331
1 PKK Cumhuriyeti Faruk Arslan

Cumhuriyeti - · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

1

PKK Cumhuriyeti

Faruk Arslan

Page 2: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

2

İçindekiler

Önsöz ............................................................................. 27

Giriş

PKK Cumhuriyeti ........................................................ 27

Birinci Bölüm

Yeşil’in Pkk Macerası .................................................... 27

İkinci Bölüm

Gayretullah’a Dokunur Zulüm ....................................... 27

Üçüncü Bölüm

Pkk Dolu Rüyalarım ....................................................... 27

Dördüncü Bölüm

Pkk’lı Çocuk Askerler .................................................... 27

Beşinci Bölüm

Zerdüştlük Özentisi ........................................................ 27

Altıncı Bölüm

Pkk’ya İhale Edilen Yeni Görev .................................... 27

Yedinci Bölüm

KCK: Paralel Devlet ....................................................... 27

Sekizinci Bölüm

PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir ....................... 27

Dokuzuncu Bölüm

PKK Başarabilir mi? ...................................................... 27

Onuncu Bölüm

PKK ve KCK Nereye Koşuyor? ..................................... 27

Son Söz: Kardeşiz .......................................................... 27

Page 3: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

3

FARUK ARSLAN Kimdir?

Toronto’da York Üniversitesi’nde Liberal Sanatlar ve

Profesyonel Eğitimleri Honour Sosyoloji alanında mezun

oldu . Sosyoloji, Uluslararası İlişkiler, Sosyal Hizmetler,

Gazetecilik ve İletişim alanlarındaki yüksek öğrenim

kursları için öğretim üyesi ve sosyal araştırma uzmanıdır,

lisans ve lisanüstü eğitim alan öğrencilere Kuzey Amerika

Eğitim sistemine uygun konsept ve kalitede yüksek eğitim

ve öğretim modeli sunmakta, kitap, makale ve şiir

yazmakta, seminer ve konferanslar vermekte, aynı

zamanda sosyal sorunlarda danışmanlık hizmetleri

önermektedir.

Toronto Belediyesi’nin Sosyal Planlama Departmant’ının

Yeni Gelen Kadınlar Merkezi ile ortaklaşa yürüttüğü

‘Kazanım’adlı projede Sosyal Araştırmacı, Sosyoloğdur.

Kanada’nın Wilfred Laurier Üniversitesi Social Work

Fakültesinde Master of Sosyal Work yapmıştır, Pskikoloji

Uzmanı olarak Kanada devlet kurumunda psikoterapist

olarak görev yapmaktadır ve Wilfred Laurier

Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisidir. Kısa adı MANA

(Media Asembly of North America) olan Kuzey Amerika

Medya Birliği’nin kurucu başkanı ve halen genel

sekreteridir. Kanada’da yayınlanan Canadatürk ve Çorum

yerel gazetesi Türkiye’de Manşet’de köşe yazarıdır ve

Kanada Türk Ticaret Odası’nın Business Platform adlı

İngilizce haber bültenini Genel Yayın Yönetmeni olarak

çıkartmaktadır. Kanada’nın Ontario Eyalet’inde Kayıtlı

Sosyal Hizmetler görevlisidir (Registered Social Worker).

Page 4: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

4

Arslan, 12 Nisan 1969′de Ankara’da doğdu. Alanya

nüfusuna bağlı olmakla beraber aslen Çorumludur. 3 yıllık

GATA Sağlık Astsubay Hazırlama Okulu’ndan 1986′da

mezun oldu. Sağlık Astsubay Sınıf Okulu’dan mezun

olmaya 3 ay kala 1987′de ayrıldı. Azerbaycan Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdi ve Hazar’ın Statüsü

konusunda tez yazarak 1997′de ‘Uluslararası Hukukçu’

ünvanını kazandı. Kanada’da Centennial College’den

2008’de ‘Sosyal Toplumcu’ diploması ile mezun oldu.

Toronto Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı devlet okullarında

Toronto ve Kitchener’da talep kadrolu öğretmen olarak

Türkçe dersleri vermektedir. Azerbaycan Gazeteciler

Cemiyeti, Ankara Diplomasi Muhabirleri Derneği, Kanada

Etnik Gazeteciler Derneği ve Ontario Sosyal İşçiler Koleji

ile Derneğinin üyesidir.

Evli ve iki çocuk babası olan Arslan, Kanada ve Türk

vatandaşı olarak Kanada’da gazetecilik ve akademik

yaşamını sürdürüyor. Arslan, iyi derecede İngilizce,

Almanca ve Azerbaycan Türkçesi biliyor.

GAZETECİLİĞİ

Orta Asya’ya Zaman gazetesini kurmaya 17 Şubat 1992′de

giden 19 kişilik ilk ekibin içinde yer aldı. Azerbycan

Zaman’a bölge büroları kurma görevini 1995′e kadar

yürüttü. Aynı zamanda Azerbaycan Zaman’da haber ve

yazı dizisi yazmaya başladı, Karabağ, Çeçenistan ve

Abhazya savaşlarını yakından takip etti. 1995 ile 1996

arası Azerbaycan Zaman’da aktif gazeteciliğe yoğunlaştı.

Hazar’ın enerji rezervleri ile ilgili yazdığı 3 binden fazla

haber ve makale Türk ve yabancı basında yayımlandı.

Azerbaycan Zaman Gazetesi’nin her biriminde dağıtımdan

Page 5: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

5

reklama, bürolar, matbaa gece sorumluluğundan,

muhabirlik, haber müdürlüğü ve köşe yazarlığına kadar

her alanında yaptı. 1995 ile 1998 arası CHA Azerbaycan

temsilciliğini 3 yıl yürüttü. Üç yıl arka arkaya en fazla

haber yazan CHA muhabiri ödülünü aldı. 2 yıl süresince

Türkiye’de yayımlanan Zaman gazetesinde Bakü Mektubu

adlı köşeyi yazdı. Azerbaycan’da yayımlanan 60 bin tirajlı

ilk çocuk gazetesi Tomurcuk’un kurucularından oldu.

Ersin Demirci yönetimindeki Azerbaycan

Zaman’da ülkenin en popüler yazarları Bahtiyar

Vahapzade ve Rafael Hüseynov’u, en iyi televizyon

gazetecisi Gulu Muharremli ve daha on meşhur yazarı

köşe yazısı yazmaya ikna etti ve yazarlar sorumlusu oldu.

1997′de Azeri başyazarlardan Rafael Hüseynov ve

rahmetli Bahtiyar Vahapzade’nin ortaya attığı Avrasya

Diyalog Platformu ve Dergisi köprüsü önerisi ve Avrasya

oluşumunun Eylül 1999′da Bakü’de yapılan ilk kuruluş

toplantısında hazır bulundu. Ağustos 1998′den itibaren

Zaman gazetesinde 2000 yılı sonuna kadar Ankara’da

diplomasi, ‘Yurtdışı Baskılar’, dış politika, enerji ve

başbakanlık muhabirliğini yürüttü. 14 ülkede basılan

Zaman’lara yönelik özel araştırma dosyaları hazırladı.

Türk dünyası özel muhabirliği yaptı. Kırka yakın ülkeyi

gazeteci ve fotoğrafçı olarak gezen Arslan, dış politika,

diplomasi, Türk dünyası, Rusya, Almanya, Orta Doğu,

Avrupa Birliği ve enerji politikaları konularında

uzmanlaştı.

2000-2001’de Kanada Zaman gazetesi temsilciliği

görevini üstlendi, Toronto muhabiri olarak çalıştı. Kanada

Türklerinin posta ile dağılan ücretsiz haber dergisi

Sunrise’ı kurdu ve bir yıl boyunca editörlüğünü yürüttü.

1998-2004 periyodunda Ali Alperen mahlasıyla sırasıyla

Muhsin Yazıcıoğlu’nun kurduğu Büyük Birlik Partisi’nin

Page 6: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

6

yayın organları Gündüz, Muhalif, Gelecek Gazetesi, Hür

Gelecek gazetelerinde Türkistan adlı köşeyi yazdı. 2008

başından itibaren ise Alperen Ocakları’nın online medyası

olan Milli Ocak haber portalında 9 yıllık müstear

dönemine son vererek kendi ismiyle 2011 yılına kadar

köşe yazısı yazdı. 2004 yılllarında Metafizik Magazin

dergisinde yazıları yayınlandı. 2004’den beri Kanada’da

beş bin tirajla yayımlanan Canadatürk’te aralıksız olarak,

2006’dan beri Almanya’da yayımlanan Platform

dergisinde köşe yazarlığı yapıyor. 2000’den 2006′ya kadar

aralıksız her gün makaleler yazarak, sonsaniye.net gibi

çeşitli İnternet medyasında köşe yazılarıyla haberciliğini

sürdürdü.

KİTAPLARI

Ergenekon örgütünü tüm yönleriyle 2001′den beri sık sık

yazan ve ortaya çıkartan ilk gazetecidir. 2005 yılında

yazdığı ‘Vadi’nin Şifresi Çözülüyor’ adlı kitabı, eski

Ergenekon’dan yeni Ergenekon’a geçilen süreci deşifre

ettiği için Ergenekon çetesi tarafından

toplatılmıştır. Ergenekon’un karakutusu Tuncay Güney’i

ilk defa Toronto’da bulan, röportaj ve haberleriyle 2006 ve

2007 yıllarında meşhur eden isimdir. Ölüm kuyuları ve

Asit kuyuları olarak bilinen JİTEM kuyuları, Arslan’ın

Karakutu Tuncay Güney kitabında verilen bilgiler savcılık

tarafından ihbar ve delil kabul edilerek açılmıştır. Halen

Mason Bektaşiler kitabı, ABD, İngiltere ve Türkiye’de

üniversitelerde doktora tezi konusu olarak

incelenmektedir. Hazar’ın Kurtlar Vadisi kitabı, Türkiye

Enerji Bakanlığı tarafından en değerli enerji araştırması

olarak taltif edilirken, Türkiye’de Bakü Ceyhan petrol

boru hattı ve Kafkasya ve Azerbaycan’da Hazar

bölgesinde enerji politikaları konusunda master ve doktora

Page 7: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

7

yazan öğrencilerin ana kaynak eseri oldu. Arslan, 4 Kasım

2000’den beri Kanada’da ikamet ediyor. Bu süre içinde

Türk vatandaşlarının yararlandığı sosyal sorumluluk

projelerinde aktif olarak görevler aldı. Sunrise Eğitim

Vakfı’nda Kasım 2000’den Ağustos 2003’de kadar Türk

toplumunun eğitimsel, kültürel, dini ve sosyal

etkinliklerini organize etti, bülten çıkardı, toplumun sosyal

sorunlarıyla sosyal toplum görevlisi olarak ilgilendi.

Yayımlanmış Eserleri:

Matrix’in 11 Eylül Kurgusu, Q-Matris Yayınevi, Nisan

2004.

Hazar’ın Kurtlar Vadisi: Petrol İmparatorluğunda Güç

Savaşları, Karakutu Yayınları , Nisan 2005, Ağustos 2006.

Net Kırılma: Evenjelik Harbin Kurgusu, Karakutu

Yayınları, Nisan 2005.

Petrol Satrancı, Lulu Publisher, Nisan 2006.

Kanada’ya Gelmenin Yolları-Kurtar Bizi Kanada, Lulu

Publisher, Haziran 2006.

Mesih’in Hızır’ı Barnaba: Hristiyanlığın Gizli Tarihi,

Karakutu Yayınları, Kasım 2006.

Keşmir’de Hz. İsa Efsanesi, Karakutu Yayınları, Aralık

2006.

Vadi’nin Şifresi Çözülüyor,Evreca Yayınevi, Temmuz

2005. Toplatıldı.

Page 8: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

8

Kurtlar Vadisi Fenomeni, Lulu Publisher, Eylül 2006.

Karakutu Ergenekon’un Karanlık İsmi: Tuncay Güney,

Karakutu Yayınları, Kasım 2008.

Mason Bektaşiler, Karakutu Yayınları, Nisan 2009.

Mayıs 2010.

Van Gölü Canavarı JİTEM. Lulu Publisher, Mayıs 2011.

Gurbette Aykırı Konuşmalar, 15 Tarihi Röportaj. Lulu

Publisher, Haziran 2011.

Türkistan ve Ötesi, Gezdiklerim, Gördüklerim. Lulu

Publisher, Temmuz 2011.

Biladı Ekrad Kürdistan, Nisan 2014. Öteki Adam

Yayınları.

Teşkîlât-ı Ergenekon, Lulu Publisher, Ağustos 2011.

Tevhid Eri Barnaba, Öteki Adam Yayınları, Ağustos

2014.

PKK’nın Çocuk Askerleri, Öteki Adam Yayınları,

Haziran 2014.

Page 9: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

9

Önsöz

Ergenekon, AK Parti ile anlaşma yapıp Hizmet Ha-

reketi’nin ‘paralel devlet’ yalanıyla hedef haline

getirirken, Kürt sorununda devlet ayarlarını da 1993 dö-

nemine döndürdü ve asıl paralel devleti MİT eliyle kur-

durdu. Dağa çıkartılan ortaokul ve lise çağındaki 2350

çocuk, üniversitelerden toplanan toplam 6 bin yeni genç

militan adayı çocukla herhalde barış sürecine katkı

hazırlığı yapmıyorlar. Son bir yıldır daha fazla dağa çıkan-

lar, daha fazla çocuk kaçırmalar oluyor. PKK terör örgü-

tüne halk desteği bilinçli olarak arttırıldı. PKK’nın barış

adı altında tek muhatap yapılmasını Türk milleti af etmey-

ecektir.

Eğer gerçekten bir barış süreci olsaydı, dağdan terörist in-

seydi, elimizden gelen herşeyi yapmaya hazırdım. Ancak

görünen köy kılavuz istemiyor, 2012’de bitirilen PKK

canlandırıldı, 6 bin genç dağa zor kullanılarak kaldırıldı.

Ülkemize çok pis bir oyun oynanıyor. Birileri AK Parti’yi

ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı

olma hırsını kullanarak PKK terör örgütünü güçlendirdi,

bunun adına da ‘çözüm süreci’ dedi. Gördük ki barış yok,

tam tersine topyekün bağımsızlık savaşı için ciddi bir

hazırlık yapılıyor.

Barış süreci çoktan kördüğüm oldu ama kime gam! Terör

örgütü yol kesiyor ve devlet açamıyor yolu. 16 askerimiz

yaralandı, kimsenin umrunda değil. Bu süreçte AK Parti

milleti kandırdı. Kütahya Bağımsız Milletvekili, eski

AKP’li İdris Bal, 2013 yılı Mart ayında hazırladığı terör

raporu ile terör örgütünün güçleneceğini ve

Page 10: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

10

meşrulaşacağını ifade ettiğini ve hükümeti uyardığını

hatırlattı. Nitekim öyle oldu, PKK mahkeme kurdu, vergi

topluyor, askere adam alıyor, infaz yapıyor. 1993’deki

gücüne ulaştırıldı. Ahir zamandaki kıyamet savaşı sanki

kurgulanıyor. PKK il görüşmeleri artık Hükümet adına üç

bakan Beşir Atalay, Bekir Bozdağ ve Efkan Ala

yürütüyor. Erdoğan’ın Öcalan ile Mudanya’da gemide

yaptığı yüzyüze pazarlıkta özerklik vaadinde bulunduğu

ileri sürülüyor. Öcalan, aynı gemide CIA ve MOSSAD

yetkilileri ile de görüşmeler yaptı. Bu sır saklanıyor.

Bu feryada kim kulak verecek bilmiyorum, sanki bir savaş

varmış gibi 6 bin üzerinde gencin dağa gönderildiğini

kaçırılan çocukların aileleri söylüyor. Diyarbakır’da

PKK’nın kaçırdığı çocuklarının geri getirilmesi için 2014

Haziran'ında oturma eylemi yapan aileler, 6 binin üzerinde

üniversite ve lise öğrencisiin dağda olduğunu teyit ettiler.

1993 sisteminde Ergenekon’a çalışan komutan ve polisler,

PKK ile ortak yürüttükleri uyuşturucu ticaretini mi-

lyarlarca dolara çıkarmışlardı. Şimdi o günlere geri dö-

nüyoruz. Örtbast edilen KCK soruşturmasında tutuklanıp

serbest bırakılan 2000 kişiden 500′ünün MİT görevlisi

Özel Harp elemanı olduğunu unutmayalım. Savcı Zekeri-

ya Öz, Panzehir belgesinde ortaya çıkan gerçeğe göre,

Özel Harbin en iyi subaylarının KCK’da üst düzey komu-

tan olduğunu twitter’dan yazdı. Çocukları onlar eğitiyor-

lar.

Dört ülkede Büyük Kürdistan kurdurulması ihalesi verilen

MİT ama bunu yapacak KCK tüzüğünü yazan Alman

BND’den Prof. Ude Steinbech olduğunu biliyoruz. Öcalan

ile Ankara arasında arabuluculuk yapabilirim önerisini

1993′de yapacak kadar Öcalan ile sıkı fıkı dost olan Stein-

Page 11: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

11

bech, 1994’den beri ülkemize giremiyordu, yasaklıydı.

Peki, neden şimdi Alman Ergenekonu Kılıç’ın lider isim-

lerinden Steinbech ile Ergenekon tekrar işbirliğine

başladı? Neden MİT’in yardımıyla Kuzey Suriye’de Kürt

devleti kuruldu? Orada gerçek bir devlet yapılanması var.

KCK’yı organize eden MİT, MOSSAD, CIA ve BND

konsorsiyumudur.

‘Absürt Cemaatın polisi’ yaftasıyla Türk polisinin Kürt

sorununda bertaraf edilmesinden sonra sıra Türk ordusuna

geldi. Bu CIA, BND ve MOSSAD planıydı, uyanalım ve

büyük oyunu artık görelim. Sözcü gazetesi, Öcalan ile an-

laşan Erdoğan’ın Türk askerini Güneydoğu’dan geri çek-

tiğini yazdı, Jandarma’nın yapısı da değişiyor. Yerel yöne-

timlere kendi güvenlik sistemini, polis ve ordusunu kurma

yolu açılıyor.

Peki, Türk polislerinin Kürt sorunu çözümünde elimine

edilmesi kimin planı olabilir? A) Dış Güçlerin B)

Erdoğan’ın C) Ergenekon’un D) CIA, BND ve MOS-

SAD’ın! E) Hepsinin. El Cevap: Hepsi. Dağa kaçırılan

Kürt çocuklarının son bir yıldır İstanbul varoşlarından top-

landığını öğrendim. Polis Akademisine fesat yuvası diyen

acaba bir müstamleke gazetesi mi, yoksa Türk medyası

mıdır? O halde Polis Akademisini kaldırmak isteyenlerde

dış güçlerdir!

Madem doğuda silahların gölgesi kalkmadı, 2350 çocuk

dağa militanlık için çıkarıldı, bu barış süreci neye hizmet

ediyor? Yoksa tek amaç başından beri özerklik miydi ve

Erdoğan buna onay mı verdi? Şırnak Valisi, yol kesenlere

engel olacağına barış için Erdoğan’a ve bu konuda ciddi

gayretleri olan Abdullah Öcalan’a minnetdarlığını sundu

ve barış sürecini takdirle karşıladı. Eskiden Osmanlı da

Page 12: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

12

şekavet ehliyle arasıra masaya oturur, pazarlık eder, hatta

Celâli reislerine olduğu gibi paşalık bile verirdi ama işin

cılkını bu denli çıkarmadılar! Barış sürecinin suyu

çocukların dağa kaçırılması ile çıktı.

Erdoğan, yol kesme ve çocuk kaçırma işini de Öcalan’a

çözdürüp, sakın ola aralarında Mudanya’da gerçekleşen

skandal özerklik pazarlığını örtbastı için PR yapmaya

çalıştı! Barış sürecinin devam edemeyeceğini fark etti.

Unuttukları bir gerçek vardı: Çocuk hakları. Sierra Leone

iç savaşında çocuk asker kullandığı için eski Liberya

Devlet Başkanı Charles Taylor uluslararası mahkeme

tarafından savaş suçlusu ve insanlığa karşı suç işlemekten

2012’de suçlu bulundu. Benzer suçu Öcalan ve komutan-

ları kırk yıldır işliyorlar. Utanmadan birde milletvekili

olmayı umuyorlar. PKK’nın çocuk askerleri suçu, Kan-

dil’in komutanlarını ömür boyu parmaklıklar arkasına

gönderir, ülkemizde bugün olmasa bile yarın elbet Avru-

pa’da hapise sokmaya yeterde artar bile…

İşte PKK’nın Çocuk Askerleri kitabımı, yakın

gelecekteki savcıların dikkate alması için delil niteliğinde

bir suç duyurusu yapmak için yazdım. Zulme uğramış

Kürtlerin demokratik haklarına saygı duymak başka şey;

yol keserek, çocuk kaçırarak devlete şantaj yapmak çok

daha başka. Çocukları, ölüm makinesi haline getirdiler.

Kendi yayın organlarında propagandasını yaptılar.

PKK’nın bugün yarısı çocuk, ders sırasından, oyundan

alınıp militan yapıldılar. Abdullah Öcalan ve diğer PKK

liderlerinin sonu Nazi subayları gibi, tıpkı Charles Taylor

gibi mi olacaktır? Olmalıdır…

Kürt sorununda akıl tutulmasına son verilerek

nihayet Osmanlı formülüne geri dönüldüğü yanılsaması

21 Matt 2012’den itibaren PKK elebaşısının Nevruz

Page 13: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

13

konuşması ile oluşturuldu. Silahların gölgesi kalkıyor ve

millet sisteminin öngördüğü haklar güya Kürt

toplumununa veriliyordu. Ancak PKK Cumhuriyeti mi

kuruluyor sorusu kafaları karıştırıyordu. Beklentiler çok

yüksekti. KCK’nın kurduğu paralel devlet yapılanması ve

açılan dava ne olacak, PKK’lılar gerçekten silah bırakacak

mıydı? Terör sorunu bitiyor mu, yoksa ayrılıkçı terör

siyaset ile ülkemizi bölmeye mi çalışıyordu? Maalesef

olmadı. PKK, bu süreçten güçlenerek çıktı, çıkıyor.

18 Ekim 1525 tarihli Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanında egemenlik alanı dile getirilirken Kürdistan ifadesi kullanılıyordu. Türk milliyetçileri Kürdistan kelimesi tabusunu artık yıkmalıydı. Bilad-ı Ekrad: Kürt diyarı demektir. Bu isimle bir kitap yazarak barıştan yana olduğumu vurguladım. Kürdistan, tarihi bir realite ve gerçekliktir. Kürt sorunu, aslında II. Mahmut’la (1808-1839) başlayan modernleşme ve merkezileşme çalışmaları sırasında, Kürt bölgelerinin özerk statüsü kaldırılmasıyla başlamıştır. Dörtyüz yıl boyunca Kürt beylerinin yönettiği Van ve Diyar Bekir adlı iki ayrı vilayete bağlı sancaklar, aşiretlere verilmiş emirlikler, tımara verilmiş otonom bölgeler vardı. Musul ana eyaletti. 19. yüzyılın ikinci yarısında tapular dağıtıldı, bazı şeyhler ve ağalar aslan payını aldı, zulüm, adaletsizlik arttı. Önce Ermeniler isyan etti. İsyanların ardı arkası kesilmedi. Osmanlı’nın Kürt beylerini yenilgiye uğratması ve bu Kürt Emirliklerini ortadan kaldırması beklendiğinin tersine, bölgedeki kontrolünü kolaylaştırmamış, ortaya çıkan yüzlerce başı boş aşiret nedeniyle zorlaştırmıştır. PKK, son Kürt isyanıdır.

İngilizlerin ünlü yazarı William Şekspir, “beklentisi yüksek olanların kalplerinin kırılması kaçınılmazdır” mealinde kelam etmiş vaktiyle. Beklentisizlik Sufi İslam kültürünün de ana eksenidir. “Terki dahi terketmek” Nakşilerin dillere pelesenk sözüdür. Toplumu beklenti

Page 14: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

14

içine sokmak ürkütücüydü. Kamuoyuna aşırı pompalanan barış umudu soruna vakıf her aydını korkutuyordu. “Balon patlayacak ve düş kırıklığı yaşıyacağız” diye endişeliyim. PKK’dan ayrı düşünülemez hale getirilen Kürt sorununda inisiyatif PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın cebine kondu. Gerçekten ilk defa milli bir süreç mi yürütüyoruz? Yoksa stratejisi yıllar öncesinden yazılmış bir filmin kusursuz tiyatrosu mu seyrettiğimiz? Öcalan’ın müdafaasına soyunduğu ve mesajının içinde iki kere tekrarladığı “Misak-ı Millî davası” yeni dönemin önemli işaretlerinden biriydi.

21 Mart 2013 Nevruz’unda kullandığı barış dili nedeniyle yüceltilen Öcalan’ın sızdırılan İmralı tutanaklarındaki firavun kişiliği unutuldu. Öcalan’ın konuşmasını sanki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunu Başdanışmanı, AK Parti Milletvekili Doç. Dr. Yalçın Akdoğan yazmıştı! Daha 2012’de MİT’in işgüzarlığı ile 4. Zerdüşlüğe soyundurulan Öcalan, bu sefer yıkılması mümkün olmayan bin yıllık İslam kardeşliğinden dem vuruyor. Gelde samimiyetine inan! ‘Sulhda hayır vardır, hayır sulhtadır’ çıkışıyla önalan Fethullah Gülen Hocaefendi olmasa pek çoğumuz bu suni sürece güvenmeyeceğiz. Zaten cesaret edip, risk alıp başka konuşan ne cemaat lideri var nede konuşan gerçek Kürt kökenli sivil akil adamlar. PKK’nın silahlarının gölgesi, korkusu devam ediyor.

‘Zamanı doğru okumak’tan söz ediyor Öcalan. Kendi ‘okumasına’ göre mevcut koşullar ‘silahlı mücadele’ döneminin bittiğini söylüyor. Öcalan biliyor ki ya gelişen koşullara kendini uyarlayıp barış yapacak ya da Kürt siyasal hareketi toplumdan, bölgeden, dünyadan kopup, yok olmasa bile marjinalleşecek. Irak Kürtleri devlet olurken, Suriye Kürtleri Esed’e karşı dünya ile birlikte hareket etmeye başlamışken PKK’nın silahı, Öcalan’ın ve Kürt siyasal hareketinin sırtında bir yük. Çözüm süreci, bu

Page 15: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

15

anlamda genel Kürt siyasetinde Öcalan’ın ‘küllerinden doğma’ girişimi. PKK Cumhuriyeti’ne giden yol tavizkar olmasını gerektiriyor.

Öte yandan on yılı aşkın bir süredir Kürt sorununa yönelik atılan adımlar, inkâr ve asimilasyon politikalarına demokratikleşme, çoğulculuk, dindaşlık ve stratejik ortaklık adına son verilmesi karşısında ‘silah’ anlamlı bir tavır olmaktan zaten çıktı. Buna paralel olarak 2007’den itibaren Kürt siyasal hareketinin Türkiye siyasetine Meclis üzerinden entegre olması PKK’yı iyice anakronistik hale getirdi. KCK yapılanması PKK’nın silahlı mücadeleden, silahların gölgesinde siyasal sürece katılma ve siyasal aktöre dönüşme arayışını yansıtıyordu.

Sonuçta, uzun zamandır PKK’nın silahlı mücadelesini gerektirecek, haklılaştıracak bir durum kalmadığı ortadaydı. Öcalan bunu Nevruz konuşmasında itiraf etti. Şimdi sorun; işi, işlevi biten PKK’yı ne yapacağıydı.

Öcalan ‘yeniden doğmaya’ çalışırken Kürt siyasal hareketine ‘kaybetmediniz, başardık’ mesajı veriyordu. Türklere ‘İslam bayrağı’ altında toplaşmaktan, birlik ve beraberlikten, kardeşlik hukukundan söz ediyordu. ‘Yeni Türkiye-Yeni Ortadoğu’ sözleriyle iktidar partisine ‘ortak vizyon’ mesajı gönderiyordu. Yani ciddi ciddi ‘siyaset yapan’ bir Öcalan vardı Nevruz miladı ile karşımızdaydı. Gerçekten samimiydi?

Ayrıca, Marxist-Stalinist bir jargondan ‘medeniyetçi’ bir dile sarılmıştı. Bu toprakların medeniyet birikimine ve vizyonuna dayanan bir ‘yeni model’ arayışından söz ediyordu. ‘Özüne ve aslına dönen Anadolu ve Kürdistan halkı’ için ulus devlet ötesi, yerli, medeniyetçi bir model…

Bu arada Kürt sorununa aşırı milliyetçi yaklaşan Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde kim kahraman, kim hain belirlenemez, seçilemez hale geldi. Bağımsız

Page 16: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

16

ülkücülerden, MHP’lilere, Solcu Kemalist CHP’lilerden Ergenekoncu askerlere kadar herkesin ne yazdığını okuyorum, izliyorum. Silivri mahkumu Hasan Atilla Uğur gibi 2004 yılına kadar İmralı ile görüşmeleri yürütmüş bir Özel Harpçi doğal olarak kişisel sitesinden ateş püskürüyordu. Doğu’da ömrünü PKK ile savaşarak geçirmiş nice subay ve astsubaylarımız, boşuna harcanan yılları ve emekleri içine sindiremiyor ve süreci hainlik olarak lanse ediyor. “İmralı’ya heyet, Ergenekon’a müebbet” diyerek paradoksu göze sokuyor ve elbette serbest kalmayı umuyorlar. Darbecilerin PKK üzerinden duygu sömürüsü yapmalarına alışmalıyız. Ancak tüm gücü PKK’ya vermek mantıklı mı?

PKK içinde değişik kollar bulunuyor ve hepsinin Öcalan’ın ruhani önderliğine sonuna kadar sadık kalacağı şüpheli. Kandil Lideri Murat Karayılan, aynı zamanda KCK denilen paralel devlet yapılanmasının da başkanı idi, bu görevi 2013’de Cemil Bayık’a teslim etti. Polis güçlerinin 2010 ile 2012 yılları arasında kan kusturduğu yapılanma dolayısıyla hapiste ve yargılanan on bin kişi var. Karayılan, sürece bu tutukluların serbest bırakılması ve davanın düşmesi beklentisi ile ses çıkartmıyor. Bayık ise açıktan sert mesajlar veriyor. PKK’lıların silah bırakmadığını dile getiren Karayılan, güçlerinin Kuzey Irak’ta Barzanilerle olan limoni ilişkilerini çözmesi için Ankara’dan beklenti içinde. Suriye Kolu lideri Bahoz Erdal, AK Parti’den hiç hoşlanmıyor, Kürtleri Zerdüşt yaparak İslam’dan kopartma beklentisini karşılamayan APO’ya kızgın olmalı. Mehdi Zana, İsveç’te Leyla Zana Türkiye’de Mazdek takılanlardan. Ezberlerin bozulmasından rahatsızlardır.

Avrupa PKK Lideri Zübeyir Aydar’ın dedesi Nakşi tarikatı şeyhi ve AK Parti’nin süreçte en güvendiği isim. Yılda bir milyar dolar haraç toplayan PKK, bu geliri kaybetmekten korkuyor ve Türkiye’ye paraların kaçak

Page 17: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

17

sokulmasına izin verilmesinin beklentisi içinde. Fransa’da açılan dava ve 2009’dan beri Almanya’ya gönderilen Türk polisinin resmen orada görev yapması canlarını sıkıyor. Almanya’da çalışan 81 MİT görevlisi ile araları iyiydi, şimdi ‘nereden çıktı bu dindar polisler’ diyorlar. Son üç yıldır polisin yaptığı uyuşturucu operasyonları ile para damarlarının kesilmesinden hoşnut değiller, nefes almak istiyorlardı. 2. Kürt açılımı sayesinde 50 milyar doları bulan uyuşturucu ve haraçtan gelen paralar yatırımlar adında bölgeye akacaktır. Avrupalı zengin PKK’lılar kapitalist ve saygın iş adamları olma beklentisindeler. Terörist olarak artık anılmayacaklar, siyasetçi olacaklar. Silah baskısı olmayan bir atmosferde PKK’ya sıcak bakmayan çoğunluk Kürtler daha net konuşur. İşte o zaman gerçek barış ortamı doğar ve demokrasiden bahsedebiliriz.

Kanada’da yaşayan PKK’lılardan edindiğim izlenim, “emellerine ulaşmak için gerekirse şeytanla yatağa girmekten çekinmeyiz” tavırları oldu. Bu nedenle birbiri içine geçmiş dış ülkelerin istihbarat örgütleri tarafından kullanılan bir terör oyuncağına çevrildiklerini kabullenmiyorlar. Ya bunu strateji, oda olmadı zorunluluk gereği şark tilkiliği olarak yorumluyorlar. Haraç toplayan, yüklü uyuşturucu ve kaçakçılık geliri olan PKK’nın lordları aslında asla çözümden yana değiller. Normal hayata dönmek stres yapıyor. Osman Öcalan’ın sivil dünyaya atılması ve yaptığı işi batırması, dağdaki ve şehirde ayak işleri yapan militanlara kötü örnek oldu. Kandil patronları normal hayata dönerse koca birer hiçler olmaktan çekiniyorlar. Haksızda değiller, silahsız onları kimse takmaz.

Bu süreçle birlikte 15 yıldır İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması Kürt sorununun çözümü konusunda paradigmaları değiştirir. Öcalan’ın kendi özgürlüğü peşinde olması gayet normal.

Page 18: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

18

Peki kullandığı çocuk askerler nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yargılanması gündeme gelebilir mi? Gelir. Bu, PKK’nın tamamen silah bırakmasına ve ilan edilecek genel affın sınırlarına bağlı. Yoksa İmralı konuğu ömrünü bir Avrupa hapishanesinde tamamlar. PKK, barış görüşmeleri sayesinde yakın bir gelecekte ABD ve Avrupa’nın ‘terör örgütleri listesinden’ çıkabilir. PKK, böylece Filistin Kurtuluş Örgütü muamelesi görebilir. Misakı Milli’den bahseden Öcalan, Musul ve Kerkük’ü altın tepside Ankara’ya sunarsa milletvekili olmayı bekleyecektir. Bu arada KCK ve PKK’nın Türkiye’nin siyaset sahnesinde özgürce kendisine yer bulmasını talep ediyor ki, bunu söke söke alacaktır.

Sürecin henüz kamuoyu hazır olmadığı için söylenmeyen kısımları elbette vardır. Mesela çıkartılacak genel afla ‘Apo’ dâhil eli kanlı PKK’lılar şehirde siyaset yapacak ve milletvekili olabilecektir. Yerel yönetimlerin yetkileri artacak ve Kürt bölgesi ilan edilmemiş kültürel özerkliği yaşayacaktır. 4. yargı paketinin amacı zaten hem KCK’lıları hemde Ergenekoncuları serbest bıraktırmak için hazırlandı. Böylece hem PKK hemde Ergenekon “terör örgütünün propagandasını yapan, örgütlerin bildiri veya açıklamalarını basanlara veya yayınlayanlara ceza verilmesinde, ‘cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemleri meşru gösteren, öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik etme’ şartı getiriliyor. Bunun anlamı şiddete, teröre çağrı yapmamış pek çok KCK ve Ergenekon tutuklusunun serbest kalmasını sağlayacaktır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Eylül 2013’de açıkladığı demokrasi paketinde ana dil hakkının teslim edilmesi önemli bir adımdı. Anadilde eğitimde Kanada’da yıllardır sadece özel sektör tarafından değil devlet tarafından da desteklenir. 20 öğrenci bulursan, bu sınıfa devlet okulunda öğretmen atamak ve maaşını vermek devletin görevidir. Henüz bu noktaya gelmedik ama iyi bir başlangıç yapıldı. Bu alanda

Page 19: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

19

ideali bulmuş, Norveç, İsveç ve Kanada’yı 31 yıl geriden takip ediyoruz ama olsun, niyet önemlidir. Demokrasi paketinde en fazla beğendiğim karar nefret ve ayrımcılığın artık suç haline gelmesi oldu. 1982’de kabul edilen Kanada anayasasında yer alan temel özgürlükler, dünyanın en özgür demokrasi paketidir. İnsan Hakları Bölümü’nde yer alan temel insani haklara karşı işlenen suçlar içinde nefret ve ayrımcılık ayrıca ele alınır. Bu iki suç konusunda çok ciddi yaptırımlar kanunlarla desteklenmiş, sözde kalmamıştır. Bir Kanadalıya, ırkçılık, nefret veya ayrımcılık suçu işliyorsun derseniz ödü kopar. Şikayet ederseniz davası çok ciddi görülür, Kanada başbakanı bile olsa yargıda hesap verir ve mutlaka ceza alır. Devlet memuru ise işten atılır ve bu suçu işleyen biri olarak ömür boyu, hayalet gibi yaptığı vahim hata onu takip eder. Dolayısıyla bu suçları işlemeye kimse cesaret edemez. Pek çok Kanadalıyı bu iki sihirli kelime ile titrettiğimi ve kendilerine getirdiğimi hatırlıyorum. Avrupa’da artan ırkçılık, nefret ve ayrımcılık suçları o halde neden ve nasıl oluyor dediğinizi duyar gibiyim. Suça maruz kalanın duyarsızlığından oluyor. Kanun karşısında hakkını arasa suçu işleyenler veya işlemeyi aklına getirenler titrer. Bu bilinçin yerleşmesi elbette zaman alacak ama yerleşmesi imkansız değildir. Eski Türkiye’de medyada Kürtler, azınlıklar, gayrimüslimler ve “biz”den olmayan herkes namlunun ucundaydı. Bundan sonra medya bu suçu serbestce işleyen muhabir ve yazarlarını kontrol etmek zorunda veya en azından bir uzman çalıştırmalı ki suç işlemesinler… Türkiye’nin son yıllarda sıklıkla tanık olduğu linç girişimlerinin ardındaki düşmanlığın beslenmesinde medyanın rolü büyük. Gerek nefret söylemi içeren ve hedef gösteren açıklamaları haberleştirme biçimiyle, gerek köşe yazarları ve yorumcuları aracılığıyla önyargıları körükleyerek toplumsal ayrışma ve düşmanlığı ateşlediler. Karanlık bir

Page 20: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

20

devri kapatan bu paketin getirdiklerini TCK’nunda yapılacak değişiklikler izleyecektir, izlemelidir.

PKK liderleri aslında hükümetten tam afla terörist damgasından kurtulmayı, kültürel özerklikten başlayarak tam bağımsızlığa giden yolu demokrasi paketleriyle açmasını bekliyorlar. Halkların kendi kaderini belirleme hakkı vardır ana prensibini zamanı gelince gündeme getireceklerdir.

Eski Savcı Gültekin Avcı, Bugün gazetesindeki 20 Mart 2013, yani Öcalan’ın konuşmasından bir gün önceki yazısında bu ironiyi şöyle betimliyordu: Çözüm süreci başlayınca Öcalan da, Karayılan da ahenkle çıtayı yükselttiler. Karayılan ne istiyor? “KCK denilen bu davaların hükmen düşmesi gerekiyor. Böyle olmazsa sürecin barışa dönüşmesinin koşulları da gelişemez.” Karayılan bunu söyleyerek darbecilere, Balyozcular’a ve Ergenekon’a da yeşil ışık yakıyor.

Zira KCK davaları Cengiz Çandar‘ın dediği gibi bir yargı paketiyle tasfiye edilirse, eşitlik ilkesi gereği, darbeleri, Balyoz’u, Ergenekon’u da tasfiye etmek kaçınılmaz olur.

Bu davaların hepsinin belkemiği “silahlı terör

örgütü” olgusudur. KCK konusunda Öcalan deşifre olan

İmralı görüşmesinde ne demişti?

“Her KCK’lının içeri alınması bir ayaklanma

sebebidir…”

“İmralı Çözüm Süreci” başlayınca neden değiştiler?

Evvelce böyle söylemiyorlardı. Hatırlayalım. 1-2 yıl

evvelki görüşme notlarında Öcalan, “KCK illegaldir, bunu

bilir ve ona göre hareket eder”diyordu. 2010 yılında

KCK’yı açıkça ‘silahlı bir örgütlenme’ olarak tanımladı.

Page 21: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

21

Şimdiyse müzakereler devam ederken, “her

KCK’lının tutuklanmasını bir ayaklanma sebebi, Kürt

halkına bir darbe” olarak niteliyor. Ya Karayılan?

KCK operasyonlarında alınan “8000 kişinin 1000

küsuru bizim arkadaşlardı” diyordu.

Diğerlerinin ise örgütle bir ilgisi olmadığını

söyleyerek operasyonun sadece o kısmını eleştiriyordu.

Kritik sorular ve cevapları arayalım. KCK

operasyonlarında alınan terör örgütü üyelerine bir itirazı

yoktu Karayılan’ın.

Terör örgütü üyesi diye yargılanmasını da doğal

karşılıyordu. Söylediği aynen şudur: “Diyelim ki onları

tutabilir yani. Haydi, onları örgüt üyesi diye aldı, tutukladı

dedim. Devlettir yaa. Terör örgütü olmaktan yargılar.”

Öcalan İspanya örneği üzerinde çalışılmasını istiyor

ya. Bakalım İspanya’ya. Sabah gazetesinden Nur Batur

2010 yılında İspanya’nın Ankara’daki Büyükelçisi Joan

Clos‘la çok önemli bir söyleşi yapmıştı. İspanyol

Büyükelçi Carlos cezaevinde 3000 ETA teröristinin

olduğunu belirterek “Af olamaz. Ömür boyu hapse

mahkûm olanlar var” demişti. Büyükelçiye sorulan bazı

kritik sorular ve cevapları şöyle:

“Hiç af ilan etmediniz mi?”

Hayır. Hiçbir zaman taviz verilmedi. Zaten resmi

görüşme yapıldığı da hiçbir zaman kabul edilmedi. Bazı

mahkûmların daha yakın hapishanelere nakli gibi şeyler

oldu ama koşul eli kanlı teröristlerin kesinlikle

affedilmemesiydi. Kanlı eylemlere katılanların affı hiç

düşünülmedi.

“Hâlâ hapiste ETA teröristi var mı?”

Üç bin terörist var. Eli kanlı teröristlerin hepsi hapiste.

Ömür boyu hapse mahkûm olanlar da var.

Page 22: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

22

“Genel afla siyasete atılmadılar mı?”

Hayır. “Af çıkartalım diyen yok mu?”

Bazen birileri söylüyor ama böyle bir şey olamaz.

Ayrıca sadece ETA teröristleri değil sağcı teröristler ve

1981′de Parlamento’yu basıp darbe yapmak isteyen albay

da hâlâ hapiste. Hükümetten rest gibi yanıt

Bask bölgesinin bağımsızlığı için 45 yıldır silahlı

mücadele yürüten ETA terör örgütü, 2011′de silahlı

mücadeleye son verdiğini açıklamıştı.

26.11.2012′de BBC‘nin haberine göre, kendini feshedip

silahlarını teslim etmek üzere İspanyol ve Fransız

hükümetleriyle masaya oturmaya hazır olduğunu bildirdi.

Bask bölgesindeki Gara adlı gazetenin web sitesinde

yayınlanan ETA bildirisinde, fesih ve silah bırakma kararı

için örgütün bazı şartları olduğu belirtilerek müzakere

çağrısı yapıldı.Bu şartlardan birinin de hapiste

bulunan ETA militanlarının kendi memleketlerine yakın

şehirlere nakledilmesi olduğu belirtildi.

Dikkat buyurun serbest bırakılmasını bile istemiyorlar.

Hapisteki ETA militanlarının memleketlerine yakın

şehirlerin cezaevlerine nakledilmesini istiyorlar.

Ne oldu? ETA‘nın müzakere teklifine İspanyol

hükümetinden rest gibi ret cevabı geldi.

İçişleri Bakanı Jorge Fernandez Diaz, “Bugüne kadar

terörist bir örgütle hiç müzakere etmediğimiz gibi bundan

sonra da etmeyeceğiz. Hükümetin, tek talebi değil, tek

emri kayıtsız şartsız örgütün feshedilmesidir” dedi.

İşte İspanya. KCK davalarının ortadan kaldırılması

demek, devletin kendini ve yakın geçmişi inkâr etmesi

sayılır. Hukuk ise asla itibar edilmemesi gereken bir

kurum haline gelir.Öte yandan Büyük Türkiye, Kürtlerin

katılımı olmadan kurulamaz, bu nedenle süreci

baltalayanlar hain görülecektir… Zaman yazarı Ali Bulaç,

Page 23: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

23

25 Mart 2013’de Öcalan’ın verdiği şu yedi mesaja dikkati

çekti.

1) Batı’nın tarih yazdığı büyük parantez kapanıyor,

yeni bir dünyanın eşiğindeyiz.

2) Aydınlanma, emredici modernleşme ile beraber

ulus devlet de çökmüş durumda.

3) Bölgenin bütün halkları bir araya gelip ortak

yaşama arzusu ve modeli geliştirme becerisini

göstermezlerse küresel güçlerin hegemonyası altında zillet

içinde yaşayacak, üstelik sürekli olarak birbirlerinin kanını

akıtacaklardır.

4) Yeni dünyayı ulus devlet çıkarını veya tarihi mirası

esas alan Neo-emperyalizmi (Emevi, Abbasi, Safevi,

Osmanlı) üzerinden kuramayız.

5) Sünnilik, Şiilik, Vehhabilik, Selefilik bölge

halklarının tek başlarına birleştirici kubbesi olamazlar; her

bir mezhep kendi tabii alanında varolmaya razı olmalıdır.

6) Irk, etnisite, ulus, bölge temelinde yeni yapılar

eskinin tekrarıdır. Hiçbir milliyetçilik diğerinden daha

masum, iyi veya olumlu değildir.

7) İslam’ın üst referans olduğu bölgede bütün

gayrimüslimler yeni siyasi birliğin ortakları olarak

yerlerini almalıdırlar.

Dağdan inişlerin biçimini, yeni anayasanın içeriğini

daha hararetli tartıştığımız günlerde herkes kendi zaferine

çekiliyordu ister istemez. Dağdakileri temsil edenler, barış

sürecini tek başlarına tesis etmişler gibi, sıra devlette

diyorlardır. Hükümeti temsil edenler ise bugünlere

gelinceye dek devlet geleneğinde hakkaniyetli bir

uygulamayla karşılaşmamış ve hep mağdur edilmiş

kesimlere dahi umut aşılamanın keyfindeydi.

Page 24: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

24

Velhasıl, zafer burada kendi iktidarını kurmak değil,

ötekini ele geçirmek, alt etmek, ona diz çöktürmek değil;

barışın ruhunu hep birlikte diriltmektir. Ergenekoncuların

saflarını barış karşıtı olarak belirlemeleri nedeniyle sürece

destek vermeliyiz…

Ancak ülkemizin bölünmesine, emperyalist planı olan

Kürdistan bölgelerinde PKK Cumhuriyeti kurulmasına da

karşı çıkmalıyız.

Hizmet’e karşı yürütülen paralel devlet hikayesi

aslında tilkinin bir “Haçsız Haçlı Savaşı” olabilir. Zira bu

yöntem CIA ve MOSSAD’ın yıllardır Jakop’un kullandığı

bir tilki hikayesidir. Süfyanizm Oligarşisi ve global İslam

düşmanları Hizmet’e savaş ilan etti, PKK teröristleri ve

Ergenekon ile ittifak yapıldığı artık gizlenmiyor. Bundan

sonra tilkinin gayesi paralel bahanesi ile kamuoyu

oyalanırken ve aldatılmış iken belirlenen Büyük

Kürdistan haritasında Türkiye ayağını MİT ile ülkemizden

ustalıkla kotarmaktır. CIA ve MOSSAD, Kürdistan’ın

Suriye ve Irak ayağını MİT ile beraber kurdu, kopardı, sıra

büyük hırsızlığa geldi. KCK, dört ülkede kurgulanan üst

yapının adıdır.

Anlaşılması kolay olsun diye bunu bir hikâye ile anlatalım

isterseniz. Köyün birisinde sığırcılık yapan zalim, ceberut,

ama güçlü bir aile varmış. Bunlar çalışmadan yemeyi,

başkasının malına-mülküne el koymayı, kafasına eseni

dövmeyi, istediği kimsenin bağına-bostanına girmeyi iş

edinmişler. Bunların dedeleri de böyle imiş zaten. Köyde

ilk yer edinmeleri de birilerinin canını alıp malına el

koyarak olmuş. Bunlar gider başkalarının bağını,

bostanını talan eder, harmanlarını yağmalar emeksiz,

çabasız, ama refah içinde yaşarlarmış. Üstelik bir de

malını yağmaladıkları kimseleri “hırsız”, canını aldıkları

Page 25: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

25

insanları “katil” ilan ederlermiş. Bu yağmacı, kan dökücü

ailenin geçmişi herkes tarafından bilinirmiş ve bunlardan

çekinilirmiş. Hırsızlık ve kan dökme konusunda şöhretleri

pek fazla artınca bu aile oturmuş düşünmüş ve daha yeni,

ince teknikler geliştirmeye karar vermişler. İçlerinden

birisi daha kolay hırsızlık yapmanın, ev basmanın, bağ-

bahçe talan etmenin gelişmiş bir yönetimini bulduğunu

söylemiş talancı ve yalancı aileye. Bütün ailenin dikkati o

tarafa yönelmiş. Aklı veren bu ailenin içine yerleşen ve

onlardan gibi görünen, ama onlar üzerinden kendi

hedeflerini gerçekleştiren, sinsi Jakop’muş.

Jakop aile toplantısında yeni projesini anlatmaya

başlamış: “Bakın dostlarım, kardeşlerim. Yeni planım çok

akıllıca ve risksiz. Üstelik bu planı devreye sokarsak kimse

bizi hırsız, arsız diye adlandıramayacak. Biz “mağdur”

olarak bu ahmakların bağına, bostanına gireceğiz.

Göstere göstere gireceğiz ve kimsenin gıkı bile

çıkmayacak. Kimse bize bir şey demeye cesaret

edemeyecek” demiş.

Nasıl olacak bu Jakop demişler?

Jakop: “önce geceden bizim tavuklardan bir kaçını

boğazlayacak ve bizim bahçenin-bostanın farklı yerlerine

serpiştireceğiz. Sabah kalktığımızda boğazlanmış, telef

edilmiş tavuklarımızı vaveyla ile bütün köye duyuracağız.

“Bir tilki girmiş ve bizim tavuklarımızı telef etmiş, bu

kabul edilemez bir şeydir. Biz bu tilkiye haddini

bildireceğiz. Kimse bizim evimizde bizim tavuklarımızı

böyle heder edemez! Tilkiye ve onu koruyanlara karşı

savaş ilan ediyoruz! Ya bizimlesiniz, ya tilkilerle!” diye

deklare edecek ve bütün köylüye korku salacağız. Sonrada

kimin evine-bostanına girmek istiyorsak tilki sizin evde

Page 26: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

26

saklanıyormuş! Öyle bilgi aldık. “Ya tilkiyi ver bize, veya

biz ne yapacağımızı biliriz!” diyerek evlere, bostanlara

dalacağız. Böylece hırsızlık ve talan için değil, tilkiyi

bulmak, adaleti sağlamak için girmiş olacağız” demiş.

Jakop’un teklifi herkese çok cazip gelmiş ve bunu hemen

uygulamaya karar vermişler.

Bir gece planı uygulamaya koymuşlar 3-5 tane tavuğu

boğazlayıp, yaralayıp evlerinin farklı yerlerine atmışlar. O

esnada Jakop’un aklında yeni yıldırımlar çakmış, ailenin

büyüğüne: “efendim tavuklar bize yeterince güçlü gerekçe

de oluşturmayabilir; bir kaç koyun, hatta sığır da telef

edersek elimiz daha güçlü olur” demiş. Ailenin içinden bir

kaç kişi “olmaz öyle şey, tavuğu anladık tamam ama, bir

tilki koyunları, sığırları nasıl boğazlar, buna nasıl

inandırırız köylüyü” demişler. Diğerleri önemli değil

demişler, biz tilkinin sığırları da telef ettiğine inandırırız

köylüyü. Çok mantıklı olmasa da, gece 3-5 tavuğu, bir kaç

koyunu, bir kaç sığırı telef etmişler.

Bir sabah bütün köylü sığırcı ailesinin feryat figanı,

vaveylası ile uyanmış. Evde herkes dizlerini dövüyor,

kadınlar ağlaşıyor, erkekler tehditler savuruyor, intikam

yeminleri ediyormuş. Bütün köylü bu gürültüye dikkat

kesilmiş. Köylü olanları anlamaya çalışırken sığırcı ailesi:

“bizi can evimizden vurdular; bunu kim yaptı ise

göstereceğiz; intikamımız feci olacak! Caniler! hainler!

katiller! vs.” diye dövünüyor ve tehditler savuruyorlarmış.

Bunu yapanlar iğnenin deliğine dahi girse bulacağız,

cezasını mutlaka vereceğiz” diyorlarmış. Bu ailenin

şerrini, zarar verme kabiliyetini bilen, bunların yalakası

onursuz bazı aileler-kişiler hemen bunların yanında yer

almış ve: “evet sığırcı ailesine yapılanlar kabul edilemez!

Page 27: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

27

Yapanlar bulunmalı ve cezalandırılmalıdır! Biz de

bunların yanındayız!” demişler.

Bunun üzerine sığırcı ailesi göz koyduğu stratejik noktada

evi olan bir aileyi sorumlu tutmaya başlamış. Delil, ispat

vs. beklemeden bu ailenin evine girmiş. Bunun gayet kolay

olduğunu ve kimsenin gıkını çıkaramadığını görmeleri,

dahası pek çok köylünün bunların mağduriyetini kabul

etmek zorunda kalması bunların çok hoşuna gitmiş.

Ailenin reisi Jakop’a “afferin lan Jakop, ne güzel

düşünmüssün!” diye iltifatta bulunmayı da ihmal etmemiş.

Bakmışlar bu iş tutuyor, ardından varlıklı, zengin bir

mahalleyi gözlerini kestirmişler. “Bu mahallede zenginlik

çok, insanları da güçsüz, ayrıca bunlarla bizim

husumetimiz de var. Katilleri arayacağız diye girelim

mahalleye ve talan edelim” demişler. Ardından aşağı

mahallenin zengin evlerine birer birer girmeye

başlamışlar. Bu evlere girerken “biz yeni saldırılardan

korkuyoruz, bu nedenle bizim yaptığımız önleyici

saldırıdır” demişler.

Böylece Jakop’un fikri ile pek çok mahalleyi, evi talan

etmişler. Tilki üzerinden talan işinin tadına varan sığırcı

ailesi “tilki görüldü”, “tilki burada olabilir”, “kokusu

geliyor”, “sesi duyuluyor” vs diyerek köydeki pek çok eve

izinsiz girmeye, ailelere baskı uygulamaya başlamış. Tilki

hikayesi üzerinden köyde terör estiriyor, dilediği gibi

hareket ediyor, istediklerinin başına bela oluyorlarmış.

Köyde tilki tehdidinin bertarafı adına toplantılar

yapılmaya, tedbirler geliştirilmeye başlanmış. Bütün köylü

artık tilki ile yatıp, tilki ile kalkıyormuş. Bu konuda

bilimsel toplantılar yapılır, kitaplar yazılır olmuş. Sığırcı

ailesi tilki malzemesini köpürte köpürte, gayet verimli

şekilde kullanmış. Nereye girmek istese “tilki burada

Page 28: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

28

görüldü duyuldu” deyip o eve baskın düzenliyor, evde

talan yapıyormuş. Tilki sayesinde köyün kontrolünü eline

almış.

Erdoğan ve AKP, hikâyedeki sığırcı ailesidir ve tilkilerle

ortaktır. Hizmet ve cemaata ise kümese sokulmak istenen

mağdur tavuk rolü biçilmiştir. Sığırcı ailesi, tilkiler ve

sinsi Jakop’un hain planlarından dolayı Hizmet

mazlumdur, davacıdır, ama hırpalanmaktadır. Bir gün

toplum tilki, Jakop ve sığırcık ailesinin zalimliğini anlar

diye ummakta, herşeyden haberdar şaşkınları oynamakta,

dünkü kardeşlerinin mal, makam, kadın, para ve güç

karşısında dinlerini ve vatanlarını nasıl sattığına hayret

etmektedir. Sığrcı ailesi, Tilki ve sinsi Jakop bir defa

anlaştı mı terörist barış elçisi olur, barış sembolü

adanmışlar, muhabbet fedaileri terörist diye suçlanır.

Jakop’un fikrini hayata geçiren CIA ve MOSSAD, sığrcık

Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı hırsını kullanarak PKK’ya

Öcalan’ı da lider koydurarak Kürdistan’ı MİT’e

kurduruyor. Bu durumu başta güya muhafazakar AKP

değilde CHP olsa asla kabullenmiyecek toplum zokayı

yuttu. Hizmet’i paralel diye bahane eden AKP halkın

kafasını karıştırdı. Oysa çok uluslu firmalar çoktan

ülkemize girdi, kaynaklarımıza özelleştirmelerde el koydu,

bankalarımızı satın aldı, İstanbul Borsa’sında yabancı

neoliberal tilkiler ağırlığı üstünlüğü ele geçirdi. Dünya

üzerindeki hakimiyetini pekiştirmiş neoliberal işgalciler,

bazı stratejik-zengin bölgeleri yeni kolonial stratejilerle

kontrolü altına almıştır. Milletimiz, hızla Amerikanlaştığı

ve Batı kültürünün, tüketim ürünlerinin çılğını ve kölesi

olduğu halde özgürleştiğini sanmaktadır.

Page 29: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

29

Global ve yerli tilkiler, paralel bahanesiyle rehavet

içindeki toplum ahlaki ve ekonomik çöküşe doğru hızla

yol alırken, Erdoğan sığırcı ailesi de bu arada malı

götürmektedir. Milton Friedman’ın kemikleri sızlasın,

neoliberal işgalcilerin 3. dünya ülkelerini nasıl

soyacağının sosyolojik teorisini o yazdı. Neoliberal

tilkiler, 10 yıl social inclusion, yani sosyal yakınlaşma,

toplumla bütünleşme, güvenini kazanma istedi, harfiyen

ülkemizde Erdoğan ile uyguladılar. Şimdi sıra bir Fransız

modeli olan social exclusion’a, yani ötekileştirme, içe

kapatma, sömürme ve büyük soyguna geldi. Soygun

sonrası ekonomik kriz ve büyük tufandır, sosyal adalet,

hukuk ve insanlık tüketildiği için devlet çökecek ve

yeniden kurulacaktır.

PKK Cumhuriyeti, CIA, MOSSAD ve BND tarafından

adım adım kurdurulurken, Sığırcı ailesi ise ülkemizden 8

ülkeye kaçırdığı servetle kaçacaktır. Kısacası tilki bahane

soygun şahane diye gerideki koyunlara gülecektir. Büyük

soygunun adı, 4 ülkede kurulan PKK Cumhuriyeti’dir.

Faruk Arslan

Kitchener, Kanada

08 Haziran 2014

Page 30: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

30

Giriş

PKK Cumhuriyeti

Komünistlikten Zerdüştlüğe devşirilen PKK'da

Abdullah Öcalan'a biçilen yeni rol, dört ülkede

kurdurulacak Büyük Kürdistan veya PKK

Cumhuriyet’inde Ahura Mazda Paşa olmasıdır. İsrail’in

Mavi Marmara rezaleti nedeniyle ABD Başkanı

Obama’nın zoruyla İsrail Başbakanı Netanyahu’nun

zoraki özür dilemesi, Suriye ve İran’ı kapsayan yeni

operasyonda İsrail, Türkiye ve Ürdün’e biçilen yeni

rollerden kaynaklanıyor. 28 Şubat sürecindeki eski gücüne

kavuşmak isteyen İsrail, Kürt sorununda PKK’nın silahlı

terör örgütünden siyasi yapıya dönüştürülmesine gizli

destek veriyor. Suriye, İran, Irak ve Türkiye’den

kopartılacak Kürt bölgesinde Mandela olacağı vaadine

kanan Öcalan, Türk toplumunda yerleşik barış umudunu

kullanıyor.

4. Zerdüştlüğe MİT'in katkılarıyla soyundurulan

“Atakürt” Apo, PKK'yı Filistin Kurtuluş Örgütü kisvesine

sokarken, Kürt sorununu da Filistinleştiriyor. Güya

Abdullah Öcalan, 2. Barış Müzakere Açılımı sürecinde

‘stratejik hedef’ olarak bölge ekseninde ‘Türkiye-Kürtler

beraberliği’ni belirledi! Bunun için de bir ‘yol haritası’

çizdi. Bu ‘yol haritası’na göre ‘çatışmasızlık ilanı’ ve buna

bağlı ve bazı adımlara paralel olarak silahlı PKK

unsurlarının ‘sınır dışına çıkması’nı ilan etti.

Page 31: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

31

Kandil-Avrupa yani PKK, Öcalan’ın bu çağrısına

uymadı. Yaşlı, kadın ve çocukları taşırken, 6500 yeni genç

Kürt militan adayını da dağa çıkardı. KCK Lideri Cemil

Bayık, PKK’nın sözünde durmaması konusunda 2013’un

bahar, yaz ve sonbaharında epey pişkin açıklamalar yaptı.

Öcalan, bu devrede kardeşi Mehmet Öcalan vasıtasıyla

talimatlar yağdırdı ve süreci çok ustaca yöneterek

istediğini kopartana kadar silahı aslında hiç

bırakmayacakları şantajı yaptı. Hemde devlet izniyle bunu

yaparken, Cemil Bayık kötü polis rolündeydi. Ateşkese

devam ama çekilmiyoruz bazında açıklamalardı bunlar.

Israrla saklanan gerçekler, silah gölgesinde yaşamın ve

PKK’nın otoriter baskısının sürdüğüdür.

Oysa Narşist, megololan kişiliği kasten sızdırılan

İmralı zabıtları ile ortaya çıkan MazdAPO, Alman

Gestapo’sundan beter bir zulmü Kürt halkına CIA,

MOSSAD ve BND’nin hazırladığı strateji gereği sunabilir:

Din değiştirme… PKK’lılar Apo ne seçerse doğrudur

görüşündedir. BDP Milletvekili Ayten Tuğluk’un

Öcalan’ın ‘bin yıldır müslüman kardeşiyiz’ söylemini

tersinden okuyup, ‘PKK laikliğin teminatıdır’ demesi,

büyük oyunun farkında olduğunu simgeliyor.

Zerdüşt dininin kurucusu olan üç aydın vardır. Birinci

Zerdüşt yaklaşık olarak MÖ üç bin yıllarında yaşayan

Mahabat, ikinci Zerdüşt yaklaşık olarak MÖ iki bin kırk

yıllarında yaşayan Haşeng (bunun Hz. İbrahim de olduğu

söyleniyor), üçüncü Zerdüşt ise MÖ altı yüzlerde yaşayan

Zerdüşt’ün kendisidir. Üçüncü Zerdüşt’ün bir bilgedir

ve Zerdüştlük onun tarafından sistemleştirilip

yaygınlaştırıldı. Büyük antik çağ filozofu Eflatun’un

(Platon) kendisini Zerdüşt’ün öğrencisi olarak tanımlar.

MİT’in teşvikiyle Öcalan, manevi, ruhani liderliğe kendini

kaptırmış durumda.

Page 32: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

32

Çünkü Doğu İran’da yaşamış olan Zerdüşt, esasında

ilk sosyalist reformcuydu. Onun mesajı, daha önceki dini

tecrübeye birçok yönden muhalefetti; çünkü o bir

monoteist idi. Bu dinde Ahura Mazda, Yüce Rabb’dir ve

bütün zıtlıkların yaratıcısıdır. Zerdüşt, her şeyin yaratıcısı

olan, insanlara iyilik yapan tek bir Tanrı’nın, Ahura

Mazda’nın (Hürmüz’ün) peygamberidir. Rivayete göre

kitap kendisine, Yüce Tanrı Ahura Mazda tarafından vahiy

edilmiş ve o da dini yaymak için halka vaazlarda

bulunmuştur. Zerdüşt belki de peygamberdi; daha önceki

dini arıtıp temizlemiş, İran çok-tanrıcılığını, tek-tanrıcılığa

doğru yöneltmiş ve çok yüksek bir ahlâkın kurallarını

koymuştur. Kitap, peygamberlik, ahiret inancı ve

tektanrıcılık görüşleriyle Zerdüştlük’ün, ilâhî bir dinin

temel vasıflarını üzerinde taşıdığı kabul edilir.

Zerdüşt’ün kurduğu dinin adına Mazdeizm

deniliyor. Zerdüşt, Mazdeizm’le tek tanrılığa yönelirken,

egemenlerin gücüyle bütünleşen çok tanrılığı aşıyor ve

tanrıyı egemenlerden alarak, insanlığın özlemleriyle

birleştiren bir güce dönüştürüyor. Soran, sorgulayan

tanrının kötülükleri affetmeyeceğine inanıyor, bu nedenle

kötülüklere karşı savaşımını bir tanrı emri olarak öne

sürüyor. Zerdüşt’ün güçlü bir filozof ve düşünce adamı

olduğu, doğa, toplum ve insan gerçeğine ilişkin bilimsel

perspektifler getirdiği, örneğin Antikçağ Yunan

filozoflarının hareket noktasının, Zerdüşt inanışının

geliştirdiği kavramlara dayandığı ısrarlı bir şekilde

vurgulanıyor.

‘Tarihte Zerdüştlük, ilk defa insan iradesine özgürlük

tanıyan ve iradeye önem atfeden bir düşünüş olur. Burada

özgür irade, felsefenin başlangıcı ve dinin kul anlayışının

reddi olmaktadır. İlk felsefenin (Hint, Çin, Batı felsefesi)

Zerdüşt’ten dünyaya yayıldığını belirtmek abartı olmaz.

Bu yönüyle gerek felsefede, gerekse inanç boyutunda çok

Page 33: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

33

özel bir yere sahiptir.’ Öcalan'ın çoğunluğu Müslüman

olan Kürtleri İslam'dan uzaklaştırma projesi aynı zamanda

Türklerle en güçlü ortak paydanın yok edilmesi anlamı

taşıyor. Birey özgürlüğünü firavunlaştıran bu anlayış

oldukca laik, Batı Liberalizmine uygun ve sosyalist

dinsizliğe de kapı açıyor. Peygamber Efendimizin de işaret

ettiği gibi; ahir zamanın alameti olan Fırat’la Nil arasında

kan ve gözyaşının akabileceği dönemlere doğru hızla

gidiyoruz.

Barış müzakereleri adı altında başlayan yeni

dönem böl–parçala- yut diyen zihniyeti şimdilerde

ise çarpıştır-yücelt-kandır-yut dönemine dönüştürdü. PKK

ile Fethullah Gülen Hocaefendi ve onu seven camiası

çarpıştırıldı, MazAPO yeteri kadar da firavunlaştırıldı ve

yüceltildi. Hocaefendi’nin açılımdan önce yaptığı müthiş

öngörülü sulh çıkışı olmasaydı, barışı isteyemeyenler

olarak camia günah keçisi yapılacaktı. MİT, 30 yıldır

kucağında olan Öcalan’ı bir anlamda bu müzakerelerle

adeta yeniden küllerden doğan bir lider olarak destekliyor

ve onun statü kazanmasında ona yardımcı oluyor. MİT bu

manevralarla yeniden Öcalan’ın örgüt üzerindeki

etkinliğini artırıp, onu tekrar merkeze yani örgütün

yönetiminde tümüyle söz sahibi olacak bir hale getirmeyi

amaçlıyor. Böylece PKK’yı aklınca çok başlı sisteme

girmesinin yerine, tek başlıya çevirip, müzakerelerde

muhatabının kim olduğunu da netleştirmiş olmayı arzu

ediyor.

Oysa PKK, birbiri içine geçmiş dış ülkelerin istihbarat

örgütleri tarafından kullanılan bir terör oyuncağına

çevrildi. Hiçbiri sorunun çözümünü istemiyor. Yolda bir

milyar doları aşkın haraç toplayan ve uyuşturucu,

kaçakçılık geliri olan PKK’nın lordları asla çözümden

yana değil. Osman Öcalan’ın sivil dünyaya atılması ve

yaptığı işi batırması kötü örnek oldu. Kandil patronları

Page 34: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

34

normal hayata dönerse koca hiçler olmaktan çekiniyor.

Son kozlarını oynuyorlar. 2009’dan beri terör

saldırılarının azması ve şehit sayısının artması, ülkemizi

2013’de yeniden yol ayrımına getirdi. Terörü

sonlandırmak için iki çarenin var olduğu zannedilir: Şiddet

kullanarak başını ezmek, köklerini kurutmak veya

karşılıklı tavizler vermek, barışçıl yöntemle kanı

durdurmak, orta yolu bulmak...

Aslında her zaman bir üçüncü yol daha vardır.

Türkiye’de ve gurbetteki Türkiyelilerin dilinde, kalbinde,

gönlünde aynı özlem hissediliyor: Yeter artık, sabır taşı

kırıldı; ne olacak bu PKK’nın hali! PKK sorunu

Türkiye’yi bölmeye doğru koşuyordu. 2014 veya 2015’e

kadar ülkemiz bölünmeden dayanırsa, bölgesel güç olacak

ülkemizi bu tarihten sonra ne İsrail, ne Almanya ne ABD

bölebilirdi. Ameller niyetlere göredir. Niyetler karanlıksa

aydınlık yola çıkılması güçtür. İçte ve dışta bazı hain

odaklar ve güçler PKK’yı bitirmemek için direniyorlar.

Kürtler elinden silahı bırakırsa pazarlık güçlerini

kaybedermiş... Verdikleri şeytani akıl buydu!

Oysa gelinen nokta tam tersine doğru işliyordu. PKK

şiddette ısrar ettikçe Kürtler, elde ettiği kazanımları

kaybetme riski taşıyordu. Bölgede AK Parti'nin

demokratik reformları hep PKK'nın başarısı olarak lanse

edildi, ediliyor. Tarihimiz boyunca, hiç bir isyancı hayal

ettiklerini elde edememiştir, hep aksiyle tokat yemiştir.

Kabakçı Mustafa’dan Şeyh Bedreddin’e Patrona Halil’den

Şah kulu isyanına kadar ayaklanmalara kısaca bir göz

atınız. Şah kulu’nu bizzat öldürtenin, isyan emrini veren

Şah İsmail olduğunu göreceksiniz. PKK isyanı da bir

savaş değildir, ayaklanmadır ve isyancıların iki dünyada

da yatacak yeri yoktur. Oyuncağı kuranlar oyuncaktan

bıkınca oyuncağı parçalar, çöpe atar. PKK pimi çekilmiş

Page 35: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

35

serseri bir bomba, mayındır. Kendisini gümletmesine az

kaldı!

Ortada yakın geçmişte Sri Lanka’da yaşanan Tamil

Kaplanları örneği bulunuyor. 30 yıl süren ayrılıkçı terörün

ardından Norveç’in devreye girmesiyle Sri Lanka

hükümeti 2006 yılından itibaren ateşkes ilan etti ve

silahların bırakılması ile ilgili barış görüşmeleri taraflar

arasında Cenevre’de yapıldı.

Sonuçta, Tamil Kaplanlarının asla silah bırakmaya

niyeti olmadığı üç yıl sonra başlayan terör olayları ile

anlaşıldı. Tıkanan görüşmelerin peşi sıra Sri Lanka

hükümeti ordusunu Tamil Kaplanlarının bölgesine sürdü.

Sonuç 20 binden fazla ölüydü, milyonlarca Tamil ise yurt

dışına kaçtı. Bugün Batı ülkeleri ve Hindistan’da 6 milyon

Tamil ilticacı konumunda. Tamillerin lideri Vellupillai

Prabhakaran dahil örgütün tüm elebaşları öldürüldü ve

örgüt ülke içinde bitirildi. Kanada’da 300 bin Sri Lankalı

var, çoğu Tamil. Burada barış içinde birbirlerini

öldürmeden yaşıyorlar. Colombo hükümetinin 2009 ve

2010 katliamlarına BM dâhil tüm dünyanın sessiz

kaldığını PKK’lıların dikkatine arz ederim. Silah

bırakmayan terör örgütü masum değildir.

ABD ve AB ülkelerinin acizlikten Suriye’deki

katliamlara müdahale edemediğini Barak Obama’nın

ikinci defa seçilmesinin ardından Suriye ile savaş işini

tamamen Türk ordusuna ve özel harp birimlerine Katar ve

Suudi Arabistan’ın finansmanıyla havale ettiğini

unutmayalım. Ve bu plan Rusya’nın başarılı girişimleri ile

çöktü. Geride ikiyüz bin müslüman ölü, bir o kadar yaralı

ve iki milyona yakın Suriyeli mülteci sorunu bıraktı. Dış

konjonktürün ekonomik krizlere kitlendiği bir dönemde,

kimse PKK’yı dinlemezdi. Türk ordusu ve polisinin

ortaklaşa büyük ve gerçekçi bir operasyon düzenlenmesi

halinde rahatlıkla yok edilebileceği beş bin PKK

Page 36: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

36

militanına dünya kamuoyunda hiç kimse yas tutmayacaktı.

PKK, eğer ‘KCK ile dağdan şehre indik, şehirleri yakarız’

diyorsa, şehirlerdeki bin beşyüz kişilik yapılanmalarının

tüm isim ve adreslerinin emniyet güçlerinin elinde

bulunduğunu unutuyorlardı. Bol katliamlı politikalara yol

yaparak Ankara hükümetini yanlış yapmaya zorlamakla

Kürt hakları savunulamazdı!

AK Parti’nin yürüttüğü ilk Kürt açılım paketini PKK

militanları ve BDP, Ergenekon ile dirsek temasında

baltaladı ve ellerine koca bir hiç geçti! Kürtlerin ülke

nüfusunun yüzde 20’si olduğunu varsaysak bile yüzde beş

oy alan BDP’nin Kürtlerin tamamını temsil etmediği açık.

BDP’nin PKK’nın borazanı, sözcüsü olduğu ise bariz

belli, hatta belgeli ve partilerini kapatacak kadar da aşikâr.

O halde horozlanmaları nafile çaba! Kürtlerin üçte

ikisi AK Parti’ye oy verdiğine göre pazarlık güçleri zayıf.

Kürtlerin hakları bugün çiğnenmiyor, tersine pek

popülerler, son yıllarda yayınevleri habire Kürtlerle ilgili

kitap basıyor. Ülkemizdeki Lazlar ve Çerkezler Kürtlere

tanınan hakları kıskanmaya başladı. O halde PKK kime

güveniyor? Elbette, 1998’den beri PKK’yı taşeron örgüt

olarak kullanan ve denetimine alan MOSSAD’a bel

bağlıyorlar. Oysa Ankara hükümetinin İsrail ile ilişkileri

limoni ve eskisi gibi Genelkurmay’da odaları, MİT’de

eğitmenleri yok. Ülkemizin her tarafını dev kulaklarıyla

dinleseler de, etkili olamıyorlar. Ancak yüzlerce ajanları

bölgede cirit atıyor. PKK’yı cesaretlendiriyor, organize

ediyorlar.

Bu zamana kadar Ergenekoncu askerler, MOSSAD ile

PKK işbirliği olmasaydı, çoktan terörün kökleri

kurutulmuştu. PKK, 1980 ile 1987 arasında Diyarbakır

Cezaevinde yapılan işkencelerle zorla doğurtuldu. Kasıt

vardı. Daha sonra PKK’yı kullanmayan istihbarat örgütü

kalmadı, ‘Yedi Kocalı Hürmüz’e döndü. Devletin karanlık

Page 37: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

37

yüzü elini uyuşturucudan, insan kaçakçılığından, silah

ticaretinden çekmeden PKK veya Kürt sorunu bitirilemez.

Birbirinden beslenen vampirleri mağaralarından

çıkartmayacak hamleleri yapmanın zamanı geldi.

Hakkâri’de Kavaklı mevkiinde ve Kazan Vadisi’nde 16

tane PKK kampı olduğunu 2011’de ilk yazdığımda önce

bana kimse inanmak istemedi (1).

Emniyet istihbaratı raporlarına dayanarak bunu

yazmıştım. Bu kampların bazıları eskiden beri bizim

askeri birliklerimize 3-5 km mesafedeydi. Kimse kimseye

güvenmiyordu. Polis timleri bu kampları 2011’in yaz ve

sonbaharında dağıtmaya başlayınca bölgede Ergenekoncu

askerler ile PKK arasındaki derin ilişki su yüzüne çıktı. Bu

nedenle, halkın korkusu bitirilip, belirsizlik devletine

güvene dönüşmeden açılım ve yatırım paketleri abesle

iştigaldir, yılan hikâyesidir...

O halde üçüncü yoldan başka mantıklı seçenek

kalmıyor. Bölgeye gelecek beş bin kişilik özel eğitimli

polis timlerinin aynı personeli, 2 yıl değil 10 yıl orada

kalacak ve halk ile iç içe, kardeşçe yaşayacaktır.

Öldürmeye değil yaşatmak için gelecekler. Bu sefer, 1993

ile 1996 periyodunda ‘bin operasyonla on bin kişiyi faili

meçhul cinayet’ ile yok eden Ergenekon’un silahlı örgütü

JİTEM yok! Ergenekon’un karanlık general ve subayları

hapiste yargılanıyor. İsrail ülkemize batamıyor! ABD, Irak

ve Afganistan’da çuvallamış, yeni maceradan uzak

duruyor. Ekonomik krizlerle boğuşanlar, ekonomik

patlama yapan ülkemizin dinamizmini pörsümüş PKK ile

durduramaz...

Bundan sonra, halkın dinine, inancına, gelenek ve

göreneklerine saygılı, devletin gülen yüzünü gösteren bir

1 Arslan, Faruk. Ejder ve Baron’un Hakkâri oyunu! Canadatürk gazetesi.

01.07.2011.

Page 38: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

38

polis kuvveti görev başında olmaya başladı. AK Parti’nin

camiaya bağlı diye 2013 yazında 700 polisi doğuya

sürmesi aslında kaderin bir cilvesi oldu. Kandil Dağında

göstermelik şovlara da ihtiyaç kalmadı, zira yalandan dağ

taş dövmekle, 18 yaşında dağa zorla çıkartılmış fidanları

öldürmekle terör sona ermiyor. Vatandaşı yaşatırsan,

devlet bölünmeden yaşar!

En can alıcı makalemi 12 Haziran 2011 genel

seçimden hemen önce yazdım. Hakkâri ve Diyarbakır’dan

seçim öncesi ulaşan bilgiler hoş değildi. Global

Ergenekon’un Suriye’de başlattığı Baas rejimini devirme

hamlesine ve Hakkâri’de oynanan eşgüdümlü büyük

oyuna daha fazla sessiz kalamayız. Çünkü düğmeye aynı

merkezden basıldı. Ergenekon’un baronu ve ejderi, global

Ergenekon’dan aldıkları cesaretle ‘Kürt kozunu’ sahneye

koydular. Kandil ve İmralı’nın emirlerini CIA ve

MOSSAD’dan aldığı talimatlarla yerine getiren

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve BDP, “sürgünde

Kürdistan parlamentosu” veya Türkiye’de KCK ile ‘gölge

Kürdistan’ devleti kurmaya hazırlanıyordu. Mesele Kürt

sorununu çözmek değil, çözdürmemekti...

Bu noktaya nasıl ve neden geldik? 10. Ergenekon

dalgasında mason localarına ulaşılması, global

Ergenekon’u rahatsız etti. İstanbul baronları ve medya

ayaklarına dokunulmaması için hükümetle pazarlığa

giriştiler. Başarılı oldular, Ergenekon soruşturması sadece

ordudaki ayaklara yönelirken, işi maliyeleştirenleri bilerek

ıskaladı. Medyanın propaganda ayağında tutuklananlar

devede kulaktı. Seçimde zoraki seçtirilen Silivri ve PKK

adaylarının oluşturacağı keşmekeş, seçim sonuçlarına

gölge düşürmek için “Baron” ve “Ejder” ikilisinin dünya

çapında Ergenekon’dan aldığı onayla tasarlandı. Aslında

onları kendilerine dokunulmaması ve ihalelerden daha

fazla pay kapmak amacıyla hükümete şantaj için

Page 39: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

39

kullanıyorlardı. Servetlerine servet katmayı

sürdürmelerinden rahatsız değilim ama Hakkâri’de

oynadıkları oyunu artık deşifre etmek zorundayım.

MHP liderinin başdanışmanlığına getirilmiş, “Silivri

milletvekili” emekli korgeneral Engin Alan, MHP’nin

imajını tek başına çizmeye yetiyordu. Ergenekon ve

Balyoz davalarında aldığı müebbet cezalar haklı olduğumu

gösterdi. Alan analizimden dolayı milliyetçi çevreden

epey eposta almıştım. Elimde Alan’la ilgili neler olduğunu

merak ediyorlardı. Sahte ülkücü olduğunu belirtmem

kanlarına dokunmuştu. Öyleydi ama! 2023 yazarı, Avukat

Tolga Akalın, Türk Özel Kuvvetleri’nin efsane komutanı

Alan’ın MHP’ye Allah’ın emaneti olduğu iddiasındaydı.

Yazısındaki şu ifadeler dikkatimi çekti: “Ülkü ocaklarının

yaptığı tavsiye neticesinde Harp okuluna girmiş ve 1980

ihtilali akabinde ülkücü olması hasebiyle 35 gün

cezaevinde işkence görerekyatmıştır.”

12 Eylül darbesi günü tüm MHP il başkanları ve ülkü

ocakları liderleri gözaltına alındılar ve yıllarca işkence

gördüler. Bunlardan 35 tanesi ertesi gün, 13 Eylül 1980’de

serbest bırakıldı. Bu sansasyon bilgiyi benimle Ekim

1998’de Kazakistan’ın Türkistan kentinde sabaha kadar

süren sohbetimizde paylaşan MHP’nin 12 Eylül öncesi üç

siyasi eğitmeninden biri olan Namık Kemal Zeybek’ti. Bu

bilgiyi daha sonra rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na teyit

ettirmiştim. Zeybek, daha sonra Demokrat Parti lideri

oldu, yürütemedi ve siyasi sahneden çekildi. Çıksın

konuşsun. Gladyo’nun Özel Harp subaylarını sivil

görüntüde çaktırmadan nasıl kendi aralarına soktuğunu ve

il başkanlıklarını ele geçirdiğini anlatsın. Taha Akyol ve

Mümtaz’er Türköne de bildiklerini anlatmalı. O günlerde

MHP’nin diğer iki siyasi eğitmeni onlardı. Hapiste

aralarında neler konuştuklarını dile getirsinler. Rahmetli

Alparslan Türkeş’in yorumunu artık gizlemesinler. Çünkü

Page 40: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

40

serbest bırakılan o 35 kişinin hepsi MİT mensubu Özel

Harpçi idi. MHP’yi geçmişte ele geçiren Gladyo

mensupları, bugün rahat duruyor mu sanıyorsunuz? MHP

ve BBP, İslam ve Türk sentezinden uzaklaştırılıyor, kuru

kafatasçı ulusalcı bir Türkçülükle bağnazlaştırılıyordu.

İttihat ve Terakki Partisi’ne Fransız masonlarının yüzyıl

önce uygulattığı aşırı milliyetçilik virüsü nüksetmişti. Bu

oyunu ülkücüler bozmalıydı...

Alan’ı Bakü’de askeri ateşi olduğu 1992 yılından beri

yakından tanıyordum. 1994 ve 1995’de Azeri lider Haydar

Aliyev’e karşı düzenlediği başarısız suikast ve darbe

girişimleri ile ülkemizi rezil etmiş ve ülkeyi CIA ve

Amerikan politikaları üstünlüğüne bilerek veya

bilemeyerek bıraktırmıştı. Başarısızlığa mahkûm suikast

ve darbe teşebbüslerini oysa CIA elemanlarıyla ortak ve

direkt Pentagon’dan gelen talimatlarıyla yapmıştı. Eski

Genelkurmay başkanı Doğan Güreş tarafından Özel Harp

biriminin Özel Hareketler Komutanlığı’na çevrilmesinin

ardından başına 1995’de Alan’ın getirilmesine hiç

şaşırmamıştım. Başarısızlığı mı yoksa ABD tarafından

başarısı mı (!) ödüllendirilmişti. Alan’ın kariyeri 1999’da

PKK elebaşçısı Öcalan’ı Kenya’dan paket teslim

getirilmesi ile düzeltildi. Oysa daha sonra o uçağın içinde

olmadığı ortaya çıktı. Gazeteci Şamil Tayyar net

belgelerle açıkladı. Bir balon daha söndü. Zaten ortada

Gladyo’nun paket teslimi vardı. ‘Kahraman’ denilen Alan,

aslında hep CIA ile dirsek temasında çalıştı. PKK’ya

destek veren JİTEM birimine yıllarca özel eğitimli subay

vermiş bir Özel Harpçi idi. Faili meçhulleri çok iyi bilirdi.

Azerbaycan’da görev yaptığı 1990’lı yılların başlarında

eski Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’e karşı

organize edilen başarısız darbe ve suikast girişimleri

ülkemize pahalıya patlamış ve Aliyev uzun süre ülkemizle

ilişkileri askıya almıştı.

Page 41: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

41

Bunlar aslında Gladyo ve CIA planlaması olan

‘çakma’ girişimlerdi. Alan, başarısızlığa mahkûm

darbeleri bilen az sayıda üst düzey yöneticiden biriydi.

Başbakanlık örtülü ödeneğinden finanse ettiği darbe

fiyaskolarını kimseye izah edemezdi. Türkiye’nin

mükemmel imajını bir hamlede yıktı. Türkleri sokağa

çıkamaz hale getirdi. ABD’nin imajını parlattı, Türkiye’yi

batırdı. MHP, yanlış bir ata oynuyordu ama MHP lideri

esir veya rehin olduğu için yanlış yaptığını itiraf

edemezdi. Hakkâri için 2006’da alınan küresel Ergenekon

kararı, 12 Eylül referandumu ve 12 Haziran 2011

seçiminde başarı ile uygulandı. Hakkâri’de yaşayan her

vatandaşımızın evinden baskıyla, zorbalıkla, şantajla dağa,

PKK’ya en az bir adam kaçırma projesi, bölgedeki

Ergenekoncu komutanların göz yumması ile

gerçekleştirildi.

2008 yılına kadar PKK’ya Hakkâri’den katılan insan

sayısı yılda elli iken, son beş yılda bu rakam yılda beş

yüze çıkartıldı. Bu ilimizden dağda iki bini aşkın militan

grubu oluşturuldu. Kimse inkâr etmesin, elimde sağlam bir

istihbarat raporu vardı. Karakol baskınları ile hükümet

küçük düşürüldü. Halk korkutuldu. Silah zoruyla yapılan

seçimde BDP, Hakkâri’de tamamı, 36 bağımsız adayını

seçtirdi. Böylece planın ilk aşaması olan “kurtarılmış”

Hakkâri kotarıldı. Bundan sonra Şırnak ve Cizre başta

olmak üzere başka iller Türkiye’den kopartılacak ve dört

yıl içinde bölge halkının tüm oyu sadece PKK’nın

gösterdiği aday veya partiye kaydırılacaktı. Bunun adı

demokrasi değildir, diktatörlük, despotluktur. Hükümet

acilen Yüksekova’ya il statüsü vererek emniyet güçleri

kadrolarını burada artırmalıydı veya bölgeye özel eğitimli

tim birimleri kaydırılmalıydı.

Her yıl 1-15 Kasım aralığında Kandil merkez olmak

üzere yurtdışı kamplara kış üslenmesine çekilen örgüt bu

Page 42: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

42

kez intikam eylemleri için Hakkâri ve Şırnak kırsalında

yüzlerce militan tutuyordu. Kavaklı ve Kazan

operasyonları ile büyük darbe yiyen örgüt, hem güç

kaybetmediğini göstermek hem de intikam operasyonları

için hazırlanıyordu. 250'ye yakın PKK'lı sürekli

Hakkâri'deydi. Sadece üst düzey yöneticiler Kandil'e

çekiliyordu. Hakkâri'nin civar bölgelerinde ise 700 PKK'lı

vardı. Telsiz trafiğinden edinilen bilgilere göre bazı

militanlar ise şehirlere sık sık iniyordu. Hakkâri civarında

yerleşilen yerler ise şunlardı: Çobandağı, Çaltepe, Han

Yaylası, Alandüz Tepeleri, Faraşin Yaylaları, Dağlıca,

Onbaşılar, Eski Çanaklı ve Kavaklı. Coğrafi yapıyı

avantaj olarak kullanan PKK'lılar mağaralarda saklanarak

kışı geçiriyorlardı. Ağır koşullar nedeniyle kırsalda eylem

yapamayan örgüt, şehre inmenin yollarını arıyordu.

Yine başkente akan bilgilere göre Diyarbakır

kırsalındaki Şenyayla bölgesi de sınır dışına çıkmayan

PKK'lıların üslendiği yerlerdendi. Tunceli'de de benzer

tablo mevcuttu. Daha önce de yazdım: Derdi, Kürtler'in

hakları, yaşam standartları olmayan, yabancı istihbarat

örgütlerinin elinde oyuncak olmuş bir örgüt yönetimi

vardı. Kendisi hiç çatışmaya girmediği halde başkalarının

ölüm fermanını imzalayan bu kişiler ısrarla kan dökülsün

istiyorlardı. O yüzden barışı tesis edebilmek için savaşmak

zorundasınız. Kürtler'i ezenleri ezmezseniz Kürtler'i

kazanmanız mümkün değil. Bu da operasyonlara yaz kış

ara vermeden etkili bir şekilde mücadeleyi gerektiriyordu.

Mevsim kış olsa da saha hâkimiyeti kurmak ve örgütün

üzerine gitmek şart. Hantepe ile Dağlıca arasındaki

arazinin dağlık olmasından dolayı PKK bölgeyi sık

kullanıyordu. 2007'den bu yana arazide rahat rahat dolaşan

militanlar Avaşin ve Basyan kamplarına da buradan

geçiyorlardı.

Page 43: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

43

Eğer PKK kamplara çekilmezse örgüt Murat kod adlı

Halim Akman'ın emrindeki PKK'lılarla Hakkâri'de kışı

geçirmenin yollarını arıyordu. Bahoz'un yakın

adamlarından Siyabent ve Umut kod adlı PKK'lılar ise

Oğul Vadisi'nde kalarak haraç toplamaya devam ediyordu.

Yerini belli etmemek için son dönemde telsiz talimatı

vermeyen Bahoz Erdal'ın Zap'ta olduğu iddia ediliyor,

'Kavaklı'nın intikamını alın' emrini aracılarla gönderdiği

de artık sır değildi. Sonuç itibarıyla, örgüt Kandil'i

Hakkâri'ye taşıdı ve eyleme hazırlanıyordu (2).

Yaptığımız bu uyarılar fayda vermedi, defalarca

baskın yedi Türk askeri ve karakolları. Yanlış olan bir

şeyler vardı. Diyarbakır’da 12 Haziran 2011 genel seçimi

öncesi ele geçirilen ve ağzı çözülen MOSSAD ajanından

elde edilen bilgiler ve belgeler kamuoyuna açıklanacak

mıydı acaba? Bu bilgi bana iki sağlam kaynak tarafından

ulaştırıldı. En kilit soruyu soralım: Hakkâri’den ve diğer

Doğu illerimizden zorla seçtirilen BDP’li

milletvekillerinden kimler hangi yabancı istihbarata ve

devlete çalışıyorlardu?

BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın MOSSAD’a

İsrail’e, Ayten Tuğluk’un Alman istihbaratı BND’ye

İsrail’e çalıştığına dair belgeler, yardım akışlarına dair

dekontlar olduğu halde sessiz mi kalınacaktı. Başka

nerelerden mali destek alıyorlardı? Bu durum,

milletvekilliğinin düşmesine sebep değil miydi?

Ülkemizde bu işleri koordine eden yabancı diplomatlar

kimlerdi? Neden sınır dışı edilmiyorlardı? En önemlisi

Kürt sorunu, bu karmakarışık, çapraz, ensest ilişkilerle

nasıl çözümlenecekti? Yeni anayasanın yapılmasına

desteğe hiç niyeti olamayan CHP, MHP ve BDP’yi kimler

2 Arslan, Adem Yavuz. PKK, Kandil'i Hakkâri'ye taşıdı. Bugün gazetesi.

29.11.2011.

Page 44: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

44

yanlış yönlendiriyordu? MOSSAD ajanından elde edilen

istihbarat, bu sorulara ve fazlasına açıklama getiriyordu.

Irak, İran ve Suriye’deki Kürtleri kapsayan plan

çerçevesinde küresel Ergenekon, “Büyük Kürdistan” için

devredeydi. Kürdistan’ı ya siz Diyarbakır merkezli kurar

yönetirsiniz veya biz Erbil veya Kerkük merkezli kurar

başınıza bela ederiz diyorlardı. Suriye’deki Baas rejimi

iktidarı, bizdeki cuntacı Ergenekoncularla aynı meşrepten

(Nusayri Alevileri dine oldukça uzak bir Şiilik koludur)

olduğu halde neden tasfiye ediliyorlardı? Çünkü İran’ın

Suriye ve Lübnan’daki Şii bağlantılarını sağlayan Şam

rejimi artık işlevini yitirdi, miadı doldu. Bizde de Baas

benzeri cunta kurmaya çalışan Mason Bektaşi çetenin

savunduğu azınlıkların çoğunluğu yönetme stratejisi

çöktü. Global Ergenekon, oyun ve oyuncu değiştirdi.

Yüzde 85’i Sünni Suriye halkı, AK Parti’ye ve liderine

bayılıyordu, er geç Türkiye’nin izinden gidecekti.

