40
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr SAYI 3 - 9 Ağustos 2015 1032 Sayfa 11 Sayfa 14 Sayfa 10 Hayvan Hakları Konfederasyonu’nu (Haykonfed), bilişim sektörünün de desteğini bekliyor. Protranslate.net; İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Korece, Yunanca, Arapça ve Çince dillerinde çeviri hizmeti veriyor. “Türkiye’de hayvan hakları sadece konuşanların dilinde” Dünyanın ve uzmanlıkların buluştuğu nokta Mirat Gürol Kerem Kalkancı İdea Teknoloji, hizmet yelpazesine, self servis iş zekası çözümlerinin yer aldığı Bussion Platformu’nu ekledi. İdea Teknoloji Bussion ile iddiasını ortaya koydu Aykut Güven Sinema biletleri Paracod ile “ceplere” giriyor İş Bankası’nın 2012 yılında müşterilerinin kullanımına sunduğu kartsız, basit ve güvenilir bir şekilde alışveriş yapma imkânı sağlayan Parakod uygulamasına akıllı telefondan sinema bileti alabilme özelliği de eklendi. Sayfa 9 Bilişimin İncileri belli oldu Haber Merkezi Sayfa 3-4 Türkiye’de bilişim alanındaki tek kapsamlı araştırma olan İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması bu yıl 16. kez gerçekleştirildi. BThaber Gazetesi adına M2S Araştırma ve Pazarlama Hizmetleri tarafından yapılan İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması sonuçlarına göre ilk üç sırada Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone yer aldı. Bu sıralama İletişim Şirketleri kategorisinde de de değişmezken, Bilgi Teknolojileri kategorisinde ise Teknosa, İndeks ve Penta ilk üç sırayı paylaştı.

BThaber Sayı 1032

  • Upload
    bthaber

  • View
    245

  • Download
    8

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: BThaber Sayı 1032

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

3 - 9 Ağustos 2015

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

ASRACK_3.pdf 1 6.01.2015 15:55

1032

Sayfa

11

Sayfa

14

Sayfa

10

Hayvan Hakları Konfederasyonu’nu (Haykonfed), bilişim sektörünün de desteğini bekliyor.

Protranslate.net; İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Korece, Yunanca, Arapça ve Çince dillerinde çeviri hizmeti veriyor.

“Türkiye’de hayvan hakları sadece konuşanların dilinde”

Dünyanın ve uzmanlıkların buluştuğu nokta

Mirat Gürol

Kerem Kalkancı

İdea Teknoloji, hizmet yelpazesine, self servis iş zekası çözümlerinin yer aldığı Bussion Platformu’nu ekledi.

İdea Teknoloji Bussion ile iddiasını ortaya koydu

Aykut Güven

Sinema biletleri Paracod ile “ceplere” giriyorİş Bankası’nın 2012 yılında müşterilerinin kullanımına sunduğu kartsız, basit ve güvenilir bir şekilde alışveriş yapma imkânı sağlayan Parakod uygulamasına akıllı telefondan sinema bileti alabilme özelliği de eklendi. Sayfa 9

Bilişimin İncileri belli oldu

HaberMerkezi

Sayfa

3-4

Türkiye’de bilişim alanındaki tek kapsamlı araştırma olan İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması bu yıl 16. kez gerçekleştirildi. BThaber Gazetesi adına M2S Araştırma ve Pazarlama Hizmetleri tarafından yapılan İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması sonuçlarına göre ilk üç sırada Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone yer aldı.

Bu sıralama İletişim Şirketleri kategorisinde de de değişmezken, Bilgi Teknolojileri kategorisinde ise Teknosa, İndeks ve Penta ilk üç sırayı paylaştı.

Page 2: BThaber Sayı 1032

İş makineleri sektörüVodafone ile yarına hazırAvrupa’nın en büyük forklift şirketlerinden Still Arser, Vodafone’un işine özel geliştirdiği M2M teknolojisi sayesinde müşterilerinin iş kazalarını %40* azalttı.

Vodafone

İşOrtağım* %40 iş kazası düşüş oranı 2015 ilk çeyrek verisidir. Vodafone Group, 20 yıldır Makineler Arası İletişim teknolojisi alanında hizmet vermektedir. Vodafone İş Ortağım Makineler Arası İletişim Çözümlerine ait detaylı bilgi için vodafone.com.tr/isortagim/m2m’i ziyaret edebilirsiniz.

yarinahazirim.com

müşterilerinin iş kazalarını %40* azalttı.

Vodafone

İşOrtağım* %40 iş kazası düşüş oranı 2015 ilk çeyrek verisidir. Vodafone Group, 20 yıldır Makineler Arası İletişim teknolojisi alanında hizmet vermektedir. Vodafone İş Ortağım Makineler Arası İletişim Çözümlerine ait detaylı bilgi için vodafone.com.tr/isortagim/m2m’i ziyaret edebilirsiniz.

yarinahazirim.com

“İş güvenliği ve çevrecilik bizim önceliğimiz. Vodafone teknolojisi sayesinde hem forklift kazalarının

önüne geçtik hem de çevre kirliliğini azalttık.”Metin Şengel

Still Arser Genel Müdürü

Vf Stillarser_280x400_Bt Haber.indd 1 22/07/15 17:04

Page 3: BThaber Sayı 1032

GÜNDEM 3

yılında daha kötü beklemeler ve yavaşlıkla karşılaşacağız” dedi. Geniş bant fiber kablo ve baz istasyonu yatırımlarının kaçınılmaz olduğunu kaydeden Acarer, mobil Geniş bantta yeni frekanslara ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Türkiye’de sayısal yayıncılığa geçemediğini anımsatan Acarer, bu durumu Türkiye’nin bir şansa dönüştürebileceğini söyledi. Acarer konuşmasında, “Amerika ve Avrupa 4G, 5G ya da diğer adıyla “future network” kullanmaya hazırlanıyor. Bizim bu frekansları bunlara hazırlamamız gerek. İleride bu bantlar çok daha kıymetli olacak, bunlara paha biçilemeyecek o nedenle bu konunun bilişim sektöründe tartışılmasını istiyorum. Ayrıca bilişimde donanım 2020’de tamamen değişecek. Bilişim şirketlerinin bu konuda

Bilişimin İncileri belli olduTürkiye’nin en büyük ilk 500 bilişim şirketinin açıklandığı “Bilişim 500 Töreni”, 23 Temmuz 2015’te, Radisson Blu Hotel’de gerçekleştirildi. Şirketlerin net satış gelirlerine göre sıralandıkları Bilişim 500’de ilk 10’da yer alan şirketler sırasıyla; Türk Telekom, Turkcell, Vodafone, Teknosa, Gen-pa, İndeks Bilgisayar, KVK, Brightstar, Penta ve Hewlett-Packard oldu. Bilgi teknolojileri şirketleri arasında liderliği Teknosa alırken İndeks Bilgisayar ikinci, Penta ise üçüncü oldu.

Yazılım Pazarının Payı Yüzde 33’e Ulaşacak

M2S Araştırma ve Pazarlama Hizmetleri Genel Müdürü Özlem Unan, “Araştırmanın Türkiye bilişim pazarına ilişkin ortaya koyduğu verilere göre, 2015 yılında bilgi teknolojileri pazarının yüzde 15, iletişim teknolojileri pazarının ise yüzde 11 büyüyeceğini öngörüyoruz. 2015 yılında toplam pazarın üzerinde gerçekleşecek büyümenin, 2014 yılında olduğu gibi yazılım ve hizmet pazarında olacağını, 2015 yılında yazılım pazarının 7,8 milyar TL, hizmet pazarının ise 4,3 milyar TL büyüklüğe ulaşmasını bekliyoruz. Telekom hizmetleri 2015 yılında toplam pazar içindeki yüzde 50 olan payını koruyacak, yazılım pazarının toplam bilgi teknolojileri pazarındaki payı ise yüzde 33’e ulaşacak” dedi.

“Mobildeki altyapıyı geliştirmezsek 2016 yılı daha kötü geçecek”

Türkiye’de bilişim alanındaki başarılı şirketlerin ödüllendirildiği Bilişim 500 Ödül Töreni’nde konuşan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Eski Başkanı Tayfun Acarer, Türkiye’de teknolojik alt yapı yatırımlarının artırılması gerektiğine dikkati çekti. Mobil geniş bant alt yapı yatırımlarının artması gerektiğini belirten Acarer, “Mobilde yılsonuna doğru beklediğimiz tıkanmalar şimdiden başladı. Mobildeki alt yapıyı geliştirmezsek 2016

altyapı ve AR-GE yatırımları yapması gerekiyor” dedi.

Dokuz temel kategoride plaket verildi

Törende 2014 yılı net satış gelirlerine göre ilk 10’a giren şirketlerin yanı sıra, donanım, yazılım, hizmet ve özel bölüm başlıkları altındaki 52 kategorinin birincilerine plaket verildi. Araştırma kapsamında geçen sene hayata geçirilmeye başlanan şirketlerin kategorilerini kendilerinin belirlediği uygulama bu sene de devam etti. Araştırmada donanım, yazılım ve hizmet gelirlerinin yanı sıra faaliyet alanlarına göre dokuz temel kategoride 14 firma ödüllerini aldı.

Telekom şirketleri bulutta beklediklerini bulamadı

M2S Araştırma A.Ş.’ye göre Türkiye Bilişim Pazarı’nın 2014 yılında olduğu gibi 2015 yılında da yüzde 12 büyüyerek 78 Milyar TL olması bekleniyor. M2S Araştırma ve Pazarlama Hizmetleri Genel Müdürü Özlem Unan, “Yazılım ve hizmet pazarındaki büyüme trendinin devam etmesini bekliyoruz. Yazılım pazarında ERP, iş analitiği, mobil

3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

İş süreçlerinize mobil cihazlardan

ulaşabiliyor musunuz?

Proje Yönetimi •Fatura Onay •Satınalma Sipariş Yönetimi •İşe Başlatma

İşten Ayrılma •Değişim Yönetimi •Talimat •İzin Performans Yönetimi •Masraf •Avans •Sözleşme

Öneri ve Takip •İç Yazışma •Yeni Ürün Ürün Versiyon

Değişimi •Mutabakat •KEP Yönetim •Tebligat •EFT •Kredi Başvurusu

POS Operasyonları •ERP ve MRP Doküman Yönetim Sistemi

www.emakin.com [email protected]

Dünyadaki BPM dönüşümüne katıldınız mı?

Haber Merkezi

Devamı 4. sayfada

Page 4: BThaber Sayı 1032

GÜNDEM4 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

uygulama, veri güvenliği ve veri yedekleme alanları, hizmet pazarında ise bulut ve barındırma hizmetleri, danışmanlık, destek hizmetlerinin büyümesi öngörülüyor. Öte yandan küçük ölçekli işletmeler için bulut üzerinden yazılım çözümlerinin sunulması artacak” dedi. Telekom şirketlerinin bulut ve katma değerli telekom servislerinde beklenen performansı yakalayamadığını söyleyen Unan, bulut ve barındırma hizmeti sunan şirketlerin sayısının artacağını ifade etti. Uzun vadede beklentileri de ifade eden Unan, “2017 yılında buluta bağlı servisler Türkiye pazarında daha da yaygınlaşacak. Ancak paralelde de kullanıcıların farkındalığının daha da gelişmesi, güven, internette hız vb. konuların aşılması ve bilinirliğin iyice artması bekleniyor. Donanım pazarındaki itici güç akıllı telefon, sunucu ve veri depolama, taşınabilir ürünler olacak” dedi.

Olumsuzluklara rağmen büyümeye devam

Törenin açılış konuşmasını

yapan BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe, “Geçtiğimiz yıl 2 önemli siyasi hareketlilik vardı. Bir Cumhurbaşkanlığı bir de Genel seçim. Sınırlarımızın hemen ötesinde sıkıntılı gelişmeler var. ABD tahvil arzındaki değişimler doların Euro önünde değer kazanmasına neden oldu ve ithalatını dolar olarak yapıp TL olarak satan sektörümüzü etkiledi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen TÜBİSAD (Bilişim Sanayicileri Derneği) tarafından gerçekleştirilen “Bilgi ve

İletişim Teknolojileri Sektörü Pazar Verileri”ne göre Türkiye bilişim pazarı 2014 yılında yüzde 12.1 büyüdü ve 69.4 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Toplam sektör büyüklüğünü, 48,9 milyar TL ile İletişim teknolojileri, 20,4 milyar TL ile bilgi teknolojileri oluşturdu. Bilişim ihracatı ise 1 Milyon TL üzerine çıkma başarısı gösterdi” dedi.

Sektörün en önemli referansı ve tek aynası olarak kabul edilen Bilişim 500 yayını https://store.bthaber.com/ adresinden temin edilebilir.

Türkiye Merkezli Üretici ve Donanım Alt Kategorisi Birincisi KarelTürkiye Merkezli Üretici Yazılım Kategori Birincisi SofttechUluslararası Türkiye Dışı Merkezli Üreticinin Türkiye Temsilcisi/Satıcısı ve Donanım Alt Kategorisi Birincisi TelpaUluslararası Türkiye Dışı Merkezli ÜreticininTürkiye Temsilcisi/Satıcısı Yazılım Kategori Birincisi Alcatel-LucentUluslararası Türkiye Dışı Merkezli Üreticinin Türkiye Temsilcisi/Satıcısı Hizmet Kategori Birincisi HuaweiSistem Entegratörü ve Donanım Alt Kategorisi Birincisi NetaşSistem Entegratörü Yazılım Kategori Birincisi HavelsanSistem Entegratörü Hizmet Kategori Birincisi KoçSistemHizmet Sağlayıcı Kategori Birincisi MultinetTelekom Şirketi Kategori Birincisi Türk TelekomDağıtıcı Kategori Birincisi GenpaBayi Kategori Birincisi ProtaPerakende Zinciri Kategori Birincisi TeknosaE-Ticaret Şirketi Kategori Birincisi Binbir Teknoloji

Sunucu Kategori Birincisi İndeks BilgisayarMasaüstü Bilgisayar ve OEM Kategori Birincisi PentaTablet ve Taşınabilir Bilgisayar Kategori Birincisi İndeks BilgisayarÇevre Birimleri Kategori Birincisi İndeks BilgisayarVeri Yedekleme ve Depolama Donanımı Kategori Birincisi İndeks BilgisayarAğ Donanımı Kategori Birincisi NetaşAğ Donanımı Dağıtıcı Kategori Birincisi NeteksATM ve POS Sistemleri Kategori Birincisi NCROT/VT Donanımı Kategori Birincisi PerkonGörüntü ve Ses Sistemleri Kategori Birincisi TeknosaTelekomünikasyon Alt Yapı Donanımı Kategori Birincisi HuaweiPBX Santral Kategori Birincisi KarelMobil Telefon Kategori Birincisi GenpaÇeşitli Donanım Kategori Birincisi İnformTüketim Malzemeleri Kategori Birincisi Despec

Güvenlik Yazılımı Kategori Birincisi InfonetDoküman/Arşiv Yönetim Yazılımı Kategori Birincisi KodaCRM Yazılımı Kategori Birincisi İdea TeknolojiERP Yazılımı Kategori Birincisi SAPMobil Uygulamalar Kategori Birincisi ArventoÇeşitli İş Uygulamaları Kategori Birincisi MultinetÇeşitli İş Uygulamaları Sistem Entegratörü Kategori Birincisi İnnovaSektörel Yazılım Kategori Birincisi HavelsanSektörel Yazılım Türkiye Merkezli Üretici Kategori Birincisi SofttechVeri Ambarı/İş Zekası Yazılımı Kategori Birincisi SAP

Danışmanlık Kategori Birincisi STM Savunma TeknolojileriEğitim Kategori Birincisi Bilginç IT AcademyDiğer Dış Kaynak Kullanım Hizmeti Kategori Birincisi Atlas YazılımÇağrı Merkezi Hizmeti Kategori Birincisi Turkcell Global BilgiKurulum Bakım Destek Hizmetleri Kategori Birincisi AtosAlternatif Operatör Hizmeti Kategori Birincisi TurknetBarındırma Yönetim Bulut Hizmeti Kategori Birincisi KoçSistemKatma Değerli Telekom Hizmetleri Kategori Birincisi Biotekno

Donanım İhracatı Kategori Birincisi Akfa TeknolojiYazılım İhracatı Kategori Birincisi NetaşHizmet İhracatı Kategori Birincisi Alcatel-LucentSon Yılda En Fazla Büyüyen Bilişim Şirketi Kategori Birincisi TürkkepSon 3 Yılda En İyi Performans Gösteren Bilişim Şirketi Kategori Birincisi Brightstar Telekom

Bilişim 500 ödül töreninde aynı zamanda sektör duayenlerine de ödül verildi. Bilişim sektöründe 35 yılı aşkın süredir emek veren isimlere “Türkiye Bilişim Sektörüne 35 yıl Emek” plaketi taktim edildi. Bu kapsamda, bilişim sektöründe uzun yıllardır çeşitli görevlerde bulunan Banu Tesal, Bülent Gönç, Niyazi Saral ve Suat Baysan’a 35 Yıl Emek Plaketi takdim edildi.

Bilişim 500 etkinliğinin sponsorları arasında yer alan Mobisis - Honeywell adına Honeywell İş Geliştirme Müdürü Erol Çetinkaya bir konuşma yaptı. Çetinkaya, şunları kaydetti:“Honeywell Türkiye’ye de yatırım yapıyor. 220’nin üzerinde çalışanımız var. Ankara, İzmir ve İstanbul’da ofislerimiz var. İş grubu altında üç temel stratejimiz var. Birincisi uzay ve havacılık. Bu pazarın 15 milyar dolarlık potansiyeli var ve sektörde birçok ilke imza attık. İkincisi OT/VT ve bu da 14 milyar dolarlık bir birim. Üçüncü başlık ise performans materyalleri. Her sektörde birinci ve ikinci konumdayız ve her sektörde geliştirdiğimiz

ilkler var. Örneğin RFID sistemleri geliştiriyoruz ve iş süreci olan tüm sektörlerde varız. Sağlık sektöründe kimlik doğrulama ile ilgili hasta takibi, laboratuvar süreçlerinin yönetimi için anti bakteriyel

ürünler üretiyoruz. Türkiye’de de bu pazarın büyümesini bekliyoruz. Diğer bir ‘ilk’ olacak çalışma da kablosuz ve bataryasız barkod okuyucu ve bu çalışma, çevre adına da önemli.”

Sektör duayenlerine plaket

‘Türkiye yatırımlarımız artıyor’

ANA KATEGORİ BİRİNCİLERİ

DONANIM ALT KATEGORİSİ BİRİNCİLERİ

YAZILIM ALT KATEGORİSİ BİRİNCİLERİ

HİZMET ALT KATEGORİSİ BİRİNCİLERİ

ÖZEL BÖLÜM KATEGORİ BİRİNCİLERİ

Page 5: BThaber Sayı 1032

İŞ MONİTÖRLERİ

iiyama ProLite B2483HS-B12ms yanıt zamanı ile Full HD LED monitör-Eğitim, iş , finans ve kamu kurumları için mükemmel bir çözüm.

iiyama ProLite E2083HSD-B1 iiyama ProLite B2280WSD-W1 iiyama ProLite T2452MTS-B4

Hem ev hem de ofis kullanımı için güvenilir bir çözüm.

Yüksekliği ayarlanabilir ve ekran döndürme özelliğe sahip 22” monitör.

En son optik dokunmatik ekran teknolojisi ile 24 ‘’ optik dokunmatik ekran.

www.iiyama.comwww.tesco.com.tr

IIYAMA TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ:

24’’

1600x

90020’’

1680x

105022’’ 24’’

2

Page 6: BThaber Sayı 1032

BİTES, gerçek zamanlı imge üreteçlerinin sağlanmasına yönelik bir kontrat kazandı. Projede BİTES, yüksek coğrafi doğrulukla 3 boyutlu görsel veri tabanının oluşturulması, imge üreteçlerinin ve son kullanıcının altyapı unsurlarını, kentsel alanları, kültürel ve doğal nesneleri ve insan karakterlerini modelleyerek 3 boyutlu görsel içerikler oluşturabileceği bir ‘Görsel Veri Tabanı Editörü’nün sağlanmasından sorumlu olacak. Bunun yanı sıra BİTES proje kapsamında; 3 boyutlu görsel veri tabanının ve PC tabanlı gerçek zamanlı görüntü üreteçlerinin tasarım,

üretim, test, kurulum ve donanım konfigürasyonu gibi faaliyetleri de yürütecek. Gelişmelerle ilgili olarak BİTES CEO’su Uğur Coşkun, “Bu projeyle BİTES, uluslararası alanda ‘Simülasyon Teknolojileri’ konusunda kurduğu önemli iş birliklerine bir yenisini eklemiş oldu. Sivil ve askeri simülatörlerde oldukça büyük öneme sahip gerçek zamanlı görselleştirme gereksinimlerine cevap veren yeni nesil bir uygulamayla hem küresel ölçekli ‘Airbus Defence and Space’ firmasıyla mevcut iş birliği zeminini sağlamlaştırdı hem de cirosundaki ihracattan elde edilen gelirleri yükselterek önemli bir başarıya imza attı” açıklamasını yaptı.

E-TOPLUM6 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Küçük, mikro ve orta ölçekli işletmelerden oluşan Organize Sanayi Bölgeleri’nin planlanması, tecrübe paylaşımı, inşaatı ve işletimiyle kurulacak bölgenin gelişimi konusunda ortaklıklar yapma konusunu içeren protokol; OSTİM OSB Yönetim Binası’nda düzenlenen törenle imza altına alındı. Protokole, OSTİM OSB adına Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, Kırgız tarafı adına JIA Yönetim Kurulu Üyesi Temirlan Sarlykbek Uulu, gözlemci olarak da Kırgızistan’ın önceki dönem Dışişleri Bakanı Askar Aytmatov imza attı. Törende Başbakanlık Müşaviri Hamdi Şengel, Kırgızistan’ın Türkiye Büyükelçiliği yetkilileri de hazır bulundu. Uulu törende yaptığı konuşmada, Kırgızistan’ın, Rusya, Kazakistan ve Beyaz Rusya’nın kurduğu gümrük birliği ülkeleri arasına girdiğini hatırlattı. Her iki ülke için

OSTİM’den Kırgızistan’a destek

Simülasyon teknolojilerinde

uluslararası bir adım

Güçlü BT altyapısı,enerjinin garantisi

Enerji sektöründe doğalgaz başlığında önde gelen yabancı yatırımcı EWE Turkey Holding’in Kıdemli BT Uzmanı A. Çağatay İbişoğlu, sürekli ve güvenli enerji tedariği sağlayabilmek için BT altyapısının geliştirilmesi gerektiğine işaret etti. Savaş, ambargo, terör, hırsızlık ve gasp, sabotaj, teknoloji casusluğu, siber saldırı, kaza ve arızalar ile deprem gibi zorunlu sebepleri temel riskler olarak sıralayan İbişoğlu, Türkiye enerji sektöründe ulusal altyapı güvenliğinin yetersiz kalmasını da ayrıca bir risk olarak tanımladı.

İbişoğlu’na göre, enerji kesintilerine sebep olabilecek risklere karşı alınabilecek önlemler şöyle sıralanıyor: Güvenlik stratejisi üzerine genel bilgi seviyesini artırmak, güvenlik programının başına CISO getirmek, temkinli bir şekilde güvenliğin önemini vurgulayan üst düzey yöneticilerin ihdas edilmesi, güvenliği geliştirmek için diğer oyuncularla işbirlikleri geliştirmek ve uygun

teknolojiyi doğru kullanmakAltyapı güvenliği adına

gerekli dersler çıkartılmalı31 Mart 2015’te Türkiye

genelinde yaşanan elektrik kesintisinin sebebinin ‘altyapı güvenliği yetersizliği’ başlığı altında değerlendirilebileceğini belirten İbişoğlu, şu yorumu yaptı:

“31 Mart’ta Türkiye’nin

yaşadığı teknik bir sıkıntıydı. Ülkenin doğu ile batı bölgeleri arasındaki bağlantının yetersiz kalması sonucu yaşanan domino etkisi, kesintilere sebep olmuş olabilir. Bu vaka detaylı olarak incelenerek altyapı güvenliği açısından gerekli dersler çıkarılmalı ve geleceğe yönelik tedbirler alınmalı.”

sanayileşme, üretim ve ticaretin son derece önemli olduğuna dikkat çeken Uulu, “Ülkenin ekonomisini, geleceğini, yaşam standartlarını belirleyen en önemli unsur üretim ve ticarettir. Dolayısıyla Kırgızistan, sanayi bölgelerinin kurulmasına ihtiyaç duyuyor. Bu amaçla, JIA olarak Kırgızistan’da sanayi bölgelerinin organize edilmesi, yapılması, dünya

standardına uygun bir üretim gerçekleştirilmesi amacıyla, OSTİM’den bilgi, danışmanlık ve eğitim hizmetlerini almayı düşünüyoruz” dedi.

OSTIM bölgesel kalkınma için çalışıyor

Aydın, OSTİM olarak farklı coğrafyalarda Organize Sanayi Bölgeleri’nin kurulması ve bölgesel kalkınmayla ilgili olarak çaba serf ettiklerini ve

emek verdiklerini dile getirerek “Kırgızistan’ı da haritamıza eklemeyi hedefliyoruz. Burası, küçük ve orta ölçekli sanayilerin kurulması ve bir bölgenin geliştirilmesi için tecrübe sahibi. 1967’den itibaren; Ankara’nın sanayileşmesine ve küçük sanayinin büyütülerek, büyük sanayinin oluşturulmasına girişimci yetiştiren, meslek eğitiminde uzman bir yer.

Bu bilgilerimizi de sizlerle beraber hayata geçirmekten memnun olacağız” şeklinde konuştu. Protokole göre, JIA tarafından talep edilmesi halinde; OSTİM Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, yatırım, alt yapının kurulması, elektrik enerjisi, su şebekesi ve kanalizasyon, atık su geri dönüşüm istasyonları, kaldırım ve yolların yapımı, telefon hatlarının çekilmesi, lojistik hizmetleri konuları için, proje kapsamında bir finansal plan hazırlayacak. OSTİM, proje kapsamında, kendi teknik ve finansal yeterliliği için gerekli tüm veri, bilgi ve referansları sunacak. Kırgızistan tarafı, Organize Sanayi Bölgeleri’nin kurulmasıyla ilgili tüm kolaylığı sağlayacak, alan tahsisi de dahil olmak üzere; gerekli resmi görüşmeleri yapacak ve/veya yapılmasını sağlayacak. OSTİM, Kırgızistan’daki yatırımcılara teşvik, hibe ve fon sağlanması ile ilgili danışmanlık ve destek hizmeti de verecek.

