Upload
others
View
1
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜTARİH ANA BİLİM DALI
109 NUMARALI AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLİ’NİN TRANSKRİPSİYONU VE DEĞERLENDİRMESİ
(H.1165 / M.1752)
YÜKSEK LİSANS TEZİ
MEHMET KARASAKAL
Tez Danışmanı: Yar.Doç.Dr. Süleyman ÜNÜVAR
GAZİANTEPARALIK 2010
1
ÖZET
109 NUMARALI AYINTAB ŞER'İYYE SİCİLİ'NİN TRANSKRİPSİYONU VE DEĞERLENDİRMESİ (H.1165/M.1752)
KARASAKAL, MehmetYüksek Lisans Tezi, Tarih ABD
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Süleyman ÜNÜVARAralık 2010, 644 sayfa
109 Numaralı Ayıntab Şer’iye Sicili, H.1165 / M.1752 senesinin tamamını ihtiva etmektedir. Şer’iye sicili XVIII. yy. Osmanlı Devleti’ne tâbi Ayıntab halkının yaşam biçimini, halkın birbirleriyle olan ilişkilerini ve sorunlarını (evlilik, boşanma, miras, şikâyet, adam öldürme, hırsızlık) insanların refah düzeylerini, devletin hukuk düzenini bizlere ve günümüze belge olarak yansıtmaktadır. Bu belgeler, Osmanlı Devleti’ne bağlı resmi makamlarca kayıt altına alınmaları sebebiyle; güvenilir, orijinal, birinci elden kaynak olma özelliği taşımaktadır.
Sicilde 478 tane belge bulunmaktadır. Bunların önemli bir kısmı tereke kayıtlarıdır.Ayrıca,hüccetlere,ilamlara,nikâh ahitlerine,yaralama ve katil,velayet ve borç davalarına, ferman ve beratlara da belgeler arasında rastlamak mümkündür.Tereke kayıtlarında o dönem halkının ekonomik düzeyini tespit etmek mümkündür.Evlilik ve boşanmalarda,miras dağılımında,kavga ve şikâyetlerde o dönemin sosyal hayatına dair bilgiler edinilebilir.Tezin transkripsiyon bölümünde her bir belgeye numara verilerek,sayfa numarası ve varak numarası da eklenerek,belgelerin daha pratik bir şekilde aranması,kullanılması ve tasnif edilmesi sağlanmıştır.Ayrıca,her belgenin üst kısmına o belgenin konusu hakkında bilgi verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ayıntab, Şer’iye Sicili, Kadı, Tereke, Hüccet, İlâm, Mahkeme
2
ABSTRACT
TRANSCRIPTION AND ANALYSIS OF AYINTAB JUDICIAL RECORD NUMBERED 109 (LC.1165 / AD.1752)
KARASAKAL,MehmetMaster’s Thesis: Depertman of History
Supervisor: Asst.Prof.Dr.Süleyman ÜNÜVARDecember 2010 , 644 Pages
109 Numbered Ayıntab Şer'iye Registry contains all of year of H.1165 / M.1752 . XVIII.yy Şer'iye registry reflects to us and present Ayıntab lifestyle of the people subject to the Ottoman Empire, the relationships among the people and their problems (marriage, divorce, inheritance, complaints, manslaughter, theft), the level welfare of people, state's legal system as document. These documents were taken to be recorded by official authorities of the Ottoman Empire. therefore they are reliable, original, has the characteristics of first-hand source.
There are 478 documents in the register. The tereke records are the important part of the documents. In addition, Hujjat, ilams, wedding ahits, assault and murder, custody and debt cases, and berats edict also possible to see in these documents. The economic level of the people of that period can be determined in tereke records. Marriage and divorces, inheritance sharing, fighting and complaints can be obtained by looking at the information about the social life of that period. Transcription section of the thesis had been given number for the each document. In addition, the search for a more practical way of documents, to use, sorting has been provided with page number and varak number. .In addition, the information has been given the top part of each document about topic of that document.
Key Words: Ayıntab, Şer'iye Registry, Kadi, Tereke, Hujjat, Ilam, the Court
3
ÖNSÖZ
Her bilimin üzerinde çalıştığı ve kendisine yardımcı olduğu bir takım materyalleri vardır.Tarih biliminin de en önemli materyali; kendisine kaynak oluşturan ve kendi birikimini sağlayan; teknik anlamda mesleki bir araç olan temel unsur; geçmişten günümüze kalan ve geçmişi günümüze aktaran yazılı kaynaklardır. Bu yazılı kaynaklar; kimi zaman bir para, mektup, sözleşme; kimi zaman bir askerlik kaydı, mahalle kaydı, mal-mülk kaydı; kimi zaman da bir resim, şiir, hikaye, kânun …v.b. olabilmektedir.Bu yazılı malzemelerin tümüne bakıldığında; bazısı geçmiş bir dönemin ekonomisini, sosyal yapısını; bazısı hukukunu, devlet idaresini ve yapısını; bazısı da o dönemin kültürünü, medeniyetini,sanatını bize anlatır ve aktarır.
Şer’iyye sicilleri incelendiğinde onların yukarıda anlatılanların en az bir kaçını her zaman ihtiva ettikleri görülmektedir.İşte bu noktada tezimizin konusu olan 109 Numaralı Ayıntab Şer’iyye sicili’nin ne derece önemli olduğunu bir kez daha anlamaktayız.Şer’iyye sicillerinde geçmiş bir döneme ait bir yerleşkenin (bu yerleşke bir mezra,köy,nahiye,kaza olabileceği gibi çoğu zaman şehir de olmaktadır) giyiminden diline,kişi isim ve lakaplarına, aile yapısından ekonomik düzenine, hukukundan demografik ve etnografik yapısına kadar bir çok konuda bilgi sahibi olma fırsatı elde edilmektedir. Tarih bilimi için kıymet-i âlası derin olan bu bilgilerin tasnifinin ve analizinin yapılıp yorumlanması ile elde edilen sonuç bize zengin bir çalışma malzemesi kazandırmaktadır.
109 Numaralı Ayıntab Şer'iyye Sicili’nde 1165 Hicri yılının oniki ayının tamamına ait belge bulunmaktadır.Tutulan defterde belge tarihlerine bakıldığında tam bir kronolojiden söz etmek mümkün değildir. Aynı aya ait farklı belgeler birkaç ay sonra da karşımıza çıkmaktadır. Ancak; genelde aylar sıralı gitmekte, aynı türden belgeler ard arda sıralanmaktadır.Bu da şer’iyye sicilinin genel anlamda düzenli olduğunu bize göstermektedir.
Yüksek lisans öğrenimim boyunca her zaman yardımlarını gördüğüm değerli hocalarım, Yar.Doç.Dr.Murat ÇELİKDEMİR’e ve Yar.Doç.Dr.Y.Emre TANSÜ’ye, tezimi baştan sona inceleyen eksiklerimi gidermemde yardımcı olan hocam Yar.doç.Dr.Bilal Temiz’e; tezimin konusunu tespit etmemde, çalışmalarımı yürütmemde, eksiklerimi belirlememde ve gidermemde yardımını hiçbir zaman esirgemeyen değerli hocam ve danışmanım Sayın Yar.Doç.Dr. Süleyman ÜNÜVAR’a, teşekkürü bir borç bilirim. Ortaya çıkartılan bu çalışmada XVIII.yy. Ayıntab’ı hakkında eşsiz öneme sahip bilgiler edindiğimi öncelikle belirtmek istiyorum. Bunu özellikle şehir tarihçiliği üzerine çalışmalarda bulunan ve bulunacak olanlarla paylaşmanın da ayrı bir gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum.
ARALIK 2010 Mehmet KARASAKAL
4
İÇİNDEKİLER
ÖZET .……………………………………………………………………….............iABSTRACT …………………………………………………………………….......iiÖNSÖZ ……………………………………………………………………………..iiiİÇİNDEKİLER …………………………………………………………………....ivTABLOLAR LİSTESİ …………………………………………………………....viKISALTMALAR VE HİCRİ AY İSİMLERİ ……………………………….….vii
1. GİRİŞ ………………………………………………………………………….…1 1.1. GİRİŞ ………………………………………………………………………...1
2. GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GAZİANTEP ………………………………….5 2.1. COĞRAFİ KONUMU …………………………………………………….….5 2.2. ŞEHRİN ADINA DAİR ……………………………………………………...6 2.3. OSMANLI HÂKİMİYETİNE KADAR TARİHİ SÜREÇ İÇERİSİNDE GAZİANTEP …………………………………………………………………6 2.4. OSMANLI HÂKİMİYETİNDE GAZİANTEP ……………………………….7 2.5. CUMHURİYET TARİHİNDE GAZİANTEP ………………………………..8
3. KADILIK MÜESSESESİ VE ŞER’İYYE SİCİLLERİNE UMUMİ BİR BAKIŞ …………………………………………………………………………...10 3.1. ŞER’İYE MAHKEMELERİ VE GÖREVLİLERİ ………………………….10 3.1.1. Kadı ………………………………………………………………………11 3.1.1.1. Kadıların görev - yetki ve sorumlulukları ……………………….......12 3.1.1.2. Kadılarda aranan şartlar - tayin ve dereceler ………………………..14 3.1.2. Diğer Görevliler …………………………………………………………16 3.1.2.1. Naib ………………………………………………………………….16 3.1.2.2. Çavuş ………………………………………………………………...16 3.1.2.3. Muhzır ……………………………………………………………….17 3.1.2.4. Kâtip ……………………………………………………………........17 3.1.2.5. Müşavir ………………………………………………………….......17 3.1.2.6. Mübaşir ……………………………………………………………...17 3.1.2.7. Mukayyid ……………………………………………………………17 3.1.2.8. Kassam ……………………………………………………………....17 3.1.2.9. Şühudü’l hal …………………………………………………………18 3.1.2.10. Tercüman …………………………………………………………...18 3.1.2.11. Müzekki …………………………………………………………….18
3.2. ŞER’İYYE SİCİLLERİ ……………………………………………………..18
5
3.2.1. Şer’iyye Sicillerinin Tanımı, İçeriği ve Önemi ………………………….19 3.2.2. Şer’iyye Sicillerindeki Belge Çeşitleri …………………………………..21 3.2.2.1. Hüccet ………..………………………………………………………21 3.2.2.2. İ’lam …………………………………………………………………21 3.2.2.3. Ma’ruzlar ………………………………………………….…………22 3.2.2.4. Müraseler ……………………………………………………….……22 3.2.2.5. Buyruldular …………………………………………………………..22 3.2.2.6. Fermanlar ………...…………………………………………………22 3.2.2.7. Beratlar ………………………………………………………………23 3.2.2.8. Vakfiyeler ……………………………………………………………23 3.2.2.9. Tezkereler ……………………………………………………………23 3.2.2.10. Temessükler ………………………………………………………...24 3.2.3. Şer’iyye Sicilleri Üzerine Yapılan Katalog Çalışmaları ………………...24
4. AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLLERİ ………………………………………….25 4.1. AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLLERİ ………………………………………..25 4.2. ÇALIŞILMIŞ AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLLERİ ……………………...…31 4.3. 109 NUMARALI AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLİ ………………………….33 4.4. 109 NUMARALI AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLİ BELGE ÖZETLERİ …...33 4.5. BELGELERİN TASNİFİ …………………………………………………..69 4.6. 109 NUMARALI AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLİ METİN TRANSKRİPSİYONU ……………………………………………………...70
5. BULGULAR VE TARTIŞMA ………………………………………………604 5.1. 109 NOLU AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLİ IŞIĞINDA AYINTAB ŞEHRİNİN SOSYO-EKONOMİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ...604 5.1.1.Materyal Ve Yöntem ……………………………………………………604 5.1.2. Bulgular Ve Tartışma …………………………………………………..604 5.1.2.1.Tespitler ....…………………………………………………………604 5.1.2.1.1.Hüccetler …………………………………………………..……606 5.1.2.1.2. Tereke kayıtları …………………………………………..….…607 5.1.2.1.3.Ferman ve beratlar ………………………………………….…..610 5.1.2.1.4. Vakfiyyeler ………………………………………………….…615 5.1.2.1.5. Nikâh akidleri ……………………….…………………………616 5.1.2.1.6. İçtimai hassasiyeler ………………….…………………………618 5.1.2.1.7. Yaralama ve katil davaları ………….………………………….620 5.1.2.1.8. İhtida hareketleri ………………….……………………………621 5.1.2.2. Bulgular ……………………………………………………………622 5.1.2.2.1.Mahalleler ………………………………………………………622 5.1.2.2.2. Nahiyeler ……………………………………………………….623 5.1.2.2.3. Karyeler ………………………………………………………..623 5.1.2.2.4.Aşiretler ……………………………………………………...… 625 5.1.2.2.5. Vakıflar ……………………………………………………..….625 5.1.2.2.6. Camii ve mescidler ……………….……………………………625 5.1.2.2.7. Medreseler ……………………………………………….…..…626 5.1.2.2.8. Mevki ve makamla ile elkaplar ….……………………….….…626SONUÇ ………………………………………………………………………..…628KAYNAKLAR ………………………………………………………………….630EKLER ……………………………………………………………….…………633SÖZLÜK …………………………………………………………………………639
6
ÖZGEÇMİŞ (VITAE) …………………………………………………………...644
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa No
Tablo 4.1. Gaziantep Şer’iyye Sicili Katoloğu …………………………………...25
Tablo 4.2. 109 Numaralı A.Ş.S.’nde yer alan belgelerin tasnifi …………………69
Tablo 5.1. 109 Numaralı A.Ş.S.’nde adı geçen Mahalleler ……………..……….622
Tablo 5.2. 109 Numaralı A.Ş.S.’nde adı geçen Nahiyeler ………………………623
Tablo 5.3. 109 Numaralı A.Ş.S.’nde adı geçen Karyeler ………………………..623
Tablo 5.4. 109 Numaralı A.Ş.S.’nde adı geçen Aşiretler ………………………..625
Tablo 5.5. 109 Numaralı A.Ş.S.’nde adı geçen Vakıflar ………………………...625
Tablo 5.6. 109 Numaralı A.Ş.S.’nde adı geçen Camii ve Mescitler ……………..625
Tablo 5.7. 109 Numaralı A.Ş.S.’nde adı geçen Mevki ve Makamlar ……………626
7
KISALTMALAR VE HİCRİ AY İSİMLERİ
a.g.e. : Adı geçen eser
a.g.m. : Adı geçen makale
a.g.t. : Adı geçen tez
a.e. : Aynı eser
A.Ş.S. : Ayıntab Şer’iyye Sicili
c. : Cilt
DİA : Diyanet İslâm Ansiklopedisi
G.Ü.S.B.E.: Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
H. : Hicri
İ.A. : İslâm Ansiklopedisi
M. : Milâdi
S. : Sayı
s. : Sayfa
T.T.K. : Türk Tarih Kurumu
Hicrî Aylar Kısaltma / Türkçesi / Arapçası / Gün SayısıM. : Muharrem / Muharram ul Haram / 30 Gün
S. : Safer / Safar ul Muzaffar / 29 Gün
Ra. : Rebiü'l-Evvel / Rabi’al-awwal / 30 Gün
R. : Rebiü'l-Âhir / Rabi’al-thani / 29 Gün
Ca. : Cemâziye'l-Evvel / Jumada al-Awwal / 30 Gün
C. : Cemâziye'l-Âhir / Jumada al-Thani / 29 Gün
B. : Receb / Rajab / 30 Gün
Ş. : Şaban / Sha’bân / 29 Gün
N. : Ramazan / Ramadan / 30 Gün
L. : Şevval / Shawwal / 29 Gün
8
Za. : Zilka'de / Dhu al-Quidah / 30 Gün
Z. : Zilhicce / Dhu al-Hijjah / 29 – 30 Gün
BİRİNCİ BÖLÜMGİRİŞ
1.1.GİRİŞ
109 Numaralı Gaziantep Şer’îyye Sicilini çalışırken; Gaziantep’in tarihsel
gelişimi, hukuk sistemi, kadı, şer’îyye siciller ve arşiv gibi her biri bir bölümü
oluşturabilecek içerikte olan başlıca anahtar kelimeler dikkatimizi çekmektedir.
Gaziantep, günümüzde adrese dayalı nüfus tespitine göre yaklaşık
1.600.000 nüfusla Türkiye’nin en büyük altıncı şehri durumundadır. Her geçen gün
artan nüfusu, büyüyen sanayisi, ekonomisi ve dış ticaret hacmi, gelişen sosyal hayat
dinamikleriyle bölgesinin öncü Türkiye’nin de her alanda önde gelen şehirlerin
başında gelmektedir.Gaziantep’in günümüzdeki bu önemi hiç şüphe yoktur ki
tarihsel birikiminin, mirasının bir neticesidir. Bu önem tarihi süreç içerisinde her
dönemde devam etmiştir.
Osmanlı Devletinde hukuk sisteminin temelini İslâm inancından dolayı
Şer’î Hukuk ve Türk devlet geleneğinin bir birikimi olan örfi hukuk oluşturmaktaydı.
Osmanlı Devleti'nde şer’î ve hukuki bütün sorunlar şer’î mahkemelerde Hanefi
mezhebine göre çözümlenirdi.1 Şer’î mahkemelerde görev yapan, çok geniş yetkileri
bulunan, insanlar arasında meydana gelen davaları şer’î hükümlere uygun olarak
karara bağlamak için devletin en yüksek icra makamı olan sultanlar tarafından atanan
yetkili kişiler kadılardır.2 İktisadi ve içtimai tarih kaynaklarımızdan en
önemlilerinden biri olan Şer’îyye sicilleri; bulundukları yerde hükümete ait her türlü
vazifeleri gören ve halkın her sahada yegane mercii bulunan idari ve kazai salahiyete
sahip kadılar tarafından tutulan ve gerektiğinde de tekrar kullanılmak üzere
muhafaza edilen defterlerden teşekkül etmiştir.3 Şer’îyye sicilleri XV. yüzyılın 1 İsmail Hakkı Uzunçarşılı.(1998). Osmanlı Devletinde İlmiye Teşkilat.TTK Basımevi, Ankara, s. 83.2 Ahmet Akgündüz.(1988). Şer'iye Sicilleri,Toplu Kataloğu ve Seçme Hükümler, c.I, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul, s.68.3 Said Öztürk.(1995).Askeri Kasamsa Ait Onyedinci Asır İstanbul Tereke Defterleri(Sosyo-Ekonomik
9
yarısından başlayarak XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadarki uzun bir zaman dilimi
içinde Türk tarihini, Türk iktisadını, Türk siyasi, sosyal ve hukuk hayatını yakından
ilgilendirmekte; Türk kültür ve tarihinin temel kaynaklarının başında gelmektedir.4
Osmanlı Devleti idaresinde Gaziantep’in mevcut durumu, o günün en
önemli resmi evraklarından olan, günümüz şehir tarihçiliği araştırmalarında çok
önemli bir yer tutan nesnellik, objektiflik gibi bilimde en önemli unsuru oluşturan,
yapılan araştırmalara birinci elden kaynak özelliğini veren Şer’îyye sicilleri
sayesinde, incelenmektedir. Şer’îyye sicilleri kayıt altına alınan dönemin sosyal ve
ekonomik özelliklerini günümüze taşımada çok önemli bir görevi yerine
getirmektedirler. Gaziantep’in 109 Numaralı Şer’îyye Sicili çalışılarak, Hicri:1165 -
Miladi: 1752 yıllarındaki bilgilere ulaşılarak, tarih boyunca hep önemli olmuş bu
şehrin Osmanlı devlet idaresindeki o yıları tahlil edilmiştir.
Şer’îyye sicillerinin de muhafaza edildiği arşivlerin Türkiyedeki önde
gelenleri hakkında genel bir hatırlatma bilgisine sahip olmak konumuz açısından bir
zaruret olmaktadır.. Geçmişle bugün arasında irtibat kurmak gibi hayati bir görev
yüklenen arşivler tereddütsüz, bir milletin en değerli hazinesi ve devlet varlığının da
hafızası sayılmalıdırlar.Arşivler; devletin ve fertlerin haklarını ve milletler arası
münasebetleri belgeler ve korurlar. Bir konuyu aydınlatmaya ve tespite yararlar.
Kesinlikle ifade edilebilir ki, bir ülkede arşivlerin olmayışı, devletin de olmayışı
anlamına gelir. Bir devletin geçmişi, bugünü ve geleceği göz önüne alınırsa
istikbalde ancak arşivi ile vardır.5
Bugün Osmanlı İmparatorluğu devrine ait belge ihtiva eden birçok arşiv ve
müessese bulunmaktadır. Bunların en önemlileri; Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi,
Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi, Deniz
Arşivi, Harp Tarihi Dairesi Arşivi, Cumhuriyet Arşivi ve Başbakanlık Osmanlı
Arşivi’ dir. Ayrıca bazı kütüphane ve müzelerde arşiv belgeleri ile şer’îyye sicilleri
denilen mahkeme kayıtları da yer almaktadır. Bunlar içinde en zengini, bizi olduğu
kadar, başta eski Osmanlı sınırları içinde bulunan devletlerle, diğer dünya
devletlerinin tarihini yakından ilgilendiren Osmanlı Arşivi’ dir. Tahminen yüzeli
milyon belge ve üçyüz bin defter mevcuttur. Topkapı Sarayı Müzesi Arivi’ndeki
Tahlil),OSAV,İstanbul,s.19;T.Mümtaz Yaman,’’Şer’i Mahkeme Sicilleri’’,Ülkü Dergisi,c.12,s.153.4Akgûndüz,a.g.e., s. 11.5Hacer Tozcu Çetin.(2006).173 Numaralı(H.1282-1286) Besni Şer’iyye Sicil Defteri. Yüksek Lisans Tezi,Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimle Enstitüsü, Niğde, s.9.
10
belgelerin tamamı, Osmanlı Arşivi’ndeki belgelerin ise ancak yüzde onu tasnif
edilebilmiştir.6
Türk-İslâm devletlerinde öteden beri yazılı ve yazısız kağıda hürmet
fevkalade idi. Bilhassa kul hakkı geçmesi tehlikesi sebebiyle devlet evrakının
muhafazasına daha çok ehemmiyet verilirdi. En büyük Türk-İslâm devletlerinden biri
olan Osmanlılar da aynı ananenin devamı olarak devlet evrakını en müstesna
yerlerde muhafaza etmişlerdir. Ortadoğu ve Balkanlar'da asırlarca hüküm süren
Osmanlı İmparatorluğunda devletin ilk devirlerinden başlayarak, resmî evraklar,
ehemmiyet derecesine bakılmaksızın kese, torba ve sandıklarda belli usul ve
düzenlere göre büyük bir titizlikle saklanmıştır. İstanbul'un fethine kadar Bursa ve
Edirne'de arşivler teşekkül etmiştir. İstanbul'un fethinden sonra, ilk arşiv Yedikule
civarında yapıldı. Topkapı Sarayının inşasından sonra, Divan-ı Hümayun'un yanında
bir arşiv yapıldı. XVI.yüzyılda yüksek bir seviyeye ulaştı. Belgeler en küçük bir
müsveddeye kadar atılmadan, torba, sandık, kılıf muhafaza hatta atlas içine kondu.
Arşiv malzemeleri kurutulmuş mahzen depolarda saklandı.Yukarıda da belirtilen
Türkiye’deki önemli arşivlerin başlıcaları şunlardır:
*Başbakanlık Osmanlı Arşivi: Bugün Türkiye'de en zengin arşiv, İstanbul-
Cağaloğlu'ndaki Başbakanlık Osmanlı Arşividir. Şu anda 100 milyonun üzerinde
tarihi vesika bulunduran Başbakanlık Osmanlı Arşivi yalnız Türkiye'nin değil,
Osmanlı Devleti'nin sona ermesinden sonra kurulan 20' den fazla devletin de ana
arşivi durumundadır. Yani; Anadolu, Asya, Avrupa, Afrika ve ayrıca Amerika'da
kurulan devletlerle bulunan resmi ilişkilerden dolayı tüm dünyayı ilgilendiren bir
belge koleksiyonu bu arşivde yer almaktadır. Tanzimat’tan önce padişahlarla ilgili
evrak ve defterlerin, azil ve idam edilen veya mallarına el konulan devlet adamlarının
evlerinde bulunan bu gibi belgelerin sarayda saklanması usuldendi. Bu arşivde, en
eskisi Orhan Gazi zamanına kadar giden 10.726 defter ve 12.724 vesika vardır.
Arşivin A'dan H'ye kadar harflerle başlayan maddeleri ihtiva eden iki fasikül
Topkapı Sarayı Müzesi Arşiv Kılavuzu (1938-1940) adıyla kaydedilmiştir.
*Tapu Ve Kadostro Genel Müdürlüğü Arşivi: Ankara'da bulunan bu arşivde
XVI. yüzyılın son tapu tahrir defterleri ile 1848'den sonraki tapu kayıtları muhafaza
edilmektedir.
6Yusuf Halaçoğlu.(1998). XIV-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılar'da Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı. 4. Baskı, Ankara, TTK Yayınları, ss. 26,27.
11
*Şer’îyye Sicilleri Arşivi: Şer’î mahkemelerin verdiği dava ve karar defterleriyle,
merkezden verilen emirlere ait vesikaları muhafaza etmektedir. 1941’de Adalet
Bakanlığı tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir. Ankara'daki Milli
Kütüphanede muhafaza edilmektedir. Bunların Şer’îyye Sicilleri adıyla katalogları
yayınlanmıştır. Ankara'daki şer’îyye sicillerinden başka İstanbul Müftülüğü Şer’îyye
Sicilleri Arşivinde de bir kısım şer’îyye sicilleri muhafaza edilmektedir.
*Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi: Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak
faaliyet gösteren Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde ve Vakıflar Bölge
Müdürlükleri bünyesindeki arşivlerde vakıf kayıtları ile ilgili belgeler muhafaza
edilmektedir.
*TBMM Arşivi: 1920 yılından beri çıkan yasalar, tutanaklar vs.
saklanmaktadır.Ayrıca devlet daireleri, belediyeler, okullar, özel kuruluşlar ve
ailelerin arşivleri de vardır.7
Osmanlı arşiv kaynakları özellikle sosyo-ekonomik tarih bakımından
sonsuz bir kaynaktır. Köylere, kentlere ait istatistik bilgileri, toprak tasarrufu şekilleri
gibi birçok konu tahrir defterleriyle aydınlanabilir. Arşivlerimizdeki tahrir defterleri
Gürcistan'dan Arnavutluk'a, Bosna ve Macaristan'a kadar bugün bir çok ilim
adamlarının çalışmalarını üzerinde topladığı bir seridir.8
7 Daha geniş bilgi için bkz. http://tr.wikipedia.org/wiki/Arşiv8 Halil İnalcık.(1985). Osmanlı Arşivlerinin Türk ve Dünya Tarihi İçin Önemi. Osmanlı Arşivleri ve Osmanlı Araştırmaları Sempozyumu, İstanbul, s.35.
12
İKİNCİ BÖLÜM GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GAZİANTEP
2.1. COĞRAFİ KONUMU
Gaziantep, Güneydoğu Anadolu’nun en büyük il merkezlerinden olup Fırat
Nehrine karışan Sacur Çayı' nın yukarı kollarından Ayınleben (Allaben)
deresinin,Halep’in kuzeyinden itibaren gittikçe yükselerek devam eden yaylanın
(Antep Yaylası) merkezi bir mevkiinde, deniz seviyesinden ortalama 900 m.
yükseklikte engebeli bir arazide tepeler üzerinde kurulmuştur.Antep şehri ve bölgesi
eski devirlerden beri iklim ve bulunduğu yer dolayısıyla iskâna açık bir saha
olmuştur. Cografi konum olarak Gaziantep ili, Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nin birleştiği noktadadır. Suriye'ye komşu bir sınır ili olan Gaziantep'in
büyük bir bölümü Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin batı kesiminde bir bölümü de
Akdeniz Bölgesi'nin doğusunda yer alır.9Gaziantep; doğuda Şanlıurfa'nın Birecik ve
Halfeti, Kuzeydoğu'da Adıyaman'ın Besni, kuzeyde Kahramanmaraş'ın Pazarcık,
batıda ise Osmaniye'nin Bahçe ve güneybatıda Hatay'ın Hassa ilçesi, güneyde ise
Kilis il sınırıyla çevrilidir. İl sınırları içerisine kuzeyden giren dağlar, Araban
ovasının batısından il merkezinin batısına uzanır. Güneydoğu Torasların uzantıları
olan bu dağlar oldukça düzgün sıralar oluşturur. Bölgenin batısını kuşatan dağlar ise
sistemli bir sıra oluşturur ve Gaziantep ilini Hatay-Kahramanmaraş çukurluğundan
ayırır. Gaziantep'te sıradağ olarak Güneydoğu Toraslarının uzantıları olan Sof dağları
vardır. Sof dağlarının güneyinde ise Gaziantep Yaylası vardır. Dülükbaba dağları il
merkezinin kuzeybatısında bulunmaktadır. Şehrin mevkii eski devirlerde iskâna çok
elverişli bulunduğu gibi, esasen bu bölge tarihin ilk çağında Hitit şehirlerinin sık sık
rastlandığı bir saha olduğu ve işlek yollar üzerinde yer aldığı hâlde, bugünkü Ayıntab
'ın yerinde kurulmuş olması muhtemel bulunan eski şehir hakkında, sarih bir
malumat yoktur.10
2.2. ŞEHRİN ADINA DAİR
9 Hüseyin Özdeğer.(1996).Gaziantep,Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C.13, İstanbul, ss.466-477.10 H.T.(1979).Ayıntab .İ.A., c.II, MEB Yayınları, İstanbul,ss.64,67.
13
Şehrin bilinen en eski adı "Dülük" olarak geçmekte olup, Antep adına ilk
döneme ait belli başlı kaynaklarda rastlanmamaktadır. Antep isminin eski Arap
coğrafyacıları tarafından zikredilmemiş olmasından dolayı, ilk sıralarda buranın
önemli bir şehir olmadığı ve asıl ehemmiyetinin Dülük'e ait olduğu söylenmektedir.
Şehrin ismi muhtelif kaynaklarda "Hantab", "Entab", "Hamtab", "Hatab", "Ayıntab"
olmak üzere değişik isimlerle anılmasıyla birlikte, Selçuklular ve Osmanlılar
döneminde de kullanıldığı bilinmektedir. Bu adın parlak güneş yahut gür güneş
anlamına gelen "Ayıntab" kökünden geldiğini söyleyenler olduğu gibi, aynı zamanda
"Hantap" ile bağlantılı olarak "hükümdara ait toprak"anlamına geldiğini belirtenler
de bulunmaktadır.11 İslâm egemenliği sonrası kullanılan Ayntâb ismi, daha sonraki
medeniyetler tarafından özde aynı kalsa da farklı telaffuzlarla kullanıldı.12 Antep; 93
numaralı Antep Livası’nın merkezi idi.13 5 Aralık 1919 tarihinde Fransız işgaline
karşı direnen şehrin ismi, 6 Şubat 1921 tarihinde TBMM tarafından ‘‘gazilik’’
ünvanına layık görüldüğünden ‘‘Gazi Ayntâb’’ olmuştur. 1924 yılında Türkiye
Cumhuriyeti’nin vilayeti haline getirilen şehir, 1928’de Gaziantep olarak anılmıştır.14
Böylelikle dünyada ilk kez bir şehre ‘GAZİLİK’ unvanı verilmiş oldu.
2.3. OSMANLI HÂKİMİYETİNE KADAR TARİHİ SÜREÇ İÇERİSİNDE GAZİANTEP
Şehrin Osmanlı idaresi altına girmeden önceki hakimleri kimler olmuştur
diye bakılacak olursa; ilk Çağda Hitit, Asur, Pers, İskender İmparatorluğu,
Selefkoslar, Kommagene Krallığı, Roma İmparatorluğu; Orta Çağ’da Bizans, Sasani,
Memlükler, Dulkadiroğulları gibi beylik, devlet ve imparatorlukların hâkimiyet
sahası içinde olmuştur.15
Ayıntab yöresinin Türk idaresine Alparslan ve Melikşah zamanlarında
geçtiği tahmin edilmektedir.16Türklerin XI.yüzyılın sonlarına doğru Güneydoğu
Anadolu'ya yoğun bir şekilde yerleşmeye başladıkları bilinmektedir. Bu harekâtlar
11 İsmail Altınöz. (1999).Dulkadir Eyaleti'nin Kuruluşunda Antep Şehri (XVI.Yüzyıl). (Editör:Yusuf Küçükdağ), Gaziantep Üniversitesi Vakfı Kültür Yayınları, Yayın No:6, Gaziantep, ss. 95-97.12 Bilgehan Pamuk.(2009). Bir Şehrin Direnişi Antep Savunması. IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, s.33.13 Nejdet Bilgi.(2002).Cumhuriyet’in İlk Döneminde Mülki Yapının Gelişimi(1920-1950). Türkler Ansiklopedisi, c.XVII, Yeni Türkiye Yayınları, s.573.14 Pamuk,a.g.e.,s.33.15 İlyas Gökhan.(2000).Gaziantep ve Yöresinin Osmanlı Hâkimiyetine Geçmesi. (Editör:Yusuf Küçükdağ),Osmanlı Döneminde Gaziantep Sempozyumu,Arsan Basın-Yayın,Gaziantep,ss.59-65.16 Nejat Göyünç.(2000).Gaziantep Tarihi ile İlgili Bazı Notlar. (Editör:Yusuf Küçükdağ),Osmanlı Döneminde Gaziantep Sempozyumu, Arsan Basın-Yayın,Gaziantep,ss.46-48.
14
sırasında Selçuklu kumandanı Afşin Bey 1067'de önce Ayıntab ve Raban'ı alarak
bölgede Türk egemenliğini kurmuştur.17 1085’te Kutalmışoğlu Süleymanşah Antakya
Dukalığına bağlı Ayıntap, Ra’ban ve başka kaleleri kesin olarak feth etmişti.18
XII. yüzyıl sonlarına doğru Antep ve havalisi, Eyyübî Devleti’nin idaresine
geçti. 1183 yılında Selâhaddin Eyyübî zamanında bayındırlık faaliyetlerinin yoğun
şekilde devam ettiği Antep’i geri almak için Selçukluların birtakım teşebbüsleri
oldu.Selçuklu Sultanı İzzeddin I. Keykavus, Eyyübî Devleti’nin himayesi altındaki
Halep Atabeyliği topraklarını almak istedi. Gayesi doğrultusunda harekete geçen
Selçuklu birliklerine Eyyübîlerin Samsât emiri Melikü’l-Efdal de katıldı. Sultan
İzzeddin Keykavus, 1218 de Antep ve havalisini ele geçirdi. Ancak Melikü’l-
Efdal’ın ihaneti üzerine Selçuklu kuvvetleri geri çekilmek zorunda kalınca Antep
yine Halep Atabeyliği’nin idaresi altında kaldı. Eyyübîler zamanındaki Antep’teki
bayındırlık faaliyetleri dikkat çekmekteydi. Melik Salih Ahmed’in Ayntâb valiliği
döneminde kentin çevresini çiçek ve meyve bahçeleri kuşattığı gibi halk için evler
yaptırarak şehiri adeta Küçük Şam’a dönüştürdü.19 1270’de Moğollar, 1273’de
Memlükler almıştır.Bundan sonra Ayıntab şehri ve bölgesi Memlük
İmparatorluğunun bir parçasını teşkil etmiştir.1400’de Timur, birkaç sene sonra
Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf ve daha sonra da Dulkadırlılar Ayıntab’a hakim
olmuşlardır.20
2.4. OSMANLI HÂKİMİYETİNDE GAZİANTEP
XV.yy. boyunca Ayıntab şehrine hakim olma konusunda Dulkadır-Memlük
çekişmesi devam etti. Ancak her iki taraf da Antep’te ciddi bir hâkimiyet
kuramadılar. Bu uzun mücadele döneminde Antep şehri iktisadi ve sosyal bakımdan
oldukça ağır zayiatlar verdi.1515’te Yavuz Sultan Selim döneminde Dulkadıroğulları
Beyliği’nin Osmanlı tabiiyetine girmesi ile Ayıntab şehri de Osmanlı himayesine
girmiş oldu.21
1516’da birkaç ay için Memlükler tarafından geri alınmışsa da Ayıntab
1516 yılında kesin olarak Türk-Osmanlı birliğine girmiştir. Osmanlı Çağında
Dulkadır Beylerbeyliği’nin beş sancağından birine merkez olmuştur.1839’da bir ara
asi Kavalalı İbrahim Paşa’nın işgaline uğrayan Antep, Osmanlı Çağında umumiyetle 17 Özdeğer,a.g.m., ss.466-477.18 Göyünç,a.g.m.,ss.46-48.19 Pamuk,a.g.e.,s.45.20 Mehmet Solmaz.(1983). Atatürk Gaziantep’te. Eko Matbaası, 2.Baskı, İstanbul, ss.72,74.21 Gökhan,a.g.m., ss.59-65.
