson temiz yan masa boş….’’Müfettiş başlangıçta konuşmalara ‘’ Evet, Hı.’’ gibi ifadelerle karşılık verdi. Sonradansıkıldığı her halinden belli oluyor.Tandır geliyor. Tandır dişleniyor. Müezzinoğlu aynı türden konuşmaları sürdürüyor:- Hiç unutmam, on yıl önce de tandır yemiştim, şu karşıki masada. Sizden iyi olmasınbir iş adamı dostum vardı. Onunla on yıl önce tanımıştım. O n yıl önce bana tandırsöylemişti. On yıl sonra ben ona tandır söyledim.Tandır bitti. ‘’’Garson masa başında. Tatlılardan ne alırdınız? ’’ diyor. Bu defa MüfettişMüezzinoğlu’ndan önce davranıyor:- Hiçbir şey istemeyiz.Garson tepkiye şaşırır:- Efendim bir kusurumuz varsa telafi edelim.Müfettiş:- Kusurunuz yok. Kusurumuz var. Biz bir an önce bara geçelim.GARSON,- Kusurunuza yardımcı olmamızı isterseniz yardımcı olalım.- Teşekkür ederiz. Biz bara geçelim.Müezzinoğlu çoktan kalkmış, göreve hazır. Müfettişin sandalyesini çekiyor. Paltosunuveriyor. ‘’ Buyurun Efendim, çıkalım.’’ diyor.Müezzinoğlu Müfettiş barda. Bar sakin. Bir iki kişi. Sahne Boş. Masaya yaklaşıldı.Müezzinoğlu Müfettişin sandalyesini çekiyor, paltosunu alıyor ve buyur ediyor. Garsonmasada,- Siparişlerinizi alayım efendim?

Müezzinoğlu:- Viski, meze olarak ne varsa masa donatılsın.GARSON,- Hemen efendim, masanız istediğiniz gibi donatılacak, amacımız sizi memnun etmek.Müezzinoğlu garsonun ilk bahşişini veriyor. Garson memnun. Aheste geldiği masadanuçarcasına uzaklaşıyor. Önce viski… Sonra, sıcak soğuk mezeler…. Meyveler… Kuruyemişler… Garson mekik dokuyor. Müezzinoğlu iki duble atmıştır bu ara. Sahneyebakar, sahne boş. Garsonu çağırır, garson yıldırım hızında. Garsona:- Müzik, dansöz, sahne donatılsın!

Page 205: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Garson,- Müzik Programımız saat 17’den sonra efendim.Müezzinoğlu,- Söyle patronuna, program önceden başlatılsın, ücret hesabıma eklensin.GARSON,- İsteğinizi hemen ileteceğim efendim.Garson ikinci bahşişini alır. Garsonun gitmesi ile gelmesi bir. Müezzinoğlu’na eğilerek - İsteğinizi hemen yerine getiriyoruz, birazdan solistlerimiz, dansözümüz, piyanistimizsahnede olacaklar.Piyanist çalıyor Ankara’nın Yolları, sahneye çıkmadan müezzin olunun dizinin dibinde,sesiyle miziğe eşlik eiyor, cilvesiyle, kaşı gözüyle Müezzinoğlu’da. Müezzinoğlundanmakas alıyor. Müezzinoğlu, cepten paralar çıkarıyor, alına göğse yapıiştırıyor, havayasavuruyor.Cepten paraları çıkarıyor, dansözün alnına göğsüne yapıştırıyor, havaya savuruyor….Müfettiş izlemekle yetiniyor. Müezzinoğlunu dinlemekten kurtulmanın mutluluğunuyaşıyor.

Akşam bar dolu, dansöz sayısı artmış. Müezzinoğlu, dansözden dansöze, yorgunluktanbitap.Masaya oturuyor, kadehi kaldırıyor, kadeh boşalıyor başı koyuyor masaya. Bu defamüfettiş garsonu çağırıyor:- Arkadaşı odasına taşıyalım, yatağına yatıralım.- Tabi efendim.Üç garson beş garson… Peçete yok eder gibi masadan yok ediyor Müezinoğlu’nu.Ertesi gün müfettiş uyanır. Müezzinoğlu derin uykuda… Müezzinoğlu balkonda bir sigaraiçiyor. Manzarıyı izliyor… Müezzinoğluna dönüp bakıyor. Müezzinoğlu derin uykuda.Balkana çıkıyor, manzarayı izliyor… Dönüp bakıyor, Müezinoğlu derin uykuda… Müfettişiniyor yemekhaneye. Kahvaltısını yapıyor. Gazetelere bakıyor. Gazetelerde madenkazası. Gazeteler sanki kendinden bahsediyor, tedirgin kalkıyor ileri geri gelip gitmeler.Olmadı çıkıyor Müezinoğlunun odansa. Müezzinoğlu’nun bir gözü açık. Müezzinoğlu’na,‘’Günaydın.’’ diyor. Müezzinoğlu, ‘’Günaydın.’’ Diyor. Müezzinoğlu, saate bakıyor. Saat13:00. Müezzinoğlu fırlıyor yataktan. ‘’Öğlen olmuş, nerdeyse akşam olacak, duyandaotelde uyumaya geldiğimizi sanacak.’’ diyor. Müfettiş:- Sorun değil ben de kalkalı çok olmadı, sizi rahatsız etmeyim diyerek sadecekahvaltımı yapıp geldim. Buyurun size eşlik edeyim, siz de kahvaltınızı yapın.Müezzinoğlu,- Siz önden buyurun.Müezzinoğlu, müfettiş yemekhanede. Müezzinoğlu, yorgun konuşmuyor. Müfettiştedirgin konuşmuyor. Kahvaltı bitiyor. Müezinoğlu:- Bara geçip iki duble atalım, uykumuz açılır.- Bara geçmeden belgelere bir göz atalım. Sonra eğlencemize bölmeden devam edelim.- O zaman odaya çıkalım.Müezzinoğlu müfettiş odada. Müezzinoğlu ilk belgeyi veriyor:- Buyurun harita.Müfettiş ruleyi açıyor, açılan Türkiye Fiziki Harita. Müezzinoğluna:- Bu ne? Ben sizden Jeoloji Haritası istedim.- Çocukların cahilliğine verin efendim. Cahiller işte, ne bilsinler Jeolojiyi. Ben hementelofon ederim, kargoya verirler yarın alırız. Nasıl olsa teftiş süreniz var, bir gün fazlaeyleniriz. Musade edin hemen kargoya vermelerini söyleyeyim.Müezzinoğlu dışarı çıkıyor. Açıyor telefonu, ‘’ Müfettiş Jeoloji Haritası istiyor, hemençevredeki ocakları araştın, bir tane bulun kargoya verin.’’Müezzinoğlu, odaya giriyor:

Page 206: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Efendim harita birazdan kargoya veriliyor.- Bu, gaz ölçüm raporu- Tamam.- Bu hijyenik raporu.- Bu malzeme standarttı.- Tamam.- Bu kroki.- Tamam.- Bu balçık numunesi.Müfettiş numuneyi alıp koklaması ile yere atması bir.’’ Bu ne? ’’ der. NumuneyiMüezzinoğlu koklar. Müfettişe:- Efendim siz merak etmeyin, ben o boku çıkartanı bulur, yedirmesini bilirim. Hemennumuneyi de kargoya verdirteceğim.- Görüntü kaydı?- Burda efendim.- Aç bir göz atalım.- Tabi efendim.Müezzinoğlu CD’bilgisayara yerleştirir. CD açolır. CD’de çanta, takım elbise müfettişin.Baş kısım müfettişe ait değil. Bir bayana ait. Müfettiş çılgına döner.’’ Bu ne rezalet! ’’Müezzinoğlu pişkin. Cevap hazır,- Üzülmeyin Efendim, gören duyan yok. Çocuklar acele ile yanlış montaj yapmış.Hemen onu da hallederiz.Müfettiş, suskun müfettiş tedirgin. Zoraki iniyor bara. Birinci günkü neşe yok.Müezzinoğlu talimatları ocağa vermiştir.Eğlencenin ortasında telefon çalar, Müezinoğlu musade ister dışarı çıkar. Telefondaçevre ocakların da jeoloi haritayı yeni duydukları bildirilir. Müezzinoğlu talimat verir. ‘’İnternetten indirin isimleri değiştirin.’’Ertesi gün kargodan belge numune gelir. Kontroller yapılır.-Görüntü- Tamam.-Numune-Tamam.-Rapor tamam.

İki deste para müfettişe verilir. Müfettiş yolcu edilir. Bir teftiş daha böyle halledilir.

Sülo, film şeridinden bir cümle cımbızlar savunmasına ekler.- İşte efendim evrak üzerinde teftiş kusursuzdu.Hâkim:- Eksik ola ne?- Eksik olan son teftiş. Ona ne hükümetin gücü yeti, ne de patronun.Filmin bu karesinde Sülo, ilk defa gözlerini yumdu. Gözlerinden iki damla yaş. İki damlayaş Sülo’ya ek süre kazandırdı. Sülo Kesintisiz izledi.Ocakta 1000 kişinin su baskınına mahsur kaldığı tespiti yapılır. Olay müdahale ekibi,AFAT’ıyla, Bürokrasisi ile, Medyası ile en olmazsa olması kazazede yakınları olayyerinde. İlk müdahale yapılır.‘’Ahtapot ‘’suyu çekmeye başlar. Ahtapottan gelen su başlangıçta musluk suyu gücündezamanla artar. Suyun boşaltılmaya başladığı açıklaması yapılır. Meraklı, sevinçlibekleyiş uzun sürmez. Suyun ocak girişinden gelmeye başlamasıyla yeni telaşlar başlar,bir yandan telaş bir yandan tespit, açıklama… Varılan tespit; Havalandırmakoridorunun, tüm galerilerin su altında kaldığı gerçeği artık kaçınılmazdır. Tek iyimserbeklenti bir an önce suya müdahale, ölülere ulaşma beklentisi. İlim adamları, bürokrasi

Page 207: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

olayı anlama çabasında. Varılan ortak kanı ocak seviyesinin denizin 50 m altına inildiği,denize olan mesafenin yakınlığı göz önünde tutulduğunda, deniz suyunun bir boşlukoluşturduğu, oluşan boşluktan ocak içerisine baskı yaptığıdır. Deniz suyu tahlilegönderilir. Gelen tahlil sonucu deniz suyu ile aynı oranda tuza sahip oluşu ocaktangelen suyun denizden geldiği kesinlik kazanmıştır.En Yetkili Ağızdan,- Deniz suyunu boşaltabilecek teknolojiye sahip olmadığı için ölülere ulaşma şansımızyok. Elimizden bir şey gelmiyor.Canlı yayın yayına ara vererek son dakika haberi sunar:- Sayın seyirciler bir son dakika haberi sunuyoruz. Haber için Atina Muhabirimizebağlanıyoruz.Midilli sahili toplanan halk, üşümekten titreyen bir kişi. Mikrofonu uzatır. Cevap yok.Şaşkın korkulu bakış, titreme….Muhabir sorar,- Bura nasıl geldin?- Yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm.- Nereden geldin?- Yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm,yü yü yüzdüm. ( Sülo, tekrar tekraryüzdü, tekrar tekrar titredi.)Kimliği belirsiz şahsın şokta olduğu düşünülerek, bir tokat vurulur. Aynı soru tekrarsorulur. Alınan cevap aynı. Muhabir ikinci sorusunu sorar, ( Sülo, tokatın şokunu, birkez, bir kez daha yaşadı.)- Yüzerken ne gördün?- Ba ba lık, Ba ba lık, Ba ba lık-- Peki, burada ne görüyorsun?- Ba ba lık, Ba ba lık, Ba ba lık- Balıklar ne yapıyor?- Büyük balıklar küçük balıkları kovalıyor.Muhabir,- - Sayın seyirciler, gördüğünüz gibi sahilde yakalanan, Türkçe konuştuğu için Türkolduğu bilinen, kendisi hakkında başka hiç bilgiye ulaşılamayan şahsın, kimlik tespitiiçin yaşadığı şoku atlatması beklenecek. Ben olayı yakından izleyecek, her gelişmeyianında sizlerle paylaşacağım, gördüğünüz gibi şahıs şu anda hastaneye götürülüyor.

TÜRKİYE CEPHESİ (OCAK BEKLİŞİ)Koşarak gelenler, TV’de haberde yer alan kişinin Müslüme TAŞTEPEN’İnin eşi olduğunusöyler. Müslüme Hanım’a haber ulaşır. Müslüme Hanım Eşinin bilincini kaybettiğindenhaberi yok. Bilinç kaybı yetkililere ulaştırılır. Kimlik tespiti için belirtilen şahsınyakınlarından DNA örneği alınır, özel Helihopterle Midilli’ye gönderilir.müderrisoğlu, kendi kendine konuşur, ‘’ Kursta en yetenekli çocuktu.’’ Hayali görüntü(sülo Soyluoğlu, Bitiş Çizgisine ilk varan)CANLI YAYIN- Sayın seyirciler, son gelişmeler için Atina Muharirimize bağlanıyoruz. Muhabirimiz şuanda Midilli’de hastanede kimliği belirsiz kişinin yanında.Midilli Haber muharriri ekranda,- Kimliği belirsiz kişinin kimlik tespiti için Türkiye’den gönderilen DNA testi sonucuŞahsın Müslüme Soylu’nun eşi ve Rıza Soyluoğlu’dan olma Sülo Soyluoğlu olduğuedildi. Sülo Soyluoğlu’nun yaşadığı şok sonucu bilincini kaybettiği de ikinci edindiğimizbilgi.Sülo Soyluoğlu’nun Türkiye’ye nakli için yazışmaların öğleden önce tamamlandığı, nakilişleminin öğleden sonra gerçekleşeceği söyleniyor. Gördüğünüz gibi nakil için helikopter

Page 208: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

hazır bekletiliyor.CANLI YAYIN- Sayın seyirciler ocaktan gelen suyun denizden geldiği böylece doğrulandı. Merakedilen deniz suyunun ocaktan nasıl yol bulduğu değil, Sülo Soyluoğlu’nun ocaktan yolbularak nasıl yüzdüğü sorusu. Görüşüne başvurduğumuz uzmanlar iki konudayoğunlaşıyor. Birinci görüş Sülo Soyluoğlu’nun iyi bir yüzücü olduğu, İkinci görüşakıntıya kapıldığı, akıntının Midilli’de Soyluoğlu’nukaraya vurduğu.- GAZETELER DE MANŞET- ‘’ HÜKÜMETİN YAPAMADIĞINI DENİZ YAPTI’’- TV HABERLERİ- 1000 Kişiye mezar olan ocak deniz tarafından kapatıldı. Ocağın üçüncü şahıslartarafından da hiçbir şekilde açılamayacağı gerçeği ortada.BAKAN AÇIKLAMASI:- Ocaktan gelen suyun denizden geldiği kesinleşmiştir. Ölülere ulaşmak için yapılacakbir şey yok. Ocağın çıkışına set çekerek suyun gelişi engellenecektir.SOYLUOĞLU TÜRKİYE’DEHelikopter iner, Sülo, şaşkın, görmediği kalabalık, görmediği yüzler… Korkar kaçmayaçalışır, yakalanır. Tüm aile yakınları, sarılır öper. Kendini tanıtır. Sülo’dan tepki yok..………Ocağın girişine set çekilir. Suyun Gelişi engellenir.Ocak kapanır Sülo’nun gözü açılır savunmasının son sözlerini yazdırır,- İşte efendim ocakta bilfiil tamı tamına on yıl, altı ay çalıştım tazminatımın ödenmesiyolunda yüce adaletinizin vereceği kararı bekliyorumHakim (Ocak işletmecisine)Sülo Soyluoğlu’’un anlattıklarından uzun sure iş yerinizde çalıştığı anlaşılmaktadır.Doğru mudur?PATRON:- Doğrudur.Hakim:- O zaman tazminatını ödemeyi tahahyüt ediyorsunuz- Tahahyüt değil, tahayyül bile edemiyorum._ Sözlerinize açıklık getirin:- Efendim, iş yerimi ben mi kapatmışım? Deniz vurdu, hükümet kapattı. Vuran vurana.Mağduriyetimin giderilmesini talep ediyorum. Ben eve ekmek götüremez durumadüşmüşüm, bir de işçi tazminatı mı düşüneceğim. İnsaf Hâkim Bey,Sülo, söz hakkı alır,- Muhasebeci, olmam ne deni ile ocağın bütün belgelerine ulaştım. babası da mağdurayaklarına yatarak 250 kişinin tazminatını sumen altı etmiş.Sülo’nun gözleri yine filmin perdelerine dalar. TV,- 299 kişinin ölümü ile sonuçlanan maden davası sonuçlandı. Ocağın işletilmecisikişi başı 299.000 lira tazminat ödemeye mahkûm edildi.MÜEZZİNOĞLU AVUKAT- MUHASABE MÜDÜRÜ TOPLANTIDAMüezzinoğlu,- 299.000 ÇARPI 299.000Tl. Mahkûm edildik. Ocağın tamamını satsak bu parayıödeyemeyiz. Dava kesinleşmeden ocağın devir işlemlerini yapıyorsunuz.AVUKAT:- Devir edeceğimiz, şahıslar belli mi?- Belli.- Söyleyin isimleri, devir işlemlerini başlatalım.:- Çocuklarım

Page 209: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Efendim çocuklarınız reşit değil.- Çocuklarımı adliyeye çıkarıp yaş tespiti mi yapacaklar. Merak etme dosya ellerinegeçene kadar reşit olurlar.- Efendim eşinizin payı aile bağı nedeniyle silsile yolu ile kendisini borçlu kılar.- Eşimin silsilesini, sülalesini, bağını bahçesini yok edin.Işık hızıyla boşanma kararı çıkarttın. Aramızdaki tüm bağları kopartın. ‘’Kendisini hiçtanımıyorum. Beni dolandırdı bütün mal varlığımı üstüne geçirdi.’’ derim zamanıgeldiğinde.Ocak işleyişi devamÜÇ YIL SONRASICANLI YAYINÜç yıl önce ölen 299 kişinin tazminat bedelini alamadığı öğrenildi. Muhabirimiz İşletmeciMuhterem Müezzinoğlu kendisin dolandırıldığı eski eşi tarafından bütün mal varlığına elkoyulduğunu söyledi. Yaptığımız araştırmada Muhterem Müüezzinoğlu’nunsöylediklerinin doğru olduğu ortaya çıktı. Kendisinin üzerinde hiçbir mal varlığınarastlanmadı.Sülo’yu Basın Mensupları uyandırır,- Ölen arkadaşlarınızın ölüm anına tanık oldunuz mu?- Ölme korkusunu yaşadınız mı?- Ölen arkadaşlarınızın son sözünü hatırlıyor musunuz?SÜLO,- Hatırlıyorum:- Söyler misiniz?- Hepinizin anasını sikmemi istedi. Burada 1000 kişi ölmüş, binlerce çocuk yetim, oncakadın dul kalmış ’Bu davanın sonu ne olacak? ’’ demiyor. Reyting peşindesiniz. Sizinvereceğiniz haberin de, sizi dinleyen okuyanın da………….Hakim,Karar aşamasındayız. Lütfen sessizlik. Sorularınıza dışarıda devam edin.

KARAR:( GSR göz önünde tutuldu.)Yaz kızım.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:.Davanın ‘’ Bin kişili Ölüm Davası’’ ile illiyet bağı oluşturduğu o nedenle davanın ölümdavası sonuçlana kadar ertelenmesine, davalının tutuksuz yargılanmasına kararverilmiştir.

Delillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, dava için ……/……/……/ ‘negün verilmesine karar verilmiştir.

AĞIR CEZA MAHKEMESİ1000 kazazede yakını, Sülo; Avukatlar, Hakim, savcı Kâtip, Ocak işletmecisi

İŞÇİLERİN AVUKATI:Sanık güvenlik tedbiri almayarak 1000 kişinin ölümüne sebep olmuş TCK 81. Md.835237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 85 Madde’ye göre her işçi için taksir yolu ileadam öldürme suçundan ayrı ayrı yargılanmasını talep ediyoruz.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- TCK 81. Md. 835237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 85 Maddeye göre suç unsurunungerçekleşmesi gerekir. Ölümden söz ediliyor, ölüm var mıdır? Ortada Adli Tıp raporu

Page 210: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

var mıdır? Ölümün Şekli belli midir? Ortada hiçbir belge yok, müvekkilim yargısız infazamahkûm edilmek isteniyor.İŞÇİLERİN AVUKATI:- 1000 kişinin ölümünden bahsediyoruz.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Sayın Hakimim, davacı avukatı hiçbir kanıt göstermeksizin adliyeyi meşguletmektedir.Hakim- Sizin iddianızı doğrulayan kanıtınız var mı?SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Var efendim. En canlı kanıt, Sülo Soyluoğlu. Karşınızda duruyor. Sülo SOYLUOĞLUölmemişse 1000 kişi de ölmemiştir. Öldüğünü iddea ediyorsalar öldüğünü ispatlasınlar.İŞÇİLERİN AVUKATI,- Siz ölmediklerini ispatlayabilecek misiniz?- İspat, gayet basit. Kanıt Sülo Soyluoğlu ölmemiştir. Sülo Soyluoğlu 1000 kişi ilebirlikteydi. Ya hep öleceklerdi ya hep kurtulacaklardı. Hep kurtuldular. Sülo hariç.Hâkim,- Sanırım yanlış ifade ettiniz. Sülo kurtuldu, diğerleri hariç demek istediniz.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Hayır, efendim Sülo yakayı ele verdi kurtulamadı.Hakim:- Sözlerinize açıklık getirin.

SANIK MÜDAFİ AVUKATI,- Sayın Hakimim, ben davacı avukatı gibi matbu bir dosya ile gelmedim. Her şeyi enineboyuna, çapına, derinliğine araştırdım. Olay basının pompaladığı gibi değil. Hukukbasını mı ölçü alır, olayın derinliğine mi iner?Hakim,- Hukuk yasalar çerçevesinde belgelere bakar.

SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Buyurun belge. (Sülo Soyluoğlunun üniversite’de Genç Eylemciler Birliği Üyelik kartı)Hakim,- Bu kartın dava ile ilgisi ne?

İŞÇİLERİN AVUKATI,- Müdafi avukatı davayı saptırmak istiyor.SANIK MÜDAFİ AVUKATI,- Sayın Hakim, davayı saptırmak isteyen kendileri. Bu kart davayı aydınlatacak önemlibir ipucu. Şöyle ki, 1000 kişi ocaktan denize tünel kazdı. Tünelin çıkışında hazırbekleyen tekneye bindiler. Sülo Soyluoğlu’nun üyesi bulunduğu örgütün, kendisininyediği boklar sonucu güvenlik engeline takıldı. Kendisi tutuklandı. Diğerleri yolunadevam etti. Sülo Soyluoğlu bir yolunu bulup kaçtı.İŞÇİLERİN AVUKATI:- Sülo Soyluoğlu adına savunma yapmayacağım, savunmayı kendisi yapsın. SüloSoyluoğlu’na söz hakkı istiyorum.SANIK MÜDAFİ AVUKATI,- Sülo Soyluoğlu, o tarihte bilincini yitirmişti. Bilincini yitiren birinin sözlerini siz kanıtolarak ortaya koyamazsınız.Hakim: (Sülo’ya söz hakkı verir)SÜLO,- Genç Eylemciler Birliği üyesi olduğum üniversite yılları idi.

Page 211: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hakim:- Sen ocaktan nasıl kaçtınız? Onu anlat.SÜLO,- Ocaktan kaçmaya fırsat bulamadık. Birden kendimizi suyun içinde bulduk. Her birimizbir tarafa sürüklendik. Ben bir ışık gördüm, yakın gözüküyordu. Işığa kavuşmak içinyüzdüm. Ben yüzdükçe ışık uzaklaştı.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Sülo Soyluoğlu’nun, bilincinin yerinde olmadığı belgesi mevcut. Sülo Soyluoğlu’nunbilinç testi yapılmasını talep ediyorum.SÜLO,- Bilinç testi yaptıracağım. Ben de sizin kişilik testi yaptırmanızı talepediyorum.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Sayın Hâkim, davacı hakarette bulunuyor, kişilik hakkıma saldırıda bulunmuştur.Lütfen kayda geçin.SÜLO,- Sizin ki saldırı değil, ikram mıydı?SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Ben kanunun bana verdiği, müdafaa hakkımı kullanıyorum.SÜLO,- Bin Maden Şehidi yakını, müdefaa hakkını kullanmıyor, başçavuşun beygirini miosurtuyor?Hakim:- Davayı sulandırmayalım lütfen!Hakim Müdafii Avukata döner,999 kişi yoluna devam etti demiştiniz? Nere gittiler?- Capitani Regenti" (San marino cumhuriyeti) ‘e gittiler.Sorarım karşı tarafın avukatına, ölüm tazminatını neye göre istemektedirler. Cezakanunu cezai işlemin uygulanması için suçun işlenmesini esas alır. Ölüm olayı vukubulmuş mudur? Selalaları okunmuş mu? Cenazeleri yıkanmış mıdır? Cenazelere pamuktatbik edilmiş midir? Cenazeler mezara yatırıl mıdır? Tek bir kürek toprak atılmışmıdır? Bir lokma helvaları tattırılmış mıdır? Mezarlarına tek bir taş dikilmiş midir?Bütün bunlar belgesiz. Bu bile müvekkilimin suçsuzluğunun kanıtıdır. Müvekkiliminsuçsuz olduğuna, davanın reddine karar verilmesini talep ederim.KARAR:Yaz kızım.Gereği düşünüldü:Sülo Soyluoğlu’nun Bilinç testi için Hastaneye sevkine, 999 kişinin ifadesine başvurmakiçin Sanmarino Cumhuriyeti’ne yazı çıkartılmasına, sanığın tutuksuzyargılanmasına……/………/……/ ‘ne duruşma günü verilmesine karar verilmiştir.

Süla’nun müdahil olduğu davanın biri bitmeden biri başlar. Sülo adliyede ise, SüloHakim karşısındaysa yaşıyordur. Sülo, adliye koridorlarının müdavimi. Hakimler bilearar olmuştur kendini. Bilinmedik davalar, bilinmedik savunmalar, bilindik kararlar…Sülo, yaşıyor. Sülo, Adliyede.ASLİYE HUKUKAVUKAT, SÜLO, SAVCI, HAKİM, KATİPBu davada Sülo GSR yönünden davalısı ile 0-0Sülo,- Rahatsız olmuştum. Doktora başvurdumSülo’nun gözünde bu defa hastane koridorları canlanır.

Page 212: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sülo, Dâhiliye polikniğine gider.DOKTOR,- Şikayetiniz?.- Ben yatakta altıma kaçırıyorum. Önce bir idrar tahlili yapalım, enfeksiyon kaynaklı mı? Ona bakalım.- Kaçak, muslukta değil, logarda.- O zaman isal durumu var. İlaç yazayım bir hafta kullanın, Kontrole gelin, geçmezsetetkik yaparız.- Benim derdim, bok değil.- Nedir, o zaman?- Donumda garip garip yazılar oluşuyor.- Peki, bu yazı, daktilo, yazısı mı? Bok yazısı mı?- Mürekkep yazısı.- İlginç. Sizin vücudunuz mürekkep üretiyor. Detaylı bir tetkik yapmamız gerekiyor. Budetay beni aşar, başhekime bildiriyim. Siz burada bekleyin.Dâhiliye doktoru, başhekime gider. Başhekime durumu anlatır. Başhekime sorar’’Bu durum tıbben mümkün mü?’’BAŞHEKİM,- Tıp mümkün olan olaylara cevap verir. Mümkün olmayan olayların, mümkün olmaolasılığını araştırır. Burada da olasılıklı bir durum var. Biz ilgili alan uzmanlarınıtoplayalım, bir çıkış yolu bulalım.Başhekim, sekreteri çağırır. Sekretere bir liste verir.Sekreter anons yapar.Nöroloji; Kardiyoloji, Beyin Cerrahi, Ruh ve Sinir, Dâhiliye, Hariciye, Bevliye, PsikiyatriUzmanlarının konferans salonunda toplanması rica olunur. Başhekimlik

TOPLANTI SALONUDoktorlar gelmiş beklemektedir. Başhekim, Kürsüye geçer açıklamada bulunur,- Arkadaşlar, dâhiliye servisine başvuran bir hasta. Uykusunda dışkı kaçırdığını beyanetmiş. Bunun yanında yatağında donunda her gün işemeden kaynaklı mürekkepleyazılmış ‘’ Yazılar ‘’ gördüğünü belirtmiş. Bu konu da görüşü, bilgisi olan var mı?- Mümkün olamaz.- İlginç- Basbayağı yalan. Hastayı, dâhiliyeden alıp, Ruh ve sinir hastalıklarına teslim edelim.BAŞHEKİM,Arkadaşlar, kestirip atmak olmaz. Böyle tartışarak da sonuca varamayız. Bence hastayıgözlem odasına alalım. Dahileşici arkadaşın yanına bir arkadaş daha verelim. MeselaBevliye Uzmanı arkadaşımız.BEYİN CERRAHİ,Burada istem dışı bir durum varsa beyin kaynaklı olabilir, ekipte bende yer almalıyım.BAŞHEKİM,- Siz de yer alın.RUH VE SİNİR UZ.,- İstem dışı bir durum varsa, benim de yer almam gerekir.BAŞHEKİM,- Siz de yer alın.SÜLO, gözlem odasına alınır, dâhiliye uzmanı yatağa yatmasını söyler.BEVLİYE UZ.,- Bu şekilde yatışını sağlarsak yazı okunaksız olur. Bence hastayı donsuz yatırmalıyız.Diğer doktorlara bakar. Diğer doktorlar onaylar. Sülo’nun donu çıkartılır. Donsuzyatırtılır. Dâhiliye Uzmanı hemşireye talimat verir.- Hastanın yemekleri özel hazırlansın. Bol bol sıvı tüketmesi sağlansın. Yemeklerine de

Page 213: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

müshil konulsun.Doktorlar gider.Sülo’nun yemekleri gelir. Her yemeğine müshil konur. Sülo yemeğini yer.Hemşire sık sık aralıklarla konrol eder.- Yazdı mı?- Düşünüyor.HEMŞİRE,- Yazdı mı?SÜLO,- Mürekkep depoluyor.HEMŞİRE:- Yazdı mı?SÜLO,- Sessizlik istiyor.Hemşire son gelişte sormaz. Nevresimi aralayarak bakar.- (Sülo’ya döner, yazı yazılmış, sizin haberiniz yok.)SÜLO,- Benim haberim olsa, size başvur muydum?‘’ Boktan, boktan’’ Hemşire yazıyı alır, dâhiliye uzmanına götürür. Dâhiliye Uzmanı,Başhekime...Yazı Laboratuara gönderilir.LABORATUAR SONUCUSONUÇ: Mürekkep olduğu tespit edilmiştir.BAŞHEKİM:- (Dâhiliye uzmanına) hastanın röntgenini çektirtin. Bir bulguya rastlayabilecek miyizbakalım.RÖTGENKalın bağırsakta bir kalem bulgusu.Dâhiliye uzmanı Sülo’ya sorar,-Daha önce hiç ameliyat oldunuz mu?- On yıl önce bağırsak düğümlemesinden olmuştum.Durum anlaşılmıştır.Sülo, ameliyat edilerek kalem çıkartılır.

DOKTORLAR TOPLANTIDABEYİN CERRAHİ UZMANI,Kalemin tespiti, kalemin çıkartılması sorunu çözeceğe benzemiyor. Hastanın beyni öylebir güç uyguluyor ki, bokla, mürekkebi ayırabiliyor, mürekkebe şekil verip yazıyazabiliyor. O beyin göreceksiniz sizin benim cebimden mürekkebi alacak yine yazacak.BAŞHEKİM,- Hastanın çıkışını yapmayalım. Gözlem odasında tutmaya devam edelim.BEYİN CERRAHİ UZMANI,- Tutsak da faydasız. Tıbben bizim o beyni okumamız, müdahil olmamız yüz yıl alır.BAŞHEKİM,- Önce yazacak mı, yazmayacak mı onu gözleyelim.BEKLENEN YAZI‘’ Bir kalem kime yetecek, çöpe atın.’’Ne demek? Kalem istese, niye çöpe atın diyor?Sosyolog devreye girer:- Mesaj açık

SÜLO,

Page 214: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Biri yardı kalem bıraktı, biri yardı kalem çıkardı. Sonuç bok.DAHİLYE UZMANI,- Biz ne yapalım. Götüne söz geçiremiyorsanız.SÜLO: (Götünü dönerek açar) Buyur sen geçir.DAHİLYE UZMANI,- Mahremiyet denen bir şey var, kapat götünü.SÜLO,- Vay ben sizin ettiğiniz HİPOKRAT YEMİNNİNE, hani tıpta namahrem yoktu.

Sülo, İkinci cümlesini ekler.Ameliyatı yapan doktorun bağırsağımda kalem bıraktığı tespit edildi. Ameliyatı yapankalemi bağırsağımda bırakan doktordan davcıyım.KararGereği düşünüldüHastaneden savunma istenmesine …../……./……/ ‘ne duruşma günü verilmesine kararverilmiştir.ALTI AY SONRASülo, yaşıyor. Sülo, bir davanın daha sonuçlandığına tanık.DURUŞMA 2Hastane AVUKATI,- Hastanenin arşiv bölümü …. Tarihinde su baskınına uğramış, bütün dosyalartahrip olmuştur. O nedenle 10 yıl önce ameliyatı yapan doktorun kim olduğu bilgisineerişilememiştir.KARARGereği düşünüldü:Olay vukusunun üzerinden hayli zaman geçtiği delillerin doğal afetler neticesikörertildiği, davalı lehine karar verilecek bir delile rastlanmadığı, davalının şikâyetkonusu uzuvlarının pozitif değer taşıdığı tazminlik bir durum hâsıl etmediği kanaati hâsılolmuştur.Netice:Davanın reddine oy birliği ile karar verilmiştir.……….

Sülo yine adliyede. Adliyede Hakim karşısında. Bu defa elleri kelepçeli. Elleri kelepçeliilk kez.l

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ( Bu davada davalı ve davalının GSR’lerine ihtiyaç duyulmadı.)

HAKİM: (SÜLO’YA),- Olay nasıl gerçekleşti, baştan anlat.SÜLO,- Köyümüz dağları taşocağı, maden ocağı. Bağları inşaat alanı olmuştu. Ocağındeniz tarafından kapatılması sonrası bu şerefsizin şoför aradığını duydum. Görüştüm,Şoför olarak başladım.Sülo, savunmadan sıyrılır kamyonun koltuğuna geçerPatron (Sülo’ya kamyonun anahtarını verrir. Kamyon külüstür.),- Kamyonu çalışır vaziyette, sapasağlam teslim ediyorum. Kamyona vereceğinher zarar hesabına borç olarak işler.- Sapasağlam dediğin kamyon bu mu? Bırak bu kamyonun yolda yüremesini, durduğuyerde dökülür.- Sen dökmezsen, dökülmez. Dökülse bugüne kadar dökülürdü.

Page 215: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sülo, kamyona biner, yola koyulur. Kamyon yüklenir. Kamyon yoala çıkar. Sülo, yoldamola verir. Yola devam edeceği zaman arka lastiğin balon yaptığını görür. Lastiğiçıkartır. Havasını indirir. Eski bir lastiğin cant çevresini testere ile keser. Lastiği içerisineyerleştirir. Şişirir, balon kaybolmuştur. Tekeri takar, yola devam eder. Kamyonun yükünü boşaltır. Patronun evine gider. Patrona durumu anlatır.PATRON,- Gün bir, zarar bir. Bırak kamyonu, ben taktırtırım. Söylediğim gibi hesabına bir lastikyazarım.- Ben fare miyim, Lastiği kemirip delik açayım, delinmiş işte!- Onu sen benim külahıma anlat.- Ben senin külahını s…… Kes lastiğin parasını.Sülo, savunmasına bir cümle daha ekler.

- ilk gün çalışarak borçlanmaya başladım. Lastik patladı, hesabıma bir lastikücreti ekledi.- Sonra?- Yükü yüklemiş tam rampayı tırmanıyordum.Film girer devreye:Kamyon rampada durur. Sülo,kapıyı açar, benzin hortumlarını çıkarır. Ağzı ilehortumdan benzin çekmeye çalışır. Benzinin bittiğini anlar. (Kamyonda çalışmıyor)hortumları takar. Mazot deposuna yağ tenekesinden yağ doldurur. Kamyon çalışır.Sülo, yola devam eder.Kamyonun yükünü boşaltır. Patronun evine… Korrnayı çalar, patron çıkar. Durumuanlatır.PATRON,- Sabah depoyu doldurdum teslim ettim. Demek ki depodan mazot çalıyorsun.Hesabına bir depo mazot parası eklendi.Eklenir savunmaya yeni bir cümle:- ikinci gün bir depo mazot hesabıma yazıldı. Sayın Hakimim böyle böyle borçlandım.HAKİM:- Sonra?- Sonra ay sonu geldi maaşımı istedim.Film devrede:SÜLO,- Bugün ayın 1’i maaşımı alsam diyorum.PATRON,- Verdiğin zararları kalem kalem topladım. Daha eksidesin. Bu ay akıllı olur zararvermezsen maaşa geçersin.- Sözünü geçirebiliyorsan şu tekerini S………m kamyona söz geçir de arıza çıkarmasın.Sülo Hakime,- Birinci ay maaşımın üstüne yattı.- İkinci ay?- İkinci ayın ikinci günüydü.Filmden yeni sahne:Rampada kamyon durur. Önden dumanlar yükselmektedir. Motor yanmıştır. Sülo,yoldan giden başka bir kamyona biner, köye gelir. Yürüyerek patronun evine gider.Durumu anlatırPATRON,- Yüklü kamyon rampaya birinci vites vurur, yüklenirsen gaza motoru yakarsın. Şükretkamyonu yakmamışsın. Kamyon yansaydı babanın serveti de ödemezdi. Masrafhesabına yazılır.

Page 216: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Patron, tamirciyi alır kamyon yanına varır. Kamyon boşaltılır. İkinci bir kamyona takılırçekilir.Savunmaya eklenir yeni cümle,- İkinci ay ikinci gün hesabıma bir motor ücreti eklendi.HAKİM,- Sonra?- Sonra Çalışmaya devam ettim. Ayın biri geldi. Maaşımı istedim.Film devrede:Patron;- 90.lira zarar verdin. Kamyon bir hafta bağlı kaldı. Bir haftayı da 15lira. Kabul et dahaiki ay borçlusun.

HAKİM:- Sonra?- Sonra çalışmaya devam ettim.Altı ay geçti maaş alamadım. Duydum eve haciz gelmiş. Maaştan vaz geçti. Sadecebabamın giden televizyonunu kurtaracak para istedim.Film devrede:BABA,-Eşyalar bana ait. Sülo, benim oğlum.İCRA MEMURU,- Eşyalara haciz işlemi yapmazsak oğlun hapse girer. Gördüğümüz kadarı ileönemli bir eşya yok. Müdahale etmeyin, dolapla, televizyonu haczedelim. Oğlunuzkurtulsun.BABA,- Televizyonu da alın, dolabı da. Ben işe yararsam beni de alın.Dolap, televizyon arabaya yüklenir.Sülo hem yaşar hem anlatır,- İcrayı kaldıran Kondur Ko Yapı inşaat. Hemen kendisine koştum.

Orhan’lı SahneSÜLO: (Patronun yazıhanesinde patrona)- Beni geçtim, babamın hiç mi hatırı yok?Orhan,- Ticarettin kuralı, babanı tanımayacaksın(Kartı gösterir.) Ne yazıyor? Kondur Ko. Orhan kartı sakince masanın üstüne koyar. Sakin tavır, alaycı gülümsemeyle Sülo’nungözünün içine bakar. Sağ yumruğunu sıkar. Baş parmak iki parmak arası. Sağ yumruğusol elin kavraması ile bir ‘’ Şak!’’ sesi. Sülo’da bir irkilme. Orhan gür sesi ile ‘’ Tepemattırılırsa ben adama böyle koyarım!’’Sülo gözlerini yumdu, dişlerini sıktı. Elinden gelse Orhan’ın üstüne bir kaplan gibifırlayacaktı. Bir fare gibi dişleyecekti. Yapmadı. Yapamadı. Kaba kuvvet insanayakışmazdı. Hak adalet kapısında aranırdıOrhan’ın hareketi ve sözü Sülo’yu isteğinden vaz geçirdi. Yeni bir hakaret davası ilekarşı karşıya.. Sülo düşündü. ‘’ Dava açsam hakimin vereceği kara belli.’’ S………g.tündavası olmaz.’’. Beyninde tekrarlayan ‘’ Boktan davalar…’’ sözleri.Sülo irkildi, filmin makarasın sırıldı Gözlerini kamyon sahibine yönelterek, gözünün içinebaka baka hakime yöneldi:- Çaresiz kaldım para bulamadım. Altı aylık maaşımı bu şerefsiz vermemişti sonçare bu şerefsize gittim.

- Çaresiz kaldım para bulamadım. Altı aylık maaşımı bu şerefsiz vermemişti son

Page 217: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

çare bu şerefsize gittim.HAKİM:- Verdi mi?- Vermedi- Sen ne yaptın?- Kamyonu yakmaya karar verdim.- Nasıl yaktın?- Önce bir bidon benzin aldım.Sanki Sülo hakim karşısında değil. Benzin bidon elinde kamyon yakmaya gidecek. Gittibile… (Elinde benzin bidonu, evin önünde bağırır.)- Şerefsiz çık,dışarı konuş benimle.Top sakal, şalvarlı, başında şapka, elinde tespih biri çıktı kapıya. Belli Kamyonun sahibi,- Siktir git! Sabah sabah tepemin tasını attırma.- Altı aylık maaşımı öde, bir daha ne sen beni ne ben seni göreyim.- Açtığın zarar yetmedi bir de kamyonu satıp sana para mı ödeyeyim. Siktir git!- Maaşı ödemezsen kamyonu ateşe veririm.- Ver de göreyim.Sülo, benzini kamyonun önüne döker. Deponun üstüne altına döker. Çakmağı çıkarır.- Yakarsan seni mahkemeye veririm. İçeri tıktırtırım. Ömrün demir parmaklıklararkasında geçer.Sülo, çakmağı çakar, benzin alev alır. Alev kamyonu sarar. Patron merdivendenkoşarak iner. Kamyonun çevresinde koşar. Elinden koşmak harici bir şey gelmez.Kamyonun deposupatlar, alevler daha da yükselir. Kamyon küle döndüğünde halktoplanmıştır. Sülo, benzin bidonunu bırakır.SÜLO: (Çakmağı gösterir.)-Bu da sana hediyem olsun, baktıkça hatırlarsın.Sülo bu defa hakime döner,- İşte kamyonu bu şekilde yaktım.- Sonra?- Eve gittim.Sülo eve gitmedi olayın yaşandığı güne gitti.

Baba kapıda, Sülo, bahçede eve doğru yürüyor. Babayı gördüğü an,

- Baba, şerefsizin kamyonunu ateşe verdim. Kamyon küle döndü.BABA,- Oğlum ne yaptın?- Baba televizyon gitmiş, dolap gitmiş elimi kolumu bağlayamazdım. Alacağımı istedim.- Oğlum baban televizyonla mı büyüdü? Dolapla mı büyüdü? Giderse gider.- - Şerefsize gününü gösterdim.- Oğlum, şimdi boka bastın.- Bir şey olmaz.Sülo, merdivenin birinci basamağına bastığında. Jandarma ensesinden tutar. Kelepçeyitakar. Bir jandarma bir koluna, bir jandarma bir koluna girer ve karakola götürür.Sülo hakime son kez bakar, boynunu büker,- Şimdi gördüğünüz gibi huzurunuzdayım. Şerefsiz bunu hak etmişti. Sizin de aynıkanaati taşıyacağınızı sanıyorum.HAKİM,- Kanaatimi vereceğim kararda öğreneceksin.Sülo’nun gözünün önünden daha önceki mahkeme kararları geçer.

Page 218: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

KararDelillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, duruşmanın ertelenmesineAslihe Hukuk, Ağır Ceza kararları peş peşe geçerDelillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, duruşmanın ertelenmesine…

Hâkim, savunma avukatına söz verir.AVUKAT:- Sanık önce müvekkilimin kamyonunun yakacaktı. Yaktı. Müvekkilime acı çektirecekti.Sonra evini yakacaktı. Evi ile birlikte eşini. Müvekkilime acı çektirecekti. Sonramüvekkilimi yakacaktı.HAKİM,- Delilleriniz?AVUKAT (Çakmağı gösterir.)- Buyurun. Sanık bu çakmakla birinci eylemini gerçekleştirmiştir. Sanık köylününmüdahalesi karşısında ikinci, üçüncü eylemini gerçekleştirememiştir.Gerçekleştirememiş olması,gerçekleştiremeyecek sonucunu doğurmaz.Benzin bidonunu göstererek(Benzin bidonun üçte biri boş. Benzinin bulunduğu bölümdeçizgi. Benzinin orta yerinde çizgi)Sanık benzinin%33.33’nü kamyonu yakmada kullanmıştır. Kalan benzinin %50’si ilemüvekkilimin evini ve eşini yakacaktı. kalan %16.77’si ile müvekkilimi.Müvekkilim bu olaydan çok korkmuş, psikolojisi bozulmuştur. Müvekkilime psikolojikdanışmanlık desteği verilmesini talep ediyorum. Buyurun kanıt. (Poşete koyulmuş bok)Müvekkilim korkudan altına kaçırmıştır.Hakim poşeti görür, tiksinir.- Kanıtı uygun paket yapsaydınız.AVUKAT:- Düşünmemiş değilim, Sayın Hakimim.- Niye yapmadınız?- Yanlış anlaşılmaya sebebiyet teşkil eder endişesiyle.Hâkim, mübaşiri çağırır. Bok delilini verir.- Bunu kaleme ver, dava dosyasına eklesinler. (Avukata döner)- - Görgü tanığınız var mı?AVUKAT:- Görgü tanığımız yok. Gizli tanığımız var. (Bir CD çıkarır) buyurun) Bu CD’de tanığıneylem planını kendisine anlattığını söyleyen tanığın ifadesinin ses kayıtları mevcut.HAKİM:- Talebiniz?AVUKAT:1-Müvekkilimin bozulan psikolojisinin düzeltilmesi için Psikolojik yardım2- Sanığın mala zarar verme suçundan yargılanmasına3-Sanığın planlayarak cebren birden fazla kişiyi öldürme suçundan yargılanmasına4- Delillerin ve eylemin uygulanış biçimi göz önünde tutularak ‘’ AcıÇektirerek (Canavarca Öldürme) sucundan yargılanmasına5- Sanığın müvekkilime verdiği zararlar göz önünde bulundurularak maaş talebininreddine karar verilmesini talep ediyorum.HAKİM:- Gizli tanık ifadesini dinlemek in duruşmaya 10 dakika ara veriyorumHâkim savcı duruşma salonundan çıkar.Sülo’nun gözünün önünden daha önceki mahkeme kararları geçer.

Karar

Page 219: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Delillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, duruşmanın ertelenmesine.Asliye Hukuk, Ağır Ceza kararları peş peşe geçer.Delillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, duruşmanınertelenmesine...KARARGEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ…../………/……./ Tarihinde duruşma başlatıldı. Sanığa savunması için söz hakkı verildi.Sanığın ifadesi kayda geçil. Dava avukatına savunması için söz hakkı verildi. Savunmaavukatının savunması kayda geçildi. Toplanan deliller incelendi. Gizli tanığın ses kaydıdinlendi. Delillerin incelenmesi, gizli tanığın ifadesi sonucu1-Sülo Soylu’nun altı aylık maaş talebi, işverenle verdiği zarara karşılık sayılmasıyönünde sözlü akit gerçekleştirdiği anlaşılmış olup, talebin reddine2- Sülo Soyluoğlu’nun davacı…………………..’nın kamyonunu yakarak TCKANUNU………….MALA ZARAR VERME suçu işlediğine3- Sülo Soyluoğlu’nun planlayarak birden fazla kişiyi cebren öldürme teşebbüsündebulunarak TC KANUNU ……. Suçunu işlediğine4_ Sülo Soylu Oğlu’nun eylemi aşama aşama gerçekleştirme girişiminden TC KANUNU………..ACI ÇEKTİRİREK ÖLDÜRME suçu işlediğine kanaat getirilmiştir.NETİCE1- Sülo Soyluoğlu’nun maaş alacak talebi reddine2- Mala zarar vermek suçundan 3 yıl yargılanmasına3- Sülo SOYLUOĞLU’nun birden fazla kişiyi planlayarak öldürme suçundan 30 yıltutuklanmasına karar verilmiştir.Sülo, iki jandarma tarafından adliyeden çıkartılırken ‘’Topal’’la göz göze gelir. Topal’a:- Hani adliyeden hiçbir bok çıkmazdı?TOPAl,-Ben adalet sezmez demedim ki.. Adalet görmez dedim. Seninki ‘’Adaletin Sezisi.’’Sülo şoktadır.Cezaevinin demir kapısının açılması ile Sülo’nun şoku yüzlerce kat artı. Cezaevininavlusunda tutuklular toplanmış, Sülo kime baktı ise kendisine bakan yok. Sülo2nun ilkkez karşılaştığı manzara tutuklardan bir kısmı elinde ayna poposuna bakıyor, bir kısmıdömelmiş poposunu gösteriyor, bir kısmı dömelenlerin poposuna bakıyor. Sülo olanbiteni anlamaya calıştı. Anlam veremedi olan bitene. Köşeye çekildi olan bityeniizlemeye devam etti.Sülo2nun gözü ayağının dibinde duran gazeteye ilişti. Gazeteyi aldı, gazewtenin başsayfasındaki başlık dikkatini çekti’’ ÖRGÜTÜN GİZLİ BİR ŞİFRESİ ÇÖZÜLDÜ’’Sölo haberi okumaya başladı. Haber:’’ Örgütün üyelerini sağlık raporu adında guyruksokum bölgesinden damgalandığı tespit edildi. Belgelerin mülki amirlikler,veTSK ilepaylaşılığı tespit edildi. GSR belgesi alanların başı dertte. Cezaevleri tespit edilenGSR’lilerle dolup taşıyor.Çok geçmeden Sülo’nun tutuklu olduğu cezaevinde de GSR’liler- GSR’sizlerkamplaşması başlamıştı.Sülo yine azınlıktaydı, yine ezilendi.Sülo çok geçmeden yeni bir Birgi edindi. Adliyenin müdavimi topal.. Topal her adliyeye yolu düşenin tanıdığıdır. Bir iş kazasında ayağını kaybetmiş. on altıyılda ayağını iş kazasında kaybettiğini bir türlü kabul ettirememiştir. Adliye önlerindeayağının hakkından vaz geçmiş, kaybettiği aklını aramakla gününü gün eden biridir..Sülo Soyluoğlu, adaleti bulmuş muydu yoksa adalet mi onu bulmuştu?.. SON

Page 220: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin 2

Page 221: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GURBET YOLLARIMI BAĞLADI ANAm

GURBETYOLLARIMI BAĞLADI

Gül kokulu anamHaber salmışEkinler gögerdiHavar vakti geldi geçtiGel gayrı diyorGurbet yollarımı bağladıGelemem anam, gelemem!

Diyorsun kiHer batan gündeGözlerim yolda kalırBir umut, dalarım tavşan uykusu uykuyaGözüm seyrir, uyanır uyanmaz hayra yorarımGurbet yollarımı bağladı gelemem anam, gelemem!

Diyorsun kiSütler kaymak bağladıHıfsedip saklarım tavan arasıKör olası fareler dadanmadan gel yeDişlerim döküldü yiyemem anam, yiyemem.

Diyorsun kiHatır gönül unutulmuşKapımı çalan kalmadıDeste tarlada, gamaz savururTek umudum sensin, gel toplaGurbet yolumu bağladı gelemem anam, gelememGelsem de dizlerimde derman kalmadı, deremem anam

Bayram havası kurulan sofralarTereyağlı bazlamalar, boş kalmayan ocakBol köpük ayran, yay ağacı, tuluk bişekGözümde tüter, rüyalarımı süsler gün be günGelsem de bayram havası sofralar bulamam anam

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 222: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GÜL BAHÇENE HAŞERE DADANIYOr

GÜL BAHÇENEHAŞERE DADANIYOR

Bir dinle çocuğum,Sevgiye açsın, besbelli her halindenİliklerine kadar susuzsun da be çocuğumKurumuş kapanmış göz damarlarınKör karanlık sarmış ufkunu çocuğumYazık korkuyor, bağırıyorsun avaz avazVuruyor, kırıyorsun; masa- sandalye ne varsaBunlar doyurmaz açlığını, aydınlatmaz dünyanı

Defterini kitabınıyırtıyorsun sayfa sayfaUçaklar yapıyorsun boy boyBelki taşır sanıyorsun korkularınıFırlatıyorsun bir bir…Ama bunlar taşımaz ki korkularını çocuğumKimini bohça bohça yapıyor, sarıyorsun korkularınıSaklıyorsun sıra gözlerine, sıra altlarına tomar tomar…Bir bilsen korkular yüreğindeSilahı beynine giden yolda saklı…

O yolu bulmalısın bilgi denen yoldaDiş biliyorsun öğretmenlerineNeler neler söylüyorsun içten içeÖğretmenlerinin seni anlamadığını sanıyorsunYaklaş iyice bak şu saçlarımaBunları değirmende mi ağartım sanırsınKimleri dinlemedim, kimleri anlamadım ki ben

Ah be çocuğumSenin karnın da açAl hele şu parayıBir simit al, doyur karnınıSonra, dinle be çocuğum, dinle

Bak! Üstün başın da yırtıkToz toprak içerisindeHırçınlaştıkça yırtılıyorYuvarlandıkça kirleniyorAma be çocuğumHırçınlık yama atmaz ki söküğeYırtık büyüdükçe sayılıyor eğelerDinle be çocuğum, dinle!Sen bilgiye daha da açsınSen önce bilgiyi tat, doyur açlığınıBilgi yama atacak her söküğeHer bilgide kapanacak bin ayıbın

Dinle!Dinledikçe bir damla düşecek ufkuna

Page 223: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Her damlada bir kökü çürüyecek kötülüğünBirikecek damla, kabaracak ummanDalgalar okşayacak bedeniniDalgalar kıracak kötülüğün dalını kolunuDallar tomurcuğa, tomurcuk güle saracakDünyan gül bahçesine dönecek be çocuğumİBRAHİM ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 224: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gülün Dalına Rehin

Beş vakit, yüzüme bakıp bakıpBeddualar okumaksa muradınMihrabın ben olamam bilesinGünahların bende arınacaksaVahtis papazın olamam bilesin

Değirmen kurulmuş, taşlar dönerSevgim öğütülüp, ızdırap akacaksaHasadın ben olamam böyle bilesinKine harman, kin savurmak muradınRüzgârın, ben olamam böyle bilesin

Köprüler alaşağı, set çekmek muradınMalan ben, taşın ben, mimarın ben olamamDeniz, dalga, deniz alabora, döven tusunamiDaim dövülen kıyın, ben olamam böyle bilesinPatlar püskürürse volkan, savrulur çöle dönersin

Kendine Müslüman, güzelliğin kendineGüllerin benek benek, kara kin lekelerYüreğine batar dikenin, yürek kan damlarOnulmaz yaralar kaplar yüreğin, saramamKayalıkta kardelen olsan, kim bilir seni, kim koklar

Gel hor görme, dikeni, yaprağı, bağbanıTek başına gül olsan, yolunmuş tavuğa benzerBağban küser, keserse suyun, solar, kurur gülünBülbül küser, konmazsa dalına, gülün rehin dalınaKör karanlığa bürünür, yaşlı gözler zimmetin olur

İbrahim Şahin 2

Page 225: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gün Sizin Gününüz

GÜN SİZİN GÜNÜNÜZ

İnsan niçin çalışırCevap basitBeş yaşında çocuk da verirYa yaşananlar doğruluyor mu cevabıÇalışmıyor mu yoksa insanlarÇalışmıyorlarsa;Boğum boğum nasırlar, neyin nesiYüzdeki çentikler makyaj mı acabaSaçın kırçılı boya mı?Onlar da parayla beyler

Felsefi dayatmacalar‘’ İnsan tutumlu olmalı’’Mamaya çığlık atan bebeParayla susar beyler!Asgari ücret 5 çocukHer çocuk parayla çıkar evdenParayla girer eve ekmekTuz, biber, bilmem neTutumsuz mu harcıyor bunlarOlmayan paraları

Onların hayali bile tutukluHayali bile ipotekli

Tutumlu olmak;Yat üstüne 90 60 90 atmaksaHer çiçekten bal almaksaKat üstüne dubleks bakmaksaO hak zimmetli; beyler,Zırhlı motorizelere….

Çalışanın;Çalıştıkça yay çizdi bedeniBinmeye meyilBin babam binDeha babam dehaBinildi, binildi…Yaraya sardı bedenKan sızım sızımEm babam emKarakaçandı evveliKarabatan oldu şimdi

Bir damla tattırdınızVaramadı tadınaDüşünü kurdu yıllar yılı

Sizce yürüyor kervan

Page 226: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dönüyor devran

Uykuya vurdunuz çark dişlisiniPas tutmuş dişli umurunuzda mı?

Yürüyor kervanDönüyor devran

Derdine çare için çaldığı her kapıdaBağışladı bedeninden bir parçaTopladı, parça parçaYedi yamalı bedende çıkmadı can

Gün ola harman olaDurur değirmen

Değirmen suyla döner beyler

Şükür halinize dönüyor devranŞükür dağa, bayıra vurdunuz, tırmanırMecnuna döndü Leylasız, farkında olmasanız daHangi derdine isyan edeceği meçhullerde

Sizse şaşkısız hedefteGez göz arpacık zabtı rabtaVuruşlar on ikiden bir birBugün sizin günüz, sizin…Yarının yalnızlığı beklese de koynuna

Gün ola harman olaDöner devranO da bir gün çeker, isyan bayrağını

İbrahim ŞAHİN

<EMBEDSRC='http://www.antoloji.com/siir/media/39/www_antoloji_com_1023939_784.MP3'autostart=true loop=1 hidden=true,false width=300 heaight=8>

İbrahim Şahin 2

Page 227: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GÜNEŞ DOĞACAKTIR YİNe

GÜNEŞ DOĞACAKTIR YİNE

Sular bulanık…mavilikler kör karanlıkdurulur sular elbet, durulur…savrulur kara bulutlardoğar beklenen güneş!

sular bulanıkakar deretemizler deredere yatak değiştirmezyeter ki yataklık etme yeni derelere

ümit kesilmez akan deredenperdelenmez doğacak güneşdoğacaktır her şafak vakti gibi yeniden yine bir şafak vakti

sular bulanık…fırtınalar delicesinehortuma yakalanmışçasına korkuakrep, karanlık urganla bağlanmış yelkovanazorluyor akrep, zorluyor…Esniyor urgançözülecektir vakti zamanı gelinceyerini alacak akrep yelkovanakacak zaman, doğacak güneş

sular bulanık…sanma ki ırmak tersine akarsanma ki kurur derelerki tersine akarsa ırmakkurursa derelerbil ki kıyamettirkıyamette acı çekmez beden

sular bulanıksular bulandıkça durulurarada bir bulanır yineakar, akar, yine akar…

durulacaktır bir gün çılgın sulardoğacaktır beklenen güneş

bulantılar fırtınalar yer gök sarsıntısıdoğacak güneşin müjdesidirdoğacak güneşin tacıdır

Page 228: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

güneş doğacaktır bir şafak vakti yenidenaydınlanacaktır dünyakuşlar kanat çırpacak maviliklerde

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 229: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hakça Halkça

HAKÇA HALKÇA

Bakmayın üçe beşeHalkız biz halkın sesiOzanın sözü bestesiSusmaz susturulmaz

Bakmayın üçe beşeÜçün biri deli, biri zır deliBiri perilerden periBüyüler sizi, siz başka bir siz

Bakmayın üçe beşeÜçün biri güne, biri ayBiri kutup yıldızıIşığa boğar karanlık gecenizi

Bakmayın üçe beşeHer acıya damlar bitmez gözyaşıHer sevinçte kenetlenip halay çeken ellerSiz nerde orda döker gözyaşı orda çeker halay

Halk şiir; halkın sesiBatmaz kızıl güneşiUmudu, gamı neşesiYoktur gündüzü gecesi

Haykırır hece heceGündüzde gecedeBir ışık yansırBir umut saçılır

Gel halk şiir comaİster ışık ol yansı karanlığaİster umut ol saçıl yarınaGelk halk ol, Halkşiirli ol

Söz yazarı: Hatice KATRAN

İbrahim Şahin 2

Page 230: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Halk Dergâhınıza Geldim

HALK DERGÂHINIZAGELDİM

Baktım nicesineSevinçler, gülüşler yabancıSözler yabancı, sazlar yabancıSözde besteler yabancı

Baktım üçüne beşineHer biri cihan-ı deryaSarar bedeni dost duygularPeriler uçuşur, savrulur gam keder

Çaldım kapılarını girdim içeriAkıl danıştım en delisine, benden deliAkıl danışır o da banaAkıl alır, akıl verir en delisi

Vardım çaldım anlatırım derdimiDöker her biri benim için gözyaşınıDuymuşlar sevinirim, zil takar oynar her biriGelen dönemiyor geri, çaklıp kalıyor içeri

Üç kişi -beş kişi, kurmuş bir dünyaKafa tutar, koskoca cihanaBiri güneş, doğar şafaktaBiri kutup yıldızı, yansır gecede

Gecem gündüze döndüYüreğimde sevgi tohumları yeşerirSabahımda seher yeli esişirBülbüller konar dalıma

Umut olup ekilmeye geldimSevgi harmanı savrulmayaIşık olup karanlıklar delmeyeVarsın; deli desinler, geldim bir kereKovulsam da gider miyim geri

Dostluklar; dostçasına, kardeşçesineHer davete; ''Gel dost ol! '' dercesineŞiir yazanı arayıp bulurcasına, gel dercesineSarar okşarcasına, ''Hoş geldin! dercesine

İbrahim Şahin 2

Page 231: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

HER ŞEY VATAN İÇİn

HERŞEY VATAN İÇİN

sayıldım, vatan içinsoyuldum, vatan içinkovuldum, vatan içinfişlendim, vatan içindövüldüm, vatan içinkul köle oldum, vatan içinvatanı sevda bildimhizmeti kutsal, vatan içinsayın olamadım vatan için

kan emmedim, vatan içinkurşuna dizmedimkurşun nedir bilmezleri vatan içinkurşun sıkanlarsayın oldular vatan içinben sayın olamadım vatan için

en kıraçtoprakları süsledimen olmadıkmavi düşlerdebülbül sesinde coştumkaval sesinde depreşti dertlerimkış günleri;sokak çocuklarında üşüdü yüreğimher şehitte dondu göz yaşlarımher göçükte, can verdi bedenimfişlendim, kara listede anıldı adımSayın olamadım vatan için

itildim kakıldım öz yurdumda, horlandımsayan soyan, kurşun sıkan, satan sayın oldusayıldı sayınlar arasındaben vatana sacayağı, vatan için

sen harç parası yatıran öğrencisen ne yaptın vatan için neokumak için işkal ettin üniversitesinibir de ‘’harçlar düşürülsün yatırayım’’ dersin uluortasen dayaklıksın, seni eli kelepçelenesice, zindana tıkılasıcavatan can ister, canlı canlı, kaç can sundun vatan bağrınakaç kurşun sıktın, kaç nara atın; ‘’Her şey vatan için’’seni eli kelepçelenesice, zindana tıkılasıcasen daha toysun, otur oturduğun yerdesayınlar sayar seni, sayınlar fişler senidaha da diretirsen kurban ediverirler seni vatana

Page 232: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

‘’Her şey vatan için’’ bir de ‘’vatan sağ olsun’’ deniliverir ardından

sen duyma vatan bunlarıvatan dedikleri malum…

vatan uğrakları, vatan sığınakları

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 233: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Herşeyde Sen

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/YNRn7Frx7Y/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/YNRn7Frx7Y.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>Sen! Hasan Tahsin'de kurşun, alev alevNene Hatun'un omzunda, sessiz mermiAfyon Ovası'nda, umudu taşıyan kağnıKağnı gıcırtılarında, özgürlük türküsü

Sen! Halide'de azimli yürek, keskin kalemİman neferi Sütçü İmam'da, yanık sedaYiğit Karayılan'da, çakmak çakmak gözHalk kahramanı Çakırcalı'da, bükülmez bilek

Kalelerin burcunda, bayrağı çeken, senin elinSenin elinin eli, gözünün nuru, elinin hamuruBu vatan, seninle vatan, bu millet seninle milletÖzgürlük türküleri, seninle yazılır, seninle söylenir

Sen, ''Çalı kuşu'' nda, körpe kuzu, ağzı süt kokan''Yaban''da, yürekli sığınmacı, şanlı gazi, onur abidesi''Dağ Çiçeklerim''de, gönül neferi, dağ bayır, yalın ayak''Hababam''da, babaların babası, yüreği sevgi dolu

Makinede dinamo, çarkta dişli tarak tarakGökdelenlerde merdiven, basamak basamakOkyanusun mavi derinliklerinde, güverteSemalarda süzülen, düşler icadı uçakta, kanat

Sen, yargıçta vicdanın dinmeyen sesiDoktorda, yeniden doğuşların sevinciMimarda mühendiste, kazınmaz çizgiOzanda bitmeyen söz, sazda bestesin

Sen, dağ başlarında sessiz şırıltıOvaya dökülen, bereket yükü ırmaksınRüzgârınla savrulur, efkârımızda gam bulutlarıUfkundan düşen, cemreyle canlanır toprak

Sen, tarlada tohum,Gökte ışık, beyinde şimşekYanık neyde, inleyen nefessinElde nasır, alında ter, yüzde nursun

Sen, Konya'da altın yükü başakÇukurova'da beyaz gelinlik kozadaMersin'de, Antalya'da portakalAmasya'da elma, Malatya'da kayısı

Sen! Prens düşünde genç kızınGergefinde umut motifi, ilmek ilmek

Page 234: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevgisin, yumak yumak, çektikçe uzayanSevmeye gönül, kavgaya yüreksin!

Sen! Karanlıkları Ferhat’ça yaranUfuklarda, güneş gibi doğanYüz binlerce gönüllerde, taht kuranAltın ışınlarda, taçlanansın

Sen, vatan, vatanda milletsin!Millette yaşam sevinci, yarın ümidiSen, medeniyetsin, medeniyette yolSen, nursun, dünya seninle aydınlanır!

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 235: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

HÜKÜMETİN SON İCRAATI ŞEYTANA PABUCUNU TERS Giydirdi

Sonlar moda olmuştu gezegenin sonköşesi ülkede. Kendisinden sıkça söz ettiriyorduson günlerde. Son sözcüğü ekleniyordu sözcüğün başına. Son sözü ekleniyorducümlenin sonuna.Hükümetin her demecinde ‘’ Son sözüm ‘’ sözü tekrarlanıyordu. Sonların ardı arkasıgelmez…Geçmiş ilkti. Geçmiş, geçmişti. Geçmiş silinmeli ‘’son’’ sözcüğü yazılmalıydı geçmişinher satırına.Hükümetin haberleri haber kanallarında haberin başı haberin sonu…Haber başı; ‘’Hükümet’in son uygulaması’’, haberin sonunda ‘’ Bir son DakikaGelişmesi’’ Zamanı tutturma hükümetin becerisi mi, muhabir hüneri mi akıl sır erdiremedi akılerbabı olanlar.Çalışanın parası çalındı cebinden.Düşünenin düşüncesi…Yazanın kalemi…Akıl kırıntıları tekrarladı aynı cümleyi ‘’ Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.’’Mühürlenmemiş beyin ebapları tekrarladı aynı cümleyi ‘’ Şeytanın aklına gelmezdi.’’ Bir sabah, alt üst edilmiş bütün sığınma kampları. Caddeler, sokaklar işkâl altında…Evlerin çatısı bacası işkâl…Bu işkâl başka işkâl. Sınır engeli tanımaz. Tetik, kurşun tanımaz.Bu işkâl başka işkâl; var, yok. Görüntüde yok. Tazikli su da yok. Kurşunun hedefindeyok. Elin kaktı, elini tutan, çığlık atacaksın, ağzını kapayan. Tuvalettesin, engel.Hükümet çaresiz. Hiçbir şey isteği doğrultusunda gitmez. Sözü hükümsüz, yetkisihükümsüz. Yetkisi tuvalette….. n’a hükmetmiyor.Hükümet çaresiz…Hükümet NASA’dan yardım ister, NASA’nın yanıtı tez ‘’ Elimizdeki bulguları geçmişbulgularla karşılaştırdık bir bulguya raslayamadık.’’ UFO endişesindeyiz. Her bulguyutek tek incelememiz, sonuca varmamız yüz yıllar alır.Hükümet çaresiz…Hükümet endişe denizinde, girdaplarda…Ölüm kurtuluştu girdaptan.Ölüm hakkı var mıydı işkâlcilerin anayasasında, tüzüklerinde. Endişe, endişe. Yoktuelçileri, yoktu sözcüleri. Soraydılar ‘’Hak mıdır ölüm bize? ’’Sorularına cevap bula, ereydiler rahata. Dileyeyiydiler ölüm, erişeydiler huzura. Hergeçen saniye bin endişe, bin ölüm. Yüz yıl endişe kaç endişe, kaç ölümdü acaba?

Bir gece yarısı…Basın işkâl. Her basın neferi aynı cümlenin tekrarında ‘’ Bekliyorduk, bir işkâl ama böylebir işkâl şeytanın aklına gelmezdi.’’

İlk yayın ilk demeç. İlk yayın ilk demeçte çözüldü işkâlin sırrı. İşkâlcilerin eşkâli şeytan,kimliği şeytandı.

İlk yayın ilk demeç ‘’Bu güne kadar elimizden alınan hakların verilmesi, aksi taktirdeeylemlerimizi sürdürmeye kararlıyız.

Hükümet çaresiz, hükümet arayışta.

Hükümet yardım talep eder ABD’den, BM’den, NATO’dan

ABD’den, BM’den, NATO’dan ‘’ Sorununuzun kaynağı içhukunuzdan kaynaklı oluşnedeni ile müdahil olamayız.

Page 236: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hükümet serzenişte ‘’ Biz içhukukun içinden tek başına çıkacak güce sahip değiliz.’’’

ABD’den, BM’den, NATO’dan ‘’ Hukukunuzu yazana başvurunuz’’

Anayasayı yazan bulunur, sorulur bütün sorular, bütün sorulara verilen tek bir yanıt’’Yazdıklarımı ben de anlamadım.’’ Sorulur ikinci soru ‘’ Niye yazdın? ’’ Cevap ‘’Yazdırdılar.’’Yazdıranlar arandı bir bir. Yazdıranlar ölmüştü bir bir.

Hükümet çaresiz…Hükümet çare arayışında.

Hükümet, Şeytani Haklar Federasyonu’ndan ölülerle görüştülme isteği talebindebulundu. Fedarasyonun cevabı gecikmedi. ‘’ Bizim ölülerle işimiz olmaz, bizim talebimizhükümetten.Hükümet çaresiz, hükümet çare arayışında. Hükümet yetkili, yetkisiz tüm partiheyetleri ile toplantı üstüne toplantıda. Bu toplantıların yeri ne kamp, ne beş yıldız otel.Çatı, baca… Tuvalet, logar..En yekili ağızdan, en yetkisiz ağızdan ‘’ Çare yok haklarını vereceğiz.’’ diyor.

En yetkili ağız ‘’ Hakların verilmesi ne demek bilir misin? ’’ diyor. ‘’ Hakları bir verirsekanamızın beli doğrulmaz.’’

En yetkisiz ağız’’ Benim anam yok.’’ der

En yetkili ağız’’ Karşındaki dağdaki çoban deği, şeytan. Şeytanın ne yapacağı belliolmaz. Ananı mezarda da rahat bırakmaz.’’diyor.Hükümet çaresiz, hükümet çare arayışlarında.Çare arayış üstüne çare arayış… Çare arama komisyonu üstüne, çare arama komiyonukuruluyor.

Hükümet, toplantı üstüne toplantı..

Son toplantı, çareye koydu son noktayı.Çözüm komisyonun sunduğu çözüm oybirliğiyle kabül gördü. ‘’ Şeytani İşlerdenSorumlu Bakanlık ‘’ verilecek federasyon başkanına.

En yetkisiz ağız ’’ Bakanlık başımıza çorap örmesin? ’’En etkili ağız ‘’ Bakanlık bizim yaptığımızı yapacak, önce şeytanları mekânınahapsedecek. Orada haklarınız için düzenleme yapıyoruz sözleri ile kontrol altına alacak.Düzenleme yapıyoruz, haklarınız verilecek. Süre açık. Söz tekrar, düzenleme yapıyoruzhaklarınız verilecek.’’Yarı yetkin ağız ‘’ Ya işler düşündüğümüzün tersi gelişirse?En yetkin ağız ‘’ Merak etme, yirmi dört saat bizim soluduğumuz havayı solursa bizebenzemesi kaçınılmaz.’’Şeytani işler bakanlığı verildi. Kırk şeştani kuruluş başkanına kırk şeytani makam.Fedarasyon başkanı bakan.

Kırk gün sonrası ‘’ Şeytani işlerden sorumlu Bakan’’ hükümetin danışma kuruluolmuştu. Fedarasyon başkanı pabucunu ters giydi.Ve şeytanlar ilk hakkına kavuştu. Bütün şeytanlar pabucunu ters giyecek(!)

Page 237: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin 2

Page 238: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Irakistanda Özgürlük

Özgürlük fırtınası koptu gece yarısıFeryatlar yükseldi, yankılandı toptaToplar inledi, yürekler, gökler inlediŞafağın kızılı, kara bulutlara yenik

Özgürdü namlular, özgürdü paletlerNamlular mabette, namlular beşikteNamlular namahremiyette, aşta işteÖzgürdü namlular, özgürdü paletler

Caddede sırtımdan geçer, bacamı ezerKan doğrandı yemeğime, yeleğimeÖzgürdü paletler, özgürdü namlularSildi geçti, biçti geçti, deldi geçti

Özgürdü paletler, özgürdü namlularMavi bulutları yuttu, yıldızlarım yok olduGüneş ışımaz oldu, vurmaz oldu sırtımaÖzgürdü paletler, özgürdü namlular

Aldı bana ait ne varsa, iş, aş, evlatSardı bedenime acı, korku, onulmaz yaraÖzgürdü paletler, özgürdü namlularBir ben özgür değilim, bir de milyonlar

Özgür namlular, özgür paletlerGündüzü yok, gecesi yok, saatsizÖzgür namlular, özgür paletlerDünü yok, yarını yok, beslengisi gani

Dünüm var, yarınım yokGündüzüm yok, gecem yokBeden tesellisiz, beden güvencesizBir ben, bir benim gibi milyonlar özgürlük yoksunu

Ölüm, nefes kadar yakın, namlu sakal kadarDüşman gölgem kadar, dost KafdağıEsaret damarımda, kanımda, soluğumdaÖzgürlük ırak, çok ırak, Irakistanda

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 239: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İlabadı Mecnunları

İLABADI MECNUNLARI

Seni kökten sardımİnce belden sardımKuru daldan sardımKafa tuttum zalme

Karlarda korudumDarlarda korudumKorlarda korudumKafa tuttum zalme

Çobandan sakındımBaltadan sakındımBoyuna bakındanTeline dokundum

Dalıma tünedinSırtına yaslandınKuşlarım çobanımYurdun olduk bilin

Dağlar bizle güzelGökler bizle güzelKuşlar bizle güzelSizler bizle güzel

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 240: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İsyandayım

İSYANDAYIM

SensizliğinHesabını tuttumKalem isyan ettiKağıt, isyan ettiGökler yasa büründü!Sele kapıldı gönlüm

FeryadımdanSabır taşları çatladıUmutlarım,Param parça savrulurUçuşur, yaprak yaprakEl avucum, bomboşGücüm yetmez toplamayaGönlüm şaşkın, gönlüm çaresiz

Kör oldun, görmedinLal oldun, konuşmadınSağır oldun, duymadınVicdansız oldun, acımadın

Kör olma, gör beniSağır olma, duy beniLal olma, konuş benleKüt kütürüm olmaUmutları toplayalım senle...................................................Dost Kalemlerden yansıyanlar...............................................Şahinler şahini gamlandı birazŞu yalan dünyada işlerim ayazGözleri zeytindir dudaklar kirazPetekten damlayan bal misaliydi......... MEHMET ALİ ŞAHİN

Sabır taşı tozuyla yoğur sevgi harcını,Şükür; yekûn devadır, zorlama aracınıMedyum malum noktaya çalsa da kırbacını,Taktı felek kancayı dönmez teker habibim,Arsız gönül yükünü mazlum çeker habibim......... FESİH AKTAŞ

var sandım yokmuşsunaynada kendim buldumgünahkâr sandım masum muşsunaşk' ı prangaya vurdum.... Neşe DİLDAR

Yâre el uzattım, hani nerelerde,Yüzüm sürdüm yokluğuna, kokun bende,Seni vicdansız, gönlün kimlerde,Şu garibi yorma, uzanan gönlüm sende....Gökez DOĞANGÖNÜL

Page 241: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin 2

Page 242: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

KADİR KIYMET Bİlmezim

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/x2MaxbYc_a/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/x2MaxbYc_a.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

KADİR KIYMET BİLMEZİM

Yüreğim sağılırHer gece yokluğundaİrin irin damlar…Birikmiş yürek sancım

Özlemlerin döngüsüKıvrandırır…Acı düşükler,Yerden yere vurur

Gökler yasımı tutarKaranlıklar perdelerMüşkülpesentliğimiBir sen duymaz, sen görmez

De ki ben sevemedim seniDe ki yatlar, katlar alamadımBir yürek vermiştim, katlara bedelKadrini; kıymetini hiç mi hiç bilemedin

Anlayacaksın; yatlar, katlar dolduramayacakYüreğinin kos koca çukurunuDindiremeyecek yürek acını pırlantalarKapanan yolarda bana dönüşün de olmayacak

İbrahim Şahin

Cevat Hocamın tespitine yer vererek başlığı değiştireceğim. Duyuru yaptığım için kısasüreli silmedim.İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 243: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kara Haberler

KARA HABERLER

Acı haberler uçtu, her günKara bulutlar çöktü, yurdumaGözyaşları, sağanak sağanakGören olmadı, silen olmadı

Kınası kurumamış gelininKırkı çıkmamış beşikte beğinHali nicedir, soran olmadıDerdine derman bulan olmadı

Feryatlar yükseldi, arşaKulak verip, duyan olmadıKimi geçim derdinde, didinirKimi seçim derdinde, çırpınır

Acı haberle, çalındı kapılarAcı haberlerle, açıldı kapılarKapandı, karanlığa kapılarAçan olmadı, giren olmadı

Davul zurnalarla uçtularBir kör kurşunla düştülerDavullarla zurnalarla uçtularAğıtlarlarla göçtüler, bir bir

Bir kefen, iki kürek toprakla gittilerKadrini kıymetini, bilen olmadıToprak başkaldırdı, sırrı çözen olmadıBu gidiş nereye diyen, olmadı, bilen olmadı

İbrahim Şahin 2

Page 244: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

KARANLIĞIN KOYNU SEVDAMIz

KARANLIĞIN KOYNU SEVDAMIZ

Ayın şavkı vurur sevdamıza yıldızlar tekmilgöz kırpar birbirbulutlar semaha dururbaşı döner dünyanınAyın şavkı vurur sevdamıza

Umut tohumu düşercemrede toprağakaç gözyaşı can suyu sunarkaç gözyaşı sular bıkmadankaç filiz yeşerir bir bilseniz

kırağı düşse de sevdamızadalı kırılsa da bir birbir tohum düşer toprağabir tohum, çatlatır toprağıAyın şavkı vururGüneşin kızılı taclar sevdamızı

zincire vurulurnamluya sürülürsavrulur can parekan damlar sevdamızkana kan, cana can katan sevdamız

Afrika’da bir çocuğun gözünde ışırNijerya’da bir genç kızın kalbinde atarAnadolum’da çobanın kavalında dillenirrüzgârlarda savrulurcemrede yeşerirhazanda talan edilir sevdamız

açlığa beler yoklukta uyuturuzninniler söyleriz sevdalı sözlerdeuğruna can veririz diri diriağıtlar yakarız sürü sürübir yandan karanlık sararbir yandanAyın şavkı vurur sevdamıza

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 245: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kardelen Yuvası

Bakmayın; taş yığın görüntüsüne Kardelen yüzlerin yuvası oluşundandır Bir kokladınızmı doyamazsınız kokusuna Kıyamazsınız Bir dalını koparmaya

Güzellikler; işlenmiş nur yüzlere petek petek Acılarlar süzülmüş tatlı sözlerde ilmik ilmik

Aralanmış; karanlığın perdesi şavk vurmuş yüzlere Gözler çakmak çakmak ışık ışık

‘’ Ey yükselen yeni nesil! ’’ Uçun, uçabildiğinizce Gökler sizi bekler Siz ki; göklerden yücesiniz

İbrahim Şahin 2

Page 246: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kavgam Sevdalara Yasak Kılana

KAVGAM SEVDALARA YASAK KILANA

Kavgam;Karanligin perdesini aralayacaksaIsik tasiyacaksa safaklarda yarinlaraGülecekse, kömür damitigi yüzlerCana can, göze göz, dise dis inadina

Coramis topraklar, filize gebe kalacaksaDamlayacaksa, saganak yagmur damlasiFiliz çatlatacaksa topragi, bas kaldiracaksaCana can, göze göz, dise dis inadina

Tirnagim daragacinda ilmigi çözecekseCellâdi eger alasagi, dize getirecekseDaragaçlari bastan asagi güle bezenecekseCana can, göze göz, dise dis inadina

Gözyasim çatlamis dudaga can katacaksaKandamlam bir yaraya merhem olacaksaBedenim köprü teskil edecekse yarinaCana can, göze göz, dise dis inadina

Binin uykusunu kaçiran, birinUykusunu kaçiracaksa, zindana bogacaksaYolunu sasirtip sasirtip, daga tirmandiracaksaCana can, göze göz, dise dis inadina inanadina

Kavgam kendinden bi haber birin, uykusunu bölecekseSon lokmasina kan damlayacaksa, kapatacaksa kör pencere kapisiniTek teselli umutlari savrulacaksa, felegin kalburunda elenecekseElim kalkmaz, elsizim, sözüm çikmaz, dilsizim, korkagim inadina

Kavgam, tas üstüne tas koymayana, yikip devirine, çalip çirpanaÇalar, çirpar, satar savurur, madalya üstüne madalya alip övüneneUmutlarla avutup, elden avuçtan alip, sudan çikmis esege çevireneKavgam sevdalara yasak kilana, yalani dolani mesru kilana bitimsiz

İbrahim Şahin 2

Page 247: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kem Sözleri Zincire Vuralım

Bin kurşunun yere seremediği koca bedenYığılıverir bir acı sözde yere, can havli çırpınırBin güllede bükülmez çelik bilek kenetleniverirDünyaya kafa tutan kafa, dünyanın karanlığına gömülür

Bir söz, bir bakınış, dokunuş dağa vurur yavru ceylanıKayadan kayaya vurunur, dereden dereye çırpınırDört duvar sarar dört bir yanı, karanlık bulutlara sarılırBir sözdür işitilen, bir bakıştır çarpan, bir sözdür başın belası

Bir sözdür uykuları bölen, bir sözdür tavşanı dağa vuranBir sözdür tuzaklar kuran, bir sözdür tuzaklara kapatanBir sözdür bedenin atom çekirdeği, yerler gökler sarsanBir sözdür dünyalar yaratan, bir sözdür dünyalar deviren

Sözler dirhem dirhem süzülse, inci inci dizilseŞarkılarda, türkülerde dokunup savrulsa dize dizeTavşan uykuya bürünse, yavru ceylan salınıp gezinseZincire vurulsa, bedenin atom çekirdiği, şakısa sevda bülbülleri

İbrahim Şahin 2

Page 248: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kör Olma da Gör Beni

Bir bakışınlaYüreğimin karları erirÇağlar sularımBendim dövülürKöpüklü sular durulurDeniz dingisindeDeniz dalgasındaDalgaya kapılır gönlümBölünür uykularımOkyanus mavisinde uçarımDuysam çağrının ayak sesiniCoşar gönlümNe türküler söylerSevdalar üstüneUçuşur, savrulur efkârlarCoşku mayalanır dem tutarSunulur sevgi tadındaBir bakışındaBeden yedi cana bürünürBilekler yumruk yumruğaNaralar Köroğlu edasındaİstense dağlar inlerYer yerinden oynarYeter ki bak sezer gönülYeter ki çağır koşar ayakYeter ki söyle işitir kulakBaşkaca bakar gönül gözüOzanlar ki demez mi:‘’Kör olma da gör beni’’ Kör olma da gör beni beni

İbrahim Şahin 2

Page 249: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kördüğüm Yaşantı

KÖRDÜĞÜM YAŞANTI

Bir kez saplanmaya görBatağın çıkmazınaYatağın ten çölüGözyaşın zehirli suların

Geceler karabasanÇöker üstüne üstüneRüyaların kabus, yol labirentHer çıkışta bir tuzak, can tedirgin

Kafa savaş alanı, bir kaleSen kelepçeli, saldırır korkularKafadır bu, kesip atamazsınKafadır bu, takas edemezsin

Kafadır bu, katlanır çileyeBedenden alır, dert yüküBedene yükler, dert yüküKafa çaresiz, beden çaresiz

Bir kez saplanmaya görBataklığın çıkmazınaBir maraton koşusu başlarDostlar koşuşur, sen koşuşur

Yaşantın bir kaçış, bir kovalamacaGölgen bile sana düşman, seni kovalarDünü bir sen bilirdin, yarınların bilmeceDüşlerin var hayra yorulmaz, halin varsa otur ağla

İbrahim Şahin 2

Page 250: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kördüğüm Yaşantımız

KÖRDÜĞÜM YAŞANTIMIZ

Zikzaklarla dolu ömür çizgimizKıvrımlar kesişir iz düşer yüzdeÇetelesi tutulur düşen saçın telindeKırçılında yazılır kömür karası saçın

Ne hikmetse düzeltilir bir kıvrımBükülüverir yeni bin kıvrımlarDüz yol olur her kıvrım birilerineŞatoya taşır, mavi bulutlarda yüzdürür

Bir damla acı yaş düşer şakağımızaSağanak yağmur serpilir başka gülistanaGülümüz diken olur, dikenimiz gül gayrısınaBaharımız hazan, hazanımız bahar olur gayrısına

Düğüm üstüne düğüm atılmış, çöz çözebilirsenDert üstüne dert yüklenmiş, taşı taşıyabilirsenDamarlar katıya kesmiş çoktan, gül gülebilirsenKördüğüm olmuş yaşantımız, yaşa yaşabilirsen

Perdeler çekilmiş, zindana bürünmüş dört yanımUmutlar azıya çekilmiş, acılar demir atmış yüreğimeEsir düşmüş beden, el ayak çırpınır, kurtul kurtulabilirsenÜç günlük ömür bir asra bedel, sabret diren direnebilirsen

İbrahim Şahin 2

Page 251: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Köyüm Şehre Dönmüş

KÖYÜM ŞEHRE DÖNMÜŞ

Dağlarında sürüler kalkardı, seherde örüyeÇoban uyku sersemi yürür, sürüye sürüyeDokuz koyak, dokuz kepir varılır Kızılörü’yeGün vurur Buzluca’ya, duyulur kekliğin sesi

Gün bir örken, iki örken, dağ taş insan kaynarHer ağaç dibinde yarı dolu, yarı boş kazan kaynarArdıç diplerinde çatılır yay ağaçlar, yannıklar gerilirBişekte yoğurt köpüğe, köpük de yağa, döner durur

Evler terk edilir, yurtlar tarlada, dağda bayırdaÇeşme başları haber alma, haber yayma yeridirKoyulaşır sohbetler, vurur gün ikindiye, bir telaşUydurulur acı dolu bir hikâye, kapanır zarar ziyan

Aylar bilinmez, günler bilinmez, saat hiç bilinmezÜzümün koruğu, üzümün sarısı, pekmezi aylar olurEkin- deste, düğen, birinci kinci harman, günler olurGünün doğuşu, ağacın, dağın gölgesi de saatler olur

Akşam karanlığı, tünemiş tavuk ağacın dalınaÖküz- inek, at- eşek bağlanmıştır ağacın köküneHepten doluşulmuştur bir çulun, bir çuvalın altınaÇocuğu yıldız sayar, ana- baba da yarının işlerini

Geceler gündüze, gündüzler geceye katılırCan dişe takılır, tırnak tırnak kazınır dağ bayırEkin biçilir, derilir, dağın bayırın otu yolunurAhırlar dolar, sandık, küp, kese ne varsa dolar

Dağlar karını yığar, beyaz kefene bürünürİşte o zaman tüterdi, tek tek köyde bacalarİşte o zaman, köy köye benzerdi, yol yolaHal hatır sorulur bir bir, tatlı sohbetler kurulur

Şimdi asfaltlar döşenmiş köyümün yolunaEvler balkon, balkonlarda keyf çayları, kahvesiSokaklar, evler ışığa boğmuş, gökler apaydınKöyüm makûs talihini yenmiş şehre dönmüş

Esmer tenler beyaza dönmüş, al al yanaklarBoğum boğum nasırlar kavlamış el, ele benzerKeçe saçlar yunmuş taranmış, bitten arınmışKöyüm makûs talihini yenmiş şehre dönmüş

İbrahim Şahin 2

Page 252: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Köyümde Şimdi

KÖYÜMDE ŞİMDİ

Şimdi;Güneş vurmuşturKarşı Alin yakayaDüşmüştür kız kızan yolaKimi üzüm devşirir daldaKimi üzüm taşır, odun taşırKimi çatmış çatı taşıKestirme kaynatırSüzer çökertirDöker koca kazanaSürer fırına, iledin ölüsüKaynar köpürür kazanKızarmış demir eriten közKözde atılmış mısırlar çıtır çıtırAnası kavlatmış üç beş cevizÜçü yer, beşi yer, mısırla cevizGüneş dikilmiştir tepe üstüOrtaya konan leğen dolusu batırmaSoğuk mu soğuk, özlü mü özlüHele yanda sivri biberi acı mı acıÇalınır kaşık bayram havası, düğün havasıÜstüne yenen o altın sarı üzüm, kan kırmızı narDermiştim bir zamanlar, varmıştım tadına, tüter şimdi

Yıldızlar tekmil, ay gözetlemedeSerilmiş bir çul, bir çuval yastıkDoluşmuş çocuk çocuk uyur tatlı tatlı

Ağaca bağlı öküz, gevişlerAt tepinir, köpek hırlarTavuk horoz sessiz tüneğindeGecenin sessizliğini böler bir yarasaArkta akan suyun şırıltısı, şarıltısıKaynar koca kazan, pekmez, köpük köpükYanar ateş, köz; kor kor, kızarık demir kızılıPekmez hiç pişmeyecekmiş gibi, köz sönmeyecekmiş gibi

Güneş kızılını vurmuştur doğu dağın doruğunaDağlar seni- beni çağırır, bağlar çağırır, yollar çağırırBir telaş başlar, koyun kuzu meler, at tepinirGüneş aynasını tutmuştur Alin Yakası’naKoyun, inek sağılır, bölünür uyku, gözler mahmurDüşülür yola, kimi koyun- kuzu peşinde, sığır peşindeKimi ata eşeğe binili, kimi yaya, kimi sırtında yavrusuCepheye taşınır gibi taşınır yollar, kesilmez ardı arkasıDağlar şenlenir, yollar şenlenir, bağlar şenlenir köyümde

İbrahim Şahin 2

Page 253: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kul Köleyim Şimdi

KUL KÖLEYİM ŞİMDİ

Sanma ki yalnızımVe sensizVe senden uzak Sessiz, sakince

HayalinleyimKendimden uzakYorgun, bitkin, bedende ölüSorgucun elinde, idam mahkûmu

Yıktığın onca umutların altındaBağladığın yolalların kıyısındaKararttığın dünyamın orta yerindeDertlerimle baş başayım, savaştayım

Bir sendin saçımı yolanBir sendin sinemi dağlayanGel gör, kimler saçımı yolmadaKimler sinemi dağlamada, cayır cayır

Cinler uçuşuyor, cinler kaynıyorEller zincire vurulu, sarılı dört yanAltımda koca koca kazanlar kaynıyorSanma ki azad edildim, kul köleyim şimdi

Dağlar delen, sıra dağlar aşan benYıldızlara kafa tutan, yıldız çalanAslanlar gibi kükreyen, tazı gibi koşan benBir vurgunda yere serili, bedende, ölü ben

Gecelerin nöbetçisiyimYıldızları, tek tek ben sayarımGündüzlerin suçlusu, tutuklanan benAğıtların bestecisiyim, suçum büyük

Bedenimden şikâyetçiyim hâkim beyBen öldüm, beni ordan ora taşır, teşhir eylerZalim yârdan şikâyetçiyim, hâkim beyler, paşalarDerdime dert üstüne dert katar, gayrısına derman satar

İbrahim Şahin 2

Page 254: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

KURŞUN HEDEF ŞAŞIRDı

Ateş düştüğü yeri yakarBu ateş başka ateş BeylerBuz kesti yüreğimizSustu sözlerimizAğıt da yakmadık haniTeselli etmeye kalkmayasınız diyeYalan dolan, var biraz oyalanOyalanacak halde değiliz BeylerKurşun hedef şaşırdı BeylerAteş düşmeden tütüyor bacalarBak gör o bacadan biri de seninBuz kesti yüreğimizSustu sözlerimizSöyleme sırası siz deHani söyleyecek yalan da kalmamışkenBirkez olsun alıverin ağzınıza ‘’BARIŞ’’Bak gör dünün top tüfekle dövdüğü şafaklarYeter artık çığlıkları arasından barış kapıları aralarŞu savaş çığırkanlıkları ateşin kucağına çekerSavaş alkışları odun taşırAralayın şu kapıları ‘’Artık yeter! ’’

İbrahim Şahin 2

Page 255: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

MAYIS GÜLLERi

MAYIS GÜLLERİ

Bugünkü meydanların süsüAl yeşil çiçeklerin rengiYüzyılların dökülen kanın rengiDökülen onca alın teri - göz yaşı yeşertti bugünler için

Canlar yere serildiBeden çarmıha gerildiDöküldü onca göz yaşıSaçıldı onca tohumÇimlendi onca çiçek, açıldı onca tomurcukSüslendi bugün meydanlar, bayram havası

Bugünkü sofradaki lokmadaBedende, bedenin süsündeKaç bedenin kan damlasıKaç gözün göz yaşı var bilene

Tarihlerin silemediğiDokuz candıDokuz gonca gülBugünler için gözünü kırpmadan can veren

Kurşun yağmurundan zor geldiKara leke tablosunun mimarlarınaKara lekeyi temizlemekNe temizleyebildiler, ne unutturabildilerYalanların, kara perdelerin ardına gizlendilerKanlı Mayıs’ın, yüz karası mimarları

Kanlı Mayısın kurbanları…Ne kan dökmekti, ne can vermekBugünlere bir tuğla koyabilmekti tek amaçlarıÖlüm tuzağı kahpece kurulmuştuNerden bileceklerdi bir kahpe kurşununa hedefti otuz dört canOtuz dört can, yeşerdi otuz yedi meydan, otuz dört binler bedendeAçarlar her mayıs, kokarlar alın teri, ışırlar göz nuruTarihin zimmetidir onlarYüzyılların ışığıYaşarlar kaç asır, ışırlar kaç asır

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 256: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Maziye Neler Gömdük Neler

Maziye Neler Gömdük Neler

Ah…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllarBaharda çam kokusuArdıç, ladin kokusu yaylalaraGöçerdik koyun kuzudaKeçi oğlakta, köpek tazıdaYük atta-eşekte, çerçi dükkânıAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Lale- nergis, papatya- gelincikArılarla dost, gezerdik, kanat kanatKazanda kaynar süt, köpük köpükLadin püründe kaymak, petek petekAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Temmuzun yakıp kavuran sıcağındaUlu çınarların gölgesinde, cırcır ninnisindeYatırdı ineğimiz, öküzümüz koyun koyunaDerede şırıltı, sıcağı kıskandıran serinliğindeAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Bögetler topuk derinliği, boy uzunluğuKurbağalarla çimişirdik, kardeş kardeşDon, şort bilmez, anadan üryanBirbirimize bakışıp gülüşürdük

Ah…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Akşam olur ayın şavkındaAynı kapta yemeği ülüşürdükBir yorganın altına doluşurdukYıldızlar altında, gam yıldızdan uzakAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Güz gelince sincapla yarışırdık ağaçlardaDalların ucunda, altın sarı üzüm, kan kırmızı narHevenkler inci tanesi, Halil İbrahim bereketi ambardaBal tadında, kan şıra tazeliği, çiçek kokusundaAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Page 257: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Antifrizler çıktı, yok oldu hevenklerYok oldu hevenklerin tadı, tavanların süsüKüstü ağaçlar, yok oldu eski bereketiHastalıklar bürüdü bedenlerini, bedenlerimiziAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Fırınlar kurulurdu, şıra, çöktürmeSofralar kurulurdu, periler hüneri, bereketiSohbetler masal havasında, efsane gücündeEski yeni karışır, yâd olur, bilinirdi eski yeniAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Kış karını yığar, yollar geçilmezYollar açılırdı, pınara, bayram havasındaKuşlar uçuşurdu; aşağı aşağıAvcı pirler düşerdi peşineŞenlenirdi akşam sofralarHele o arabaşıHele o kaşık çıngırtılarıAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Çolak Hasan, Keyvan Veli, Dede kocaKin bilmezdi, gurur bilmez, gözü tokBölüşürlerdi, bir kuru ekmeği, acı soğanıDostlukları kardeşten ileri kara günlerdeAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Ekin, düğün, kar kış kıyametEl ele, gönül gönüle aşılırdıDostluklar perçinleşirEskiler yeniye karışırdıAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Kapandı kapılar, bilinmez olduNineler, dedeler, gelinler torunlarBilinir oldu, sunucular, dizi oyuncularıDağda kalan, gurbete gidenden çokDizilerin sonucu merak edilir olduAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

Page 258: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Eski baharlar, yazlar, kışlarDost bakışlar, güler yüzler, tebessümlerHal hatır edişler, yokluğu var edişlerMazinin derinliğine gömüldü, birer birerAh…! O eski yıllarÖzlem dolu eski yıllar

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 259: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

MEHMET BEY'E DÖNÜLMEZ SÖZÜMÜZ VAR GARDAş

MEHMET BEY’E DÖNÜLMEZSÖZÜMÜZ VAR GARDAŞ

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/yKLuiyjhDR/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/yKLuiyjhDR.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>Sıra sıra dağların eteğindeŞırıl şırıl akan suyumuzTepelerde efil efil esen yelimiz varDik yokuş yolumuzYolda kervan kervan göçümüz var gardaş

Mor sümbül dağımızCennet yeşili bağımızKekik kokulu nice yaylamızYaylada yaylar sürümüz varOvamız var sayısı bilinmezOvada çiftimiz- çıbığımız var gardaş

Dertli dertli, inim inim inler sazımızHop hop, yürek hoplatır sözümüz varYanık yanık şakıyan kekliklerimizAklı karalı, katar katar uçan kuşlarımızHer derde deva, bin bir çiçek balımız var gardaş

Tepelerin, yüceler yücesi dağlarınBoy boy sediri, dal dal ardıcıOba oba ladini, koyların çalısıAndızı, pinarı, çaltısı, tespisiKurda kuşa yuvamız var gardaş

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/F4KYdX6dcl/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/F4KYdX6dcl.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

Hareli, sırma burmalı Sunamız, ElifimizEfsane yazar Fil Ahmetimiz varÇağdan çağa çağlar, çalar söylerAk yürekli Karacaoğlanımız var gardaş

Deniz derya, karanlığa ışıkZorbaya yumrukMehmet Bey gibi pirimiz varBizde yalan olmaz gardaşMehmet Bey’e dönülmez sözümüz varTürkçe’ye göbekten, gönülden bağımız var gardaş

İbrahim ŞAHİN-----------------------------------------------------

DOĞA DENİZ'DEN

Page 260: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Anlamlı başlı başına ders bir şiir emek verilmiş yürek konmuş.. sözlerin her biri biryerlere mesaj niteliğinde..Hocam yine üzerinize düşeni yapmışsınız..gerçekten yürekten kutluyorum sizi..Fazla söz de gerek görmeden herkesin gitmeden şiirin konusu bölümüne eklediğinizKaramanoğlu Mehmet Bey 'in de kulaklara küpe yüreklere de anlam katmasınıdiliyorum..Selam sevgi duyarlı şair yüreğe..Müsade ederseniz Hocam bende Atatürk'ümdensözlerle bitirmek istiyorum sözümü..

Atatürk ve Türk Dili:: 'Türk milletinin dili Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolayolabilecek bir dildir. Onun için her Türk dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır.Bir de Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti, geçirdiği buncatehlikeli durumlarda, ahlakının, geleneklerinin, anılarının, çıkarlarının, özetle, bugünkendi ulusallığını yapan her şeyin dili aracılığıyla korunduğunu görüyor. Türk Dili, Türkmilletinin kalbidir, zihnidir.'

:: 'Türk demek dil demektir. Ulusallığın çok belirgin özelliklerinden birisi dildir. Türkulusundanım diyen insanlar, her şeyden önce ve ne olursa olsun Türkçe konuşmalıdır.Türkçe konuşmayan bir insan, Türk ekinine, topluluğuna bağlılığını öne sürerse bunainanmak doğru olmaz.'

:: 'Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı dillerboyunduruğundan kurtarmalıdır.'

:: 'Türk Dili'nin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunlarınbenimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konudaolursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel birhale getirmeliyiz.'

Ulusal dilin bağımsızlığı, dilin kendine özgü niteliklerini koruması ve yabancıbaskısından kurtulmuş olması demektir. Bir bakıma kaçınılmaz olan dillerarasıetkileşimin çok ötesinde, yabancı dillerin ağır baskısı altında benliğini yitirmiş olanTürkçe'nin bu durumdan kurtulması için büyük bir silkinme, büyük bir çaba gerekli idi.Bunun nasıl gerçekleştirileceği yolunda görüşlerin ortaya atıldığı dönemde SadriMaksudi Arsal da, Türk Dili İçin adlı yapıtıyla kendi görüşlerini sergilemişti. Atatürk buyapıt için 2 Eylül 1930'da kendi el yazısıyla yazdığı değerlendirmede, aslında zengin birdil olan Türkçe'nin yeniden bu niteliğini kazanması için izlenecek ilkeyi açık seçikbelirlemişti:

'Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissingelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dilbilinçle işlensin. ''

Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerboyunduruğundan kurtarmalıdır.'ALıntıdır...

İbrahim Şahin 2

Page 261: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mustafa kemal Yeli

Cemre, düşmesine düşmüştü toprağa Baharın cümbüşünden, ses seda yok Çimenler yasta, laleler bükmüş boynunu Çiçekler koku saçmıyor, arılar konmuyorKuşlar cıvıldaşıp uçmuyor Yaylalara kimseler göçmüyor Otağ yerler, çoktan viran olmuş Sazlar suskun, sözler suskun

Gökyüzü yitirmiş maviliğini Karabulutlar, çökmüş yurduma Kapılar kapanmış, pencere çivili Işık sızmaz, dört bir yan kör karanlık

Analar kahır yutup, kan kusuyor Emmiler şapka eğmede önüne Gelinler yasta, kızlar yitirmiş ümidi Kasırgaların ardı arkası kesilmez

Gecelerin sabahı yok Kâbus dolu rüyalar Yataklar mayın döşeli Yollar çevrili, gönül kafeste

Mustafa Kemal Yeli esince Durdu kasırgalar, doğdu güneş Eğilen başlar, oldu aslan yeleli Düşüldü yola, gecede, gündüzde

Bağ, taşkın sulara sele verildi Baharın, yazın hasadı yele verildi Dağda kınalı kuzu, sürü, kurda verildi Çıkıldı dönülmez düşman avına, dağ bayır

Avın bereketi, yarınların mürüvveti Avcılar pir, gelmiş aşka, koşar avdan ava Bir kaçan, bir uçan kurtulur, kaçan kaçana… Kaçamayan düşüyor tuzağa, tuzak insafa gelir

Hasatta, harmanda yeller esiyor Bağban düşman peşinde iz sürüyor Ambarda çuvallar boş, ocakta tencere Kaleler, çemberler, diri diri esirle dolu

Mayısın yeline katılıp gidenden Yiten oldu, kefensiz ölen binler oldu Yüreği yanıp, gözde gülen oldu Yıkık yuvasına mutlu dönen olduBaharın cümbüşü, yerin göğün coşkusu Güz şenliğinde kuruldu, inledi dağ taş Çuvallar boş, yürekler dolu, gönüller zengin Alın açık, başlar dik, bakışlar halay çeker

Page 262: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mahremiyetin olmadığı şenlikte Yavrusunu şehit veren ananın, Dul kalmış eli kınalı gelinin, Yetim kalmış yiğidin, oynadığına Yedi Düvel şaşar oldu, adına destan diyen oldu

Bu güller, Mayısın Yelinde gelen güller Bu güller, Mustafa Kemal yelinde açan güller Bu güller, Mustafa Kemaller elinde derilen güller Bu güller! Mustafa Kemaller elinde kokan güller

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 263: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ne Oldu Şimdi

NE OLDU ŞİMDİ

Hani ‘Beni bırakma! ’ diyordunYa şimdi...Şimdi beni bırakma diyorumDünya tersine mi döndüYoksa sen mi, ben mi Tersine döndükEllerin soğuk, ellerin uzakBir elveda bile demiyorOysa ‘ o’ günler…Hiç ayrılmayacak gibi sıkıyorduYoksa rüya mıydı ‘o’ anlarYa şimdi...Sürgüne vurdum kendimiKendi yüreğimin tutsağıyımSen, Sen...Adını bile koyamıyorumYa şimdi…O anlar avutur beniBu anlar, şaşkına çevirirDönüyor başım!Dönüyor dünya!Çıkıp gittin dünyamdanYa şimdi…Yıldızlarda arıyorum seni

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 264: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ne Olurdu San ki

NE OLURDU SAN Kİ

Güneşim olaydınVuraydın, şafağımaBoğulaydım, aydınlığaŞavkırdım, yüzüne

Güneşim olaydınVuraydın, çorağımaDüşeydi, cemre çekirdeğimeYeşereydi, umudumun gülü

Bir bulut, saraydın göğümüDüşeydi bir çiy, fidemeFiliz süreydi, filizde tomurcukTomurcuk kokuya, saraydı

Bir tohum, saçılaydınHasada ereydimBir rüzgâr, eseydinSavuraydın hasadımı

Söz Yazarı:İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 265: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nerde O Eski Günler

NERDE O ESKİ GÜNLER

Çıktım Yümsekerik’in yücesineSeyreyledim nicesiniKimi düşmüş sürüsünün peşineKimi tırmanmış ledin tepesine

İndim Papaz Kuyusu’naKimi tuz yalatır, sürüsüneKimi helke salar, kuyusunaGüzeline bakasım geldi, suyunu içesim

İndim Oluk Pınar’aSulanır, kıraşır ay yüzlü öküzlerKişneşir, beygirler, kısraklarBinip dört nala süresim geldi

İndim Asar Tepesi’ne seyreledimYeşermiş, yemişe bezenmiş ÜçpınarDeğirmenalan, bürülü yeşilin en a’lâsınaÜtmesinden ütesim geldi, tadasım geldi

İndim aşağısı, Balduvar’ınaBükboğazı’na, Apılbükü’neSararmiş yemişler, boynunu bükmüşBal damlayanını, tadasım geldi

Vurmuş sıcak, iniler çamlarKırlangıçlar keman çalarÇınarın gölgesinde uyuyasım geldiUyanıp, taşını toprağını öpesim geldi

Haykırıp dağına taşına, kurduna kuşunaSelam veresim geldiYad eder anarım adını, sızlar burnumun direğiİki damla yaş süzülür yanağıma, nerde o günler

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 266: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

OĞLUM OSMAn

OĞLUM OSMAN

Kim tutar seniYumurta topukFiyaka fistanYan gel yat OsmanYaralı parmağa işemeDayak olma birinin eşeğineBaktın lokmadan biri fazlaHiç düşünme atıver çöpe, atıverKurda kuşa, yoksula yem etme sakın

Hayır ile anma birinin adınıVarsın söverse sövsün, üzülmeSövmede yoktur üstüne, yokturBir sövene bin sövüver gitsin, sövüver…

Doğruya eğri deİnişe yokuşVarsa yok deKarnın açsa da tok deFarkın olsun oğlum Osman

İş bilenin işineAş pişirenin aşınaAtıver gitsin tuzuNasıl olsa senin değil yanan ağızDövünen yürek senin değilDövünene gülüver gitsinFarkın olsun oğlum Osman

Herkes birlik, dost kardeşHoş sohbet, gamdan uzakKuruver hepsine bir tuzakBin kişi senle uğraşsın dursunBine bedelsin oğlum Osman

Ölünce unutulurmuş adınLanet üstüne lanet yağarmışHer laneti rahmet biliver gitsinYürü be Osman kim tutar seni

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 267: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Oğullarım

DESTANLAR DİYARI ANADOLU Babalarımızın anlattıkları bize masal gelirdi, değil mi? Bana da öyle gelmişti doğrusu.Tekrar tekrar anlatılmasından sıkılsak da onlar anlatmaktan sıkılmazdı. Babam, babasından Çanakkale Savaşları, Kurtuluş Savaşı masalları dinleyerekbüyümüş. Babamın babası her iki savaşa katıldığı için anlatımı yaşayarak anlatırmış.Belki de bu yüzden masallaştırmadan anlattığı için sıkılmadan anlatırmış. Babam dasıkılmadan dinlemiş olmalı ki benim sıkılacağımı aklının köşesinden bile geçirmedenanlatırdı hep. Masalın her sonunda da’’ Bu günlere şükür. Allah yurtsuz yuvasızbırakmasın. Bayrağımızı yerlere düşürmesin.’’ derdi. Bir de sınıflarda, vatan, millet, bayrak şiirini en güzel okuyan yarışına girerdik.Öğretmen de en güzel okuyanı seçerdi. Seçilen sevinir, seçilmeyen üzülürdü. Vatanın,milletin, bayrağın ve de özgürlüğün bizim birinci seçilmemiz kadar önemi yoktu ta ki 15Temmuz’un zorlu gecesine kadar. O gece savaşın masalını dinlemiyor, kitaplardan okumuyordum. Savaşı yaşıyordum.İnsanların ölüm yarışına, insanların öldürme yarışına girdiği gece. Ben ölecek miydim?Ben sabaha çıkabilecek miydim? Çocukların gözünün önünde anne babalarıöldürülüyordu. Kardeşleri ölüyordu.’’’ Ya aynı durumda ben kalırsam..’’ düşüncesine biledayanamıyordu bedenim. ‘’Ya onlar nasıl dayanıyor? ’’ sorusu sınavlarda zorlandığımızsorunun binlerce kat zorluğu… Meclis yıkılıyordu. Evimiz yıkılacak mıydı? Okulumuz yıkılacak mıydı? Arkadaşlarımolacak mıydı? Sorular uzadıkça uzuyordu. Sorular geceyi uzatıyordu, gece soruları…‘’Sabah olacak mıydı? ’’ Sabah olmuştu. Ortalık aydınlanıyor. Silahlar susuyor, silahlar toplanıyordu. Silahlarınyanında silahtan daha tehlikeli tetik eller toplanıyordu. Yediden yetmişe halk sokaktaydı, günlerce gece. Gecenin karanlığını aydınlatıyordu. Yediden yetmişe halk sokaktaydı, günlerce gece. Vatanın kokusunu kokluyordu.Özgürlüğün havasını soluyordu günlerce gece. Hiçbirinde ne korku, ne yorgunluk, neuykusuzluk, ne açlık-susuzluk. Uykusuzluğun ilacıydı özgürlüğün havası. Açlığın ilacıydıözgürlüğün havası. Korkunun ilacıydı özgürlüğün havası. Anlamıştım cevapsız soruların cevabının vatan olduğunu, özgürlük olduğunu.Anlamıştım vatan için, özgürlük için bedenin vatana kurban edildiğini. Ve anlamıştım birine masal gelenin birinin gerçeği olduğunu. Vatanın gerçeğimiz, niceadsız şehidin, gazinin gerçek kahramanları olduğunu, yüz binlerin masalın okuyucularıolduğunu. Ve anlamıştım masallardan ne destanlar yazıldığını, ne destanlar yazılacağını. Ve anlamıştım destanlar diyarının Anadolu olduğunu, Anadolu’nun vatanımızolduğunu.xxxxxxxxxxxxxxx RÜYALAR GERÇEK MİYDİ? Birinci ders başlamıştı. Ben sessizliğe bürünmüş, rüyamın beşiğinde bedendenbedene giriyordum ninnilerin eşiğinde… Birinci ders, öğretmenin dikkatini çekmemiştim. Anlattıklarını işitmiyordum.Hareketlerinden, dersi anlattığını anlıyordum. İkinci ders, ben öğretmeni fark etmemiştim, öğretmen beni. Ders ne zamanbaşladı, ne zaman bitti anlamamıştım. Derssin bittiğini, dersin değişmesinden,öğretmenin değişmesinden anlamıştım. Ders ‘’Dil ve Anlatım’’dı. Daha öğretmen derse başlamadan yanıma kadar geldi ‘’ Görkem, bu şiiri seninokumanı istiyorum.’’ dedi. Ben ‘’ Okuyamam öğretmenim.’’dedim. Öğretmengörmediğim kadar şaşkındı… Şaşkındı, benden hiç beklemediği bir cevap almıştı. Eğildi,gözümün içine iyice baktı ‘’ Yanlış duymadım değil mi? ’’ dedi. Ben açıklama yapmakzorunda kaldım, üzülmüştüm şaşırmasına. ‘’Öğretmenim, kendimde değilim.’’dedim.Öğretmen ‘’ Belli, kendinde olmadığın, kendinde olsan bu cevabı vermezdin.’’ dedi.

Page 268: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Cevabım öğretmeni rahatlatmıştı. Ruhumu okşayan bir sesle ‘’ Özel değilse sebebinipaylaşmanı istiyorum.’’ dedi. ‘’ Özel değilse’’ sözüne birkaç arkadaşım alaycı alaycıgülerek bana baktı. Onlara göre ben yaşta biri kendinden geçmişse aşk acısıkıskacındadır. Acaba öğretmenime de mi öyle gelmişti? ‘’ Özel değilse…’’ demişti.Öğretmenimle paylaşmasam kuşkuları abideleştirecektim. Öğretmene ‘’ Gördüğüm rüyanın tesirinden kurtulamadım.’’ demeden gülenlerinsayısı arttı. ‘’ Gördüğün rüya neymiş acaba? ’’ soruları sıralandı peş peşe… Öğretmen,gülen ve konuşanları susturdu. Doğrusu anlatacağım rüyayı öğretmenimin de çokmerak ettiği bakışlarından belliydi.’’ Başladım anlatmaya ‘’ Öğretmenim hani okulun girişinde iki asker var ya...’’Öğretmen ‘’ Hangi asker? ’’ diyor. Ben ‘’ Hani Çanakkale Şehitlerinden, birininpantolonun yarısı yok, pantolon düşmesin diye bir iple bağlamış, Birinin çorabı yok…’’Öğretmen, ‘’Anladım, sonuca gel.’’ diyor. Ben devam ediyorum anlatmaya, dahadoğrusu gördüğüm rüya bir film gibi geçiyor gözümün önünden… Ben izliyor, benirkiliyor, ben tüylerim diken diken, arkadaşlarıma, öğretmenime aktarıyorum. ‘’ Öğretmenim, ders sizin dersinizdi. Siz yoktunuz. Biz sıraların üstünde koşuyor,olmadık naralar atıyorduk. Kitaplarımızı yırtıp uçak yapıp pencereden fırlatıyorduk.Birkaç defa müdür geldi, ‘’ Bu ne gürültü! ’’ diye bize kızdı. Müdür gitti, biz yinebaşladık gürültüye. Birden kapı açıldı. Biz müdür geldi sandık, fırladık ayağa. Bir baktıksınıfa giren o iki asker. ‘’ Üşüyoruz! ’’ diyorlar. Biz, bir kahkaha attık.’’ Bu şekildegiyinirseniz tabi ki üşürsünüz.’’ dedik. Onlar başladı konuşmaya ‘’ Kıyafetimiz bizimonurumuz. Onurumuzla oynarsanız da çok üşürüz. Çoğu zaman bizi hiç görmediniz.Bizse sizin hepinizi tek tek her saniye gördük, Siz sıralara çeltik attıkça biz üşüdük. Sizduvarlara kötü sözler yazdıkça biz üşüdük. Siz boş geçen derslere sevindikçe bizüşüdük. Siz başarısızlıkta yalana sığındınız, biz üşüdük, üşüdük. İşin en kötüsü vatanınbaşköşesine resmimizi asmıştık ‘’ Biz bu vatanı böyle kurtardık.’’ diye. Arada bir, birileriresmimizi kaldırmaya kalkıyor, kendi resmini asıyor’’Biz bu vatana böyle ihanet ettik.’’diye. İşte, o zaman buza keseriz. Ne olur, resmimize sahip çıkın. Yoksa çok mu bir şeyistedik? Bazen yüreğimize su serptiniz Mayıslarda, Temmuzlarda. Bazen içinizden birileriüstümüzü örttü. Siz bilmediniz, belki onlar da bilmedi, olsun, biz bildik. Biliyor musunuzsiz bu vatanda bir çiçek gibi süzüldükçe biz ısınırız. Ne zaman bir çiçek soldu, ne zamanki vatanın bağında bir çatlak oluştu, işte, biz o zaman üşürüz. ‘’ dedi. Sanki gördüğüm bir rüya değil, bir filmdi. Filmin birinci perdesi kapanmış ikinciperdesi başlamıştı. Asker sınıftan çıkıyor beyaz kanatlı nineler giriyordu ‘’ Ben KaraFatma’yım.’’ ‘’ Ben Elif Bacıyım.’’ Nene Hatun ‘’ Bebek anasız büyür, vatansız büyümezdiyerek bedenimi düşmana siper etmiştim. Beden geçici, vatan kalıcı demiştim,görüyorum ki yüreklerinizde yaşıyorum. Biliyor musunuz vatan diriyi yaşattığı kadarölüyü de yaşatıyor.’’ diyordu. Karayağız delikanlılar giriyordu. ‘’ Ben Çakırcalı’yım.’’ diyordu. ‘’ Ben, Demirci Efe.’’Ben Karayılan’’diyordu. Bir öğretmen giriyordu ‘’ Ben bağımsızlığa atılan ilk adım, bağımsızlık kelepçesinesıkılan ilk kurşun Hasan Tahsin’im.’’ diyordu. Gördüğüm rüya gördüklerime benzemiyordu. Bir tarihin serüveniydi. Bir rüyaydı rüyaolmasına; ömür boyu gerçeğim olmasına inandığım. Ben sözümü bitirmiştim, rüyadan uyanmıştım, öğretmen rüyaya dalmıştı. Biröğretmen mi? Başta gülenler de rüyaya dalmıştı…xxxxxxxxxxxxxxxx GECEYLE GELEN ŞAFAĞIM İlk defa uykusuz geçirdiğim geceydi, 15 Temmuz gecesi. Bir türlü geçmek bilmeyengece… Sabahı karanlık olan gece… Yanıtsız sorularla dolu gece… Sabaha ne olacak?Sabahı görebilecek miyiz soruların top sesleri ile yarıştığı, top seslerinin ‘’Allahu ekber!