Haber Merkezi

Haber Merkezi

OSTİM ile Kırgızistan JIA İş Adamları

Derneği arasında, Kırgızistan’da

kurulması planlanan ‘Organize Sanayi

Bölgelerinin Geliştirilmesi ve

İşletilmesine İlişkin İş birliği ve İyi Niyet Çerçeve Protokolü’

imzalandı.

BİTES, ‘Airbus Defence and Space’ firması tarafından geliştirilmekte olan

bir simülatör projesi için 3 boyutlu görselleştirme içeriklerini ve görüntü

üreteçlerini sağlayacak.

EWE Turkey Holding’in Kıdemli IT Uzmanı A.

Çağatay İbişoğlu

Page 7: BThaber Sayı 1032
Page 8: BThaber Sayı 1032

8 E-TOPLUM Edip Emil Öymen [email protected]

Gemide yapıldı, gemiden atıldı

Alper, böceğe ayar verdi

OECD tarafından yayınlanan 284 sayfalık 2015 Dijital Ekonomi Görünümü Raporu’nda (Digital Economy Outlook) Türkiye’ye dair verilerden bir demet:

*Bilişim hizmeti ihracatında (2013 verilerine göre) İrlanda birinci sırada: 52 milyar Dolar. İkinci sırada Hindistan: 52 milyar Dolar. Sonra Almanya (38), ABD (33), İngiltere (27). Türkiye, 36 ülke içinde 33’üncü sırada 400 milyon Dolar. (Fig.1.6, s.39)

*Özel sektörün Bilişim Ar-Ge’si için yaptığı harcamanın, GSYH içindeki oranı:

Birinci sırada Kore % 1.77. Sonra Tayvan % 1.75. İsrail % 1.48. Finlandiya % 1.19. Türkiye % 0.13. (Fig.1.7, s.40)

*İnternet kullanımı: 16-24 yaş grubunda Türkiye’de % 70.3.

65-74 yaş grubunda % 5. İzlanda’da % 100 ve % 89.5. (Fig.1.16, s.50)

*Sabit genişbant

aboneliğinde Türkiye, OECD sonuncusu: % 11.4 (8.5 milyon abone). Birinci: İsviçre % 47.3. (Fig.2.22, s.106)

*Mobil genişbant aboneliğinde Türkiye, Macaristan’ın önünde 32’inci: % 38. Birinci sırada Finlandiya % 131.6. (Fig.2.25, s.109)

*Web sitesi olan şirketler: Finlandiya % 95.1. İsviçre % 91.7. Danimarka % 91.4. Hollanda % 89.8. Türkiye % 56.6 (Altımızda Letonya, Portekiz, Meksika var). (Fig.3.2, s.133)

*Telefon veya bilgisayardan sosyal medyaya bağlanmada OECD birincisi Meksika, ikincisi Türkiye: Telefondan % 63. Bilgisayardan % 76.

İsrail, İsveç, Kore arkadan geliyor. (Meksika % 71 ve 64). OECD ortalaması, telefonda % 42, bilgisayarda % 46. Sadece bu konuda OECD ortalamasının üzerindeyiz. (Fig.3.14, s.145)

OECD Dijital Ekonomi 2015

3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Ciddi amaçlı (askeriye, istihbarat, vb) drone’ların gündelik yaşamda çorap, çarık, kağıt mendil gibi kullan-at “şeylere” dönüştüğü gün 21 Temmuz 2015. Çünkü o gün, 3D sistemiyle “üç kuruşa” mal edilmiş bir istihbarat drone’u, bir İngiliz savaş gemisinin güvertesinden mancınıkla fırlatıldı. Mini bir uçak biçiminde 3D “basılmış” 2 metre kanat genişliği olan, 3 kiloluk “Sulsa” isimli drone, 5 dakika süreyle “gitmesi gereken yerlere” gitti ve kıyıda bir kumsala indi.

Drone, karada imal edilmiş, parçaları gemide takılmıştı. Yakın bir gelecekte, karada imalata da gerek kalmayacak. Denizde geminin sallanmasına ve 3D baskı cihazının buna uyum sağlayarak işini görmesini sağlayacak Ar-Ge’den sonra, her türlü sarsıntılı zeminde 3D baskı mümkün hale gelecek. O zaman, karada, havada, denizde, hatta Ay’da bile 3D imalat yapılacak.

Zaten, denizaltındaki otel

Ülkemizin, diasporadaki yüz akı bilimcilerinden Alper Bozkurt, öğretim üyesi olduğu Kuzey Carolina Devlet Üniversitesi’nde (NCSU) hamam böceklerinin beyinlerine elektrot bağlayıp, sırtlarına duyargalar yerleştirerek, onlara drone gibi komut vermeyi başardı.

Boğaziçi Elektrik, Drexel ve Cornell’den geçen Bozkurt, evrensel bir tiksinme öğesi olan hamam böceğine yenilikçi bir bilimsel fayda getiriyor. Konuyu bilim dünyasına

duyuran New Scientist dergisi, bu yaratıklardan “insan robot karışımı sibernetik ogranizma” (cyborg) diye söz etti. Çünkü Alper’in teknolojisi sayesinde hamam böcekleri, örneğin yıkık binaların en küçük deliklerine, veya radyasyona maruz kalmış yerlere gönderilecek. Sırtlarına takılmış mikrofon ve duyargalar vasıtasıyla, insan gözünün erişemeyeceği, kulağının duyamayacağı yerlerden veri/bilgi iletecek. Bu biyo-robotları, uzaktan komutla yönlendirme

lüksü, işin en büyük katma değeri: Gerçekten bilimsel ve toplumsal yararı olan bir yenilikçilik. (https://youtu.be/oJXEPcv-FMw)

Yine de laboratuvarın steril ortamında “çalışan” bir sistem, acaba gerçek yaşam ortamında da çalışır mı? Alper ve ekibi, bunu

denemek için böceklerini nükleer bir tesise götürecek ve sızıntı olup olmadığına bakacak. Hamam böceklerinin “topluca” (takım halinde!) hareket etmesini sağlayacak teknolojik ayarlamayı da yaptılar. Böylece, çok sayıda böcek, aynı noktadan veri/bilgi gönderebilecek. Hatta, böcekleri, bir felaket bölgesine havadan atarak işe koşmak da mümkün olacak. Bunlar fazlasıyla dayanıklı ya, malum.(arxiv.org/abs/1507.03206)

odalarıyla ünlü İsveç’li mimar Mikael Genberg, 2020’de Ay’a gidecek astronotların “kalması” için bir ev inşa projesi geliştirmişti (2013). Bu ev, dünyadan yollanacak komutla 3D sistemiyle orada inşa edilecekti. İsveç mimarisine özgü kırmızı aşı boyalı dış cephesi ve beyaz pencere pervazlarıyla küçük, kutu gibi, şirin bir kültür imzası olacaktı. Bu şaka gibi projeye İsveç Uzay Dairesi (SSC) “olabilir” dediydi. 2013’te Zihni Sinir Procesi gibi duran bu uçuk fikir, teknolojideki süper hız sayesinde şimdi pekala gerçekleşebilir. Yeter ki maddi kaynak olsun.

Drone konusuna dönersek: Ucuza mal edilen, düşse de kaybolsa da maddi kayıp yaratmayacak yeni kuşak drone’lar, özellikle askeriye için yararlı olacak. Sulsa’nın 3D baskılı dört ayrı parçası, gemide birleştirildi ve uçuruldu. Drone’a kamera, radar, kontrol elektroniği, pervane, motor

eklendi. Böylece, saatte 150 km hızla uçabilen bir drone ortaya çıktı. Şimdilik, havada kalma süresi 40 dakika. Bu, denizden havaya yollanan ilk drone değil, ama ilk en ucuzu. Bu bakımdan, savunma sanayiinin cüzdanını yakından ilgilendirecek.

Drone’ların keyif amaçlı veya ticari amaçlı uçuşlarının nasıl tanımlanacağı konusunda Amerikan Federal Havacılık Kurumu (FAA) ilk adımı attı: 20 Temmuz’da, FAA izinli ilk “resmi” drone uçuşuyla Virgina eyaletinde dağlık bir yere tıbbi malzeme gönderildi. Her ne kadar FAA, drone kullanarak paket veya yük taşınamayacağına (ama tarımsal alanlarda kullanılabileceğine) hükmettiyse de, Virginia Teknik Üniversitesi (VirginiaTech) ve NASA’nın işbirliğiyle FAA, deneme uçuşuna izin verdi. FAA’nin tutumu, başta Amazon olmak üzere, drone kullanarak ticari amaçlı nakliyat yapmayı planlayan şirketlere uymuyor.

Page 9: BThaber Sayı 1032

Paracod uygulamasına eklenen yeni özellik, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcıları Hakan Aran ve Yalçın Sezen ile Mars Cinema Group Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Yıldırım’ın katıldığı bir basın toplantısı ile tanıtıldı.

Paracod’a eklenen yeni özellik ile birlikte sinemaseverler cep telefonlarından istedikleri anda Cinemaximum sinema bileti alabilecekler. Uygulamanın Cinemaximum’larda cep telefonundan film afişi okutularak, sinema salonu ve seans seçimi yapılarak online sinema bileti alma imkânı sağlaması da yeni Paracod özelliğinin dikkat çeken ayrıntılarından biri olarak öne çıkıyor.

IOS veya Android cep telefonlarına Parakod uygulamasını yükleyenler isterlerse Cinemaximum’a gitmeden telefonlarından istedikleri filmi seçerek, isterlerse de Cinemaximum’larda gişeye gitmeden izlemek istedikleri filmin afişini cep telefonlarına okutarak, sinema salonu ve seans seçimi yaparak online sinema bileti alabiliyorlar. Ayrıca, cep telefonlarından satın alınan biletin barkodunu kullanarak, kağıt bilete gerek kalmadan doğrudan sinemaya giriş yapabiliyorlar.

Parakod uygulaması, Android ve iOS işletim sistemine sahip cep telefonlarında çalışıyor. Android ve iOS işletim sistemli cihaz sahibi olan İş Bankası kredi kartı ve Bankamatik kartı sahipleri ile diğer banka kredi kartı sahipleri, İşCep içerisinden ya da Parakod uygulamasını indirerek diledikleri kartlarını Parakod

Sinema biletleri Paracod ile “ceplere” giriyor

Türkiye’nin ‘su fakiri’ olmaması için akıllı su yönetimi çözümleri

seçeneği ile aktive ettikten sonra uygulamadan yararlanabiliyor.

Dijitaldeki yeni trendleri takip ederek olumlu müşteri deneyimine odaklanıyoruz

Toplantıda Mars Sinema Group ile devam eden Cinemaximum işbirliğine ve bireysel bankacılık alanında dijital bankacılık uygulamalarının önemine değinen İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen Maximum Kart’ın Cinemaximum, Müzekart özellikleri ile sosyal yaşama dair sunduğu değerler ile diğer kart programlarından farklılaştığını, sunduğu ayrıcalıklar ile Maximum Kart’ın sinema eğlencesinin kartı haline geldiğini, dijital trendleri dikkate alarak maksimum değer katan ürün ve hizmetler sunduklarını kaydetti.

Sezen sözlerine şöyle devam etti: “Cep telefonundan QR

kod okutarak hızlı ve güvenli alışveriş ve fatura ödeme imkanı sunduğumuz Parakod uygulamasına getirdiğimiz yenilik ile sinemaseverlerin telefonlarından sinema bileti alma dönemini başlatıyoruz. Parakod Cinemaximum uygulaması ile kullanıcılar istedikleri filme Cinemaximum sinema biletini kredi kartları ile hızlı bir şekilde alabilecekleri gibi isterlerse Cinemaximum’larda sergilenen film afişlerini cep telefonuna okutarak gişeye gitmeden anında oldukları yerden istedikleri salon ve seans için bilet alabilecekler. Teknolojilerdeki değişime paralellik arz edecek şekilde hızlı hizmet imkanı sağlayan, zaman kazandıran, müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştıracak yeni

ürün ve hizmetleri sunmaya devam edeceğiz.”

Mars Cinema Group Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Yıldırım da Mars Cinema Group’un kuruluş amaçları arasında fark yaratan yenilikçi projeleri hayata geçirerek, faaliyet gösterdikleri sektörlerin vizyonunu değiştirmek, enerjisini yükseltmek ve insanların hayatında pozitif değişimler yaratmanın öncelikli olarak yer aldığını vurgulayarak, “Türkiye’de 28 ilde yer alan tüm Cinemaximum salonlarında geçerli olacak Parakod uygulaması ile sinema seyircimizin hayatını kolaylaştırarak sinemaya gitme oranlarını artıracağımız görüşündeyiz. Buna ek olarak bildiğiniz gibi Mars Cinema Club kartımız ile müşterilerimize sunduğumuz avantajlarımız da mevcut” dedi.

Uluslararası kabul görmüş kriterlere göre “su azlığı” yaşayan bir ülke olan Türkiye, 2030 yılında kişi başına düşen su miktarının 1.100 metreküp seviyesine inmesi sonucu “su fakiri” bir ülke olma tehlikesi ile karşı karşıya. Büyük veri analizi ve nesnelerin interneti başta olmak üzere bilgi teknolojilerinin kullanımı sayesinde bu tehlikenin bertaraf edilebileceğini belirten IBM Akıllı Şehirler ve Endüstri Çözümleri İş Geliştirme Yöneticisi Bülent Ekuklu,

şunları kaydetti: “Su ile ilgili bilgi toplanması,

bu bilgilerin analiz edilmesi ve doğru stratejilerin oluşturulması günümüzde akıllı su yönetimi konusunda uçtan uca çözümler sunan IBM’in başlıca iş hedeflerinden biri haline geldi. Sel riskinin önceden tahmin edilmesinden, temiz su kaynaklarının korunmasına kadar birçok alanda akıllı su yönetimi, hem doğanın korunmasını hem de ekonominin güçlenmesini mümkün kılabiliyor.”

Her beş kişiden biri temiz sudan mahrum

Bugün temiz suya erişim son derece zor hale geldi. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 1990’lardan bu yana sudaki oranı giderek artan arsenik, çağımızda pek çok kanser türünün de kaynağı. Bugün, özellikle şehirlerdeki su taşınmasındaki kayıplar genellikle boru kaçaklarından ve buharlaşmadan kaynaklanıyor. Endüstri ve tarımda kaydedilen kayıp oranı, toplam su tüketiminin

yüzde 90’ını oluşturuyor. Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’nin nüfusu ve ekonomik gelişimi arttıkça, suya olan ihtiyacı da dramatik bir şekilde artıyor. Durum her ne kadar ürkütücü görünse de, teknolojiden yararlanarak bu kayıpları önlemek ve suyu verimli kullanmak mümkün.

IBM Ankara Bölge Müdürü Onur Buçukoğlu konu hakkında şunları kaydetti: “Ekonomik gelişim ile doğal kaynakların korunması çoğu

zaman birbirine zıt iki amaç gibi algılandı. Günümüzde ise teknoloji ve doğa arasındaki ilişki farklı bir boyut almakta. Büyük veri analizi ve nesnelerin İnterneti gibi yeni teknolojiler insanın daha verimli ve üretken olmasını sağlarken, aynı zamanda doğayı daha iyi anlamamızı ve onu daha iyi korumamızı sağlayacak şekilde evriliyor. Türkiye’nin su fakiri olmaması için bugünden akıllı su yönetimi ile ilgili adımlar atılması gerekiyor.”

Haber Merkezi İş Bankası’nın 2012 yılında müşterilerinin kullanımına sunduğu kartsız, basit ve güvenilir bir şekilde alışveriş yapma imkânı sağlayan Parakod uygulamasına akıllı telefondan sinema bileti alabilme özelliği de eklendi.

BİLİŞİM DÜNYASI 93 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, dijital dönüşümün en başarılı örneği olarak gördükleri İşCep Parakod uygulaması ile akıllı telefonların günlük hayatta pratik bir şekilde kullanılmasını sağladıklarını belirtti. İş Bankası’nın ülkemizde dijital dönüşüme öncülük ettiğini vurgulayan Aran, şöyle konuştu: “Müşterilerimizin dijitalleşmesine paralel olarak biz de yeni geliştirdiğimiz uygulamalar ile ülkemizin dijital dönüşümüne katkıda bulunmak istiyoruz. Bu doğrultuda önümüzdeki sürece damga vuracak olan dijital dönüşüm yolculuğunda üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalışıyor ve müşterilerimizi, paydaşlarımızı yeni teknolojilerle buluşturuyoruz. Parakod’un Cinemaximum özelliği de bu çalışmalarımızın bir sonucu. Yeni mobil uygulamamız ile vizyona giren filmleri takip etmek, beğendiğiniz filmler hangi sinemalarda oynuyor, hangi seansta yer var cebinizden dilediğiniz an kontrol edebilmek ve hemen bilet almak müşterilerimize sunduğumuz yenilikler. Üstelik aldığınız sinema biletini cep telefonunuzdan okutarak sinemaya girebilmek, gişelerde ayrıca bileti fiziksel olarak almak için kuyruk beklememek de büyük kolaylık. Bu hizmeti sadece İş Bankası Maximum Kart sahiplerine değil tüm banka müşterilerine sunuyor ve tüm sinemaseverlere hayırlı olsun diyoruz.”

Dijital dönüşümünen başarılı örneği

Page 10: BThaber Sayı 1032

BİLİŞİM DÜNYASI10 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

2005’ten beri yayında olan birimcevir.com sitesi üzerindeki Microsoft Translator altyapılı

çevrimiçi sayfalardan profesyonel çeviri almak isteyen müşterilerin, İtalya tabanlı ve Protranslate.net ile aynı sektörde hizmet veren bir firmaya yönlendirilmesi başarı sağladı. Ama Protranslate.net Kurucu Ortağı Kerem Kalkancı’nın da dikkat çektiği bazı sorunlar, yani firmanın ödeme sayfalarının İtalyanca oluşu ve bunları da değiştirmek istemeyişi, Kalkancı’yı kendi projelerini yapma konusunda heveslendirdi. Böylece 2014 Ekim’inde Protranslate.net projesi hayata geçirildi. Detayları Kalkancı anlattı:

n Bu dilleri ve uzmanlık başlıklarını artırma planınız var mı?

Şu an için en çok rağbet gören 11 dilde ve birçok uzmanlık alanında çeviri hizmeti veriyoruz. Kalitesinden emin olduğumuz bir çevirmen kadrosu oluşturarak, kısa süre içinde farklı dillerde ve daha geniş uzmanlık alanı yelpazesinde hizmet vermeye devam edeceğiz.

n Çeviri yapan kişileri hangi kriterlere göre seçiyorsunuz? Onlarla nasıl bir çalışma takvimi ile ilerliyorsunuz?

Çevirmen başvurularını tecrübe, ana dil-erek dil hâkimiyeti ve adayların farklı alanlardaki uzmanlıklarını test ettiğimiz deneme

Dünyanın ve uzmanlıkların buluştuğu nokta

çevirileri ile değerlendiriyoruz. Bilgisayar tabanlı olmayan, yüzde 100 insan tabanlı çeviri hizmeti sunduğumuz için özellikle uzmanlık gerektiren acil çevirilerde, benzer tecrübe ve kaliteye sahip çevirmen kadromuzu aynı göreve atayarak kısa zamanda sonuca ulaşıyoruz. Dil kullanımında standartlar yüksek olduğu için çeviri hızı ve kalitesi de artmış oluyor.

n Kullanıcı paneli ile

çeviri hizmeti alan kişinin, tüm süreçleri ve fiyatlandırma detaylarını görmesini sağlıyorsunuz. Çeviri fiyatı hesap aracını hangi kriterleri baz alarak geliştirdiniz ve sizden çeviri hizmeti alanların bu hesap aracına yönelik yorumları neler?

Hemen hemen tüm dillerdeki metinleri kolayca ayıklayan ve böylece hızlı fiyat teklifi verebilen bir sistemimiz var. Elinde çevrilecek belgesi olan müşteri, herhangi bir kişi ile muhatap olmaya gerek kalmadan o çeviri işinin maliyetini hemen hesaplayıp siparişini geçebiliyor. Çeviri hesaplamalarını yapan sistemimiz; metindeki kelimeleri ayıklayarak, o dile ve uzmanlık alanına atanan kelime başı ücret üzerinden toplam bedeli hesaplıyor. Taranmış belgeler haricindeki pek çok belgeyi bu sistemimiz sayesinde okuyarak, çeviri ücretini otomatik şekilde hesaplayabiliyoruz.

Müşteri ihtiyaçlarına göre şekillenen bu ücretlendirme sayesinde yalnızca bireysel

ve kurumsal müşterilerimiz değil, iş ortaklığı yaptığımız çeviri ofisleri de portföylerinin özellikle acil ve uzmanlık gerektiren çevirilerini Protranslate.net aracılığıyla hızlı ve sorunsuz şekilde yaptırabiliyorlar. Bu anlamda olumlu geri dönüşler, günlük ortalama 20 bin kelimelik çeviri talebi almamız ve sektörün büyümesine yaptığımız katkı doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.

n Hedef ve planlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Sektör ihtiyaçlarına göre süreçlerimizi dinamik olarak her açıdan geliştirip yeniliyoruz. Öncelikle altyapımızda, hem web sitemiz hem de arka planda çalışan panelimiz ve kodumuz üzerinde sürekli optimizasyon yaparak, sipariş ve teslimat süreçlerini hızlandırıyor ve özellikle acil ihtiyaçlara çok daha hızlı cevap verebiliyoruz. Önümüzdeki dönemde yurt dışı odağımızı biraz daha yoğunlaştırarak, farklı ülkelere yönelik iş ortaklıkları ve pazarlama faaliyetleri ile yola devam edeceğiz. Önemli bir hazırlık süreci gerektiren

bu açılım için pilot bölgelerde denemeler yapmaya başladık. Bu çalışmaları ivmelendirerek, Protranslate.net sitesini küresel bir hizmet platformu olarak tanıtmak üzere yola devam edeceğiz.

Çok dilli çevirmen kadromuzu İngilizce, Almanca ve Arapça gibi potansiyeli yüksek dillerde çift yönlü çeviri hizmeti verecek şekilde büyütüp, yurt dışındaki müşteri potansiyelimize daha da ağırlık vermeyi hedefliyoruz. Bu hedefe yönelik olarak sitemizin Arapça versiyonunu geçtiğimiz aylarda hizmete açtık. Böylece MENA bölgesi ülkelerine hizmet vermeye hazırız. Çince çeviri potansiyelimizi artırmaya yönelik çalışmalarımız da mevcut.

n Peki ya yerelleştirme hizmetiniz?

Kuruluşumuzdan bu yana verdiğimiz, ancak bu yıl öne çıkardığımız hizmetlerimizden biri “Web Site Çevirisi ve Yerelleştirme” hizmeti. Küresel hedefleri olan birçok işletme yurt dışına açılabilmek, doğru hedef kitleye ulaşabilmek için web sitelerini farklı dillere çevirtiyor. Bu noktada çevirinin kalitesi ve hedef kitleye erişim şansını artırmak için o dile ait kültürel kodlar dikkate alınarak çevirinin yerelleştirmesi hizmetini veriyoruz.

n İş ortaklığı sistemi nasıl büyüyecek?

Sene sonuna kadar ulaştığı kitle potansiyelini genişletmek istediğimiz diğer bir hizmetimiz; çeviri ofislerine sunduğumuz “Protranslate İş Ortaklığı Sistemi”. Türkiye’de bu sektörde bir ilk olan iş ortaklığı sistemi ile çeviri ofislerinin ellerinde bulunmayan dil kombinasyonları ve uzmanlık alanlarında daha önceden pas geçtikleri siparişlerden gelir elde etmelerini sağlıyoruz. Çeviri ofisleri, kendi müşterilerinin gizliliğini deşifre etmeden, Protranslate.net platformunun iş ortaklığı panelinden yükledikleri belgeleri hızla çevirterek, ciro tutarı üzerinden yüzde 20’ye varan komisyon oranları ile gelirlerini artırıyorlar. Bu özel iş ortaklığı sistemi sayesinde, çeviri ofislerinin cirolarına büyük katkı sağlarken, sektörü büyüterek dinamizm katacağımıza eminiz.

Protranslate.net; İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Korece, Yunanca, Arapça ve Çince dillerinde çift yönlü olarak akademik, tıbbi, hukuki,

bilimsel ve genel konularda çeviri hizmeti veriyor.

Handan Aybars

Protranslate.net Kurucu

Ortağı Kerem Kalkancı

Page 11: BThaber Sayı 1032

Son dönemde sektöre katma değerli çözümler sunmak isteyen İdea Teknoloji, bu doğrultuda geliştirdiği

veri görselleştirme ve analizi platformu Bussion ile Self Service BI kavramıyla anılan konsepti Türkiye’ye getirdi. Bussion platformunu ve İdea Teknoloji’nin iş süreçlerine olan katkılarını Idea Teknoloji Genel Müdürü Aykut Güven ile konuştuk.

n İlk etapta İdea Teknoloji’nin faaliyetlerinden kısaca söz edebilir misiniz?

2004 yılında İstanbul’da kurulan İdea Teknoloji, sektördeki faaliyetlerine mühendislik ve danışmanlık şirketi olarak başladı. 2005 yılından bu yana HP Yazılım ile ortaklık ilişkisi bulunan şirket, yurt içerisinde ve yurtdışında yaptığı projeler ile iş portföyünü genişletiyor.

n Veri görselleştirme ve analizi platformu Bussion özelinde konuşmak gerekirse; platformdan bahseder misiniz?