Kendilerine ulaşılamasın diye bu kadar fırıldak

çevirmeye gerek var mı? Ergenekon’da kod adı “Ejder”

olan şahıs, 9 Haziran 2011 günü AK Parti Genel

Merkezi’ne giderek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la

görüştü ve helâlleşti. CHP’nin birinci parti olarak çıkacağı

kehanetinde bulunan kodaman işadamımız, aslında

baronun sağkolu, özel ulağıydı. Rahmetli Vehbi Koç’un

milyon dolarlarını Milliyet gazetesini satın alması için

1979’da Aydın Doğan’a getiren isimdi o. Ergenekon

yapılanmasında ilk ona giremese bile fitne çıkarmada

üstad sayılırdı. Kim olduğu zaten basına yansıdı.

Gazeteci ve yazar Avni Özgürel, Radikal’daki köşe

yazısında onu şöyle tanımladı: Yurtbank patronu Ali

Balkaner’in mahkeme ifadesinde “Bizler 18 büyük aileyiz.

Hepimizin bağlı olduğu bir başkanımız var. 18 büyük aile

bir havuz oluşturduk. Tüm ekonomi bunların elinde

toplanıyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı

Page 45: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

45

manipüle eden kişi, bizim bağlı olduğumuz başkanımızdır.

Tokyo Borsası’nda 800 milyon dolar kaybetti, bana mısın

demedi” diye tarif ettiği kişiydi. Çılgın fitne projeleri ile

baronu etkileyen, AK Parti’den ilk yerli otomobil projesini

Karsan adına kapacak kadar da uyanık bir işadamıydı

Koçların damadı İnan Kıraç. Askerleri, siyaseti, medyayı,

yargıyı, iş dünyasını hatta sendikaları yöneten,

yönlendiren, dış bağlantıları güçlü ve oldukça masonik

olan barondan bir kaç ricam var:

Lütfen, kendi ülkenize Fransız kalmayı artık bırakın!

“Bidon kafalı”, “göbeğini kaşıyan adam” dedirttiğiniz

kitle ülkenin yarısı, yüzde 50’si olduğunu tescilledi.

Nostaljik özlemle Jön Türkler’in ruhunu çağırmayı da

bırakın! Ordumuza yazık oluyor. Genelkurmay’ın

boynuna taktığınız süslü püslü kementi de çıkartın,

sırıtıyor! Milletimiz uyandı, emanetini teslim aldı. Size bir

daha pabuç bırakır mı sanıyorsunuz? Kürt kartınızda

boğulmadan kördüğüm haline getirdiğiniz sorunda ve

Hakkâri’de ilmekleri açınız. Kürtlere ve Türklere, bu

vatana yazık oluyor. Yamalı bohçaya dönmüş darbe

anayasamızın değişmesi için sadece siz CHP’yi ikna

edebilirsiniz... Bugüne kadar ülkemizde milyar dolarlar

kazandınız. Faili meçhul cinayetlerin altını kazırsak, emri

veren eli ve elleri görebiliyoruz. Global Ergenekon da

artık sizi kurtaramaz. Siz Hacısınız, toplum olarak

barışalım, uzlaşalım, helalleşelim (3). Bu çağrıyı yapalı

dört sene oldu. Helaleşme dönemimin bu denli hızlı

başlamasını doğrusu beklemiyordum! Gezi olayları

,PKK’nın iştahını kabarttı.

Bu aşamaya nasıl gelindi? Aklı selimi bulmakta zorluk

çekmedi mason yönetici elitimiz ve ikinci Kürt açılımı

doğdu. 40 kişilik Encümen’de ihtiyarların hazırladığı planı

3 Arslan, Faruk. 2011.

Page 46: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

46

12 kişilik Milli Birlik Komitesi onayladı ve MİT’e görev

verildi. Önce çakma hapishane isyanları ve açlık grevleri

ile 2012'nin sonbaharında Öcalan'ın liderlik karizması

parlatıldı. Zira ne Kandil patronu Murat Karayılan nede

Suriyeli Kürtlerin önderi Bahoz Erdal veya Fehmi

Hüseyin , Ahura Mazda Paşa'yı dinlemeye niyetli değildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan terörü gerçekten de iyi

niyetle bitirmeye ve PKK’yı da sonlandırmaya çalışmasına

rağmen, MİT’te ve bazı kabine üyelerinde ‘farklı planların

ve Erdoğan sonrasının tasarımlarının kararlaştırılmasını

ABD’li, İranlı, İsrailli yetkililerle uzlaşan / konuşan kişiler

bulunuyor. Süreçte toplum, karşıdakinin ne verdiğiyle

değil ne aldığıyla ilgili. Örneğin Abdullah Öcalan’ın

çatışmasızlık, çift yönlü ateşkes talebi karşılığında ne

veriyoruz sorusuna hükümetten tatmin edici cevap

gelmediği için Türk toplumu oldukça kuşkulu. İmralı

zabıtları bu kuşkuları dağıtacak özellik taşıdığı için

önemli. Yalçın Akdoğan “BDP’nin Kandil’e götürdüğü

metinlerin hiçbirinde bu zabıtlarda geçen konular

yok” diyor ama Kandil’e giden metinde ne var onu

açıklamıyor. Hâliyle insanlar Abdullah Öcalan veli

mertebesine erişmediğine göre, almadan vermez diye

düşünüp, Öcalan ne alıyor onu merak ediyor. Hükümet de

Öcalan’a ne verdiğini açıklamadığı için Türk kamuoyu

sürece kuşkuyla yaklaşıyor. Haksız sayılmaz.

Emre Uslu'nun öngördüğü gibi İmralı zabıtların

sızdırılması AKP’yi İmralı’ya mahkûm etti. Bundan sonra

AKP hükümeti PKK’nın hemen hemen her türlü talebine

evet demek zorundaydı. Zira silahların yeniden patlaması

AKP’nin bitişini hızlandıracaktır. PKK bunun çok iyi

farkındaydı. PKK liderlerinden birinin analizi şöyle: “Ya

demokratik siyasi çözüm için adım atacaktır ya da

2012’den daha da şiddetli bir savaşla karşılaşacaktır. PKK

savaşa da barışa da hazır olduğunu söyledi. Ancak AKP

Page 47: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

47

yeni bir savaşı zor götürür. Eğer yeni bir savaşa girerse

bunun sonunda büyük ihtimalle AKP iktidarını

kaybedecektir.” Emre Uslu haklı çıktı, barış süreci

başladı.

Cahit Mervan PKK medyasının önde gelen

kalemlerinden biri. Fırat Haber Ajansı tarafından da

iktibas edilen yazısında İmralı’dan Kandil’e gönderilen

mutabakat mektuplarının içeriğini en net şekilde yazdı. Bu

metne göre süreç hükümet medyasında anlatıldığı gibi

olmayacaktı. Aksine anayasal garanti alınana kadar

PKK’nın silah bırakması bile öngörülmüyordu. PKK bir

takım adımlar atılıp, Öcalan’ın koşulları düzelmeden de

sınır dışına çekilmeyecekti. Aynen yazdığı gibi de oldu.

İsterseniz Cahit Mervan’ın Kandil’e giden mektupların

içeriğini açıkladığı o yazısının ilgili kısmını bakın ve

kararı siz verin.

Buyurun Cahit Mervan’ın kaleminden İmralı

Mektuplarının içeriği: ”Peşinen söylemek gerekirse

İmralı’da görüşmelerde fikriyat düzeyinde önemli mesafe

kaydedilmiş. Aslında Kürt kaynakları PKK lideri

Abdullah Öcalan’ın üst not iliştirerek BDP, Kandil ve

Avrupa’ya gönderdiği aynı içerikli mektubu ‘genel

mutabakat metni’ olarak nitelemesini önemli buluyorlar.

Öcalan BDP, Kandil ve Avrupa’ya gönderdiği mektubu 13

Şubat’ta hükümet yetkililerine verdiğini kardeşi Mehmet

Öcalan aracılığıyla açıklamıştı. Görünen o ki Öcalan’ın

‘genel mutabakat metni’ olarak nitelediği metne ilişkin

Türk devlet ve hükümet yetkilileri de kendi aralarında

istişarede bulundular. ‘Genel mutabakat metninde’ yer

alan hususlara ilişkin kendi aralarında karara vardıktan

sonra suni olarak yaratılan ‘İmralı’ya kim

gidecek’ krizine son verdiler. Ve adaya ikinci BDP

heyetinin gitmesine ‘izin’ verdiler. Arkası gelecektir.

Page 48: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

48

Görünen o ki Türk hükümeti ‘genel mutabakat

metnine’ bağlı kalır ve atacağı adımları zamanında atarsa

Kürt gerillası Kuzey Kürdistan sınırları dışına çıkmaya

başlayacaktır. Ancak bu çıkış aynı zamanda yeni bir Kürt-

Türk ittifakının temelini oluşturacaktır. Kürdistan parçaları

arasındaki ilişkiler özgürleşecektir. Bir anlamda

Kürdistan’la birlikte ‘misak-i milli’ güncelleşecektir. PKK

silahlara asla veda etmeyecektir. Aksine Öcalan’ın

mektupta belirttiği iddia edildiği biçimiyle Kürt ve

Kürdistan’ın ‘varlık ve özgürlüğü güvence altına

alınmadan silahlar bırakılmayacaktır.’ Kürtler her şart ve

koşulda bu güvence sağlanmadan öz savunma güçlerini

koruyacaklardır.

Sızdırılan İmralı tutanakları, Abdullah Öcalan’ın ‘Paşa

Paşa’ milletvekili olmak istediğini ortaya koydu. Hatta

daha fazlasını istiyor. Büyük Kürdistan’ın devlet

başkanlığına oynuyor. Oysa serbest kalsa bile gideceği son

durak Avrupa’da bir ev hapishanesi. Çocuk asker

kullandığı için af edilmeyecek suçlar işlemiş PKK

liderinin ancak yatacağı hapishane mekanı değişebilir.

Sanırsınız bir halk ve özgürlük savaşçısı kahraman var

karşımızda. Terör suçunu hiç işlememiş sanki. 40 bin

insanının katilinin söz aralarında hikmet arayanlar aklını

peynir ekmekle yemiş olmalı. Andıçlama kokan abuk

sabuk konuşmaları, şu kalıcı barış sistemi tezimi

doğruladı: Öcalan’ı abartmadan Kürt toplumunda liberal

demokrasi, liberal ekonomi ve sivil toplumu geliştirerek

tepeden inme değil altdan gelen bir barış formülü gerekli.

Gerisi angarya ve zaman kaybı…

Narsist, megaloman, ruh hastası bir lider Öcalan.

Nelson Mandela’ya özeniyor. Mandela sanıldığı gibi 28

yıl hapis yatmadı. Bugün müze haline getirilen yattığı

hapishanede değil lüks bir adada özgürce, zevklerine

uygun biçimde ağırlandı Mandela. Ziyaretçileri olduğu

Page 49: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

49

zaman göstermelik olarak hapishaneye götürülür ve bir

tiyatro kurgulanırdı. Devlet başkanı olması

‘reconcilitation’ sürecinde beyaz ırkın işkencecilerinin,

zalimlerinin af edilmesi karşılığında bir şekerlemesi ve

oyunuydu.

Şaşırdınız mı? Bu bir komplo teorisi değil, maalesef

acı gerçekler. Güney Afrika’da ‘apartheid’ bir rejim vardı

ve halkı sömüren azınlık ipleri gevşettiğinde devlet eliyle

bağışlama ve bağışlanma, sosyoloji tabiriyle toplumsal

sosyal barış süreci başlattı. Komisyon’un pek çok

raporunu ve bu alanda yazılmış onlarca akademik makale

okudum. İşin aslını faslını bilenlerdende Mandela’nın

aslında bir İngiliz ajanı olduğunu öğrenmem zor olmadı.

Hiç hapiste kalmamıştı, öyle gösterilmişti. Daha doğrusu

Mandela, bir takım tavizler alabilmek için önüne konan

tiyatroya başından sonuna kadar sadık kalmıştı. Atatürk

adına verilen insan hakları ve demokrasi ödülünü ret

etmesinden, başkanlığı döneminde izlenen politikalara

kadar hepsi Londra’da planlandı. Bu İngilizler şeytana

külahını ters giydirir. Öcalan boşuna Mandela aşığı değil

yani...

Öcalan ile Mandela arasındaki tek benzerlik ikisininde

çok uyanık ve fırsatçı olmaları. Ters olan nokta ise

Mandela, İngilizlerle yaptığı anlaşmaları ustalıkla

gizlemeyi başarırken, Öcalan’ın açıktan oynamayı ve

medya budalası gibi gündemde kalmayı sevmesi. Kendini

seven kibirli firavun tipler, hep konuşulmak isterler.

İngiliz İstihbaratı Öcalan’dan bir Mandela çıkartmaya

çalışıyor ve kontrollerindeki Kürdistan’ın önünde engel

olarak gördüğü en güçlü kesime fırsatı kullanarak darbe

vuruyor.

İngilizlerin ve arkalarına aldıkları Telaviv destekli

Neocon çetenin nihai planları, petrol zengini bölgede

Türkiye, Suriye, İran ve Irak’tan kopartılmış 35 milyonluk

Page 50: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

50

bir Büyük Kürdistan kurmak. Irak’ta yaptıkları gibi 30

yıllık vergisiz algısız bedava petrol garantisi anlaşmaları

imzalamayı planlıyor petrol devleri. Zayıf bir devlet

olacak Kürdistan ve idaresine sözlerinden çıkmayan

Öcalan getirilecek. İncirlik’teki Amerikan üssünde

geçtiğimiz yıl yapılan, PKK temsilcilerinden tutun Kürt

davasında yararlı gördükleri her kuklanın çağrıldığı kritik

toplantıda karar alındı: Öcalan yeni dönemin maskotu,

sembolü olacak... Bu fantaziye kendini kaptıran Öcalan

hadi diyelim atustik özürlü zevzek biri, peki peşine

takılanlara ne oluyor? ABD’nin her emrini yapacak mıyız?

Yeni Şafak’ta yazan İbrahim Tenekeci süreçle ilgili en

güzel yorumu şöyle yaptı: "Bugün, Anadolu insanı, tarihi

sınavlarından birini veriyor. Unutmayalım ki, nifak ile

ittifak aynı yerde durmaz. Barıştan söz edenlerin hatırı

sayılır bir kısmı, vergi barışına daha çok sevinmişlerdi.

Her fırsatta, kardeşlik vurgusu yapılıyor. Kim ne derse

desin, güzel ahlakın olmadığı yerde, kardeşlik de olmaz.

Kardeşliğin ilk işareti, üsluptur, nezakettir. Dolayısıyla,

'kardeşlik' diyebilmemiz için, önce üslup meselesini

halletmemiz gerekiyor. Bazı adresler için ise ancak şunu

söyleyebiliriz: Fitnenin kurumsallaşması."

PKK, fitnenin kurumsallaştırıldığı bir ana çekim

merkezi. Onca yabancı istihbarat örgütü PKK’yı

Türkiye’yi firenlemek ve bölmek için kullanıyor. Ordu

içindeki Ergenekoncular PKK ile barış görüşmelerini

dibine kadar kullanmaya kararlı. PKK’nın 1989’dan beri

akıl hocası olan Alman istihbaratı BND, İngilizlerin

önayak olduğu tutanak krizinde geri planda kaldı. Çıkarlar

çarpışacak ve Almanya kontrolündeki Avrupa PKK’dan

aykırı sesler çıkacaktır. Gülen ve çevresini hedef

alacakları istihbaratı bir yıldır değişik kaynaklardan bana

ulaştığında hamlelerini zaten bekliyordum. Gülen’in A

Page 51: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

51

takımına suikastlar düzenlemek yerine itibarını zedeleme

politikası öncelik almış gözüküyor.

Tekrar İbrahim Tenekeci’ye döneceğim, şöyle diyor:

"Hep söylüyoruz: 'Kötü niyetliler suçlu arar, iyi niyetliler

çözüm. 'Türkler de, Kürtler de Anadolu'nun öz evlatlarıdır.

Üstünlük ise ancak takvadadır. Son zamanlarda, sıklıkla,

'bir arada yaşama kültürü'nden söz ediliyor. Bana kalırsa,

bu, ayrılığı çağrıştıran, hatta daha da derinleştiren bir

ifadedir. Zaten aynı evde yaşıyoruz, yaşayacağız. Ayrı eve

çıkmak yahut odaların ortasına duvar çekmek gibi bir

lüksümüz yok. Ayrıca bir ve beraber olmak, kültür değil,

inanç meselesidir, itimat ister. Bizim, öncelikle, inancımızı

pekiştirmemiz gerekiyor. Toparlayacak olursak: Otuz

yıldır yaşanan yakıcı ve yıkıcı süreç, ister Türk olsun, ister

Kürt, bir mazlumlar ve mağdurlar topluluğu meydana

getirmiştir. Bu insanların hatırı için, daha dikkatli ve

rikkatli olmamız icap ediyor."

Sonuç olarak Öcalan üzerinden Gülen camiasına

operasyon yapıldığı açık. Zira bölgede ülkenin

çocuklarının PKK’nın kucağına düşmesini tek engelleyen

güç Gülen grubunun dershaneleri, okulları ve okuma

odaları. İşte bu nedenle 2012’den beri yanlış politikalar

izleyen AK Parti’ye özel dershaneler kapattırılıyor ve

PKK’nın kucağına düşen genç sayısı artırılıyor. PKK,

Gülen kurumlarının Kürtleri Türkleştirdiğini savunarak

uzak tutmaya çalışıyor. Sadece Doğuda değil Batıda

İstanbul’da, Mersin’de, Manisa’da ülkenin dört bir

yanında Gülen grubu amiyane ifadeyle PKK’lıların en

fazla korktuğu işi yapıyor: Dağdan adam çalıyor veya

dağa adam çıkartmıyor. Dershaneleri kapatma atılımı ile

Ergenekoncuların tuzağına düştüğü anlaşılan Başbakan

Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti, ve elbette Hakan

Fidan başkanlığındaki MİT, Öcalan diliyle atılan iftira ve

andıçlama ile ateşine odun taşıyor. İkinci İmralı heyeti

Page 52: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

52

sonrası Öcalan’dan Fethullah Gülen’e özür çıkması

takiyeden ibaret. Dine ve dindara soğuk bakışını

düzeltmeye çalışan Öcalan’ın bu kaypaklığı PKK İslam

dinine karşı mı yoksa değilmi sorusunu yeniden gündeme

getirdi.

Aynı MHP tabanının yüzde 95’inin dindar Türk

olması gibi, BDP tabanının da yüzde 95’e yakını Kürt

Müslümanlardır. Ama MHP’nin üst kademesinde ulusalcı-

derin devlet ilişkili bir yapının olması gibi, BDP’nin ve

PKK’nin yönetici kademesinde de Marksist- dinsiz-derin

devlet yapısı söz konusudur. Kanımca Kürt Müslümanları

ve Türk Müslümanları, BDP ve MHP üst yöneticilerinin

oyunlarına gelmeyecek ve yapılmak istenilen oyunu

sandıkta bozacaklardır. Aslında aşağıda bir Kürt

kardeşimden gelen mektup da, bütün gerçekleri açık ve

seçik olarak ortaya koymaktadır. Önder Aytaç’a gelen

aşağıdaki mektup hem PKK, hem BDP’nin dine

yaklaşımı hem de KCK’nin din merkezli açılımları

hakkında bize önemli ip uçları verecektir. Şöyle ki;

‘….Merhabalar Saygıdeğer Önder Hocam,

PKK ve KCK’nin dinle olan ilişkileri hakkında önemli

gördüğüm bir yorumda bulunmak istiyorum.

Türkiye’nin doğusunda yaşayan, Türkiyeli olmaktan

büyük haz ve keyif alan bir Kürdüm. İlk tanıştığım

milliyetçilik de haliyle Kürt milliyetçiliğidir.

Çocukluğumdan beri, nedeni bilmemekle birlikte, henüz

fikirlerim, düşüncelerim oturmamış olmasına rağmen,

hatta ve hattta Kürt milliyetçisi bir aileden gelmeme

rağmen, milliyetçiliğe hiç olumlu bakmadım. Yıllar içinde

de ötekileştiren dayatmacı milliyetçilikleri tanıdıkçA da

her türlü kökten / radikal ulusalcılıkların, ırkçılıkların hem

ülkemiz hem de dünyamız için hiç de yararlı olmadığını

anladım.

Page 53: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

53

Doğuda yaşadığımız için haliyle Med-TV, Medya-TV,

Roj-TV yayınlarını izleyerek büyüdüm. İlk zamanlarda

onlarda bütünüyle ultra ulusal Kürtçülük ve faşizme varan

bir yayın yapıyorlardı. Yapılan bütün yayınlar; Marks,

Nazizm, Lenin ve Stalin kokuyordu. Kürt milliyetçilileri -

ki ben aşırı olanlarına şaka yollu ‘welatparez’ diyorum-

dine karşı kesin bir tavır alıyorlardı. Namaz kılanlar hor

görülüyor ve aşağılanıyordu. Namazla dalga geçiliyor,

ateist düşünce halka empoze edilmeye çalışılıyordu. Hatta

“camilerde neden domalıyorsunuz” dediklerini de bizzat

duydum.

O zamanlar dinle dalga gecen, namazı domalma

olarak gören o ırkçı faşist düşünce, şimdi ise biz Kürtlere,

alenen göstere göstere dini siyasete alet ederek

kandırmaya ve kullanmaya çalışıyor. Neymiş Almanya da

açtıkları ibadet merkezlerinin adları Said-i Nursi, Ahmed-i

Hani ve Şeyh Said mescitleriymiş. Neymiş, onların

seçtikleri imamların arkasında namaz kılınacakmış.

Son dönemdeki sözde ‘sivil itaatsizlik’ eylemlerindeki

‘sözde’ sivil cuma gösterilerinin temellerine bakacak

olursak; aslında PKK kadrolarının din konusundaki

düşünceleri eskiden her neyse bugünlerde de odur.

Hatırlarsanız Abdullah Öcalan, AİHM savunmasında da

“Namazın tiyatro olduğunu, Allah’ın isimlerinin

Sümerlerden geldiğini” iddia etti. Bir diğer anlatımla,

örgütün dağ ve yönetim kadrolarının hiç birisi dini

değerlere önem vermiyordu.

Fakat 2001’deki PKK’nin kendi özeleştirisinde, dine

hassasiyet göstermediklerini, din konusuna da eğilmeleri

gerektiklerini vurguladılar ve o süreçten sonrada bugüne

kadar, tıpkı gerilla yetiştirir gibi imamlar yetiştirmeye

başladılar. Kendilerince; “devlet de aramıza imamlar

koyup ajanlık yapıyor” düşüncesinde oldukları için, biz de

kendi yetiştireceğimiz imamlarla, devletin uyguladığı aynı

Page 54: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

54

taktiği kullanalım dediler. Bu yetiştirilen imamlardan

ilkini olan Muhittin Erylmaz’ı 2008 yılında Diyarbakır’da

gördük. Muhittin Eryılmaz, belki hatırlarsınız, elindeki

Kuran-ı Kerim’le bir PKK mitinginde boy gösterdi.

Muhittin Eryılmaz’ın sonrasında da, yine aynı dönem

içinde Mehmet Gönden ve Abdulbari Tiryaki adında 2

emekli imam daha “PKK’yi övmekten” tutuklandı. Yine

bu süreçte, Batman’da bulunan ve adı Hüseyin Bulut olan

bir şarlatan, şerefsiz, imansız, ahlaksız da hoca olduğunu

söyleyerek, masum Kürt halkına kendince dini sohbetler

yapıyordu. Elinden sigara, ağzından küfürler düşmeyen bu

adamın sözde din sohbetlerine, BDP’nin il yöneticileri,

belediye başkanları da bizzat katılıyordu. Evine yapılan

baskınlarda da, örgütsel dökümanların yanında, porno

kaset ve cdler de çıkıyordu.

Yukarıda somut olaylar bağlamında anlattığımız PKK

yapılanması, normalde din düşmanı olmasına rağmen, aynı

bölücü emellerini, farklı taktiklerle / yöntemlerle dile

getirmeye çalışmakta ve Kürt halkımızı da bu şekilde

kandırmaya devam etmektedir. Örneğin Hüseyin Bulut

gibi bir insanın arkasında namaz kılınmasını emredebilir

ve halk da ama korkudan ama cahilliğinden buna

kanabilir.

Benim sizden ricam, yukarıda sözünü ettiğim bu konu

çok ama çok mühim. Kürtlerin bu konuda ayık ve uyanık

olması gerekiyor. Bizler, bireysel olarak bu konuları

çevremizle görüşüyor ve doğruları aktarmaya çalışıyoruz.

Ama ne yazık ki bireyselde kalıyor ve kitlesel olmuyor.

Bundan dolayıdır ki, sizin gibi değerli yazarların

omuzlarına büyük yükler biniyor. Bu konuda size

güvenimiz sonsuz…’

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın inisiyatifi ile başlayan

ve devam eden İmralı süreci Kürtler açısından şimdiden

önemli kazanımları ortaya çıkarmış durumda. Her şeyden

Page 55: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

55

önce çift taraflı ve kalıcı bir ateşkesten en fazla Kürtler

yarar sağlayacaktır. Kürt-Kürt ilişkisi, Kürdistan’ın

parçaları arasındaki ilişki ve dayanışma nitelikli bir

sıçrama yakalayacaktır. Hewler’de Kürdistan Ulusal

Kongresi kısa bir dönemde PKK’nin resmi ve eşit

katılımıyla toplanabilecektir.

Batı Kürdistan devrimi Kuzey’deki barış sürecinden

olumlu etkilenecektir. Kısmen bu başlamış durumda.

Güney Kürdistan, hem Kuzeyle ekonomik-sosyal-kültürel

ve politik ilişkisini geliştirecek, hem de Ankara ile

ilişkilerinde daha rahat ve eli güçlenerek hareket edecektir.

Kısa bir gelecekte PKK, ABD ve Avrupa’nın ‘terör

örgütleri listesinden’ çıkmış olacaktır. Kürt diplomasisinin

yeni politik manevra alanları açılacaktır. KCK ve PKK’nin

Kuzey ve Türkiye siyaset sahnesinde özgürce kendisine

yer bulması, bu süreçle birlikte 14 yıldır İmralı’da güya

esir tutulan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması

Kürt sorununun çözümü konusunda nitelikli bir değişime

yol açacaktır. Kürtlerin statüsü ve Türkiye’nin yeniden

idari şekillenmesinin belirlenmesiyle barış sürecinin

önemli bölümü bir anlamda tamamlanmış olacaktır.

Çıkartılan genel afla MazAPO dâhil eli kanlı PKK’lılar

şehirde siyaset yapacak ve milletvekili olabilecektir. Yerel

yönetimlerin yetkileri artacak ve Kürt bölgesi ilan

edilmemiş kültürel özerkliği yaşayacaktır. İşte barış planı

tamı tamına böyle. Bu bir barış mutabakatı değil olsa olsa

hezimet mutabakatıdır. PKK kendi çerçevesinden

mektupların içeriğini açıkladı. Bu içerikten bir barış değil

PKK cumhuriyeti doğar. Kimse kusura bakmasın ama

yalın gerçek budur.

Kürt kimliğini bulmak sorunu olarak gördüğüm Kürt

sorunu içine odaklanmış kronik PKK terörü, Türkiye’nin

bölgesel güç olması önünde en büyük engeldir. ABD,

İsrail, Almanya, Fransa, Rusya, Yunanistan ve Büyük

Page 56: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

56

Britanya’nın kullandığı PKK, bugün uluslar arası bir terör

oyuncağı haline geldi. Ankara’ya dış güçlerin dayattığı ya

Diyarbakır merkezli Kürdistan’ı siz kurar yönetirsiniz

veya Erbil merkezli biz kurar yönetiriz dayatması ile karşı

karşıyayız. Yeşil, Kara ve Kürt Ergenekon’unun

uyuşturucu ticareti engellenirse, korku imparatorlukları

sona erer. Politik gözüken güç elde etme savaşının

arkasında hep ekonomik savaş vardır...

PKK, KCK, BDP ve İmralı’daki lideri resmen Kürt

Ergenekon’un taşeronudur ve Kürtleri İslam’dan

uzaklaştırarak Türk milletine düşman yapmaya

çalışmaktadır. Zerdüşt dinini diriltmeye çalışmaları bunun

delilidir. MİT, 4. Zerdüşt olarak Apo’yu sunmaya razıdır.

PKK’ın öncülüğünde kurulacak Kürdistan artık MazdAPO

Ahura Paşa’mıza emanettir. Müslüman Kürtler dikkate

alınmadan kurdurulan bu yapı çökmeye mahkûmdur. Oysa

ne zaman Türkler ve Kürtler birlik olmuşsa dünyayı

yönetmiştir... Sultan Yavuz’un Kürtlerle el ele

Memlukluları ve Safevileri perişan etmesi gibi... Bin yıldır

kardeş olan iki milletin sağlam kardeşliği tarihi

zorunluluktur. Bu kardeşliğim temelini İslam milleti

birliği oluşturur. İnşallah Ahura MazdAPO Paşa’mız yeni

bir Hitler olmaz, dört ülkedeki Kürdistan topraklarında

Gestapo rejimine benziyen bir PKK Cumhuriyeti

kurmaz…

Sürecin başlatılmasınınn ana nedenleri farklıdır. Bütün

mesele, ABD ve İsrail’in bölgedeki varlık ve gücünün

yeni bir sistemle takviye edilmesidir. Bu yeni uluslararası

sistemde Türkiye ile işbirliği ve Kürtlerin de bu

işbirliğinin eşit bir unsuru olarak ortaya çıkmasıdır.

Bölgenin Amerikan ve İsrail çıkarları bağlamında

demokratikleştirilmesidir. En önemlisi İran’ın hizaya

getirilerek haddinin bildirilmesidir. Türk ve Kürt

birlikteliğiyle sünni dayanışması sağlanarak İran’a

Page 57: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

57

muhtemel kara harekatının altyapısı hazırlanıyor.

Türkiye’de son 2 yılda ayyuka çıkarılan İran tehdit ve

tehlikesi ile yeni bir Yavuz-Şah İsmail kapışması öncesi

şartlarının olduğu izlenimi veriliyor. Haddizatında bu

argümanın doğru olduğu içimizdeki İran severlerin

çokluğuyla anlaşılıyor. Bölgeyi yeniden dizayn eden güç

içimizdeki bu İran yayılmacılığını gözümüzün içine

sokarak kendileriyle işbirliği yapmamızın menfaatimize

olduğunu göstermeye çalışıyor. Bizim dışımızda

hazırlanan bir proje, Türkiyeye bölgesel güç olma yolunu

açıyor.

Ancak süreçte bilinmezler var. İran’a Çin ve

Rusya’nın ne kadar destek vereceği, İsrail’in İran’dan

sonra Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için neler yapacağı,

Kürtlerin bir süre sonra bağımsız bir Kürdistan kurmaktan

niye vazgeçecekleri, gibi bir sürü bilinmeyen vardır.

Elbette Allah’ın da bir ahir zaman projesi var. Her ne plan

kurulursa kurulsun eğer samimi gayretler olursa o planları

Rabbimiz lehimize çevirecektir.

Yeşil’in PKK macerasını ve yeni barış sürecindeki

rolünü kamuoyu bilmelidir. 2011’den beri Lübnan’da

Beka Vadisi’nde bulunan, Suriye Kürtleri üzerinde

operasyonlar planlayarak PKK yanlısı PYD’nin önünü

açan Yeşil, 2013 yazında alelacele Türkiye’ye döndürüldü.

Page 58: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

58

Birinci Bölüm

Yeşil’in PKK Macerası

Hacı, Sakallı, Terminatör, Metin Atmaca, Ahmet

Demir, Ahmet Yeşil, Mehmet Kırmızı, Hasan Tanrıkulu

adlarıyla da tanınan Mahmut Yıldırım ile ilgili hiç bir

yerde bugüne kadar yazılmamış şok bilgiler edindim. PKK

olayına yeniden el atan Yeşil, yeni süreçte tekrar göreve

getirildi. Kaynağım Yeşil ile Tunceli’de 1994 ve 1995

yılında operasyonlara çıkan bir özel tim elemanı.

Kanada’ya iltica ettiği için ismini ricası üzerine

gizliyorum. 1994 yılına kadar Yeşil’in görev yerinin

Almanya ve vazifesinin PKK’lıları eğitmek olduğunu

biliyor muydunuz? Peki ne olmuşta da Yeşil birden PKK

düşmanı kesilmişti? Mahmut Yıldırım’ın ailesi 1994

yılında PKK tarafından öldürülmüş. Bu bilgileri veren

şahıs sağlam bir kaynak.

Almanya’dan hemen dönüş yaparak Tunceli’ye gelen

Yeşil, karıştığı karanlık işlerden dolayı güvenilir bir

eleman değildir ve kendisine referans olacak birine

ihtiyacı vardır. Ailesinin intikamını almak istemektedir.

Tunceli Bölge Komutanı İsmail Kuru’nun yanına gider ve

yalvarır. Kuru, ona bir şans daha vermek için insiyatifini

Page 59: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

59

kullanır ve Yeşil Tunceli’de Özel Tim’e alınır, kod adı

Palet 33 olur.

Ergenekon tarafından öldürülen Albay Kazım

Çillioğlu’nun infaz kararını veren Tunceli Bölge

Komutanı İsmail Kuru, Yeşil’i denemek için suikastla

görevlendirir. Yeşil genelde kurbanlarını enseden vurur,

bir tanede kafadan sıkar. Yeşil bu işte tek başına değildir.

İsmail Kuru, infazdan bir gün önce görevden alınmıştır

ama sahte otopsi raporunu lojmanda hazırlatmayı

başarmıştır. İzmir’de görevliyken rahmetli Eşref Bitlis

tarafından 1993’de Diyarbakır Alay Jandarma

Komutanlığı’na atanan Çillioğlu ile Kuru’nun arası bir

yıldır açıktır. PKK’ya karşı operasyona giderken Çillioğlu

‘Kuru geri çağırır’ diye telsizini kapatmaktadır. Terörle

mücadelede içeriden bilginin Kuru’nun ekibi tarafından

sızdırıldığından şüphelenmektedir. Yeşil tetikçi ama Kuru

Azrailidir şehit albayımızın. Parmaksız Zeki kodlu

Şemdin Sakık, ‘kendi generallerini öldürecek kadar

kudurmuşlardı’ diyor savcıya ifadesinde. Daha ne desin?

Şiddete karşı barışa taraftar oldukları için infaz edilen

Eşref Bitlis, Hulusi Sayın gibi generallerimizi kast eden

Parmaksız, şehit 33 er olayını da içimizdeki Ergenekoncu

subayların tezgâhladığını itiraf etti. Çillioğlu

soruşturmasını kapatan Savcı İnayet Taş’ta suça ortaktır,

cinayete intihar süsü verilmiştir. Nihayet ki dava yeniden

açıldı sürüyor bugün. Yeşil ve Kuru, ayrıca savcı Taş

yargılanmalıdır! Yeşil’i kahraman yapan Kurtlar Vadisi

Pusu dizisine yazıklar olsun!

Yeşil, Kontrgerilla elemanıdır. Kurtlar Vadisi Pusu

dizisine 2011 sezonunda eklemlenen ‘Kara’ adlı Yeşil,

zannedildiği gibi yer altında filan yaşamıyor. 1994’den

1998’e kadar PKK’ya karşı iç operasyonlarda resmen ordu

elemanı olarak görev aldı. Kuru, ilk görevinden sonra nam

salması için Yeşil’e ikinci görevini verir. PKK’nın

Page 60: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

60

uyuşturucu trafiğinde kendilerine zorluk çıkartan bir ekibi

tasfiye etmesi gerekmektedir. Verilen evlere baskın

düzenleyen Yeşil, tek başına temizlik yapar ve kısa sürede

Tunceli alayına 29 PKK kellesi ile gelir. Artık o bir

kahramandır ve özel timin gözünde tek başına hareket

etme yetkisine haiz efsanedir. Komandolar Yeşil’in

konumunu içine sindirememektedir, Mazgit

operasyonunda ferdi hareket etmesine kızan askerin keskin

nişancı snipperla Yeşil’i vurmasına yine Kuru engel olur.

Yeşil’in Tunceli’de karıştığı sayısız yargısız infaz var, tüm

bunlar halkı devletine düşman yapmış ve daha fazla sivilin

PKK’ya katılmasına yol açmıştır. Adeta estirilen devlet

terörü ile Kürtler dağa postalanmıştır.

Kuru’nun verdiği üçüncü görev o dönemde PKK

içinde kendilerine sorun çıkartan Doktor Baran’dır. Baran

işkence ile Yeşil tarafından öldürülür ve PKK’nın

Öcalan’a muhalif bir kanadı daha kopartılır. Dördüncü

görevi, ‘Parmaksız Zeki’ kod adlı Şemdin Sakık’a

Öcalan’a karşı geldiği için ders verilmesidir. 1959 Muş

doğumlu Sakık’ın 18 kardeşi vardır. Sakık, tarlasında ev

yapmasına izin vermeyen babasını bir kurşunla

yaralar, bunun üzerine babası Sabri kendisine pusu kurup

öldürmek ister. Sevdiğine istenen başlık parasını bulamaz

ve dağa çıkar. 18 yıl en kanlı terör saldırılarını yönetir ama

bir gün PKK Lideri Abdullah Öcalan ile arası bozulur ve

sürgüne gönderilmek üzeredir. Sakık’ı işkenceye alan

Yeşil, tüm el ve ayak parmaklarını yakar, bu nedenle

Parmaksız Zeki’de parmak izi bulunmamaktadır. Kuzey

Irak’ta Duhok kenti yakınlarında 13 Nisan 1998 tarihinde

başına silah dayayarak yakalayan kişi yine ‘Yeşil’ dir

Şemdin Sakık’ın kardeşi DTP Milletvekili Sırrı Sakık

hakkındaki iddiaları korkunç. Milletvekili Sakık’ın

PKK’nın yüz binlerce dolarını yediğini, baba mirasını

üzerine geçirdiğini ve milletvekilliği için bölücü başı

Page 61: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

61

Abdullah Öcalan’dan icazet aldığını, gerçekte ortaokul

diplomasına bile sahip olamadığını, Ankara’da barış

yanlısı görünüp, bölgeye gittiğinde ise terör örgütüne

‘savaşın’ dediğini biliyor muydunuz? Sakık, Başbakan

Recep Tayyip Erdoğan’a ve medyaya gönderdiği

mektupda 120 DTP’linin adını vererek, “Bunları partiden

atarsanız PKK’nın partideki etkisini kırarsınız.” diyordu.

Savcılara engel olursanız ne PKK’nın DTP üzerindeki

etkisi kırılır nede uyuşturucu trafiği sona erer!

Yeşil’e o günlerde neden Sakık’a işkence

yaptırıldığını anlamak için Sakık’ın faili meçhul

cinayetleri araştıran Diyarbakır’daki özel yetkili savcılara

verdiği ifadeye bakmak yeterli, şöyle diyor: Abdullah

Öcalan’ın örgüt içinde başarısız eylemler gerçekleştirenler

ve yönetici olma potansiyeli bulunan militanlarının da

içinde bulunduğu 2 bine yakın kişiyi öldürterek Bekaa

Vadisi’ne gömdü. Öcalan’ın izlediği taktik, kendi grubu

dışındaki herkesi hain, işbirlikçi, ajan kişilikler olarak ilan

etmekti. Sadece kişiler değil, kurumlar da bu saldırıdan

nasiplenir. Güçlendikçe daha da saldırganlaştı. İlk kurşunu

solculara ve Kürtlere sıktı. Bunun onlarca örneğini

göstermek mümkün. Mehmet Şener, Resul Altınok, Çetin

Güngör gibi. PKK’dan ayrılan şiddet karşıtı eski

yöneticiler halen örgütün ölüm listesinde. Bunların

başında Öcalan’ın eski eşi Fatma kod adlı Kesire Yıldırım

var.

PKK’lıların en büyük geliri uyuşturucudur. Van

Başkale ve Hakkari’den ülkemize eşeklerle katırlarla

sokulmakta ve Van’da işlenerek Avrupa’ya

çıkarılmaktadır. Bu trafikte devletlülerin eli vardır. Sakık

bunun yasaklanması için Öcalan’a teklifte bulunmuş

Ancak Öcalan Sakık’a şu cevabı vermiş: “Örgütü ayakta

tutmak kolay değil. Uyuşturucu geliri olmazsa bu kadarı

insanı nasıl doyuracağız.” dedi. Yeterince açık değil mi?

Page 62: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

62

Savcılara engel olmak isteyen AK Parti, PKK’lılara

KCK’lılara yol vererek mi yoksa darbecileri, uyuşturu

ağında parmağı olan generalleri serbest bırakarak mı Kürt

açılımı yapacak?

İşte zurnanın zırt dediği yer burası. PKK uyuşturucu

ticaretini Ergenekoncu askerlerle ve mafya babaları ile

birlikte yürütüyor. Yeşil tüm bu karanlık olaylara vakıftı

ve nemalanıyordu. 1998’de Macaristan’da dönemin

başbakanı Mesut Yılmaz’a ‘şerefsiz’ diyerek yumruk

attırmasından sonra ortadan kayboldu. Daha doğrusu eski

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in emriyle başka

görevler verildi. Bir süre Romanya’nın Köstence’sinde

Çingene mafyasını yöneten Oflu Ali Sabit’in

yanında kaldı. Burada PKK’nın uyuşturucularını

Avrupa’ya sokmasına aracılık etti. Daha sonra yurtdışında

verilen özel görevler nedeniyle Arnavutluk, Afganistan,

Rusya ve Beyaz Rusya’da bulundu. Askeri üniforma ve

albay rütbesi taşıyordu, diplomatik dokunulmazlığı

vardı. Son görev yeri Lübnan’da Beka Vadisidir. Başka bir

isme çıkartılmış pasaport kullanıyor, bunu henüz tesbit

edemedim.

13 Mayıs 2012’de Yeşil’in Romanya yıllarında sağ

kolu olan Abdullah Argun Çetin’den Lübnan’dan eposta,

mesaj aldım. Kullandığı yeni pasaport ismini yazmayayım

da deşifre olmasın. Zira söz verdim. ‘Patronlarımız değişti

ama yaptığımız çirkin işler değişmedi’ diyordu. ‘Siz

Ergenekon’u tasfiye ettiğinizi sanıyorsunuz, oysa yeni bir

yapı kuruluyor ve kara para düzenini yöneten kirli eller

sadece el değiştiriyor’ diye yakındı. Şu anda ne

yaptıklarını sordum. Aldığım cevap korkunçtu: Maalesef

ülkemizle Suriye’yi savaşa sokmak için malum devletin

gözetiminde ve emriyle provokasyonlar hazırlıyoruz ve

kendimi ülkeme ihanet ettiğim için çok kötü hissediyorum.

Bu yazdıklarım sanal bir dizi senaryosu veya komplo

Page 63: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

63

teorisi değil acı gerçekler… Daha fazlasını yazmaya

mezun değilim, mesajı alacak almıştır umarım! Suriye ile

savaş demek ekonominin batmasıdır.

Kurtlar Vadisi Pusu dizisine kahramanlaştırılan Yeşil

ve avanesinin piyonluktan öte yaptığı icraat yoktur. 250.

Madde’yı çıkartarak uyuşturucu tacirlerini, mafya

babalarını ve Ergenekoncu subaylarımızı, generallerimizi

Silivri’den çıkartmaya çalışan AK Parti, nasıl bir aymazlık

içindedir anlayamıyorum. Habur fiyaskosu ile

sonuçlanmış Kürt açılımı oyununda başrol alan İrancı

damarın temsilcisi Beşir Atalay’a PKK ile barış yaptık

açıklaması yaptırmak üzere olan AK Parti ve ‘Derin

Devlet’dir. Bir önceki gün PKK’nın Avrupa Sorumlusu

Zübeyir Aydar’ın twitter’da buna tepkisini gördüm, şöyle

dalga geçiyor: AK Parti rüya görüyor… Bu makaleyi

yazmadan bir gün önce ise Zübeyir Aydar’ı gerçekten

rüyamda gördüm, AK Parti’ye Derin Devletin verdiği

görevde başrol oyunculuğu verilmişti! Daha fazlasını

anlatmayayım…

AK Parti Oslo’da hakem devlet gözetiminde PKK’yı

muhatap alarak MİT’e bir yanlış yaptırmıştır. Oysa

isteseler hem MİT hem Polis için bugün PKK’dan ayrılan

veya ayrılmayan yüzlerce militanı yakalamak çocuk

oyuncağı. Teröristi devlet tarihimizde hiçbir devlet

yetkilimiz muhatap almamış ve masaya oturmamıştır.

Eğer KCK’ya af ilan edilirse, işte o zaman Türkiye

Filistinleşmeye doğru gider. Zira İsrail’de Yahudiler

devletlerini kurmadan önce yıllarca etnik terör estirmişler

ve İngilizleri hakem yaparak vaat edildiğini iddia ettikleri

toprakları koparmışlardı. Oslo’da aracı devlet yine

İngilizlerdi ve Oslo görüşmelerini PKK aracılığıyla yine

Büyük Britanya istihbaratı MI6 ve MI5 tarafından basına

sızdırıldı. Alman istihbaratından Profesör Udo Steinbach

ise militan Kürtlerin akıl hocaları, bize yüzyıl önce

Page 64: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

64

yuttuğumuz benzer bir oyunu oynuyorlar. Eski PKK’lılar

başta Irak olmak üzere birçok ülkede tek başlarına ve

rahatça dolaşıyor. Onları alıp getirmek zor değil. Örneğin

Murat Karayılan’ı almak ne kadar zorsa, Osman Öcalan’ı

almak o kadar kolaydır. Irak’ta ABD ve Kürt liderlerin

istedikleri anda, Karayılan başta olmak üzere yakalayıp

Türkiye’ye teslim edemeyecekleri tek bir yönetici yoktur.

Avrupa’da Almanya ve Fransa’da PKK’nın uyuşturucu ile

kara para aklama operasyonuna el konuldu ve yılda bir

milyar dolar akladıkları ortaya çıktı. Avrupalı güvenliğini

düşünüyor, peki bizim halkımızın canı can değil mi,

güvenlik, huzur, barış içinde yaşamayı hak etmiyor mu?

Terörün beslendiği kaynağı kesersen terör biter.

Avrupa Birliği ülkeleri teröre karşı sert önlemler alırken,

ülkemizde özel yetkili savcıların yetkilerini tırpanlamak ve

ülkemizi ceset tarlasına dönüştürenleri yargılamadan azat

etmek neden? Yeşil gibiler bu oyunda kasten abartılan

küçük piyonlardır, devlet adına katil olan Yeşil’in

icraatlarını anlatmaya kitaplar yetmez. Asıl mesele büyük

balıkları yakalamakta! Savcılar ve polisler pek çoğunu

yakaladı yakalamasına ama derin yapıyla uzlaştığı imajı

veren AK Parti gulyabanileri, ekonomiyi batırmak

isteyenleri ve iç savaş çıkartmaları için çaba gösterenleri

sanki salacak gibi gözüküyor… Bu adım sadece AK

Parti’nin bitişi demek değildir, eski karanlık yıllara

dönüşünde sinyalidir. Allah sonumuzu hayreylesin… AK

Parti, yılanları çıyanları, akrepleri meydana salarsa, oy

verenler haklarını helal etmeyecektir (4).

Rahmetli şehit Muhsin Yazıcıoğlu, “Oğuz veya

Türkmen soyundan bir lider ve aydınlanmışlar grubu

ülkemizi milli çıkarlarımıza göre yönetene kadar çakma

derin devletçilik ve Ergenekonculuk oynayanlar

4 Arslan, Faruk. Yeşil, Kara ve Kürt Ergenekon! Farukarslan.com. 30.11.2011.

Page 65: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

65

güruhunun fitneleri bitmeyecek” derdi. “Yüzyıldır bizi

yönetenler milli değil” diye sitem ederdi ve taşı gediğine

koyardı: Türk milleti öksüzdür, zira bu milletin iradesinin

vesayetsiz tecellisine ve milletin manevi değerlerine

yürekten bağlı birinin başa geçmesine asla tahammülleri

yok... Foyaları ortaya çıkacak diye onu şehit ettiler. Ne

kadar haklı olduğunu 2007’den beri resmen ortaya

çıkartılan sekiz kollu ahtapot Ergenekon sayesinde

toplumumuz yeni anladı. Resmen diyorum, çünkü daha

önce kimseyi inandıramıyorduk.

Bu yüzsüzler topluluğunun iç yüzünü 1998’den beri

yazıyorum. Yüzlerce haber, köşe yazısı, beş de kitap

yazdım. Bana pek çokları en hafif tabirle, “Donkişot”,

“Deli” veya “Komplo Teorici” yakıştırması yaptı. Yıllarca

marjinalleştirilmeye ve yok sayılmaya çalışıldım. Şimdi

Ergenekoncular ve onları sevenler marjinalleşti.

Yazdıklarımıza, anlattıklarımıza artık kimse şaşırmıyor!

Pandora’nın kutusu açıldı, hiç bir şey gizli kalmıyor.

Yeşil, Kara ve Kürt Ergenekon konusuna kitaplarımda

detaylarıyla değindim. Kırmızı PKK ‘Yeşil’leşirken,

bunları kamuoyunun bilmeye hakkı var. Biraz açayım.

Her ülkeye milli bir derin devlet lazımdır. Dış güçlere

bağlı olan ve toplumun ana inancının tersine giden,

kısacası şeytana hizmet edenlere karşıyım! Osmanlı

devletinde Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar derin

devletin yönetimi ve icraat Çandaroğullarındaydı.

İstanbul’un alınmasına karşı çıkınca Fatih tarafından

tasfiye edildiler. Derin devlette Anadolu kliğinin sonu

geldi, ‘Türk Rumeliler’ ve ‘Devşirme Rumeliler’ devri

başladı. Osmanlının başvezir ve vezirlerine bakınız, çoğu

devşirme Rum, Sırp, Hırvat, Boşnak veya Arnavut

kökenlidir. Saray’ı ele geçiren bu klik, ülkeye hizmet ettiği

sürece problem yoktu. Galata Bankeri zengin Ermeniler ve

Büyük Pazar’ın esnafı Yahudiler, hep Rumeli atına

Page 66: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

66

oynamış ve hep kazanmışlardır. Türkleri, “idraksız, cahil

Türkler”, Arapları “necip millet”, Türkmen Alevilerini ise

Farsa hizmet eden “Şii hainler” olarak gösterdiler.

Oğuzlar, askeriyeyi yöneten ama emir eri memurlardı,

Türkmenler ise çiftci köylülerdi... Bizi bölen, merkeze

yerleşen Sünni Oğuz ve çevredeki Alevi Türkmen

rekabetiydi. Türk-İslam sentezinden ziyade müslüman

kardeşliği esas iken ayrımcılık azdı.

Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün çevresini kuşatanlarda

Rumeli kliğiydi! Selanik’ten getirtilen devşirme Sebataycı

güruh, İttihat ve Terakki’nin dışlanmış “B takımı” olarak

gruba eklemlendi. Atatürk,“A takımı”nın çoğunu, 1908 ile

1918 arasında koca imparatorluğu yanlış politikaları ile

uçuruma sürüklemeleri ve iktidarı paylaşmak için darbe

hazırlamaları nedeniyle, 1926’da İzmir suikastı

bahanesiyle ipte sallandırdı. Bir kısmını da Teşkilatı

Mahsusa’nın Kafkas veya Rumeli kökenli tetikçilerine

veya İstiklal Mahkemeleri’ne temizletti! Rumeliler,

Kafkas kökenlileri aralarına almamak için direnselerde,

Atatürk büyük yararlılıklar gösteren, nüfusları kabarık

Çerkezlere istihbaratı teslim ederek ödüllendirdi. Onlarda

Gürcü, Azeri, Tatar, Çeçen ve Özbekleri yanlarına çekti ve

Rumeli kliğini dengelemeye çalıştı. Neredeyse bir asır

böyle geçti.

NATO üyeliğimiz öncesi İsmet İnönü döneminde

başlayan bugünkü Ergenekon yapılanmasında halkın ana

inancı sünni Müslümanlık ve Alevilik dışlandı, Kürtler

yok sayıldı. Nüfusun yüzde 80’i iç düşman kabul edildiler

ve devlete yaklaştırılmadılar. Bu yöntem, İngiliz ve

Fransızların meşhur azınlıkların çoğunluğu yönetmesi

politikasıdır. İpleri yabancı örgütlerin eline tamamen

geçmiş Ergenekon ahtapotunun bazı kolları son

operasyonlarla kesildi, ancak yerine başka kollar monte

edildi. Bazı damarlar ise boşluğu değerlendirerek

Page 67: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

67

güçlendi. Çerkezler ve Kürtler, yeni Ergenekon’da

güçlenen kesimlerdir. Kürt Ergenekon’u destekleyen klik,

Diyarbakır ve Elazığ grubudur. Rumeliler, her zaman

Ergenekon’un kara gücüydü, Kürtleri sahaya süren Yeşil

kodlu Mahmut Yıldırım ise Elazığlı Türk milliyetçisi bir

Kürttü, ama Kürt ve Alevilere düşmandı!

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde ‘Kara’ adıyla

simgeleştirilen Yeşil karakteri, yeni klikin sahte

kahramanıdır! Hapiste öldürülen Kaşif Kozinoğlu, yıllarca

Perinçekgilleri besleyen istihbarattaki kara koyundu! Peki

Yeşil nerede, neden bugün ortaya çıkartılıyor ve hangi

kliğe hizmet ediyor? Yeşil, yakında kirli çamaşırları

ortaya dökülecek Mehmet Ağar grubunun geçmişteki

pisliklerini aklamak, örtbast etmek ve kamuoyunun

beynini güya PKK’ya karşı sert mücadele konusunda

yıkamak için ortaya çıkartıldı! 62 yaşında emekli olmuş

bir devlet memuru, Ankara’da Yeni Mahallede, tam MİT

binasının karşısında 13 yıldır özgürce yaşıyor! 1998’den

beri Arnavutluk, Kuzey Irak ve Afganistan’da dış

görevlerde bulundu. Albay rütbesi verildi ve ordu

üniforması giydi. İnanmayan, CHP’nin en üst organı

Merkez Karar Yürütme Kurulu eski üyesi Tunceli

Milletvekili Sinan Yerlikaya, Mehmet Ağar ve Yeşil’i

yıllarca kullanan istihbaratçılar Teoman Koman, Veli

Küçük, Arif Doğan, Mehmet Eymür, Hanefi Avcı ve

Levent Bektaş’a sorabilir…

Uzun süredir Yeşil’in nerede olduğunu sormuyordum.

Temmuz 2011 yazında Toronto’nun polis şefi William

Bill Blair, yardımcıları Kim Derry, Tony Warr, Henry

Ford ve eşleriyle, Ontario Eski Adalet Bakanı David ile

eşini Türkiye’de gezdiriyordum. İzmir Emniyet Müdürü

Ercüment bey bize üç tane özel koruma ve özel eskortlar

verdi. Eskiden Polis Özel Timinde 1990’larda Yeşil ile

beraber çalışmış bir polis, konu açılınca ben sormadan

Page 68: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

68

söyledi: Geçen sene Şanlı Urfa’da bir akrabamın emeklilik

işi vardı, sağ olsun Yeşil o işi çözdü. Yeşil yaşıyor, hatta

epey iyi gördüm. Eski günlerini arıyor. Emekli olmuş,

artık hiç bir işe karışmıyormuş, kafasını dinlemek istiyor!

‘Eski günler geride kaldı, artık Yeşil gibilerine yer

yok. Terörle mücadelede temiz bir sayfa açılıyor. Polis

gücü, öldürmek için değil halkı yaşatmak için bölgeye

geliyor’ diye değişen şartlara vurgu yaptım. “Beni de

çağırdılar, gidip gitmemekte kararsızım. Bu hükümete

güvenilir mi sence demez mi?” ‘Git’ dedim ve ekledim:

Artık Yeşil veya Kırmızı gibi kime çalıştığı belirsiz

tiplerin faili meçhul cinayetler işleme devri kapandı.

Müsade edilmeyecek, devlet yargısız infaz yapmayacak,

cinayet işlemeyecek…

Şu endişesini dile getirdi: Geçmişte polis güçleriyle

askerler ve JİTEM birbirlerine silah çektiler, çatıştılar.

Askerler, ülkenin ve bölgenin hakimi biziz, polis de kim

oluyor tavrındaydı. Polisi kimse takmıyordu. Şimdi devran

değişti ama halen koordinede aksaklık olur ve henüz

tamamen temizlenemeyen Ergenekoncu askerlerle bölgede

çatışırız gibime geliyor… Haksız sayılmaz. Ergenekoncu

askerler ordudan temizlenebilseydi, PKK zemin bulamaz

ve çoktan teslim olurdu! 2011 başından beri PKK’nın

uyuşturucu depolarına yapılan baskınlarla gelir yolları

tıkandı. Fransa’da açılan davada Avrupa’dan yılda bir

milyar dolar haraç toplayan PKK’nın adamları tutuklandı

ve peşin para gönderdiği kurye sistemi çökertildi.

Hakkâri’deki Kavaklı ve Kazan Vadisi’nde ana terörist

yetiştirme kampları dağıtıldı. KCK operasyonları ile şehir

yapılanması çökertildi. Uyuşturucu ticaretinin merkezi

olan Van kentini ise deprem vurdu. Halen Van’ın Başkale

sınır kapısı, Hakkâri, Yüksekova uyuşturucu yollarından

katırlarla, eşeklerle uyuşturucu taşınıp Van’a getiriliyor.

İşlenmiş halde Van’a İran ve Irak’tan gelen uyuşturucular,

Page 69: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

69

buradan İstanbul’a ve Avrupa’ya pazarlanıyor. Belki de

deprem Allah’ın bize uyarısıydı… Van’ın halkı dindar

olmasına rağmen yüzde 80′nin araçları uyuşturucu

taşımaktan sabıkalı! Kimin uyuşturucusu bu? Elbette

Ergenekon ve PKK’nın (5).

1998’den beri, yani Yeşil veya adamları eski

Başbakan Mesut Yılmaz’a Budapeşte’de yumruk atıp,

burnunu kanattığından beri Yeşil öldü gibisinden

kamuflajlar yapılıyor. Yeşil, Mehmet Eymür'ün MİT'te

adamıydı. ABD dönüşü AK Parti ile dirsek temasında

çalışan Eymür Yeşil'in geçmişte ve bugün neler yaptığını

biliyor. Ama konuşmamaya devam ediyor. Yeşil bir gün

çözüldüğünde, ucunun kendisine dokunacağını da biliyor.

Eymür, ‘öldü, bir dönem bitti’ gibisinden Yeşil işini

kapatmaya çalışıyor. Eğer öldüğünü biliyorsa, nerede, ne

zaman, hangi olayda, nasıl öldüğünü de bilmesi lazım.

Eymür bunları da açıklamak zorunda. Bakınız... Devlet

Yeşil'i ne öldürür, ne de yargılar. Yeşil mahkeme önüne

çıkarılırsa her şeyi anlatır. Öldürülürse de, sağlam birine

emanet ettiği kasetler ortaya çıkar. Bu yüzden Yeşil'i

yakalamak da, ortadan kaldırmak da istemiyorlar. Yeşil

hâlâ kuvvetli biri. Devlet, Yeşil konusunda samimi değil.

İnanmayan, Mehmet Ağar, Mehmet Eymür, Hanefi

Avcı’ya da sorabilir, eminim nerede olduğunu

biliyorlardır.

Ergenekon sanığı olan Veli Küçük, kirli işlerini

yaptırdığı Yeşil’in öldürüldüğü iddiasını kamuoyuna

1998’dan beri kasten pompalattı. Yeşil’in imajı, kurumu

değiştirildi, ölmedi. Yaşıyor. Çünkü Yeşil'de cinayetlerin

kasetleri var. Kontrgerilla elemanıydı. Kurtlar Vadisi Pusu

dizisine eklemlenen Kara adlı Yeşil, zannedildiği gibi yer

5 Arslan, Faruk. Yeşil’in PKK Macerası ve AK Parti’nin Aymazlığı!

Çorum Manşet, 10.06.2012.

Page 70: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

70

altında filan yaşamıyor. Oğlu tarafından kitaplaştırılan

Yeşil, artık emekli bir devlet memuru...

Peki Yeşil nerede? En son 1998’de Macaristan’da

dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’a ‘şerefsiz’ diyerek

yumruk attırmasından sonra ortadan kayboldu. Daha

doğrusu Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in

emriyle başka görevler verildi. Zaman gazetesi, müthiş bir

gazetecilik yaptı ve 1997 yılında Yeşil'in telefon

konuşmalarının tam dökümünü yayınladı. Bunu neden

yaptı? Çünkü 2. MİT raporuna Gülen'in adını da

karıştırmak isteyen Ergenekon çetesi Yeşil ile muhterem

Gülen Hocaefendi’nin görüştüğü iftirasını ortaya atarak

kamuoyunu aldatmıştı. Zaman'ın haberiyle ilk defa

maskesi düşen Yeşil'in MİT Başkanı Teoman Koman'dan

Cumhurbaşkanı Demirel'e, hatta Genelkurmay

Başkanlığı'na kadar herkesle rahatca direkt konuşabilen

devletin pervasız tetikcisi olduğu tescillendi. Yeşil gibi

katillerle Gülen'in ilişkide olmayacağı ise açıktı. O,

Ergenekon'un adamıydı, yani Gülen'in düşmanlarının infaz

memuruydu... Kimilerine göre katil kimilerine göre

vatanperver kahramandı. Esasen O, Ergenekon'un Yakup

Cemili idi. Sonu cehennem olan bir yoldaydı. Nerede

olduğunu aslında pek çok devlet görevlisi biliyordu.

Mesela 2000 yılı sonbaharında Yeşil’in nerede

olduğunu sorduğum bir Emniyet İstihbarat yetkilisi

gülerek şunu söylemişti: Albay rütbesinde Arnavutluk’ta

geziyor ve Kosova’da UÇK’nın milis güçlerine gayri

nizami harp konusunda askeri eğitim veriyor. Bir kaç yıl

sonra nerede olduğunu bir askeri yetkiliye sorduğumda

yine acı acı güldü ve şunu fısıldadı: Benden duymuş olma

ama Afganistan’a NATO çerçevesinde gönderdiğimiz

Türk Barış Gücü’nde Albay rütbesinde Afgan emniyet

güçlerini eğitiyor. Eski istihbaratçı astsubay Hüseyin

Oğuz'a göre Yeşil Belarus’ta yaşıyordu. Oğuz İzmir

Page 71: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

71

polisine ve medyaya şöyle dedi: “Bu kişinin ismini İzmir

Emniyeti’nde verdiğim ifadede söyledim ve emniyet

güçleri şu anda bu kişiyi arıyor. Yeşil’e ilişkin olarak da

bazı yazılar yazıldı. Yeşil hakkında Mehmet Altan,

Belarus’ta olma ihtimalini yazmış. Doğru yazmış.” (6).

Emekli Jandarma İstihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz,

“geçmişe dair” Takvim’e 27.12.2011'de önemli

açıklamalarda bulundu. Oğuz, adı karanlık cinayetlere

karışan ve yaşayıp yaşamadığı yılan hikayesine dönen

Yeşil’in hayatta olduğunu söyledi. Oğuz, “Yeşil kod adlı

Mahmut Yıldırım sağ. Halen Belarus’ta yaşıyor” dedi.

Eski istihbaratçı Oğuz, iddialarına şöyle devam etti: “Yeşil

hala devlet tarafından korunuyor. Yıldırım yani Yeşil’in

hakkında Kırmızı Bülten olmasına rağmen hala

yakalanamıyor. Çünkü arkasında derin bir yapılanma var.

Yeşil zaman zaman Türkiye’ye giriyor. Varın gerisini siz

düşünün. Mahmut Yıldırım, Türkiye’de gerçekleştirdiği

her olaydan sonra Belarus’un başkenti Minsk’e tatile

gönderilirdi. Yani ödüllendirildi. Tüm bildiklerimi devlete

anlattım. Ancak buna rağmen tanık korumaya alınmadım.

Bu konu ve diğer konulara ilgili tüm bildiklerimi gerekli

yerlere ilettim. Yakında piyasaya çıkacak olan ‘Karanlık

Güçler Çeteler ve Faili Meçhul Cinayetler’ adlı kitabımda

da tüm bilgileri anlattım. Ben hala yaşam mücadelesi

veriyorum. Maddi ve manevi olarak bittim. Bana çobanlık

bile yaptırmadılar. Buna rağmen yine de bildiklerimi

açıkça söylüyorum. Ancak yine de size her şeyi

anlatamam. Çünkü bildiklerimin onda dokuzunun bende

kalması ‘yaşamam’ için gerekiyor (7).

6 Arslan, Faruk. Yeşil Yaşıyor. Peki Nerede? Ankara’da veya

Belarus’ta! Farukarslan.com. 11.11.2011. 7 Arslan, Faruk . 2011.

Page 72: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

72

TBMM’nin, çok sayıda cinayetin faili olduğu iddia

edilen ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım muammasının

çözülmesi için çok önemli bir girişimde bulundu. TBMM

İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, 1992 yılında Yeşil

tarafından işkenceyle öldürüldüğü belirtilen Ayten

Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk’ün ifadelerinden yola

çıkarak, Mahmut Yıldırım hakkında suç duyurusunda

bulunmuştu.Söz konusu suç duyurularının 19 Aralık 2011

tarihinde yapıldığını kaydeden İnsan Hakları İnceleme

Komisyonu’ndan bir uzmana göre, Tunceli ve Elazığ

savcılıklarına Meclis adına suç duyurusunda bulunuldu.

Alt komisyonumuzda konuşan Hıdır Öztürk’ün ifadeleri

de başvuruya eklendi. Daha önceki açıklamalarında

‘Yeşil’in yaşadığına inandığını’ söyleyen TBMM İnsan

Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı AKP’li Ayhan

Sefer Üstün’ün, alt komisyonun çalışmalarının ardından

inisiyatif alarak bu girişimde bulundu. TBMM İnsan

Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP Tunceli

Milletvekili Hüseyin Aygün de Meclis’in bu adımının

olumlu sonuçlar doğurabileceği inancında:

“Onca delile ve tanıklığa rağmen bugüne değin

savcılar ve mahkemeler Yeşil hakkındaki iddiaları soyut

bulduklarını ifade ettiler. Ancak eğer bu girişimin

ardından ilgili savcılar Meclis’i dikkate alırlarsa Yeşil

hakkında yakalama kararı çıkartılabilir. Ve bu durumda

Yeşil’in sorumlu olduğu iddia edilen dosyalarda, örneğin

1992 yılında öldürülen Ayten Öztürk’ün dosyasındaki

zamanaşımı tehlikesi de bertaraf edilmiş olur.”

Aygün, Yeşil’in yaşayıp yaşamadığı şeklindeki soruyu

şöyle yanıtladı:

“Bu çok zor bir soru. Ancak Ayhan Çarkın’ın ifadeleri

aydınlatıcı olabilir. Çarkın bazı çalışma arkadaşlarının

eceliyle ölmediğini söylüyor. Yeşil’in hayatta olup

Page 73: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

73

olmadığını tartışırken bu devlet içi tasfiyeler iddialarını da

değerlendirmek gerek.”

Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum ama son

zamanlarda Ergenekon’un etrafındaki ayak izleri hep aynı

adreste kesişiyor. Ergenekon Davası’nın kaçak sanığı

Bedrettin Dalan’ın, İnternet Andıcı Davası’nın üç

numaralı sanığı olan Tümgeneral Musatafa Bakıcı’nın,

tavana bakılarak geçiştirilen ve kim olduğunu hala resmen

öğrenemediğimiz ‘Dalan’a çantayla para götüren şike

sanığının’ hep aynı adreste ortaya çıktığını görüyoruz.

Belarus’un başkenti Minsk’den söz ediyorum. Neden

Minsk? Çünkü Belarus ile aramızda ‘suçluların iadesi’

konusunda bir anlaşma yok. Diyorum ki Yeşil de sakın

Minsk’de olmasın? Sahi, acaba Yeşil Minsk’te mi? (8).

Kıbrıs Postası’ndan yazar Polat Alper’inde şöyle bir

iddiası var, okuyalım:

Aldığım bir okuyucu mektubu, Türkiye`de kırmızı

bültenle aranan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım`ın uzun

süredir KKTC`de yaşadığını ve bu bilginin, TC ve KKTC

istihbarat birimleri tarafından bilindiği halde buna göz

yumulduğunu idda ediyordu. Mektubu gönderen kişi,

kendisinin de bu teşkilatın mensubu olduğunu bu sebepten

kimliğini açıklayamayacağını söylüyordu. Bu bilgiyi

özellikle Kıbrıs`ta geniş bir kitleye hitap eden Kıbrıs

Postası Gazetesi aracılığıyla paylaşmayı tercih ettiğini

belirtiyordu. Yeşil, MGK, 1992 yılında “Teröre, terörün

kullandığı araçlarla son verme” kararını aldıktan sonra,

JİTEM bünyesindeki 7 bölgede ağırlıklı olarak Güney

Doğu’da operasyon timleri kurdu.

Bunların başında sonradan generalliğe terfi eden

Albay Veli Küçük vardı. Mahmut Yıldırım ise bu timin

8 Altan, Mehmet. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi. Star

24.12.2011.

Page 74: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

74

basit bir elemanıydı. Hatta PKK’ya haraç (yardım) veren

iş adamlardan tahsil edilerek bankaya yatırılan paraları

bile kendisi çekemiyordu. O işi Jandarma Astsubay Ahmet

Demir yapıyordu. Karışıklık, Ahmet Demir ismini

Mahmut Yıldırım’ın kod adı olarak kullanmasından

kaynaklanıyordu. Yine tesadüf eseri bir başka Ahmet

Demir bölge illerinden birinde Emniyet Müdürü idi.

JİTEM resmi kadrosu olmayan onayla kurulmuş bir

birimdi. Hem istihbarat hem de operasyon birimleri aynı

çatı altındaydı. Emniyet’teki gibi ayrı birimlerde değildi.

İstihbaratı kendisi yapıp imha etme emrini kendisi

veriyordu. Hukuken böyle bir timin kabul edilmesi söz

konusu bile olamazdı. JİTEM dağıtıldı, kimi general oldu,

kimi uluslararası nakliyat filosu kurdu, kimi de Yıldırım

gibi, Romanya’da uzun süre dolaştıktan sonra şimdilerde

Kıbrıs’ta dinleniyor.

Önceki yıllarda, Uzan ailesinin, Abdullah

Çatlı’nın, Yaşar Öz`ün, hava korsanlarının ve daha birçok

kanundan kaçan kişilerin KKTC`de saklandığı gündeme

gelmişti. Peki tüm Türkiye`de aylarca konuşulan, kırmızı

bültenle aranan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım`ın

KKTC`de yaşaması kimin umurunda? (9).

Tekrar İzmir’e dönelim. Polis memuru, eski özel tim

elemanı arkadaşla geçirdiğim günde geçmişte neler

olduğunu beraber hatırladık. JİTEM bünyesinde başlayan

iç çatışma nedeniyle Arif Doğan-Cem Ersever ekibi ile

Veli Küçük-Mahmut Yıldırım (Yeşil) ekibi 1993’de karşı

karşıya geldi. Arif Doğan'ın Ankara'ya çekilmesi, Cem

Ersever'in emekliye ayrılmasıyla Batman üçgeninde Yeşil

döneminin de önü açıldı. Bu dönemin başlangıcı ise, 20

Eylül 1992 tarihinde Musa Anter'in öldürülmesiyle

9 Alper, Polat. “Yeşil” KKTC`de yaşıyor, kimin umunurunda… Kıbrıs

Postası. 2011.

Page 75: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

75

başladı. 1992-1993 yılları arasında bölge'de yoğunlaşan

faili meçhul cinayetler, 1997 yılında Başbakanlık Susurluk

Raporu'na kadar taşındı.

Bu cinayetlerle yetinmeyen ekipler, uyuşturucu, adam

kaçırma, şantajla para sızdırma gibi ekonomik alana da

yöneldi. 1993 yılı Mayıs ayında Turgut Özal'ın ölümünün

ardından Başbakan Süleyman Demirel'in Çankaya

Köşkü'ne çıkması, DYP'nin başına geçen Tansu Çiller'in

Başbakanlık koltuğuna oturmasıyla da faili meçhul

cinayetler Adana, Ankara ve İstanbul gibi kentlere sıçradı.

JİTEM içerisinde başlayan iç çatışma, Ankara'da

Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, Lice'de Bahtiyar

Aydın ve Mardin'de Albay Rıdvan Özden gibi muvazzaf

subaylara kadar ulaştı. JİTEM’I kontrolu altına alan Veli

Küçük, iddialara göre önüne çıkan, şiddetin bitmesini

isteyen barış yanlısı askerleri Yeşil’e infaz ettirdi.

İşte tam bu sırada Çiller, hedef hainler listesini

açıkladı. Çiller'in İstanbul Holiday Inn Oteli'nde, 'Türkiye

milis hareketi niteliğine dönüşmüş ve yaygınlaşmış bir

terör hareketiyle karşı karşıyadır. PKK’nın haraç aldığı

işadamı ve sanatçıların isimlerini biliyoruz. Hesap

soracağız' açıklamasının ardından Batman'da DEP Mardin

Milletvekili Mehmet Sincar öldürülürken, ekim ayında ise

JİTEM'deki ayrılıklar nedeniyle basına konuşmaya

başlayan Cem Ersever, JİTEM elemanı Kemal Uzuner'in

Aydınlıkevler'deki evinden alınarak Bolu'da bulunan

Başbakanlık Atış Poligonu'nda sorgulandıktan sonra Yeşil

tarafından öldürüldü. Ersever ile birlikte sevgilisi Nevval

Boz ile Mustafa Deniz de öldürülen isimler olarak

kayıtlara geçti. Öldürülmesi gereken, sözde PKK’ya

yataklık yapan 10 bin kişiyi bin operasyonla temizleme

fikri tamamen Mehmet Ağar’ındır ve bunu MGK’da 1992

yılında Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’e de kabul

ettirmişti. Hatta Güreş’in bu ortaya çıkarsa hepimizi

Page 76: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

76

sallandırırlar dediğini duymuştum. Şimdi yaptıkları

hatanın, ektikleri nefret tohumunun hesabını vermenin

vakti geldi.

Ersever'in elinde bulunan ve Doğu illerinde birçok

eylemde kullanılmaya başlanan patlayıcıların ölümü

sonrasında Ankara ve İstanbul'da peşpeşe meydana gelen

patlamalarda ortaya çıkması, Yeşil'in Ankara'daki izini

açığa çıkardı. Ve Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından

gözaltına alınan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın

sorgusuna bizzat Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar

da katıldı. Bu dönem iki Mehmet arasında krize yol açan

Yeşil, kaburgaları kırık bir halde Mehmet Eymür'e teslim

edildi.

Cem Ersever'in ölümü sonrasında başlayan

tartışmalarda taraf olan Aydınlık Dergisi ve Doğu

Perinçek, Ersever'in Yeşil tarafından öldürülmediğini,

Hanefi Avcı ve ekibi tarafından korunduğuna dikkat çeken

yayınlar yaptı. Adnan Akfırat'ın Eşref Bitlis'e ilişkin

yazdığı yazılar ile Doğu Perinçek'in 'Çiller Özer Örgütü'

isimli kitabında JİTEM korunurken, Emniyet İstihbaratı

açıkça suçlandı. Gözaltından çıkan Yeşil, MİT bünyesinde

yeni bir görev için Şam'da yaşayan PKK elebaşısına

suikast için Şam’a uçtu.

Bu suikastta kullanılacak olan patlayıcılar ise

Viranşehir Belediye Başkanı Halil İbrahim

Keleşabdioğlu'nun organizesiyle Ceylanpınar'ın Reselayn

Kapısı'nda Şam'a gönderildi.

Çiller’in siyasi rakibi Mesut Yılmaz’ın Yalçın

Küçük’e ulaştırdığı notla suikastdan haberdar olan Öcalan,

suikastın başarısız olmasını sağladı. Yılmaz, hoşlanmadığı

Mehmet Eymür ve Yeşil gözden düşürmeye çalışmıştı.

Şam merkezinde zamansız patlayan bomba, iki Mehmet

arasındaki kavgayı derinleştirdi ve Mehmet Eymür

görevinden alınmasının ardından ABD'ye uçtu. Eymür,

Page 77: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

77

tüm bu yaşananları kurduğu Atin.org sitesinde bir bir

deşifre etti. Ersever'in ölümünün ardından büyük kentlere

sıçarayan cinayetler zincirinde Kürt kökenli işverenleri,

avukatlar, Kürt kökenkli aydınları hedef alınmaya

başlandı. Bu dönem büyük kentlerde JİTEM bünyesinde

bulunan itirafçılarının yanısıra eski ülkücüler, polis

memurları ve mafyaya uzanan bir ağa kadar ulaştı. Bu

dönem Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Adnan Yıldırım,

Hacı Karay, avukatlar Medet Serhat, DEP Ankara İl

Başkanı Faik Candan, HADEP Yüreğir İlçe Başkanı Rebih

Çabuz, İzzettin Görnü gibi çok sayıda insan öldürüldü.

Devlet, siyaset ve mafya üçgeninde örgütlenmiş yapılar

tarafından işlenen siyasal cinayetlerin yanısıra ekonomik

rantlar sağlanması adına, Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfi

Topal, Tefeci Nesim Malki'ye ulaşan bir dizi cinayet daha

işlendi.

Yeşil, Bingöl, Solhan ilçesi Dicnik Köyü'nde 1951

yılında doğdu. MHP kökenli, 1973'te Bingöl Genç İlçe

Jandarma Komutanlığı tarafından kullanıldı ve ilişki aynı

yıl MİT Tatvan Bölge Müdürlüğü'ne devredildi. Kasım

1975'te askerden geldikten sonra Milli Görüş hareketi

içinde MİT adına çalıştı. Yıldırım, Elazığ'da 1977'de

Etibank Ferro Krom tesislerinde puantör olarak göreve

başladı. İşlemleri 20938 sicil numarası üzerinden

yapılıyordu. Tam dört yıl sonra farklı bir göreve soyunup,

farklı bir isimle anılmaya başladı. Yeni adını gözlerinin

rengi olan "Yeşil"den aldı. Susurluk kazasından sonra

ortaya dökülen ilişkiler, pek çok cinayetin tetikçisi

olduğunu ortaya koydu. Herkes Yeşil'den söz etti, ancak

bulunamadı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, aldığı

bilgileri aktarırken Yeşil'in öldürüldüğünü söyledi.

Ancak kısa bir süre sonra Yeşil, 1999’da İHD Başkanı

Akın Birdal'ı vuranların arkasındaki isim olarak ortaya

çıktı. Daha sonraki bilgiler Yeşil'in hala hayatta olduğunu

Page 78: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

78

ortaya koydu. Susurluk Raporu'nda da Yeşil'e 12 sayfalık

özel bir yer ayrıldı. Ahmet Demir, Mehmet Kırmızı sahte

kimliklerini kullanan, Güneydoğu'da "Sakallı" adıyla

bilinen Solhanlı Mahmut Yıldırım'ın geçmişi bir ölçüde

deşifre edilebildi. Bir dönem MİT'te, bir dönem JİTEM'de

görev aldığı anlaşıldı. JİTEM subayı Ahmet Cem

Ersever'in öldürülmesinden, Güneydoğu'daki pek çok faili

meçhul cinayete kadar sayısız olayda tetikçilik yaptığı

belirlendi. Hatta Abdullah Öcalan'ın Suriye'de öldürülmesi

için görevlendirilen ekipte de yer aldığı öne sürüldü.

Afyon Cezaevi'nde öldürün Sabancı suikastı sanıklarından

DHKP - C'li Mustafa Duyar'ı Türkiye'nin Şam

Büyükelçiliği'nden alıp getiren ekipte onun da adı sayıldı.

Ancak istihbarat birimlerinin kamuoyuyla pek de

paylaşmadığı kanıya göre, aslında Yeşil tek bir kişinin

değil, birden fazla görevlinin kullandığı ortak kod adı.

Yeşil kodunu kullananlardan biri de üst düzey

görevlerde bulunan Veli Küçüktü. Bir dönem

Güneydoğu'da PKK'ya karşı yürütülen mücadelede özel

operasyonlar, karşı gerilla eylemleri ve taktikleri onun

yönetiminde yürütüldü. Ankara'da bir pavyonda

eğlenirken olay çıkarttığı için gözaltına alınan,

götürüldüğü Emniyet Müdürlüğü binasında Orhan

Taşanlar ve ekibi tarafından kaburgaları kırılana kadar

dövülen Yeşil'i polisin elinden alan ve MİT'te tedavi

ettiren kişi Mehmet Eymürdü. Üzerinde taşıdığı 0542 214

50 21 numaralı telefonla aradığı yerler arasında resmi

kurumların yanı sıra, Abdullah Çatlı, Sami Hoştan, Sedat

Peker gibi isimler de bulunuyor. Mesut Yılmaz'a

Budapeşte'de yumruk atanlar da Yeşil'in telefonundan

arananlar arasında yer alıyor. Yeşil adının korkuyla

anılması Susurluk çetesi tarafından tahsilat amacıyla

kullanıldı. Susurluk çetesinin tehditle para topladığı

kişileri arayan hep Yeşil idi.

Page 79: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

79

Ömer Lütfi Topal'ın öldürülmeden önce para yatırdığı

Ziraat Bankası Ankara Heykel Şubesi'ndeki hesabın

sahibinin de Ahmet Demir kimliğini kullanan Yeşil

olduğu ortaya çıktı. Mahmut Yıldırım, sıradan bir memur

olarak başladığı yaşamını bugün herkesin bildiği ancak

kimsenin tanımadığı kanlı bir tetikçi olarak sürdürüyor

veya öldü. Kaçak olarak nerede yaşadığını kesin olarak

saptayabilen yok. 30 yıldır çalışmadığı istihbarat teşkilatı

kalmadı. Doğu'da pek çok karanlık faili meçhul cinayete

birlikte kalkıştığı, PKK'ya karşı gayrinizami harp yürüten

Binbaşı Cem Ersever ve arkadaşlarını, fazla konuştukları

için Çatlı ve Haluk Kırcı'ya çekinmeden öldürtecek kadar

derin bir adamdı.

Tüm devlet başkanları, başbakanlar, Genelkurmay,

MİT ve Emniyet teşkilatında çok sevilmesede gözüpek

işleri nedeniyle çok iyi tanınan, saygı duyulan Yeşil,

kontragerilla çalışmalarıyla devletin düşmanlarını infaz

eden, ettiren delikanlı bir istihbaratçıydı. Kosova'da

UÇK'nın askeri eğitimi, Afganistan, Bosna, Çeçenistan ve

Kuzey Irak'ta gizli operasyonlar dahil pek çok yurtdışı

kirli operasyonun organizatörüydü. Haziran 1996’de

Eymür’ün verdiği son görevini ifa ettiği yurtdışı

görevinden döndükten sonra birden ortadan kayboldu.

Eğer bundan sonraki görevi ülke içindeki mafya

yapılanması ve yolsuzluğun kan damarlarına girmekse

öldü gösterilmesi elzemdi. Kürt asıllı olmasına rağmen

vatansever bir ülkücü, ulusalcı, Alevi Kürtlerin ve

PKK'nın can düşmanıydı (10).

Radikal Gazetesinden Sayın İsmet Berkan 12 ve 13

Temmuz 2000 tarihlerinde Yeşil'in ifadesine değinen

"Susurluk sırları" ve Neden yadırgamıyoruz?" başlıklı

yazıları yazmıştı. "Yeşil, para alabileceği her yerden para

10 Arslan, Faruk 2011.

Page 80: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

80

almaktan çekinmediğini, Ceylanlar dahil herkesi haraca

bağladığını ('vergi' diye adlandırıyor, aynen PKK gibi) bir

devlet kurumu olan MİT'e rahatça söylüyor ve başına

hiçbir şey gelmeden oradan ayrılabiliyordu. Aynı Yeşil,

'faili meçhul' bir cinayete kurban giden Kürt yazar Musa

Anter'i bir PKK önde geleni aracılığıyla nasıl kandırıp

tuzağa düşürdüğünü de yine MİT'e adeta övünerek

anlatıyordu. Bu anlatımdan hareketle Musa Anter'i Yeşil'in

öldürdüğüne kuşku duyulamaz artık. Tek bilinmeyen

Yeşil'in talimatı kimden aldığı." Yeşil'in anlatımları

arasında Emniyet Genel Müdürlüğü'nün en önemli

birimlerinden birinin, Özel Harekat Dairesi'nin başındaki

bir insanın (İbrahim Şahin) çeşitli işadamlarını haraca

bağladığı, o işadamlarının da 'vergi' adı verilen bu paraları

çeşitli rütbeli polisler aracılığıyla gönderdiklerini, bu

paralardan kendisinin de nasiplendiğini anlatıyordu.

MİT'in suçla mücadele ve suçluyu yakalama gibi bir

görevi yok belki ama en azından vatandaşlık bilinci

mesela Yeşil'in, İbrahim Şahin'in, Abdullah Çatlı'nın,

'Arnavut Sami'nin, Mehmet Ağar'ın, Korkut Eken'in vs.

savcılara ve teftiş kurullarına ihbar edilmesini

gerektirmiyor muydu? (11).

Berkan'ın yukarıdaki soru ve tenkitlerine Mehmet

Eymür kapatmadan önce kendi site sayfalarıda cevap

vermeye çalıştı: Esasında konu birçok karanlık bölümleri

bulunan bir devri ve sistemi ilgilendirdiği için, bu sistemin

içinde belli bir rolü olan ve bu dönemin bir bölümünde

(1994-96) resmi görevi bulunan beni fazlasıyla aşıyor. Ben

yine de kendi sorumluluk sahamda kalarak bazı yanıtlar

vereceğim. Bahsi geçen dönemde iki tip illegal faaliyet

yürütülmüştür. Birincisi "Terör ve PKK ile mücadele

kapsamında" yürütülen illegal faaliyetlerdir. 11 Berkan, İsmet. "Susurluk sırları" ve Neden yadırgamıyoruz?"

Radikal Gazetesi.12 ve 13 Temmuz 2000.

Page 81: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

81

"Birinci tip" diye adlandıracağımız bu faaliyetler,

demokrasi rejimi ile bağdaşmasa da "yaşadığımız

olağanüstü terör yılları", "şehit verdiğimiz ve ölen sayısız

insanımız" nedeniyle haklı nedenler taşıyabilir. Yani

"olağanüstü" şartlardaki, "olağanüstü mücadele

yöntemidir" Diğeri, yani "ikinci tip" illegal faaliyetler,

"ülke yararına" görünümü altında yürütülen "maddi ve

politik çıkar sağlamaya yönelik" -çete- faaliyetlerdir. Her

iki faaliyet iç içedir ve her iki faaliyetin oyuncuları aşağı

yukarı aynı kişilerdir. Hukuken bu iki faaliyeti bunlar suç,

bunlar diğeri değil diye ayırabilmek mümkün değildir.

Resmi olarak inkâr edilse de, "ülke yararına yönelik illegal

faaliyetler" belli bir karar mekanizması tarafından harekete

geçirilmiş, belli bir emir ve komuta zinciri içinde yerine

getirilmiştir. Emirleri icra eden kişiler, ulvi bir görevi

yerine getirdikleri inancıyla bu işleri yapmışlardır. Emirler

genellikle şifahen verildiği için, bu emri verenlerin

sıkıştıklarında bu hususu inkâr etmeleri ve suçu astlarına

atmaları mümkündür. İcracı kişilerin, bazı hallerde

menfaate yönelik faaliyetlerde, bilmeden kullanılmış

olması da imkan dahilindedir.

Tamamına yansımasa dahi, birçok olayda, her iki tip

faaliyeti yürütenlerin aynı kişiler olduğu görülmektedir.

Bu ise şahısların "ikinci tip" faaliyetler ve suçlardan dolayı

itham edilmesini zorlaştırmaktadır. Hukuk karşısında ağır

neticeler getirebilecek olan ikinci tip "çete" faaliyetlerin

ortaya çıkma ihtimali, emir ve komuta zincirindekileri

telaşlandırmakta ve bu nedenle bu zincirdekiler, "ikinci

tip" faaliyetleri tasvip etmeseler dahi, suçlu etrafında bir

koruma halkası oluşturmaktadırlar. Esasında suç

işleyenlerin başlangıçta devlete hizmet felsefesi ile yola

çıktıkları, gözlerinde çok büyüttükleri hedeflerini devletin

imkânlarını kullanarak kolayca bertaraf ettikten sonra

devletin gücünü kendi güçleri gibi gördükleri, kolayca

Page 82: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

82

elde edilen büyük rantlardan sonra devlet işlerini tamamen

unuttukları, rahatlıkla ifade edilebilinir.

Diğer önemli bir zorluk, her iki tip faaliyeti

yürütenlerin ulusal güvenliğimizi korumakla görevli

teşkilatlarımıza ve politik hüviyete mensup kişilerden

oluşmasıdır. Bu teşkilatlarımıza has özel statüler ve

politik kimlik, bir cins dokunulmazlık kabuğu yaratmakta

ve adaletin düzgün işlemesini ve adil neticeler alınmasını

önlemektedir. Neticede günümüzde yaşadığımız gibi,

dokunulmazlık kabuğu en ince olan "bir kaç polisin" ve

sivil vatandaşların yargılanmasının ötesine

gidilememektedir. (12).

Zaman’da yazar iken Fehmi Koru’da 1998'deki bir

Taha Kıvanç yazısında dönemin Ankara Emniyet Müdürü

Orhan Taşanlar'a atfen şunu nakletmişti: Yıl 1995.

Ramazan ayı. Taşanlar iftar için eve her gidişinde, çorbayı

kaşıklayamadan bir yerlerde patlama olduğu duyuruluyor.

"Bir değil, iki değil, üç değil... Bombalarda 'Yeşil' imzası

çok belirgin... Araştırın bakalım, buralarda mı?" diye

tâlimat vermiş... O gece Ulus'taki gece kulüplerinden

birinde bulmuşlar Yeşil'i... İçeri aldıkları kişinin Yeşil

olduğunu polisler biliyor, ama muhataplarına

çaktırmıyorlar... 'Yeşil' olduğunu hiç açık etmeden, ama

'Yeşil' imiş gibi ayrıntılı bir ifadesi alınıyor... "Ertesi gün,

bizim elimize düşmesinden hiç mutlu olmayan devlet

birimleri devreye girdi; tahmin edemeyeceğiniz kadar

yukarılardan bir ilgi gösterildi. Biz de kendisini teslim

etmek zorunda kaldık..." (13).

12 Eymür, Mehmet. "Terör ve PKK ile mücadele kapsamında"

yürütülen illegal faaliyetler. 10 Mayıs 2003. Kapandığı için internet

ulaşımı yok. Atin.org. 13 Kıvanç, Taha. Bir değil, iki değil, üç değil. Zaman. Yeni Şafak. 1995

ve 2005.

Page 83: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

83

En iyisi Yeşil’i ona görevler veren eski MİTci

Eymürden dinleyelim: Yeşil'in güvendiği paşa Kemal

Yılmazdı, o tarihlerde MİT'deki Yavuz Ataç, Orhan

Çoban, Kaşif Kozinoğlu gibi "Özel Kuvvetler

Komutanlığı (Özel Harp)" kökenli emekli subaylarla yakın

ilişki içindeydi. Bu kişiler MİT Müsteşarı olacağına

muhakkak gözüyle baktıkları Kemal Yılmaz'a devamlı

bilgi taşıyorlardı. MİT'teki asker kökenliler Kemal

Yılmaz'ın başlarına geleceğine o kadar kesin bakıyorlardı

ki, nakledilenlere göre Yavuz Ataç ve Orhan Çoban, yeni

yapılanma ile ilgili listeleri tanzim ederken makam

kavgasına girmişler, aralarında sert tartışmalar çıkmıştı.

Kemal Yılmaz'ın, Genelkurmay'daki Çevik Bir

ekibinden olduğu biliniyordu. Normal şartlarda MİT

Müsteşarlığına gelmesi pek mümkün görülmediğinden,

bunun ancak askeri bir müdahale sonra olması mümkündü.

Yeşil'in bütün anlatımlarına rağmen MİT tarafından

kullanılmaya devam edilmesi, "kanuni" yönden olmasa

bile, "ahlaki" yönden çirkin gözükebilir. Zamanın MİT

Müsteşarı Sönmez Köksal da bu konuda bir hayli

tereddütlüydü. Yeşil'in bütün mazisinin MİT'e monte

edilmesinden endişe duyuyordu. Ben Yeşil'in ortalarda

denetimsiz bırakılmasının daha vahim neticeler vereceğini

düşünüyordum. Mehmet Ağar, resmi bir toplantı için

MİT'e geldiğinde MİT Müsteşarının yanında kendisine

mealen "Bu adamı siz de, Jandarma da kullanmış, şimdi

ortalarda bırakmışsınız. Bu tip adamları sahipsiz

bırakırsanız "suç makinası" haline gelirler, buna bir şekil

bulun" dedim. Ağar, Jandarma ile konuşacağını söyledi,

ancak bir netice çıkmadı.

O tarihlerde, Yeşil'e milli menfaatler doğrultusundaki

bazı yurtdışı faaliyetlerde görev vermiştik. Bu faaliyetler

ile ilgili bağlantılar kurmuş, çalışmalar yapmıştı. Çok

hassas bazı operasyonlarımızı biliyordu. Bu bakımdan

Page 84: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

84

devam etmesinin hem faaliyetlere yarar sağlıyacağını,

hemde kendisini Ankara'dan ve suçtan uzak tutacağını

düşündük. Zaten, belirttiğimiz gibi, yaşadığımız

günlerdeki "suç" Yeşil'i çok aşan organize bir faaliyet

niteliğindeydi. Ayrıca Yeşil, bu açıdan iyi bir haber

kaynağıydı. Terör ve organize suç faaliyetlerinde en iyi

kaynaklar o faaliyetin içinde olan kişilerdir. Bu

istihbaratın temel unsurlarından biridir.