Page 269: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

’’ sesleri ile yankılandığı gece…... 15 Temmuz öncesi anneme, babama kafamı kurcalayan başka başka sorularsorardım. Onların cevabı kısa ve net ‘’ Zamanı gelince anlarsın.’’ Kızardım onlara, birsoruya cevap vermek zor mu diye. ‘’ Zamanı gelince anlarsın.’’ Çocukları baştansavmanın kolay yolu muydu? Annemin bıkmadan tekrarladığı söz ‘’ Anne olunca anlarsın anne sevgisini.’’ Anneolmadan anlaşılmaz mıydı anne sevgisi? Büyüklerin deyimiyle ‘’ Zamanı gelinceanlarsın…’’ Anlamsız ya da basit bulduğum öğretmenimizin sorusu ‘’ Vatanınızı seviyormusunuz? ’’ Gülümserdim’’ Bunu bilmeyecek ne var.’’ Öğretmenin sorusuna Sınıfın enyaramazından en çalışkanına ‘’ Severim! ’’ diye karşılık verirdik. Savaş, barış, dost, düşman okumuştuk kitaplardan, dinlemiştik öğretmenlerimizden.Öğretmenlerimiz sormuş, biz cevap vermiştik. Çok zaman ‘’ Doğru söyledim, 100aldım.’’ diye övünmüştüm. Darbe masallarını- 15 Temmuz’a kadar masaldı benim için- babamdan çokduymuştum. Kızardım babamın filmin en heyecanlı yerinde ‘’ Biz ne darbelergördük.’’sözüne. Kendi kendime ‘’ Gördüysen gördün, bize ne.’’ derdim hep. ‘’ Zamanı gelince anlarsın! ’’ 15 Temmuz bir zamandı. Tekrarı olmayan bir zaman. Anlamanın kapımı çaldığızaman. Darbenin ne olduğunu anlamamın zamanı. Kitaplarda okuduklarımdan farklıydı,babamdan duyduklarımdan farklı. Sabaha kadar uyumadığım, ölüm korkusununsoluklarımla yarıştığı darbe. Babama kızmanın suçluluğu üzerime çöken bir yük;bedenimde ayrı bir savaş, sokakta ayrı bir savaş. 15 Temmuz; vatanı sevenin, sevmeyenin tartı zamanı, ayna zamanı. 15; Temmuzdost kim, düşman kim anlamanın zamanı. 15 Temmuz’da vatanı sevmenin ‘’ Seviyorum.’’ demek olmadığını anladım. Vatanısevmek tankın altına bedeni sermekmiş meğer. Vatanı sevmek; vatana zarar vereceğinihissedenin kurşunu kendi kafasına sıkmasıymış meğer. Vatanı sevmek; vatana gözkoyanın kafasına kurşun sıkmakmış meğer. Vatanı sevmek; aylar boyu açlığı susuzluğu, uykusuzluğu göğüsleyip, evdeki evladıterk edip vatana sarılmakmış. Vatanı sevmek; kini, düşünce farklılıklarını bir saniyede yok edip tek yumrukolabilmekmiş. 15 Temmuz’da bir tek ben mi çok şey öğrendim? 15 Temmuz’daCumhurbaşkanından- başbakanına, yedisinden yetmişine, yetmiş beş milyon çok şeyöğrendik. Bunlardan en önemlisi; gerektiğinde tek yumruk olabilmek. Gerektiğindevatan uğruna seve seve can verebilmek. 15 Temmuz, adını tarihe yazan şehitlerimizin ölümsüzlüğünü tarihle birliktekalplerimize kazıdı. 15 Temmuz, bir güneş bakmasını bilene, 15 Temmuz, bir yol yürümesini bilene. 15Temmuz, bir hazine, harcamasını bilene. 15 Temmuz; vatanı sevmenin, millet olmanın dosta düşmana, bütün cihanahaykırmanın zamanı. Selam olsun 15 Temmuz’u ölümsüz kılan şehidine, gazisine, gecesini gündüzünekatan, yüreğini yıldız yapıp karanlığımızı aydınlatan daha nicesine… Selam olsunyurdumun kurduna kuşuna.xxxxxxxxxxxxxxx

GÖRSEL(d. Fon Müzik) Seyit- Elife kağnı, ölüm sah. Çanakkale Şehit Asker

ESER:

Page 270: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İBRAHİM ŞAHİN Oyuncular NENE HATUNHASAN TAHSİNKARAYILANDAHA NİCESİ

BU VATAN KİMİN

TEK PERDE

KİŞİLER:

1- Matematik Öğretmeni2- Türkçe Öğretmeni3- Müdür4- Rüyacı (Öğrenci)5- Bir sınıf öğrenci6- İki Çanakkale Şehidi (Asker)7- Kurtuluş Savaşı KahramanlarıNene Hatun, Kara Fatma, Elife Bacı, Çakırcalı, Demirci Efe, Karayılan, Hasan Tahsin

MEKÂN

1-Sınıf2-SahneMÜZİK:İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar

(Ders içeri giriş zili çalar. Öğrenciler içeri girer, yerlerine otur. Öğretmen girer. Tahtayasoru yazar. Kimin çözeceğini sorar tüm sınıf(Görkem hariç) parmak kaldırır. Öğretmenbirini kaldırır. Öğrenci problemi çözer. Görkem bazen dalar, bazen uyur, bazen irkilir,hiç kimse farkında değil.)

Tahtada birinci soru:-4 ile +3 arasındaki sayıları gösteriniz.

Bir örenci gösterir.-3, -2, -1,0, +1, +2İkinci soru çözülür.

1250 TL Gelir” ifadesini gösteren tam sayının ifadesi nasıl ifade edilir?

+1250

1250 TL Gider” ifadesini gösteren tam sayı nasıl ifade edilir?-1250

Teneffüs zili çalar. Öğrenciler dışarı çıkar. Görkem, Barış sınıfta kalan.

Page 271: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

2. Ders içeri giriş zili çalar. Öğrenciler içeri girer, yerlerine otur. Öğretmen girer.Tahtaya soru yazar. Kimin çözeceğini sorar tüm sınıf(Görkem hariç) parmak kaldırır.Öğretmen birini kaldırır. Öğrenci problemi çözer. Görkem bazen dalar, bazen uyur,bazen irkilir, hiç kimse farkında değil.

Tahtada birinci soru:(-3) 2 =? Öğrenci çözer(-3) 2 = +9

2.Soru: (-3) 3 =?Öğrenci çözer(-3) 3 = -27.Teneffüs zili çalar. Öğrenciler dışarı çıkar. Görkem, Barış sınıfta kalan.

3. Ders

Öğretmen Görkem’in yanına gelir:- Görkem, bu şiiri senin okumanı istiyorum.GÖRKEM:- Okuyamam öğretmenim.(Öğretmen olağanüstü şaşırır, Görkem üzülür.)ÖĞRETMEN:-Yanlış duymadım değil mi?GÖRKEM:Öğretmenim, kendimde değilim. ÖĞRETMEN:- . Belli, kendinde olmadığın, kendinde olsan bu cevabı vermezdin.(Öğretmencevap karşısında rahatlar, öğrencinin ruhunu okşayan bir sesle) Özel değilse sebebinipaylaşmanı istiyorum.

- ‘’ Özel değilse’’ sözüne birkaç öğrenci alaycı alaycı gülerek Görkem’e bakar.GÖRKEM: (Görkem’in sesi dışarıdan verilir)(Görkem gülenlere bakar kendi kendine’’ Onlara göre ben yaşta biri kendindengeçmişse aşk acısı kıskacındadır. Acaba öğretmenime de mi öyle gelmişti? ‘’ Özeldeğilse…’’ demişti. Öğretmenimle paylaşmasam kuşkuları abideleştireceğim’’ Görkem’inkonuşması ses kaydından verilir.)

- (Öğretmene) Gördüğüm rüyanın tesirinden kurtulamadım.(Birkaç öğrenci güler.)-Gördüğün rüya neymiş acaba? Gördüğün rüya neymiş acaba? Gördüğün rüya neymişacaba?

GÖRKEM (Kendi kendine konuşur ‘’Öğretmenimin de çok merak ettiği bakışlarındanbelli.’’) (Ses dışarıdan verilir.)

- Öğretmenim hani okulun girişinde iki asker var ya...ÖĞRETMEN:- Hangi asker?GÖRKEM:

Page 272: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Hani Çanakkale Şehitlerinden, birinin pantolonun yarısı yok, pantolon düşmesindiye bir iple bağlamış, Birinin çorabı yok…ÖĞRETMEN:- Anladım, sonuca gel.’’GÖRKEM: ‘’ Öğretmenim, ders sizin dersinizdi. Siz yoktunuz.

EKRANDAN SAHNEYE YANSITILIR (Mekân loş bir ortam, ortam sisle karatılır. Vatan kahramanların uygun kostümlerde.Perdeye uygun Çanakkale, Kurtuluş Savaşı görselleri yansıtılır, önünde oyuncularınçekimi yapılır)

(Ders giriş zili çalar, öğrenciler içeri girer, yerlerine oturur, kitap ve defterler açılır.Öğrenciler sessiz. 3-5 dakika geçer (Zamanın geçişi saatten görsel gösterilir.) .Öğrenciler dersin boş olduğunu anlar. Defterler, kitaplar kapatılır. Kâğıttan topu havadaatarlar yakalar, futbol topu ile iki kişi tahta önünde oynar. Biri birine vurur, sıraüstünde kaçar, öbürü kovalar, biri uçak yapar fırlatır, biri camdan bağırır. Görkem, yarıbaygın, sıraya kafa gelir gider. Barış sorar:- Neyin var?GÖRKEM:- Başım ağrıyor.Barış, konuşanlara bakar tepkisini saçını başını yolarak gösterir.(Barış kitap okur, görkem baygın)

(Furkan Ali’nin ensesine bir tokat patlatır kaçar. Ali yakalar boğazına sarılır.)- Bittin sen! Seni öldüreceğim.(Sınıfın en sessizi, en dikkat çekmeyeni, kendi halinde Barış fırlar yerinden.)- Durun! Yapmayın!(Sınıf şaşkın, Furkan şaşkın, Ali şaşkın. Bütün gözler Barış’ta.)- Biz okula birbirimizi öldürmeye mi geldik? Sizin yaptığınızın savaştan ne farkıvar?Sorsalar Atatürk’ün Barışla ilgili sözünü hepiniz bilirsiniz. Hepiniz ‘’ Yurtta sulh, cihandasulh.’’ dersiniz. Bu mu sizin barıştan anladığınız? Söyler misiniz sınıfta barışısağlayamazsak, yurtta barışı nasıl sağlayacağız? Yurtta barışı sağlayamazsak, cihandabarışı nasıl sağlarız?ALİ:- Arkadaşımız doğru söylüyor, Ben Furkan’dan özür dilerim. (Furkan’la tokalaşır,öpüşür.) (Ali’ye) Geç, kaleye top oynayalım.Ali kaleye geçer, Furkan şut çeker.TÜM SINIF:- Gol, Gool!- Kapı açılır, müdür girer.- Bu ne gürültü?(Bütün öğrenciler parmak kaldırır. Müdür birinci öğrenciden başlar söz hakkı vermeye.)I. ÖĞRENCİ:- Ben konuşmadım.2.ÖĞRENCİ:- Ben görmedim.3.ÖĞRENCİ:- Ben duymadım.4.5.6.7.8.9. öğrenci:- Ben koşmadım, o koştu.

Page 273: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- O koşmadı, ben koştum.- Ben düşmedim, o düştü.-Ben vurmadım, o vurdu.- Acımadı ki.(Müdür sinirden dişlerini sıkıyor, ellerini yumruk yapıyor, arada bir saçını yoluyor.) 10. ÖĞRENCİ BARIŞ:(Parmak kaldırışı farklı, parmak burnuna değiyor, bakışları farklı,kafası yana sarkık, dil dışarıda.)- Ben bir şey an-aa,anlamadım.MÜDÜR:- (Sinirli) Ben de bir anlayabilsem, bütün bunları niye yapıyorsunuz. Açındefterlerinizi, kitaplarınızı, işlediğiniz konuları tekrarlayın, ödevlerinizi yapın, yazın,çizin. Sınıfta eşek gibi anırmayın.TÜM SINIF:- Anırmayız öğretmenim.Müdür çıkar. Öğrenciler aynı hareketleri tekrarlar. Gürültü aynı. Müdür ikinci kezgelişinde daha sinirli.)- Ben size eşek gibi anırmayın demedim mi?TÜM SINIF:- Biz anırmadık, tepindik öğretmenim.MÜDÜR:- Ha tepindiniz, ha bağırdınız sonuç fark eder mi? Bu sizi son uyarışım, gürültüistemiyorum! Anlaşıldı mı?TÜM SINIF:-Anlaşıldı öğretmenim.Müdür sınıftan çıkar. Sınıf sessiz, aradan 5 dakika geçmeden kapı açılır, sınıf şaşkın.Hepsi ayağa kalkar. Sınıfa Çanakkale Şehitlerinde iki asker girer. Sınıf şaşkın.I.ASKER:- Üşüyoruz.Bütün sınıfta bir kahkaha:- Böyle giyerseniz tabi ki üşürsünüz.I.ASKER:- Kıyafetimiz bizim onurumuz. Onurumuzla oynarsanız da çok üşürüz. Çoğu zaman bizihiç görmediniz. Bizse sizin hepinizi tek tek her saniye gördük, Siz sıralara çeltik attıkçabiz üşüdük. Siz duvarlara kötü sözler yazdıkça biz üşüdük. Siz boş geçen dersleresevindikçe biz üşüdük. Siz başarısızlıkta yalana sığındınız, biz üşüdük, üşüdük. Bir deadımıza ağıtlar türküler yazılmıştı. ‘’Hey on beşli on beşliTokat yolları taşlıOn beşliler gidiyorKızların gözü yaşlı.’’’’ diye. Ağıtımıza düğünlerde göbek atıyorsunuz, biz üşüyoruz.II.ASKER:- İşin en kötüsü vatanın başköşesine resmimizi asmıştık ‘’ Biz bu vatanı böylekurtardık.’’ diye. Arada bir, birileri resmimizi kaldırmaya kalkıyor. (Bir vatan hainiuygun görseller önünde bebekli kadın, hamile kadın, çocuk, yaşlı kadın, yaşlı erkekkurşuna dizer. Üzerlerine basarak silahı ile resim çektirir. Çektirdiği resmi askerlerinresmini indirerek asar.) ’’Biz bu vatana böyle ihanet ettik.’’ diye. İşte, o zaman buzakeseriz. Ne olur, resmimize sahip çıkın. Yoksa çok mu bir şey istedik? (Bir öğrenciindirilen resmi yerine asar. Vatan haininin resmini yırtar.)

Bazen yüreğimize su serptiniz Mayıslarda, Temmuzlarda.

İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR MARŞ

Page 274: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

(19 MAYIS, 15 TEMMUZ GÖRSEL)

Bazen içinizden birileri üstümüzü örttü.(Başarı, kupa topluluk vs. görsel)Siz bilmediniz, belki onlar da bilmedi, olsun, biz bildik. Biliyor musunuz siz bu vatandabir çiçek gibi süzüldükçe biz ısınırız. Ne zaman bir çiçek soldu, ne zaman ki vatanınbağında bir çatlak oluştu, işte, biz o zaman üşürüz.

(Görkem’in arakadan verilen sesi ‘’ Sanki gördüğüm bir rüya değil, bir film.’’ (Görkemyatağında şaşkın, düşünce pozisyonunda.)

Sınıf şaşkın…Sınıftan askerler çıkar, sınıf şaşkın… Kapı açılır. Biri girer, ardından biri, biri….)

-Ben Kara Fatma’yım. Sizin yaşınızdaydım, arıklarımı giyip silahımı kuşanıp cepheyekoştuğumda. ELİFE BACI:- Kocabaşım ölmüştüKoşmuştum kendimiKocabaşın yerineDemiştimDarda kalmasın Mehmetçik,Yetişmemiz lazım sehere,Gıcırdama ey kağnı,Duymasın namertler,Bu gelen Elif’in Kağnısı.

NENE HATUN:- Ben Nene Hatun, ‘’ Bebek anasız büyür, vatansız büyümez diyerek bedenimidüşmana siper etmiştim. Beden geçici, vatan kalıcı demiştim, görüyorum kiyüreklerinizde yaşıyorum. Biliyor musunuz vatan diriyi yaşattığı kadar ölüyü deyaşatıyor.

ÇAKIRCALI:

-Ben, Efelerin efesi Çakırcalı’yım.

DEMİRCİ EFE:- Ben, kılıca boyun eğmeyen, Kuvayı Milliye’ye boyun eğen Demirci Efe’yimKARAYILAN:-Ben, Antep’i Fransız’a dar eden kurşunun işlemediği Karayılan’ım, Karayılan.HASANTAHSİN:- Ben bağımsızlığa atılan ilk adım, bağımsızlık kelepçesine sıkılan ilk kurşun HasanTahsin’im.’’ SÜTÇÜ İMAM:

- Ben, Bayrağın dalgalanmadığı yer hür değildir, hür olmayana da cuma namazıfarz değildir deyip düşmana ilk kurşunu sıkan Sütçü İmamım-(GÖRKEM’İN YANSITILAN SES KAYDI)(Görkem yatağında şaşkın, düşünce pozisyonunda.)

Page 275: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

‘’Gördüğüm rüya gördüklerime benzemiyor. Bir tarihin serüveni. Bir rüya rüyaolmasına; ömür boyu gerçeğim olmasına inandığım.’’

SAHNE

(Öğretmen elinde şiir rüyaya dalmıştır. Öğrenciler de rüyada. Görkem öğretmeninelinden şiiri alır, bakar ‘’ Bu Vatan Kimin’’ Tekrar tekrar başlığı okur, şaşırır, sevinir.başlar okumaya.(Şiiri bin bir aşkla okur.) Şiirin 2.3. mısrasında öğretmen uyanır.Sırayla öğrenciler her mısrada tek tek uyanır, şiirin son mısrasında tüm sınıf uyanır.)

BU VATAN KİMİN

Bu vatan, toprağın kara bağrındaSıradağlar gibi duranlarındır;Bir tarih boyunca, onun uğrundaKendini tarihe verenlerindir...

Tutuşup: kül olan ocaklarından,Şahlanıp: köpüren ırmaklarından,Hudutlarda gaza bayraklarından,Alnına ışıklar vuranlarındır...

Ardına bakmadan yollara düşen,Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,Huduttan hududa yol bulup koşan,Cepheden cepheyi soranlarındır...

İleri atılıp sellercesine,Göğsünden vurulup tam ercesine,Bir gül bahçesine girercesine,Şu kara toprağa girenlerindir...

Tarihin dilinden düşmez bu destan:Nehirler gazidir, dağlar kahraman,Her taşı bir yakut olan bu vatan,Can verme sırrına erenlerindir...

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,Bu sevgi bir kuru ifade değil,Sencileyin hasmı rüyada değil,Topun namlısında görenlerindir...

Şirin sonunda öğretmen Görkem’i öper. Arkadaşları alkışlar.

NENE HATUN::

-Öğretmen Hanım, şehit oğluma bir mektup yazmıştım, malum cepheden cepheyekoşmaktan fırsat bulamadım, sonrada açlık yokluk derken ecel gelip kapımı çaldı. İzinverirseniz bir okuyum, şehitler duyar.ÖĞRETMEN:

Page 276: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Buyurun, sahne pardon bu vatan sizin.SLAYT GÖRSEL FON

NENE HATUN:

- Ey Oğul,‘’Oğluna seferberlik gelmişBoynunu büküp ağlama anamVatan elden gidiyor diyorlarDuymamak, gitmemek olmaz anamYiğitliğin şanına sığmaz ''Yiğidim git! '' de anam’’ dediydin

‘’Gidip de gelmemek var anamÖlür gelmezsem karalar giyinmeYaslara bürünüp dövünme anamŞehitlik vatan uğruna erişilmez mertebeOğul verdin vatana şehit, gururlan anam ‘’ dediydin

Gitmiştin mektubun altı ay sonra geldi

‘’Sağ salimen gelmişim birliğimeTakınmış, kuşanmışım silahımıÇarık ayağımı vuruyor, ayağım yaraKemalyeri kar fırtına, üşüyorum...Yastığım, yorganım yoktur anam

Komutanım ölüm emri verdi57. Alay öldü topyekün, Kocadere'deOğlum ölmemiş diye sevinme, bel bağlamaÖlenlerden Rıza Efendi, Halit Efendi gardaşımdıYüreğim yandı can evinden, elim ayağım bağlandı

Hani ana koyunumuz, kuzumuz vardıTepelerde sürü sürü, düşman sürü sürüKocatepe'de, Tınaztepe'de Kumtepe'deKurt koyunumuzu, kuzumuzu kapardı bir birDüşman kapıyor, manga manga, koca tümen

Düşman burnumuzun dibinde,Süngü dayanmış bağrımızaÖlüm anbean yakın cana, can çaresizVatanın kurtulduğunu göremeden ölürsemKuşun kanadında haber salın, şehitler duyar anam ‘’ diye yazmıştın.

Vatan kurtuldu derler, göremedin oğulTorun verdin, kokusuna doyamadın oğulOğluna adını, şehidimin adını koydum duy oğulOğlun hür yaşar, anan hür milletin hür sayende ey oğul!Toprağın nur, mekânın cennet olsun ey oğul, ey oğullarım

Page 277: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

OĞULUN CEVABI TÜRKÜ OLARAK (Ses kaydı)

( Oyunculardan Koreografi,)

Kefensiz yatarız toprağın bağrındaHer sabah doğarız vatanın ufkundaTaht kurmuşuz sevenlerin gönlündeKuşlar haberin getirir anam, anam

Cennet vatanın bağrında yatam üryanAl yıldız barağım, bize yeter gölgen

Burda ne yatak isteriz ne de yorganŞilte döşekte namerdin küfrü urganCennet vatanın bağrında yatam üryanAl barağım, bize yeter gölgen anam

Cennet vatanın bağrında yatam üryanAl yıldız barağım, bize yeter gölgen

(Oyuncular sahne önünde, Kırmızı tişört, her öğrencide tişört üzerinde beyaz bir harf.Sıra ile ilk harften başlayarak ayağa kalkarikinci sıra ‘’’ Bu vatan’’Birinci sıra (İkinci sıranın önünde dizüstü)BİZİM

KOROKIZLAR:Her birimiz Kara FatmaHer birimiz Nene hatunHer birimiz Elife bacıBu vatan, bu vatan bizim

ERKEKLER:Her birimiz KarayılanHer birimiz ÇakırcalıHer birimiz Demirci EfeBu vatan, bu vatan bizim

KIZLAR-ERKEKLER:Çanakkale’den çıktık yolaDumlupınar’da verdik mola Şehit, gazi olmuşsak n’olaVatan, vatan, vatan sağola

Biz vatan, biz millet, biz özgürlük

Page 278: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Biz vatan, biz millet, biz özgürlük

Sınıf rolündeki oyuncular sahnenin önünde sıra olur, perde arkasındaki, Çanakkale,Kurtuluş Savaşı rolündeki öğrenciler ön sırada dizilir salonu selamlar.

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 279: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Onlar Onlar

ONLAR ONLAR

Rüşvetin kol gezdiği, İşlerin sarpa sardığıPuslu ortamlarda cadde ortası cinayetAdı; ‘Fail-i meçhul’, işlem; cak cekSuçlular en ağır cezasını çekecek- cek

Soyulmuş soğana dönmüş, banka örtülü ödenekSoyan onlar, ört bas edip örten onlar, onlarAlan onlar, veren onlar, sus payı susan onlarÖzel uçaklar emre amade, binen onlar, inen onlar

Muhafız alayı divan pençe, bekleyen onlar kaçıran onlarSözde soruşturma açan onlar, belge tahrip yok eden onlarEksik belge, zaman aşımı, takipsizlik kararı veren de onlarGecede düşman, gündüz içli dost, kadı misali onlar, onlar

Adaleti yazan onlar, dengeyi kuran onlarVatanı seven onlar, vatanı üçe beşe satan onlarVatan uğruna can verenlere; ‘Niyazi’ diyen onlarKusursuz hizmet, üstün başarı madalya takan onlar

Adaletleri adil, terazi şakul, meçhulle hüküm dengeGöz yumulan kadar tıkılı içerisi, içeri eşit dışarıMatematikleri yalan söylemez, hesap kitap, uzman onlarDeveye hamutunu giydiren, minareye kılıf uyduran onlar

Emeğimize değer biçen onlar, ömrümüze ömür biçen onlarEmeğimiz iki parmak arası, ömrümüz hâkimin iki dudak arasıKalem ucu son damla zabit kâtibinde, ha yazıldı ha yazılacakİpe vuran onlar, mezarımızı kazan onlar, yarınımızı bilen onlar

Vatan onlar, millet onlar, sırtımıza binen onlarDipçik vuran onlar, bir birimize düşürüp kırdıran onlarDevran döner, bir birine düşer, birbirini kırar onlarDevran döner, bir birine biner onlar, bir birine güler onlar

İbrahim Şahin 2

Page 280: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

OY AVCILARIna

OY AVCILARINA

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/0qe1VQurV_/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/0qe1VQurV_.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

Dev ekranlarda aramayın beniBilirsiniz oralar kendi boy aynanızMeydanlardaysa, hiç mi hiç aramayınHatırlayın; kendinizdi yasak kılan bir zamanlar

Hedef tahtasına mıhlanmışım sayenizdeSakın kurşunsuz gelmeyin, tanıyamamKurşunla da gelirseniz, güvenemem kiGelin bir kere de vazgeçin, kör olası sevdanızdan

Çığlar yığıldı üstüme yıllar yılı, yollar kapalıÜşütürsünüz ayazda, kış çıksın da öyle gelin istersenizDağ bayır yol ister, gülistan; sabır- emek, sevgi ister sizdenSiz en iyisi kestirmeden, asfalt yollara dönüverin

Ben hep kuyruğun uç noktasındayımSonun uç noktasında, mazlum ve de gururluKuyruk sıkar sizi, tozpembe tabloya kara leke düşerLüksünüze son gaz basıverin, çekip gidin, görmeyin!

Tarzana döndüm iş peşindeAdresim belli değil ki vereyimHalım kilimim yok ki ayağınıza sereyimDevelerim, camışım yok ki kurban edeyim

Kaç umudu harmanladım minik yüreğimdeKaç umudu savurdunuz yaba yaba ellerdeNe olur yarama tuz basmayın bir defa daAnladım artık; derdime deva benim, gölge etmeyin!

Dile kolay; ne gündü, ne ay, ne de yılKoskoca beş yıldı arayıp sormadığınızÇok görmeyin yoksam, bir güncük aradığınızdaUnuttum sizleri, görsem de tanıyamam vallahGelin bir kere de vazgeçin, kör olası sevdanızdan

Çaldım kapınızı‘’Bizden olmayan giremez’’ yazıyorduVazgeçtim girmektenBir azar, bir kötek, kapıda diktiklerinizdenÇalmayın kapımı‘’Hasta, yorgun, aç yatar’’Görmeyin halini, utanırsınız vallah

Page 281: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 282: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Oyumuz Taze Bitti

OYUMUZ TAZE BİTTİ

Beş yılda bir meydan meydan yürüttünüzPohlayıp pohlayıp avaz avaz bağırttınızÇekilenleri unutturup, pembe rüyaya yatırdınızOyumuzu alıp gittiniz, giderayak unuttunuz

Zırhdan duvarlar ördünüz, etten barikat kurdunuzGizli gizli palazlandınız, besili boğaya döndünüzArada bir azıp, kırıp döktünüz, faturayı bize yazdınızDerdimizi bilmezden, çağrımızı duymazdan geldiniz

Suçunuzu bilip, maske değiştirip çıktınız karşımızaKapalı kapılar ardında, benim adıma pazarlıklar yaptınızÜçü az, beşi çok gördünüz, bir birinize girdinizMutlu poz sergileyip yine çıktınız karşımıza

Hile hurda tuzaklar kurdunuz, seçim diye sundunuzŞanş kısılı, sizden yana, tercih kısılı, sizden yanaSilah zoru oylar, sizden yana, sonra da halk seçti biziHalk seçti ise sizi, zırhlı duvarlar niye, etten barikatlar niye

Cak dediniz, cuk dediniz, falcı misali beş sene sonrayaOylar peşin, bedel cak cuk beş sene sonra, e sonra?E canım! Bir beş yıl daha sabredin azcık, sıkın dişiniziBeş yıl benden biçilen ömür, beş yıl ömrünüze katılan ömür

Sürüm sürüm süründük, dizde derman kalmadıİnceldi belimiz, kemer sıkacak hal kalmadıAyuka çıktı yalan dolan beyan, inanacak hal kalmadıBeyler, kusura kalmayın size verilecek oy kalmadı

İbrahim Şahin 2

Page 283: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Öğretmenim Silahımı Elimden Aldı

Hayata tutunmam, ilk gözümü açmam, başarıdan başarıya koşmam hep silahlaolmuştur ama benim silahım öyle herkesin bildiği silahtan değil. Bir ben bilirimsilahımı… Ne zaman, nasıl kullanacağımı…

İlk varlığımı karanlık, neresi olduğunu bilmediğim bir ortamda, güldür güldür sesleriişitmemle hissettim. Korkumdan adını sonradan öğrendiğim tekmeleri fırlatmamla ilksilahıma kavuştum. İşe yarıyordu silahım. Ne zaman rahatsız edilsem kütürdetiyordumçevremi saran karanlık çemberine. İlk vuruşta varlığım hissediliyordu, bir sessizlik birokşama… Okşamayı ne kadar sevsem de hemencecik dalardım uykuya. Bazen deuykularım kaçar sıkılırdım. Sırf muhabbet olsun diye yine kullanırdım silahımı, varlığımıhatırlatırdım ve başlardı bir el okşamaya… Yine dalardım uykuya. Bu silahı ne kadarkullandım bilmiyorum. Tek bildiğim ikinci silahıma kavuştuğumda yok oluşu.

İkinci silahım ilk gözümü açtığımda, ilk nefesi içime çekişte ciğerlerimin yanışındaattığım acı çığlık oldu. Çığlık acı da olsa silahıma diyecek yoktu. İlk avım; yumuşak,sıcacık bir göğüs ve içime çekip zevkten uykuya daldığım ciğerlerimin acısını yok edensüt oldu. Artık yeni bir silahım vardı. Ne zaman içimi ısıtmak istesem, ne zamansırtımın sıvazlanmasını istesem basıyordum çığlığı. Öyle bir çığlık ki en ağır uykulardanuyandırıyor, en uzaklardan işittiriyordu. Sanki annem kanatlı bir kuştu. Her çığlıktagöğsü ağzımda eli sırtımda olurdu. Anneme göre farklı bir çocukmuşum. Ağlarkengülermişim. Bir bilse niye güldüğümü...

Bu silahımın ömrü de kısa sürdü. Yeni silah bulana kadar çokça bocaladım.

Silahımın sona erdiği gün çok kötü bir gündü. Annemin elinden tutmuş yeni elbiselerim,çantamla okulun yolunu tutmuştum. Sevincim annemin elimi bırakıp: ‘’ Ben gidiyorum.’’demesi ile sona erdi. Silahıma sarıldım. Avazım çıktığınca çığlık atıyordum, bir baktımetrafımda herkes bana bakıyor, gülüyorlardı. Birden sustum. Susmamla annem gitti.Şimdi ben ne yapacaktım. Annem yok. Silah yok. Yok yok… Olmalıydı, hem de eskisilahımı aratmayan bir silah.

Bir baktım sınıftayız. Öğretmeniz konuşuyor, sorular soruyor. Kimisi sorulara cevapvermiyor, kimisi de kimi cevaplara gülüyorlardı. Gördüm ki konuşanlara öğretmen:‘’aferin’’ diyor, teşekkür ediyor hatta yanına kadar gelerek başını okşuyor. ‘’ İşte’’dedim. İşte! Aradığım silah bu. Bir yolunu bulup öğretmene başımı okşatmalıydım.Birden fırladım. ‘’Öğretmenim biz sizi çok sevdik, elinizi öpebilir miyim? ’’ dedim.Söylediğim öğretmenimin hoşuna gitti. Ben elini öpmeden beni öptü, okşadı. Adımısordu. Adımı öğrenince: ‘’ Alican elimi öpme, tokalaşalım. Ben sizin hemöğretmeninizim hem de arkadaşınız. Birlikte çok oyun oynayacağız.’’ dedi. Ben, birden;‘’ yaşasın’’ derken arkadaşlarımın alkışladığını gördüm. Öyle hoşuma gitti kianlatamam. Öğretmenim bana: ‘’İstersen hemen şimdi oyun oynayabiliriz.’’ dedi.Benimle birlikte tüm sınıf ‘’ İsteriz, isteriz’’ diye haykırdı. Öğretmenim bana: ‘’ Alicansen söyle ne oynayalım? ’’ dedi. ‘’ Benim bir maymunum var oyununu oynayalımöğretmenim! ’’ dedim. Öğretmenim: ‘’ Tahtaya gel, arkadaşlarına sen oynat.’’ dedi.Tahtaya kalktım. Başladım: ‘’ Benim bir maymunum var, otur dersem oturur.’’Arkadaşların hepsi oturuyor. ‘’ Benim bir maymunum var, kalk dersem kalkar.’’ Herkeskalkıyor. Ben söylüyorum, arkadaşlar oturuyor.. Ben söylüyorum arkadaşlar kalkıyor...Başka oyunlar da oynadık, hepsini ben oynattım. Öğretmenimiz: ‘’Bugünlük bu kadaryeter, yarın yine oynarız, şimdi evlerinize gidiyorsunuz. ‘’ dedi. Çıkarken öğretmenimelimden tuttu. Annemin yanına kadar birlikte yürüdük. Öğretmenim, anneme:’’ Alicançok sevimli bütün arkadaşları sevdi.’’ dedi. Annem: ’’ Aferin oğluma.’’ dedi ve beniöptü, okşadı. Öptü okşadı… Yeni silahımla ilk gün öğretmen olmuştum.

Page 284: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ertesi gün bahçede oyun oynuyorduk. Öğretmenimizin işi çıkmış: ‘’ Alican arkadaşlarınısen oynat.’’ dedi. Öğretmenim de benim öğretmen olduğumu kabul etmiş demek ki…Arkadaşımın biri sordu:— Alican niye tüm oyunları sen oynatıyorsun?— Ben öğretmen oldum.Sözümü duyan üst sınıftan bir ağabey—Daha sen dur, 29 harfi öğreneceksin.’’ dedi.— Vay be demek bizim öğretmen 29 harfi biliyor.— O ne ki koca koca kitapları okuyor. Dünyanın her yerini biliyor.— Olsun ben de öğrenirim.— Bizim öğrenmemiz için çok büyümemiz gerekir.

İçeri girdik. Öğretmenimiz: ‘’ Şimdi kalem tutmayı öğreneceğiz.’’ dedi. Kalem tutmayıben zaten biliyordum. Öğretmen kalem tutmayı öğrenenlere: ‘’ Kalemi tutmayıöğrenenleriniz defterine içinden geldiği gibi bir şeyler çizsin.’’ dedi. Ben hemen bir çiçekçizdim, öğretmenime verdim. Öğretmenim: ‘’ Çok güzel çizmişsin Alican, bunupanomuza asalım.’’ dedi. Panoya asılan ilk resim, benim resmim olmuştu. Demek kiben 29 harfi de öğrenebileceğim. Diğer günlerde de öğretmenimiz ne söylerseyapıyordum. Ne sorarsa ilk parmak kaldıran ben oluyordum. ‘’Kim dayak yemek ister? ’’dese ben diyecek kadar.

Her gün yeni bir şey öğreniyorduk. Her öğrendiğim bilgide öğrendiğimin çok küçükolduğunu da. Tıpkı 29 harfin hiçbir şey olduğunu öğrendiğim gibi. Oysa 29 harföğrenmeden önce ne çok şeydi. 29 harfi öğrenmemle yeni bir silahım oldu. Sınıfta ilkokumayı öğrenen ben olmuştum. Bunun üzerine babam bana bir bisiklet aldı. Demek kibaşardıkça babama istediğim her şeyi aldırabilecektim. Ta ki hayallerimin uçupgidişinde gözyaşı dökmeden, çığlık atmadan, içten içe yanan köz gibi ağlayışıma kadar.

O ana kadar başarıdan başarıya şaha kalkmış at gibi koşmuştum. ‘’Şaha kalkmış at nedemek’’ demeyin, onu da her şeyi öğrendiğim gibi sonradan öğrendim.

Ben başarıdan başarıya koştukça babam hediyeler alıyor: ‘’Servetim senin.’’ diyordu.Tek hedefim bir araba aldırtmak sevdiğim kızı arabamla gezdirmekti. Gülmeyin, bubüyüdüğümde aldıracağım hediye idi.

O yıl, 3. sınıfı bitirip 4. sınıfa birincilikle geçmiştim. Sınıfımızdan Kıvılcım yaz tatilindeMarmaris’e gideceklerini söyledi. Bana: ‘’Babana söyle siz de gelin, birlikte tatilyaparız.’’ dedi. Ben düşünmeden ‘’geliriz’’ dedim. Kıvılcım: ‘’Ya baban kabul etmezse…’’dedi. Benim babam, bana dememiş miydi: ‘’Servetim senin, sen ne istersen yaparım.’’Eve ilk gidişte hemen babama arkadaşımın söylediğini söyledim. Babam: ‘’ Arkadaşındoğru söylemiş, gidemeyiz.’’ dedi. Ben de:

— Ben çok istiyorum baba.— Oğlum biz de çok isteriz istemesine de istemek yetmiyor. Marmaris’e gitmek içinönce para lazım.— Bizim paramız yok mu?— Var fakat sadece günlük ihtiyaçlarımıza yeter, tatile yetmez. O zaman anladım kibabamın bana araba alması imkânsız.

Artık ben başka bir ben oldum. Eskisi gibi çalışmamaya, sorulara parmak kaldırmamayabaşladım. Annem babama: ‘’ Bu çocuk içine kapanmaya başladı.’’ diyor, babam:‘’Benim oğlum büyüdü artık şımarık çocuklar gibi yersiz davranmıyor, iyidir.’’ diyor.

Page 285: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Farkı çok geçmeden öğretmenim de fark etmiş olmalı ki bir gün İngilizce dersineİngilizce öğretmenimiz girdiğinde: ‘’ Alican sen İngilizce dersine girme, seninle birazmuhabbet edelim.’’ dedi. Bir odada baş başa kaldık. Önce ‘’nasılsın, evde neleryaparsın, arkadaşlarınla aran nasıl? ’’ gibi gereksiz sorular sordu. Ben kestirmeden kısakısa cevaplarla geçiştirdim. Sonunda öğretmenim: ‘’ Sen her şeyi boş vermeyebaşladın, sebebini benimle paylaşmanı istiyorum.’’ dediğinde öğretmenimi kıramadım.Baştan sona silahlarımı anlattım. Çalışmaktan artık zevk almadığımı söyledim, bununüzerine öğretmenim:

— Bak Alican, hayatta en büyük silah başarıdır. Bir silahı düşün, silahı hedefetutturamazsan hiçbir anlam ifade etmez. Başarı da bunun gibi. Sen silahı hep yanlışhedefe çevirmişsin. İnsan, silahı ile sevdiklerini vurmak istemezken sen, önce kendiniyaralamışsın, sonra da silahı babana yöneltmişsin. Sakın baban duymasın, aramızda sırolarak kalsın. Başarının yolu bilgiden geçer. İnsanlar bilgilerini geliştirdikçe başarılarınıarttırır, başarılarını arttırdıkça yaşam seviyelerini yükseltir.

Öğretmenimin konuşmaları beynime bir çivi gibi saplandıkça saplanıyordu.Öğretmenim, beni çivilemeye ısrarla devam ediyordu. ‘’ Boşuna dememişler; ‘’ Kalemkılıçtan keskindir’’ diye.’’ dedikten sonra cebinden bir kalem çıkardı: ‘’ Senin bugündensonra silahın bu olmalı.’’ dedi ve kalemi bana hediye etti.

Öğretmenimden aldığım en anlamlı hediye, hayatım boyu en büyük silahım oldu.İlerde çocuklarıma hediye edebileceğim en büyük varlığım, öğretmenimin hediyesi.

İbrahim Şahin 2

Page 286: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Öykü+ Roman Son

Bahane başarıda gözü olmayanın sığınağıdır. O sığınakta iskele yok ki demirleyeler.Dalgalarda yaprak gibi savruldukça savrulurlar. Girdaplarda boğuştukça boğuşurlar.Girdap çeker dibine dibine. Çırpınışlar nafile. Şans eseri vurmuşsa beden kıyıya,dudaklardan dökülür ‘’ Kaderimde varmış.’’ Bilmezler limana sığınan kendileri, kaderdedikleri yazgı kendi hünerleri.Sığınak dediğin iş ola, aş ola. Yarınlara yol ola, taşıya bizi yarınlara. Bahane dediğimizsığınak ağzımızdan çıktığı an gitmiştir. Kalan biz. Elde var sıfır. Birikir sıfırlar, birikir…Biz hiç. Biz kendi gölgesinden korkan. Bitmiştir bahaneler. Tek söylem ‘’ Benden bir …..olmaz.’’ ‘’ Şans yüzüme gülmedi.’’Bahane sığınağı başlangıçta çocuğa bir eğlence gelir. Ortak eder eğlencesine annesini,babasını ‘’ Ben öğretmeni sevmiyorum.’’ İnanır anne- baba çocuğunun sözüne. Çocukmutlu, çocuk kahraman. ‘’ Ben oturduğum yeri sevmiyorum, arkadaşımı sevmiyorum,dersi sevmiyorum.’’ Sevmiyorum uzar da uzar. Döner anne-babaya ‘’ Sizi sevmiyorum.’’Hazır yeni bir bahane ‘’ Ergenlik belirtisi.’’ Üzerine varmayalım.’’ Eklenirsevmiyorumlara bir yenisi ‘’ Ben yaşamayı sevmiyorum.’’İnsanın yaşamı sevmesi kendisini sevmesiyle başlar. Sevmeler arkadaşa, çevreyeyaşama yayıldıkça yayılır, bağlar bizi yaşama.’’ Yaşamı seviyorum.’’ demenin çığlıklarıyükselir.İnsanın kendisini sevmesinin yolu bahane sığınağını yerle bir etmekten geçer. Başarıyagiden yola ilk adımı atmaktan geçer. Çocuk tatmalı kalemi tutmanın sevincini. Görmelisözcükleri yazdıkça kendine yeni pencereler araladığını. Farkına varmalı arkadaşı ileuğraşmadığında arkadaşının kendisi ile uğraşmadığını. Görmeli kendisi ile uğraştıkçaarkadaşlarının kendine hayran kaldığını. Görmeli kendisi ile uğraştıkça başarı yolundaadım adım ilerlediğini. İnanmalı o küçük adımların kendini zirveye taşıdığına.‘’Başarmak için yola çıkanlar asla yorulmaz.’’ Onun içindir ki asla mola vermezler.Yorulanlar sığınacak bahane arayanlardır.Atacak adımı olanlar bir saniye bile tereddüt etmeden atmalı bir adımı. Görmeli biradımlar bizi nerelere taşıyacak.

ADALET SEZERSE

SUNUŞ

Toplumsal sorumluluk anlayışı ile ele alınan ‘’ Adalet Sezerse ‘’ romanında yazarhukukun hukuk adına katledildiğine, hukukun toplumun farklı katmanlarına farklıişletildiğine toplumun iki yüz yıllık sürecini sorgulayarak çarpıcı örnekleri ile orayakoymaktadır. Yazar iki yüz yıllık çarpıcı olaylara ayna tutmakla yetinmemiş iki yüz yılsonra yaşanabileceklere dikkat çekmiştir.Toplumun bir bireyi olarak her bireyin toplumsal olayların ekseninin herhangi birdoğrultusunda, herhangi bir noktasında yer aldığını dikkate alırsak romanın hersatırında da okuyucunun kendini bulacağı nitelikte bir roman.

Hatice ŞAHİN

EĞİTİMCİ

ARKA KAPAK YAZISI

Page 287: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hakkı gasledilen ‘’Adalet’’e sığınır Hakkı katleden de sığınır adalete. Adalet hukukukatledenler içinse şemsiye… Ne var ki kapanıverir adaletin kapıları hak arayışlarda.Sıralanıverir eften, püften, boktan sebepler… Uzadıkça uzar… Örüldükçe örülür… Davauzar da uzar… Ömür biter dava bitmez. Ölümde de iz sürer çoğu kez.

Romanın kahramanı Sülo SOYLUOĞLU’nun ömrü adliye kapılarında geçer. Hukukunoynadığı oyunların hepsinde Sülo, kaybeden taraf… Hukuka olan inancını yitirir,psikolojisi bozulur. Uykuda donuna ‘’ Boktan Davalar’’ yazmaya başlar. Yapılan tıbbîtetkikte Sülo SOYLUOĞLU’nun önceden olduğu bir ameliyatta karnında bir kalemunutulduğu tespit edilir. Kalemi çıkartmaya karar verilir. Karara karşı Beyin CerrahiUzmanı, ‘’ Kalemi çıkartmanız sorunu çözmeyecektir. Gözden kaçırdığınız bir durumvar; adam beynine öyle bir komut veriyor ki beyin bokla mürekkebi ayrıştırıyor, yazıyadönüştürebiliyor. Göreceksiniz o beyin kalem çıkartıldıktan sonra da benim, sizincebinizden kalemi alacak yazmaya devam edecek. Denilen olur İlk yazı: ‘’ Bir tek kalemkime yetecek, atın çöpe.’’Sülo, hukuk mücadelesine devam eder. Hukukun Sülo’ya ördüğü çorabı okuyan herkeskendi yaşadıkları ile bir benzerlik kuracak. Romanı baştan sona kendisi kurgulamayabaşlayacak.

Sülo Soylu, iş hayatına geç atılmıştı atılmasına. Adı iş, astarı geçici. Öyle de oldugeçici işi. Geçici işi, Sülo’ya iş tecrübesi kazandırmadı, yeni iş kapıları aralamadıaralamasına; adliye kapılarını araladı. Öyle bir aralık… Aralığın sonu; karanlık… İşe başlangıcının ikinci haftası Sülo, maaş bodrorusu yerine ‘’ASLİYE HUKUKMAHKEMESİ’’ celbini aldı. Sülo, Asliye Hukuk mahkemesinde… Sülo, davacı kürsüsünde, davalı kürsüsünde işvereni kabzımal, yanında müdafiavukatı. Karşısında Hakim, hakimin kürsüsünün önünde zabit kâtibi. Sülo’nun sol kolu alçıda. Sülo, patlamaya hazır bomba… Bıraksalar bakışları ile boğacaktı kabzımalı. Yumruklar sıkılı, dişler kemik dişleyenköpek dişi… Bakışlar tarifsiz… Kabzımal için sıradan iş, sıradan bir gün, sıradan geçen saatler… Duruşu, sakinliği;otobüs durağında otobüs bekleyen cinsten.

Hakim, zabıt katibine ilk cümleyi yazdırdı ‘’…/…../…../ günü …… saat….’te davalı vedavalının, davalı avukatının duruşmada hazır bulunduğu tespit edildi. Duruşmayabaşlandı.’’ Hakim (Sülo’ya),’’ dava dilekçesinde yer alan şikâyetinizi adliyede hâkim ve tanıklarhuzurunda tekrarlayacak mısınız?’’ diye sordu. Sülo’dan ‘’ Evet.’’ Sözünü alan hâkim,ikinci sorusunu sordu,- Olay nasıl vuku buldu?- Sayın Hakimim, okul bitmiş, bir müddet işsiz kalmıştım. İşsiz kalışım annem babamiçin bir dert olmuştu. İlk cümle götürdü Sulo’yu ilk güne… Sülo, adliyede değil. Sülo, hakim karşısında değil. Sülo, sinema salonunun locasında.Filmin başrol oyuncusu. Filmin senaristi. Filmin yönetmeni.Ve filmin tercümanı. Filmi izliyor, filmi tercüme ediyordu hâkime.EV SAHNESİ (Kahvaltı sofrası, yer sofrası, peynir zeytin, yumurta, domates vs. Baba, anne, ikierkek çocuk 18 yaş 25 yaş) Annesi, çayları dolduruyor, dönüp dönüp büyük – Kendisi- oğluna bakıyor. Babasıyemekle meşgul...Annesi,

Page 288: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Bu çocuğun sonu ne olacak?Babası,- Allaha şükür okulu bitirdi. Sağlığı yerinde.- İş diyorum, iş.Sülo,- Okul dedeniz okudum. Yaşıtlarım oynarken sokağa çıkarmadınız. ‘’Oku! , Oku! ’’dediniz. Sonuç bok. Babası, ‘’Oğlum bak, üç yüz bin atanamayan öğretmen var. Her birinin ayrı ayrıderdi var. Ev derdin yok, aş derdin yok şükret haline. Biz zamanında daha kötüsünügördük. Bir iş buluruz elbet. Bunları dert etme. Okuma ümidi ile gidip milyonlarca gençkurşuna dizildi. Hapse atıldı. Sağ dediler, sol dediler kardeşi kardeşe kurşunlattılar. Sağcı olduysan suçlu oldun,solcu ol-duysan suçlu oldun. Necdet Adalı’yı solcu diye astılar, peşinden MustafaPehlivanoğlu’nu sağcı diye astılar. İkisi de bu vatanın evladıydı.Hayatlarının baharında solduruldular. Her ikisinin de daha bıyıkları terlememişti. Teksuçları, suç elbiseleri bedenlerine uygundu.

Sokağa çıkamadığımız günler oldu. Çocuğunu okula işe gönderen her babanın içindeçocuğunun ölüm haberini alma korkusu yatardı. Benim zamanımda televizyon da yoktu. Radyolar vardı pilli. Pilli diyorum. Pil ikigünde biterdi. Her babanın kulağı radyodan gelecek ölüm haberinde idi. Pil bittiğizaman evine ekmek almaz önce pil alırdı. Ben bunları babama yaşattım, sen banayaşatmadın. Annesi,’’Komşu Ayşe, kabzımalcıda çalıyor. O, demişti, patronu hesap kitap işlerinebakacak eli kalem tutan birini arıyormuş. Ona bir söylesem diyorum.’’Babası,- Söyle, olursa olur. Olmazsa başka işe bakarız. Ne yarınlar biter ne ümitler.Kahvaltı biter, Anne sofrayı toplar. Anne, Komşu Ayşe Hanım’a oğlu için patronu ilegörüşmesini söylemeye gider. Ayşe Hanım’ın kapısını çalar. Ayşe Hanım kapıyı açar,- Durdane, ben de hemen çıkacaktım. Gel hele içeri, hayırdır?- Ben içeri girmeyeceğim. Patronun Hesap kitap için adam arıyorsa, benim oğlanokumuş çocuk. Bir söylesen de benim çocuğu işe koysak.- Senin oğlandan iyisini mi bulacak, ben hemen söyler sana akşama haber getiririm. Komşu Ayşe işe, anne evine yol alır. Annesi bir koşu eve gelir babasına,- Ayşe Hanım, ‘’Patron senin oğlandan iyisini mi bulacak, ben söyler akşama habergetiririm.’’ dedi.- Hayırlısı. (Ayağa kalkar ceketini giyer kapıya yönelir.) Ben kahveye gidiyorum.Sülo,’’ Ben de dolaşmaya çıkıyorum. Otur otur, ev üstüme geliyor.’’diyor.Annesi, ‘’Çık oğlum, gençsin, dolaş. Ben de bulaşıkları yıkar, evi süpürürüm. Annenin işibelli ardından yemek…’’ diyor.

Sülo, saniyede filmin her bir sahnesini tekrar tekrar yaşıyor…KABZIMAL SAHNESİ (Yazıhane, Kabzımal Ayşe Hanım, Patron masada oturur, telefon görüşmesiyapmakta, Ayşe Hanım telefon görüşmesinin bitmesini bekler, ayakta.)Ayşe Hanım,- Bahri Ağabey, bizim komşunun bir oğlu var. Önüvörsiteyü bitürdü. İşki kumar neyimbilmez, yalan heç bilmez. Tam sizin aradığınız adam.- Yarın gelsin, bir de ben göreyim.- Gör, gör valla peşman olmayacağn. Görüşme biter, Ayşe Hanım patronun odasından çıkar. Dışarıda işçileri taşıyacak

Page 289: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

kamyonete doğru ilerler. Ayşe Hanım ve diğer işçiler kamyonete biner. Sebze toplamak için tarlaların yolunadüşer. Filmin ilerleyen sahnesinde,EV SAHNESİAnne (Durdane) Mutfakta bulaşık yıkıyor. Baba, kahvenin köşesine tek başına oturmuş gazete okuyor. Sülo, yol boyu bir taşın üzerine oturmuş, dereye çakıl taşı atıyor.TARLA Kadınlar, sebze topluyor, kasalar doluyor, kamyonete yükleniyor.

EV SAHNESİ Akşam olmuş, Sulo kardeşi, annesi, babası yer sofrasında yemek yemektedir.Kapı çalınır gelen Ayşe Hanım,- Senin oğlanın işi tamam. Yarın Patron bekliyor.Annesi ( Durdane),- Sağolasın, Ayşeciğim. Bu iyiliğinin altında kalmayacağım. Oğlan işe başlasın maaşınıbi alsın,seni göreceğim.- O nahıl söz kız Durdane, senin oğlun benim oğlum, duymamış oluyum. Beni lafatutma, daha eve varıp sofra hazırlayacağım. Haydi, hoşça kal.- Güle güle, Ayşeciğim. Sağ ol. Allah ne muradın varsa versin. Durdane, içeri girer. ‘’Şu Ayşe gibisi yok. Bi dediğimi hiç iki etmedi. ‘’Babası,- Allah eksik etmesin. Sofra toplanır. Çaylar içilir. Yatmak için herkes odasına çekilir. Sülo, filme ara verir ikinci cümlesini söyler.Kabzımalın gözüne bakarak ‘’ Ertesi gün sabah, İş görüşmesi için gittim.’’Filmin yeni karesinde artık kabzımal yer almaktadır.KABZIMAL SAHNESİ Yazıhane, Patron, Sülo. Patron Sülo’yu bakışları ile süzer. Sülo’ya,- Demek, üniversite bitirdin.- Evet.Kabzımal, ‘’Burada günlük hesapları tutacaksın. Tartı, alınan mal, ödenecek ücret gibi.Hepsi basit. Bugün işi tanıman için işçilerle birlikte git. Ürünün toplanışını, kasalanışını,taşımasını yakından tanı. Yarın da burada gelen ürünlerin tartısını yaparak tek tek kayıtedeceksin.Sülo,- Anlaşıldı Efendim.- O zaman buyur, araba gitmek üzere sende işçilerle birlikte git.Bahçede kamyonet. Kamyonette kasalar. Kasa üstüne binenler, kasayı kucaklarınaalanlar… Sülo şaşırır,- İşçiler böyle mi gidiyor?Kabzımal,- Onlar kendi tarlalarına eşeğe binerek giderken ben atlarına araba vermişim.- Bu araba mı şimdi?- Araba değil de … Töbe, töbe… Marabanın altına makam arabası mı çekecektim.- İyi, ama bunların can güvenliği…- Merak etme onlar senin gibi muallim çocuğu değil. Götleri, taşa, toprağa, çalıya,çırpıya otur-maya alışkın.- Köylü, maraba, muallim, muallim çocuğu, o çocuğu, hepsi aynı canı taşımıyor mu?- Bak, delikanlı yanımda çalıştırdığım kişinin bana akıl vermesine, hesap sormasına,

Page 290: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

sözüme karşılık vermesine tahammülüm yok. İlk günün diye sesimi çıkarmıyorum. Bu sözleri çalışan biri söylemiş olsaydı kıçına tepiği çoktan yemişti. Sen, arabayabiniyor musun, binmiyor musun?- Bize okullarda, söze, kıça tepikle değil; söze sözle, karşılık vermeyi öğrettiler, bir desusmamayı.- Sen arabaya biniyor musun, binmiyor musun?- Arabaya biniyorum. Çalışmaya mecbur olduğum için değil, susulmaması gerektiğinigöstermek için.YOL SAHNESİ(Kamyonette 10 kadın işçi, önde Sülo, Şoför) Kamyon taşlı topraklı yolda ilerlerken kadınlar kasa üstünden oturduğu yerdenyarım metre sağa sola sallanır. Göğüsler darbuka çalmaktadır. Popolar kızgın sacaoturmuşçasına inip inip sıçramada. Düşmemek için birbirinden destek alma çabalarıçoğu kez boşa çıkar. Sülo, önde kendi kendine konuşur. ‘’ Çalışan ayrı dertte,çalışmayan ayrı dertte… Bu nasıl bir dünya? ’’ İşçiler bahçede, ağaçlara dağıldılar.O yaşlı kadınların yolda yürüyebileceğine bileimkân vermeyen Sülo ağaca tırmanışlarını görür, şaşkına döner.. Sülo, Ağaçtan inen, ağaca tırmanan, kasalarda boşaltma yapan her kadına yanaşır,konuşmaya çalışır.-Günde kaç sat çalışırsınız?— Güneş doğmadan geliriz, akşam namazına eve varırız. Okumuş çocuksun, saati desen hesapla.Sülo, kendi kendine hesap yapar. ‘’ Nerden baksan 12- 15 saat’’- Yöymeğeniz kaç para?- 30 kağat.Konuştuğu işçi ağaca tırmanmıştır. Sülo kasaya yönelen kadının peşinde- 30 Lira ücret, size yetiyor mu?Yetmese ne yapalım evlat. Bu yaştan sonra bize kim iş verir. Evimize iki ekmek alır,çocuklarımıza üç beşi harçlık veriyoruz. Ele güne muhtaç etmiyoruz. Buna da şükür. Sülo, başka kadının peşinde…- Siz çalışıyorsunuz, kocalarınız ne iş yapar?Onlar evin işini yapar. Ahırdaki inek, kümesteki tavuk, kedi köpek hepsi adam ister.Kocalarımız da onlara bakar. Yeri gelir yemeğimizi yapar. Sülo, kendi kendine ‘’Görünmeyen kadın erkek dayanışması… Görünse kim bilir gizliörgüt, ey-leme teşebbüs bilmem ne derler? ’’DÖNÜŞ Kamyonet yüklenir. Kadınlar boş buldukları yere oturur. Kadınlardan bir tanesiyüksekte bulu-nan kasanın üzerine oturur. Kadınlardan biri,- Kız aşağı otur, araba çok sallar.- Kız, sallarsa sallar bu yaşta çocuk mu düşüreceğim. İşçiler durumlarından memnun. Sülo’nun aklına patronun sözü gelir. ‘’Onlar seningibi muallim çocuğu değil. Götleri, taşa, toprağa, çalıya, çırpıya oturmaya alışkın.’’ Kamyonet kabzımala gelir. Kamyonet boşaltılır, işçiler evlerine dağılır.Sülo, filme ara verir, üçüncü cümlesini hâkimin gözünün içine bakarak söyler ‘’Birincigün böyle geçti. Akşam eve gittim.’’Filmin yeni sahnesi girer devreye.EV SAHNESİ Sülo, eve eve girer. Baba televizyon izlemektedir. Televizyonun sesini kısar. Oğluna,- Anlat bakalım oğlum, yeni işin nasıl geçti.- Bok.- O nasıl söz oğlum, hele bir anlat nasıl bok?- Patron bok oğlu bok.

Page 291: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Nerden anladın, bok olduğunu?- Yaşlı zavallı kadınlara köpeğine verdiği değeri vermiyor.- Sana bir şey yaptı mı onu söyle.- Bok olması için bana bir şey mi yapması gerekiyor?- Elbet değil de, sen onun düşüncesini değiştiremezsin.- Baba sen değil miydin, bireyin kendi mutluluğunu düşünmesi egoistlik olur diyen?- Demiş miydim?- Demiştin ya.- O zaman şimdi başka bir şey söylüyorum. Bir şeyi değiştirebiliyorsan değiştireceksin,değiştiremiyorsan, susacaksın. Duyduğunu, duymazdan, gördüğünü görmezdengeleceksin.- Duyduğumu duyacağım, gördüğümü göreceğim, doğruları söylemeye devamedeceğim.- Karar verecek yaştasın. Ben yapma desem de sen bildiğini yapacaksın. Nasıl doğrubiliyorsan öyle yap. Şunu da iyi bil, hep ben dediğimle, sen yaptığınla kalacaksın. Sülo, savunmada dördüncü cümlesini kabzımalın gözünün içine bakaraksöyler’’Ertesi gün, yazıhanede çalışmaya başladım.’’ Filmin yazıhane sahnesi girer devreye. Sülo, verilen listeleri düzenliyor. Dosyalıyor. Akşama yakın. Gelen kasaları tek tektartıyor. Listeleri tutuyor. Sülo sakin ifadelerle beşinci cümlesini söyler ‘’Bir müddet böyle çalıştım.’’Kesintisiz ilerler filmin kareleri… Sülo, çalıştığı yerin bahçesinde…Bahçede tek sıra olmuş işçiler.Sülo tek tek haftalıklarını verir ellerine.

Hâkim müdahale eder,- Bırak detayı. Olay anına gel.- Olay anı işçilere ikinci hafta ücret ödeme günü oldu.Filmin can alıcı sahneleri…PATRONLA HESAPLKAŞMA Patron, Sülo’yu karşısına almış emir veriyor,- Bu hafta ödemelerde sıkışığız. Sen işçilere son yüklenen kamyonun Standardınüstünde GDEO tespiti yapıldığı, o nedenle İstanbul’dan geri çevrildiğini, boşuna bir denakliye parası ödendiğini, bunun sonucu ödeme yapılamayacağını söyleyeceksin.- İşçiyi karın tokluğuna çalıştırıyorsun. Üreticiden yok pahasına alıyorsun. Utanmadanüç kuruş ödemeye kılıf uyduruyor, benden şerefsizliğine ortak olmamı istiyorsun. Benbunca yıl şerefsizliğe ortak olmak için okumadım. Şerefsizlik teklifine hayır demiyorum.İşçilere hakkında dava açtıracağım. Onlar açmazsa ben açacağım.- Dünkü çocuk bana şerefsiz diyemez. Senin şerefine de açacağın davayı da……...(Tekme tokat dalar. Düşmeden kaynaklı Sülo’nun sol kolu kırılır.) Şimdi git dava et.Sülo, bahçeye çıkar. Bekleyen kadınlara tek tek, ‘’Bu şerefsiz, paranızı ödemiyor. Davaaçacak mısın?’’ diye sorar. Sorduğu her kadın sırtını döner, uzaklaşır.Sülo,- Davayı tek başına ben açacağım. Bu şerefsize gününü göstereceğim. Sülo, altıncı cümlesini söyler,’’O gün önce has-taneye, sonra eve gittim.’’ Filmin yeni perdesi…

EV SAHNESİ Sülo’nun hiddetli eve gelişini gören baba,- Sen söylemeden ben söyleyeyim, işten atıldın değil mi?-Atılmadım. Şerefsiz işçiye para ödememek için beni yalanına ortak olmamı istedi.

Page 292: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Herkese dava açmasını söyledim. Kimse oralı olmadı. Yarın davayı ben açacağım.(Baba alçıdaki kolu sonradan görür.)- Boktan, oğlum. Sonuç çıkmaaaz. Yediğin dayak sana kâr kalır. Gör bak, tek şahitbulamayacaksın. İşçiler adına da hiçbir şey yapamazsın.- Çıkmasın. Şerefsizin yaptığı yanına kâr kalmasın. Ertesi gün Sülo adliye yolunda. Sülo, adliyeye dosya ile girer, dosyasız çıkar. Sülo, yedinci cümlesini söyler, ‘’ Davayı açtım. Önüme gelen boktan!’’ dedi. Filmin boklu kareleri… Sülo,’ya adliye çıkışında. Bir ayağı olmayan bastonlu biri,- Hayırdır genç, dava mı?- Şerefsizin birini mahkemeye verdim.- Boktan. Sülo’nun beyninde filmin sahneleri, Topal’ın sözleri çatışır, sülo hepsini harmanlar.Sonuç bok. Sülo bir yandan yürüyor bir yandan beyninde ‘’ Bok’’ sözlerini tekrarlıyor.Sülo’ çevresinde hiçbir şey görmeden eve gelir.

EV SAHNESİSülo, babasına,-Şerefsizi mahkemeye verdim.- Boktan.Perdesi kapanır filmin…Sülo, ‘’ İşte hâkim Bey, ben alacak peşinde değilim, o yoksullardan çalınan emeğin,kırılan kolumun hesabını sormak için bu davayı açtım. Kolum görüldüğü gibi, kırıkraporu dosyamda mevcut. Karar sizin.’’

Hakim, kabzımala söz verir.Kabzımal,- Sayın Hakimim, ben kaç yıllık iş adamıyım. Daha bir işçi alacağım var demedi.Dedirtmem de.Söyledikleri iftira. Çok görmemek gerekir. Daha toy. Aklınca beni korkutacak parasızdıracak. Biz öyle her dedikoduya pabuç bıraksaydık bugünlere gelemezdik. Dövülmeolayına gelince malum çalışanlar karı- kız. Kızın birine laf mı atmış, parmak mı atmıştam anlayamadım. Yoldan gören biri namus meselesi belleyip buna saldırmış.Yetişmeseydim öldürebilirdi. O kişi elimden zor kurtuldu, kaçtı. Kim olduğunubilmiyorum. Tekrar görsem tanımam bile.Sülo- Şerefsizlik gördüm de bu kadarını görmedim.Kabzımal,- Bakın Hâkim Bey, toyluğuna vererek hakaretine bile tepki göstermiyorum.

KARAR:Yaz kızım,Gereği düşünüldü.Sülo Soyluoğlu’nun kim tarafından dövüldüğünü şahitlendirmesi için yeterli süreverilmesine Davalı …………………………’nın tutuksuz yargılanmasına,Duruşmanın…………gününe ertelenmesine karar verilmiştir.Çıkışta, mübaşirden daha duyarlı, daha meraklı daha bilgili engelli – Sağ ayak kalçadankesik- her adliyeden çıkana yaptığı yorumu bu kez süloya yaptı ‘’ Haklıyışmışım.’’’dercesine. Sülo’nun gözünün içine bakarak’’Boktan oldu değil mi? ‘’Her dava çıkışında boktan olduğunu bilen Engellinin nereden bildiği Sülo’da bir endişeyeyol açar. Adliyede farkında olmadan tek sıcaklık duyduğu meçhul kişi...

Page 293: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Davanın ikinci duruşma günü gelmeden Sülo yine adliyede, yine hâkim karşısında.

Mekân aynı.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDavacı aynı.Hâkim aynıKâtip aynı.Davalı başka.Dava gerekçesi başka.Sülo, Patron, Savcı, Hakim, kâtip (Sülo’nun bir ayağı alçıda)Hakim (Sülo’ya),- Olay nasıl oldu?SÜLO,- Kabzımal işinden kovulmuştum… İş arıyordum. Gazetede bir ilan gördüm.Başvurdum ve işe başladım.İlk cümleden sonra Sülo locadaki koltuğuna kuruldu, başladı filmi baştan sarmaya…Mekân,Yer altı karanlık bir oda. Üç Tezgâh (masa) Tezgâhta kot. Her tezgâhta bir işçi. İşçilerinelinde kompresör tabancası… Tabanca toz püskürtmekte. Tozdan işçiler birbirinigörmemekte… Alarm çalar. Üç işçi koşarak arka bahçeye kaçar. Bahçede başkaodalardan kaçanlar toplanır. Yaşları yirmiyi geçmeyen çoğunluğu çocuk toplam 30 kişi.Sülo’nun yanındaki işçi (Kesik kesik nefes alarak konuşur) Sülo’ya,- Sen yenisin, galiba…- Bugün başladım.-Akşamı bekleme, hemen kaç.- Neden?- Bu iş yerinde çalışan bir yıl çalışır. Bilemedin iki. Taş çatlasın üç. Burada üç yıl çalışansadece ben varım.- Sebep?- Ölüm.- Nasıl?İşçi (Kesik kesik nefes alarak konuşur,)- Bak anlatayım. Nefes almakta zorlandım. Doktora gittim. Karaciğer dedi. İlaç verdi.Nefes alışım daha da zorlandı. Tekrar doktora gittim. Akciğer dedi. İlaç verdi. Nefesalışım daha da zorlandı. Meslek hastanesine sevk ettiler. Hastalığım ‘’Meslekhastalığı’’ymış. Tedavisi yokmuş. Adı da ‘’ "silikozis’’miş. Sebebi para kazanırkensoluduğumuz tozmuş. Ciğerimizi sattığımızı, ben üç ay önce örendim.- Niye çalışıyorsun, o zaman?- Öleceğim kesin. Evde oturup ölüm beklemektense çalışayım belki bir iki maaş fazlaalırım. Çocuklarıma katkım olur, yardıma muhtaç kalmazlar dedim.- Sadece bu hastalık sende mi var?- Bu ve benzeri iş yerinde çalışan herkeste aynı hastalık var. Ben burada elli ölümeşahit oldum, olmadıklarım da evlerinde ölüm bekler. Türkiye’de ölen sayısı on binigeçmiş diyorlar.- On bin, korkunç bir rakam.- Korkunç olsa ne yazar. On bine yüzler, binler eklene eklene olur yirmi bin.(Çevresindeki çocukları gösterir.) Bak, bu çocukların çoğu Suriyeli, Moldavalı. Hiçbirininannesi babası çocuklarının burada çalıştığını bilmez. Bu çocuklara ‘’Silikozis’’ianlatamazsın. Bir tabak yemek onlar için bayram. Yatacak yer bayram. Hepsi buradayatar. Bir yatakta on kişi…

Page 294: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Onlardan ölen oldu mu?- Kaçını sayayım. Öleni akşam bir çuvala koyarlar, atarlar denize.GAZETE:‘’KIYIDA KİMLİĞİ BELİRSİZ BİR CESET BULUNDU. KİMSESİZLER MEZAR-LIĞINADEFNEDİLDİ.’’

İşçi,- (Çocukları gösterir.) Dikkatli Bak! Hiç biri düzgün nefes alamıyor. Çalışabildiği günekadar burada çalıştırılır. Çalışamaz duruma geldiyse ölürse denize atılır. Ölmemişsehastane kapısına. Geçen gün, nefes almakta zorlanan üç çocuk, ben ve patron hastaneye kadarbirlikte gittik. . Üç çocuk, arabadan patron eşliğinde indi, hastane kapısına kadarbirlikte yürüdüler. Çocuklar hastane kapısından içeri ilk adımını atarken, patron sonkaçışın son adımını attı, geçti direksiyonun başına, eli kontakta, ayağı gazda… Kaçış okaçış…- Bu iş yerinde teftiş yok mu? Alınacak hiç mi önlem yok?- Biraz önce alarm niye çaldı sanırsın. Alarm teftiş. Mekân boşalır. Girişe ‘’Kiralık İşyeri’’levhası asılır. İşçinin konuşmasını peş peşe öten düdük sesi bozar.İşçi,- Düdük sesi; işbaşı demek. Ben iş başı. Sen, beni dinle, benden bir şey duymadın,görmedin doğru evine.- Burada kalacağım. Yaşananlara tanıklık edeceğim. Sülo, loca koltuğundan hâkime göz atar. Hâkim uyudu uyuyacak… Sülo’nun ikincicümlesini kâtip yazar ‘’Çalışmaya karar verdim ve çalışmaya devam ettim. Kumlamadabir müddet çalıştım. Bir kez daha alarım çaldı. Ben hemen tabelaya koştum.’’ Filmin sahnesi devreye girer,KİRALIK İŞYERİ Alarım çalar. Alarım peşpeşe… Acil durum uyarısı – Müfettiş kapıda acil önlem.-demekti. Çalışma alanını ilk terkeden Sülo, yaptığı ilk iş ‘’ KİRALIK İŞYERİ’’ tabelasınıindirmek, yerine ‘’ÖLÜMHANE’’’ tabelasını asmak. İşçiler deprem, yangın tatbikatından daha deneyimli, daha hızlı. Emirsiz komutsuzsaniyesinde tezgâhlar boşaldı. Patron yaşından bir on yaş daha gençleşti. Maraton koşusunun lideri azmi ile eriştifabrikanın yol girişine. Kaptı müfettişin çantasını elinden, buyur etti müfettişe kırmızıhalıyı gösterircesine yola. Müfettiş, patron üç adım, beş adım attı, atacak… Müfettişingözü tabelada ‘’ ÖLÜMHANE’’ Müfettiş alışık olmadığı, hazırlanmadığı ilk soruyu sebepsizce sorar,- Bu ne?- Efendim, kapalı olduğunu gördüğü halde günlük yüzlerce kişi iş isteğinde bulunuyor.Söz anlatamadım. Bu yazı işime yaradı. Okuyan geri dönüyor.- İlginç. Müfettiş, iş yerinin hangi kapısını açmışsa içerisi boş. Çalışanın olduğunubelgelemeye bin şahit ister. İşyerinin tek açık alanı yazıhane. Malum orası da patrona ait. Patron bir nevi bekçi.Patron iş yerini kiraya verecek. Müfettiş, gördüklerini, tespitlerini tutanağa yazar. Tutanak kusursuz. Patronda izetiikram eksiksiz. Teftiş kusursuz, patron gönül rahatlığı içerisinde müfettişi dış kapıya kadar uğurlar.

Page 295: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Alarım çalar, bu alarım ‘’ Üsküdara giderken’’ edasında. ‘’ Teftiş bitti, işçilerişbaşına!’’ İşçiler iş başı. Bu defa alarım çalmıyor, Patron oda oda kendisi koşuyor. Yemekhanedetoplanmalarını emrediyor. İşçiler yemekhanede toplanmış, patron esip gürlüyor,- ‘’ÖLÜMHANE’’ yazısını kim asmışsa çıksın. Doğrusu yazı çok işime yaradı. Asana birmaaş ödül vereceğim. Sülo, üçüncü cümlesini yazdırdı’’‘’Benim.’’ diyemezdim. ’’ Benim’’ desem, dönendolabın bir parçası olacaktım. Sonra yemekhanede çalışmaya başladım. Bir gün telefon geldi.’’ Sülo, filmi sarmada… Yemekhanenin telefonu çalar. Arayan patron.- Özel misafirimiz var, özel bir sofra donat.- Anlaşıldı efendim. Müfettiş son model bir araba ile gelir. Patron kapıyı açar. Birlikte yemekhaneyegiderler. Masa donatılmış.Sülo, dördüncü cümlesini yazdırdı’’ Patronun konuşmasına kulak misafiri oldum.’’Sülo Loca koltuğunda, eli kumandada…Sülo, masaya yakın direk ardına gizli konuşmaları dinler. Patron dinlenildiğinin farkındadeğildir.Patron müfettişe,- Nasıl efendim? Arabayı rahat buldunuz mu?- Teftiş araya sıkıştı. O nedenle evden arabaya bindim gözümü burada açtım. Doğrusuarabadan bir şey anlama fırsatım olmadı.- Siz dert etmeyin efendim. Araba bir hafta sizde kalsın, hatta bir ay. Sülo beşinci cümleyi yazdırdı ‘’ Teftişte bağışlanan son model bir araba.’’ Savcı, hâkime, hâkim avukata döner bir birinin kulağına bir şeyler söyler.Sülo,- Sanırım bu konuşmanın içeriğini siz de anladınız.Hakim,- Tam olarak anladığımız söylenemez. Duruşmaya 10 dakika ara veriyorum. Hakim, patrona bakar, kaş göz parmak işareti. Önden Hâkim, avukat çıkar, Peşindenpatron koşar. Salonda Hâkim patronun kulağına bir şeyler söyler. Patron başı ile kabulonayı belirtir.DURUŞMA BAŞLARHakim (Sölo’ya) ,- Fazla uzatmadan sonuca gel.Sülo,Alarm olayına kafayı takmıştım. Alarmı devre dışı bırakacaktım. Önce keşfi yaptım.Hakim,- Bırak keşfi, devre dışı bırak.- Köpek müsaade etmiyor.- Vaz geç?-Vaz geçmedim, efendim.Sülo, filmin karelerinde. İş yerine uzanan yol yolun 600- 700 m başlangıcında bekçi kulübesi. Bekçi uykuda…Sülo Köpeğe kemik fırlatır. Köpek yalamaya başlar.Sülo,- İşte Hâkim Bey, böylece ne kadar karakterimle bağdaşmasa da hayatımda ilk kezrüşvet verdim.Hakim,

Page 296: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Köpeğin rüşveti olmaz sen alarma geç.Sülo,- Geçiyorum. Köpeği geçtim. Kulübeden iş yerine giden kablolardan birini pense ilekestim.- Sonuç?- Sonuç bir gün SSK’dan geldiler. Bekçi girişinde bekçi her zamanki gibi alarm düğmesine bastı. Alarım çalmadı.Müfettiş aracı ile içeri girdi, daha arabadan inerken patronla göz göze geldi. Patronşaşkın, işçilere kaçın deme fırsatı bulamadı. Müfettiş tek tek çalışanların kimliklerinitopladı. Müfettiş kimliklerle birlikte patronun odasına girdi, Çalışanların SSK girişini istedi.Patronun alışık olmadığı istek. Patron cevap vermedi. Müfettiş raporunu tuttu.Hakim,- Bütün bu olayların seninle ilgisi ne?- Efendim patron, önce bekçiyi suçladı. Alarmın devre dışı olduğunu öğrenince beni aldıkarşı-sına,‘’ Bugüne kadar bu iş yerinde böyle bir şey olmadı. Bu gün oldu. Bu gün desen varsın diye oldu. Nasıl yaptın, niçin yaptın? Hemen söyle! Yoksa senin ananı……….’’der demez ‘’Ben yaptım. Bugüne kadar anasını bellediklerinin yerine ananı bellemek içinyaptım.’’ dedim. Son cümle patronun zembereğini boşalttı. Patron tekme, yomruk Allahne verdi ise bana verdi. Ben de aldım. Ayağım kırılınca fazlasını alamadım, kendisi defazlasını vermedi.Hakim (Patrona),- Dövdüğünüz doğru mudur?Efendim, anlattıkları baştan sona senaryo. Duymuşlar, iş adamıyım. Yolda giderkenarabamın önüne yatıyorlar. Çarptı. Dava… Sokakta dayak yiyorlar, iş adamı dövdüdava... Arabamdan inmeye korkar oldum, yerde karıncaya basarım, karınca davacı olurdiye korkudan. (Burnunda sinek dolaşır, burnunu göstererek) bakın sineğe gitdiyemiyorum, davacı olur diye. Ben her zaman Yüce Türk Adaletine sığınmışım.Adaletinize sığınıyorum Hâkim Bey. Gence de para veremem ama ünlü filmyönetmenleri tanıdıklarım var, rica eder bir rol bulurum.KARAR:Yaz kızım,Gereği düşünüldü:Davalı, Sülo Soyluoğlu’nun iddealarını belgelemesine, şahitlendirmesine, belge ve şahitbulması için yeterli süre verilmesine, dava için üç ay sonrasına gün verilmesine, davalı……………..’nın tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Sülo, iki iş, iki adli deneyim yaşadı. Davanın ilerleyen sürecinde tek bir cümlelikkarar yazıldı ‘’ Suçlamanın mesnetsiz olduğu kanaatine varıldı, davanın beraatına kararverildi.Dosyanın biri kapanmadan bir yenisi açıldı.Sülo, Hâkim karşısında.Mekân aynı,ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDavalı aynı.Hakim aynı.Kâtip aynı.Davalı farklı.Sülo’nun kırılan uzvu farklı. Sülo’nun bu defa kafası sargıda. İçindeki kırık sargıdangözükmüyor. Beyindeki hasar Sülo’nun sarffettiği cümlelerde gizli. Sülo, davacı, sülo davalı, süla tanık… Bu davada Sülo, davacı. Hâkim bir an karıştırır, Sülo’yu tanık sanır, Sülo’ya tanıkyemini ettirir,

Page 297: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Doğruları söyleyeceğine namusun üzerine ant içer misin?- Doğruları söyleyeceğime namusum üzerine ant içerim.Hâkim aynı soruyu davalıya sordu,- Doğruları söyleyeceğime namusum üzerine ant içerim.Sülo, söz almadan atıldı,-Namussuzlar nasıl olurda namus üzerine ant içebiliyor. Ben, bu adam namussuz diyedava açmışım. Namussuzun ilk cümlesi namus.’’Hâkim, ‘’Bu sana bir uyarı olsun, söz almadan konuşma, konuştuklarına dikkat et,konuştuk-ların hakaret içeriyor. Hakaretten içeri attırırım seni.’’Sülo ‘’ Namuslular içeri tıkıldıkça, namussuzlar kol geziyor dışarıda.’’Hakim, ‘’ Savunmanı almada dışarı atacağım. Savunmana başlayacaksan başla!’’ Sülo, işvereninin gözünün içine baktı, gördüğü göz değil. Beyninin arka köşesindekinamussuzluk dosyaları perdeledi gözlerini. Hâkimin gözünün içine baktı, beynin önduvarına yazdı ‘’ Bu dava da boktan olacak, Hâkim bu namussuzun da namusluğunakarar verecek.’’Sülo, savunmasının ilk cümlesini söyleyebildi ‘’ Köyümüze yeni bir ocak açılacağınıduyduk.’’ Sülo’nun, birinci cümlelesi ile ikinci cümlesi arasını beynin arka köşelerinde yer alandosyalar doldurdu. Dosyalar film şeridi… Gözleri sahne… Film başlıyor…KÖYE OCAK AÇILIYOR İlk müjdeyi muhtar veriyor. Köy halkını kahve-haneye toplamış,- Köyümüze yeni bir iş kapısı açılıyor. Gençlerimize iş… Gençlerimiz babalarından sigaraparası istemeyecek. Evlerine ekmek götürecek.Gençler,- En büyük muhtar, bizim muhtar!- Söz, oy kullanma yaşına geldiğimde oylar senin.Sülo, ikinci cümlesini yazdırdı ‘’Köyde tek karşı çıkan dedem olmuştu.’’Film kesintiye uğramaz…Resul Dede,- Oğul, ocaklar sönecek, kızlarımız dul kalacak. Köy, bize mezar olacak.Gençler,- Sen, sus moruk! Muhtardan eyi mi bileceğen?Muhtar,- Gençler doğru söylüyor. Gençlerin ekmeğiyle oynamayalım.OCAK AÇILIŞ TÖRENİKurbanlar kesiliyor, davul zurna çalıyor…Sülo, üçüncü cümlesini yazdırdı ‘’ Dede sözü dinlemedik. Hesap kayıt işi diye işebaşladım. Sonra bütün ayak işlerini de ben yaptım.’’Film hızlı taramada…Ocak iş başı.Kömür çıkartılıyor.El arabası ile taşınıyor. Sırtta çuvalla… Ertesi gün çuvallar ata, eşeğe yükleniyor.İlk ölü. Çalışma esnasında, kafasına tavandan taş düşme sonucu bir işçi öldü.Salda ocaktan çıkartılıyor. Cenaze namazı. Mezara defin.Gazeteler yazdı, çizdi. Bir maden şehidi. Ölüm acı. Ölüm ateşi düştüğü ocağı yakar.Şehitlik; ucuz kahramanlık. Şehitlik; mazeretlere örtü.GAZETE MANŞETİYeni açılan ocakta işçiler koruyucu kask takmadığı için bir maden işçisi şehit oldu.Sülo, filmin tesirinde savunma cümleleri sertleşiyor ’’Bu şerefsiz beni çağırdı.Oğlum,gazete kask diyor, git Ankara’nın altını üstüne getir. Bul getir, dedi. İtiraz ettim.’’Film’den:

Page 298: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

SÜLO,Ocağın işletmecisi, gazete mi? Siz mi?- Emri kim veriyor?- Bana siz, size gazete.- Çok konuşma, al şu parayı (Para verir) şu da arabanın anahtarı. Düş yola.Film’den:Sülo, Ankara yolunda… Sülo, baret peşinde. Sülo, baretleri bulur. Sülo, dönüş yolunda.Sülo,İşçilere baret dağıtıyor. İşçiler baretle çalışmaya başlıyor…İLK MAAŞİşçiler tek sıra. Kese içerisinde para. Her işçiye bir kese.Bir işçi sayıyor, delikli 10kr, 2.5kr, 50, kr. 5Tl.Kömür çıkartılıyor, atta eşekte taşınıyor.İşçiler, baret giyiyor.Kömür çıkartılıyor, atta eşekte taşınıyor3O İşçi ölü. Zehirlenme.Gazete manşet:Maden ocağında 30 İşçi Tüp kullanmadığı için şehit..Sülo, ikinci şerefsiz sözcüklü cümlesini yazdırdı ‘’ Bu şerefsiz beni yine çağırdı.Gazeteler tüp diyor sana yine Ankara yolu gözüktü, al anahtarı atla arabaya, doğruAnkara’ya. İtiraz ettim. Bu iş gazete ile olmaz. İşi bilen mühendis alırsanız, onlaryapacaklarınızı size gazeteden önce söyler, dedim. Bu şerefsiz, emir veririm, emiralmam. Ankara diyorsam Ankara, dedi.’’Filmden:Sülo, 1940 model jeep’le Ankara yoluna koyulur.Kömür çıkartılıyor, atta eşekte taşınıyor.İşçiler Tüp takınıyor, çalışma devam.Göçük 50 ölü.Halk feryat figan…Hakim bilmez Sülo’nun beynin film makinesi, gözünün perde olduğunu. Sülo’nunağzından çıkan sözleri kayda geçirttiğini bilir.Sülo’nun sözleri kesintisiz ‘’ Ocakta göçük olmuş, bu şerefsiz barda. Telefonla aradım.50 kişi ocakta mahsur kalmış dedim. Bu şerefsiz, ‘’ Kaldıysa beni niye arıyorsun. BenAFAT mıyım? Ara Afet Hanım’ı, arasın AFAT’I.’’ dedi. Köyde ölen ölene, ölümlerin ardıarkası kesilmiyor, bu şerefsiz eğlence peşinde, barda, pavyonda.Film kesintisiz gösterimde. Trajedi, komedi, dram… Bol aktör, tek seyircili. Sıfır maliyet, gösterim.Kahvede Resul Dede Ceviz kaplama radyonun düğmesini çeviriyor:‘’ Yurttan Sesler Programına ara vererek haberleri sunuyoruz. Yeni açılan Kömürocağında ölü sayısı bir yılda 1000’geçti. Köyde bir Resul Dede, Torunu ve Ölenlerin eşikaldı. Çevre köyler de giderek bitme noktasında.’’ Rıza dede kapatıyor radyoyu.Kendi kendine ‘’ Dinlemediler, köyü mezar ettiler gençlere.’’ diyor.

DEREDE ÇAMAŞIR YIKAMA SAHNESİKadınların yaşlısı, genci, taşların üstünde tokaçla çamaşır yıkıyor. Kimi Tokaç vuruyor,kimi sıkıyor, kimi seriyor, kimi yeni geliyor, kimi, çamaşır taşıyor. Çalıların ardındanyükselen nağmeler’Kaptırdım gönlümü bir güzeleCanım kurban, böylesi güzeleAllah yaratmış, özene bezeneŞiirler yazdım sayısız düzüne

Page 299: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bakarsam bayılırım ay yüzüneBir bakışta âşık oldum gözüneKurban olurum, o tatlı sözüneYârim olsa bal yaparım özüne

Kızlar pür dikkat. Gözler sesin geldiği yere dikili. Bir birine,- Kız erkek sesi duydun mu?- He.İş çekmeler, cilveler. En güzeli ‘’ Ben, beklemeye dayanamayacağım, gidip yakındanbakacağım.’’ Fırlıyor yerinden tırmanıyor, derenin yamacından tırmanan tırmanana.Kiminin eşarbı takılıp kalıyor çalıya, kiminin ayakkabısı çıkıp yuvarlanıyor dereye.Erkeğin göründüğü ilk çalının ardına yer edinir ilk gelen, dizilir ardı ardına gelen.Görmek için iten itene. Erkek, üst baş yırtık, saç sakal birbirine karışık. Ses, hasbierkek. Dereden sesler yükseliyor,- Er yoksunları ava mı kondunuz? Çabuk, çabuk, işinizin başına. Evde yemekleryanacak.Bir duymazdan gelme, iki duymazdan gelme. Kalkıyor kızlar. Bir sesin geldiği yöne, birdereye baka baka dönüyorlar dereye. Bakışlar, mayışmalar, eli işte gözü oynaşta.Kadınların yaşlısı, genci, taşların üstünde tokaçla çamaşır yıkıyor. Kimi Tokaç vuruyor,kimi sıkıyor, kimi seriyor, kimi yeni geliyor, kimi, çamaşır taşıyor. Çalıların ardındanyükselen nağmeler…Sülo, her sahneden bir kesit yazdırır zabıt kâtibine ‘’ Bu şerefsiz emir üzerine emirlerverdi, Çevre köylerden işçi bulun, diye. En uzak köylere gidin, eli kazma, kürek tutankim varsa toplayıp gelin, dedi. Çevre köylerinden işçi topladım. Topladığımdan biri, ikigünlük evli. Ben o işçiyi, işe başladığının birinci haftası sonu, geçen ay kömür çıkartılanbölümde zehirlenmiş olarak buldum. Sonrası adliyede.’’Fi,lmin adliye sahnesinden:Savcı söz alır,Sanık iş yeri güvenliği tedbiri almayarak makdülün ölümüne sebebiyet teşkil etmiştir.Suç kanunu ………fıkrasına göre ölüme sebep teşkil etmek ve kasten adam öldürmeyeteşebbüsten ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılması talebimizdir.SANIK AVUKATI;Müvekkilim olaydan bihaberdardır. Müvekkilim olay vuku bulduğu gün ve saatteMarmaris’te tekne turunda bulunmaktadır. Buyurun belgeleri. Marmaris ile olayın vukubulduğu yer arası uzaklık 1100km’dir. Müvekkilimin olaya müdahil olması ve kastidavranış sergilemesi mantık ve fizik kurallarına aykırıdır. Bu arada Müvekkilim mantıkve fizik okumuş biridir. Müdahil olması gereken olaylara müdahil olur, müdahilolmaması gereken olaylardan teknesine binerek uzaklaştıkça uzaklaşır. Bu olayda damüdahil olmamak için teknesini tercih etmiştir.(Tekne fotoğrafını göstererek) bakınnerdeyse Yunanistan kıta sahasına girmiş.Hakim,- Avukat Bey, lütfen konunun dışına çıkmayalım. Biz tedbirden söz ediyoruz.Müvekkiliniz, iş yerinde lüzumlu güvenlik tedbirlerini almış mıdır; almamış mıdır?SANIK MÜDAFİİ,- Efendim, Müvekkilin gerekli tedbirleri aldığına dönük belgeleri mahkemenizesunacağım. Önce müvekkilimin kasti davranışının olmadığını kanıtlayayım. Müvekkilimolaydan bihaberdir. Bihaberdir ki bende suça konu olayla ilgili bilgileri celse öncesindeocağın çavuşundan aldım. Olayın oluş saati 13:15'tir. Yani maktulün o saatte iş başındaolması gerekir. Oysa o, iş başında değil. Aslında müvekkilin kasti davranışı değil;maktulün kasti davranışı söz konusudur. Mutlaka ölmenin bir yolunu bulacak kimüvekkilime karşı dava açabilsin.

Page 300: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hakim- Davayı açan maktul değil; bu bir amme davası.SANIK MÜDAFİİ,- Efendim, fark eder mi? İddia makamı, sayın savcı maktulü savunuyor, müvekkilimimaktulü öldürmekle suçluyor.HAKiM:- Sanığın maktulün ölümünde kusuru olup olmadığına mahkeme karar verecektir. Sizlüzumlu tedbirin alıp alınmadığı hususunda savunmanızı yapınız.- Efendim, olayın vuku bulduğu saat 13:15, yani maktulün normalde işbaşında olmasıgereken saat. Olayın vuku bulduğu mahal metruk bir alan ve giriş kısmı kalaslarlakapatılmış. Bizim bu maktulümüz saati 13.00’te işinin başından ayrılıyor. Giriştekikalasları itiyor, metruk alana giriyor, başlıyor beklemeye- Maktul içeri niye giriyor, niye bekliyor?- Çişini yapmak için giriyor.- Anladık çişini yapacak da niye bekliyor?- Efendim, maktulün amacı çiş yapmak değil ki bok yoluna gitmek. Adeta, göçüğünolmasını bekliyor.- Sonuç?- Maktul çişini yapıyor, pantolonunu çekip kemeri taktığı dakikada tam 13.15 göçükoluyor. Müthiş bir zamanlama.Tuvalet yapılıyor, pantolon çekiliyor ve göçük.. Bütünbunların tesadüfen gelişmesi mümkün değil. Bütün bu olayların önceden tasarlandığıapaçık ortadadır. Hatta ve hatta organize bir tasarlama olduğuna zerre kadar şüpheyoktur. Bütün bunları maktulün tek başına tasarlaması ve gerçekleştirmesi mümkündeğildir.- Delilleriniz?- Buyurun efendim olay yeri krokisini. Olay yeri krokisi, olayın oluş şekli ve vukubulduğu saat boktan. Tüm bu olayları üst üste koyun, tek tek inceleyin, adaletinimbiğinden geçirin maktulün üçüncü şahıs olan müvekkilin fiillerinden kaynaklanan birnedenle ölmediği, maktulün bok yoluna gittiği apaçık ortadır. Müvekkilin fiilleriyle,maktulün ölümü arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Adam bok yoluna gitmiştir.HAKiM (Makdulün eşine),- Sizin bir diyeceğiniz var mı?- Hâkim Bey, ben yüreğime taş basarım. Körpe yavrularımı kuru, yavan ekmekledoyururum. Yeter ki başka ocaklar sönmesin, başka yavrular yetim kalmasın.Büyüklerimden başka bir şey istemem.HAKİM,Yaz kızım.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İddia makamınca hazırlanan iddianame ile mahkememizde dava açıldıysa da; olayınvuku buluş şekli hususunda toplanan deliller, mahkemede dinlenen görgü şahitlerininbeyanları, sanığın samimi beyanları, sanık müdafisinin mahkemeye sunduğu deliller,suç vasfının değişmesi nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş olupkarar, iddia makamının, sanık, sanık müdafisinin, müdahilin yüzüne karşı üstmahkemede itirazı kabil olmak üzere fehim olunur.SÜLO (Hakime, savcıya, avukata)- Şu Anadolu kadınının gösterdiği yüceliği (Avukata) ne sen gösterebildin, (Savcıya) nesen gösterebildin, (Patrona) ne sen gösterebildin (HÂKİME) ne sen gösterebildin. ne degösterme çabası gösterdiniz. Oturmuş burada eften püften boktan sebeplerle çorapörüyorsunuz. (Kadını göstererek) bu kadını zavallı duruma düşürmek mi, sizin hukukanlayışınız? (Parmağını göstererek) sizde şu kadarcık vicdan olsa, sümen altı ettiğinizonca hakkın, zavallı durumuna düşürdüğünüz milyonların azabından uykuuyuyamazsınız. Utanma duygusu olsa halkın yüzüne bakamazsınız.

Page 301: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

HAKİM:- Dava bitmiştir, lütfen dışarı.Müderisoğlu, Sülo’ya sırıtarak gülümseyerek alaycı ifadelerle bakar, Süloda yumruksıkılı, dişler çatır çatır, Müderisoğlu’na yiyecekmiş gibi bakar. Bakışarak dışarı çıkarlar.MÜDERİSOĞLU ( Sülo’ya)- Dünkü sıçtığım bok benden hesap soracakmış.SÜLO:- Bok sizsiniz, bok oğlu bok olmanız yetmedi davayı da boka buladınız.( Müderisoğlu’nun korumaları köşenin ayrı noktalarından belirmiştir. Müdersoğlu’nunişareti ile gelirler. Müderisoğlu ceplerine para koyar.)Korumalar Sülo’ya dört elden saldırırlar, yerde kafasına ayakla vururlar. Sülo tanınmazhaldedir. Altına işemiştir. Korumalar kokuyu hissetmiştir. Müderisoğlu hissetmese dehissetmiş gibidir.MÜERİSOĞLU:- Bok nasıl olurmuş bak şimdi.( Sülo, ayağa kalkmaya çalışır, kalkamaz, elini ardına götürerek başını kaldırır, bokunuMüderisoğlu’nun suratına şaplatır.)- Benim götüm bok kokar, senin suratın.Müderisoğlu cevap veremez, yüzünün bokunu silerek uzaklaşır, peşinde avukatı,korumaları.( Arkalarından) SÜLO:- Boksunuz, bok oğlu boksunuz, bok oğulları.Sülo, filmden sıyrılır, bir işletmeciye, bir hâkime bakar,- (Kafasını gösterir) Kafamın kalanı bu. görüyorsanız. Kafamı bu hale getiren, bukarşınızda duran şerefsiz. Adaleti temsilen sizler. Vereceğiniz kararı merak ediyorum.HAKİM (Patrona döner)- İtirazınız var mı?İşletmeci,- Sayın Hâkimim, ben dini bütün, her zaman adalete inanan biriyim. Adalete her zamanhesabımı vermişimdir. Ocağımda ölen her kişinin duruşmasına tek tek katıldım. Adaletehesabımı bir bir verdim.MÜDAFİİ AVUKATI,- Müvekkilim doğru söylüyor. Bugüne kadar katılmadığı tek celse olmamıştır, adalettenkaçtığı hiç olmamıştır.SÜLO,- Sizin dininiz para, adaletiniz para. Bugüne kadar adalete hangi hesabı verdin. Ölenonca insan… Geride kalan onca dul.. Onca yetim… Hiç düşündün mü? Hangi şartlardayaşar.HAKİM,- (SÜLO’YA) Müdahale etmeyelim.İşletmeci,- Ben kimseyi dövmediğim gibi, davacı SüLo’yu da dövmedim. Dövenleri tanımıyorum.Para verdiysem, ben yardım sever biriyim. Sokakta gördüğüm her gence bir sigaraparası veririm. Bir nevi sadaka.

KARARGEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜGörgü tanıklarının dinlenilmesine, Davalı…………… ‘nın tutuksuz yargılanmasına,duruşma için ……/……/…..Tarihine gün verilmesine karar verildi.Sülo, verilen karaların şokunda. Sülo, verilen kararların çıkmazında.Sülo, babasına sorar’’Baba, davalar hep mi boktan olur? Hep mi sonuçsuz kalır?

Page 302: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Babası,- Olur, mu oğlum, idamın uygulandığı dönemlerde şafak vakti astılar, güneş doğarkenkarar yazdılar. Çoluk çocuk astılar, sonra yaşlarını büyüttüler. Erdal EREN asıldığındahenüz on yedi yaşındaydı.O zamanlar adliyeye de ihtiyaç yoktu. Bir masa, bir sandalye, bir savcı, bir hâkim, birzabit yeterliydi. Ceza evinde, cadde-sokakta hâkimler karar yazardı.1940’lı 50’li yılları rahmetli babam şöyle anlatırdı,’’O yıllarda, işçilerin SSK’sı yoktu. Sendika yoktu. İşçiler hakkını aramaya girişse,patrona dirense hemen devleti yıkmakla yargılanırdı. Devleti yıkan yıkana.. Devlet hepayaktaydı. O yıllarda madende yüzlerce binlerce kişi peş peşe ölüyor, ölümlerin ardıkesilmiyordu. Sendika kurmaya kalkan hemen idamla yargılanırdı. Sana en ilgicinianlatayım. Adı duyulmayan örgütün, adı duyulmayan liderin asılacağı haberiduyulmuştu, halk geceden meydanın yolunu tutmuştu.’’Bu defa, rejide Sülo’nun babası. Babasının anlattıklarını kendi kayıtlarından izler..İdam mahkûmu ranzasında uyandırılarak kaldırılır. Giyinmesi emredilir. (idammahkûmunun henüz sakalları, bıyığı çıkmamış) Sandalyeye oturtulur. Bir ressam, edasıile siyah yağlı boyaya batırılmış fırçalarla bıyık çizilir. Fırça darbeleri ile bir kirli sakalgörünümü verilir.Sabah ezanı…Horoz sesi…Tan yeri kızılı…Meydanın sürekli halk tarafından doluşu… Halk batı istikametinde toplanıyor.Halkın önünde güvenlik şeridi jandarma koruması… Halkın 50m. Önünde (DOĞU) birmasa, Masanın ortasında Ağır Ceza Hakimi, solda, savcı, sağda Ceza İnfaz Hakimi,masanın önünde, tabüre üzerine oturmuş zabit kâtibi, önünde sehpa üstü bir daktilo.5m. İlerisinde idam sehpası.İdam Mahkumu eli kelepçeli, sağ koldan bir jandarma, sol koldan bir jandarma tutarak(Yanlarında AS.ÇVŞ) getirilir. İdam sehpasını üç adım önünde bekletilir. Gözler güneşindoğuşunda…Baba oğluna döner, ‘’’ İşte, oğul idamlar sabah vakti güneş doğmadan yapılırdı. Mesajaçık, ‘’ Doğacak her güneş, böyle batırılır.’’ dedi.Filmde idam sahnesi canlanır babanın zihninde.İDAM SAHNESİCEZA İNFAZ HAKİMİ: (Mahkûma)Maden İşçileri Dayanışması adında bir örgüt kurduğunuz, işçi sınıfı diye halkı sınıflaraböldüğünüz, devletin bütünlüğüne yönelik kasten ve fiilen eylemlerde bulunmanızsonucuAnayasanın 142- 163 maddesine muhalefetten idamla yargılandınız. Doğru mudur?- Doğrudur?- O zaman idam kararınız uygulanacaktır? Prosedür gereği soruyorum, son arzunuznedir?- Son arzum: Uzun Mehmet’le görüşmek, tek bir soru sormak.Ceza İnfaz Hakimi şaşkın, Ağır ceza Hakimine döner ‘’Uzun Mehmet kim? ‘’- Bilmem Mahkûma soralım, Uzun Mehmet örgütten midir?- Ben tarihe adını yazdıran uzun Mehmet’i istiyorum.Ceza İnfaz Hakimi, Ağır Ceza Hakimi gizli gizli konuşur. Konuşmalarından, hal vetavırlarından bir çözüm yolu aradıkları apaçık ortadır. Konuşurlar, yazarlar, konuşurlaryazarlar… Yazılanları Ceza İnfaz Hakimi okur,’’Tarihe adını yazdıran Uzun Mehmet’inbulunması için emniyet birimlerine yazı çıkartılmasına, Uzun Mehmet bulunana kadaridam kararının ertelenmesine karar verilmiştir.’’POLİS TELSİZLERİNE GELEN ANONS‘’ Uzun kod adlı örgüt liderinin gizlenmediği, sürekli kılık değiştirerek halkın içerisinde

Page 303: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

örgütün görüşlerini halka yaymaya, örgüte halk içinde taban oluşturmaya çalıştığı tespitedilmiştir. Bütün polis birimlerinin kalabalık cadde ve sokaklara sevki, halktan örgütesızmaların engellemesi, özellikle uzun boylu, şüpheli kılık, şüpheli davranışsergileyenleri yakın takibe almaları önemle rica olunur.JET HABER T KANALFlaş!Flaş!Flaş!Hakan Hakkatapan’ın örgütün lideri olmadığı, örgüt liderinin ‘’Uzun ‘’ kod adlı kişininolduğu kanaatine varılarak, Hakan Hakkatapan idam edilmemiştir. Bütün polis birimlerişu anda Kod adı ile anılan örgüt liderini yakalamaya sevk edilmiştir. JET HABER KANALekibi olarak bizler de sokaklarda mevzilendik. Uzun kod adlı kişinin yakalanmasını canlıyayın olarak ilk defa bizim kanalda izleyeceksiniz, lütfen bizi dinlemeye devam ediniz.ECİĞİNE BÜCÜĞÜNE HABER PROĞRAMIHakan Hakkatapan adlı idam mahkûmunun son sözü, davanın seyrine damga vurdu.Ağır Ceza Hakemi, Uzun kod atlı örgüt mensubunun gizli belgelere ve bilgilere sahipolduğu, Uzun kod adlı kişi yakalamadan gizli bilgi ve belgelere ulaşılamayacağı, onedenle idam kararının uygulanmadığı, gerekirse yargılama sürecinin yenidenbaşlatılacağı açıklamasını yapmıştır.Loş ışıklarla donatılmış bir mekân. İçerisi gözükmüyor, sadece içeri girenin yüz hatlarıgözüküyor. Girişte, saltanat koltuğunda, saltanat kıyafeti ile II. Mahmut, gelenisorguluyor.Gelen gözleri mosmor edilmiş, kıyafetleri parçalanmış bir kadın.II. Mahmut,- Ecel mi? Cinayet kurbanı mı?- Kurban, kurban.- Kasabın?- Boyu devrilesi kocam.- Sebep?- Kıskançlık.II. Mahmut,- Duan kabul ola.II. ÖLÜ (Kafası kesilmiş ellerinde)II. MAHMUT,- Ecel olmadığı belli senin katilin kim?- Yeni sevgilimin eski kocası?- Sebep?- Kıskançlık.

- III. Ölü

II. MAHMUT,- Ölüm sebebi?- İnşaattan düştüm.IV. ÖlüMaden.V. Ölü.- Maden.- Maden. - Maden.- Maden.108. Ölü Maden (1942 maden faciası)

Page 304: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Polis birimlerine anonslar gelmeye devam ediyor.‘’ Uzun kod adlı örgüt liderinin gizlenmediği, sürekli kılık değiştirerek halkın içerisindeörgütün görüşlerini halka yaymaya, örgüte halk içinde taban oluşturmaya çalıştığı tespitedilmiştir. Bütün polis birimlerinin kalabalık cadde ve sokaklara sevki, Halktan örgütesızmaların engellemesi, özellikle uzun boylu, şüpheli kılık, davranış sergileyenleri yakıntakibe almaları önemle rica olunur’’DEĞİŞİK MEKÂNLARDA POLİS ARACI MESAJ, HAREKETE GEÇİŞ,2-ŞÜPHELİ KOVALAMACALAR3- Daire- dışarı hücum…4- sokak…5 Pazar…6- Polis aracını çekmiş yoldan geleni gideni tek tek yakın takibe almakta. Yoldan Uzuntopuk, uzun boy, makyajlı biri.. (Travesti) Herkesten farklı … Özellikle genç erkeklerikendisine çağırıyor. Kimisinin peşinden koşuyor. Polis takılıyor peşine. İzlendiğini görenuzun topuk caddeden sokağa dalıyor. Polis peşinde. Uzun topuk, topukları alıyor elinebaşlıyor koşmaya. Polis aracı hızlanıyor. Uzun topuk, sağ kaldırım sol kaldırım zikzakçiziyor. Polis aracı zikzak çiziyor. Polis aracı yakın mesafe. Uzun topuk, geri manevra…Tabana kuvvet. Araç geri manevra, gaz topuk. Uzun topuk, araç yakın mesafe. Uzuntopuk, soluk soluğa. Belli motor stop sinyali… Uzun topuk, elleri kaldırıyor teslime hazırkomutunda. Polis sevinçte. Aracı durduruyor, aheste adımlarla ilerliyor avına. O da ne?Uzun topuk, işeme vaziyetinde, işiyor. Polis, stop. İzliyor. Bekliyor. Uzun topuk, geri ikiadım, üç adım beş adım mevziye çekili. Anlaşılan mayınlı bölge terk. Polis derintecrübeleri ile tahlilde. Uzun topuk çantasından rujunu çıkarıyor, başlıyor dudaklarasürmeye. Dudak. Dudak düğme, dudak balon.. Şekilden şekile giriyor. Polis mest…Polis, kendine bir tokat atıyor, ‘’ Oğlum kendine gel! Tak kelepçeyi, kap terfiyi:’’ diyor.Fırlıyor yerinden üçüncü adımda mayına basmasıyla üç adım geriye takla atışı görmeyedeğer. Mayına ayak değdi değecek anı, yüksek topuk sol elde, hedefe tetik silah hali,sağ el topuk ucundan fırlatıyor ruju. Ruj, Polisin ayağı yerden kesilip başı, başekseninden doksan derece geri dönmeye başlarken alnın orta yerine tam isabet… Takla,takla… O da ne? Polis yok ortada. Polis, kapağı açık unutulan fosseptik çukurunda…HABERİN ÇEKİRDEĞİ PROĞRAMI:Yayına ara vererek bir son dakika haberi veriyoruz. Uzun kod adı ile aranan yeni örgütlideri uzun kovalamalardan sonra polis memuru K. A’yı öldürüyor. Öldürmekleyetinmiyor, fosseptik çukuruna atıyor. Kendisi izini kaybetmeyi ve kaçmayı başarıyor.Olayın görüntülerini basına veriyoruz. (Olay görüntüsü, jet hıyla gazetemanşetlerinde.)Olay görüntüsünde kovalamaca, mayın döşeme, ölüm anı. Silah ve isabet eden mermi…Gerçeği aratmayan bir dizayn.Loş ışıklarla donatılmış mekânda gelenin ardı arkası kesilmiyor. Bu gelen farklı baştanaşağı fosseptik atık.II. MAHMUT,- Bu ne hal? Yangın kaçağı desem değil, maden hiç değil?- Ben, Uzun kod mudur, Mehmet midir tam onu yakalıyordum, yakalayıp terfi olacaktımki...- Ne oldu?- Boka bastım.II. Mahmut, ‘’ Benim zamanımda ölüm bir ecelin elinde bir de benim fermanımda vukubulurdu. Benim iznim olmadan kimse kimseyi öldüremezdi. Müneccimler, ‘’ Yüz yılsonra insanoğlu demokrasi ile tanışacak.’’ diyordu. Demokrasi demek ki böyle bir şey,isteyen istediğini öldürebiliyor, isteyen istediği şekilde ölüyor. İyi ki demokrasi bizimzamanda hortlamadı..( Uzun Mehmet’i çağırır) Mehmetim, her gün madenden birigelirken son günlerde gruplar halinde gelmeye başladı.. Anlaşılan o ki kabak senin

Page 305: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

başında patlayacak. Kılık değiştir, saklan.’’Uzun MEHMET,- Ya boyum?- Uzun Hasanım de. Kim takar Uzun Hasan’ı, Uzun Mehmet’i.- Saklanmayacağım 5000 kişi ölürken seyirci kalanların yüzüne tükürüp geleceğim.- Oğul, devir değişti. İnsanoğlu çoğaldıkça çoğaldı, hangisinin yüzüne tüküreceksin.Üzülme Devletlü Sultanım, tüküremediklerime tükürdüklerim söyler.Baba bir yandan filmi izliyor, bir yandan oğluna aktarıyor. Filmin sonunda Sülobabasına,- Baba bu anlattıkların bir tarih.- Tarih olmasına tarihte, tarihi milyonlar böyle yaşar, bir kişi de kalemi eline alır’’‘’sözde tarih’’ yazar.

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (inşaat)SAVCI, HAKİM, KATİP, SÜLO, İNŞ.PATRONU (ORHAN) Hakim, Sülo’ya söz verir. Sülo ilk cümlesini yazdırır,- Ocaktan çıkmış iş arıyordum.İlk cümle sanki komanda. Sülo’nun film makinesi girer devreye:Rıza Baba, kahvede bir yandan çayını içiyor bir yandan gazete okuyor. Kahveninönünde lüks model bir taksi durur. Bütün dikkatler taksiden inende… İnen giyim kuşam,beden özelliği ile başbakan edasında… Kahveden içeri ilk adımında Rıza Baba ile gözgöze gelir, koşarak ‘’ Hocam! ’’ diyerek Rıza Baba’nın elini öper.Rıza Baba,- 658 Orhan ha..Orhan,- Hocam zekânıza hayranım. Kaç yıl geçti, ismimi, numaramı hatırladınız.- Sizler bizim eserimizsiniz. Eserler nasıl unutulur? Sen anlat bakalım nerdesin, burahangi rüzgâr attı?- Hocam, o işten o işe yapmadığım kalmadı desem yeridir. Şu anda ‘’ KONDUR KOİNŞAAT ŞİRKETİ ‘’ Sahibiyim. Marmaris yolu üzerinde yeni bir konut projemiz var.Bitme aşamasına gelindi sayılır. Ben de bu bölgede ekmek yiyebileceğimiz arsaaraştırayım diye şöyle bir uğradım. Malum kahveler köyün nabzıdır. Siz ne yaptınızgörmeyeli?- Ben emekliyim. Emekli bir öğretmen ne yaparsa onu yapıyorum. Şu köşede bir çayiçerim, gazetemi okurum. Bunları dert etmiyorum. Büyük oğlan okulu bitirdi. Ona bir işbulamadım. Ona bir iş bulur, bir de düğünlerini yapabilirsem görevimi yapmışsayacağım.- Hocam, onu dert etmeyin. Ben ona uygun bir iş veririm. Buyurun kartım. (Kartı verir)- Yarın göndersem, nereye gelsin?- İnşaat konutlarına gelsin, ben oradayım. Ver kartın ardına adresi yazayım.Rıza Baba kartı verir, Orhan kartın ardına adresi yazar. Rıza Baba kahveciyi çağırır:- Orhan benim örencim, boş arsa arıyor, bildiğin boş arsalar var mı?Kahveci,- Cemal’e yönlendirelim, onda uygun arsalar varBen çayları tazeliyim. Cemal yakında. Sizi oraya gönderirim.Çaylar içilir.Orhan,- Çaylarımızı içtiğimize göre, beni Cemal’e yolcu edin. Malum iş beklemez.Çay parası vermek ister, Rıza Baba engel olur. Rıza Baba vermek ister. Kahveci olur.- Mekân sahibi benim bugünkü çaylar benden.Kahveden çıkarlar. Kahveci Cemalin adresini tarif eder. Orhan öğretmeninin elini öper,kahveci ile tokalaşır, arabasına biner. Araba sokağı döner.

Page 306: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

EVRıza Baba eve girer. Hanımı bulaşık yıkamaktadır. Beyinin geldiğini görünce, ellerinikurular. Beyinin yanına gelir.- Hayırdır? Erken geldin.Rıza Baba, kartı cebinden çıkarır.- Bu benim öğrencimdi. Büyük iş adamı olmuş, Oğlana iş sözü verdi. Bakalım oğlan buişte barınabilecek mi?Annesi,- İnşallah hayırlısı olur. Ben bulaşıkları yıkayım ardından yemekleri hazırlayacağım.YEMEKSofra hazır olduğunda Sülo gelir, sofrada yerini alır. Yemek yenir. Yemek sofrasıtoplandığında Baba,- Oğlum, hele yakınıma gel.Sülo, yakına gelir.Baba,- (Kartı gösterir) Oğlum, bu benim öğrencimdi. Marmaris yolunda büyük bir konutprojesi varmış. Sana uygun iş ayarlayacağını söyledi. Ben yarına göndereceğimisöyledim. Ne dersin?- Söz verdiysen seni mahcup etmem, yarın gider görüşürüm.- Bu cevabın bana yeter oğlum, sağ ol, beni rahatlattın.

