241

Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Demokrasi Gercek Ve Hayal

Citation preview

Page 1: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky
Page 2: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

ABD'nin dış politikasına, dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiğikatliamlara, estirdiği teröre yönelik keskin eleştirileriyle tanıdığımızChomsky, bu kitabında ülkemizdeki tartışmalara da ışık tutacak birkonuyu ele alıyor: Amerikanvari demokrasinin gerçek ve çirkin yüzü.Batı'nın Üçüncü Dünya ülkelerine pazarladığı demokrasiye ilişkinhayli paradoksal saptamalarda bulunuyor.Demokrasi ile idare edilen, dolayısıyla halkın kendi geleceği vekaderi üzerinde belirleyici rolünün olduğu ileri sürülen toplumlardasermaye sahiplerinin keyfinin kaçmaması, medya, halkla ilişkiler veseçim endüstrisi sayesinde sağlanmakta, secimler olağanüstü vasıflaratfedilmiş ve yeterince şişirilmiş "liderler"den, yani sembolik figür-lerden birinin tercihi olayına indirgenmektedir. Tabii ki böyle birdemokraside "seçkinler"in demokratik çatının kontrolünü elindenkaçırması, başka insanların da ülke yönetiminde aktif rol üstlenmesi,"Demokrasi krizi" olarak isimlendirilir.

ABD'de yasaklanmış olan Chomsky, Orta Amerika'dan Orta ve UzakDoğu'ya kadar sayısız Örnekle Amerikanvari demokrasi etrafındaoluşturulan ve ülkemizde de geçerli olan illüzyonları birer birerdeşifre ediyor. Demokrasi: Gerçek ve Hayal, demokratikleşmetartışmalarına da farklı bir açıdan bakma imkanı verecek, ve sizi yeniufuklara taşıyacak.

Page 3: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

NOAM CHOMSKY: 1928 yıhnda Philadelphia'da (ABD) doğdu. Dilbilimci.1955'ten itibaren yayınladığı çalışmalarıyla "üretici-dönüşümsel dilbilgisi"denen dilbilim kuramının kurucularından oldu. Chomsky'nin ilk önceABD'nin Vietnam'a yönelik harekâtına aktif biçimde karşı çıkmakla belirenmuhalif kimliği, sonraki yıllarda Ortadoğu-Filistin konusunda ABD-Israilişbirliği ve saldırganlığına daha sonra da ABD'nin Latin Amerika politikası-na yönelik olarak yaptığı eleştirilerle iyice belirginleşti. Halen ABD üniver-sitelerinde ders vermeye devam etmektedir. Chomsky'nin eserlerinden bazı-ları şunlardır: American Poıver and the New Mandarins (1969), The Politi-cal Economy and Human Rights (1979), Toıvards a Neıv Cold War (1982),The Culture ofTerrorism (ABD Terörü, Pınar Yayınları, 1991), The FatefulTriangle (1985) (Kader Üçgeni, İletişim Yayınları, 1993), Deterring Democ-racy (1991), elinizdeki eser.

Bu eser, 1992 yılında ABD'de Hill and Wang tarafından Deterring Democ-racy ismiyle basılan nüsha esas alınarak tercüme edilmiştir.

Page 4: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

DEMOKRASİGerçek ve Hayal

Noam Chomsky

Türkçesi: Cevdet Cerit

PINAR YAYINLARIBeyazsafay, Zemin Kat,

No: 31, Beyazıt, İstanbulTel: 518 15 15

Page 5: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Pınar Yayınları: 88Araştırma, İnceleme: 22

ISBN 975-352-079-4

Birinci BasımMayıs 1995

DizgiKarakalem

KapakPınar

BaskıYıldızlar Matbaacılık A.Ş.

Ciltİstanbul Ciltevi

Page 6: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

İçindekiler

Giriş 9

Birinci Bölüm: SOĞUK SAVAŞ: GERÇEK VE FANTEZİ 21

İdeolojik bir yapı olarak Soğuk Savaş 21

Tarihi bir süreç olarak Soğuk Savaş 39

Önce ve sonra - 63

Bolşevikler ve mutediller 70

Politikanın temelleri 85

Bir sonraki basamak 110

İkinci Bölüm: EV CEPHESİ 121

Önemsenmeyen halk 121

Siyasî basanlar 128

Ekonomi yönetiminin başarısı 140

İnancın restore edilmesi 149

Hepimiz borçluyuz , 150

Üçüncü Bölüm: ENDÜSTRİLEŞMİŞ TOPLUMDA DEMOKRASİ 153

Demokrasinin tercih sebebi 154

Genel çizgiler 160

5

Page 7: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Bir "Büyük Atölye": Japonya 163Şüyük Atölye": Almanya 170Daha küçük atölyeler 174Bazı kapsamlı atölyeler 183

Dördüncü Bölüm: VE SONRASI 187"Körfez Savaşı"na bir bakış..... 190Irak'ta demokratik gelişmelerin önünün alınması 198"Tüm dünyaların en iyisi" 202Uygun adım marş 208Barış sürecine karşı ABD 214ABD politikasının evrimi 219Bush-Baker diplomasisi 227israil'in politik spektrumu 231Yarınlar 235

İndeks .• 241

Page 8: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

...Dünyanın yönetimi, sahip oldukla-rından gayrisini istemeyen tatmin ol-muş milletlerin eline emanet edilmeli-dir. Dünyanın yönetiminin aç ulusla-rın elinde olması durumunda daimatehlikeler mevcut olacaktır. Oysa bizzenginlerin, kendimiz için isteyeceği-miz birşey yoktur. Barış, kendi yolun-da ve ihtiraslarından arınmış olarakyürümekte olan insanlar tarafındankorunacaktır. Bizim gücümüz, bizi di-ğerlerinin tepesinde yer almaya zorla-maktadır. Bizler, beraberindekileri ilebarış içerisinde yaşayıp giden zengininsanlar gibiyiz.

—WINSTON CHURCHILL

Page 9: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Giriş

Tarih, zaman ekseninin farklı periyodlanna düşen kısımlarıpaketlenmiş olarak huzurumuza çıkmaz; parçalanamaz birbütündür. Bu özelliğini gözardı etmek, parçalayıp paketlereyerleştirmek ve her paketin içindekini bütünden bağımsızolarak incelemek, gerçeklere zarar vermeksizin daha iyi an-laşılmalarını kolaylaştırabilir. Böylesi bir periyod İkinciDünya Savaşı ile başlamıştır; bu dönemde "Birleşik Devletlerdünya meselelerinin çözümünde, carî düzenin tesisinde vedevamının temininde hegemonik güç olarak görev almıştır."(Samuel Huntington, Harvard Üniversitesinde profesör vedış politika danışmanı.) Söz konusu dönem, devlet desteklikapitalist dünyanın ekonomik gücünün; Birleşik Devletler,Japonya ve Almanya'nın liderliği altında ki Avrupa'nın elin-de toplandığı üç kutuplu bir yapılanmaya dönüşmesiyle ni-hayet bulmuştur. Sovyetler Birliği'ne gelince; hemen Kübafüze krizinin ardından ne denli güçsüz olduğu pek dramatikbir tarzda ortaya çıkmış; 1950'li yıllarda zirvesine ulaşan et-

Page 10: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

kileme ve caydırma kapasitesinin bir hegemonik güce yakış-mayacak seviyede olduğu anlaşılmıştır. Tüm bunların yanısı-ra ekonominin durgunluk dönemine girmesi, "endüstri son-rası" modernizasyon safhasına geçme meselesinde ortaya çı-kan yetersizlikler ve giderek artan sayıda kesimin totaliteryönetimin koyduğu kısıtlamalara karşı tavır almaya başla-ması, yönetimler üzerindeki iç baskıları artırmıştır. Açıkçave kısaca ifade edecek olursak: ABD için Avrupa ve Japonya,ışığı giderek sönen Sovyetler Birliği'nden daha büyük birtehdit oluşturmaktadır.

Bu gelişmeler 1970 li yılların sonlarında iyisinden günışığına çıkmıştı, ne var ki ABD'nin küresel hükümranlığınındevamını ve silah endüstrisine akan kaynakların sürekliliği-ni sağlayabilmek için yürütülecek olan politikalara sağlambir gerekçe, işe yarar bir destek gerekmekteydi: araç olarakaskerî gücünü hergün biraz daha artırdığı, Batı medeniyetiiçin korkunç bir tehdit oluşturduğu imajı ile donatılmış Sov-yetler Birliği fotoğrafı kullanıldı. Bu illüzyonların artık gü-nümüzde geçerliliği kalmamıştır, gelecek on yıl içerisinde işeyararlılığını bütünüyle kaybedecektir. Bu arada bir öncekiparagrafta sözünü ettiğimiz gözlemler, elle tutulur gerçeklermertebesine yükselecektir.

Savaş sonrası dönemin bu standart modeli, aynı zaman-da, devlet yönetiminin ve ideolojik yapısının nasıl işlediği,kurallarının neler olduğu konusunda da bize sağlıklı fikirlervermektedir. Devleti yönetenler, programlarına meşrutiyetkazandırmak, yaptıklarım onaylatmak için "güvenlik" kavra-

(UO zaman yapılan tartışmalar için Toıvards a New Cold War (Pantheon,1982) adlı eserime bakınız. Aynı konu ile ilgili diğer iki çalışmam şunlar-dır: Turning the Tide (South End, 1985); On Power and Ideology (SouthEnd, 1987). Alıntı yapılmış ifade M. J. Croiser, S. P. Huntington ve J.Watanuki tarafından hazırlanan rapordadır. Raporun başlığı, The Crisisof Democrasy (New York University, 1D75).

10

Page 11: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

mini sürekli olarak gündemde tutmuşlardır. İleri sürülen ge-rekçeler, maalesef, nadiren yeterince incelenmiştir. Denizaşı-rı ülkelerde yürütülen maceralara veya yerel ekonomiye tuz-luya patlayan müdahalelere halkı razı edebilmek, desteğinialabilmek için güvenliklerine yönelik tehditler manzumesisık sık tezgâha çıkarılmıştır işin ilginç yanlarından biri, birsüre sonra kurdukları tezgâha bizzat tezgâhtarlarının dainanmaya başlaması olmuştur. Savaş sonrası yürütülen poli-tikaları biçimlendiren temel faktörler, devletin bizzat kendi-sinin ve hizmetinde bulunduğu özel sektörün efendilerininemrine amade küresel bir sistemi tesis etmek ve devamlılığı-nı sağlamak, halkın desteği ve devlet tarafından garanti edil-miş pazarların sunduğu hayat öpücükleriyle zindeliğini ko-rumak olmuştur. Gerek ülke içinde, gerek ülke dışında buhedeflere ulaşılmasında Pentagon son derece önemli bir rolüstlenmiştir. Sovyet tehdidi bahanesini büyük bir ustalıklakullanmıştır. Sovyetler Birliği'nden ve diğer dahili ve haricidüşmanlardan dalga dalga gelmekte olduğu ileri sürülen teh-ditlerin dozajı mevcut duruma göre ayarlanmıştır/2'

Bu yolda stratejik teori ve politika âlimleri bolca kullanıl-mış, yaşanmakta olan pratiğe bu kişilerin gerekli teorik des-teği vermesi sağlanmıştır.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp 1970 li yıllarınsonlarına kadar devam eden, ABD'nin dünyanın büyük birkısmına sahip bulunduğu ve karşısında kendi gücüyle müte-nasip bir gücün mevcut olmadığı bir zaman dilimi vardır. Budönemi herkesin isimlendirdiği gibi isimlendirmemizde, So-ğuk Savaş dönemi dememizde bir sakınca yoktur. Ancak,üzerinde yeterince düşünmeden, yerel güçlerin çıkarları doğ-

<2>Not (l)in referanslarına ve William A. Schwartz ve Charles Derber'inNuclear Seduction (University of California, 1990) başlıklı araştırmasınabakınız.

11

Page 12: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

rultusunda biçimlendirilmiş ideolojik yapısını kavramadanyolumuza devam etmemiz doğru olmayacaktır.

Kitabımızda inceleyeceğimiz temalardan biri, dünyanındüzeninde ortaya çıkan değişikliklerin önemi ve yansımalarıolacaktır. Meseleyi incelerken ABD'nin izlediği politikalarave bunlardan en fazla etkilenenlere ise özel bir özen göstere-ceğiz.

"Soğuk Savaş sonrası" uluslararası sistemde çarpıcı birdengesizlik mevcuttur: ekonomik düzen üç kutuplu, fakat as-kerî düzen tek kutupludur. Birleşik Devletler, küresel ölçek-te askerî güç uygulama istek ve potansiyeline sahip biricikvarlıktır. Sovyetler Birliği'nin çöküşü ile bu istikametteki im-kanları dünle kıyaslanamayacak kadar artmıştır.

Ne var ki İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden bu yanasürdürdüğü sefanın arkasını getirebilmesi giderek güçleş-mektedir. Ekonomik güç tarafından desteklenmeyen askerîgücün, baskı ve sömürü aracı olarak kullanım kapasitesi peksınırlıdır. Kullananları maceracı durumuna düşürebilir,"Tosya'ya pirince gideyim derken evdeki bulgurdan olunma-sı", altından kalkılamaz felaketlerin depremine tutulmasıkaçınılmaz olabilir.

Uluslararası sistemin bu özellikleri; endüstri güçlerininSovyetler Birliği'nin çöküşüne, Soğuk Savaş'ın ilk yıllarındaABD'nin muhtelif askerî operasyonlarına, Panama'nın işgali-ne ve Kuveyt'in Irak tarafından işgaline karşı gösterdiklerireaksiyonlarda kendisini açıkça göstermiştir. Son örnekte,ekonomik gücün üç kutuplu, askerî gücün tek kutuplu olma-sından kaynaklanan tansiyon kendisini iyisinden belli etmiş-tir. Askerî müdahalenin doğurması olası felaket mertebesin-deki sonuçlarının akla getirilmesine bile izin vermeyen ABDhükümeti, tek çözüm yolunu güç kullanmakta aramıştır.Başkalarının diplomatîk-barışçı çözümler aramasına fırsatvermemiştir. Uluslararası bir platformda fakat ABD'nin as-

12

Page 13: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Giriş

kerî gücüne gerek kalmadan meselenin çözülmesine engel ol-mak için elinden geleni yapmış ve başarılı da olmuştur.(S)

Değişen dünya düzeninde Birleşik Devletler'in mukaye-seli üstünlüğü askerî sahadadır ve ABD hâlen bu kulvarıntartışma götürmez birincisidir. Diplomasi ve uluslararası hu-kuk kuralları, kendi çıkarlarına ters düştüğü noktadan itiba-ren can sıkıcı birer manzume konumuna düşürülüvermekte-dir. Hitler dahil olmak üzere dünya meselelerinin çözümün-de aktif olarak rol almak isteyen her oyuncunun, şiddet vecebir kullanmak yerine diplomatik yolları ve uzlaşma arayış-larını tercih eder görünmelerinin gerçekleri gizlemek ama-cından öteye gitmediğine, takkenin çok geçmeden düşüp ke-lin göründüğüne şahit olmaktayız. ABD'nin günümüzdekigüç alaşımının yapısı, meselelere çözüm getirmek amacıylahemen silaha sarılmasına neden olacak mahiyettedir.ABD'nin ekonomi alanında tek tabanca olduğu günlere geridönmesi artık son derece zordur, askerî alandaki hegemon-yasını ise hâlen sürdürmektedir ve böyle kalmak için de kim-senin onayını alma durumunda değildir. Bu açmazın sonuç-larından biri, ülke içinde ortaya-çıkacak ekonomik sıkıntıla-rın yönetim üzerindeki olumsuz baskısı, bir başkası ise sü-pergücün tüm diplomatik kanalları tıkayarak her işi silahzoruyla ve tek başına çözme yoluna yönelmesidir.

Körfez krizi bu meseleleri gündeme getirmiştir. Kuveyt'teözel çıkarları bulunan İngiltere hariç, diğer endüstriyel güç-ler çözümü güç kullanımında arama hususunda isteksiz dav-ranmışlardır. Washington'da ise uzun süre bir kararsızlıkhüküm sürmüştür. Savaş işi tehlikeli bir iştir ne var ki aske-rî güç gösterisinde bulunmadan meseleyi çözmeyi de ABD'ninkonumu ile bağdaştırmak mümkün gözükmemektedir. Sava-

<s>Thomas Friedman, "Behind Bush's H'ard hine", NYT, Ağustos 22, 1990.Altıncı Bölüme ve Birinci Bölümün beşinci kısmına bakınız.

13

Page 14: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

şın maliyetinin oyunda rol alanlar tarafından paylaşılması,fakat askerî gücün özünün ABD'ne ait olmasının kesinliklesağlanması yönetimce benimsenmiştir. Krize, Irak'a uygula-nacak müeyyideler yoluyla çözüm aramak isteyenlerle silahzoruyla çözüm önerenler arasındaki mücadeleyi, ateşle oyna-mayı tercih edenler kazanmışlardır.

Geçmişte Birleşik Devletler'in ve şeriklerinin, kendileriniçoğu kez "siyaseten güçsüz" (bir başka deyişle müdahaleyehazırlandığı bir olayda desteğinden yoksun), askerî ve ekono-mik alanda ise güçlü olduğunu gördüğüne ve sonuç almakiçin bu son iki silaha sıkça müracaat ettiğine şahit olmakta-yız. Uluslararası yasalara göre yürütülen barışçıl çabalaraterörü, askerî gücü, ekonomik potansiyelini bulaştırdığını bi-liyoruz. Ekonomik sahada zayıflamasının, elinden bu çarpa-nın sabun köpüğü gibi kayıp gitmesinin bir sonucu olarak si-laha daha sıkça başvurur hâle geldiğini görüyoruz.

Birleşik Devletler'in silah zoruyla çözüm ürettiği olaylar-dan en son ikisi Orta Amerika ve Körfez'de olmuştur. Siyasetbilimciler ve danışmanlar, "bizim ihtiyaçlarımız" ile "bizimisteklerimiz" arasında bir mesafe bırakırlar. Bunlardan ilki-nin Ortadoğu'da tezahür ettiğini görmekteyiz. Bu bölgedezengin petrol yatakları vardır. İkincisinin ise Orta Ameri-ka'da tezahür ettiğini görüyoruz. Orta Amerika'nın ne strate-ji ve ne de ekonomi açısından bir önemi yoktur, özelliği,ABD'nin geleneksel hükümranlık sınırları içerisinde bulun-masından kaynaklanmaktadır. Sadece "isteklerimiz" söz ko-nusu ise taktik tercihler değişiklikler gösterebilir. Sürekliolarak tartışma konusu yapılan Ortadoğu'daki "ihtiyaçları-mız" ise ABD'nin bölge üzerindeki mutlak hakimiyetini sür-dürmek, bir başkasının varlığına rıza göstermemek yolunda-ki iradesine meşruiyet kazandıracak kadar hayatîdir. ABDbu bölgede ne yerli ve ne de yabancı bir gücün yeşermesineizin vermez. Bölgede bulunan petrolün üretimi ve dağıtımı

14

Page 15: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

bütünüyle ABD'nin kontrolü altında olmalıdır. Kurulantezgâhta kendisinden ve yerli-yabancı ortaklarından gayrisiyer alamaz. Bu gerçek, bu doktrin "Uluslararası İlişkilerinBirinci Aksiyomu" olma mertebesindedir. Birinci petrol kriziesnasında bu yolda yaptığım uyarıları olaylar teker tekerdoğruladı.<4)

Uluslararası sistemin bu özellikleri zaman içerisindekendi bahanesini de üretmiş, Birleşik Devletler'in dünyayıterbiye etmesinin pek tabiî bir olgu olduğunu dillendirenle-rin sayısı hızla artmaya başlamıştır. Bu tür ideolojik saplan-tılar, beyne vurulan bukağılar sökülüp atılmadıkça ne geçmi-şi anlamak ve ne de geleceği kestirmek mümkün olmayacak-tır.

"Yeni Dünya Düzeni" gerçekten biçimlenmektedir. Sov-yetler Birliği çökmüştür. Nüfuz alanları yeniden belirlen-mektedir. ABD, dünyanın tümüne hükmedebilecek bir askerîgücün mümessili olarak tarih sahnesine çıkmış bulunmakta-dır. Sovyetler Birliği'nin boşalttığı alanlar ABD, Almanya veJaponya için cazip çekim merkezleridir. Bu ise ABD'nin so-rumluluk ve ihtisas alanına giren bir mesele olarak karşımı-za çıkmaktadır. Ne var ki, ekonomisindeki zayıflıklar, görevi-ni yerine getirmesini güçleştirmektedir.

ABD'nin tarihî görevini sürdürmesini isteyenler fatura-nın başkaları tarafından ödenmesini istemektedirler. DevletBakanı Lawrance Eagleburger, Kongre'de yaptığı bir konuş-mada doğmakta olan Yeni Dünya Düzeni'nin diplomasininpratiğine yeni bir kavramı getirdiğini, düzenin korunmasıiçin ABD'nin yapacağı müdahalelerin faturasının bu işten çı-kar sağlayan diğerleri tarafından ödeneceğini ifade etmiştir.

(4)«The Interim Agreement", Neıv Politics, no 3, 1976. Toıuards a New ColdWar'nn II ve 8 numaralı bölümlerine bakınız, "ihtiyaçlar" ve "istekler"terimlerinin arasındaki farkın anlaşılmasını kolaylaştıracak muhtelif ör-nekleri buralarda bulacaksınız.

15

Page 16: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Uluslararası ekonomik ilişkiler sahasında pek saygın bir oto-rite, Körfez Krizi'nin, ABD'nin uluslararası ilişkiler tarihindebir dönüm noktası oluşturduğunu, ABD'nin askerî gücününuluslararası destek gören bir ticarî mal haline geldiğini,uluslarası finans kaynaklarına sahip bir polis gücüne dönüş-tüğünü söylemektedir. Bazı Amerikalıların meselenin moralboyutu ile ilgilenmesi, ordularının bir paralı askerler güruhuhâline getirilmesinden endişe duyması yankı yapmamakta-dır. 199O'lı yıllarda başka realistik seçenekler mevcut değil-dir. Batılı endüstri devleri ve özellikle yerel ortaklan için iyiolanın, cümle âlem için iyi olduğu varsayılmaktadır/5'

Muhafazakâr bir gazetenin ekonomi servisinin şefi, me-selenin özünü şöyle özetlemektedir:

"Güvenlik pazarındaki tekel durumumuzu kullanıp Avrupave Japonya'dan ekonomik çıkarlar sağlamalıyız. ABD, Ba-tı'nın güvenlik pazarında temel taşı durumundadır ve bu pa-zarda ABD ile aşık atmaya istekli gözükmemektedir. Öyley-se, askerî gücümüzün, kiralayanın hizmetine amade bir şir-ket gibi kullanılmasında bir sakınca olamaz."

Burada "şirket" kelimesi yerine "şaki" kelimesini kullanmakbelki biraz ayıp kaçabilir ama çok daha uygun düşeceğindeneminim. Yazar sözlerine şöyle devam ediyor:

"Bize Hesiyen sıfatını lâyık görenler, yani para karşılığı herişi yapmaya hazır insanlar olduğumuz suçlamasını yapanlarbulunacaktır. Oysa onurlu, çok iyi eğitilip donatılmış, finans-man kaynakları sağlam, itibarı yüksek bir güç için bu türsuçlamaların bir değeri olamaz. Her kim her ne söylerse söy-lesin, bizler yumruklarımızı sıkıp pazarlık masalarına indir-

<5>Mary Curtius, "US asks allies to help pay for its continued leadership"BG, Eylül 20; David Hale, Kemper Financial Services (Chiago)'nun başekonomisti, "How to pay for the global policeman", Financial Times (Lon-don), Kasım 21, 1990.

16

Page 17: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Giriş

mek üzere hazır bulunmalıyız. Avrupa ve Japonya'dan verdi-ğimiz hizmetin bedelini almalıyız. Tahsilatımızı dolaylı yol-lardan gerçekleştirebiliriz, doğrudan doğruya da yapabiliriz.Ama mutlaka yapmalıyız. Mevcut rolümüzü değiştirmemizde söz konusu olabilir. Ancak bu değişiklik, dünya ekonomi-sinin kontrolünü de elimize geçirdiğimiz gün mümkün olabi-lir.""»

Herkes tarafından bu kadar açıkça ifade edilmemeklebirlikte sözünü ettiğimiz bu görüşler yönetim tarafından dabüyük ölçüde benimsenmektedir ve fiilî olarak sonuçlarınıKörfez Krizi esnasında göstermişlerdir. ABD düzen empozeetme, istikrarı koruma görevini diğer zengin ülkelerin maddîve manevî destekleri ile sürdürmelidir. Petrol zengini ülkele*rin ellerindeki petro-dolarlar mutlaka ama mutlaka veoluk-oluk ABD bankalarına akıtılmaUdır.

Paralel yerel gelişmeler fotoğrafa bir başka boyut ekle-mektedir. ABD işçi bölümü ve diğer araştırma grupları; bilimadamlarından yöneticilere, teknisyenlerden sekreterlere ka-dar geniş bir yelpaze üzerinde değişen vasıflı eleman sıkıntı-sının giderek arttığına dikkati çekmektedirler. Reagan döne-minde başlatılan sosyal ve ekonomik politikaların eğitim sis-teminde ortaya çıkardığı çöküntünün, altyapıda oluşan ye-tersizliklerin bu duruma neden olduğunu ileri sürmektedir-ler. Kötü gidişin önü, 'göçmen yasalarında değişiklik yapıpülkeye dönük beyin göçünü cesaretlendirmek suretiyle alına-bilir' görüşü de yeterince sağlıklı değildir. Bu yol denenirsekaliteli emeğin bedeli yükselecek, sonuçta uluslararası dü-zeyde iş yapan firmalar; araştırma, ürün geliştirme ve tasar-lama, pazarlama ve diğer benzeri faaliyetlerini yabancı ülke-lere kaydıracaklardır. Kalitesiz emek için ekmek, para için

<6)William Neikirk, "We are the vvorld's guardian angels", Chiago Tribüneekonomi kesimi, Eylül 9, 1990.

17

Page 18: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

her işi yapmaya razı olunması halinde ulaşılabilir durumagelecektir. Bu tür beklentilerin gerçeklenmesi durumundagenel manzaranın arz edeceği dehşeti tahayyül edebilmekhiç de zor olmasa gerektir.'7' Bu sorular, muhtelif yollardanilerideki bölümlerde tekrar tekrar gündeme getirileceklerdir.

Doğu ve Orta Avpura'da gözlediğimiz halk hareketlerininbaşarısı, dünya genelinde özgürlük ve demokrasi yolunda ve-rilegelinmiş bulunan bitmek tükenmek bilmez mücadelelerintarihî bir sonucudur. Tüm tarih boyunca bu yolda elde edilenbaşarılar; bir düzen kurma, mutedil bir iklim oluşturma vesonuç itibarıyla imtiyaza yönelik tehditleri sınırlama ve cay-dırma amaçlı çabalara hız kazandırmıştır. Sonuç alabilmekiçin izlenen yollar pek geniş bir yelpaze üzerinde yer almak-tadır: çok geniş kapsamlı şiddet hareketlerinden son dereceılımlı kontrol araçlarına kadar pek çok vasıta sonuç alabil-mek için devreye sokulmuştur. Bu yöntemler arasında değeryargılarının yapılandırılmasını, amelî seçenekleri'81 ve dü-şünceleri ve inançları kontrol altında tutmak için alınan ted-birleri sayabiliriz.

Demokratik topluluklarda düşünce kontrolü kavramı—veya demokratik bir toplulukta seçeneklerin hiyerarşik vebaskıcı özel kurumlar vasıtasıyla yapılandırılması— ilk na-zarda çelişkili bir durum gibi gözükebilir. Bir topluluk, birey-lerinin toplum meselelerinde üstlenebildiği aktif rol derece-sinde demokratiktir. Düşünceleri kontrol altında tutuluyor-sa, seçenekleri birileri tarafından sınırlandınlmışsa oynadık:-lan rolün anlamlı bir rol olduğunu söylemek doğru olmaz.Kontrol, kontrolörlerin ve hizmetinde bulunduğu kesimin

C^AP, Cornell Üniversitesi Endüstri ve îşçi İlişkileri Okulu tarafından ha-zırlanan bir rapor, Eylül 9, 1990.

<8>Bu modellerin ayrıntılı ve anlaşılır bir analizi ve kapitalist demokrasiiçindeki yeri için Joshua Cohen ve Joel Rogers'in On Democrasy (Pengu-in, 1982) başlıklı çalışmasına bakınız.

18

Page 19: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

elinde demektir. Ötesi kuru gürültüdür, sonuca etkisi olma-yan vanver-geliver eylemleridir. Ve işte bu bir çelişkidir, öz-le bir zıtlaşmadır. Buna rağmen, kurumsal araçların pratiğiolan seçeneklere esaslı kısıtlamalar getirdiği toplumlarda bi-le düşüncelerin kontrol altında tutulmasının gerekliliğineinanan çok güçlü bir entellektüel kesim mevcuttur. Bu tür fi-kirler ve yansımalarının en gelişmiş olduğu ülke muhtemelABD'dir. Özgürlükler söz konusu iken pek çok bakımdan pekçok ülkeden daha imrenilir bir durumda olduğu görüntüsünütüm dünyaya yansıtmaktadır.

Özgürlük ve kontrolü konusu, ilerleyen bölümlerde elealacağımız temalardan bir başkası olacaktır.

İlk ve son bölümde özetlemeye çalıştığımız meselelerle il-gili bazı gözlemlerimiz yer almaktadır. Bölüm 2'den itibarenyeni yeni biçimlenmeye başlayan koşullar karşısında etkenve edilgen kesimlerin, ABD yönetiminin huzurlarına gelecekolan beklentilerin ve problemlerin analizini yapacağım: Gerikalan bölümlerde amelî demokrasi kavramı, halk hareketle-rine ve özgürlük arayışlarına karşı takınılan ve çeşitli örnek-lerde kendini en çarpıcı haliyle sergileyen tavır incelenecek-tir. Örnekler, Orta Amerika'dan ve savaş sonrası Avrupa'sın-dan seçilmiş olmakla beraber diğer bölgelere de kolayca ge-nelleştirilebilir. İzlenen politikalar son derece geneldir ve ku-rumsal köklere sahip bulunmaktadır. Kasım 1991'de kitabaeklediğim "Sonsöz" bölümünde Körfez'de ve sonrasında olan-ları ele aldım, bunları yerel ve dış politikayı yönlendiren ku-rumsal faktörlere monte etmeye çalıştım.

Bu konuları şimdiye kadar yazdığım muhtelif kitaplardainceledim. Bunlara yeri geldikçe başvuracağım.<9) Buradaki

<9>Bunlarm arasında Not (l)de söz edilenler vardır. Ayrıca şu kaynaklarabkz.: PoLitical Economy ofHuman Rights (Edward S. Herman ile, 2 cilt)(South End, 1979); Fatefull Triangle (South End, 1983); {.Kader Üçgeni,•İletişim yy., İst. 1993); Pirates and Emperors (Claremont, Blcak Rose,

19

Page 20: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

malzeme, kısmen Zeta (Z) Magazine'de 1988'den bu yana ya-yınlanan makalelere, genel olarak da basılmamış belgelere;veya bu dönemde yapılmış ve bir kısmı konferans notu ola-rak yayınlanmış konuşmalara dayanmaktadır. Bunlar özenlegözden geçirilmiş, tekrardan kaçınmak için elden gelen ya-pılmış, bazı eklemeler gerçekleştirilmiştir.

Aralık 1990

1986); (İmparatorlar ve Korsanlar, Akademi yay., İst. 1993); Culture ofTerrorism (South End, 1987); (ABD Terörü: Terörizm Kültürü, Pınaryay., Mart 1991) Manufacturing Consent (E. S. Herman ile birlikte)(Pantheon, 1988); Necessary Illusions (South End, 1989); (Medya Gerçe-ği, Tümzamanlar yay., îst. 1994).

20

Page 21: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

Birinci Bölüm

Soğuk Savaş:Gerçek ve fantezi

Çoğu kimse, içinde yaşadığımız günlerin en önemli olayı ola-rak Soğuk Savaş'ın son bulmasını göstermektedir. Dolayısıy-la önümüze şu büyük soruyu koymuş olmaktadır: Sırada nevar? Bu soruya yanıt verebilmek için önce Soğuk Savaş'ın neolduğu sorusuna açıklık getirelim. Bu temel soruya iki farklıaçıdan yaklaşabilmek olasıdır. Bunlardan biri, çoğunluğunüzerinde mutabık kaldığı değerlendirmedir; ikincisi ise tarihîgerçeklere bakmaktan ibaret olacaktır. Çoğu durumda oldu-ğu gibi bu durumda da bu iki farklı yaklaşım tarzı farklı so-nuçları beraberinde getireceklerdir.

I. İdeolojik bir yapı olarak Soğuk Savaş

Konvansiyonel anlayışa göre Soğuk Savaş, iki süpergüç ara-sındaki bir çatışmadan başka birşey değildir. Bu noktadanitibaren farklı yorumlar ortaya çıkmaktadır. Çok kimse tara-fından kabul gören ortodoks versiyona gere Soğuk Savaş,

21

Page 22: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Sovyet saldırganlığı ve bunu kontrol altında tutmak isteyenABD'nin uğraşılarının bir harmanıdır. Çatışmanın bir tara-fında bir "kâbus", öte yanında ise "özgürlüklerin savunucu-su" vardır. Bu terim ilk kez 1990 senesinde Kongre'de yaptığıbir konuşmada Vaclav Havel tarafından kullanılmış, dinle-yenlerin coşkun alkışlarıyla karşılanmıştır. Daha sonraki yıl-larda aşırıcı sağcı John Birch Society'nin mensupları, sağcıfundamentalist vaizler, liberal Amerikalı aydınlar tarafındansıkça telaffuz edilir olmuştur.'1'

Bir başka görüşe göre Sovyet tehdidi bir parça fazla abar-tılmıştır. Aslında tehlike bizim sandığımız kadar büyük de-ğildir. ABD politikaları, samimi niyetli olmakla beraber biryanlış anlama ve analitik hata üzerine inşa olunmuşlardır.İşi daha da ileri götüren bir başka görüşe göre, süper güçlerarasındaki çatışma, içinde ABD'nin de bizzat rol aldığı birsürtüşmenin ürünü olarak ortaya çıkmıştır ve ABD'nin kaba-hati Sovyetlerinkinden daha az olmadığı gibi çatışma bir"kâbus" ile "özgürlüklerin savunucusu" arasındaki bir çatış-ma değildir, çok daha karmaşık boyutları olan bir didişimdir.Orta Amerika'da ve Karaibler'de olup bitenler bu iddianıncanlı şahitleridir.

Tüm görüşlerin üzerinde mutabık kaldığı nokta, ABD'ninkuşatma ve caydırmayı esas alan bir politikayı kendisinerehber edindiğidir. Ve nihayet soğuk savaş son bulmuş, dün-ya iki hasımdan birine kalmıştır. Galip, Ortodoks versiyonagöre her noktaya nüfuz edebilme durumundadır artık.

Ortodoks versiyon, Nisan 1950'de hemen Kore Savaşı ön-cesinde yayınlanan ABD Soğuk Savaş dokümanında, NSC68'de yer alan görüşleri benimsemekte, "Soğuk Savaş'ın, öz-gür dünyanın hayatta kalıp kalmamasının sonucuna bağlıbir gerçek savaş" olduğu yolundaki inancı hararetle savun-

<D Bu konuyu daha ilerde tekrar dönülecektir.

22

Page 23: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

maktadır."02' Bu ifadeler, gerek Ortodoks versiyonun soğuksavaşa yönelik konvansiyonel değerlendirmesinin ilk izleriniyansıtması ve gerekse bu ideolojik yapılanmaların ötesindegizlenen tarihi gerçeklere ışık tutabilmesi açısından üzerindedikkatlice durulmasını gerektirecek niteliktedir.

Temel savın iskeletini oluşturun fikir, ancak bir peri ma-salında yer alabilecek kadar çocuksudur. Dünyada zıt kutup-larda yer almış iki büyük güç vardır. Köşelerden birinde şey-tan, diğerinde ise melek. Bu iki varlık arasında bir uzlaşmasöz konusu olamaz. Şeytan, tabiatı icabı, dünyanın tamamınıeline geçirmeyi hedeflemektedir. Meleğin varlığını sürdüre-bilmesi, işlevlerini yerine getirebilmesi ancak ve ancak şey-tanın bütün-bütün yok edilmesi, şeytanlığın kökünün kuru-

. tutmasıyla mümkündür.NSC 68'de yazar Paul Nitze şöyle demektedir:

"Kremlin, henüz kendi kontrolü altına girmemiş topraklarüzerinde hükümran olan yönetimlerin tamamını ya yerle biretmek ya da bütünüyle kendi kontrolü altına alıp köleleştir-mekten gayrisini arzu etmemektedir. Kendisini bu hedefe ni-şanlamış, tüm yapısını bu amaç doğrultusunda biçimlendir-miştir." "Köleleştirilen develetlerin aslî görevi özgürlüğün se-sini kesmek olacaktır. Kremlin, bireylerin elinde bulunangüçlerin tamamının köle devletlerin elinde toplanmasını he-deflemektedir. Böylece yeryüzünde kendi mutlak otoritesinihükümran kılmayı tasarlamaktadır. Şeytan, gücünü silahtanalmaktadır. Bu nedenle uzlaşma yollarını aramak, anlaşarakbarışa ulaşılabileceğini ummak hayaldir."

Oysa ABD için durum tam tersinedir. "ABD'nin amacı, in-

<2> Foreign Relations of the United States (FRUS), 1950, cilt I, sh. 234-92,1975'de açıklanmıştır. Ulusal Güvenlik Konseyi ajandası, en üst düzeydehükümet planlama dokümanıdır.

23

Page 24: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

sanın onurlu ve değerli bir varlık olduğu kabulü üzerine inşaedilmiş bulunan özgür toplumumuzun bütünlüğünü ve de-vamlılığını sağlamaktır. Bu değerlerin tüm dünyada hayatbulmasına yardımcı olmaktır." Bizim toplumumuzda "sınırsızbir hoşgörü," yasalara riayet," "yayılımlı bj r farklılıklar yel-pazesi," "her bireyin kendini özgürce ifade edebileceği, kendi-ni geliştirebileceği bir ortamı oluşturup devamını sağlama ko-nusunda kararlılık" vardır. İnsanlar korkutulmaz, farklıolanlar cezalandırılmaz. Antipatik gelen fikirler bile hüsnükabul görür. Toplumumuzu biçimlendiren değer yargılarımızarasında "özgürlük ilkesi, hoşgörü ilkesi, bireyin önemi vehakkın arzuya üstünlüğü ilkesi vardır." "Dünyaya bakışımız-daki hoşgörümüz, cömert ve yapıcı katkılarımız, uluslararasıilişkilerdeki gözü tok tutumumuz karşımızda bulunanlar üze-rinde pek önemli etkiler yapacak özelliklerimizdir. Bu vasıf-larımızdan dolaysız olarak faydalanmış bulunanlar kendileri-ni son derece şanslı hissetmelidirler. Bizden uzun süredir ya-rarlanan ve Inter-American sistemini oluşturmuş bulunanLatin Amerika, sözünü ettiğimiz şanslı bölgelere bir örnek-tir."

Aydınlık ve karanlık arasında çatışma "son derece önem-lidir, yalnızca Cumhuriyetimizi değil bizzat medeniyetimiziyok etmeyi hedeflemektedir." "Bağımsız kurumlara dünya ge-nelinde yönelik bir saldırı vardır." "Konumuz, tüm insanlığave çıkarlarımıza yönelik bu saldırılar karşısında lider rolünüüstlenmemizi kaçınılmaz kılmaktadır." "Öyle bir ortam oluş-turabilmeliyiz ki Amerikan sisteminin yeşerip boy atmasımümkün olsun." "Herhangi bir yerde bulunan herhangi birözgür kurumun yenilgiye uğratılması demek, her kurumunyenilgiye uğratılması demektir." Dünyanın en uzak köşeleribile yönetimimiz dışında kalmamalıdır. "Almanya gibi, Ja-ponya gibi önemli sahaların, bölünmüş bir dünyada tarafsızbölgeler olarak kalması çok zararlıdır; bu, Kremlin'in dünya-

24

Page 25: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

ya egemen olma planının bir parçasıdır." Soyyetler'in Mihverkuvvetlerince işinin bitirilmesinden beş sene sonra, bunlarınABD'nin hükümranlığı altında ve Sovyet sisteminin hortla-masını imkansız kılacak bir tarzda biraraya getirilmesi gere-kir.

"Sistemimizin bütünlüğünün ve hayatiyetinin tarihimizinhiçbir döneminde olmadığı kadar çok tehdit altında olduğu"varsayımını kabul ettikten, durumun, bağımsızlık savaşı ver-diğimiz günlerdekinden, İngiliz birliklerinin 1814'de Was-hington'u işgal ettiği dönemdekinden daha karanlık olduğu-nu iddia ettikten sonra yapılacak iş, son derece ciddi tedbirle-ri gündeme getirmek olacaktır. Güney Kore'nin işgali, Krem-lin'in dünyayı işgal niyetinin ilk ayağı olarak takdim edildi veaskeri harcamalar hemen dört katına çıkarıldı. Kore'nin ka-deri üzerinde Kremlin'in üstlenmeye niyetlenmiş olduğu rolne o gün açıklığa kavuşmuştu, ne de bugün açıklık kazanabil-miştir. Herşey toz-duman içerisinde olup bitti.

Bir yandan silahlanmanın hızlandırılması yolunda coşku-lu çağrılar yapılmış, öte yandan özgürlük şampiyonunun herbakımdan köle devletlerin herbirinden daha güçlü olduğugerçeği gözden ırak tutulmamıştır. Düşmanın gücü ile ilgiliveriler abartılmış, güç kıyaslamalarının sağlıklı bir tarzdayapılabilmesini engellemek için sular bulandırılmışiır. Zihin-leri karıştırma yöntemi Soğuk Savaş boyunca uygulanmış-tır.<3) Yayınlanın veriler bile ABD'nin askerî bütçesinin Sov-

<s> Kanada dışlanmış ve 1950 için ve SSCB'ne ait veriler hedef olarak alın-mıştır. SSCB'ye ait verilerin şişirildiğine, gerçek üretimin gösterilenin al-tında olduğuna inanılmaktadır. Avrupa için 1948 yılından sonrasına aitverilerin ise gerçeği yansıttığ-. bilinmektedir. Öngörülen rakamlar aşıl-mıştır. 1948'den itibaren endüstriyel üretimde yaşanan düşmeyi yansıta-cak tarzda ABD verileri seçilmiştir. Sovyetlere ait rakamlar mümkünolanın limitlerini göstermektedir. Batı, kapasitesinin çok altında çalış-maktadır.

25

Page 26: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

yetler'in askeri bütçesini ikiye katladığını, ekonomik gücününise dört kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Soğuk Sa-vaş'ın başlangıç yıllarında Batı Avrupa'nın ekonomik gücününSovyetler'in ve yandaşlarının toplam ekonomik gücünden da-ha fazla olduğunu biliyoruz.

Bu iki zıt kutbun sahibi olduğu askerî iktisadî güçler ara-sındaki dengesizliğe karşın köle devletlerin yığınla avantajıvardı. Çok geri kalmış oldukları için çok azla, çok fazla şey ya-pabiliyorlardı; güçsüzlükleri güçleriydi, sonuç alıcı silahlarıy-dı. Hem cüceydi, hem süpermen. Hangi ölçüye vursanız biz-den fersah geri idi; fakat akıl almaz bir sürat ve akıl almaz birgizlilikle ardarda sahnelediği akıl almaz taktikleri sayesindeyenilmez, yenilemez oluyordu. Pek esnekti, pek etkili bir sa-vaş makinası ve ezen-tüketen bir güçtü. Bir başka problemise bu can düşmanımızın özgür dünyada kendisine taraftarbulabilmesiydL Özellikle Asya'da ilgi görüyordu. Avrupa'yı sa-vunmak, Afrika'da, Asya'da ve Latin Amerika'da özgürlükle-rin hayat bulabilmesini sağlayabilmek için Kremlin'in dişinitırnağını sökmeliyiz. Bunun için de askerî harcamaları olabil-diğince artırmalıyız. Amansız düşmanımızın ölümü ancak buyoldan gerçekleşebilir.

Görevimiz, dünyanın tamamını kontrolümüz altında bu-lundurmaktır; bu nedenle askerî gücümüzün rakibimizin as-kerî gücünün çok ötesinde olması normal karşılanmalıdır,Sovyetler'in askerî gücü bizimkinden çok azdır ama savunma,gereksinimlerinden de fazladır. Geçmişte kalmış ve Sovyetle-rin güvenliğini tehdit eder mahiyette gelişmiş herhangi birolay yaşanmış değildir. Oysa bizi her köşenin gerisinde düş-manlarımız beklemektedir. Askerî güce, yalnızca canavarlarakarşı kendimizi savunmak için değil aynı zamanda dış politi-kamıza destek olması açısından da gereksinimimiz vardır.Halkla ilişkiler dikkate alınmalı, askerî yığınağımızı savunmaamacıyla oluşturduğumuza kamuoyu inandırılmalıdır.

26

Page 27: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

Düşmanlarımızın bizi bir çatışmayı mecbur etmesi du-rumunda savunma durumunda kalmamalıyız, saldıran tarafbiz olmalıyız. Kremlin'in hükümranlık alanında kalan yöne-timleri çökertmek, tarafımıza geçmelerini sağlamak için bu-ralarda fesat tohumlarını yeşertmeliyiz, çöküşlerini hızlan-dırmalıyız ve bunu savaşa kadar işi götürmeden başarmalı-yız. Uzlaşma yoluna gitmemeliyiz, ama gerektiğinde kamuo-yunu yanımıza çekmek için öyle yapıyor gibi görünmeliyiz.Her türlü tartışma ortamı, mevcut durumun koşullarının hal-ka aşikâr kılınması olur ki bunun sonuçları hayırlı olmayabi-lir. Ancak düşmanımızın işini tamamıyla bitirdikten, defteri-ni iyice dürdükten sonra masaya oturabiliriz.

Bu temel gayelere ulaşabilmemiz için kendi içimizde kuv-vetli olmalıyız. "Açık tartışma ortamı, hoşgörü, muhalefet"boyutlarındaki aşırılıklar bizim zaaflarımızdır. Bu zaafları-mızı gidermeliyiz. Tolerans ihtiyacı ile baskı ihtiyacı arasın-daki farklı öğrenmeliyiz. Bu demokratik yaşam tarzınınönemli vasıflarından biridir. İşçi birliklerimizi, sivil kurumla-rımızı, okullarımızı, kiliselerimizi ve medyanın tamamınıKremlin'in şeytanî emellerinden uzak tutmalıyız. Kremlin,bu unsurları ayaklandırmak, ekonomimizi, kültürümüzü vesiyasî yapımızı altüst etmek için kullanmayı amaçlamakta-dır. Vergiler artırılmalıdır. Askerî amaçlı olmayan Federalharcamalar kısıtlanmalıdır. Askerî boyutu olmayan projele-rin hayata geçirilmesi ertelenmelidir. Bu askerî Keynesyenpolitikalara, yerel ekonomiye de canlılık kazandıracaktır. Butür faaliyetlerin ekonomide sert düşüşlere engel olabildiği birgerçektir. Amerikan halkı fedakârlık yapmalıdır. Disiplinlidavranmalıdır. Bazı çıkarlarından vazgeçmeye rıza gösterme-lidir. Karşılığında dünya lideri bir ülkenin vatandaşı olmanınkeyfini süreceklerdir. Ekonomik durgunluğun üstesinden gel-miş olacaklardır. Askerî sistem aracılığıyla endüstrilerini ge-liştirmiş olmanın tadına varacaklardır.

27

Page 28: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Özgür toplumun amacındaki asalet ve köle devletin yapı-sındaki şeytanilik bunların fıtri özellikleridir ve tabiatlarınınbir neticesidir. Bu iddiaları doğrulamak için tarihe ve belgele-re bakmak gerekmez. Bize düşen, doğruluklarını tahkik et-meden kabul etmek olmalıdır. Aksine örnek getirenlere, ters-ters konuşanlara önem vermemelidir. Savlarımızın doğru ol-duklarını gösteren örneklere gerek yoktur. Düşünce düzeyin-de tutmamızda, fazla kurcalamadan doğruluklarına vatanınve milletin bölünmez bütünlüğüne zarar gelmemesi için inan-mamızda yarar vardır.

Bu kavramlar halka benimsetilmiş, istendiği gibi düşü-nür-konuşur hale getirilmiştir. Foreign Affairs'in editörüWilliam Hyland, İlkbahar 1990 nüshasında yayınlanan baş-makalesinde genel anlayışı şöyle tesbit etmektedir:

"Son elli sene içerisinde ABÜnin dış politikası muhaliflerin-den ve düşmanlarından gelecek olası tehditlere göre biçimlen-dirilmiştir. Pearl Harbor baskınından bu yana Birleşik Dev-letler sürekli olarak ya savaşların ya da çatışmaların ortasın-da yaşamıştır. Son yarım asırda Birleşik Devletler dış politi-kasını ilk kez yeniden oluşturabilme şansını yakalamış bu-lunmaktadır. Ve artık Soğuk Savaş'm soğuk nefesini ensesin-de hissetmeden dış politikasına yön verebilme durumundadır.1941'den bu yana ABD'nin başından dert eksik olmamıştır.Önümüzde yeni bir dönem açılmıştır. Umudumuz, başımızayeni çorapların örülmemesidir. ABD acaba uzun süre evindekalabilecek mi? Birleşik Devletler'in önünde 1945'de bir seçe-nekler demeti vardı. O günden bu yana bu tür bir sanş ilk kezkapımızı çalmaktadır. Amerika ve müttefikleri Soğuk Savaşıkazanmışlardır..."

Bu hesaba göre biz Güney Vietnam'ı işgal ederken önü-müzdeki alternatif yollar mevcut değildi. Bu işgale elimizmahkûm idi. 1954'te Guatemala'nın demokratik kapitalist

28

Page 29: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

hükümetini devirip o günden bu yana ülkenin yönetimini elikanlı katillere bırakırken de, 1960'tan bu yana Küba'da ve1980'den bu yana Nikaragua'da tarihin tanık olduğu en kanlıterörist operasyonları yürütürken de, Lumumba'yı öldürme-nin ve yerine ağzından bal değil ama kan damlayan Mobu-tu'yu getirmenin yollarını arayıp bulurken de ve nihayet Tru-jillo, Somoza, Marcos, Duvalier, güney kürenin generalleri,Suharto, Güney Afrika'nın ırkçı yöneticileri ve daha niceleri-ne arka çıkarken de önümüzde başka seçenek yoktu. Yaptık-larımızı yapmaya kader bizi mahkûm etmişti. Oysa şimdidüşman yenilmişti. Başımıza bela açılmasa sulh içerisindeyaşayabilirdik. Ne var ki demokrasi aşkımız, başka ülkeleride demokrasinin nimetlerinden faydalandırma yolundakiazim ve kararlılığımız gene başımıza iş açacak gibi gözük-mektedir. Kötü adamın elinden zavallı kızı kurtarmak genefilmin baş oyuncusuna düşeceğe benzemektedir.'4'

Önümüzde ilk kez birden fazla seçenek vardır ve liberalhümanistlerin tavsiyesi doğrultusunda hareket eder, ÜçüncüDünya'da yapıcı programlan uygulamaya koyabiliriz veya tu-tuculara uyar, yardım etmeye değmez bu yöre insanlarınıyoksullukları ile başbaşa bırakabiliriz. Georgia ÜniversitesiUluslararası ve Mukayeseli Hukuk Merkezi yöneticilerindenThomas Schoenbaum ise "daha iyi ayarlanmış ve çeşitlilikarz eden politikaların" Üçüncü Dünyanın karmaşık heterojenbölgelerine uygulanmasını tavsiye etmektedir. Sovyet saldır-ganlığının ezici baskısı altında geçirdiğimiz uzun yıllar bo-yunca yapıcı politikalar izleyebilme şansımız olmamıştı. Oysaşimdi Soğuk Savaş nihayetlenmiş ve zaferi İyi Çocuk kazan-mış bulunmaktadır. Sovyetlerin, Üçüncü Dünya ülkelerinde-ki komünist ayaklanmalara ve totaliter rejimlere yönelikuzun soluklu destek kampanyalarına son vermesini bekleye-

(•*> Bu konuya daha ileride tekrar geri dönülecektir.

29

Page 30: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

biliriz. Bu, bize, izlemek zorunda kaldığımız tatsız politikala-ra son verme şansını bahşedecek bir gelişmedir. Komünizmingenişleme faaliyetleri artık son bulduğuna göre, biz de, çaba-larımızı bu yolda çıkardığımız engellerden başka olumlualanlara kanalize edebiliriz/5'

Kamuoyundan gelen sesler de NSC 68 de ileri sürülen gö-rüşleri destekler mahiyettedir. Özellikle Sovyetler Birliği'ninvarlık nedeninin gayrısına ve haklarına tecavüz olduğu yo-lundaki inanç, son derece yaygın bir destek bulmuştur. Libe-ral ekolün ileri gelen simalarından biri olan siyasi tarihçiJohn Lewis, Bolşevik ihtilalinden hemen sonra müttefiklerinolaya müdahalede bulunmalarının bir savunma hareketi ol-duğunu ileri sürmektedir. Aynı görüşü paylaşan WoodrowWilson, Batı'nm amacının Rus halkının elinden kendini yö-jıetme hakkının alınmasına engel olmak olduğunu ileri sür-mektedir. Fakat bizim belirlediğimiz isimlerin zor kullanarakiş başına getirilmesinin nasıl olup da Rus halkının kendi yö-neticileri seçmesi olarak nitelendirilebildiği sorusunu yanıt-sız bırakmaktadır. Batı'nın müdahalesinin savunma karak-terli olduğunu iddia etmekte, gerekçe olarak da yeni Sovyetyönetiminin yalnızca Batı'nın değil tüm dünya ülkelerinin içişlerine müdahaleye hazırlandığı, amacının kapitalist dünya-yı tamamen yıkmak olduğu yolundaki savını ileri sürmekte-dir.

"Birleşik Devletler'in güvenliği tâ 1917'den bu yana tehdit al-tındadır, 1950'deri bu yana değil. O günden bu yana Sovyet-

<«) "Rethinking the Third World," Washington Post Book World, Ekim 23,1988, Gabriel Kolko'nun Confronting the Third World (Pantheon, 1988)başlıklı çalışmasının bir değerlendirmesi, Schoenbaum'un iddiasına göreyeterince sağlıklı politikalar önermemekîe ve yazarın görüşlerine katıl-mayan görüşleri ihmalle malul. Hemen bir örnek verelim: Dominik Cum-huriyetini ABD İşgal ettiğinde buradaki vatandaşlarının hayatının tehli-kede olduğu ileri sürülmüştür. Oysa bu iddiayı kanıtlayacak yeterincedelil bulunabilmiş değildir.

30

Page 31: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Yİ~^' Soğuk Savaş:gerçek ve fantezi

' v

ı. ler'e yapılan her müdahale savunma amaçlıdır, devrimlerini

k bize bulaştırmalarına engel olmayı hedeflemektedir.1*6*

Gaddis'in çağdaş yorumu, Batı'nın Bolşevik devrimi kar-',, şısında takındığa tavrın felsefesini yansıtır mahiyettedir.

,"K ABE nin Moskova'da üst düzeyde görev almış diplomatlann-{< dan biri olan Dewitt C. Poole, "Bolşeviklerin Amacı Ne: Özel-»i? likle Dünya Devrimi İle İlgili Hedefleri Nelerdir?" konulu bir'A' konferansa verdiği bildiride "ABE nin hayatî görevinin, dün-

ya gemisini, bir kıyısında yedi başlı Sicilya canavarının, di-ğer kıyısında ise Bolşevik canavarının bulunduğu daracık birsu yolundan emniyet içerisinde geçirmek olduğunu" yazmak-tadır. Poole'a göre ulusal değil uluslararası bir karaktere sa-hip bulunan Bolşevik hareket, tüm dünya yönetimlerini bas-kısı altına almak istemektedir.<7) Bu nedenle Sicilya canava-rından daha tehlikelidir. Dünya iki ölümden birini tercih et-mek durumunda kalırsa Bolşevizmi tercih etmemelidir.

Oxford'lu tarihçi Norman Stone, Soğuk Savaş'ın orijiniüzerinde ciddi bir araştırma yapmanın gerekli olduğuna bileinanmamaktadır; Sovyetler'in karakterinin 1940'larda yaşa-nan Soğuk Savaş yıllarının varlık nedenini başlıbaşına oluş-turmaya yeterli olduğu kanaatindedir. Sovyetlerin Doğu Av-rupa'dan çekilmesi, silah gücünü savunmasına ancak yete-cek seviyeye indirmesi ve ekonomik olanaklarını zorlamaya-cak politikalar izlemeye başlaması; askerî gücü Sovyetlerinçok üzerinde olan, her türlü saldırıyı kendi meşru müdafaasıiçin yaptığını ileri süren ve yasal hakkı sayan Batıyı tatmin

<6> Gaddis, The Long Peace (Oxford, 1987), Sh.43. Ayrıca şu kaynağa bakı-nız. Necassary Illusions, Ek II.

C) Michael Krenn tarafından zikredilmiştir, US Policy Toıuard EconomicNationalism in Latin America, 1917-1929 (Scholarly Resources, 1990),sh. 13, 52. Ayrıca David Schmitz, The United States and Fascist Italy(University ofNorth Carolina, 1988), sh. 10.

31

Page 32: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

etmeye yetmemiştir.<8) Batı'nın gündemindeki mesele, Sov-yetlerin kendi içinde ve dünya genelinde estirdiği rüzgarlarıkesmek ve kayda değer miktarlarda silah indirimine gitmekdeğildir. Mesele, Batı'nın kafasında oluşturduğu Soğuk Sa-vaş kavramı ve Sovyetler'in varlık nedenine karşı takındığıtavırdır.

Sol kesimde de aynı rüzgarlar esmekte, aynı tezgâhlardaaynı türden kilimler dokunmaktadır. Neıo Pepublic'in başeditörü Hendrik Hertzberg, "Revizyonistlerin ağzı kalabalık,ne dedikleri anlaşılmıyor. Soğuk Savaş'ın esas nedeni totali-ter yönetimdir, daha doğrusu totaliter duyumsuzluktur." de-mektedir. Dahilde Sovyet totalitarizmi "herşeye kadir, herşe-yi gören, dehşetli akıllı, her türlü beşeri gereksinime cevapverebilecek potansiyele sahip, dolayısıyla kendisine rakip hertürlü kurumu yerle bir edebilecek bir cihan pehlivanı" olaraktakdim edilmiştir. Dışarda ise diğer tüm sosyal ve politik sis-temlerin fevkinde bulunduğu, ancak kendisinin yaşayabile-ceği, gayrisinin mukadderatının yok olmak olduğu havası ba-sılmış; tarih şahit olarak gösterilmiştir. Kısaca ifade edecekolursak: Soğuk Savaş'ın nedeni, Sovyet sisteminin kendi içyapısı ve zaman içerisinde mutlak başarısının kesin olduğuyolundaki inançtır. Bu ideolojik bir meydan okumadır ve hoş-görü ile karşılanması beklenmemelidir.<9)

ABiynin sosyal organizasyonunun ve gücünün ve bunlaraeşlik eden ideolojisinin evrensel olduğuna taraftarları hara-retle inanmaktadırlar. Bu inanca ters düşen herhangi bir gö-rüşü kabul edebilmeleri olası değildir. Karşı konulması, ta-rihten getirilen örneklerle üzerine gölge düşürülmesi hoş

<«> Stone, "Is the Cold War Really Över?", Sunday Telegraph (London), Ka-sım 27, 1988.

<9) Hertberg, "The End of the Cold War" sempozyumuna yaptığı katkı. Bası-nı Tehdit Edecek Olan Tehditler. Deadline, Center for War, Peaee andThe Neıvs media, Yaz 1989.

32

Page 33: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

karşılanmaz. Hâl böyle olunca ABD tarafından sistemini veideolojisini geliştirme amacıyla atılan her adım savunmaamaçlı sayılır. Revizyonistlerin tarihten getirdiği örneklerekulak aşılmamalıdır. Bunların ipe sapa gelir olmadıkları bes-bellidir.

Gazeteciler de aynı tavrı benimsemişlerdir. WashingtonPosada "savunma harcamaları" ile ilgili olarak çıkan bir ha-berde "Sovyet tehdidinin ortadan kalkmasıyla beraber dünyayeni bir döneme girmiştir: Saldırgan ve yayılımcı Sovyetleri40 yıl süreyle kendi etki alanı içinde tutmak için verdiğimizuğraştan sonra dünyayı yayılımcı ve düşman Sovyet Blo-ku'nun hışmından koruyan muhasara doktrinimizi yenidengözden geçirmeliyiz. Toplumumuzun güvenliğini sağlayan or-ganizasyonunu yeniden değerlendirmeliyiz.'*10' denilmekte-dir. Bizim, dünyayı Sovyet saldırganlığından korumakla gö-revli olduğumuz yolundaki iddialar aksiyom mertemesindegerçekler olarak kabul görmektedir, aksine düşünceler yeşe-rememektedir.

Entellektüel fuarda da "özgürlüklerin savunucusu"nunasaleti üzerine toz kondurulmamaktadır. Oxford'da ModernTarih Profesörü olan Michael Howard şunları söylemekte-dir:

"200 senedir Birleşik Devletler, Aydınlanma döneminin ide-allerine olduğu gibi sadık kalmış, uygulamada sapma göster-memiştir. Allah'ın insanlara verdiğine inanılan haklara duy-duğu saygı, toplanma ve konuşma özgürlüklerine, serbest gi-rişim hakkına ve insanın en mükemmel yaratık olduğu inan-cına karşı gösterdiği duyarlılık ve bunların evrenselliği yo-lundaki inancındaki samimiyet her türlü övgünün ötesinde-dir."

İdeal toplum çıtasına neredeyse değmek üzere olan bu ül-

dOPatrick Tyler, WP Weekly, Ağustos 13, 1990.

33

Page 34: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

kede seçkinlerin etkisi oldukça sınırlıdır. Ne var ki dünya bumuhteşem varlığı yeterince takdir edememektedir. ABD, ba-şarılarıyla, cömertliğiyle ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu ya-na sergilediği asil davranışlarıyla hak ettiği yeri maalesef el-de edebilmiş değildir.(U) Bunlar, Sayın Howard'ın değerlen-dirmeleridir. Biz, dilerseniz, bir de ABD'nin el atmasıyla Cen-net(!)e dönen köşelerde bir tur atalım. Hindicin, DominikCumhuriyeti, Filipinler, El Salvador, Guatemela hemen aklagelen örneklerden birkaç tanesidir. Son iki yüz sene içerisin-de Allah'ın insana verdiğine inanılan haklarına zarar gelme-sin diye bu ülkelerde neler yapıldığını birer birer hatırlata-lım. Köle ticureti sürdürülmüş, insanlar bir eşya gibi alınıpsatılmıştır. Siyahlara oy hakkı tanınmamıştır. Yerli halkınkökünü kazımak için soykırım uygulamaları yapılmıştır. Fi-lipinler'de yüzbinlerce insan katledilmiştir. Milyonlarca Hin-diçinli'nin, 200 000 Orta Amerikalı'nın ölümü bu medenihemcinslerinin eliyle gerçekleşmiştir. Bunlara daha nicesiniörnek olarak eklemek mümkündür. Ne var ki dogmatik fikir-lerin yanında bu tür örneklerin bir hükmü olmamaktadır.

Üniversite çevresinden bir başka örnek alalım. ABDhükümetinde Vietnam Savaşı'na karşı ilk muhalefeti başla-tanlardan biri olan ve şu sıralarda Güney Carolina Üniversi-tesinde Halka İlişkiler Profesörü olarak görev yapan PaulKattenburg'un "Vietnam Travması" başlıklı çalışmasını elealalım.(12) Kattenburg, Amerikan geleneğinin ve uygulama-daki yansımalarının temel özelliklerini incelemekte, Ameri-kayı Amerika yapan faktörlerin bir analizini vermektedir.ABD'nin ulusal özelliklerinin biçimlenmesinde prensiplerinve ideallerin önemli bir rol oynadığına işaret etmektedir, sü-

(MY'The Bevüdered American Raj: Demokrasinin yabancı politikası üzerinedüşünceler," Karper's, Mart 1985.

(i2)Paul M. Kattenburg, Amerikan Dış Politikasında Vietnam Travması,1945-75 (Transaction Books, 1982), sh. 69.

34

Page 35: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

pergüç rolünü herkesten farklı oynamasında bu durumunönemini vurgulamaktadır. Bu prensipler ve idealler ülkeyineredeyse yoktan ortaya çıKaran Babalar'ından kendilerinemiras kalmıştır. Rafine edilmelerinde, geliştirilip genişletil-melerinde John Adams'dan Theodere Roosevelt'e, WoodrowWilson'dan Franklin Roosevelt'e kadar nicelerinin katkısıbulunmuştur. Bu prensipler; kıtayı baştan aşağı kurarken,Kuzey-Güney ihtilafına çare ararken, özgür girişimci ruhu-nun rehberliğinde hayatın çizgisini vahşetten medeniyete dö-nüştürürken, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında kelle kol-tukta savaşırken defalarca ve defalarca test edilmişlerdir,Amerikalılara yaşamları boyunca rehberlik etmişlerdir.

İşte bu miras Amerika'nın süpergüç rolünü oynama tarzı-nı biçimlendirmektedir. Amerikan zihniyeti hileden ve ya-lancılıktan ârizdir. Amerikan zihniyeti her türlü köleliğekarşıdır; o bir kurtarıcıdır.