Üzerinde PKK/ARGK ve İnsan Hakları Derneği'ne ait

üye kimlik kartı taşıyan Yeşil, bizim açımızdan, uygun

vasıflara sahip, bir çok engeli kolayca aşabilen, yetenekli

bir faaliyet elemanıydı, çalışmalarımıza olumlu katkıları

oldu. Yeşil'le ilk görüşmelerimiz 1994'ün son aylarına

rastlar. Bu görüşmelerde kendisine, yer aldığı

operasyonların başarı ile neticelenmesi halinde yüksek

miktarda parasal bir mükâfat verileceği söylenmiştir. Yeşil

cevaben, kendisinin bu güne kadar para karşılığında iş

yapmadığını, böyle bir mükâfatı kabul etmeyeceğini

belirtmiştir. Yeşil'e ayrıca, çalışmalar esnasında meydana

gelecek makul masrafların tarafımızdan ödeneceği, ihtiyaç

hasıl olması durumunda, teknik alet ve malzeme

sağlanacağı, Türkiye içinde kanunsuz hiç bir faaliyetine

müzahir olunmayacağı, kendisine Teşkilatımızla

arasındaki bağın ortaya çıkmasına neden olabilecek

herhangi bir belge verilmeyeceği, görev esnasında yurt

dışında şehit olması durumunda, ailesinin geçiminin ve

çocuklarının okul masraflarının Teşkilatımız tarafından

karşılanacağı, görevini ifa ettiği esnada yurtdışında

tutuklanıp mahkum olması halinde de, ailesinin ve

çocuklarının masraflarının karşılanacağı, böyle bir

durumda, kendisiyle olan ilişkimizin inkar edileceği

belirtilmiştir.

Yeşil, ailesini garantiye aldıktan sonra gerekirse

intihar eylemlerine bile katılabileceğini, bir tutuklanma

Page 85: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

85

halinde, PKK itirafcısı olarak ifade vereceğini

söylemiştir.. Bu sözlü anlaşmada belirtildiği gibi, MİT'in

Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan

Yeşil'le ilgili, dolaylı veya dolaysız hiç bir teşebbüsü

olmamıştır. Beyanlarına göre, Yeşil'in Korkut Eken ve

Polis ile problemleri, 1994'ün son aylarında

başlamıştı. Kemal Horzum'dan her ay aldığı 250 milyon

lira yardımın azalması üzerine, Kürt Ahmet lakaplı Ahmet

Turgut'tan para istemesini neden gösteriyordu. Daha sonra

Arnavut Sami olayı, ilişkileri iyice gerdirmişti.

Kasım 1994 sonunda Korkut Eken'in, İstanbul'da

Kürşat Yılmaz, Yavuz Bıçakcı ve Ahmet Güzel isimli

arkadaşlarını gözaltına aldırıp, hakkında bilgi topladığını

öğrenmişti. Kürşat Yılmaz ile bağlantı kurduğunu ve

Kürşat'ın, kendisine "kendine dikkat et, seninle ilgili bilgi

almak için bizi çok hırpaladılar" dediğini söylüyordu.

Kürşat kendisinden tabanca ve bir cep telofonu talep

etmiş, Yeşil, birilerine 5.000.000 lira rüşvet vererek

istediklerini cezaevine iletmişti. Yeşil bu konuyla ilgili

olarak şunları anlatıyordu:

"Aynı günlerde Jandarma Genel Komutanlığı

İstihbarat Şubesi'nde görevli H. Yarbay'dan çağrı aldım ve

hemen görüşmeye gittim. H. Yarbay bana 'Bugün Korkut

Eken Genel Komutan'a geldi, bir süre görüştüler. Korkut

Yarbay, komutana biz Ahmet YeşlL'i tutuklayacağız,

sizinle herhangi bir bağlantısı var mı? diye sormuş, Genel

Komutan da, jandarma ile bu şahsın hiçbir bağı yok,

tutuklayabilirsiniz şeklinde cevap vermiş, ancak tutuklama

gerekçesini bilmiyoruz, Genel Komutan'a soramadık.

Korkut Yarbay gittikten sonra Genel Komutan, B. Paşa'yı

çağırıp, Emniyet Müdürlüğü'nün tutuklama kararını sana

iletmesini istemiş, B. Paşa da bana emir verdi, Korkut

Yarbay kararlıymış " dedi.

Page 86: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

86

Olaydan 10 gün kadar önce, A.Çatlı da telefon ile

aradı ve dikkatli olmamı tenbih etti, aynı günlerde

oğlumun devam ettiği Karate Salonuna gelen telsizli iki

şahıs oğluma, benimle ilgili sorular yöneltmişler. Yine

aynı tarihlerde Cumhurbaşkanlığı'na gittim ve burada

Cumhurbaşkanı Danışmanı olan dostum ile görüştüm. O

da Mehmet Ağar ve benim gibi Elazığlı. Görüşme

sırasında bana Cumhurbaşkanına ait altın bir dolma kalem

hediye etti. Sohbet ederken bana "Mehmet Ağar ile iyi

geçinmiş olman lazımdı" şeklinde bir cümle kullandı,

ancak o gün için bu konunun üzerinde hiç durmamıştım.

Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma ile bugüne kadar

hiçbir sorununun olmadı, tutuklanmam için ortada hiçbir

gerekçe yok."

Yeşil'e göre, Ankara'da yeraltı dünyasında adı geçen

Kürt Ahmet lakaplı şahıs kendisinin varlığından

tedirginlik duyuyordu. Kürt Ahmet'ten 100 Milyon TL

almış, Kürt Ahmet bunu Ünal Erkan'a aktarmıştı. Kürt

Ahmet, Ünal Erkan 'a ismiyle hitap ediyordu, Emniyet

Müdürlerinin kararnamesinde bile Kürt Ahmet'in onayı

vardı. Kürt Ahmet bir süre önce tedavi maksadıyla

Amerika'ya gitmiş ve gitmeden önce kendisinin pasifize

edilmesi için Korkut Bey'den yardım talep etmişti. Korkut

Bey, Kürt Ahmet'e bu konuda teminat vermişti.

Kendisinin aranmasını Korkut Bey'in sözünü yerine

getirme çabası olarak mütalaa ediyordu. Korkut Eken'in

yanısıra, İçişleri Bakanı danışmanı Mehmet Kıvanç Özer

de kendisi ile uğraşıyordu. Aydın'lı Özer, sanki İçişlerinin

değil Kürt Ahmet'in danışmanıydı. Zira devamlı Kürt

Ahmet'in yanındaydı. Özer'in çağrı numarası 3 6 2- 1 2 8 6

idi, araştırılırsa ne kadar büyük işler çevirdiği anlaşılırdı.

Kemal Horzum kendisine her ay 250 milyon lira para

verirken, bunun 50 milyona düşürmüştü.

Page 87: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

87

Bunun nedenini Kürt Ahmet'in yönlendirmesine

bağlıyordu. Şöyle diyordu: "Kemal Horzum'un dışındaki

bütün Kürt işadamları PKK'ya yardım ediyor.

K.Horzum'un, PKK'lı Metın Kod adında bir ortağı vardı.

Benim baskım neticesinde ortaklıktan ayırdı ve Horzum'un

çevresinden uzaklaştırıldı. Başbakan ve Cumhurbaşkanı

korumaları, boş zamanlarında ve izinlerinde Horzum'un

bürosuna gelerek koruma yapıyorlar. Son görüştüğümde

Horzum bana 'Seni Zülküf Ceylan'la görüştüreceğiz' dedi.

Zülküf halen İsviçre'de hasta imiş. Döndükten sonra

belirleyecekleri bir tarihte İstanbul'da Horzum, Zülküf ve

Ceylan'ların kirvesi Emniyet Müdürü H. ile toplanıp

görüşeceğiz. Birşey sormuyor ve herşeyden haberim

varmış gibi davranıyorum.

Oynamayı planladıkları senaryoya göre, sözde

devletin elinde terör örgütüne para yardımı yapan kürt iş

adamlarının isim listesi var ve sözde devletin içindeki bazı

güçler benim kanalımla bu şahısları enterne ediyorlar.

Dolayısıyla ben parayı alınca Ceylan'lara yönelik herhangi

bir eylemde bulunmayacağım. Horzum'un daha önce

benim adımı kullanarak aynı senaryo ile tahsilat yaptığını

biliyorum. Ancak herşeyden haberdarmışım gibi

davrandığım için açık açık kimlerden para tahsil ettiklerini

soramıyorum. Şu anda ekonomik yönden çok kötü

durumdayım. Etlik'teki evimin 2 milyon liralık telefon

parasını ödeyemiyorum, Diğer telefonun 7 milyon borcu

vardı, ödeyemediğim için kapattılar. Her şey paraya

bakıyor, araba hala sanayide rehinde.

Sonuçta, maddi durumum berbat, para olmadan hiç bir

iş yürümüyor. Ne yapacağımı bende şaşırmış durumdayım

Aslında buraları bana göre değil, bölgedeki halimi

özlüyorum. Beni maddi yönden bitirdiler, Şehirde paranız

olmayınca gücünüz de olmuyor."

Page 88: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

88

Yeşil, parasal sorunları ve polisle olan problemlerini

halletmek için bazı temaslarda bulunmuştu. şöyle

anlatıyordu: "Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Hayrettin

Gökdemir'in beni Köşke çağırdı, 'bir sıkıntın varsa söyle"

dedi. Bakmak mecburiyetinde olduğum sekiz adamım

var. Bunlar için döşeli iki ayrı eve, geçimlerini temin için

bilardo salonu benzeri bir işyerine ihtiyacım var. Sanayide

rehin duran iki arabamı kurtarmam lazım dedim. Bana

'Yakında Rusya'dan bir işadamının döneceğini, onunla

konuşarak isteklerimi karşılayacağını söyledi. 'Ceylan

ailesi zamanında Baba'yı ayakta tuttu, şimdi biraz da sana

baksınlar. Baba için vinç lazım ama sana bir parmak

hareketi yeter' dedi. 10 gün önce çağrı alınca İbrahim'le

buluştuk. Maltepe'deki Monako Pavyona gittik. Korkut

Eken ile anlaşmazlığım konusunu açtım. İbrahim

anlaşmazlığın boyutlarının sıkıntı yarattığını, Korkut

Eken'in Emniyet Genel Müdürlüğünde normal bir memur

odasında sığıntı gibi oturduğunu, acz içinde olduğunu,

sorunu çözmeye yardımcı olabileceğini, büyütmemeleri

gerektiğini söyledi.

Korkut Eken, 12 Aralık 1994 günü ekibi ile

Azerbaycan'a gitti. Benim hakkımda ' ülkücü katili'

şeklinde konuşmalar yapıyormuş. Ankara İl Jandarma

Alay Komutanlığı İstihbarat Şubesinde görevli A. Binbaşı

Korkut Eken'le benim için görüştü, beni müdafaa etti.

Ancak görüşmeden bozuk ayrılmış. Mehmet Ağar bütün

gelişmelerden haberdar. A. Binbaşının elinde M.Ağar ile

ilgili 42 milyar liralık bir yolsuzluk belgesi var, fakat

kullanamıyor."

Aynı tarihlerde Yeşil'in "adamlarımdan biri" diye

bahsettiği bir kişi kaçarken polisler tarafından ayağından

vurulmuştu. Yeşil, "Ayın 1.nde İstanbul'da polisler Osman

Özbek isimli adamımı kaçarken ayağından vurdu. Ne

kadar malzeme varsa gitti. Ev, araba, cep telefonları, çağrı

Page 89: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

89

cihazları, elbiseler hepsi gitti. Adamım şimdi İstanbul'a

giremiyor. Bu çocuğun yaptığı özel bazı mafyavari işler

vardı." diyordu. Yeşil'in kastettiği kişi Osman

Gürbüzdü. Hani Veli Küçük’ün Necip Hablemitoğlu’nu

öldürttüğü tetikçi. Halen Ergenekon sanığı olarak içeride...

Yeşil, Ankara Emniyet Müdürlüğüne alınmadan bir

hafta kadar önce, polisler onun yakın arkadaşlarını

gözaltına almışlardı. Bu konuyu ise şöyle naklediyordu

Yeşil. "Sorgu çok ağır geçmiş, işkence yapılmış. Ankara

Emn. Md. Orhan Taşanlar bizzat sorguya katılmış.

Sorguda ağırlıkla benim üzerimde durmuşlar. Cem'in

yazdığı kitabı açarak Tunceli'den, Muş'tan başlayarak

sorular yöneltmişler Çocuklar, istiyorsanız telefon ve çağrı

numarasını verelim, arayın buraya çağırın, kesin gelir,

gelmez ise bizi öldürün demişler. Gerçekten de

çağırsalardı giderdim. Devletten kaçmak olmaz, ben devlet

ile uğraşamam. Adamların sorgulanmasında tamamen beni

hedef aldılar, bana göz dağı vermek istiyorlar. Bana açıkca

"çalışacaksan, bizim hesabımıza çalış" şeklinde Mehmet

Ağar kaynaklı bir mesaj ilettiler. Ben Mehmet Ağar'ın kim

olduğunu gayet iyi biliyorum. Sorguya alınan çocukların

ikisinin üzerinde silah vardı. Hakan'ın üzerindeki

Kırıkkale silah daha önce öldürülen ve İstihbaratta çalışan

polisin kendi silahıydı. Ben onun Hakan'ın üzerinde

olduğunu bilmiyordum. Bir kenarda duruyordu. Tesadüfen

o gün Hakan üzerine almış. En çok o silahtan

korkuyordum. Ancak olayı kapattılar. Sadece ruhsatsız

silah taşımaktan muamele yapacaklar.

Çocuklardan iki şekilde ifade almışlar. Adliye'ye

gönderilecek olan ifade de, silahları Yeşilden aldıklarını

söylemişler. Kendilerine sakladıkları ifade de ise silahın

birini Jitem'den aldım diye ifade vermesini istemişler.

Hakan'da baskı üzerine, Diyarbakır'da Jitem'de çalıştığını

söylediği ancak gerçekte var olmayan Zülfü Astsubay diye

Page 90: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

90

birinden aldığını söylemiş. Mart 1996'da yurtdışına

gönderildi. Dönüşünde Türkiye içinde büyük bir trafik

kazası yaptı. Arabayı kendi kullanıyordu. Herhalde yine

bir konuya kitlenmişti. Kaza neticesinde boyun

kemiklerinde kırıklar meydana gelmiş, ilk yardım ve

doktor tedavisinden sonra dinlenmeye Antalya'ya gitmişti.

O günlerde "Antalya'da evin nerede?" diye sormuştum.

"Lara'da Ofo otelinin tam karşısında" diye

cevapladı. "Ofo otelinin arkasındaki sitede de benim ev

var, şu anda kirada, kaça aldın?" dedim. "Ben para

vermedim, Gazinocu Ömer Lütfü Topal hediye etti.

Jandarmadan ve polisten bir iki arkadaşın daha orada

dairesi var diye" konuştu. Ömer Lütfi Topal, Yeşil'e

daireleri kendisini koruması için hediye, etmişti.

Antalya'ya gidince rahat ettiğini, yemeğinin de gazinodan

yollandığını söylüyordu.

Yeşil'i Mart ayında DEP Milletvekili Ahmet Türk

aramıştı. Sırrı Sakık'ın bürosunda buluşup hep birlikte

yemeğe gitmişlerdi. Türk'ün bir derdi vardı. Akrabası

"Zekiye" PKK'dan kaçmıştı. Avrupa'ya göndermek için

pasaport çıkarmışlar, bilahare Avrupa'ya gönderirlerse iyi

olmayacağını, tekrar örgüte bulaşacağını düşünmüşlerdi.

Devlet'e teslim etmeyi de düşünmüyorlardı. İtirafçı

konumuna düşüp halkına zarar vermesini istemiyorlardı.

Her an yakalanacağından korkuyorlardı. Bu sorunu Yeşil

halledebilirdi. Yeşil, bu şartlarda yardımcı olmasının

imkansız olduğunu söyledi "ya Avrupa'ya gönder yada

Devlet'e teslim et" diye cevapladı. Türk, bu cevaptan

hoşnut olmamıştı ama bozuntuya vermedi. Yeşil'e şaka

yollu "arkadaş çok sıkışırsam senin evine gönderirim,

Zekiye senin yeğenin sayılır sen ne yaparsan yap" diyerek

konuyu kapattı.

Orhan Taşanlar'ın Ankara Emniyet Müdürlüğünden

gitmesinden sonra Yeşil daha rahat hareket ediyordu.

Page 91: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

91

Antalya'da Emniyet Müdür Muavini ile görüşmüştü. Bir

sorunu yoktu. Ankara'da ise Emniyet Müdürü ile Çiftlik

Merkez Lokantasında yemek yemişti. Yemek fotoğrafı

Yeşil'in MİT'deki yöneticileri tarafından fotoğraflanmıştı.

Bir akşam İşkembeci'ye gittiğinde Mehmet Ağar ve Ünal

Erkan ile karşılaşmıştı. Ayaküstü kısa bir konuşmaları

olmuştu. Yeşil, Ağar'a karşı tavırlı hareket ettiğini

söylüyordu. Polis ve Jandarma'dan verilen hüviyetleri hala

taşıyor, Yurtdışı görevlere giderken bunları MİT'teki

yöneticilerine bırakıyordu. (14).

Taraf gazetesinden Neşe Düzel’e (Radikal'de iken)

verdiği röportajda CHP'li Sinan Yerlikaya, Yeşil’in tüm

işlerini kasetlere aldığı için devletin ona dokunamadığını

savundu. Yeşil'i kimin koruduğunu, haraç işlerini, derin

devletin suç ve suçluyla ilişkilerini sürdürme ısrarını,

Yeşil'i yakından bilen, Yeşil'in kim olduğunu kamuoyuna

ilk duyuran kişi olan CHP'nin en üst organı Merkez Karar

Yürütme Kurulu üyesi Tunceli Milletvekili Sinan

Yerlikaya’ydı. Yerlikaya, Yeşil’in kim olduğunu şöyle

izah ediyordu:

“Yeşil itirafçı değil. PKK veya TİKKO sempatizanı

olup dağa çıkmış, sonra da dağdan inmiş biri değil o.

Yeşil, devletin yetiştirdiği bir operasyon adamı. Direkt

halkın içinden alınmış bir adam o. Yeşil, Bingöl Solhanlı

bir vatandaş. Ailesi Elazığ'a yerleşmiş. Yeşil de, Elazığ'da

doğmuş büyümüş. Elazığ'da devlete ait Ferro Krom

tesislerinde işçilik de yapmış. Bu vatandaşın asıl adı

Mahmut Yıldırım. 'Yeşil', onun kod adı. Bir kod adı daha

var: 'Sakallı'. Yeşil, adını ilk Tunceli'de duyurdu. O zaman

'Sakallı' kod adıyla ünlüydü. Olağanüstü Hal döneminde

devlet, Yeşil türü bir sürü insanla çalıştı. Abdullah Çatlı

gibilerine, kimlikler, paralar, silah izin belgeleri, yeşil ve

14 Eymür, Mehmet 2003.

Page 92: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

92

kırmızı pasaportlar verildi. Yeşil de bu insanlardan biri

işte.

Yeşil, önce MİT'e çalıştırıldı. Sonra JİTEM'e

kaydırıldı. Emniyet'te ise hiç çalışmadı. 90'da Tunceli'nin

Ovacık ilçesinde avukatlık yapıyordum. Yeşil'i o zaman

tanıdım. Emrinde 20-30 kişilik bir özel tim vardı. Bunların

arasında İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal'ı

vuran Haydar kod adlı zat da vardı. Bu adamlar asker

elbisesine benzer elbiseler giyiyorlardı. Yeşil bazen de

sivil dolaşıyordu. Bunlar köylere operasyonlar yapıyor,

insanlara işkence ediyorlardı. Dağa gidip PKK'yla

çatışmıyordu bunlar. Normal vatandaşla uğraşıyorlardı.

Yeşil ve adamlarının yaptıkları çok korkulu bir hal almıştı.

Yeşil, Ovacık'ta bir kahveye veya lokantaya girdiğinde

orası hemen boşalırdı. Yeşil, Ovacık Emniyet Amirliği'nin

üst katında kalıyordu. Benim bürom da emniyetin

yanındaydı. Yeşil'i sık sık görüyordum. Zaten bizim

karşılıklı konuşmamız da dağ başında olmadı. Bir

lokantada, kahvede de olmadı. Emniyet amirliğinde oldu.

Yeşil ve adamlarının işkencelerini vatandaş yetkililere

şikâyet ediyordu ama çare bulamıyordu. O, köylüleri

dövüyor, suya batırıyor, onları çırılçıplak soyup karın

içine sokuyor, bazılarını da karısının önünde çırılçıplak

soyuyordu. Elinde hep iki defterle dolaşırdı. Size isminizi

ve köyünüzü sorardı. Sonra o defterlere bakıp sizinle ilgili

bütün bilgileri söylerdi. O defterler, ona verilmişti. Yeşil,

terörle mücadele kapsamında görevlendirilmiş biriydi.

Onun gözünde herkes PKK'lıydı, her Kürt potansiyel

suçluydu. Zaman zaman Abdullah Çatlı'nın da bölgeye

geldiği, bunlarla hareket ettiği söyleniyordu.

İşte ben o dönemde, Ovacık'ın tek avukatıydım.

Vatandaş bana geldi. Ben de durumu savcıya, kaymakama

söyledim. 'Biz karışamayız' dediler. Hatta jandarma

komutanı yüzbaşı çok iyi biriydi. 'Bizim bu adamla

Page 93: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

93

uğraşmamız mümkün değil. Bu adam direk yukarıya,

Genelkurmay'a bağlı. Gidin, derdinizi oraya anlatın.

Yoksa burada daha çok pislikler yapacak bu. Benim

yapabileceğim bir şey yok' dedi. Ovacık'ta Yavuz bey diye

bir savcı vardı. Ondan, beni Yeşil'le görüştürmesini rica

ettim. Çünkü bu savcı bey, Yeşil'le çok samimiydi. Onunla

emniyetin bahçesinde sık sık tavla oynuyordu, lokantaya

gidip rakı içiyordu. Savcı Yeşil'in vatandaşlara neler

yaptığını biliyordu. Olayları tüm çıplaklığıyla

anlatıyorum. Yorumu da artık size bırakıyorum. Savcı bir

akşam beni aradı ve 'Yeşil seni emniyet amirliğinde

bekliyor' dedi. Yanıma üç kişi alıp, gittim. Bir polis bizi

emniyet amirinin odasına aldı. Az sonra Yeşil geldi ve

emniyet amirinin makamına oturdu.

Kendisine bu insanların terörist olmadığını, devletine

bağlı insanlar olduklarını anlattım. Bana, 'Sen ne

karışıyorsun' dedi. 'Avukatım' dediğimde de, defterini açtı.

'Senin dosyan da çok kabarmış. Yakında senin hesabın da

görülecek. Milletvekili olmak istiyorsun, unut' dedi.

Düşünün ben o zaman Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin

ilçe başkanıydım. PKK'li değilim, DEP'li değilim. Yeşil'in

birçok cinayet işlemesine rağmen bir dokunulmazlığı vardı

anlaşılan.

Düşünün. Bir savcı, bir yüzbaşı, kendilerinin görev

alanında türlü olaylara karışan Yeşil'le ilgili 'Biz onunla

uğraşamayız. Ona bir telkinde bulunamayız' diyorlardı.

Yeşil'e bu dokunulmazlığı tabii ki devlet sağlıyordu. Derin

devlet dediğimiz yapı koruyordu onu. Devletin içinde ona

bu dokunulmazlığı sağlayan kimdi derseniz... Bu, ya

JİTEM'dir, ya da MİT'tir. Yeşil, o dönemde JİTEM'e

çalışıyordu. Sonsuz yetkileri vardı. Ne kaymakam ne de

yüzbaşı ona kimse karışamıyordu. Onu, Olağanüstü Hal

Valiliği tanıyordu. Gittiği ilin valisi ve emniyet müdürü de

tanıyordu. Elinde resmi bir belge olmalı ki, gittiği yerlerde

Page 94: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

94

resmi binalarda kalıyordu. Gittiği ilçelerin kaymakamı,

emniyet amiri ve yüzbaşısı da onu tanıyordu. Eski OHAL

Valisi Ünal Erkan, Hayri Kozakçıoğlu Yeşil'i çok iyi

tanırlar. Emniyet Genel Müdürlüğü yapan Mehmet Ağar

da onu çok iyi tanır. Üstelik o da Elazığlı. MİT'in eski

önde gelenlerinden Mehmet Eymür zaten tanıdığını

söyledi. Yeşil, MİT'te Eymür'ün adamıydı. Hatta Eymür

Yeşil için 'öldü' dedi.

Yeşil ölmedi, yaşıyor. Ama kamuoyuna öldüğü

söyleniyor. Gündemden çıkarılmak istendiği için ölmüş

gösteriliyor. Çünkü bu adam onlarca faili meçhul cinayet

işledi. Şavaş Buldan'lar, Musa Anter'ler, Behçet

Cantürk'ler... Bütün bu cinayetlerin içinde Yeşil var.

Elazığ'da bir doktorla avukat infaz edilmişti. Tunceli'de

genç bir kız kaçırılıp öldürülmüştü. O olaylarda da Yeşil

vardı. Ama bu cinayetlerle ilgili Yeşil hakkında hiçbir

dava açılmadı. Yeşil'in hakkında askeri mahkemede

itirafçılarla birlikte yargılandığı tek bir dava var. O

davanın da ne olduğu belli değil. Ciddi bir dava değil o.

Oysa Yeşil'le ilgili binlerce dosya olması gerekirdi. Ben

Yeşil'in yaşadığını biliyorum. Daha geçen baharda, Yeşil'i

eskiden beri bölgeden tanıyan bazı insanlar bana onunla

görüştüklerini söylediler. Birkaç müteahhit bana, 'Yeşil'le

oturduk Ankara'da lokantada yemek yedik' dedi. Bunlar

benim tanıdığım kişiler. Bu müteahhitler, Elazığlı,

Diyarbakırlı ve Bingöllü. İnsanlar Yeşil'in arkasındaki

desteğin çok kuvvetli olmasından korkuyorlar. Bunu

yaşadılar çünkü. İnsanlar öldürülmekten korkuyor. Yeşil'in

kim olduğunu kamuoyuna ilk açıklayan benim.

Kumarhaneci Topal öldürüldükten sonra, Topal'ın

Kızılay'da bir bankanın hesabına Mahmut Yıldırım adına

10 milyon dolar yatırdığı haberi gazetelerde çıktı. Bu

adamın kim olduğunu kimse anlamadı. Mahmut

Yıldırım'ın 'Yeşil' olduğunu basın benden öğrendi. Onun

Page 95: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

95

robot resmini de ben çizdim basına. Zaten Yeşil, Topal

cinayetinden sonra konuşulmaya başlandı. 97'nin

Şubat'ıydı. CHP Genel Merkez'den Yeşil beni telefonla

aradı. Konuşmaya, küfürle, hakaretle, tehditle girdi.

'Benden ne istiyorsun? Her şeyi devlet adına yaptım ben'

dedi. Ben de, 'Büyük pislikler yaptın. Gel bunların

hesabını ver. Bunlar kayıt dışı kalsın diye devlet seni zaten

bir gün öldürtür. Konuşmaman için seni öldürürler' dedim.

'Kimse bana dokunamaz. Ben tedbirimi aldım. Yaptığım

bütün işleri kasetlere aldım. Kim bana emir vermiş, kim

bana ne demiş, hepsini, yaptığım her şeyi kasetlere

anlattım. Adam öldürüyorsam, devletim için yapıyorum.

Bu kasetleri ilgili yerlere verdim. Eğer bana bir şey olursa

kasetler ve ilişkiler ortaya çıkacak' dedi. Sonra da, benimle

buluşmak istedi. Ankara'da Gölbaşı'ndaki parkta randevu

verdi. 'Yalnız gel' dedi.

Odamda arkadaşlarım vardı. Onlara, 'Arkamdan

gelmeyin. Bu adam istese beni zaten istediği yerde vurur'

dedim. Parka yalnız gittim. Ama Yeşil gelmedi. Baktım

arkadaşlar üç arabayla gelmişler. Yeşil sonra beni aradı,

'Sözünde durmadın. Niye onları getirdin' dedi. Bir süre

sonra da Akın Birdal'ı vuran Haydar kod adlı kişi aradı.

'Bizimle uğraşmaktan vazgeç, bu işlerin peşini bırak' dedi.

Yeşil, G. Doğu'da daha çok devletin talimatlarıyla iş

yapıyordu. Ama zamanla kimliği ortaya çıkınca, devletin

bazı kesimleri ona G. Doğu'dan el çektirdi. Onu Batı'ya

aldılar. O da Batı'da işin kuralına göre görevini yapıyor.

Haraç alıyor. Yeşil, Doğu'dan Ankara'ya ve İstanbul'a

geldikten sonra lüks yaşamın içine girdi ve para toplamaya

koyuldu. Kumarhaneci Topal'ın onun adına bankaya

yatırdığı 10 milyon doların akıbeti hiç sorulmadı. Bu para

ne için yatırıldı, devlet bunu ortaya çıkarmadı. Bu da

dahil,Yeşil'in her türlü olayı kapatıldı. Yeşil de

yakalanmadı. Bir ara Antalya'da Yeşil'in yazlığına

Page 96: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

96

operasyon yapıldı. Yok yarım saat önce, yok on dakika

önce kaçtı açıklamaları oldu. Polisten yarım saat önce

kaçan adam yakalanmaz mı? Çok kolay yakalanır. Devlet,

Yeşil konusunda ciddi değil. Üstelik Yeşil öldü gibisinden

de kamuflajlar yapılıyor.

Kısacası devlet, Yeşil konusunda samimi değil. Her

şeyi bilen ve bulan emniyet Yeşil'i nasıl bulamaz? İnsanlar

onun Ankara'da Mercedes'le dolaştığını, Sakarya

çevresindeki barlara gittiğini, lokantalarda yemek yediğini

görüyorlar. Yeşil'in oğlu İstanbul'un göbeğinde

adamlarıyla yakalandı. Yeşil'in de aynı evi kullandığı

söyleniyor. Yeşil destek almasa İstanbul'da çete kurabilir

mi? Hayır kuramaz. Yeşil'in maddi ve manevi desteği

olmadan oğlunun silahlı çeteye sahip olması, haraç

toplaması mümkün değil. Ama ben Yeşil'in o evde

olduğunu tahmin etmiyorum. Yeşil işi olgunlaştırır,

adamlara emir verir ve sonrasını tepeden takip eder.

Üstelik Türkiye'de sadece Yeşil'in ki değil bir sürü

çete var. Devletimiz maalesef bu konuda çürümüşlük

içinde. Ama bakıyoruz, Yeşil'in oğlunu yakalayan, Yeşil'i

deşifre edenler de devlet görevlileri. Devlet görevlileri

kendi içlerinde bir güç çekişmesi yaşıyorlar. Devletin

içinde, kurumlarında bu işlere karşı çıkan, dürüst,

namuslu, iyi niyetli görevliler de var. Yeşil, JİTEM'in yani

Jandarma İstihbarat'ın adamı olarak tanınıyor. Ama son

zamanlarda Silahlı Kuvvetler'in dürüst ve şeffaf bir yapıya

kavuşmak için çok ciddi çalışmalar yaptığını görüyoruz.

Ordunun zirvesi temiz bir yapı isterken, ordunun içinde

birileri eski ilişkileri sürdürmeye çalışıyor. Terörle

mücadelede sap ve saman karıştırıldı. 'Gerçek suçludan

ziyade, potansiyel suçlular arandı. Askeriyede, JİTEM'de

bu tür yanlışlıklar çok oldu. Mesela Veli Küçük. Onun da

kendine göre çetesi vardı. Ama doğru dürüst yargılanmadı.

Bunları yargılamaktan ziyade, dışlayarak yavaş yavaş

Page 97: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

97

temizleme yoluna gidildi. Şu anda düzgün olmayan işlere

bulaşmış kişileri temizleme gayretleri var. Ama bu kişiler

yargıda cezalandırılsalar, sonuç daha etkin olur. Tabii bir

de hükümetler devletin içindeki çetelere, askeriyenin,

JİTEM'in, MİT'in işine fazla giremediler ya da girmek

istemediler. Biz 91-95'te DYP'yle koalisyon kurduk ama

İçişleri ve Savunma gibi bakanlıklara hep OHAL valilerini

getirdiler. Susurluk'ta adı geçenler bürokrasiye getirildi,

bakan yapıldı. Bu işleri çözmek bu nedenle mümkün

olmadı. Herkesin yargılanabildiği, kimsenin dokunulmaz

olmadığı, şeffaf, demokratik bir devlet olmadıkça, içindeki

suçluları tümüyle ayıkladığına inandığımız bir devlete

sahip olamayız. Bakın... Susurluk sırasında Mersin

Cezaevi'nden biri bana telefon etti. 'Ben bunlarla bir

dönem çalıştım. Susurluk'taki kazada araba sayısı iki

değil, üç' dedi. 'Birinci arabada Çatlılar vardı. İkincide

korumalar. Üçüncüde eroin. Bursa'da Çelik Palas'a

gidiyorlardı. Yeşil malı almak için onları otelde

bekliyordu. Zaten Yeşil zaman zaman Berlin'e gider.

Orada Türkiyem spor diye bir kulüp var. Orada malı

dağıtırlar' dedi. Ben bunu açıkladım. Konu Alman

parlamentosuna da gelmiş, operasyon yapılmış, olayın

doğru olduğu çıkmış. Telefondaki adam benimle daha çok

şeyler paylaşacaktı ama bağlantı koptu, ailesini

aradığımda, 'öldü' dediler. Bütün bu yaşananlar, bir gün

yargılanacak” (15).

Neşe Düzel’in röportajında Sinan Yerlikaya’nın

anlattıkları pek çok kimseyi şaşırtmadı. Yıllarca Doğu ve

Güneydoğu'da görev yapan eski Jandarma Kıdemli

Yüzbaşı Özcan Tuzlu, JİTEM'in varlığının tartışılmasının

abes olduğunu söyledi. Diyarbakır 3. Ağır Ceza

Mahkemesindeki bir duruşmada JİTEM'in varlığının 15 Düzel, Neşe. Yeşil Yaşıyor. Sinan Yerlikaya röportajı. Radikal

gazetesi. 2006.

Page 98: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

98

Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığı'na

sorulmasına karar vermişti. Bunun üzerine tartışmalar

yeniden alevlenirken, Özcan Tuzlu, JİTEM'in

faaliyetlerinin dönemin içişleri bakanları ve bölge valileri

tarafından bilindiğini anlattı. "Bürolarının üzerinde JİTEM

yazılı levhaları vardı. Merkezi Ankara idi, yetkileri

sınırsızdı." diyen Tuzlu'ya göre 'Yeşil' de yaşıyor. Özcan

Tuzlu, Doğu ve Güney-doğu'da JİTEM'in kurucularından

Cem Ersever, Abdülkerim Kırca ve 'Yeşil' kod adlı

Mahmut Yıldırım ile Ergenekon terör örgütünün tutuklu

sanıklarından Veli Küçük ile İstanbul'da birlikte çalışmış.

Zaman'a konuşan Tuzlu, JİTEM'in varlığını tartışmanın,

resmiyetini aramanın sadece bir oyalama taktiği olduğunu

anlatıyor. JİTEM'in çok profesyonel bir teşkilat olduğunu

söyleyen Tuzlu, şu bilgileri veriyor: "İz bırakmadan

çalışırdı. İyi eğitimli kişilerden oluşuyordu. JİTEM'i,

Doğu ve Güneydoğu bölgesinde aklı başında herkes bilir.

Çünkü halkın, korucuların ve polisin bile arasına girmişti.

JİTEM çalışanları, ordu mensupları içinde tanınmaları için

beyaz renkli Renault marka araçlarla dolaşıyordu. Her biri

çok iyi derecede Kürtçe biliyordu ve tam yetkiye

sahiptiler."

Özcan Tuzlu, 1991 yılında JİTEM bölge müdürlükleri

ile çalışanlarının ordu içinde ayrı ayrı telsiz kodlarının

olduğunu ve bu kodlarla telsiz üzerinden bağlantı

kurulduğunu anlatıyor: İşte Tuzlu'nun açıklamaları: "1991

yılının mayıs, haziran aylarında JİTEM'in de içinde

bulunduğu telsiz kodları hazırlanıp dağıtıldı. Buna göre,

terörle mücadelede sıcak temas sağlandığında, yasadışı

unsurların kaçmalarına karşı, 'Süngü'den izci istiyorum'

koduyla çağrı yapılıyordu. 'Süngü' Diyarbakır Jandarma

Asayiş Komutanlığı'ndaki JİTEM bölge müdürlüğünün

koduydu. 'İzci' ise o zamanki lakabıyla 'müdür' olarak

anılan Mahmut Yıldırım'dı. 'Yeşil', çağrı üzerine

Page 99: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

99

helikopterle ve ekibiyle anında olay yerine götürülürdü.

Yıldırım, o dönem ordu içinde JİTEM'ci olarak bilinmesi

için boynuna (yeşil) kaşkol takardı. Daha sonra adı

kaşkolun renginden yola çıkılarak 'Yeşil' olarak anılmaya

başlandı. Cem Ersever ve Abdülkerim Kırca Ekrem,

Levent Temizöz ise 'Fırat' kodunu kullanıyordu. Bunlar,

onların telsizdeki il JİTEM kodları idi. JİTEM'in bölge

müdürlükleri bir timden oluşuyordu ve 7 ayrı tim olarak

Türkiye genelinde faaliyet gösteriyordu. Doğu ve

Güneydoğu Komutanlığı'nın merkezi Diyarbakır'dı.

Diyarbakır'daki bürosu Sur içindeydi. Elazığ'da 8. Kolordu

Komutanlığı'ndaki askeri mahkemenin altında, Batman ve

Mardin'de il jandarma komutanlığında, Şırnak'ta ise Silopi

Botaş içinde faaliyet gösteriyordu. Diyarbakır, Maraş ve

Urfa'ya; Elazığ, Tunceli'ye; Bingöl, Muş, Mardin'e,

Batman ve Şırnak ise diğer bölgelere bakıyordu. İstanbul

ve Ankara'da birer büro vardı. Buraların birer merkezi timi

bulunuyordu. JİTEM birimleri asayiş komutanlarının

emriyle bölge valisinin bilgisi dahilinde çalışıyordu.

Resmi varlığı bilinmesine rağmen JİTEM direkt

yazışmalar yapmıyordu. Bilgileri asayiş komutanlığı

istihbarat şubesine, oradan ilgili yerlere gönderiliyordu.

JİTEM'i dönemin İçişleri bakanları, polis yetkilileri ile

bölge valileri de biliyordu. Çünkü jandarma asayiş

komutanlarının denetiminde, bölge valisinin bilgisi

dahilinde çalışılıyordu. Bürolarının üzerinde JİTEM yazılı

levhaları vardı. Bölgeleri vardı ama yetkileri sınırsızdı. Bir

bölgeden Türkiye'nin farklı bir ucuna gidip iş

yapabiliyorlardı. Her şeyi resmileştirilen JİTEM halen JİT

adıyla görev başında." Özcan Tuzlu, o dönemde görev

arkadaşlarını sık sık uyararak yapılanların yanlış olduğunu

ilettiğini ancak dışlandığını vurguladı. Diyarbakır'da

sırasıyla Ersever, Kırca ve Temizöz'ün JİTEM bölge

komutanı olarak görev yaptığını kaydeden Tuzlu, Yeşil'in

Page 100: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

100

ise halen yaşadığını ileri sürerek şu iddiayı dile getirdi:

"Eski çalışma arkadaşım Levent Göktaş'a Ergenekon'dan

gözaltına alınmadan önce Ankara'ya gittiğimde Yeşil'in ne

olduğunu sordum. Bana, Yeşil'in Ankara Yenimahalle'de

olduğunu ve tecrit edildiğini, normal bir hayat sürdüğünü

anlattı." (16).

Ergenekoncuları mahkûm etmenin en sağlam yolu,

JİTEM davalarının Ergenekon ile birleştirilmesidir.

Yıllardır infiale uğrayan kamuoyu, JİTEM suçlularının

cezalandırılması ile bir nebze olsun rahatlayacaktır.

Avrupa Birliği üyesi bir Türkiye’de korku imparatorluğu

kuranlara, halkın özgürlüğünü elinden alanlara,

işkencecilere yer yoktur. Onların yeri hapishanedir. Yeşil,

bugün 62 yaşında bir emeklidir ve yargılanması gerekir.

Öte yandan Yeşil, Kurtlar Vadisi'ndeki Polat Alemdar'ın

ekibine hiç yakışmadı. Ağar'ı kurtarmak için Yeşil'i

Vadi'ye kahraman olarak monte etmek diziyi yer bitirir...

Belki izleyici kaybeden diziye bir süre izleyici ve reklam

kazandırabilir, o kadar. Yeşil aklanamaz beyler... Kara

karadır... PKK konusunda eğer AK Parti, Emniyet,

Askeriye veya İstihbarat birimleri tekrar yararlanmak

istiyorsa, 1993 ile 1996 yıllarında yaşanan kaos yıllarına

geri dönülüyor demektir. Kürtlerin Türklere ve

devletlerine tekrar inanmaya ve güvenmeye ihtiyacı var.

Ne zaman ki Kürtler ile Türkler kafa kafaya vermişse

süper güç olmuş, dünyayı yönetmiştir. Bu birliğe engel

olmak isteyenlerin amacı iki millet arasında güven

bunalımı meydana getirerek ipleri koparmaktır. Yeşil'in

tarzı ile kardeşlik ve güven iklimi değil düşmanlık ve

nefret ortamı oluşur (17).

16 Tuzlu, Özcan. Bürolarının üzerinde JİTEM yazılı levhaları vardı.

2006. 17 Arslan.2011.

Page 101: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

101

2013 yazı ve sonbaharında Yeşil’in ölmediği resmen

deşifre oldu. Korkut Eken, Emniyetteki sorgusunda ‘Yeşil

yaşıyor’ dedi ve gözler bu gerçeğe çevrildi. Ancak

neredeyse bas bas bağırarak konuyu gündeme getirdiğim

haber ve yorumlarımı ana medya ıskalıyor. NTV

gazetecilik başarısı göstermiş, Eken’in ifadesini diğer

medyadan üç gün önce yayınlamış. Günaydın! Eken,

elbette Yeşil’in yaşadığını biliyor, zira Lübnan’da Beka

Vadisi’inde Suriyeli muhalifleri eğitirken ve Suriye’de

Özel Harp operasyonlar yaparken yanındaydı! Yeşil’in

yaşadığına dair en sağlam bilgiye ise Lübnan’da beraber

görev yaptığı sağkolundan Mayıs 2012′de aldığım bir

email sayesinde kavuştum. Yeşil’in Romanya yıllarında

sağ kolu olan vatandaş ile 1999′da Ankara’da röportaj

yapmıştım. Öldürüldüğünü yazdım diye bana kırılmıştı,

yaşadığını söylemekle kalmadı, emailde şunları yazdı:

Sayın Arslan

Ben ( Buraya sansür koyuyorum), Tesadüfen sitenizde ki

`Yeşil yaşıyor mu? Yaşıyor dedik ya` yazınızı okudum.

Yazınızda benden de bahsetmişsiniz, ortadan

kaybolduğum doğrudur ama henüz ölmedim.

Görüşmemizde de söylediğim gibi bazı şeyler hep gömülü

kalmalı, yada gömülü kalmaya mahkumdur. Zamanında

hepimiz üstümüze düşeni yaptık, deli dediler, yalancı

dediler, ama onların bilmedikleri şey ne derlerse desinler

ölü demelerinden iyidir. Bana deli ve yalancı diyenlere

zamanında Aksiyon dergisine söylediklerimi okumalarını

söylüyorum, hep söylediğim gibi beni zaman haklı

çıkaracak ki, 11-12 sene önce söylediklerim buna

Ergenekon dahil ortaya çıkması sadece bir delinin yada

yalancının salladığı şeyler olarak mı görülecek?. Benim

üzüldüğüm bana deli veya yalancı demeleri değil, sadece

bildiklerimizin ağırlığı altında ezilmemdir. Saygılarımla.

Page 102: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

102

Ona cevaben bazı sorular sormak istediğimi yazdım ve

yanıt bekledim. Şu cevap geldi:

Sayın Arslan,

Benim yaşama sebebim bana hala ihtiyaçları

olduğundandır. Yanlız şunu söyleyebilirim ki, hiçbirşey

ortaya çıkarılmış değil, yukarıdan kimsenin kuyruğu

kıstırılmadı. Ortaya çıkanlar sadece onların çıkmasını

istedikleri şeyler. Sizin Ergenekon dediğiniz yapılanma

ahtapotun en ufak kolu. Sizler Ergenekon denen şeyle

uğraşırken esas olanı gözden kaçırıyorsunuz. Size

araştırmanız için tek bir şey söyleyeceğim AVRASYA

feribotu size neyi hatırlatıyor? Gemiye kimin çıkmasına

izin verilmişti yayın yapsın diye? Kime dosyalar servis

ediliyordu o zamanlar? Bu bağlantıyı çözdüğünüzde

medya ayağını zaten çözdünüz demektir. ( Gazeteci Fatih

Altaylı bota çıkmıştı).

Sayın Arslan, hükümet kararlı olabilir, ülke kararlı olabilir

bu yapılanmayı çözmeye ama benim şahsi fikrim ASLA

tam olarak çözülemeyecektir. Bölgede bu kadar önem

kazanmış bir ülke olmuşken, Türkiye üzerinde egemen

olan devletler kurdukları bu yapılanmayı asla ve asla

deşifre etmezler. Aradan geçen bu zamanda patronlarım

değişti ama yeni patronların amaçları ve niyetleri hep aynı

kaldı. Daha yeni Lübnan’dan geldim, ülkeyi Suriye ve

Lübnan bataklığına nasıl sürüklemek istediklerine bizzat

şahit oldum. Demek istediğim şey, sizler gibi ülkenin

iyiliğini isteyenler ülke içindeki Ergenekon dediğiniz

yapılanma ile uğraşırken esas yapılanmanın içindeki bizler

gibi piyonlar ülke dışında, ülkenin yararına olmayan işler

yapıyoruz. Şimdi diyebilirsiniz ki, ` bırakın, ne işiniz var,

gelin bunları yetkililere anlatın`. Evet doğrudur, ülkesini

seven herkesin yapması gerekende budur. Denedik sayın

Arslan. İçimizden deneyenler oldu. Ya trafik kazasında

öldüler yada Guatelama hapishanelerinde El Kaide üyesi

Page 103: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

103

diye hapsedildiler. Vaktinizi almak istemem. Size bol

şanslar diliyorum. Bu yazdıklarımı kullanırsanız, benim

adımı kullanmamanızı özellikle rica ediyorum. Yinede

sormak istediğiniz, cevaplayabileceğim sorulara cevap

vermekten onur duyarım.

Ve zor sorularımı sordum:

Sayın……….,

Samimi cevap için teşekkürler. Medyanın kim ve kimler

olduğu belli zaten ama nedense henüz operasyon

yapmadılar. Biraz soru sorayım, hepsini bilemeyebilirsin.

Uyuşturucu, kumar, kadın ve insan ticareti, kaçakçılık,

kısacası kara paranın yönetimi şu anda kimin elinde?

Mehmet Ağar’ın durumu nedir?

BND’nin istasyon şefini biliyorum, MOSSAD ve

CIA’nınkiler şu anda kim? AK Partiyi yeniden dizayn

etmeyi planladıklarını biliyorum. Erdoğan’ın yerine yoksa

Hakan Fidan’ı mı düşünüyorlar? Önümüzdeki 10 yılda

kimler parıldatılacak?

Yeşil’in kaydettiği videolar ve belgeler önemli. Karanlık

bir dönemim kapatılması için bunlara ihtiyaç var. Nerede

olduklarını biliyor musun? halen JİTEM ve faaili meçhul

cinayetlerde yeterli delil emniyetin elinde yok?

İsrail, Türkiye’yi komşularıyla kavga ettirip sıcak savaşa

sokmaya, ekonomisine darbe vurup eskisi gibi yönetmeye

hevesli ama o dönem geçti. Hangi provakasyonu

planlıyorlar?

Alevilik sorunu konusunda kimler kullanılıyor? Nasıl bir

fitne ateşi yakacaklar. Yahudi Alevilik, Mason Bektaşilik,

Page 104: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

104

çakma Kemalist Alevi Solculuk nereye koşuyor? Yeni

plan nedir?

CHP’nin başına önümüzdeki dönemde Osman Faruk

Loğoğlu’nu mu koyacaklar? Solu nasıl organize

edecekler?

Göktürk yapılanması konusunda ne biliyorsun? Miktat

Alpay ve MİT ve Özel Harpteki Çerkez grubu ne

planlıyor?

MİT ve Emniyet içindeki kara koyunlar kimler?

Kürt Hizbullah’ı ve Kürt İslam Teali grubunu kimler

kurduruyor? PKK’ya hangi rol verilecek?

Ajan gazetecilerin listesi sende var mı?

Zor sorular sorduğumun farkındayım. Sen kendi açından

nasıl görüyorsun merak ediyorum. Suriye’yi ikiye üçe

böleceklerini, MOSSAD’ın planlarını ve İran olayını

elbette biliyorum, ülkeyi karanlığa sürükleyen içteki

hainler kimler?

Selamlar

Şu cevap geldi:

Sayın Arslan,

Sorularınızdan bazılarının cevabını biliyorum, bazılarını

zaten bilmem mümkün değil. Benim sağ kalmamın sebebi,

daha evvelde söylediğim gibi bildiklerimi kendime

saklamam ve hala işlerine yaramam. 10-15 gün sonra

Hongkong ‘da olacağım. Oradan size daha güvenli bir

iletişim kuracağımı sanıyorum. Oradan bazı bilgiler

Page 105: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

105

aktarabilirim, ama daha önemli bir konu ortaya çıktı.

Hocaefendi’ye yada danışmanlarından birine

ulaşabiliyorsanız bir mesajım olacak. Simbetin kodlu Şin

Bet ve Lashgare 23 Takavar kisvesinde, kendisine karşe

eylem plane var. Umarem bunlareen ne anlama geldiğini

biliyorsunuzdur, Allah yardımcıları olsun. Saygılar.

SİM veya SİMBET, İsrail’in özel infaz grubunun

operasyonel adı. Kurumun tam adı İsrail Güvenlik

Servisi Şin Bet. Şin Bet, epey insanımızı casusluk tuzağına

düşürmek için her türlü yolu deniyor. Önceden şebeke

sistemiyle çalışıyordu şimdi ise facebook ve twitter gibi

sosyal iletişim ağları üzerinde yoğunlaşmaya başladı.

Özellikle ’araştırma merkezleri’ veya ‘hayır kurumları’

gibi adlarla faaliyette bulunur Şin Bet. En geniş kadroya

sahip ve en önemli departmanlardan biridir. Karşı-

casusluk, yabancı diplomatların takibi görevlerinin yanı

sıra, komünistlerle ve diğer politik aşırı-uçlarla mücadele

eder. Dezenformasyon, yanlış veya doğruluğu

bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgidir ve Şin Bet’in

en başarılı olduğu alandır. Hasmı rencide etmeyi,

aşağılayıp küçük düşürmeyi amaçlayan Karşı propaganda

ile benzerlik taşır. Sahte belge, el yazısı, fotomontaj ve

montaj filmler ile fabrikasyon istihbarat ve dedikoduların

duyurulması gibi yöntemleri bulunur. Sosyal alanda

bireyleri ve toplumları yönlendirmek amacıyla, yanlış

bilgi ve haber vermek için kullanılan en önemli araçlardan

biridir. Espiyonaj veya askeri istihbarat alanında

dezenformasyon, düşman kuvvetleri yanlış kararlar

aldırmaya yönelik olarak çıkartılır. Hasım tarafta

psikolojik çöküntü oluşturulması ve motivasyonun

kırılması için de kullanılır.

Yanlış bilgi üretme ve yayma yoluyla yapılabileceği gibi

mevcut bir bilgiyi kötü maksatla kullanma ve çarpıtarak

Page 106: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

106

verme yöntemi de uygulanabilir. Geleneksel propaganda

veya Büyük Yalan teknikleri toplumsal seviyede hissiyatı

motive veya demotive etme amacı taşırken

dezenformasyon, makul seviyede kitleleri kuşkuda bırakan

çarpıtma bilgiler veya bu bilgilerin yanlış kasıtlı sonuçlara

bağlanması yoluyla manipüle etme amacına hizmet eder.

Eğer hedef kitle bu tip kontrolden etkilenebilecekse

uygulanan diğer bir teknik, gerçeklerin gizlenmesi veya

sansürlemedir. Eğer bilgi alma kanalları tamamen

kapatılmadan bırakılabilirse, bu kısıtlı bilgilerin

dezenformasyon ile doldurulabilmesi ve hasmın kolayca

ispatlanamaz birçok iddialar ile birlikte kuşkulu bir halde

bırakılabilmesi mümkündür. Bazı gerçek bilgileri ve

gözlemleri bazı yanlış yorumlar ve yalanlarla karıştırmak

veya bazı gerçek bilginin sadece bir kısmını vererek yanlış

yorumlarla bilgiyi dağıtmak yaygın dezenformasyon

taktiklerdendir.

Operasyon bölümü

1. Koruma ve güvenlik. (İsrail elçiliklerini ve

görevlilerini, Başkan’ı ve İsrail Savunma Sanayini

şemsiyesi altına alır.)

2. Arap ülkelerle ilişkileri yürüten teşkilat. (Özellikle

İsrail sınırlarındaki Arap ülkeleriyle ilgilenir.)

3. Araplar olmayan ülkelerle ilişkileri yürüten teşkilat.

(En geniş kadroya sahip ve en önemli

departmanlardan biridir. Karşı-casusluk, yabancı

diplomatların takibi görevlerinin yanı sıra,

komünistlerle ve diğer politik aşırı-uçlarla mücadele

eder.)

1998′de mensuplarını yine İsraillilerin oluşturduğu

İşkenceye Karşı Genel Komite adlı oluşumun İsrail

Yüksek Mahkemesi‘nde Şin-Bet’in işkenceleri hakkında

dava açması üzerine, teşkilatın o dönemdeki Genel

Müdürü General Ami Ayalon mahkemeye bir rapor

Page 107: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

107

sunmuş ve İsrail İç Güvenlik Teşkilatı’nın Filistinlilere

işkence yapmadan edemeyeceğini, Şin – Bet

soruşturmaları açısından işkencenin zorunlu olduğunu ileri

sürmüştü. Ayalon aynı raporda, işkenceye herhangi bir

sınırlama getirilmemesini de talep etmişti. Sonuçta

Yüksek Mahkeme, Ayalon’un raporunu esas alarak

İşkenceye Karşı Genel Komite’nin davasını reddetti.

İsrail güvenlik servisi Şin Bet’in eski başkanı Avi Dicter,

terör zanlılarına yönelik düzenlenen suikast

operasyonlarının her birinin başbakanın özel onayıyla

yapıldığını söyledi.

ABD’de Brookings Enstitüsü‘ne konuk olan Dicter,

İsrail’in terörle mücadele operasyonlarının perde arkasına

ilişkin yaptığı alışılmadık açıklamasında, suikast

operasyonlarının her birinin tek tek başbakan tarafından

onaylandığını anlattı.

Sherut-ha-bitachon ha-khali’in kısaltması, İsrail’in ülke

içindeki olayları izlemekle yükümlü istihbarat servisi.

genel güvenlik servisi anlamına gelir. Aslında İsrail’in

ülke içerisinde istihbarati faaliyet yürüten istihbarat

kurumudur ama destek ve operasyon olmak üzere iki

bölümden oluşmaktadır. Özellikle devlet görevlilerinin

ülke içerisinde korunması bu kurumun görevidir. Yargsız

infazlar, işkenceler, adam kaçırma ve cinayetler sıradan

işleridir. Ülkemizdeki pek çok suikastı Uğur Mumcu

cinayeti gibi bu birimin üyeleri bizim kirli birimlerle ortak

yapmıştır. Hücreler halinde çalışan bazı infaz timleri özel

harp elemanlarımızla içiçe geçmiştir.

1980’den itibaren İsrail’in gizli servisi Şin Bet’i

yönetenler aslında Yahudi Hahamlar Konseyi’dir. Yani bir

bakıma İsrail’i gerçek manada yönetenler bunlardır. Hatta

dünyaya şekil verenleri de denebilir. Şin Bet’in eski

yöneticilerinden Avraham Şalom (1980-86), Yaacov Peri

(1988-94), Carmi Gillon (1994-96), Ami Ayalon (1996-

Page 108: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

108

2000), Avi Dichter (2000-2005) ve Yuval Dichter (2005-

2011) daha önce hiç röportaj vermemişti. Yönetmen Dror

Moreh’in karşısına geçtiler ve bir belgesele içlerini

döktüler. Oscar’a aday gösterilen The Gatekeepers adlı bu

belgeseli izleyen İsrail’deki şahinler “Bizim Şin Bet sol

saçmalıklara kurban gitmiş” diye eleştiriyordı. Nedamet

getirmiyorlar aslında, daha zalim olmadıklarına

yanıyorlar.

Yuval Diskin, yani Şin Bet’in en son taze yöneticisi, şöyle

diyor: “Biliyorum, onlara göre de ben teröristim. Benim

düşman bellediğim beni terörist olarak görüyor. Birinin

teröristi, diğerinin özgürlük savaşçısıdır.”

Bizler için zafer nedir? Daha çok terörist öldürmek mi?

Daha çok güvenlik mi? Zafer dediğiniz şey… Kim daha

iyi bir siyasi gerçeklik yaratırsa onun olur. Siyasi bir algı

yaratma işidir zafer. Bu kadar basit. Şin Bet’in

yöneticilerinin genel politikası bu cümlelerde gizli;

toplumda algı meydana getirerek olmazı olur kılmaktır.

Yeşil’in sağ kolu ile bundan sonraki konuşmalarımız

sırdır.

Bundan sonraki emailleşmemizde aldığım cevap

korkunçtu: Maalesef ülkemizle Suriye’yi savaşa sokmak

için malum devletin gözetiminde ve emriyle

provokasyonlar hazırlıyoruz ve kendimi ülkeme ihanet

ettiğim için çok kötü hissediyorum. Bu yazdıklarım sanal

bir dizi senaryosu veya komplo teorisi değil acı

gerçekler… Daha fazlasını yazmaya mezun değilim,

mesajı alacak almıştır umarım! Suriye ile savaş demek

ekonominin batmasıdır.

Yeşil’in sağkolunun telefonunu Emniyet’e verdim ve

dinlemeye almalarını tavsiye ettim ki, Yeşil ne haltlar

karıştırıyor öğrenebilelim. 2012 yazında Türkiye’ye

Page 109: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

109

gittiğimde abimin telefonundan ona mesaj çektim. Ertesi

gün abimin telefonu bozuldu ve üç gün tamirciden

çıkmadı. Elbette kopyalandı. Zavallı abimin başını derde

soktum. Gerçi ‘başının derde girmesini istiyorsan bir

mesaj çekeyim, bak sonra neler olacak?’ dedim de

telefonunu bilerek kullandım. MİT’dekiler boş yere

abimin telefonu kopyaladı, abimin telefon konuşmalarında

en fazla, ‘Cimbom ne haber’, ‘hey Afrika nasılsın’ diye

arkadaşlarıyla geyik muhabbetleri vardır. Epey gülmüştük.

Neyse, bu işin matrak tarafı. MİT ile dalga geçmeyi

seviyorum…

22 gün sonra çektiğim mesaja yanıt geldi, şöyle diyordu:

Çok hızlı bir dönem geçirdik, yoğundum. 10 ay sonra

2013 yazında gelen kısa mesajda ise

tırsmıştı: Yazdıklarınızla beni çok kötü bir duruma

düşürdünüz, ben size sadece yardım etmek istemiştim.

Artık beni de hedef yaptınız, teşekkğrler, saygılar….

Şu yanıtım son mesajlaşmamız oldu: Mesela. Kimse

kimseye haybiye yardımcı olmaz, belkide hedef saptırmak

için beni kullanmak istediniz. Her neyse. Verdiğim

rahatsızlık olduysa özür dilerim. Vatana millete faydalı

oldu ise çektiğiniz hiç bir şey önemli kalmaz…

Gazeteci ile hamama giren terler…

Page 110: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

110

İkinci Bölüm

Gayretullah’a Dokunur Zulüm

Global Ergenekon’un PKK’ya 2012 yazı başlarken

yaptırdığı Dağlıca saldırısını 4 gün öncesinden haber

veren bir makaleyi nasıl yazmıştım? Yeşil’in sağ kolu

Lübnan’dan Beka Vadisi’nden Yeşil’in yanından

bildiriyordu. Saldırı öncesi ve sonrası oluşturulan çakma

atmosfer üzerine makalemi yeniledim. Devir değişti, ne

post modern darbe, nede hükümete direk el koyan bir

askeri darbe mümkün. Lakin darbeden daha kötüsü

olabilir. Ülkemizi Mısır’daki firavunlara benzer bir

diktatör yönetebilir. Veya askeri vesayeti devam ettirmek

isteyen rövanş peşindeki Silivri şürakası, Roma’yı yakan

Neron gibi ellerinden güç gitti diye ülkemizi baştan sona

yakabilir. Müneccim değilim, ulaştığım haber

kaynaklarından gelen bilgileri analiz ederek sonuca

ulaşıyorum.

Bu nedenle yorumum şahsidir, yanlış olabilir ve

öngörülerimin hatalı çıkması sadece beni bağlar. Silivri’de

azı meskûn, çoğu dışarıda şeytani planlar yapanların kötü

niyetleri ve tuzakları malum oldu. Üç aşamalı yeni bir şer

Page 111: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

111

planı yaptıklarını basireti olanda görebilir. Bazı dost

bildiklerimizde oyunun içinde olmasa, üç ayrı kaynaktan

gelen, birbiri ile irtibatı imkânsız üç aykırı uçtan dökülen

bilgilere “komplo teorisi” der geçerdim. Darbe tehdidi

geçti sananlara kötü bir haberim var. Suriye ile Türkiye’yi

savaşa sokmak isteyen yerel derin çete ve küresel fitne

şebekesi, inanılması güç bir fitne peşindeler. Bir taşla kuş

katliamı yapacaklar!

İlk atışı Dağlıca’da yaptılar, PKK’nın Fehman

Hüseyin yönetimdeki Suriye kolu, Kandil’i Suriye ile

Türkiye sınırında Afrin’e taşımayı tamamlar tamamlamaz

ilk ses getiren terörünü yaptı. Bundan sonra PKK içindeki

bölünmeler ile Leyla Zana, Murat Karayılan, Abdullah

Öcalan, Zübeyir Aydar ve Fehman Hüseyin taktik gereği

ayrı ayrı telden çalacaklar ve terör oyuncağını kuranları

perdeleyecekler. 5 ayrı PKK ile karşı karşıyayız, hangisi

ile barış görüşeceksiniz, buyrun buradan yakın! Bu

noktaya nasıl gelindi? Özel Harbimizin gözde elemanları

ve “Sakallı” Yeşillerimiz, MOSSAD ve CIA ile el ele

vermiş, Lübnan’da Beka vadisinde harıl harıl hazırlık

yapıyordu. MİT, dedesi şeyh olan PKK’nın Avrupa

sorumlusu Zübeyir Aydar ve Sabri Ok ile Oslo’da barış

deyince damarlar çatladı. Hürriyet gazetesine röportaj

veren Leyla Zana’nın ‘sorunu Başbakan Recep Tayyip

Erdoğan çözer’ mesajının ardından gelen Dağlıca

baskınıyla ordu, millet, hükümet el ele oldu. Al sana yeni

bir çakma toplum mühendisliği daha! Gazeteci ve Yazar

Avni Özgürel, Karayılan’la görüşüp zeytin dalı güya

uzattı, ama nedense barış baltalandı. Öcalan’a ev hapsi

önerisi ve Kürtçe’nin seçmeli ders yapılması jestlerinden

sonar olanlar oldu. BTP Lideri Selahattin Demirtaş, ‘PKK

silah bıraksın’ dedi, Kürdistan lideri Mesut Barzani ve

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ardı sıra.

İncirlik’te ABD gözetiminde tüm taraflar arasında yapılan

Page 112: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

112

görüşmelerden sonra nedense şehitler, ihanetler arttı.

Ortalık maymundan geçilmiyordu!

‘Global Ergenekon’un yerli işbirlikçilere uygulatacağı

planı deşifre ediyorum. Beka’da hazırladıkları Suriyeli

muhalifleri ve PKK’lıları Suriye ordusu kıyafetinde başta

Hatay, Adana ve Mersin olmak üzere askerlerimizi,

polislerimizi, sivil vatandaşlarımızı öldürmeye yönelik

büyük provokasyonlara imzalar atacaklar. Günahın

faturası PKK’ya kucak açan Şam yönetimine kesilecek.

Rejim PKK karşıtı tüm Kürt liderleri yabancı

istihbaratların tetikçilerine ve yerli ajanlarına Suriye’de

öldürttü. İsrail’in Simbet ve İran’ın Lashgare 23 Takavar

özel saldırı infaz timleri birlikte çalışıyordu. Fethullah

Gülen’e veya A takımına ABD toprakları içinde ortak

operasyon yapmayı planlayan iki şer özel infaz timini

haber veren Yeşil’e teşekkür mü etmeliyim, yoksa kızmalı

mıydım? Tüm şeytanlar aynı saftaydı! İnfaz listeleri

kabarıktı, ülkemizde yeni gazeteci, aydın, politikacı

suikastlarına hazır olun! Dertleri Suriye’de Esad rejimini

devirip, akan Müslüman kanını durdurmak değil, gayeleri

ülkemizde Müslüman kanı akıtmak ve 10 yıllık

kazanımları kesip doğramak… İsrail kaybettiği konumu

tekrar istiyor ülkemizde.

AK Parti, “Yerli ve Global Derin Devlet” ile anlaşma

yapınca kirli bağırsakları tasfiye sürecinin sonlandırılacağı

belliydi! 250. Madde krizi çıkartarak özel yetkili savcıları

budamak isteyen AK Parti’nin asıl amacı yakın vadede bu

değildi. Bu taviz dayatılıyordu. Savcı ve hakimlerin tepki

göstererek tayinlerini istemesi bunu gösteriyordu.

HSYK’nın 2012 Yılı Adli ve İdari Yargı Kararnamesi ile

2 bin 335 hakim ve savcının yerini değiştirmesi yanlış

yorumlandı medyada! Star yazarı, AK Milletvekili Şamil

Tayyar’a kanacak olursanız, “yargı AK Parti’ye darbe

yapıyordu.” Hayır Tayyar efendi, yargı AK Parti’ye derin

Page 113: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

113

devletle anlaştığı ve yargıya müdahale etmek istediği için

rest çekiyordu. Yeni hakim ve savcıların atanmasıyla

Ergenekon, Balyoz, KCK, Şike gibi davalar tepetaklak

olacak ve en az altı ay süresince yeni gelenlerin davalara

vakıf olması gerekecekti. Bu zaman kaybıdır, peki bu

zamana kimin ihtiyacı var? Hani davalar uzun sürüyordu

da yüce Türk adaletinin bir an önce tecelli etmesini

merakla bekliyorlardı. Külliyen yalan. Yargıya zerre kadar

güvenmiyorlar, sonuç ne olursa olsun razı değiller, zaten

kabulde etmeyecekler, takmayacaklar…

Peki kibirleri yüksek bu ekabir takımı ne planlıyordu?

2013 yılı öncesi veya yıl içinde Silivri’dekiler tutuksuz

yargılanmak için başvuracaklar, hakim ve savcısı değişen

davaların aksamasından dem vuracaklardı. Bizde toplum

olarak aptalız ya, onlara acıyacağız ve zararsız olduklarına

hükmedip Silivri’den çıkmalarını arzulayacağız. Koskoca

paşalar kaçacak değil ya! Bedrettin Dalan kaçmışsa onun

suçu canım! Savcı ve hakimlerin delilleri gizleme,

karartma, değiştirme kabiliyetleri ve güçleri nedeniyle

tutuklu yargılattığı sanıkların neredeyse masum olduğuna

inandıracaklar bizi. Çıkar çıkmaz tövbe edip hacca

gidenlerin olacağına bile inandırılan saflarımız olacaktır.

Bu kadar numarayı yermiyiz bilemiyorum ama ikinci

aşama korkunç!

Lübnan’da Beka’da aylardır askeri eğitim gören

kışkırtma ekibine beş koldan inanılmaz provokasyonlar

yaptırılacak ve Türk medyasında hep savaş tamtamları

çalacak! Sonunda toplum Türk milliyetçilerinin isyanıyla

patlayacak, Genelkurmay ve Başbakanlık, el ele verip

vatandaşını koruma hakkını kullanıp, Şam’a hak ettiği

dersi vermek için Suriye’ye girecek. Kimse karşı

çıkmayacak dünyada, hatta alkışlanacak. Buraya kadar

problem yok, militan PKK’ya destek veren Kürtler dışında

kimse Türk ordusu ve hükümetinin komşuya adalet ve

Page 114: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

114

demokrasi götürmesine ses çıkarmayacaktır! Zaten ne

ABD nede AB ülkelerinin petrolü, madeni olmayan

ülkelere demokrasi götürmeye hevesi kalmamış! İş bitsin,

paylaşım savaşında masada aptal (!) Türklerden savaş

kazanımlarını geri almak nasıl olsa çantada keklik!

Savaş, Ankara’nın tahmin ettiğinden uzun sürecek,

kayıplar artacaktı. Genelkurmay, ülkede olağanüstü hal ve

sıkıyönetim ilan edecekti. Al sana askeri darbe! Hükümet

başkanı ve cumhurbaşkanı ordunun sembolik olarak başı

olsada tüm güç merkezleri ve kaynakları yönetim askeri

bürokrasinin eline geçecektir. Vay siz misiniz, savaşı

yönetecek kudretli, tecrübeli paşalarımızı Silivri’de

yargılayan, tutuklayan, gereksiz yere mağdur eden,

hırpalayan, küçümseyen! Rövanş vakti gelmiştir.

Haziran ayında internete düşen 4 ses kaydının

sahiplerinin ve bunların hitap ettiği astlarının, tepedeki

isimlerin bulundukları psikolojileri ve akıl sağlıkların

normal olmadığı ortada! Mahkeme sürecinde illegal işler

yaptıklarını itiraf etmediler mi? Polisin topladığı

milyonlarca belge ne olacak peki? Elinde belge olmadan

karar veremez yargı elemanı. Ya doğrudur kanuna göre

yada yanlış…

AK Parti, 250. Madde’yi bu dönem çıkartamayacağını

sanıyordum, ama kredisiyle oyun oynadı ve halka rağmen

geçirdi. Peki oyun nedir? Oyun, izinsiz dinlemelerle kayıt

altına alınan ses kasetlerinin yayınlanmasını durdurmak,

engellemek! Basına sansür yasası çıkartarak bunu

yapabileceklerini sanıyorlar. Bugünkü hükümet ülkenin

geleceği için önemli konuları sallamış, kontrol edemediği

her durum ve alan için kanun çıkarıyordu. Sadece kendini

düşünüyordu. Yıpranmaktan, yıpratılmaktan ödü

kopuyordu. AK Parti, bir suçu deşifre eden, suçüstü yapan

bir gazeteciyi hapse tıkmak istiyorsa, kendi pisliklerinin

ortaya çıkmasından korkuyor demektir. Siz çıkardığınız

Page 115: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

115

sansür yasasıyla gazeteciyi, mesela beni içeri tıkarsınız ne

olacağını söyleyeyim: Ben dosyaları yayınlayacak mecra

mutlaka bulurum. Bir gerçeği yaymanın yolları sonsuz

sayıdadır. Bütün yolları kapatsanız da fısıltı gazetesine,

twitter’e, facebook’a da sansür uygulayamazsınız.

Yolsuzluk dosyaları, hortumculuklar, ihaleye fesat

karıştırmalar, imam nikâhlı kaçak Muta eşleri,

zamparalıklar, ahlaksızlıklar, rüşvet, yani bilumum zulüm

er geç varsa ortaya çıkar. Kalbimiz çok temiz, fitne

çıkarma, biz haram ve helal dengesinde yaşayan, devletin

kuruşuna dahi dokunmayan dava erleriyiz

iddiasındaysanız yandınız, zira ihlâslı, samimi

olamayanların karizması Hak ve Hak dostlarınca çizilir.

İşte üçüncü aşamada savaş bahanesiyle yapılan

darbenin en vahşet ve dehşet planı sahneye konur.

Sansürle susmayan gazeteci ebediyen susturulur. Eski

dönemde 6 milyon insanımızı fişledikleri için ellerinde

epey liste var ama listeleri netleştirmeleri gerekiyor. Son

aylarda öldürülmesi gereken ilk yüz kişi, bin kişi,

tutuklanması hapiste çürütülmesi gereken ilk on bin kişi

listeleri hazırlamışlar, dost bildiklerimizle diz dize, el

ele… Bu “kelle avcıları” herkese her şeyi layık görüyorlar

ama, kendilerine bunların yüzde birinin yapılmasına razı

değiller.. Kendilerinden çok eminler, ama akılsızca ve

ahlâksızca işler yapıyorlar.. Yaşananlardan ders

almıyorlar.. Belki de bunların adli takiple birlikte bir de

psikolojik terapiye ihtiyaçları var. İktidarın muktedir

sarhoşluğu zayıflığın işaretidir. Üç aşamalı darbe planına

AK Parti dur diyemezse, elbette Gayretullah’a dokunur

zulüm (18).

12 Nisan 2012’den beri Suriye ile ülkemizi savaşa

sokmaya çalışan küresel ve yerel Ergenekon’a karşı hedefi

18 Arslan, Faruk. Çorum Manşet, 16.06.2012

Page 116: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

116

12’den vuran onlarca Türkçe ve İngilizce makaleler

yazmıştım. Suriye süratle Lübnanlaşıp iç savaş

derinleşirken, ülkemizde dozajı kasten artırılan hormonlu

terör eylemleriyle Türkler ile Kürtler ayrıştırılıyordu. Son

10 yılda Suriye’ye 62 defa giden Dışişleri Bakanı Ahmet

Davutoğlu, Esad rejimi ile önce “kanka” oldu, sonra ise

“düşman”. İhvanı Müslim atına oynayan Ankara halen

şaşkın, ama ordusunu Suriye’ye zorla sokmaya çalışan

global çeteye direniyordu.

Gelinen noktada Türkiye, Suriyeli Kürtlerin otonom

içerikli siyasi taleplerini geri çevirirse savaş çıkabilir.

Zaten çoğu Türk vatandaşı veya Türkiyeli Kürtlerle

akrabalar. Yakında Tunceli, Van, Hakkari, Şemdinli,

Cizre, Şırnak, Mersin, Şemdinli ve Diyarbakır’da “sivil

itaatsizlik” soslu iç savaş planlayan PKK, ülkede Türk ve

Kürt gerilimini yabancı servislerinin istihbarat, lojistik,

akademik, strateji, medya ve yazar katkılarıyla

tırmandırıyor ve Suriye kartını mükemmel kullanıyor.

PKK’ya teorisyenlik yapan yabancı servisler ve yerli

işbirlikçi baronlar, zamana yaydıkları üç ana Kürt

politikasına oynuyorlar ve iç savaş senaryosu adım adım

titizlikle hazırlanıyordı.

Birincisi, Suriye’de bir iç savaş yaşanıyor, savaşın

dışında kalan Kürtler, ne Esad rejimiyle çatışıyorlar ne de

Suriye muhalefetine katılıyorlardı. Kürtler kendi özerk

bölgelerini kuruyorlardı. PKK güdümünde sanılan PYD de

PKK gibi ulusalcı ve Kürt milliyetçisi! İkisi de gerek

Suriye’deki gerek Türkiye’deki Kürtlerin statü talepleri

peşindeler, dinden uzaklar, seküler fikirleri ve hayatı

benimsiyorlar. Sanıldığı gibi PYD, PKK’nın kurduğu,

yönettiği bir örgüt ve siyasi parti değil. PYD’nin geçmişi

1950’lere kadar gidiyor. Aralarında bir ast-üst ilişkisi yok.

Bugün PYD’yi PKK yönetmiyor. Suriye Kürtleri PKK’nin

yönetimini kabul etmezler ama birlikte hareket etmeyi

Page 117: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

117

kabul ederler. Bugün Suriye Kürtleri kendi yaşadıkları

bölgelere uygun siyasal yapılar oluşturuyorlar. Suriye’de

bir Kürt siyasi yapısının oluşması PKK’ya moral veriyor.

AK Parti’ye Türkiye’de “Kürt açılımı” adı altında

teröristlere siyasetin önü açmasını salık verenler, PKK’nın

eli kanlı militanlarını siyasallaştıran Almanya! Hedefleri,

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Nelson Mandela havasıyla

milletvekili yapılması ve dağdaki teröristlerin genel afla

şehre inip paralel devlet yapılanmasının başına

geçmelerinin sağlanması. KCK’lıları salan AK Parti’ye

hata yaptırıldı, Beşir Atalay’a yazıklar olsun!

İkincisi, Öcalan, Kürt nüfusunu artırmak için çocuk

yaptırma politikasına yöneldi. Her Kürtden dokuz on

çocuk sahibi olması talep ediliyor. Türkler iki çocukta

kaldığına göre, 25 yıl sonra 14 milyonluk Kürt nüfusu üç

katına çıkacak ve Türk nüfusuna karşı psikolojik üstünlük

sağlanacak. Örnek vereyim. Adana’da Hürriyet

Mahallesi, Dağlıoğlu Mahallesi, Çamlıbel Bulvarı, Şehit

Erkut Akbay Mahallesi, Şakir Paşa Mahallesi ve

Gülbahçesi Mahallesi, doğu illerimizden göç etmiş

Kürtlerle kaynıyor ve buralara Türkler giremiyor.

Bu mahallere kaçak ve legal sigara satışı yapan bir

dostum, şahit olduklarını şöyle anlattı: Birbiri içine geçmiş

evlerde her odada bir kadın vardı. Kahvede erkekler tüm

gün sigara içip, kağıt, tavla ve okey oynuyorlar,

çalışmıyorlar, tek görevleri her yıl iki adet eşlerinden birer

çocuk yapmak. 5 veya 10 milyara başlık parası ile satın

alınan Kürt kızlarını sömürüyorlar burada ve Kürt nüfusu

çoğaltılıyor. Çocuklara sokaklarda seyyar satıcılık

yaptırılıyor, polise taş attırılıyor. Çocuk asker kullanan

PKK elebaşlarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne

verirsek, belki bu çocuk istismarcılarından kurtulabiliriz.

Varsın Avrupalı düşünsün, bizim teröristlerle uğraşması

kolay mı, hem İmralı sakinini beslediğimiz yeter!

Page 118: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

118

Üçüncü politika, her Kürt ekonomik bağımsızlığını

kazanacak, Türklere muhtaç olmadan yaşayacak, iş yeri

sahibi olacak ve Türkleri emrinde çalıştıracak politikası.

Örnek verelim. 2003’de 300 milyon dolarlık bir güç iken

bugün 30 milyar dolarlık tiran haline gelen Mesut Barzani

ve aşireti kara parasını başta Mersin ve Gaziantep olmak

üzere ülkemizde aklıyor. Vigor marka sigara üreten

European Tobacco Genel Müdürü Hulusi Kaymaz’ın da

bulunduğu toplam 33 kişi, sigara kaçakçılığından

geçtiğimiz yıl Eylül ayında tutuklandı. European Tobacco,

Türkiye’de sigara üretme ve ihraç etme yetkisine sahip 7

firmadan biri. Firma ürettiği sigaraların tamamını

yurtdışına ihraç kaydıyla üretiyor ve bu nedenle vergi

ödemiyor. Sattığı her dört sigaradan biri kaçak.

Bu şirketin yüzde 40 ortağı görünen Ermeni asıllı

Lübnanlı Nasri Kardeşler, Kürt Bölgesel Yönetimi

Başbakanı Neçirvan Barzani’nin kasası olarak biliniyor.

Şu anda şirketin çoğunluk hisseleri, Saskatchewan’da

mercimek fabrikaları ile bir dev haline gelen Arbel’in

Saskcan veya borsadaki şekliyle Alliance Trader’in büyük

hissedarları Mahmut Arslan, Hasan ve Hüseyin Arslan

kardeşlerle Hulusi Kaymaz’ın elinde. Emniyet, Kaymaz’ın

Azerbaycan’da çok üst düzey bazı isimlerle gayri resmi

ortaklıkları olduğunu belirledi. Kaymaz ayrıca

Yunanistan’da da güçlü bir ilişkiler ağına sahip.

Mahmut Arslan, bu iddiaları yalanlıyor, Nasri Grup’la

2005’te yollarını ayırdıklarını, Barzani’yle ortaklık

iddialarının doğru olmadığını ileri sürüyor ama tüm

Mersinliler gerçeği biliyor! 2004 yerel seçimlerinde

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı için AKP’den

aday olan Mahmut Arslan’ın evi bundan bir yıl sonra PKK

tarafından bombalandı. 1.5 milyar dolar cirolu, 165 milyon

dolarlık ihracata sahip Arbel Gıda’nın patronu Arslan,

fabrikalarında çalıştırdığı PKK’lılardan ve bu zamana

Page 119: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

119

kadar verdiği haraçlardan kurtulmaya çalışıyor. MÜSİAD

ve TUSKON üyesi olan Arslan’ın şirketi European

Tobacco polis takibindeyken, devlet bakanı Ali

Babacan’la kaçakçılıkla mücadele toplantısındaydı.

Müthiş bir ironi!

Kürtlerin en büyük geliri uyuşturucu, insan

kaçakçılığı, İstanbul’da fuhuş ve eğlence merkezi

işletmeciliği dışında petrol kaçakçılığı taşeronluğu! 2006

yılında akaryakıt kaçakçılığı konusunda Meclis Araştırma

Komisyonu’nun yayınladığı 310 sayfalık rapora göre,

kaçakçılığın sadece yüzde 10’u sınır ticareti kapsamında

ya da sınır ihlalleri yoluyla yapılıyor, geri kalan yüzde

90’ını, kaçak akaryakıttan asıl büyük payı alanlar ise

büyük holdinglere bağlı dağıtım şirketleri yürütüyor.

Komisyonu’nun tespit ettiği ve kamuoyundan gizlenen

kaçakçı şirketler arasında Koç Holding bünyesinde

faaliyet gösteren Opet, Türkiye akaryakıt sektörünün

yabancı şirketleri Total, Shell ve Shell tarafından satın

alınan Turcas, Turgay Ciner’in de ortağı olduğu Aytemiz

Petrol ve Petrol Ofisi A.Ş. (POAŞ) de bulunuyor. Bu

şirketlere ek olarak, irili ufaklı pek çok akaryakıt şirketi

de, daha düşük miktarlarda olmak üzere kaçakçılık

faaliyetinin içerisinde yer alıyor.

Rapordaki bu veriler, akaryakıt kaçakçılığında Irak’a

akaryakıt taşıyan tanker şoförlerinin ya da katırlarla veya

sırtlarında mazot taşıyan köylülerin günah keçisi ilan

edildiğini, Kürtleri bahane eden Beyaz Türkler’in vurgun

yaptığını gösteriyor. Sektör uzmanları, 2003 yılı sonunda

yürürlüğe giren Petrol Piyasası Kanunu’nun akaryakıt

ithalatını serbest hale getirmesinin, akaryakıt

kaçakçılığının artmasında en büyük etken olduğunu

belirtiyorlar. Aynı kanunla birlikte devletin sektörde

denetim olanaklarını yitirdiği de yapılan değerlendirmeler

arasında. Özelleştirme uygulamalarıyla ise akaryakıt

Page 120: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

120

piyasasında devletin müdahale olanakları tamamen

ortadan kalktı. Hatırlanacağı gibi, ülkenin en büyük

dağıtım şirketi olan POAŞ, 2000 yılında Aydın Doğan’a,

Türkiye’nin akaryakıt ürünleri üreten tek şirketi Tüpraş ise

Koç-Shell Ortaklığı’na satılmıştı. Birileri Kürtlerle iç

savaş senaryosu, provokasyonu hazırlarken, birileri şahane

soygun yapıyordu (19).

AK Parti hükümeti Suriye tuzağını nihayet 2012 yaz

sonuna doğru gördü. Olayların başından bu

yana Türkiye’yi kontrolsüz bir şekilde Suriye‘ye sokmak

isteyen hayli geniş bir koalisyonun olduğu ortadaydı.

Hatta Batılı birçok müttefikimiz ‘yürüyün

arkanızdayız’ diyordu. Fakat Ankara tuzağı gördüğü için

ilk andan bu yana devreye BM ve Arap Ligi’nin girmesi

için çalışıyordu. Bugüne kadar kısmen de başarılı oldu.

Önce uçağımızın düşürülmesi sonrasında da top saldırısı

ile hem içeride hem dışarıda muhtelif çevreler savaş

çığırtkanlığına başladı. Oysa unutmamak gerekir ki savaşa

girmek hiçbir şeyi çözmeyeceği gibi bölgesel bir felaketi

de beraberinde getirirdi. O yüzden, bütün tahriklere

rağmen soğukkanlılığımızı koruyarak, uluslararası

kurulları harekete geçirip BM ya da NATO eliyle sorunu

çözmek zorundayız. Neyse ki hükümet cephesi Türkiye’ye

kurulan tuzağın farkında ve artık temkinli adımlar atıyordu

(20).

PKK veya Kürt sorunu adı ne konursa konsun,

ülkemizin ciddi bir etnik sorunu vardı. Oysa Osmanlı’da

tüm müslümanlar tek millet ve eşit statüde kabul edilir ve

azınlık sayılmazdı. Ermeni, Rum ve Yahudiler azınlıktı ve

onların haklarını koruma karşılığında ekstradan Cizre

vergisi öderlerdi. Osmanlı dağılırken Kürtler asla

19 Arslan, Faruk. Kürtlerle iç savaş senaryosu! Çorum Manşet, 24 Eylül 2012. 20 Arslan, Adem Yavuz. Hükümet Suriye Tuzağını Gördü. Bugün. 5.10.2012

Page 121: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

121

Türklerden kopmak istemedi. Peki bugün neden kopma

hevesindeler veya gerçekten öyle mi? Bu konu rüyalarıma

misafir oldu, bana rüyada doktora tezi yazdırdı, hem de

PKK Lideri Öcalan’ı şahit olarak hazır bulundurarak.

Buyrun akademik gazeteci rüyasına...

Page 122: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

122

Üçüncü Bölüm

PKK Dolu Rüyalarım

İlim öğrenmek soru sormakla başlar. ‘Annen hangi

türküyle düğün dernekte oynardı?’ sorusunu 29 Nisan

2012’de rüyamda PKK Lideri Abdullah Öcalan’a

soruyorum. Akademik tezimin sunumunda heyetin önünde

orada hazır bulunan muhatabım doğrudan doğruya Öcalan.

40 yıl düşünsem böyle bir soru aklıma gelmez, rüya işte!

Şaşırıyor. Cevap veremiyor. Cevap veriyorum, ‘Gelin Oy

(Bir Bülbül Gül Dalında) Ağlatma Gelem Gelem’

türküsüyle. Türkünün sözlerini mırıldanıyorum, Öcalan

ağlamaya başlıyor. ‘Biz Türkler ve Kürtler, bin senedir

İslam milletinin kardeşleriyiz. Aynı türkülerle duygulanır,

oynarız, ağlarız. Kız alır, kız veririz, bizi kimse

birbirimizden ayıramaz’ diyorum. Öcalan başını omzuma

koyuyor ve hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. Teskin

ediyorum ve Kürt sorununun çözümleneceğini, el ele tüm

dünyaya birlikte tekrar kardeş olarak meydan

okuyacağımızı, tüm fitneleri dağıtacağımızı söylüyorum.

Bana güveniyor ve ‘işte Kürt sorunu böyle çözümlenir

diyor, ortak gönlümüz türkülerimizle’ diyor.

İşte o türküyü en güzel okuyanlardan Ferdi Öztaş’tan

dinleyin. Bu türküden daha önce haberdar değildim,

rüyama girmese olacağı da yoktu. Hayatımda cereyan

edecek önemli olayları genelde olmadan önce rüyamda

Page 123: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

123

görürüm. Evleneceğim hanımı da, olacak biri erkek biri

kız çocuğumu da daha önce rüyamda gördüm ve

gördüğümle evlendim ve gördüğüm çocuklarım oldu. Şaka

yapmıyorum, çok ciddiyim. Hepimiz Allah’ın Levhi

Mahfuz’da daha önce yazılı olan kaderimizi oynuyoruz. O

biliyor, biz bilmiyoruz. Kaderin denk noktasında, yol

ayrımında vereceğimiz kararlarda cüzi irademiz rol

oynayabilir. Sonuçta Allah ne karar vereceğimizi de

bildiği için Allah’ın dediği olur.

Rüyamın ayrıntılarına geleyim. Rüyayı gördüğüm

sıralar akademik tezim için konu seçme aşamasındayım.

Aklımda tamamen farklı bir konu vardı, hatta Wilfred

Laurier Üniversitesi’ne ve York Üniversitesi’ne 2011’in

Ocak ayında sunduğum tezlerin konusu Irak ve Suriye’den

ülkemize gelen ilticacı ve mültecilerin Türkiye’deki statü,

sosyal, kültürel, siyasi ve hukuki konum ve sosyal yardım

sorunlarıydı. Kürtlerle ilgili tek kelime bile geçmiyordu.

Şimdi anlıyorum ki, yazmam gereken tez konusu, Türkler

ve Kürtlerin ortak paydaları üzerinde yoğunlaşmalı ve

Kürt sorunun çözümünde bam teline dokunmalıyım.

Rüyam aslında oldukca uzun. Abdullah Öcalan niye

tezimi sunduğum komisyonda dinleyici tanık olarak yer

alıyor, halen çözebilmiş değilim. Kürt sorunu tezimi,

Osmanlı döneminden beri devam eden bir süreç olarak

takdim ediyorum. Tarihsel arka planını verdikten sonra

Cumhuriyet döneminde yapılan yanlışlara değiniyorum ve

PKK’nın ortaya çıkışını detaylarıyla anlatıyorum. Konu

gelipte Abdullah Öcalan’ın PKK’nın başına CIA,

MOSSAD ve MİT işbirliği ile KGB’nın planını bozmak

için nasıl geçirildiğine gelince, Öcalan sinirleniyor. Asıl

onu çileden çıkartan bilgi BABEK projesi. Bu projenin ne

olduğunu henüz bende bilmiyorum. Tezimde işlediğime

göre bileceğim.

Page 124: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

124

BABEK projesini hayata geçiren koordinatör, bir sınır

ilimizin MİT ve asker kökenli bir Özel Harp elemanı, adı

Saadettin Suruç. Bu ismi tanımıyorum, ismini daha önce

hiç duymadım. Kim olduğunu araştıracağım, tabi

gerçekten böyle biri varsa! Suruç’a destek veren birde vali

var rüyamda. Onun ismini bilmiyorum, çünkü rüyamda

deşifre olmadı. 1980 tarihli BABEK projesi, Öcalan’ın

önünü açmak ve PKK’nın başına geçirmek isteyen üçlü

istihbarat koalisyonunun PKK’yı asıl kurduran KGB

elemanı veya aşırı sol görüşlü Kürtleri ortadan

kaldırmasıyla ilgili. MİT’in Özel Harp elemanları epey

lider temizliyor. Öcalan bunları duyunca oturduğu yerden

ayağa fırlıyor, gözleri nefretle neredeyse beni yiyecek, ateş

püskürüyor. Hiç aldırmıyorum. Konuşmaya devam

ediyorum.

MİT’in Öcalan analizi, tesbitleri ve eksik teşhisi ile

başlıyorum:

İlk başlarda MİT için Apo Kürt milliyetçisi veya

Kürtçü bir akımın lideri değildi. O dönemin (1970–1979)

MİT raporlarına baktığınız zaman görürsünüz, Apo

dosyalara uzun süre sol faaliyetleri nedeniyle girmişti.

Aşırı solcu bir Kürt olarak nitelendirilirdi. Fazla da

önemsenmezdi. Zaten Kürt hareketleri 1970′lerde

Kürtçülükten çok sol faaliyetler çerçevesinde ele alınırdı.

İzlenirler, ne yaptıkları bilinir; ancak genelde solun içinde

bulunduklarından dolayı, bu yönleri ön plana çıkarılırdı.

Biz MİT olarak gerçeği biliyorduk; ancak devleti hiçbir

zaman ikna edemedik. Bize inanmadılar veya inanmak

istemediler.

Daha sonra ontolojik ve epistemolojik durum tesbiti

yapıyorum, nede olsa sosyologuz:

Türkiye 12 Eylül 1980′e dayandığında, sol orijinli

terör örgütlerinin yanında özellikle Doğu bölgesinde

ismini yeni yeni duyurmaya başlayan Ala–Rızgari ve

Page 125: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

125

Apocular gibi birkaç yasa dışı grup ufak tefek dikkat

çekmeye başladı. Bu grupların ortak özelliği, “Kürtlük”

unsuru üzerinde durmalarıydı. Ala–Rızgari grubu, 80

öncesinde yayınlanan Rızgari dergisinin etrafında toplanan

kişilerden oluşuyordu. PKK, 1978′de Lice’nin Fis

köyünde kuruluşunu ilan edip, oluşturulan Merkez Komite

etrafında örgütlenmesine karşılık, bu grup “Apocular”

olarak biliniyordu. Öcalan’ın en yakın arkadaşlarından

Haki Karel, 1977′de Gaziantep’te öldürüldü. 1979′da ise

Elazığ ve Diyarbakır’da, “Apocular”a önemli bir darbe

indirildi. Geniş tutuklamalar yapıldı, Merkez Komite üyesi

Şahin Dönmez de tutuklandı. Bu sırada Abdullah

Öcalan’ın izine de Diyarbakır’da ulaşıldı. Bir güvenlik

yetkilisi, olayı şöyle anlatıyor:”Öcalan, Kesire Öcalan ile

birlikte Diyarbakır’da Günaydın Apartmanı’nda kalıyordu.