İNŞAAT KONUT(Yazıhane)Orhan- Sülo baş başa.Orhan masada, Sülo karşısında kendisine söylenen çayı içiyor. Orhan konuşuyor:- Demek, Orhan Hoca’nın büyük oğlu sensin.- Evet.- Baban var ya baban.. Tarih gibi adammış. Okulda anlattıklarına güler geçerdik. Neanlattıklarını hayata atılınca tek tek anladım. Derdi ki’’Hayat bizim sizeöğrettiklerimizden çok farlı. Yaşayarak öğreneceksiniz.’’ Hiç unutmam bir defasındasınav notuma itiraz etmişim. Babanın cevabı’’ Bize itiraz edebilirsiniz. Hayattayanlışlarınıza itiraz etme şansınız yok. Biz her itirazınızı kabul etsek sizi hayata karşıhazırlayamayız, o nedenle itirazını kabul etmiyorum.’’ Demişti. Ben çok kızmıştım. Banahiç tokat vurmamıştı fakat bu sözü her gün suratıma bir tokat gibi çarpıyor.Sülo,‘’Babanın sözü bir tokat gibi her gün suratıma çarptı. ‘’ sözü ile yaşadıklarınıkıyasladı. Acaba doğru muydu? Söz çınlıyor kulağında. Gelgitler yaratıyor bedeninde.Kalp krizini andıran bir sarsıntı… Orhan,panikte:- İyi misin, doktor çağırayım mı?- Yok, yok. İyiyim. Bir an dalmışım.- Aman öyle de korkuttun beni. Gel, o zaman, sana inşaatı gezdireyim, hem bir havaalır açılırsın, hem inşaatı tanırsın.Orhan, Sülo birlikte çıkarlar dışarı. Dışarı çıktıkları an son surat, acı firen sesi ile duranspor araba. Üst açık. Ön koltukta yarı giyim genç kız.. Arka koltukta yarı giyim iki gençkız… Direksiyonda bıyıkları yeni terlemeye başlamış bir genç…Orhan,- Hayırdır oğlum.- Hayır baba. Fıstıklarla bara takılacağız.- Bura bar mı, bara götür o zaman.Genç arabadan iner. Babasının kulağına bir şeyler söyler. Baba cepten bir deste paraçıkarır, oğluna verir. Oğlu bir paraya bakar, bir kızlara… Babasına:- Baba kız üç tane, bu para sence üçüne yeter mi?

Page 307: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Baba bir deste daha para çıkarır, verir.Sülo, parayı alan gence bakar, kendine bakar. Karşı iskelede genç ihtiyara bakar…Parayı alan genç, egzoz patlatma sesi ile bar yoluna koyulur. Sülo ile Orhan inşaatdolaşmaya..Orhan,- Gençlik işte. Varsa yoksa eğlence..Sülo, kendi kendine ‘’ Gençlik, gençlik. Bir ekmeğin hayalini kuran gençlik, bardan barakoşan gençlik’’ Gözünün önünde canlanan İş başvuru kuyrukları…Atama bekleyenlerin eylemleri…Sülo, lanettayın dikilmiş, üstüne kalas atılmış iskelede sıvacıyı görür. Dikkatlice bakar.Orhana:- Bu işçinin hiçbir tedbiri yok. Ya düşerse?- Onlar senin benim gibi asfalt çocuğu değil. Onlar ip cambazı, korkma bir şey olmaz.- Bir şey olmaz zihniyeti, kazalara davetiye çıkarmaz mı?- Boş ver sen şimdi bunları. Öbür blokta kalıplar çakılacaktı. Ora uğrayalım, ben işi birgöreyim. Sen biraz takılırsın.…………….İnşaat 2. Kat. Kat demir kalıpları bağlanmaktadır. (DİREK)Orhan,- Usta kolay gelsin. Ne zaman beton atabileceğiz.- 0nuncu gün atabiliriz.- Bir ihtiyacımız var mı?- Yok efendim.- Arkadaş bir dostumun oğlu. Bundan böyle şirketin bünyesinde. İnşaatın her alanınagirme, izleme, müdahale hakkına sahip. Yarın seninle. Sana kolay gelsin.İnşaattan inerler.Orhan,- Bugün bu kadar. Yarın demir kalıpçısın başında dur, işi biraz hızlandır. Öbür blokbitme aşamasında. İşçileri dağıtmadan buraya yönlendireceğiz. Şimdi sen git, babanaselamımı söyle.Sülo,- (Memnuniyetsiz, umursamaz bir tavırla) Söylerim, selamınızı.EV SAHNESİ Baba televizyon izlemektedir. Oğlunun geldiğini görür ve televizyonun sesini kısar.Baba,- Gel oğlum, bu saatte geldiğine göre, işe başladın sanırım.- Başladım başlamasına da vicdanım bu adamın da, bu işin sonunun da boktanolacağını söylüyor.- Oğlum, zamana bırak. Vicdanın sesini duymazdan gel bir süre.- Ben de öyle yapacağım baba.

YAZIHANEBETON KALIPÇISI, SÜLO, ORHANHaftaya, kalıplar çakılacak. Kod betonu 1cm eksik olacak şekilde çakıyorsunuz. Demirkolanları da birer çubuk eksik bağlattın. Önemsemediğimiz 1cm’ler 2.500 konuttanerden baksan 5 daire demek. Böyle böyle önceki konuttan ettiğimiz zararıkurtaracağız.Kalıpçı,- Bizim işimiz verilen ölçülerde kalıp hazırlamak. Siz öyle diyorsanız, öyle yaparız.- Durum anlaşıldığına göre gidebilirsin.Sülo, Orhan baş başa.

Page 308: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sülo,- Bunu da ‘’ Baban öğretti.’’ deme.- Bunu önceki inşaatta yediğim kazık öğretti. Zarar kol gibi girince; insan gözünü dörtaçıyor. Sen bunları boş ver demircinin yanına git.DEMİR KALIP (DİREK)Usta demir çubuklar üzerinde dizili demir kalıplarını sabitlemektedir. Bir kalıp atlıyor, birkalıp sabitliyor. Bu durum Sülo’nun dikkatini Çeker.Sülo,- Usta sabitlemeden atladığın kalıpların sebebini sorabilir miyim?- Bu şekil bağlarsam günde 1500 demir bağlarım. Senin değdin şekil olursa 1000. - Yaptığınız hiç etik değil.- Eti kemiği bilmem. Alacağım paraya bakarım.- O önemsemediğin her bağ, bina güvenli demek. O binada oturacak insanlarıngüvenliği yeri gelir çakmadığınız bir tek çivi ile hiç olur.- Senin ne dediğin belli değil. Patrondan yana desem, değil. İşçiden yana hiç değil. Senkimden yanasın?- Ben adaletten yanayım.- Adalet mi? Hangi adalet?- Vicdanımın sesi adalet.Usta işi bırakır, Sülo’nun yanına gelir, elini Sülo’nun omzuna atar:- Bak deli kanlı, daha toysun, senin de anan s…….. vicdanının sesini duyarsınYAPI DENETİMDenetim elemanları, beton numune alır. Araca kadar Sülo, Orhan eşlik eder. Denetimelemanı araca binerken bir deste para Orhan eliyle cebe girer. Sülo, Şaşkın….Sülo,- Bunu kim öğretti?-Belediyeciler? İlk inşaatımda ruhsat üç yılda çıktı. Sonradan öğrendim ki adetböyleymiş. Kervana katılmışsan kurallara uyacaksın. Ben de uydum.İŞÇİ KONAKLAMABoş bir inşaat odası. Pencereler naylonla kaplı., Yerde karton üzerine serili bir battaniyeyastık.. İşçilerden biri çocuğunu resmine bakmakta, iç çekmekte… Çocuğunun resminiöper..işçi (arkadaşlarına),- Yarın haftalığımı alayım, bayramlıkları aldığım gibi, akşam atla otobüse, sabahıköydesin. Oğlum doya doya öperim, bayramın ikinci günü dönerim.II. İŞÇİ,- Daha çok bayram hayalini kurarsın. Yarın bir sigara parası alabilirsen şükret haline.HAFTALIK ÖDEMEİşçiler tek sıra.Orhan birinci sıradan soruyor,-Sigaran var mı?1. İŞÇİ,- Yok.ORHAN,- Al 2 tl2. İşçi Sigara içmem.ORHAN,- Haftalığın haftaya kaldı.İşçiler yalvarır’’ Bayrama gideceğim, yol parası.. Hediye parası..’’ORHAN ( Sülo’ya),- İşçiyi bekletiyoruz, malzemeciye ödüyoruz. Malzemeciyi bekletiyoruz işçiye ödemeyapıyoruz. Ucu ucuna yetiriyoruz. Bu kadar konutu yapmayı kolay mı sanıyorsunuz.

Page 309: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yok, yok. Haftaya. Haftaya.. Para biter, haftalar bitmez. Biri biter, biri başlar.Sülo’nun gözüne oğlanın kız gezdirmesine giren deste paralar, yapı denetimin cebinegiren deste paralar gelir. ardından

İŞÇİLER,- Haftalar bir türlü bitmedi. Ne zaman paramızı tam alacağız?ORHAN,- Haftaya..………………

YAZIHANEOrhan, SüloOrhan:- Bu işçi milleti şımartmaya gelmez. Ceplerine 3Tl girsin S… kalkar. Sonra G…kurtaramazsın.Sülo:- Bunu kimden öğrendiğinizi sormayacağım.Orhan bozulmasına bozulmuştur. Cevap veremez duruma düşmesi bozuntusunu dahada artırmıştır. Her zamanki patron söylemi ile:- Benim banka kapanmadan bankaya yetişmem gerekir.Yazıhaneden çıkar. Arabasına biner, hızla uzaklaşır. Sülo, ‘’ Öyle olsun.’’ Dercesinearkasından bakar.

YAPI DENETİMOrhan, merdivenden iki yapı denetim elemanı ile birlikte yukarı çıkaktadır. Orhancebinden bir deste para çıkarır. Denetim elemanı parayı çantasına koyarken yukardanaşağı inen Sülo ile göz göze gelir. Sülo, bakışları ile hesap sorarcasına Orhan’ıngözünün içine bakar.Yapı denetim elemanı projeyi çıkarır, inceler. Direk sayısını sayar, not alır. Direklerdekidemir çubukları sayar, projedeki sayıya bakar. Projedeki sayıyı yazar. Kalıp aralıklarınıölçer not alır. Evraklarını çantasına koyarken Orhan’la bakışır. Yüzündeki ifade, gözkırpış ‘’İşlem tamam, siz rahat olun.’’ İfadesini taşır.

ÖLÜM SAHNESİSAAT 9.00İşçilerden bir yazıhaneye gelir.- Efendim, bir işçi iskeleden düştü. Hareketsiz yatıyor, sanırım ölmüş.Orhan,- Gören var mı?İşçi,- Yalnız ben gördüm.(Orhan çekmeceden bir demet para çıkarır, işçiye verir.)- Şimdi sen de görmedin. Hemen gidiyorsun üzerine bir naylon örtüyorsun. Kimseningörmemesini sağlıyorsun. Kimsenin görmemesi için de geçiş yoluna moloz taş toprak,kalas ne bulursan doldur.İşçi,- Siz merak etmeyin.Orhan, muhasebeye telefon açar.- Vanlı işçi var ya.. Cengiz. O iskeleden düşmüş. Hemen sigorta başlangıcı yap. Priminiyatır. Beni acil ara. Ara ki jandarmaya haber vereceğim.Orhan dışarı çıkar, sağa sola baka baka, kaza mahalline yaklaşır. Bekçi kendisine

Page 310: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

dönük. Islık çalar. İşçi döner. Göz göze gelirler. Orhan parmakları ile gel işareti yapar.Geri döner aheste adımlarla yazıhaneye yürür. Yazıhaneye girer. Peşinden işçi girer.Orhan- Bu emniyet kemerini bir tarafına, bu bareti bir tarafına koy. Götürürken koyarken hiçkimseye gösterme. Al şu poşete koy, üstünü gazete ile kapat.işçi,- Dediğiniz gibi yaparım. Siz hiç merak etmeyin. Siz verdiğiniz parayı alsanız, bendüşürür kaybederim, giderken alsam.- Akıllı birine benziyorsun. Ver, ben çekmeceye koyarım. Çekmeceden güvenli yer miolur?Orhan parayı alır, çekmeceye koyar.Orhan,- (Yüzünde alaycı bir ifade) Paran emniyettedir.İşçi, kazazedenin üzerine örttüğü naylonun bir tarafını açar, emniyet kemerini koyar.Kapatır. Öbür tarafını açar, bareti koyar, kapatır.

MUHASEBE YAZIHANE TELOFON GÖRÜŞMESİYazıhanenin telefonu çalar, arayan muhasebedir,- Başlangıç yapıldı. Sigorta primi ödendi.- Güzel.Orhan dışarı çıkar, gezeler. İşçiler mesai bitmiş eve gitmektedir. Orhan, herkarşılaştığına gülümsüyor, ‘’ İyi akşamlar.’’ diyor. Son işçinin gidişinden emin oluyor,giriyor yazıhaneye. Açıyor telefonu,- Komutanım, ben ‘’Kondur Ko İnşaat’’tan Orhan. Bizim işçilerden biri intihar etmiş.Ölünün üstünden naylon çekilip kaybediliyor.Orhan, girişte karakol komutanını karşılıyor.- Efendim gören duyan yok. İşçilerden önce giderdi. Gitmediğini görünce merak ettim.Geldim bu halde gördüm.Komutan,- İfadeyi karakolda verirsin. Biz tutanaklarımızı tutalım.Güvenlik şeridi çekilir. Savcı doktor gelir. Doktor numune alır. Savcı tutanağını tutar.Karakol komutanı olay yeri krokisini çizer. İnşaat mühürlenir. Ölü cenaze arabasınakonulur. Orhan Jandarma arabasına konur, karakola…KARAKOLKomutan,- Olay hakkında bildiklerini doğru olarak anlat.Orhan’ın söylediklerini bir jandarma daktilo ile yazar.Orhan,- Efendim, bu işçi sabahleyin bana geldi. Eşi ile sorunları olduğunu, bulanıma girdiğini,evden kavga ederek çıktığını, intihar etmek istediğini söyledi. Ben uzun uzunkonuştum. Para yardımı yapacağımı da söyledim. İkna etmiştim. Daha doğrusu iknaettiğimi sanmıştım. Akşam eve gidenler arasında görmeyince ilk işim çalıştığı alanagelip bakmak oldu. Gördüğüm manzara sabah ki sözlerini anımsattı. Hiç kimseningörmemesi de kuşku yarattı. Demek ki herkesin gitmesini bekledi ya da kimseningörmediği anda kendini iskeleden aşağıya attı.TUTANAK- Yaz,17:45’te gelen ihbar üzerine olay mahalline varıldı. Güvenlik tedbirleri alındı.Yapılan tatbikatta, ölen kişinin kimlik tespiti yapıldı. Ölen kişinin Van nüfusuna kayıtlıVahdettin oğlu 1945 doğumlu Cengiz Cangırlı olduğu tespit edilmiştir. Yapılanincelemede ilk bulgulara göre iskeleden atladığı ya da düştüğü varsayımına varılaraktutanak tutuldu. Cengiz Cangırlı’nın yere düşme esnasında kafasının taşa çarptığı,

Page 311: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

çarpma sonucu burnundan ve ağzından kan geldiği tespit edildi.İş yeri sahibi sanık aynı zamanda tanık sıfatında bulunan Orhan Orçun’un ifadesi alındı. Orhan Orçun, Cengiz Cangırlı’nın sabahleyin kendisine geldiğini. Eşi ile sorunlarıolduğunu, bulanıma girdiğini, sabah evden kavga ederek çıktığını, intihar etmekistediğini söylediğini belirtti. Kendisinin Cengiz Cangırlı ile uzun uzun konuştuğunu,para yardımı yapacağını da söylediğini belirtti.’’ İkna etmiştim. Daha doğrusu iknaettiğimi sanmıştım.’’ dedi. Akşam eve gidenler arasında görmeyince ilk işinin çalıştığıalana gedip bakmak olduğunu söyledi. Çalıştığı mekânda gördüğü manzaranın CengizCangırlı’nın sabah ki söylediği sözleri anımsattığını belirtti. Hiç kimsenin görmemesininde kuşku yarattığını söyledi. ‘’. Demek ki herkesin gitmesini bekledi ya da kimseningörmediği anda kendini iskeleden aşağıya attı.’’ diyerek ifade verdi.Orhan, nezarete konulur.

AĞIR CEZA MAHKEMESİSavcı, Karakolda alınan ifadeyi okur.Ağır Ceza Hakimi (Orhan’a)- İfadeye ekleyeceğiniz var mı?Orhan,- Yok, aynı ifademi tekrar ediyorum.Maktulün eşi söz ister,- Beyimle aramızda hiçbir sorunumuz yoktu. Biz bir elmanın yarısı gibiydik. Sabahda tartışmadık. Kendisini öperek yolcu etmiştim. Davalının avukatı söz alır,- Sayın Hâkimim, müvekkilim kavga ettiler demiyor. Cengiz CANGIRLI’nın ‘’EşimleKavga ettik.’’ dediğini diyor. Cengiz Cangırlı bu sözü müvekkilime söylemiş.Müvekkilime söylediği sözü Maktulün eşi nereden bilecek, söylerken orada mıymışkendisine sorarım.Sülo söz ister,- Ben sıvacıyı hep baretsiz, güvenlik kemersiz çalışır gördüm. Orhan Bey’e bu şekildeçalışmasını tehlikeli olduğunu söylemiştim.Hakim: (Orhan’ a sorar)- Doğru. Sülo’nun söylediği bir ay öncesi idi. Ben kendisi beni uyardığı gün bareti dealdım, kemeri de.KARAR:GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Sanık ve görgü tanıklarının ifadesine baş vuruldu, verilen ifadelerin dosyayaeklenmesine, delil toplamak için duruşma için …../ …. / gün verilmesine, iş yerinin davasonuçlana kadar mühürlü kalmasına Orhan Orçun’un tutuksuz yargılanmasına kararverilmiştir.Mahkeme çıkışı Sülo, Orhan’ın karşısına geçer var gücü ile bağırır:- Göz göre göre bir kişinin ölümüne sebep oldun. Bunun hesabını kim verecek?- Ben vereceğim.- Kime?- Yüce Türk Adaletine.Kavgayı davaların takipçisi Tek ayak izlemektedir. Kendi kendine sayıklar ‘’ Yüce TürkAdaleti, Yüce Türk Adaleti. Yüzünü bir türlü göremediğimiz boktan adalet!)

EV SAHNESİSülo, hiddetle içeri girer baba sakinleştirmeye çalışır,- Oğlum, hele bir otur. Bu ne sinir, yine ne oldu?- Hakimi, avukatı, patronu birleşmiş ‘’Cengiz intihar etti.’ diyorlar. Zavallı kadınıkonuşturmadılar bile.

Page 312: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Sen ne yaptın?- İtiraz ettim de. Kim sikine takar benim itirazımı.- Hele sabret oğlum, davanın seyri belki değişir.- Seyri mi kaldı baba, davayı boka buladılar, çıkacak sonuç belli. Bok..- Sabret, bir gün gelir adalet yerini bulur.- Bok bulur.- Boş ver, sen bunları şimdi yat dinlen, yarın sakin kafayla konuşuruz.- Kafa bıraktılar mı ki sakinleştireyim.- Hadi, doğru yatağa.Sülo, filmin sonunda bir soluk almış ikinci cümlesini yazdırmıştı:- Ölen ölmüş, inşaat mühürlenmişti.İkinci cümlenin ardından film devreye girer.KAÇAK ÇALIŞMASülo, mühürlenmiş inşaatta çalışmaların sürdüğünü görür. Koşarak yazıhaneye girer.Orhan’a:- Sen ne şerefsiz adamsın? Cengiz’in bedeni soğumadan, sen mühürlü inşaatta çalışmayapıyorsun. Sende hiç mi vicdan yok?- Siktirme vicdanını, seni bir daha inşaatta görmeyeyim, yoksa topuklarına sıkarım.- Bu yaptıkların yanına kâr kalmayacak. Göreceksin sen.ADLİYESülo savcılığa kaçak çalışma ihbarında bulunur. Dosyayı, adliyeye sunar, çıkar. Çıkıştatek ayakla karşılaşır.Tek ayak,- Daha çok geleceksin. Dikkat et, benim gibi kafayı üşüttürmesinler.Sülo üçüncü cümlesini yazdırır,- Kaçak çalışmayı ihbar etti.Film kaldığı yerden girer devreye.İnşaatta çalışma sürer. Merdiven girişinde üzeri mühürlü çapraz kapı ölçüsündebirbirine çakılı iki kalas. Kalasların ucunda çiviler. Duvardan söküldüğü belli.Teftiş elemanına, Orhan bir deste para ikram eder. Elemanın gözü önünde, mühürlükalasları kapı girişine yaslar çivileri çakar:Bakın inşaat mühürlü. Var mı bir eksik?

Sülo, dördüncü cümlesini yazdırdı,Bu şerefsiz, müfettişe rüşvet verdi. Müfettişin gözü önünde mühürlü engeli tekrar çaktı.Müfettiş bina mühürlü diye tutanak tuttu.KARARGEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜİşyerinde yapılan denetimde yasağa uyulduğu, bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.Davalı Sülo.. Mesnetsiz iddialarla adliyeyi meşgul etmek, sebepsiz yere davalıyısavunma külfetinde bulundurma suçları işlemiştir. Davalının Tazminat davası açmayakının saklı olması, Dosya masrafı ve avukatlık ücretinin Sülo Soyluoğlu’naödettirilmesi, davanın reddine karar verilmiştir.Sülo, önce işini kaybetmiştir, sonra davayı.Sülo; Orhan’la hesaplaşmaya gittiğinde, Orhan kartı gösterir.’’ Kondur Ko İnş.’’ Bizdamarımıza basılırsa adama böyle koyarız. Nasıl koyacağımı bekle göreceksin. Şimdigidebilirsin.Sülo, savaşı kaybetmiş bir komutan çaresizliği ve bitkinliği ile yazıhaneden çıktı.Adımları nereye götürüyorsa oraya gitti.Deniz sahilinde kayalıklara oturdu. Balıklara taş attı. Taşlara yumruk attı.Gecenin geç vakti saati bilmediği vakit evin yolunu tuttu.Babası kapıda bekliyordu gelişini. Bu defa oğluna tek bir soru sormadı. Biliyordu

Page 313: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

oğlunun vereceği cevabı. Baba yatağına. Oğlu yatağına.Sülo’nun gözü uyku tutmamıştı.………

Sülo’nun adliyeden çıkmasının üstünden yıl geçmeden Sülo yine adliyede idi.

ASLİYE HUKUKSülo, İlk cümlelerini yazdırdı,- İnşaat işinden sonar köyümüze ikinci ocak açılmıştı. Ocağın işçi aradığınıduydum.Ben sınav olacağını duydum. Meğer ben sınava hazırlanırken onlarda sınavı nasılyapacaklarını hazırlıyormuş.Sülo, sustu. Yaşadıkları bir film şeridi. Tekrar tekrar yaşadı.TOPLANTI SAHNESİMüderisoğlu toplantı yapıyor. Toplantıda: Kendisi, Şirket Ortakları, mühendisler,Muhasebeci, İnsan Kaynakları müdürü)MÜDERİSOĞLU:- Müezzinoğlu, on kişi işe alacağız. Bin kişi iş başvurusu yapmış. Biz de işçi alımlarınısınava, teste tabi tutacağız. Aldığımız on kişi seçilerek geldiklerini, ocağa her isteyeningiremeyeceğini, işten ayrılırsa bir daha işe alınamayacağına inansın. Sınavda beşarkadaşımız görevli gibi davranarak, gücü kuvveti yerinde olanları tespit edecek, o yüzkişiyi sınavı kazanmış olarak açıklayacağız. Yüz kişiyi de testle eleyerek onadüşüreceğiz. Ortaklar, personel kararı onaylar.MÜDERİSOĞLU:- Konuşmayı ben yapacağım. Sınavı, İnsan Kaynakları. Testleri Mühendis arkadaşlaryapacak. Toplantı biter. Dağılırlar.Ertesi gün sınav başlar.Bahçede merakla bekleyen bin işçi. Karşılarına çıkan ilk Müderisoğlu, konuşmasınabaşlıyor:- 1000 iş başvurusu olmuş. Adil davranma adına sizleri sınava tabi tutacağız, ayrıcamadencilik ciddi bir iştir, kutsal bir meslektir, her önüne gelen madenci olamaz.Madenciliği önce hak edeceksiniz. Hak eden on arkadaşınızı yarın işe başlatıyoruz.Şimdi sizi yemekhaneye alıyoruz. Sınavın ardından bahçede testler başlayacak.Hepinize başarılar dilerim.Sülo, tüm sınavlarda birinci sırada yer alırİşçiler yemekhaneye alınır. Sınav kâğıtları dağıtılır. İlk soru:1- Yer altından çıkartılır kütle halindedir. Rengi siyahtır. Bu madenin adı nedir?A- TezekB- TaşC- KömürD- MolozHer işçi adayı ‘’ C’’ seçeneğini işaretler.Görevliler aralarda dolaşıyor. Gözüne kestirdikleri kişilerin isimlerini not alıyor.Süre doldu, kâğıtlar toplandı.SINAV BİTTİAÇIKLAMASınav komisyonu bir saat içerisinde sınavı değerlendirecek, 70 üzeri not alanıbelirleyecek. Sınavı kazananlar bahçede teste tabi tutulacak. Şimdi bahçeyeçıkıyorsunuz. Sonuçları bekliyorsunuz.Bahçede meraklı bekleyiş.

SINAV SONUÇLARI

Page 314: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yüz kişinin adları okunuyor.Açıklama:- İsimleri okunanlar kalıyor diğerleri gidiyor. On dakika sonra testler başlayacak.Üzgün gidişler, meraklı sevinçli bekleyişler…

SÖZLÜ SINAV- Evinde önemli bir iş çıktı, eşin işten izin almanı söylüyor sen ne yaparsın-Evdeki işimi erteler işe giderim.- Geç- Patronun ay sonu maaşını veremeyeceğini söylüyor, ne yağarsın?Arkadaşlarla birlik olup, eylem yaparım.- Çık

İLK TESTDAYANIKLIK TESTİOmuza, sırta darbe vuruluyor. Düşen kaldırılıyor ismi çiziliyor.Kalan 50 kişiII. TESTKOŞU TESTİKoşu başlıyor, çizgiyi geçen 25 ilk kişi belirleniyor. 25 kişinin adı daha çiziliyor.III. TESTKAZMA, BALYOZ KULLANMA(Toprağın altına gizli parça kütle kömürler)Kömürü kıran eleniyor, kırmadan zedelemeden çıkartan, ezmeden bölen listede yeralıyor.Kalan 20 kişiGAZ TESTİGazdan tiksinen, öksüren, kusan liste dışı.Kalan 12 kişi10 kişi yarın iş başı, iki kişi bir ay sonra iş başıKURA ÇEKİMİ10 Kişi belirleniyor.Sülo, filmi durdurur, savunmasına üç cümle daha yazdırır,- İşveren benim üniversite mezunu olduğumu anlayınca, beni ayırdı. Muhasebeci emekliolacakmış, o ayrılmadan ben yanında yetişmeliymişim. İşe başladım.Savunma arsı film devrede.MUHASEBE BÜROSUMuhasebeci Sülo’nun önüne üç dört dosya koyar. (İşçi Maaş bordosu) :- Son üç aylık maaş ödemesi yapılan ile yapılmayan isimlerin listesini çıkart. Ona göremaaş ödemesi yapacağız.Sülo:- Burada maaş çalışana göre mi? Aylara göre mi?Muhasebeci:- Her ikisi.Sülo:- O nasıl oluyo?.- O şöyle oluyor. İşçi önce çalışıyor. Bir ay ücreti hak ediyor. Sonra iki ay dahaçalışıyor. Birinci ay maaşını alıyor. Biz her ay ödeme yaparız. Her ay işçilerden bir kısmımaaş alır, bir kısmı almaz. Şimdi sen bu ayki listeyi hazırlayacaksın.Sülo:- Niye hak eden maaşını almıyor, onu anlayamadım.

Page 315: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Patron öyle emrediyor.- Sebep?- İşçiler maaşını eksiksiz alırsa emirlere uymazmış. Onun için her işçi içerde alacaklıbırakılmalıymış.- Bu yaptığınız hukuka uygun mudur?- Burada patronun borusu öter.

Sülo, savunmasına yeni üç cümle daha ekledi,- 20 işçiye maaş ödenmedi. Maaş alan 30 işçinin de içerde üçer aylık alacakları varmış.Ben işçileri topladım.Sülo’nun gözünün önüne işçiler gelir. İşçilerle bir kez daha konuşur,- Arkadaşlar, maaşlarınızı almanız için hiç bir engel yok. Patronun uygulaması hukukaaykırıdır. Şikâyet hakkınızı kullanın, ben sizin adınıza dilekçeyi yazarım. Kayıtlar ortada,almadığınızı ispata bile gerek yok.Sülo, hakimle göz göze gelince anladı yazdırması gerektiğini. Bir cümle daha ekledi,- İşçilerden dilekçe yamalarını istedim.Hakim,-Sonuç?-Bir kişiye dilekçe yazdırabildim.Hakim,- Maaşını aldı mı?- İşine son verildi.: Hakim,- Devam et.- İşçilerin yemekhanede yemek yemesine son verildi.Sülo, susar film devreye girer.Kömür ocağında işçiler toplanmış. Patron yeni emirler vermektedir,- Bundan böyle, yiyeceklerinizi evden getiriyorsunuz, yemeği yemekhanede değilocakta yiyorsunuz. Tuvalet izinlerini de kaldırdım. Cebinizde bir pet şişe bulundurun,tuvaletinizi ona yapın. Çıkışta çöpe atarsınız.İşçiler:- Olmaz ki böyle. Aşağıda yemek yenecek ortam mı var?- Size iş vermişim. Evinize ekmek götürüyorsunuz. Aşağıda havalandırma dersentamam, güvenlik tedbirleriniz tamam. Cennet gibi mekân. İstemeyen gider.Sülo savunmasına ekler,- İşçileri topladım.İşçileri topladım cümlesi aldı götürdü yine Sülo’yu yaşadıklarına. İşçiler toplanmış Sülo,konuşmada,- Birlik olursanız patron hiç bir şey yapamaz. Bir arkadaşınız maaşını ihbar etti,işinden oldu. Hepiniz etseydi, hiç bir şey yapamayacak, maaşınızı ödemek zorundakalacaktı. Şimdi beni iyi dinleyin. Yer altında yemek yemeyi birlik olup kabul etmeyin.Sülo bir yandan olayı yaşıyor bir yandan savunmasına aktarıyor. Aktardı savunmasınayeni bir cümle,İşçilerin birlik olmasını istedimHakim,- Birlik oldular mı?- Olmadılar. On kişi işinden oldu.- Sen ne yaptın?- Babamın bir öğrencisi var mış. ‘’Zebani ZIPKINOĞLU’’ ona durumu anlattım. Oprogram yaptı.Program eksiksiz aktı Sülo’nun göz perdelerindenECÜĞÜNE BÜCÜĞÜNE PROĞRAMI

Page 316: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

SUNUCU:- Sayın seyirciler, yüzlerce kişiye mezar olan Maden işletmecisi için suçsuz olduğunusöyleyen ünlü sosyolog Zebani ZIPIROĞLU birazdan konuğumuz olacak.- Evet, Sayın seyirciler, ZIPIROĞLU ilk defa bizim kanalda. Sizin adınıza, sizin merakettiğiniz soruları biz soracağız.(Zıpıroğlu, adı ile eşteş. Sahneye giriş yapar. Sunucu karşılar, yerine oturmasını sağlar,ilk sorusunu sorar.)- Sayın ZIPIROĞLU, Maden İşletmecisi için suçsuz dediğiniz doğru mu?ZIPIROĞLU:- Doğrudur. Ben bir bilim adamıyım, bir başkaları gibi meydanda farlı, yayında farklıkonuşma şansına sahip değiliz. Sosyal Bilim uzmanı bir sözünü bir defa değil bin defasöylerse toplumda bir algı oluşturabilir.SUNUCU: Sayın Zıpıroğlu gazetelerde hakkınızda çıkan haberlere ne diyeceksiniz? Bazıgazeteler, para aldığınız için, bazı gazeteler, işletmede payınız olduğu için böylesöylediğinizi yazıyor.ZIPIROĞLU:- Doğrudur.SUNUCU:- Duydunuz sayın seyirciler, Zıpıroğlu gazetede çıkan haberleri doğruladı. (Zıpıroğlu’nadönerek) Sayın Zıpıroğlu, ilk defa sizin gibi açık sözlü birini konuk ediyorum.Şaşkınlığımı, heyecanımı bağışlayın. (Kameraya dönerek)- Evet sayın seyirciler, Zıpıroğlu, sözlerine açıklık getirecektir. Doğrusu söyleyecekleriniben de merak ediyorum. (Zıpıroğlu’na dönerek)- Buyurun Zıpıroğlu, seyirciyi daha fazla merakta bırakmayalım.ZIPIROĞLU:- Gazeteler, sizler sözümü desteklediniz.SUNUCU: (Şaşırır)- Henüz fikrimi belirmedim efendim. Nasıl olur?ZIPIROĞLU:- Her şey işte böyle olur, farkına varmazsınız sonra şaşırırsınız.SUNUCU:Sayın Zıpıroğlu, benim anlamadığımı seyirci de anlamamıştır, sözlerinize açıklık getirirmisiniz.ZIPIROĞLU:Benim sözüm, yaşanan felaketler hepsi sonuç. Bütün toplum, yöneticisiyle, basını ile,halkı ile sonuca odaklı. Bütün basın, devletin bürokrasisi oradaydı.SUNUCU:- Olmamalı mıydı?ZIPIROĞLU:- Olmamalıydı.SUNUCU:Efendim, bu sözünüz de eminim benim gibi seyirciyi şaşırttı.ZIPIROĞLU:- Sorarım size, kazadan önce ocağa bir kez gitmişler midir.?SUNUCU:- Gitmemiştir.Görevleri felaketi bekleyerek gitmeleri midir, yoksa felaket ihtimallerini önceden arayıpbulmak mıdır? Felakete sadece AFAT sonradan gider. Bürokrasi değil.İşletmeci, suçlu bulundu tutuklandı. Adalet yerini buldu. Adelet öldürmek tutuklamakmıdır? Adalet yerini buldu algısı başka başka olgulara, başka başka sonuçlara götürür.Yaşananları unutmak, sorunun kaynağına odağı engelleyerek tekrar yaşanmasına fırsatvermektir? Adalet, öleni öldürmemek, öldürtmemek, işyerini çalışır, işleteni işletir

Page 317: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

kılmaktır.SUNUCU:- Bunu yapmak mümkün mü, bu konuda önerileriniz var mı?ZIPIROĞLU:- MümkündürSUNUCU:Peki, nasıl mümkün olursa önerilerinizle anlatınız, buyurun.ZIPIROĞLU:- Ben bir sosyolog olarak öncelikle olayın sosyal boyutunu ele alacağım. Bütün görselbasın, yazılı basın sonuç peşinde. Felaket haberleri sunmadığı gün yok. Yetki birimlerisonuç peşinde. Sonuç geliyor önlerine gereği yapılacaktır. Gerek; soruşturmabaşlatılmıştır. Tutuk hali, adalet yerini bulmuştur. Bu döngü devam ediyor. Gerekölümü bulmakmıdır, ölüme giden yolu kapatmak mıdır. Ben bugüne kadar ölüme gidenyolu kapatmak için gereği yapılacak sözü duymadımHangi sonuca bakarsanız bakın temelinde insan var. Sorunun kaynağı insan. İnsanıçözmeden sonucu değiştiremezsiniz.

Sorunun temelinde önce insanın duygusunu öldürüyorsunuz, sonuç insanın kendini, birbaşkasını öldürmesi başlıyor.SUNUCU:- Sorunun temeline inmek için somut öneriniz nedir?- ZIPIROĞLU: önce işletmelerin isimlerini değiştiririm?SUNUCU:- Güldürmeyin efendim, biz insanın değişmesinden bahsediyoruz, siz kalkmış tabeladeğişikliği diyorum.ZIPIROĞLU:- Evet, tabela diyorum. Tabelada, ‘’ Maden İşletme bilmem ne şirketi ‘’yazar. İşletme.İşletmeci işletmeyi para, işçiyi çarkın dişlisi olarak görmeye başlıyor. Dişli eskirsedeğiştirilir. İşçi ölürse yerine yenisi alınır. Çark böyle döner. İşçisi de işletmecisi deolayı kanıksar. Siz hiç 300- 500 kişi öldüğünde üzülen gözyaşı döken bir işletmecigördünüz mü? Göremezsiniz. İnsan özelliği olan, paylaşma, acıma duygusu öldürülmüş.İşte çözüm Tabela. Tabela ‘’ Maden işletme ve Sosyal Tesisi’’ Olmalı. İnsan bir sosyalolgu. Sosyal olguları öldürülmemeli. Sosyal tesiste insanın sosyal yönü beslenmeli.Nasıl mı? O tesiste insan için tuvalet gerekliyse olmalı. Pet şişe değil. Yemekhane,yatakhane. Eğlenme, dinlenme, kendini geliştirme tesisleri, bir yüzme havuzu, bir topsahası, bir oyun alanı. İşletmenin sosyal aktivite programı olmalı, Haftalık 1 saatçalışma süresi içerisinde. Müzik dinletisi, konser, tiyatro.En önemli ikinci husus işletmeci günlük bir saat, haftada bir tam gün işçilerle aynışartta çalıştırılmalı. Paylaşmayı, dayanışmayı, empati kurmayı unutmasın. İşçiyi,kendini makinenin parçası olmak duygusundan kurtarsın. Yasal düzenleme yapılıpbırakılırsa yasa işlemez. Jandarma bölgesinde bir jandarma, polis bölgesinde yasayıdenetlemeye yeter.İnsanın kendi başına bir değer olduğu bilinci yaratılmalı. Bir inşaat için ruhsat harcıyatırılmadı diye yıkıyorsunuz. İnsaat alanında ölüme yol açılmış diye durdurulan, yıkılaninşaat göremezsiniz, insanın bedeli ruhsat harcı bedeli bile olamıyor niye? Tabela..SUNUCU:- Tabelanın çözümün bir başlangıcı, bir parçası olduğunu gayet güzel anladık umarızönerileriniz dikkate alınır.SUNUCU:- Başka önerileriniz?ZIPIROĞLU:

Page 318: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

YASAL BOYUTYasal çerçeve. Çerçeve de sınırlar çözüm odaklı olmazsa yasalar bir işe yaramaz.Silahın tetiği çekilirse öldürür. Yasalar bunu suç sayıyor. 21. Yy’da bilim hangi şartlarınölüme yol açacağını biliyor. Diyor ki karbondioksit, zehir yolu ile, yanma yolu ile adamıöldürür. Ve sen bunu şu sebep bu sebep kullanarak yüzlerce kişiyi öldürüyorsunKanunda adı taksir yolu ile adam öldürme. Altı ay- iki yıl arası hapis. Bilinen bir gerçeğikullanarak ölüme yol açmanın silahla öldürmeden farkı olmamalı, aynı suç kapsamınaalınmalı.1000-2000 kişinin çalıştığı ölüm riskinin yüksek olduğu bir işyerinin güvenlik tedbirinibir kişinin tekeline, inisiyatifine, sorumluğuna bırakamazsınız. Sorumluluk paylaşılmalı,devlet sorumluluğa ortak olmalı. Zemin etüt, sondaj üstlenmeli. İşletmeciye sınırlarıçizilen şu alanda tedbir alındı. Bu alan dışına bir cm geçemezsin. Diyebilmeli.Denetimler saatlik, günlük aylık, altı aylık Yıllık denetim olamaz. Gaz ölçümü gibisaatlik. Denetim kademelendirilmeli. Yerelin yapacağı günlük denetimler, haftalık.Teknik denetimler merkezi. Denetimlerin koordineli denetim merkezi adı altındatoplanmalı.1000 kişinin güvenliği bir kişi ile değil en az yüz kişi ile olmalı 21.YY eli çanta iledenetim devride sona ermeli Denetim birimleri, denetim koordinasyon merkezi olmalı.Merkezden bir ocağın içerisi, atılan her adım anında izlenebilmeli.Çalışanın ölümü şehit statüsüne tabi tutulmalı, Çalışanın ölüm halinde pirim süresinebakılmaksızın SSK güvencesine kavuşturulmalı.Tazminat Bedeli.Devlet ben senin güvenliğini sağlayamadım. Miktarı belli tazminat bedelini ödüyorum yada ödettiriyorum diyebilmeli.TEKNOLOJİK BOYUTAzarbeycan’dan teknoloji getiren teknoloji, 500m’lik bir mesafeye okjijen taşıyabilmeli.Yaşama odasında, çalışma alanında oksijen vanaları olmalı ki tehlike anı açılabilmeli.Yangın söndürme vanaları aynı şekil.ARGEÇözümler, yenilikler ortaya koyabilmeli. 50 yıllık bir süreçte, çalışma şartları, güvenliktedbirleri, yasal çerçevede değişiklik olmamışsa bu alanda bir çalışmada olmamıştır.Televizyon kapandı. Patronun dansözlü bar bartileri..Ocakta çalışmalar… Farklı perdeler….

BİR GÜN SONRAECÜĞÜNE BÜCÜĞÜNE PROĞRAMI- Sayın seyirciler, Zeban ZIPIROĞLU ile yaptığımız program etkisini, göstermeyebaşladı İlk olumlu uygulama Gülistan Kömür Ocağından geldi. Ocağın işletmecisiişçilerle birlikte bir günlük çalışma kararı aldı. Kararını uyguladı. Bir gün işçilerlebirlikte, canla, başla, sabırla çalıştı. Çalışmanın görüntülerini ilk defa bizim kanaldaizleyeceksiniz. Görüntüler geliyor.Ocağa giriş, yürüyüş koridoru; karanlık ilerledikçe ilerliyor, yerin dibine indikçe iniyor…Sonu belirsiz, Müderisoğlu, şaşkın.. Yüzü korku perdeli. Tepkisi dışa vururyor:- Bu ne yahu! Çalışmaya mı, cehenneme mi gidiyoruz.I. İŞÇİ:- Patron, gezdiğin asfaltlara benzemiyor değil mi?II. İŞÇİ:- Bindiğin otomobillere benzemiyor değil mi?III. İŞÇİ:- Konakladığın otellere benzemiyor değil mi?MÜDERİSOĞLU:- Burası cehennem yahu.

Page 319: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İŞÇİLER:- Gözünüzle gördünüz mü hangi şartlarda çalıştığımızı? Hani bize söylerdiniz ya’’ Sizicennet gibi alanda çalıştırıyoruz.’’MÜDERİSOĞLU:- Ben, hep yerin altı da bir üstü de bir bilirdim.İŞÇİLER:- Bilmekle, gerçekler şaşırtıcıdır.MÜDERİSOĞLU:- Bana mühendislerim, her şey modern demişti. Ben böyle modernliğin içine…İŞÇİLER:- Mühendislerinizi dinlediğiniz kadar, işçinizi dinlemediniz.MÜDERİSOĞLU:- Doğru.(Çalışma başlıyor, işçilerden beşi kazıcı, üçü kazılan kömürü vagona dolduruyor. Biritaşıyıcı. Müderisoğlu, kömürü kürekliyor, atıyor vagona, kömürün yarısı vagona, yarısıdışarı…) İşçiler uyarıyor:- (Yere düşen kömür parçasını eline alarak) Bak! Bu milli servet, dolar mark. Sen neyaptın? Çöpe attın. Seni Patrona söyler işten attırırım. Kömürü okşayacaksın,öpeceksin, sonra incitmeden(göstererek) vagona yükleyeceksin.YEMEK MOLASISoğan yumruklanıyor, ekmekler çomaklanıyor iştahla yeniyor. Müderisoğlu elinebakıyor kir pas, mekân öylesi.. Tiksiniyor. Tepkisini gösteriyor:- Bu şartta yemek yenir mi?İŞÇİLER:- Yenmez mi?MÜDERİSOĞLU:- Yenmez.İŞÇİLER:- Siz değil miydiniz yerin altında yemek yemeyi kabul etmeyenin çıkışını veririm diyen.Ya yemeği yersin, ya çıkışını verirsin.Müderisoğlu, yemeye çalışıyor. Boğazına takılıyor. İşçilerden biri sırtına vuruyor, biri suveriyor.İŞÇİLER İŞBAŞIGörev değişiyor, kürekçiler, kazmacı, kazmacılar kürekçi. Müderisoğlu, kazmacı.Üçüncü kazmada kömür eziliyor. İşçiler müdahale ediyor:- Bu yaptığına servet düşmanlığı derler. Bu milli servet, zerresine zarar vermeyeceksin.İşçilerden biri elinden kazmayı alır, kazma vuruşunu gösterir.Müderisoğlu kıvranıyor.İŞÇİLER:- Doktor çağıralım mı? Nereniz ağrıyor?MÜDERİSOĞLU:- Bir yerim ağrımıyor, çişim geldi:Çare hazır işçilerden biri cebinden çıkartıyor bir pet şişe:- Buyurun, sırtınızı bize dönüp çişinizi yapabilirsiniz.MÜDERİSOĞLU:- Olmaz ki.İŞÇİLER:- Biz yapınca oluyor da siz yapınca neden olmaz, yoksa sizin ki ayrım?Müderisoğlu, çişini yapıyor..İŞÇİLER:- Nasıl?MÜDERİSOĞLU:

Page 320: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- İlkellik.İŞÇİLER:- Patron duymasın çıkışınızı verir.Müderisoğlu, şaşkın, Müderisoğlu mahcup…PAYDOS VAKTİİŞÇİLER:- Yarın yine bekleriz patron, 8.30’da iş başı yapmazsan patrona söyleriz seni, çıkışınıverir.MÜDERİSOĞLU:

- Vay ben sizin patronunuzu…

ECÜĞÜNE BÜCÜĞÜNE PROĞRAMISayın seyirciler, Zeban ZIPIROĞLU ile yaptığımız program etkisini, göstermeye devamediyor. Gülistan Madencilik, yer altında yemek yeme kararını kaldırdığını söyledi.İŞÇİLERİN KUTLAMA SAHNESİ….

Hakim bilmez Sülo’nun saniyede kaç bin olay sahnesinden süzerek bir cümle aldığını.Sadece Sölo’nun ağzından çıkan cümleleri yazdırma çabasında. Sülo’da yazdır,- Bir başka ocakta işçiler su baskını altında kalmış. Patoron Tv’den izlemiş.Sülo yine dalar filmin sahnelerine.Müderisoğlu televizyon izlemektedir. Müezzinoğlu sunucunun bir cümlesine takılır.‘’Ocakta su altında kalanların hiç biri yüzme bilmiyordu.’’ Kendi kendine konuşur u’’Yarın ilk işim; işçilere yüzme dersi vermek olacak.OCAKMÜDERİSOĞLU İŞÇİLERİ TOPLAMIŞ:

- Madende gaz zehirlenmesi ve grizu patlaması yanında bir şey daha tecrübe edindik.Su baskınına maruz kalma. Bu da bize tedbir almamızı emrediyor. Hepinizin yüzmeyiöğrenmesi gerekir. Burada deniz yok, yüzme öğretemeyiz demek sorumluluktankaçmaktır. Öğreticinin görevi öğretir. Demek ki yüzmeyi su değil bilen öğretir. Benimömrümün yarısı plajlarda geçti. Yüzmenin alasını öğretirim. Belgeleri de ben yetkilibirine düzenlettiririm.- Şimdi, ben birinizle uygulamayı göstereceğim. Gösterdiğim hareketleri sonra hepbirlikte yapacaksınızBir kişi öne çıkarır. Yüz üstü yere yatmasını söyler.- Elleri vücudunla birleştir- Hafif vücudunu sola döndür. Sol ayağını kaldır indir. Sol ayağından destek al,vücudunu öne taşı, aynı anda sağ el ileri at, yerden destek al vücudunu ileri taşı.- Aynı hareketi, sağ ayak sol el tekrarla.Sağ-sol, sol sağ hiç durmadan ilerle. Çizgiye vardığında suyu geçtin, boğulmadankurtuldun. (Sülo Soyluoğlu,Bitiş Çizgisine ilk varan.)Herkes aynı hareketi yapıyor. Sınır çizgisine son yüzücü vardığında Müezzinoğlu,- Hepiniz ayağa kalkın. Tek tek sıra ile bir birinizin yüzüne bakın.Görüntüde yüzhattında sadece göz merceği mavi- yeşil diğer alan siyah. Burada ikinci bir eğitim almış oldunuz. Bir taşla iki kuş. Yakalanacağınız su aynen burenkte olacak, birbirinizin yüzünü görüp hortlak görmüş gibi korkuya kapılmak, dalgayakapılıp boğulmanıza neden olur, biz onun da tedbirini almış oldukBu eğitimi iki- tekrar ettiğimizde kas beyin uyumu oluşacak, sizde yüzmenin temelkurallarını öğrenmiş olacaksınız. Şimdi gidip üzerinizi temizleyebilirsiniz.Sülo, savunmasına bir cümle daha ekledi,

Page 321: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Ben muhasebede yedek eleman, dışarı, içeri yedek eleman. Ocakta teftiş varmış

Sülo daha ‘’ Teftiş demeden canlandı gözünde teftiş sahnesi:

Müfettiş işletmeci Muhterem MÜEZZİNOĞLU’nu telefonla arar:- Muhterem Bey, ben sizi teftiş için rahatsız ettim. Üç gün sonra teftişe geleceğim,malum hazırlığınızı yapınız.MUHTEREM MÜEZZİNOĞLU:- Efendim malum kış. Siz buraya kadar zahmette bulunmayın. Ben sizi Uludağ’dakarşılayayım, orada sizi ağırlayayım. Siz istenilen belgeleri belirtin, ben hazırlargetiririm, size sadece imzalamak kalır.- Ben de isterim fakat olmaz. Yeni karara göre teftişin görüntülü kayda alınmasıisteniyor.- Efendim, siz orasını bana bırakın. Onu bizim çocuklar montaj yolu ile halleder. SizinFacebook’tan bir boy resminizi göndermeniz yeterli.- Bir terslik olmasın. Siz de ben de sıkıntıya düşeriz.- Efendim, güvenebilirsiniz. Sıkıntıya düşmeyiz evelallah.- Size güveniyorum, olay benim yetkim ve bilgim dışı.- Güvenin efendim, siz istenilen belgeleri söyleyin.Müfettiş, istenilen belgeleri tek tek sayıyor. Müezzinoğlu tek tek yazıyor.Buluşma mekânı ve saati karalaştırılıyor. Yer Uludağ. Mekân Ladin Motel.Yazdırır Sülo savunmasına,- Müfettişle Patron olacak şahıs anlaştı teftiş ocakta değil Uludağ’da yapılacaktı.Ben şoför, ben evrak taşıyıcı. Patronla birlikte çıktık yolaFilmin yeni sahnesi:

Zaman iki gün sonrası saat:13.00.İki gün sonrası saat 12.30. Müezzinoğlu, otele giriş yapıyor Sülo’nun elinde iki çanta.Elinde iki çanta; biri para dolu, biri belge.Müezzinoğlu, üç oda ayırtıyor; biri kendisine biri, müfettişe biri Sülo’ya. Odalar otelinen güzel odası.Balkondan bütün Uludağ gözlenebiliyor. Uludağ gözlerinin altında, gözlerinin önündeolacak.Saat: 12.45. Müezzinoğlu otel giriş kapısında. Otele yaklaşan her arabaya dikkatlicebakıyor. Onuncu araçtan inen müfettiş, yerinden fırlayan Müezzinoğlu. Sarılmalar,öpüşmeler…. İltifatlar:- Efendim sizi çok çok iyi gördük. Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir.- İyi geçti, iyi.Müezinoğlu müfettişin çantasını kapıyor. Hem yürüyorlar hem konuşuyorlar.Müezzinoğlu:- Efendim, ben odaları ayırttım. Çantanızı odaya koyalım. Önce yemeğimizi yer, barageçer iki duble alır, orada konuşuruz.MÜFETTİŞ:- Bence de. Müfettiş, Müezzinoğlu odada. Müezinoğlu balkondan manzarıyı anlatıyor,- Efendim ben en son 10 yıl önce gelmiştim. Güzellik değişmemiş. Bakın bursa nekadar net gözüküyor, şurası kayak pisti, ilginiz varsa yemekten sonra takılırız.- Spor bizden geçti. Biz içelim sohbetimize bakalım.- Nasıl isterseniz efendim, buyurun o zaman yemeğe inelim.Müezzinoğlu, müfettiş yemekhanede. Müezzinoğlu rahat sohbet için, köşede masatercih ediyor. Masaya yaklaşığında, sanırsınız, Müezzinoğlu otel görevlisi, Müfettişinhizmetlisi. Paltousu alınıyor, kaskolu alınıyor, sandalyesini çekiyor, doksan derece vücut

Page 322: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

hareketi:- Buyurun efendim.Masaya oturuluyor. Şef garson karşılarında:- Ne alırsınız efendim.Müezzinoğlu menüde yemeklere bakmıyor, fiyatlara bakıyor. İyi karşılama çok para ileoluyor. Tandır Kebap fiyatta ilk sıra. Müfettişe dönerek:- Efendim, buranın Tandır Kebabı meşhurdur, ne dersiniz?- Ben sizin misafirinizin, misafir umduğunu değil bulduğunu yer.- Efendim, olur mu öyle şey, başımızın üstünde yeriniz var. Sizi bizi var mı? Siziağırlamak, mutlu etmek benim görevim. Burada otel emrimizde, ben emrinizdeyim.- Emir yok.- Çorba alıyor muyuz?- Ben bir yayla çorbası alayım.Müezzinoğlu, garsona döner:- Bize önce iki yayla, sonra İki Tandır.GARSON,- Siparişleriniz hemen geliyor efendim.Çorbalar geliyor. Çorbalar kaşıklanıyor. Kaşıklayan Müfettiş… Müezzinoğlu kaşıkla sözyarışında. Bir kaşıkta beş cümle.. ‘’ Çorba güzelmiş, soğukta iyi geldi, anamın çorbasınabenziyor.’’‘’Otel güzel, yemekhane güzel, garson temiz yan masa boş….’’Müfettiş başlangıçta konuşmalara ‘’ Evet, Hı.’’ gibi ifadelerle karşılık verdi. Sonradansıkıldığı her halinden belli oluyor.Tandır geliyor. Tandır dişleniyor. Müezzinoğlu aynı türden konuşmaları sürdürüyor:- Hiç unutmam, on yıl önce de tandır yemiştim, şu karşıki masada. Sizden iyi olmasınbir iş adamı dostum vardı. Onunla on yıl önce tanımıştım. O n yıl önce bana tandırsöylemişti. On yıl sonra ben ona tandır söyledim.Tandır bitti. ‘’’Garson masa başında. Tatlılardan ne alırdınız? ’’ diyor. Bu defa MüfettişMüezzinoğlu’ndan önce davranıyor:- Hiçbir şey istemeyiz.Garson tepkiye şaşırır:- Efendim bir kusurumuz varsa telafi edelim.Müfettiş:- Kusurunuz yok. Kusurumuz var. Biz bir an önce bara geçelim.GARSON,- Kusurunuza yardımcı olmamızı isterseniz yardımcı olalım.- Teşekkür ederiz. Biz bara geçelim.Müezzinoğlu çoktan kalkmış, göreve hazır. Müfettişin sandalyesini çekiyor. Paltosunuveriyor. ‘’ Buyurun Efendim, çıkalım.’’ diyor.Müezzinoğlu Müfettiş barda. Bar sakin. Bir iki kişi. Sahne Boş. Masaya yaklaşıldı.Müezzinoğlu Müfettişin sandalyesini çekiyor, paltosunu alıyor ve buyur ediyor. Garsonmasada,- Siparişlerinizi alayım efendim?

Müezzinoğlu:- Viski, meze olarak ne varsa masa donatılsın.GARSON,- Hemen efendim, masanız istediğiniz gibi donatılacak, amacımız sizi memnun etmek.Müezzinoğlu garsonun ilk bahşişini veriyor. Garson memnun. Aheste geldiği masadanuçarcasına uzaklaşıyor. Önce viski… Sonra, sıcak soğuk mezeler…. Meyveler… Kuruyemişler… Garson mekik dokuyor. Müezzinoğlu iki duble atmıştır bu ara. Sahneyebakar, sahne boş. Garsonu çağırır, garson yıldırım hızında. Garsona:

Page 323: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Müzik, dansöz, sahne donatılsın!- Garson,- Müzik Programımız saat 17’den sonra efendim.Müezzinoğlu,- Söyle patronuna, program önceden başlatılsın, ücret hesabıma eklensin.GARSON,- İsteğinizi hemen ileteceğim efendim.Garson ikinci bahşişini alır. Garsonun gitmesi ile gelmesi bir. Müezzinoğlu’na eğilerek - İsteğinizi hemen yerine getiriyoruz, birazdan solistlerimiz, dansözümüz, piyanistimizsahnede olacaklar.Piyanist çalıyor Ankara’nın Yolları, sahneye çıkmadan müezzin olunun dizinin dibinde,sesiyle miziğe eşlik eiyor, cilvesiyle, kaşı gözüyle Müezzinoğlu’da. Müezzinoğlundanmakas alıyor. Müezzinoğlu, cepten paralar çıkarıyor, alına göğse yapıiştırıyor, havayasavuruyor.Cepten paraları çıkarıyor, dansözün alnına göğsüne yapıştırıyor, havaya savuruyor….Müfettiş izlemekle yetiniyor. Müezzinoğlunu dinlemekten kurtulmanın mutluluğunuyaşıyor.

Akşam bar dolu, dansöz sayısı artmış. Müezzinoğlu, dansözden dansöze, yorgunluktanbitap.Masaya oturuyor, kadehi kaldırıyor, kadeh boşalıyor başı koyuyor masaya. Bu defamüfettiş garsonu çağırıyor:- Arkadaşı odasına taşıyalım, yatağına yatıralım.- Tabi efendim.Üç garson beş garson… Peçete yok eder gibi masadan yok ediyor Müezinoğlu’nu.Ertesi gün müfettiş uyanır. Müezzinoğlu derin uykuda… Müezzinoğlu balkonda bir sigaraiçiyor. Manzarıyı izliyor… Müezzinoğluna dönüp bakıyor. Müezzinoğlu derin uykuda.Balkana çıkıyor, manzarayı izliyor… Dönüp bakıyor, Müezinoğlu derin uykuda… Müfettişiniyor yemekhaneye. Kahvaltısını yapıyor. Gazetelere bakıyor. Gazetelerde madenkazası. Gazeteler sanki kendinden bahsediyor, tedirgin kalkıyor ileri geri gelip gitmeler.Olmadı çıkıyor Müezinoğlunun odansa. Müezzinoğlu’nun bir gözü açık. Müezzinoğlu’na,‘’Günaydın.’’ diyor. Müezzinoğlu, ‘’Günaydın.’’ Diyor. Müezzinoğlu, saate bakıyor. Saat13:00. Müezzinoğlu fırlıyor yataktan. ‘’Öğlen olmuş, nerdeyse akşam olacak, duyandaotelde uyumaya geldiğimizi sanacak.’’ diyor. Müfettiş:- Sorun değil ben de kalkalı çok olmadı, sizi rahatsız etmeyim diyerek sadecekahvaltımı yapıp geldim. Buyurun size eşlik edeyim, siz de kahvaltınızı yapın.Müezzinoğlu,- Siz önden buyurun.Müezzinoğlu, müfettiş yemekhanede. Müezzinoğlu, yorgun konuşmuyor. Müfettiştedirgin konuşmuyor. Kahvaltı bitiyor. Müezinoğlu:- Bara geçip iki duble atalım, uykumuz açılır.- Bara geçmeden belgelere bir göz atalım. Sonra eğlencemize bölmeden devam edelim.- O zaman odaya çıkalım.Müezzinoğlu müfettiş odada. Müezzinoğlu ilk belgeyi veriyor:- Buyurun harita.Müfettiş ruleyi açıyor, açılan Türkiye Fiziki Harita. Müezzinoğluna:- Bu ne? Ben sizden Jeoloji Haritası istedim.- Çocukların cahilliğine verin efendim. Cahiller işte, ne bilsinler Jeolojiyi. Ben hementelofon ederim, kargoya verirler yarın alırız. Nasıl olsa teftiş süreniz var, bir gün fazlaeyleniriz. Musade edin hemen kargoya vermelerini söyleyeyim.Müezzinoğlu dışarı çıkıyor. Açıyor telofonu, ‘’ M üfettiş Jeoloji Haritası istiyor, hemençevredeki ocakları araştın, bir tane bulun kargoya verin.’’

Page 324: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Müezzinoğlu, odaya giriyor:- Efendim harita birazdan kargoya veriliyor.- Bu, gaz ölçüm raporu- Tamam.- Bu hijyenik raporu.- Bu malzeme standarttı.- Tamam.- Bu kroki.- Tamam.- Bu balçık numunesi.Müfettiş numuneyi alıp koklaması ile yere atması bir.’’ Bu ne? ’’ der. NumuneyiMüezzinoğlu koklar. Müfettişe:- Efendim siz merak etmeyin, ben o boku çıkartanı bulur, yedirmesini bilirim. Hemennumuneyi de kargoya verdirteceğim.- Görüntü kaydı?- Burda efendim.- Aç bir göz atalım.- Tabi efendim.Müezzinoğlu CD’bilgisayara yerleştirir. CD açolır. CD’de çanta, takım elbise müfettişin.Baş kısım müfettişe ait değil. Bir bayana ait. Müfettiş çılgına döner.’’ Bu ne rezalet! ’’Müezzinoğlu pişkin. Cevap hazır,- Üzülmeyin Efendim, gören duyan yok. Çocuklar acele ile yanlış montaj yapmış.Hemen onu da hallederiz.Müfettiş, suskun müfettiş tedirgin. Zoraki iniyor bara. Birinci günkü neşe yok.Müezzinoğlu talimatları ocağa vermiştir.Eğlencenin ortasında telefon çalar, Müezinoğlu musade ister dışarı çıkar. Telefondaçevre ocakların da jeoloi haritayı yeni duydukları bildirilir. Müezzinoğlu talimat verir. ‘’İnternetten indirin isimleri değiştirin.’’Ertesi gün kargodan belge numune gelir. Kontroller yapılır.-Görüntü- Tamam.-Numune-Tamam.-Rapor tamam.

İki deste para müfettişe verilir. Müfettiş yolcu edilir. Bir teftiş daha böyle halledilir.

Sülo, film şeridinden bir cümle cımbızlar savunmasına ekler.- İşte efendim evrak üzerinde teftiş kusursuzdu.Hâkim:- Eksik ola ne?- Eksik olan son teftiş. Ona ne hükümetin gücü yeti, ne de patronun.Filmin bu karesinde Sülo, ilk defa gözlerini yumdu. Gözlerinden iki damla yaş. İki damlayaş Sülo’ya ek süre kazandırdı. Sülo Kesintisiz izledi.Ocakta 1000 kişinin su baskınına mahsur kaldığı tespiti yapılır. Olay müdahale ekibi,AFAT’ıyla, Bürokrasisi ile, Medyası ile en olmazsa olması kazazede yakınları olayyerinde. İlk müdahale yapılır.‘’Ahtapot ‘’suyu çekmeye başlar. Ahtapottan gelen su başlangıçta musluk suyu gücündezamanla artar. Suyun boşaltılmaya başladığı açıklaması yapılır. Meraklı, sevinçlibekleyiş uzun sürmez. Suyun ocak girişinden gelmeye başlamasıyla yeni telaşlar başlar,bir yandan telaş bir yandan tespit, açıklama… Varılan tespit; Havalandırmakoridorunun, tüm galerilerin su altında kaldığı gerçeği artık kaçınılmazdır. Tek iyimser

Page 325: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

beklenti bir an önce suya müdahale, ölülere ulaşma beklentisi. İlim adamları, bürokrasiolayı anlama çabasında. Varılan ortak kanı ocak seviyesinin denizin 50 m altına inildiği,denize olan mesafenin yakınlığı göz önünde tutulduğunda, deniz suyunun bir boşlukoluşturduğu, oluşan boşluktan ocak içerisine baskı yaptığıdır. Deniz suyu tahlilegönderilir. Gelen tahlil sonucu deniz suyu ile aynı oranda tuza sahip oluşu ocaktangelen suyun denizden geldiği kesinlik kazanmıştır.En Yetkili Ağızdan,- Deniz suyunu boşaltabilecek teknolojiye sahip olmadığı için ölülere ulaşma şansımızyok. Elimizden bir şey gelmiyor.Canlı yayın yayına ara vererek son dakika haberi sunar:- Sayın seyirciler bir son dakika haberi sunuyoruz. Haber için Atina Muhabirimizebağlanıyoruz.Midilli sahili toplanan halk, üşümekten titreyen bir kişi. Mikrofonu uzatır. Cevap yok.Şaşkın korkulu bakış, titreme….Muhabir sorar,- Bura nasıl geldin?- Yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm.- Nereden geldin?- Yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm, yü yü yüzdüm,yü yü yüzdüm. ( Sülo, tekrar tekraryüzdü, tekrar tekrar titredi.)Kimliği belirsiz şahsın şokta olduğu düşünülerek, bir tokat vurulur. Aynı soru tekrarsorulur. Alınan cevap aynı. Muhabir ikinci sorusunu sorar, ( Sülo, tokatın şokunu, birkez, bir kez daha yaşadı.)- Yüzerken ne gördün?- Ba ba lık, Ba ba lık, Ba ba lık-- Peki, burada ne görüyorsun?- Ba ba lık, Ba ba lık, Ba ba lık- Balıklar ne yapıyor?- Büyük balıklar küçük balıkları kovalıyor.Muhabir,- - Sayın seyirciler, gördüğünüz gibi sahilde yakalanan, Türkçe konuştuğu için Türkolduğu bilinen, kendisi hakkında başka hiç bilgiye ulaşılamayan şahsın, kimlik tespitiiçin yaşadığı şoku atlatması beklenecek. Ben olayı yakından izleyecek, her gelişmeyianında sizlerle paylaşacağım, gördüğünüz gibi şahıs şu anda hastaneye götürülüyor.

TÜRKİYE CEPHESİ (OCAK BEKLİŞİ)Koşarak gelenler, TV’de haberde yer alan kişinin Müslüme TAŞTEPEN’İnin eşi olduğunusöyler. Müslüme Hanım’a haber ulaşır. Müslüme Hanım Eşinin bilincini kaybettiğindenhaberi yok. Bilinç kaybı yetkililere ulaştırılır. Kimlik tespiti için belirtilen şahsınyakınlarından DNA örneği alınır, özel Helihopterle Midilli’ye gönderilir.müderrisoğlu, kendi kendine konuşur, ‘’ Kursta en yetenekli çocuktu.’’ Hayali görüntü(sülo Soyluoğlu, Bitiş Çizgisine ilk varan)CANLI YAYIN- Sayın seyirciler, son gelişmeler için Atina Muharirimize bağlanıyoruz. Muhabirimiz şuanda Midilli’de hastanede kimliği belirsiz kişinin yanında.Midilli Haber muharriri ekranda,- Kimliği belirsiz kişinin kimlik tespiti için Türkiye’den gönderilen DNA testi sonucuŞahsın Müslüme Soylu’nun eşi ve Rıza Soyluoğlu’dan olma Sülo Soyluoğlu olduğuedildi. Sülo Soyluoğlu’nun yaşadığı şok sonucu bilincini kaybettiği de ikinci edindiğimizbilgi.Sülo Soyluoğlu’nun Türkiye’ye nakli için yazışmaların öğleden önce tamamlandığı, nakil

Page 326: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

işleminin öğleden sonra gerçekleşeceği söyleniyor. Gördüğünüz gibi nakil için helikopterhazır bekletiliyor.CANLI YAYIN- Sayın seyirciler ocaktan gelen suyun denizden geldiği böylece doğrulandı. Merakedilen deniz suyunun ocaktan nasıl yol bulduğu değil, Sülo Soyluoğlu’nun ocaktan yolbularak nasıl yüzdüğü sorusu. Görüşüne başvurduğumuz uzmanlar iki konudayoğunlaşıyor. Birinci görüş Sülo Soyluoğlu’nun iyi bir yüzücü olduğu, İkinci görüşakıntıya kapıldığı, akıntının Midilli’de Soyluoğlu’nukaraya vurduğu.- GAZETELER DE MANŞET- ‘’ HÜKÜMETİN YAPAMADIĞINI DENİZ YAPTI’’- TV HABERLERİ- 1000 Kişiye mezar olan ocak deniz tarafından kapatıldı. Ocağın üçüncü şahıslartarafından da hiçbir şekilde açılamayacağı gerçeği ortada.BAKAN AÇIKLAMASI:- Ocaktan gelen suyun denizden geldiği kesinleşmiştir. Ölülere ulaşmak için yapılacakbir şey yok. Ocağın çıkışına set çekerek suyun gelişi engellenecektir.SOYLUOĞLU TÜRKİYE’DEHelikopter iner, Sülo, şaşkın, görmediği kalabalık, görmediği yüzler… Korkar kaçmayaçalışır, yakalanır. Tüm aile yakınları, sarılır öper. Kendini tanıtır. Sülo’dan tepki yok..………Ocağın girişine set çekilir. Suyun Gelişi engellenir.Ocak kapanır Sülo’nun gözü açılır savunmasının son sözlerini yazdırır,- İşte efendim ocakta bilfiil tamı tamına on yıl, altı ay çalıştım tazminatımın ödenmesiyolunda yüce adaletinizin vereceği kararı bekliyorumHakim (Ocak işletmecisine)Sülo Soyluoğlu’’un anlattıklarından uzun sure iş yerinizde çalıştığı anlaşılmaktadır.Doğru mudur?PATRON:- Doğrudur.Hakim:- O zaman tazminatını ödemeyi tahahyüt ediyorsunuz- Tahahyüt değil, tahayyül bile edemiyorum._ Sözlerinize açıklık getirin:- Efendim, iş yerimi ben mi kapatmışım? Deniz vurdu, hükümet kapattı. Vuran vurana.Mağduriyetimin giderilmesini talep ediyorum. Ben eve ekmek götüremez durumadüşmüşüm, bir de işçi tazminatı mı düşüneceğim. İnsaf Hâkim Bey,Sülo, söz hakkı alır,- Muhasebeci, olmam ne deni ile ocağın bütün belgelerine ulaştım. babası da mağdurayaklarına yatarak 250 kişinin tazminatını sumen altı etmiş.Sülo’nun gözleri yine filmin perdelerine dalar. TV,- 299 kişinin ölümü ile sonuçlanan maden davası sonuçlandı. Ocağın işletilmecisikişi başı 299.000 lira tazminat ödemeye mahkûm edildi.MÜEZZİNOĞLU AVUKAT- MUHASABE MÜDÜRÜ TOPLANTIDAMüezzinoğlu,- 299.000 ÇARPI 299.000Tl. Mahkûm edildik. Ocağın tamamını satsak bu parayıödeyemeyiz. Dava kesinleşmeden ocağın devir işlemlerini yapıyorsunuz.AVUKAT:- Devir edeceğimiz, şahıslar belli mi?- Belli.- Söyleyin isimleri, devir işlemlerini başlatalım.:

Page 327: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Çocuklarım- Efendim çocuklarınız reşit değil.- Çocuklarımı adliyeye çıkarıp yaş tespiti mi yapacaklar. Merak etme dosya ellerinegeçene kadar reşit olurlar.- Efendim eşinizin payı aile bağı nedeniyle silsile yolu ile kendisini borçlu kılar.- Eşimin silsilesini, sülalesini, bağını bahçesini yok edin.Işık hızıyla boşanma kararı çıkarttın. Aramızdaki tüm bağları kopartın. ‘’Kendisini hiçtanımıyorum. Beni dolandırdı bütün mal varlığımı üstüne geçirdi.’’ derim zamanıgeldiğinde.Ocak işleyişi devamÜÇ YIL SONRASICANLI YAYINÜç yıl önce ölen 299 kişinin tazminat bedelini alamadığı öğrenildi. Muhabirimiz İşletmeciMuhterem MÜDERİSOĞLU kendisin dolandırıldığı eski eşi tarafından bütün mal varlığınaelkoyulduğunu söyledi. Yaptığımız araştırmada Muhterem Müderisoğlu’nun söylediklerinindoğru olduğu ortaya çıktı. Kendisinin üzerinde hiçbir mal varlığına rastlanmadı.Sülo’yu Basın Mensupları uyandırır,- Ölen arkadaşlarınızın ölüm anına tanık oldunuz mu?- Ölme korkusunu yaşadınız mı?- Ölen arkadaşlarınızın son sözünü hatırlıyor musunuz?SÜLO,- Hatırlıyorum:- Söyler misiniz?- Hepinizin anasını sikmemi istedi. Burada 1000 kişi ölmüş, binlerce çocuk yetim, oncakadın dul kalmış ’Bu davanın sonu ne olacak? ’’ demiyor. Reyting peşindesiniz. Sizinvereceğiniz haberin de, sizi dinleyen okuyanın da………….Hakim,Karar aşamasındayız. Lütfen sessizlik. Sorularınıza dışarıda devam edin.

KARAR:Yaz kızım.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:.Davanın ‘’ Bin kişili Ölüm Davası’’ ile illiyet bağı oluşturduğu o nedenle davanın ölümdavası sonuçlana kadar ertelenmesine, davalının tutuksuz yargılanmasına kararverilmiştir.

Delillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, dava için ……/……/……/ ‘negün verilmesine karar verilmiştir.

AĞIR CEZA MAHKEMESİ1000 kazazede yakını, Sülo; Avukatlar, Hakim, savcı Kâtip, Ocak işletmecisi

İŞÇİLERİN AVUKATI:Sanık güvenlik tedbiri almayarak 1000 kişinin ölümüne sebep olmuş TCK 81. Md.835237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 85 Madde’ye göre her işçi için taksir yolu ileadam öldürme suçundan ayrı ayrı yargılanmasını talep ediyoruz.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- TCK 81. Md. 835237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 85 Maddeye göre suç unsurunungerçekleşmesi gerekir. Ölümden söz ediliyor, ölüm var mıdır? Ortada Adli Tıp raporu

Page 328: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

var mıdır? Ölümün Şekli belli midir? Ortada hiçbir belge yok, müvekkilim yargısız infazamahkûm edilmek isteniyor.İŞÇİLERİN AVUKATI:- 1000 kişinin ölümünden bahsediyoruz.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Sayın Hakimim, davacı avukatı hiçbir kanıt göstermeksizin adliyeyi meşguletmektedir.Hakim- Sizin iddianızı doğrulayan kanıtınız var mı?SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Var efendim. En canlı kanıt, Sülo Soyluoğlu. Karşınızda duruyor. Sülo SOYLUOĞLUölmemişse 1000 kişi de ölmemiştir. Öldüğünü iddea ediyorsalar öldüğünü ispatlasınlar.İŞÇİLERİN AVUKATI,- Siz ölmediklerini ispatlayabilecek misiniz?- İspat, gayet basit. Kanıt Sülo Soyluoğlu ölmemiştir. Sülo Soyluoğlu 1000 kişi ilebirlikteydi. Ya hep öleceklerdi ya hep kurtulacaklardı. Hep kurtuldular. Sülo hariç.Hâkim,- Sanırım yanlış ifade ettiniz. Sülo kurtuldu, diğerleri hariç demek istediniz.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Hayır, efendim Sülo yakayı ele verdi kurtulamadı.Hakim:- Sözlerinize açıklık getirin.

SANIK MÜDAFİ AVUKATI,- Sayın Hakimim, ben davacı avukatı gibi matbu bir dosya ile gelmedim. Her şeyi enineboyuna, çapına, derinliğine araştırdım. Olay basının pompaladığı gibi değil. Hukukbasını mı ölçü alır, olayın derinliğine mi iner?Hakim,- Hukuk yasalar çerçevesinde belgelere bakar.

SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Buyurun belge. (Sülo Soyluoğlunun üniversite’de Genç Eylemciler Birliği Üyelik kartı)Hakim,- Bu kartın dava ile ilgisi ne?

İŞÇİLERİN AVUKATI,- Müdafi avukatı davayı saptırmak istiyor.SANIK MÜDAFİ AVUKATI,- Sayın Hâkim, davayı saptırmak isteyen kendileri. Bu kart davayı aydınlatacak önemlibir ipucu. Şöyle ki, 1000 kişi ocaktan denize tünel kazdı. Tünelin çıkışında hazırbekleyen tekneye bindiler. Sülo Soyluoğlu’nun üyesi bulunduğu örgütün, kendisininyediği boklar sonucu güvenlik engeline takıldı. Kendisi tutuklandı. Diğerleri yolunadevam etti. Sülo Soyluoğlu bir yolunu bulup kaçtı.İŞÇİLERİN AVUKATI:- Sülo Soyluoğlu adına savunma yapmayacağım, savunmayı kendisi yapsın. SüloSoyluoğlu’na söz hakkı istiyorum.SANIK MÜDAFİ AVUKATI,- Sülo Soyluoğlu, o tarihte bilincini yitirmişti. Bilincini yitiren birinin sözlerini siz kanıtolarak ortaya koyamazsınız.Hâkim: (Sülo’ya söz hakkı verir)SÜLO,- Genç Eylemciler Birliği üyesi olduğum üniversite yılları idi.

Page 329: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hâkim:- Sen ocaktan nasıl kaçtınız? Onu anlat.SÜLO,- Ocaktan kaçmaya fırsat bulamadık. Birden kendimizi suyun içinde bulduk. Her birimizbir tarafa sürüklendik. Ben bir ışık gördüm, yakın gözüküyordu. Işığa kavuşmak içinyüzdüm. Ben yüzdükçe ışık uzaklaştı.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Sülo Soyluoğlu’nun, bilincinin yerinde olmadığı belgesi mevcut. Sülo Soyluoğlu’nunbilinç testi yapılmasını talep ediyorum.SÜLO,- Bilinç testi yaptıracağım. Ben de sizin kişilik testi yaptırmanızı talepediyorum.SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Sayın Hâkim, davacı hakarette bulunuyor, kişilik hakkıma saldırıda bulunmuştur.Lütfen kayda geçin.SÜLO,- Sizin ki saldırı değil, ikram mıydı?SANIK MÜDAFİ AVUKATI:- Ben kanunun bana verdiği, müdafaa hakkımı kullanıyorum.SÜLO,- Bin Maden Şehidi yakını, müdefaa hakkını kullanmıyor, başçavuşun beygirini miosurtuyor?Hâkim:- Davayı sulandırmayalım lütfen!Hakim Müdafii Avukata döner,999 kişi yoluna devam etti demiştiniz? Nere gittiler?- Capitani Regenti" (San marino cumhuriyeti) ‘e gittiler.Sorarım karşı tarafın avukatına, ölüm tazminatını neye göre istemektedirler. Cezakanunu cezai işlemin uygulanması için suçun işlenmesini esas alır. Ölüm olayı vukubulmuş mudur? Selalaları okunmuş mu? Cenazeleri yıkanmış mıdır? Cenazelere pamuktatbik edilmiş midir? Cenazeler mezara yatırıl mıdır? Tek bir kürek toprak atılmışmıdır? Bir lokma helvaları tattırılmış mıdır? Mezarlarına tek bir taş dikilmiş midir?Bütün bunlar belgesiz. Bu bile müvekkilimin suçsuzluğunun kanıtıdır. Müvekkiliminsuçsuz olduğuna, davanın reddine karar verilmesini talep ederim.KARAR:Yaz kızım.Gereği düşünüldü:Sülo Soyluoğlu’nun Bilinç testi için Hastaneye sevkine, 999 kişinin ifadesine başvurmakiçin Sanmarino Cumhuriyeti’ne yazı çıkartılmasına, sanığın tutuksuzyargılanmasına……/………/……/ ‘ne duruşma günü verilmesine karar verilmiştir.

Süla’nun müdahil olduğu davanın biri bitmeden biri başlar. Sülo adliyede ise, SüloHakim karşısındaysa yaşıyordur. Sülo, adliye koridorlarının müdavimi. Hakimler bilearar olmuştur kendini. Bilinmedik davalar, bilinmedik savunmalar, bilindik kararlar…Sülo, yaşıyor. Sülo, Adliyede.ASLİYE HUKUKAVUKAT, SÜLO, SAVCI, HAKİM, KATİPSülo,- Rahatsız olmuştum. Doktora başvurdumSülo’nun gözünde bu defa hastane koridorları canlanır.

Sülo, Dâhiliye polikniğine gider.

Page 330: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

DOKTOR,- Şikayetiniz?.- Ben yatakta altıma kaçırıyorum. Önce bir idrar tahlili yapalım, enfeksiyon kaynaklı mı? Ona bakalım.- Kaçak, muslukta değil, logarda.- O zaman isal durumu var. İlaç yazayım bir hafta kullanın, Kontrole gelin, geçmezsetetkik yaparız.- Benim derdim, bok değil.- Nedir, o zaman?- Donumda garip garip yazılar oluşuyor.- Peki, bu yazı, daktilo, yazısı mı? Bok yazısı mı?- Mürekkep yazısı.- İlginç. Sizin vücudunuz mürekkep üretiyor. Detaylı bir tetkik yapmamız gerekiyor. Budetay beni aşar, başhekime bildiriyim. Siz burada bekleyin.Dâhiliye doktoru, başhekime gider. Başhekime durumu anlatır. Başhekime sorar’’Bu durum tıbben mümkün mü?’’BAŞHEKİM,- Tıp mümkün olan olaylara cevap verir. Mümkün olmayan olayların, mümkün olmaolasılığını araştırır. Burada da olasılıklı bir durum var. Biz ilgili alan uzmanlarınıtoplayalım, bir çıkış yolu bulalım.Başhekim, sekreteri çağırır. Sekretere bir liste verir.Sekreter anons yapar.Nöroloji; Kardiyoloji, Beyin Cerrahi, Ruh ve Sinir, Dâhiliye, Hariciye, Bevliye, PsikiyatriUzmanlarının konferans salonunda toplanması rica olunur. Başhekimlik

TOPLANTI SALONUDoktorlar gelmiş beklemektedir. Başhekim, Kürsüye geçer açıklamada bulunur,- Arkadaşlar, dâhiliye servisine başvuran bir hasta. Uykusunda dışkı kaçırdığını beyanetmiş. Bunun yanında yatağında donunda her gün işemeden kaynaklı mürekkepleyazılmış ‘’ Yazılar ‘’ gördüğünü belirtmiş. Bu konu da görüşü, bilgisi olan var mı?- Mümkün olamaz.- İlginç- Basbayağı yalan. Hastayı, dâhiliyeden alıp, Ruh ve sinir hastalıklarına teslim edelim.BAŞHEKİM,Arkadaşlar, kestirip atmak olmaz. Böyle tartışarak da sonuca varamayız. Bence hastayıgözlem odasına alalım. Dahileşici arkadaşın yanına bir arkadaş daha verelim. MeselaBevliye Uzmanı arkadaşımız.BEYİN CERRAHİ,Burada istem dışı bir durum varsa beyin kaynaklı olabilir, ekipte bende yer almalıyım.BAŞHEKİM,- Siz de yer alın.RUH VE SİNİR UZ.,- İstem dışı bir durum varsa, benim de yer almam gerekir.BAŞHEKİM,- Siz de yer alın.SÜLO, gözlem odasına alınır, dâhiliye uzmanı yatağa yatmasını söyler.BEVLİYE UZ.,- Bu şekilde yatışını sağlarsak yazı okunaksız olur. Bence hastayı donsuz yatırmalıyız.Diğer doktorlara bakar. Diğer doktorlar onaylar. Sülo’nun donu çıkartılır. Donsuzyatırtılır. Dâhiliye Uzmanı hemşireye talimat verir.- Hastanın yemekleri özel hazırlansın. Bol bol sıvı tüketmesi sağlansın. Yemeklerine demüshil konulsun.

Page 331: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Doktorlar gider.Sülo’nun yemekleri gelir. Her yemeğine müshil konur. Sülo yemeğini yer.Hemşire sık sık aralıklarla konrol eder.- Yazdı mı?- Düşünüyor.HEMŞİRE,- Yazdı mı?SÜLO,- Mürekkep depoluyor.HEMŞİRE:- Yazdı mı?SÜLO,- Sessizlik istiyor.Hemşire son gelişte sormaz. Nevresimi aralayarak bakar.- (Sülo’ya döner, yazı yazılmış, sizin haberiniz yok.)SÜLO,- Benim haberim olsa, size başvur muydum?‘’ Boktan, boktan’’ Hemşire yazıyı alır, dâhiliye uzmanına götürür. Dâhiliye Uzmanı,Başhekime...Yazı Laboratuara gönderilir.LABORATUAR SONUCUSONUÇ: Mürekkep olduğu tespit edilmiştir.BAŞHEKİM:- (Dâhiliye uzmanına) hastanın röntgenini çektirtin. Bir bulguya rastlayabilecek miyizbakalım.RÖTGENKalın bağırsakta bir kalem bulgusu.Dâhiliye uzmanı Sülo’ya sorar,-Daha önce hiç ameliyat oldunuz mu?- On yıl önce bağırsak düğümlemesinden olmuştum.Durum anlaşılmıştır.Sülo, ameliyat edilerek kalem çıkartılır.

DOKTORLAR TOPLANTIDABEYİN CERRAHİ UZMANI,Kalemin tespiti, kalemin çıkartılması sorunu çözeceğe benzemiyor. Hastanın beyni öylebir güç uyguluyor ki, bokla, mürekkebi ayırabiliyor, mürekkebe şekil verip yazıyazabiliyor. O beyin göreceksiniz sizin benim cebimden mürekkebi alacak yine yazacak.BAŞHEKİM,- Hastanın çıkışını yapmayalım. Gözlem odasında tutmaya devam edelim.BEYİN CERRAHİ UZMANI,- Tutsak da faydasız. Tıbben bizim o beyni okumamız, müdahil olmamız yüz yıl alır.BAŞHEKİM,- Önce yazacak mı, yazmayacak mı onu gözleyelim.BEKLENEN YAZI‘’ Bir kalem kime yetecek, çöpe atın.’’Ne demek? Kalem istese, niye çöpe atın diyor?Sosyolog devreye girer:- Mesaj açık

SÜLO,- Biri yardı kalem bıraktı, biri yardı kalem çıkardı. Sonuç bok.

Page 332: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

DAHİLYE UZMANI,- Biz ne yapalım. Götüne söz geçiremiyorsanız.SÜLO: (Götünü dönerek açar) Buyur sen geçir.DAHİLYE UZMANI,- Mahremiyet denen bir şey var, kapat götünü.SÜLO,- Vay ben sizin ettiğiniz HİPOKRAT YEMİNNİNE, hani tıpta namahrem yoktu.

Sülo, İkinci cümlesini ekler.Ameliyatı yapan doktorun bağırsağımda kalem bıraktığı tespit edildi. Ameliyatı yapankalemi bağırsağımda bırakan doktordan davcıyım.KararGereği düşünüldüHastaneden savunma istenmesine …../……./……/ ‘ne duruşma günü verilmesine kararverilmiştir.ALTI AY SONRASülo, yaşıyor. Sülo, bir davanın daha sonuçlandığına tanık.DURUŞMA 2Hastane AVUKATI,- Hastanenin arşiv bölümü …. Tarihinde su baskınına uğramış, bütün dosyalartahrip olmuştur. O nedenle 10 yıl önce ameliyatı yapan doktorun kim olduğu bilgisineerişilememiştir.KARARGereği düşünüldü:Olay vukusunun üzerinden hayli zaman geçtiği delillerin delilsizleştiği, davalı lehinekarar verilecek bir delile rastlanmadığı, davalının şikâyet konusu uzuvlarının pozitifdeğer taşıdığı tazminlik bur durum hâsıl etmediği kanaati hâsıl olmuştur.Netiçe:Davanın reddine oy birliği ile karar verilmiştir.……….

Sülo yine adliyede. Adliyede Hakim karşısında. Bu defa elleri kelepçeli. Elleri kelepçeliilk kez.l

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİHÂKİM: (SÜLO’YA),- Olay nasıl gerçekleşti, baştan anlat.SÜLO,- Köyümüz dağları taşocağı, maden ocağı. Bağları inşaat alanı olmuştu. Ocağındeniz tarafından kapatılması sonrası bu şerefsizin şoför aradığını duydum. Görüştüm,Şoför olarak başladım.Sülo, savunmadan sıyrılır kamyonun koltuğuna geçerPatron (Sülo’ya kamyonun anahtarını verrir. Kamyon külüstür.),- Kamyonu çalışır vaziyette, sapasağlam teslim ediyorum. Kamyona vereceğinher zarar hesabına borç olarak işler.- Sapasağlam dediğin kamyon bu mu? Bırak bu kamyonun yolda yüremesini, durduğuyerde dökülür.- Sen dökmezsen, dökülmez. Dökülse bugüne kadar dökülürdü.Sülo, kamyona biner, yola koyulur. Kamyon yüklenir. Kamyon yoala çıkar. Sülo, yoldamola verir. Yola devam edeceği zaman arka lastiğin balon yaptığını görür. Lastiğiçıkartır. Havasını indirir. Eski bir lastiğin cant çevresini testere ile keser. Lastiği içerisineyerleştirir. Şişirir, balon kaybolmuştur. Tekeri takar, yola devam eder.

Page 333: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kamyonun yükünü boşaltır. Patronun evine gider. Patrona durumu anlatır.PATRON,- Gün bir, zarar bir. Bırak kamyonu, ben taktırtırım. Söylediğim gibi hesabına bir lastikyazarım.- Ben fare miyim, Lastiği kemirip delik açayım, delinmiş işte!- Onu sen benim külahıma anlat.- Ben senin külahını s…… Kes lastiğin parasını.Sülo, savunmasına bir cümle daha ekler.

- ilk gün çalışarak borçlanmaya başladım. Lastik patladı, hesabıma bir lastikücreti ekledi.- Sonra?- Yükü yüklemiş tam rampayı tırmanıyordum.Film girer devreye:Kamyon rampada durur. Sülo,kapıyı açar, benzin hortumlarını çıkarır. Ağzı ilehortumdan benzin çekmeye çalışır. Benzinin bittiğini anlar. (Kamyonda çalışmıyor)hortumları takar. Mazot deposuna yağ tenekesinden yağ doldurur. Kamyon çalışır.Sülo, yola devam eder.Kamyonun yükünü boşaltır. Patronun evine… Korrnayı çalar, patron çıkar. Durumuanlatır.PATRON,- Sabah depoyu doldurdum teslim ettim. Demek ki depodan mazot çalıyorsun.Hesabına bir depo mazot parası eklendi.Eklenir savunmaya yeni bir cümle:- ikinci gün bir depo mazot hesabıma yazıldı. Sayın Hakimim böyle böyle borçlandım.HAKİM:- Sonra?- Sonra ay sonu geldi maaşımı istedim.Film devrede:SÜLO,- Bugün ayın 1’i maaşımı alsam diyorum.PATRON,- Verdiğin zararları kalem kalem topladım. Daha eksidesin. Bu ay akıllı olur zararvermezsen maaşa geçersin.- Sözünü geçirebiliyorsan şu tekerini S………m kamyona söz geçir de arıza çıkarmasın.Sülo Hakime,- Birinci ay maaşımın üstüne yattı.- İkinci ay?- İkinci ayın ikinci günüydü.Filmden yeni sahne:Rampada kamyon durur. Önden dumanlar yükselmektedir. Motor yanmıştır. Sülo,yoldan giden başka bir kamyona biner, köye gelir. Yürüyerek patronun evine gider.Durumu anlatırPATRON,- Yüklü kamyon rampaya birinci vites vurur, yüklenirsen gaza motoru yakarsın. Şükretkamyonu yakmamışsın. Kamyon yansaydı babanın serveti de ödemezdi. Masrafhesabına yazılır.Patron, tamirciyi alır kamyon yanına varır. Kamyon boşaltılır. İkinci bir kamyona takılırçekilir.Savunmaya eklenir yeni cümle,- İkinci ay ikinci gün hesabıma bir motor ücreti eklendi.

Page 334: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

HAKİM,- Sonra?- Sonra Çalışmaya devam ettim. Ayın biri geldi. Maaşımı istedim.Film devrede:Patron;- 90.lira zarar verdin. Kamyon bir hafta bağlı kaldı. Bir haftayı da 15lira. Kabul et dahaiki ay borçlusun.

HAKİM:- Sonra?- Sonra çalışmaya devam ettim.Altı ay geçti maaş alamadım. Duydum eve haciz gelmiş. Maaştan vaz geçti. Sadecebabamın giden televizyonunu kurtaracak para istedim.Film devrede:BABA,-Eşyalar bana ait. Sülo, benim oğlum.İCRA MEMURU,- Eşyalara haciz işlemi yapmazsak oğlun hapse girer. Gördüğümüz kadarı ileönemli bir eşya yok. Müdahale etmeyin, dolapla, televizyonu haczedelim. Oğlunuzkurtulsun.BABA,- Televizyonu da alın, dolabı da. Ben işe yararsam beni de alın.Dolap, televizyon arabaya yüklenir.Sülo hem yaşar hem anlatır,- İcrayı kaldıran Kondur Ko Yapı inşaat. Hemen kendisine koştum.

Orhan’lı SahneSÜLO: (Patronun yazıhanesinde patrona)- Beni geçtim, babamın hiç mi hatırı yok?Orhan,- Ticarettin kuralı, babanı tanımayacaksın(Kartı gösterir.) Ne yazıyor? Kondur KoTepemin tası attırılırsa(El hareketi) Adama böyle koyarım.- Dolabı, televizyonu geri yolla. Borcu en kısa sürede öderim.- Önce para.Sülo bu defa gözlerini kamyon sahibine yönelterek, gözünün içine baka baka,- Çaresiz kaldım para bulamadım. Altı aylık maaşımı bu şerefsiz vermemişti sonçare bu şerefsize gittim.HAKİM:- Verdi mi?- Vermedi- Sen ne yaptın?- Kamyonu yakmaya karar verdim.- Nasıl yaktın?- Önce bir bidon benzin aldım.Sanki Sülo hakim karşısında değil. Benzin bidon elinde kamyon yakmaya gidecek. Gittibile… (Elinde benzin bidonu, evin önünde bağırır.)- Şerefsiz çık,dışarı konuş benimle.Top sakal, şalvarlı, başında şapka, elinde tespih biri çıktı kapıya. Belli Kamyonun sahibi,- Siktir git! Sabah sabah tepemin tasını attırma.- Altı aylık maaşımı öde, bir daha ne sen beni ne ben seni göreyim.

Page 335: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Açtığın zarar yetmedi bir de kamyonu satıp sana para mı ödeyeyim. Siktir git!- Maaşı ödemezsen kamyonu ateşe veririm.- Ver de göreyim.Sülo, benzini kamyonun önüne döker. Deponun üstüne altına döker. Çakmağı çıkarır.- Yakarsan seni mahkemeye veririm. İçeri tıktırtırım. Ömrün demir parmaklıklararkasında geçer.Sülo, çakmağı çakar, benzin alev alır. Alev kamyonu sarar. Patron merdivendenkoşarak iner. Kamyonun çevresinde koşar. Elinden koşmak harici bir şey gelmez.Kamyonun deposupatlar, alevler daha da yükselir. Kamyon küle döndüğünde halktoplanmıştır. Sülo, benzin bidonunu bırakır.SÜLO: (Çakmağı gösterir.)-Bu da sana hediyem olsun, baktıkça hatırlarsın.Sülo bu defa hakime döner,- İşte kamyonu bu şekilde yaktım.- Sonra?- Eve gittim.Sülo eve gitmedi olayın yaşandığı güne gitti.

Baba kapıda, Sülo, bahçede eve doğru yürüyor. Babayı gördüğü an,

- Baba, şerefsizin kamyonunu ateşe verdim. Kamyon küle döndü.BABA,- Oğlum ne yaptın?- Baba televizyon gitmiş, dolap gitmiş elimi kolumu bağlayamazdım. Alacağımı istedim.- Oğlum baban televizyonla mı büyüdü? Dolapla mı büyüdü? Giderse gider.- - Şerefsize gününü gösterdim.- Oğlum, şimdi boka bastın.- Bir şey olmaz.Sülo, merdivenin birinci basamağına bastığında. Jandarma ensesinden tutar. Kelepçeyitakar. Bir jandarma bir koluna, bir jandarma bir koluna girer ve karakola götürür.Sülo hakime son kez bakar, boynunu büker,- Şimdi gördüğünüz gibi huzurunuzdayım. Şerefsiz bunu hak etmişti. Sizin de aynıkanaati taşıyacağınızı sanıyorum.HAKİM,- Kanaatimi vereceğim kararda öğreneceksin.Sülo’nun gözünün önünden daha önceki mahkeme kararları geçer.

KararDelillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, duruşmanın ertelenmesineAslihe Hukuk, Ağır Ceza kararları peş peşe geçerDelillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, duruşmanın ertelenmesine…

Hâkim, savunma avukatına söz verir.AVUKAT:- Sanık önce müvekkilimin kamyonunun yakacaktı. Yaktı. Müvekkilime acı çektirecekti.Sonra evini yakacaktı. Evi ile birlikte eşini. Müvekkilime acı çektirecekti. Sonramüvekkilimi yakacaktı.HAKİM,- Delilleriniz?AVUKAT (Çakmağı gösterir.)- Buyurun. Sanık bu çakmakla birinci eylemini gerçekleştirmiştir. Sanık köylününmüdahalesi karşısında ikinci, üçüncü eylemini gerçekleştirememiştir.

Page 336: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gerçekleştirememiş olması,gerçekleştiremeyecek sonucunu doğurmaz.Benzin bidonunu göstererek(Benzin bidonun üçte biri boş. Benzinin bulunduğu bölümdeçizgi. Benzinin orta yerinde çizgi)Sanık benzinin%33.33’nü kamyonu yakmada kullanmıştır. Kalan benzinin %50’si ilemüvekkilimin evini ve eşini yakacaktı. kalan %16.77’si ile müvekkilimi.Müvekkilim bu olaydan çok korkmuş, psikolojisi bozulmuştur. Müvekkilime psikolojikdanışmanlık desteği verilmesini talep ediyorum. Buyurun kanıt. (Poşete koyulmuş bok)Müvekkilim korkudan altına kaçırmıştır.Hakim poşeti görür, tiksinir.- Kanıtı uygun paket yapsaydınız.AVUKAT:- Düşünmemiş değilim, Sayın Hakimim.- Niye yapmadınız?- Yanlış anlaşılmaya sebebiyet teşkil eder endişesiyle.Hâkim, mübaşiri çağırır. Bok delilini verir.- Bunu kaleme ver, dava dosyasına eklesinler. (Avukata döner)- - Görgü tanığınız var mı?AVUKAT:- Görgü tanığımız yok. Gizli tanığımız var. (Bir CD çıkarır) buyurun) Bu CD’de tanığıneylem planını kendisine anlattığını söyleyen tanığın ifadesinin ses kayıtları mevcut.HAKİM:- Talebiniz?AVUKAT:1-Müvekkilimin bozulan psikolojisinin düzeltilmesi için Psikolojik yardım2- Sanığın mala zarar verme suçundan yargılanmasına3-Sanığın planlayarak cebren birden fazla kişiyi öldürme suçundan yargılanmasına4- Delillerin ve eylemin uygulanış biçimi göz önünde tutularak ‘’ AcıÇektirerek (Canavarca Öldürme) sucundan yargılanmasına5- Sanığın müvekkilime verdiği zararlar göz önünde bulundurularak maaş talebininreddine karar verilmesini talep ediyorum.HAKİM:- Gizli tanık ifadesini dinlemek in duruşmaya 10 dakika ara veriyorumHâkim savcı duruşma salonundan çıkar.Sülo’nun gözünün önünden daha önceki mahkeme kararları geçer.

KararDelillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, duruşmanın ertelenmesine.Asliye Hukuk, Ağır Ceza kararları peş peşe geçer.Delillerin toplanmasına, davalının tutuksuz yargılanmasına, duruşmanınertelenmesine...KARARGEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ…../………/……./ Tarihinde duruşma başlatıldı. Sanığa savunması için söz hakkı verildi.Sanığın ifadesi kayda geçil. Dava avukatına savunması için söz hakkı verildi. Savunmaavukatının savunması kayda geçildi. Toplanan deliller incelendi. Gizli tanığın ses kaydıdinlendi. Delillerin incelenmesi, gizli tanığın ifadesi sonucu1-Sülo Soylu’nun altı aylık maaş talebi, işverenle verdiği zarara karşılık sayılmasıyönünde sözlü akit gerçekleştirdiği anlaşılmış olup, talebin reddine2- Sülo Soyluoğlu’nun davacı…………………..’nın kamyonunu yakarak TCKANUNU………….MALA ZARAR VERME suçu işlediğine3- Sülo Soyluoğlu’nun planlayarak birden fazla kişiyi cebren öldürme teşebbüsünde

Page 337: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

bulunarak TC KANUNU ……. Suçunu işlediğine4_ Sülo Soylu Oğlu’nun eylemi aşama aşama gerçekleştirme girişiminden TC KANUNU………..ACI ÇEKTİRİREK ÖLDÜRME suçu işlediğine kanaat getirilmiştir.NETİCE1- Sülo Soyluoğlu’nun maaş alacak talebi reddine2- Mala zarar vermek suçundan 3 yıl yargılanmasına3- Sülo SOYLUOĞLU’nun birden fazla kişiyi planlayarak öldürme suçundan 30 yıltutuklanmasına karar verilmiştir.Sülo, iki jandarma tarafından adliyeden çıkartılırken ‘’Topal’’la göz göze gelir. Topal’a:- Hani adliyeden hiçbir bok çıkmazdı?TOPAl,-Ben adalet sezmez demedim ki.. Adalet görmez dedim. Seninki ‘’Adaletin Sezisi.’’Sülo, Topalın Cezaevinde öğrenir. Topal her adliyeye yolu düşenin tanıdığıdır. Bir işkazasında ayağını kaybetmiş. on altı yılda ayağını iş kazasında kaybettiğini bir türlükabul ettirememiştir. Adliye önlerinde ayağının hakkından vaz geçmiş, kaybettiği aklınıarıyordu.Sülo Soyluoğlu, adaleti bulmuş muydu yoksa adalet mi onu bulmuştu?.. SONYETER Kİ UMUTLAR SÖNMESİNSUNUŞ

Hiçbirimiz böyle büyük doğmadık. Biz de çocuktuk bir zamanlar... Anımsıyorum da,çocukluğumuzda en büyük gereksinmemiz bir tutam ilgi, bir yudum sevgiydi sadece.Gerisi boş...

Bir damla gözyaşı ve umutla yoğrulmuş sevgi, hırçın yaralı bir çocuk kalbini iyileştiripyarınları değiştirmeye yeterli miydi? İşte bu kitapta sevgi ve umudun el ele verinceneler başarabileceğinin şifrelerini bulacaksınız.

Umut' un umudu hiç tükenmedi. Öğretmeninin de... Asla pes etmediler. Umuda gidenışıklı yolda, birlikte yürüyüp başardılar.

Onlar, ‘’her yüreğin kendi şarkısı’’nı söylediğini biliyorlardı... Kendi şarkılarını söylemeyedevam ettiler, kimse dinlemese de…Ve bir gün baktılar ki herkes onları dinliyor veayakta alkışlıyor...

İbrahim Şahin, sadece şair-yazar ve öğretmen değil, aynı zamanda iyi bir psikolog vesosyologdur da. Kalemini gerek şiirlerinden gerekse diğer kitaplarından ve çocuköykülerinden tanırım. Kıvraktır. Çocuk ruhunun labirentlerinde gezinip çıkış yolunubulmada zorlanmayan bir eğitimci ve bir yazardır. Bir tek kitapta, hoş bir grup çalışmasıile diğer beş kitabı tanıtmak fikri hem eğitimci yanının hem de ince zekâsının ürünüdür.

Eminim, bu romanı okumak büyük keyif verecek her birinize...Kiminiz özdeş kılacak Umut’la kendini. Kiminiz Umut’u rehber edinecek kendine.

Umut kuşlarınızın kanadı kırılmasın. Umut ışığınız hiç sönmesin. O, sizin yol gösterenkutup yıldızınız olsun...Eğitimci Şair-yazar Naime ÖZEREN/İZMİRARKA KAPAK YAZISIBelki bu roman senin ihtiyacın değil. Peki, arkadaşın için?. Belki hayat denenmarotonun başında bir adım öndesindir fakat bir adım sonrasını bilemezsin ki… Buromanı okuduktan sonra bir adım sonrasını da göreceksin, on adım sonrasını da…

Page 338: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sonrasında umudun formülünü kuracaksın.‘’ Umut eşittir hayat.’’ diyeceksin. Umudun formülünü kurmakla kalmayacak hayatınboyunca umudun eşitlik dengesi endazesine terazinin kefelerinde bazen tamlayan,bazen eksilen olacaksın.‘’ Önemli olan beni ben yapan umudumsa ben umudum.’’ diyebileceksin..Ve unutma! ’’Gözlerinde büyüttüğün en büyük hedef, ufalanıyorsa ufuk çemberinde,dönüşüyorsa incir çekirdeğine, avuçlarına alıp dizebiliyorsan ipe ve çekebiliyorsantespih niyetine işte, bu senin zaferindir.’’Unutma! Umut dokuz doğurur, çektiklerin umudun sancılarıdır.ROMAN Okulda fotokopi makineleri bir matbaa gibi kesintisiz çalışıyor, bütün öğretmenlerbirbirleri ile yarışırcasına test soruları çoğaltıyor; sınıflarda test üstüne testçözülüyordu. Öğretmen odasında tek konuşulan TEOG... Öğrencilerin aldığı TEOGpuanları… Karşılaştırmalar, ‘’En yüksek not benim sınıftan, en fazla kazanan benimsınıftan.’’ diye övünmeler… Otuzar kişilik sınıflarda günlük altı ders saati konuşulan, odaklanılan konu TEOG.Öğrenciler, sekiz yıl at gözlüğü takmışçasına TEOG dışında bir şey göremiyor, TEOGdışında hayat düşünemiyor, duygularının bile farkına varmıyordu. Dostluk, paylaşım neydi? Dostluk paylaşım, testlerdi, testlerin çözümüydü.Kıskançlık arkadaşının senden bir puan fazla almasıydı. Güvende ölçü nottu. Korku,düşük not almaktı. Mevsimler kitaptaki yazıldığı satırlardan ibaretti. Soyuttu. Yaşadıkları evrenin, okuldershane yolu haricini bilmezlerdi. Parkları, parklara çıkan yolları… Kuşları, kuşlarıncıvıltılarını... Gece- gündüz yoktu somutlarında. Göklerin mavisi, mavilerin süsü yıldızlar yoktu.Kar fırtına yoktu. Çağlayan ırmaklar yoktu. Baharda açan papatyanın rengi yoktugözlerinde, kokusu yoktu burunlarında, Fen Bilgisi kitaplarında bitkiler alt başlığındasadece çiçekler içerisinde adı yazılıydı papatyanın. Sekiz tam yılda, güneşin doğuşuna, batışına ebemkuşağının rengine bir kez olsunbakan bakma gereği duyan öğrenci yoktu. Beyinlerine TEOG harici tohumserpilmemişti. Dünya ile olan tek bağları soludukları hava… Nerdeyse hiçbiri annesininkucağına oturup saçını okşatmamıştı. Anneleri ile ilk göz göze geldiklerinde, annenin ilksözü ‘’ Dersinin başına!’’ Sokaklar yasaktı her birine, ne zanan sokakta iki yaşıt yan yana gelse penceredengözükür annelerin başı… ‘’ Çabuk eve!’’ Ev, ev… Pencereden bakmak yasak. Ayağakalmak yasak. Boş duvara bakmak yasak. Anne proglanmış günlere… Başına dikilir, başlar saymaya ‘’TEOG’a elli dokuz günkaldı. Elli sekiz, elli yedi...’’ Sonra başlar savunma almaya ‘’ Kaç test çözdün?’’ verilencevap tatmin etmez bir türlü. ‘’ Yetmez, çözdüğünün iki katı daha çözeceksin!’’ Anlayıpanlamadığına bakmaz, yorulup yorulmadığına bakmaz, sıkıntın, derdin hiç bakmaz. Onagöre ne sıkıntın olur, yediğin önünde yemediğin ardında. Tekrarlanan söz’’ Saçımısüpürge ettim.’’ Diyemezsin ‘’ Fidan ömrümü, koklayamadığım tomurcuğumu,hayallerinize paspas ettim.’’ Ne zaman notun bir puan düştü. Annende bir telaş, bir telaş… Kırk derece ateşinçıkmışçasına, doktora götürürcesine, tutar elinden götürür okula, diker öğretmenlerinkarşısına. Başlar konuşmaya, ne olur bir reçete yaz dercesine ‘’ Öğretmen Hanım, oğlumunnotu düştü, ne olur bir çare.’’’ ‘’ Öğretmen Efendi, kızımın notu niçin düştü?’’ Sorduğuöğretmenin gözüne bir yaramazlığın takılmışsa yandın ‘’ Daha dur, bu notu aldığınaşükret, bu notu da bulamayacak.’’ Kıyamet koptu kopacak. Annen bakışları ile başlarhesap sormaya ‘’ Evde bunların hesabını ben sana sormaz mıyım?’ ‘’ Öğretmen Hanım...’’ ’’ Öğretmen Efendi… ‘’ Kimi, güler geçer, her gün duyduğu

Page 339: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

anlamsız sorulara. Kimi, başlar seni övmeye ‘’ Bir puan telafi edilir, bu kadar baskıyapmayın çocuğunuza.’’der. Kimi dakikalarca çalışma planı anlatır, anne anlamazanlatılanları ‘’Öğretmenin dediklerini iyi dinle, yaz.’’ der. Anlamaz bir türlü, anlamanın,not yükselmenin demekle olamayacağını. ‘’ Ben anlamam, not yüksele-cek!’’diyemezsin ‘’ Anlamadığında not düşer.’’ Aklından geçer ‘’ Benim yerime sen sınava gir,yükselt.’’ ama diyemezsin.TEOG’un iyi yönü yok mu? Var var olmasına. İş buyrulmaz sana. İş buyurularsa ‘’Aman, çocuğun notu düşer. ‘’ Annenin babanın yaşı ne olursa olsun atılır ‘’ Amanoğlum, aman kızım, sen dersinin başından kalkma, beynin bölünmesin, ben seninyerine yaparım.’’O nedenle bir kez olsun hissetmemişizdir fırından alınan ekmeğin sıcaklığını. Bilmeyizbakkalda ekmeğin fiyatını.Kendi bahçemizdeki yeşilin, ağacın yabanıyız. Ağaç bize sevgiyle açsa da kollarını bizgörmez, anlamayız. Dallar düşman gözükür bize. Kırarız bir bir.Hemen laf yapıştırılır suratına ‘’ Okumuş çocuksun, sana yakışır mı?’’ İyi deokuduklarımızda ağacın dalı budağı yoktu ki.Evde kapıya bacaya çarparsın, merdivenlerden yuvarlanırsın, hemen yapıştırılır suratına‘’ Kazık kadar oldun, önüne baksana!’’Senede bir defa bakkala gönderilirsin. Aklın testte. Paranın üstünü almazsın, alırdüşürürsün, laf çarpılır suratına ‘’ Okumuş çocuksun, alacağın…. Bir onu muhesaplayamadın?’’Sekiz yıl böyle gelir geçer. Sekiz test sorusu çözmede geçen süreye eşitsüreymişçesine.Sekiz yılın sonunda, sınıflarda birer ikişer, bilemedin bir sınıftan en yoğun beş kişi TEOGpuanı ile istediği bir okula yerleşiyordu. Diğer öğrenciler düş kırıklığı ile daha hayataadım atmadan yenilgiyi tadıyor, hayata karşı direnme, mücadele duygusu‘’çimlenmeden ‘’sökülüp atılıyordu ruhlarımızdan…Türkçe öğretmenimiz Leyla, bu yarışın dışında kalanlardandı. Bir de bu yıla özgüMatematik öğretmenimiz Hasan.Hasan, bu yarışın dışındaydı, dışındaydı çünkü Hasan’ın dünyasında Umut vardı. Tek birUmut… Dersinin çarpanı böleni… Kesirlerin payı, paydası Umut.Hasan, nerdeyse dersin konusuna Umut, problemin bilinenine Umut, BilinmeyenineUmut yazacaktı.Hasan Umut’u etkisiz kılmadan problem çözemeyeceğini anladı. Umut’u karşısına alıpkonuşmak istedi. Hasan tahta başında, yüzü sınıfa dönük, Umut karşısında, sırtı sınıfadönük. Hasan daha ‘’Umut,’’ demeden daha doğrusu demeye fırsat bulamadan sınıfınen arkalarından kalkan parmaklar. Biri gözünü tutuyor’’ Umut gözüme kalem attı.’’diyor. Biri alnını tutuyor ‘’ Bana silgi attı.’’ diyor.Biri elinde kâğıdı gösteriyor ‘’ Bana kâğıt attı.’’ diyor. Hasan soruyor’’ Ne zaman attı?’’hep bir ağızdan cevap ‘’Şimdi.’’diyordu.Hasan şaşkın, nasıl olurdu, Umut karşısında idi. Bir an kendinden emin olmak istedi,elline baktı, kendi eliydi, yerindeydi. Yüzünü yokladı, yerindeydi. Kalbini yokladı,atıyordu. Karşısındaki Umut’tu.Umut, renk vermiyor, sır vermiyor, gayet sakin, öğretmeninin gözünün içine bakıyor.Sınıfın şikâyetçi olduğu sanki Umut değil Umut’un gölgesiydi.Umut’un arkada olan elinin biri, sınıfın bir köşesine, öbürü; öbür köşesine aynı andaatış yapabiliyordu. Hasan Umut’la konuşamadan zil çaldı. Umut sınıfta. Hasan sınıftançıktı. Umut’un sınıfta olan bedeni. Yaptıkları, yapacakları Hasan’ın beyninde. UmutHasan’ın gözünün önünde. Umut Hasan’ın dilinde…Hasan, öğretmen odasında…Hasan çayını aldı. Hasan çayına bir şeker attı’’Bir Umut.’’ bir şeker daha attı ‘’ İkiUmut.’’ dedi. Çayına attığı şekerin adı bile Umut olmuştu. Hasan’ın eli çayda, gözü

Page 340: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

cama çarpan topta. Topta değil Umut’ta. Camda Umut’tun gülen yüzü… Açılan kapıdaher beliren Umut… Duyduğu her nara Umut’un sesi. Üslü sayılar vardı var olmasına daUmut’un da üslü hali var mıydı?Hasan üslü sayıları bıraktı. Düşündü, düşündü… Doluya koydu dolmadı, boşa koyduboşalmadı.Denklemler alt üst. Problem çözümsüz… Çözümsüz problem var mıydı? Her probleminçözümü problemde gizli değil miydi? Hasan beynine yazdı, silinmez harflerle ‘’ Umut’un2 katının 20 fazlası eşittir 3/1’ne. Üçte bir eşittir hayatın kendisi. Her zaman kurareşitlik dengesini umut… Umut problemin payı, paydası, Eşitliğin dengesi. Umut hayatınöznesi.Umut’un matematiksel çözümü yoktu ama bir çözümü olmalıydı nasıl ki her problemindeğişik bir çözüm yolu varsa Umut’un da olmalıydı.Hasan Umut’un çözüm formülünü buldu. Umut’u gıpta ile baktığı Leyla öğretmeninsınıfına nakledecek. Umut o sınıfta etkili öğrencilerle iyonlaşacak, pozitif etken olacak.Leyla öğretmenin sınıfı son günlerce kendinden sıkça söz ettiriyordu. Leyla öğretmenfarklı, sınıf farklı…Sınıf sınıflar arasında farklı, kendi içinde farklı..Sınıf kimine göre sekiz asrın mekânı… Kimine göre sekiz ayın, sekiz günün.. Sınıftakiher öğrenci farklı bir kimlik. Her biri, bir roman kahramanı.Dilara, sınıfın yarışı bir adım önde götüreni. Dilara, ön adım güdüsünün emrinde. Emiraçık, emir tekrar ‘’ Bir adım ön!’’ Dilara, sınıfın en yüksek notu alanı olmada bir adımönde. Ola ki eşdeğer notu aldı en yakın arkadaşı Öykü, başlar Dilara’da yürek sancısı,sinir harbi.Derste Dilara, ilk parmak kaldıran, en fazla parmak kaldıran. Ola ki zilin çalması bozdueşitliği, bir parmak boyu geçti, kendini en sevdiği arkadaşı, başlar Dilara’da yüreksancısı, sinirsel savaş…Sınıfta eşitlik boş derslerde, teneffüslerde sağlanırdı. Her öğrencinin elinde kitap oluşu,okuyuşu eşitliği sağlıyordu.Arada bir eşitliği Dilara’nın tebessümlü gülüşleri bozardı. Dilara, arada birarkadaşlarının okuduğu kitaplara bakar, kendi okuduğu kitaplara bakar, arkadaşınınokuduğu kitap çocuk kitabıysa, edebî değilse; bakar arkadaşına, yüzünde bir tebessüm‘’ Okuduğu kitaba bak!’’ dercesineSabiha, Kazım, Sude, Sedan her biri ayrı dünya. Dünyaları kendince, defterlerindegezinir, kitaplarında kaybolur... En büyük oyuncakları kalemleri, silgileri… Onlarlakonuşur, onlarla dertleşir. Sıra arkadaşlarına bile ‘’ Günaydın.’’ deyişleri nadir. Enbildikleri sorulara bile cevap verirken yanaklarındaki kızıllık ayrı bir sevimlilik yansıtıryüzlerine…Öykü, adıyla özdeş. Özlü sözler, olgun davranış sergisi. Bakışlar yarışın ön adımı ile sonadımına bakışta aynı. Kendi adımının bilicinde. Adımları doğru hedefte.Sınıfa yeni bir kimlik geliyordu, kimseye benzemeyen. Sınıfın çoğunluğunun bilmediği.Sınıftaki dengeler, eşitlikler… Ön adımlar, son adımlar nasıl olacaktı?Sınıfın öznesi, sınıfın bilinmeyeni Umut… Romanın belkemiği Umut.Sınıfın bilmediği kendi içinde bilmece Umut. Umut’u en yakın arkadaşına sorsanız ‘’ Ensevdiğim arkadaşım, harbidir, asla arkadaşını satmaz, istese gözümü kırpmadan canımıveririm. Umut, okula geliş nedenim, Umut okulda bekleme nedenim.’’der.Sınıın başarılı öğrencilerine sorsanız Umut’u, ‘’ Umut, kendini rüzgâra kaptıran, Umutkendini sele kaptıran, Umut yatağını bulamayan taşkın nehir, o nedenle kafasını sınıfınduvarlarına, penceresine, kapısına çarpan…Taşkın suların merdiven şelalesinden yuvarladığı, kolunu bacağını kırdığı.Başarılı öğrencilerin tespitleri doğru muydu? Umut’un sargısız okula gelmeme nedenianlattıkları mıydı?Annesine sorsanız yaka silker. Babasına sorsan ‘’ Ömrümde çekmediğim çileyi yaşattı

Page 341: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

bana.’’der.Baba, haftanın iki günü iş yerinde, üç günü okulda. Her defası iş yerinden izin isterkenyer yarılıyor, yerin dibine giriyor.Çalan her telefonda eşinin ‘’ Umut, yine suç işlemiş, okuldan aradılar.’’ diyeceği korkusuile açar telefonu. Çoğu kez eşi telefonda ‘’ Gelirken bir kilo tuz al, ekmek al…’’ diyor.Baba ‘’ Bir kilo tuz için beni arama, bir kilo tuz için ben bir kilo ter döküyorum.’’ der.Baba yılın sekiz ayı bir maaşlı dört kişilik evin bütçesini tutturamaz. Bütçe hep açıkverir. Umut’un hangi gün, okulun hangi eşyasına zarar verdiğini, kaç para ödeyeceğinibir türlü tutturamaz. Yılın kalan dört ayı, açılan bütçe açığını kapatma mücadelesi verir.Kardeşi Aslı Umut’u aldığı belgelerle – Ceza Belgeleri- ile tanıyordu.Kendisinin aldığı, ‘’Onur Belgesi, Takdir Belgesi’’ne abisinin kaç ceza belgesinin karşılıkgeldiğini sayardı hep. Kendi belgeleri ile abisinin belgelerini aynı dosyada saklardı. Nezaman sayısını annesine, babasına söylemek istese ‘’ Aman kızım, hatırlatma, amankızım sen abine benzeme.’’ derlerdi.Öğretmeni ile farklı, öğrencisi ile farklı dillere destan 8D sınıfı…Leyla öğretmenin farkı kendine özgüydü. Sınıf farklı, kendi farklı... Öğretmen odasındaçok konuşmayan kendi düşüncesi ile yoğunlaşan biriydi. Diğer öğretmenlerin gözündeiçine kapanık, sorunları olan, gülmesini, eğlenmesini bilmeyen, sohbetlere katılmayanbiriydi. Kısacası diğerlerine benzeme yarışının dışındaydı…Leyla öğretmen, kendisini sohbete davet etmek isteyen sorulara ilgisini çektiği ölçüdekatılırdı, ilgi alanına girmeyen konuşmalara karşısındakini kırmadan gülüp geçerdi.Biliyordu anlattıkları farklı olacaktı diğerlerinden, anlaşılmayacaktı…Leyla öğretmen, toplumsal huzurun, toplumsal kalkınmanın, toplumsal barışın ancak veancak toplumun kültür seviyesinin artması ile sağlanacağı inancındaydı. Gerçi bugörüşe bütün öğretmenler, toplumun bütün kesimleri katılıyordu. Aksi iddiaedilmiyordu. Kültürünün nasıl kazandırılacağı konusuna gelince çoğunluk oralıolmuyordu.Kültür, kökü yüzyıllara dayanan, değişimi yüzyıllara varan bir değerler toplamı. Kısavade hesaplar peşinde koşanların göremeyeceği, anlayamayacağı bir oluşum.Leyla öğretmen, bu durumu, nadir konuşmalarında ve eksik etmediği iç dünyasındadeğerlendirird: Ona göre toplum yüzde yüzden oluşur. TEOG koşusunda ipi göğüsleyenyüzde birdir. Yüzde doksan dokuzu bu koşuya odaklamak ve sürekli kamçılamak,yeteneklerinin göz ardı edilmesine, törpülenmesine ve güvenini kaybetmesine nedenolurdu. Yine ona göre yüzde doksan dokuzlarla toplumsal huzuru baltalayan, toplumsaldayanışmadan uzak, toplumsal barışa engel bir nesli sürekli topluma katmak,yaşanacak sorunları yüzyıllarca çözümsüz kılardı. Leyla öğretmen’e göre yüzde doksandokuzu kazanmak yüzde biri kazanmaktan daha öncelikli olmalı idi.Leyla öğretmen, yüzde doksan dokuzu mesleğinin ilk yılında kazanmayı keşfetmiş vemesleğinin sonuna kadar ilke edinmişti. Mesleğinin ilk yılında Güneydoğu’da görevyaptığı okulda lise son sınıf öğrencilerinin yaş ortalaması, o zaman yirmi yaşında olanLeyla öğretmenin yaşına denkti. Öğrencilerinden bir kısmı evli, çocuk sahibi idi.Öğrencilerde ders çalışma alışkanlığı, defter tutma alışkanlığı yok. Öğretmen oöğrencilerle Yazar Fehmi Başkut’un ‘’Harput’ta Bir Amerikalı’’ eserini sahneye koymakister.Kitap 240 sayfa, ezberletmek bir sorun. Yöneticilerin esere izin vermemesi ayrı birsorun. Lisede bir tek kız öğrenci, babası imam, abisi mutaassıp. Bu durum kızlarınıntiyatroda rol almasına engeldir.Leyla öğretmen, bütün engellere göğüs gerer, dönem sonu eseri sahneler. Sergi sırası,kuliste kız öğrenci S...’ye sorar: ‘’S..., Nasıl gidiyor? ’’ aldığı yanıt: ‘’Hocam, hiçsormayın babam bir taraftan, ağabeyim bir taraftan fotoğrafçı arıyor, sahnede benimkızın bir fotoğrafını çekin, diyor.’’ Öğretmen öğrencisinin gözündeki sevincigörebiliyordu. Kendi gözlerindeki sevinci göremiyordu ama kalbinin sesini duyuyordu.