Bu tür bir zihin donanımına sahip bulunan kimse kendi-sini daha üstün görme ihtiyacında olmadığı gibi öyle hareketetme ihtiyacında da değildir. Bir kimsenin inancını ve değeryargılarını başkasına empoze edebileceğini de düşünmez.Çünkü o kimse kurtarıcının mutlak manada üstün olduğuna,kapasitesinin kendisininkinden çok üstün olduğuna inanır.Bu açıdan bakınca ABD'nin özellikle hemen savaş sonrası yıl-larda oynadığı süpergüç rolünün bir öğretmen, bir profesör,bir akıldâne, bir kurtarıcı rolünü andırmasını yadırgamamakgerekir. Hiç kuşku yok ki profesör son derece güçlüdür, biri-kimlidir, yeteniklidir bütünüyle tarafsızdır. Ayrıca Amerikansüpergücü gibi profesör de öğrencilerin hayatlarına karışma-dığı gibi kaderlerini tayine de kalkışmaz. Onları davranışla-rında serbest bırakır. Bize Amerika'nın bir süpergüç olarakiçinde bulunduğu psikolojik ortamı ve faaliyetlerini anlatır.Hindiçin'e müdahalesinin niçinlerini ve nedenlerini sergiler.Zihnimizde, süpergüç rolünde ABD'nin gösterdiği performan-

35

Page 36: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

sı ile bu iyi niyetli fakat bencil olduğu her halinden belli pro-fesörün öğretilerini birlikte götürecek olursak doğruyla bilgi-lendirilmiş ve doğru yola yöneltilmiş öğrenciler olmanın mut-luluğuna erişmiş oluruz. Sözlerimiz de alay olmadığı gibi ka-rikatür çizme gibi bir niyetimiz de mevcut değildir. Gayetciddiyiz ve literatürde ciddi-ciddi zikredilenler bizim söyle-diklerimizden farklı değildir. Üstelik bunu söyleyenler delide değildir. Aklı başında, saygın ve üstelik bir kısmı yöneti-me de muhalif kimselerdir. Hâl böyle olunca New York Ti-mes'm ileri gelenlerinden biri olan James Reston'ün emekliolurken söylediği şu sözlerde hayretle karşılanacak herhangibir husus olmasa gerektir: "ABD'nin özgürlükleri savunmakiçin yaptıklarıyla kıyaslanabilecek işler yapmış bir başkadevletin tarihte var olabileceğine ihtimal vermiyorum." Res-ton, görev başında iken de ABD'nin özgürlük mücadelesindekalemiyle aktif görev almış, 1965'de Hindiçin'de yürütülenkatliamlara arka çıkmış, ABD'nin Güney Vietnam'ın kırsalkesimlerinde 1967 senesinde yürüttüğü temizlik harekâtı-nın, "Güney Vietnam'ın yapmak istemediklerini yapmaya as-kerî gücün zorlayamayacağı" ilkesine göre yapıldığını ifadeetmiştir. Burada da Batı medeniyetinden yansımaları, "bire-yin devlete değil ama Allah'a ait bulunduğu, dolayısıyla hiç-bir beşeri güç tarafından ihlal edilemeyecek haklara sahipbulunduğu" yolundaki inancın izdüşümlerini görmekteyiz.'18'

Hükümet sözcülerini resmî beyanlarında, medyadan, si-yasî yorumculardan, üniversite çevresinin pek geniş bir kesi-minden derlenip toparlanıp ortaya çıkarılabilecek resmîdoktrini, Orta Amerika Ulusal Bipartizan Komisyonu tara-fından hazırlanan rapordan aldığımız şu cümlede bulmamız

«3)R. W. Apple, NYT, Kasım 5, 1989; Reston, NYT, Kasım 24, 1967. Res-ton'da Kızılderililerin katliamı ile ilgili olarak benim Z Magazine, Eylül1990'da ki makaleme bakınız. Yorumu ile ilgili diğer örnekler için şu kay-nağa bakınız: Totuards a Neıv Cold War, Turning the Tide.

36

Page 37: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

olasıdır: "Yirminci yüzyılın ikinci yarısında ABD'nin ulusla-rarası ilişkilerde güttüğü amaç işbirliğidir, hegemonya veyasömürü değildir; ortaklık kurmaktadır, çatışma çıkarmak de-ğildir; herkes için onurlu bir yaşam temin etmektir, istismardeğildir." Walter Laqueur ve Charles Krauthammer şunlarıyazmaktadır: "ABD, Sovyetler'den farklı davranmış, herhangibir kimseyi belirgin bir siyasî, sosyal veya ekonomik sistemikabule zorlamamıştır." Samuel Huntington ise şunları söyle-mektedir: "Amerika'nın diğer topluluklar üzerindeki etkisiözgürlükleri, çoğulculuğu ve demokrasiyi geliştirmek şeklin-de tezahür etmiştir. Amerika'nın gücü ile prensipleri arasın-daki uyuşmazlık, diğer topluluklar üzerindeki Amerikan et-kisine uygulandıklarında hemen yok oluverirler." Pek saygınbir neoliberal olan Krauthammer, Franklin Delano Roose-velt'den Lyndon B. Johnson'a kadar tüm ABD cumhurbaş-kanlarının "tüm dünyada özgürlüklerin gelişmesi ve dahaadil bir düzenin tesisi için" çaba harcadıklarının garantisinivermektedir. Reagan Doktrini'nde de yer alan bu ilkenin ger-çekleşmesi için canını verenlere ABD'nin de her türlü desteğiverdiği ileri sürülmektedir. Reagan bununla da yetinmemiş,Amerikan stili sosyopolitik sistemleri de Üçüncü Dünya ül-kelerine empoze etmeye çalışmıştır. Onun bu yoldaki çabala-rı, ABD'nin "herhangi bir kimseyi belirli bir siyasî, sosyal ve-ya ekonomik sisteme yöneltmeye niyeti yoktur" yolundaki id-dialara zarar vermemiş, işi, kitabına uydurmak olanlar tara-fından efendinin uşağını tutarlılığa çağrısı olarak değerlendi-rilip geçiştirilmiştir .(14>

WReport of the National Bipartisan Commission on Central America,Henry Kissinger, başkan, Ocak 10, 1984; Laqueur ve Krauthammer,New Republic, Mart 31, 1982; Huntington, Political Science Quareterly,İlkbahar 1982 (bu sonuca ulaşüamâsına yol açan muhakeme için şu kay-nağa bkz. Turning the Tide, sh, 153); Krauthammer, New Republic, Şu-bat 17, 1986.

37

Page 38: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Amerikalıların kendilerini övgüyle anlatan mesajları odenli fazladır ki ve öylesine geniş bir yelpazeye yayılmıştırki, burada artık bunlardan daha fazla sözetmemiz bir faydatemin etmeyecektir. ABD'nin Üçüncü Dünya ülkelerinde yap-tıklarından tek maksadının buralardan Sovyet hegemonyası-nı söküp atmak ve beşeri değerlerin bayrağının yükselmesinisağlamak olduğu yolundaki iddialara inanan çok ise de, ör-nekleriyle ispata yanaşanı pek azdır.

Bu amaçlar, NSC 68'in gerekçeleridir: aksi iddia edilemezgerçeklerdir, fakat gerçekleşip gerçekleşmedikleri şüphelidir.Olaylara gerçekçi bir açıdan bakan, duygusallıklarından veşartlanmışlıklarından arınmış tarihçiler, tarihi gerçeklerinABD'nin iddialarını doğrulamadığını göstermektedir. HansMorgenthau, "ABD'nin "ülke içinde özgürlükte eşitlik" ilkesi-ni yüceltmek ve dünyanın olabildiğince büyük bir kesimindehâkim kılmak yolunda verdiği mücadelenin somut örnekleri,amaçlarla uyuşmamaktadır" demektedir. Ne var ki modeleuymayan örneklerle ortalığı karıştırmak da bir fayda verme-mekte, taşların yerine oturmasına hizmet etmemektedir. Ta-rihi kayıtlar ise realitenin keyfimizce çarpıtılmış hâlini yan-sıtmaktadır.<15) Genel anlayış, kendi kendimizi tatmin et-mekten ibaret. Yabancıların gerçekçi kritiklerine karşı kapı-mız kapalı.

Din boyutu ihmal edilmiş gibi gözükse de din ile devletarasında çarpıcı paralelliklerin kurulması ihmal edilmemiş-tir. Devlete tapınmak, laik bir dinin doğumu sonucunu bera-berinde getirmiştir ve papazların görevini entellektüeller al-mıştır. Batı kültürünün en ilkel sektörleri işi pek ileri götür-müşler, bir takım formları put mertebine yükseltmişlerdir.Bayrak, bunlardan biridir. Devlet bir başkasıdır. Her ikisine

(i5)Mortgenhau, The Purpose of American Politics (Vintage, 1964). Bilimadamlarının, gazetecilerin ve entellektüellerin bu ve benzeri örneklerleilgili diğer tartışmaları için şu esere bkz. Tomards a New Cold War.

38

Page 39: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

de söz söyletilmemektedir, uğruna ölüneceğine dair yeminlerçocuklara ettirilerek şartlandınlmaktardırlar. Allah ve dev-let aynı düzeye çekilmişlerdir. İkisinin adı birlikte anılır ol-muştur. James Reston'un nağmelerinde duygusallığının zir-vesine çıkan dinleyici, Allah'ın istediklerini yerine getirmekiçin ölmeye hazır olduğunu dile getirmektedir. Bu kadar ka-ba bir fanatizmin ABD'inde zirvesine ulaşmış olmasını nor-mal karşılamak gerekir. Halkın kendi eliyle inşa ettiği devletbaskısından kaçışın yollarından biri olarak ele alıp yorumla-mak gerekir bu kaba fanatizmi.<16)

2. Tarihî bir süreç olarak Soğuk Savaş

Soğuk Savaş dönemine bir başka yaklaşım tarzının özünü,mantıkî yaklaşımın tek başına yeterli olmayacağı, yaşanmışolayların da birlikte ele alınmasının gerekeceği anlayışı oluş-turur. Bu durumda Soğuk Savaş dönemini oluşturan olaylarıele alıp incelememiz gerekecektir. Bu yolda ilerlemeye başla-dığımızda alışılagelmiş anlayışla, kabul edilegelinmiş söy-lemlerle uyuşmayan pek karmaşık ve pek ilginç bir resimlekarşılaşırız. Aynı araştırma yöntemi, Soğuk Savaş sonrasıdönemin, taktikleri ve propaganda araçları bir yana, kurban-ları açısından daha önce yaşanmış tatsız-tuzsuz dönemlerene kadar da çok benzediğinin işaretlerini ve sebeplerini debize sunacaktır.

Eğer Soğuk Savaş'ı müttefiklerinin ve ortaklarının des-teklerini de arkalarına almış iki süper güç, ABD ve SovyetlerBirliği arasındaki bir çatışma olarak tarif eder ve ötesinikurcalamaz isek o zaman bugünkü Sovyetler'in sahneden çe-kilmesiyle oluşmuş durumu ABD'nin bir zaferi olarak değer-

(16)Diğer yorumlar için şu kaynağa bakınız: Necessary lllusıons, Ek II, bö-lüm 2; ek V., bölüm 8.

39

Page 40: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

lendirebiliriz. Soru, Soğuk Savaş döneminin nasıl yorumla-nacağı sorusudur ve yanıtlarının elde hazır olduğunu kabuleden bir anlayışla soruna çözüm, soruya yanıt getirebilmekolası değildir.<17) Biz aksi istikamette davranmak, çizgilerine,karakterine, yönlendirici güçlerine ve motiflerine ve İkinciDünya Savaşı'nın bir ürünü olarak ortaya çıkan iki kutupludünyanın yaşamımız üzerindeki belli-başlı etkilerine yakın-dan bakmak istiyoruz. Bunlar incelenmeye değer önemli ta-rihi olaylardır. Doğu-Batı çatışmasının genel tablo içerisindeyerini nasıl bulduğu sorusu, bir araştırma meselesidir, birşartlandırma vasıtası değildir; niyetimiz, gerçek olana ulaş-mak ise. Soğuk Savaş dönemini anlamak için olaylarını anla-mak yetmez, bu olayların gerisinde yatan faktörleri de anla-mamız gerekir. Olayların bir plan dahilinde dökümünü yap-mak işimizi kolaylaştıracaktır. Soğuk Savaş döneminin ken-disine özgü koşullarının izlenen politikaları ne ölçüde etkile-diği ve geleneksel kurumsal taleplerin hangi derecelerde gü-nün koşullarına uyarlandığı sorularının yanıtlarını bilmekistiyoruz. Bu yanıtları ortaya çıkarabilmemiz ise Soğuk Sa-vaş'ın tipik olaylarının ve ardında yatan faktörlerin varola-gelmiş standart uygulamalar ve düşünce, kalıpları ile nasılkıyaslanabileceğini bilmemizi gerektirir. O güne hâkim olanideolojik yapıyı ve işleyiş tarzını, Soğuk Savaş'a yönelik alışı-lagelmiş anlayışı ve gerçeklerle bağdaşma derecelerini de bil-gi dağarcığımıza dahil etmemizde yararlar olacaktır.

<17>Bu hata ile ilgili bir örnek için şu kaynağa bkz: Fred Halliday, "TheEnds ofCold War," New Left Review, 180/1990. Halliday'in bu çalışması-nın pek değerli yanlarının bulunmasına rağmen alternatif kavramlarıkavrama ve muhakeme yeteneksizliği ile malul bulunduğunu görmekte-yiz. Yazarın şu çalışmasına da bkz: Making of The Second Cold War,Verso, 1983, sh. 27. ABD'nin kavgayı sürdürebilmesi için gerekli olan birbahaneden ibaret bulunduğunu, ABD'yi gerçekte tedirgin eden güçlerinisminin Japonya ve Avrupa olduğunu belirttiğim yazılarımı değerlendiripyorumlamaktadır.

40

Page 41: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Soğuk Savaş dönemine aklımızda farklı sorular olarakyaklaştığımızda bize sunular klasik görüntünün var olduğu-nu görmekle beraber bütünün yalnızca bir parçasından iba-ret olduğuna, bütünün tamamı olmadığına şahit oluruz. So-ğuk Savaş'ın tipik olaylarına ve uygulamalarına bakınca ger-çeğin kendini göstermeye başladığı görülecektir.

Olaya Moskova açısından bakalım: Soğuk Savaş, Nazile-rin esaretinden kurtarılıp Kremlin'in diktası altına verilmişDoğu Berlin, Budapeşte, Prag ve daha nice kentte Sovyetbaskısının temsilcisi olarak dolaşan tanklar tarafından res-medilmektedir. Öte yandan Afganistan işgal edilmiş, Sovyetaskeri yayılmacılığı için bir başka yön daha ortaya çıkarıl-mıştır. Ülke içerisinde ise Soğuk Savaş, Ekim 1917 Bolşevikdarbesinden aldığı gücünü asker-bürokrat kadronun bir iyi-ce pekiştirmesini sağlamıştır. ABD açısından ise Soğuk Savaşdünya genelinde yayılmacılığın, saldırganlığın ve devlet terö-rünün bir tarihi dökümünden ibaret olmuştur. Örnekleri sa-yılamayacak kadar çoktur. Ülke içinde ise Eisenhower'ın te-melini attığı "askeriye-endüstri kompleksi" kök salıp boy at-mıştır. NSC 68'de tavsiye olunan ilaçlar alınmış, zenginin da-ha zengin olduğu yıllar fukaralara da güvenlik şemsiyesi su-nulduğu kandırmacası ile geçirilmiştir. Halktan aldığı vergi-ler ile ileri teknoloji üretimini üstlenmiş savaş endüstrisinidestekleyen, devleti savaş endüstrisinin hazır müşterisi ko-numunda tutan, kârlı sahaları özel sektöre bırakmaya karar-lı bir devlet mekanizmasının çarkları tıkır-tıkır işletilmiştir.Pentagon, NASA ve nükleer silah üretimini kontrolü altındabulunduran Enerji Departmanı'nın işbirliği sonucu büyükfonlar ileri endüstri ekonomisinin birer parçası olan bilgisa-yar endüstrisine, elektronik endüstrisine akıtılmıştır/18' So-

<18>Dışişleri Bakanhğı'nın bilgisayar endüstirisine olan katkıları için şu kay-nağa bkz. Kenneth Flamm, Targeting the Computer (Brookings, 1987).

41

Page 42: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ğuk Savaş , halkın parasının planlanan noktalara akıtılma-sında, Serbest Girişimciler olarak ve gururla takdim edilenkesimin layık olduğundan fazla kazanç sağlamasında önemlikatkılarda bulunmuştur.

Gerek Kennedy ve gerek Reagan, NSC 68'de dile getirilentavsiyelere sadakatle riayet etmiş, askerî harcamaların,ABD'nin dışardaki gücünün varlığım koruyabilmesi ve içerdeekonomiye canlılık kazandırması için kaçınılmaz olduğu iddi-asına hararetle sarılmışlardır. Hep aynı ağzı kullanmışlar-dır. Kennedy, tek boyutlu ve acımasız bir fesat yumağının bi-zi yok etmek üzere harekete geçme hazırlığında olduğunusöylemiş; Reagan, "Şeytan İmparatorluğunu"nun dünyayı yö-netmenin yollarını aradığını ileri sürmüştür. 1980'lerin orta-larında şahit olduğumuz gibi politik çizgilerdeki değişiklikle-re paralel olarak yaygaranın dozajında düşmeler olmuştur.Bu düşüşlerde, askerî harcamaların neden olduğu ekonomikçöküntüleri ve bütçe açıklarını tamir etme ihtiyacının büyükölçüde etkili olduğunu görmekteyiz.

Tarihî kayıtlara bir göz atacak olursak NSC 68'in üslû-bundaki yakışıksızlığın gerisinde yatan gerçekleri görebiliriz.Kapitalizmin yaşayabilir bir sistem olduğu yolundaki görüş-lere "Büyük Çöküntü" bir son vermiştir. Özel sektörün varlı-ğını sürdürebilmesi için devletin, zaman zaman da olsa, mü-dahalesi kaçınılmazdır. Nitekin ülkenin kalkınma sürecinde

<18>Ekonomi tarihçileri devlet müdahalesinin gelişmeyi geciktirici bir rol oy-nadığı görüşündedirler. Oysa ABD, Almanya, Japonya, İngiltere gibi ge-lişmiş ülkeler ekonomilerine devletlerinin yaptığı müdahalelerden önemlifaydalar temin etmişlerdir. Kıta Avrupası'nda devletin ekonominin geliş-mesine vurduğu gem ile ilgili olarak şu kaynağa bkz: Alexander Gers-chenkron, Economic Backuıardness in Historical Perspective (Harvard,1962). Japonya'nın savaş sonrası dönemde kaydettiği gelişmeler için bkz:Chalmers Johnson, MİTİ and Japanese Miracle (Stanford, 1982). Kore ileilgili şu kaynağa bkz: Alice Amsden, Asia's Next Giant, South Korea andIndustrialization, (Oxford University Press, 1989); genel bir değerlendir-

42

Page 43: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

hep böyle olmuştur.(19) Kapitalizme kazandırıldığı sürülenyeni boyutların işe yaramadığı, çöküntüden ancak devletdesteği ile çıkılabildiği görülmüştür. Bu ders şirket yönetici-lerine Keynes tarafından değil, bizzat Washington tarafın-dan uygulamaya konulmuş bulunan sözüm ona totaliter ku-mandalı savaş ekonomisi tarafından öğretilmiştir. Genelbeklenti, devletin müdahalesinin olmaması durumunda tü-keticilerin talebinin tatminini takiben çöküntü günlerinetekrar dönüleceği doğrultusundaydı. 1948 senesinde bu bek-lentinin ilk esintileri gelmeye başladı. Devletçe desteklenentarım ürünleri Japonya ve diğer ülkelerde pazar buldu. Fa-kat pazar bulamaması durumunda endüstriyel üretimin teh-likeye gireceğinden endişe edilmekdeydi. NSC 68'de bu endi-şe dile getirilmiş, askerî mahiyetteki Keynesyen tedbirlerinuygulanmaması durumunda "ekonomik faaliyetlerde ciddiboyutlarda düşüşlerin yaşanacağından" söz edilmiştir. Buprogramların müttefiklerin ekonomisine de katkıda buluna-cağı, ABD'nin sınai mamullerinin pazar bulmasını güçleşti-ren "dolar uçurumu"nun bu yoldan kapatılacağı umulmuş-tur.

me için şu kaynağa bkz: Amsden, "East Asia's Challenge-to standartEconomics," American Prospect, Yaz, 1990. Ayrıca "Showa: the Japon ofHirothito," Daedalus, Yaz, 1990'a, özellikle John Dower ve ChalmersJohnson'un çalışmalarına bakınız. Ekonominin açıklığı ve devletin rolüile ilgili aldanmalar-aldatmalar için şu kaynağa bkz: Tariq Banuri, NoPanacea: The limits ofEconomic Liberalization (Oxford University Press)(Bölüm 7, kısım 7'ye bkz.) Devlet güdümlü ekonomik gelişmeler ve sosyalharcamalar için şu kaynağa bkz: Anthony Winson, Coffe and ModernCosta Rican Democracy (St Martin's Press, 1989). Bir başka kaynak: Fre-deric Clairmonte, Economic Liberalizm and Underdevelopment (AsiaPublishing House, London-Bombay 1960). 1930'lu yıllarda gündemdeolan Faşizm güdümlü ekonomiler ve bazı kültürel ve kurumsal faktörleriiçin şu kaynağa bkz: Robert Brady, Business as a System ofPower (Co-lombia, 1943). Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler felsefesinden kopu-şun hikayesi için: Kari Polanyi, The Great Transformation (BeaconPress, 1957).

43

Page 44: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

NCS 68'in "fedakârlık ve disiplin" çağrısı ve sosyal prog-ramlarda kısıntıya gidilmesi yolundaki uyarıları yukarda sö-zünü ettiğimiz görüşlerle mutabakat halindedir. "Tam baskı"ve birliklerin, kiliselerin, okulların ve diğer potansiyel muha-lefet kaynaklarının kontrol altında tutulması ihtiyacı da aynıçerçeve içerisine düşmektedir. Halkın büyük ölçüde politizeve organize olması ticaret âleminin keyfini büyük ölçüde ka-çırmıştı. O günlerde yaşananlar Vietnam Savaşı sonrasındada tekrarlandı ve "demokrasi krizi" olarak isimlendirildi. Ay-nı krizi Birinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra da görmek-teyiz. Her üç hâlde de yanıt aynı oldu. Wilson'un Kızıl Pa-nik'i (Red Scare), İkinci dünya Savaşı'nın "McCarthyism"başlığı altında toplanan baskıcı rejimi (gerçekte, McCart-hy'den önce sahneye çıkan ve iş adamları ile liberal Demok-ratlar tarafından desteklenip işçi sendikalarının, çalışan sı-nıfm kültürünün ve özgür düşüncenin çanına ot tıkamayı ge-rektiğinde güç kullanarak başarmayı amaçlayan ve kendiölümünü kendi hatalarıyla hazırlayan bir kampanya), Ken-nedy yönetimi tarafından başlatılıp halefleri tarafından çer-çevesi genişletilerek derinliği artırılarak sürdürülen ve ba-ğımsız siyasî partilerin ve halk hareketlerinin baskı yoluylakontrolünü amaçlayan ulusal siyasî polis programları devre-ye sokuldu. Savaşlar ve diğer krizler, halkı düşünmeye vehatta organize olmaya zorlayan faktörlerdir. Gelişmelerinkodamanlar aleyhinde cereyan etmesi, siyaset arenasındakive kültüründeki tekellerine zarar vermeye başlaması, hükü-meti baskı yapmaya çağıran davetiyelerin sayısının artması-na neden olmaktadır/20' NSC 68'in antidemokratik yapısı da-ha geniş kapsamlı taahhütleri de içermektedir.

NSC 68, ABD'nin dünya liderliği görevin soyunmasını,

(20)rfartışma ve referans için: Necessary Illusions, sh. 29 ve Ek II, bölüm 2.. Ayrıca: Crozier, Huntigton ve Watanuki, The Crisis ofDemocracy.

44

Page 45: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

dünyanın en ücra köşelerinde bile hükümran olmasını ve ta-rafsızlık belasını yok etmesini isterken gerçekçidir de. Bu ba-kımdan ABD'nin askerî ve ekonomik açıdan tarihte benzerigörülmemiş bir başarının mümessili olduğu ve bu avantajlıdurumunu kullanmasının gerektiği esasına dayalı daha ön-ceki planlama kararlarını da onaylar görünmektedir.

İş âleminin aklı başında kesimi, Soğuk Savaş sisteminisürükleyip götüren yerel faktörlerin farkındaydılar. Üniver-site çevreleri için de paralel durum söz konusu idi. ABD'ninmuhasara altında tutma politikaları ile ilgili olarak yaptığıbir çalışmada John Lewis Gaddis şunları söylemektedir:

"ABD'nin muhasara politikası, ne Sovyetlerin yaptıklarınınve ne de dünyanın herhangi bir köşesinde olup bitenlerin de-ğil ama Birleşik Devletler'de faaliyet gösteren dahili güçlerinbir ürünüdür... İlginç olan, muhasara stratejilerini belirler-ken ekonomik mütalâaları ayar eden önceliklerin diğerlerinisaf dışı bırakma pahasına nelere tanındığıdır."

Rasyonel politika oluşturucular ve analizciler arasındayaygın olarak kabul gören ve "Rusya'nın bir askerî güç ola-rak değil ama bir siyasî güç olarak bizi tehdit ettiği" yolunda-ki George Kennan'ın görüşüne Gaddis de katılmaktadır.'21'Gaddis, hikayenin tamamının bundan ibaret olmadığını söy-lemekle beraber Sovyet tehdidine yönelik caydırıcı ve sınırlıtutma politikalarının oluşturduğu genel çerçeve dışına çık-maya pek niyetli gözükmemektedir.

Soğuk Savaş'ın temel olayları ve etkileri, hemen yukardasözünü ettiğimiz kategorilere düşer. Çok daha karmaşık et-kileri de olmamış değildir. ABD'nin kendine hedef seçtiğinoktalara yönelik Sovyet tehditleri ve saldırıları pek cılız

VVStrategies of Confınemet (Oxford University Press, 1982), s. 356-7. Ken-nan, National War College'da yaptığı konuşmalardan alıntılar yapmakta-dır.

45

Page 46: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

kalmış olmakla beraber bir dereceye kadar etkili olmuşturda. ABD'nin, özellikle de ilk yıllarda, Üçüncü Dünya ülkele-ri'nde gerçekleştirdiği müdahalelerin amacı devlet desteklikapitalist ekonomiler için pazar temin etmekti ve Batı Avru-pa ile Japonya'da ayağa kalkmaya başlamış bulunan endüst-riler için müşteri bulmaktı. Soğuk Savaş'm bir başka faydasıda ABD'nin müttefiki olan sanayileşmiş ülkelerde bağımsızpolitikaların, işçi ve diğer kitle hareketlerinin kontrolünü ko-laylaştırmış, böylece ABD ile birlikte o ülkelerin seçkinlerininkeyfine keyif katmış olmasıdır. NATO güçlendirildi. Bir tarih-çinin tespitine göre NATO, "ABD'ne, müttefiklerim ağılda tut-ma ve tarafsız kalabilmeyi güçleştirme fonksiyonlarını ifahususunda büyük kolaylıklar sağladı; Rusya'ya karşı yararlıolması da işin cabasıydı."<22>

Soğuk Savaş'ın gerçekleri ile pek az bağdaşır olmasınarağmen, konvansiyonel doktrinde ısrar etmeyi ancak bu ışıkaltında anlayabiliriz. Gerek Sovyetlerin Üçüncü Dünya ülke-lerinde girişip eline yüzüne bulaştırdığı askerî hareketler vegerekse Pentagon'un ABD'nin çıkarlarını tekrar tekrar göz-den geçirirken tespit ettiği gerçekler; Sovyet tehlikesinin çokabartıldığım, problemlerin yanlış anlaşıldığını, ideallerin vebunlara eşlik eden aksiyonların yanlış yerlere yerleştirildik-lerini göstermiştir. Buna rağmen elde hazır tutulmuşlar, ge-rektiklerinde raflarından çekilip tekrar-tekrar kullanılmış-lardır, Gerçeklerle bağdaşmazlıklarına rağmen kendilerin-den beklenen etkiyi göstermekte kusur etmemişlerdir.

Anlaşılması, bu açıdan bakmazsanız pek kolay olmayanbir başka değerlendirme de, izlenen güvenlik politikası ilegüvenlikle ilgili meseleler arasındaki ilgisizliktir. En sıradanolaylar bile malzeme olarak kullanılarak tehdit senaryoları

<22>Frank Costigliola, Thomas Paterson, (editör), Kennedy's Quest For Vic-tory, Oxford University Press, 1989.

46

Page 47: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

yazılmış, Soğuk Savaş'a itibar kazandırmaya çalışılmıştır.Öte yandan son derece önemli bazı tehditler umursanmamış-tır. Bizzat kendi varlığını tehdit etme noktasına gelmiş bulu-nan silahlanma faaliyetlerine sürekli olarak arka çıkan ABD,silahsızlanmaya iltifat etmemiş, bu yolda önüne çıkan fırsat-ları elinin tersiyle geri çevirmiştir. ABD ve medya, askerî faa-liyetlerle ilgili kontrollerin Sovyetlerin reddedeceğindenemin oldukları koşullar altında yapılması için ısrarlı olmuş-lardır.

Washington ve ortakları, Sovyetlerin kimyasal ve kimya-sal olmayan silah üretimlerini kontrol isteğini geri çevirmiş,denizaltılarm sayısının ve taşıdıkları füzelerin tahrip gücü-nün azaltılmasına, bu tür bir tehdide Sovyetlerden çok ken-disinin açık olmasına rağmen karşı çıkmıştır. Gerek karadanve gerekse denizden atılan nükleer başlık taşıyan füzelerinsayısının azaltılması tekliflerine yanaşmamıştır. Çok dahaönemli olmak üzere siyasî istikrardan öcüden korkarcasmakorkulmuş, elde fener bela aranmıştır. Nükleer savaş tehdi-dini gündeme getirebilecek meseleler bile ısrarla kaşınmış,barışçıl çözümlerden uzak durulmuştur. Ortadoğu'da yaşa-nanlar bu söylediklerimizin en çarpıcı örnekleri arasındadır.Güvenlik politikalarını güvenlikle ilgili faktörlerin belirleye-ceğini, sanankimseler için bu ısrarlı hatalar şaşırtıcı olabilir.Oysa saikler başkadır. Hemen her vakada, güvenlik politika-sının, devleti büyük ölçüde denetimi altında bulunduran özelsektörün güçlendirilmesi ve yer kürede salınıp boy atmasınınsağlanması esasına göre belirlendiğini görmekteyiz/28' Dün-yanın güvenliğinin yeterince tehdit altında olduğuna kamuo-

(2S>Tartışma için: Turning the Tide, Bölüm 4; On Poıver and Ideology, Lec-ture 4; Schwartz ve Derber, Nuclear Seduction. Özellikle Ortadoğu için:Tovuards a Neıv Cold War, Fateful Triangle, Necessary Illusions. Kanıtlariçin: Raymond L. Garthoff, "Estimating Soviet Military Force Levels," In-ternational Security 14:4; Spring 1990. Garthoff, delil toplama işinde

47

Page 48: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

yunun inandırılması, devletin politikalarını bu tehlikeleregöre ve mutlaka ve mutlaka özel sektörün korunup güçlendi-rilmesini sağlayacak tarzda tanzim etmesi esas olarak alın-maktadır.

Olaylara bu pencereden bakacak olursak siyasî liderlerinsüpergüçlerin çatışma riskini azaltacak fırsatlara neden sü-rekli olarak sırtlarını çevirdiklerini, ulusal güvenliği artıra-cak şansları kullanmadıklarını daha iyi anlarız. 1952 sene-sinde bir fırsat ortaya çıktı. Kremlin, iki Almanya'nın birleş-tirilmesi ve tarafsızlaştırılması teklifinde bulundu. Ekono-mik politikalarla ilgili olarak herhangi bir koşul öne sürmü-yor, "temel insan hak ve özgürlükleri" ile ilgili her türlü ga-rantiyi vermekten çekinmiyordu. Bunların arasındaki konuş-mada, basın, inanç, toplanma ve her türlü siyasî konuda dile-diğince yer alma özgürlüğü mevcut idi. Demokratik partilerve organizasyonlar serbestçe oluşturulabilecekti. ABD vemüttefikleri verdikleri yanıtta, Almanya ile Polonya arasın-daki sınırla ilgili bazı itirazlarının bulunduğunu bildirdiler,birleştirilmiş Almanya'nın NATO'ya dahil edilmesinde ısrarettiler.

Henüz birkaç sene önce tek başına Sovyetlerin altını üs-tüne getiren Almanya'nın NATO'ya dahil edilmesini Mosko-va'nın kabul edebilmesi düşünülemezdi. Ayrıca Sovyet tekli-finde seçimlerle ilgili maddelerin yeterince açık olmadığı ilerisürüldü ve teklif uzlaşma yolları aranmadan aceleyle redde-dildi. Bu fırsatın kaçırılmasından üzüntü duyanlardan biriolan James Warburg, teklifin reddedildiği 25 Mart tarihinekadar 10 Mart tarihli teklifin ne varlığından ve ne de içeri-ğinden kimsenin haberdar edilmediğine dikkati çekmektedir.Yönetimin bu tutumunda, 1952 Karşılıklı Güvenlik Anlaş-

Sovyetler'den çok ABD'nin ve müttefiklerinin güçlük çıkardıklarını ifadeetmektedir.

48

Page 49: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

ması'nı Senato Dışilişkiler Komisyonu'ndan geçirme çabasıiçinde olan hükümete yardımcı olma arzusunun yattığını ile-ri sürmektedir. Sovyetlerin barışçı tutumundan haberdarolunması durumunda Batı'nın yeniden silahlandırılması için7.5 milyar dolarlık bir askeri harcamayı öngören bir planınkabul görmesi imkansızlaşacaktı. Tüm senaryo, iki Alman-ya'nın birleştirilemeyeceği esası üzerine inşa olunmuştu/24'

Kremlin'in teklifi kabul edilmiş olsaydı Sovyet Blo-ku'ndan kaynaklanan Batı'ya yönelik tehditlerin rüzgarı ke-silmiş olacaktı. 1953 senesinde Doğu Berlin'de Sovyet tank-larını göremeyecektik, Berlin duvarının inşa edilişine, Maca-ristan'ın ve Çekoslavakya'nın işgali olaylarına da şahit olma-yacaktık. Ne var ki bu arada ABD'nin çevirdiği dolaplara,baskıcı politikalarına, savaş makinalarına akan milyonlarcadolara, askerî güce dayanarak kurulmuş ABD hegemonyası-nın varlık nedenine giydirilmeye hazır kılıflar bulamayacak-tık. Sovyetler'in teklifinin reddedilmesinin gerçek nedeni,ABD'nin, birleştirilmiş Almanya'nın NATO içerisinde oynaya-cağı askerî rolün sonuçlarına atfettiği önemin, Kremlin veyandaşlarından gelmesi olası tehlikelerden daha ön plandaolmasıdır. Senato Dışilişkiler Komitesi'nde Mart 28 tarihindeverdiği ifadede Warburg, Sovyetlerin Batı Avrupa'ya banşıgetirmesi olası uzlaşma tekliflerinin bir blöften ibaret oldu-ğunu söylemiştir. Ne var ki Washington'un bu blöfü olur dagerçekleşebilir korkusuyla görmekten çekindiğini, silahlar-dan arındırılmış, tarafsız bir politika izleyen birleşmiş bir Al-manya'nın bizim işimize gelmeyeceğini, çıkarlarımıza tersdüşeceğini ifade etmiştir. Sovyetler'in öngördüğü türden birAlmanya'nın Doğu blokuna kayma tehlikesinin olabileceğigibi NATO içerisinde kullanılması da mümkün olmayacaktır.Birlikte yaşamayı meşru saymayan NSC 68'in ilkeleri, Soğuk

<24>James P. Warburg, Germany: Key to Peace. Harvard, 1953. sh. 198

49

Page 50: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Savaş'a son verme fırsatını içeren bu tekliflerin geri çevril-mesine kâfi gelmiştir.

Senelerce bu meseleler gündeme gelemedi, gerçeklerdensöz etmeye kalkışmak, Stalin yanlısı olarak suçlanmak içinyeterli oldu. 1989-90'dan itibaren Stalin'in teklifi basındaserbestçe tartışılabildi. İlk zafer çığlıkları arasında, Sovyet-ler'in, ABD'nin başını çektiği bir askerî birlik içerisinde birle-şik Almanya ile işbirliği yapabileceğini sanma hatasına dü-şüldü. Bu yüzden de Gorbachev'in birleşik Almanya'yı taraf-sızlaştırma yolundaki teklifi, "Eski Hesap" olarak değerlen-dirildi, geçerliliğini yitirmiş fikirlerin tekrar pazara sürülme-si olarak yorumlandı, ciddiye alınmadı. Bu bağlamda olmaküzere ABD'nin kurduğu modele ters düşen, böyle olunca dasevimsiz gözüken ve sumen altına itilen gerçekleri ele alıpincelemekte yarar vardır.

Diğer Sovyet teklifleri de açıklanmadı. CIA'da üst düzey-de görev yapmış bulunan ve saygın bir dış politika ve güven-lik uzmanı olarak bilinen Raymond Garthof, Gorbachev'inyaptığı tek taraflı silah indirimi teklifinin bir benzerine otuzsene önce de şahit olunduğu, "Ocak 1960'da Nikita Khrusc-hev'in İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez Sovyet Si-lahlı Kuvvetieri'nin insan gücü hakkında bilgi verdiğini veiki sene içerisinde asker sayısında üçte bir oranında indirimehazır olduklarını" açıkladığını ifade etmektedir. ABD haberalma teşkilatı birkaç ay sonra Sovyetlerin silahlı kuvvetle-rinde önemli azaltmalar yaptığını bildirmekteydi. Taktik ha-va gücünün yarısı, hafif bombardıman birimlerinin üçte ikisilağvedilmişti. Deniz kuvvetleri 1500 uçağını safdışı bıraktı.Bunlardan yarısı jilet yapımında kullanıldı, geri kalan yarısıise hava kuvvetlerinin savunma amaçlı birimlerine devredil-di. 1961 senesinde ordunun askerî gücü yarıya indirildi.1963'de Khruschev bir başka indirim teklifinde daha bulun-du. Savaş muhabiri Fred Kaplan'a göre Batı Avrupa'daki as-

50

Page 51: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

keri birliklerinden 15.000 adedini geri çekti. ABD'ni ve müt-tefiklerini de benzeri kesintilere çağırdı. Asker sayısını veakseri harcamaları azaltmalarını istedi. Daha ileri düzeydekesintilerin yapılmasının zaruretine işaret etti. Henüz tasnifedilmemiş dokümanlardan Başkan Kennedy'hin üst düzeydebazı Sovyet görevlilerle bu olasılıkları tartıştığını, fakat Viet-nam'daki askerî harekâtın genişlemesi üzerine bu tasarılarıbir kenara atmak durumunda kaldığını öğrenmekteyiz. Pen-tagon'un ileri gelenlerinden biri olan ve güvenlik konuların-da bir uzman olarak tanınan William Kaufmann, Khrusc-hev'in tekliflerini ABD'nin değerlendirememesini, "Hayatı-mın teessüfle karşıladığım tek olayıdır" diye nitelemekte-dir.<25)

1970'li yılların ortalarından itibaren Sovyetler askerîharcamalarını kısmaya başladılar. ABD ise stratejik bomba-lara ve savaş başlıklarına yaptığı harcamaları artırdı. Baş-kan Carter, askerî harcamaların artırılmasını, sosyal prog-ramlarda ise kesintiye gidilmesini istedi. Onun bu istekleriReagan zamanında da gündemde kaldı. Askerî harcamalarsürekli olarak artırıldı. Sosyal içerikli programlar askıda tu-tuldu. Gerekçe olarak da Sovyet tehdidi gösterildi. Sovyet-ler'in Üçüncü Dünya'da elde ettiği başarılar, Kıemlin'in gü-cünün delili olarak gösterildi. Oysa durum bütünüyle farklıy-dı. Portekiz'in ve Fransa'nın gözden ve dolayısıyla elden çı-kardığı bazı sümürgelere ABD'nin dostça yaklaşmaması,bunların Sovyet blokuna kaymaları sonucunu doğurdu. Buülkeler, ait oldukları bloğa nimet olmaktan çok külfet olacakzavallı ülkelerdi. Nitekim Sovyetler buralara aldığından da-ha fazlasını vermek mecburiyetinde kalmıştır. Bizzat ABD,bu sömürgelerin karşı gruba kayışının kendi çıkarları doğ-rultusunda artık kullanılamayacağı noktada, gerçeği, yetkili

««»Garthoff; Kaplan, BG Kasım 29, 1989,

51

Page 52: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

makamları aracılığıyla açıklamıştır. 1985-86 yıllarında Gor-bachev'in nükleer silahların test edilmesinin tek taraflı ola-rak yasaklanması, Varşova Paktı'nm ve NATO'nun lağvedil-mesi, Akdeniz'den ABD ve Sovyet donanmalarının uzaklaştı-rılması ve bu bölgede tansiyonun düşürülmesi teklifleri dik-kate alınmamıştır. Silahsızlanma ile ilgili tüm girişimleriköstekleyen Washington, bu yol da kendine rağmen kazanıl-mış tüm başarıları sanki kendi zaferiymiş gibi coşkuyla kut-lamaktan da geri kalmamıştır.08'

Süpergüç ihtilafının özüne bakacak olursak SovyetlerBirliği'nin bizzat varlık nedeninin ihtilaf çıkarmaya yeterliolduğunu, varlığının kabul edilemezliğini açıkça görürüz.ABD'nin yeryüzünde serbest ticaret ve yatırım esasına dayalıve ABD'nin ve yerli-yabancı tüm şeriklerinin hizmetine ama-de bir ekonomik sistem kurma arzusuna Sovyetler'in mer-kezden kumandalı ekonomik anlayışı bir engel oluşturmak-tadır. Batı'nın kapitalist ekonomisinin genişlemesine Krem-lin'in mani olmaya kalkışması ve bunda kısmen de olsa başa-rılı olması bir başka hoşnutsuzluk nedenidir. Demir perdegerisine alınmış ülkeler Batı için hammadde, ucuz emek de-posu ve pazar olmaktan çıkmışlardır. Bu çıkar çatışmaları,iki süpergüç arasında bir ihtilaf çıkması için yetip de art-maktaydı. Ciddi araştırmacılar bu işin farkındaydılar. 1955senesinde yayınlanan ve ABD'nin dış politikasının siyasî eko-nomisini konu alan bir araştırmada Komünizm'den ilk tehdi-din Komünist güçlerin Batı'nın endüstriyel gücünün bir par-çası durumunda olan bazı ekonomilerin yapısını dönüştürüp

(26>Not 23'ün referansları ve Toıvards a Neıu Cold War'm Giriş bölümünebkz. 1970'li yıllarda stratejik silahların kullanımı ile ilgili yorumlar için:Raymond B. Garthoff, Detente and Confrontation (Brookings İnstitution,1985), sh. 793. Birleşik Devletler'in Birleşmiş Milletlerde silahsızlanma,basınla ilişkiler ve diğer meselj|ler^ie nasıl yalnız bırakıldığı ile ilgili tar-tışmalar için: Necessary RlusionS, sh. 82.

52

Page 53: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

Batı'yı destekler halden Batı'ya rakip hale getirmeleriyle or-taya çıktığını tespit etmiştir. Bu faktör, Üçüncü Dünya ülke-lerine ikide bir yapılan müdahalelerin ve Sovyetlere ve kur-duğu imparatorluk sistemine duyulan nefretin nedenini açık-ça ortaya koyuyor olsa gerekir.(27)

Sovyetler Birliği'nin insanlığın gördüğü en despot, en acı-masız diktatörlerle işbirliği zeminleri aradığı, bu yoldan çı-kar sağlamak için çabalar harcadığı bir başka gerçektir ve buisimlerden ikisi Etyopya'da Mengistu ve Arjantin'de Neo-na-zi generallerdir. Bu açıdan, Kremlin'in medeniyetin ve çağ-daş nizam anlayışının normlarını yerine getirdiğini söyleye-biliriz. Sovyetler bununla da yetinmediler, ABD'nin nüfuzalanlarına da göz diktiler; yer kürenin tamamına egemen ol-mayı arzuladıklarını saklamadılar. Washington'a karşı yürü-tülen başkaldırı hareketlerine maddî destek verdiler.ABD'nin nüfuz alanlarının genişlemesine engel oldular. Sov-yetlerin bu tutumu ABD tarafından kabul edilemez müdaha-le hareketleri ve yayılmacılık olarak vasıflandırıldı. Kremlin,saldırganlıkla suçlandı. Nikaragua'ya saldıran Kontra kuv-vetleri, "Sovyetler tarafından desteklenen Sandinistalar'ıntecavüzüne karşı koymak için hayatlarını tehlikeye atankahramanlar" olarak alkışlandı. Oysa Sandinistalar'ın hare-keti de bir başka cins tecavüz hareketiydi.'28'

Sovyetler birliği kaynaklı doküman eksikliği, "Kremlin'inmeşum" isteklerine Batı'nın askerî gücü engel olmuştur yo-lundaki iddiaları sağlıklı bir tarzda incelememize engel ol-maktadır. Kremlin'in askeri gücünün Batı'yı nice meşumemelinden caydırdığı yolundaki iddialar da aynı konumdadır.

<27>William Yandell Blliot, editör, The Politiccd Economy of American Fçre-ign Policy (Holt, Rinehart ve Winston, 1955), s. 42. Bu çok önemli ve ge-nelde ihmal gören meselenin ayrıntılı bir tartışması için benim şu eseri-me bakabilirsiniz: At War With Asia (Pantheon, 1970), Giriş Bölümü.

«8>Yukarıda s. 18'e bkz.

53

Page 54: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Her ikisini de araştırmak zor, üzerinde spekülasyon yapmak-kolay ve tatlıdır/29' Caydırıcılığın başarısına en güzel ve açıkörneği Küba oluşturmaktadır. Füze krizinin dünyayı bir nük-leer savaş tehlikesinin eşiğine kadar getirmesinden sonraABD doğrudan doğruya işgal etme hareketi yerine çareyiuluslararası geniş ölçekli bir terörist harekette aradı. Bu ör-nek, Batı edebiyatında caydırıcılıkla ilgili çarpıcı bir örnekolarak geçmez, bunu da okuyucunun anlayışla kaşılayacağımumarım. Nükleer savaş korkusunun, Sovyetleri, bizim izledi-ğimiz Soğuk Savaş politikalarına kısıtlamalar koymaktancaydıracağı beklentisi, ABD'nin silah gücünü araştırma giri-şimlerinin kamuoyunda kabul görüp meşruiyet kazanmasın-da pek etkili olmuştur (Paul Nitze, NSC 141, 1953). Bir küre-sel güç olarak ABD, konvansiyonel güç avantajının olmadığıbölgelere sıksık müdahele etmiştir. Bu tür operasyonlardankorunmak için göz korkutacak, caydmcak bir askerî tavrıntakınılması zarureti ortaya çıkmıştır. Reagan yönetimindeSilahların Kontrolü ve Silahsızlanma Dairesi başkanlığınagetirilmeden kısa bir süre önce Eugene ve Rustov şunlarısöylemiştir: "Stratejik nükleer silahlar bizim için bir zırholuşturmaktadır. Bu zırhın arkasında ve konvansiyonel si-lahlarla ABD'nin küresel çıkarlarını kolayca kollayıp gözet-mekteyiz." Carter'in Savunma Bakanı Harold Brown, "nükle-er silahların, askerî ve siyasî gücün işe yarar enstrümanları"olduğunu ifade etmiştir.<30)

İkinci mertebeden unsurlarım bir yana bırakır ve en ka-

(2»)Bir değerlendirme için şu kaynağa bkz: Schwartz ve Derber, Nuclear De-lusion.

W>)On Power and ideolog, s. 105'B bkz. Nitze'nin teklifi bir sivil barış siste-minin kurulması yolundaydı. Böylece Sovyetler'in intikam duyguları ka-bartılmamış olacaktı. Bu uygun bulunmadı, daha öldürücü silahlarındevreye sokulması uygun bulundu. SDI için de aynı durum söz konusu ol-muştur.

54

Page 55: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

lın çizgileriyle ifade edecek olursak: Soğuk Savaş, Sovyetle-rin kendi uydularına ve ABD'nin Üçüncü Dünya ülkelerinekarşı yürüttüğü bir savaştır. Soğuk Savaş, her iki süpergücede ülkelerindeki cari sistemleri pekiştirmek, halk üzerindekibaskıyı artırmak için bir vesile teşkil etmiştir. İzlenen politi-kalar halka sevimsiz gelmiş ama ilaç niyetine alırken fazlaitiraz da etmemişlerdir. Tarih boyunca gönülsüz bir halkı yö-netmek için haricî bir şeytan vasıtasıyla korkutmak pek işeyaramıştır. Öcü gelecek, seni yiyecek denilmiş, ağzından lok-ması alınmıştır. Süpergüçler birbirlerini halkalarına şeytanolarak takdim etmişler, halkın korkusunu çok güzel istismaretmişlerdir. Bu konuda her ikisi de çok başarılı olmuşlardır.Ülke yönetiminde nefis bir araç olarak kullanılır Soğuk Sa-vaş'ın bu özelliği, sürdürülmesinde neden ısrar edildiğini an-lamamıza yardımcı olacaktır sanırım.

Şimdi oyunculardan biri oyunun bitmesini istemektedir.İdeolojik yapısını bir yana kor ve tarihî özelliklerini gözümü-zün önüne getirecek olursak Soğuk Savaş'ın bitmediğini, sa-vaşçılarından birinin sırtının yerine geldiğini, fakat diğerininbir yolunu bulup savaşı sürdüreceğini kavrayabiliriz.

Bu nokta saklanılmamaktadır. Pentagon'un yeni bütçesiile ilgili olarak Ocak 1990'da bir gazetede çıkan bir makalede"Savunma Bakanı Dick Cheney'e göre Birleşik Devletler ge-rekli yerlere müdahale ve çıkması olası küçük çaplı çatışma-ları kontrol için büyük bir donanmaya muhtaçtır. Bu donan-ma Latin Amerika ve Asya'da Washington'un çıkarlarınahizmet vermeğe devam edecektir." Başkan Bush da aynı gö-rüştedir. İki ay sonra Kongre'ye sunulan Ulusal GüvenlikStratejisi raporunda Üçüncü Dünya ülkelerinin potansiyelbir ihtilaf yumağı oluşturduğu ifade edilmektedir:

Yeni dönemde küresel dengelerin tutturulmasında askerî gü-cümüz önde gelen faktörlerden biri olacaktır. Daha az dikka-ti çekecek, daha farklı biçimde kullanılacaktır. Askerî gücü-

55

Page 56: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

müzü muhtemelen Sovyetler'e karşı kullanma durumundakalmayacağız. Üçüncü Dünya ülkelerine karşı kullanılmasıçok daha olasıdır. Buralarda yeni imkânlara ve yaklaşımlaraihtiyacımız olacaktır.

Başkan Reagan 1986 senesinde deniz ve hava kuvvetleri-mizi Libya'da bulunan sivil hedefleri bombalamakla görev-lendirirken bu savaşı, uluslararası barış ortamına, bizim vediğer özgür toplumların demokrasilerinin özgürlük ortamın-da gelişip boy atmasına katkıda bulunmak amacıyla sürdür-düklerini iddia etmekteydi.'81'

Ayrıca Üçüncü Dünya ülkelerinde ortaya çıkan ihtilafla-rın teknolojisinin giderek daha karmaşık hale gelmesi silahlıkuvvetlerimize olan talebi artıracak, bu ülkelerdeki çıkarla-rımız, rakip bir süpergücün desteği olmaksızın tehlikeye gi-rebilecektir. Bu ve benzeri nedenler, silahlı güçlerimizin, çı-karlarımızın tehlikeye girdiği noktalara hızla müdahale ede-bilmesini mümkün kılacak bir hazırlık içinde bulunmasınıngerektirmektedir. Özellikle Ortadoğu gibi sürekli asker bu-lunduramadığımız bölgelerdeki müttefiklerimizin hızla yar-dımına koşabilecek, başka bazı noktalardaki birliklerimizedestek verebilecek birimlere gereksinimimiz vardır. Özgürdünyanın enerji ihtiyacını karşılayan Ortadoğu'daki çıkarla-rımız Kremlin'in insafına terk edilemez. Gelecekte Sovyet-ler'den kaynaklanmayan tehditlere karşı daha dikkatli olma-mız gerekir. Aslında bizim çıkarlarımıza yönelik en büyük

(ŞDMichale Gordan, ATT, Ocak 31, National Security Strategy of The Uni-ted States, Beyaz Saray, Mart 1990. Libya'ya yapılan saldırı ve basındakiyansıması ile ilgili olarak: Pirates and Emperors, bölüm 3, Necassary II-lusions, s. 272-3, Wiliam Schaap, Covert Action Information Bulletin,Yaz 1988. Medyanın derdi, eldeki verileri devletin gereksinimlerine yanıtverecek tarzda yoğurmak olmuştur, gerçekleri araştırmakla ilgilenilme-miştir. Bu tutumla ilgili olarak: Stepnen Shalom, Z Magazine, Nisan,Haziran 1990.

56

Page 57: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

tehdit yerel milliyetçi motiflerden kaynaklanmıştır. Bu, za-man zaman dile getirilmiş bir gerçektir. Başkan Carter za-manında oluşturulan Çevik Kuvvet'in mimarı, Kongre'deyaptığı bir konuşmada şunları söylemiştir.

"Çevik Kuvvet'in birinci derecede Ortadoğu'da ve yerel güçle-re karşı kullanılması umulmaktadır. Sovyetler'e karşı kulla-nılacağını sanmıyorum. Bu bölgede çıkması olası din kavga-larında, milliyetçilikten kaynaklanan çatışmalarda, ırkçılığınateşinin oluşturduğu yangınların söndürülmesinde kullanıl-ması planlanmaktadır ."<S2)

Bush yönetiminin yaptığı planlar, Irak'ın Kuveyt'i işgaliüzerine uygulama alanına konulmuş, krizin aşılmasında ba-şarıyla kullanılmıştır. Kısa bir geçmişe kadar dost olanIrak'ın tozu atılmıştır.

Ulusal Güvenlik Stratejisi raporunda ABD'nin Düşük Yo-ğunluklu Çatışmalara hazır olması uyarısında bulunulmak-tadır. Bu çatışmalar arasında terörizm, küçük çaplı ayaklan-malar, isyanlar ve ABD'nin vatandaşlarını ve çıkarlarını cid-di biçimde rahatsız eden eroin trafiğinin adı zikredilmekte-dir. Düşük yoğunluklu çatışmalar, konvansiyonel savaşınşiddetinin altında seyreden ideoloji ve prensip kavgalarını daiçermektedir.

Ordumuz, ayaklanmalar ve terörizmde dahil olmak üzere hertür tehdide başarıyla karşı koyabilecek durumda olmalıdır.Kuvvetlerimiz, Üçüncü Dünya ülkelerinde karşılaşması olasıacımasız bir fiziksel ortama, çok çeşitlilik arz eden ve aşinasıolmadığı durumlara karşı hazır olmalıdır. Eğitim ve araştır-

<32>Senato Silahlı Servisler Komitesi'ne Robert Komer'in verdiği ifade,Melvyn Leffler tarafından zikredilmiştir: From the Truman Doctrine tothe Carter Doctrine, Diplomatic History, c. 7, 1983, s. 245. Ayrıntılı tar-tışmalar için Touıards a New Cold War, Fateful Triangle.

57

Page 58: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ma ve geliştirme faaliyetleri düşük yoğunluklu çatışmalaragöre ayarlanmalıdır.

Savunma ihtiyacının önemine inanmış tabanı olabildiğin-ce geniş tutmak, savunma sanayiine yapılacak yatırımlar i-çin yeni saikler peydahlayıp yeni kolaylıklar sağlamak, araş-tırma geliştirme faaliyetlerinin kaynaklarını geliştirmek,özellikle bu tür faaliyetlere gerek kalmadığına inananlarınsayısının artma eğilimi gösterdiği günlerde bir başka türlüönem kazanır. Amacımız kuşatıp kontrol altında tutmanınötesindedir. Sovyetler Birliği'nin uluslararası sisteme yapıcıbir ortak olarak kazandırılmasını amaçlamaktayız.ABD-Sovyetler ilişkisinde hâlâ bir çıban başı olarak varlığınısürdüren Orta Amerika barış ve düzenini tehdit etmeye de-vam eden Küba ve Nikaragua ile olan problemlerimizi Sov-yetler işbirliği içerisinde aşmayı amaçlamaktayız.

Askerî okulların ders programları da değişmiştir. DenizHarp Okulu ders programlarını değiştirdiğini, kentlerde çık-ması olası çatışmalara, terörist hareketlere ve düşük yoğun-luklu krizlere eğitimi yönettiklerini açıklamış, ilk provayı daPanama'nın işgali ile sergilemiştir. Güçlü Üçüncü Dünya ül-kelerinde çıkması olası "orta yoğunluklu" ihtilaflara da dik-kat edilmektedir. "Kuvvetlerin gereksinim duyulan yerlerehızla kaydırılması ve uzak pazarlara ve kaynaklara açılankapıların sürekli olarak açık tutulması bizim açımızdan pekönemlidir." (Senatör William Cohen, Silahlı Kuvvetler Komi-tesi).»»

Deniz kuvvetleri Komutanı A. M. Gray'de aynı noklaraişaret etmiştir. "Soğuk Savaş'ın bitmesi güvenlik politikaları-mızı yeniden gözden geçirmemizi gerektirir, bunların kaydadeğer derecelerde değiştirilmesini gerektirmez" diyen Gray,

{ss)AP, Nisan 3, Michael Clare, The Military Facer South, Nation, Haziran18. 1990.

58

Page 59: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ABD'nin bulaştığı ihtilaf-ların büyük bir kısmında Kremlin'in zaten bulunmadığınaişaret etmektedir. Bu gerçek nice zaman sonra ve ancak gü-nümüzde dile getirilebilmektedir. Sebebi ABD vatandaşlarınıhizaya getirebilmek için artık Sovyet sopasının işe yaramaz-lığının anlaşılmış olmasıdır. Gray, kuzey-güney ihtilafınınen belirgin fay hattı olduğuna işaret etmekte ve şunları söy-lemektedir:

"Zengin ile fakir arasında bulunan ve giderek derinleşip ge-nişleyen uçuruma karşı gelişmemiş ülkelerin duyduğu hoş-nutsuzluk hızla artmaktadır. Bu hoşnutsuzluk isyanlara ge-

. be bir ortamı hazırlamaktadır. Buralarda çıkacak olan ayak-lanmalar istikrarı sarsacak, bizim için hayatî önemi olanekonomik kaynaklara, askerî noktalara ulaşabilmemizi güç-leştirecektir. Bizim ve müttefiklerimizin ve potansiyel rakip-lerimizin bu stratejik kaynaklara giderek daha fazla muhtaçhâle gelmesi durumun vehametini daha artıracaktır. Bu böl-gelerde istikrar olsun istiyorsak, kaynaklarını gönlümüzcekullanmayı arzuluyorsak, ülke dışındaki vatandaşlarımızıncan güvenliğinin ve dünyanın dört bir yanında bulunan tesis-lerimizin devamlılığının sağlanması bizim için bir anlam ifa-de ediyorsa ve caydırıcı rol oynamak işimize geliyorsa o za-man bu hedeflere varmamızı mümkün kılacak yeterince iyidonatılmış, yeterince hareketli bir silahlı gücü ulusumuzunemri altında hazır tutmamız gerekecektir."

"Gelişmekte bulunan pazarlara ve üretimimiz için gereklihammadde kaynaklarına kesintisiz ulaşabilmeliyiz." Bununiçin elimizde, gücü yerinde bir silahlı güç bulunmalıdır. Busilahlı güç kontrgerilla hareketlerinden psikolojik savaşa ka-dar değişen bir yelpaze üzerinde faaliyet gösterebilmeli, vur-duğu yerden ses getirebilmelidir. Silah sanayiinde yaşananhızlı gelişmeleri dikkate almalıyız. Düşmanlarımızın en mo-

59

Page 60: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

dern silahlarla donanabilme şansının mevcut olduğunu akıl-dan çıkarmamalıyız. Biz de askerî kapasitemizi artırmalıyız.Elektronik, genetik mühendisliği ve diğer bio-teknik alanla-da kaydedilen gelişmeleri hemen silah endüstrimizin hizme-tine vermeliyiz,' düşmanımızın karşısına onunkinden çok da-ha kapasiteli silahlarla çıkmalıyız. Gelecek asırda da ulusu-muz askerî sahadaki kredisini devam ettirmek istiyorsa busöylediklerimizi bir eksiksiz yapmak durumundayız/34'

Bu görüşler uzunca bir zamandır revaçtadır. Başkan Ei-senhower'in strateji ile ilgili görüşlerini inceleyen tarihçi Ric-hard Immerman, Eisenhower'in ABD'nin gücünün ve güven-liğinin, küresel pazarlama ve kaynaklara kolayca ulaşıp bun-ları kontrolü altında tutmasına bağlı olduğu yolundaki inan-cının iman mertebesinde olduğuna işaret etmektedir. Özel-likle bir Üçüncü Dünya Savaşı'nda bu tür bir yapılanmanınönemi çok daha fazla olacaktır. Diğer rasyonel planlamacılargibi Eisenhower de Batı'nın doğrudan doğruya bir Sovyet sal-dırısına maruz kalmayacağını, bu yoldaki korkuların, ev-hamlıların hayallerinin bir ürünü olduğunu kabul etmekte-dir. Ne var ki Batı'yı kuşatan kuşağın Sovyet saldırıları kar-şısında savunmasız ve Kremlin'in Üçüncü Dünya ülkelerinenüfuz etme ve propaganda konularında Washington'dan da-ha başarılı olduğunu söylemektedir.(35>

Üçüncü Dünya ülkeleri ile olan savaş sürdürülecektir.Kremlin tekrar Washington'un önünü kesmeye çalışırsa sal-dırgan olarak damgalanacaktır. Gorbachev'in "yeni düşünce-si" desteklenecek, Kremlin'i Washington'un bir işbirlikçisihaline getirecek olan gelişmeler teşvik edilecek, fakat Was-hington "eski düşüncesi"ni sürdürecek ve bu düşünce doğrul-

^ G r a y , Marine Corps Gazette, Mayıs 1990. !(s^Immerman, Confessions of an Eisenhoıver Revisionists, Diplomatic His- ı

tory, Yaz 1990. t[•

6 0 !

Page 61: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

tuşunda dünyayı bilinçlendirecektir. Barışı paylaşacağı birbüyük düşmanı artık olmayacaktır. Üçüncü Dünya ülkeleri-nin ellerindeki silahlardan daha gelişmişlerine sahip olmakiçin bu sahada yapılan araştırma ve geliştirme faaliyetlerinehız verecektir. Böylece elektronik sanayiine dünya kadar işsağlanmış olacaktır.

Gelişmiş endüstri için bir fayda temin etmesi isteniyorsabütçe değişiklikleri sermaye yoğun askerî yatırımlara yönel-tilmelidir. Askerî harcamaların teorik olarak da olsa alterna-tifi yok değildir. Ne var ki bunların Soğuk Savaş'ın ilk yılla-rından beri iş âleminin de farkında olduğu yığınla dezavan-tajı vardırj/halkın bitini kanlandıracak yatırımlar yönetimekatılma arzusunu körükleyecek, her kafadan bir sesin çık-masına, yerel yönetimlerin güçlenmesine, demokrasinin kri-ze girmesine, gelir dağılımının yeniden düzenlenmesine ne-den olacaktır. Problem ekonomi problemi değildir; problem,güç ve imtiyaz meselesidir, bunların kurumsallaştırılmasımeselesidir. -Değişim taraftarları bu temel problemlere çareüretemedikleri sürece yeldeğirmenlerine saldıran Ortaçağşövalyelerinin düştüğü komik duruma düşmekten kurtula-mayacaklardır.

Olaylara çocuk mantığı ile yaklaşan, ardında yatanşeytanî emelleri görmeden askerî müdahalelere karşı çıkan-lar da aynı komik durumlara düşmektedir. Demokrasiyi ge-liştirmek, ulusal güvenlik için önlem almak gibi standart ba-haneleri elinin tersiyle yerle bir etmek aslında bir çocuğunbile yapabileceği türden bir iştir. Çocuk aklıyla, daha doğrubir deyişle çocuk saflığı ve dürüstlüğüyle düşünen bir kimseSoğuk Savaş'ın en soğuk yıllarında bile Üçüncü Dünya ülke-lerine yaptığımız askerî müdahalelerin tutarlı bir mantık ta-banından yoksun olduğunu ifade edecektir. Bugün yapılmak-ta olanlar da aynı paraleldedir. Kamboçya'da, Angola'da, ElSalvador'da ve Afganistan'da sürdürülen silahlı mücadeleler

61

Page 62: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

savaş değildir, cinayettir.<S6) Dikkati çeken bir nokta, bize çokpahalıya mal olmadığı sürece tüm politikacıların askerî mü-dahaleleri hoşgörüyle karşılamasıdır. Bu durumda insanınaklına şöyle bir değerlendirme gelmektedir: Bir kimsenin po-litikaya girebilmesi için geçmesi gereken ilk imtihan aptallıkve yetersizlik imtihanı olmaktadır. Bu imtihanı geçemeyen-ler, yani yeterince aptal ve yeteneksiz olmayanlar politikayasığınamazlar. Ya da müdahaleler için gerekçe olarak gösteri-lenler gerçek gerekçeler değildir, işin içinde başka işler var-dır. Bunlardan ilkine inanmak pek mümkün gözükmüyor.İşin içinde iş olduğu, bizlere gerekçe olarak sunulanların biraldatmacadan, göz boyamadan ibaret olduğu akla yatkın ge-liyor. Müdahale gerekçelerinin gerçekçi, fakat dünya kamuo-yuna kabul ettirebilmelerinin pek zor olduğu anlaşılıyor.

Ulusal Güvenlik Strateji raporunda da belirtildiği gibi,Silaha sarılıp hücuma geçmek ve uluslararası ilişkilerdeaçıkça zora başvurmak ve ülke içinde askerî Keynesyen ted-birleri devreye sokabilmek için ideoloji farklılığı bahanesi ar-tık işe yarar bir bahane olmaktan çıkmış bulunmaktadır.İnandırıcılığını, daha doğrusu kandırıcılığını yitirmiştir. Sta-linci sürülere karşı nefis müdafaası hikayesi artık satma-maktadır. Bahane kıtlığının baş göstermeye başlamasındanuzun yıllar önce haberdar olunmuştur. Ne var ki çılgın Arapteröristler veya Meksikalı esrar kaçakçıları ve benzeriufak-tefek hikayelerle vaziyeti uzun süre idare etmek müm-kün olmamıştır. Sıkışınca bu kez de Üçüncü Dünya'nın biz-zat varlığının bir tehdit unsuru oluşturduğu savma sarılın-mıştır. Komünizmin en büyük tehlikesi olarak, Kremlin'inelinde bulunan kaynakların gelişmiş Batı toplumlarının

(S6>Stephen Van Evera, Atlantic Monthly, Temmuz 1990, Policy ReportNo.3. Barış ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü, Cambridge, MA, Hazi-ran 1990.