Bussion 2015 yılının başında yayınlanan bir platform. 10 kişilik bir ekibin yoğun çalışmasıyla ilk versiyonu yayınlanan ve o günden bu yana şirketler

İdea Teknoloji Bussion ile iddiasını ortaya koydu

Harfler bitti, yeni nesil beklentileri tükenmedi

tarafından ili görmeye başlayan Bussion için oldukça olumlu geri dönüşler aldık. Bussion’ı tercih eden müşteriler, platforma oldukça hızlı bir şekilde adapte olurken, sektörden yeni isimler de Bussion’a ilgi göstermeye başladı.

İşin biraz teknik tarafına bakacak olursak; Bussion iş dünyasında son dönemde oldukça revaçta olan Self Service BI olarak adlandırılan bir araç tipi. Buradaki amaca gelecek olursak, raporlamayı şirket içerisinde hayata geçirirken, proje sürelerini olabildiğince azaltmak ve BT personeli dışındaki insanlar tarafından da bu işlemlerin rahatça yapılabilmesini sağlamak.

Başlıca özelliklerini sıralarsak kolayca veri kaynaklarına bağlanıp hızlı bir şekilde raporlar oluşturuluyor, ileri derecede BT bilgisine sahip olmadan konfigürasyon yapılması mümkün, ayrıca, büyük veri teknolojileri dahil 800’den fazla veri kaynağına bağlantı sağlayabiliyor. Widget’lar ve kontrol paneli arasında “drilldown” ve otomatik geçişler tanımlanabiliyor. Kullanıcılar widget’lara yorum yapabiliyor,

alacakları snapshot’lar sayesinde durum karşılaştırması yapılabiliyor. Kontrol paneli ve widget’lar kullanıcı rollerine göre bağlanabiliyor. Playmode ile yansıtabiliyor, Share ile herhangi bir e-posta adresine süreli olarak kontrol panelleri görüntüleme hakkı verilebiliyor. Bussion’da widget tasarlamak için danışmanlığa gerek yok, 1-2 saatlik eğitim ile kullanıcılar kendi widget’larını oluşturabilmektedir.

n Peki şirketler ve kurumlar Bussion’ı neden tercih etmeli? Bussion şirketlere ve kurumlara ne gibi avantajlar sunuyor?

İlk etapta Bussion’ın Self Service BI uygulaması olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Bu yapısı sayesinde günler seviyesindeki bir zaman aralığında çok hızlı hayata geçirilebiliyor. Bunun yanı sıra ürün kendi içerisinde yer alan 800 farklı sistemden veri çekilmesini destekliyor. Yani endüstriden yer alan neredeyse bütün sistemlere bağlanıp, veri çekebiliyor. Bu çekilen veriler sayesinde de çok daha sağlıklı analiz sağlanabiliyor. Bunun dışında oldukça zengin

görsellere sahip kontrol paneli yaratıp, şirket için paylaşarak çok daha verimli bir çalışma ortamı yaratılabiliyor. Bu da iş süreçlerini çok daha verimli bir seviyeye çıkartabiliyor.

Bussion ile çalışmayı tercih eden şirketler ve kurumlar, olası sıkıntılı durumlara karşı yaratabilecekleri KPI’lar ile şirket çalışanlarını ve ekiplerini çok daha iyi bir şekilde bilgilendirebiliyorlar.

İş dünyası ve markalar için büyük önem taşıyan ve 2020 yılı itibariyle harcama gücünün büyük bölümüne sahip olacak Y kuşağının davranış kalıplarını ve beklentilerini Emarsys Ülke Müdürü Murat Erdör paylaştı. Erdör, Y neslinin davranışlarını, özelliklerini ve beklentilerini anlayamayan şirketlerin, teknolojinin içine doğan Z kuşağına dokunamayacaklarını da vurguladı. Y kuşağının, markaları, kendilerinin bir yansıması olarak gördüğünü belirten Erdör, Y kuşağı tüketicilerinin yaklaşımlarını şu şekilde sıraladı:

1. Çabuk sıkılan ve kararları hızlı değişkenlik gösteren Y kuşağı için alışveriş, ihtiyaçların temin edilmesinden ziyade, sosyal bir aktivite. Yani

markaların eğlenceli alışveriş imkanı sunması önemli.

2. Sosyal medya, web siteleri, arama motorları, arkadaşların önerileri, aile ve ürün inceleme web siteleri, Y kuşağının satın alma

davranışlarını etkiliyor. Müşteri memnuniyeti sağlamayı öncelik olarak gören firmaların da WoMM (ağızdan ağıza pazarlama) etkisinden faydalanmayı sürdürecekleri ortada.

3. Y kuşağı üyeleri, çevresindekilerin önerilerine kulak verirken aynı zamanda çevresinde bulunan diğer bireylerin de satın alma davranışlarını etkiliyor.

4. Güvenilirliğe ve şeffaflığa önem veren Y kuşağı tüketicileri, teknoloji ve bilgiye oldukça hâkim olmaları dolayısıyla sürekli sorguluyor ve araştırıyor.

5. Y kuşağının yüzde 95’i düzenli olarak akıllı telefon kullanıyor ve internette diğer kuşaklardan çok daha fazla zaman harcıyor. Bu da mobil web sayfası ve uygulamalara sahip şirketlerin ve markaların rekabette öne çıkacağını gösteriyor.

6. Y kuşağı, deneyimledikleri ürün ya

da hizmetler hakkında yorum yaparak şikayet ya da memnuniyetlerini belirtmeyi seviyor.

7. Y kuşağı, e-posta ve SMS ile iletişim kurmayı yüz yüze görüşmeye tercih ediyor. Yani kişiye özel iletiler gönderen markalar, müşteri bağlılığı da yaratacak.

8. Fikirlerine değer verildiğini görmek Y kuşağını kazanmada önem taşıyor.

9. Y kuşağı, bir markanın online satış özelliğinin bulunmamasını büyük eksiklik olarak görüyor.

10. Özgür ve dahil edildiğini hissettiren, çok yönlü, basit, net, kolay anlaşılır, dürüst, şeffaf, samimi ve faydacı yaklaşımlar, Y kuşağına dokunan noktalar.

Bussion’ın en önemli artılarından bir diğeri ise, veri kaynağına bağlandığında kendi içerisinde o veri kaynağını raporlayabilmek için ihtiyaç duyduğu veri yapılarını otomatik olarak oluşturabiliyor. Yani Bussion üzerinde ekstra bir araç, panel gibi işlerle uğraşmaya gerek kalmıyor. Arka tarafta büyük veri teknolojisin kullanan uygulama, zorlu iş süreçlerinde kendisini genişletip, esnek bir yapıya bürünebiliyor.

n Bussion Türkiye’de hangi sektörler tarafından daha çok tercih ediliyor?

Bussion, özellikle finans ve bankacılık sektörlerinde kendisine geniş bir kullanım alanı buldu. 3 aylık süre zarfında bu iki sektörde önemli müşterilere çözüm getiren Bussion, perakende sektöründe de önemli bir yükseliş trendi içerisine girdi. Bunun dışında yakın bir tarihte KOBİ’lere yönelik bir paket hazırlamayı da düşünüyoruz. Bu sayede KOBİ’lerin iş süreçlerine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Ağustos sonunda çıkaracağımız yeni bir sürümle de ülkemizdeki şirketlere çok daha verimli hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bir ileri safhada ise uygulamamızı yurt dışındaki şirketlere sunarak, iş süreçlerimizi genişletmeyi amaçlıyoruz.

HP Yazılım’ın satış ve danışmanlık hizmetlerini vermek amacıyla kurulan İdea Teknoloji, geçtiğimiz 11 sene

içerisinde iş süreçlerini yelpazesini yenileyerek katma değerli hizmet vermeye başladı.

Idea Teknoloji Genel Müdürü Aykut Güven

BİLİŞİM DÜNYASI 113 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Ekrem Uçman

Page 12: BThaber Sayı 1032

BİLİŞİM DÜNYASI12 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Türkiye bilişim sektörünün yayınladığı iş ilanı sayılarından, Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz’un da belirttiği gibi, gelen istihdam talebini takip etmek mümkün. Genel olarak bilişim sektörüne baktığımızda, 2014 yılı boyunca bir önceki yıla göre yüzde 11 artış görülüyor. Böylece bilişim, geçtiğimiz yıl en çok istihdam yaratan 5’inci sektör konumuna ulaşıyor. Bilişim sektörünün alt sektörlerine baktığımızda ise bilişim yüzde 68, yazılım yüzde 11, internet yüzde 8 ile bu sektörün ilanlarının çoğunluğunu oluşturuyor. Bu alt sektörleri sırasıyla makine ve ekipmanlar, bilişim danışmanlığı, tüketici ürünleri ve servisler takip ediyor. “2015’in ilk 3 ayında ise bilişimin 3’üncü sıraya yükseldiğini görüyoruz” diyen Yusuf Azoz, sektörde istihdama, ihtiyaç ve beklentilere dair sorularımızı şöyle yanıtladı:

n Sektörde tercih edilen adayların temel özellikleri neler? Üniversite diploması yanında başka neler bekleniyor?

Bilişim ve internet gibi hızlı büyüyen alanlarda, insan kaynağının özel sektörün ihtiyacını karşılamakta yavaş kaldığını görüyoruz. ‘Az bulunan pozisyonlar’ dediğimizde,

Potansiyel büyük, yazılımda çok iş var

örneğin şu an sosyal medya, arama motoru optimizasyonu ve e-ticaret alanlarında giderek daha fazla uzmana ihtiyaç duyuluyor. Henüz bu alanlarda birkaç sertifika programı dışında resmi bir eğitim olmadığı için, kendini yetiştiren bu uzmanlar oldukça az bulunuyor. İnternet alanında talep edilen uzmanlıkları teknik, içerik ve reklam – pazarlama olarak üç kategoride değerlendirebiliriz. Web programcısı, web hosting uzmanı, web master, web arayüz geliştirme uzmanı teknik tarafta en çok aranan uzmanlar. Web tasarımcısı, içerik yöneticisi veya editör,

yayın yöneticisi, portal yöneticisi de sektörün en çok aradığı uzmanlar. Web reklam uzmanı, dijital pazarlama uzmanı gibi pozisyonlar da pazarlama tarafında yoğun talep ediliyor.

n En çok hangi bilişim başlıklarında eleman arayışı var?

Bilişim, yazılım ve internet alt sektörleri bu sektörün ilanlarının çoğunluğunu oluşturuyor. En çok ilan çıkılan pozisyonlar içinde ilk sırayı yazılım uzmanı ve yazılım geliştirme uzmanı alıyor. Bilişim alanında yapılan yatırımlar, beraberinde diğer alanlarda da istihdamın artışını getiriyor. Örneğin; satış ve muhasebe pozisyonlarını en çok ilan yayınlanan pozisyonlar arasında görüyoruz. Diğer yandan, sektördeki kalifiye eleman açığı nedeniyle firmaların stajyer alımına ağırlık verdiğini de gözlemliyoruz.

n Bilişim başlığında eleman arayan şirketler ağırlıklı hangi illerden?

Diğer sektörlerde olduğu gibi İstanbul, bilişim sektöründe eleman arayışının en fazla olduğu il. İstanbul’u Ankara, İzmir ve Bursa takip ediyor. Geçtiğimiz yıla göre İzmir’de yüzde 15 ve Bursa’da yüzde 11’lik artışlar dikkat çekiyor.

Özellikle bu illerde bilişim sektöründeki istihdam olanaklarının arttığını söyleyebiliriz.

n Peki ya şirketler ağırlıklı olarak hangi sektörlerden?

Hemen hemen her

sektörde bilişim alanında çalışan istihdam edildiğini söylemek mümkün. Elbette bilişim sektöründe faaliyet gösteren şirketler listenin başında. Telekomünikasyon, finans-ekonomi ve hizmet sektörlerinde şirketler en çok istihdam edenler arasında.

Handan AybarsKariyer.

net Genel Müdürü

Yusuf Azoz’a göre, en çok

ilan çıkılan pozisyonlar

içinde ilk sırayı yazılım

uzmanı ve yazılım geliştirme

uzmanı alıyor.

Daha parlak koşullarda iş sağlayan alanlar, her sektörde olduğu gibi bilişimde de hep en son teknolojiyle ve en son trendlerle ilgili olanlar. İşte Yusuf Azoz’un paylaştığı örnekler: • Yazılım tarafında son yazılım dillerine hakim olan veya bulut bilişim gibi alanlarda ortaya çıkan yeni mimarileri bilen çalışanlar, kurumlar için çok cazip. Java, C+, C# yazılımcıları, SharePoint mimarisi uzmanları yoğun bir şekilde talep ediliyor. • Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla mobil alanda uzmanlara talep artmaya devam edecek. Mobil yazılım, içerik geliştirme ve pazarlama pozisyonlarının değeri artıyor. • E-ticaret uzmanlığının giderek bir meslek haline geldiği, bu mesleğe talebin arttığı görülüyor. Bu alanda sadece teknik değil, perakende ve satın alma tarafında bilgi birikimi olan uzmanlara da ihtiyaç duyuluyor. • Dijital pazarlama giderek yükseliyor. İnternet ve

reklam sektörünün kesiştiği bu alanda kazanılacak her tür bilgi, istihdam anlamında iyi bir yatırım demek.• Sosyal medya ayrı bir mecra haline geldi ve bu mecradaki bilgi birikimi çok değerli. Sosyal medya uzmanlığı, birkaç yıl içinde çoğu kurumun bünyesinde istihdam etmek isteyeceği bir pozisyon olma yolunda ilerliyor. • Arama motoru optimizasyonu (SEO) ve IPTV entegrasyonu, önümüzdeki dönemde önemi artacak alanlar. IPTV entegrasyon mühendisi, arama motoru pazarlama uzmanı gibi pozisyonlara giderek daha sık rastlanıyor. • Oyun alanında da hareketlilik var. Son yıllarda önemli yatırımlarla hız kazanan yerli oyun pazarının yanı sıra eğitimde ve pazarlamada “gamification” olarak adlandırılan oyun uygulamalarının yaygınlaşması, bu alanda yazılım, içerik, tasarım ve pazarlama uzmanlarını ön plana çıkarıyor.

İş fırsatları burada

Page 13: BThaber Sayı 1032

Securitas Ülke Başkanı Murat Kösereisoğlu, hem Securitas’ın hem de Securitas

Türkiye’nin yapı taşlarına değinerek 21 segmente özel güvenlik çözümleri sunduklarını kaydetti. Securitas, uzman güvenlik, teknoloji ve danışmanlık hizmetlerinin de yer aldığı geniş bir yelpazede; endüstriyel tesislerden, ofislere, mağazalardan, havalimanlarına kadar pek çok noktada, 53 ülkede 320 binden fazla çalışanıyla iş ortaklarının ihtiyaçlarına özel güvenlik çözümleri sunuyor. Kösereisoğlu, iş ortaklarının sektörel ve özel ihtiyaçlarına uygun güvenlik çözümleri sunmaya odaklandıklarının altını çizerek “Farklı segmentlerdeki iş ortaklarımıza sunduğumuz güvenlik hizmetinin başarısı, iş felsefemizin de temelini oluşturan ‘güvenlik bilgisi’. Temel hizmetlerimiz; uzman güvenlik, devriye hizmetleri, alarm izleme, elektronik güvenlik çözümleri, danışmanlık ve araştırma. Securitas’ın 2014 yılındaki cirosu; yaklaşık 70,217 milyon İsveç Kronu, faaliyet geliri ise, yaklaşık 3,505 milyon İsveç Kronu” açıklamasını yaptı.

Hem üretimi hem de üretim kalitemizi artırmamız gerekiyor

Securitas’ın 1934 yılında bir güvenlik şirketi olarak İsveç’te kurulduğunu söyleyen Kösereisoğlu, Securitas Türkiye’nin süreçlerini de şöyle aktardı: “Securitas Türkiye, 8 bölge müdürlüğü ve 8 şube müdürlüğü ile Türkiye genelinde 556 projede, 2.143 hizmet noktasında 10 binden fazla güvenlik görevlisiyle hizmet veriyor. Türkiye genelinde telekomünikasyondan finansa, havacılıktan madenciliğe, enerji sektöründen endüstriyel tesislere kadar 21 segmente özel güvenlik çözümleri sunuyoruz. 1992 yılında, Türkiye özel güvenlik pazarında ilk kurulan şirketlerden biri olan DAK Güvenlik ile Securitas Türkiye’nin temeli atılmış oldu. 2006 yılına gelindiğinde DAK ile Kare Güvenlik, Securitas Güvenlik Hizmetleri adı altında birleşti. Securitas Türkiye bugün, Securitas Avrupa Güvenlik Hizmetleri’ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Teknoloji ve

Teknoloji sayesinde güvenlik süreçleri daha verimli yönetiliyor

bilgiyi, hizmetlerimize bütünleştiriyoruz. Güvenlik çözümü yaratırken, uzman güvenlik hizmetleriyle güvenlik teknolojilerinin ne ölçüde ve nasıl bir araya getirileceği; sahadaki güvenlik görevlisinin ne yapması gerektiği ve izleme merkezindeki özel eğitimli operatörler tarafından ne yapılabileceği arasındaki ilişkiyi doğru kurgulamak gerekiyor. Bu denklem, geleneksel özel güvenlik hizmeti anlayışının dışında, küresel deneyim ve farklı uzmanlıkların bir araya getirilmesi sonucu iş ortaklarımıza artı değer yaratarak çözülebilir. Securitas olarak amacımız, daha güçlü ve daha uzun süreli iş birliktelikleri için uzmanlığımızı dünyadaki yeni güvenlik eğilimleriyle birleştirmek ve iş ortaklarımızın özel ihtiyaçlarına en uygun güvenlik çözümünü, ‘tek sözleşme’ ve ‘tek muhatap’ ile sunmak.”

Kayıt dışılığın sektördeki en önemli sorunlardan biri olduğuna da değinen Kösereisoğlu, ekonomik politikaların sağlam yapılması gerekliliğinin de altını çizerek “Hem üretimi hem de üretim kalitemizi yükseltmemiz lazım” ifadesini kullandı.

Güvenlik teknolojisine yapılan yatırım mali yük getirmez

Kösereisoğlu, Securitas Türkiye’nin özel güvenlik sektörüne kazandırdığı yeni hizmet modeli, ‘Bütünleşik Güvenlik Çözümleri’nden de bahsederek şunları aktardı: “Securitas, iş ortakları için danışmanlık, koruma ve uzman güvenlik hizmeti, resepsiyon, itfaiye, teknoloji, yatırım ve teknik destek konularını ‘bir’ çözümde birleştiren güvenlik çözümleri entegratörü. Bütünleşik güvenlik çözümlerinin yapı taşlarını; uzman güvenlik hizmetleri, teknoloji, uzaktan

izleme hizmetleri, kontrol hizmetleri ile danışmanlık hizmetleri oluşturuyor. Bu da, yapı taşlarının en verimli şekilde bir araya getirilmesinden oluşan ve tasarruf sağlayan müşteri odaklı bir yaklaşım. Bütünleşik güvenlik çözümleri içerisindeki teknoloji kullanımıyla iş ortaklarımıza güvenlik süreçlerini daha verimli yönetme imkânı sağlıyoruz. Sanıldığının aksine, güvenlik teknolojisine yapılan yatırım mali yük getirmez. Güvenlik uzmanı tarafından yaratılan güvenlik çözümünün bir parçası olarak, ihtiyaca uygun

yapılan teknolojik yatırım, makul sürelerde sağladığı verimlilik artışı ve güvenlik görevlisi sayısının azaltımından sağlanan tasarrufla kendisini amorti eder. Güvenlik teknolojilerinin kullanımı, daha az işgücüyle daha çok iş yapma, bu sayede maliyetlerden tasarruf etme, yeni iş alanlarında çözümler sunma konusunda büyük fayda

sağlar.” Elde edilen bu faydanın

teknolojideki gelişmelere paralel olarak iş ortaklarının lehine artarak devam ettiğine

dikkat çeken Kösereisoğlu,

genel yönetim giderlerinin

düşürülmesi

baskısı nedeniyle iş ortaklarının bu katma değerlere her zaman ihtiyaç duyduğunu söyleyerek, “Özellikle kriz dönemlerinde verimlilik artışı, maliyetlerde tasarruf sağlama ihtiyacı çok daha fazla hissedilir. Güvenlik söz konusu olduğunda bunun çözümü, daha fazla teknoloji kullanımından geçer. Securitas, video, erişim kontrol, alarm, çevre güvenlik, araç ve kişisel takip sistemleri gibi elektronik güvenlik sektöründe ihtiyaç duyulan tüm sistemleri, uzman mühendis ve teknisyen kadrosuyla iş ortaklarına sunuyor” dedi.

Özel video sistemleri ve analiz yazılımlarıyla aksamalar tespit ediliyor

Securitas, uzaktan izleme hizmetleriyle de ilgili bilgi veren Murat Kösereisoğlu, “Bunu, Securitas Alarm İzleme Merkezi aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Merkez, konut, küçük ve orta ölçekli işletmelerle kurumsal iş ortaklarına 7/24 hizmet veriyor. Alarm ve araç takip sistemlerinin izlenmesinin yanı sıra ‘Uzaktan Video İzleme’ Securitas Alarm İzleme Merkezi’nin sunduğu hizmetlerin arasında. Bir video görüntüsünün operatörler aracılığıyla uzaktan izlenmesi, yorumlanması olarak özetleyebileceğimiz bu hizmet; Sanal Devriye, Uzaktan Alarm Doğrulama, Uzaktan Çevre Koruma, Giriş-Çıkış Yönetimi, Uzaktan Refakat ve işletmelerin kendi iş alanlarını geliştirmek için kullanabilecekleri ‘Ticari Bilgi Edinme’ alt ürünlerini barındırıyor. Özel video sistemleri ve analiz yazılımları kullanılarak, örneğin bir imalat hattındaki ürün bozulmaları ve aksamaları tespit edilebilir. Kalabalık alanlardaki insan hareketleri analiz edilebilir, bir bölgeye ya da alana giren çıkan insanlar, araçlar sayılabilir, bir bölgeye bırakılan şüpheli cisimler ya da eşyalar anında tespit edilebilir, bir süpermarketteki boşalan raflar, bir müzenin duvarından alınan çok değerli bir resim anında otomatik uyarılarla belirlenebilir” şeklinde konuştu.

‘Bütünleşik güvenlik’ kavramı kapsamında çözümler sunan Securitas, özel güvenlik hizmetlerini teknoloji ile birleştiriyor.

Securitas Ülke Başkanı Murat Kösereisoğlu

BİLİŞİM DÜNYASI 1313 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Sedef Özkan

Page 14: BThaber Sayı 1032

BİLİŞİM DÜNYASI14 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

İstanbul Hayvan Hakları Derneği Başkanı ve Hayvan Hakları Konfederasyonu Kurucu Kurul Başkanı Mirat

Gürol ile sokak hayvanları ve hayvan hakları hareketlerinin geldiği son durum hakkında bir röportaj gerçekleştirdik. Küçük yaşlardan beri hayvan hakları derneklerini destekleyen Gürol, aynı zamanda da Gebze Teknik Üniversitesi’nde Çevre Mühendisliği bölümünde profesörlük yapıyor.

n Türkiye’de sokakta yaşayan hayvanlarla ilgili tabloyu maalesef biliyoruz. Bize sokak hayvanlarının durumlarından biraz bahsedebilir misiniz?

Burada Amerika ve birçok Batı ülkesinde olmayan bir oluşum mevzu bahis: Sokak hayvanları… Sokak hayvanlarını sokakta yaşatmaya çalışıyoruz. Bu hayvanseverlerin üzerine hem mali, hem psikolojik, hem sosyolojik açıdan çok büyük bir yük bindiriyor. Dışarıda yaşayan hayvanların acı çekmediği, acıkmadığı, susamadığı gibi bir algı var. Bazı insanlarımız bin lira maaşı emekli maaşı ile sokaklarda hayvanları beslenmesini, sulanmasını sağlamaya çalışıyor. En önemli problemlerimizden biri kısırlaştırmanın yeterli olmaması. Üretim çiftliklerinde ve petshop’larda hayvan satılmaması, üretilmemesi, internette hayvan satılmaması, sınırlardan hayvan sokulmaması gerekiyor. İçerideki hayvanlarında yüzde 90’a varan oranlarda kısırlaştırılması ve sayıların makul seviyelere çekilerek; insanların bakabileceği, belediyelerin kontrol altında tutabileceği sayılarda tutulması gerekiyor. 2004’te çıkarılmış 5119 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun ruhu bu. Ancak uygulama neredeyse yok.

n Ülkemizde sokak hayvanlarını koruyan yasaları yeterli buluyor musunuz? Bu yasalar ne kadar uygulanabiliyor?

Hayvan hakları Türkiye’de kabul edilmiş değil.

“Türkiye’de hayvan hakları sadece konuşanların dilinde”

Kanunumuz, hayvan haklarını korumuyor. Hayvan besleyenler tacize uğrayıp, hakarete uğradığı zaman ancak mahkemeye verebiliyoruz. Bir hayvan öldürüldüğü zaman mahkemeye veremiyoruz. Çünkü Ceza Kanunu’nda değil, Kabahat Kanunu’ndayız. Kültür seviyemiz düşük, kanunlarımız da caydırıcı olmadığı ve sadece İstanbul’da yüzbinlerce sokak hayvanına çare bulmaya çalıştığımız için çok büyük bir yük altındayız. Devlet, vergilerimizin bir kısmının sokak hayvanlarına harcanması için belediyelere görev veriyor. O paralar başka şeylere harcanıyor. Bu görev kanuna göre belediyelere verilmiş durumda, ancak belediyeler oyla gelen sistemler olduğu için ve hayvanlar oy veremediği için, onların hiçbir konuşma hakkı yok.

n Dünyada hayvan hakları hareketinin eriştiği noktayı anlatır mısınız?

Dünyada hayvan hakları için savaşan bir avuç insan azınlıkta. Avrupa’da, Uzak Doğu ülkeleri ve Amerika’da ötenazi çok sık kullanılan

bir metot. Barınaklarda sapasağlam hayvanlar, sadece fazlalık olduğu için uyutulur. Sokaklarda hayvan görünmemesinin sebebi ötenazidir. Kapitalist sistemlerde hayvanlar üretilip satılır mal durumundadır. Bu yüzden hayvan hakları, dünya açısından bakınca hiçbir şekilde ileri gitmiş değil.

n Peki ya Türkiye’de hayvan haklarının eriştiği nokta?