Page 342: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevinci öğrencisinin sevincinin yüzlerce katı. .. Sergi sonu kaymakam Ç… K…: ‘’ Baştansona önyargılıydım, Böyle başarılı bir çalışma beklemiyordum. Size bir aylık izin,öğrencilerinizle Türkiye gezisine çıkabilirsiniz.’’ demiştiKaymakam ayrıca ‘’Masraflarınız Sosyal Dayanışma Fonu tarafından karşılanacak,ayrıca ilçeye bir tiyatro salonu kazandırma sözünü veriyorum.’’ demişti. (Kaymakamıniki ay sonra askere gitmesi ve askerlik dönüşü kısa bir süre çalıştıktan sonra başka birilçeye atanması sonucu tiyatro salonu sözünü yerine getirilmemiştir.)Leyla öğretmen eserin sergiye hazırlıma döneminde, öğrencilere eseri sergilemeleridurumunda tüm derslerinden geçebileceklerini ve mezun olabilecekleri sözünü vermişti.Sergi sonu öğrenciler ‘’Ne olur bizi mezun etmeyin, biz bir yıl daha okuyup tiyatrooynamak isteriz.’’ diye yalvarmıştı.Oyunu engellemeye çalışan okul müdürü bile ‘’Yıllardır okulun adını anan olmamıştı,madem böyle, senden derslere girmeni istemiyorum, ayda bir oyun sergilemeniisterim.’’ demişti. Bu olayın ardından ileriki yıllarda okulun kız öğrenci mevcudu artmış;kimi veliler rol verilmeyen kız öğrencisi için ‘’Bizim kıza niçin görev vermediniz? Bizimkız bilmem kimin sümüklüsü kadar rol yapamaz mı? ’’ Şeklinde baskılarda bulunmayabaşlamıştı.Küçük bir ilçe olan …’de yöneticisi, öğrencisi, velisi ile tüm halkın konuştuğu bir tekkonu okul tiyatrosu idi. Okul tiyatrosu çevre köy ve kasabalarda da konuşulmayabaşlanmıştı. Tiyatro faaliyetleri ile yüzyıllarca yıkılamamış ‘’Kızlar okula gitmemeli,kızlar sahneye çıkmamalı! ’’ gibi geleneksel düşünceler bir çırpıda yok olmuştu.Öğrencilerin klasik eğitim öğretim yolu ile kazanamadığı yüzlerce olumlu davranışıntiyatro yolu ile edinmeleri ayrı bir kazanım. Yüzdelik hesabı böylece yüzde doksandokuzun üstüne taşındığı gibi yüzde yüzün üzerine kısa sürede çıkılmıştı. Öğretmeninduymuş olduğu mutluluk ise işin bonusuydu, ömür boyu yetecek kadar bereketli.Leyla öğretmen, kısa sürede gerçekleştirmiş olduğu bu değişikleri gördükçe bir kezdaha anlıyordu Atatürk’ün: ‘’ Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.’’ Sözününiçin söylediğini, bu sözde ne anlatmak istediğini. Bir tek ideali vardı; ‘’Atasına layık biröğretmen olmak.’’Leyla öğretmen, görev yaptığı son okulunda da ilkelerinden taviz vermeden çalışıyordu.Derse ilgi duymayan öğrencilerine ders için baskı yapmaz, onların ilgisini çekeceköyküleri bulur, öğrenciye derste ‘’Sen bunu oku, eminim ilgini çekecek, beğeneceksin’’der. Okuduğunu gördükçe her gün bir başka yazı bulur, getirir verirdi. O tür öğrencilerteneffüslerde peşine takılırdı.Öğretmen teneffüslerde öğretmen odasına uğramaz, koridorun kıyısında köşesinde üçbeş öğrenci ile konuşur olurdu. Sabah dersine girer, öğleden sonra bir kısmı ile tiyatroçalışır, bir kısmı ile şiir okuma çalışması, bir kısmı ile de yazınsal çalışmalar yapardı.Yetenekli öğrencilerin yazılarını dergilerde, Internet sitelerinde yayınlardı. Bir öğrencininyazısının yayınlandığında duyduğu mutluluk, başka bir öğretmenin bir öğrencininTEOG’de aldığı puandan kat kat fazla idi. Hele tiyatro sergilerinde aldığı alkış... Okulunen yaramazlarını bir araya getirerek bir eser ortaya koyması, idare ile işbirliği yaparakonlara onur belgesi vermesi… Onlara bir kişilik kazandırması…Olumsuzluk gösteren bir öğrencinin olumlu bir davranış kazanması durumunda sınıfta“Arkadaşınızın kazanmış olduğu bu davranış, benim için beş alandan beş kat dahadeğerlidir.’’ derdi. Hayrullah, bunlardan biri idi.Hayrullah, yedinci sınıfa geldiği halde okuma yazmayı kazanamamış biri idi. Yaşçasınıftan bir yaş ileri. İlgi alanı oluşturamadığı için sürekli sınıfta arkadaşlarına güçkullanan, okulun kapı, penceresini kıran, her teneffüs idarece sorgulanan biri.Hayrullah’ın kitaba bakarak yazdığını keşfeden Leyla Öğretmen ona ‘’ SENİSEVİYORUM’’ cümlesini yazarak verir. Bu cümleyi ‘’Her gün birer sayfa yazıp banagetireceksin.’’ der. Hayrullah yazar getirir. Hayrullah, zaman içerisinde harfleri, heceyi,heceleyerek okumayı gerçekleştirir. Dönemin sonunda Hayrullah, okuryazar olmuştur

Page 343: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

artık.Leyla öğretmen, Hayrullah’ın sekizinci sınıfta kitapçılardan 500 sayfalık kitaplar aldığınıgörür. Kitaplar seviyesine uygun değil.Bir de Hayrullah’ın ekonomik durumu… Hayrullah’ın Halk Kütüphanesine üye olmasınısağlar. Hayrullah’a haftalık alacağı kitabın ismini verir, kendisi evinden getirir verir.Hayrullah’ın artık sınıf içinde arkadaşını dövmesi, okul araç gereçlerine zarar vermesisona ermiştir. Öğretmen sürekli sınıf içinde Hayrullah’ı örnek gösterir, sözleriyle onuödüllendirir. Sınıfta Hayrullah’a, kitaba, bir ilgidir alır başını gider. Sınıf için ‘’KitapKurdu’’ denilmeye başlanmıştır.…Umut yeni sınıfında.Yeni sınıf ;‘’Kitap Kurdu’’Umut kime baksa elinde kitap… Umut espri yapmaya çalışır. Karşılık verip gülen yok.Umut kime yaklaşsa yaklaştığı kendinden uzaklaşıyor. Umut inadına yaklaşıyor, inadınaespri üstüne espri yapıyor. Aldığı tepkiler alışık olmadığı tepkiler ‘’ Kitap okusaydın esprianlayışın değişirdi.’’ Umut savunmasız…Küfür etseler küfürle karşılık verecek, yumruk atsalar yumrukla. Yok, yok böyleolmayacak, Umut ilk önüne gelene ilk çelmeyi takar. Aldığı tepki ‘’Sana bu davranışyakışabilir, aynı şekilde sana karşılık vermek bana yakışmaz, özür dilerim .’’Umut şaşkın ‘’ Bana küfür edeceği yerde özür diliyor, bu nasıl iştir anlamadım.’’ Cevapgecikmeden gelir ‘’ Okusaydın anlardın.’’ Umut şaşkın… ‘’ Bunlar benim aklımdan geçenide okuyabiliyor.’’ Umut çaresiz… Umut geçer arka sıraya, tek başına oturur. Umutsıkılır, çıkar dışarı. Umut bir ders içerde bir ders dışarıda. Umut bir gün okulda üç gündışarıda…Umut ne zaman bir yaramazlık yapmaya kaksa bir tokat gibi çarpar ‘’ Sana buyakışırdı.’’ sözü. Bir söz bu kadar mı ağır olur, adamı tekmeden, tokattan beter çarpar.Umut düşüncede, Umut arayışta… Sınıf kitapların sayfalarında…Umut, uykuda...Umut, uykuda. Umut, rüyada… Umut, öğretmenlerinden azar işitmiyor. Umut tahtadatek ayak üzerinde beklemiyor… Umut, sınıftan dışarı atılmıyor.Umut, disiplinde beş öğretmenin karşısında boyun bükmüyor, buram buram terdökmüyor… Umut, arkadaşlarının ‘’ Çantam karıştırılmış, defterlerim kitaplarımkaralanmış, sayfaları yırtılmış.’’ çığlıklarını duymuyor.Umut’ anne babası ‘’ Yine ne yaptın? Bu kaçıncı? Sen akıllanmayacak mısın?’’ demiyor.Umut, arkadaşlarını tokatlamıyor, Umut’u arkadaşları tokatlamıyor... Umut’u kitabınsayaları sorguluyor ‘’ Okuyacak mısın?’’ Arkadaşlarının ‘’ Okusaydın.’’ sözleri tokatlıyor.Sorgulamayı gündüzler bırakmış, geceler devralmıştı.Umut iyonlaşıyor… Umut mutasyonda.. Bölünüyor, bölünüyor, mikro parçalarabölünüyor… Her parçada ‘’Okusaydın.’’ yazılı.Atmosfer soğuk mu soğuk, tir tir titriyor Umut… Ekvator sıcak mı sıcak, dökülen terlerkırk ikinci yağmuru desen değil. Kırk ikinci yağmurunu Umut nereden bilecek. Dökülenter olsa olsa Umut ikinci yağmuru idi. Umut’a sorsan ne Umut ikinci yağmuru, binlimilyonlu ikinci yağmurlarıydı.İklim kar fırtına, savruluyor Umut, bir beden ölçüsü yatakta. Yatak bir beden ölçüsü,savrulmanın sonu yok. Umut ufuksuz çölde. Umut esir kampında…Umut’ta çığlık peş peşe ‘’ Yeter artık!’’ Yeter!’’ Umudun son çığlığı ‘’ Okuyacağııımmm!’’Umut ‘’ Okuyacağım’’ çığlıkları ile uyandı. Annesi şaşkın. Oğlundan alışık olmadığı sözlerduyuyordu. Oğlunun başına geldi duasını okudu, tükürdü Umut’un yüzüne, okşadıbaşını.Umut, kahvaltısını yaptı. Umut vitrinde bulunan kitabı – Vitrinde bulunan tek kitap-aldı, tuttu okulun yolunu. Umut’un aldığı kitap annesinin kupon biriktirerek aldığıyemek kitabıydı. Umut farkında değildi elindeki kitabın.

Page 344: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umut sınıfta.Umut çevresine bakıyor… Her kime baksa elinde kitap… Umut, aldı eline kitabını. Baktıkitaba. Kitap ‘’ MUTFAKTAKİ YARDIMCINIZ’’ Umut, kitabı kimseye göstermeden sıranınaltına koydu.Zil çaldı, gelen; Leyla öğretmen derse bir göz attı. Herkesin elinde kitap, Umut’tasessizlik, meraklı bakış… Leyla’nın gözü Umut’a odaklı. Leyla’nın gözü avcı gözü,gözlerine yansır, avını kapana düşüren avcının sevinci…Leyla’ya fırsat… Leyla bu ders Umut’u yoğurmaya kararlı. Sınıfa bir şey belli etmez.Leyla farkı ile planını devreye sürer.Her zaman ki gülümseyen tavrı okşayan sesi artı yeni avın sevinci ile,- Günaydın çocuklar! ’- Günaydın öğretmenim.- Oturun çocuklar.Öğrenciler yerlerine oturdu. Öğrenciler pür dikkat, gözler öretmende. Öğretmeningözündeki sevinç gözlerinden kaçmaz, meraklar öğretmenin ağzından çıkacak sözde…Sessizliği Hayrettin’in sorusu bozar ‘’ Öğretmenim vermiş olduğunuz kitabı bitirdim.Bana yeni kitap verecek misiniz?- Elbette vereceğim Hayrettin.(Leyla öğretmen, sınıfa döner.)- Çocuklar, sizden Hayrettin’in bir yıl önceki davranışı ile bu yılki davranışlarınızıkarşılaştırmanızı istiyorum.Yasin,- Öğretmenim, Hayrettin geçen yıl beni dövmüştü.Öğretmen, her soruda bir sınıfa, bir Umut’a bakar. Her soru, her cevapta Umut cankulağı…Şafak,- Benim de çantamı pencereden dışarı atmıştı.Her konuşmacının her konuşmasında Umut kendini bulur, baş eğilir, yüz hatları gerilir,beliren ter damlacıkları…Her konuşmacıda, Umut’un yanağındaki her damlada, öğretmen, hedefe bir adım dahayaklaştığını görür, sevinci de bir kat, bir kat daha artar…

Duygu,- Bana da küfür etmişti.Kıvılcım,- Hep okuldan kaçardı.Alev,- Okulun duvarlarına yazı yazardı.Leyla öğretmen,- Peki, çocuklar bu yıl Hayrettin aynı olumsuz davranışları sergiliyor mu?Tüm öğrenciler hep bir ağızdan,-Hayır, öğretmenim.Leyla Öğretmen,- Hayrettin’deki bu değişikliğin sebebi nedir sizce?Damla,- Öğretmenim, Hayrettin kitap okumaya başlayalı yaramazlıklarını bıraktı.- Çocuklar, Hayrettin’in kazanmış olduğu bu olumlu davranışlar, beni Dilara’ın 5almasından beş kat daha mutlu ediyor.Dilara, her zaman 5 alıyordu. Dilara’nın kazandığı yeni bir davranış yok. Ben bu konuhakkında sizlerle biraz konuşmak istiyorum.Günümüzde dershanelerin yaygınlaşması, TEOG uygulaması; sizleri okul dershane evüçgeni kapanına sıkıştırdı. Akademik başarısı yüksek olanlarınızın velileri de

Page 345: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

olmayanların velileri de sizlerden TEOG başarısı dışı hiçbir şey beklemedi. Akademikbaşarı seviyesi düşük arkadaşlarınız bu kapanda sıkıştı.( Öğretmen konuşmasını sürdürürken Umut’u gözden kaçırmıyordu. Son cümlede umutkafese girmişti.)Umut, öğretmenin anlattıklarında kendini buldu, ilk defa içinde, bir öğretmene karşısevgi çimlenmeye başladı.Öğretmen, konuşmasını sürdürdü ‘’ Bu arkadaşlarınız feryat etti. Bu feryadını annebabaları duymadı, zaman zaman bizler duymadık. Bunların feryadı arttıkça arttı. Duyanyok, dinleyen yok. Bunlar hırçınlaştı. Zarar vermeye önce kendilerinden başladı.Defterlerini yırttı, kitaplarını yırttı. Sonra arkadaşının defterini kitabını…Oysa arkadaşlık kavramının ne kadar önemli olduğunu öğrenmişti, öğrenmesi işeyaramadı, arkadaşına zarar vermeyi bir oyun haline getirdi, zarar verdikçe mutlu oldu.’’Umut yerinde duramıyor, Umut duruyor kalbi durmuyor.. Kendine özgüveni olsahaykıracaktı ‘’Doğru söylüyorsunuz öğretmenim!’’ Umut farkında değildi, öğretmenigözlerinden okuyordu ne demek istediğini. Umut’a bakarak gülümsedi. Öğretmeningülümsemesi okşadı Umut’u. Umut’un duyduğu rahatlama dolup taşıyor yüzünden…Öğretmen Umut kadar mutlu, mutluğu yansıyor konuşmasına. Devam ediyorkonuşmaya’’ Bu arkadaşlarınız sonra okuduğu okula zarar verdi. Okulun da kutsalolduğunu biliyordu; bilmesi işe yaramadı. Sonra hayatında en çok sevdiği sevebileceğitek varlık anne babasını üzmekten hiç çekinmedi. Bunlar uzadı gitti… Bunların hepsinibir kısmınız uygulayarak bir kısmınız, izleyerek öğrendi.Özellikle bu sınıfta akademik başarısı olmayan arkadaşlarınızın kitap okumayayönelmesi kendilerini olumsuz davranışlardan korudu. Hayrettin kitap okumaya ensonradan katılan biri olmasına karşın en hızlı ilerleyen biri. Ben Hayrettin arkadaşınızıbir kez daha kutlar sizden alkışlamanızı istiyorum.

Alkış sesleri yükseliyor, Hayrettin’deki eda, gülümseyiş zafer kazanmış komutan edası,gülümsemesi…Umut kendini Hayrullah olarak görüyor, Hayrettin’in sevincini yaşıyordu. Beynindeki ‘’Okuyacaksın!’’ şamarları yerini ‘’ Okuyacağım.’’ okşayışlarına bırakmıştı.Leyla Öğretmen, son vurucu darbelere adım adım ilerledi, sınıfa döndü,- Sınıfta kitap okuma alışkanlığı edinememiş çok az sayıda arkadaşınız kaldı.Şafak,- Onlardan biri Ozan arkadaşımız mı?- İsim vermeyelim, hem Ozan arkadaşınız da okuyacaktır. Ben, okuyacağınainanıyorum.Öğretmenin gözü Umut’ta. ‘’Kızım sözüm sana, gelinim sen anla.’’ dercesine…Ozan,- Öğretmenim, ben aslında yaramaz değilim. 5. sınıfa kadar derslerimde başarı,davranışlarımda olumluluk sergiledim. 6. sınıfta ben de arkadaşlarımıza benzemekistedim ya da benzemek zorunda kaldım. Yaptığımız her şey bize bir oyun geldi.‘’Yaptığımız her şey bize bir oyun geldi.’’ sözü Umut’un okul hayatında bütünyaptıklarını bir çırpıda gözünün önüne getirdi. Doğru sözdü. Hepsi oyundu, hepsindeeğlencenin doruğuna ulaşmıştı.Ozan konuşmasını sürdürdü ‘’ Hatta kolumu kıran arkadaşıma bile hiç kızmadım. Sizesöz veriyorum, ben de kitap okuyacağım, yaptığım olumsuz davranışların hiç birinisergilemeyeceğim.‘’Size söz veriyorum, ben de kitap okuyacağım.’’ sözünü Umut da tekrarlıyordu içindensessizce, öğrenmeni okuyordu o sözü gözlerinden.Leyla Öğretmen,- Çocuklar, sizden iki şey istiyorum; biri yapacağınız, biri yapmayacağınız şey. Aslayalan söylemeyin, sadece yapabileceğiniz şeylere söz verin.

Page 346: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Öğretmen ‘’ Biri yapacağınız, biri yapmayacağınız şey. Asla yalan söylemeyin, sadeceyapabileceğiniz şeylere söz verin.’’ Sözünü Umut’un gözünün içine bakarak bir kez dahatekrarladı. Her sözcük süzülüyordu Umut’un beyninde…Öğretmen’’ Şimdi Ozan arkadaşınızı da aramıza katıysak bu güzellikler sınıftakalmamalı, öyle bir etkinlik yapmalıyız ki bütün sınıflar duymalı hatta velileriniz deduymalı. Ozan, sen geç yerine. Yapacağımız etkinliği tartışalım.’’ dedi.‘’’ Beyin fırtınası yapıyoruz. Her birinizden bir değil beş öneri bekliyorum. En güzelöneriyi birlikte tespit edeceğiz, birlikte karar vereceğiz’’ dedikten sonra bir sınıfabakıyor, bir Umut’aTuğba,- Öğretmenim, biz nasıl duyuracağız; ancak siz dersine girmiş olduğunuz sınıflaraderste söyleyerek, öğretmenlere söyleyerek duyurabilirsiniz.Leyla Öğretmen,- Benim söylemem de önemsiz kalır, farklı söylemeliyiz.Hayrullah,- Öğretmenim, yazı hazırlayıp panolara asalım.Umut’un kabuğu bedenini hapsedemez oldu. Umut yırttı kabuğunu ‘’ Yazıyı benyazarım.’’ diye haykırdı...Leyla Öğretmen,- Yazıyı yazma isteğine sevindim. Henüz ne yapacağımıza karar veremedik. Kararverelim, yazıları sen yaz.Umut, öğretmeni tarafından ciddiye alınmıştı, ‘’ Otur yerine.’’ denilmemişti. Sınıfgülmemişti kendine.Öğretmen,- Arkadalar, panolardaki yazıya bir sizler bakarsınız, sizler de zaten biliyorsunuz.Daha etkili bir şey bulmalıyız, zorlayın düşünce ufuklarınızı.Dilara,- Öğretmenim, en çok kitap okuyan sınıf seçelim?Leyla Öğretmen,- Onu da yapabiliriz ama benim aklıma gelen ilginç bir fikir var?Tüm sınıf,- Söyleyin, öğretmenim.- Şimdi arkadaşlar, beşer kişilik gruplar oluşturacağız. Her grup kendi içinde iş bölümüyapacak. 1. Kişi kitabı bulacak, 2. Kişi kitabı tanıtacak 3.-4. kişi kitabı özetleyecek 5.kişi kitabın en ilginç yerini dramatize edecek. Böylece beş grubun hazırlamış olduğusunumları konferans salonunda, başta 8. sınıflara daha sonra ihtiyaç duyarsak tümsınıflara sunacağız. Gruplardan en iyi sunumu I. seçeceğiz, ayrıca ders içi performansnotu olarak en yüksek notu vereceğiz. Böyle bir çalışmaya evet diyenler parmakkaldırsın.İlk parmak kaldıran Umut’tu. Umut, ilk defa bir ders boyu yaramazlık yapmadandurabilmiş, her konuşmayı can kulağı ile dinlemişti. Kavga eden Umut değil beynindekiiki cümleydi ‘’Sana bu yakışır, okusaydın anlardın.’’ İki sözün kavgası arasında gezineniki söz‘’ Öğretmen okumak diyor, Hayrullah’ı, Emrullah’ı okumak diyor.’’Sınıfta şaşkınlık… Sessiz kalkan parmaklar, öğretmende sevinç…Öğretmen,’’ Yarışmalarda öğretmenin taraf olmasının etik olmadığına inanan biröğretmen olarak meslek hayatımda ilk kez kendi ilkelerimi, kendi ayaklarımın altınaalarak Umut’un ait oluğu gruba taraf olacağım.’’ dedi.Leyla Öğretmen, ‘’ O zaman size bir hafta süre veriyorum, kendi aranızda gruplarıoluşturun. Grubunuza kendiniz bir ad bulun. Kitap seçimini size bırakıyorum.Siz yarına grup listelerini bana verirseniz ben de müdürden izin alırım.’’ dedi. Zil çaldı.Öğretmen kolaylık ve başarı dileyerek sınıftan çıktı.Öğretmen sınıftan çıktı sözü kaldı, ‘’ Umut’un ait oluğu gruba taraf olacağım.’’

Page 347: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umut Paylaşılmayan… Umut ömründe tatmadığı farkında olmadığı duygularla karşıkarşıya…Sınıf teneffüse çıkmadı. Önce Umut pay edildi. İlk kura, Umut için çekilmişti. UmutBeşinci Grupta yer alacak.Sonra Beşer kişilik gruplar...Öykü, gelişmelerin izleyicisi. Kendisine sahneyi hazırlama görevi verilmişti. Cevabı ‘’Farkketmez.’’Her zaman ki uysallığını gösterdi bir kez daha.

Kazım, Sabiha, Sude, Seden, gelişmelerin izleyicisi. Dağıtımda izleme görevi düşmüştükendilerine, memnundular hallerinden, memnundular kendilerine verilen görevden.Beşer kişilik grupların grup adı belirlendi.Gurup sıralaması:. Guruplar kendi grup adını yazarak Hayrullah’a verdi. Hayrullah, ‘’Arkadaşlar kuraçekimi ile grup sıralamasını belirleyeceğiz, böylece kimseye haksızlık yapılmamışolacak. Her grubun sözcüsü birer tane çekecek.Kendi grubumuzun sözcüsü olarak kurayı ben çekiyorum.’’ dedi ve bir kura çekti.Çektiği kurada ‘’İntikam Grubu’’ yazıyordu. Böylece I. Grup Yazıldı:1-İntikam Grubu,Diğer gruplardan Semih, ‘’Kartallar Yüksekten Uçar’’ Grubunu çekti. II.’yeyazıldı:2-Kartallar Yüksekten UçarMehmet, ‘’Beyin Gücü’’ grubunu çekti. III.’ye yazıldı3-Beyin GücüTuğba, ‘’Okumak Namustur’’ grubunu çekti. IV.’ye yazıldı4-Okumak NamusturV. Gruba ‘’ Umut Işığı’’ Grubu kalmıştı. V.’ye yazıldı.5. Umut IşığıListe temize çekildi Yazım kurallarına, sayfa düzenine uygun yazıldı.8/F SINIFI KİTAP TANITMA ETKİNLİĞİ SUNUM LİSTESİ

1- İntikam Grubu, Gurup Sözcüsü: Hayrullah YILMAZER2-Kartallar Yüksekten Uçar, Gurup Sözcüsü: Tuğba Yıldırım3-Beyin Gücü, Gurup Sözcüsü: Semih KAPLAN4-Okumak Namustur, Gurup Sözcüsü: Mehmet YÜCEL5- Umut Işığı: urup Sözcüsü: Kıvılcım TOKGÖZ……../……/……

Barış ÇEVİK8/D SINIF BAŞKANI

Sınıf Başkanı, listeyi Türkçe öğretmenlerine verdi.Ders zili çalıp içeri girildiğinde çalışmayı ders öğretmenlerine anlattılar. Ders; seçmeliders Medya Okur Yazarlığı’ydı. Öğretmenin dikkatini çekti. Öğretmen nasıl yapacaklarınısordu. Öğrenciler anlattı. Öğretmen her türlü desteğe hazır olduğunu belirterekçalışmalarını derste tamamlayabileceklerini belirtti. Öğrenciler çok sevindi.Öğretmenlerine teşekkür ettiler. Anında yerler değişti. Beşer kişilik gruplar bir arayageldi.Birinci Gurubun Adı: İntikam Grubu, okuyacakları ve tanıtacakları kitap: Yılkı Atı.Kitabın seçilmesini Ali istemişti. Kendisinin okuduğunu, çok beğendiğini söylemişti.Böylece Ali, Kitabı getirecek, Zeynep ile Ahmet okuyup özet çıkartacak, Hayrullah kitabıtanıtacak, Ferudun da dramatize edecekti. Birinci grup kendi arasındaki iş bölümünü

Page 348: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

yaptı. Dersten sonra eve gidildiğinde ilk iş alınan görevleri yerine getirmek içinçalışacaklardı… Kitabı okuyanlar en ince ayrıntısına kadar okuyacak, olaylarıkavrayacak, dramatize edecek kişinin dramatize edeceği olayları belirleyecek, grupsözcüsüne kitabın tanıtımı için yardım edecekti.II. Grup: Kartallar Yüksekten Uçar, Gurup Sözcüsü: Tuğba YıldırımTanıtımı yapılacak kitap: Martı.Yeliz kitabı bulacak, Tuçe ile Rıtvan okuyup özetleyecek, Tuğba Tanıtımını yapacak,Mehmet Ali dramatize edecek.III. Grup: Beyin Gücü, Gurup Sözcüsü: Semih KAPLANTanıtımı Yapılacak Kitap: Çelik Böyle Setleşti. Gürkan kitabı bulacak, Damla ile İremözetleyecek, Semih tanıtacak, Aytaç dramatize edecek.IV Grup: Okumak Namustur, Gurup Sözcüsü: Mehmet YÜCELTanıtılacak Kitap: Sefiller. Aslı kitabı bulacak, Hüseyin, Ferda özetleyecek, MehmetTanıtacak, Kemal dramatize edecek.V. Grup: Umut IşığıTanıtımı Yapılacak kitap: Umut IşığıKıvılcım kitabı bulacak, Dilara ile Ozan özetleyecek, Barış tanıtacak, Umut dramatizeedecek.Gruplardan sadece Umut Farklı özelliklere sahipti. Öğretmenin taraf olduğu Umut.Ekibin Umut’u tanımadığı, Umut’un ekibi tanımadığı Umut. Olsun, Umut kendinitanıyordu. Ders, beş alanlardan sorulursa, güldürme bir alanlardan sorulurdu: bunuispatlayacaktı, bir fırsat geçmişti eline.Diğer gruplar Umut nedeni ile 5. Gruba şans tanımıyordu. 5. Grupsa öğretmenin tarafolduğu grup farkını ortaya koyma mücadelesi arayışında…Her grup sözcüsü hazırladığı iş bölümünü, ders öğretmenine okudu. Öğretmen yapılançalışmaları takdirle karşıladı, hayranlığını ifade etti. Yarışmacılara,-Arkadaşlar,Öncelikle şunu belirtiyim, kitap sevgidir, dokunmak, açıp okumak, içinde kaybolmak.Düşünün bir kere; insan sevmediği bir şeye dokunmaz. Sevmediği bir yerde gezinmez.Hayran olmadığı bir şey karşısında kendinden geçip kaybolmaz. Burada görüyorum kisiz o sevgiyi çoktan kapmışsınız. Kitap iğne ile kuyu kazmaktır, iğne ile kazıp bir madenbulmaktır.Her satırında, her sözcüğünde bir maden gizlidir. Kazdıkça kazılan, her kazışta yeni birmaden… Meyvesini bir dokunuşta, bir okuyuşta vermez, yalnızca cezbederokuyucusunu, kendine âşık kılar. Okuyucusuna küçücük aralıklardan ışık sunar.

Düşünelim bir kere karanlık bir odadan toplu iğne deliği kadar bir delikten dışarıbaksak; koca bir dünya görürüz. Tersini düşünsek o delikten içeri, karanlığıaydınlatacak bir ışık sızar. İşte okuyucu okuduğu kitaptan yakaladığı küçücük bir ışığıkoca bir dünyaya sunar. Kitap tanıtmak, pazardaki bir ürünü tanıtmak gibi değildir. Hersatırda, her satırın her sözcüğünde bir ışık gizlidir. Işığa duyarlı değilseniz sadecesatırdan taşan ışığı görürsünüz, o da sayfayı çevirince söner. Önemli olan sakladığı ışığıbulabilmek onu bir başkasına sunabilmek aynı zamanda kendi dünyamızıaydınlatabilmektir. Tanıtımlarınızda sizi dinleyen, izleyen arkadaşlarınıza mutlaka vemutlaka en az bir ışık ışıldatabilmelisiniz, birden çok ışık sunabilirseniz siz başarmışsınızdemektir.’’Sınıfın tümü, öğretmenlerinin anlattıklarını okudukları kitaplarda aradı. Daha önce hiçfark etmedikleri yeni yeni ışık keşfetti. Öğretmen, ‘’Işık’’ diyordu.’’ Işık’’… Her satırda,her sözcükte gizli…Bu sınıf, 8/D sınıfı idi. Öğretmenin ne söylemek istediğini anlamıştı. Bir kez dahaokumanın gücünü görüp okumaya olan tutkularını perçinlemişlerdi.Sınıftan Dilara,

Page 349: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Öğretmenim, kitap ışık kaynağıdır. ‘’Her satırda, her sözcükte bir ışık gizli. Önemliolan onu bulabilmek bir başkasına sunabilmektir.’’ dediniz.’’ Bugüne kadar öğretmenlerkitap için bilgi kaynağıdır, denmişti. Sizin söylemiş olduğunuz her sözcükte bir ışık, gizlideğil, her sözcükte bir ışık demeti saçılıyordu. Biz onları hem gördük hem derdik. Siz,bizlerin görmesini sağladınız. Bizlere bir yol haritası verdiniz. Emin olun, hepimiz oyolun yolcusu olacağız.Bu sınıf 8/D, sınıfıydı. Öğretmenleri hayranlıkla öğrencisini dinliyor, öğrencisine hayrankalıyor; öğrencisi hayranlıkla öğretmenini dinliyor, öğretmenine hayran kalıyordu. Eene de olsa 8//D idi.Medya öğretmeni,- Mademki yol dediniz o zaman yola değinelim. Arkadaşlar, yollar yürümek içinvardır. Ne diyor Atatürk: ‘’Yürümek için yola çakanlar asla yorulmaz.’’ Yürümeye kararlıinsanlar yollardaki engelleri aşmasını bilir. Engel oturanlar için vardır. Hayatı da yolabenzetirsek hedefini bilen, hedefine yürümeye kararlı insan hayatını kolaylaştırır. Benhepinizde iyi bir gelecek görüyorum. Kararlılığınız bunun göstergesi. Atatürk demişkenbaşarıdan söz etmeden geçemeyiz. Bakın Atatürk başarı için ne diyor, ‘’ Ben bir iştenasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleriortadan kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.’’

Bu sınıf 8/D Sınıfı idi. 5 grup yarışacaktı. Bunlar yarışmıyor dayanışıyordu. Ders bitti.Beş grubun sözcüleri ve özetleyecek kişileri bir araya geldi. İçlerinden Tuğba, ‘’Arkadaşlar, öğretmenin söylediklerini duydunuz, Dilara’ın söylediklerini duydunuz. Hergrup öyle bir ışık bulup sunmalı ki bütün okul çalkalansın, bütün okul aydınlansın! Hergrup sözcüsü: ‘’Haklısın, mutlaka bulmalıyız.’’ diyordu. Tuğba, ‘’ O zaman el eletutuşalım, sonra hep birlikte, bulacağız, bulacağız diye havaya kaldıracağız.’’ dedi ve elele tutuşarak ‘’ Yeni bir ışık bulacağız, yeni bir ışık bulacağız, okulu biz aydınlatacağız!’’diye haykırdılar. Hiç birinin ağzında grup olarak ‘’ Biz kazanacağız’’ ya da ‘’Kazanmalıyız!’’ yoktu. Bütün gruplar sınıf adına ‘’Biz’’ diyordu ve ‘’Okulu bizaydınlatacağız! ’’ diyordu.O gün ders bitti. Guruplar yeni bir hedef, yeni bir dayanışma duygusu, yeni birheyecanla evlerine dağıldı.Umut’un eve gidişi farklı idi. Ayağı yere değmiyordu ya da değiyordu da kendisihissetmiyordu. Umut eve vardığında ilk defa annesi ile bir paylaşım gerçekleşmeyidenedi. Annesine ‘’ Ben yarışmaya seçildim, yarışmaya katılacağım.’’ dedi. Annesigüldü, oğlunun gözünün içine bakıp ‘’ Sen ve yarışma ha!’’ dedi. Annesinin alayı, gülüşüUmut’u daha da kamçıladı. Kendi kendine ‘’ Başardığımı ispatlayacağım o kadar çokinsan var ki… En başta annem.’’ dediUmut başarıya giden yolda en büyük engeli bertaraf etmişti. Kalanlar küçük hedef.Başaracağına kendisini inandırmıştı. Bir an düşündü ‘’ Çevremize inandıran kendimizdeğil miyiz ?’’ Umut, kararlıydı, bugüne kadar kendisini çevresine kavgaları iletanıtmıştı, bu defa başarıları ile tanıtacaktı. Yakalamıştı bir fırsat, arkadaşları için birhiç, kendisi için ölüm kalım meselesi bir fırsat…Umut, tek bir görev almıştı dramatize. Öğretmeni ‘’ Işık’’ diyordu. Umut arkadaşlarınınbulamadığı ışığı bulacaktı. Arkadaşlarının bulamadığı ışığı bulup, arkadaşlarına,öğretmenlerine sunacak, arkadaşlarını, öğretmenlerini şaşkına çevirecekti.Umut erken yatmalı idi. Erken kalkmalı, ilk iş kütüphaneye gidip kitabı ilk alanolmalıydı.Umut, erken yattı. Umut, erken daldı uykuya, daldı üyaya. Korkulu rüyalar gitmişyerine yeni doğuşun müjdesi rüyalar gelmişti.

Umut kitapların arasında boğuluyor… Kitaplar ışık saçıyor… Her ışık altın sarısı… Umutışıklarda yüzüyor, bulutlarda geziyor… Keşke, sabah olmasa. Keşke, ışıklar sönmese.

Page 350: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umut avucunda tuttuğu ışığı uçuşa hazır bir kuş gibi tutar. Işığın bir kuş gibi uçupkaybolmasından korkar. ‘’ Işıklar sönmesin!’’ çığlığıyla uyanır.Umut, kütüphane yolunda.Yarım saatlik yol bir solukta bitti. Sanki ışınlanma gerçek olmuştu. Umut, bir evdençıkışını biliyor bir de kütüphanenin içinde oluşunu. Arada geçen zaman yok beyninde.Umut İbrahim Şahin’in Umut Işığı kitabını eli ile koymuş gibi buldu. Kitabadokunduğunda kitap define… Umut’un hücrelerine kadar bir sıcaklık yayıyor. Kitababakışta kamaşıyor gözleri. Kitap ışık yumağı. Kitabı tutuşu kütüphane görevlisinindikkatini çeker ‘’Yazarı tanıdığınız mı ?’’ diye sorar. Umut, yazarını tanımadığını, ödeviçin alacağını söyler. Kitabın kaydını yaptırr, çıkar kütüphaneden. Oturur kütüphaneninbahçesinde, bir ağacın dibine, sırtını yaslar ağaca, başlar okumaya…. Sınıfta neler oluyor?Grup liderleri yazdıkları listeleri Türkçe öğretmenine verdi. Öğretmen, ilgili dilekçeyiyazarak müdüre sundu. Okul müdürü, dilekçeyi inceledi. Yapılacak çalışmayıonayladığını belirtti. Kendisi bir hafta sonra Cuma Günü’ne salonu hazırlatacağını,gerekli duyuruları yapacağını bildirdi. Sunumun 5.ve 6. derslerde yapılıp öğrencilerinsunum sonu evlerine gönderileceğini söyledi.Guruplar yarışma başlamışçasına çalışmada. Notlar alınıyor, veriliyor. Taktikleröneriler… Liste uzadıkça uzar. Hiç biri Umut’un yokluğunun farkında değil. 5 grup birgrup olmuş, Umut arada kaynamıştı.Umut, geçen zamanın farkında değil. Umut’un beyninde ‘’Kitap ışık kaynağı’’‘’ sözü,dudağında ‘’ O ışığı bulacağım.’’ sözü. Umut’un okuduğu her sözcük ışık. Her sözcüğüdefalarca okuyor Umut. Her sözcük şimşekler çakıyor beyninde. Her sözcük, herşimşekte Umut’un göz mercekleri bir kat, bir kat daha büyüyor.…..Haftanın son günü son ders Umut gelmişti derse. Umut beş gruptan önce okuyanlarhariç kitabı okuyan ilkti, hiçbiri farkında değildi.Çıkışta, grup sözlüsü Umut’a pazartesi güne dramatize edeceği tespitleri, vereceğinisöylüyordu. Umut’un cevabı ‘’ Bana güvenmenizi istiyorum, güveninize layıkolacağımdan emin olabilirsiniz.’’ oldu.Hafta sonu, Umut yemiyor, içmiyor. Umut, uyumuyor… Umut sokağa çıkmıyor. Annesişaşkın… Anlamaya çalışıyor oğlunu.Binlerce cevap bulmamış sorular geçer aklından, ‘’ Kaçtığı biri mi var? Acaba yine nesuç işledi? Kokusu çıkar elbet. Kurban olduğum Allahım, başına bir bela gelmesin?’’Babası arada bir uğrar odasına, para verir ‘’ Çık bir dolaş, bir hava al.’’ der. Umutistemez. Umut’un para almaması, sokağa çıkmaması kıyamet. Baba sorar’’ Oğlum,derdin bizim derdimiz, derdin ne ise söyle.’’ Babanın aldığı cevap, babayı yine sürüklerendişeye, ‘’ Baba, kitap okuyorum.’’ Baba kitaba bakar, kitap günler haftalar okunasıkitap değil. Babaya göre oğlu yalan söylüyordu, oğlu söyleyecek söz bulamıyordu,kitabın gölgesine sığınıyordu.Umut, okuyor. Her okuyuşta yeni şimşekler çakıyordu beyninde ‘’Hedef, basamak,umut, ışık, azim, güven…’’Her sözcükte, çakan her şimşekte yeniden doğuyor Umut. Yeniden doğuş sevinçleri…Yeniden doğuş sevinçleri, unutturuyor uykusuzluğu, açlığı… Sevinci yaşamak istiyorUmut doya doya, dönüp dönüp okuyor aynı satırları…Hafta sonu Umut’un yandaşları rakipleri için sıradan günler. Her biri diğer günler nasılhazırlamışsalar ev ödevlerini öyle yaptılar yarış hazırlıklarını. Kimisi basit notlar aldı,kimisi bir cümle… Kimisi bir cümle düşündü yazmadı, tuttu aklında… Kimisi hiçbir şeyyapmadı. Çok azı da son şeklini verdi çalışmasını.Umut’a gelince Umut yakalamıştı on dört bin sekiz yüz otuz iki ışık. ‘’Işığa boğacağım,okulun içini dışını.’’ diyordu. Anlaşılan son gün son dakikaya kadar ışık depolayacaktı ondört bin sekiz yüz otuz iki kez…

Page 351: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Pazartesi okula geldiğinde gruplar yapmış oldukları çalışmaları diğer gruplarlapaylaşıyor, fikir alış verişinde bulunuyordu.Her grup kendi grubunda gördüğü eksiklikleri not alıyor, bir ertesi güne hazırlıkyapıyordu.

Umut, ortada yok. Umut ayakaltında dolaşmıyor… Umut göze batmıyor… Alışık gözlerUmut’u arıyor… Umut Grubu, Umut’u arıyor, yarışmaya taraf Leyla öğrenmen Umut’uarıyor. Umut yok.Leyla öğretmenin kafasına ‘’ Umut’un yer aldığı gruba tarafım.’’ cümlesi takılıyor. Hatamı yapmıştı farkında olmadan? Sınıfa, Umut’u gruba alan gruba ne diyecekti? Cevapsızsorular…Umut, duygularını yaşamak istiyordu on dört bin sekiz yüz otuz iki kez… Duygularıbölünsün, duyguları duyulsun istemiyordu. Kaçıyordu köşe bucak…Umut, teneffüste tuvalette saklanmış, dersin başlamasını, koridorların boşalmasınıbeklemişti. İçeri giriş zili çalmış üzerinden 10 dk geçmişti. Umut tuvaletten çıktı,koridoru yürüdü, merdiven başına geldi. Merdivenlerden 2. Kata çıkacaktı. Merdiveninbeşinci basamağında sırdaşı Mesut’la göz göze geldi. Mesut’taki sevinç oyuncağınakavuşan çocuğun sevinci ‘’ Okulun arkasındaki boşluğa kaçalım, orada bizi hiç kimsegörmez.’’ diyordu. Her zaman sırdaşı ile buluşan her buluşmada sırdaşı ile aynı sevinciyaşayan Umut bu defa mutlu olamadı. Tedirgindi. Kaçarken idareciye yakalansa bukadar tedirgin olmazdı. Olmazdı; idareciye verecek cevap hazırdı. Bu yakalanmahazırlıksız.Bu yakalanmada Umut, ilk defa sırdaşına yalan söyleyecekti. Umut, arkadaşına yalansöyleyecek, söylenen yalan arkadaşını incitmeyecek cinsten olmalıydı. İnce hesap…Umut, buldu yalanı ‘’ Müdür yardımcısı beni çağırtmış, niye çağırdığını bilmiyorum. Sengit, beni bekle. Gecikirsem bil ki müdür yardımcısı beni tutsak kıldı.Arkadaşı ikna oldu, arkadaşı, okulun arkası boşluk yolunda, Umut ikinci kat yolunda.Umut kazasız belasız ikinci kat koridorunu geçti, kütüphane kapısını açtı, kütüphanenindip köşesine oturdu, açtı kitabını.Daha Umut kitabını açmadan kütüphanenin aralık kapısından Hasan öğretmenle gözgöze geldi. Daha teneffüsse 20dk vardı. Ne işi vardı Hasan öğretmenin orada? Doğru,Hasan öğretmenin orada işi yoktu, aynı katta bulunan Erkek Öğretmenler Tuvaletindeişi vardı. Aralık bulunan kütüphane kapısından içeri bakma gereği duymuştusebepsizce, Umut’u kütüphanede elinde kitapla görünce birden ‘’Elinde kitap olanöğrenci öğretmenini dinler. ‘’ düşüncesi geçmişti, Umut’la konuşmayı bir fırsat bilmişti.Öyle de oldu. Umut 20dk konuştu öğretmeni ile her şeyi en içten en yalın hali ile.Umut, konuşması ile öğretmenini esir almayı, şaşırtmayı başardı. Bir de öğretmenindenisteğini yerine getirmesini. İsteği bir sırdı 20 dk. konuştukları.Umut evde odasında hapis, okulda köşe bucak kaçan…İkinci gün gruplar bilgi alış verişinde. Bir gün öncesi eksikler tamamlanmış, bir günsonrası hazırlık plânları…Leyla öğretmen, Umut izinde. Kaldırmadığı taş, bakmadığı taş dibi yok… Umut, ne taşdibinde, ne taş üstünde.Leyla öğretmen, okul çıkışı, çıkış kapısından çıkarken yakaladı Umut’u. Arkasındantuttu. Yakalamasa Umut kaçacaktı. Umut’a kırgındı. Umut’a kızgındı. Umut’a tek bircümle söyledi ‘’Sana güvenmiştim.’’ Umut’tan şaşırtan cevap ‘’ Umudunuza layıkolacağım.’’ Öğretmen’’ Niçin kaçıyorsun?’’ Yine şaşırtan cevap ‘’ Güvenimi ispat için.’’Öğretmen sorularla öğrenmek istedi Umut’un düşüncesini. Umut susturdu öğretmenini,öğretmeninin sözü ile ‘’ Öğretmenim, dememiş miydiniz ‘’ Altından kalkamadığınız sözüvermeyin.’’ Sözüm altında kalmayacağım kadar küçük, bir o kadar büyük.’’ Öğretmeninşaşkınlığına son cümlesi ile nokta koydu Umut, ‘’ Öğretmenim, yarışmanın sondakikasına kadar ne siz ne arkadaşlarım beni aramasın, yarışma öncesi güvenin sonrası

Page 352: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

size kalmış, yarışma öncesini bana çok görmeyin.’’Hafta hazırlıklarla başlamış hazırlıklarla sona yaklaşmıştı. Son gün hazırlıklar tamam,son provalar yapılıyordu, tekrar üstüne tekrar. 5. Grup Umut’suz provada… Öğretmen5. Gruba teselli peşinde.Beklenen gün gelmişti. Salon hazırlanmış, bütün 8.Sınıflara ve derslere gireceköğretmenlere duyurulmuştu. 8’lerden sadece 8/D sınıfı ders ne olursa olsun sunumüzerinde çalışmalarını sürdürüyordu.I. Grubun Sözcüsü, diğer grup sözcülerini topladı ‘’Arkadaşlar, Medya Okur YazarlığıDersi Öğretmenimizin konuşmalarını hatırlayın. Amacımız kazanmak değil, bizi izleyenbütün öğretmen ve öğrencilere ışık sunabilmektir, bunu yaparken de yarışmadan fazlauzaklaşmamak gerekir. Aksi takdirde yarışmaya gölge düşürürüz. Tanıtım yapan grubadiğer gruplar anlamlı soru sorabilmeli, yer yer de eleştiriler getirebilmelidir. Eleştirileroluştururken karşı grubu incitecek eleştirilerden kaçınmalıyız.5. ders zili çaldı. 8’ler salona sırayla alınmaya başladı. İlk koltuklar öğretmen veidarecilere ayrılmıştı. Müdürün koltuğunun solu, konuk koltuğu. Koltukta yazar İbrahimŞahin.

Nöbetçi öğretmen her gelen öğrenciyi önden başlayarak sıra ile yerlerine yerleştirdi.Yerleşim tamamlandığında nöbetçi öğrenci ile müdüre haber verildi. Müdür geldi.Öğretmenler ve öğrenciler ayağa kalktı… Müdür selamladıktan sonra sessizce oturdular.Türkçe Öğretmeni Leyla, mikrofonu aldı,- Sayın Müdürüm, değerli meslektaşlarım ve sevgili öğrenciler,Konuşmama başlamadan önce, tanıtımı yaptığımız kitaplardan ‘’Umut Işığı’’nın yazarıSayın İbrahim Şahin, bizlerin davetini kırmayıp yarışmada onur konuğumuz oldu,kendisine okulumuz adına teşekkür eder sizlerden bir alkış rica ediyorum.Alkış sesi okulun çatısından işitiliyordu. Çatıda Umut ‘’ Ben size alkışı göstereceğim. ‘’diyordu.Yazar İbrahim Şahin’in alkıştan mutlu olduğu yüzünden anlaşıyordu. Kibarca yerindenkalktı, salonu selamlayarak ‘’ Ben, buraya alkış almaya değil sevgili öğrencilerimialkışlamaya geldim.’’ dedi. Sözü tekrar tekrar alkış aldı…Çatıda Umut alkışlananın yerine kendini koydu. Her alkış on dört bin sekiz yüz otuz ikikez daha biledi. Çatının karanlığı korkutmuyordu Umut’u, Sağından solundan geçen,üstüne zıplayan fareler dağıtmıyordu dikkatini. Çatıya çıkışı ilk değildi. Bütün dikkatisalondaki konuşmalarda…Leyla öğretmen, konuşmasına kaldığı yerden başladı,- Sayın Müdürüm, değerli meslektaşlarım ve sevgili öğrenciler,8/D Sınıfı öğrencileri beşer kişiden oluşan beş ayrı grupla beş kitabın tanıtımınıyapacaklar. Sunum sonu sizlerin alkışlarıyla I. Grup belirlenecek. Birinci gelen grupkitapla ödüllendirilecek ayrıca en yüksek ders içi performans notu verilecek.Sunumu yapan 8. sınıf öğrencileri yani sizin kendi arkadaşlarınız. Arkadaşlık kavramısizce önemli ise sunum sonuna kadar arkadaşlarınıza saygısızlıkta bulunmazsanız hemkendinize hem arkadaşlarınıza saygı duymuş olacaksınız, aynı zamandaöğretmenlerinizi de mutlu etmiş olacaksınız.Şimdi sizlerin alkışları ile grupları sıra ile sahneye alıyorum. I. Gurup: İntikam Grubu.Güçlü alkış sesleri eşliğinde intikam grubu sahneye geldi, salonu selamladı belirlenenyerlerine oturdu. Masaları I. Masa. Salondan okunacak şekilde önünde ve üstünde‘’İntikam Grubu’’ yazıyordu.Öğretmen Leyla, alkışlara teşekkür etti.II. Grubu duyurdu ‘’ Kartallar Yüksekten Uçar’’ II. Grup yine alkışlar eşliğinde yerinialdı. II. Grubun masasında ‘’Kartallar Yüksekten Uçar’’ yazılı idi.

Aynı şekilde III.Grup, IV., V. Gurup yerini aldı.

Page 353: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

III.Grup: Beyin GücüIV.Grup: Okumak NamusturV. Grup: Umut IşığıYazar İbrahim Şahin’de ister istemez 5. Gurup yakınlığı oluşmuştu. Kendisi yarışmanınsonucunu değil kitabının nasıl tanıtacağını merak ediyordu, ediyordu çünkü kitabını testedecekti öğrenci üzerinde.Gruplardan sadece V.Grupta bir eksik vardı. Umut yoktu. Gruptaki öğrencilerden birkısmı ‘’Tahminlerimde yanılmamışım.’’ diyordu. Umut’un eksik olduğunu bilenöğretmenler, Leyla öğretmeni suçluyordu. ‘’ Umut’a görev vermek, Umut’utanımamaktır. İpe un sermektir.’’ diyorlardı. Leyla Öğretmen, aldırış etmiyordu, sınıftasadece bir öğrencinin aldığı sorumluluğu yerine getirmemesi yapılan çalışmayıengelleyemezdi. Yirmi dört kişinin sunumu bir kişinin eksikliğini kapatırdı.

Yarışma grupları sırası ile yerine oturduktan sonra I. Gurubun ilk konuşmacısı ileyarışma başladı.I. Grup, İntikam Grubu Sözcüsü Hayrullah,- Sayın Müdürüm, Sayın öğretmenlerim ve değerli arkadaşlarım ‘’İntikam Gurubu’’olarak bizim sunumunu yapacağımız kitap ‘’Yılkı Atı’’ yazarı Abbas Sayar. 120 sayfalık,bir çırpıda okunabilecek bir roman. Abbas Sayar, ilk romanı olan bu romanı ile TRT1970 Sanat Ödülleri yarışmasında başarı ödülü almıştır. Roman sinemayauyarlanmıştır.Arkadaşlarım sizlere özetini sunacak.Kitabın en ilgi çekici yönlerinden biri sahibine birincilikler getiren yıllarca hizmet edenbir atın, ihtiyarladığı zaman dağlara terk edilmesine, kurtlara yem olmasına gözyumulması bizlere sanat dünyasında yüzlerce esere imza atan sanatçıların, bilimadamlarının, siz öğretmenlerin, gazilerin yaşlılıklarında sokağa huzurevlerine terkedilmelerini anımsatması olmuştur.Son cümle öğretmenlerinin dikkatini çekmişti. Dikkatle dinlemeleri başlarını sallamaları‘’Doğru.’’ dercesine onaylar nitelikteydi. Öğretmenlerden sadece bir tanesi Hayrullah’aönce ‘’Bir’’, sonra ‘’zafer’’ işareti gösteriyordu. (Medya Okur Yazarlığı Öğretmeni) BuHayrullah’la ve diğer yarışmacılarla aralarında bir şifre idi. ‘’1’’ Bir ışık sundun. Başardındemekti.Öğretmeninin onayını alan Hayrullah mutlu olmuştu. Mutluğunu, teşekkürünü bakışlarıile öğretmenine yansıtmıştı. Konuşmasını devam ettirdi ‘’ Arkadaşlar, kitabın her satırıayrı bir değer burada biz baştan sona tanıtım yapmaya kalsak diğer gruplara sıragelmez, ayrıca sizleri de sıkmama adına kitaplardan kısa kesitler vereceğiz. Diğergruplar da aynı şekilde yapacak. Ben kitaptan ikinci bir tespite yer verip sözümütamamlayacağım. Kitapta dağlara terk edilen Yılkı atı Dorukısrak ile Çılkır’ın doğaşartlarına, düşmanlarına karşı vermiş oldukları mücadelede dayanışmaları, bir birlerineduydukları saygı; bizlere grup içi ve diğer gruplarla dayanışmamıza, grup içi ve diğergruplara saygı duymamıza en büyük ilham oldu.Bu cümleden sonra da Hayrullah’la Medya Okur Yazarlığı Öğretmeni göz göze geldi.Öğretmen 2 işareti, ardından zafer işareti yapıyordu. Hayrullah, son derece mutlu verahat... Öğretmenine bakışları ile yine teşekkür etti.‘’Arkadaşlar, şimdi ben sözü grubumuz adına kitabın özetini yapacak arkadaşlarımızdanilki olan Ahmet’e veriyorum.’’Ahmet, Hayrullah arkadaşına teşekkür etti. Konuşmasına başladı,- Arkadaşlar; Yılkı Atı adlı romanın başkahramanı Dorukısraktır. Doru- kısrak Köyün eniyi tayı sekilmiş sonradan koşu yarışmalarına katılmış birincilikler almıştır. Atın sahibiİbrahim, köyün en güzel en değerli atına sahip olmakla övünmüştür. Burada ayrıcalıklıdeğere sahip olmanın vurgulaması yapılmıştır. (Medya Okur Yazarlığı Öğretmeninden 1.ışık işareti gelir.)

Page 354: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim, Anadolu’nun yoksul köylerinden birinde yaşamaktadır. Her yaklaşan kış yoksulköylüleri hayvanların yemini. Samanını, kendi yiyeceğini düşünmeye sevk eder.(Işık 2:Anadolu gerçeği)Dorukısrak son döneminde sahibine bir tay vermiştir. Yaklaşan kış her köylü gibiİbrahim’i de zorlu düşünmeye sevk etmiştir.İbrahim hayaller kurar: bir harman dolusu buğday, saman, atlar, konaklar... Çalışanınhakkını bol bol vermeler.(Işık 3: zor durumda kalan Anadolu köylüsünün hayallerindenbaşka sığınağı olmadığı)İbrahim, yaklaşan kış; çözüm olarak ‘’Dorukısrak’’ı dağlara terk etmekte bulur. Oğlunaatı dağa bırakmasını söyler.(Işık 4: Hayallerle gerçeklerin bağdaşmadığı) Dorukısrak,her gün gelir tayını görmek için ahırı tekmeler. İbrahimin Dorukısrak’ı taşlayarakkovalar. (Işık 5: Anne sevgisi)Dorukısrak gündüzleri sürüye karışarak tayını gizlice sever, akşamları dağlara kaçar.(ışık 6: Değişik çözüm yolu üretme)Dorukısrak, Aygır, Çılkır ile kaynaşır güneyde kendilerine otlak bulur. (ışık 8: yeniortama uyma.) dedikten sonra.‘’ Arkadaşlar olayın buradan sonrasını sizlere Zeyneparkadaşımız sunacak.Zeynep Ahmet’e teşekkür ederek konuşmasına başladı,- Arkadaşlar Dorukısrak ile Çılkır arasında bir yakınlaşma olur, bunu çekemeyenAygır ile Çılkır dövüşmeye tutuşur, aygır yenik düşer. (ışık 1: kıskançlık)Çetin geçen kış şartlarında atlar kurtların saldırısına uğrar. Atların hepsini Aygırkurtarır.(Işık 2: Zorlu günlerde kırgınlıklar unutulur.’’ Kış uzun sürer atlar yiyecekbulmakta güçlük çeker.Dorukısrak hastalanır, uzaklara gidemez. Köylünün biri ahırına alır ve besler. (Işık 3:acıma duygusu)Diğer atlar, kurtların saldırısına uğrar. Çılbır ölür. Bahar yaklaşır, Dorukısrak, dağlarabırakılır. Çılkırın öldüğünü duyar çok üzülür. At tüccarları sağ kalan atları toplamayabaşlar. İbrahim Dorukısrak’ı bulmak için dağlara çıkar, bulur yakalayamaz. Tayı ileyakalayabileceğini düşünür. Tayı annesine salar. Tayına kavuşan Dorukısrak uzaklardaizini kaybettirir.Arkadaşlar, dikkatinizi çekmiştir burada yapılan kötülüğün asla unutulamayacağınadikkat çekilmiş, yine küçük hesaplar peşinde koşanların ellerindekini dekaybedebileceklerine dikkat çekilmiştir. Ayrıca çıkar ilişkisinin çarpıklığına da dikkatçekilmiştir. Atın getiri dönemi değerli oluşu, sonrası dağa terk edilişi.Burada 2. Gruptan Semih söz aldı,- Buna örnek olarak karne yaklaştığı dönem öğretmenlere yakınlaşmamızı, 5 verenisevmemiz, kısa sürede unutup farklı davranmamızı örnek verebilir miyiz?Zeynep,- Tabi ki hayatımızın her alanından örnekleri çoğaltabiliriz. Siz de bilirsiniz ki zamanımızyetmez.Ben burada bizleri dinleyen tüm arkadaşlarıma tüm öğretmenlerime teşekkür eder,dramatize için sözü Ferudun arkadaşımıza veriyorum.Ferudun at kostümü ile sahneye çıkar, hızlı şekilde ellerini yere koyarak at kostümü ilesahneyi turalar. Sahneye karşı güçlü bir şekilde kişnemelerde bulunur. Hayrullah atınsahibi olmuştur. Ata biner. Sahnede bir iki tur atar. İner sahneye dönerek,- Var mı köyde ‘’’’Dorukısrak’’ gibi bir at? Köyün en güzel atı benim. Ona verdiğim arpa,saman helaldir.Sahnede bir iki tur atar,- Zaman ne çabuk geçiyor değil mi? Benim saçlar ağardı, ‘’Dorukısrak’’ın kemiklerisırtardı. Artık ‘’Dorukısrak’’ın yediği saman haramdır. Kış da yaklaştı. Oğlum Osman!- Buyur baba.(Ahmet Osman rolünde)- Kardeşin Mehmet’i de al, ‘’Dorukısrak’’ı dağa bırakın gelin!

Page 355: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Ama baba, atımızı kurtlar yer.- Biz de kutlar yesin diye dağa bırakacağız herhalde anladın mı şimdi?- Tamam baba.Osman atı çekiyor, Mehmet arkadan dipçikle vurarak sahneden çıkar.Ertesi gün akşam Osman babasına seslenir,- Baba! Baba! Kurt Uluyor.Babası İbrahim,- Daha iyi kurt ‘’Dorukısrak’ı’’ yerse kurtulduk demektir.Ertesi gün akşam Oğlu Osman,-Baba ‘’Dorukısrak’’ ahır kapısını tekmeliyor.Babası İbrahim,- Taşlayın gitsin. Öyle taşlar vurun ki bir daha geri gelmesin.

Üç ay sonra Oğlu Osman,- Bababa! Baba! ‘’Dolukısrak’’ Tayımızı peşine takmış kaçmış.Osman şaşkın şaşkın bakarak bitkin bir halde ‘’ Şimdi ben öldüm.’’ diyerek sahneyeyığılır kalır.

I. Grubun sözcüsü Hayrullah ‘’Arkadaşlar, bizim sunumumuz burada sona eriyor.Ben grubum adına diğer gruptaki arkadaşlara başarılar diliyor, bizleri dinlediğiniz içinteşekkür ediyorum.

Salonda bütün öğrenciler’’ İntikam! İntikam! İntikam! ’’ diyerek alkışlıyordu.Alkış sesleri çatıda Umut ‘u on dört bin sekiz yüz otuz iki kez daha bilemişti. Bir defareler tırmalamıştı kulağını üç beş kez.Öğretmen Leyla,Arkadaşlar, ‘’İntikam Grubu’’ nu dinlediniz. ’İntikam Grubu’’nu bir de benim adımaalkışlayın, ardından sözü ‘’Kartallar Yüksekten Uçar’’ grubuna verelim.Salondan bu defa daha güçlü seslerle ’’ İntikam! İntikam! İntikam! ’’ diyerek alkışlaryükseldi.Öğretmen Leyla, salona dönerek‘’Ben sizlere ilgi ile dinlediğiniz ve bu güçlü alkışlarınız için teşekkür eder, ‘’ İntikamGrubu’’’nu başarılı sunumlarından dolayı kutladıktan sonra sözü ‘’ Kartallar YüksektenUçar’’ grubuna veriyorum.Kartallar Yüksekten Uçar Gurubunun sözcüsü Tuğba,- Arkadaşlar I. Grubu dinlediniz kendilerini kutlarım, güzel bir sunum yaptılar. Hayatsürecinde alabileceğimiz tespitler verdiler. Yalnız dikkat edin, biz daha yolunbaşındayız. O nedenle bizim tanıtımını yapacağımız kitap ‘’Martı’’ öğrenci olarak bizleridaha yakından ilgilendiriyor. Kitabın yazarı, RICHARD BACH, Başkahramanı Jonathan(martı)Martı, Umut, direnç, özgürlük kavramlarının simgesi. Sorarım size hayatında bukavramlara yer vermeyen var mıdır? Eğer ki varsa kitap onların yaşam felaketini degözler önüne seriyor.Özellikle ben ‘’Umut kavramı üzerinde duruyorum. Bütün öğrenciler gelecek için iyi birumut besler. En yüksek mevkilerde iş yapmak, en yüksek kazanç elde etmek… Sonrahayal kırıklığı. Niye mi? Karrnesinde ‘’ Spor Toto’’ oynayanların erişeceği hedef bu…Kitap bize bunu öğretiyor.Kitabın kahramanı Jonathan, en yüksek hayalleri kuruyor; kartalların en yüksek uçanıolmak, denizlerin en derinine dalıp, en leziz balıkları yiyeni olmak. Bize bu hedeflerenasıl erişileceğini gösteriyor. Jonathan, önce bir günde en yüksek uçağı yüksekliğibelirliyor; sonra hedefine ulaşıyor. Diğer günler bir gün önceki yüksekliğin üstüneuçabilmek… Hedefe uçuyor. Her gün yeni bir hedef. Sonra erişilmesi hayal edilmeyecek

Page 356: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

kadar yükseklere uçmayı başarıyor. Ben sözümü burada kesiyor devamını sunacakRıtvan Arkadaşıma veriyorum.Medya Okur Yazarlığı Öğretmeni her cümlenin sonunda ışık ve başarı işaretlerinivermeyi sürdürdü.Rıtvan,

- Arkadaşlar, Tuçe arkadaşımızı dinledik. En son sözünde ‘’Erişilemeyecek hedefyoktur.’’ dedi yalnız hedefe erişmenin bir yolu var; her oyunun bir kuralı olduğu gibi.Yani hedefe direnç, bilinç plan ile erişilir.Bütün dersleri bir yana bırakıp karneleri birle dolduran arkadaşlarımızın başarıhedeflerine ulaşması hayalden öte gitmez. Jonathan gibi her yıl bir önceki başarıgrafiğinin üzerine çıkartırsak her yılımız başarılı olur; ulaştığımız hedef yüksek olur. Biralanın Takdir hedefi yerine önce 2, sonra 3, sonra 4, sonra 5; sonra Takdir almayıhedeflemesi ‘’Takdir’’i kaçınılmaz kılar.Kitapta hedefi, direnci, özgürlük tutkusu olanların erişebileceği hedefleri;yaşayabilecekleri mutlulukları, hiçbir tutkusu olmayan başıboş amaçsız insanların nasılbir yaşam sürdüreceği gözler önüne serilmiş.Martı Kitabı’nda Jonathan, hedefi, direnci, özgürlük tutkusu olan insanları temsil ediyor.Biz ‘’ Kartallar Yüksekten Uçar Grubu’’ olarak martı olmaya; Jonathan olmaya kararlıyız.Yerinde sayanlara bu kitabı okumalarını; uçmaya karar vermelerini tavsiye ederiz. Sonolarak da diyoruz ki ‘’ Kartallar Yüksekten Uçar!’’(Işık işareti ve başarı işaretleri burada da sıkça yer aldı.)Sınıf Kartal! Kartal! sesleri ile salonu inletiyordu.Rıtvan, ‘’ Şimdi Mehmet Ali arkadaşımız, sizlere kitaptan kısa bir canlandırma sunacak.Ben sizlere dinlediğiniz için teşekkür eder iyi seyirler dilerim.Mehmet Ali, kartal kostümü ile sahnede yerini aldı,- Ben bir kartalım, hayatta tek yapacağım iş uçmak, uçmak… Yine uçmak. Enyükseklere uçmak. Denizlerin en derinine dalmak. Balıkların en lezizini yemek. Uçmak…Uçmak.Önce sahnede boydan boya uçma gösterileri yaptı. Sonra,- Daha yükseğe uçmalıyım.Sandalyenin üstüne çıktı, uçtu. Uçtu… ‘’Daha yükseğe, daha yükseğe uçmalıyım.’’ dedi.Sandalyeyi masanın üstüne aldı. Uçtu… Uçtu… ‘’Daha yükseğe, daha yükseğeuçmalıyım!’’ dedi. Sandalyenin üzerine bir tabure koydu, üstüne çıktı. Uçtu… Uçtu… ‘’Yükseğe, daha yükseğe uçmalıyım!’’ Uçtu… ’Yükseğe, daha yükseğe uçmalıyım!’’’ dedikendini havaya fırlattı.Grubun sözcüsü Tuğba devreye girdi,- Arkadaşlar, canlandırmayı izledik. Tek bir hedefe odaklanmak. Kuşların en iyisi olmak,en iyisi olarak yaşamak ve o uğurda ölüp en iyi olarak anılmak. Biz bundan böyle ‘’Kartallar Yüksekten Uçar Grubu’’ olarak öğrencilerin en iyileri olmaya, en iyileri arsındayer almaya; yaşadığımız süre içerisinde yaptığımız işi en iyi yapanı olma yolunda antiçtik. Bir kişinin kendine verebileceği bundan büyük bir söz olamaz. Sizleri de hedefiolan hedefine odaklanan olarak ant içmeye; uçmaya davet ediyorum. Hazır mıyız?Salondan salonu inleten ‘’Hazırız.’’ yankıları…Tuğba, ‘’ O zaman ben söylüyorum sizler tekrarlıyorsunuz. Öğrencilik hayatım boyunca,en iyi öğrenciler arasında yer almaya, öğrencilik sonrası yaptığım işin en iyi yapanıolmaya, bu yolda bir saniye durmamaya, hiçbir engelde yılmamaya ant içerim.’’Salonun coşkusunu gören Tuğba, ‘’Arkadaşlar, ne dersiniz bir daha tekrarlayalım mı’’dediğinde; ’’Bir daha, bir daha’’ yankıları salondan taşıyor, koridorları inletiyordu.Alkış sesleri çatıda Umut’u bir, on dört bin sekiz yüz otuz iki kez daha biliyordu.Tuğba tekrarlattı, ‘’ Öğrencilik hayatım boyunca en iyi, öğrenciler arasında yer almayaöğrencilik sonrası yaptığım işin en iyi yapanı olmaya, bu yolda bir saniye durmamaya,

Page 357: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

hiçbir engelde yılmamaya ant içerim.’’Koca salon bir tek noktaya odaklanmıştı. ‘’ Öğrencilik hayatım boyunca en iyi öğrenciolmaya, öğrencilik sonrası yaptığım işin en iyi yapanı olmaya, bu yolda bir saniyedurmamaya, hiçbir engelde yılmamaya ant içerim.’’

Leyla öğretmen, mutluluktan uçacaktı. Medya okur Yazarlığı Öğretmeni, verdiği başarıişaretleri ile takım antrenörlerini çoktan sollamıştı. Müdür, şaşkınlık içerisinde…Öğrencileri hiçbir etkinlikte bu kadar katılımcı, bu kadar içten, bu kadar coşkulugörmemişti.Yaşananlar, alkış sesleri unutturuyordu Umut’un yokluğunu..Umut’sa bir, on dört bin sekiz yüz otuz iki daha biliyordu kendini...Diğer öğretmenler, her öğrencide kendisini görüyordu. Duymak istedikleri sözüduyuyor, görmek istediklerini görüyordu. Kendilerinin söylediği sözü öğrencininağzından hiçbir tesir, hiçbir baskı altında kalmadan içtenlikle söylemeleri şaşırtmıştıhepsini. Hepsinin içinden her birini tek tek öpmek, her birine 5 vermek geçiyordu.Bilişim Teknolojisi ve Medya Okur Yazarlığı Öğretmeni, adeta bir birleri ile yarışıyordu.Medya Okur Yazarlığı Öğretmeni, konuşmacıların her sözcüğünü ölçüyor, biçiyor,tartıyor; tartıyı tutturduğu an işaretleri peş peşe çakıyordu. Bilişim TeknolojisiÖğretmeni izlediği mutluluk tablosunun tek bir karesini kaçırmak istemiyordu; müdürüngülümsemesinden, Leyla Öğretmenin mutluluk gözyaşından, Medya Okur YazarlığıÖğretmenin zafer işaretlerinden, konuşmacıların zafer çığlıklarına, izleyicilerin kalpatışlarından, düşünce dünyasına gelgitlerine kadar… Optik gözden daha duyarlı dahahızlı… Salonu tüm cepheden saniyede tarıyordu. Tekrar, tekrar… O da mesleğini en iyiyapma mücadelesi veriyordu. Mutluluk ışıklarının hepsini yerli yerinde yakalayacak,yerli yerinde yerleştirecek; okulun web sitesinde sergileyecekti. O güzelliğin, o erişilmezduyguların salondan uçup gitmesine gönlü razı gelmiyordu. Ölümsüzleştirecekti. Eldenele taşıyacaktı. Işık kervanında yerini alacak; altına kendi adını yazacaktı: ‘’ GörkemŞahin’’Sınıfın alkış temposu sürdükçe sürüyor… Durmak bilmiyor. Öğretmen Leyla, devreyegirip susturdu… Alkış için teşekkür etti, sözü III. Grubun sözcüsüne verdi. III. Grup:Fikir Gücü. Sözcü: Semih.Semih, daha önceki konuşmacılara ve dinleyicilere teşekkür ederek konuşmasınabaşladı,- Arkadaşlar, bizim sizlere tanıtımını yapacağımız kitap, Çelik Böyle Sertleşti. Yazarı,Nikolay Ostrovski. Bizler bu kitabı öncelikle seçtik. Sunum sonu seçmemize siz de hakvereceksiniz. Mareşal Vasili Çuikov, Nikolay Ostrovski’nin Çelik böyle sertleşti kitabıiçin;‘’İnsanın en paha biçilmez varlığı hayatıdır. Hayat bir kez verilir insana ve bu hayatıöyle yaşamalı ki, hiçbir amacı, anlamı olmadan yaşanan yıllar için insan utançduymasın, miskin, pis pis heveslerle geçen günler için insanın yüzü kızarmasın ve hiçdeğilse ölürken kendi kendine diyebilsin ki; 'Ben ömrümü, bütün gücümü dünyada enmükemmel şeye. İnsanlığın özgürlüğe kavuşması için mücadeleye adayarak yaşadım.’’Bu sözlerden sonra kendi kendimize şu soruyu sormalıyız: ‘’ Hayatımızın önemine hiçdikkat ettik mi, hayatımızın bizim için; bir başkası için önemini kavrayıp bir hizmettebulunduk mu? ’’ Eminim bulunduk diyen biri altı ders saatini, ders kaynatmakla meşgulolmaz. Eminim ki öğrencilik hayatını boşa harcamaz. Öğrencilik dönemi yaşamını boşageçirmez. Yine bu sözlerde boş geçen günler için yüz kızarma söyleminde bulunuyor.Zamanını boşa geçiren arkadaşlarımızın yüzü kızarmıyorsa en azından bu sözlerinönemine dikkat etmeleri kendi yararlarına olacaktır. (Medya Okur YazarlığıÖğretmeninden başarı işaretleri gelmeye başlıyor.)Salonda azınlıkta olsa da bazı başlar öne eğiliyor, diğerleri alkışlıyordu. Hele zamanıdolu dolu yaşayanlar, ‘’Bu söz benim için söylenmiş.’’ dercesine övünçle alkışlıyordu.

Page 358: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Semih, alkışlara teşekkür edip sözü İrem’e verdi.İrem,- Akadaşlar, Nikolay Ostrovski, daha yirmi yaşındayken ülkesinde yaşanan içsavaşcephelerinde aldığı ağır yaraların etkisiyle kötürüm ve kör olmuştur. Doktorların ümitvermediği Nikolay Ostrovski, hayata küsmemiş, sevgisini yitirmemiş, mücadele gücünükaybetmemiştir. Güçlü iradesi sayesinde hayatta kalmayı başarmıştır.Bu mücadelesi ile milyonların umut kaynağı olmuş; yaşamanın her şeye karşı güzelolduğu gerçeğini ortaya koymuştur. Biz de diyoruz ki ‘’Yaşamak her şeye rağmengüzeldir yaşamasını bilene’’… (Başarı işaretleri yine aralıksız geliyor.)İrem, ‘’Nikolay Ostrovski, hayatta kalma mücadelesiyle azmin ve başarının kahramanıolarak bilinir.’’ dedikten sonra sözü Damla’ya verdi.Damla,- Arkadaşlar, Güçlü iradesi sayesinde hayatta kalmayı başaran Nikolay Ostrovski,omzuna yerleştirdiği aygıtlar yardımı ile kalem tutmayı başarmış ve bu kitabı yazmıştır.Kitapta; savaşta kendi ve arkadaşlarının yaşamış olduğu zorlukları anlatmıştır. KitapDünya Klasikleri arasında ilk sıralarda yerini alır.

Kitapta dikkat etmemiz gereken noktalardan biri de hangimiz var olan ayaklarımızın,ellerimizin farkına varabildik… Hangimiz kendi adımıza, insanlık adına yeterincekullanabildik. (Başarı işaretleri gelmeye devam etti.)Damla, sözü Aytaç’a verdi.Aytaç diz kırılarak ayaklar arkaya bağlanmış, kollar içerde bir gömlek giymiş; ayak vekollar yok görünümünde…- Ben Nikolay Ostrovski. Ey siz insanlık düşmanları, bütün maddi varlığımı aldınız,bedenimi aldınız, bir tek beynimi alamadınız. Beynimle sizlere savaş açmaya devamediyorum!Sahneden güçlü alkış sesleri…Semih devreye girer,- Arkadaşlar, biz Beyin Grubu olarak bundan böyle hayıtımızı şahsımız adına, insanlıkadına adamaya ant içtik. Bizimle ant içmek isteyenler bir parmak kaldırsın.Tüm salon eksiksiz parmak kaldırdı.Semih, ‘’Arkadaşlar, o zaman hep birlikte ant içiyoruz. Ben söylüyorum siztekrarlıyorsunuz. ‘’ dedikten sonra, ‘’ Bundan böyle hayıtımızı şahsımız adına, insanlıkadına adamaya ant içtik!’’Semih, ‘’Bizleri dinlediğiniz, bizlere katıldığınız için grubum adına teşekkür ederim.Semih’in konuşmasının ardından, ‘’ Beyin Gücü, Beyin Gücü’’ sesleri ile alkışlar salonubir kez daha inletti.Ve Umut on dört bin sekiz yüz otuz iki kez daha bilendi.Sırada ‘’Okumak namustur Grubu, grubun sözcüsü Mehmet,- Arkadaşlar, bizim Tanıtımını yapacağımız kitabın adı Sefiller. Sefiller’i niçin seçtik?Sefiller ,‘’Birey mi toplumu suça iter, toplum mu bireyi suça iter? ’’ Sorusunun en güzelörneği. Jan Jak Russo’ya göre toplum bireyi suça iter. Toplum bireyi önce aç bırakır,bireye ekmek çaldırır; sonra bireyi cezalandırır. Sefiller’in kahraman Jan Valjean,sadece bir ekmek çaldığı için 19 yıl kürek cezasına mahkûm olmuştur. Bizler deyaşadığımız toplumda Jan Valjean’lar olmasın istedik; hiç birimiz de asla... (BuradaMedya Okur Yazarlığı Öğretmeninden işaretler gelmeye başladı.) Kitabın detayını sırasıile size arkadaşlarımız tanıtacak. Şimdi sözü Hüseyin arkadaşımıza veriyorum.Hüseyin,- Arkadaşlar, Sefiller kitabını niçin seçtik? Sefillerin yazarı VİCTOR HUGO, bu romanıçocuk denecek yaşta yazmıştır. Burada bizlerin de kendimizi küçümsemeyerek bizyaşta insanların büyük işler başaracağına dikkat çekmek istedik (Medya Okur YazarlığıÖğretmeninden ışı başarı işareti…) ‘’

Page 359: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Arkadaşlar, ‘’Yaşarken ölüye en çok benzeyenler, ölürken en fazla acı çekenlerdir.’’Özdeyişi yaşamı şekillendirmemizi, anlamlı kılmamızı, yaşam süremizi ölüme götürenbir süreç olarak görüp hiçbir şey yapmamak yerine yaşamdan zevk alarak yaşamak,öldükten sonra ölmemiş gibi anılmak adına, yaşam süremizin her anına bir çiviçakmamızı vurgulanıyor. İşte, yaşamı şekillendirmenin tek yolunun okumaktan geçtiğinitüm insanlık kabul ediyorsa ve de okumak denince ilk akla gelen; VİCTOR HUGO, ‘’Sefiller’’ oluyorsa; işte biz de onun için Sefiller’i seçtik.VİCTOR HUGO, çocuk yaşta bu romanı yazar. Bu günkü teknolojik ortam yok.Yazdıklarını çuvala doldurur; matbaa matbaa dolaşır. Çocuk diye hiçbir matbaa ciddiyealmaz. Yalnız bir tek matbaa sahibi ‘’Okuyup karar vereyim.’’ der, okur; VİCTORHUGO’ya ‘’Bu kitap ta aşk sahnesi yok, basılırsa okuyucu okumaz. İçine aşk sahnelerikoyalım.’’ der. VİCTOR HUGO, meşhur sözünü söyleyerek ‘’ Kitap basılacaksa bu şekildebasılacak.’’ der. Bu da bize bir şık olmalı.

Doğrularımızdan taviz vermemeliyiz. (Medya Okur Yazarlığı Öğretmeninden ışık- başarıişareti…) Kitabı ana hatları ile Ferda arkadaşımız size özetleyecek. Ben sözü Ferda,arkadaşımıza veriyorum.Ferda,- Arkadaşlar, Kitabın kahramanı Jan Valjean ekmek çalar; ekmek çaldığı için 19 Yılkürek mahkûmu olur.Anlayacağımız çaresizlik insanı her türlü suça iter. Biz burada sizlere çaresiz durumadüşüp suç ortamına itilmemek için kendi çarelerimizi yaratmaya mecbur olduğumuzuvurguluyoruz ve bizler için okulların bir oyun alanı değil çare arama alanı olduğunuvurgulayarak, okulu sadece oyun alanı gören arkadaşlarımızın uyanmasına yardımcıolmayı hedefliyoruz. Bizler diyoruz ki okullar en büyük çare arama yeridir. Okullardakaçıracağımız fırsatları hayatımızın hiçbir alanında bulamayız. Sözümüzün doğruluğunainanan arkadaşlarımızın elini havada görmek istiyorum. Doğru diyenler?Tüm salonda eller havada. Öğretmenler pür dikkat.(Medya Okur YazarlığıÖğretmeninden ışık işareti. Başarı işareti…)Jan Valjean, tutukluluk sürecinde defalarca kaçmıştır. Her kaçışında ceza katlanmıştır.Her kaçışında yerine isim benzerliliğinden başka biri tutuklanmıştır. Jan Valjean, birbaşkasının işlemediği suçtan tutuklanmasına razı olamadığı için her defasında teslimolmuştur. Burada bizim işlediğimiz suçun cezasını bir başkasının çekmemesi gerçeğini;dürüstlük kavramının önemini vurguluyoruz ve diyoruz ki yaşadığımız sürece haksızlığagöz yummaya, yalan söylemeye yer vermeyeceğiz.(Medya Okur YazarlığıÖğretmeninden ışık işareti. Başarı işareti…)Jan Valjean, tutukluluk süresi bittikten sonra bir süre topluma küsmüş düşmanolmuştur. Sefillik ve yalnızlık içerisinde kalır. Anlıyoruz ki topluma küsen kendine küser.(Medya Okur Yazarlığı Öğretmeninden ışık işareti. Başarı işareti…)Jan Valjeanın, piskopos’dan gördüğü iyilikle ruhu aydınlanır. Hayata ahlak ve faziletsahibi iyiliksever bir insan olarak yeniden başlar. Burada da yardımlaşma ve insanındeğişebileceği gerçeğini anlıyoruz.Jan Valjean, kendini iyiliğe adar. Yoksul bir kız olan Cosette’i evlat edinir; büyütür,evlendirir. Kasabanın sevgisini kazanır. Yaşadığı kasabanın belediye başkanı olur.Anlıyoruz ki iyilik eden, topluma hizmet eden toplum tarafından yüceltilir. Yücelmeyeaday olduğumuzu ve inançlı olduğumuzu buradan ilan ediyoruz, sizler de bizlerle varmısınız?Salondan coşkulu: ‘’ Varız! Varız! ‘’ çığlıkları…(Medya Okur Yazarlığı Öğretmeninden ışık işareti. Başarı işareti…)Ferda, ‘’ Şimdi Kemal arkadaşımızın dramatizesini izleyelim.’’Mehmet Yücel, Matbaa sahibi rolüne geçmiştir. Masa üstünde birkaç kitap, kâğıtruleleri. Kemal Tezel ( V. Hugo) kulisten gelir masaya yaklaşır,

Page 360: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Kitabımı incelediniz mi?Mehmet Yücel,- İnceledim. İçinde aşk yok; bu şekilde basarsak okunmaz. İçine biraz aşk sahnesikoysak.- Basılacaksa yazıldığı gibi basılacak.- Jan Valjean’nın yirmi yıl birlikte yaşadığı Cosette’nin elini bile tutmaması sence garipdeğil mi?- Bence garip olsaydı, garip diye yazardım.- En azından ikisini el ele tutuştur, baskısını yapalım.- Kitap basılacaksa bu şekil basılacak ve de yeryüzünde parasızlık yüzünden erkeğincahil, şerefsiz; kadının namussuz olduğu sürece bu kitap değerinden hiçbir şeykaybetmeyecektir.

Kemal seyircileri selamlar.Alkış sesleri içerisinde Ferda açıklamada bulunur,- Arkadaşlar, Kemal arkadaşımızın canlandırdığı ve söylediği sözler kitabın yazarı VictorHugo’ya aittir.Üzerinden yaklaşık iki yüzü aşkın bir süre geçmiş olasına rağmen sözünde de belirttiğigibi kitap Dünya Klasikleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Sanırım Grubumuzunadının niçin ‘’ Okumak Namustur’’ olduğu anlaşılmıştır.Mehmet YÜCEL,-Arkadaşlar, diğer grupların almış olduğu kararların doğruluğuna bizler de inanıyordestekliyoruz. Sadece diyoruz ki kararlardan bir kısmı soyut ya da uzun vadeli. Bizdaha somut, daha kısa vadeli bir eylem ortaya koyuyoruz. Hemen bu salondan çıktıktansonra uygulayabileceğimiz bir eylem.Öğretmenler bir birine bakıyor, salondaki izleyici öğrenciler ve diğer gruplar meraklaaçıklanacak eylemi bekliyorlar.Mehmet YÜCEL,- Arkadaşlar içinizde kitap okuyanlar bir parmak kaldırsın.Kaldırmayan tek kişi yok.Mehmet YÜCEl,- Evinde kitabı olanlar parmak kaldırsın.Kaldırmayan tek kişi yok.Mehmet YÜCEL,- Bu salondan çıkınca en sevdiğiniz kitabı en sevdiğiniz kişiye verip okumasınıisteyeceksiniz. Verdiğiniz kişiye de bir kitabı bir başkasına okutmasını. Bu eylemi bugünbiz başlatırsak; bu eylem sürer gider.Ben, Sefiller Romanı’nı kim okumadı ise ona vermek istiyorum.Salondan ilk fırlayan öğrenciye kitabı verdi. Salona sordu,- Eve gittiğinde bu eyleme katılacak arkadaşlar bir el kaldırsın.Bütün eller havada.Mehmet YÜCEL,- Değerli arkadaşlar, şu ana kadar biz konuşmacıları alkışladınız. Şimdi kendi kendinizialkışlayın.İlk alkışı Mehmet Yücel kendisi, sonra konuşmacılar, öğretmenler, bütün salon… Alkışüstüne alkış… Mehmet Yücel konuşmasını sürdürmek için bir süre bekledi. LeylaÖğretmenin el işaretleri ile alkışlar kesildi. Mehmet Yücel,- Arkadaşlar, okumanın namus, okumanın şeref, okumanın, iş, servet, şan -şöhretolduğu bilinci ile okumaya; önce kendimizi, sonra çevremizi aydınlatmaya ant içeriz.Bizimle ant içmeye var mısınız?Bir yandan alkış bir yandan ‘’ Varız! Varız!’’ sözünü duyan Mehmet Yücel, ‘’Hep birliktesöylüyoruz o zaman.’’ dedi.

Page 361: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mehmet Yücel andı tekrarlattı, ‘’Okumanın namus, okumanın şeref, okumanın, iş-servet, şan -şöhret olduğu bilinci ile okumaya; önce kendimizi, sonra çevremiziaydınlatmaya ant içeriz.’’

Umut son kez kendini on dört bin sekiz yüz otuz iki kez daha biledi… Filmlerdeki izlediğidedeftif sahnelerinden daha titiz, daha ince hesaplarla çatıdan indi. Yarışmanın yapıldığısalona yakın merdiven altı boşluğa kendini gizledi, bir kartonu siper edindi.Yarışmanın son adımı son grubu 5. Grup sahnede yerini aldı.Okul çıkış saati çoktan gelip geçmişti. O gün ilk defa rutin uygulamaların dışına çıkıldı.Müdür yerinden kalkmadan not yazdı, ‘’ Öğrencisinin evine gelmemesini endişe ediptelefonla arayan velilere bilgi verilsin, okula gelen veliler salona yönlendirilsin.’’’ Notuen yakınındaki müdür yardımcısına verdi. Müdür yardımcısı dikkat çekmemek içinelinden gelen gayreti göstererek salondan çıktı. Odasının önünde ilk karşılaştığı veliUmut’un annesi idi. Umut’un annesine göre Umut’un 10 dk’ eve geç gelmesi yeni birvukuattı. Hele yarım sat geç gelmesi felaket demekti. Umut’un annesi gerçeğiöğrendiğinde yüreğine bir su serpti. Demek ki oğlu doğru söylemişti. Gelmişken oğlunubekleyip birlikte gitmeyi uygun buldu. Müdür yardımcısının yönlendirmesi ile salonunyolunu tuttu. Salonun kapısından içeri ilk adımını attı. Salon baştan sona dolu.Konuşulanlar, alkışlar ilgilendirmiyordu kendisini.Gözleri köşe bucak oğlunu arıyordu. Bir türlü bulamadı. Çekinmese ‘’ Umut, oğlumnerdesin? ’’ diyecekti, olmadı. Fırsat bulabilse, öğretmene, müdüre; ‘’ Oğlum nerde? ’’diye soracaktı. Çaresiz konuşmaların bitmesini bekleyecekti.Sahnede masa çevresinde dört öğrenci önlerinde isimleri yazılı. Boş bir sandalye,karşısında ‘’UMUT’’ yazısı.Anne, ‘’Umut’’ yazısını görünce endişesi yerini meraka bıraktı ‘’ Bunlar piyes oynuyor,oğlumun rolü ne ki?’’Grubun Sözcüsü Kıvılcım,- Arkadaşlar; ‘’UMUT IŞIĞI ‘’ bizim grup adımız olduğu gibi aynı zamanda tanıtacağımızkitabın adı. Yazarı, İbrahim Şahin. İbrahim Şahin, bütün başarıların umuda bağlıolduğunu ortaya koyarken umudunu yitirenlerin, hiç umudu olmayanların, yaşamşartlarının zorluğu karşısında yenilgi üstüne yenilgi aldıklarını, yenilgiler sonucu hayataküstüklerini, gözler önüne seriyor. Bizler grup olarak belirleyeceğimiz her hedefin bizebir umut ışığı olacağına inanıyoruz. Hedefimiz, okullarda elde edeceğimiz başarılarlakendi geleceğimizi belirlemek; içinde bulunduğumuz topluma yararlı hizmetlerdebulunabilmektir. Ben sözü Dilara arkadaşıma veriyorum.Yazar konuşanları tek tek not alıyor. Bir sözcüğü kaçırmak istemeyişi bakışlarından,yazışından anlaşılıyordu.Dilara,- Arkadaşlar, İbrahim Şahin kitabında, bizi sadece çanta taşıyan olarak görmüyor, tekbir birey olarak görmüyor; geleceği aydınlatacak ışığın kaynağı olarak görüyor. Tek birkıvılcımın, tek bir ışığın bütün toplumu aydınlatabileceğini en ilginç örneklerle bizesunuyor. Biz bu kitabı okuduktan sonra kendi içimizdeki keşfedemediğimiz gücükeşfettik; gücümüzün bize yeteceği gibi, yüzlere binlere güç katacağı inancına vardık.İçinizdeki gücü keşfetmeye var mısınız?Salondan varız alkışları…Umut alkışları daha net duyuyor, alkışlar artık Umut’u bilemiyor. Heyecan üstüneheyecan katıyor. Umut, yerinde duramıyor, yumruklarını sıkıyor. Elinden gelse saatiileri alacak, fırlayacak sahneye…Dilara, ‘’ Ozan arkadaşımız kitabı tanıtmaya devam edecek.’’Ozan,- Arkadaşlar, İbrahim şahin, bütün büyük başarıların küçük basit merdivenlerdenilerleyerek kolayca elde edildiğini vurguluyor. Ona göre öğrencilik hayatı da, hedefe,

Page 362: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

başarıya götüren merdivendir.1. Sınıftan başarı ile başlayan bir öğrencinin, aynı başarılarla sınıf sınıf atlayaraköğrencilik hayatını tamamladığında en yüksek hedefe erişebileceğini belirtiyor. Hedefbasamaklarında birini atlayarak diğerine geçiş yoktur örneğin 7. sınıfı okumadan8.sınıfa geçmek gibi. Doruktaki başarı için merdivenin önemsiz basamağı yoktur.Lisedeki bir başarı için; içinde bulunduğumuz basamağın önemi olabileceği gibi.Kısacası birçoğumuz bugünkü basamağın önemini kavrayamadık. Daha öncekidönemlerde olduğu gibi. Önemli olan her basamakta yeni bir basamakoluşturabilmektir. Çıkacağımız merdiven basamaklarını yükseltebilmektir. Başarıyagiden yolda bir merdiven ve bir ışık; başarının olmazsa olmazları.

Konuşulan her cümlede İbrahim Şahin’in yüzünde bir gül açar. Duyduğu mutluluğunkitabı yazmakta duyduğu duygudan fazla olduğunu söylemeye ihtiyaç bırakmıyorgülümsemeleri. Gülümsemeler, konuşmacıya ayrı bir rahatlık, ayrı bir mutluluk verir.Her cümle farklı bir tonda dökülür dudaklardan…Ozan’ın ,’’ İbrahim Şahin, ‘Kitapta umudu bir yıldıza benzetmiş. Umudu kaybetmekışığın söndüğüne inanmak ve karanlığa bürünmektir. İfadesinden sonra III. Gurubunsözcüsü,- Sizin Umut kayıp, o zaman siz karanlığa mı büründünüz?Ozan,- Merak etmeyin, kitapta o sorulara da cevap var. Kapanan her kapı, umuda açılmışyeni bir kapıdır.II. Gurubun sözcüsü,- Sizin Umut kapınız hepten kapalı.Salondan sadece Umut’un yaramaz arkadaşları, gülmeye başladı. Leyla Öğretmen,devreye girip susturdu. Salon sakinleşince, Dilara, devreye girdi,- 10 sayısının 3’e bölümünü ele alalım: Böldükçe bölünür. Umut onun gibidir. Böldükçebölünebilen, çarptıkça çoğalabilen… Yeter ki bölebilelim, yeter ki çarpabilelim.II. Grubun sözcüsü,- Onun için mi sizin Umut her an her yerde, dersin her anında, bu ders hariç. Sınıftabütün sıralarda, dışarıda bütün duvarlarda Umut yazılı. Nerede bir olay, orada Umut…Öğretmen yine devreye girdi, ‘’Arkadaşlar, Umut arkadaşınız yanlış davranış sergileyenbir arkadaşınız olabilir. Sunumu bir tek kişiye indirgemeden sürdürürsek şu ana kadarsergilemiş olduğunuz olağanüstü güzellikteki sunuma gölge düşürmemiş olursunuz.’’II.Grubun sözcüsü ( Tuğba Yıldırım),- Öğretmenim, arkadaşların anlattıklarına saygı duyarım. Amacım, Umut arkadaşımızıkötülemek, konuşmacı arkadaşın anlattıklarına karşı gelmek değil. Sunumlarımız uzadı.Bizi izleyen arkadaşlarımızdan sıkılanlar biraz gülsün diye Umut arkadaşımızınolmamasını ‘’Umut yitirmek olabilir mi? ’’ şeklinde sorarak sunumu tek düzeliktençıkarıp tartışma havası vermek istedim. Ben, eminim ki ‘’Umutlar Yitirilmesin’’ grubuUmut arkadaşımızın yokluğunu hissettirmeyeceklerdir.Leyla Öğretmen, Tuğba’ya konuşması için teşekkür etti. Ozan’a döndü, ‘’Sözlerinitamamla.’’ dedi.Ozan,Bizler, ’Umutlar Yitirilmesin’’ grubu olarak önce kendimizi, sonra toplumu aydınlatmayaant içtik. Kendini ışık kaynağı olarak gören, toplumu aydınlatabileceği olanarkadaşlarımız bizimle ant içmeye var mı?Salondan alkış sesleri ile birlikte ‘’ Varız, Varız! ’’ Ozan söyledi, salondaki öğrencilertekrarladı, ‘’ Önce kendimizi, sonra toplumu aydınlatmaya ant içeriz.’’Sıra dramatize bölümüne geldi, Umut yok.Umut Işığı Grubu,- Ah ahh! Umut

Page 363: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Diğer Gruplar,-Oh, ohh! umutUmut Işığı Grubu,- Ah ahh! UmutDiğer Gruplar,- Korkak umutUmut Işığı Grubu,- Ah ahh! UmutDiğer Gruplar:- Kaçak UmutUmut Işığı Grubu,- Ah ahh! UmutDiğer Gruplar,-Umut ışığı söndüUmut ışığı söndüBirincilik suya düştüOh, ohh! umutOh, ohh! umutUmut Işığı Grubu,- Ah ahh! UmutAh, ahh! UmutBizi tuzağa düşürdünBize arkadaş değilsin artıkOkuldan kaçtın, bizden de kaç artık!Grubun dört kişisi Umut nedeni ile kendilerini yarışmayı kaybetmiş görse de öğretmeninaçıklayacağı I. Grubu merak ediyordu. Umut’a kızgınlık, gözlerle Umut’u arayış…Öğretmen Leyla, I.’lik için Gruplara alkış isteyecekti. Mikrofonu aldı. Salondakiöğrencilerin gözlerinin içine bir baktı; gözlerindeki ışığı, değişimi; tek tek görmek istedi.Bütün gözler ‘’ Durun!’’ sesi ile açılan kapıda. Leyla öğretmen, Umut’la göz göze… Umutiçeri girdi. Yine sadece Umut’un arkadaşlarından alaycı bir bakış,gülümsemeler…Öğretmen sordu,- Sen niçin zamanında gelmezsin? Arkadaşlarına bunu nasıl yaparsın?Umut’un annesi kendine hâkim olamadı, ‘’ Hay, ağzına sağlık öğretmen hanım. BanaMüdür yardımcısı yarışmada görevli olduğunu söyledi. Ben buraya onun için gelmiştim,buraya gelip gözlerimle görmesem; bana yarışmada olduğunu söyleyecekti.’’ Nöbetçiöğretmen susmasını söyledi. Herkes merakla Umut’un vereceği cevabı bekliyordu.Umut,- Öğretmenim, benim görevim ‘’ Umutlar yitirilirse ne olur?’’ onu göstermekti.Umutların yitirilmesi bundan güzel anlatılamaz ki… Burada beş grup var, bir grupkazanacak dört grup kaybedecekti ama hiç biri umudunu kaybetmeyecekti. Böyle birdurumda sadece bizim grup umudunu da kaybedecekti ve ben ömür boyuarkadaşlarımın sevgisini… Ben onu sergilemek istedim. Burada yarışmayı kaybetmedurumunda -ki kaybedersek- arkadaşlarımın sevgisini kaybetmeyeceğim. O duyguyeter bana. Karar sizin.Öğretmenin şaşkınlığını gören Umut, konuşmasını sürdürdü.‘’Siz, ( Derslerde azar işittiği öğretmenlerin gözünün içine bakarak’’ beni bugüne kadardersi dinlemeyen, hiçbir etkinliğini yapmayan, dersten kaçan olarak tanıdınız. Artık oben, ben değilim. Ben, bugünden sonra yeni bir benim. Umuttan umuda koşan, Umut.Yılmayan, umuda doymayan Umut. Bu konuşmamı bizim grubu birinci yapmanız içinyapmıyorum, artık küçük başarıların büyük hedeflere basamak olduğunu biliyorum. Beno basamağı çoktan geçtim. Öğretmen şaşkınlık içerisinde, ‘’Bu büyük değişim kararınınsebebi nedir? ’’ diye sorduğunda,

Page 364: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umut,- Öğretmenim,İbrahim Şahin ‘’Umut Işığı’’nda, ‘’Hayatı yaşayarak öğreniriz. Hayatta öyle hatalarıyaparak hata olduğunu öğreniriz ki; hayat bize hatalarımızı telafi şansı vermez.Hayat bize en büyük fırsatları öğrencilik aşamasında sunar. Öğrenciler de en büyükhataları öğrencilik döneminde yaptıkları için kaçırttıkları fırsatların bilincine varamaz.Yaptıkları hata bir yaşam sürecinde ceza olarak karşılarına çıkar.Öğrencileri bu tuzağa düşürmemek için anne babaların, öğretmenlerin, yöneticilerinüzerine büyük bir görev düştüğünü’’ belirtiyor. Yine İbrahim Şahin, ‘’ Her çocuk bir ışığaihtiyaç duyar. Önemli olan her çocuğa bir ışık sunabilmektir.’’ diyor. Ben kitabıokuduktan sonra kaçırttığım fırsatları gördüm, kaçırmadıklarımın peşinde koşmayakarar verdim. Kitap bana yeterince ışık oldu.’’ dedi.Bütün gözler Umut’ta. Umut’tan pay çıkarma peşinde. Pay çıkaranlar sevinçte, baştaHasan öğretmen… Kendisi kendi eli ile teslim etmişti Umut’u Kitap Kurdu’na. HasanUmut’la tek sırdaştı, Umut’un konuşmasında gözünün içine bakması gülümsemesibunun ispatıydı. Hasan öğretmendeki sevinç on dört bin sekiz yüz otuz iki problemiçözmekten on dört bin sekiz yüz otuz iki fazla, on dört bin sekiz yüz otuz iki problemiçözmekten, on dört bin sekiz yüz otuz iki kez daha anlamlı…Hasan’ın gözünün önünden ‘’ Her zaman kurar eşitlik dengesini umut… Umut probleminpayı, paydası, Eşitliğin dengesi. Umut hayatın öznesi. ‘’ sözü bir şerit gibi geçmişti, ondört bin sekiz yüz otuz iki kere.Umut’tan pay çıkaramayanlar. Vicdan azabını pençesinde…Leyla öğretmen gelgitlerde.. Bir yandan Umut’a söylediği ‘’ Sana güvenmiştim’’ ‘’Arkadaşlarına bunu nasıl yaparsın?’’ sözleri altında eziliyor, bir yandan doğru bir şeyyapmanın sevincini hissetmeye çalışıyordu.Medya öğretmeni verdiği taktiklerin işe yaradığını görüyor, kendisi ile övüncü yaşarkenöğrencilerin verdiğinden fazlasını yansıttıklarının şaşkınlığını yaşıyordu.Yazar kendi dünyasında.. Kim bilir yeni romanının iskeletini çatıyor, çatısınasığınıyordu…İbrahim Şahin, kim bilir Umut’un hangi sözüne tutunuyor ya da Umut’a hangi duygularıbesliyordu…Dilara, yolun başında anladı, yalnız bir ön adımın boş koşudan başka bir şey olmadığını,yalnız bir ön adımın taşıyacağı hedefin anlamsız olduğunu.Öykü’nün, Kazım’ın, Sabiha’nın, Seden’in,Sude’nin vücut kabuğunda çatırtılar, dillerinde‘’ Kitap okumak yetmiyormuş, kitabın dilini haykırmak gerekiyormuş kitabın dilince, yerve zamanında. Türkülerini söylemek gerekiyormuş gönülden gönüle. Kanatlarındasüzülmek gerekiyormuş mavi bulutlarda. ‘’ sözleri.İngilizce öğretmeni Feyza, yaşanılanları, yaşadıklarını İngilizceye tercüme etme kaygısıiçerisindeydi. Acaba değişir miydi İngilizcede duygular? Diyordu kendi kendine ‘’İnsanların, dili, rengi, ırkı ne olursa olsun duyguları değişmez.’’Hüseyin, kafa yormuyordu olan bitene. Hüseyin’in nefes alıp vermesi yeterliydigülmesine. Hüseyin’e göre düşünceler engeldi gülüşlere. O nedenle Hüseyin hiç mi hiçdüşünmemişti, sınavlardan 1 alma ile 5 alma arasındaki farkı. Her zaman 1 alışlarındakigülüş 5 alanlardan beş fazlaydı.Umut’a gelince,Umut’a açılmıştı, en umulmadık umutların çaldığı en umulmadık kapılar. Çözülmüştü,en umulmadık saatlerde kurulan en ummadık düşler…Taşınmıştı Umut, en umulmadık umutların en umulmadık kanatlarında, en umulmadıksemalara, en umulmadık doruklara.Umut’a seyri kalmıştı doruklardan yaşanan şaşkınlıkların…Salonu dolduran öğrencilerin hepsinin gözünden her birinin duyduğu sevincin TEOGbaşarısı sevincinden on dört bin sekiz yüz otuz iki kat fazla olduğu okunuyordu.