62

Page 63: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

amacına hizmet edecek bir dünya düzenine entegre edilme-sinde ortaya çıkan güçlükler gösterilmişti. Aynı hikaye "radi-kal milliyetçilik" için de tekrarlanabilir, böylece aranan düş-

, man bulunmuş olurdu. Nitekim planlamacılar ve strateji us-taları bu fırsatı kaçırmadılar. Problemin ciddiyeti bölgedenbölgeye değişmekte, zirve noktasına enerji kaynaklarınınpek bol bulunduğu Ortadoğu'ya ulaşmaktadır. Bununla bir-likte ihmale hiç yer verilmemekte, NSC 68'in görüşleri payla-şılmakta, dünyanın hiçbir köşesinin ihmal edilecek kadarküçük ve önemsiz olmadığına işaret edilmektedir.

3. Önce ve Sonra

Bu bağlamda işin başında ortaya koyduğumuz bir başka soruüzerinde dikkatlerimizi yoğunlaştırabiliriz: Soğuk Savaş'ıntipik olayları ve uygulamaları hangi bakımlardan daha öncegerçekleşmiş bulunanlardan farklılıklar arz eder? İki kutup-lu sistem yeni idi ve geleneksel uygulamalar ve uygulamaalanlarına farklı bir çeşni katmıştı. Buna rağmen mevcut ni-ce benzerlik aşinası olduğumuz resmin itibarına gölge düşür-mekteydi.

Sovyetler tarafında Moskova'nın Grandükleri tarafındanbeş yüz sene yönetilmiş, bir büyük imparatorluğun acı ve tat-lı günleri yaşamış, Batı Avrupa'nın ekonomik seviyesini birtürlü yakalayamamış ve 1914 senesinde yarı sömürge duru-mundan hâlâ kurtulamamış bir varlık var.(37)

Şahinler, Sovyetleri Gorbymania kurbanları ile hatırla-makta, Avrupa'ya sıkça yaptığı saldırıları, Orta Avrupa'dayaşanan ayaklanmaları bastırmak için izlediği kanlı yolları,

<s7Teodor Shanin, Russia as a Developing Society, Yale 1985, c. 1, s. 103-123, 134, 187. Alıntılar için: D. Mirsky, Russia, A Social History, London,1952. s. 269. Shanin tarafından zikredilmiştir.

63

Page 64: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

politikalarını belirlerken mihenk taşı olarak kullanmaktay-dı. 1956'da Macar devrimini, 1968'de Çek demokrasisini kangöllerinde boğan Sovyetler Birliği, 1848-49 Macar devriminiyerle bir eden, 1831 ve daha sonra 1863-64 Polonya ayaklan-malarını nice can pahasına bastıran Rusya'nın bir devamıidi. Sovyet Birlikleri 1945'te Berlin'i işgal etti. Rus birlikleri1760'da Berlin'i işgal edip yakmıştı. Samuel Huntington,Rusya'nın çıkarları peşinde koşan Rus birliklerinin henüzSovyet çizmesinin değmediği nice ülkede at koşturduğunuifade etmekte, verdiği örnekler arasında İsviçre ve İtalya'nınadını zikretmektedir.<S8) Huntington, Sovyetlerin kötü alış-kanlıklarından kolay kolay vazgeçemeyeceklerini söylemek-te, bu kötü alışkanlıkların bir sonucu olan Berlin'in 1945 se-nesindeki işgalini örnek göstererek Nazilerin Batı medeniye-tini Bolşevik çılgınların saldırılarından korumak gibi bir gö-revleri olduğu yolundaki iddialarına itibar kazandırmakta-dır.

Birleşik Devletler'e gelince... Soğuk Savaş'ın neden oldu-ğu değişiklikler daha çok dildeydi. 1917 senesinden bu yanasaldırı, müdahale hep savunma bahanesiyle yapılmaktaydı.Bolşevik devriminden hemen sonra Rusya'nın içişlerine dö-nük müdahaleler, Ukrayna ve Doğu Avrupa'da Hitler tara-fından kurulan ordulara 1950'lere kadar verilen gizli destek-ler hep bu cümledendi.<S9)

Bolşevik devriminden önceki yıllarda da benzeri eylemlerde bulunulmuştu. Bu eylemlerin gerekçesi olarak gösterilenöcüler çeşit-çeşit idi. Woodrow Wilson, Meksika, Haiti ve Do-minik Cumhuriyetini işgal etti. Masum insanlar katledildi.Etraf harap edildi. Kölelik hortlatıldı. Cari siyasî düzen yı-kıldı. Bu ülkeler ABD'nin eline ve insafına terk edildi. Gerek-

(»VNational Interest, Ağustos 1989.(S9)Turning the Tide, s. 198 ve zikredilen kaynaklar.

64

Page 65: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

çe olarak da yöre halkından ABD'ne gelmesi olası tehditlergösterildi. Daha önceki yıllarda yapılan işgal ve müdahalehareketlerinde gerekçe olarak İngiltere, İspanya ve Bağım-sızlık Deklarasyonu'ndaki ifadesi ile "merhametsiz Kızılderi-li savaşçılar" gösterildi.

Uzun lafın kısası Washington'un yolu üzerine çıkan hervarlık, askerî harekâtları için gerekçe olarak ileri sürülmek-te, bahane olarak kullanılmaktaydı.

Tanınmış düşünürler suçluların kimliklerini tespit husu-sunda zorlanmamışlardır. Cumhuriyet döneminin ilk yılla-rında Yale Koleji Müdürü olan ve puriten ahlâk anlayışınapek bağlı bulunan şair-yazar Timothy Dwight, Pequot yerli-lerinin katliamını konu alan bir ağıt yazmıştır. Sömürgecile-rin bu insanlara yaklaşımlarında pek cömert davrandıkları-nı, dostluklarını kazanmak için ellerinden geleni yaptıkları-nı, ne var ki Kanadalı dostları tarafından aklı çelinen Pequotyerlilerinin iyi sözden anlamadıklarını, sonunda sömürgeci-leri kadın-kız, çoluk-çocuk demeden köklerine kibrit suyuekmek zorunda bıraktıklarını yana-yakıla anlatmaktadır.Thomas Jefferson, yerli halka iyi davranmak, onlara yardım-cı olmak için ellerinden geleni yaptıklarını, ne var ki İngizle-rin ilkesiz ve kendi çıkarlarından gayrisini gözetmeyen poli-takaları nedeniyle bu zavallı insanlara yardım etmeye, savaşbaltalarını topraktan çıkarmalarına engel olmaya muvaffakolamadık.

Katiamlarına, kurtulanların ise topraklarından sürülme-lerine İngilizler sebep olmuştur. Katil biziz, ama suçlu olanİngilizlerdir." demektedir. Jefferson'a göre bizim döktüğü-müz kanın, -sergilediğimiz vahşetin sorumlusu İngilizlerdir.Aynı gerekçelerle Kanada'nm da işgal edilmesinin gerektiği-ni John Adams'a yazdığı bir mektupta dile getirmekte,Adams ise aynı görüşte olduğunu ifade etmektedir: "Kana-da'yı işgal edersek Kızılderilileri ebediyen susturmuş oluruz.

65

Page 66: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Bu, bizim olduğu kadar onların da hayrına olan bir sonuç o-lacaktır."<40)

Aynı teori, General Andrew Jackson Florida'yı işgal eder,yerli halkı kılıçtan geçirir ve İspanya'ya ait topraklara Was-hington adına el koyarken de geçerli idi. Seminole Savaş'ın-daki acımasız tutumunu savunan John Qincy Adams, İspan-ya Bakanı George Erving'e yazdığı ve Amerikan dış ilişkile-rinde en önemli devlet dokümanlarından biri olarak nitelen-dirilen mektubunda bu görüşlerini dile getirmiştir (WilliamEarl Weeks). Bu dokümanda Thomas Jefferson'dan gerekmantık, gerekse stil açısından insan ırkının müstesna örnek-lerinden biri olarak söz edilmektedir. Bu yargıya modern ta-rihçiler de katılmaktadır. Jefferson'un Jackson tarafındanyürütülen ırkçı saldırılan onaylayıp teşvik etmesi Washing-ton'un siyâsi ahlâk anlayışının Avrupa'da daha iyi anlaşıl-masına, daha iyi değerlendirilmesine katkıda bulunmuş-tur.<41>

Weeks'in de tespit ettiği gibi savaşın gerçek nedeni yayıl-macılık ve Florida'nın vahşi Kızılderililerden ve Amerikankölelerinden temizlenme arzusudur. Bu arzunun telaffuzu-nun dile hoş gelmemesi gerçekçiliğine zarar vermemektedir.Adams da diğerleri gibi konuşmakta, Kızılderililerin sürülüpsüründürülmesini, köleliğin yaygınlaştırılmasını, anlaşmala-rın ihlâl edilmesini ve silaha başvurulmasını nefis müdafasıolarak değerlendirip meşruiyet kazandırmağa çalışmaktadır.Kabahati İngiltere'nin Florida'daki hareketlerine bağlamak-ta, 1812 senesinde kaleme aldığı bir mektupta "ipten-kazık-

(40'Richard Drinnon, Facing West, The Metaphysics of lndian Rating andEmpire Building, University of Minnesota, 1980, s. 68, 96. Jefferson'un1812 ve 1813'de yazdığı mektuplar. John Adams, 1812.

<41)Adams, "Dispatch to Ambassodor Erving," 1818, William, Earl Weeks,"John Quincy Adanı's 'Great Gun' and the Rhetoric of American Empire,"Diplomalic History, İlkbahar 1990.

66

Page 67: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

tan kurtulmuş zencilerin, vahşi Kızılderililerin, tüm korsan-ların ve vatan hainlerinin İngilizlerle işbirliği yaptığından veBirleşik Devletler'e karşı savaştıklarından" söz etmektedir."İnsanlarımıza karşı yürütülen bu zenci-Kızılderili savaşıbarışsever halkımızı tedirgin etmiş, İngiliz canilerin kışkırt-maları sonucunda sınırlarımız nice kez savaş alanına dön-müştür" demektedir. "Bağımsızlığımıza kavuştuğumuz ilkgünlerden bu yana Kızılderililerle aramızda çıkan ihtilafla-rın tamamında İngilizlerin kışkırtmalarına rastlamamakmümkün değildir" iddiasında bulunmaktadır. Adams, ulusla-rarası yasalara atıfta bulunarak insanca davranmayan düş-manlara insanca davranmanın gerekli olmadığını, canileredavranıldığı gibi davranmanın hak olduğunu söylemektedir.Onsekizinci asra ait bazı kaynaklara dayanarak şunları ilerisürmektedir: "Bu prensipler meşruiyetlerini tesirlerinden vefaydalarından almaktadırlar."*421

Dean Acheson'un görüşlerini paylaşan Adams, güçlününyanında bulunup hata yapmanın zayıfın yanında bulunupdoğru hareket etmekten daha akıllıca bir iş olduğunu, konu-şurken "doğru olandan daha açık, daha anlaşılır" bir tarzsergilemenin faydasının farkında bulunduğunu ifade etmek-tedir. Bunları söylerken de önce koca bir kıtayı, daha sonrada yer küreyi bir uçtan diğerine kontrolü altına geçiren zih-niyetin temel öğelerinin neler olduğunu gözler önüne ser-mektedir.(4s)

Yolumuza çıkan, yapacağımız hayırlı işlere engel olanşeytan bulmakta zorlandığımız anlar da olmaktadır. Bu du-rumda hemen birşeyler yapmak, şeytan üretmek gerekmek-tedir. Kaliforniya Valisi Peter Burnett, 1851 senesinde yaptı-ğı yıllık olağan konuşmasında şunları söylemektedir: "Kızıl-

<4z>age, Drinnon, s. 109.(4S)Weeks, Drinnon, Acheson.

67

Page 68: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

derililerin tamamı yok edilene kadar bu soykırım sürdürüle-cektir. Bizim üzülmemizin, bu sonucu hüzünle karşılamamı-zın sonuca etkisi olmayacaktır. Bu, bu ırkın kaderidir ve de-ğiştirebilmek bizim gücümüzün dışındadır." Walt Whitmanise insanlığın selâmeti için Meksika'nın ABD tarafından işgaledilmesinin gerekliliğini vurgulamakta, "Yeteneksiz Meksikahalkının Yeni Dünya Düzeni'nde ellerindeki topraklara sahipolabilmelerinin mümkün olmadığına" işaret etmektedir. "Bi-zim bu toprakları fethetmemiz insanların mutluluğuna engelolan faktörleri de ortadan kaldıracaktır." Meksikalılar bölge-yi ziyaret eden Amerikalılar tarafından budala, korkak ola-rak vasıflandınlmakta, üzerlerinde yaşadıkları bereketli top-rakların kaderini kontrol haklarının bulunmadığı ileri sürül-mektedir. Buralara Anglo-Sakson ırkına mensup insanlarınyakışacağı telaffuz edilmektedir. Bu görüşü paylaşan pek çokinsandan biri olan Charles Darvvin şöyle demektedir: "Birle-şik Devletlerin ve insanlarının karakterinin gösterdiği bumuhteşem gelişmenin tabiî seleksiyonun bir sonucu olduğuyolundaki inançta büyük ölçüde gerçek payının bulunduğunatüm kalbimle inanıyorum."'44'

İşin aslı ise şudur: bizim için gerçek düşman, yerlerin-den-yurtlanndan ettiğimiz veya anavatanlarında köleleştir-diğimiz yerli halk ve bu savaşta bizim karşımıza çıkan, teke-rimizin önüne taş koyan veya koymaya çalışan her türlü güç-tür. Gerçeklerin nadiren de olsa kabul ve telaffuz edildiğinede şahit olmaktayız. Wilson'un Dışişleri Bakanı Robert Lan-sing'in sözleri bu doğrultuda bir örnek oluşturmaktadır:

Monroe Dokrini'nde Birleşik Devletler'in çıkarları ön plandatutulmuştur. Diğer Amerikan uluslarının bütünlüğü beyan

(•44)Reginald Korsmann, Race and Manifest Destiny (Harvard, 1981), s. 279,235, 210-11. Darvvin, Descen of Man (Princeton, 1981), Kısım I, s. 179.Bu referans için Jan Koster"e minnettarım.

68

Page 69: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

edilip kabul görmüş bir iradenin değil ama tesadüflerin sonu-cudur. Bu yapılanmanın bir bencilik ürünü olduğu söylenebi-lir. Ne var ki Doktrin'in yazarı deklerasyondan yansıyandandaha cömert ve daha adil değildir.

Lansing, temel meselenin Avrupa'nın Amerika üzerinde-ki kontrolüne son vermek ve bu yolda kullandığı tüm enstrü-manları, başta ekonomik enstrümanlar olmak üzere, işe ya-ramaz hâle getirmek olduğunu söylemektedir. Wilson'un uy-gulamaları bu doğrultuda olmuştur. İngiltere'nin Orta Ame-rika'da bulanan petrol yatakları üzerindeki kontrolüne sonverdirmiştir. Bu asrın başından beri petrol yataklarınınkontrolünü elinde bulundurmak, dünya meseleleri üzerindesöz sahibi olabilmenin olmazsa olmaz koşullarından biri ola-rak addedilmiştir. Bu kaynaklardan gelen fînansal güç iseişin cabasıdır. Avrupa'nın kontrolü altında bulunan Amerikatoprakları üzerinde kurdurulan bağımsız devletler, Avru-pa'nın kontrolünden Amerika'nın kurtuluşuna hız kazandır-mıştır.(45)

İkinci Dünya Savaşı'ndari sonra ABD dünyayı istediği gi-bi biçimlendirme, prensiplerini çok geniş coğrafya parçalarıüzerinde uygulama şansına sahip olmuştur. ABD'ni tehdit et-tiği iddia edilip Amerikan halkının korkutulmasında kullanı-lan öcü rolünü artık Hunlarm veya İngiltere'nin üstleneme-yeceği kadar Washington güçlenmiştir.

Yabancı güçlerin ABD'nin güvenliğini tehdit ettiğineÜçüncü Dünya ülkelerinin insanlarını inandırmak giderekgüçleşmiştir. Kennedy yönetimi 1961 senesinde Küba'ya di-ğer ulusların da işbirliği ile saldırmak istediğinde Meksikalıbir diplomat, "Küba'nın güvenliğimiz için açık bir tehdit ol-duğu iddiasında bulunursak kırk milyon Meksikalı gülmek-

ti Referans ve tartışma için: Turning the Tide, s. 59, 61, 146.

69

Page 70: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ten katılır" demiş, Washington'a istediği destek verilmemiş-tir.<46> Gelişmiş Batı Avrupa farklı düşünmüş, itidal göster-miş meseleyle ilgilenmiş, ortalığı kahkaha tufanlarıyla karış-tırmamıştır.

Soğuk Savaş sona ermiştir, ama uygulamaları bu kezbaşka düşmanlara karşı olmak üzere aynen devam etmekte-dir. Aralık 1989'da Bush yönetimi Panama'yı işgal ederkenSovyetler bahanesinin artık kullanılabilirliği kalmamıştı. Bukez de eroin tacirleri bahane olarak ileri sürüldü, bu kimse-lerin ABD'nin varlığını tehdit ettiği savına sığınıldı.'47'

Bu hâl üzere sürüp giden saldırılara bahane olarak göste-rilenlerin bir laf salatası olmaktan öteye geçmediği, gerçekle-rin bu laf kalabalığının gerisinde saklandığı görülmektedir.

4. Bolşevikler ve MutedillerOlayların hep öyle devam edecek sanılan akışı 1917 Bolşevikdevrimiyle yapısal değişikliklere uğradı. Daha önce yapılanmüdahalelerde fırsatları değerlendirme, toprak işgali, ticarîaçıdan avantajlı konuma geçme, Avrupalı rakiplerin işinibozma ve onların yerine geçme gibi saikler hâkim idi. Oysaİkinci Dünya Savaşı ile birlikte şartlar değişti. Değişen şart-lar beraberinde başka değişiklikleri de getirdi. Bunlardan bi-ri de müdahalelerin ideolojik çerçevesi oldu.

Avrupa zayıf düşmüştü. İlk kez Birleşik Devletler bir kü-resel güç olarak ortaya çıkmaktaydı. Gelişmelere tek başınayön verebilecek güçteydi. Bolşevik devrim, Rusya'nın elindebulundurduğu ve ABD'ninki ile kıyaslanamayacak kadar za-yıf olan akserî gücü nedeniyle değil fakat kapitalist düzenemeydan okuyan ideolojik yapısı itibariyle ABD'nin arayıp da

^ R u t h Leacock, Reguiem for Revolution (Kent State University Press,1990) s. 33.

(47)Ayrıntılı tartışma için diğer bölümlere bkz.

70

Page 71: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

bulmakta zaman zaman zorlandığı küresel düşmanı hizmeti-ne altın bir tepsi içerisinde sunmaktaydı. Bu ölçekte veönemde bir tehdidi değerlendirmemek, ıskalamak olmazdı.Senatör Warren Harding kılıca ilk sarılanlardan oldu: "Bol-şevizm bir tehdittir. Vahşi bir hayvandır, katli vaciptir." de-yip saldırıyı başlattı.'48'

Edinilmiş avantajlı durumu, dünyanın çatısında kurul-muş saltanatı tehdit edecek her gücün, son derece ciddi ola-rak göğüslenmesi kaçınılmazdır. Cari düzeni tehdit eden her-kes canavarın tohumu, gerçek kimliğini saklamaya çalışankomünist veya Bolşevizm'in zihniyetini iğfal ettiği bir salakolarak damgalandı. Canavara ve giderek uzayan kollarınakarşı tavır koyanlar "mutediller" olarak isimlendirildi. Buşemsiyenin altında zulüm erbabından kitlesel cinayetlerinplanlayıcıları ve faillerine kadar uzanan geniş bir yelpazedeyer alan insanlar bulunmaktaydı. Seçtikleri taktikler farklıy-dı. Kimileri reformlar yaparak canavarı tehlikesiz hale getir-meyi uygun buluyordu. Sonuç alınamazsa daha sert tedbirle-re başvuralım diyorlardı. Bazıları reformları küçümsüyor,canavarı kalbinden vuralım, işi bitirelim düşüncesindeydi.ABD'de ise muhalifleri ve işçi hareketlerini yok edelim diyen-lerin yanısıra daha ince ayar teklifleriyle ortaya çıkanlar davardı. Ülke dışında ise taktikler tehlikenin arz ettiği karak-tere göre uyarlanmaktaydı. Canavarın yok edilmesi ise ilkeolarak kabul edilmekteydi. Bu genel ideolojik çerçeve ve yan-sıttığı sosyopolitik gerçekler, müdahale hareketlerine tâ ilkyıllardan itibaren farklı bir yapı kazandırdı.

İlk değerlendirmeler, endüstrileşmiş Batı'nın sınırboyuülkelerinden biri olan İtalya'da olup bitenlerin belirlediğiçerçeve içerisinde yapıldı. Burada oluşturulan model, diğer

<48>Schmitz tarafından zikredilmiştir: United States and Fascist Italy, s. 40.Gaddis, Not (6) bkz.

71

Page 72: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ülkelere de günümüze kadar uygulanageldi. Bu bakımdanyakından incelenmesinde yarar olduğu görüşündeyiz.

İşçi hareketlerinin hız kazanması İtalya'yı sosyal devrimve organizasyonsuzluk problemleri ile karşı karşıya getirmiş-ti. Wilson yönetimi olup bitenleri yakında izlemekteydi. Dı-şişleri Bakanlığından bir yetkili "Eğer yeterince dikkatlidavranmazsak ikinci bir Bolşevik devriminin doğuşu kaçınıl-maz olur" demekte ve şunları söylemekteydi:

"İtalyanlar çocuk gibidir. Diğer milletlerden daha çok yönel-tilmeye ve yardıma muhtaçtırlar."

Mussolini'nin Siyah gömleklileri problemi şiddet yoluylaçözmüşlerdi. Ekim 1922'de Mussolini'nin yönetimi altındagerçekleştirilen ve İtalya'da demokrasinin ölüm ile sonuçla-nan Roma yürüyüşünü tasdik eder bir havada izleyenABD'nin Roma büyükelçisi "bir genç devrimi gerçekleştirildi"demekteydi. Faşist kundakçılar işçi ayaklanmalarını hükü-metin de yardımıyla başarıyla bastırdılar ve demokrasindensapma hareketini tamamladılar. Birleşik Devletler bu geliş-meleri memnuniyetle izlemekteydi. Faşistler İtalya'da Bolşe-vizmi bastırma yeteneğine sahip en güçlü faktördü. Gelişme-leri keyifle izleyen Washington'da Roma sokaklarına dökülengençlerin coşkusu ve sert tavırları ilk endişeleri yürekleredüşürmüştü. Yürekleri başarının açlığıyla alev alev yananbu insanların nerede ve ne zaman ve nasıl durdurulabileceğibelli olmayabilirdi. Elçi, raporunda, Faşizme atıfta bulun-makta, "beyinsiz halk sürülerinin kahramanlık türkülerininrüzgarına kapılıp dramatik bir tarzda sürüklendiklerinden"söz etmekteydi/49'

<49>Schmitz, s. 14, 36, 44, 52. Versailles müzakereleri ile ilgili olarak BaşkanWilson'a yapılan Colonel House Inquiry tavsiyesi. Golden Auchincloss ofthe State Department, savaş zamanı günlükleri. Büyükelçi RichardWashbum Child, Washington Büyükelçiliği, 1921.

72

Page 73: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

Faşizmin karanlıkları İtalya'nın üzerine çökerken Was-hington'un ve Amerikalı işadamlarının yardımları da artma-ya başladı. Savaş sonrasında imzalanan borç anlaşmalarınıen hoşgörülüsü ve en kapsamlısı İtalya ile ABD arasında im-zalandı. Faşist rejim yerini sağlamlaştırırken; ABD'nin İtal-ya'daki yatırımları da hız kazandı. İşçi hareketleri ve diğerdemokratik düzensizlikler bastırıldı/50'

ABD'de işçi liderleri bu hareketleri memnuyetle izlemek-teydiler. Samuel Gompers'in başkanlığı altında AFL tarafın-dan yayınlanmakta olan "The American Federationist", fa-şizmi komünizme bir engel ve millet ölçeğinde sonuç almayamuktedir bir hareket olarak değerlendirip alkışladı. Bir ulu-sun dağılmış uzuvlarını tekrar bir araya getirdiğini söyledi;emeğin, sermaye ve devletin yanında ikinci plana itildiğinigörmemezlikten geldi. Faşist Mussolini'nin beraberinde ge-tirdiği kurumların Bolşevizm mikrobunu almış endüstri işçi-lerini şifaya kavuşturduğu müjdesini verdi. Mussolini'nin ak-tif tutumu cazibe merkezlerinden biri olmuştu. Özgür dünya-ya muhalefet de etse, elinde kamçı at sırtında dolaşıyor daolsa Amerikalı ticaret birlikleri ve işadamları; esas amacı ba-şarmak olan, teori üretmek yerine eylem yapmayı amaçla-yan, birbirlerinin gırtlağına sarılmış bir topluluğun yerineorganize olup üretmeyi başarmış bir topluluk ikame etmeyikendisine gaye edinmiş bulunan bi şahsın sevilecek, sempatiile karşılanacak yanlarını bulacaklardır/51' AFL'ye göre Mus-solini trene tam zamanında binmişti; bu bakımdan işçileri vedemokratik kurumları susturup etkisiz hale getirmesi çokzor olmamıştı.

Mussolini ülkesine etkin bir yönetim ve refah getiren, ca-navarın gırtlağını kesen ve kârlı yatırımlara ve ticarete üîke-

(60)Ayrıntılar için: Schmitz, bölüm 3 ve 4.<51>Filippelli, American Lahor and Postıvar Italy, 1943-1953 (Stanford,

1989) s. 15.

73

Page 74: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

sinin kapılarını açan "mutedil" bir devlet adamı olarak vasıf-landırıldı ve bu görüş kamuoyunda yaygın bir kabul gördü.J.P. Morgan'ın ortaklarından Thomas Lamont iş âlemininduygularına tercüman oluyor, Mussolini'yi İtalyan faşizmiiçin bir misyoner olarak nitelendiriyor ve II. Duçe'ye hayran-lıklarını bildiriyordu. "Çok büyük zat. İtalya'da çok büyük iş-ler başardı. Ülkesinin yönetimini etkin ve başarılı kılan çokdeğerli fikirleri var" diyerek övgüsünü sürdürüyordu. Kuhn,Loeb, and Co.'nun ileri gelenlerinde biri olan Otto Kahn, kav-ganın, gürültünün pek bol olduğu İtalyan parlementosunukapattığı, çok zaman kaybına neden olan bürokratik engelle-ri kaldırdığı ve düzen, disiplin, çalışma, ülke için fedakârlıkve inanç faktörlerini ülkenin tüm gençlerine aşıladığı için fa-şizme övgüler düzüyor, bu başarıların ileri görüşlü ve pekyüksek liderlik vasıflarıyla donatılmış bir büyük insanın, Be-nito Mussolini'nin önderliğinde gerçekleştiğini söylüyordu.United Steel'den Hâkim Elbert Gary işi daha ileri götürüyor,"Tanrım bize de bir Mussolini gönder" diye yakarıyordu. Fa-şistlerin iş başına geldiğinden bu yana bir tek grevin bile ya-pılmadığından ABD büyükelçisi pek etkilenmiş gözüküyor-du/62' Aynı elçi Mussolini'nin totaliter anlayışından ve uygu-lamalarından da haberdar idi. Faşizm özgür basının sesinikısmış, toplanma özgürlüğünü ortadan kaldırmış ve emri al-tındaki silahlı güçlerin desteğiyle faşist düzene aykırı düşennice unsuru yok etmişti. Faşist yönetiminin gerçekleştirdiğibir büyük darbenin ardından Şubat 1925'de Washington'agönderdiği raporunda Büyükelçi yukarda sözünü ettiğimizgerçeklere işaret etmekteydi. Buna rağmen Mussolini'yi "mu-tedil" olarak nitelendirmeye Batı âlemi uzun süre devam et-ti. Bolşevkm tehlikesini yiğitçe göğüslediği, sağ kanattakiaşırı uçları tehlikesiz hâle getirdiği söylenildi. Büyükelçi

<52>Schmitz, s. 67.

74

Page 75: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

Henry Fletcher'in değerlendirmesine göre İtalya "Mussolinive Faşizm ve Giolitti ve Sosyalizm" arasında bir tercih yap-mak noktasına sürüklenmişti. Giolitti dönemin liberal Baş-bakanı idi ve işçi hareketlerinin bastırılmasında Mussoliniile işbirliği yapmıştı. Buna rağmen şimdi hedef haline gel-mişti. Halk, faşist yönetimin getirdiği "barış ve refah" orta-mını "ifade özgürlüğü, gevşek yönetim ve bolşevizmin başıbo-zuk düzeni"ne tercih etmişti. Bay Fletcher raporunda bunlarısöylüyordu. Dışişleri Bakanı Frank Kellogg tüm muhalifgrupları "komünistler, sosyalistler ve anarşistler" olarakdamgalıyordu.

Dışişleri Bakanlığı Batı Avrupa Masası Başkanı WilliamCastle 1926 senesinde "Duçe'nin yöntemleri Amerikan yön-temleri değildir, ne var ki bizim ülkemizde uygulanamaya-cak olan yönetimlerin, yapısı bizimkinden çok farklı olanİtalyanlara uygulanmasında da bir sakınca yoktur" demek-teydi. Duçe hazretleri ve etkili yöntemleri siyaset adamlarıve entellektüeller arasında pek rağbet gördü. Duçe, ilerici birzat olarak algılandı.'58'

1919 senesinde Kellogg bir senatör sıfatıyla "ülkenin du-rumundan hoşnut olmayan insanlarını bir sınıf çatışması içi-ne çekmeye çalışan nihilistleri ve komünistleri şiddetle kına-dı." Dışişleri Bakanı olduğu günlerde ise ülkeye komünistle-rin girişini yasakladı, bunun devrimcilerin layık olduğu eniyi muamele olduğunu söyledi. LaFollett'in progresivizmi ilesosyalizm, komünizm ve IWW'yi aynı sepete koydu. Kellogg,Rusya'dan tanınmalarının bedeli olarak Birleşik Devlet-ler'deki propaganda çalışmalarını durdurmasını istedi.(54> Bu,ilerde de sıkça tekrarlanacak olan bir doktrini ve tehdidin

(53)age s 77 Kellogg, Krenn U. S. Policy Toıvard Economic Nationalism, s.53—4. Mussolini'nin Faşizm'ine ABD'de verilen popüler yanıtlar için:John Diggins, Mussolini and Fascism, (Princeton, 1972).

(B4>Krenn, s. 53.

75

Page 76: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ideolojik boyutunu, kapitalist düzen için arz ettiği tehlikeyiön plana çıkarmaktaydı.

Büyük Çöküntü'nün etkileri dalga dalga Avrupa'yı sar-sar, sosyal politik bunalımlara sebebiyet verirken faşist İtal-ya düzen ve istikrarın hüküm sürdüğü, sınıf çatışmalarındanazade, işçi kesiminde ve solculardan gelen tehditlere karşıkorunmuş bir huzur adası olarak övgüler almaktaydı. Fortu-ne dergisi 1934 senesinde İtalya'ya ayırdığı bir nüshasındagelişmelerden huşu ile söz etmekte, "Makarnacıların keyfi-nin yerinde olduğunu" belirtilmekteydi. Diğerleri de aynı gö-rüşteydi. Dışişleri Bakanlığı mensuplarından Norman Davis,1933 senesinde Dışilişkiler Konseyi'nde yaptığı bir konuşma-da İtalya'yı başarısından dolayı kutlamaktaydı. Aynı toplan-tıda konuşan İtalya Büyükelçisi İtalya'nın "kendi evini nasıldüzene soktuğunu, sınıf savaşma nasıl son verdiğini" anlat-tıktan sonra dinleyiciler tarafından coşkuyla alkışlanmak-taydı. Bu alkışlar, Mussolini'nin yaptıklarının onaylanmasıanlamına gelmekteydi. Roosevelt'in İtalya'da görevli Büyü-kelçisi Breckenridge Long, İtalya'da başarılı işler yapan fa-şist hükümetten coşkuyla söz etmekteydi. Hoover dönemindedışişleri bakanı, Roosevelt döneminde savaş bakanı olarakgörev yapmış olan Henry Stimson, İkinci Dünya Savaşı'ndansonra verdiği bir demeçte gerek Hoover'in ve gerekse kendisi-nin Mussolini'yi tutarlı ve iş bilir-işbitirir bir lider olarakgördüklerini söylemiştir. Deniz General Smedley Butler 1931'senesinde Mussolini ile ilgili olarak hoşa gitmeyen bazı söz-ler ettiğinde kendini hemen sıkıyönetim savcısının karşısın-da buluvermiştir. Stimson, generalin söylediklerinin doğruolup olmadığını araştırmak zahmetine girmeyi gereksiz bul-muştur. 1934 senesinde yapılan seçimlerde Mussolini oyların%99'unu alınca Washington bu sonucu faşist yönetimin halktarafından kesinlikle desteklendiğinin şüphe götürmez birkanıtı olarak kabul etmiştir. 1933 senesinde Mussolini'den

76

Page 77: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

"bir İtalyan centilmeni" olarak söz eden Roosevelt, faşist yö-netime düzülen övgülerin büyük bir kısmına yürekten katıl-maktaydı/55'

Mussolini'nin Habeşistan'ı işgal etmesi kınandı, fakatABD ile faşist İtalya arasındaki ilişkilere bir zarar vermedi.Gerekçesi ise Büyükelçi Long tarafından şöyle açıklandı:Mussolini düşer ve ülke lidersiz kalırsa bolşevizmin saldırısı-na uğrar. Özel mülkiyetin hâlâ hüküm sürdüğü endüstrimerkezlerinde ve tarım alanlarında Komünizm hâkim olur.1937'de kaleme alınmış bir dışişleri bakanlığı raporunda şucümle yer almaktadır: "Faşizm, İtalya'nın ruhunda damgası-nı vurmuştur. Kaosun yerine düzeni, başıbozukluğun yerinedisiplini, iflasın yerine dinginliği ikame etmiştir." "Bu kadarbüyük başarıyı bu kadar kısa bir sürede gerçekleştirebilmekiçin zorlayıcı tedbirler almak gerekmiştir" cümlesi ile rapordevam etmektedir. Ayrıca, Hitler'in idaresi altındaki Alman-ya gibi İtalya da iç savaş boyunca Rusya'nın İspanya'da etkiliolmasına fırsat vermemiştir. Washington, İspanyol faşizmi-nin liberal demokratik cumhuriyete karşı desteklenmesi şek-linde sonuç veren bir tarafsızlık politikası izlemiştir. Halktankaynaklanan devrimci özgürlük hareketleri karşısında iseBatı ve Stalin ile ortak çalışmıştır/561

Bir akademisyen olan David Schmitz, aşırı sol ile aşırısağın ortasında bir yerde konumlanmış bulunan "mutedil"faşist modelin İtalya için geliştirilmiş bulunan formunun na-zizme de uygulanabileceğine işaret etmektedir. Schmitz,"sosyal düzeni tesis edeceğine, bolşevizme geçit vermeyeceği-ne, yabancı sermayeyi kollayıp gözeteceğine" namus sözü ve-

<65>Schmitz, bölüm 6.(5G)age, bölüm 7. İspanya ile ilgili olarak benim şu çalışmam: American Po-

ıver and the New Mandarins (Pantheon, 1969), bölüm 1, ilgili bölümlerayrıca eserde tekrar basılmıştır: James Peck, editör, The Chomsky Rea-der (Pantheon, 1987).

77

Page 78: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ren mutedillerin, mutedil bir temsilcisi olarak Hitler'in seçil-diğine işaret etmektedir. ABD'nin Berlin'de görevli bir diplo-matı 1933 senesinde yazdığı bir raporda Almanya'nın umu-dunun "Nazi partisinin daha mutedil kesiminin elinde oldu-ğunu, bu kesimin liderliğini de medenî ve makul bir kimseolan Hitler'in üstlendiğini ve vahşet çağrışımları yapan ke-simler üzerinde hâkim olabilme gücünün bulunduğunu" ifa-de etmektedir. 1937 senesinde ABD Dışişleri Bakanhğı'nmgörüşü, faşizmin, ABD'nin ekonomik çıkarları ile bağdaşabi-leceği doğrultusundaydı. Avrupa Masası tarafından hazırla-nan bir raporda faşizmin zengin ve orta sınıfların kendilerinikoruma hak ve içgüdüsünün tabiî bir sonucu olarak ortayaçıktığı, Rusya devriminde görüldüğü gibi yoksul sınıflarınsolda yer almalarının faşizmin doğumuna hız kazandırdığıileri sürüldü. Faşizmin başarısı için dua etmek gerekti. Aksitakdirde orta sınıfın da sola kayması ve işçi hareketlerininhız kazanması kaçınılmaz olacaktı. Avrupa faşizmi, ABD'ninçıkarlarına doğrudan doğruya saldırana kadar hoşgörü ilekarşılandı. Aynı değerlendirme Japon faşizmi için de geçerli-liğini sürdürdü/571

Mihver güçler İkinci Dünya Savaşı'nda birbirlerinin düş-manı oldularsa da birbirleri ile ilgili görüşlerinin, değerlen-dirmelerinin genel çerçevesi hiç değişmedi. Birleşik Devlet-ler, 1943 senesinde güney İtalya'yı kurtarırken, Churchill'in"Esas dikkate alınması gereken; kaosu, bolşevizmi veya iç sa-vaşı önlemektir. Kral ve onun etrafında birleşmiş vatanse-verler ile şaha kalkmış bolşevizm arasında herhangi bir en-gel yoktur" cümleleriyle dile getirdiği tavsiyesini dikkate al-mıştır. Birleşik Devletler Kral'a destek oldu. Faşist rejimler-le işbirliği yaptı. Aşırı sağ uçta bulunan bir diktatör olan sa-

<57>Schmitz, Epilogue, projenin bir tekrarı için: Turning the Tide, bölüm 4,kısım 4. 4. ve zikredilen kaynaklar. Özellikle de Gabriel ve Joyce Kol-ko'nun çalışmaları.

78

Page 79: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

vaş kahramanı Mareşal Badoglio ile birlikte hareket edildi.Fransız faşist Amiral Darlan 1942'de Kuzey Afrika'da Nazikontrolünden kurtarılan ilk bölgenin başına getirildi. HenryStimson ve dışişleri işbirliği yaptılar, faşist lider Dino Gran-di'yi iş başına getirmeye çalıştılar. Mussolini döneminde üstdüzeyde görev yapmış bulunan Grandi'yi komünistlerin aşı-rılıkları sebebiyle faşizme yöneldiğini iddia ettikleri siyahgömleklerin "mutedil" bir üyesi olarak kabul ettirmeye gay-ret ettiler. Tarihin yeni baştan yazılması türünden olan ben-zeri teşebbüslere sağ kanatta ve neo-nazi çevrelerde de ras-lamak olasıdır. Tüm dünyada olduğu gibi İtalya'da da faşist-ler ve şerikli müttefik kurtarıcıların desteğiyle iş başına geti-rildiler. Genel amaç anti-faşist direnişi yok etmek, dayandığıgüçlerin altını oymak ve geleneksel düzeni yeniden tesis et-mek ve ABD'nin hâkim olduğu bir ortam oluşturabilmekti.'58'

Schmitz şu değerlendirmeyi yapmaktadır: Mussolini ta-rafından yönetilen mutediller ile kontrolü altında tutmak is-tediği "aşırı uçtakiler" arasındaki fark, faşizm üzerinde kafapatlatan dışişleri bakanlığının üzerinde en fazla durduğunokta durumuna geldi ve iki savaş arası yıllarda Mussoli-ni'nin sürekli olarak desteklenmesi için ideolojik zemininoluşmasına katkıda bulundu. Mussolini üzerine inşa olun-muş bulunan model Hitler'e de aynen uygulandı. Hitler'deKremlin'e karşı mücadele veren mutedil bir lider olarak de-ğerlendirilip Washigton'un dış politikasını hazırlayan beyin-ler tarafından nerede komünizm tehlikesine engel çıkartmakgerekiyorsa orada aynen kullanıldı.'59'

ABD'nin geleneksel müdahale alanı konumunda bulunanLatin Amerika'da sözünü ettiğimiz modelin uygulamalarıkendini daha bir belirgin tarzda ortaya koyar. Birinci Dünya

<58>Schmitz, s. 133, 140, 174 ve bölüm 9. Japonya ile ilgili olarak benim şuçalışmama bkz. American Poıver and the Neıv Mandarins, bölüm 2.

«"»Schmitz, s. 60-61.

79

Page 80: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Savaşı'ndan sonra işgal gerekçesi değişmiş, yeni bir form ka-zanmış, yeni bir analitik çerçeveye oturtulmuştur. O zamanakadar ABD, Latin Amerika ülkelerinden gözünü kestirdiğinemüdahale etmek için Avrupalı düşmanlarından, özellikle deİngiltere, Fransa veya Almanya'dan gelen güvenliğine yöne-lik tehditleri bahane ederdi. ABD'nin zamanla gücünün dahaartması, Latin Amerika ülkelerinin ise göreceli olarak dahagüçsüzleşmesi sonucu bu bölgenin ABD'nin güvenliğine yöne-lik bir tehdit oluşturduğu hikayesine inanan kalmayınca bukez de bolşevizm tehlikesi ilaç niyetine kullanılır oldu. Mek-sika devrimi ve ekonomik nasyonalizme yönelmiş adımlarıWashington'da gözlerin açılması, kulakların dikilmesi sonu-cunu doğurdu. Meksika anayasasının yirmi yedinci maddesiözellikle doğal kaynakların işlenip geliştirilmesinde devletegörev veriyordu ve ekonominin yönetilmesinde devleti özelsektörün önüne koyuyordu. Özel mülkiyetin gerektiğinde ka-mu yararı için devletleştirilmesine olanak tanımaktaydı. Hiçgecikmeden Meksika anayasası ile bolşevizm arasında para-lellikler kuruldu. Amerikalı yatırımcılar için Meksika'dakigelişmelerin bir tehdit oluşturduğu, benzeri tehditlerin baş-ka ülkelerde ve bizzat ABD topraklarında ortaya çıkması içinzemin hazırladığı ileri sürüldü. Domino etkisinden sıkça sözedilir oldu. ABD'nin Meksika Büyükelçisi Henry Fletcher1918 senesinde Washington'u uyarıp Meksika'nın amacınınMonroe Doktrini'ni hortlatmak, dolayısıyla Birleşik Devlet-lerin kıta üzerindeki hâkimiyetini azaltmak olduğunu söyle-di. Daha önce sözünü ettiğimiz gibi Fletcher kısa bir süresonra İtalya'ya atandı, Mussolini faşizminin sözcüsü kesildi.Faşizmin, bolşevizmin önünde bir engel olduğu görüşünü sa-vundu. Fletcher, 1919 senesinde Başkan Wilson'a yazdığı birmektupta Meksika'yı haram kılacağını söyledi.'60'

(«>)Krenn, s.40,51.

80

Page 81: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

Birkaç sene sonra Dışişleri Bakanı Frank Kellogg, Meksi-ka'nın ekonomik nasyonalizm programlarının Meksika'yıdünya kamuoyu önünde suçlu durumuna düşürdüğünü veABD'nin çıkarlarını ciddi olarak tehdit ettiğini ilan etti. Ogünden itibaren Meksika'ya düşman gözüyle bakıldı. Bu ül-keden geleceği ileri sürülen tehditler bolşevizmden gelecekolan tehditlere denk olarak telakki edildi.(61)

Fletcher'in Wilson'a yaptığı bu uyarıyı takiben WaltWhitman ve diğerleri tarafından Meksika'ya layık görülmüşolan "zavallı, yetersiz Meksika" ve benzeri sıfatlar sıkça te-laffuz edilir oldu. Meksikalıların tek başlarına ayakta kalma-yı beceremiyecekleri, yabancı yatırımcılar olmadan endüstri-lerini geliştiremiyecekleri, yeterli eğitim ve donanımdan yok-sun bulundukları iddia edildi. Aradan birkaç yıl geçti. Büyü-kelçi James Sheffield, "Medeni ve düzenli Avrupa hükümet-leri ile Latin Amerika'nın az gelişmiş, beyni ABD'ye yöneliknefretle yisinden dumura uğramış Latin Amerika hükümet-lerini aynı kefeye koymanın, her ikisine de aynı tarzda dav-ranmanın ne denli yararsız olduğundan" dem vurmaktaydı.Sheffield'e göre Meksikalılar beyaz ırktan değildir, kızılderilikökenlidirler. İnsanlara nefretle bakarlar. Hükümetlerindede pek az beyaz vardır. Diğer yetkili ağızlar da koroya katıl-dılar. Meksikalıların zihinsel yetersizliklerinden, tıpkı İtal-yanlar gibi kendilerini yönetmekten aciz olduklarından, hü-kümeti kim eline geçirirse onun kölesi olduklarından sözeder oldular. Bu çamur atma işinden Venezuela da nasibinialdı. Ne aptallıkları, ne siyasî açıdan yeterince gelişmemişoldukları ve ne de kalitesiz bir ırka mensup oldukları kaldı.Diğer Latin Amerika ulusları da aynı kefeye konulmaktaydı.Saygın bir devlet adamı olarak barışa yaptığı katkılardan do-

<6ı)age, s. 44. Ayrıca: Walter LaFaber, Inevitable Revolutions (Notran,1983).

81

Page 82: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

layı Nobel Ödülü'ne layık görülmüş olan Elihu Root, 1927 se-nesinde ABD'nin Latin Amerika ülkelerinin bağımsızlığınıhangi esaslara istinaden tanıdığı sorusunu gündeme getirdi.Root'a göre, çocuk gibiydiler ve bağımsız bir ülke olmanın ge-reklerini yerine getirebilecek durumda değildiler. Meksi-ka'nın demokrasisini pekiştirmek için attığı adımlar, zencile-re oy verme hakkının tanınması, Root'a göre, büyük hatalaridi. Meksika'nın hemen İçsavaş takiben attığı bu adımlarınçok vahim souçlarının olacağı Root tarafından acı bir dille id-dia edilmekteydi. Aradan nice yıllar geçecek ve bu iddialarbu kez de Dean Acheson tarafından ve Güney Afrikalı Beyazırkçılar için tekrarlanacaktır. Root, "bir diktatörün yönetimialtında barışa ve zenginliğe ulaşmanın keyfîni süren İtal-ya'yı Meksika'ya örnek olarak göstermekteydi." Venezuela'dagörevli Amerikalı bir diplomat "Latin Amerika'nın az geliş-miş insanları için pederşahi bir hükümet tarzının pek müna-sip olacağı" görüşünü savunmaktaydı. Formel demokrasininbu ülkelerin işine yaramayacağı görüşündeydi. Venezuelalıdiktatör Juan Vicente Gomez'den övgüyle söz ediyor, bu za-tın Meksika örneğinden de ders alarak cömert bir diktatörlü-ğün, anarşik bir demokrasiye tercih edilmesinin gerektiğinisöylüyordu/62'

Bazılarına göre bu bölgelerin ilk halklarının durumu da-ha umutsuzdu. Banker Thomas Lamont'a göre "akılsız der-sen bunlardı, cahil dersen bunlardı, güvenilemez dersen bun-lardı." Bunlarla uğraşmak sabır işi idi, zaman işi idi. Benzerduygular ve düşünceler daha ileri yıllarda da dile getirilmiş-tir. Dışişileri Bakanı John Foster Dulles, Başkan Eisenho-war'a şu tavsiyede bulunuyordu: "Eğer sırtlarını sıvazlar,kendilerini pek sevdiğin izlenimini uyandırabilirsen LatinAmerika ülkelerine planlarını kabul ettirebilir, şirketlerimi-

(62)Krenn, U. S.Policy, s. 58, 106-7. Acheson, 52-53.

82

Page 83: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

zin bu ülkelerden bolca çıkar sağlamasını mümkün kılabilir-sin." Aynı çizgiyi takip eden ABD'nin Kosta Rika BüyükelçisiRobert Woodward, Washington'dan şu ricada bulunmaktay-dı: "United Fruit Company işçilerine karşı daha yumuşakdavransın, onlara daha yakın ilgi göstersin. Bunun pekolumlu psikolojik etkileri olacak, yerli halkla olan problemle-ri asgariye inecektir."*63'

Üzerinde çalışacağı insan malzemesi ellerine emanetedilmiş cömert fakat bencil bir profesörün dürüstlüğü öne-ren-doğru yola yöneten çabalarının bir araç olarak kullan-mak suretiyle dünyanın insanlığa susamış öğrencilerine öz-gürlük dağıtma çabalarını takdir etmek, herhangi bir kimseiçin zor bir iş değildir.

Bolşevik tehdidin dünya genelinde kapitalist düzenin ha-yatiyeti için oluşturduğu tehlike bağlamında yorumlanıp de-ğerlendirilen sosyal değişiklik ve ekonomik nasyonalizmbelâlarını defedebilmek için Birleşik Devletler, yönünü, dik-tatörlere ve tiranlara çevirdi. Bunda, bu yolda bazı faşist mo-dellerin elde ettiği başarının rolü oldu. Venezuela çarpıcı birörnek oluşturmaktaydı. Ülke yönetimini eline geçirmiş bulunan despot General Gomez ile Washington'un arası gayet iyiidi. İnsan haklan için verilen savaşta Gomez Almanya'nınyanında yer alınca araya kara kedi girdi. Başkan Wilson, Go-mez'in yolsuzluklarına, despot yönetimine daha fazla taham-mül gösteremeyeceklerini söyledi. Diğer Latin Amerika ülke-lerinde var olan ve ABD'nin çıkarlarına ters düşen ekonomiknasyonalizm ve radikalizm tehlikelerinin ülkesinde boy at-masına fırsat vermeyen Gomez tekrar Washington'un gözünegirmeyi başardı. Dün ABD'nin tenkit ettiği yolda ve hiç tepkialmadan seyrine devam etti. Yabancı sömürüye ülkesini aç-

(63)Kremi, s. 62. Stephen G. Rabbe tarafından zikredilmiştir. Eisenhouıer veLatin America, University of North Carolina, 1988, s. 33. Woodward, Ne-cessary Illusions, Ek V, kısım 1.

83

Page 84: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ması, her türlü kusurunun hoşgörüyle karşılanması için ye-terli olmaktaydı. Bağımsız milliyetçiliğin karşısına ırkçı nef-retin ve husumetin dozu iyi ayarlanmış bir karışımını çıkar-ma hususunda gösterdiği başarısı nedeniyle "mutedil" olarakvasıflandırıldı. Ülkeyi "imtiyazlı sınıf ile yoksul kesim ara-sındaki iç savaştan koruduğu" ve "komünizmden ve ekstremradikalizmin her türlü formundan uzak tuttuğu" için alkış-landı. Dışişleri Bakanlığı'nın 1929'da yayınlanan bir rapo-runda "Venezuela halkının kendi siyasî ve iktisadî çıkarlarıile ilgili kararları sağlıklı bir tarzda verebilecekleri güne ka-dar demokrasiden uzak tutulmasında, bir diktatörün koru-yucu ve kollayıcı kanatları arasında gelişmesinde yarar oldu-ğuna" işaret edilmektedir.<64)

Örneklerin de gösterdiği gibi ekonomik nasyonalizmABD'nin öfkelenmesine sebep olmaktadır. Nerede mümkünolursa hemen orada bolşevizmin Batı medeniyetini yıkma ni-yetinde olduğu iddiası ortaya atılmaktadır. Bolşevizmin kat-linin zorunlu olduğu ileri sürülmektedir. Bu, neredeyse tari-hin bir hükmü olarak takdir edilmektedir.

İşin özü John F. Kennedy'nin ifadesiyle şu noktada dü-ğümlenmektedir: "Biz dört başı mamur demokratik rejimlerigayrısına tercih ederiz. Ancak Trujillo ile Castro arasında birseçim yapma durumunda kalırsak Trujillo'yu tercih ederiz."Burada şu üç noktaya açıklık getirmemiz gerekecektir:(X)"Castro kavramı çok geniş kapsamlı bir kavramdır. "Ül-kesinde tebası ile birlikte huzur içinde yaşayan, Churchill'intavsiyeleri doğrultusunda hüküm süren ve beşerî ve maddîkaynakların keyfini çıkaran varlıklı kimseler"e yönelik prob-lemler üreten her birey bir Castro'dur; (2/Trujillo ise ne ka-dar vahşi olursa olsun işlevlerinde kusur etmediği müddetçebir "mutedil" olarak vasıflandırılacaktır; OJTrujillo kendisi-

(M)Krenn, bölüm 6.

84

Page 85: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

ne biçilen görevin dışına çıkar, bize zarar vermeye, ayağımı-za basmaya kalkışırsa hemen kendisinden "mutedil" sıfatıalınacak, "canavar" sıfatı ile etiketlenecek ve zararsız hâlegetirmek için gereği yapılacaktır. Günümüze kadar bu hika-ye defalarca kaleme alınmış, defalarca sahnelenmiştir. Sad-dam Hüseyin, bu dizinin en son örneğini oluşturmaktadır.

ABD'nin küresel bir güç olmadığı günlerde kullandığı mü-dahale bahaneleri Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra değişikli-ğe uğramıştır. Bolşevik tehdidinin kalkmasından sonraki yıl-larda da bahane yaratıp gereğini yerine getirme senaryoları-nın gündemde kalması için hür türlü ortam var olmaya de-vam edecektir.

5. Politikanın Temelleri

ABD'nin Soğuk Savaş yıllarında uyguladığı politikanın anaçizgilerini tespit edebilmek için ülke içinde yapılan planlamaçalışmalarına bir göz atmak yeterli olacaktır.<65) O güne ka-dar tarihin şahit olmadığı bir ekonomik ve askeri gücün mü-messili olan ABD o güne kadar tarihin şahit olmadığı bir kü-resel güç olmanın hazırlıklarına girmişti. Gerek devleti yöne-tenler, gerek büyük şirketlerin sahipleri Washington'un elinegeçmiş bulunan bu imkânı değerlendirip kendi çıkarlarınahizmet edecek bir dünya düzeni kurmanın arayışına girdiler.

Savaş boyunca ABDli planlamacılar "Büyük Alan" kavra-mını geliştirdiler. "Büyük Alan"dan kasıt, ABD'nin çıkarları-na zarar gelmeden işlerin yürütülmesini mümkün kılacakbir bölgenin belirlenmesi ve kontrolünün ele geçirilmesi idi.Başlangıçta Büyük Alan'ın Almanya'nın nüfuz alanı dışındakalan Uzak Doğu, eski Britanya İmparatorluğu'nun boşalttı-

(65)Ayrıntılar ve diğer referanslar için Giriş bölümünde sözü edilen kaynak-lara bkz. Ayrıca: Gabriel Kolko, Confronting tlıe Third World.

85

Page 86: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ğı bölgeler olarak belirlenen sınırları, zaman içerisinde deği-şikliklere uğradı. Batı yarımküre ile işbirliği öngörülmekte,Latin Amerika ve Pasifik doğal nüfuz alanları olarak değer-lendirilmekteydi. Abe Fortas bu gelişmelerin gerekçesini şucümlelerle özetlemekteydi: "Yapmak istediklerimiz, dünya-nın güvenliğini sağlama sorumluluğumuzun doğal neticeleri-dir. Bizim için iyi olan dünya için de iyidir." Gelişmeler İngi-lizler'in hoşuna gitmiyordu. "Amerikan'm çıkarlarını herşe-yin önünde gören, iyiliksever amca havalarında işini yürütenve İngiltere'ye dirsek çıkıp sofradan uzaklaştıran ekonomikemperyalizm" Londra tarafından şiddetle kınandı. Alman-ya'nın da saf dışı bırakılabileceğinin anlaşılmasından sonraBüyük Alan'ın sınırları tekrar gözden geçirilip genişletildi.Bu planlar büyük bir başarı ile hedeflenen bölgelere uygu-landı.

Sovyetler Birliği'nin Kızıl Ordu tarafından İkinci DünyaSavaşı'nda işgal edilen topraklar üzerinde kontrolü elindebulundurmasını güvercinler uygun bulmaktaydı. Şahinlerinise gözleri yükseklerdeydi. Beklentileri NSC 68'in stratejisin-de ifadesini bulmaktadır. Washington'un Kremlin politikasıbu iki uç arasında gidip gelmiştir.

Bir yandan çok geniş ve Washington'dan pek uzak top-rakların kontrolü ile, öbür yandan da halkın askerî müdaha-leleri ve silahlanma için harcanan paraları hoşgörüyle karşı-lamasını mümkün kılacak dişe dokunur, hatırı sayılır birdüşmanın her an hizmete hazır vaziyette bulundurulabilme-si meselesi ile uğraşılmıştır.

Büyük Alan'ın belirli bir yapısının olması gerekiyordu.Geleneksel yapı restore edilecek, sanayileşmiş topluluklar buyoldan yeniden biçimlendirilecekti. Tüm gelişmeler ABD'ninkolları ve denetimi altında gerçekleşecekti. Tabiî liderleriolan Almanya ve Japonya'nın etrafında organize olacaklardı.Askerî işgal altında demokratikleşme yolunda atılan ilk

86

Page 87: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

adımlar, Washington'da ve iş çevrelerinde olumlu izlenimlerbıraktı. 1940'h yılların sonlarında işçi hareketleri iyice du-mura uğratılmış, geleneksel ticaret kesiminin hükümranlığı-nın pekiştirilmesi yolunda önemli mesafeler katedilmişti.Her ülkenin sermaye sınıfı ile Amerikan sermayesi arasındabağlar kuruldu. Dün İngiltere'nin ABD'ne yaptığını bugünABD İngiltere'ye yapmaktaydı.(66)

Avrupa ekonomik topluluğunu oluşturma yolunda atıla-cak adımların ekonomik performansı artıracağı, sosyal sınıf-ları iş âleminin şemsiyesi altında toplayacağı ve Amerikansermayesi için yeni pazarlar ve yeni yatırım sahaları açacağıumulmaktaydı. ABD'nin küresel hakimiyeti altında Japon-ya'nın yöresel lider rolünü oynaması uygun görülmekteydi.Japonya'nın ABD'ne rakip olabileceği endişesi akıllardan bilegeçmiyordu. 196O'lı yılların sonunda bile Kennedy yönetimiJapon ekonomisini ayakta tutabilmenin yollarını aramaktay-dı. Nihayet Vietnam savaşı çıktı. Kore Savaşı gibi bu savaştaABD'ne çok pahalıya mal oldu. Üstelik Japonya'nın da pekyararına oldu doğrusu.

Bugün gerçek olmuş dünün beklentileri ile ilgili bazı il-ginç yanılgılardan örnekler verelim. Daha sonra Foreign Po-licy dergisinde editör olarak görev yapacak olan Alan Tonel-son, ABD'nin Batı Avrupa'da ve Japonya'da endüstri merkez-leri oluşturarak bu bölgeleri kalkındırmak ve bu endüstrilerikendi endüstrisi ile aşık atar duruma getirebilmek için har-cadığı çabaların boşuna olduğunu ileri sürmekteydi. Böylesibir beklenti, böylesi bir umut gerçekçi olamazdı. Orduda veiş âleminde üst düzeyde görev almış, Almanya'nın ve Japon-ya'nın ekonomilerine ticaret erbabının kontrolü altında ol-mak kaydıyla canlılık kazandırma girişimlerinde aktif olarakrol almış biri olan William Draper, Japonya'nın ABD'nden

(66)Diğer bölümlere bkz.

87

Page 88: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

alacağı hammadde için gerekli olan dolarları temin edebile-cek kadar mal satabileceğinin çok şüpheli olduğu görüşünde-dir. ABD'nin beklentilerindeki yanılgılar ile James Reston vediğer ideologlar tarafından ısrarla dile getirilen "BirleşikDevletlerin savaşa 'özgürlükleri savunmak için katıldığı' id-diası" arasında bir müsavilik bulunduğunu da bu noktadabelirtiverelim.<67)

1947 senesine gelindiğinde Avrupa'nın gelişmesinin bek-lenilen hızda olmadığı ve hedeflere zamanda varılabilmesiiçin ABD'nin yardımının gerekli olduğu anlaşıldı. İlk ciddidestek Marshall Planı ile verildi. Bu programla ilgili çalışma-ları ile tanınan Michael Hogan, planın ana hatlarını şu baş-lıklar altında özetlemektedir: Birleşik Devletler'dekine para-lel bir Avrupa ekonomik federasyonunun kurulması; ekono-mik, politik ve sosyal kaosun önünün alınması için başlangıç-ta her sene 2 milyar dolar tutarında bir yardımın yapılması;Sovyetler Birliği'nden ve yerel komünist partilerden gelecekzararların önlenmesi, bir başka deyişle komünizmin muhasa-ra altında tutulması; ABD'nin Avrupa'ya ihraç imkânlarının

<67>Toııelson, NYT, Nisan 13, 1986. Turning the Tide'da benim ABD'nin dış-politikasında bu söz konusu iddialı çabalar nedeniyle yaptığım değerlen-dirmelerde "teorik bir problem"in olduğuna işaret etmektedir. Aynı isti-kametteki bir başka hatalı değerlendirme için ekonomi tarihçisi CharlesKinderberger'in şu yorumunu verebiliriz: ABD'nin dış politikasının kendiçıkarından gayrisini düşünmediği iddiasını çürüten bir örnek olarak Ja-ponya ortada durmaktadır. Japonya ABD'nin bir kuklası değildir. Aynımantık, Çin ve Romanya'nın, Sovyetler'in dış politikasının sömürü esası-na dayanmadığı iddiasının örnekleri olarak ortada durduğunu ileri süre-bilir. Bu^savlar ancak ABD ve Sovyetler'in herşeye muktedir olduklarıvarsayımı altında geçerlidir. Gerçekte her ikisi de kendi çıkarları doğrul-tusunda hareket etmektedirler, fakat potansiyelleri arzularını sınırlan-dırmaktadır. Kindelberger, Public Policy, Yaz 1971. Ayrıca benim şu ça-lışmama bkz: For Reasons fo State (Pantheon, 1973), s. 45-6. Draper,Michael Schaller tarafından zikredilmiştir, American Occupatiotı ofJa-pan (Oxford University Press, 1985), s. 127.

Page 89: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

artırılması, Avrupa ekonomisinin canlandırılması, gerek Kı-ta'da ve gerekse Birleşik Devletler'de bireysel girişimciliğinve özel sektörün varlığını sürdürebilmesi için de gerekli gö-rülmekteydi. Alternatiflerinin sosyalist girişimcilik ve devletkontrolü altındaki bir ekonomi olduğu görüşü ileri sürülüyorve bunun gerçekleşmesinden de dehşetle korkuluyordu. Kı-ta'da özel sektörün darbe yemesinin yansımalarındanABD'nin kurtulamayacağı kanısı hâkimdi. Ne var ki Avru-pa'da yeterince dolar yoktu ve ithalat yapamıyordu. Bu duru-mun ise ABD'nin yerel ekonomisi üzerinde pek tatsız yansı-maları olmaktaydı/68'

Avrupa'nın Japonya'nın ekonomilerinin tekrar ayaklarıüzerinde durabilir hale getirilmesinin ABD'nin ekonomisi içinson derece önemli olduğu yolundaki inanç, Birinci Dünya Sa-vaşı sonrası yıllarda Harding yönetimi için pusula göreviyapmıştır. Ticaret Bakanı Herbert Hoover Dışişleri BakanıCharles Evans Hughes ve daha nice yetkili ABD'nin ihraçürünlerine pazar bulabilmek için Avrupa'nın ekonomisininsağlığına kavuşmasını olmazsa olmaz bir koşul olarak görüpdeğerlendirmişlerdir. 1921 senesinde Hughes, "Birleşik Dev-letler'in zenginliği büyük ölçüde Avrupa'da yapılacak ekono-mik yatırımlara bağlıdır" inancını dile getirmiş, bizzat Baş-kan ancak bu yoldan bolşevizmi alt edebileceklerini telaffuzetmiştir.<69)

Diplomasi tarihi uzmanı Melvyn Leffler'e göre "gerekstratejik ve gerekse jeopolitik bakış açılarında Marshall Pla-nı'nın etkileri Avrupa'nın ötelerine uzanmıştır. Marshall Pla-nı'nın gündeme gelmesinde birinci derecede etkili olan Avru-pa'nın dolar açlığı kısa sürede giderilmiş, Avrupa-ABD-kolo-

(«8)Hogan, The Marshall Plan (Cambridge University Press, 1987), s. 42-3,45. William Clayton tarafından verilen Mayıs 1947 memorandumu zikre-dilmektedir.

<69>Schmitz, United States artd Fascist Italy, s. 37.

89

Page 90: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

niler üzerinde kurulan ticaret üçgeni, hedefe hızla yaklaşıl-masını kolaylaştırmıştır.

Avrupa'nın ve Japonya'nın Üçüncü Dünya ülkelerinin pa-zarlarına girmesi ve bu ülkelerden hammadde ithal etmesigenel stratejik planın önemli bileşenlerinden biri idi veMarshall Planı'nın genel amaçlarının, yani "ABD'ne ekono-mik çıkar sağlanmasının; Avrupa'da güç dengelerininABD'nin çıkarları doğrultusunda yeniden biçimlendirilmesi-nin; Amerika'nın güvenliğinin artırılmasının, bir başka de-yişle hammadde kaynaklarının, endüstriyel üstyapının, ye-tişmiş insan gücünün ve askerî üslerin kontrolünün Was-hington'un elleri arasında bulunmasının" temini için zaruriidi.

Leffler, "Marshall Planı'nın stratejik boyutlarının dev-rimci milliyetçiliğin ve yerel komünist faaliyetlerin Avru-pa'nın dışına sürülmesini" öngördüğünü ifade etmektedir.Anti-faşist direniş hareketlerinin ve sıkça birlikte görüldüğükomünist elemanların sahip olduğu prestij ve Avrupalı işadamlarının faşizm ile olan yakınlığı, bu problemin çözümü-nü güçleştirmekteydi. Her ülke halkının kendi kaderini ken-dinin tayin etme hakkına sahip olduğu yolundaki söylevlerkelimenin tam anlamıyla sözde kaldı. ABD, sömürgelerinmevcut rollerini sürdürmelerini kendi çıkarlarına daha uy-gun görmekteydi. Aynı değerlendirme demokrasi için de ge-çerli idi.