15
sakin bir hayat yaşadı ve Anadolu’nun mühim bir kültür merkezlerinden biri
oldu.Antep, Tanzimattan sonra Halep vilayetinin merkez sancağına bağlı 14
kazasından biri olmuştur.1913 yılında Antep müstakil bir sancak olmuş, Cumhuriyet
Çağında bütün sancaklara ‘’vilayet-il’’ denilince Antep de bir vilayet merkezi oldu.22
2.5. CUMHURİYET TARİHİNDE GAZİANTEP
Güneydoğu Anadolu’nun önemli yerleşim yerlerinden olan Antep, Güney
Cephesi’nde de önemli olayların geliştiği bir yer olmuştur. Antep işgalci güçlerin
Mondros Mütarekesi’nden sonra göz diktiği stratejik açıdan önemli bir şehirdir.
Antep bütün Suriye kıtasına hâkim konumdadır. Kuzey-güney, doğu-batı
istikametinde yolların kesiştiği noktadadır. Konum itibariyle jeopolitik bir öneme
sahip olan Antep 15 Ocak 1919’da İngilizler tarafından işgal edilmiştir.23 İngilizler
Fransızlara nazaran daha tecrübeli oldukları, çevreyi de iyice iskandil ettiklerinden
dolayı burada durmanın uygun olmayacağını bilerek, bu vebali Fransızların üzerine
atıp dönüyorlardı. Suriye itilafnamesi gereğince İngilizler, 26 Ekim 1919’da
ağırlıklarını Antep’ten çekmeye başladılar.Aynı gün iki Fransız subayı Antep’e
gelerek telgrafhaneye sansür koydular.24 İngiliz işgalinin son günlerinde işgal
komutanlığı Türklere karşı daha teveccüh kar davranmış, Hintli Müslüman askerler
aracıyla Türklere silah ve cephane dağıtmak için teşebbüse geçmişlerse de halk
bunun tuzak olmasından korktuğundan bu teşebbüsten faydalananlar pek az
olmuştur. İngilizler işgal süresince mahalli idareye karışmamışlar, resmi dairelere
Türk bayrağı çekilmesine mani olmamışlardır.25İngilizlerin geri çekilmesi sonucu 29
Ekim 1919 tarihinde de Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Fransız işgal kuvvetleri
bir duyuru yayınlayarak bölgenin Osmanlı Devleti tarafından kendi himayelerine
bırakıldığını belirtmiş ve herkesin emirlerine uymalarını istemiştir. Fransızlar, kendi
kuvvetlerinin yetersizliği sebebiyle bir Ermeni alayı kurarak Türkleri sindirmeyi
amaçlıyordu. Fransız ve Ermeni askerlerinden cesaret bulan Ermeniler taşkınlıklar
yapıyordu. Ermeni semtlerinde rastladıkları Türkleri tehdit ediyor, onlara
saldırıyorlardı.26 Fransızlar daha önce işgal ettikleri Maraş ve Urfa’da fazla
direnmediler.O yöreler halkının yiğitçe saldırıları sonunda, az bir kuvvet
22 Solmaz, a.g.e.,s.74.23 Yaşar Akbıyık.(2002).Milli Mücadele’de Güney Cephesi. Türkler Ansiklopedisi, c.XV, Yeni Türkiye Yayınları, s.1392.24 Ayhan Öztürk.(1994). Milli Mücadele’de Gaziantep, Geçit Yayınları, Kayseri,s.60.25 Ali Nadir Ünler.(1969). Gaziantep Savunması, Kardeşler Matbaacılık, Gaziantep, s.15.26 Akbıyık, a.g.m., s.1392.
16
bulundurdukları bu şehirlerden kaçıp kurtuldular.(Öyle ki; Fransızlar Maraş’ı birkaç
yüzkişi ile, Urfa’yı bir taburla, Antep’i ise 20 bin kişilik bir tümenle işgal ettiler.)
Antep’i bırakmak hiç işlerine gelmiyordu. Çünkü Antep askeri harekat yönünden
önemli idi. Antep’te 7 Ermeni okulu vardı. Öğretmenlerin çoğu Fransız olan bu
okullarda Fransız kültürü veriliyordu ve Fransa, Ermeni’lerin, Katolikler’in hamisi
rolündeydi, bu rolü bırakmak istemiyordu.271 Nisan 1920 tarihinde bu zulümlere
dayanamayan halk, silaha sarıldı ve 7 Şubat 1921 tarihine kadar, tam 10 ay 6 gün,
Fransızlarla mücadele etmeye başladı, bütün dünyanın alakasını ve hayranlığını
topladı. Fransızlar, 25 Aralık 1921 tarihinde Gaziantep’i boşalttılar. Birinci Cihan
Harbinden beri, bu havalide devam eden harp, anarşi, huzursuzluk artık tarihe
karışmış, Antep Mücadelesi’nin mukaddes hedef ve gayesi tahakkuk etmiştir.28
Milli Mücadele’den sonra Gaziantep, tarihi süreç içerisindeki; sürekli cazibe
merkezi olma özelliğini devam ettirmiş, günümüz Türkiye’sinin de en önemli 5-6
şehri arasındaki yerini almıştır. Gaziantep şu an dört organize sanayi bölgesini
tamamlamış, ülke sanayi üretiminin en önemli şehirlerinden olmuş ve ihracat
hacmiyle lokomotif bir şehir haline gelmiştir. Gaziantep Uluslar arası bir ticaret
merkezi özelliği taşımaktadır. Geniş düz ova ve platolarında başta Antep fıstığı,
kırmızı mercimek, nohut, pamuk, arpa, buğday, zeytin, bağcılık gibi alanlarda üst
düzeyde tarım üretimi sahasına sahiptir.Sağlık hizmetleri alanında, Doğu ve
Güneydoğu’nun en fazla yatak ve özel hastane kapasiteli şehri olması münasebetiyle
sağlık teknolojisi ve hizmet çeşitliliği konusunda rakipsiz bir şehir; beş yıldız otel ve
toplam otel sayısı ve yatak kapasitesi oranında, bölgenin toplamından daha fazla;
Adana,Mersin gibi gelişmiş şehirlerin bile çok üzerindedir.Gaziantep ikisi vakıf
toplam üç üniversitesi ile aynı zamanda bir yüksek öğrenim kenti,müzeleri ve uluslar
arası fuar merkezleriyle yabancı turistlerin akın ettiği, yine uluslar arası üne sahip
Antep mutfağı ve folkloruyla genç ve dinamik bir şehir olma özelliği taşımaktadır.
27 Adil Dai.(1992). Olaylarla Gaziantep Savaşı, Basımevi Yoktur, Gaziantep, s.50.28 Sahir Üzel.(1952). Gaziantep Savaşının İç Yüzü, Doğuş Matbaası, Ankara, s.334.
17
ÜÇÜNCÜ BÖLÜMKADILIK MÜESSESESİ VE ŞER’İYYE SİCİLLERİNE UMUMİ BİR BAKIŞ
3.1. ŞER’İYE MAHKEMELERİ VE GÖREVLİLERİ
Osmanlı Devletindeki şer’î mahkemelerde şer’î ve hukuki bütün meseleler
Hanefi mezhebi üzerine hal ve fasl edilirdi. Bu şer’î mahkemelerden başka da
mahkeme yoktu.29 Osmanlı mahkemesi daha önceki ve çağdaşı İslâm devletlerinde
görülen örneklere nispetle gelişmiş bir yapı arz eder. Her şeyden önce Osmanlı
mahkemesinin görev ve yetki alanı genişlemiştir; hem şer’î hem de örfî davalarda tek
yetkili mahkeme konumundadır.Gayri Müslimlerle ve bilhassa Gayri Müslim din
adamlarıyla ilgili bazı davalar ve hazineye intikal etmiş mirasçısız terekeye yönelik
bir kısım istihkak davaları bir tarafa bırakılacak olursa Osmanlı mahkemesinin görev
ve yetki alanına girmeyen herhangi bir hukuki ihtilaf yok gibidir.30 Osmanlı Devleti
kuruluşundan itibaren bağlı bulunduğu dinin icaplarına göre bir hukuk sitemini kabul
etmiştir. Şer’î hukuk (İslâm hukuku) ve Türk töresi Osmanlı Devletinin hukuk
sisteminin temelini oluşturmuştur. Ayrıca bunun yanı sıra bilhassa idare ve teşkilat
sahası ile âmme müesseseleri geleneği veya fethedilen memleketlerdeki bazı vergi ve
teşkilât ve usullerinin milli veya örfi denilebilecek bir hukuk sistemini de ortaya
çıkardığı bilinen bir gerçektir.31 Osmanlı’da hiçbir şekilde örfi hükümler şer’î hukuka
aykırı düşmemiştir. Bu şekliyle şer’î hukuk ile birleşmekte ve hatta tek hukuk
telâkkisi ortaya çıkmaktadır. Töre veya örfi hukuk Türk Devlet yönetimi ve
geleneğinden, örf ve adetlerden doğmuştur.32
Şer’îyye mahkemeleri sözlük anlamı olarak mahkemede görülen davaların
kaydedildiği defter ve memurlar tarafından tutulan dosyadır. Osmanlı Devleti'nde
Şer’îyye mahkemeleri Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Memlûk devletlerinde görülen
adli yapının en gelişmiş ve en son halkasını oluşturmaktadır. Şer’îyye mahkemeleri
Osmanlı adliye teşkilatının omurgasıdır.33
Kadıların ve mevalinin bulundukları kaza ve şehirlerde şer’î mahkemeler
vardır.Kadılar şer’î ve hükmi muamelatta kendilerine verilen beratlarda gösterilen
29 İsmail Hakkı Uzunçarşılı.(1988).Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilat. TTK, Ankara, s.83.30 M.Akif Aydın.(2003). Mahkeme. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c.27, Güzel Sanatlar Matbaası, Ankara, s.342.31 M. Akif Aydın. (2005). Türk Hukuk Tarihi, 5. Baskı, Ufuk Yayınları, İstanbul, s. 69.32 Halaçoğlu, a.g.e., s. 118.33 Aydın, a.g.e., 2005, s.83.
18
vazifeleri görüp Hanefi mezhebi üzere hüküm verirlerdi.Nikâh,izdivaç,miras
taksimi,yetim ve mal-i gaibin muhafazası ,vasi tayin ve azli,vasiyetlerin ve vakıfların
hükümlerine riayet edilmesinin nezareti,cürüm ve cinayet ve sair bütün
davalar,hulasa şer’î ve hukuki bütün muamelat kadılar tarafından34 şer’î
mahkemelerde görülürdü. Osmanlı Devleti de kendinde önceki Türk İslâm devletleri
gibi Şer’î Hukuk’u kendi hukuk sisteminin içinde sayıp büyük önem vermiştir. Öyle
ki, Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Gazi’nin ilk tayin ettiği iki memurdan
birisi Şer’î kâideleri uygulamakla sorumlu olan Kadı olmuştur.35 Şer’î mahkemelerde
görev yapanları sayacak olursak; "Kadı", "Na'ib", "Muhzır", "Çavuş", "Mübaşir",
"Müşavir", "Kâtip", "Kasam", "Mukayyid" ve "Şuhûdü'l-hâl" gibi isimler yer
almaktadır.
3.1.1. Kadı
Şer’îye Mahkemeleri’nde en büyük göreve sahip bir unvan olarak kullanılan
“kadı” kelimesi, Arapça “kazâ” kökünden türetilmiştir. Kadı sözlükte hüküm, karar,
hâkimlik mânâlarını ihtiva eder.36 Arapça'da kaza (kadâ) kökünden ism-i fâil olan
kadî, fıkıh terimi olarak insanlar arasında meydana gelen çekişme ve davaları şer'î
hükümlere göre çözümlemek için yetkili makamca tayin edilen kişiyi ifade eder .37
Geniş mânâda ise insanlar arasında vuku bulan dâva ve tartışmalı konuları yasal
hükümlere göre Kur’an ve Sünnet’i esas alarak çözen, padişah tarafından atanan
kişidir.38
Osmanlı adalet düzeninin omurgasını kadılar oluşturmaktadır. Kadı sadece
bir yargıç değil, noter ve aynı zamanda bir mülki amirdir. İlmi faaliyetlerinden uzak
kalmamaları ve eşrafla yakın alaka kurulmaması amacıyla kadıların görev süreleri
kısa tutulmuştur. Bu süre XVI. yy.'dan itibaren üç yıl, XVII. yy.'nın sonlarına kadar
iki yıl, bundan sonra ise bir yıl olmuştur.39 İnsanoğlu var oluşundan beri hemcinsleri
ile aralarında çıkan anlaşmazlıkları çözmek için hep bir üçüncü şahsa ihtiyaç
34 Uzunçarşılı,a.g.e.,s.106.35 Ahmet Akgündüz.(2002).İslâm Hukukunun Osmanlı Devleti’nde Tatbiki: Şer’iye Mahkeme ve Şer’iye Sicilleri. c.X , Türkler Ansiklopedisi, Ankara, s. 54.36 Ebu’l Ula Mardin.(1967).Kadı maddesi, İ.A, c.VI, MEB Yayınları, İstanbul, s. 42.37 Fahrettin Atar.(2001).Kadı. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c.24, Güzel Sanatlar Matbaası, İstanbul, s.66.38 Hasan Tahsin Fendoğlu.(2002).Osmanlı’da Kadılık Kurumu ve Yargının Bağımsızlığı. Türkler Ansiklopedisi,c.VI, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, s. 453.39 İlber Ortaylı.(2001).Kadı. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 24, Güzel Sanatlar Matbaası, İstanbul, s.70.
19
duymuştur. Bu durumda kadılık ve mahkeme kurumu insanlığın eski dönemlerinden
beri hep var olmuştur.40
İslâm da ilk kaza işlerini deruhde eden bizzat Hz. Peygamber idi. Her türlü
dava ve ihtilaflar onun tarafından çözüme kavuşturuluyordu. İslâm devleti
genişleyince Hz. Peygamber gerek ikamet ettiği şehre gerekse diğer bölgelere adli
işlerin çözüme kavuşturulması için hakimler/kadılar tayin etmiş, kendisi de bu konu
da temyiz yetkisini kullanmakla iktifa etmiştir.Hz. Peygamber tarafından sırf adli
görevle tayin edilen ilk kadı Hz.Ali’ dir. Bürokratik işlerin yoğunlaşması sonucu ilk
olarak Hz Ömer zamanında Ebu Derda, Şüreyh ve Ebu Musa el-Eşari gibi sahabeden
ileri gelen kimseler kadı olarak tayin edilmiştir. Emeviler döneminde başta Mısır
valileri olmak üzere valilere kadı tayin yetkisi verilmiştir. Ömer b.Abdülaziz
kendisinden önce siyasi baskılara maruz kalan kadıların hükümet baskısından uzak,
bağımsız olarak hareketlerini sağlamıştır. Muaviye zamanında mahkeme kararlarının
tescil edilmeye başladığını görüyoruz. Emeviler zamanında bazı kadılara kazai
görevler yanında dini ve emniyet işlerinin yürütülmesi gibi ek görevler de tevdi
ediyordu.41
İlk zamanlardan kadılar da davalara cami'lerde bakarlardı. Atanan kadı
merasimle camiye götürülür, atama beratı orada okunurdu. Hatta bu durum
Osmanlı'da da görülmektedir. Osmanlı'nın ilk dönemlerinde, İslâm geleneğinden
esinlenerek yapılan ilk camiiler, mesela Bursa'da Ulu Camii ve Yeşil Camii,
davaların camii de görülmesine imkân verecek şekildeydi.42
3.1.1.1.Kadıların görev - yetki ve sorumlulukları
Kadıların asıl görevleri insanlar arasında meydana gelen hukuki ihtilafları
sonuçlandırmak, hukuka aykırı davranışların cezasını hükme bağlamak, verdikleri
hüküm ve cezaları icra ve infaz etmektir. Ancak İslâm tarihinde kadılara dini (imam-
hatiplik gibi),mali idari,eğitim-öğretim ve benzeri kazai olmayan görevlerin tevdi
edildiği de olmuştur.Kadılar,kendilerine tevdi edilen görevleri titizlikle yerine
40 Halil Cin, Ahmet Akgündüz.(1995). Türk Hukuk Tarihi. Osmanlı Araştırmaları Vakfı, c.I, İstanbul s. 270.41 Öztürk,a.g.e.,s.45-46.;Fahrettin Atar.(1979).İslâm Adliye Teşkilatı.Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,Ankara,ss.17-58.42 Mehmet Zeki Pakalın.(1993). Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c.II, MEB Yayınları, İstanbul, ss.119- 120.
20
getirmekle ve davaları dikkatli bir şekilde inceleyip makul bir sürede
sonuçlandırmakla yükümlüdür.43
Kadılar Osmanlı Devleti’nde eyaletlerde, livâlarda ve kazâlarda padişah ve
devletin temsilcisi olarak çalışan, adlî, idarî ve beledî işleri yürütüp padişah adına
karar veren, sadece padişah ve divana karşı sorumlu, bölgenin en yüksek devlet
görevlileridir.44
Kadılar vakıfların şartlarına uygun yönetilmesini, vergilerin kanunname
hükümlerine uygun toplanmasını denetleyen, imam, hatip, vaiz, vasi, mütevelli gibi
görevlileri tayin eden, para ayarlarının kalpazanlar tarafından bozulmaması için
gerekli tedbirleri alan, has ve tımarları teftiş eden bir kamu görevlisi de olmaktadır.
Ordunun ihtiyaç duyduğu malzemenin de temini gibi lojistik hizmetler de kadıların
görevleri arasındadır.45 Bütün devlet işlerinin temini, askeri inzibattan başka kadılara
aitti. Bundan dolayı kadılar salahiyet itibariyle devlet merkezine bağlı vazife sahibi
kişilerdi.46 Kadıların vazife salahiyetleri arasında, amme velayetini haiz bir otorite
olarak, yetim ve gariplerin haklarını korumak veya vasiyetlerin yerine getirilip
getirilmediğini kontrol etmek maksadıyla, ölenlerin mirasına el koyup muhallefatı
tespit ve mirasçıların hisselerini tayin etmekte var idi.47
Kadıların birçok görevi deruhte etmesi onu şehrin önde gelen kişisi
yapıyordu. "Ehl-i Şer" denilen kadı ve mahkeme üyelerinin yerleştikleri ve mahkeme
yaptıkları yere kaza denildiği gibi bu tabir tanzimatın ilanından sonra vilayet
düzenlemesiyle birlikte sancaktan sonra gelen yerleşim yeri için kullanılmıştır. Bu
nedenle iki kaza tabirinin ifade ettikleri anlamları birbirinden ayırmak lazımdır.48
Sefer-i hümayun sırasında geçilecek yol, köprü, çeşmelerin tamiri ve erzak
teminin başlıca sorumlusu kadıdır.Yangın ve zelzele zamanlarında,ordu sevkiyatı,
donanma inşası gibi olağanüstü durumlarda acilen inşaat işçi ve kalfası ve ustası
sevki, malzeme sağlanması için kadılara emir verilirdi. Avarız vergilerinin
toplanması, sefer zamanında gerekli okçu, kürekçi,beygir temini, bunların nakli için
43 Atar, a.g.e.,s.68.44 Mustafa Akdağ.(1947).Tanzimat’tan Önceki Zamanlarda Adalet İşleri. Ülkü Dergisi, I / V Mayıs s. 10.45 İlber Ortaylı.(1974).Osmanlı Kadısı'nın Taşra Yönetimindeki Rolü Üzerine. Belleten, c.XXXVIII, Ankara, s. 96.46 Uzunçarşılı, a.g.e.,s.109.47 Ömer Lütfi Barkan.(1993).Edirne Askerî Kassâmına Ait Tereke Defterleri. Tarih Belgeleri Dergisi, III/V-VI, Ankara, s.2.48 Musa Çadırcı.(1997). Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı. TTK, Ankara, s.79.
21
iskelelerde at gemilerinin hazırlanması kadıların görevlerindendir. Kadı ordunun
tahıl,saman ihtiyacını karşılar ve konak yerlerine sevk ederdi. Ülkede zaman zaman
çeşitli şehirlerde kahvehane ve meyhaneler kapatılırdı. Bunları kapatmak ve yasağı
gözetmek asayiş amiri olarak kadının görevidir. Kısacası, Osmanlı kadısı faal biri
idareci, mali memur, müfettiş ve taşrada devletin rüknü olan bir görevlidir. Onu,
sadece makamında oturur bir hakim olarak düşünmek yanlış olur. Kadıların kaza
daireleri içindeki yoğun görevleri yerine getirme kendi kaza daireleri haricindeki
işlere karışmama prensibi önemlidir. Her fert ait olduğu kaza dairesinde yargılanır.
Kadılar başka dairedeki davalı ve davacının müracaatını kabul edemez. Aksine
hareket iki kadı arasında gerilime ve merkeze şikâyete yol açar.49
3.1.1.2. Kadılarda aranan şartlar - tayin ve dereceler
Kadı görevlendirmelerine çok önem verilmiştir.Osmanlı Devleti’nde kadı
tayini, birtakım niteliklere sahip olmak kadar belirli bir tahsil düzeni ve hiyerarşik
geçiş işlemine de dayanmaktadır. Osmanlı Devleti’nde ilmiye sınıfı üç kategoride
görevlendirilmekteydi. Bu kategoriye giren her grup belirli bir fonksiyon
yüklenmiştir.Müderrisler öğretimle,müftüler ifta (fetva) göreviyle, kadılar ise kaza
(yargı) göreviyle yükümlüydüler. İfta, tetrîs, kaza dalları arasında yatay geçiş
mümkündü ve her rütbenin muadili hiyerarşide belirlenmişti.50 Osmanlı kadılarının
bu hiyerarşi içinde sahip olmaları gereken önemli özelikler şunlardır:
Akıl ve zekâ,
Hürriyet,
Adâlet,
Müslümanlık,
Hukuk bilgisi.51
Kadılar, medrese tahsili görüp icazet alarak mülazemet edenlerden tayin
edilirdi.Medreseden çıkıp kazasker divanına mülazemet edenler, müderris olmak
istemeyip kadılık etmek isterlerse doğrudan doğruya kaza kadılıklarına tayin
edildikleri gibi bir müddet müderrislik edip sonra kadı olmak isteyenler de
müderrisliklerinin derecesine göre kaza,sancak veya eyaletlerden birinin kaza kadısı
olurlardı.52 Kadı tayini XIV. ve XV. yüzyıllarda Divan-ı hümayun toplantılarında
49 Ortaylı, a.g.m.,s.72.50 Ortaylı,a.g.m. s.71.51 Zengin, a.g.t. s.18.52 Uzunçarşılı,a.g.e.,s.87.
22
Rumeli ve Anadolu kadıaskerlerinin arzı ve padişahın onayı ile olurdu.Bu şekil Fatih
devrinden itibaren, özellikle divan toplantılarının vezir-i azamın başkanlığında
toplanmaya başlamasından sonra değişmiş ve kadı, kadıaskerlerin teklifiyle vezir-i
azam tarafından tayin edilmeye başlanmıştır. XVI.yüzyıldan itibaren ise, mevleviyet
denilen kadılıklar, şeyhülislâmlığın önem kazanmasında sonra, onların teklifi üzerine
vezir-i azam tarafından yapılmıştır.53 Ma‘zûl kadıların mülazemetleri sırasında görev
yaptıkları yerler ile ilgili bilgi ve görüşünden faydalanılırdı. Tekrar tayin
edilmelerinde Anadolu’dan ma‘zûl olanlar Anadolu’ya, Rumeli’den ma‘zûl olanlar
tekrar Rumeli’ye tayin edilerek belli bölgelerin malumat bakımından uzmanlaşmış
kişileri olmakta idiler.54
Bir kazaya tayin edilen kadı, belli bir zaman için görevlendirilirdi. Kadılık
süresi sona erince de yerine bir başka kadı tayin edilirdi. Mahallî halk ile
yakınlaşmamaları için kadıların tayin süreleri ve görevleri kısa tutulmuştur.
Mevleviyet payesindeki kadılar genellikle bir sene, kaza kadıları ise 20 aylık bir
süreyle tayin edilirdi.55 Kadıların göreve tayinleri ve görev yerlerindeki sürelerinin
uzatılması, kısa tutulması veya iki kadının karşılıklı yer değişimiyle ilgili zengin
örneklere kazasker rüznamçesi denilen defterlerde rastlanılmaktadır.56 Kadılık
müddeti devirlere göre on sekiz aydan üç seneye kadar değişmiştir. Sürelerini
dolduran kadılar ma‘zûl olarak bir üst dereceye yükselmek için sıra beklerlerdi.Bu
müddet zarfında İstanbul’a gelirler ve kadıasker dairesine devam edip tecrübe
kazanır ve sırası gelince derecesine uygun kadılığa tayin olunurlardı. Şayet bir
kadılığa birden fazla aday çıkarsa imtihan yapılır ve en ehil olanı tercih edilirdi.57
Kaza kadılıkları Rumeli, Anadolu ve Mısır’daki kazarın kadılıkları olmak
üzere üç sınıftı. Kazaskerlerin kadıların derecelerini gösteren defterleri mucibince
Rumeli’deki kaza kadılıkları dokuz sınıfa, Anadolu’dakiler on sınıfa ve Mısır
kadılıkları altı sınıfa ayrılmışlardı. Rumeli kazaskerine tabi Rumeli(Avrupa) kadıları
mülazemeti mütaakip en aşağı derecede olan Çinad derecesinden başlayarak Eğri,
İnebahtı, Salise, Saniye, Karib-i ala ve en son yüksek derece olan Sitte-i Rumeli’ye
kadar çıkar ve oradan tekaüd olur. İçlerinden değerli olanlardan ikisi Rumeli
kazaskeri divanında müşavir olarak bulunurlardı. Bu suretle Rumeli’deki kazalardan
53 Halaçoğlu,a.g.e.,s.126-127.54 Öztürk,a.g.e.,s.50-51.55 İlber Ortaylı.(1994).Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı. Turhan Kitabevi, İstanbul, s. 16.56 Ortaylı, a.g.m., s.71.57 Halaçoğlu,a.g.e.,s.127.
23
her biri bu dokuz dereceye göre ayarlanmıştı.Anadolu kazaskerine tabi Anadolu
kadılıkları da yine ibtidadan başlayarak; Tasia, Samine, Sabia, Sadise, Hamise,
Rabia, Salise, Saniye, Musul ve Sitte-i Anadolu derecelerine kadar çıkardı.Bu suretle
Anadolu’daki Kaza kadılıkları da yukarıda gösterilen on dereceye ayrılmıştı.Yine
Anadolu Kazaskerine tabi Mısır kadılıkları da; Sadise, Hamise, Rabia, Salise, Musul
ve Sitte-i Mısır olmak üzere altı derece idi.Bunların en yüksek derecesi olan Sitte-i
Anadolu ve Sitte-i Mısır’dan değerli ve tecrübeli ikişer kişi Anadolu kazaskeri
divanında müşavirlik ederlerdi.Rumeli.Anadolu ve Mısır’daki kazalarda kadılık
ederek nihayet Sitte denilen dereceye kadar çıkanlara Eşraf-ı Kuzat denilirdi.58
3.1.2. Diğer Görevliler
Bilindiği gibi Şer’î Mahkemelerde kadının görevini tam olarak ifa etmesi
için kendisine bağlı bazı kişiler bulunmakta idiler. Bunların her birinin ayrı bir görevi
bulunmaktaydı.
3.1.2.1. NaibNâib vekil demektir. Bu kelime Osmanlı hukukunda iki mânaya gelir.
Birincisi bütün kadılar, sultanın vekilleri olduklarından bunlara nâib ve bunun çoğulu
olan nüvvab denilir.59 İkincisi ise, kadıların kendi yerlerine davaya bakmak üzere
görevlendirdikleri şahıslardır. Nâibler vazifelerinin mahiyetlerine göre Kaza
Nâibleri, Mavali Nâibleri, Bâb Nâibleri, Ayak Nâibleri ve Arpalık Nâibleri olmak
üzere başlıca altı kısımdır.60
3.1.2.2. ÇavuşBunlara Dergah-ı Ali Çavuşları da denilir. Günümüz icra memurlarının
tamamen, emniyet görevlileri ve savcıların ise kısmen görevlerini ifa eden çavuşların
vazifeleri arasında Şer’î Mahkemelerden sâdır olan î’lamların icrası, borçlunun inad
ve temerrüdü üzerine icab ederse mahkeme kararıyla hapisle teczsiyesi, hukuken
kesinleşen nakdî ve bedenî cezaların infazı bulunmaktaydı.61
3.1.2.3. Muhzır
58 Uzunçarşılı,a.g.e.,ss.91,93.59 Pakalın,a.g.e., s. 644.; Ferit Devellioğlu.(2005).Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Aydın Kitabevi, Ankara, s. 799.60 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 117.61 Zengin, a.g.e., s. 23.
24
Sözlük anlamı itibariyle huzura getiren ve ihzar eden mânasını ifade eder.
Terim olarak ise davacı ve davalıları mahkemeye celbeden ve icabı halinde bugünkü
emniyet görevlilerinin ve savcının bazı görevlerini ifa eden memur demektir.62
3.1.2.4. KâtipEn önemli vazifeleri tarafların iddia ve savunmalarını ve şahitlerin
beyanlarını doğru olarak zapta geçirmek olan kâtipler; güvenilir, sağlam, davaları
tutanağa geçirmede ve î’lamların tanzim usulünde mahir olan şahıslar arasından
seçilirdi.63
3.1.2.5. MüşavirKelime manası danışılan,danışman manasına gelmektedir.Kadıların icabı
halinde fetva istedikleri ve danıştıkları ulemaya denirdi.64
3.1.2.6.MübaşirMahkeme memuru,celp ve tebliğ memuru için ifade edilen isimdir.Ayrıca
bir işi yapmak için devlet tarafından görevlendirilen memur,devlet işinin yapılmasını
takip eden görevliye de denir.65
3.1.2.7. MukayyidMahkemelerde mahkeme sonuçlarını sicillere yazma görevini yapan kişilere
denir. Kâtiplik müessesesinin teşekkülünden önce bu vazifeyi yapan yardımcı
memurlardı.66
3.1.2.8. KassamKadıların yaptıkları önemli görevlerden birisi de ölen kimselerin geride
bıraktıkları mallarını İslâm Miras Hukuku esasları çerçevesinde mirasçılara
paylaştırmaktır. Bu görevi kadı adına kassamlar yapar.67
3.1.2.9. Şühudü’l halMahkemedeki yargılamayı bir tür gözlemci sıfatı ile izleyen görevlilere
şühûdü'l-hal denirdi. Böylece yargının güvenilirliği, hem de yargı bağımsızlığı
62 Ortaylı, a.g.e., s. 65.63 Levent Kuru.(2006). 29 Numaralı Edirne Şer’iyye Sicili.Yüksek Lisans Tezi,Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ,Edirne, s.11.64 Pakalın,a.g.e.,s.580.65 Mehmet Kanar.(2009). Kanar Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, c.2, Say Yayınları, İstanbul, s.2337.66 Pakalın, a.g.e.,s. 572.67 Halaçoğlu, a.g.e.,s.128.
25
sağlanmış olunurdu. Ayrıca mahkemeye dışarıdan yapılacak bir müdahale de
şühûdü'l-hâl vasıtasıyla önlenmiş olunurdu.68
3.1.2.10. TercümanOsmanlı Toplumunun çeşitli milletlerden oluşması ve Osmanlı ülkesinde
farklı dillerin konuşulması sebebiyle, görevli olan kadı, bölgesindeki her dili
bilemeyebilir. Mahkemelerde dâvacı ve şahitlerin dillerini bilen görevliler bulunur,
bu memurlar güvenilir kişiler arasından seçilir ve tarafların ifadelerini kadıya
iletirlerdi.69
3.1.2.11. MüzekkiKelime manası,cenaze töreninde aklayan olup, şahitlerin şahitliklerini
onaylayan kişilere denilirdi.70 Bu memurlar kadı adına hareket ettikleri ve
mahkemenin doğru karar vermesi açısından şahitlerin söylediklerinin de önemli
olması dolayısıyla yine güvenilir kişiler arasından seçilirlerdi.
3.2. ŞER’İYYE SİCİLLERİ
Şer’îyye Sicillerinden her türlü kayıtlar belirli bir usule göre yazılıyordu.
Buna da "Sakk-ı Şer’î" denilmekteydi. Sicillerdeki belgeler incelendiği zaman
bunların hüccet mi, berat mı, ilam mı, ferman mı olduğu belgelerin yazılış şekli ve
talub edilen metottan anlaşılıyordu. Bütün bu yazılım şeklini gösteren numuneler
sakk kitaplarına yazılmış ve şer’îyye sicillerindeki kayıtların tanzimi meselesi
düzenli ve sağlam bir kaideye oturtulmuştur. Şer’îyye sicilleri'nde ilk dönemlerde
yazı sitili Arapça ve Türkçenin karışımıyla oluşmuştur. Ancak XVII. asırdır itibaren
Türkçenin etkisi artmıştır. Tanzimat'tan sonra her sahada meydana gelen
değişikliklerden Şer’îyye mahkemeleri ve dolayısıyla Şer’îyye sicilleri de nasibini
almıştır. 13 Safer 1276/1859 tarihli "Bi'l-umum Mahakim-i Şer’îyye Hakkındaki
Nizamname'de şer’î sicillere dolaylı olarak değinilmiş ve sadece alınacak harçlar
tespit edilmiştir. Şer’îyye sicilleri ile ilgili asıl hukuki düzenleme 15 Zilhicce
1290/1874 tarihli Sicillat-ı Şer’îyye. ve Zabt-ı Deavi Cerideleri Hakkında Talimat'la
yapılmıştır. 4 Cemaziye’l- âhir 1296/1876 tarihinde ise mahkemelerde kesin delil
olacak şekilde Şer’îyye Mahkemeleri tarafından i'lam ve hüccetlerin nasıl
68 Hasan T.Fendoğlu.(1999). Osmanlı'da Kadılık Kurumu ve Yargının Bağımsızlığı. Osmanlı Teşkilatı, c.VI, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, s. 465.69 Kuru,a.g.t.,s.11.70 Kanar,a.g.e.,s.2494.
26
düzenleneceğine dair "Bila-Beyyine Mazmunuyla Amel ve Hüküm Caiz Olabilecek
Surette Senedat-ı Şer’îyye'nin Tanzimine Dair Talimat’’ neşredilmiştir.71
Cumhuriyet döneminde ise Milli Eğitim ve Adalet Bakanlıkları arasında
yapılan anlaşma neticesinde 3 Kasım 1941'de valiliklere gönderilen 2182/4018 sayılı
emir gereğince müzelik eşyaya karıştırılmamak ve ayrı yerde muhafaza edilmek
kayıt ve şartı ile 1909'dan evvelki zamana ait ve Topkapı Sarayı'ndaki İstanbul ve
çevresine ait olanlar hariç Şer’îyye Sicilleri 18 il müzesine nakledilmiştir.72
1- Ankara 6- Bursa 11- Konya 16- Sivas
2- Adana 7- Diyarbakır 12- Kütahya 17- Tokat
3- Afyonkarahisar 8- Hatay 13- Manisa 18- Van
4- Antalya 9- İzmir 14- Niğde
5- Bergama 10- Kastamonu 15- Sinop
Bu illerde toplandıktan sonra bir kararla Şer’îyye Sicilleri Ankara'da Milli
Kütüphane'de koruma altına alınmıştır.