Page 365: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yazar İbrahim Şahin,’’ Yaşananları ifade etmeye gücüm yetse on cilt kitap olur.’’diyordu kendi kendine…Tek bir gerçek; Umut’un herkesi şaşkınlığa uğrattığı, ikinci gerçek Umut’un ‘’Zafer’’i.Salonun sessizliğini, öğretmenlerin şaşkınlığını gören Umut konuşmasını sürdürdü.‘’Öğretmenim, kitapta depremde göçük altında kalan bir çocuğun bir ömür değil, birgün değil, sadece bir dakika daha fazla yaşama umudu ile on yedi gün nasıl çığlık attığıve on yedi gün sonra göçük altından çıkınca hayata nasıl dört elle sarıldığı yüreğimiparçaladı, rüyalarıma girdi. Eşini kaybeden birinin, eşinin öldüğünü bir daha gerigelmeyeceğini bile bile çocuklarına her gün, ‘’Akşama babanız gelecek.’’ demesi, herkapı çalışta gelecek umudu ile kapıyı açması… Çocuklarını babasızlık duygusundan uzakbüyütmesi… Kendisini yalnızlık duygusundan uzak büyütmesi… ‘’Son cümle aldı götürdü öğretmeni farklı dünyalara… Yanağında iki damla yaş belirdi.Öğretmenin yanağındaki yaş, yazarın yüzüne… Umut’un annesinin yüzüne… .En acısı azsayıda da olsa aynı duyguyu yaşayan öğrencilerin gözyaşına neden oldu. Sayı az,gözyaşları çok… Gözyaşları anlamlı…Umut konuşmasını sürdürdü ‘’ Bugün hiç farkına varmadığımız bayrağın, okullara gelipgitmenin, yıllar önce yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığında bir tek umut ışığı ilenasıl dalga dalga büyüdüğü, bugünlere gelindiği anlatılmış. Annem babam, bendenvatanı kurtarmamı istemiyor. Göçük altından çıkmamı istemiyor. Karnemde ‘’Bir TekBeş’’ görmek istiyorlar ve ben onu gösteremedim. Düşündüğümde bir tek beş almayıbaşarabileceğime inandım, bir de öğretmenlerimden ‘’bir tek’’inin sevgisinikazanabileceğimi. Okuduğum kitap bana bunu gösterdi ayrıca ‘’bir tek’’lerden koskocabir dünyanın oluşabileceğini…Bu sözlerden sonra Umut’un annesi ne öğretmen engelini, ne müdür engelini düşündü.Fırladı oturduğu yerden sahneye, haykırdı, ‘’ İşte, benim Umut diyeceğim Umut, iştebenim oğlum diyeceğim Umut! ’’ dedi, bastı Umut’u bağrına; öptü, kokladı… Salonadöndü, ‘’ Bir annenin, çocuğundan duymak istediği en büyük sözleri duydum, bugünburada. Anneleri en mutlu eden an, çocuklarının başarılarını gördüğü andır. Diğerkonuşan çocukların anneleri burada olsa onların da aynı duyguları duyacağındaneminim. Yine eminim ki onlar da duyacaktır; duydukları an aynı duyguları tadacak vedoya doya öpecektir.Annenin sözleri salonda bulunanlarının bütünün ağlamasına yetti ve arttı bir teki hariç obir tek Umut’tu. Umut gözlerindeki ışıkla salonda bulunan yedi yüz yetmiş altı gözedestan yazıyordu. Umut on dört bin sekiz yüz otuz iki ant içmişti on dört bin sekiz yüzotuz iki kez.Umut’un annesi bütün yarışmaları tekrar tekrar öptü koynuna bastı tıpkı oğlunu öpüpbastığı gibi… Sonra öğretmenini…Öğretmen Leyla, duygu bombardımanında, konuşmacı olmasa mutluluğunu yaşayacaktıdoya doya, hiç çekinmeden yol verecekti sevinç gözyaşlarına… Kendisini topladı,mikrofonu aldı,- Öğretmenlerin de en mutlu olduğu an öğrencilerin başarılarını gördüğü andır;öğrencilerinde gördüğü büyük değişimi gördüğü andır. Öğrencilere verdiklerini gerialdığı andır. Bütün konuşmacı arkadaşlarınız bugün burada bize o duyguları yaşattı.Konuşmacılar içerisindeki Umut’taki olumlu değişiklikler asıl alkışlanması gereken birbaşarı diyorum. Diğer gruplar alınganlık göstermez, sizler de uygun görürseniz ‘’ UmutIşığı Grubu’’nu I. seçelim.Diğer grupların onayını alan Leyla Öğretmen, ‘’ Umut Işı Grubu’’nu I.ilan etti.Uzun süren ‘’Umut, Umut! ’ tempoları ve alkışların ardından Umut’a dönerek ‘’ Sevgisinikazanmak istediğin tek öğretmenlerden ilki ben oldum ve ilk 5’i veren öğretmen. Sençoğulların peşinde koş bugünden sonra. Senin çoğulları yakalayacağından, koskoca birdünya kuracağından eminim.’’ dedikten sonra sözü müdüre verdi.Müdür,

Page 366: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Sevgili öğrenciler, sizlerden bir tek şeyi önemle bilmenizi isterim; burada görmüşolduğunuz öğretmenlerden bir kısmı emekliliği gelmiş öğretmenler, bir kısmımesleğinde emekliliğini yarılamış. Hiçbirinin sınav kazanma, meslek edinme ya dadeğiştirme kaygısı yok. Onların tek kaygısı sizlerin edineceği meslekler.Sizlerin kızdığı, dersini dinlemediği öğretmenlerinizin; sizin boşa geçirdiğiniz zamanlarane kadar üzüldüğünü bilmenizi isterim.Öğretmenlerin en büyük sevinci, sizlerin başarısı; sizlerden verdiklerinin karşılığınıbaşarı olarak görebilmek. Burada verdiklerimizin karşılığını fazlası ile bize gösterdiniz,bizleri mutlu ettiniz. Bizleri mutlu ederken kendinizi de anne babalarınızı da fazlası ilemutlu ettiniz. Bu mutluluğun altını çizerken bir kez daha vurguluyorum; nasıl kibaşarılarınız sadece size bağlı kalmıyor bir başkalarını da mutlu ediyorsabaşarısızlıklarınız, olumsuz davranışlarınız da aynı oranda başkalarını da rahatsızediyor.Olumsuz davranışlarınızın siz farkına varmasanız da önemsemeseniz de annenizbabanız, biz öğretmenleriniz farkına varıyor, önemsiyor, üzülüyoruz. Olumsuzdavranışlarınızı sizlerin de önemseyip üzülmenizi daha doğrusu üzülmemeniz, birbaşkasını üzmemeniz için yapmamanız gerektiğini bilmenizi isterim.Nasıl ki başarı ve başarısızlık bir başkasını etkiliyorsa, bir umut ışı bir ulusu; bir ulusuaşarak tüm insanlığı aydınlatır. Burada yarışmacı arkadaşlarınızın hepsinde bu ışığıgördüm. Bu ışığı ömür boyu taşıyacağınızdan hiç kuşkum yok.Okuduğunuz Sosyal Bilgiler Derslerini hatırlayın; bir çağdan bir çağa geçişi sağlayan tekbir kişi olabiliyor. Fatih Sultan Mehmet’i hatırlayın. Bir toplumdaki değişim rüzgârını birtek kişi estirebiliyor. Bir Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlayın… Bugün her birinizin büyükdeğişiklilerin öncüsü olacağını gördüm.Bir çiçeği düşünün, bir tek çiçeğin tohumları… Koskoca bir bahçeyi güle donatır. Birbahçe çiçeğin tohumları, binler bahçeyi güle donatır. Her birinizin toplumun geleceğinigüle donatacak güçte olduğunu gördüm. Sizin adınıza, toplumun geleceği adına mutluolduğumu, bütün öğretmenlerinizin aynı duygular içerisinde olduğunu bilmenizi isterim.Bir tek şeyi daha bilmenizi isterim, ‘’Bu vatanın sizin gibi gençlere ihtiyacı olduğunu.’’Onur konuğu sahneye alındı. Onur konuğu kısa bir konuşma yaptı ‘’ Burada kendimi,kitabımı tanıtmaya fırsat bırakmadınız. Her birinizi kutlar, gözlerinizden öperim. Sizdekigeleceği görmek, bizlerin tadacağımız en büyük mutluluk. Bizlere, kendinize bumutluluğu fazlası ile tattırdınız. Eminim sizlerin bu başarısı sizleri nice başarılarataşıyacak.’’ dedi ve sadece yarışmacı öğrencilere kitabını imzaladı. İlk kitabını Umut’a..Yazarın gönlünden geçen bütün salonda bulunanlara kitap imzalayabilmekti.Böylece o gün hiç sönmeyecek bir ‘’ Umut Işığı’’ yakılmış oldu.Aynı gün Bilişim Teknolojisi öğretmeni Görkem Şahin, çekmiş olduğu videoyudüzenledi. Video Başlığı ‘’ Umut Işıkları’’. Video sonuna Gruplar, gruplardaki kişiler,altına okul adı, en altına kendi adını yazdı. Videoyu önce okul web sitesine koydu, ilkizleyen kendisi idi. Videoyu sonra Facebook’ta, Youtube’de, İnstagram’da paylaştı.UMUT IŞIĞI basında yer almada gecikmedi. Ertesi gün gazetelerin ilk sayfasında büyükpuntolarla yerini almıştı.‘’ GÖRÜLMEMİŞ BİR YARIŞMA, DUYULMAMIŞ BİR BAŞARI’’Altında Umut’un resmi… Haberin detayında ‘’ Yarışanın, izleyenin, öğretmenin,öğrencisinin, müdürünün yazarının kendisini birinci hissettiği tek yarışma.’’Gelişmelerden okulun müdürü son derece memnundu, bir taraftan, kutlamatelefonlarına bir taraftan randevulara cevap veriyordu. Bir taraftan da öğrencileröğretmenlerle birlik olup bir şeref köşesi düzenledi.Okulun ‘’Şeref Köşesi’’ yarışmacı öğrencilerin fotoğrafları ile süslendi. Fotoğrafların yanköşesine İbrahim Şahin’in ‘’Umut Işığı’’ kitabı konuldu. Konuşmacı öğrencilerinkonuşmalarından derlenen bir de Okul Andı.‘’ UMUT ŞIĞI OKUL ANDIMIZ

Page 367: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Öğrenci olarak, öğrencilik hayatım boyunca zamanımın hiçbir anını boş geçirmemeye,en iyi öğrenciler arasında yer almaya, umutları bölüp paylaşmaya, çarpıp çoğaltmaya;arkadaşlarımı, öğretmenlerimi sevmeye, öğrencilik sonrası yaptığım işin en iyi yapanıolmaya, bu yolda bir saniye durmamaya, hiçbir engelde yılmamaya, okulları başarıya-hedefe taşıyan bir merdiven olduğu bilinci ile her basamağına önem vermeye, herbasamağını atlamadan tek tek çıkmaya, en küçük hedeften en büyük hedefe koşmaya,okullarda kaçırılan fırsatları hayatımın hiçbir evresinde bulamayacağımı bilerek hiçbirfırsatı kaçırmamaya; okulun, kitapların verdiği ışıklarla kendimi aydınlatmaya dahasonra içinde bulunduğum toplumu aydınlatmaya, bu uğurda hayatımı adamaya antiçerim. ‘’‘’ Umut Işığı’’ videosu bir hafta geçmeden tıklama rekorları kırdı. Okula TV’lergazeteciler akın akın gelmeye, Umut TV’lere, gazetelere çıkmaya başladı. Yayınevleriokul kütüphanesine kitap bağışlarında bulundu. Dershaneler başta Umut olmak üzerebütün yarışmacılara teklif getirmeye başladı.TV’ler, gazeteler okulu, okul adı ile söylemiyor, ‘’ Umut Işığı Okulu’’ olarak söylüyor,yazıyor.Öğrenciler, öğretmenler, veliler; ‘’ Umut Işığı Okulu’’ olarak ifade ediyordu.Artık okulun isminin değiştirilmesi kaçınılmaz hale gelmişti… Gerekli yazışmalar yapıldı;okulun adı değiştirildi: ‘’ Umut Işığı Ortaokulu’’.Gerekçe ve tarihçe de ne mi yazılıydı?Umut’un ‘’Destan’’ı…Umut’un on dört bin sekiz yüz otuz iki düğüm destanı…

SİZ YASTAYKEN SEVDA TÜRKÜLERİ SÖYLEYEMEM

İBRAHİM ŞAHİN

SUNUŞKalemden dökülen her sözcük; sayfalara serpilmiş bir tohum.Ne zaman okundu,Ne zaman titretti kalbin telini,Ne zaman boşalttı usun zembereğini,İşte! O zaman hayat bulur.Dala, filize tomurcuğa bürünür.Bir şiir bin umut.Bir şiir koskoca bir dünya.

Page 368: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şiirsiz dünya kör karanlık, şiirsiz dünya mayın tarlası.

ARKA KAPAK YAZISI

Bırakın!şairin sözü gibi susayım, tek bir mısradaBırakın! Coşayım ırmaklar gibi, uzayıp gideyim…sel suları gibi bulanayım, göl suları gibi köpüreyimdalgaya bürünüp kabarayım, buharlaşıp serpileyim

Meydanlarda söylenmiş nutuk değilim, avutamamyüzler damardan süzülmüş, yürekten fırlamış bir okbir şamar gibi şaplarsa suratına, saplanırsa yüreğineBil ki ben şiirim.

ALKIŞÇIYSAK KİME NE

Şükürle yatar, şükürle kalkarızUykusuzluğa bürülüden bize neDört duvar örülü yuvada yaşarızKapısız, bacasızdan, çulsuzdan bize ne

Page 369: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Aşa işe tokuz, yalana dolana açSevgiye yaban, nefrete kine âşıkSevgiyi yolar, kin nefreti devşirirDoğruyu yuhalar, yalanı alkışlarız

Yangına körükle gideriz cümbür cemaatKavgaya kuşanır top tüfekle giderizEzilenden, geberip gidenden bize neEzileni yuhalar, ezeni alkışlarız kime ne

Taşı taş üstüne koyandanSevgiye sevgi katandanBizi el üstünde tutandan bize neBizi itip kakandan yanayızdır

İşi yokuşa sürenden, kılı kırk yarandanEşeği sarpa sürenden yanayızdır kime neYüreğimiz ağlarken alkış tutanlardanızdırBiz alkışçıyızdır evelallah, kime ne

Çalandan, çırpandan, satıp savurandanBizi soyup yolunmuş kaza çevirendenAnamıza selam salandan yanayızdırBiz alkışçıyız evelallah kime ne

KAVGAM SEVDALARA YASAK KILANA

Kavgam;Karanlığın perdesini aralayacaksaIşık taşıyacaksa şafaklarda yarınlaraGülecekse, kömür damıtığı yüzlerCana can, göze göz, dişe diş inadına

Çoramış topraklar, filize gebe kalacaksaDamlayacaksa, sağanak yağmur damlasıFiliz çatlatacaksa toprağı, bas kaldıracaksaCana can, göze göz, dişe diş inadına

Tırnağım darağacında ilmiği çözecekseCellâdı eğer alaşağı, dize getirecekseDarağaçları bastan aşağı güle bezenecekseCana can, göze göz, dişe diş inadına

Gözyaşım çatlamış dudağa can katacaksaKandamlam bir yaraya merhem olacaksaBedenim köprü teşkil edecekse yarınaCana can, göze göz, dişe diş inadına

Binin uykusunu kaçıran, birinUykusunu kaçıracaksa, zindana boğacaksaYolunu şaşırtıp şaşırtıp, dağa tırmandıracaksa

Page 370: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Cana can, göze göz, dişe diş inadına inadına

Kavgam kendinden bi haber birin, uykusunu bölecekseSon lokmasına kan damlayacaksa, kapatacaksa kör pencere kapısınıTek teselli umutları savrulacaksa, feleğin kalburunda elenecekseElim kalkmaz, elsizim, sözüm çıkmaz, dilsizim, korkağım inadına

Kavgam, tas üstüne tas koymayana, yıkıp devirene, çalıp çırpanaÇalar, çırpar, satar savurur, madalya üstüne madalya alıp övüneneUmutlarla avutup, elden avuçtan alıp, sudan çıkmış eşeğe çevireneKavgam sevdalara yasak kılana, yalanı dolanı meşru kılana bitimsiz

SİZ YASTAYKENSEVDA TÜRKÜLERİ SÖYLEYEMEM

Şiirim;sanma ki kalem yazarsözcüklerde dizilirimşairin yüreğinde kanayan, kandamlasıgözünde göz nuruufkunda güneş kızılı, şafağı sarangöğünde çakar şimşek, gönüller titretenyanağında açan tomurcuk, has güller tanesi, rengârenk

Bırakın!şairin sözü gibi susayım, tek bir mısradaBırakın! Coşayım ırmaklar gibi, uzayıp gideyim…sel suları gibi bulanayım, göl suları gibi köpüreyimdalgaya bürünüp kabarayım, buharlaşıp serpileyim

Meydanlarda söylenmiş nutuk değilim, avutamamyüzler damardan süzülmüş, yürekten fırlamış bir okbir şamar gibi şaplarsa suratına, saplanırsa yüreğineBil ki ben şiirimşairin yürek sızısı, süslü nutuk değilimben şiirim

Kanayan yaranın damlasıysambürünemem pembeyekavganın çığlığıysamgiremem kaftanî kostümleremaskeler takınıp, çalamam kapınıgiremem köşküne, bağdaş kuramam sırça sarayınayas tutarsam eğer yasına, varsın türkü havası olmasın

Çehren gibi biçimsiz, umutların gibi sönüknasırların gibi, boğum boğum, denksiz darmadağın…hitap etmiyorsa deryalara gark gül yüzlere, varsın etmesin!bir yılan gibi sarılıyorsa matemin, diniyorsa acılarınbir damla serpinti, düşüyorsa çatlayan yüreğinearalanıyorsa umudun perdesi, ışıyorsa gözün

Page 371: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

tebessüm düşüyorsa gece karanlığı yüzünebil ki ben şiirim!

Tezeğe sarılı ter kokuyorsam, buram buramacı serpilmiş, çeşniye bürünmüşsem, çeşni çeşniperde perde kapanmışsam, yitik kaçık umutlardaışık ışık süzülmüşsem karanlığabil ki ben şiirim!

Dert dağlarının eteğindenfışkıran bir pınarsambulurum bir yolakar giderim dertler gölüne, denizineyürekten damlayan bir damla kansamdamlarım yaralarayarada sargı; sarılırsam yaraya tuz olur basılırsam ben şiirim!

Yas tutuyorsam mısra mısrayasım; şairin, yasım; sizinsevda türkülerine bürünmüşçalınıyorsam sazın telindeokunuyorsan yârin dilindesevdam sizin, sevdam şairin

’’Siz matemdeyken, sevda türküleri söyleyemem ben şiirim! ’’

Uykularda uyumazrüzgârlarda savrulur, seherde gezinirseyyah olur, dur durak bilmezgönülden gönüle göç ederkına girmez, tek renge, tek dile gizlenmeztapulanmazşırılar akar, pınarlar gibi; sessiz...ırmaklar gibi coşkun

halaylarda halay başımatemlerde gözyaşısofrada bir lokmasevdada bir tatlı sözokşuyorsam gönlü’’İşte ben o zaman şiirim!Şiirim; şiirin hası şiir’’

YİTİK SEVDALAR

Ah bu sevdalarBir yüzü pembeBir yüzü karaDertlerde yakan,

Page 372: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umutlarda avutan sevdalar

Ateşten ateşe atanCayır cayır yakanYokluğu cehennem azabıVarlığı çözülmez muammaKara sevdalar, ah bu sevdalar…

Uğruna canımızıUğruna ömrümüzü adadığımızTadamadığımız, tadına doyamadığımızBir ömre sığdıramadığımızKara sevdalar, ah bu sevdalar…

DepolayamadığımızFaizlendiremediğimizSözde bizim olanBizden çok uzak olanSevdalar, kara sevdalar

Kelebek gibi can çekişenKuşlar gibi uçup gidenArdından koşup durduğumuzBizden bir adım, üç adım önde gidenSevdalar, kara sevdalar

Avuç içi edemediğimizKilit vuramadığımızGece gündüz düşümüzde saklıHer gün peşi süre koştuğumuzSevdalar, kara sevdalar

ACILAR KAVŞAĞI GÖNLÜMAcılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağıKurşun ateşinde kızarır, kan damlarGözyaşlarında sırıl sıklam, yoğruk acıyaAcılar kavşağı, yetim sığınağı gönlüm

Acılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağıYitikler yurdu, terkedilmişler tapınağıDön dolaş, acılar kavşağı, acılar tapınağıAcılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağı

Gece uykuda uyanık, gündüz uykudaDavetsiz çalınır kapım, kapısız bacasızKafdağı’ndan uzak, Bağdat’tan tez bulunurAcılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağı

Acıya göbekten bağlı, soydan, evrendenAcıyla yatar, acıyla kalkar, acıya irkilirAcıya teğet, acıyla eşkenar, çarpılır bölünürAcılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağı

Page 373: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Acıya teğet, acıyla eşkenar, çarpılır bölünürAcıya karekök, acıya üs, çarpılır bölünürSevince ondalık bile teşkil, etmez yutulurAcılar kavşağı gönlüm, yetim sığınağı

AÇIK TUT GÖNÜL KAPINI

Bir damla yaş, düşerse gözündenDağ dağ çığ düşer bedenimeBir damla yaş, düşerse gözündenSürüklenir sele kapılır bedenim

Müebbet prangalara vurulsamHedef tahtası kurşunlara dizilsemİnan gülüm, kılım kıpırdamazBir bakışın yıkar beni be gülüm

Gökyüzü zindana bürünseYollara, bellere mayın döşenseKanatlanır da kuş olur uçarımYeter ki gönül kapın açık olsun

Bakma saçımın beyazınaYüzümün soluğu, kırışığınaYüreğim ilk ateşli atışındadırYeter ki gönül kapın açık olsun

ARKADAŞ

Yaslan,Sıradağlar gibiDik ve sarsılmazSır kutusu, sırdaş

Ana kucağı, sıcacıkGöğsü; başa yastık, yummacık

Arkadaş;

Hızır evliyaYetişir, alır yükünSavurur gönlün gamınıGönül; sevgiye harmanGözler, düşlere yolcu

Arkadaş, bütünlüğümüzün parçasıDikliğimizin temel direği, sarsılmaz

Deniz derya,Bitip tükenmez

Page 374: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Varlığı HarunYokluğu harabe

Arkadaş, yoldaş, sırdaş, gönüldaşYeri gönlümüzün başköşesi

ANADOLUM KAN AĞLIYOR

Anadolum kan ağlıyoryüreğim sızlıyor

ne zamanneşter vurulmuşkorku dolu yarın düşlerimeher doğan güneş sarıyorsa bedenimi işte, işte ben o zaman güleceğim!

susuzluğumve de açlığım doyarsa kana kanasoğan ekmekle süslediğim soframbenzerse sofraya,önce gözüm doyar, sonra karnımve doyarsa gönlüm işte, işte ben o zaman güleceğim!

ölüm yatakları boş kalırhastam doktorhastam ilaç bulur işte, işte ben o zaman güleceğim!

ne zaman eli kalem tutan derdimi yazarne zaman akıl irfan sahibi derdime çare arar işte, işte ben o zaman güleceğim!

devlet denince aklımazam üstüne zamvergi üstüne vergipolis- jandarma deyincecop üstüne cop gelmiyorsa işte, işte ben o zaman güleceğim!

mümbit ovalarım boşmümbit ovalarım kuraksular hoyratça akmıyortoprak suya hasret kalmıyorsa toprak gülistana bezeli… bülbül konmuşsa güle işte, işte ben o zaman güleceğim!

bin şehit kanı emaneti bayrağımçiğnenmiyorsa ayaklar altında

Page 375: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

gökyüzü barut kokmuyorbeyaz güvercinler kanat çırpıyorsa işte, işte ben o zaman güleceğim!

okulsuz köyümyolsuz suzuz köyümöğretmensiz okulumkalemsiz öğrencim kalmamışsa işte, işte ben o zaman güleceğim!

ne zaman ki, seçtiklerimbarikatlar kurmuyorsa aramızatanklar sürmüyorsa üstümüzene zaman ki benimle ağlıyor benimle gülüyorsa işte, işte ben o zaman güleceğim!

ANAMIZ HEP AĞLADI

İlk çığlığımızda düştü bedenimizeAcıya yoğruk, acıda pişik gözyaşıİlaç gibi geliverdi, sustu çığlığımızOynadı kaş gözümüz, çırpındı kalbimiz

Sanma ki başucumuzda bölünür uykularıTırnağımızın incinmesi sızlatır yüreğiniDuyar, böler en derin uykularını, dağa vurur rüyalarınıAğlar için için, erir için için, acıda yoğruldukça cana gelir

Suyu aşa çevirmeyi bilir, kederi sevinceKükreyip aslan kesilmeyi bilir bizi korumadaLal olmayı bilir, sözünde incinecekse yüreğimizAğlar için için, gülücüklerde okşar minik yüreğimizi

Gemici feneridir önümüz sıra, ardımız sıraUykuya vururken gözler, bekler başucumuzdaUykuyu bölerken başucumuzda, uyanırken başucumuzdaKapı çıkışta kapı söfesi, kapı girişte kapı söfesi hazır nöbet

Dedektiftir, yürür önümüz sıra, yürür ardımız sıraKuşa kurda yem olmayalım diye, yedi cana bürünürBulur izimiz, duyar çığlığımızı, kanatlanır uçar gelirİçin için ağlar, yüreği kan damlar, tebessümle sarar

Yıkılır, dikleşir dağ parçası gibi ana gösterirSiler gözyaşını, pembe gül yanak ana gösterirSaçı beyaza bürür, kınaya vurur, kınalı ana gösterirAğlar için için, elverir sır vermez bir türlü, anadır ana

Derdini geceyle bölüşür, kayayla sırdaşDerdini bir geceler bilir, bir yosun kayalarDerdine duvarları perde edinir, ağlar duvaraPerdeyi kaldırır gülücüklerde okşar, ninnide uyutur

Page 376: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Düğün nişan dernek, biz güldük anamız ağladıGurbete yolladı, karalar giyinip ağladı ağladı Yuvadan uçurdu, yolumuzu gözleyip ağladıAnamız ağladı, ağladı içini dağladı, duymadık

Her gün doğuşu, her gün batışıYolumuza bakıp bakıp ağladıÜmitlerini ekleyip ekleyip beklediBiz ağladık duydu, anamız ağladı duymadık

Yüreğimiz yüreğindeydi bilemedikAcı gözyaşını bir kez olsun silemedikDerdi derdimizdi, güldürmekti bizi bilemedikAna dedikçe anamız ağladı, anamız hep ağladı

BEDEL ÖDER GÖNLÜM

Gönül yeriHarman…Fırtınalar eserArdı arkası kesilmezYaba yaba savrulurElek elek elenirKalburüstü kalanBaşak başak keder…

Çektiğim çilelerİcarıdır gönlümün

EkeneğidirGün görmemiş umutlarYakar kavurur özlemHasadıdır hüsran

Çektiğim çilelerİcarıdır gönlümün

Gönül;Her bahar umuda gebeHer sonbahar hüsran fırtınasıHer sonbahar borç yığınıHer sonbahar rehin kelepçede

Çektiğim çilelerİcarıdır gönlümünBedenim kölesiBir yaprak gibi savrulurBir yaprak gibi sararırVe bir yaprak gibi çürüyecek

Page 377: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

bir yaprak gibi….

BAKİR ŞİİRLERKeder- sevinç, inci inci dizildiParke taşı gibi, sözcük sözcük döşendiKilim deseni gibi, ilmik ilmik dokunduSatırda nakış nakış, motif motif süslendi

Yürek damlası kanda boyandılarSağanak gözyaşı suda yundularKızgın yürek lavında fırınlandılarŞiirlerde efsunlandılar, çıktılar görücüye

Çeşme başında görücü kız gibi her biriSitelerde pencere ardı bakışlarda gizliGörücüsü okuyucuya hasret, gözü yoldaRüyalarını prensler süsler, rüya üstüne rüya

Saç teli gibi, tel tel mısralarSüzülmek ister bakışlardaDudaklarda mırıldanmak isterGel gör ki mısralar kördüğüm

Kısmetini bekleyen genç kız gibiGözü yollarda, her mısrası yürek atışıGeceler uyku kaçığı, gündüzler yastaBakire kaldı her biri, yitik, sayfalara gömülü

İniltileri, bir baba şair duyarBir ana sayfalar, bir kalemİniltileri, bir baba şair duyarDuygu yükü sözcükler, mısralar

Kimi darağacına tırmanırKimi dağa vurdu kendiniKimi bahtına küstü, yas tutarDerdi, bir baba şair bilir, bir kendi

BEN ANADOLUYUM

Binlerce yılda dokunmuş, kilimBinlerce elde atılmış, düğümBinlerce düğüme saçılmış, renkBinler renge sinmiş, ter kokusu

Ben Anadoluyum, cennet bahçesiDağlarım, taşı toprağı çiçeklerle bezeliEteklerimden pınarlar fışkırır, oluk olukYeşerir fidelerim, bal damlar, damla damla

Ben Anadoluyum, destanlara sığmazBen Anadoluyum, gönüllerden taşmaz

Page 378: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kurda yetmaz aşım, dostta kazan kazanBen Anadoluyum bereketin yükü, kaynağı

Ben Anadoluyum, yeller eser belimdeAğaçlar yeşerir sırtımda, kuşlar tünerKervanlar yiyecek taşır yolumda, şehrimeKervanlar giyecek taşır yolumda, köyüme

Ben Anadoluyum, yavrular beşiğimdeÇocuklar, parkımda gezinir, dalımda salınırBağban gül derer, çiftçim harman savururKınalı eller kilim dokur tezgâhımda, mekik mekik

Ömrü yetmişler salımda taşınırSon duası okunur musalla taşındaBağrıma yatırılır, iki kürek topraktaBen ölüler, diriler yurdu, Anadolu

BEN ANADOLUYUM

Üstümden rüzgârlar esti geçtiSallandı dallarım, döküldü meyvemFırtınalar koptu, karabulutlar çöktüGün geldi rüyaya döndü, yalan oldu

Kızlarım var sırma saçlıYiğitlerim var, boy boyBir birinden beter, asi evlatlarımHepsi, bir birini kırdı geçti

Ben Anadoluyum, sessiz sedasızÜstümde nice atlar tepindi geçtiKiminin izi, kiminin nalı kaldıBen ‘’Ata Yurdu’’ Anadoluyum

Ben Anadoluyum, köklerim kelepçeliKırılır filizlerim, solar yaprağımKökler oynamaz yerinden, yerli yerinceBir rüzgârdır eser geçer üstümden

Yiğitlerim var yol yordam bilirKükrer yiğitlerim, aslanlar yola gelirYiğidim şahlanır, meydanlar dar gelirAcı gözyaşlarım diner, güler yavrularım

Denizlerim, göklerim, maviŞimşekler çakar yüreğimdeBedenler coşar, aşka gelirÇağlar sularım, fidelerim yeşerir

Dağlarım çiçeklerle bezeliBostanım bereket yüklü

Page 379: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bağban ol, gir kalbimeKâhyam ol, dikil karşıma

Ben Anadoluyum bereket yüküSürüldükçe azar toprağımBudandıkça fışkırır filizlerimSevildikçe coşar gönlüm

Kefensizler koynumda uyurHazineler yüklü bağrımdaBen, toprağı kan kırmızıGül kokan Anadolu!

ÇAKAN Çakana

Cek- cak, cak- cekCak- cek, cek-caksiyasi söylemlercek- cak, cak- cekcak- cek, cek-cakboştu, hoştuokşuyordu gönlümüzüdilimizden düşmezdi‘’Allah devletimize zeval vermesin’’kuluyduk devletindevlet başımız tacıyazılım acizliğine uğrayıncasöylem kurgu makinesi cak’ı ‘’ Çak- çak’’ okumaya başladıo diyor çakarım, öbürü diyor ben daha iyi çakarımçakan çakana…söylemler silbaştan değiştibirinin ak dediğine öbürü kara diyoröbürü senin yüzün benden kara diyorben demedim, sen dedin, ben dedim…vatandaşın hafıza kartı okuyumaz olduben ne dedim, sen ne dedin soramaz oldu

BOŞ VERMEYE GELMEZ İCRAAT

Hükümet öyle basit iş değildir daHükümet demek icraatÖnce vereceksin destiyi eline‘’Kıracaksın’’ diye dayak atHukuk mesnet dayanak mı isterDesti; deste deste, dayak sille sileMesnet dayanak, say say bitmezKafa yoran yorsunSöz söyleyen söylesinSöz ettikleri icraat, icraatKedi ‘’mır’’ dedi ha! Sana ha! .

Page 380: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Tedbiri elden bırak maHayvan severlerin kozunu al önceBas önce kedinin kuyruğunaKedi tırmalasın seniSık kurşunu alın çatına‘’ Nefsi müdefa’’Hayvan severler alkışlasınİcraat icraat… Boş vermeye gelmez icraat

SAVAŞ BORSASI

borsa kurulmuşbedel biçilmiş bir kurşun bedeninekurşun ağır bedendenkurşun trentkurşun bedelkurşun hak hukukher kuşunda bir bedenher bedende bir damla kankurşun kayıp, kurşun unutulanbir damla kan, yenidünya düzenine temeldilekler dileğimizdiryeni dünya düzeninde sızlamaya kemiklerinizve bir dileğimizdibe, dibine vura borsa

ALLAH SİZİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN

Özür dilerim Beyler!Özrümü kabul, affımı menfi kılasınız

Oluk oluk kan akıyorOcaklar yanıyor,ocaklar sönüyorBu nasıl göz görmezBu nasıl vicdan sızlamazYoksa kan mıdır içtiğiniz

Adalet talanHak hukuk yalan‘’Tavşan kaç tazı tut’’Tazı mutluğun döşeği, mutluluğun yatağındaTavşan ya avuntu döşeği rüyada, ya aslanın pençesindeSiz hep koltukta, hep avaz, hep nutuktaPenbe balonlar uçuşur göklerdeBalona ne dokunan, ne tutan varNerde balon, nerde adalet, nerde adaletin dengesi?

Page 381: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İsyan etmiştim delicesineBinlercesi gibi, binlercesi adınaCan verdik, bedel üstüne ödedik bedelBu kaçıncı cankaçıncı bedel?

Yazdık çizdik‘’ Gidiş nereye,dur durak bilmez midir? ’’Kırıldı tek tek yazan kalemlerMeydanlara çıktık, göresiniz, sesimiz duyasınızToplandık, toplandık coplandık, coplandık fişlendik

Küfürler etmiştim‘’Hay sizin adaletinize……’’Af eyleyin Beyler, geç fark ettim, ar eşiğinizin yükseğiniGeç fark ettim her birimizin ar eşiğiniz basamağı olduğunuAf Eyleyin Beyler, af eyleyinAllah sizi başımızdan eksik etmesin

Söz size bir daha yazmayacağım‘’ Durursa akan kan, susarsa silahlarUçarsa beyaz güvercinler, kıracağım kalemimi

Gerekirse kırın kolum ‘’Kol sarılır yen içinde’’

Çok mu zor telaffuz edebilmekBir gün olsun diyemedik iyi ki deBir geremedik göğsümüzü sevinceYaşamışız gönlümüzce diyemedik

Ahla vahla kalkmış iyi ki rafaBiçare ömrümüzün her parselineTuz biber gibi serpilmiş keşkelerKök salmış ayrıkotu gibi bedene

Kökünü kazıdıkça azgınlaşırYediveren olur filizlenir binlerceKeşkeler bedene, beden keşkeye aşinaİyi ki’ler sanki yabanıl tutunmaz bedende

Keşkelere her gün bir yenisini eklerizBiri kurumadan bini filizlenir, boy boyKeşkeler içinde açan güller bilinmezKeşkeler içinde açan güller solunmaz

Ahları vahları, keşkeleri, sürsekNadasa bıraksak ya da icara versek

Page 382: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yele versek, sele versek, savursakBağın bağbanı olup güller donatsak

BENLERE ÖLÜM ÇAĞRISI

Dönüp dönüp, ben dedikçeŞimşekler çakar, sevda böğründeYıldırım çarpar, pörsür tomurcukFilizler kırılır, güller savrulur

Dönüp dönüp, ben dedikçeFırtınalar kopar, sevda böğründeSevdalar; yaprak yaprak savrulurUmutlar uçuşur, atan damarlar durur

Durup durup, ben dedikçeYıldızlar kayar bir birKaranlığa gömülür, bedenlerKaranlığa bürünür, sevdalar

Unutma ki kadrin kıymet bulurUnutma ki sevdan beden parçasıBen yarımdır, sen yarım, yaırm, yarımBeden bütünlük ister, sevda bütünlük

Ben yerine sen, sen yerine biz denendeGönül çorağı, rengârenk güle bezenirBeden coşar, yedi can bulur, şahlanırAşılmaz yollar arşınlanır, ulaşılmaz yıldız avlanır

Sensiz benden köy, bensiz senden kasaba olmazSensiz bensiz; bizden, sevdanın cenneti donanırUnutma ki bir sevda uğruna yaratıldı dünyaUnutma ki sevda benle yaşanır, senle yaşanır

Ben yok, sen yokBiz var, sen ben, biz olmalıYaşasın bizler, yaşasın, sevdalarBenlere ölüm, benlere müebbet

BIR SAFAK DÜSLÜYORUM

İnsanim; milyonda bir yasam hakkiMilyonlar gibi nasip olmuş bana daAcı çığlıklarda merhaba derken yasamaOyuncağım olmuş ilk korkum, ilk çığlıkta

Parktaki kuşlar benden

Page 383: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben kuşlardan ürküp kaçmışımMavi bulutlara bakamaz olmuşumYağan kursun yağmurları korkusundan

Yaşıtlarım benden, ben yaşıtlarımdan korktuNe onlar bana, ne ben onlara güvenebildimSarılıp; seviyorum diyemedik içten içeDesek de kim inanır, sevgi yasak kılınmış

Masallarla büyüdük, koca adam oldukMasalarda iyi dev adamlar vardıYasamda hiç mi iyilik perileri yokMasal olan yasam mı, yoksa düşler mi

Çağlar ötesini okutup ezberlettilerİnsan çevresini keşfetmediği için korkmuşÇevresine karşı silahı üretmiş id egosuBugün uzaylara hükmediliyorsa korku niye

İnsanin hemcinsinden korkmadığıMermilerin çocuklara seker olduğuParkların, sokakların çocukların olduğuBir şafak düşlüyorum, bir şafak…

Karabulutların maviye çaldığıDalların meyveye sardığıDavulların vurduğu, zurnaların çaldığıBir şafak düşlüyorum bir şafak

BİR DENER MİSİN GÜLÜM

Ok üstüne ok saplanır yüreğimeKan üstüne kan damlarYaş üstüne yaş damlar gözümdenBir de bilinmezim, sızlanır ona ağlarım

Sanma ki beddualar okurumGönlüm hedef tahtası, nişangâhınBir sen ok saplar, bir sen okum çıkarırBu gönül; başkasına hedef tahtası olmaz, bilesin

Yalvarır yakarırım, feryadımGönül hedef tahtam doldu taştıBir ok çıkar ki bir ok saplayasınOkunla inler sızlarım, beklerim okun

Senin için bütün feryadımSenin için akar kanlı göz yaşımSeni yaşamaktır doya doya, öyle böyleHepsi seni yaşatır, hepsi mutluluk verici

Page 384: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İsterim ki nişangahın oldum, hedef tahtanGönül ok yayın gerili, ok üstüne ok saplarsınBir kez de okun ben olam, saplanam yüreğineBeni o zaman anlayacaksın, insafa geleceksin

BİR OYA BİN OH

Bir oy verdim, kendimi koyuverdim bilinmez ellereGelen oy diler, giden oy diler evim yolgeçen hanı oy oyDerdin nedir soran olmadı, halim nicedir bilen olmadı'Oy verdin sızlanma, beni sen diledin' dediler, oy oy

Bir oy verdim, saçım yolundu, kele döndümZağar çoban köpeği gibi ulurum, taşlanırım kapı kapıGündüz didinir, geceler düşünürüm kara karaDert bağladım, yas tutarım, yaşımı silen olmadı oy oy

Bir oy verdim, birt sırt, bir bindiler pir bindilerNöbeti gelen bindi, biri indi, onu bindi oy oyBel hörgüç bağladı, deva bulamadım oy oyYular geçti başıma, yedilirim yıllar yılı oy oy

‘Yaşar Yaşamaz’ adım, bilinmez tevellütOy listesinde, en başta yazılı adım oy oy

İcra listesinde, başta yazılı adım oy oyİşsizlerde başta, yoksulda en başta adım oy oy

BİR SEVGİLİNBİR ŞAİR DOSTUN OLSUN

Şairin yüreği kan damlar, kalemi gülRüzgârlar eser yüreğinde, gamın savrulurDerdin bine bölünür, derman bulur sözündeDiner acıların, yasların türküye döner söylenir

Şairdir kuluçkaya yatırır kendi derdiniYürek kavrulur, acılar dağlanır, damır ilaçNeşter atar derdine, güller basar kanayan yaranaSen gülerken ağlar yüreği, sen ağlarken ağlar yüreği

Bir bedene sarılır, kuytuya bürünürMum dibi karanlık küçük yüreği var yaKutup yıldızıdır, binlerce kuytu karanlığaAydınlanır, coşar bin gönül, bilmez şair nicedir

Sığınaktır aşığa, sığınaktır maşukaÂşık gül diye sunar sözünü maşukaMaşuk gerdan diye takar, gerinir gezinirBir kez sormaz, duymaz, bilmez şair nicedir

Page 385: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şair kara gün dostunKapısı çalınır gece gündüzUykularında nöbet tutar başucuCanın sıkıldıkça, canın istedikçesözüne sığınır yüreğin

Gel gör ki o şair günleri bitimsizYaşamı ölümsüz kılmış, bin katmış bir ömreKördüğüm acılar çözüp de, sevgide ilmik atmışBir sor, bir düşün, şair nicedir, iyice hallice midir?

İster sor soruştur, ister bil, ister bilmeŞair nicedir, yas tutan yüreği acep niyedirYine de senin bir sevgilin, bir şair dostun olsunArada bir gönlünü okşatır, arada bir derdini savurursun

Koca köşkünde bir odalık gönlünSıkılmışsa, derde düşmüş yıkılmışsaÇilingirin olsun, açsın sana yeni kapılarBir sevgilinin yanında, bir şair dostun olsun

BİZİM ELLER

Bizim insanımızÖyle uluorta gülmezİçten içe gülüşüBir kendi bilir gülüşünüAğlamaz feryat figanSızlar için için…İklimi gibi kurudur gözpınarlarıDediysem de inanmaBir kendine ağlamaz

Bir başkasına,Sağanak yağmura bürünürKuru gözpınarlarıYokluktur kaderiYok, yok yok…İsteyen bir başkası ise eğerYoklar var oluverir ne hikmetseHüner bazdır, bulur buluşturur

Bakmayın benzin soluğunaBelin kamburunaÇellik beden bostan korkuluğu duruşunaBir kükredi mi dağlar devirir evellah!

Dağlar ondan sorulurYollar ondan sorulur

Page 386: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dertler ondan sorulurDerde derman, yine ondan sorulurYaban eller anlamaz dilindenBir bizim eller anlar dilindenBir bizim eller… Nasırlı öpülesi eller

BİZİM İNSANIMIZ

Gapgaradır yüzleriBir birine benzer kaderleriSilkelemiştir yokluğun rüzgârıAyazın şaplağı şaplamıştır suratınaTavlamıştır güneşin alazıGapgaradır yüzleri, gaapgara

Dağ gibi çökmüştür, yokluk omzunaKıvrım kıvrım bükülmüştür beliTepe tepe yükselmiştir hörkücüDimdiktir omzu, diiiim dik…

Gapgaradır yüzleri, gap garaYokluktur kaderi, yoklukUmutları kör, topalSabrı deniz deryaTutunur tırnak ile Toroslar’ın taşına

Gapgaradır, gapgaraBir birine benzer kederleriBenizler sarı sarıNasırlar boğum boğumBoğum boğum nasırlarıElleri nasırlı, elleri elleri..Öpülesi nasırlı elleri

Bizim insanımız, bizim insanımızYokluktur kaderi yoklukEkmeği gupguru taş kesmezHep vardır yanda bir acı soğanıBuz gibi bir gabak suyuBal tadındadır kuru ekmeğiBal tadındadırŞerbet tadındadır buz gibi suyuŞerbet tadında

Gapgaradır, gapgara bizim insanımızTer temizdir yüreği tertemizGapgaradır yüzleri gapgaraAp ak tır alınları apakBizim insanımız, bizim insanımızGapgaradır yüzleri….

BOŞ VERMEYE GELMEZ İCRAAT

Page 387: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hükümet öyle basit iş değildir daHükümet demek icraatÖnce vereceksin destiyi eline‘’Kıracaksın’’ diye dayak atHukuk mesnet dayanak mı isterDesti; deste deste, dayak sille sileMesnet dayanak, say say bitmezKafa yoran yorsunSöz söyleyen söylesinSöz ettikleri icraat, icraatKedi ‘’mır’’ dedi ha! Sana ha! .Tedbiri elden bırakmaHayvan severlerin kozunu al önceBas önce kedinin kuyruğunaKedi tırmalasın seniSık kurşunu alın çatına‘’ Nefsi müdefa’’Hayvan severler alkışlasınİcraat icraat… Boş vermeye gelmez icraat

Bu Dünyanın Kahrını Çekmezdim

Gönlümün sultanı, derdimin dermanıBaş belamın fermanı sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Dağların umudu, güllerin demediBağımın bereketi sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Yarınımın yolu, yolumun durağıDizceğizimin feri sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Ateşimin koru, korlarımın külüBacamın dumanı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Omzumun yükü, yükümün bedeliSoframın aşı tuzu, sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Page 388: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bu gönlümün oku, yüreğimde sancıGözümün kanlı yaşı sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Bedenimde doku, burnumda hoş kokuBaşımın baki tacı sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Ağlarken gülenim, yaşımı silenimSevdamı bilenim ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Kahrımın ilacı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

Korku sığınağı, tutunacak dalıAlnımın yazısı ki sen olmasaydınBu dünyanın kahrını çeker miydim hiç

BU SEVDA BÖYLE YAZILMAMALIYDI

Çoramayayaydı toprağım, çoramayayaydı toprağınYağmura saraydı göğüm, çiy düşeydi tomurcuğaGüle bezeneydi gönlüm, hasada ereydi muradımBu sevda böyle olmamalıydı, böyle olmalıydı gülüm

Her gün arandığım, yolunu gözlediğim olmamalıydınKoynuma aldığım, sarıp sarıp okşadığım olmalıydınYüreğimi dağlayan ateşim, saplanan okum, olmamalıydınYüreğime damlayan, yüzüme yansıyanım olmalıydın gülüm

Gündüzümü geceye çevirenim, zindanım olmamalıydınŞafağımı saranım, gecemi yıldıza boğanım olmalıydınGözümde yaşım, tüten hasretim, hayalim olmamalıydınDamarımda kanım, yüreğimin incisi olmalıydın gülüm

Bu sevdayı kaderimiz mi yazdı bilmezimSilmek, sil baştan, toz pembe yazmak isterimSensiz silinmiyor, sensiz yazılmıyor, bezenmiyorBu sevda böyle yazılmamalıydı, yazılmamalıydı gülüm.

Geceleri; düşlerde adını sayıkladığım, olmamalıydınSesini yelden, haberini uçan kuştan sormamalıydımSol yanımın dolgusu, sol yanının dolgusu olmalıydım

Page 389: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bu sevda hasrette kavrulmamalıydı tadı damağımızda olmalıydı

Bu sevda, kuru kütüğün umudu olmamalıydıBu sevda, kuru kütüğün tomurcuğu olmalıydıGülistanım virane, dalım bom boş olmamalıydıKonmalıydın dalıma, şakımalıydın, şakımalıydın gülüm

Ah be gülüm; bu sevda, masal- efsane olmamalıydıBilimkurgu, hayallerimin umudu olmamalıydıDüşlerimin realitesi, tenimin ilacı olmalıydıBu sevda böyle yazılmalıydı, böyle tadılmalıydı gülüm

C0ĞRAFYAM KANA BULANMASIN

her nefeste soluduğum sensendüşlediğimyıldız yıldız gecelerimi süslediğimbakındığımkendimden geçip rüyalara daldığımdilime düğümlediğimyutkunduğumant içer gibi adını sayıkladığım sensenattığım her adımda hedefher dönüşte durağım sensenadresim sen

coğrafyamın parselipaftası, çapısevincimin çarpanı- böleniasalı, kat sayısı sensencoğrafyam senederi senneden ben olamcoğrafyamın zararı benkârı sen

coğrafyam senlütfedip eserse rüzgârındağılır bulutların, yağarsa yağmurunaçan güller sen kokargül koku vermez kendinekokusu bülbüle, bal arıyadırmalum dalın kısmeti dikenedir

coğrafyam güle bezenirse sen kokarşakıyan bülbül adını sayıklar

kurur kırılırsa bir dalımbir ucu yüreğini yaralar

Page 390: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

yüreğin kan damlarcoğrafyam kana bulanır

gül koklamaksa muradıncoğrafyam kana bulanmasınkan değildir güle rengini verensevginin özüdür, o özdür güle bal tadı veren

CAN EVİM

Can evime, gizlice mayın döşendiHer gece, ani bir yıldız kaydı göktenKıt kanat aşıma, zehir taşındıHer günüm, bir can ayrıldı ocaktan

Can evime, gizlice mayın döşendiHer nefeste, bir can aldı kör kurşunTütmez oldu, tüten ocaklar, söndüHer nefeste, biri uçtu, bağırdan

Bu ne kaderdir, bir türlü bilinmezÇözülmez dert, tane tane dizildiBu ne kaderdir, bir türlü silinmezDüzelmedi kamburum, lif büzüldü

Bu ne vicdandır, bir türlü sızlamazBağırırım, avaz avaz, duymadıAcılar eker, biçer acı, bezmezBağımda dal, dalda güller koymadı

Tüten ocaklarım, sönmesinSabi çocuklarım, gülsün yüzüŞafağımda her sabah, güneş doğsunKaranlıkların, kapansın perdesi

Gel yurdumda kem gözünüz olmasınEviniz olsun yurdum, bol aşınızBir diri, on ölü, oyun olmasınDağımız aynı, aynıdır bağımız

CANISI

Aşkların;En güzelini yaşamıştık senleDüşlerin en güzelini kurmuştukHani hiç bitmeyecekti aşkımızTakvimin son yaprağındaAkrep düğümlendi yelkovanaAnsızın ayrılık çaldı kapımızıAçılmaz olası, yıkılası kapıHazır beklermişsin meğerBir kuş gibi uçup gittin

Page 391: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ferman gibi yazılan sebepsiz ayrılıkSen değil miydin mutluluk rolü oynayanBen değil miydim mutluluğun resmini çizenBu fermanı yazan kim, söyle kimİmzayı atan kimGidişinde biten bir aşkımız mı?Derin bir yara, derin bir çukur açtığınÇukur; çeker beni, dibine dibineKatlanmak mümkün mü?Bu yara, bu çukur bedendeBu yarada, bu çukurdaSeni unutmak mümkün mü?

Seni, senli günleriHatırladıkça kanıyor her yaraSızlıyor zavallı yüreğimYaşlar, yasa boğarYaşlar, sele boğar beniGirdaplarda can çekişirimCanısı, ah canısı…Sensiz can bile veremiyorum canısı

Pencereme gün vurmuyorBahara ermiyor gönlümNe fırtınalar eserNe acılar çekerNe düşler kurarım sensizKimse bilmiyorBari bir sen bil canısı!

Sensizliğim;Bağrımda bir ateş, bir kor

Gözlerimde bulutSağanak yağmurDinmez ardı arkasıNe sabahı var, sensiz gecelerinNe sabahların gecesiZifiri karanlığa boğuluyumKendi minik yüreğim, sarp kayaYükseldikçe, yükselir…Düştü düşeceğim sensizZirveye taşıyan senDibe vuran senCan çekişen zavallı benİsyan ederim kendi kaderimeKendi kuytum yetermiş banaÇıkmasaydın karşımaTaşımasaydın zirveyeŞimdi bu korkularım olmayacaktıOlmayacaktı be canısı…

Page 392: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sensizliğime mi yanayımÇektiğim çileye mi?Seni canımdan can bilmiştimKendimden fazla sevmiştim canısı…Onun içindir unutamıyorum, anla be canısı

Şaşırdın mı ağlamamaYokluğun çeker damar damarBende bıraktığın senleriGözyaşlarımda akıttığım, senBoş bakışlarda süslediğim, senSağılır benlerim sensizliğinde sanaSağıldıkça azar yaralarımKanar da kanar

Bu bendeki gönül kafesiÇalıp gittin gönlümüGörenler acır halimeCanı yanar canıAh! Eder benim yerimeBir sen acımaz,Bir sen aramaz sormazsınMerak da mı etmenNe haldedirBulduğunda nasıldımBıraktığında nasılımGel gör halimiEmanetime ihanet ettin be canısı

Belki güllerim küle dönünce unutacağımYaşadıklarım bir efsane olacakYaşadıkça ise unutmam imkânsız olacak canısıimkânsız olacak

CEHNNEM ODUNDAYAN CAYIR CAYIR

Bu dünyadaCennetinin yoluSevdadan çıkarCehennemin yoluSevda çıkmazından

Cehennem odundaYanmaksa muradınSırt çevir sevdayaCehennem odundaYan cayır cayırPerde çek ışığaYum gözünü

Page 393: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gömül karanlığaKulak asma çağrıyaKucak açma sevgiyeDost meclislerine uğramaTebessümden sakınÇat çehreni, düşmanlık takınBarınmasın sağında solunda kimseYalnızlığa bürünDertlerinle kal baş başaDertlerinle örül baştan aşağıKurul cehennemin köşesineDüş cehennem odunaYan cayır cayır

Cehennem odundaYanmaksa muradınBir adım geleninAt kıçına bir tepikDüşsün cehennem odunaYak cayır cayır, der alev alev

Cehennem odundaYanmaksa muradınSevdiğin ak derseSen kara deSevdiğin he derseSen na deCennete giden yolu kapaDüş cehennem odunaYan cayır cayır

Cehennem odundaYanmaksa muradınYol saçını tel tel sevdiğininKele dönsün, solsun gülüİrem bağını cehenneme çevirTutuştur ateşi küle çevirAhıyla kıvrıl, vahıyla inleDüş dert batağına çırpınCennetini cehenneme çevirYan odunda cayır cayırCehennemini Cennete Çevir

Günaydın diyememişsen kapı komşunaSıkıp elini, ısınıp da çarpmamışsa kalbinGözlerde bir şimşek, titrememişse bedeninAtmosfere düşmüş bir meteor parçası varlığın

Bir tatlı söz söyleyememişsen, işitemediysenSararmış bir yaprak, savrulursun, gün boyuKayadan kayaya çarpar, parçadan parçaya bölünürÇığlığınla sarsılır yer gök, çığlığında boğulur gidersin

Page 394: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Küçük bedeninde ördüğün yalnızlığın duvarıSıradağlar gibi uzar gider, sıra dağlar gibi yükselirTaşkın sular gibi sele boğar sürükler, koparır, alır giderYalnızlığın denizi, okyanuslara bedel, çeker, yutar gider

Tutunamamışsan zamanın dümenineYılansız denize düşer, yutulur gidersinKonacak dalın, tutunacak dalın yoksaBir yaprak, savrulursun, zamane rüzgârında

Küçük bedeninde kararttığın dünyanCehennem’den büyük, Cehennem’den karanlıkYanar ateşler cayır cayır, kaynar kazan, fokur fokurKırk gece kırk gündüz değil, bir ömür bitmez cezaların

Feleğin çemberini yırtamamışsanKampanaya sıkışmış, can çekişirKaymışsa yıldızın, kefenin biçilmişAyak salar beden, can çekişir beden

Bir el at dosta, bir el yakala dosttanBir köprü kur dosta, bir köprü yarınaTutun, yürü emin adım, dünden yarınaBir köprü kur dosta, bir köprü yarınlara

Kulak ver dost sözlere, gönlün okşansınEl ver, güzel söz ver, gönüller okşansınBak, bakış, gül gülüş, oyna, oynaş, sarmaşCehennem’in Cennet’e dönüşsün gül, güldür

CENİNLER MEZARI

Usumun rahmine düşerHer şafakta bir umudun ceniniHer dem şakağına dayanır namluBir cenin ölür, bin cenin can çekişir

Bir cenin düşer, bahar müjdesiBir cenin ölür; yas havası, matem yeriBir yanı cennet, bir yanı cehennemUmutlara gebe, ceninlere mezar bedenim

Ola ki milyonda bir ihtimalDünya tersine döner deBir cenin umut süygünüCoşar bedenim, düğün bayram

Umutlara yolcu, umutlara hanUmutlara gebe, doğumlara sancılı

Page 395: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Katledilen umutlara tanık; bir birKatledilen umutlara mezar, taş taş

Bir cenine can verme umuduyla beslenirBir ceninin doğum sancısı pembe düşüCenin avcısı; düşte işte, gecede gündüzdeBir de mezarı olmasa ceninlerin, tanığı ölümlerin

CEPHEDEN SILAYA MEKTUP

Oğluna seferberlik gelmişBoynunu büküp ağlama anamVatan elden gidiyor diyorlarDuymamak, gitmemek olmaz anamYiğitliğin şanına sığmaz ''Yiğidim git! '' de anam

Gidip de gelmemek var anamÖlür gelmezsem karalar giyinmeYaslara bürünüp dövünme anamŞehitlik vatan uğruna erişilmez mertebeOğul verdin vatana şehit, gururlan anamCEPHEDEN:Sağ salimen gelmişim birliğimeTakınmış, kuşanmışım silahımıÇarık ayağımı vuruyor, ayağım yaraKemalyeri kar fırtına, üşüyorum...Yastığım, yorganım yoktur anam

Komutanım ölüm emri verdi57. Alay öldü topyekûn, Kocadere'deOğlum ölmemiş diye sevinme, bel bağlamaÖlenlerden Rıza Efendi, Halit Efendi gardaşımdıYüreğim yandı can evinden, elim ayağım bağlandı

Hani ana koyunumuz, kuzumuz vardıTepelerde sürü sürü, düşman sürü sürüKocatepe'de, Tınaztepe'de Kumtepe'deKurt koyunumuzu, kuzumuzu kapardı bir birDüşman kapıyor, manga manga, koca tümen

Düşman burnumuzun dibinde,Süngü dayanmış bağrımızaÖlüm anbean yakın cana, can çaresizVatanın kurtulduğunu göremeden ölürsemKuşun kanadında haber salın, şehitler duyar anam

ANADAN OĞULA:Vatan kurtuldu derler, göremedin oğulTorun verdin, kokusuna doyamadın oğul

Page 396: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Oğluna adını, şehidimin adını koydum duy oğulOğlun hür yaşar, anan hür milletin hür sayende ey oğul!Toprağın nur, mekânın cennet olsun ey oğul, ey oğullarım

ÇAĞIN ÖĞÜTLERİÇalışma yorulursunDidinme sürünürsünDik durma devrilirsinÇevir fırıldak, dön köşeÇal çırp, böl yutYan gel yat..Kalk koş!Her limanda biri…Sarışın esmer, fark etmezHizmet kusursuzdur sen, sen oluncaAş iş, ar namus; boş söz vesselamDoyurmaz karınAş iş, ar namus olursa vaazDolar kese…..Vaaz, vaaz üstüneDoldur keseDön köşeDönüp bakma! Kim düşeKim küserse küseKüsen; ayak altınSen omuzdaŞan şöhret aselet…Oluverirsin kraliyetGerisi kolayEmrinde bir orduHepsi emre amade

ÇAKAN Çakana

Cek- cak, cak- cekCak- cek, cek-caksiyasi söylemlercek- cak, cak- cekcak- cek, cek-cakboştu, hoştuokşuyordu gönlümüzüdilimizden düşmezdi‘’Allah devletimize zeval vermesin’’kuluyduk devletindevlet başımız tacıyazılım acizliğine uğrayıncasöylem kurgu makinesi cak’ı ‘’ Çak- çak’’ okumaya başladıo diyor çakarım, öbürü diyor ben daha iyi çakarımçakan çakana…

Page 397: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

söylemler silbaştan değiştibirinin ak dediğine öbürü kara diyoröbürü senin yüzün benden kara diyorben demedim, sen dedin, ben dedim…vatandaşın hafıza kartı okuyumaz olduben ne dedim, sen ne dedin diyemez oldu

Çile Oyuncuları

Kurulmuş iktidar meclisiKimi ihale, kimi batık banka peşindeGündüz işinde, gece pembe düşündeArada bir ekranda, vatan millet SakaryaAsil duruş, hamaset edebiyatı, hepsi hatip

Kurulmuş iktidar, dağılmış rollerKostüm rolümüz gereği, eski püsküÇehremiz rol gereği, kürek mahkûmuErzak rol gereği, çileye kapılı derviş erzakıYuvamız rol gereği, kuş yuvasını andırır

Nutuk avaz avaz, hizmet öbür beş yılaYelkovan uymuş akrebe, çevrilir takvimBeş yıllar geçi geçiverir, dün gibiBeş yıllar geli geliverir bugün gibiBeş yıl ne ki biz bir ömrü devirmişiz

Meydanlarda omzumuza bindiler, kırbaçladılarSanal dünyalara sürükleyip narkozla güldürdülerMeydan meydan yürüttüler, avaz avaz bağırttılarOyumuzu alıp unuttular, pembe rüyaya yattılarAt gözlüğü taktılar, çayır çimen gördüler kurağı

Karardı bağrımız, söndü umudumuzDuy hele sabrımız ha bitti, ha bitecekBak, inceldi belimiz ha koptu ha kopacakBöyle giderse binilecek halimiz kalmayacakBiz alışkınız çarık yol tepmeye, ya haliniz nice olur

Kangren hastamızı bıraktırdılar kendi derdinePop starların aşkına, kırgınlığına çareler aradıkKimin hangi gün, kiminle çıkacağına bahisler oynadıkBir gün biri yalnız kalsa yasa tutulduk, uykumuzu böldükKendimizi ekranlara kilitleyip, açlık orucuna tutulduk

Figüran olduk oynatıldık yıllar yılıAğlayışlar yürekten, gülüşler sahteGülüşler trajedik, gülüşler rol gereğiBir gün olsun kapanmadı perdelerBir gün olsun değişmedi rolümüz

Page 398: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir gün olsun bir olamadık galadaBir yanımız muhalefet bir yanımız iktidarBiri inandır, biri yalanlar, şaşkına dönmüşüzSahnede dost, kuliste düşman oldularDost belli değil, düşman belli değil, bir derdimiz belliBir de değişmeyen rolümüz

DAHA DURUYORSANPES YANİ

Tut ki idam mahkûmusunŞöyle sıralayıver son arzularınıGözlerin bir an kapanıversin maviliklereNefesin, boğazında düğümlensinAç gözlerini birden bireVur kendini maviliklereKeşkeleri, ahları silkele gitsinSon şükrün aldığın nefes olsunÇek içine doya doya…Haykır bir çocuk çığlığıylaHaykır, haykır! UtanmaYaşamdan güzel ne var ki utanasınHaykır avazın çıktığınca, haykır…

Tut ki idam mahkûmusunSevgiliye doyamadığın aklına düştüNe duruyorsun, hadi söyle‘’Seni seviyorum’’ diyeDaha beklemeİlk kez görüyormuşsun gibiSon kez sarıyormuş gibi, sarılBak gözünün içine, iyice bak!Bir daha söyle ‘’Seni seviyorum’’ diye

Tut ki idam mahkûmusunÖzgürlüğün her doğan güneşGüneşin yedi rengine takılTut ki karanlıkları sen aydınlatıyorsunToprağa can veriyorsun, kurda kuşa yemHer gün doğuşu gülümse, doya doya…Kim bilir belki de her doğan güneş bizim içinBelki de her doğan güneş biziz

Bırak gökler buluda sarsınSağanak yağmura bürünsünGöklerin ağlayışı senin gülüşünSen sadece ve sadece gülümse

DAMARIMDA KANIMSIN

Page 399: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Baharımsın, baharda çiçeğimGözümde yağmurun taneleriDökülür damlalar, serinler gönlümSende söner, gönlümün ateşi

Yorganımsın, sarılır gecemYıldızımsın, süslenir rüyalarımGüneşimsin, bedenim sende ısınırIşığımsın, kalbim sende ışır

Çalar saatimsin, göğsüme takılıSeninle uyur, seninle uyanırımKanadımsın, seninle uçar gönlümLimanımsın, sende demirler gönlüm

Yolumsun, yürüdüğümHedefimsin, koştuğumNişanımsın, gözlediğimKoştukça uzar ömrüm

Kavgamsın, kavgamda yürekSabrımsın, sabrımın bileği taşıDizimde bağ, gözümde fersinAşımsın, aşımın tuzu, biberi

Semalarda buludumsun, sende çakar şimşeğimGönül deryamsın, sana dökülür gönül pınarımDeryamsın, yakamozlar saçar duruşun, bakışınDeryamsın, inciler hazinesi, uçsuz bucaksız

Yelkenimsin, seninle süzülür gönlümRotamsın, seninle ilerler gönlümDikizimsin, sende düzelir kıvrımlarKışlamsın, sende konaklar gönlüm

Şarkımsın, sende mırıldanır gönlümSazımsın, sende iniler gönül telimAlkışımsın, sende alkışlanır gönlümDerdim sende azalır, sende çoğalır sevincim

Merhemimsin, sende kavlar çatlağımDamarımda kanımsın, sende atar nabzımKalemsin, sende deliksiz uyur gönlümSarrafımsın sende değer bulur gönlüm

DAMLACIKCaddeler insan seliYürür üstüne üstüneCaddeler insan seliSelde sürüklenirBoğulur girdabında

Page 400: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

birdamla

Korku düşlerinin pençesindeÇırpınır... Çırpındıkça ezilir

Takınır paraşütünüDüşer korku atmosferineÇöker üstüne ejderhanın gölgesi

Çağırır ayak sesleriİnsan naraları, bakışlarıKapı gıcırtıları, bozuk motor sesleri

Hesap sorar herbiri damladanBağlanır damlanın kolu, eliDüşer ateş çemberine, yanar beden

Damlaya dönüşmeye görÇağlar sular, sellerBoğar girdabında

DAVETLİMSİN

Uzansa ellerin, uzansa yanağınBakışsa gözlerin, bakışsa gözlerimBir martı olup, uçacak, hüzünlerimYelken açacak, ufuklara gönüller

Bakışsa gözlerin, bakışsa gözlerimKapanacak, hüznün perdeleri, tülleriBakışsa gözlerin, bakışsa gözlerimIşıyacak, kalbimin, kalbinin dip köşesi

Kapansa gözlerin, kapansa gözlerimGönlün yuvasında kuluçlayacak, sevgiBir kere açılsa gözlerin, açılsa gözlerimLarvalar göz kırpacak, gönlün orta yerinde

Davetsiz misafir olma, sırça köşklereAtıverirler bacadan, pencereden, yaka paçaDavetlim ol, bağdaş kur, otur dip köşemeKanadım ol, pikeler at, gönlümün ufuklarında

Gözyaşım ol, ak gözlerimdenBirikmiş dertler, aksın sel gibiMendilim ol, sil son damlayıSende güleyim, sen bende gül

DEVİR ORHAN VELİ DEVRİ DEĞİL

Page 401: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Devir Orhan Veli devri değil gardaşSu bedava değil bir damlası kan bedeliDevir Orhan Veli devri değil gardaşÖzgürüz özgür olmasına, kör topal özgürlük

Özgürüz, özgür olmasınaKokuşmuş bedenimiz, yar kaçarÇatlamış dudak, öpüşmek yasakYatarız yatakta iki yabancı, özgürüz

Kahve hatırını yitirdi, çay can çekişirDost dediğin evi terkedi suyun izini ararAkşamsefaları, çay partileri tarih olduTutsağız bedende, tutsağız kendi evimizde

Sebiller betona gömülü, direnen mezar taşıGüvercinler uğramaz oldu, bilinmez nerdedirParkların karanfil kokusu, yerini ‘o’ kokuya bıraktıSenin bildiğin kuşatıldık şehrimde tutsağız şimdi

Devir Orhan Veli devri değilÖzgürlük beleş, vaatler promosyonÖzgürlük beleş, mağara devri yaşamÖzgürlük beleş, yüz yıların çilesi promosyon

Ey Orhan Veli, özgürlük beleşYarınımız yok, umudumuz tutsakÖzgürüz, caddemiz, kentimiz tutsakÖzgürlüğümüz kapanda fare özgürlüğü bilesin

DOST İŞİ

TanığıyımSahte aşklarınSahte tebessümlerin bir birYüzümdeki kırışıklıklar mıOnlar çetelesi tanıklığımın

Sözde tebessümSıcağı çöl sıcağıYakar kavururSoğuğu SibiryaBuz tutar yüreğim

Yüzümü dönsemArdımda tepikArdımı dönsemYüzümde çizikE.. Dostluk kolay mıAtacak ya bir kazıkYa bir çizik

Page 402: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Aşk mıO da kavuracakÇöle savuracakYurttan yuvadan edecekNiye mi, dost işi!Dost akıllansın diyeBize oyun oynar daKıymetini bilmeyiz

DUR DİKKATTERS YÖNDESİN

Bütün selektörleri bana çakardınBütün yolları döner bana çıkardınNe oldu da birden u dönüşü yaptınNe oldu da birden şerit değiştirdin

Dertlerine bende şifa bulmaz mıydınYalnız kalınca dertten derde gömüldünDara düşünce ağlar, bende gülerdinSen yolumuzu ne oldu da ayırdın

Dikkat et tam gaz gitmedesin ters yöndeKazası benzemez hiç, yüz yirmi dördeDikkat et cezası benzemez cezayaÖmrünle ödeyemez borçlu gidersin

Yollarım gül döşeli, sana zahmetsizYeter ki yak selektörün, kalma yolsuzYollarımda kırmızı sönük engelsizYeter ki gir şeride bas gaza yollan

Yolun başında ben varım görebilsenYolun ortasında, sonunda düşünürsenÇığlığım hep çağırır duyabilirsenSesime bir kulak versen duyacaksın

He deyip yoluma girsen göreceksinKaçınma huyuma girsen saracaksınİnadı bıraksan mutluğu tadacaksınSırra ersen mutluluktan uçacaksın

DUYGULARA ZİNCİR VURULMAZ

Duyguyu vursak zincire, beygirsi, kırar halka halkaGömsek toprağa yığın yığın, kök salar, salkım salkımGömsek toprağa, susuz bıraksak, havasız, mağmayla volkanFışkırır, yer gök inler, beden param parça, tabip çaresiz

Set çeksek sarp kayalarda, kuytu derelerdeBirikir damla damla, birikir çukur, dalgaya kapılırSele kapılır, devirir ulu çınar, yolunur tomurcuk güller

Page 403: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Beden param parça, can kopar tenden, tabip çaresiz

Set çeksek akağına, uyur gece sessizliği köpüklü sulardaKabarır seher yeli, döver gönül ufkunu, sızar gönül çatlağındaKabarır güneşin kızılında, devinir yakomoz kıvılcımındaDeniz alabora, kıyı hortum, yutulur beden, tabip çaresiz

Deli deliyi görür çomağını saklar, inkâr eder deliliğiniŞaha kalkar duygu, tutuşur çelik kalkan, başlar ciritYelkenler suya inmiş, gönül demir almış limandaKuzu kadar sessiz, kuzu kadar sevimli, tabip hayran

DÜN BAYRAM HAVASIBUGÜN YAS HAVASI

Dün seçimdi yurdumdaBayram havasıBurun dibi Kafdağı uzağıUmutlar avuç içiDert yokDerman çokHer biri her derde devaParalar oluk olukCaddeler bayram yeriDavul zurna son nefesDev ekranda dev cüsselerVaatler avaz vaz, bol kese

Bugün seçim ertesiOyu alan ata bindiÜsküdar’a yol aldıBiz yine kaldık yayanGeçim bindi omuzaDüne bir yük daha eklenirAra ki çözüme bulasın biriBayram yerleri yas yeriBayram yerleri küs yeriKurtarıcı kahramanlar hani nerdeO vaatler Hızır edalı nüktelerHer derde derman seçtiklerimizHani neredeOnlar bizden dertliOnlar da yas tutarOnlar masal anlatır şimdiMış miş, miş mış, mış da miş

Kelin merhemi olsaÖnce kendi başına sürermişBu da böyle bir masal işte

Page 404: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

DÜNYAMIZIN İÇYÜZÜ

Aynı yoldan geldikYol uzun, yol karanlıkAynı çığlıkta haykırdık dünyayaAçılan kollar, öpüşler aynıÜrkek bakışlarımız aynı,gülücükler...

Memeye dokunuşta sevinçler, somuruşlarBiberonu tutuşlar, doyunca itişler, susuşlar

Oyulacaklarla tanışmamız, oyuncak sevincimizEmeklemeler, tutunup kalkmalar, düşmeler, düşmeler...

Ne zaman ki koştular topun peşinde, çimenlerdeKoşamadık çekildik bir köşeye, bakındık topaAyrıldı yollar, değişti bakışlar, dostluklar...

Elimiz yoktu, yoktu ayağımızKoşamadık maratonda, tırmanamadık dağların tepesineAçlığımız, susuzluğumuz, uyumamız, uyanmamız aynıGönüller aynı, sevinmeler, sevmeler, okşanma isteğimiz

Sevgiyle kucaklandık, sevgiyle kucakladıkYüreğimizdeki sevgi bedenlere sığmazSevgi ne el ister, ne ayak, sevgi yürek isterNe zaman ki esirgendi sevgi bakışlarıKarardı gönül bağımız, söndü düş dünyamız

Düş dünyamız ki gel gör; yok, yok...Kin yok, nefret yok, iyiliğin kartopu düşler

Koşanın peşinden, bakışlarda koştukKoşanla koştuk, sevindik; düşenle düştük, ağladıkNe zaman ki göndere çekildi yabancı ellerde bayrağımızNe zaman ki söylendi ''Milli Marş''ımız yaban dillerdeGöğsümüz aynı kabarışta, seziş aynı, duyuş aynı

Dünyamızda kimler yok ki...Dünyanızda bizlere de yer verin

Sevgi küçük, küçüçük...Bir bedeni saracak kadar büyükBir cihana yetecek kadar çokYeter ki sevilmeyi bildiğimiz kadarSevmeyi bilelim, sevilmeyi bekleyenÇatlamaya yüz tutmuş nice tomurcuklarIşığa hasret, bir damlaya hasretBir bakış, bir söz yeri gelir ışık olur, bir damlaAçar bir tomurcuk, bir tomurcuk açar bir tomurcuk

Page 405: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

DÜNYANIN SONUNA DOĞRUGenetik, organik bağlarla bağlıYetmiş iki millet, milyarlarca insanSomali’de bilmem nerde töre kurbanıGördükçe yüreği kan damlar her genç kızın

Afrika’da bilmem nerde açlıktanFirar etmiş bedenden, etle deriKemikler şahlanmış, kambur meydan gezerYürekler sızlar, yüreğinde insan bağı olanda

Kelleler hedef tahtası rulet oynanırBilmem nerde, bilmem kimlerCesetlerden masa kurulmuşKadeh tokuşturur, niceleri

Kimileri, tekrar üstüne tekrarOscarlık, film gibi reyting yaparKimileri, at yarışı izler gibi izlerYürek kan damlar, insan bağı olanda

Sokağa düşmüş körpecik bedenGelen geçen mıncık atar, atamayan filmini izlerİsyanlar savrulur körpe bedenden, figanlar yükselirSağır Sultanlar duyar, bir çehre sıfat insan gözükenler duymazYüreğinde insan bağı olan, insanlığından utanır, el bağlı, çaresiz

Organik canlı, organik bağ, organik dengeYanan ormanın sıcağında kavrulur toprakLale- çimen küskün, bezemez morunu- yeşiliniKuşlar yasını tutar, vurur kendini, dağa bayıra

Organik canlı, organik bağ, organik dengeHaber taşır yedi iklim, yedi cihan, bayram havasıHaber taşır şimdi yedi iklim, yedi cihan, yas havasıKışlar küskün, baharlar yitik, yazlar kendi başını yakar

Ey elinde manevala, dengelerle alt üst yarışanlar!Sizin dünyanız da, dengede dengelenir bilesinizDengeler alt üst olursa; sanmayın ki size özgü bir yer kalırKabaran denizler sizi de yutacak, ısınan çöller sizi de kavuracak…

DÜZEN

Nerde?

Adı: düzenBiri yazar, biri bozarNe hikmetse yazılan aynı

Page 406: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Silinen aynı, yazan yazana

Hedef aynı; ’’Düzelecek’’Zaman aynı; ‘’Beş yıl sonra’’Kırka bölünür, her beş yıldaBir lokma, kuru ekmeğimiz

Beş yıl sonra, bir taktikBin bir vaat, yeni bir seçimSeçen aynı, seçilen aynıVaat aynı; ’’Beş yıl sonra’’

Zaman dakik,el tetikYolumuz kapalı kaçmayaVaatlerin bedelini öderizDökülen her damla alın terinde

Geçiyor zamanVaatler avutur, öğütürÖğüttüğümüz ömrümüzGelmez bin bir vaatle geri

Bir olur meydan gezerİktidara gelen hemen azarBiçare garibe mezar kazarAğlar garibin bahtsız anası

Emanetini Al da Git

Yalnızlığımda, gecelere bürünürümGecenin kuru ayazı döğer, bendimiBöler, sessizlik uykularımı her geceUçuşur korkularım, yankır bedenimde

Yıldızların ışığında ararım seniSen uzak yıldızlar kadar, erimsizSabahlara yelken açarım, kapalı ufkuRüyalarımla avuturum zavallı gönlümü

Açılan her pencereye bakınırımKabarır kulağım, işitilen her sese,Yerinden oynar kalbim, her kapı çalıştaSen yok, sen yok, bükülür boynum

İzini ararım, kumlardaSesini ararım, cıvıltılardaKokunu ararım, seherdeSen yok, sen yok, sen erimsiz

Nerdeysen duy sesimi

Page 407: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Emanetin bende kaldıGel, sök al yüreğimdenEmanetimi, sök ver yüreğinden

eSMİYORSA RÜZGÂRHARMAN NEYLESİN

ılgıt ılgıtsevda yelleri esiyorsa tepelerindetel tel uçuşuyorsa saçlaryüreğe düşüyorsa, cefa tohumları bir birkarlar düştükçe, tepeler bembeyazyürek katran karasıysaarada eller kalkıyorsa semayaarada… yumruk döğüyorsa böğrüsevda savruluyorsa gözde, duman duman…cefa yığılıp yükseliyorsa yaba boyugönül harman yeridir neylesin bedenhasada küsüp harmana gelmemek ol muyorsagönül harmansız bedeni neyler, teneşir paklamazkalbur kalbur çeç, cefa, o da bahtın tecellisiysebiçaredir beden, feryat figan faydasızsaneyler beden, gönül avuntusu aşktan gayrı

gönül hasada ermemişse bahardarüzgârlar savurur hazan vaktibiçaredir beden neylesin

FELEKTEN BİR GÜN ÇALALIM

Dertlerini yele ver, gözyaşlarını seleDünün acısını uyut, sar yorgan altınaKin öfkeni at, geri dönüşüm kutusunaGel felekten bir güncük gün çalalım bu gece

Sabahı düşünme, açıl, saçıl, bürün kokunaTepinme, kaçma, bırak nazı, sarıl kolumaSevdaya ait ne biliyorsan söyle, söylerim dinleGel felekten bir güncük gün çalalım bu gece

Yıldızlara kafa tut, sen ol talih yıldızımGüneşe kafa tut, ışığın sarsın bedenimiDağlara kafa tut, dağlar gibi yasla sırtımıGel felekten bir güncük gün çalalım bu gece

Aşımıza zehir kattı, derdimize dert

Page 408: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bak büktü belimizi, ağarttı saçımızıBaharı hazana çevirdi, yazımızı kışaYasımıza bakmadan çaldı koca bir ömürGel felekten bir güncük gün çalalım gel gece

Zar üstüne zar attı sırtımızdaŞeşleri yeke çevirdi, yek üstüne yekYolumuza mayın döşedi, dönemece tuzakDostu düşman kıldı, saldı üstümüze üstümüzeTakın, kuşan, diren, felekten hesap soralım bu gece

Dualar edelim sabah olmasınOlan sabahlar dert üstüne dert doğurmasınDualar edelim umutlar sönüp rüyalar bölünmesinDertler ipe dizilsin tek tek, sevdalar kurşuna dizilmesinYeter ki iste, gel istersen kalan ömrümüzü çalalım felekten!

GAMLIYIM GAMLI

Karlı dağlardan gamlı haberler alırımBölünür uykularım bölük bölükUmut ışıkları düşlerim soluk solukHer günüm aratır bir öncesiniYarınlara nasıl kucak açam, nasıl…

Şehir eşkıyası kol gezer olmuşGünbe gün, güpegündüzCamlar yere seriliÇare olmuyorKepenk kilitleri

Korku hasat olmuşHer kepenk açış kapayışKorku servetHer mekân her daim

Karlı dağlardan gamlı haberler alırımBölünür uykularım bölük bölükKar kaplamış, yollar aşılmazHastam yolda can verirBir kulaç genişlemiş yolum, yüz yıldaBir arşın kısalmış…Nasıl övünür, nasıl sevinirim, nasıl…

Beş yılda bir vaat alır avunurumBir oy verir dövünürümBir gelen, bir daha gelmez dağlar ardınaDağlar vardı sırdaşımDağlar vardı geçimimDağlar dar eylendiGeçimim hiç eylendiToprağım işlenmez oldu

Page 409: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ambarlar boşHalime reçete yazılırReçeteler dertten derde sürüklerGamlıyım, gamlı…

Gamlıyım, gamlı…Sabır dedilerBekle dedilerBekle gör dedilerBekledim görmedim gamdan gayrıVaazlara kulak açmam gayrıGamlıyım, gamlı…

GEL CAN

Cann,Kilitlemiştim gönül kapımıPaslanmıştı kilidi çoktanAçılmaz sanmıştım be cannnAçtın kilidi, neden girmezsin içeri

Çoramıştı, gönül bahçem çoktanYeşermez sanmıştım, be cannnGüller donandı dallarım, cannnBekler yolunu, her biri be cannn

Gel can, gelll!Güllerin en tomurcuğunu vereceğimBedenimi, senin için yere sereceğimSensiz ağladım, senle güleceğim

Yoldurtma, açan güllerimiMucizende yeşerttiğin güllerimiBoynunu bükmesin sensiz, solmasınGel! Kopar kendi elinle, kokla doya doya

Gönlümü yol geçen hanı kılma cannGel, kapılara kör kilit vurmadan gelGündüzüm, geceye sarmadan gelHasretim bulut, yağmura sarmadan gel

Gel can gel,Sormam; sensiz geçen gecelerin hesabınıAkıttığım göz yaşlarımı, sele veririmEkârımı yele veririm, bir güneş olur doğarım

Gel can gel, bakma kör kütük oluşumaSende cana gelirim,yeşerir güle bezenirimBak İlk tomurcuk boy verdi, gözler yolunuDaha nicesi bekler sırasını, inan, inan can!

Güller solmadan gel cannn

Page 410: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Güller savrulmadan gel cannnGönlüm çorağa sarmadan gelYeter ki gel; gül olur sararım seni

GEL EY GÖNLÜMÜN SULTANI

Gezgin miyim, gülden güle konayımYüzsüz müyüm, kapı kapı çalayımDilenci miyim, aşkı dileneyimHercai çiçek miyim her, gönülde açayım

Rengim solukça, kokum bedene siniliSabredip bakıştıkça, renkler örülürTenezzül edip koklandıkça, kokuya bürünürTiksinimler, hüzün, feryat, çarmıha gerilir

Sanal değilim, ısınır tenim,Lütfedip sararsa tenin.Sanal değilim, ıslanır tenimÇıplak bedenime, düşerse gözyaşın

Sanal değilim, vurulur kıvranırım,Şimşeğinle çakılmış her oktaYanar tüterim, ayrılık közü düşer yüreğimeYanar ağlarım, dost bildiğim gülerse seyrime

Yediemin değilim, kilit vurulmaz gönlümeGirmek istersen açık kapım, zimmetle mülkünBeş yıllık iktidar değil ki devrilsin, yenisi seçilsinBir ömür saltanat sür, gel ey gönlümün sultanı

GEL GÖNÜL DERGÂHIMA

Düşmüşüm tuzağınaSürgüne vurmaKurşuna diz beniOk saplı,Kan damlar yüreğimSar beniDerman diler gönlümDuy beniGönlüm gonca gül kokusuBal peteği, kokla, tat beniDüşmüşüm yoluna hali perişanGör beni, duy beni, ara bul beniDört duvar arası çile dergâhından çıkGel gönül dergâhıma tahtını kurOku, üfle efsuna sar beni beni

Page 411: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GEL HELE

Kapılar açılmışken, geç oturYarın olmadan, kapanır kapımGül sunmuşsam, kokla şimdiYarına kalmadan kokular, uçar gider

Isınmışsa bedenim, sar kolunYarın olmadan soğur giderSöylemişsem sözüm, dinle!Yarın olmadan, unutulur gider

‘’Hele dur! ’’ deme, sevdama bir keredeYarına çok sular akar, köprülerin altındanSele kapılır gider, ah çeker, bakınırsın ardındanÇok rüzgârlar eser, tufanlar kopar, savrulur gider

Yarın dediğin, kaçıştırYarın dediğin; yitiş, unutuluşGireceksen, bugün gir gönlümeYarınlar seni de, beni de, yutar gider

GİDERSEM

Sanma kiTaşıdığın beden senin

İçindeki ruh benimBedenini saran tenimYığılır kalır bedeninAyrılığın ayak sesinde

Yere serilir yıldızlarKaranlığa boğulur, şafakBuza keser, sıcak yatağınZincire vurulur beden

Bakınmadan yürüdüğünO yollar, yollar…Dönüp dönüp baktığınBeni aradığın aşinan olurSelam vermeyeTenezzül bile etmediğinDostlarımHaberimi sorduğun olur

Koskoca dünyaCeviz kabuğuna sığar

Page 412: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Alır kabuğunaDar gelir sanaDikilir her köşe başınaBir çarmıhİpe çeker seniYürür üstüne üstüneCaddeler…Ararsın sel sularındaBen yokumdur, ben yok…Kim bilirHangi sel yutağındayımdırNerden bilesinGirdabın batağındaÇırpınışındırTek bildiğinTek dostundurTutunabilirsen bir dal

Ben gidersemTersine döner dünyaBir başka doğar güneşBir başka çöker karanlıkBulut yitirir mavisini

İşte o zaman anlarsınAnlarsın, lamı cimi yok loİnsanlar sevdiğineNiye ‘’Dünyamsım’’ der

Bir zamanlarAklının ucundan bile geçmezken‘’Dünyam! ’’Demek, az gelirSevgini anlatmaya

Ve seninBende yaşadığını anladığın gibiBende öldüğünü de anlarsınO daİnsanların‘Dünyam yıkıldı’’ deyişi be loDünyam yıkıldı deyişi…

Yok saydığımızKüçücük sandığımızKoskoca dünyaYıkıp kuramadığımızKoskoca dünyaHey gidi koca dünyaAvuçlarıma alabilseydimCebimde saklardım, cebimde be

Page 413: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GİTTİN GİDELİ

Tenimde;Kokun kaldıGözümde izinKulağımda son sözünYankır gittin gideli…

Yüreğimde közünKavrulurSen gittin gideli…

Sen yitikSen kaçakBen yüreğimde tutsakSen gittin gideli…

Mazide yaşanmışlıklarBaşkaldırır hortlarcasına…Göz kırpar yaşanmamışlıklarKeder yükler umutlaraHer yaşanmışlıkKapanır her umut, perde perde…Sen gittin gideli…

Seher yeliKokun savururBulutlar;Göz yaşlarımı toplarYüreğim şimşekler çakarTutuşur yağmurSeller akar yüreğimdeSen gittin gideli

Düşlerim bahara ermezGittin gideliYokluğun doluya tutarüşür yüreğimGittin gideli

GOOD BYE MEMEDO

Karaomanoğlu MehmetBekleme bizden hürmetİhanet üstüne ihanet ettikLanet üstüne lanet okumasak daEmanetlerine ihanet ettik bir bir

Page 414: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dergâhlar, bargâhlar çoktan unuttu adınıWelcome yazdık giriş çıkışınaHello memo, good bye memo der olduk

Sultan-ı Azam emniyetle geçilmek üzereToroslar’ın kaderini bağlayanBir köprü emretmişti haniYusuf Usta yapmıştı bin bir aşklaGezmeli değil, görmeli demişti ustasınaAdı destan olmuştu Görmeli Köprüsü diyeYüz yıllar direnmişti en azgın sularaNe göçler taşımıştı deve kervanlıBardat’tan Barcın’aKöpek havlamalı çan sesli sürülerKoçaş nuru ladin kokulu kamyonlarAzığı bel kuşağında gurbet yolcuları

Şimdi sormaYüreğim sızlarKalemim kan damlarBunu sana nasıl yazarımVefasızlığımıza boyun büktüKendini sulara gömer diye

Gurur abidesi kitabesiniUtanç madalyası olarak saklayacağızBağışla bizi demeye yüzümüz mü varBin bir utançla özür dileriz sendenİhanet üstüne ihanet ettik bilge insan

GÖNLÜMÜ ŞİFRELEDİN

Bir bağlandım pir bağlandımGönlüm sana şifrelendiYazan sen, çözen senNoktayı, virgülü koyan sen

Gönlüm sana şifrelendiAğlıyorsa sebebi sensinGülüyorsa sebebi sensinDert sende, şifa sende

Gönlüm sana şifrelendiİster vur dizine otursunİster devri âlem gezinsinVicdan sende tercih sende

Gönlüm sana şifrelendiİster ninni söyle, uyut dizindeİster türkü söyle, halay çektirSaz sende, söz sende

Page 415: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönlüm sana şifrelendiİster sustur lal eyleİster bülbüle çevirHak sende, hukuk sende

Gönlüm sana şifrelendiİster tavşan kıl, ister tazıİster kovala, ister kovalanHüner sende, sihir sende

Gönlüm sana şifrelendiİster rüyalara bürüİster rüzgârında savurRüya sende, rüzgâr sende

Gönlüm sana şifrelendiİster gecemi gündüze çevirİster gündüzümü geceyeGece sende, gündüz sende

Gönlüm sana şifrelendiİster güle donatİster bozkıra çevirBağ sende, gül sende

Gönlüm sana şifrelendiİster dert batağına çevirİster, cana can kat güldürDert sende, şifa sende

Gönlüm sana şifrelendiİster ömrüme ömür katİster ömrümü törpüleÖmür bende törpü sende

GÖNLÜMÜN SULTANI

Ayan beyan girmişsenGönül sarayımaTaht kurup oturmuşsanGönül köşkümeKalk diyememAdettendirDenmez davetsiz misafire bileAdressizken, viraneyken gönlümAdresini yazmış mülk edinmişsenSilemem, alamam elindenPerdeler aralamış, ışık süzülmüşseKör karanlık dünyamaPerde çekememDikenlerin yaralasa da yüreğimiGonca gülün koklamak

Page 416: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir ömür bağışlar banaSanma ki beddualar okurumDualardır sayıkladığımŞarkılarındır mırıldadığım

GÖNÜL BAĞI

Keder düşerse, gönül bağınaHazana döner, solar güllerGökyüzü zindana bürünürVurgun yemişe döner, bedenSessiz sedasız, kabuğuna bürünürNe dost, ne düşman bilinir

Sevinç düşerse, gönül bağınaEbemkuşağına bürünür, gökyüzüYedi cana bürünür beden, kabuğuna sığmazŞarkı mırıldar dudaklar, gözler cümbüş kurarDavetiye dağıtır bakışlar, bendini yıkar gönül konağıGönüller ağırlanır, biri kalkar biri oturur, gönül yolgeçen hanı

Keder düşerse gönül bağınaMaskeler düşer, yüzler değişirBakışlar değişir, duyulan sözler değişirBedende dert köz, kavruğu bir beden bilirDuman kaplar dağları, ne gören olur, ne duyan

GÖNÜL CEVHERİN

Gönül CevherinKalbin ve umudunGirmişse dümen suyunaBir kez, ters düşmeye görHele bir kez, kuyruğuna basmaya gör…

Yüceltir, yüceltir semalarda savurur…Demirkazık gibi çivileyiverir zemineDağılır bütün umutların, seyreyle cam kırıklarıGücün yeterse topla, birleştir, bir de varsa sabrın

Kırılmaya görsün bir kere cevherinBir kırılmak baki, bir kıran, katlan katlanabilirsenKıran zalim uçar gider, kırılan gönlün küser giderBekle ki gelir. Masala döner.. Bekle ki dönesin sabır taşına

GÖNÜL EHLİ 2

Ey gönül, gönül ehline düşmez isen

Page 417: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ömrün karalar bağlandığın günündürYıldızlarla donattığın dünyan yere serilirUfuk çizgileri daralır, zindan kaleye düşersin

Gördükçe gizli dertlerin örülür, umutlar yere serilirÇözdükçe bağlanır düğümlerin, kördüğüm yaşantınİşittikçe sitem yükü sözler, azar kan kıran dertlerinDertler bağın, dertler zimmetin, dert yumağı ömrün

Ok üstüne oklar saplanır kalbinin orta yerineKan üstüne kan damlar yüreğine, inileyen deli danaGece gündüz, çığ gibi yığılır üstüne, dert üstüne derdinÖmrün karalar bağladığın günündür, otur ağla derdine

Belin büküldükçe bükülür, kambur baş kaldırırSaçın döküldükçe dökülür, bakar kelin avunurYüz haritanda belir, çizilir, dertlerin dağı tepesiBaharın hazana döner, oturur dizler dövünür

Ey gönül, Gönül kuşu bir kez girer kafeseKafesi severse türküler dokur yasındaKafes severse kuşu, kafeste teller, coşarAltına bezenir, kirinden arınır arınır ışılar

Gönül ehlidir ki kargayı bülbüle çevirirAllar pullar, lal diller çözülür, türküler dizilirGönül ehli değilse ki şakıyan diller lal olurKanat yolunur, kınalı tüyler yolunur, kelaynak olunur

GÖNÜL MAYA TUTMAZ

Maya tutmaz gönülKırağı düşmüşse bir kereMuson vurmuşsa tomurcuğaGül açmaz, koku saçmaz

Maya tutmaz gönülVurgun yemişse bir kereAva gelmez bir türlüKabuğuna çekilir inci

Maya tutmaz gönülÇatlamışsa kabuk bir kereOnulmaz yara sarar bedeniAtan damarlar durur

Page 418: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Maya tutmaz gönülTufana tutulmuşsa bir kere

Kin kusar, ateş püskürürKabarır nefretin tohumu

Maya tutmaz gönülDem tutmaz uykudaKaymak tutmaz yüzüYağ bağlamaz yüreği

Maya tutmaz gönülGözyaşı sele dönmüşseÇağlar gönül taşkın sulardaAkar sel olur, seller göl

Maya tutmaz gönülSele kaptırmışsa bedeniSelde taş olur, gölde yosunİnci, girdaplaşır kabuğunda

GÖNÜL TEDAVÜLSÜZ

Gönül dediğin kafeste bir kuşKafese girerse, bir başka kuşBir beden olursa, bir başka kuşKafes altın bezeli koca saray olur

Kafese girerse başka kuşAyrı beden ve de ayrı lisanKafes dar gelir, yırtar gönülKafes zindan kale, gönül tutsak

Gönül dediğin taze bir fidanKökü başka bedende, dalı başka bedendeKök atarsa, filiz sürer, güle bezenir, dal dalBir de kökü kazınırsa, kırılır filiz, solar güller

Gönül dediğin taze fidan, kökü başka bedendeSağanak yağmur yağarsa, yeşerir filizler, dal dalGüneş bir vurursa, çimlenir tohum, yeşerir dal dalHele bir fırtınalara kapılırsa kırılır filizler, dal dal

Gönül dediğin taze fidan, kökü başka bedendeGönül dediğin İMF destekli, tedavülsüz kendinceGönül dediğin hepten İMF’ye çatışık, İMF’ye dostGönül bilmez ne zaman güler, ne zaman ağlar, İMF bilir

Page 419: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

GÖNÜL YÖRÜNGEDESEVDA BACADA

Sanma ki tenin tenime değer ısınır bedenimSanma ki kıvılcım düşer tutuşur kalbimYüreğimdeysen eğer, yüreğindeysem eğerBuz denizinde bile yanar tutuşur yüreğim

Bil ki yüreğinde değilim karanlıklar kuşatırSessizliğe bürünür en işlek caddelerYas tutar uçuşan kuşlar, çiçekler koku salmazEl tutmaz, ayak yürümez, akan sular durur

Yüreğinde sarsılmışsam, sırtımı sırtıma dayasanSıra dağlar örülür aramıza, fırtınalar koparTufana kapılır bedenim, kan damlar yüreğimeTenden uzak ol, kokunu yeller getirir, sesini kuşlar

Tenin tenime, bakışın bakışıma değerGerilmişse gönül bamtelin vay halimeKokunu seller alır, sesini haydutlarGönül yörüngeden çıkarsa, yer yerinden oynar

GURBETYOLLARIMI BAĞLADI

Gül kokulu anamHaber salmışEkinler gögerdiHavar vakti geldi geçtiGel gayrı diyorGurbet yollarımı bağladıGelemem anam, gelemem!

Diyorsun kiHer batan gündeGözlerim yolda kalırBir umut, dalarım tavşan uykusu uykuyaGözüm seyrir, uyanır uyanmaz hayra yorarımGurbet yollarımı bağladı gelemem anam, gelemem!

Diyorsun kiSütler kaymak bağladıHıfsedip saklarım tavan arasıKör olası fareler dadanmadan gel yeDişlerim döküldü yiyemem anam, yiyemem.

Diyorsun kiHatır gönül unutulmuşKapımı çalan kalmadı

Page 420: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Deste tarlada, gamaz savururTek umudum sensin, gel toplaGurbet yolumu bağladı gelemem anam, gelememGelsem de dizlerimde derman kalmadı, deremem anam

Bayram havası kurulan sofralarTereyağlı bazlamalar, boş kalmayan ocakBol köpük ayran, yay ağacı, tuluk bişekGözümde tüter, rüyalarımı süsler gün be günGelsem de bayram havası sofralar bulamam anam

GÜL BAHÇENEHAŞERE DADANIYOR

Bir dinle çocuğum,Sevgiye açsın, besbelli her halindenİliklerine kadar susuzsun da be çocuğumKurumuş kapanmış göz damarlarınKör karanlık sarmış ufkunu çocuğumYazık korkuyor, bağırıyorsun avaz avazVuruyor, kırıyorsun; masa- sandalye ne varsaBunlar doyurmaz açlığını, aydınlatmaz dünyanı

Defterini kitabınıyırtıyorsun sayfa sayfaUçaklar yapıyorsun boy boyBelki taşır sanıyorsun korkularınıFırlatıyorsun bir bir…Ama bunlar taşımaz ki korkularını çocuğumKimini bohça bohça yapıyor, sarıyorsun korkularınıSaklıyorsun sıra gözlerine, sıra altlarına tomar tomar…Bir bilsen korkular yüreğindeSilahı beynine giden yolda saklı…

O yolu bulmalısın bilgi denen yoldaDiş biliyorsun öğretmenlerineNeler neler söylüyorsun içten içeÖğretmenlerinin seni anlamadığını sanıyorsunYaklaş iyice bak şu saçlarımaBunları değirmende mi ağartım sanırsınKimleri dinlemedim, kimleri anlamadım ki ben

Ah be çocuğumSenin karnın da açAl hele şu parayıBir simit al, doyur karnınıSonra, dinle be çocuğum, dinle

Bak! Üstün başın da yırtıkToz toprak içerisindeHırçınlaştıkça yırtılıyorYuvarlandıkça kirleniyor

Page 421: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ama be çocuğumHırçınlık yama atmaz ki söküğeYırtık büyüdükçe sayılıyor eğelerDinle be çocuğum, dinle!Sen bilgiye daha da açsınSen önce bilgiyi tat, doyur açlığınıBilgi yama atacak her söküğeHer bilgide kapanacak bin ayıbın

Dinle!Dinledikçe bir damla düşecek ufkunaHer damlada bir kökü çürüyecek kötülüğünBirikecek damla, kabaracak ummanDalgalar okşayacak bedeniniDalgalar kıracak kötülüğün dalını kolunuDallar tomurcuğa, tomurcuk güle saracakDünyan gül bahçesine dönecek be çocuğum

Gülün Dalına Rehin

Beş vakit, yüzüme bakıp bakıpBeddualar okumaksa muradınMihrabın ben olamam bilesinGünahların bende arınacaksaVahtis papazın olamam bilesin

Değirmen kurulmuş, taşlar dönerSevgim öğütülüp, ızdırap akacaksaHasadın ben olamam böyle bilesinKine harman, kin savurmak muradınRüzgârın, ben olamam böyle bilesin

Köprüler alaşağı, set çekmek muradınMalan ben, taşın ben, mimarın ben olamamDeniz, dalga, deniz alabora, döven tusunamiDaim dövülen kıyın, ben olamam böyle bilesinPatlar püskürürse volkan, savrulur çöle dönersin

Kendine Müslüman, güzelliğin kendineGüllerin benek benek, kara kin lekelerYüreğine batar dikenin, yürek kan damlarOnulmaz yaralar kaplar yüreğin, saramamKayalıkta kardelen olsan, kim bilir seni, kim koklar

Gel, hor görme; dikeni, yaprağı, bağbanıTek başına gül olsan, yolunmuş tavuğa benzerBağban küser, keserse suyun, solar, kurur gülünBülbül küser, konmazsa dalına, gülün rehin dalınaKör karanlığa bürünür, yaşlı gözler zimmetin olur

GÜN SİZİN GÜNÜNÜZ

Page 422: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İnsan niçin çalışırCevap basitBeş yaşında çocuk da verirYa yaşananlar doğruluyor mu cevabıÇalışmıyor mu yoksa insanlarÇalışmıyorlarsa;Boğum boğum nasırlar, neyin nesiYüzdeki çentikler makyaj mı acabaSaçın kırçılı boya mı?Onlar da parayla beyler

Felsefi dayatmacalar‘’ İnsan tutumlu olmalı’’Mamaya çığlık atan bebeParayla susar beyler!Asgari ücret 5 çocukHer çocuk parayla çıkar evdenParayla girer eve ekmekTuz, biber, bilmem neTutumsuz mu harcıyor bunlarOlmayan paraları

Onların hayali bile tutukluHayali bile ipotekli

Tutumlu olmak;Yat üstüne doksan altmış doksanHer çiçekten bal almaksaKat üstüne dubleks bakmaksaO hak zimmetli; beyler,Zırhlı motorizelere….

Çalışanın;Çalıştıkça yay çizdi bedeniBinmeye meyilBin babam binDeha babam dehaBinildi, binildi…Yaraya sardı bedenKan sızım sızımEm babam emKarakaçandı evveliKarabatan oldu şimdi

Bir damla tattırdınızVaramadı tadınaDüşünü kurdu yıllar yılı

Sizce yürüyor kervanDönüyor devran

Page 423: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Uykuya vurdunuz çark dişlisiniPas tutmuş dişli umurunuzda mı?

Yürüyor kervanDönüyor devran

Derdine çare için çaldığı her kapıdaBağışladı bedeninden bir parçaTopladı, parça parçaYedi yamalı bedende çıkmadı can

Gün ola harman olaDurur değirmen

Değirmen suyla döner beyler

Şükür halinize dönüyor devranŞükür dağa, bayıra vurdunuz, tırmanırMecnuna döndü Leylasız, farkında olmasanız daHangi derdine isyan edeceği meçhullerde

Sizse şaşkısız hedefteGez göz arpacık zabtı rabtaVuruşlar on ikiden bir birBugün sizin günüz, sizin…Yarının yalnızlığı beklese de koynuna

Gün ola harman olaDöner devranO da bir gün çeker, isyan bayrağını

GÜNEŞ DOĞACAKTIR YİNE

Sular bulanık…mavilikler kör karanlıkdurulur sular elbet, durulur…savrulur kara bulutlardoğar beklenen güneş!

sular bulanıkakar deretemizler deredere yatak değiştirmezyeter ki yataklık etme yeni derelere

ümit kesilmez akan deredenperdelenmez doğacak güneşdoğacaktır her şafak vakti gibi yenidenyine bir şafak vakti

Page 424: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

sular bulanık…fırtınalar delicesinehortuma yakalanmışçasına korkuakrep, karanlık urganla bağlanmış yelkovanazorluyor akrep, zorluyor…Esniyor urgançözülecektir vakti zamanı gelinceyerini alacak akrep yelkovanakacak zaman, doğacak güneş

sular bulanık…sanma ki ırmak tersine akarsanma ki kurur derelerki tersine akarsa ırmakkurursa derelerbil ki kıyamettirkıyamette acı çekmez beden

sular bulanıksular bulandıkça durulurarada bir bulanır yineakar, akar, yine akar…

durulacaktır bir gün çılgın sulardoğacaktır beklenen güneş

bulantılarfırtınalaryer gök sarsıntısıdoğacak güneşin müjdesidirdoğacak güneşin tacıdırgüneş doğacaktır bir şafak vakti yenidenaydınlanacaktır dünyakuşlar kanat çırpacak maviliklerde

HERŞEY VATANİÇİN

sayıldım, vatan içinsoyuldum, vatan içinkovuldum, vatan içinfişlendim, vatan içindövüldüm, vatan içinkul köle oldum, vatan içinvatanı sevda bildimhizmeti kutsal, vatan içinsayın olamadım vatan için

kan emmedim, vatan içinkurşuna dizmedim

Page 425: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

kurşun nedir bilmezlerivatan içinkurşun sıkanlarsayın oldular vatan içinben sayın olamadım vatan için

en kıraçtoprakları süsledimen olmadıkmavi düşlerdebülbül sesinde coştumkaval sesinde depreşti dertlerimkış günleri;sokak çocuklarında üşüdü yüreğimher şehitte dondu göz yaşlarımher göçükte, can verdi bedenimfişlendim, kara listede anıldı adımSayın olamadım vatan için

itildim kakıldım öz yurdumda, horlandımsayan soyan, kurşun sıkan, satan sayın oldusayıldı sayınlar arasındaben vatana sacayağı, vatan için

sen harç parası yatıran öğrencisen ne yaptın vatan için neokumak için işkal ettin üniversitesinibir de ‘’harçlar düşürülsün yatırayım’’ dersin uluortasen dayaklıksın, seni eli kelepçelenesice, zindana tıkılasıcavatan can ister, canlı canlı, kaç can sundun vatan bağrınakaç kurşun sıktın, kaç nara atın; ‘’Her şey vatan için’’seni eli kelepçelenesice, zindana tıkılasıcasen daha toysun, otur oturduğun yerdesayınlar sayar seni, sayınlar fişler senidaha da diretirsen kurban ediverirler seni vatana‘’Her şey vatan için’’ bir de ‘’vatan sağ olsun’’ deniliverir ardından

sen duyma vatan bunlarıvatan dedikleri malum…

vatan uğrakları, vatan sığınakları

HER ŞEYDE SEN

Sen! Hasan Tahsin'de kurşun, alev alevNene Hatun'un omzunda, sessiz mermiAfyon Ovası'nda, umudu taşıyan kağnıKağnı gıcırtılarında, özgürlük türküsü

Sen! Halide'de azimli yürek, keskin kalemİman neferi Sütçü İmam'da, yanık seda

Page 426: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yiğit Karayılan'da, çakmak çakmak gözHalk kahramanı Çakırcalı'da, bükülmez bilek

Kalelerin burcunda, bayrağı çeken, senin elinSenin elinin eli, gözünün nuru, elinin hamuruBu vatan, seninle vatan, bu millet seninle milletÖzgürlük türküleri, seninle yazılır, seninle söylenir

Sen, ''Çalı kuşu'' nda, körpe kuzu, ağzı süt kokan''Yaban''da, yürekli sığınmacı, şanlı gazi, onur abidesi''Dağ Çiçeklerim''de, gönül neferi, dağ bayır, yalın ayak''Hababam''da, babaların babası, yüreği sevgi dolu

Makinede dinamo, çarkta dişli tarak tarakGökdelenlerde merdiven, basamak basamakOkyanusun mavi derinliklerinde, güverteSemalarda süzülen, düşler icadı uçakta, kanat

Sen, yargıçta vicdanın dinmeyen sesiDoktorda, yeniden doğuşların sevinciMimarda mühendiste, kazınmaz çizgiOzanda bitmeyen söz, sazda bestesin

Sen, dağ başlarında sessiz şırıltıOvaya dökülen, bereket yükü ırmaksınRüzgârınla savrulur, efkârımızda gam bulutlarıUfkundan düşen, cemreyle canlanır toprak

Sen, tarlada tohum,Gökte ışık, beyinde şimşekYanık neyde, inleyen nefessinElde nasır, alında ter, yüzde nursun

Sen, Konya'da altın yükü başakÇukurova'da beyaz gelinlik kozadaMersin'de, Antalya'da portakalAmasya'da elma, Malatya'da kayısı

Sen! Prens düşünde genç kızınGergefinde umut motifi, ilmek ilmekSevgisin, yumak yumak, çektikçe uzayanSevmeye gönül, kavgaya yüreksin!

Sen! Karanlıkları Ferhat’ça yaranUfuklarda, güneş gibi doğanYüz binlerce gönüllerde, taht kuranAltın ışınlarda, taçlanansın

Page 427: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sen, vatan, vatanda milletsin!Millette yaşam sevinci, yarın ümidiSen, medeniyetsin, medeniyette yolSen, nursun, dünya seninle aydınlanır!

KARANLIĞIN KOYNUSEVDAMIZ

Ayın şavkı vurursevdamızayıldızlar tekmilgöz kırpar birbirbulutlar semaha dururbaşı döner dünyanınAyın şavkı vurur sevdamıza

Umut tohumu düşercemrede toprağakaç gözyaşı can suyu sunarkaç gözyaşı sular bıkmadankaç filiz yeşerir bir bilseniz

kırağı düşse de sevdamızadalı kırılsa da bir birbir tohum düşer toprağabir tohum, çatlatır toprağıAyın şavkı vururGüneşin kızılı taclar sevdamızı

zincire vurulurnamluya sürülürsavrulur can parekan damlar sevdamızkana kan, cana can katan sevdamız

Afrika’da bir çocuğun gözünde ışırNijerya’da bir genç kızın kalbinde atarAnadolum’da çobanın kavalında dillenirrüzgârlarda savrulurcemrede yeşerirhazanda talan edilir sevdamız

açlığa beler yoklukta uyuturuzninniler söyleriz sevdalı sözlerdeuğruna can veririz diri diriağıtlar yakarız sürü sürübir yandan karanlık sararbir yandanAyın şavkı vurur sevdamıza

KÖRDÜĞÜM YAŞANTI

Page 428: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir kez saplanmaya görBatağın çıkmazınaYatağın ten çölüGözyaşın zehirli suların

Geceler karabasanÇöker üstüne üstüneRüyaların kabus, yol labirentHer çıkışta bir tuzak, can tedirgin

Kafa savaş alanı, bir kaleSen kelepçeli, saldırır korkularKafadır bu, kesip atamazsınKafadır bu, takas edemezsin

Kafadır bu, katlanır çileyeBedenden alır, dert yüküBedene yükler, dert yüküKafa çaresiz, beden çaresiz

Bir kez saplanmaya görBataklığın çıkmazınaBir maraton koşusu başlarDostlar koşuşur, sen koşuşur

Yaşantın bir kaçış, bir kovalamacaGölgen bile sana düşman, seni kovalarDünü bir sen bilirdin, yarınların bilmeceDüşlerin var hayra yorulmaz, halin varsa otur ağla

KUL KÖLEYİM ŞİMDİ

Sanma ki yalnızımVe sensizVe senden uzakSessiz, sakince

HayalinleyimKendimden uzakYorgun, bitkin, bedende ölüSorgucun elinde, idam mahkûmu

Yıktığın onca umutların altındaBağladığın yolların kıyısındaKararttığın dünyamın orta yerindeDertlerimle baş başayım, savaştayım

Bir sendin saçımı yolanBir sendin sinemi dağlayanGel gör, kimler saçımı yolmadaKimler sinemi dağlamada, cayır cayır

Page 429: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Cinler uçuşuyor, cinler kaynıyorEller zincire vurulu, sarılı dört yanAltımda koca koca kazanlar kaynıyorSanma ki azad edildim, kul köleyim şimdi

Dağlar delen, sıra dağlar aşan benYıldızlara kafa tutan, yıldız çalanAslanlar gibi kükreyen, tazı gibi koşan benBir vurgunda yere serili, bedende, ölü ben

Gecelerin nöbetçisiyimYıldızları, tek tek ben sayarımGündüzlerin suçlusu, tutuklanan benAğıtların bestecisiyim, suçum büyük

Bedenimden şikâyetçiyim hâkim beyBen öldüm, beni ordan ora taşır, teşhir eylerZalim yârdan şikâyetçiyim, hâkim beyler, paşalarDerdime dert üstüne dert katar, gayrısına derman satar

MEHMET BEY’E DÖNÜLMEZSÖZÜMÜZ VAR GARDAŞ

Sıra sıra dağların eteğindeŞırıl şırıl akan suyumuzTepelerde efil efil esen yelimiz varDik yokuş yolumuzYolda kervan kervan göçümüz var gardaş

Mor sümbül dağımızCennet yeşili bağımızKekik kokulu nice yaylamızYaylada yaylar sürümüz varOvamız var sayısı bilinmezOvada çiftimiz- çıbığımız var gardaş

Dertli dertli, inim inim inler sazımızHop hop, yürek hoplatır sözümüz varYanık yanık şakıyan kekliklerimizAklı karalı, katar katar uçan kuşlarımızHer derde deva, bin bir çiçek balımız var gardaş

Tepelerin, yüceler yücesi dağlarınBoy boy sediri, dal dal ardıcıOba oba ladini, koyların çalısıAndızı, pinarı, çaltısı, tespisiKurda kuşa yuvamız var gardaş

Page 430: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hareli, sırma burmalı Sunamız, ElifimizEfsane yazar Fil Ahmetimiz varÇağdan çağa çağlar, çalar söylerAk yürekli Karacaoğlanımız var gardaş

Deniz derya, karanlığa ışıkZorbaya yumrukMehmet Bey gibi pirimiz varBizde yalan olmaz gardaşMehmet Bey’e dönülmez sözümüz varTürkçe’ye göbekten, gönülden bağımız var gardaş

NE OLDU ŞİMDİ

Hani ‘Beni bırakma! ’ diyordunYa şimdi...Şimdi beni bırakma diyorumDünya tersine mi döndüYoksa sen mi, ben miTersine döndükEllerin soğuk, ellerin uzakBir elveda bile demiyorOysa ‘ o’ günler…Hiç ayrılmayacak gibi sıkıyorduYoksa rüya mıydı ‘o’ anlarYa şimdi...Sürgüne vurdum kendimiKendi yüreğimin tutsağıyımSen, Sen...Adını bile koyamıyorumYa şimdi…O anlar avutur beniBu anlar, şaşkına çevirirDönüyor başım!Dönüyor dünya!Çıkıp gittin dünyamdanYa şimdi…Yıldızlarda arıyorum seni

OĞLUM OSMAN

Kim tutar seniYumurta topukFiyaka fistanYan gel yat OsmanYaralı parmağa işemeDayak olma birinin eşeğineBaktın lokmadan biri fazlaHiç düşünme atıver çöpe, atıver

Page 431: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kurda kuşa, yoksula yem etme sakın

Hayır ile anma birinin adınıVarsın söverse sövsün, üzülmeSövmede yoktur üstüne, yokturBir sövene bin sövüver gitsin, sövüver…

Doğruya eğri deİnişe yokuşVarsa yok deKarnın açsa da tok deFarkın olsun oğlum Osman

İş bilenin işineAş pişirenin aşınaAtıver gitsin tuzuNasıl olsa senin değil yanan ağızDövünen yürek senin değilDövünene gülüver gitsinFarkın olsun oğlum Osman

Herkes birlik, dost kardeşHoş sohbet, gamdan uzakKuruver hepsine bir tuzakBin kişi senle uğraşsın dursunBine bedelsin oğlum Osman

Ölünce unutulurmuş adınLanet üstüne lanet yağarmışHer laneti rahmet biliver gitsinYürü be Osman kim tutar seni

ONLAR ONLAR

Rüşvetin kol gezdiği, İşlerin sarpa sardığıPuslu ortamlarda cadde ortası cinayetAdı; ‘Fail-i meçhul’, işlem; cak cekSuçlular en ağır cezasını çekecek- cek

Soyulmuş soğana dönmüş, banka örtülü ödenekSoyan onlar, ört bas edip örten onlar, onlarAlan onlar, veren onlar, sus payı susan onlarÖzel uçaklar emre amade, binen onlar, inen onlar

Muhafız alayı divan pençe, bekleyen onlar kaçıran onlarSözde soruşturma açan onlar, belge tahrip yok eden onlarEksik belge, zaman aşımı, takipsizlik kararı veren de onlarGecede düşman, gündüz içli dost, kadı misali onlar, onlar

Adaleti yazan onlar, dengeyi kuran onlarVatanı seven onlar, vatanı üçe beşe satan onlarVatan uğruna can verenlere; ‘Niyazi’ diyen onlar

Page 432: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kusursuz hizmet, üstün başarı madalya takan onlar

Adaletleri adil, terazi şakul, meçhulle hüküm dengeGöz yumulan kadar tıkılı içerisi, içeri eşit dışarıMatematikleri yalan söylemez, hesap kitap, uzman onlarDeveye hamutunu giydiren, minareye kılıf uyduran onlar

Emeğimize değer biçen onlar, ömrümüze ömür biçen onlarEmeğimiz iki parmak arası, ömrümüz hâkimin iki dudak arasıKalem ucu son damla zabit kâtibinde, ha yazıldı ha yazılacakİpe vuran onlar, mezarımızı kazan onlar, yarınımızı bilen onlar

Vatan onlar, millet onlar, sırtımıza binen onlarDipçik vuran onlar, bir birimize düşürüp kırdıran onlarDevran döner, bir birine düşer, birbirini kırar onlarDevran döner, bir birine biner onlar, bir birine güler onlar

OY AVCILARINA

Dev ekranlarda aramayın beniBilirsiniz oralar kendi boy aynanızMeydanlardaysa, hiç mi hiç aramayınHatırlayın; kendinizdi yasak kılan bir zamanlar

Hedef tahtasına mıhlanmışım sayenizdeSakın kurşunsuz gelmeyin, tanıyamamKurşunla da gelirseniz, güvenemem kiGelin bir kere de vazgeçin, kör olası sevdanızdan

Çığlar yığıldı üstüme yıllar yılı, yollar kapalıÜşütürsünüz ayazda, kış çıksın da öyle gelin istersenizDağ bayır yol ister, gülistan; sabır- emek, sevgi ister sizdenSiz en iyisi kestirmeden, asfalt yollara dönüverin

Ben hep kuyruğun uç noktasındayımSonun uç noktasında, mazlum ve de gururluKuyruk sıkar sizi, tozpembe tabloya kara leke düşerLüksünüze son gaz basıverin, çekip gidin, görmeyin!

Tarzana döndüm iş peşindeAdresim belli değil ki vereyimHalım kilimim yok ki ayağınıza sereyimDevelerim, camışım yok ki kurban edeyim

Kaç umudu harmanladım minik yüreğimdeKaç umudu savurdunuz yaba yaba ellerdeNe olur yarama tuz basmayın bir defa daAnladım artık; derdime deva benim, gölge etmeyin!