Türkiye’de 2004’te çıkarılan kanunla ötenazi kaldırıldı. Ancak gördüğümüz gibi son zamanlarda, Türkiye’nin dört bir köşesinden her gün vahşet haberleri geliyor. Türkiye’de hayvan hakları sadece konuşanların dilinde. Bugün adalarda korkunç bir acı içinde atlar faytonları çekiyor. Sadece

adalarda her yıl 400 tane at ölüyor; her yıl 400 tane yeni at getiriliyor. Bu zavallı yabani atları yakalayıp, adalara getiriyorlar ve 30 derece sıcaklıkta aç, susuz ulaşım için yokuş çıkartıyorlar. Bu, hayvanların vahşice kullanımına girer. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yoktur. Sadece turistik anlamda bazı parkların etrafında kullanırlar. Bunlar da katana denilen büyük atlardır. Bu uygulamanın yanlış olduğunu belediyeye anlatıyoruz, ama hiçbir yerden geri dönüş alamıyoruz. Hayvanların eğlence için kullanımına da karşıyız. ‘Sirklerdeki, hayvanat bahçelerindeki, yunus parklarındaki hayvanları tabii ortamından alıp, kafeslere tıkamazsınız’ diyoruz. O hayvan bizim gibi dünyaya gelmişse eğer,

onun da yaşama hakkı var.

n İnsanları hayvan hakları konusunda bilinçlendirmek için neler yapılabilir?

Bundan 10 sene öncesine kıyasla bilinçlenme arttı. Bunun en büyük katkısını medyadan ve iletişim araçlarından alıyoruz. Televizyonlarda hayvan ve doğa ile ilgili çok güzel programlar var ve çocuklar bunları izliyorlar. Bir miktar doğaya ve tabiata saygı da bu şekilde başlıyor. Yeni kuşak senaristler hayvan sevgisini dizilere ve filmlere sokmaya başladılar ve bizim ulaşamadığımız bir kitleye ulaşıyorlar. Aynı zamanda din adamlarının da etkisi bu konuda fazla oluyor. Bizim Facebook sayfamız ve web sitelerimiz var. İnternet vasıtasıyla eğitim veriyoruz. Ama oraları ziyaret eden insanlar zaten hayvansever insanlar. Oysa bizim genel topluma açılmamız lazım.

n Bilişim sektörü ile nasıl bir işbirliği yapmak istiyorsunuz?

En büyük problemimiz ofisimizin olmaması. Oysa bir ofisimizin, bir toplantı salonumuz olması, bizim sürekli insan getirip, onları eğitmemiz lazım. İnsanların ofisimize gelip, broşürler almaları, bilgi almaları gerek. İnsanlara bir irtibat numarası sunabilmeliyiz. Bu iş için de para lazım. Ben özel şirket ve kuruluşlara bunları iletmek istiyorum. Eğer bize bu konuda yardımcı olur, kullanmadıkları bir ofislerini bize kullanmamız için verirlerse çok memnun oluruz. Bütün istediğimiz bir ofisimiz olsun. Orası bir eğitim yuvası olsun. Birçok insanın içerisinde hayvan sevgisi var; fakat ne yapacaklarını bilmiyorlar. Sosyal sorumluluklar, gönüllü işler, birilerinin vicdanına dokunan işler var. Bu insanlar paralarını ve vakitlerini harcıyorlar. Ama hep azınlıktayız; bu kadın haklarında da, çocuk haklarında da böyle... Ancak hem mali açıdan, hem zaman açısından bütünüyle kendini vermesini 1-2 kişiden bekleyemiyoruz. Hayvan hakları savunuculuğu, sadece evine kedi köpek alıp onu sevmek değil... Vaktini veremeyenlerin, mali açıdan destek vermesi lazım.

Hayvan Hakları Konfederasyonu’nu (Haykonfed) desteklemek, Türkiye’deki hayvan

hareketlerini ileriye götürecektir. Dernek, bilişim sektörünün de desteğini bekliyor.

İstanbul Hayvan Hakları Derneği Başkanı ve Hayvan Hakları Konfederasyonu Kurucu Kurul Başkanı Mirat Gürol

Simay Yaylacı

Page 15: BThaber Sayı 1032
Page 16: BThaber Sayı 1032

‘Büyük veri’ kaynağı olarak sayısallaştırılmış insan

16 GÖRÜŞ 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Bugünlerde, giderek artan sayıda insan günlük fitness düzeylerini gözlemlemek ve takip etmek amacıyla öz izleme (self monitoring) aygıtları kullanıyor. Son birkaç yıldır spor amaçlı monitörler piyasaya sunuldukça “Sayısallaştırılmış İnsan Hareketi” adında bir oluşum hayata geçmeye başladı

Bu öz izleme aygıtları hala biraz icat gibi algılansa da, giyilebilir gözlemleme ve aktivite izleme araçlarını kullanan insanların hızlı bir şekilde çoğaldığını önümüzdeki günlerde şüphesiz daha çok göreceğiz.

Akıllı telefon ve tabletlerin sağlık alanındaki uygulamalarda aktif kullanılmaya başlanması gibi, sayısal insan verileri üreten tüketiciler yani bahsettiğimiz sayısallaştırılmış insan hareketine katılanlar, bu bilgileri kendi hekimleri ve sağlık kuruluşları ile paylaşmak isteyecekler. Bu şekilde sağlık koşulları, beslenme ve fiziksel aktivite düzeyine dayalı daha iyi, daha kişiselleştirilmiş bakım alabilecekler.

Belki sağlık amaçlı kullanım için henüz hala erken ancak akıllı bilekliklerle hayatımıza giren giyilebilir sayısallaştırılmış insan cihazları, akıllı saatler ve kasklar ile gelişmiş ülkelerde çoktan patlama noktasına geldi.

Sayısallaştırılmış insan hareketinden önce ve sonra

Sayısallaştırılmış insan verileri yeni bir fikir değil. Uzay teknolojilerinde ve keşif ekiplerinde olduğu gibi bu fikrin yıllardır kullanıldığı alanlar mevcut. Burada üzerinde durmak istediğim, kitlesel olarak büyük veri yığını oluşturacak sürekli ve sürdürülebilir bir bilgi sistemi.

Tüm bu verilerle ne yapılacak?

Geleneksel modern

tıpta, bazı tıbbi durumların yönetimi için hastaya ait anlık ve kaydedilmiş geçmiş veriler birlikte kullanılmakta. Bu durum göz önüne alındığında, önümüzdeki on yıl içinde, hasta tarafından oluşturulan büyük sayısal veri, klinik olarak anlamlı bilgilere dönüşecektir.

Bunun yanında, insana ait rakamlar (veriler) oyun sektöründe de sanal gerçeklikle birlikte

düşünüldüğünde enteresan uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Asıl inovasyon, bilginin anonim olarak paylaşılarak farklı bir kitlesel anlama dönüştüğü senaryolarda: Örneğin migren hastalarının belirlenen bazı fiziksel, ruhsal ve çevresel şartlarda çeşitli tedavilere verdiği farklı yanıtların paylaşılarak gözlemlenmesi gibi.

Kimlerden bahsediyoruz?

Sayısal İnsan ile ilgili uygulamalar ve çözümler sunan bir takım inovatif - firmalar ortaya çıktılar ve sağlık, fitness, oyun gibi alanlarda pazara girdiler. Bunların yanında çok büyük firmalar da bu pastadan pay almak üzere ürünlerini piyasaya sürdüler. Ancak, bütün bu veri yığınını depolama ve bilgi olarak anlamlandırma adına telekomünikasyon, IT veya

diğer sektörlerde beklenen düzeydeki atılım henüz gerçekleşmedi.

SonuçEricsson’un yaptığı

Consumer Lab sonuçlarına göre, akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 40’ı tüm fiziksel aktivitelerini kaydetmek istiyorlar. Kişisel veri üretmek için. Yüzde 59’u akıllı bileklik, yüzde 56’sı akıllı yüzük kullanmayı tercih ediyorlar. Tüm bu cihazların hem kendi aralarında, internetle ve kullanıcısıyla yani insanla iletişim halinde olması bekleniyor.

Sayısal insan, büyük veri alanında son zamanlarda ortaya çıkan en yeni akımlardan birisi ve sadece biyolojik değil, fiziksel, davranışsal veya çevresel insana ait her türlü bilginin izlenmesini kapsamakta. Burada, verinin toplanmasından analizine, entegrasyonundan depolanmasına kadar birçok yeni iş fırsatları bulunuyor. Ayrıca kişisel verilere açık erişim sağlama başlı başına çözülmesi gereken bir konu. Önümüzdeki zamanlarda veritabanı kaynakları ve gizlilik standartları açısından çözümler sunan öncü firmalar ve organizasyonlar karşımıza çıkacaklar.

Gelecekteki “Sayısallaştırılmış İnsan” uygulamaları, davranış değişikliğine bağlı verileri anlamlı hale getiren modeller üzerine geliştirilecekler. Ayrıca farklı cihazlar, biosensörler, cep telefonları, gen bilgileri vs gibi birçok kaynaktan toplanan verileri birleştirmek çok yaygın olacak. Bazılarına göre, kendini izleme ve bu verilerin ölçümü sayesinde, doğal duyular ile mümkün olmayan yeni duyu yeteneklerinin gelişmesi mümkün olabilecek. Bunun hayalini kurmak ya da karşı koymaya çalışmak veya böyle bir gelecekten ürkmek olası. Siz hangisini seçerdiniz?

Gelecekteki “Sayısallaştırılmış İnsan” uygulamaları, davranış değişikliğine bağlı verileri anlamlı hale getiren modeller üzerine geliştirilecekler. Ayrıca farklı cihazlar,

biosensörler, cep telefonları, gen bilgileri gibi birçok kaynaktan toplanan verileri birleştirmek çok yaygın olacak.

Güvenlik: Kişiye ait bilgi en özel bilgidir ve bu bilginin paylaşılmasının hangi güvenlik şartlarıyla yapılacağı bu alandaki en büyük soru işareti. Dolayısıyla bu konuda çalışmaların Bulut ve büyük veri güvenliğiyle doğrudan bağlantısı olacaktır. Ayrıca veri üretme ve toplama aşamasındaki güvenlik standartları da ele alınmalıdır.

Uygulamalar: Sonuçta uygulamalar ve cihazlar, veri zenginliğini ve faydayı belirleyeceklerdir. Bugün olduğu gibi uygulama geliştirme platformları, uygulama dükkânlarına ek olarak sektörel uygulamalar için bir ekosistem, bu marketin büyümesi için gerekli bir çözüm olacaktır. Bulut: Büyük verinin depolanmasına çözümün

bulut bilişim olduğunu biliyoruz. Bahsettiğimiz cihazlar neredeyse hiçbir depolama kapasitesine sahip değiller, doğrudan internete ya da şebekeye bağlanarak veriyi transfer etmekteler. Bu sebeple gerçek zamanlı erişim imkânı veren, hızlı, güvenli ve kapasitesi artırılabilen bir bulut sistemi bu alandaki marketin en önemli ihtiyacı olacaktır.

Beklentiler nasıl adreslenecek?

*Sibel Aydoğmuş Bahadır

*Ericsson Strateji Geliştirme Direktörü

Page 17: BThaber Sayı 1032

BThaber

DOSYA 3 - 9AĞUSTOS 2015

www.bthaber.com

Ses, GörüntüTeknolojileri

Ses ve görüntüleme teknolojilerinin doğru kullanılması iletişimde fark yaratıyorTeknolojinin çok hızlı bir şekilde ilerlediği, her gün yeni bir şeylerin çıktığı bir dönemdeyiz. Her gün piyasaya yeni çıkan veya bir önceki serisine göre güçlenen teknolojik ürünlerle karşılaşıyoruz. Yeni teknolojiler, hayatımızın her alanında yenilikleri de beraberinde getiriyor. Bunları sadece son kullanıcılara sunulan ürünler tarafından değerlendirmemek gerek.

Ses ve görüntüleme teknolojilerinin, altyapı oluşturabilecek internet bağlantısı hizmetlerinin ve silikon teknolojilerinin gelişimi, televizyon

ve müzik cihazlarını geliştirmekten çok daha fazlasını getiriyor. Pek çok mağazada akıllı reklam panoları üzerinde kurumsal televizyon yayınları yapılıyor; ürünler hakkında bilgi veriliyor. Hatta yakın gelecekte giyim mağazalarındaki aynaların yerini akıllı aynalar alacak. Bu aynaların karşısına geçip, denemek istediğimiz kıyafetin barkodunu okuttuğumuz zaman o kıyafetin üzerimizde nasıl görüneceğini görüntüleyebilecek. Böylece kıyafeti giyip çıkarma derdinden bir nebze olsa da kurtulabileceğiz.

Diğer taraftan sağlık sektöründe de görüntüleme teknolojilerinin görevi artıyor. Artık hasta yataklarının yanında yer alan LCD ekranlar üzerinden hastanın durumunu anlık olarak takip edebiliyoruz. Eğitim kanalında akıllı tahtaların yükselişiyle karşı karşıyayız. Reklamcılık sektöründe ise akıllı reklam panoları almış başını gitmiş. Üst düzey şirket yöneticileri artık bir toplantı için yurt dışına çıkmak yerine ses ve görüntüleme teknolojilerinin kullanıldığı telekonferans sistemlerini kullanıyorlar.

17

Ruşen Göbel

Page 18: BThaber Sayı 1032

18 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaberSeS, GörüntüTeknolojileriDOSYA

SES VE GörünTü TEknOlOjİlErİ HEr kUŞAĞA HİTAP EDİyOrSes ve görüntü teknolojilerindeki hızlı gelişmeler 5 duyumuzun en önemli ikisi olan “Görme ve Duyma” yetkinliğimizi hedef almış durumdadır. Etrafımız geçmişte hiç olmadığı kadar fazla ve rahat erişilebilen radyo, televizyon, ses ve görüntülü görüşme sistemlerinin mobil ve sabit donanımları ile sarılmış durumda. Teknolojideki gelişim bizleri dijital reklam alanından eğitim alanına, sabit telefonlardan cep telefonlarına, sesli görüşmeden canlı görüntülü görüşmeye birçok alanda etkisi altına almış durumda. Arena Value olarak bu alanlarda yer alan ürün ve çözümleri Arena’nın 25 yıllık ürün ithalat ve dağıtım deneyimini “Value” çözüm yaklaşımı ile birleştirip “Katma Değer” yaratarak aşağıdaki alanlarda müşterilerimize hizmet olarak vermek istiyoruz.

Duvarlara ve reklam panolarına yapıştırılan reklamlar artık günümüzün hızına ulaşamamaktadır. Sürekli değişen ve gelişen ürünler ve fiyatlar, sıkça yapılan kampanyalar, reklam alanlarının gün geçtikçe artan maliyetleri ve reklamların hızlı değişebilir olması ihtiyacı dijital platforma taşınmayı zorunlu kılmıştır. Günümüzde “Fastfood” olarak tabir ettiğimiz hızlı yemek sunan restoran zincirleri bile artık menü ve kampanya bilgilerini bu şekilde müşterilerine sunmaktadır. Reklam

panolarının dijitalize olması aynı zamanda sabit bilgi paylaşımından çoklu bilgi paylaşımına geçişi sağlamaktadır. Büyük veri kullanımı ve analitik yazılımlar sayesinde dijital panolar çoklu bilgi paylaşımından reaktif ve interaktif bilgilendirme platformuna doğru adım atmaktadır.

Ses ve görüntünün sadece çocukların gelişiminde değil genç ve büyüklerin

eğitiminde de önemli bir rol oynadığını uzmanlar kanıtlamış durumda. Her kuşakta teknoloji ile daha da iç içe olduğumuz gelişen dünyamızda, ses ve görüntünün dijitaliz oluşumu da bir o kadar önem arz etmekte. Bu gelişimler sayesinde eğitim, sabit yerlerde verilmekten çıkarak bilgisayar veya tablet aracılığı ile mobilite kazanmış ve sınır taşımaz bir şekil almıştır. Artık canlı olarak yayınlanan bir ders veya çalışma, kayıt altına alınması durumunda, ilk dinlendiğinde anlaşılmamış veya kaçırılmış bir yer var ise kayıttan tekrar dinlenebilir olması sayesinde verimliği arttırmaktadır. Örneğin, medikal alanda nadir ve çok önemli ameliyatlar video konferans sistemlerinin yardımı ile bir üniversite hastanesinin ameliyathanesinden aynı anda dünyanın herhangi bir yerindeki birçok tıp üniversitesi hastanelerinin amfilerindeki öğrencilerin eğitimi için çok büyük bir rol oynamaktadır.

Tümleşik iletişimTümleşik iletişim, özetle yeni ve

eski iletişim kanallarının birlikte kullanılması için birden fazla iletişim sisteminin dijitalize edilip birbirleri ile işbirliği ile çalışmasını tanımlar. Ses ve görüntünün dışında elektronik posta, SMS ve kısa mesaj aplikasyonları ile yapılan iletişim hızla artmaktadır. Bu iletişimin özellikle iş dünyasında kullanılıyor olması kayıt altına alınabilmesini elzem kılmaktadır. Firmalar arasında kurulan kapalı ve açık devre iletişim kanallarının tek bir yapı altında toplanması artık mümkündür.

Bu çözümlerin hayata geçirilmesi sayesinde ofisten uzakta, internet bağlantınızın olduğu her hangi bir yerden tek bir platform üzerinden iletişimde bulunabilirsiniz. Bu platform ile sunum paylaşabilir, bu sunumu hazırlarken karşı taraf ile görüntülü toplantı yapabilir, başka çalışma arkadaşınız ile kısa mesajla

bilgi paylaşımında bulunabilir, Dünyanın bambaşka bir

yerinden bu görüşmeye bir başka arkadaşınız

cep telefonu ile sesli bağlanabilir.

Arena Bilgisayar Kurumsal Ürünler Grup Müdürü Harun Özerkan

Richard Branson, ses ve görüntüleme teknolojisini, 1989 yılında Virgin Atlantik hava yollarının “Business Class” yolcularına (Sony Video Walkmen ile) film kütüphanesi sunması ve ardından sadece iki yıl sonra bunu tüm yolculara sunulan bir hizmet haline getirmesi ile soktu. Artık neredeyse tüm hava yollarında standart haline gelen ekranlar, daha sonra

otobüs ve otomobillere taşındı. Şimdi taksilere yerleştirilen ekranlarda yayınlanan reklamların yanı sıra ekranın yanındaki USB giriş sayesinde cep telefonunuzu şarj edebilir ve bir yandan da cep telefonunuzdaki müzik video kliplerinizi veya filmlerinizi seyredebilirsiniz. Mağazacılıkta, ürün hakkında detaylı bilgi sunan sesli video stantlarından tutun üzerinize

giymeden çeşitli kıyafetlerin üstünüzde nasıl duracağını gösteren monitörlere kadar değişik şekillerde uygulamalar kullanılmakta. Büyük veri toplama ve analitik yazılımlar ile siz mağazada gezerken en yakın ekranda size özel kampanya üretip sunan sesli ve görüntülü sistemeler çok yakında en sevdiğiniz mağaza ve süpermarketlerde sizi bekliyor olacak.

Ulaşımda ve mağazacılıkta ses ve görüntüleme teknolojilerinin kullanımı

Page 19: BThaber Sayı 1032
Page 20: BThaber Sayı 1032

20 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaberSeS, GörüntüTeknolojileriDOSYA

VİDEO, Günlük İŞ AkıŞlArının Bİr PArçASı HAlİnE GElİyOr

Şirketler, video işbirliği hizmetlerini günlük iş akışlarının bir parçası haline getirdiklerinde, verimlilik artışı, azaltılan operasyon ve seyahat giderleri gibi pek çok yarar hızlıca fark edilir hale geliyor. Araştırmalara göre video konferans yapmayı tercih eden şirketler, satış giderinde ve seyahat giderlerinde ciddi tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda, kullanıcılar, video iş birliğinin kendilerine zaman kazandırdığını, iş seyahatlerini azalttığını, efektif bir şekilde iletişim kurmalarını ve bu sayede daha doğru kararlar verdiklerini ve en önemlisi de evden uzakta geçirdikleri vakti azaltarak, iş ve ev hayatlarını dengede tutabildiklerini keşfedebiliyorlar.

Logitech olarak amacımız, günümüzde video konferans sistemi bulunmayan işyeri kalmaması. Geçtiğimiz aylarda Türkiye pazarında satışa sunduğumuz, küçük ve orta büyüklükteki toplantı odaları için tasarlanan yeni video konferans kameramız Logitech ConferenceCam Connect kullanıcılardan büyük ilgi gördü. USB bağlantısı ile kolayca PC, MAC ve Chromebook’a bağlanabilen Logitech ConferenceCam Connect, video konferans yazılımı bulunan tüm bilgisayarlar ile çalışabiliyor ve küçük ebatları sayesinde kolayca bir odadan diğerine taşınabiliyor.

Windows ve Android kullanıcıları bu cihaz sayesinde kablosuz olarak sunumlarına, elektronik tablo programlarına bağlanabildikleri gibi, video ve internet bağlantıları mobil cihazlarla HDMI ile TV ekranına aktarılabiliyor. Tam şarj edilmiş pili ile üç saate kadar aralıksız video konferans ve 15 saate kadar da telekonferans yapma imkanı sunuyor. Microsoft Lync 2013, Cisco Jabber ve WebEx ile uyumlu ve Skype onaylı Logitech ConferenceCam Connect ile kullanıcılar diledikleri zaman ve diledikleri yerde video

konferans yapabiliyor.Yüz yüze iletişime yeni bir boyut

kazandıran Logitech ConferenceCam CC3000e ise kolay kurulum özelliği ile büyük ve küçük tüm toplantı odalarında 6-10 kişilik gruplarla kristal netliğinde yüz yüze iletişim kurma fırsatı sunuyor. 90 derece görüş açısı sunan 10x zoom, Carl Zeiss sertifikalı cam lensi ve uzaktan kumandalı 260 derece dönen kamerası ile görüntüleri yakınlaştırıyor, detayları netleştiriyor. Mac, PC, tablet veya akıllı telefonlar ile kullanılabilen CC3000e, USB ile MAC ve PC’ye, Bluetooth veya Near Field Communication (NFC) bağlantısıyla ise tablet veya akıllı telefona bağlanabiliyor.

Logitech Türkiye Pazarlama Müdürü Selver Yıldız Küçükkoyuncu

-Geçiş kontrol-Kimlik doğrulama

-Personel devam kontrol-Windows Logon/Login

-Mobil ve İnternet bankacılığı

Yüz

DNA

3DYüz

İris

Hareket

Ses

Parmak izi

Göz damar izi

Parmak damar izi

www.olcsancad.com+90 212 216 5080

Page 21: BThaber Sayı 1032

213 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber SeS, GörüntüTeknolojileri DOSYA

DİjİTAl EkrAnlArDAkİ rEklAMlAr MüŞTErİnİn yüZDE 65’İnİn DİkkATİnİ çEkİyOr

Günümüzde perakendeden bankacılığa, sağlıktan eğitime, ulaştırmadan eğlence dünyasına kadar birçok sektör temsilcisi, mesajlarını hedef kitlesine doğru bir kanaldan ulaştırmak istiyor. Bu noktada karşımıza dünyada “Digital Signage-DS” diye bilinen, Sistem 9 Medya’nın Türkiye’de Kurumsal TV adıyla geliştirdiği dijital bilgi ekranları, kurum ve kuruluşlara sınırsız pazarlama içerik, kampanya ve promosyon yapma imkânı sunuyor.

DS’nin sahip olduğu potansiyelin dünya ve Türkiye’de küçük bir bölümünün kullanıldığını görüyoruz. Sektör dünyada 14,6 milyar dolarlık bir iş hacmine ulaştı. Türkiye’de ise pazar henüz 700 milyon dolar seviyelerinde bulunuyor. Dolayısıyla önümüzde kat edilmesi gereken ciddi bir mesafe bulunuyor.

Kişiye özel olarak kurup yönettiğimiz kurumsal TV’ler (DS), artık büyüğünden küçüğüne her ölçekteki kurum, kuruluş ve şirkete uyarlanabilir hale geldi. Kurumsal TV, metin, video, resim ve grafik gibi içerikleri dijital bilgi ekranları üzerinden, hedeflenen kitlelere aktarıyor. Bilgi, yönlendirme veya içeren Kurumsal TV’ler, vitrin içi veya dışına dokunmatik ya da kiosk şeklinde konabiliyor. Sistem 9 Medya olarak kurup içeriklerini yönettiğimiz sistemler, kurum ve şirketleri gereksiz kâğıt israfından kurtardığı için çevreci olarak kabul ediliyor. Sistem anında güncellenebilme özelliğinden dolayı önümüzdeki dönemde birçok sektör ve alana genişleyecek.

Gözlerinizi kapatıp bir an kendinizi, kurup yönettiğimiz dijital ekranı vitrinine koymuş bir emlakçının önündeymiş gibi hayal edin. O emlakçıdan içeri girmenize gerek kalmadan, onlarca kâğıt arasında da kaybolmadan vitrinin dışında ekrana bir-iki dokunuşla kıstaslarınıza uygun olarak aradığınız ev veya ofisi rahatlıkla bulabiliyorsunuz. İsterseniz kiralayacağımız yerin videosunu izleyip mekân hakkında daha fazla bilgi sahibi de olabilirsiniz. Hayal gibi görünen bu ve benzeri olaylar, yakın zamanda gerçekleşip hayatımızın bir parçası haline gelecek.

Ayrıntılı reklam ölçümlemesi yapabiliyoruz

Sistem 9 Medya’nın grafik tasarım bölümü, karakter ve objelerin bilgisayar ortamında farklı metot ve tekniklerle 3D modellemesi yapıp, animasyon programlarıyla

hareketlendiriyor. Multimedya hizmetler kapsamında şirketlere profesyonel şekilde video kurgu ve montaj hizmetleri de veriyoruz.

Kurup yönettiğimiz kurumsal TV’ler, kurum ve kuruluşların ürün ile hizmetlerini tanıtmada saygın bir pazarlama kanalı haline geldi. Kurumsal TV’lerin reklamlarını da gerçek zamanlı olarak ölçümleyebiliyoruz. Müşterilerimiz için alışveriş merkezleri, kuaför salonları veya benzin istasyonlarında kurduğumuz dijital bilgi ekranını kaç kişi izledi, bunları yaş ve cinsiyetine göre ayrıntılı şekilde izleyip raporluyoruz. Raporlarımız reklam verenin işine çok yaradığından, sistemlerimiz çok tercih ediliyor.