Polis yerini tespit etti. Milli İstihbarat Teşkilatı da

biliyordu. Ancak, hemen baskın yapılıp alınması yerine,

izlenip bir örgütsel faaliyet sırasında tutuklanması

düşünüldü. Eğer o sırada gözaltına alınsaydı bir süre sonra

serbest bırakılırdı.” Kesire Yıldırım ile 24 Mayıs 1978

günü Ankara’da evlenmişlerdi. Belki de o tarihlerde fazla

önemsenmediğinden yeterince izlenmediği için Öcalan,

1979′un Temmuz’unda izini kaybettirip Urfa üzerinden

Suriye’ye kaçmayı başardı. İlginçtir, Öcalan bu tarihte

asker kaçağıydı.

Bunlar bilinen bilgiler, yakın tarihe kadar

bilinmeyenlere geliyorum: Kesire Öcalan’ın CHP’de etkin

konumdaki Tuncelili aşiret lideri Ali Yıldırım adlı MİT’in

Kürt Şubesi başkanının kızı olması zaten MİT ile ilişkisini

inkâr edilemeyecek biçimde ispatlıyor. Pilot Necati ile

Öcalan’ın devşirilmesi ve 1980′lerde üç defa

yakalanmasına rağmen Genelkurmay tarafından serbest

bırakılmasına değiniyorum. Henüz 1980′de CIA’nın

MİT’e yaptığı önerisi açıkca durumu özetliyor: 12

Page 126: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

126

Eylülde sol görüşlü KGB destekli örgütleri biçtiniz ama

KGB rahat durmaz, birini açık bırakın, içine sızın ve

liderini kendiniz koyup örgütü yönetin. Diyarbakır’da

Tapu Kadostra’da sıradan bir memur iken okumaya

Mülkiye’ye giden, gençliğinde namaz kılarken Deniz

Gezmiş gibi bir anda aşırı solcu olan Öcalan gözümün

önünde canlanıyor. Her şeyi devletin kontrol ettiği ve

tayin ettiği siyasi atmosferde Öcalan’ın Albay Hakim Baki

Tuğ tarafından MİT’den gelen yazıyla 1971′de serbest

bırakılması çok normal geliyor bana.

Ardından rüyamda kendi gözlemlerime, bilgi ve

akademik referanslara, gazetecilik kaynaklı

dayanaklarımla sosyopolitik durumu tesbite geçiyorum:

İlk PKK baskınlarına derin devletin verdiği destekle

Eruh’ta gerçekleşiyor. Rahmetli Özal’ın bir kaç çapulcu

dediği yıllar. Ordu içindeki Ergenekoncu askerlerin

kimliklerini tek tek açıklıyorum. Öcalan artık sus pus

olmuş beni dinliyor. Bugüne kadar gelinen noktayı JİTEM

cinayetlerini, PKK içindeki cinayetleri, yabancı

istihbaratların oyunlarını ve PKK sorununu ele geçirmek

için yaptıkları amansız mücadeleyi sağlam akademik

verilerle detaylandırıyorum. Bir yandanda gözüm

Öcalan’ın üstünde, artık tepki vermiyor, sessizce dinliyor.

En son AK parti’nin yaptığı yanlışlara geliyorum ve Kürt

sorununun çözümünde Fethullah Gülen’in sunduğu

vizyonu açıklıyorum.

Sonuç bölümünde çözüm önerilerimi sıralıyorum.

Öcalan’a bir soru yöneltiyorum: Annen düğün dernekte

hangi türküyle oynardı?

Öcalan şokta. Belli ki böyle bir soru sormamı

beklemiyor. Şaşkın şaşkın bön bön bana bakıyor. Cevap

veremeyince sorumu üç defa tekrarlıyorum. Yanıt

gelmeyince ben cevaplıyorum: ‘Gelin Oy (Bir Bülbül Gül

Dalında) Ağlatma Gelem Gelem’ türküsüyle.

Page 127: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

127

Türkünün sözlerini mırıldanıyorum, elimdeki

metinden sözlerini okuyorum. Öcalan ağlamaya başlıyor.

Bam teline dokunuyor ve tarihi konuşmayı yapıyorum:

Biz Türkler ve Kürtler, bin senedir İslam milletinin

kardeşleriyiz. Aynı türkülerle duygulanır, oynarız, ağlarız.

Kız alır, kız veririz, bizi kimse birbirimizden ayıramaz.

Öcalan başını omzuma koyuyor ve hüngür hüngür

ağlamaya başlıyor. Teskin ediyorum ve Kürt sorununun

çözümleneceğini, el ele tüm dünyaya birlikte tekrar kardeş

olarak meydan okuyacağımızı, tüm fitneleri

dağıtacağımızı söylüyorum. Bana güveniyor ve ‘işte Kürt

sorunu böyle çözümlenir diyor, ortak gönlümüz

türkülerimizle’ diyor. Doğrusu Öcalan’ın Türk olan annesi

gerçekten bu türkü ilemi oynardı, ondan bile emin değilim.

Tezimi kabul edip etmediklerini görmedim, çünkü

Azeri eşim Suna, ‘Faruk kalk uykudan çocukları okuldan

alman lazım, geç kalıyorsun’ diye uyandırdı. Yarı uyanık

biçimde on dakika direndim ve rüyamın ayrıntılarını

hemen hatırlamaya çalıştım. Tam uyansam detaylar

kaybolacak. Hanımın fırçası, sesi berk yükseldi,

kulaklarımı tırmaladı da, mecburen uykudan uyandım.

Ana hatlarıyla yakaladığım ve şimdi kağıda döktüğüm

rüyamın sadık olduğunu sanıyorum. Doğrusunu Allah

bilir (21).

Öcalan'ı daha önce defalarca yakalanmasına rağmen

kimler serbest bıraktırdı? sorusuna yanıt arıyorum. 1972

yılında hakkında ağır iddialarla gözaltına alınan Abdullah

Öcalan'ın salıverilmesi bir muammadır. Yıllar önce usta

gazeteci Uğur Mumcu olayın peşine düştü. Dosyanın

savcısı Baki Tuğ'la görüştü. O sırada Tuğ, DYP'den

milletvekiliydi. Mumcu, Öcalan'ın içeriden gelen yazı

21 Arslan, Faruk. Annen hangi türküyle oynardı Abdullah Öcalan?

Farukarslan.com. 01.05.2012.

Page 128: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

128

üzerine salıverildiğini öğrendi. Yazının kimden geldiğini

ve içeriğini bilmek istiyordu. Tuğ, Mumcu'ya "Arşive

bakayım, o notu bulursam seninle paylaşırım." dedi. Bir

hafta sonrası için randevulaştılar. Meclis'teki odasında

görüşeceklerdi. ncak o buluşma gerçekleşmedi. Daha

doğrusu gerçekleşemedi. Çünkü Uğur Mumcu suikasta

kurban gitti. Puslu bir Ankara sabahında aracı bombayla

havaya uçuruldu. Mumcu'nun üzerinde çalıştığı 'Abdullah

Öcalan'ın Milli İstihbarat Teşkilatı ile ilişkileri' dosyası

kayıp... 12 Mart, yargıda askerî etkinin en kesif olduğu

olağanüstü bir dönemdi. Savcı Tuğ gözaltındaki boykotçu

öğrenciler arasında en ağır cezayı Abdullah Öcalan ve iki

arkadaşı için isterken serbest bırakılmaları, cevabını

bulamamış soru işaretidir. AK Parti'den milletvekili

seçilen meslektaşımız Şamil Tayyar 'Kürt Ergenekonu'

diye bir kitap yazdı. Abdullah Öcalan'ın istihbarat

örgütüyle ilişkisini irdeledi. TV8'de Erkan Tan'ın

programında açıkladığı bir bilgi yıllar öncesinin soru

işaretine cevap mahiyetindeydi. Söylediği, iddia da olsa

çok önemli... Nedense pek yankı uyandırmadı. Tayyar,

Savcı Baki Tuğ'un Öcalan hakkında önce çok ağır ifadeler

kullandığı iddianamedeki görüşlerini bir anda

değiştirmesini sorgularken şunları söyledi: "Dönemin

Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Turgut Sunalp

arıyor ve 'Öcalan adamımızdır, serbest bırakın' diyor. Ve

iddianame değiştiriliyor." Tayyar'ın kitabında bu bilgi yok.

Daha sonra öğrendi. İddia görmezden gelinecek gibi değil.

Çok çarpıcı, 'Kürt Ergenekonu' tespitini doğrulayacak

türden... Üzerine gidilmesi gerekir. Turgut Sunalp Paşa

gerçekten Öcalan'ın bırakılması için devreye girmiş

olabilir mi? Hayatta olmadığı için doğrulama veya tekzip

etme imkânı yok. Ancak iddiaya açıklık getirecek

başkaları var. En başta da Baki Tuğ... Tuğ'u

milletvekilliğinden tanıyorum. Bu konularda konuşmayı

Page 129: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

129

sevmeyen bir isimdi. Bugün bu iddia karşısında sessiz

kalması doğru değil. Gerçeğin bilinmesi için konuşmalı.

Turgut Sunalp, benim için sıradan bir isim değil. Mesleğe

yeni başladığım yıllarda, 1990'ların başında sık

görüştüğüm biriydi. İstanbul Moda'daki evinde TSK ve

politikada yaşadıklarını çok kez dinledim. Sağ ve

milliyetçi duruşu olan biriydi. Sunalp, renkli bir kişilikti.

Bir dönem büyükelçilik de yaptı. 12 Eylülcülerin teklifi

üzerine MDP diye bir parti kurdu. Geçiş döneminin

başbakanı olması planlandı. Ancak sandık hesabı bozdu.

Sunalp, 12 Mart döneminin en etkili generallerinden...

Adına sıkça rastlanır. Hemen her olayın içinde vardır.

Sadece kışlada değil, hayatın diğer alanlarında da aktif.

1973'te Faruk Gürler'in cumhurbaşkanı seçilmesi için

milletvekillerini Genelkurmay'a çağırarak konuşan ve

sonrasında imzalarını alan da o... 12 Mart döneminin öne

çıkan siyasetçilerinden Hasan Korkmazcan o günleri

anlatırken Turgut Sunalp'ten de söz eder. Nasıl mı? Şöyle:

"12 Mart muhtırasını verenlerin cumhurbaşkanı adayı

Faruk Gürler'di. Destek için partilerle toplantı

yapıyorlardı. Bizi de çağırdılar. O toplantılarda Turgut

Sunalp'le tartışmıştık. Sunalp Paşa 'Eğer bizim dediğimizi

yapmazsanız sizleri toplatırım' dedi." Şamil Tayyar'ın,

Öcalan'ın serbest bırakılmasını sağlayan kişi olarak Turgut

Sunalp ismini ortaya attığını duyunca ilgisiz kalamadım.

Doğrusu bu iddia bana 'inandırıcı' geldi. Çünkü 12 Mart

döneminin kudretli olduğu kadar, etkin de olan isimlerinin

başında... Eğer bu iddia doğruysa yakın tarihin birçok

sayfasını yeniden yazmak gerekebilir (22).

Ancak halen BABEK planı nedir öğrenememiştim.

Bilmezsem aklıma kurt düşer, uyamamam. Yaptığım

araştırmalar sonuçsuz kalınca aklıma Emre Uslu geldi. 22 Ünal, Mustafa. Öcalan'ı kim serbest bıraktırdı? Zaman Gazetesi,

20.11.2011.

Page 130: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

130

Nede olsa bir yılı Toronto, Kanada’da, sekiz yılı ABD’de

Utah’da toplam 9 yıl Kürt sorunu konusunda doktora tezi

yazmıştı ve o sırada bir yıllığına ziyaretçi öğretim

görevlisi olarak ABD’de idi. Yazdığım epostada ona

rüyamı aktardım, telefonunu istedim ve aldım. Sorularım

aklımda yazılı, arka arkaya soruyorum, Emre’de maşallah

makineli tüfek gibi otomatik cevaplıyor, telefonda tam bir

buçuk saat konuşmuşuz. Ortaya çıkan bilgilerden iki

makale yazdım. Önce BABEK planına gelelim.

Bir kere Babek değil Bavbekmiş. Babek, Hürremiler

haraketi olarak bilinen, İslam ordularına karşı yirmi yıl

dağlarda savaşan ve en sonunda kolları ve ayakları çapraz

kesilerek ve derisi soyularak öldürülen asi Azeri Türk

liderdir. Emre çok zeki, hemen anladı Babek’in kim

olduğunu ve rüyamda bahsedilen Bavbek’in kim

olduğunu.

1980 öncesi aşırı sol hareketlerin içinde yer alan ‘aşırı

milliyetçi’ virüsü taşıyan Kürtler, atalarının dini İslam’a

sırtlarını dönmüştü. Bu virüs kimin kanına girse fitne

uyanmıştır. Baştan sona CIA tarafından organize edilen

askeri darbe sonucu devlet başkanı olan Kenan Evren,

İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Bal ve İstihbarat Şube

Başkanı Ümit Bavbek’i çağırarak Kürtler konusunda

brifing aldı. Ülkücü geçinen veya görünen milliyetçi

Bavbek, CIA’nın öngördüğü plan çerçevesinde solcu Kürt

gruplardan birinin içine sızıldığını, liderini koymaları

halinde sorunu kontrol altında tutacaklarını söyledi.

Böylelikle ‘Bavbek planı’ doğdu. KGB’nin kurdurduğu,

Beka vadisinde kamp imkanı sağladığı PKK, CIA’nın

gözüne kestirdiği zayıf örgüttü. Bavbek Diyarbakır’a gitti,

kendisi gibi işkenceci bir polis müdürü, Özel Harp

elemanları, bir sınır ilçesi kaymakamı ve bir valimizle

toplantı yaptılar. Bu karanlık toplantı sonrası, Abdullah

Öcalan’ın önünün açılması için potansiyel Kürt liderler

Page 131: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

131

öldürüldü. Diyarbakır cezaevinde Kürtlere insanlık dışı

işkenceler yaparak halkın devletine düşman olmasını ve

dağa çıkmasını sağlayan aynı ekipti. Yoksa kimsenin dağa

çıkmaya niyeti yoktu. Kürt sorunu çıksın diye toplum

sosyolojisini zorlamışlardı. PKK’yı destekleyen

ordumuzdaki kara koyunlardı, halende destekliyorlar.

Bavbek’i 28 Şubat döneminde kurulan en çirkin

tezgah olan Fadime Şahin-Müslüm Gündüz ve Ali-Emire

Kalkancı skandallarında organizatör olarak görüyoruz.

Şok ilişkiye dikkat edin, Kalkancı ile Bavbek’i tanıştıran

isim o dönemde İşçi Partisi Mersin İl Başkanı olan

Bayram Çiçek. Biri ülkücü, diğeri Maocu sosyalist aynı

cephede buluşuyor. Çiçek bugün İşçi Partisi Genel Başkan

yardımcısı.1980 öncesi orduya söven, Kıbrıs’taki

askerimize işgalci diyen, orduya sayısız ajan sokan Doğu

Perinçek, 1980 sonrası birden Kemalist ve Atatürkçü, ordu

yanlısı oluyor. 2001’den sonra Küçük tarafından mafya

lideri yapılan Sedat Peker ile “Kızılelma koalisyonu”

kuruyor, Ergenenekon için Öztürkleri birleştirme misyonu

üstleniyor. İşin kötü tarafı hiç biri Türk değil, ya cibilli

olarak İslam düşmanılar veya etnik yapıları “kripto

ecnebi!” Ergenekon soruşturmasının merkezinde İşçi

Partisi’nin olması, fitne ocağının merkezi olmalarından!

Gerçek müslüman Türk ve Kürtler asla aşırı milliyetçilik

yapmaz. Oyunları sırıtıyor.

“Perinçek virüsü” diye bir hastalık var. Kime

bulaştıysa ömür boyu çıkmıyor! İkna gücü yüksek

Perinçek, Bavbek’i tepe tepe kullanıyor. Uğur Dündar ve

Ali Kırca’nın karşısına televizyona Kalkancı’yı

çıkarmadan önce Bavbek Nişantaşı’nda bir berberde

Kalkancı’yı tıraş ettiriyor, ne söyleyeceği ezberletiliyor.

Bu senaryoları darbeciler adına Veli Küçük ve Perinçek

organize ediyor. ‘İhale’, Turgut Yağ Sanayi’nin sahibi

Turgut Büyükdağ’a veriliyor. Küçük’le Büyükdağ, bir

Page 132: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

132

akşam Harbiye Orduevi’nde buluşarak baş başa yedikleri

yemekte ’senaryonun’ ayrıntılarını konuşuyorlar.

Senaryonun finansörü Büyükdağ, organizatörleri, Strateji

Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ümit Oğuztan, Sisi

olarak bilinen transseksüel Seyhan Soylu ve Polis Müdürü

Bavbek. Bütün görüşmeler, Büyükdağ’ın sahibi olduğu,

Nişantaşı Akkirmanlı Sokak’taki Strateji Dergisi’nin

ofisinde yapılıyor. Oğuztan, Aksaray’da, sonradan

Hanedan Restoran olarak değişen pavyonda

konsomatrislik olarak çalışan Fadime Şahin’i bu iş için

ayarlıyor. Bugün uyuşturucu taciri olan Kalkancı’yı ünlü

bir işadamının kızı olan Emire Ersoy ile evlenmeleri bile

tezgah! Kızını alkolik, işsiz bir adama vermeye

yanaşmayan baba, kendisi hakkında tutulmuş bazı şantaj

dosyalarıyla ikna ediliyor. Toplum sosyolojisinin anası

ağlatılıyor!

Fadime, sahte Aczmendi Tarikatı’nın Lideri Müslüm

Gündüz’le tanıştırılıyor, sonra Fatih’te ‘staja’ tabi

tutuluyor. Ünlü işadamının güzel kızının, bir tarikat şeyhi

tarafından nasıl kandırılarak tuzağa düşürüldüğü

hikayesine kamuoyu bayılıyor, medya manşetlerinde

aylarca tartışılıyor. Senaryoyu yazanlar, istedikleri sonucu

almakta gecikmiyorlar. Bir yandan Sincan’da tanklar

yürütülüyor, diğer yandan da Türk basınının etkin gazete

ve televizyonları, ‘irtica’ kampanyaları başlatıyor.

Aylardır süren ‘Bırakın’ baskısı, art arda patlayan

skandallar sayesinde sonuç veriyor ve hükümet düşüyor.

Planda yer alan herkes tezgahda tiyatro oyuncusu! Başta

Süleyman Demirel’in iki dünyada da yatacak yeri yok!

Bavbek aslında 1995’de emekli olmuş bir polis

müdürü. Tuncay Güney, ‘Veli Paşa’nın Cipe ihtiyacı var’

diye 2001’de buna gidiyor. Veli Paşa için Cip arıyorlar.

Hakan Erel diye bir şahıs, ‘Raşit Dostum’a daha önce

tahsis ettiğim Cipi verelim’ diyor. Olayda adı geçen

Page 133: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

133

Süleyman Gürleyen diye bir şahıs, kendisini JİTEMci diye

tanıtan Güney’e inanıyor , Bu Cip geri gelmeyince

Gürleyen durumu Ümit Bavbek’e bildiriyor. Şikâyetçi

oluyorlar, polis Bavbek ve Süleyman Gürleyen, 26 Mayıs

2001’de gözaltına alıyor, sevkedildikleri DGM’de

haklarında işlem yapılıyor. Ayrıca Emniyet Teftiş Kurulu,

bu durumu araştırınca Tuncay Güney içeri alınıyor, bülbül

gibi öterek Ergenekon’u anlatıyor. İşte hiç hesapta

olmayan bir sosyolojik gerçek daha! Sinek kadar değer

vermedikleri kuryeleri onları satıyor!

Toplumu çok zorladıkları için ekonomi, siyaset

dünyası ve medya iflas ediyor. 2002’de bu enkazdan AK

Parti doğuyor. Abdullah Öcalan, 2004’de İmralı’dan

Kandil’e “AK Parti güçlendi. Kemalist güçler buna engel

olmalı. Türkiye’ye saldırıları artıralım” mesajı gönderiyor.

Celal Talabani ve Mesut Barzani’den aldığı mesajı

devletin zirvesine ileten gazeteci İlnur Çevik, Hürriyet’in

patronu Ertuğrul Özkök tarafından Turkish Daily News’ün

genel yayın yönetmenliğinden alınıyor. Süleyman Demirel

ve Necmeddin Erbakan’a danışmanlık yapan İlnur

Çevik’in ipini PKK ile Ergenekon ittifakını deşifre edince

çekiyorlar. Özkök kime çalışıyor dersiniz? Doğan ve Ciner

medyasında şafakın atması boşuna değil. Sıraları geldi.

Fitne kazanı kaynatanlar, Kürt sorununun

çözümlenmesini baltalamak için beş koldan yine devrede.

Öcalan’a en eski Komünizm örneği olan Mazdekizm ile

ilgili kitap yazdırılıyor. 40 yıldır Kürtleri oyalayan

Komünizm öldü, olmadı Fars sosyalizmi verelim mantığı!

Yapma Öcalan, bunu yeni nesil Kürtler yemez! MOSSAD,

İranlılarla ortak hareket ederek Kürt Hizbullah’ını bölgede

yeniden canlandırıyor. İsrail’de kurulmuş “Yahudi

Aleviler” grubu, Hacı Bektaş’a seferler düzenleyerek

Alevileri ve Kürt Alevileri kullanmaya çalışıyor. Tunceli,

Page 134: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

134

Pazarcık, Hatay, Mersin hattında müthiş bir hareketlilik

var.

Osmanlı’nın ilk ittihatçılarından Kürdistan İslam Teali

Cemiyeti benzeri yapıyla yeniden bir “Kürt İslamı” inşa

etme projesi göze çarpıyor. The Cemaat’ın Kürtlerin

güvenini kazanması kıskanılıyor ve Kürtlerin genlerinde

mevcut gerçek İslami potansiyelin ortaya çıkartılmasının

önü çakma İslami yapılarla kesilmeye çalışılıyor. Kürt

Hizbullah’ı ile Sünni Kürtleri birbirine düşürüp PKK’nın

İslami zemine arabulucu olarak kaydırılması planlanıyor.

Geçmişte MİT eski başkanı Teoman Koman

tarafından kurdurulan Hizbullah ile PKK’nın

savaştırılması nasıl tezgâhsa, bu tiyatroda elbette çakma ve

toplumun sosyolojisine yeni gulyabaniler, kâbuslar

eklemeye yönelik! Kısacası kimse Kürt sorununu çözmek

istemiyor, Kürtlerin haklarını savunduğunu iddia ederek

dağda gezenler kimin kucağına otursa onun borusunu

çalıyor (23).

İkinci yazdığım ‘Toplumun sosyolojisini bozanlar

hesap vermeli!’ başlıklı makalem daha fazla ses getirdi.

Köşe yazarı olduğum Çorum Manşet gazetesinde ve

Alperen Ocakları’nın Temmuz 2012’de yayınladığı Terör

özel sayısında müstear ismim olan Ali Alperen

mahlasımla yerini aldı. Türkiye’de etnik savaşı körükleyen

ne MOSSAD, CIA, BND gibi yabancı istihbarat örgütleri,

nede MİT ve Genelkurmay Başkanlığı, sosyolojik

gerçeklerle savaşamaz. 1826’da Sultan 2. Mahmud’un

Fransız annesi ve eşinin etkisinde kalarak, Osmanlı’da

merkezi sisteme geçmesi, Balkan ve Ortadoğu milletleri

başta olmak üzere Kürtlerin eyalet özerkliğinin

kaldırılması, Fransa’dan kopyalanan aşırı Türk

23 Arslan, Faruk. Toplumun sosyolojisini bozanlar hesap vermeli!

Çorum Manşet gazetesi. 22 Mayıs 2012. İnternet ulaşımı

Page 135: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

135

milliyetçiliği virüsünün dolaşıma sokulması, eğitimsizlik,

ayrımcılık, ırkçılık, fakirlik ve devlete yaslanarak yaşama

kültürü asalaklık, tembellik ve kimlik bunalımı Kürt

sorununun ana nedenleridir. İki yüzyıla yakın süredir

devam eden kin, nefret, ayrımcılık politikalarının

oluşturduğu psikolojik travma, sanıldığından daha koyu ve

derindir.

Batı’yı modernleştirip, endüstirileştirirken, Doğu’da

Kürtlerin yaşadığı bölgeleri devletleştirme politikaları,

sivil toplumu yok etmiştir, halkı çifte terör kucağına itmiş

ve askerlerin hoyratça davranmasına yol açmıştır. Bölgeler

arası eğitim, kültür ve ekonomik farklılıklara, 1925 Şeyh

Said isyanından sonra Kürt kimliğini toptan yok sayma

yanlış politikası eklendi. 1960 ve 1970′lerde dünyayı kasıp

kavuran Sosyalizmin ayrılıkçı akımlara ilham olduğu

dönemde PKK ve benzeri illegal örgütlerin Kürtler

arasında ortaya çıkması çok normaldi.

1990′da Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile Markizm ve

Sosyalizm’de mevta oldu, ideoloji ve argümanlarını

kullanan ayrılıkçı sosyal hareketler bir bir evrim geçirdi,

değişen dünyaya ayak uydurdular, halen dünyada PKK

dışında pek az Markizm’de inat eden örgüt kaldı. PKK

lideri Mazdekizm ile İran felsefesi ithal etmeye kalksa da

İslam dini ile çatıştığı için Kürtlerin çoğunluğundan veto

yedi. Çakma ideolojilerden çok çeken, halen medet uman

bazı Kürtler, ne zaman gerçeklerle yüzleşecek diye

merakla bekliyorum. Yeniden sivil toplum kurulmadan,

bölgede etnik ayrımcılıktan beslenen, kinden, nefretten

medet umanların topluma baskısı, korkutma, sindirme

politikaları, antidemokratik tutumu, aşırıya kaçan kimlik

mücadelesi, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik

çarpıklıklar bitmez, tükenmez. Sorun aslında PKK’dan

ziyade devletçi Ankara bürokrasisidir; merkezi idarenin

yol açtığı yıkımlar, devletleştirmenin getirdiği arızalar

Page 136: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

136

büyüktür. Kürt toplumunun sosyolojisi bilinmeden PKK

ile silah bıraktırma görüşmeleri yapmak, genel af ilan

etmek veya sorunu rölantiye almak abesle iştigaldir. Hiç

bir istihbarat örgütü ve devlet, yıkılmış gönülleri, harap

edilmiş ekonomiyi, yasaklanmış dil ve kültürü dikkate

almadan kimlik boşluğunu dolduramaz, Kürt sorununu

kalıcı biçimde çözemez.

Peki nasıl çözülür sorun? Elbette öncelikle bölge

halkının refah seviyesini yükseltecek adımlar atılmalıdır.

Suriye, Irak ve İran ile Türkiye arasında sınırlar

kaldırılmalıdır, Osmanlı döneminde olduğu gibi bölge

halkı özgürce ticaret yapabilmeli, Diyarbakır’da,

Hakkari’de Van’da ürettiği koyunu Bağdat’da Şam’da

satabilmelidir. Pasaport kullanmadan, vizeye ihtiyaç

duymadan, terör endişesi, eşkıyalara haraç verme belası,

askerlerin yol kesip kimlik sorma derdi olmadan ticaret

yapmalı ve bol para kazanmalıdır. Buna liberal ekonomi

veya kontrol edilmeyen, edilmemesi gereken serbest

piyasa ekonomisi diyoruz. Liberal ekonomi olmadan

liberal demokrasi oluşmaz, demokratik bilinç gelişmez,

bireyler özgürleşmez, düşünceler baskı altında kalır,

paralar ise yastık altında. Dağa çıkarak özgürleşeceğini

sanan geçmişteki şiddete dayalı çeteler, insani yönü ağır

basan, hukuk çerçevesine giren özgürlükcü devrimcilerin

akıllı çocukları tarafından devrim şartları ortadan kalkınca

hep yenmiş, yutulmuştur. PKK ve Türkiye devleti ve

askerinin bölge halkına yaptığı birbirinin kopyası benzer

zulümlerdir, aynı kibirde baskı rejimidir. Bölgede bugün

Kürdistan kurulsa ve PKK yöneticileri ülkenin bakanları,

PKK üyeleride polisi ve askeri olsa bile, Türkiye polisi,

askeri ve bürokrasisinden daha fazla halkı ezecek,

sömürecek, zulmedecektir. Bu sosyolojik gerçeği PKK’ya

destek veren vermeyen tüm Kürtler ve Türkler biliyor.

Page 137: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

137

Tek sosyolojik gerçek, halkın nasıl mutlu olacağıdır.

Evvela bölgede asker sayısı minimuma indirilmeli, PKK

silah bırakıp yuvaya ön şartsız dönmeli, askeriyenin

devletleştirdiği emlaklar kamu yararına açık okul, hastane,

üniversite, kültür ve dil merkezi, park şeklinde halka geri

döndürülmelidir. İki tarafta birbirine hiç güvenmiyor iken

bu nasıl olacak? Askerin yerini alacak aha dindar, halkın

dilinden, kültüründen, örf ve geleneklerinden anlayan sivil

polisin güvenliği sağlaması ve hukukun herkes için

uygulanabilir hale getirilmesi gerekir. İki kardeş halk

birbirine güvenmelidir. Eşitlik, adalet ve özgürlük olursa

PKK dağdan iner ve halka karışır. Eğer inmiyorsa amacı

demek ki Kürt halkının refahı, haklarını savunmak

değildir. PKK’nın kurdurulan ve etnik milliyetçilik yapan

Kürt partilerini ve politikalarını toptan kontrol ve yönetme

siyaseti hormonludur ve liberal demokrasi değerleriyle

bağdaşmaz. Neticede PKK, Kürt toplumunun tamamını

temsil kabiliyetinden yoksundur, AK Parti bölgede oyların

yarısını alıyor. Avrupa’da PKK taraftarlarının siyasi

destek bulması Türkiye’de onlara Kürtlerin tamamı adına

pazarlık hakkı vermiyor. Kürtlerin sessiz çoğunluğu

konuşmaya başladığında kuşkusuz PKK marjinal

kalacaktır, belki yok olmayacaklardır, zaten yok

olmalarına da gerek yoktur.

Demokrasilerde radikal görüşler her zaman faydalı

olur. PKK’nın varlığı Kürtlerin hafızasında neyin doğru

yapılması konusunda ortak aklı bulmaya yardımcı olabilir.

Hatta bölgede gerçek demokratik, barışçıl ve huzurlu

zemin keşke olsa da, Hizbullah’tan MHP’ye kadar her

kesim gelip kendi karakter ve mizaçlarına uygun insanlara

özgürce hitap edebilseler. Devletin çakma kurdurduğu

yapılanmaların temizlendiği bu günlerde, bölgede şiddete

başvurmadan insan gibi görüşlerini ifade eden, bağımsız,

gururlu, mert her bireye ihtiyaç vardır. Eğer ‘the Cemaat”a

Page 138: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

138

bile bölgede yaşam hakkı tanımayanlar korkuluk gibi

dolaşabiliyorsa, samimiyetle devletten kuruş yardım

alınmadan yapılan onca eğitim ve sosyal yardım

hizmetleri görmezden gelinebiliyorsa, ne yurt dışında

zenginleşen Kürt vatandaşlarımız, ne Batı’da Kürt eliti,

nede Türkiye’nin taşın altına elini koyması gereken sivil

toplum örgütleri gelir, Kürt kardeşlerine daha fazla hizmet

sunar. Elbette iyi ki, iman, irade, vicdan ve adaleti eden

temsil eden, insani ilişkilere önem veren ‘The Cemaat’ var

da, bölgedeki varlığı herkese ilham oluyor ve iyilik

peşinde olan samimi gönüllere su serpiyor. ‘The Cemaat’ı

bitirme politikası izleyen küçük güruhun eğer ıslah

olmaları mümkün değilse, zaten yakın gelecekte Allah’ın

gazabına uğramaları kaçınılmazdır, ilahi adaletin

gereğidir. Islah olmayacaklara beddua etmek caizdir.

Avrupa’da PKK’nın liderlerinden Zübeyir Aydar gibi

dedesi tarikat şeyhi olan akil yöneticilerin, kendi

tabanlarında erkeklerin çoğunun muhafazakar eğilimli,

bayanların ise neredeyse yüzde 80′inin geleneksel veya

modern başörtüsü takan, İslam dinine sonsuz saygılı,

Peygamberine hürmetli insanlardan oluştuğunu görmemesi

mümkün değildir. Dinin sosyolojisi açıktır, hiç bir birey

aşirı milliyetçi dürtülerini hormonlu biçimde sonsuza

kadar devam ettirerek mutlu olamayacağını ve iç barışa

ulaşamayacağını bilir, iki dünyada saadet arayan bireylerin

Allah’ın rızasını kazanma zorunluluğu önplana çıkar,

şiddet ve nefret kaybeder.

AK Parti’nin attığı adımlar bugüne kadar siyasi şovdu,

pratikte uygulamalar hep aksadı. Bakın daha neler

yapılmadı? Yerel idarelerin yetkileri artırılarak sağlık,

sosyal hizmetler, vergisiz serbest ticaret gibi bazı

hususlarda belediyelerin önleri açılmadı. Bu nedenle bölge

halkının yüzde 45 ile 50′si halen elektirik paralarını

merkezi hükümete ödemiyor veya kaçak elektirik

Page 139: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

139

kullanıyor, vergilerini zaten yatırmıyor. Fiilen merkez,

bölgeden hiç bir şey kazanmadığı gibi halen elimde

tutayım diye bol kazan kepçe verdikçe veriyor.

Asalaklaşan bölge insanı devlet verirse sormadan alıyor,

vermezse sövüyor, PKK’ya katılıyor.

İlk yapılması gereken halen yapılmadı. Said Nursi’nin

1910′da Sultan Reşad’a sunduğu, 1922′de ilk

T.B.M.M.’de Mustafa Kemal’e kabul ettirmeye çalıştığı

ama başaramadığı Kürtçe eğitim yapan üniversite

projesinden tam yüzyıl geçti, halen kurulmadı. Oysa Kürt

dili bölge üniversitelerinde okutulmalı, ana okulundan lise

sona kadar devlet okulları Kürtçe eğitimi seçmeli, Kürt

nüfusun yoğunlukta yaşadığı bazı bölgelerde zorunlu ders

yapmalı, özel eğitim kurumları sivil inisiyatif kullanarak

bölgede Kürtçe eğitim veren okullar açmalıdır. Bölgede

Türkçe farz, Arapça vacip, Kürtçe caiz olmadan, sorunun

çözümünde bir milim bile gidilemez. Üniversitelerde

Kürtçe master ve doktora bölümleri olmalıdır. Kürtçe Tv

ve radyolar kurulmalı, özgür dergi ve gazeteler çıkmalıdır.

Nefret dili yerini sevgi diline bırakmalıdır. Kürtçe yayın

yapan medya organları, bölücülük değil birlik mesajları

vermelidir. Bunlar olursa PKK’nın talep ettiği kültürel

özerklik zaten kendi kendine gerçekleşir.

Siyasi bağımsızlık peşinde olan Kürt sayısı ülkemizde

oldukca azdır. Bölünme korkusu yaşayanlar halen Sevr

sendromunu pomplayan küçük, çukur adamlardır. Keşke

milli ve bağımsız Kürdistan’ı tek parça kurabilecek iman,

kabiliyet ve özgüven olsa, böyle bir durumda Osmanlı

döneminde olduğu gibi Türkiye büyüyecek, Kürtler

Doğu’nun bahadır islam kahramanları olacaktır. Batı’ya

entegre olan Mersin, Gaziantep, Konya, Adana, İzmir,

Antalya, İstanbul, Bursa ve Ankara’ya yerleşip zengin

olan Kürtler, geldikleri ana baba topraklarına yatırımlar

yapmalı ve iş istihdam olanaklarını halkına sunmalıdır.

Page 140: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

140

Bölgede hükümetin yeni açıkladığı teşvik paketinin amacı

budur. Ancak geçmiş dönemlerde de böyle paketlerin

çıktığı, devleti dolandırarak kredi çeken bazı uyanıkların

yüzde 10 oranında Ankara bürokrasisine rüşvet verdikten

ve sadece yatırım diye dört kuru duvar çektikten sonra

yine kapağı büyük kentlere attığı ve kendi halkını sattığı

unutulmamalıdır. Denetleme mekanizması iyi kurulmamış

her kredi, umutları söndüren bir zehir olur, güveni yıkar.

Yurt dışındaki Kürtler, öz ana topraklarına dönüp bilgi,

tecrübe ve sermayelerini aşırı milliyetçilik, nefret siyaseti

yerine olumlu milliyetçilik ve ekonominin gelişmesi, Kürt

halkının refah seviyesinin Batı ile eşitlenmesi yolunda

gayret göstermelidir. Miting yapmakla, intihar bombacısı

göndermekle, polise askere taş atmakla, okul, hastane,

fabrika yakıp yıkmakla, öğretmen, doktor öldürmekle, yurt

dışında her fırsatta Türkiye’ye nefret kusmakla, öz

vatanlarının düşmanı şeytanların kucağına oturmakla bu

bölgede Kürdistan kurulabilir düşüncesi, saflık veya

aldatılmışlıktır.

Bölge halkı her şeyi devletten bekleme tembelliğinden

kurtulmalıdır. Gerçek sivil toplum örgütleri, şiddete

bulaşmışlar ve toplumun nefret duyduğu bireyler yerine,

daha temiz ve dürüst olan akil, erdemli, imanlı Kürtler

tarafından kurulmalıdır. Kürt aydını vicdanının sesini

yükseltmeden liberal ekonomi ve liberal demokrasi asla

işlemez. Halkı zenginleşen, çocuklarını okutan, kendi dil

ve kültürlerini özgürce yaşayan bir toplum dağa çıkıpta

terör estirmez, kimseyi öldürmez, öldürtmez. Katil olmak

kolay değildir, normal, mutlu, huzurlu, barış dolu bir hayat

yaşamak isteyen bölge halkı, gerçek insanlığa ulaşmış

samimi Müslümanlar Türklerle geçmişte olduğu gibi

bugünde kolayca anlaşır, iki asırdır bir umut ışığı

bekliyorlar. Hatta dindar olmayan Kürtler bile geçmişte

hep başındaki idarecinin Allah korkusu olan dindar

Page 141: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

141

insanlardan seçilmesinş veya atanması tercih etmiştir.

Çünkü Doğu’nun kalbi dindir, İslam milleti kardeşliği

olmadan menfi milliyetçilik Türkler ve Kürtler arasında

sürüp gider. Dış mihraklarda Türk ve Kürtlerin aşırı

milliyetçilik zafiyetini kullanır ve iki gadim dost ve kardeş

halkı birbirine kırdırır.

Doğu insanı merttir, asildir, misafirseverdir, yüreği

geniştir, yumuşaktır. Mezopotamya, asırlarca yüksek

medeniyetlere beşiklik etmiştir. Bu müthiş cevheri ortaya

çıkarmak için zemin oluşturulmalı, öncelikle devletçilik

politikalarına Ankara son vermelidir. Bölgenin emlakını,

toprağını devletleştiren kurumlar artık emaneti Kürt

halkına geri vermelidir. Hakkını gasp edilmiş gören Kürt

halkı, hakkını devletten almadan Kürt sorunu bitmez,

Türkiye büyük devlet olmaz, olamaz. Kürt sorununu adil

biçimde aydın Türkler ve Kürtler el ele verip konuşmalı,

tartışmalı, sanat dilinden tiyatroya kadar barış dilini

konuşturan çözüm formülleri devreye sokulmalıdır. Kürt

vatandaşlarına 2. sınıf vatandaş muamelesi yapan, insan

yerşne koymayan Türkiye’yi hiç bir İslam ülkesi

dinlemez, bölgesel yıldız veya dünya politikalarında söz

sahibi lider olamaz. İslam’ın Sufi kültürüne hakim ve haiz

Türkler, Kürtlerle ortak kardeşlik dili olan Müslüman

kardeşliğini, İslam milliyeti çatısı altında bulmuş, kim

kimden üstün tartışmasını fitne ve şeytan işi saymıştır.

Ortadoğu’da Kürtler demiyor mu, ‘bizi dört ülkeye

bölmüşler, 35 milyonluk nüfusumuz baskı altında’ diye.

Haydi, o zaman sınırları kaldıralım, ticareti artıralım,

bakalım toplumun doğal süreçte sosyolojik eğilimi nereye

doğru akacak! Etnik nefreti, şiddeti salık verenlere doğru

yönelim olmayacağına bahse girerim, baskı unsurları

olmayan demokratik bir ortamda ekonomi, yani refah

hedefi her zaman için tercih edilecek değişmez insan fıtratı

ve tek gelişim ideolojisidir. Alman düşünür Nietzsche’nin

Page 142: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

142

ifadesiyle tüm ideolojiler çöplüktür, ama unutulmamalı ki

İslam asla bir ideoloji veya stratejik bir siyasi doktrin

değildir. Bölgenin kalbi asırlardır inançla atar,

Müslümanlık Kürtlerin kimliğinin ayrılmaz parçası,

karakteri, öz ruhu olmuş ve gerçek Müslümanlığın

yaşandığı dönemde Kürtlere izzet, şeref, zenginlik, onur,

barış, adalet, özgürlük ve eşitlik getirmiştir (24).

24 Arslan, Faruk Toplumun sosyolojisini bozanlar hesap vermeli!

Farukarslan.com. 02.05.2012. Alperen, Ali. Alperen Dergisi. Terör Özel Sayı.

01.07.2012.

Page 143: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

143

Dördüncü Bölüm

PKK’lı Çocuk Askerler

2 Mayıs 2012’ın ertesi günü PKK’nın önde gelen

sosyolog ve akil adamlarından Hadi Eliş ile buluşacaktım.

Yazdığım üç makale dikkatlerini çekmişti. Önce kabul

etmek istemedim. 1988’den beri Kanada’da da yaşayan

PKK’nın kurucu isimlerinden Hadi bey, Kuzey Amerika

Kürt Araştırmalar Merkezi’nde Amerikalı ve Kanadalı

akademisyen ve istihbarat elemanlarıyla toplantılar yapan

ve Kanada’daki PKK toplumunun önde gelen önemli bir

ismiydi. ‘Milyonlarca sayfa belge var elimizde var,

istersen senle paylaşabiliriz diye yem atmıştı’.

Dayanamadım ama şunu özellikle altını çizerek

vurguladım: Ben sizle cemaat elemanı olarak

görüşmüyorum. Biliyorsun, sizinkiler Zaman gazetesi

yazarı ve eski müdürü Hüseyin Gülerce ile görüştü, başına

gelmedik kalmadı. Ben bağımsız ve yalnız bir bireyim,

gazeteci, yazar ve sosyologum, bu görüşmeyi PKK ile

cemaat buluşması olarak algılamayın.

Hadi bey, ‘merak etme, bende senle PKK’lı olarak

değil sosyolog olarak görüşeceğim. Bu görüşmemizi

bizimkiler duymasın ve medyaya yansımasın’ deyince

rahatladım. Durumu Emre Uslu’ya tekrar telefonla

arayarak aktardım. ‘Dikkatli ol, bunu kullanmak

isteyebilirler’ dedi. Bir yandan da ne gibi belge ve bilgiler

verecekler diye merak etti. Gitmem vacip hale geldi. Emre

Uslu, telefonu kapatmadan bana önemli bir bilgi daha

verdi.’Yarın PKK’nın Çocuk Askerleri’ başlıklı bir

makalem Taraf gazetesinde yayınlanacak, bu yazıdan

Page 144: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

144

sonra PKK’nın resmi sitesi çocuk askerlerin hikâyelerini

oradan temizleyecektir. Ben yerinde olsam siteye girer

hikâyeler silinmeden hepsini kaydederdim’. Sabaha kadar

uyumadım, yüze yakın çocuk asker dramını bilgisayarıma

fotoğraflarıyla indirdim. Biri beni çok etkiledi. Beritan

henüz 16 yaşlarında eline silah verilmiş, PKK'ya katılmış

bir Kürt kızıydı. 12 yaşında evlerinden kopartılan siyasi ve

silah eğitiminden geçirilen pek çok çocuk, kendi

iradelerinin dışında, oyuncakla oynayacak yaşta iken

'Child Soldier' oluyordu. Uluslararası Çocukları Koruma

Anlaşmasına göre bu bir insanlık suçuydu. Birleşmiş

Milletlere üye 194 ülkenin onayladığı bu anlaşma,

PKK'nın pek umurunda değildi. Eminim, dava açılırsa

Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi, PKK gibi

düşünmeyecekti.

Telefonda, ‘Abdullah Öcalan ve eli kanlı yönetici lider

kadrosu serbest kalsa bile milletvekili olamazlar,

Avrupa’da hapse tıktırırız ‘diyen Emre Uslu’nun makalesi

bam teline şöyle dokunuyordu: Geçen aylardan Bingöl’de

sağ yakalanan ve askerin parkasını verdiği PKK’lı henüz

16 yaşında bir çocuktu. Nedende kimse bu çocuğun

PKK’daki durumunu sorgulamadı. Türkiye’de çocuk

işçiler, çocuk evlilikleri büyük gürültüyle gündeme

getirilir. Ama PKK’nın istihdam ettiği çocuk savaşçılar

konusunun kapağını bile açmıyor. Örneğin İnsan Hakları

Dernekleri PKK’daki çocuk gerillalar konusunda bir

raporu bırakın bir kelime bile açıklama yapmamıştır. Batılı

gazeteciler Kandil’deki çocuk savaşçılara mutlaka kamera

tutar. Bizim gazeteciler Kandil’e gider, PKK içindeki

çocuk askerleri de görürler, ama bunun insanlığa karşı

işlenen bir suç olduğunu belirtip PKK liderlerine karşı iki

kelimelik bir eleştiri yazmazlar. Bu yüzden çocuk

savaşçılar konusunda şimdiye kadar Türk medyası iki

kelimelik haber yapmamıştır. Oysa kuruluşundan beri

Page 145: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

145

PKK’daki çocuk savaşçıların oranı hayli yüksekti. Çocuk

savaşçılar meselesi uluslararası literatürde insanlığa karşı

işlenen suçlar kategorisinde sayılıyor. En son geçen

haftalarda eski Liberya Devlet Başkanı

Charles Taylor uluslararası mahkeme tarafından savaş

suçlusu ve insanlığa karşı suç işlemekten suçlu bulundu.

Sierra Leone iç savaşında Taylor özellikle çocuk

savaşçıları iç savaşta kullandığından dolayı savaş suçlusu

ve insanlığa karşı suç işlemekten suçlu bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarını Koruma

Konvansiyonu ve Opsiyonel Protokolü’nde yer alan

düzenlemelere göre çocuk savaşçılar kullanmak temel

insan hakkı ihlali olarak tanımlanıyor. Bu bağlamda çocuk

savaşçıların herhangi bir silahlı guruba katılmasını

sağlamak insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinde

değerlendiriliyor. Zaten mahkemenin Charles Taylor’a

verdiği ceza bu yasanın hukuksal uygulamasına örnek

teşkil ediyor.

Konuyu PKK açısından değerlendirdiğimizde durum

çok net. Tıpkı Charles Taylor gibi başta Abdullah Öcalan

olmak üzere tüm PKK liderleri çocuk savaşçı kullanmak

ve onları PKK’ya kazandırmaktan insanlığa karşı suç

işliyorlar. Üstelik bu suçlarını öylesine bir şekilde itiraf

ediyorlar ki devlet belgelerine bile başvurmaya gerek yok.

Bizzat PKK’nın sitesinde yer alan şehitler albümünde yer

alıyor bu bilgiler.

Charles Taylor davası, PKK liderleri açısından süreci

öylesine kritik kılıyor ki artık medeni dünyada hareket

etme olanakları neredeyse yok. Diyelim ki MİT’in

önerdiği protokolleri taraflar kabul etti, PKK liderleri

Norveç gibi bir Batı ülkesine gitti. Diyelim ki Abdullah

Öcalan da hapisten çıkıp Meclis’e geldi. Çocuk savaşçı

kullanmak uluslararası hukukta savaş suçu ve insanlığa

karşı işlenmiş bir suç olarak kabul edildiğinden herhangi

Page 146: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

146

bir kurum veya kişi eğer PKK liderlerini insanlığa karşı

suç işlemekten dolayı şikâyet eder ve uluslararası hukuk

mekanizmasını çalıştırırsa PKK liderleri de tıpkı Charles

Taylor gibi yargılanır. Bu suçlar insanlığa karşı işlenmiş

suçlar kategorisinden olduğundan milletvekili

dokunulmazlığı dahi kazansalar uluslararası mahkeme

önüne çıkmaktan kendilerini kurtaramazlar.

Bizzat PKK’nın yayınladığı bilgilere göre PKK’ya

çocuk yaşta katılanların oranı yüzde 35. Yani bir bakıma

PKK çocuk savaşçıların omuzlarında sürdürüyor bu

savaşı. Bu konu uluslar arası çocuk hakları örgütlerinin

gündeminde. Örneğin AFP’nın Kandil’de çektiği ve 15

yaşındaki PKK’lı militanların yer aldığı görüntüler bu

örgütlerin sitelerinden duyuruluyor ve uluslararası

kamuoyunun dikkati bu konuya çekilmeye çalışılıyor.PKK

kaynaklarına baktığımızda 12 yaşında PKK’ya katılmış

kız çocukları bile var. Örneğin H.İ. bunlardan biri.

PKK’nın kendi sitesinde yer alan bilgilere göre H.İ. 1984

yılında doğmuş ve 1996 yılında PKK’ya katılmış. Bunun

gibi 12 ve 13 yaşında PKK’ya katılmış, eline silah

tutuşturulup insan öldürmeye gönderilmiş yüzlerce çocuk

var. Bunları da bizzat PKK sitesi yayınlıyor. İşte bu

uluslararası hukuka göre insanlığa karşı işlenmiş bir suç.

12 ve 13 yaşında çocukların gönüllü olarak PKK’ya

veya başka bir silahlı gruba katılmaları hukuken kabul

edilebilir bir durum değil. Bu nedenle de her ne kadar

silahlı guruplar bu çocukların gönüllü olarak PKK’ya

katıldığını iddia etse de uluslararası mahkeme bunu

çocukları alıkoyma ve köleleştirme olarak görüyor.

Charles Taylor ayrıca bu suçlardan da ceza aldı. Peki,

PKK ile her platformda mücadele eden devlet PKK’nın bu

çocuk savaşçılarını uluslararası hukukun dikkatine sunup,

PKK liderlerinin insanlığa karşı suç işlediklerini belirtip

yargılanmalarını neden istemiyor?

Page 147: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

147

Çünkü devlet Güneydoğu’da olan çatışmanın

uluslararası hukukta bir iç savaş olarak tanımlanmasını

istemiyor. Bunun bir terör sorunu olduğunu

savunuyor. Eğer iç savaş olarak tanımlanırsa uluslararası

camianın müdahale etme hakkının olduğundan devlet

PKK’daki çocuk savaşçılar sorununu uluslararası hukuka

taşımıyor kendi hukuk sistemi içinde de yargılanmasını

istemiyor. Çocuk istismarına çok duyarlı numaraları yapan

medya da bu nedenle suskun ve konuyu gündeme

getirmiyor. Bu durum PKK liderlerini sorumluluktan

kurtarmıyor. Nitekim Charles Taylor devlet başkanı

olmasına rağmen şimdi yargılanıyor. Yarın bu kirli savaş

biterse PKK liderlerinin insanlığa karşı suç işlemekten

yargılanması halen masada duracak. Bu savaş biraz da bu

nedenle kirli. Hem PKK hem de devlet bu savaşta

çocukların kirli bir şekilde kullanıldığını biliyor. İkisinin

de işine geldiğinden kimse bu insanlığa karşı suça sesini

çıkarmıyor (25).

Yapılan araştırmalara göre terör örgütünde kadınların

oranı yüzde 25. Bunların bir kısmını Uluslararası Çocuk

Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olmasına rağmen kız

çocukları oluşturuyor. Terör örgütü, kadınları, silahlı

eylemci, istihbaratçı olarak görevlendiriyor. İllegal

çalışmanın en elverişli elemanları olan kadınlar,

şehirlerdeki çalışmalar çoğunlukla onların elleriyle

yürütülüyor. İntihar eylemlerinde de görevlendirilen

kadınlar, terörist başı Abdullah Öcalan yakalanmadan

önce koruma örgütünün en aktif ve en güvenilir elemanları

oldu. Çatışma alanı dışındaki yerlerde hizmet işlerinde

çalıştırılan kadınlar, yönetici takımla ilişkiyi reddettikleri,

muhalefet ettikleri ya da muhalif gibi davrandıkları

belirlendiği zaman 'ajan' olarak nitelendirilip tutuklanıyor,

25 Uslu, Emre. PKK’nın Çocuk Askerleri. Taraf, 2.05.2012.

Page 148: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

148

işkenceye tabi tutuluyorlar. Ajan diye şüphelenenlerin

tutuklanması halinde ise daha çok bilensinler,

duygusallıktan uzaklaşsınlar diye işkenceci olarak

görevlendiriliyorlar. Terör örgütündeki kadınlar sorununu

Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) değerlendiren Kürt

siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, PKK'daki kadın

sayısının yüzde 35 olduğunu söyledi. Kürt toplumunda

kadınların en fazla ezilen toplumun en büyük kesimi

olduğuna dikkat çeken Güçlü, PKK'nın bu sistemi

değiştirmek, kadını özgürleştirmek adına yeni bir

bağımlılık sistemini oluşturduğunu vurguladı.

"Kadını güya kocasına karşı, sıradan erkeğe karşı

özgürleştirirken, kadınları PKK'ya bağımlı hale getiriyor.

PKK, özel bir kişilik olmadığı için, PKK adına da lidere

ve liderlere bağlılık geliştiriyor." diyen Güçlü, kadınların

en fazla Öcalan'a bağlı olduğunu belirtti. PKK kadınlarıyla

şeyh-mürit arasındaki ilişkiden daha sıkı, daha fanatik bir

bağımlılık ilişkisi bulunduğunu anlatan Güçlü, "PKK,

Öcalan'ın, 'öl dediği zaman ölecek' 'intihar et dediği zaman

intihar edecek', 'hepiniz benim kadınım olacaksınız dediği

zaman onun kadını olacak', 'şu ya da bu yere saldırın

dediği zaman saldıracak' tehlikeli, saldırgan, patalojik,

duygulardan arınmış bir kadın kategorisi yaratmıştır ve bu

sahiplikle kadınları hoyratça bir yapı içinde hareket

ettirmektedirler." dedi. Asıl şeflerin hükmü altında, üst ve

alt düzeylerde yetkilendirildiğini dile getiren Güçlü,

konuya ilişkin yazılanlarda kadın mahpuslara yapılan

işkencelerin 5 Nolu Diyarbakır Askeri Cezaevinde

yapılanlardan daha şiddetli ve kötü olduğunun ifade

edildiğini aktardı.

PKK'nın 5 Nolu Diyarbakır Askeri Hapishanesi'nde

uygulanmayan işkence türlerini de uyguladığına dikkat

çeken Güçlü, PKK'nın şiddetle aileye karşı olduğunu

vurguladı. Öcalan'ın ailesiz, aileden koparılan, kimsesiz,

Page 149: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

149

erkek ve kız çocuklarının terörist olmasını heyecanla

istediğini anlatan Güçlü, şöyle devam etti: "Bunların,

kendisine ve PKK'ya karşı muhalefet etmelerinin

olanaksız olacağını, ya da muhalefet etmelerinin çok zayıf

bir ihtimal içinde olacağını, onların rahatlıkla her eylemde

kullanılabileceğini, özellikle de muhaliflerin ve halkın

infazı eylemlerinde sorunsuz olacaklarını doğal olarak

sosyo-psikolojik ve toplumsal anlamda saptıyorlar. Öcalan

açıkça yeniçeri niteliğinde bir savaşçı ordunun

yaratılmasını amaçlıyor, bunun için çabalıyor. Bu nedenle,

kadın ve erkek gerillaların kendi ailelerinden

uzaklaşmaları, aile kurumuna düşman olması için özel

telkinler ve eğitimler yapıyorlar." diye konuştu. Güçlü,

şunları söyledi: "Aile düşmanlığı, geleneksel bir toplum

olan Kürt toplumunda kadınların erkeklere karşı

konumlanması, erkekleri horlamaları, dışlamaları, gelenek

dışı davranmalarıyla becerilmeye çalışılıyor. PKK'ya

katılmadan önce evli olanların birbirinden kopması,

birbirinden uzaklaşması telkin ediliyor. Bunun pratikçe

gerçekleşmesi sağlanmadığı zaman, evli kadın ve erkeğin

birbirini görmemesi, aile olarak ilişkilerini geliştirmemesi

ve devam etmemesi için birbirinden uzak ve bilinmez

yerlerde görevlendiriliyorlar. Aynı işlem ve uygulama,

gerillalara katıldığında birbirini seven, sözlü, nişanlılar

için de geçerli. PKK'ya katılmadan önce, bir birine âşık

olup da PKK'ya katılan kadın ve erkek gerillaların

aşklarına son vermeleri için direktif veriliyor. Direktifin

sökmeyeceği de düşünüldüğü için de, birbirine aşık ve

evlenmek isteyen çiftler birbirin görmeyecek yerlerde

görevlendiriliyorlar. Ayrıca PKK'ya yeni katılan kadın ve

erkek gerillaların evlenmeleri, âşık olmaları yasaktır. Âşık

olan ve evlenmek isteyen kadın ve erkek gerillalar,

şiddetle cezalandırılıyorlar. Buna karşılık, Öcalan başta

olmak üzere PKK yöneticilerin kadın gerillalarıyla

Page 150: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

150

ilişkilerinde pervasız oldukları, PKK'dan kaçan

yöneticilerin, kadın ve erkek gerillaların yazdıklarında

rahatlıkla saptanmaktadır."

PKK'nın 18 yaşından küçük erkek ve kız çocukları

dağa çıkarmasının yeni bir sorun olmadığını belirten

Güçlü, örgütün temel ideolojik, kültürel, toplumsal

yaklaşımlarından biri olduğunu ifade etti. "Kız çocukları,

toplumdaki ve aile içindeki baskıdan bunaldığı için, kız

çocuklarının dağa çıkarılması daha kolay olabiliyor."

diyen Güçlü, erkek ve kız çocuklarının dağa

çıkarılmasının belli vaatlerle aldatılmalar, Kürdistan'ın

özgürlüğü ve bağımsızlığı konusunda beyin yıkaması, zor

ve kaçırma metoduyla gerçekleştiğini vurguladı.

'PKK'nın çocuk savaşçıları' sorununun hayati bir konu

olduğunu belirten Güçlü, Türkiye genel kamuoyunun,

siyaset sınıfı ve aydınlarının bu konuda duyarsız ve sağır

konumda olduklarına dikkat çekti. "Yapısal nedenleri ve

kuruluş felsefesi gereği PKK savaşmadan var olamaz.

Savaş ve çatışmanın son bulması PKK'nın hayatının son

bulması ve sönmesi demektir." diyen Güçlü,

"Bulunduğumuz aşamada, PKK ile ilgili gerçeklerin

deşifre olmaya başlaması, silahlı mücadeleye inancın

azalması, demokratik ve sivil yoldan sorunların

çözümlenmesinin egemen düşünce olmaya başlaması

nedeniyle PKK'nın, toplumsal ve siyasal olarak

zorlandığından, PKK yeniden savaşçılılarını 18 yaşındaki

çocuklardan seçmektedir. Benim tespit ve gözlemlerime

göre, PKK'nın son günlerde de 18 yaşından küçük

çocukları, belirttiğim eski metot ve yaklaşımıyla yeniden

dağa çıkarılmalarda bir artış olduğu görülmektedir."

şeklinde konuştu. PKK'nın kuruluş felsefesinin, tahayyül

ettiği otoriter ve faşizan toplum projesinin; tek ideoloji,

tek lider, tek lider sisteminin yapılandırılmasının;

toplumsal değerlerden uzak, biat eden, baş eğen, itiraz

Page 151: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

151

etmeyen insan tipi oluşturması paradigmasının bir sonucu

olduğunu dile getiren Güçlü, "Öcalan'ın parti

yöneticilerine gönderdiği bir talimatında dile getirdiği

görüşler, çocuk savaşçıların konumlarına daha bir

açıklama getiriyor. Öcalan, eğitim düzeyleri, yaşları

itibarıyla PKK'ya uygun insanlarla ilgili diyor ki:

Üniversite öğrencileri, eğitimli oldukları için, soru soran

ve kendi akıllarına uygun olmayanlara itiraz eden

insanlardır. Bunları şekillendirmek ve PKK'ya uygun

militan, savaşçı haline getirmek olanaklı olmuyor. Öcalan,

liseli gençlerle ilgili de aynı sakıncalı ve tehlikeli

durumdan bahsediyor. PKK'ya en uygun insanların,

eğitimsiz olan her yaş grubundaki insanlar, eğitimliler

arasında da ilköğretimin ilk 5 ya da 8 yılını bitirenler. Bu

nedenle de, iç infazlara kurban olanlar, kitlesel olarak

üniversiteli gençler ve eğitimli diğer yaş grubundaki

kesimler olmuştur." ifadelerini kullandı (26).

26 Cihan Haber Ajansı. PKK'nın sinsi planı ortaya çıktı. 19.11.2012.

Page 152: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

152

Beşinci Bölüm

Zerdüştlük Özentisi

Hadi Eliş ile görüşmemiz çok ilginç geçti. ‘Senin

yazdıklarınla bizim düşüncelerimiz arasında bir çizgi

kadar bile fark bulunmuyor, ama Öcalan’a terör elebaşsısı

demen kanımıza dokunuyor, bizde Gülen’e benzer ifade

kullansak nasıl tepki verirsin, lütfen Kürt özgürlük

hareketinin önderine karşı saygılı olun, sayın deyiniz’

dedi. PKK’nın düzenlediği Kürt festivallerine katıldığımı,

PKK’nın yayın organı Sinews’u çıkartan Metin beye

Diyarbakır cezaevinde yapılan işkence ve aşağılamaları

öğrenince vicdanımın kanadığını söyledim. Kürt

festivallerinde gördüğüm Kürt kadınlarının Anadolu

kadınları gibi başörtülü ve dindar olmasına rağmen

Marksist, dine mesafeli, dağdaki militanların namaz

kılmasına ve oruç tutmasına izin vermeyen, Allah’ı inkar

eden, namus anlayışı gibi, töre ve kültürel değerlere

saygısız PKK’nın Kürtler arasında nasıl taban bulduğunu

çözemediğimi ilettim. Hadi bey, ‘Biz İslam’a karşı değiliz,

Müslüman Kürtleri de dışlamıyoruz. Ancak PKK lideri

Abdullah Öcalan, Mazdekizm ve Zerdüştlük dininin

Kürtlerin asıl dini olduğuna dair kitap yazdı. Öcalan ne

diyorsa odur. Farsların eski dini olan Zerdüştlük ve

peygamberi Zerdüşt aslında Kürt kökenlidir. Kürtleri eski

dinlerine kavuşturmanın neresi yanlış’ deyiverdi.

Hiç renk vermedim. Zerdüştlük konusunu araştırmam

farz olmuştu. ‘Zerdüşt böyle buyurmuştu Kürtler!’ başlıklı

makalemi PKK’nın dünya çapında eylemler yaptığı 15

Ağustos 2012 tarihine denk getirdim. PKK’nın,

Page 153: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

153

Zerdüştlüğü/ Mecusîliği ‘Kürtlerin dini’ olarak ilân

etmesini önceleri bir şaka olarak algılamış, ciddiye

almamıştım. İmralı ve Kandil’e yakın sağlam başka bir

Kürt kaynağından edindiğim bilgi değişik istihbaratlarla

teyit edilip birleşince şok oldum. Kürt kimlik

kalkışmasının manevi önderi sayılan Abdullah Öcalan’a

2012 yılında gerçektende Mazdekizm ile ilgili din, felsefe

kitabı yazdırılmış veya pek inanmıyorum ya kendisi

isteyerek yazmıştı. Bu eserde Öcalan, 4. Zerdüştlüğe

soyunduruluyor, yani bir nevi peygamberliğini ilân

etmekle kalmıyor, Mecusîlerin tanrı kabul ettiği ‘Ahura

Mazda’ rolünü de benimsemiş gözüküyordu.

İslam dini kardeşliği ile Kürtlerin Türklerle birlikte

bin seneyi aşkın süredir sürdürdükleri ortak dava, ortak

vatan, ortak ülkü zeminine dinamit koyanlar Zerdüştlerin

kötülükler kralı, şeytanı olan ‘Ehriman’ olmalıydı! Neden

Zerdüşt? M.S. 644 de İslam orduları İran’ı feth edince,

Zerdüşt dininden olanları “Ehli Kitap” gibi kabul

etmişlerdi. Kuran’da yer alan (40:78) “Senden önce de

peygamberler yolladık; bunlardan bazılarını sana

duyurduk, bazılarındansa bahsetmedik”sözlerinde

“bahsedilmeyen” peygamberden birinin Zerdüşt olması

muhtemeldir. Zerdüşt’e eski Yunanlılar ve Romalılar ilgi

duymuşlardı. Nietzsche’nin “Zerdüşt böyle konuştu..”

başlıklı eseri, Richard Strauss’un aynı adlı senfonik şiiri,

İrlandalı şair Yeats’in Zerdüşt’ten sıkça bahsetmesi, bu

meçhul insana ilginin sona ermediğini yansıtır.

Zerdüştlerin çoğu İslam’ı kendine çok yakın buldu ve

hemen Müslüman oldular. Zira miraca çıkıp tek Tanrı ile

görüşen, cennet ve cehennemi tarif eden, sırat köprüsünü

anlatan, yetmiş büyük günahdan sakındıran Zerdüşt,

Maneizm’in taassup anlayışına, yobazlığına, dini

sömürüsüne karşı bir ahlak manzumesi sunmuştur,

zamanla Zerdüşt rahiplerin elinde din yozlaşmış,

Page 154: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

154

mükemmel din İslam ile bu dine gerek kalmamıştır. İran,

Afganistan ve Orta Asya’da Türkler ve Kürtler arasında

İslam yayılınca Zerdüştlük silindi; dünyada halen 250 bin

Zerdüşt bulunuyor.

Ünlü Alman filozofu Friedrich Nietzsche kitabında,

Zerdüşt’ten çıkarım yapar ve ‘üstün insan’ felsefesiyle

Tanrı’dan iradenin, özgürlüğün alınarak insana verildiğini

savunur. Bireysel özgürlüğün esasları belkide Doğu’da üç

bin beş yüz sene önce İran’da Zerdüşt ile atılmıştı, ama

Batı medeniyeti ona egoizm, bencillik kattı, birey

özgürlüğü diye bugün yutturulmaktadır. 483 yılında

Mazdek isyanını başlatan Mazdek tek Allah’lı bir din

getirdi, ancak daha sonra Zerdüşt rahipleri, ‘kadın ve

servet ortak’ olmalı görüşünü savunarak bu dini de kirletti.

Namuslarına düşkün Kürtlerin kadınların ortak mal olarak

kabul edildiği bir toplumda yaşaması imkânsızdır. Kadın,

erkek eşitliği ilkesini dile getiren, sınıfsal ayrımlara karşı

olan Zerdüşt, ‘Yeşil’ veya ‘Kırmızı’ Komünizm’inde ilk

babasıdır. Ancak Almanları iki dünya savaşında yerin

dibine batıran, kana dayalı üstün ırk ırkçılığı ve

totalitarizmi din haline getirten teorisyenlerden

Nietzsche’den esinlenen Öcalan, Zerdüşt’ü çarpıtıyor ve

Kürtleri yanlış etkiliyor. Bu filozofun, ‘Tanrı öldü,

yeryüzüne bağlı kalın, inanmayın size dünya ötesi

umutlardan söz edenlere!’ sözü bir asır insanlığı uçuruma

sürükleyen hem Sosyalizmin hem de Nasyonal

Sosyalizm’in din düşmanlığını ne güzel anlatıyor.

Nietzsche öldü ama Tanrı zaman ve mekândan münezzeh,

yaşıyor.

KCK ile Türkiye’de despot ve faşist bir paralel Kürt

özerk veya bağımsız yapılanma kurmak istediklerini

açıkça belli eden Murat Karayılan, Zerdüştlüğü öven ve

İslâmiyet’e hakaret eden açıklamalar yaptı. Bölücü ve

ayrılıkçı gruplarıyla Kürtler ve Türklerin çimentosu olan

Page 155: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

155

İslamiyet’in gücünü kırmak istiyor ve Kürt vatandaşlarına

Zerdüştlük propagandası yapıyorlar. Propagandanın

etkisini artırmak için Zerdüşt’ün Kürt olduğu iddiası

yayılıyor. Kürtçü yayın yapan internet siteleri ve yayın

organları son dönemde giderek artan bir şekilde

Zerdüştlüğü anlatıyor. Zerdüşt’le ilgili kitaplar ve

makaleler yazıyor, şarkılar besteliyorlar. ‘Zerdüşt’ serisi

albümleriyle tanınan Reşo da bunlardan biri. Dağdaki

militanlara Zerdüştlük dersleri, örgütün üst düzey

yöneticileri Suriye uyruklu Fehman Hüseyin (Bahoz

Erdal), Duran Kalkan (Abbas) ve Cemil Bayık tarafından

veriliyor. Suriyeli teröristler dinsizlik konusunda çok

baskınlar, dağda domuz eti çoktan helal yapılmış

durumda. BDP, ‘Sivil itaatsizlik’ adı altında Cuma

Namazlarını yozlaştırırken, dağda namaz kılmaya ve oruç

tutmaya izin yok. Müslümanlık paydası yıkılıyor.

Batılı kaynakların 6 bin yıllık Kürt tarihinden

bahsettiğini anlatan, yıllardır İsveç’te kaçak

yaşayan Mehdi Zana, “Kürtler İslamiyet’i kabul

ettiklerinde kaybettiler” diyor. İsveç’te “Kürdistan Zerdüşt

Cemaati” adında bir propaganda merkezi var ve bu

merkez eliyle 2012’nin Haziran’ında “Kürt Zerdüşt

Tapınağı” açıldı. Mehdi’nin eski karısı Leyla Zana ise,

‘Kürtlerin kılıç zoruyla Müslüman‘ olduğunu söyleyip

çuvalladı, sonra ‘benim dedem şeyh idi, Müslüman’ım’

diye toparladı, ama kimse yemedi! KCK operasyonu

sonrasında KCK Siyaset Akademileri’nde Kürtlerin

dininin Zerdüştlük olduğu şeklinde dersler verildiği ortaya

çıktı. Kandil’de PKK’lıların yaptığı Zerdüşt ayini

gazetelere yansıdı. Haberlerde yer alan fotoğraflarda

militanların terörist başı Öcalan’ın resimlerinin de olduğu

bir mekânda Güneş’e tapındıkları görülüyordu. PKK

militanları içinde Zerdüştlük dini yüzde 34 oranında,

oldukça yaygın. Zerdüştlük dininde kutsal sayılan birçok

Page 156: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

156

isim örgüt kamplarına, örgütçülere veriliyor, telsiz kodu

veya parola olarak kullanılıyor. Murat Karayılan “Medya”

telsiz kodunu kullanıyor. Medya Zerdüştlük dininin

kurucusu Zerdüşt’ün doğduğu yer. Kürt bayramı diye

lanse edilen Nevruz’u kullanan PKK, Zerdüştlük

bağlantısı sayesinde İran Kürtlerini kazanmanın hesabını

da yapıyor. Kadim bir İran inancı olan Zerdüştlüğü

kullanan örgüt, bölgedeki nüfuz savaşında elini

güçlendirmek istiyor. Kürt ırkçılığı ilhamını Türk

ırkçılığından alıyor. Aşırı ırkçı Türklerde tarihin İslam

öncesi evrelerine özel bir gurur ile sığınıyor, cahiliye

dönemine dair ırki seyahatler düzenliyor, mitolojinin

efsunkâr rüzgârıyla coşup, folklorik gösterilere

başvuruyor.

Her iki ırkçı zümrenin de görmediği; daha doğrusu

görmek istemediği bir gerçek var. Türkler de, Kürtler de

Müslümanlığı kültürel bir fantezi olarak algılamıyor; onu

varoluş gerçeği olarak bizzat yaşıyor. Örgütlerin göz ardı

ettiği bu hakikati vatandaş görüyor. Kürtlerin en büyük

talihsizliği, “Kürt Aydını”nın kendisine cesur bir söylem

seçememesidir. Devlet hakkında olabildiğince cesur

konuşanlar, söz örgütten açılınca birden suspus oluyor.

Oysa bir topluluğun yanlışını bir başka topluluk tashih

edemez. Kan, kin bağı üzerine kurulmuş bir nefret

medeniyeti istemiyor medeniyetler beşiği Anadolu insanı.

Derin ve karanlık eller, dini bütün Kürt kardeşlerimizi

silah zoruyla Zerdüştlük üzerinden berduşluğa davet

ediyor. Umarım ırkçılık yoluyla yürütülen bu saçma

sapan, felsefi kalmış, özü tahrif edilmiş meşum

Zerdüştlüğü hortlatma planı da akim kalır. Üstad

Bediüzaman Said Nursi, gücünü halkın millî ve manevî,

İslam değerlerinden alan “müspet milliyetçilik” ile

sorunun çözümleneceğini öngörüyor.

Page 157: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

157

Zerdüştülük dinini yakından tanıyalım: Avesta,

Zerdüştlüğün kutsal kitabıdır. Tek tanrılı bir dini anlatan

bu lirik şiirimsi yazılmış kutsal kitap üç ana bölümden

oluşur. Yasna adını taşıyan ilk bölümde dini törenlerde

okunan ilâhiler yer alır. Zerdüşt e ait olduğu kabul edilen

Gatha lar da bu bölümdedir. Toplam 896 mısradan oluşan

Gatha’lar, Gat denilen beş manzumedir. Manzumeler

Esnud Gat, Uştad Gat, Spentmend Gat, Vaşnu Hişter Gat

ve Vehiştvet Gat adlarını taşırlar. Çeşitli ilâhilerin

oluşturduğu ikinci bölüm Yast adını taşır. Videvdat

denilen üçüncü bölüm de “şeytanlara karşı kanun”

biçiminde adlandırılır. Bu bölümde şeytanlara karşı

tılsımlar ve temizlenme kuralları yer alır. Zerdüştlük dini,

ateşin kutsal sayıldığı dinlerden biridir ve ateş, bu inancın

tanrısı Ahura Mazda’nın ruhu ve oğludur. Bununla ilişkili

olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir

güce sahip. Yaşayan yıldız star olarak nitelenen Zerdüşt ve

dininin oluşturan üç peygamberden bahsedilir. I. Zerdüşt

yaklaşık olarak M.Ö 3000 yıllarında yaşayan Mahabat, II.

Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 2040 yıllarında yaşayan

Haşeng (bunun Hz. İbrahim de olduğu söylenir), III.

Zerdüşt ise M.Ö 660 yaşayan Zerdüşt ün kendisidir. 3.

Zerdüşt bilge ve ileri bir düşünce adamı ve filozoftur. K

kurduğu dinin adına Mazdeizm denilir. Zerdüşt Mazdeizm

le tek tanrılığa yönelirken, egemenlerin gücüyle

bütünleşen çok tanrılığı aşar ve tanrıyı egemenlerden

alarak, insanlığın özlemleriyle birleştiren bir güce

dönüştürür. Soran, sorgulayan tanrının kötülükleri

affetmeyeceğine inanır, bu nedenle kötülüklere karşı

savaşımını bir tanrı emri olarak öne sürer.

Zerdüşt ün güçlü bir filozof ve düşünce adamı

olduğunu, doğa, toplum ve insan gerçeğine ilişkin bilimsel

perspektiflerinde görmek mümkündür. Örneğin Antikçağ

Yunan filozoflarının hareket noktası, Zerdüşt inanışının

Page 158: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

158

geliştirdiği kavramlara dayanır. M.Ö 538 dönemlerinde

yaşayan Theopampos, Ahura Mazda ve Ehriman

arasındaki mücadeleyi tabiatın kendi içindeki kanunu

olarak algılar. Bu noktada yeri gelmişken doğru

anlaşılabilmesi açısından hemen açıklama gereği

duyuyorum ki, Zerdüştlük inancında Tanrı kabul edilen

Ahura Mazda “Aklın Efendisi” ile sembolize edilir,

Ehriman ise kötülüğün güçlerini temsil eder. Ve iyilik-

kötülük mücadelesi bu noktada başlar. Eflatun, Zerdüşt’ü

hocası olarak kabul eder. Yunan felsefesinin

Zerdüşlük’ten etkilenme yönündeki diğer bir örneğini ise

Heraklitos’da görebiliriz. Heraklitos (Anadolu da Efes de

yaşayan Sokrat öncesi filozoftur. Heraklitos doğadaki her

şeyin sürekli değişim içinde olduğunu öne sürmüştür)

hareket kuramında Zerdüşt ün karşıtlar mücadelesi

çizgisinden etkilenir. Bundan yola çıkarak, Zerdüşt ün

gök, ışık, güneş ve diğer göksel varlıkların

çözümlenmesini yorumlar, bununla fiziksel evrenin öz

devinimlerini formüle eder. Zerdüşt ün felsefi inancının

dünyanın beş temel elementten oluştuğunu belirtir. Bunlar

toprak, su, ateş, hava ve bitkidir.

Zerdüştlük inancına göre Tanrı kadın ve erkeği bir

arada ve birbirine arkadaş yaratmıştır. Arkadaşlar arasında

eşitliği temel alan bu inançta kadın ve erkek eşit olarak

kabul edilmektedir. Zerdüşt inancının gelişip yayıldığı

bölgelerde çok eşliliğin azaldığı ve tek eşliliğin arttığı

görülmüştür. Zerdüştilikte, doğru yaşama, ahlaki emirlere

uyma esastır. Ahlaki emirler; iyi düşünce, iyi söz, iyi iş

diye özetlenir. Fakirlere cömert davranma, yabancılara

misafirperverlik, bütün lekelerden uzak kalma, toprağı

sürme, sığırlara bakma, sıkıcı şeyleri imha da faziletli

işlerden sayılır. Bazı cinsi konular ve ölü bedenine temas,

kirlenmeye yol açar, özel ayinler gerektirir. Yine Zerdüşt

inancı her alanda tarım ve hayvancılıkla uğraşılıp bol

Page 159: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

159

üretimin sağlanmasını tavsiye etmektedir. Temiz

hayvanlardan sayılan köpek ve kedinin öldürülmesini

büyük günah saymaktadır. Döllenmeyi ve çiftleşmeyi

önleme kesin olarak yasaklanmıştır. Bu inançta şarap

içkisi için, dini ibadetle ilgili olup, dini düşüncelerin

geliştirilip derinleştirilmesi ve ruh gözünün açılması

amacıyla içilmekte olduğu vurgulanır. Avesta’nın Gatha

bölümünde belirtildiğine göre dini inanç alanında şarkı ve

şiirlerin önemli bir yeri olduğu görülür. Cenneti şarkılı bir

yer olarak değerlendirir (27).

Maalesef, PKK, Kürtleri 1980’den beri epeyce evirmiş

ve dönüştürmüştür. Kürtlerin, özellikle genç Kürtlerin

ülkeye aidiyet duygusunu yok etmiştir. Kürtleri

toplumdan-devletten bütünüyle ayırmak için önünde tek

bir engel var. Her ne kadar son zamanlarda Kürtlerin dini

duygularını yok edemeyeceğini, İslam’a dair derin kökleri

yıkamayacağını farkederek dini kendi lehine kullanmaya

çalışsa, nevzuhur hocalarla halkı kandırmaya uğraşsa da

örgüt Marksist, ateist, pozitivist bir yapıdadır. Allah’la,

dinle, diyanetle, camiyle medreseyle bir alakası yoktur.

Lider kadrolarına baktığınızda örgüt bu özellikleri size

haykıracaktır. Zira PKK’nın, BDP ve KCK’nın liderleri,

militanları Allahsız, peygambersiz, herhangi bir ahlaki

kaygı taşımayan, bohem bir hayat yaşayan ateist-Marksist

tiplerdir. Bunların Zerdüştlükle de bir ilgileri yoktur; bari

Zerdüştlüğün değerlerine, emirlerine uysalar; ama örgüt

için Zerdüştlük genç Kürtleri İslam’dan uzaklaştırmanın,

toplumdan koparmanın aracından öte bir şey değildir.

İslam, bizim medeniyetimizin temeli, blokajıdır.

Müslüman toplumların kültürel kodları, değer yargıları,

toplumsal dinamikleri, birlikte yaşam ilkeleri İslam’a

27 Arslan, Faruk. Zerdüşt böyle buyurmuştu Kürtler! Farukarslan.com.

15.08.2012.

Page 160: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

160

dayanır. İslam kardeşliği, beraberliği, dayanışmayı,

paylaşmayı teşvik eder. Her türlü terörü ve anarşizmi

reddeder. Türklerden daha önce İslam’la tanışan Kürtler

ise toplumun ortalamasından daha dindardır;

muhafazakârdır. Bu durum, örgütün hedeflerine ulaşması,

Kürtleri ırkçı-şoven hale getirebilmesi ve kullanabilmesi

için büyük bir engeldir.

Örgüt pek çok diğer sebebin yanında iki temel

nedenden dolayı İslam’a düşmandır. Açıktan, toplum

karşısında hedef alamasa da, İslam’ı erozyona uğratmanın,

Kürtler arasında etkisiz kılmanın, hayattan dışlamanın

yollarını aramaktadır. Örgüt, Marksist’tir; materyalisttir.

Özellikle İslam’a Karl Marks’ın dediği gibi “insanları

uyutan afyon!” olarak bakmaktadır. Örgüte göre eğer

Kürtlerin bir dini olacaksa Zerdüştlük olabilir. Tek Parti

dönemindeki Şamanizm’e dönüş çabalarına benzer

şekilde, örgüt Zerdüştlüğü İslam’dan kopuşu sağlamak,

Kürt kimliğini “milli” bir dinle desteklemek için

kullanmaktadır. İslam’a bu kadar katı davranan PKK-

KCK, öte yandan örgüt içindeki “Kürt”, “Alevi Kürt”

görünümlü Kripto Ermenilerin Hıristiyanlık çalışmalarına

göz yummakta, desteğini aldığı batının din ve kültürüne

tolerans göstermektedir.

Örgüt ve arkasındaki güçler zaman zaman yalanlasa

ve inkâr etse de, bir Kürt devleti peşindedirler. Kürt

devletinin olabilmesi için, etle tırnak gibi olmuş, iç içe

geçmiş Kürtlerle Türklerin ayrışması, vuruşması ve

düşman olması gerekmektedir. “Birlikte yaşanamaz”

olduğuna dair tabloların oluşması ve bunun dünya

kamuoyuna da fotoğraf şeklinde verilmesi, arkasından da

U.A. kuruluşların devreye girmesiyle bu ayrışmanın fiilen

temin edilmesi gerekmektedir. BOP çerçevesinde

Ortadoğu’da bir Kürt devleti kurmak isteyen batılı

dostlarımızın(!) ve onların maşası örgütün bu amacının

Page 161: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

161

önündeki en büyük engel “İslam”dır. Zira toplumun,

Türklerle Kürtlerin müşterek temeli, çimentosu, ortak

paydası İslamdır. Örgüt ve arkasındaki güçler bu nedenle

Kürtleri, özellikle genç nesilleri İslam’dan

uzaklaştırmanın, İslam’ın toplum üzerindeki etkisini

erozyona uğratmanın türlü yollarını denemektedirler.

Uzun süre İslam’a ve değerlerine doğrudan düşman

olan örgüt bunun kolay yıkılamayacağını gördüğü için son

birkaç yılda taktik ve strateji değiştirmiş; daha faydacı

davranmaya başlamıştır. Naylon hocalar bularak, ayrılıkçı

Cuma namazları tertipleyerek, İslam’ın Kürtçü

söylemlerini geliştirerek İslam’ı doğrudan hedef almak

yerine, sureti haktan görünerek, asıl niyetini perdeleyerek

Kürtleri yozlaştırma, İslam’dan uzaklaştırma yöntemleri

uygulamaktadır.

Örgüt ortaya çıktığı 1984 yılından bu tarafa bölgede

etkin olan tarikatların, medreselerin, din adamlarının

etkisini kırmış, onları itibarsızlaştırmış, toplum üzerindeki

kredisini yıkmıştır. Muhafazakâr bir toplum olan Kürtler

arasında mahremiyet duygusunu, ahlak anlayışını, namus

düşüncesini tarumar etmiştir. Dini eğitim veren kurumları

tehditle veya baskıyla sindirmiş, din adamlarının ve kanaat

önderlerinin örgüte rağmen söz söylemelerine engel

olmuştur.

Örgütün 30 yıllık çabalarıyla, devletin 28 Şubat gibi

dönemlerde uyguladığı katı laikçi yaklaşımlarıyla,

Güneydoğu’da dindarlık sözde kalmış, İslam toplum

üzerindeki etkisini epeyce yitirmiştir. Daha önce İslam

bölgede birincil faktör, unsur iken, yoğun propaganda

çalışmaları ve Şoven Kürtçü söylemler-eğitimler

nedeniyle bu gün özellikle 25-30 yaş altı gençlerde İslam

etkisizleşmiş; ama Kürtçülük, Kürt olmak çok öne çıkmış

ve baskın hale gelmiştir. Tarikatlarla içli dışlı olan Kürtler

tasavvuf ekollerinden uzaklaşmıştır. Örgütün

Page 162: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

162

propagandası, devletin ve muhafazakâr AKP hükümetinin

de ihmalleri sonucu bölgede seküler, hınçlı, militan bir

Kürt nesli ortaya çıkmaktadır. Bu gün örgüt bölgede

sözünü dinlemeyen imamları öldürmekte, yurtları

basmakta-yakmakta, STK’ları tehdit etmekte, cemaatlere

hayatı dar etmektedir. Din adamlarını sadece kendi

söylemlerini seslendiren figüranlar yapmaya

çalışmaktadır. Bu noktada hükümetin ve İslam adına

hareket ettiğini söyleyen cemaatlerin ve cemiyetlerin,

STK’ların büyük vebali vardır. Zira bu kesimler bölgeyi

bütünüyle örgüte bırakmışlar, bölgede İslam’ın

anlatılmasını dahi örgütün naylon hocalarının, imamlarının

inisiyatifine terk etmişlerdir. Örgüt Kürtleri epeyce

evirmiş ve dönüştürmüştür. Kürtlerin, özellikle genç

Kürtlerin devletle ortak bağını koparmıştır; ülkeye aidiyet

duygusunu yok etmiştir. Kürtleri toplumdan-devletten

bütünüyle ayırmak için önünde tek bir engel vardır:

İSLAM. Bu güçlü bağı, ortak paydayı, müşterek zemini

bazen inkar ederek, erozyona uğratarak; bazen de istismar

ederek Kürtçülük ve Kürt devleti namına yıkmakta,

yıpratmaktadır. Örgüt bölgede ciddi bir toplumsal taban

oluşturmuş, genç kitleleri devşirmiştir. Kaybedilen bu

zemini yeniden kazanmanın, örgütün bölgede toplumsal

tabanını zayıflatmanın yolu bölge insanında var olan dini

duyguları yeniden beslemek ve güçlendirmektedir. Örgüt

kendisine engel olan bu dinamiğin farkındadır. Sürekli ve

sistematik olarak bu dinamiği ve değerlerini

yıpratmaktadır. Ancak ne devlet, ne hükümet, ne de birlik

ve bütünlük yanlısı kesimler bu güçlü argümanı, etkili

ortak değeri bölgede gerektiği gibi kullanamamaktadırlar

(28).

28 Gezgin, Yusuf. PKK-KCK’nın İslam’la Derdi Nedir? 10.11.2011.

İnternet ulaşımı

Page 163: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

163

Öte yandan PKK ve yandaşlarının Zerdüştlük'ten

sonra şimdi de Yezidilik faaliyetleri yürütmesi Güneydoğu

bölge halkının tepkisini çekiyor. Kürtlerin, Zerdüştlük ve

Yezidilikle alakası olmadığını vurgulayan bölge STK'ları,

“PKK ve uzantıları Kürtleri İslam'dan, kültüründen ve asıl

kimliklerinden uzaklaştırmayı planlıyorlar. Çünkü İslam'ı

benimseyen hiç kimse PKK'ya destek vermez” diyorlar.

Örneğin Memur-Sen ve Diyanet-Sen Bitlis Şube Başkanı

İsmet Alca, Zerdüştlük ve Yezidilik faaliyetlerini

yürütenlerin dinsiz olduğunu söyleyerek, “Bu kişiler

bölgedeki gençleri camiden uzaklaştırıyor. Örneğin sivil

Cuma namazları gibi. Ayrıca bu kişiler; sazlı, gitarlı,

alkollü, karılı kızlı eğlenceler düzenleyip gençleri dinden

koparıyor. Bu şekilde gençleri dinden uzaklaştırıp

istedikleri gibi yönlendirmeye çalışıyorlar. Gençleri

kolayca dağa çıkarıyorlar, güvenlik güçlerine taş

attırıyorlar, okul yaktırıyorlar. Devlet ve diyanet gençlere

sahip çıkmalı. Çünkü İslam'ı benimseyen hiç kimse

PKK'ya destek vermez” diye konuşuyor. İHH Mardin İl

Temsilcisi ve USTAD (Uluslararası Stratejik Tahlil ve

Araştırmalar Merkezi) üyesi Mehmet Timurağaoğlu ise,

PKK ve yandaşlarının Kürtlerin içine farklı farklı inançları

sokmak istediğini dile getirerek, “Bir zamanlar ‘biz

Hıristiyanlarla amcaoğluyuz' dediler, hatta Kürtçe İncil

bile dağıttılar. Bir zamanlar ise, ‘Yahudilerle

amcaoğluyuz' dediler. Şimdi de Zerdüştlük ve Yezidiliği

çıkardılar. Bu faaliyetler sistematik ve planlı bir şekilde

yürütülüyor. Kürtleri İslam'dan, kültüründen ve asıl

kimliklerinden uzaklaştırmayı planlıyorlar. Bu şekilde

onları ele geçirmeye çalışıyorlar. Mahalle baskısı ve silah

zoru ile milleti susturmaya çalışıyorlar. Artık Kürtlerin

yakasından düşsünler. Bölge halkı insanca yaşamayı hak

ediyor” ifadelerini kullanıyor (29).

29 Akit. Müslüman Kürt, Zerdüşt PKK’yı desteklemez! 21.10.2012.

Page 164: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

164

Başbakan Erdoğan’da Elazığ Havalimanı’nın açılış

töreninde yaptığı konuşmada bu konuya dikkati çekti.

Bölge halkının terörle arasına mesafe koyması gerektiğini

savunan Erdoğan, Iğdır'da öğretmenleri PKK'nın elinden

alan köy halkını örnek verdi. Erdoğan,'Bunlara prim

vermeyin. Onlar sizi insan yerine koymuyor. 'Sevgili kürt

kardeşim bu terör örgütüne tepkini koy ki bölgede abad

olmasın. Bu teröristlerin yeri belli. Bunlar zerdüşt. Bunlar

Yezidilikten bahsediyorlar. Bu tür ayinleri

yapıyorlar.'Terör başta olmak üzere kronik sorunları

kardeşlik ruhuyla dayşanışma halinde aşacağız. Bize

husumet besleyen her çevrenin dilediği gibi kullandığı bu

kuklayı, bu maşayı Allah'ın izniyle bertaraf etmek için çok

boyutlu ve kararlı bir mücadele yürütüyoruz'' dedi (30).

Küresel perspektiften baktığımızda Kürtlerin maşa

olarak kullanıldığı Zerdüştlük projesinin mimarı acaba

kimler ve neden şimdi bugünlerde gündeme geldi?

Özellikle son dönemde sessiz sessiz dünyadaki krizi

izleyen İsrail’in meşhur ”Mesih Planı” gündemde olmasa

da Evanjelistlerin bu plandan vazgeçtikleri yok. Evanjelist

Bush’un diskilafiye olması onlar için fazla bir kayıp değil.

Obama’nın etrafının dikenlerle çevrili olması ve giderek

sıkıştırılması, Ortadoğu’daki karışıklığa farklı bir bakış

açısı getirmektedir. Obama ikinci defa seçilir seçilmez

İsrail’in Gazze’ye düzenlediği kanlı savaş, bu hoyratlığın

işaretidir. Güç bizde, ABD arkamızda, son Filistinli’yide

öldürür bu sorunu kökünden çözeriz yaklaşımı devam

ediyor. Düşünce itibariyle İran Cumhurbaşkanı

Ahmedinejad’ında üyesi olduğu Hüccetilerle birlikte aynı

düzlemde olan Evanjelistlerin birlikte aynı amaca hizmet

ederek bölgeyi karıştırmak istemeleri sıradan bir durum

değil. Suriye krizi ile Ankara, İsrail ve İran’ın ortak

30 AA. PKK Zerdüşt Prim Vermeyin. 20.10.2012.

Page 165: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

165

çalıştığını daha yeni anladı. ABD’nin kredi notunun

düşürülmesinin arkasındaki hedef hem önümüzdeki

seçimlerde 2008′de başlayan ekonomik kriz, Avruapa’da

Yunanistan’ın ardından İtalya, ispanya ve Portekiz

ekonomilerini de batırmaya, Alman ve Franszıların bu

ülkeleri ekonomik olarak tamamen işgal etmesine gebe.