Komünistlerin, radikal demokratların, işçilerin ve benze-ri tatsız faktörlerin ülke yönetiminde aktif olarak söz sahibiolması kesinlikle arzu edilmiyordu. Marshall Planı'ndan ya-rarlanan ülkelere demokratik tercihleri empoze edildi.1948?de İtalya'ya neyi yapabileceği, neyi yapmayacağı dikteettirildi: sosyal amaçlı yatırımlar kısılacak, işçi ücretleri dü-şük tutulacak, enflasyon kontrol altında bulundurulacak,sermaye teşvik edilecek, gerekli paranın bir kısmı işçinin ce-

90

Page 91: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

binden temin edilecekti."'70' Soğuk Savaş döneminin ilk yılla-rında itibaren Birleşik Devletler aksini sıkça telaffuz etmek-le beraber self-determinasyon ve demokrasiye karşı tavırkoydu. Bu davranışının pek derinlere giden kökleri vardı.Verdiği sözler, yaptığı vaatler hep lafta kaldı. İnsanî boyutla-rı pek cüce olan ama yaptığı işte pek mahir bulunan planla-macılar, bu gerçekleri itiraf etmekten çekiniyor da değildiler.Bunlardan biri olan Dean Acheson şunları söylemekteydi:

"Eğer Formoza'da başarılı olmayı istiyorsak adayı kıtadanayırmak niyetimizi saklı tutmalıyız. Eğer askerî müdahaledebulunmak durumundaysak bunu Birleşmiş Milletler kılıfı al-tında yapmalıyız. Formoza halkının şelf—determinasyon is-teklerini hararetle desteliyor gözükmeliyiz. Aksi işimize geli-yorsa ve biz işimize geleni yapmaya kararlı isekde gene deböyle davranmalıyız. Dürüst olmak gibi, samimi olmak gibibir mecburiyetimiz yoktur."<71)

William Borden'ın bir tespitine göre ABD'nin yardım adıaltında verdiği dolarlar sonuçta dönüp dolaşıp anayurdunadönmektedir. Dolar yardımı aldığını sanan Avrupalılar ge-reksinimlerini kendi paralan ile karşılamaktadırlar. Avru-pa'nın dolar talebini karşılamak amacıyla yapılan yardımla-rın yetersizliği ve yardım miktarını artırma hususundaKongre'nin gösterdiği isteksizlik Dışişleri Bakanı Acheson veyardımcısı Paul Nitze'i dünya ekonomisini "uluslararası Key-nesyen uyarı" yöntemleri yerine "uluslararası askerî Keynes-

<70>Leffler, "The United States and the Strategic Dimensions ofthe MarshallPlan," Diplomatic History, Yaz 1988. McCormick, Every Sistem Needs aCenter Sometimes, Lloyd Gardner'de. Redifining the Past: Essays in Dip-lomatic History in Honor of WiUiam Appleman Williams, Oregon State,1986. Bu meselelere daha ilerde tekrar döneceğiz.

CDBruce Cumings tarafından zikredilmiştir. "Potuer and Plenty in NorteastAsia," World Policy Journal, Kış 1987-88.

91

Page 92: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

yen uyan" yöntemleri ile canlandırmaya teşvik etmiştir. Buyöntemlerden ikincisinin ardında ise NSC 68'in felsefesi yat-maktadır. Gerek Amerikalı ve gerekse Avrupalı iş adamlarıekonomilerinin Washington'un sürekli olarak yapacağı aske-rî yatırımlar Avrupa'da endüstri mallarının üretimini ve sö-mürgelerden yapılan hammadde ithalatını artırarak Avru-pa'nın dolar talebini azalttı. Marshall Planı çerçevesinde İn-giltere'ye yapılan yardımlar 1950 senesinde askıya alındı. Buoluşumun uzun vadedeki etkilerinin ise pek karışık olduğu-nu ileri sürenler vardır. Bunlardan biri de Hogan'dır.<72)

ABD'nin özellikle de Kore Savaşı esnasında yaptığı askerîharcamalar Japonya'nın sanayisinin belini düzeltmesindeyardımcı oldu. Vietnam Savaşı'ndan ise Güney Kore ekono-misini düzeltme işinde yararlandı.

Büyük Alan projesinde Üçüncü Dünya ülkelerinin üzeri-ne düşen görev, endüstri toplumlarının gereksinimlerini kar-şılamaktı. Diğer Üçüncü Dünya ülkelerinde olduğu gibi La-tin Amerika'da da ABD'ni birinci derecede ilgilendiren mese-le, George Kennan'm ifadesi ile, "kaynaklarımızın korunma-sı" idi. Çıkarlarımıza ters düşen faktörler yerel kaynaklı ola-caktır.

Bu nedenle "kesin çözüm pek tatsız olabilir. Yerel hükü-met eliyle yürütülecek olan polis baskısı sonuç alabilmemiziçin zaruri olabilir. Hükümetlerin alacağı tedbirlerin sertliği,sonuç lehimize olduğu sürece bizi ilgilendirmez. Yumuşakdavranan, komünist sızmalara açık bulunan demokratikhükümetlerden anti-demokratik hükümetler bizim için dahaiyidir. Bu acı gerçeklerden haberdar olup tavrımızı ona göreayarlamamızda yararlar vardır."<78> Washington'a göre işçi li-derleri, köylüleri organize eden kimseler, yoksullara yardım-

<7z>Borden, The Pacific ALliance (Wisconsin, 1984), s. 27, 12, 245. Hogan, s.337, 393.

(73)Referans için: LaFeber, Kolko, Turning the Tide.

92

Page 93: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

cı olan papazlar, uzun lafın kısası, öncelikleri ABD'nin önce-likleri ile çakışmayan herkes komünisttir.

Doğru öncelikler Çok Gizli planlama dokümanlarındazikredilmiştir/7* ABD'nin çıkarlarına yönelik tehditler birin-ci derecede "milliyetçi rejimler"den kaynaklanmaktadır. Butür rejimler "fukara halk kitlelerinin durumunun hızla dü-zeltilmesi" ve "ekonominin çeşitlilendirilmesi" yolunda ka-muoyundan gelen yoğun baskıların altındadırlar. Böylesi bireğilim ise yalnızca bizim "kaynaklarımızı koruma arzu-muzla çelişmekle kalmaz; özel girişimciler için olumlu birhava yaratma, kazançlarının makul bir kısmını ülkelerintransfer etmelerini garanti etme irademize de ters düşer.Kennedy yönetimi ABD'nin Latin Amerika'daki çıkarlarınınbir kısmının askerî (Panama Kanalı, stratejik hammaddeler,v.s.), bir kısmının ise iktisadî olduğunu, bölgedeki ABD'li işa-damlarının yatırımlarının tutarının 9 milyar doları geçtiğinive ticarî ilişkilerin pek canlı bulunduğunu vurgulamıştır.Amerika'nın yatırımlarını ve ticaretini milliyetçi yönetimlertehdit etmektedir. Bağımsız bir yol izlemeyi amaçlayan yöne-timler problem oluşturmaktadır. Tercih, ihracata yönelik ta-rım ürünlerine yapılan yatırımları artırmak, bu yoldan güb-re, ilaç, tohum temininde görev alan ABD'li firmalara kazançtemin etmektir. Bir sonraki aşamada ise montaj sanayiiniyeşertmektir.

Yayın organları da milliyetçilikten gelecek olan tehlike-den haberdardır. İran'da muhafazakâr milliyetçi parlemen-ter rejimin CIA tarafından desteklenen başarılı bir darbe so-nucu yıkılıp Musaddık'ın iş başından uzaklaştırılmasındansonra Şah dönemi tekrar başlatıldı, daha önce İngiltere'ye ait

<74>Ora Poıver and Ideology, s. 19-23'e bkz. NSC 5432'den alınmış bazı netörnekler bulacaksınız. "U. S. Policy Touıard Latin America," Ağustos 18,1954. Guatemala demokrasisinin başarıyla yıkılışından hemen sonra. Buprensipler başka yerlerde de harfi harfine tekrarlanmıştır.

93

Page 94: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

bulunan İran'ın petrol gelirlerinin %401ık kesimi ABD'nedevredildi. New York Times, gelişmeleri "iyi haber doğrusu"başlığı ile değerlendirdi. Bu ders, İran'a pek pahalıya mal ol-du. Buna rağmen aklı r ı başına toplamış olması durumundagene de kârlı çıkmasının olası olabileceği iddia edildi. İran'ınve benzeri konumda olan geri kalmış ülkelerin bu gelişmeler-den almaları gereken ilk ders basın tarafından şu cümlelerleifade edildi:

"Doğal kaynakları zengin geri kalmış ülkeler, fanatik milli-yetçiliğin gereklerini yerine getirmeye, zengin Batı'ya kafatutmaya kalkışırlarsa ödeyecekleri bedelin ne denli büyükolabileceğini îran örneğine bakarak kestirebilirler. İran'daolanların başka geri kalmış ülkelerde başka Musaddiklarınortaya çıkmasını engelleyeceğini umarız. Bu deneyim hiç de-ğilse, mutedil ve uzak görüşlü liderlerin konumunu güçlendi-recektir. Bu liderlerin bizim önceliklerimizi açıkça görüp ka-bul edeceklerini umuyoruz. "<75)

Hedef tahtasının tam onikisinde yer alan geri kalmış ül-keler için zengin Batı'nın tezgâhında dokuduğu planlar, buülke halkları tarafından hoş karşılanmaktadır, incitici bu-lunmaktadır. Ne var ki zengin Batı bu tür duygulan dikkatealma nezaketini göstermemektedir. ABD, yardım programlarıaltında yerel halka karşı kullanmak üzere yerel polis örgüt-lerini güçlendirmektedir. Gerekçesini dışişleri bakanlığı şöy-le açıklamaktadır: "Polis, halk arasındaki hoşnutsuzluklarıntespitinde, hükümetlerin iradelerini çoğunluğa kabul ettir-mesinde birinci derecede rol oynamaktadır." Etkili bir polisgücü arzu edilmeyen gelişmeleri büyümeden durdurup çok

<75>Editörler, NYT, Ağustos 6, 1954. İran olayı esnasında ve sonrasındamedyaya karşı alınan tavır ile ilgili olarak: Necessary Illusions, Ek V, kı-sım 3 ve zikredilen kaynaklar.

94

Page 95: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

daha ciddi tedbirlerin alınmasına gerek bırakmaz. Ne var kipolis tek başına yeterli olmamaktadır. Politize olmuş gruplariçerisinde en az Amerikan aleyhtarı olan Latin Amerika or-dularının ehlileştirip kontrolünün Washington'un elinde bu-lundurulmasının faydalarına ABD'nin üst düzey planlamacı-ları dikkati çekmektedirler. Kennedy'nin mutemed adamları,"Geri kalmış ülkelerde iktidarlar çıkarlarımıza ters düşünceyerel ordular 'vatan elden gidiyor' diye ayaklanmalı, iktidar-dakilerin icabına bakıp bize hizmette kusur etmeyecek olan-ları iş başına getirmelidirler" demektedir. Bu amaca ulaşa-bilmek için yerel ordular donatılmalı, komutanları vazifeleri-nin ne olduğunu bir iyice anlasınlar diye eğitilmelidir.

Ordunun misyonunu "küresel savunma"dan "dahili gü-venlik'^ çeviren Kennedy yönetimi ve halefleri milliyetçilik(veya dahili planlama ile ilgili vesikalarda geçtiği şekliyleaşm milliyetçilik) problemini neo-nazi modeli üzerine oturt-tukları Ulusal Güvenlik Devletleri'ni kurarak ve bunlaradestek vererek çözmüşlerdir. Sonuçları ise herkesin malûmu-dur. Latin Amerika'da insan hakları konusunda uzman LarsSchoultz, "Amaç, mevcut sosyo-ekonomik imtiyazların oluş-turduğu yapıya yönelik tehditleri, sayısal çoğunluğun siyasalkatılımının önüne geçerek kaldırmak" olduğunu söylemekte-dir/76' Bu rejimlere yönelik ABD desteği esas itibariyle1920'li yılların ve Avrupa faşizminin modelini izlemektedir.

Bunun, aynı dünya görüşü ve aynı politik ve sosyal ideal-ler tarafından motive edilen endüstriyel toplumlar için tasar-lanmış politikaların çok daha katı, çok daha acımasız bir ver-siyonu olduğuna dikkat ediniz. Üçüncü Dünya insanına sertdavranmanın, bu insanlara acımasızca yaklaşımın kabul gör-mesi, münasip bulunması; Latin Amerika hükümetlerini

<76> Schoultz, Human Rights and United Policy Toıvard Latin America (Prin-ceton, 1981), s. 7.

95

Page 96: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

kendi özgür iradeleriyle yapabileceklerine, yasal sistemleritarafından verilen hakların savunulmasına, ABD'nin dikteetme ve ideolojileri kontrol gücüne büyük ölçüde sekte vuranfikirlerin özgürce akışı olgusuna ABD basınının gösterdiği il-giden kaynaklanan güçlüklerin aşılmasını da kolaylaştırmış-tır.

Bölgenin yapısına özgü problemleri, CIA'nm Guatemelaile ilgili bir raporunda yana-yakıla dile getirdiği gibi "entel-lektüel kesimin yetersizliği ve yeteneksizliği" ve ABD meyvafirmalarının uzun bir zaman diliminde oluşturduğu olumsuzsiyasî ve ekonomik etkilerden, halkın seçtiği demokratik hü-kümeti devirip yerine gücünü askeriye ve oligarşiden alankanlı bir iktidarı ikame eden CIA'nın bölge halkı üzerindeoluşturduğu hoşnutsuzluktan kaynaklanan ve liberal grupla-rın "Emperyalist Yankee" temalarına karşı aşırı duyarlıkgöstermesi tarzında kendini ifade eden hoşnutsuzluklar,dertlerin üzerine tuz biber ekmektedirler. Polisin ve ordu-nun, Somoza sonrası Nikaragua'da ve Panama'da olduğu gibidoğrudan doğruya kontrol edilemediği durumlarda hükümetidevirmek, yerine daha işe yarar olanı getirmek, rejime çe-ki-düzen vermek, Somoza'nm Milli Muhafız Ordusu türün-den bir ordu kurmak yapılacak işler cümlesindendir.<77)

Polisin görevi itaattir. Tabi olmaktır. İtiraz edemez, tartı-şamaz. Kongre'de, medyada ve entellektüel kesimde bu me-seleler üzerinde tam bir mutabakatın mevcut olduğunu söy-lemek yanıltıcı olur. İşin aslı şudur: Bu temel meseleler, te-neffüs ettiğimiz hava gibi gözden ırak, tartışmadan ırak, üze-rinde düşünmeden ırak tutulmaktadırlar.

(77)CIA; Office of Current Intelligence, "The Role of Public Opinion in LatinAmerican Political Stâbility," Mayıs 13, 1965. OCI No. 1803/65. Carteryönetimi esnasında Ulusal Muhafızlara ve Somoza'ya yapılan yardım içinilerdeki bölümlere bkz. Guatemala'da entellektüel seviyenin düşüklüğüile ilgili ayrıntılar için daha ilerdeki bölümlere bkz.

96

Page 97: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

Genel çerçeve, uygulanacağı bölgeye adepte edilmektedir.Dışişleri bakanlığı ileri gelenlerinden biri şöyle demektedir:"Asya'nın görevi hammade kaynağı ve Japonya ile Batı Avru-pa'ya pazar olmaktır.>><78) Bu gerekçe, ABD'nin Hindiçin'e önceFransızlarla birlikte, sonra tek başına müdahale etmesi so-nucunu doğurmuştur. Bağımsız Vietnam'ın milliyetçilik virü-sünü Güneydoğu Asya'nın tamamına bulaştırmasından, do-layısıyla Japonya'nın Asya'daki komünist blok ile işbirliğinegidip ABD'nin muhtemelen dışlanacağı "Yeni Düzen"in kalbidurumuna gelmesinden endişe duyulmuştur. Pasifik Savaşıişte bu tür tatsız bir sonucun ortaya çıkmasına engel olmakamacıyla sahnelenmiştir. Asya tarihi uzmanı John Dower'inifadesiyle Japonya "süperdomino" olarak telakki edilmektey-di. Vietnam milliyetçiliğinin arz ettiği tehlikenin üstesindengelmek için virüsü yok etmek ve bölgeyi bu rahatsızlığa kar-şı dışlamak gerekmekteydi. Bu sonuç elde edildi. Hindicinbaşarıyla tahrip edildi. ABD tarafından desteklenen katiller,işkenceciler ve zalimlere de gerekirse orda kitlesel katliamla-rın gerçekleşmesi için ellerinden geleni artlarına koymadılar.Saygıdeğer medya, muhterem beyefendiler ve hanımefendi-ler ise ya tasvip anlamında başlarını salladılar, ya da bakış-larını başka yönlere çevirdiler.

Latin Amerika'da ilkeler başarıyla uygulama sahasınakonuldu. Bu bölgenin görevi zengin ülkelere hammadde sağ-lamak ve endüstriyel ürünler için bir pazar oluşturmaktı.Henry Stimson'un "Latin Amerika bizimdir, burada rakip ta-nımayız, canımızın sıkılmasına izin veremeyiz" yolundaki gö-

(78)pps 5i j Nisan 1949, kısa bir özeti Michael Schaller tarafından verilmiş-tir. "Seuring the Great Crescent: Japonya'nın işgali ve Güneydoğu As-ya'da muhasara politika sının orijini," Journal of American History, Ey-lül, 1982. Ayrıca: Schaller, American Occupation ofJapan, s. 160. Gü-neydoğu Asya ile ilgili planlar için: For Reasons of State, s. 31 ve CriticalEssays, The Pentagon Papers'de çıkan muhtelif makalelere, özellikleJohn Dower ve Richard du Boof tarafından yazılanlara bkz.

97

Page 98: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

nişleri hayata geçirildi, bölge üzerinde etkili olmuş olan İn-giltere ve Fransa'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bölgeüzerinden ellerini-eteklerini çekmesi sağlandı/79' ABD'nincanının çektiği cinsten bir istikrar sağlanamadı, fakat ba-ğımsızlık hareketleri, özellikle de Orta Amerika'da büyük öl-çüde etkisiz hâle getirildi.

Dışişleri bakanlığınca gerçekleştirilen ve uluslararası dü-zenin yeniden tesisini esas alan bir çalışmayı yöneten Ken-nan, Afrika'nın Avrupa'nın yeniden inşası için sömürülmesi-nin gerektiğine işaret etti. Afrika'yı sömürme fırsatının hak-kıyla değerlendirilmesi Avrupalı güçlerin kendilerine olangüvenlerini artıracak, el yordamıyla yakalamaya çalışıp dayakalayamadıklarını avucunun içine koyuverecektir."(8ö) Oy-sa tarih dile gelecek olsa söyleyeceği şeyler hiç kuşku yok kifarklı şeyler olcaktır: "Afrika, asırlardır kendisini sömürenAvrupalıların elinden kurtulmak, kendisini sil baştan inşaedip hakkı olan yere gelebilmek için Avrupa'yı sömürmelidir.böyece kendine olan güveni artacak, psikolojik rahatsızlıkla-rından kurtulacaktır." Tarihin sesine kimsenin kulak verme-diğini, şapkasını önüne koyarak gerçekleri tartıp-biçen kim-seciklerin bulunmadığını söylemeye bilmem gerek var mıdır?Hemen herkes, asıl gerçeklerin varsayılan gerçeklerle çelişti-ği noktalarda hemen ikincinin yanında yer alıvermektedir.

Afrika üzerine politika üretirken ırk meselesini dikkatealmamak olmaz. Rodezya'nın beyaz hükümetinin Başbakanı-nı 1971 senesinde uyaran Dean Acheson, "Amerikan halkı-nın herhangi bir meselede karar verirken, gerek beyazların

(79>Stimson, liberal enternasyonalizm ile ilintili bölgesel sistemlerden bizeait olanların güçlendirilmesi, ellere ait onların ise kurutulmasının nedengerekli olduğunu açıklamıştır. Turning the Tide ve On Poıver and Ideo-logy'e bkz, geleneksel Avrupalı düşmanlarımızın ordu üzerindeki nüfuz-larını azaltmak için yapılan planları gözden geçiriniz.

(80)pps 23, Şubat 24, 1948. Bkz: FRUS, c. 1. 1948, s. 511.

98

Page 99: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

ve gerekse siyahların görüşlerinin uzlaştırılmasına büyükönem verdiği"ne işaret etmiştir. Nobel ödülü sahibi Elihu Ro-ot ise Washington'a yığınla güçlük çıkararak "yasalar önün-de herkes eşittir" türünden anayasal hükümlerin açmazın-dan kendilerini korumaları için Rodezyalı yöneticileri uyar-mıştır. Anayasanın muğlâk hükümlerine Yargıtay'ın getirdi-ği yorumlardan, siyah-beyaz eşitliğinin vaktinden önce vü-cut bulmasından, herkesin oyunun eşit olmasından pek dert-li olan Root, "Siyahlara verilen hakların daha fazla hak ta-leplerine hız kazandırdığı, gösterileri ve şiddeti artırdığı veçeşitlilik kazandırdığı" görüşündedir. Nixon yönetimi, Afrikameselelerinin üzerinden kara gölgesi hiç eksik olmayan ırkçı-lığın pençesinden pek rahatsız olmuştur. Aynı unsur, diğeryerel ve yerel olmayan meseleleri sürekli olarak etkilemiştir.Nixon, Dışişleri Bakanı Kissinger'den Kongre'de yapacağı ilkkonuşmada hükümetinin siyahlarla ilgili politikalarını dilegetirecek birkaç cümle sarfetmesini rica etmiştir. Kissinger,Afrikalı siyahların hak ettiklerinden fazlasına sahip oldukla-rı kanaatindedir ve aksine olan davranışlarında samimi de-ğildir. NSC toplantılarında Afrika meseleleri tartışılırken pekrahatsız olan Alexander Haig, toplantı masasını yumrukla-maktan kendini alamamaktadır/81'

Ortadoğu, özellikle de Arap yarımadası, sahibi bulundu-ğu pek zengin petrol yataklarından dolayı Batılı sömürgecile-rin hep ilgi odağında kalmıştır. Bölgede bulunan petrol ya-taklarının ABD'nin hükümran olduğu sisteme entegre edil-mesi kaçınılmaz olmuştur. Latin Amerika'da olduğu gibi bu-rada da İngiltere ve Fransa'nın kaynaklarını kurutmak, teksömürücünün ABD olmasını sağlamak gerekmiştir. "Eşi azgörülür zenginlikte olan ve büyük bir stratejik öneme sahip

<81>Douglos Brinkley ve G. E. Thomas, "Dean Acheson's Oppositionto Afri-can Liberation," Transafrica Forum, (Yaz 1988); Morris, Uncertain Gre-atness (Harper ve Row, 1977).

99

Page 100: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

bulunan bu kaynaklar tarihin sunduğu en büyük maddîödüldür. Böylesi bir imkân şimdiye kadar hiçbir sömürgeci-nin kaşığına çıkmış değildir." Başkan Eisenhower de aynıkanaattedir. Bölgesi dünyanın stratejik açıdan en önemli böl-gesi olarak vasıflandırmaktadır.(82)

Savaştan sonra ABD şirketleri Ortadoğu'da petrol üreti-minde lider durumuna geldiler. Bizzat kendisi büyük bir pet-rol ürecisi olan ABD böylece petrol yataklarının kontrolünübüyük ölçüde eline geçirmiş oluyordu. ABD, Ortadoğu petrol-lerine kendi gereksinimlerini karşılamak için talip olmuş de-ğildi.

Amacı dünyanın düzenine hâkim olmak, gayrisinin bildi-ğince bir yol izleyebilmesine fırsat vermemekti. Önünün ke-silmesi hedeflenen ülkelerin başında Japonya gelmekteydi.1949'da George Kennan, ABD'nin Japonya'nın petrol ithalatı-nı kontrol altında tutması halinde Japonya'nın endüstri veaskerî projelerinden işine gelmeyeni veto edebilme gücünesahip olacağını söylemiştir. Kennan'm bu tavsiyesine uyul-muştur. Japonya'nın endüstrisini geliştirmesine yardımcıolunmuştur,-fakat enerji kaynakları ve rafine kapasitesikontrol altında tutulmuştur.

1973 senesi itibariyle Japonya'nın kullandığı petrolünancak %10'luk kısmının Japon şirketleri tarafından rafineedildiğini Shigeko Fukai tespit etmiştir. Japonya zaman için-de enerji kaynaklarına çeşitlilik kazandırmış, ABD'nin olası

<82)Burada özel olarak Suudi Arabistan petrolünden söz edilmektedir. Refe-ranslar ve diğer tartışmalar için: Toıvards a New Cold War. Ayrıca: Aa-ron David Miller, Search for Security, (University of North Carolina,1980); Irvine Anderson, Aramco, the United States and Saudi Arabia(Princeton, 1981); Michael Stoff, Oil, War and American Security (Yale,1980); David Painter, Oil and American Century (Johns Hopkins Univer-sity, 1986). Eisenhovver, şu kaynakta zikredilmektedir: Steven Spiegel,The other Arab-İsrail Conflict (University of Chicago, 1985), s. 51.

100

Page 101: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

vetosunun etkisini oldukça azaltmıştır, fakat sıfırlayamamış-tır.(83>

Genelde doğru olmakla beraber ABD'nin petrolün fiyatı-nın düşük tutulmasının yollarını aradığı yolundaki iddialar,bizi yanlış değerlendirmelere götürebilir. Petrol fiyatları1940lardan itibaren diğer malların fiyatlarına göre daha dü-şük kaldı. Bu düşüş 1970'lere kadar devam etti ve yapılanzamlarla eşitlik sağlandı, dengeler yeniden kuruldu. Petrolfiyatının düşük tutulması zengin Batı için bir lütuf olmuş,bedelini ise petrol üreticisi Arap âlemi ödemiştir. Petrol fiya-tının düşük tutulması Batı'yı hak ettiğinden daha zengin kıl-mıştır. Ucuz petrolün bir politik enstrüman olduğu, sonuç ol-madığı gerçeği gözden ırak tutulmamalıdır. 1970'li yıllardapetrolün fiyatında ortaya çıkan artışın ABD firmalarının işi-ne geldiği, rakiplerini ise zora soktuğu dikkate alınırsa bugelişmelere Washington'un muhalif olamayacağı anlaşılır.Küresel hükümranlık için enerji kaynaklarının kontrolünüele geçirmek gerekir. Gerçek fiat ve üretim kotaları, ancakbu bağlamda bir önem kazanabilir. Dalgalanmaların ekono-mik etkileri ise kayda değer bir dert değildir.(84)

ABD'nin Filipinlere duyduğu ilgi de benzeri sebeplerdenkaynaklanmaktadır. ABD'nin bu bölgede bulunan üsleri,Hint Okyanusu'ndan İsrail, Türkiye, Portekiz ve ötesine uza-nan bir kuşak üzerinde askerî hakimiyetin tesisi, yörede bu-lanan kaynaklara ve Washington'un işbirlikçisi yerel efendi-lerin çıkarlarına yönelik bir tehdidin yeşerememesi için ha-yati bir önem arz etmektedir. Birleşik Devletler küresel birgüçtür ve planlarını buna göre yapar.

Ortadoğu'da yaşananlar hemen yukarda özetlediğimizmodele uygun olarak gelişti. Stratejik açıdan pek önemli ol-<8S)Cumings, Pukai, "Japan's Energy Policy," Current History, Nisan 1988.

Ayrıca: Tovuards o Nem Cold War, s. 97-8.(**)Towards a New Cold War, bölüm 11.

101

Page 102: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

duğu vurgulanan ve paralı asker niyetine kullanılan İsrailile olan ilişkiler geliştirildi. Senelerdir devam edegelenArap-İsrail çatışmasına siyasî bir çözüm bulunması, ulusla-rarası bir mutabakat sağlanması ABD tarafından engellen-di.<88) Henüz rehineler meselesi ortada yok iken ABD'nin İsra-il aracalığıyla İran'a yaptığı gizli silah satışı 1980'li yıllarınsonunda aşikâr oldu. Amaç, bir askerî darbe için zemin ha-zırlamak, Nixon Doktrini'nin ilkelerinden birini daha, İsra-il-İran-Suudi Arabistan ittifakını hayata geçirmekti. Açıkla-nanlar, İran'a yönelik kontra faaliyetlerinin ancak pek küçükbir parçasıydı. Sıkı tedbirler alındı. Bitli yorganın daha fazlaaralanmasına fırsat verilmedi. Arzu edilmeyen hükümetlerinaskerî darbelerle saf dışı bırakılması operasyonları Endonez-ya, Şili ve daha nice ülkede başarıyla sahnelendi.<86)

İzlenen politikanın temel taşlarından biri de ABD'nin çı-karlarına eylemleri ile zarar verebilmesi olası yerel milliyetçigüçleri zararsız hâle getirmek, ülkelerinin doğal kaynakları-nı ülkelerinin çıkarları için kullanma niyetlerinin gerçekleş-mesine meydan vermemekti. Yunanistan, 1947 yılından iti-baren karşı-ayaklanma hareketleri ile silkelendi. Amaç, buülkede ortaya çıkan milliyetçi hareketlerin Ortadoğu'ya sıç-raması ve buraları da kolayca istismar edilebilir olmaktan çı-karmasının önüne geçmekti. Yunanistan, ABD'nin ve mütte-fiklerinin Ortadoğu petrolleri üzerindeki çıkarlarının korun-ması olgusunda kullanılacak olan bir karakol olarak düşü-nülmekteydi. Bir CIA araştırması, isyancıların başarılı olma-

(85)Arap-îsrail diplomasisinde 1967'den bu yana çıkan ihtilafların seyri için:Toıvards a New Cold War, Fateful Triangle; ABD'nin barış çabalarınıbloke etmek için yaptıkları ile ilgili olarak: Necessary Rlusions ve Z Ma-gazin'dc (Ocak, 1990)'de çıkan benim makalem.

(^Ayrıntılar için: Fateful Triangle, s. 457; Culture of Terörizm, bölüm 7.John Marshall, Peter Dale Scott, Jane Hunter, The Iran Contra Connec-tion, South End, 1987, bölüm 7 ve 8. Samuel Segev, The Iranian Tri-angle (Free Press, 1988).

102

Page 103: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

sı durumunda ABD'nin Ortadoğu'da bulunan petrol yatakla-rından artık yararlanamayacağını vurgulamaktaydı. Sovyettehdidi de aynı çerçeve içerisinde değerlendirildi. Asıl korku-lan, bir yerde milliyetçi akımların güçlenmesi ve başka yöre-leri de etkilemesiydi.

Aynı güçler 1953 senesinde İran'da CIA tarafından ger-çekleştirilen darbenin temel taşları rolünü oynadılar. Şah re-jimi böylece tekrar tesis edildi. Aynı endişe yüzünden Nasırdüşman oldu. Humeyni'den korkulmasının, İran-Irak sava-şında Irak'ın hararetle destelenmesini gerisinde hep aynı sa-ikler vardı. Irak diktatörü Saddam Hüseyin hemenİran-Irak savaşından sonra yön değiştirdi. Kuveyt'i işgal et-ti. Kuveyt'ten büyük ölçüde çıkar sağlayan ABD ve İngilte-re'nin ayağına basmış oldu böylece. Bir gecede statüsü değiş-ti. Batı'nın gözde dostu artık yeni Hitler'di. Milliyetçi güçle-rin Washington'un kontrolünden çıkmasından, milliyetçi ha-reketlerin kapaklan patlamış bir barajdan boşalan sular mi-sali kurulu düzeni yerle bir etmesinden tâ işin başından beriendişe eden Batı ile Suudi Arabistan'ın seçkinleri, sıkı bir işbirliği yaptılar. Suudi Arabistan, kaynaklarını ABD'nin çı-karları doğrultusunda kullanıyor, üstelik ABD'nin ÜçüncüDünya ülkelerinde sürdürdüğü terör eylemlerine arka çıkı-yordu. Kısacası Washington'a dost olmanın gereklerini eksik-siz yerine getirmekteydi.

Gerek Kongre kayıtlarında ve gerek stratejik analiz lite-ratüründe bu meşelerle ilgili daha ciddi analizler de mevcut-tur. Petrol konusunda ciddi bir otorite olan Senatör HenryJackson'un Mayıs 1973'de söylediklerine bir kulak verelimdilerseniz: "Batı kökenli İsrail'in Akdeniz'de ve şah yöneti-mindeki İran'ın Körfez'deki varlığı bizim için pek önemlidir.Bu ülkelerin gücü bizim gücümüze güç katmaktadır. Bu ikigüvenilir dostumuz ve onlarla birlikte hareket eden SuudiArabistan bazı Arap devletlerindeki sorumsuz ve radikal

103

Page 104: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

güçleri zararsız hale getirmişlerdir. Bu sorumsuz kimselerinhareketleri Körfez'de petrol çıkarlarımıza zarar verecek ma-hiyettedir. Bölgedeki petrol yataklarını kendi ihtiyacımız içinolmasa bile dünyaya hükümran olma planımızın bir parçasıolarak kullanma durumundayız." Nixon yönetimi, Şah'm yö-netimi altındaki İran'a ve İsrail'e bölgenin jandarmalığı göre-vini vermiştir. Savunma Bakanı Melvin Laird, "radikal milli-yetçilerin ABD'nin çıkarlarına zarar vermesini imkânsız kıla-cak derecede işin sıkı tutulduğu" kanısındadır.

Bir Ortadoğu uzmanı olan ve Savunma Bakanlığı HaberAlma Dairesi'nde görevli olan Robert Reppa, "bölgenin askerîaçıdan önde gelen devletlerinden biri olan Mısır'a karşı Ür-dün ve Suudi Arabistan"daki cari rejimlerin İsrail tarafındansavunulduğunu, İsrail-İran işbirliğinin bölgenin istikrarınakatkıda bulunduğunu, ABD'nin çıkarlarına zarar verilmesi-nin önüne geçtiğini" söylemektedir. Ulusal Güvenlik Konseyitarafından Ağustos 1958'de yayınlanan bir raporda "Arapmilliyetçiliğine ve oluşturduğu tehdide verilecek cevap, Orta-doğu'nun Batı yanlısı tek ülkesi olan İsrail'e destek vermek,gücüne güç katmak olmalıdır" denilmektedir. On sene önceİsrail'in kazandığı askerî başarılar, bölgede, Türkiye'den son-ra gelen en büyük ikinci askerî güç olarak vasıflandırılması-na vesile olmuştur. ABD tarafından sıkıca desteklenmesinin,Ortadoğu'da İngiltere tarafından boşaltılan nüfuz alanları-nın İsrail tarafından doldurulması sonucunu beraberinde ge-tireceği, böylece Batı'nın kaybının telafi edileceği görüşü dilegetirilmiştir. İsrail hükümetinin 1948'de Filistinlilerle ilgiligörüşü şu idi: "Ya asimile edilecekler, ya da yok edilecekler."Bu görüş Washington tarafından da paylaşılmaktadır. Ola-bildiğince çoğunun öldürülmesi, ölümden kurtulanların isediğer Arap ülkelerine sürülüp bu ülkelerin toz-toprak içindesürünen en alt sınıflarına dahil edilmesi hususunda İsrail vebüyük ortağı kesin kararlıdır. Hâl böyle, kader değiştirile-

104

Page 105: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

mez olunca bu insanlar hakkında endişe duymanın hiçbir ya-ran olmayacaktır.<87>

Dünya enerji sistemini kontrol altında bulundurmaktandaha önemli olan, dolayısıyla da barışı daha fazla tehdit ede-bilen bir başka mesele yoktur. Bu mesele, yalnızca barışı de-ğil, dünyanın varlığını tehdit edebilecek kadar önemli birmeseledir. Birleşik DevleÜer'in ve ortaklarının dünya enerjikaynakları üzerindeki kontrolünü tehdit edecek olan her un-sur çok şiddetli bir reaksiyon ile karşılanacaktır. Bu gerçek,"Uluslararası İlişkilerin Bir Numaralı Aksiyomu"dur. Sovyettehdidi bahanesi, ABD'nin Ortadoğu petrolü üzerindeki hâki-miyetini pekiştirmek amacıyla koyduğu eylemlere haklılıkkazandırmak için kullanılmıştır. Hiçbir zaman inandırıcı ol-mayan bu bahane 1990'dan itibaren bütünüyle inandırıcılığı-nı kaybetmiştir, fakat izlenen politikalarda bir değişiklik ol-mamıştır. Geçmişte izlenen politikalar henüz bütünüyle günışığına çıkartılamamış olmakla beraber gerçeğin bütünüylesaklanabilmesi artık mümkün olmamaktadır. Irak'ın Ku-veyt'i işgalinin hemen ardından ABD Suudi Arabistan'da as-kerî yığınak yapmaya başladı. New York Tirnes'm diplomasiyazarlarından Thomas Friedman şunları yazdı:

"Geçmişte, Birleşik Devletlerin Sovyetler birliği ile sürtüştü-ğü, Ortadoğu üzerinde nüfuz mücadelesi yaptığı günlerdeasıl problemin bu bölgede bulunan petrol kaynaklarını kont-rol etmekten kaynaklandığı müttefiklerinden gizlenebiliyor-du. Oysa şimdi Kremlin ile Washington birlikte hareket et-mektedirler ve eski bahaneler inandırıcılıklarını kaybetmişbulunmaktadır."

<87>Avi Shlaim, Collusion Acroos the Jordan (Colombia, 1988), s. 388, 1948JCS vesikaları yorumlanmaktadır. 491, İsrail arşivleri zikredilmektedir.Referans ve ayrıntılar için: Tovoards a Neıv Cold War, bölüm 7, FatefulTriangle, bölüm 2.

105

Page 106: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Daha tutarlı bir dille ifade edecek olursak: ABD'nin savıgerçekleri gölgeleyebilmek kapasitesini yitirmiştir, hiç değil-se bir kezcik samimi olmakta, "ABD eğer Suudi Arabistan'aaskerî birlik gönderiyorsa bunu kendisine dost insanlara yar-dım için göndermiyor, Washington'a sunduğu hizmetlerinezarar gelmesin diye gönderiyor" demekte yarar vardır sanı-rız. Washington Postun yazarlarından E. J. Dionne "çeviri-len dolapların artık modasının geçtiği" kanaatindedir. Broo-kings Enstitüsü görevlilerinden Tom Mann ise şunları söyle-mektedir: "Bizimki düpedüz bencillik. Bush yönetiminin Or-tadoğu'ya yaklaşımı, sömürgecilerin yaklaşımından dahafarklı değil." Bu tür tenkitler fazla ses getirmemekte, olanlargenelde kabul görmekte, olağan karşılanmaktadır/*"

Dünyanın belli başlı enerji kaynaklan doğru ellerde, yanibizim ellerimizde bulunmalıdır. Ancak böyle olursa sağlıklıbir tarzda kullanımı mümkün olabilir. Doğru insanların, ya-ni ChurchüTin demesi ile "sahibi olduklarından daha fazlası-nı kendileri için istemeyen dünyanın doymuş uluslarının"enerji kaynaklarını kontrolleri altında bulundurmaları her-kes için hayırlı olacaktır.

Gevezelik bir yana, gerek Ortadoğu'da ve gerek diğer böl-gelerde gerçek tehlikenin bağımsız milliyetçilikten geleceğidüşünülmüştür. Bağımsız milliyetçilik "virüs" olarak isim-lendirilmiş, bir çürük elmadan farklı olmadığı ileri sürülmüşsepetteki diğer elmaları da çürüteceğinden endişe edilmiş,domino etkisi yapacağı söylenmiştir. Dominoların birer-iki-şer ve fütuhat yoluyla düşürüleceği hikayesi, en popüler hi-kaye olmuştur. Ho Chi Minh'in önce Jakarta'yı ardında Arc-hipelago'yu işgal edeceği, burayı bir atlama taşı olarak kulla-narak Havai ve ötesine doğru yürüyüşünü sürdüreceği; Rus-

««»Friedmann, "U. S. Gulf Policy: Vague 'Vital İnterets'," NYT, Ağustos 12;Dionne, "Drawing Lesson from History, WP Weekly Ağustos, 13, 1990.Irak'ın Kuveyt'i işgali ile ilgili ayrıntılar ilerde ele alınacaktır.

106

Page 107: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

yanın Grenada'da bulunan üslerini dünyayı fethetmek içinkullanacağı iddialarına bir süre sonra uyduruculan bile ina-nır olmuştur. Kabul etmeye mecbur olmamamıza rağmen;çılgınlığın, saygın ve güçlü olmanın olmazsa olmaz bir koşuluolarak işlev gördüğüne şahit olmaktayız. Domino teorisinintemel taşını, bağımsızlık hareketlerinin mümessillerinin ba-şarılarının diğer ülke insanlarını da bu yoldaki hareketlereteşvik edeceği endişesi oluşturmaktadır. Rakipler genelliklecanavara benzetilmiş, bazıları da bu benzetmelere haklılıkkazandıracak davranışları sergilemekten geri kalmamışlar-dır. Bazılarına karşı daha insaflı davranılmış, "mutedil" sıfa-tıyla vasıflandırılmışlardır. Bu tür vasıflandırmaların tek öl-çüsü, vasıflandırılanın vasıflandıralım çıkarlarına hizmet de-recesi olmuştur.

Kim işe yarıyorsa aslan, kim tekere çomak sokuyorsa ca-navar olarak vasıflandırılmıştır. Bu etiketleme işi İkinciDünya Savaşı'nı takip eden yıllarda kesintisiz sürdürülmüş-tür. İzlenen politikalardan hiç taviz verilmemiş, Nikara-gua'yı çökertmek için sarfedilen olağanüstü çabalara, bu ül-kenin başına gelen doğal afetlerin yaralarını sarmak içinyaptığı yardım çağrılarına yanıt vermemek ve yanıt vermekisteyenlere engel olmak da eklenmiştir. Bu örnek bile Ba-tı'nın seçkinlerinin yaptırımlarının ne denli acımasız ve Ba-tı'nın kültürel ve moral değerleri vitrini ile ne denli çelişkiliolduğunu göstermeye yeter.

Dünya düzeninin genel çerçevesi, ABD vatandaşlarınınyatırımlarının emniyet altında olmasını sağlayacak uluslara-rası bir liberalizm üzerine oturtulmuştur. Üçüncü Dünya ül-keleri Almanya'nın ve Japonya'nın ihtiyacı olan hammaddeyitemin edecektir. ABD'nin ihracatının arzu edilir seviyede ol-masını sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır. Her türlühammade kaynağına engelsiz ulaşılabilecektir. Bunların içe-risinde stratejik öneme haiz olanlar da vardır. ABD'nin izle-

107

Page 108: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

diği politikalar ile Üçüncü Dünya ülkeleri arasındaki ihtila-fın nedeni, dünya sisteminin yapısında yatmaktadır. Milli-yetçi akımlardan kaynaklanan tehditlerin sürekli olarak zorkullanmak suretiyle bastırılması, bu yapılanmanın tabiî birneticesidir.<89)

Bağımsız Üçüncü Dünya milleyetçiliğine karşı ifade edi-len hoşnutsuzluklar ve bu yolda ortaya konulan uygulamalardoktrinel talepleri karşılamaktan uzaktır ve bu nedenle yazı-lıp-çizilenlerle, konuşulup-tartışılanlarla tam bir uyum içe-risinde olamamaktadır. Çağdaş dünya düzeninin bu temelözelliklerinin açıkça tartışıldığı yazılan ne popüler ve ne deentellektüel gazetelerin sayfalarında görebilmek pek olasıdeğildir. Üniversite çevrelerinde ise en çarpıcı gerçekler bilegözardı edilmekte, marjinalleştirilmekte, veya düpedüzinkârı cihetine gidilmektedir. "Muhasara" politikasının baş-langıcı ve evrimi ile ilgili bir çalışmasında Gaddis şunlarıyazmaktadır:

"Savaş sonrası dönemin belli başlı, yöneticilerinin büyük birkısmı, milliyetçi akımların self-determinasyon olgusununprensiplerince çizilen çerçeve içerisinde kaldığı süreceABD'nin çıkarlarına zarar vermeyeceğine inanmaktaydı. Bunedenle bu tür akımlar karşısında düşmanca bir tavır alın-mıştır. Kennedyi rahatsız eden Küba devriminin varlığı de-ğildir, Küba'nın Sovyetlerin kontrolü altına gireceği endişesi-dir. Güney Vietnam'ın işgaline engel olmaya ve Yunanistan'ıkorumaya dönük çabaların ardında da aynı saikler bulun-maktadır. Siyaset adamlarının ve propagandacıların söyle-diklerinin dışında bu oluşumlar ne dellileri ve ne de savlanile birlikte ele alınmamış, tarihî gerçeklere boş verilmiş, ilgilidokümanlar incelenmemiştir."(90)

<88)Bu konuların sağlıklı bir analizi için: Borden, Pasifte Alliance.(^JGaddis, Strategies of Containment, s. 201 231, 240, 286.

108

Page 109: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi politikacıların iddiaları-nın doğruluk derecesinin araştırılmaması, meselelere vakıfolup olmadıkları sorusunun gündem dışında tutulması incesakıncalı sonucu beraberinde getirmiştir. Bu doktrinlerinçarpıcı bir takım sonuçları olmuştur. Bunlardan bir tanesiinsan hakları ihlalleri ile ABD yardımı arasındaki ilişkidir.Sebebi, Amerikalı planlamacıların işkence yapılmasındanhoşlanması değildir.

Bağımsızlık mücadelelerinin önündeki engeller nedir?Hatalı öncelikler nereden kaynaklanmaktadır? Sonuç alabil-mek için papazları öldürmek, işçi liderlerine işkence etmek,nice köylünün adını kayıplar listesine geçirmek, halka haka-ret edip küçümsemek de neyin nesidir? Doğru önceliklerledonatılmış hükümetlerin bu tür tedbirlere başvurmadan ede-memesini ne ile açıklayabiliriz ki? Doğru önceliklerle ABDyardımı arasındaki sıkı bir ilişkinin varlığını ortaya koymak-tadır. Bu sonuçlar doktrin bazında bir yerlere yerleştirileme-diğinden unutulmaya terkedilmektedirler.

Bir başka ilginç sonuç, ABD'nin kendi çıkarlarıyla bütü-nüyle örtüşmemesi durumunda sosyal reformlara genel ola-rak karşı çıkmasıdır. İstisna oluşturacak örneklere ÜçüncüDünya ülkelerinde rastlamak olasıdır, ama sayıları pek az-dır. Kosta Rika örneğinde görüldüğü gibi sosyal reformlarınbütünüyle ABD'nin çıkarları doğrultusunda yapılmasının bileWashington'u hoşnut etmediği durumlara şahit olunabilmek-tedir.<91) Toplumun krema tabakasının demokrasiye düşmankesilmesi bir başka tespittir. Sebebi ise pek açıktır: Fonksi-yonel bir demokrasi halktan gelecek olan taleplere karşılıkvermek durumundadır. Bu nedenle de milliyetçiliğe meylet-mesi olasılığı oldukça yüksektir.

(»DTasnif edilmemiş vesikalar ve diğer malzemeler ile ilgili olarak şu kayna-ğa bkz. Necessary Illusions, s. 111 ve Ek V, kısım 1.

109

Page 110: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

6. Bir Sonraki Basamak

Yukarıda yaptığımız analizlerden, ABD'nin Soğuk Savaş son-rası izleyeceği politikanın evvelkinin üç aşağı beş yukarı aynıolacağı sonucunu çıkarabiliriz. Gerekçelerimizden bir tanesi,en çok korkulan olayın gerçekleşmemiş olmasıdır. Durumadaha gerçekçi bir gözle bakanlar Soğuk Savaş'ın bütünüylebitmediğini, kısmen de olsa devam ettiğini göreceklerdir. Gö-rünüşte nihayetlenmiş bulunması, tarihî bir gerçek olmak-tan çok, aslî fonksiyonlarının bir kısmını maskeleyen bir yo-rum üzerine oturtulan ideolojik bir yapılanmadır. BirleşikDevletler açısından yerel nüfusu kontrol için kullanılan yön-temler, izlenilen yollar dışında Soğuk Savaş'ın genel çerçeve-sini oluşturan koşullar olduğu gibi yerli yerinde durmakta-dır. Bir devleti veya herhangi bir güç sistemini meşgul edenana problem varlığını sürdürmeye devam etmektedir ve So-ğuk Savaş'ın tesirlerinin silinmesine paralel olarak kendinidaha farklı ve daha soyut bir tarzda gündeme getirme eğili-mindedir.(92)

Birleşik Devletler'in Üçüncü Dünya ülkelerine yönelikpolitikalarının fazla bir değişikliğe uğratılmadan sürdürül-meye devam edilmesinin çok ciddi bir nedeni daha vardır.Politikalar, bir bakıma, kurumsal gereksinimleri ifade eder-ler. Topluma hâkim olan kurumların uzunca bir süredir is-tikrar içinde olması, çok az dahili değişikliklere uğraması,Birleşik Devletler'in sahibi bulunduğu olağanüstü güç nede-niyle harici baskılardan uzak kalabilmesi nedeniyle Was-hington'un izlediği politikalar tutarlılığını koruyabilmiştir.Politikalar ve ideoloji, iş âleminin çıkarlarıyla uyum içerisin-de olmak zorundadır. Kritik durumlarda taktik tartışmalarıolabilir, fakat ilke bazında herhangi bir problemin ortayaçıkması nadiren gerçekleşir. Küresel sistemde ortaya çıkan

(^Daha ilerde tekrar değineceğiz.

110

Page 111: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

değişiklikler pek önemli olmakla beraber, üstelik bu değişik-liklerin politikalarının uygulanacağı ortamın koşullarınıoluşturmasına karşın, ABD'nin Üçüncü Dünya ülkelerine yö-nelik politikasında kayda değer bir değişiklik ortaya çıkma-mıştır. Şimdi gün, yeni bahaneler icat etme günüdür. Pana-ma ve Körfez krizi için gerekli olan bahaneleri üretmek hiçde zor olmamıştır. Bolşevik Devrimi'nden önce Woodrow Wil-son ve haleflerinin bahane üretme konusunda çektiği sıkıntı-ları şimdiki yöneticiler pek çekmemektedirler.

Propaganda yöntemlerinde ve uygulanan taktiklerde de-ğişiklik yapmak zahmetli ve masraflı bir iş olsa da bedelinimisliyle ödemektedir. Sovyetler'in artık caydırıcı bir güç ol-maması ABD'nin şiddet uygulama imkanını büyük ölçüde ar-tırmıştır. Moskova'nın uluslararası arenadan elini eteğiniçekmesi basın yayın organlarınca memnuniyetle karşılan-mış, Panama'nın işgali Elliot Abrams ve meslektaşları tara-fından coşkuyla alkışlanmıştır. Abrams, Bush'un giderek da-ha fazla şiddet kullanma eğiliminde olduğunu tespit ve ifadeetmiştir. Küçük çaplı bir çatışmanın artık süper güçlerin ça-tışmasına yol açma riskinin kalkmış olması zor kullanmaolanaklarını artırmış bulunmaktadır.'93' Gorbachev'in "YeniDüşünce" olgusu ABD tarafından yemeye niyetli olduğu herlokmanın ardından Moskova'nın desteğinin çekilip pürüzle-rin giderilmesi olarak algılanmaktadır. Her yapmak istediği-mize evet demesi, yolumuza kesinlikle çıkmaması durumun-da ancak Gorbachev'in Soğuk Savaş nihayetlendirme konu-sunda kesin kararlı olduğuna inanabiliriz.

Rusya'nın son hareketleri bazı gizli oyunların üzerindekiperdeyi kaldırdı, eskisi kadar kolay oynanmalarını imkansız-laştırdı. Resmî hikaye, bizim Rusya'nın hareket alanını smır-

<»3>Stephen Kurkjian, Adam Pertman, BG, Şubat 5, 1990; raportörün değer-lendirmesinden alıntı yapılmıştır.

111

Page 112: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ladığmuz, gözünü korkutup şeytanî emellerine set çektiğimizdoğrultusundaydı. Oysa bir süredir artık aşikâr olan gerçekbaşkaydı: İki süpergüç arasında bir çatışmanın çıkması endi-şesi ABD'nin muhteris emelleri önünde bir engel oluşturuyor,işi çığırından çıkarmasına fırsat vermiyordu. Kremlin'inÜçüncü Dünya ülkelerine yaptığı müdahaleler ve buradakiaskerî varlığı, ABD'nin hızını kesme amacına yönelikti. Şugünlerde Kremlin bu tür faaliyetlerini sınırlamakta, hattanihayetlendirmektedir. Bunun anlamı ABD'nin manevra ala-nının genişlemesi, daha fazla şiddete başvurma, daha fazlaülkeye müdahale etme potansiyelinin artması demektir. So-nuçta belki de muhasara doktrininin gerçek anlamı ve tarihîgerçeklerle uzlaşmış halinin ABD'nin göğsünde yani gerçekyerinde, bir yıldız gibi parladığını göreceğiz.

ABD'nin Üçüncü Dünya ile olan ilişkilerinde ortaya çıkaniki yeni faktörden biri taktik ve doktrin bazında yapılacakbazı yeni düzenlemeler, ikincisi ise Sovyetler'in caydırıcılığı-nın yok olmasından sonra cezasını çekmeden, korkusunu ya-şamadan silaha sarılabilme özgürlüğü idi. Bir üçüncü faktörise askerî diktatörlerin ve silahlı müdahalelerin eskisi kadarzaruri olmaması idi. Bunun nedenlerinden biri şiddetin po-püler organizasyonları yok etmiş olması, bir başkası iseÜçüncü Dünya ülkelerinin çoğunda yaşanan ekonomik bo-zukluklardı. Bu durumda sivil hükümetlere, hatta sosyal de-mokratlara hoşgörü ile bakmak olası olmaktaydı.

ABD'nin gerçek rakiplerine, Almanya ve Japonya'ya görebugün dünden daha zayıf olması bir başka faktör idi. ABDaleyhine gelişen trendin hız kazanmasında Reagan yönetimi-nin hatalarının payı büyük olmuştur. Fukaralardan zengin-lere kaynak aktarılmış, ülkenin geleceği günü kurtarmakiçin harcanmış, ekonomi tedavisi zor yaralar almıştır. Askerîmüdahale için gerekli mecal azalmıştır. Latin Amerika'ya,Almanya ve Japonya'nın daha fazla girer olması, arka bahçe-

112

Page 113: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Soğuk Savaş: gerçek ve fantezi

mizdeki durumumuzu da bozmuştur. Japonya bölgedeki yatı-rımlarını, özellikle Meksika'da ve Brezilya'da hızla artırmak-tadır. Japan Economic Journal'de çıkan şu satırlar ilginiziçeker sanırım: "ABD, Batı ittifakının lideri olma konumun-dan sıradan bir güç olma konumuna doğru sürüklenirse Ja-ponya'nın bu gerçeği görüp değerlendirmesi kaçınılmaz ola-caktır."

Latin Amerika ve Karaibler'de Japon yatırımlarının tuta-rı ABD yatırımlarının yarısı kadardır ve toplam dış yatırım-lannın, %>20'sine ulaşmış bulunmaktadır. Latin Amerika ül-kelerinin borçlarının üçte biri ABD bankalarına, %10-15 iseJapon bankalannadır. Alman borçların bir kısmı yatarım, birkısmı ise borç veren ülkelerden yapılacak olan ithalat içinkullanılmaktadır."4*

ABD bu yoldaki gelişmeleri mütereddit bir havada izle-mekteydi. Bir yandan kendi çıkarları ile çatışan gelişmeler-den hoşnutsuz olmaktadır, öte yandan ise bölgeye bizzat ken-dinin verdiği zararın bedelinin ödenmesine bir başkasının dakatılmasından, "tatmin olmuş milletler" tarafından sömürül-meye devamının hayatta kalmasıyla mümkün olduğundan,bütünüyle çöküp bir harabeye dönüşmesine başkalarının pa-rasıyla engel olunmasında ve nihayet hep sömürülmedikleri-ne, nadiren de olsa iyi bazı şeylerin yapıldığına bölge halkı-nın inandırılarak burnunun ucundaki öfkesinin hiç değilsebir kısmının Japon ve Alman rüzgarıyla alınmasından, hepsopanın değil havucun da gündeme gelebileceğinin gösterile-rek topal eşeğin yola devamının el parasıyla temininden hoş-nut olmaktaydı. Bağımsızlık, demokrasi ve sosyal adalet yo-lunda atılacak adımların önüne geçmeye çalışmaktaydı.

Bir başka faktör ise Doğu Avrupa'nın Latin Amerikalılaş-tınlması projesiydi. New York Times'da çıkan bir makalede

(»4)Doug Henwood, Left Business Observer, Mayıs 15, 1989.

113

Page 114: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

şu satırlara rastlamaktayız: "Çoğu ABD şirketleri, SovyetlerBirliği'ni ve Doğu Avrupa'nın kapılarını bizlere açan ülkele-rini kendileri için pazar veya ucuz işgücü temin edebilecekle-ri bir kaynak olarak görmektedir. Bir sonraki aşamada beyingöçü olgusunu başlatmak niyetindedir. Böylece bedeliniÜçüncü Dünya ülkelerinin ödediği, ışığının Batı'yı aydınlattı-ğı bir kaynağa ulaşmış olacaktır.

Şu anda Doğu Bloku'nda çok sayıda kıymetli beyin var vebunlardan kapasitelerinin çok altında yararlanabiliyorlar.Bunlar son derece ucuz bir "entellektüel rezerv" oluşturmak-talar. Bu ülkelerde eğitimin seviyesinin çok yüksek oluşu,söz konusu rezervin kalitesinin pek yüksek olmasını sağla-maktadır/^

Uygulama ve politikaya, hatta ve hatta politik kılıfınabaktığımızda amaçlananların neler olduğunu açıkça görebili-riz. "Tarihin sonu" ve Hegelyen ruh ile ilgili düşünceleri kö-künden sarsan, evvelki yılların tefekkür âlemine jiayanıla-maz depremler yaşatan ve yayınlandığı 1990 senesinde bü-yük bir ilgi ile karşılanan "Z dökümanı"nı ele alalım. Ameri-can Academy ofArts and Sciences'in dergisinde ve "Z" müs-tear ismi ile yayınlanan bu makalede Neıv York Times'dadaha önce yayınlanmış olan yazılardan alıntılar yapılmaktave "komünizmin nihai krizi" karşısında Batı'nın nasıl dav-ranması gerektiğine dair tavsiyelerde bulunulmaktadır.'96'

"Stalin, solun kahramın idi," oysa "Anglo-Amerikan Sov-yetologlann liberal olanlarından radikal olanlarına kadar he-men hepsi stalinizmi demokratik bir oluşum olarak vurgula-mıştır.", "demokratik Stalinizm fantazisinin bataklığında bo-ğulmuş akademisyenler, Lenin'i putlaştırma çabasına kendi-ni kaptırmış kuş beyinliler, Leninizmi takip eden demokratik

<95)John Holusha, "Business Taps the East Bloc's Intellectual Reserves,"NYT, Şubat 20, 1990.

<96>Daedalus, Kış 1990; NYT, Şubat 4, 1990.

114

Page 115: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

transformasyon, Lenin'in çizgisinden sapan Stalin'i ihanetlesuçlamalar," (Z, bu yorumlarda tutarlılık görmüyor, solcuakademisyenlerin içine düştüğü kavram kargaşasını bıyık al-tından gülerek karşılıyordu), "Lenin, dünyanın kapitalist ol-mayan ilk versiyonunu üretmiştir," "Lenin ve Trotsky, Ekim1917 devrimi'ni son devrim olarak düşünmüşler, artık başkadevrim yapma ihtiyacını tamamen ortadan kaldırdığı görü-şünde birleşmişlerdir", "Brejnev, Üçüncü Dünya'ya kendi öz-gür iradesi ile bulaşmıştır," "Rusya, dünyaya hâkim olacak-tır," ve benzeri nice nakaratı ve bunların oluşturduğu çerçe-veyi bir tarafa bırakalım. Sovyetlerin ne olduğu ve nelere na-sıl baktığı hakkında bize fikir verebilecek olan bu sözler pekçok insan tarafından paylaşılmıştır. Bu nedenledir ki yazaranonim olmayı yeğlemiş, kendi kimliği ile ortaya çıkmamış-tır/9^

Komünizmin başlangıcından günümüze kadar yaşadığıserüveni kabaca bir süzgeçten geçiren doküman, genel mahi-yette bir teze ulaşmakta ve bu tezle birlikte hayata geçiril-mesi gereken bazı siyasî tavsiyelerde bulunmaktadır. Ulaşı-lan tez şudur:

"Leninizm ve pazar ekonomisi, bolşevizm ve anayasalhükümetler arasında üçüncü bir yol mevcut değildir." Tavsi-yeler ise şunlardır: "Batı yardımı, pazar ekonomisinin ilkele-ri doğrultusunda faaliyet gösteren özel sektöre yapılmalıdır.Uluslararası Para Fonu'nun koşullarını kabul etmiş bulunanve Sovyetlerin nüfuz alanın içerisinde yer alan bölgelere ar-ka çıkılmalıdır."

Bu tezin, paşa kızında da bulunabilecek cinsten bazı ku-surları da yok değildir doğrusu: İlk çelişkisi endüstriyel de-

(«7)Yazarın, Kaliforniya Üniversitesi profesörlerinden Martin Malia olduğudaha sonra açıklanmıştır. Moskova'da bulunan arkadaşlarının korunma-sı için adını saklamak zorunda olduğunu açıklamıştır (NYT, Ağustos 31,1990)

115

Page 116: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

mokrasileri bir kalemde silip atması, pazar prensipleri dışın-da kalmalarına karşın ekonomik mucizeler göstermiş bulu-nan Güney Kore, Tayvan gibi ülkeleri görmemezlikten gel-mesidir. İkinci ise ne bolşevizmin ve ne de anayasal hükü-metlerin hüküm sürmediği ama bu dünyada da var olan yö-releri yok saymasıdır.

Tüm bu kusurlarına karşın yaptığı tavsiye çok açıktır:Sovyet imparatorluğu bir Üçüncü Dünya ülkesi haline dö-nüştürülmelidir. Ötesi, ana amaca hizmete yönelik ayrıntı-lardan başka birşey değildir.

Almanya'nın liderliği altında Batı Avrupa'nın Doğu Av-rupa'yı bir Üçüncü Dünya yöresi haline getirme ve nimetle-rinden faydalanma yolunda attığı dev adımlar Washington'upek endişelendirmektedir.

Batı Avrupa'nın başarısı endüstri ürünleri için pazar bul-masını, ucuz hammadde ve işgücü teminini kolaylaştırmak-tadır. İleri gelen maliyecilerden biri olan Alan Greenspan,"Doğu Avrupa'nın çok büyük yatırımların yapılmasına elve-rişli bir bölge olduğuna, bedelini fazlasıyla ödeyebilme potan-siyeline sahip bulunduğuna" işaret etmekte ve tarihin yatı-rımcılara bu denli verimkâr bir insanı nadiren bahşettiğinedikkatleri çekmektedir. Ne var ki Reagan döneminde yapılanhatalar ABD ekonomisini zayıflatmış, soluğu kesmiş, yarışayeterince güçlü olarak katılmasına fırsat vermemiştir. Ülke-nin yabancı bankalara olan borçları, yeni sömürgeler yarat-masına, dişlerini bu bölge halklarının derisine geçirip kanıy-la kanlanmasına, canıyla bir iyice canlanmasına olanak tanı-mamaktadır.

Bir başka iktisatçı, James O'Leary, "Dünya lideri olarakotoritemizin büyük bir kısmını kaybettik" demekte, aym gö-rüşü paylaşan ve "On veya on beş sene önce başka yerlerdeolanlara pek dikkat etmek mecburiyetinde değildik. Oysaşimdi herşeyden etkilenen onlarca çocuktan biri olduk" diye

H6

Page 117: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

hayıflanan Wall Street'deki meslektaşlarının hislerine tercü-man olmaktadır .(98)

Liberal Demokratlar, yardımın, Orta Amerika ülkelerin-den Doğu Avrupa'ya kaydırılmasında ısrar etmektedirler.Böylece sömürüye yeni açılan bu ülkelerde sömürme yarışınagirebilmek mümkün olacaktır görüşündedirler. "Yardım" ke-limesi, vergi mükelleflerinin iş adamlarını girişimlerindevergileri ile destekleme keyfiyetini gözlerden saklamak ama-cıyla bir hüsnütâbir olarak kullanılmaktadır. Amaç, iş adam-larının önünü açmak, nüfuz alanlarını vatandaşın parasıylagenişletmektir. Gerçek niyet mutlaka saklanmalıdır, buamaçla asil duygular istismar edilmeli, yapılan haksızlıklaraasil kılıflar geçirilmelidir. Senetör Pataick Leahy, Nem YorkTimedda. çıkan ve Panama ve Nikaragua'nın ümit vaat edendemokrasilerine yardım yapılmasının gereğine işaret edenbir makaleyi eleştirmekte ve şunları söylemektedir:

Birleşik Devletler, Avrupa'nın kapısının önünde yalnız bıra-kılmıştır. "Batı Avrupa ve Japonya'nın, Doğu Avrupa'nın ih-tiyaçlarına zaten cevap vermekte olduğuna" işaret etmekte,gözlemlerinizden deliller getirmektesiniz. Ve asıl mesele deişte burada yatmaktadır. Doğu Avrupa'nın sunduğu ticaretve yatırım olanakları hızları ticarî rakiplerimizin eline geç-mektedir. Biz Orta Amerika'da karşımıza çıkan siyasî prob-lemlere çözüm aramakla vakit kaybederken Doğu Avrupa'yıkaptırıyoruz; bundan da haberimiz olmuyor ."(99)

Leahy, Kfongre'de yaptığı bir konuşmada "dış yardımınABD'nin rekabet gücünü artıracak tarzda gerçekleştirilmesi-nin kaçınılmazlığına" işaret etmiştir. Halka söylendiği gibi

<98>David Francis, "US Edgy as Money Flovus to Europe," CSM, Şubat 26,1990.

(»«Letter.iVYT, Nisan 10, 1990.

117

Page 118: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

dış yardım uluslararası bir bağış değildir. Gönüllere ferahlıkdeğil keselere zenginlik getirsin diye yapılır. İyice tasarlan-ması durumunda çok kıymetli bir yatırımdır; Yeni ortaklar,yeni pazarlar, yeni kazançlar elde etmenin yollarından biri-dir. İhracatınızı artırır, işsizlik probleminize çözüm getirir;Marshall Planı'nın ana hatları da bu esas üzerine oturtul-muştur. "Bugün için amacımız Doğu Avrupa'nın gjaga verme-ye başlamış demokratik ortamından yararlanmak, buradaiktisaden güçlü olmanın bir yolunu bulmaktır. Kendihükümetlerinden dolaysız destek görea Japon ve Alman? Bur-malarının çok gerilerinde kaldık. 2 linçi asra girmeye hazır-landığımız şu yıllarda Washington firmalarımıza desteğiniesirgememelidir. Doğu Avrupa pazarı elden kaçırılmamalı-dır. Rakiplerimizin gfirisinde hükümetlerinin desteği vardır.Devlet destekli rakip firmalar yalnızca Doğu Avrupa'da dteğilaynı zamanda Afîka , Asya ve Latin Amerika pazarlarında dakeyfimiai kaçırmış \ julunmaktadırlar. Dış yardım programla-rı, yeni ithalat kredileri bize yeni olanaklar kazandıracaktır.Geri kalmamak için en azından onlar kadar bizde kendi fir-malarımızı desteklemeliyiz. 'Serbest pazar' tezimizin rakiple-r i n d e değil bize avantaj sağlaması için her türlü ince ayarıyapmaktan kaçınmamalıyız."*100*

Sözünü etti ğimiz bu faktörler ve kardeşleri Üçüncü Dün-ya'ya yönelik savaşın yöntemlerini biçimlendirmektedirler.Değişiklik, yalnızca gerçekleri gizlemek için izlenen yollardamücâdelede yer alan faktörlerin isimlerinde ortaya çıkmak-tadır. Birleşik Devletler'e ve Batı Avrupa'ya hâkim olan güç-ler devlet terörünün şimdilik hızını kesmişler, yemeye karar-lı olduklarının bir parça daha semirmesi için önlerine yemkoymuşlardır. Yeme uzanacak olanlar bu fırsattan yararla-

(ioo)se n ator Patrick Leahy, "Neıv directions in U. S. Foreign Aid Policy,"Congressional Record, s. 7672, Haziran 11, 1990.