3.2.1. Şer’îyye Sicillerinin Tanımı, Önemi ve İçeriğiSözlükte okumak kaydetmek,not etmek,hükmetmek,karar vermek, sicile ve
zapta geçirmek manalarına gelen sicil kelimesi, terim olarak; insanlarla ilgili bütün
hukuki olayları, kadıların verdikleri karar suretlerini, hüccetleri ve yargıyı
ilgilendiren çeşitli yazılı kayıtları ihtiva eden defterler için kullanılmıştır.Bu defterle
Şer’îyye Sicilleri (Sicillat-ı Şer’îye) dendiği gibi kadı defterleri,mahkeme defterleri,
zapt-ı vakayı sicilleri, sicillat defteri, sicil-i mahfuz veya sadece sicil de
denmektedir.73
İktisadi ve içtimai tarih kaynaklarımızın en önemlilerinden biri olan şer’îyye
sicilleri; bulundukları yerde hükümete ait her türlü vazifeleri gören ve halkın her
sahada yegane mercii bulunan idari ve kazai salahiyete sahip kadılar tarafından
tutulan ve gerektiğinde de tekrar kullanılmak üzere muhafaza edilen defterlerden
teşekkül etmiştir.74
Kadıların ve mevalinin bulundukları kaza ve şehirlerde Şer’î Mahkemeler
vardır.Kadılar Şer’î ve hükmi muamelatta kendilerine verilen beratlarda gösterilen
vazifeleri görüp Hanefi mezhebi üzere hüküm verirlerdi.Nikâh,izdivaç,miras taksimi,
71 Ahmet Akgündüz.(1988). Şer'iyye Sicilleri,Toplu Katalogu ve Seçme Hükümler, c.I, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı,İstanbul, ss. 17-18.72 Akgündüz,a.e.,s.20.73 Öztürk,a.g.e.,s.19.74 Öztürk,a.g.e.,s.19.
27
yetim ve mal-i gaibin muhafazası,vasi tayin ve azli,vasiyetlerin ve vakıfların
hükümlerine nezareti,cürüm ve cinayet ve sair bütün davalar,hulasa şer’î ve hukuki
bütün muamelat kadılar tarafından görülürdü.75 İşte bu bütün davalar aynı zamanda
Şer’îyye Sicilleri’nin konu ve içeriğini de belirlemektedir.
Şer’îyye Sicillerinin içeriğine bakıldığında başlıca şu tür belgeler
bulunmaktadır:
1- Merkezden gönderilen her konudaki ferman,berat ve mektupların suretleri.
2- Vali, mutasarrıf ve mütesellim gibi mahalli yöneticilerin çeşitli konularda sancak
veya şehrin problemlerini çözmek için yayınladıkları buyruldular ile bunların
icraatlarını gösteren kayıtlar.
3- Kadıların çeşitli konularda merkeze gönderdikleri ilamlar ile şehir yönetiminde
kişi yada kurumlar arasında doğan anlaşmazlıkları çözümlemek için verdikleri
hüccetler.
4- Şehrin mahalle listeleri, şehirde yürütülen imar faaliyetleri, dini ve sosyal
kurumların bakım ve onarımları, buralarda kullanılan inşaat malzemelerinin çeşit ve
fiyatları ile ilgili vesikalar.
5- Şehrin nüfusunu, nüfusun ırki ve dini yönden ayrımını, bu nufusun zaman zaman
maruz kaldığı salgın hastalık ile tabii afetleri anlatan belgeler.
6- Evlenme-boşanma,kız kaçırma, mehir bağlam,alım-satım,mukavele ve kefalet
senetleri,hırsızlık,kalpazanlık,yaralama ve öldürme ile ilgili kayıtlar.
7- Şehirdeki esnaf grupları, bunların meslekleri ile ürettikleri malların çeşitleri, çarşı
ve pazarlarda satılan malların narh listeleri, usta ve ırgat yevmi yeleri.
8- Sancak ve şehir halkından toplanan vergi miktarları bu vergilerin toplanmasında
kullanılan avarız hanesi ile ilgili listeler.
9- Altın ve para meseleleri ile çeşitli eşya fiyatlarını gösteren kayıtlar.
10- Ölen kişilerin mesleğini, mal varlığını ,borçlarını, ikamet ettiği ve vefat ettiği
yeri, varislerin durumunu gösteren tereke kayıtları.
11- Bunların dışında mahkeme tarafından önemli görülüp de sicillere kaydedilen çok
çeşitli konuları kapsayan kayıtlar.76
Şer’îyye sicillerin muhtevasını sıralandığında aslında içeriğindeki belge
çeşitlerine değinildi; ancak en azından belge isimlerini tasnif etmek için aşağıda adı
geçen belge çeşitleri farklı bir konu olarak işlenildi.75 Uzunçarşılı, a.g.e. ss.108-109.76 Öztürk,a.g.e.,ss.21-22.;Rıfat Özdemir.(1986).XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Ankara. Ankara, ss.17- 18.
28
3.2.2. Şer’îyye Sicillerindeki Belge Çeşitleri
Ferman ve Beratlar padişahlar tarafından kaleme alınır, hüccetler, ilamlar,
mürâseler ve maruzlar, kadılar tarafından kaleme alınır; buyruldular ise sadrazam,
beylerbeyi ve kazaskerler tarafından kaleme alınırlar. Şer’îyye sicillerinde bulunan
belgeleri 3 gruba ayırabiliriz.
1.Devlet merkezinden gelen bütün ferman, emir ve tebliğler
2.Kadı tarafından verilen hükümler
3.Resmiyete geçirilmesi gereken; vakıf, hibe, şehadet, vekâlet, veraset gibi
konulara ait belgeler.77 Bu belgelerin en fazla kullanılanları kısaca açıklamalarıyla
şunlardır.
3.2.2.1. Hüccet "Kelime anlamı "hukuki delil" demek olan hüccetin bir usul hukuku terimi
olarak manası şudur; Kadının kararını (hükmünü) ihtiva etmeyen, taraflardan birinin
ikrarını ve diğerinin bu ikrarı tasdikini havi bulunan ve üst tarafında kadının mühür
ve imzasını taşıyan yazılı belgeye hüccet denir. Hüccet yerine "senet" tabiri de
kullanılmıştır. Bazen kadının kararını ihtiva etse de, üst tarafında mühür ve imza
bulunan, kadılara ait bütün belgelere de hüccet denmiştir. Hüccetlerin üst tarafında
kadıların mühür ve imzaları, sonra da sırasıyla tarafların adı ve adresleri, hüccetin
konusu, hukuki olay veya muamelenin şekli ve şartları, yapılan ikrar bayanları,
sonunda belgenin tanzim tarihi ve şühudü'l-hal başlığı altında şahitlerin isimleri yer
alır.Hüccetin en önemli özelliği, konusu ile ilgili davalar da kesin delil olarak kabul
edilmesidir.78
3.2.2.2. İ’lam "Sözlük anlamı "bildirmek" demek olan ilam kelimesinin eski sulh
hukukumuzdaki manası şudur; şer’î bir hükmü ve altında karar veren kadı'nın imza
ve mührünü taşıyan yazılı belgeye ilam denir. İlamların en önemli özelliği kadının
hükmünü ihtiva etmesidir. Kadı verdiği kararı önce taraflara şifahi olarak tefhim
eder. Daha sonra verilen kararın gerekçelerini de ihtira eden bir ilzam tanzim eder;
hem davaya ve hem de icap ederse davalıya birer suretini verir. Her ilamda, kadının
77 Aynur Geçgil.(2006). 141 Numaralı Gaziantep Şer’iyye Sicili. Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ, s.10.78 Sıtkı Uluerler.(1999). 71 Numaralı Amasya Şer'iyye Sicilli (H. 1234/1236 - M. 1818/1821). Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ, s. 16.
29
imza ve mühür, tarafları dava konusu ve iddia, davalının cevabı, ispat vasıtaları ve de
onunda kadının kararına ait kayıtlar bulunur. Tarih de zikredilir. Karar metnini değer
ilamdaki ispat vasıtası ikrar ise, "ilzam" ifadesi, eğer ispat vasıtası şahitlik ise
"tembih" ifadesi kullanılmıştır.79
3.2.2.3. Ma’ruzlar Kadıların kararını ihtiva etmeyen, hüccetler gibi hukuki bir durumun tespiti
açısından yazılı delil olarak da kabul edilmeyen ve sadece kadıların icra makamlarına
idari bir durumu arz ettiği yazılı kayıtlara "ma'ruz" adı verilir. Bunların ilamlardan en
önemli farkı, kadı'nın kararını ihtiva etmemesidir. Maruzların, ilamlardan hem şekil
ve hem de muhteva açısından farklılıkları bulunduğu kesindir.80
3.2.2.4. MüraselelerKadıların kendilerine denk veya daha aşağı rütbedeki şahıs veya makamlara
hitaben kaleme aldığı yazılı belgelere mürasele adı verilir. Sanığın mahkemeye celbi
için yazılan mürasele gibi.81
3.2.2.5. Buyruldular Osmanlı diplomatiğinde sadrazam, vezir, defterdar, kadıasker, kapdan paşa,
beylerbeyi, vs. yüksek rütbeli vazifelilerin, kendilerinden aşağı mevkilerde
bulunanlara gönderdikleri emirler için kullanılan bir terimdir.82
3.2.2.6.Fermanlar Ferman, Divan-ı Hümayun veya Paşa Kapısı'ndaki divanlarda alınan
kararlara uygun olarak yazılan ve tuğra bulunan padişah emrlerine verilen addır. Bu
emre, hükümdardan sadır olduğu için, ferman-ı hümayun ve emr-i şerif denilirdi.
Osmanlılarda hükümdarın tuğralı fermanına, münderecatının mahiyetine göre
huküm, biti, misal, tevki, nişan, berat, meşhur veya yarlıg denilirdi. Elimize geçen
yüzlerce vesikada gördüğümüz "sebeb-i tahrir-i misal bi-misal, muceb-i hükm-i
vâcibül imtisal, nişân-ı hümayun ve ferman-ı nafiz-i meymun, tevki-i refi-i hümayun
79 Halil Cin, Ahmet Akgündüz. (1995). Türk Hukuk Tarihi. c.I, Osmanlı Araştırmaları Vakfı, İstanbul, s.409.80 Cin , Akgündüz,,a.g.e., s.410.81 Cin , Akgündüz, a.g.e., s.410.82 Mübahat S.Kütükoğlu.(1998). Osmanlı Belgelerinin Dili: Diplomatik. Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul s.197.
30
yarlıg-ı belig ve hükm-i hümayun ve bitiyi mutalea kılanlar" ibareleri, misal, hüküm,
nişan, ferman, tevki, yarlıg ve biti kelimelerinin padişahın yazılmış emrine delalet
ettiğini göstermektedir.83
3.2.2.7. Beratlar Beratlarda padişaha ait belgeler olması dolayısıyla fermanlarla hemen
hemen aynı rükünleri ihtiva etmekle beraber fermanlardan olmayan bazı ayırt edici
özellikler de taşır. Bu suretle beratı, ilk bakışta fermanlardan ayırmak kabil olur.
Mesela fermanlarda sadece "hüve" kelimesinin yazılmasına karşılık beratlarda bu
formül daha uzun tutulmuştur.84
3.2.2.8. Vakfiyeler Vakıf kelimesi Arapça'da durdurmak, alıkoymak manalarına gelmektedir.
Terim olarak ise vakıf, bir kimsenin Allah'a yakın olmak gayesiyle menkul ya da
gayrimenkul mal ve mülkünü dini ve sosyal bir amaç için tahsis etmesidir. Vakfiye
ise vakf edilen şeyin vasıfları ve vakf edilme şartlarını ihtiva eden ve kadı tarafından
tasdik edilen bir belgedir. Osmanlı topraklarında yaşayan hür, aklı başında ve ergin
olan herkes malını vakf edebilirdi. Vakfiyelerde, vakıf gelirinin devamlı olması ve
vakfedilen şeyin tam mülkiyete haiz olması gibi özellikler de aranırdı. Bu şartların
mevcut olması halinde vâkıf denilen vakıf sahibi, vakf ettiği şeylerin listesini ve
şartnamesini bütün ayrıntılarıyla kaydettirdiği bir vakıfnâme ya da vakfiye tanzim
ettirirdi.85
3.2.2.9. Tezkereler Tezkireciler doğrudan doğruya sadrazama bağlı olup, Anadolu ve Rumeli
defterdarlığına bağlı mâli kalemleri bulunurdu. Bu kalemlerin verdiği tezkerelerin bir
suretine sicillerde rastlanmaktadır.86
3.2.2.10. Temessükler Temessükler, ihtimamla tutunmak anlamına gelir. Sened için alınıp verilen
muahede, sulhnamedir. Şer’îyye sicilindeki anlamı ise miri arazide ve salih olmayan
vakıflarda tasarruf hakkı sahiplerine verilen belgedir.87
83 İsmail Hakkı Uzunçarşılı.(1979). Ferman. İslâm Ansiklopedisi, c. IV, M.E.B. Yayınları, İstanbul, s. 57.84 Kütükoğlu, a.g.e.,s.124.85 Kütükoğlu, a.g.e.,s.359,360.86 Mithat Sertoğlu.(1982). Osmanlı Tarih Lügati. Enderun Yayınevi, İstanbul, s.337.87 Halil İnalcık.(2000). Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi. c.1, 2.Baskı, Halil B.
31
3.2.3. Şer’îyye Sicilleri Üzerine Yapılan Katalog Çalışmaları
*Abdülaziz Bayındır.(1986). İslâm Muhakeme Hukuku Osmanlı Devri Uygulaması. İstanbul.
*Ahmet Akgündüz. (1988). Şer’îyye Sicilleri. Türk Dünyası AraştırmalarıVakfı, İstanbul .
*Atilla Çetin. (1979). Başbakanlık Arşivi Kılavuzu. İstanbul.
*İsmail Hakkı Uzunçarşılı.(1935). Şer’î Mahkeme Sicilleri. Ülkü Mecmuası. c.V, Ankara, ss.23-29 .
*Mustafa Gülcan.(1995). Osmanlı Şer’îyye Sicillerine Göre Kimsesiz Çocuklar. Türk Dünyası Tarih Dergisi, S.99, Mart, ss.17-20.
*Mücteba İlgürel.(1975). Şer’îyye Sicillerinin Toplu Kataloguna Doğru . İstanbul Üniv. Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S.28-29, İstanbul, ss.123-161
* Orhan Avcı.(1998). Kültür Tarihi Kaynağı Olan Şer’îyye Sicillerinin Türk Milli Arşivciliğine Katılması. T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayın No:12, Ankara,ss.195-209.
*Osman Ersoy.(1964)."Şer’îyye Sicillerinin Toplu Kataloguna Doğru",Ankara Üniversitesi Dil, Tarih,Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi, c.XIX, S.3- 4, Ankara,ss.33-65.
*Yusuf Oğuzoğlu.(1981-1982). Şer’îye Sicillerinin Toplu Kataloguna Doğru. Ankara Üniversitesi Dil,Tarih, Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi, c. XIV, S.25, Anakara, ss.343-360.
*Yücel Özkaya.(1979-1980). Sofya'daki Milli Kütüphanedeki Şer’îyye Sicilleri . Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi, c.XIII, S.24, Ankara, ss.21-29.
*Zahit Aksu.(1979).Osmanlı Rejimi ve Kanun Tatbikatı Üzerine Birkaç Söz. Atatürk Üniversitesi İslâmi İlimler Fakültesi Dergisi, S.3, Ankara .
(Çev.), Eren Yayınları, İstanbul, s.146.
32
DÖRDÜNCÜ BÖLÜMAYINTAB ŞER’İYYE SİCİLLERİ
4.1. AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLLERİ
Gaziantep'e ait 200'ün üzerindeki şer’îyye sicil defteri, tasnif edilerek
toplam 174 defter haline getirilmiştir. Yine bu defterler, Gaziantep Müzesi'nde iken
katalog çalışmaları da tamamlanmıştır. Buna göre; Gaziantep'e ait ilk sicil belgeleri;
H.938/M.1531-1532 tarihinde ve 1 numaralı defterde, son sicil belgeleri ise
1327/1909-1910 tarihinde ve 160 numaralı defterde kayda alınmıştır.88
Gaziantep Şer’îyye Sicilleri, Gaziantep Müzesi Arşivinden, 1991 yılında
Ankara'daki Milli Kütüphaneye nakledilmiştir. Defterin fazla zarar görmemesi
amacıyla araştırmacılara belgelerin, mikro-filmleri verilerek fotokopi yapma imkânı
sağlanmıştır. Gaziantep Şer’îyye Sicillerinin arasında tarihi açıdan boşluklar
görülmektedir.
Tablo 4.1. Gaziantep Şer’îyye Sicili Katoloğu89
NO: TARİH SAYFA
1 938-946 / (1531-1539) 373
2 948 / (1541) 334
3 956 / (1549) 176
4 964-967-968-978 / (1556-1559-1560-1570) 276
5 1167-1171-1177-1179-1180 / (1753-1757-1763-1765-1766) 364
6 980 / (1572) 228
7 995 / (1586) 233
8 998-999 / (1589-1590) 238-295
9 1004-1005 / (1595-1596) 380
10 1012-1014 / (1603-1605) 406
11 1017 / (1608) 179
12 1027-1028 / (1617-1618) 398
13 1038-1039 / (1628-1629) 299
14 1044-1045 / (1634-1635) 389
15 1045-1047 / (1634-1637) 490
88 Akgündüz,a,g,e,s.83 - 191.89 Akgündüz,a,g,e,s.190-191.
33
16 1051-1052 / (1641-1642) 296
17 1055-1056 / (1645-1646) 254
18 1055-1056-1070 / (1645-1646-1659) 277
19 1057-1058 / (1646-1647) 360
20 1060-1061 / (1649-1650) 270
21 1059-1060 / (1648-1649) 294
22 1061-1062 / (1650-1651) 250
23 1063-1064 / (1652-1653) 360
24 1064-1065 / (1653-1654) 158
25 1067-1069 / (1654-1658) 198
26 1071-1073 / (1660-1662) 276
27 1070-1077 / (1659-1666) 222
28 1077-1079 / (1666-1668) 418
29 1058-1087 / (1674-1676) 176
30 1084-1085-1087-1091 / (1673-1674-1676-1679) 392
31 1085-1087-1266-1267 / (1674-1676-1849-1850) 140-202
32 1086-1087 / (1675-1676) 207
33 1087-1089 / (1676-1678) 360
34 1090-1092 / (1678-1680) 234
35 1094-1095 / (1682-1683) 288
36 1098-1099 / (1686-1687) 216
37 1099-1100 / (1687-1681) 190
38 1099-1101 / (1687-1681) 207
39 1100-1101 / (1688-1681) 236
40 1103-1104 / (1691-1692) 220
41 1103-1104 / (1691-1692) 174
42 992-994-1003-1004 / (1583-1585-1594-1595) 450
43 1106-1107 / (1694-1695) 298
44 1106 / (1694) 149
45 1107 / (1695) 200
46 967-968 / (1559-1560) 236
47 1108-1109 / (1696-1697) 267
48 1108 / (1696) 334
34
49 1109 / (1697) 220
50 1110-1111/(1698-1699) 359
51 1111-1112 / (1699-1700) 376
52 1114-1115-1116 / (1702-1703-1704) 380
53 1114-1116 / (1702-1704) 300
54 1114/ (1702) 388
55 1116-1117 / (1704-1705) 283
56 1117/ (1705) 337
57 1118/ (1706) 350
58 1118-1119-(1706-1707) 294
59 1120-1121 / (1708-1709) 377
60 1119-1121 / (1707-1710) 334
61 1124-1125 / (1712-1713) 301
62 1119-1120-23-24-27 / (1707-08-01-02-05) 243
63 1123-1124 / (1711-1712) 394
64 1124/ (1712) 252
65 1126-1127 / (1714-1715) 277
66 1127/ (1715) 258
67 1128-1129/ (1715-1716) 602
68 1129-1130/ (1716-1717) 537
69 1130-1131/ (1717-1718) 270
70 1132-1136-1137 / (1719-1723-1724) 290
71 1132/ (1719) 218
72 / B 1133-1134 / (1720-1721) 238
72 / A 1133 / (1720) 289
73 1134-1135 / (1721-1722) 272
74 1131-1134 / (1718-1721) 319
75 1135/ (1722) 291
76 1136-1137/ (1723-1724) 336
77 1137-1138 / (1724-1727) 279
78 1131-32-33-34-38-39 / (1718-19-20-21-25-26) 413
79 1139-1140 / (1726-1727) 574
35
80 1141-1142 / (1728-1729) 376
81 1141-1142 / (1728-1729) 246
82 1143 / (1730) 296
83 1144/ (1731) 268
84 1145/ (1732) 280
85 1145-1146 / (1732-1733) 286
86 1146-1147 / (1733-1734) 279
87 1147-1148 / (1734-1735) 333
88 1148/ (1735) 378
89 1148-1149/ (1735-1736) 286
90 1149/ (1736) 282
91 1149-1150 / (1736-1737) 293
92 1150-1151 / (1737-1738) 276
93 1151-1152-1154 / (1738-1739-1741) 532
94 1152-1153 / (1739-1740) 276
95 1153 / (1740) 319
96 1153-1154 / (1740-1741) 224
97 1154-1155 / (1741-1742) 259
98 1155/ (1742) 301
99 1156/ (1743) 204
100 1156/ (1743) 257
101 1156-1157/ (1743-1744) 448
102 1158-1159/ (1745-1746) 300
103 1159-1160/ (1746-1747) 284
104 1160/ (1747) 293
105 1161 / (1748) 362
106 1161-1163 / (1748-1750) 278
107 1163-1164 / (1750-1751) 280
108 1164-1165 / (1751-1752) 138
109 1165 / (1752) 282
110 1165-1166 / (1752-1753)
111 1166-1167 / (1753-1754) 292
36
112 1168/ (1755) 294
113 1168-1169/ (1755-1756) 120
114 1169-1170/ (1756-1757) 274
115 1170-1171 / (1757-1758) 233
116 1171 / (1758) 282
117 1172/ (1759) 218
118 1171-1172-1173 / (1757-1758-1759) 324
119 1174-1175-1176 / (1760-1761-1762) 391
120 1188-1191 / (1774-1776) 196
121 1179-1182/ ('1765-1768) 88
122 1177-1178 / (1763-1764) 280
123 1180-1181 / (1766-1767) 196
124 / A 1176-1177 / (1762-1763) 221
124 / B 1182-1184 / (1768-1770)
125 1175-1176 / (1761-1762) 276
126 1185-1189/ (1771) 333
127 1184-1186-1191 / (1770-1772-1776) 248
128 1189-1191 / (1774-1776) 292
129 1108-1142-1161 / (1696-1729-1747) 96
130 1184-1185-1190-1191 / (1770-1771-1775) 314
131 1182-83-84-85-92-94-95-96 / (1768-69-70-77-79-80-81) 98
132 1196-1199/ (1781-1784) 393
133 983-984 / (1575-1576) 428
134 1200-1209/ (1785-1794) 465
135 1205-1207 / (1790-1792) 204
136 1215-1217-1221-1222 / (1800-1802-1806-107) 198
137 1216-1219 / (1801-1804) 172
138 1221-1226 / (1806-1810) 172
139 1229-1232 / (1813-1816) 172
140 1233 / (1817) 155-312
141 1234-1236 / (1818-1819) 150
142 1241-1249 / (1825-1833) 456
37
143 1249-1257 / (1833-1840) 192
144 1186-1257-1267 / 1772-(1833-1850) 306
145 1266-1270 / 1849 / (1853) 215
146 1271-73-76-77-79-80 / (1854-1856-59-60-62-63) 350
147 1282-1288/ (1865-1870) 269
148 1286-1291 / (1869-1873) 270
149 1294-1296 / (1876-1878) 294
150 1296-1298/ (1878-1880) 270
151 1299-1301 / (1881-1883) 228
152 1302-1303 / (1884-1885) 206
153 1303-1305 / (1885-1887) 338
154 1306-1308 / (1888-1890) 295
155 1308-1310 / (1890-1892) 390
156 1310-1314 / (1892-1896) 250+93+8
157 1316-1319 / (1898-1901) 384
158 1318-1325 / (1900-1907) 402
159 1319-1323 / (1901-1905) 490
160 1325-1327 / (1906-1908) 370
161 945-946/ (1538-1539) 259
162 1015-16-19-24-958-961 / (1606-07-10-15-1550-1553) 571
163 951-955-965 / (1544-1548-1557) 296
164 978-976 / (1570-1568) 225
165 980-938-984 / (1572-1531-1576) 220
166 980/ (1572) 102
167 1008-1009 / (1559-1560) 250
168 1030/ (1620) 181
169 1029-1030 / (1619-1620) 104
170 / A 1032/ (1622) 201-478
170 / B 1033 / (1623) 200
171 1082-1084 / (1671-1673) 185
172 1094-1096 / (1682-1684) 156
173 1178-1179 / (1764-1765) 261
38
174 1187-1189 / (1773-1775) 259
4.2. ÇALIŞILMIŞ AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLLERİ
*Cemil Cahit Güzelbey. (1966). Gaziantep Şer’î Mahkeme Sicilleri. M. 1886-1909. C 153-160. Fasikül 1. Gaziantep.
*Cemil Cahit Güzelbey. (1966). Gaziantep Şer’î Mahkeme Sicilleri. M. 1841-1886. C 144-152. Fasikül 2. Gaziantep.
*Cemil Cahit Güzelbey. (1966). Gaziantep Şer’î Mahkeme Sicilleri. M. 1828-1838. C 142-143. Fasikül 3. Gaziantep.
*Cemil Cahit Güzelbey-Hulusi Yetkin. (1970). Gaziantep Şer’î Mahkeme Sicillerinden Örnekler. M. 1729-1825. Gaziantep.
*Hüseyin Çınar. (2000). 18. Yüzyılın İlk Yarısında Ayntab Şehri'nin Sosyal ve Ekonomik Durumu. Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. İstanbul.
*Zeynel Özlü. (2002). Kassâm Defterlerine Göre 18. Yüzyılın İkinci Yarısında Gaziantep. Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Ankara.
*Galip Eken. (1988). 113 Antep Şer’îyye Sicili: Trankripsiyon ve Değerlendirme. Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Ankara.
*Fuat Yıldırım. (1995). 108 Nolu Antep Şer’îyye Sicili. Yüksek Lisans Tezi. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Elazığ.
*Adnan Arslantaş. (1997). 141 Nolu Antep Şer’îyye Sicilinin Transkripsiyon ve Katoloğu. Yüksek Lisans Tezi. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Malatya.
*Ahmet Yılmaz. (1997). 19. Yüzyılı İlk Çeyreğinde Şer’îyye Sicilleri ve Tereke defterlerine Göre Medine-yi Ayntab'ın İktisadi ve İçtimai Durumu. Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Ankara.
*Zeynel Özlü. (1999). 120 Nolu Antep Şer’îyye Sicilinin Transkripsiyon ve Değerlendirmesi. Yüksek Lisans tezi. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Ankara.
*Handan Bozkurt. (2002). 17 Nolu Antep Şer’îyye Sicili'nin Trankripsiyon ve Değerlendirmesi. Yüksek Lisans Tezi. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Malatya.
*Rabia Sultan Timbil. (2003). 19 Nolu Antep şer’îyye Siciline Göre Mülk Satışları. Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Konya.
39
*Yüksel Babanınoğlu. (2004). 155 Nolu Antep Şer’îyye Sicili'nin Trankripsiyon ve Değerlendirmesi. Yüksek Lisans Tezi. Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Gaziantep.
*Ayşe Erkmen - Havva Yıldız. (2005). 156 Nolu Antep Şer’îyye Sicili'nin Trankripsiyon ve Değerlendirmesi. Yüksek Lisans Tezi. Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Gaziantep.
*Mehmet Ali Yıldırım. (2006). 152 Nolu Antep Şer’îyye Sicili'nin Trankripsiyon ve Değerlendirmesi. Yüksek Lisans Tezi. Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Gaziantep.
*Serhat Kuzucu. (2006). 123 Nolu Antep Şer’îyye Sicili'nin Trankripsiyon ve Değerlendirmesi. Yüksek Lisans Tezi. Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü. Gaziantep. Değerli araştırmacı Cemil Cahit Güzelbey, Şer’îye Sicillerini 1911 yılından
geriye doğru incelemiş ve incelemiş olduğu bölümleri üç fasikül halinde yayınlamış
ve birde " Gaziantep Şer"i Mahkeme Sicillerinden örnekler" adı altında Gaziantep
Kültür Derneği tarafından yayınlanmıştır.
148 sayfalık birinci fasikülde miladi 1886 ile 1909 tarihli 153 ve 160
numaralı ciltlerde yer alan belgeler tanıtılmıştır.124 sayfalık ikinci fasikülde miladi
1841 ile 1886 tarihli 144 ve 152 numaralı ciltlerde yer alan belgeler tanıtılmıştır.124
sayfalık üçüncü fasikülde miladi 1826 ile 1838 tarihli 142 ve 143 numaralı ciltlerde
yer alan belgeler tanıtılmıştır.
Ayrıca, Hulusi Yetkin'in, Cemil Cahit Güzelbey'in çalışmalarına istinad
ederek yayınladığı 124 sayfalık " Gaziantep Şer’î Mahkeme Sicillerinden Örnekler"
adlı eserde de 81 ve 141 numaralı ciltlerde yer alan Miladi 1729 - 1820 tarihli
belgelerden bir kısmı yayınlanmıştır.90
4.3. 109 NUMARALI AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLİ
109 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicili Ankara'daki Milli Kütüphanede
bulunmaktadır.
Envanter No: 109
90 Zeynel Özlü.(1999).Gaziantep’in 120 No’lu Şer’iye Sicili.Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s.5.
40
Tarihi: H.1165 / M. 1752
Sayfa Sayısı: 282
Varak Sayısı: 141
Belge Sayısı: 478
Defterin Ebatı: 15.5 X 38
İncelenen 109 Numaralı Ayıntab Şer’îye Sicili H.1165 / M.1752 yılını
kapsamaktadır.Sicil Muharrem ayından Zilhicce ayına kadar 1165 yılının her hicri
ayına ait belgeyi ihtiva etmektedir.Genelde aylar sıralı gitmekte ancak,belge numara
sıralamaları dikkate alındığında belgede tarihlerin sıralı gitmediği,yani kronolojik
olarak ilerlemediği örnekler de görülmektedir.Öyle ki,ilk belge 26 Safer 1165 tarihli
başlamasına rağmen sonlara yakın 463 numaralı belge de 8 Safer 1165 tarihine
kayıtlıdır.Sicildeki varaklar yıpranmamış olup,yazılar da genelde okunaklı ve
anlaşılır tarzdadır.Yine de okunamayan kelimeler olmuştur bunlar (…) üç nokta ile
gösterilmiştir.Okunmasına rağmen şüphe duyulan kelimelerin sonuna (?) soru işareti
konulmuştur.Sicil üç farklı yazı karakteriyle yazılmış bu da bize üç farklı kâtibin
defterde çalıştığını göstermektedir. Defterde bilinen yazı karakteri Tâlik olup diğer
iki karakter tanımlanamamış, kâtiplerin kendi el yazıları olduğu düşünülmüştür.