Arap baharının Arap kışına dönüşmesi, Ortadoğu’nun

karışması bir tesadüften ibaret değildir. 2001′de ABD’nin

Afganistan’dan sonra Irak, İran ve Suriye ile birlikte

Sudan’ı değiştirme düşüncesi ise son düzlükte İran’ı

yanına çekme stratejisine dönüştü… Buradaki en büyük

etkenlerden biri Evanjelistlerin Obama üzerinde baskı

oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Pentagon’un 120′ye

yakın ülkede gizli savaş yürütüyor olması ve El-Kaide’den

sonra yeni bir hedef belirleme düşüncesi ise önümüzdeki

dönemde Evanjelistlerin tüm etkinliklerine rağmen yerine

getirilmesi zor gözüküyor. Küresel baronların bu süreci

atlatmak için ellerindeki son kozu oynayacakları zaten

2008′in ortalarında ve son Washington toplantısın da

ortaya çıkmıştı. Tür askerine korkusuzca ve dengeleri

gözetmeden saldıranların neye hizmet ettikleri biraz

perdenin arkası ile ilgili.

Bu bağlamda Abdullah Öcalan diskalifiye edildi, PKK

barış istedi, yok istemiyor tartışmaları anlamlıdır. Malum,

devletin başındaki şahısta PKK’yı Öcalan’nın yönettiğini

zannederek uzun bir süredir onunla istişare ediyordu.

Silvan’dan sonra uyandı ama geç uyandı. 2009′dan beri

söylenen uyarıları dikkate almayan, saçma sapan

danışmanlar – görevlendirmeler ve YAŞ kararları alan bir

strateji ile ancak buraya kadar… İstediğimiz kadar

PKK’ya, KCK’ya operasyon yapalım. Kiminle ve ne ile

yapacaksın. Karlofça’dan beri savaş kazanamayan ve

Mustafa Kemal’den itibaren alt yapısını Alman bir

generalin kurduğu ve içerisinde PKK’lı, CIA’cı ve

Page 166: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

166

MASON BEKTAŞİLER’in kol gezdiği bir ordu ile mi

operasyon yapacaksın? PKK’lı bir itirafçı diyor ki; Bize

haritalar getirildi. Askerî, özel haritalar. Krokiler de vardı.

Karakolların nerede olduğunu, asker sayısı, mühimmat

durumu, komutanların özel ve genel durumları gibi bilgiler

gelirdi. Devamında rütbeliler Kandil’e gidip geliyordu

diyor. Yahu kardeşim bunların olduğunu bizler bu

halimizle 1999′dan beri biliyoruz da, siz devletin

yöneticileri bunları bilmiyor musunuz. Hala anlamadıkları

şey şu; MASON BEKTAŞİ sisteminin 150 yıllık bir

sistem olduğunu ve bunların temizliği yapılmadan ”sa-va-

şı-la-mayacağı. Kimseye güvenemez ve hamle

yapamazsınız.. Orada ölenler yine Müslüman Türk

askerleri olacak. Diğer hainlerde elleri bellerinde

ayinlerini yapmaya devam edecekler. Unutmamak lazım,

Türkiye’yi değiştiren AKP değil, AKP’yi değiştiren

Türkiye’dir. Bundan sonraki değişimde yine milli irade ile

olacaktır. Yaşanan olaylara -Ortadoğu’da karışıklık veya

PKK’nın barış istemiyoruz saldırıları- nazarı ile bakmak

sadece bir gaflet ve basiretsizliktir. PKK’yı elindeki

figüranlarla 4-5 parça halinde kullananlar ise küresel

baronların Ortadoğu temsilcisi kanalı ile sürdürülmektedir.

Bölgedeki en büyük kanlı stratejileri ise Şİİ-ALEVİ-

NUSAYRİ üçgenidir. Bir nevi Şİİ HİLALİNİN MASON

BEKTAŞİ versiyonudur. Tatar İsmail Gaspıralı’nın ifade

ettiği gibi İslam en büyük darbeyi Moğol istilası ile

yemiştir. Bir nevi Osmanlı’da bu daralma ve baskılar

sonucunda ortaya çıkmıştır… Mevlana ve Yunus Emre’ler

ise bu yıkıntılar arasında doğmuştur. O yüzden meseleye

ümitsizlik nazarı ile bakmak beyhudedir. Allah’a inanlar

üzerlerine düşen vazifeyi bihakkın yerine getiriyorsa zafer

yakındır..O yolda dökülecek her kan kutsal ve gereklidir.

Ne baştakilerin basiretsiz ve gaflet içinde olmaları ne de

Yaratan’a yakın kalplerin azlığı- bu işin önüne perde

Page 167: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

167

olamayacaktır. Ortada olan ve görünmeden yaşanan bir -

DİN’LER- savaşı vardır. Bir tarafta Evanjelist-Siyonist-

Zerdüşt Tapınakçı kadroları ve diğer tarafta Müslüman

Türk evlatları. Bir taraf hem para hem sayı olarak çok

önde… Diğer taraf ise hem maddi hem de sayı olarak çok

geride. Ancak aradaki en büyük fark; üç harf. Bir taraf

kan, diğer taraf Hak diyor (31).

İlk ve son sözü her zamanki gibi yine Hak söylüyor;

”Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah Aziz

(mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak

galip)tir. Hakim (her hüküm ve icraatında pek çok

hikmetler bulunan)dır” (32).

31 Polat, Rauf Atilla. Evanjelist PKK’nın Zerdüşt Kalkışması…

18.08.2011. İnternet ulaşımı 32 Kuran’ı Kerim. Fetih Suresi 7.Ayet

Page 168: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

168

Altıncı Bölüm

PKK'ya ihale edilen yeni görev

'İnternet andıcı' davasının en önemli sanıklarından

olan ve hakkında tutuklama kararı bulunan Tümgeneral

Mustafa Bakıcı'nın Kuzey Irak yolunu kullanarak

Türkiye'den kaçtığı ortaya çıktı. Ergenekon davasında

müebbet aldı. Şırnak'ta 23. Tümen komutanlığı yapan

Bakıcı, hakkındaki tutuklama kararına rağmen Ağustos

2011'de tümgeneralliğe yükseltilmiş ancak daha pasif bir

göreve getirilmişti. Bakıcı, 2008-2009 tarihleri arasında

Genelkurmay İç Güvenlik Harekât Daire Başkanlığı

görevini yürütürken aynı zamanda bilgi destek daire

başkanlığına vekâlet etmişti. Ancak onun ismini 23.

Tümen komutanı iken duymaya başladık. Gelin onunla

ilgili en önemli tartışmayı hatırlayalım... Başbakan Recep

Tayyip Erdoğan'ın seçim mitingi yapacağı 24 Mayıs'tan

birkaç gün önce 12 Mayıs 2011 tarihinde Şırnak'ta 12

PKK'lı öldürüldü. Askerler, Tümgeneral Bakıcı'nın

talimatıyla cesetleri almayarak arazide bıraktı. Sivil

insanların sınırı geçerek cesetleri getirmesine göz

yumuldu. Daha sonra öldürülen militanların, örgüte yeni

katılan tecrübesiz gençler olduğu anlaşıldı. Bakıcı,

cenazeleri adli tıp uzmanının bulunduğu Diyarbakır veya

Malatya'ya göndermek yerine Şırnak'a getirdi. Cenazeler

üzerinden Güneydoğu'da büyük olaylar yaşandı. 2. Ordu

komutanı, Şırnak'a gelerek olaylara el koydu.

Page 169: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

169

Aynı Bakıcı, 12 PKK'lının öldürülmesinden bir hafta

önce çevresindekilere bile haber vermeden Kuzey Irak'a

gitmişti. Yüksek rütbeli bir subayın teklifsiz bir şekilde

Kuzey Irak'a gitmesi ve bunu gizli tutması kafalarda soru

işaretlerine neden olmuştu. Bakıcı'nın orada kimlerle gizli

görüşmeler yaptığı ise hâlâ bilinmiyor. Mustafa Bakıcı'nın

yine aynı yolu yani Kuzey Irak yolunu kullanarak

Rusya'ya kaçtığı ortaya çıktı. Burada, Bakıcı'nın

Genelkurmay'daki görevinin İç Güvenlik Harekât Daire

başkanı olduğu bilgisini bir kez daha hatırlamakta fayda

var. Türkiye'de bunlar yaşanırken, dünya da bir başka

olayla sarsıldı. Sekiz Türk ve bir Yunanlıyı öldüren

Milliyetçi Demokratik Parti'nin bünyesinde Alman

istihbaratına mensup 100'e yakın köstebeğin olduğu ortaya

çıktı. Bu sayı size küçük gibi gelebilir ancak bu, söz

konusu partinin yüzde 15'i demekti. Devlet-terör örgütü

ilişkisi, üzerinde çok derin incelemeler gerektiren bir

konu. Ancak el yordamıyla, hasbelkader öğrendiğimiz

bilgilere baktığımızda dünyadaki bütün terör örgütlerinin

ya kendi devletinin ya da bir başka devletin yardım ve

yataklığıyla ortaya çıktıkları, hayatlarını bu yolla devam

ettirdikleri çok net bir şekilde görülüyor. PKK'nın da her

kritik evrede ortaya çıkıp provokatif eylemlerde bulunması

ve süreçleri statükonun istediği yörüngeye sokması, bu

örgütün ne işe yaradığını iyice tartışılır hale getiriyor.

Bundan sonra üzerinde durulması gereken en önemli

konu; PKK'ya ihale edilen yeni görev olacak sanıyorum.

Taraf Gazetesi'nden 18 Kasım 2011’de Kurtuluş Tayiz'in

yazdığı yazı da bu konuyu iyice deşifre ediyordu. Tayiz,

bakın ne diyor: "Kürt medyasındaki Gülen düşmanlığı,

1990'lar Türkiye'sini ve 28 Şubat medyasını hatırlatıyor

bana. İstihbaratın aşırdığı Gülen videoları her akşam haber

kanallarının birinci gündemiydi. Gazetelerin manşetleri de

öyle. Devletin eski sahiplerinin veya askerî bürokrasinin

Page 170: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

170

Gülen düşmanlığını sanki bugün PKK devralmış gibi

davranıyor. Yayınlarda kullanılan jargon 28 Şubat

medyasından, OdaTv ve İşçi Partisi'nden tanıdık. Hatta bu

konuda neredeyse birebir aynı sözcük ve kavramları

kullanıyorlar.''

PKK; artık devlette bazı birimlerin faaliyet

gösteremez hale geldiği konulara el atıyor ve Gülen

hareketiyle mücadele işini üzerine alıyor. Bu da PKK'nın

aslında nasıl bir örgüt olduğunu net bir biçimde gözler

önüne seriyordu. Bakıcı olayı, Alman İstihbaratı'nın

yaptıkları, Aselsan'daki mühendislerin ölümü, Abdullah

Öcalan'ın Turgut Sunalp tarafından serbest bıraktırılması

vs. Bunların hepsi aslında terör örgütlerinin bir

simülasyondan ibaret olduğunu ortaya koyuyordu. İyice

anlaşılıyor ki devletler terör örgütlerini istediği zaman

devre dışı bırakabiliyor. Yeter ki bu konuda iyi niyetli ve

kararlı olunsun (33).

PKK politikalarını yakından takip eden Kurtuluş

Tayiz'in yazısı, muhafazakâr medyacıların da ilgisini çekti.

(Taraf, 18 Kasım) Tayiz, Fırat Haber Ajansı'ndan internet

sitelerine, PKK uzantısı medyanın, Fethullah Gülen

Cemaati'ne niye yüklendiğini sorguluyordu. Mesela PKK

komutanı Murat Karayılan, kasım başındaki bir

söyleşisinde, elinde cemaatle ilgili dosya bulunduğunu...

Bu dosyayı Türkiye'deki TV ve gazetelerle paylaşmak

istediğini söylüyordu. Dosyaya verdiği isim neydi

dersiniz?

Sıkı durun: "Yeşil Ergenekon"! Kurtuluş Tayiz ayrıca

PKK'nın kullandığı dilin, 28 Şubat darbe medyasının

kullandığı dile benzemesinin altını çiziyor. Sonra da,

"PKK'nın bu Gülen düşmanlığı nereden çıktı" diye

33 Kamış, Mehmet. PKK'ya ihale edilen yeni görev. Zaman

Gazetesi 19.11.2011.

Page 171: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

171

soruyor: Nasıl oldu da PKK çevresi cemaati neredeyse

"baş düşman" ilan etti? Yazar bu soruya cevap ararken,

Leonardo Di Caprio'nun başrolünü oynadığı "Inception"

filmine gönderme yapıyor ve PKK'nın kafasına bu fikri

Ergenekon yapılanmasının, derin devletin soktuğunu

söylüyor.

"Kurtuluş Tayiz yanılıyor" diyemem. Çünkü seçim

döneminde PKK-BDP çizgisinin güttüğü inanılmaz

politikalara hep birlikte şahit olduk:

Güneydoğu'da CHP'yi, hatta yer yer MHP'yi

desteklediler... Daha ne olsun!Ayrıca "sivil iktidarla"

değil, "askeri vesayetle" ittifak kuruyorlar. "Kimle

savaşıyorsak, barışı da onunla yaparız" diyerek askere göz

kırpıyorlar.Dolayısıyla, askeri vesayetin hedefe koyduğu,

Ergenekoncuların "bitirme planları" yaptığı Gülen

cemaatine, onlar da yükleniyor. Bu analize kategorik bir

itirazım yok. Ama bence PKK'nın Gülen düşmanlığının

daha basit bir açıklaması var... Başbakan Erdoğan, seçim

konuşması için Diyarbakır'a gittiğinde hep iki temayı öne

sürüyor:

1) "Kimlik" politikasına karşı, "cüzdan" politikası.

Yani ekonomik kalkınma...

2) Din bağı, din kardeşliği... Niye? Çünkü Kürt

vatandaşların yarısı BDP'ye oy verirken, diğer yarısı AK

Parti'ye oy veriyor. Bu gerçeği oluşturan dinamiklerden

biri de, elbette Başbakan Erdoğan'ın altını çizdiği din

kardeşliği...Bu durum, PKK'nın, "Kürt sorununun

temsilcisi benim" iddiasını havada bırakıyor.Gelelim

Cemaat faktörüne: Gülen cemaatinin üyeleri her yerde

olduğu gibi, Güneydoğu'da da fedakârca çalışıyor.Ne mi

yapıyorlar? Örneğin "Okuma Salonları" adlı bir girişimleri

var. Yoksul ailelerin çocuklarına ekstra öğretim görme

imkânı sağlanıyor.

Ben geçen yıl Diyarbakır'a gittiğimde, bu salonlardan

Page 172: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

172

birini gezmiştim: Okuma salonları, "dershane, kütüphane,

yardım evi, kültür ocağı" arası bir organizasyon. Para talep

edilmeden, çocukların öğretimdeki eksikleri

tamamlanıyor. Kimi kırık notlarını düzeltiyor, kimi

sınavlara hazırlanıyor.Devletten beş kuruş alınmıyor.

Girişimi tamamen gönüllü işadamları finanse ediyor.

Ramazanda çocukların ailelerine erzak gidiyor, akşam

birlikte iftar yapılıyor. 2010 Ağustos ayı itibariyle

kentteki 21 okuma salonunda, 4 bin çocuk vardı.Salonu

gezdiğimin ertesi günü, "İslamcı" siyasetten, "Kürt

ulusalcılığına" deplase olan, (BDP'nin bağımsız

milletvekili) Altan Tan ile konuşmuştum. Okuma

salonlarının asıl işlevinin, Kürt çocuklarını asimile etmek

olduğunu söylemişti kaşlarını çatarak! Velhasıl

PKK'lılar... Gülencilerin din kardeşliğini

sağlamlaştırdığını... Yoksul Kürt çocuklara yeni ufuklar

açarak, militanlaşmalarını engellediğini görüyor... Ve fena

halde gıcık oluyor! KCK'ya karşı yapılan operasyonların,

cemaatin çalışmalarını rahatlattığı bir dönemde, PKK'nın

Gülencilere yüklenmesi normal değil mi? Olayın bu

yönüne de bakmak gerek (34).

Terör örgütü PKK, köşeye sıkıştıkça ne yapacağını ve

kime saldıracağını şaşırdı.

Yardımcı Doç. Dr. Mahmut Akpınar, Fethullah

Gülen Hocaefendi’nin Kürt sorununun çözümüne yönelik

çalışmaların örgütü telaşlandırdığını söyledi. Bu

rahatsızlıktan dolayı, sadece Gülen Hareketinin değil,

bölgedeki önemli din adamlarının da PKK tarafından

karaladığını ifade eden Akpınar; “Marksist bir örgütün

bölge üzerindeki uygulamaları sonucunda, bölgede din

unsurunun etkisini yitirdiğini görebiliyoruz. Bu açıdan,

34 Aköz, Emre. PKK niye cemaate düşman kesildi? Sabah Gazetesi,

19.11.2011.

Page 173: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

173

örgüt Türk ve Kürt halkının ortak paydası olan din

unsurunun yeniden canlanmasını istemiyor. Örgüt bundan

dolayı bazı din adamlarını montajlarla, iftiralarla

değersizleştirmeye çalışıyor.”dedi.

Sivil toplum kuruluşlarının bölgede pek fazla etkisinin

olmadığını kaydeden Akpınar, bunun yerine eğitim

faaliyetlerini yürüten bazı kurum ve kuruluşların mevcut

olduğunu dile getirdi. Bu eğitim kurumlarının, geniş bir

tabana yayılması ve örgütlü yapılanmalarından dolayı,

PKK’nın bu yapılandan ciddi rahatsızlık duyduğunu ifade

eden Akpınar şöyle konuştu:

“Örgütün eğitim faaliyetlerini hedef almasının

nedenleri arasında, eğitilen bölge insanın dağa

çıkamayacağını biliyor. O kurumlardan geçmiş birinin dini

değerlere, ülkenin değerlerine sahip çıkacağı düşüncesi ile

PKK siyasal faaliyetlerinde etkili olamayacağı endişesi

içerisinde. Örgüt bu açıdan, eğitim faaliyetlerinin

geleceğine zarar vereceği düşüncesinde ve karşısında.

PKK, bölgeden bu dini faaliyetleri yürüten kişileri

çıkararak Stalinist bir baskı kurmayı hedefliyor. Dini

unsurlar olmasın, var olanları da bir şekilde tehditle

kaçıralım, düşüncesiyle bölgede baskı oluşturmayı

hedefliyorlar. Amaçları kendi egemenlik alanlarını

genişletmektir.”

Türk uluslaşma sürecinde de İslam’dan önceki dine ait

vurgular yapıldığını hatırlatan Mahmut Akpınar bu

durumu, Kürt uluslaşma sürecinde de gördüğüne dikkat

çekti. PKK’da İslam’ın Kürt kimliğini yıprattığı

düşüncesinin hakim olduğuna işaret eden Akpınar; “Şimdi

gecikmiş bir Kürt buluşması yaşanıyor. Maalesef PKK

bunu yapıyor. 21. yüzyılda bu ulaşlaşmayı yaparken

Kürtleri Zerdüştlük Dini’ne döndürmeyi amaçlıyor. Ancak

pragmatist ve popülist bir takım temellerle Kürt halkını

yanında tutmayı amaç ediniyor. Samimi olmaksızın, bir

Page 174: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

174

takım imamlar çıkararak o insanlar üzerinde Kürtlerin hem

Kürtçü damarlarını hem de dini duygularını tatmin etmeyi

amaçlıyor.”ifadelerini kullandı.

Mahmut Akpınar, bazı aydınların KCK

operasyonlarına gösterdiği tepkiyi de eleştirdi. KCK

operasyonlarının bu aydınlar tarafından perdelediğini

düşündüğünü kaydeden Akpınar şöyle konuştu:

"Bunlara, bazı beyaz aydınlar dediğimiz, sistemin

kanını emen, sistemden sağladıkları avantajlarını

sürdürmek için PKK ve KCK üzerinden ayrıcalıklarını

sürdürmek eğilimlerindedirler. Bu liberal aydınların

etkisinden yararlanan bir kısım aydınlarda o rüzgârın

etkisi ile KCK’yı bilmeksizin, BDP’nin tanıtmalarıyla bu

yapıyı ılımlı, şirin görme eğilimindedirler. Meselenin

cemaate yansıtılmasına gelince bence orada bir saptırma

var. Meselenin gerçek boyutlarını görmek istemeyenler

hedef saptırıyorlar.”

PKK’nın uluslararası boyutları ile ilgili

değerlendirmelerde de bulunan Akdoğan, Ortadoğu

yapılandırılırken uluslararası güçlerin, ülkeler arasında

anlaşmazlıklar çıkarmak için PKK’yı yeniden

yapılandırdığını savundu. Suriye ile İran’ın da bölgede

müttefik olduğunu dile getiren Akpınar, Suriye’deki Esad

Rejimi’nin ortadan kalkmasının bölgede en çok İran’a

zarar vereceğini vurguladı. Suriye yönetimin değişmesinin

ve demokratikleşmesi yolunda adımlar atılmasının

bölgede Türkiye’nin varlığını güçlendireceğini

anlatan Mahmut Akpınar, “Suriye'nin toplumsal yapısı

Türkiye’ye yakındır. Dolayısıyla, İran’ın ve Suriye

yönetiminin bu ülkede bir değişimin yaşanmasını

sağlamak isteyen ülkelere karşı tavır alması, yaptırım

Page 175: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

175

kullanması anlaşılabilir bir şeydir.” yorumunda bulundu

(35).

Güneydoğu’yu ve bölgeyi iyi bilen biri için, hatta

sıradan bir vatandaş için bile şu durumu tesbit etmek zor

değildi: "Burada bir PKK, bir de Gülen cemaati var."

30 yıldır PKK terörü ve "Kürt meselesi"nin çözümü

konusunda atılmış en önemli adım, 2009’dan itibaren

hamiyet sahibi bazı işadamlarının Doğu ve

Güneydoğu'muzla kurmaya başlattığı "gönül köprüleri"

oldu. Artarak devam eden bu faaliyet, yine hem terör hem

de "Kürt meselesi"nin çözümünde eğitimle birlikte en

önemli faktör olan din ve din kardeşliğinin bilhassa

"Gülen cemaati" tarafından teoriden pratiğe aktarılmasıyla

birlikte yürümektedir. Söz konusu gönül köprüleri ilk

kurulmaya başladığı zaman, terör ve "Kürt meselesi"ni

besleyen bazı iç ve dış çevrelerin bundan ne kadar büyük

rahatsızlık duyduklarını içeride ve dışarıda bazı yayınlarda

müşahede etmiştim. O günden başlayan bu rahatsızlıklar,

2011’den sonra daha üst perdeden ve daha geniş

çevrelerce dile getiriliyordu.

Türkiye'de KCK ve PKK operasyonlarına karşı çıkan

ve devleti PKK ile masa başında buluşturmaya çalışan

bazı liberal çevreleri anlamak için de Fethullah Gülen

Hocaefendi'ye karşı duyulan ciddî bir rahatsızlığı görmek

yetecektir.Meselâ, Kürşat Bumin, eline fırsat geçtiğini

düşündüğünde bu rahatsızlığı bir şekilde dile getirir.

Habermas'la karşılaştırılmak Hocaefendi'ye artı katkı

yapacakmış gibi, bir zaman Hocaefendi'nin Habermas'la

karşılaştırılmasını da eleştirmiş bulunan Bumin, meselâ,

İsrail'in nükleer silahlarına karşı çıkmaz ama, İsrail'in var

diye İran'ın da olmalı mı diye üst üste altı yazı yazabilir.

35 CHA. Terör örgütü PKK, köşeye sıkıştıkça ne yapacağını ve kime

saldıracağını şaşırdı. 18.11.2011.

Page 176: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

176

İsrail'in Gazze saldırısına ses çıkarmaz; bir şeyler söyleme

mecburiyeti duyunca da İsrail'i bir cümle ile eleştirip,

yazısının kalan kısmını Filistinlileri tenkide ayırır.

Dünyadaki 50 milyon Yahudi'nin sadece 5 milyonunun

İsrail devlet sınırları içinde, Ermenilerin çoğunluğunun

diasporada yaşıyor olması Bumin için İsrail ve Ermenistan

devletlerinin varlığına mâni değildir; fakat mültecî

Filistinlilerin varlığının Filistin'dekilerden daha fazla

olmasını, F. Taştekin, S. İdiz ve Amerika'nın Felluce

katliamını bile savunabilmiş Cengiz Çandar'ı da yanına

alarak, bir Filistin devletinin kurulmasına ve Türkiye'nin

BM'de bunu desteklemesine mâni görür. Bumin, KCK ve

hattâ PKK'ya karşı operasyonlara karşıdır; Hocaefendi'nin

"kötek"ten başka bir şeyi hak etmeyen teröristlere hak

ettiğinin verilmesi gerektiğini söylemesini eleştirir; fakat

meselâ ABD'nin "el-Kaide" üzerinden Müslümanlara karşı

sürdürdüğü terör savaşını, Üsame Bin Ladin'i hem de

başka bir ülke toprağında, hem de yargılamadan öldürüp

denize atmasını hiç kınamaz; zaten Ali Bayramoğlu da bu

konuda, "saldırganı en ağır şekilde cezalandırmanın"

haklılığından söz eder. Oysa Ladin 2007’de böbrek

yetmezliğinden Pan Amerikan hastanesinde ölmüştü,

operasyon tamamen çakmaydı. Terörstin miadı dolunca

çöpe ayılır. PKK gibi örgütler uluslararası güçlerin

oyuncağıdır.

Yazar Bumin, Aysel Tuğluk'un seçimlerden 5 hafta

önce sarf ettiği "Çok kötü şeyler olacak..." sözünü tehdit

değil tesbit olarak niteler ama aynı günlerde Mahmut

Alınak'ın "Seçimlerden sonra AKP hükümeti 6 ay içinde

düşürülecek" sözünü duymaz. Tabiî, daha sonra PKK'nın

Çukurca ve Silvan saldırıları aleyhinde tek kelime

yazmadığı gibi, 25 askerimizin şehid edildiği son Çukurca

saldırısı hakkında söylediği de sadece "8 koldan yapılan

terör saldırısı" ifadesinden ibarettir; ne bu saldırıyı kimin

Page 177: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

177

yaptığını kaydeder, ne de bir kınama cümlesi olsun sarf

eder.

BDP'nin özerklik ilanı çalışmalarını sadece zamansız

görerek eleştirir; Öcalan için "bölücübaşı" tabiri

kullanılmasını da kınar. AB'yi Egemen Bağış'a dayanarak

bir barış birliği olarak gören Bumin, Almanya'da Türklerin

vahşice öldürülmesini ise ne görür, ne duyar. "Türk

Milleti" tabirinden ya da Türk Milleti'nin övülmesinden de

öyle rahatsızdır ki, Sayın Ulaştırma Bakanımızın söylediği

"Son yaşadığımız Van depremi bir kez daha göstermiştir

ki, Türk milleti büyük bir millettir..." değerlendirmesini

hazmedemez ve sanki sayın bakan "Türk milleti tek veya

en büyük yardımsever millettir." demiş gibi,

yardımseverliği millîleştirme olarak tenkit eder. "Kürt

meselesi"ni, KCK ve PKK operasyonlarını anlamada işte

bir ölçü (36).

36 Ünal, Ali. 'Kürt meselesi' ve 'Gülen Cemaati' rahatsızlığı. Zaman

Gazetesi, 26.11.2011

Page 178: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

178

Yedinci Bölüm

KCK: Paralel Devlet

10 yıl önce bir kısmı gözaltına alınıp serbest bırakılan

300 PKK’lı, bugün KCK’nın ana kadrosunda yer alıyor. O

zaman görmezden gelinen örgüt üyeleri, şimdi ülkeyi

tehlikeye sürüklüyor. Planlardan biri, BDP’nin

kapattırılması. KCK/PKK yapılanması, eylem türleri ve

kirli, derin ilişkileriyle farklı bir örgüt profili çiziyor.

Sıradan bir gerilla hareketi olmaktan çıkan örgütün tüm

ayakları sürekli hareket ve gelişim hâlinde. Hem silahlı

çatışmayı sürdürüyor hem kendilerine örtülü destek veren

siyasetçilerin üzerindeki baskıyı sürdürüp olmadık işler

yaptırıyor hem de topluma karşı psikolojik harekât

uyguluyor. İddiaya göre, KCK/PKK, Barış ve Demokrasi

Partisi’nin (BDP) Anayasa Mahkemesi tarafından bir an

önce kapatılmasını istiyor. Bunun için de parti

temsilcilerini, KCK ile irtibatını güçlendirecek şekilde

yönlendiriyor. Çünkü, bir Kürt partisi daha kapatılırsa

oluşacak mağduriyet psikolojisi örgüte yarayacak. Hatta

KCK, partinin kapatılması için mayıs ayını milat olarak

seçti. Mayısa kadar ya dava açılmış olacak ya da parti,

kapatılmayı sağlayacak eylemlerin içine çekilecek. Bu

yönde talimatlar çoktan verildi. BDP’li siyasetçilerin “Ben

de KCK’lıyım” diye kendini ihbar etmesinin altında yatan

sebep bu.

Diğer taraftan yargı organlarının yürüttüğü KCK

operasyonlarının devam edeceği söyleniyor. Alınan

Page 179: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

179

bilgilere göre, Abdullah Öcalan’ın avukatlarını da

kapsayan operasyonların perde arkasında ilginç bilgiler

var. Adı geçen avukatlar, Öcalan-Kandil-Avrupa arasında

KCK’nın talimatlarını taşıyan kişilerden oluşuyor.

Özellikle İrfan Dündar, yurtdışında olduğu için

yakalanmayan Mahmut Şakar gibi kişiler avukat

operasyonunun ‘kilit isimleri’ konumunda. Öcalan ile

Dündar’ın 120, Mahmut Şakar’ın 74 görüşme yaptığı

tespit edildi. Görüşmelerin çoğunda eylem kararı alındı ve

sonrasında birtakım saldıralar gerçekleşti. Öcalan’ın

Haziran 2004’ten itibaren avukatlar aracılığıyla KCK’nın

silahlı kanadına saldırı talimatları verdiği artık kesinlik

kazanmış durumda. Gözaltına alınan avukatların içinde

Öcalan ile görüşmeyenler olsa da, çoğu KCK

yapılanmasındaki ‘Hukuk birimi’ içinde yer alıyor.

Öcalan’ın vekâlet verdiği avukat sayısı aslında 250

civarında ve önemli bölümü KCK yapılanmasında ismi

geçmeyen kişilerden oluşuyor.

KCK’nın örgüt şemasına bakıldığında operasyonların

kimlere yapılacağı anlaşılıyor. KCK’nın ovadaki

vesayetini sağlamanın vasıtası görülen kişi ve kurumlara

karşı yeni operasyonlar yapılacağı söylenebilir. Zira

bazılarına göre sıradan bir şema olarak nitelendirilen

yapılanmanın unsurları bir bir harekete geçiriliyor.

KCK/PKK bu şekilde canlı tutuluyor. KCK-BDP

ilişkisinin bir an önce ortaya konulup partinin kapatılması

örgütün istediği bir şey. Diyarbakır’da görülen KCK

davasında çıkacak bir karar BDP’nin örgütün yan kuruluşu

olduğunu ortaya çıkaracak, dolayısıyla partiyi suçlu

konumuna getirecek. Bu sonuçların doğuracağı problemler

hesaba katıldığında Türkiye’nin önümüzdeki süreçte yine

KCK üzerinden bir kaosun içine sürüklenmek istendiği

ifade edilebilir.

Page 180: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

180

Peki, bazı siyasiler ve gruplar tarafından eleştirilen

KCK operasyonları gerçekten haksız mı? Sorunun

cevabını bulmak için, gözaltına alınan veya

tutuklananların geçmişlerine bakmak gerekiyor. Mesela

Öcalan’ın avukatlığını yapan hukukçuların önemli

kısmının KCK sözleşmesinde geçen yemini ettikleri

belirtiliyor. Aslında sorulması gereken soru şu: KCK

yapılanması nasıl oldu da bir anda çok sayıda dernek,

vakıf ve sendika içinde yer alabildi ve bazı kişiler

üzerinden örgütü yönlendirmeye başladı? Bunun için biraz

geriye gitmekte fayda var. Abdullah Öcalan’ın 1999’da

yakalanıp tutuklanmasından sonra örgüt bir bocalama

dönemine girdi. Fakat, artık adına Ergenekon denen

yapılanma daha önce PKK ile zayıflayan ilişkisini yeniden

tesis etmeye başladı. ‘1999 Ergenekon-Analiz-Yeniden

Yapılanma’ belgelerinde geçen ‘terör örgütleri ile işbirliği’

maddesi bu dönemde ortaya çıkıyor. Bu sürede

dokunulmayan Ergenekon kendisini 2001’den başlamak

üzere yeniden yapılandırdı. Son olarak 2002 yılında

mevcudiyetini resmileştirdi. Bu belgelerin hepsinde

‘faydalanılması gereken terör örgütleri’ listesinde PKK

hep bir numara oldu. Bir iddiaya göre, Ergenekon

yapılanması örgütün yeniden yapılandırılması için

harekete geçti ve bazı subaylar örgüte katıldı. 2001’de

dağdakiler dâhil şehirde yaşayan 300 kişilik bir PKK’lı

listesi güvenlik birimleri tarafından dönemin Adalet

Bakanlığı’na sunuldu. Hatta o tarihte birçok kişi örgüte

yardım ve yataklık ettiği gerekçesiyle gözaltına alınıp

tutuklandı; ama tuhaf bir şekilde serbest bırakıldı. Örneğin

bu kişilerden biri şu anda PKK’nın medya ayağının önemli

ismi olan Baki Gül’dü. 300 kişilik listedeki kişiler

hakkında somut deliller olmasına rağmen işlem yapılmadı,

yapılanlar ise düzeltildi. Tuhaf bir el, 2001’de hazırlanan

300 PKK’lı listesini sümen altı etti. Aksiyon’un yıllar

Page 181: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

181

sonra ulaştığı listede ilginç isimler var. Bugün adı KCK ile

anılan ve yapının ‘beyin takımı’ olarak geçen kişilerin

ismi ön planda. O listede adı geçenlere yönelik herhangi

bir hukuki işlemin yapılmamış olması PKK’yı yeniden

toparlamaya yetti. 2002 örgütün yeniden dirildiği yıldı.

Sonrasında 2004’te çıkartılan ‘savaş’ kararı ile KCK/PKK

güçlenerek ortaya çıkan bir yapı oldu.

Bugünkü neticeden dönemin Adalet Bakanlığı

sorumlu tutuluyor. İşin ilginç tarafı, şu anki KCK

davasında adı geçenlerin yüzde 90’ı 2001’deki listede yer

alıyor. Bu kişiler KCK’nın ana damarlarını oluşturan

mevkilerde görevli. Yine güvenlik güçleri tarafından

2010’da hazırlanan 300 kişilik bir başka listede aynı

kişilerin adı geçiyor. Ancak bu kez iş şansa bırakılmadı.

Bazı şahıslar KCK operasyonlarında gözaltına alınırken

bazılarının ismi yerel güvenlik birimlerine ve gümrük

kapılarına verildi. Bu isimler aynı zamanda İnterpol’e

bildirildi. Listede Aleviler üzerinde ayrıca çalışılmış.

KCK’lıların yüzde 40’ının Alevi kökenli olduğu ileri

sürülüyor. Özellikle Tunceli kökenli Alevilerin örgütteki

varlığının artması ayrı bir tartışma konusu. Kripto

Ermeniler olarak işaretlenen isimler de dikkat çekiyor.

KCK/PKK yapılanmasının kendi yayın ve medya

organları aracılığıyla psikolojik savaş yürüttüğünü

söylemek mümkün. Bu savaşı veren, çoğu zaman bazı

sivil toplum oluşumlarına yönelik kara propaganda yapan

ve KCK’nın yayın akışını düzenleyen üç isim ön plana

çıkıyor: Baki Gül, Mustafa Karasu ve Duran Kalkan. Bu

kişilerin ortak noktaları bir hayli fazla. Örgütte ‘yönetici’

adına birçok açıklamayı bu kişiler yapıyor. Bu şahıslar

özellikle Fethullah Gülen Hareketi’ne yönelik başlattıkları

kara propaganda ile Kürtler üzerinde etkili olmaya

çalışıyor. Üç kişinin derin kadronun bir parçası olması ve

birlikte çalışması dikkat çekici. Duran Kalkan ve Mustafa

Page 182: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

182

Karasu, PKK’nın kuruluş aşamasında yer alan ve Ankara

Grubu olarak bilinen ekipten. Özellikle Karasu’nun

Ergenekon bağlantısı, tanıklar ve birtakım belgelerle sık

gündeme geldi. Örgütün şahin kanadını Cemil Bayık ile

birlikte bu kişiler yönetiyor. Fakat örgütte sevildikleri pek

söylenemez. Hem Kalkan hem de Karasu’nun muhtemel

bir operasyonda Türk güvenlik güçlerinden çok, kendi

militanları tarafından öldürülmekten korktuğu belirtiliyor.

Bu aynı zamanda onların sağ ele geçirilmesini

istemeyenlerin de beklentisi. Derin devlet ve KCK/PKK,

üç kişinin sağ ele geçirilmesi durumunda örgütün bütün

karanlık ilişkilerini ortaya dökmelerinden korkuyor ve bu

yüzden tetikte bekliyor. Dolayısıyla bu kişilerin hayatta

kalma şansları neredeyse yok gibi.

Derin kanatla birlikte çalışan ancak pek bilinmeyen

diğer isim Baki Gül ise ‘Derin’ kadronun önemli ayağını

oluşturuyor. PKK yanlısı TV ve gazetelerde boy

göstermesiyle tanınan Gül’ün geçmişinde izah etmekte

zorlandığı karanlık noktalar bulunuyor. Sümen altı edilen

300 kişilik listede adı kırmızı kalemle çizilenlerden.

Gül’ün karanlık ilişkileri örgüt içinde de biliniyor. Tunceli

merkeze bağlı Okurlar nüfusuna kayıtlı 1974 doğumlu

Gül’ün adı ‘derin kadronun basıncısı’ olarak geçiyor. 2001

yılında adı listede olmasına rağmen Kuzey Irak’ta

gerçekleştirilen basın konferansına katıldığını tanıklar

anlatıyor. Zaman zaman kırsalda bulunan, örgüt

kamplarını dolaşan Gül, ‘PKK medyasının her şeyi’ olarak

da anılır. 2004 yılında hakkında örgüt üyeliğine dair çok

sayıda belge ve delil olmasına rağmen adliyede serbest

bırakılması kafaları karıştırdı. Çünkü kendisinden daha az

örgüt bağlantılı olan arkadaşları tutuklanıp cezaevine

gönderilirken, o ‘gizli el’in kurtardıkları arasındaydı.

KCK/PKK içinde başlayan ve giderek derinleşen diğer

bir kavga Alevi-Sünni çatışması. Derin Alevi kanat çözüm

Page 183: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

183

istemiyor ve sürecin bu şekilde devam etmesinden yana.

Örgütte hayli etkili konumda olan Aleviler KCK/PKK

yapılanmasını da şekillendirecek güce sahip. Ancak Sünni

PKK’lılarla son dönemde araları açılıyor. Önce Zazalarla

çatışmaya giren Aleviler onları örgütten uzaklaştırmayı

başardı. Şimdi ise Sünni örgüt mensuplarını sindirmeye

çalışıyorlar. Kendilerinden yana olmayanları

yetkisizlendiren Derin Alevi kadro şu anda örgütün tek

hâkimi durumunda. Onlar KCK’yı yönlendirdiği gibi,

örgüt adına resmî görüşmeleri de yapıyor. Mustafa Karasu

isminin sık sık görüşmelerde geçmesi boşuna değil.

KCK yapılanması şeması içinde siyasi alan kısmında

yer alan Kürdistan Aleviler Birliği, tam bir örgüt okulu

olarak çalışıyor. KCK bir dönem DHKP-C’nin etkili

olduğu ve kullandığı Alevi vatandaşlarımızı aynı yöntemle

kullanıyor. Daha çok “Ali’siz Aleviliği” savunan ve

İslamiyet karşıtı bir propaganda yürüten örgüt, Alevileri,

dinî duygularını istismar ederek örgüte kazandırıyor.

İstihbarat birimleri, son dönemde örgüte katılanların

dinî-mezhebî profilini çıkarmış. Buna göre, örgüte

katılanların yüzde 60’ı Alevi kökenli, yüzde 35’i Sünni,

yüzde 5’i ise diğer dinlere mensup. Aslında bu durum

geçmişten beri devam ediyor. 300 kişilik listede Tuncelili

ve Alevi olarak geçenlerin sayısı ise 25.

KCK, Kürtleri fişliyor KCK/PKK yapılanmasının kent

meclislerine bağlı mahalle örgütlenmeleri adı altında

istihbarî bilgi toplama dışında bölgede yaşayan Kürt

vatandaşları da bir bir fişlediği ortaya çıktı.

Operasyonlarda ele geçirilen dokümanlar arasında çok

sayıda kişiye ait özel bilgilere ulaşıldı. Bu bilgiler

Diyarbakır merkeze gönderilmek üzere her ilin Kent

Meclisi tarafından tanzim ediliyor. 28 Şubat’takileri

aratmayan türden fişlemeler dikkat çekici ayrıntılar

içeriyor. Örneğin, bir şahısla ilgili fişlemede maaşı, kaç

Page 184: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

184

çocuğu olduğu, çocuklarının yaşı, hangi okula gittikleri,

bir cemaat veya vakıfla ilgisi olup olmadığı gibi bir dizi

soruya cevap aranıyor. A. isimli şahıs hakkında tutulan

fişleme raporunda şöyle deniyor: “Bu Kürt bizden

değildir. Kendisi Kürt, karısı Kürt ve yerli olmasına

rağmen örgüte yardım ve destekte bulunmuyor. Üç çocuğu

var. Bir çocuğu … cemaatine ait okuma salonuna gidiyor.

Ama büyük kızı bir yere gitmiyor, biz bunu kullanabiliriz.

Ayrıca aile namaz kılıyor ve x televizyonlarını seyrediyor.

Küçük oğulları girdiği sınavlarda başarılı oluyor, xx

dershanesine devam ederse gerçek bir Kürt olmaktan

çıkacaktır. Bu ailenin en az bir ferdini kazanmalıyız.”

Kişilerin ne zaman eve girip çıktıkları, hangi komşularıyla

samimi oldukları dahi fişlemelerde yer alıyor.

Gizlenen listeden bazı isimler 2001 tarihinde

hazırlanan, dağdaki teröristleri kapsayan ancak onlara

yardım eden veya onlarla irtibatlı olanların da yer aldığı

listede ilginç isimler bulunuyor. Bugün KCK

yapılanmasında da bu isimleri görmek mümkün. Söz

konusunu listede şu anda örgütten ayrılanlar da var.

Bunlardan biri Osman Öcalan. Hâlen geçerli olan

isimlerden bazıları ise şöyle: Zübeyir Aydar, Remzi

Kartal, Rıza Altun, Duran Kalkan, Murat Karayılan, Ali

Haydar Kaytan, Gülüşan Sever, Sakine Cansız, Nilüfer

Koç, George Aryo, Gönül Tepe, Nuriye Kespir, Muzaffer

Ayata, Sabri Ok, Makbule Eksen, Dündar Alparslan,

Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Dursun Ali Küçük, Pınar

Yıldırım, Mustafa Okçu, Suna Parlak, Rukiye İncesu, Baki

Gül, Reşat Ok, İrfan Dündar, Mahmut Şakar, Osman

Özçelik, Hüseyin Cengiz, Fatma Gül, Mehmet Gündüz,

Nedim Seven, Ruhşen Mahmutoğlu, Hamit Bayram, İsmet

Öğet, Fehmi Atalay, İsmail Nazlıkul (Kasım Engin),

Page 185: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

185

Nurettin Demirtaş, Sebehat Tuncel, Bengi Yıldız, Nejdet

Atalay, Lokman Özdemir (37).

Akit'in Ankara Temsilcisi ve Yazarı Yener

Dönmez, Öcalan'ın orijinal el yazısı ile verdiği eylem

talimatına ulaştı. Mektubu Öcalan Temmuz 2011’de

yollamıştı. Öcalan'ın İmralı'dan örgütü yönettiği;

avukatları aracılığıyla sözlü ve yazılı talimatlar ilettiği

çokça yazıldı çizildi.. Ama bizzat Öcalan'ın kaleme aldığı

böyle bir mektuba hiçbir gazeteci ulaşamamıştı. 10

sayfalık bu mektup çoğaltılarak tüm örgüt üst

yöneticilerine dağıtılmıştı. Nitekim mektup Siirt Pervari'de

19 Ağustos 2011'de güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada

ölü ele geçirilen sözde Botan Eyalet Sorumlusu Zerdeşt

Kod adlı Ali Gezer'in cebinden çıktı. Öcalan'ın mektubu

örgüt yöneticilerine avukatları aracılığı ile ulaştırıyordu.

Öcalan önceden kaleme aldığı 10 sayfalık talimat

mektubunu avukatlarına, emniyet güçlerinin ele geçirdiği

tarihten 23 gün önce yani 27 Temmuz 2011'de yaptığı

görüşmede verdi. KCK operasyonunda gözaltına alınan

avukatların Öcalan'dan aldıkları talimat mektubunu

çoğaltarak, BDP ve KCK yöneticileri üzerinden

Kandil'deki örgüt yöneticilerine ulaştırmıştı. Mektubun bir

başka nüshasının ise PKK'ya yakın olan ANF ve Roj Tv

gibi yayın kuruluşlarına dağıtıldığı ve bu sayede

kamuoyunun yanlış yönlendirilmeye çalışıldığı ortaya

çıktı. Şok mektupta terörist başı, PKK militanları ve KCK

yöneticilerine talimatlar yağdırıyor; örgütün pasif

durumdan çıkarak, aktif olarak eylemler yapmasını

emrediyordu. Öcalan, mektubunda şöyle diyordu: “Kandil

de, BDP de şunu bilmeli, ikide bir ‘Biz halkı tutamıyoruz,

biz kitleyi durduramıyoruz, kitle patlama noktasındadır'

diyorlar. Bırak o zaman patlıyorsa patlasın. ‘Sorun 37 Söylemez, Haşim. KCK’nın amacı BDP’yi kapattırmak. Aksiyon.

30.11.2012.

Page 186: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

186

çözülmezse devrimci halk savaşını başlatırız, savaşa da

barışa da hazırız' diyorlar. Seni tutan mı var, yap! Yapar

mısın yapamaz mısın sen bilirsin.”

Nitekim mektuptan 23 gün sonra 19 Ağustos'ta

örgütün sözde Botan Eyalet Sorumlusu Zerdeşt Kod adlı

Ali Gezer'in asker kıyafetiyle şehre inerek, Pervari'de

karakola saldırı gerçekleştirmiş, çıkan çatışmada ölü ele

geçirilmişti. Öcalan'ın talimat mektubu bu örgüt

yöneticisinin cebinden çıkmıştı. 19 Ağustos 2011'deki bu

saldırıyı gerçekleştiren Zerdeşt Kod adlı Ali Gezer ile

Ferzat Nucevan adlı PKK'lı alkollüydü. Teröristlerin adli

tıp raporlarında incelemenin iki gün sonra yapıldığı ve

saldırı anında teröristlerin yaklaşık 150 promil alkollü

oldukları tespitine varıldı. Başbakan Erdoğan, örgüt

yöneticilerine ulaştırılmış olan bu şok Öcalan

mektubundan haberdar edildi. Devletin zirvesinde bir dizi

görüşme gerçekleştirildi. Başbakan Erdoğan ve devletin

zirvesine, Öcalan'ın dağa nasıl eylem talimatı verdiğinin

yol haritası en ince ayrıntılarına kadar anlatıldı. Öcalan'ın

avukat görüşmelerinin engellenmesi kararı, ele geçen bu

mektup ve ardından yapılan görüşmeler üzerine alındı.

Böylelikle Başbakan Erdoğan'ın “Öcalan İmralı'dan

PKK'ya talimatlar verdiği için görüşmeleri

yasaklandı” açıklamasının perde arkası aralanmış oldu.

Terörist başının 10 sayfa olarak kaleme aldığı mektubun

tamamı incelendiğinde PKK ve KCK'ya yönelik

talimatların yer aldığı göze çarpıyordu. Öcalan mektupta

örgütün artık pasif durumdan çıkmasını ve aktif olarak

eylemler yapmasını emrediyordu. Öcalan'ın mektubunda

Kandil ve KCK'yı pasif davranmak ve eylem

yapmamalarından dolayı sıkça eleştirmesi de dikkat

çekiciydi. Terörist başı çokça “sözün bittiği yerdeyiz”

ifadesini kullanarak, artık silahlı olarak devrimci

mücadelenin olması gerektiği uyarısında bulunuyordu.

Page 187: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

187

Başbakan Erdoğan ve Türkiye'ye hakaretler savuran

Öcalan, mektubunda iki gazetecinin isminden ise olumlu

bahsediyordu. Bunlar Cengiz Çandar ile Ahmet Altan idi.

Öcalan mektubunda direkt Taraf Genel Yayın Yönetmeni

ve Yazarı Ahmet Altan ve Radikal Yazarı Cengiz Çandar'a

hitap ediyordu. Terörist başı mektubunda Cengiz

Çandar'ın Kürt raporuna ilişkin “Cengiz de bir şeyler

yazmış. Bir şeyler anlatıyor ama o da derinliğini

anlamamış. Çok yetersiz kalıyor. Hepiniz birbirinize

benziyorsunuz, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş”

diyordu.

Öcalan mektupta şunları söylüyordu: “Açık bir

şekilde KCK'ye de, Devlete de söylüyorum. Beni taşeron

olarak kullanamazsınız. KCK de beni taşeron olarak

kullanıyor. AKP de gelen heyeti taşeron olarak kullanıyor.

Her iki taraf da beni taşeron olarak kullanmaya çalışıyor.”

“Kandil de bana ‘Yazdıklarınızdan çok istifade

ediyoruz, önümüzü aydınlatıyorsunuz' diyor. Her iki taraf

da beni idare ediyor. Aslında bu bir şantajdır. Her iki

tarafın da beni taşeron olarak kullanmasına son veriyorum.

Bugün itibariyle buna son veriyorum.”

“Türkiye de ikide bir ‘Bitireceğiz, şöyle bitireceğiz'

diyor. Eğer bitirmezsen senden daha rezili yoktur. İşte

‘İşte Sri Lanka gibi olacak' diyorlar. Eğer 300 uçağı

kaldırıp Kandil'i bombalamazsan, eritemezsen sen de

şerefsizsin. Sen de hazırsan Sri Lanka olmadığını ispatla o

halde...”

“Ahmet Altan yazısında savaşın gümbür gümbür

geldiğini, bunu durduracak tek kişinin ben olduğumu

yazıyor. İyi de ben burada ayda-yılda bir yaptığım bir-iki

saatlik görüşmeyle mi bunu başaracağım? Yapabiliyorsa o

koşullarda gelsin kendisi yapsın. Ona söylemeli Öcalan

rolünü oynaması için hükümetin adım atması lazım, irade

göstermesi lazım. Onlar da üzerine düşeni yapmalı. 30

Page 188: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

188

yıldır Kandil tüm yükü omuzlarıma atmış. Kandil'i de

uyarıyorum. 30 yıl dışında 13 yılda burada sırtımda

taşıyorum. Benim bu önderlik tarzıma alışmışlar. Benden

bu Önderlik tarzımdan sürekli yardım almaya çalışıyorlar.

BDP onlar o kadar konuşacaklarına doğru-dürüst karar

versinler. Kararlarını da uygulasınlar.” (38).

Başbakan Erdoğan, Ekim 2011’de Makedonya’ya

yaptığı gezi dönüşü uçakta gazetecilere, bazı Alman

vakıflarının BDP'li belediyeler üzerinden PKK'ya yardım

ettiklerinin tespit edildiğini açıklamıştı. Erdoğan'ın işaret

ettiği Alman vakıf ve dernekleri, Heınrich Böll Stiftung

Derneği, Konrad Adenaeur Vakfı, Friedrich Ebert,

Friedrich Naumann isimli kuruluşlardı. Polisin yaptığı

KCK operasonları kapsamında Profesör Büşra Ersanlı'yı

tutuklaması Almanları kızdırmıştı. Çünkü Ersanlı, bu

Alman kuruluşlardan biri olan Heınrich Böll Stiftung

Derneği tarafından Türkiye'nin iç meselelerinin

konuşulacağı yuvarlak masa toplantısına katılmış ve

KCK’nin gölge Kürdistan devleti kurulması projesine

akademik destek vermişti. 14 Eylül 2011 günü Heınrich

Böll Stiftung Derneği'nin Ersanlı ile kurduğu irtibat

Ersanlı'nın sorgu tutanağına da yansıdı. Soruşturmada

ayrıca, KCK'nın İstanbul yapılanmasında görev alan

birçok örgüt mensubunun yanı sıra Osman Kavala'nın da

Heınrich Böll Stiftung Derneği'ndeki toplantılara katıldığı

belirlendi.

Ersanlı'nın, PKK'lı öğrencilere Marmara

Üniversitesi'nde Yüksek Lisans kontenjanı ayarladığı da

ortaya çıktı. Savcılık kararıyla bir süredir telefonları

dinlenen Ersanlı ile Yüksel isimli bir kişi arasında geçen

görüşmede, PKK'nın yayın organlarından Dicle Haber

Ajansı'nda çalışan 4 kişiye Marmara üniversitesi Ortadoğu

38 Dönmez, Yener. Apo'dan Elyazılı Talimatlar. Akit. 27.11.2011.

Page 189: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

189

Enstitüsü'nde Yüksek Lisans kabulü almalarını istediği

görülüyordu. Ersanlı görüşmede sınava giren 4 kişinin

durumuyla ilgileneceğini söylüyordu. Ersanlı, BDP Parti

Meclisi üyesiydi. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari

Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak çalışıyordu.

Spekülatör George Soros'un Helsinki Yurttaşlar

Derneği'nin kurucularındandı.1972 yılında TİİKP örgütü

içerisindeki faaliyetlerinden dolayı tutuklanmıştı. Bu

davada "Hükümetin izni olmadan belli ideolojide veya

yurtdışı destekli cemiyetleri kurmak ve işletmek suçundan

15 yıl ağır cezasına çarptırılmış ama çıkarılan af

kanunuyla 1974 yılında tahliye edilmişti. Eski eşi İş

Adamı Mehmet Ali Zarifoğlu geçmişte TİKB örgütü

mensubu olarak faaliyet gösterdiği için çeşitli tarihlerde

gözaltına alınmıştı. Doğu Perinçek'in kurucusu olduğu

Türkiye İşçe Köylü Partisi'nde faaliyet göstermiş ve 1970

yılında bu gazeteyi dağıtırken gözaltına alınmıştı. Diğer

eski eşi Lazare Cem Behar da öğretim üyesiydi. Ablası

Fatma Sırma Evcan, İşçi Partisi Genel Başkanı ve halen

Ergenekon davasında tutuklu yargılanan Doğu Perinçek'in

eski eşiydi. Emine Büşra Ersanlı Van ve İstanbul'daki

Siyaset Akademilerinde Toplumsal Cinsiyetçilik Dersleri

veriyordu. Ayrıca, Siyaset Akademilerinde ders verecek

eğitimcileri yetiştiriyordu. Ersanlı'nın verdiği derslerde,

PKK kaynaklarını kullandığı ve PKK'nın ideolojik

çerçevesi içinde hareket ettiği açıktı. Örneğin derslerinde

kullandığı ve evinde yapılan aramalarda ele geçirilen

"Kadının Toplusal Sözleşmesi" isimli doküman, PKK'nın

kadın yapılanması olan Partiya Azadiya Jin a Kurdistan'ın

anayasasıydı. Sözde siyaset akademilerinde sınıflara

PKK'lıların isimlerinin verildiği görülüyordu. O

sınıflardan bazıları şöyleydi:

Sınıflardan birine ismi verilen Müslüm Doğan, 18

yaşında iken Abdullah Öcalan'ın yakalanışının protesto

Page 190: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

190

edildiği Adıyaman'da 2010 15 Şubat'ında düzenlenen

eylemde kendini ateşe vererek hayatını

kaybetmişti. Şerzan Kurt da, Muğla Üniversitesi'nde

öğrenci olduğu sırada 12 Mayıs 2010 tarihinde öğrenci

olaylarında hayatını kaybetmişti. Aydın Ertem ise,

Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde öğrenci iken 6 Aralık

2009 tarihinde terör örgütü adına korsan gösteri ve

yürüyüş eyleminde çıkan olaylarda hayatını kaybetmiş bir

isimdi (Bugün, Habervaktim, 2011).

Ersanlı'nın da aralarında bulunduğu KCK tutukluları

tarafından Siyaset Akademileri'nde verilerin derslerin,

terör örgütünün Kandil'deki kamplarında verdiği derslerle

birebir aynı olduğu görülüyordu. İşte PKK'nın dağdaki

kamplarda verdiği dersler ile KCK'nın Siyaset

Akademileri'nde verilen derslerin karşılaştırılması:

Page 191: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

191

Abdullah Öcalan'ın talimatıyla, PKK'ya nitelikli

kadrolar yetiştirmesi için kurulduğu tespit edilen siyaset

akademilerinde eğitimler veren Büşra Ersanlı'nın evinde

ele geçirilen el yazması dokümanlar, siyaset

akademilerinin işlevi konusunda önemli ipuçları

veriyordu. Siyaset akademilerindeki eğitim müfredatı ile

PKK'nın dağ kamplarındaki eğitim içeriğinin aynı olduğu

görülüyor. Büşra Ersanlı'nın el yazması notlarında,

PKK'nın terör örgütü listesinden çıkması gerektiğinden,

Kürt devletinin kurulması için şartların uygun olduğundan,

özerkliğin tek taraflı olmayacağı ama devlet kurmanın tek

taraflı olabileceğinden, Kürdistan devletinde tüm kamusal

alanların Kürtler tarafından yönetileceğinden

bahsediliyordu.

Büşra Ersanlı'dan ele geçirilen belgeler arasında,

Siyasi Partiler ve Sivil Toplum Örgütleri Komisyonu

tarafından hazırlanan bir rapor da bulunuyordu. Raporda

iki başlık altında yapılan faaliyetlerle ilgili

değerlendirmelere yer verilmişti."İkinci Etap Faaliyetimiz"

Page 192: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

192

başlığında; "KCK Diyarbakır davası duruşmalarına dönük

yapılan çağrı, görüşme ve iletişimlerdir. İstanbul, Ankara

ve Diyarbakır merkezli yürüttüğümüz bu çalışmada

planlanan, öngörülen ve Hedeflenenlere ulaşıldığı

gerçekleşen duruşmalar sürecinden gözlemlenerek,

görülmüş" ifadelerine yer verilmişti. 2009'da

Diyarbakır'da açılan KCK davasın baskı altına alınmasına

yönelik faaliyetlerin raporlaştırıldığı görülüyordu. KCK

duruşmalarına yönelik, dava duruşmalarının izlenmesi ve

destek sağlanması faaliyetlerinin ilk 3 gününün

değerlendirildiği raporda, KCK duruşmalarına destek

veren STK, gazeteci yazarlar ve aydınlar isim isim yer

verilmiş durumdaydı. Raporda Gazeteciler/Yazarlar

başlığı altında, Cengiz Çandar, Ruşen Çakır, Altan

Öymen, Oral çalışlar, Murat Belge gibi kamuoyunun

yakından tanıdığı ve KCK soruşturmasına ilk günden karşı

çıkan isimler dikkat çekiyordu. 11 Kasım 2010 tarihli 4

sayfalık raporun son değerlendirme cümlesinde ise;

Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Altan Öymen ve Murat

Belge'nin isimlerine tekrar yer verilerek, bu isimlerin

yanısıra birçok gazeteci, düşünür ve televizyon kanalları

haber ve yorumlarla beklenen istikamette bir yayın

politikası izlemişlerdir ifadeleri yer aldı. KCK

duruşmalarına destek veren akademisyen arasında Osman

Kavala, Eşber Yağmurdereli ve Gencay Gürsoy isimleri

dikkat çekiyordu.

Büşra Ersanlı'nın, terör örgütü PKK'nın ortalığı savaş

alanına çevirdiği molotoflu eylemlerine de katılmıştı.

Ersanlı'nın, Hatip Dicle'nin adaylığının YSK'da iptalinin

ardından 26 Haziran'da Taksim'de düzenlenen eylemde

yerini aldı. Hatip Dicle'nin milletvekilliği adaylığının

düşürülmesi üzerine PKK yandaşları tarafından 26

Haziran 2011'de Taksim meydanında izinsiz protesto

eylemi gerçekleştirilmek istenmişti. BDP organizesinde

Page 193: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

193

Cevahir İşmerkezi önünde Halaskargazi caddesi üzerinde

toplanan kalabalık, polisin izin vermemesi üzerine, yolu

trafiğe kapatmış, yüzleri kapalı PKK yandaşları da etrafa

molotof atarak, taşlı sopalı saldırılarda bulunmuştu. PKK

yandaşlarının gerçekleştirdiği bu eylemlerde toplam 9

polis yaralanırken, 28 işyerinde ve park halindeki

araçlarda hasar meydana gelmiş, olaylar sonrasında 42

PKK sempatizanı gözaltına alınmıştı. Operasyon öncesi

şüpheler üzerine telefonları dinlenen Prof. Ersanlı'nın

yaptığı bir görüşmede polis gazından etkilendiğini

söylüyordu. Resmi dinleme kayıtlarına göre, Ersanlı, 22

Haziran 2011 günü Meral Danış Bektaş isimli şahısla

telefonda konuşurken, polis gazı yediğini anlatıyordu.

Büşra Ersanlı'nın sadece Hatip Dicle'nin adaylığının iptal

edilmesi sonrasında değil, başka birçok PKK

sempatizanının düzenlediği yasadışı protesto eylemine

katıldı. Soruşturma dosyasına yansıyan başka bir bilgide

de Ersanlı'nın PKK marşı söylediği ve Öcalan lehine

sloganlar attığıydı.

Ersanlı'nın 27 Mart 2011'de “Kürt sorununda yürütülen

çözümsüzlük politikalarına tepki vermek” adı altında

İstanbul Demokratik Kent Konseyi ve Barış ve Demokrasi

Partisi'nin desteğiyle Taksim'de çadır kurularak bekleme

eylemi olduğu kesindi. Bekleme eylemine katıldığı

belirlenen Ersanlı'nın diğer eylemciler ile birlikte PKK

terör örgütünün marşlarının söylemiş ve Abdullah Öcalan

lehine slogan atmıştı. Soruşturma dosyasına yansıyan bu

bilgiden de Ersanlı'nın, PKK yandaşlarının 22 Haziran

2011'de İstanbul Taksim'de gerçekleştirdiği ve Tarlabaşı

Bulvarı'nın trafiğe kapatılması ile İETT otobüsüne hasar

verilmesi ve 1 polis memurunun yaralanması ile

sonuçlanan eyleme katıldığı anlaşılıyordu (39).

39 Bugün, Habervaktim.com. İşte Büşra Ersanlı Gerçeği. 17.11.2011.

Page 194: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

194

"KCK operasyonlarını eleştirenler, Türkiye'nin

vücuduna yeni kanser hücreleri zerk ediyorlar"dı. Bugün

gazetesinde yazan eski savcı Gültekin Avcı, KCK'nın

HPG adına yaptığı açıklamaları sorguladığı yazısında,

'PKK'nın KCK bünyesinde bir ideolojik cephe' olduğunu

ifade etti. KCK'nın gençleri dağa çağırdığını belirten Avcı,

KCK'nın bu eylemlerinin dahi operasyonların bugünkü

yoğunlukta yapılmasını gerektireceğine dikkat çekti.

BDP'nin bir siyasi parti olmadığını belirten Avcı, "KCK'yı

maskelemek ve dikkatleri üzerine çekmek için sahneye

sürülen çekici bir mankendir." dedi ve bu partinin

misyonunun "İşgal ettiği siyasal statünün hak ve

imtiyazlarına dayanarak KCK'yı mümkün olduğunca

demokratik siyasal alan içine gizlemek ve

konuşlandırmak" olduğunu ifade etti.

PKK'nın sıkça çökertilen web sitelerinden birinde

TSK'nın hava operasyonunda ölen üst düzey 7 teröristle

ilgili KCK açıklaması vardı. 21 Ekim 2011 tarihli

açıklama hâlâ sitede duruyordu. Hava operasyonunda ölen

teröristlerden Rüstem Cudi KCK Yürütme Konseyi

üyesiydi. PKK'nın askeri aparatı olan HPG Askeri Konsey

Üyesi Guhar Çekirge, HPG Askeri Konsey Üyesi Alişer

Koçgiri de hava operasyonu sonucu ölenler arasındaydı.

Kalan 4 kişi PKK-HPG militanıydı. KCK Yürütme

Konseyi ne diyordu açıklamasında?

"Bu değerli öncü konumundaki arkadaşlarımızın

şahadeti bizler için ciddi bir kayıp ve acı verici bir olaydır.

Bu değerli komutan ve savaşçı arkadaşlarımızın

şahadetinden dolayı tüm Kürdistan halkına başsağlığı

diliyoruz. Onların anısını, özgürlük mücadelesini

yükselterek yaşatacağımız sözünü tüm kamuoyun önünde

veriyoruz."

Çukurca'da 24 asker evladımızın haince şehit

edilmesinden sonra KCK yine açıklama yapmıştı:

Page 195: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

195

"Kürdistan halkının öz evlatları olan HPG komuta ve

savaşçısının bu fedai ruhu ve performansı olduğu

müddetçe hiç kimse Kürt halkının iradesini yok sayamaz

ve istediği gibi saldırı yapamaz. Bu büyük devrimci

eylemde şahadete ulaşan 7 HPG savaşçısının direnişi ve

kahramanlığı büyük bir gerçeği ifade etmiş ve bu yiğitlerin

şahsında büyük bir başarıya imza atılmıştır."

KCK, 24 askerimizin şehit olduğu Çukurca

saldırısının, hava operasyonunda öldürülen HPG

teröristlerinin anısı için gerçekleştirildiğini açıkça ilan etti.

KCK, PKK terör örgütünün askeri aparatı HPG adına

neden açıklama yapıyordu acaba?

Yapabilirdi zira PKK KCK bünyesinde bir ideolojik

cepheydi. KCK'nın bu açıklamalarını özellikle KCK

operasyonlarını eleştirenler okumalıydı. Hele KCK'nın şu

ifadeleri her şeyi açıkça ortaya koyuyordu:

"...Hareketimizin bütün komuta, kadro ve

savaşçılarını, tüm değerli sempatizanlarını, gerillada ve

serhildanda mücadeleye tüm gücüyle katılmaya, Kürdistan

gençliğini gerilla saflarına katılarak kahraman

şehitlerimizin anılarına sahip çıkmaya çağırıyoruz."

Açıklamaların hepsi PKK'nın veya PKK askeri aparatı

HPG'nin değil KCK'nın açıklamalarıydı. Bazı KCK körleri

yazar ve akademisyenler olaya şaşı bakıyordu. Oysa KCK,

Kürt gençlerini açıkça dağlara çağırıyordu. Siyaset veya

piknik yapmak için değil tabii ki. Size hukukun gereği

olan KCK operasyonlarını bile eleştirme haddi veren,

demokratik sisteminizi koruyan güvenlik güçlerinizi kanlı

bir şekilde kucağınıza vermek için çağırıyordu. Bu zamana

kadar KCK diye bir şey bilinmeseydi de sadece bu

açıklamalar görülseydi bile, KCK operasyonlarının

bugünkü yoğunlukta yapılması gerekirdi. Gazeteciliği,

hukukçuluğu, aydın kimliği de bir tarafa bırakın. KCK'nın

Page 196: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

196

bu açıklamalarını okuyan normal, orta zekâlı bir vatandaş

KCK'nın PKK'dan daha vahim ve şümullü bir yapı

olduğunu anlardı. Şunu artık herkes anlamalıydı: BDP

diye bir gerçeklik yoktur. Böyle bir siyasal parti de yoktur.

BDP, KCK'yı maskelemek ve dikkatleri üzerine çekmek

için sahneye sürülen çekici bir mankendir. BDP'nin

misyonu; işgal ettiği siyasal statünün hak ve imtiyazlarına

dayanarak KCK'yı mümkün olduğunca demokratik siyasal

alan içine gizlemek ve konuşlandırmaktır. Ayrıca KCK

kadrolarında yoğun sayıda BDP siyasi kimliklerine görev

verilmesinin sebebi, Selahattin Demirtaş ve Hasip

Kaplan'ın söylemiyle "hepimiz mi teröristiz" imajıyla

KCK soruşturmalarının ciddiyetini darbelemek ve terör

örgütselliğine siyasal meşruiyet kazandırmaktır. KCK

operasyonları çok geç kaldı. Umarım kanser metastaz

yapmamıştır.

KCK operasyonlarını eleştirenler, Türkiye'nin vücuduna

yeni kanser hücreleri zerk ediyorlardı (40).

Prof. Büşra Ersanlı gözaltına alınmıştı ama 2012’de

KCK davasında başta Almanya ve ABD’nin baskısıyla ilk

salıverilen tutuklu olmuştu. Neymiş, acaba KCK

operasyonları abartılıyor muymuş! Profesör olunca tüm

suçlardan ömür boyu beraat ilamı mı veriyorlardı? General

fetişizminden kurtulduk şimdi de akademisyen fetişizmi

mi başlamıştı? Ersanlı'nın neden soruşturulduğu açıktı.

Terör suçunu sadece elinde silah olanlar veya fiilen

saldırıda bulunanların işlediğini kabul ederseniz, Öcalan'ı

derhal serbest bırakmanız gerekirdi. Murat Karayılan'ı

elinde silah adam öldürürken gören var mıydı? Ama yana

yakıla arıyorsunuz adamı. 70.000 kişinin ölümüne imza

atan Peru'daki Aydınlık Yol terör örgütünün lideri felsefe

40 Avcı, Gültekin. Yeni Kanser hücreleri zerkediyorlar. Bugün gazetesi.

17.11.2011.

Page 197: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

197

profesörü Dr. Guzman da elinde silah sağa sola ateş

açmamıştı.

Şamil Tayyar, BDP/ KCK/ PKK ilişkilerine dair

açıklamalarda bulundu. BDP'lilerin ikili oynadığını

belirten Tayyar, bunun sebeplerini açıkladı. AK Parti

Milletvekili Şamil Tayyar, bazı BDP'li milletvekillerinin

dost sohbetlerinde KCK operasyonlarını yerinde

bulduklarını ifade ettiklerini fakat, PKK vesayeti

nedeniyle bunu resmi açıklamalarına yansıtamadıklarını

belirtti. Tayyar, KCK operasyonlarıyla beraber, artık

şehirlerde eskisi gibi eylem yapılamadığını, eylem

kabiliyetlerinin büyük ölçüde sınırlandığının herkes

tarafından daha iyi görüldüğünü ifade etti. BDP’nin KCK

operasyonlarına karşı sert tavır almasının altında bir

inançtan öte PKK baskısının bulunduğunu, BDP’lilerin

her gün ‘fırça yediğini’ ve dolayısıyla onların da bu

‘fırçanın gereğini yerine getirdiğini’ ifade eden Tayyar çok

önemli de bir iddiaya da yer verdi. Şamil Tayyar, “Bazı

BDP’li milletvekilleri dost sohbetlerinde bu

operasyonların yerinde olduğunu söylüyorlar. Çünkü, bu

operasyonlar arttıkça BDP’li siyasetçiler de daha özgür

ifadeler kullanmaya başladılar. KCK operasyonları Kürt

siyasetçisini, Kürt aydınını, Kürt entelektüelini

özgürleştirme operasyonudur. Bunu kabul eden ve gören

bazı BDP’li milletvekilleri var ve bunu özel sohbetlerde

ifade ediyorlar ancak, PKK vesayeti nedeniyle resmi

açıklamalarına bunu yansıtmıyorlar ve resmi platformlarda

çok ağır ifadeler kullanıyorlar. Yani ikili oynuyorlar

diyebiliriz.” dedi.

Daha önce, PKK vesayetinin bölgede ortadan

kaldırılması halinde BDP’nin Türkiye genelindeki oyunun

yüzde 1’i bile geçmeyeceği iddiasında bulunduğunu ifade

eden Tayyar, “Bu iddiamın hala arkasındayım.”

dedi. BDP’nin şu anki yüzde 5-6 oy aralığına da Doğu ve

Page 198: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

198

Güneydoğu ile İstanbul, Mersin gibi büyükşehirlerde

vatandaşların, PKK tarafından tehdit edilmesiyle

ulaştığını belirten Tayyar,“Hatta Bazı BDP’li yöneticiler

başka yerlere oy verme ihtimali bulunan aşiretlerin ve

kurumların telefonlarını Kandil’e vererek, Kandil’den

tehdit edilmelerini sağlamışlar.” diye olayı özetledi (41).

***

Öte yandan terör örgütünün PKK'nın Avrupa'daki üst

düzey yöneticilerinden Sabri Ok, devlet yetkililerine

skandal bir mektup göndermişti. Bu devrede Türkiye'nin

son dönemde PKK ile gerçek anlamda mücadelesi,

Kavaklı ve Kazan Vadisi'nde yaptığı başarılı operasyonlar

sonuç vermeye başlamıştı. Köşeye sıkışan, alt ekiple

irtibatı kopan, yaptığı eylemlerle bölge halkı tarafından da

ciddi tepki toplayan PKK, Ok eliyle devletteki açılımcı

ekibe mektup yazarak Öcalan'ın tekrar muhatap alınması,

hem askeri hem de KCK operasyonların durdurulması

dahil bir dizi skandal talepte bulundu. Mektubun yazan,

Oslo'da gerçekleşen MİT-PKK görüşmesinde PKK'yı

temsil etmiş isim olan Sabri Ok’tu. PKK tarafından böyle

bir mektubun devlet içindeki açılımcı kanada gönderilmesi

ayrı bir tartışma konusuydu ama o mektubun içeriği

PKK'nın içinde bulunduğu durumu çok açık ve net bir

şekilde özetliyordu. Eğer PKK ile gerçek anlamda

mücadele edilirse, askeri operasyonlar ve KCK

operasyonları kesintisiz devam ederse çok değil kısa bir

süre içerisinde PKK kendisi gelip masaya oturmak

isteyecekti.

“Öldürebildiğimiz kadar Türk öldürelim” mantığıyla

emrindeki örgüt üyelerine yön veren PKK

yöneticisi Fehman Hüseyin'de ve örgütün Avrupa

Kadrosu'nda taktik değişiklikler başlamıştı. Bu güvenlik

41 Tayyar, Şamil. Şamil Tayyar'dan Çarpıcı 'BDP İddiası'!

Page 199: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

199

güçlerinin başarılı operasyonları ve Kürtlerden yükselen

tepkiler nedeniyle zorunlu bir değişiklikti. Çocuğu PKK

saflarında ölen ebeveynler bile artık PKK ve BDP'ye tepki

gösteriyordu. Kartepe feribotunu kaçıran teröristin

annesinin cenazede Emniyet Amiri'ne söylediği,“Bunları

görmezden gelin, bunlar bizi dinlemiyor, istemiyorum

bunları”sözleri manidardı. PKK'ya Güneydoğu'dan ve

Kürtlerden yükselen tepki örneklerini çoğaltmak

mümkündü. Bu tepkiler, terör örgütünü ciddi biçimde

rahatsız etti. Bastırmak için önce şiddeti Kürtlere

yönelttiler. Anne karnındaki bebeklerden, 17 yaşındaki

kızların taranmasına kadar sivillere yönelik saldırılar

gerçekleşti. 90'lı yılların bu taktiği tutmadığı gibi ters tepti.

Van depremi sonrası pekişen kardeşliğimiz bunu iyice

artırdı. Fehman Hüseyin, altındaki ekibe “Van bölgesinde

eylem yapmayın, çok tepki alıyoruz Sivas bölgesine

geçin” diye talimat verdi. PKK'nın yaptığı bölge taksimi

bizim bildiğimizden farklıydı. Sivas bölgesi oldukça geniş

bir alan dikkat edilmesi gerekiyordu. Van bölgesi ise daha

çok Güneydoğu illerini kapsıyordu ve bu bölgeden örgüte

yoğun tepki vardı. Kepenk kapatma için baskı yapan

KCK'lılar dayak yemeye başladı mesela. Silahlı kanattan

Fehman böyle panikte, beyin takımından Sabri Ok ise

daha taktiksel davranıyordu. Oslo'daki görüşmelerde

PKK'yı temsil etmiş isim olan Sabri Ok, “Devletin içinde

Açılımı Savunan Ekibe” Kasım 2011’de bir mektup

göndererek, bazı taleplerde bulundu ve yeni bir barış

süreci başlatmak istediğini iletti.

Mektup şu talepleri içeriyordu:

1- Abdullah Öcalan'ı yeniden muhatap alın ve

görüşmeleri başlatın

2- KCK operasyonlarını derhal durdurun

3- PKK'nın dağ kadrosunun artan saldırıları Öcalan

üzerinden kontrol altına alınabilir.

Page 200: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

200

4- Askeri Operasyonlar hemen durdurulmalı…

Sabri Ok'un önerdiği yol haritası ve talepleri böyleydi.

Kavaklı ve Kazan Vadisi operasyonları sonrası ciddi kayıp

veren, KCK operasyonlarıyla alan hakimiyetini büyük

ölçüde kaybeden, zaafa uğrayan, alt ekiple irtibat kuramaz

hale gelen, para akışında ciddi aksaklık yaşayan PKK Üst

Yöneticileri ve destekçisi güçler, böylece yeni bir süreç

başlatarak “zaman kazanmak” istiyorlardı. Şu an örgüt için

silahtan, paradan, kandan, ses getirmekten çok daha

öncelikli şey “zaman kazanmaktı”… Bu mektubun öncesi

de vardı tabi ki. Sabri Ok başta olmak üzere Avrupa'da

yerleşik kanat, bölgeye giderek Murat Karayılan'la toplantı

yaptılar. Bu toplantılarda özellikle 2011 yaz ve

sonbaharında yapılan operasyonlarla PKK'nın aldığı ağır

yenilgi sonrası yeni bir strateji geliştirme kararı alındı.

Alınan kararlar şöyleydi:

1- Öcalan'ın devlet tarafından kabulünün sağlanması

ve görüşmelerin devam etmesi

2- PKK'nın ateşkes ilanının Öcalan tarafından Kandil'e

emir olarak iletilmesi sonrası ateşkesin sağlanması

3- Sınır ötesi ve bölgede yapılan askeri operasyonların

pazarlıkla durdurulması

4- KCK operasyonlarının sona erdirilmesi ve gözaltına

alınanların bıraktırılmasının pazarlıkla sağlanması…

Alınan kararlardan bazıları bunlardı. Toplantıda başka

kararlar da alındı ama özellikle bu kararlar yukarıda

bahsettiğim mektuba yansıtıldı. PKK'nın tepesi panikteydi

ve yeni bir strateji ürettiler. Önemli olan “Devlet Aklı”nın

bu zokayı yiyip yemeyeceğiydi (42).

PKK ile mücadele bu dönemde hızlandı ve önemli

mesafeler alındı. Bir yandan 'bazı çevrelerin yanlış

42 Dönmez, Yener. Sabri Ok'tan Mektup Var. Yeni Akit. 17.11.2011.

Page 201: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

201

öngörüleri yüzünden iki yıl geciktirilen' KCK

operasyonları kararlılıkla yapılıyordu. Öte taraftan da

diplomatik adımlarla örgüt köşeye sıkıştırılıyordu.

Özellikle Kuzey Irak yönetimi ve Amerika ile yapılan

görüşmeler sonuç verdi. İlk etapta İncirlik üssüne 4

adet Predatorlar geldi. Gerçi ABD'nin İncirlik'e

yolladıkları sadece izleme-istihbarat amaçlıydı. Silahlı

modelini Türkiye'ye vermediler. Ama şunu da

hatırlatalım, ABD silahlı Predatorları bugüne kadar başka

bir ülkeyle de paylaşmadı. Ayrıca Süper Cobralar da

yoldaydı. Bununla birlikte Kandil'e yönelik hava akınları

aralıksız olarak sürüyordu. Yurtiçinde de sığınaklar bir bir

imha ediliyordu. Eylem hazırlığında yakalanan teröristler

de polisin başarısıydı. Yani ‘tam saha pres' sonuç

veriyordu. Tabii ki bu durum her şeyin güllük gülistanlık

olduğu anlamına gelmiyordu. Ama bu ülke Kürt sorununu

çözmeden önce mutlaka PKK'yı bertaraf etmek

zorundaydı. Bir başka ifadeyle kalıcı bir barışı tesis

edebilmek için öncelikle savaşmak gerekiyordu. Başbakan

Recep Tayyip Erdoğan'ın grup konuşmalarında izlediği

tavizsiz politika, Ankara'nın kararlılığını yansıtma

açısından çok önemliydi. Erdoğan, KCK'nın ne olduğunu

bilmeden sahip çıkanlara sert yükleniyordu. Ama aynı

zamanda BDP'ye de rest çekiyordu. Özellikle de

Meclis'i boykot tehdidine rest çekmiş ve sonuç almıştı.

BDP'nin tek gündemi PKK idi. Bu aşamada BDP'nin

Erdoğan'ın elini rahatlatması ipleri gevşetti. BDP, hep

siyasi partiden çok örgütün uzantısı gibi davrandılar.

Depremzedelerle değil de terörist cenazeleriyle uğraştılar.

KCK'lıları kurtarmak için yargıyı tıkamaya çalışıyorlardı.

KCK'nın talimatıyla 'Meclis'ten çekilmekle' tehdit

ediyorlardı. Bu hem siyaseten hem de pratikte tutarsız bir

restti. Ayrıca çekilseler nereye gideceklerdi? Öte yandan

çekilmenin neye yarayacağı da ayrı bir soruydu. Üstelik

Page 202: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

202

tehdit ettikleri Erdoğan 'giderseniz gidin' havasındaydı.

Bütün bu gelişmelerin yanında perde gerisinde çok önemli

bir gelişme daha var ki bundan sonraki süreç için önemli

ipuçları barındırıyor.

Malum olduğu üzere PKK'nın en büyük kozlarından

birisi Roj TV idi. Özellikle ajite edici, abartılı ve örgüt

tabanını motiveye yönelik yayınlarla bildiğimiz Roj

TV'nin kapatılması için Türkiye yıllardır mücadele

veriyordu. Bu mücadelede zaman zaman kendi

hatalarımız, zaman zaman da Avrupa ülkelerinin ikiyüzlü

politikaları nedeniyle mesafe alınamadı. Bu arada Roj TV

iki yedek kanal daha kurdu. Kopenhag'da süren kritik bir

dava vardı. Davanın seyrine bakarak Roj TV için yolun

sonu yakındı. Nitekim öylede oldu ve kanal kapatıldı.

Ancak kapanmadan önce kanalın yönetimi de davadan

umutsuz olduğu için televizyonu sessizce İsveç'e taşıdılar.

Stockholm'de 'Rohani' (aydınlık) adında bir kanal kurup

Kasım 2011’in ilk haftası itibariyle test yayınına

başladılar. 31 Ekim 2011 gecesi Newroz TV'de yeni

kanalın haberleri yayınlandı. Kayıtlara göre Roj TV'nin

eski direktörü M. Tahsili Zoonozi yeni kanalın da genel

direktörü olarak gözüküyordu. Roj TV kapandı ama

yayınlar Rohani üzerinden devam etti. Örgütün medya

cephesindeki gelişmeler bununla sınırlı değildi. Bir

yandan da Norveç'te Suriye Kürtleri'ne hitap edecek Sterk

TV isimli bir kanal daha kurdular. Kanal önce iki saat

yayın yapmaya başladı. Görünüşte "Rohani" gibi Suriye

Kürtleri'ne hitap edecekti. Danimarka'daki göstermelik

ofis dışında tüm yayınını Brüksel'den yapan Roj TV'nin

kapanmaması için BDP'nin ağır topları Danimarka'da kulis

yaptı ama pek yüz bulamadılar. Tabii son dönemde PKK

içinde Suriyeliler'in ağırlığını artırması yanında örgütün

Page 203: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

203

Suriye Kürtleri'ne yönelik bir kanal kurması da üzerinde

durmaya değer bir durumdu (43).

Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu, KCK

operasyonlarında tutuklanan bazı KCK'lıların, istihbarat

elemanı olduğunu söyleyince dananın kuyruğu koptu. MİT

ve askeri istihbaratın KCK yapılanmasına sızdırdığı bazı

personelin KCK'da il sorumlusu düzeyine çıktığını

iddiasını dile getiren Uslu, KCK eylemlerinden en ön

sırada bulunan bu şahısların MİT mensubu olduğunu bilen

emniyetin bir süredir bu isimlere dokunamadığını ileri

sürdü. MİT'in içindeki sola yakın bir kesimin

operasyonlara direnmesinin sebebinin bu olduğunu dile

getiren Uslu, "Bu damar uzun süre KCK operasyonlarına

direndi. Hatta bazı elemanları KCK operasyonlarında

tutuklanınca Emniyet birimlerine sert çıktılar. Ben en

azından dört önemli ilde tutuklanan KCK il sorumlularının

bizzat istihbarat elemanları olduğunu biliyorum." dedi.

Terör ve güvenlik konularında çarpıcı açıklamalar yapan

Uslu, KCK operasyonları ve süreçle ilgili önemli iddiaları

dile getirdi. Uslu, 'KCK yöneticileri istihbarat elemanı'

başlığıyla kaleme aldığı yazıda, MİT ve Askeri istihbarat

içinde yer alan bir grubun, KCK operasyonlarına karşı

olduğunu dile getirdi. Yazısında KCK operasyonlarıyla

ilgili son dönemde medyaya yansıyan en kritik bilginin

Şamil Tayyar'ın paylaştığı, 'MİT'in KCK tutuklularının

salıverilmesini istediği' bilgisi olduğunu aktaran Uslu, bu

bilginin doğru ama eksik olduğunu ifade etti. MİT'in

içindeki sola yakın bir kesimin istihbaratın önemli

kesiminin KCK operasyonlarından rahatsız olduğun

aktaran Uslu yazısında, "Bu kesim medyada sola yakın

birtakım kişilere bu rahatsızlığı kurumun rahatsızlığı

olarak lanse etmiş olabilirler. Özellikle 2009 yılındaki

43 Arslan, Adem Yavuz. PKK Roj TV'yi yedekledi, Suriye Kürtleri'ne de TV

kurdu. Bugun Gazetesi 17.11.2011.

Page 204: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

204

KCK operasyonları o kesimler ile Emniyet'i kimi illerde

karşı karşıya getirdi. Şimdilerde bazı aydınların 'Devletin

bir kesimi KCK operasyonlarına karşı' diye yaygara

koparması bundan. İstihbaratçılar içindeki o kesim bazı

aydınları maniple ederek KCK operasyonlarını cemaat

operasyonları gibi göstermeleri de şaşırtıcı değil bu

nedenle. Zira başından beri o kesim KCK operasyonundan

rahatsızdı. Rahatsızlığın nedeni KCK üzerinden PKK'ya

yeni bir kaynak yapmak istemeleriydi. Ne demek PKK'ya

KCK üzerinden kaynak yapmak? İstihbarat teşkilatlarının

doğal görevlerinden biri mücadele ettikleri örgütlere

sızmaktır. KCK yapılanması yeni bir yapılanma olarak

ortaya çıkınca istihbarat birimleri de bu alanı bir fırsat

alanı olarak görüp PKK içine sızmak için değerlendirmiş

olabilir. Buraya kadar aslında her şey normal. Peki, KCK

networkuna sızdırdığınız elemanlardan ne beklersiniz?

PKK'nın yapacağı eylemleri güvenlik birimlerine bildirip

eylemler olmadan önce önlenmesini beklersiniz değil mi?

Hayır bizde böyle olmadı olmuyor. MİT ve Askerî

İstihbarat birimlerinin KCK yapısı içindeki elemanları 'İl

Sorumlusu' seviyesine çıktılar, serhildan eylemlerinde

toplumu galeyana getirmek için yüzleri poşulu en önde

yürüyenler arasında onlar da vardı; hatta en önde gidenler

çoğu zaman onlardı. Polis de bunların kim olduğunu

biliyor ve eylemlerde bunlara dokun(a)mıyordu."

ifadelerini kullandı.

KCK yapılanmasını iller bazında bizzat yöneten ve

yönlendirenler aslında Hakan Fidan'dan önceki MİT

içindeki bir damarın ve Askeri İstihbarat elemanlarının yer

aldığını belirten Uslu, "Bu damar uzun süre KCK

operasyonlarına direndi. Hatta bazı elemanları KCK

operasyonlarında tutuklanınca Emniyet birimlerine sert

çıktılar. Ben en azından dört önemli ilde tutuklanan KCK

il sorumlularının bizzat istihbarat elemanları olduğunu

Page 205: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

205

biliyorum. (KCK üzerinden bir kesim istihbaratçı PKK'yı

kendi emelleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışırken

diğer kesim istihbaratçıların Devrimci Karargâh üzerinden

sızma/yönlendirme girişimi yapmış olabileceği

unutulmamalı) Bu noktada bir hatırlatmayı yapayım. MİT-

PKK görüşmesinde Afet Güneş KCK'nın başı Sabri Ok'a

'Şehirleri bomba doldurdunuz hepsini biliyoruz' derken

nereden biliyordu? Bizzat KCK networkunun illerdeki

sorumlusu kendi elemanları olduğundan biliyordu. Peki,

bunu Emniyet birimleriyle paylaşıp yakalattılar mı? Hayır.

Hatta KCK operasyonu yapan Emniyet birimlerine çok

kızdılar. Sahi KCK sanıklarının eli kelepçeli o fotoğrafını

kim sızdırdı medyaya? Neden? Sakın KCK'ya operasyon

yapıp Diyarbakır'da terör estiren, terör estirilmesine göz

yuman, istihbaratçı KCK yöneticilerini içeri alan Emniyet

müdürünü görevden aldırmak için olmasın?" ifadelerini

kullandı.

Uslu yazısına şöyle devam etti: "Yeni devlet PKK ile

mücadele ederken istihbarat birimlerinin KCK içindeki

elemanları şehir sorumlusu seviyesine gelmişti ama asıl

görevleri olan PKK'nın şehirlerde yapacağı eylemleri

bildirmek bir yana o eylemleri bizzat organize ediyordu.

Emniyet'e de aslında hem PKK ile hem de o kesim

istihbarat görevlileri ile mücadele etmek düşüyordu. Bu

noktada kendisini sol ideolojiye yakın biri olarak tanıtan

istihbaratçıların "KCK'yı, ovada PKK vesayeti" gibi

tanımlayıp KCK operasyonlarına buna rağmen karşı

çıkması ile sol-liberal aydınların "KCK operasyonlarını

devlet değil cemaat yapıyor, devlet KCK operasyonlarına

karşı" diye tempo tutmaları size de anlamlı gelmiyor mu?

KCK operasyonlarına destek veren sol-liberallerin

Başbakan'ın net açıklamalarına rağmen "Devlette bir

kesim bunu istemiyor" deyip bu tutumu ısrarlı bir

kampanyaya dönüştürmelerini siz de anlamlı buluyor

Page 206: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

206

musunuz? MİT'in başına geldikten sonra bir süre Hakan

Fidan'da teşkilatındaki o etkili ve güçlü damarın telkiniyle

–ve Öcalan/PKK ile müzakere sürecinde– KCK'ya karşı

sert tutum alınmasına soğuk bakmış olabilir. Ancak KCK

networkunun ne olduğunu görmeye başlayıp kurumuna

hâkim olmaya başladıktan sonra işin rengi değişti. En son

MİT ve Emniyet ortak KCK raporu hazırlayarak

manzaranın fotoğrafını net ortaya koydular. Askerî

İstihbarat birimleri için aynı şeyi söylemek biraz daha zor.

Necdet Özel'in bu kesimler üzerinde etkisi var mı emin

değilim. Reşadiye saldırısından bir gün önce Ankara'dan

Tokat'a sivil bir Hyundai arabayla giden Jandarma

İstihbarat yöneticisine halen Reşadiye saldırısından önce

Tokat'ta ne arıyordun, kimlerle toplantı yaptın, diye soran

yoksa, çok şey değişmemiştir o cenahta... (Sahi o

istihbaratçı komutanın askeri olarak askerlik yapan

Nurettin Demirtaş nerede bilen var mı?) Boşuna "PKK

sadece PKK değildir" demiyorum. Bu örgütü, liderleri,

istese de tam olarak kontrol edemezler. Kimin eli kimin

cebinde belli değil. Olan gariban çocuklara oluyor. Kime

çalıştığı belli olmayan KCK liderleri, hatta milletvekilleri

olduğu sürece, onların peşine takılıp eyleme giden, dağa

çıkan çocuklar ölmeye devam edecek... Peki, ne oldu da

son on günde 14 PKK militanı ellerinde silahlarıyla

birlikte bir kurşun atamadan yakalandı? Yedi PKK

militanı bir kamyonette silahlarıyla birlikte nasıl

yakalanır? PKK mı değişti yoksa en azından MİT'teki

istihbarat anlayışı mı değişti?" (44).