118

Page 119: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

nıp paçayı kurtarma şansına sahip olamazlar ise istikbâl,hâlden de beter olacaktır.

Bir yerde karamsar olmanın da fazla bir anlamı yoktur.Dünyanın ezilmişleri, tarihteki hiçbir örneği ile kıyaslana-mayacak derecede haklarını elde etme yolunda cesur ve ka-rarlı gözükmektedirler. Endüstriyel âlemde bolşevizmin çö-zülmesi, vahşi kapitalizmin terk edilmiş olması liberal sosya-list ve radikal demokrat fikirlerin yeniden itibar bulması, işâleminin ve yatırım kararlarının kamu tarafından denetlene-bilmesi, dolayısıyla daha anlamlı demokratik bir yapınınoluşması ve özel sektörün koyduğu kısıtlamaların azaltılma-sı yolundaki umutların artmasını sağlamıştır. Bunların ve uçvermeye başladığı görülen diğer olanakların bugünden he-men yarına hayata geçirilmesi mümkün gözükmese de, in-sanlığın parlamenter demokrasiyi ve vatandaş olmanın bera-berinde getirdiği en tabiî hakları ancak ve ancak 250 seneönce müktesebatı arasına sokabildiği gerçeği hatırlandığındagözlerin ışımaması, gönüllerin ferahlamaması için ciddi birendişenin mevcut olmadığı görülecektir. İnsan denen yaratı-ğın nelere kadir olduğunu, insan denen yaratığın öyle kolay-ca kestirebilmesi mümkün değildir.

Pascal bahsi olarak bilinen bir çeşit bahis ile yüz yüzeyiz:En kötüyü düşün, o sana gelecektir; kendini adalet ve özgür-lük yolunda verilen mücadeleye ada, davan kesinlikle arzuettiği noktaya doğru gelişecektir."

119

Page 120: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

İkinci Bölüm

Ev cephesi

Reagan dönemi, önemini vurgulamak amacıyla çoğu kimsetarafından bir devrim olarak nitelenir. Gerçek öyle olmasabile yerel sosyal düzen ve dünya üzerindeki etkisi hiç de kü-çümsenebilecek gibi değildir. Yansımalarından bir kısmı,1989'da iş başına gelen yönetimlerin üzerine düşmüştür. Bubölümde dikkatlerimizi eve çevireceğiz, bir sonraki bölümdeise uluslararası politikalar ve tezahürlerinden ayrıntılı ola-rak söz edeceğiz.

1. Önemsenmeyen halk

Bu meselelerin pek geniş ölçekli beşerî sonuçları vardır, bunedenledir ki tarafsız bir gözle incelenmelerinde zaruret var-dır. Ve bu kolay bir iş değildir. Herşeyden önce "Reagan","Schultz", "Bush" kelimelerinin yaptığı çağrışımları, gözlerönüne getirdiği kanlı tabloları bir yana bırakmamız gereke-cektir. El Salvador ve Guatemala'da işkence görmüş, kan göl-

121

Page 121: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

lerinde boğulmuş on binlerce insanı, Nikaragua'da açlıktanölen nice yavruyu, hastalıklara ve yoksulluklara yenik düşüphayatı sönen onca insanı gözünüzün önünden ırak tutmanızgerekecektir. Sandinastalar'ın elde ettikleri başarılan da biryana bırakacaksınız. Mozambik ve Gazze'ye de bakmayacak-sınız. Kan gördüğünüz, göz yaşlarında boğulacak gibi oldu-ğunuz köşelerden başınızı hemen nere işimize geliyorsa ora-ya çevireceğiz. Burada "biz" derken kastettiğim kendini so-rumlu hisseden, üzerine düşmüş olanı yapmış olsaydı buolanlara engel olabileceğini düşünen insanlardır.

Kendi perişanlıklarımızın, kendi yeislerimizin kemik yı-ğınlarını ve kan ırmaklarını görmemize nasıl engel olduğunubirkaç kelimeyle de olsa değerlendirmeden yolumuza devametmeyeceğim. Dünyanın orasında-burasında bu vahşet tablo-larını nasıl oluşturabildiğimizi iyice anlayabilmemiz için göz-lerimizi kurbanlarımıza karşı aşırı duyarlı olmakla suçlananliberal güvercinlere çevirmemizde yarar vardır. "Pek de çeki-ci olmayan Reagan dönemi"nin belli başlı olaylarından sözeden New Republic'in editörü Hendrik Hertzberg, Rambofilmlerinden, Lübnan'da yaşanan ölü deniz piyadeleri olayın-dan dem vurmakta, ama ne Filistinlilerin, ne Lübnanlılarınbaşına gelenlerden, ne de Orta Amerika'da olup bitenlerdenhabersizmiş gibi gözükmektedir. Kimbilir belki de bunlarıkayda değer bulmamaktadır. Oysa Mary McGrory farklı birkanaatta bulunmasına rağmen hiç değilse Nikaragua'da De-mokratlar için barışın, Cumhuriyetçiler için özgürlüğün bi-rinci planda geldiğini söylemekte, Washington'un bazılarıncagösterilmek istendiği kadar Orta Amerika'ya karşı kayıtsız,dolayısıyla sorumsuz olmadığı gerçeğini dile getirmektedir.'1'

Barış ve adalet için verdiği mücadelede kaydettiği basan-larından dolayı haklı bir övgüye layık görülen Uluslararası

<ı>Hertzberg, TNR, Şubat 6, 1989. McGrory, Boston Globe, Şubat 6, 1989.

122

Page 122: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

Politika Merkezi'nin yayın organı Indochine Issues'a bir gözatalım. Uluslararası Barış İçin Carnegie Vakfi'nın yöneticile-rinden birinin Washington'u Vietnam ile uzlaşmaya, Viet-nam tecrübesinin verdiği acıları, geçmişin kırgınlıklarını, öf-kelerini, nefretlerini, hayal kırıklıklarını unutmaya çağıranyazısında tüm bu hoşnutsuzlukların biricik faili olarak Viet-nam'ı gördüğüne, ABD"nin üzerine toz kondurmadığına şahitolmaktayız. Yazar bu savaşın ardında bıraktığı beşeri sorun-ları da dile getirmekte, kaybolanların, ülkelerini terk etmeyemecbur bırakılanların, esir kamplarında yok edilmişlerin ya-sını tutmaktadır. Üzerinden en modern silahlarımızla geçti-ğimiz bu ülkelerde geride bıraktığımız ceset yığınlarından,sakat insanlardan, ilim ve irfanımızla herbirini bir hilkat ga-ribesine döndürdüğümüz ceninlerden hiç söz edilmemekte,sanki bu dünyadan olmayan bir meçhul el bu işleri yapmış-casına sorumluluk almaktan kaçınılmaktadır. Yalnızca veyalnızca bizim başımıza gelenler, Vietnam Savaşı'ndan bizimaldığımız yaralar dile getirilmektedir/2'

Bu tür varsayımları hakikat mertebesine çıkartma hata-sına düşersek "Vietnam Savaşı'nm sonuçları bizim içinönemlidir, olan bize olmuştur, Vietnam bu işten hiç etkilen-memiştir" diyen James Fallows'un ve Fallows'u onaylayanDissent'in editörü Dennis Wrong gibilerin peşine takılacakolursak, milyonlarca insanını öldürdüğümüz, altını üstünegetirdiğimiz topraklara olup bitenlerin değil ama bu haltlarıkarıştıran bizlerin başına neler geldiğini yana-yakıla ön pla-na çıkarırsak, maktul için değil ama katil için göz yaşlarımı-zı akıtırsak gün gelir, bir büyük Alman tarihçisinin yahudisoykırımının yahudiler için hiç de önemli bir mesele olmadı-ğı, asıl meselenin bu katliamın Alman milleti üzerindeki

<2) Frederick, Z. Brovvn, Indochine Issues, Kasım 1988. Vietnam ile olan iliş-kilerden duyduğumuz rahatsızlıklarla ilgili ayrıntılı bilgi için: Manufac-turing Consent, s. 238; Necessary Illusion, s. 33.

123

Page 123: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

yansımaları olduğu, akan yahudi kanına değil bu kana elibulaşmış bulunan Alman'a yanmak gerektiği yolundaki yo-rumuna alkış tutmamız kaçınılmaz olur.<S)

Amerikan yerlileri sahasında bir otorite olan FrancisJennings'in bir gözlemini aktaralım: "Tarihte, kırma yakalı,yelekli, altın saat zincirli bir zatın emir verip madunlaradöktürdüğü kanın üzerinde yükseldiğini görüyoruz." Kendiahlâki sistemimizin ve entellektüel kültürümüzün temelözelliklerini iyice kavrayıp tarafsız bir gözle değerlendirme-diğimiz sürece önümüzde duran problemleri anlayıp gereklidersleri çıkarabilmemiz mümkün olmayacaktır.

Seksenli yıllarda Orta Amerika, Washington'un nişantahtalarından biri olarak kullanılmıştır. Sonuç ortadadır.Acılarla ve utançlarla dolu bu on seneden önceki yıllarda Or-ta Amerika dünyanın en fukara köşelerinden biri idi. Bölgeyiuzun süre egemenliği altında bulunduran ve askerî müdaha-lelerle işleri arap saçına çeviren bir süper gücün bölge halkı-nın kaderi üzerindeki rolü, Batı'nın zengin ve kendisindengayrisini önemsiz sayan insanı için yabana bir olgudur. Batı-lı varlıklı insan, kendisinden yoksullara bir zarar geleceğine,onların düzeninin Batılı zengin devletler tarafından bozula-cağına inanmaz, inanmak istemez. Neıv York Times Magazi-ne'de çıkan bir yazısında James LeMoyne, Orta Amerika'nıntemel problemleri ile görüşlerini dile getirmekte, müsebbib-ler arasında Küba'dan, Sovyetler Birliği'nden, Kuzey Ko-re'den, Vietnam'dan, Filistin Kurtuluş Örgütü'nden ve iriliufaklı nice tahripkâr güçten söz etmektedir. ABEKnin ismiyalnızca El Salvador ordusuna yaptığı yardım vesilesiyleanılmaktadır. Bu yardımın gerekçesi olarak da serbest se-çimlerin yapılmasına, bazı sosyal reformların gerçekleştiril-mesine katkıda bulunmak arzusu gösterilmektedir. Times

<3>More Like Us, NYT Book Revieıu, Mart 26,1989.

124

Page 124: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

•i Ev Cephesi

Magazine'de çıkan bir makalesinde Tad Szulc aynı teldençalmakta, Karaibler'de yaşanan olumsuzluklardan Küba'yı,Sovyetleri, işi daha gerilere götürerek Avrupalı sömürgecilerisuçlu tutmaktadır. ABD 'ne gene toz kondurulmamaktadır.Tek olası suçunun olaylara seyirci kalmak, gereken aktivite-yi göstermemek olduğu yazılmaktadır(4)

Times Magazine de çıkan bir yazısında Stephen Kinzer,sergüzeştçi Sandinistalar için bir model olarak teklif ettiğiGuatemala'da demokrasinin kaydettiği gelişmenin geride ar-zu edilir birşeyler bıraktığını ifade etmektedir. Cesaret vericibir takım belirtiler mevcuttur: tarafımızdan desteklenen gü-venlik kuvvetleri marifetiyle işlenen cinayet sayısı gün başı-na ikiye düşmüştür. Bu rakam, Kinzer'in ifadesiyle "tarihinşahit olduğu en zalim diktatörlerden ikisi" olan Lucas Garciave Rios Montt döneminde işlenen cinayet sayısı ile kıyaslan-dığında sevinmemek mümkün değildir. Sözünü ettiğimiz buiki diktatörün Reagan ve adamları tarafından coşkuyla des-teklendiğini belirtmeden geçmeyelim. ABD'nin Guatemala'daüstlendiği rolü pek iyi bilen Kinzer, hiç kuşku yok ki oyununkurallarını da bilmektedir: Guatemala'nın 1944-54 yıllarıarasında yaşadığı demokratik dönem sözü edilmeyen neden-lerden ötürü çökmüştür. Bu çöküşte ve sonrasında ABD'ninoynadığı rol ise koyu karanlıkların gerisinde saklanmakta-dır. Burada gene üstü kapalı ifadeler kullanılmakta, ABD'ninyansız tutumundan söz edilmekte, geri kalmış ülkelerde coş-kuyla karşılandığından ve yönetimlerin sivilleşmesine olankatkılarından bahsedilmekte, fakat uzun mesafeli koşullardane dolapların döndüğü geçiştirilmektedir. Eğer bugün Guate-mala'da her zamankinden daha fazla işsiz varsa, daha fazlainsan çöplüklerde yiyecek arıyorsa, ordu zulüm düzenini

W LeMoyne, NYT Magazine, Nisan 6, 1986. Szulc, NYT Magazine, Mayıs25, 1980.

125

Page 125: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçdk ve Hayal

hâlâ sürdürüyorsa, Katoliktpapazların ifadesiyle "giderek fu-karalaşan köylüler üç-be§ zengin tarafından ısömüriilüyor-sa"; tüm bu gelişmelerin yansımalarının olmaması olası de-ğildir. Tüm ibu kepazeliklerin kurumsallaştınlmasmda vesürdürülmesinde Birleşik Devletler'in katkısının olabileceği-ni hiçbir saygıdeğer beyefendi düşünemez"*5*

Uygulamada görülenler aşinası olduğumuz çizgiyi takipetmektedir. Dominik Cumhuriyeti'nde ve Balaguer arasındageçen 1990 seçim yaraşması ile ilgili haberlerinde HowardFrench, 1963 senesinde yapılan ilk serbest seçimleri kazanan"doğuştan Marksist" Juan Bosch'un kısa bir süre sonra aske-rî rejim tarafından iktidardan uzaklaştırıldığını ve rakibi Jo-quin Balaguer'in Bosch'u 1966 başkanlık seçimlerinde bozgu-na uğrattığını bildirmektedir. Adet olduğu üzere birkaç kü-çük gerçek dile getirilmemektedir: ABD'jnin yaptığı müdaha-lelerin serbest seçim yapılmasına hiç fırsat tanımadığından,Washington'a yan bakma gafletini gösterdiği güne kadaruzun yıllar boyunca diktatör Trujillo'nun desteklendiğinden,"doğuştan Marksist" Bosch'un Kenned^nin politikalarını ha-raretle desteklediğinden, ABD'nin bu zatın suyu çıktıktansonra askerî bir darbeyle iktidardan uzaklaştırılmasında oy-nadığı rolden, halkın anayasal düzeni tekrar kurmak için1965 senesinde nasıl ayaklandığından ve bu ayaklanmanın23.000 Amerikan askeri tarafından nasıl bastırıldığından,gerçeklerin gizlenip demokrasiyi kollama ve gözetme baha-nesinin ardına nasıl saklanıldığından, ölüm müfrezeleri-iş-kence-baskı-köleleştirme dörtgeninin tekrar nasıl kuruldu-ğundan, fukaralığın ve kötü beslenmenin nasıl yaygınlaştın-lıp derinleştirildiğinden, iç göçün nasıl hızlandırıldığından,Amerikan şirketleri için pek verimli yatırım alanlarının nasıloluşturulduğundan, terör vasıtasıyla ortamı hazırlandıktan

<5>Kinzer, NYT Magazine, Mart 26, 1989,

126

Page 126: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

sonra 1966 seçimlerinin yapılmasına nasıl izin verildiğindenhiç ama hiç söz edilmemektedir.<6)

ABD'nin Kamboçya'da planlayıp uygulanmasına riyasetettiği toplu cinayetler bile çok kolayca unutturulmuştur.1970'lerde işlenen bu cinayetleri, Nisan 1975'de yayınlamayabaşladığı bir yazı dizisinde ele alan New York Times şu baş-lığı kullanmıştır: "Kamboçya Sınavı: 15 Senedir Kanayan BirÜlke." Mart 1969'da başlayan ve Nisan 1975'e kadar sürenve CIA'nın elindeki verilere göre 600 000 kişinin ölümüne ne-den olan ABD bombardımanlarından ise söz edilmemektedir.

Entellektüel yaşamın tabiî bir elemanı olmayan ahlâkiboyuttaki korkaklıkların çok ürkütücü sonuçları olmakta-dır/7' Orta Amerika'ya tekrar geri dönelim. On sene önce bubölgede yenilenmenin, yeniden yapılanmanın umut ışıklarıraksetmekteydi. Yeryüzünün en ilkel oligarşilerinden birineson vermek için Guatemala'da işçiler ve köylüler organize ol-muşlardı. El Salvador'da kilisenin önderliği altında hareketegeçmiş bulunan fukaralar, kendi gelecekleri ve kaderleri ileilgili kararları kendilerinin alabilecekleri noktaya ulaşabil-mek için çırpınıp durmaktaydı. Açlığı yenmeyi, baskındankurtulmayı umuyorlardı. Nikaragua'yı uzun seneler ABDkuvvetlerine bir üs olarak sunan diktatör, 1979 senesindedevrildi. Geride 40 000 ölü, soyulmuş bir hazine, çökmüş birekonomi ve harabeye dönmüş bir ülke bırakmıştı. Milli Mu-hafızların iş başından uzaklaştırılmış olması, yeni güçlerindevreye girmesine imkân sağlamıştı. Bu nedenle insanlar ya-rından umutluydular. Koşulların tüm zorluklarına rağmenilk yıllarda önemli başarılar elde edildi.

W French, NYT, Mayıs 8, 1990. Turning the Tide, s. 150. Seçim 1962'de idi,1963'de değil. ^NYT, Temmuz 19, 1990. Kamboçya ile ilgili başka örnekler ve benzer va-kalar için: Manufacturing Consent.

127

Page 127: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Reagan yönetimi, liberal demokratlar ve basın işbirliğiyapıp bu umutları üzerinde baykuşların tünediği yangın yer-lerine çevirdiler. Bu nadir görülen bir başarıydı ve tarih ta-rafından hiç kuşku yok ki layıkıyla değerlendirilecektir.

2. Siyasî başarılar

İnsanı rahatsız eden bu tür düşünceleri bir tarafa bırakalım.Bu yoldan rahata kavuşmanın ustası olduğumuz kimseninmeçhulü değildir. Yaşananların Amerikan halkı üzerinde netür etkilerinin olduğu sorusuna yanıt arayalım. Özellikle ik-tidarda olanların ve öyle görünenlerin durumuna yakındanbir göz atalım.

Bu sorulara sağlıklı yanıtlar verebilmek için önce toplu-mumuzun yapışım anlamamız gerekecektir. Görünen, anla-şılması kolay bir fotoğraf değildir. Bir yanda bağımsız düşü-nebilme, moral değerlere sahip olma avantajlarını koruyabil-miş sessiz yığınlar vardır. Bunlar, Nikaragualıların maruzkaldığı bir tabiî afetin maddî yaralarını sarabilmek için sıra-dan bir kilisenin önderliğinde milyonlarca dolar tutarındayardımı yapabilme potansiyeline sahip insanlardır. Zengindeğildirler, etkili değildirler.

Öte yanda ise katı bir fanatizm, gönüllü bir ihmalkârlık,seçkinlerin kültürüne bulaşmış bir yozlaşma mevcuttur. Po-litik sistemin formal mekanizması nadiren layıkıyla işlemek-te, çoğu kez işler itiş-kakış, kargaşa ve gizlilik ortamında ko-tarılmaktadır. Bu eğilim giderek güçlenmekte, devletin şid-dete başvurmasını teşvik eder mahiyeti daha belirgin hâlegelmektedir.

Politik sisteme bir göz atalım. Reagan döneminde kapita-list domakrasi parlak günlerini yaşamıştır. Sekiz sene bo-yunca bir tek kişinin sultası altında olmadan çalışabilmiştir.Bu, kayda değer bir gerçektir. Ronald Reagan'ı kendi döne-

128

Page 128: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

ininde oluşturulan politikaların tamamından mesul tutupsuçlamak doğru olmaz. İlgililerin gösterdiği tüm çabalar, Re-agan'ın, kendi döneminde üretilen politikalardan en az ha-berdar olan kimse olma gerçeğini örtmeye kâfi gelmemekte-dir. Personeli tarafından iyice programlanmamış olması ha-linde ettiği sözler, kendilerini ciddiye alanların yüzlerini kı-zartacak niteliktedir. İran-Kongre soruşturmasında gün-demdeki en can alıcı soru Reagan'ın kendi yönetiminin politi-kasından haberdar olup olmadığı, haberdar ise hatırlayıp ha-tırlamadığı idi. Olaya açıklık kazandırmaya çalışır gözüken-lerin gerçek niyeti ise meseleyi geçiştirmekti. Reagan'ın ha-beri olmaksızın Kontralara yardım olayına bulaştırıldığı ger-çeği ortaya çıktığında kamuoyu kayda değer bir reaksiyongöstermedi. Bu olay, ülkeyi gerçekte kimin idare ettiği soru-sunu akıllara getirdi. Kamuoyunun ilgisiz kılınabilmesindegösterilen başarılar ise ürkütücü boyuttaydı.

Reagan'ın görevi tebessüm etmekti, tatlı-yumuşak birsesle teleprompterden geçen yazıları okumaktı. Fıkra anlat-mak, dinleyicileri uyutmaktı. En büyük başarısını eline tu-tuşturulanları okurken göstermekteydi ve hizmetinde olduk-ları da kendisine iyi bakmaktaydı doğrusu. Reagan bu işi ba-şarıyla senelerce götürdü. Hizmet ettiklerini hoşnut etti, ikti-darın keyfini hakkıyla çıkardı. Kendisine hazırlanan emekli-lik günlerinin olanakları da verdiği hizmetin boyutları ilemütenasip oldu.

Patronları El Salvador'da binlerce insanın öldürülmesi,onbinlercesinin evinin yıkılmasını uygun görmüşler ise aksi-ne davranabilmek Reagan'ın haddine düşmüş bir iş değildi.Hiç kimse bir aktörü ağzından dökülen sözlerden dolayı kı-nayamaz. Reagan yönetiminin politikalarından söz ederkenReagan ve arkadaşları tarafından değil ama Reagan'ın efen-dileri tarafından oluşturulan politikalardan söz etmekte ol-duğumuzu bir kez daha vurgulayalım. Reagan'ın aslî görevi-

129

Page 129: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

nin halkla ilişkilerde kullanılan bir öge olmanın ötesine geçe-mediğini önemle belirtelim.

Demokrasi ile idare edilen, dolayısıyla halkın kendi gele-ceği ve kaderi üzerinde belirleyici rolünün olduğu ileri sürü-len ve dolayısıyla halkın ileri gelenlerinin tekerine çomaksokma gücü bulunan toplumlarda işlerin tıkırında yürümesi,halkın hak sahibi olduğunu sanmasının sağlanması ve efen-dilerin keyfinin kaçmaması için halkla ilişkiler endüstrisisembolik bir figür üretir ve oyun bu figürün etrafında gelişti-rilir. Sadece sömürülen ülkelerde değil, bizzat ABD vatandaş-ları arasında önemsiz olarak nitelenen, binanın inşasındakerpiç yerine kullanılan milyonlarca insan vardır. Bunlarıyönetmek, dertlerine deva bulmak amacıyla birine olağanüs-tü vasıflar yüklenir, adına lider denir. Şişirilir de şişirilir. Vebu numara yeni değildir. Heredot'a kadar uzanır. Özgürlük-leri için mücadele veren insanların sonuçta otokratik hükü-metlerin kölesi durumuna getirilişlerine ait örneklerle dolu-dur tarih. Muhteris ve becerikli liderler, kendilerinin farklıolduğuna, halkın kendilerine sadık kalmalarının gerektiğine,hükümet etmenin sıradan insanların değil ama farklı kimse-lerin işi olabileceğine halkı bir güzel inandırmışlardır. Tarih-çi Lawrence Friedman, Cumhuriyetin ilk yıllarında "sadıktebaa ideolojisi"nin, sonuç itibariyle de "yaşayabilir bir ulus"duygusunun oluşturulabilmesi için yapılanlar arasında Geor-ge Washington'un putlaştırılması çabalarını da saymaktadır.Washington mükemmel bir insandır, eşi benzeri yoktur, in-san ırkının en mükemmel örneğidir. ABD'nin kur uçulan bu-gün bile hâlâ sıradan fani insanların çok üstünde addedil-mekte, herbirinin emsali olmayan bir dahi olduğu varsayıl-maktadır. İyisinden aşırılığa kaçmış bu gözde büyütme olgu-su özellikle entellektüel kesimde had safhasına ulaşmakta-dır. Camelot komedisi bunun bir örneğidir. Başka ülkelerdede bazı liderlerin yarı tanrı konumuna yüceltildiğini, kendi-

130

Page 130: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

lerine doğaüstü güçlerin atfedildiğine şahit olmaktayız. Pro-metheus'un yaptığını yapmalarının, gökten yere yıldızları in-dirip tüm dertleri dindirmelerinin umulduğunu görmekteyiz.En yakın iki örnekten biri Stalin, diğeri ise İsrail BaşbakanıGolda Meir'dir.(8)

Franklin Delano Roosevelt de özellikleri abartılmış lider-lerden birisidir. Özellikle fukara kesimler ve işçi sınıfı kendi-sini bir kurtarıcı olarak görmüşlerdir. Bu insanlar Roose-velt'e çok inanmışlardır, çok güvenmişlerdir. Kendisine adetatapan entellektüellerin zihniyetinde henüz bir değişiklik or-taya çıkmış değildir. Gülüşü üzerine, yürüyüşü üzerine, gi-yim kuşamı üzerine methiyeler düzülmüştür. Kusurları gö-rülmemiş, her hareketinde, her sözünde keramet aranmıştır.O dönemde yaşayanlar kendilerini şanslı saymış, bu fırsatıkaçıranlar dizlerini dövmeye davet edilmiştir. Büyük krizlerinasıl aştığından övgüyle söz edilmiş, "yasak aşk ilişkilerini"bile beceremeyip eline yüzüne nasıl bulaştırdığını ise imaeden bile olmamıştır.

Gelir dağılımının Hoover zamanında bozulmaya başlayanyapısının Roosevelt zamanında da çürümeye devam ettiği,Truman'ın da yönetimi ile bu kervana katıldığı gerçeği nicesonra yazılıp çizilmiş ama yankı yapmamıştır. Gerçekler,aciz insanların yakınmaları olarak değerlendirilmiştir. Açıkağızlar Roosevelt zihinlere tüm insanların eşit olduğu fikrinikazıdığını, böylece gönüllere huzur getirdiğini haykırıp dur-muşlar, aksini söylemeye niyetlenenleri münafık olmaklasuçlamışlardır. Noel Annan tarafından kaleme alınan ve budönemi tenkit eder görünmeye çalışan bir yapıtta bile "Mur-ray Kempton'un Roosevelt için yazdığı kasidenin tam yerinibulduğu"ndan söz edilmektedir.'9' Reagan döneminde fanta-

(8) Priedman, Inventors of the Promised Land (Knopf, 1975), bölüm, 2. NewRepuclic, Ağustos 10, 1987.

131

Page 131: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: 'Gerçek ve Hayal

z u e r ı n , Roosevelt dönemindeki irtifasına tüm çabalara rağ-^ûen yükseltilemediğini görmekteyiz.

Batı demokrasilerinin siyasî ve içtimai tarihi, formel me-kanizmanın çarklarının iş yapmak için değil de boşa dönme-sini sağlamak için harcanan çabaların belgeleri ile dolucîur.Hedef, politikanın oluşmasında halkın etkisini sıfırlamaktır.Politik organizasyonların, işçi birliklerinin, büyük sermayeile ortak çalışan medya kurumlarının, bireyleri bilgileadirendiğer kurumların ortaklaşa kurdukları ağın dışma bireylerindüşebilmesi, düzene ters düşen yollar tutabilmesi imkânsız-dır. Bir ferdin hizaya gelmesi, hapı yutması için televizyonizleyicisi olması yeterlidir.

Halkın ciddi işlerden uzak tutulması, dolayısıyla egemen-lerinin canının sıkılmamasını sağlamak için yapılacak işler-den biri; seçimleri, bayrak gibi, görevi parlemento açıp hükü-metin programını üstelik anlamak ihtiyacında bile olmadanokumanın ötesine geçmeyen İngiltere Kraliçesi gibi sembolikfigürlerden birini tercih etme olayına indirgemektir.<10) Eğerseçimler Kraliçe'yi gelecek dört yıl için seçme veya seçmememeselesine indirgenebilirse yatırımları ve diğer önemli meşe-lerle ilgili kararları verme gücünü ve siyasî ve ideolojik sis-temlerin kontrolünü elinde bulunduran özel sektör, özgürtoplumlarda bulunulması kaçınılmaz olan gerilimin elinden,baskısından, rahatsız edici varlığından kurtarılmış demektir.

Demokrasinin başarılı olmaması için alınan tedbirlerinsonuç vermesi, telkin sisteminin vazifesini hakkıyla yapma-sıyla, lideri haşmet ve otorite ile donatıp halkı hareketsiz kı-labilmek için gerekli illüzyonları sahnelemesiyle mümkün-dür. Modern çağda bu görevi yerine getirmenin yollarından

<») Kempton, NYRB, Nisan 15, 1982. Annan, Mektuplar, NYRB, Haziran10, 1982.

<10>İngiliz kültürüne bağlılık kurumlarının üzerindeki etkisi için: Tom Na-irn, The Enchanted Glass (Hutchinson, 1988).

132

Page 132: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

biri bizi uzal tan idare etsin diye seçtiğimiz kişiler in putlaştı-rılması, hakli anda övgüler düzülmesidir. Reagan üzerine dü-zülen hikayel 'er iktidara geldiği ilk günden itib aren medyaaracılığıyla ps ızarlandı ve bunların tamamının g< arçek dışı ol-duğu kanıtlam di. Popülaritesi belirli bir bant içei âsinde kaldı;ne üçte birin al 'tına düştü, ne üçte ikinin üstüne çıktı. Ekono-miye bakış açış ı nedeniyle ne Kennedy'nin ve Dıe de Eisenho-wer'in popülari tesine hiç ulaşamadı. George Bush, cumhur-başkanlığına ad aylana koymuş politikacılar içerisinde popü-laritesi en düşül 's olan kimseydi. Seçim sonrası durum değiş-ti. Üç hafta içeri sinde popülaritesini %76'ya yükseltti. Bu se-viyeyi Reagan hı iç yakalayamamıştı.(U) İktidarının on seki-zinci haftasındak i popülaritesi, Reagan'ın kaydettiği en yük-sek puanın üstüne leydi.

Reagan'ın bu 1 tadar çabuk unutulması, kendisine veril-miş olan rolün ne o lduğunu bilenler için hiç de şaşırtıcı değil-di. Reagan dönemi inde demokrasinin olabildiğince askıyaalınmış olmasına ra ğmen halkın kontrolü zaman zaman el-den kaçırıldı, iktida; rın gücünün keyfini sürdürebilmesindenice tatsızlıklar ortay, a çıktı.

Reagan yönetimi b u problemleri ikili bir strateji ile karşı-ladı. Önce Halk Diplont \asisi Dairesi kuruldu. Bu birim, Ame-rikan tarihinin şahit ol» iuğu en mükemmel kurumlardan birtanesi. Organizasyonu i tibarı ile gerçekten mükemmel olanbu birim niyeti itibariyle hiç de öyle değildi. Amaçlarındanbiri Sandinistalan cin tutmuştan beter etmek, bir başkası iseOrta Amerika'nın terörist devletlerine verilen desteği organi-ze etmekti. Halkın görüşlerinin, düşüncelerinin devlet eliylebiçimlendirilmesi ABD yasalarına aykırıdır. Yasalara aykırı

U»BG, Şubat 17, 1989, ABC ve Washington Post tarafından rapor edilmiş-tir. Reagan'ın popülaritesinin çarpıtılması ile ilgili ayrıntılar için Not39'a bkz.

133

Page 133: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

olan bu eylemler Kongre tarafından tespit edilmiş, fakat üze-rine gidilmemiştir. Amaçlarından biri, düşman bildiklerini"muhasara" altında tutmak olan güçlü ve mütecaviz bir dev-let yönetimi için gerekli görülen yasa dışı bu faaliyetler hoş-görü ile karşılamak; İkincisi gizli operasyonları o güne kadargörülmemiş bir seviyeye yükseltmekti. Halkın hoşnutsuzlu-ğu, bu gizli operasyonların hangi düzeyde seyrettiğini göster-meye kâfi gelir.

Gizli operasyonlardan yalnızca halkın haberi yoktu. Med-ya ve Kongre olup bitenlerden haberdar idi, haberdar değil-miş gibi rol kesmekteydi. Bir örnek verelim. Ağustos 1987'deOrta Amerika ülkeleri ile varılan barış anlaşmalarının dahamürekkebi kurumadan Reagan yönetimi Kontralara yaptığıaskerî yardımı üç katına çıkardı, günde bir kez yapılmasıolağanlaşmış yardım uçuşlarım katladı. Medya ve Kongreyapılanları görmemezlikten geldi. Washington, işbirlikçisiyerel silahlı güçleri istim üzerinde tutmak, barış anlaşmala-rını işlemez hale getirmek için büyük çabalar sarfetti. Nika-ragua halkının beynine Sandinistalar var oldukça huzurlarıolmayacağı gerçeği çivi gibi çakıldı. San Salvador civarındakiaskerî tesislerden biri olan Ilopango hava üssünden Nikara-gua içinde bulunan Kontralara CIA aracılığıyla gerçekleştiri-len yardım uçuşları önce ilgili mercilere rapor, sonra dünya-nın gözü önünde ispat edildiği halde Kongre ve medya "duy-madım, görmedim, söylemedim" havasını sürdürmeyi tercihetti. Ekim 1986'da Amerikan paralı askerlerinin vurulmasın-dan ve mızrağın çuvalda saklanmasının artik olanaksız hâlegelmesinden sonra "Hasenfus yolu" nihayet kamuoyuna du-yuruldu. Ve bir-iki hafta içerisinde örtbas edildi.(12)

Gerek medya ve gerekse Kongre, nasıl olupta "Yönetim'in

(12)AP, Aralık 15, Barricada International (Managua, San Francisco), Ara-hk 22, 1988. Gelen haberler, yapılanların bilinçli olarak yapıldığını gös-

134

Page 134: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

ve Kongre'nin Nikaragualı asilere ve Orta Amerika'daki ba-rış çabalarına yardım" konusunda ani aşabil diklerini, Bushyönetimi ile liberallerin bu noktada hangi akla uyup uzlaş-tıklarını anlamamazlıktan geldi. Bu çok açık bir çelişki idi:"barışa destek veren çabalar," yardımın önünde bir engeloluşturmaktaydı. Timeshn editörlerinden biri, editörlerincoşkuyla alkışladığı anlaşmanın, ABD'nin çıkarlarıyla uzla-şan "bölgesel pakt"ı ihlal ettiğini üzüntüyle açıklamaktaydı.Daniel Ortega bu gelişmeleri şu tarihi gerçeği bir kez dahadile getirerek yorumlamaktaydı: "Güçlü olan, başkalarınınisteklerini hiç dikkate almadan kendi bildiği gibi davranır vebunu hak bilir,"<13)

Uygulama tekdüzedir; medya aldığı emir doğrultusundagörevini ifaya devam etmekte, "Orta Amerika barış çabaları-nın" ABD tarafından desteklenen silahlı güçlere yapılan yar-dımların "insanî "yardım olarak nitelendirilmesinin hiçbirstandarda göre mümkün olmadığı gerçeğini —bu gerçekuluslararası kuruluşların tespitleriyle sabit kılınmış olunma-sına rağmen— görmemizlikten gelmektedir. Yapılan yardım-ların insanî boyuttan yoksun bulunduğunun tespiti Amerika-lı yetkilerin canını sıkmış, bu meseleyi uzun süre ağızlarınaalmamışlardır. Times'dan alınan bu cümledeki çelişki sonderece belirgin ve apaçık ortadadır: Washington ve medya ta-rafından birkaç ay içerisinde hadım edilen Ağustos 1987 ta-rihli Esquipulas II Antlaşması'na mı, medyanın hararetlidesteğinin de yardımıyla Kongre ve Yönetim'in işlemez hâlegetirdiği Mart 1988 tarihli Sapoa Ateşkes Antlaşması'na mı,yoksa mutad olduğu üzere gene medyanın desteği ile Yöne-tim ve Kongre'nin altını oyduğu Orta Amerika devlet baş-

termektedir. Ekim 1987'den itibaren yardım uçuşlarının sayısındaki artışve medyanın suç ortaklığı için şu makalelerime bkz: Z Magazine, Ocak,Mart 1988. Ayrıca: Necessarry Illusions.

«S)Weinraub, NYT, Mart 25. Mart 28, 1989. Mark Uhlig,NYT, aynı gün.

135

Page 135: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

kanlarmca imzalanan Şubat 1989 tarihli antlaşmaya mı uya-cağımız belli değildir.

Gerçekler ortadadır ve kavranmaları son derece kolaydır.Orta Amerika devlet başkanlarının Şubat 1989'da yayınla-dıkları deklarasyon, Ağustos 1987 tarihli antlaşmayı ABDhükümetlerinin ve medyanın ihlal konusunda gösterdiği ba-şarının bir tezahürü idi. Bir antlaşmanın her iki tarafa dayüklenmesi olağan yaptırımlarından ABD muaf tutuluyordu.ABD'nin çıkarlarına hizmet eden terörist devletlerin faaliyet-lerine devam etmesi hoşgörü ile karşılanmakta, EsquipulasII Anlaşması'nın gereklerini yerine getirmeye çalışan Nika-ragua'ya türlü güçlükler çıkarılmaktaydı. ABD ve ortakları-na, altında imzaları bulunan her antlaşmayı ihlal etme hak-kı tanınıyordu. ABD'ne verilen bu kapitülasyona rağmen ant-laşma,

Esquaipulas II Antlaşmasının 5. maddesinde dile getirilentaleplerin, bölgede yer alan veya almayan devletlerin açıkçaveya gizlice düzensiz kuvvetlere (Kontralar) veya ayaklan-malara yardım etmeme, ediyorlarsa derhal durdurulmaları,bu dokümanın amaçları ile bağdaşır insanî yardımlar dışın-daki her türlü arka çıkmanın yasaklanması yolundaki istek-leri kesin bir dille tekrarlamaktadır.

Böylece Kontraların ve ailelerinin Nikaragua içerisindeyeniden ikamete tabiî tutulmaları, hareketsiz kılınmaları vemümkünse kendi öz topraklarına dönmeleri öngörülmektey-di. Esquipulas H'nin atıfta bulunduğumuz maddesi, barışiçin olmazsa olmaz bir elemanın Kontralara veya yerel geril-la kuvvetlerine açıkça veya gizlice yapılan her türlü askerî,lojistik, propaganda amaçlı yardımın durdurulması olduğunubelirtmektedir. Mart 1988 tarihli Sapoa Ateşkes Antlaşmasıda aynı görüşleri tekrarlamaktadır. Amerika Devletleri Or-ganizasyonunun Genel Sekreteri anlaşmanın işlerlik kazan-

136

Page 136: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

masına önayak olmakta görevlendirilmiştir. ABD Kongresi'-nin anlaşmanın ihlali mahiyetinde kararlar alması üzerineGenel Sekreter'in George Shultz'a yazdığı protesto mektubuhasır altı edilmiş, basın tarafından görmemezlikten gelin-miştir. Bir taraftan barış çabalarını, öte taraftan da barışınaltını oymaya yönelik çabaları ve bu fiillerin faillerini aynıpota içerisinde eriterek sonuç alabilmek ise mümkün olma-mıştır.<14)

Medya ve Batılı entellektüel çevreler gözlerinin önündegerçekleşen rezilliklere gözlerini kapamışlar, sanki totaliterbir yönetim altında sesleri kısılmış, kalemleri kırılmış insan-lar gibi davranmışlardır. Oysa kendilerini korkutan herhan-gi bir öge mevcut değildir, yani mazeretleri yoktur. Geçmişteolduğu gibi bedel fukaranın canı, fukaranın malı ile ödenmiş-tir.

Temel ilke şudur: Her ne, güçlü ve imtiyazlıların taleple-ri ile uyum içerisinde değilse yok edilecektir—yok sayılacak-tır. Bu nedenledir ki bir yandan Esquipulas II Antlaşması'nıonaylarken öte yandan ihlal etmek mesele olmamaktadır.Aynı kaderi Mart 1988 tarihli ateşkes antlaşması da paylaş-maktadır. ABD'nin gönlü olsun diye kesile biçile kuşa çevril-miş Şubat 1989 tarihli ve Orta Amerika'ya barış getirmeyihedefleyen antlaşmanın başına gelecekler de aynı olacaktır.

Hükümet ile medyanın işbirliği yapıp barış sürecinin al-tını oymasının gerisinde yatan gerçekler ortadadır. Nikara-gua, ülke içinde düşük seviyeli terörist saldırıların ve sınırla-rında ise komşularının tehdidi altında tutulmalıdır. Böylecepek sınırlı kaynaklarını ülkesinin belini doğrultmak, ABDkaynaklı şiddet hareketlerine" son verebilmek için kullanma-sına fırsat verilmemiş olunmaktadır. Bu arada uluslararası

(14)Ayrıntılar için: Necessary Illusions. Şubat 1989 antlaşmaları için: Mana-gua Cizvit yayın organı Envio, Mart 1989 (Loyola Üniversitesi/New Orle-ans) tarafından bastırılmaktadır.

137

Page 137: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

denetçilerin eline Nikaragua'da demokrasi olmadığı, insanhaklarının ihlal edildiği yolunda yakınıp sızlanmaları içinfırsat verilmiş olmaktadır. Ve timsahın gözyaşları, namlu-nun ucundaki ülkeye ateş için avcıya yasal dayanak sağla-maktadır. Aynı tezgâhı Pentagon da açmaktadır. Emri altın-daki yerel silahlı güçleri, savunmasız hedeflerin yerle biredilmesi için kullanmaktadır. Dışişleri Bakanlığı ve liberalgüvercinler de aynı tezgâhın aktörleri arasındadır. OAS'ınGenel Sekreteri Horacio Arce kadar basın tarafından önem-senen bir kontra itirafçısı, "barış savaşçıları" ve "demokrat-lar" gibi ifadelerin ancak eğitim görmüş sınıflar arasındageçtiğini söylemiştir. Kontralar basın tarafından Nikaraguahükümetinden daha fazla benimsenmişlerdir. Arce ise farklıbir muamele görmüştür.

Aslına ihanetinden kısa bir süre sonra 1988'in sonlarındabir söyleşi esnasında Arce bazı önemli itiraflarda bulunmuş-tur. Birleşik Devletler'in güneyinde bulunan bir askerî havaüssünde eğitim gördüğünü, adı yardım kuruluşu olan fakatgerçekte Kontralara silah sağlamakla görevli olan AID'de(Agenciy for International Development) görev yapan CIAmensuplarını ismen tanıdığını, Tegucigalpa'daki ABD elçiliği-nin bu amaç doğrultusunda nasıl kullanıldığını, Hondurasordusunun Kontra askerî faaliyetleri için haber alma ve silahtaleplerinin nasıl karşılandığını, Sovyet yapımı silahların ElSalvador'da gerillalara CIA aracılığıyla nasıl ulaştırıldığını,daha sonra bu silahların bölgeye Küba ve Nikaragua'nınyaptığı askerî yardımın delili olarak sunulduğunu anlatmış-tır. Arce, sözlerini şöyle sürdürmüştür: "Çok sayıda okula,sağlık merkezine* ve benzeri yerlere saldırılar düzenledik. Ni-karagua hükümetinin köylülere sosyal hizmet götürmesine,projelerini hayata geçirmesine fırsat vermedik. Ana fikir debuydu." Gelişmeler, ABD'nin özenli çabalarının ürünlerinitopladığını göstermektedir.

138

Page 138: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

Nikaragua'yı demokratik bir düzen kurmaya mecbur bı-rakmak için yapılanları, yani terörle ve ekonomik müeyyide-lerle gırtlağına oturmayı, Kongre'nin ve medyanın güvercin-lerinin benimsediğini biliyoruz. Bunun anlamı, Nikara-gua'nın, ABD'ne göbekten bağlı olan ve sırf bu nedenle bile"demokrat" olarak vasıflandırılmaya layık bulunan zengintüccarlarının ve büyük toprak ağalarının yönetimi eline geçi-rene kadar rahat-huzur görmeyeceğiydi.<15) Nikaragua elegeçirilirse diğer ülkelerin Washington'un denetimi altınaalınması uğraşında bir destek daha kazanılmış olacak,ABD'nin askerî ve iktisadi çıkarlarına hizmette kusur edenle-rin boyunun ölçüsünün alınması daha bir kolaylaşacaktı.

Bir hükümet yerel düşmanı ile, yani kendi ülkesinin in-sanları ile başa çıkamayacağını anladığında gizli terörist faa-liyetlere, baskı yöntemlerine başvurur. Reagan dönemindeyaşananlar, bu tür faaliyetlerin eğitim görmüş seçkinler ara-sında başarılı sonuçlar verdiğini göstermektedir. Çok saçmabile olsa parti çizgisinin belirlediği temel prensiplerden sap-ma olabileceğini düşünmek beyhudedir. Bir örnek verelim:El Salvador ve Guatemala'nın seçimle iş başına gelmiş baş-kanları var. Oysa Nikaragua'nın durumu farklı. ABD'nin hoş-nut olacağı cinsten bir seçim yapmamış. 1984 seçimleri nicesaygın çevre tarafından beğeniyle karşılandıysa da Washing-ton'un olurunu alamamıştır. Totaliter bir diktatörlüktür. Gö-rünüş, propagandanın halk arasında daha az etkili olduğunugöstermektedir. 1960'h yıllarda estirilmeye başlanan ve ge-nel kültür ve moral bazında derinlik ve genişlik kazandırmaamacına yönelik bulunan rüzgarların, bu ülkelerin arzularınısüpergüçlere kabul ettirecek hız ve hacme ulaşmasını um-mak için yeterince gerekçe bulunduğu kanısındayım.

(is)Ayrıntılar için: Necessary lllusions. Mart 1989'da yapılan bu tahminingerçekleştiğini söylemeye bile gerek yoktur sanırım.

139

Page 139: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

3. Ekonomi yönetiminin başarısıPek geniş bir seçkinler sınıfı tarafından onaylanan politikprogram, Reagan döneminde hayata geçirildi. 19701i yıllardabüyük şirketlerin kârlarının artırılmasını ve giderek düzenibozulan dünyaya bir çeki-düzen verilmesini arzulayan pekçok birim mevcut idi. Ülke içinde askerî Keynesyen enstrü-manları cömertçe kullanan ABD, devlet kapitalizmi gücününkaybolmasına paralel olarak "büyük toplum" programlan ileönemli insanların çıkarlarını uzlaştırma hususunda zorlan-maya başlamıştır. Ülke dışında, hangi kılıfla örtülmeye çalı-şılırsa çalışılsın, yakıp-yıkma ve terör eylemleri tüm şidde-tiyle sürdürülmüştür. Ülke içinde fukaranın malı zengineaktarılmış, sosyal güvenlik kurumları iğdiş edilmiş, işçi sen-dikaları sıkıştırılmış, ücretler budanmış, Pentagon aracılı-ğıyla ileri teknolojiler desteklenmiş, nice zamandır olduğu gi-bi ekonomik gelişmenin ve teknoloji liderliğini sürdürmeninçaresi bu mecrada aranmıştır.

1970li yıllarda seçkinlerin canının çektiği bu tasarımlarCarter tarafından bir plan haline getirilmiş, Reagan döne-minde ise uygulamaya konulmuştur. Askerî harcamalar, sö-zünü ettiklerimiz arasında elbette vardır ve en başta gelen-ler arasındadır. Yöntem, enflasyonu düşürmek için ülkeyi de-rin bir durgunluğa sürüklemek, birlikleri zayıflatmak, ücret-leri kısmak ve ondan sonra bütçe açıkları pahasına ileri tek-nolojiye para aktarmak ve dünyanın alnının ortasına yumru-ğu indirmekti. Seçilen politikalar uyum içerisindeydi. Ser-best ticaret söylemleri, köşe yazıları ve tıka-basa midelerindoldurulduğu yemeklerden sonra yapılan konuşmalar içintatlı bir malzeme olmakla beraber politik kararlan alanlarınumurunda değildi. Tarih, ABD'nin de aralarında olmak üzeregelişmiş ve endüstrileşme süreçlerini tamamlamış pek çokekonominin, işine geldiği noktada korumacı tedbirlerin enacımasızına bile başvurmaktan çekinmediklerini göstermek-

140

Page 140: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

tedir. En başarılı ekonomiler, devletin koruyucu kanatları al-tında palazlanan ekonomilerdir. Japonya böyledir, sanayisidevlet tarafından desteklenen Almanya böyledir. BirleşikDevletler'in dünya minderlerinde güreş tutan iki sektörü,adıyla söylersek sermaye yoğun tarım kesimi ve ileri teknolo-

J ji endüstrisi devlet tarafından desteklenmekte, kendilerinepazar bulunmaktadır. Wall Street Journal'm tespitine görebütçe açığının sebeplerinden de ikisidir bu iki kesim. SosyalGüvenlik sistemi bu açıkların kapanmasında, fukaradanzengine kaynak aktarımında bir araç olarak kullanılmakta-dır. Franco Modigliani ve Robert Solowr devletin bütçesininbu kaynaktan elini çekmesi durumunda 50 milyar dolar da-ha fazla açık vereceğini ileri, sürmektedir.<16)

Sağcı militer Keynesyealer de son derece korumacıdırlar,yüksek teknoloji ürünlerinin "savunma" bahanesi ile devletçegaranti edilmiş pazarlarda keyif sürmesinden pek keyif alır-lar. Reagan_ve yandaşlara yarıiletkenlerle ilgili araştırma vegeliştirme fâaliyetlerini yürütme amacıyla Pentagon'a dayalıbir konsorsiyum oluşturdu. Japonya'da görülen devlet-şirketişbirliğinin örnek alınmasını, planların bu doğrultuda hazır-lanmasını istedi. Yonga ve bilgisayar tasarımı, süperiletken-ler, gelişmiş televizyonlar ve ileri teknolojinin diğer sahalarıile ilgili araştırma ve geliştirme faaliyetlerine hız verildi. Yıl-dız Savaşları fantazisinden, halkın yüksek teknolojiye yapı-lan para transferlerine karşı çıkmasına, engel olmak için ya-rarlanıldı. Yapılan araştırmalardan ticarî boyutu olan sonuç-lar elde edilmesi durumunda hemen bunlar "özel girişim-lerin hizmetine sunuluyordu. Reagan'm ithalata getirildiğikısıtlamaların tutarı, kendisinden önce gelen altı başkanın

< ı eUames Perr, WSJ, Ocak 5. Modigliani ve Solow'un (her ikisi de Nobelekonomi ödülü sahibi) NYT, Mart 12, 1989'da yayınlanın mektubu, Ger-many; Amsden, "East Asia's Challenge."

141

Page 141: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

getirdiği kısıtlamaların toplamından daha ziyade idi. Kotalardüşürüldü. Koruma duvarları %12'den %24'e çıkarıldı. Bun-lar Reagan türü, "muhafazakârlık"ın su yüzüne vuran yansı-lamaları idi.(17)

Bu politikaların sonuçları 1980'li yılların ortalarındakendini belli etmeye başladı, seçimlerin yapılmasına az birzaman kala ise leşin tamamı karaya vurmuştu. Kemper Fi-nancial Services'da görevli David Hale, iktisatçılar ve işa-damları arasında yaygın bir kabul gören şu görüşü dile getir-mekteydi: "Pek az başkan, Başkan Bush'un devraldığı kadarkaranlık bir ekonomik mirasın yükünün altına girmiştir."Reagan dönemi sona ererken ülke bir baştan ötekine adetakırmızı mürekkeple banyo yapmış gibi idi.(18> Federal bütçedebüyük açıklar vardı. Dünyanın borç veren en büyük ülkesi,dünyanın en büyük borçlu ülkesi durumuna düşmüştü. Yet-miş senede çıkılan zirveden Reagan döneminde hızla aşağıyainilivermişti. Hale'nin tahminine göre 1991 senesinin sonuitibariyle ABD'nin dış borçlarının toplam tutarı bir trilyon do-ları bulacaktı. Bunun anlamı on sene gibi kısa bir süre içeri-sinde Birleşik Devletler'den dış âleme bir trilyon dolarlık ser-vetin transfer edilmesiydi ve gerekçe olarak da "Sandinista-lar"ı gösterenlere inanmak olası değildi. Yatırım dengeleri deyabancı yatırımcıların lehine olmak üzere sapmalar gösterdi.Bireylerin ve kuruluşların tasarruflarının gayrı safi milli ha-sılaya oranı, ABD tarihinin en düşük seviyesine düştü.1970'li yıllarda bireysel zenginleşme hızı yavaşladı. Ücretlergeriledi. Gelir dağılımı bozuldu. Pastadan zenginlerin aldığıpay artarken fukaraların payı azaldı. Zenginler, hükümetin

<17'Andrew Pollack, "America's Ansıver to Japan's MİTİ," NYT, ticaret bolü-mü, Mart 5. David Hale, "Just Say No: The GOP Abondons Free Mar-kets," International Economy, Ocak/Şubat 1989, ve "Picking up Reagan'sTab," Foreign Policy, İlkbahar 1989.

<18>age.

142

Page 142: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

öğretmenliği altında spekülasyondan ve finansal manipülas-yonlardan çok ama pek çok para kazanmanın yollarını öğ-rendiler. Yatırım yapmak, iş yeri açmak enayilere has işler-den oldu. "Bugün yatırıma ayrılan paranın oranı, 1970'li yıl-larda, yani borç almaya başladığımız yıllarda yatırıma ayrı-lan paranın oranından çok azdır." Bu tespitte bulunan Les-ter Thurow sözlerini şöyle sürdürmektedir: "Bugün almaktaolduğumuz borçları ya vatandaş yiyor, ya da devlet; alınanborçlar yatırıma gitmiyor. Bunun anlamı, ilerde yaşam stan-dartlarımızın düşeceğinin kesin olmasıdır." Gelişmiş yedi ül-ke içerisinde yatırıma ayırdığı paranın toplam gelirine oranı-nın en düşük olduğu ülke ABD'dir. Modigliani ve Solow, buseviyenin tutturulabilmesinin bile yabancı yatırımcılarınkatkısıyla mümkün olabildiğine işaret etmektedir. Askerîamaçlı araştırma ve geliştirme harcamalarının federal bütçeiçindeki payı 1980 senesi itibariyle %46 idi. Bu değer 1988senesi itibariyle %67'ye çıkmıştır. ABD ekonomisini tahripeden faktörlerden biri de budur işte. Bu ve diğer faktörler dışticaret açığının büyümesine sebep olmaktadırlar. Yatırımla-ra yön veren zihniyetin değişmemesi durumunda bu açıklarıkapatmanın imkânı olmayacaktır.<19)

Tarihinde ilk kez olmak üzere General Accounting Offi-ce'e (GAO) giden yönetim tarafından bırakılan hazin ekono-mik toblonun ciddiyetini saptayan bir çalışma yaptırıp so-nuçlarını yayınladı. Raporda Reagan döneminde yapılan eko-nomik hataların ödenmesi kaçınılmaz faturasından ve çevre-ye verilen zararlardan yanayakıla söz edilmektedir. Araştır-manın sonuçları arasında evsizlerin sayısının hızla artma-

<I9»Robert Coven, "R ve D Spending under Reagan," CSM, Şubat 20, 198C.Benjamin Friedman, "The Campaign's Hidden Issue," New York Reviewof Books, Ekim 13, 1988. John Berry, "The Legacy of Reaganomics," WPWeekliy, Aralık 19, 1988. Arthur MacEwan,Dollars and Sence, Ocak/Şu-bat 1989. Modigliani ve Soiow.

143

Page 143: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

sından, yardım kurumlarının bütçelerinin hızla aşınmasın-dan, işçilerin hayat standartlarının düşmesinden, kısa vadeliçıkar uğruna harcanan geleceğin gebe olduğu tehlikelerdende söz edilmektedir. Yabancı yatırımcıların sayesinde varolan bir zenginlik gönüllere hoşnutluklar vermekteyse de buadamların bu paraları babalarının hayrına getirmedikleri,günü gelince misli misline geri ödetecekleri de gün gibi orta-dadır. Zenginler durumlarından memnundurlar. Vergiler dü-şürülmüştür. Ceplerinde kalan parayı hükümete borç olarakverip para kazanmaktadırlar. Yönetim, vergi olarak almasıgereken parayı faizli borç alarak almaktadır. Böylece zengindaha zengin olmaktadır, yönetimin borcu artmaktadır. Fede-ral murakıplar, hükümetin ödemesi kaçınılmaz olan bu borç-ları birilerinin ödeyeceğini ve onların bu cümbüşten payalanların değil ama fukaraların olacağını söylemektedirler.Nitekim vergi mükellefleri Sosyal Güvenlik kurumlarınınhükümet tarafından soyup soğana çevrilen bütçelerinin ta-miri için yardıma çağrılmaktadır. Zengin sınıflara ve LatinAmerika'yı kan göllerine çeviren neo-Nazilere açtığı kredi-lerden dünyanın parasını çıkaran bankaların, şemsiyeninters dönmesi ile iflasa sürüklenmelerine engel olmak için ge-ne fukaralara yardıma çağırılırsa hiç şaşmamak gerekir.Devleti yönetenler ekonomik tedbirler alırken seçici davran-maktadırlar. Kısa vadede çıkar sağlamayacak olanlara iltifatetmemektedirler. Uzun vadeli düşünmemektedirler. Sosyalgüvenlik sisteminde ortaya çıkan fiyasko bu zihniyetin dra-matik bir neticesidir. Hemen yarın çıkar temin etmeyecek di-ye uzak yarınlara ertelenen tedbirler alt yapıda, sağlık veeğitim hizmetlerinde, çevrede ve ekonominin genel yapısındakolay tamir edilemeyecek zararlara yol açmıştır. Enerji ta-

<z°)Robert Pear, "Reagan Leaving Many Costly Domestic Problems, GA.O.Telis Bush,"NYT, Kasım 22, 1988.

144

Page 144: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

sarrufunu özendirici tedbirlerin başına gelenler, alternatifenerji kaynakları arama girişimlerinin başına gelenlerin ay-nı olmuştur; serbest pazarın büyülü elinin petrol fiyatlarınıaşağı çekeceği iddiasıyla bu yoldaki çabaların önü tıkanmış-tır. Petrol fiyatları aslında ABD'nin orkestra şefliği altındaSuudi Arabistan ve büyük petrol şirketleri tarafından belir-lenmektedir. Kotalar ve fiyatlar, suyun başını tutmuş olanla-rın gönlünü edecek fakat bu arada alternatif enerji kaynak-lan aramaya gayrisini mecbur bırakmayacak bir seviyede tu-tulmaktadır. 1982 durgunluğunu aşmak için ABD'nin baskı-sıyla petrol fiyatları aşağı çekilmiştir. Gerektiğinde gerekliayarlamalar yapılarak yola devam edilmektedir. Gerçeği ya-kalamak yerine abesle iştigalin getirdiği yığınla hatayı geç-mişimizde görmemiz olasıdır ve bunların bedelini ödemek ço-ğu kez çok zor olmaktadır/84*

Reagan yönetiminin çevresinin korumasına karşı göster-diği ilgisizliğin uzun vadede çok vahim sonuçları olacaktır.Ekim 1990 tarihinde Birleşmiş Milletler'de yapılan bir konfe-ransda çevre meseleleri bilimsel olarak ele alındı. Bilimadamları son asırda dünyanın sıcaklığının arttığım ve bu ar-tışın devam ettiğini dile getirdiler. Gerekçesi olarak fosil ya-kıtları gösterdiler. Bu gidişin dünyanın sonunu getireceğin-den endişe eden bilim adamları vardı. Panele katılan Ameri-kalı bir bilim adamı "ABD basının orta bir yol tuttuğunu, me-seleye gereken önemi göstermediğini" söyledi. Bir İngiliz bi-lim adamı ise şu görüşteydi: "Amerika'da birkaç eksterm gö-rüş tüm gündemi kaplıyor. Sıradanlaşmış ama herkesi tehditeden tehlikeler üzerinde durulmuyor. Dünyada bunun birbaşka örneğinin olduğunu sanmıyorum." İki yüz kişinin ka-

<21)Daha önceki safhaları için: Touıards a New Cold War, özellikle bölüm 2ve II. 1990'nın ortalarında ortaya çıkan Ortadoğu krizi ile birlikte prob-lem nihayet medyanın ilgisini çekmeye başladı.

145

Page 145: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hava!

tıldığı paneldeki bilim adamlarından hemen hiçbiri, BirleşikDevletler'de büyük bir ilgiyle karşılanan doğruluğu şüpheliama ilgi çekme gücü fazla görüşlere iltifat etmemekteydi.New York Times attığı başlığında "ABD verileri, IsınmaTrendini Gösterme Huşunda Yetersiz Kaldı", Forbes ise ka-pağında "Küresel Isınma Paniği: Bir Aşırı Reaksiyon Örneği"demekteydi. Televizyonlar ise bilim adamlarının görüşbirliği-ne varamadıklarını, hâl ve gidişin hiç de fena olmadığını çağ-rıştıracak tarzda yayın yapmaktaydı.<2Z)

İngiliz basını, ABD ve Japonya'nın baskısı sonucu BM si-yasî komitelerinin bilim adamlarının tespitlerini görmezlik-ten gelmeyi tercih ettiklerini yazdı. Thatcher'ın İngiltere'sibile serbest pazar fantazilerini bir tarafa bırakıp insanlığıbekleyen felaketin önünün bir an önce alınması için yapılma-sı gerekenlerin derhal uygulamaya konulmasını istedi. Was-hington'u ve ABD basınını kendi sorumluluklarıyla başbaşabıraktı. ABD'nin izlediği politika her zamankinin aynı idi: gü-nü kurtarmak için geleceği yakmaktan çekinmemek, zengin-lerin çıkarlarına kesinlikle dokunmamak.'23'

Kongre tarafından yaptırılan ve Mart 1989'da yayınlanınbir raporda 1979 ile 1987 arasında aile bazında ülkenin en

<22>"Research Nev/s," Science, Ağustos 3, 1990.<zs>Geoffrey Lean, "UN setback for global vvarming action plan," Observer,

Mayıs 20, 1990. Ayrıca: Craig Whitney, "Scienlist Warn of Danger in aWarming Eartlı," NYT, Mayıs 26, 1990. ABD'nin yalnızlığından, iklimdeğişikliği üzerine yapılan bilimsel çalışmaların yetersizliğini ileri süre-rek bildiğini okumaya devam etmesinden, Başkan Bush'un ifadesi ile "buyolda ileri sürülenlerin politikacıları pek kızdırdığından" söz edilmekte-dir. Uluslararası bir konferansta yağmur ormanlarının korunması, tropikormanlara verilen zararların durdurulması ve 2000 yılı hedef alınarakbazı programların yapılması yolundaki girişimlere karşı çıkan tek ülke-nin ABD olduğu belirtilmektedir. Cenova konferansında gelişmekte olanülkelere yardım yapılması ve ozon tabakasına zarar veren gazları kullan-malarının önlenmesi yolundaki girişimler ABD tarafından bloke edilmiş-tir. Beyaz Saray tarafından desteklenen bir konferansa katılanlar, sera

146

Page 146: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

fakir %5'lik kesimin gelirinde %6'lık bir azalmanın, en zen-gin %5'lik kesiminin gelirinde ise %11'lik bir artmanın ger-çekleştiğini ortaya koydu. Bu sonuçlar, her türlü iistatistikîhatadan arındırılmış, tartışılacak yanı bulunmayan sonuç-lardı. Birey bazında ise en yoksul %5'lik dilimde %9.8'lik birdüşüş, en zengin %5'lik kesimde ise %15.6'lık bir artış kayde-dilmiştir. Bir iktisatçı bu sonuçların ortaya çıkmasında işçi-lik ücretlerinde yaşanan düşüşün rolüne işaret etmekte ve"çoğu işçinin geliri fukaralık çizgisinin altında kalmaktadır"demektedir.

Çocuk Hastaneleri ve İlgili Enstitüler Ulusal Birliği, sonon sene içerisinde çocuk sağlığı çalışmalarının sürekli gerile-diğini, şu anda en alt noktaya ulaştığını, istatistikleri çanlarçaldıracak tespitlerle dolu olduğunu açıkladı. Doğduğundaağırlığı olması gereken miktarın çok altında olan ve ölümünesebep olması çok olası bir handikapla dünyaya gözlerini açanAmerikalı bebeklerin oranının, aynı dertle muzdarip Avrupa-lı bebeklerin oranının 1.7 kat fazla olduğunu, siyahların ço-cukları için durumun daha da ciddi olduğunu istatistikler or-taya koymaktadır.'24'

Bos/on Globe'da köşe yazarı olan Derrick Jackson mese-leye eğilmekte, verdiği çarpıcı rakamlarla ilgilileri uyarmayaçalışmaktadır. UNICEF'in tespitlerine göre ABD fert başınadüşen milli gelir açısından dünyada İsviçre'den sonra ikinci-dir, çocuk ölümleri açısından ise yirmi ikincidir. Oysa 19601ıyıllarda onuncu idi ve şu anda İrlanda ve İspanya'nın geri-sindedir. Siyahlar için bu oranlar aleyhte olmak üzere hemenhemen iki kattır. Boston'rn etnik azınlıkların oturduğu Rox-

etkisirie sebebiyet veren oluşumların yasal yollardan engellenmesi içinhükümetlere baskı yapılması taleplerinin Amerikalı yetkililer tarafındanönüne geçildiğini iddia etmektedirler. Jeff Nesmith, NYT News Service,Mayıs 23, 1990.

<24>Martin Tolchin, F4YT, Mart 23. Alexander Reid, BG, Mart 2, 1989.