Araştırmalar dijital bilgi ekranlarındaki reklamlarla müşterilerin yüzde 65’inin dikkatinin çekildiği ve bu oranın TV ile billboard’lardan daha yüksel olduğunu kanıtlıyor. Örneğin,

perakende sektörüne yönelik olarak hazırlanan dijital bilgi ekranları markanın fark yaratmasını yüzde 84’e ulaştırıyor. Mağazaların reklam yüzü haline gelen kurumsal TV’ler, hedef kitlenin markayı daha iyi tanımasına yol açıyor.

Ayrıca yapılan ölçümlemeler, kurup yönettiğimiz kurumsal TV’lerin kurum ve kuruluşlarda müşteri bağlılığının artması, iletişimlerinin hızlanması, sabit maliyetlerinin düşmesi ve kurumsal imajların güçlenmesine de olumlu katkı yaptığını ortaya koyuyor. Türkiye’de 15 şehirde 500’ü aşkın kuaförde, 300’e yakın benzin istasyonu ve diğer farklı alanlarda kendimize ait dijital reklam ağını işletiyoruz. Bunlara ek olarak bu yıl kapalı alan dijital reklam alanlarını daha da büyütmek ve açık alan ekran uygulamalarına yatırım yapacağız.

Sistem 9 Medya İcra Başkanı Kaan Akın

Page 22: BThaber Sayı 1032

22 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaberSeS, GörüntüTeknolojileriDOSYA

UlAŞıM VE EĞİTİM İçİn VAZGEçİlMEZ TEknOlOjİlErSes ve görüntüleme teknolojileri, günümüzde birçok sektörde etkin olarak kullanılmakta. Ulaşım ve eğitim de bu teknolojilerin yoğun olarak kullanıldığı alanlar arasında yer alıyor. Ses ve görüntü teknolojilerinin de içinde yer aldığı Akıllı Durak Sistemi, raylı sistem (tren, tramvay, vb.) ve karayollarında (otobüs, metrobüs, troleybüs vb.) araçlarla duraklar arasında kurulan akıllı bir otomasyon sistemidir. Kullanıldığı noktalarda bütün araçların hızlarını, bulundukları hatları, gidecekleri durakları ve o duraklara varmak için geçecek süreleri bir merkezde, gerçek zamanlı olarak izler ve yolcu bilgilendirme göstergeleri aracılığıyla yolculara sunar. Bu sayede yolcuların doğru zamanda, doğru durakta bulunmak üzere yönlendirilmesini sağlar.

Akıllı Durak nasıl çalışıyor?Araç içi ünitesinden alınan toplu taşıma

aracına ait konum bilgisi, araç hızı ve benzeri bilgiler ana sunucuya GPRS aracılığı ile iletilir. İletilen veriler sunucu tarafından işlenir ve depolanır. Sunucularda toplanan araç bilgileri, durak noktalarındaki bilgi ünitelerine aktarılır. Ayrıca kurulacak merkezi bir yönetimin birimi sunucudan alınan veriler sayesinde hareket halinde veya durağan tüm toplu taşıma araçlarının konumlarını, durumlarını, gün içindeki performanslarını ve araç ile ilgili aktarılmış tüm verilerin görüntüleyip değerlendirebilir.

Akıllı Durak çözümü ile otobüs ve hafif tramvay gibi toplu taşıma sistemlerinde seferler buna göre planlanıyor ve günlük yaşamda zaman daha verimli kullanılıyor. Daha önce toplu taşıma araçlarının sadece hareket saatleri bilinirken, akıllı duraklar sayesinde gerçek zamanlı olarak araçlar izlenebiliyor ve konum bilgisi ile ilgili durağa ne zaman varacağı biliniyor. Böylece yol durumundan kaynaklanan gecikmeler ve duraklarda oluşabilecek yığılmalar görülerek zamanında müdahale edilebiliyor. Tramvayların konum bilgisine göre güzergâhlarındaki sinyalizasyonlar da kontrol edilerek şehir içi araç trafiğinin akışı düzenleniyor, trafik ışıklarında bekleme süreleri minimuma indiriliyor ve olası kazalar önlenebiliyor.

Örnek şehirler Gaziantep tramvay hattında aylık 1,5

milyon vatandaşa toplu taşıma hizmeti veriliyor. Gaziantep sınırları dahilinde 28 adet Akıllı Durak ile toplu taşımada vatandaşın tramvay bekleyerek geçireceği zaman günlük ortalama 20 dakika kısalıyor. Gaziantep dışında Kayseri, İstanbul, Kahramanmaraş ve Kocaeli şehirlerinde çeşitli noktalarda Turkcell Akıllı Durak çözümü kullanılıyor. Balıkesir, Denizli ve Sakarya gibi illerde de Akıllı Durak çalışmaları ve altyapı görüşmeleri devam ediyor.

Eğitim alanında ses ve görüntüleme teknolojileri

Akıllı tahta, kara ve beyaz tahtaların yerine yeni teknolojilerin gelişmesiyle birlikte geçen elektronik, etkileşimli

tahtadır. Sadece yazmak yerine, önceden hazırlanmış ders içeriğinin ekranda gösterilmesi, gösterilen içeriğin üzerinde tahtanın dokunmatik özellikleri ile yazı yazmaya imkân verir.

Akıllı tahtalar, önceden hazırlanmış ders içeriğini yansıtabilen, yansıtılan içerik üzerinde dokunmatik özellikler sayesinde düzeltmelerin veya gösterimlerin yapılmasını sağlayan, elektronik, etkileşimli tahtalardır.

Akıllı tahta teknolojileri

Projeksiyon temelli tahtalar: Projeksiyon cihazı, bilgisayardan aldığı görüntüyü tahta yüzeyine yansıtarak çalışır. Tahta zeminine, ses ve kızılötesi algılayıcılar yerleştirilerek, tahta dokunmatik hale getirilebilir. Bu şekilde projeksiyon üzerinden yansıtılan bilgisayar ekranı, tahta yüzeyinde kalem ile interaktif bir bilgisayar ekranına dönüşür.

Yeni nesil dokunmatik akıllı tahtalar: Projeksiyon ile çalışan tahtadan farklı

olarak dokunmatik bir LED ekran ve bilgisayarın tek bir panel üzerine yerleştirildiği büyük bir bilgisayar biçimindeki tahtalardır. Dokunmatik tahta el ve kalemin hareketini algılayarak daha hızlı ve kolay bir biçimde içerikleri yönetmeyi sağlar.

Akıllı Eğitim Platformu 21. yüzyılda doğan “mobil nesil”

in ihtiyaçlarına uygun bir eğitim alanı yaratmak amacıyla hazırlanan Turkcell Akıllı Eğitim Platformu, akıllı tahta ve tablet cihazlarla interaktif sınıf deneyimi yaratıyor. Platform, öğretmen ve öğrenciler için etkileşimli sınıf içi ders yönetim yazılımı, içerik yönetim portali, tahta ve tablet uygulamalarından oluşuyor. Kurulan sistem sayesinde video, ses ve tüm dijital içerikleri sanal veri depolama alanlarında saklayan eğitim kurumları, eğitim içeriklerini tüm öğrencilerle kolaylıkla paylaşabiliyor.

Öğretmen ve öğrencilere, okulda evde, diledikleri yerde 3G ile hızlı, güvenli ve kesintisiz internet erişimi sunularak, eğitimde tüm sınırlar kaldırıyor. Platform içerinde bulunan fiber erişim, akıllı bulut, eğitim programları gibi çözümlerle Turkcell, iş ortakları ve grup şirketleriyle uçtan uca bir eğitim çözümü sunuyor. Tüm eğitim ihtiyaçlarının tek platforma toplayan Akıllı Eğitim sayesinde okullar tüm hizmeti tek bir yerden alabiliyor.

Yapılan araştırmalar sınıf içerisinde etkin dinleme ve ders izleme süresin toplam 40 dakikalık zaman diliminde yoğun olarak sadece ilk 15 dakika olduğunu ortaya koyuyor. Akıllı Tahta, tablet gibi cihazları etkileşimli hale getiren yazılımlar, eğitimde başarının temelini oluşturan konsantrasyon artışı için büyük önem taşıyor.

Akıllı Eğitim Platformu, Akıllı Tahta gibi ses ve görüntüleme teknolojileri sayesinde öğrencilerin daha verimli eğitim alabilecekleri okul ve sınıflar oluşturulmasını sağlıyor.

Turkcell Ürün, Servis ve İnovasyondan Sorumlu Grup Başkanı Yiğit Kulabaş

Page 23: BThaber Sayı 1032

233 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber SeS, GörüntüTeknolojileri DOSYA

Ses ve görüntüleme teknolojilerinin kullanımlarını sadece kurumsal taraftan ele almamak gerek. İnternette “yazı” çağını geride bıraktıktan sonra “fotoğraf ve ses” çağına girdik. Şimdi ise artık “video” çağındayız. Pek çok kullanıcı, günümüzde “basit” olarak değerlendirebileceğimiz cihazlarla kendi video içeriklerini hazırlayıp, bunları diğer kullanıcılara aktarabiliyorlar. Bahsi geçen videoların sunulduğu platformlar, farklı iş yapılarına da zemin oluşturabiliyor. İnternet ve video kavramlarının bir araya gelmesiyle beraber yeni iletişim teknikleri elde ediliyor.

Accenture’ın (Çoklu Görev Yapısı ve Kontrolü Almak’ (Multi-tasking and Taking Control) isimli raporu, tercihleri sofistike hale gelen müşterinin sadakatini elde etmek için farklı öneriler ortaya koyuyor. Araştırmada dikkat çekildiği gibi, tüketicilerin video tüketim alışkanlıkları gelişiyor ve giderek daha sofistike bir hal alıyor. Accenture’ın üçüncü

Görüntülü içeriktüketimi zirveye koşuyor

kez gerçekleştirdiği, yıllık ‘İnternette Video’ (Video-Over-Internet) Tüketici Araştırması da bu gerçeği ortaya koyarken, işin başından bugüne değişen eğilimlere dikkat çekiyor. Buna göre, video dünyasında birçok kişinin görüşü, yeni ortaya çıkan oyuncuların pazarda egemenlik kazanacağı yönündeydi. Ama aradan geçen süreçte yayıncılar da tüketici güveni kazandılar. Böylece artık yaptıkları yatırımların avantajlarını elde ediyorlar.

Accenture araştırması tüketicilerin çevrimiçi video alışkanlıklarını, algılarını, bu dinamik ve hızlı gelişen dünyadaki beklentilerini anlamaya odaklanıyor. Araştırma bir taraftan tüketici davranışlarının gelişimindeki eğilimleri ortaya koyarken, bir tarafta da her yıl yeni davranış biçimleri ve beklentileri tanımlamamayı, bunların geçerliliğini ortaya koymayı hedefliyor. Araştırma Brezilya, Fransa, İtalya, İspanya, İngiltere ve ABD’de 3 bin 501 kişiyle yapıldı. Bu yılın

araştırmasında yıllık bazda bazı önemli sonuçlar kendini gösteriyor ve beş spesifik eğilim ortaya çıkıyor: Tüketim alışkanlıkları giderek daha sofistike hale geliyor, çoklu görev mantığı giderek artıyor ve bunda tabletlerin gündelik hayatta ağırlığının artması belirleyici, abonelik hizmetleri güçlü ama üstlerinde baskı var, tüketiciler ‘erişimi pratik’ yapılar istiyor ama karmaşıklık hiç dinmiyor ve son olarak, yayıncılar karşı saldırıya geçerek, tüketici güvenini elde etmek için büyük adımlar atıyorlar.

Mobil cihazların yükselişi İlk sırada ‘tüketim

alışkanlıkları’ var. Çevrimiçi video izleme, araştırmaya katılan her coğrafya ve yaş grubunda öncelikli. Ama Accenture araştırması daha sofistike hale gelen tüketici kullanımını ve tercihlerini de ortaya koyuyor. Çünkü tüketiciler de artık çevrimiçi video izleme alışkanlıklarında bir olgunluk dönemine ulaştı. Çevrimiçi izleme oranı, 2012 yılında olduğu gibi yine

yüksek. Araştırmaya göre, küresel bazda tüketicilerin yüzde 90’ı internetten video içeriği tüketiyor. Bunlar arasında filmler, TV programları, videolar var.

Tüketiciler video izlemek için mümkün olan tüm bağlantılı cihazları kullanıyor. Yani PC’den TV’ye, telefondan tablete geniş bir dağılım var. Tüketicilerin yüzde 89’unun video içerik tüketiminde PC ve dizüstü bilgisayar en yüksek penetrasyon oranına sahip. Bu oran 2012 yılında ise yüzde 81’di, ki bu da yıllık bazda bu cihazların kullanımında önemli bir artışı ortaya koyuyor.

Tüketicilerin beklentileri yüksek

Tüketicilerin izleme alışkanlıklarında gelişen sofistike eğilimler, izleme yapılan cihazlardaki çeşitlilikle de kendini gösteriyor. Farklı içerikler farklı IP’li cihazlarla tüketiliyor. Uzun filmler, diziler ve canlı içerikler daha çok TV’de izlenirken, kullanıcıların geliştirdiği içerikler ve kısa kliplerde tercihi ise mobil cihazlar. Spor, haberler, TV

programları gibi canlı içerik izlemede TV’ler yine en yüksek paya sahip. Ama uzun filmleri ve TV dizilerini PC ve dizüstü bilgisayarda izleyenlerin oranı da 2012 yılındaki yüzde 41’den 2013’te yüzde 47’ye yükseldi. İçerik tüketiminin en hızlı arttığı mecralar ise akıllı telefonlar oldu. Burada kısa klipler ve videolar öne çıkıyor. Çevrimiçi video tüketiminde tabletler de önemli bir gelişim sergiledi. Uzun bir filmi ve TV dizilerini tablette izleyenlerin oranı yüzde 27’den yüzde 33’e çıktı. Kullanıcıların geliştirdiği içeriklerin izlenme oranı da aynı dönemde yüzde 46’dan yüzde 51’e çıktı. Bu da gösteriyor ki, tablet giderek video izlemede öncelikli araç halini alıyor. Tüketiciler de birden fazla cihaz kullanmanın rahatlığına alıştıkça, yayıncılar ve içerik sağlayıcılar için ürünlerini tüm araçlar için hazırlamak, her bir cihaza uygun formatta sunmak da önemli hale geliyor. Araştırma da gösteriyor ki, tüketicilerin beklentileri yüksek ve onların izleme deneyimini geliştirmek için yapılabilecek çok şey var.

Page 24: BThaber Sayı 1032

24 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaberSeS, GörüntüTeknolojileriDOSYA

Yeni iş modelleri ve fırsatlar

İkinci sıradaki ‘çoklu görev yapısı’ başlığında açıkça görülüyor ki, kişiler TV izlerken diğer cihazları da kullanıyor. TV izlerken bilgisayar, dizüstü bilgisayar, mobil telefon, kitap ve gazete, tablet ve oyun konsolu kullanımı sıralaması göze çarpıyor. Çoklu görev konseptine en hızlı büyüme sergileyen araç ise tablet ve kişiler TV izlerken tabletsiz yapamıyor. 2012 yılında TV izlerken tablet kullananların oranı yüzde 11 iken, 2013 yılı rakamı ise yüzde 44 oldu.

Tabletin kullanım amacı da burada önem kazanıyor. Çünkü araştırmaya göre tablet, TV’de neyin izlendiği ile bağlantı içinde. Çoklu görev yapısında yılık bazda hızlı artış gösteriyor ki, kullanıcıların geleneksel yüzeysel TV izleme alışkanlığında bir azalma var. Bu da yayıncılar, içerik sağlayıcılar için bir uyarı niteliğinde. İşte bu uyarı, aynı zamanda yeni ve önemli fırsatlar anlamına geliyor. TV izleyicisi için tablet, tamamlayıcı bir araç haline gelirken, bu da yayıncılara TV programına katılımcılığı sağlamak adına önemli fırsatlar sunuyor. Bir tarafta da reklamda, doğrudan pazarlamada da yeni gelir modelleri için imkanlar ortaya koyuyor.

Yerel içerikler gelişiyor‘Güven’ başlığına

bakıldığında, araştırmaya göre, birçok eğilim aslında yayıncıların karşı atağa geçtiklerini gösteriyor. Twitch, YouTube gibi uluslararası çevrimiçi video hizmetleri hala bu pazarda egemen. Ama yerel, ulusal çevrimiçi video hizmetlerinin kullanımı da kademeli olarak artış sergiliyor.

Tüketicilerin yarısı yerel, ulusal çevrimiçi video hizmetlerini kullanıyor ve bu kullanımda yıl bazında kademeli bir artış var. Küresel bazda tüketicilerin yüzde 53’ü tüm video hizmetlerini tek bir sağlayıcıdan almayı tercih ediyor ve bu yapıda tek bir platformda bütünleşik hizmetlere farklı cihazlardan ulaşıyor.

Yerel çevrimiçi video hizmetlerinin kullanımı, yayıncıların rekabet stratejileriyle ve bu başlıkta yaptıkları yatırımlarla hızlı bir yükseliş trendinde. Kısa vadede sektörün büyük oyuncuları karşısında yeni yerel oyuncular kendini gösterecek. Ama büyük yayıncılar da geri çekilmeyecek. Yayıncıların yerel ve ücretli

içeriğe yönelik yatırımları izleyenlerin dikkatini çekiyor ve yerel içeriğe yönelik ilginin sürekli arttığı görülüyor. Yerel yayıncıların güçlü bir odakla çalıştığı, yerel içerik geliştirmeye sürekli odaklı olduğu Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde ise yerel yapılara yönelik tercihlerin daha da büyüyeceğini tahmin etmek zor değil.

Yakınlaşan kavramlar ve nesnelerin interneti

İletişim araçlarının gelişmesiyle ses, görüntü ve veri etkileşimi de her alanda artıyor. Türkiye özelinde konuşursak ses iletişiminin sıradan hale gelmeye başlaması

90’lı yılları buldu. Mobil cihazların gelişmesi ve mobil ağların yerleşiminin ardından, ses iletişimi günümüzün rutin bir işlemine dönüştü. Bununla birlikte görüntü, hem kurumsal alanda hem de bireysel alanda kullanıcıların vazgeçilmezi oldu. Görüntü iletişimine sabit alanda kurumlar öncülük ederken, son dönemde mobil alandaki gelişmelerle görüntülü iletişim bireylerle gelişti.

Hem ses hem de görüntünün kendi alanlarındaki gelişimine veri iletişimi de eklendi. Veri ağları üzerinden sağlanan iletişim hem eski alışkanlıkları değiştiriyor hem de ses

ve görüntünün bir araya gelmesini sağlıyor. Bir köprü oluşturarak ses ve görüntünün yakınsamasına aracılık eden veri, hem cihazların hem de kullanıcıların iletişim araçlarından en üst seviyede yararlanmasını sağlıyor. Veri iletişiminin artması cihazları akıllı hale getirirken ses ve görüntünün de artık ayrılmaz bir ikili olduğunu ilan ediyor.

Nesnelerin interneti önümüzdeki yıllara damga vuracak

Ses, görüntü ve veri yakınsamasının doğrudan sonucu olarak karşımıza “nesnelerin interneti” (Internet

of Things) kavramı çıkıyor. Zira iletişim alanında iç içe geçen konu başlıkları, internet altyapısı üzerinde yükseliyor.

Gartner’ın araştırma sonuçlarına göre, 2020’de internet üzerinden iletişim sağlayacak cihazların oluşturacağı “nesnelerin interneti” pazarı 1.9 trilyon dolarlık ekonomik değer katacak. Aynı tarihte 30 milyar cihazın kullanımda olacağını öngören Gartner, insanlar, mekanlar, cihazlar ve sistemlerin internet üzerinden bağlanmasıyla yeni pazarların ortaya çıkacağını söylüyor. 2015 yılında BT ve telekom piyasaları yaklaşık olarak 4 trilyon dolara ulaşacakken, buradaki en büyük farkı “nesnelerin interneti” kavramının oluşturması bekleniyor.

Bu kavramla birlikte bilişim sektörünün diğer sektörlere etkisi de doğrudan görülecek. Örneğin, üretim alanında yüzde 15 oranında katkı sağlayacak olan nesnelerin interneti, sağlık için yüzde 15, sigortacılık için yüzde 11 oranında etki yaratacak.

Şirketler süreçlerini ve ürünlerini sayısallaştırdıkça endüstride yeni pazarlara adım atabiliyor. Genelde sıkça verilen bir örnek olarak, bilinen giyim ve spor malzemeleri markası Nike’nin sağlık bakım hizmetlerinde kullanılmak üzere kıyafet ve cihaz satması öne çıkıyor. Google’ın da sürücüsüz otomobiliyle dünyada önemli bir etki yarattığı açıkça görülüyor.

Diğer sektörler de yakınsamanın sonucunda etkilenecek

İletişimdeki yakınsama birçok piyasayı doğrudan etkiliyor. Telekomünikasyon, yayıncılık ve internet ağları hizmetlerinin doğrudan etkilendiği yakınsama, ses, video sinyalleri ve verinin ev ile iş yerleri arasında bir köprü oluşturmasını da sağlıyor. Kısıtlı bir bant genişliği ile sadece ses ve metin üzerinden kurulan iletişim, yerini ses, görüntü ve verinin bir arada yer aldığı bir platforma bırakıyor.

IP tabanlı ağlar üzerinden iletişimin kurulması çalışanların daha üretken olmasını sağlarken, tüm işletmenin de daha verimli olmasını tetikliyor. Çalışanların mobil ortamda gezinmesini sağlayan bu yakınsama, kişilerin istedikleri ortamdan çalışabilmesine, anında ses, görüntü ve veri iletişimi kurabilmesini sağlıyor.

Page 25: BThaber Sayı 1032

Microsoft’un uzunca bir süredir yazılım geliştiricilere “Technical Preview” sürümünü sunmakta olduğu Windows 10, nihayet tam sürüm olarak piyasaya çıkıyor. 29 Temmuz’da istediğimiz gibi indirebileceğimiz yeni Windows, 8.1’deki “dokunmatik ekran uyumu” amacını, klasik Windows 7 arayüzüyle harmanlayarak son kullanıcının karşısına çıkıyor.

Windows 10’un en dikkat çekici özelliği ise Windows 8.1’deki ekranın tamamını kaplayan Başlat menüsünün yerini Windows 7 ile 8.1 harmanı, ekranın sadece küçük bir kısmını kaplayan yepyeni bir Başlat menüsüne bırakıyor olması. Böylece hem dokunmatik destekli uygulamalar için canlı kutucuklar menüsünden vazgeçilmiyor, hem de geleneksel Başlat menüsü düzeninden ödün verilmiyor.

Her ne kadar henüz Türkiye’de kullanılmıyor olsa da Windows 10’un dikkat çeken yeniliklerinden

biri de Cortana. Apple’ın Siri’sine benzer yapıdaki bu asistan, pek çok konuda bize yardımcı olabiliyor. Alt + Tab uygulama geçişi arayüzünü de geliştiren Microsoft, böylece açık olan uygulamaların çok daha net görülebilecek bir şekilde listelenmesini sağlıyor.

Ekranın ikiye bölünmesi konusunda büyük rahatlıklar sağlayan Windows 10, bir pencerenin ekranın yarısına oturtulması durumunda diğer yarısı için otomatik olarak açık olan uygulamaları listeliyor. Açık olan uygulamalar arasından ihtiyacımız olanı seçerek, ekrandan maksimum verimi alarak çalışabiliyoruz.

Windows 10, orijinal Windows 7 ve Windows 8.1 kullanıcılarına ücretsiz olarak sunuluyor. Windows 7 / 8.1 yüklü bilgisayarınızda tüm güncellemeleri yaptıktan sonra sağ alt köşedeki bildirimler alanında “ücretsiz yükseltme” seçeneği belirecek. Bunu gerçekleştirdikten sonra yönlendirmeleri takip ederek ücretsiz Windows 10’unuza kavuşabileceksiniz.

SanDisk’in 2004 yılında icat ettiği microSD formatı ilk zamanlar TransFlash ismi ile biliniyordu. 2005 yılında SanDisk’in SD Kart Birliğine dahil ettiği teknoloji bu birlik tarafından microSD olarak yeniden adlandırıldı. Birlik, 13 Temmuz 2005 yılında ayrıca microSD için nihai özellikleri de belirledi. Bu format, SanDisk tarihindeki en popüler çıkarılabilir bellek kartına dönüştü. SanDisk’in toplamda sevkiyatını yaptığı 2 milyar microSD kart tahminen 11.103 milyar megabayt veri depolayabiliyor. Bu da yeryüzüne gelmiş erkek, kadın, çocuk için kişi başına 100 MB’tan fazla veri anlamına geliyor.

Çıkarılabilir bellek kartlarının

boyutunu yüzde 75 oranında küçülten microSD kart, geniş çeşitliliğe sahip tüketici pazarında büyük bir rol oynadı. Örneğin dijital görüntüde en hızlı büyüyen segment olan “bakış açılı” ya da aksiyon odaklı kameraların microSD formatı etrafında şekillendi.

microSD format ayrıca üreticilere ve tüketicilere büyük esneklik ve özgürlük getirerek akıllı telefon pazarının büyümesine yardımcı oldu. Strategy Analytics’in verilerine göre bugün pazarda bulunan akıllı telefon modellerinin

yaklaşık yüzde 75’inde microSD girişi bulunuyor. Google, en hızlı büyüyen ve en büyük iki ürün segmentinde microSD girişine yer verdi – 200 dolar altı telefonların işletim sistemi Android One ve gelişen pazarlar için tasarlanan telefonlarında. Google’ın bir sonraki mobil işletim sistemi Android M ile Windows Mobile da kullanıcıların uygulamalarını doğrudan microSD kartlar üzerinden çalıştırmalarına ve/veya cihazlarının ana bellek kapasitelerini artırmalarına izin veriyor.