Hemen bu devrede olan bitenlere Fethullah Gülen

Hocaefendi’de sessiz kalamadı. Terör örgütü,

açıklamalardaki bazı bölümleri ‘kes-yapıştır’ yöntemini

kullanarak, Gülen'in, sanki bölge insanına şiddet 44 Uslu, Emre. 'KCK yöneticileri istihbarat elemanı'. Taraf gazetesi.

17.11.2011.

Page 207: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

207

uygulamasını istiyormuş gibi propaganda yapmaya

başladı. Oysa Hocaefendi, sohbetinde bölge insanıyla

kucaklaşmak gerektiğini anlatıyordu. Hocaefendi, bölge

insanına kulak vermek gerektiğinin altını çizdi.

Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri'nin yıllar önce

yaptığı bir tavsiyeye dikkat çekti. Bediüzzaman, 100 yıl

önce Van'da Kürtçe eğitim veren büyük bir üniversitenin

kurulmasını istemişti. Mesela Gülen’in konuşmasındaki şu

bölüm ezberleri bozacak mahiyetteydi: "Neden okullarda

Kürtçenin de öğretilmesine fırsat verilmedi? Yurtdışındaki

okullarımızda, hatta Amerika'da bile Türkçe seçmeli ders

olarak okutuluyor ve kimse buna mani olmuyor. Büyük

devlet olmanın hususiyeti budur. Bir dönem balyoz gibi

tepelerine inerek bunları sindiririz zannettik. Hâlbuki her

balyoz sadece kini ve nefreti kamçıladı. Ve bunu arkadan

gelen nesiller tevarüs etti ve bir milleti yutacak hale geldi.

Meselenin üzerine bağırıp çağırarak, yakıp yıkarak ve

öldürerek değil; akıl, firaset ve şefkatle gidilmelidir."

Hocaefendi, bölge insanına daha çok hizmet

götürülmesini istiyor ve bölge halkının dertlerine deva

olunma çabasının, yıllar önce başlaması gerektiğini

vurguluyor. Gülen açıklamasında ‘keşke o insanları

kucaklayabilecek devlet memurları gönderilebilse’

diyordu. Bazı yazarlar Gülen’in açıklamalarının PKK’yı

paniğe sevk ettiğini bu yüzden Hocaefendi aleyhinde

propaganda yapıldığını vurguladı. Kürt sorununun çözümü

Gülen Hocaefendi’nin dile getirdiği görüşlerin PKK’yı

rahatsız ettiğini söyleyen Yazar Mümtaz’er

Türköne, “PKK’nın varlığı ve geleceği Kürt sorununun

çözümüne bağlı. Hocaefendi de sorunun çözümü için çok

önemli şeyler söyledi. Sorunun çözümü için bugüne kadar

sorgulanmamış politikalar geliştirdi. Sorunun çözümü için

atılan adımlar PKK’yı gereksiz hale getireceği için

PKK yağa kalkıyor, itiraz ediyor, lâfebeliği yapıyor.

Page 208: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

208

Hocaefendi’nin sorunun çözümü noktasındaki

mesajlarının PKK’yı paniğe sevk ettiğini

düşünüyorum. PKK kendi tabanını kemikleştirmek için

Hocaefendi’ye savaş açtığını düşünüyorum.” diye

konuştu. PKK’nın Hocaefendi’nin sözlerini çarpıtmasını

Marksist Leninizm taktiğine benzeten Türköne,

“Karşısındakinin sözlerini amacından saptırmaya

çalışıyor. Kürtlerin de artık PKK’nın silahlı vesayetini

tasfiye etmesi gerekiyor. Şuandaki karşımızdaki tablonun

tamamı PKK’ın silahlı vesayetinin yol açtığı vesayetten

ibaret. Silahın üstünlüğünün sona ermesi

gerekiyor.” ifadelerini kullandı (45).

Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür ise Gülen’in

açıklamalarının çok olumlu mesajlar içerdiğini belirtti.

Özellikle Kürtçe’nin serbestliği ile ilgili

değerlendirmelerin radikal bir çıkış olduğuna vurgu yapan

Övür, “Türkiye’deki muhalefet ya da siyasi erkler hep

karşısındakinin negatif tarafını ortaya çıkararak baktı

olaya. Burada da onu görüyorum. Hoca sağduyuya

çağırıyor. O camia açısından radikal bir çıkış yapıyor. Bu

olumlu tarafına bakmıyorlar. Oradan bir cümlesini

cımbızlayarak siyaset yapıyorlar. Ben bunu doğru

bulmuyorum. Bu halklar arasında dostlukları değil,

düşmanlığı getiren bir yaklaşım bu. Bunu her kesimde

görmek mümkün. PKK bunu en iyi yapanlardan biri.”

diye konuştu. PKK’nın kendisi dışında hiç kimsenin

çözüm üretmesine tahammül edemediğini dile getiren

Övür, “Sadece Gülen hocanın değil, diğer sivil toplum

hareketlerinin de çözüm üretmesinden rahatsız oluyor.

Bizim eski devlete benziyor. Kürt vatandaşları bu konuda

daha sağduyulu yaklaşıyor diye düşünüyorum. Çok büyük

45 Türköne, Mümtaz’er. Gülen'den PKK'yı panikleten sözler.

CHA.15.11.2012.

Page 209: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

209

oranda sağlıklı bakan kesim var.” şeklinde konuştu (46).

PKK’nın Gülen aleyhinde yaptığı kara propagandayı

bölgenin siyasetçileri de eleştiriyor. Adalet ve Kalkınma

Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip

Ensarioğlu, Hocaefendi’nin ‘bölge halkıyla

kucaklaşılmalı’ gibi ifadelerinin PKK’yı rahatsız etmiş

olabileceğini söyledi. Gülen hakkındaki kara

propagandanın PKK’nın yayın organlarında son dönemde

sıkça yapılmaya başlandığına dikkat çeken Ensarioğlu,

“Fethullah Gülen cemaatinin bölgedeki yapılanmasına

karşı mücadele edilmesi gerektiği, hatta savaşılması

gerektiği gibi ağır ifadeler de kullanılıyor. Kendinden

olmayana tahammül etmeyen kendine tahammül

beklemesin. Kendinden olmayana bu şekil muamele

ederse bu olmaz. Bu onların samimiyetini de sorgular hale

getirir. Her fikre her görüşe saygı göstereceğiz. Bu

kucaklaşma meselesi herhalde rahatsız ediyor onları.

Acaba bizim zeminimiz mi elimizden gidiyor? Diye kaygı

var. Bölgeye ilgi duymaları olumlu laflar etmeleri

herhalde rahatsız ediyor onları.” şeklinde konuştu (47).

Gülen aslında ne demişti. Sohbetinin soru ve cevapları

özetle şöyleydi:

Soru: 1) Milletimiz bir kere daha yürek dağlayan şehit

haberleriyle sarsıldı. Terör hadisesini ve arkasından

ülkemizde hakim olan genel havayı nasıl

değerlendiriyorsunuz?

İnsanların pek çoğunun yitirdiği değerlerden biri

de, ızdırap duyulması gereken meseleler karşısında

ızdırapsız olmalarıdır. Yürek dağlayan hadiseler karşısında

yüreği yanmayan kimselerin problemlere çareler bulmaları

mümkün olmadığı gibi, birilerini teselliye matuf “âh u

46 Övür, Mahmut. 15.11.2011. 47 CHA. 15.11.2011.

Page 210: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

210

vâh”ları da yalandır. İhmal, ayrı bir günah; kâmetinin çok

üstünde bir tavır sergilemek de ayrı bir yalan ve günahtır.

(01:00)

Herkesin kendini yeterli gördüğü, her şeyin

hakkından geleceğine inandığı ve hayatını ona göre

planladığı bir dünyada siz en doğruları bile kimseye

duyuramaz ve o zihniyetteki vazifelilere, sorumlulara

hiçbir şey kabul ettiremezsiniz. Bu da önemli bir

handikaptır; çok ciddi stratejiler ve çareler üretsek de

maalesef bugün kimse dinlemez. Hatta -artık mümkün

değil, o peygamberlere nasip olmuştur ama- vahiy ve

ilhama müstenid bir kısım mesajlar getirseniz, onu bile

dinletemezsiniz. (04:11)

Çoklarının dediği gibi, mensup olduğumuz

Birleşmiş Milletler ve NATO içinde önemli güce, kuvvete

ve mekanize birliklere sahip sayılı devletlerden biriyiz. Bir

espriye bağlı ifade edersek, o güç, kuvvet ve mekanize

birliklerin neler yapabileceğini görmek istiyorsanız, 27

Mayıs ihtilaline bakabilirsiniz. O güç, gelip kendi

milletinin başına binmiş ve 25-30 milyon insanı teslim

almıştır. Daha sonra da her on senede bir binlerce insanı

ezmiş, zindanlara atmış, sürgünlere yollamıştır. Şimdi, sen

orada kuvvetini sonuna kadar kullanmışsın, sokağa

hükmetmişsin; fakat, ayıptır bu, ârdır, otuz senedir

dağdaki bir avuç şakînin hakkından gelemiyorsun. (05:48)

Böyle bir dönemde, senelerin ihmalinden dolayı

bir kısım müesseseleri tenkid manasına gelecek sözler

sarfetmek ve onları suçlamak doğru değil. Ne var ki, bu

mübarek vatanın parçalanması tehlikesi karşısında,

Gandi’nin Hindistan hakkındaki sözlerini hatırlıyorum ve

gözlerim doluyor. Hindistan’ın bölündüğü, Pakistan’ın

ayrıldığı günlerde Gandi, Muhammed Ali Cinnah’a der ki;

“Beni testere ile ortadan biç, ikiye böl; fakat, Hindistan’ı

bölme!” İşte, o ölçüde bir ızdırap olmayınca, gerekli

Page 211: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

211

stratejiler üretilemez ve o gâilenin hakkından gelinemez.

(08:42)

Ümitsizliğe kapılmamalı; ama bugüne kadar ihmal

edilmiş tedbirler var: Keşke, o bölgeye gönderilen

muallimler, bugün dünyanın dört bir tarafına ciddi

fedakârlıklarla hicret eden gönüllüler gibi, dönmemek,

orada ölmek ve oraya gömülmek üzere gitselerdi. Keşke o

halkın karakterini çok iyi bilen, çok ciddi bir empati

mülahazasıyla onları doğru okuyan ve ona göre

muamelede bulunan vaizler gönderebilseydik. Keşke her

köye olmasa bile birkaç tanesine bir sağlık memuru,

pratisyen hekim gönderebilseydik de okullardaki sağlık

derslerini onlar verseler; hem mesleklerini icra etme

yoluyla hem de okuttukları çocuklar vesilesiyle ailelerin

içine girseler ve kendilerini ifade etselerdi. Keşke halkı

öyle kucaklayabilecek adliyeden insanlar ve mülkiye

memurları gönderebilseydik. Keşke evleri teker teker

gezip toplumun dertlerini dinleyen ve güvenin teminatı

olan emniyet memurları gönderebilseydik. Böylece

başkalarının halkı idlal etmesine fırsat vermeyecek şekilde

bütün sızma kanallarını kapatsaydık. Otuz sene değil, on

sene evvel bile ülkeyi idare edenlerin aklı bu işe erseydi ve

bunlar bugüne kadar gerektiği ölçüde yapılabilseydi,

bugün o problemler kökünden kurutulamasa da en aza

indirilmiş olacaktı. (10:20)

İnsan öldürerek bir yere varmak ve bir hedefe

ulaşmak hiçbir peygamberin, hiçbir Hak dostunun

defterinde yoktur. Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve

sellem) on üç sene Mekke-yi Mükerreme’de presleniyor

gibi bir baskı altında yaşamış ama bir karıncaya bile

ayağını basmamıştır; o mütemerrid, o mütegallip, o

mütehakkim insanlara karşı her zaman insanca

davranmıştır. İşte, bu ruhun o insanlara anlatılması

lazımdır ki dağa çıkmanın önü kesilebilsin. Evet, kim

Page 212: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

212

yaparsa yapsın, insan öldürerek ve kan dökerek bir hedefe

varmaya çalışmaya ancak vahşet denir, cinayet denir,

zulüm denir ve bunlarla da insanlık adına hiçbir hayır elde

edilemez. (15:45)

Bediüzzaman Hazretleri o bölgenin insanıdır. Bir

dönemde Ermeni Taşnaksiyonu’na karşı talebelerini

arkasına alıp gönüllü savaşan, Rus işgaline karşı alay

komutanı olarak mücahede eden, bacağı kırılan, esir

düşen, Kosturma’da hapis kalan ve harikulade bir şekilde

oradan kaçıp Türkiye’ye dönen, İstiklal Mücadelesi’ni

destekleyen, kendisine meclise girme yolu açılan, fakat

siyasetle hizmet edemeyeceğine inanınca Erek Dağı’nda

inzivaya çekilen Üstad Hazretleri, çeşitli bahanelerle

senelerce zulüm görmüştür. “Seksen küsur senelik

hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün

ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında, yahut

memleket hapishanelerinde geçti. Çekmediğim cefa,

görmediğim eza kalmadı. Divan-ı harplerde bir cani gibi

muamele gördüm; bir serseri gibi memleket memleket

sürgüne yollandım. Memleket zindanlarında aylarca

ihtilattan men edildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü

hakaretlere maruz kaldım. Zaman oldu ki, hayattan bin

defa ziyade ölümü tercih ettim. Eğer dinim intihardan beni

men etmeseydi, belki bugün Said topraklar altında

çürümüş gitmişti.” diyecek kadar acı ve ızdırap

yudumlamıştır. Fakat, kat’iyen olumsuz bir tavır

sergilememiş ve milletin huzurunu kaçıracak hiçbir

harekete izin vermemiştir. (17:12)

Ben O’nun çırağı, kapıkulu, kölesi sayılmam ama

ben de onca senedir burada kendi vatanımdan cüdâyım.

Mevcudiyetim oradaki genel ahenge zarar verir diye

burada gönüllü duruyorum. Peki siz neden o canavarlığa

tevessül ediyorsunuz?!. Öyle bir hak aramanın misali

yoktur geçmişte. Ne peygamberlerin nurânî hayatında, ne

Page 213: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

213

bir kısım toplum liderlerinin, Zerdüştlerin, Hermeslerin,

Budaların, Brahmanların hayatında yoktur öyle bir şey. O

ancak şeytan çizgisinde olabilecek bir şeydir. (19:49)

Bizim en büyük problemimiz, bizi birbirimize

bağlayacak tutkal mahiyetindeki çok önemli bir dinamik

olan dini değerlendiremeyişimiz olmuştur. (21:13)

Hazreti Bediüzzaman ta Meşrutiyet yıllarında

Medresetü’z-Zehra adıyla Van’da bir üniversite

kurulmasını teklif ederken orada Arapça’nın farz,

Türkçe’nin vacip ve Kürtçe’nin caiz gibi kabul edilerek

hepsinin beraberce okutulması gerektiğini söylemiştir.

Neden okullarda Kürtçe’nin de öğretilmesine fırsat

verilmedi? Yurtdışındaki okullarımızda, hatta Amerika’da

bile Türkçe seçmeli ders olarak okutuluyor ve kimse buna

mani olmuyor. Büyük devlet olmanın hususiyeti budur.

(21:35)

Bediüzzaman Hazretleri, maruz kaldığı zulümlere

rağmen hiç kimseyi zerre kadar incitmemiş, “intikamımı

alın” dememiş; hatta kendisine o teklifte bulunanlara şöyle

cevap vermiştir: “Türk milleti asırlardan beri İslâmiyet’in

bayraktarlığını yapmıştır. Çok veliler yetiştirmiş ve çok

şehitler vermiştir. Böyle bir milletin torunlarına kılıç

çekilmez. Biz Müslümanız, onlarla kardeşiz, kardeşi

kardeşle çarpıştıramayız. Bu şer’an caiz değildir. Kılıç,

haricî düşmana karşı çekilir. Dâhilde kılıç kullanılmaz.”

İşte bu sâlim düşünce herkese mal edilmeliydi ama

maalesef bu hususta muvaffak olunamadı. (24:30)

Bugüne kadar pek çok fırsat kaçırılmıştır ama bu

her şey bitmiş demek değildir. Belki bir kısım

mütemerridleri kuvvetle sindirme ve baskı altına alma da

düşünülebilir; fakat, esas o toplumun ruhuna girme yolları

açılmalı, kardeşlik ruhu yeniden canlandırılmalı, vifak ve

ittifak stratejileri oluşturulmalı ve onlarla tevfik-i ilahiye

davetiyede bulunulmalıdır. (27:14)

Page 214: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

214

Soru: 2) Çeyrek asırdır tekrar edip duran terör

hadiseleri ve herbiri arkasından yapılan benzer

açıklamalar milletimizde bir güven bunalımı da hasıl etti

ve bazı kimseleri provokasyonlara açık hale getirdi. Bu

zaviyeden, sağduyu çağrıları nasıl anlaşılmalı ve hem

teröre hem de görevini hakkıyla yapmayan sorumlulara

karşı tepkiler hangi suretle seslendirilmelidir? (29:30)

Türkiye’nin, uluslararası arenada denge unsuru

olan ve bölgede gözünün içine baktıran büyük bir devlet

olmasını istemeyen hasımların varlığı görmezlikten

gelinmemelidir. Böyle bir hasımlık önceden bir kısım

müstemlekeci Avrupa ülkelerine mahsustu. Günümüzde,

çevremizde ve Ortadoğuda bölünmüş, parçalanmış, kendi

felsefelerine bağlı sistemlerini kurmuş devletler de sizin

büyümenizi çekemiyorlar. O dağın şu anda kimler

tarafından desteklendiğini bilmiyoruz. Yoksa, nereden

alacaklar onca silahı.. nereden bulacaklar onca imkanı..

dağ doğurmuyor ki onları... Mutlaka birileri onlara yardım

ediyor sizi dize getirmek ve pazarlığa çekmek için. Böyle

çepeçevre kuşatılma karşısında bulunan bir millet çok

tedbirli ve temkinli hareket etmelidir. (30:00)

Dünden bugüne şer güçler, bir tarafta bazılarını

tahrik edip sokaklara salarken beri tarafta da onlara karşı

çıkarılabilecek başkalarını kışkırtmış, diğerlerine

saldırtmış ve insanları karşı karşıya getirip vuruşturmuş;

böylece kendi menfaatlerini elde etmeye çalışmışlardır.

Nitekim, 27 Mayıs öncesinden başlayıp 80 darbesi ve

hatta sonrasına kadar devam eden benzer

provokasyonlarda aynı eller, insanları sağ sol gibi

sınıflarla ikiye bölmüş, onların damarlarına basmış ve

vatan evladını birbirine kırdırtmış; sonra da akan kanın

üzerine kendi saltanatlarını kurmaya çalışmışlardır. İçinde

bulunduğumuz şartlarda da aynı senaryoların sahneye

konması, bir Kürt-Türk çatışması çıkarılması ve hatta

Page 215: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

215

sonunda meselenin Birleşmiş Milletler’in hakemliğine

kadar vardırılması muhtemeldir. (32:48)

Her köşesi, rengi, deseni, çeşidi ve şivesiyle

ülkemizi ve insanımızı seven herkesin çok dikkatli ve

temkinli olması, kışkırtmalara gelmemesi ve hele

“mukabele-i bilmisil” kaide-i zalimânesine girmemesi

lazımdır. Bağırıp çağırmalarla, “Şehitler ölmez, vatan

bölünmez” sloganlarıyla problem çözülmez. O fitne ve

fesadın önüne geçilmesini isteyenler, tenkit ve tekliflerini

başkalarına yol göstermek üzere, yetkililere verecekleri

sağlam metinler halindeki raporlarla ve bildirilerle

masumca ifade edebilirler. (37:11)

Meselenin üzerine bağırıp çağırarak, yakıp yıkarak

ve öldürerek değil, akıl, firaset ve şefkatle gidilmelidir. Az

önce işaret ettiğim “hakkı, kötek olanlar” istisna edilirse, o

toplumun yüzde doksan beşi şefkatle ve re’fetle

kucaklanmalı, onlara karşı mülayemetle hareket

edilmelidir. (40:03)

Herkes bu meselenin halli için duanın gücüne de

sığınmalı; her fırsatta gönüllerini Yüce Dergâh’a açıp

“Allahım, birliğimizi sağla, aramızı te’lif buyur, bizi vifak

ve ittifaka muvaffak kıl. Hidayet ve ıslahını murat

buyurduğun insanları ıslah eyle, kalb ve kafalarına salah

ver. Şayet düşmanlık yapanlar arasında ıslahını murat

buyurmadığın ve kendileri hesabına ıslah istemeyen

kimseler varsa, onların da altlarını üstlerine getir,

birliklerini boz, evlerine ateş sal, köklerini kurut ve işlerini

bitir.” diye niyaz etmelidir. (40:32) (48).

Fethullah Gülen Hocaefendi, 2009 yılı başında

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a özel bir mektup

gönderdi. Henüz medyaya sızmamış bu mektupda, ilk defa

Gülen 150 bürokrat ismi vererek Erdoğan’dan Kürt

48 Gülen, Fethullah. ‘Terör ve Izdırap’. 15.11.2011.

Page 216: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

216

sorunun çözümünde yardım ricasında bulundu. İsimleri

verilen dindar bürokratların ülkemizin doğusunda kritik

görevlere getirilmesi halinde PKK sorununın ortadan

kalkayacağını vurguluyordu.

Ancak Erdoğan, Gülen’in verdiği tavsiyeye kulak

tıkadı ve tam tersini yaptı. MİT’e emir vererek PKK’nın

değil Gülen Hareketinin izleenmesi ve terörist listesine

alınmasını talep etti. Gülen sempatizanı 4800 kişinin

fişlenmesi süreci böyle başladı. Erdoğan, Kürt sorununda

PKK’yı teek muhatap kabul edilerek af edilmesi imkansız

bir süreci barış süreci adı ile başlattı. Sonunda ülkenin

bölünmesine gidileceği açık olan bu süreci Gülen

durduramadı ama ‘Serhildan’ adlı sivil Kürt halkı

ayaklanmasını engellemeyi başardı. 40 Türk polisinin

paralel bahanesiyle tasfiye, görev değişikliği ile pasifize

edilmesi dış güçlerin Büyük Kürdüstan projesinin önemli

bir ayağını oluşturuyor. Bu oyunu gören Hakkari, Bingöl

Emniyet müdürleri istifalarını hemen sundular.

Page 217: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

217

Sekizinci Bölüm

PKK'yı ancak Kürt aydınları bitirebilir

Kürt aydınları Kemal Burkay, İbrahim Güçlü ve

Orhan Miroğlu, 2011 ve 2012’de çarpıcı açıklamalar

yaparak PKK’nın Kürtleri tek başına temsil etme yetkisini

elinden almaya çalıştılar. Gülen ile aynı görüşte idiler.

Orhan Miroğlu Bir açıklamasında: “Kürtlerin silahlı

mücadelesi meşru değildir. Geçmişte de devletin baskıcı

politikalarını eleştiriyordum. Şimdi bu geride kaldı.

Kürtlerle savaşmak isteyen bir devlet yok. Kürtlerin

haklarını silah ile bastırmak isteyen devlet de

yok. PKK’nın silahlı stratejisi hem Kürtlere hem de

Türklere zarar veriyor. Bugün PKK’nın dışında aydınları

hedef alacak marjinal bir yapı, çete, Ergenokvari

örgütlenme kalmadı. Adam öldürme Türkiye’de bir tek

grubun tekelindedir. O da PKK’dır. Dağa insan kaçırmak,

polisin arkasına yaklaşıp kafasına sıkmak, imam infaz

etmek, köylüleri öldürmek bir tek PKK’ da var” dedi. 28

Şubat sürecinin tartışıldığını ancak kritik bir konunun

gündemden kaçırıldığını ifade eden Miroğlu, “28 Şubat

süreci gündemde ama PKK hiç konuşulmuyor. O döneme

ilişkin Öcalan’ın “Tansu Çiller’i bize öldürme teklifi

yapıldı” şeklinde sözleri var. Neden kimse bunu

sorgulamıyor? 28 Şubat gündemde iken Öcalan’a kimlerin

Page 218: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

218

Çiller’i öldürme teklifi yaptığı sorulmuyor. Bu atlanacak

bir konu değil” diye konuştu. Yapımcılığını ve

Sunuculuğunu Gazeteci- Yazar Aslan Değirmenci’nin

Kanal 5’te yaptığı haber programı ‘Son Gündem’ e konuk

olan Kürt Yazar Orhan Miroğlu, PKK ve medya’yı sert

sözlerle eleştirdi, Suriye, İran ve PYD ilişkisini ortaya

koyan açıklamalarda bulundu. Orhan Miroğlu, “Kürtlerin

silahlı mücadelesi meşru değildir. Geçmişte de devletin

baskıcı politikalarını eleştiriyordum. Şimdi bu geride

kaldı. Kürtlerle savaşmak isteyen bir devlet yok. Kürtlerin

haklarını silah ile bastırmak isteyen devlet de

yok. PKK’nın silahlı stratejisi hem Kürtlere hem de

Türklere zarar veriyor” dedi. “Medya, özellikle de bazı

liberal yazarlar PKK’ya tolerans tanıyor” diyen Miroğlu,

“Ve PKK bundan çok iyi yararlanıyor. Şemdinli de

yaşananları farklı yansıtmak PKK’ya hizmet

etmektir. Liberal yazarlar son süreçte hatta Suriye’de

PYD dışındaki hiçbir Kürt yapıyı görmeyerek PKK

propagandası bile yapıyor. Gerçekleri görmezden

geliyorlar. 15-16 Kürt partisi yok sayılıyor. Özgür Suriye

ordusunda bulunan Kürtler bile hedef alınıyor” diye

konuştu. Medya’ya yönelik eleştirilerini sert ifadelerle dile

getiren Miroğlu, “Bunlara itiraz ettiğimizde

andınçlandıklarını iddia ediyorlar. Oysa biz bunları dile

getirdiğimizde andınçlanıyoruz. Hem de PKK’ya

andıçlatıyorlar. Hem hedef yapıyor hem de baskı

uyguluyorlar. Kuzey Irak’ta, Suriye’de muhalif Kürtlerin

başına gelenler ortada. Bugün PKK’nın dışında aydınları

hedef alacak marjinal bir yapı, çete, Ergenokvari

örgütlenme kalmadı. Adam öldürme Türkiye’de bir tek

grubun tekelindedir. O da PKK’dır. Dağa insan kaçırmak,

polisin arkasına yaklaşıp kafasına sıkmak, imam infaz

etmek, köylüleri öldürmek bir tek PKK’ da var. Ama

böyle bir durumda bizlerin medya tarafından hedef

Page 219: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

219

alınması sorgulanmalıdır. Aynı kalemler, akademisyenler

bazı programlarda, panellerde elinde silah olanları

eleştiremedi. Panellerde şiddet politikalarına hiç

değinilmedi. PKK’nın strateji gündeme getirilmedi. Aynı

şekilde askerlerin benimsemediğimiz politikalarını yerden

yere vuranlar Kürt silahlı örgütünü vesayetini neden

konuşmuyorlar. Ne yani bizimde mi Kandile çıkmamız

gerekiyor?” diye sordu. Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi

Aslan Değirmenci’nin sorularını cevaplandıran Miroğlu,

“Şuanda liberaller ve ulusalcılar ile PKK’nın çıkarları

örtüşüyor. Bunların umudu PKK… AK Parti’ye muhalif

bütün kesimlerin umudu şiddet olayları oldu. Şiddet

olayları ile hükümetin sarsılmasını bekliyorlar. AK

Parti’yi yenememenin nefreti bu. Psikolojik harbe

liberaller ve ulusalcılar destek veriyor. Oysa 90’lı yıllarda

insanlar sokaklarda infaz ediliyordu. Tüm hakları

ellerinden çalınıyordu. Bugün böyle bir durum yok. Bu

gündeme getirilmiyor. Uzman olduğu iddia edilenler

PKK’nın öldürdüklerini gündeme bile getirip,

sorgulamıyorlar. Kandil’in politikalarını eleştiren bir tek

yazılarına rastlamıyoruz. Uludere konusu evet önemlidir.

Bu konuda tepkilerimi dile getirdim. Uludere

sorgulanmalı. Ama Uludere konusunu gündeme getiren

bazıları neden Gaziantep bombalı saldırısında aynı tepkiyi

göstermiyor? Bu çelişkiyi yakalamak gerekiyor.

Uludere’de koyduğumuz tepkiyi Gaziantep’de de

göstermeliyiz” şeklinde konuştu. Bazı çevrelerin ise

muhalif Kürtleri “devletin Kürdü” olarak tanımladıklarını

hatırlatan Miroğlu, “Kim devletin kürdü kim değil aslında

belli. Geçmişte bazı karakolların basılmasına, facialara,

katliamlara baktığımız zaman işbirlikleri görebiliriz.

Türkiye henüz konuşmadı. Demokratikleşme süreci

umarım Fırat’ın ötesindeki sayfanın açılmasına da sebep

olurda Türkiye bunları konuşmaya fırsat bulur. Köylerin

Page 220: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

220

yakılması, boşaltılması, faili meçhul cinayetler üç-beş

kişinin işi değil. Bir derin ilişki sonucunda bunlar

gerçekleşti. İnsanlığa karşı işlenen suçlar var. Bu suçların

bir ayağında da İstanbul burjuvazisinin temsilcileri, medya

var. 28 Şubat süreci gündemde ama PKK hiç

konuşulmuyor. O dönemle ilişkin Öcalan’ın “Tansu

Çiller’i bize öldürme teklifi yapıldı” şeklinde sözleri var.

Neden kimse bunu sorgulamıyor? 28 Şubat gündemde

iken Öcalan’a kimlerin Çiller’i öldürme teklifi yaptığı

sorulmuyor. Bu atlanacak bir konu değil” dedi.

Suriye krizine ilişkin de önemli değerlendirmelerde

bulunan Miroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Suriye ile

PKK ciddi bir ilişki içinde… Aynı şekilde İran ile PKK

yakınlaşması da ortada. Sadece Suriye’de değil İran’da da

PKK kampları mevcut. PKK’ya bölgede bir manevra alanı

sağlandı. Suriye devriminin başlamasıyla birlikte İran’ın

PKK politikası değişti. İran, Suriye ve PKK ayakta

durmanın yolunun bir birine verecekleri desteğe bağlıyor.

PYD, PKK ve Esed ordusu beraber yaşıyorlar. Etnik ve

mezhepsel çatışma çıkartarak ayakta durmaya çalışıyorlar.

Temel hedefte Türkiye’yi plan dâhilinde sıcak çatışmaya

çekerek süreci derinleştirip, zaman kazanmak… Bir

Vietnam beklentileri var. Ama şu bir gerçek bu son bir

çırpınış. Tutmaz. Diktatörün 30- 40 bin kişinin öldürmesi

sokağa dökülerek ‘savaş istemiyoruz’ diyenleri

etkilemiyor. Esed’i destekleyen eylemler yapılıyor. Aynı

gruplar şimdi savaş karşıtı sahte bir kimlikle karşımıza

çıkıyorlar. Ama onların da etkileri tükenmek üzere…” (49).

‘Vur kendini dağlara’ başlıklı yazısının Taraf

gazetesinde sansürlenerek yayınlanmaması üzerine gazete

49 Miroğlu, Orhan. Öcalan’a derin talimatı kim verdi? Kanal 5. 7 Ekim

2012.

Page 221: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

221

ile yollarını ayıran Orhan Miroğlu’nun bu makalesini

Rotahaber yayınladı.

Miroğlu, Taraf gazetesine gönderdiği, ‘Vur kendini

dağlara’ adlı son yazısının gazetede yer almadığını

belirtmiş, “Taraf’ın benim için miadı doldu” demişti.

Yaşanan bu gelişmenin ardından Miroğlu’nun sansürlenen

yazısı büyük merak uyandırmıştı. İşte Orhan Miroğlu’nun

3 bölüm halinde yayınlamayı düşündüğü yazısının Taraf’a

gönderdiği ve sansürlenen ilk bölümü ve yayınlanmayan

2. bölümü…

VUR KENDİNİ DAĞLARA!

VUR KENDİNİ MAXMUR’A!

Türkiye nüfusunun önemli bir bölümü bence artık

realitelerden iyice koptu,derin bir ulusal huşu içinde

yaşıyoruz, yas bitmiyor, acılar tükenmiyor, nereye baksan

sıra sıra tabutlar, ağıt yakan kadınlar var.

Bu tablo içerisinde Türkler bana biraz daha makul

görünüyor.

Kürtler ise suskunluk,endişe ve psikolojik harp

arasında bir araftalar.

Düz ovada siyaset yapmak onları bunaltıyor artık.

Onlar da kendilerini dağlara vuruyorlar, ellerindeki

muazzam siyasi imkanlara değil, dağdakilerin ellerinde

tutuğu silaha ve psikolojik harbe güveniyorlar.

Bir yanda devlet, bir yanda PKK.

İlki yavaş yavaş hakikate yaklaşırken, diğeri yani

PKK geleceğini psikolojik harbe bağlamış görünüyor.

Devletin geçmişte yürüttüğü psikolojik harp

metotlarından uzaklaşıp, gerçeğe dönmesi kolay olmadı.

Türkiye neredeyse 2000’li yıllara kadar, sanki sanal

bir mücadelenin içindeymiş gibi, sanki 20 yıl ülkenin belli

Page 222: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

222

bir bölgesinde adeta iç savaşı andıran bir çatışma yokmuş

gibi gösterildi.

Oysa o tarihe kadar çatışma sadece dağlarda değil,

şehirlerde de sürmüş, sivillere karşı binlerce faili meçhul

cinayet işlenmiş, köyler boşaltılmış, Türkiye’nin

tarihindeki en büyük iç göç hareketi meydana gelmiş ve

resmi açıklamalara göre 28 bini PKK’li olmak üzere 35

bin insan hayatını kaybetmişti.

Bu iç çatışma manzarası, ‘düşük yoğunluklu savaş

olarak’ tanımlandı.

Nihayet 1999 yılında Öcalan yakalanıp Türkiye’ye

getirildiğinde, artık ortada üstü örtülecek bir şey

kalmamıştı.

PKK liderinin, mahkemeye sunduğu ve gerek yazılı,

gerekse sözlü olarak yaptığı savunmalar aslında bütün

gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyordu.

Öcalan artık İmralı’daydı, ama aynı yıl yapılan yerel

seçimlerde HADEP büyük bir başarı sağlamış ve

aralarında Diyarbakır’ın da olduğu beş büyük şehrin

belediye başkanlığını kazanmıştı.

1999 Türkler’in ve Kürtler’in, Kürt sorununda

gerçeklerle yüzleşmeye başladığı yıl olarak görülebilir.

Türkiye bu yıl itibariyle mücadele ettiği bu örgütün

artık siyasallaşmış bir örgüt, dağdaki birkaç militandan

ibaret bir örgüt olmadığını anlamıştı.

Ama PKK’de savaşın miadının dolduğunu bizzat

Öcalan’ın ifadeleri ve açıklamalarıyla kabul etmiş

görünüyordu. Mücadele artık silahsız ve hak temelli bir

mücadele olarak sürebilirdi.

Bu tarihe gelinceye kadar, siyaset kurumu, alanı

tamamen askerlere terk etmiş ve siyasetin gerçeği halktan

Page 223: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

223

gizleyen psikolojik harp metotlarının gönüllü savunucusu

olmaktan başka bir işlevi kalmamıştı.

Sivil-asker ilişkileri o yıllardan başlayarak, son on

yılda büyük bir değişim geçirdi.

Türkiye kendi Kürt sorununda ve bu sorunun bir

parçası haline gelen, iç içe geçen PKK’yle mücadele

stratejisinde artık psikolojik harbi esas alan bir yerde

durmuyor.

Tabular bir bir yıkıldı ve bu ülke Oslo gibi bir süreci

yaşadı.

İzlenen politika geçmişte PKK’yi askeri ve siyasi

manada yok edeceğine inananların hayata geçirdiği

politikalardı, ama sonuç vermedi.

Şimdi artık PKK’yi yok etmekten bahseden kimse

kalmadı. Ya da böyle birileri kaldıysa da, onlar süreci

belirleyen bir konumda değiller artık.

Devlet bir yandan PKK’yle mücadele ederken bir

yandan da demokratik reformların devam etmesini yeni bir

anayasa yapılmasını ve siyasi partilerin bu konuda

uzlaşmasını istiyor.

Hükümet Kürt sorununda hakikatleri gizleyen bir

konumdan, bu hakikatleri milliyetçi hezeyanlara

kapılmadan, etnik hınç ve öfke barındıracak söylemlerden

önemli oranda kaçınarak kamuoyuyla paylaşmayı

benimseyen bir konuma geçti.

O kadar ki, Antep’te aralarında dört de çocuğun

bulunduğu ve 9 kişinin hayatını kaybettiği saldırıdan sonra

bile, Başbakan Erdoğan, kapılarını çözüm için çalacak

herkese açık tuttuklarını ifade etti. Geçmişte yaşanan

saldırılar karşısında da tutumu farklı değildi.

Page 224: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

224

Şehit cenazelerinin kaldırıldığı günlerde

dahi, PKK’nin silahı bırakması halinde her şeyi

konuşabileceklerini açıklamıştı.

Dolayısıyla, ortalığı kızıştırmak için ortaya atılan ve

özellikle BDP çevrelerinin dillendirdiği ‘bu hükümet Sri-

Lanka modelini esas aldı, dağdaki Kürt gençlerini imha

edecek ‘ yollu propagandanın kısa sürede, PKK’nin

yürüttüğü ‘psikolojik harpten’ başka bir şey olmadığı

ortaya çıktı.

PKK, Şemdinli baskınlarından sonra ‘psikolojik

harbe’ dört elle sarılmış bulunuyor.

Devleti de psikolojik harp günlerine geri dönmeye

zorluyor.

PKK’nin psikolojik harbini siyaset alanına ve

kamuoyuna da, maalesef BDP’ li liderler ve şiddet

meselesine, bugün artık hiçbir geçerliliği kalmamış,

mağduriyet teorileriyle yaklaşan ve PKK’nin devrimci

savaş stratejisine başından beri tolerans gösterenler

taşıyor.

Peki, bu manzara içinde BDP’nin dağdakilerle

buluşmasını nasıl yorumlamak gerekir?

Perşembeye devam edelim.

Orda bir kamp var uzakta, gitmesek de görmesek de o

kamp bizim kampımızdır ve adı Maxmur’dur!

CHP, ziyaret etmek isteyip giremediği Hatay’daki

kampı ziyaret edecek olan Meclis-İHK’na üye

vermeyecek.

Gerekçe de, CHP’nin kampta saklandığına inandığı

birtakım silahların ve delillerin ortadan kaldırılması!

Ne diyelim, sağlık olsun! Ama ben CHP’lilere yine bu

ülkenin en yakıcı sorunu olan Kürt sorunu nedeniyle

oluşmuş bir kampı ziyaret etmelerini öneriyorum. İnanın

Page 225: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

225

bu daha faydalı olur hatta artık yazılması yılan hikayesine

dönen Kürt Raporu’na da katkı sağlar. Apaydın kampı

bugün var, yarın olmayacak. Ama Maxmur yirmi yıldır

var. Kampta yaşayanların tümü bu ülkenin vatandaşı. Vize

yok, kampa girmek, geceyi orada geçirmek serbest.

Diyarbakır CHP il Başkanlığına seçilen değerli politikacı

ve sevgili dostum Haşim Özkoyuncu’ya program

hazırlaması için bir telefon yeterli.

Hadi CHP, vur kendini Maxmur’a ve Kürt sorunuyla

yüzleş!

MİROĞLU’NUN 2. BÖLÜMÜ

DAĞA VE BAYRAĞA DAİR..

Borsada değeri giderek artan hisse senedi gibi dağ

mistifikasyonu sanki her geçen gün daha bir değer

kazanıyor.

Gece PKK’liler dağlara bayrak asıyor, gündüz olunca

bu sefer de askerler aynı bölgeye kocaman bayrakları

götürüp dikiyor.

PKK, son zamanlarda Şemdinli üzerinden ilginç bir

pskolojik harp uyguluyor, ve BDP bu psikolojik harbin

tam ortasında yer alıyor.

Siyasi temsil bakımından Meclisin dördüncü büyük

partisi olan bir partinin, umudunu ve geleceğini PKK’nin

önüne koyduğu psikolojik harbe bağlaması, başta bu

partiye oy veren Kürt seçmenler olmak üzere, bütün

Türkiye için bir kayıptır.

Sayın Demirtaş Şemdinli hadiselerinden sonra ortaya

bir iddia attı.

Buna göre hükümet gerçeği halktan gizliyor çünkü

Şemdinli kırsalı ve 400 kilometrekarelik bir alana yayılan

bir toprak parçasını, devlet değil artık PKK kontrol ediyor.

Page 226: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

226

Hem de 700 kişiyle..

Bence ortada PKK’nin ve onun isteği üzerine de

BDP’nin realitelerden koptuğu bir durum söz konusudur

Keşke PKK daha fazla geç kalmadan gerçeğe

uyanabilse..

Bunun olabilmesini en çok arzu edenlerdenim.

Ama nafile bir temenni ve nafile bir arzu bu; öyle

görülüyor ki, Türkiye’nin siyasi zemini, ve bu zeminin

giderek demokrasi yönünde güçlenecek olması hiçbir

şekilde PKK’yi tatmin etmeyecek ve PKK, demokrasi

güçlendikçe silahın ve şiddetin önde olduğu psikolojik

harp yöntemlerine dört elle sarılmaya devam edecek.

Bir hayli hazin ve bir o kadar da ironik bir durumla

karşı karşıyayız.

Çünkü devletin PKK’ye karşı mücadelede psikolojik

harbi terk ettiği ve hakikate dönmeye başladığı bir

dönemde, PKK filmi tekrar başa sarıyor ve ‘kurtarılmış

bölge’ hayalleriyle hem kendini hem Kürt siyasetini, hem

de kendisine inananları reel siyasi bir zeminde değil,

sadece ulusal hissiyattan, dahası etnik hınç ve öfkeden

beslenen psikolojik bir zeminde tutmaya çalışıyor.

Devletin Kürt sorununda tamamen güvenlik eksenli

bir politikayı cumhuriyetten bu yana sürdürüyor olmasının

maliyetini nasıl ki bu halk ödediyse, PKK’nin ‘savaş

stratejisinin’ maliyetini de bugün, hiç kuşku yok ki 15-16

yaşlarında savaşa sürülen Kürt gençleri ve halkın kendisi

ödüyor.

Demirtaş, ‘Şemdinli’yi PKK ele geçirdi, PKK başka

toprakları ele geçirmeden gelin onunla anlaşın’ demeye

gelen çağrılar yaptı.

Yani, Türkiye cumhuriyeti tarihinde bir ilkin

gerçekleşmiş olduğunu ve ‘devletin egemenliği altında

Page 227: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

227

bulunan topraklardan bir kısmının devletin

egemenliğinden çıktığını’ açıkladı.

Açıkçası ‘devrimci savaş stratejisinin’ sonuç verdiğini

ilan etti.

Sanki kimsenin farkında olmadığı bir gerçeğe

dikkatlerimizi çeker gibi yaptı, ama yaptığı şey psikolojik

harpten başka bir şey değildi. Çünkü o da böyle bir

durumun söz konusu olmadığını biliyordu, nitekim daha

sonra bir araya geldiği medya mensuplarına

söylediklerinin yanlış anlaşıldığını ifade etti.( Ezgi

Başaran, Radikal2 Eylül.)

Sayın Demirtaş’ın açıklamasını baştan sona okudum.

Eğer ben de bu açıklamadan psikolojik harp sezmiş ve bu

yazı bana iki yazı yazdırmışsa, sıradan vatandaşı artık

varın siz düşünün.

PKK uzun zamandır bu psikolojik harbi, BDP ve

gönüllü medya üzerinden sürdürüyor.

Önce CHP Milletvekili Hüseyin Aygün kaçırılıyor,

ardından, BDP’nin öncülüğünde PKK’lilerle bir mizansen

buluşma gerçekleşiyor.

Sonra internete gece karanlığında dağların tepesine

bayrak asmaya çalışan bir PKK’ linin görüntüleri

düşüyor..

Devlet de geçmişte o bölgede dağa taşa ‘Ne mutlu

Türküm diyene’ vecizesini bembeyaz taşlarla veya kireçle

yazdırır, Ertürk Yöndemlere ‘Anadolu’dan Görünüm’

programları yaptırır, Türkçe bile bilmeyen Kürt ağalarını

TRT’ye çıkartarak, psikolojik üstünlük sağlamaya

çalışırdı.

Bugün artık, böyle şeylere itibar etmeyen ve

geçmişten ders çıkaran bir devlet ve hükümet var.

Psikolojik harbi devlet terk etti, şimdi PKK sürdürüyor.

Psikolojik harp senaryosunun buraya kadar olan kısmını

Page 228: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

228

anlamak zor değil ve ben bunu anlayabilecek

durumdayım. Anlamadığım şey Taraf gazetesinin bu

psikolojik harbe bir takım haberlerle

ve manşetlerle katkıda bulunmasıdır.

Felaketi haber verir gibi atılan ve Suriye’de, ‘ikinci

Kürt devletinin kurulduğunu ‘ispatlayan’ manşetlerden

sonra, Şemdinli için atılan manşetler barışa ve

yumuşamaya değil, PKK’nin psikolojik harbine hizmet

ediyor.

Psikolojik harbin her türlüsü çok kötüdür ve hiçbir

şekilde meşru değildir.

Bir ülkenin, bir halkın hakikatten kopuşu, psikolojik

harbe inanmakla ve ona başvuranların haklı olduğunu

kabul etmekle başlar.

Kürtler ve Türkler otuz yıl boyunca devletin

psikolojik harbine yenik düştü.

Şimdi PKK’nin psikolojik harbiyle karşı karşıyayız.

Daha birincisinin yol açtığı vahamet ve acı bitmeden,

Türkiye bir psikolojik harbe ikinci kez yenilmemelidir.

Ve kendi kişisel hikayesi, Kürtlerin haklı davasına

yazılmış bir yazarın, Kürtlerin psikolojik harbini yazmak

zorunda kalması gerçekten de çok trajiktir ve üzücüdür.

Bu durumda galiba o yazarın, ‘ulusal saflarla’ onun

arasında akıp giden bir nehrin korunaklı tarafına doğru

iyice geri çekilmesi ve aynı nehrin öbür yakasından

atılacak taşlardan kendini iyice koruması gerekecektir (50).

Derin devlet ile AK Parti’nin 2011’den itibaren

anlaşmasından sonra güvenlik kuvvetlerine, giderek

sivillere ve kendi militanlarına yönelik şiddeti

tırmandırması karşısında, hükümette ve hükümete kayıtsız

50 Miroğlu, Orhan. İşte Miroğlu’nun sansürlenen o yazısı.

Rotahaber.com. 04.09.2012.

Page 229: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

229

şartsız destek veren çevrelerde PKK silahlı isyanının

ancak yasak, baskı ve şiddetle, kısaca askerî yöntemlerle

bastırılabileceği düşüncesi ağır basmaya başladığı. Başka

bir deyişle, 1990'ların zihniyetine dönüş sinyalleri

çoğalmaktaydı. Sapla samanı ayırmaksızın yapılan KCK

tutuklamalarının yaygınlaşması... BDP'ye yönelik

suçlamaların tırmanması... Öcalan ile görüşmelerin son

bulması; avukatlarıyla dahi görüşmesine izin

verilmemesi... PKK'nın örtük-açık şekilde faaliyet

gösterdiği Avrupa ülkelerine dönük eleştiri ve talepler...

Irak'tan çekilmekte olan ABD ile insansız hava araçlarını

İncirlik'e yerleştirmesi için varılan anlaşma... Ankara'ya

gelen Barzani'ye, "Karayılan ile görüşün, ateşkes ilan edip,

silahı bıraksınlar... Ortalık yangın yerine dönse de askerî

operasyonlar sürecek. Eğer PKK silahlı mücadeleye

devam ederse, siz de zarar görürsünüz..." mesajının

verildiğine ve PKK'nın hareket yeteneğinin kısıtlanması

için belirli anlaşmalar yapıldığına dair haberler... Hepsi,

bu defa sivil yönetimin askerî çözüme meylettiğinin

işaretleriydi. Hükümetin verdiği izlenim, Kürt sorunu

konusunda siyasi çözüm için bugüne kadar attığı

adımlardan ileri gitme konusunda isteksiz; gerekli

güvenlik önlemleri alınırsa, PKK'nın bitirilemese bile

marjinalleşeceği düşüncesinde olduğuydu.

Öncelikle belirtilmesi gereken şunlardı: PKK'nın

yürüttüğü sivilleri hedef alan terör eylemlerini de içeren

silahlı isyan ve bunun desteklenmesine yönelik yasa dışı

örgütlenmeler elbette ki hiçbir şekilde meşru görülemez.

Silahlı isyancılara karşı olabildiğince etkin güvenlik

önlemleri alınması şarttır. Bugüne kadar yaşanan istihbarat

yetersizliklerinin; gerilla yöntemleri uygulayan isyancılara

karşı mücadelenin düzenli orduyla, profesyonel kadrolarla

değil zorunlu askerlik hizmeti gören, silahı yeni eline

almış elemanlarla verilmesinin doğurduğu kayıpların

Page 230: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

230

mazur görülebilir yanı yoktur. Hükümet, güvenlik

önlemlerini etkinleştirme yönünde attığı adımlarda

haklıdır. Ne var ki, hükümetin çeşitli sözcülerinin zaman

zaman altını çizdikleri, güvenlik ve özgürlük dengesinin

korunmasında yanlışlar yapılacak olursa; bu bağlamda

büyük sorun arz eden TMK ve TCK'nın (değiştirilmesi

ihtiyacı hükümet sözcüleri tarafından da dile getirilen ve,

her nedense, değiştirilmesinde ağır davranılan) hükümleri

kullanılarak, barışçı yöntemlerle yapılan muhalefet ile

şiddet eylemleri aynı sepete koyulacak olursa, bundan

sadece ve sadece şiddet yanlılarının yararlanacağının

hiçbir şekilde unutulmaması gerekir.

Silahlı isyancılara karşı güvenlik önlemlerinin

güvenlik-özgürlük dengesi gözetilerek etkinleştirilmesi

elbette gereklidir; ama Kürt sorunundan kaynaklanan

şiddet ancak sorunun halliyle bitebilir. Kürt kimliğinin

serbestçe yaşanması önündeki bütün engeller ortadan

kalkmadan, Kürtleri Türkleştirme politikasından tümüyle

vazgeçilmeden, Kürtlerin ortak demokratik talepleri

karşılanmadan, Kürtler gönülleri ve zihinleriyle

kazanılmadan Türkiye, istikrar ve huzura kavuşamaz;

bölgesinde oynamak istediği (ve oynaması gereken)

özgürlük ve demokrasi kalesi rolünü asla üstlenemez.

Liderleriyle müzakere edilerek militanlarının olabildiğince

geniş bir siyasi afla dağdan inmelerinin, silahlı mücadeleyi

bırakıp sivil, siyasi mücadeleye katılmalarının yolu

açılmadan da silahlı isyanı bitirmek mümkün

olmayacaktır.

Deniyor ki, PKK'nın amacı devlet içinde devlet

olmak, Kürtler üzerinde vesayet kurmaktır. Evet, PKK'nın

en azından bir bölümünün, KCK örgütlenmesinin de

amacı bu olabilir. Kürt sorunu çözülür, silahların susması

ve terk edilmesi sağlanır, Kürtler bütün farklı sesleriyle

siyaset sahnesinde özgürce yer alırsa, kim onlar üzerinde

Page 231: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

231

vesayet kurabilir ki? O zaman PKK'yı bizzat Kürtler

bitirecektir. Zaten PKK'yı ancak Kürtler bitirebilir (51).

Kimsenin eli silahlı bir örgütle mücadele yapılmasına

itirazı olamaz. Mesele PKK nede Kürt sorunu.. Ancak şu

soruyu da göz ardı etmeyelim; bu mücadelenin sonunda

nasıl bir Türkiye doğacak? Tecrübeyle sabit; PKK ile

mücadele devletin de toplumun da kimyasını bozuyor.

Mücadelenin süresi, araçları, psikolojisi herkesi derinden

etkiliyor. Bizi başkalaştırıyor. Demokrasiyi zayıflatıyor,

hukuku zedeliyor, çoğulculuğu öldürüyor. Yani

yaşadığımız ‘çevre’yi boğucu hale getiriyor.

Milliyetçilikler yükseliyor, hoşgörüsüzlük ve güvensizlik

artıyor. Sonunda iş gelip bizim ‘nasıl yaşadığımız’a

dayanıyor. Bu nedenle, sorun ne PKK ne de Kürt meselesi

olarak kalıyor; bizim, hepimizin sorununa dönüşüyor.

PKK saldırdıkça özgürlükler vazgeçilebilir, hukuk

esnetilebilir görülüyor insanlara. Devlet de, toplum da

sertleşiyor. Dün ‘açılım’ politikasına destek verenlerin

büyük bir kısmı bugün ‘açılımın yanlış olduğu’ kanısında.

Kimse de sormuyor; iyi de ‘açılım’ denilen proje

yürütüldü mü ki? Habur ve Tokat’ın ardından açılım adına

ne yapıldı? Toplumsal ve siyasal zeminde ‘açılım’

yapmanın siyasal riskleri ortaya çıkınca, devlet bu işi

‘tepeden’ Öcalan’la görüşerek halletmeye çalıştı. O da

olmadı. Bakın, Öcalan-MİT görüşmesi geçen yıl deşifre

olduğunda ‘ne olmuş yani, devlet terörü bitirmek, PKK’yı

silahsızlandırmak için elbette örgütle görüşebilir’

diyenlerden eser kalmadı şu günlerde. Meselenin güvenlik

tedbirleriyle çözülemeyeceğini söyleyenler hemen

‘müzakereci’ sıfatıyla PKK’ya yapıştırılmaya çalışılıyor.

Kısaca, Türkiye daha ‘sert’ bir iklime doğru gidiyor, ağır

bir kış yaşayacağız… Bunun siyasal uzantısı BDP’li

milletvekillerinin ‘dokunulmazlıklarının kaldırılmasına’

51 Alpay, Şahin. Zaman Gazetesi, 19.11.2011

Page 232: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

232

varacak gibi. Bir adım sonrası da BDP’nin AYM

tarafından kapatılmasıdır. BDP’nin terörle, şiddetle, PKK

ile arasına mesafe koymadığı sır değil. Bu durum

kuşkusuz partinin demokratik meşruiyetini ciddi olarak

zedeliyor. Kapatılması kimseyi şaşırtmaz. Peki, iki

milyona aşkın seçmenini ne yapacağız? Bir diğer soru

PKK ile alakalı; PKK nasıl bitirilecek? PKK’nın artan

saldırganlığına tepkiler hakikaten çığ gibi büyüyor. Haksız

da değil bu tepkiler; siyasetin imkânlarının sınandığı ve de

tükendiği düşünülüyor. Tek kalan seçenek olarak da

PKK’yı silahla bitirmek görülüyor. Tamam da bu,

denenmemiş bir yöntem değil ki! Devlet PKK’yı silah

yoluyla bitirme stratejisini zaten hiç bırakmadı. Şimdiye

kadar 30 binin üzerinde PKK’lı öldürüldü. Hatta eski

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ‘PKK’yı beş defa

bitirdik’lerini ilan etti. Ama PKK terör eylemlerine hâlâ

devam edebiliyor. Bu ortamda söylemesi kolay değil, ama

gerçekçi olmak adına sormak zorundayız; PKK şimdiye

kadar silah yoluyla bitirilemediyse bundan sonra nasıl

bitirilecek? Niyetim elbette moral bozmak falan değil;

mücadele edilecekse de gerçekçi bir zeminde yapmak

lazım bunu. Şunu bilmek gerek; PKK son yıllarda mevcut

konjonktürde olduğu gibi uygun bir bölgesel ortamı hiç

bulmamıştı. Dün, Profesör Sedat Laçiner dile getirdi;

‘Türkiye bugün dört devletle savaşıyor’: Suriye, İran, Irak

ve İsrail. Savaş belki abartılı bir ifade, ama bu dört ülkeyle

çok derin sorunlar yaşadığımız, siyasal ve diplomatik

çatışma içinde olduğumuz kuşkusuz. Peki, doğrudan fiilî

bir çatışmaya girmeden bu ülkelerin bize karşı

yürütecekleri yıpratıcı strateji neye dayanır? Bu sorunun

cevabını hepimiz biliyoruz; PKK. Sonuç şudur; PKK

tarihinde görmediği bölgesel desteğe şu sıralar sahip. Hep

çatışma içinde olduğu İran bile arkasında. Ne yaparsak

yapalım terör maalesef kısa vadede bitmeyecek. Türkiye

Page 233: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

233

1990′ların psikolojik ortamına geri döndü; ‘PKK’yı neyle

ve nasıl bitirirseniz bitirin’ noktasındayız. Bunun

sonuçlarını eminim hatırlayanlar vardır. Ne PKK biter ne

Kürt sorunu çözülebilir mevcut koşullarda. Korkum, son

on yıllık demokratik kazanımların da feda edileceği bir

noktaya doğru kaymak. Devlet buna hazır, toplum da hazır

hale geliyor (52).

52 Dağı, İhsan. ‘PKK’yı neyle ve nasıl bitirirseniz bitirin’. Zaman.

4.09.2012.

Page 234: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

234

Dokuzuncu Bölüm

PKK Başarabilir mi?

PKK, Temmuz 2012’den itibaren yeni eylem

biçimleriyle bir stratejik hamle deniyordu. Gazeteci ve

akademisyen Emre Uslu, en vurucu makalesini’ PKK

Başarabilir mi? başlığıyla Taraf gazetesinde yazdı: PKK

kaynaklarının anlattığı kadarıyla bu stratejik hamlede

hedef 2012 yılı içinde “sonuç almak”. PKK’nın almak

istediği sonuç ise en azından Türkiye’nin bir bölümünde,

örneğin Hakkâri, mümkünse Şırnak, KCK sistemini fiilen

uygulamaya koymak. KCK sistemini uygulamaya

koyabilmek için öncelikle PKK’nın hedefe koyduğu

bölgelerde toplum üzerinde “psikolojik kuşatılmışlık

hissi” yaratması gerekiyor. Yani insanlar bu coğrafyada

devlet yok PKK var bu nedenle devletin sistemine göre

değil PKK’nın sitemine göre kendimi ayarlamalıyım diye

düşünmeye başlaması gerekiyordu.

Bu strateji için Şemdinli kritik bir yer, çünkü Şemdinli

halkı çoğunlukla gönüllü olarak PKK sistemini kabul

etmiyordu. Bu nedenle de PKK zorla Şemdinli üzerinde

psikolojik kuşatılmışlık hissi yaratmaya çalışıyordu.

Hatta son aldığım bilgilere göre Şemdinli’de PKK’ya

müzahir köylere gelen PKK militanları halkı

silahlandırmak için köylülere baskı yapmaya

başlamışlardı. Köylerde yaşayan gençlere silah

Page 235: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

235

dağıtacaklarını ifade edip herkesin PKK’nın dağıtacağı

silahları almak zorunda olduğunu belirtmişlerdi. Bir

nevi devletin kurduğu koruculuk siteminin benzerini PKK

kendine müzahir köylerde kurmak istiyordu. KCK sistemi

içindeki öz savunma gücü mantığın biraz daha genişletip

halkı silahlandırarak burada ben hâkimim duygusunu

yerleştirdikten sonra bir halk savaşı başlatmak istiyordu.

Ancak Şemdinli’de PKK’ya müzahir köylüler dâhil

PKK istediğini yapabilmiş değildi ve 2012’de yapamadı, e

başarısız yılı oldu. Örneğin, köylerinizde gençler silah

alacak diye zorladıkları köylülerin bir kısmı köylerini

boşalttı. Bazı köylüler çocuklarının zorla

silahlandırılmasını önlemek için çocuklarını Kuzey Irak’a

gönderdi.

Bütün bu veriler bize PKK’nın en azından Şemdinli de

“sonuç alıcı hamle” için işinin kolay olmayacağını

gösteriyordu. Ancak psikolojik kuşatılmışlık hissi yayma

noktasında da PKK’nın şimdiden hedeflerine ulaşmaya

başladığını söylemek yanlış olmaz. PKK kuşatılmışlık

duygusunu genişlettiği için 2011’de yapılan

operasyonlarla devletin eline geçen psikolojik üstünlük

PKK’nın eline geçmiş durumdaydı. 2011 yılında

faaliyetleri durdurulan “KCK mahkemeleri” ve “vergi”

sorumluları harıl harıl çalışıyor ve halkı devletin sistemine

değil kendi sistemine göre yaşamaya zorluyordu. Bu

zorlama nedeniyle de PKK’ya haraç vermek istemeyen

bazı zengin aileler Şemdinli ve Hakkâri’nin ilçelerinden

göç etmeye hazırlanıyordu. Hatta bazıları göç etti bile. Bu

açıdan bakıldığında, evet, PKK en azından kendi

psikolojik ortamını yaratma noktasında başarılı oluyor

denebilir. Ancak psikolojik ortam yaratıp bunu muhafaza

edebilmek çok zor bir iştir. Bir operasyonda verilecek

büyük kayıplar, devletin Uludere öncesindeki nokta

Page 236: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

236

operasyonları konseptine yeniden dönmesi bu havayı

tekrar tersine çevirebilir.

PKK’nın hedeflediği sonucu alıp alamayacağına

ilişkin değerlendirilmesi gereken diğer faktör kuşkusuz

Suriye’nin içinde bulunduğu durumdur. Eğer Suriye’deki

mevcut kaos durumu bu şekilde devam ederse, yani

taraflar yenişemezse, ve Esad iktidarını bir süre daha

korumayı başarışa, örneğin bir iki yıl, bu PKK’nın elini

kolaylaştıracaktır. En azından Suriye’de kurduğu PKK

devleti sayesinde terörü batı bölgelerine kaydırarak

Hakkâri civarında kurduğu psikolojik iklimi koruyabilirdi.

Nitekim 2012’de gerek Antep gerekse Kayseri

Pınarbaşı’nda patlayan bombaların Suruç ile ilişkisi çok

dikkate değer bir ayrıntıydı. Ne oldu da Suruç birden bire

PKK’nın otomobil bombalarıyla yaptığı eylemlerin

merkezi hâline geldi?

Bu soruya cevap vermek için Suruç’un karşısında yer

alan Kobani’nin uzun bir süredir PKK’nın Suriye’deki

kolu PYD’nin kontrolünde olduğunu hatırlatmak

gerekiyor. Davutoğlu ve Beşir Atalay Kobani’de olanları

küçük göstermeye çalışıyor ama etkisi Antep’ten,

Kayseri’den hissediliyor. Yani Antep’te, Kayseri’de ve

önümüzdeki dönemde Urfa, Hatay, Maraş, hatta İstanbul,

Ankara gibi büyük şehirlerde patlayacak bombaların izleri

Kobani’den, Afrin’den çıkacaktır. Bu yönüyle

bakıldığında PKK şimdiye kadar başaramadığını başardı;

terörü ülkenin batısına yayarak psikolojik kuşatılmışlık

hissini derinleştirdi denebilir.

Son olarak, PKK’nın başarısı biraz da devletin

toplumsal duyarlılığı nasıl yönetip yönlendireceğiyle

ilgilidir. Görüldüğü kadarıyla devlet PKK’nın psikolojik

kuşatma hamlesine karşı hazırlıksızlık yakalanmıştı.

Nitekim Şemdinli’de iki hafta süren çatışma döneminde

toplum PKK propagandasına maruz kaldı. Buna karşı

Page 237: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

237

devlet etkili bir açıklama bile yapamadı. Özellikle

twitter’ın bu kadar etkin olduğu bir yerde bilgi saklayarak,

yalana dayanarak toplumsal dalgayı yönetmeye

kalkarsanız bu ters teper. Devlet tam da bunu yapmaya

çalışıyordu. Bu da devletin hazırlıksız olduğunu

gösteriyordu.

İşte PKK devletin bu hazırlıksızlığını kendi avantajına

dönüştürerek yaptığı eylemleri twitter gibi sosyal medyada

köpürterek toplumsal yarılma sağlamaya

çalışıyordu. Kürt-Türk çatışmasının fitilini ateşleyici

eylemeler yapıp bunları twitter’dan paylaşarak Türkleri

Kürtlere karşı kışkırtıyordu. Zira muhtemel toplumsal

tepki ile Kürtler ile Türkler arasındaki duygusal bağ

tamamen kopacak bu da PKK’nın Devrimci Halk Savaşı

hamlesini kolaylaştıracaktır.

Doğrusu PKK’nın başarıya ulaşmasını sağlayacak en

zayıf halka da burası. Bir toplumsal çatışma PKK’nın

istediği sonucu alması sürecini hızlandıracaktır (53).

Kürtçe yayın sayısını merak ediyor musunuz? Evet

ben de ediyordum. Bu nedenle de araştırdım ve belli

rakamlara, verilere ulaştım. Belki bunları sizinle

paylaşmam, sizin merakınızı da giderir düşüncesi ile

hareket ettiğim için, bu makaleyi kalem aldım.

Şöyle ki;

1. Yazılı basında ve televizyon kanallarında, Kürtler

ve Kürtçe konusunda bilgisi olan olmayan hemen hemen

herkes yazıyor, konuşuyor. Yaşamı boyunca Doğu /

Güneydoğu Anadolu bölgelerine adımını dahi atmamış

olanlar bile Kürt meselesikonusunda “uzman” olup

televizyonlara çıkabiliyor. Söz konusu zevat,Türkiye’deki

bunca değişime rağmen, hâlâ “Kürtçe üzerinde baskı ve

53 Uslu, Emre. PKK Başarabilir mi? Taraf gazetesi. 25.08.2012.

Page 238: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

238

engellerin varlığından” bahsedebiliyor. Bu zatların hangi

zaman diliminde yaşadıklarını gerçekten merak ediyorum.

2. TRT-6′nın günde 24 saat Kürtçe yayın yaptığı,

Mardin, Muş, Diyarbakır vs. illerindeki Devlet

üniversitelerinde “Kürt Dili ve Edebiyatı” bölümünün

açıldığı, ayrıca Kürtçe seçmeli dersin konulduğu,

“Kürdoloji” üzerine sempozyumların düzenlendiği, Kültür

Bakanlığı’nca Kürtçe kitap neşrine başlandığı, bazı

Valiliklerce (Diyarbakır, Van vb.) vatandaşları

bilgilendirme amaçlı Kürtçe afişlerin asıldığı, Diyanet

İşleri Başkanlığı’nın izniyle bölgedeki camilerde Kürtçe

hutbe / vaazların verildiği bir dönemde, hâlâ baskı, yasak

ve engellerden söz edilebiliyorsa, bunda bir art niyet

aramak gerekir.

3. Öte yandan, Kürtçe öğretim kursu vermek,

televizyon /sinema filmi-dizisi çekmek, konser, konferans,

sempozyum düzenlemek, kitap, dergi, gazete, broşür, plak,

kaset, cd çıkarmak için herhangi bir kısıtlama da yok

zaten.

4. Buna rağmen, “Kürtlerin anadillerini yazmaktan

mahrum oldukları” iddiasında bulunanlara sormak lazım:

Türkiye’de hâlihazırda 35′ten fazla Kürtçe süreli yayının

neşredildiğinden haberiniz var mı acaba?

5. Merak ettim ve araştırdım. İşte, 2012 yılı itibarıyla

Türkiye’de Kürtçe ve Kürtçe-Türkçe çıkan dergi ve

gazeteler: Asima, Avesta, Azadiya Welat, Banga Heq li

Kelha Amed, Bawerî, Birca Belek, Bîr, Çira, Çirûsk,

Dema Nû, Demokratik Modernite, Demokratik Yaşam,

Hawara Botan, Hêvîya Jinê, Hinar,

Jiyan,KirmanciyaBeleke, Mizgîn, Multîkultî, Munzur,

Newaya Jin, Newede Dersim, Nûbihar, Nûbûn, Nûkurd,

Rewşen, Roja Kurd, Serbestî, Şopa Rojê, Tîgrîs, Tîrêjên

Tamara, Tîroj, Toplum ve Kuram, Vesta, W, War, Zend

vs.

Page 239: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

239

6. Kürtler konusunda kitap basım-dağıtım işi yapan

Kürt yayınevleri de bir haylidir: Alan, Aram, Arya,

Avesta, Beybûn, Çetin, Deng, Dilan, Doz, Fırat, Hêvî, Jan,

Komal, Koral, Kürt Enstitüsü, Lîs, Melsa, Mem, Müjde,

Nûbihar, Nûjen, Öz-Ge, Pelêsor, Pêrî, Ronahî, Sîpan,

Tevn, Vate, Welat vs. gibi onlarca isim sayılabilir.

7. Ayrıca birçok Radyo ve TV kanalında da Kürtçe

yayın mevcut.

8. Bu gerçekleri, Kürt meselesi konusunda kendilerini

“uzman” diye takdim edenlerin bilgisine sunuyor ve onları

birazcık insaflı olmaya davet ediyorum ki; bu da hakkım

olsa gerek, değil mi? (54).

Ergenekon davası, PKK'yı ürkütüyordu. Kürt şair,

yazar ve siyasetçi Kemal Burkay, yasaklı olduğu için 30

yıldır İsveç'te yaşıyordu. 2011’de Türkiye’ye döndü.

Konuşuyor, röportajlar veriyordu. O da Kürt sorununun

çözümünü istiyordu. Ama PKK-KCK-BDP çizgisinden

çok farklı bir duruşu, söylemi vardı. Burkay, Yeni Şafak

gazetesine verdiği röportajda şunları savundu (55):

"Yükselen barışçı Kürt siyasetine karşı geçmişte,

kontrgerilla devreye kondu. Kontrgerilla eylemleri, halka

yönelik baskılar, bir bakıma barışçı biçimde gelişen

mücadeleyi, şiddete yöneltmek için yapıldı. 1960-70'lerde

barışçıl ve kitlesel biçimde gelişen Kürt hareketi,

1980'lerde PKK eli ile şiddete yöneldi ve giderek harekete,

şiddetin dili ve yöntemleri egemen oldu. PKK bizden

sonra sahneye çıktı ve bizleri hedef gösterdi. Bizlere

şiddet uyguladı. Bu tavır 1980'lerde de bugün de aynı.

Belki yöntemi biraz yumuşadı, ama bakış aynı. "Kürtleri

54 Aytaç, Önder. Anadolu’da Kürtçe Yayın Sayısı. Rotahaber.com.

28.08.2012. 55 Aksoy, Murat. Yeni Şafak gazetesi. Kemal Burkay’la röportaj.

17.11.2011.

Page 240: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

240

ben temsil ederim, benden başkası haindir" anlayışı, bizim

diyalog çabalarımıza rağmen değişmedi.

(Kürtler, PKK vesayetinden kurtulmaya, bunu talep ve

ısrar etmeye hazır mı?) "Şimdilik bu yönde kitlesel ve çok

etkili bir hareket yok. Kitlelerin gönlünde olsa da bu,

henüz söze ve eyleme yeterince dökülmedi. Çünkü

silahların sesi, kitlelerin sesini bastırıyor. Onların

taleplerini, duygu ve düşüncelerini özgürce dile getirmeyi

engelliyor. Bana göre bir korku var.

"Tabii ki açılım ve çözüm sürecindeki duraklamada,

AK Parti'nin yalnız kalmasının payı büyük. Bu süreçte

CHP ve MHP'nin açılıma destek vermemesini, siyaseten

haklı bulmasam da anlayabilirim, ama beni asıl hayal

kırıklığına uğratan BDP ve PKK oldu. Onlar ilginçtir, ne

demokratik açılıma ne de Ergenekon davalarına yeterince

destek vermediler.

"Ergenekon davası ürkütüyor. Ergenekon birtakım

ilişkilere ışık tutuyor. Bu ilişkiler ağının açığa

çıkmasından korkuldu herhalde... Ergenekon hem devletin

içinde örgütlenmiş, hem de solun ve Kürt hareketinin içine

elini uzatmış. Ergenekon ortaya çıkarken bu kesimlerin

tedirgin olması veya karşı çıkması ancak böyle izah

edilebilir.

"PKK'nin eylemsizlik ilan ettiği dönemde ordu, AK

Parti'nin açılım politikalarına rağmen operasyonlara

devam etti. Operasyonların durduğu zamanda bu kez

Reşadiye olayı, Dörtyol ve Kastamonu olayları oldu.

Bunlar kuşkulu ve çözüm sürecine hizmet etmeyen

eylemlerdi. Hele 12 Haziran seçimlerinden sonra BDP'nin

boykotu, PKK'nin ise eylemlerini tırmandırması son

derece yanlış oldu.

(1999-2004 arasındaki çözüm şansı vardı.

Kullanılamadı mı sizce?) "Demek ki dağda PKK'lı

Page 241: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

241

silahlılar olmasını istediler. PKK'yi yedekte tuttular...

Kanımca en başta PKK'yi Güneyli Kürtlere, yani

Kürdistan Federe bölgesine karşı kullanmak için.

Biliyorsunuz geçmişte de PKK birçok kez (1992, 1995 ve

1997'de) Güneyli Kürtlere, KDP ve KYB'ye karşı savaştı.

Bunda Kürtlerin hiçbir çıkarı yoktu, ama özellikle Suriye

ve İran'ın etkisiyle PKK bu işe sürüklenmişti. Nitekim bir

ara Karayılan'ın kendisi, 'Türkiye bizim Güneyli Kürtlerle

savaşmamızı istiyor' diye açıklama yaptı. Öcalan bir

keresinde görüşme notlarında, 'Benimle görüşen subay,

tüm gerillaları güneye geçirme, 500 kadarı içerde kalsın,

lazım olur' dediğini açıklamıştı. Nitekim lazım oldu da.

PKK 1999-2004 döneminde silahlı eylemleri durdurmuştu.

Ama AK Parti'nin seçimleri kazanıp hükümet

kurmasından itibaren durum değişti.

"AK Parti'ye karşı Ergenekon, Sarıkız, Ayışığı vb. bir

dizi darbe planının devreye konduğu dönemde, daha önce

'hata yaptık, silahları tümden bırakıyoruz' diyen Öcalan ve

PKK, 1 Haziran 2004'te yeniden silahı devreye soktu. Bu

dönem, tam da AK Parti'ye karşı cunta hesaplarının

yapıldığı dönemdir. Belli ki derin devlet, AK Parti'ye

iktidar olanağı vermemek, hem Kürt sorununun çözümünü

hem de Türkiye'nin AB üyeliğini ve demokratikleşme

sürecini engellemek, başka bir deyişle statükoyu korumak

için harekete geçti..." (56).

“Kürt sorunu çözülürse PKK biter mi?” konusu Türk

ve Kürt aydınlarının sürdürdüğü bir tartışma. Star gazetesi

yazarı, liberal düşüncenin önde gelen isimlerinden Berat

Özipek ile en önemli konuda hemfikiriz.

Demokratikleşme ister PKK’yı zayıflatsın ister

güçlendirsin olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Bu nedenle

56 Gülerce, Hüseyin. Ergenekon davası, PKK'yı ürkütüyor. Zaman

Gazetesi. 18.11.2011.

Page 242: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

242

tartışmamız biraz daha teknik bir alana iniyor.

Demokratikleşme PKK’yı güçlendirir mi zayıflatır

mı? Kürt sorunu uzmanı Emre Uslu, 2004 yılından bu

yana PKK’yı canlı tutan şeyin antidemokratik uygulamalar

değil güçlü PKK network’u olduğunu savunuyor. Bu

konuda Emre ile de aynı düşüncedeyiz. Özipek ise

demokratikleşme olmadığından PKK’nın kitle desteğinin

devam ettiğini demokratikleşirsek PKK’nın kitle

desteğinin zayıflayacağı görüşünde. Tartışmamızın esası

burada odaklanıyor. Özipek’in son argümanlarını

(http://haber.stargazete.com/yazar/sorun-cozulurse-pkk-

biter-mi/yazi-688452) linkten okuyabilirsiniz. Emre

Uslu’ya göre tartışmanın doğası gereği biraz ETA’ya

odaklanmak durumundayız. ETA ile PKK arasında

paralellikler kurabilir miyiz? Özipek ETA’nın bitiş

hikâyesini anlatırken demokratikleşme sayesinde ETA’nın

bölündüğünü ve marjinalleştiğini, ana gövdenin siyasette

kaldığını, 30 yıl süren ETA’nın eski ETA’dan farklı

olduğunu ve daha küçüldüğünü anlatıyor. Doğru, ETA’da

bölünmeler oldu ama bu bölünmeler Özipek’in anlattığı

gibi demokrasiyle ilgili değil ETA’nın stratejik

tercihleriyle ilgiliydi. ETA’da ilk bölünme Özipek’in de

vurguladığı gibi 1974 yılında oldu. Büyük grup

(ETApm) strateji olarak demokratikleşmeyle

birlikte “Siyasi ve askerî bir strateji izleyip bir yandan

siyasette var olurken bir yandan da militan eylemler

yapmalıyız” diyordu. Daha küçük olan grup

(ETAm) ise “hayır siyaset mücadelenin özüne zarar verir

çünkü kıt kaynaklarımızı iki alana da dağıtmak zorunda

kalırız” diye karşı çıktı ve sadece silahlı mücadeleyi

savundu ve “siyasete girerseniz askerî eylemler

anlamsızlaşır” diye itiraz etti.

13 Eylül 1974 yılında Madrid’de polis karakoluna bitişik

bir restoranda patlatılan bomba ayrışmayı

Page 243: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

243

hızlandırdı. ETA müşterilerinin çoğunun polis olduğu

varsayımıyla bombayı patlattı ve 13 kişi öldü. Bunlardan

beşi çocuktu ve sadece bir tanesi polisti. Bu olay ETA

içinde büyük tartışmalara neden oldu. Zaten stratejik

tercihlerde ayrışan iki grup farklı yollara gitti ve ETApm

ve ETAm olarak ikiye bölündü. Keşke PKK’nın içinde de

siviller ölünce böyle tartışma olsa ama PKK’da böyle

tartışmalar olmaz çünkü PKK’nın kodlarında

demokrasinin ’D’si yoktur. Bu nedenle

demokratikleşmenin PKK’yı zayıflatacağı tezi yanlıştır.

Özipek ve tabii ki birçok aydın da bu bölünmeyi

demokrasiyle ilişkilendiriyor. Eğer Özipek’in anlattığı gibi

bölünme demokrasiyle ilgili olsaydı bölünme 1974 yılında

değil demokrasiye geçişin olduğu 1978 ve sonrasında

olması gerekirdi. Nitekim Batılı analistler de ETAm’in

haklı çıktığını, Özipek’in anlattığının aksine, siyaset ve

terör eylemlerini birlikte götürmeye karar veren

ETApm’in rakamsal olarak ETAm’den daha büyük

olmasına rağmen silahlı mücadeleyi uzun süre devam

ettiremediğini, 1977 yılında kendi içinde bir bölünme daha

yaşayarak ETApm’in içindeki askerî kanadın örgütten

ayrılarak ETApm’in daha küçüldüğünü ve etkisizleştiğini

vurgular. Bu süre içinde sadece askerî stratejiyi seçen

ETAm’in ise militan ve silah gücü olarak daha

güçlendiğine 1978 yılından itibaren eylemlerinin büyük

tırmanışa geçtiğine ve silahlı mücadelenin dominant grubu

olduğuna vurgu yapar. Rakamlar da bu analizi doğrular.

Ayrılmadan önceki ETA’nın askerî kanadı üyelerinin

toplamda daha az olduğunu, demokrasiye geçişin de

olduğu 1978 yılında bu rakamın 300/350 civarında

olduğunu, daha sonraki yıllarda bu rakamın 500’e kadar

çıktığını biliyoruz. Yani demokratikleşme ETA’ya katılan

hard-core militan sayısını azaltmadı arttırdı.

Page 244: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

244

1982’den itibaren ise ETA’ya katılan militan sayısında

bir azalma görülüyor. Çünkü örgütün artan eylemleriyle

birlikte İspanya kolluğu da hızlı bir şekilde tutuklamalar

yapıyor. Bu dönemde tutuklanan ETA üyelerine

bakıldığında çok sayıda tutuklamanın olduğu görülüyor.

Çok kısa bir süre içinde çok fazla ETA üyesi ve

sempatizanı tutuklanınca örgüt yeni eylemci bulmada

zorlanıyor. Yeni örgüte katılım çarkı yavaşlatılıyor. ETA

asıl darbeyi, Özipek’in söylediği gibi demokrasiyle değil,

bizzat polis operasyonuyla 29 Mart 1992 tarihinde alıyor.

Bu tarihte ETA’nın tüm liderleri Fransa’nın güneyinde

tutuklanıyor. Bu gerçeği ETA üzerine çalışan tüm

kaynaklar teyit ediyor. Bu tarihten sonra örgütün kendisine

gelemediğini ve ana gövdeyi oluşturan militan sayısının

yüzlerin altına düşütünü ve etkisizleştiğini biliyoruz.

ETA’nın yeni eleman kazanımı ve varlığını sürdürmek

için tıpkı PKK gibi geniş bir network ağı kurduğunu ve bu

sayede 30 yıldan fazla yaşadığını biliyoruz. Sanırım buna

Özipek de itiraz etmez. ETA’nın network’unu zayıflatan

asıl darbenin de 1998 yılında İspanyol hâkim Garzon’un

başlattığı bizdeki KCK operasyonlarının çok daha

kapsamlısı operasyonlar zinciriyle ETA ile legal alanda

çalışan tüm diğer network’ların arasında kurduğu ilişkinin

belirlenip network’un illegal ilan edilip tüm üyelerinin

tutuklanması ile birlikte, network’un çökertilmesi

sayesinde olduğunu tüm literatür yazar. Eğer Hâkim

Garzon’un yaptığı operasyonun oransal olarak bir benzeri

bizde yapılsaydı; yani KCK operasyonları tüm PKK

network’unu çökertecek biçimde ve tabii ki daha hassas

yapılsaydı bugün PKK network’u çalışmazdı ve PKK çok

zorlanırdı. Ancak devletin içindeki müzakereciler ve

aydınların katkılarıyla bu operasyonlar durduruldu

Uludere’de bilerek öldürülen köylülerle de dağdaki

Page 245: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

245

militanlara yönelik operasyonlar durduruldu PKK’ya can

suyu verildi.

Özipek teorik bir argümanla konuyu demokrasiyle

ilişkilendirip, demokrasiyi bağımsız değişken gibi

anlatıyor. Bu nedenle de ETA’nın militan yapısına ve

çelik çekirdeğine bakmıyor. ETA’ya yönelik toplumsal

destek azaldığı için ETA zayıfladı diyor. Oysa rakamlar da

Özipek’i doğrulamıyor. 1978 yılında tam olarak siyasete

giren, Özipek’in büyük ETA’yı şiddeti bitiren ETA olarak

tanımladığı ETA’nın siyasi kanadının aldığı oy oranları

demokrasi olgunlaştıkça artmadı. Aksine hep aynı kaldı

hep yüzde 10 civarında, 150 bin civarında kaldı. Bir tek

1998 yılında oylarını 224 bin civarına çıkardılar, o da

seçimlerden bir ay önce ateşkes ilan edildiği için. Yani

ETA’ya destek veren kor sempatizan kitlenin siyasal

tercihlerinde artma veya azalma yok. Bu nedenle de

Özipek’in argümanı doğru değil.

Eylemsellik rakamlarına bakıldığında da Özipek’in

argümanını destekleyen rakamlar yok. ETA’nın eylemleri

demokrasiye geçiş döneminde 78-81 yıllarında tavan

yapıyor. Bunu Özipek mantıklı bir tez ile açıklayabiliyor.

Ancak Özipek’in açıklaması gereken iki farklı dönem

daha var. ETA eylemleri 1987 yılında ve 1991-92 yılında

da tırmanışa geçiyor. Eğer ETA’nın eylemleriyle

demokratikleşme arasında bir ilişki olsaydı demokrasiye

geçişten sonra süreli bir azalma olması gerekirdi ve

sonunda bitişi görmeliydik. Oysa ETA eylemlerinin 92

yılında liderlerin tutuklanmasından sonra birdenbire

düştüğünü görüyoruz ki bu da benim argümanımı daha

çok doğruluyor.

Peki, ETA neden bitti? Elbette demokratikleşmenin ve

insanlara farklı kanallar sunmanın etkisi olmuştur ama

ETA’nın network’u çökertilmese ETA bugün de devam

ederdi. ETA’nın çöküşünü anlamak için onun uyguladığı

Page 246: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

246

üç farklı stratejiyi anlamak gerekiyor. Kuruluş 1977

(ayaklanma), 1978-92 (yıldırma savaşı) ve 1992-2003

(Ulusal Cephe ya da Demokratik alternatif) stratejisi. ETA

1977’ye kadar ayaklanma savaşı yürüttü. Ancak özellikle

ılımlı Bask milliyetçilerinin ve diğer partilerin destek

vermemesi nedeniyle bu strateji başarıya ulaşamadı. 1978-

1992 arasında ETA da tıpkı PKK gibi, “silahlı

mücadelenin amacını düşmanı yenmek değil, bu mümkün

de değil, ama uzun süren savaşla onu bıktırıp istediğimiz

bölgeden çekilmesini sağlamak olarak” benimsemişti.

Bugün PKK’nın kabul ettiği 4. Stratejik Mücadele’nin

mantığı ETA’nın uyguladığı stratejisiyle aynıdır. Bu

yüzden AKP’yi bıktırıp bölgede izole edip çekilmesini

veya taleplerine evet demesini istiyor. ETA 1978 yılında

tıpkı PKK gibi neredeyse bire bir şartlar sürmüş ve

stratejisini devleti bu şartları kabul ettirmeye zorlamak

olarak belirlemişti. Bu şartlar, kendi kaderini tayin hakkı,

hapisteki ETA üyeleri için af, Bask bölgesi için anayasal

garanti, ve İspanyol güvenlik güçlerinin Bask ülkesinden

geri çekilmesi.

1988 yılında tıpkı PKK ve bugünkü bazı müzakerecilerin

dediği şeyi söylüyordu ETA: “Biz İspanya’yı

yenemeyeceğimizi biliyoruz. Bu bizim hedefimiz de değil.

Ancak şunu da biliyoruz İspanya’da bizi yenemez.” Yine

devlet ile ETA arasında 1975 yılından başlayıp 1976, 1977

yılında devam eden ve 1983 yılında sıklaşan görüşmeler

oldu. ETA bu görüşmeleri yapan İspanya hakkında ne

düşünüyordu? “İspanya zayıf olduğu için bizimle barış

görüşmesi yapmak istiyor.” Tam da bu nedenle her

görüşme öncesinde veya sonrasında tıpkı PKK’nın yaptığı

gibi elini güçlendirmek için eylem yapıyor, insanları

öldürüyordu.

ETA bu eylemleri yaparken hükümete güçlü

olduğumuzu göstermeliyiz onları bıktırmalıyız ki

Page 247: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

247

istediğimizi alalım düşüncesiyle yaptı. Yoksa ETA’nın

içinde bir bölünme yoktu ve savaş isteyenler bu eylemleri

yapmıyordu. Tıpkı PKK’nın devletin 2. Müzakere girişimi

başlatmayı planladığı ve Avni Özgürel ile 2012’de zemin

yokladığı haziran ayından hemen sonra eylemleri

tırmandırması gibi.

ETA 1992 yılında liderleri yakalandığında yeni

stratejisini ilan etti: “Demokratik Alternatif” (Ulusal

Cephe). Buna göre devletle görüşüp pazarlıkla istediğimizi

almak yerine Bask bölgesindeki diğer Basklılarla birleşip

taleplerimizi tüm Basklıların talebi olarak sunalım.

Böylece devlet bu toplumsal talebe karşı çıkamayacaktır

düşüncesini geliştirdiler. Bu strateji çerçevesinde özellikle

siyasileri hedef alan eylemler yaptılar. Demokratik

alternatif size de tanıdık geldi mi? PKK da 2005’ten

itibaren Demokratik Özerklik ilan edip DTK ile ulusal

cephe kurmaya çalışmıyor mu? Ancak özellikle 1998

yılında Garzon’un ETA network’una başlattığı operasyon

ile 9/11 ortamı birleşince ETA liderleri de zaten hapiste

olduğundan ETA bitti. Yoksa ETA’ya destek veren

tabanda hiçbir değişiklik olmadı hep yüzde 10 civarında

kaldı ve demokrasi Özipek’in anlattığı gibi ETA’ya

desteği azaltmadı. ETA’yı bitiren şey demokratikleşme

değil uyguladığı üç farklı stratejinin de işe yaramaması ve

zaman içinde anlamsızlaşmasıydı. Ayrıca ETA, bu

stratejiyi uygularken devletin dayanıklılığının ne kadar

olacağını hesaplayamadı. Kısaca İspanyol devleti ETA’nın

beklediğinden daha dayanıklı çıktığı için ETA 30 yıl

içinde eridi.

Oysa bizde devletin en azından stratejik aklı kayış

atmış durumda ve PKK’yı bitiremeyiz diye inanmış.

Siyasetçileri de inandırmış durumda. İşte bu düşünce

PKK’yı azdıran ve Devrimci Halk Savaşı’nı

cesaretlendiren temel düşüncedir. Eyleminden stratejisine

Page 248: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

248

PKK il ETA arasında ne kadar da paralellikler var. Ne

kadar da tanıdık değil mi? Fark bu gerçeği göremeyen,

aynı yanlışları illa da yapmak zorunaymışız gibi bize

yaşatan ve yaşatmak isteyen yöneticiler ve aydınlarda

sanırım. ETA’ya dair bilgiler Cuenca’nın “The persistence

of nationalist terrorism: The case of ETA” adlı

makalesinden özetlendi (Uslu, 2012).

Berat Özipek ve Murat Aksoy, Emre Uslu’nun ETA

yorumuna itiraz ediyorlar. Özipek “Demokratikleşme

konusunda ısrarla ve inatla yoluna devam eden sivil

hükümet kazandı. ETA’nın taban desteği zayıfladı,

örgütün ana kütlesi silah bıraktı. Tamam, ETA adlı bir

örgüt saldırılarına daha yıllarca devam etti. Ama o ETA,

artık o baştaki büyük ETA değildi” diyor. Doğru 2010

yılına geldiğinde ETA’nın desteği azaldı ancak buraya

gelene kadar otuz yıl geçti. Kürt sorunu çözülürse PKK

biter mi sorusu her Türk vatandaşının sorduğu bir soru.

Emre Uslu bu soruya ve Özipek’in argümanına şöyle yanıt

veriyor: Demokratik anayasadan sonra ETA 30 yıl daha

varlığını sürdürdü. Özipek’in argümanı doğruysa şu

soruya tatmin edici bir cevap vermesi gerekiyor: ETA’nın

gücünün zayıflaması neden demokratik anayasanın

kabulünden sonraki 15-20 yıl gibi uzun bir süre içinde

gündeme gelmedi de 2001 yılından sonra oldu bu?

Cevabını Uslu veriyor: ETA’nın desteğini yitirmesinin

nedeni 2001 yılındaki kritik 9/11 saldırılarıdır. El-

Kaide’nin New York’taki terör saldırılarıyla bir anda tüm

dünya Amerika’nın önderliğinde terör örgütlerine karşı bir

duruş sergiledi ve şiddetin meşrulaştırılması dönemi

kapandı. Yani artık benim teröristim senin özgürlük

savaşçın algısı yıkıldı. Bu dönemden sonra özellikle AB

ve ABD terör örgütleri listeleri çıkardı. Bu listelerde

ETA’da vardı. Hatırlayın bu konjonktür PKK’yı da

etkilemişti.

Page 249: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

249

Özellikle 2004 yılındaki El-Kaide’nin Madrid

bombaları İspanya’da terör algısını kökten değiştirdi.

Artık insanlar Bask bölgesindekiler de dâhil terörün

korkunç yüzünü global ölçekte gördü. 2004 Madrid

bombasından sonra da tüm Avrupa gibi İspanya’nın

gündeminde kendi lokal problemleri değil “ithal

problemler” oturdu. Avrupa artık özellilikle Müslüman

dünyadan gelen göçmen sorunu ve bununla

ilişkilendirdikleri terör sorununu bir numaralı

gündemlerine oturttu. Bu da hâliyle ETA’nın arada bir

yaptığı eylemleriyle gündemde tutmaya çalıştığı ana

gündemi bastırdı ve ETA’nın argümanlarını

anlamsızlaştırdı. ETA’nın silah bırakma sürecine giden

2006 yılındaki ateşkes ilanının 2004 yılından sonra

gelmesi çok tesadüf olmasa gerek.

Bu noktada bir hatırlatma daha yapmak gerekiyor:

PKK’dan farklı olarak ETA hiçbir zaman kendisinden

farklı partileri tehditle yok etmedi. 1979 seçimlerinden

beri Bask bölgesinde seçimlere giren ve önemli miktarda

olan en az beş farklı parti var ki ETA’nın desteklediği

partiler genellikle üçüncü sırada geliyor oy oranlarıyla.

ETA’ya desteği azaltan network’lar işte Bask bölgesinde

her zaman ETA’dan fazla oy alabilen diğer partilerdi.

Ayrıca ETA’nın desteğinin azalmasına neden olan en

kritik olay 2006 yılındaki Madrid Havaalanı bombasıydı.

Hapisteki 400 ETA militanının yerlerinin değiştirilip Bask

bölgesine daha yakın hapishanelere taşınması

görüşmelerinin yapıldığı dönemde patlatılan o bombadan

sonra ETA’ya destek veren parti ETA ile arasına mesafe

koydu. Bu saldırıdan sonra ETA’nın siyasi kanadı ipleri

eline aldı ve askerî kanadın söz söyleme üstünlüğü

zayıfladı. Bu da ETA’ya verilen halk desteğini azalttı.