147

Page 147: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve. Hayal

bury kentinde ise söz konusu oranlar üçe katlanmaktadır.Roxbury, çocuk ölümleri itibariyle dünya sıralamasında 42'n-ci gelmektedir. Boston'da bulunan dünyanın en modern sağ-lık merkezleri Roxbury'nin çocuk ölümleri açısından Yuna-nistan, Portekiz, Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa'nın ve ço-ğu Üçüncü Dünya ülkesinin gerisinde kalmasına engel ola-mamaktadır. Harvard tıp okulunda uzman olarak görev ya-pan Paul Wise şunları söylemektedir: Çocuk ölümlerindekiadaletsizlik açısından ABD'ne emsal gösterilecek Güney Afri-ka'dan başka bu dünyada bir tek ülke bulamazsınız. Jacksonsözlerine şöyle devam etmektedir:

"Doğumdan çok önceki günlerde kadınlarımız kötü beslenme-nin ve yetersiz sağlık eğitiminin makasına alınmış durumda-dırlar. Washington'daki büyüklerimizin Berlin duvarının yı-kılışı ile böbürlenmeleri, giderek artan sayıda Amerikan va-tandaşı siyahın, Kamboçyalı4nm, Haitili'nin, Vietnamlı'nınhastane kapılarından para yetersizliği nedeniyle, sağlık si-gortalafîiım olmayışı nedeniyle veya sığındıkları bu ülkeninlisanını yeterince konuşamamaları nedeniyle geri dönmeleri-ne engel olamamaktadır."'25'

Boston kentinin bu gerçeklerini tüm ülkeye teşmil etmekve devlet kapitalizminin hüküm sürdüğü dünyanın bu enzengin ülkesinde hâller nicedir diye sual eylemek sahip oldu-ğu onca avantaja rağmen 01» sene içerisinde o tepelerden buçukurlara yuvarlanışını sağlayan Reagan ve arkadaşlarınıhayırlarla anmak, velinimetimiz okuyucumuzun ihtiyarınakalmış bir keyfiyettir.

Bu yılların manevi havasıyla kendinden geçmiş olan TomWolfe, bu dönemi "beşeriyetin şahit olduğu altın çağlardanbı'/i* olarak vasıflamaktadır. Bu dönem, önemli kimseler için

(25)Jackson, BG, Aralık 24, 1989.

148

Page 148: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

gerçekten bir altın çağ olmuştur .(26) Yerel ekonomide ulaşıl-ması hedeflenen noktalara büyük ölçüde ulaşılmıştır. Dış po-litikada Orta Amerika'dan demokrasinin defedilmesi, sosyalreformların engellenmesi amaçlarına da Washington vasıl ol-muştur.

4. İnancın restore edilmesi

Reagan'ın en büyük başarısı, otoriteye olan güveni restoreederek "kendimin! iyi hissetmemizi" sağlamasıdır. Wall Stre-et JournaFm editörlerinin de tespit ettiği gibi Reagan silahlıkuvvetlerin etkinliğini ve moralini yükseltmiş, fiyaskoyla so-nuçlanmasına rağmen Libya ve Grenada'da orduyu kullana-rak bu konudaki kararlılığını herkese göstermiştir. Ne kadaristersek o kadar insan öldürebileceğimizi, herkesin tepesin-den baktığımızı, her kim bize karşı durursa sonunda kovbo-yun gücü ve cesareti karşısında yenik düşeceğini dosta-düş-mana kanıtladık. Aslında Ronald Reagan'ın erkekliğinin,adamlarını bir çocuk yuvasında kendi hallerinde gülüp oyna-yan çocukların kemiklerini kırmakla görevlendiren bir Maf-ya babasının erkekliğinden farklı olmadığını gerçeğini gör-mekte zorlandık. Norman Podhoretz'm tespitine göre Rea-gan, liderlerin silaha sarılırken değil bin kere, bir kere biledüşünmelerine gerek olmadığının bir ispatıdır.<27)

Aslında bu olup bitenleri bir tiyatro sahnesinde olup bi-tenler mertebesindedir, gerçeklerin eksiksiz bir yansıması

«6)BG, Şubat 18, 1990.<-2T>WSJ, Ocak 19, 1989. Johnson, Sunday Telegraph, Haziran 1, 1986.

Johnson ve Podhoretz, sırasıyla, Libya ve Grenada'da yapılanlar için kı-vanç duymaktaydılar. Terörün ve zulmün her çeşidinin pek ünlü bir ta-raftarı olan Johnson, israil'in "terör kanseri"ni temizlemek için 1982 se-nesinde Lübnan'a saldırmasını, 20.000'den fazla insanı öldürmesini, busonucu alabilmek için gösterdiği maddî ve manevî cesareti alkışlamak-

149

Page 149: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

değildir. Kovboy, küçük adamı korkutmuş olabilir. Ama kit-lelerin gözü karadır ve askeri müdahaleleri, haksızlıkları—bilmiyorum, ama inanıyorum ki— bloke etme hususundakararlıdır ve bunu yapacak güce de sahiptir.

5. Hepimiz borçluyuz

Zenginlere çıkar sağlamak amacıyla kısa vadeli düşünmek,uluslararası teröre destek vermek, dünya ekonomisini önem-lilerin lehine-önemsizlerin aleyhine olacak tarzda biçimlen-dirmek Reagan döneminin karakteristiklerindedi. Ve Reaganbu yolun tek yolcusu değildir. Kendisi ile aynı kafada olanbaşka nice liderler vardır. Thatcher, bunlardan hemen aklailk gelenidir. Gelecek kuşaklar, geçmiş kuşaklardan hiçbirinkarşılamadığı ölçek ve karmaşıklıkta problemlerle uğraşmakzorunda kalacaklardır. Çevreye verilmiş bulunan zarar bun-lardan biridir. Bir başkası aşırı silahlanmadır. Birbirleriningözünü oymaya hazır rakiplerin dünyayı defalarca kere yokedebilecek kadar silahla donatılmış bulunması ürkütücüdür.Bu problemlerin bir çözümünün var olup olmadığı da bellideğildir. İhtirasın en yüce beşerî değer mertebesine yüceltil-mesi, dünyayı patlamaya her an hazır bir bomba haline ge-tirmiştir. Bireysel zenginliklerin dünyaya mutluluklar geti-receği hikayesi, ancak bireysel azgınlıkların dünyanın altınıüstüne getirebilecek güçte olmaması durumunda tahammül

tadır. Öldürülenlerin çoğunun Filistinli ve Lübnanlı siviller olması hazre-tin hararetini düşürmemiştir (Wolf Blitzer, Jerusalem Post, Haziran 29,1984). Bu saldırıdan ilan edilen amaç doğrultusunda herhangi bir neticeçıkması söz konusu olamazdı, zaten İsrail'in böyle bir beklentisi de yoktu.Amacı FKÖ'yü kışkırtmak, saldırgan hâle getirmek ve barış yabalarınasekte vurmaktı. Çatışmanın son bulmasından, barışın gelmesinden aklıçıkmaktaydı. Bu değerlendirmemizi destekleyecek çok sayıda belgeye sa-hip bulunmaktayız. Ayrıca: Fateful Triangle, Pirates and Empurors veNeccassary Illusions.

150

Page 150: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ev Cephesi

götürür cinstendir. Reagan'ın insan tabiatının ve sosyal ya-şamın en çirkin öğelerini kutsamakla geçen döneminden biz-lere miras olarak kalan, içinden nasıl çıkacağımızı bilemedi-ğimiz problemler ve pek yakınımızda hissettiğimiz kıyametkorkusudur.

Gelecek kuşaklar, yapılan hataların bedelini ödeyecek-tir. Yaptığımız yanımıza kâr kalmayacaktır. Kötülüklerimiz,sadece kurbanlarımızın değil kendi dünyamızın da altını üs-tüne getirmiştir.

151

Page 151: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Üçüncü Bölüm

Endüstrileşmiş toplumdademokrasi

ABD dış politikasına hakim olan inancı, New York Times'mdış haberler servisinde görevli olan Neil Lewis'in şu sözlerikadar güzel anlatan bir ifade bulmak zordur: "Amerikanvaribir demokratik düzeni ülkelerinde görmek isteyenlerin sayı-sının dünya genelinde iki katına çıktığı iddiası, Amerikan dışpolitikasının temel temalarından birini oluşturmaktadır."(1)

Bu doktrin, çoğu kez telaffuz edilme ihtiyacı bile duyulmak-sızm ABD'nin dünya üzerindeki rolü üzerine döktürülen söy-lemlerde temel varsayımlardan biri olarak alınmıştır.

Bu doktrini inanç boyutu şaşırtıcı gözükebilir. Tarihi do-kümanlara alelacele bir göz gezdiren herhangi bir kimse,ABD'nin dış politikasının ana hatlarının parlamenter rejimle-ri yıkma, yaklaştığı ülkeleri madden-manen tahrip etme,sessiz çoğunluklara politika arenasında yer alma şansı doğu-ran organizasyonları yerle bir etme ve amacına ulaşabilmek

( ı>Daha önceki bölümlere bkz.

153

Page 152: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

için hiç çekinmeden şiddetin her türlüsüne başvurma oldu-ğunu görecektir. Konvansiyonel doktrinin savunulabilir biröğesinin mevcut olduğunu da hemen burada itiraf edelim:"Amerikanvari demokrasiden kastedilen, muntazaman yapı-lan seçimlerle ticaretin Washington tarafından konulmuş ku-rallarına hiç itiraz etmeyen yönetimlerden birinin gidip diğe-rinin gelmesi/ise bu tür demokrasilerin dünyanın dört bir ya-nında boy atması için Amerikalı politika oluşturucuların canatmasından daha tabiî birşey olamaz. Demokrasinin, ülkeninyönetiminde bireylerin aktif olarak yer alabildikleri bir sis-tem olduğuna inanan kimselerin iş başına gelmesinin önüalınmışsa Amerikanvari demokrasinin ömrü ebedileştirilmişdemektir. Bundan sonrası ise ağı kuranın ağa takılanlarıtoplamasından ibarettir ki, bu sonuç ağ sahibi ağaların pekhoşuna gitmektedir.

Politik analizin bu çerçevesi ve ideolojik imajı iyi bir baş-langıç, öze dönük iyi bir yaklaşım olabilir. Temel hatlarıözümsedikten sonra ABD'nin parlementer sistemlere her za-man muhalif olduğu iddiasını ileri süremeyiz. Tam tersinepariementer sistemlerin, olmazsa olmaz koşulların gereğiniyerine getirdiği sürece kabul, hatta tercih edildiğini görmek-teyiz.

1. Demokrasinin tercih sebebiÜçüncü Dünya'nın uydu devletlerinde demokratik formlarıntercihi meselesi, bir halkla ilişkiler meselesidir. Ancak toplu-mun istikrar içerisinde ve imtiyazlıların güven içinde olmasıhâlinde diğer faktörler gündeme girebilir. Ticarî çıkarlarınkorunup geliştirilmesinde devlete önemli görevler verilmiş-tir. Devletten araştırma ve geliştirme faaliyetlerini, üretimi,ihracatı teşvik etmesi, pazar bulması, ticarî faaliyetler içinuygun bir ortam oluşturması, uzun lafın kısası zenginlerehizmet eden bir hayır kurumu gibi çalışması istenir. Bunun

154

Page 153: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

yanında devletin zenginlerin işlerine karışması, imtiyazları-na dil veya el uzatması kesinlikle yasaktır. Siyasî sisteme işâlemi hâkim olduğu sürece demokrasinin yaşamasında her-hangi bir sakınca yoktur.

Bir ülke belirli bazı temel koşulları yerine getirirse ABDdemokratik formlara hoşgörü ile bakar. Üçüncü Dünya ülke-lerinde demokrasi denemelerinin nerede sonuçlanacağı kesti-rilemediğinden var olmasına da nadiren izin verilir. Endüst-rileşmiş dünya ile olan ilişkiler ABD'nin demokratik formlarabütünüyle muhalif olmadığını göstermektedir. İş âlemininkontrolü altında ve istikrar içerisinde bulunan Batı demok-rasilerinde, Üçüncü Dünya ülkelerin de pek yaygın olan te-rör, yakıp-yıkma askerî darbe olgularına rastlamak olası de-ğildir.

Söylediklerimizin istisnalar) da yok değildir. 1975 sene-sinde Avustralya'da Whitlam'ın başkanlığındaki İşçi Partisihükümeti, Whitlam'ın Avustralya'da bulunan Amerikan ha-ber alma ve askerî üslerine müdahale edeceği, dolayısıylaWashington'un çıkarlarına zarar vereceği endişesiyle CIA ta-rafından düzenlenen bir darbeyle devrilmiştir. CIA'nın İtal-ya'da çevirdiği dolaplar, 1976 senesinde Pike Raporu'nunaşikâr eylenmesinden sonra Mısır'daki Sağır Sultan'm bilehaber alma menzili içerisine girmiş bulunmaktadır. 1948 ile1970 arasında Washington'un hoşuna giden partilere 65 mil-yon dolar civarında yardım j^apılmıştır. CIA'nın anti-Komü-nist adaylara 6 milyon dolar yardım yaptığının ortaya çıkma-sı üzerine Aldo Moro hükümeti düşmüştür. O günlerde Avru-pa'da Komünist partiler bağımsız ve çoğulcu demokratik eği-limler göstermekteydiler. Avrupa komünizmi olarak nitelen-dirilen bu oluşum ne Kremlin'in ve ne de Washington'un ho-şuna gitmiyordu. Raymond Garthoff un tespitlerine göre herikisi de yerel milliyetçilik temelleri üzerinde yükselen bağım-sız pan-Avrupa'dan rahatsız olmaktaydı. Bu nedenlerle sü-

155

Page 154: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

per güçlerin ikisi de İspanya Komünist Partisi'nin meşruiyetkazanmasına ve İtalya'da Komünist Parti'nin nüfuzununartmasına muhalefet ettiler, Fransa'da merkez-sağ bir hü-kümetin iş başında tutulmasını tercih ettiler. Dışişleri Baka-nı Henry Kissinger, "Batılı müttefiklerimizle ilgili temelproblemimiz pek çok Avrupa ülkesinde yaşanan yerel evrim-dir" tespitinde bulundu. Bu gelişmeler Batılı komünist parti-leri daha çekici kılabilir, bağımsızlık hareketlerine güç ka-zandırabilir, NATO'nun çatısı altında biraraya gelmiş bulu-nan ülkeler için bir tehdit oluşturabilirdi. "Birleşik Devletler,Doğu Avrupa'daki Sovyet nüfuzunu azaltmaktan çok Batılımüttefiklerinin korunmasının ve bu ülkelerde ABD'nin nüfu-zunun devamının temini peşinde" idi. O dönemin ayrıntılı birçalışmasını yapan Garthoffa ait olan bu yorumda müttefikle-rin korunmasından kasıt, hâkim sınıfların çıkarlarının yerelgelişmelerin sebebiyet vermesi olası zararlardan korunmasıidi. CIA'nın İtalya'da yapılan seçimlere ve daha nicelerineburnunun sokulmasının sebebi, işte bu tür endişelerdi/2'

Temmuz 1990'da İtalya Cumhurbaşkanı Cossiga bir çağ-rıda bulundu ve 1960'h ve 1970'li yıllarda CIA'nın İtalya'daterörist faaliyetlere hız kazandırması için Licio Gelli'ye parayardımı yaptığı yolundaki iddiaların araştırılmasını istedi..Söz konusu iddialar, devlete ait bir televizyon kanalı tarafın-dan ortaya atılmıştı. Gelli denen zat, gizli Propaganda Due(P2) Mason locasının büyük üstadı idi ve terör- faaliyetleri vediğer cinayetlerle ilgisi olduğu yolunda yaygın bir kanaatmevcut idi. 1984 senesinde İtalya Parlementosu tarafından

( 2 ) John Pilger, A Secret Country (Jonathan Cape, 1989); Avustralian Bicen-tenary ve Australian broadcasting Company için hazırladığı "The LastDream" adlı çalışmasına bkz. Jonathan Kvvitny, The Crime of Patriots(Norton, 1987). CIA: the Pike Report (Spokesman Books, Nottingham1977); rapor Village Voice'e sızdırıldı (Şubat, 16, 23, 1976), Garthoff, Be-terde and Confrontation, s. 487.

156

Page 155: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

hazırlanıp yayınlanan bir rapordan o yıllarda P2 ve diğerneo-faşist grupların İtalyan ordusu ve gizli servisler ile sıkıbir işbirliği içerisinde bulunduğunu ve solun yükselişini önle-mek, aşırı sağcı bir rejimin işbaşına gelmesini sağlamak içinhazırlıklar yaptığını öğreniyoruz. Bu planların özelliklerin-den biri, "tansiyon stratejisi" uygulamasıydı ve bu bağlamdaAvrupa'da yaşanmış bulunan terörist eylemlerden en önemli-lerini sahnelemişti. Yeni suçlamalar Richard Brenneke'dengeldi. Brenneke CIA-P2 ilişkilerinin yirmi senelik bir geçmi-şinin olduğunu ve on milyon dolardan fazla bir harcamanınyapıldığını iddia etmekteydi. Sözlerine bakılırsa, kendisi deCIA'da uzun yıllar irtibat elemanı olarak çalışmıştı. Ben,"Washington ve İtalyan aşırı sağı arasındaki ilişkilerin izini1922'de Mussolini'nin iş başına geldiği günlere kadar sürmekmümkün diyelim, ötesini siz anlayın.<3)

<S) Brenneke, TGI (Italian TV), Temmuz 2, II Manifesto, Temmuz 3, 1990,AP, BG, Temmuz 23, 1990. 1970'li yıllarda ABD-İtalya gizli ilişkileri veP2—güvenlik servisi planları için: Edvvard S. Herman ve Frank Brodhead,The Rise and Fail ofthe Bulgarian Connection (Sheridan Square, 1986),bölüm 4. Avrupa'da sağ kesim tarafından sahnelenen terör faaliyetlerigörmemezlikten gelinmiştir, literatürde hak ettiği yer verilmemiştir. Pro-paganda vasıtası olarak değerlendirilip geçiştirilmiştir. William Blum,The CIA (Zed, 1986). Hemen savaş sonrasında olup bitenler için: JohnRanelagh, The Agency: The Rise and Decline of CIA (Simon and Schus-ter, 1986). ABD ve Mussolini ve savaş sonrasında Müttefikler'in takındığıfaşizm yanlısı tavır için bölüm 1, kısım 4'e bkz. Brenneke, CIA'da görevyapmış, Ekim 1980 Paris'de toplanan mitingde görev almış, rehineleriserbest bırakmaması, bu yoldan Reagan-Bush ikilisinin seçimi kazanma-sına katkıda bulunmaması için İran'a rüşvet verdiği iddiasını ortaya atıpmeşhur olmuştur. Bu mitingde daha sonra CIA'ya başkan olan WilliamCasey, Bush'un yardımcısı Donald Gregg de hazır bulunmuştur. Hükü-met, suçlamalarını asılsız olduğunu ileri sürüp mahkemeye vermiş, teda-vi gördüğü hastaneden alınıp hakimin karşısına çıkarılmıştır. Federalmahkemece suçsuz bulunmuştur. Hükümet lehinde şahitlik yapanları jü-ri güvenilir bulmamıştır. Ulusal basın gelişmeleri görmemezlikten gel-miştir. Lies ofOur Times, Ağustos, 1990. Bağımsız basın, olaya layık ol-duğu ilgiyi göstermiştir. (Houston Post, Nation, in These Times ve diğer-leri)

157

Page 156: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

İtalya üzerine uygulanan model geneldir ve gelişmiş en-düstrilerin demokrasilerini manipüle etmek için sıkça ve ba-şarıyla kullanılmıştır.

Tarihî deliller, hata yapmamak için dikkatlice değerlen-dirilmelidir. Guatemala'nın demokratik hükümetini deviripyerine gangster çetelerini getirmek ve bunların aracılığıylaonlarca sene ülke halkına kan kusturmak veya Hindiçin'deaskerî darbe ve kitle katliamları için uygun zemini oluştur-mak başka şeydir, ABD'nin kollarının herbir köşesine nüfuzedemediği iyi organize olmuş gelişmiş ülkelerde bu eylemleritekrarlamak başka şeydir. Gelişmiş toplumlarda demokratikyönetimleri devirip yerine askerî diktatörlükleri ikame etme-mişinin ve Latin Amerika'da yaptıklarını yapmayıp idammangalarını kudurmuş köpek sürüleri misali sokaklara sal-mamasının biricik nedenini, ABD'nin bu sonuçları alacakaraçlardan yoksun bulunmasına bağlamak doğru olmaz.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşananlardan bu konu-da çıkartılacak dersler vardır. Tarihin emsaline şahit olma-dığı bir ekonomik ve askerî gücü elinde bulunduran ABD,gerçek manada ilk küresel güç olmanın yollarını aramaktay-dı. İş âleminin ve devletin ileri gelenleri bir araya gelmişler,kendi lehlerinde çalışacak bir dünya düzeni kurmak için in-ce-ince planlar yapmışlardır. Elimizde bu çalışmalardan kal-ma pek çok belge mevcuttur. Birleşik Devletler'in endüstri-leşmiş devletlerin dahili düzenlerini etkileyebilecek bir ko-numda olduğu günlerde elitlerinin demokrasiye bakış açıları-nı yansıtan yeterince belge ve bilgiye bugün sahip bulun-maktayız.

2. Genel çizgiler

Bölüm 1, kısım 5'de çizdiğimiz tabloyu dekor alarak kullanıpsavaşın bir harabeye çevirdiği dünyayı yeniden kurmanın yo-

158

Page 157: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

ğun çabalar içerisinde bulunan planlamacıları birinci derece-de meşgul eden problemlere bir göz atalım: Endüstrileşmişülkeler dünya sisteminin çekirdiğini oluşturmaktalar. Yeniküresel sistemin mimarlarının ve varislerinin baktığı gözlük-le bakarak bu tecrübeden demokrasi kavramı ile ilgili olarakne öğrenebiliriz?

Faşizmden arındırılan bölgelerde temel problem, gele-neksel seçkinlerin itibarını kaybettiği, itibarın ve nüfuzun di-reniş örgütlerinin eline geçtiği, bu örgütlerin ise halk kitlele-ri ile karşılıklı etkileşim içerisinde bulunduğu, radikal de-mokrasiye bu insanların gönülden bağlı bulunduğu bir tabloolarak ortaya çıkmıştır. Churchill'in pek güvendiği danış-manlarından biri olan Güney Afrika Başbakanı Jan Christi-an Smuts, 1943 senesinde güney Avrupa ile ilgili olarak şutavsiyede bulunmuştur. "O insanların politikaya karşı soğu-muş olmaları düzenin tamamen bozulması ve komünizmintüm bölgeyi sel suları gibi işgal etmesi sonucunu beraberindegetirebilir. Dikkat gerek."(4) Düzenden kasıt, imtiyazlılarınçıkarlarının oluşturduğu yapıdır. Komünizmden söz ederkenise demokratik yapı içerisinde seçkinlere vereceği zarardanbaşkası düşünülmemekte, diğer boyutları asla gündeme geti-rilmemektedir. Seçkin kesimin demokratik çatının kontrolü-nü elinden kaçırması, başka insanlarında ülke yönetimindeaktif olarak rol üstlenmesi "demokrasi krizi" olarak isimlen-dirilmektedir.

Birleşik Devletler, süpergüçler arası sürtüşmeyi sürdür-menin yanısıra geleneksel muhafazakâr düzenin restore edil-mesi işini kendine görev edinmiştir. Bu amacına ulaşabilme-si için anti-faşist direnişi kırması gerektiğinde Nazi ve faşistişbirlikçiler edinmesi, işçi sendikalarını ve diğer halk örgüt-

( 4 ) Smuts, Basil Davidson tarafından zikredilmiştir. Scenes from the An-ti-Nazi War (Monthly Review, 1980), s. 17.

159

Page 158: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

lerini zayıflatması, radikal demokrasi ve sosyal reform teh-ditlerini kırması, zaman içerisinde yeşerip yerleşik düzenezarar vermesi olası tüm yaban otlarını ayıklaması gerekmek-teydi. Bu politikaları dünya genelinde uyguladı: Asya'da Gü-ney Kore, Filipinler, Tayland, Hindicin ve özellikle Japon-ya'da; Avrupa'da Yunanistan, İtalya, Fransa ve özellikle Al-manya'da; CIA'nın "radikal milliyetçiliği" pek büyük bir tehli-ke olarak gördüğü Latin Amerika'da ve özellikle Guatemalave Bolivya'da kendi bildiğince hareket etti, planlarını hayatageçirdi.'5' Görevin gereğini yerine getirmek çoğu kez çok kan-lı oldu. Birleşik Devletler tarafından donatılıp yönetilen gü-venlik kuvvetleri 1940'h yılların sonuna kadar Güney Ko-re'de 100 000 kişi öldürdü. Bu katliamlar Kore Savaşı'ndanönce işlendi. Kore Savaşı bir iç savaştı. Dış güçlerin de yoğunmüdahalelerine şahit olundu. John Halliday ve Bruce Cum-mings'in ifadesiyle bu savaş, kökleri anti-kolonial mücadele-lere kadar uzanan devrimci milliyetçi bir hareketin temsilci-leri ile statükoyu, özellikle pek adaletsiz bir toprak mülkiye-tinin hâkim olduğu cari düzeni korumaya yönelik hareketintemsilcileri arasında gerçekleşmiştir. AdaletsizliklerinABD'nin desteği ile pekiştirilmesi savaşın şiddetini artırmış,yerel güçler arasında yaşanan kanlı olayların bedeli her ikitaraf için de pek ağır olmuştur.(6) Aynı yıllarda Yunanistanda benzeri acılara bürünmüş, yüzbinlerce insan öldürülmüş,sürgüne gönderilmiş, işkence görmüş, hapse atılmıştır. Ara-larında Nazi işbirlikçilerinin de bulunduğu geleneksel seç-kinlerin iş başına gelmesini amaçlayan ABD, Nazilere karşısavaşmış, köylü-işçi birliklerini komünizmin etkisinden kur-tarıp pasifize etmek amacıyla dağıtmıştır. Savaşın her evre-sinde Washington, taraftarı olduğu kesimden desteğini esir-

<s)Bu konulara daha ileride tekrar geri dönülecektir.(6)Halliday ve Cumings, Korea: the Unknoıvn War (Viking, Pantheon, 1988).

160

Page 159: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

gememiş, arzu ettiği gibi sonuçlanmasını sağladığı savaş, ni-ce ocağın sönmesine sebep olmuştur. Geri kalmış ülkelerdeyaşananlar daha düşük şiddet derecesinde olmak üzere en-düstrileşmiş ülkelerde yaşanmıştır. Her iki kesimde de he-defler ve kullanılan vasıtalar farklı olmamıştır.

Tarihin bu döneminde Birleşik Devletler endüstrileşmişülkelere ve Üçüncü Dünya'nın geri kalmış ülkelerine aynı za-manda, aynı amaç için ve aynı yöntemlerle müdahale etmekdurumunda kalmıştır. Siyasî açıdan zayıf konumda olanABD, askerî ve iktisadî açılardan son derece avantajlı bir ko-numdadır. Taktik tercihler, güçlülük ve zayıflık kıstaslarınagöre belirlenmiştir. Washington haklı olarak oyunu kendigüçlü olduğu sahada oynamayı tercih etmiş, dünya meselele-rine çözüm aranırken top hep askerî ve iktisadî sahalardadolaştırılmıştır. Dert olanların ya canı, ya malı alınarak ter-biye edilmesi, hizaya getirilmesi tercih edilmiştir. Savaş son-rası ilk yıllarda bu küresel bir problem idi. Taktik tercihlersözünü ettiğimiz mecralarda akışını sürdürdü, yalnızca uy-gulamada ufak-tefek farklılıklar oldu.

Bu meseleler, çağdaş dünyayı anlamak için anlaşılmadangeçilecek meseleler değildi. Gerçek tarihin yazılabilmesi, sis-tematik dokunun özel zaman kesitlerinde yaşananlar üzerin-deki izdüşümün meselenin mütehassısları tarafından ince-lenmesiyle mümkündür.'7' Ne var ki gerçeklerin özüyle çeliş-kili fotoğraflarla zihni bulandınlmış, görüş mesafesi daraltıl-mış sokaktaki insanın olup bitenleri kavrayabilmesi, kavra-yıp da tarih sahnesindeki yerini alabilmesi olası değildir. Yu-nanistan örneğini ele alalım. Savaş sonrası ilk ciddi müdaha-

< 7 ) Bu oluşum ilk kez Gabriel Kolko'mın şu çalışmasıyla bilimsel olarak elealınıp incelenmiştir: Politics of War (Random House, 1968), gerek kapsa-mı ve gerekse derinliği itibariyle hâlâ eşsiz olma vasfını korumaktadır.Yeni çalışmalar ve ortaya çıkan yeni belgeler değerinden birşey kaybet-tirmemiştir.

161

Page 160: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

le bu ülkeye yapılmıştır. Burada oluşturulan model başkayerlere de uygulanmıştır. ABD ve dünya pazarı, komünistle-rin yönlendirdiği direniş hareketlerinin dehşetini dile getirenNicholas Gage'nin Eleni isimli romanı ve filmi gibi medyaprojektörlerinin gözleri kör eden ışığı altında bırakılmıştır.Oysa Amerikalı ve Yunan bilim adamları farklı düşünüyor-lar, farklı ve elbetteki seçkinlerin hoşuna gitmeyen sorularlaortaya çıkıyorlardı. Gage'nin hikayesinin doğru olup olmadı-ğı da belli değildi. Ama halk gerçekliğine dini kadar inanmış-tı. 1986 senesinde bağımsız bir televizyon kanalı İngiltere'dekomünislerce yönetilen anti-Nazi Yunan direnişinin görüşle-rine de yer veren bir program yaptı. Savaş sonrasında İngil-tere ve ABD tarafından yenilgiye uğratılıp sesleri-soluklarıkesilen bu insanların ağzından maceralarını ekrana getirdi.Kıyametler koptu. İleri sürülenler resmî ağızların söylediğiile çelişmekteydi, kurulup halka yutturulan modellere tersdüşmekteydi. İngiliz siyasî haber alma teşkilatı mensubu bu-lunan ve uzun yıllar Atina'da görev yapmış olan Tom MçKit-terick programda ileri sürülen iddiaları doğruladı. "Seneler-dir biz madalyonun bir yüzünü gösterdik. Şimdi diğer yüzüde gösteriliyor. Denge sağlanıyor" dedi. Programın aldığı tep-ki, Batı'da hâlâ hükmünü sürdürmekte bulunan totaliter yö-netim anlayışı için enfes bir örnek oluşturmaktaydı. Progra-mın tekrar yayınlanması, Yunanistan'a ve deniz aşın ülkele-re satılması yasaklandı. İnsanlık, nice zamandır sürdürülenbaskı rejimlerinin Londra'da bile henüz son bulmadığını gör-dü; görüp de anladı mı? İşte, orası meçhul.(8) '

ABD planlamacıları, geleneksel düzenin restore edildiği,böylece savaşta yerle bir olmuş endüstriyel güçlerin tekrarinşa edildiği, ticaretin hükümranlığını tehlikeye sokacak her

<8) Covert Action Information Bulletin, Kış 1986. Richard Gott, "A Greektragedy to haunt the old Guard," Guardian (London), Temmuz 5, 1986.

162

Page 161: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

unsurun etkisiz hâle getirildiği' bir uluslararası sistem tasar-lamışlardı. Oysa şimdi Birleşik Devletler tarafından regüleedilen bir dünya sistemi içerisinde kendilerine yer aramakta-lar. Bu dünya sistemi devletin rehberlik ettiği liberal enter-nasyonalizm formunda zuhur etmiş bulunmakta idi; düşmangüçlerin öfkesinden ABD'nin askerî gücü tarafından korun-maktaydı. Bu yolda yapılan askerî harcamaların özellikle sı-kıntılı günlerinde endüstri için bir çıkış kapısı olduğunu ya-şananlar kanıtlamış bulunmaktadır. Küresel sistem, Ameri-kalı yatırımcıların ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda tasar-lanmıştır. Kendilerine sunulan bu sera ortamında Amerikalıseçkinler servetlerine servet katmayı haklı olarak ummak-taydılar. Bunlar İkinci Dünya Savaşı'nı hemen takip edenyıllarda akla yatkın tasarımlardı ve nitekim çoğu realizeedilmişti. Oysa zamanla koşullar değişti. Dünün yıkık-dö-kük Almanya'sı gün geldi dünya pazarlarında ABD'nin birnumaralı rakibi durumuna geldi.<9> Dünya ekonomisinin ya-pısını rakiplerinin lehine olmak üzere değiştiren VietnamSavaşı'na kadar ABD'nin endişelerinden biri, Japon ekonomi-sini ayakta tutabilmekti. Bu ülkede yapılan ve çoğu ABD kö-kenli olan yabancı yatırımlar kısa süre içerisinde meyveleri-ni verdi. Japonya'yı da ABD'nin rakipleri arasına soktu.

3. Bir "Büyük Atölye": Japonya

Endüstriyel âlemde "doğal liderler" olarak akla hemen Al-manya ve Japonya gelmekteydi. Her iki ülke de ne denli ba-bayiğit olduklarını savaşın her evresinde kanıtlamışlardı.Avrupa ve Asya'nın en büyük atölyeleriydi (Dean Acheson).Bu nedenle kalkınmalarının ABD'ne zarar vermeyecek bir ro-tada gelişmesine dikkat edilmeliydi. ABD'ne her hâl ve du-

<9) Alfred Grosser, The WesternAUian.ce (Continuum, 1980), s. 178.

163

Page 162: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

rumda bağlı kalmaya devamları sağlanmalıydı. Doğu-Batıticaretinde ve Avrupa detantına yönelik gelişmelerde hep buendişeler kendini belli etti. Japonya ile Çin arasında var olangeleneksel ticarî bağların tekrar kurulmamasına çok dikkatedildi. Sonuçta 1950'li senelerde Çin, ABD'nin denetimi altın-daki küresel sisteme entegre edildi. Mart 1954de Asya'da gö-revli ABD büyükelçilerinin yaptığı gizli bir toplantıda JohnFoster Dullas, "Amerika'nın diplomatik stratejilerinden biri-nin Japonya için Güneydoğu Asya'yı bir pazar haline getir-mek, böylece bir yandan Japon ekonomisinin gelişip büyüme-sini sağlarken öte yandan komünist ekonomilerin bu bölge-den nemalanmasının önüne geçmek" olduğunu söylemiştir.Bu toplantı ile ilgili belgeler ve konuya ilişkin diğer dokü-manlar, Pentagon tarafından, kendi resmî yayın organındayayınlanmıştır. Vietnam'a ABD'nin müdahalesinde bu saik-ler, yani Japonya'ya pazar açma arzusu önemli derecede roloynamıştır.<10)

O günlerde Japonya ciddi bir rakip olarak görülmüyordu.Japonya'nın bugün ulaştığı durumun, ABD'nin İkinci DünyaSavaşı'nın sonrasının dünyasını planlarken kendisini düşün-mediğinin, pek fedakârca davrandığının bir ispatı olarak su-nulması aldatma olmaktan öteye" geçemez. Japonya'nın biryolunu bulup "Asya'nın atölyesi" olma statüsünü tekrar elegeçireceğine, Japon faşizminin oluşturmayı hedeflediği "or-tak zenginlik ortamı"nı gerçekleştirebileceğine kimse inan-

<10)Yanaga, Big Business in Japanese Politics (Yale, 1968), s. 265. Şu çalış-mama bkz: At War With Asia, ve For Reasons of State, bölüm 1 (İngilte-re'de The Backroom Boys (Fontana) başlığıyla basılmıştır, kısım V;Chomsky ve Hovvard Zinn, editör, Critical Essays, Pentagon Papers'mieşinci cildi. En son bilimsel araştırmalardan biri: Michale Schaller, "Se-curing the Great Crescent," Journal of American History, Eylül 1982 veayrıca: American Occupation of Japan; Andre J. Rotter, The Path to Vi-etnam (Cornell, 1987). Acheson, Schaller tarafından zikredilmiştir, Ame-rican Occupation, s. 97.

164

Page 163: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

mıyordu. Gerçekçi tahminler olarak sunulanlar Japonya'nınya ABD'nin kurduğu küresel sistemin uyumlu bir parçası ola-cağı, ya bağımsız kalıp tek başına birşeyler becermeyi dene-yeceği, hadi bilemediniz Sovyetler'e yamanıp Washington'akapılarını kapatacağı merkezindeydi. Japonlar için bile bu-gün ulaşmış oldukları başarı hayâl idi. Eften-püften şeylerüreterek gelişmiş ülkelerin pazarlarından ekmek çıkarmayıummaktaydılar/11'

Japonya'nın kendi geleceğini pek parlak görmemesininsebeplerinden biri, ilk hamlelerinin başarıyla sonuçlanmışolmasıydı. Kore Savaşı işin rengini değiştirdi ve Japonya'nınönünü açtı. Yabancıların Japonya'yı adamdan saymamaları-nın nedenleri arasında ırkçı yaklaşımlardan kaynaklananyanılgıların yanısıra işçi-işveren ilişkilerini ve bizzat işçile-rin kapasitelerinin yetersiz bulunması vardı. ABD işgal güç-leri tarafından empoze edilmeye çalışılan demokratik işçi ya-saları iş âlemi tarafından reaksiyonla karşılandı. Bu yasalarbaşka yerlerde genellikle reaksiyonlara sebep oldu. Japon-ya'nın demokratikleşmesinin önünü kesmekle görevli bulu-nan ve ticaret lobisinin önde gelenlerinden biri olan JamesLee Kauffman, gelişmelerin arzu edilen istikametlere yönel-tilememesinden dolayı huzursuzdu ve hem ucuz, hem uysalişçi peşinde koşan sanayicilere 1947 senesinde yazdığı birmektupta şunları söylemekteydi: "Japon işçiler çocuktanfarksızdır. Çocuklarının en büyüğü on yaşında olan bir babaonlara artık bildiği gibi davranabileceklerini, kendi hayatla-rını kendilerinin tanzim edebileceğini söylese, neler olur ev-de bir düşünün. Japon işçiler delirmiş domuzlar gibiler. Top-raklarında petrol bulunmuş bir kızılderilinin parasını nasılçarçur ettiğini gördüyseniz hemen bir paralellik kurup Japonişçilerin İşçi Yasası'nı nasıl kullandıklarını gözlerinizin

<n>age, 222. Bölüm 1, s. 46.

165

Page 164: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

önünde canlandırabilirsiniz." İkinci Dünya Savaşı'ndan son-ra Japonya'da prokonsül olarak görev yapan General MacArthur, ırkçı davranışlarıyla tanınır. 1951 senesinde Kong-re'de yaptığı bir konuşmada şunları söyledi: "Modern mede-niyetin standartlarına vurulursa bizim kırk beş yaşındakigelişmemizin yanında onlar on iki yaşındaki bir çocuk gibikalırlar." Bu gerçek bize Japonları "temel kavramlarla tanış-tırma, bu kavramların oralarda da yeşermesini temin etme"görevini vermektedir. "Kendileri henüz işin pek başındalar,eğilmeye müsait yaş ağaç gibiler." Derken aradan yıllar geç-ti. Bu iltifatlar sağcı Japonlar tarafından biz Amerikalılariçin, kültürümüz ve içtimai yapımız için yapılır oldu.<12>

Mamafih, tahminlerin ve beklentilerin hepsinde yanılın-mamış, doğru çıkanları da olmuştur. George Kennan,ABD'Ain Japonya'nın petrol ihracatını kontrol altında tutma-sını, böylece Tokyo üzerindeki "veto gücü"nü elinde buîuii-durmasını tavsiye etmiştir. Tavsiyeye uyulmuş, yararlan gö-rülmüştür/13' Savaş sonrası dönemde ABD'nin Ortadoğu pet-rolleri ile bu denli yakından ilgilenmesinin temel sebeplerin-den biri de işte budur. Japonya'nın Ortadoğu meselelerindeABD'nin peşine takılma hususunda yeterince istekli davran-mayışmın olası sebeplerinden biri gene bu durumdur.

Japonya'da ABD tek başına hareket etmiş, işgalinde or-taklarına herhangi bir rol vermemiştir/1* General MacArt-

( 1 2 ) John Roberts, "The Japan Croıvd and the Zaibatsu Restoration, The Ja-pan Interpreter, 12, Yaz 1979. MacArthur, Howard B. Schonberger, Af-termath of War (Kent State, 1989), s. 52-3. Japon adetleri, Akio Moritave Shintaro Ishihara, The Japan that Can Say No. Savaş esnasında şokmertebesinde sonuçlan bulunan her iki tarafa ait ırkçı yaklaşımlar için:John Dovver, War Witlıout Mercy; Raee and Poıver in the Pacific War(pantheon, 1986).

( ı s )Bölüm 1, s. 53.( ı 4 )Mazide olup bitenler için: Joe Moore, Japanese Workers and The Strugg-

le for Poıver, 1945-1947," Pacific Historical Revieıv, Ağustos, 1977 ve Af-

166

Page 165: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

hur, sınırlı olmak kaydıyla demokratikleşme yolunda atılanadımları cesaretlendirmiştir. Militan işçi hareketleri engel-lenmiş, işçilerin üretim üzerindeki kontrolüne izin verilme-miştir. Demokrasi yolunda atılan bu küçücük adımlar bile dı-şişleri sakanlığını, ABD kökenli holdingleri, işçi liderliğini veABD medyasını allak bullak etmiştir. Ekonominin canlandırı-lıp istikrarlı muhafazakâr bir yönetimin eline teslim edilece-ği gün gelmeden işgalinin kaldırılmaması yolunda GeorgeKennan ve diğerleri uyarılarda bulunmuştur. Bu baskılar so-nunda demokratik gelişmeler tersine dönmüş, devlet-şirketişbirliğinin mutlak kontrolü altına işçi kesimi, medya ve si-yasî sisteme teslim edilmiştir.

Faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor olmalarına rağmenişçilerin kontrolü altındaki şirketler elimine edilmiştir. Za-manında faşistlerle işbirliği yapmış olan sağ-kanat sosyalist-lere destek verilmiş, Amerikanvari ticaret ve holdinglerinhükümranlığı tek yol olarak benimsetilmiş, faşist yönetimzamanında hapislerde süründürülen solcular saf dışı bırakıl-mıştır. Yani, dünyanın diğer köşelerinde her ne yapıldıysaJaponya'da da hemen hemen aynısı tekrarlanmıştır. Toplupazarlık yasaklandı, grev suç oldu, gerektiğinde polis şiddetebaşvurarak işçinin sesinin kısılmasında üzerine düşen göreviyerine getirdi. Hedef, muhafazakâr işçi sendikaları aracılı-ğıyla işverenlerin işçileri kontrolü altında bulundurmalarınısağlamaktı. 194O'lı yılların sonlarında bir yandan endüstrikesiminde faaliyet gösteren işçi sendikalarının altının oyul-duğunu, öte yandan ise Japon faşist düzeninin kalbi duru-munda olan endüstri-finans holdinglerinin (Zaibatsu) sağcıvatanperver örgütlerin ve polisin desteği ile eski gücüne tek-rar kavuştuğunu görüyoruz. İş âleminin faşist rejimdeki gü-

termath of War, Robert's, "The Japanese Croıvd," Cummings, "Pomerand Plenty in Northeast Asia," World Policy Journal, Kış 1987-88.

167

Page 166: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

cüne ve işlevine tekrar kavuşması, merkezi devlet ile kolkolaaynı hedefe doğru ahenk içerisinde yürümesi sağlandı. Ja-ponya'nın yeniden planlanmasının mimarlarından biri olanGeorge Kennan, Zaibatsu'larm dağıtılıp yok edilmesinin an-cak Japonya'nın komünizmin kucağına itilmesini isteyenle-rin, Sovyetler'in "kapitalist tekeller" üzerine ürettiği masal-lara gönülden inananların görüşü olabileceğini ifade etmiş-tir.<18) Schonberger, 1952 senesine gelinmeden Japonya'nınendüstrisinin ve bankalarının başında bulunanların, kendile-rinin ülkenin dominant elemanı olarak kabul edilmesini sağ-lamanın yanısıra savaş öncesine göre ekonomideki ağırlığınıdaha fazla artırmış ve aralarındaki ilişkileri daha güçlendir-miş holdingler üzerindeki denetimlerini daha artırdıklarınıifade etmektedir. Yeniden yapılanmanın bedeli çalışan sınıf-lara ve fukaralara ödettirildi. ABD'nin askerî işgali boyuncaEkonomi ve Bilim Dairesi'nin Ekonomi ve Planlama Direktö-rü olarak görev alan Shenvood Fine, bu gelişmelerin "totali-ter devlet kapitalizminin çizdiği bir çerçeve içerisinde ger-çekleştiğini söylemektedir. Bu politikalar Japon elitlerininsosyal reformları yapmamalarına, Japonya ve kendileri zen-ginleşirken çalışan sınıfların refahtan pay almamalarına se-bep oldu. Sonuçta harcayacağı para ile kendi endüstrisinedestek olacak sınıfların vücut bulmasına imkân verilmedi.Bugün Japonya'ya mal satmak isteyen yabancıların karşıla-rındaki en büyük problemlerden biri, Japonya'da sattıklarımalı alıp kullanacak yeterli sayıda insan bulamamalarıdır.

Borden, son derece güçlü işçi sendikalarına ve sigorta ku-rumlarına sahip bulunan İngiltere'nin, ABD'nin baskısı saye-sinde, işçilerin sömürülmesi, sendikalarının zayıflatılmasısonucu Japon ihraç ürünlerinin rekabet edilemeyecek kadarucuzlaması olgusu ile yakından ilgilendiğini yazmaktadır.

<15)Kennan, Schonberger tarafından zikredilmiştir. Aftermath, s. 77.

168

Page 167: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

"İngiltere, Japon işçilerin haklarını savunmanın, ürünleriniÇin'e satmanın yollarını aramıştır." Ne var ki Londra'nın buniyeti, Japonya ile Çin'in yakınlaşmasını ve ABD ile Japon iş-birlikçilerinin tasarladığı kalkınma planlarının dışına çıkıl-masınr küresel çıkarlarına aykırı gören Washington'un stra-tejileri ile çatışmaktaydı. Japonya'da bir taraftan holdinglergüçlendirilirken öte taraftan işçiler zayıf düşürüldü. ABD'liişçi liderlerin yardımıyla Japon işçi sendikaları parçalandı,sonuç alabilir güçler olmaktan uzaklaştı. İngiltere de işçisendikalarını güçsüzleştirme3'e, sigorta kurumlarını kurut-maya çalıştı. Aynı yolu ABD hemen İkinci Dünya Savaşı son-rasında izledi. Vietnam Savaşı sonrasında aynı oyun tekrarsahnelendi. Özel sektörün bu yoldan güç kazanması amaç-landı.

Birleşik Devletler, Japon faşizminin oluşturduğu refahortamını bu kez kendi denetimi altında ve verdiği yoğunaskerî desteklerle yeniden oluşturdu. Japon devlet kapitaliz-minin eli berbest bırakıldı. İstediği cepten istediğini aldı, is-tediği cebe istediğini koydu. Sisteme kafa tutmaya niyetle-nenlerin kafasını ezmek MVashington'a düştü. Asya'yı sömür-mek için bu işe dünden gönüllü bir ortak peydahladı.

Birleşik Devletler istisna tutulursa Japonya kapitalistâlemin en güçsüz işçi sendikalarına sahip ülkesidir. Pek di-siplinli bir topluluktur. Geleneksel devlet, kapitalizmin yöne-tim anlayışını çizdiği çerçeve içerisine hapsedilmiştir. KoreSavaşı, Japonya'nın ekonomisinin düze çıkmasını hızlandır-mıştır. Bu savaş, Japonya'nın endüstrileşmesini sağlamakiçin muhtaç bulunduğu dolan, talebi, teknolojiyi ve pazarı te-min etti. 1965'den itibaren kaydedilen hızlı kalkınma, süre-cin ivmesini artırdı.<ıs> 19701i yıllarda ise Japonya'nın kay-dettiği gelişmeler, Washington'u ve Amerikalı işadamlarını

<16'Schaller, American Occupation, s. 296.

169

Page 168: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

kaygılandırmaya başlamıştı bile. Reagan döneminde ekono-minin yönetiminde yapılan hatalar, Japonya'yı daha biravantajlı, ABD'ni ise daha bir dezavantajlı duruma getirdi.4. "Büyük Atölye": AlmanyaAlmanya'nın problemleri ve ABD ve yandaşları için arz ettiğitehlikeler büyük ölçüde Japonya'nınkilere benzemekteydi.1947 yılında Batıda üç bölgenin oluşturulmasından hemensonra Almanya'nın paylaşılması problemi ABD tarafındangündeme getirildi. O günler, Japonya'da demokratikleşmesürecinin tersine çevirildiği günlerdi ve oradaki endişeler ay-nen Almanya'da da mevcut idi. Almanya'nın demokratikleş-mesinden, halk kitlelerinin ülke yönetiminde söz sahibi ol-masından korkulmaktaydı. Eugene Rustow, Almanya'da "po-litika oyunu"nu Rusya'nın daha iyi oynayabilme potansiyeli-ne sahip bulunduğunu, bu hususta Kremlin'in Washing-ton'dan daha avantajlı bir durumda olduğunu söylemekteydi.Washington'a düşen, oyunun oynanmasına izin vermemekti.Kennan, daha atik davranmış, daha bir sene öncesinden bir-leşik Almanya'nın Sovyet siyasî nüfuzuna karşı savunmasızolduğunu söylemiş, bu nedenle ikiye bölünmesini, batı kesi-minin Batı Avrupa ile entegre edilmesini, doğu kesiminin iseSovyetler'e bırakılmasını önermiştir. Söylediklerinin cari an-laşmalarla çelişmesine ise hiç aldırış etmemiştir. GeorgeMarshall, Dean Acheson ve daha nice değerli analizcinin ak-sine Kennan, Sovyetler'in bir askerî saldırıda bulunacağınaihtimal vermemiş, Ruslar'dan askerî değil ama siyasî alandagelecek atakların ABD'ni zora sokacağını ileri sürmüştür.(17)

Almanya'da da temel problem, muhafazakâr iş âlemininhükümranlığının işçi hareketlerinden ve diğer halk organi-

(ı7)Rostow, Kennan, John. H. Backer tarafindan zikredilmiştir. The Decisi-on to Divide Germany, (Duke, 1978), s. 155-6. Schaller, American Occu-pation. Anne Deighton, International Affairs, Yaz 1987, Potsdam Ant-laşmalarını ihlal için İngiltere'nin girişimleri.

170

Page 169: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

zasyonlârının girişimlerinden kaynaklanacak olan tehditlerekarşı korunması şeklinde ortaya çıkmıştır. Carolyn Eisen-berg, sonuçta içtimai bir değişikliği getirmesi olası birleşmiş,merkezî, politize olmuş bir işçi hareketinden duyulan korku-nun, daha gerçekçi bir ifade ile dehşetin karşı güçleri hareke-te geçirdiğini ifade etmektedir. Savaştan sonra Alman işçileriş konseyleri, ticaret birlikleri kurdular. Endüstrilerini geliş-tirmenin yollarını aramaya başladılar. Tabandan tepeye doğ-ru yükselen bir demokratikleşme hareketini başlattılar. Ço-ğunluğun söz sahibi olacağı bir yapılanma, ABD'nin "demok-rasi" adını verdiği devlet-şirket denetimi altına alınmış birekonomik düzenle bağdaşmadığı içindir ki dışişleri bakanlığıve ortaklaşa çalıştığı Amerikalı sendikalar alarma geçti. Sov-yet bölgesinde kurulan yarı otonom iş konseylerini, Naziler-den temizlenen müesseselerde bir dereceye kadar da olsa yö-netimi ele geçirmeleri endişeleri artırdı. İngiliz Dışişleri Ba-kanlığı da huzursuzdu. Doğu'dan gelecek "ekonomik ve ideo-lojik" sızmalardan korkuyordu, bu sızmaları işgal ile bir tu-tuyordu. Rusya'nın siyasî açıdan avantajlı duruma geçmesi-ne neden olacağa benzeyen Birleşik Almanya yerine ikiye bö-lünmüş, Batı ile entegre edilmiş olanına Ruhr/Ren endüstrikompleksinin dahil edildiği bir Almanya'yı tercih etmektey-di. Nisan 1946'da İngiltere hükümetinin yaptığı bir toplantı-da söz alan saygı değer sir Örme Segrant, Batı bloku içeri-sinde doğusundan koparılmış bır .Batı Almanya'nın neden ge-rekli olduğunu anlattı. Bu girişimin savaş nedeni olabileceği-ni de söyledi. Aksi takdirde Ren bölgesinin komünistlerin eli-ne geçeceğini, Berlin'in Kremlin'in kuklası haline geleceğinibelirtti. Almanya'nın ikiye bölünmesinde İngiltere'nin rolünüaraştıran Anne Deighton, "son derece kritik" ifadesini kullanmaktadır.<18)

<18)Carolyn Eisenberg, "Working-Class Politics and the Cold War: American

171

Page 170: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Birleşik Devletler, Nazilerin kurduğu fabrikaların işçile-rin eline geçmesine ve işçi bazlı organizasyonların yönetselotoriteyi sahiplenmesine şiddetle karşıydı ve gereğini yerinegetirme azim ve kararlılığı içerisindeydi. Bu türden gelişme-ler, ABD'nin çıkarlarına uygun düşen demokrasi anlayışınaters düşmekteydi. ABD'li otoriteler, tıpkı Japonya'da olduğugibi sağ-kanat sosyalistlerle işbirliğine gittiler. Halkın hoş-nutsuzluğunu azaltmak için yaptıkları ekonomik yardımı ar-tırdılar. Sıra Batı bölgesini Doğu bölgesinden ayırmaya, Ken-nan'ın önerdiği duvarı çekmeye gelmişti. Önde gelen işçi ku-ruluşları veto edildi, içtimai yapıyı güçlendirecek girişimlerönlendi, yasama organı felç edildi, ülkeyi kalkındırma amacı-na yönelik ortak çalışmalar iğdiş edildi. Nazi savaş suçluları-nın eli en kanlı olanlarına CIA'da görev verildi. Bunların içe-risinde en meşhuru Klaus Barbie'dir. Bir başkası FranzSix'tir. Bu zat, bizzat ABD Yüksek Komiseri John J. McCloytarafından savaş suçlusu olarak ilan edilmiştir. ReinhardGehlen için çalışmak üzere kendisine CIA tarafından görevverildi. Yardımcıları arasında Waffen-SS ve Wehrmacht'dauzman olarak görev yapmış nice eli kanlı katil vardı.ABD'nin desteği ile bir "gizli ordu" kurdular. Hitler tarafln-dan kurulan ve 1950lerde Doğu Avrupa ve Sovyetler Birli-ği'nde hâlâ faaliyetlerini sürdürmekte olan askerî güçlereyardımcı olmaları bu katillerden talep edildi. Gehlen, doğucephesinde Nazi askerî haber alma teşkilatına başkanlıkyapmış biriydi. Şimdi de CIA'nın desteği, Batı Almanya dev-

Page 171: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

letinin izniyle casusluk ve karşı casusluk işlerini organize et-mek üzere görevlendirilmekteydi.'18'

Bu arada, tıpkı Japonya'da olduğu gibi Almanya'yı yeni-den inşa etmenin maliyeti Alman işçilerin omuzlarına yük-lendi. Malî tedbirlerle fukaraların ve sendikaların ellerindeavuçlarında ne varsa silinip süpürüldü. İşçi sendikası aleyh-tarı faaliyetleri ile bu sonuca ulaşılmasında önemli katkılarıbulunan AFL bile aşırılığa kaçılmasından hoşnutsuz oldu.ABD'nin Alman işçilerinin alın terini sömürme hususundakidoymak bilmezliğinin sömürü düzeninin mimarlarını bile ra-hatsız ettiğini Eisenberg bir yorumunda dile getirmiştir.Sendikal faaliyetler yasaklandı, grev girişimleri polis gücüy-le sonuçsuz bırakıldı. 1949 senesine gelindiğinde dışişleri sa-kanlığı elleriyle oluşturduğu genel manzaradan memnundu:endüstiyel barışa ulaşılmıştı, işçi sınıfı uysallaştırılmıştı,yaptıkları kolayca izlenebilmekteydi, mülk sahiplerinin veyöneticilerin aleyhine gelişebilecek herhangi bir hareketibesleyebilecek tüm kaynaklar kurutulmuştu. Nazi savaş suç-lularının kuyudan çıkarılması, itibarlarının iade edilmesi ol-gusunu incelediği bir araştırmasında Tom Bower ulaşılan ne-ticeyi şu sözlerle özetlemekte idi: "Savaştan dört yıl geçtikten

(19)Ayrıntılar için: Turning the Tide, s. 197; Chirstoper Simpson, Blowback(Weidenfeld ve Nicolson, 1988). Nazi bilim adamlarının askere alınmalarıile ilgili olarak: Tom Bower, The Paperclip Conspiracy (Michael Jozeph,1987), s. 310. John Gimbel, Science, Technology and Reparations (Stan-ford, 1990). Gimbel'in bu çalışmasının Science mecmuasında çıkan kriti-ğinde ABD'nin Almanya'yı işgalden maddî bir çıkarı olmadığı yolundakiiddialarının asılsız olduğu ileri sürülmektedir. Daha az miktarlarda ol-mak kaydıyla İngiltere, Fransa ve Rusya'nın da işgalden maddî çıkarsağladığı ileri sürülmektedir. ABD'nin mağlup ülkelerden yüklü miktar-larda savaş tazminatı aldığı ileri sürülmekte, böylece Rusya'nın iddiaları,Washington'un bu yoldan 10 milyar dolar para topladığı yolundaki söy-lentiler itibar kazanmaktadır. Buna yakın bir miktar Rusya tarafındanAlmanya'dan talep edilmiş, fakat sonuç alınamamıştır. Raymond Stokes,Science, Haziran 8, 1990.

173

Page 172: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

sonra Almanya'nın tıpkı Hitler döneminde yönetildiği gibiyönetildiğini, savaş suçlusu olarak ilan edilen bankerlerin vesanayicilerin Hitler dönemindeki konumlarına tekrar ulaş-tıklarını, Amerikalı meklektaşları ile işbirliklerini günbegüngüçlendirdiklerini görmekteyiz."*20'

Kısaca ifade edecek olursak; iki büyük atölye, Japonya veAlmanya, aynı anlayışla ve aynı yöntemlerle değerlendirilipyönetilmiştir.

Daha sonraki yıllarda, Sovyetler'den gelen iki Alman-ya'nın birleştirilmesi ve silahlardan arındırılması ve paktla-rın lağvedilmesi tekliflerinin ABD tarafından ihtiyatla karşı-landığını biliyoruz. Batı Avrupalı seçkinler de uluslararasıortamda tansiyonun düşürülmesi yolundaki tekliflere soğukbaktılar. Tezgâhlarının bozulmasında, politikanın seçkinle-rin tekelinden kurtulup halk tarafından benimsenmesindenendişe etmekteydiler. 1980'lerde yapılan ve silahların kont-rolünü, güvenlik meselelerini, Avrupa'nın tek bir bütün hali-ne getirilmesini amaçlayan siyasî tasarımları konu edinentüm tartışmalar, bu endişelerin bulutlandırdığı bir gökyüzüaltında yapıldı.

S. Daha küçük atölyeler

ABD, Fransa ve İtalya'da da aynı sonçlara aynı, yollardanulaşmayı denedi. Her iki ülkeye yapılan Marshall yardımı,hükümetlerinden komünistleri, anti-faşist direnişçileri ve iş-çi temsilcilerini uzaklaştırmaları koşuluna bağlandı. "De-mokrasi," ABD'nin anladığı tarzda işleyecekti. O günlerdeAvrupalılar sıkıntı içerisindeydiler. Yardıma şiddetle muh-taçtılar. Böyle olunca yaptığı yardımlar, Washington'a, yar-dım yaptığı ülkenin işlerine dilediğince burnunu sokma, o ül-

'20)Eisenber Bower, The Paperclip Conspiracy.

174

Page 173: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

kelerde kendi seçkinlerinin çıkarları doğrultusundaki geliş-meleri kanazile etme imkânını vermekteydi. Melvyn Leffler,"Avrupaya gerekli para yardımı yapılmazsa, kalkınma prog-ramlarına hız kazandınlmazsa sonuçta komünizmin hortla-yacağından, hatta seçimle iş başına gelebileceğinden Ameri-kalı idarecilerin korktuklarını yazmaktadır. Marshall Pla-nı'nın ilan edilmek üzere olduğu günlerde ABD'nin FransaBüyükelçisi Jefferson Caffer, dışişleri bakanlığını uyarmış,Fransa'da komünistlerin seçimleri kazanması durumundaolabileceklere dikkatlerini çekmiştir: "Sovyetler'in nüfuz ala-nına Batı Avrupa'yı, Afrika'yı, Akdeniz'i ve Ortadoğu'yu kat-ması işten bile olmayacaktır (12 Mayıs, 1947)." Domino taş-lan devrilmek için hazırdı. Mayıs ayı boyunca Fransa ve İtal-ya'ya baskı yapan ABD, kuracakları koalisyon hükümetlerin-de komünistlere yer vermemelerini ısrarla istedi. Solun ve iş-çi kesiminin ön plana çıkmasına olanak tanıması olası ser-best siyaset ortamına izin verilmemesi, yardımın devam et-mesinin koşullarından biriydi. 1948 senesinde Dışişişleri Ba-kanı Marshall ve diğer söz sahibi kişiler, Avrupa'yı, komü-nistlerin seçim kazanmasına olanak tanıyacak ortamın oluş-turulmaması yolunda uyardılar. Aksi takdirde yardımın ke-sileceği tehdidinde bulundular. Avrupa'nın o günkü perişanhâli ve Marshal yardımının arz ettiği önem birlikte ele alınır-sa, söz konusu tehdidin ne denli ürkütücü olduğu kolayca an-laşılır.

Fransa'da savaş sonrası yoksulluk, Fransız işçi hareket-lerinin altının oyulmasına vesile bilindi. Şiddet kullanmak-tan çekinilmedi. Ekmek, aç insanları itaatkâr kılmak ama-cıyla kullanıldı. Gangster çeteleri oluşturulup grevler vegrevciler kırdırıldı. Yarı-resmî ABD işçi tarihinde övgüylesöz edilen cinayetlerin benzerleri Fransa'da da işlendi. İşçiharereketlerini parçalayıp zayıflatan, dolayısıyla Kremlin'inAvrupa için beslediği emellerin gerçekleşmesine fırsat tanı-

175

Page 174: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

mayan, ayrıca Hindiçin'de Fransız ordusuna kesintisiz silahakışını sağlayan, sonuçta ABD işçi bürokrasisisinin temelamaçlarından birine hizmet eden AFL, övgülere layık bulun-du.(21) CIA, hizmetinde kullanmak için Mafya'yı tekrar hort-lattı. Eroin ticaretinin tekrar canlanmasını amaçlamaktaydı.ABD hükümetleri ile eroin ticareti arasındaki ilişki, günümü-ze kadar kesintisiz sürmüştür/22'

ABD'nin İtalya'ya yönelik politikası, savaş sonrasında, sa-vaş öncesinde koptuğu noktadan itibaren başlayıp eski doğ-rultusunda devam etti. Birleşik Devletler, Mussolini'nin fa-şist yönetiminin iş başına geldiği 1922 senesinden 1930'larakadar desteklenmiştir.

Savaş esnasında Mussolini'nin Hitler ile işbirliğine git-mesi, bu dostça ilişkileri koparmıştır. 1943 senesinde ABDkuvvetlerinin güney İtalya'yı özgürlüğüne kavuşturması ileberaber bu ilişkiler tekrar canlandınlmıştır. Faşist hükümetile işbirliği yapan kraliyet ailesi ve Mareşal Radoglio ortakla-şa iktidara getirilmiştir. Müttefik kuvvetler kuzeye doğruilerlerken anti-faşist direniş örgütlerini ve bu örgütlerin to-humunu atıp yeşerttiği yeni, demokratik, halkçı yönetim an-layışını hayata geçirecek birimleri yerle bir ettiler.<2S)

Neo-faşistlerin de katkısıyla bir merkezî sağ hükümet kurul-du, solcular saf dışı edildi.

<21)Roy Godson, American Labor and European Politics, Crane, Russak,1976.

( 2 2 >McCoy, Politics of Heroin.<28)Bölüm 1, kısım 4'e bkz. Pasquino, "The Demişe ofthe First Fascist Regi-

me and İtaly's Transition to Democracy: 1943-1948." Guillermo O'Don-neİl, Philippe C. Schmitter ve Lauence Whitehead, Transitions from Aut-horiiarian Rule: Prospect of Democracy (Johns Hopkins, 1986). John L.Harper, America and Reconslruction of ltaly, 1945-48 (Cambridge Uni-versity Press, 1986); E. Miller, "Taking ofthe Gloves: The United Statesand ltaly, 1940-1950 (University of North Carolina, 1986); Ronald Fili-pelli, American Laborand Postuuar ltaly (Bölüm 1, kısım 4).

176

Page 175: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

Burada da ülkenin yeniden inşasının yükü fukaraların veçalışan sınıfların omuzlarına yüklendi. Nicesi işinden çıkarıl-dı, geri kalanların ücretleri düşürüldü. İşçi haklarını savu-nan, dışişleri bakanlığı tarafından hazırlanmış bulunanplanlara yan bakan komünistlerin, hükümetten uzaklaştırıl-ması yardımın koşulları arasında yer almaktaydı. Oysa Ko-münist Parti ile Washington nice eylemi birlikte sürdürmiş-lerdi: İtalya'nın bağımsızlığına önemli ölçüde katkıda bulu-nacak olan reformların arka plana itilmesinde, kuzeyde arzuedilmeyen politik gelişmelerin önünün alınmasında, patron-ların mülkiyet haklarının korunmasında, işçilerin bazı fabri-kaların mülkiyetini kendi üzerlerine geçirme girişimlerininbaltalanmasında Komünist Parti ile ABD işbirliği yapmış,ama gene de yaranamamıştı. Kabahati, işten atılmalara, üc-retlerin düşürülmesine, fukaraların hayat standartlarınındaha aşağılara çekilmesine karşı çıkmasıydı. Bu tutumu ileWashington'un Avrupa için tasarladığı kalkınma planlarınaters düştüğü izlenimini vermişti. Dışlanmalıydı. Dışlandı.Tarihçi John Harper, Kennan'm Komünist Parti'nin, dolayı-sıyla temsil ettiği işçi sınıfının hükümete dahil edilmemesiyolundaki ısrarlarını anlamakta güçlük çektiğini yazmakta-dır; "İşçi sınıfının desteği alınmış olsaydı işler daha kolay yü-rürdü" görüşünü savunmaktadır. Ne varki ABD'nin Avru-pa'nın kalkınmasından anladığı, fukaralar ve çalışan kesim-ler aleyhine yürütülen bir operasyondu.