Metro Toptancı Market’in BT girişimcilerine yönelik düzenlediği Techstars Metro Accelerator Yarışması’nda dereceye giren 10 kişi, Berlin’de 13 hafta sürecek bir eğitim programında fikirlerini METRO ve Techstars’ın kaynaklarıyla geliştirme fırsatı bulacak. Başvuruları 3 Ağustos’a kadar süren yarışmayı kazananlara 120 bin Euro’ya kadar yatırım desteği verilecek.

10 girişimciye Berlin’de 13 hafta sürecek eğitim

3 Ağustos Pazartesi günü tamamlanacak başvuruların ardından tüm dünyadan 10 proje seçilecek ve kazanan projeler, Eylül ayında açıklanacak. Techstars METRO Accelerator’da kazanan 10 girişimci, Berlin’de 13 hafta sürecek bir eğitim programında

fikirlerini METRO ve Techstars’ın eşsiz kaynaklarıyla geliştirme ve 120 bin Avro’ya kadar yatırım desteği alma imkanı bulacak. 26 ülkeden 21 milyon müşteriye ulaşan Metro Toptancı Market, Berlin’de verilecek eğitime katılmaya değer bulunan 10 girişimciyi tedarik, satış, pazarlama,

strateji, finans, iletişim gibi konulardaki uzmanlarının bilgi birikimiyle buluşturacak.

Girişimcilerin yeni teknolojilerle buluşmasını sağlayan global bir ekosistem olarak hizmet veren Techstars, yarışmanın sonunda Berlin’e gidecek 10 girişimciye inovasyon konusunda daha emin adımlar

atması ve daha hızlı ilerlemesi için danışmanlık sunacak.

Techstar ve Metro işbirliğinde gerçekleşecek eğitime katılacak girişimciler; Google, Microsoft, Unilever, Vodafone, Turkcell gibi yerli ve yabancı önde gelen firmalardan gelecek mentorlarla birebir iletişim kurma ve grup

tartışmalarına katılma fırsatı yakalayacak. Metro’nun dünya genelinde çalıştığı 2 milyondan fazla restoran, otel ve işletme mutfaklarına köprü olan Techstars METRO Accelerator’a katılmak isteyen girişimciler, projelerini www.techstarsmetro.com üzerinden gönderebilecek.

Metro girişimlere yol gösteriyor

Windows 10 bu hafta piyasaya çıkıyor

10 yılda 2 milyar sevkiyat

Metro Toptancı Market’in, HORECA sektörünün

geleceğine yön veren projelerin sahibi olan BT

girişimcilerini desteklemek amacıyla Techstars iş birliğiyle

düzenlediği Techstars Metro Accelerator Yarışması için

başvurular, 3 Ağustos 2015 Pazartesi günü sona erecek.

SanDisk, ilk ticari sevkiyatını 10 yıl önce yapmaya başladığı microSD kartlarının toplam sevkiyatının 2

milyar adeti aştığını duyurdu.

Ruşen Göbel

BİLİŞİM DÜNYASI 253 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Page 26: BThaber Sayı 1032

ortaklığımız özellikle devlet ve kamu sektöründeki başarılı grafiğimizin arkasındaki en önemli itici güçlerin başında geliyor. Endüstri değişip geliştikçe yeni eğilimler ve ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Biz de Büyük Veri Analizi ve Sosyal İnovasyon gibi gelişen müşteri ihtiyaçları doğrultusunda iş ortaklıklarımızı da genişletiyoruz”.

HDS ve ViON’un genişlettiği iş ortaklığı ile birlikte kamu altyapısında kullanılan birçok uçtan uca çözümde birçok farklı sistem, sensör ve cihazdan alınan verilerin gerçek zamanlı analizlerinin yapılması ve yönetilebilmeleri çok daha

Satın almanın gerçekleşmesiyle birlikte kablosuz ağ güvenliğine yönelik vizyonunu güçlendiren ve ürün portföyünü çeşitlendiren Fortinet, kurumsal büyüme stratejisi doğrultusunda 5 milyar dolarlık kurumsal Wi-Fi pazarına açılarak entegre, akıllı ve güvenli kablosuz ağ çözümlerini dünya çapındaki müşterilerine sunma fırsatını yakaladı.

Fortinet Kurucusu, Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Ken Xie satın alma işlemini şöyle yorumladı: “Her türlü olası saldırı

vektörlerine karşı müşterilerimizi, veri merkezlerinden bulut ortamlarına ve son kullanıcı cihazlarına kadar, siber tehditlere karşı kesintisiz bir şekilde korumak ve ihtiyaç duydukları görünürlüğü onlara

sunmak amacıyla pazar liderliğini elinde bulunduran uçtan uca güvenlik platformumuzu güçlendiriyoruz. Meru satın almasının, içinde bulunduğumuz mobil çağda farklı ölçeklerdeki işletmelerin güvenli kablolu ve

kablosuz ağ sistemleri kurmasına yardımcı olacak yeni çözümler ve hizmetler geliştirmemizi sağlayacağına inanıyoruz.”

Fortinet ve Meru müşterileri, Fortinet’in mobil son kullanıcılar için sunduğu

güvenli ve kesintisiz bağlantı hizmetinden yararlanırken, her iki şirketin kanal iş ortakları da pazara sunabilecekleri ürün çeşitliliğinden sonuna kadar faydalanabilecek. Meru çalışanları ise, tüm işlemler tamamlandığında resmi olarak Fortinet’in çalışanı olacak.

Fortinet, satın almayla bağlantılı olarak, her bir Meru hissesi için 1.63 dolar ödüyor. Bu da öz sermaye değeri açısından 44 milyon dolarlık bir işleme karşılık geliyor.

Hitachi ve Vion işbirliklerini genişletti

Fortinet Meru’yu satın aldı

Hitachi Data Systems (HDS), iş kritik bilişim altyapıları tasarım, dağıtım ve bakımı konusunda pazar lideri ViON ile olan 35 yıllık iş ortaklıklarını yeni bir aşamaya taşıdıklarını duyurdu. Bu yeni düzenlemeyle birlikte iki marka hizmetlerini ABD Federal Hükümeti ve kamu sektörüne yönelik sundukları üstün teknolojili depolama sistemlerinin de ötesine taşıyarak, sektörler arasında büyük veri analizi ve Sosyal İnovasyon çalışmalarına odaklanacaklar. Genişleyen iş ortaklığı kapsamında atılacak ilk adımda HDS bünyesindeki tüm Hitachi Sanallaştırma ürünleri ViON’un büyük veri çözümleri portföyüne eklenecek.

HDS Türkiye Ülke Müdürü Serdar Sayar konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “35 yıldan uzun süredir ViON ile sürdürdüğümüz iş

kolay hale geliyor. Hitachi Sanallaştırma teknolojileri, ViON’un portföyüne uygun bir şekilde video kameralar, sensörler ve sosyal medya gibi ortamları bütünleşik ve tek bir platformda sunarak, anlamlı veri bütünleri elde edilebilmesini sağlıyor. Bu çözümler sayesinde kullanıcılar istedikleri veri akışlarını operatörlerin iş istasyonlarına yönlendirerek saha ekipleri için her türlü veriyi erişilebilir kılabiliyor. Aynı zamanda yüksek öncelikli süreçlerde gerçek zamanlı görüntüleme ve gelişmiş durumsal farkındalık yaratılmasını sağlıyorlar.

BİLİŞİM DÜNYASI26 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Hitachi Data Systems ve Vion, sosyal inovasyon ve büyük veri analizi alanlarında sundukları çözümleri

geliştirmek amacıyla 35 yıllık başarılı iş birliklerini genişletme kararı aldılar.

Fortinet, akıllı Wi-Fi ağ çözümleri sunan ve geçtiğimiz yılı 90,9 milyon dolarlık bir ciroyla kapayan Kaliforniya merkezli Meru

Networks’ün satın almasını tamamladığını duyurdu.

Sosyal medyanın Facebook ile beraber hızlı yükselişi, bundan birkaç sene önce Google’ın da ilgisini çekmişti. Firma, Google+ adındaki yeni sosyal ağını duyurduğunda pek çok teknoloji meraklısı davetiye kapmak için birbirleriyle yarışmaya başladı. Fakat Google+ resmi olarak piyasaya çıktıktan sonra yavaş yavaş unutuldu, bir kenara kaldırıldı. Google+’a baktığımızda çoğunlukla şirketlerin kullandığını görüyoruz. Facebook’taki gibi bir arkadaş ağına sahip olmak maalesef mümkün değil. En azından Türkiye’de durum böyle…

Hali hazırda çok tutulmayan bir sosyal ağ konumuna düşmesine rağmen Google+, Google tarafından zorla gözümüze sokuldu. Google posta almaya çalışıyorsunuz, hop “Google+”. YouTube hesabı açmaya çalışıyorsunuz, yine bir yerlerden uyarı geliyor: “YouTube sayfanızın resmini değiştirmek için Google+ hesabınızın resmini değiştirin”. Google Play’den Android akıllı telefonumuz için bir

uygulama beğeniyoruz; puan vermek istediğimiz anda Google+ yine aradan fırlıyor “Verdiğiniz puan Google+ üzerinden paylaşılacaktır” diye. Evet, Google bu hareketleriyle hali hazırda kullanılmayan sosyal ağından insanları komple soğuttu. Google+ kullanacak adamı bile kaçırdı belki de…

Hatasının farkına biraz geç varan Google, nihayet bu Google+ entegrasyonlarını ortadan kaldırıyor. İlk adımı YouTube tarafında atan firma, bundan böyle videoların altına yazılan yorumları otomatik olarak Google+ hesabına aktarmayacak. Bir sonraki adımda ise YouTube hesabı almak için zorla aldırılan Google+ hesapları, YouTube hesabı tarafında hiçbir kayıp olmaksızın silinebilecek. Bu seçenek henüz gelmedi; Google+ hesabınızı silmeye hemen yeltenmeyin.

Google+ entegrasyonu, diğer Google servislerinden de yavaş yavaş kaldırılacak. Gmail, Hangouts, Fotoğraflar ve Arama, ilk olarak “elden geçirilecekler” arasında yer alıyor.

Google, Google+sevdasından nihayet

vazgeçiyorRuşen Göbel

Page 27: BThaber Sayı 1032
Page 28: BThaber Sayı 1032

BİLİŞİM DÜNYASI28 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

SAP, 2015’in ikinci çeyreğinde IFRS olmayan bulut aboneliklerinde ve destek gelirlerinde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 129’luk büyüme göstererek (sabit kurlarda yüzde 92) 555 milyon euro gelire ulaştı. SAP Business Network (SAP İş Ağları) geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 194’lük (sabit kurlarda yüzde 145) büyüme kaydederek 400 milyon euroluk gelir yarattı. SAP İş Ağları üzerinde yaklaşık 1.9 milyon bağlı şirket 800 milyar doların üzerinde ticaret gerçekleştirdi.

2015 İkinci Çeyrekte Öne Çıkanlar

• Yeni bulut aboneliklerinde yüzde 162 artış ile güçlü büyüme sağlandı.

• IFRS olmayan bulut ve yazılım gelirleri yüzde 21’lik artışla 4.06 milyar Euro seviyesine yükseldi.

• HANA platformunu tercih eden şirketlerin sayısı geçtiğimiz yıla oranla iki kat artarken, S/4HANA kullanıcıları ise çeyrek bazında yüzde 140’tan fazla artış gösterdi.

• IFRS olmayan faaliyet kârı yüzde 13 artarak 1.39 milyar Euro’ya ulaştı.

• 2015 yılı öngörüleri

SAP’nin iş ağlarındaki yükselişi sürüyor

korundu.• Success Factors Çalışan

Merkezi’nin (Employee Center) üye sayısı dünya genelinde bir yılda yüzde 87 arttı.

• SAP Business Network’ün geliri yüzde 194 büyüme ivmesiyle 400 milyon Euro (sabit kurda yüzde 145

büyüme ile 333 milyon Euro) seviyesine ulaştı. Bu network üzerinde birbiriyle ilişkide olan 1.9 milyon şirket 800 milyar dolardan fazla ticaret yaptı.

2015 yılı ikinci çeyrek finansal sonuçlarını değerlendiren SAP CEO’su Bill McDermott,

“Şirketlerin tepe yöneticileri ile konuştuğumda işlerini dijitalleştirmenin ve yeni iş modelleri bulmanın yollarını aradıkları görülüyor. Çözümlerimiz daha da yaygınlaşıyor, çünkü SAP olarak müşterilerimizin bu dijital dönüşümü basit ve sade bir şekilde

gerçekleştirmek için ihtiyacı olan vizyona tam olarak sahibiz. Platform, uygulamalar ve iş ağlarını birlikte sunma stratejimizin müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarına yanıt verdiğine inancım tam” dedi.

Bölgelere Göre Performans

2015 yılının ikinci çeyreğinde EMEA bölgesi, IFRS olmayan bulut ve yazılım gelirlerinde yüzde 10’luk bir büyüme ile güçlü bir performans sergiledi. EMEA bölgesinde, SAP’nin IFRS olmayan bulut abonelik ve destek gelirlerindeki artış ise yeni bulut getirilerindeki üç haneli büyümenin etkisiyle yüzde 94 oranında gerçekleşti. Ortadoğu bölgesi bulut ve yazılımda oldukça güçlü bir büyüme elde ederken, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin büyümelerini sürdürdükleri görülüyor.

Amerika bölgesi ikinci çeyrekte çift haneli büyüyerek IFRS olmayan bulut ve yazılım gelirlerini yüzde 36 oranında artırdı. Kuzey Amerika’daki güçlü performansın da etkisiyle bölgede bulut abonelikleri ve destek gelirleri, neredeyse üçe katlanan yeni bulut satışı performansıyla yüzde 141 oranında büyüdü.

SAP, bulutta yüzde 129, iş ağlarında yüzde 194 gelir artışıyla büyüme ivmesini devam ettirdi.

Huawei Tüketici Elektroniği İş Grubu, yılın ilk yarısında 9,09 milyar dolarlık bir gelir elde ederek, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 69 oranında gelir artışına imza attı. Mobil cihazlardan elde edilen satış geliri Huawei’nin tüm iş birimlerinden elde edilen gelirin yüzde 32’sini oluşturdu. Bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 24 olarak açıklanmıştı. Yine bu dönemde, Huawei’nin mobil cihazlar bazındaki geliri 7,23 milyar dolara ulaştı. Bu oran aynı zamanda geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 87’lik bir artış anlamına geliyor. Huawei’nin son dönemde pazara sunduğu, orta seviyeden üst seviyeye kadar yüksek kaliteli akıllı cihazlar ve uyguladığı akılcı fiyat politikası, bu büyümedeki önemli

Cepten kar etmeye devam

etkenlerden bazılarıydı.Huawei Tüketici Elektroniği

İş Grubu Başkanı Richard Yu elde ettikleri başarılı sonuçları şu şekilde değerlendirdi:

“2015’in ilk yarısında elde ettiğimiz başarı, doğru iş stratejimizin ve yüksek kaliteli cihazlarımızın sonucudur. 2015’teki gelirimizi 16

milyar dolardan 20 milyar dolara yükselttik. Bu göz alıcı büyümeyi değerlendirirken, iş grubumuzun tüketici ihtiyaçlarını en iyi şekilde analiz etmesinden ve yenilikçi donanım ve yazılım ögelerini pazara sunmasının yarattığı farktan da söz etmemiz gerekir. AR-GE konusundaki ciddi yatırımlarımızı da bu döngüye eklediğimizde, Huawei’nin bu uzun soluklu yarışta tartışmasız bir şekilde sektörün kilit oyuncularından biri haline geldiğini söyleyebiliriz.”

Akıllı telefon sevkiyatı pazarda ses getiren boyutlara ulaştı

Küresel akıllı telefon pazarı, 2015’in ilk yarısında yüzde 7 oranında büyüdü. Huawei Tüketici Elektroniği İş Grubu, yılın ilk yarısında, geçtiğimiz seneye oranla yüzde 39’luk artışla toplam 48,2 milyon adet akıllı telefon sevkiyatı gerçekleştirdi. Orta-üst segment kategorisindeki ürünlerin sevkiyatı, geçtiğimiz yıla oranla yüzde 70 oranında arttı. Böylelikle toplam akıllı cihaz ürün sevkiyatının yüzde 31’ine ve toplam akıllı cihaz gelirinin yüzde 42,9’una eş değer bir büyümeye gerçekleşti. Orta-üst segment ürün kategorisinden elde edilen gelir, yüzde 388 oranında artarken, bu kategoriden elde edilen kar oranı da toplam kar oranına oranla yüzde 44 arttı.

Huawei, yılın ilk yarısına ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Açıklanan rakamlara göre, Huawei Tüketici Elektroniği İş

Grubu, gelirini yüzde 69 oranında artırırken bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla mobil cihazlar bazında yüzde 87’lik

gelir artışı sağladı.

Page 29: BThaber Sayı 1032

Veeam Software 2015’in ikinci çeyreğinin önemli başlıklarını duyurdu. Geçen yılın aynı dönemine göre toplam kiralama cirosunda yüzde 22’lik bir artış gerçekleşti. Veeam ek olarak geçen yıla oranla büyük şirket müşterilerinde yüzde 64 büyüme gerçekleştiğini, Fortune 500’deki şirketlerin yüzde 70’inin ve Global 2000’deki şirketlerin de yüzde 48’inin Veeam müşterisi olduğunu açıkladı.

Veeam, üst üste üçüncü

yıl 2015 Gartner Büyük Şirket Yedekleme Yazılımı ve Entegre Cihazlar Magic Quadrantı’nın vizyonerler quadrantında yer aldı. Bu yılki Büyük Şirket Yedekleme Yazılımı ve Entegre Cihazlar Magic Quadrantı’nın başkan yardımcısı ve kıdemli analisti Dave Russell, araştırma yöneticileri Pushan Rinnen ve Robert Rhame

organizasyonların giderek artan oranlarda geleneksel yedekleme yazılımlarına ek olarak genişletilmiş koruma yetkinlikleri ve tekniklerini sunan satıcılardan yedekleme ürün seçimi yaptıklarını belirtiyorlar. Bunun da organizasyonların iş kritik verilerini farklı metotlar, teknikler ve yönler aracılığıyla yedeklemenin değerini

anlamalarına bağlıyorlar. Veeam CEO’su Ratmir

Timashev büyük şirketlerin klasik yedeklemeden modern veri merkezinin kesintisiz çalışmasını sağlayan çözümlere geçtiklerini gördüklerini; bunun da nedeninin sadece yedeklemenin, paydaşlarının beklentilerini karşılamaktan çok uzak olmasından

kaynaklandığının farkına varmaları olduğunu söylüyor.

New York City ve çevresindeki 95 bin kişiye ve yere, bunun yanında bölgede çalışan 8 bin 400 kişiye her yıl ulaşan Goodwill Industries of Greater New York and Northern New Jersey, Inc. şirketinin kıdemli başkan yardımcısı ve CIO’su olan Andre Bromes modern bir veri merkezi inşa etmenin fikri varlıkları koruyabilecek en hesaplı yol olduğunu belirtiyor.

Siber saldırganlar araç sistemlerini hedef alıyor

Veaam hedef büyütüyor

sisteminde bir güvenlik açığı buldukları bildirildi. Zayıf nokta üzerinden sadece kritik olmayan ayarlara erişim sağlamakla kalmadılar aynı zamanda otomobilin kontrolünü de ele geçirdiler. İlk olarak otomobil sürücüsü klima sistemi, radyo ve cam sileceklerinin kontrolünü kaybetti. Ardından otomobilin kendisi sahibinin kontrolünden çıkıp araştırmacıların kontrolüne girdi.

İddiaya göre zayıf nokta, Fiat Chrysler Automobiles’in (FCA) dış dünyasıyla iletişim kurmak için mobil ağ operatörü Sprint ile birlikte çalışan Uconnect dahili sisteminde görüldü. Raporlar doğruysa

Charlie Miller ve Chris Valasek adlı iki hacker, FCA tarafından üretilen Dodge, Jeep, RAM, Fiat, Chrysler ve Maserati gibi otomobillerin siber saldırı tehdidi altında olduğunu açıklamıştı. Hacker’lerin FCA araçlarında kullanılan ‘Unconnect’ adlı bir yazılım aracılığıyla siber saldırı düzenlediği belirtilmişti.

Konuyla ilgili araştırma yapan güvenlik teknolojileri firması Kaspersky Lab GReAT’den Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Sergey Lozhkin, yapılan testler sonucunda bahsi geçen yazılımların araçları büyük tehdit altında bıraktığını ifade etti. Lozhkin konuyla ilgili şöyle konuştu:

“Tarihte ilk defa araştırmacılar bağlantılı otomobillerde bir uzaktan kumanda zayıf noktası bildirdiler. Bir Jeep Cherokee dahili bilgisayarına bir demo saldırı gerçekleştirildiği söyleniyordu. Charlie Miller ve Chris Valasek’in eğlence

bu saldırı, otomobilin dahili bilgisayarındaki bir kodu yeniden yazmak ve aracın kontrolünü ele geçirmek için hedefin harici IP’sini bilmenin yeterli olduğunu kanıtlıyor.

Zayıf noktalar, bir işletim sistemi ve yüklü uygulamaların bulunduğu her yerde olabilir. Bir otomobili korumak için üreticiler otomobil güvenliğine, kurumsal ağlar veya bilgisayarların güvenliğine yaklaştığımız şekilde yaklaşmalılar.

Bu sorun için bir yama geçen hafta yayınlandı. Bir FCA otomobili kullanıyorsanız, lütfen bayinizle iletişime geçin ve yüklenecek olan güncellemeleri sorun.”

BİLİŞİM DÜNYASI 293 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Neredeyse her sektörü etkisi altına alan e-dönüşüm, otomotiv sektöründe de

kendisine hatrı sayılır ölçüde yer buluyor. Bu durum akıllı araçların gelişmesi açısından

oldukça verimli olsa da, siber saldırganlar da boş durmuyorlar.

Ürettiği akıllı telefonlar, tabletler ve Mac bilgisayarlarla dünyanın en büyük şirketi haline geline Apple, bir süre önce kasasındaki 100 küsür milyar doları ne şekilde değerlendireceğini bilmiyordu. Şubat’tan bu yana süren “Apple’ın araba üreteceği” söylentisi, bu devasa miktardaki parayla bambaşka bir pazara açılacağını işaret ediyordu. Şimdi ise yeni çalışanıyla beraber “iCar” kesinleşti gibi.

Geçmişinde Nissan, Toyota ve Crysler’de üst seviye pozisyonlarda çalışmış olan Doug Betts, bundan böyle Apple’da görev alıyor. Doug Betts, Apple’ın araba sektöründen bünyesine kattığı ilk isim değil. Bundan önce de bir elektrikli araba bataryası üreticisi, çalışanlarını çaldığı için Apple’a dava açmıştı.

Apple’ın otomotiv sektörüne atılmasıyla beraber elektrikli araçların da bir “sıçramaya” uğraması muhtemel. Evet, bu sektörde Tesla gibi bir dev bulunuyor ve elektrikli araç konusunda inanılmaz yol kat etmiş durumda. Her ne kadar Apple’ın temeli bilgisayarlara ve akıllı cihazlara dayanıyor olsa da kasasında milyarlarca dolar bulunan firma, kolay bir şekilde kısa sürede sektöründe üst sıralara tırmanabilir. Teknoloji üretimi, fikir, tedarik ve bütçe konularında hiçbir sıkıntısı olmaması Apple’a herhangi yeni bir sektöre açılması durumunda büyük

avantaj sağlayacaktır.Peki Apple’ın üreteceği

araç nasıl bir şey olur? Tahmin ediyorum ki Apple, sektörde ses getirmek için fütüristik fakat bir o kadar da sade bir tasarımla karşımıza çıkacaktır. Aracın büyük kısmının camla kaplı olması muhtemel. Aracın içinin ince ayrıntılarla doldurmak yerine olabildiğince ferah tasarlanacağını düşünüyorum. Tabii bunlar dışında firma, daha önce hiçbir arabada görülmemiş birkaç yazılımsal yenilik sunacaktır. Apple ekosistemine dahil edilen araç, Siri’nin de yardımıyla değişik uzaktan kontrol sistemlerine sahip olabilir. Hatta aracın fiyatına bağlı olarak beraberinde iPhone’la beraber sunulabilir. Bekleyelim ve görelim.

Apple araba üretecek mi?

Ruşen Göbel

Doug Betts

Page 30: BThaber Sayı 1032

BTnet com tr30 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber. .

Samsung’danincecik akıllı

telefon: Galaxy A8Samsung, son derece şık tasarımı ve güçlü performası ile öne çıkan Galaxy A serisinin en yeni üyesi Galaxy A8’i tanıttı. Galaxy A8, bugüne kadar pazara sunulan Galaxy cihazları arasındaki en ince akıllı telefon. Tamamen metal bir gövdeye sahip zarif tasarımının yanı sıra en gelişmiş kamera işlevleri de dahil olmak üzere tüketicilere üstün performans sunuyor.

Galaxy A8, 5.7 inç Full HD Süper AMOLED ekran ve sadece 2.5 mm kalınlığındaki süper ince çerçevesiyle, ele mükemmel bir şekilde oturmasını sağlayarak kullanıcıyı daha çok sarmalayan bir izleme deneyimi sunuyor.

Zarif tasarım ve yüksek performans

Cihaz, ince ve zarif tasarımına ek olarak, F1.9 mercek ve HDR işlevselliği bulunan, yüksek çözünürlüklü 5MP ön ve 16MP arka kameralara sahip. Bu gelişmiş kamera özellikleri, Galaxy A8’in loş ışıkta bile son derece net ve parlak fotoğraflar çekmesini sağlıyor.

Galaxy A8 ayrıca çok çeşitli pratik ve inovatif kamera işlevleri sunuyor. Kamerayı Hızlı Başlat işlevi sayesinde, Galaxy A8 kullanıcıları ana ekran tuşuna çift tıklayarak

anında kamera moduna geçebiliyorlar. Akıllı Selfie işlevi de bulunan cihaz, Geniş Selfie modundayken mükemmel grup fotoğrafları çekebiliyor. Yüz Algılama, Selfie Alarmını kullanarak Arka Kamera Selfie Modundayken kusursuz yüksek çözünürlüklü selfie’ler yakalayabiliyor.