Page 433: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dile kolay; ne gündü, ne ay, ne de yılKoskoca beş yıldı arayıp sormadığınızÇok görmeyin yoksam, bir güncük aradığınızdaUnuttum sizleri, görsem de tanıyamam vallahGelin bir kere de vazgeçin, kör olası sevdanızdan

Çaldım kapınızı‘’Bizden olmayan giremez’’ yazıyorduVazgeçtim girmektenBir azar, bir kötek, kapıda diktiklerinizdenÇalmayın kapımı‘’Hasta, yorgun, aç yatar’’Görmeyin halini, utanırsınız vallah

OYUMUZ TAZE BİTTİ

Beş yılda bir meydan meydan yürüttünüzPohlayıp pohlayıp avaz avaz bağırttınızÇekilenleri unutturup, pembe rüyaya yatırdınızOyumuzu alıp gittiniz, giderayak unuttunuz

Zırhdan duvarlar ördünüz, etten barikat kurdunuzGizli gizli palazlandınız, besili boğaya döndünüzArada bir azıp, kırıp döktünüz, faturayı bize yazdınızDerdimizi bilmezden, çağrımızı duymazdan geldiniz

Suçunuzu bilip, maske değiştirip çıktınız karşımızaKapalı kapılar ardında, benim adıma pazarlıklar yaptınızÜçü az, beşi çok gördünüz, bir birinize girdinizMutlu poz sergileyip yine çıktınız karşımıza

Hile hurda tuzaklar kurdunuz, seçim diye sundunuzŞanş kısılı, sizden yana, tercih kısılı, sizden yanaSilah zoru oylar, sizden yana, sonra da halk seçti biziHalk seçti ise sizi, zırhlı duvarlar niye, etten barikatlar niye

Cak dediniz, cuk dediniz, falcı misali beş sene sonrayaOylar peşin, bedel cak cuk beş sene sonra, e sonra?E canım! Bir beş yıl daha sabredin azcık, sıkın dişiniziBeş yıl benden biçilen ömür, beş yıl ömrünüze katılan ömür

Sürüm sürüm süründük, dizde derman kalmadıİnceldi belimiz, kemer sıkacak hal kalmadıAyuka çıktı yalan dolan beyan, inanacak hal kalmadıBeyler, kusura kalmayın size verilecek oy kalmadı

ÖZGÜRLÜK DÜŞMANIYIM

Özgürlük düşmanıyım beözgürlük düşmanı

Page 434: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

özgürlük süpyan cana kıymaksazevki, sefa bilip hülyalara dalmaksaözgürlük düşmanıyım beözgürlük düşmanı

özgürlük dalına mıhına vurmaksanaralar atıp hey hey çekmekseÖzgürlük düşmanıyım beözgürlük düşmanı

özgürlük rüzgara meyildönmekse fırıl fırılÖzgürlük düşmanıyım beözgürlük düşmanı

özgürlükyalan beyan servetmumyalı şan şöhretcambazlık hünerçarpıp çırpma maharetzirve inar namushak hukuk autÖzgürlük düşmanıyım beözgürlük düşmanı

özgürlük can üzerine pazar kurmaksakanı; kırmızı şarap niyeti içmekseÖzgürlük düşmanıyım be, özgürlük düşmanı

özgürlük insanlık lütfu sözübalçık yapıp çarpmaksa sızan ışığaaralamaksa karanlığa kapıÖzgürlük düşmanıyım beözgürlük düşmanı

özgürlük bürünmekse devlet zırhınavatandaşı bellemek, vatanı hançerlemekseÖzgürlük düşmanıyım be, özgürlük düşmanı

gemisini kurtarangemisini yüzdüren kaptanbiçare gebersinacıma yetimevur bir tepik de senvur ki kıymetin bilinevur ki gücün bilinekahraman edalarıysa bütün bunlar

Özgürlük düşmanıyım be özgürlük düşmanı

İPOTEKLİ ÖZGÜRLÜK

Page 435: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hey özgürlük,yazamam seni mısralarımdamısralarıma sığmayacak kadar asilboyun eğmeyecek kadar gururlusunyazamam seni mısralarımda

hey özgürlük,bayrak bez parçası olduvatan toprak parçasıyol geçen hanıvatansever, vatan hainikelle avcılarıözgürlük kahramanıolanları nasıl yazarım senin adınayazamam seni, yazamam özgürlük adına

sözde uyum yasalarıözde uykubiz uyuduk yıllar yılıhortladıserv, hortladı kapitülasyonlarharitalar çizildi renk renkhat hudut ara ki bulasın

biz uyuduktarlalar nadaskıraç kıraçbülbül uğramaz olduovalar kıraçbebeler açverdiler ilaçbiz uyuduk bebe uyudu

reçberlik, emek, hak hukuktahrihin gerisinde kaldı denildielimize kredi kartları verildigros marketler doldurdu biz boşalttıkipoteklendi varımız yoğumuzbunlar da uyum adınaçağdaşlık adınave özgürlük adınahepimiz ipotekli özgürüz doğrusunasıl yazarım adını, nasıl alkışlarım özgürlüğümü

hey özgürlük,bilirim ki bu kalıplarda ki sen değilsinbilirim ki hortlayacaksın bir günve çalacaksın kapımıişte o zaman merhaba diyeceğim, anacağım adını

SATILMADIK BİR OYUMUZ VARDI

Page 436: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

emeğimizi sattık yıllar yılıdediler, üzülme nasılsa döneryol su elektrik, okul hastanesattılar …bize kaldı seyrionlara hayrı

emeğimizi sattıkonurumuzu ve de geleceğimizi

onlarsa sattı karış karış vatanıyıllardır bitmeyen yarışbizde, beyhude haykırışbiz yoksul, biz açbiz çaresiz

bir oyumuz kaldı satılmadıkonu da satışa çıkardıkadresyol geçmez hanı

kimsesizler yurdubiliriz, yolunuz düşmez buralaraamma uşak çoktur sizdekorkuya mahal yokhani randevu neyim bilmeyizgece gündüz çalabilirler kapımızıbıraksınlar bir torba kömürbir paket makarnasöz veririz oyumuzu‘’söz’’ namustur bizdesizde dün bugün çetelesiköprü geçmeye parolasısonra bir kare resimyeni bir sözbizden alkışunutulur geçmiş

sonrasını düşünmeyinbizde mide deniz derya değilbir vaatle doyarzor olan sizi nasıl doyururuz

SELAM OLSUN

Yürekler, suyu çekilmiş göle dönmüş,Yosun tutmaz kayaya dönmüş, dip köşeÇimeni, gülü solan, gülistana benzerGül tutan dostlara, selam olsun!

Page 437: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Acılarda uykusunu bölmüşYüreği sızlar, acılara merhemGözpınarı kurumuşlara,Gözpınarı olanlara selam olsun!

Kilitli gönül kapılarıAşılmaz kale, içeri zindanGönül kapısı açıklara, ışık saçanlaraKaleyi aşıp, sevgi sunanlara selam olsun!

Bakışların para, elin sıcağı paraGönüllerin parayla şifrelendiği gündeŞifresiz açılan gönüllere, açan gönüllereSevgi tapınağı dostlara, selam olsun!

Silahların, yeri göğü kazıdığı gündeKin nefretin, köklenip sarmaşığa sardığı gündeSevgi tohumu saçana, sevgi tohumu saçılanaAdı sevgiyle anılana selam olsun!

Toprağı çokramış, su damlamazGüneş ışımaz, seher yeli esmez

Harmanın, hasadın tarih olduğu gündeSevgide harman dostlara selam olsun!

Sevgi düşmüş pazara, satılır haraç mezatKapanın elinde kalır, gönül meteliksizSevgi kıt, iş kadar, aş kadar, çoğu yoksulSevgide zengin olana, selam olsun!

Sevgi düşmüş pazara, kapanın elinde kalırTedavülden düşer günden güne, alan pişmanSevgiyi parasız sunanın enayi bilindiği gündeSevgiye, sevgi katan dostlara selam olsun!

SEN YOKSUN İŞTE

Sensizliği, kadeh kadeh doldursamYudum yudum, yudumlasamKadehler dolmuyor, yudumlanmıyorSen yoksan, kadehler bile bomboş

Kadehte dolan ben, yudumlayan benSen özleme saran, başımı döndürenAdını andıkça; ölüp ölüp dirildiğimBir görseydin acır mıydın halime

Sen yoksan, gündüzler geceye sarar

Page 438: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sabahlar; alır savurur beni, vurur taştan taşaDenizler kıyıya vurur, yollar sarpa sararYıkılır dünyam, döner başım, döner, döner

Bir nefeslik ömrüm; bir asra bedel, bitmezKarlar yağar başıma, fırtınalar döver dururCennetim cehenneme çevrilir, sensizliğimdeHer dem sorgulanır, dağlanır yüreğim, kan fitil fitil

Bilirim; sen olaydın cennete çevrilirdi cehennenimBilmem fayda etmiyor, sen yıldızlar kadar uzakYanımda olaydın; bahara erer cenneti sunardım sanaSen yoksun işte yok, yolunda can veren ben var sadece

SENİNKİ SEVDA DEĞİL

Sevgin yüreğine çöreklenecekseVe kök bağlayacaksaVe de kilitlenecekse dilinin ucundaVe de kaçışacaksa bakışlarındaIşımayacaksaSarmayacak, ısıtmayacaksa bedenimiTitretmeyecekse gönül telimiUçurmayacaksaSöküp almayacaksa, hüznün batağındanAkmayacaksa coşkun selimeHayalet olup peşim sıra pir olacaksaSabrımı tüketip, ömrümü bitirecekseVe de kafesinden uçuracaksa beniGözyaşından sel olup akacaksaGözyaşına çok yazık olacakVe o zaman adı sevgi olmayacakYüreğini ateşe verip yangınlar savuracakKavrul dilediğin kadarVe de kavur, dilediğin kadarKelebek bile ateşe kanat çırparsaBenim ki de öylesi

SENİNLE SENSİZ

Deryalarda yüzen senDibe vuran benGeceler uykusunu bölen benTatlı rüyaya dalan sen

Yüklenip yükü çeken benİnileyen sen, dah diyen senÇüş diyen sen, ah diyen sen

Page 439: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şükreden ben, isyan eden sen

Kaçan sen, kovalayan benYorulan sen, ah çeken senAtı sollayan, Üsküdar’a varan benYarı yolda kalan sen, yorulan sen

Derdi yazan sen, silen benAğlayıp feryat eden senTerazide ağır basan senAdalet uman sen, dengeye küsen sen

Bin feryat ile fırtınalar koparan senDinen ben, bedduanda ben, hışmında benBen olmasam, yok olan sen, biten senBir ben ol, bin sen olmaya razıyım ben

SENSİZLİĞİMDEYİNE SEN VURDUN

Ne olurduKarşıma çıkmasaydınGerilmeseydi gönül yayımFırlamasaydı ok kınındanÇekmeseydin amansız okunuYere serilmeseydi zavallı bedenim

Beni sana taşıyan yollaraMayınlar döşendi adım adımSen kokan o güzelim çiçeklerAzıdı, yabanıl hepsi diken sarılı

Sana benzettiğim yüzlerYine sana benzer, benzemesineGel gör ki düşman hepsi senin gibiHışım yağar bakışlar, yürür üstüme üstüme

Yüreğimi ateşe verdinMayasız uykularım bölünürDerdime dermansız dertler yığdınDizler dövülür, kel saçlar yolunur

Bir sana kapılmıştımBir sana vurulmuştumMeğer sen ne çokmuşsunSensizliğimde kaç senler vuruyor

Sevda

Sevda dediğin tetik tetikÇekilmeli tetik kaş göz arpacıkDökülmeli sözcük sözcük

Page 440: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Savrulmalı yaprak yaprakKoklanmalı tomurcuk tomurcuk

Sevda dediğin tetik tetikKurşundan uzak sürgüNamlı kurşun yoksuluTetik küskün kurşunaKurşuna çekilmemiş tetikPusuya düşmemiş bülbülKan damlamamış yüreğeYasa bürünememiş göz

Sevda dediğin aş gibiTadında, tuzunda, kıvamındaNefes gibi soluk solukSu gibi yudum yudumKaranlıkta çakan şimşekGeceyi kuşatan şafak gibi

Sevda ne kör ne şaşıYıldız kadar seçkinGüneş kadar ışılakGüneş kadar sıcakBulut kadar doluYağmur kadar sağanakYağmur kadar serinToprak kadar mümbitGece nöbet, gündüz nöbetGece gündüz seyri sefer olmalıYediveren gül kadar azgın olmalıUğruna can vermeye değer olmalı

Sevda Gülü Derimsiz

Sevdaya kapılmışYıldızlara kafa tutmuşumTırmanmışım, sarp kayalaraAşılmaz dağlardan aşmışımGecem gündüze karışıkmenzil bilinmez

Yol boyu dostum oldu kuşlarŞahidim adını kazıdığım kayalar

Dost düşman,Yüzüme yiğit dedilerArdımdan deli divaneDuydum, duymaz oldumGördüm, görmez oldum

Page 441: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben ki duysam ne yazarGörsem ne yazar, tutuşmuş ateşim

Derdimin dermanı sendinSen de Sağır Sultan oldun

Yürek yandı tutuştuYanıyor cayır cayırAyaklarım nasır bağladı, kabuk kabukUyku bürümez gözlerim, çapak çapakGören de duyan da deli divane diyor, duy

Yollar arşınladıkça uzarÖmrün miyadı dolar, menzil belirirMenzil girişi yazar; ‘’Kabristana hoş geldiniz’’Sanma ki gülün solmayacak, kapılar sana açılmayacak

SEVDA HASRETİHasret kaldığım güzelliğiniAşılamak istedim doğan güneSensizliğimin tan kızıllığındaResmini çizmek istedim ufkaEşin emsalin yok ki hatırlatsınKaranlık çökmeden çizebilsemresminiÇizgiler attım gözyaşlarındaPörsük yanağımda kırıntı rujlarKarıştırıp veremedim ten renginiKâbus terleri, gözyaşı seli sildi resmini

Ellerim medet bekler rüyalardanZifiri karanlığın sensizliğindeAy ışığı, baykuş sesindeMelül bakışların hatırlayabildiğimÇizemedim resmini doğan güne

Efkâr çöker gün batışlarıKan kusar gecelerÜstüme üleşir haydutlarYatarım ne yatağım belliNe gecem, ne gündüzüm belli

Ne dünüm belli, ne yarınımNe hüsranım, ne sevincim belliYaşarım, ne yaşantım belliGören deli diyor, belki doğruNe deliliğim belli, ne divaneliğim

Severim, ne sevdiğim belliNe sevenim, gülenim belli

Page 442: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ne dostum, ne düşmanım belliMecnun olmuşum âlemde besbelliYol arşınlarım, ne yol belli, ne arşın

SEVDA TÜRKÜLERİ

Karanlığın koynunda uyusaOnca kötülük, onca acıYıldırımlar çakmasaMavzerler dövmese böğrünüUyanmasa onca kötülük, onca acı

Güneşin kızılı vursa çimeneBülbül, konsa gülün kanadınaÇoban kavalını çalsa, yanık yanıkKoyun kuzuda, kuzu koyun melese

Yar kaşlarını çatmasaSitem bulutları çökmeseDepremler yaşamasa bedenlerSevda çöreklense bedenin orta yerindeSevda okusa diller, sevda şakısa bülbüller

SEVDAYINİYE KURŞUNLARIZ

Yokluğa soyunurVar yanımızKeşkeler yamalarDüğümler atar feryadı figanSağanağa tutulur gözlerGökyüzü yitirir maviliğiKör karanlığa sararAh keşke, ah keşke …Tohum tohum saçılırAyrığa sarar bedenSarılır umudun filiziKırılır umudun filizi

Ahh! Keşkeler…Duvarlar örer yârin tenineAh keşke, ah keşke…Yükselir duvar, tuğla tuğlaYâr aşılmaz kaleAh keşke, ah keşke!

Sevdayı kurşuna dizerKeşkelere sarmalarızKör kuyulara atarSahralara sürgün kılarızMecnun olurGündüzü geceye gebeler

Page 443: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sancılarda kıvrım kıvrım

Ah keşke!Budayabilsek keşkeleriDikebilsek gözü maviyeMerhaba! Diyebilsek yeni güneKoklayabilsek yârin teniniUmut filize saracakYâr bedeneSevda hasada

SEVDİĞİNİSÖYLEMEKÖYLE KOLAY Kİ

Güzellikleri ile doğarHer şafak güneşGömer acıları karanlıklara…Savurur dünde; yaprak yaprakBoğar en azgın, en derin sulardaTaşır boz bulanık, çılgın sellerdeBırak girdabı, bırak sel sularınıVuracak onca kıyı, tutunacak onca dalDemirleyecek onca liman, seni bekler

Dün zamanındırAlıp gitmiştir sendenBugün senindir, yakalayabilirsenEsir etme bugünü, dünün yasınaBugünün kasıkları, yarınların sancısındaDün kıskançtır, düşmandır yeni güneTerk etmiştir seni çoktan, terk et gitsinTutma yasını, çekme kahrını, acı emanetini at gitsin!Biriktire biriktire dönme göle, o göl seni de yutar beni de

Zamanı zamanaZüriyyeti hüzünleriniZamanın koynunaKendini kollarıma bırakSen yeniden doğ, her yeni gündeKum gibi birikir sevincinSaçılır tohum tohum, yeşerir çimen çimenSet çekersen kendi bendine, zincire vurursan boynunuÇimenler diken, şafaklar karanlığa sarar, kanar yüreğinFeryadın seni yakar, beni yakar, inler yer gök inim inim

Sabahın ilk ışığındaUyan, dünün koynundanÇiylere bırak, yıkansın teninKurutur, cilalar güneşin kızılıMaviliklere ver yüzünü, fonlar çekilsinSen sadece yeni güne ‘’Merhaba! ’’ de

Page 444: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Zahmet olmazsa, bir de ‘’ beni sevdiğini’’

SEVGİ

Gönlünü;Gönlüme benzer sanmıştımGönlüme bir bahar erdi sanmıştımMeğer ben ne aptalmışımAçmıştım kapı pencereAçmıştım sonuna kadarGönlüme vuran, dolu oldu, dolu

Ufukta doğanGün sanmıştımKaranlığa sarar oldum,karanlığaGünümden oldum, yıldız sayar oldumKendimden, kendi gölgemden oldumSeni geçtim kendimi arar oldum, kendimi

Bakışlarını;Güneş sanmıştımSesini kalbinin sesiMeğer oyunmuş seninkiBeni kafese koyup eğlenmenin sevinciUmrunda mı, çöküşüm, umrunda mı bitişimBen dövündükçe zil takıp oynarsın be zalim!

Oyun;İnsan içindir elbetOynar oyunOyun, oyundurOyun tuzaksa, oyun silahsaTükürürüm o oyunun içine beÖzünde insan olanSevgiyi oyun bilmez, tuzaksa aslaSevgi davadır, sevgi yaşam kaynağı

Sevgi; sil baştan bir insan yaratmaktırDoya doya bakmak, koklamak doya doyaBu benim eserim diye, övünmektirBu benim eserim diye, bağrına sarmaktır

SEVGİ İNCE İŞ

Bu gece yar bağrını, gecenin sessizliğine inatCoşkun seller gibi aksın, bütün birikmiş dertlerKır zincirleri, dağa vursun kemirgen kurtlarDök birikmiş acı gözyaşlarını, bulutlara inat

Ne kadar lanetin varsa yağdır, bir kadresi kalmasınGizli definende saklı, duymadım acı sözün kalmasınAtlar gibi kişne, atlar gibi tepin, kır zincirini, yırt kafesi

Page 445: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şahlan sabaha karşı, al sırtına, kırlar yol gözler bilesin

Duymadığım ne kadar sözün varsa söyleGörmediğim ne hünerin varsa gösterBilmediğim ne isteğin varsa, bekleme dileMüneccim değilim, çözemem, çözül bu gece

Öyle kaçamak bakışlarda, sönmez yüreğimin ateşiGöğün yeri sardığı gibi sar, yıldırım çarpığı gibi titretBir damlada ıslanmaz beden, çağlar sular gibi dökülKaranlıkta ateşböceği istemem, şafaklar gibi sar

Yıllar yılı, sevginin ateşinde kavrulmuşumAç kurtlar gibi duygularım, titrer bedenimÖyle üç aylık bebeğin, mama yiyişi sevgideDoyamam, sevdanın dehlizine dalamam

Öyle kedi - yavru dalaşı, oyuna kanamamHoron teper gibi tep beni, sazın teli gibi inletKemençe havasında, en oynak havalar da oynatAyağımı yerden kes, mavi bulutlara uçur beni

Karaya vurmak için korsan aramayacaksınİşte tekne, işte kürek, süzül okyanusta, çek vur karayaUçmak için, bulutlara göz kırpma, rüyadan medet ummaİşte kanat, işte ufuk, takın uç uçabildiğince, yaşa rüyalarını

Sevgi öyle bilmece oyunu değil kiÇözesin, çözemeyip oturup ağlayasınLabirent içine koyup dolaştırma beniDolaş benimle, tende beden, bedende ten

Sevgi öyle poker oyunu değil ki kaybedesinSevgide pişti yapabilirsin, unutma o da bir kartlaSevgi poker değil ki bir el oynayasın, sonra savurasınSevgide oyun olmaz, sevgiyi yazar okursun, yaşar yaşatırsın

SEVGİ LOTO

Herkes sevgi müptelasıKimi sarhoş, kimi vurgun yemişKimi güvertede yolcu, limanda iskeleSevgi, uçuşur tatlı söyleyişlerde

Demir almaz sevgi,Bir yıldız, kayar giderBir meltem, eser giderDüşer gönle bir köz

Page 446: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Herkes sevgi müptelasıKimi yelkenle süzülürKimi alabora, ‘’SOS! ’’Yine de sevgi haykırır

Sevgi, şarkıda, türküdeSözde, yazıda, her dudaktaYüreklerde arada birGönüllerde loto olasılığıSEVGİMİZİ ÇALMIŞLAR

Şehrime, hırsız dadanmışMazgallardan, baş vermiş cellâtCaddelerde, aheste yürüyüşler yokKaldırım taşları, kök salmış cellâtKoşuyor herkes, kaçıyor herkes

Parkta çocuklar oynamıyorSokakta evcilikler yokKorkak, çocuk sevinciKuşlar cıvıltısız, gökler boşSavaştan kaçarcası, kaçışlar

Evime hırsız dadanmışÇalışır didinirim, sevgi uğrunaHer akşam, sevdiceğim feryat ederNeymiş sevgi kalmamış, tam takırHavada tabaklar uçuşur, takır takır

Dağıma hırsız dadanmışÇiçekler yolunmuş, hazana bürünükKuşların yuvası dağılmış, kuşlar can çekmedeSeyyahım korkudan yolunu değiştirmiş, rüyada gezerBulut rengini yitirmiş, gökler yas tutar, feryat figan

Ya Beyler, soğan ekmek yenir, bir bardak su içilirSamanlıkta sarılır yatarsın, samanlık saray, gönül rahatSevgisiz yaşanmıyor beyler, her yer zindan, her yer CehennemGelin sevgi çalmaktan vazgeçin, Cennet yakın size de bana da

SEVGİNİN RUHUNA ELFATİHA

Sirk alanı olmuş, dünyamKaplan, kafesini parçalamışSırtlan, dişlerini bilemişYavru ceylan, can havlindeTavşan uykusu, uykularTavşan yüreği, yürekler

Suların sulağı ıssızDağların yeşili sessiz

Page 447: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Güneşin dağa vuruşuGölgenin suya düşüşüAnlamını yitirmiş, çoktan

Ceylan, can havlindeSevda yok, yüreğindeDöl tutmaz olmuşYavru ceylanlar yokOynaşmalar yok…

Tutan tuttuğunu....Masal havası sevdalar yokGünler, korkunun denizinde yüzerYok, yarınlara taşıyacak günlerGünleri taşıyacak, yarınlar yok

Sevdalar silinmiş, yürek boşUmutlar kazınmış, kafalar boşBeden, korkuluk, korkuya vuslatKorkuya selam dururKorku kıble, korkuya duacıDakikada beş secde, beş selamSevgiler üstüne salâvat getirilirRuhuna; ’’EL Fatiha! ’’

SEVGİYE İLMEK AT

Yok, bıktım demenin faydasıYa değişecek, ya değiştireceksinOlmadı araziye uyup, kabulleneceksinSevgiye ilmek atacaksın düğüm düğüm

Her feryat bir düğüm çözer sevgidenHer feryat bir balyoz, incitir bir damarFeryat üstüne feryat, isyan üstüne isyanTemcit pilavı, kokar kokuşur, tiksinti verir

Sazlar bile akort ister, sevda türküsü söylemeyeAkortta saz, solist ister, sevda türküsü söylemeyeSolist alkış ister, gönlünce sevda türküsü söylemeyeSaz dümbelek ister, dümbelek de def, çalıp söylemeye

Bedenin dokunmak, ısınmak isterSaçın taranmak, taranıp koklanmakSevdan serpilmek gönülde, elde derilmekSöyle, tek başına dokunur musun, kilim kilim

Söyle, tek başına yazılır mısın, türkü türküSöyle, tek başına okunur musun, türkü türküTek başına tohum, ekilir biçilir misin, tarla tarlaTek başına, kırağı düşer, dolu vurur, solar gülün

Page 448: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dağlara küsüp, vurma kendini çöllereYollarına tuzaklar döşeyip sığınma kaleneKendini ateşe atıp, bağrını dövüp, yolma saçınıCeylan ol, çık yolara, tavşan ol, sığın yüce dağlara

Bağbana küsüp soldurma gülleriniBülbülü taşlayıp yanma hasret odundaGülistan gül ister, bağban ister, bağban gülBak, bağda gül dala, bülbül güle konar bilesin

Çulhaya küsüp, mekik masır fırlatmaDüşün ki bu pazarda kurulu tezgâhınDurma doku ilmek ilmek, beze motif motifVarsın terin koksun, dokunmuş kilimin olsun

ŞİİRİM

Her şiirden bir tohumYeşerir mısralardaTomurcuk gül açılırYeni tohumlar saçılır

Her şair öper okşarBilir ki kanı damlamışSevdalılar okur en içliBilir ki gözyaşı damlamış

Çiçeklerden süzülürGönlümde demlenirDamlar kalemdenAkar mısra mısra

Her çiçekten bir kokuSaçılır, sözcük sözcükBal tutar petek, bal süzülürOkunur, okundukça tadılır dadı

Sessizliğe bürünürUyur gece sessizliğiRüzgârda coşarGönüllerde durulur

Karanlıkları yırtarGüneş kıvılcımındaSüzülür pencerelerdenUykular bölünür, hüzün kaçışır

Kapı kapı dolaşır, girer kapıdanBazen tanınmaz, kovulur yaka paçaTanınır, sarmaş dolaş, kurulur başköşeyeMelek kanatlar takınır, yol alır başka köşeye

Page 449: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Damıtılmış gözyaşlarında yıkanırGönüllerde demlenir, buram buramBir şarkı olur, mırıldanır dudaklardaSazlar coşar, teller iniler, mest olur gönüllerSOLMAZ GÜLÜM

Roman olsaydın cilt ciltOkunmuş bitmiştin çoktanBelki de sıkılmıştım atmıştınNe okuyabildim, ne söküp atabildim

Sen okundukça yazılan, aşk tadındaYazıldıkça meraka yoğuran bal tadındaHer nefeste yaşadığımsın, nefes nefesHer nefeste yaşatanımsın, nefes nefes

Sen, gül olaydın solup savrulmuştun çoktanSen, her dem gönlümde yeşerenimsinKokladıkça kokudan kokuya bürünenimsinSen gönlümü cennete çeviren solmaz gölümsün

SUSTURAMAZSINIZŞiirim,Öyle kolay kolay susturamazsınızÇağlar sular gibiYüreğinizin derinliklerindedir gözümDökülürüm damla damla gözünüzdenDizilirim mısra mısra dizelerde

ŞiirimSaçılırım umut umut teninizeGül tomurcuk; açılırım yanağınızdaKederleriniz uçuşur duman dumanGözlerde, süzülürüm ışık ışık

ŞiirimKöküm yüreğinizin derinliklerindeSökülüp atılmam kolay kolayDamar damar gezinirim bedeninizdeSonra bezenirim mısra mısra

ŞiirimTapınağıdır gönlünüzünUğrar gönül eylerKiminiz aşkı dilerKiminiz döker göz yaşınıAğıt olur söylenirim dilinizdeTürkü olur çalınırım sazınızda

ŞiirimSusarsam baykuş tüner ocağınıza

Page 450: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Can çekişir umutÇöker kara bulutlarCehenneme döner dünyanız

ŞiirimBırakın uçayım güvercin kanadındaSalınayım zeytinin dalındaTohum olup serpileyim gönlünüzün çorağındaYeşeririm umut umut, derilirim demet demet

ŞAİRİM

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimBaharda çiçek, açar kırlarda, kayalıktaArılar gezinir, kelebekler kanat çırparKuşlar cıvıldaşır, yuva yapar yüreğime

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimSavruldukça savrulur rüzgârda, mavi bulutŞimşekler çakar, kış uykusu gönüllerdeTitrer gönül, seziler dörtnala koşuşur

Sözcüklere mısralara sığmaz yüreğimSeyyahtır gezinir, gönülden gönüle sığınırBir sevgi sözü, dökülür, bir bakış, süzülürBir şarkı, mırıldanır dillerde, titrer gönül teli

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimAğlayan çocuğun yüreğinde dinmez sızıŞehitte damlayan, son kandamlası donukGözyaşlarında sağanak yağmur, çisim çisim

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimHalay çeker meydanlarda, düğün dernekHaykırır özgürlük türkülerinde, semalar yankırUyku tutmaz gözünü, dinletir gönüllere sözünü

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimKöz düşer, yanar kavrulur, acı sızmazTütsüsünde, sıcacık sevgi, coşku savururDikeni gül diye sever, dikeni gül kokar gönlüm

ŞAHİNCE ŞAİRİM

Ne kartal ne de kuzgunumNe leşte, ne it dalaşında gözümKinim düşmana, dosttadır sözümCoşar kalemim, her umut doğuşlarında

Sanman ki sözcüklerde dizilir yazarımŞehirlerin en dar sokakları, arka sokaklarıDağların en ıssız köşelerinden, dönen değirmenim

Page 451: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

En çorak topraklarda ekili umutlardan, devşirilenim

Dertler bende süzülür, ağıtlar bende yazılırDirencin testi bende yapılır, sabrın sınırı daKalemim çetelesini tutar, izdüşümlerini çizerUmutların milyonda bir ihtimalini, hesaplar durur

Bir bedel ödetir her sözcükBin bedelden süzülür yazılır, bir sözcükGeceler yıldız saymak, işin en eğlencesiKanayan her yaraya, yas tutmak zor iş

Kavgaların en kutsalına sevdalanmakKavgaların en bitimsizine kalkışmakKanlardan karanfiller yaratmak zor işBedel ister, bedel, bedeldir ödediklerimiz

Bedelimdir; gecelerde yıldızlar saymakKör zincir kapılarda, güne umut bağlamakBir ömürde, bin çileye nikâhlı yaşamakVe bir ömre, bin ömür sığdırmak, gık çıkarmadan

Ödenen her bedel, yazılan her sözcükBeni ben, bizi biz ve şair yapacaksaBedel ödemek boynumun, boynumuzun borcuŞahince Şair; yazar öderim her bedeli, öderiz her bedeli

ŞAŞKINLIK GERÇEĞİNARALIK PERDESİDİR

Şaşıyor, şaşıyor şaşıyorsunuzOnca aymazlığınıza, vurdumduymazlığınızaKin kusmanıza, gülümseyişinize şaşıyorsunuzDiş bileyen bakışları, tebessümlü bakışlarla okşayışımızaPırlanta itinası titreyişimize, bozuk saat kalp atışlarınaZafer edası alaycı gülüşlerle top dumana boğuyorsunuz

Bir bilseniz umudumuz sizsinizEn önemlisi ata emanetiEmanetlerin mütemadi bekçisiŞaşkınlığınıza şaşırır, şaşırırdınızBu defa top değiştirir namlunun ucunu

Bir bilseniz umudumuzsunuzYok sizden başka tutunacak dalSığınacak liman…Çaresizliğin çaresiUmudumuzun düşü, geleceğin müjdesiŞaşkınlığınıza şaşırır, çatarsınız silahı

Page 452: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir bilseniz umudumuz, umudumuzun tohumuSerpilirsiniz düşlerin ovası gerçeğin parselineYorgun tarih silkinir, bahara bürünürdeSürer hükmü devran…Kurulur oturursunuz tahtınaDürer mühürlersiniz, şaşılası şaşkınlıkları

Bir bilseniz, her biriniz güneşe bedelGüneşi gözlerinizde devşiririz her sabahSavururuz minik ellerinizde gün boyuCıvıldayan kuşlar siz, aydınlığın odağı sizŞavkıdır yüzünüze vuran, şavkıdır yüzlerinizin parıltısıŞaşkınlığınıza şaşırır, takarsınız güneşin tacını

Biz bilirizDiner fırtınalarDurulur dalgaBirikir göl olur taşkın sularDökülür ırmak ırmak kurak düşlereSavrulur fırtınalı gülüşlerBereket saçar en çorak umut

Bir bilseniz, her biriniz binler geleceğin tohumuŞimdi siz söyleyin nasıl kıyılır binlerin tohumu bireŞaşırdınız yine şaşkınlığa, büründünüz dumanlı havayaUnutmayın ki şaşkınlık gerçeğe giden yolda bir kapıAçan siz kapayan siz, kapıdan kapıya giden yol siz

ŞİİRLERDE GÖMÜN BENİ

şiirlerde uyurum günbe günşiirlerde göçerim, her gece…şiirlerde açar, taze tomurcuğumtoplanır demet demet…kokusu saçılır, hece hece…şiirler gül tomurcuğumatar damarımsusarsa şiirdurur atan damarımaşiirler hayat kaynağımatar damarımsusarsa şiirkırılır kalemimburkulur yüreğimişte ben o zaman ölürümgömülürüm karanlığa diri diri

şiirlerde buluta tutulurumşimşekler çakar böğrümdesonra bürünürümsağanak yağmura…

Page 453: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ardından ebemkuşağına…

şiirlerde buluta tutulurumyağarım hece hece…her hecede çatlar, bir gönül kabuğune umutlar yeşerir bir bilsen, ne umutlar…

küller eşelemektir işimsönmüş ateşlerdeharlamaktır korları…sonradökülmektir her hecededuman duman tütmek…

bir çocuğunçığlığıdır mayaladığımbir genç kızın düşüdürkabaran hamurbir yiğidin kadere boyun büküşübir ananın ağıdıdır serpintilerimörtün benimayalanayım kendimce

şiirde doğarşiirde büyürümşirler yol yol, şiirlerde hanşiirde ağlar, şiirlerde gülerimbitmek tükenmek bilmeyentürlü hayellerde yolculuk ederimdur durak bilmezölürsem şiirlerde gömün benişiirlerde…

ŞİİRLERİME ÇAĞRI

Yaralı yüreğimin kanayan damlasıGözümden damlayan acı gözyaşlarıGözümde tüten sevdaların hasretiUykumu bölüp bölüp okşadım sözcükler

Uçtunuz telli duvaklı gelin, bilmem kime yar oldunuzYetim oldunuz, bilmem hangi ellerde büyümedesinizUşak oldunuz bilmem ki kime kulluk edersiniz şimdiBaba yüreği gibi sancır yüreğim, baba yüreği gibi buruk

Kimleri ağlatımız, kimleri güldürdünüz bilmemKimler hırpaladı, kimler okşayıp aldı gönlünüzüKimler toka diye taktı ahh, kimler gül diye sunduDertli baba yüreği gibi, düşlerim kemirir bedenimi

Ey sevgili şiirlerim, sizleri okşayan şair dostlarımAmcanızdır, dayınızdır, kaçmayın onlardan, sevin

Page 454: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kim ki görmezden geldi, tanıyamamışlardır belkiBaba gibi gözüm üstünüzde, izinizi sürerim gecede

Ey Sevgili Şiirlerim, sanman ki terkedim, unuttumNe zaman ki duyarsam sesinizi sevince boğulurumGözyaşlarım sular, yeni kardeşleriniz yeşerir gönlümdeNe aman ki haber yok, yasa boğarım kendimi, bilesinizTANIMAK İSTERSEN

Giotine vurulan, bendim benBaşka bedende dirilen mucizeÖzgürlük Meydanı’nda çarmıha gerilenSahra Çölleri’nde recmedilen, başı ezilen

Caddelerden taşan, dağlara sığmayanŞahlara kafa tutan bendim, yıllar yılıAtları şahlandıran, kırbaçlayandımDağlarda haykıran, dağları inletendim

Paletler altında, kan sızan canTazikli sularda, yıkanan bedenOn yedi yaşında, kurşuna dizilenYirmi iki yaşında urgana öpücük atan

Memleket hasreti ile yanıp tutuşanMemleket memleket sürgün yaşayanMemleket memleket heykeli dikilenBir memleketinde anılmayan bendim

Meydanlarda coplanan binlerSaçından tutulup sürüklenenYetmedi kurşun sıkılanDaha da yetmedi demir parmaklığa kapatılan

Başka mı, sokaklarda, köşe bucak kaçanKöşe bucak kıvrılıp yatan binler bendimBir lokma ekmek hayali ile doyanGörmediğiniz, yetim çocuk bendim ben

Ben nerelerde bulunmadım kiFabrikalarda, tarlalarda, dağ bayırdaÇarmıhta, kurşunun hedef tahtasındaTarihin sayfalarında, eserlerin baş tacında

Bendim, bütün bahçelerde açan çiçekBendim, bütün bahçelerde ekilen tohumBendim, bütün gülleri sulayan coşkun ırmakBendim, talan edilen, bendim kollanan ben

Yarın mı merak etmen dirilirim bir başka bedendeBir güneş, doğarım başka bir ufukta

Page 455: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir fide, yeşerir, donanırım mor pembe güleYa da boğulur yutulur muyum dersiniz başka bir karanlıkta

Yüz yılar boğamadı beni karanlığa, yok edemediYüz yıllar susturamadı, prangalarda, zincirlerdeBir karanlıktan bir karanlığa, koşar giderimBir şafaktan bir şafağa sararım, gökler ben, yerler ben

Türkü Havasında Söyle

Sözüne mi inanayımGözlerine miSözün yağmur çiselerSığınağıma çekilsemDoluya tutarGözler sevda havasındaCümbüş eylerKalbin ritim tutarSözün kalk gidelim havasıNe kalkışı belliNe de kalışıSöz ayrı teldenGöz ayrı teldenRitim ayrı teldenTam bir cümbüş havasıSazlar akort isterSazlar şef isterBırak kalayımİster sazın olayımİster şefinDadaloğlu’ndanKöroğlu’ndanPir Sultan’danŞöyle bir türkü…Dağlar inlesinSevdalı yürekler inlesinÜstüne Ahmet Arif’tenBuram buram bir Anadolu şiiriYunus’tan bir sevgi şöleniGönüller mest olsunGönüller dost olsunHe mi dedin?Sözünle söyleGözünle söyleÖzünle söyleTürkü havasında söyle

TÜRKÜYÜM

Türküyüm;Sanılmasın ki sözcük dizisi

Page 456: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Tarihin derinliklerindedir onca kökümGökler, gökler arşınlar her sözcükBulut savurur, kör dumanher sözcük

Türküyüm;Dal budakAğıtlarda kırılır bir dalımAğıtlarda tutuşur ateşimAğıtlarda pişer, tüter dumanım

Türküyüm;Yağmurlar bende yağarÇayır, çimene bürünürgül tomurcuğaAğıtlar pişirir, ağıtlar kokuya sararHer kokuda, düşer iki damla gözyaşı

Türküyüm;Sen kokar her sözcüğümAlın teriyle yazılır, nasırla bölünürümKanla yazılırım, gözyaşında yunurumYürek sızın ondandır, gülüşün ondan

Türküyüm;Türküde doğar türküde ölürTürküyüm;Sizde doğar bir bir,sizde ölürNe zaman kiÖldürmediniz kendinizi,beni

Sizetürküyü yine ben söylerimtürkü tadında

Türküyüm;Sazın telinde inleyenyüreğinizZurnaları titretenYer gök inletenahı vahınızAl yazmalı halaylarda uçuşanözlemlerinizAğıtlardaki acı;kor bağlı, yanan yüreğiniz

Ne zaman kiAğıtlar koymadınız kucağımaSevdaları sürdünüz soframaGüldünüz yüzüme

Page 457: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İşte o zamanbende görün sevda türküleriniBen; sizde göreyim halayıtürkü türkü,ben sizde…

UÇTU UÇTUKUŞ UÇTU

Kuştur yuva yapanKuştur yuva yıkanBir kuş kiterk etmişse yuvayıgel gör yuva nicedirTaş,taş üstünedir görünürdeTaş taşa benzemezDirek direğeNe deprem yeridirNe yangın yeriNe yıkığa benzerNe kora, ne küleYıkık için içinKor için içinNe Kandilli ölçerNe itfaiye söndürürNe de UNESCOÇare bulur derdeDerde derman kuşturO da yaralı uçmuşturKendi yarasını sarmayaYetmez gücüUçmuştur bir kereBu uçuş THY uçuşu değil kiTarifeli sefer olaBeklene yoluBu uçuş ölümüneBu uçuş inadınaBu uçuş ölümüneBu uçuş canlı bombaSüründürür ileri menzilÇökertir, çökertir, çökertirKuş uçmuşturYuva mahşer yeriDuvarlar yastaYerler gökler yastaKuş yasta, kafes yastaKuş uçmuştur bir kere

Umudun GirdabıTakılır hayal odaklarınalopların oltasınaUmududun çimlenmeye dönük

Page 458: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

büyülü yüzüTatlı tebessümde mayalanırkabarır,volkan volkanTatlı sözde çatlatırgönül kabuğubeyin küreyiBeyin uyanır uykudanGönül dirilir ölümdenBir bakış, bir okşayış,bir söz... Yeşerir, filizlenirBir sarmaşık, sarar bedeni,sarar bedenleri, gönülleriYeni umut tohumları saçar,gönlün çoraklarına, beynin doruklarına

İrkilir beden,ışılar gözlerDirilir ayak, dirilir bilekBaşlar maraton, koştukça uzar gider finişFiniş uzar, hedef büyür,umut büyür, yürek büyürFiniş yaklaşır, hedef büyür,finiş; finiş. Hayal gerçek!

Umudun tohumu düşerse beyneDilde şarkı mırıldanır, yürek trampet çalarBir haset kıvılcımda söner, susar şarkılarBir acı sözde nazlı gül, büker boynunuSolar yapraklar, kapanır taçlar,kurur filizler, kökler

Umut gönül cefheri, beden motor gücüUmut; sevgi, coşku, paylaşım,insanın insansı şah damarıUmutlar üstüne kin kusanlar,nefret tohumu saçanlarKin gölü önce sizi boğar girdabında...

UMRUMDA DEĞİL

Buluta sarsa da efkârımYağmura tutulsa da gözlerimGüneş gönlümdeyse eğerDoğuşu an meselesi, beklerim

Yüreğimin doğum sancısıdırSızılarım, akan göz yaşlarımŞafağın kızılı, vurur gönlüme

Page 459: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Düşer can sunan bakışların

Kokun;Seher yelinde tüterErir yüreğimin karıÇağlar, coşar sularımAkar sana doğru

Ay batar, güneş doğarÇatlar gönül kabuğumAçar tomurcuk gülümKoku saçar, savrulurSana doğru

Gönlüm; şarkısını söylerŞarkıda; sözsün, hece heceRuhumda; nefes, soluk solukSazımda; beste, nota notaÇalar söylerim, sana doğru

UMUT ÇIPLAKYÜREK ÇARESIZ

Kat kat sararız teniÜşür umut, üsür sevinçAyazda kırağı vururKeser buzaYükselir dağ dağ…Bükülür iskeletAğlar anası…Ağustosun sıcağı, yakar kavururKülün rengi serpilir, pembe yanağaGecelerin sessizliğiAtar kartal pençesineGündüzün kalabalığıYürür üstüne üstüne…Kafese kapanırGöz görürGöz acırGöz; döker iki damla yasIki damla; çaresizEl korkak, el titrek..Söz düğümlenir çaresizliğeGök mavisineKara fonlar çekerKara fonlar…Kara fonlar da çaresizGizleyemez yanan yüreği

Page 460: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yamadıkça yamarız yüreğiKanadıkça kanar her yamada

Koca bedeni giyindirir kuşandırırBir minik yüreği giydiremeyiz nedenseGiydiremeyiz, giydiremeyiz…

Doğumu sancıDoğumu travmaYasaması mucizeÇırıl çıplak…

Koca bedeni giyindirir kusandırırBir minik yüreği giydiremeyiz nedensebir minik yüreği...

UZUN METRAJ FİLMİnsanlık rafa kalkmışKan damlar yüreğimKara haberler kaplı göğümKan sulağı çoramış toprağım

Çocuk sevinçleri hüzne boğukKaçamak, dost bakışlar, ürkekKapı çalışlar, yürek hoplatırDört duvar örülmüş, dört yanım

Döl kuru sevinçler;Ölü doğum, kürtajTutunmaya çalışırSon yaprak, son kalemde

Silik yazılı sevinçlerOkuyan, çözmeye çalışırArzuhal, yazmaya çalışırYüz tutmuş yitmeye, sevinçler

Kan damlar yüreğimYeni yeni acılara gebeKaranlık üstüne karanlıkYerküre isyanda, kabuk değiştirir

Şafağın kızılı, kana boyalıBulutun mavisi, ise kaplıToprağın bereketi küskünYokluk, açlık, savurur rüzgâr

Yüreğim kan damlarAcılar sağanağa dönükTaşkın seline kapık sevgiCan telaş, can pençeli korkuya

Page 461: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İnsanlık rafa kalkmışİnsan, insan azmanıKelle doğrar, kele dağıtırKan emer, kan kusar

Oscar’lık film gibi izlenirAlkış üstüne, alkış toplarAh, Ahh! Kan damlar yüreğimMansiyon ödülünü bile hak etmez

Bir defacık bile, gösteriye girmezAdına reyting derler, tekrar üstüne tekrarKan üstüne kan damlar, beyaz perdeyeBeyaz perde, kapkara, yıkanmaz bir kere

ÜMİT GÜNEŞİM

Hain karanlık gecelerimdeYıldız yıldız serpilenimsinGecenin sorgucundan çekip alanGecenin soğuğunda koynuna saran

Sonsuz düşler ülkemde gece gündüzSusmaz şakıyan sevda bülbülümsünUmutsuz kara günlerimde umudumŞafak kızıllığımda koca güneşimsin

Alabora gönlüm sende dinerDeliksiz uykularım kollarındaKorkusuz şafağı bekleyişlerÇocuk sevinci seheri kucaklayış

Fırtınalar koparmak, şimşekler çakmakYakışmaz asaletine, koyver yelkenleriTak kanadına, takıl kanadıma, kanatlanBulutlara, güneşe, yıldızlara gülümse

Dön sırtını kötülüklere, kes ahbaplığı kineSakın selamını, hoşgörünü, sevgini zalimdenAç bağrını yüreği sevgiye hasret kalanaGüldüren güler elbet, güldür ki gülesin

VAY ANAM VAY

sözcükler suskungem vurulmuş kalemesazım düzen tutmuyorhalim harapvay anam vay…

dalıma kuşlar konmuyor

Page 462: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

feryadımı duyan yokvay anam vay…

kalem derdimi yazmıyorakıl irfan çare bulmuyorsilgiler kaderim silmiyorvay anam vay…

gemi alınmış kızağaufuk çizgileri masalkorkularım yığılır dağ dağlimanlarıma uğramaz oldu umutvay anam vay…

dün gebeydi gece düşebugün gebe, gün korkuyagün doğuşlar korkutur beniçeker batağa batağavay anam vay…

ağıtlar vakitsiz yakılırağıtlar ölümsüz okunurvay anam vayvay ki ne vay…

vekaletten azlediyorum

Ben asılım sen vekilBendeki sözün özüDarbımeselSendeki yalan-ı alaBu nasıl vekilYoksa vekilliğin de mi yalanYoksa bilmediğimiz dünyanınBilmediğimiz asların mı vekilisiniz

Vekâletten azledeceğim bilesiniz

Ben asıl sen vekilBen de yedi göbek sorgu sualdeSende yedi göbek güvertedeBu nasıl vekilVekâletten azledeceğim bilesiniz

Ömrüme ömür biçersinÖmrüne ömür katarsınBoynuma ipi dolar, ipi çekersinBu nasıl vekilVekâletten azledeceğim bilesiniz

Cebimdeki paraya gözün dikersinBir elle oyalar, öbür elle çekersin

Page 463: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Markaya marka demezCadde sokak caka satarsınBu nasıl vekilVekâletten azledeceğim bilesiniz

Egolarının dürtüsündeMaşalarının kıskacında olmayanBeni ben olarak temsil edecekVekil aranıyor bilesiniz

VUSLATA MAZİ MAHŞEREARİFEYİM

O bakışını sevabım sanmıştımBir tatlı sözüne nasıl kanmıştımDünyalar benim oldu sanmıştımDünyamı yıktın be, haberin var mı

Senle gezdiğim o yollar kapandıSensizken derdiğim güller utandıŞerre dost sandığım eller uzandıÇaresizim şimdi, haberin var mı

Akrep yelkovana çoktan kitlendiYağlı urgan tezden düğümlendiVuslat kapılarım hepten kapandıMahşerim arife, haberin var mı

Gece gün ah-ı vah desen ne çıkarOmzuma hasretliğin yükü çökerBu gönül gözü kapandı yol çekerYollarım boş kaldı, haberin var mı

YAS TUTANIMINYOKLUĞUNA YAS TUTARIM

senede birhamasi nutuklarlaokşamayın ruhumudiğer günler yastayım

yastayım yasta olmasınayasım; başkadır benim

siz bana;

Page 464: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Atamın yılmaz bekçileri ne haldedironlardan haber verinyoksa kuş gibi avlanıyor mu bir bir…her gün sönüyor mu bir ocak, bir ocak daha…

Atamın emaneti, gül kokusu ellertiner mi kokar, ekmek mi toplar çöptentaşlı sopalı yol mu keser gün be günumut kapıları kapalı mıdır yarınlaragören duyan var mıdır

Atamın;demir ağlarla ördüğü yurdumundemir ağları, pas tutmuş mudur

köyümün güneşi, köylümün nuruKöy Enstitülerinin yerine yenisi kurul muş mudur

milletimin efendisinekara sabanı yaktırılmışöküzünden sucuk çekilmişeline kredi kartı tutturulmuşevi ipoteklenmiş midir

hattı vatan yoktusathı vatan vardıhat - satıh matıh mıdır şimdibu hal nereye, bilen var mıdırbunun hesabını soran var mıdır

milletin şanı şerefi nedirdaha kalmış mıdır satılık gizli saklısıvar mıdır unutturulmamış değerleribunları bilen var mıdır

yas tutmayın bana!ben kendi yasımı tutarımbu yas beni aşar…yas tutanımın yokluğuna yas tutarım,yas tutanımın yokluğuna…

YASAKLI SEVDAM

Ok saplandı yüreğimeSevda kıvılcımına çarpıldım çarpılmasınaOk üstüne ok saplar, kıvılcım üstüne kıvılcım

Page 465: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Serildim yere; kıvranırım, hasretinden ölmedeyimSöyle, can suyum olacak mısın, tutup elimden kaldıracak mısınYaramı sarıp, koynuna alıp koklayacak mısın, söyle can özümYoksa aşkının tutsağı mıyım, hasretinle ölecek miyim, söyle…

Ara da bir sesini duyarım, depreşir yüreğimCana gelir yeşeririm, kokulara bürünürümYoluna bakıp bakıp dövünürüm, hasretinle kavrulurumKavuracak mısın yüreğimi hasretinde, külleri savurmak mı muradınYasaklı aşkım mısın tadamadığım, aşkının tutsağı mıyım

Söyle can özüm, ateşim sönecek mi,Yüreğime damlayacak mı bir damla serpintinSöyle can özüm, söyle!Yasaklı aşkım mısın tadamadığımKafesinin kuşu, aşkının tutsağı mıyım söyle!Kavuracak mısın yüreğimi hasretindeKülleri savurmak mı muradın be can özüm

Kırıldı kanadım, yok uçmaya dermanımKanadıma kanat olup, uçuracak mısınYüreğimde yara üstüne yaralar açtınYarama sargı olacak mısınSöyle can özüm, zehirim misin, panzehirim mi bileyimSöyle, söyle: yoksa aşkının tutsağı mıyım, bir bileyimBir bileyim; öyle öleyim, seni sevmenin bedelini, öyle öleyim

Yüreğim yaralı, kanadım kırık, bakışlarım ürkekBeni vuran avcı, kafese koyan avcı, gel insafaMuradın cennetimi cehenneme çevirmek miKâbusum olup, karanlığıma boğmak mı, boğmak mıBileyim; derde bürünür, karanlığa gömülürüm, can özümmGüneşimsen; son nefesime kadar beklerim, beklerim, beklerim…

YAŞAM MUTOSYONDA

Umutlar kurşuna dizilmişGez göz aralığı satılmışArpacık ipotekteSözcükler kör topalKalem yazmıyorYazın tarlası çoramışGüller saçılmıyorGüller derilmiyorGönül hazineden mahrum umut kapıdan

Umutlar kurşuna dizilmişVahşet kusuyor mürekkepYürek katran karası

Page 466: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir gün yaşamanın sevincine binerYarınların ölüm korkusuAvazlar kısıldıkça kısılırSes titrer, kalp atışları ürkekAynalar düşmanDost bakışları acı çeşniliHer bakış yara üstü yaralar açarDost meclisleri matem havasıSazlar suskun sözler suskunGenç kızların prens düşleri masalYiğitlerin yiğitlik sevdası efsane

Umutlar kurşuna dizilmişBaşı dumanlı dağlarınDeniz tusunamiDere yatakları kuruKuşlar yuvasızDağlar umut vaat etmiyorKurtlar bile eşkıya olmuş dalar şehreÇoktandır ozan Şah’a gitmiyorO da gidiyor ölüme adım adımDudakları ölüm mırıldar, kalemi ölüm yazar

Umutlar kurşuna dizilmişGökler yastaDolu vurur Haziran’da dallarıBuza keser Ağustos’ta çiçekYarınlar kör karanlıkÜstesinden gelemiyor Edison icadıRüyalar umuda belenmiyorFreud bile şaşkın olan biteneKan ter içinde yatak döşekÖlümler tecelli değilİp cambazı hüneri yaşamSınırı nefes alıp vermede çiziliTalan atar-besler, süsler damarlarıYaşam, sadece ve sadece ölüme direnmede anlam kılınmışYaşam,Yaşam adına, umut adına, yaşatmak adına değilseYaşam müebbet hüküm, gün saydırır ölüm adınaYaşayacaksan

Mazinin denizine dalmışsanŞaşar rota, yollar uzar giderRuhun bedenden habersizSen gerçeğe, geçek sana yabancı

Sen gerçekten kaçar, gerçek sendenYakalamaya yüz tutsan, el tutmazGerçek gölge olmuş, sen efsaneGerçek gölge kadar yakın, sen uzak

Page 467: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Atinin mavi bulutlarına kapılmışsanKesilir ayağın yerden, usun şimşekBulutlar savrulur, şimşekler çakarTitrer beden, gözler şaşı, gerçek siluet

Ne mazinin gülü, ne atinin tomurcuğuBu günün gerçeği, ayrığı, dikeni olKök sal maziye, filiz sür atiye dal dalÇorağın çimene, filizin güle donansın

YAŞIYOR MUYUM DERSİNİZ

Zaman durduSensizliğimin arifesindeÇekildi bir perdeÇöker karanlık üstüme üstümeKaranlığın gölgesidir tenimi okşayanTen üşürTen donarTen çatlarCan çekişir beden, canGözyaşlarıma karışır kan damlalarıdamla damlaDüğümlenir boğazımda, lokma lokma

Zaman durduSensizliğimin arifesindeBir yük çöker omzumaAğırlığının binlerce katıBüker belimiKulaklarını çınlatanİniltilerimdir anlıyor musun?

Nasıl geçtiNasıl bitti senli yılarMasal gibi, düş gibiDurdu zaman sensizlik arifesiSaniyesi asır gibi, asır gibi…

Can çıkmadı bedendenCananım çıktı, cananım!Nefes alıyorsam, yaşıyor muyum dersinizYok, yok! .. Bu benimki yaşamak değilCehennem azabıDurdu zaman, canansızlığımın arifesinde

YERKÜRE 'SOS'' DİYOR BEYLER

Para parayı, para, para babalarını çoğaltmışPara bedel biçmiş bedene, bedel biçmiş sevgiyePara para, delik deşik olmuş yer gök, dağ bayır

Page 468: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yakılmış yıkılmış, satılmış, güzellikler, kurşunlanmış

Limonun suyu şırınga edilip tezgâha dizilmişHormon icat edilmiş, cilalanmış tadım tuzumYemiş şişmiş bedenim, öz yok, dert derman çokBeden kukla, öz yok, söz yok, giysi sıfatı insan

İnsanın dirisi pazara düşmüş, ölüsü pazaraİnsan atölye, kalbi, ciğeri sökülür, kulağı kesilirÖmrüne son verilir, üç beş günlük ömrü uzar birininBirinin de birkaç günlük karnı doyar, yaşadım sanar

Ekmeğinden, suyundan, huyundan değişmişGülmeler sıcağını yitirmiş, gülen kendi korkarGözlere mil çekilmiş, gözler güzellikten korkarFrekanslar değişmiş, güzel söz, duymadan korkar

Sevgi iğdiş edilmiş, sevgi sunmaktan korkarSevgi tedavülden kaldırılmış, almaktan korkarKin garez, nefret bürümüş ilik ilik bedenlerKötülükler sağanağa dönük, alışık yeni modelim

Kerem, Aslı, Şirin, Ferhat tarihe gömülüDadaloğlu, Pir Sultan, Köroğlu efsane olmuşBektaşi, Mevlana sırra bürünmüş, çözen unutmuşYeni model insanım robotla boy ölçüşür, farkı ölümü

İnsandan et sote sunuyorsa insan, yiyorsa insanNerde insan, kedi- köpek, kaplan- sırtlan, nerde farkEl kol hareket, kasada, para al ver, işte insan, iste robotTebessüm yok, kalbin sıcağı yok, işte insan, nerde fark

Beyinler şırınga edilmiş, duygular vakumlanmışYetiler yitik, güzelim sunular yok edilmiş, gözler amaİnsanım, kendi insansızlığını görüp de utanamaz olmuşİsyan etmiş yer küre, SOS sinyali anonsa döndü çoktan

İsyan etmiş yerküre SOS sinyali verirMavi gökler karalara bürünmüş derttenYerler çatlamış dipten, damar damar, kat katKurumuş suyun gözpınarları, akmaz dereler

Dağlar matem havası, geçit vermez, kurda kuşaPerdeler çekilmiş, esmez rüzgârların, gelini kızıDenizler telaş, vurur bendini kıyılara, dövünürYerküre SOS dedi de, ne zaman duyacağız beyler

YETER ZALİM FELEK

Yokluk; elbise dikilmişGiydirilmiş sırtıma

Page 469: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yen yok, kol yok, yaka yokKırağı vurur, üşür bedenim

Dört yanım duvar örülüKaranlık perde geriliDikilmiş felek sorgularBen neyi anlatayımYaşamadığım yılların hesabı sorulurAğarmış saçlarımın sebebi sorulurTatmadığım sevdaların tadı sorulurBilmediğim yerlerin yolu sorulurTanımadığım dostların adı sorulurSöyleyemediğim türkünün havası sorulur

Konuşacak hal mı bıraktın ey felek!Ben sustukça yığarsın dert üstüne dertSen mutlu olacaksın diye söyleyemem ağıtİçim dışım ağıt, anam söyler, ben söyler

Ey zalim felek yeter artık!Ellerim kelepçede, ayağım prangadaEl faydasız, ayak taşımaz bedenimiUmudum müebbet yemiş sayendeGözlere mil çekilmiş, görmez güzeli

Sürgündeyim, gezinti sohbet yasakYatağım dert batağı, çiviler döşeliUykularımı bölüp bölüp kıvranırımSabahlar geceden beter, güneş doğuşları ürkütürHer gelen yeni gün, gebe korkulara, ey zalim felek!

YÜREĞİM SENİ ARARGurbeti yaşıyorum yüreğimdeCemre düşmüş toprağaToprak çimene bürülüYüreğim kabuk bağlı derdeSeherde yeller eserkenYüreğimde fırtınalar eser

Çiçekler koku saçmıyorÇağlar sular yüreğimi döverCıvıldaşır kuşlar, derdim azarCaddeler üstüme üstüme yürür

Parklar seni sorarÇiseler yağmurYüreğimi dolu vururTürküler seni sorarUçan kuşlar seniHer kim görsemSeni sorarBense kaçarım kıyı köşe

Page 470: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Öz sılamda gurbeti yaşıyorum

Bir sen misin yoluğumDert yükü bedenimden gayrıHiç bir şey yok, varlar çok uzakÖz sılamda gurbeti yaşıyorumVarlıkta yokluğuGeceler uyku haram kılındıGündüzümü karanlık sararEkmeğime kan doğrandıAğız tatmaz, boğaz yutmazVar yok olduYakın ırakAynada yüzüme bile bakmıyorumBir yanan yüreğimin sesidir duyduğumBir senin hasretindir düşündüğüm

ZALİM

GönlümHedef tahtası mıdırBe zalimOk üstüne ok saplarsınAzar yaralarımSızlar yüreğimYarım akıl tabip misinYarama tuz basarsın

Feryat figan ederimUyku tutmaz gecelerZil takar oynarsınOynak mısın be zalim

Perdeledin gönlümüKarabulut gibi yamandınDoluya tutuldu gözlerimKurudu göz pınarlarımSararıp soldu güllerimNadasa bıraktın gönlümüKervan geçmez yola döndüBayramdan bayrama gül umarsınGülsüzlüğüme dert yanarsınŞaşkın mısın be zalim

Gül bıraktın mı ki yolmadıkGül diye bir nebze tohum saçtın mı kiCan suyu niyetine bir kadre su verdin mi kiGül emek ister, göz ister, söz isterGül istemeye yüzün var mı kiYüzsüz müsün, huysuz musun be zalim

ZAMAN BİRLİK OLMA ZAMANI

Page 471: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Emsali görülmemişMağlubiyetlerin mümessilleriCebren ve alenenAziz vatanın bütün kalelerine göz dikmişseEl kol sallaya sallaya girmişse tersanelereOrdular saf dışı edilmiş, kışlada kışlarMemleketin her köşesi bilfiil işgal edilmişseYazılmış çizilmiş, ipotek konulmuşMehmet’im nöbetçi dikilmişseZaman görme zamanı, gidişe dur deme zamanı

Şahlanmışsa içerde dışarıda bedbahtlarımGaflete dalmışsa bel bağladıklarımDalalete gark, nutka avaza boğukHıyanet üstüne hıyanet, ödül üstüne ödülMillet, fakr u zaruret içinde harap ve bitapUmutlar yitik, umutlar sönükZaman meşaleyi yakma zamanıKaranlığa ışık sunma zamanıZaman,Kardeşi kardeşe düşman edipKan üstüne pazar kurulmuşsaSevginin kökü kazınıpNefretin tohumu saçılmışsaZaman sevgiyi Yunusça sunma zamanı

Hasat kesatEl avuç yalayıpEl avuç açıp dilenci kılınmışsaBereketin beşiği Anadolu’yu sürme zamanıHasadı Harun hazinesi kılma zamanıHasadı hakça bölüşme zamanı

Doksan altmış doksanİncelmiş, boşalmışsakSavruluyorsak yaprak yaprakNene Hatun ruhuna bürünme zamanı

Riyakârlık, yalan dolan, üçkâğıt, beş kâğıtYiğitlik olmuş anılıyorsaKöroğlu’dan, Dadaloğlu’dan türkü çalma zamanı

Zaman bir olma zamanıZaman pir olma zamanıYarınlara gülen gözle bakma zamanıGünü güne kâr sayma yaklaştırır ölümeBana dokunmayan yılan yaşarsa binyılBeni, seni yaşatmaz bir yılZaman beni, seni düşünme zamanıZaman yarını düşünerek bugünü yaşama zamanı.

Page 472: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin 2

Page 473: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Öyle HASRETIM KI

ÖYLE HASRETİM Kİ

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/VsjhWglLUc/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/VsjhWglLUc.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

Yastığımdın ToroslarBelerdin maviliklereUzanırdım boylu boyuncaTenim rengi,Tenim kokan toprağınaNinniler söylerdinKuşun cıvıltısında,Bülbüllerin ağıtlarındaOkşardın ılgıt ılgıt esen yelindeBense,Bense dalar giderdim rüyalaraKaracaoğlan düşü sevdalara

Kokular getirirdinBin bir çiçeğindenSanki ben olurdumMaviliklere kanat çırpan

Cenneti İremdiGöz açtığım her köşenKorku nedir bilmezdim kollarındaKin nefret nedir hiç mi hiçÖperdim taşın toprağınİçerdim suyun kana kana

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/oSdQ2ynAJN/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/oSdQ2ynAJN.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

Hasretliğinde neler öğrenmedim kiNelere katlanmadım ki…

Ne şilteler avutur yokluğunuNe ipek yorganlarHasretim yokluğuna, hasretim

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/Fa1ylNOjhQ/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/Fa1ylNOjhQ.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

İbrahim Şahin 2

Page 474: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Özbenliğimiz

ÖZBENLİĞİMİZ

özü var mıdır özbenliğimizinFiliz sürmüş, dal atmış mıdırYaprağa donanıp koku saçmışHoyratça başkaldırıp naralar atmış mıdır

Öz benlikler budanmış daldalKırılmış filiz filizyolunmuş tomurcuk tomurcuk

Zincire vurulmuşkör kurşunlara dizilmişKuluçkaya yatırılmışkostümlere, maskelere sarılıArada bir titrer bedendeSarsar bedeni, masaya yatırılır

Arada bir baş kaldırır, naralar atarDeli gömleği biçilir giydirilir sürgüne vurulurDarağaçlar dikilir çarmıha gerilirŞanslısı F tiplerine kapatılır

Eşimize eşhemi de iyisindençocuğumuza ana-babaAnamıza-babamıza, oğul- kız hemi de en hayırlısından Vatana millete kul, köle hemi de itaatkâr, sadık

Benler; bine bölünmüş hiç biri de ben değil fason, renkten renge bürülü

Gülüşler var sevincimiz yansımaz rolümüz gereği Bakışlar yoksun sıcığına

İşimiz bize biz işe yabancı iş kaçar, biz kaçarİşimizde yargılanır işimizde sorgulanır işimiz benliğimiz olur, anılır, anılır yerilir

Page 475: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Eşimiz, işimizKul köleliğimizBenliğimiz; anılır, yerilir

Yunus;Yunusça söylemiş;‘’Beni bende demen bende değilem…’’

Şahin;Şahince söylemiş;‘’Beni kulluğumda araman Ben kul köle değilem’’

İbrahim Şahin 2

Page 476: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ÖZGÜRLÜK DÜŞMANIYIm

ÖZGÜRLÜK DÜŞMANIYIM

Özgürlük düşmanıyım beözgürlük düşmanıözgürlük süpyan cana kıymaksazevki, sefa bilip hülyalara dalmaksa özgürlük düşmanıyım be özgürlük düşmanı

özgürlük dalına mıhına vurmaksa naralar atıp hey hey çekmekse Özgürlük düşmanıyım be özgürlük düşmanı

özgürlük rüzgara meyil dönmekse fırıl fırıl Özgürlük düşmanıyım be özgürlük düşmanı

özgürlükyalan beyan servet mumyalı şan şöhret cambazlık hüner çarpıp çırpma maharetzirve inar namushak hukuk autÖzgürlük düşmanıyım be özgürlük düşmanı

özgürlük can üzerine pazar kurmaksa kanı; kırmızı şarap niyeti içmekse Özgürlük düşmanıyım be, özgürlük düşmanı

özgürlük insanlık lütfu sözübalçık yapıp çarpmaksa sızan ışığa aralamaksa karanlığa kapı Özgürlük düşmanıyım be özgürlük düşmanı

özgürlük bürünmekse devlet zırhınavatandaşı bellemek, vatanı hançerlemekseÖzgürlük düşmanıyım be, özgürlük düşmanı

gemisini kurtarangemisini yüzdüren kaptan biçare gebersinacıma yetimevur bir tepik de sen vur ki kıymetin biline vur ki gücün bilinekahraman edalarıysa bütün bunlar

Page 477: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Özgürlük düşmanıyım be özgürlük düşmanı

İbrahim Şahin 2

Page 478: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

POTEKLİ ÖZGÜRLÜk

İPOTEKLİ ÖZGÜRLÜK

Hey özgürlük,yazamam seni mısralarımdamısralarıma sığmayacak kadar asilboyun eğmeyecek kadar gururlusunyazamam seni mısralarımda

hey özgürlük,bayrak bez parçası olduvatan toprak parçası yol geçen hanıvatansever, vatan hainikelle avcılarıözgürlük kahramanıolanları nasıl yazarım senin adınayazamam seni, yazamam özgürlük adına

sözde uyum yasalarıözde uykubiz uyuduk yıllar yılıhortladıserv, hortladı kapitülasyonlarharitalar çizildi renk renkhat hudut ara ki bulasın

biz uyuduktarlalar nadaskıraç kıraçbülbül uğramaz olduovalar kıraçbebeler açverdiler ilaçbiz uyuduk bebe uyudu

reçberlik, emek, hak hukuktahrihin gerisinde kaldı denildielimize kredi kartları verildigros marketler doldurdu biz boşalttıkipoteklendi varımız yoğumuzbunlar da uyum adınaçağdaşlık adına ve özgürlük adınahepimiz ipotekli özgürüz doğrusunasıl yazarım adını, nasıl alkışlarım özgürlüğümü

hey özgürlük,bilirim ki bu kalıplarda ki sen değilsinbilirim ki hortlayacaksın bir günve çalacaksın kapımıişte o zaman merhaba diyeceğim, anacağım adını

Page 479: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 480: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

PUŞT AJAn

EFEKTBela vardır bela savar cinsten… Hayrı şer vardır belaya davatiye çıkartan.Üç kafadar, nerde akşam orda sabah… Varsa yoksa hayalleri… Hani etliye sütlüyekarışmayan derler ya’’ Yerdeki karıncayı bile incitmeyen cinsten.’’Üç kadadarın yolu o gün bara düşmüştü…SAHNE 1 (BAR SAHNESİ)Barda nameler inliyor, yürekler hopluyor… Dansöz inciler saçıyor. Üç kafadarın keyfinediyecek yok… Kadehler tokuşuyor, bakışlarda dansöz yakın merceğe alınıyor… Üçkafadardan Reşo:- Bir zengin olem var ya..FİKO:- Ee? Ne Yapiysen?REŞO:-Bar açaceem. Bar! Dansözler boy boy… İçki beleş.SÜLO: Hayal beleş anglarem de işki çeşmeden agmiy. Anliysen degel mi?FİKO:- Agacag deyemsa akacak arkedeş. Sen anliy misen?Bar ağırdan ağırdan boşalıyor…Barda kalan işletmeci, üç kafadar. Üçkafadarın birinin kafa masada, ikisinin kafamasaya düştü düşecek…İçeri elinde silah biri giriyor. Direk işletmecinin masasında:- Bak arkadaş! Bu benim üçüncü gelişim bunda da elim boş dönersem kafana üçkurşun sıkarım. Bunu beynine yer et.İŞLETMECİ:- Yeter be! ‘’Sıkarım, sıkarım.’’ Senin sıkacağın kurşunu sikerim. Sık da sen dekurtul ben de kurtuluyum!Üç el silah sesi.. İşletmeci kanlar içinde yerde… (Tetikçi masadan zıplar, işletmecininnabzını yoklar. Geri döner bakar üç kafadara.Üç kafadar yok yerinde. Kapıda birininayağını görür, düşer peşine.) Silah sesi ile üç kafadar biri fare, ikisi kedi.. Kaşla gözarasası masa altlarından sürünerek kendilerini dışarı atıyor.Tetikçi eline silah, fırlıyor dışarı. O köşe bu köşe, o sokak bu sokak koşuyor. Sonsokakta gözler kesişiyor. Üç kafadar sokağı döner dönmez sokak girişinde atlıyorlarçöp konteynerına. Tetetikçi soluk soluğuğa koşuyor. Nefes kesiliyor. Yaslanıyor çöpkonteynerına. Başlıyor konuşmaya. ‘’ Bu üç salağı nasıl elimden kaçırdım? 0nlara dabirer kurşun bağışlamassam demir kapılar beni bekler. Neyse bugünün yarını da var.Can onların bedenindeyse ecelleri benim elimde.’’Tetikçi sıkışmış. Kıvranıyor. Tetikçi sağ elinde silah, sol elinde su. Suyu içiyor. Peteboşaltıyor idrarını. Atıyor cöpe. İdrar Fiko’nun yüzünden aşağı. Pet Fiko’nun suratında.Reşo da tiksinti, Fiko’da acı.. Fikoo sesini çıkarmama çabasında.. Dişler sıktıkçakeletlenir bir birine..Fiko yüzünü yıkıyor.. Sıçrayan damlalar, sıçrıyor, Sülo’nun, Reşo’nun yüzüne…Reşo,Reşo tiksinerek eli ile yüzünü siler, Reşo yüzünü siler.…Tetikçi, cebinden mendilini çıkarır, silahını siler, öper… Silahını beline yerleştirir. Sokağıgeri döner, başlar adımlamaya.Üç kafadar çöp konyeynerından çıkar. Fiko pantolan ardı sanırsın macun yama… Reşotakılır:- Fiko kemeri açmag aklına gelmemiş miydir?Fiko:Elma çürüğünün üstüne oturmişem.Reşo dereden geçmişçesine, paçalar sırıl sıklam. Fiko:- Sen paçalara bagiysen pacalara…Sülo kendi üzerine bakar. Pantolon önü ‘’Ben de’’ diyor.

Page 481: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Reşo:Biz şimcik ayni çöpde degil miydig?- He- Niye deygişig deygişig renga boyanmişez?Reşo:- Onu songra konuşurug. Bu adam peşimizdedir. İzimizi gaybedeceg bi çarabulmaliyegPUŞT GAZETECİ(Puşt gazeteci çekim yeri özelliğine göre, ağacın tepesi, çatı baca deliği. Balkon demirarası kafa çıkık, ayaklarında ip bağlamış binanın tepesinden binanın ortasına kadar başaşağı sarkmış kamera elinde elekrtrik direği tepesinde..) Üç kafadar, hem konuşurlar hem yürürler...PUŞT GAZETECİ:(Puş gazetesi, kamerasını poşete gizlemiş üçlünün peşinden yürür, Reşo’nun ardınayaklaşır. Reşo’nun götüne parmak atar.)REŞO: (Tepki.. Yumrukları sıkar üzerine yürür. Puş gazeteçi geri adım atar,parmağındaki boku gösterir.)- Pasta sanmıştım da canım çekti. Bok olduğunu bilsem tadına bakar mıydım?Bok sözünü duyan Fiko, yumruklarını indirir. Başını eğer… Puşt gazeteci çoktangitmiştir.Üç kafadar yürümeye devam eder..SAHNE 2 (ÇORBACI) Üç kafadarın gözlerine çorbacı takılır.SÜLO:- Bag hele! Çorbacı. Bir çorba içeg. Aglimiz başimiza geliy. He..REŞO:- İçeg, içeg.Çorbacıya girerler. Çorbacı elinde kumanda kanal aramaktadır.Bir haber kanalı açar. Üç kafadarla ilgilenir. Üç kafadar çorba ister. Çorbalar gelir.Başlarlar içmeye…TVSayın seyirciler, bir son dakika haberi veriyoruz.Serbar’a giren bir silahlı saldırgan, bar işletmecisinin kafasına üç kurşun sıkarak kaçtı..Hastahaneye kaldırılan işletmeci C…. A…’nın hayatını kaybettiği öğrenildi.Serbar cinayetini yapılan kamera kayıtlarının aydınlatacağı belirtildi. İncelenen kameragörüntüsünde cinayet anını sadece barda bulunan üç kişinin gördüğü görenleringörüntülerinden kimlik tespitine çalışıldığı bildirildi. (Kamera görüntüsü)Evet, Sayın Seyirciler, polis üç görgü tanığının peşinde…Yapılan kamarera görüntü tespitlerinde tetikçinin de üç görgü tanığının peşindeolduğutesspit edildi. (Kamera görüntüsü)Evet, Sayın seyirciler, Tetikçi de üç kişinin pesinde.Üç kafadarın ikisinin sırtı çorbacıya dönük üçüncü Fiko görünmemek için kafasınıeğdikçe eğiyor, nerdeyse çorba tasına sokacakk. L okmalar boğazlarında düğümlenir…Çorbacı ile göz göze gelmemek için para Masaya bırakılıyor. İşaretleşerek kalkıyorlar.Kafalar eğik çorbacıya:- Bizim acil bir işimiz çıgmişdir. Çorbalar güzeldi içmeg gısmet degilmişdir.Parasını Masaya bırakmişeg.Apar topar arkalarına bakmadan çorbacıdan çıkarlar.SAHNE 3 (ÇARŞAFLI)Reşo:- İstanbul’u terg ederig. Bu gılıkla tanirrriez. Bu gece salanireg. Güneşin ilk

Page 482: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

işiginde ilk iş birer çarşaf bulmag, geyinmeg. İlk otobüsle Kuşadası’na gidiyirig.Kuşadası’na evelden getmişligim vardir, bilirem Kuşadası’ni.FİKO:- Dogri söylüyersen. Şimdig nirede saklanireg?REŞO:- Otele gidemeyig, cadde sokag heç olmiy.SÜLO:- Aha şu sokagın sonunda yıkıg bir inşeat vardir. Orada sabahlarag. Sabah verelini magazaya. Alireg çarşaf. Sonracıgım terminal…REŞO:- Düş o zaman öne. Gediyorug inşeaata.Vardıkları inşeat tek kat. Kapı pencere sökülmüş… Giriyorlar bir odasına. Yerde nebuldularsa (Karton, gazette, taş…) Yastık yapıyorlar, döşek yapıyorlar. Yorganyapıyorlar. Dalıyorlar uykuya…SAHNE 4 (ÇARŞAF)

Sabahın ilk horoz sesi.. İlk köpek havlaması… Üç kafadar kalkıyor. Çıkıyorlar sokağa,düşüyorlar yola. Bir iş hanının önünde duruyorlar. Çay ocakları açık… Lokantalar açık..Mağazalar kapalı. Caddeden gelen giden… Sanki hepsi üç kafadarın peşinde. Üçkafadarın sırtları caddeye,yüzleri işhanının duvarına dönük.. Başlıyorlar beklemeye…Arada yan gözlerle açılacak magazalar gözetleniyor…

Bir kepenk açılıyor. Üç kafadarın gözü dikildikçe dikiliyor. Kepenk tam açıldı. Açılanmağaza. Vitrinde kıyafetler. Üç kafadarın yüzüne bir sevinç yansır. Üçü aynı andafırlar. Mağaza sahibi kapı anahtarını çeviriyor. Üçlü sabırsız. Magaza sahibininkoltuğunda bir gazete. Üç kafadar magaza sahibi ile aynı anda içeri girer. Magazasahibi:- Hayırdır Beyler, bu ne telaş, daha kargalar bokunu yemedi.REŞO:- Cenazemiz vardir. Geyeceg aliceg bir koşu köye gedeceg.(Mağaza sahibi gazeteyi masaya bırakır.)- Başınız sağolsun. Ne tür bir elbise istersiniz?REŞO:Bize üç poşi, köydegi avratlara üç çarşaf ver yetiy.Magazacı kıyafet hazırlamak için magazanın arka bölümüne geçer. Üç kafadarın gözügazetede..GAZETE

Manşet:Serbar Cinayeti’nin görgü tanıklarıi ölümden kurtulmayı çöp konteynırında böyle kutladı(Resim)Birden bir şaşkınlık bir telaş... Hemen gazeteyi ters çevirrler.Kıyafetler gelir. Para ödemelerini yaparlar. Aynı telaşla çıkarlar. Magazanın köşesinidönene kadar başlar inik. Sokak dönüşü yaptiklari ilk iş poşu ile kafalarını sarmak oldu.REŞO:- Akşamgi kaldigimiz inşeaata gidireg.FİKO:- Hani Kuşadası’na gidiydig?REŞO:- Gazeteyi görmiy misen? Ora gidirig, çarşaflari giyireg. Songra terminal, ilkotobüs Kuşadası.İnşeata giderler. Çarşaflar giyilir. Sülo, Reşo’ya bakar güler. Reşo, Fikoya… Fiko,

Page 483: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sülo’ya..Çarşafa poşiye sarilmiyseg kurşun popomuzun yanina (Eli ile deliği göstererek) ahaböle delik aççag. Yörün şimcig terminale gidireg.SAHNE 5 (MÜNİBÜS)Üç kafadar yeni kostümleri ile caddeye kadar yürürler. Cadde münibüse el ederler.Münibüs durur.Üç kafadar gelen ilk münibüsü durdururlar. Münibüste ikinci kotukta bir kişi(Puşt AJAN)yanı boş. Reşo oyurur, yanına Fiko.. Sülo arka koltuğa oturur. Puşt Ajan Reşo’nunardından elini uzatır. Reşo’nun götüne dokunur. Reşo götünü kaydırır. El uzar. ReşoFikoyu iter. Fiko koltuktan düştü düşecek. El okşamayı sürdürür.Reşo sabredemez ŞÖFÖRE:-Şöfer gardaş, hemen duriysen, bizi indiriyseng.ŞÖFÖR:- Siz terminal gitmiyor musunuz? Terminale daha çok var.REŞO: (Sinirli eli ile ağzının önünü kapatarak bayan ses taklitiyle)- Götim gidiyi! ,Biz gidmiyeg.Şöför sinirlenir, sağa çeker acı bir fren… Yolcular kafa kafaya... Kafalar koltuğa…Ayaktakiler yere serilir..- Arkadaş bir gün de şu arabaya akıllı birinin bindiğini görsem yemin ederim, birşakının yüzünü güldüreceğim.

SAHNE 6 (TEMİNAL)Üç Kafadar terminal girişi büfede sigara alır. Gazeteki manşetle göz göze gelirler.Gazetede çarşaflı resinmleri..MANŞETÜç çarşaflıya dikkat. Polis bu üç çarşaflının peşinde.Üçlü terminal yönü koşar. Peşinden iki genç. Fiko bakar ardına, peşlerinden koşar ikigenç…Fiko başlar kıvırtarak yürümeye ve konuşmaya:- Çarşi Pazarda vermiyig, arabada beş, evde onbeş. Saksu de beleş.ARKADAKİ GEÇLERDEN BİRİ:- Otobüse geç kalmasam sana saksuyu gösteririm.Gençler, koşuda üçlüyü geçer. Üçlü durur. Üçlülü kafa kafaya verir konuşur.Üçlü Bayan wc’de Aynı tuvalet kapı kapalı, Fero ikilinin kulağına fısıldar:- Ben gelene gadar çigmiysengiz.- Reşo, çarşafı çıkartır, kafayı poşu ile sarar, çıkar.İkili tuvalette.. Her ayak sesinde irkiliş.Kapı çalınır. Çalan Reşo elinde poşetler. (Fısıltıyle)- Benemdir, kapiyi açiysengiz.Fero içeri girer. Poşetlerden peruklar tek tek çıkar. Takan aynaya bakar. Etekler çıkar. Pantolonlar çıkartılır, etekler giyilir. Ten çorapları giyilir.Bluzlar giyilir.Göğüslere patetes, soğan yerleştirilir.. Dudaklar boyanır… Yanaklar boyanır.. Dudaklar,yanaklar birinci sınıf yağlı boya çalışması…Üçlü bekleyen İzmir- Kuşadası otobüsüne ilk binen. Mavin Takılır:- Güzeller tatile mi?FİKO:- İş aramaya:MUAVİN:- İstanbul’da pezevenk kalmadı mı?FİKO:- Pezo Babandir ule! Açtiymeyesen kutiyiMUVANİN:

Page 484: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Açarsan ben de görmiş olurum kutunu.- FERO: (Fiko’nun ağzını kapar. Muavine)- Sen de susmiysen ‘’Polis! ’’ deyi bagiriyem.MUAVİN:- Sustum.Muavin kendi kendine konuşur. ‘’ Sen üç kuruşa hizmet et. Bunlar bile bulmuş kolaypara kazanma yolunu’’Otobüsün kalkış saati yaklaşır. Yolcular yerini alır. Otobüs hareket eder. Otbüsterminalden çıkar.Puşt gazeteci elinde kamera koşarak gelir. Otobüs kalkmış. Otobüsün ardından bakınırkalır.Pust gazeteci sinirli. Yumruklarını sıkar.. Sigarasını çıkarırır, yakar, çeker iki nefes, ataryere, ezer. Yeni bir sigara yakar, sağa sola, ileri geri yürür…Gazeteci Hareket etmekte olan İzmir Kuşadası otobüsüne biner.

SAHNE 7 (KUŞADASI TUVALET SAHNESİ)Üç kafadar Kuşadası’nda otobüsten inerler. Çevreye bakınırlar….Üç kafadarın ilk yaptığı iş ayak üstü köşe başında dürüm yemek olur. Döneryiyişlerinden uzun sure aç kaldıkları anlaşılmaktadır.REŞO:Ilk işimiz bir motel bulup yerleşmeg.FİKO:- Ne diye duriyig. Ariyag.REŞO:- Böle motele gedemeyig. Önce etegden arınag, gelin benle.Reşo önde, Fiko, Sülo arkada yürürler. Vardıkları yer tuvalet. Reşo:- Tek tek gacilar tuvaletine giriyseniz. Suyunip giyiniysinginiz.Önce Sülo girer, giyinir çıkar. Sonra Reşo giyinir. Reşo çıkarken bir kadın gelir. ‘’Kadıntuvaletinde erkek! Sapık! Sapık! ‘’ diye çığlık atar.FİKO:- Eze hele bi susuyiysen. Gorgmiyiysen. Arkadaş (eli ile gösterir.) böledir. Heriftuvaleti giymiy. Götinin deliginden gorgiy.KADIN:- Töbe, töbe..Kadın gider, arada bir döner bakar üçlüye..REŞO:- Dua ediysen garı vardi. Götine goyacagdim, seng göriydin dönmeyi. Goydirmegötine çabug giriysen. Bi gari daha geliyse yakayi ele veriyig.Üçlü yeni kostümleriyle…Üçlünün pantolon gömlek kırış kırış. Fikonun pantolon paçasıtopuktan bir karış yukarda…

SAHNE8 (PANSİYON)

Üç kafadar sokak sokak dolaşır. Gözleri pansiyonlarda…(Pansiyon önü)REŞO:Burası işlegdir. Girişimiş, çikişimiz diggad çekiy.Dolaşırlar.(Pansiyon önü)REŞO:- Bu da çog bahalidir.

Page 485: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Üçüncü pansiyonREŞO:Bu pansiyon ev görüniy. Manzarasi da hoşdir. Giripde bi gonuşag.Üç Kafadar pansiyondan içeri girer. Yaşlı başı baş örtülü bir kadın, koltuğa oturmuşörgü örüyor. Kafasını kaldırır:- Kalıcı mısınız? Gidici mi?REŞO:- Hemi galici, hemi gedici.KADIN:-Karar verince söylersiniz benim şurda bir sıram kaldı, ben de onu tamamlarım.(Örgüye devam eder.REŞO:- Ezecigim, biz gararimiz vermişig aha buraya gelmişeg. Sen ne deyiysen?KADIN:- ‘’Pansiyonda kalıyor musunuz, gidiyor musunuz? ’’ diyorum.REŞO:- Galmiyseg nedeyipdir gelireg. Galacag deyirg da.KADIN:- Kaç gün kalacaksınız? Bir günse hiç konuşmayalım. Fazla kalacaksanız sizeuygun bir ücret belirleyeceğim.REŞO:- Allahım biliydir Ezecigim..KADIN:- Anladığım kadarı ile gidici değilsiniz. Ben de sizin üçünüzden bir adam parasıalacağım.FİKO(Reşo’nun kulağına ‘’ Üçünüz bir adam ediysiniz mi deyiy? ’’ Reşo bir an düşünür.Bozulur. Kendi kendine ‘’ Demişse biley Fiko’yu çıg galdi iki, Sülo buccug buccugu dasigdir ed. Geriye ne galiy tabiki ben. Ben de bir. Valla Gadin dogri söyliy ulan.Sülo kendi kendine konuşur’’ Fiko’yu geç, Reşo buccug. Buccugu da sidir ed. Galdi bir.O da tabi ki ben oliyem. Helal olsun gaciya. Bi bagişda şıp angladi valla.Fiko, Sülo’nun Reşo’nun konuşmasını duyar. Duyduklarına kızar. Kadına:- Eze sen kulagından çıgani işidiy misen?KADIN:- Evet. (Eli ile Kafadarları gösterir.) Üç işareti yapar. Sonra işaret parmağınıhavaya kaldırırarak bir işareti yapar.)FİKO: (Fiko sinirden yerinde duramaz.) Ben sana üçün birini gösderiyem amma.Reşo hemen Fiko’nun ağzını kapar. Kadına döner:-Ben onun defterini dürirem siz gusura bagmiyin. (Fiko’ya döner) Özir diliysenezedeng, elini öpiysen.Fiko mecburiyet karşısında kadının elini öper. (Sinirli hali devam etmektedir.) Üç adımgeri gelir kadına sırtını döner. Kendi kendine ‘’Ben senin nereni öpecegimi biliyembiliyem amma öpemiyem.KADIN: (REŞO’ya) ben neler gördüm neler. Merak etmeyin üçün birini de gördüm.Sululuk istemem. Odanızı göstereyim. Dilediğiniz kadar kalın. Ayda bir ödeme alırım.Yanlışınızı görürsem kapı dışararı… Anlaşıldı mı?REŞO:- Allamışag. Yanlış yapanin boynuni ben kesiyem. Yanliş yogdir..KADIN:- Kalkın gelin o zaman odanızı göstereyim.Kadın önde, üç kafadar arkada. Üst kata çıkarlar. Üç yataklı bir oda.KADIN: Odanız burası. Bu da anahtarınız.Kadın çıkar çıkmaz üç kafadar, çantalarını yere atar.Kendilerini elbiselerini çakarmadan

Page 486: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

yatağa atar. Atış, o atış… Sabaha kadar deliksiz uyurlar.Sabah olur. Dışarı çarlar. Çıkarken Kadına:- Sabagınız hıyırlı oliy.KADIN:- Sizin de hayırlı olsun. Nereye böyle?REŞO:- Köpek gibin acıg. Çorba işmeye gidiyeg.KADIN:- Afiyetler olsun.REŞO:- Sağoliysen.Üç kafadarın gitmesi ile gelmesi bir olur. Kadın şaşırır.KADIN:- Ne çabuk geldiniz?REŞO:- Camış mi yemişeg. İçdigimiz bi gebce çorbadir da.Üç kafadar koltuğa oturur. Tv izlemeye başlar. Kadın örgü örer. Üç kafadar Tv izler.Kadın örgü örer üç kafadar Tv izler. Kadın sıkılır. Üç kafadara sırtını döner. Kendikendine ‘’ ben bunlara bir çay verirsem bakarsın odalarına çıkar.’’ Kadın çay getirir. Üçkafadarın her biri şekerin birini kadına veririr. ‘’ Biz gırlama içiyig de’’ demeyi deeklerler.Çaylar içillir. Değişiklik yok. Üç kafadar Tv izler. Kadın örgü örer üç kafadar Tv izler.Kadın arada bir dışarı çıkar. Değişiklik yok. Kadın paspas alır. Temizliğe başlar.Değişiklik yok.KADIN:- Ayağinizi kaldırırmısınız, yerleri paspaslayacağım da. ‘’ Ayaklar amuda kalkar.’’KADIN:- Koltuktan kalkar mısınız, tozunu alacağım da. Koltuktan kalkılır. Üçlü aynı hızlahazırol vaziyeti ayakta... Koltuğun tozu alınır. Üçlü komut almışçasına koltuğaotururur… Başlarlar Tv izlemeye, kadın örgü örmeye. Kadın örgüyü biterir. Odalarıdolaşmaya çıkar. Dolaşır gelir. Üçlü de değişiklik yok. Saat ilerler. Üç beş.. Değişiklikyok. Saat 24.00. Değişiklik yok.KADIN: (TV’u kapatır.) Erken yatanlar var. Rahatsız olurlar.Üçlü üç beş dakika bir birine bakar…- Ne edeg,biz de yatag.Üçlü bu defa çantalarını yerleştirir. Üslerini değiştirerek yatar.Üçlü sabah uyanır. Giyinir Çorba içmeye giderken kadın:- Çorba içmeye mi?FİKO: He valla. Sen nerden bilirsen Teyze.KADIN:- Siz başka türlü dışarı çıkmazsınız da..FİKO: Dogri söyliysen Teyze.KADIN:Beklemeyin, çorbalar soğurÜç Kafadarın pansiyondan çorbacıya çıkmaları ile geri dönüşleri yine anlık. Kadında aynışaşkınlık…Üç Kafadar Tv izlemeye başlar. Kadın tedirgin, kadın arayışta. ‘’ Bu böyle olmayacak.Adamların niyetini öğrenmenin bir yolu olmalı.’’ Düşünür. Mutfağa geçer, bakınır.Birden ‘’ Kahve yaparsam sohbete başlatabilirim, konuşa konuşa bir açık yakalarım.’’Hemen kahveleri yapar. Üçlüye getirir.KADIN:-Size kahve yaptım, buyurun. Kahve içerken konuşuruz. Boş boş oturmaktan ben de

Page 487: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

sıkıldım.REŞO:- İyi düşinmişeng eze.KADIN:- Anlatın bakayım. Kimsiniz. Nerden geldiniz, niye geldiniz?REŞO:- Benim adım Reşo’dir, aha bu Sülo, bu da Fiko. Biz İstanbul’dan gelmişeg.Bulduğumuz parayı nerde akşam orda sabah yemişeg. Paramız bitmişdir. Buragelmişeg gara gara düşinirig.KADIN:- Desenize iki gündür sessizliğiniz ondandır. Bakın size ne diyeceğim. Şöylesağınıza solunuza iş bakın. Kafanıza göre iş bulamazsanız. Ben yaşlandım. Kırk yıldırbu işi yapıyorum. Bura ile ilgilenirsiniz. Konaklamanızdan ücret almam. Müşterinindurumuna göre size de bir pay veririm. Yalnız burda üç bilemedin dört ay yoğun olur.Onun harici sizin gibi yolunu şaşıran gelir.REŞO:- Biz bura ile ilgileniyeg. Sonra iş bakig. Hem buralari tanirig golay iş buliyig.KADIN:- Kahveler içilmiş ben sizin bir falınıza bakayım (Önce Reşo’nun fincanını alır)Bir külübe çıktı. Üç kişisiniz yanızda bir de cüce var. Evden on adım atıyor.Ölçüyorsunuz. Elinizde kazma, kazmaya başlıyorsunuz. Karşınıza yüklü bir deve var.Deve kaçıyor siz kovalıyorsunuz. (Kadın başını kaldırır Reşo’nun gözüne bakar.’’ Banabakın, deve servet demek. Yoksa yüklü servetiniz var da saklıyor musunuz?REŞO:- Yüklü servetimiz, vardir, yogdir, çogdir biz bilmiyeg.KADIN:- Insan servetini bilmez mi?REŞO:Biz servetimizin nirde olidigini bilmiyeg amma bulacag elbet.KADIN:- Anladım, siz bir şeyler peşindesiniz. Kendi kenine ‘’ Kokusu çıkar elbet.’’REŞO:-Biz bir odaya gidiyeg, gonişip geliyeg.KADIN:- Anlaşıldı, siz sır saklayacaksınız. Korkmayın ben sır taşımazını bilirim.REŞO:- Vallah sır degildir, aglima bir şey gelmişdir.Üçlü odaya çıkar. Kapı sıkıca kapanır.REŞO:- Kadın define diyiy. Ben çok yapmişem. Gömü bulmişligim vardir. Hattaburalarada çog gelmişligim vardir. Dışari çikiyiz bakiysin birine rastlarıg. Bir dedegdöreehtiyacimiz vardir. Ya ya dedögdör parasi ….FİKO:Ben gelmiyem.REŞO:- Ne deyi gelmiysen?FİKO:- Ben denize gidiyem.REŞO:- Sengin gelmemengn gelmengden yegdir. Dikgat ediysin, bogilmiyisen.Üçlü aşağı iner.(KADINA)

Page 488: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

REŞO:- Bugün bizim canimiz gezmeg isdiy. Çarşıya gidireg. Yarin işe başlirag.KADIN:Geç olsun yanlış olmasın. Gezin eylenin.SAHNE 9 (SAPIK)

Üçlü motelden çıkar. Reşo, Sülo çarşıya. Fiko kumsala yol alır.FİKO, kumsalda yürür. Gözler kumsalda güneşleyen kızlarda… Birden güneş kıremisüren birinin yanında durur. Gözler çakmak taşı ‘’ Bulmişem! ’’ Koşmaya başlar. Hemkoşar hem haykırır ‘’Bulmişem! ’’….Fiko, kumsalda ahaste adımlarla dolaşır. Boynunda bir karton asılı kartonda

MASAGGE 5(Turist yazıyı göstererek) Masaj (anladığı işareti yapar) yes.What is dürtmek?

What what?Fiko şaşkın şaşkın bakar..FİKO:- Ördegmiysen, vag vagliysen, vag vag degildir? Fag, fag dır da.Turist(Şaşkın) Fak?Fiko, turistin arkasına geçer kalçasından tutar, kendine çeker. ‘’ Aha böle’’TURİST:- My God!FİKO:Gay ya. Irısbı hoşuna gedende nahıl da anliysen. Burda gayamirem gören neyim oliy.TURİST:Siz Türkish What,What?FİKO:Garıya bak yahu daha vag vag diyi.TURİST:- Ben buldi. Sen var sapık. (Çantasını vurmaya çalışır.)Reşo, Sülo gelir.Reşo:- Sen ne yapiysen gazatalara çikacag. Adamlar peşimize düşeceg. Gendingini deyakacang bize de. Yüriysen motele. Sanga dışarı çıkmag yasag. Fiko’yu döver gibiyapar. Fiko tepki verir. Fiko’nun kulağina’’ Çaktirmiysen’’ Turisti etkisiz halegetirmeliyig. Fiko’ya her vuruşta turist memnuniyet ifadesi gösteririr. (Reşo Sülo’ya davurması için işaret eder.) Sülo da vurmaya başlar.Reşo, turiste biz dersini verdik,tamadır işareti çeker. Turist Reşo’ya sarılır öper.FİKO:- Gızı ben bulmişem sen öpiysen şimdi ben de seni döviyem.REŞO:- Susmiysen haggat döviyem.- Ertesi gün FİKO gazetede manşet. CİNSİ SAPIK TURİSTİ BÖYLE TACİZ ETTİ

Resim arkadan çekilmiş, pozisyon muhteşem… Cinsi sapığın yüz hatları, kimlik bilgisiyok.FİKO:- Biz etegi boşine giymişeg.

Page 489: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

SÜLO:- Etegi giymiydik, göt elden gidiydi.FİKO:- İbne gazataci peşimizdedir.REŞO:- Sanmirem Bizim ibneyi İstanbul’da atlatmişeg, o bizi çarşsfli biliy.Bu başkagazataci oliy. Bu hepimize bir ders oliy. Addıgımiz her adıma dikgat ediyig.

SAHNE 10 (UYANIK KÖYLÜ) Ege ŞivesiYAŞLI, beyaz sakallı bir adam. Bir kulube, kulübenin önünde boş bir bahçe. Yaşlıkazmaya calışmakta.BÜCÜR:- Veli Dede kolay gelsin. Ne yapıyorsun.?YAŞLI:Oğul ev dökülüyor. Yenileyebilirsem yenileyeceğim. Temel kazarım.BÜcür:- Sen yaşlısın Dede.YAŞLI:- Oğul yokluk, yaşlı mısın genç misin sormuyor.BÜCÜR:Dede bak gör, ben sana para vermeden burayı kazdıracak üç beş salak bulupgetireceğim.DEDE:- Parasız kim kime ne verir. Koynundaki avrat bile sırtını döner.BÜCÜR:- Merak etme Dede salaktan çok ne var?YAŞLI:- Bul da göreyim.BÜCÜR:- Göreceksin. Sen kendini yorma. İki bilemedin üç gün bekle, söz bulamazsamben kazacağım.,,,,,SAHNE 11(RÜYA)Akşam olmuştur. Üç kafadar yatar.Reşo rüya görmeye başlar. Rüyasında yüklü bir deve. Deve kaçar, Reşo kovalar… Reşokan ter içerisinde….Deve çöker… Reşo sevinir. Reşo deveye koşar. Deve, Reşoyakalayacağı an, ayağa kalkar, koşar... Reşo, peşinde… Reşo, kan ter içinde… Reşo,nefes nefese kalır… Deve çöker… Reşo koşar. Deve kalkar, koşar… Reşo koşar… Devekoşar, koşar… Altınlar uçuşur… Reşo altınları toplar, havaya savururur… Deve altınsaçarak koşar. Reşo toplar savurur. Reşo çığlık atar. ‘’Zengin olmişem! Zenginolmişem!) Reşo uyanır çığlık atmaya devam eder, ’’Zengin olmişem! Zenginolmişem! ’’Sülo uyanır. Fiko uyanır. Fiko Reşo’nun ağzını kapatmaya çalışır. Reşo çığlık atmayaçalışır. Sülo Reşo’nun şokta olduğunu sanar, bir tokat atar. Fiko bir kova su getirirReşo’nun başından aşağı döker.Reşo’nun çığlığı değişir ‘’Siz ne ediyseniz? ’’SÜLO:- Biz seni ayıkdirig, sen niye avaz avaz bagiriysen?REŞO:- Ben rüya görmüşem, bir deve yükü altın. Altın dökiliy, ben topliyem. Topliyem,topliyem, savuriyem.FİKO:- Bir avucini bana veriysen. (Götünü döner, pantolonunu yarı indirir, yırtık

Page 490: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

donunu gösterir.) Donum yirtigdir, bir don aliyem.REŞO:- Sogirem donine de götine de. Rüya diyirem. Anlamiy misen.FİKO:- Altin diyiysen bir an gözüm altin görmüştür.REŞO:- Sen bir an göriysen, ben hep göriyem. Göriyem. Sayikliyem ‘’ Altın, altın! ’’Reşo, Sülo’yu oturtur, Fiko’yu oturdur. Ortalarına kendisi oturur. Bir eli birininomuzunda bir eli birinin omuzunda.REŞO: Altini buliycek. Buliyig. Önce Dedegdör bulig. Şimcik yatirig. Yarin ilk işimizdedegdör bulmagdir.Üç kafadar yatar. Reşo rüyasına gördüğü yerden devam eder. Bu defa deve iki.Reşonun yanında Sülo var, Fiko var. Develer peş peşe koşar. Peşinde FİKO, REŞO,SÜLO… Develer ayrılır, biri sağa biri sola koşar. Birinin peşinde Fiko… Birinin peşindeSülo. Reşo Taktik verir ‘’Peşini bırak önünü kes! ’’ Sülo devenin önünü keser. Deve geridöner. Deve koşar, peşinde Sülo… Deve Reşo’nun üstüne üstüne gelir. Sülo bağırır‘’Yakala Reşo! ’’ Deve Reşo’nun üstünden atlar. Reşo bağırır ’’Yetiş Sülo! ’’ Sülo Bağırır‘’Yetişemiyem tazi gibin koşiy.’’ Reşo’’Beni ezmiş miydir? ’’ Sülo ‘’ Ezmemiştir, götünebasip gedmişdir. (Ayakla basma, üzrine abanma tercihi) Reşo götünü gösterir, ‘’İzi kalmiş midir? ’’Sülo bakar’’İzi kalmamiştir, girdirip çıkarmiştir. Reşo’’ Şükür edirem, can bedendedir,göt donimde)’’’ Reşo (iki eli ile yüzünü sıvazlar) ‘’Yaşirem, ölmemişem’’ Reşo çığlık atar.‘’Ölmemişem, yaşirem! ’’ ‘’Ölmemişem, yaşirem! ’’Sülo, Fiko uyanır.SÜLO:- Sen gafayi yemiysen.REŞO:Rüya görmişem çog gorgmişem.SÜLO:- Anlatiysen?REŞO:Anlatigim rüya gibin.FİKO:- Ben anlamişemReşo şaşırır:- Ayni rüyayi gördüm demiysin. Gördiysen de demiysinFİKO:- Görmemişem amma tahmin edebilirem.Reşo kendi kendine ‘’Ya dogri tahmin ediyse yanirem’’REŞO:- Tahmin neyim de etmiysen.FİKO:- Ediyim, ediyim.REŞO:- Tahmin ediysen ben seni edirem. Susuysen.FİKO:- Altinlari çaldiriysen, söylemeye utaniysen degel mider?REŞO rahatlar. Hoş bir edayla:- He çaldirmişem, utanmirem gene bulirem.FİKO:- Dikgat ediysen yine çaldirmiyesen.

Page 491: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

REŞO:- He dikgad ediyem çaldirmirem. Şimcig yatireg.Reşo, yine rüyaya dalar. Bu defa develer boş. Tek tek sıra olmuşlar, ağızları köpükköpük… Reşo kaçıyor, develer peşinde. Reşo kan ter içinde…Sabah ilk uyanan Reşo, rüyanın şokunda. Kendi kendine ‘’Develer, develer..’’ Köşebucak bakınır, develer yok.FİKO:- Bildim bu defa develeri çaldirmişsenREŞO:- He, çaldirmişem.FİKO:- Üzülmiyesen yeni develer alirag.REŞO:- Sigdirmeyesen deveyi. Deve almireg. Deve de demiysen.SAHNE 12 (KahvaltıÜç kafadar resepsiyona inerken (Merdivendeyken)KADIN:- Bugün çorba içmeye gitmiyorsunuz, size kahvaltı hazırladım. Kahvaltıdan sonrayapacağınız işleri göstereyim. Siz işe başlarsınız ben de altın(Altın sözcüğünde Reşo’nungözü fal taşı gibi açılır bir an dalar) günümüz var, ora giderim. Yarın da birhastahaneye gideceğim. Malum yaşlılık romatizmam var, ağrılar iyice arttı. Sonrasayenizde evimde oturup dinleneceğim. Haydi,buyurun kahvaltıya.Üç kafadar da cevap yok. Reşo şokta.. Sülo Reşo’nun gözünün içine bakar. FikoReşo’nun gözünün içine bakar. Fiko, sülo’ya, Sülo Fiko’ya bakar… Bakışlarda çaresizlik…Mutfağa geçerler.Mutfak masasında; haşlanmış yumurta, peynir zeytin, salam. Sucuklu yumurta,kızarmış patetes, tereyağı, bal reçel. Doğranmış domates, dilimlenmiş salatalık,..Maydonos, marul, biber…Üç kafadar Masada yerlerine oturur. Üç kafadarda seszilik. Üç kafadarın bakışları aynıanda kahvaltılara odaklı. Bakışlardan uzun süredir böylesi bir kahvaltı sunumugörmedikleri anlaşılmakta…Üç kafadarda sessizlik. Bakışlarda keskinlik.KADIN:- Kahvaltılık yemeyene çorbam da vardır.FİKO:- Ben ıscag çorba içiyem.KADIN:- Başka isteyeniniz var mı?FİKO:- Yogdir.REŞO:- Yogdir.KADIN:- Yoksa siz başlayın. Ben arkadaşınızın çorbasını hemen veriyorum.REŞO:- Başliyag.SÜLO:- Başlıyag.Sülo ekmeğin ortasını açar, içine peynir, salam, kızarmış patetes, domates, biber,marul koyabildiği kadar koyar. Başlar ısırmaya. Her ısırık yumruk büyüklüğüekmekparçası..Reşo yumurtalı sucuğu önüne çeker. Eli ile ekmeği böler. Eknek dört parça. Dört parça

Page 492: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ekmekte sucuk tavası boşalır. Tavanın dibi ekmek parçası ile iyice sıyrılır. Ardından,yumurta, bal, tereyağı.. Çayın biri boşalır, biri dolar…. Fiko çorbayı bitirmiştir. İkinci birtabak ister. İkinci tabak da boşalır, ardından çay. Cayın ardından bir çay daha…KADIN:- Buyurun resepsiyona geçelim. Ben yeni çay demledim, demini alsın çaylarıiçmeye orda devam ederiz.Resepsiyonda kadın masasına oturur. Bir defter açar. Reşo’yu yakınına çağırır. Başlaranlatmaya:-Bak, bu tuttuğumuz defter. Buraya müşterinin adını, buraya girdiği tarihi, burayaayrıldığı tarihi yazarsınReşo tavana bakar. Gözünün önündenkoşuşan develer geçer. (Rüyasından geçişler.)Kadın durumu farkeder tekrar anlatmaya başlar:- Buraya müşterinin adını, buraya girdiği tarihi, buraya ayrıldığı tarihi yazarsın.Bu ikinci defterimiz oda numaraları. Bak, bu, bu, bu oda dolu. Bu bugün boşalıyor. Buyarın… Bunlar boş odalar. Yeni gelen müşterileri bu odalara kaydedeceksin.Reşo’bun bakışlar yine tavanda.. Kadın tekrar eder.:- Bak, bu, bu, bu oda dolu. Bu bugün boşalıyor. Bu yarın. Bunlar boş odalar… Yenigelen müşterileri bu odalara kaydedeceksin.REŞO:- Oriya gaydediyem.Yaşlı biri TV izlemektede.KADIN (Yaşlıya)-Günaydın öğretmebim.ÖĞRETMEN:- Günaydın Hafize Hanım.KADIN:- Taze çay yaptım hemen size bir çay getireyim.

Kadın mutfağa geçer. Öğretmene, kendine, üç kafadara çay doldurur. Çayı önceöğretmene verir. Öğretmen teşekkür eder ‘’Niye zahmet ettiniz.’’der.KADIN: -- Aman Efendim, bir çayın zahmeti mi olur. Siz her yıl bizim hatırımızı sayıpgeliyorsunuz. Sizi memnun etmek bizim vazifemiz.ÖĞRETMEN- Eksik olmayın, fazlası ile memnun ediyorsunuz ki her yıl geliyorum. Ömrümyettikçe de geleceğim.KADIN:- Allah uzun ömürler versin.ÖĞRETMEN:- Hepimize uzun ömürler versin. Önce sağlık, huzur. Para pul gelip geçiciymiş.Sağlık huzur yoksa hiç kıymeti yok.KADIN:- Onu doğru söylediniz, her gelen yıl geçen yılı aratırıyor. Romatizmalarım bu yıliyiden iyiye azıttı.ÖĞRETMEN:- Zor, kalan ömrümüzü ahlaya vahlaya geçireceğiz. Allah beterinden saklasın.KADIN:- Amin

Kadın Reşo’nun yanına gelir. Bu adam emekli bir öğretmen. Yazar çizer. Kitapları var.FLASHBEAC (Yazarın kitapları, imza töreni yazı masası)

Page 493: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Öğretmen kendi kendine mutlu olmayı beceren cinsten. Dışarı pek çıkmaz. Kalabalıktanhoşlanmaz. Her yıl gelir. Kitaplarının son şeklini burada verir. Şimdide bir Flimsenaryosu yazıyormuş. Fliminn adını sır gibi saklıyor.Her adamla da konuşmaz.Konuşursa da sohbetine doyum olmaz. Bilmediğiniz, beklemediğiniz bir şey olursa onasorun. Burayı benden iyi bilir. Şimdi ben çıkıyorum. Size kolay gelsin.Kadın çıkar. Reşo’nun yüzü gülümsemeye başlar. Gözleri öğretmende. Öğretmenbakışların farkında. Görmezden gelir…Ilk müşteri gelir. Boş oda sorar.REŞO:- Boş oda çogdir.MÜŞTERİ:- Bana üçgünlük bir kişilk bir oda..Reşo kendi kendine ‘’Bir gişilig, üç gişilig, Beş gişilig oda., Oda… Ben ne bilem gangisi bigişilig boş oda.’’MÜŞTERİ:- Acele ederseniz sevinirim. Uzun yoldan geldim.REŞO:- Anlamişam. Sene beş nomarali odayi ayirmişem. Hoş oda, hemi de manzaralı.Geliysen çıgag. çıkak.Beş NO’lu odanın önüne varırlar. Kapı hafif aralık. Reşo birden kapıyı açar. Içerde birkadın üzerini değiştirmekte. Elinde tşört. Üzerinde sadece sütyen. Kadın el çabukluğuile nevresimi alır, Önüne tutar. Var gücü ile bağırır ‘’Sizde kapı çalmak yok mu?Görüyorsunuz giyiniyorum. Çabuk defolun! Yoksa polis çağırcağım.’’ Reşo koşar adımresepsiyonda. Pelşinde sinirli tavırlarla müşteri…MÜŞTERİ:- Sizden boş oda istedim! Manzaralı oda değil.REŞO:- Ben amanetciyem, doli, oda, boş oda garişdirmişem. Ariyip buluyem.Öğretmen olaya çoktan müdahale etmiştir. Müşteriye sakin olun hemen yardımcıoluyorum. Hemen defter açar ‘’ 23 Numaralı oda boş, buyurun birlikte çıkalım.’’Öğretmen, müşteri 23 Numaralı odaya çıkarlar. Oda boş. Deniz manzaralı oluşu, ikincibir tartışmayı önlemiş oldu. Müşteri öğretmene ‘’ Teşekkür ederim, siz olmasaydınızmoteli terk edecektim, böyle rezalet görmedim.ÖĞRETMEN:- Sizin suçunuz yok. Hepsi o arkadaşın hatası. Oda işe bugün başladı. Hoş görmekgerekir. İnsanlar hata yapa yapa pişiyor.MÜŞTERİ:- Siz de haklısınız.ÖĞRETMEN:- Bir sorun olursa bana gelin. Ben 18Numara’lı odadayım. Odada yoksamgirişteyim.MÜŞTERİ:İlginize teşekkürler.ÖĞRETMEN:- İyi istirahatler.MÜŞTERİ:Sağolun Bey Amca.ÖĞRETMEN.Sen de sağol evlat. Öğretmen aşağıya iner gazette okumaya başlar.REŞO, kendi kenine ‘’ Dışari çikmaliyem. Masaya Fiko’yu otirdiysem, Fiko, odada bi

Page 494: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

çıbıldak kadin görende üzerine abanir, S………meye galgir. Sülo, nikah dairesine gödiriy.Olmaz bıragimiyem. Şu örgetmen… ‘’Öğretmenle göz göze gelmeye çalışır. Ne zaman göz göze gelse öğretmen sırt çeviririr.Öğretmen ne zaman Reşo’ya dönse, Reşo fırlar yerinden. Öğretmen, hemen döner.Reşo, yerine oturur... Reşo yerinden fırlar, Reşo yerine oturur… Reşo tüm cesaretinitoplar, Öğretmenin yanına kadar gelir:- Bey Amca!Öğretmen ayağa kalkar,ezilir büzülür, apış arasını tutar:- Prostatım var acele tuvalete gitmem gerekir.Öğretmen tuvalete gider. Reşo reepsiyon masına…Öğretmen gelir, yerine oturur. Kalemi kıkarır. Reşo fırlar yerinden. Öğretmene:- Bey Amca!ÖĞRETMEN:- İlham geldi not almalıyım.REŞO:- Sikem İlhan’i de senin ilhamini de.Reşo, sinirli, döner oturur yerine… Başlar öğretmeni izlemeye.. Öğretmen kalemibırakır, Reşo fırlar yerinden.REŞO:- Bey Amca.ÖĞRETMEN:- (Öğretmen hemen gazeteyi alır, gözü gazetede.) Hükümetle ilgili önemli birhaber var, onu okuyorum.REŞO:(Reşo sinirlerinir.) ’ ’Ay Ben senin, senin hükümetinin…Reşo, yerine geri döner. Siniri telaşı şahitsiz…Öğretmen, gazeteyi bırakır... Reşo koşar… Öğretmene:- Bey Amca! ÖĞRETMEN(Ayağa kalkar)- Prostat..Öğretmen, tuvalete; Reşo, yerine...Öğretmen, gelir. Reşo, koşar.Öğretmene:-Bey Amca!ÖĞRETMEN(Ayağa kalkar)- Uykum geldi. O dama çıkıp biraz kestireceğim.Öğretmen odasına çıkar. Reşo sinir telaş… Patladı patlayacak…SÜLO:- Dogriyi söyliyesen, develeremi üziliyen, altinlara midir?REŞO:- Sigdiymiyesen deveyi, deve diyeni de!Benim dedegdör bulmam geregdir.SÜLO:- Buliysende bulmayasen mi diyireg, bul.REŞO:- Bulmam için dişariya gedmeliyem.SÜLO:- Gediyiysen.REŞO:- Gedesen, gedesen. Moteli kime biragiyem?SÜLO:- Ben varem, Fiko vardir. Biz bagireg motele.REŞO:

Page 495: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nah bageysinginiz! Siz anceg (göstererek) buna bagiyseniz.SÜLO:- Moteli kim bakiceg o zemen?REŞO:- Öğretmen. Öğretmen.SÜLO:- He dogri söylirsen, örgetmen bagiy.REŞO:- Bagiy mi bagmiy mi bi örgenebilseg.Öğretmen gelir. Masaya yaklaşır. Reşo’ya:- Bir sorun mu var?REŞO:- Sorun neyim yogdur?ÖĞRETMEN:- Yoksa telaşınız nedir?Reşo sakinleşirir. Yerinden kalkar. Öğretmene:- Bey Amca, gel goltuğa oturag. Ben mazaradımı sene anladiyem.Koltuklara otururlar. Reşo Başlar konuşmaya:- Bey Amca, ben çok para bulmayi biliyem, para nerede gömülü nahal çikarilibiliyim. Çarşida bulicaglarim, alacaglarim vardir. Çarşiya gedmeliyem. Diyirem ki (Fiko,Sülo’yu gösterir) burayi bunlara amanet edemiyem, sen bagiy misin? Ben çarşiyagideyem, geleyem.ÖĞRETMEN:- Ben, senin niyetini ilk bakışta anladım. Prostat murostat bahaneydi. Oyalarsambelki hayellerin söner diye düşündüm. Gördüm ki gittikçe alevleniyorsun. Böyle gidersemoteli yakacaksın. Yol yakınken ateşini söndüreyim istedim.Reşo, şaşkın… Öğretmenden duyduğu alışık olmadığı sözler. Bekliyordu ki ‘’ Evet’’ diye.‘’Hayır’’ diye. Öğretmen, ne evet diyor, ne de hayır. Öğretmen konuşmaya devameder:- Akan su, damla damla aksa bile… Kova dolar. Kova dolar, kovataşar…Gürleyeyen, çağlayan fırtınayla gelen suda da kova dolar. Dolar dolmasına…Boşalır, dolduğu sure içerisinde. Göz açıp kapayana dolar, boşalır… Dolar, boşalır.Sen de dolu kovaların hayelini kurarsın. Rüyalarına girer, uykuların bölünür. Ayda,yılda, bulursun bir defa. Ama unutma ömründe bir defa. Bulursun, devlet el koyayar,alır elinden. Uyanığın biri çarpar alır elinden. Biri silahı dayar, alır elinden. Anlayacağınkova boşaldı. Sen başlarsın hayallerle doldurmaya, rüyalarında boşaltmaya.Reşo, kendi kendine ‘’ Kitaplarda benim gördüğüm rüyada mi yaziy. Adam gördigimrüyadan bahsediyi.’’Öğretmen konuşmasına devam eder:-Gel vaz geç, fırtınalı hayallerinden.Engin sularda yüz. Korkulu rüyalarda bölünmesinuykularınReşo’nun gözünün önünden rüyasındaki develerin kovalama sahnesi geçer. (Develerinağızları köpük köpük… Reşo kaçıyor, develer peşinde. Reşo kan ter içinde…)

Reşo, kendi kendine ‘’ Adam rüyamda gorgdigimi de bilmişdir, uykumin bölindigini debilmişdir. Bu nasil işdir, anlamamişem. ‘’Öğretmenin konuşması devam eder:- Deliksiz uykular uyu sabahlara kadar. Yüreğin korkular mayalamasın. Sabahlarıngüzelliğine uyan. Duy, kuşların cıvıltısını; duy, yeni gelen günün sesini, ufuklar sanaeğilsin, sen ufuklara eğil.Yeni gelen güne, merhaba deyişte.Reşo, kendi klendine, ‘’ Anglamişem adam bana nasihat veriy.’’ Öğretmene döner:- Bag Amca, bu yaşima gelmişim, önine gelen nasihat veriy, bir kişiy bi lira

Page 496: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

vermiy. Ben de paranin gömüsünü buliyim bunin hangısi hayal? Sen sadece motele üçsaaat, beş saat bakiveriysen bayka heç bişey istemiyem, ne deyi anlamiysen?ÖĞRETMEN:- Benim işim doğruları söylemek. Ömrümü öğretmeye adadım. Öğretemediğimlerde oldu. Anlamayan sensin. Anlaşılan anlamaya niyetin yok. Motele bakıvereyim. Senkoş bakalım hayellerinin peşinde.Reşo’nun sevinci yüzünden okunur. Reşo öğretmenin elini öpmek ister, öğretmenöptümez.REŞO:- Sagoliysen. Ben bi koşi gidip geliyem. Kuş olirem uçuyem.SAHNE 13(malzemeci)Reşo, malzemecide. Malzeme dükkanı cadde üstü. Malzemeci dükkan önü Tabüredeotururur, gelene gidene satış hünerlerini sunar. Malzemecide yok yok… Av malzemeleri,giyim, antika…. İnşaat malzemeleri… MALZEMECİ:- (Testereyi gösterir) adam kesine satmirem. (Kazmayı gösterir) İnsana kuyukazana satmirem. Küpe takana, kıvırtana, garidan korkana, gari parası yiyene, Cevat’a,gavata satmirem ülen!Çevreden geçenler durup izlemeye başlar. Gelen dururur, gelen durur... DinleyicilerdenReşo, farklıdır. Bir de Reşo’nun farkında olmadığı peşindeki Bücür.Reşo, malzemeciye yaklaşır. Bücür Reşo’ya.. Malzemeci: (Reşo’ya)Gözümün içine giriyegn. Söyle, alici misen dinleyici misen?REŞO:- Aliciyem.MAlZEMECi:- Söyle bakiyem gavat misen?REŞO:- Dadaşem.MALZEMECİ:- Garin var midir?REŞO:- Garim neyim yokdur.- MALZEMECİ:- - Kazmasin anlamişem. Kazma mi istiyirsen, sapini mi.REŞO:- Kazmayi, sapini, ipini, ucuni, bucuni songra istiyem. Önce başka şey isdiyem.MALZAMECİ:- (SİNİRLENİR, AYAĞA FIRLAR.) Dadaş misen, Gavat misen? (Sütyen, blucingösterir) Ucuni. Bucini satirem başka şey satmirem. Seni sigdir edirem gavat!REŞO:(Malzemecinin kulağına) Dedegdör var midir?MALZEMECİ:- Bir deg vardir. Gel gösteriyem.- Reşo -malzemeci,içeri girer. Malzemeci dedektörü gösterir. (Fiko’da sefinç;define bulmuş sevinci..)REŞO:- Ben bir gömü bulmişem ben diyem beş çuval sen deyisen on çuva..l. Sendedektörü bana veriysen, ben de sene bir çuval altin veriyem.MALZEMECİ:- Bol keseden atane vermiyem. Sigdir olup gidiysen.REŞO: (cebini ters çevirip çıkartir.)- Göriysen dar kese boşdir, atacag metelik neyim yogdir, ben ne edem. Dedegdör

Page 497: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

vermiysen, bari akil veriysen.MALZEMECİ:- Bedeve satirem, var midir diyecegin?REŞO:- Çog vardir.- MALZEMECİ:- Param yok diyirsen, bedeve veriyem, daha konişiy misin?REŞO:- Konişmirim bildiğim bütin dualari okurem. (Ellerini dua eder gibi açar. OkurMalzemecinin yüzüne tükürür.) Allah razi oliy, bol bol gazançlar nasip eyleyi.