Bu sosyal sektörlerin gereksinimlerini dikkate aldığı içinKomünist Parti'ye "ekstremist" etiketi vuruldu, demokratikolmadığı ileri sürüldü. Bu arada Sovyet tehdidi hikayesi gün-demden hiç düşürülmedi. ABD'nin baskısına dayanamayanHıristiyan Demokratlar, savaş döneminde verdikleri işyeridemokrasisi sözünü unuttular. Zaman zaman faşist eskileri-nin yönetimi altında olmak üzere polis, işçi hareketlerininşiddetle kırılmasında bir araç olarak kullanıldı. Vatikan,

177

Page 176: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

"1948 seçimlerinde her kim komünistlere oy verirse din-den-imandan çıkacaktır" diye fetva verdi. Hıristiyan Demok-ratları "O con Cristo o Contro Cristo" ("Ya İsa ile, ya İsa'yakarşı") sloganı ile destekledi. Bir sene sonra Papa Pius, İtal-yalı komünistlerin tamamını afaroz etti.(Z4)

Şiddetin, yardımın manipülasyonunun ve diğer tehditle-rin harmanı, muazzam bir propaganda kampanyasının geti-rileri ile birleyip kritik 1948 seçiminin neticesini belirledi.ABD'nin baskısı ve müdahalesi, beklenen semereyi verdi.

ABD, en aptal İtalyalı'nın bile Washington'un çizdiği siya-sî ve iktisadî çerçeve içine kendini çekmesinin herkes için ya-rarlı olacağına inanmasını sağlayacak bir yoğunluk ve tutar-lılıkta bir propaganda yaptığı inanandaydı. Her zaman oldu-ğu gibi kendisinden gayrısına pek yukarılardan bakıyordu,küçümsüyordu. "İtalyanlar çocuk gibiydiler. Ellerinden tu-tulmalı, kendilerine yardım edilmeliydi." İzlenen politikalararasında polisi şiddet aracı olarak kullanmak, yardımı kes-me tehdidinden bir silah olarak yararlanmak, yanlış oy kul-lananlara ABD'ne giriş vizesi vermemek, komünistlere des-tek veren İtalya kökenli Amerikalıları kovmak ve daha nicetehditler vardı. Dışişleri bakanlığı tarihçilerinden JamesMiller'in tespitlerine bir göz atalım dilerseniz: "Ekonomik ge-lişme, çalışan sınıfların haklarını kaybetmesi pahasına ger-çekleştirildi, sol ve işçi hareketleri ABD'den gelen destek ileufalandı, beceriksiz ve yolsuzluklara teşne merkez-sağ yöne-tim için alternatif olacak bir organizasyonun oluşumu balta-landı." İtalya'nın arzettiği stratejik önem, kaderine yalnızcaİtalyanlar'm, özellikle de demokrasiyi yanlış anlayan İtal-yanlar'ın karar veremeyeceği kadar büyük idi (Harper).

ABD, 1948 seçimini komünistlerin kazanması durumunda(24)Vatican, Craig Kelly, The Anti-Faşist Resistance and the Shift in Politi-

ca-Cultural Strategy of the ltalian Commünist Party 1936/1948, doktoratezi, UÇLA, 1984, s. 10.

178

Page 177: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

askerî müdahalede bulunmaya kararlı idi ve bunu bir propa-ganda malzemesi olarak el altından İtalyan kamuoyuna dailetmişti. Kennan, komünist partinin seçime sokulmaması-nın, bu yoldan olası bir seçim zaferinin önüne geçilmesinin içsavaşa sebebiyet verebileceğini, ABD'nin askerî müdahalesinikaçınılmaz kılacağını ve İtalya'nın bölünmesi sonucunu bera-berinde getireceğini söylemekteydi. Diğer baskı yöntemleri-nin sonuç almaya yeterli geleceği inancı, Kennan'ın uyarıla-rına kulak asılmamasına neden oldu. Bununla birlikte dik-kat elden bırakılmadı, Ulusal Güvenlik Konseyi, İtalya'dagizli operasyonlara askerî destek verilmesini, silahlı kuvvet-lerin komünistlerin seçimi kazanması durumunda İtalya'yamüdahale etmek üzere teyakkuz durumunda tutulmasınıönerdi.'25' Demokrasi gibi bir demokrasinin İtalya'da yeşer-mesinden çok ciddi bir tarzda endişe edilmekteydi.

ABD'nin, seçimlerin istenilen şekilde sonuçlanmaması du-rumunda silaha başvurması niyeti hayata kolayca geçirilecekcinsten bir niyet değildi. Bu nedenle gizli tutulmaya çalışıl-mıştır, üniversite çevreleri bile meselenin üzerine fazla git-memiştir. Bu sahada yapılan bilimsel çalışmalardan birindemeselenin özüne dokunulmamış, diğerinde ise ABD'nin ger-çek niyeti es geçilmiştir. Genel literatürde ise bu konudanhiç söz edilmemektedir/261

CIA'nın 1947 Aralık ayında Ulusal Güvenlik Konseyi'ninaldığı karar doğrultusunda İtalyan seçimlerini kontrol etmeoperasyonu, ilk gizli operasyonlarından biridir. Daha önce debelirttiğimiz gibi CIA, İtalya'da demokrasinin gelişmesini

^Harper, Kennan to Secratary of State, FRUS, 1948, III, s. 848-9; NSC1/3, Mart 8, 1948, FRUS, 1948, III, s. 775.

(Z6)Miller, United States and Italy, s. 247. Harper, America and Reconstruc-tion of Italy, s. 155, "komünizmin zaferi halinde Batı taraftan güçlereaskerî ve iktisadî yardımın yapılmasının zaruretine işaret eden" tavsiye-den sözedilmektedir.

179

Page 178: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

kontrolü altında tutması için gerekli operasyonları 1970'liyıllara kadar sürdürmüştür.

ABD işçi liderleri, özellikle de AFL'de görev alanlara, işçihareketlerinin bölük-pörçük edilmesinde ve güçsüz düşürül-mesinde aktif bir rol oynamışlardır. İşçileri çok düşük ücret-lerle çalışmaya razı etmişler, patronların servetlerine servetkatmışlardır. Fransa'da liman işçilerinin grevi, İtalya'dan ge-tirilen işçilerle kırılmıştır. Parayı ABD ödemiş, organizasyo-nu AFL gerçekleştirmiştir. Dışişleri bakanlığı, İşçi Federas-yonu'na, ABD'indeki işçi sendikalarını etkisiz kılma yolunda-ki edindikleri deneyimlerinden de yararlanarak İtalya'dakiişçi sendikalarını un-ufak etmeleri görevini vermiş, görev,büyük bir zevkle eksiksiz yerine getirilmiştir. Faşistlerle iş-birliği yaptığı için dışlanan özel sektör, tekrar eski itibarınıkazanmıştır. Nihai amaç, işçi sınıfını geleneksel hükümran-ların hükmü altına vermek idi ve amaç hasıl olmuştur.ABD'nin İtalya'da yaptıklarını inceleyen Ronald Filipelli'ningözlemleri şöyledir: "Amerikan yardımı, İtalya'yı yeniden in-şa ederken eski muhafazakâr toplum tabanına oturtmayıamaçlamıştır. Kapitalizm restore edilmiştir. Bedel işçi kesi-mine ödetilmiştir. Bu kesim az kazanmaya, az tüketmeye ra-zı edilmiştir. Zenginlere muazzam rantlar aktarılmıştır. Yö-netim imtiyazlarına dokundurtturulmamıştır." Bu arada işçialeyhtarı programların mimarı ve taşeronu olmakla suçla-nan AFL Başkanı George Meany, suçlamaları reddetmekte,"Özgürlük, İtalyanların derdi değil iken onların namına benniye dert edineyim? Bizim işimiz dünya genelinde bağımsız-lık hareketlerini güçlendirmek, sosyal gelişmelere hız kazan-dırmaktır" demektedir. Bunun anlamının Amerikalı iş adam-larının ve dünyanın dört bir yanındaki şeriklerinin çıkarları-nın pekiştirilerek artırılması olduğunu söylememize bilmemgerek var mı? Filipelli sözlerini şöyle sürdürmektedir: "So-

180

Page 179: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

mıç, faşizme çanak tutan, faşizmle işbirliği yapan sınıfın tek-rar yönetime getirilmesidir, çalışan sınıfların politikadandışlanmasıdır, zenginlerin çıkarlarına kurban edilmesidir,"Miracolo İtaliano" (İtalyan Mucizesi)nin yükünün fukarala-rın sırtına vurulmasıdır."

Harper, 1940'larda izlenen politikaların "yoksul bölgelerve politikada yer alamayan ilk kesimler için bir darbe mahi-yetinde" olduğunu söylemektedir. "Kararlı işçi pazarları" kı-rılmış, 1950'li yıllarda ihracatın dinamo görevini üstlendiğibir kalkınma programı başarıyla uygulanmıştır. Bu başarıdaçalışan sınıfların giderek fukaralaşmaya rıza ve yeni durum-lara intibak gösterme hususundaki iradesi önemli bir rol oy-namıştır. Harper sözlerini söyle sürdürmektedir: "Bu mutlu-luk çemberleri bir çeşit başka ekonomik gelişmelerin vücutbulması için gerekli ortamı oluşturmuş, uyanılmaması, bugüzel rüyanın devam etmesi için CIA milyonlarca dolar tuta-rında propaganda harcaması yapmış, yeraltı faaliyetlerinehız vermiştir."*27*

Daha sonraları yorumcular, ABD'nin Fransa ve İngilte-re'de demokrasiyi bastırma girişimlerini demokrasiyi savun-ma yolunda hayata geçirilmiş eylemler olarak yorumlamış-lardır. Rhodri Jeffreys-Jones, CIA ve Amerikan demokrasisi-ni konu alan ve takdirle karşılanan bir çalışmasında,CIA'nm İtalya macerasının ve paralelinde gelişen Fransa hi-kayesinin demokratik değerlerin yükseltilmesine yönelik ey-lemler manzumesi olduğunu söylemektedir. Özel olarak İtal-ya'nın seçilmiş olmasının bir demokratik prensip meselesi ol-madığını o da kabul etmektedir; bir bakıma demokrasi aşkı-mızın, hedefteki ülkenin arz ettiği stratejik önemin bir fonk-siyonu olduğunu itiraf etmektedir. ABD yönetimine kenditercihleri doğrultusunda belirlediği içtimai ve siyasî rejimleri

<27>Harper, s. 164-5.

181

Page 180: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

empoze etmeyi, elinde bulunan olağanüstü gücü harbin kur-banlarını istismar etmek için kullanmayı, kalkan başlarınezilen başlar olacağını bu insanlara öğretmeyi ve gerçek de-mokrasinin "bizim demokrasi" olarak takdim edilen kaynakolduğu hususu da gözden ırak tutulmamalıdır/28' ABD'ninİtalya'ya yönelik politikalarını inceleyen James Miller dahanüanslı bir tavır takınmaktadır. Geçmişin bir özetini verdik-ten sonra şu sonuca ulaşmaktadır:

"italya'ya istikrarın getirilmesi yolunda ABD'nin sarfettiğiçabalar, sebebiyet verdiği acılar bir yana, başarılı olmuştur.Amerika'nın gücü bir yandan İtalyanlara hükümetlerininformunu özgürce belirleme imkânını tanırken öte yandantercihlerinin demokrasi istikametinde olmasını sağlamıştır.Demokrasinin, var olan fakat gücünün abartılmış olması ih-timal dahilinde bulunan harici ve dahili tehditlere karşı sa-vunulmasında Birleşik Devletler demokratik olmayan taktik-lere başvurmuştur. Bu hata, İtalyan devletinin meşruiyetinitartışma zeminlerine çekmiştir.M(29)

Daha önce tartışmasını yaptığımız harici tehditlerin var-lığı şüphe götürür mahiyettedir. 1948 seçimlerine ABD mü-dahale etmiş, geleneksel muhafazakâr düzeni tekrar kur-muştur. Bu sırada Kremlin olayları uzaktan izlemiş, savaşsırasında Churchill'e vardiği sözü tutmuş, İtalya'nın Batı'nınnüfuz alanında kalmasını saygıyla karşılamıştır. Dahili teh-ditler ise gerçek demokrasiye karşı duyulan özlemden kay-naklanmaktadır.

ABD'nin İtalyanlara seçme hakkını tanıdığı ve tercihleri-nin demokrasi istikametinde olmasını sağladığı yolundakisöylem, aşırı güvercinlerin Latin Amerika üzerine döktürdü-

(28)Jeffreys-Jones, The CIA and American Democracy (Yale, 1989), s. 50-51.<29>Miller, United States and Italy, s. 274. Roberts, Leffler.

182

Page 181: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

ğü nutukları anımsatmaktadır: Latin Amerika halkı,ABD'nin çıkarlarına zarar vermediği müddetçe seçimini öz-gürce ve bağımsız bir ortam içerisinde yapmalıdır. ABD'nin,gelişme süreçleri raydan çıkmadığı sürece bu ülkelerin işinekarışmak gibi bir niyeti mevcut değildir.

Demokratik ideal, dahilde ve hariçte, çok basit ve çokaçıktır: Benim yapmanı istediklerimi yapmaya devam ettiğinsürece kendi bildiğin gibi davranabilirsin.

6. Bazı kapsamlı etkiler

Almanya'nın silahlandırılıp Batı'nın askerî kanadının önemligüçlerinden biri haline getirilmesinin dışında —ki buna hiç-bir Rus hükümeti malum sebeplerden dolayı gönül rızası ileevet diyemez— kalan tüm baskı girişimlerini Stalin sakin sa-kin izledi. Muhtemelen, kendinin gücünü yetirdiklerine yap-tıklarının ABD'ne otomatik olarak verdiği bir hak olarak gör-dü bu gelişmeleri. Bu paralel gelişmeler, faillerinin birbirle-rini hoşgörü ile karşılamalarına rağmen nice çatışmaya dateşne idi.

Japonya'da yaşananları değerlendirip yorumlayan JohnRoberst şunları söylemektedir: "Amerika'nın, Batı Alman-ya'nın ve Japonya'nın tekelci ekonomilerini üstelik savaş ön-cesi sahiplerinin sahipliğinde rehabilite, etmesi soğuk sava-şın bir sebebidir, neticesi değildir. Bunların rehabilitasyonu,ABD'nin komünizme karşı sürdürdüğü kan davasında Ameri-kan kapitalizmi için hayatî önem taşımaktaydı. Washing-ton'un komünizmden anladığı ise geniş halk kitlelerinin ül-kenin kaderi üzerinde söz sahibi oldukları bir sistemdi. Buaşamada Melvyn Lefîler'in şu değerlendirmesine bir göz at-makta yarar vardır:

183

Page 182: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Haynl

"Avrupa'nın eski sağlığına kavuşturulması uğraşıları, Ameri-kalı görevlilerin Üçüncü Dünya ülkelerindeki çıkarlarını—pazarlarını, hammadde kaynaklarını ve yatırım gelirleri-ni— daha dikkatlice izlemelerini sağladı. Devrimci nasyona-lizm Avrupa dışına sürülmeliydi, yerel komünist güçler ma-hallinde yok edilmeliydi. Yerel bazda solcu güçlerle ve ülkedışında Kremlin ile yaşanan mücadeleler, Soğuk Savaş döne-minin uluslararası tarihinin, stratejisinin, jeopolitiklerininönemli bir kısmını oluşturmaktadır.<30) Bunlar, modern döne-min kritik gizli olaylarıdır ve öyle kalmaya da devam etmek-tedirler."

Endüstrileşmiş toplumların tamamının yeniden inşasın-da, muhafazakâr geleneksel seçkinlerin kontrolü altında birkapitalist devlet düzeninin kurulması, böylece dünya gene-linde ABD'ne pazar olarak, hammadde deposu olarak hizmetverebilecek bölgelerin kolayca sömürülmesinin garanti edil-mesi amaçlandı. Bu amaçlara ulaşılması durumunda sistemistikrar kazanacak ve içtimai değişiklik taleplerine ve tehdit-lerine kolayca göğüs gerebilecekti. Düzenin çarkının arzuedilen tarzda dönmeye başlaması sağlandıktan sonra tersineçevrilmesi çok zor olacaktı. Zengin endüstrileşmiş topluluk-larda halkın büyük bir kısmı istismar edilmesine rağmen ha-linden memnun olmayacak kadar kötü durumda değildir. Butür insanlara ise daha radikal görüşleri benimsetmek, ger-çekçi bir kâr-zarar analizi yaptırabilmek pek zor bir iştir.

Kapitalist demokrasi, kurumsal yapısı bir kez inşa olun-duktan sonra her türlü yatırım kararını verme durumundaolanların ihtiyaçlarını karşılamaya büyük çoğunluğun kendiihtiyaçlarından vazgeçme pahasına razı olması durumundaişlerlik kazanacaktır. O aşamaya ulaşılması bir zaman mese-

(30)Roberts, Leffler

184

Page 183: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Endüstrileşmiş Toplumda Demokrasi

leşidir ve bağımsız çalışan sınıf kültürünün ve arka çıkansistemlerin erozyona uğramasından sonra kapitalist demok-rasi kendi çarklarını kendi bildiği tarzda işletecektir. Örgüt-lerin dağıtılmasından veya etkisiz hâle getirilmesinden sonrainsanların tek tek carî düzene karşı çıkabilme şansları kal-mamaktadır. Artık seçimlerde elitlerden elit beğenmekten,yapılanları oyu ile de onaylamaktan başka yapabileceği birfiil kalmamaktadır. Düzen partilerinin biri gidip, diğeri gele-cektir. Sürü hâline getirilmiş insan toplulukları, WalterLippmann'ın progresiv demokratik teoride kendileri için uy-gun gördüğü fonksiyonu ifaya devam edecektir/81' Bu model,savaş sonrası için uygun bir model olabilir. Ne var ki günü-müzde işlerliğini hâlâ korumaktadır. Onca çatışma, onca ge-rilim, onca uçurum; bu oyunun perdesini indirmeye yeterliolmamıştır.

Avrupalı elitler bu sistemin korunmasından yanadırlarve kendi halklarından, Washington'un sokaktaki Amerikalı-dan korktuğundan daha az olmamak üzere korkmaktadırlar.Avrupalı seçkinlerin halklarının kolayca yönetilmesinde işeyarayan, bir çeşit sopa vazifesi gören Soğuk Savaş'ı pek sev-meleri ve arada sırada homurdansalar da ABD'nin arkasın-dan ayrılmamaları, birerli kol uygun adım yürüyüşü sürdür-meyi arzulamaları boşuna değildir. Sistem saldırgandır, za-man zaman canavarlaşmaktadır; ama ne gam, zarar görengayrisi olduktan sonra. Tüm dünyanın varlığım, bu arada el-bette kendini de tehlikeye sokacak tehditler savurmuyor de-ğildir. Ne var ki, planlarını yaparken, bu tür endişeleri dik-kate almamaktadır. Kısa vadeli çıkarlarından gözü görecekhâli yoktur.

( 3 1 )Bir sonraki bölüme bkz.

185

Page 184: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Dördüncü Bölüm

Ve sonrası

Bu kitap, ABD ve İngiltere'nin Ocak 1991'de Irak'ı bombala-mak üzere son hazırlıklarını yaptıkları günlerde baskıya ve-rilmiştir. Dökümünü verdiğimiz olaylar, bu askerî harekâtıntezlerinin neler olduğunu açıklamaya kâfi gelir sanırım.

ABD küresel bir güçtür. Bu konumu itibariyle seçkinleri-nin görevi artmış bulunmaktadır. Ülke içerisindeki sessiz kı-lınmış kalabalıkların bu hâllerini sürdürmelerini sağlamaklagörevleri bitmemektedir. Aynı zamanda eski kolonilerindekistatülerini de korumak için gerekli tezgâhların hazırlanmasıgerekmektedir. Tartışageldiğimiz gibi bu temalar seçkinlerinortak derdi olmuştur.

Güney'de şiddet uygun bir opsiyon olmaya devam etmek-tedir. Pek azı itiraz edebilme cesaretini göstermektedir vegerekli cevabı almada gecikmemektedir. Geleneksel savaşçıdevletler —ABD ve İngiltere— Arab'ın malının peşine düş-müşlerdir. Körfez'i paylaşmak için bölgesel bir Yalta Antlaş-ması'nı realize etmeye çalışmaktadırlar. Ocak-Şubat 1991'de

187

Page 185: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Haya!

bir ay boyunca yaptıklarıyla Batı'nın en çirkin yüzünü birkez daha göstermişlerdir: hükmetmek için doymak bilmezbir iştah, yüksek teknolojinin ihtişamını teşhir etme tutkusu,yabancı kültürleri dışlama alışkanlığı, ifrat derecesine var-dırdığı milliyetçiliği... Sao Paulo'da (Brezilya) görevli Kardi-nal Paulo Evaristo Arns, "zenginlerin ABD ile beraber oldu-ğunu, milyonlarca fukaranın ise gelişmeleri nefretle kınadı-ğını" söylemektedir. Üçüncü Dünya ülkelerinin semalarındanefret ve korku bulutları cirit atmaktadır. Ne zaman ve han-gi bahane ileri sürülerek başlarına taşların yağdırılacağımendişe içinde beklemektedirler.(1)

Evde ise dert gene aynı derttir: halkı Reagan-Bush yöne-timinin sosyal ve ekonomik programlarının vurduğu zincir-lerden kurtarmak. Bu dönemde sosyal devlet anlayışındanzenginlerin lehine, alışılmış ölçülerin çok dışında olmak üze-re uzaklaşılmıştır. Politikalar, fukaralardan ve gelecek ku-şaklardan zenginlere kaynak transferi yapmak üzere çizil-miştir. Yönetim kendini ayakta tutan güçlerin çıkarlarını dü-şünmenin ötesinde bir faaliyette bulunmamış, izlediği politi-kaların talihsiz sonuçlarının hiç değilse bir kısmını telafi et-mek için çaba harcamamıştır.

Bu nedenle halkın şaşırtılıp aptala çevrilmesi gerekmek-tedir. Elde hazır iki klasik vasıta mevcuttur. Bunlardan bi-rincisi pek dehşetli düşmanlardan gelmesi olası tehditlerlebir korku ağı örüp vatandaşı bu ağa düşürmektir. İkincisi,bizi en kritik anda düşmanlarımızdan kurtardığına inandı-rıldığımız liderlerimize tapındırılmamızdır. Düşmanlar yerelolabilir (Siyah katiller, saygısız kadınlar, geleneklerimizinaltını oyan asiler...). Haricî düşmanlar ise bazı tabiî avantaj-lara sahiptirler. Rusya bu yolda uzun yıllar başarıyla hizmet

( 1 ) Üçüncü Dünya reaksiyonları ile ilgili olarak benim Z Magazine'm Mayısve Ekim 1991 nüshalarında yayınlanan yazılarımı ve Cynthia Peters,ed., Collateral Damage (South End, 1992)deki makaleme bkz.

188

Page 186: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

vermiştir. Korkutucu olma özelliklerini yitirmeleri, yeni şey-tanların ve yeni taktiklerin aranıp bulunmasını zaruri kıl-mıştır. Standart bahanenin ruhunu teslim etmesinden sonraevdekileri korkutmak için Kaddafi'nin uluslararası terörist-leri, Sandinistalar'ın Teksas'a yürüme hazırlıkları yaptığı hi-kayesi, Grenada'nın ticaret filolarına saldırmaya niyetlendiğisenaryosu, Noriega'nm emrinde çalışan eroin tacirlerininABD gençliğini zehirleyerek geleceğini kararttığı yolunda ya-yılan hayalî haberler, öikesinden deliye döndüğü ileri sürü-len Araplar ve en son olarak Bağdat Canavarı Saddam Hüse-yin malzeme olarak kullanıldı. Düne kadar sadık bir dostolan Saddam Hüseyin, 2 Ağustos 1990 tarihinde Kuveyt'i iş-gal edip Washington'un ayağına basma hatasını işleyince birnumaralı düşman olup çıkmıştı.

Senaryonun uygulanabilmesi için korku duygusu kadarhuşu duygusuna da gereksinim vardır. Bu duygunun oluştu-rulabilmesi, hariçte zaferler kazanmakla olasıdır. Bizim asilliderlerimiz düşmanı tam eşikte karşılamalı, barbarları boz-guna uğratmak, barış ve refah içerisinde hayatımızı sürdür-memizi mümkün kılabilmelidir. Barış ve adalet temelleriüzerine inşa olunacak olan Yeni Dünya Düzeni'ne doğru uy-gun adım yürünebilmelidir. Başkanımız, Grenada'dan gelentehdidi savuşturduktan sonra yaptığı gibi başarıyla gönlünceşişinmelidir. Oysa hariçte kazanıldığı ileri sürülen her zaferaslında tam bir fiyaskodur ve arkası hükûmet-medya işbirli-ği ile halkın gözünden saklanmalıdır, dikkatler başka sefer-lere çekilmelidir.

Barbarlar kendilerini savunabilecek durumda olmamalı-dırlar: çetin birine bulaşmak akıl kân iş değildir. Ayrıca, hal-kın moral ve kültürel seviyesinde 196O'lı yıllardan bu yanagörülen yükselme şiddet ve cinayetlere karşı gösterilen reak-siyonu artırmıştır. "Vietnam sendromu" olarak isimlendiri-len rahatsızlık ise seçeneklere ciddi kısıtlamalar getirmekte-

189

Page 187: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

dir. Bush'un iş başına geçtiği ilk günlerden bu yana "üçüncüdünya kökenli tehditler" Ulusal Güvenlik Politikaları'nın de-falarca gözden geçirilmesine neden olmuştur. "Çok zayıf düş-manlarla karşılaştığımız durumlarda işimizi en kısa zaman-da ve kesin sonuca ulaşmamızı sağlayacak tarzda tamamla-malıyız." İşin uzaması Washington'u sıkıntıya sokmakta, si-yasî desteğini çekmeye zorlayan faktörler hemen devreye gir-mektedir/2' Müdahaleler, yer altından yürütülen terörist faa-liyetler şeklinde olmakta, bu tür eylemler "düşük yoğunlukluçatışmalar" olarak isimlendirilmektedir. Ya da düşmanın ye-terince zayıf olması durumunda ani ve dehşetli bir atakla işsürüncemede bırakılmadan sırtı yere getirilmektedir. Sovyet-ler'in caydırıcılığının artık var olmaması bu seçeneğin uygu-lanabilirliğini artırmıştır. ABD artık bir eli bağlı olarak dö-vüşmek zorunda değildir. Eylemlerinin sonucu, yalnızca ken-disini ilgilendirmektedir.

1. "Körfez Savaşı"na bir bakış

1991'in iki önemli olayından biri Sovyet imparatorluğununçöküşü, diğeri ise Körfez ihtilafı idi. Sovyetler Birliği çöker-ken, batmak üzere olan köhne bir tekne gibi bir o yana, birbu yana savrulurken Washington gelişmeleri seyretmekle ye-tinmiş, herhangi bir müdahalede bulunmamıştır. Buna rağ-men medya, Bush hakkında övgüler düzmekten, mükemmelbir kriz yönetimi gösterdiğini yazmaktan geri durmamıştır.Saddam Hüseyin'e karşı yürütülen operasyonun tamamıWashington'un tezgâhından çıkmıştı. Üzerinde haklı olarak"Made in ABD" damgasını taşımaktadır. İngiltere alışılmışsadakatini göstermiş, ağabeyinin yanındaki yerini almıştır.

Kartların tamamını elinde bulunduran ABD istediği so-

<2>Maureen Dowd, NYT, Şubat 23, 1991.

190

Page 188: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

nucu almış, Başkan'ın ifadesi ile "Biz ne dersek o olur" iddia-sını gelişmeler kanıtlamıştır. Kavga, sanki bir diktatöre kar-şı veriliyormuş havası basılmıştır. Oysa ABD'nin diktatörlerekarşı ne bir antipatisinin, ne de demokratik düzenlere karşıbir sempatisinin bulunmadığı herkesin malûmudur. İyi olan,Washington'un hizmetinde olandır. Bush yönetiminin Mobu-tu, Çavuşesko, Suharto, Saddam Hüseyin ve diğer muhteremdostlarına bakış açısı ve Latin Amerika'da çevirdiği dolaplarmeydandadır.<S) Başkan aslında şöyle demektedir: "Sen kimolursan ol benim dediğim olur." Ve kurbanlarının tamamı busözlerin ne anlama geldiğini çok iyi bilmektedirler.

ABD'nin Körfez Savaşı'ndan başarıyla çıkacağı kesin idi.Zafere eşlik edecek milliyetçi söylemler hazırdı. Ne var kiolanlara "savaş" demek mümkün değildi. Savaş demek, ikigücün karşılıklı olarak birbirleriyle silah kullanarak çarpış-ması demektir. Oysa burada taraflardan biri ortada gözük-memekteydi.

Kriz, Irak'ın Kuveyt'i işgaliyle başladı. İnsan haklarıgruplarının tespitlerine göre yüzlerce insan öldürüldü. Buçaptaki bir katliamı savaş olarak isimlendirmek doğru ola-maz. Barışa ve insanlığa karşı işlenen suçlar esas alınırsaKuveyt'te yaşananların çapı, Türkler'in Kuzey Kıbrıs'ı işga-li/*' İsrail'in 1978'de Lübnan'ı işgali veya ABD'nin Panama'yıişgali mertebesinde kalır. İsrail'in 1982'de Lübnan'ı işgali es-nasında yaşanan dramların yanında, Kuveyt'in işgali esna-sında uğranılan zararlar pek sönük kalır. Endonezya'nın Do-ğu Timor'da sahnelediği soykırım hareketi ile mukayesesi bi-le mümkün değildir. Son yıllarda yaşanan bu iki insanlıktradejisinin bir numaralı destekçisi durumunda bulunan

<8> Not l'deki referansa bkz.(*> Kıbrıs harekâtının bu örneklerin arasına konulması bize göre yanlıştır.

Çünkü harekât öncesi Rumların yaptıkları katliamları hesaba katma-maktadır, (y.n.)

191

Page 189: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

ABD, bu kez çok daha az kan dökülmesiyle sonuçlanan birolay karşısında arslan kesilivermiştir., İşgali takip eden aylarda binlerce Kuveytli, Irak askerle-

ri tarafından öldürüldü, işkenceye maruz bırakıldı. Ne var kibu da bir savaş değildir. Devlet terörizmidir ve tadı, ABD'ninnüfuz alanı içerisinde bulunan devletlerin vatandaşlarınındamaklarının yabancısı değildir.

Sürtüşmenin bir sonraki aşaması 16 Ocak tarihindeABD'nin hava saldırıları ile başladı. Sivil altyapılar hedeflerarasındaydı. Elektrik santrallarına, su ve kanalizasyon şebe-kelerine bomba yağdırılmaktaydı. Bir çeşit biyolojik savaştıyürütülen. Irak'ı Kuveyt'ten çıkarmakla alâkası yoktu.ABD'nin uzun vadeli siyasî çıkarlarına hizmet amacı taşı-maktaydı. Bu da savaş değildi, çok geniş çaplı bir devlet terö-rü idi.

Sonra sıra Iraklı askerlerin çölde kovalanıp katledilmele-rine geldi. Öldürülenlerin çoğu zorla silah altına alınıp bura-lara yollanmış Şiiler ve Kürtler idi. Ya buldukları ilk deliğesaklanıyorlar, ya da tabana kuvvet kaçıyorlardı. Canlarınıkurtarmaktan başka endişeleri mevcut değildi. Basının varlı-ğından söz ettiği muhkem mevkilere, tahminlerimize sığma-yacak kadar dehşetengiz olduğu ileri sürülen topçu birlikleri-ne, kimyasal ve biyolojik silah depolarına rastlayan olmadı.Pentagon ve diğer kaynakların bildirdiğine göre 100.000 ka-dar savunmasız insan öldürüldü. Buna da savaş demek olasıdeğildir. Asrın başında ABD'nin Filipinler'de işlediği cinayet-lere bir gözlemci sıfatıyla şahit olmuş olan bir İngiliz'in ifa-desiyle "tam bir katliamdır, kasaplıktır." Bazı Amerikalı as-kerlerin ifadesi ile çölde gerçekleştirilen bu katliam bir çeşit"vahşi hindi avı"na(4) dönüşmüştür. Bu tabir, Filipinlileri bir

<4> Luzviminda Francisco ve Jonathan Fast, Conspiracy for Empire (QuezonCity, 1985), s. 302, 191.

192

Page 190: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

avcı edasıyla avlayan Amerikalı askerler tarafından jargonu-muza kazandırılmıştır. Kültürümüzün de bir parçası halinegelmiş olmalı ki yeri ve zamanı geldiğinde genç kuşaklar ta-rafından gerek eylem ve gerekse söylem bazında devreye so-kuluvermektedir.

Aradan aylar geçti. ABD ordusunun ileri gelenleri gerçeğiitiraf ettiler: bu bir savaş değil, bir katliam idi. Kara savaşıesnasında çok sayıda Iraklı askerin buldozerlerle gömüldü-ğünü Patrick Sloyan bildirmiştir. Bu vahşetin benzerine ta-rihte şahit olunmuş değildir. Harekâta katılan birliklerdenbirinin komutanı binlerce Iraklı askerin öldürüldüğünü ilerisürdü, bir başkası ise bu görüşü paylaşmamaktaydı. Sloyan,tek bir Iraklı askeri bile öldürmeden aynı neticenin alınabile-ceğini, Iraklı askerlerin Amerikalı rakiplerinin önüne geçebi-lecek güçte bulunmadığını söylemektedir. Yazılanlar-çizilen-ler-söylenenler ilgi çekmedi, yoruma değer bulunmadı. Fili-pinler'de işlenen cinayetler de aynı şekilde karşılanmıştı.'5'

Sivil topluma saldırmanın sebebi kimsenin meçhulü de-ğildi: halk rehine alınacak, canı yakılacak, sonuçta orduyusıkıştıracak, ordu da "demir yumruk"unu Saddam'ın tepesineindirip iktidardan uzaklaştıracaktı. Saddam'ın sadık bir or-tak iken ABD'den aldığı destekle halkına layık gördüğü mua-mele, görevinde kusur edince şimdi kendisine layık görül-mekteydi. Yönetimin gerekçelerini, yürüttüğü muhakemeyi,Nem York Times'm diplomasi muhabiri Thomas Friedmanşöyle ifade etmiştir: "Iraklıların çektiği sıkıntılar dayanıla-mayacak seviyelere ulaşırsa bazı generaller ayaklanıp Sad-dam'ı devirebilir, Washington'a istediklerini gümüş bir tepsiiçinde sunabilirlerdi: böylece hem Saddam'dan kurtulunmuşolunacak, hem de Irak'ta ABD'nin hizmetine amade bir

<5> Neıvsday, Eylül 12, 1991, s. 1. The Boston Globe, hikayeyi birkaç satırile geçiştirdi, Eylül 13. Birkaç gün sonra Times gelişmelerin samimi birmahasebesini çıkardı. Eric Schmitt, NYT, Eylül 15.

193

Page 191: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

askerî rejim kurulacak, sonuçta eski mutlu günlere tekrardönülecekti. Bu gelişmelerden en çok memnuniyet duyacakolanların arasında iki sadık dostun, Türkiye ve Suudi Ara-bistan'ın bulunacağında hiç kuşku yoktu."<6>

Sivil halkı rehin almanın, on binlerce insanın kötü bes-lenmeden ve hastalıklardan kırılmasına neden olmanın orta-ya çıkardığı ciddi bir problem mevcuttur: muhakeme yetene-ği gelişmemiş, gerektiğinde fazla merhametli halk yığınları,sırf siyasî sebeplerden dolayı bir ülke halkının açlıktan kırıl-maya mahkûm edilmesinden rahatsız olup hükümetlerini ra-hatsız edebilir. Nitekim beklenen kısmen de olsa gerçekleş-miştir. UNICEF halkla ilişkiler direktörü Richard Reid,Irak'ın büyük miktarlarda yiyecek almasına izin verilmemesihalinde çok ciddi problemlerin ortaya çıkacağnı ifade etmiş-tir. 1990'dan bu yana çok kötü beslenmek mecburiyetindekalmış bebeler için artık çok geçtir, sağlıkları tedavi edileme-yecek derecede bozulmuştur. Bu noktada Bush'un şansı yineyaver gitmiş, Saddam'ın Birleşik Milletler'den gelen görevli-lere güçlük çıkarması, atom bombası yaptığı iddia edilen te-sisleri göstermemekte ısrar etmesi Washington'un ve azizmüttefiki İngiltere'nin ekmeğine yağ sürmüştür. Irak, henüzdişleri sökülememiş bir canavar intibaını korumaya devametmiş, dolayısıyla halkının açlıktan kırılmaya müstehak birtoplum olarak kabul görmesini kolaşlaştırmıştır. Irak'a uy-gulanan ekonomik müeyyideleri yufka yüreklilerin engelle-yebilme şansı ortadan kalkmıştır/7'

Washington, uluslararası yasalar ve moral değerlere gös-terdiği sözde saygıyı Irak olayında da göstermiş, Irak'ın za-rar verdiği kimselere tazminat ödemesi probleminin, Irak in-

<6>ATT, Temmuz 7,1971.(7> Kathy Blair, Toronto Globe and Mail, Haziran 17, 1991, WSJ, Temmuz

5, 1991.

194

Page 192: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

sanını açlıktan kurtaracak yiyecek alımı meselesinden çokdaha önemli olduğunu söylemiştir; sözünün gereğini de yeri-ne getirmiştir. Washington'a kafa tutmaya kalkışan bir ülke-nin her türlü hükümranlık hakkını kaybedeceğini, BirleşmişMilletler teşkilatını da sanki bütünüyle kendisine bağlı birkuruluş gibi kullanarak cümle aleme göstermiştir. Aynı ör-neği Nikaragua'da tekrarlamıştır. Uluslararası Adalet Diva-nı, Nikaragua'nın, yasal olmayan ekonomik engellemeler veterör yoluyla verdiği zararın ABD tarafından tazmin edilmesiyolundaki talebini uygun bulmuş ve Washington'u tazminatödemeye mahkûm etmişti. Bu imansızları da imana getir-mek, taleplerini geri çekmelerini sağlamak gerekmekteydi.Nikaragua'nın sonunda bütün bütün diz çökmesi, teslim bay-rağını çekmesi sağlandı. Gelişmelere medya ilgisiz kaldı.Irak karşısındaki söylemini tekrarlayan Washington, Nika-ragua'yı tazminat talebinden vazgeçirdi. ABD, Nikaragua'danalacağı olan 260 milyon dolardan vazgeçti, bu haber Ti-mes'da yayınlandı. Nikaragua ise ABD'den tazminat olarakistediği 17 milyar dolardan vazgeçti, bu haber medyada yeralmadı. Herhalde önemsiz bulundu. Aynı gün, gazetelerin önsayfalarında ABD görevlilerinden birinin şu sözleri yayınlan-dı: "Yeni dünya düzeninde itibar sahibi biri olmak istiyorsa-nız, yasal prosedürlere harfiyen riayet etmeniz gerekir. Aksitakdirde olacak olanlar için Saddam güzel bir örnek oluştur-maktadır."*81 Saddam'ın yaptığı ile ABD'nin yaptığı arasındaaslında bir fark yoktur, farklılık başlarına gelenlerdedir.

Çatışmanın son aşaması, ateşkes antlaşmasının yürürlü-ğe girmesinden sonra başladı. Irak yönetimi, güneyde Şiileri,kuzeyde Kürtleri öldürmeye başladı. Bush gelişmelere gözyumdu. İşine geldiği zaman insanları kendi devletlerine kar-

<8>Andrew Rosenthal, NYT, Eylül 26; Reuters, NYT, Eylül 26, Reuters, BG,Eylül 26, 1991. ABD'nin baskısı için s. 315'e bkz.

195

Page 193: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

şı isyan etmeleri için teşvik ediyor, işine gelmeyince de ken-dine güvenip ortaya çıkanları yüzüstü bırakıp balık tutmayagidiyordu.

Senato Dışilişkiler Komitesi'nde görevli olan Peter Galb-raith, Mart 1991'de Ortadoğu'da gerçekleştirdiği bir araştır-mada şu sonuçlara ulaştı: "Suudi Arabistan, Şii ve Kürtayaklanmacılara yardım yapılmasını talep etmiş, Washing-ton yanaşmamıştır. Bağdat, Washington'un sesini çıkarma-yacağından emin olduktan sonra Şiilere ve Kürtlere saldır-maya başlamıştır." BBC'de görevli bir muhabirin tespitleriise şöyledir: "Bazı Iraklı generaller, Saddam'a karşı ayaklan-maları durumunda ABD'nin tavrının ne olacağını anlamakiçin sondajlar yapmışlardır. Destek arayışları boşa çıkmıştır.Washirigton'un olası bir devrimi istemediğini, Saddam'ı ter-cih ettiğini, ne yapacağı belli olmayan bazı generallerin elinebölgenin kaderini terk etmeyi uygun bulmadığını anlamışlar-dır." Suudi Arabistan'a sığınan Iraklı bir general ise BBC'yeşöyle yakınmıştır: "Ben ve arkadaşlarım Washington'a silah,mühimmat ve yiyecek yardımı yapması, Saddam'a karşı ve-receğimiz mücadelede bize arka çıkması ricasında bulunduk.Her seferinde olumsuz yanıt aldık." ABD ve İngiliz birliklerikendi mevzilerine çekilirken Irak'a ait bir silah deposunu sırfayaklanmacıların eline geçmesin diye havaya uçurmuşlardır.ABC muhabiri Charles Glass, Kuzey Irak'tan geçtiği haberin-de askerî birimlerle işbirliği yapan Cumhuriyet Muhafızla-rı'nın Kürtleri nasıl topa tuttuğunu, askerî helikopterlerinnasıl ölüm kusturduğunu anlatmaktadır. Aynı saatlerde dü-zenlediği bir basın toplantısında General Schwarzkopf,Cumhuriyet Muhafızları'nı çökerttiklerini, silahlı bir güç ol-maktan çıkarttıklarını övgüyle anlatmaktadır.(9)

Ne var ki gerçekler kahramanların hoşuna gitmemekte-

<9>John Simpson, Spectator (London), Ağustos 10; age, Nisan 13, 1991.

196

Page 194: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

dir, övünme vesilesi oluşturmamaktadır. Tahrip edilip, süsle-nip-püslenip halka takdim edilmektedirler. Bununla beraberbütünüyle de yok sayılmaları olası değildir. Aryan soyundangeldiği ileri sürülen Kürtler'e karşı yapılan saldırıların reak-siyonsuz kalması düşünülemez. Şiilere yapılanlar ise fazladert değildir. Ait oldukları ırkın Batı insanına yakın olma-ması, dertlerine karşı duyulan ilginin derecesini kaçınılmazolarak düşürmektedir.

Kısaca ifade edelim: Ağustos 1990'dan bu yana olanlara"savaş" demek olası değildir. Irak'ın Kuveyt'te yaptıkları vedaha sonraki gelişmeler katliamdan başka birşey değildir.Dökülen kanın, çektirilen acıların büyüklüğü, zalimin dona-nımı ile orantılı olmuştur. Saddam'ın akılsızlığı, Saddam'aözeneceklere, uşaklıkta kusur edip kendilerine biçilen kadereitiraz etmeye niyetlenecek olanlara nefis bir ders vermek içinbir fırsat oluşturmuştur. Bu bir başka standart politikadır;ABD, Vietnam'dan çekilmek zorundan kalınca bu ülkeye eko-nomik ambargo uygulanmasını sağlamıştı. Bu ambargonunkaldırılması için Ekim 1991'de Avrupa ve Japon tarafındanbaşlatılan çabaları ABD bloke etti.<10> Vietnam'da kaybolanAmerikalı askerlerin akıbetinin belirlenmesi hususunda Vi-etnam'ın yeterince istekli olmadığı gerekçesiyle ambargonunkaldırılmasına karşı çıkıldı. Bu askerlerin oraya niçin gittiğive verdiği zararlar konuşulmadı bile. Ambargonun uzatılma-sı kararı, otuz sene önce John F. Kennedy'nin Güney Viet-nam'da savaşın tırmandırılması, bireysel terör eylemlerininkitlesel katliamlara dönüştürülmesi, Hava Kuvvetleri'ninkırsal kesimi bombalaması, Amerikalı uzmanlardan silahlısaldırılarda yararlanılması yolunda aldığı kararın otuzuncuyılını kutlama şenlikleri çerçevesinde sahnelenen biricik et-kinlik olarak kaldı. Japonlar'ın elli sene önce bir Amerikan

«0)Mary Kay Magistad,BG, Ekim 20, 1991.

197

Page 195: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Haya!

#kolonisindeki bir askerî üsse yaptığı saldırıdan dolayı özürdilemeyi kabul etmemesi ise büyük reaksiyonlar aldı. Bu me-şum gösteri, dikkatleri çekmede, üzerinde yorum yapılma-dan geçiştiridi. İyi yönetilen bir totaliter devlette tekrarı zorgerçekleştirilebilir cinsten bir başarıydı bu.

Kurallara uymayanlar şiddetle cezalandırılmalıdır ve di-ğerleri de bundan gerekli dersleri çıkarmalıdırlar. Amerikanvatandaşları ise masallarla uyutulmalıdır, hedeflerimizin yü-celiğine, liderlerimizin başarılarının büyüklüğüne ve diğerle-rinin ahlâki seviyesizliğine inandınlmahdır.

2. Irak'ta demokratik gelişmelerin önünün alınması

Iraklı muhalif güçler Washington tarafından önemsenmemiş,medyada haber olamamıştır. Şubat 1990'da Bush yönetimin-den Irak'ta demokratik bir düzen kurabilmek için muhtaçbulundukları desteği istemişlerdir; avuçlarını yalamış, hayâlkırıklığına uğramışlardır. Aynı gerçekle İngiltere'de de karşı-laşmışlardır. Ağustosun ortalarında Washington'a varanKürt lider Celal Talabani, Saddam rejimine karşı sürdürme-yi tasarladıkları direniş hareketi için destek istedi. Ne Pen-tagon'dan ve ne de Dışişleri Bakanlığı'ndan yüz bulamadı.Aynı hayâl kırıklığına Mart 1991'de bir kez daha uğradı. Ge-rekçe hep aynıydı: bu konuda çok duyarlı olan Türk tarafınıgücendirmek istemiyorlardı, Kürt direniş hareketinin sami-miyetinden ciddi şüpheleri mevcut idi.<n)

Irak demokratik muhalefet hareketi Körfez krizi esnasın-da kamuoyunun dikkatinden özenle kaçırıldı. Bu tür bir ha-reketin varlığından, ancak saklanabilmesinin imkânsız hâlegeldiği noktada haberdar olunabildi.

Hava saldırısının arefesinde Alman basını Iraklı Demok-

(H)Ayrıntüar ve diğer kaynaklar için Not l'in referanslarına bkz.

198

Page 196: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

ratik Grup'un bir bildirisini yayınladı. Bu bildiride Saddam'ıdevirme çağrısı yineleniyor, Yakın Doğu'da askerî bir müda-halenin karşısında oldukları ilan ediliyor, ABD'nin ÜçüncüDünya'da giriştiği işgal hareketleri tenkit ediliyor, Ortadoğupetrollerini denetimi altına alma isteğinin onaylanmadığıifade ediliyor, bölge halkını nihai planda açlığa mahkûm ede-cek olan Birleşmiş Milletlerin kararlarına karşı kesin tavıralınıyordu. ABD ve İngiliz kuvvetlerinin Ortadoğu'dan, Irakaskerlerinin Kuveyt'ten çekilmesi isteniyor, Kuveyt halkınakendini tanımlama hakkının çok görülmemesinin gerekliliği-ne işaret ediliyordu. Kuveyt problemine barış içinde bir çö-züm bulalım, Irak'a demokratik düzeni getirelim, IraklıKürtlere otonomi verelim deniyordu. Tahran tarafından des-teklenen Irak'ta İslâmi Devrim Hareketi'nin yöneticileri Bey-rut'ta aynı içerikli bir bildiri yayınlamıştır. Irak KomünistPartisi, Kürdistan Demokrasi Partisi'nin lideri Mesud Barza-ni ve Saddam'ın zulmünden yeterince nasibini almış nicebaşka muhalefet lideri aynı görüşü paylaşan demeçler yayın-ladılar. Londra'da sürgünde bulunan Iraklı bir gazetecinin,Falih Abdülcabbar'ın şu yorumuna bir göz atalım: "Iraklımuhalefet partileri Irak askerinin Kuveyt'ten çekilmesi, gü-nü geldiğinde Saddam rejiminin devrilmesi görüşündeydiler.Savaşa karşı Irak ile birlikte tavır takınmamaları durumun-da cari rejime muhalefet etmek için sahip olmaları gerekenmoral değerleri kaybedeceklerinden endişe etmekteydiler.""Iraklı muhalif grupların tamamı Irak kuvvetlerinin Ku-veyt'ten çekilmesinin uygun olacağı görüşündeydiler." Busözlerin sahibi olan İngiliz gazeteci Edward Mortimer değer-lendirmesini şöyle sürdürmektedirler: "Ama hepsi ABD'nin li-derliğini yaptığı koalisyonun güce başvurmasının, onca ma-sum insanı öldürmesinin aleyhinde idiler." Ekonomik ve si-yasî müeyyidelerle yetinilmesini, çözümün bu yolda aranma-

199

Page 197: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

sim uygun görmekteydiler.Kasım 1990'da Kuveyt'te demokrasi yanlısı muhalif bir

grup da benzeri bir tavır takındı. Şubat 1991'de aralarındaKuveyt muhalefet lideri Dr. Ahmet el Katip'in de bulunduğuSaddam aleyhtarı Arap entellektüeller bir İngiliz televizyo-nunun düzenlediği açık oturumda ateşkes çağrısının yapıl-ması, Saddam'ın 15 Şubat'ta Kuveyt'ten çekilmeyi tasarladı-ğını belirten sözlerinin ciddiye alınması hususunda hem fikirolduklarını ifade ettiler.

Çağrıya kulak asan olmadı. Batı'nın bu tavrından pekçok ders çıkarmak olası olmanın yanısıra gereklidir de. Bushve yardımcılarından farklı olmak üzere uluslararası barışharekâtı ile Iraklı demokratlar Saddam Hüseyin'e her zamanmuhalefet etmişlerdir. Sürtüşmenin barış yoluyla çözülmesi-ne fırsat vermeyen aceleye getirilmiş bir askerî müdahaleyede muhalif olmuşlardır. Barış yolu denenmiş ve sonuç alın-mış olsaydı on binlerce insan öldürülmeyecekti, iki ülke tah-rip edilmeyecekti, çevreye zarar verilmeyecekti, Irakhükümetinin savaş sonrasında işlediği cinayetler vücut bul-mayacaktı, Saddam'ın yerine ABD'nin uşağı bir başka dikta-törün'gelmesi olasılığı ortadan kalkmış olacaktı. Ne var ki budurumda ABD, dünyada vermeye kendini mecbur hissettiğidersi veremeyecek, "Ben ne dersem o olur" havasını basama-yacaktı.

Görev tamamlandı. Iraklı demokratların kaderi değişme-di. Batı, bu insanlara soğuk bakmaya devam etti. Avrupalıbir diplomat, "Amerikalıların Bağdat'da demokratik bir dü-zen yerine bir Esad veya bir Mübarek ile muhatap olmayıtercih ettiklerini" söylemektedir. Amerikalı bir diplomat ise"Irak'ın bütünlüğünün korunması bakımından Saddam'ın ik-tidarda kalmasının kendi işlerine geldiğini" söylemiştir. Dı-şişlerinden bir yetkili ise "Esad cinsi güvenilebilir ve yapa-cakları kestirilebilir bir diktatörün, demokratik düzenden

200

Page 198: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

daha hayırlı olacağını" itiraf etmiştir.Merkezi Londra'da bulunan Irak Demokratik Reform Ha-

reketi'nin lideri Leith Kubba, ABD'nin "rejim değişikliğininhalk tarafından gerçekleştirilmesi yolundaki ısrarlarının, birbaşka askerî diktatörlüğe davetiye çıkarmaktan farklı bulun-madığı" iddiasını ortaya atmıştır. Bir başka aktif lider, ban-ker Ahmed Çelebi ise şu görüştedir: "ABD, Saddam'ın muha-lifleri temizlemesini seyretmekte, kendi cinsinden bir başkadiktatör namzedi tarafından devrileceği günü beklemektedir.Böylece her zamanki tavrını bir kez daha sergilemekte, istik-rar uğruna diktatörlere arka çıkmaktan çekinmemektedir."ABD, Bush yönetiminin muhalefet liderleri ile ilgilenmediği-ni resmî ağızlardan açıklamıştır. "Bu şahıslarla birlikte bu-lunmamız izlemekte olduğumuz politikalar açısından sakın-calıdır" denilmiştir. Bu sözlerin kulaklara dolduğu gün, Irak-lı lider Saddam'ın demir yumruğunu yiyen nice Iraklı da va-kitsiz de olsa mezarlarını doldurmaktaydı.

Kuveytli demokratlar da Bush'tan kendilerine hayır gel-meyeceğini anlamakta gecikmediler. Başkan, Kuveyt'in içiş-lerine karışmayacağına söz vermişti. Emir ile aralarında ge-çen özel konuşmalarda bile "demokrasi" kelimesini ağzına al-mamak için büyük özen gösteriyordu. Resmî görevlilerden bi-ri, "Bir ülkenin bir başka ülkenin içişlerine karışmasını bek-leyemezsiniz" demekteydi. Bu hesaba göre bizim Nikara-gua'nın veya Küba'nın içişlerine de karışmamız, uluslararasıyasaları dilediğimiz gibi yorumlamamız gerekiyordu. Savaşsonrasında Kuveyt'te işlenen insanlık suçlarının faillerini sa-vunanların en başında Bush gelmekteydi. İnsan Haklan göz-lemcisi Aryeh Neier, Bush'un bu yolda harcadığı çabalarlaKuveyt'te yayınlanan gazetelere manşet olduğunu söylemek-tedir.

Amerikan demokrasisi, Körfez krizi karşısında alışılagel-miş olandan farklı bir tavır takınmamıştır. Bombardıman

201

Page 199: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

başlamadan önce yapılan kamuoyu yoklamalarında her üçkişiden ikisinin barışçı yollardan yana olduğu, Irak'ın Ku-veyt'ten çekilmesi ve Arap-İsrail ihtilafına uluslararası birkonferansta çözüm aranması ile çözüme ulaşılabileceği görü-şünü paylaştığı ortaya çıktı. Sokaktaki insanın bu görüşümedyaya yansımadı. Medya, savaş yanlısı yönetimin izindeyürüdü. Karşılıklı olarak verilecek tavizlerle çözüm aranma-sını ihanet mertebesinde bir girişim olarak değerlendirdi.Iraklı demokratik güçlerin barış yanlısı çözüm arayışlarıWashington'da taraftar bulmadı. Bağdat'ın girişimleri de ay-nı kaderi paylaştı. ABD'nin en büyük korkusu ateşin düşme-si, savaş çıkmadan krizin çözülmesi idi. Korktuğunun başınagelmesi demek; şiddetin işe yararlılığının bir kez daha göste-rilememesi demekti, itaatkâr kılınmak istenenlere ağzınınpayının verilememesi demekti, ABD'nin Körfez'de aldığı göre-vin pekiştirilememesi demekti ve nihayet evdeki dertleri göz-lerden saklayamamak demekti/12' İşte bu sebeplerden ötürükan dökmeden, diplomasinin imkânları seferber edilerek çö-züm aranmasına Washington yanaşmamıştır. Onca insanınölümü ve onca maddî zarar karşılığı ABD arzusuna nail ol-muştur.

3. "Tüm dünyaların en iyisi"

Washington, askerî alanda elde ettiği zafere rağmen "tümdünyaların en iyisi"ni oluşturmaya muktedir olamadı; Bağ-dat Canavarı hâlâ oradaydı ve dünkü konumunu sürdürmek-teydi. Washington-medya ortaklığının "tüm dünyaların eniyisi" derken ifade etmeye çalıştıklarını herkesin paylaşmasıelbette beklenemezdi.

Düşmanlıklar son bulduktan, ortalık yatıştıktan, göz gö-

<12>En yeni bilgiler için Not l'in referanslarına bkz.

202

Page 200: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

zü görür hâle geldikten sonra Wall Street Journal, Irak de-mokratik muhalefet hareketinin sözüne güvenilir mensupla-rından biri olan Ahmet Çelebi'nin görüşlerine sayfalarındayer verdi. Çelebi, ulaşılan sonucu Irak halkı için "olası tümdünyaların en kötüsü" olarak betimlemekteydi. Irak halkınıniçinde bulunduğu durumun yürekler acısı olduğunu ifade et-mekteydi.<ıs)

Bush yönetiminin Saddam'a yerel muhalefeti ezme giri-şimlerinde arka çıkması, doktrinel sistemi ciddi problemlerlebaşbaşa bıraktı. Bağdat Canavarı'na haddini bildirmeyi ka-fasına koymuş bulunan Başkan'ımızın ne denli prensip ve ce-saret sahibi bir kimse olduğunu aylar boyu yazıp çizdiktensonra şimdi bu yaptıklarına destek verebilmek, ABD'nin tav-rını dünya kamuoyuna satabilmek benim diyen tüccarın ba-şarabileceği cinsten bile bir rezalet değil idi. Hüner sahiplerihünerlerini gösterdiler, hâl değişiminin sancısız ve etkileyiciolmasını sağladılar. Sadık kalacağımızı defalarca ve hararet-le ifade ettiğimiz ilkelerimizden bir anda vazgeçip aksi isti-kamette yola koyulmamızı başkalarına anlatmamız da kolaydeğildir, başkalarının bu tür bir esnekliği gösterebilmesi deaynı şekilde kolay değildir. Bizi her bakımdan yönlendirenkavramlar "pragmatizm" ve "istikrar" kavramlarıdır. Tüm busöylenenlerin tercümesine gelince: "Ben keyfime bakarım,işime geleni yaparım."

Türünün tipik bir örneğini oluşturan Times'm Ortadoğumuhabiri Alan Cowell, ayaklanmacıların başarılı olamaması-nın gerekçesi olarak "Irak dışında yaşayan insanlardan an-cak pek azının başarmalarını istediğini" göstermektedir. Bu-rada "insanlar" derken Irak dışında kalan insanların tamamıima edilip bu sonuçta birinci derecede rolü olan kesimlerinönemi azaltılmaya, hedef genişletilmeye çalışılmaktadır. Co-

«8>WSJ, Nisan 8, 1991.

203

Page 201: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

weel, değerlendirmesini şöyle sürdürmektedir: "Saddam Hü-seyin'e karşı kampanya açan ABD ve Arap ortakları şu görüşüzerinde mutabık kaldılar: Irak liderlerinin günahları neolursa olsun ülkesine getireceği istikrar ve bu yoldan Batı'yasunacağı hizmet, zulmü altında inleyenlerin iktidarı ele ge-çirmeleri durumunda Batı'ya verebilmeleri olası hizmettendaha fazladır."*14* Hâl böyle olunca Saddam ile yola devam et-mek daha sağlıklı bir yaklaşım olmaktadır.

Gerçeklerin bu yüzü, yani sizin anlayacağınız standartyüzü, bazı soruları çağrıştırmaktadır. Bunlardan ilki şu ola-caktır: "Bu Arap koalisyonunun ortaklan" kimlerdir? Cevap:Altısı aile diktatörlüğüdür. Körfez bölgesindeki zengin petrolkaynaklarının zengin Batı'nın hizmetine sunulmasında gö-rev alsınlar diye Anglo-Amerikan işbirliğiyle kurulmuşlar-dır. Liderleri sözde Arap, özde Batılı petrol şirketlerinin Or-tadoğu temsilcileridir. Yedincisi Hafız Esad'ın Suriye'sidir.Esad, zulüm yarışını Saddam ile başabaş götüren biridir.Bunların ABD ile aynı görüşü paylaşmaması, bölgenin istik-ran uğruna Saddam'a razı olmaması söz konusu bile olamaz.

Koalisyon ortaklarından sonuncusu Mısır'dır. Ortaklariçerisinde zorlukla da olsa "ülke" olarak vasıflandırılabilecektek birimdir. Bir diktatörlüktür, fakat vatandaşları kısmende olsa özgürdür. Bu nedenle yarı-resmî basınına göz atıpIrak üzerinde varılan mutabakatın ipuçlarını aramakta ya-rar bulunabilir.

El Ahram gazetesinin köşe yazarlarından SelahaddinHafız, "Saddam'ın asileri Batı'nın koruyucu şemsiyesi altın-da tepelediğini, bu hareketiyle Mısır'ın senelerdir söyleyegeldiklerinin bir kez daha kanıtlandığını, Amerika'nın Sad-dam için sıkça kullandığı 'Vahşi hayvan" sıfatının gerçekleriörtme amacına yönelik bir söylemden başka birşey olmadığı-

(U)NYT, Nisan 11, 1991.

204

Page 202: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

m, amacın Irak'ı bir terzi edasıyla kesip-biçip ABD'nin çıkar-larına uygun bir büyüklüğe getirmek olduğunu, Batı'nın yü-zü hiç ama hiç kızarmadan bu 'Vahşi hayvan" ile işbirliğinegidip Irak'ta özgürlük ile, demokrasi ile, gelişme ile —ki bun-lar ne kadar zayıf olurlarsa olsun— ilgili umutların tamamı-nın köküne kibrit suyu ektiğini yazmaktadır.

Mısır'ın reaksiyonu sürpriz olmadı. Hani Şükrullah'mKahire'den bildirdiğine göre "zafer kutlamaları" sessizce veyalnızca resmî şahsiyetlerin katılımıyla gerçekleştirildi. Ka-hireliler için ABD, muzaffer düşman idi; zafer kazanmış birmüttefik değildi. Özellikle öğrenciler ve yoksullar öfke doluy-du. Bunlardan üçü yaptıkları gösteri esnasında polis tarafın-dan öldürüldü. Ateşkes sonrası gelişmeler, koalisyon ortakla-rına karşı duyulan öfkeyi daha körükledi. Kuveyt'te bulunanMısır asıllılara yapılan kötü muamele üzüntülerin üzerinetuz-biber ekti. Mısır basını, Irak'a yaptıklarından dolayı Bir-leşik Devletler'e ateş püskürmekteydi. El Ahram, yapılanla-rı ABD-İsrail askerî hükümranlığını açıkça pekiştirmeye yö-nelik eylemler olarak niteledi. Siyaset bilimcisi Ahmet Ab-dullah'ın tespitlerine göre son on sene içerisinde Mısırlı'nınABD, İsrail ve Batı'ya karşı duyduğu öfke ve bu öfkenin ifa-desi bu denli şiddetli olmamıştı.

Arap diktatörlerden başka bölge ülkeleri içerisindenWashington'a arka çıkanlar da olmuştur. Bunlardan biriTürkiye'nin Başkanı Turgut Özal'dır. Özal, yapılanların ta-mamını başını sallamak suretiyle onaylamıştır. Körfez kri-zi'nin sunduğu imkânları Kürt kökenli vatandaşları üzerin-deki baskıyı artırmak için kullanmıştır. Gerek kendi ülkesin-de bulunan Kürtlere, gerek Saddam'ın baskısından kaçarakdağlara, sert kış koşullarının zorlamasıyla dağlardan Türki-ye'ye sığınanlara yapılanları o günün koşulları içinde Batıbasınının görmemezlikten geleceğinden emin olarak Türki-ye'nin bölgedeki askerî hareketlerine hız vermiştir. Avrupa

205

Page 203: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve. Hayal

basınını izleyenler, insan hakları raporlarını okuyanlar, dışkaynaklardan haber alabilenler, George Bush'un "bansın ko-ruyucusu" olarak vasıflandırıp coşkuyla selamladığı bu zatın1990-91 kışında yaptıkları hakkında gerçekçi bir fikir sahibiolabileceklerdir. Medenî dünyanın değer yargıları, bizzat budünyanın liderleri tarafından ayaklar altına alınmakta vehak ettiği yanıtı alamamaktadır. Popüler medyanın verdiğihaberlerle yetinmek durumunda olanlar maalesef gerçekler-den haberdar olamamaktadırlar.

ABD'nin tavrı İsrail tarafından desteklendi. Çoğu yorum-cu, emekli Genel Kurmay Başkanı Dan Shomron ile aynı gö-rüşteydi: Saddam Hüseyin'in iktidarda kalmasını tercih et-mekteydiler. İşçi liderlerinden güvercin Avraham Burg, "He-pimiz Saddam'm yanındayız, şu an için Saddam Hüseyin,olası her alternatiften daha iyidir, Şiilerin nüfuz alanının ge-nişlemesi bir "Şii imparatorluğu"nun oluşması İsrail için bü-yük bir tehlike oluşturur" demektedir. Bir başka güvercin,Ran Cohen, Saddam'ın iktidarının sürmesini, dahilde halkahizmet edecek bir düzenin kurulmamasını, bölgenin BirleşikDevletler'e muhtaç durumunu sürdürmesini istemektedir.Jerusalem Post'un saygın yorumcularından biri, Kürt hare-ketinin bastırılmasını memnuniyetle karşıladığını ifade et-mekte, İran ile Suriye arasında Kürtleri istismara yönelikgizli bir anlaşmanın mevcut olduğunu belirtmekte, Şam ileTahran'ın birlikte hareket edip bölge üzerindeki askerî nü-fuzlarını artırmaya niyetli bulunduklarını ileri sürmektedir.Bu gelişmeler ise hiç kuşkusuz İsrail'in çıkarlarına ters düş-mektedir.(1B) Bu gerçekleri dile getirmek, kamuoyunun dik-katlerine sunmak Batı'mn işine gelmemektedir. Öyleyseunutulmaya terk edilmelidir.

<15>Ron Ben-Yishai, Ha'eretz, Mart 29; Shalom Yerushalmi, Kol Ha'ir, Ni-san 4, Moshe Zak, Ma'ariv'in editörü, JP, Nisan 4, 1991.