Galaxy A8, kullanıcılara gündelik hayatlarında daha da büyük kolaylıklar sağlayan çok çeşitli ek özellikler sunuyor. Cihaz, bugüne kadarki en ince Galaxy olmasına karşın, uzun süre dayanan, yüksek kapasiteli bir 3050 mAH pile de sahip.

Son olarak, Galaxy A8, kullanıcıya tema servisi ve Smart Manager gibi çeşitli başka avantajlar da sunuyor. Tema servisi sayesinde kullanıcılar, cihazlarının güçlü performansından ödün vermeksizin çeşitli tasarım temalarıyla cihazlarını kişiselleştirebiliyorlar. Smart Manager ise kullanıcıların pil, depolama alanı RAM kullanımı ve kötü amaçlı yazılımları önleme gibi cihaz fonksiyonlarını kolayca kontrol ederek optimize etmelerine olanak tanıyor.

Galaxy A8, Ağustos ayında Beyaz, Siyah ve Altın renk seçenekleriyle raflardaki yerini alacak.

yerleştirerek, istersek de direkt masanın üzerine koyarak kullanabiliyoruz. Kameranın üst ve ayak kısımları bükülerek şekil verilebiliyor. Böylece kamerayı istediğimiz şekilde konumlandırıp, yerleştirebiliyoruz.

15 megapiksellik bir sensöre sahip olan C920, her iki yanında yer alan mikrofonlar sayesinde konuşmalarımızın karşı tarafa stereo ulaşmasını sağlayabiliyor. C920, görüntü kalitesi konusunda son derece başarılı. Full HD 30 fps kayıt alabilen cihaz, az ışıkta bile iyi işler çıkarabiliyor.

Zum ve yüz takip uygulamaları

Cihazın optik zumu bulunmasa da megapiksel

Skype görüşmelerinde maksimum netlik

Windows Live Messenger’ın yaygın olduğu bir dönem son derece yaygın olan web kameraları, Windows Live Messenger’ın yaygınlığını yitirmesiyle beraber neredeyse ortadan kalktı diyebiliriz. Günümüzde Skype, görüntülü görüşmenin önemini koruyorken diğer taraftan webcam ihtiyacına sebep olan Twitch gibi yepyeni servisler var. Logitech C920 ise şu anda Türkiye’de satılan en iyi web kameralarından biri.

Monitörün kenarına takmalık

C920’yi ister monitörümüzün yan tarafına takarak, ister altına tripod

bolluğu sayesinde görüntü kalitesinden ödün vermeden dijital zum yapabiliyor. Kamera kontrollerinden rahatlıkla ayarlayabileceğimiz zum miktarının yanı sıra istediğimiz takdirde kameranın yüzümüzü takip etmesini de sağlayabiliyoruz.

Günümüzde Twitch.tv sitesi üzerinden yayın yapan pek çok oyuncu, ekranda kendi görüntülerinin yer alması için birer webcam kullanıyor. Şu anda piyasadaki en iyi webcamlerden biri olan Logitech C920’yi, hem yoğun bir şekilde görüntülü görüşme yapan kullanıcılara hem de Twitch’te yayın yapan oyunculara rahatlıkla tavsiye edebiliriz.

e tt sBTnet

Ruşen Göbel

teknoloji kategosinde en çok satışı gerçekleşen ürün oldu. Cep telefonunda en çok tercih edilen marka ortalama 680 TL’lik satış fiyatıyla Samsung olurken, onu Apple, LG ve Nokia takip etti. Akıllı telefonlar içinde ise en çok satılan cep telefonu altın renkli iPhone 5S oldu. Satışı gerçekleşen cep telefonlarında Android işletim uygulamalı, dokunmatik ekran en çok tercih edilen özellikler arasında yer aldı.

İncelenen dönemde sahibinden.com kullanıcıları dizüstü bilgisayarda en çok HP markasını tercih etti. Netbook’larda Acer, Tablet PC’de de Apple kullanıcıların ilk tercihi oldu.

İnternetten en çok cep telefonu alıyoruzTüketicilerin online alışveriş alışkanlıklarını ortaya koyan sahibindex alışveriş verilerine göre, 2015 yılının ikinci çeyreğinde en çok cep telefonu satıldı.

Türkiye’nin en çok ziyaret edilen e- ticaret platformlarından sahibinden.com, 2015 yılı ikinci çeyrek sahibindex alışveriş verilerini açıkladı. 2015’in Nisan – Mayıs - Haziran aylarını kapsayan döneminde alışveriş kategorisine girilen ilanlarda ilk sırayı cep telefonu alırken, onu bilgisayar ve giyim & aksesuar ilanları izledi.

1 Nisan – 30 Haziran 2015 tarihleri arasında sahibindex “alışveriş” verilerine göre, cep telefonu

Klasik severlerin tercihi SLR fotoğraf makinelerinde ise en çok satılan marka Canon oldu. Canon’u, sırasıyla Nikon ve Sony takip etti.

Hali hazırda günümüzün en moda teknoloji ürünü akıllı telefonlarken, yüksek vergilendirme ve doların yüksek olması sebebiyle kullanıcılar, ürünleri daha uygun satın alabilecekleri çözümlere yöneliyorlar. “Dükkan” derdi olmadan satış yapabilen, kullandığı telefonu elden çıkarmak isteyen, yurt dışına çıktığında “bir tane de satar, kâr ederim” diyerek ürün getiren kullanıcılar, sahibinden.com’da ürünleri piyasa fiyatının altına satabiliyorlar.

Page 31: BThaber Sayı 1032

Kingston’danhepsi bir arada hafıza çözümü

Akıllı telefonların hafızalarının bir “problem” olabildiğini farkeden Kingston, ilginç bir “hepsi bir arada” cihazı kullanıcılara sunuyor. Kingston MobileLite Wireless G2 cihazı, çok sayıda işleviyle mobil cihaz kullanıcılarının ilgisini çekebilir.

Bir akıllı telefondan biraz daha büyük ve kalın boyutlarda olan Kingston MobileLite Wireless G2, üzerinde Ethernet, USB, micro USB ve SD kart portlarının yanı sıra güç düğmesi ile bilgilendirme ışıklarını barındırıyor. Micro USB bağlantısı cihazı şarj etmek için kullanılıyor.

USB’den video akışıAndroid veya iOS

cihazımıza uygulamasını kurduktan sonra G2’ye bağlanabiliyoruz. G2, üzerine takılan USB bellek veya SD karttaki verileri kablosuz olarak yayınlama görevi üstleniyor. Fakat kendi içerisinde bir hafızası bulunmuyor. Uygulamanın kendi dosya yöneticisi aracılığıyla harici hafızalardaki veriye kolayca ulaşabiliyorken, aynı zamanda videoları akıllı cihazımıza kopyalamadan izleyebiliyoruz.

Ürün, gerektiği takdirde içerisindeki 4640 mAh bataryasıyla telefonlarımızı da şarj edebiliyor. Kingston MobileLite Wireless G2, bu batarya ile 13 saat kesintisiz data akışı sağlayabiliyor.

Kablolu internet varsa…Cihazın en dikkat

çekici yanlarından biri

de kablolu interneti alıp, kablosuz internet olarak yayımlayabiliyor olması. Mesela ofisinizin, kablosuz bağlantının erişemediği “kör” noktasında oturuyorsunuz fakat size bilgisayarınız için bir kablo verilmiş. Bu Ethernet kablosunu G2’ye takıp, kablosuz üzerinden yayın yaparak tüm akıllı cihazlarınızı ve bilgisayarınızı internete bağlayabilirsiniz.

Kingston MobileLite Wireless G2 fena bir ürün değil fakat “mobil hafıza” için Kingston DataTraveler microDuo 3C’nin daha taşınabilir olması sebebiyle daha işlevsel bir ürün olduğunu düşünüyorum. Taşınabilir batarya olarak ise 4600 mAh’den çok daha güçlü ve boyut olarak küçük ürünler mevcut.

e tt sBTnet

Ruşen Göbel

TP-LINK’ten Çok Amaçlı Kablosuz Ağ Ürünü

TP-LINK, sadece 6 cm genişliğinde, 18 mm inceliğinde ve 300Mbps kablosuz hıza sahip minik taşınabilir yönlendiricisini satışa sundu. ‘Cep router’ı olarak tanımlanan ürün hem ev hem de seyahat kullanımı için ideal ve çok amaçlı bir ağ çözümü.

Tablet bilgisayar, akıllı telefon, oyun konsolu ve diğer taşınabilir elektronik cihazların kablosuz ağa bağlanabilmesi için tasarlanan TL-WR802N, 57x57x18 mm boyutuyla her yere rahatlıkla taşınabiliyor. Bu nedenle sadece evde değil seyahatlerde de çok işlevli bir yol arkadaşı olan ürün, otelde, yolda, arabada her yerde kullanılabiliyor. 300Mbps yüksek kablosuz hızı sayesinde çevrimiçi oyun, HD video gibi her tür uygulama için ideal olan ürün, dakikalar içine kolayca kurulabiliyor.

Cep router’ı, harici güç adaptörü ya da USB’den cihazlara bağlanarak çalışabiliyor. Kablolu bağlantıyı kablosuz ağa dönüştürerek farklı cihazların ağa bağlanmasını sağlayan bu küçük cihaz ile örneğin

otel odasında ağ kablosunu TL-WR802N’e takarak kişisel bir kablosuz ağ oluşturmak ve tüm cihazları (notebook, akıllı telefon, dijital kamera, vb) ağa bağlamak mümkün. Aynı zamanda erişim noktası (access point) işlevine de sahip olan ürün ile evde ya da seyahatte var olan kablosuz ağın kapsama alanı genişletilebiliyor. Bir başka kullanım şekli de akıllı TV, oyun konsolu, uydu

alıcısı gibi kablosuz ağa direkt bağlanamayan

cihazlara kablo ile bağlanarak bu

cihazların kablosuz ağa dahil edilmesi. Normalde

birden fazla cihazın

yaptığı işlevleri tek başına

yapabilen ve avuç içinde taşınabilen

boyuttaki bu ürün, sık seyahat edenler için ideal bir ağ çözümü.

Seyahatlerde farklı ağlara bağlanması gereken cihaz, bu nedenle güvenliği de en üst noktada sağlıyor. En etkili kablosuz ağ şifreleme standartları olan WPA-PSK/WPA2-PSK desteği sunan TL-WR802N, Türkiye’de KDV dahil 34 USD fiyata satışa sunuluyor.

BTnet com tr 313 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber. .

Bükülebilir OLED pazarı kızışıyorLCD ve OLED panel üretiminde Samsung ile büyük bir yarış içerisinde olan LG, bükülebilir OLED teknolojisi için yepyeni bir fabrika hazırlıyor. Güney Kore’nin Gumi kentinde yer alacak OLED fabrikası, LG’ye 908 milyon dolara mal olacak. Fabrikanın açılışının 2017’de gerçekleşmesi planlanıyor.

LG, G Flex ve G Flex 2 akıllı telefonlarında bükülebilir OLED ekranlarını sergilemişti. Gerçek anlamda “esneyebilir” olmasa da üretim esnasında eğimlendirilerek kullanılan OLED ekranlar, Samsung’un Edge serisi akıllı telefonlarında yer alıyor. Bükülebilir / bükülmüş OLED ekranlar henüz akıllı telefonlarda işlev kazanabilmiş değiller. Daha çok kozmetik amaçlı kullanılıyor. Samsung Galaxy Gear S akıllı saat modelinde ise bükülebilir OLED ekran, daha mantıklı bir

şekilde kullanılarak teknoloji meraklılarının ilgisini çekmeyi başarmıştı. Televizyonlar tarafına baktığımızda ise hali hazırda satışta bulunan

çok sayıda “Curved” model bulunduğunu görüyoruz.

Eğimli OLED ekranlar, yakın bir gelecekte otomotiv sektöründe de önemli

bir konuma yerleşecek. Otomobillerin yol bilgisayarları ve kadranları, yeni ekran teknolojisiyle beraber daha net görülebilir hale gelirken

bizlere çok daha fazla bilgi sunabilecek. Hatta gelecekte arka farlar da OLED ekran yapılarak daha dikkat çekici sinyal ve “dur” animasyonlarıyla beraber arkadan gelen sürücüye bilgi verilebilecek. Hali hazırda kendine geniş bir kullanım alanı bulabilen OLED ekranlar, ileride muhtemelen her yerde kullanılıyor olacak.

OLED’lerin LCD – IPS ekranlara göre önemli avantajları bulunuyor. Bunlardan en önemlisi, koyu renkli veya siyah piksellerin neredeyse hiç güç tüketmiyor olması. Sadece parlak bir şekilde aydınlatılan pikseller kadar güç tüketiyor dememiz çok da yanlış olmaz. Ayrıca OLED ekranların görülebildiği açı, son derece yüksek.

Bakalım bu yatırımla beraber ile Samsung ile OLED rekabeti ne şekilde yol alacak...

Page 32: BThaber Sayı 1032

2015’in geri kalanı için bulut bilişim öngörüleri

32 GÖRÜŞ 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

2014 yılında bulut bilişimin her büyüklükte organizasyon için yeni normal haline geldiğini ve hem tüketici ürünlerinde hem de kurumsal ürünlerde büyük yeniliklerin önünü açtığını gördük. Bulut bilişim artık, hem Dropbox, Airbnb, Pinterest, Hailo, WeTransfer ve Soundcloud gibi genç işletmeler hem de Bristol Myers Squib, Shell, Unilever gibi köklü şirketler için yeniliklerin “makine dairesi” konumunda yer alıyor. Times, Guardian, Telegraph New York Times, Washington Post ve Time Magazine de dahil medya şirketleri gibi diğer iş yerleri için bulut bilişim, bu şirketleri yalın, hızlı ilerleyen öncülere dönüştürüyor. Bulut bilişimin şimdiden geniş bir etkiye sahip olduğunu söylemek doğru olur.

Türkiye’de de her ölçekteki işletmeler arasında gördüğümüz büyüme bizi gerçekten mutlu ediyor. Şimdiye kadar gördüğümüz müthiş yeniliklere rağmen daha işin başındayız. 2015 yılında ve sonrasında bulut bilişim, hayatımızın her alanında yer alacak heyecan verici yeniliklere güç verecek. Müşterilerimizin yaptığı değişik şeyler içinden 2015 ve sonrasında önemli olacağını düşündüğümüz sekiz trende bir göz atalım.

Bulut analizleri her yerde

Bulut bilişim tarafından etkin kılınan analizlerden etkilenmeyen tüketici veya iş bölgesi neredeyse kalmadı. Analizler netice olmaktan çok uygulamaları güçlendirdikleri için çoğu zaman tüketicinin gözüne çarpmaz, ancak bunlar artık daha yaygın bir hale geliyor. Satış tavsiyelerinden gen bilimine dayalı ürün gelişimine, finansal risk yönetiminden yeni ürünlerinin etkisini ölçen startup’lara, dijital pazarlamadan klinik deney

verilerinin hızlı işlenmesine kadar bütün bu süreçler bulut tabanlı analizler yoluyla yeni bir seviyeye çekiliyor.

Bulut, self-servis analiz yapılmasını sağlıyor

Geçmişte özel bir donanım üzerinde çalışan merkezi veri ambarı ile bir organizasyon içinde yapılan analizler eski tip BT’nin zirvesindeydi. Modern kurumlarda bu senaryo kabul edilemez. Analizler, işletme birimlerinin işletmenin ihtiyaçlarına cevap vermek için daha çevik olmalarına, daha hızlı hareket etmelerine ve müşterilerin gerçekten istediği ürünleri üretmelerine yardımcı olmada çok önemli bir rol oynuyor. Ancak analizler bu merkezi, fazla talep alan ve eski tip veri ambarı modeliyle hala çok yavaşlıyor veya durma noktasına gelebiliyor. Bulut tabanlı analizler bu durumu tümüyle değiştiriyor.

Bir işletme birimi artık bulutta, kendi büyüklük ve hız ihtiyaçlarına ve yapmak istediği ödeme miktarına tam olarak uyan, kendisine özel bir veri ambarı yaratabiliyor. Bu, gün içinde çalışan 2 node’luk küçük bir veri ambarı, sadece bir Perşembe öğleden sonrasında bir kaç saat çalışan 1000 node’luk büyük bir veri ambarı veya personele sabah işe geldiklerinde ihtiyaçları olan verileri sağlamak için gece boyunca çalışan bir veri ambarı olabilir.

Bunun iyi bir örneği, global iş dünyasının bilinen yayınlarından Financial Times’ın (FT)

analizlerle yaptığı işlerdir. 120 yıldan daha eski bir gazete olan FT, bulutu iş zekası (Business Intelligence/BI) iş yüklerini çalıştırmak için kullanmaya başlamış ve bu yolla içeriği müşterilerine yepyeni bir şekilde sunmaya başlamış, müşterilerine tüm hikayelerinde analizleri çalıştırma olanağı vermiş, gazeteyi kişiselleştirmiş ve okuyucularına daha kişiye özel bir okuma deneyimi sunmuştur. FT, yeni iş zekası sistemi ile gerçek zamanlı olarak günde 140 hikayede analizler yapabiliyor ve analiz işlerini

aylar yerine günler içinde tamamlayacak şekilde çevikliğini artırıyor. FT bu kapsamda okuyucuları için daha hedefe yönelik reklamlar sağlayacak şekilde iş zekasını da genişletti.

Bulut, her şeyin daha akıllı olmasını sağlayacak

Bugünlerde her şey “akıllı” olma yeteneğine sahip (akıllı saat, akıllı giysiler, akıllı TV, akıllı ev, akıllı araba vs). Ancak bu örneklerin neredeyse tümünde bu “akıllılık” nesnenin veya

cihazın kendisinde değil de buluttaki yazılımda gerçekleşiyor. İster evinizdeki termostat, ister bileğinizdeki hareket izleyici, isterse ultra HD TV’nizdeki akıllı film önerileri olsun, bütün bunlar bulutta işleyen analiz motorlarıyla çalışıyor. Tüm bu akıllı ürünlerin zekası bulutta yer aldığı için, bu durum yeni bir cihaz nesli ortaya çıkarıyor. Burada iyi bir örnek olarak Philips’in, sokak aydınlatmasını CityTouch ürünüyle akıllı hale getirmek üzere yaptıklarını gösterebiliriz.

Bulut Analizleri Şehir Yaşamını İyileştiriyor

Bulut analizleri, dünyanın dört bir yanındaki şehir sakinlerinin yaşam

Şimdiye kadar gördüğümüz müthiş yeniliklere rağmen daha işin başındayız. 2015 yılında ve sonrasında bulut

bilişim, hayatımızın her alanında yer alacak heyecan verici yeniliklere güç verecek.

*Murat Yanar

Page 33: BThaber Sayı 1032

2015’in geri kalanı için bulut bilişim öngörüleri şartlarını iyileştirmek üzere şehir ortamından bilgi toplar. Buna iyi bir örnek Chicago’da yapılanlardır. Chicago, tüm şehre hava kalitesini, ışık yoğunluğunu, ses hacmini, ısıyı, yağış miktarını, rüzgarı ve trafiği kalıcı olarak ölçecek sensörleri kurulan ilk yerlerden biri. Bu sensörlerden gelen veriler buluta aktarılıyor ve burada şehir sakinlerinin yaşam kalitesini iyileştirmenin yollarını belirlemek üzere analiz ediliyor. Chicago’nun “Array of Things”’den topladığı veri setleri, araştırmacıların verileri analiz etmek üzere yaratıcı yollar bulmalarına olanak sağlamak amacıyla halka açık hale getirilecek.

Birçok şehir, şehir

yaşantısını geliştirmek üzere bulutu kullanmak için Chicago’nun öncü adımlarını izlemeye hazır olduğunu belirtmiş durumda ve birçoğu da İngiltere’deki Peterborough Şehir Konseyi gibi Avrupa’da aynısını yapmaya başlıyorlar. Peterborough Şehir Konseyi, yerel toplumun yenilikler yaratması için kamuya ait veri setlerini erişilebilir hale getiriyor. Konsey’den gelen farklı veri setleri birbiriyle eşleştiriliyor; insanlar örneğin suç verilerini hava durumu ile eşleştirerek, Konsey’in hava sıcak olduğunda daha fazla hırsızlık olup olmadığını ve yerel polis gücünün buna göre nasıl yapılandırılması gerektiğini anlamasına

yardım ediyorlar. Veya hastane kayıt verilerini hava durum verileriyle eşleştirerek bazı trendleri anlıyorlar. Bulutun gücü sayesinde, bu veriler kamuya açık hale getirilerek herkesin yenilik yaratabilmesi sağlanıyor.

Bulut, Endüstriyel Internet of Things kavramını mümkün kılıyor

Internet of Things (IoT) kavramını düşündüğümüzde, genellikle sıklıkla bunun tüketici için ne anlama geleceği konusuna odaklanıyoruz. Ancak 2015 yılında farklı bir IoT kavramının yükselişini göreceğiz - Endüstriyel Internet of Things. Enstrümanlanan ve

internete bağlı olan sanayi makinaları, verileri buluta aktararak, kullanım hakkında bilgi sağlanmasına, verimliliğin artırılmasına ve kesintilerin önlenmesine yardım edecek.

Bu gaz türbünlerini enstrümanlayan General Electric veya petrol kuyularına sensörler ekleyen Shell olsun, veya inşaat lokasyonlarında sensörler kullanan

Deconstruction olsun, bunların hepsi gerçek zamanlı analiz için buluta sürekli veri akışı yapacaklar.

Bulut, video analizini mümkün kılıyor

Uzun bir süredir videolar, arşivlenmek, oynatılmak ve seyredilmek üzere kaydedildi. Bulutun sınırsız işleme gücü ile yeni bir trend ortaya çıkıyor: videoları analiz edilecek bir veri akışı olarak düşünmek. Bu işlem Video İçerik Analizi (VCA) olarak adlandırılıyor ve perakende satıştan nakliyeye kadar birçok uygulama alanı var. Uygulama alanlarından

bir tanesi, alışveriş merkezleri ve büyük satış mağazaları gibi video kameralarının

bulunduğu yerler. Video, mağazaların trafiği anlamalarına

yardımcı olmak üzere analiz ediliyor. Analizler, hareket

halinde olan müşteri adedini, hareketsiz

süreleri ve bazı başka istatistikleri sağlıyor.

Bu olanak, satıcıların mağaza düzenlerini ve mağaza içindeki pazarlama verimlerini artırmalarını mümkün kılıyor.

Bir diğer popüler alan, konser gibi büyük etkinliklerde tüm etkinlik alanı boyunca hareket düzenini anlamak ve ziyaretçi deneyimini geliştirmek üzere tıkanıklıkları meydana gelmeden önlemeye yönelik gerçek zamanlı kalabalık analizi. Benzer uygulamalar

trafiği düzenlemek, otobanlarda duran arabaları saptamak, yüksek hızdaki demir yollarındaki nesneleri ve diğer ulaşım sorunlarını saptamak üzere ulaşım departmanları tarafından kullanılıyor.

Örneğin Dropcam, internete bağlı video kameralarından akan videoları analiz ederek müşterilerine uyarılar gönderiyor. VCA, spor yönetimi için de kullanılmaya başlandı. Örneğin İngiliz Premier Liginde kaydedilen birçok video akışı, ligdeki takımlar tarafından oyuncu performansını arttırmak ve özel antrenman programları için kullanılıyor.

Bulut, sağlık hizmetleri analizlerini değiştiriyor

Veri analizi, sağlık riski faktörlerini analiz etmek ve hasta bakımını iyileştirmek üzere hızlı bir şekilde merkeze yerleşiyor. Sağlık hizmetleri, maliyetleri azaltma ve hasta bakımını hızlandırma baskısı altında olan bir alan olmasına rağmen, bulut sağlık hizmetlerinin dijital hale gelmesinde büyük bir rol oynuyor. 2015 ve sonraki yıllarda, bulut uygulamasının hasta teşhisi ve bakımı alanının ilerlemesinde daha da önemli bir rol oynamasını bekliyoruz.

Bulut, güvenli analizi mümkün kılıyor

Online alış verişten sağlık hizmetlerine ve ev otomasyonuna kadar birçok yeni alanda analizlerin kullanılmasıyla, analiz verilerin güvenli ve özel tutulmasının sağlanması son derece önemli bir hal alıyor. Depolamada ve analiz motorları ile şifrelemenin derinlemesine entegrasyonu, kullanıcıların kendi şifreleme anahtarlarını kullanması ile birlikte, verilere bu servislerin kullanıcıları haricinde başka hiç kimsenin ulaşamamasını sağlıyor.

*AWS Türkiye Ülke Lideri

GÖRÜŞ 3313 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Page 34: BThaber Sayı 1032

34 KARİYER 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Hakan Özdem, Bilgi Birikim Sistemleri’nde Server & Storage İş Geliştirme Müdürü olarak göreve başladı. 14 yıldır BT sektöründe görev alan Özdem, Sandoz Türkiye, Abdi İbrahim ve Yıldız Holding gibi şirketlerde görev aldı. Selçuk Üniversitesi Bilgi Teknolojileri bölümünden mezun olduktan sonra Anadolu Üniversitesi’nde İşletme

Lisansı’nı tamamlayan Özdem, halen İşletme Yönetimi alanında (Executive MBA) yüksek lisansına devam ediyor.

Hakan Özdem

Hakan Özdem, BBS’tegöreve başladı

En iyiler arasında ilk kez iki Türk

Sony’den yeni iş kolu

İşe alım sürecinde artık hep çevrimiçiyiz

Ülke ekonomisinin gelişiminde önemli bir payı olan yeni buluş ve icatların ticarileştirilmesi sürecine teknoloji yönetimi alanında uzman ‘fikri mülkiyet stratejistleri’ yön veriyor. Bu alanın profesyonelleri de, merkezi ABD ve Kanada’da yer alan, 32 ülkede 11 bin 500 üyesi bulunan Teknoloji ve Lisans Yöneticileri Derneği (LES) çatısı altında bir araya geliyor. Türkiye ise bu başlıkta ilk kez dünya çapında önemli bir başarıya imza attı. LES Türkiye’nin kurucu başkanı ve

DCP fon şirketinin yönetici ortağı Ömer Hızıroğlu, LES Türkiye’nin dönem başkanı ve Koç Holding’in İnovasyon ve Fikri Mülkiyet Direktörü Samir Deliormanlı ile birlikte, fikri mülkiyet dünyasının küresel yayın organı olan IAM Magazine tarafından, “Dünyanın En İyi 300 Fikri Mülkiyet Stratejisti” arasında gösterildi.