4.4. 109 NUMARALI AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLİ BELGE ÖZETLERİ
Varak No:1 Sayfa No:1 Belge No: 1
Konu: Nikâh akdi
Varak No: 1 Sayfa No: 1 Belge No: 2
Konu: Nikâh akdi
Varak No: 1 Sayfa No: 1 Belge No: 3
Konu: Mahzar tayini
Varak No: 1 Sayfa No: 1 Belge No: 4
Konu: Emine hatunun nafaka talebi olmadan çocukları terbiye edeceğine dair
Varak No: 1 Sayfa No: 1 Belge No: 5
Konu: Nikâh akdi
Varak No: 1 Sayfa No: 1 Belge No: 6
Konu: Nikâh akdi
Varak No: 1 Sayfa No: 1 Belge No: 7
Konu: Nikâh akdi
Varak No: 1 Sayfa No: 2 Belge No: 8
41
Konu: Nikâh akdi
Varak No: 1 Sayfa No: 2 Belge No: 9
Konu: Hıyarzâde Hamza beşenin sipahiler arasında sorun çıkarması durumunda
vereceği nezir hakkında
Varak No: 1 Sayfa No: 2 Belge No: 10
Konu: Nikâh akdi
Varak No: 1 Sayfa No: 2 Belge No: 11
Konu: Nikâh akdi
Varak No:1 Sayfa No: 2 Belge No: 12
Konu: Nikâh akdi
Varak No: 1 Sayfa No: 2 Belge No: 13
Konu: Aişe binti Bekir’in vefat eden kocasının alacağını Bekir’den aldığına dair
huccet
Varak No: 2 Sayfa No: 3 Belge No: 14
Konu: Arapça bir belge
Varak No: 2 Sayfa No: 4 Belge No: 15
Konu: Ayıntab arpalığının tefviz edilmesi hakkında buyruldu
Varak No: 2 Sayfa No: 4 Belge No: 16
Konu: Vefat eden askerlerin muhallefatının tarhrir ve taksimi hakkında buyruldu
Varak No: 3 Sayfa No: 5 Belge No: 17
Konu: Nur Seyyid Ebû Bekir’in, Es Seyyid Ali bin Mustafa hissesini satışı hakkında
Varak No: 3 Sayfa No: 6 Belge No: 18
Konu: Ali Abdullah’ın tereke kaydı
Varak No: 3 Sayfa No: 6 Belge No: 19
Konu: Gazi Hüseyin’in tereke kaydı
Varak No:4 Sayfa No: 7 Belge No: 20
Konu: Dur Ali oğlunun katledilmesi davasından sorumluların zimmetlerinin ibra
edilmesi
Varak No: 4 Sayfa No: 7 Belge No: 21
Konu: Dur Ali oğlunun katledilmesi davasından sorumluların zimmetlerinin ibra
edilmesi
Varak No: 4 Sayfa No: 8 Belge No: 22
Konu: Mürsel oğlu Ali Beğ ile Akçakoyunlu ‘aşîretinden bazı kimselerin
aralarındaki husumetin bitmesi hakkında
42
Varak No: 4 Sayfa No: 8 Belge No: 23
Konu: Ağçakoyunlu ‘aşîretinden boy beyi Ali beğ ibni Ahmed’in ‘aşîret halkı ilen
olan adaveti hakkında
Varak No: 4 Sayfa No: 8 Belge No: 24
Konu: Çeşni cemaatinden bazı kimselerin resm-i riayetlerini ödemekten çekinmeleri
hakkında
Varak No: 5 Sayfa No: 9 Belge No: 25
Konu: Molla Ahmed ibni Molla Mehmed’in varislerinin birbirlerini ibra etmesi
Varak No: 5 Sayfa No: 10 Belge No: 26
Konu: İsmail’in İbrahim Halil’e menzil satışı
Varak No: 6 Sayfa No: 12 Belge No: 27
Konu: Molla Mehmed ibni Molla Mehmed’in varislerinden İsmail’in terekenin
sulhuna itirazı hakkında
Varak No: 6 Sayfa No: 12 Belge No: 28
Konu: Zerdali bağçesi ve içindekli ağaçların satışı hakkında
Varak No: 7 Sayfa No: 13 Belge No: 29
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 7 Sayfa No: 13 Belge No: 30
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 7 Sayfa No: 13 Belge No: 31
Konu: Hüseyin bin Mehmed’in anluna taş isabet ederek ölmesi neticesinde diyet ve
borçların ödenmesi ile sukhun akdi hakkında
Varak No: 7 Sayfa No: 13 Belge No: 32
Konu: Kayyim tayini
Varak No: 7 Sayfa No: 14 Belge No: 33
Konu: Tut bahçesinin Devecizâde çorbacı Yusuf ağa tarafından fuzulen zabt ve dört
sene mutasarrıf olması hakkında
Varak No: 8 Sayfa No: 15 Belge No: 34
Konu: Hacı Mustafa bin hacı Mustafa’nın Esir Ali oğlu Ali Beşe üzerine açtığı
davada Ali Beşenin şahdliğinin red olunması talebi
Varak No: 8 Sayfa No: 15 Belge No: 35
Konu: Es Seyyid Mehmed bin Mustafa’nın tereke kaydı
Varak No: 8 Sayfa No: 16 Belge No: 36
Konu: Alacak talebi
43
Varak No: 9 Sayfa No: 17 Belge No: 37
Konu: Ahmed ağanın Es Seyyid Ebu Bekir’in üstten iki dişini kırması
Varak No: 9 Sayfa No: 17 Belge No: 38
Konu: Karagülle Mehmed ibni İbrâhim’in İmam Hüseyin ibni Mustafa ve karındaşı
oğlu Süleyman ibni Veli’ye küfretmesi
Varak No: 9 Sayfa No: 18 Belge No: 39
Konu: Zimmet ibrası
Varak No: 9 Sayfa No: 18 Belge No: 40
Konu: Değirmen gelirlerinin paylaşılması akdi
Varak No: 10 Sayfa No: 19 Belge No: 41
Konu: Alacak davası
Varak No: 10 Sayfa No: 19 Belge No: 42
Konu: Es Seyyid Kasım Ağa’nın 78 kuruş alacağı tahsil etmesi
Varak No: 10 Sayfa No: 19 Belge No: 43
Konu: Alacak talebi
Varak No: 10 Sayfa No: 20 Belge No: 44
Konu: El Hacc Ahmed’in fuzulen zabt ettiği malların talebi
Varak No: 10 Sayfa No: 20 Belge No: 45
Konu: Ahalinin Yusuf ibni El Hacc Mustafa hakkında gayr-i ahlaki davranışları
sebebiyle şikâyetleri ve mahalleden ihrac edlmesi talebleri
Varak No: 11 Sayfa No: 21 Belge No: 46
Konu: Abdullah kızı Elif’in kocasından mihir talebi
Varak No: 11 Sayfa No: 21 Belge No: 47
Konu: Aralarındaki kin nedeniyle şahitliğin iptal edilmesi
Varak No: 11 Sayfa No: 22 Belge No: 48
Konu: Hüseyin oğlu Ali’nin gayr-i menkulleri ve otuz aded ceviz ağacını vakf
etmesi hakkında
Varak No: 12 Sayfa No: 23 Belge No: 49
Konu: Es Seyyid Yusuf’un Abdullah efendiye küfretmesi ve kapısına depme ile
vurması
Varak No: 12 Sayfa No: 24 Belge No: 50
Konu: Yusuf kızı Raziye’nin Mihr ve hisse-i şeriye talebi
Varak No: 12 Sayfa No: 24 Belge No: 51
Konu: Ömer bin Ali’nin tereke kaydı
44
Varak No: 13 Sayfa No: 25 Belge No: 52
Konu: Sarkez veled-i Durus’un Agob veled-i Mekerdic’den 150 kuruş alacak talebi
Varak No: 13 Sayfa No: 25 Belge No: 53
Konu: Ümmetullah hatunun Es Seyyid Ebu Bekir bin Ali dede ve Es Seyyid Monla
Ahmed üzerlerine açtığı davada zevci Mustafa’nın gaib olup hayatta olup olmadığını
bilmemesi ve bu durumun sual olunması talebi
Varak No: 13 Sayfa No: 25 Belge No: 54
Konu: El Hacc Abdullah’ın Habil oğlu Mehmed’den alacak talebi
Varak No: 13 Sayfa No: 26 Belge No: 55
Konu: Mehmed kızı Aişe’nin kocasından muhalaa yoluyla boşanması
Varak No: 14 Sayfa No: 27 Belge No: 56
Konu: Mustafa ibni Seydi’nin boşamış olduğu karısı Emine’nin mihri karşılığında
altıyüz teğeklik bağı vermesi
Varak No: 14 Sayfa No: 27 Belge No: 57
Konu: Aişe binti El Hacc Osman’ın tereke kaydı
Varak No: 14 Sayfa No: 28 Belge No: 58
Konu: Abdullah’ın El Hacc Mehmed’den alacak davası
Varak No: 14 Sayfa No: 28 Belge No: 59
Konu: Usta Halil ibni Derviş’in tereke kaydı
Varak No: 15 Sayfa No: 29 Belge No: 60
Konu: El Hacc Halil efendinin Es Seyyid İbrâhim’den alacak talebi
Varak No: 15 Sayfa No: 29 Belge No: 61
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 15 Sayfa No: 30 Belge No: 62
Konu: El Hacc Mehmed ibni El Hacc Osman’ın tereke kaydı
Varak No:16 Sayfa No: 31 Belge No: 63
Konu: Durus veled Bedrin verasetinden murislerin zimmetlerini ibra etmesi
Varak No:16 Sayfa No: 31 Belge No: 64
Konu: Ömer ve Hasan ibni Mehmed nâm karındaşların geceleyin kavun bostanında
yatarken Kebebcı Ömer’in üzerlerine saldırması ve mallarını alması hakkında
Varak No: 16 Sayfa No: 32 Belge No: 65
Konu: Es Seyyid Abdullah’ın El Hacc Abdurrahman’a ev satışı
Varak No:16 Sayfa No: 32 Belge No: 66
Konu: Ahmed bin Mustafa’nın karındaşının fuzulen alınan vergiyi talep etmesi
45
Varak No: 17 Sayfa No: 33 Belge No: 67
Konu: Fatma binti El Hacc İbrahim’in kendisini boşayan kocasının muamele-i
zevciyet talebinden şikâyeti
Varak No: 17 Sayfa No: 33 Belge No: 68
Konu: Ali ibni Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 17 Sayfa No: 33 Belge No: 69
Konu: Ali besbes ibn-i Hüseyin’in tereke kaydı
Varak No:17 Sayfa No: 34 Belge No: 70
Konu: Abdülkerim’in Ali Kaya beşeden hak talebi
Varak No: 17 Sayfa No: 34 Belge No: 71
Konu: El Hacc Ali ağa bin Mustafa ağanın Monla Hasan bin Ahmed Çelebinin
zimmetini ibra etmesi
Varak No: 18 Sayfa No: 35 Belge No: 72
Konu: Asiye binti Ömer’in nafaka talebi
Varak No: 18 Sayfa No: 36 Belge No: 73
Konu: Osman ibni El Hacc Abdulkadir’in Zehra binti Abdullah’a, babasından kalan
evden bir sehim hissesini satışı
Varak No: 18 Sayfa No: 36 Belge No: 74
Konu: Nalband Karabet veled-i Vansek’in tereke kaydı
Varak No: 19 Sayfa No: 37 Belge No: 75
Konu: Alacak davası
Varak No: 19 Sayfa No: 37 Belge No: 76
Konu: Abdi ağanın atını El Haccc Mustafa’nın fuzulen zabt etmesi
Varak No: 19 Sayfa No: 37 Belge No: 77
Konu: Vefat eden El Hacc Emetullah’ın terekesinden ihtifa edilen onbirbin beşyüz
altmış kuruşdan El Hacc Mehmed’in hisse talebi
Varak No: 19 Sayfa No: 38 Belge No: 78
Konu: Ali Mehmed bin Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 20 Sayfa No: 39 Belge No: 79
Konu: Hisse-i şeriye taksimi
Varak No: 20 Sayfa No: 40 Belge No: 80
Konu: Müteveffanın halktan alacakları kaydı
Varak No: 21 Sayfa No: 41 Belge No: 81
46
Konu: Tereke taksiminden Abdullah Ağa bin El Hacc Mehmed Efendizâde’nin
zimmetinin ibra edilmesi
Varak No: 21 Sayfa No: 41 Belge No: 82
Konu: Sıracullah kızı Ümmühani’nin, annesinin vefatından sonra terekesinden hisse
talebi
Varak No: 21 Sayfa No: 42 Belge No: 83
Konu: Es Seyyid İsmail bin İbrâhim’in, El Hacc Abdullah ibni Mehmed üzerine
açtığı davada babsının vefatından sonra kendisine yapılan teslimatların sual olunması
talebi
Varak No: 22 Sayfa No: 43 Belge No: 84
Konu: Hüseyin bin Osman’ın tarlayı fuzulen zabt etmesi ve Gökoğlu Osman ibni
İbrâhim’in tarafına teslimini taleb etmesi
Varak No: 22 Sayfa No: 43 Belge No: 85
Konu: Mehmed efendi kızı Fatıma’nın, Gürümlü Camus oğlu Mehmed’e bağ satışı
Varak No: 22 Sayfa No: 44 Belge No: 86
Konu: Mustafa ibni Ali’nin tereke kaydı
Varak No: 22 Sayfa No: 44 Belge No: 87
Konu: Aişe’nin zevci Hüseyin ile kızı Meryem’in Molla Ali’ye bostandaki
hisselerinin satışı
Varak No: 23 Sayfa No: 45 Belge No: 88
Konu: Hatice binti Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 23 Sayfa No: 46 Belge No: 89
Konu: Mahmud bin Ali’nin fuzulen bağı zabt etmesi ve Zehra’nın tarafına teslim
talebi
Varak No: 23 Sayfa No: 46 Belge No: 90
Konu: Mehmed ibni Anbur Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 24 Sayfa No: 47 Belge No: 91
Konu: Esma binti Ahmed’in müteveffa Mehmed ibni Ganbur Mehmed’in
terekesinden mihr talebi ve erik bağçesinin satışı ile gelirinden mihrinin verilmesi
Varak No: 24 Sayfa No: 47 Belge No: 92
Konu: Müteveffa Emir Zekeriya oğlu’nu varislerinin Dere Mehmed ibni Murtaza
Efendi’nin zimmetini ibra etmesi
Varak No: 24 Sayfa No: 48 Belge No: 93
47
Konu: Es Seyyid Osman Ağadan kalan bostana ve içindeki ağaçları fuzulen Ömer
Efendi ibni Mehmed Efendinin zabt etmesi ve daha sonra sulhun tesisi
Varak No: 24 Sayfa No: 48 Belge No: 94
Konu:Abdullah ibni Mehmed’in Ali ibni Hasan’dan yüzkırküç kuruş alacak talebi
Varak No: 25 Sayfa No: 49 Belge No: 95
Konu: Fatıma binti Pir Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 25 Sayfa No: 49 Belge No: 96
Konu: Kara Mehmed ibni Cum’anın çocuklarının ihtiyaçları için bağın satışı
Varak No: 25 Sayfa No: 50 Belge No: 97
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 25 Sayfa No: 50 Belge No: 98
Konu: Emine binti El Hacc İsmail’in değirmendeki hissesinin satışı
Varak No: 26 Sayfa No: 51 Belge No: 99
Konu: Fatıma binti Mehmed’in kızı Aişe’nin terekeden hisse talebi ve sulhun tesisi
Varak No: 26 Sayfa No: 51 Belge No: 100
Konu: Taşcı Mehmed ibni Mustafa’nın tereke kaydı
Varak No: 26 Sayfa No: 52 Belge No: 101
Konu: Mehmed ve Ebû Bekir’e babasından intikal eden evi İbrahim’in zabt etmesi
Varak No: 26 Sayfa No: 52 Belge No: 102
Konu: Neccar El Hacc Mustafa ibni Kara Ali’nin terekesinden Mustafa’nın hisse
talebi
Varak No: 27 Sayfa No: 53 Belge No: 103
Konu: Muhsinzâde Es Seyyid El Hacc Mehmed efendi’nin, El hacc Mehmed
efendiden Bostanın teslim talebi
Varak No: 27 Sayfa No: 54 Belge No: 104
Konu: Es Seyyid Monla Ali’nin El Hacc Ali ibni Kula El Hacc Mehmed’e
bostandan hisse satışı
Varak No: 27 Sayfa No: 54 Belge No: 105
Konu: Es Seyyid El Hacc Mehmed Efendi’nin Ümmühani’nin terekesinden 300
kuruş talebi
Varak No: 28 Sayfa No: 55 Belge No: 106
Konu: İbrâhim bin Hüseyin’e babasından intikal eden levhan karyesinin tımarının
Müteveffa Hüseyin’in oğlu yoktur diye başkasına verilmesi hakkında şikâyeti
Varak No: 28 Sayfa No: 56 Belge No: 107
48
Konu: Hasan ve Ali’nin vasileri Mehmed’in zimmetini ibraz etmesi
Varak No: 28 Sayfa No: 56 Belge No: 108
Konu: Sapı kısa oğlu El Hacc Ahmed’in tereke kaydı
Varak No: 29 Sayfa No: 57 Belge No: 109
Konu: Ali’nin hissesini, vasi Mehmed’den yeni vasi Hasan’ın tamamen alması
Varak No: 29 Sayfa No: 57 Belge No: 110
Konu: El Hacc Ahmed’in sağîr oğlu Ali’ye Hasan’ın vasi tayin edilmesi
Varak No: 29 Sayfa No: 57 Belge No: 111
Konu: El Hacc Ahmedin oğlu Hasan’ın Halil’den alacak talebi
Varak No: 28 Sayfa No: 58 Belge No: 112
Konu: Hızır İbni Abdullah’ın terekesinden kızları Ümmühâni ve Sitti’ye kalan evin
rub’ hissesinin satışı
Varak No: 29 Sayfa No: 58 Belge No: 113
Konu: El Hacc Hüseyin ibni Musa Karataş oğlu Mehmed ibni El Hacc Hüseyin’in,
Kadı Balı oğlu Mehmed ibni İsa’nın dörtyüz elli teğek bağ ve yirmiyedi aded ceviz
eşcârı ve oniki aded mişmiş eşcârının gelirini fuzulen zabt etmesi
Varak No: 30 Sayfa No: 59 Belge No: 114
Konu: Anlıbiz oğlu El Hacc Mustafa’nın, ibni Süleyman ve El Hacc Himmet oğlu
Süleyman ve yanık Mehmed ve Kilisli Hüseyin ibni Mehmed ve AmmisiMehmed
üzerine açtığı davada der anbar edilen mahsulatı talep etmesi
Varak No: 30 Sayfa No: 59 Belge No: 115
Konu: Hüseyin ibni Cafer’in, Abdurrahman Beşe ibni Halil Efendi ve İsmail ibni
Zekeriya’yı darb etmesi
Varak No: 30 Sayfa No: 60 Belge No: 116
Konu: Mustafa ibni Kör Hüseyin’in tereke kaydı
Varak No: 30 Sayfa No: 60 Belge No: 117
Konu: Kızıl kuyu mahallinde yolda varisi ve katili bilinmeyen bir müslümanın
cesedinin bulunması
Varak No: 31 Sayfa No: 61 Belge No: 118
Konu: Ali Ağa ibni Mehmed’in, Hamo’dan yüz kuruş talebi
Varak No: 31 Sayfa No: 61 Belge No: 119
Konu: Mehmed ibni Halil’in, verâsetinden Halil’in amcası mezbur El Hacc
İbrâhimin zimmeti ibrâ etmesi
Varak No: 31 Sayfa No: 62 Belge No: 120
49
Konu: Mehmed ibni El Hacc Hasan’ın, Kilisli Es Seyyid Mehmed Efendi ibni
Seyyid Şa’ban üzerine açtığı davada kız kardeşinin altı aylıkken Ahmed adlı küçük
oğluna nikâhlaması ve bazı eşyalarına el koyması
Varak No: 32 Sayfa No: 63 Belge No: 121
Konu: Arab hacı Ali zâde El Hacc Mehmed Ağa’nın 75 kuruş karşılığında Elmalu
karyesinin icar olarak alması hakkında huccet itası
Varak No: 32 Sayfa No: 63 Belge No: 122
Konu: Veli bin Mehmed ve kızı Aişe’nin menzilden hisselerini Es Seyyid
Mehmed’e satışı
Varak No: 32 Sayfa No: 64 Belge No: 123
Konu: İbrâhim ibni Hasan’ın 300 tiğeklik bağdan Mustafa’nın zimmetini ibra etmesi
Varak No: 32 Sayfa No: 64 Belge No: 124
Konu: Vasi tayini ve nafaka takdiri
Varak No: 32 Sayfa No: 64 Belge No: 125
Konu: Vasi tayini ve nafaka takdiri
Varak No:32 Sayfa No: 64 Belge No: 126
Konu: Emine binti El Hacc Mehmed hatunun zevci El Hacc Mehmed Efendi
terekesinden yüz elli kuruş hakkını taleb etmesi
Varak No: 33 Sayfa No: 65 Belge No: 127
Konu: El Hacc Hasan Efendi bin Mehmed’in Es Seyyid Monla Abdurrahman ve Es
Seyyid Ahmed üzerine açtığı davada cedleri müteveffa El Hacc Ahmed efendinin
900 kuruş borcu olup kassam defterine kayd olmayan evin sorulmasını talep etmesi
Varak No: 33 Sayfa No: 66 Belge No: 128
Konu: Hüseyin ibni Mehmed’in Ümmü Gülsüm binti Hüseyin Efendi ve Emine binti
Ahmed Ağa nâm hatunlar üzerine açtığı davada ekmekçi dükkanının teslimini talep
etmesi
Varak No: 34 Sayfa No: 67 Belge No: 129
Konu: Kalaycızâde El Hacc Mehmed Efendi ibni Mustafa’nın tereke
kaydıVarak No: 34 Sayfa No: 68 Belge No: 130
Konu: El Hacc Ahmed Efendi ibni El Hacc Şa’ban Efendinin tereke kaydı
Varak No: 35 Sayfa No: 69 Belge No: 131
Konu: Bahadırlı cemaatinden Süleyman ibni Ahmed’in derbent mahallinde tüfek ile
öldürülmesi
50
Varak No: 35 Sayfa No: 69 Belge No: 132
Konu: Hüseyin ibni Hasan’ın varsilerinin zimmetlerini ibrası
Varak No: 35 Sayfa No: 70 Belge No: 133
Konu: El Hacc Mahmud’un çocukları Ömer ve Ahsen’in El Hacc Ahmed üzerine
açtıkları davada Kürd Abdullahın terekesinden altıyüz kuruş kıymetli bir kıt‘a
hazrevât bostanı ve bir debbağ odası ve bir eskici ve bir etmekçi dükkanları ve bir
devlib ve iki re’s katır ve karye üç kıt’a bağ ve bir menzilden hisse talepleri
Varak No: 35 Sayfa No: 70 Belge No: 134
Konu: Mehmed ibni Abdullah’ın çocukları Hatice ve Mehmed’in Es Seyyid
Ahmed üzerine açtıkları davada vasi olarak babalarından kalan evi 30 kuruşa Eşbend
oğlu Mehmed’e satması ve üç buçuk kuruş üzerinde tarafların sulh etmesi
Varak No: 36 Sayfa No: 71 Belge No: 135
Konu: Es Seyyid Mustafa Efendi ve Aişe hatun binti El Hacc Mehmed Efendi’nin,
Ebû Bekir ibni Abdullah üzerine açtıkları davada Ebû Bekir’in fuzulen ev zabt
etmesi ve evden feragat etmesi talebi
Varak No: 36 Sayfa No: 71 Belge No: 136
Konu: Hatice binti Mehmed’in oğlu Mehmed’in annesindan kalan yüz onbeş
kuruşluk terekesinden hisse talep etmesi
Varak No: 36 Sayfa No: 72 Belge No: 137
Konu: Zemzem binti Ali’nin kocasının kendini boşaması nedeniyle mihr ve iddet
talebi
Varak No: 36 Sayfa No: 72 Belge No: 138
Konu: Yemen hatun binti Mehmed’in varislerinin kassam defterine girmeyen tereke
üzerinde sulh akidleri ve zimmetlerinin ibra edilmesi
Varak No: 37 Sayfa No: 73 Belge No: 139
Konu: Monla Ebû Bekir ibni Monla Mehmed’in, Kanburzâde El Hacc Ahmed Ağa
ibni El Hacc Osman üzerine açtığı davada ikiyüz tiğeklik bağa nısfıyet üzere akd
olunub on iki seneden berü Ahmed ağanın zabt etmesi hakkında
Varak No: 37 Sayfa No: 74 Belge No: 140
Konu: İmam Hüseyin ibni Hüseyin ile karındaşı oğulları Halil ve Ömer ibni
Mustafa’nın El Hacc Mahmud ibni Mehmed’e menzil satışı
Varak No: 37 Sayfa No: 74 Belge No: 141
Konu: Es Seyyid Hasan ve Es Seyyid Ali ve Es Seyyid Mustafa ve kız kardeşlerinin
babalarından kalan evin babalarının mülkü olup bizim validemizin kat‘a alakamız
51
yoğiken mukaddemâ validemize sattı şeklindeki yalan itirafları ve ev satışını
onaylamaları
Varak No: 38 Sayfa No: 75 Belge No: 142
Konu: Sinan Es Seyyid Mehmed’in alacak hakkı sebebiyle ev satışı ve zimmetlerin
ibrası
Varak No: 38 Sayfa No: 75 Belge No: 143
Konu: Zeyneb binti El Hacc Abdullah halvet-i sahiha öncesi mihrini eda ederek
kocası Mehmed ibni Verâ’dan boşanması
Varak No: 38 Sayfa No: 76 Belge No: 144
Konu: Bakkal Kara Hamza ibni Kara Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 38 Sayfa No: 76 Belge No: 145
Konu: Nafaka ve kisve-i baha takdiri
Varak No: 39 Sayfa No: 77 Belge No: 146
Konu: Nurvaneli oğlu El Hacc Hasan ibni El Hacc Ömer’in, Es Seyyid Mustafa ve
Es Seyyid Mehmed’e ev satışı
Varak No: 39 Sayfa No: 77 Belge No: 147
Konu: Mehmed ibni Mehmed’in El Hacc Ali Efendi’ye ev satışı
Varak No: 39 Sayfa No: 77 Belge No: 148
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 39 Sayfa No: 78 Belge No: 149
Konu: Aişe binti Mehmed’in Ahmed ibni Mehmed üzerine açtığı davada menziline
girip beline darb neticesi düşük yapması ve gurre talebi
Varak No: 39 Sayfa No: 78 Belge No: 150
Konu: Ebû Bekir ibni Abdullah’ın Ali ibni El Hacc Ömer’den menzil talebi
Varak No: 40 Sayfa No: 79 Belge No: 151
Konu: Ümmühâni Hatun binti El Hacc Kasım’ın tereke kaydı
Varak No: 40 Sayfa No: 80 Belge No: 152
Konu: Monla Yahya ve Monla Tayyib ibni Mehmed Çelebi’nin 60 kuruş mahalle
avarızına vakf eylemesi
Varak No: 40 Sayfa No: 80 Belge No: 153
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 41 Sayfa No: 81 Belge No: 154
Konu: Tahtadükün oğlu Turus Veld-i Dikek’in terekesinden Ağisa binti Karabet’in
kaynı Abraham’ın zimmetini ibra etmesi ve sulh akdi
52
Varak No: 41 Sayfa No: 81 Belge No: 155
Konu: Ahmed ibni El Hacc Ali’nin Kara Mustafa’nın zimmetini ibra etmesi ve sulh
akdi
Varak No: 41 Sayfa No: 82 Belge No: 156
Konu: Nefahlı oğlu Ali ibni El Hacc Mehmed ve Gül Ahmed bin Hasan’ın Derbis
oğlu El Hacc Ahmed bin Abbas’a tarla satışı
Varak No: 42 Sayfa No: 83 Belge No: 157
Konu: Es Seyyid Şeyh Üveys Efendi ibni Mehmed Efendi ve Mahli ibni Ali ve
İbrâhim ibni Mehmed ve Hasan ibni Halil ve Kara Mehmed ibni Hüseyin ve El Hacc
Hüseyin ibni Abdullah ve Monla ve Monla Abdullah ibni Mehmed adlı kişilerin
Monla Mustafa ibni Monla Mehmed hakkında açtıkları davada dört bab menzil için
tekalif vermemesi hakkında
Varak No: 42 Sayfa No: 83 Belge No: 158
Konu: Derviş Mustafa ibni Çolak Mehmed’in El Hacc Zeynel Efendi ile aralarındaki
bağ davasında sulh akdi
Varak No: 42 Sayfa No: 84 Belge No: 159
Konu: Es Seyyid Ahmed Ağa ve Es Seyyid Mehmed ibni Es Seyyid Ahmed Ağanın
El Hacc Mehmed’e bostanlarından hisse satışı
Varak No: 42 Sayfa No: 84 Belge No: 160
Konu: El Hacc Mehmed ibni kör Mehmed’in Es Seyyid El Hacc İsmail ibni El Hacc
İsmail’e 550 adet incir ağacı satışı
Varak No: 43 Sayfa No: 85 Belge No: 161
Konu: Osman Ağa ibni Hasan’ın Yahudi Davut veled-i Abraham’a menzil ve
yanındaki arsa satışı
Varak No: 43 Sayfa No: 85 Belge No: 162
Konu: Zeliha binti Abdullah’ın Es Seyyid El Hacc İsmail’e üç rub’ hisse tarla satışı
Varak No: 43 Sayfa No: 86 Belge No: 163
Konu: Es Seyyid El Hacc Halid Efendi’nin Es Seyyid El Hacc İsmail Çelebi’ye iki
kıt’a tarlanın rub’ hissesini satışı
Varak No: 43 Sayfa No: 86 Belge No: 164
Konu: Elçioğlu Mehmed Ali ibni Ali’nin Es Seyyid El Hacc Ahmed ibni Osman’a
ev satışı
Varak No: 44 Sayfa No: 87 Belge No: 165
Konu: Emine binti Ali’nin tereke kaydı
53
Varak No: 44 Sayfa No: 88 Belge No: 166
Konu: Es Seyyid Mehmed Çelebi ibni Es Seyyid Ömer Çelebi ile kız kardeşi
Zeyneb’in Bostancı Ömer ibni Hasan’a ev satışı
Varak No: 44 Sayfa No: 88 Belge No: 167
Konu: Hatice binti Es Seyyid İbrâhim’in tereke kaydı
Varak No:45 Sayfa No: 89 Belge No: 168
Konu: Hatice binti Es Seyyid İbrâhim’in varislerinin zimmetlerini ibra etmesi
Varak No: 45 Sayfa No: 89 Belge No: 169
Konu: Elife binti Mehmed’in Es Seyyid Mustafa’ya bağ satışı
Varak No: 45 Sayfa No: 90 Belge No: 170
Konu: Ahmed efendinin Ayıntab kazasına tefviz edilmesi hakkında buyruldu
Varak No: 45 Sayfa No: 90 Belge No: 171
Konu: Ayıntab kazasının kısmet-i askeriyesinin tahriri hakkında buyruldu
Varak No: 45 Sayfa No: 90 Belge No: 172
Konu: İsmail ibni Monla Mehmed’in, Hüseyin ibni Abdullah’ın büyük kızı Aişe’nin
bağa müdahalesinin men’i talebi
Varak No: 46 Sayfa No: 91 Belge No: 173
Konu: İsmail ibni El Hacc Halil’in Es Seyyid İbrâhim ibni Es Seyyid Veli’ye ev
satışı
Varak No: 46 Sayfa No: 91 Belge No: 174
Konu: Aişe binti El Hacc Hüseyin’in tereke kaydı
Varak No: 46 Sayfa No: 92 Belge No: 175
Konu: Abdurrahman Beşe ibni İbrâhim’in tereke kaydı
Varak No: 46 Sayfa No: 92 Belge No: 176
Konu: Mehmed ibni El Hacc Sıddık Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 46 Sayfa No: 92 Belge No: 177
Konu: Monla Ali ibni Kulu’nun tereke kaydı
Varak No: 47 Sayfa No: 93 Belge No: 178
Konu: Monla Ahmed ibni Musa’nın tereke kaydı
Varak No: 47 Sayfa No: 94 Belge No: 179
Konu: Sabuncu Ebû Bekir ibni El Hacc Maksud’un tereke kaydı
Varak No: 47 Sayfa No: 94 Belge No: 180
Konu: Fatıma binti Mehmed’in müteveffa eşi Monla Ali’nin terekesinden mihr
talebi
54
Varak No: 48 Sayfa No: 95 Belge No: 181
Konu: El Hacc Arab beşenin Mehmed ibni Güle Mehmed üzerine açtığı davada
altmış kuruş alacak talebi
Varak No: 48 Sayfa No: 96 Belge No: 182
Konu: İbrahim’in Akralarından Hızır ibni İbrahim’den 65 kuruş, yüz yetmiş batman
iplik ve iki kantar haşva ve beş kuruşluk altın talep etmesi
Varak No: 48 Sayfa No: 96 Belge No: 183
Konu: Seng-i nakkaş Mahallesi ahâlisinden Es Seyyid Mustafa Çelebi ibni Es
Seyyid Hasan Çelebi ve Durak beğ oğlu Mustafa beğ ve Karpuz oğlu Ahmed ve
Masarcı Ahmed vesairlerinin aynı mahalleden Hüseyin Beşe ibni Mustafa ve zevcesi
Fatıma binti Hüseyin üzerine açtıkları davada Hüseyin Beşe ahir diyarda iken zevcesi
Fatıma’nın gayr-i meşru ilişkisi nedeniyle Hüseyin Başe ve zevcesinin mahalleden
çıkarılma talebi
Varak No: 49 Sayfa No: 97 Belge No: 184
Konu: Dudaksız Fatıma binti Hasan’ın Hatice binti Ramazan’a menzil satışı
Varak No: 49 Sayfa No: 98 Belge No: 185
Konu: Hatice binti Mehmed’in nafaka ve mihr talebi
Varak No: 50 Sayfa No: 99 Belge No: 186
Konu: Hayrat sahibi Emine binti El Hacc İsmail’in bostanını vakf etmesi ve vakıf
şartnamesi
Varak No: 50 Sayfa No: 99 Belge No: 187
Konu: Emine binti El Hacc İsmail’in zevci Es Seyyid Mehmed Çelebi’ye menzilden
üç rub’ hisse satışı
Varak No: 50 Sayfa No: 100 Belge No: 188
Konu: İsmail ibni Mustafa ve kardeşinin anneleri Mine Hatun tarafından Es Seyyid
Halil Çelebi’ye borcuna karşılık tarla satışı neticesi İsmail ve sağir kardeşinin satış
zamanında küçük olmaları nedeniyle itirazları ve sekiz kuruş mukabilinde sulhun
akdi
Varak No: 50 Sayfa No: 100 Belge No: 189
Konu: Zavlet veled-i Menas’ın tereke kaydı
Varak No: 51 Sayfa No: 101 Belge No: 190
Konu: Meryem binti Hasan’ın tereke kaydı
Varak No: 51 Sayfa No: 101 Belge No: 191
55
Konu: İbrâhim Çelebi ibni El Hacc Mehmed’in, Es Seyyid El Hacc Abdullah
Çelebiden dört bab dükkanın yarısını 250 kuruş mukabili alması ve bu dükkanların
Medresenin evkafından olduğu ortaya çıkınca dükkanlar için verdiği parayı talep
etmesi
Varak No: 51 Sayfa No: 102 Belge No: 192
Konu: Vasi tayini
Varak No: 52 Sayfa No: 103 Belge No: 193
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 52 Sayfa No: 103 Belge No: 194
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 52 Sayfa No: 103 Belge No: 195
Konu: Vefta eden El Hacc İlyas ibni İbrâhim’in zevcesi Rukiye’nin, zevcinin
hayatta iken vermiş olduğu altını Hüsni binti Mehmed Emir nâm hatundan talep
etmesi
Varak No: 52 Sayfa No: 103 Belge No: 196
Konu: Durak Beşe ibni Durak’ın tereke kaydı
Varak No: 52 Sayfa No: 104 Belge No: 197
Konu: Abdulkadir Beşe ibni Mehmed’in namzedlisi olması nedeniyle her ay
Ümmühâni’ye harçlık olarak vermiş olduğu dört kuruştan toplam dörtyüz sekzen
kuruşu Ümmühani’nin başkasıyla nikâhlanması üzerine istemesi ve on kuruş üzerine
sulh akdi
Varak No: 53 Sayfa No: 105 Belge No: 198
Konu: Müteveffa Emine’nin borcu nedeniyle Ahmed Ağa ve Monla Hasan’a bağ
satışı
Varak No: 53 Sayfa No: 105 Belge No: 199
Konu: Monla Hasan’ın Emine binti Halil’in terekesinden yüz kuruş alacak talebi
Varak No: 53 Sayfa No: 106 Belge No: 200
Konu: Afgan El Hacc Hasan ibni Abdullah’ın tereke kaydı
Varak No: 54 Sayfa No: 107 Belge No: 201
Konu: Elife nâm hatun’un, Ebû Bekir Beşe ibni İbrâhim üzerine açtığı davada Ebû
Bekir beşenin mülkü olan incir bahçesinde oğlu Hasan’ın karnından yaralanarak
ölmesi
Varak No: 54 Sayfa No: 108 Belge No: 202
Konu: Emir Ahmed bin Ebû Bekir’in tereke kaydı
56
Varak No: 54 Sayfa No: 108 Belge No: 203
Konu: Rukiye binti Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 55 Sayfa No: 109 Belge No: 204
Konu: Mustafa Beşe’nin Rukiye binti El Hacc Süleyman üzerine açtığı davada sağir
Mehmed’in ammisi olması nedeniyle vasi olması gerekirken Mehmed’in annesinin
vasi olarak hissesini zabt etmesi
Varak No: 55 Sayfa No: 110 Belge No: 205
Konu: Müteveffa El Hacc Hüseyin ibni Abdullah’ın zevcesi Ümmühâni binti
Mehmed’in eşinin terekesinden kırk sekiz kuruş üç rub’ hisse-i şer’îye talep etmesi
Varak No: 55 Sayfa No: 110 Belge No: 206
Konu: Ceran oğlu Mehmed bin Halil’in Güle Ali bin Abdullah’a menzil satışı
Varak No: 56 Sayfa No: 111 Belge No: 207
Konu: El Hacc Hüseyin’in oğlu Hüseyin’in Ali bin Ahmed üzerine açtığı davada
üçyüz otuz teğek bağın Ali tarafından fuzulen zabt edilmesi hakkında
Varak No: 56 Sayfa No: 111 Belge No: 208
Konu: Emine binti Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 56 Sayfa No: 112 Belge No: 209
Konu: Na’alçacı El Hacc İlyas bin Abdullah’ın tereke kaydı
Varak No: 57 Sayfa No: 114 Belge No: 210
Konu: Esma binti Ali’nin tereke kaydı
Varak No: 58 Sayfa No: 115 Belge No: 211
Konu: El Hacc Mustafa ibni Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 58 Sayfa No: 116 Belge No: 212
Konu: Fatıma binti Karaveli’nin Kasım ibnü’l-mezbur Veli’ye menzil satışı
Varak No: 58 Sayfa No: 116 Belge No: 213
Konu: Müteveffa Bakkal Kara Hamza’nın oğlu Hüseyin’in, Emine binti Receb ile
terekeden alacak hususunda sulh akdi
Varak No: 59 Sayfa No: 117 Belge No: 214
Konu: Fatıma binti El Hacc Ebû Bekir’in tereke kaydı
Varak No: 59 Sayfa No: 118 Belge No: 215
Konu: Hüseyin Beşe’nin, Mehmed Ali Beşe’ye üç bab dükkan satışı
Varak No: 60 Sayfa No: 119 Belge No: 216
Konu: Fatıma binti Musa’nın muhallaa yoluyla zevcincen boşanması
Varak No: 60 Sayfa No: 119 Belge No: 217
57
Konu: Rişvan ‘aşîretinin kışlaktan yaylağa giderken mezruatları ve hayvanlarına
zarar verdikleri hakkında Kameri karyesi ahalisinin şikâyetleri
Varak No: 60 Sayfa No: 20 Belge No: 218
Konu: Müteveffa Es Seyyid Şaban ibni Şaban’ın varislerinin sulh akdi ile Es Seyyid
Ahmed Çelebinin zimmetini ibra etmesi
Varak No: 60 Sayfa No: 10 Belge No: 219
Konu: Elife binti Abdullah’ın, Es Seyyid Kasım Çelebi ibni Es Seyyid Abdullah
üzerine açtığı davada babasından kalan bin teğek bağ arsasının fuzulen zabt edilmesi
ve kendilerine teslim talebi
Varak No: 61 Sayfa No: 121 Belge No: 220
Konu: Göyüz oğlu Osman bin Ali ile Yusuf ibni Ömer’in sulh akdi
Varak No: 61 Sayfa No: 122 Belge No: 221
Konu: Ahmed Ağa ibni Ömer Ağa’nın, Monla Ahmed ibni sofi Mehmed Efendi ve
Arab oğlu Mehmed’in üzerlerine açtığı davada Monla Mehmed’in Arab oğlu
Mehmed’e kefil-i bil mal olması nedeniyle 335 kuruş talep etmesi
Varak No: 61 Sayfa No: 122 Belge No: 222
Konu: Kuzu Hüseyin ibni Ali’nin tereke kaydı
Varak No: 62 Sayfa No: 123 Belge No: 223
Konu: Mehmed ibni Ebû Bekir’in açtığı davada neseb iddiası ile Kuzu Hüseyin bin
Ali’nin terekesinden hak talebi
Varak No: 62 Sayfa No: 123 Belge No: 224
Konu: Şerîfe Rukiye hatun binti Es Seyyid Mehmed Efendi’nin Es Seyyid İsmail
Çelebi’ye değirmenden hisse satışı
Varak No: 62 Sayfa No: 124 Belge No: 225
Konu: Es Seyyid Ahmed ibni Es Seyyid Kasım’ın, Bıçakcı Hüseyin ibni Osman’dan
yirmidört kuruş bir sülüs alacak davası
Varak No: 62 Sayfa No: 124 Belge No: 226
Konu: Mehmed ibni Ebû Bekir Beşe’nin, Mustafa ibni El Hacc Ömer üzerine açtığı
davada teyzesinden kendine intikal eden bağı Mustafa’nın fuzulen zabt etmesi
kendine teslim talebi davası
Varak No: 63 Sayfa No: 125 Belge No: 227
Konu: Müteveffa Monla Mehmed ibni Abdullah’ın varislerinin Mehmed ibni İsa’ya
bağ, ağaç ve menzil satışı
Varak No: 63 Sayfa No: 125 Belge No: 228
58
Konu: Vasi tayini
Varak No: 63 Sayfa No: 126 Belge No: 229
Konu: Zeyneb binti Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 63 Sayfa No: 126 Belge No: 230
Konu: Fatıma binti Mustafa’nın, Askalan binti Derviş’e menzilden hisse satışı
Varak No: 64 Sayfa No: 127 Belge No: 231
Konu: Ali ibni Hasan’ın Reyhanlı ‘aşîretinin yaylağa giderken Hilali Cemâatinden
Bektaş oğlu adlı şahsın tüfekle sol elini yaralaması hakkında keşf talebi
Varak No: 64 Sayfa No: 127 Belge No: 232
Konu: Balcı oğlu Ahmed ibni Abdulkadir’in tereke kaydı
Varak No: 64 Sayfa No: 128 Belge No: 233
Konu: Ahmed beşenin evinde içki içmesi ve gayr-i meşru halleri nedeniyle Ahmed
beşenin uyarmak amacıyla kapısına vardığında ev sahibi tarafından yaralanması
Varak No: 64 Sayfa No: 128 Belge No: 234
Konu: Ebû Bekir bin Ahmed’in tereke kaydı
Varak No: 64 Sayfa No: 28 Belge No: 235
Konu: Vasi tayini
Varak No: 65 Sayfa No: 129 Belge No: 236
Konu: Es Seyyid Halil ibni Mehmed Beşe’nin kızı Safiye’nin mesanesindeki taş
için tedavi ücreti olarak cerrah taifesinden Ahmed bin Mustafa ile beş kuruşa
anlaşması ve ameliyat sırasında meydana gelecek olumsuzluklarda davacı
olmayacaklarına dair kayıt
Varak No: 65 Sayfa No: 129 Belge No: 237