Bizde durum böyle mi? Silvan saldırısından sonra

BDP’nin bırakın PKK’ya mesafe koymasını PKK’nın

Page 250: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

250

sözcülüğünü yaparken hangi bilimsel veri ile

demokratikleşme PKK tabanını zayıflatır diyorsunuz?

Yeniden söyleyeyim, ETA’dan farklı olarak PKK

alternatif hiçbir parti veya network’a izin vermiyor. O

hâlde demokratikleşmenin yeni network’ların oluşumunu

sağlayacağını, bunun da PKK’nın tabanını savunacağı

argümanı (Murat Aksoy’un argümanı) tamamen

temelsiz. Zira mevcut demokratik ortamda bölgede

PKK’ya alternatif partilerin ve network’ların oluşumun

engelleyen şey Türk devleti değil PKK. Demokratikleşme

daha da gelişirse PKK’nın vicdanı mı kabaracak da

alternatif network’ların oluşumuna izin verecek? Ayrıca

PKK neden buna izin versin?

ETA’nın zayıflamasında 2001 sonrasındaki polis

operasyonlarının azımsanmayacak etkisi vardır. Bir nevi

bizdeki KCK operasyonlarının benzerini İspanya

hükümeti yapmış Fransa’nın da desteğiyle ETA’yı bitirme

noktasına gelmiştir. Silah bırakma pazarlıkları da bu

sürecin sonunda ETA’nın bileği bükülüp dışarıda sadece

30-50 arasında aktif ETA militanı kalınca başlamıştır.

Pazarlıkların içeriği de bizdeki gibi bölgeyi KCK’ya

bırakmak üzerine değil, ETA tutuklularına bir af sağlanıp

sağlanmayacağı üzerine yürütülüyor. Özetle 11 Eylül

sonrası ortamında değişen uluslararası ortam ETA’nın

argümanlarını anlamsızlaştırdı ve ETA’nın desteği azaldı.

ETA’nın bitiş süreci (salt) demokratikleşme sayesinde

değil (öyle olsa 2001 öncesi 20 yılda bitmesi lazımdı)

2001 sonrasındaki konjonktürü İspanya hükümetinin iyi

kullanıp etkili polis operasyonlarıyla ETA’nın bileğini

bükmesi sonucunda akıllı bir pazarlık süreci yürütmesiyle

mümkün olmuştur. Demokratikleşme PKK’nın tabanını

zayıflatır diyenlerin bir diğer tezi şu: “PKK’nın kullandığı

argümanları demokratikleşmeyle elinden alırsanız PKK

hangi gerekçeyle dağda kalacak?”Bunu düşünenler

Page 251: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

251

PKK’nın toplumsal taleplerden doğan bir argümandan

dolayı dağda kalmasını meşrulaştırdığını sanıyor. Oysa

durum tam tersidir. PKK Kürt toplumuna kendi

argümanlarını dikte ediyor, kabul ettiriyor. Yani bir

argümanlar manzumesinin sonucu değil bizzat

argümanların üreticisi. Dolaysıyla taleplerin de

üreticisi. Hatırlayın 2002 yılında Kürt sorununda tek

argüman vardı OHAL’in kaldırılması. Anadilde eğitim

diye bir argümanı yoktu halkın kafasında. Sadece Kürtçe

yayın hakkı gibi bir argüman vardı. Peki, kim üretti

anadilde eğitim argümanını? Tabi ki PKK ve/veya Kürt

entelektüeli. Bu bakımdan PKK’nın argümanını elinden

almak diye bir şey sözkonusu değil. Demokratik talepleri

karşıladıktan sonra da PKK kendi argümanını üretip dağda

kalmaya devam edecektir. Tıpkı Kürtçe tv’lere izin

verildikten sonra onları “korucu tv” diye ötekileştirip

kendi argümanlarını ürettiği gibi. Bu argümanların üretim

kapasitesi toplumsal taleplerin karşılanmasıyla değil PKK

network’unun ne kadar etkin çalıştığıyla ilgilidir (57).

57 Uslu, Emre.ETA nasıl bitti, PKK ile paralellik kurabilir miyiz. 18

Eylül 2012. İnternet ulaşımı euslu.com

Page 252: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

252

Onuncu Bölüm

PKK ve KCK nereye koşuyor?

Şırnak'ın Cudi Dağı'na yapılan sonbahar 2012

operasyonlarında PKK'nın sapık yüzü bir kez daha gözler

önüne serildi. Bu operasyonlar terör örgütü PKK 'nın

sapkın ilişkilerini bir kez daha ortaya çıkardı. Cudi Dağı

'na yapılan operasyonda aralarında Kadınlar

Sorumlusunun da olduğu 5 terörist öldürüldü. Kış

hazırlıkları yapan teröristlerin mağara ve sığınaklarında

aramalar yapıldı. Ele geçirilen malzemeler arasından çıkan

doğum kontrol hapları ve benzeri malzemeler kirli

ilişkilerin delili. Bunlar örgüt içindeki ahlaksızlığın ilk

delilleri değil. Terörist başının kürt kadınları ile ilgili

konuşmaları örgütte nasıl bir iğrençlik yaşandığını ve tesis

edildiğini anlatmaya yetiyordu. Terör örgütü KCK 'nın

sahte Cuma imamı Abdullah Taş 'ın, kardeşinin eşi K.T.

ile sapkın bir ilişkisi ortaya çıkmıştı. İstanbul'da BDP 'nin

organize ettiği sivil cuma eylemi ile adını duyuran 5 çocuk

babası Taş'ın, 4 çocuk annesi olan yengesi ile çarpık

ilişkisi deşifre olmuştu. Taş'ın bütün yapıp ettikleri

iddianamede yerini aldı. İşte terör örgütü PKK ve üst

yapılanması KCK'daki bir başka ahlaksızlık skandalı daha.

İstanbul'da 44 kişinin tutuklandığı KCK operasyonunda,

Ümraniye'deki sözde siyaset akademisine de baskın

yapılmıştı (58).

58 Uslu, Emre. Kürt sorunu çözülürse PKK biter mi? (3) 12 Eylül 2012. İnternet

ulaşımı http://euslu.com/2012/09/12/kurt-sorunu-cozulurse-pkk-biter-mi-3/

Page 253: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

253

Terör örgütü KCK'yı yönetenlerin kadın eğitmenlere

tecavüz ettiği ortaya çıkmıştı. Kadın eğitmenin, 'KCK'lı

yönetici bana tecavüz etti' diye yazdığı şikâyet mektubu,

baskında polisin eline geçmişti. Genç kadın mektupta taciz

ve tecavüz mağduru olduğunu anlatıyordu. PKK

kamplarından kaçan Nemrut kod adlı bir kadın teröristin

itirafları da tüyler ürpertiyordu. Nemrut, Örgüt içinde

kadın teröristlere nasıl kötü muamele ve tecavüz

edildiğinden bahsediyordu. Örgüt içinde defalarca kadın

ve erkek teröristler arasındaki sapkınlıklar gündeme geldi.

Terör Örgütünün öne çıkardığı isimlerin örgüt dışında da,

Ehl-i namus bölge halkının aile ve kızlarına yönelik cinsel

saldırılarda bulundukları daha önce de gündeme gelmişti

(59).

Bu arada Hakkâri son teknoloji ürünü "şahin göz

"kameralarına kavuştu. Kaşif adı verilen casus balonlarla

artık kentte kuş uçurtulmayacaktı. Şehir eşkıyaları ve

huzur kaçırmak isteyenlerin işi artık daha zordu. İçişleri

bakanlığının desteği ile Hakkari'de kurulan mobese

merkezi ve uydu takip sistemi polisin adeta eli ayağı oldu.

Sokak ve caddeler adım adım bu merkezden takip ediliyor.

Herhangi bir suç unsuru olduğunda ise anında müdahale

geliyor. İl merkezi ve ilçelere 25 şahin göz ve 117 mobese

kamerası yerleştirildi. Kameralar gece görüşüne sahip ve

kendi ekseni etrafında dönebiliyor. Şahin gözler 10

kilometreye kadar net görüntü sağlıyor. Nihayet devlet

Hakkâri’ye geldi. Kullanılan teknoloji sadece kameralarla

da sınırlı değil... İnsansız hava araçları da polis tarafından

kullanılıyor. Teknolojinin kullanılmasından bu yana, yasa

dışı gösterilerde kayda değer bir azalma var.

Üstelik birçok olay da mobeseler yardımıyla aydınlatıldı.

Yüksekova'da Kuran-ı Kerim kursuna malzeme almaya

59 Samanyolu Haber, Bugün, Haber7. İşte PKK'nın sapık ve iğrenç ilişkileri!

17.11.2012.

Page 254: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

254

giderken saldırıya uğrayan polis memurunun katilleri

kameralardan bulunmuştu. 6 Ekim 2012´de de yol kesen

bir grup kameralar sayesinde anında tespit edildi. Uydu

takibi ile saklandıkları yer belirlenen şüpheliler

yakalandı. Şemdinli ilçesindeki 5 terörist ise böyle yakayı

ele vermişti. Yeniliklerin bu kadarla da sınırlı kalmayacak

ve bu mağdur ilimiz Türkiye’ye ait olduğunu hissedecek,

şehri kurtarılmış PKK bölgesi yapmak isteyen iç ve dış

güçlerin hevesleri kursaklarında kalacaktı. Yakın zamanda

Hakkâri’de Aselsan tarafından üretilen Balonlu Keşif

Gözetleme Sistemi kullanılmaya başlanacaktı. Sistem,

yüksek irtifadan gerçek zamanlı gözetleme yapılabilecekti.

Uzmanlar teknoloji kullanımının güvenlik açısından hayati

öneme sahip olduğunun altını çiziyordu.

KCK'nın eğitim boykotuna karşı çıkan, teröriste karşı

öğretmenini koruyan Hakkâri’de eğitim için dev yatırım

kararı alındı. 16 anaokulu, 15 ilkokul, 9 lise, 2 spor salonu,

pansiyon ve öğretmenevi yapımı için 120 milyon dolarlık

eğitim kompleksi kuruluyordu! Bugün'den Bilal Şahin'in

haberine göre Hakkâri'de esnaftan memura, işadamından

işçisine, taksiciden öğrenciye, her kesim terör örgütünün

baskısından dert yanıyor. Yöre halkı, devletin kendilerine

yüzde yüz güvenlik sağlaması halinde örgüte olan desteğin

tamamen kırılacağını vurguluyor.KCK'nın talimatlarına

aykırı hareket edenlerin "çocuklarını kaçırırız, dükkânını

yakarız" diye tehdit edildiği belirtiliyor. Hakkârililer ilk

olarak PKK'nın eğitim boykotuna karşı çıkarak örgüte

toplu tepki gösterdi. Şemdinli Bağlar'da öğretmeni silahla

tehdit eden teröristlerin karşısında veliler durdu. Ekim ayı

başında boykot nedeniyle öğretmenleri tehdit edip

propaganda yapan dört teröristi Bağlar halkının toplu

tepkisi geri adım attırdı. Şemdinli merkeze bağlı bir köyde

üç defa terörist baskınına uğrayan okulda da veliler gece-

gündüz nöbet tutuyor. Okullara yönelik molotoflu ve

Page 255: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

255

bombalı saldırılara rağmen eğitim aralıksız devam ediyor.

Hakkâri'de eğitimin önündeki engellerden birinin lojman

ve derslik sıkıntısı olduğunu tespit eden İçişleri Bakanlığı

gerekli çalışmaları başlattı. Buna göre kentteki okullar

kampüs halinde bir yerde toplanacaktı. 120 milyon lira

ödenek ile 16 anaokulu, ilköğretim için 79 derslikten

oluşan 15 okul, 9 lise, 2 kapalı spor salonu, 20 odalı iki

lojman, 300'er kişilik iki pansiyon ve barınma sıkıntısı

çeken öğretmenler için 120 odalı öğretmen evi inşa

ediliyordu. 2014 yılında bitecek olan eğitim kurumlarının

temelleri atıldı. Yüksekova'da da eğitim kampüsü inşa

edilecek. Liseler 2014'te bitecek olan kampus çatısı altında

toplanacaktı. Mevcut liseler ortaokula çevrilerek sınıflar

en fazla 30 kişilik olacak. Kampüste spor salonu,

yemekhane, havuz ve pansiyon bulunacaktı. Güvenlik ve

diğer hizmetler ihalelerle özel şirketlere devredilecek.

Eğitim kampüsü uygulaması ilk olarak Eskişehir ve

Hakkâri’de faaliyete girecek ardından Türkiye geneline

yayılacaktı.

Taş atan çocukların en çok gündeme geldiği Hakkâri

ve Şırnak'ta çocukların vakit geçirebileceği bir tek oyun

parkının dahi olmaması dikkat çekiyor. Bir lokanta

işletmecisi belediyenin özellikle park yapmadığını iddia

ediyordu. Hakkâri Belediyesine çocukların vakit

geçirebileceği alan yapması talebinde bulunmalarına

rağmen herhangi bir cevap alamadıklarını belirtiyordu.

Daha önce İl Özel İdaresi tarafından yapılan parkların

KCK tarafından çocuklara hedef gösterilerek kullanılamaz

hale getirildiği aktarılıyordu. Bölgenin önemli

sorunlarından biri de yatırım eksikliği. Hakkâri İşadamları

Derneği Başkanı Hüseyin Biçer ildeki güvenlik sıkıntısı

nedeniyle Hakkârili iş adamlarının bile farklı illerde

yatırım yaptığını belirtti. Teşvikte Van, Gaziantep,

Batman ve Şanlıurfa ile birlikte 6. Bölge il olmasının

Page 256: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

256

büyük dezavantaj getirdiğine dikkat çeken Biçer bu illerle

aynı bölgede yer aldıklarından dolayı yatırımın

gelmediğini vurguladı (60).

PKK, uzun zamandır füze temin etme peşindeydi.

Bunu 2012 sonbaharından beri başarmış görünüyor.

Özellikle son dönemde Suriye üzerinden terör örgütüne

uçaksavar ve füze girişi yapıldı. Bu donanımların iç

bölgelere kadar da taşındığı söyleniyor. Duyumların

maalesef bu bilgiyi teyit ettiği, KCK‘nın son dönemlerde

özellikle Doçka ve füze tarzı silahları çok temin ettiği bir

gerçek. İşin kötü tarafı bunları yurtiçine aktarmış olup,

hakim noktalara yerleştirmiş olması. Irak merkezi

yönetimine karşı Barzani‘yi ve Esad rejimine karşı

Suriyeli muhalifleri açıktan destekleyerek sorunlara taraf

olan Türkiye’nin bu tavrına karşılık, KCK bu silahları

İran, Irak ve Suriye’den son dönemlerde rahatlıkla sağladı.

Hatta İran PKK’ya doğrudan yardım ederek örgütün bu

silahları Türkiye sınırına kadar getirmesine refakat etti.

İran’ın her konuda, özellikle silah ve mühimmat

konusunda PKK’ya daha çok yardım ettiği, PKK

teröristlerinin İran topraklarından Türkiye’ye geçmelerini

güvenle yoğun şekilde sağladığını istihbarat makamları

biliyor. Bugün gazetesinde eski savcı Gültekin Avcı,

Kandil’in nereye koştuğunu şöyle betimliyor: Ne gariptir

ki bu konuda kamuoyunda daha çok Irak ve Suriye ön

plana çıkartılıyor. Bu da devlet içinde konuşlu İran

muhiplerinin psikolojik harekâtı olsa gerektir. Bunun

yanında; PKK’nın bölgede kaçakçılık yapan

vatandaşlardan şimdiye kadar komisyon adı altında para

aldığını biliyoruz. Bu aşamadan sonra terör örgütünün

planlaması değişiyor. Bundan sonra kaçakçılık yapan

60 Şahin, Bilal. Hakkari’ye Dev Yatırım. Bugün gazetesi. 17.11.2012.

Page 257: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

257

vatandaşları sınır geçişleriyle mühimmat ve silah taşımada

daha aktif kullanabilecekleri istihbaratı alınmış durumda.

Uludere olayıyla “vahim bir yanılgı”ya itilen devleti

yumuşak karnından avlamak istiyorlar. Dolayısıyla terör

örgütünün her fırsatta Uludere olayını kaçakçılara

psikolojik baskı aracı olarak kullanabilecekleri güçlü bir

ihtimaldir. Belli ki daha sofistike gelecekler. Propaganda

faaliyetlerinde Kur’an ayetlerini bile kullanmayı

tasarlıyorlar. Düşünebiliyor musunuz?

Zerdüştlük ayinleri yapıp, İslam’a bin bir hakarette

bulunan PKK, mütedeyyin Kürt kitlelerini Kur’an

ayetleriyle avlamayı düşünüyor. “Ya tutarsa” kabilinden

akla gelen ve gelmeyen her yolu deneyecekleri besbelli. 2

ay önce Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren KCK üst

yöneticileri tarafından eleman temin etmek gayesiyle Irak

Kürdistan Bölgesel Yönetimi bölgesinde seferberlik ilan

edildi.Bu amaçla her evden bir erkek-bir kız olmak üzere

acil olarak birer kişinin örgüte çağırıldığı, çocuk olan bu

örgüt mensuplarının büyük şehirler başta olmak üzere

çeşitli bölgelere gönderilerek eylem yapacakları duyumları

var. KCK emriyle yapılan eylemler sonucunda devletin

yaptığı her kanuni düzenleme, KCK cephesinde galibiyet

olarak algılanıyor. Vahim olan ise KCK’nın devletin attığı

adımları Kürtler’e yönelik zafer ve propaganda aracı

olarak kullanıp, baskıyla oturduğu zemini

güçlendirmesidir. KCK okul boykotlarına çok önem

veriyor. Özellikle bu

boykotların Cizre, Şırnak ve Hakkâri‘de mutlaka

uygulanmasını istiyor. Okulların boykot edilerek veliler

tarafından bir süre işgal edilmesi, öğretmen ve

öğrencilerin derse girmemeleri gibi planlamaları ise KCK

Türkiye Meclisi yürütüyor.

Bunlar bir yana, Kandil’in (KCK Yürütme Konseyi)

verdiği çok ilginç bir talimat var.Kandil, BDP’li

Page 258: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

258

belediyelerden bölgede faaliyet gösteren Gülen Hareketi

bünyesindeki dershane ve okulların deprem

yönetmeliklerine uygun olmadıkları, yangın

merdivenlerinin olmadığı gibi bahanelerle kapatılmasını

istiyor. PKK bünyesindeki "Kürdistan Halk İnsiyatifi"

tarafından yapılan 17 Kasım 2012 bildirisinde Gülen

Cemaati de özel olarak hedef alındı. Kürtleri resmi eğitim

müfredatını ve okulları şiddetle boykot etmeye

çağıran İnisiyatif, Gülen cemaati bünyesindeki dersane ve

yurtların “ajanlaştırma ve düşürme” yerleri olduğunu

savundu. Cemaate ait bu kurumların hedef alınması ve

bölgeden köklerinin kazınmasını isteyen İnisiyatif,

“Özellikle özgürlük mücadelemize bağlı yurtsever Kürt ve

demokratik öğretmenler sömürgeci AKP-devletine karşı

net tavır almalı, kendi anadilinin öncüsü olmalıdır." dedi.

Hatırlarsanız Karayılan‘ın devletten çok Gülen

Hareketi’ne husumet beslediğini gösteren ifadeleri evvelce

basına yansımıştı. PKK bunu neden ister? PKK, kardeşlik,

hoşgörü, şiddeti reddetmek, gönülleri fethetmek, Kürt

çocuklarının idrak seviyesini yükseltmek gibi slogan ve

uygulamaların örgütle Kürtler arasına aşılmaz mânialar

diktiğini iyi biliyor. Belli ki Türk-Kürt ekseninde

ayrılıkları değil asırlara dayanan müşterekleri öne

çıkaran Gülen Hareketi’nin eğitim sistemi, kanla beslenen

KCK/PKK eksenini zehirliyor. PKK cinnetinin geniş Kürt

kitleleri nezdinde kabul görmesini ve meşruiyet

kazanmasını engelliyor (61).

Kasım 2012 sonu Pakistan’a giden Başbakan

Erdoğan’ın dönüşte uçakta gazetecilere söylediği birkaç

cümle bir cilt kitaba denkti. “Silahların susturulması değil,

silahların bırakılması” diyor önce ve sonra da ekliyor:

“Silah bırakıldığı andan itibaren başka ülkelere gitmeleri

61 Avcı, Gültekin. Kandil’in düşündüren talimatı. Bugün, 29.11.2012.

Page 259: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

259

gündeme gelebilir.” Bu sözlerin önünü, arkasını ve aradaki

boşlukları uzun uzun doldurmak ve olup bitenlerle ilgili

çok kritik sonuçlar çıkartmak mümkün. Birincisi: Demek

ki uzlaşma sadece Öcalan’ın yeniden sahneye çıkışı ve

açlık grevlerinin sona erdirilmesi ile sınırlı kalmamış.

Masaya oturulmuş ve çözüm için müzakerelere başlanmış.

Kiminle? Sahneye Öcalan çıktığına göre onunla olmalı.

Peşinen Oslo’daki gibi, İmralı ile Kandil arasındaki

‘network’ün yeniden tesis edildiğini varsayabiliriz.

İkincisi, Başbakan’ın iki cümlesinin gösterdiği üzere bu

müzakerelerde PKK, ateşkes karşılığı lider kadronun

güvenli bir şekilde bir üçüncü ülkeye yerleşmesi şartını

öne sürmüş. Hükümet ise bu şartı kabul etmiş, sadece

“ateşkes” yerine “silahlar bırakma” şartında ısrar ediyor.

“Ateşkes” adı üzerinde elinizdeki silahın tetiğindeki

parmağınızı çekmeniz; “silah bırakma” ise daha ileri bir

adım. Beşir Atalay’ın sözleri aradaki boşlukları

doldurmamıza imkân sağlıyor. Yurtdışına çıkacak PKK

yöneticisi sayısı 130 civarında. Geri kalanı için eve

dönüşü mümkün kılacak bir genel af planlanıyor. Üçüncü

ülke ise Polonya veya Beyaz Rusya. Kısaca Oslo süreci,

kaldığı yerden devam ediyor.

Zaman yazarı Mümtaz’e Türköne’ye göre,

başbakan’ın sözlerinden öte bu sözlerle kamuoyu önüne

çıkmasından çıkartılacak çok önemli bir sonuç var:

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin işbaşındaki hükümeti

müzakereyi kamuoyuna açık yürütüyor. Bu şeffaflığın

amacı, Kürt, Türk ve uluslararası kamuoyunun baskısını

PKK’ya yönlendirmek olmalı. “Devlet terör örgütünü

muhatap almaz” eşiği aşıldığına göre bu yaklaşım tutarlı.

PKK’ya gelince: Hükümet ile masaya oturup yönetici

kadronun sınır dışına çıkması, geri kalanının eve dönmesi

karşılığında “ateşkes” yerine “silah bırakma” şartını

müzakere ediyorsa kendi varlık sebebiyle ilgili üç ihtimal

Page 260: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

260

söz konusu. Birincisi, “silahlı mücadelede yenildik” tezi.

Örgüt, askerî açıdan yenilmiş olsa da, bu gerekçeyi öne

sürmez. İkincisi; silahlı mücadelenin gerekçesi olan “red

ve inkâr” politikalarının sona erdiğini, böylece amacın

gerçekleştiğini söylemek. Silahlı mücadele ile sonuç

aldığını ve maksadın hasıl olduğunu öne sürmek.

Üçüncüsü, ikisi arasında bir yer: “Silahlı mücadelenin

gerekçeleri devam ediyor. Ama artık bu amaca silahla

değil, sivil siyasetle ulaşacağız” tezi.

İki taraf için de doğrusu şu olmalı: Başbakan PKK’ya

güvenmiyor. Müzakere masasını ne zaman ve hangi saikle

devireceğini kestiremiyor. Reşadiye, Silvan saldırıları bu

güvensizliğin gerekçesi olarak yeterli. Ama açık müzakere

yöntemi ile karşı tarafın elindeki argümanları çürütmeyi

hesaplıyor. Böylece PKK’nın inandırıcılığını ve itibarını

kendi sempatizan kitlesi önünde teste zorluyor. PKK ise,

her zaman olduğu gibi kış kampına çekilmiş durumda. Bu

sene askerî hedeflerinden hiçbirini gerçekleştiremedi.

“Vur-kal” taktiği ve “devrimci halk savaşı” stratejisi iflas

etti. Yaralarını sarmak ve bahara hazırlanmak için bu

müzakereleri taktik bir nefes alma aralığı olarak

kullanabilir. Zira bölgede PKK’nın elindeki silahla rol

alabileceği diplomasinin şartları hâlâ devam ediyor. Yine

de “Ne değişti de, PKK bu sefer silah bırakmaya razı

oluyor?” sorusunun inandırıcı bir karşılığı yok. Tersine,

uluslararası konjonktür PKK’ya fırsatlar sunuyor. Öyleyse

umuda kapılmak için çok erken. Daha henüz işin

başındayız (62).

Bizde barış bir kasımpatı gibidir. Kasım ayında açar

baharda solar. Barış çiçeğinin açması için her kasımda bir

gazeteci Kuzey Irak’tan barış mesajları estirir. Bu kasımda

kim gidip özlediğimiz barışı getirecek, diye

62 Türköne, Mümtaz’er. PKK silah bırakacak mı? Zaman. 25.11.2012.

Page 261: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

261

sormuştum. Hasan Cemal sağ olsun zahmet edip oralara

kadar gidip barış mesajları getirmiş. Fakat bu sefer daha

kompleks bir barış ışığıyla karşı karşıyayız. Bir yandan

Kuzey Irak’tan geldi barış mesajları öbür yandan da

İmralı’dan açtı kasımpatı çiçekleri. Sanırım her

sonbaharda oynanan bu barış tiyatrosu inandırıcılığını

kaybettiğinden daha etkili bir senaryoya ihtiyaç duyuldu.

Bu yüzden de uzun bir gerilimden sonra mutlu sonla

bitecek bir açlık grevi tiyatrosu kondu sahneye.

Sonunda Abdullah Öcalan İmralı’dan haber gönderdi 68

gün süren açlık grevi tiyatrosu son buldu. Bu, “bir gerilim

tiyatrosu”ydu çünkü oyunu yazan zaten ne zaman ve nasıl

sonlanacağını biliyordu. Başbakan da biliyordu bu

tiyatronun detaylarını Abdullah Öcalan da. Zira tiyatroyu

sahneye koyanlar aynı zamanda büyük başarı ile bu süreci

sonlandırdık diye kendilerine pay çıkaranlardı.

Sadece önümüzde oynanan ölüm oyununu dışarıdan

seyreden bizler tiyatroyu gerçek sandık. Ne Abdullah

Öcalan bizim medya kadar ciddiye aldı bu oyunu ne de

Başbakan Erdoğan. İkisi de oyunun sonunu biliyordu. Bu

arada bu ölüm oyunundan mutlaka ölüm çıkarmak isteyen

KCK yapısı da vardı, ancak oyunu yazanlar yan etkileri de

göze alarak oynadılar bu oyunu. Örneğin hapishanedeki

açlık grevleri yapanların normal açlık grevlerinde

alınmayan birtakım vitaminler aldıkları da bizzat yetkililer

tarafından açıklandı. Açlık grevindeyken kilo almalar bu

nedenledir.

İmralı’dan her seferinde barış ışığı görenler de

(bunlara bakılırsa yakında güneş İmralı’dan doğacak)

adadan mucize çıkaranlar da şu sorulara neden cevap

vermez: Madem Öcalan ölüm oruçlarına ilkesel olarak

karşıydı, açlık grevlerini sonlandırın demek için neden 70

gün bekledi. Adaya koster kalkmıyordu da ondan mı?

Oysa Ada’ya inen helikopterin sayısı Kato dağına

Page 262: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

262

operasyona giden helikopterin sayısından daha az değildi

bu süreçte. Resmî açıklamalara bakılırsa MİT yetkilileri

AKP kongresinden önce de sonra da görüştü

Öcalan’la. Bu süreçte en az beş görüşme yapıldı. Bu da

her hafta bir görüşmeye denk geliyor neredeyse.

Yine, Mehmet Öcalan 21 Eylül 2012’de yani açlık grevleri

başladıktan on gün sonra görüştü. Ekim ayı içinde biri üst

düzey olmak üzere en az üç defa MİT yetkilileri Öcalan ile

görüşmeler yaptı. Eğer gerçekten de ışık huzmeleri

arasında gördüğünüz büyük barış mucizesi Abdullah

Öcalan ilkesel olarak ölüm orucuna karşıysa neden bu

ziyaretlerden birini vesile yapıp açlık grevlerini bitirin

mesajı vermedi? Çünkü bu oyunda Abdullah Öcalan’a

verilen rol gerilimin zirveye tırmandığı anda ortaya çıkıp

bir mucize göstermesi ve bir sözüyle ölümleri durdurup

üzerimize barış ışıkları saçmasıydı. Sonrası kendiliğinden

gelecekti ve Öcalan büyük barış adamı olarak yeniden

sahneye çıkacaktı. Çıktı da…Peki, bu tiyatro neden

yazıldı? Gazeteci ve akademisyen Emre Uslu, bu soruyu

şöyle cevaplıyor: Abdullah Öcalan son bir yılda PKK’daki

İran eğilimine yakın şahin kanadın kontrolü ele

geçirmesinden sonra kendi liderliğini sürdürebilmek için

şahinlerden yana tavır koymaya başladı. Öcalan buna

mecburdu, çünkü PKK’ya posta koyup oradan ayrılma

lüksü yoktu. PKK Öcalansız da savaşabildiğini gösterdi.

Daha önce de bir kaç defa belirttiğim gibi, PKK’nın

Öcalan’a değil Öcalan’ın PKK’ya ihtiyacı var. Bu nedenle

Öcalan tercihini PKK içindeki şahinlerden yana kullandı.

Nitekim 21 Eylülde kardeşi ile yaptığı görüşmede “Silvan

saldırısında PKK’nın sorumluluğu yok” diyor. Bu açıkça

kendisine rağmen yapılmış Silvan saldırısını onaylıyorum

demektir.

Oysa tiyatroyu yazan istihbarat teşkilatının hesabına

göre barış ancak Öcalan, Murat Karayılan çizgisi

Page 263: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

263

üzerinden müzakere ile mümkün. Bu nedenle de Öcalan’ın

yeniden PKK’nı tartışmasız lideri olması gerekiyor,

Karayılan’ın da pozisyonunu koruması. Bu nedenledir ki

MİT’in etki alanı altındaki gazeteler ve gazeteciler Murat

Karayılan’ı barış yapılabilir bir lider olarak sunuyor. Ona

toz kondurtmuyor, hastaysan doktor gönderelim diye

mesaj gönderiyorlar. Bütün şeytanlıkları da Bahoz Erdal’a

yüklüyorlar. Öcalan için de aynı durum geçerli.

Yani açlık grevi tiyatrosu Öcalan’ın geri dönüşü için

büyük bir PR operasyonuydu. Başarılı da oldu. Hatırlayın,

Öcalan, geçen yıl temmuz ayında Silvan saldırısıyla

rütbeleri sökülüp onursal başkan konumuna düşürülmüştü.

Son açlık grevi tiyatrosu Öcalan’a rütbelerini iade etme

töreni için yazılmış bir gerilim tiyatrosuydu. Uzun süren

gerilim sahneleri sonunda Öcalan ortaya çıkartıldı ve bir

kurtarıcı olarak yeniden barış mucizesi gerçekleşti.

Yeniden “ışıklar” içinde bir lider olarak doğdu. Tarihsel

olarak Öcalan da PKK da istihbarat teşkilatının yazdığı bu

tiyatrolar sayesinde büyümüştür. MİT 1978’de Türk

solunu bölmek için oynadı bu oyunu. Kürt sorunu olarak

karşımıza çıktı. Şimdi aynı oyunu oynuyor, yakında Kürt

devleti olarak göreceğiz sonucunu. Acı olan şu: hükümet

de bu illüzyona inanmış, kendi rolünü oynuyor: Türklere

gaz veriyor Öcalan’a söz veriyor. Başbakan Türk

mahallesinde Öcalan’ı asıyor, Kürt mahallesinde

kurtarıyor. Bu bir gerilim tiyatrosundan skeç değilse ne?

Bazıları Öcalan’ın bu tiyatro oyununu bir mucize

göstererek gerçeğe dönüştürecek sihirli değneği olduğunu

sanıyor. Oysa barış bir tiyatrodan daha ciddidir. Öcalan,

“PKK ülke dışına çekilsin” çağırısı yapıp PKK da bu

çağırıya uyana kadar bu tiyatroya inanmayacak kadar

tecrübeli bir TC vatandaşıyım ben. Bu tiyatroya başlık

seçseydim herhalde “Kışın seviş yazın savaş” olurdu.

Ancak ölüm gerçeği İmralı’da Kandil’de ve Yeni

Page 264: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

264

Mahalle’de sahnelenen barış tiyatrosundan daha gerçek,

barış mucizesinden daha sahici, barış ışıldaklarından daha

yakıcıdır. Çünkü bunu sadece barış Pollyannaları değil

herkes görür (63).

Gazeteci ve yazar Rıdvan Akar ise, açlık grevleri

sayesinde Öcalan’ın tekrar liderlik rolünü kaptığını

düşünüyor. Açlık grevleri iki biçimde bitebilirdi. Kandil

açlık grevlerinin bitmesi talimatı verebilirdi. Ancak

Kandil’in böylesi bir niyeti olmadığı KCK Yürütme

Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın 22 Ekim 2012’de

Roj TV’de yayınlanan mesajında ortaya çıkıyordu.

Karayılan, cezaevlerinde yapılan açlık grevleri ile

PKK’nın bir ilgisi olmadığını, eylemlerin “kendiliğinden”

başladığına dikkati çekiyor ve “PKK geleneğinde

cezaevlerinde bir eylemin yapılması kararı vermeyecekleri

gibi, ‘bitir’ talimatını da kimsenin veremeyeceğini bu

kararı sadece açlık grevi başlatanların verebileceğini”

söylüyordu. Karayılan’a göre açlık grevlerini Öcalan

değil, Başbakan Erdoğan bitirebilirdi.

Her ne kadar Karayılan böyle dese de ikinci seçenek

hiç kuşkusuz Öcalan’dı. Öcalan’ın “bitir” talimatı/çağrısı

eylemin sonlandırılması için yetti de arttı. Ancak

Öcalan’ın çağrısında “dışarıdakilere” dönük bir eleştiri de

mevcuttu. “Dışarıdakilerin” kendilerinin yapmaları

gerekeni cezaevlerindekilere yüklediği mealindeki eleştiri

kulak ardı edildi. Oysa Karayılan aynı söyleşide açlık

grevlerinin tarihi bir dönüşümün başlangıcı olabileceği

yönündeki görüşleri mevcuttu. Yani açlık grevlerine

böylesi bir mana ve ehemmiyet yüklendiği anlaşılıyordu.

Şimdi bu yeni ahvalde iki ilginç tutum dikkati çekiyor.

Birincisi, MİT doğrudan Öcalan ile yeniden iletişime

geçmiş görünüyor. Bu iletişimi Hükümet-Öcalan diyaloğu

63 Uslu, Emre. Kışın seviş yazın savaş. Taraf gazetesi. 18.11.2012.

Page 265: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

265

olarak da tanımlayabiliriz. Zira Adalet Bakanı Sadullah

Ergin “gerekirse Öcalan ile de görüşülebileceği” yönünde

demeçler verirken, Başbakan Erdoğan’ın henüz dumanı

üzerindeki “Biz iktidarda kaldığımız sürece ev hapsi

olmaz. Cezasını İmralı’da çekecek” şeklindeki

açıklamalarına rağmen, Başbakan Yardımcısı Bülent

Arınç “silah bırakılması halinde Öcalan’a ev hapsinin de

gündeme alınabileceğini” söylüyor.

Peki bu keskin U dönüşüne neden gerek duyuldu?

Erdoğan Öcalan’a görüş yasağının konulduğu 1.5 yıl

içinde Kürt Sorunu’nun çözümünde muhatap arayışında

ciddi bir sıkıntı yaşadı. Önce farklı mecralarla Kürt

Sorunu’nu görüşeceğini söyledi. Olmadı. Sonra sadece

yasal temsilcileriyle görüşeceğini belirtti. Yani BDP’yi

muhatap alacaktı. O da olmadı. Hal böyle olunca da

milliyetçiliğin hamaseti ile malul bir “silahla çözeriz”

politikasına sarılındı.

Ancak İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “Öcalan’a

görüş ambargosunu sürdürelim. Terörle mücadelede çok

başarılı bir dönemden geçiyoruz” telkininin bir yumuşak

karnı vardı. Dağda silahlı, şehirlerde taş ve molotoflu Kürt

militanlar yerine siyaseti açlıkla terbiye/tehdit eden

yepyeni bir direniş biçimi ezberleri bozdu. İşte bu ahvalde

“terörle mücadeledeki azimli ve başarılı kararlılık” pek de

etkili olamayacaktı. Oysa cezaevlerinden gelebilecek

kitlesel ölüm haberleri ülkeyi yeniden kan ve ateşle

imtihana sürükleyebilirdi. Bu koşullarda yeniden malum

adrese başvuruldu. Öcalan devreye girdi ve sorunu çözdü.

Krizin biricik kazananı da Öcalan oldu. Bir kez daha örgüt

ve Kürtler üzerindeki etkisini kanıtladı. 1.5 yıllık uzaklığa

rağmen gücünden hiçbir şey yitirmediğini gösterdi. Dahası

belki tersten “çakarak” da olsa kendisinin uzak kaldığı

dönemdeki cari dinamikler/muhataplar olan BDP/Kandil

eksenine kifayetsizlik eleştirisi yapmış oldu. Şimdi Öcalan

Page 266: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

266

yeniden muhatap alınması gereken tek makam olarak öne

çıkıyor. Dahası açlık grevlerindeki duruşu itibarıyla da

“akil” bir konuma yükselmiş görünüyor. Hele avukatlara

görüş izninin verilmesi halinde bu sürecin çok daha

içerikli parametrelerini göreceğimizi ön görüyorum.

Yani Öcalan giderek fiili siyaset yapan, örgütü

yöneten kadrolarla arasına mesafe koyarak, eleştiri ve

“silahla çözüm olmaz” yaklaşımıyla devletle PKK

arasında “aracı” bir konum elde etmek isteyebilir ya da o

konumu “pazarlıklar muvacehesinde” devlet tarafından

öne çıkarılmak istenebilir. İlginç bir sürece gireceğiz.

İmralı’da pazarlıklar sürecek. Öyle anlaşılıyor. Bakalım bu

pazarlık sürecinde Kandil “biz de buradayız” vurgusunu

yine kanla yazacak mı? Bakalım Öcalan ile devlet ve

Öcalan inisiyatifi ile Kandil arasındaki bu bilek güreşini

kim kazanacak? Umarız telaffuz edildiğinde bile adeta

PKK söylemi gibi algılanan “barış” bu kez

provokasyonlara daha dayanıklıdır (64).

AKP içindeki bir damar da yeni bir fitne vesilesi

olarak, Milat Gazetesinden Adem Çaylak’ın da ifade ettiği

şekliyle; ‘doğuda PKK ile mücadele eden the cemaattir.

Ve şiddete başvuran güvenlik güçleri de the cemaatin

elemanlarıdır’ şeklinde absürt bir söylem

geliştirmektedir. Gazeteci ve akademisyen Önder Aytaç,

bu süreç içerisinde muhtemel olabilecek terör eylemlerini

30 madde halinde ve PKK sorununda gelinen noktaya

parmak basarak iki makalesinde şöyle özetliyor.

1. Öncelikle burada yazdıklarımız bizim

öngörülerimiz ve bu konudaki uzmanlığımız sonucundaki

çıkarsamalarımızdır demeliyim.

64 Akar, Rıdvan. Öcalan’a biçilen yeni rol. 25.11.2012. Internetden,

24.com.tr

Page 267: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

267

2. Bu yazdıklarımızdan sonra, -daha önceden de

defaatle olduğu gibi- ya bu olayları yapmalarında eylem

sayısı bağlamında bir azalama ya da yapılma süresini

öteleme / geciktirme ve hatta hiç yapamama söz konusu

olabiliyor. Olabiliyor çünkü terör örgütlerinin

yapacaklarının önceden söylenilmesi / yazılması, örgütte

çok ciddi moral bozukluğuna vesile oluyor ve içsel

hesaplaşmalara da neden oluyor ki bu da ülkemiz adına

güzel bir durum…

3. Sn. Muammer Güler bundan sonraki siyasi hayatına

herhalde Mardin’de devam edemez. Edemez çünkü

Büyükşehir Yasası sonucunda Mardin de BDP’nin

dışındaki partiler sadece nal toplayacaklar. Bu nedenle,

eğer bu büyükşehir yasası ile ‘Kürdistan’ın haritası

çizilmiyorsa, yasanın uygulamasından geri adım atılmalı.

Atılmazsa, çok kısa geçecek belli bir süre sonrasında ‘biz

size demiştik ama anlamadınız’ demek zorunda

kalacağız…

4. Eğer Sn. Beşir Atalay’ı Sn. Cumhurbaşkanı

Abdullah Gül her ne hikmetse ısrarla tutmaya ve

kollamaya devam ederse, terörle mücadele de ve açılım

konusunda atılan adımlarda ciddi saçılımlar ve polis özel

harekât ve jandarma özel harekâtın ortaklaşa yaptıkları

nokta vuruşlu ve caydırıcı adımlar akim kalmış olacak…

5. Yapılan bu açlık grevleri ile suni bir gündem

oluşturdular ve bunu da Öcalan’a çözdürerek onu yeniden

önemli ve kutsanmış hale getirdiler.

6. Bölgede kaçakçılık yapan kaçakçılar da asla terörün

bitmesini istemiyorlar. Özellikle de sigara ve mazot

kaçakçılığı yapanlar için bu durum daha fazlası ile söz

konusu. Sınır ötesinden 1’e getirilen mallar Türkiye’de 5’e

satılabiliyor ki rantta bu konuda çok büyük.

Page 268: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

268

7. Sınırlar adeta kevgire dönmüş gibi. Sınır güvenliği

çok önemli olmasına rağmen böylesi bir güvenlik nerede

ise yok. Coğrafi şartların kötülüğü de bir diğer dezavantaj.

Sınırda çok kör noktalar var. Yalnızca insana dayalı

kontroller değil, onun yanında elektronik ve teknik

kontroller de çoğaltılmalı.

8. Emniyet güçleri, jandarma ve karacılar gerçekten de

son 3-4 ayda terörle mücadelede çok başarılılar. Ama bu

başarılarını yeterince anlatamıyorlar. Medyada da bu

anlamda başarılar yeterince yer almıyor. PKK, psikolojik

çöküntüsünü izale etmek ve tabanına moral aşılamak için

yeni bir Uludere benzeri saldırı yapmak istiyor. Ya da

batıdaki petropol şehir merkezlerinde terör saldırısı

yapmaya çalışacaklar.

9. Bu bağlamda güvenlik güçleri açısından en büyük

engel ve en büyük terörle mücadeleyi yavaşlatacak unsur

olarak gözüken ise AK Parti Hükümetinin yeniden

müzakereler diyerek görüşmelere başlaması ve mücadeleyi

sonlandırması ki bu durum PKK’ya yeniden nefes almayı

ve kendini düzenleme hakkını vermiş olacak…

10. PKK’nın özellikle dağ kadrosunda da inanılmaz

çarpıklıklar söz konusu. Çocuk yaşta dağa çıkan kızlara ve

erkeklere kaşarlanmış teröristlerce tecavüz, yoz ilişkiler,

homoseksüel çarpıklıklar, doğum kontrol hapları,

pejmurdelik alabildiğine söz konusu ve bununla ilişkili

terör örgütünün kendi içinde de çok ciddi sıkıntıları

mevcut.

11. Doğuda yapılan operasyonları azaltmak ve hatta

engelleyebilmek için, batıdaki büyük illerde patlayıcı

maddelerin yığınakları yapılmakta. Bu amaçla batı

illerinde de bol bol eylemler gerçekleştirilecek…

12. TSK belki de PKK ile mücadele tarihinde ilk kez

şu anda en etkin şekilde mücadelesini yapmakta. Jandarma

Page 269: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

269

da bu anlamda gerçekten de çok başarılı bir şekilde JÖH

olarakta gerçekten de başarılı adımlar atmakta. TSK’da

artık etkin bir şekilde terörle mücadelede polisle birlikte

aktif katılım sağlamakta. Darısı MİT’in de başına demekte

de yarar var… Hakkari ve Şırnak da bu anlamda önemli

olan 2 ilimiz..

13. Terör bölgesinde görev yapan valilerin çoğu başarı

ancak bazı illerde adı yolsuzluğa bulaşan kişiler de acaba

var mı? Kaymakamlar da eskiye göre daha aktifler. Ancak

hala tırsık olan bazı kaymakamlarda var. Bunların yerine

de aktif kaymakamların getirilmesinde yarar var…

14. MİT kurumsal anlamda sanki oldukça sıkıntılı. Bir

diğer anlatımla çağı yakalayamamış bir durumda adım

atıyor. Hakan Fidan’ın MİT’i iyileştirme ve

çağdaşlaştırma adımları olsa da maalesef ki hantal yapı

karşısında yeterli olmıyor…

15. Dağda olan terörist sayısı 3500 kadar olduğu ifade

edilen bu yapının, Temmuz 2012’den bu tarafa neredeyse

500’e yakını ölü olarak ele geçirildi ki bu neredeyse son

30 yıldaki terörle mücadeledeki en başarılı olunan

dönemdir bile denilmesine neden oluyor. Dağda

yaşayanlar ise kış gelmesine rağmen mağaralarına

giremiyorlar çünkü PÖH ve JÖH tarafından ortak

operasyonlarla yakalanıyor ya da öldürülüyorlar. Bu

nedenle de dağdaki teröristler de çok perişan bir

durumdalar. BU durumda örgütte çok ciddi infiallere ve iç

eleştirilere de neden olmakta (65).

2012’nin Temmuz ayından bu tarafa neredeyse

500’den fazla terörist öldürüldü. Bu verilen rakamlar daha

önceki yıllarda güvenlik güçlerince ifade edilen abartılmış

65 Aytaç, Önder. Kasım ve Aralık'ta terör takvimi! 21. 11.2012. İnternet ulaşımı

http://www.medyafaresi.com/yazi/1018/onder-aytac-kasim-ve-aralik-ta-teror-

takvimi.html

Page 270: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

270

/ şişirilmiş rakamlar gibi de değil. Hatta bunun fazlası

vardır ama azı yoktur. Dağdaki silahlı teröristlerin 3500

kadar olduğu düşünülürse 1 / 7 kadar olan bir oranda

teröristin ölü olarak ele geçirilmesi söz konusudur ve bu

oldukça da önemlidir diyerek, ilk makaleden sonra

kaldığımız yerden maddeler halinde yazmaya devam

edelim. Şöyle ki;

16.Şu anda her yıl olduğu gibi bu yıl daha ateşkes

sağlayamamış olan PKK, kış uykusuna geçemedi ve

mağaralarına / inlerine giremedi. Çok sayıdaki öldürülen

teröristten dolayı da, PKK militanları dağlarda aç ve sefil

olarak durmaktalar, mağaralarına girememekteler ve

bunların da büyük bir çoğunluğunun yaşı da 15 ve

civarında olan çocuklardan oluşmakta...

17.Bu anlamda BDP’nin ölüm oruçları şeklinde tavır

sergilemesinin nedeni de, dağdaki PKK’nin sıkışmış

olması ve örgütün kısmen de olsa rahatlatılması amaçlı...

18.Türkiye’deki başkanlık sistemine doğru rejimin

yönlenmesi de güçlü bir başkanın yanında çok

zayıflatılmış bir yargının, yetkileri budanmış bir

yasamanın ve güçsüz olan bakanların ortaya çıkmasına

neden olur ki, bunun kabul edilmesi de çok da doğru

değil…

19.Tek adam yönetiminin ve 3 dönemden beri devam

eden tek parti iktidarının istikrar açısından faydaları

olmakla birlikte, demokrasi siteminin neredeyse rayından

çıkmasına da neden olmakta. Bu çerçevedeki Sn.

Erdoğan’ın olduğu bir başkanlık sistemindense; yasama,

yürütme ve yargının kuvvetler ayrılığı siteminde devam

ettiği bir yapının olması çok daha sağlıklı olsa gerek…

20.PKK açısından 2012 yılı Kürt Baharı’nın olduğu

bir yıl şeklinde geçirilecekken, neredeyse örgüt

bağlamında hezimet yılı oldu. Örgütün hala bu sene içinde

Page 271: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

271

sıklıkla yapılan operasyonlardan dolayı, kış

tertiplenmesini yapamaması söz konusu. Yine terörle

mücadelede, son 30 yıldır ilk kez sağlıklı, sabit karakol ve

karargahlardan beklenilme ve av olmak şekliyle değil,

mobil sistemlerle hareketli ve Jandarma Özel harekat

(JÖH) ve Polis Özel Harekatın (PÖH) ortaklaşa ve uyum

içinde çalıştığı bir yöntemle, PKK ile mücadele söz

konusu ve bunda da çok ciddi başarılar elde edilmekte...

21.Şemdinli de ilk kez 11 yaşındaki Faris Demirci’nin

teröristlerce patlatılan bir bomba ile öldürülmesi

sonrasında, ailesinin PKK’ya karşı takındığı tavır,

Şemdinli de bu olaydan dolayı PKK istediği için değil ve

fakat PKK’ya tepki olarak dükkanların esnaflar tarafından

kapatılması ve okullara yapılan terörist saldırılarda,

çocuklarının okuma hakkının engellenmemesi için,

velilerin PKK’lılara karşı tepkilerini göstermesi, son

yıllarda bölgede asla gözükmeyen halkın PKK’ya karşı

yaptıkları protestolar var ve bunlar da gerçekten de çok

önemli...

22. Eğer devlet ve hükümet; teröre karşı istikrarlı bir

şekilde mücadele edecek olsalar ve güvenlik güçleri de

teröristlerle yapılan çatışmalarda başarılı sonuçlarını

arttırarak devam ettirseler, zaten PKK’den bıkkınlık duyan

yöre halkının da yeniden devletin yanında yer alması söz

konusu olacak… Bunun tek handikapı ise teröristle

müzakere yolunun yeniden açılma tehlikesinin

mevcudiyeti. Böylesi bir garabet ise maalesef ki, bir kez

daha yeniden yöre halkının PKK’nin saflarına doğru

yönlenmesine neden olacak…

23.Bir örgüt düşünün ki tabandan örgüte devşirilenler

en fazla 8-10 yıl dağ hayatı yaşıyorlar ve sonrasında da ya

öldürülüyorlar ya da hapse gidiyorlar. Ama üst düzey

yöneticilerin hepsi de, en az 28 yıldır hala üst düzey

yönetici olmaya devam ediyor ve bunlara da hiç bir şey de

Page 272: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

272

olmuyor. O zaman PKK üst düzey yönetimi acaba görevli

muvazzaflar mıdır ki? O nedenle de hala onlar görevlerine

mi devam etmektedirler? Ya da onlara karşı neden

operasyonlar düzenlenmemektedir? İsrail’in Hamas

liderlerine, İran’ın PJAK yöneticilerine, Rusya’nın Çeçen

yöneticilerine yaptığı suikast saldırılarının aynısının

tıpkısı, neden PKK’nın üst düzey yöneticilerine karşı

düzenlenmemektedir? Bunlar o zaman ya devletin görevli

elemanları mıdır ya da devletin istihbarat birimleri hiç de

iyi çalışmadıkları için bunlara karşı bir operasyon

düzenlenememektedir?

23.PKK’nin üst düzey yöneticilerine yapılacak

operasyonlarda başarı sağlanması, beraberinde örgütün

tabanının da moral kaybına neden olacak ve örgütün

çözülmesine de katkı sağlayacaktır…

24.ABD, terörle mücadele bize yeterince bilgi

vermemekte ve fakat bizim yapacağımız operasyonlarda

ise mutlaka / kesinlikle 24 saat öncesinden kendisine bilgi

verilmesini ve gidilecek koordinatların nereleri olduğunu

da istemektedir. ABD operasyonel bilgileri bizimle

paylaşmamakta ve verdiği bilgiler bağlamında da oldukça

bayat verileri paylaşmaktadır…

25.Örgütün kendi içinde de son dönemlerde operasyon

üstüne operasyon yemesi nedeniyle ve çok sayıda ölü

vermesinden dolayı, ciddi anlamda iç mücadeleler ve

kendi kendisini sorgulamaları söz konusudur. Alandaki

başarısız olan liderlerin hepsi de tabandaki genç militanlar

tarafından da artık sorgulanmakta / eleştirilmektedir…

26.PKK’nin terör sorununu, Öcalan ile uzlaşarak

çözeceğiz yaklaşımının tek nedeni ise güvenlik güçleri ile

mücadelede başarısız olan terör örgütünün bitmesini

önleme çabası olsa gerektir. Beşir Atalay’ın bunu istemesi

de sanki farklı bir acem-i oyunu mu diye de

düşünülebilir…

Page 273: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

273

27.PKK tamamıyla uluslararası taşeron bir projedir ve

asla ama asla Kürt halkının haklarını savunmamaktadır…

28.AKP içindeki bir damar da yeni bir fitne vesilesi

olarak, ‘doğuda PKK ile mücadele eden the cemaattir

söylemi geliştirdi. Ve şiddete başvuran güvenlik güçleri de

the cemaatin elemanlarıdır’ şeklinde olayı çarpıtıyor.

Bunu da AKP’nin içindeki acem(l)-i bir grup da benzer

şekilde ifade etmektedir… Hâlbuki bu durum, güvenlik

güçlerinin hepsini de Erdoğan Hükümetinin tayin ettiği ve

göreve getirirken de 3 hafta kadar MİT’te de

istihbaratlarının yaptırıldığı kişilerdir… Ama AKP’de

başının sıkıştığı her yerde ve özellikle terör ile ilgili

konularda; ‘ben yapmadım, onlar yaptılar’ deme

sendromundan kurtulmalıdır (66).

Türkiye’nin en çok konuştuğu kişilerden biri Abdullah

Öcalan’dır ama medyada derli toplu bir Öcalan analizi

yapılmamıştır. Türkiye’de yazılan kitaplar ekseriyetle ya

Öcalan’ı kutsamak için ya da yerin dibine batırmak için

yazılan psikolojik harekât amaçlı kitaplardır. Bunun için

kuşkusuz bir kitap yazılmalı. Gazeteci ve akademisyen

Emre Uslu, maddeler hâlinde Öcalan’ın PKK içindeki

konumunu, ne istediğini, ve neyi yapabileceğini şöyle

anlattı:

1) Abdullah Öcalan KCK yapılanması kurulup

oturduktan bu yana PKK’nın lideri değil sözcüsüdür.

2) PKK’yı yöneten KCK Yürütme Kurulu’dur ve

bunun en etkili ayakları da Avrupa kanadıdır.

3) Abdullah Öcalan’ın üzerlerinde etkisinin en az

olduğu PKK yapısı Kandil ve HPG iken en fazla olduğu

yapı hapishanedeki örgütçülerdir. Özellikle

hapishanelerdeki örgütçülere yazdığı özel mektuplar

66 Aytaç, Önder. Kasım içinde PKK terörü ve iktidar. Rotahaber

22.11.2012.

Page 274: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

274

nedeniyle bu etkisini giderek derinleştirmiştir. Son açlık

grevlerini bu ilişkiyi bilmeden anlamak mümkün

değildir. Bu bağlamda açlık grevleri öncesinde, Öcalan’ın

İmralı’dan giden mektupları vasıtasıyla veya başka bir

biçimde PKK’lı mahkûmlarla Öcalan arasında ne gibi

temaslar olmuştur? Sorusu önemlidir.

4) Abdullah Öcalan kendisi özellikle halk üzerindeki

etkisini kullanarak pozisyonunu koruma siyaseti

gütmektedir. Bu nedenle PKK içindeki değişen güç

dengelerine göre kendisini ayarlamakta duruma göre

pozisyon almaktadır.

5) En son Silvan saldırısı ile birlikte Abdullah

Öcalan’a gündem dayatma ile başlayan ve şahinlerin

PKK’da liderliği ele geçirmesinden sonra Abdullah

Öcalan da pozisyonunu belirleme çabasına girmiştir.

6) Abdullah Öcalan 2010 yılından sonra bir dönem

bitiğini iktidarı AKP’nin ele geçirdiğini düşünüyordu. Bu

nedenle de Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na mektuplar

yazmaya başlamıştı. Ancak Uludere faciasından sonra o

eski derin devletin halen yaşadığını görmüş ve tavrını

belirleme konusunda aceleci davrandığını düşünerek PKK

içindeki güç dengelerin bakımından şahinlerden yana tavır

koymuştur.

7) 2004 yılındaki avukat görüşmeleri incelenirse o

dönem de böyle bir sürecin yaşandığını, Abdullah

Öcalan’ın kendisine gündem dayatan Duran Kalkan ve

Cemil Bayık’a hesap soracağını söylediğini görürsünüz.

Ancak savaşı başlatarak kazanan taraf Bayık ve Kalkan

ekibi olunca Öcalan da dümeni Bayık ve Kalkan tarafına

kırmış ve kendi pozisyonunu KCK Yürütme Konseyi

kurarak kurtarmaya çalışmıştır. Bundan sonraki süreçte

de Öcalan PKK’nın sözcüsü olmuştur. Silvan saldırısıyla

birlikte sözcülük pozisyonu da sarsılmıştır. Bu arka planı

bilmeden Öcalan hakkında yapılan yorumlar boştur.

Page 275: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

275

8) Öcalan devlete sürekli “bu şartlar altında örgütle

bağım yokken örgüt üzerinde etkili olamam. Bana örgütle

irtibat kuracağım gerekli araçları vermeden bir şey

yapamam” şeklinde çağırılar yapar. Devlet bu çağırıları

Öcalan’ın kendini İmralı’dan kurtarmak için yaptığı taktik

çağırılar olarak okur. Bu nedenle de Öcalan’ın ev hapsi

istediğini düşünür. Ben de uzun süre böyle düşünmüştüm.

Ancak Öcalan devlete “elimi güçlendirin” çağırısı

yaparken aslında bir stratejik akılla hareket ediyor. Şunu

demek istiyor: “Ben PKK’nın lideri değilim. Ancak

devletten bir şeyler koparabilirsem, devletin beni ciddiye

aldığını gösterebilirsem, halkın üzerindeki etkimi de

kullanıp PKK’nın etkililerine Öcalan geri geliyor mesajı

verip devletten aldığım ‘ödün’ ile PKK’daki liderliğimi

geri alabilirim. Bu nedenle beni tekrar PKK’nın lideri

yapacak gerekli araçları verin.”

9) Abdullah Öcalan PKK’nın sözcüsü olduğundan

dolayı müzakere sürecinde etkisi sanıldığı kadar büyük

değildir. Öcalan bu süreçte ancak bir ortam yumuşatıcı

olarak değerlendirilebilir. Müzakerede PKK’nın tutumuna

ancak KCK Yürütme Konseyi karar verebilir.

10) Bu nedenle Öcalan’a yüksek düzeyde siyasal

tanınmayı da çağrıştıracak heyetler göndermek yanlıştır.

Öcalan ile veya PKK liderleri ile yapılacak görüşme alt

düzey istihbaratçılar aracılığıyla yapılmalıdır. Ne zaman ki

PKK sınır dışına çekilmeyi kabul eder o zaman görüşme

sürecinde kıdem arttırılabilir.

11) Unutmayın ki Abdullah Öcalan gibi liderler için

en önemli mesele yola çıktıkları projelerini

tamamlamaktır. Yapamıyorlarsa onun altyapısını kurup

tarihe iz bırakmak isterler. Dolayısıyla Abdullah Öcalan’ın

yola çıkış projesini tamamlaması için elindeki en güçlü

enstrümanı, PKK’yı tasfiye etmesini beklemek dünyanın

en saçma beklentisidir. Yaser Arafat nasıl FKÖ’yü tasfiye

Page 276: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

276

etmeden, örgütü koruyarak bir barış sürecini başlattıysa

Öcalan da benzer bir model ile barış getirmek istiyor.

Bunu bilmek gerek…

12) Öcalan’ın en güçlü tarafı devleti Tayyip

Erdoğan’dan bile iyi tanıması ve Türkiye’deki

siyasetçilerin çoğundan çok daha iyi analitik düşünebilme

yeteneğine sahip olmasıdır. En zayıf tarafı ise komplo

teorilerine fazla inanması ve narsist yapısı ile aşırı

kuşkuculuğudur (67).

Kırmızı PKK ‘Yeşil’leşirken kazanıyor mu? AK

Parti’nin geçen on yılık başarısının en önemli sırrı algı

yönetimini kusursuz yapması. Bu süre içerisinde toplumun

algılarını öylesine güzel yönetti ki hem kendi tabanını

dönüştürmeyi başardı, hem de ülkede oluşabilecek

toplumsal muhalefetin önünü kesmiş oldu. AK Parti algı

yönetimi konusunda sanırım bir stratejik akla göre hareket

ediyor. Yaptıkları her şeyi planlı yapıyor, her lafı planlı

konuşuyor, her adımı planlı atıyor ve her süreci planlı

yürütüyor. •Bu sürecin yönetimine ilişkin en güzel örnek

yüzde 50 psikolojik sınırı algısını yerleştirip yönetmek.

Herhangi bir anket şirketi AK Parti oylarını yüzde 50’nin

altında gösterdiği anda bir AK Parti yetkilisi çıkıp bir

başka anket sonucu açıklayarak “acaba AK Parti yüzde

50’nin altına mı düşüyor” algısının tabana yayılmasını

önlüyor. Yine bu kapsamda alternatif

oluşturabilecek Numan Kurtulmuş gibi kişileri transfer

ederek algı yönetimi noktasında gerçekten pürüzsüz bir

övgüyü hak ettiklerini kayda geçirmem gerekiyor. Emre

Uslu, algı yönetimi konusunda bu kadar başarılı olan AK

Parti’nin Kürt sorununun çözümü konusunda aynı başarıyı

göster(e)mediğini düşünüyor. Şöyle devam ediyor:

Türkiye genelinde algı yönetimini bu kadar kusursuz

67 Uslu, Emre. Abdullah Öcalan ne düşür. Taraf gazetesi. 07.11.2012.

Page 277: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

277

yapan bir partinin Kürt sorunu konusunda özellikle

PKK’nın ekmeğine yağ sürecek birtakım işler yapıp “PKK

vurdukça kazanıyor” algısını oluşturmadaki başarısızlığını

doğrusu ben AK Parti’nin aklıyla bağdaştıramıyorum. Bu

büyük tezat ancak bilinçli yapılır gibi de düşündüğüm

oluyor. Aslında AK Parti PKK ile anlaştı ve“sözde

mücadeleci özde müzakereci” bir tutumla Türk tarafına

yönelik bir algı inşası mı yapıyor diye de düşündüğüm

oluyor. Zira bir yanda sözüne en güvenilir bir siyaset

adamı BaşbakanErdoğan çıkıp “APO’yu asarım” diye

nutuk atarken, perde arkasında müsteşarını Öcalan’la

görüşmeye gönderiyorsa, Oslo’ya taviz vermeye

gönderiyorsa o zaman aslında Başbakan bu mücadeleci

çıkışlarıyla Türk milliyetçilerinin algılarını maniple

ederken Kürt milliyetçileri ile pazarlık mı yapıyor, diye

sormadan edemiyor insan. En son açlık grevlerinde de

durum aynısı olmadı mı? Erdoğan Almanya’da “öyle bir

oruç eylemi yok”dedi “halk idamı istiyor” dedi ama KCK

sanıklarını salacak dördüncü paketin çıkacağının da

sinyalini verdi. Yani Türklere vurucu Kürtlere verici bir

siyaset anlayışında algı yönetimi nerede? Bütün bu

süreçlerden hep PKK kazançlı çıkmıyor mu? AK Parti’nin

amacı Kürtlerin haklarını teslim etmek mi yoksa gerçekten

de Oslo’da uzlaşıldığı gibi KCK’yı bölgede büyütüp,

psikolojik üstünlüğünü temin edip bölgeyi KCK’ya

bırakmak mı? Eğer AK Parti’nin politikası Kürtlerin

haklarını vermek ise, ki bunu sonuna kadar destekliyorum,

o hâlde neden PKK ile pazarlık yapıyor, neden bir takvim

açıklayıp bunu bir takvime bağlayarak vereceğini

açıklamıyor da her PKK eyleminden sonra bir kısmını

verip PKK’ya pirim kazandırıyor? En son anadilde

savunma hakkını örnek alalım. 30 Eylül 2012’deki AK

Parti’nin 2023 vizyon belgesinde bu hakkın tanınacağı

açıklanmıştı. Peki, ne oldu? PKK’lılar açlık grevine gitti.

Page 278: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

278

Başbakan çok sert açıklamalar yaptı. PKK’yı ve Öcalan’a

idamı gündeme getirdi. Sonra dün bakanlar kurulu kararı

ile anadilde Savunma hakkı apar topar gündeme getirildi

ve bütün krediler PKK’ya aktarıldı. Bunun amacı nedir?

Algı yönetiminde bu kadar başarılı bir parti bu işi bilinçli

yapmıyorsa, bu yöntemin PKK’nın işine yaratığını,

PKK’yı büyüttüğünü görmüyor mu? Aynı şeyi anadilde

eğitim için de söyleyebiliriz. Bunu sağlamak için bir

takvim açıklayıp, bir pilot proje başlatmak için yeni bir

PKK eylemi mi bekliyor AKP? Bu süreç yeni de değil.

Geçen seçimlerden bu yana devam eden bir süreç. AK

Parti bölgede kaybedeceğini bile bile hem yerel

seçimlerde hem de genel seçimlerde bölgede zayıf adaylar

çıkardı. Bu yöntemin bölgeyi BDP’ye terketmek olduğunu

sağır sultan bile biliyordu. AK Parti bunu neden yaptı o

hâlde? Aynı şeyi Büyükşehir Belediyeleri Yasası’nda da

yapıyor. Yeni yasa ile Mardin ve Van bir daha geri

kazanılamayacak şekilde BDP’ye terk ediliyor. Bundan

sonra haritaya baktığımızda bölgede AK Parti’nin

kazandığı adacıklar olmayacak. Tamamen BDP’ye terk

edilmiş olacak. Bu da insanların zihinlerinde algısal

bölünmeyi daha da netleştirecek. Peki, AK Parti bu algı

yanlışını neden yapıyor? İnsanın söylemeye dili varmıyor

ama Cemil Bayık 4. Stratejik Mücadele Dönemi’ni

anlatırken amaçlarının “bölgeden AKP’nin silinmesi”

olduğunu belirtip “böylece devlet bizimle masaya bizim

istediğimiz şartlarda oturacak” demişti. AKP Parti

Kütlerin haklarını bir bütün olarak, PKK eylemlerinden

bağımsız olarak bir takvime bağlayıp deklere etmek yerine

PKK eylemlerinden sonra veriyor. Hâliyle PKK bölgede

psikolojik üstünlük elde ediyor kendi tabanında da

“vurdukça alıyoruz” algısı ile daha net dayanışma

sağlıyor. Bu da PKK’nın daha da güçlenmesine yol

açıyor. Bu yapılanlara bütüncül pencereden

Page 279: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

279

bakınca Cemil Bayık’ın argümanlarının haklı

çıktığı görünüyor. Maalesef en azından bölgedeki algı

bakımından PKK kazanıyor Türkiye kaybediyor. Buna da

AK Partinin bu tuhaf politikaları etken oluyor.

Soru şu: bölgede psikolojik üstünlüğünü kabul

ettirmiş, açlık grevleriyle iktidarın bileğini bükmüş,

devleti Öcalan’ın ailesine yalvartıp Öcalan’dan yardım

dileyen pozisyonuna düşürmüş, Suriye’de fiili bir devlet

kurmuş bir PKK, açılımın başladığı 2009 öncesinden daha

mı güçlü daha mı zayıf görünüyor? Açılımın amacı

PKK’yı zayıflatmak terör sorununu çözmek değil miydi?

Bu açılım yöntemi PKK’yı güçlendirdi mi zayıflattı

mı? Daha da önemlisi AK Parti ne yapmaya çalışıyor;

amaç Kürt haklarını vermek mi PKK’yı güçlendirmek mi?

Bu bir akıl tutulması mı bir planın parçası mı? Plansa

kimin planı? (68).

Türkiye'yi 12 parçaya bölerek yönetmeyi hedefleyen

terör örgütünün, 2010-2011 yıllarında 'topyekün savunma'

stratejisi için mesafe almaya çalıştığı ama 2012’de polis

özel timin başarılı operasyonları karşısında ne serhildan

denilen halk ayaklanmasınja cesaret edebildi nede

Hakkari’yi kurtarılmış bölge ilan edebildi. Güvenlik

güçlerinin operasyonları, örgüt açısından strateji

değişikliği sürecini baltaladı. Terör örgütü PKK/KCK

sözleşmesi, örgütün 'anayasası' hükmünde. Sözde Yasam-

Yürütme-Yargı hiyerarşi ile 'Önderliği' şekillendiriyor. 46

asıl, 4 ek maddeden müteşekkil metinde organlarla temel

faaliyetlerin nasıl yürütüleceği anlatıyor. 11. maddesi

'Kürdistan Demokratik Toplum Konfederalizmi'nin

kurulduğunu, liderinin Abdullah Öcalan olduğu ifade

ediliyor. KCK'nın Türkiye'nin yanında Suriye, Irak ve

İran'ı kapsadığına dikkat çekiliyor. KCK'nın Suriye'de

68 Uslu, Emre. PKK kazanıyor. Taraf gazetesi. 10.11.2012.

Page 280: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

280

Demokratik Birlik Partisi (PYD), Irak'ta Kürdistan Çözüm

Partisi (PÇDK), İran'da Kürdistan Özgür Yaşam Partisi

(PJAK) üzerinde faaliyette olduğu vurgulanıyor.

Ankara'nın Kumrular Caddesi'nde 5 kişinin öldüğü 40

kişinin de yaralandığı bombalı terör saldırısıyla ilgili

hazırlanan iddianamede, terör örgütü PKK/KCK

yapılanması anlatılıyor. KCK veya KCK/PKK terör

örgütü, hangi harf grubunu kullanırsa kullansın aynı

terörist örgüt olduğunun altı çiziliyor.

Terör örgütünün 5 bin ile 5 bin 500 civarında silahlı

bir kadroya sahip olduğu belirtiliyor. Örgüt tarafından

Türkiye eyaletlere bölünmüş ve 12 bölgeye ayrılmış. Her

bölgeye bir isim verilirken, buralarda kaç kişilik terörist

grubu olduğu da anlatılıyor. Bunlar sırasıyla şöyle:

"Samsun-Tokat-Amasya-Giresun (Karadeniz Açılım

Grubu) hattında 20-25 kişilik grup; Sivas ve çevresindeki

alanını kapsayan alanda (Koçgiri Eyaleti) 5-10 kişilik

grup; Malatya-Adıyaman-Gaziantep-Kahramanmaraş

(Güneybatı Eyaleti) bölgesinde 9-10 kişilik grup; Tunceli

ve çevresinde (Dersim Eyaleti) 180-200 kişilik grup;

Elazığ'ı da kapsayacak şekilde Diyarbakır ve çevresinde

(Amed Eyaleti) 170-190 kişilik grup; Erzurum'dan

Bingöl'e kadar uzanan (Erzurum Eyaleti) bölgede 80-85

kişilik grup; Batman-Bitlis-Muş bölgesini (Garzan

Eyaleti) kapsayan alanda 90-95 kişilik grup; Mardin ve

çevresinde (Mardin Eyaleti) 35-40 kişilik grup; Siirt ilini

de kapsayacak şekilde Şırnak çevresinde (Botan Eyaleti)

315-350 kişilik grup; Ardahan-Kars-Iğdır hattında (Serhat

Eyaleti) 75-80 kişilik grup; Van ve çevresinde (Van

Eyaleti) 110-120 kişilik grup; Hakkari ve çevresini

kapsayan alanda (Zağros Eyaleti) 370-410 kişilik gruplar

bulunuyor."

Ayrıca sınıra yakın alanlardan Haftanin Bölgesinde

270-300 kişilik grup; Behdinan Bölgesinde 700-750 kişilik

Page 281: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

281

ve Hakurk bölgesinde 290-310 kişilik gruplar yer alıyor.

Bunların dışında da ülkenin geri kalan kısımlarında

metropollerde ve yurtdışında da azımsanmayacak sayıda

örgüt mensubu bulunuyor. Terör örgütünün stratejisi,

'pasif-aktif-topyekün' savunma aşamalarından oluşan

Meşru Savunma Stratejisi. Uzun süreli halk savaşının

aksine aşamalar doğrusal olarak ilerliyor. Geri dönüşler

söz konusu olabiliyor. Bugüne kadar 'pasif ve aktif

savunma' süreçleri yaşanmış olması ve eylemlerin en

yoğun olduğu dönemin örgütçe aktif savunmanın ileri

aşaması olarak tanımlanması ise topyekün savunma

aşamasına hiç geçilmediğini gösteriyor. 2011 yılı Haziran

ayında yapılan genel seçimler sonrası örgüt ve müzahir

yapılar tarafından sıklıkla dile getirilen Devrimci Halk

Savaşının stratejik açıdan karşılığı da bulunmuyor ve

içeriğine ilişkin net açıklamalar yapılmıyor. Son dönemde

yakalanan örgüt mensupları ise 'Devrimci Halk Savaşı

tartışmalarının yaklaşık bir yıldır devam ettiği, tartışmanın

özellikle 2010-2011 kış üstlenmesi sürecinde

gerçekleştiği, stratejinin temel mantığının halkın da

içerisine dahil edildiği topyekün bir mücadele olduğu, tam

olarak uygulanması için bir psikolojik hazırlık süreci

gerektiği, bunun da basın yayın organlarıyla yapılacak

propaganda ile sağlanacağı, hazırlık aşamasında HPG

mensuplarının illerde-ilçelerde Öz Savunma Birliği (ÖSB)

mensuplarının faaliyet yürüteceği' şeklinde konuşuyor.

2011 yılı içerisinde terör örgütünün kırsal ve metropol

alan faaliyetlerinin şiddet eylemlerinin stratejik açıdan

karşılığı meşru savunma stratejisi. Yurt içindeki ve yurt

dışındaki konjoktürel gelişmeler, genel seçimler,

Ortadoğu'daki gelişmeler, ABD'nin Irak'tan çekilme süreci

ise terör örgütünü alan kazanmaya yönelik bir çabanın

içine soktu. Alan kazanmaya yönelik kitlesel eylemler

üzerinden örgütün mesafe almaya çalıştığı belirlendi.

Page 282: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

282

Ancak örgüt kadrolarına, yapılanmalarına yönelik

gerçekleştirilen polisiye operasyonları örgütü yeni strateji

değişikliğine itti.

2011 yılında bölücü terör örgütü Meşru Savunma

Stratejisi kapsamındaki kırsal metropol alan faaliyetleri,

HPG ve bağlı silahlı unsurlar tarafından örgütün 2010 yılı

Mayıs ayından itibaren takip ettiği eylem stratejisine

uyumlu bir şekilde gerçekleştirilmiş kırsal alanda HPG'ye

bağlı kırsal kadrolar ve sözde Özel Kuvvetler,

metropollerde ve şehir merkezlerinde ise Öz Savunma

Birliği, Özel Kuvvetler, Kürdistan Özgürlük Şahinleri

(TAK) ve Apocu Gençlik İntikam Tugayı (AGİT) gibi

yapılanmalar şiddet eylemleri üzerinden mesafe almaya

çalıştı. 2011 yılı içerisinde özel kuvvetlerin faaliyetleri

bağlamında mayınlı-bombalı saldırılarla, özellikle araçla

seyir halindeki güvenlik kuvvetlerine yönelik saldırıların

nitelik ve nicelik açısından arttığı, diğer sahalara patlayıcı

aktarımında artış olduğu, kırsal alanda ilçelerde özellikle

polis özel harekât birimleri ile çatışmaktan kaçınılmayan

bir tavrın izlendiği tespit edildi. TAK ismi, örgütün

uluslararası alandaki terörist imajından kurtulmak ve örgüt

üzerindeki baskıya hafifletmek amacıyla özellikle

kullanılıyor. TAK adıyla üstlenilen tüm eylemlerin bizzat

KCK terör örgütünce gerçekleştirildiğini vurgulanıyor.

"Ayrıca amaç ve hedeflerine ulaşmak amacıyla sürekli

yeni taktikler ve yöntemler geliştiren KCK terör örgütü,

Kürt kökenli vatandaşları güvenlik güçleri ve devlete karşı

kışkırtmak amacıyla yan kuruluş olarak öz savunma

birlikleri adlı yapıyı hayata geçirdiği, kent ve ilçe

merkezlerinde örgütlenen bu oluşum farklı çıkarlar

sağlamak yoluyla bünyesine kattığı grupları halkta devlet

unsurlarına karşı bir direniş oluşturmak maksadıyla

kullandığı bu çerçevede Ankara Kızılay'da meydana gelen

bu soruşturmanın konusu olan bombalı eylemin örgütün

Page 283: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

283

eylemsizlik kararının kendileri için geçerli olmadığı

tarzında açıklamalarla tak yapılanması tarafından

üstlenildiği anlaşılmıştır." deniyor.

Terör örgütü, yandaşlarınca işletilen işyerlerinden

gelir sağlanıyor. Özellikle İstanbul’da eğlence merkezleri

para basıyor. Kaçakçılık faaliyetlerinde haraç alınıyor.

Sağlanan paralar ise kuryeler vasıtasıyla örgüt kadrolarına

aktarılıyor. Bazen küçük miktardaki rakamlar güvenilir

örgüt mensuplarının hesapları aracılığıyla ya da para

transfer şirketleri üzerinden gerçekleştiriliyor. Yüksek

miktardaki para transferleri ise genellikle bizzat

Avrupa'daki örgütlenmelerin başındaki kişiler üzerinden

sağlanıyor. Terör örgütü, her türlü teknik haberleşmenin

yanı sıra doğrudan kurye de kullanıyor. Uydu üzerinden

yayın yapan tv kanalları, radyolar, çeşitli dergi ve

gazeteler, internet siteleri aracılığıyla iletişim faaliyetlerini

gerçekleştiriyor. Terör örgütü KCK, 2007 yılında aktif

hale geldi. Irak'ın Kuzey'inde KCK Yürütme Konseyinin

başında Cemal kod adlı Murat Karayılan bulunuyor.

Türkiye topraklarında örgütsel faaliyetleri yürütmekle

görevli KCK/TM yapılanmasının başında ise Refah kod

adlı Sabri Ok yer alıyor. Remzi Kartal da örgütsel yapı

içerisinde Kongre-Gel Başkanı olarak gösteriliyor. Duran

Kalkan, Cemil Bayık, Mehmet Tören, Mustafa Karasu,

Nuriye Kesbir, Newroz Ceren gibi örgüt mensupları da

KCK sözde Yürütme Konseyi üyeleri. Yurt dışındaki

örgüt yöneticileri Nizamettin Toğuç, Tahir Kemalizade,

Hasan Yirik, Aynur Hülakü, Dolakay Şanlı, Muzaffer

Ayata, Fahrettin Gülşen dönemsel olarak rolleri değişecek

biçimde örgütsel faaliyetlere katkı sunuyor.

PKK içerisinde Ergenekon'un bir kolu olduğunu

vurgulayan Kürt aydınları Kemal Burkay ve İbrahim

Güçlü gibi BDP'nin özgürce siyaset yapamadığını ifade

ediyorlar. BDP'nin, Kandil ve İmralı'dan gelen talimatlara

Page 284: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

284

göre hareket ettiğini dile getiren Burkay, "Farklı sesler

yükseldiğinde ise PKK tarafından susturuluyor. Silahların

gölgesinde özgürce siyaset yapılamaz. Oysa talepler

silahsız dile getirilmeli." dedi. Kanal 5'de konuşan Burkay,

geçmişte açlık eylemlerinden dolayı bir çok insanın

hayatını kaybettiğini hatırlatarak, böyle ansızın açlık

grevine gitmenin insanın kendi kendisine yaptığı bir

işkence olduğunu kaydetti. Gençlerin hayatlarının

tehlikede olduğuna dikkat çeken Burkay, "İnat ile sonuç

alınmaz. Bu kabul edilemez bir durum. Sesleri duyuldu ve

belli adımlar atılıyor. Kamuoyunda duyarlılık var. Artık

açlık grevleri sona erdirilmelidir." diye konuştu. "PKK,

pek umut vermiyor. İnsan hayatına değer veren bir örgüt

değil." diyen Burkay, şöyle devam etti: "BDP, etkilerini

kullanmalıdır. 'Devam edin' şeklinde tavır takınmamalıdır.

Ölümlerin gelmesi soruna çözüm sağlamaz, aksine

gerilimi yükseltir. Olaylar iyice karmaşık hale gelir."

Ergenekon davasında tanık olarak ifade veren Şemdin

Sakık'ın; Doğu Perinçek, Yalçın Küçük ve Ergenekon

hakkındaki iddialarını da değerlendiren Burkay, "PKK

içerisinde Ergenekon'un bir kolu olduğundan şüphem yok.

Ergenekon, 1950 yıllarında kurulan kontrgerillanın

devamıdır. NATO tarafından kurulan Gladio'dur. Özel

Harp Dairesi'ne hizmet etti, Ergenekon adını aldı ama

kuruluşu kontrgerillaydı. Sadece devletin kurumları

içerisinde değil, sağ ve sol örgütlerin içine de girmişti.

Bunlardan biri de PKK'dır. Perinçek ve Küçük olayı hayli

ilginçtir. Perinçek, bir dönem 'PKK'ya destek vermeyen

Kürtler bölücüdür' diyordu. Yalçın Küçük de farklı değil.

İşin içerisinde çok derin bağlar var. PKK ile ilişki

kurulurken ince hesaplar var. Bunlar tam olarak açığa

kavuşmadı. Fırat'ın ötesindeki Ergenekon eylemleri açığa

kavuşursa çok şey anlaşılır." şeklinde konuştu. "Kürt

sorununun çözümü için öncelikle şiddet eylemleri terk

Page 285: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

285

edilmeli, silahlar susmalıdır." diyen diyen Burkay, şöyle

dedi: "Silah ile bir çözüm sağlanamaz. Çok büyük bedeller

ödendi. Kürtlerin şiddete sarılması hiçbir çözüm

getirmedi. Devletin inkar politikaları da çözümsüzlük

üretti. Hepimiz artık ders çıkartmalıyız. Şiddet ile sonuca

varılamayacağı görülmeli ve sağduyu hakim olmalıdır.

Son yıllarda hükümet ciddi reformlar yaptı. Eksiklikler

olabilir ama sonuçta var olan iyileşmeler görülmelidir.

Gerilimden uzak durulmalıdır. Sonra reform süreçlerinde

ciddi provokatif olaylara tanıklık ettik. Statükodan yana

olan çevreler, hükümete geri adım attırmak için her yolu

denedi. Oslo süreci, Habur olayı ve sonrasında yaşananlar

bunun göstergesidir."

Hükümetin önemli iyileştirmelere imza attığına dikkat

çeken Burkay, askeri vesayetle mücadele edildiğini ve

başarılı olunduğunu ifade etti. Bu olumlu gelişmelerin bile

eleştirildiğini, hatta soldan bile değişime tepki geldiğini

anlatan Burkay, "Oysa sol, değişime açık olmalıdır. Ama

aksini gördük. Bir devrim olmasa da demokratikleşme

yolunda ciddi adımlar atıldı ve atılan adımlar halktan

yanaydı. Bu süreçte Kürtler de bir bütün olarak olumlu

davranamadı. Bu değişime karşı çıktılar. Atılan iyi

adımları tuzak olarak göstermek istediler. BDP, CHP gibi

TRT Şeş'e karşı çıktı. PKK, insanları tehdit etti. Toplumun

beklentilerinin aksine gelişmeler yaşanmasına neden

olundu. Kaldı ki PKK halk savaşı tezine sarıldı. Bu tez

sürüldü ortaya. Hedeflerinin de açıkça AK Parti olduğunu

deklare ettiler. Silahların susması beklenirken, PKK aksi

bir duruş sergiledi. PKK süreç içerisinde Öcalan'ı bile

bypass etti. Bu gelişmeler ile diyalog ortamı darbe yedi.

Tabi bu durumda hükümetin duruşu da sertleşti. Geçmiş

hükümetlerle kıyaslarsak çözüm için en önemli adımları

bu hükümet attı. Ama stratejiyi, AK Parti'yi yıkmak

üzerine belirlemek doğru değildir. Kaldı ki önceki

Page 286: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

286

dönemlerde yaşananlar var. Sistematik işkenceler, köy

boşaltmalar ve faili meçhuller... Onlar bu dönemde sona

erdi. Geçmiş dönemleri unutmamak lazım. AK Parti

düşmanlığı üzerinden siyaset yapılmamalı. Gerçekçi

olmak zorundayız." dedi.

Hükümetin, askeri vesayet ile ciddi bir mücadele içine

girdiğini belirten Burkay, ancak bu süreçte terör örgütü

PKK'nın silahlarının Kürt siyaseti üzerinde vesayetine

devam ettiğine dikkat çekti. Bunun, Demoklesin kılıcı gibi

halen durduğunu dile getiren Burkay, "BDP, özgürce

siyaset yapamıyor. BDP, Kandil ve İmralı'dan gelen

talimatlara göre hareket ediyor. Farklı sesler yükseldiğinde

ise PKK tarafından susturuluyor. Silahların gölgesinde

özgürce siyaset yapılamaz. Oysa talepler silahsız dile

getirilmeli. Silahlar dışında siyaset yapılsa Kürtler daha

memnun olur. Çok acılar çekildi. Artık bu acılar sona

ermeli." ifadelerini kullandı. "Fırat'ın ötesinde sadece

Kürtler öldürülmedi. Oradaki çete ile ters düşen generaller

ve albaylar da ortadan kaldırıldı." diyen Burkay, şöyle

devam etti: "Bugün savcıların olayları incelediğini

görüyoruz. Bu, çok önemli... JİTEM mutlaka ortaya

çıkartılmalıdır. Çok geç kalındı. Çeteler ve JİTEM ortaya

çıkartılmalıdır. Kontrgerilla eylemleri, Özal suikastı, Eşref

Bitlis olayı, Bahtiyar Aydın, gazeteci ve aydınlara yapılan

suikastlar devlet sırrı gibi saklanıyor. Bu nasıl sırdır ki

cumhurbaşkanına suikast, Gaffar Okkan'a yapılan saldırı

açığa çıkartılmıyor. Büyük bir tuzak var. Bu tuzak Kürt

sorununun çözümsüzlüğe itilmesidir. Bu tuzağı bozmak,

Fırat'ın ötesindeki yapıya ulaşmak ile mümkündür. Nasıl

ki Özal bu konuyu çözmek için uğraştığında 33 er olayı

oldu, suikast girişimi yaşandıysa benzer tuzakları

yaşamaya hep devam ettik. Belli ki çözüm istemeyen iç ve

dış yapılar var. PKK'nın ve devletin derinlerinde

Page 287: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

287

çatışmalardan faydalananlar var. Gerçekler ortaya

çıkartılmalı ki yangın sönsün" (69).

AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan’ın Genel

Merkez’e sunduğu rapor, Güneydoğu’da uyuşturucu

bağımlılığının ulaştığı boyutu gözler önüne serdi. Raporda

uyuşturucu kullanım yaşının 11’e kadar düştüğü ve terörle

anılan mahallelerde yaygınlaştığı belirtiliyor. Rapora göre,

son iki yılda uyuşturucu ekimi ve satışı ile ilgili 600 olay

gerçekleşti. 50 kilodan fazla eroin, 21 ton esrar, 2 bin adet

ecstasy hap ve 6 milyon Hint keneviri kökü ele geçirildi.

Savcılığın verilerinde de son üç yılda 342 çocuğun madde

bağımlılığı sebebiyle denetimli serbestliğe tabi tutulduğu

ifade edildi. Raporda, 400 aile ile yapılan görüşmelere de

yer veriliyor. Aileler, Diyarbakır’da uyuşturucu pazarının

her sokakta, parkta ve okul önünde kurulduğunu söylüyor.

Halit Advan, bu tabloyu şöyle özetliyor: “Maalesef esrar,

bölgenin geleneksel tarım ürünü haline geldi. İntihar

vakaları artıyor.” 30 yılı aşkın süredir terörle boğuşan

Doğu ve Güneydoğu Anadolu, bir yandan da uyuşturucu

tehdidi altında. Terörün en yoğun olduğu bölgelerde esrar

tarlaları boy gösteriyor. Diyarbakır-Bingöl arasında uçsuz

bucaksız uyuşturucu tarlaları bulunuyor. Diyarbakır

kırsalında yılda ortalama 500 ton esrar yetiştiriliyor. Bu

korkunç tablo karşısında harekete geçen AK Parti

Diyarbakır İl Başkanlığı bünyesinde Uyuşturucu ile

Mücadele Komisyonu oluşturuldu. Komisyon, yaptığı alan

tarama çalışmalarını bir rapor halinde Genel Merkez’e

sundu. Rapora göre terör örgütü faaliyetlerinin yoğun

olduğu Bağlar ilçesi Kaynartepe, 5 Nisan ve Muradiye

mahalleleri, Yenişehir ilçesi Seyrantepe, Dicle, Ferit Köşk

ve Fiskaya mahalleleri ile Sur ilçesi Saraykapı ve

69 Burkay, Kemal. İşte PKK'nın yeni stratejisi! Kanal 5. Cihan Haber

Ajansı. 12.11.2012.

Page 288: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

288

Hançepek mahallelerinde uyuşturucu madde kullanımı ve

satıcılığı had safhada.

Bu durum raporda şöyle anlatılıyor: “Uyuşturucu

kullanımının ve satımının birinci dereceden etkisinin

yoksulluğun ve terör örgütü faaliyetlerinin birleştiği alan

üzerinde yoğunluğu komisyonumuz tarafından fark

edilmiştir. Diyarbakır kentimizde yine çocukların terör

örgütü eylem faaliyetlerinin içinde yer almaları, kuşkusuz

çocukların ailelerinin denetim eksikliğinden

kaynaklanmaktadır. Çocukların uyuşturucu madde

kullandıktan sonra yapmış oldukları terör örgütü

gösterilerinde bir banka binasının yakılması girişiminde

bulunmaları kısa bir örnek olarak durumun ciddiyetini

ortaya koyabilir niteliktedir.”

Raporda ayrıca, şehrin diğer problemlerine de dikkat

çekiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)

verilerine göre son 5 yılda 333 kişinin intihar ettiği, İş-Kur

verilerine göre işsiz sayısının 50 bin civarında olduğu,

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü istatistiklerine göre de

kentte 11 bin 500 sabıkalı hırsız bulunduğu bilgileri

sıralanıyor. Terör örgütünün dini de kullanmaya

başladığına vurgu yapılan raporda, “Mele açılımı,

müftülüklerin iyi yönlendirememelerinden ötürü beklenen

sonuçları henüz verememiştir.” itirafı da yapılıyor. Buna

karşılık ‘PKK’lı imamlar’ın çok iyi organize olarak ciddi

anlamda propaganda yaptığına ve kimi yerlerde başarılı

olduğuna dikkat çekiliyor. “Bölgede cami cemaatinin

sayısı batı illerine nazaran ciddi ölçüde fazladır. Ancak bu

denli inançlı bir toplumun BDP’ye yüzde 58 oranında oy

vermesinin altında yatan gerçeklerin sosyolojik analize

muhtaç olduğu aşikardır.” deniliyor. AK Parti Diyarbakır

İl Başkanı Halit Advan, raporu şöyle yorumluyor:

“Maalesef esrar, bölgenin geleneksel tarım ürünü haline

geldi. Uyuşturucu kullanımı ve intihar vakaları artıyor.

Page 289: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

289

İşsizlik yüksek. İnsanlar mutsuz.” Advan, yetkilileri tedbir

almaya çağırıyor (70).

Gazeteci ve akademisyen Önder Aytaç, KCK ve

PKK’nın nereye koştuğunu özetleyen makalesiyle

kitabımıza son noktayı koyuyoruz: Abdullah Öcalan’ın

2011 yılında Suriye’ye ilişkin verdiği talimatlarda; “Suriye

Kürtlerinin hem Beşir Esad hem de muhalif gruplar ile

diyalog içerisinde olunmasını, hangi taraf olumlu

yaklaşıyorsa da o tarafa taleplerini dayatmalarını ve

gerektiğinde silah da kullanarak öz savunmalarını

yapmalarını” istemekte. Bu şekliyle hareket tarzını

sürdüren örgüt, Suriye’de, özellikle de Suriye’nin

kuzeyine kalıcı bir şekilde yerleşmeyi hedeflemekte…

PKK / KCK terör örgütü, Birleşik Kürdistan amacı ile son

zamanlarda Suriye’deki faaliyetlerine büyük bir önem

vermekte. Bu durum yalnızca Türkiye açısından değil,

bölgedeki diğer Kürt kesimler ve Irak Bölgesel Kürt

Yönetimi (IBKY) bağlamında da öncelikli bir konudur.