- MALZEMECİ:

- Herkeş nasibini yiyir, nasibim var ise yiyem, yok ise geberem.Malzemeci deltörü karton kutuya yerleştiririr. Reşo’nun eline tutuşturur.SAHNE 14 (GÖZ TESTİ) Reşo, dükkandan çıkar. Yürüyen, gelirken yüriyen Reşo değil... Reşo’da hız bakımgörmüş motor hızı. Hızına iki üç kat hız katmış… Cadde göz açıp yummadan bitiverir..Sokak dönüşleri saniyelik. Bücür peşinde.. Bücür yetişmekiçin var gücüyle koşuyor..Koşu da bile zorlanıyor. İkinci sokak dönüşü ara açığı kapatıyor.Sokağın boşluğunufırsat bilip, tüm cesaretini toplayarak Reşo’ya:- Bey Abi, bakar mısın?Reşo durur. (Şaşkın)REŞO:- Bagmişem.Bücür Reşo’nun gözünün içine bakar. Reşo’ya:- Sizi gözünüzden tanıdım. Siz definecisiniz.REŞO:- (Dedektör paketini gösterir.) Bundan saniysen bu ‘’UFO’’’dur.BÜCÜR: (İşaret parmağınıgözünün üstünden geçirir)- ‘’Pışt’ ‘’ külahıma anlat. Senin bulduğun altın kadar benim tanıdğım defineci var.Defineciyi ben gözünden tanırım.REŞO: (Bücür’ün konuşmasına inanır)- Defineciyimdir, (Dedektör paketini gösterir.) Bu da dedegdördir.BÜCÜR:- Şurda bir çaybahçesi var, orda oturup bir çay içelim sizinle konuşacaklarım var.REŞO:- İçeg,gonişeg.Çaybahçesine varırlar. Çaybahçesi boş. Bücür Fero’yu bahçenin dip köşesinde bulunanMasaya götürür. Fiko’yu oturtur sandalyeye, karşısına kendiside geçerek oturur.Başlarkonuşmaya:- Ben, definecilere çok harita verdim. Haritanın hiç biri boş çıkmadı.Duymuşsundur bu yörede Define piyasasında ‘’Ferat’’ dedin mi akan sular durur. Benhep onunla çalıştım. Artık asla.REŞO:- Niçindir?BÜCÜR:- Bana yamuk yaptı şerefsiz. Verdiğim haritadan on milyon kaldırdı. Bana‘’Yakalattım’’ dedi.REŞO:Belkim dogridir.BÜCÜR:

Page 498: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Definecilikte eksiksin anlaşılan. On milyonun bir miyonunu vedin mi devletinbütün kapıları açılır. ‘’On lira’’ demiyorum. ‘’On milyon’’ diyorum, anlamıyor musun?Reşo’nun gözünün önünde on milyon canlanır(Deste deste yığılmış demetler…)

Bücür konuşmasını sürdürür:Seni sevdim, iyi birine benziyorsun. Dürüstlüğün gözünden okunuyor. Senin o dedektöraldığın adam var ya…REŞO:- Ee?BÜCÜR:- İnsan sarrafı. Gözü tutmadığı adama milyon da verse dedektör satmaz. Dur,bakıyım gözlerine iyice. (Reşo’nun gözlerine bakar.) Yemin ederim, bu adam, budedektörü sana bedava satmıştır.REŞO: (Reşo iyiden iyiye şaşırır.)- Bedave satmişdir, nahıll bilmişen?BÜCÜR:- Malzemeci uyanık adam. Dürüst adamı gözünden tanır demiştim. Tanımış seni.Ben de dürüst olduğuna öyle inanmışım ki anlatamam. Artık lafı uzatmıyorum. Elimdebir harita var. Bu haritayı Ferhat Şerefsizine kaptırmak istemiyorum.Cebinden bir harita çıkartır. Haritada bir köşesinde bir kulibe resmi, önünde bir ayağıönde bir insan figürü, figürden sonra ok işareti. Eski yazı 10 rakamı. Bir kolu yarım, birkolu tam açık insan figürü eski yazı15, ok işareti. Ortada Koltukta outran kral. Sol elyanda, beş parmak açık. Sağ el aşağıda,İşaret parmağı ile yeri göstermekte. Alt altabeş ok.Bücür haritayı göstererek anlatır:- Gördüğün ‘’Ferikya Kralı’’dır. Burda yıllar once Ferikyalılar yaşamış. Ferikyakralının sarayınıdedemden çok duydum. Dedem dedesinden, dedesi dedesinden duymuş. Sarayınyerine bu kulibe yapılmış. Kralın sarayını, Almanya’dan mı dersin, İngiltereden midersin aramaya gelen gelene bulamadılar. Ben sarayın yerini biliyordum da altınınyerini bilmiyordum. Bu haritayı turistin birinin elinden çarptım. Bu haritada altının yeribelli.Dedektör kullanmayacağız. Yaşlı bir dede var, kuşkulanır jandarmayı arar. Ne diyorharita. Kulübeden 10 adım at 15 kulaç ölç. Sonra sol ele bak, sol el sağ el farklı. Niye?Sol el bir karış. Sağ el aşağıya. 5 ok. 5beş ok beş karış aşağı kaz diyor. Ben binlerceharita gördüm. Bu kadar netini görmedim.Yaşlı adama gelnice; ben diyeceğim ki ‘’ Kaymakamla konuştum, evini yenileyecek,önce temeli açın, ben gelip göreceğim diyor. Bu arkadaşların yöymeğesini kaymakamödeyecek.’’diyeceğim, sen çaktırma.REŞO:Anlamişem. Ne zaman gidireg?BÜCÜR:- İşçiymiş gibi saat 8..30’da varmalıyız. Saat 17.00’dan öncede gitmemeliyiz kikuşku yaratmayalım. Yani anlayacağın akşama kadar kazacağız.REŞO:- Gazireg, ondan goley ne vardir?BÜCÜR:- Baştan peşin konuşuyum, bende bel fıtığı var, ben kazamam.REŞO:- Olsin biz üç Gişiyeg, biz gazireg.BÜCÜR:- Bak, biz kazdık, biz üç kişiyiz anlamam. Çıkan altının yarısı sizing, yarısı benim.

Page 499: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

REŞO:- Gabildir. Nerede buluşag.BÜCÜR:- Ben size arabayla alırım. Sizi alacağım yeri söyle.REŞO:…………. motelde galig.BüCÜR:- Ben moteli iyi bilirim. Ben motele girmiyim. Anlarsın kuşku.. 7.30’ ‘Siz sokağınbaşına çıkın.- REŞO:7.30 sokağa çıgiyig.BÜCÜR:- Kazma kürek ben ayarlarım. Çarşıda alacaklarım var. Sen motele, ben çarşıya.El sıkışırlar.SAHNE 15 (RÜYA 1)Fero motelde. Öğretmenden görevi devralır. Öğretmene teşekkür eder. Öğretmeneyalvarır yakarır ertesi gün motele bakması için söz alır. Öğretmen odasına çıkmaktadır.Reşo, Fiko ve Süloyu yakınına çağırır. Kafa kafaya verirler. Reşo,Sülo’nun kulağına;Reşo, Fiko’nun kulağına, birinin kulağına’’ Zengin oliyceg, zengin oliyceg.’’ Öğretmenson adımda geri dönüp bakar. Üçlünün kafa kafaya verip haretli konuştuklarını görür,konuşunları duymaz fakat tahmin eder.’’ Yine hayel denizinde yüzüyorlar, dilerimboğulmazlar.’’ der ve odasına çekilir.FERO:Gidiyseniz, yatirseniz. Sabah erken kagireg. Ben koltugda kestiriyem. Burayi boşbıragmag olmaz.Fiko ve Sülo yatmak için odaya gider.Fero koltukta otururur. Hayellerini süslemeye başlar. Saatler ilerler, 19.00… 24.00…Saat 01.00 Ferokoltukta kafa öne bir gelir bir gider, düştü düşecek. Fero kafayı arkayayaslayıp koltuğa sabitler. Saat 03.00 Reşo uykunun en derininde, rüyanın en heyecenlıyerinde….Kıral koltuğunda oturmaktadır. Reşo kralın elini öper. Kral bir kese altın verir Reşo’ya,peşinden Sülo gelir, kralın elini öper, kral Sülo’ya bir kese altın verir, ardından Fiko….Sat 07.00. Sülo, Fiko Reşo’yu uyandırmaya çalışır, Reşo uyanmaz. Reşo kesesini açmışaltınlarını saymakta. (99’uncu altında) Sülo Reşo’ya bir tokat vurur bir tokat Fiko..Reşo uyanır. Şakın… Çığlık atar ‘’Altınlarım’’ Fiko cevap verir.- Ben sana demişem altinlari çaldirmeyesin, gör yine çaldirmişeng.Sülo’da bir kahkaka….Reşo anlamıştır rüya gördüğünü.REŞO:Gülmenin sirasi degildir. Hemen koşireg. Üçlü koşar sokağın başına.. Başlarlarbeklemeye.. Dakikalar geçmez. Fero her duran arabaya koşar. Arabalar, ekmekarabası, servis, özel… Arabaların camı açılır: Yolcu almıyoruz, servis özel. Burası durak değil- Arabada ekmek satmıyorum. Görmüyor musun market değil, dağıtım aracı..Nihayet bir Murat marka taksi yanaşır. Taksi, tanpon düştü düşecek, kaborta çocukoyun hamuru.. Düz nokta aramak için mercek lazım. Taksi üzerlerine üzerlerine gelir.Üçlü kaçmaya kalkışır. Taksinin camı açılır, Bücür camdan kafasını çıkarır ‘’ Kaçmayın,benim, ben.) Üçlü durur, taksi durur.. Bücür’’ Geçin arkaya’’. Üçlü geçer arkaya. Taksidevam eder. İçerde bir sessizlik bir sessizlik. Sessizliği Bücür’ün’’ Her şeykonuştuğumuz gibi.’’ Cümlesi bozar. Bücür’e Fero:Her şey gonişdigimiz gibiy. Ben seninle gonişmişem, tamamdir, bunlar benimarkadaşlarim, sözümden çikmiyler, çikani vuriyem.

Page 500: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Taksi şehrin dışına çıkmıştır, tarlalardan aralardan geçer. Tarlaların içinde tek birkulübe.. Önünde çitlerle çefrilmiş boş bir bahçe. Bücür son cümlesini söyler:- Her şey konuştuğumuz gibi. Siz arkadan kazma kürekleri alın, ben dedeyiçağırıyorum ve sizin yanınızda dedeyi kafaya alıyorum, ‘’Kafaya alıyorum ki rahatolasınız.’’Bücür, dedeyi çağırır başlar konuşmaya:- Dede, senin için belediyeye gittim, kaymakama gittim. Belediye, kaymakam birolup senin evini yaptıracak. Temeli kazalım, belediye başkanı da, kaymakam da gelipfiyat belirleyecekler. Bu arkadaşlar temel kazacak, yöymeelerini de kaymakam verecek.Sen arkadaşlara yiyecek bir şeyler ayarla, arkadaşlar çalışmaya başlasın.Dede denileni yapar, kulübesine çekilir.BÜCÜR:- Moruğu nasıl kafaya aldım ama.. ‘Evim yenilenecek’’ diye bir gün de olsaavunacak, ona o sevinç fazla bile, biz işimize bakalım. Cebinden haritayı çıkarır.Harita ne diyor kulibeden 10 adım. Adımlanır, kazık çakılır. Ne diyor 15 kulaç (kulaçölçüsü alınan bir ağaç dalı) 15 kulaç ölçülür kazıık çakılır.BÜCÜR:Bu ölçdüğümüz Alana iki taraflı ip çekiyoruz, temel görünümü..İp çekilir.Dede yufka ekmeğe peynir domates koyarak dört sıkmaç bir sürahide ayran getirir.BÜCÜR: (DEDENİN ELİNDEN ALIR, HER BİRİNE BİRER SIKMAÇ VERİR.)Yiyecekleriniz de geldi, yiyorsunuz, hemen başlıyorsunuz.Sıkmaçlar yenir ayran içilir. Üç kafadar başlar kazmaya. Bücür:Siz kazın ben moruğa ‘’Kaymakama gidiyorum.’’ diyorum. Diyorum ki uyanmasın.Bücür bahçeden ayrılır, arabasına biner, telefonunu açar ‘’ Üç kafadar temel kazmayabaşlar.’’PUŞT GAZETECİ:Bir kız çocuğu çalının dibinde işemede.. Puşt gazeteci diğer çalının içinden başınıçıkarmış, kızın işemesini çekmekte…Üçlü ip çekili alanı kurallara uygun kazar. Kazı metre metre uzar. Her kazı ölçülür vemırıltılar aynı ’’ kaldı beş kulaç, dört kulaç üç kulaç, iki kulaç, bir kulaç ve son kulaç..Son kulaç son kazmada Bücür görünür. Reşo:- Yogdir.BÜCÜR: (Haritayı çıkarır)- Bak, (Cebinden bir kalem çıkarır, haritaya bir ok ekler.) biz şu oku görmemişizon adımdan sonra 15 kulaç, ok yünü kaz diyor. Demek ki tam karşıyı kazacağız. Dahaiyi. Temele benzesin ‘’Temel kazıyoruz.’’ demedik mi? Altını ilk kazmada bulsak datemeli kazacaktık ki inandırıcı olsun.Ertesi gün karşı istikamet, 15 kulaç kazı,tam. Son kazmada manzara aynı. Soru aynı:- Yogdir.BÜCÜR:- Bak karşı ok.. Karşı oktan sonra dönen ok. Ne diyor, 15 kulaçtan sora, okistikameti 15. Başladık bitireceğiz, yarın ok istikametini kazarız. Karışan var mı? Yok.Daha ne? Ertesi gün karşı istikamet 15 kulaç kazı tam. Son kazmada manzara aynı. Soru aynı:Yogdir.BÜCÜR:- Ok ne diyor, dön. Dönecek neresi kaldı? Karşı. Kesin karşıda, yarın altınlarcepte. Bak her şey başta konuştuğumuz gibi.REŞO:- Yanlış yogtur,gazmag vardir.Ertesi gün karşı istikamet 15 kulaç kazı tam. Son kazmada manzara aynı. Soru aynı:

Page 501: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Yogdir.BÜCÜR:- Nasıl olur da olmaz, yoksa içinizde cenabet biri mi var?FİKO:- Vardir?BÜCÜR:- Hanginiz?FİKO: (Reşoy’u gösterir) Ahanda budir.REŞO:- (Fiko’ya) susmiysen şimdi cenabet ediysen beni.BÜCÜR:- Bu altınlar burda bir yere kaçmıyor. Ünlü bir hoca var ona buldurururuz. Bensize başka temiz bir iş ayarladım, önce onu pay edelim?REŞO:- Oyuna getirmiyesen, soni köti olir, bag burnima kötü kokular geliy.BÜCÜR:- Bu temiz iş, arabada anlatırım, binin arabaya. Ben dedeyi kafalayıp geleyim.Kafadarlar arabada.Bücür külübede. Dedeye:- Dede temel tamamdır.Dede cüzdanını çıkartır. ‘’ Fazla param yok, olanı paylaşalım.’’ Der, bir miktar paraveririr.SAHNE 16 (İNEK)Arabada Bücür anlatır:Definecilikte tokat atan atana.Aylarca koşarsın bulamazsın. Bulursun, Baron ‘’Sahte’’der, ucuza kapatır. Bulursun, birlikte adım atığının biri yamuk çıkar enseletir.Şimdi,bizde kolay yoldan birine, ufaktan bir tokat atıp yolumuzu bulacağız.REŞO:- Kimi togatliyereg, gaç para aliyeg.?BÜCÜR:- Sende dedöktör var?REŞO:Var.BÜCÜR:- Bir tane heykelcik alıyoruz. Altın rengi boyayla iyicene boyuyoruz. Oldu altınheykel. Bir küpe yerleştiriyoruz, içine hakiki bir sikke. Gömdük toprağa. Senin dedektöröter mi ötmez mi?REŞO:- Ötir de öten de ne oliy?BÜCÜR:- Ötende biz zengin oluyoruz.REŞO:- Nahıl?BÜCÜR:Köylünün birinin tarlasına geceden gömüyoruz. Sen gidiyorsun. Köylüye ‘’Tarlayı banasat.’’ Köylü satar mı satmaz. Tek tarlası. Sen diyorsun ki ‘’ Bey amca senin tarlada çokaltın var, biz yerini tespit ettik. Tarla senin, altını bulmak bize ait. Altını bulalımpaylaşalım.’’ Köylü Kabul eder mi? Seve seve..Sen dedektörü tutuyorsun, biz başlıyoruz kazmaya. Bir küp heykel. Öyle birseviniyoruz, öyle bir seviniyoruz köylünün ağzı açık. Sen diyorsun ‘’ Bu beş milyondolar eder. Bunu üzerimizde taşıyamayız. Biz İstanbul’a gidip yer ayarlayalım, geliraltını alıyoruz.’’ Biz itiraz ediyoruz. Sen o zaman amcadan ufak bir reyin parası alalım.

Page 502: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Köylüden ineğini alalım. Cebindeki tüm parayı alalım. İnek benim, paralar sizing. Sizpansiyonda ineği barındıramazsınız. Ben sizi düşünürüm. Kabul ederseniz, ben heykeliküpü ayarlarım.REŞO:- gabul ediyig.BÜCÜR:7.30, Aynı sokakBÜCÜR, taksiye biner. (Telfonunu çıkartır, Puş gazeteciye mesaj) Telofondakisöylediği cümle, ‘’ 7.30, Aynı sokak’’Ertesi gün, sokak aynı saat aynı. Bücür’ün elinde bir gazete. Bücür heybetli. Ağzınıbıcak açmıyor. Üçlü taksiye biner. Ses seda yok. Taksi bir müddet yol alır. Bücürarabayı zula bir yere çeker. Durur. Bir heybet bir heybet… (Elinde rule gazete) Üçlüye:- Hanginiz ajan?Üçlü şaşkın.. Bir birine bakar. Cevap yok.Bücür: - (Gazete rulesini, yumruğunu sallar.) Hanginiz ajan?REŞO:- Ajan ne oliy, sen ne deyi?BÜCÜR: (Gazeteyi açar gösterir.) MANŞETYAŞLI UYANIK ÜÇ SALAĞA TARLAMDA ALTIN VAR DİYEREK EVİNİN TEMELİNİBEDAVAYA BÖYLE KAZDIRDIÜç kafadar şaşkın… Çıt yok. Bücür esip gürlüyor:- Ben size nasıl güveneyim. Tertemiz iş ayarlamıştım. Anlaşılan sizing parayaihtiyacınız yok.Üçlü yeminler eder. Bücür’ün elini ayağını öper… Bücür’ün keyfine diyecek yok.REŞO:Ölümizi öpirsen gazatacinin puşligidir. Ajan neyim de odir, puşdir. Puşdin oglidir.(Eli g.işareti gösterir) . Aha böledir.FİKO:- Esgig söylemişen, puşdin oglidir, ırısbınin çoçigi.BÜCÜR:- Benden size tavsiye o gazeteciden uzak durun, benim başımı da yakmayın.Ben sizden hep ayri gezeceğim. Açıkcası korkuyorum. Şimdi binin arabaya başladığımızişi bitiriyoruz.Şehrin çıkışında bahçeli tek kat ev. Bahçenin köşesinde inek ahırı. Arabanın gelişini ilkkarşılayan köpeğin havlaması, ineğin ‘’ Möö..’’ sesi…BÜCÜR: (Reşo’ya)- Top sende. Bütün hünerini sergile.Evin sahibi çağırılır. Evin sahibi 70- 80 yaş beyaz sakallı, nur yüzlü..Reşo ustaca rolleri ile adamı altın aramaya ikna eder. Dededöktörle tarla taranır.Dedektör tarlanın yola çıkış doğu cepe köşesinde ötmeye başlar. Evin sahibi çağrılır.Dedektör sesi defalarca dinletilir.BÜCÜR:- Yemin ederim, burda büyük bir kütle altın var. Ben iyi bilirim bu sesi.Gömü kazılır. Küpün ağzı gözükür. Sevinç çığlıkları yankılanır. Sarılmalar öpüşmeler…Küp çıkartılır. Reşo küpten heykeli çıkartır. Reşo’nun heykele hayran hayran bakmaçabasını, tarla sahibine gösterme çabasını fırsat bilen Fiko, küpün dibine elini atar,sikkeyi alır. Bir çırpıda ağzına atar. Yutkunmağa çalışırken Reşo ile göz göze gelir. Reşobir eli ile heykeli tutar, bir eli ile küpün dibini karıştırır. Sikke yok.REŞO vurucu rolünü sergiler:- Bu heykel beş milyon dolar ediyiy. Elde taşiyemiyeg.. (Köylüye döner) Amcasen güveniliy nur yüzlü biriysen. Bu heykeli sana teslim ediyek, biz ver elini Istanbul.

Page 503: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir yer bulip, geleg alag.SÜLO:- Olir mi rehin parasi alag.REŞO:Amicanin o gadar parasi oliy mi?SÜLO:- İnegini alag, cebindeki paralari alag.Amca razi edilir. İneği getirir. Sıra paraya gelince, cüzdani çıkarır. Cüzdanda iki beşlik,bir onluk.REŞO:- Para azdir, bizi İstanbul’e götörüp getirmiye yetiy mi?Bücür devreye girer Reşo’nun kulağına ( Çekip gidersek, kuşkulanır, jandarmayı arar.)der. Reşo’nun sessizliğini gören köylü ‘’Durun evdeki paraları da getireyim.’’ Köylü evegider. Reşo, Sülo, Fiko sevinmeye başlar. Köylü gelir. Bir avuç dolusu bozuk para.Bücür alması için göz eder.Bücür ineği çeker tarladan çıkarlar. Tarla çıkışı tartışma başlar. Reşo:- Bizim payimiz bu midir?BÜCÜR:- Ee, anlaşmamız böyle. Nasip meselesi.FİKO:- İneg tomafile nahil biniy?BÜCÜR:- Merak etme inek yolları senden benden iyi bilir.Üçlü arabaya biner. Bücür ineği bırakır, direksiyona geçer. Basar gaza.FİKO:- İneg galmişdir?BÜCÜR:- İnek yolu bilir dedim, duymadın mı?Taksi gider, Fiko taksinin ardından ineğe bakmaktadır. İnek taksinin peşindengelmektedir. Tabi ineğin peşinden Bücür’ün pay ortağı..İneğin öküz ağırlama tesisinin yakın çekim görüntüsü.. Ardında sürünerek çekim yapanPuş Gazeteci… SAHNE 17(ÜÇ SALAK UYANIYOR)Ertesi gün üçlü dışarı çıkmaya çalışırken öğretmen dikilir karşılarına. Gazeteyi gösterir. MANŞET ÜÇ SALAK UYANIYORÜç salak babası yaşındaki adamın tek geçim kaynağı ineğini böyle elinden aldı. (GörselReşo’nun bir eli heykeli verir, bir eli ineği çeker.Öğretmen, ‘’Ben motelden ayrılıyorum. Ben bu yaşa kadar alnıma leke sürmedim.Görünen o ki sizden bok sıçrayacak.‘’ Öğretmen valizini alır motelden çıkar.Reşo, sinirden sağa sola koşturur… Fiko’yu tutar yaka paça odaya götürür.Fikoyu yatır,sırtına dedektörü sırtına tutar. Dedektör öter.Fiko’ya:- Aha, bu legene sıçiysin. Son umudumuz boguna galmişdir. Hemen siçiyiysen.Fiko dömelir. ‘’Çıgmiy.’’REŞO:-Igıniysin.FİKO: - Igıniyem çigmiy.Fiko, Reşo resepsiyona iner. Reşo, yumruklar sıkılı… Dişler çatır çatır etmekte.. Yerindeduramıyor. İki ileri bir geri…FİKO:- Gelmişdir?REŞO:

Page 504: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Kim, ney, gelmişdir?FİKO: (Poposunu tutar.)- Bogum gelmişdir.Fiko, önden; Reşo, ardından koşar, odaya. Odada leğen hazır. Fiko sıçar. İkisi aynı anbakar boka.FİKO:

-Ahanda çikmişdir.Reşo kapar yarı bok sikkeyi. Koşar laoboda yıkar. Hiç bir şey demeden sikke elindekoşar, motelden çıkar.SAHNE18 (KAZIĞIN UCU)Reşo, baronda. Gördüğü manzara, dudak uçuklatan cinsten. Masada boyunu aşan parademetleri. Bir kişi poşetlere dolduruyor. Bücür’e veriyor demet demet. Bücür çıkardışarı.Fero yapışır yakasına. ‘’Ajanı bulmişem, ölümün benim elimden oliy.’’BÜCÜR:Ne ajanı, ne ölümü? İş yaptım paramı almışım.REŞO:- Bu ne işdir anlamiyem, bize gelende gazigin uci, başgasine paranin çuvali.BÜCÜR:- Yakamı bırakırsan paranın çuvalını sana da veririm.REŞO:- (G. işareti gösterir.) Vermiyen böle olsun mu? .BÜCÜR:- Vermeyen böyle olsun. Verdim gitti. Al şu haritayı. Bu defa çuvalın hepsi senin. REŞO:- Çuval boş çıkiyse, çuvali başine geçiriyemgeiyem ardina.BÜCÜR:- Bu çuval dolu.REŞO:- (Para taşıyan Ferhat’I gösterir.) Çuvali nirede doldiriyler?SAHNE 19 BASKINBÜCÜR: (Reşo’ya anlatır.)- Çuvalı doldurmadılar. Başkaları doldurdu getirip Ferhat’a kendi eliyle teslim etti.REŞO:- Nahıl?BÜCÜR:- Şöyle:FLASH BEACK..Bücür, Ferhat konuşması. (Barda bir köylüde altın olduğunu anlatır.)ERTESİ GÜN FERHAT KÖYDEKöy, Yaşlı bir köylü, Ferhat, yanında üç arkadaşı. Köylü altını gösterir. Ferhat inceler.(Altın gerçek.)Ferhat parayı verip malı almak ister.KÖYLÜ:-Siz, beş kişisiniz. Polis misiniz, dolandırıcı mı? Yarın vereceğim adrese tek kişi gelin,parayı teslim edin, malı alın. İki kişi gelmeye kalkarsanız, mal da yok olur, ben de..GEÇİŞ (GECE- SABAH GÖRÜNTÜ)Ferhat, yanında şöför, Ökkeş, Abbas, Ökkeş. Paralar çantada. Şöfer paralı çantayakoyar Şöfer tek gidecek. Vakkas kuşkulanır) Ferhat’a:ABBAS:- Ya adam paraları alıp kaçarsa? ..

Page 505: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

FERHAT:- Geç arabanın ardına, sakın adama görünme.(Abbas arabanın ardına yatar. Arabayola çıkar.Ormanlık, dağın repesi. Köylü beklemekte. Arabaya yaklaşır. Şöfer iner tokalaşır.Köylü arabanın sağına soluna bakınır. Gider çalıların arasından bir çuval getirir,arabanın ardına koyar, ikinci üçüncü çuval… (Şöfer arabanın önüne ayaklarını uzatmışyatmakta) (Köylü arabanın kapısını açar, Abbas, sırtı dönük, kıvrılmış yatmakta,Kemere takılı silah gözükmekte.) Köylü silahı görür görmez(0rmandan avcıların silahsesi gelir) var gücü ile tepeden aşağı kaçar.Patırdıyı, silah sesini duyan Abas, dağın arka yamacından kaçar. Köylü var gücü ilekoşar… Çalılar, şalvarI, gömleği yırtar. Gömleğin parçası dallarda takılı kalır… Vakkas var gücü ile koşar.. Çalılar kaş göz çizer.. Surat kan içinde.Beş avcı dürbün elde dağı tepeden aşağı tarar.Avcı:-Çalıyı göriyor musun? Sallandı, bak bak, aşağı doğru kaçıyor, domuzun ta kendisi.Ateş. Silahlar peşpeşe ateşlenir…Köylü koşmayı bırakır. Yuvarlanır, tepe aşağı…Silah sesleri ile çalıların arasından bir domuz çıkar… Domuz avcıların altıdan koşarakgeçer.Domuz dağın tersine… Domuz koşar, koşar.. Abbas’a on metre. Avcılarda yaylım ateşi…Abbas bir delik bulmuştur fare gibi girer deliğe.. ‘’ Oğlum Vakkas baba sesi dinlemezsin,hakkettin sen. Baban dememiş miydi, Soğan ekmek ye, alnının teri değmemiş paradanuzak dur, kan kokar.’’ Elini yüzüne sürer, eli kan, koklar.’’ Kokladın mı şimdi kanı? ’’Köylü silah sesi dinler yok. Sağa sola iyice bakınır yok. Başlar koşmaya.. Düşer.. Kalkarkoşar. Derman biter, sürünür.Köylü evinin kapısından girer. (Kan ter, çamur suratı belirsiz kılmış, şalvarda tutar tekparça uşkur… Gömlek dantel; bir kol, baştan aşağı sarkan bir kaç parça toz bezi…Hanımı şakın:- Herif, ne oldu sana böyle?KÖYLÜ: Sorma hanım, altınları teslim ettim, parayı alacaktım. Silahlı olanın ilkinigördüm, tabanları yağladım. Silahlılar peşimde, ben diyeyim elli; sen de yüz. Silahsesleri yaylım… Dağ taş inledi silah sesinden. Nasıl sağ çıktım anlamış değilim.HANIM: Şükür Rabbime, seni bana bağışladı. Boşver altını, dünya malı dünyada kalır.Bu yaştan sonar boynuz kulak mı bağlayacağız.Görsel köy dağ………..ŞÖFÖR:Vakkas’I arar çalıların diplerinde... Vakkas yok. Arabasında beklemeye devam eder..Gök yüzü aydınlık, yıldızlar parlıyor. Baykuş sesi, çakal sesi, domuz sesi bir birinekarışır. Sesler susar, sessizliği deredeki kurbağalar bozar. Vakkasın sabaha çıkacağışüpheli. Kalp atışları otamatiğe bağlanmış, sesi sahibini korkutuyor. Vakkas korkudandelikten dışarı çıkamıyor.Kalp atışları normal seyrinde… Vakkas uykuda. Vakkas rüyada. Vakkas’a kelepçe takılır.Vakkas nezarete atılır, kapı kitlenir.Güneş yüzünü gösteriyor. Vakkas uyandı. Vakkas koşuyor. Vakkasın paçasından bokdökülüyor. Vakkas çıkarıyor pantolanu, Çırpıyor. Donu çıkartıp atıyor. Giyor pantolanu.Koşuyor tepe aşağı.……………………….Dağdaki şöfer ümidi keser, çalıştırır arabayı düşer yola.Vakkas yolda köyün münibüsü duruyor. Vakkas dalıyor içeri…Şöför:- Hayırdır, bilader? Bbu nehal? ‘’Cezaevi kaçkını’’ desem, değil.

Page 506: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

VAKKAS:- Ecel kaçkını? Yolumu kaybetmişim, ormana düştüm.ŞÖFÖR:- Belli ayının kucağına düşmüşsün de ayı fazla hırpalamış. (Yolcular, şöförtiksinir.) Senin üstün de kokuyor.ABBAS:- Ter kokusu. Sen bas gaza.…………………Altın yüklü minibus ilk hareket ettiği yerde. Ferhat beklemede. Şöfer iner arabadan.FERHAT:- Mal nerde?ŞÖFÖR:- Arabada.FERHAT- Vakkas?- O yok. Onun yerine para var.FERHAT:- O ne demek?ŞÖFÖR:Köylü bağajda Vakkas’ı gördü, malı bıraktı kaçtı. Vakkas’köylüyü gördü, parayı bıraktıkaçtı.Ferhat, Vakkas’ın telefonun çaldırrır, gelen ses ‘’ Aradığınız kişiye ulaşılamamaktadır,dilerseniz sinyal sesinden sonra mesaj atabilirsiniz, mesajınız kendi tarifenizdenücretlendirilecektir.’’VAKKASVakkas Terminalde.. Hareket etmekte olan Kuşadası- Mardin otobüsüne kapıdanbinmeye çalışmakta.BÜCÜR:- İşte, durum bu.. Definecilikte kimin kimi çarpacağı belli olmaz demiştim sana.Tefeci Süleyman başka bir alem. Sana bir şey söyleyim mi bunların her biri bir flim oluraslında.FİKO:- Kuaşadasi’ingde herkiş defineci midiy?BÜCÜR:-Niye sordun?FİKO:- Flim yapimci neyim yog midiy?BÜCÜR:Yapımcı Hamit vardır.FİKO:Hamit Puş miydir?BÜCÜR:- Puşt değildir, saygılı, dürüst bir iş adamıdır.FİKO:- Gurbanin olem puş diyiysen?BÜCÜR:- Desem ne olacak.- Bizi çekmişdiy, biz meşhur oliy.Bücür bir an düşünür. Gözününde flimin şimşekleri çakar.FLASHBEACFlim çekim seti(Yönetmen, kameraman, elinde dosyalar yapımcı Hamit. Hamit,yönetmene anlatıyor, kameramana anlatıyor, yerinde durmuyor, ordan ora koşuyor…)

Page 507: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Büçür’rün yüzünde sevinç yansıması… Gözünün önünde canlanan flim afişi…FLASHBEACPUŞT AJANFLİM AFİŞİBÜCÜR:(Parmakları ile para sayma işareti gösterir) Lazım.FİKO:- Para bulag.BÜCÜR:- Siz parayı bulun, ben Hamit’I sizing ayağınıza getiririm.(Hamit’ bücür, üçlü heyecanla anlatır. Hamit hayalini kurar kendi kendine’’ Sisbasmadan çekmek lazım. Sis dağılınca flim gösterime girmeli)PUŞT AJAN

SAHNE2O (para dolu kamyon)FERHATFerhat, para poşetleri ile eve girer. Hanımına:- Para, para.. Al sana para.Paraları demet demet savurur. Beş yaşındaki oğlu, oyuncak kamyonunu getirir, paralarıdoldurur. Kamyon dolu paralar odada savrulu. Ferhat:- Ben demiştim. ‘’ Bir kamyon dolusu para getireceğim. Görünüz mü kamyon dayetmedi.’’Kapı çalınır. Kapıyı Ferhat açar. Kapıda iki jandarma, ‘’Hakkınızda ihbar var.’’ Ferhatakelepçe takılır.’’Ferhat nezarethanede.……………….FEHAT duruşma salonunda.HAKİM:- Müzeden çalınan heykeli sizin satın aldığınız tespit edilmiş. Heykel nerede, niçinsatın aldın?FERHAT:- Heykel evde.- HAKİM:Heykelin evde ne işi var.FERHAT:- Heykeli müzeye teslim etmek için satın aldım. Polisler peşime takılınca teslimedemedim eve sakladım.HAKİM:- Ben polislere söylerim peşini bırakırlar. Sen de çıkışta müzeye bırakıver.FEHAT:- Siz beni bırakırsınız da ben heykeli bırakmaz mıyım.Ferhat atliyeden elini kolunu sallaya sallaya çıkar.SAHNE 21 (ayı dörtledi)ÜÇ SALAKÜç salak elinde harita dağın eteğinde.Reşo haritaya bakar:- Ulu ağaç, taş dibiy. Her taref ağaç, her taraf taş. Puşt bizi yine gandiriy. Yürügidireg.- Biz ordan degil buriden geldig.REŞO:- Buridan geldig.SÜLO:

Page 508: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

(Yere bakar, yerde bir ayak izi) izi tagip ediyig, iz bizi götiriy.İzi takip ederler.Taşları, çalıları, ağaçları döne döne izi takip ederler.Üçlü dağın tepesinde. Tepeden aşağı bakarlar.’’ Biz dagin tepesinge çigmişeg, yolaşagide galmişdir.’’Üşlü aşağı yürümeye başlar. Bir taşın çebresini geçerken dedektör ötmeye başlar. Taşıdolanırlar, dedökter susmaz.FERO:- Altın taşın altındadır.SÜLO:- Taşi kazabimiyeg?FİKO:- Taşi yuvarlayagTaşı yuvarlarlar. Taşın altı boş. Dedektörü tutarlar, dedektör yerinde durmuyor. Toprağıparmakları ile kazırlar. Küpler sıra sıra.Sevin çığlıkları’’ Zengin oliyg, zengin oliyik.’’PUŞT gazeteci, Üç salağı görmez) çalıların arasında çifleşen köpekleri çekmekte.(ÜÇ SALAK ZENGİN OLDU)BARONÜç kafadar baronda.. Üç kafadar demet demet paraları poşetlere doldurmaktadır. İçeriBücür girer. Bücür şaşkın. Üç kafadar para poşetleri elinde dışarı çıkarlar.. PeşlerindenBücür.BÜCÜR:Bana pay yok mu?FİKO:- Anglaşmamız böle. Sen bizim ilen gelmemişen.BÜCÜR:- Ben payımı elbet alacağım. Sonra…FİKO:- Songre ne oliy?BÜCÜR:- Sonra sis kaplıyor.FİKO:- (Üçün bir işareti) Senin payine bu düşmişdir.Üçlü barondan çıkar caddede yürürken gazette bayisinin vitrininde gazate manşetinigörür.GAZETE MANŞETİÜÇ SALAK YANLARINA AYIYI DA ALARAK DÖRTLEDİOrmanda yolu kaybeden üç salak, ayı izini takip ederek dağın tepesindeki ayı inineçıktılar. Arkalarındaki ayının farkında değiller.Resimde önde Fiko, Reşo, Sülo arkada ayı..REŞO:- Puşdin döli, ırısbınin çocigi peşimizdedir. Paralari göstermiyeg.(Paraları gömleğin, pantolonun içine yerleştirirler.) Var güçleri ile koşmaya başlarlar.Motele gelirler. Paraları döşeğin altına saklarlar. Paralardan bir kısmını alırlar. Aceleacele çıkarlar.FiKO:- Niriye gidireg?REŞO:- Bara gidiyig. Hani diyirdin, zengin olanda bar açiyem. Zengin oldig. Bar açmiyig.Bar bize hizmet ediyi. Biz coşiyig.SAHNE21 (SÜLEYMAN)

Page 509: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Süleyman, (evde) oğlundan para ister. Oğlu, cüzdanı gösterir. (Bir yirmilik bir beşlik)OĞUL:- Baba, akşam anlattım ya sevgilimle buluşacağım. Parayı veremem.SÜLEYMAN- Beş, sana yeter, sevgilini tut elinden parka götür, saçını okşa, göz göze bakış.Bunlar parayla değil. Bak, az kaldı. Çok para bulacağız. Söz sana villa alacağım. Kırkgün, kık gece düğün yapmazsam şerefsizim- OĞUL:- - Söz mü?SÜLEYMAN:-Namus sözü.OĞUL: Sözünü tutmayan (İşaret parmak ucu baş parmak ucu bitişik, diğer parmaklarkapalı, babasına gösterir.) böyle olsun mu?SÜLEYMAN:-Oğlum baba ile öyle konuşulmaz.Anne devreye girer:- Babay mış. Kırk yıldır ne babalığını gördük. Çocuğun maaşına el koydun,utanmadan cebindeki harçlığına. Sen de hiç mi şeref yok. Yeter artık! Çocuğu dakendine benzetme. Düş yakasından. Çocuk ayaklarının üstünde dursun.SÜLEYMAN:- Oğlum, aldırma anana. Kadın milleti. Dır, dır, dır… Varsa yoksa dırdır. Parayaboğacağım sizi, göreceksiniz. Biz çıkalım, dırlasın dursun.Baba oğul evden çıakar..Oğul (Şefki) parkta. Yanda sevgilisi. Şefki fır dönüyor çevresinde... Saçını okşuyor.Elini tututyor. Elini kalbinin üstüne koyuyor.’’ Bak, kalbim nasıl kütlüyor.’’ Seni gördümmü yerinde duramıyor.

SEVGİLİ:- Sen beni sevmiyorsun.ŞEVKİ:- Yüz defa, bin defa, milyon defa yemin ederim ki ‘’Seni seviyorum.’’Çevrelerindeki insanlar sevgilileri izler, sevgilileri dinler. Sevgiler farkında değil,farkında,umursamazlar.SEVGİLİ- Yalan, sevseydin, beni istetirdin.ŞEVKİ:- Sana, villa alacağım. Söz villayı alayım hemen isteteceğim. Kırk gün düğünyapacağım.SEVGİLİ:- Beni kandır mıyorsun değil mi?- Yüz defa, bin defa yemin ederim, kandırmıyorum.SEVGİLİ (Çantasını Şevkinin başına vurur.)- Hangi parayla bulacaksın?ŞEFKİ:- Babam, namus sözü verdi. Babam verecek. Allahıma, babam namuslu adamdır.Bu yaşıma geldim, hiç namussuzluğunu görmedim. Az bekle. Bekle. Bak seni nasılseveceğim.SEVGİLİ:Nasıl seveceksin?ŞEVKİ: (Sevgilisine sarılır)- İşte böyle.SAHNE 22

Page 510: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

SAHNE 23 (BAR SAHNESİ)Üçlü bara girer.Barda areketli bir parça çalmakta.. Dansöz kıvırmakta… Ferhat para takmakta, parasavurmakta. Fiko, para takmaya, para savurmaya başlar.… Sülo da, Reşo dapara takmaya parasavurmaya..FERHAT:(Arkadaşına)- Vakkas’ın telefonunu bir çaldır.Arkadaşı telefondan Vakkas’ın numarasını bulur arama tuşuna basar gelen ses; ‘’Aradığınız kişiye ulaşılamamaktadır, dilerseniz sinyal sesinden sonra mesaj atabilirsiniz,mesajınız kendi tarifenizden ücretlendirilecektir.’’

Süleyman dip köşede tek.Süleyman sessiz… Süleyman efkarlı…Sahnede Mustafa, çalıp söylüyor. Çalıp coşturuyor.MUSTAFA:- Bu parça Aramızda bulunan Altınlıköy’ün muhtarına, aynı zamanda aramızdabulunan definecilerin ünü, şanı Ferhat’a gelsin.Muhtar, Reşat teşekkür gösterisi yapıyor.Süleyman Masaya kapanıyor.Mustafa çaldığı parçayı bitirir. Sahneden iner, Süleymanın masasına. Kadeh tokuşturur.Mustafaya:- Seni üzgün gördüm. Dur seni eylendiriyim. Bak, ne diyeceğim? Bir başbakanvardı, onunadı da Süleyman. O da senin gibi kırk yıl vaat vermişti. Vaatlerinin hiç biri çıkmadı. Aynısen. Bak, gör nasıl beste yapmışım. Mustafa sahnede yerini alır. Bir yandan çalar, biryandan söyler:Süleyman, SüleymanSüleyman hep başbakanSüleyman, SüleymanSüleyman hep başbakanSAHNE 24 (ALTINLIKÖY)ALTINLI KÖYMuhtar kahvede. Muhtar, anlatıyor köylü dinliyor.Arkadaş,millet dağın, bayırın köşesinde kamyon yükü altın buluyor, biz altının üzerindeoturuyoruz. Bu nasıl iştir anlamadım.KÖYÜN GENCİ:- Muhtar, altın var da haberimiz mi yok?Muhtar; ‘’ Bak, anlatayım da dinle’’:Ferikya kralının sarayı bu köydeymiş. Ferikya kralı halkını sever, kral halkını. Kral birvasiyet yazmış. ‘’ Öldükten sonra servetimin yarısı halka dağıtılacak.’’ Arşüdük ‘üyanına çağırmış:- Bak, Arşüdük bu altınları bir yere gömüyorsun. Altınları gömdüğün yeri ben dahibilmeyeceğim. Bir kişi duyarsa kellen gider. Altınlar ben öldükten sonra vasiyetim içinkullanılacak.Öyle de yapmış Arşüdük. Altınları gömmüş, yerini kimseye söylememiş. Ne var kiArşüdük yıldırım çarması sonucu kraldan önce ölmüş. Kral ferman çıkartmış altınlarbuluna.Dağı taşı kazdırmış altınlar yok. O gündür bu gündür köyümüzün adı ‘’Altınlıköy’’diye anılır olmuş. Altınlar köyde olmasına köyde de bulan yok.Köyün delisi atılır:- Altınları ben bulacağım.KÖYLÜLER:- Sikdir git! İşimiz yok da delinin aklına mı uyacağız.MUHTAR:

Page 511: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Durun! Yüz yıllarca yıl akıllı geçinenleri dinledik de ne oldu. Bir kez de deliyidinlesek ne kaybederiz? (Deliye döner.) Bul nasıl bulacaksan da görelim.DELİ:- Bekleyin! Geleceğim. (Deli koşarak dışarı çıkar.)Deli çok geçmeden şalvarlı,sarıklı, cüpbeli elinde 99’luk tespihi ile sakallı biriyle gelir.Köylüye:- Bu Cincii Hoca’dır. Köyümüzün altınlarını bulacak. Yalnız şartları vardır.MUHTAR:- Söylesin şartları ney miş bilelim.CİNCİ HOCA:- Altınları bulurum. Hepinizin ahırdaki ineğini alırım. (Köylü bir birine bakışır.)Kümesteki tavuğunu alırım. Köpekler size kalsın, ben köpekten korkarım. Köylüler (Birbirine bakışır) ‘’ Bulsun alırız, yerine yenisini alırırız.’’- Yetmez.KÖYLÜ:- Canımızı da mı alacaksın?CiNCİ HOCA:- Haşa! Veren canı ancak Allah alır. Ben cepteki paralarınızı alırım. Deli, elindeşapka paraları toplar.Atılan paralar, kuruş lira muhtar hariç.(Muhtar beş lira tar.)CİNCİ HOCA:- (Ellerini duaya açar, davudi bir sesle) Ey cin, Ey cin! Sesimi duyuyor musun?Altınlar nerededir? (Elleri ile yüzlerini sıvazlar. Köylüye döner.) Altınlar köyünçeşmesinin altında bir kazandaymış.Köylü toplanır çeymeyi yıkar. Çeşmenin altını kazar, bir kazan çıkar. Köylü toplanır,bakar, kazan boş.MUHTAR:- Altın yok.CİNCİ HOCA:- Kimin aldığını da sen bul. Köyün muhtarı geçinirsin.Muhtar sinirlenir, yerden taşı alır üzerine yürür. ‘’Bilsem seni çağırır mıydık?Cinci Hoca, bakar, durum tehlike, muhtarı yatıştırır.CİNCİ HOCA:- Ey cin, altınları nerdeyse bul getir, kazana koy. Yoksa birimiz çarpılacağız.Cinci Hoca, zaman kazanmak için ateş yaktırır, başlar tespik çekmeye. Cinci Hoca eliniduaya açar.- Kurban mı istiyorsun? Tamam, neyi kurban edek? Kurban izi çıkacak. Anladım.Kendi kendine’’ Bebek mi dedin? , bebek,bebek.’’Köylüye döner:Ateş sönecek, ateş sönünce kurbanın izi çıkacak. İzi çıkanı kurban ederseniz altınlarkazanda.Köylü ateşin sönmesini bekler, hoca çare arar kendi kendine ‘’ Bebek,bebek!Bebek izini ben nereden bulacağım? ’’ Köyün delisi ardında. Köyün delisi hocanınkulağına:- Elini götüne sok. (Hoca elini götüne sokar.)DELİ:- Elinle yokla, eline değdi mi?Hoca zıplar.MUHTAR:- Hayrola?CİNCİ HOCA:- Altınların üstüne oturmuşum, cinim götüme tepik attı. (Elleri duada) Ey Cin, EyCin! Altınları aldıysan oturacağım.Hoca, oturur. Deli kulağına (Bebeğin ayağını götünden çıkar küle baş, bebeği yerine

Page 512: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

koy) Hoca sorar, ‘’ hem küle hem götüme nasıl koyarım? ’’ Deli ‘’sen küle koy, benbebeği götüne koyarım.’’Hoca, dikkatleri dağıtır, götünden bebeğin ayağını çıkarır, elinin altında el çabukluğuyerde sürükleyerek küle basar. El çabukluğu bebeği ardına iter. Başlar bağırmaya ‘’ Eycin, ey cin! ’’ Bebek yerine konmaz. ‘’Ey Cin, Ey Cin! (Deli sertçe bebeği yerlerştirir.)Hoca fırlar yerinden ‘’ Ey Cin, Ey Cin! Senin götüne koyacağım!Köylü şaşkın… Köylünün bir gözü hocada bir gözü külde… Külde bebek izi…CİNCİ HOCA:- Cin,bir bebeği kurban etmenizi ister.Köylü isyanda. ‘’Biz değil bebeğimizi, bebeğimizin kılını altına kurban etmeyiz.CİNCİ HOCA:- O zaman altınları unutacaksınız.Cinci Hoca, köyü terkeder peşinde deli, köyün çıkışında otururlar.CİNCİ HOCA:- Götüme, parmak attığını kimseye söylemeyesin.DELİ:-Deli, göte parmak atmaz, koyar.HOCA:- (Delinin üstüne yürür.) Bir çarparım cin çarpmışa dönersin. Koydurma götüne.DELİ (KAÇARKEN)- Deli, götüne koymasa, köylü götüne altından kazık çakacaktı, cinlerin deçıkartamayacaktı.SAHNE 25 (GÖT DELİĞİ)Ferhat, evden çıkar, telefon çalar. Arayan Vakkas: (Kahvenin dip köşesinde.)- Çıkmış miseniz?Ferhat, şimdi çıktım, adliyeye gidiyorum.VAKKAS:- Kurbanin neyim olem, beş çocigim vardir, beni söylemiysen.FERHAT:- Sen ne söylüyorsun, nerdesin sen?- VAKKAS:Söylebilmirim, telifon dinleniy, sen agzidan gaçiring. Sen beni unutiysen, öldi biliysen.FERHAT:- Biz çoktan unutmuştuk, öldü sandık. Senin payını da barlarda yedik.VAKKAS:Ne diyiysen, mapusanede bar mi vardir?FERHAT:Ne hapisanesi, her gün gittiğimiz barlar.VAKKAS:- Diyirsen ben mapus yatmamişem, dogri midir?FERHAT:- Doğrudur?Vakkas:- Paralar?Paraları da, altınları da yedik bitirdik dedim ya.VAKKAS:- Heç miy kalmişdir?FERHAT:-Kuruş kalmamıştır.VAKAS:- Ben şimcik ölmişem, bir mezar parasi neyim de mi yokdur?FERHAT:

Page 513: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Yokdur, sen ölmeden kendini köye at muhtara selamımı söyle bir mezarkazdırsın.Vakas, cebinden bir sigara çıkarır yakar iki nefes çeker, küllüğe kor, cebinden bir sigaradaha çıkarır, kulağına yerleştirir. Cebinden bir sigara daha çıkarır öbür kulağınayerleştirir. Cebinden bir sigara daha çıkarır yakar. Küllüğe koyar. Cebinden sigaraçıkarmaktadır. Garson:- Abi bu kaçıncı sigara? Biri bir kulağında, biri bir kulağında. Biri küllüğün biryanında biri öbür yanında, biri bir elinde, yetmedi bir sigara daha çıkarıyorsun.Vakkas, ayağa kalkar. Yorgun bitkin. Damarlarda kan çekilmiş yüzü kül rengi…Garsonu yakasından tutar kendisine çeker. Gözüne dikkatlice bakar. Garsona:- Gözimin içine iyicene bakiysin, benim yedigim gazigi sen yiyiseng, sigaraninbirini de götünün deligine sogiyding.

SAHNE 26(FERHAT ADLİYEDE)Ferhat, adliye koridorunda yürür. Nöbetçi savcının odasının önünden geçer. Nöbetçisavcının kapısı açık. Nöbetçi savcı, Ferhat’I gördüğü an, yerinden kalkar, kapıya kadargelir. Ferhatın ardından bakınır. Ferhat izlendiğinin farkında değildir. Savcı odasınagirer, masasına oturur, telofonun avizesini kaldırır, telefonunun tuşlarını çevirir:-Ferhat, adiliyeyi kolaçan ediyor. Malum kokusunu almadığı çöplükte eşelenmez.Hemen,kelepçeleyin, odama getirin.Ferhat, eli kelepçeli iki polisin arasında savcı odasına getirilir.SAVCI:- Ferhat, seni iyi tanırım. Koku almadığın yere asla uğramazsın. Kokuyu neredenaldın, kazıya ne zaman başlayacaksın?FERHAT:- Sayın Savcım, ne kokusu, ne kazısı? . Öyle bir şey olsa söylemez miyim? Sizbenim bu güne kadar hiç yalan söylediğime tanık oldunuz mu?SAVCI:- Hukuk olaylara kuşku kapısından bakar. Her olayda mutlak aralık bir kuşkukapısı vardır. Ben de bu olaya kuşku ile bakıyorum, musadenle. Savcı Telefonunavizesini tekrar kaldırır.- - Sayın Müdürüm, Ferhat’ı adliyede kuşkulu hal ve davranışlar sergilerkengözlemledim. Malum, Ferhat adliyeye güvenlik gücü ile zor getirdiğimiz şahış. Siz herihtimale karşı bir ekip yollayın adliye iç,dış; köşe, bucak keşif yapılsın. Bir ip ucu bir izaransın. Keşif sonuna kadar siz kendisini nezarette konuk edin. İki polis, Ferhat’ı savcı odasından alır.Ferhat, nezarette.Bir süre sonra nezaretin kapısı açılır. Polis:- Serbestsiniz, Ferhat Bey.Emniyet Müdürü:- Ferhat, Savcının selamı var,’’Bir dahaki gelişinde haberim olsun.’’ der.FERHAT- Selamımı söyleyin, ‘’Ağır Ceza Hakimi’’nin çayını içmeye geliyorum.…………….Ferhat Ağır Ceza Hakimi’nin odasında. Ferhat iki demet parayı çıkarır hakimin masasınakoyar. Hakim çantasına…HAKİM:- İnan, ne kadar teşekkür etsem az. Sıkışınca ilksen aklıma geldin. Bu kadarparayı kim borç veririr.FERHAT:- Para sorun değil başıma gelenler sorun. Anlatır:FLASHBEAC

Page 514: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

(Savcı odası nezaret)HAKİM:- Savcının işgüzarlı.Ferhat Hakimle tokalaşır, odadan çıkışta, savcı ile göz göze gelir. Ferhat, şaşkın.. Savcı,şaşkın… Ne Ferhat konuşur, ne savcı.. Ferhat, yürür yoluna… Savcı, ardından bakınırkalır..

SAHNE 27 (Genç aşıklar)GENÇ AŞIKLARIN TELEFON KONUŞMASISEVGLİ:- Ben sana küstüm, bugün niye aramadın?ŞEVKİ:- Gız, zengin olduk, zengin. Ben villa aradım. Bir tane buldum, yarın alacağım söz.SEVGİLİ:- Yalan.ŞEVKİ:-Gız yemin ederim sana. Zengin olduk. Gız, beni seviyong mu?SEVGİLİSİ:- Seviyorum?ŞEVKİ:- Ben seni yerim, yerim. Gız, beni seviyong mu?SEVGİLİSİ:- Seviyorum.- ŞEVKİ:- Valla de.SEVGİLİSİ:- Valla seviyorumŞEFKİ:- Gız, ben seni yerim, yerim.SEVGİLİSİ:-Sen beni seviyor mun?ŞEVKİ:- Gız öyle çok seviyorum, anlatamam,hiç aklından çıkmıyorsun.SEVGİLİSİ:- Ne kadar seviyorsun?ŞEVKİ:- On sekiz sat seviyorum.SEVGİLİSİ:- Hani hiç aklından çıkarmıyordun?ŞEVKİ:- Çay da mı içmeyeyim, dur da bir çay içeyim da.SEVGLİSİ:- - Babam geldi kapat, ben seni sonra ararım.ŞEFKİ:- Yemin et, söz mü?SEVGİLİSİ: Yemin ederim,söz.ŞEFKİ:- Gız ben seni yerim, yerim.SAHNE 28 (SIÇTIĞIMIZ AYNI)FERHAT KÖYLÜNÜN EVİNDEKöylü, madeni para getirmiş, Ferhat inceler. Paralar sahte Ferhat bozuntuya vermez.

Page 515: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

FERHAT:- Amca, daha önce sen malı kime verirdin?KÖYLÜ:- Ferhat diye biri var ona verirdim. Bu aralar işi bozulmuş. Gelmez oldu. Ferhat’tıtanıyor mun?FERHAT:-Ferhat’ı iyi tanırım, hem de öyle iyi tanırım ki yediğimiz içtiğimiz hatta sıçtığımız bileayrı gitmez.KÖYLÜ:- Konuştuklarımızı Ferhat duymasın, ayıp olur.FERHAT:- Duymaz merak etme, ben alırsam da Ferhat’a ayıp olur. Bekle, para buluncagelir Ferhat.SAHNE 29 (SÜLO)DEFİNECİ SÜLEYMAN BARDASüleyman, yan koltukta. Arkadaşı şöför koltuğunda. Süleyman, arkadaşına barınönünde durmasını söyler. Arkadaşı, minibüsü durdurur. Süleyman, koşar bara… Barda,Mustafa, çalıp söylemekte. Söleyman, hiç bir şey söylemeden Mustafa’yı kolundançeker, dışarı çıkarır. Mustafa,olan biteni anlamaya çalışır. Süleyman, bağajı açargösterir. Bağaj define ile dolu.Yan kapıları açar.. Münibüsün içi dolu. Süleyman Mustafa’ya:- Hatırladın mı bana param yok deyi bir beste yapmıştın? Aklınca kafa bulmuştun.Erkeksen, şimdi de beste yapsana. Bu defa Mustafa, Süleyman’ın kolundan tutar, alıriçeri. Masaya Süleyman’ı oturdur. Geçer sahneye. Sazın perdelerinde bir iki, üç gezinir.Mustafa’ya:Soğan ekmek, ekmek yavanYedin kırk yıl Sülo SüloBu lokma büyük lokmaYutamazsın Sülo SüloSonra demedi deme SüloBu lokma büyük lokmaSonra demedi deme SüloSülö Sülö aman sülo canım süloBu sözüm kulağına küpe olsun SüloSüleyman, biranın kapağını açar kapak sağ elde, ayağa kalkar sol el işaret parmak başparmak arası sağ eldeki kapağı vurarak sahneye fırlatır:Bu da sana kapak olsum MustafamBuda sana kapak olsun….Tutar arkadaşını kolundan:- Yürü gidiyoruz. Kapağı içtiğimiz biralara saysın.Münibüse binerler, yollarına devam ederler.Yolda trafik denetim. (Jandarma)Araçlar sağa çekilmiş durdurulmuş. Sıra Süleymanların içinde bulunduğu araca gelir.Çavuş yaklaşır. Süleymana dikkatli dikkatli bakar.Süleyman’a:- Az gelir misinin?Süleyman araçtan iner. Çavuşun peşi sıra Jandarma otosuna otosuna gider.Şöför arabada başını yumruklar ‘’Gördün mü oğlum başına gelenleri? Şimdi ekmekteknemi bağlarlar, beni de hapse atarlar. ‘’ Gözünün önüne çocukları gelir.. Demirparmaklıklar gelir…’’Çavuş, dikkatlice elindeki eşkale bakar.. Süleymana bakar… Süleyman’a:- Sana benzeyen bir akraban var mı? Süleyman Süllüce adlı bir kaçakçı varmış.İhbar aldık. İsim benziyor. Eşkal benziyor.

Page 516: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

SÜLEYMAN:Memur Bey, kaçakçılıkla ne işimiz olur? Siz işinizi, biz işimizi yapıyoruz.Çavuş, eşkale tekrar bakar, Süleymana bakar. Eşkaldeki Süleymanın yüzü soluk, gözüfersiz. Senin gözler fıldır fıldır. Yüzünden de kan damlıyor. Seni beklettik özür dileriz.Gidebilir misiniz.SÜLEYMAN:- Arabaya bakmayacak mısınız?FİKO:- Arabada mal var mı da bakayım.SÜLEYMAN.- Arabada mal ağzına kadar dolu, inanmazsan gel bak.ÇAVUŞ:-Kaçakçıya benzediğin kadar şakacısın, sana iyi yolculuklar.Süleyman kendine güler.. Polise güler… Arabasına biner. ŞÖFÖRE:- Bas gaza, gidiyoruz.ŞÖFER:- Nasıl oldu? Hiç bir işlem yapmadılar.Süleyman, (Uzun uzun anlatmak istemez, eli ile yüzünü sıvazlar.) kökten bağladım.Şöför rahat, gaza bir farklı basar. Münibüs yolda süzülür.Trafik çevirme..(jandarma)Süleyman araçları solluyor. Süleyman araçları sağlıyor. Bariyerlere vurup aşıyor.. Trafikçevirme aşılıyor.. Yola devam… Süleyman:- Oğlum sen ne yaptın?ŞÖFÖR:Nasıl olsa kökten bağlamışsın. Niye uzun uzun bekleyelim, bastım gaza..SÜLEYMAN:- Oğlum, şimdi yandık, bağ çözülmüş.YOL KESME (Polis)Polis otoları yolu kesmiş. Polis, etten çember. Gaza basma şansı yok. Bariyerleri aşmaşansı yok.. Şöför duruyor. Şöför rahat.. Süleyman kan ter içinde. Polis yaklaşır. İlkkelepçe Şöföre takılır. Şöför şaşkın…SAHNE 30 (MORALİM SIFIR)SÜLEYMAN’NIN EVİTv açık haber proğramı. Şevki sevgilisi ile görüşüyor.Gız seni yerim yerim.TV.Sayın seyirciler, bir son dakika haberi sunuyoruz.Son yüz yılın en büyük kaçakçılıkvurgunu. Kaçakçılar birinci denetimi atlattı. İkinciyi bariyerleri aşarak atlattı. Üçüncüçevirmede böyle yakalandı(Flashbeac)Şevki:Moralim sıfir, sıfir, sıfir, sıfiiir…SÜLEYMAN DEMİR PARMAKLIKŞLAR ARDINDASüleyman demir parmaklıklar arasında. Gözünün önünden Mustafa’nın bestesi geçer,kulaklarında Mustafa’nın bestesi, Dudaklarında mırıldadığı Mustafan’nın bestesi..Soğan ekmek, ekmek yavanYedin kırk yıl Sülo SüloBu lokma büyük lokmaYutamazsın Sülo SüloSonra demedi deme SüloBu lokma büyük lokmaSonra demedi deme SüloSülö Sülö aman sülo canım sülo

Page 517: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bu sözüm kulağına küpe olsun SüloSAHNE 31(SİS KAPANMADAN)SİS KAPANMADANBücür’ün elinde bir harita. Bücür sinirli. Bücür yerinde duramıyor Reşo:- Hele bir sakin olip anlatasin. Sen ni diyi sinirleniyeng?(Bücün elindeki haritayı gösterir)-Ben, on yıldır bu haritanın peşindeyim. Bu Kuşadası’nın haznedarının konağı. Bütünhazine, bu konağın altında.FİKO:- Gidip aliyeg, pay ediyegBÜCÜR:- Alamayız. İbne belediyeciler, konağı yıkıp yol açmış.FİKO:- Yoli gaziyig.SÜLO:- Yoli gaziyig.BÜCÜR:- Yol ana cadde. Gelen giden(iki elini yakınlaştırır parmaklarını oynatır.)FERO:- Bir yoli yog midir?BÜCÜR:- Bir çaresi var da, ipne çok para istiyor. İpne kazacağımız yeri okuyor, kazarkenkimse görmüyor.FERO:Kaç para istiyi?BÜCÜR:- İki milyon.FERO:- Biz veriyeg iki milyon.BÜCÜR:- Ibneyi hallettik diyelim, bir de gazeteci var peşinizde.FERO:O ibneyi de bütün sokag girişlerine silahlı adam bırakiyem, hangi sogagtan çikiyservurdiriyem. İki milyon sana, galan tüm paramide o puşdi öldürmige veriyom.Buldigimiz parayi pay edirig.BÜCÜR:- Sis kapanmadan bu işi bitirmeliyiz.FİKO:-Sis kapanınca ne oliy?BÜCÜR:Ben sis kapanmadan paramı alyorum.FİKO:- Biz?BÜCÜR:- Siz, sis kapanınca alacaksınız.FİKO:- Anlamişem sis gapanacag, parayi kimse görmiy, Hoca okiy.Bücür, kendi kendine ‘’ Sis kapanınca size ananızın A.. nı göstereceğim size de (Üçünbiri işareti) bunu vereceğim.BÜYÜCÜ HOCASakallı, cübbeli, şalvarlı) yolu Dör yol ağzı bir alanda yolun bir bölümünü şeritleçevirmiş. Çevirdiği Alana okuyor su serpiyor, okuyor, su serpiyor. Kazmayı veriyor

Page 518: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Fiko’ya. Fiko başlıyor kazmaya. Sülo yoldan gelip geçeni çeviririr, çevrili alanda neolduğunu sorar. Sordukları hiç bir şey olmadığını söyler. Reşo, yoldan geçenleri çevirir..Reşo’nun aldığı cevap:- Manyak mısın? Bom boş yol.TEST BİTTİBÜCÜR:- Gördünüz ben caddeyi bağladım. Sizde gazeteciyi engelleyebilirseniz bu iştamam.REŞO:- Orasini bana biragiysen.BÜCÜR:- Anlaştık o zaman yarın güneş batmadan, sis kapanmadan bu iş bitecek.SAHNE 32 (SİS BASMADAN 2)Caddeye açılan bütün sokak başlarında ikişerli üçerli eli silahlı nişanşör.. İmam şeritleriçekiyor ve kayboluyor. Reşo kazmayı aldı şeritli Alana girdi. Fiko gök yüzüne bakıyor:Sis kaplıyor, bulut. Buluttan bir altın düşüyor. Altını alıp bakıyorlar. ‘’ Bulut altındamlıyor! ’’ çığlığı ile buluta bakıyorlar. Bir helicopter. Helikopterden gazeteci el salliyor.(Kol, üçün biri)Reşo: Ülen puş ogli puş! Yine göstermişen puşligini.Reşo (Bari adamların yöymeğisinden zarar itmiyem.) Silahşörlerre. Gazataci gelmiy,havadadir, size yarim yöymiye veriyem. (Silahşörler tam ister, Reşo, baş edemezverir.) Silahşörler:-Hani bahşişimiz?- REŞO:(Üçün birini gösterir.) alin bahşiş, öldirmirsengde bagşiş istirsinginiz?Helikopter tepelerinde. Helikopter dolanır. Helikopterden gazeteler saçılır.SERBAR CİNAYETİ GÖRGÜ TANIKLARI TUTUKLANDIGörsel Reşo, Fiko; Süleyman eli kelepçeli polis eşliğinde götürülüşü..Haber metni: Üç görgü tanığı hükümet binasına giden yolu kazarak hükümet binasınınişleyişini durdurma eyleminde, polisin erken müdahalesi ile eylem önlendi. Eylemcilereylemleri sonucu kendilerini ele verdi.Helikopterden Puşt gazeteci el hareketi yapar. Fero silahla peş peşe ateş eder.Hlikopter döner uzaklaşır.. Helikopter kaybolur.Reşo,Fiko, Sülo, helikopterin ardından bakınır kalır….SON

İbrahim Şahin 2

Page 519: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Rüşvet

Rüşvetle açılır gözümüz dünyayaHastane kapısı, hemşire kolundaİlk çığlıkta borç hanemize başlar kayıtÖmür biter borcumuz bitmez, mirastır varislere

Yol bileti rüşvete tabi ömrün sonunda musalla taşındaDerler ki; ‘’Alan razı veren razı’’, kim vermiş, olmuş razıDerler ki; ‘’Veren el, alan elden üstündür’’, cılızdır da ondanDerler ki; ‘’Sen de al’’ kimden, nerde, ne zaman, neyi, nasıl

Sağ olsunlar, almayı vermeyi meşru kıldılarDüşünmeyi yasak kıldılar, üşütmeyelim deyiSağ olsunlar, vergiden de muaf kıldılar çok şükürArada bir düşünürsek de göz yumdular eksik olmasınlar

İbrahim Şahin 2

Page 520: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Satılmadık Bir Oyumuz Vardı

Satılmadık Bir Oyumuz Vardı

emeğimizi sattık yıllar yılıdediler, üzülme nasılsa döneryol su elektrik, okul hastanesattılar …bize kaldı seyrionlara hayrı

emeğimizi sattıkonurumuzu ve de geleceğimizi

onlarsa sattı karış karış vatanıyıllardır bitmeyen yarışbizde, beyhude haykırışbiz yoksul, biz açbiz çaresiz

bir oyumuz kaldı satılmadıkonu da satışa çıkardıkadresyol geçmez hanıkimsesizler yurdubiliriz, yolunuz düşmez buralaraamma uşak çoktur sizdekorkuya mahal yokhani randevu neyim bilmeyizgece gündüz çalabilirler kapımızıbıraksınlar bir torba kömürbir paket makarna söz veririz oyumuzu‘’söz’’ namustur bizdesizde dün bugün çetelesiköprü geçmeye porolasısonra bir kare resimyeni bir sözbizden alkışunutulur geçmiş

sonrasını düşünmeyinbizde mide deniz derya değilbir vaadle doyarzor olan sizi nasıl doyururuz

İbrahim Şahin 2

Page 521: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sayamadım

SAYAMADIM

Seni düşündükçe;Boğazıma; ipler düğümlenirBir düğüm çözer, on düğüm atarımKaçıncı düğümdeyim, sayamadım

Sanma ki uyurum, gecenin koynundaSeni yıldızlarda ararımYıldızları sayarım, bir bir…Kaçıncı yıldızdayım, sayamadım

Yıldızlar bile terk eder sabaha karşıVururum kendimi caddelereİlk gördüğüme sen diye bakarım uzun uzunYürürüm peşi sıra, izi sıra yürürüm

Bir başkası, bir başkası diye diyeYürürüm peşi sıra, izi sıra yürürümEn son kişiye, bakarım sen diyeBir kor düşer yine yüreğime

Ve sonra; atarım kendimi gecenin koynunaBaşlarım, yine seni yıldızlarda aramayaBu kaçıncı gece mi sensizSayamadım be gülüm, akıl mı bıraktın

Ne?Daha kaç yıldız mı sayacağım?Kaç gece mi sayacağım?Onu sana sormalı be gülümOnu sana sormalı

İbrahim Şahin 2

Page 522: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Selam olsun

Yüreklerekler, suyu çekilmiş göle dönmüş, Yosun tutmaz kayaya dönmüş, dip köşe Çimeni, gülü solan, gülistana benzer Gül tutan dostlara, selam olsun!

Acılarda uykusunu bölmüş Yüreği sızlar, acılara merhem Gözpınarı kurumuşlara, Gözpınarı olanlara selam olsun!

Kilitli gönül kapıları Aşılmaz kale, içeri zindan Gönül kapısı açıklara, ışık saçanlara Kaleyi aşıp, sevgi sunanlara selam olsun!

Bakışların para, elin sıcağı para Gönüllerin parayla şifrelendiği günde Şifresiz açılan gönüllere, açan gönüllere Sevgi tapınağı dostlara, selam olsun!

Silahların, yeri göğü kazıdığı günde Kin nefretin, köklenip sarmaşığa sardığı günde Sevgi tohumu saçana, sevgi tohumu saçılana Adı sevgiyle anılana selam olsun!

Toprağı çoramış, su damlamaz Güneş ışımaz, seher yeli esmez Harmanın, hasadın tarih olduğu günde Sevgide harman dostlara selam olsun!

Sevgi düşmüş pazara, satılır haraç mezat Kapanın elinde kalır, gönül meteliksiz Sevgi kıt, iş kadar, aş kadar, çoğu yoksul Sevgide zengin olana, selam olsun!

Sevgi düşmüş pazara, kapanın elinde kalır Tedavülden düşer günden güne, alan pişman Sevgiyi parasız sunanın enayi bilindiği günde Sevgiye, sevgi katan dostlara selam olsun!

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 523: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Selam Sana

SELAM SANA

Yirmi dokuz günZihni gibi düşünenAybaşında bir gün gülenKırk yıl avutlarla avunanUmudunu yitirmeyen öğretmenim

Derdini kara tahtalardaÇarpan bölen öğretmenimPapatyalar açıp güller sunanDerdi çileyi vurup sırtınaŞaha giden öğretmenim selam sana

Saçları tebeşirle boyayıpKamburu ceket altında saplayıpKörpe yüreklerin kalp atışındaKörpe yüreklerle ninni söyleyenKörebe oynayan öğretmenim, selam sana

Onca yavruyu kanat altına alıpKöroğlu gibi naralar atanBirinin derdine, gözyaşınaGözyaşı göle dönen öğretmenim, selam sana

İbrahim Şahin 2

Page 524: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sen YOK

SEN YOKSUN İŞTE

Sensizliği, kadeh kadeh doldursam Yudum yudum, yudumlasam Kadehler dolmuyor, yudumlanmıyor Sen yoksan, kadehler bile bomboş

Kadehte dolan ben, yudumlayan ben Sen özleme saran, başımı döndüren Adını andıkça; ölüp ölüp dirildiğim Bir görseydin acır mıydın halime

Sen yoksan, gündüzler geceye sararSabahlar; alır savurur beni, vurur taştan taşaDenizler kıyıya vurur, yollar sarpa sararYıkılır dünyam, döner başım, döner, döner

Bir nefeslik ömrüm; bir asra bedel, bitmez Karlar yağar başıma, fırtınalar döver durur Cennetim cehenneme çevrilir, sensizliğimde Her dem sorgulanır, dağlanır yüreğim, kan fitil fitil

Bilirim; sen olaydın cennete çevrilirdi cehennenimBilmem fayda etmiyor, sen yıldızlar kadar uzakYanımda olaydın; bahara erer cenneti sunardım sanaSen yoksun işte yok, yolunda can veren ben var sadece

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 525: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Seninki Sevda Değil

Sevgin yüreğine çöreklenecekseVe kök bağlayacaksaVe de kilitlenecekse dilinin ucundaVe de kaçışacaksa bakışlarındaIşımayacaksaSarmayacak, ısıtmayacaksa bedenimiTitretmeyecekse gönül telimiUçurmayacaksaSöküp almayacaksa, hüznün batağındanAkmayacaksa coşkun selimeHayalet olup peşim sıra pir olacaksaSabrımı tüketip, ömrümü bitirecekseVe de kafesinden uçuracaksa beniGözyaşından sel olup akacaksaGözyaşına çok yazık olacakVe o zaman adı sevgi olmayacakYüreğini ateşe verip yangınlar savuracakKavrul dilediğin kadarVe de kavur, dilediğin kadarKelebek bile ateşe kanat çırparsaBenim ki de öylesi

İbrahim Şahin 2

Page 526: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Seninle Sensiz

SENİNLE SENSİZ

Deryalarda yüzen senDibe vuran benGeceler uykusunu bölen benTatlı rüyaya dalan sen

Yüklenip yükü çeken benİnileyen sen, dah diyen senÇüş diyen sen, ah diyen senŞükreden ben, isyan eden sen

Kaçan sen, kovalayan benYorulan sen, ah çeken senAtı sollayan, Üsküdar’a varan benYarı yolda kalan sen, yorulan sen

Derdi yazan sen, silen benAğlayıp feryat eden senTerazide ağır basan senAdalet uman sen, dengeye küsen sen

Bin feryat ile fırtınalar koparan senDinen ben, bedduanda ben, hışmında benBen olmasam, yok olan sen, biten senBir ben ol, bin sen olmaya razıyım ben

İbrahim Şahin 2

Page 527: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sensizliğimde Yine Sen Vurdun

SENSİZLİĞİMDEYİNE SEN VURDUN

Ne olurduKarşıma çıkmasaydınGerilmeseydi gönül yayımFırlamasaydı ok kınındanÇekmeseydin amansız okunuYere serilmeseydi zavallı bedenim

Beni sana taşıyan yollaraMayınlar döşendi adım adımSen kokan o güzelim çiçeklerAzıdı, yabanıl hepsi diken sarılı

Sana benzettiğim yüzlerYine sana benzer, benzemesineGel gör ki düşman hepsi senin gibiHışım yağar bakışlar, yürür üstüme üstüme

Yüreğimi ateşe verdinMayasız uykularım bölünürDerdime dermansız dertler yığdınDizler dövülür, kel saçlar yolunur

Bir sana kapılmıştımBir sana vurulmuştumMeğer sen ne çokmuşsunSensizliğimde kaç senler vuruyor

İbrahim Şahin 2

Page 528: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevda

Sevda dediğin tetik tetikÇekilmeli tetik kaş göz arpacıkDökülmeli sözcük sözcükSavrulmalı yaprak yaprakKoklanmalı tomurcuk tomurcuk

Sevda dediğin tetik tetikKurşundan uzak sürgüNamlı kurşun yoksuluTetik küskün kurşunaKurşuna çekilmemiş tetikPusuya düşmemiş bülbülKan damlamamış yüreğeYasa bürünememiş göz

Sevda dediğin aş gibiTadında, tuzunda, kıvamındaNefes gibi soluk solukSu gibi yudum yudumKaranlıkta çakan şimşekGeceyi kuşatan şafak gibi

Sevda ne kör ne şaşıYıldız kadar seçkinGüneş kadar ışılakGüneş kadar sıcakBulut kadar doluYağmur kadar sağanakYağmur kadar serinToprak kadar mümbitGece nöbet, gündüz nöbetGece gündüz seyri sefer olmalıYediveren gül kadar azgın olmalıUğruna can vermeye değer olmalı

İbrahim Şahin 2

Page 529: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevda Gülü Derimsiz

Sevdaya kapılmışYıldızlara kafa tutmuşumTırmanmışım, sarp kayalaraAşılmaz dağlardan aşmışım Gecem gündüze karışık menzil bilinmez

Yol boyu dostum oldu kuşlarŞahidim adını kazıdığım kayalar

Dost düşman,Yüzüme yiğit dedilerArdımdan deli divaneDuydum, duymaz oldumGördüm, görmez oldumBen ki duysam ne yazarGörsem ne yazar, tutuşmuş ateşim

Derdimin dermanı sendinSen de Sağır Sultan oldun

Yürek yandı tutuştu Yanıyor cayır cayırAyaklarım nasır bağladı, kabuk kabukUyku bürümez gözlerim, çapak çapakGören de duyan da deli divane diyor, duy

Yollar arşınladıkça uzarÖmrün miyadı dolar, menzil belirirMenzil girişi yazar; ‘’Kabristana hoş geldiniz’’Sanma ki gülün solmayacak, kapılar sana açılmayacak

İbrahim Şahin 2

Page 530: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevda Hasreti

Hasret kaldığım güzelliğiniAşılamak istedim doğan güneSensizliğimin tan kızıllığındaResmini çizmek istedim ufkaEşin emsalin yok ki hatırlatsınKaranlık çökmeden çizebilsem resminiÇizgiler attım gözyaşlarındaPörsük yanağımda kırıntı rujlarKarıştırıp veremedim ten renginiKâbus terleri, gözyaşı seli sildi resmini

Ellerim medet bekler rüyalardanZifiri karanlığın sensizliğindeAy ışığı, baykuş sesindeMelül bakışların hatırlayabildiğimÇizemedim resmini doğan güne

Efkâr çöker gün batışlarıKan kusar gecelerÜstüme üleşir haydutlarYatarım ne yatağım belliNe gecem, ne gündüzüm belli

Ne dünüm belli, ne yarınımNe hüsranım, ne sevincim belliYaşarım, ne yaşantım belliGören deli diyor, belki doğruNe deliliğim belli, ne divaneliğim

Severim, ne sevdiğim belliNe sevenim, gülenim belliNe dostum, ne düşmanım belliMecnun olmuşum âlemde besbelliYol arşınlarım, ne yol belli, ne arşın

İbrahim Şahin 2

Page 531: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevda Türküleri

SEVDA TÜRKÜLERİ

Karanlığın koynunda uyusaOnca kötülük, onca acıYıldırımlar çakmasaMavzerler dövmese böğrünüUyanmasa onca kötülük, onca acı

Güneşin kızılı vursa çimeneBülbül, konsa gülün kanadınaÇoban kavalını çalsa, yanık yanıkKoyun kuzuda, kuzu koyun melese

Yar kaşlarını çatmasaSitem bulutları çökmeseDepremler yaşamasa bedenlerSevda çöreklense bedenin orta yerindeSevda okusa diller, sevda şakısa bülbüller

İbrahim Şahin 2

Page 532: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevdayı Niye Kurşunlarız

SEVDAYI NİYE KURŞUNLARIZ

Yokluğa soyunurVar yanımızKeşkeler yamalarDüğümler atar feryadı figanSağanağa tutulur gözlerGökyüzü yitirir maviliğiKör karanlığa sararAh keşke, ah keşke …Tohum tohum saçılırAyrığa sarar bedenSarılır umudun filiziKırılır umudun filizi

Ahh! Keşkeler…Duvarlar örer yârin tenineAh keşke, ah keşke…Yükselir duvar, tuğla tuğlaYâr aşılmaz kaleAh keşke, ah keşke!

Sevdayı kurşuna dizerKeşkelere sarmalarızKör kuyulara atarSahralara sürgün kılarızMecnun olurGündüzü geceye gebelerSancılarda kıvrım kıvrım

Ah keşke!Budayabilsek keşkeleriDikebilsek gözü maviyeMerhaba! Diyebilsek yeni güneKoklayabilsek yârin teniniUmut filize saracakYâr bedeneSevda hasada

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 533: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevdiğini Söylemek ÖYLE KOLAY ki

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/jwCByrdEnC/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/jwCByrdEnC.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/XHCmGanibe/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/XHCmGanibe.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

SEVDİĞİNİSÖYLEMEK ÖYLE KOLAY Kİ

Güzellikleri ile doğarHer şafak güneşGömer acıları karanlıklara…Savurur dünde; yaprak yaprakBoğar en azgın, en derin sulardaTaşır boz bulanık, çılgın sellerdeBırak girdabı, bırak sel sularınıVuracak onca kıyı, tutunacak onca dalDemirleyecek onca liman, seni bekler

Dün zamanındırAlıp gitmiştir sendenBugün senindir, yakalayabilirsenEsir etme bugünü, dünün yasınaBugünün kasıkları, yarınların sancısındaDün kıskançtır, düşmandır yeni güneTerk etmiştir seni çoktan, terk et gitsinTutma yasını, çekme kahrını, acı emanetini at gitsin!Biriktire biriktire dönme göle, o göl seni de yutar beni de

Zamanı zamanaZüriyyeti hüzünleriniZamanın koynunaKendini kollarıma bırakSen yeniden doğ, her yeni gündeKum gibi birikir sevincinSaçılır tohum tohum, yeşerir çimen çimenSet çekersen kendi bendine, zincire vurursan boynunuÇimenler diken, şafaklar karanlığa sarar, kanar yüreğinFeryadın seni yakar, beni yakar, inler yer gök inim inim

Sabahın ilk ışığındaUyan, dünün koynundanÇiylere bırak, yıkansın teninKurutur, cilalar güneşin kızılıMaviliklere ver yüzünü, fonlar çekilsinSen sadece yeni güne ‘’Merhaba! ’’ deZahmet olmazsa, bir de ‘’ beni sevdiğini’’

Page 534: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin

İlham kaynağım biricik kızlarımın anası eşime

İbrahim Şahin 2

Page 535: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevgi

SEVGİ

Gönlünü;Gönlüme benzer sanmıştımGönlüme bir bahar erdi sanmıştımMeğer ben ne aptalmışımAçmıştım kapı pencereAçmıştım sonuna kadarGönlüme vuran, dolu oldu, dolu

Ufukta doğanGün sanmıştımKaranlığa sarar oldum,karanlığaGünümden oldum, yıldız sayar oldumKendimden, kendi gölgemden oldumSeni geçtim kendimi arar oldum, kendimi

Bakışlarını;Güneş sanmıştımSesini kalbinin sesiMeğer oyunmuş seninkiBeni kafese koyup eğlenmenin sevinciUmrunda mı, çöküşüm, umrunda mı bitişimBen dövündükçe zil takıp oynarsın be zalim!

Oyun;İnsan içindir elbetOynar oyunOyun, oyundurOyun tuzaksa, oyun silahsaTükürürüm o oyunun içine beÖzünde insan olanSevgiyi oyun bilmez, tuzaksa aslaSevgi davadır, sevgi yaşam kaynağı

Sevgi; sil baştan bir insan yaratmaktırDoya doya bakmak, koklamak doya doyaBu benim eserim diye, övünmektirBu benim eserim diye, bağrına sarmaktır

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 536: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevgi İnce İş

Bu gece yar bağrını, gecenin sessizliğine inatCoşkun seller gibi aksın, bütün birikmiş dertlerKır zincirleri, dağa vursun kemirgen kurtlarDök birikmiş acı gözyaşlarını, bulutlara inat

Ne kadar lanetin varsa yağdır, bir kadresi kalmasınGizli definende saklı, duymadım acı sözün kalmasınAtlar gibi kişne, atlar gibi tepin, kır zincirini, yırt kafesiŞahlan sabaha karşı, al sırtına, kırlar yol gözler bilesin

Duymadığım ne kadar sözün varsa söyleGörmediğim ne hünerin varsa gösterBilmediğim ne isteğin varsa, bekleme dileMüneccim değilim, çözemem, çözül bu gece

Öyle kaçamak bakışlarda, sönmez yüreğimin ateşiGöğün yeri sardığı gibi sar, yıldırım çarpığı gibi titretBir damlada ıslanmaz beden, çağlar sular gibi dökülKaranlıkta ateşböceği istemem, şafaklar gibi sar

Yıllar yılı, sevginin ateşinde kavrulmuşumAç kurtlar gibi duygularım, titrer bedenimÖyle üç aylık bebeğin, mama yiyişi sevgideDoyamam, sevdanın dehlizine dalamam

Öyle kedi - yavru dalaşı, oyuna kanamamHoron teper gibi tep beni, sazın teli gibi inletKemençe havasında, en oynak havalar da oynatAyağımı yerden kes, mavi bulutlara uçur beni

Karaya vurmak için korsan aramayacaksınİşte tekne, işte kürek, süzül okyanusta, çek vur karayaUçmak için, bulutlara göz kırpma, rüyadan medet ummaİşte kanat, işte ufuk, takın uç uçabildiğince, yaşa rüyalarını

Sevgi öyle bilmece oyunu değil kiÇözesin, çözemeyip oturup ağlayasınLabirent içine koyup dolaştırma beniDolaş benimle, tende beden, bedende ten

Sevgi öyle poker oyunu değil ki kaybedesinSevgide pişti yapabilirsin, unutma o da bir kartlaSevgi poker değil ki bir el oynayasın, sonra savurasınSevgide oyun olmaz, sevgiyi yazar okursun, yaşar yaşatırsın

(Dostların tavsiyesine uyarak değişiklik yaptım.Eleştirileri ile yol gösteren dostlarateşekkür ederim.) İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 537: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevgi Loto

Herkes sevgi müptelasıKimi sarhoş, kimi vurgun yemişKimi güvertede yolcu, limanda iskeleSevgi, uçuşur tatlı söyleyişlerde

Demir almaz sevgi, Bir yıldız, kayar gider Bir meltem, eser gider Düşer gönle bir köz

Herkes sevgi müptelasıKimi yelkenle süzülürKimi alabora, ‘’SOS! ’’Yine de sevgi haykırır

Sevgi, şarkıda, türküdeSözde, yazıda, her dudaktaYüreklerde arada birGönüllerde loto olasılığı

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 538: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevgimizi Çalmışlar

SEVGİMİZİ ÇALMIŞLAR

Şehrime, hırsız dadanmışMazgallardan, baş vermiş cellâtCaddelerde, aheste yürüyüşler yokKaldırım taşları, kök salmış cellâtKoşuyor herkes, kaçıyor herkes

Parkta çocuklar oynamıyorSokakta evcilikler yokKorkak, çocuk sevinciKuşlar cıvıltısız, gökler boşSavaştan kaçarcası, kaçışlar

Evime hırsız dadanmışÇalışır didinirim, sevgi uğrunaHer akşam, sevdiceğim feryat ederNeymiş sevgi kalmamış, tam takırHavada tabaklar uçuşur, takır takır

Dağıma hırsız dadanmışÇiçekler yolunmuş, hazana bürünükKuşların yuvası dağılmış, kuşlar can çekmedeSeyyahım korkudan yolunu değiştirmiş, rüyada gezerBulut rengini yitirmiş, gökler yas tutar, feryat figan

Ya Beyler, soğan ekmek yenir, bir bardak su içilirSamanlıkta sarılır yatarsın, samanlık saray, gönül rahatSevgisiz yaşanmıyor beyler, her yer zindan, her yer CehennemGelin sevgi çalmaktan vazgeçin, Cennet yakın size de bana da

İbrahim Şahin 2

Page 539: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevginin Ruhuna Elfatiha

Sevginin Ruhuna Elfatiha

Sirk alanı olmuş, dünyamKaplan, kafesini parçalamışSırtlan, dişlerini bilemişYavru ceylan, can havlindeTavşan uykusu, uykularTavşan yüreği, yürekler

Suların sulağı ıssızDağların yeşili sessizGüneşin dağa vuruşuGölgenin suya düşüşüAnlamını yitirmiş, çoktan

Ceylan, can havlindeSevda yok, yüreğindeDöl tutmaz olmuşYavru ceylanlar yokOynaşmalar yok…

Tutan tuttuğunu....Masal havası sevdalar yokGünler, korkunun denizinde yüzerYok, yarınlara taşıyacak günlerGünleri taşıyacak, yarınlar yok

Sevdalar silinmiş, yürek boşUmutlar kazınmış, kafalar boşBeden, korkuluk, korkuya vuslatKorkuya selam dururKorku kıble, korkuya duacıDakikada beş secde, beş selamSevgiler üstüne salâvat getirilirRuhuna; ’’EL Fatiha! ’’

İbrahim Şahin 2

Page 540: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevgiye İlmek At

SEVGİYE İLMEK AT

Yok, bıktım demenin faydasıYa değişecek, ya değiştireceksinOlmadı araziye uyup, kabulleneceksinSevgiye ilmek atacaksın düğüm düğüm

Her feryat bir düğüm çözer sevgidenHer feryat bir balyoz, incitir bir damarFeryat üstüne feryat, isyan üstüne isyanTemcit pilavı, kokar kokuşur, tiksinti verir

Sazlar bile akort ister, sevda türküsü söylemeyeAkortta saz, solist ister, sevda türküsü söylemeyeSolist alkış ister, gönlünce sevda türküsü söylemeyeSaz dümbelek ister, dümbelek de def, çalıp söylemeye

Bedenin dokunmak, ısınmak isterSaçın taranmak, taranıp koklanmakSevdan serpilmek gönülde, elde derilmekSöyle, tek başına dokunur musun, kilim kilim

Söyle, tek başına yazılır mısın, türkü türküSöyle, tek başına okunur musun, türkü türküTek başına tohum, ekilir biçilir misin, tarla tarlaTek başına, kırağı düşer, dolu vurur, solar gülün

Dağlara küsüp, vurma kendini çöllereYollarına tuzaklar döşeyip sığınma kaleneKendini ateşe atıp, bağrını dövüp, yolma saçınıCeylan ol, çık yolara, tavşan ol, sığın yüce dağlara

Bağbana küsüp soldurma gülleriniBülbülü taşlayıp yanma hasret odundaGülistan gül ister, bağban ister, bağban gülBak, bağda gül dala, bülbül güle konar bilesin

Çulhaya küsüp, mekik masır fırlatmaDüşün ki bu pazarda kurulu tezgâhınDurma doku ilmek ilmek, beze motif motifVarsın terin koksun, dokunmuş kilimin olsun

İbrahim Şahin 2

Page 541: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevinç Kesat Acı Harman

SEVİNÇ KESAT ACI HARMAN

Acılara harmanAcılar bereket yüküSevinçler serpilmiş üstüneÇörekotunu andırır, pütür pütür

Acılar mayalanır her demKorkuyu bürünür, kabarırDemini alır çatlar, çatlak çatlakSevinç tohumu düşer her çatlağa

Sevinç tutunur, kök salar, filizlenirAcılar sarmaşık, sardıkça sarar, boğarBeden bu, yadsımaz ne acıyı, ne sevinciSarmaş dolaş acı- sevgi, birbirini arar durur

Gönüldür ki acıyı barındırır, sevinci barındırırGönüldür ki sevinçten acı, acıdan sevinç fışkırırAn olur ki sarmaşıkta bir gül, sarmaşığı yok sayarAn olur, binlerce sevinci, bir sarmaşık kana boyar

İbrahim Şahin 2

Page 542: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

SİFONU ÇEKTİm

SİFONU ÇEKTİM

Her anne bir Karatay… ‘’Çocuğuma ne yeddireceğimi, nasıl yedireceğimi en iyi benbilirim! ’’ diyor. ‘’ Tabağına ne koyarsam onu yer, hele bir yemesin! .. Açarsın ağzını,tıkarsın lokmayı ağzına, kaşığın sapı ile tulum peyniri basar gibi basarsın. Lokmanimettir, çocuğum yemedi diye lokmayı çöpe döken kadınlar var ya kadınlar hiç mi hiçAllah korkusu yok. Afrika’da, Somali ‘de milyonlarca çocuk açlıktan ölürken biz demilyonlarca ton yiyecek çöpe gidiyor. Yazık, Yazık! ’’ Allah sizi inandırsın daha teklokmayı çöpe atmadım, kurban olduğum Allahım attırmasın.’’ diyor.Her anne- baba bir Cüceloğlu… Kimi baba ‘’ Çocuğa nasıl yaklaşılır en iyi ben bilirim,testten başını kaldırdı mı basarsın sopayı. Bak bakayım bir daha kaldırabiyor mu?Kimi anne ‘’ Çocuk çalışırken işi gücü bırakacaksın. Çamaşır, bulaşık bekler. Çocukbeklemeye gelmez. Çocuğun başında nöbet tutacaksın, elin ensesisinde olacak. Başınıkaldırdı mı elin ensesinde olacak. Nefes aldırmayacaksın. Nefes aldırmayacaksın kiokuduğunu sindirdirsin. Bir nefes aldı mı bütün okudukları uçar gider.Çocuk öküzüntrene baktığı gibi bakar kalır ardından…’’ diyor.Oldum olası derslerden anlamam. Testlerden hiç mi hiç anlamam. Tek tutkum fubol. Birde vurdulu kırdılı filmler, az da olsa polisiye romanlar… Bunları annene gel de anlat.Anlatamadım tabi ki. Bir anlaşma imzaladım annemle. Anlaşmayı rızamla imzaladımdersem haşa yukarda Allah var, çarpar. Anlaşmayı mecburiyetten imzaladım. On testekarşılık bir sayfa roman okuyabiecek, yüz testte karşı bir saat top oynayabilecektim. Ontest, yüz test kolay. Topu topu topu yüz harfi yuvarlak içerisine alacaksın. Gel gelelimtopu nasıl oynayacaksın? Diyeceksiniz, tutkusu olan biri top oynamayı niye dert edinir?Okuldan 3.00’te çıkıyorsun, eve gelişin 3.30. Üzerini değiştirdin, yemeğini yedin saatoldu 4.30. Yüz test çözdün oldu saat 6.30.. 6.30’da hava kararmış, sokaklar boşalmış,topu kiminle oynayacaksın.Kendi kendime dedim ki ‘’ Testi, fazlası ile çöz, top oynamayı hafta sonuna kaydır,hafta içi haklarını da ekle üstüne, hafta sonu iki gün doya doya top oyna.’’Okuldan eve geliyorum, geçiyorum testin başına.Dikiliyor annem başıma. Sorularabakıyorum, sorular bana bakıyor. İşin garibi ben soruları görüyorum, sorular benigörmüyor.Önce soruyu okurmuş gibi yapıyorum, sonra başlıyorum düşünmeye, bir yandandüşünüyorum, bir yandan her satırın altını iyicene çiziyorum. Arkadaşlar öyleyapıyordu. İyi kötü sekiz senede sekiz harf öğrenmiştim. A, B, C, D, öğrendiğim harflerarasındaydı. Düşünmeyi sindirdikten sonra gözüme kestirdiğim harfi dairenin içinealıyorum. Annem başlıyor saymaya, ‘’ Bir’’ Ben daire içine alıyorrum annem ‘’ İki’’, bendaire içne alıyorum annem sayıyor ‘’ Üç, dört…….., doksan dokuz…’’ Çoğu kez yüzdemeden uyumuş kalmıştır.Ben test çözdükçe daha doğrusu çözer gibi yaptıkça annem kendini kaptırıyor. Testçözer gibi yaptıkça dedim, ben asla yalan söylemem, yalan söyleyenden hoşlanmam.Bu huyumdan değil mi sınıfta çok az arkadaşım oluşu.Ben test çözer gibi yapıyorum annem coşuyor. Ben test çözer gibi yapıyorum annemcoşuyor. Her daire içine aldığım cevap şıkkı annemde rakip takımın kalesine atılan birgol sevinci. Test çözme oyunu nerdeyse bana top oynamayı unutturdu unuttururacak.Ben çözdükçe annem gaza geliyor ‘’Yatmadan önce on test daha çöz, aklında kalır.’’Sabah kalkıyorum ‘’ Dur, yüzünü yıkamadan on soru çöz! ‘’ Sofraya oturacağım‘’Oturma, on test çöz, iştahın açılır! Sıkışmışım tuvalete gideceğim ‘’Dur, sık dişini, ontest çöz, diraytini arttırır! ’’ Tuvaletten çıkıyorum ‘’ Ara verme, araya soğuklukgirmesin hemen on test çöz! ’’On test yatak duam, on test, iştah açıcım, on test isal sökücüm, on test yemek üstüsindirim kolaylaştırıcı meşrubatım, bol köpük ayranım. On test hayatım.On test annemin sevinci. Annemin övünç kaynağı. Komşularımıza nasıl hava atar bir

Page 543: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

biseniz ‘’ Benim oğlan var ya, benim oğlan, on test çözmeden yatağa girmez, benimoğlan var ya benim oğlan, on test çözmeden sofraya oturmaz. Benim oğlan var ya,benim oğlan on test çözmenen tuvalete gitmez. Benim oğlan on test çözmedentuvaletten çıkmaz. Annemin test sevinci birinci TEOG sınavına kadar katlayarak sürdü. Allahtan TEOGsınavı çabuk geliyor yoksa annemin mahallede tek dostu kalmayacaktı, anemi yoldasokakta kim görse yolunu değiştirdii ‘’ Şimdi yine başlayacak, oğlum var ya oğlum,diye.’’ diyerek.TEOG sınavında annemmin yerini kafesinden fırlayacak bir arslan aldı. Annelik dürtüsüolmasa beni tek pençede parçalayacaktı, ben TEOG’ta sıfır almıştım. Annemin ilk sözü ‘’Bunu bana nasıl yaparsın? ’’ Beni derin bir düşünce aldı TEOG’a niçin girmiştim,anneme bir şey yapmak için mi? Cevabını bulamadım, anneme verilecek cevabıbuldum. Bülbül gibi şakıdım’’ Canım annem, cicim annem, vallah billah sınavbaşlamadan öncede yüz test çözmüştüm, hepsi de doğru idi. Sınav başlamadan öncebir sıkıştım bir sıkıştım, koşa koşa tuvalete gittim. Tuvalete zor yetiştim. Sınava geçkalmamak için bir yandan pantolonumu çektim bir yandan sifonu. Sifonu çektim, bütüncevaplar uçup itmiş. Sınava girdiğimde hiçbir şık gözükmüyordu, soruda A, B, C, D var,çevap anahtarında küçük küçük kutucuklar var, o koca soruları ben küçücükkutucuklara nasıl sığdırılacağını bilemedim. Söz, yarın ben o sifonu kırarım.’’dedim.Annem ‘’ Sen sifonu kırmadan ben kafanı kracağım.’’ dedi demesine. Tabi ki kırmadı,kırsaydı ikinci TEOG sınavından nasıl sıfır alacaktım?

İbrahim Şahin 2

Page 544: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Siirim

ŞİİRİM

Her şiirden bir tohumYeşerir mısralardaTomurcuk gül açılırYeni tohumlar saçılır

Her şair öper okşarBilir ki kanı damlamışSevdalılar okur en içliBilir ki gözyaşı damlamış

Çiçeklerden süzülürGönlümde demlenirDamlar kalemdenAkar mısra mısra

Her çiçekten bir kokuSaçılır, sözcük sözcükBal tutar petek, bal süzülürOkunur, okundukça tadılır dadı

Sessizliğe bürünürUyur gece sessizliğiRüzgârda coşarGönüllerde durulur

Karanlıkları yırtarGüneş kıvılcımındaSüzülür pencerelerdenUykular bölünür, hüzün kaçışır

Kapı kapı dolaşır, girer kapıdanBazen tanınmaz, kovulur yaka paçaTanınır, sarmaş dolaş, kurulur başköşeyeMelek kanatlar takınır, yol alır başka köşeye

Damıtılmış gözyaşlarında yıkanırGönüllerde demlenir, buram buramBir şarkı olur, mırıldanır dudaklardaSazlar coşar, teller iniler, mest olur gönüller

İbrahim Şahin 2

Page 545: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Siz Yastayken Sevda Türküleri Söyleyemem

SİZ YASTAYKENSEVDA TÜRKÜLERİ SÖYLEYEMEM

Şiirim;sanma ki kalem yazarsözcüklerde dizilirimşairin yüreğinde kanayan, kandamlasıgözünde göz nuruufkunda güneş kızılı, şafağı sarangöğünde çakar şimşek, gönüller titretenyanağında açan tomurcuk, has güller tanesi, rengârenk

Bırakın!şairin sözü gibi susayım, tek bir mısradaBırakın! Coşayım ırmaklar gibi, uzayıp gideyim…sel suları gibi bulanayım, göl suları gibi köpüreyimdalgaya bürünüp kabarayım, buharlaşıp serpileyim

Meydanlarda söylenmiş nutuk değilim, avutamamyüzler damardan süzülmüş, yürekten fırlamış bir okbir şamar gibi şaplarsa suratına, saplanırsa yüreğineBil ki ben şiirimşairin yürek sızısı, süslü nutuk değilimben şiirim

Kanayan yaranın damlasıysambürünemem pembeyekavganın çığlığıysamgiremem kaftanî kostümleremaskeler takınıp, çalamam kapınıgiremem köşküne, bağdaş kuramam sırça sarayınayas tutarsam eğer yasına, varsın türkü havası olmasın

Çehren gibi biçimsiz, umutların gibi sönüknasırların gibi, boğum boğum, denksiz darmadağın…hitap etmiyorsa deryalara gark gül yüzlere, varsın etmesin!bir yılan gibi sarılıyorsa matemin, diniyorsa acılarınbir damla serpinti, düşüyorsa çatlayan yüreğinearalanıyorsa umudun perdesi, ışıyorsa gözüntebessüm düşüyorsa gece karanlığı yüzünebil ki ben şiirim!

Tezeğe sarılı ter kokuyorsam, buram buramacı serpilmiş, çeşniye bürünmüşsem, çeşni çeşniperde perde kapanmışsam, yitik kaçık umutlardaışık ışık süzülmüşsem karanlığabil ki ben şiirim!

Dert dağlarının eteğindenfışkıran bir pınarsambulurum bir yolakar giderim dertler gölüne, denizine

Page 546: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

yürekten damlayan bir damla kansamdamlarım yaralarayarada sargı; sarılırsam yaraya tuz olur basılırsam ben şiirim!

Yas tutuyorsam mısra mısrayasım; şairin, yasım; sizinsevda türkülerine bürünmüşçalınıyorsam sazın telindeokunuyorsan yârin dilindesevdam sizin, sevdam şairin

’’Siz matemdeyken, sevda türküleri söyleyemem ben şiirim! ’’

Uykularda uyumazrüzgârlarda savrulur, seherde gezinirseyyah olur, dur durak bilmezgönülden gönüle göç ederkına girmez, tek renge, tek dile gizlenmeztapulanmazşırılar akar, pınarlar gibi; sessiz...ırmaklar gibi coşkun

halaylarda halay başımatemlerde gözyaşısofrada bir lokmasevdada bir tatlı sözokşuyorsam gönlü’’İşte ben o zaman şiirim!Şiirim; şiirin hası şiir’’

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 547: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

SOLMAYAN gülüm

SOLMAZ GÜLÜM

Roman olsaydın cilt ciltOkunmuş bitmiştin çoktanBelki de sıkılmıştım atmıştınNe okuyabildim, ne söküp atabildim

Sen okundukça yazılan, aşk tadındaYazıldıkça meraka yoğuran bal tadındaHer nefeste yaşadığımsın, nefes nefesHer nefeste yaşatanımsın, nefes nefes

Sen, gül olaydın solup savrulmuştun çoktanSen, her dem gönlümde yeşerenimsinKokladıkça kokudan kokuya bürünenimsinSen gönlümü cennete çeviren solmaz gölümsün

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 548: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Söyle Şaiir

SÖYLE ŞAİR

Şair, aşk sana göre değilGel vaz geç, bu sevdadanTohum ol ekil, şu kıraç topraklaraToprak yeşersin, sofralar donansın

Bak, kara bulutlar sarıyor, dört bir yanıBir umut, bir ışık varsa, o da sensinŞafağı kızıla boğ, karanlığı ışığaGökyüzü maviyi sarsın, umut beyazı

Gör, toprak suya hasret, çatladıBulut’a ağ, baharda yağ, güzde yağCan ol fidelere, can ol bostanlaraPınar ol, göl ol musluklarda, damlalar ol

Gel şair, gel aşkların en güzeli sensinAyağı yalın, gözü yaşlı mamaya hasretOnca bebe, onca nene, onca dedeOkşanıyorsa elinde, yazılıyorsa kaleminde

Aşkların en güzeli, tek gönülde çöreklenmek midir?Bunu bir sen bilirsin, bir sen yazarsın ey şairAşkların en güzeli, binlerin milyonların gönlüneTaht kurup, binlerce yıl yaşamak değil midir?

Bıçak sırtı yaşamlarda, cambazlıklar, iniltilerCan pazarı pazarlarda, satılan bedenlerYıkılan yok olan onca umutlar, kapanan kapılarVe bunların yanında, karanlığa ışıyan müjdeleri yaz ey şaiir!

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 549: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Susturamazsınız

ŞiirimÖyle kolay kolay susturamazsınızÇağlar sular gibiYüreğinizin derinliklerindedir gözümDökülürüm damla damla gözünüzdenDizilirim mısra mısra dizelerde

ŞiirimSaçılırım umut umut teninizeGül tomurcuk; açılırım yanağınızdaKederleriniz uçuşur duman dumanGözlerde, süzülürüm ışık ışık

ŞiirimKöküm yüreğinizin derinliklerindeSökülüp atılmam kolay kolayDamar damar gezinirim bedeninizdeSonra bezenirim mısra mısra

ŞiirimTapınağıdır gönlünüzünUğrar gönül eylerKiminiz aşkı dilerKiminiz döker göz yaşınıAğıt olur söylenirim dilinizdeTürkü olur çalınırım sazınızda

ŞiirimSusarsam baykuş tüner ocağınızaCan çekişir umutÇöker kara bulutlarCehenneme döner dünyanız

ŞiirimBırakın uçayım güvercin kanadındaSalınayım zeytinin dalındaTohum olup serpileyim gönlünüzün çorağındaYeşeririm umut umut, derilirim demet demet

İbrahim Şahin 2

Page 550: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ŞAHİNCE Şaiirim

ŞAHİNCE ŞAİRİM

Ne kartal ne de kuzgunumNe leşte, ne it dalaşında gözümKinim düşmana, dosttadır sözümCoşar kalemim, her umut doğuşlarında

Sanman ki sözcüklerde dizilir yazarımŞehirlerin en dar sokakları, arka sokaklarıDağların en ıssız köşelerinden, dönen değirmenimEn çorak topraklarda ekili umutlardan, devşirilenim

Dertler bende süzülür, ağıtlar bende yazılırDirencin testi bende yapılır, sabrın sınırı daKalemim çetelesini tutar, izdüşümlerini çizerUmutların milyonda bir ihtimalini, hesaplar durur

Bir bedel ödetir her sözcükBin bedelden süzülür yazılır, bir sözcükGeceler yıldız saymak, işin en eğlencesiKanayan her yaraya, yas tutmak zor iş

Kavgaların en kutsalına sevdalanmakKavgaların en bitimsizine kalkışmakKanlardan karanfiller yaratmak zor işBedel ister, bedel, bedeldir ödediklerimiz

Bedelimdir; gecelerde yıldızlar saymakKör zincir kapılarda, güne umut bağlamakBir ömürde, bin çileye nikâhlı yaşamakVe bir ömre, bin ömür sığdırmak, gık çıkarmadan

Ödenen her bedel, yazılan her sözcükBeni ben, bizi biz ve şair yapacaksaBedel ödemek boynumun, boynumuzun borcuŞahince Şair; yazar öderim her bedeli, öderiz her bedeli

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 551: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şaiirin Şiiri

Acılardan süzülürGözyaşında arınırBin çiçekten efsunŞair yüreğinde dem alır

Karanlıktan kopan yıldızŞafaklara serpili güneş kızılıSözcükte sipere yatmış mavzerÇekilir tetik, kaçışır gam kasvet

Eser seher yeli, kanat vurur kelebekKabuğunu yırtar uykular, bendi döver dertGül yanakta çimlenir, bahar çiçeklerinin en hasıYerin eteği öpülür, maviliklere selam durulur

Şairin şiiri cilve nazdır cilve naz olmasınaSanma ki her okuyana cilve sunar, cilvelenirNazlıdır nazlanır, bin bir sırda gizlenirSen çözmek isterken, seni çözmek ister

Benliğineyse dünyanAcıya göğüs germemişSevince bel vermemişGiremezsin dünyasına

Gurur yüküdür tez incinirAlçak gönül definesiOkundukça cana gelir coşarBir girerse dünyana, pir girer

Sihri, çözülmeyi beklerSuskunluğu, kırılmayı beklerTatlar var, tadılmayı beklerTatlar, tatlara tat katmayı bekler

Hatır nazdırBir kez tınlamışsa kulağındaBir kez süzülmüşse gözlerindeBir kez mırıldanmışsa dudağındaTaht kurmuştur gönlünün orta yerine

İbrahim Şahin 2

Page 552: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şairim

ŞAİRİM

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimBaharda çiçek, açar kırlarda, kayalıktaArılar gezinir, kelebekler kanat çırparKuşlar cıvıldaşır, yuva yapar yüreğime

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimSavruldukça savrulur rüzgârda, mavi bulutŞimşekler çakar, kış uykusu gönüllerdeTitrer gönül, seziler dörtnala koşuşur

Sözcüklere mısralara sığmaz yüreğimSeyyahtır gezinir, gönülden gönüle sığınırBir sevgi sözü, dökülür, bir bakış, süzülürBir şarkı, mırıldanır dillerde, titrer gönül teli

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimAğlayan çocuğun yüreğinde dinmez sızıŞehitte damlayan, son kandamlası donukGözyaşlarında sağanak yağmur, çisim çisim

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimHalay çeker meydanlarda, düğün dernekHaykırır özgürlük türkülerinde, semalar yankırUyku tutmaz gözünü, dinletir gönüllere sözünü

Sözcüklere, mısralara sığmaz yüreğimKöz düşer, yanar kavrulur, acı sızmazTütsüsünde, sıcacık sevgi, coşku savururDikeni gül diye sever, dikeni gül kokar gönlüm

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 553: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şanlı Düğün

ŞANLI DÜĞÜN

Ölmüş marabanın Eli kınalısına Ağanın göz koyuşu Göz koyuşlarMegola İdea Rüyasına dalanlar Ve de başkaları Toprak Ana’nın Bereketli kızı Anadolu’ya

Tarihin bereketi yüklü Gönül hazinesinde Ten rengi toprağında Hasadın bolluğu Salınan dalda Kuşun cıvıltısıKekiğin kokusu bayırındaSuyun şırıltısı, serinliği, derelerde Bulutun mavisi umutlar

Göz koymuştu niceleri Bereketli Anadolu’ya Ecdatlarının kanı, Yoğurmuştu torağını Sulamıştı dökülen kanlar Akan gözyaşları…

Tutuştular, Kılıç kalkan oyununa Doğranacaktı, kelle kol Filiz filiz, dal dal Sönecekti ocaklar Çökekti kara bulutlar Sönecek umutlar Bükülecek boyunlarKan kırmızı şarap Yudumlanacak kan Son kadehi Son damlayı yudumlayan Anadolu’nun sahibiGönlü elvermedi, Bereketli kızın Koynuna alamazdı İnsan azmanı, insan kasaplarınıYa doğrarlarsaGönlünü kaptırdığı yareniHaber uçurdu dosta düşmana‘’Anadolu sevdalanmış

Page 554: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Atam ayak basmış Anadolu’ya’’ diye

Haykırdı Atam Doğu- batı Amca dayı, yeğen Kazma kürek kavrana Anadolu kollana Gelinlikler giydirilip Ankara’ya yollana

Erzurum’da düşünüldüSivas’ta görüşülüp konuşuldu Amasya’da söz kesildi Ankara’da baharın çiçeğinde Takıldı nişan yüzükleri

29 Ekim’de; Şanlı düğünleri yapıldı Dünya düğün gördü Gökler şenlendi Yerler şenlendi Umutlar baş kaldırdı filiz filizDünya o gündür,Bugündür, o düğünü konuşur

O düğünBu düğün Düğünlerin Destanı düğün Bitmez yarınların düğünü!