Konu: Mehmed ibni Hüseyin beğ’in kendi arsasına Şaban ibni Yusuf’un bir ev ve
culah dükkanı inşa etmesi hakkında sual talebi ve Şaban’ın şahitlerin ifadeleriyle
zamanında satın aldığını isbat etmesi
Varak No: 65 Sayfa No: 129 Belge No: 238
Konu: Emine binti Köse El Hacc İsmail’in tereke kaydı
Varak No: 66 Sayfa No: 131 Belge No: 239
Konu: Fatıma binti Osman’ın Ümmü Gülsüm üzerine açtığı hırsızlık da ‘vâsı
Varak No: 66 Sayfa No: 131 Belge No: 240
Konu: Hasan oğlu Mehmet’in Gök Hüseyin kızı Aişe’den alacak davası
Varak No: 66 Sayfa No: 132 Belge No: 241
Konu: İbrahim’in oğlu Yusuf’un öldürülmesi
59
Varak No: 67 Sayfa No: 133 Belge No: 242
Konu: Ahmet ağanın tevliyet hakkını devr etmesi hakkında
Varak No: 67 Sayfa No: 133 Belge No: 243
Konu:Çulcu Hamza’nın vefatı neticesi veraseti hakkında zevceleri ve annesi
arasındaki dava
Varak No: 67 Sayfa No: 134 Belge No: 244
Konu: Abdullah oğlu Hasan’ın borçları sebebiyle muhallefatının satılması hakkında
Varak No: 68 Sayfa No: 135 Belge No: 245
Konu: Vefat eden Zeyneb’in veraset davasında Annesi Zehra’nın Zeyneb’in Kocası
Monla Hasan’ın zimmetini ibra etmesi
Varak No: 68 Sayfa No: 135 Belge No: 246
Konu: Çulcu Hamza’ın tereke kaydı
Varak No: 68 Sayfa No: 136 Belge No: 247
Konu: Mustafa Efendi kızı Ümmü Gülsüm’ün Hamo ile yapmış olduğu koyun
satışından alacağı hakkında talebi
Varak No: 69 Sayfa No: 137 Belge No: 248
Konu: Cabi Mahallesinde bulunan Aişe’ye ait iki konak ve bir ev vesair
taşınmazların satışı hakkında huccet
Varak No: 69 Sayfa No:137 Belge No: 249
Konu: Barazi ‘aşîretinden Yusuf oğlu İsa’nın Hasan ve Halil hakkında Orul karyesi
yakınında Keçi kuyusu nâm mahalde üzerime hücumla onbeş kuruş kıymetlü iki
kılınç ve altmış iki kuruş nakid akçe ve iki kuruş kıymetlü iki çift çizme ve iki kuruş
kıymetli aba ve iki baş doru küheylan kısrağı gasb etmesi hakkında
Varak No: 69 Sayfa No: 138 Belge No: 250
Konu: Culahlar hirfetinin iplikleri sokak başlarında alıp yüksek fiyattan satanlar
hakkında şikâyeti
Varak No: 70 Sayfa No: 139 Belge No: 251
Konu: Bey Mahallesi ahalisinden iken gayb olan Osman oğlu Mehmed’in babasında
intikal eden 200 kuruş kıymetindeki hınta için Hacı Hamid’in kayyim nasb olunması
hakkında
Varak No: 70 Sayfa No: 139 Belge No: 252
Konu: İbrahim oğlu Akis Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 70 Sayfa No: 140 Belge No: 253
Konu: Mustafa efendinin Hasan ağaya ev satışı hakkında
60
Varak No: 70 Sayfa No: 140 Belge No: 254
Konu: Halil kızı Rahime’nin tereke kaydı
Varak No: 71 Sayfa No: 141 Belge No: 255
Konu: Abdullah oğlu Gavz’ın tereke kaydı
Varak No: 71 Sayfa No: 142 Belge No: 256
Konu: İbraham oğlu Sarkez’in Mustafa efendiye ev satışı hakkında
Varak No: 72 Sayfa No: 143 Belge No: 257
Konu: Evladiyet vakfına ait olan menzilin oturulmaya müsait olmaması nedeniyle
civarındaki evle tebdil edilmesi
Varak No: 72 Sayfa No: 144 Belge No: 258
Konu: Rişvan ‘aşîretinden vefat iden Yusuf oğlu Hamo’nun borçlarına mahsuben
terekesinin kaydı
Varak No: 73 Sayfa No: 145 Belge No: 259
Konu: Abdullah kızı Hatice’nin Karaçomak köyü ahalisinden Kara Ebu Bekir
hakkında açtığı hırsızlık davası
Varak No: 73 Sayfa No: 146 Belge No: 260
Konu: El Hacc Yusuf ibn El Hacc Mehmed’in, Tuti oğlu Mehmed ibn-i El Hacc
Ahmed’den on dört adet tut ağacını talep etmesi hakkında
Varak No: 74 Sayfa No: 147 Belge No: 261
Konu: Mehmed oğlu Hüseyin’in tütüncü dükkanından mallarının çalınması davası
Varak No: 74 Sayfa No: 148 Belge No: 262
Konu: Arap oğlu Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 75 Sayfa No: 149 Belge No: 263
Konu: Molla İbrahim’in tereke kaydı
Varak No: 75 Sayfa No: 150 Belge No: 264
Konu: Monla Mehmed kızı Aişe’nin hekim kızı Fahri kızı Emine ve validesi diğer
Emine ve diğer Fatıma tarafından darp edilmesi
Varak No: 75 Sayfa No: 150 Belge No: 265
Konu: Kırane bint-i İsa’nın tereke kaydı
Varak No: 76 Sayfa No: 151 Belge No: 266
Konu: Monla Mehmed’in Hamo’dan kalan alacaklarını zevcesi Zeyneb ve Büyük
kızı Fatıma’dan talep etmesi
Varak No: 76 Sayfa No: 151 Belge No: 267
61
Konu: Şeyh kastelinin temizlenmesi için lazım olan altmış guruşun ahaliden
toplanması hakkında
Varak No: 76 Sayfa No: 152 Belge No: 268
Konu: Süleyman’ın, İbrahim Beşe tarafından yaralanması neticesi ölmesi üzerine
150 kuruş üzerine sulhun akd edilmesi
Varak No: 77 Sayfa No: 153 Belge No: 269
Konu: Seng-i nakkaş Mahallesi nukud-ı mevkufe mütevellisi El Hacc Mehmed’in
müteveffa İbrahim’in 30 kuruşa ev satışından alacağını talep etmesi
Varak No: 77 Sayfa No: 154 Belge No: 270
Konu: Devecizade Mehmed ağanın müteveffa Monla Ali’nin terekesinden 36 kuruş
zimmetini talep etmesi
Varak No: 77 Sayfa No: 154 Belge No: 271
Konu: Osman dedenin 1000 teğek bağının İsmail efendiye satışı
Varak No: 78 Sayfa No: 155 Belge No: 72
Konu: Abdullah kızı Banu’nun Es Seyyid Ali’ye gayr-i menkul satışı
Varak No:78 Sayfa No: 155 Belge No: 273
Konu: Osman kızı Fatma’nın kocasından mihri ve nafaka talebi
Varak No: 78 Sayfa No: 156 Belge No:274
Konu: Şelli cemaati ziraatçılarından Uzun Ali bin Veli ve Halo Himmet oğlu
Süleyman ve Bozolı ibn-i Ali ve diğer Ali ibn-i Osman’ın 64 senesi mahsullerinin
teslim edilmesi için vekil tayin edilen görevlinin mahsulleri teslim etmeksizin
İstanbul’a gitmesi hakkında şikâyetleri,
Varak No: 79 Sayfa No: 157 Belge No: 275
Konu: Es Seyyid Mustafa’nın, zevcesinin bir buçuk yaşındaki kızı Hatice’ye zehir
yedirerek öldürmesi iddiası davası hakkında
Varak No: 79 Sayfa No: 157 Belge No: 276
Konu: Bakkal Abdülaziz oğlu Mustafa’nın vefat eden babasının Seco’dan alacağı
olan onsekiz aded keçiyi talep etmesi
Varak No: 79 Sayfa No: 158 Belge No: 277
Konu: Ali Koca kızı Elif’in tereke kaydı
Varak No: 79 Sayfa No: 158 Belge No: 278
Konu: Hatice’nin müteveffa babasının terekesinden olan malları El Hacc
Mustafa’dan talep etmesi
Varak No: 80 Sayfa No: 159 Belge No: 279
62
Konu: Kalaycı Nersiz veled-i Arzman’ın tereke kaydı
Varak No: 80 Sayfa No: 160 Belge No: 280
Konu: Ahmed adlı şahsın bargirler ve katırları yük taşımak için kullandığı ve mülk
sahibinin ise Mehmed olduğu hakkında huccet-i şeriye
Varak No: 80 Sayfa No: 160 Belge No: 281
Konu: Mehmed kızı Ümmühani’nin tereke kaydı
Varak No: 81 Sayfa No: 161 Belge No: 282
Konu: Mehmed kızı Aişe’nin zevci Mehmed’den mihr ve nafaka talebi
Varak No:81 Sayfa No: 161 Belge No: 283
Konu: Defter-i kassamdan gizlenen malların tereke kaydı
Varak No: 82 Sayfa No: 164 Belge No: 284
Konu: El Hacc Ali’nin veraseti hakkında murislerin sulhu hakkında
Varak No: 83 Sayfa No: 165 Belge No: 285
Konu: Şeyh Salih kızı Rahime’nin tereke kaydı
Varak No: 83 Sayfa No: 165 Belge No: 286
Konu: Debbağ El Hacc Ahmed’in tereke kaydı
Varak No: 83 Sayfa No: 166 Belge No: 287
Konu: Debbağ El Hacc Ahmed’in verasetine El Hacc Mehmed’in hakkı olmadığı
hakkında
Varak No: 84 Sayfa No: 167 Belge No: 288
Konu: El Hacc Abdullah’ın Dellal Çerkez oğlu Es Seyyid Mehmed’e satmış olduğu
mallardan alacağı 125 kuruşu talep etmesi hakkında
Varak No: 84 Sayfa No: 167 Belge No: 289
Konu: Es Seyyid Mehmed’in Culah Hüseyinden alacağı 250 kuruş hakkında dava
Varak No: 84 Sayfa No: 167 Belge No: 290
Konu: Ömer ağanın El Hacc Mustafa’dan alacağı 150 kuruş alacak talebi hakkında
Varak No: 84 Sayfa No: 168 Belge No: 291
Konu: Seyyid Mehmed’in, Mehmed’den 80 kuruş alacağı hakkında
Varak No: 85 Sayfa No: 169 Belge No: 292
Konu: Hamamcı oğlunun El Hacc Ali efendiye culah dükkanını satması hakkında
Varak No: 85 Sayfa No: 169 Belge No: 293
Konu: Derviş Kızı Askalan’ın El Hacc Ömer’e gayr-i menkul satışı hakkında
Varak No: 85 Sayfa No: 170 Belge No: 294
Konu: Abdullah oğlu Hızır’ın Abdullah kızı Fatma’dan altmış kuruş talebi hakkında
63
Varak No: 86 Sayfa No: 171 Belge No: 295
Konu: Masereci Monla Abdullah’ın verasetinden El Hacc Mehmed’in zimmetinin
ibra edilmesi hakkında
Varak No: 86 Sayfa No: 171 Belge No: 296
Konu: Mehmed kızı Emine’nin Ahmed ve oğlu Mehmed Emin indindeki
emanetlerini aldığına dair
Varak No: 86 Sayfa No: 172 Belge No: 297
Konu: Mehmed kızı Hatice’nin bostanını kız kardeşi Cennet’e satması hakkında
Varak No: 86 Sayfa No: 172 Belge No: 298
Konu: Köse Çelebi’nin 120 aded keçi ve ve 25 kara sağîre ve bir re’s kısrak vesâire
emvâl ve eşyaylarını şehir levendlerinin gasb etmesi hakkında
Varak No: 87 Sayfa No: 173 Belge No: 299
Konu: Hüseyin Göğen oğlu Hasan’ın, Hasan oğlu Hasan’a ev satışı hakkında huccet
Varak No: 87 Sayfa No: 174 Belge No: 300
Konu: Mehmed ağanın Ebu Bekir oğlu Sıddık hakkında altı kıta tarlanın mahsulatını
fuzulen zabt etmesi hakkında
Varak No: 87 Sayfa No: 174 Belge No: 301
Konu: Halil efendinin Es Seyyid Mehmed’den alacağı hakkında
Varak No: 88 Sayfa No: 175 Belge No: 302
Konu: Nalçeci Ahmed beğin tereke kaydı
Varak No: 88 Sayfa No: 176 Belge No: 303
Konu: Nefahlı El Hacc Halil’in Nalçeci Ahmed Beğin terekesinden alacak davası
Varak No: 89 Sayfa No: 177 Belge No: 304
Konu: Abdullah kızı Hatice’nin muhalaa yoluyla kocasından boşanması hakkında
Varak No: 89 Sayfa No: 177 Belge No: 305
Konu: Vasi tayini
Varak No: 89 Sayfa No: 178 Belge No: 306
Konu: Gülüş oğlu El Hacc Ahmed’in tereke kaydı
Varak No: 89 Sayfa No: 178 Belge No: 307
Konu: Kazancı oğlu El Hacc Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 90 Sayfa No: 179 Belge No: 308
Konu: El Hacc Hamid’in Mehmed ve oğlu Es-Seyyid Mehmed zimmetlerinde olan
600 batman kahveyi talep etmesi hakkında
Varak No: 90 Sayfa No: 180 Belge No: 309
64
Konu: Tehirci Hüseyin oğlu Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 91 Sayfa No: 181 Belge No: 310
Konu: Kahveci El Hacc Ebu Bekir’in tereke kaydı
Varak No: 91 Sayfa No: 181 Belge No: 311
Konu: Mehmed kızı Döndü’nün muhalaa yoluyla eşinden boşanması hakkında
Varak No:91 Sayfa No: 182 Belge No: 312
Konu: El Hacc Mehmed kızı Aişe’nin tereke kaydı
Varak No: 92 Sayfa No: 183 Belge No: 313
Konu: Es Seyyid El Hacc Yusuf’un tereke kaydı
Varak No: 92 Sayfa No: 183 Belge No: 314
Konu: Osman oğlu Bakkal Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 93 Sayfa No: 185 Belge No: 315
Konu: Ahmed oğlu El Hacc Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 93 Sayfa No: 185 Belge No: 316
Konu:Ali oğlu Musa’nın bulgur devlibini Tekerlek El Hacc Ali ibn-i Ahmed’e
satılması hakkında
Varak No: 93 Sayfa No: 186 Belge No: 317
Konu: Kayyim tayini
Varak No: 93 Sayfa No: 186 Belge No: 318
Konu: İbrahim kızı Sultan’ın muhalaa yoluyla eşinden boşanması hakkında
Varak No: 93 Sayfa No: 186 Belge No: 319
Konu: Vasi tayini
Varak No: 94 Sayfa No: 187 Belge No: 320
Konu: Es-Seyyid Mehmed’in 10 kuruş borcu mukabili menzilini rehn eylemesi ve
vefatı neticesi terekesine vaziül yed olanlardan talep etmesi
Varak No: 94 Sayfa No: 187 Belge No: 321
Konu: Kasab topal’dan kalan ev ve içindeki malları El Hacc Mehmed’in fuzulen
zabt etmesi hakkında
Varak No: 95 Sayfa No: 189 Belge No: 322
Konu: Seyyid Mehmed’in fuzulen ev zabtı hakkında
Varak No: 95 Sayfa No: 190 Belge No: 323
Konu: Ayıntab naibi Es Seyyid Ahmed efendiye hitaben yazılan Hasan’ın
memuriyetinin ibka olunmasına dair buyruldu
Varak No: 95 Sayfa No: 190 Belge No: 324
65
Konu: Kasab ağası Topal oğlu Mehmed bin Mehmed’in tereke kaydı
Varak No:96 Sayfa No: 191 Belge No: 325
Konu: Dikici başı Es-Seyyid Mehmed Çelebi ibni Monla Ahmed’in tereke kaydı
Varak No: 96 Sayfa No: 192 Belge No: 326
Konu: Ebu Bekir ibni El Hacc Hasan’ın tereke kaydı
Varak No: 97 Sayfa No: 193 Belge No: 327
Konu: Es-Seyyid El Hacc Mehmed’in Kartaş oğlu Hanefi’yi El Hacc Ahmed’e ev
satışı hakkında huccet
Varak No: 97 Sayfa No: 193 Belge No: 328
Konu: Ömer bin İbrahim’in El Hacc Mehmed bin Abdi’yi zayi eylediği 150 kuruş
hakkında zimmetini ibra etmesi
Varak No: 97 Sayfa No: 194 Belge No: 329
Konu: Mehmed kızı Fatma’nın zevci Abdülkadir ağadan mihir talebi
Varak No: 98 Sayfa No: 195 Belge No: 330
Konu: Ahmed oğlu Hüseyin’in Çayır yeri mahallinde Soygaz karyesi ahalisinden
bazılarının kendisini darb etmesi hakkında
Varak No: 98 Sayfa No: 195 Belge No: 331
Konu: Soygaz karyesi ahalisinden isminin malum olmayan dokuz nefer kişinin çayır
nam mahalde Mustafa’yı darb etmesi ve Mustafa’nın, azalarının keşif talebi
Varak No: 98 Sayfa No: 195 Belge No: 332
Konu: Es-Seyyid Ahmed’in bir kısrağının Es-Seyyid Mustafa ibn-i Mehmed’in bir
erkek atını depüb helâk etmesi ve atının kıymetini talep etmesi
Varak No: 98 Sayfa No: 196 Belge No: 333
Konu: Samlı oğlu Monla Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 99 Sayfa No: 197 Belge No: 334
Konu: Mesr kızı Herü Mauni’nin tereke kaydı
Varak No: 99 Sayfa No: 197 Belge No: 335
Konu: Selman bin Hasan’ın tereke kaydı
Varak No: 99 Sayfa No: 198 Belge No: 336
Konu: Seydi Ahmed ibni Yakub’un tereke kaydı
Varak No: 99 Sayfa No: 198 Belge No: 337
Konu: Kahveci El Hacc Ebu Bekir kızı Fatıma’nın tereke kaydı
Varak No:100 Sayfa No: 199 Belge No: 338
66
Konu: Monla Mehmed oğlu El Hacc Mustafa’nın, Mehmed oğlu Kara Hüseyin’den
alacak davası
Varak No: 100 Sayfa No: 199 Belge No: 339
Konu: Kasab oğlu denmekle ma’rûf Mehmed ibni Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 100 Sayfa No: 200 Belge No: 340
Konu: El Hacc Halil efendinin Taşlıca Rum evvelin karyesi ahalisinden 309 kuruş
borçlanması
Varak No: 101 Sayfa No: 202 Belge No: 341
Konu: El Hacc Mustafa’nın, Ebu Bekir ibni Mahmud’dan bağa müdahalesinin men‘i
ve kasrı yedine tenbih buyrulması talebi hakkında
Varak No: 101 Sayfa No: 202 Belge No: 342
Konu: Fatıma binti El Hacc Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 102 Sayfa No: 203 Belge No: 343
Konu: Hasan efendinin, Aran Mehmed, Seçe Mustafa, Diğer Mustafa ve Mecnun
oğlu Ali’den 62,5 kuruş alacak talebi hakkında
Varak No: 102 Sayfa No: 203 Belge No: 344
Konu: Ahmed ibni Abdülgaffarın, İbrahim oğlu Mehmed’in tarlasındaki incir
ağaçlarını fuzulen zabt etmesi hakkında
Varak No:102 Sayfa No: 204 Belge No: 345
Konu: İsmail nam sağirin Beğzade tarafından yaralanarak öldürülmesi neticesi
Mushaf-ı şerîf ile 25 kuruş mukabilinde sulh edilmesi
Varak No: 102 Sayfa No: 204 Belge No: 346
Konu: Culah Solak Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 103 Sayfa No: 205 Belge No: 347
Konu: Vasi tayini
Varak No: 103 Sayfa No: 205 Belge No: 348
Konu: Ebu Bekir kızı Aişe’nin mihir talebi
Varak No: 103 Sayfa No: 206 Belge No: 349
Konu: Melek binti Ağyan’ın tereke kaydı
Varak No: 103 Sayfa No: 206 Belge No: 350
Konu: Es-Seyyid Mehmed Emin Ağanın, Receb ibni El Hacc Ramazan’dan 150
kuruş alacak talebi hakkında
Varak No: 104 Sayfa No: 207 Belge No: 351
Konu: Kişi Ahmed’in tereke kaydı
67
Varak No: 104 Sayfa No: 207 Belge No: 352
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 104 Sayfa No: 207 Belge No: 353
Konu:Serez veled-i Danyal’ın, Arabanlı Kesber veled-i Abraham’dan alacak talebi
hakkında
Varak No: 104 Sayfa No: 208 Belge No: 354
Konu: Ebu Bekir ibni Ahmed’in tereke kaydı
Varak No: 104 Sayfa No: 208 Belge No: 355
Konu: Ümmühani binti İbrahim’in tereke kaydı
Varak No: 105 Sayfa No: 209 Belge No: 356
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 105 Sayfa No: 209 Belge No: 357
Konu: Aişe binti El Hacc Mustafa’nın on iki baran bir kıt‘a erik bağçesi ve
derûnunda ceviz ve elma ve etrafında mefruş meyveli ağaçlarını El Hacc Ahmed’e
satışı hakkında huccet
Varak No: 105 Sayfa No: 210 Belge No: 358
Konu: Musulluzâde Ahmed ağa bin Mehmed ağadan vermesi gereken vergi
hakkında
Varak No: 106 Sayfa No: 211 Belge No: 359
Konu: İbni Kablan’ın, Hüseyin’den 41 kuruş talep etmesi hakkında
Varak No: 106 Sayfa No: 212 Belge No: 360
Konu: Mehmed efendinin, Hatice binti Ebu’d-derdâ’nın verâsetinden nısfını talep
etmesi hakkında
Varak No: 106 Sayfa No: 212 Belge No: 361
Konu: Boyacı dükkanını Abdullah Beşe’nin fuzulen zabt etmesi hakkında
Varak No: 107 Sayfa No: 213 Belge No: 362
Konu: Halime binti Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 107 Sayfa No: 213 Belge No: 363
Konu: Emir Bayrah oğlu Es-Seyyid Mehmed’in tereke kaydı
Varak No: 107 Sayfa No: 214 Belge No: 364
Konu: Es Seyyid Ahmed’in, Emine’nin kızının kapısına gelerek “bana muhabbet
eyle yoksa sana rahat vermem” deyû sayha eylemesi hakkında
Varak No:107 Sayfa No:214 Belge No:365
Konu: El Hacc Osman’ın tereke kaydı
68
Varak No: 108 Sayfa No: 215 Belge No: 366
Konu: Kazancı oğlu El Hacc Mehmed ibni Hüseyin’in murislerinin hisselerini
Fatıma binti El Hacc Abdullah’a satışı hakkında
Varak No: 108 Sayfa No: 216 Belge No: 367
Konu: Kazık Monla Halil oğlu denmekle ma‘rûf Mehmed efendi ibni Mehmed
efendinin tereke kaydı
Varak No: 109 Sayfa No: 117 Belge No: 368
Konu: Gülistan binti Merdik nâm hatunun verâsetinden zevci Karabet’in zimmetinin
ibra edilmesi hakkında
Varak No: 109 Sayfa No: 218 Belge No: 369
Konu: Mustafa oğlu Hüseyin’in tereke kaydı
Varak No: 110 Sayfa No: 219 Belge No:370
Konu: Tüfekçi Allâhverdi veled-i İlksan’ın tereke kaydı
Varak No: 110 Sayfa No:219 Belge No: 371
Konu: Ceran Mehmed ibni Hamza’nın tereke kaydı
Varak No: 110 Sayfa No: 220 Belge No: 372
Konu: Aişe binti Ekilde Ali’nin tereke kaydı
Varak No: 110 Sayfa No: 220 Belge No: 373
Konu: Mehmed ibni Abdurrahman’ın tereke kaydı
Varak No: 111 Sayfa No: 221 Belge No: 374
Konu: Çerkez oğlu İbrahim’in tereke kaydı
Varak No: 111 Sayfa No: 221 Belge No: 375
Konu: Nafaka takdiri
Varak No: 111 Sayfa No:221 Belge No: 376
Konu: Vasi tayini
Varak No: 111 Sayfa No:221 Belge No: 377
Konu: Demirci Hüseyin İbn-i Abdullah’ın tereke kaydı
Varak No: 112 Sayfa No: 223 Belge No: 378
Konu: Rişvan tâifesinden Hazranlı oymağından Mehmed adlı kişinin fukaralara
musallat olması hakkında
Varak No: 112 Sayfa No: 224 Belge No: 379
Konu: Yunus kızı Hatice’nin, Es Seyyid Mustafa ibni Köse Ali’den hisse talebi
Varak No: 112 Sayfa No: 224 Belge No: 380
69
Konu: İbrahim Çelebi ibni Mehmed Emin efendinin, Bâdemzâde’ye borcu nedeniyle
değirmen ve tarlayı Es Seyyid El Hacc Abdullah ibni El Hacc Mehmed’e rehin
vermesi ve bu süre zarfında hasıl olan gelirleri talep etmesi hakkında
Varak No: 113 Sayfa No: 225 Belge No: 381
Konu:Mehmed kızı Emine’nin, Ali kızı Fatma tarafından darb edilmesi hakkında
keşif talebi
Varak No: 113 Sayfa No: 226 Belge No: 382
Konu: Fatıma hatunun kocası Mehmed’den mihir talebi
Varak No: 113 Sayfa No: 226 Belge No: 383
Konu: Ali’nin üç yaşındaki kızının Ali beşenin katırı tarafından öldürülmesi da ‘vâsı
Varak No: 114 Sayfa No: 227 Belge No: 384
Konu: Hilal-i Zilhiccenin görülmesi
Varak No: 114 Sayfa No:227 Belge No: 385
Konu: Mehmed oğlu İbrahim’in terekesi
Varak No: 114 Sayfa No: 228 Belge No:386
Konu: Mehmed oğlu Mehmed’in tereke kaydı
Varak No:115 Sayfa No:229 Belge No:387
Konu: Abdülkadir ağanın terekesinin mûrisleri arasında taksîm ve mûrislerden
bazılarının alakaları kalmaması
Varak No: 115 Sayfa No: 230 Belge No: 388
Konu: Elife adındaki üç yaşındaki kızın Kara küçük oğlu Ali beşenin katırı
tarafından depülmek suretiyle öldürülmesinin keşif talebi
Varak No: 115 Sayfa No:230 Belge No: 389
Konu: Yusuf ağanın Mehmed ağa tarafından katledilmesi ve 280 kuruş mukâbili
sulhun akd edilmesi
Varak No: 116 Sayfa No: 231 Belge No: 390
Konu: Mehmed kızı Fatıma’nın İsa’ya bağ satışı
Varak No: 116 Sayfa No: 231 Belge No: 391
Konu: Es Seyyid Mehmed Ali’nin tereke kaydı
Varak No: 116 Sayfa No: 232 Belge No: 392
Konu: Aşur oğlu Es Seyyid Mustafa’nın tereke kaydı
Varak No: 116 Sayfa No: 232 Belge No: 393
Konu: Tarla üzerinde Abdullah’ın hak iddiası
Varak No: 118 Sayfa No: 235 Belge No: 394
70
Konu: Yusuf ağanın 1165 senesi Zilkadesi başlangıcından altı aya tamamına değin
2500 kuruş ücretle menzilci tayin edilmesi ve hane başına 25 kuruş vergi isabet
etmesi
Varak No: 118 Sayfa No: 236 Belge No: 395
Konu: Hacı Amozem dedenin Ayıntab’a nefyi fermânı
Varak No: 118 Sayfa No: 236 Belge No: 396
Konu: Mîrîlerin tahsilinde inad eden şahısların mahbusen kayd ve bend edilmesi
hakkında buyruldu
Varak No: 118 Sayfa No: 236 Belge No:397
Konu: 65 senesi imdâd-ı hazariyyeden hane başı isâbet eden vergi miktarı
Varak No: 119 Sayfa No: 237 Belge No: 398
Konu: Perakende ahalilerin Rakka’ya iskânı hakkında ferman
Varak No:119 Sayfa No: 237 Belge No: 399
Konu: Rakka iskânına tabi tutulan ‘aşîretlerin fuzulen yerlerini bırakmaları ve Rakka
hazinesine vergi vermedikleri hakkında buyruldu
Varak No: 119 Sayfa No: 238 Belge No: 400
Konu: Vergi tahsilatı ve firar edenlerin iskânı hakkında buyruldu
Varak No:120 Sayfa No:239 Belge No:401
Konu: Rakka eyaletine iskân edilen ahalinin iskân bölgelerini bırakarak terk-i vatan
etmeleri hakkında ferman
Varak No: 121 Sayfa No: 241 Belge No: 402
Konu: Birecik’den alınacak ve Haleb’e teslîm edilecek tımar bedeli hakkında
buyruldu
Varak No: 121 Sayfa No:241 Belge No: 403
Konu: Ayıntab kasabası ahalilerinden bazara gtirilen mallar için vergi
vermeyenlerden defter-i hâkânî gereğince rusumatın alınması hakkında ferman
Varak No:121 Sayfa No: 242 Belge No: 404
Konu: 1165 senesine mahsuben Maraş’dan alınması gereken 2333 kuruş bir sülüs
imdad-ı hazariye hakkında buyruldu
Varak No:122 Sayfa No: 243 Belge No: 405
Konu: El Hacc Ahmedin mütevelli tayini hakkındaki berât
Varak No: 122 Sayfa No:243 Belge No:406
Konu: Bayındır ‘aşîretinin iskânı
Varak No:122 Sayfa No:243 Belge No: 407
71
Konu: Hüseyin halifenin cüzhan olarak vazifelendirilmesi hakkında berat
Varak No:122 Sayfa No: 244 Belge No: 408
Konu: Hissenin devredilmesi
Varak No: 122 Sayfa No: 244 Belge No:409
Konu: Küçük Ebu Bekir ağanın 10. bölüğe serdâr ta‘yin edilmesi hakkında buyruldu
Varak No: 123 Sayfa No:245 Belge No:410
Konu: Reşi ekrâdına kömür ve odun talep edilmemesi ile ilgili fermân
Varak No:123 Sayfa No:246 Belge No: 411
Konu: Karasakal mescidi vakfının imametinin Seyyid Mehmed tarafından gadr ile
alması ve El Hacc Ahmed’e tevcih edilmesi hakkında berat
Varak No: 124 Sayfa No: 247 Belge No: 412
Konu: Tımar sahtekarlığı (Sefere katınılmadığı halde tımar almış)
Varak No: 124 Sayfa No: 248 Belge No: 413
Konu: Kasaran tâifesinden alınacak vergi hakkında ferman
Varak No:125 Sayfa No: 249 Belge No: 414
Konu:Vergilerin toplanması ve usulleri hakkında berat
Varak No:125 Sayfa No:249 Belge No: 415
Konu: Koyun satışı ve parasının alınamaması hususunda buyruldu
Varak No:125 Sayfa No:250 Belge No:416
Konu: Şehre gelen hınta ve şa’îrin izin verilen yerlerde alınıp satılması başka
mahallerde satılmaması hakkında buyruldu
Varak No: 125 Sayfa No:250 Belge No: 417
Konu: İnlibez oğlu Mustafa’nın habs edilmesi hakkında buyruldu
Varak No: 126 Sayfa No:251 Belge No: 418
Konu: Ayıntab sancağında ve nâhiyelerinde bulunan Gayr-i Müslimlerden alınacak
vergiler hakkında Seyyid Mehmed ağaya verilen temessük
Varak No:126 Sayfa No:251 Belge No: 419
Konu: 1165 ve 1166 senesi Mar’aş ve Ayıntab ve Malatya sancaklarından ve
tabilerinden alınacak cizye hakkında
Varak No: 127 Sayfa No:253 Belge No: 420
Konu: Küçük Bekir ağanın onuncu bölüğe serdâr ta‘yin edilmesi
Varak No:127 Sayfa No:253 Belge No: 421
Konu: Es Seyyid Kasım ağa ve Sabuncu oğlu Ali Beşe’nin yasakçı ta‘yin edilmesi
Varak No: 127 Sayfa No: 254 Belge No: 422
72
Konu: Kahraman kazığı ve kethüdâlık kazığı ‘aşîretlerinin bazı reâyaları Ayıntab’da
sâkin olmasından dolayı alınması gereken vergi hakkında buyruldu
Varak No:127 Sayfa No:254 Belge No:423
Konu: Sinanüddin evkâfına Cafer adındaki şahsın gadr ile mütevelli olması
hakkında berat
Varak No:128 Sayfa No: 255 Belge No:424
Konu: Çepni ahâlisinden alınacak vergi hakkında ferman
Varak No:128 Sayfa No: 256 Belge No: 425
Konu: Çepni cema’atinden olanların vermesi gereken vergi hakkında buyruldu
Varak No: 128 Sayfa No:256 Belge No: 426
Konu: Penye ipliklerinin sanat ehli olmayanlar tarafından alınıp yüksek fiyattan
satılmasını men’i hakkında ferman
Varak No: 129 Sayfa No: 257 Belge No: 427
Konu: Tepöli tâifesinin yerlerine nakli hakkında buyruldu
Varak No:129 Sayfa No:257 Belge No:428
Konu: Yeniçerilen ibrâz eyledikleri fermân
Varak No:129 Sayfa No:258 Belge No: 429
Konu: Yeniçelerin ibrâz eyledikleri fermân
Varak No: 130 Sayfa No:259 Belge No: 430
Konu: Öküz ve davar hırsızlığı hakkında buyruldu
Varak No: 130 Sayfa No: 259 Belge No: 431
Konu: Abdi adlı şahsın gadr eylemesi hakkında hakkında buyruldu
Varak No: 130 Sayfa No: 259 Belge No: 432
Konu: Şeyh Ali’nin Hacı Baba zaviyesi zâviyedâr mütevellisi olması hakkında berat
Varak No:130 Sayfa No:260 Belge No: 433
Konu: Yusuf ağanın vergi toplamaya yetkili olduğuna dair temessük
Varak No:130 Sayfa No: 260 Belge No: 434
Konu: Salihiyye cami-i şerîfi evkâfının tevliyeti ve imameti hakkında berat
Varak No: 131 Sayfa No:261 Belge No: 435
Konu: Beğlerbeği mukâta‘asının Hasan ağaya verilmesi hakkında temessük
Varak No: 131 Sayfa No:261 Belge No:436
Konu: Ali ağanın vergi toplamaya yetkili kılınması hakkında temessük
Varak No: 131 Sayfa No:261 Belge No:437
Konu: Ayıntab’da Muhyiddin vakfının hissedarlığı hakkında berat
73
Varak No: 131 Sayfa No:262 Belge No: 438
Konu: Ayıntab sancağı alaybeğliği Abdi’nin lağvından dolayı Muhyiddin’e tevcih
olunması hakkında ferman
Varak No:132 Sayfa No: 263 Belge No: 439
Konu: Ayıntab’da Muhyiddin medresesi vakfının hissedarlığı hakkında berat
Varak No: 132 Sayfa No: 263 Belge No:440
Konu: Hamza adlı şahsın tımar ve ze‘âmetler husûsunda sorun çıkarması hakkında
ferman
Varak No: 132 Sayfa No:264 Belge No:441
Konu: Hamza’nın muhakeme edilmek için gönderilmesi hakkında buyruldu
Varak No:132 Sayfa No:264 Belge No:442
Konu: Ebu Bekir ibni Mustafa’nın vakfa mütevelli olması hakkında berat
Varak No:133 Sayfa No:265 Belge No: 443
Konu: Üzümcü Mehmed ağanın ölmesi ve çukadar efendinin Üzümcü Mehmed
ağanın terekesini kabz etmesi ve iki senelik mevâcibin verilememesi hakkında maruz
Varak No:133 Sayfa No: 265 Belge No:444
Konu: 1165 senesi martı gurresinden sene sonuna değin Ayıntab mukataasının
yarısının Es Seyyid Ali ağaya iltizam verilmesi hakkında temessük
Varak No:133 Sayfa No:265 Belge No: 445
Konu: Es Seyyid Halil ve Hasan ağaya Ayıntab duhan gümrüğü iltizamının
verilmesi hakkında
Varak No:133 Sayfa No:266 Belge No:446
Konu: 1165 senesine mahsûben Mar’aş eyâletinden talep edilen imdâd-ı
hazariyyenin ilk taksiti
Varak No: 133 Sayfa No:266 Belge No:447
Konu: Mar’aş eyâletine mutasarrıf ta‘yin edilen Rişvanzâde Süleyman Paşa’nın
vazifeleri hakkında ferman
Varak No:133 Sayfa No: 266 Belge No:448
Konu: Ayıntab’dan tahsil edilmesi gereken imdad-ı hazariye hakkında buyruldu
Varak No: 133 Sayfa No: 266 Belge No: 449
Konu: Ayıntab kal’asının kurbunda bulunan muallimhaneye muallim ta’yini
hakkında berat
Varak No:134 Sayfa No: 267 Belge No:450
74
Konu: İbrahim ve hasımlarından alınması lâzım gelen miktarın hak sahibine
verilmesi hakkında buyruldu
Varak No:134 Sayfa No:267 Belge No:451
Konu: Hacı Mustafa’nın Kara Şıhlı İbrahim adlı şahısdan alacaklarının tahsili için
‘arz-ı hali
Varak No:134 Sayfa No:268 Belge No:452
Konu: Hacı Mustafa’nın Kara Şıhlı İbrahim adlı şahısdan alacaklarının alınıb teslîm
edilmesi ve sûretlerin i’lâm olunması hakkında buyruldu
Varak No:134 Sayfa No:268 Belge No: 453
Konu: El Hacc Mustafa’nın Hisami karyesinde bulunan Hacı Ahmed ve İbrahim ve
Acem ve Kırca ve Kurd Ömer ve İsmail ve Kilisliadlı şahısların kendinden izin
almadan başka şahıslara vermesi hakkındaki maruz
Varak No:134 Sayfa No: 268 Belge No: 454
Konu: Ayıntab’da bulunan kurâ ve mezraaların 161 ve 164 senelerine gelinceye
değin alınması gereken vergilerin alınmadığı ve bu vergilere ait defterlerin alınması
hakkında Mehmed Çelebinin görevlendirilmesi hakkında temessük
Varak No: 135 Sayfa No:269 Belge No: 455
Konu: Seyyid Mehmed Nakşibendi’nin mutasarrıf ta‘yin edilmesi hakkında ferman
Varak No: 135 Sayfa No:269 Belge No:456
Konu: Kızılbaş istilası sebebiyle Memâlik-i İslâma hicret edenlerin iskânları
hakkında ferman
Varak No:135 Sayfa No: 290 Belge No: 457
Konu: Behisnizâde şerafetlü Es Seyyid Ali efendinin kaymakâm ta‘yin edilmesi
hakkında buyruldu
Varak No:135 Sayfa No: 290 Belge No: 458
Konu: Rişvan ‘aşîretinin perakende ahalilerinden vergilerin toplanması için
Hamo’nun kethüda tayin edilmesi hakkında buyruldu
Varak No:136 Sayfa No:272 Belge No: 459
Konu: Mehmed’in oğlunun, El Hacc Abdullah denmekle ma‘rûf şahıs tarafından
katli iddiası husûsunda ‘arz-ı hali
Varak No: 136 Sayfa No: 272 Belge No:460
Konu: Dergüzin cema’atinden bazı şahısların vergi avarız vergisine mahsuben emlak
yerleri olmaması nedeniyle bu tür verginin alınmaması hakkında‘arz-ı halleri üzerine
yazılan ferman
75
Varak No:137 Sayfa No: 273 Belge No:461
Konu: 1165 senesine mahsûben Ayıntab mahallelerinin ve köylerinin hesab ve
kitabı
Varak No:138 Sayfa No: 275 Belge No:462
Konu: Tımar tevcihlerinde usul hakkında fermanVarak No:138 Sayfa No: 276 Belge No: 463
Konu: Abdi ağanın alaybeği olarak ta’yini hakkında buyruldu
Varak No:139 Sayfa No:277 Belge No: 464
Konu: 1165 senesine mahsuben Ayıntab sancağında vaki kazaların kazaların üçyüz
yetmiş iki buçuk ve bir sülüs ‘avârız hanelerin toplanması hakkında ferman
Varak No: 139 Sayfa No: 278 Belge No: 465
Konu: Ayıntab sancağında vâki kazaların üçyüzyetmişiki buçuk ve bir sülüs bedel-i
nüzul haneleri olduğuna dair ferman
Varak No:140 Sayfa No: 279 Belge No: 466
Konu: Halime adlı hatunun hür olduğuna ve meclis-i şerde rızasıyla Birecikli Ali bin
Süleyman’a nikâh akd edildiğine dair
Varak No: 140 Sayfa No: 280 Belge No: 467
Konu: 1165 senesine mahsûb olarak Ayıntab’dan alınacak imdâd-ı hazariyyenin
tahsiline memur ta’yin edilmesi hakkında buyruldu
Varak No:140 Sayfa No: 280 Belge No: 468
Konu: 1164 senesi Zilka’desi başlangıcından sene sonuna değin mahzarbaşılığa
Koca Mehmed ağanın vazifelendirildiğine dair temessük
Varak No: 141 Sayfa No:281 Belge No: 469
Konu: Koyun eti beher batmana narh takdiri
Varak No: 141 Sayfa No:281 Belge No: 470
Konu: Koyun eti narh takdiri
Varak No: 141 Sayfa No:281 Belge No: 471
Konu: Dimos-ı Ayıntab malının Salyaneci Mehmed Çavuşa teslim edilmesi
Varak No: 141 Sayfa No:281 Belge No: 472
Konu: 1165 senesi hasadının sicile kaydı
Varak No: 141 Sayfa No:281 Belge No: 473
Konu: 1166 senesi karye evraklarının sayımı ve ala, evsat ve edna bahçelerden
çıkması
Varak No:141 Sayfa No: 281 Belge No: 474
76
Konu: Zübük oğlu Karabet’in Müslüman olması hakkında
Varak No:141 Sayfa No:281 Belge No:475
Konu: Nikâh akdi
Varak No: 141 Sayfa No: 281 Belge No:476
Konu: Çitçi Nanik oğlu Bağdade’nin Müslüman olması hakkında
Varak No:141 Sayfa No: 282 Belge No: 477
Konu: Buğdayın beher batmanının 10 akçe olması hakkında narh takdiri
Varak No: 141 Sayfa No:282 Belge No:478
Konu: Sayda valisinin Halep’ten Kars’a giderken kaldığı köylerde ahalinin
masraflarının salyaneden düşülmesi
4.5. BELGELERİN TASNİFİ
NOBELGETÜRÜ
ŞER’İYYE SİCİLİNDEKİ BELGE NUMARASIADET
1 İLAM
27,33,34,36,37,38,41,43,44,45,46,47,49,50,52, 53,54,58,60,66,67,70,72,75,76,77,82,83,84,89,94,101, 102,103,105,106,111,113,114,115,118,120,126,127, 128,133,135,136,137,139,149,150,157,172,180,181, 182,183,185,191,195,199,201,204,205,207,219,221, 223,225,226,237,239,240,241,243,247,249,250,259, 260,261,266,270,274,275,276,278,284,288,289,290, 291,294,300,301,303,308,320,321,322,329,332,338, 340,341,343,344,348,350,353,358,359,360,361,364, 366,378,379,380,382,383,393,466.