Suriye’deki Kürt kesimlerin derin-milliyetçi bilinci ve

dolayısıyla da temel refleksleri IBKY lehine bir görüntü

ortaya koyarken, aktif gençlik hareketleri ise daha çok

PKK / KCK’nın paravan örgütlenmesi olan PYD yanlısı

görüntüler sergilemekte. IBKY, Suriye Kürtlerinin, Suriye

Ulusal Muhalefetiyle işbirliği içinde bir duruş

sergilemesini, bununla birlikte, Kürtlerin temel

taleplerinden taviz verilmeden birlik içinde hareket

edilmesini arzulamakta. PKK / KCK ise, bir yandan PYD

üzerinden Barzani’nin desteğine haiz diğer Kürtlerle

işbirliği içinde hareket ederken, diğer yandan da Suriye

Kürtleri üzerindeki ağırlığını arttırmaya çalışmakta…

Abdullah Öcalan’ın 2011 yılında Suriye’ye ilişkin verdiği

talimatlarda; “Suriye Kürtlerinin hem Beşir Esad hem de 70 Dönmez, Ahmet. Kürt çocukları esrarın pençesinde. Zaman gazetesi.

30.10.2012.

Page 290: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

290

muhalif gruplar ile diyalog içerisinde olunmasını, hangi

taraf olumlu yaklaşıyorsa da o tarafa taleplerini

dayatmalarını ve gerektiğinde silah da kullanarak öz

savunmalarını yapmalarını” istemekte. Bu şekliyle hareket

tarzını sürdüren örgüt, Suriye’de, özellikle de Suriye’nin

kuzeyine kalıcı bir şekilde yerleşmeyi hedeflemekte… İşte

bu nedenle de; bölgedeki faaliyetlerini her geçen gün

hızlandırarak, özerkliğin ilan edilmesine yönelik

çalışmalarını yoğunlaştırmaktadır. Bu bağlamda;

1. PKK-KCK, PYD üzerinden; Afrin, AynElArap

(Koban) ve Kamışlı civarında, gençliğin organize edilmesi

ve Suriye Kürtleri üzerinde hâkimiyet kurulduğu izlenimi

yaratılması hedeflenmekte,

2. Kanımızca 2013 Nevruz’undan önce Suriye’de

özerklik ilan edilmesi arzulanmakta,

3. Yine; "Kürt Dil Okulu" adı altında eğitim ve kültür

merkezi bu bölgede açılmakta,

4. Politika ile ilgili eğitimler verilmekte ve örgütlenme

çalışmaları yapılmakta,

5. Örgüte ait kamplarda ideolojik ve askeri eğitimler

verilmekte,

6. Suriye’den örgüte katılımlarda da bir hayli artış

yaşanmakta,

7. Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi, Suriye’de de köklü

bir yerleşim hedeflenmektedir…

Suriye’de PKK militanı olarak yaklaşık 1500 kadar

kişi bulunmakta ve her hafta Irak’ın kuzeyinden yeni yeni

geçiş yapan grupların katılımlarıyla da bu sayı

artmaktadır. Yine bazı bölgelerde örgüt mahkemeler

kurulduğu, cezaevleri oluşturulduğu ve kaçakçılık /

vergilendirme, şehirlerin giriş ve çıkışlarında da inzibat

faaliyetleri yürütmektedir.

Page 291: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

291

Suriye’deki bu karışık durum devam ettiği için,

önümüzdeki zaman diliminde şu soruların yanıtlarına

dikkat edilmelidir. Şöyle ki;

1. Beşir Esad yönetimi, rejimi devam ettirmek için,

PKK-KCK’nin Suriye’nin kuzeyindeki yapılanmasına

zımnen izin vermeye devam edecek mi?

2. PKK içindeki Suriyeli militanların sayısı daha da

fazlalaşacak mı?

3. Suriye üzerinden, Amanoslara ve özellikle de

kırsaldaki jandarma bölgelerine yönelik olarak, militan ve

mühimmat transferi artarak devam edecek mi?

4. Bu bağlamda da, Suriye üzerinden gelen terör,

Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa, Mersin

ve hatta Antalya’ya doğru terör uzanabilir mi?

5. Yine PKK’nin kendi lehine alan ve şehirleri

devşirmesinin nedeniyle, Halep’teki Arap ve Türkmen

nüfus ciddi anlamda tepki gösterecek ve taraflar arasında

muhtemel bir iç-çatışma olacak mı? Ve bu durumun

ülkemize yansıması da olumsuz olacak mı?

6. Bu nedenle de Irak’taki üslenmeye benzer hatalı bir

durumun, Suriye’de de olmaması için çok dikkat edilmeli

ve PKK’nin buradaki alan ve zaman hakimiyeti

zayıflatılmalı ve hatta bitirilmeli mi?

Ne dersiniz?..

Şimdi de yola gene devam edelim ve PKK-KCK’nin

ses getirici eylem arayışlarına da beraberce irdeleyelim.

PKK-KCK yapısı son dönemde hem şehir

merkezlerinde hem de kırsalda yapılan sonuç odaklı

operasyonlarla ciddi sıkıntılar yaşadığı için, kendisince ses

getirici saldırılarda bulunarak bir çıkış yolu bulmayı

arzulamaktadır…

PKK-KCK;

Page 292: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

292

1. Kırsal arazilerde dağınık hareket edilmesini ve fakat

grupların parçalanarak güçlerinin dağıtmamasını ve eylem

amacıyla bir araya gelinmesini,

2. Düzenlenen her saldırıların kameralarla

kaydedilerek, propaganda saikiyle Fırat Haber Ajansı

aracılığı ile haber yapılmasını,

3. Yaz aylarında jandarma (JÖH) ve polis (PÖH)

tarafından operasyon yememek için, sıklıkla (15 gün gibi)

kamp noktalarının değiştirilmesini,

4. Güvenlik güçlerini yanıltmak saikiyle kıyafetlerin

farklı olmasına dikkat edilmesini ve silahların

görünmemesinin sağlanılmasını,

5. Anadolu’daki yapımı devam eden barajlara yönelik

bir eylemin gerçekleştirilmesini,

6. Özellikle ve öncelikle kalburüstü sivil, asker,

bürokrat ve mülki amirlerin saldırılarda hedef alınmasını,

7. Ayrıca, güvenlik güçlerine yönelik, pusu,

mayınlama, taciz ateşi gibi riski az eylemlerin artarak

devam edilmesini,

8. Mevcut eylem tıkanıklığını da aşmak için,

metropoller ve şehir merkezlerinde de saldırılar

düzenlemeyi,

9. “Şehir gerillacılığı” adı altında; sabotaj, suikast,

bombalama gibi saldırı yöntemlerine ve bunlarla ilgili

eğitimlere ağırlık vermeyi,

10. Bu bağlamda Öz Savunma Birliklerini (ÖSB)

metropol şehirlerde, daha yaygın, etkin ve sürekli bir

şekilde yapılandırılmayı istemektedir…

Kanımızca bundan sonraki süreçte PKK-KCK terör

yapısı, Diyarbakır mliserkez olmak üzere, bazı diğer

metropol şehirlerde de, ÖSB’li kişilerin eylemleri ile

valilik ve önemli devlet binalarına, çarşı iznine çıkan

Page 293: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

293

askerlere, daha önce keşfi yapılan resmi / sivil polis

arabalarına ve yerleşim yerleri tespit edilmiş terör ve

istihbarat konusunda uzman olan akademisyenlere ve

polislere yönelik silahlı / bombalı saldırı eylemleri

yapılması söz konusu olacaktır. Eğer bu bağlamda burnum

bile kanayacak olursa bunun sorumlusu Başbakan

Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Başer Atalay, Ankara

Valisi Yüksel ve Emniyet Genel Müdürü Kılıçlar ve Polis

Akademisi Başkanı Remzi Fındıklı’dır…

Gediktepe + Hakur + 250 örgüt mensubunun + saldırı

+ Tekeli taburu + Şemdinli ilçe merkezi + Gomani + Efkar

dağları kelimelerini birleştiren bir cümlenin kurulması

durumunda olacak her şeyden sizce kim sorumlu

olacaktır?

PKK-KCK’nin bütün çabalarına karşın, şiddet içerikli

sokak gösterilerine yurttaşlarımız asla teveccüh

göstermemektedir. Neredeyse Öcalan’ın 27 Temmuz

2011’den bu yana avukatlarıyla görüştürülmemesini

protesto etmek için, BDP organize ettiği bazı illerde

yapmaya çalışılan eylemlerde bile vatandaşların

kandırılamadığı çok net bir şekilde görülmektedir…

BDP milletvekilleri, PKK-KCK kadrolarının tüm

yönlendirmelerine rağmen, 27 Temmuz’daki eylemler

alabildiğine sönük geçmektedir ve çok az sayıda katılım

sağlanmaktadır… Adıyaman, Batman, Diyarbakır,

Hakkâri, İstanbul, Mardin, Mersin, Şırnak ve Van da

yapılmaya çalışılan eylemlerde Kürt yurttaşlarımız asla

itibar etmemiş ve hepsine birden katılanların sayısı 2000

rakamını bile bulamamıştır…

Hiç bir yurttaşımız bu sokak gösterilerine

katılmamakta ve itibar etmemektedir. İtibar etmemektedir

çünkü, son dönemlerde yapılan KCK operasyonlarının bu

duruma artı değer katması söz konusudur.

Page 294: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

294

Özellikle de Eylül 2011’den Ekim 2012’ye kadar

yapıla gelen ve en az kesintisiz 1 yıl daha devam etmesi

gereken bu KCK operasyonları sayesinde; örgütçe kitleleri

eylemselliğe yönlendirebilecek kadroların bulunmasında

büyük sıkıntılar yaşanmaktadır ve artık sokak

eylemlerinde ciddi anlamda düşüşler yaşanması söz

konusudur…

PKK-KCK önümüzdeki haftalarda ve aylarda ne

melanetler yapabilir?

1.Öcalan her fırsatta gündeme getirilerek, yeniden

onunla irtibat kurulmasına çalışılacak mı?

2.Hakkâri / Dağlıca ve Kayseri / Pınarbaşı gibi bir

terör eylemi ile ses getirici, büyük çaplı şiddet eylem

arayışları ile kırsalda pusu, taciz ateşi, mayınlama gibi

saldırı girişimleri yapılabilir mi?

3.Özellikle de Hakkâri ve Siirt kırsal alanlarında, etkili

saldırılar gerçekleştirilmeye çalışılacak mı?

4.Amanoslar ve Karadeniz bölgeleri takviye edilerek,

ses getirici eylemlere tevessül edilebilir mi?

5.Canlı bomba, fedai türü eylemler de dâhil olmak

üzere, şehir merkezlerindeki bombalı saldırı arayışlarına

devam edilecek mi?

6.Suriye’nin kuzeyindeki örgütsel varlığın

güçlendirilmeye ve bu sayede Türkiye’deki terör

olaylarının da artırılmaya çalışılması var mı?

7.Yol kesme, adam kaçırma, iş makinesi yakma

türünden saldırılar ile kritik altyapılara yönelik eylemlerin

yapılması söz konusu mu?

8.Çeşitli bahanelerle, sokak eylemlerinin arttırılmasına

çalışılacak mı?

PKK-KCK terör örgütü saldırıları için çözüm nedir?

Page 295: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

295

1.Hakkari / Şemdinli Çukurca’da bir hareketlilik söz

konusu mudur? Çünkü; PKK-KCK, son zamanlarda,

özellikle Hakkari iline yoğunlaşmaktadır ve bu bağlamda

da Şemdinli ve Çukurca ilçelerine yönelik sanki eş

zamanlı olarak saldırılar mı planlamaktadır?

2.PKK-KCK acaba 1980 ve 1990’lı yıllarda olduğu

gibi, bu yerlere yine 300-400 kişilik saldırılar mı

düzenlemeyi düşünmektedir?

3.Şemdinli’de PKK militanlarının mevzilendiği

Gomani tepesi ve Günyazı köyüne yakın Yiğitler mezrası

çevresi JÖH ve PÖH tarafından kontrol altına alınmış

mıdır?

4.Şemdinli’de emniyet ve asker ortaklaşa ve etle

tırnak gibi bütünleşerek PKK-KCK’nin yapacağı

saldırıları püskürtmüş müdür?

5.PKK-KCK’ya karşı operasyonların arttırılarak ve

kesintisiz 1 yıl devam ettirilmesi gerekli midir?

6.Kırsalda ve sınır ötesindeki üslenme bölgelerine

yönelik, istihbarat destekli, teknik imkânların çok etkin

kullanıldığı önleyici hava / kara operasyonlarının

arttırılması gerekli midir?

7.Bu konuda özellikle jandarma ve askeri birimlerin

yönlendirilmesi zaruri midir?

8.Karacı yapılanmanın bir an önce re-organize

edilmesi ve mutlaka ‘bekle-öl’ şeklinde değil, ‘saldır-vur’

şeklinde konuşlandırılması mı gereklidir?

9.PKK-KCK’nın içinde de inanılmaz derecede

ideolojik bunalım, strateji geliştirememe, örgüt içinde

hizipleşme, iç hesaplaşmalar, derin devlet ile çok sıcak

birliktelikler ve liderlik çekişmeleri gibi sorunlardan acaba

yararlanılabilmekte midir?

Page 296: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

296

10.Öcalan’ın izole edilmesinin devamlılığı ve PKK-

KCK örgütünü itibarsızlaştıran / etkisizleştiren

uygulamaların üzerine hassasiyetle gidilmesi gerekli

midir?

11.PKK-KCK’nin üst düzey yöneticilerine, İsrail’in

FKÖ’nün, İran’ın PJAK’ın, Rusya’nın Çeçenler’in üst

düzey yöneticilerine yaptığı nokta ve sonuç odaklı

yaklaşımın aynısının tıpkısının yapılması artık bir an önce

gerçekleştirilmeli midir?

12.Yine bu paralelde, şehirlerde halk ayaklanması ve

alternatif devlet yapılanmasını amaçlayan illegal KCK

oluşumlarına yönelik operasyonların aynı hassasiyetle

sürdürülmesi gerekli midir?

13.PKK-KCK yapısına yurtdışı kaynaklı desteğin

kesilmesine yönelik atılması gereken bütün adımların

aksatılmaksızın arttırılması lazım mıdır?

14.Bu bağlamda, Irak’ın kuzeyindeki PKK-KCK

devletinin kurulmaması ve Suriye’deki karışıklığın

örgütsel bir kazanıma dönüşmesinin önlenmesi yapılmalı

mıdır?

15.Kamuoyunda, “terörle müzakere” edilebileceği gibi

bir algının oluşturulmasının önüne geçilmesi amacıyla;

kesinlikle ve özellikle bölge halkının sorunlarının

teröristler ile pazarlık konusu ol(a)mayacağı, çözüm

sürecinde rol almak isteyenlerin silahla ilişkilerini

sonlandırmaları gerektiği net bir biçimde vurgulanmalı

mıdır?

16.Kamuoyunda, “terör olaylarının artmasına paralel

olarak uzlaşma zemini arandığı” izlenimine asla ama asla

ve hatta Beşir Atalay’ın rağmına meydan verilmemelidir

değil mi?

Page 297: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

297

17.Örgüt üst düzey sorumlularının yerlerinin tespit

edilmesinde büyük fayda sağlayacak ve örgütteki

çözülmeleri hızlandıracak mıdır?

18.Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren

Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara

Verilecek Ödül Hakkında Yönetmeliğin ışık hızıyla hayata

geçirilmesi gerekli midir? Elzem midir? Olmazsa ihanet

midir?

19.PKK-KCK örgütünün içinde bulunduğu

sıkıntılardan dolayı örgütsel problemlerin / ayrışmaların,

son dönemde alabildiğine fazlalaştığı ve örgütten

kaçışların / ayrılmaların inanılmaz arttığı kamuoyuna

yeterince anlatılmakta mıdır?

20.PKK-KCK yapılanması Şemdinli ve Yüksekova’da

neredeyse 5000 sivil halkın ölmesinin örgütçe göze

alınması söz konusu mudur?

21.Mesut Barzani’nin terör örgütünü açıktan

desteklediği ve hatta bol miktarda askeri kamuflaj ve

kıyafet temin etmesi doğru mudur?

22.Şemdinli’ye yönelik saldırı girişimi öncesinde

başka bir oyun çevirip, güvenlik güçlerini başka bir

bölgeye çekmeye çalışacakları, sonrasında ilçe merkezinde

güvenlik güçlerinin sayılarının azalmasından faydalanarak

saldırıya geçmeleri mi söz konusu olacaktır?

23.Gediktepe + Hakur + 250 örgüt mensubunun +

saldırı + Tekeli taburu + Şemdinli ilçe merkezi + Gomani

+ Efkar dağları kelimelerini birleştiren bir cümlenin

kurulması durumunda olacak her şeyden sizce kim

sorumlu olacaktır?

24.Yüksekova sorumlusunun kim olduğu, Yüksekova

ve Şemdinli’nin ele geçirilmesi, Çukurca’nın çevresinin

sarılması, sonunda da bütün Hakkâri’nin ele geçirilmesi

çalışması var mıdır?

Page 298: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

298

25.Dalamper Dağının Hakurk Bölgesi’ne bakan

tarafında sınıra yakın bir yerde 1800 kadar militanın

beklediği, 16-17 katıra yüklü şekilde ağır makineli

silahları ve bol miktarda ilkyardım malzemesinin varlığı

söz konusu mudur?

26.Yüksekova’ya 700 örgüt mensubunun gönderildiği,

askeri operasyonların neticesi ne olursa olsun Şemdinli ve

Yüksekova’yı basmaya kararlı oldukları doğru mudur?

27.Diyarbakır – Lice içinde böylesi bir basma planının

varlığı söz konusu mudur? (71).

PKK terör örgütünün Avrupa ülkelerinde vakıf,

dernek, vb. kuruluşlar adı altında topladığı yardımlar gelir

kaynakları arasında büyük meblağları ifade etmektedir. Bu

kuruluşlar Almanya, Hollanda, Rusya, İsviçre, Danimarka,

İsveç, ABD, Kanada ve Fransa gibi ülkelerde kurulu olup,

toplanan para trafiği Kürt Demokratik Halk Birlikleri

(ERNK) tarafından kontrol edilmektedir. Sayıları 165'i

bulan bu dernekler 9 federasyonun çatı kurumu olan

KON-KÜRD tarafından organize edilmektedir. PKK terör

örgütü Almanya'da resmen yasaklanmasına rağmen

faaliyetlerini farklı isimlerde kurulan dernek ve

kuruluşlarca sürdürmektedir.

Öte yandan PKK terör örgütünün diğer gelir

kaynaklarını şu şekilde sıralamak mümkün:

Yandaş devletlerin yardımlarını da unutmayalım.

Özellikle PKK terör örgütünün kurulduğu yıllarda

doğrudan parasal olarak yapılan yardımlar halen devam

etmekte fakat ABD'ye yapılan terör örgütü saldırısı sonucu

terörün algılanışının farklılaşması ve günümüzdeki

yeniden yapılanmalar sonucu yerini kısmen dolaylı

yardımlara bırakmıştır. Bu dolaylı yardımlar ise yandaş

71 Aytaç, Önder. PKK-KCK Nereye Koşuyor? Rotahaber.com.

28.10.2012.

Page 299: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

299

devletlerin topraklarında barınma izini, terör örgütü

üyelerine verilen eğitimler şeklinde sıralanabilir.

Yakalanan teröristlerin ifadelerinden Türkiye ve çeşitli

Avrupa ülkelerinden Yunanistan'a gönderilen PKK terör

örgütü üyelerinin bu ülkede patlayıcı madde eğitimi

aldıkları anlaşılmaktadır. Uyuşturucu ticareti en büyük

gelir kalemidir. Türkiye'nin jeopolitik konumu

düşünüldüğünde, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan

Türkiye'nin, Orta Doğu'dan Avrupa ülkelerine yapılan

uyuşturucu ticareti için uygun güzergâha sahip olduğu

görülmektedir. PKK terör örgütü, nakliyesi kolay,

müşterisi hazır, para ile takası kolay ve geliri giderlerine

göre çok yüksek olan uyuşturucu maddelerin ticaretini

gerçekleştirmekte ve bu ticaretten yüksek gelir elde

etmektedir. Yakalanan terör örgütü üyesinin ifadesine göre

Van'dan İstanbul'a götürülen uyuşturucu maddenin kilosu

5 bin 500 Euro olurken Avrupa'ya çıkartılan uyuşturucu

maddenin kilosu 17 bin Euro'ya ulaşıyor. Diyarbakır

Valiliği'ne göre; 2010 ve 2011 yıllarında bölgeden

geçirilirken yakalanan uyuşturucu madde miktarının 39,3

ton ağırlığında olması terör örgütünün finansal kaynakları

arasında uyuşturucu ticaretinin büyük önemi olduğunu

gösteriyor. PKK, her türlü kaçakçılık işleri yapmaktadır.

Bunlar içerisinde silah, petrol ve petrol ürünleri, insan,

sigara vb. kaçakçılığını sayabiliriz. Özellikle son yıllarda

sigara ve petrol ürünlerindeki yükselen fiyatlar nedeniyle

vatandaşlar alternatif arayışlara girmiş ve özellikle İran ve

Irak'tan getirilen kaçak sigara ve petrol ürünlerine talep

artmıştır. Ülkeye kaçak olarak getirilen sigara ve petrol

ürünleri vergisiz olarak ve yüksek kâr marjı ile satılmakta,

sağlanan gelir ise PKK terör örgütüne verilmektedir.

Yurtiçinden ve yurtdışından topladığı haraçlar her sene

artmaktadır.

Page 300: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

300

Haraç ile ifade edilen ise PKK terör örgütü ile ilgisi

olan veya olmayan kişi ve kuruluşların terör örgütüne

zorla yaptıkları mali desteklerdir. Bu yol ile toplanan

gelirin yıllık 150 milyon Euro civarında olduğu tahmin

edilmektedir. Fransa’da açılan PKK davasında bir milyar

ABD doları rakamı telaffuz edilmiştir. Hıristiyan

misyonerler vasıtasıyla sıcak paralar Avrupa’dan ülkemize

taşındığı içim kimse gerçek rakamı bilemiyor. Soygun ve

gasp yapan PKK, özellikle büyük şehirlerde aktiftir. Ünlü

türkücü İbrahim Tatlıses’ten bile gasp yoluyla paralar

alınmıştır. Tüm zengin işadamları hedefleridir. Terör

örgütü üyeleri tarafından gerçekleştirilmekte olan soygun

ve gasptan sağlanan kaynakların büyük meblağlar

olmadığı düşünülse de, devletimizi ve vatandaşlarımızı

hem maddi hem de manevi olarak kayıplara

uğratmaktadır. Sahtecilik almış başını gitmiştir.

Günümüzde baskı teknolojisinin de ilerlemesi ile para

basımı için gerek duyulan araç ve gereçler kolaylıkla elde

edilebilmekte, terör örgütünün ihtiyaç duyduğu kaynak

sahte para basılıp piyasaya sürülerek sağlanmaktadır.

Görüldüğü üzere PKK terör örgütü hayatımızın her

alanına girerek kendisine para kaynakları yaratmaktadır.

Bizim bu bataklığı tamamen kurutabilmemiz için mutlaka

finans kaynaklarına inilmesi ve milletimizin çok uyanık

olması gerekmektedir (72).

Zirve Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Ortadoğu

Stratejik Araştırmalar Merkezi (OSAM) Müdürü Doç. Dr.

Gökhan Bacık, terör örgütü PKK'nın, her yıl ihtiyaç

duyduğu milyarlarca dolar parayı sınır bölgelerinde

kaçakçılardan ''vergi'' adı altında topladığı haraçlardan

elde ettiğini belirtiyor. Doç. Dr. Bacık, terör örgütü

72 Ban, Ünsal. PKK Terör Örgütünün Para Kaynakları. Bugün gazetesi.

13.11.2011.

Page 301: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

301

PKK'nın, 2011-2012 yılında bir teröristin dağda barınması

için günde ortalama 70-80 dolar harcadığını, söz konusu

teröristin bir yerden bir yere eylem yapmaya gitmesi

durumunda ise maliyetin katlandığını kaydediyor.

Maliyetler karşısında örgütün büyük paralara ihtiyaç

duyduğuna işaret eden Doç. Dr. Bacık, ''Terör örgütü

PKK'nın, silahlı mücadele süresi uzadıkça, haraç ve bağış

yoluyla elde ettiği gelirlerinde ciddi oranlarda düşüş

görülüyor. Örgüt, her yıl ihtiyaç duyduğu 4-5 milyar doları

sınır bölgelerinde kaçakçılardan 'vergi' adı altında

topladığı haraçlardan elde ediyor. PKK, terör örgütünün

varlığını sürdürebilmesi için mutlaka büyük bir ekonomik

kaynak oluşturması gerekiyor. Örgüt, uyuşturucu, silah

kaçakçılığı, göçmen ticareti gibi işler oluşturarak ciddi

maddi gelirler elde etmeye çalışıyor'' diye konuşuyor.

Türkiye'de sadece PKK'nın değil, faili meçhullerden,

darbelere kadar bütün negatif yapıların ekonomik

yapısının bulunduğunu, bu illegal ekonomik yapıların

mutlaka çökertilmesi gerektiğini, aksi takdirde milyar

dolarlık uyuşturucu ve sigara kaçakçılığı pazarının olduğu

yerde bu kaynağa talip olanların da mutlaka çıkacağını

dile getiren Doç. Dr. Bacık, şunları tesbit etmiş: ''Tabii ki,

PKK da diğer örgütler gibi finansal kaynaklarını diri

tutmak isteyecektir. PKK ve benzeri örgütler, Afganistan

üzerine gelip Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden göçmen

kaçakçılığı işinden de ciddi gelir elde ediyor. Ancak terör

örgütü PKK'nın, bu kadar parayı bunca yıldır bu kadar

rahat bulması çok çok problemli bir sorundur. Türkiye gibi

büyük iddiaları olan bir devletin, gücüne paralel bir şey

değildir. Bu gayri meşru ekonomik güç ortada durduğu

sürece de, istediğiniz kadar operasyon yapın, temizlik

yapın, o yine yeşerip ortaya çıkar. Terör örgütünün para

muslukları kesilmedikçe, örgütün yok edilmesi veya silah

bırakmaya zorlanması imkânsız. Polisin ve jandarmanın

Page 302: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

302

gerek sigara, gerekse de uyuşturucu kaçakçılarını

yakalaması büyük bir başarıdır. Ama insanlar doğudan

gelen uyuşturucuyu Türkiye üzerinden batı pazarına

götürdüğü sürece, ne terör biter, ne de bu bölgedeki

istikrarsızlıklar biter'' (73).

Terör örgütünün ulusal ve global mali kaynaklarının

yer aldığı Mali Suçları Araştırma Kurulu raporu, PKK'ya

yapılan yardımları mercek altına aldı. Raporda, Türkiye'de

bulunan terör örgütüne yakın derneklere Avrupa'dan yüklü

miktarda para aktarımı gerçekleştirildiği ortaya çıktı.

MASAK'ın, söz konusu raporunu MİT, emniyet ve

savcılığa gönderildi. Raporda yer alan belgeler,

Avrupa'nın terör örgütüne yaptığı mali yardımları tescil

ediyor. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), bir

ihbar üzerine Diyarbakır merkezde bulunan ve özellikle

kadın ve çocuklara yardım etmek için kurulduğu öne

sürülen 'Umut Işığı Kadın Kooperatifini' yakın takibe aldı.

2008'de kurulan derneğin mali hesaplarını inceleyen

MASAK, Umut Işığı Kadın Kooperatifine Avrupa'daki

tanınmış yardım vakıflarından 3 yıl içinde toplamda 760

bin İsveç Kronu, 100 bin Amerikan Doları ve 125 bin lira

para aktarıldığı ortaya çıktı. MASAK uzmanları bu

paranın PKK'ya aktarıldığını iddia ediyor. 2008'de kurulan

Umut Işığı Kadın Kooperatifi'ne mali destek sağlayan

kuruluşların izini süren MASAK, Avrupa'daki İsveç Kürt

Kültür Vakfı'na ulaştı. Vakıf üzerinde araştırma yapan

MASAK uzmanları, Stockholm Kürt Kültür Derneği ve

bazı oluşumların yasal kılıf altında PKK'nın dağ

kadrosuna militan temin ettiğini iddia etti. Raporun konu

ile ilgili kısımlarında "Umut Işığı Kadın Kooperatifine

para transfer eden Kürt Kültür Vakfı hakkında internet

üzerinden yapılan taramada; Stocholm Kürt Kültür 73 Bacık, Gökhan. Terör Örgütünün en büyük gelir kaynağı. Sabah

Gazetesi. 13.07.2012.

Page 303: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

303

Derneğinin de içinde bulunduğu bazı oluşumların yasal

kılıf adı altında PKK'ya dağ kadrosu ve militan temini

amacıyla hizmet verdiği, bunların aynı zamana PKK

militanlarının buluşma noktası olduğu Türk ve Kürt iş

adamlarını tehdit ederek çok miktarda nakit temin ettikleri,

bürolarında uyuşturucu ticaretini ve organize

fuhuşu yönettikleri, İsveç hükümetinin PKK'yı terör

örgütü olarak tanımakla birlikte bu tür paravan kuruluşlara

müsamahakâr davrandığı iddia edilmektedir" ifadeleri yer

aldı.

Maliye Bakanlığı'na bağlı Mali Suçları Araştırma

Kurulu (MASAK) PKK'ya finans desteği sağlayan

oluşumları yakın takibe aldı. 2 yıl süren çalışmanın

ardından Avrupa'daki vakıflardan Chest Vakfı, Global

Fund Children ve Ashoka General gibi kuruluşların

Diyarbakır'da PKK'ya yakınlığıyla bilinen 'Umut Işığı

Kadın Kooperatifi' adlı kuruluşa yüklü miktarda para

aktardığını tespit etti. MASAK tarafından hazırlanan

raporunun MİT, emniyet ve savcılığa gönderildi. Raporun

konu ile ilgili kısmında: " Umut Işığı Kadın

Kooperatifi'nin doğrudan kendi hesaplarına yahut ortak

veya çalışanlarının hesaplarına yurt dışından 'Kürt Kültür

Vakfı (Kurdiska Kulturstiftelsen)' tarafından toplam

469,800 SEK, Vansterpartiet Jarfalla (İsveç Sol Parti)

tarafından 290,000 SEK, Global Fund For Children

tarafından 15,000 USD, Ashoka General tarafından

26,435,63 USD ve Chrest Foundation tarafından 45,598

USD tutarında para transfer edilmiştir. Diğer yandan İsveç

İstanbul Başkonsolosluğu tarafından Kurdiska

Kulturstiftelsen adlı kuruluşa 140,931 SEK tutarında para

transfer edilmiştir" bilgileri yer alıyor (74).

74 Kılıç, Mustafa. İşte PKK’nın para kaynaklarının belgesi. Milli Gazete.

21.09.2012.

Page 304: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

304

Terör örgütünün beslendiği en önemli finans

kaynaklarının başında uyuşturucu ticareti geliyor.

Emniyet'in raporlarında da PKK-uyuşturucu ilişkisi

konusunda çarpıcı veriler yer alıyor. Buna göre 1981'den

beri yapılan operasyonlarda 60 PKK sığınağında yüksek

miktarda uyuşturucu ele geçirildi. Bu kapsamda 839

terörist tutuklandı. Operasyonlarda 4 bin 253 kilo eroin, 22

bin 830 kilo esrar, 4 bin 305 kilo bazmorfin, 8 kilo afyon

sakızı ve 710 kilo kokain yakalandı. Güvenlik güçleri,

teröre de finansman sağlayan uyuşturucuya yönelik

operasyonlarını son yıllarda sıklaştırdı. 1988'de zehir

tacirlerine 2 bin 737 baskın yapılmışken, bu sayı 2011’de

18 bin 24'e çıktı. Öte yandan terör örgütünün uyuşturucu

bağlantısı Avrupa Birliği polis teşkilatı EUROPOL,

NATO Ekonomik Komitesi ve Birleşmiş Milletler

Uyuşturucu Kontrol Programı'nın raporlarına da girdi.

Emniyet Genel Müdürlüğü arşiv verilerine göre terör

örgütüne yönelik operasyonlarda 60 PKK sığınağında

yüksek miktarda uyuşturucu ele geçirildi. Son 27 yılın

arşiv verilerinde 363 uyuşturucu operasyonunda zehir

tacirlerinin PKK, DHKP/C, TKP-ML, Devsol ve Asala

gibi terör örgütleriyle bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Son

yıllarda terör örgütünün finansman kaynakları arasında

olduğunun net bir şekilde ortaya çıkmasıyla birlikte

uyuşturucu operasyonlarına büyük önem verildi. Örneğin

1998 yılında uyuşturucu tacirlerine yönelik 2 bin 737

operasyon yapılmışken 2011'de bu sayı 18 bin 24'e çıktı.

1999'da uyuşturucudan yakalanan şüpheli sayısı da 6 bin

121 kişi iken 2011 sonunda bu sayı 38 bin 534'ü buldu.

Terör örgütlerinin eylemlerinin devam etmesi büyük

ölçüde finansal kaynakların yeterliliği ve devamlılığına

bağlı. Örgütlerin silah, barınma, beslenme, iletişim,

propaganda gibi ihtiyaç ve faaliyetleri büyük çapta

finansal kaynak gerektiriyor. Terör örgütü PKK için de

Page 305: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

305

uyuşturucu kaçakçılığının en önemli gelir kaynaklarından

biri olduğu ifade ediliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü arşiv

kayıtlarında terör örgütü mensuplarının ifadeleri ve ele

geçirilen belgelerdeki para kayıtları PKK'nın

uyuşturucudan finansman sağladığını açıkça ortaya

koyuyor. Türkiye'de istihbarat birimlerinin narko terör

raporlarına göre PKK artık dünya raporlarına uyuşturucu

kaçakçısı olarak girmemek için özel bir önem gösteriyor.

Avrupa ülkeleri ve Amerika gibi yerlerde daha rahat

hareket edebilmek amacıyla uyuşturucu kaçakçılığı işlerini

örgütle direkt bağlantısı ortaya çıkmayan kişilere

yaptırıyor. Ancak yine de her yıl yayınlanan uluslararası

raporlar örgütün zehir tacirliğini ortaya çıkarıyor. Avrupa

Birliği polis teşkilatı EUROPOL tarafından yayımlanan

'AB Terörizm Durumu ve Eğilim Raporu (TE-SAT 2012)'

başlıklı raporda PKK'nın Avrupa'daki üyelerinin işlediği

suçlar arasında uyuşturucu kaçakçılığı da sıralanıyor.

PKK'nın uyuşturucu kaçakçılığından kazandığı parayı

terörist faaliyetlerde kullandığı ifade edilen raporda,

Avrupa'nın PKK için lojistik destek üssü durumunda

olduğu vurgulanıyor. PKK'nın örgütsel faaliyetlerini

finanse etmek için Avrupa içinde ve dışında uyuşturucu

kaçakçılığı yaptığı belirtiliyor. Terör örgütünün, militan

devşirme ağını endişe kaynağı olarak gören raporda kara

para aklama, uyuşturucu ve insan kaçakçılığının örgüt için

temel finansman kaynağı olduğu tespiti yapılıyor. NATO

Ekonomik Komitesi 2009'da hazırladığı 'Terörün

ekonomik ve maddi boyutu' başlıklı gayri resmi raporunda

PKK'nın finans kaynaklarına dair çarpıcı bilgiler veriyor.

Terör örgütlerinin finans kaynaklarına ilişkin uluslararası

istihbarat kurumlarından elde edilen bilgiler doğrultusunda

hazırlanan raporda, Avrupa'dan PKK'ya 200 milyon Euro

aktarıldığı belirtiliyor. Raporun 70. maddesinde bu

miktarın 25 milyon Euro'sunun bağış olarak toplandığı,

Page 306: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

306

geri kalan miktarın ise uyuşturucu, insan kaçakçılığı ve

kara para aklama gibi yasa dışı işlerden toplandığı

vurgulanıyor. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol

Programı (UNODC) 2011 yasa dışı uyuşturucu kaçakçılığı

analizlerinde de PKK'nın rolünden bahsediliyor.

Uyuşturucu ticaretiyle silahlı terör örgütlerinin ilişkisinin

irdelendiği 2012 raporunda da PKK örneği veriliyor.

UNODC 2007 raporlarında, terör örgütünün uyuşturucu

madde kaçakçılığının imalat, taşıma, aracılık, satış ve

sokak satıcılığı gibi her safhasında yer alarak, finansal

destek sağladığına dikkat çekiliyor. Avrupa'da uyuşturucu

ticaretini kontrol altında tutan PKK'nın, Afganistan,

Pakistan ve Irak üzerinden getirilen uyuşturucuyu İtalya,

Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya'daki yasa dışı

örgütler ile işbirliği içerisinde Avrupa'ya nasıl aktardığı ve

pazarladığı belgeleriyle ortaya konuluyor. 30 Mayıs 2008

tarihinde, ABD yönetimi tarafından 'Yabancı Narkotik

Çeteleri Belirleme Yasası' çerçevesinde 3 PKK terör

örgütü yöneticisi uyuşturucu kaçakçıları listesine dahil

edildi. ABD Hazine Bakanlığı bünyesindeki Yabancı

Varlıkların Kontrolü Ofisi tarafından 14 Ekim 2009

tarihinde yapılan açıklamada söz konusu şahısların 'Özel

Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı' olarak ilan

edildiği bildirildi. Bu bağlamda bahsi geçen terör örgütü

PKK yöneticilerinin ABD'de bulunan malvarlıklarının

dondurulmasına ve Amerika Birleşik Devletleri

vatandaşlarının bu şahıslarla ekonomik veya ticari nitelikli

bir işlem yürütmesinin yasaklanmasına karar verildi (75).

“PKK Terörü Neden Azdı(rıldı)?” SDE Stratejik

Planlama Kurulu’ndan Aydın Bolat, PKK Matruşkasını

şöyle yorumluyor: “Bilinmelidir ki bugün PKK

uluslararası bir terör markasıdır ve taşeron bir örgüttür. 75 Sarıkaya, Salih.PKK sığınakları uyuşturucu deposu. Zaman gazetesi.

27.09.2012.

Page 307: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

307

PKK’nın varlığının ve eylemlerinin, Kürt halkının

talepleri ve Kürt sorunuyla bir ilişkisi yoktur. PKK çok

parçalı ve dağınık bir yapılanmadır, homojen bir

bütünlükten uzaktır. Yeknesak bir iradesi ve tek tip

çizilmiş bir stratejisi yoktur. Kandil artık uluslar arası bir

terör kampıdır. Türkiye üzerinde ve bölgede hesabı olan

bütün devletlerin kullandığı bir terör ve savaş aracıdır.

ABD, İsrail, İran, Irak, Suriye, İngiltere, Almanya, Rusya

ve Ermenistan’ın ayrı ayrı ya da birleşik PKK’sı vardır.

Türkiye’nin Arap Baharı, Yeni Ortadoğu ve özellikle

Suriye üzerindeki politika ve inisiyatiflerini engellemek,

sınırlamak veya kontrol etmek amacıyla yumuşak

karnımız PKK terörü güç müdahalesinin bir enstrümanı

olarak kullanılmaktadır. PKK markasıyla yapılan saldırılar

Yeni Türkiye vizyon ve politikalarına PKK silahıyla bedel

ödetmek operasyonlarıdır. Suriye bu işin ancak figüranı

olabilir. Türkiye’nin bölgesel gücüne ve küresel rolüne

karşı hamle yapan küresel güçler, Suriye iç savaş ve

krizini bu hamle için bahane ve fırsat olarak istismar

ediyorlar. PKK’nın uluslararası kullanım değeri ve

kabiliyeti bitene kadar bu mücadele devam edecektir.

Terörün ahlaksızca diplomatik bir silah olarak kullanıldığı

biliniyor. Bu konjonktürde maalesef uluslararası sistem

PKK’yı tasfiye etmemize izin vermiyor çünkü onu

kullanıyor. Suriye’deki sorun çözülse de çözülmese de

PKK terörü bitmez. Türkiye yeni yükseldiği uluslararası

ligde bölgesel gücünü ispatlarsa, diplomasi ve siyaset

kurma becerisi ile PKK’nın son kullanma tarihini

uluslararası aktörlere kabul ettirebilirse bu beladan o

zaman kurtulacaktır. Tarihin ve konjonktürünün fırsatları

bizim oyun kurma kabiliyetimizle birleşince PKK kartı

çöpe atılacaktır.

Suriye, Irak ve İran sınır üçgeninde, güneydoğunun en

uç bölgesindeki Türkiye’nin en son yerleşim yeri olan ilçe

Page 308: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

308

Şemdinli’dir. 23 Temmuz 2012’de aşlayan 2 haftadan

fazla devam eden 700 kişilik PKK görünümlü ağır

silahlarla donanımlı terörist saldırı Şemdinli’yi ele geçirip

alan hakimiyeti sağlayarak kurtarılmış bölge yaratıp

bayrak dikme amacını taşıyordu. PKK’nın Suriye menşe’li

Fehman Hüseyin kolunun etkili olduğu saldırı Suriye

himayeli, İsrail destekli, çok uluslu konsorsiyum

motivasyonlu planları çok önceden hazırlanmış sıra dışı

bir saldırıdır. Şemdinli ve köylerinde halkın arasına

karışmış terör gruplarıyla asker ile halkı karşı karşıya

getirmek amaçlanmıştır. Halktan insanların hedef haline

getirilerek öldürülmesiyle oluşacak tablodan işte ‘Kürt

Baharı’ diyebilecekleri bir senaryoyu sergilemek istediler.

Eş zamanlı olarak Çukurca’da karakollara yapılan

saldırılar dikkatleri dağıtmak içindi. Ancak Şemdinli

halkının PKK’ya prim vermeyen sağduyulu tutumu hain

emellerin planlarını bozdu. Halk PKK’yı dışladı ve terörist

gruplar askerle karşı karşıya kaldılar ve çok ağır bir

hezimete uğradılar. 500’ün üzerinde militan Şemdinli

dağlarında telef oldu. Hem emellerine ulaşamadılar hem

de büyük kayıplar verdiler. İşte bu ağır yenilgiyi

unutturmak için PKK-KCK-BDP’liler bölgede Psikolojik

Savaş hamleleri yaptılar. Amaç‘yıkılmadık ayaktayız,

bölge bizden sorulur’ edalarıyla bozulan moralleri

düzeltmek ve güç gösterileri olabilecek eylemler yapmak

oldu. Milletvekili kaçırmak, asker kaçırmak, Gaziantep

bombalı saldırısı, Foça’da Askeri servise bombalı saldırısı

nihayet PKK’lı silahlı teröristlerle BDP’li milletvekilinin

kucaklaşması Şemdinli yenilgisinin atlatılması ve moral

çöküntüsünün önlenmesi için yapılan intikam ve güç

gösterisi eylemleridir.

Son PKK saldırılarını planlayan, düzenleyen, destek

veren bölgesel ve küresel güç merkezleri yani PKK

taşeronunun patronları Türkiye’yi bir iç savaşa ve kardeş

Page 309: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

309

savaşına sürüklemeye zorluyorlar. Türkiye’yi izlediği

Suriye ve bölge politikasından vazgeçirmeye çalışıyorlar.

Özgür Suriye ordusuna karşı PKK kartını masaya

sürüyorlar. Antep saldırısıyla Şam’daki bombalamaya

misilleme yapıyorlar. Maalesef istihbarat örgütlerinin

konuşma dili terörle oluyor. Gayri nizami savaşın ve

asimetrik harbin silahı da terördür. Hakkari dağ yolundaki

BDP’li sözde vekillerle üniformalı ve silahlı PKK’lı

teröristlerin buluşmaları hasretle, hayranlıkla

kucaklaşmaları acı bir itiraf ve ibret tablosudur. Bu sahne

BDP’nin gemileri yaktıklarının, sondan bir önceki adımı

attıklarının, silahlı siyaseti tercih ettiklerinin, kanun,

hukuk, otorite tanımadıklarının devlete, demokrasiye,

hukuka ve her şeye kafa tuttuklarının düpedüz terörist

olduklarının itirafıdır. Bu binlerce şehidin ve canın kanları

üzerinde cüretkar, küstah, pervasızca meydan okuyarak

halkın sinir uçlarına basmak, milleti tahrik etmek,

partilerini kapattırmak kendilerini canlı bomba gibi feda

etmek, hedef yapmak, hapse atılmak ve nihayet Türk-Kürt

çatışmasının fitilini ateşlemek, duygusal kopuşun ipini

kesmek için ibretlik haince bir provokasyon ve ağır bir

tahriktir. Bu tablo PKK’nın silahlı mücadelesini BDP

üzerinden meşrulaştırmak istediğinin kanıtıdır. BDP de

meclisi bu amaç için kullanıyor. BDP terör örgütünün

vesayeti altında değil onun Ankara TBMM’deki şubesi

durumundadır. BDP normal bir siyasi parti değil, Kürt

halkının değil terör örgütünün iradesini temsil ediyor.

PKK’nın bölgedeki baskılarıyla ‘korku oyları’ile

seçiliyorlar. Siyaset üretmiyorlar, çözüm dertleri de zaten

yok. Yeniden ihanet kucaklaşmasına dönersek, bu ağır

tahrike kapılarak o meş’um niyetlerin kurbanı mı

olmalıyız? Yoksa yine soğukkanlılıkla, sabrımızın

limitlerini zorlayarak, hukuku, adaleti tehir mi edelim?

Bundan sonraki adımı düşünebiliyor muyuz? Bu hangi

Page 310: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

310

çizgidir, bu limitin sonu nedir, neresidir? Kimse bundan

sonrası için bu milletin sabrını test etmeyi aklından bile

geçirmesin. Buna Türk’ün de, Kürt’ün de kimsenin cüreti

olamaz, olmamalıdır. Eleştirilere ‘demirden korkan trene

binmez’ kabadayılığı ile cevap verenlerin Kürt sorununun

çözümünde zerre miskal samimiyeti yoktur. BDP’yi

kapatmak çare değildir tabi ki ancak; teröre arka çıkanlar,

teröristle sarmaş dolaş olanlar, şiddeti ve nefreti milletin

gözüne gözüne sokanlar da TBMM koltuklarına bütün

bunların küstahlığı ile kurulup millete, ülkeye

demokrasiye ve hukuka meydan okuyamamalıdır.

Sonuç: Kervan yürüyor. Hükümete büyük görev

düşüyor. Yaşanan olaylarda güvenlik zafiyeti apaçık

görülüyor. Şemdinli’de topyekun PKK saldırısına karşı

sağlanan başarıyı unutturmaya, pervasız cüretlerini

sergilemeye fırsat ve imkan verilmemeliydi. Zira bundan

sonra bir şey yapmak daha zordur ve bedeli de daha

ağırdır. Türkiye zor bir dönemden geçiyor. İçeri ve

dışarıdaki tehditlerle ilgili risk analizini doğru yaparak

stratejilerini belirlemelidir. Mal, can ve yaşama

güvenliğinin olmadığı yerde özgürlüğün esamesi bile

okunamaz. Hukuk otoritesini ve kamu güvenliğini

sağlamak hükümetlerin ilk görevidir. Millet sabreder

çünkü devlet bu meseleyi çözer, gereken tedbirleri alır

inancındadır. Büyük devlet olmanın bedelleri olduğu gibi

sorumlulukları da vardır. Her şeye rağmen Ankara, hem

Suriye’de hem ‘Yeni Ortadoğu’da hem de Türkiye içinde

yoluna devam ediyor, kervan yürüyor” (76).

Kırmızı PKK, yeniden hortlatılan Zerdüştlükle, sahte

mollalarla, çakma Cuma namazları ile Yeşil’leşirken

76 Bolat, Aydın.PKK Terörü Neden Azdı(rıldı)? SDE Stratejik Planlama

Kurulu. 01.09.2012. İnternet ulaşım. http://www.sde.org.tr/tr/kose-

yazilari/1189/pkk-teroru-neden-azdi-rildi.aspx

Page 311: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

311

uyuşturucu ticaretiyle tıpkı bir Rus Matruşkası haline

geldi. Kürt aydınları, dini kanaat önderleri neden

susuyorlar? Konuşmanın vakti geldi, geçiyor. Sivil toplum

oluşur, liberal demokrasi ve liberal ekonomi gerçek İslam

kardeşliği ile bölgeye yerleşirse Kürt sorunu kalmaz, tam

tersine Kürtler Türkiye’nin bölgesel güç olmasında sağlam

bir sura, kaleye çevrilebilir…

PKK’nın tarihsel gelişimi, KCK bağlantısı, sosyal ve

politik yönü, medya ilişkisi ve finansmanı barış sürecinde

zurnanın zırt dediği yerler. Kürt sorununun çözümünde

muhatap kabul edilen PKK güya silahsızlanacak,

militanlarını sınır ötesine çekecek ve bölgede silahların

baskısı kalkınca alternatif sesler yükselecekti. Oysa PKK

50 milyar dolarını ülkemize serbestce sokarak silah

baskısını sermaye baskısına dönüştürmeyi planlıyor. Bu

bağlamda marjinalleşerek küçülmesi gereken PKK, tam

tersine maddi gücünü ülkemize girdirirse daha da büyüme

potansiyeli taşıyor. Üstelik terör kisvesinden sıyrılarak,

uluslararası kamuoyunda özgürlük mücadelesi yürüten

sivil halk örgütü imajına kavuşturuluyor. Terörist damgası

kalkan PKK daha da hoyratlaşacaktır. Zira son aylarda

2500 yeni militan kazanan PKK, Kürt gençleri kurulacak

Kürdistan’da iş, memurluk gibi vaatlerle aldatıyor ve dağa

çıkartıyor. Bu atmosferde isterlerse PKK Lideri Abdullah

öcalan’ın dediği gibi 50 bin kişi daha çıkabilir. Taleplerine

direnen Türkiye ile bu sefer daha kanlı bir savaş yürütür.

Liberal ekonomi ve liberal demokrasinin bölgeye gelmesi

silahların gölgesinin kalkmasına bağlı, ancak PKK’ya

tanınan ayrıcalıklar şimdiden farklı Kürt seslerini baskı

altına alıyor. Hükümet, KCK’ye Panzehir operasyonu ile

MİT Özel Harp elemanı sızdırıp kontrolü elinde tuttuğunu

sandı, daha başlangıçta bir yerde hata yaptı ve PKK’yı

Kürt sorununun çözecek tek güç haline kendi eliyle

getirdi. Şimdi ayıkla pirincin taşını…

Page 312: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

312

PKK’nın kanlı parasını AKP Türkiye’de aklayarak

ekonomiye sıcak para sokmayı hedefliyor. PKKlı hainlerin

uyuşturucu ticareti, haraç ve terör yoluyla elde ettiği mil-

yarlarca doların, Varlık Barışı adı altında, yasal hale ge-

lmesi için kanun bile çıkarıldı. Son iki ayda beyan edilen

tutar 50 milyar 45 milyon lira.

Önceki Varlık Barışı’nda, uzatmalara rağmen beyan edilen

tutar, 27 milyar 876 milyon TL idi!.. Bunun da 5.2 milyar

lirasını Ali Türkan adlı, sağlık sorunu olan bir vatandaş

beyan etmiş ama 1 dolar dahi getirememişti. Bunu hesaba

katmadığımızda, ilk Varlık Barışı’ndaki tutar 22 .6 milyar

TL oluyor. Yetkililer, 31 Ekim 2013 tarihine kadar uzatı-

lan süre zarfında, Yeni Varlık Barışı nedeniyle toplam 100

milyar lira beyan edileceğini tahmin ediyorlar. Aklıselim

sahibi herkes, silah bırakmanın, PKK’nın illegal

finansman faaliyetlerinden bağımsız

değerlendirilemeyeceğinin farkında…

Terörle mücadelede çözüm sürecinin sınır dışına çıkma

aşamasıyla birlikte PKK’nın finansman kaynakları ile mali

varlığının ne olacağı sorununun da çözüm bekliyor.

2009′da yayımlanmasına karşın, içeriği güncel kalmayı

başarmış bir MASAK yayınından notlar aktaracağım.

“Terörün Finansmanı” adlı kitap, Hasan Aykın ile Kevser

Sözmen’in imzalarını taşıyor. (Aykın, halen

Cumhurbaşkanlığı DDK üyesi)

-Terör örgütlerinin finansman ihtiyacı 10 kalemden

oluşuyor: Terör örgütlerinin doğrudan maliyetleri, terör

eylemine hazırlık faaliyeti, örgüt üyelerinin iaşe ve ibate

giderleri, örgüt üyeleri ile yakınlarına yapılan düzenli

ödemeler, eğitim masrafları, seyahat masrafları, rüşvet,

propaganda masrafları, güvenli istihdam ve tahrik

merkezleri için yapılan harcamalar, terör örgütünün siyasi

uzantısına fon sağlanması.

Page 313: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

313

-Yıllık ihtiyaç 30 milyon dolar: Her militan için yapılan

harcamanın 500 dolar olduğu varsayımıyla; 5 bin üyesi

bulunan terör örgütünün kırsalda veya komşu ülke

kırsalında barınma, eğitim, giyinme, silah, iletişim,

mühimmat harcaması, aylık 2.5, yıllık 30 milyon dolar

olarak hesaplanıyor.

YILLIK UYDU ÜCRETİ 3 MİLYON DOLAR

-Gelir kaynakları: Yasadışı, yasal görünümlü ve yabancı

devlet bağışları olmak üzere 3 ana kaynaktan gelir

sağlanıyor.

Yasadışı gelir kaynakları; uyuşturucu ticareti, insan

kaçakçılığı, sigara ve diğer maddelerin kaçakçılığı, haraç,

sahtecilik, taklit ve kopya ürün ticareti, kredi kartı

dolandırıcılığı, gasp hırsızlık, fidye amaçlı adam kaçırma

olmak üzere 9 kalemde sıralanıyor.

Kitapta fikir vermesi açısından yıllık uydu kullanım

ücretine de yer veriliyor. Yabancı bir ülkeden yapılan

uydu yayınları için yıllık uydu kullanım ücretinin 2.5 ila 3

milyon dolar arasında olduğu bilgisi var.

ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ Kitapta, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen

ve tedavisi süren eski Genelkurmay 2. Başkanı Ergin

Saygun’a atfen de önemli veriler yer alıyor. Saygun,

2008′de “Terörizmle mücadele Mükemmeliyet Merkezi

Komutanlığı”nca düzenlenen “Küresel Terörizm ve

Uluslararası İşbirliği Konferansı”nda; PKK’nın yıllık

gelirini 400-500 milyon euro olarak açıklamış. Bu tutarın

200-250 milyon eurosunu uyuşturucu gelirleri oluşturuyor.

Sonuç olarak, PKK’nın kontrol ettiği ve küresel düzeyde

karapara aklama faaliyetlerine konu olduğu defalarca

raporlanmış, muazzam bir mali varlıktan söz

ediyoruz. Güvenlik güçleri, Dışişleri Bakanlığı ve Mali

Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) koordineli bir

çalışma yürüttüğünü duyuyoruz.

Page 314: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

314

Hükümet açısından bu zorlu meseleyi yönlendirecek iki

düğüm noktası var: Örgüt yöneticilerinin PKK’nın mali

varlığıyla ilgili tutumları ve bugüne kadar “esirgenen”

uluslararası işbirliğinin gösterilip gösterilmeyeceği.

Tüm bu kilit noktaları anlatan ‘The PKK’ adlı kitap geçen

temmuzda Alman VDM Yayınevi’nden çıktı. Bu İngilizce

kitap, ABD’deki ve Avrupa’daki akademik çevrelerde çok

satıyor. Amerikan ve Türk terör uzmanlarının yazılarının

yer aldığı kitabın editörleri de çok ünlü Amerikalı iki terör

uzmanı. İşte önümüzdeki yıl Türkiye’de yayımlanacak

kitaptan önemli başlıklar: UYUŞTURUCUDAN YILLIK

2,5 MİLYAR DOLAR GELİR ELDE EDİYORLAR...

NATO’nun 2007 Kasım’ında yaptığı takviyeli Ekonomik

Komite toplantısındaki verilere göre de, yasadışı narkotik

endüstrisi PKK’nın en kârlı kriminal faaliyeti.

Pakistan’daki uyuşturucunun ham üretiminden, Irak’ta

damıtılmasına, sokaklarda pazarlanmasından PKK

tarafından sürülmemiş uyuşturucunun Avrupa’da

vergilendirmesine kadar, örgütün narkotik ticaretinin her

safhasında yer aldığı ifade ediliyor. ABD Dışişleri

Bakanlığı, Suçla Mücadele Programları Müdürü David M.

Luna’nın 2008’deki raporuna göre; uyuşturucu ticareti

PKK’nın en çok kazanç getiren kriminal faaliyeti. PKK-

Kongra-Gel, İran, Afganistan ve Pakistan’ı kapsayan ‘altın

hilal’ bölgesinden gelen işlenmemiş morfinin güvenliğini

sağladıktan sonra tüm Avrupa’da satışını yapmak üzere

kendi laboratuvarlarında eroine çeviriyor. Kendi

kontrolündeki bölgelerden uyuşturucunun geçişinde

uyguladıkları vergilendirme ve bu kaçakçılığı yapanlardan

sınırlarda aldıkları haraçlar, bu terörist örgüt için çok

önemli bir gelir kaynağı. PKK terör örgütünün yıllık geliri

yıllık 50-100 milyon dolar olarak tahmin ediliyor. Başka

kaynaklar daha yüksek miktarlarda tahminlerde bulunarak

Page 315: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

315

PKK’nın narkotikten elde ettiği gelirin 500 milyon Euro

ile 2.5 milyar dolar arasında değiştiğini söylüyor.

SİCİLYA MAFYASI GİBİ

Yvon Dandurand ve Vivienne Chin tarafından hazırlanan

ve Nisan 2004’te Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç

Ofisi (UNODC) ile Kanada Dışişleri Bakanlığı’na sunulan

‘Terörizm ile Diğer Suç Türleri Arasındaki Bağlantılar’

raporunda şu ifadeler var: Yapılan araştırmalara göre,

PKK ve Kürt grupları arasındaki işbirliği Sicilya mafya

aileleri arasındaki işbirliğine benziyor. PKK uyuşturucu

ticaretinin, üretiminden piyasada satışına kadar, her

aşamasında yer alan çok katmanlı bir organizasyon gibi

çalışıyor. ilk aşama genellikle Pakistan’dan gelen baz

morfinden üretimin yapıldığı laboratuvar aşaması, son

aşamaysa örgüt tarafından görevlendirilen satıcılarla

Avrupa sokaklarında satışının yapıldığı pazarlama

aşaması. İstanbul’da 8-10 Temmuz 2008 tarihlerinde,

ABD Uyuşturucu ile Mücadele İdaresi (DEA) ve Türk

Polis Teşkilatı’nın ortaklaşa düzenlediği Uluslararası

Uyuşturucu ile Mücadele Konferansı’nda, ABD hükümeti

PKK terör örgütünü önde gelen uyuşturucu kaçakçısı

olarak nitelendirmişti. Buna göre PKK, her türlü

operasyonu durdurulacak, liderleri yakalanacak ve banka

hesapları ve gayrimenkuller de dâhil olmak üzere her türlü

malvarlığına el konulacaklar listesine eklenmişti.

GÖÇMEN PAZARINI KONTROL EDİYOR

NATO Takviyeli Ekonomik Komite Toplantısı raporuna

göre, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti PKK’nın

uyuşturucudan sonra en çok gelir getiren faaliyeti. PKK,

sahte pasaport ve vizelerle yasadışı göç ve göçmen

kaçakçılığı faaliyetlerini yürütüyor ve özellikle de

Page 316: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

316

Almanya’daki göçmen kaçakçılığı pazarını kontrol ediyor.

insanlar Avrupa’ya bu sahte pasaportlarla kaçırılıyor ve

orada örgüte yakın derneklere iaşe, ibate ve iş sözü

verilerek kayıt ediliyor. Bu şahıslara bir iş bulunduğunda

da kendilerinden ‘üyelik aidatı’ adı altında PKK adına

haraç toplanıyor. PKK seyahat dokümanlarının

sahteciliğinde iki yöntem kullanıyor: Başkası adına

düzenlenmiş iltica ve sığınmacı başvurusu belgeleri

üzerinde sahtecilik yapılıyor veya daha önceden çalınmış

pasaport veya kimlik belgelerinin üzerindeki fotoğraf veya

bilgiler değiştiriliyor.

AVRUPA’DA HARAÇ TOPLUYOR

PKK’nın iyi yapılandırılmış suç ağı, Avrupa’daki Kürt

kökenli Türk vatandaşlarından, özellikle de

işadamlarından haraç toplamalarına imkân tanıyor. Bu

türden haraç toplama özellikle batı Avrupa’da çok yaygın.

Toplanan rakam yıllık bir milyar doları geçiyor.

Avrupa ülkelerine PKK tarafından kaçırılan veya getirilen

insanlar da gelirlerinin büyük bir kısmını örgüte vermeye

zorlanıyor veya kendi iradeleri dışında uyuşturucu işinde

kuryelik için kullanılıyor. Terör örgütü bu haraç toplama

faaliyetlerini ‘devrim vergisi’ veya ‘gönüllü bağış’ olarak

adlandırıyor. Bu tür zorla haraç alma faaliyetlerinin

mağdurları, maruz kaldıkları tehdit ve cebirden dolayı bu

durumu ilgili makamlara bildiremiyorlar.

ROJ TV KARA PARA AKLIYOR

Nakit kuryeliği olarak bilinen nakit paranın sınır ötesine

taşınması yöntemi, PKK tarafından kara paranın

aklanması amacıyla sıklıkla kullanılıyor. Bağışlardan,

Türkiye ve Avrupa’daki işadamlarından toplanan para,

Page 317: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

317

güvenilir nakit kuryeleri aracılığıyla, örgütün Kuzey

Irak’taki Hêzên Parastina Gel (HPG) olarak bilinen ve

Halk Savunma Güçleri bünyesinde bulunan mali birimine

getiriliyor. Danimarka polisi Avrupalı ve Amerikalı

otoritelerle uyum içinde sürdürdüğü beş yıl süren

araştırmaları sırasında PKK’nın ROJ TV ile bağlantılı kara

para aklama faaliyetinde bulunduğundan şüpheleniyor.

EN ÇOK SATAN AKADEMİK YAYINLAR

LİSTESİNDE

Türkiye’nin Emniyet Genel Müdürlüğü, 2010 Mayıs’ında,

ABD’nin başkenti Washington DC’de ‘PKK’nın

Finansmanı’ adlı bir konferans düzenledi. Konferansta

terör uzmanı Türk emniyet mensupları, kuruluşundan

itibaren PKK ile ilgili çok önemli verilerin yanı sıra

rakamlara da dayanarak, 1990’dan itibaren Avrupa’da

PKK’ya yönelik operasyonlarından sonra ortaya çıkan

gerçekleri anlattılar. İşte bu konferanstaki sunumlar, bu yıl

yayınlanan ‘THE PKK’ adlı kitapta yer buldu. Kitabın iki

Amerikalı editörü terör konusunda uzmanlıkları tüm

dünyada kabul gören isimler: New York Üniversitesi

Terör Merkezi Başkanı Prof. Charles Strozier ve

Cincinnati Üniversitesi Ceza Adaleti Bölümü öğretim

üyesi kriminolog Prof. James Frank. Son derece titiz ve

bilimsel objektiflikle ve iki yıllık bir çalışmayla hazırlanan

kitap, Almanya’da ve akademik dil olan İngilizce

yayımlandı. Avrupa ve ABD’deki terör uzmanları ve

politikacıların dikkatini PKK gerçeğine çekmeyi

hedefleyen ‘THE PKK’ ABD’de 113 dolara, Avrupa’da

69 Euro’ya satılırken, en çok satan akademik yayınlar

listesine de girdi.

BÜTÜN KAYNAKLAR SİLAH ALIMI İÇİN

KULLANILIYOR

Page 318: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

318

Eski bir Alman başsavcının ifadesiyle Avrupa’da

yakalanan uyuşturucunun yüzde 80’inde PKK bağlantısı

var ve bu paranın çoğunluğu silah alımında kullanılıyor.

1984-2006 arasında Türk yetkililerce PKK’ya ait toplam

40 bin 45 adet silah ele geçirildi. Bu silahların üzerindeki

ayırt edici marka veya numaralar üreticiler, kaçakçılar

veya kullanıcılar tarafından silindiği için büyük

çoğunluğunun orijini tespit edilemedi.

Terör örgütü PKK, vergi adı altında her ‘KCK

vatandaşı’ndan para topluyor. Çiftçi, memur veya esnaf

olmak fark etmiyor. Parası olmayan yoksulların çocukları

ise vergi karşılığı olarak dağa çıkarılıyor.

KCK’nın (Kürdistan Topluluklar Birliği) kurduğu

‘Devrim ve Halk mahkemeleri’ Doğu ve Güneydoğu’da

uzun süreden beri faaliyet yürütüyor. Aynı şekilde yerel

kaynakların yerinde kullanılması ilkesi de yürürlükte.

Çünkü KCK kaynak olarak gördüğü ilk gelir kapısı olan

‘vergi’ toplama işine çoktan başlamış. Hâlihazırda örgüt

‘KCK vatandaşı’ olarak tanımladığı insanlardan aylık,

yıllık vergiler topluyor.

KCK sözleşmesinde yer alan ‘Yerel kaynakların yerinde

kullanılması’ ilkesine göre buradan toplanan vergiler

bölgede kalacak, vatandaş gelirinin yüzde 10’unu KCK

yönetimine vermekle mükellef. Bunun için BDP

milletvekilleri, belediye başkanları ve çalışanları

maaşlarının yüzde 10’unu KCK’ya veriyor. Parti

yöneticilerinin vergi ödediği, KCK İddianamesi’ne de

yansımıştı. Örneğin Diyarbakır Büyükşehir Belediye

Başkanı Osman Baydemir’in her ay 3 bin 500 TL KCK’ya

ödeme yaptığı iddianamede yer alıyor. Aynı şekilde

çalışan her vatandaş kazancının yüzde 10’unu vergi adı

altında KCK’ya yatırıyor. Köyde hayvan yetiştiren veya

Page 319: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

319

tarımla uğraşanlar da bu yüzde 10’luk vergiye tabi

tutuluyor. Hayvancılık yapanlardan küçükbaşta 10’da 1,

büyükbaşta ise 20’de 1 vergi alınıyor. Durumu iyi

olmayan aileler ise bir çocuğunu (istenildiği takdirde)

örgüte ‘asker’ olarak göndermek zorunda. Bu KCK

sözleşmesinin bir gereği. Örgüt uyuşturucu kaçakçılığı

başta olmak üzere, mazot, kozmetik, araba yedek parçaları

gibi birçok kalemden gelir elde ediyor. ‘Gümrük geliri’

adı altında kaçakçılardan elde ettiği gelir ise cabası.

İRAN KARPUZU’NDA UYUŞTURUCU

Örgüt hem kaçıkçılardan ‘gümrük vergisi’ topluyor hem

de kaçakçılığı bizzat yapıyor. Ancak birebir dâhil olduğu

işler daha çok yüklü para getiren uyuşturucu ve insan

kaçakçılığı. Kaçakçılık daha çok kış ve sonbahar aylarında

yoğunlaşıyor. Çünkü iklim şartları zorlaştıkça KCK

militanlarının işi kolaylaşıyor. Aynı durum diğer

kaçakçılar için de geçerli. Örgüt kaçakçılardan para

alırken bir de onay veriyor. Bunun için özel hazırlanan;

kırmızı renkli HPG mühürlü ve kâğıt üzerine ‘arkadaşın

gümrüğünü aldık’ şeklinde not düşülüyor. Bu notu

almayan kaçakçının sınırlardan geçmesi neredeyse

imkânsız. Yakalanan R.D. isimli bir örgüt militanı yapılan

kaçakçılığı şöyle anlatıyor: “Örgüt vergisini kesin alır.

Bazen de malların taşınması için yardım eder. Bu da ekstra

ücrete tabi olur. Kaçakçılar atlara daha hızlı koşsun diye

viski içirir. Uyuşturucu önce Van’a ulaşır. Oradan da

İstanbul’a. Uyuşturucunun kilosu İstanbul’da 5 bin 500

avroya çıkar. Van’dan İstanbul’a getirilirken uyuşturucu

genellikle özel zulası olan araçlara yerleştirilir. Aynı

şekilde kargo firmaları ile beyaz eşya, giyecek, yiyecek,

içecek, bilgisayar kasaları gibi kapalı eşyaların içine

yerleştirilerek de gönderilir. İstanbul’da dağılan mal

dağıtılır kalanı ise gemilerle Yunanistan, İtalya ve

Page 320: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

320

İspanya’ya gönderilir. İspanya’ya ulaşan uyuşturucunun

kilosu 17 bin avro olur. Buradan Avrupa’nın tamamına

dağılır. Örgüt ayrıca şahıslardan ‘Avrupa vergisi’ adı

altında para topluyor. Çünkü uyuşturucu Avrupa’ya

ulaştığında KCK/PKK malın sahibini çok iyi biliyor.”

İşin belki de en trajikomik yanı uyuşturucu ticaretinde

hem kaçakçıların hem de KCK/PKK’nın uyguladığı ilginç

taktikler. Uyuturcular bazen açıktan sınırdan geçirilemez.

Bunun için sebze, karpuz, kavun, lahana gibi ürünlerin

içine yerleştirilerek resmî gümrük kapılarından geçirilir.

Kışın ortasında İran karpuzlarının bolluğu sanırım bunun

en güzel delillerinden biri olsa gerek. İnsan kaçakçılığı

için de örgüt aynı güzergâhı kullanıyor. Hatta bazen

dağlardan tüm Türkiye coğrafyası aşılıp Ege sahili veya

Marmara Denizi’nde gemilere bindirilen kaçaklar Avrupa

ülkelerine gönderiliyor.

KCK’nın bazı ‘gümrük kapıları’ hangileri?

KCK militanları askerî karakolların yakın olduğu

bölgelerde seyyar gümrükleme sistemi ile çalışıyor.

Kaçıkçıların geçişlerini takip edip bunlardan vergi alıyor.

Ancak PKK’nın sabit olarak vergi topladığı çok sayıda

sözde gümrük kapısı bulunuyor. Bazı sabit kapılar şöyle.

Şehidan: Şehidan Dağı’nın güneyinde, İran tarafında

bulunan kısmında yer alan bir ‘gümrük kapısı’. Örgüt

buradan geçirilen kaçak mazot, benzin, çay, şeker ve

sigaradan vergi alıyor. Şahin Amed isimli örgüt mensubu

yönetiminde 20 militan bu kapıdan sorumlu.

Tise: Şehidan Dağı’nın kuzeyinde yer alıyor. Mazot,

benzin, çay, şeker, sigara kaçakçılarından vergi alınır.

Page 321: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

321

Piling Suruç isimli KCK/PKK’lının yönetiminde 7 kişiden

oluşan ekip bu kapıdan sorumlu.

Harçini: İran tarafında bulunan Çobanpınar köyü bölgesini

kapsıyor. Uyuşturucu, mazot, benzin, çay, şeker, sigara

kaçakçılarından vergi alınır. Bu gümrük kapısı da Suruç’a

bağlı çalışan 5 kişi tarafından kontrol ediliyor.

Erbila: İran tarafında yer alan bu geçiş noktası Güvenli

köyünün tam karşı noktasına düşüyor. Uyuşturucu, mazot,

benzin, çay, şeker, sigara kaçakçılığı yapanlardan ücret

alınır. Bu geçiş kapısı Mizgin kod adlı bir bayan terörist

tarafından idare ediliyor. Toplam 12 militan Mizgin’in

komutasında kaçakçılardan vergi topluyor.

Sarıyıldız köyü: Esendere sınır kapısı yakınlarında

bulunuyor. Buradan ekseri insan ve uyuşturucu kaçakçılığı

yapılıyor.

Kalereş: Örgütün bu kampına bağlı ancak seyyar gümrük

sorumluları bulunuyor. Van-İran sınırını kapsayan bu

geniş alanda seyyar 12 geçiş noktası yine KCK/PKK

tarafından kontrol ediliyor.

Ağrı-Kars: Çok sayıda kaçakçılık geçiş noktası örgüt

tarafından kontrol ediliyor. Her türlü kaçakçılık bu alanda

yapılıyor. Kaçakçılar Başkale’dan başlayıp Ağrı-Kars

hattını uyuşturucu geçişinde yeni güzergâh olarak

kullanmak istiyor. Tabii burada KCK/PKK’nın alacağı

pay daha fazla olacak. Çünkü geniş coğrafyada kaçakçılık

yapmak daha riskli ve zor.

Hakurk: Örgütün Hakurk kampında bulunan militanları

tarafından kontrol edilen geniş bir alanı kapsıyor.

Esendere-Yüksekova uyuşturucu trafiğinin en yoğun

olduğu bölge. Son dönemlerde geçiş trafiği güvenlik

Page 322: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

322

güçlerinin yoğun çabaları sonucunda önemli ölçüde

sekteye uğratılmış durumda.

Kalem kalem KCK’nın gelir kaynakları:

Uyuşturucu, İnsan kaçakçılığı, Araba yedek parçaları, İş

adamlarından toplanan haraçlar, Sözde KCK

vatandaşlarından toplanan vergi (gelirinin yüzde

10’u), Belediyelerce kurulan paravan şirketler ile

Avrupa’daki çeşitli iş kuruluşlarından toplanan

paralar, Halk mahkemelerinde görülen davalarda elde

edilen gelir (Basit davalar, 1500 TL’ye görülüyor. Mal

davasının yüzde 20’si KCK’ya kalıyor), Demokratik

Toplum Kongresi üyeleri, belediye başkanları,

milletvekilleri ve parti üyelerinin maaş veya mallarından

kesilen pay.

Örgütün İran-Türkiye sınır kaçakçılığında sözde kurduğu

gümrük kapılarından aldığı pay oranları: Mazot, benzin:

Katır başı 3 dolar, Şeker kaçakçılığı: Katır başı 5

dolar, Çay: Katır başı 7 dolar, Sigara: Katır başı 7

dolar, Uyuşturucu madde baz morfin (ham hâlde): Kilo

başına 25 dolar, İşlenmiş uyuşturucu maddesi: Kilo

başına 65 dolar, Örgüt militanlarının uyuşturucu

taşınmasına verdiği destek: Parti başına 4 bin dolar, İnsan

kaçakçılığına yardım: Kafile başına 5 bin dolar, Elbise: At

başına 7 dolar, Kozmetik ürünler: At başına 7

dolar, Araba yedek parçaları: At başına 7 dolar, Kokain:

10 kilo için 3 bin dolar, Av tüfeği: At başına 7

dolar, Tabanca ve diğer silahlar: At başına 15 dolar..

Page 323: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

323

SON SÖZ

Kardeşiz

Dağdaki PKK’lı ne düşünüyor sorusunun yanıtı çok

önemli. Komünüstlikten Zerdüşlüğe devşirilen PKK, dört

ülkede Kürtlere Büyük Kürdistan Cumhuriyeti kurabilecek

kabiliyette mi görülüyor? Yoksa hapishane açlık grevi

oyunu ile bir anda yıldızı parlatılan onursal başkan

Öcalan’ı önplana çıkartan MİT, KCK’yı kurdurarak, içine

sızdırdığı ve yönettiği elemanları ile militan Kürtleri

oyalıyor mu? Acaba hangisi doğru? Bu konuda en sıkı, net

analizi, tenkiti, özeleştiri veya çözümlemeyi PKK’nın eski

avukatlarından Medeni Ayhan, http://www.gelawej.net

adlı sitede şöyle yapıyordu:

“Apo’nun talimatı ile Kuzey Kürdistan’da PKK dışında

pek çok kongre adı içeren örgütün kurulması, her birinin

başına ayrı birkaç kişinin yönetici yapılması, KCK’nın ise

devletin istemlerine göre PKK’nın talimat ve çatı örgütü

olarak örgütlendirilmesi ve kontrol altından çıkma ihtimali

büyük olasılık olan dağın güçlendirilmemesi için, herkesin

KCK’da toplanarak tutulması da, dağdaki PKK’ yı

etkisizleştirme ve tasfiye etmek içindir. PKK dışında

Kongra Gel, KCK, DTK, KNK, HDK, BDP nin kurulması

ve her birinin başına da birkaç kadronun yönetici

yapılması kararın merkezileşmesini engellemek, dağdaki

PKK’nın Apo’nun ve dolayısı ile devletin kontrolünden

çıkarak Apo’yu ret etmesi halinde, diğer yapıları kendisine

ve devlete bağlı tutabilmek içindir. KCK’nın, devletin

Page 324: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

324

Apo’yla verdiği talimat ile kurulması ve üstelik devletin

ajanlarının yoğun şekilde bu yapı içinde yer almaları,

ayrıca bu yapının PKK’nın üst talimat ve çatı örgütü

haline getirilmesi, dağın güçlenmemesi için örgütlenecek

ve cezaevinden çıkmış herkesin söz konusu yapının içinde

şehirlerde bıraktırılması da, aslında dağdakilerin Apo’yu

(dolayısı ile devleti) ret edeceği korkusundan kaynaklanan

bir kontrol mekanizmasıdır. Ayrıca KCK, PKK’yı tasfiye

mekanizması olmak üzere, devletin isteklerine göre

oluşturuldu. Ancak bu örgütün kuruluşu sürecinde

İttihatçı-Kemalist kanadın liberal muhafazakar AKP’ye

karşı kullanacağı bir mücadele aygıtının olmaması

karşısında, KCK’yı mücadelelerinin aleti yapmaları ve

devleti temsil eden yeni gücün de kadrosuzlaştırmak ve

etkisizleştirmek, hatta kimlerinin dağa gidişinin önünü

almak için yeni kurulan bu yapının içinde olan ve olmayan

herkesi toplayarak zindanlara aldılar. Şimdi AKP, hem

KCK’dan tutuklananları, hem de Ergenekon ve Balyozdan

tutuklananları mütekabiliyet(karşılılık) esası çerçevesinde

tahliye ettirerek, iki tarafında eleştiri getirmeden yasaya

onay vermesini sağlamış olacaktır. Dışarı çıkarılan KCK

elemanlarının önemli bölümünün APO’ya (dolayısı ile

devlete) bağlı kalacağı hesaplandığından dolayı da,

tahliyeleri sağlanacaktır. Devlette PKK’nın Apo ile bir yol

ayrımına geliş sürecinde olduğunu kendisi ile

konuşmalarından bilmektedir, ve aynı zamanda söz

konusu süreci hazırlamaktadır.”

Bu hesap ve kitaplar çarşıya uymayabilir? Gerçek ne? AK

Partşi 50 bin kişiyi kapsayan bir genel af hazırlıyor, 2014

ve 2015’de ki seçimler öncesi toplumsal barış adı altında

hem KCK’lıları hemde Ergenekoncuları serbest bırakmayı

hedefliyor.

Page 325: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

325

“Türkiye’nin 21. yüzyıldaki geleceğini üç lider

belirleyecek: Recep Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen ve

Abdullah Öcalan.” Bu sözleri 11 Nisan 2011’de

Toronto’da bir akşam yemeğinde Türk Kültür

Merkezi’nde buluştuğumuz Prof.Dr.Tözün Bahçeli

söylemişti.

Kanada’da Western Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi

Profesörü ve Kürsü Başkanı olan Tözün Bahçeli, 40 yıldır

Kanada’da yaşayan bir Kıbrıs Türkü. Kıbrıs sorunu, Türk

ve Yunan ilişkileri ve Türk dış politikası konusunda

kitapları ve akademik makaleleri bulunuyor. Editörü

olarak katılımda bulunduğu ve ortak yazarlarla

yayımladığı eserler arasında; “1955’den beri Türk Yunan

İlişkileri”, “De Facto Devletler ve Bağımsızlık Arayışı”,

“Türkiye’de Milliyetçilik Politikaları, AKP ve Kürt

Sorusu” ve “Politik İslam, Kemalizm ve Kürt Sorunu” adlı

kitapları ile dikkatleri üzerine çekti.

Benzer tesbiti 21 Temmuz 2013’te Yeni Şafak gazetesi

yazarı Cem Küçük’ün köşe yazısında okuyunca şaşırdım.

“MİT gazeteciliği” denince artık aklıma Fatih Altaylı,

Emin Çölaşan, Can Dündar, Murat Yetkin, Mehmet Ali

Kışlalı, Ertuğrul Özkök ve Cengiz Çandar gelmiyor.

Ergün Diler, Yiğit Bulut, Mustafa Karaalioğlu ve Cem

Küçük aklıma ilk gelen gazeteci isimleri. Bu nedenle Cem

Küçük’ün yazılarını “MİT servisi” veya “MİT ne

düşünüyor” algısıyla okuyorum. Gazeteciler yorumları

farklı bakış açısıyla okur, kimin nereye çalıştığını kavrar.

Buyrun Cem’in Yeni Şafak’ta 21 Temmuz’da yayınlanan

yazısından okuyalım:

“Türkiye’nin mevcut durumunda üç aktör öne çıkıyor.

Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen ve Abdullah Öcalan.

Page 326: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

326

Arkasında millet desteği olan Tayyip Erdoğan aynı

zamanda uluslararası bir aktör. Fethullah Gülen cemaati

devletin içinde belirli kademelerdeki bürokrasi alanında

etkin. Eğitim faaliyetlerinden gelen büyük para ve

sermaye Gülen Cemaati’nin güçlü olduğu bir diğer alan.”

Son zamanlarda Cem Küçük, konumun gereğini yerine

getirerek camiaya serbest atış yapıyor, MİT destekli

evvelki salvoları sanmasın ki gözümden kaçıyor. Gerçekçi

bir gözlemle başlayan yazısı Erdoğan ve Öcalan’ı adeta

kutsallaştırırken, Gülen’i aynen PKK’nıjn yaptığı gibi

hedefe oturtuyor. Güya askeri vesayeti kaldıran Erdoğan,

ama yerine yargı vesayeti getirten camia. Kanıtı ise, eski

polis şeflerinden Hanefi Avcı’ya Devrimci Karargâh

davasından toplamda aldığı 15 yıl 4 ay 5 gün hapis cezası.

Avcı’nın içine düştüğü durum üzücü. Günah defteri

kabarıkları savunmak size mi düştü Cem bey? Gladyo

karşıtı yazılar yaz, sonra kalk Gladyo’nun en önemli

adamını savun!

Hükümeti zor durumda bırakmak için bu sefer polis ve

yargının içindeki vesayet uzantıları harekete geçmiş ve

Kürt açılımını sakıncalı ve başarısız gösteriyormuş. Eğer

bir hizmet 1911’de basılan kitabında Güneydoğu’da

kurulacak bir üniversitede, İslamî ilimler okutulacağı için

“Arapça lâzım; Türkçe resmi dil olarak vacip; Kürtçe

mâhalli dil olarak câiz”, demişse ve sonra bir toplumun

anadili kullanma hakkını vermek bir ulûfe değil normal,

tabiî hakkıdır diye anlayışını herkesten önce belirtmişse,

ayrıca seneler önce eğitim adına kolejler, üniversite

hazırlık dershaneleri açmış ve fakir muhitlerde de parasız

okuma salonları ve kurslar, faaliyete geçirmişse; Kürtçe

yayın yapan TV kanalı kurmuşsa, hâlâ o hizmetin açılıma

karşı olduğunu hatta açılımı baltalamaya çalıştığını iddia

etmek kötü niyetliliktir…

Page 327: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

327

Cem diyor ki, “PKK içindeki şahin ve uç kanatlar devlet

içindeki ezelden beri varolan yapıyla bu süreci baltalamak

için var gücüyle mücadele etti ve hâlâ ediyor.” Bu yoruma

katılıyorum, ancak Küçük’ü küçülten ve “MİT

gazeteciliği”ni ortaya koyan sinsi yorumu şu: “Vesayet

sisteminin geçmişte Türkiye’yi nereye götürdüğünü iyi

bilen Erdoğan haklı olarak buna izin vermedi. Yeni

vesayet, öfkesini 7 Şubat’ta gösterdi. Giremediği devlet

dairelerindeki herkesi hedef aldı. Hakan Fidan, Beşir

Atalay gibi bakan ve bürokratları hedef seçti.”

Küçük’ün zan altında bırakmak istediği Türkiye’nin en

önemli aktörü olarak zikrettiği Gülen. PKK nasıl camiayı

düşman görüyorsa, Cem’in MİTci bu söyleminde de hedef

aynı. Bu çelişkili tavır ve laf sokması MİT’den aldığı

talimat gereği mi? Küçük’ün “yargı birilerinin devlet

içindeki uzantısı gibi çalışır ve sistemi tıkarsa bu her yerde

soruna sebep olur” dediği kim ve kimler acaba? Nedense

yargı dünyasında skandal olarak nitelenen son girişimleri

hükümetin yaptığını unutuyor. Görüntü, Silivri’yi

boşaltma amaçlı yargı altyapısının hazırlandığı izlenimi

veriyor. Üst yargıyı eski bakan Moğultay’ın eski adamları

ile donatmak için genç savcı ve hakimlerin önü 20 yıl şartı

ile tıkandı. Polis ve yargıda operasyon yaptıran,

Ergenekon ve Balyozcuları hapse tıkanları saga sola

sürdüren el, sanki Ergenekon davalarını örtbas etmek ve

sanıklarını beraat ettirmek istiyor. Bunu görmemek için

aptal olmamız gerekir.

7 Şubat krizini 28 Şubat sürecine çevirenler

MOSSADlaştıklarını fark edemiyor mu? Tam bir Alman

istihbaratı BND ve MOSSAD ortak yapımı olan KCK ile

PKK’nın siyasileşmesini kim kamuoyunda masumlaştırdı?

MİT’in KCK’yı kurdurduğu ve yönettiği ortaya çıkınca

kızılca kıyametin koptuğu doğru. Ama neden? MİT’teki

Page 328: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

328

Ergenekoncuları temizlemezseniz daha çok tersinden

operasyon yersiniz. KCK’lıların serbest bırakılması zaten

yargının hangi vesayetin baskısı altında olduğunu

yeterince ispatladı. MİT’in KCK’yı legalleştirme adımının

ne kadar Türkiye’nin bölünmezliğine hizmet ettiği belli

değil. KCK’nin paralel devlet yapılanmasına göz

yumulması ne kadar doğru göreceğiz. Zira üç yıldır

Diyarbakır’dan başlayacak bir ‘Serhildan’ yani Gezi

olayları benzeri ‘sivil itaatsizlik’ eylemleri hazırlayan

PKK’nın yöneticilerinin iştahı Gezi ile kabardı.

Önlerindeki tek engel camianın Kürt ve Türk halk barışını

sağlamlaştıran tabandaki Kürt çocuklarına bedava Eğitim,

Halk Evi ve Dostluk hizmetleri. Bu nedenle MİT,

kullandığı gazetecileri camia üzerine saldırtıyor. Gerçek

milliyetçilik öldü, MHP güdümde.

AK Parti’den ve başbakandan umudumuzu kesmiyoruz, 2.

Kürt açılımı ortada yok iken, Öcalan’ın eline meşhur

Nevruz konuşması MİT tarafından verilmemişken,

‘Barışta hayır vardır, hayır barıştadır’ diye destekleyen

Gülen değil miydi beyler! Yoksa Gülen’i barış karşıtı

gösterme oyununuz elinizde patladı diye mi saç baş

yoluyorsunuz? Gülen’in karanlık planları bertaraf etme

gibi muhteşem bir vizyonu vardır. Camiayı denklem dışına

çıkarmaya çalışırsanız sınıfta kalırsınız… Halk tabanında

güvenilir olan partiler pırtılar değildir, kalplerin

sultanıdır…

Tekrar Tözün Bahçeli ile yaptığım mülakata dönelim,

bakın 2011’de ne diyordu: “AK Parti, Kürt sorununu

çözse tarihe geçer. Son 9 yılda muazzam gelişmeler oldu.

Kürt kimliği ortaya çıktı ve resmen tanındı, baskılar

ortadan kaldırıldı. Faili meçhul cinayetler durdu, bir suç

şebekesi yargı önüne çıkartıldı, yargılanıyor. Açıklar

kapatılıyor. AK Parti’nin milliyetçi Kürtlere

Page 329: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

329

verebilecekleri ile onların talep ettikleri arasında uçurum

bulunuyor. Ne AK Parti nede başka bir parti BDT’ye

istediklerini verebilir. Federasyon istiyorlar, bu

imkansızdır. Üniter devlet yapısı bozulamaz ancak bazı

yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesi kaçınılmazdır.”

AK Parti veya iktidar olacak herhangi bir parti Kürt

vatandaşlarımıza neler verebilir? diye sormuşum Tözün’e.

Çünkü kilit nokta burası…

Tözün Bahçeli şunları öneriyor: “Merkezi Ankara

yönetimi anlayışı yetersiz kalıyor. İnsiyatifin, maddi

destekler artırılarak şehirlere, yerel idarelere verilmesi

gerekiyor. Bazı konularda devletin imkanları da yetersiz,

Kürtçe eğitimin ana okulu, ilk, orta, lise ve üniversite

seviyesinde verilmesine yakında gelecekte bu nedenle

gerçekleşmeyebilir. Harran ve Bilgi üniversitelerinde Kürt

Enstitüleri açıldı, daha da açılacaktır. Özel televizyon ve

radyolar Kürtçe yayın yapıyorlar. Kürt politikacılar Kürtce

faaliyet gösterebiliyor, hapishanelerdeki mahkumların ve

ziyaretçilerin Kürtçe konuşmasına izin veriliyor. Bunlar

daha önce tabu olan şeylerdi. AK Parti’nin Kürt seçmenin

yoğunlukta olduğu yerlerden yüzde 75 oranında oy alması,

Kürt halkın AK Parti’ye olan güvenini gösteriyor. AK

Parti, Türkiye’nin bölünemeyeceğinin teminatıdır.”

Peki BDP ve PKK neler istiyor veya isteklerinde

makuliyet var mı? soruma Tözün Bahçeli’nin yanıtı

ilginçti: “Geçtimiz yıl, bazı Cengiz Çandar ve Hasan

Cemal gibi liberal aydın ve gazetecilerinde katıldığı bir

toplantıda BDP taleplerini açıkca gündeme getirdi.

Katılımcıların birçoğu hayret ettiler. Yerel yönetimlerin

bayrağı olsun, silahlı teşkilatları bulunsun istiyorlar.

Kürtçenin anayasal güvenceyle resmi ikinci dil olmasını

ve kültürel haklar, devlet destekli Kürtçe eğitimini talep

ediyorlar. Abdullah Öcalan’da kapsayan PKK militanlara

genel af gündemlerinde. Yüzde 10’luk seçim barajının

Page 330: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

330

kaldırılması Öcalan’la masaya oturulması da şartlar

arasında. Fikir üretelim diyorlar ama bunlar çok radikal

öneriler AK Parti ve devletin güç merkezlerini bunlar

korkuttu, Bunların asıl niyeti nedir acaba sorusu ortaya

çıktı. Elbette teklifleri ciddiyetden uzak, kabul edilemez

talepler. Belki Öcalan’ın İmralı’dan çıkartılıp cezasını ev

hapsinde doldurması sağlanabilir.”

Yeni anayasamızı bu dönemde yapabilecek miyiz? Hiç

sanmıyorum. Bahçeli’nin bu yöndeki soruma cevabı

şaşırtıcı olduğu kadar 2015 ile 2020 arasındaki

Osmanlıvari Türkiye’nin kafa yapısını şöyle özetler

gibiydi: “Yeni dönemde Türkiye Türklerindir söylemi

kalkacaktır. AK Parti, Kürtlerin çoğunluğuna eşitlikci ve

özgür bir Türkiye için samimi adımlar attığını ispatladı.

Bu süreçte PKK’nın tavrı da önemlidir. Öcalan, acımasız

ve bencil kişiliğine rağmen halen PKK üzerinde ve Kürt

halkının önemli bir kesiminde etkilidir. Kürtlere ‘dağ

Türkü’ denildiği, Kürtlerin 2. sınıf vatandaş sayıldığı,

işkence, baskı ve yasaklara maruz kaldıkları darbe

dönemleri geride kalmıştır. AK Parti, Kürtlere bugüne

kadar gelen Türk hükümetlerinin hepsinin üstünde haklar

vermiştir ve Kürt açılımını anayasaya taşıyacaktır.”

MİT gazeteciliği yapmıyorum, sosyolojik gazetecilik

yapıyorum.

Derin çatlaklarla parça parça bölünüp parçalanması için

her fitnenin sahnelendiği ülkemizde, nifak, şikak ve

fesadın önüne geçmek için Kürtleri kucaklayan gayretler

gösterenlerin alkışlanması gerekirken, hiç ümit edilmedik

şekilde karşısına çıkılması Türkiye’nin gerçek

problemlerini çok iyi bilen ve çareler üzerinde beyin

yoranları derin üzüntülere sevk ediyor… Yıllardır Batıda

yaşayan zengin veya orta halli işadamlarımız kurbanlarını

doğuda fakir Kürt ailelerin evinde kesiyor, Türk ve Kürt

Page 331: Cumhuriyeti -   · PDF fileSekizinci Bölüm PKK’yı Ancak Kürt Aydınları Bitirebilir..... 27 Dokuzuncu Bölüm PKK Başarabilir mi

331

kardeşliğini güçlendiriyor, kin ve nefreti söndürüyor. Ne

olur çevremizdeki İslâm ülkelerine bir de bu açıdan

bakalım da kandan, feryattan başka hiçbir şeyin

görünmediği bu toz duman arasında birbirini

boğazlayanlardan bir ders alalım. Unutmayalım birileri

bizim de öyle olmamızı istiyorlar. Allah rızası için ya bu

olacaklara daha güzel bir çare bulun veya sırf iyi niyetle

bulunmuş şu çarelere bir destek verin… Veya hiç olmazsa

aleyhinde bulunmayın… Tenkit çok kolaydır, aynen tahrip

gibi… Ama eğer yapıcı olmayan yıkıcı tenkitler Allah

rızasının dışında bir garazdan ileri geliyorsa, yarın Ulu

Divan’da Allah Huzuru’nda hesabı çok zordur. Cenab-ı

Hak hepimize basiret versin, bizi birbirimize sevdirsin…

Denizi geçip bir karış derede boğulmayalım, ne olur…