Teknoloji yatırımcıları ve profesyonellerin yakından takip ettiği IAM Magazine’in yıllık listesinde Türk Fikri Mülkiyet

Stratejistleri ilk kez bu yıl yer aldı. Bu yıl da listesini, bir kitapçık halinde yayımlayan IAM Magazine, her yıl dünya çapında gerçekleştirdiği taramalarla, teknoloji liderlerinden, en başarılı stratejistlere yönelik önerilerini alıyor ve adaylarla yaptığı görüşerek, onlar hakkında bilgi ve veri topluyor. Değerlendirilen adaylar arasından, çeşitli performans kriterlerine göre başarılı bulunanlar, “En İyi 300 Stratejist” listesinde yer alıyor.

Sony, departmanlarını müşteri ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilecek şekilde yönlendirmek için aldığı stratejik kararın bir parçası olarak, video güvenlik ürünlerini de içinde barındıran ‘Kurumsal ve Eğitime Yönelik Çözümler’ iş kolunu oluşturdu. Bu yeni iş segmentinin başına ise Kurumsal ve Eğitime Yönelik Çözümler Bölüm Başkanı olarak Damien Weissenburger getirildi. Eğitime Yönelik Çözümler; Medya Çözümleri, Sağlık Çözümleri ve Sinema Salonu Çözümleri ile birlikte Sony’deki dört çözüm

grubundan biri. Sony, video güvenlik

çözümlerini Kurumsal ve Eğitime Yönelik Çözümler iş koluna dahil ederek çözüm yelpazesini genişletiyor. Bu iş kolu, ilk olarak Sunum ve İletişim, Video Güvenlik, Görselleştirme ve Simülasyonun yanı sıra Bilgi Ekranı ürün ve çözümlerine odaklanacak. Bu yeniden yapılandırma, Sony’nin Avrupa genelinde geliştirilmiş kullanıcı deneyimi ve gelişmiş sistem entegrasyonu sunması için profesyonel ürün yelpazesinde daha fazla devamlılık sağlayacak.

E T K İ N L İ K L E R Y U R T D I Ş I

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Y U R T İ Ç İ

9-13 Eylül 2015

1st International Conference on Environmental Science and Technology (ICOEST) Bosna HersekAYRINTILI BİLGİ: www.icoest2015.com

6-8 Ekim 2015

International Test Conference Anaheim, ABDAYRINTILI BİLGİ: www.itctestweek.org

7-10 Kasım 2015

26th ISF Annual World Congress Atlanta, ABDAYRINTILI BİLGİ: www.securityforum.org/events/isf-annual-world-congress/

4-7 Ağustos 2015

International Conference on Advanced Technology & Sciences (ICAT’15) AntalyaAYRINTILI BİLGİ: www.icatsconf.org/

12 Ekim - 14 Ekim 2015

ADVED’15- International Conference On Advances In Education, And Social SciencesNippon Otel - İstanbulAYRINTILI BİLGİ: www.ocerint.org/adved15/

BTvizyon Anadolu Toplantıları

15 Eylül 2015 AnkaraAYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr/

Özellikle birçok ülke ve şehirde ofisi bulunan, ancak tek bir İK departmanı tarafından işe alımların gerçekleştirildiği her sektörden şirkette, zaman ve para tasarrufu için çevrimçi mülakat platformları önem kazanıyor. Bu yolda önemli bir araç ise 2014’de yılında Sanko Holding bünyesinde kurulan, internet ve internet teknolojilerini merkezine alan Sankonline ekibi tarafından geliştirilen ilk proje DoHire.

Bu, aday ile işveren arasındaki görüşmeyi sayısal ortama taşıyarak, zamandan ve maliyetten tasarruf sağlayan bir sistem. İnsan kaynakları sektörünün temel ihtiyaçlarına yanıt vermeyi hedeflerken, işe alım süreçlerini kolaylaştıran ve verimliliği artıran çevrimiçi mülakat platformu www.dohire.net ile işe alım için çevrimiçi mülakat platformunu kullanan İK yetkilileri, adaydan talep ettikleri nitelikleri, cevaplamalarını istedikleri soruları kolayca sayısal ortama aktarabiliyorlar. Aday ise bu soruları dilediği zaman dilediği yerde yanıtlayıp, kayıt altına alarak, şirket yetkilisine çevrimiçi mülakat platformu üzerinden iletiyor. Video görüşmesi, adaya, CV’den daha detaylı şekilde kendini ifade edebilme

şansını veriyor.

Zaman ve paradan tasarruf

Mülakat ve telefon görüşmelerine çevrimiçi çözüm sunma hedefiyle mobil uygulamaya sahip olan DoHire, bu yönüyle adaylar ve kurumlar için avantaj sunuyor. İş görüşmelerinde daha fazla adayla görüşme şansı sağlayıp, zaman kaybını engelleyen yapı hızlı, dijital, interaktif, sürdürülebilir bir işe alım modeli oluşturuyor, hızlı karar alabilme imkanı sunuyor. Ayrıca tek ekrandan ihtiyaç duyulan bilgiye erişip, görüşmeleri yaparken, geniş aday havuzuna sahip olunabiliyor.

DoHire uygulamasında şirketlerin İK profesyonellerinin kullanabileceği özel bir panel sağlanıyor. İK profesyonelleri de bu panel

ile yöneltmek istedikleri soruları, her bir soruya ayrılması gereken süreyi ve son mülakat tarihini belirliyor. Sonraki adımda adaylara e-posta yoluyla iş görüşmesi daveti gönderiliyor. Daveti alan adaylar hem firma ve pozisyon hakkında bilgi ediniyor hem de video cevaplarını ilgili şirkete iletiyor. İK profesyonellerine ‘görüşmenin tamamladığı’ bildirildikten sonra işe alım uzmanları gerekli değerlendirmeyi yaparak karar veriyor.

Ömer Hızıroğlu

Damien Weissenburger

Samir Deliormanlı

Page 35: BThaber Sayı 1032
Page 36: BThaber Sayı 1032

kamuoyuyla paylaşmaya hazır hale getirmiş. Herkese örnek olsun.

Sıra sanatsal açıdan gurur verici bir haberde: Tolga Karaçelik’in, dünya prömiyeri Sundance Film Festivali’nde yapılan ve büyük beğeni toplayan son filmi “Sarmaşık”; İngiltere’nin en önemli festivallerinden East End Film Festivali’nde “En İyi Film” ödülünü almış. Karlovy Vary Film Festivali ve Sydney Film Festivali gibi önemli festivallerde yarışan, Türkiye galasının da İstanbul Film Festivali’nde yapılması planlanan film, hatırlarsın, sansür protestoları sebebiyle festivalden çekildiği için, İstanbullu sinemaseverlerle buluşamamıştı.

Bu haftaya noktayı iki kitapla koyuyorum. Tavsiye benden, alıp okumak senden. İlk önerim, BT projelerinin başarısı için kapsamlı bir kaynağı sunan, Koray Yitmen’in yazdığı ve Keytorc Inspiring Series kitaplarından olan, genişletilmiş 2’inci baskısıyla ‘Yazılım Testi, İş Analizi, Kullanılabilirlik’. İkinci önerim ise Türkiye’de ilk kez uygulanan bir pazarlama stratejisi ile okurların beğenisine sunulan, Ali Güner Temelli’nin ikinci romanı, Boşnakça “yangın” anlamına gelen ‘Vatra: Zamanın Kaldırma Kuvveti’. Kitabın ikinci ve son bölümü, yalnızca sosyal medyadan beğenisini paylaşanların erişimine açık. Bu yönüyle kitabın Türkiye’de ilk kez uygulanan bir tanıtım ve satış kampanyası var. www.kitapvatra.com sitesi de bu amaçla oluşturulmuş. Kitabı alanlar ve son bölümünü okumak isteyenler, sosyal medya kanallarıyla siteyi beğenmeleri halinde erişebilecekleri ikinci ve son bölümü bu sitede bulabilecekmiş. Kitap sadece Matbuat Yayın Grubu Beyoğlu ofisinde ve www.matbuat.com.tr üzerinde satışa sunuluyormuş.

Bu hafta bu kadar olsun, yeniliklerle haftaya buluşalım,

36 MEKTUPYine yoğun bir içerikle karşındayım,

Senin bazı zamanlar derdin olur ya anahtarı evde veya ofiste unutmak. İşte Kale Kilit, senin gibiler için yaratıcılığını konuşturmuş. Yeni ürün Kale İkaz Silindiri ile anahtar kapıda unutulduğunda 8 veya opsiyonel 12 saniye içinde devreye giren alarm, 100 dBA ses ile kullanıcıyı uyarıyormuş. Farklı renk tonlarında özel anahtarları olan Kale İkaz Silindiri, girişte ya da çıkışta anahtar kapıda unutulduğunda 30 dakika sesle uyarıyor. Bir adet değiştirilebilir 9V alkalin pil ile çalışan bu yapının uyarı sesi de anahtar silindirden çıkarıldığı anda sona eriyormuş. Anahtar unutmak, kapıda kalmak kader olmasın.

Seni bir etkinlik konusunda haberdar etmek istiyorum ki takviminde yerini alsın: 13 Kasım’da Kozyatağı’nda Byotell’de gerçekleştirilecek Uzakrota Travel Summit. Singapur Airlines Pazarlama Müdürü Derya Pekruh Gerçeker, Yandex‘in Harita servisi yöneticisi Jasmin Kocaer, Jollytur içerik yöneticisi Duygu Esirger gibi sektörün önde gelen 20 ismini buluşturacak etkinlikte pazarlama, blog’lar, sosyal medya, yenilikçi çözümler gibi konular ele alınacakmış. Program http://summit.uzakrota.com adresinde.

Yeni fikirleri bulmak için Software AG kolları sıvamış, etrafımızı bilgilendirsek fena olmaz. Software AG Üniversite İlişkileri Departmanı, dünya çapındaki öğrenci ve öğretim üyelerini Fikir Yarışması’nda buluşturuyor. Uygulama ve fayda modellemesinde Software AG’nin Dijital Dönüşüm Platformu’nu kullanarak en iyi çözümü geliştiren kişi, projesini hayata geçirmek için 10 bin avroya kadar fon desteği alacağı gibi, CeBIT 2016’da projesini basına ve Software AG

müşterilerine sergileme imkânı bulacakmış. Fikri olanlar için bulunmaz fırsat.

Sıra sağlıkta Türkiye’nin başarısı olan ‘ilk’lerde… Oftalmoloji, yani ‘göz bilimi’ alanında faaliyet gösteren VSY Biotechnology; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanan Türkiye’nin ilk ve tek biyoteknoloji Ar-Ge Merkezi’nde geliştirdiği Acriva Reviol Tri-ED lensleri ile dünyada bir ilki gerçekleştirmiş. Trifokal özelliği ve EDOF teknolojisini bir arada bulunduran bu ilk lens, aynı zamanda göz kusurlarını düzelterek uzak- orta ve yakın mesafelerde kesintisiz sürekli görüş sağlıyormuş.

Bir gurur verici haber de Boğaziçi Üniversitesi’nden işitme kaybı teşhisine yönelik yeni bir teknoloji. Boğaziçi Üniversitesi, tablet tabanlı uygulama kullanarak, kablosuz ölçüm yapabilme özelliğine sahip

odyometre cihazı geliştirmiş. Yeni nesil teknolojiyle uyumlu ve kablosuz cihaz, işitme kaybı teşhisinde önemli rol oynayacak. Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmed Özkan öncülüğünde üniversitenin öğrencilerinin katkılarıyla geliştirilen cihaz, hastane ve kliniklerde tanı, işyerlerinde de tarama amaçlı işitme kaybına

yönelik ölçüm yapılmasına imkan sağlayacakmış. Daha etkin ölçümler artık hayal değil, gerçek.

Herkes için sağlık diliyor ve haftanın çevresel haberlerine başlıyorum. Siftah ise çevresel etkiye toplu taşıma motivasyonu ile tarih ve kültür

turizminde ülkemizin en çok turist çeken kentlerinden Çanakkale’den yapıyorum. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve Kentkart’ın ortak çalışması ile hayata geçirilen Çanakkale Ulaşım Projesi ile hem Çanakkaleliler hem yerli yabancı 2,5 milyon turist kolayca

yolculuk edebiliyor. Çünkü artık Çanakkale’deki tüm özel toplu taşıma araçları ve belediye otobüslerinde ödemeler temassız özellikli kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart veya temassız ödemeyi destekleyen cep telefonlarıyla yapılabiliyor.

Toplu taşımayı motive ettik, sıra mülkün temeli olan adalet başlığında daha az kağıt kullanımında. E-dönüşüm sürecinde önemli yeri olan e-tebligat uygulaması, 29 Haziran’da başladı. Kurumlara ve bireylere tek tıkla tebligat gönderimini mümkün kılan sistemin yıllık 500 milyon TL tasarruf sağlaması öngörülüyor. Kâğıt israfını engelleyen e-tebligat ile saniyeler içinde tebligat yapılabilecek. Tüm maliyetlerin bertaraf edilmesi bir yana, kağıt tasarrufu bu çalışmanın bence en can alıcı yönü.

Çevrecilik ödülsüz kalmaz, buna örnek de Turkcell. Turkcell, Türkiye GSM sektöründe bir ilki gerçekleştirerek ISO 14064 - Kurumsal Sera Gazı Emisyonlarının Hesaplanması ve Raporlanması belgesini alan ilk kurum olmuş. Turkcell ayrıca CDP (Carbon Disclosure Project- Karbon Saydamlık Projesi) 2014 anketini de tamamlayarak

3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

Daha etkin ölçümler artık hayal değil…

YIL 21SAYI 10323 - 9 AĞUSTOS2015

www.bthaber.com

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBULTel 0216- 291 13 90

ISSN 1300-6495

Satış GrubuEvrim Koç [email protected] Kıtay Ö[email protected]Özge Karataş[email protected] Ş[email protected] Toksö[email protected]

REKLAM SATIŞ GRUBU

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına SahibiAyhan Sevgi

[email protected]

www.linkedin.com/groups/BThaber

twitter.com/bthaber

www.facebook.com/BThaber

Bültenlerinizi

[email protected] adresine gönderebilirsiniz

Abone ve Dağıtım SorumlusuKutay Göç[email protected]

BThaber GrubuYayın KoordinatörüAyhan [email protected]

Yazı İşleri Müdürü(Sorumlu)Bülent [email protected]

EditörlerHandan Aybars [email protected] Özkan (Ankara) [email protected]

Haber MerkeziEkrem Uç[email protected] Yaylacı[email protected]şen Gö[email protected]

Okur TemsilcisiBehçet Envarlı

[email protected]

Görsel Tasarım Nevzat Karataş [email protected]

Mukadder Keskingö[email protected]

Page 37: BThaber Sayı 1032

Pearls of the informaticswere announced

Top 500 ICT Companies Research has been carried out for the 16th time this year as the Turkey’s only extensive research on informatics. The results of the Top 500 ICT Companies Research done by M2S Research and Marketing Services on behalf of BThaber Newspaper were announced. The top 10 companies in the ICT 500 in which Turkey’s biggest 500 informatics company is listed by the net sales income are announced as Türk Telekom, Turkcell, Vodafone, Teknosa, Genpa, Indeks Computer, KVK, Brightstar, Penta and Hewlett-Packard. The leader became Teknosa among information technologies companies and the second place was filled by Indeks Computer, while Penta took the third place.

Market share of software will reach 33%

M2S Research and Marketing Service General Manager Özlem Unan said; “According to the data put forward by the research regarding the Turkish informatics market, we foresee a 15% growth in information technologies market in 2015 and 11% of growth in communication technologies market in the same year. We expect an exceeding growth of the software and services market in 2015, as it was in 2014, predicting that the software market would reach 7.8

frequencies accordingly. In the future, these bands will be more valuable and priceless; that’s why I would like informatics sector to discuss the issue. Besides, informatics hardware will completely change in 2020. Informatics companies should be doing infrastructure and R&D investments.”

Plaquets were presented in nine categories

In the ceremony, besides the top 10 companies according to the net sales income of 2014, plaquets were presented to the leaders of 52 categories such as hardware, software, service and special category. The application had started last year which enables companies to decide on their own categories; continued this year, as well. Along with hardware, software and service incomes, 14 companies received their awards in 9 main categories.

Telecom companies could not find what they expected in cloud

According to M2S Research A.Ş.; Turkish Informatics Market is expected to grow 12% in 2015 just as 2014 and reach 78 billion TL. M2S Research and Marketing Service General Manager Özlem Unan, “We foresee that the growing trend will continue in software and service markets. It is expected that ERP, business

analytics, mobile application, data security and data backup spaces in software market; cloud, consultancy and support services in service market will grow. On the other hand, offering software solutions on cloud for SMES will increase.” Stating that telecom companies could not reach the expected performance in cloud and value added telecom services, Mrs. Unan said that the number of companies which offer cloud and hosting services will increase. Explaining the long term expectations, Unan gave information: “In 2017, services on cloud will expand in the Turkish market. However, on the parallel, it is expected that the users will raise awareness and issues such as trust, internet connection speed etc. will be dealt with and the recognition will peak. The driving power in the hardware market will be smart phones, servers, data storage and mobile products.”

Keep growing despite hitches

Giving the opening speech of the ceremony, BTHABER Companies Group President Murat Göçe stated that: “Last year, there were 2 major political activities. One is the election of president of the republic and the other is the general election. There are troublesome activities right in front of our

borders. The changes in the USA bond supply caused US dollar to gain value over euro and it affected our sector which does the import based on USD and sells based on TL. Despite all the hitches, according to TÜBİSAD (Informatics Industry Association) “Information and Communication Technologies Sector Market Data”, Turkish informatics market grew 12.1% in 2014 and reached 69.4 billion TL. The total sector growth was formed by communication technologies with 48.9 billion TL, and information technologies with 20.4 billion TL. Informatics export showed the success of reaching over 1 Million TL.”

Accepted as the most important reference and the only mirror of the sector; ICT 500 publication can be ordered from https://store.bthaber.com/ address.

Plaquets to the sector’s doyens

The sector’s doyens were presented awards as well in the ICT 500 Award Ceremony. The names working and making great efforts in the informatics sector for more than 35 years were presented the “35 Years of Effort for Turkish Informatics Sector” plaquet.

In this scope, Banu Tesal, Bülent Gönç, Niyazi Saral and Suat Baysan received 35 Years of Effort plaque for undertaking various roles and duties over many years in the informatics sector.

ICT NEWS 373 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

billion TL and service market would reach 4.3 billion TL in 2015. Telecom services would keep its share of 50% in the total market in 2015, and the software market’s share in the total information technologies market would reach 33%.”

“2016 will be worse unless we improve the infrastructure of mobile”

Speaking in the ICT 500 Award Ceremony Information and Communication Technologies Authority (BTK) Former President Tayfun Acarer drew attention to the needed increase of technological infrastructure investments in Turkey. Stating that it is a must to increase infrastructure investments on mobile broadband, Mr. Acarer highlighted: “The blockages we were expecting to happen by the end of the year has already started in mobile. We will be facing worse lacks and lower speed in 2016 unless we improve the infrastructure in mobile.” He also said that broadband fiber cable and base station investments are inevitable and new frequencies are needed in mobile broad band.

Acarer stated that Turkey is not in digital broadcasting yet and we could turn this into an opportunity. In his speech, Acarer said: “America and Europe are getting ready to use 4G, 5G or in other words, the “future network”. We need to prepare those

Page 38: BThaber Sayı 1032

38 ICT NEWS 3 - 9 AĞUSTOS2015

BThaber

The point where the world and the expertise meet

“Animal rights in Turkey remain unfulfilled”Supporting Animal Rights Confederation (Haykonfed) would take the animal rights actions in Turkey one step further. The confederation is expecting the support of the informatics sector, as well. Istanbul Animal Rights Association President - Animal Rights Confederation Founding President Mirat Gürol explains further:

“There are only a handful of people fighting for animal rights in the world. In Europe, Far Eastern countries and America euthanasia is a popular method. Healthy animals in shelters are being put to sleep only because they are overcrowding the place. The reason why no animals are seen on the streets is euthanasia. In the capitalist system, animals are seen as goods

to be produced and sold. Thus, animal rights are not improving even a bit in the world.

Our biggest problem is not having an office. We must have an office, a meeting room; we must bring people in and give trainings and

seminars. People should visit our office and get brochures. We should give people an official contact number. We need money to be able to do all these. This is my message to the private companies. We would appreciate any help such as allocating an office

for us which they do not make use of for themselves. All we want is to have an office, to make that place a training and education point. Many people have affection and mercy for animals however they do not know what to do to help them. There are works to be done in social responsibility projects, volunteering projects, all of them are done with hearths. People

spend their time and money. However, we are always a minority. The situation is the same in women’s rights and children’s rights. We cannot expect 1 or 2 persons to be fully devoted and provide all the financial support to our case. Defending animal rights is not all about having a pet in the house. If people cannot allocate time, they should donate money to show support.”

Protranslate.net offers translation services in English, German, French, Italian, Spanish, Portuguese, Russian, Korean, Greek, Arabic and Chinese on academic, medical, legal, scientific and many other general topics.

Guiding the customers who would like to receive professional translation services from online pages with Microsoft Translator infrastructure on birimcevir.com website, active since 2005, to the Italy based company which serves in the same sector as Protranslate.net created success. However, some problems were noticed by Protranslate.net Founding Partner Kerem Kalkancı, such as the payment pages of the website being in Italian and managers’ not willing to change this situation, drove Kalkancı towards actualizing his own projects. Thus, Protranslate.net project were put into practice in September, 2014. Kalkancı tells about the details:

“We offer translation services in the most popular 11 languages in our day and on many topics of expertise. We will continue

giving services in many other languages and on a wider range of topics by forming a translation team with the qualified translators in the close future.

We have a system giving a quotation quickly by sorting out texts in almost all languages easily. A customer with a document is able to calculate the cost of the translation and order the translation easily without having to contact someone. The system doing the translation calculations sorts out the words in a text and calculates a total price on a word & expertise area basis. Except from the scanned

documents, we are able to calculate the translation cost of many texts automatically by reading the texts via our system.

Thanks to the pricing system formed by the needs of the customers, not only individual customers and corporate ones, but also translation offices which we partner get their urgent texts need expertise translated via Protranslate.net quickly and efficiently. Positive feedbacks we receive, 20 thousand words translation request we get every day and the contribution we make to the sectorial growth show us that we are in the right track.”

Idea Technology proves its assertion with Bussion

Idea Technology -launched to offer HP Software’s sales and consultancy services- started giving value added services by renewing its business processes range in the past 11 years. Lately, Idea Technology wants to provide value added solutions to the sector. Developed in this direction, the company brought the concept of Self Service BI (Business Intelligence) to Turkey via the data visualization and analysis platform Bussion. Idea Technology General Manager Aykut Güven gives information on Bussion platform:

“Launched in 2004 in Istanbul, Idea Technology started its life as an engineering and consultancy company in the sector. The company has a partnership with HP Software since 2005 and it is expanding its business portfolio by domestic and international projects. Bussion is a platform published in the beginning of 2015. Customers who prefer Bussion adapt to it very quickly and new companies in the sector started paying attention to Bussion as well.

When we may explain the technical aspects of the business, Bussion is a type of device named as Self Service BI which is very popular in the business world nowadays. The main aim here is to do the reporting within

the company, to reduce the time allocated to projects and to enable employees other than IT personnel to carry out those transactions comfortably. It is important to remind that Bussion is a Self Service BI application. It saves you so much time by being implemented in a couple of days. Apart from that, the product supports data extracting from 800 different systems within. That means it is possible to retrieve data from any of those systems in the industry. By the data extracted data, a healthier analysis can be made. Besides, it is possible to create control panels with many images on, and share it in the company and form a more efficient working environment. This can upgrade the business processes to be more efficient.”

Page 39: BThaber Sayı 1032

Müşteri kazanır:• Gönderi bedeli dahil bir (1) laboratu-

varda kurtarma işlemi gerçekleştirilir. Asya Pasifik ülkeleri için istisnalar mevcuttur.

• Müşterinin kurtarılan datası, yeni bir harici diskle teslim edilir.

• Türk müşterilere özel: Diskin güm-rükte takılmasından doğacak masra-flar Seagate tarafından karşılanır.

Hizmet İçeriği

Seçili SV35 Surveillance HDD modellerinde fiyata dahil 3 yıllık Seagate Rescue™ data kurtarma paketi.Surveillance HDD (7. Nesil)6TB - ST6000VX00115TB - ST5000VX00114TB - ST4000VX0023TB - ST3000VX0052TB - ST2000VX0051TB - ST1000VX003

SV35 Serisi3TB - ST3000VX0042TB - ST2000VX0041TB - ST1000VX002

3

Nasıl çalışır?

1 2

Bırakın. Düşürün. Silin.Dosyalarınızı geri almanıza yardımcı oluyoruz.

Eğer verinizi kaybederseniz bizi arayın.

Cihazınızı bize gönderebilmeniz için size bir kutu yollayacağız.

Datanızı kurtarıp harici diskte teslim edeceğiz.

Neden +Rescue data kurtarmalı diskleri almalısınız:• Seagate +Rescue data kurtarma, disk fiyatına dahildir. Datanızı kurtarmanız

gerekirse www.seagate.com adresinde ülkeniz için verilmiş olan numarayı arayın veya web sitemiz üzerinden hizmet için başvurunuzu gerçekleştirin.

• Kullanıcıların yalnızca %17’si datasını güncel olarak depolar.

• Birçok bulut kullanıcısı datasını hala sabit diske kaydetmektedir. Bazı belgeleri buluta kaydetme konusunda kendilerini rahat hissetmemektedirler (finansal veriler, vergi kayıtları, vb.). +Rescue data kurtarma bu müşteriler için mükemmel bir hizmettir.

• Seagate memnuniyet oranı %95’in üzerindedir.

• İşlemde başarı oranı %90’dan yüksektir.

• Kurtarma, RAID’li diskler için de geçerlidir.

Page 40: BThaber Sayı 1032

Bt_Haber_Dergisi_Star_Of_Bosphorus_lani.pdf 1 6/17/15 6:23 PM