124
2 HUCCET
13,17,20,21,22,23,24,25,26,28,31,39,40,42,55,56,63,64,65,71,73,81,85,87,91,92,93,96,98,99,104,107, 109,112,119,121,122,123,132,134,138,140,141,142, 143,146,147,154,155,156,158,159,160,161,162,163, 164,166,168,169,173,184,187,188,197,198,206,212, 213,215,216,218,220,224,227,230,236,242,244,245, 248,253,256,268,271,272,280,287,292,293,295,296, 297,298,299,304,311,316,318,327,328,345,357,368, 387,389, 390,
107
3 TEREKE
18,19,35,51,57,59,62,68,69,74,78,79,80,86,88,90,95,100,108,116,129,130,144,151,165,167,174,175, 176,177,178,179,189,190,196,200,202,203,208,209, 210,211,214,222,229,232,234,238,246,252,254,255, 258,262,263,265,277,279,281,283,285,286,302,306, 307,309,310,312,313,314,315,324,325,326,333,334, 335,336,337,339,342,346,349,351,354,355,362,363, 365,367,369,370,371,372,373,374,377,385,386,391, 392.
101
4TALEP, ARZ VE KAYIT
117,131,217,231,233,257,264,267,269,330,331,381, 384,388,394,397,445,446,451,453,459,461,469,470, 471,472,473,474,476,477,478.
30
77
5 BUYRULDU15,16,170,171,323,396,399,400,402,404,406,409,415,416,417,420,422,425,427,430,431,441,448,450,452,457,458,463,467.
29
6 FERMAN 395,398,401,403,410,413,424,426,428,429,438,440, 447,456,460,462,464,465.
18
7 NAFAKA 4,29,30,61,97,124,125,145,148,153,193,194,273,282,352,356,375.
17
8 BERAT 405,407,411,412,414,419,423,432,434,437,439,442,449,455. 149 NASP-TAYİN 3,32,110,192,228,235,251,305,317,319,347,376,421. 1310 AKİD 1,2,5,6,7,8,9,10,11,12,475. 1111 TEMESSÜK 408,418,433,435,436,444,454,468. 812 VAKFIYE 48,152,186. 313 MA’RUZ 443. 114 ARAPÇA 14. 1Toplam Belge Sayısı : 478Tablo 4.2. 109 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicilinde yer alan belgelerin tasnifi
4.6. 109 NOLU AYINTAB ŞER‘İYYE SİCİLİ METİN TRANSKRİPSİYONU
Not: Bu bölüm yaklaşık 500 sayfa olarak Tezin orijinalindedir.
78
BEŞİNCİ BÖLÜMBULGULAR VE TARTIŞMA
5.1. 109 NOLU AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLİ IŞIĞINDA AYINTAB ŞEHRİNİN SOSYO-EKONOMİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
5.1.1.Materyal Ve Yöntem
109 Nolu Ayıntab Şer’îye Sicili hicri 1165 (M:1752) senesini
kapsamaktadır.Ancak, sicilde altı adet belge muhtelif zamanlara aittir.Bu altı
belgenin numarası ve tarihi şu şekildedir: 428 numaralı belge 1150 tarihli, 454
numaralı belge 1163 tarihli, 464 ve 468 numaralı belgeler 1164 tarihli, 13 ve 473
numaralı belgeler 1166 tarihli olarak kayda geçilmiştir. Transkripsiyonu yapılırken
sicilin başlangıcından itibaren belgelere sırasıyla varak numarası, sayfa numarası ve
belge numarası verilmiş olup altına ise konu başlığıyla belge özeti kaydı düşülerek
transkripsiyon işlemi tamamlanmıştır. Defterin transkripsiyonu esnasında,
transkripsiyon kaidelerine imkân dâhilinde uymaya çalışılmıştır. Ayın harfi (‘)
şeklinde, uzatma med harfi (ˆ) ile okunamayan kelimeleri ise (…) üç nokta işareti ile
gösterilmiştir. Okunmasına rağmen şüphe duyulan kelimelerin sonuna (?) soru işareti
konulmuştur. Bu çalışma hazırlanırken, kelimelerin doğru okunuşlarını bulmak için
ve teyit etmek için “Kamûs-ı Türkî”,91 “Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat”92,
“Farsça-Türkçe Sözlük”93, ’’Kanar Osmanlıca-Türkçe Sözlük’’94 ve ‘’Osmanlıca
Dersleri’’95adlı eserlerden yararlanılmıştır.
5.1.2. Bulgular Ve Tartışma
5.1.2.1.Tespitler
Transkript metninden de anlaşılacağı üzere oldukça hacimli ve uzun soluklu
bir çalışmanın ürünü olan bu çalışma 1165 sene-i hicriyesini (M:1752) ihtiva etmekte
olup defterde bulunan 478 belge özetlenmiş ve transkripsiyonu yapılmıştır. Bu
dönemi ihtiva eden 109 nolu sicil defterinden XVIII. asrın ortalarında Osmanlı
içtimai yapısı içinde “Medine-i Ayıntab’ın” ahvalini görmemiz mümkün olmuştur.
Sosyal hayatta ailevi ilişkilerin, vefat neticesinde miras taksimlerinde yaşanan
sorunlar ve sulh akidleri, toplum içinde esnaf grublarının halkla olan ilişkilerini
91Şemseddin Sâmi.(1989).Kâmûs-ı Türkî. Enderun Kitabevi, İstanbul . 92 Ferit Devellioğlu.(1997).Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Aydın Kitab evi,Ankara.93 İbrahim Olgun ve Cemşit Drahşan.(2005). Farsça-Türkçe Sözlük. Murat Yayınları, Ankara.94 Mehmet Kanar.(2009). KANAR Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, c.2,Say Yayınları,İstanbul.95 Muharrem Ergin.(1997). Osmanlıca Dersleri. Boğaziçi Yayınları, İstanbul.
79
görme imkânı elde edilmiştir. Bunların yanında bu asırlarda olduğu gibi daha önceki
zamanlarda da Osmanlı devleti’nin başını bir hayli ağrıtan göçebe ahalinin durumuna
ve merkezin iskân faliyetlerine ne denli ağırlık verdiğini görme şansına sahip olundu.
Ancak ne hikmetse bu iskân faliyetlerinin istenilen düzeyde başarılı olmadığı ve
iskân edilen ahalilerin bir fırsatını bulduklarında tekraren rücu’ ettikleri tespit
edilmiştir.
Klasik dönemde kadıların tek işlevinin adalet dağıtma olmadığı
bilinmektedir. Bu vesileyle noterlik vazifelerinin merkezi olması nedeniyle sicil
içinde bu türden bir çok belgenin varlığına şahit olunmuştur. Akidler ve huccetlerin
yanında tereke kayıtlarıyla ağırlıklı olarak karşılaşılmaktadır.Bu belgelerde
bayanların ne denli ticari hayatın içinde olduğunu görmek mümkün olmaktadır.
Tereke kayıtlarından ise bölgenin ekonomik yapısı hakkında genel bir fikir çıkarmak
mümkün olmuştur. Sicilde kayda geçen şikâyetlerde, halkın gayr-ı ahlaki durumlar
karşısında nasıl bir tavır takındığını göstermektedir. Çocukların ‘‘sağîr’’ ve ‘‘sağıre’’
tabiri ile ifade edilmektedir. Ebeveynlerinin vefatı sonrasında mallarının korunması
için vasi tayinleri ve çocukların büyümesi akabinde vasilerinden şikâyetçi olmaları
gibi hususlar da bu suistimaller kısmında değerlendirilmeye değerdir.
Yapılan çalışmada, özellikle terekelerden birçok tespit elde etme şansı
doğmuştur. Çalışmanın tamamında 101 adet tereke kaydına rastlanılmaktadır.
Terekeler içerisinden değerlendirilen Müslüman-Türk 68 adet terekeden 59 tanesinde
ölen, mirası bırakan yani tereke sahibi erkek, 9 tanesinde ise kadındır. Erkek tereke
sahipleri mirasını eş ve çocuklarına bırakmaktadır. Kadınlarda ise durum biraz farklı
olup eş ve çocukların yanında yer yer valideye, kız kardeşe, erkek kardeşe, babaya da
miras bırakıldığı tespit edilmiştir.
Çalışmanın toplamında 6 adet Gayr-i Müslim tereke görülmüştür. İlk dikkat
çeken unsur miras taksiminin Şer’î Hukuka göre uygulanılmış olmasıdır. Tıpkı
Müslümanlarda olduğu gibi kadın mirasçıya bir erkek varise iki hak pay
edilmektedir. Terekelerden edinilen bilgiler ışığında o dönem Ayıntab Gayr-i
Müslim tereke sahiplerinin tamamının tek eşli olduğu anlaşılmaktadır. Yine çocuk
dağılımına bakıldığında 6 terekede 10 erkek 4 kız çocuk ismi geçmektedir. Bu da
bize Gayr-i Müslimlerin ortalama 3 çocuk sahibi olduklarını ve bunun çoğunluğunu
erkeklerin oluşturduğunu göstermektedir. Bu bilgiler ışığında bir kıyas yapılacak
olursa Müslüman-Türk Ayıntab ahalisinin 68 terekede 4 tanesi iki, 1 tanesi üç eşli
geri kalanları tek eşlidir, yani ekseriyet tek eşlilik bir aile kurumu söz konusudur.
80
Çocuk dağılımına bakıldığında 68 adet terekedeki varislerin isimlerinden
130 erkek 91 kız çocuğun varlığına şahit olunmaktadır. Erkek nufusun çoğunluğu
görülmektedir, ancak Gayr-i Müslimlere oranla daha homojen bir cinsiyet dağılımı
da dikkat çekicidir.
İncelenen bu sicilde terekelerden Ayıntab halkının o dönemde çocuklarına
verdiği isimlerden, en çok hangilerini tercih ettikleri, tespit edilmiştir.Bu isimlerin
çoğunluğunu; Hz.Peygamber (SAV) isimleri olan Mehmet, Mustafa ve Ahmet,
Halife isimleri olan Ali, Osman ve Ömer; Peygamber (SAV) efendimizin ailesinin
isimleri; Hasan, Hüseyin, Fatma, Aişe gibi isimler oluşturmaktadır. Ki bu isimler
belgelerde geçen isimlerin %90’ından fazlasını oluşturmaktadır.Bu da bize halkın
İslâm hassasiyetinin bir göstergesidir. Bu vesileyle XVIII. asrın ortalarında Ayıntab
şehrinin İçtimai ve kültürel yapısı bu sicil içinde kendine yer bulmaktadır.
5.1.2.1.1.Hüccetler
Sicil içindeki belgelerden en fazla görülen ikinci çoğunluğunu toplam 107
belgeyle bu tür belgeler oluşturmaktadır. Zira kadıların önemli bir görevi de noter
işlerini yürütmektir. Bu vesileyle özellikle emlak satışları önemli bir yer teşkil
etmektedir. Satış işlemlerinde bayanların da bizzat veya bir vekil eliyle işlemlerini
yürüttüğünü görmek mümkündür. 96 Emlak satışlarının yanında bahçelik, bağ,
zerdali ağaçlarının satışları da göze çarpmaktadır. Bu tür satış işlemlerinde
bayanların bizzat veya bil vekale bulunuyor olması “tâife-i nisâiye’nin” bir nebze
dahi olsa ekonomik hayatın içinde olduğunu göstermektedir. Ayrıca nizalı konularda
dava sürecinde tarafların sulha varmaları neticesinde davanın kapandığı da
görülmektedir.97 Yine bu tür davaların “inşâ-i ‘akd-i sulh eylediklerinde” tabirleriyle
ve anlaşma yoluyla çözüldüğü görülmektedir. Ayıntab’da miladi 1752 yılında
kadının sosyal hayatın içinde rol aldığı önemde iktisadi hayatın içinde de rol aldığı
belgeler ışığında göze çarpmaktadır.Şehirdeki yoğun ticari faaliyetlere rağmen, itilaf
söz konusu olduğu durumlar dikkate alınmayacak kadar azdır. Bir kısım itilaf
davaları ise fazla uzamada anlaşma yolu ile çözülmüştür.
5.1.2.1.2. Tereke kayıtları
96 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 26, 28, 65, 85, 140, 191, 206, 212, 22797 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 119, 154, 168, 172,226,268,
81
Sicildeki tereke kayıtlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmadan önce
konuyla doğrudan ilgili olması münasebetiyle İslâm Miras Hukukunu kısaca
hatırlamak yerinde olacaktır. Bu hukuka göre, ölenin bıraktığı malların (terekenin)
mirasçılar arasında taksimine başlamadan evvel şu işlemlerin yapılması icap
etmektedir:
* Ölenin cenazesinin münasip bir şekilde kaldırılması için gerekli ‘’teçhîz ve tekfîn‘’
masrafları yapılır.
* ‘’Teçhîz ve tekfîn‘’ masraflarından sonra ölünün şahıslara ait borçları
‘’kefâret’’ödenir.(Allah’a karşı olan borçlar sukût etmektedir.) Ölenin borçları
bıraktığı mirastan ziyade olunca, hâkimin emriyle tereke sattırılarak bedeli
alacaklılar arasında herkesin alacağı ile mütenasip bir şekilde (garâmeten)
dağıtılmaktadır. Terekeden ödenemeyen kalan borçlar sâkıt olur.
* Ölenin borçlarının ödenmesinden sonra, sıra vasiyetlerin yerine getirilmesine gelir.
İslâm hukukuna göre, mirasçıları mevcut olan bir kimse malının ancak üçte
birini vasıyet edebilir. Bu nispeti aşan vasıyetler, mirasçıların müsaadesi olmadan
yerine getirilemez. Yalnız başka mirasçı bulunmayan hallerde, malın hepsi vasıyet
edilebilir. Mirasçı vaziyetinde olanlara yapılmış olan vasıyetler mûteber sayılmaz.
Buna mukabil, mirasçı mirasçılığa mâni belli haller dışında, miras hakkından
vasıyetle mahrum edilemez. Annesinin karnında olan çocuğa (hamil’e) köle ve
cariyeye vasıyet yapılabilir. Müslimin müslim olmayana ve müslim olmayanın
müslime vasıyeti caizdir (Halbuki bu gibiler arasında miras carî değildir. Borç ve
alacak hesaplarının tasfiyesi, vasiyetlerin tatbik ve icrası, yetimlerin haklarının
korunması için ölen, vaktiyle bir vasi (vasiyy-i muhtâr) seçmemiş ise hâkim bir vasi
tayin eder.
* Ölenin vasiyetleri de yerine getirildikten sonra, mirasçıların sırası ve hissesi,
menkul ve gayr-i menkul bütün mülk mallara tatbik olan şer’î miras kaidelerine göre
tayin olunur.98
Tereke kayıtları, vefat eden kişilerin mal varlıklarının dökümünü ifade
etmekte olup bu kayıtlardan hareketle kişilerin ekonomik durumları hakkında bilgi
sahibi olunabildiği gibi “Minhâ’l-İhracât” vefat eden kişinin techiz, tekfin varsa
keffaret gibi masraflarının ne yekün tutduğu da görülebilmektedir. Tereke
98 Barkan,a.g.e.,ss.19-20.
82
kayıtlarındaki son bölüm ise tüm mal varlığından masraflar düşüldükten sonra
varislere taksim edilecek kısım geliyor ki buna da tereke kayıtlarında “Sahhü’l-bâki
li’t-taksîm-i beyne’l-verese” bölümünde rastlanılmaktadır. Bu bölümde şer’î hukuka
uygun olarak bayanlara erkeklere nazaran yarısı ölçüsünde hisse düştüğü
görülmektedir.99 Bunun yanında kişilerin kaç evlilik yaptıkları, çocuk sayısı,
çocukların kaçının erkek kaçının kız olduğu gibi bilgilere ulaşmak mümkündür.
Genel anlamda toplumun alım gücü hakkında genel bir fikir edinmek mümkün
olduğu gibi; emlak, bağ ve günlük kullanılan malzeme fiyatları hakkında da bilgi
sahibi olunabilmektedir. Sicilde bu tür belgelere sıkça rastlamak mümkündür. Tereke
kayıtlarında vefat eden şahısların mal varlıkları yazılırken borçları da hesap
edilmektedir. Bu tür borçlar mal varlığından düşüldükden sonra mirasçılara taksim
yapılmaktadır. Ancak bazı durumlar var ki kişinin mal varlığı ancak borçlarına kafi
gelebildiği gibi, bazı zamanlarda ise terekesi borçlarını karşılamaya
yetmemektedir.100 246 nolu belgede Cevizlice Mahallesi sakinlerinden Çulcu
Hamza’nın tereke kaydında bu tür bir duruma rastlamak mümkündür. Bu belgede
Çulcu Hamza’nın tüm mal varlığı 32,5 kuruş olup cenaze masraflarından sonra
geriye kalan meblağ ise borç sahiblerine taksim edilmiştir. “Müteveffâ-yı mezbûrun
terekesi ancak sabit olan duyûn mesârifine îfâ idüb vereselerine bir nesne kalmadığı
defetrîdirki ber vech-i âtî zikr olunur” şeklindeki ifade ile bu durum kayd edilmiştir.
Ancak bu şekilde olan tereke kayıtlarına defterde pek az rastlanmaktadır.101 Bu
durum ahalinin borçlanma veya borçları ödeme konusundaki hassasiyetini ifade
etmektedir.
Tereke kayıtlarından hareketle vatandaşların maddi varlıkları hakkında bilgi
sahibi olmak mümkündür. Sicildeki tereke kayıtlarında kişilerin mal varlıklarının çok
yüksek olduğunu söylemek, pek de mümkün görünmemektedir. Bazı şahısların
terekelerinde ise gayet az hatta yukarıda ifadesi geçtiği gibi borçlarına ancak yettiği
görülmüştür.
Ancak azda olsa bazı tereke kayıtlarında mal varlığı yerinde olan şahıslara
da rastlamak mümkündür. “Emine binti Köse El Hacc İsMail’in tereke kaydı” 102 nda
4072 kuruşluk mal varlığını görmekteyiz. Bir bayanın bu denli mal varlığına sahibi
olması dikkat çekici bir durumdur. Zira Emine hatunun tereke kaydı incelendiğinde
99 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 62, 68, 74, 78, 90,116100 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 246101 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 336102 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 238
83
kocasının sağ olmasına karşın çocuğunun olmadığı görülmekte olup mirası, eşi ve
amca oğulları arasında taksim edilmiştir. Ev fiyatlarının 50-100 kuruş arasında seyr
ettiğini sicilde görebiliyoruz. Ancak Emine hatun’un Kayser Mahallesinde bulunan
evinin 400 kuruş değerinde olduğu ve Cağdığın’da 100 kuruş değerinde bostan
hissesi, Kilise köyünde 100 kuruş değerinde bağ, Kızılhisar köyünde 300 kuruş
değerinde tarla, Sam Karyesinde 100 kuruş değerinde tarla, 100 kuruş değerinde
köşger dükkânı babasından kalan 1000 kuruş değerinde hisse Nakibzade ile
müştereken 380 kuruş değerinde bir bostan ve 60 kuruş değerinde dörtte bir
değirmen hissesi gibi kayıtlara rastlanmaktadır. Bu vesileyle Emine hatunun varlıklı
bir şahıs olduğu gözlenmekte olup malvarlığının önemli bir kısmının gayr-i menkul
ve iştirakler olduğu anlaşılıyor. Ayrıca sicil içinde Gayr-i Müslimlere ait tereke
kayıtlatında mal varlıklarının öyle abartılacak bir durumda olmadığı
gözlenmektedir.103
334 nolu belgede Mesr kızı Herü Mauni’nin tereke kaydında mal varlığı 120
kuruş, 370 nolu belgede Tüfekçi Allâhverdi veled-i İlksan’ın mal varlığı ise 210
kuruş olduğu görülmektedir. Ancak defter-i kasamdan gizleme durumları da dikkate
alınmalıdır. Zira bazı davaların sırf bu mesele yüzünden açılmış olduğunu görüyoruz.
Terekenin kaydı sonrası açığa çıkan mallar için varislerin tekrar dava açıp bu
mallarında kimin elinde ise alınıb taksim edilebildiğini anlaşılmaktadır.104
Tereke kayıtlarından yola çıkarakarak bazı karşılaştırmalı
değerlendirmelerde bulunulabilir. Örneğin, 1752 senesinde Ayıntab’da bir evin
değeri; 40, 60, 200, 250, 300 kuruş değerleri arasında değişmektedir.105Ayıntab’da
bir evin değeri, 1892-96 yılları arasında, 4.000, 4.500, 6.000, 16.000 kuruş değerleri
arasındadır.106Görüldüğü gibi 140 yıl gibi bir sürede ev fiyatları ortalama bin,
binbeşyüz kat artmıştır. Ayıntab’da bir evin değeri, 1647-48 yıllarında, esadi kuruş
ile 8-400; guruş ile 10-154 arası değerlerde satılmıştır.107Yani, yaklaşık yüz yıl öncesi
fiyatlar ile aşağ-yukarı paralellik arz etmektedir. Bu da bize 1650 – 1750 yılları arası
Ayıntab’da herhangi bir enflasyonist fiyat hareketinin olmadığını, ekonominin halen
103 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 205, 334104 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 283105 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 35,59,62,307,324.106 Ayşe Erkmen.(2005). 156 Numaralı Ayıntab Şer’iyye Sicilinin Transkripsiyon ve Değerlendirilmesi.Yüksek Lisans Tezi,G.Ü.S.B.E.,Gaziantep,ss.22,232,241,274,292.107 Rabia Sultan Timbil.(2003).19 Numaralı Gaziantep Şer’iyye Siciline Göre Mülk Satışları,Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Ünv.Sos.Bil.Ens.,Konya,s.38.
84
bozulmadığını göstermektedir.Oysa, Osmanlı Devleti’nde XVII..yy’dan itibaren para
hızlı bir şekilde değerini kaybetmeye başlamış, fiyat hareketleri kendini göstermiştir.
5.1.2.1.3.Ferman ve beratlar
Klasik dönem Osmanlı adalet mekanizmasının en temel kısmı olan kadılar
önceki sayfalarda değinildiği gibi adalet dağıtmanın yanında noter işlevini de
gördüğü gibi merkez ile taşra arasındaki irtibatı kurması açısından da ayrı bir öneme
haizdir. Merkezden gelen en mühim belgeler olan ferman, berat ve buyruldı gibi
belgelerin suretleri deftere kayd edilirdi. Bu vesileyle Osmanlı Tarih araştırmaları
hele hele şehir tarihçiliği açısından şeriyye sicilleri muazzam kaynaklar olarak
karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak çalışması yapılan bu şeriye sicillerinin genel
muhteviyatı adi davalar ve tereke kayıtlarının yanında huccetler olarak karşımıza
çıkmakta ise de defterin sonlarında ferman ve beratların varlığına da şahit
olunmaktadır.