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 555: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ŞAŞKINLIK GERÇEĞİN ARALIK PERDESİDİr

ŞAŞKINLIK GERÇEĞİNARALIK PERDESİDİR

Şaşıyor, şaşıyor şaşıyorsunuzOnca aymazlığınıza, vurdumduymazlığınızaKin kusmanıza, gülümseyişinize şaşıyorsunuzDiş bileyen bakışları, tebessümlü bakışlarla okşayışımızaPırlanta itinası titreyişimize, bozuk saat kalp atışlarınaZafer edası alaycı gülüşlerle top dumana boğuyorsunuz

Bir bilseniz umudumuz sizsinizEn önemlisi ata emanetiEmanetlerin mütemadi bekçisiŞaşkınlığınıza şaşırır, şaşırırdınızBu defa top değiştirir namlunun ucunu

Bir bilseniz umudumuzsunuzYok sizden başka tutunacak dalSığınacak liman…Çaresizliğin çaresiUmudumuzun düşü, geleceğin müjdesiŞaşkınlığınıza şaşırır, çatarsınız silahı

Bir bilseniz umudumuz, umudumuzun tohumuSerpilirsiniz düşlerin ovası gerçeğin parselineYorgun tarih silkinir, bahara bürünürdeSürer hükmü devran…Kurulur oturursunuz tahtınaDürer mühürlersiniz, şaşılası şaşkınlıkları

Bir bilseniz, her biriniz güneşe bedelGüneşi gözlerinizde devşiririz her sabahSavururuz minik ellerinizde gün boyuCıvıldayan kuşlar siz, aydınlığın odağı sizŞavkıdır yüzünüze vuran, şavkıdır yüzlerinizin parıltısıŞaşkınlığınıza şaşırır, takarsınız güneşin tacını

Biz bilirizDiner fırtınalarDurulur dalgaBirikir göl olur taşkın sularDökülür ırmak ırmak kurak düşlereSavrulur fırtınalı gülüşlerBereket saçar en çorak umut

Bir bilseniz, her biriniz binler geleceğin tohumuŞimdi siz söyleyin nasıl kıyılır binlerin tohumu bireŞaşırdınız yine şaşkınlığa, büründünüz dumanlı havayaUnutmayın ki şaşkınlık gerçeğe giden yolda bir kapıAçan siz kapayan siz, kapıdan kapıya giden yol siz

Page 556: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 557: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ŞEHİT KAMPANYASı

ŞEHİT KANPANYASI

Gezegenin boş köşesinde boş bir vatan parçası, bir boşbakan vardı. Zamanla doldu boşvatan.

Boş vatanın, boş vatandaşı boş. İş güç yok. Umut yok. Umut öğretilmemişti her birine.Paylaşım yok, paylaşımın sevinç çığlıkları yok. Neyi paylaşacaklardı bedenlerindengayrı. Üretim neydi, paylaşım neydi acaba? Öğretilmemişti.

Boş vatanın boş vatandaşına bir oyun öğretildi, adı; ‘’Savaş’’ Silahı ilk eline kapanöldürüyordu ilk önüne geleni. Öldüren bir kez tattı mı öldürme zevkinin tiryakisioluyordu öldürmenin. Ölenin ikinci kez tatma şansı yoktu ölümün zevkini. Sırası gelendeniyordu, tadıyordu ölümün tadını.

Boşbakan ölenin yakınlarını ‘’ ŞEHİT’’ sözü ile avuttu. Öldüreni ‘’kahraman’’ sözüyle.

Vatanın dört köşesinde oynanıyordu oyun. Boş vatanın her biri iş bulmuştu kendine.Kimi öldürüyor kimi ölüyor. Geride kalanın kimi mezar kazıyor, kimi defnediyor ölüyü.Kimi ağıt yakıyor, kimi alkış tutuyor.

Kimsenin aklına boşbakanın ne yaptığını düşünmek gelmiyordu. Boşbakan memnundurumdan, boş bakan kendi yolunda.

Boşbakan arada bir seçim yapıyor. Boş sandıktan boşbakan çıkıyor, dolu sandıktanboşbakan.

Televizyon icat edilmişti. Oyunlar televizyondan verilmeye başladı canlı canlı.Televizyon kanalları oyunu ilk yayınlayan olma peşinde. Oyunun yayını her kanaldareyting.Boş vatanın boşta kalan vatandaşı TV izleyicisi. Şükür işsiz vatandaş yok

Oyun mu farklı boyut kazandı, Tv kanalları mı olayı çarpıttı belirsiz. Hep sapla samankarışmaya başladı. Oynanmamış oyunun aylar öncesi haberi verilmeye başladı. Oyununyeri, saati saniyesine varana dek, ölenin sayısı, öldürenin kimliği… Nasıl olur? Futboldabile maçı doksanıncı dakika belirler. Bu nasıl olurda oynanmamış oyunun sonucu aylaröncesi verilir? Her şey önceden belli diyelim, silahlar hiç tutukluk da mı yapmaz?Metorolojik olaylar da mı etki etmez? Etmiyor işte. Kanallar doğru haber vermeninövüncünde. ‘’ Oyunun sonucunu aylar önce biz yayınlamıştık.’’ Tekrar üstüne tekrar.Anlaşıldı bu oyunun sonucu baştan belli olduğu için Dünya Olimpiyatları’nda liste dışı.Bahis oyunlarında liste dışı.

Boş vatanın boş vatandaşının beynine fitne fesat karıştı. ‘’ Bu oyunda şike var.’’ Boşvatandaşın boş vatandaşı sokağa döküldü. Boşbakan aldırmadı. Boş vatanın boşvatandaşı sokağa döküldü. Boşbakan aldırmadı.

Boşbakanı dinleyen yok. Boşbakanın yolu boş vatanın, boş vatandaşın işgalinde.Boşbakan olaya el atmak zaruriyetini hissetti.

Boşbakan dandini kurullarını toplantıya çağırdı. Boşbakan, ‘’ Vatandaşı sokaktan evineçekecek bir çare bulmalıyız.’’ dedi. Öneri üstüne öneri…‘’ Hepsini kurşuna dizelim.’’ Osuruk gazı ile dağıtalım.’’ ‘’ Kezzap dökelim.’’ ‘’ Benzindöküp yakalım.’’ Hiçbir öneri çözüm olamazdı. Hangisi uygulansa ‘’Oyunun sonu’’

Page 558: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

demekti. Oyun oynanmalı. Oyun oynanmalı ancak vatandaşın rızası ile. Çare vatandaşoyuna razı edilecek.

Çözüm önerisi KILBİL kurum başkanından geldi. ‘’ Promosyon’’, ‘’ Ödül’’ Ödül kime?Ödül Yüzüncü şehidin yedi sülalesine. Yapılacak ilk iş ‘’SORÖĞREN’’ telefon hattıkurulacak. Her bağlantı 45dk. Oyalanacak.’’ 50.sıradasınız, 49. Sıradasınız. Beklemeyedevam ediniz.’’ Bağlantıda her telefona bağlanan 15 dk. Sorgulanacak. Tekrararamasına mecbur bırakılacak, ‘’ Şanslılar arasındasınız, son hesaplamalar henüzyapılmadı, aramaya devam ediniz. Tv.ler tekrar üstüne tekrar yapacak, ‘’Şanşlı kişi heran açıklanabilir, bizi izlemeye devam edin.’’ Böylece, vatandaşın bir kısmı telofona, birkısmı Tv’ye kitlenecek.

Duyurular Tv’lerden yapıldı. Duyurunun ardından gelen habere Tv’ler şaşırdı, boşbakan,‘’DANDİN KURULLARI’’ şaşırdı. Duyurunun saniyesinde aynı yer aynı saniyede yüz kişiölmüştü. Yüzüncü kim? UŞD KURUMU’na göre yüz kişinin yüzü. ÇUVKUR Bakanı, ‘’ Yüzkişiye veremeyiz bütçeye mali yük getirir. ‘’ SOVKUR Bakanı yüz kişi teşfik olur,ölümlerin önüne geçemeyiz.’’ diyor. Çözüm RÜYGÖR Bakanından geldi. Yüzüncü kişikura yolu ile belilenecek. Bundan sonra çıta yükseltilecek. Ödül bininci kişiye verilecek.Öyle de yapıldı.

Oyunun yüzüncü tahklisinin ardından bininci tahlihlisin ödülü Boşbakan tarafındaverildi. Ödülü alan talihlilerRÜYGÖR Bakanınının yakınları idi.

İkinci binin talihlileri Boşbakanın yakınları idi. Merak konusu ödülü kim verecek?

Gelmiş geçmiş şekit yakınları mezarı başındaydı.

İbrahim Şahin 2

Page 559: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ŞİİRLERDE GÖMÜN BENi

ŞİİRLERDE GÖMÜN BENİ

şiirlerde uyurum günbe günşiirlerde göçerim, her gece…şiirlerde açar, taze tomurcuğumtoplanır demet demet…kokusu saçılır, hece hece…şiirler gül tomurcuğumatar damarımsusarsa şiirdurur atan damarımaşiirler hayat kaynağımatar damarımsusarsa şiirkırılır kalemimburkulur yüreğimişte ben o zaman öülürümgömülürüm karanlığa diri diri

şiirlerde buluta tutulurumşimşekler çakar böğrümdesonra bürünürümsağanak yağmura…ardından ebemkuşağına…

şiirlerde buluta tutulurumyağarım hece hece…her hecede çatlar, bir gönül kabuğune umutlar yeşerir bir bilsen, ne umutlar…

küller eşelemektir işimsönmüş ateşlerdeharlamaktır korları…sonradökülmektir her hecede duman duman tütmek…

bir çocuğunçığlığıdır mayaladığımbir genç kızın düşüdür kabaran hamurbir yiğidin kadere boyun büküşübir ananın ağıdıdır serpintilerimörtün benimayalanayım kendimçe

şiirde doğarşiirde büyürümşirler yol yol, şiirlerde hanşiirde ağlar, şiirlerde gülerimbitmek tükenmek bilmeyentürlü hayellerde yolculuk ederim

Page 560: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

dur durak bilmezölürsem şiirlerde gömün benişiirlerde…

İBRAHİM ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 561: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şiirlerime Çağrı

Yaralı yüreğimin kanayan damlasıGözümden damlayan acı gözyaşlarıGözümde tüten sevdaların hasretiUykumu bölüp bölüp okşadım sözcükler

Uçtunuz telli duvaklı gelin, bilmem kime yar oldunuzYetim oldunuz, bilmem hangi ellerde büyümedesinizUşak oldunuz bilmem ki kime kulluk edersiniz şimdiBaba yüreği gibi sancır yüreğim, baba yüreği gibi buruk

Kimleri ağlatımız, kimleri güldürdünüz bilmemKimler hırpaladı, kimler okşayıp aldı gönlünüzüKimler toka diye taktı ahh, kimler gül diye sunduDertli baba yüreği gibi, düşlerim kemirir bedenimi

Ey sevgili şiirlerim, sizleri okşayan şair dostlarımAmcanızdır, dayınızdır, kaçmayın onlardan, sevinKim ki görmezden geldi, tanıyamamışlardır belkiBaba gibi gözüm üstünüzde, izinizi sürerim gecede

Ey Sevgili Şiirlerim, sanman ki terkedim, unuttumNe zaman ki duyarsam sesinizi sevince boğulurumGözyaşlarım sular, yeni kardeşleriniz yeşerir gönlümdeNe aman ki haber yok, yasa boğarım kendimi, bilesiniz

İbrahim Şahin 2

Page 562: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Tanımak İstersen

TANIMAK İSTERSEN

Giotine vurulan, bendim benBaşka bedende dirilen mucizeÖzgürlük Meydanı’nda çarmıha gerilenSahra Çölleri’nde recmedilen, başı ezilen

Caddelerden taşan, dağlara sığmayanŞahlara kafa tutan bendim, yıllar yılıAtları şahlandıran, kırbaçlayandımDağlarda haykıran, dağları inletendim

Paletler altında, kan sızan canTazikli sularda, yıkanan bedenOn yedi yaşında, kurşuna dizilenYirmi iki yaşında urgana öpücük atan

Memleket hasreti ile yanıp tutuşanMemleket memleket sürgün yaşayanMemleket memleket heykeli dikilenBir memleketinde anılmayan bendim

Meydanlarda coplanan binlerSaçından tutulup sürüklenenYetmedi kurşun sıkılanDaha da yetmedi demir parmaklığa kapatılan

Başka mı, sokaklarda, köşe bucak kaçanKöşe bucak kıvrılıp yatan binler bendimBir lokma ekmek hayali ile doyanGörmediğiniz, yetim çocuk bendim ben

Ben nerelerde bulunmadım kiFabrikalarda, tarlalarda, dağ bayırdaÇarmıhta, kurşunun hedef tahtasındaTarihin sayfalarında, eserlerin baş tacında

Bendim, bütün bahçelerde açan çiçekBendim, bütün bahçelerde ekilen tohumBendim, bütün gülleri sulayan coşkun ırmakBendim, talan edilen, bendim kollanan ben

Yarın mı merak etmen dirilirim bir başka bedendeBir güneş, doğarım başka bir ufuktaBir fide, yeşerir, donanırım mor pembe güleYa da boğulur yutulur muyum dersiniz başka bir karanlıkta

Yüz yılar boğamadı beni karanlığa, yok edemediYüz yıllar susturamadı, prangalarda, zincirlerdeBir karanlıktan bir karanlığa, koşar giderimBir şafaktan bir şafağa sararım, gökler ben, yerler ben

Page 563: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 564: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Toprak Ana'nın Mürüvveti

İ

Sevdalıydı Toprak Ana, derinden derineAnafarta’da karşılaştığı, Samsun’da tanıştığıÇelik bilekli, altın yeleli, mavi gözlü 19’lu gence Bir defa sevdalanmış, kaptırmıştı gönlünü, neylesin

Gence düşmandı yedi düvelToprak Ana’ya sevdalı diyeHançerliyorlardı can evindenSaçından tutup sürüklüyorlardı

19’lu Genç diş biliyordu yedi düveleYeminler ediyordu; ‘Toprak Ana’yı kimselere yar etmem.” Toprak ana daha çok seviyordu, günden güne Sabrı yenik düşüyordu, aşkına

Mürüvvet vermek istiyordu, sevdalısına Dileği kabul buyruldu, sancılara tutuldu23 Nisan Sabahı “Ulusal Egemenlik” doğuverdi Dağlara taşlara taştı, sevinç çığlıkları

Haberi duyan koştuBaltasını-kazmasını alan,Yüreğini alan koştu cepheyeUlusal Egemenlik yetilsin, filiz versin diye Yetilip bugünlere gelsin diye, bugünler gülsün diye

Ey Ulusal Egemenliğe sebep olanlar!Ulusal Egemenlik uğruna can verenlerRahat uyuyun, kalmasın gözünüz arkadaUlusal Egemenlik yetildi, bugünlere gelindiYarınlardan öteye taşınacak, bu filiz ellerde

İBRAHİM ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 565: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Türkü Havasında Söyle

Sözüne mi inanayımGözlerine miSözün yağmur çiselerSığınağıma çekilsemDoluya tutarGözler sevda havasındaCümbüş eylerKalbin ritim tutarSözün kalk gidelim havasıNe kalkışı belliNe de kalışıSöz ayrı teldenGöz ayrı teldenRitim ayrı teldenTam bir cümbüş havasıSazlar akort isterSazlar şef isterBırak kalayımİster sazın olayımİster şefinDadaloğlu’ndanKöroğlu’ndanPir Sultan’danŞöyle bir türkü…Dağlar inlesinSevdalı yürekler inlesinÜstüne Ahmet Arif’tenBuram buram bir Anadolu şiiriYunus’tan bir sevgi şöleniGönüller mest olsunGönüller dost olsunHe mi dedin?Sözünle söyleGözünle söyleÖzünle söyleTürkü havasında söyle

İbrahim Şahin 2

Page 566: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Türküyüm

TÜRKÜYÜM

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/5oBaVTnraE/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/5oBaVTnraE.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

TÜRKÜYÜM

Türküyüm; Sanılmasın ki sözcük dizisiTarihin derinliklerindedir onca kökümGökler, gökler arşınlar her sözcükBulut savurur, kör dumanher sözcük

Türküyüm;Dal budakAğıtlarda kırılır bir dalımAğıtlarda tutuşur ateşimAğıtlarda pişer, tüter dumanım

Türküyüm;Yağmurlar bende yağarÇayır, çimene bürünür gül tomurcuğaAğıtlar pişirir, ağıtlar kokuya sararHer kokuda, düşer iki damla gözyaşı

Türküyüm;Sen kokar her sözcüğümAlın teriyle yazılır, nasırla bölünürümKanla yazılırım, gözyaşında yunurumYürek sızın ondandır, gülüşün ondan

Türküyüm;Türküde doğar türküde ölürTürküyüm;Sizde doğar bir bir, sizde ölürNe zaman ki Öldürmediniz kendinizi, beni

Size türküyü yine ben söylerim türkü tadında

Türküyüm;Sazın telinde inleyen yüreğinizZurnaları titretenYer gök inleten

Page 567: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

ahı vahınızAl yazmalı halaylarda uçuşan özlemlerinizAğıtlardaki acı;kor bağlı, yanan yüreğiniz

Ne zaman kiAğıtlar koymadınız kucağımaSevdaları sürdünüz soframa Güldünüz yüzümeİşte o zaman bende görün sevda türküleriniBen; sizde göreyim halayı türkü türkü,ben sizde…

İbrahim Şahin< href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/5oBaVTnraE/'][imgsrc='http://media.imeem.com/p/5oBaVTnraE.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' />

İbrahim Şahin 2

Page 568: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Uçtu Uçtu Kuş uçtu

UÇTU UÇTUKUŞ UÇTU

Kuştur yuva yapanKuştur yuva yıkanBir kuş kiterk etmişse yuvayıgel gör yuva nicedirTaş,taş üstünedir görünürdeTaş taşa benzemezDirek direğeNe deprem yeridirNe yangın yeriNe yıkığa benzerNe kora, ne küleYıkık için içinKor için içinNe Kandilli ölçerNe itfaiye söndürürNe de UNESCOÇare bulur derdeDerde derman kuşturO da yaralı uçmuşturKendi yarasını sarmayaYetmez gücüUçmuştur bir kereBu uçuş THY uçuşu değil kiTarifeli sefer olaBeklene yoluBu uçuş ölümüneBu uçuş inadınaBu uçuş ölümüneBu uçuş canlı bombaSüründürür ileri menzilÇökertir, çökertir, çökertirKuş uçmuşturYuva mahşer yeriDuvarlar yastaYerler gökler yastaKuş yasta, kafes yastaKuş uçmuştur bir kere

İbrahim Şahin 2

Page 569: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umrumda Değil

UMRUMDA DEĞİL

Buluta sarsa da efkârımYağmura tutulsa da gözlerim Güneş gönlümdeyse eğer Doğuşu an meselesi, beklerim

Yüreğimin doğum sancısıdırSızılarım, akan göz yaşlarımŞafağın kızılı, vurur gönlümeDüşer can sunan bakışların

Kokun; Seher yelinde tüter Erir yüreğimin karı Çağlar, coşar sularım Akar sana doğru

Ay batar, güneş doğar Çatlar gönül kabuğum Açar tomurcuk gülüm Koku saçar, savrulur Sana doğru

Gönlüm; şarkısını söyler Şarkıda; sözsün, hece hece Ruhumda; nefes, soluk soluk Sazımda; beste, nota nota Çalar söylerim, sana doğru

İbrahim Şahin 2

Page 570: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umudun Girdabı

Takılır hayal odaklarına lopların oltasına Umududun çimlenmeye dönük büyülü yüzü Tatlı tebessümde mayalanır kabarır,volkan volkan Tatlı sözde çatlatır gönül kabuğu beyin küreyiBeyin uyanır uykudan Gönül dirilir ölümdenBir bakış, bir okşayış, bir söz... Yeşerir, filizlenir Bir sarmaşık, sarar bedeni, sarar bedenleri, gönülleri Yeni umut tohumları saçar, gönlün çoraklarına, beynin doruklarına

İrkilir beden, ışılar gözler Dirilir ayak, dirilir bilek Başlar maraton, koştukça uzar gider finiş Finiş uzar, hedef büyür, umut büyür, yürek büyür Finiş yaklaşır, hedef büyür, finiş; finiş. Hayal gerçek!

Umudun tohumu düşerse beyneDilde şarkı mırıldanır, yürek trampet çalar Bir haset kıvılcımda söner, susar şarkılar Bir acı sözde nazlı gül, büker boynunu Solar yapraklar, kapanır taçlar, kurur filizler, kökler

Umut gönül cefheri, beden motor gücü Umut; sevgi, coşku, paylaşım, insanın insansı şah damarı Umutlar üstüne kin kusanlar, nefret tohumu saçanlar Kin gölü önce sizi boğar girdabında...

İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2

Page 571: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

UMUT ÇIPLAK Yürek Çaresiz

<imgsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/87/www_antoloji_com_1044687_707.JPG'></img>UMUT ÇIPLAKYÜREK ÇARESIZ

Kat kat sarariz teniÜsür umut, üsür sevinçAyazda kiragi vururKeser buzaYükselir dağ dağ…Bükülür iskeletAğlar anası…Ağustosun sıcağı, yakar kavururKülün rengi serpilir, pembe yanağaGecelerin sessizliğiAtar kartal pençesineGündüzün kalabalığıYürür üstüne üstüne…Kafese kapanırGöz görürGöz acirGöz; döker iki damla yasIki damla; çaresizEl korkak, el titrek..Söz düğümlenir çaresizliğeGök mavisineKara fonlar çekerKara fonlar…Kara fonlar da çaresizGizleyemez yanan yüreği

Yamadıkça yamariz yüreğiKanadıkça kanar her yamada

Koca bedeni giyindirir kusandırırBir minik yüreği giydiremeyiz nedenseGiydiremeyiz, giydiremeyiz…

Doğumu sanciDoğumu travmaYasamasi mucizeÇırıl çıplak…

Koca bedeni giyindirir kusandırırBir minik yüreği giydiremeyiz nedense bir minik yüreği...

Ibrahim SAHIN

<embed

Page 572: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

src='http://www.antoloji.com/siir/media/87/www_antoloji_com_1044687_446.MP3'type='audio/mpeg' loop='true' autostart='true' height='25'>

İbrahim Şahin 2

Page 573: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umut Yolcuları

Yüce Ata’nın yılmaz bekçileriKiminiz yolun başındaKiminiz orta yerindeKimi dönemecinde yolunMola bitti, çıktınız yolaİlk andınızı söyledinizAta’nın manevi huzurundaSevinç uçuşur yüreğinizdeGözünüzde yıldızlar kayarÇocuksu aşkların sevinciYalnızlığı düne gömmeninBüyümeninYarına bir adım daha atmanınBilgiyi tatmanın, bilgiye susamanınBilgiyi kana kana içmeninSevinci yansır yüzünüzdeHüzünden eser yokHer biri ay parçasıGül tomurcuğuEn güzel günüz bugünYarınlarsa bugün kadar güzel olacakYeter ki bugünkü aşkla yürüyün yolunuzdaSanmayın ki anneniz babanız işinde gücündeKendi derdinde, uzak sevincinizdenOnların sevinci sevinçlerin en büyüğüKıt kanaat bütçeden çalıp çırpıpSizi eksiksiz donatmanın sevinciSizi büyütüp bugüne getirmenin sevinciDünyayı sizin gözünüzde görmeninBütün umutları sizde yuvalamanın sevinciEy umut yolcuları!Kim ki saparsa yoldanKim ki dönerseO ananın babanın sevinci yasa dönerDökülen gözyaşları, umudun sele kapılışıO ana baba ki gizler gözyaşını ağlar gizli gizliBilin ki sele sizi de kaptırmak istemeyişiGizli gizli ağlaması, yine de çeker alır selden siziUnutmayın ant içtiniz, ant içmedesiniz her günÜlkünüz; yükselmek ve ileri gitmektir

İbrahim Şahin 2

Page 574: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umutlar

UMUT IŞIĞI

İBRAHİM ŞAHİN

İKİ PERDE

DEKOR: Sınıf, Konferans Salonu, Yarışmacı Masaları, Video Kamera)KOSTÜM: Öğrenci, öğretmen kıyafetleri

KAHRAMANLAR:

I. Gurup: 5 ÖğrenciII. Grup 5 ÖğrenciIII. Grup: 5 ÖğrenciIV. Grup: 5 ÖğrenciV. Grup: 5 ÖğrenciMüdürUmut’un Annesiİbrahim! in oğlu Osman Osman’ın kardeşiLeyla ÖğretmenMedya Okur Yazarlığı ÖğretmeniBilişim Teknolojisi ÖğretmeniDiğer ÖğretmenlerYarışma dışı kalan beş öğrenci

BİRİNCİ PERDE

(Leyla Öğretmen derse girer. Sınıf ayağa kalkar) .Öğretmen Leyla:

Page 575: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Günaydın çocuklar! ’Öğrenciler:- Günaydın öğretmenim.Öğretmen Leyla:- Oturun çocuklar.(Hayrettin parmak kaldırır. Öğretmen söz hakkı verir.)Hayrettin:Öğretmenim vermiş olduğunuz kitabı bitirdim. Bana yeni kitap verecek misiniz?Öğretmen Leyla:Elbette vereceğim Hayrettin. (L eyla, Öğretmen sınıfa döner.)- Çocuklar, sizden Hayrettin’in bir yıl önceki davranışı ile bu yılki davranışlarınızıkarşılaştırmanızı istiyorum.Yasin:- Öğretmenim Yasin geçen yıl beni dövmüştü.İdris:Benim de çantamı pencereden dışarı atmıştı.Tuncay:- Bana da küfür etmişti.Selçuk:- Hep okuldan kaçardı.- Musap:.Okulun duvarlarına yazı yazardı.Leyla Öğretmen:- Peki çocuklar bu yıl Hayrettin aynı olumsuz davranışları sergiliyor mu?(Tüm sınıf)- Hayır öğretmenim.L eyla: Öğretmen- Hayrettinde’ki bu değişikliğin sebebi nedir?Bahar:.- Öğretmenim Hayrettin kitap okumaya başlayalı yaramazlıklarını bıraktı.Leyla Öğretmen:- Çocuklar, Hayrettin’in kazanmış olduğu bu olumlu davranışlar beni Bahar’ın 5almasından beş kat daha mutlu ediyor. Bahar her zaman 5 alıyordu. Bahar’ın kazandığıyeni bir davranış yok. Ben bu konu hakkında sizlerle biraz konuşmak istiyorum.Günümüzde dershanelerin yaygınlaşması, SBS uygulaması; sizleri okul dershane evüçgeni kapanına sıkıştırdı. Akademik başarısı yüksek olanlarınızın velileri deolmayanların velileri de sizlerden SBS başarısı dışı hiçbir şey beklemedi. Akademikbaşarı seviyesi düşük arkadaşlarınız bu kapanda sıkıştı. Feryat etti. Bu feryadını annebabaları duymadı, zaman zaman bizler duymadık. Bunların feryadı arttıkça arttı. Duyanyok, dinleyen yok. Bunlar hırçınlaştı. Zarar vermeye önce kendilerinden başladı.Defterlerini yırttı, kitaplarını yırttı. Sonra arkadaşının defterini kitabını… Oysaarkadaşlık kavramının ne kadar önemli olduğunu öğrenmişti; arkadaşına zarar vermeyibir oyun haline getirdi, zarar verdikçe mutlu oldu. Sonra okuduğu okula zarar verdi.Okulun da kutsal olduğunu biliyordu; bilmesi işe yaramadı. Sonra hayatında en çoksevdiği sevebileceği tek varlık anne babasını üzmekten hiç çekinmedi. Bunlar uzadıgitti. Bunların hepsini bir kısmınız uygulayarak bir kısmınız, izleyerek öğrendi.

Özellikle bu sınıfta akademik başarısı olmayan arkadaşlarınızın kitap okumayayönelmesi kendilerini olumsuz davranışlardan korudu. Hayrettin kitap okumaya ensonradan katılan biri olmasına karşı en hızlı ilerleyen biri. Ben Hayrettin arkadaşınızı birkez daha kutlar sizden alkışlamanızı istiyorum.

Page 576: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

(Sınıf alkışlar)

Leyla Öğretmen:- Sınıfta kitap okuma alışkanlığı edinememiş çok az sayıda arkadaşınız kaldıHazma:- Onlardan biri Ozan arkadaşımız mı?- Leyla Öğretmen:- İsim vermeyelim hem Ozan arkadaşınız da okuyacaktır. Ben okuyacağınainanıyorum.Ozan:- Öğretmenim ben aslında yaramaz değilim. 5. sınıfa kadar derslerimde başarı,davranışlarımda olumluluk sergiledim. 6. sınıfta ben de arkadaşlarımıza benzemekistedim ya da benzemek zorunda kaldım. Yaptığımız her şey bize bir oyun geldi. Hattakolumu kıran arkadaşıma bile hiç kızmadım. Size söz veriyorum ben de kitapokuyacağım, yaptığım olumsuz davranışların hiçbirini sergilemeyeceğim.Leyla Öğretmen:- Çocuklar sizden iki şey istiyorum. Biri yapacağınız, biri yapmayacağınız şey. Aslayalan söylemeyin, sadece yapabileceğiniz şeylere söz verin. Şimdi Ozan arkadaşınızı daaramıza katıysak bu güzellikler sınıfta kalmamalı, öyle bir etkinlik yapmalıyız ki bütünsınıflar duymalı hatta velileriniz de duymalı. Ozan sen geç yerine. Yapacağımız etkinliğitartışalım.Bahar:- Öğretmenim biz nasıl duyuracağız, ancak siz dersine girmiş olduğunuz sınıflaraderste söyleyerek, öğretmenlere söyleyerek duyurabilirsiniz.Leyla Öğretmen:- Benim söylemem de önemsiz kalır, farklı söylemeliyiz.Hayrullah:- Öğretmenim, yazı hazırlayıp panolara asalım.Leyla Öğretmen:- O da dikkat çekici olmaz.Buse:-Öğretmenim, en çok kitap okuyan sınıf seçelim?Leyla Öğretmen:- Onu da yapabiliriz ama benim aklıma gelen ilginç bir fikir var?Tüm sınıf:- söyleyin öğretmenim.Leyla Öğretmen:Şimdi arkadaşlar, beşer kişilik gruplar oluşturacağız. Her grup kendi içinde iş bölümüyapacak. 1. Kişi kitabı bulacak, 2. Kişi kitabı tanıtacak 3.-4 kişi kitabı özetleyecek 5. kişikitabın en ilginç yerini dramatize edecek. Böylece beş grubun hazırlamış olduğusunumları konferans salonunda başta 8. sınıflara daha sonra ihtiyaç duyarsak tümsınıflara sunacağız. Gruplardan en iyi sunumu I. Seçeceğiz, ayrıca ders içi performansnotu olarak en yüksek notu vereceğiz. Böyle bir çalışmaya evet diyenler parmakkaldırsın.

(Herkes parmak kaldırır.) Leyla Öğretmen:- O zaman size bir hafta süre veriyorum, kendi aranızda grupları oluşturun.Grubunuza kendiniz bir ad bulun. Kitap seçimini size bırakıyorum. Siz yarına gruplistelerini bana verirseniz ben de müdürden izin alırım. (Teneffüs zili çalar, sınıf teneffüse çıkmaz, liste hazırlar.Her grup, grup ismini yazarHayrullah’a verir.)

Page 577: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hayrullah:- Arkadaşlar kura çekimi ile grup sıralamasını belirleyeceğiz, böylece kimseyehaksızlık yapılmamış olacak. Her grubun sözcüsü birer tane çekecek. Kendigrubumuzun sözcüsü olarak kurayı ben çekiyorum. ‘’İntikam Grubu’’ nu çektim I.sırayayazıyoruz. Semih: ’Kartallar Yüksekten Uçar’2. Sıraya yazıyorum. Mehmet:, ‘’Beyin Gücü’’. 3. Sıraya yazıyorum. Tuğba: ‘’OkumakNamustur’’ 4. sıraya yazıyorum. V. Gruba da Umut Işığı yazıyoruz.

(Öğrencinin bir kısmı sahnede bir kısmı yerine oturmuş durumda. Zil çalar Medya OkurYazarlığı öğretmeni içeri girer. Yerine geçmeyen öğrencileri görür ve sorar.)- Çocuklar hayırdır?Öğretmenim Türkçe öğretmenimiz 5 grup oluşturmamızı istedi oluşan beş grup 5 ayrıkitabı tanıtacak. 1. Kişi kitabı bulacak, 2. Kitabı tanıtacak 3.-4 kişi kitabı özetleyecek 5.kişi kitabın en ilginç yerini dramatize edecek.Medya Okur Yazarlığı öğretmeni:- O zaman bu ders grupları tanıyalım, nasıl yapacağınızı konuşalım. I. Gruptanbaşlayalım.Hayrullah:- Bizim grup: İntikam Grubu, Yılkı Atı’nı tanıtacağız. Ali kitabı bulacak, Zeynep ileAhmet özetleyecek, Ferudun dramatize edecek ben tanıtacağım.

Tuğba:- Bizim grup:, Kartallar Yüksekten Uçar, Martı kitabını tanıtacağız. Hamza kitabıbulacak, Rıdavan ile Tuçe özetleyecek, Mehmet Ali dramatize edecek ben tanıtacağım.

Semih:

- Bizim grup: Beyin Gücü, Çelik Böyle Setleşti kitabını tanıtacağız Betül bulacak,İrem ile Görkem özetleyecek, Aytaç dramatize edecek, ben tanıtacağım.

Mehmet:

- Bizim grup: Okumak Namustur Sefiller kitabını tanıtacağız,Direniş kitabıbulacak, Hüseyin İle Ferda özetleyecek Mehmet Yücel dramatize edecek bentanıtacağım.

Bahar:- V -Bizim grup: Umut Işığı, Umut Işığı kitabını tanıtacağız. Gamze kitabı bulacak,Alev ile Oazan.özetleyecek Umut arkadaşımız dramatize edecek ben tanıtacağım.

Medya Okur Yazarlığı öğretmeni:- Öğretmeniniz güzel bir etkinliğe karar vermiş. Sizlerin başaracağına inanıyorum.Ben de sizlere yardımcı olacağıma söz veriyorum. Öncelikle şunu belirtiyim kitap sevgidir, dokunmak, açıp okumak, içinde kaybolmak.Düşünün bir kere; insan sevmediği bir şeye dokunmaz. Sevmediği bir yerde gezinmez.Hayran olmadığı bir şey karşısında kendinden geçip kaybolmaz. Burada görüyorum kisiz o sevgiyi çoktan kapmışınız. Kitap iğne ile kuyu kazmaktır, iğne ile kazıp bir madenbulmaktır. Her satırında, her sözcüğünde bir maden gizlidir. Kazdıkça kazılan, herkazışta yeni bir maden… Meyvesini bir dokunuşta, bir okuyuşta vermez, yalnızcaokuyucusunu cezbeder, kendine aşık kılar. Okuyucusuna küçücük aralıklardan ışıksunar. Düşünelim bir kere karanlık bir odadan toplu iğne deliği kadar bir delikten dışarı

Page 578: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

baksak; koca bir dünya görürüz. Tersini düşünsek o delikten içeri; karanlığıaydınlatacak bir ışık sızar. İşte okuyucu okuduğu kitaptan yakaladığı küçücük bir ışığıkoca bir dünyaya sunar. Kitap tanıtmak, pazardaki bir ürünü tanıtmak gibi değildir.Önemli olan sakladığı ışığı bulabilmek onu bir başkasına sunabilmek aynı zamandakendi dünyamızı aydınlatabilmektir. Tanıtımlarınızda sizi dinleyen, izleyenarkadaşlarınıza mutlaka ve mutlaka en az bir ışık ışıldatabilmelisiniz, birden çok ışıksunabilirseniz siz başarmışsınız demektir.(Zil Çalar, öğretmen çıkar)I. Grubun Sözcüsü:– Arkadaşlar, Medya Okur Yazarlığı Dersi Öğretmenimizin konuşmalarını hatırlayın.Amacımız kazanmak değil bizi izleyen bütün öğretmen ve öğrencilere ışıksunabilmektir, bunu yaparken de yarışmadan fazla uzaklaşmamak gerekir. Aksi taktirdeyarışmaya gölge düşürür. Tanıtım yapan gruba diğer gruplar anlamlı soru sorabilmeli,yer yer de eleştiriler getirebilmelidir. Eleştiriler oluştururken karşı grubu incitecekeleştirilerden kaçınmalıyız. Anlaştık mı? (Hepsi anlaştık der.)(PERDE KAPANIR.)

İKİNCİ PERDE

(İzleyici öğrenciler salonda, Yarışmacı öğrenciler, sahne genişliğine göre 5 grupsahnede yer alır. Sahne yeterli değilse yarışmacı gruplar sırası geldikçe sahnede yeralır.)Türkçe Öğretmeni Leyla:

- Sayın Müdürüm, değerli meslektaşlarım ve sevgili öğrenciler, 8/DSınıfı öğrencileri beşer kişiden oluşan beş ayrı grupla 5 kitabın tanıtımını yapacaklar.Sunum sonu sizin alkışlarınızla I. Grup belirlenecek. Birinci gelen grup kitaplaödüllendirilecek ayrıca en yüksek ders içi performans notu verilecek. Sevgili 8. sınıföğrencileri, sunumu yapan 8. sınıf öğrencileri yani sizin kendi arkadaşlarınız. Arkadaşlıkkavramı sizce önemli ise sunum sonuna kadar arkadaşlarınıza saygısızlıktabulunmazsanız hem kendinize hem arkadaşlarınıza saygı duymuş olacaksınız, aynızamanda öğretmenlerinizi de mutlu etmiş olacaksınız. Şimdi sizlerin alkışları ileyarışmacı grupları sıra ile sahneye alıyorum.(I. Gurup: İntikam Grubu.’’ Güçlü bir alkış sesi eşliğinde intikam grubu sahneye geldi,salonu selamladı belirlenen yerlerine oturdu. Masaları I. Masa. Salondan okunacakşekilde önünde ve üstünde: ‘’İntikam Grubu’’ yazıyordu.)(Öğretmen Leyla, alkışlara teşekkür etti. II. Grubu duyurdu: ‘’ Kartallar YüksektenUçar’’ II. Grup yine alkışlar eşliğinde yerini aldı. II. Grubun masasında ‘’KartallarYüksekten Uçar’’ yazılı idi. Aynı şekilde III.Grup, IV., V. Gurup yerini aldı.III.Grup: Beyin GücüIV.Grup: Okumak NamusturV. Grup: Yeter ki Umutlar Yitirilmesin)

(Sunuma I. Grup, İntikam Grubu Sözcüsü Hayrullah ‘ın konuşması ile başlandı.)

- Bizim grup: İntikam Grubu, Yılkı Atı’nı tanıtacağız. Ali kitabı bulacak, Zeynep ileAhmet özetleyecek, Ferudun dramatize edecek ben tanıtacağım.

Hayrullah:- Sayın Müdürüm, Sayın öğretmenlerim ve değerli arkadaşlarım ‘’intikam Gurubu’’

Page 579: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

olarak bizim sunumunu yapacağımız kitap: Yılkı Atı’’ yazarı Abbas Sayar. Kitap120sayfalık, bir çırpıda okunabilecek bir roman. Abbas Sayar, ilk romanı olan bu romanı ileTRT 1970 Sanat Ödülleri yarışmasında başarı ödülü almıştır. Roman sinemayauyarlanmıştır. Arkadaşlarım sizlere özetini sunacak. Kitabın en ilgi çekici yönlerindenbiri sahibine birincilikler getiren yıllarca hizmet eden bir atın, ihtiyarladığı zamandağlara terk edilmesine, kurtlara yem olmasına göz yumulması; bizlere sanatdünyasında yüzlerce esere imza atan sanatçıların, bilim adamlarının, siz öğretmenlerin,gazilerin yaşlılıklarında sokağa huzurevlerine terk edilmelerini anımsatması olmuştur.Hayrullah:- Arkadaşlar, kitabın her satırı ayrı bir değer burada biz baştan sona tanıtım yapmayakalsak diğer gruplara sıra gelmez, ayrıca sizleri de sıkmama adına kitaplardan kısakesitler vereceğiz. Diğer gruplar da aynı şekilde yapacak. Ben kitaptan 2. bir tespite yerverip sözümü tamamlayacağım. Kitapta dağlara terk edilen Yılkı atı Dorukısrak ileÇılkır’ın doğa şartlarına, düşmanlarına karşı vermiş oldukları mücadelededayanışmaları, bir birlerine duydukları saygı; bizlere grup içi ve diğer gruplarladayanışmamıza, grup içi ve diğer gruplara saygı duymamıza en büyük ilham oldu.Arkadaşlar, şimdi ben sözü grubumuz adına kitabın özetini yapacak arkadaşlarımızdanilki Ahmet’e veriyorum.Ahmet:

- Arkadaşlar; Yılkı Atı adlı romanın baş kahramanı Dorukısraktır. Doru kısrakKöyün en iyi tayı sekilmiş sonradan koşu yarışmalarına katılmış birincilikler almıştır.Atın sahibi İbrahim, köyün en güzel en değerli atına sahip olmakla övünmüştür. Buradaayrıcalıklı değere sahip olmanın vurgulaması yapılmıştır. (Medya Okur YazarlığıÖğretmeninden 1. ışık işareti gelir.)İbrahim, Anadolu’nun yoksul köylerinden birinde yaşamaktadır. Her yaklaşan kışyoksul köylüleri hayvanların yemini. Samanını, kendi yiyeceğini düşünmeye sevkeder.(Işık 2: Anadolu gerçeği) Dorukısrak son döneminde sahibine bir tay vermiştir.Yaklaşan kış her köylü gibi İbrahim’i de zorlu düşünmeye sevk etmiştir. İbrahimhayaller kurar: bir harman dolusu buğday, saman, atlar, konaklar…. Çalışanın hakkınıbol bol vermeler.(Işık 3: zor durumda kalan Anadolu köylüsünün hayallerinden başkasığınağı olmadığı)İbrahim yaklaşan kış; çözüm olarak ‘’Dorukısrağ’’ı dağlara terk etmeyi bulur. Oğluna atıdağa bırakmasını söyler.(Işık 4: Hayallerle gerçeklerin bağdaşmadığı) Dorukısrak, hergün gelir tayını görmek için ahırı tekmeler. İbrahimin oğlanları taşlayarak kovalar. (Işık5: Anne sevgisi)Dorukısrak gündüzleri sürüye karışarak tayını gizlice sever, akşamları dağlara kaçar.(ışık 6: Değişik çözüm yolu üretme)

Dorukısrak, Aygır, Çılbır ile kaynaşır güneyde kendilerine otlak bulur. (ışık 8: yeniortama uyma.) dedikten sonra.‘’ Arkadaşlar olayın buradan sonrasını sizlere Zeyneparkadaşımız sunacak.(Zeynep Akmet’e teşekkür ederek konuşmasına başlar.)

Zeynep:-Arkadaşlar, Dorukısrak ile Çılbır arasında bir yakınlaşma olur, bunu çekemeyen Aygırile Çılbır dövüşmeye tutuşur, aygır yenik düşer. (ışık1: kıskançlık)Çetin geçen kış şartlarında atlar kurtların saldırısına uğrar. Atların hepsini Aygırkurtarır.(Işık 2: Zorlu günlerde kırgınlıklar unutulur.’’ Kış uzun sürer atlar yiyecekbulmakta güçlük çeker. Dorukısrak hastalanır, uzaklara gidemez. Köylünün biri ahırınaalır ve besler. (Işık 3: acıma duygusu)

Page 580: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Diğer atlar, kurtların saldırısına uğrar. Çılbır ölür. Bahar yaklaşır, Dorukısrak, dağlarabırakılır. Çılbırın öldüğünü duyar çok üzülür. At tüccarları sağ kalan atları toplamayabaşlar. İbrahim Dorukısrağı bulmak için dağlara çıkar, bulur yakalayamaz. Tayı ileyakalayabileceğini düşünür. Tayı annesine salar. Tayına kavuşan Dorukısrak uzaklarakavuşur.

Arkadaşlar, dikkatinizi çekmiştir burada: Yapılan kötülüğün asla unutulamayacağınadikkat çekilmiş, yine küçük hesaplar peşinde koşanların ellerindekini dekaybedebileceklerine dikkat çekilmiştir. Ayrıca çıkar ilişkisinin çarpıklığına da dikkatçekilmiştir. Atın getiri dönemi değerli oluşu, sonrası dağa terk edilişi.

(Burada 2. Guruptan Semih söz alır.) ı- Buna örnek olarak karne yağlaştığı dönem öğretmenlere yakınlaşmamızı, 5vereni sevmemiz, kısa sürede unutup farklı davranmamızı örnek verebilir miyiz? Zeynep:- Tabi ki hayatımızın her alanından örnekleri çoğaltabiliriz. Siz de bilirsiniz kizamanımız yetmez. Ben burada bizleri dinleyen tüm arkadaşlarıma, tümöğretmenlerime teşekkür eder, dramatize için sözü Ferudun arkadaşımıza veriyorum.Ferudun at:(Kostümü ile sahneye çıkar, hızlı şekilde ellerini yere koyarak at kostümü ile sahneyituralar. Sahneye karşı güçlü bir şekilde kişnemelerde bulunur. Hayrullah atın sahibiolmuştur. Ata biner. Sahnede bir iki tur atar. İner sahneye döner.)- Var mı köyde ‘’’’Dolukısrak’’ gibi bir at. Köyün en güzel atı benim. Ona verdiğimarpa, saman helaldir.(Sahnede bir iki tur atar.)- Zaman ne çabuk geçiyor değil mi? Benim saçlar ağardı, ‘’Dorukısrak’’ın kemiklerisırtardı. Artık ‘’Dorukısrak’’ın yediği saman haramdır. Kış da yaklaştı. Oğlum Osman:- Buyur baba(Ahmet Osman rolünde)

- Kardeşin Mehmet’i de al, ‘’Dorukısrak’’ı dağa bırakın gelin- Ama baba atımızı kurtlar yer.- Biz de kutlar yesin diye dağa bırakacağız herhalde anladın mı şimdi.- Tamam baba.(Osman atı çekiyor, Mehmet arkadan dipçikle vurarak sahneden çıkar..Ertesi gün akşam Osman babasına seslenir.)- Baba! Baba! Kurt Uluyor.Babası İbrahim:- Daha iyi kurt ‘’Dorukısrak’ı’’ yerse kurtulduk demektir.(Ertesi gün akşam) Oğlu Osman:-Baba ‘’Dorukısrak’’ ahır kapısını tekmeliyor.Babası İbrahim:- Taşlayın gitsin. Öyle taşlar vurun ki bir daha geri gelmesin.Üç ay sonra Oğlu Osman:- Bababa! Baba! ‘’Dorukısrak’’ Tayımızı peşine takmış kaçmış.(Osman şakın şaşkın bakarak bitkin bir halde: ‘’ Şimdi ben öldüm.’’ Diyerek sahneyeyığılır kalır.)

I. Grubun sözcüsü Hayrullah:-’Arkadaşlar, bizim sunumumuz burada sona eriyor. Ben grubum adına diğer gruptakiarkadaşlara başarılar diliyor, bizleri dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.(Salonda bütün öğrenciler:’’ İntikam! İntikam! İntikam! ’’ diyerek alkışlar.) .

Page 581: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Leyla Öğretmen:- Arkadaşlar, ‘’İntikam Grubu’’ nu dinlediniz. ’İntikam Grubu’’nu bir de benim adımaalkışlayın, ardından sözü ‘’Kartallar Yüksekten Uçar’’ grubuna verelim.

(Salondan bu defa daha güçlü seslerle: ’’ İntikam! İntikam! İntikam! ’’ diyerek alkışlaryükselir) .(Leyla Öğretmen, salona dönerek)-’Ben sizlere ilgi ile dinlediğiniz ve bu güçlü alkışlarınız için teşekkür eder, ‘’ İntikamGrubu’’’nu başarılı sunumlarından dolayı kutlar, onlara teşekkür ederek sözü ‘’ KartallarYüksekten Uçar’’ grubuna veriyorum.

Kartallar Yüksekten Uçar Gurubunun sözcüsü Tuğba:-Arkadaşlar I. Grubu dinlediniz kendilerini kutlarım, güzel bir sunum yaptılar. Hayatsürecinde alabileceğimiz tespitler verdiler. Yalnız dikkat edin biz daha yolun başındayız.O nedenle bizim tanıtımını yapacağımız kitap ‘’Martı’’ öğrenci olarak bizleri dahayakından ilgilendiriyor. Kitabın yazarı: RICHARD BACH, Baş kahramanı Jonathan(martı)Martı; Umut, direnç, özgürlük kavramları üzerinde duruyor. Sorarım size hayatında bukavramlara yer vermeyen var mıdır? Eğer ki varsa kitap onların yaşam felaketini degözler önüne seriyor. Özellikle ben ‘’Umut kavramı üzerinde duruyorum. Bütünöğrenciler gelecek için iyi bir umut besler. En yüksek mevkilerde iş yapmak, en yüksekkazanç elde etmek…. Sonra hayal kırıklığı. Niye mi karnesinde spor Toto oynayanlarınerişeceği hedef bu…Kitap bize bunu öğretiyor. Kitabın kahramanı Jonathan en yüksek hayalleri kuruyor;kartalların en yüksek uçanı olmak, denizlerin en derinine dalıp, en leziz balıkları yiyeniolmak. Bize bu hedeflere nasıl erişileceğini gösteriyor. Jonathan, önce bir günde enyüksek uçağı yüksekliği belirliyor; sonra hedefine ulaşıyor. Diğer günler bir gün öncekiyüksekliğin üstüne uçabilmek… Hedefe uçuyor. Her gün yeni bir hedef. Sonra erişilmesihayal edilmeyecek kadar yükseklere uçmayı başarıyor. Ben sözümü burada kesiyordevamını sunacak Rıtvan Arkadaşıma veriyorum.(Medya Okur Yazarlığı Öğretmeni her cümlenin sonunda ışık ve başarı işaretlerinivermeyi sürdürür.)

Rıtvan: -- Arkadaşlar, Tuğba arkadaşımızı dinledik. En son sözünde ‘’erişilemeyecek hedefyoktur’’ dedi yalnız hedefe erişmenin bir yolu var; her oyunun bir kuralı olduğu gibi.Yani hedefe direnç, bilinç plan ile erişilir. Bütün dersleri bir yana bırakıp karneleri birledolduran arkadaşlarımızın başarı hedeflerine ulaşması hayalden öte gitmez. Jonathangibi her yıl bir önceki başarı grafiğinin üzerine çıkartırsak her yılımız başarılı olur;ulaştığımız hedef yüksek olur. Bir alanın Takdir hedefi yerine önce 2, sonra 3, sonra 4,sonra 5; sonra Takdir almayı hedeflemesi ‘’Takdir’’i kaçınılmaz kılar.

Kitapta hedefi, direnci, özgürlük tutkusu olanların erişebileceği hedefleri;yaşayabilecekleri mutlulukları, hiçbir tutkusu olmayan başıboş amaçsız insanların nasılbir yaşam sürdüreceği gözler önüne serilmiş.

Martı Kitabı’nda Jonathan, hedefi, direnci, özgürlük tutkusu olan insanları temsil ediyor.Biz ‘’ Kartallar Yüksekten Uçar Grubu’’ olarak martı olmaya; Jonathan olmaya karalıyız.Yerinde sayanlara bu kitabı okumalarını; uçmaya karar vermelerini tavsiye ederiz. Sonolarak da diyoruz ki: ‘’ Kartallar Yüksekten Uçar’’(Işık işareti ve başarı işaretleri burada da verilir.)

Page 582: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

(Salon Kartal! Kartal! sesleri ile inletir.)Rıtvan:- Şimdi Mehmet Ali arkadaşımız, sizlere kitaptan kısa bir canlandırma sunacak. Bensizlere dinlediğiniz için teşekkür eder iyi seyirler dilerim.

(Mehmet Ali, kartal kostümü ile sahnede yerini alır.)

- Ben bir kartalım, hayatta tek yapacağım iş uçmak, uçmak… yine uçmak. Enyükseklere uçmak. Denizlerin en derinine dalmak. Balıkların en lezizini yemek. Uçmak..Uçmak.

(Önce sahnede boydan boya uma gösterileri yapar.)- Daha yükseğe uçmalıyım.(Sandalyenin üstüne çıkar.) (Uçar. Uçar…) Daha yükseğe, daha yükseğeuçmalıyım. (Sandalyeyi masanın üstüne alır) . Uçar… Uçar..) Daha yükseğe, dahayükseğe uçmalıyım. (Sandalyenin üzerine bir tabure koyar. Üstüne çıkar.) Uçar…Uçar…) Yükseğe, daha yükseğe uçmalıyım.. (Son uçma hamlesinde ölür.)

Grubun sözcüsü Tuğba:- Arkadaşlar, canlandırmayı izledik. Tek bir hedefe odaklanmak. Kuşların en iyisiolmak, en iyisi olarak yaşamak ve o uğurda ölüp en iyi olarak anılmak. Biz bundanböyle ‘’ Kartallar Yüksekten Uçar Grubu’’ olarak öğrencilerin en iyileri olmak, en iyileriarsında yer almak; yaşadığımız süre içerisinde yaptığımız işi en iyi yapanı olmakyolunda ant içtik. Bir kişinin kendine verebileceği bundan büyük bir söz olamaz. Sizleride hedefi olan, hedefine odaklanan olarak ant içmeye; uçmaya davet ediyorum. Hazırmıyız?(Salondan salonu inleten hazırız yankıları…)

Tuğba:-- O zaman ben söylüyorum sizler tekrarlıyorsunuz. Öğrencilik hayatım boyunca en iyiöğrenci olmaya, öğrencilik sonrası yaptığım işin en iyi yapanı olmamaya, bu yolda birsaniye durmamaya, hiçbir engelde yılmamaya ant içerim.’’

(Salonun coşkusunu gören Tuğba) Arkadaşlar, ne dersiniz bir daha tekrarlayalım mı’’(Salondki öğrencler:Bir daha, bir daha!)

Tuğba:- Öğrencilik hayatım boyunca en iyi öğrenci olmaya, öğrencilik sonrası yaptığım işin eniyi yapanı olmamaya, bu yolda bir saniye durmamaya, hiçbir engelde yılmamaya antiçerim.’’

II. Grup: Fikir Gücü. Sözcü: Semih:(Semih, daha önceki konuşmacılara ve dinleyicilere teşekkür ederek konuşmasınabaşlar.)- Arkadaşlar bizim sizlere tanıtımını yapacağımız kitap: Çelik Böyle Sertleşti. Yazarı:Nikolay Ostrovski. Bizler bu kitabı öncelikle seçtik. Sunum sonu seçmemize siz de hakvereceksiniz. Mareşal Vasili Çuikov, Nikolay Ostrovski’nin Çelik böyle Sertleşti kitabıiçin;‘’İnsanın en paha biçilmez varlığı hayatıdır. Hayat bir kez verilir insana ve bu hayatıöyle yaşamalı ki, hiçbir amacı, olmadan yaşanan yıllar için insan utanç duymasın,miskin, pis pis heveslerle geçen günler için insanın yüzü kızarmasın ve hiç değilseölürken kendi kendine diyebilsin ki; Ben ömrümü, bütün gücümü dünyada en

Page 583: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

mükemmel şeye. İnsanlığın özgürlüğe kavuşması için mücadeleye adayarak yaşadım.’’diyor. Bu sözlerden sonra kendi kendimize şu soruyu sormalıyız: ‘’ Hayatımızınönemine hiç dikkat ettik mi, hayatımızın bizim için; bir başkası için önemini kavrayıp birhizmette bulunduk mu? ’’ Eminim bulunduk diyen biri 6 ders saatini, ders kaynatmaklameşgul olmaz. Eminim ki öğrencilik hayatını boşa harcamaz. Öğrencilik dönemiyaşamını boşa geçirmez. Yine bu sözlerde boş geçen günler için yüz kızarmasöyleminde bulunuyor. Zamanını boşa geçiren arkadaşlarımızın yüzü kızarmıyorsa enazından bu sözlerin önemine dikkat etmeleri kendi yararlarına olacaktır. (Medya OkurYazarlığı Öğretmeninden başarı işaretleri.)

(Salonda azınlıkta olsa da bazı başlar öne eğer. Bir kişi; ‘’ Bu söz benim için söylenmiş’’der.)

(Semih, alkışlara teşekkür eder, sözü İrem’e verir.)

İrem:- Arkadaşlar, Nikolay Ostrovski, daha yirmi yaşındayken ülkesinde yaşanan içsavaş cephelerinde aldığı ağır yaraların etkisiyle kötürüm ve kör olmuştur. Doktorlarınümit vermediği Nikolay Ostrovski,hayata küsmemiş, sevgisini yitirmemiş, mücadelegücünü kaybetmemiştir. Güçlü iradesi sayesinde hayatta kalmayı başarmıştır. Bumücadelesi ile milyonların umut kaynağı olmuş: yaşamanın her şeye karşı güzel olduğugerçeğini ortaya koymuştur. Biz de diyoruz ki yaşamak her şeye rağmen güzeldiryaşamasını bilene… (Başarı işareti.)Nikolay Ostrovski, bu özelliği ile azmin, ve başarının kahramanı olarak bilinir.(Sözü Görkem‘e veriri.)Görkem:- Arkadaşlar, Güçlü iradesi sayesinde hayatta kalmayı başaran Nikolay Ostrovski,omzuna yerleştirdiği aygıtlar yardımı ile kalem tutmayı başarmış ve bu kitabı yazmıştır.Kitapta; savaşta kendi ve arkadaşlarının yaşamış olduğu zorlukları anlatmıştır. KitapDünya Klasikleri arasında ilk sıralarda yerini alır.

Kitapta dikkat etmemiz gereken noktalardan biri de hangimiz var olan ayaklarımızın,ellerimizin farkına varabildik… Hangimiz kendi adımıza, insanlık adına yeterincekullanabildik. (Başarı işaretleri gelmeye devam eder.)(Görkem sözü Aytaç’a verir.)

(Aytaç diz kırılarak ayaklar arkaya bağlanmış, kollar içerde bir gömlek giymiş; ayak vekollar yok görünümündedir.)

- Ben Nikolay Ostrovski. Ey siz insanlık düşmanları, bütün maddi varlığımı aldınız,bedenimi aldınız, bir tek beynimi alamadınız. Beynimle sizlere savaş açmaya devamediyorum.

(Sahneden güçlü alkış sesleri…)

(Semih devreye girer)- Arkadaşlar, biz Beyin Grubu olarak bundan böyle hayıtımızı şahsımız adına,insanlık adına adamaya ant içtik. Bizimle ant içmek isteyenler bir parmak kaldırsın.(Tüm salon eksiksiz parmak kaldırır.)

Semih,-Arkadaşlar, o zaman hep birlikte ant içiyoruz. Ben söylüyorum siz tekrarlıyorsunuz.

Page 584: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bundan böyle hayıtımızı şahsımız adına, insanlık adına adamaya ant içtik.’’

’Okumak namustur Grubu, grubun sözcüsü Mehmet:

- Arkadaşlar, bizim Tanıtımını yapacağımız kitabın adı Sefiller: Sefiller’i niçin seçtik:Sefiller: ‘’Birey mi toplumu suça iter, toplum mu bireyi suça iter? ’’ Sorusunun en güzelörneği. Jan Jak Russo’ya göre toplum bireyi suça iter. Toplum bireyi önce aç bırakır,ekmek çaldırır; sonra bireyi cezalandırır. Sefiller’in kahraman Jan Valjean, sadece birekmek çaldığı için 19 yıl kürek cezasına mahkum olmuştur. Bizler de yaşadığımıztoplumda Jan Valjean’lar olmasın istedik; hiç birimiz de asla.. (Burada Medya OkurYazarlığı Öğretmeninden işaretler gelmeye başlar.) Kitabın detayını sırası ile sizearkadaşlarımız tanıtacak. Şimdi sözü Hüseyin arkadaşımıza veriyorum.

Hüseyin:- Arkadaşlar, Sefiller kitabını niçin seçtik? Sefillerin yazarı VİCTOR HUGO, buromanı çocuk denecek yaşta yazmıştır.Burada bizlerin de kendimizi küçümsemeyerekbiz yaşta insanların büyük işler başaracağına dikkat çekmek istedik (Medya OkurYazarlığı Öğretmeninden ışı başarı işareti…)

VİCTOR HUGO, çocuk yaşta bu romanı yazar. Bu günkü teknolojik ortam yok.Yazdıklarını çuvala doldurur; matbaa matbaa dolaşır. Çocuk diye hiçbir matbaa ciddiyealmaz. Yalnız bir tek matbaa sahibi: ‘’Okuyup karar vereyim.’’ der, okur; VİCTORHUGO’ya: ‘’Bu kitapta aşk sahnesi yok, basılırsa okuyucu okumaz. İçine aşk sahnelerikoyalım.’’ der. VİCTOR HUGO, meşhur sözünü söyleyerek: ‘’ Kitap basılacaksa buşekilde basılacak.’’ der. Bu da bize bir şık olmalı. Doğrularımızdan taviz vermemeliyiz.(Medya Okur Yazarlığı Öğretmeninden ışı başarı işareti…) Kitabı ana hatları ile Ferdaarkadaşımız size özetleyecek. Ben sözü Ferda, arkadaşımıza veriyorum.

Ferda:- Arkadaşlar, Kitabın kahramanı Jan Valjean ekmek çalar; ekmek çaldığı için 19 Yılkürek mahkumu olur. Anlayacağımız çaresizlik insanı her türlü suça iter. Biz buradasizlere çaresiz duruma düşüp suç ortamına itilmemek için kendi çarelerimizi yaratmayamecbur olduğumuzu vurguluyoruz ve bizler için okulların bir oyun alanı değil çarearama alanı olduğunu vurgulayarak, okulu sadece oyun alanı gören arkadaşlarımızınuyanmasına yardımcı olmayı hedefliyoruz. Bizler diyoruz ki okullar en büyük çarearama yeridir. Okullarda kaçıracağımız fırsatları hayatımızın hiçbir alanında bulamayız.Sözümüzün doğruluğuna inanan arkadaşlarımızın elini havada görmek istiyorum. Doğrudiyenler?(Yerışmacı gruplar ve izleyiciler parmak kaldırır.)

Jan Valjean, tutukluluk sürecinde defalarca kaçmıştır. Her kaçışında ceza katlanmıştır.Her kaçışında yerine isim benzerliliğinden başka biri tutuklanmıştır. Jan Valjean, birbaşkasının işlemediği suçtan tutuklanmasına razı olamadığı için her defasında teslimolmuştur. Burada bizim işlediğimiz suçun cezasını bir başkasının çekmemesi gerçeğini;dürüstlük kavramının önemini vurguluyoruz ve diyoruz ki yaşadığımız sürece haksızlığagöz yummaya, yalan söylemeye yer vermeyeceğiz..(Medya Okur YazarlığıÖğretmeninden ışık işareti. Başarı işareti…)Jan Valjean, tutukluluk süresi bittikten sonra bir süre topluma küsmüş düşmanolmuştur. Sefillik ve yalnızlık içerisinde kalır. Anlıyoruz ki topluma küsen kendineküser. (Medya Okur Yazarlığı Öğretmeninden ışık işareti. Başarı işareti…) Jan Valjeanın, piskopos’dan gördüğü iyilikle ruhu aydınlanır. Hayata ahlak ve fazilet

Page 585: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

sahibi iyiliksever bir insan olarak yeniden başlar. Burada da yardımlaşma ve insanın değişebileceği gerçeğini anlıyoruz.Jan Valjean, kendini iyiliğe adar. Yoksul bir kız olan Cosette’i evlat edinir; büyütürevlendirir. Kasabanın sevgisini kazanır. Yaşadığı kasabanın belediye başkanı olur.Anlıyoruz ki iyilik eden, topluma hizmet eden toplum tarafından yüceltilir. Yücelmeyeaday olduğumuzu ve inançlı olduğumuzu buradan ilan ediyoruz, sizler de bizlerle varmısınız?

(Salondan coşkulu: ‘’ Varız! Varız! ‘’ çığlıkları…)

Medya Okur Yazarlığı Öğretmeninden ışık işareti. Başarı işareti…)

Ferda: ‘’ Şimdi Mehmet arkadaşımızın dramatizesini izleyelim.’’

(Mehmet Yücel Matbaa sahibi rolüne geçmiştir. Masa üstünde birkaç kitap, kağıtruleleri. Mehmet kulisten gelir masaya yaklaşır.)- Kitabımı incelediniz mi?Mehmet Yücel:- İnceledim. İçinde aşk yok; bu şekilde basarsak okunmaz. İçine biraz aşk sahnesikoysak.Mehmet ANT:- Basılacaksa yazıldığı gibi basılacak.Mehmet Yücel:- Jan Valjean’nın 20 Yıl birlikte yaşadığı bayanın elini bile tutmaması sence garipdeğil mi?Mehmet ANT:- Bence garip olsaydı, garip diye yazardım.

Mehmet Yücel:- En azından ikisini el ele tutuştur baskısını yapalım.Mehmet ANT:- Kitap basılacaksa bu şekil basılacak ve de yer yüzünde parasızlık yüzündenerkeğin cahil, şerefsiz; kadının namussuz olduğu sürece bu kitap değerinden hiçbir şeykaybetmeyecektir.Ferda:- Arkadaşlar, Mehmet arkadaşımızın canlandırdığı ve söylediği sözler kitabın yazarıVictor Hugo’ya aittir. Üzerinden yaklaşık 2 yüzyıl geçmiş olasına rağmen sözünde debelirttiği gibi kitap Dünya Klasikleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. SanırımGrubumuzun adının niçin ‘’ Okumak Namustur’’ olduğu anlaşılmıştır.

Mehmet YÜCEL:-Arkadaşlar, diğer grupların almış olduğu kararların doğruluğuna bizler de inanıyordestekliyoruz. Sadece diyoruz ki kararlardan bir kısmı soyut ya da uzun vadeli. Bizdaha somut, daha kısa vadeli bir eylem ortaya koyuyoruz. Hemen bu salondan çıktıktansonra uygulayabileceğimiz bir eylem.

Mehmet YÜCEL:- Arkadaşlar içinizde kitap okuyanlar bir parmak kaldırsın.(Herkes parmak kaldırır.)Mehmet YÜCEL:- Evinde kitabı olanlar parmak kaldırsın.(Herkes parmak kaldırır.)

Page 586: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mehmet YÜCEL:- Bu salondan çıkınca en sevdiğiniz kitabı en sevdiğiniz kişiye verip okumasınıisteyeceksiniz. Verdiğiniz kişiye de bir kitabı bir başkasına okutmasını. Bu eylemi bugünbiz başlatırsak; bu eylem sürer gider.Ben Sefiller Romanı’nı kim okumadı ise ona vermek istiyorum.

(Salondan ilk fırlayan öğrenciye kitabı verir)- Eve gittiğinde bu eyleme katılacak arkadaşlar bir el kaldırsın.(Bütün eller havaya kalkar)Mehmet YÜCEL:- Değerli arkadaşlar, şu ana kadar biz konuşmacıları alkışladınız. Şimdi kendikendinizi alkışlayın.(İlk alkışı Mehmet Yücel kendisi, sonra konuşmacılar, öğretmenler, bütün salon… Alkışüstüne alkış.. Mehmet YÜCEL konuşmasını sürdürmek için bir süre bekler. LeylaÖğretmenin el işaretleri ile alkışları durdurur.) Mehmet YÜCEL:- Arkadaşlar, okumanın namus, okumanın şeref, okumanın, iş -servet, şan -şöhretolduğu bilinci ile okumaya; önce kendimizi, sonra çevremizi aydınlatmaya ant içeriz.Bizimle ant içmeye var mısınız? (Diğer grup öğrencileri ve izleyici öğrenciler: Bir yandan alkış bir yandan: ‘’ Varız!Varız!)Hep birlikte söylüyoruz o zaman.: ‘’Okumanın namus, okumanın şeref, okumanın, iş-servet, şan -şöhret olduğu bilinci ile okumaya; önce kendimizi, sonra çevremiziaydınlatmaya ant içeriz.’’(Mehmet alkışlara teşekkür eder, sözü V. Grubun sözcüsüne verir)

- Arkadaşlar; ‘’ Umut Işığı ’’ bizim grup adımız olduğu gibi aynı zamanda tanıtacağımızkitabın adı. Yazarı İbrahim Şahin. İbrahim şahin, bütün başarıların umuda bağlıolduğunu ortaya koyarken umudunu yitirenlerin, hiç umudu olmayanların yaşamşartlarının zorluğu karşısında yenilgi üstüne yenilgi aldıklarını, yenilgiler sonucu hayataküstüklerini, gözler önüne seriyor. Bizler grup olarak belirleyeceğimiz her hedefin bizebir umut ışığı olacağına inanıyoruz. Hedefimiz okullarda elde edeceğimiz başarılarlakendi geleceğimizi belirlemek; içinde bulunduğumuz topluma yararlı hizmetlerdebulunabilmektir. Ben sözü Alev arkadaşıma veriyorum.Alev:- Arkadaşlar, İbrahim Şahin kitabında bizi sadece çanta taşıyan olarak görmüyor,tek bir birey olarak görmüyor; geleceği aydınlatacak ışığın kaynağı olarak görüyor. Tekbir kıvılcımın, tek bir ışığın bütün toplumu aydınlatabileceğini en ilginç örneklerle bizesunuyor. Biz bu kitabı okuduktan sonra kendi içimizdeki keşfedemediğimiz gücükeşfettik; gücümüzün bize yeteceği gibi yüzlere binlere güç katacağı inancına vardık.İçinizdeki gücü keşfetmeye var mısınız?(Salondan varız alkışları….) Ozan arkadaşımız kitabı tanıtmaya devam edecekOzan:- Arkadaşlar, İbrahim şahin, bütün büyük başarıların küçük basit merdivenlerdenilerleyerek kolayca elde edildiğini vurguluyor. Ona göre öğrencilik hayatı da hedefe,başarıya götüren merdivendir. 1. Sınıftan başarı ile başlayan bir öğrencinin, aynıbaşarılarla sınıf sınıf atlayarak öğrencilik hayatını tamamladığında en yüksek hedefeerişebileceğini belirtiyor. Hedef basamaklarında birini atlayarak diğerine geçiş yokturörneğin 7. sınıfı okumadan 8. geçmek gibi. Doruktaki başarı için merdivenin önemsizbasmağı yoktur. Lisedeki bir başarı için; içinde bulunduğumuz basamağın önemiolabileceği gibi. Kısacası birçoğumuz bugünkü basamağın önemini kavrayamadık. Dahaönceki dönemlerde olduğu gibi. Önemli olan her basamakta yeni bir basamak

Page 587: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

oluşturabilmektir. Çıkacağımız merdiven basamaklarını yükseltebilmektir. Başarıyagiden yolda bir merdiven ve bir ışık; başarının olmazsa olmazları. İbrahim Şahin, ‘Kitapta umudu bir yıldıza benzetmiş. Umudu kaybetmek ışığınsöndüğüne inanmak ve karanlığa bürünmektir.III. Gurubun sözcüsü:- Sizin Umut kayıp, o zaman siz karanlığa mı büründünüz?Ozan:- Merak etmeyin, kitapta o sorulara da cevap var. Kapanan her kapı, umudaaçılmış yeni bir kapıdır.II. Gurubun sözcüsü:- Sizin Umut kapınız hepten kapalı.(Salondan sadece Umut’un arkadaşları gülmeye başlar. Leyla Öğretmen devreye giripsusturur.)Alev:- 10 sayısının 3’e bölümünü ele alalım: Böldükçe bölünür. Umut onun gibidir.Böldükçe bölünebilen, çarptıkça çoğalabilen… Yeter ki bölebilelim, yeter ki çarpabilelim.II. Grubun sözcüsü:- Onun için mi sizin Umut her an her yerde, dersin her anında… (Bu ders hariç)Sınıfta bütün sıralarda, dışarıda bütün duvarlarda Umut yazılı. Nerede bir olay, oradaUmut…Öğretmen yine devreye girdi: ‘’Arkadaşlar, Umut arkadaşınız yanlış davranış sergileyenbir arkadaşınız olabilir. Sunumu bir tek kişiye indirgemeden sürdürürsek şu ana kadarsergilemiş olduğunuz olağanüstü güzellikteki sunuma gölge düşürmemiş olursunuz..’’III. Grubun sözcüsü (Tuğba Yıldırım) :- Öğretmenim, arkadaşların anlattıklarına saygı duyarım. Amacım, Umutarkadaşımızı kötülemek, konuşmacı arkadaşın anlattıklarına karşı gelmek değil.Sunumlarımız uzadı. Bizi izleyen arkadaşlarımızdan sıkılanla biraz gülsün diye Umutarkadaşımızın olmamasını ‘’Umut yitirmek olabilir mi? ’’ şeklinde sorarak sunumu tekdüzelikten çıkarıp tartışma havası vermek istedim. Ben Eminim ki ‘’UmutlarYitirilmesin’’ grubu Umut arkadaşımızın yokluğunu hissettirmeyeceklerdir.Ozan: Bizler ’Umutlar Yitirilmesin’’ grubu olarak önce kendimizi, sonra toplumu aydınlatmayaant içtik. Kendini ışık kaynağı olarak gören, toplumu aydınlatabileceği olanarkadaşlarımız bizimle ant içmeye var mı?Salon öğ.:-Varız, varızOzan Salon öğ. ‘’ Varız, Varız! ’’ (Ozan söyledi salondaki öğrenciler tekrarladı) ‘’ Öncekendimizi, sonra toplumu aydınlatmaya ant içeriz.

Arkadaşlar Bizim gruptan Umut kaçtığı için Dramatize yapamıyoruz.

Salondaki öğ.:-Umut, Umut, UmutKorkak Umut, kaçak UmutKo-ko, koş, ka-ka, kaçA-aa, avucunu ya- ya, yalaU- u umut, birinciliği u- u, unut

Page 588: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

(Kapı açıldı, Umutla göz göze geldi. Umut içeri girdi. Yine sadece Umut’unarkadaşlarından alaycı bir bakış; gülümsemeler…) Leyla Öğretmen:- Sen niçin zamında gelmezsin? Arkadaşlarına bunu nasıl yaparsın?Umut’un annesi: (Salondan ayağa kalkar) - Hay ağzına sağlık öğretmen hanım. Bana Müdür yardımcısı yarışmada görevliolduğunu söyledi. Ben buraya onun için gelmiştim, buraya gelip gözlerimle görmesem;bana yarışmada olduğunu söyleyecekti.’’Nöbetçi öğretmen;-Susun vereceği cevabı bizde bekliyoruz.Umut:- Öğretmenim, benim görevim: ‘’ Umutlar yitirilirse ne olur’’ onu göstermekti.Umutların yitirilmesi bundan güzel anlatılamaz ki… Burada 5 grup var, bir grupkazanacak 4 grup kaybedecekti ama hiç biri umudunu kaybetmeyecekti. Böyle birdurumda sadece bizim grup umudunu da kaybedecekti ve ben ömür boyuarkadaşlarımın sevgisini. Ben onu sergilemek istedim. Burada yarışmayı kaybetmedurumunda, (ki kaybedersek) arkadaşlarımın sevgisini kaybetmeyeceğim. O duyguyeter bana. Karar sizin.(Öğretmenin şaşkınlığını gören Umut konuşmasını sürdürür) :- Siz beni bugüne kadar dersi dinlemeyen, hiçbir etkinliğini yapmayan, derstenkaçan olarak tanıdınız. Artık o ben, ben değilim. Ben bugünden sonra yeni bir benim.Umuttan umuda koşan, Umut. Yılmayan, umuda doymayan Umut. Bu konuşmamı bizimgrubu birinci yapmanız için yapmıyorum, artık küçük hedeflerin sadece büyük umutlarabir basamak olduğunu biliyorum. Ben o basamağı çoktan geçtim.Leyla Öğretmen: (Öğretmen şaşkınlık içerisinde)-Bu büyük değişim kararının sebebi nedir? :Umut:- Öğretmenim, kitapta depremde göçük altında kalan bir çocuğun bir ömür değil, birgün değil, sadece bir dakika daha fazla yaşama umudu ile 17 gün nasıl çığlık attığı ve17 gün sonra göçük altından çıkınca hayata nasıl dört elle sarıldığı yüreğimi parçaladı,rüyalarıma girdi. Eşini kaybeden birinin, eşinin öldüğünü bir daha geri gelmeyeceğinibile bile çocuklarına her gün; ‘’akşama babanız gelecek’’ demesi, her kapı çalıştagelecek umudu ile kapıyı açması… Çocuklarını babasızlık duygusundan uzakbüyütmesi… Kendisini yalnızlık duygusundan uzak büyütmesi… (Son cümle alır götürüröğretmeni farklı dünyalara.. Yanağında iki damla yaş belirir.) (Umut konuşmasınısürdürür)

- Bugün hiç farkına varmadığımız bayrağın, okullara gelip gitmenin, yıllar önceyok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığında bir tek umut ışığı ile nasıl dalga dalgabüyüdüğü, bugünlere gelindiği anlatılmış. Annem babam, benden vatanı kurtarmamıistemiyor. Göçük altından çıkmamı istemiyor. Karnemde ‘’bir tek beş’’ görmek istiyorlarve ben onu gösteremedim. Düşündüğümde bir tek beş almayı başarabileceğimeinandım, bir de öğretmenlerimden ‘’bir tek’’inin sevgisini kazanabileceğimi. Okuduğumkitap bana bunu gösterdi ayrıca ‘’bir tek’lerden koskoca bir dünyanın oluşabileceğini…(Anne salondan sahneye fırlar.): -’ İşte benim Umut deyeceğim Umut, işte benim oğlum deyeceğim Umut! ’’ (Umut’ubağrına öper, koklar… Salona döner: ‘’) Bir annenin, çocuğundan duymak istediği enbüyük sözleri duydum, bugün burada. Anneleri en mutlu eden an, çocuklarınınbaşarılarını gördüğü andır. Diğer konuşan çocukların anneleri burada olsa onların daaynı duyguları duyacağından eminim. Yine eminim ki onlar da duyacaktır; duyduklarıan aynı duyguları tadacak ve doya doya öpecektir.Öğretmen Leyla:

Page 589: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

- Öğretmenlerin de en mutlu olduğu an öğrencilerin başarılarını gördüğü andır;öğrencilerinde gördüğü büyük değişimi gördüğü andır. Öğrencilere verdiklerini gerialdığı andır. Bütün konuşmacı arkadaşlarınız bugün burada bize o duyguları yaşattı.Konuşmacılar içerisindeki Umut’taki olumlu değişiklikler asıl alkışlanması gereken birbaşarı diyorum. Diğer gruplar alınganlık göstermez, sizler de uygun görürseniz ‘’ UmutIşığı Grubu’’nu I. seçelim.(Diğer grupların onayını alır, Umut Grubunu I.ilan eder, Umut’a döner.) Sevgisini kazanmak istediğin tek öğretmenlerden ilki ben oldum ve ilk 5’i verenöğretmen. Sen çoğulların peşinde koş bugünden sonra. Senin çoğullarıyakalayacağından koskoca bir dünya kuracağından eminim.

.(Bütün yarışmacılar, salonun önüne selam sırası ile dizilir, yazmış oldukları okul andınıokur.)UMUT ŞIĞI OKUL ANDIMIZ

Öğrenci olarak,Öğrencilik hayatım boyunca en iyi öğrenciler arasında yer almaya,umutları bölüp paylaşmaya, çarpıp çoğaltmaya; arkadaşlarımı, öğretmenlerimisevmeye, öğrencilik sonrası yaptığım işin en iyi yapanı olmaya, bu yolda bir saniyedurmamaya, hiçbir engelde yılmamaya, okulları başarıya- hedefe taşıyan bir merdivenolduğu bilinci ile her basamağına önem vermeye, her basamağını atlamadan tek tekçıkmaya, en küçük hedeften en büyük hedefe koşmaya, okullarda kaçırılan fırsatlarıhayatımın hiçbir evresinde bulamayacağımı bilerek hiçbir fırsatı kaçırmamaya; okulun,kitapların verdiği ışıklarla kendimi aydınlatmaya daha sonra içinde bulunduğumtoplumu aydınlatmaya, bu uğurda hayatımı adamaya ant içerim.(Gurup sözcüsüMüdürü Sahneye davet eder.)Müdür:- Sevgili öğrenciler, sizlerden bir tek şeyi önemle bilmenizi isterim; buradagörmüş olduğunuz öğretmenlerden bir kısmı emekliliği gelmiş öğretmenler, bir kısmımesleğinde emekliliğini yarılamış. Hiçbirinin sınav kazanma, meslek edinme ya dadeğiştirme kaygısı yok. Onların tek kaygısı sizlerin edineceği meslekler. Sizlerin kızdığı,dersini dinlemediği öğretmenlerinizin sizin boşa geçirdiğiniz zamanlara ne kadarüzüldüğünü bilmenizi isterim. Öğretmenlerin en büyük sevinci, sizlerin başarısı;sizlerden verdiklerinin karşılığını başarı olarak görebilmek. Burada verdiklerimizinkarşılığını fazlası ile bize gösterdiniz, bizleri mutlu ettiniz. Bizleri mutlu ederkenkendinizi de anne babalarınızı da fazlası ile mutlu ettiniz. Bu mutluluğun altını çizerkenbir kez daha vurguluyorum; nasıl ki başarılarınız sadece size bağlı kalmıyor birbaşkalarını da mutlu ediyorsa başarısızlıklarınız, olumsuz davranışlarınız da aynı.Olumsuz davranışlarınızın siz farkına varmasanız da önemsemeseniz de annenizbabanız, biz öğretmenleriniz önemsiyor üzülüyoruz. Olumsuz davranışlarınızı sizlerin deönemseyip üzülmenizi daha doğrusu üzülmemeniz, bir başkasını üzmemeniz içinyapmamanız gerektiğini bilmenizi isterim.Nasıl ki başarı ve başarısızlık bir başkasını etkiliyorsa, bir umut ışı bir ulusu; bir ulusuaşarak tüm insanlığı aydınlatır. Burada yarışmacı arkadaşlarınızın hepsinde bu ışığıgördüm. Bu ışığı ömür boyu taşıyacağınızdan hiç kuşkum yok.Okuduğunuz Sosyal Bilgiler Derslerini hatırlayın; bir çağdan bir çağa geçişi sağlayan tekbir kişi olabiliyor. Fatih Sultan Mehmet’i hatırlayın. Bir toplumdaki değişim rüzgarını birtek kişi estirebiliyor. Bir Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlayın… Burada her birinizinbüyük değişiklilerin öncüsü olacağını görüyorum.

Bir çiçeği düşünün, bir tek çiçeğin tohumları… Koskoca bir bahçeyi güle donatır. Birbahçe çiçeğin tohumları, binler bahçeyi güle donatır. Burada her birinizin toplumungeleceğini güle donatacak güçte olduğunu gördüm. Sizin adınıza, toplumun geleceği

Page 590: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

adına mutlu olduğumu, bütün öğretmenlerinizin aynı duygular içerisinde olduğunubilmenizi isterim. Bir tek şeyi daha bilmenizi isterim: ‘’Bu vatanın sizin gibi gençlereihtiyacı olduğunu.’’Gurup Sözcüsü:- Sayın müdürüm, burada her ne kadar ‘’ Umut ışığı Grubu I. seçilse de bizhepimiz kendimizi birinci görüyor, sizlerden okul andımızın, isimlerimizin ayrıcaöğretmenimiz İbrahim Şahin’in Umut Işığı kitabını okulumuz şeref köşesindesergilemeniz istiyoruz- .Müdür:- İsteğinizi yerine getireceğim, ayrıca çekilen video Okulumuz Web Sitesindeyayınlanacak. Sizleri de Onur belgesi ile ödüllendireceğim.(Yarışmacı gruplar sevinç gösterisi yapar. Müdüre teşekkür eder. Perde kapanır.)

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 591: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Uzun Metraj Film

İnsanlık rafa kalkmışKan damlar yüreğimKara haberler kaplı göğümKan sulağı çoramış toprağım

Çocuk sevinçleri hüzne boğukKaçamak, dost bakışlar, ürkekKapı çalışlar, yürek hoplatırDört duvar örülmüş, dört yanım

Döl kuru sevinçler;Ölü doğum, kürtajTutunmaya çalışırSon yaprak, son kalemde

Silik yazılı sevinçlerOkuyan, çözmeye çalışırArzuhal, yazmaya çalışırYüz tutmuş yitmeye, sevinçler

Kan damlar yüreğimYeni yeni acılara gebeKaranlık üstüne karanlıkYerküre isyanda, kabuk değiştirir

Şafağın kızılı, kana boyalıBulutun mavisi, ise kaplıToprağın bereketi küskünYokluk, açlık, savurur rüzgâr

Yüreğim kan damlarAcılar sağanağa dönükTaşkın seline kapık sevgiCan telaş, can pençeli korkuya

İnsanlık rafa kalkmışİnsan, insan azmanıKelle doğrar, kele dağıtırKan emer, kan kusar

Oscarlık film gibi izlenirAlkış üstüne, alkış toplarAh, Ahh! Kan damlar yüreğimMansiyon ödülünü bile hak etmez

Bir defacık bile, gösteriye girmezAdına reyting derler, tekrar üstüne tekrarKan üstüne kan damlar, beyaz perdeyeBeyaz perde, kapkara, yıkanmaz bir kere

İbrahim Şahin 2

Page 592: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ümit Güneşim

Hain karanlık gecelerimdeYıldız yıldız serpilenimsinGecenin sorgucundan çekip alanGecenin soğuğunda koynuna saran

Sonsuz düşler ülkemde gece gündüzSusmaz şakıyan sevda bülbülümsünUmutsuz kara günlerimde umudumŞafak kızıllığımda koca güneşimsin

Alabora gönlüm sende dinerDeliksiz uykularım kollarındaKorkusuz şafağı bekleyişlerÇocuk sevinci seheri kucaklayış

Fırtınalar koparmak, şimşekler çakmakYakışmaz asaletine, koyver yelkenleriTak kanadına, takıl kanadıma, kanatlanBulutlara, güneşe, yıldızlara gülümse

Dön sırtını kötülüklere, kes ahbaplığı kineSakın selamını, hoşgörünü, sevgini zalimdenAç bağrını yüreği sevgiye hasret kalanaGüldüren güler elbet, güldür ki gülesin

İbrahim Şahin 2

Page 593: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

VAY ANAM VAy

VAY ANAM VAY

sözcükler suskungem vurulmuş kalemesazım düzen tutmuyorhalim harapvay anam vay…

dalıma kuşlar konmuyorferyadımı duyan yokvay anam vay…

kalem derdimi yazmıyorakıl irfan çare bulmuyorsilgiler kaderim silmiyorvay anam vay…

gemi alınmış kızağaufuk çizgileri masalkorkularım yığılır dağ dağlimanlarıma uğramaz oldu umutvay anam vay…

dün gebeydi gece düşebugün gebe, gün korkuyagün doğuşlar korkutur beniçeker batağa batağavay anam vay…

ağıtlar vakitsiz yakılırağıtlar ölümsüz okunurvay anam vayvay ki ne vay…

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 594: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

VEKALETTEN AZLEDİYORUm

Ben asılım sen vekilBendeki sözün özüDarbımeselSendeki yalan-ı alaBu nasıl vekilYoksa vekilliğin de mi yalanYoksa bilmediğimiz dünyanınBilmediğimiz asların mı vekilisiniz

Vekâletten azledeceğim bilesiniz

Ben asıl sen vekilBen de yedi göbek sorgu sualdaSende yedi göbek güvertedeBu nasıl vekilVekâletten azledeceğim bilesiniz

Ömrüme ömür biçersinÖmrüne ömür katarsınBoynuma ipi dolar, ipi çekersinBu nasıl vekilVekâletten azledeceğim bilesiniz

Cebimdeki paraya gözün dikersinBir elle oyalar, öbür elle çekersinMarkaya marka demezCadde sokak caka satarsınBu nasıl vekilVekâletten azledeceğim bilesiniz

Egolarının dürtüsündeMaşalarının kısgacında olmayanBeni ben olarak temsil edecekVekil aranıyor bilesiniz

İbrahim Şahin 2

Page 595: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

VUSLATA MAZİ MAHŞERE ARİFEYİm

VUSLATA MAZİ MAHŞEREARİFEYİM

O bakışını sevabım sanmıştımBir tatlı sözüne nasıl kanmıştımDünyalar benim oldu sanmıştımDünyamı yıktın be, haberin var mı

Senle gezdiğim o yollar kapandıSensizken derdiğim güller utandıŞerre dost sandığım eller uzandıÇaresizim şimdi, haberin var mı

Akrep yelkovana çoktan kitlendiYağlı urgan tezden düğümlendiVuslat kapılarım hepten kapandıMahşerim arife, haberin var mı

Gece gün ah-ı vah desen ne çıkarOmzuma hasretliğin yükü çökerBu gönül gözü kapandı yol çekerYollarım boş kaldı, haberin var mı

İbrahim şahin

İbrahim Şahin 2

Page 596: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

YANIT SÜRESİ BİR Yıl

YANIT SÜRESİ BİR YIL

Yeni gelen yıl, yeni yılAdından başka bir yeniliğin var mıdır?İnsanlığıma sunabileceğinVarsa hoş geldinBen görmedim hiçHer yıl soframdaki lokma bir eksildiHer yıl fatura bir fazla kesildiHer yıl bir fazla söndü umudumHer yıl kan kustu insan yanımSöyleyebilir misin?Silahlar susacakBarut kokusu sarmayacak mavilikleriTaze tomurcuklar diri diri toprağa gömülmeyecekYokluk sefalet, kol gezmeyecek Ağaçlarım tomurcuğa saracakGeleceğim umudaSevgide harman kurulacakİnsanlığım barışta yarışacakİnsan, insan onurunu yaşayacak diyebilecek misin?Diyebileceksen yaşama direneceğim cellâda inatAvaz avaz bağırıp müjde sunacağım yarınıma

31.12.2008

İbrahim Şahin 2

Page 597: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

YAS TUTANIMIN YOKLUĞUNA YAS TUTARIm

YAS TUTANIMINYOKLUĞUNA YAS TUTARIM

senede birhamasi nutuklarlaokşamayın ruhumudiğer günler yastayım

yastayım yasta olmasınayasım; başkadır benim

siz bana; Atamın yılmaz bekçileri ne haldedironlardan haber verinyoksa kuş gibi avlanıyor mu bir bir…her gün sönüyor mu bir ocak, bir ocak daha…

Atamın emaneti, gül kokusu ellertiner mi kokar, ekmek mi toplar çöptentaşlı sopalı yol mu keser gün be günumut kapıları kapalı mıdır yarınlaragören duyan var mıdır

Atamın;demir ağlarla ördüğü yurdumundemir ağları, pas tutmuş mudur

köyümün güneşi, köylümün nuruKöy Enstitülerinin yerine yenisi kurul muş mudur

milletimin efendisinekara sabanı yaktırılmışöküzünden sucuk çekilmişeline kredi kartı tutturulmuşevi ipoteklenmiş midir

hattı vatan yoktusathı vatan vardıhat - satıh matıh mıdır şimdibu hal nereye, bilen var mıdırbunun hesabını soran var mıdır

milletin şanı şerefi nedirdaha kalmış mıdır satılık gizli saklısı var mıdır unutturulmamış değerleribunları bilen var mıdır

yas tutmayın bana!ben kendi yasımı tutarımbu yas beni aşar…

Page 598: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

yas tutanımın yokluğuna yas tutarım, yas tutanımın yokluğuna…

İbrahim Şahin 2

Page 599: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

YASAKLI Sevdam

YASAKLI SEVDAM

Ok saplandı yüreğimeSevda kıvılcımına çarpıldım çarpılmasınaOk üstüne ok saplar, kıvılcım üstüne kıvılcımSerildim yere; kıvranırım, hasretinden ölmedeyimSöyle, can suyum olacak mısın, tutup elimden kaldıracak mısınYaramı sarıp, koynuna alıp koklayacak mısın, söyle can özümYoksa aşkının tutsağı mıyım, hasretinle ölecek miyim, söyle…

Ara da bir sesini duyarım, depreşir yüreğimCana gelir yeşeririm, kokulara bürünürümYoluna bakıp bakıp dövünürüm, hasretinle kavrulurum Kavuracak mısın yüreğimi hasretinde, külleri savurmak mı muradınYasaklı aşkım mısın tadamadığım, aşkının tutsağı mıyım

Söyle can özüm, ateşim sönecek mi,Yüreğime damlayacak mı bir damla serpintinSöyle can özüm, söyle!Yasaklı aşkım mısın tadamadığım Kafesinin kuşu, aşkının tutsağı mıyım söyle! Kavuracak mısın yüreğimi hasretindeKülleri savurmak mı muradın be can özüm

Kırıldı kanadım, yok uçmaya dermanımKanadıma kanat olup, uçuracak mısınYüreğimde yara üstüne yaralar açtınYarama sargı olacak mısınSöyle can özüm, zehirim misin, panzehirim mi bileyimSöyle, söyle: yoksa aşkının tutsağı mıyım, bir bileyimBir bileyim; öyle öleyim, seni sevmenin bedelini, öyle öleyim

Yüreğim yaralı, kanadım kırık, bakışlarım ürkekBeni vuran avcı, kafese koyan avcı, gel insafaMuradın cennetimi cehenneme çevirmek miKâbusum olup, karanlığıma boğmak mı, boğmak mıBileyim; derde bürünür, karanlığa gömülürüm, can özümmGüneşimsen; son nefesime kadar beklerim, beklerim, beklerim…

SÖZ YAZRI:İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 600: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yaş Yetmiş de Olsa

Ömür merdiven dayamış da olsa Son katına menzil gözükse de ufuktaBeden düşse de elden ayaktanDüşse yatağaDuyulsa ölümün ayak sesiSolunsa soğuk nefesiGönül duymaz, gönül aldırmazGönül on beşindeBilemedin on sekizDaha yaşamayı yeni öğrendiğini söylerSevmeyi, sevilmeyi yeniSevdayı yeni tattığını, tadına varamadığınıDiler bir yetmiş yıl daha, yalvar yakar

Sevinci çocuk sevinciİlk sendede duyduğu sevinçEmekleyen çocuğun ilk adım sevinciİkinci sendede ayrı bir sevinç, üçte ayrı

Umudu çocuk sevinciAyrı sevinç doğan günü her görüşteAldığı her nefeste ayrı sevinç

Bilir ki;Yaşamın son demidir alınan nefesBoy verir yitmeye yüz tutmuş sevinçlerDevşirmeye bir ömür diler gönülYalvarış yakarış nafile, umutlar nafileYaşamın son demidir alınan her nefes

İbrahim Şahin 2

Page 601: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

YAŞAM MUTOSYONDa

YAŞAM MUTOSYONDA

Umutlar kurşuna dizilmişGez göz aralığı satılmışArpacık ipotekteSözcükler kör topalKalem yazmıyorYazın tarlası çoramışGüller saçılmıyorGüller derilmiyorGönül hazineden mahrum umut kapıdan

Umutlar kurşuna dizilmişVahşet kusuyor mürekkepYürek katran karasıBir gün yaşamanın sevincine binerYarınların ölüm korkusuAvazlar kısıldıkça kısılırSes titrer, kalp atışları ürkekAynalar düşmanDost bakışları acı çeşniliHer bakış yara üstü yaralar açarDost meclisleri matem havasıSazlar suskun sözler suskunGenç kızların prens düşleri masalYiğitlerin yiğitlik sevdası efsane

Umutlar kurşuna dizilmişBaşı dumanlı dağlarınDeniz tusunamiDere yatakları kuruKuşlar yuvasızDağlar umut vaat etmiyorKurtlar bile eşkıya olmuş dalar şehreÇoktandır ozan Şah’a gitmiyorO da gidiyor ölüme adım adımDudakları ölüm mırıldar, kalemi ölüm yazar

Umutlar kurşuna dizilmişGökler yastaDolu vurur Haziran’da dallarıBuza keser Ağustos’ta çiçekYarınlar kör karanlıkÜstesinden gelemiyor Edison icadıRüyalar umuda belenmiyorFreud bile şaşkın olan biteneKan ter içinde yatak döşekÖlümler tecelli değilİp cambazı hüneri yaşamSınırı nefes alıp vermede çiziliTalan atar-besler, süsler damarlarıYaşam, sadece ve sadece ölüme direnmede anlam kılınmış

Page 602: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yaşam,Yaşam adına, umut adına, yaşatmak adına değilseYaşam müebbet hüküm, gün saydırır ölüm adına

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 603: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yaşayacaksan

Mazinin denizine dalmışsanŞaşar rota, yollar uzar giderRuhun bedenden habersizSen gerçeğe, geçek sana yabancı

Sen gerçekten kaçar, gerçek sendenYakalamaya yüz tutsan, el tutmazGerçek gölge olmuş, sen efsaneGerçek gölge kadar yakın, sen uzak

Atinin mavi bulutlarına kapılmışsanKesilir ayağın yerden, usun şimşekBulutlar savrulur, şimşekler çakarTitrer beden, gözler şaşı, gerçek siluet

Ne mazinin gülü, ne atinin tomurcuğuBu günün gerçeği, ayrığı, dikeni olKök sal maziye, filiz sür atiye dal dalÇorağın çimene, filizin güle donansın

İbrahim Şahin 2

Page 604: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

YAŞIYOR MUYUM DERSİNİz

YAŞIYOR MUYUM DERSİNİZ

Zaman durduSensizliğimin arifesindeÇekildi bir perdeÇöker karanlık üstüme üstümeKaranlığın gölgesidir tenimi okşayanTen üşür Ten donar Ten çatlarCan çekişir beden, canGözyaşlarıma karışır kan damlaları damla damlaDüğümlenir boğazımda, lokma lokma

Zaman durduSensizliğimin arifesindeBir yük çöker omzumaAğırlığının binlerce katıBüker belimiKulaklarını çınlatanİniltilerimdir anlıyor musun?

Nasıl geçtiNasıl bitti senli yılarMasal gibi, düş gibiDurdu zaman sensizlik arifesiSaniyesi asır gibi, asır gibi…

Can çıkmadı bedendenCananım çıktı, cananım!Nefes alıyorsam, yaşıyor muyum dersinizYok, yok! .. Bu benimki yaşamak değilCehennem azabıDurdu zaman, canansızlığımın arifesinde

İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 605: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yeni Yıla

YENİ YILA

Yazdık çizdikÜç yüz altmış beş hecedeOkuduk bitti bir gecedeSevinçler bitti, masal olduAcılar, yığıldı dağ oldu

Umutlar söndüGüller solduSardı yediveren dikenlerBir bir kapandı, umut kapılarıDört duvar, zindan kaleye döndü

Atı alan Üsküdar’ı geçtiMeydan gezer, ok atarOklar saplanır böğrümüzeTabip derman bulmaz derdimize

Umut kırıntılarını topladık bir gecedeSaçtık üç yüz altmış beş, yeni sayfayaYarınlar gebe düşlere, gebe olmasınaGel gör ki; düşleri çileler döller an be an

İbrahim Şahin 2

Page 606: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yerküre 'SOS'' Diyor Beyler

Para parayı, para, para babalarını çoğaltmışPara bedel biçmiş bedene, bedel biçmiş sevgiyePara para, delik deşik olmuş yer gök, dağ bayırYakılmış yıkılmış, satılmış, güzellikler, kurşunlanmış

Limonun suyu şırınga edilip tezgâha dizilmişHormon icat edilmiş, cilalanmış tadım tuzumYemiş şişmiş bedenim, öz yok, dert derman çokBeden kukla, öz yok, söz yok, giysi sıfatı insan

İnsanın dirisi pazara düşmüş, ölüsü pazaraİnsan atölye, kalbi, ciğeri sökülür, kulağı kesilirÖmrüne son verilir, üç beş günlük ömrü uzar birininBirinin de birkaç günlük karnı doyar, yaşadım sanar

Ekmeğinden, suyundan, huyundan değişmişGülmeler sıcağını yitirmiş, gülen kendi korkarGözlere mil çekilmiş, gözler güzellikten korkarFrekanslar değişmiş, güzel söz, duymadan korkar

Sevgi iğdiş edilmiş, sevgi sunmaktan korkarSevgi tedavülden kaldırılmış, almaktan korkarKin garez, nefret bürümüş ilik ilik bedenlerKötülükler sağanağa dönük, alışık yeni modelim

Kerem, Aslı, Şirin, Ferhat tarihe gömülüDadaloğlu, Pir Sultan, Köroğlu efsane olmuşBektaşi, Mevlana sırra bürünmüş, çözen unutmuşYeni model insanım robotla boy ölçüşür, farkı ölümü

İnsandan et sote sunuyorsa insan, yiyorsa insanNerde insan, kedi- köpek, kaplan- sırtlan, nerde farkEl kol hareket, kasada, para al ver, işte insan, iste robotTebessüm yok, kalbin sıcağı yok, işte insan, nerde fark

Beyinler şırınga edilmiş, duygular vakumlanmışYetiler yitik, güzelim sunular yok edilmiş, gözler amaİnsanım, kendi insansızlığını görüp de utanamaz olmuşİsyan etmiş yer küre, SOS sinyali anonsa döndü çoktan

İsyan etmiş yerküre SOS sinyali verirMavi gökler karalara bürünmüş derttenYerler çatlamış dipten, damar damar, kat katKurumuş suyun gözpınarları, akmaz dereler

Dağlar matem havası, geçit vermez, kurda kuşaPerdeler çekilmiş, esmez rüzgârların, gelini kızıDenizler telaş, vurur bendini kıyılara, dövünürYerküre SOS dedi de, ne zaman duyacağız beyler

İbrahim Şahin 2

Page 607: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yeter Artık Zalim Felek

YETER ZALİM FELEK

Yokluk; elbise dikilmişGiydirilmiş sırtımaYen yok, kol yok, yaka yokKırağı vurur, üşür bedenim

Dört yanım duvar örülüKaranlık perde geriliDikilmiş felek sorgularBen neyi anlatayımYaşamadığım yılların hesabı sorulurAğarmış saçlarımın sebebi sorulurTatmadığım sevdaların tadı sorulurBilmediğim yerlerin yolu sorulurTanımadığım dostların adı sorulurSöyleyemediğim türkünün havası sorulur

Konuşacak hal mı bıraktın ey felek!Ben sustukça yığarsın dert üstüne dertSen mutlu olacaksın diye söyleyemem ağıtİçim dışım ağıt, anam söyler, ben söyler

Ey zalim felek yeter artık!Ellerim kelepçede, ayağım prangadaEl faydasız, ayak taşımaz bedenimiUmudum müebbet yemiş sayendeGözlere mil çekilmiş, görmez güzeli

Sürgündeyim, gezinti sohbet yasakYatağım dert batağı, çiviler döşeliUykularımı bölüp bölüp kıvranırımSabahlar geceden beter, güneş doğuşları ürkütürHer gelen yeni gün, gebe korkulara, ey zalim felek!

İbrahim Şahin 2

Page 608: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yokluğuna Alışamadım

YOKLUĞUNA ALIŞAMADIM

Öyle kolay alışmıştım ki sanaHiçbir şeye alışamadığım kadarSensizliğe alışmak öyle kolay mı

UnutamadımUnut gitsin diyorlarSöküp atamadım kalbimdenNasıl unuttun, nasıl söküp attınİnan ki sırrına eremedim dahaBen unutamadım, yokluğuna da alışamadım

Keşke unutmakAlışmak gibi kolay olsaydıÖyle kolay alışmıştım ki sanaBir bakışta kesişmişti yolumuzBir bakışta kaynamıştı kanımızElimi tuttuğun an kenetlenmiştiSarsıldı bedenim, bölündü, bütünlendiSanki bedenimin bir parçasıydınSanki atan kalbimdinCoştu cana geldi bedenim

Öyle kolay alışmıştım ki sana sormaSensizliğine alışamadım, alışamadım

UnutamadımHatıran öylesine taze kiBuram buram sen kokarSiluetin gezinir sağım solumdaRüyalarım seninle süslenirUnutsam rüyalarım boş kalacak

UnutamadımGözüm kapıda her anGirecekmişsin gibiYüreğimin eli kulağındaÇalan kapı zili, telefon zilindeBin güzel içinde bin metreden seçerdim seniEn işlek caddelerde aradım yıllar yılı bulamadımSen yoksun, bense yokluğuna daha alışamadım

İbrahim Şahin 2

Page 609: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yolumuz BİR Hedefimiz BİR

<a href='http://www.imeem.com/people/uqj7XWy/photo/RfBDwYwUeh/'><imgsrc='http://media.imeem.com/p/RfBDwYwUeh.jpg' alt='click to comment' title='click tocomment' /></a>

Aşka yolcuysan eğerÇıkaracaksın yeleğiAtacaksın ateşeGiyeceksin aşkın gömleğiniTamahkârı olmayacaksınYanan yeleğinSıktıysa, yaktıysa gömlekFeryat figan etmeyeceksin

Aşk harmandırDerde dermandırBen yok, sen yokBen fırınlanacakSen fırınlanacakAşkın eseriBende sen, sende benFilizlenecek, heykelleşecek

Aşk deryadır, uçsuz bucaksızSen kıyıya çeker, ben dibe vururSol yanıma kürekSol yanına kürekBir güvertede alabora olmadanYelken açabilmektir ufuklara

Acemi kaptan batırır gemiyiHaset kaptan kıyıya vururBatağa sürerAşkta hünerli kaptan olmak zor iş

Dümen ortadaBen seni öldürürBeni öldürürSen beni, seniBen beni unutursamSen seniBak gör ne yollar alırAşk gemisi denen sihirbaz

Aşkın yolcusuysan eğerAşkın yolcusuysamAynı yolun yolcusuAynı geminin konuğuDümende ister senİster ben ne fark ederYeter ki alabora olmasınAşkımızın gemisi

Page 610: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bu yolda ne ölenler olduNice ağıtlar yakıldıNice destanlar yazıldıNice türküler söylendi

Ağıtlar yürek hoplatırDestanlar ömür tüketirGel biz sevdanın özüTürküleri söyleyelim

Sevdanın türküsüneKuşlar semaya dönerMelekler secdeye kapılırÂşıklar zevki sefasını sürer

DÜMEN KAPTANI EŞİME

İbrahim Şahin

İbrahim Şahin 2

Page 611: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yücel Yüce Gençlik

Kimi esmer, üzüm karasıKimi beyaz, gün yüzlüSarışın, siyah, rengârenkBağ gülleri, kırlar çiçeği

Kimi çocuk yüzlü, şaşkın bakışlıKimi genç edalı, yitik anılara sarılıDuruşlar, bakışlar aynı, sevinçler aynıEl çırpışlar aynı, heyecan, kalp atışlar aynı

Bağ gülleri, kır çiçekleriBugün yollar sizinle şenlendiBahçeler doldu taştı, çiçeğe bezendiSıralar suskunluğunu bozdu, şarkı söyler sizinle

Bağ gülleri, kır çiçekleriKenetleyin elleri, hedef aynıYürüyün emin adım, yolunuz aynıYolunuz altın çizi, Ata’nın yoludur

Bilin ki günler su gibi akarBugün çocuk, yarınlarda devDurma, yarın için devşir bilginiKoca bir perde arala ufuklarda

Bilin ki ananızın- babanızın ümidiBilin ki öğretmenizin, milletin ümidiSizlersiniz, gelecek de, sizinle gelecekGelecek sizinle yücelecek, yüce gençlik

İbrahim Şahin 2

Page 612: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yücelerin Adresi Çanakkale'dir

YÜCELERİN ADRESİ

Bıyıkları yeni terlemişti daha Eli silah tutuyor diye aldılar cepeye Elim silah tutuyor diye koştular cepeyeAnalar biçareuğurluyor dualarlaBin ümit bekliyorlar yollarınıKınaları kurumamış gelinlerVatan borcu yiğitliğin şanındandırKare lekelerle bezeli birine eş olmaktansa Şehit sevgilisi olmak onurdandır deyip Bastılar sevgilerini yüreklere Sürdüler eşleri, düğüne yollar gibi cepeye Zurnalar çalındı, halaylar çekildiAnalar öğütlüyordu her gideni''Vatanı düşmana çiğnetirsenSüdümü helal etmem''Gelinler: ''Beni düşünme, düşün vatanı''

Mehmetçikler anadan ayrı Eli kınalı yavukludan, Beşikte yavrudan ayrı Uzak, uzak, çok uzakBir düşman yakın cana Bir vatan, nefes kadar Bir can yakın cana Can kadar

Duydular ki ölmeyi emrediyor Mustafa Kemal Paşa Canlar serilir toprağa Yeni canlar dirilir Her biri; serdi canlarını yere Kan kusuyordu toprak Kan yutuyordu oluk oluk Kemik öğütüyordu, deste deste

Aşka geldi AnzaklarSerdi bedenlerini yereKim bilir onlar da bu memleketinTuzu, biberi,Vatan onları da bağrına bastıVatanın başka bir yüceliği...Vatanın yüceliği uğruna can verenler Vatan kadar yücedirYücelerin yüce adresi; ''Çanakkale''dir İbrahim ŞAHİN

Page 613: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İbrahim Şahin 2

Page 614: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yüreği Yüreğimiz

Yüreği elvermediÖğrendiklerini öğretmeye Sustu, konuşmayı Ağladı, gülmeyi öğretti

Aç kaldı günler boyu Kardeşçe, dostça, Paylaşmayı öğretti Saçını yoldu, yakasını yırttı Taranmayı süslenmeyi öğretti

Karanlıklara büründü, Düş kurmayı öğretti Dört duvarlara kapandı, Salınıp gezmeyi öğretti

Hırpalandı, horlandıUykuları bölündü zehirli sularda Derin uykularda rüyaya dalmayı öğretti Sevgi kanatlarıyla uçmayı öğretti

Ayaklar altında kaldı Direnmeyi, ayağa kalkmayı Zorluklara, kale gibi göğüs germeyi öğretti El ele, omuz omuza, kale olmayı öğrettiAğıtlar yaktı Yanık seste, Türküyü öğretti Aşüfteye, göbek atmayı, Gence, bıyık burmayı öğretti Kapısı kapandı Yokluktan Yüreği kapanmadı Uzak düşlerin umudunu, Yarınları bakmayı öğretti Çile çekti Bedeninde Kahırlar yuttu Dokuz ay, dokuz asır Çile yi küçültmeyi, Çileden gül vermeyi öğretti.Biz doğarken ağladı Biz gülerken ağladı Bizi güldürmek için, Ağlamakla geçti ömrü Bizim yerimize anamız ağladı İbrahim ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 615: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yüreğim Gurbette

Gurbeti yaşıyorum yüreğimdeCemre düşmüş toprağaToprak çimene bürülüYüreğim kabuk bağlı derdeSeherde yeller eserkenYüreğimde fırtınalar eser

Çiçekler koku saçmıyorÇağlar sular yüreğimi döverCıvıldaşır kuşlar, derdim azarCaddeler üstüme üstüme yürür

Parklar seni sorarÇiseler yağmurYüreğimi dolu vururTürküler seni sorarUçan kuşlar seniHer kim görsemSeni sorarBense kaçarım kıyı köşeÖz sılamda gurbeti yaşıyorum

Bir sen misin yoluğumDert yükü bedenimden gayrıHiç bir şey yok, varlar çok uzakÖz sılamda gurbeti yaşıyorumVarlıkta yokluğuGeceler uyku haram kılındıGündüzümü karanlık sararEkmeğime kan doğrandıAğız tatmaz, boğaz yutmazVar yok olduYakın ırakAynada yüzüme bile bakmıyorumBir yanan yüreğimin sesidir duyduğumBir senin hasretindir düşündüğüm

İbrahim Şahin 2

Page 616: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

YÜREĞİM SENİ ARAr

YÜREĞİM SENİ ARAR

Tenimde kokun kaldıTüter gittin gideliGözümde izin kaldıSeyrir gittin gideli

Kulağımda son sözünYankır gittin gideliÇerçevede son pozunSolar gittin gideli

Gönlüm deli divaneÇekip gittin gideliOcak tütmez viraneVurup gittin gideli

Bağrıma gün vurmuyorBatıp gittin gideliHalim soran olmuyorÇıkıp gittin gideli

Sen kaçak, sen yitikBen naçar sen gideliSayıklar sen diye diyeBöğrüme vurdun vuralı

İBRAHİM ŞAHİN

İbrahim Şahin 2

Page 617: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Zalim

ZALİM

GönlümHedef tahtası mıdırBe zalimOk üstüne ok saplarsınAzar yaralarımSızlar yüreğimYarım akıl tabip misinYarama tuz basarsın

Feryat figan ederimUyku tutmaz gecelerZil takar oynarsınOynak mısın be zalim

Perdeledin gönlümüKarabulut gibi yamandınDoluya tutuldu gözlerimKurudu göz pınarlarımSararıp soldu güllerimNadasa bıraktın gönlümüKervan geçmez yola döndüBayramdan bayrama gül umarsınGülsüzlüğüme dert yanarsınŞaşkın mısın be zalim

Gül bıraktın mı ki yolmadıkGül diye bir nebze tohum saçtın mı kiCan suyu niyetine bir kadre su verdin mi kiGül emek ister, göz ister, söz isterGül istemeye yüzün var mı kiYüzsüz müsün, huysuz musun be zalim

Değerli Şair Dostum Menekşe GÜLAY'IN- ''Vaz Geç Gönlüm'' şiirinden esinlendim.Menekşe Gülay'a teşekkürler.

İbrahim Şahin 2

Page 618: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Zamane Zamanı

Emsali görülmemişMağlubiyetlerin mümessilleriCebren ve alenenAziz vatanın bütün kalelerine göz dikmişseEl kol sallaya sallaya girmişse tersanelereOrdular saf dışı edilmiş, kışlada kışlarMemleketin her köşesi bilfiil işgal edilmişseYazılmış çizilmiş, ipotek konulmuşMehmet’im nöbetçi dikilmişseZaman görme zamanı, gidişe dur deme zamanı

Şahlanmışsa içerde dışarıda bedbahtlarımGaflete dalmışsa bel bağladıklarımDalalete gark, nutka avaza boğukHıyanet üstüne hıyanet, ödül üstüne ödülMillet, fakr u zaruret içinde harap ve bitapUmutlar yitik, umutlar sönükZaman meşaleyi yakma zamanıKaranlığa ışık sunma zamanıZaman,Kardeşi kardeşe düşman edipKan üstüne pazar kurulmuşsaSevginin kökü kazınıpNefretin tohumu saçılmışsaZaman sevgiyi Yunusça sunma zamanı

Hasat kesatEl avuç yalayıpEl avuç açıp dilenci kılınmışsaBereketin beşiği Anadolu’yu sürme zamanıHasadı Harun hazinesi kılma zamanıHasadı hakça bölüşme zamanı

Doksan altmış doksanİncelmiş, boşalmışsakSavruluyorsak yaprak yaprakNene Hatun ruhuna bürünme zamanı

Riyakârlık, yalan dolan, üçkâğıt, beş kâğıtYiğitlik olmuş anılıyorsaKöroğlu’dan, Dadaloğlu’dan türkü çalma zamanı

Zaman bir olma zamanıZaman pir olma zamanıYarınlara gülen gözle bakma zamanıGünü güne kâr sayma yaklaştırır ölümeBana dokunmayan yılan yaşarsa binyılBeni, seni yaşatmaz bir yılZaman beni, seni düşünme zamanıZaman yarını düşünerek bugünü yaşama zamanı.. İBRAHM ŞAHİN

Kaç gece,

Page 619: İbrahim Şahin 2 - Antoloji.com · koşucu, montajcı. Her gün yetenek üstüne yetenek, meslek üstüne meslek ekliyor. Gülfidan Hanım’ın diğer sınıf annelerine benzer

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kaç kulaç karanlığaGömdük umutlarımızıAldandık akşamın şarkısına.Akrep susma vaktini geçtiYelkovan koşuyor karanlıklara....H Hikmet ESEN

İbrahim Şahin 2