Farsça buyurmak, emretmek mastarından türetilen ferman kelimesi sözlükte
emir, emirnâme, buyruk, hükümdar alâmeti gibi anlamlar ifade edilmektedir. Terim
olarak ferman, yapılması gereken bir iş veya görev için hükümdar tarafından verilen
ve hükümdarın tuğrasını taşıyan yazılı emirdir.108 Sicil içinde bulunan fermanlarda
merkezin en fazla dikkat ettiği konuların başında, iskân faaliyetlerinden kaçan
perakende ahalinin merkezi otoriteye ve ahaliye çıkardığı sorunlar ve vergi tahsilinde
yaşanan problemler gelmektedir.109 İskâna tabi tutulan ahali ve yaylak ve kışlağa
gidenlerin meskûn ahalinin tarlaları ve hayvanlarına zarar verdikleri mal sahiblerinin
dahi bunlardan şikâyetçi oldukları görülmektedir.110 Fermanlarda bu konuların
yanında özellikle vergi toplanması konusunda yaşanan problemleri görmek
mümkündür. Bu meseleye örnek teşkil edecek olan 399 nolu belgede Rakka valisi
Mehmed Ragıb Paşa’ya yazılan buyrulduda perakende ahalinin iskânı hususunda
“Rakka’dan ta’yin olunan ma’rifetler delâletleriyle bay-ı vech-i kân bulundukları
mahallerden tahrik ve ihrac ve bir ferdi gerüye kalmamak şartıyla bulunan
perâkendelerin cümlesine mübâşir-i mûmâ ileyh Selim ile Rakka’ya irsâl ve îsal ve
tesyîr-i rikkat ve mübâşeret ve sen ki Rakka valisi veziri msin ileyhin tarafına irsâl
olunan tâife-i mezbûreyi mahall-i iskânları olan oymakları derûnuna iskân ve îvâ ve
îkan ile mezbur mahal-i iskânlarından hâric mahalle müteferrik olmaları emrine 108 İ. Hakkı Uzunçarşılı.(1984). Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı, TTK. Yayınları, Ankara,s.109 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 398, 401, 403.110 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 217
85
Bezl-i tâb ve tevâde olunmak bâbında fermân-ı âli şânım sâdır olmuşdur” şeklindeki
ifade ile bir ferd dahi geriye kalmamak şeklinde iskân mahallerindeki oymakları
içine katarak perakende ahalinin iskân edilmesi emr olunmuştur. Bu belgenin hemen
ardında gelen diğer belgede ise “Rakka iskânı perâkendesinin bulundukları
mahallerin kadıları efendiler zîdet fezâilühüm ve kudvetü’l-emâcid ve’l-’ayân mahal-
i mezkûrenin mütesellim voyvoda ve yeniçeri serdârı ve kethüdâ-yı yeri ve ‘ayân-ı
vilâyet ve iş erleri ve evkâf mütevellileri ve mâlikane mutasarrıfları zîde mecdühüm
inhâ olunur ki” hitabı ile yazılan buyrulduda ise Rakka iskânına tabi tutulan
‘aşîretlerin fuzulen yerlerini bırakmaları ve Rakka hazinesine vergi vermedikleri
belirtilerek tedbirler alması istenmiştir. Buyrulduda iskâna tabi tutulan ve bir nizam
verilen ‘aşîretlere bir miktarda mal-ı miri verilmesine rağmen şekavet-i aslilerine geri
döndükleri ve Haleb ve Ayıntab ve Kilis cihetlerine gittikleri, ayrıca Rakka
hazinesine vermeleri gereken vergiden bir nesne dahi vermedikleri beyan
buyrulmuştur. Bu vesileyle bu tür perakende ahalilerin merkezi otoriteyi ve mali
yapıyı çokça uğraştırdığını sicil içinde sarihan görmekteyiz. Fermanlarda halkın
durumu merkezde dikkate alındığını gösteren pek çok belge mevcuttur. Bu hususta
Reşi ekrâdı hakkında merkezden sadır olan ferman gayet ilgi çekicidir.111
Reşi ekrâdından kömür ve odun talep edilmemesi ile ilgili fermanda Rakka
valilerinin Reşi ekradından kömür ve odun talep etmeleri ahalinin perişaniyetine
sebebiyet vermesi neticesinde alınmaması hakkına ferman gönderilmiştir. Bu ferman
içerisinde Bağdad’a nakl edilen gemilerin inşası konusuna değinilmiş ve Birecik’den
kalkan gemilerle Bağdad’a zahire ihracının yapıldığı belirtilmiştir. Fermanlarda
vergilerin toplanması konusunda ciddi ihtarları sık sık görmek mümkündür. Ancak
bunun yanında vergisini ödemekte güçlük çekenler ve vergi toplama konusunda
halka gadr eden görevlilere de gerekli ihtarlarda bulunulduğu ayrıca dikkat
çekmektedir. Aynı fermanda geçen “emr-i âlişânım mûcebince üzerlerine edâsı
lâzım gelen imdâd-ı seferiye ve hazariyyelerin fermânım olduğu üzere edâ
eylediklerinden sonra bilâ fermân aba-i bahâ ve kömür ve odun vesâire tekâlif ile
rencide virmiye itdirmeyüb” şeklindeki ifadelerle ahalinin durumunun dikkate
alınması hususunda görevlilerin uyarıldığı görülmektedir.112
Bu duruma diğer bir örnek olarak Dergüzin cemaatinden bazı kimselerin
arzuhalleri üzerine yazılan ferman örnek gösterilebilir. 460 nolu belgede Dergüzin
111 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 410112 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 410,460
86
cemaatinden bazılarının konar göçer taifesi olmaları hasebiyle emlaka mahsuben
alınan avarız vergilerinden muaf olmaları gerektiği ifade edilmiş ve kendilerinden de
bu tür vergilerin istendiği bildirilmiştir. Fermanın neticesinde ise “kurâ-i mezbûre
ahâlilerinin karyeleri taraflarında bi’l-fi’l zabt ve tasarruflarında hane-i ‘avârıza
bağlu tekâlif alınmak îcab ider emlak ve yerleri yoğise kurâ-i mezbûre ahâlilerine
vâki olan tekâlifden siz dahi bizimle me’an hisse verin deyû ve ehl-i örf tâifesine dahi
bi’l-emr-i şerîf tekâlif-i şâkka mutalebesiyle bunları bir dürlü te’addî ve rencide
itdirmeyüb ol vechle olan te’addîleri men’ ve def’ eyleyesiz” şeklindeki emr ile
ferman neticelendirilmiştir.
Ayrıca meslek erbabının da fermanlarda korunduğuna dikkat çekmek
gerekir. Culahlar taifesininin, sanat ehli olmayan kimselerin taşradan gelen penyeleri
sokak başlarını tutarak satın alması ve yüksek fiyattan satmasından şikâyetçi olmaları
üzerine merkezden bu hususta gönderilen fermanla bu durumun men edilmesi emir
buyrulmuştur.113 Bu tür tedbirlerle sanat ehillerinin karaborsacılıktan korumaya
çalışıldığı görülmektedir.
Ayrıca toplum içinde huzursuzluğa neden olan şahıslar hakkında ne tür
muameleler yapılacağı hakkında bir örnek teşkil edecek Maraş Beğlerbeğisine
hitaben yazılan fermanda Ayıntab erbab-ı tımarından Hamza adlı şahsın daima sorun
çıkardığındna bahisle tenbih olunması, uslanmaması durumunda ise keyfiyetin
merkeze irsal edilmesi emr olunmuştur. Ardından gelen belgede ise Maraş beylerbeyi
Süleyman Paşa canibinden Ayıntab kadısı ve voyvodasına hitaben yazılan
buyrulduda Hamza’nın hasımlarıyla beraber gönderilmesi emr edilmiştir. Böylece
olayın yerel mahkemeler tarafından tamamen çözülemediği durumlarda beylerbeyliği
hatta devlet merkezinde dahi bu sorunların bir şeklide giderilmeye çalışıldığı
anlışılmaktadır.
Beratlar sicil içerisinde fermanlar gibi son bölümlerde kayd edilmiştir.
Berat, Arapça asıllı bir kelime olup, yazılı kağıt, mektup anlamlarını ifade eder. Bir
tarih terimi olarak berât, Osmanlı Devleti’nde bazı memuriyetlere tayin edilenlere,
görevlerini ve yetkilerini belirten, padişahın tuğrasını taşıyan ve tayin emirlerini
ihtiva eden belgelere denir. Aynı zamanda berâta “biti”, “berât-ı şerif”, “nişân-ı
şerif”de denilir. Bir berâtta, verilen görevin cinsi, yeri, geliri veya maaşı, verilenin
ismi, niçin verildiği ve kendisinden ne istenildiği, kumandanlık, serdarlık veya diğer
113 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 426
87
mühim bir vazife tevcihi için ise berât sahibinin salâhiyet derecesi
belirtilirdi.Berâtlar, tımar, iltizâm, muâfiyet, mukâtaa, mâlikâne, imtiyâz berâtları;
beylerbeyilik, nişancılık, defterdarlık, vezirlik gibi memuriyetlerin berâtları; imâmet,
hitâbet, ferâşet ve tabâbete mezuniyeti hâvi berâtlar gibi konularına göre
isimlendirilirler.114
Vakıf tevliyeti için isdar olan beratlarda evladiyet üzere devam ede gelen
vakıfların işleyişlerinde ahardan bazı kimselerin olaya müdahil oldukları
görülmektedir. Böyle durumlarda vazifeye selahiyeti olan şahısların şikâyetleri
sözkonusu olmuş ve merkezden gönderilen beratlarla bu durum düzeltilmesi
emrolunmuştur. 115 Kurb-ı Molla Ahmed Mahallesinde bulunan Salihiyye Camii-i
şerifi evkafının tevliyeti vakfiye gereği ekber evlada has iken küçük kardeşi Es
Seyyid Üveys’in bir yol bularak imamet vazifesini üzerine aldığını ifade etmesi
beratın ifadesi ile “ahâli-i mahalle-i mezbûrun ihtilaline bâis” olduğu ifade
edilmiştir. Böylece vazifenin gerçek sahibi olan büyük oğul Es Seyyid Şeyh Mustafa
halife yeniden vakıf mütevelliliğine tayin edilmiştir.
Bunun yanında berat kayıtlarında vakıf hissedarlığının evladiyet ve
meşrutiyet üzere tek bir şahısda olabileceği gibi nısfiyet denilen yarı yarıya
tasarrufun vaki olduğu da müşahede edilmiştir.116 Kale altında bulunan
Muallimhaneye muallim olan Ebu Bekir’in vefatı neticesi “her vechle layık ve mahal
ve müstehak olan” Ahmed halife tayin olunmuştur. Ancak Ahmed halife Ebu
Bekir’in torunudur. Dedesi gibi yevmi iki akçe vazife ile Muallimliğe tayin
edilmiştir. Aynı vazifeye evladiyet üzere bir vakıf olmadığı halde vefatı sonrası
torununun tayini ise dikkat çekici bir husustur.
Berat-ı şeriflerin isdar buyrulmasında bir diğer sebep ise şahsın uhdesinde
bulunan vazifenin gadr ile bir başkaları tarafından deruhde edilmesi olup bu durum
sicil içindeki beratlara da yansıdığını görüyoruz. Nihayetinde adaletden uzak olan bu
gibi durumlar hoşnud-ı umumiyi bozmakta olup mağdur olanların şikâyet ve
arzuhalleri neticesinde vazifenin asıl sahibi olanlara tekrar tevdi edildiği
görülmektedir.117 411 nolu belgede Karasakal Mescidi vakfının imametinin Seyyid
Mehmed tarafından gadr ile alması ve El Hacc Ahmed’e tekrar tevcih edilmesi
hakkında berattan anlaşıldığı kadarıyla Karasakal Mescidinin yıkılmaya yüz tuttuğu
114 Kütükoğlu, a.g.e., s. 130.115 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 434116 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 437117 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 411, 431
88
bir sırada El Hacc Ahmed kendi malıyla mescidi yeniden bina etmiş ve mescidde
tevliyeti bir, imameti üç akçe olmak üzere vazifedeyken diğer mahalleden Seyyid
Mehmed’in olaya müdahil olup imamet ve tevliyete mutasarrıf olmuştur. Bu durumu
ise Ahali-i mahalle 61 senesinde mahkemeye intikal ettirmiştir. Yeniden gönderilen
beratla ahali-i mahallenin de şikâyetçi olduğu bu haksızlık giderilmiştir. Bu hususda
aynı minval üzere yazılan diğer bir berat kaydında ise118 Sinanüddin vakfının
tevliyeti Hüseyin yedinde iken ahir mahlleden Cafer adlı şahsın hilaf ile vazifeyi
alması külli gadr olarak değerlendirilmiş ve vakfın tevliyeti vakfiye gereği erşed
evlad olan Hüseyin’e tekrar tevcih edilmiştir. Bu gibi vesilelerle merkezden sadır
olan beratlarla merkezi otoritenin huzursuzluğun kaynağı olan durumlara ilgisiz
kalmadığı görülmektedir.
Bunların yanında bir vazifeye tayin gibi önemli hususların icrası için sadır
olan tımar tevcihi konusunda sahtekârlıkların yapılabildiği göze çarpmaktadır.119
Özellikle tımar tevcihlerinde en önemli esaslardan biri seferde bulunmak olduğu gibi
sefer esnasında na mevcud olan bazılarının bir tarikle berat ihzar edib vazifeyi
deruhte ettiklerini görmek mümkündür. Seferde mevcud olmayan “Mustafa ve Ömer
Revan cânibi seferinde bayrağı Altında bulunmayub ve mezbur Ali sefer-i
hümâyunumda mevcud ve mazur olmakla tımar-ı mezbur mezbûrân Mustafa ve
Ömer’in fi’linden merkum Ali’ye ibkâ olunmak bâbında inâyet ricasına” binaen
berat hazırlanmış ve 7333 kuruşluk tımar Ali’ye tevcih ve ibka edilmiştir. Ancak bu
kanun dışı uygulamayı yapanlar hakkında tımarın ellerinden alınması yeterli
görülmüş olmalı ki herhangi bir cezanın uygulandığı belgede görülmemektedir.
Ferman ve berat gibi merkezden gönderilen belgelerin; içeriklerinden de
anlaşıldığı üzere asıl gayesi merkezi otoritenin varlığını ve devamlılığını sağlamaktır.
Bu merkezden gelen belgeler; bazen vergi toplama hususunda, bazen isyanlarda,
bazen de aşiretler üzerindeki egemenliği güçlendirme ve anlaşmazlıkları giderme
gibi muhtelif konularda devletin hükmünü içermektedir.
5.1.2.1.4. Vakfiyyeler
Vakfiyye, vakıf ile ilgili, vakıf senedi, vakıf şartlarının yazılı olduğu belge
anlamındadır. Vakıf kelimesi ise vakf şeklinde yazılmakta olup durdurma, durma
manasındadır. 120 Vakıf müessesesi, asırlarca İslâm devletlerinde büyük önem 118 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 423119 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 412120 Kanar,a.g.e.,s.3619.
89
kazanmış, sosyal ve iktisadi hayat üzerinde derin tesirler bırakmış dini-hukuki bir
müessesedir. Bütün Türk-İslâm devletlerinde âdeta bir yarış halinde gelişen vakıflar,
bilhassa Osmanlı Devleti’nde tekâmülünün zirvesine ulaşmış ve İslâm hukukunun en
zengin ve etkili müesseselerinden biri hatta birincisi haline gelmiştir.121 Vakıf Sistemi
sosyal güvenlikle alakalı olduğu kadar ülkedeki eğitim, sağlık ve sosyal yardım,
diyanet ve bayındırlık yatırımlarını yürüten kurum olarak mali sistemin üçüncü alt
öğesidir. Vakfın esası bir malı insanların faydalanması için, Allah’ın mülkü
hükmünde olmak üzere, ferdi mülkiyet sahasından çıkartmaktır.122Vakfı yapana
“Vakıf”, vakfedilen menkul veya Gayr-i menkule de “Mevkuf” adı verilir. Vakfın
idarecisine, yani Vakıfın tayin ettiği yöneticiye “Mütevelli”; Mütevelliyi, vakfın
şartlarına uygun idarede bulunup bulunmadığını denetleyene de “nazır” denir.
Vakfın gelirlerinin nasıl ve nerelerde harcanacağını, kimlerin bunu kontrol edeceğini
ve neyi vakf ettiğini belirten ve şahitler huzurunda hazırlanan belgeye de “Vakfiye”
adı verilir. Ayrıca vakf edilen mevkufun tahsisi yönünede “mevkufun leyh” denilir.123
Yapılan bu çalışmada sicil içinde iki adet vakıf şartnamesine rastlanılmıştır. 15 safer
1165 tarihli 48 nolu belgede Ali besbes ibni Hüseyin adlı hayrat sahibi bir bostan,
bulgur devlibi, ev, otuz adet ceviz ağacı ve masere kazanını vakf eylemiş ve vakıf
şartnamesinde kendisinin vefatından sonra vakfedilen mallardan elde edilen gelirle
Muharrem ayında aşure yapılıb fukaraya dağıtılmasını ve Ramazan ayında bir
batman iç yağı Çaparlı mescid-i şerifine verilmesi baki kalan meblağın evladlarına
verilmesini istemiştir.
Diğer bir vakfiyede ise Emine binti İsmail’in şartnamesidir. 186 nolu bu
belgede bostanını vakf eylemiştir. Bostandan elde edilen gelirle her sene Ramazan
ayında dört batman iç yağını Tahtani cami-i şerifi ve Mehmed Efendi mescid-i
şerifine verilmesi istenilmiştir. Ayrıca Muharrem ayında bir koyun ve keçi alınarak
prinç pilavı, yahni ve aşure yapılıb fukara ahaliye dağıtılması ve aşurenin en kaliteli
malzemelerden yapılması şart koşulmuştur. Bunun yanında mütevelli olanlara altı
kuruş ücret verilmesi kendi vefatına kadar mütevelli olarak kendinin, vefatından
sonra ise eşinin onun vefatından sonra ise erkek evladından erşed olanının mütevelli
olması vakfiyede belirtilmiştir.
121 Halaçoğlu,a.g.e.,s.155.122 Tabakoğlu,a.g.e.,s.229.123 Muhiddin Tuş.(1999). Osmanlılarda Özel Toprak Mülkiyeti ve Vakıf Münasebet , Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, s.V Konya, s. 181.
90
Bu şartnamelerde kişilerin vakf ettikleri şeylerin genelde tarla, bostan,
değirmen, ev hatta masere kazanı dahi olduğu görülmektedir. Ayrıca hayır
sahiblerinin şartnamelerinde istediklerin hayırların Muharrem ve Ramazan aylarında
yapılması şart koşulmuş ve fukara ahalinin doyurulması istenmiştir. Fakir ahaliye
verilecek yemeklerin cinsler de belirtilmiştir. Yapılacak hayırların halk nezdinde de
muteber olmasının gerekliliği düşünülürse prinç pilavı, yahni ve aşurenin günümüzde
olduğu gibi 1752 senesinde de Ayıntab’da sevilen yemekler olduğu anlaşılmaktadır.
Vakıflar günümüzde olduğu gibi yüzyıllar öncesinde de sosyal
yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlayan en önemli kurum olma özelliği
taşımışlardır. Vakıf yardımlarının diğer bütün yardımlardan ayrılan en önemli
özelliği ise kişisel değil toplumsal olmasıdır.
5.1.2.1.5. Nikâh akidleri
Sicil için umumiyetle rastlanan bu durumda iki tarafın hazır olduğu bir
meclisde şahitler huzurunda evlilik akidlerinin yapıldığı görülmektedir. Bu merasim
esnasında öncelikle bayanın ardından erkeğin nikâh akdini kabul ettiği
anlaşılmaktadır. Nikâh meselesinde kadının erkek tarafından isteme hakkı olduğu
Mihr-i Muahhar ve Mukaddem olarak iki kısma ayrıldığı göze çarpmakta olup sicil
içinde iki, on, kırk ve yüz kuruş gibi meblağların belirlendiği görülmektedir.124 Sicil
defterinin hemen başlangıcında ardı ardına nikâh akidlerine rastlanılmaktadır. Bu
suretle Osmanlı toplumsal hayatında resmi nikâh müessesesinin cari olduğu
anlaşılmaktadır. Bayanların İslâm hukukundan kaynaklanan bu tür haklarını
kullandıkları görülmekte olup bu vesileyle kadınların hakları konusunda bilinçli
davrandıklarına şahit olmaktayız.
Bunun yanında bayanların kocalarından belli şartlarla ayrılma haklarınında
olduğunu sicil içindeki boşanma davalarında görmek mümkündür. İslâm hukukunda
boşama hakkı esasen erkeğin elinde bulunmakta ve nikâh akdi sırasında bayan isterse
talak hakkını alabilmektedir.125 Bu durum eğer gerçekleşmediyse muhalaa yoluyla
124 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 1, 2, 5, 6, 8, 10, 11125 İslâm hukukunda, talâk kelimesi hem tek taraflı irade beyanıyla yapılan boşamayı, hem tarafların anlaşarak evlilik birliğine son vermelerini hem de mahkeme kararıyla meydana gelen boşanmayı içerir. Esasen meydana geliş şekilleri farklı olmakla birlikte her üç boşanma türü de müşterek hükümlere sahiptir. Bununla birlikte talâk sözcüğü ile genellikle tek taraflı irade beyenıyla yapılan boşamalar kastedilir. Kadının malî bir ödeme yapması ve malî bir hakkından feragat etmesi suretiyle tarafların anlaşarak evlilik birliğine son vermelerine hul‘ veya muhâlea, mahkeme kararıyla meydana gelen boşanmaya da tefrik denir.(Bkz.M.Akif Aydın.(2008). Aile Hayatı. İslâm ve Toplum İlmihal, c.II,Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara,s.224.)
91
kadının kocasından ayrılma hakkı vardır. Muhalaa Herhangi bir nedenle evlilik
hayatını sürdürmek istemeyen kadının kocasına ödediği bir bedel karşılığında evlilik
bağından kurtulması anlamına gelir. Bu boşanma biçiminde kadın istemediği
evlilikten kurtulurken, erkek de uğrayabileceği maddi zararı telafi ederek yeniden
evlenme imkânını elde etmiş olur. Bu duruma örnek olabilecek belgeleri sicil içinde
görmek mümkündür.126 Bu vesileyle İslâm hukukunda bayanların talak hakkının
olmadığı hakkındaki haksız eleştirlerin asılsız olduğu Ayıntab Şeriyye Sicillerinde
görülebilmektedir. Görüldüğü gibi evlenme akdi çok sağlam bir şekilde kayıt altına
alınmıştır. Evliliklerde cinsiyet ayrımı gözetmeksizin her iki tarafın hakları ve
hukukları devlet tarafından garanti altına alınmıştır.
Her ne kadar nikâh akdi olmasa da ilgi çekici olması hasebiyle burada zikr
etme ihtiyacı hissedilen bir diğer akid belgesi ise 236 nolu belgede geçen hasta sahibi
ile doktor arasındaki sözleşmedir. Günümüzde de hastanelerde muayene öncesi
imzalatılan bir belge ile muayene sırasında oluşacak olumsuz durumlarda
sorumluluğun hasta veya velisi tarafından üstlenmesi istenilmektedir.127 Özetle Es
Seyyid Halil ibni Mehmed Beşe’nin kızı Safiye’nin mesanesindeki taş için tedavi
ücreti olarak cerrah taifesinden Ahmed bin Mustafa ile beş kuruşa anlaşması ve
ameliyat sırasında meydana gelecek olumsuzluklarda davacı olmayacaklarına dair
kayıt Aynı durumun 1752 yılı Ayıntab şehrinde de görmemizi mümkün
kılmaktadır.Bu belgede Safiye’nin tedavisi için yedi gün hizmet edileceği ve bunun
karşılığında beş kuruş ücret talep edileceği ayrıca muayene esnasında meydana
gelebilecek olumsuz durumlardan dolayı hasta sahiblerinin davacı olmayacaklarına
dair mahkeme huzurunda kişiler karşılıklı olarak sözleşme akdedilmiştir.
5.1.2.1.6. İçtimai hassasiyeler
Şeriye sicilleri toplumun o zamana ait ahlaki durumlarını yansıtması
açısından da gayet önemli belgelerdir. Zira adalet mekanizmasının nasıl işlediğini
gösteren bu defterlerin incelenmesi neticesinde toplumsal hassasiyetlerin neler
olduğunu anlamak mümkün olmaktadır. Bilindiği gibi İslâm dininde içki ve zina
haramdır. Hatta ayet-i kerimede “zinaya yaklaşmayınız şüphe yok ki, o pek çirkin bir
şeydir ve ne fena bir yoldur.”128 ihtarı ile zinaya götüren her yol ve vasıta dahi
126 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 55, 304, 311,318127 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 236128 İsra 32
92
yasaklanmıştır. Aynen bunu gibi İslâmın hâkimiyeti süreci içinde tedricen içkinin
yasaklandığınıda görüyoruz. Bu tür yasakların İslâmi toplum içinde kendine yer
edindiğini ve toplumun bu tür fiil işleyenlere karşı gayet hassas olduğunu bu sicil
defteri içinde de görme imkânı olmuştur.129 45 nolu belgede Şehreküstü
Mahallesinden Yusuf ibni El Hacc Mustafa hakkında ahalinin gayr-i ahlaki
davranışları sebebiyle şikâyetleri ve mahalleden ihrac edilmesi taleplerini görmek
mümkündür. Fahişe avratları cem etmesi ve şarap içmeyi “adet-i müstemire” yani
alışkanlık haline getirmesi halkın canına tak etmiş olmalı ki sayıları bir hayli fazla
olan kişilerden durumun istihbar edilmesi istenmiş ve bu durumun düzeltilmesi için
mezkur şahsın mahalleden ihracı talep edilmiştir. Mahalleden çıkarılması istenen
sadece Yusuf değildir, hanımı ve çocuklarının da mahalleden ihracları talep
edilmiştir. Mahkeme istihbar sonrası Yusuf’a tazir130 cezası verirken babası ve
kardeşleri ve validesinin mahalleden nakillerine karar vermiştir.
Bu tür durumlara verebileceğimiz bir diğer olaysa Seng-i nakkaş Mahallesi
ahâlisinden Es Seyyid Mustafa Çelebi ibni Es Seyyid Hasan Çelebi ve Durak beğ
oğlu Mustafa beğ ve Karpuz oğlu Ahmed ve Masarcı Ahmed vesairlerinin aynı
mahalleden Hüseyin Beşe ibni Mustafa ve zevcesi Fatıma binti Hüseyin üzerine
açtıkları davada Hüseyin Beşe ahir diyarda iken zevcesi Fatıma’nın gayr-i meşru
ilişkisi nedeniyle Hüseyin Beşe ve zevcesinin mahalleden çıkarılma talebi ile ilgili
belgedir.131 Belgeden anladığımız kadarıyla mahkeme davalı şahısların mahalleden
huruclarına karar vermiştir. Ayrıca 233 nolu belgede ise Kürkciyan Mahallesi
ahalisinden Ahmed Beşe’nin evinde içki içmesi ve evine fahişe avrat getirmesi
üzerine ahaliden Ahmed uyarmak maksadı ile kapısına geldiğinde ev sahibi bıçakla
üzerine saldırmıştır. Bunun üzerine ahali mahalleden ihracları için mahkemeye
şikâyet etmiştir.132 Bu tür davalar tüm sicil içinde üç dava gibi gayet az yer
tutmaktadır. Sayıca bu tür davaların az olması halkın dinen yasaklanan şeylere karşı
dikkat ettiğini göstermektedir. Ayrıca toplumun bu tür konularda ne denli hassas bir
tavır takındığı anlaşılmaktadır.
129 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 45130 Lügatta azarlama, paylama, ağzının payını verme mânalarına gelen bu tabir, padişah ve nâibi tarafından uygulanan şer’î olmayan ceza anlamına gelmektedir. (Bkz.Kanar, a.g.e., s.3383) Hakkında belli bir ceza bulunmayan suçlaradn dolayı şekli ve miktarı kadı tarafından tâyin ve tatbik edilen cezadır. (Bkz. Ömer Nasûhi Bilmen.(2002). Büyük İslam İlmihali, Mehmet T. (Sadeleştiren), Çelik Yayınları, İstanbul, s.462.)131 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 183132 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 233
93
Bu konu hakkında değinebileceğimiz bir diğer husus ise mahalle içinde
imar, tecdid ve tamir edilmesi gereken müştemilat hakkında sosyal dayanışma
örnekleridir. 267 nolu belgede Şeyh kasteli denen kastelin tamire ve temizlenmeye
muhtaç olması nedeniyle keşif talebinde bulunulmuş ve 100 kuruşluk masraf
çıkmıştır. 40 kuruşu mütevellisi Es-Seyyid Ahmed Efendi eliyle baki kalan 60 kuruş
ise mahalleli eliyle toplanarak karşılanmıştır. Mahallelinin durumlarına göre durumu
iyi, orta ve düşük olma derecesine göre para toplanmıştır. Belgenin altındaki tabloda
ise ‘Alâü’l-hâl olanlardan birer buçuk, Evsâtü’l-hâl olanlardan birer kuruş, Ednâü’l-
hâl olanlardan üç rub’ toplanarak Kastelin tamir ve temizliği yapılmaya çalışılmıştır.
60 kuruş toplanması gerekirken 63,5 kuruşun toplanmış olduğunu görüyoruz. Bu
açıdan mahalleli kendinden beklenenin fazlasını gerçekleştirmiştir. Her evde
günümüzdeki gibi muslukların bulunmadığı bir zaman için kastelin temizliği ve
çalışıyor olmasının ne denli önemli olduğu anlaşılmaktadır. Bu belgenin bir diğer
önemli tarafı ise mahallelinin hangi meslek grubundan olduklarını bildirmesidir.
Belgeye göre mahallelinin durumu iyi olanlarından katrancı, bakkal, köşger; durumu
orta halli olanlardan culah (dokumacı), kebabçı; düşük düzeyde olanlardan ise
kuyumcu, kefişker, çerçi ve culah esnaflarının olduğunu görüyoruz. Ancak,
Kuyumcu Mehmed kayıtının, Ednaül hal olanlar sınıfından sayılması dikkat
çekicidir.
5.1.2.1.7. Yaralama ve katil davaları
Bu tür durumlara alet-i cariha denen yaralama aletleri ile yaralamalar
olduğu gibi kişinin kendi hareketleri neticesinde vaki olduğunu da görebilmekteyiz. 133 Zira bu tür davaların genelde sirkat davalarıyla irtibatlı olduğunu görüyoruz.
Örneğin “Ömer ve Hasan ibni Mehmed nâm karındaşların geceleyin kavun
bostanında yatarken Kebebcı Ömer’in üzerlerine saldırması ve mallarını alması”
hususundaki 64 nolu belgede Kebabçı Ömer’in Ömer ve Hasan’ı yaralaması
sonrasında yanlarında bulunan mallarıda çaldığı şeklinde mahkemeye şikâyet hasıl
olmuştur. Ancak bu tür davaların oluşmasında kişilerin ve diğer canlıların etkisi
olduğu gibi şahısların kendi hatalarının neticesinde ölümlerin dahi gerçekleştiğini
görüyoruz. 201 nolu belgede “Elife nâm hatun’un, Ebû Bekir Beşe ibni İbrâhim
üzerine açtığı davada Ebû Bekir beşenin mülkü olan incir bahçesinde oğlu Hasan’ın
133 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 64,201
94
karnından yaralanarak ölmesi” dava konusu olmuş ve Elife hatun incir bahçesinin
sahibini oğlunun vefatı neticesi dava etmiş ve bahçe sahibi ise daldan düşerken
karnının budağa saplanması sonucu vefatın gerçekleştiğini iddia etmiştir. Yaralanma
davalarında ve bazı katil davalarında dahi belli bir bedel karşılığında sulhun akd
edildiğini görmek mümkündür. 134 Ayrıca bu tür davalarda olayın şer’î hükmü için
fetva talep edildiği görülmekte olup Hasan adlı çocuğun yaralanma sonucu ölmesi
davasında davalı şahıs mahkemeye ibraz ettiği fetva-yı şerifte “mazmûn-ı münîfinde
zeyd incir ağacından düşüb karnına budak battıkda ahâli-i karye eşhâd idüb benim
kimesnede asla da'vam yokdur dedikden sonra müteessiren fevt olsa zeydin
vereseleri incir ağacı sâhibinden zemm-i diyet namına bir nesne talebine kadir olur
mu el-cevab olmaz deyû” şeklindeki fetva ile tazminat vermesi gerekmediğini ifade
etmiştir. Katl davaları içinde belkide sicilde en dikkati çeken dava 275 nolu belgedir.
Zira bu belgede Es Seyyid Mustafa Zemzem ve Teslime hakkında davacı olmuş ve
eşi Zemzem ve Teslime’nin beraberce kızı Hatice’ye zehirli nesne yedirdiğini iddia
etmiştir. Sonucunda ise Kızı Hatice’nin öldüğünü ifade etmiştir. Ayrıca Teslime’nin
eşi Zemzem’in beline kasden vurarak karnındaki cenini düşürmesine sebep olduğunu
iddia etmiştir. Bu durum karşısında davalılar durumu inkâr etmiş ve hâkim
Mustafa’dan “ityân-ı beyyine” delil getirmesini istemiş ancak bu duruma şahid
getiremeyince Mustafa’yı muarazadan men etmiştir.
Hayvan depmeleri neticesinde vefatlarında yaşandığını görüyoruz. Elife
adındaki üç yaşındaki kızın Kara küçük oğlu Ali beşenin katırı tarafından depülmek
suretiyle öldürülmesinin keşif talebi135 davasında olayın mahallinde keşfi için sicil
içinde ismine çokça rastlamış olduğumuz Mevlâna Ömer efendi tayin olunmuş ve kız
çocuğunun yaralanma şekillerinin nasıl olduğu tafsilatlı bir şekilde tarif edilmiştir.
Aynı dava ile ilgili bir diğer belgede136 ise katır sahibi Ali Beşe yukarda izah edildiği
gibi bir fetva-yı şefi ibraz etmiş ve bu fetvada “mazmûn-ı münîfinde zeydin katırı
meradan gelür iken Ömer’in üç yaşında sabiye kızını depeleyüb helâk eylese zeyd
kızın diyetini zamin olur mu Cevab bâ savâbında olmaz deyû buyrulub” böyle bir
durumda hayvan sahibinin diyet ödemesi gerekmediğine hükm etmiştir.
Bu konuyla alakalı olarak sicilin sonlarına doğru Ayıntab ahalilerinden
Mehmed adlı şahsın Merkeze hitaben yazdığı arzuhalinde El Hacc Abdullah
denmekle ma’rûf şahsın haksız yere evladını katl etmesinden bahisle tarafların 134 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 268, 345135 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 388136 Ayıntab Ş.S. 1165 Belge no 383
95
huzurda ihzarı ve hak icrasını talep etmiştir. Arzuhalin sonunda ise “ol günden berü
ahvalimizi perişan hanemize varamıyoruz.” Şeklindeki ifade ile kendi durumunu dile
getirmiştir. Nihayetinden bir yıla yakın bir zaman içinde sayıca az diyebileceğimiz
yaralanma ve katil davalarının olması bölgedeki huzurun yerinde olduğu fikrine
varmamıza neden oluyor.
5.1.2.1.8. İhtida hareketleri
Uzun yıllar Müslümanlarla iç içe yaşayan Gayr-i Müslim vatandaşlardan bir
kısmının kendi istekleri ile ihtidâ ettikleri görülmektedir. İhtidâ edenler şer’îye sicili
denilen mahkeme defterlerine yazılırdı. İhtidâ kayıtları doğrudan veya dolaylı olarak
sicillerde yer alıyordu. Doğrudan ihtidalar mahkemede, mühtedinin kendi iradesiyle
Müslüman olmak istediği, hangi dine ve millete mensup olduğu, yeni isminin ne
olacağı gibi hususlar açıkça belirtilerek yapılmakta idi. Bu tarz ihtidalar, "İhtida
İ'lamı" şeklinde sicillere kaydedilmekte idi. Dolaylı olarak bilinen ihtidâlar ise miras,
alım-satım, kefalet ve benzeri kayıtlarda geçen isimlerin yanında "mühtedi"
kelimesinin yer almasından anlaşılmaktadır. Mühtedi kelimesi, o kişinin sonradan
Müslüman olduğunu göstermektedir. 137 Müslüman olmak suretiyle hidâyete eren
kimselerin adları Müslümanların kullandıkları isimlerle değiştirilirdi. Bu durum,
bizzat kendileri tarafından verilen dilekçelerde (ariza) de görülmektedir. Bir
mühtedinin isminden bahsedilirken kendi adından sonra Müslüman olmayan
babasının isminin yerine "Allah'ın kulu" anlamına gelen Abdullah adı kullanılırdı. Bu
sebepledir ki, babasının adı Abdullah olarak belirtilenlerin çoğunlukla ihtidâ eden
kimseler olduğu kabul edilirdi.138
Bu konuyla ilgili olarak sicil içinde iki adet belge görmekteyiz. 474 nolu
belgede “Amo Mahallesinden Zübük oğlu Karabet hidâyet-i İslâmiye ile mühtedi
olub şeref-i İslâm ile müşerref oldukda Mehmed ismiyle tesmiye olunduğu bu
mahalle kayd-ı şedd. Fî şehr-i Recebü’l-Ferd” şeklindeki kayıtla Amo
Mahallesinden Zübük oğlu Karabet ihtida etmiş ve Mehmed ismini almıştır. Diğer
belge ise 476 nolu belgedir. Bu belgede ise “İbn-i Eyyüb Mahallesinden Çitçi Nanik
oğlu Bağdade hidayet-i İslâmiye mühtedi olub şeref-i İslâm ile müşerref oldukda
Ahmed ismiyle tesmiye olunduğu bu mahalle kayd olundu. Fî 10 Zilka’de-i‘ş-Şerîfe
137 Ali İhsan Karataş. (2005). Mahkeme Sicillerini Göre XVIII. Yüzyılda Gayr-i Müslimler. Doktora Tezi ,Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, s.146.138 Ziya Kazıcı.(2005). Osmanlı Döneminde İhtida. Köprü Dergisi, İstanbul, s. 95.
96
sene 1165” şeklindeki kayıtla İbn-i Eyyüb Mahallesinden Çitçi Nanik oğlu Bağdade
ihtida etmiş ve Ahmed ismini almıştır.
5.1.2.2. Bulgular
H.1165 senesine mahsuben “mâl-ı ‘avârız ve bedel-i nüzul ve Maişet ve
taraf-i vilâyetden tahsildâr-ı Maişet ve defter kalemiyesi cümle ma’rifeti ve ma’rifet-i
şer’le hesab ve kitab ve salyâne olundukda beher haneye on ikişer kuruş isâbet
itmekle şehr ve kuranın hanesi defterîdir ki ber vech-i ati zikr olunur.” Şeklindeki
Ayıntab şehri vergi tahsili için hesab ve kitab işlemleri yapılmış ve belgenin
neticesinde ise mahalle ve köy isimlerine yer verilmiştir. Bu vesileyle bu seneye ait
Ayıntab mahalleleri ve köyleri hakkında bilgi sahibi olmaktayız.bu belgenin yanında
sicilde taranmış olup mahalle isimleri aşağıya çıkarılmıştır.
5.1.2.2.1.MahallelerAkyol Kurb-ı Molla Ahmed Tevbe
Ali Neccar Kurb-ı Ali Neccar Seng-i nakkaş
Amo Sefer Paşa Yeri Seng-i tavîl
Beğ Mağarabaşı Kurb-ı Mağarabaşı
Bostancı Kurb-ı Bostancı Hızır çavuş
Boyacı Şehreküstü Kurb-ı Şehreküstü
Cabi Seng-i hoşkadem Kızılca mescid
Cevizlice Tarla-yı cedid İbn-i Kör
Çukur Zincirli Kurb-ı Zincirli
Eblahan Kılıçoğlu Kurb-ı Kılıçoğlu
Ehl-i Cefa Musallazâde Kurb-ı Musallazâde
Hayik baba Kozanlı Kurb-ı Kozanlı
Hâyik-i Müslüman Şarkiyan Molla Ahmed
Hâyik zımmiyan Kürkciyan İbni Eyyüb
Hicarlı Kürtünciyan Tarla-yı Atîk
Kanalıcı Kurb-ı Kanalıcı Yahni
Karasakal İbn-i Şükür Kastel
Kayacık İbn-i Yusuf Tışlaki
Kaysar
Tablo 5.1. 109 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicilinde adı geçen Mahalleler
97
5.1.2.2.2. Nahiyeler
Araban Tilbeşar
Tablo 5.2. 109 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicilinde adı geçen Nahiyeler
5.1.2.2.3. Karyeler
Burc Sebge Narlıca Yaylacık
Lohan Zemge Vahne Sekr
Kaya kendi Kaya pınar Pavrege Dorlı
Çartel Keplin Zülfikar Kolubeğ kilisecik
Görece Göçgin Sondul Tahtemur
Hezik Rum evvelin Rumtel Tahtan
Mihman Zevgir Karakuyu Taşgın
Eydem sevke? Sükudlıca Karadiğek İsbatrın
Cuba Dülük Soygaz Akpınar
Çakal Kızıl hisar İbrahim Arabgini
Kantara Cided Arablar Mezra-i kızılcakend
Karaca burc Çavlı Ağça burc Şıhma
Edbeni Tornalık Cegde Epişge
Nalım öyüğü Kamsal Etne Cubekir
İki ahur Beğlerbeği Mert menge Göcge
Çağırgan Karacaviran Göğsüncük Hacı Arab Kilisecik
Kara üyük Atabeğ Erbeni Güllü
Küfr-i bostan Küfr-i cebel Arıl Şahmelek
Battal Hüyük Hıyam Kürd Kızılcakend
Ağçakend Mimlan Fenek Börti
Göllüce Boyalıca Orucgazi İkizce
Kâfir höyüğü Öyücek damlalıcası Taşlıca Üç kilise
İnce su Güngören Güllüce Göreniz
Bedrkendi Mevzud Telhinoz Gölecek
Saylıca Çaykuyu Sarıbiğak Oğrıca
Tilbeşar Mezra-i sitti Mezra-i sarit Mezmez
Erbuğen Çapalı Sekergen Barna
98
Kinayik Bostancık Kevdevir Kameri
Ağlıca Cevzilice Barne Kinayik
Bostancık Kevdevir Kameri kayabaş Harşitil
Uyucik Kantavir Pehlivan çukuru Kemnük
Tukurcuk Arkık Tünüb Gereyen
Kanab Valsı Söndü Hamiri
Anbarcık Ergöyün Cedidi Telgar
Harbete Kantara Simavin Anfar
Yuna Hisami Burhani Hayik
Kayacık Tilharneb Hırar Değmetaş
Arabğazı Şeyhkendi Tilavez Kürd Osman
Dehbi Mülk Zeranbu Beş deli
Mitrani Ağça üyük Rum evvelin Telsivad
Uruş Gülek Zenbur İkiz kuyu
Karaviran … Gerer Bekar Görgün
Zağiye Alaca Almalu Eşref
Ulu ma’sere Kara çomak Küçük Masere Hengermen
Bazmuhur Sarı Yüreğir Nefah
Şağidin Sebük Kilisecik Babliğe
Nurvane Bayda Tul-i ayn Ağça mezra
Süleyman Mugadir Kebe Tulhan
Sarmı Doğanlıca Karacaviran Kurulmuş
Kılcan Kayabaşı Karagül Bahire
Kadîm Tekresin Kinise Ağalı
Şefiyüddin Sazgın Dülük Kalpende
Sam Zülkadriye Beğlerbeği Gürüm
Hacer Elmalu Züker Humanız
Göçgin Ardil Çarpın Göcek
Kızılhisar Görkün Cağdığın Ağçaöyük
Karaçomak Hisami Kirişte Yeniyapan
Yassıca Devlet Tilbeşar Devlek
Mevrivane Kızılhisar fevkani Belviran
Tablo 5.3. 109 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicilinde adı geçen Karyeler
99
5.1.2.2.4. ‘Aşîretler
Rişvan Ağçakoyunlu Çepni Reyhanlu
Barazi Kocaşlı Kahraman kazığı Bayındır
Kethüdalık kazığı
Tablo 5.4. 109 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicilinde adı geçen ‘Aşîretler
5.1.2.2.5. Vakıflar
Müftizade vakfı Hacı Baba zaviyesi vakfı
Yayrlı mescid-i şerif vakfı Muhyiddin medresesi vakfı
Bostancı camii vakfı Halil oğlu mescid-i şerif vakfı
Monla İshak mescidi vakfı Salihiye camii vakfı
Karasakal mescidi vakfı
Tablo 5.5. 109 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicilinde adı geçen Vakıflar
5.1.2.2.6. Camii ve mescitler
Monla Mehmed Beğ Camii Salihiye Camii
Tahtani Camii Karasakal Mescidi
Hacı Nasır Camii Halil oğlu Mescidi
Boyacı Camii Yayarlı Mescidi
Bostancı Camii Çaparlı Mescidi
Monla İshak Mescidi
Tablo 5.6. 109 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicilinde adı geçen Camii ve Mescitler
5.1.2.2.7. Medreseler
Muhyiddin medresesi (Şer’îyye Sicilinde adı geçen tek medresedir.)
5.1.2.2.8. Mevki ve makamları ile elkaplar
Şam Valisi Rakka Valisi
Maraş Beğlerbeğisi Ayıntab Alay Beği
100
Şam Kadısı Rumkala , Ayıntab ve Birecik Kadıları
Dîvân-ı Hümâyun Çavuşbaşı Ayıntab Voyvodası
Kapucubaşı Baş Defterdâr
Silahtar Ağası
Tablo 5.7. 109 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicilinde adı geçen Mevki ve Makamlar(Tablo içerisindeki isimler belgelerde kendilerine atfen lakabı geçen makamlardır.Lakapları ise aşağıda makamları ile verilmiştir. )
*Şam Valisi’nin Elkabı
Düsturûn-ı mükrimûn-ı müşîrûn-ı müfahhamûn nizâmü’l-’âlem
müdebbirü’l-umûru’l-cumhur bi’l- fikrü’s-sâbık mütemmimü’l-mihâmü’l-in’am bi’r-
reyi’s-sâib … ve bünyânü’d-devlet ve’l-ikbâl meşîd ve erkânü’s-sa’âdet ve’l-iclâli’l-
mahkûfun bi sanûf-i ‘avâtıfu’l-melikü’l-‘alâ emir
*Rakka Valisi’nin Elkabı
Düstur-ı Mükerrem müşîr-i müfehham nizâmü’l-’âlem müdîr-i umûru’l-
cumhur bi’l-fikr-i sâkıb mütemmim-i mihâmü’l-enâm biümerâ-yı nakîb mümhid-i
bünyânü’d-devlet ve’l-ikbâl meşîd-i erkânü’s-sa’âdet ve’l-iclâl cünûn-ı avâtıfü’l-
melekü’l-‘alâ
*Mar’aş Beğlerbeğisi Elkabı
Emîrü’l-ümerâi’l-kirâm kebîrü’l-kiberâi’l-fiham Zü’l-kadr-i ve’l-ihtiram
mûcebü’l-Ferdü’l-ihtişâmü’l- muhtass bi mezîd-i inâyetül meliki’l-‘alâ
*Ayıntab Alay Beği Elkabı
Vâcibü’l-izân kudvetü’l-emâsil ve’l-akrân
*Şam Kadısı Elkabı
Akzâ kazâti’l-müslimîn-i evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma’dinü’l-fazl ve ve’l-
yakîn râfi’ü i’lâmü’ş-şerâiti ve’d-dîn vârisü’l-‘ulûmi’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el mahz-ı
mezîd-i ‘inâyetü’l-melikü’l-müslimîn
*Rumkala , Ayıntab ve Birecik Kadıları Elkabı
Mefâhirü’l- kuzât ve’l-hükkâm ma’dinü’l- fezâil ve’l- kelâm
101
*Dîvân-ı hümâyun Çavuşbaşı Elkabı
İftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiü’l-mehâmid ve’l-mekârimü’l-muhakkin
Mezîd-i inâyetü’l- meliküddâim olan El Hacc Mehmed dâme mecdehû
*Ayıntab Voyvodası Elkabı
Kudvetü’l-emâsil ve’l-akrân
*Kapucubaşı Elkabı
Mefharü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiü’l-mecâmid ve’l-mekârim İftihârü’l-
emâcid ve’l-hükkâm câmiü’l-mehâmid ve’l-mekârimü’l-münhas bi mezîd-i
inâyetü’l- melikü’d-dâim
*Baş Defterdâr Elkabı
İftihârü’l - ümerâ ve’l-ekâbir
*Silahdar Ağası Elkabı
İftihârü’l- emâcid ve’l-ekârim
SONUÇ
Transkripsiyon ve değerlendirilmesinin yapılmaya çalışıldığı 109 nolu
Şer’îyye sicili 141 varaktan oluşmaktadır. 1165 hicri senesini (M.1752) ihtiva eden
bu sicilde hüccetlerin ağırlıklı bulunması, o bölgenin ticari faliyetlerinin yoğun
olduğu anlamını taşımaktadır. Bu ticari faliyetler içinde bayanların da etkin biçimde
rol aldıklarına tanıklık edilmektedir.
Hüccetlerde genel olarak tarla, dükkân, ev ve ağaçların satış aracı olarak
kendini göstermektedir. Tereke kayıtlarında her ne kadar kişilerden kalan mallara
şahit olunsa da diğer tarafdan varislerden hareketle çok eşle evliliğin gayet az
102
olduğu, ortalama üç çocuklu ailelerin ağır bastığı da tespit edilebilmektedir. Ayrıca
Gayr-i Müslim dahi olsa tereke kayıtlarında mal paylaşımlarında Şer’î hukuka uygun
olarak erkeklere bayanlardan iki kat fazla pay verildiği tespit edilmiştir. Bu vesileyle
uzun yüzyıllardan beri beraber yaşayan ahalinin kültürel etkileşiminin etkilerine şahit
olunmaktadır.
Hacimli bir şeriye sicili olan 109 nolu şeriye sicilinde XVIII. yy ortasında
Ayıntab’da 55 mahalle, 2 nahiye, 239 karye tesbit edilmiştir. Böylece mahalle ve
karye sayısının fazlalığı Ayıntab şehrinin gelişmişliği, insan potansiyeli ve vergi
kaynakları açısından önemli bir şehir olduğu kanaatini oluşturmaktadır. Sicil içinde
dokuz ‘aşîrete rastlanmıştır. Bunların yanında şehirde 11 cami ve mescid, 9 vakfa
rastlanmıştır. Evladiyet vakıflarında mütevelli olarak vefatına kadar Vâkıfın, daha
sonra ekber evladın mutasarrıf olduğunu, bazı davaların ise vakfa mütevelli olmayla
alakalı olduğu görülmüştür.
‘Aşîretlerin iskânı konusunda merkezden gönderilen fermanlarda iskân
faliyetlerine verilen ağırlık kendini hissettirmekte olup konar göçer ‘aşîretlerin
meskûn ahaliye verdikleri huzursuzluklar mahkemeye yansımıştır. Ayrıca vermeleri
gereken vergileri vermedikleri hakkında yerel idareciler uyarılmıştır. Vergi toplama
hususlarında merkezin hassasiyetleri fermanlardan anlaşılmakta ise de diğer taraftan
halka gadr edilmemesi hususunda ise dikkat etmeleri özellikle belirtilmiştir. İctimai
yapı içinde bayanların haklarını koruma konusunda vekil tayinini ihtiyar ettiklerine
ve bu vekil eliyle haklarını aradıklarına daha fazla şahit olunmaktadır.
Katl ve yaralama davalarına ise sayısı gayet az diyebilceğimiz oranda
belgelere rastlıyoruz. Bu vesileyle bölgede toplumsal huzurun yerinde olduğunu
görüyoruz. Yaralanma ve katl davalarında maktul şahısların aileleri karşı tarafdan
diyet talep etmek şekilinde davaların çözülme cihetine gidildiği görülüyor.
Defter içinde mahalle idaresinde ortak kullanımı vaki olan binaların
tamirlerinin mahalleli tarafından yapıldığı ve kişilerin durumlarına göre yardımlarda
bulundukları görülmektedir. Toplumsal hassasiyetlerin dini hükümler çerçevesinde
şekillenmiş olduğunu zina ve içki gibi durumların mahallelinin beraberce engellemek
istedikleri dikkat çekicidir. Ancak bu tür davalarda katl ve yaralanma davaları gibi
gayet az belgelerde karşımıza çıkması bu tür gayr-i ahlaki durumların toplumsal
boyuta ulaşmadığını göstermektedir.
103
Netice olarak noksanlıkları ve hatalarıyla dahi olsa yapmaya çalışılan bu tez
ile XVIII.yy ortasında Ayıntab şehrinin durumu değişik cihetlerden incelenmeye
çalışılmıştır. Bu tür çalışmaların Ayıntab tarihi açısından daha sonra yapılacak
çalışmalara misal teşkil edeceği ve şehir tarihçiliği üzerine yapılan çalışmalar için de
âcizane katkı sağlayacağı temenni edilir.
KAYNAKLAR
Akbıyık,Yaşar.(2002).Milli Mücadele’de Güney Cephesi. Türkler Ansiklopedisi, c.XV, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, s.1392.Akdağ, Mustafa.(1947).Tanzimat’tan Önceki Zamanlarda Adalet İşleri. Ülkü Dergisi, I / V Mayıs,s. 10.Akgündüz, Ahmet.(1988). Şer’îyye Sicilleri,Toplu Katalogu ve Seçme Hükümler, c.I, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul, ss. 17-18.Akgündüz, Ahmet.(2002).İslâm Hukukunun Osmanlı Devleti’nde Tatbiki: Şer’îye Mahkeme ve Şer’îye Sicilleri.Türkler Ansiklopedisi, c.X, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, s. 54.Altınöz, İsmail. (1999).Dulkadir Eyaleti'nin Kuruluşunda Antep Şehri (XVI.Yüzyıl). (Editör:Yusuf Küçükdağ),Gaziantep Üniversitesi Vakfı Kültür Yayınları, Yayın No:6, Gaziantep,ss. 95-97.
104
Atar, Fahrettin.(1979).İslâm Adliye Teşkilatı, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, ss.17-58.Atar, Fahrettin.(2001).Kadı. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c.24, Güzel Sanatlar Matbaası, İstanbul, s.66.Aydın, M.Akif.(2003). Mahkeme. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c.27, Güzel Sanatlar Matbaası, Ankara, s.342.Aydın, M.Akif. (2005). Türk Hukuk Tarihi, 5. Baskı, Ufuk Yayınları, İstanbul, s. 69.Aydın, M.Akif. (2008). Aile Hayatı. İslâm ve Toplum İlmihal, c.II,Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara,s.224.Barkan, Ömer Lütfi.(1993).Edirne Askerî Kassâmına Ait Tereke Defterleri. Tarih Belgeleri Dergisi, III/V-VI, Ankara, s.2.Bilgi, Nejdet.(2002).Cumhuriyet’in İlk Döneminde Mülki Yapının Gelişimi(1920- 1950). Türkler Ansiklopedisi, c.XVII, Yeni Türkiye Yayınları, s.573.Bilmen, Ömer Nasûhi. (2002). Büyük İslam İlmihali, Mehmet T. (Sadeleştiren), Çelik Yayınları, İstanbul, s.462.)Cin,H., Akgündüz,A.(1995). Türk Hukuk Tarihi. c.I, Osmanlı Araştırmaları Vakfı, İstanbul, s. 270.Çadırcı, Musa.(1997). Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı,TTK, Ankara, s.79.Devellioğlu, Ferit.(2005).Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Aydın kitabevi, Ankara, s. 799.Erkmen Ayşe.(2005). 156 Numaralı Ayıntab Şer’îyye Sicilinin Transkripsiyon ve Değerlendirilmesi.Yüksek Lisans Tezi, G.Ü.S.B.E., Gaziantep. Fendoğlu, Hasan T.(1999). Osmanlı'da Kadılık Kurumu ve Yargının Bağımsızlığı. Osmanlı Teşkilatı, c.VI, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, s. 465.Fendoğlu, Hasan Tahsin.(2002).Osmanlı’da Kadılık Kurumu ve Yargının Bağımsızlığı.Türkler Ansiklopedisi,c.VI,Yeni Türkiye Yayınları, Ankara,s. 453.Geçgil, Aynur.(2006). 141 Numaralı Gaziantep Şer’îyye Sicili. Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ, s.10.Gökhan, İlyas.(2000).Gaziantep ve Yöresinin Osmanlı Hâkimiyetine Geçmesi. (Editör:Yusuf Küçükdağ),Osmanlı Döneminde Gaziantep Sempozyumu, Arsan Basın-Yayın, Gaziantep, ss.59-65.Göyünç, Nejat.(2000).Gaziantep Tarihi ile İlgili Bazı Notlar. (Editör:Yusuf Küçükdağ),Osmanlı Döneminde Gaziantep Sempozyumu, Arsan Basın- Yayın,Gaziantep,ss.46-48.Halaçoğlu, Yusuf.(1998). XIV-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılar'da Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı. 4.Baskı, TTK Yayınları, Ankara, ss. 26,27.H.T.(1979). Ayıntab. İ.A., c.II, MEB Yayınları, İstanbul, ss.64-67.İnalcık, Halil.(1985). Osmanlı Arşivlerinin Türk ve Dünya Tarihi İçin Önemi. Osmanlı Arşivleri ve Osmanlı Araştırmaları Sempozyumu, İstanbul, s.35.İnalcık, Halil.(2000). Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi. Halil B. (Çev.), c.1, 2.Baskı, Eren Yayınları, İstanbul, s.146.Karataş,Ali İhsan. (2005). Mahkeme Sicillerini Göre XVIII. Yüzyılda Gayr-i Müslimler. Doktora Tezi ,Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, s.146.Kanar, Mehmet.(2009). KANAR Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, c.2,Say Yayınları,İstanbul, s.2337.Kanar,Mehmet.(2010).Farsça-Türkçe Sözlük. Say Yayınları,İstanbul.Kazıcı,Ziya. (2005). Osmanlı Döneminde İhtida. Köprü Dergisi, İstanbul, s. 95.Kuru, Levent.(2006). 29 Numaralı Edirne Şer’îyye Sicili.Yüksek Lisans Tezi,Trakya
105
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne, s.11.Kütükoğlu, Mübahat S.(1998). Osmanlı Belgelerinin Dili( Diplomatika). Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul, s.197.Mardin, Ebu’l Ula.(1967).Kadı maddesi, İ.A, c.VI, MEB Yayınları, İstanbul, s. 42.Olgun İ.,Drahşan C.(2005). Farsça-Türkçe Sözlük. Murat Yayınları, Ankara.Ortaylı, İlber.(1974).Osmanlı Kadısı'nın Taşra Yönetimindeki Rolü Üzerine. Belleten, c.XXXVIII, Ankara, s. 96.Ortaylı, İlber.(1994).Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı. Turhan Kitabevi, Ankara, s. 16.Ortaylı, İlber.(2001).Kadı. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c.24, Güzel Sanatlar Matbaası, İstanbul, s.70.Özdeğer, Hüseyin .(1996).Gaziantep,Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi,c.13, Güzel Sanatlar Matbaası, İstanbul, ss.466-477.Özdemir, Rıfat.(1986).XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Ankara. Ankara, Kültür Bakanlığı Yay., ss.17-18.Özlü, Zeynel.(1999).Gaziantep’in 120 No’lu Şer’îye Sicili.Yüksek Lisans Tezi . Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s.5.Öztürk, Said.(1995).Askeri Kasamsa Ait Onyedinci Asır İstanbul Tereke Defterleri(Sosyo-Ekonomik Tahlil),OSAV,İstanbul,s.19.Pakalın, Mehmet Zeki.(1993). Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü. c.III, MEB Yayınları, İstanbul, s. 644. Pamuk, Bilgehan.(2009). Bir Şehrin Direnişi Antep Savunması. IQ Kültür Sanat Yayıncılık,İstanbul,s.45.Sâmi,Şemseddin.(1989).Kâmûs-ı Türkî. Enderun Kitabevi, İstanbulSertoğlu, Mithat.(1982). Osmanlı Tarih Lügati. Enderun Yayınevi, İstanbul, s.337.Solmaz, Mehmet.(1983).Atatürk Gaziantep’te. 2.Baskı, Eko Matbaası, İstanbul,s.76.Timbil,Rabia Sultan.(2003).19 Numaralı Gaziantep Şer’îyye Siciline Göre Mülk Satışları,Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Ünv.Sos.Bil.Ens.,Konya,s.38.Tozcu, Hacer Çetin.(2006).173 Numaralı(H.1282-1286) Besni Şer’îyye Sicil Defteri. Yüksek Lisans Tezi,Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimle Enstitüsü, Niğde, s.9.Tuş, Muhiddin.(1999). Osmanlılarda Özel Toprak Mülkiyeti ve Vakıf Münasebet , Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, s.V Konya, s. 181.
Uluerler, Sıtkı.(1999). 71 Numaralı Amasya Şer’îyye Sicilli (H. 1234/1236 - M. 1818/1821). Yüksek Lisans Tezi,Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ, s. 16.Uzunçarşılı, İsmail Hakkı.(1988).Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilat.TTK Basımevi, Ankara, s.83.Uzunçarşılı, İsmail Hakkı.(1984). Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı, TTK. Yayınları, Ankara.Uzunçarşılı, İsmail Hakkı.(1979). Ferman. İslâm Ansiklopedisi, c.IV, M.E.B. Yayınları, İstanbul, s. 57.Ünler, Ali Nadir.(1969).Gaziantep Savunması, Kardeşler Matbaacılık,Gaziantep.Üzel, Sahir.(1952).Gaziantep Savaşının İç Yüzü, Doğuş Matbaası, Ankara, s.334.Zengin, Ahmet Fevzi.(1998). 4/446 Numaralı Şer’îye Siciline Göre Üsküdar’da Ekonomik ve Sosyal Hayat.Yüksek Lisans Tezi, Marmara Ünv. Sosyal Bilimler Enst., İstanbul, s.18.
106
107
EKLER
K A. 109 NUMARALI AYINTAB ŞER’İYYE SİCİLİ VARAK ÖRNEKLERİ
Not: Belgeler, tezin orijinalinde mevcuttur.
EK A.1. 76 NOLU VARAK: İÇERDİĞİ BELGE VE KONULARMonla Mehmed’in Hamo’dan kalan alacaklarını zevcesi Zeyneb ve Büyük kızı Fatıma’dan talep etmesi(266 Nolu Belge); Şeyh kastelinin temizlenmesi için lazım olan altmış guruşun ahaliden toplanması hakkında belge(267 Nolu Belge); Süleyman’ın, İbrahim Beşe tarafından yaralanması neticesi ölmesi üzerine 150 kuruş üzerine sulhun akd edilmesi (268 Nolu Belge)
EK A.2. 59 NOLU VARAK: İÇERDİĞİ BELGE VE KONULARFatıma binti El Hacc Ebû Bekir’in tereke kaydı(214 Nolu Belge); Hüseyin Beşe’nin, Mehmed Ali Beşe’ye üç bab dükkan satışı(215 Nolu Belge)
108
EK A.3. 132 NOLU VARAK: İÇERDİĞİ BELGE VE KONULARAyıntab’da Muhyiddin medresesi vakfının hissedarlığı hakkında berat(439 Nolu Belge);Hamza adlı şahsın tımar ve ze‘âmetler husûsunda sorun çıkarması hakkında ferman(440 Nolu Belge); Hamza’nın muhakeme edilmek için gönderilmesi hakkında buyruldu(441 Nolu Belge); Ebu Bekir ibni Mustafa’nın vakfa mütevelli olması hakkında berat(442 Nolu Belge)
EK A.4. 141 NOLU VARAK: İÇERDİĞİ BELGE VE KONULARİhtida kayıtları, Narh takdirleri, Nikah akdi ve muhtelif kayıtlar: Koyun eti beher batmana narh takdiri(469); Koyun eti narh takdiri(470); Dimos-ı Ayıntab malının Salyaneci Mehmed Çavuşa teslim edilmesi(471);1165 senesi hasadının sicile kaydı(472); 1166 senesi karye evraklarının sayımı ve ala, evsat ve edna bahçelerden çıkması(473);Zübük oğlu Karabet’in Müslüman olması hakkında(474); Nikâh akdi(475); Çitçi Nanik oğlu Bağdade’nin Müslüman olması hakkında(476);Buğdayın beher batmanının 10 akçe olması hakkında narh takdiri(477); Sayda valisinin Halep’ten Kars’a giderken kaldığı köylerde ahalinin masraflarının salyaneden düşülmesi(478)
SÖZLÜK
- A –Ahz: Alıp kabul etme,yakalamaAhzü Kabz: Alıp sahip çıkmaÂmme: Kamuya ait,herkes,halk
- B –Ba’delyevm: Bugünden sonraBa’del: SonraBer: Üzeri,üzerinde,üzere,göre;Yan;GöğüsBer haseb-i: Göre,nazaranBer vech-iâti: Aşağıda olduğu gibiBer vech-i istihkâk: Hak edişe göreBeyn: Ara,ortaBeyn-i: ArasındaBey-i bât: Kesin satışBinâen: Dayanarak,-e göre,-den dolayı,-dığı için
109
Binâenaleyh : Bundan dolayı,buna dayanarak
- C –Cânib: Taraf,yön;MakamCu’l: ÜcretCûlâh:Çulha,Dokumacı
- D –Da’vi: Dava,hak aramaDeyn : BorçDüyûn: BorçDüyûn-u Kesiresi : Bir çok borç
- E –Ehl-i Karye: KöylüEsâbî’: Haftalar
- F –Fevt: Geçme,geçip gitme,ölme,ölüm
- G –Gadr: Haksızlık,zorbalık,zulümhainlikGıbb: Son,gün aşırı,-den sonra- H –Hasbî: Bedava,karşılıksız,para karşılığı olmayarakHasbihâl: Dertleşme,konuşmaHâvî: İçeren,ihtiva eden;Issız bölge,tenha yerHınta: BuğdayHulf: Sözünde durmama,sözünde durmayan
- I –Ikfâl: Kilitleme,kilit vurmaIskât: Düşürme,yok etme,hükümsüz bırakma,birinin ölümündensonra dağıtılan sadakaIskât Yapmak: Ölenin bıraktığı malının üçte birini ayırarak yaşarkenyapamadığı dini görevlerine sayılmak üzere fidye vermekIskât-ı salât: Ölünün farz ve vacip dahil olmak üzere günde altı rek’at hesapedilen borçlu kaldığı namazlarIkvâl: Söylenmemiş bir sözü söylendi diye iddia etme
- İ –İbrâ’: Aklanma,bereat etme,hastayı iyileştirmeİbrâ-i amm: İslâm hukukuna göre bir kişiyi bazı hak ve davalardan ibraetmekİbrâ-i ıskât: İslâm hukukuna göre bir kişinin başka bir kişide olan hakkınıtümünü düşürmesi veya bir kısmını indirmesiİfşâ’ât: Açığa vurmalarİftâ: Fetva vermeİstintâk: Sorgulama,sorguya çekme,konuşturma,söyletmeİstişhâd: Tanık getirme,şahit getirme,örnek gösterme;Şehit olma
110
İştirâ: Satın alma,satın alınmaİştirât: Şart sürme,Şart sürülmeİştitât: Haksızlık etmeİzâbe : Eritme,eritilme
- J –Jende: Yırtık eskimiş,yamalı hırka, eski hırka
- K –Kâbil-i süknâ: OturulabilirKabz: Alma,çekme,tutma,kavrama; Azrailin can almasıKâffe: Bütün,tümKarye: Köy,kent,kasaba,memleketKat’: Kesme,kesilme,bitirme,geride bırakmaKat-ı hayat: ÖlümKat-ı münâsebât: İlişki kesmekKat-ı nizâ: Kavgayı kesmeKati: ÇokKat’î: Kesin; ÇokKât’i: Kesen,kesici,keskin kılıçKat-i alâka: İlgi kesmeKat-i davâ: Davayı bitirme,davayı sonuçlandırmaKesire: Çok,birçokKetb: YazmaKıyye: Okka
- L –Lesâset : HırsızlıkLevm: Kötüeme,paylama,azarlama,çekiştirme
- M -
Mahdûd: Sınırlı,kısıtlıMahzar: Huzur,kat;Dilekçe,toplu dilekçe;Mahkeme sicili;Görünüm,görünüşMatbah: MutfakMatlûb: İstenilen,talep edilen,alacakMedfû’: Uzaklaştırılmış,kovulmuş,defedilmiş,giderilmiş,vezneden verilmişMedfûn: Gömülü,defnedilmişMedh: Övgü,ÖvmeMenzil: Konak yeri,ev,yer,uzaklıkMenzur: Adanmış,nezredilmişMeram: MaksatMerkûm: Yazılmış,adı geçen,anılan,;Aşağılık insan;Üst üste yığılmışMetruk: Terk edilmiş,bırakılmışMetruke: Kocası tarafından terk edilen kadın,boşanmış kadınMeyyit: Ölü,ölmüş,canlı cenazeMezbur(e): Anılan,adı geçenMi’eteyn: İki yüzMinha’l-ihrâcât: Terekenin taksiminden önce yapılan her türlü harcamayı, keintiyi,alınan resimleri ve mürisin borçlarını içeren kısım
111
Mu’âraza: Çekişme,didişme,kavga,çtışmaMu’arız: Karşıt,itiraz eden,muhalifMucebince: Bakan,vali gibi üst düzey memurlara gönderilen yazıların altına bu yöneticilerin yazdıkları onay işaretiMuhâdarat: Edebi konuşmalar,hatırda tutulan yararlı bilgilerMuhallef: Ölenin terekesi,geriye bıraktığı mal,geride bırakılanMuhallefat: Ölenin geriye bıraktıklarıMuhallefe: Ölen adamın dul karısıMuharrer: Yazılmış,yazılıMukaddem: Önce,önde,önde giden,üstün,önertiMuris: Miras bırakanMübîn: İyi ile kötüyü ayıran,açık,âşikar,ortada,besbelliMüdde’â: İddia edilen,sav,tezMüddeâ aleyh : Aleyhinde dava açılanMüdde’î: Davacı,iddiacı,inatçıMüfsid(e): Bozan,bozguncu,fesat sokan,İşleri bozanMü’eccel: Ertelenmiş,tecil edilmiş,belirli bir süreMünâsafa: İki eşit parçaya bölme,yarı yarıya paylaşmaMünhasır: Bir yere özgü,bir kişiye özgü,çeviren,sınırlayanMürâfık: Arkadaş,birlikte olanMürûr: Geçme,geçip gitme,geçişMüsadif : Rastlayan,tesadüf edenMüsadif Olmak: RastlamakMüsta’mel: Kullanılmış,eskiMüşterâ: Satın alınmışMütala: OkumakMütala’at: Okumalar,incelemelerMütehakkık: Gerçekleşen,doğruluğu ortaya çıkanMüteveffa: Vefat eden,ölen,ölmüş olanMûceb: Gereken,icap eden;Sonuç;ParafMûcib: Gereken,gerektirenMûcebât: Gerekenler
- N –Nâs: İnsanlarNizâ: KavgaNizâ-ı lafzi: Ağız kavgası,ağız dalaşıNümâ: GösterenNümâyân: Görünen,ortada,açık,aşikar
- R –Râfi: Kaldıran,yükseltenResm-i Kısmet: Ölen kişinin mirasını devletçe bölüştürülmesi işleminden alınan vergiRibh: Kâr,kazançRüfekâ: Arkadaşlar
- S –Sâhûn: Gaflete dalanlarSemmî: Zehir ile ilgili,zehirli
112
Sükkân: Oturanlar,yerleşik olanlar,sakinlerSüknâ: Konut,yerleşim
- Ş –
Şerâ’it: Koşullar,ŞartlarŞerh: Açıklama,açma,açılamaŞerh-i ahvâl: Durumun açıklanmasıŞurût: Koşullar,şartlarŞühûd: Tanıklar,görünme,ortaya çıkma,görme
- T -Takrîr: Yerleştirme,yerine koyma,anlatma,yerine getirme,bildirmeTakrîrât: Anlatılan şeylerTakrîren: AnlatarakTakrîben: Aşağı yukarı,yaklaşık olarakTa’zîr:Padişah veya naibi tarafından uygulanan şer!i olmayan ceza;Azarlama,paylama,ağzının payını vermeTebeyyün: Ortaya çıkma,belirginleşme,anlaşılmaTechîzü tekfin: Ölünün yıkanıp ilaçlandıktan sonra kefenlenmesiTecvîz: Uygun görme,caiz görme,izin verilme,uygun görülmeTevâbi’: Maiyette bulunanlar;Uşaklar;Merkeze bağlı bölgelerTevâbi-i muttasıla-i müstakırre: Evin demirbaş kısımlarıTevâbi-i süknâ : Evin oturma kısmı dışında kalan bölümlerTevliyet: Mütevellilik,vakıf işine bakma; Yüz çevirmeTezkiye: Arındırma,aklama,temize çıkarma,maldan zekât verme,birinin durumunun başkalarına gizlice sorulması
- V –Vech: Yüz,yüzey,satıh,ön,alın,biçim,üslupVech-i muharrer: Yazıldığı gibi,yazıldığı şekilde
- Y –Yektâ: Bir tane,biricik,eşsiz,benzersiz
- Z –Zahîr: Destekleyen,yardımcı,arka çıkanZâhir: Ortaya çıkan,görünen,açık,ortada,aşikarZımni: Dolaylı olarak,üstü örtülü,üstü kapalıVaz’î: Durum ile ilgiliVazî’: Sıradan,adi,alçak,basit,sıradan;mütevâziVâziülyed: El koyan
113
ÖZGEÇMİŞ
Mehmet Karasakal 01.01.1979 Tarihinde Gaziantep’in Araban ilçesi Aşağı Karavaiz Köyünde dünyaya geldi.İlk ve orta öğrenimini Gaziantep’in çeşitli okullarında tamamladı.1998 yılında girdiği Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden 2002 yılında mezun oldu.Akabinde İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih alan öğretmenliği alanında Tezsiz Yüksek Lisans yaptı ve buradan 2003 yılında mezun oldu.Öğrenim hayatına halen Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı’nda Genel Türk Tarihi alanında yüksek lisans yaparak devam ettirmekte olup evli ve bir çocuk babasıdır.
VITAE
Mehmet Karasakal was born in Aşağı Karavaiz village of Araban town of in Gaziantep on 01.01.1979. He completed his primary and secondary education at various schools of in Gaziantep. He entered faculty of Science-Literature of Trakya
114
Üniversity in 1998 and he graduated in 2002. He did master's without thesis at Istanbul University of Social Sciences Institute at the branch of history teacher and he graduated from there in 2003. He still continues his education life the main science branch of history of the General Turkish History of Institute of Social Sciences of Gaziantep University.He is married and he has a child.
115