206

Page 204: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

Times, Hüseyin'in desteklenmesinden yanadır. Irak'taistikrarın bu yoldan sağlanacağı görüşündedir. İstikrar der-ken kastedilenin ne olduğu malûmunuzdur. Bundan kırk se-ne önce Guatemala, kapitalist demokrasiyi ülkesinde yerleş-tirip kuralları çerçevesinde işletmeyi denemişti. Başkan Ar-benz, yoksul kesime sempati ile bakmayan biri olarak bilin-mekteydi. Bu nedenle ABD başlangıçta kendisine arka çıktı,en azından önünü kesmedi. Arbenz, tabana hizmet etmeamacına yönelik reformları birer ikişer gerçekleştirmeye baş-layınca işin rengi değişti. İktidardan uzaklaştırıldı. Yerineeli kanlı bir askerî idare getirildi. Bu idare, o günden bu ya-na ABD'nin desteğiyle iktidarını sürdürmektedir. Aşinası ol-duğumuz gerçekler, dışişleri bakanlığından bir yetkili tara-fından şöyle açıklanmıştır:

"Guatemala, Honduras ve El Salvador'un istikrarı için gide-rek bir tehdit unsuru haline gelmekteydi. Tarım reformundaelde ettiği basan, etkili bir propaganda aracı idi. İşçilere veköylülere yönelik geniş kapsamlı sosyal program çalışmaları,seçkinler ve bölgede çıkarı bulunan yabancı yatırımcılar içinbir tehdit oluşturmaktaydı. Benzeri koşulların hüküm sürdü-ğü diğer komşu Orta Amerika ülkelerinde de benzeri geliş-melere sebep olmasından endişe duyulmaktaydı."

Kısaca ifade edecek olursak: istikrardan kasıt, zenginlerive yabancı girişimcilerin çıkarlarının güvenlik altına alınma-sı idi. Foreign Affairs\n editörü James Chace'nin ifade ettiğigibi istikrar adına bir bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemek sı-radan işlerdendi.

Nbcon-Kissinger ikilisi, Şili'de seçimle iş başına gelmişolan marksist hükümeti devirmek için Şili'nin, istikrarı te-min etme adına, istikrarsızlığa sürüklenmesi için elinden ge-leni yaptı, sonunda başardı da. Söylenenlerle yapılanlar ara-sında bir çelişki olduğunu görüp dile getirmemek için geliş-

207

Page 205: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

melerin pratiğinden haberdar olmayan bir budala olmak ge-rekir.(ie>

Körfez'e tekrar geri dönelim... 1991 yılında devletin önce-likleri değişmişti. 2 Ağustos'un yıldönümünü sessizce geçiş-tirmek ise herşeye rağmen yakışık almazdı. Sonucu, BüyükZafer olarak takdim edebilmek için son bir gayrete daha ihti-yaç vardı. Savaş öncesi barışçı girişimleri, özellikle de Iraklıdemokratların çabalarını başarıyla gizleyen basını tekrar se-ferber ederek Bush-Baker-Schwarzkopf üçlüsünü ederininçok üstünde bir fiyatla dünya kamuoyuna tekrar satabilmek,geride bıraktıkları trajedinin boyutları düşünüldüğünde, hiçde kolay bir iş olarak gözükmüyordu. Ama bir çaresi buluna-cak, hiç kuşku yok ki arzu edilen sonuçlara ulaşılacaktı. Yıl-dönümünde Nem York Times'ın editörleri "şüpheciler"in şüp-helerini ve endişelerini giderecek haberler verdiler, yorumlaryaptılar: Bush akıllıca davranmış, tuzağa düşmemişti. Eldeettiği iki büyük zaferin ikisini de korumayı bilmişti. Bu za-ferlerden biri koalisyonun üyeleri arasındaki olağanüstü ko-ordinasyon, diğeri ise ABD'nin kendine olan güvenini tekrarkazanmasıydı. Çok az sayıda zayiatla işi bitirmiş olmalarıkendilerine olan inançlarını pekiştirmiş, ortaklaşa elde ettik-leri zaferden ise gurur duymuşlardır.(17)

Bunlar yüreklere su serpen sözler idi. Dünyanın gerçek-lerinden haberi bulunmayan insanların gösterdiği reaksiyo-nu anlamak ise çok daha kolaydı.

4. Uygun adım marş

Elde edilen bu iki zafere rağmen Körfez krizi halkın belleğin-de pek çirkin izler bırakmıştı. Yüz binlerce insan ölmüştü.

<16>Piero Gleijeses, Shattered Hope (Princeton, 1991), s. 125, 365. Chace,NYT Magazine, Ağustos 2, 1991.

<17)Editoryel,7VYT, Ağustos 2, 1991.

208

Page 206: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

Düşmanların gönlüne intikam fideleri dikilmişti. Bunlar, te-rörist saldırılarla intikamlarını almanın yollarını arayacak-lardı. Sivil toplumun canını yakacaklardı. Körfez'in diktatör-lerinin üzerinden demokrasi tehdidi kaldırılmıştı. Saddamyerindeydi, keyfi yerindeydi. ABD'nin desteğini arkasına,ayaklanmacıları ayaklarının altına almıştı. Bu nedenle yoladevam edebilmemiz için yeni zaferlere gereksinimimiz vardı:James Baker'in "ret cephesi" ile birlikte hareket edipABD'nin amaçları arasında bulunan "toprak uzlaşması," "ba-rış için toprak" ve "Filistinliler için toprak" hedeflerini geliş-tirebilmek uğruna tarihin ve talihin sunduğu fırsatı istismaretmesi, bir başka başarı olarak takdim edildi.

Baker'in Madrid'de düzenlediği ve Körfez'in gerçeklerinisislerin gerisinde bırakma amacına yönelik konferansı ile il-gili olarak geçtiği haberinde Times muhabiri R.W. Appleşunları söylemektedir:

"Tenkitler, ABD'nin savaş ile fazla bir şey beceremediğinigöstermektedir. Saddam Hüseyin devrilememiştir. İran eskidüşman tavrını sürdürmektedir. Kuveyt'e demokrasi gelme-miştir. Suudi Arabistan'da herşey yerli yerindedir."

Oysa bu konferansda ABD'nin estirmeye çalıştığı havabaşkadır: çok şeyin değiştiği, Körfez Savaşı'nın meyveleriniBush'un ve Baker'in toplamaya başladığı izlenimi verilmeyeçalışılmıştır. Gerçekte toplanan birşeyler vardı ama o meyvemidir, yok eğer meyve ise tadı nasıldır? Bunlar belli değildir.

Körfez krizinde şiddet kullanmanın dışında kalan seçe-neklere şans vermeyen ABD, planladığı hedeflerine varmış-tır. Halkın, şovu götürenlerin önceliklerinden haberdar ol-maması son derece önemlidir. Washington'un asil amaçları-nın mevcut fotoğrafın oluşmasını sağlamak olmadığına, arzuedilen neticelere diplomatik yollardan ulaşmak için yoğunçabalar harcamaya devam edildiğine sokaktaki vatandaş

209

Page 207: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

inandırılmah, iktidardaki vatandaşın rahatı temin edilmeli-dir. Liderimizin gelecek ile ilgili parlak görüşlerine övgü dü-zülen bir başka yazıda, Bush'un Ortadoğu ile ilgili rüyaları-nın renklenip boyutlarının büyümesinin sebebi şöyle açıklan-maktadır:

"Bölgesel tansiyonun artması, artık iki süper gücü karşı kar-şıya getirmesi olası bir unsur olmaktan çıkmıştır. Moskovaartık kendi derdine düşmüştür, başkalarını kollayacak,ABUnin önünü kesecek durumda değildir."<18>

Artık Washington'un önü ve şansı açılmıştır. Nato'dakimüttefiklerine, bloksuz ülkelere, Arap devletlerine, özetleifade edecek olursak tüm dünyaya kafa tutabilecek bir konu-ma gelmiştir.

Bu değerlendirmeye katılanların sayısı bir hayli fazladır.Avrupa'nın büyük bir kısmı da aynı kanıdadır. Monroe Dokt-rini'nin Ortadoğu'ya teşmiline taraftardır. Alkışçılara Filis-tinlilerden de katılanlar vardır. Ürdün-Filistin delegasyonu-nun danışmanlarından Ortadoğu uzmanı Velid Halid'deBush'u alkışlayanlar, barış sürecine yaptığı katkılardan do-layı kutlayanlar arasındadır/19*

İşgal altındaki topraklarla ilgili gözlemleri, yorumlan vedonanımı ile haklı bir saygınlık kazanmış bulunan İsrailligazeteci Danny Rubinstein ise şunları söylemektedir:

"ABD ve İsrail tarafından teklif edilen otonomi, savaş esirle-rinin toplandığı bir kampın sakinlerine tanınan otonomidenfarklı değildir; yemeklerini pişirmelerine, söküklerini dikme-lerine, kültürel faaliyetlerde bulunmalarına izin vardır, ötesi-ne yoktur. Filistinliler şu anda sahibi oldukları ile yetinmeli-dirler, yerel servislerinin üzerinde sahibi bulundukları kont-

<18>Apple, NYT, Ekim 30, Eylül 22, 1991.MiJournal ofPalestine Studies, Ağustos 1991.

210

Page 208: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

rol yetkisinden daha fazlasını istememelidirler. Büyük İsra-il'in savunucuları bile toprak ilhakı taraftarı değildirler. Budurumda o topraklarda yaşayanlara îsrail hükümetinin hiz-met götürmesi gerekecektir. İktidardaki Likud Partisi İsra-il'in nüfuz alanının genişletilmesi taraftarıdır, toprak ilhakıtaraftarı değildir. İsrail'in nüfuz alanı altında kalmak kay-dıyla verilecek olan otonomi cari sistemin daha güçlenmesinisağlayacaktır. Çok vergi alınacak, az hizmet verilecektir/20*

Rubinstein'in yorumu pek gerçekçi gözükmektedir. Kar-makarışık gibi gözüken olayların sırrına vakıf olabilmek içinönce politik söylemi anlayacağımız dile tercüme etmemiz ge-rekecektir. "Barış sürecinden maksat, ABD'ni amacına doğ-ru götüren süreçtir, barışa ulaşabilmek için yapılanlarınmanzumesi değildir. "Red cephesi" demek, İsrailli yahudile-rin kendini dilediği gibi tanımlama hakkına karşı çıkan in-sanlar demektir. Bir başka deyişle ABD'nin amaçlarına karşıduranlardır. Filistinlilerin hakkını reddedenler "ılımlı" ola-rak vasıflandırılmaktadırlar. Bunlara "pragmatist" dendiğide olmaktadır. "Barış için toprak" ve "bölgesel uzlaşma"ile İs-rail İşçi Partisi'nce benimsenmiş bulunan Allon Plam'nın he-defleri kastedilmektedir: İsrail işgal ettiği topraklarda yaşa-yan insanlar ve kaynakları gönlünce kontrol altında tutacak,fakat halkı ya devletsiz bırakacak veya Ürdün'ün yönetimineterk edecek, böylece demografik problemlerle karşılaşmaya-cak. "Demografik problem" ifadesi gene bir sanat ürünü ola-rak araya sokulmaktadır. Bundan murat şudur: İsrail'de ve-ya dünyanın dört bir yanında bulunan "Yahudi milletininhükümran devletf'nde çok sayıda Arab'ın mevcudiyetinin se-bep olacağı sakıncaları saf dışı bırakmak. İsrail devleti, sınır-lan içerisinde yaşayan vatandaşlarının değil, ama dünyadabulunan tüm yahudilerin devletidir.

<2«>Rubinstein, Ha'aretz, Ekim 23, 24, 1991.

211

Page 209: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

İsrailli güvercin Shmuel Toledano'nun tespit ve iştirakettiği görüşe göre çoğu Filistinli, İşçi Partisi'nin tavrının, Li-kud'un otonomi planından daha kötü olduğu düşüncesinde-dir/21' Nitekim Likud'un işgal politikaları, İşçi Partisi'nin-kinden daha mutedil olmuştur. Bu, İşçi güvercinlerin Likudşahinlere göre standart görüntüsü için bir zıtlık oluşturmak-tadır.

ABD'nin desteğini üzerinden hiç eksik etmediği İsraillipolitik gruplar, Filistinlilerin kendilerine ait topraklarda bu-lunan doğal kaynakları denetimleri altında tutmalarına ta-raftar değildirler. Otonomi, bu arzuya ters sonuçlar verme-melidir. Batı Yakası'nın suyuna İsrail muhtaçtır. Golan Te-peleri üzerine koparılan ihtilafların temelinde su kaynakları-nı kontrol altında bulundurma arzu ve gereksinimi yatmak-tadır. Pek gözde banliyölerden önemli bir kısmı Batı Yaka-sı'ndadır. Bunların arasında Kudüs de vardır. İsrail, ucuz Fi-listinli işgücünden yararlanmakta, kontrolü altında tuttuğutopraklarda yaşayan insanlara ürettiklerini satmaktadır.Arap ülkelerinin İsrail ürünlerine karşı yürüttüğü boykot kı-

, rılabilir, Rusya'dan getirilecek olan Yahudilere kirli işler iha-le edilebilirse, İsrail bu bağımlılığından da kurtulmuş ola-caktır.

Mesele, güvenlik meselesi değildir. David Ben-Gurion'unAralık 1948 tarihi itibariyle tespiti şöyledir: "Ürdün'ün batı-sında bulunan bir Arap devleti, bugün Ürdün'e, yarın Irak'abağlı olacak bir devletten daha az tehlikelidir." İşçi Partisihükümetinin tutanaklarında (1967-77) toprakların güvenlik-leri ile ilgili pek az kayda rastlıyoruz. O günden bu yana de-ğişen fazla birşey olmamıştır. Problemin başka yerde aran-ması gerekir: işgal edilmiş topraklardan çekilmek, İsrail'egücünden, hedeflerinden ve kalitesinden çok şey kaybettire-

VUHa'eretz, Mart 8, 1991.

212

Page 210: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

çektir. 1967'de Mısır'a saldıran İsrail ordusunun etkili komu-tanlarından biri olan General Ezer Weizmann, işte bu savlaİsrail'in saldırısını s avunmaktadır.<22)

ABD, İşçi Partisi'nin red hareketini destekleme eğilimiiçerisine girmişti. İşgal edilmiş topraklardaki Arapların sü-rülmesinden başka bir görüşü olmayan Likud Partisi'ne kı-yasla İşçi Partisi'ni daha gerçekçi bulmaktaydı. ABD, LikudPartisi'nin yüzsüzlük mertebesindeki yerleştirme planlarınada taraftar değildi. Yeni alanların yahudi yerleşimine açıl-ması yerine mevcutların nüfus yoğunluğunun artırılması gö-rüşündeydi. İşçi Partisi de aynı görüşteydi. Anlaşmazlıklarkolayca giderilebilecek cinstendi. Amaçlar aynı idi. Farklılık,benimsenen yöntemlerde ortaya çıkmaktaydı. İşçi ve LikudPartileri ABD ile elele vermişler, savaş esirlerinin toplandığıkamplar mahiyetinde mahaller oluşturup bunlara amaca uy-gun otonomiler vermenin peşindeydiler.

Taktik bazında ortaya çıkan anlaşmazlık zaman zamansürtüşmelere sebep olabiliyordu. Borçların garanti altınaalınması müzakerelerinde 1991 senesinde Bush ile Şamirarasında çıkan ihtilaf bu türe bir örnek teşkil eder. Alınanparalar Sovyetler'den gelen göçmenler için tahsis edilmişti.Amaç diğer fonların planlanan hedefler doğrultusunda kulla-nılmasına olanak tanımaktı. Çatışma zamanlama meselesin-deki ihtilaftan çıktı, prensipte ayrılık yoktu. ABD'nin yapaca-ğı yardım Arap müttefiklerini rahatsız edebilir, kısa bir süresonra toplanacak olan Madrid Konferansı'nm gerçekleşmesi-ni tehlikeye sokabilirdi. Patırtıya sebebiyet vermeden işihâlletmek aklın emriydi.

Bu ihtilaflar ABD'nin rotasını değiştirmesine, tarafsız birtutum takınmasına, hatta Arap dostlarından yana meyletmiş

(22)1972. İsrail'in savaş kararı için şu kaynağa bkz. Andrew ve Leslie Cock-burn, Dangerous Liaison (Harper Collins, 1991).

213

Page 211: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

izlenimini verdirecek bir havaya girmesine sebep oldu. Bumuhakemeler, doktrinel sistemin ABD reddediciliğini her-hangi bir tartışmada taban olarak kullanma hususunda gös-terdiği başarının yansımalarıdır. Aşırı derecede çarpıtılmışbu çerçeve içerisinde reddediciliğin ABD versiyonu Arap yan-lısı gibi gözükebilir, bu haliyle de Yitzhak Şamir ve Ariel Şa-ron'un en uç tavrı ile bile çatışmakta olduğu izlenimini uyan-dırabilir. Ne var ki gerçekler geleneksel politikalardan pekaz sapma olduğunu göstermektedir.

5. Barış sürecine karşı ABD

ABD, Ortadoğu'nun derdine deva olma potansiyeline sahipdiplomatik girişimleri senelerdir tek başına bloke etmekte-dir. Görülen ve kılavuz istemeyen gerçek budur. BirleşmişMilletler'e ait belgeler bu iddianın delilleridir. Güvenlik Kon-seyi, ABD'nin veto hakkı yüzünden seneler önce gücünü yitir-miş, bir forum hüviyeti kazanmıştır. Genel Asemble,Arap-İsrail çatışmasına çözüm getirebilmek için yıllardır ka-rar tasarıları çıkarır durur. Fakat ABD'nin vetosu yüzündenbunlar işlerlik kazanamamıştır. Bunlardan bazıları ve ka-bul-red sayıları şöyledir: 144-2 (Aralık 1990). 151-3 (Aralık1989, Üçüncü oy Dominik'e aittir), 138-2 (Aralık 1988). ABD,diğer girişimlere de engel olmuştur. ABD'nin gücü, her yerdeve her zaman oyuna bir de veto boyutu ekleyebilmektedir.Sonuçta barış süreci ciddi bir şekilde engellenmiş olmakta-dır.

İdeolojik sistem ise fotoğrafa farklı bir görüntü vermekte-dir. ABD'nin koltuğunun altında Ortadoğu barış planları ol-duğu halde durmadan onun bunun kapısını çaldığını sürekliolarak basında okumaktayız.<28) Ortadoğulu ekstremistlerin

(23>Editoryal, Boston Globe, Ekim 20, 1991.

214

Page 212: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

bu çabaları baltaladıkları iddiaları ile hep yüzyüzeyiz. Bu türbetimlemeler teamül ile uyum halindedir: "Barış süreci,"ABD'nin inisiyatiflerine, bir başka deyişle Washington'un in-safına bırakılmıştır.

ABD'nin barış sürecin engellemek için elinden geleni ar-dına koymadığı dönemlerde bile aksi istikamette propagandayapılmıştır. Nedenini anlamak, siyasî dürüstlüğün normları-nın ne olduğunu kavradıktan sonra mesele olmaktan çıka-caktır.

Bu normlardan hareketle ABD'nin banş sürecine sürekliolarak neden muhalif kaldığı kolayca anlaşılacaktır. Birleş-miş Milletler'in uluslararası bir konferans için yaptığı çağrı-lar, Eisenhower'in ifadesi ile "dünyanın stratejik açıdan enönemli bölgesi" olan ve sahibi bulunduğu enerji kaynakları-nın zenginliği itibariyle rakipsiz olarak nitelendirilen bu yö-reye bir başkasının burnunu sokmasına müsamaha göstere-meyen ABD'nin baltalayıcı girişimleri neticesinde hep havadakalmıştır. Henry Kissinger, özel sohbetlerinden birinde şugerçeği dile getirmiştir: ABD'nin taviz veremeyeceği hedefle-rinden bir tanesi, Avrupa ve Japonya'nın diplomatik kanal-lardan Ortadoğu meselesine müdahele etmesine rıza göster-mektir. Camp David, ABD'nin amacına vasıl olduğu aşama-lardan biridir.

Barış süreci, bugün gene aynı çerçeve içerisinde yürütül-mektedir. Birleşmiş Milletler'in ve diğer bazı kuruluşlarınFilistinli'ye self-determinasyon hakkım tanıma niyetleriningerçek olması demek, İsrail'in işgal ettiği Arap toprakların-dan çekilmesi demektir.

Üzerinde seçkinlerin mutabakat sağlayamadığı, fakatdoğruluk payının bir hayli yüksek olduğu bir görüş şudur: İs-rail'in güçlenmesi, ABD'nin Ortadoğu'daki, dolayısıyla yerkü-re üzerindeki konumunu güçlendirmektedir. İşte bu neden-lerlerle ABD, Ortadoğu'ya barış getirme amacına yönelik ba-

215

Page 213: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

rış girişimlerinin tamamını engellemiştir, engelemeye de de-vam etmektedir/24*

ABD'nin Ortadoğu'da diplomasiye düşman olması, aşinasıolmadığımız bir tavır değildir. Güneydoğu Asya ve OrtaAmerika'da bu tür düşmanlığın sayısız örneğine rastlamakolasıdır. Silahların kontrolü ve benzeri meselelerde de aynıdüşmanca tavrın izlerini görebiliriz. Bu, küresel güç olma id-diasında olan ve potansiyeline sahip bulunan tabiatının birgereğidir. Gözüne kestirdiği hedefleri diplomatik yollardandeğil ama silah zoruyla ele geçirmek kolayına gelmektedir.

Arap-İsrail çatışmasına çözüm getirmeyi amaçlayan giri-şimler, Ocak 1976'da yayınlanan bir Güvenlik Konseyi karartasarısında uluslararası bir mutabakat ile taçlandı. Buna gö-re taraflar Haziran 1967 öncesi sınırlarına çekilecekler, ge-rekli düzenlemeler yapılarak bölgede bulunan tüm devletle-rin hükümranlık hakları, toprak bütünlükleri, siyasî bağım-sızlıkları, sulh ve güven içinde yaşamaları güvence altına alı-nacaktı. Karar tasarısının kapsamı içerisine giren devletlerarasında İsrail ile Batı Yakası ve Gazze Şeridi'nde kurulacakolan Filistin devleti de vardı. Tasarı Mısır, Suriye, Ürdün veFilistin Kurtuluş Örgütü tarafından desteklendi. İsrail'in BMnezdindeki Büyükelçisi Haim Herzog'un iddiasına göre biz-zat FKÖ tarafından hazırlanmıştı. Herzog, daha sonra devletbaşkanı oldu. İsrail tarafından şiddetle red, ABD tarafındanveto edildi.

Bu gerçekler ve aralarında FKÖ'nün İsrail'e yaptığı mü-zakere çağrıları karşılıklı olarak birbirlerini tanımaları yo-lunda getirdiği teklifleri ve daha niceleri; ABD'nin gücüylebağdaşmadığı için tarih sahnesinden kesilip çıkartıldı. Ger-çekler, tanınmayacak kadar çarpıtıldı. Bu zenaatın ustaları-

<24)Eisenhower için şu kaynağa bkz: Steven Spiegel, The Other Arap-İsrailConflict (Chicago, 1985), s. 51, Kissinger, benim Toıuards a Nem ColdWar isimli kitabıma bkz. s. 457.

216

Page 214: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

nm başında Neıvspaper of Record gelmekte idi. Muhabirle-rinden Thomas Friedman bu işe kendini adamıştı. Gerçekleribaşarıyla gizledi. Bu başarılar ona nice masalı gerçek diyeyutturma olanağı verdi. "1980'li yılların sonlarından itibarenFilistinliler arasında yeni bir tür pragmatizmin doğduğunu,Baker'in Madrit'te oluşturduğu olumlu havanın bu yolda birdönüm noktası olduğunu, o güne kadar her iki tarafında mü-zakere için karşılarında taraf bulamadıkları bahanesinin ar-kasına sığındığını, artık bu bahanenin ortadan kalktığını"yazdı. Oysa gerçekleri dile getiren Times, FKÖ'nün seneler-dir müzakere masasına oturmaya çalıştığını, fakat her sefe-rinde İsrail'den olumsuz yanıt aldığını yazmaktadır. Fried-man, Filistinlilerin Madrid'de iki devletli bir çözüme açıkçarazı olduğunu yazmakta, bunun büyük bir gelişme olduğunuileri sürerken iki devletli bir çözüm öneren BM'nin 1976 yı-lında yayınladığı karar tasarısını Filistinlilerin hararetledesteklediğini, hatta bazı iddialara göre bu tasarıyı bizzatkaleme aldığını ve tasarıda öngörülen sonuçlara müzakereyoluyla ulaşabilmek için o günden bu yana yoğun çabalarharcadığını görmezlikten gelmektedir.'25*

Çevrilen bu dolapların gerisinde ABD destekli İsrail vah-şetinin sonunda Filistinlileri dize getirdiği inancı yatmakta-dır. Bu nedenle Filistinli liderlerin iki devletli bir antlaşma-ya rıza gösterdiklerini ikrar etmek olasıdır. Geriye, ABD'ninyıllardır bu çözüme yaklaşmamakta ısrar ettiği gerçeğiningözlerden ırak tutulması kalmaktaydı. Madrit Konferan-sın'da konuşmacılar Filistinlilerin uzun süre barışa soğukbaktıklarını, müzakere masasına oturmaya yanaşmadıkları-nı tekrarlayıp durdular. Oysa gerçek başka idi: barışa yanaş-mayan, Filistinlilerin bu yoldaki çabalarını baltalayan ABD

<25> Friedman, NYT, Kasım 4, 1991. İlginç değerlendirmeleri için benim Ne-cessary Illusions başlıklı çalışmama bkz.

217

Page 215: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

idi. Görüntünün ters yansıtılması ABD diplomasisinin bir za-feri olarak değerlendirildi. "Yeni pragmatistlerin ise FKÖ ileilişki içerisinde olduğu ve fikrini aldığı gerçeği ise herkesinmalûmu idi. Bir sonraki aşama, "yeni pragmatistlerinABD'nin isteklerine olumlu bakmalarım sağlayacak bir orta-mı hazırlamaktı. Söz konusu teklifler, adil bir arabulucununçabalarının ürünü olarak takdim edilmekteydi. Madrit'te el-de edilen en büyük başarının, Filistin'in kendisini gerçekdünyanın normlarına göre yeniden biçimlendirilmesine razıedilmesi olduğu ileri sürüldü. İsrail'in hükümranlığı altındabir otonomi dönemi geçirmeye evet demişti. Bu arada İsrailhükümranlığını ebedî kılmak ve ABD'nin de yardımıyla gere-ğini yerine getirmek için vakit kazanmış olacaktı. Filistin'in"gerçek dünya"ya kendini adapte etmeye, ABD'nin emirlerinitakibe hazır olduğunu bildirmesi, o güne kadar basında işle-negelmiş negatif klişeleri de işe yaramaz hâle getirmekteydi.Times muhabiri Clyde Haberman, Times ve diğer basın or-ganları tarafından senelerdir üretilip maharetle kullanılanklişeleri ima ederek hemen yukarda verdiğimiz bu görüşünüdile getirmekteydi.

Filistinliler "yeni pragmatizm'leri ile nihayet İsrail ile gö-rüşmeye, "ya hep, ya hiç" sloganından vazgeçmeye, İsrail'inhükümranlığı altında kendilerini yönetmeyi denemeye ya-naşmışlardır. Richard C. Hottelet şunları söylemektedir: "Fi-listinli liderler Birleşik Devletler'in Başkanı ile aynı masadaoturma, şerefine James Baker'in şaheserinin keyfini sürebil-me mutluluğuna eriştiler. Çünkü onlara artık "ya hep, yahiç" diyenlerden değildir."<26) Koroya katılanlar, hayallerdenhayal seçenler çok oldu.

FKÖ, işlediği pek çok cinayet ve yaptığı nice aptallık için

<26>Haberman, NYT, Kasım, 10, 17; Hottelet, Christian Science Monitör,Kasım 25, 1991.

218

Page 216: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

suçlanabilir. Fakat senelerdir iki devletli bir barış için çaba-ladığı, bu amacına uluslararası mutabakatla ulaşmayı amaç-ladığı, İsrail'i müzakere masasına oturtmaya ve karşılıklıolarak tanıyıp-tanınmaya her an hazır olduğu inkâr edile-mez. Ne var ki realite hep çarpıtılmış, Filistinliler özleminiçektikleri huzur sahillerine bir türlü ulaşamamışlardır.

ABD, senelerce tek taraflı red politikasını askerî gücününbüyüklüğüyle sürdürmüştür. Yeni oluşumlar, süreci dahaileri aşamalara götürmek için uygun fırsatlar doğurmuştur.Gorbachev'in Madrit'teki varlığı, ABD'nin oyunu tek başınaoynadığı izlenimine fırsat vermemek içindi. Gorbachev, yıldı-zı sönmüş, tarihteki yerini alma hazırlığı içine girmiş bir gü-cün tüyleri dökülmüş lideriydi. "Barış süreci," ABD'nin istek-leri doğrultusunda inşa olundu. Filistinliler'e kendi temsilci-lerini seçme hakla verilmedi. ABD ile İsrail'in onayından ge-çenler Ürdün delegasyonuna mensup idi. Antlaşmanın mad-delerini ABD dikte etti. Dünyanın senelerdir özlemle bekledi-ği barış, ihtiyar tarihin kucağına özenle bırakıldı.

6. ABD politikasının evrimi

"Barış süreci," Haziran 1967 Savaşı'nın sonuçları ile ilgilen-mekteydi. Bu savaşın sonunda Mısır'a ait Sina yarımadası,Suriye'ye ait Golan Tepeleri, Gazze Şeridi ve Batı Yakası; İs-rail'in kontrolü altına geçmişti. Diğer meseleler bir tarafa bı-rakıldı, ilgilenen olmadı. Bunlardan birini hatırlatalım:1949'da Ürdün Batı Yakası'nı işgal etmişti. Yasal olmayanbu hareket ABD-İsrail propagandasının bir numaralı malze-mesi oldu. 1947 senesinde kaleme alınan bir BM karar tasa-rısı ile öngörülen Filistin, Ürdün ile İsrail arasında paylaşıl-mış durumdaydı ve bu her türlü desise için malzeme olarakkullanılmaktaydı. Mısır, 1948 senesinde İngiltere'nin muhte-ris ortağı Ürdün'e haddini bildirmek için silaha sarılmıştı.

219

Page 217: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Problem, tarihçilerin incelenmesine terk edildi. Aktüel birkimlik kazanmasına olanak tanınmadı.<27)

Müzakereler BM'in 242 numaralı karar tasarısına istinatettirildi. Bu karar tasarısı Kasım 1967'de kabul edilmişti.Devletler arası ilişkileri öngörmekte, Filistin meselesini dış-lamakta ve bu özellikleriyle, Filistinliler'in ABD tarafındantanınmayan haklarının tanınmasını öngören Aralık 1948 ta-rihli BM karar tasarısına göre Washington'u daha fazla hoşu-na gitmekteydi. ABD'nin, hoşuna gitmeyen fakat uygulanma-sına izin vermeyeceği bazı karar taşanlarının lehinde oy kul-landığına da şahit olmaktayız. BM 242'nin öngördükleri ger-çekleştirilmedi; bölge devletleri tarafından hiç değilse formelolarak kabul edilmesini sağlamak amacıyla kasıtlı olarakmuğlak bırakıldı.

BM 242, "savaş yoluyla toprak kazanımının kabul edile-mezliğinin, bölgedeki her devletin adil ve kalıcı bir barış or-tamında güvenlik içerisinde varlığını sürdürebilme ihtiyacı-nın öneminin" vurgulandığı bir ifade ile başlamaktadır. Sonçatışmada İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesini ön-görmektedir. "Tarafların iddialarından vazgeçmelerini, kav-gaya meyletmemelerini, hükümranlık haklarına ve toprakbütünlüklerine ve siyasî bağımsızlıklarına saygı duymaları-nı, barış içerisinde kabul görmüş sınırlar dahilinde yaşamakiçin gerekli çabayı sarfetmelerini" talep etmektedir.

Burada yorum bağlı olarak iki önemli soru ortaya çık-maktadır: İlki; "işgal ettiği topraklakdan" kasıt nedir? Tama-mı mı, çoğu mu, ancak bir kısmı mı? İkincisi; eski Filistin'inhalkının durumu ne olacak? Filistin bir devlet değildir. Hâlböyle olunca karar tasarısının kapsamanının dışında mı kal-maktadır?

(27>Shaim'in eserine bkz. Ayrıca şu kaynağa bkz. Itamar Rabinovitch; TheRodNotTaken, Oxford, 1991, s. 171.

220

Page 218: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

Her iki soru da Ocak 1976 Güvenlik Konseyi'nde dile ge-tirildi. BM 242 ile telif edilmeye çalışıldı. Her iki soruya daYeşil Hat'ta iki devletli bir oluşumun gerçekleştirilmesiyleyanıt verilebileceği ifade edildi. ABD'nin vetosu, barış süre-cinde BM"nin oynayabileceği rolü iyisinden ufalamaktaydı.Bu nedenle BM 242'nin ortaya çıkardığı iki sorunun ikisi deçözümsüz kaldı. Daha doğrusu silah zoruyla bir çözüm bul-mak üzere ileri bir tarihe ertelendi. Çözümün sahibi ABDolacaktı ve bu işi genelde olduğu gibi muhtemelen tek başınakotaracaktı.

BM arabulucusu Gunnar Jarring Şubat 1971'de yaptığıöneri ile bu sorulara farklı bir yanıt getirdi. Başkan Sedat ta-rafından da kabul gören öneri, Yeşil Hat üzerinde tam birantlaşmanın gerçekleştirilmesini önermekteydi ve Filistinli-ler'i neredeyse yok saymaktaydı. İsrail, Sedat'ın teklifininbahşettiği nimetlerin farkındaydı. Buna rağmen karşı teklifde getirmeden Sedat'ı reddetti. İşçi Partisi, daha fazla toprakkazanmadan gayrısına angaje olmama kararındaydı. İsrail'intavrı, temel problemin Filistinliler'in haklarından kaynak-lanmadığını gösterdi. Filistinliler'in haklarını tanımak de-mek, İsrail'in işgali altındaki topraklar üzerindeki kontrolü-nü kaybetmesi demekti.

ABD, İsrail'in Saddam'ın teklifini reddetmesini destekle-di. Kissinger'in "mat etme" politikasını izledi. Jarring-Sedatbarış teklifinin hayata geçirilmesi, tarihin tozlu sayfalarınaterk edildi. İsrail de bile bu teklifin reddedilmesiyle büyükbir fırsatın kaçırıldığına inananlar vardır.(28)

Jarring-Sedat teklifi, BM 242'nin İsrail dışındaki yoru-muna benzemekteydi. ABD'nin resmî politikası (Rogers Pla-nı) için de bu geçerli idi. ABD'nin bu anlayışı paylaştığı, dı-

<28>Rabinovitch, s. 108, 1949 senesinde Suriye'nin teklifini geri çeviren İsra-il'in bir firsatı kaçırıp kaçırmadığını tartışmaktadır.

221

Page 219: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

şişleri bakanlığının BM 242 ile sonuçlanan yolda yaptıklarıgizli müzakerelerin metinlerinin Amerikalı gazeteci ve Orta-doğu tarihçisi Donald NefFe sızdırılmasıyla bir kez daha or-taya çıktı.(29> Neff, "İsrail'in güç durumda kalmaması içinaraştırmanın gizli tutulduğu" sonucuna varmaktadır. Müza-kereleri yürüten Amerikan heyetinin Başkanı Arthur Gold-berg'in Ürdün Kralı Hüseyin'i uyardığını, kaybettiklerinintamamının iade edilmesini ABD'nin garanti edemeyeceğini,bazı düzenlemelerin yapılmasının kaçınılmaz olabileceğini,mütekabiliyet esasının gözetileceğini ifade ettiğini belirtmek-tedir. Dışişleri Bakanı Dean Rusk, Ürdün'ün vermeye rızagöstereceği topraklardan doğan zararların telafi edileceği ga-rantisini Kral Hüseyin'e vermiştir. ABD'nin bu sonucun alın-ması için nüfuzunu kullanacağını söylemiştir. Goldberg, di-ğer Arap ülkelerine, "ABD'nin haritanın yeniden çizilmesi es-nasında büyük değişiklikler yapmayı tasarlamadığını" söyle-miştir. İsrail, ufak tefek bazı düzenlemelerin dışında işgal et-tiği toprakların tamamından geri çekilecektir. Bu düzenle-melerin bedeli ise Ürdün'e fazlasıyla ödenecektir. Goldberg'inverdiği garantiler, Arapların BM 242 üzerine mutabık kalma-sını sağladı. Rusk, Neff e şunları söylemiştir: "Biz, Haziran1967 Savaşı'nın sonunda İsrail'e kayda değer miktarlardatoprak bırakmayı hiç düşünmedik. Batı Yaka'sının batı kıyı-sında bazı küçük değişikler, Sina'nın ve Golan Tepelerininaskerden arındırılması ve Kudüs'ün statüsüne yeni bir bakışaçısınınn getirilmesiyle yetinileceğini bekliyorduk. 242 nu-maralı karar tasarısı İsrail'e büyük miktarlarda toprak veril-mesini öngörmemektedir."

Goldberg'in ve ABD hükümetlerinin BM 242'nin bu yoru-munu reddettikleri genel olarak ileri sürülmektedir. Neıv

<29>Noring ve Smith, The Withdrawal Clause in UN Security Couincil Reso-lution 242 of 1967, Şubat 1978; Neff, Middle East International, Eylül13, 1991.

222

Page 220: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

York Times, İsrail'in işgal ettiği topraklar üzerinde her türlütasarruf hakkının bulunduğu yolundaki görüşünün Goldbergtarafından desteklendiğini yazmaktadır.<so)

İsrail tarafından yürütülen red politikasının saygın savu-nucularından biri Eugene RustovMur. Rustov, Yale'de hukukprofesörüdür, uzman sıfatıyla hükümete de hizmet sunmuş-tur. BM 242'nin kaleme alınmasında kendisinin de katkısınınbulunduğunu ve söz konusu karar tasarısının İsrail'e işgalialtındaki toprakları denetleme yetkisini verdiğini söylemek-tedir. Dışişleri bakanlığı İsrail ve İsrail Arap meseleleri dai-resi eski başkanlarından David Korn'un değerlendirmesi iseşöyledir: "Profesör Rustov BM 242'nin hazırlanmasında eme-ğinin geçtiğini düşünebilir. Öyle bile olsa bunun pek önemiyoktur. O bir seyircidir. Onun gibi nice seyirci çorbada tuzuolduğu iddiasındadır. Söz konusu olan ABD'nin o zamankipolitikasıdır. Ve sonrasıdır." Korn, şöyle devam etmektedir.:"Küçük sınır değişikliklerinden ötesi söz konusu olamaz, ol-mamalıdır." Korn, "gerek Bay Goldberg'in ve gerekse Dışişle-ri Bakanı Dean Rusk'ın Kral Hüseyin'e teminat verdiklerini,ABD'nin nüfuzunu kullanıp İsrail'e verilen toprakların bede-linin misliyle Ürdün'e ödeneceğini söylediklerini" teyid et-mektedir. Ürdün, kendisine verilen bu sözler üzerine rızagöstermiştir. Rustow'un kaçamaklı cevabında bu gerçeklerehiç değinilmemektedir.*31'

Eldeki deliller, ABD'nin, Jarring-Sedat inisiyatifini red-dettiği Şubat 197 l'e kadar uluslararası kabul görmüş fikirle-re uymakta olduğunu göstermektedir. Filistin'in bağımsız birdevlet olmasından yana olanların sayısının artmasına para-lel olarak 1970'li yıllarda ABD'nin tek başına kalmaya başla-dığını görüyoruz,. George Bush'un Şubat 1971'de Birleşmiş

(»«»Sabra Chatrand,NYT, Ekim 29, 1991.<sı>Rostow, Korn, Neıv Rebublic, Ekim 21, Kasım 18, Kasım 25, 1991.

223

Page 221: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Milletler'e Büyükelçi olarak atanmasından sonra İsrail, da-vası için çok sıkı bir savunucu daha bulmuş oldu. Yumuşakbaşlı bir bürokrat olan Bush, ABD'nin red politikasını gönül-den benimsedi ve günümüze kadar hiç ödün vermeden bu po-litikanın gereğini yerine getirdi.

Kissinger'in mat politikası 1973 Savaşı'na yol açtı. Se-dat'ın ABD ve İsrail'in diplomatik girişimlerini engellemeyedevam etmesi, Arap uzmanı ve askerî haber alma teşkilatıeski başkanı General Yehoshaphat Harkabi (ve artık o birgüvercin) ve benzerlerinin "Savaş, Araplara göre bir oyun de-ğildir" iddialarının rüzgarına kapılması durumunda savaşınkaçınılmaz olacağı yolundaki müteaddit uyarılan sonuç ver-medi, kendisini ciddiye alan olmadı.(32) Sedat'ın Mısır'ı Sov-yetler'in patronajından çıkarıp Washington'un sadık bir müt-tefiki yapma teklifleri de aynı havalarda geri çevrildi.

1973 Savaşı bu ham hayalleri parçaladı. Rüzgarın yönü-nü değiştirdi. Kissinger, politikasını değiştirmek zorundakaldı. ABD geri çekildi. Mısır'ı sadık müttefiklerinden biriolarak kabullenip Arap-İsrail çatışmasının dışına çekti. BuKissinger'in "adım-adım" politikasının amacıydı. Süreç, 1977senesinde Sedat'ın Kudüs'e yaptığı ziyaretle bir adım dahagelişmiş oldu. Camp David İsrail-Mısır antlaşması ile nokta-landı. Sina yarımadası Mısır'a geri verildi. Filistin'e, geçicibir dönem için, İsrail'in yönetimi altında olmak kaydıyla oto-nomi teklifinde bulunuldu.

Camp David'in ne kadar önemli bir antlaşma olduğu he-men görüldü.<S3> En büyük Arap düşmanını yanına alan İsra-il, ABD'nin sağladığı büyük miktarlarda yardımın da katkı-sıyla işgali altındaki topraklardaki faaliyetlerine hız verdi,

(a2)Amm.on Kapileok, israil: la fin des mytkes (Albin Michel, 1975), s. 281.Şu çalışmama bkz. Peace in the Middle East? (Pantegon, 1974), bölüm 4.

(ss)Devamedegelen görüşler için şu kaynağa bkz: Toıvards a Neıv Cold Warve benim orada çıkan makalelerim.

224

Page 222: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

Lübnan'ı işgal etti. Ürdün, FKÖ'ne verdiği destek nedeniylesenelerdir bombardıman altında tutulmaktaydı. Ekonomisiharap olmuştu.

1978'de Lübnan'ı işgal eden İsrail, çok sayıda insanı öl-dürdü. Nicesini yerinden yurdundan etti. Güneyine eli kanlıbir yönetim getirdi. İsrail, BM'in Lübnan'dan derhal ve şart-sız olarak çekilmesini öngören 425 (Mart 1978) sayılı karartasarısını sürekli olarak ihlal etmektedir. İşgalden bir senesonra, bölgede bulunduğunu iddia ettiği FKÖ kamplarına sal-dırma bahanesiyle ortalığı gene toza dumana verdi. Nice in-san öldü, nicesi sürünmeye mahkûm kılındı. İşgal altındakitoprakların İsrail'e entegre edilmesi çalışmaları ABD'nin sı-nırsız yadımlanyla aralıksız sürdürüldü.

ABD'nin izlediği bu politikaların sonuçları, bazan "ironik"olarak vasıflandırılmaktadır. Bu bir teknik terim olup ifadeedilen idealler ile izlenen politikaların görülebilir sonuçlarıarasındaki zıtlığı vurgulamak için kullanılmaktadır. İsrail'degerçekler açıkça kabul ve itiraf edilmektedir. Strateji uzma-nı Avner Yaniv, "Camp David Antlaşması ile Mısır'ın çatış-manın dışına çekilmesi İsrail'in FKÖ'ne karşı daha etkin birtarzda saldırmasını sağlamış, Batı Yakası'nın yerleşime açıl-masını kolaylaştırmıştır" demektedir. 1982 senesinde Lüb-nan'ın işgal edilmesinden muradın FKÖ'nün saflarında yeralan ılımlıların altını oymak olduğunu böylece FKÖ'nün barışgirişimlerinin bloke edildiğini, FKÖ'nün siyasî alanda kay-detmeye devam ettiği itibar artışının bu yoldan hızının kesil-diğini söyleyen Yaniv, yapılanların büyük bir kesimin onayı-nı kazandığını belirtmektedir. General Harkabi, Begin'in ba-rış sürecinin hız kazanmasından endişe ettiğini ve bu endişe-nin Batı Yakası'nm güvenliğini sağlama amacıyla verilen sa-vaşın tarihini öne aldığını ileri sürmektedir. ABD'nin İsrail'e

225

Page 223: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

arka çıkmasının aynı gerekçelere istinat etme olasılığı birhayli yüksektir/*"

Sedat'ın 1977 barış teklifi, Filistin'e kendini yönetmehakkının verilmesini öngörmekteydi ve bu özürü nedeniyle1971 senesinde yapılan teklife kıyasla kabul edilme şansı da-ha düşüktü. Buna rağmen 1971 barış önerisi yok sayıldı,1977 barış girişimi için Sedat alkışlanıp çağın en büyük si-malarından biri olarak vasıflandırıldı. Bu tutarsızlığın ge-rekçelerini biraz önce açıkladık. 1971'de ABD tarafından ar-kalanan İsrail'in Sedat'ın barış planını geri çevirmesi;1977'de Washington'un Mısır'ı bir şerik olarak kabul etmesi.Sedat'ın tekliflerine yüzünü çeviren ABD kendi red siyasetinisürdürebilecekti. Sedat, kendine verilen rolü oynayacaktı. Vebir kahraman edasıyla boy gösterecekti. Çoğu kez olduğu gibitarih, efendi olanın uşak olana dikte ettiği bir peri masalı ol-maya devam edecekti.

Camp David'de ABD adına arabulucu sıfatıyla bulunmuşolan Sol Linowitz, Filistin'in otonomiyi, gerçek bağımsızlıkla-rını engelleyeceği gerekçesiyle reddettiğini yazmaktadır. Ti-mes muhabiri Sabra Chatrand'a göre Başbakan MenachemBegin'in otonomi teklifine sıcak bakmasının nedeni, bu yol-dan Filistin meselesinin çözüme kavuşacağını ve Batı Yakasıile Gazze Şeridi'nin kontrolünün bütünüyle İsrail'e kalacağı-nı ummasındandır. Gerek Linowitz ve gerekse Times, Filis-tin'in bu sonuçtan hoşnut olmamasını bütünüyle mantıksızbulmaktadır. İsrailli diplomat Abba Eban'm pek sık kullanı-lan formülündeki ifade ile Filistinliler "her fırsatı kaçırmakiçin hiçbir fırsatı kaçırmadılar."

Chatrand, İsrail ile senelerdir sürdürülen savaştan, oncacan kaybı ve acıdan sonra Filistinlilerin eski iddialarından

(S4)jVecessary lüusions, s. 174, 276. Ayrıca Fateful Triangle ve Pirates andEmperors başlıklı çalışmalarıma bkz.

226

Page 224: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

vazgeçtiklerini söylemektedir. İş bu sonuç, terör olgusununne denli faydası olduğunu gösteren bir başka örnektir. Chat-rand sözlerini şöyle sürdürmektedir: "Birleşik Devletler, iş-gal altındaki topraklarda yeni yerleşim merkezleri açılma-ması için tüm ağirlığını kullanmış, ama sonuç alamamıştır.Buna rağmen yardımını sürdürmüş, sonuç itibariyle söz ko-nusu yerleşim merkezlerinin sayısının hızla artmasına kat-kıda bulunmuştur.(35) Yaygın kanaat, ABD'nin yardım görme-yen zavallı bir kurban olduğu, oluk oluk para akıttığı projele-rin gidişatını etkileyemediğidir. İşte size bir başka "ironi."

7. Bush-Baker diplomasisi

1988 senesine kadar ABD ve İsrail statükodan memnun idi-ler: Araplardan ve başka kaynaklardan gelen barış teklifleri-ni ellerinin tersiyle geri çeviriyorlardı, ABD'nin desteğiyle İs-rail bildiği gibi at koşturuyordu. İntifada'nın bir volkan mi-sali patlamasıyla şemsiye tersine döndü, İsrail'in artan bas-kısı olumsuz imajlar oluşturdu, hesapta olmayan maliyetlerortaya çıkmaya başladı. FKÖ'nün barış tekliflerini geri çevir-mek artık eskisi kadar kolay olmamaktaydı. 1988'in sonundaproblem daha ciddi bir hâl aldı. Yaser Arafat'ın New York'taBM'de konuşmasına ABD'nin izin vermemesi gerginliği artır-dı. Toplantı Cenova'ya alındı. Dışişleri Bakanı George Shultzve yerel yorumcuların Arafat'a karşı sergilediği kızgınlık,Washington'un kendisine dikte ettiği "büyülü kelimeleri te-laffuz etmeme hususunda gösterdiği dirence karşı duydukla-rı öfke, uluslararası arenada alay konusu olmaya başlamıştı.Yapılacak en akıllı iş, aşinası olduğumuz diplomatik bir hile-ye başvurmaktı: Arafat'ın ABD'nin taleplerini kabul ettiğini,boyunduruğu altına girmeye razı olduğunu iddia etmek ve

(ss)Chatrand, NYT, Kasım 5,1991.

227

Page 225: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

sonra da ABD'nin şartlarını empoze etmek. Medyanın ve en-tellektüellerin oltaya geleceği, bu tertipi yutacağı varsayıldı.Öyle de oldu. Yalnız, okuryazar her insana aşikâr olan birgerçek ihmal edildi: Arafat'ın Washington'a olan pozisyonuher zamanki kadar uzaktı ve Filistinli herhangi bir sözcününABD'nin şartlarını kabul edebilmesi olası değildi. Oyun, ku-sursuz oynandı. Ve tarihe geçti.(S6)

FKÖ'nün ABD'nin şartlarını kabul etmiş görünmesininmükafatı düşük düzeyli bir diyalogda muhatap olarak kabuledilmek oldu. İsrail, İntifada'yı bastırmak için tedbirlerini sı-kılaştırdı. FKÖ liderlerinin tutumu, İsrail baskısmın başarı-sına katkıda bulunmaktaydı. İlk toplantının kayıtları basınasızdırıldı. Mısır ve İsrail'de yayınlandı. ABD, diyalog için ikikoşul öne sürdü. Uluslararası konferans olmayacaktı, İsrail'ekarşı yürütülen terörist saldırıların (intifada) durdulmasıiçin FKÖ çağrıda bulunacaktı. Bir bakıma Filistinliler o günekadar gördükleri eziyetin bedelini talep etmeden içlerine sin-direcekler, kaybettikleri ve kaybetmeye devam ettiklerini ge-ri istemeyeceklerdi. Beklenen gelişmelerin neler olacağını İş-çi Partili Savunma Bakanı Yitzhak Rabin Barış Örgütü'nünliderlerine Şubat 1989'da şöyle açıklamaktaydı: "Anlamsızdiyalogların başımızın üstünde yeri var. Bu bize askerî ve ik-tisadî baskımızı artırmak için zaman tanıyacaktır. Sonundadirençleri kırılacak ve bize teslim olacaktır." Bu plan büyükbir başarıyla uygulandı.

Özellikle de demokrasi tehdidinin üstesinden gelindi. İn-tifada ile Filistin toplumunun sözde feodal yapısına yönelikciddi tehditler ortaya çıkmıştır.<s7) Fakat yeni halk komitelerive sokaktaki kalabalıkların diğer girişimleri zayıflatıldı, ABD

(36)2 Magazine'in Mart 1989, Ocak 1990 tarihli nüshalarında yayınlananmakalelerime ve Necessary Illusion adlı çalışmama bkz.

<S7'îsrail kaynaklı tartışmalar için Z Magazine, Temmuz 1988'de yayınla-nan makaleme bkz.

228

Page 226: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

destekli İsrail vahşeti tarafından kimbilir belkide beli kırıldı.Bu arada israil ve ABD kendi diplomatik yollarında ilerle-

mekteydiler. Amaçlan gerçekçi bir barış sürecinin doğurmasıolası riskleri minimum zararla bertaraf etmekti. Mayıs1989'da Likud-İşçi koalisyon hükümeti "Şamir Planı"nı, da-ha doğru bir deyişle Şamir-Peres planını sundu.<88> Planın'Temel Maddeleri" şunlardı: (1) Gazze bölgesinde ve İsrailile Ürdün arasında kalan yörede ilâve bir Filistin devleti ol-mayacaktı; (2) "İsrail, FKÖ ile müzakere masasına oturma-yacaktı; (3) İsrail hükümetinin belirlediği çerçeve dışına çı-kılıp Judea, Samaria ve Gazze'nin statüsünde herhangi birdeğişiklik yapılmayacaktı. Burada "ilâve bir Filistin devleti"ibaresi ile ABD ve İsrail'in Ürdün'ün Filistin devleti olarakgördükleri, buna ilâveten bir başka Filistin devletinin varlı-ğına izin verilemeyeceği belirtilmekteydi. Böylece Filistinli-ler'in elinden kendi kaderlerini çizme hakkı alınıp İsrail'edevredilmesi tasarlanmaktaydı. Bu gelişmeler, inatları gözle-rini kör etmiş Ürdünlüler'in, Filistinliler'in, Avrupalılar'ın vebunlar gibi daha nicesinin ve inatlarının pekişmesinde bü-yük katkısı bulunan Moskova'nın inandıkları ve bekledikleriile taban tabana zıt idi. Temel maddeler, İşçi Partisi'ninprogramında yer alan dört "hayır"a bir demet bütünlüğü ka-zandırmaktaydı: 1967 sınırlarına dönmeye hayır, yerleşimeaçılan yerlerde geri adım atılmasına hayır, FKÖ ile müzakeremasasına oturmaya hayır, Filistin devletine hayır. Plan,FKÖ'nün dışlandığı, İsrail'in beğenisini kazanamamış liderle-rin toplama kamplarının müdavimleri arasında bulunduğubir ortamda ve İsrail'in askerî işgali altında "özgür ve de-mokratik seçimler"in yapılmasını öngörmekteydi.

ABD bu planı desteklemekteydi. James Baker şunlarısöylemiştir: "Amacımız her zaman Şamir'in getirdiği teklifle-

GVİsrail Hükümetinin Seçim Planı, Mayıs 14, 1989, İsrail Büyükelçiliği.

229

Page 227: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

rin desteklenmesi olmuştur. Üzerinde çalıştığımız bir başkateklif veya girişim mevcut değildir." Aralık 1989'da Dışişleribakanlığı Baker Planı'nı açıkladı. Plan, İsrail'in Kahire'deMısır ve kabule şayan Filistinliler ile diyalog kurmasını veŞamir Planı'nın nasıl uygulanabileceğini görüşmesini öngör-mekteydi. Kayda değer başka bir tarafı maalesef mevcut de-ğildi.(S9)

Bütün bunlar Körfez Savaşı'ndan çok önce ve ABD-FKÖdiyalogunun başı-sonu ve yönü belli olmayan bir yolda dö-nüp dolaştığı günlerde gerçekleşmekte idi. Standart doktrin,"Arafat'ın Körfez Savaşı'nda İrak'ı desteklediği, bu nedenlemüzakere masasındaki yerini kaybettiği" ve "FKÖ'yü güçsüzbırakan faktörlerin başında Saddam Hüseyin'e destek ver-mesinin ve Mayıs 1990'da gerçekleşen terör olaylarının fail-lerini ülke dışına sürmemesinin geldiği" idi.<40> Mevcut belge-lerin incelenmesi, ileri sürülen bu görüşlerin bütünüyle is-natsız olduğunu göstermektedir. Amaç, uygulanacak olan po-litikalar için gerekli bahaneleri üretmektir.

"Barış süreci" için resmî gelişmeler zincirinin halkalarını;Camp David, Madrit ve İsrail'in masal mahiyetindeki giri-şimleri oluşturmaktadır. Gerçek, gözlerden saklanmakta, ka-ranlık dehlizlerde esir tutulmaktadır. Camp David'den buyana ABD'nin izlediği politika, Filistinliler'in hiçbir şeye la-yık olmadığını savunan güvercinlerin yaklaşımları arasındabir salıncak edası ile gidip gelmektedir. Times'in Ortadoğumuhabiri Thomas Friedman, "Filistinliler'e taviz verir, gön-lünü alırsanız yumuşatabilir, ılımlı olmasını sağlayabilirsi-niz" demektedir. Bölgede iki gerçek devletin —İsrail ve Filis-tin— kurulmasından yana değildir, geçtiği haberlerde, yaptı-ğı yorumlarda bu doğrultudaki oluşumları hep görmernezlik-

<s»>Thomas Friedman, NYT, Ekim 19, 1989. ABD Dışişleri Bakanlığı yayını,Aralık 6, 1989.

(•«»Friedman, NYT, Kasım 4; Editoryel, BG, Ekim 6, 1991.

230

Page 228: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

ten gelmektedir, kendine göre bir "dengeli ve kapsamlı haberanlayışı" icad etmiştir ve bu sayede Pulitzer Ödülü'ne layıkgörülmüştür. "Ahmet, otobüste bir sandalye sahibi olabilirseeminim taleplerini sınırlayacaktır" demektedir. İsrail'e işgalialtındaki toprakları Güney Lübnan modeline uygun bir tarz-da yönetmesi tavsiyesinde bulunmaktadır. Güney Lübnan,İsrail birlikleri ve terörist bir vekil ordunun denetimi altın-dadır. Zulmün en koyusuna sahne olmaktadır. Nice suçsuzinsan, halkı itaatkâr kılma amacıyla hapiste tutulmaktadır.Bununla da yetinilmemekte muntazam aralıklarla bomba-lanmaktadır.'4"

Bir yorumcu, Güney Afrikalı beyazlara Sambo'ya otobüs-te bir koltuk vermelerinin lehlerinde olacağını söylerse acabane tür bir reaksiyonla karşılaşır. Aynı yorumcu Suriye'ye İs-rail'in Bekaa Vadisi'nde yaptıklarını yapmasını, ama bu ara-da taleplerini sınırlamak amacıyla Hymie'e otobüste bir kol-tuk temin etmesini tavsiye etse kimler neler söyler acaba. Butür kıyaslamalar, Batı kültürünün ne menem birşey olduğu-nu anlamamızı kolaylaştırmaktadır.

8. İsrail'in politika spektrumu

Daha önce belirttiğimiz gibi ABD, İsrail İşçi Partisi'nin politi-kalarına mütemayil idi. Lideri Şimon Peres, daha önceki li-derleri ve kurucuları David Ben-Gurion ve Chaim Weiz-mann gibi "ılımlı," "pragmatik" bir kimseydi. Bu yakınlık se-bebiyle İşçi Partisi'nin konumunu kavramak, ABD'nin politi-kalarını ve ideolojilerini kavramamızı kolaylaştıracaktır.

Geleneksel İşçi Partisi doktrini, Eylül 1971'de Golan Te-peleri'nde Sovyetler'den gelen yeni göçmenlerle yaptığı birkonuşmada Başbakan Golda Meir tarafından şöyle ifade edil-

<41>Friedman, Yediot Ahronot, Nisan 7; Rotam, Nisan 15, 1988.

231

Page 229: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

misti: "Nerede yahudiler yaşıyorsa sınırlarımız oraya kadarulaşır, bizim sınırlarımız harita üzerinde çizilmiş çizgilerdenibaret değildir." Savunma Bakanı Moşe Dayan, İsrail'in butopraklar üzerindeki hükümranlığının ebedî olduğunu belirt-mektedir: "Buradaki yerleşimler ebedîdir. İsrail'in müstakbelsınırları, bu yerleşim birimlerini de içine alacak tarzda çizile-cektir." Dayan, İsrail'e bölgede bulunan Filistinli göçmenlereşunları söylemesini tavsiye etmektedir: "Bizim size sunacağı-mız başka seçenek yok. Köpekler gibi yaşamaya devam ede-ceksiniz. İsteyen hemen bölgeyi terkedebilir. Edecektir de.Beş sene içerisinde burada yaşayanların sayısı 200.000 azal-tılacaktır. Bu, bizim açımızdan pek önemlidir." Şimon Peres,Dayan'ın tavsiyesini yerine getirmenin İsrail'i Rodezya'nınkonumuna düşüreceğini, uluslararası görüntüsünün ve göçile ilgili planlarının zarar göreceğini belirtmiştir. Dayan, me-selenin her türlü ahlâkî boyutunun Siyonizm'e ters düştüğü-nü ileri sürerek Peres'e karşı çıkmıştır. Dayan'ın sürgünegöndermeyi gözüne kestirdiği 200.000 kişi, Batı Yakası'nı elegeçirdikten sonra yörede yaşayanlardan 200.000'ini AllenbyKöprüsü yoluyla Ürdün'e süren İşçi Partili güvercin HaimHerzog"un yaptığına bir ek mahiyetindedir. Bu insanlar tek-melenmişler, dıpçiklenmişler, panik halinde ve avcının kur-şunundan kaçan kuşlar misali Ürdün'e sığınmışlardır. Ür-dün'e gönüllü olarak gittiklerine dair herbirinden imzalı ka-ğıt alınmıştır. Vermek istemeyeanler usulüne uygun yollar-dan vermeye ikna edilmişlerdir.(42)

Ben-Gurion'un siyaset alanında sözünün geçtiği günler-deki görüşleri de bu doğrultudaydı. İsrailli gazeteci AmmonKapeliouk, İsrailli her çocuğun İsrail'in kurucusu Ben-Guri-on'un ün kazanmış sözlerinden en azından birkaçını ezbere

(^Kapeliouk, age., s. 21, 29; Beilin age., s. 42-43. "Herzog'un transferi,"Kol Ha'ir, Kasım 8, No'omi Cohen David, Kol Ha'ir, Kasım 15, 1991.

232

Page 230: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

bildiğini ifade etmektedir: "Yahudi olmayanların ne söylediğiönemli değildir, önemli olan Yahudilerin ne yaptığıdır."Ben-Gurion, "Siyonizm'in gerçekleşmesinde bir yahudi dev-letinin varlığı hem önemlidir, hem de sonuç alınmasını ko-laylaştırmak açısından zaruridir" demektedir. Yahudi devle-ti, yol üzerindeki kilometre taşlarından yalnızca biridir. Dev-let kurulduktan sonra sınırları sabit tutulmayacak, ya Arap-larla yapılan antlaşmalarla veya başka yollardan sürekli ola-rak genişletilecektir. İsrail Devleti'nin elinde yeterince gücünolması durumunda bu amaca ulaşmak işten bile olmayacak-tır. Ürdün'ün ilhakı ilk hedefler arasındadır. SonrasındaNil'den Fırat'a kadar uzanan bölgenin ele geçirilmesi vardır.1948 Savaşı'nda şu ifadeyi kullanmıştır: "İsrail toprakların-da yaşayan Arapların yapabileceği bir tek şey vardır: defolupgitmek." Bu söz, genel bakış açısını yansıtmaktadır. İsrail'inilk devlet başkanı ve hatırı sayılır bir Siyonist olan ChaimWeizmann, Filistin ile ilgili olarak kendisine bilgi veren İngi-liz yetkililerin bölgede birkaç yüzbin baş zencinin bulundu-ğunu, fakat bunun kayda değer bir sakınca oluşturmadığınıifade ettiklerini söylemiştir.

Birinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra bu kez Lord Bal-four'a Weizmann şu bilgiyi iletmiştir: "Filistin'de Arap prob-lemi olarak bilinen mesele yerel karakterli bir problemdir,durumdan haberdar olan bir kimse için öyle önemli bir fak-tör değildir." Bu insanların yerlerinden edilmesi, yerine ya-hudi göçmenlerin yerleştirilmesinin ahlâkî açıdan bir sorunçıkarmayacağı kanaatindedirler. Devlet Başkanı Haim Her-zog, izledikleri politikanın ana hatlarını 1972 senesinde şöyleifade etmiştir: "Filistinliler'in topraklarının olmasına, gönül-lerince yaşamalarına, istedikleri gibi düşünmelerine itirazımyoktur. Ne var ki binlerce sene önce bize adanmış bulunankutsal toprakların ortağı olarak karşımıza çıkmalarına ta-hammül edemiyorum. Bu topraklar için hiç kimse yahudile-

233

Page 231: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

rin ortağı olamaz.'K4S>

1977 senesine kadar siyasî sistemi İşçi Partisi kontrol al-tında tuttu. Haziran 1967 Savaşı'nı takiben hükümet ilk si-yasî kararını 19 Haziran'da aldı. Yirmi bir kabine üyesininyansından bir fazlasının oylarıyla Suriye ve Mısır'a YeşilHat üzerinde bir yerleşim yeri kurulması teklifi götürüldü.Gazze, İsrail'e ait olacaktı.Ürdün ve Batı Yakası'ndan hiç sözedilmedi. Abba Eban, bu teklif için şu değerlendirmeyi yap-mıştır: "İsrail hükümetinin şimdiye kadar yaptığı ve bundansonra yapacağı en dramatik girişim." Sır gibi saklandı. Arapdevletlerine iletmesi için Washington'dan ricada bulunuldu.

Şimon Peres Eylül 1967'de bir plan teklifinde bulundu."İsrail'in yeni haritası, yerleştirme politikaları ve yeni ilhak-lar tarafından çizilmelidir" görüşündeydi. Bu nedenle yalnız-ca Doğu Kudüs'te değil ama aynı zamanda Hebron, Gush-Et-zion, vs. dahil olmak üzere "güney, kuzey ve doğusunda;" Ür-dün vadisinde; "Nablus dağlarının orta bölgesinde; Golan Te-peleri'nde, Sina'da El-Arish bölgesinde ve Kızıldeniz ekse-ninde yeni yerleşim yerlerinin acilen kurulmasının gerektiği-ni savundu.<44> Kabul gören politikalar olağanüstü derecedeaşırıya kaçmaktaydı: binlerce bedevinin çöle sürülmesi, evle-rinin, camilerinin, bahçelerinin yerle bir edilmesi ve bu su-retle Kuzey Sina'da Yamit kentinde yahudiler için yeni yerle-şim birimlerinin oluşturulması gündeme getirilmekteydi. Buyolda atılan adımlar 1973 Savaşı'na neden oldu.

İsrail'in istediği topraklara ve altındaki ve üstündeki ni-

(^'Kapeliouk, age., s. 220, Shabtai Teveth, Ben-Gurion and PalestenianArabs, Oxford 1985. s. 187. Benny Morris, Revieıv of Teveth, JerusalemPost, Ekim II, 1985. Fateful Triangle, s. 161. Weizmann, Yosef Heller,The Strugglefor the State, Zionist Diplomacy ofthe Years, 1936-48. Ku-düs, 1985. Jewish Agency Protocols, Hebrew. Yosef Gorny, Zionism andthe Arabs, Oxford, 1985, s. 110, Beilin.age., s. 47.

<44>Belin, age., s. 15, 43.

234

Page 232: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

metlere el koymasını, fakat üzerinde yaşayan Arap nüfusunsorumluluğunu üstlenmemesini öngören Allon Planı, 1968senesinden itibaren İşçi Partisi'nin resmî politikası oldu. Li-kud ise İsrail'in hükümranlık alanını dilediğince genişletme-sini ve işgal ettiği topraklar üzerinde yaşayan Araplara oto-nomi vermeyi düşünmekteydi. ABD'nin görüşü de aynı darçerçeve içerisine sıkıştırılmış vaziyetteydi.

9. YarınlarWashington açısından "barış süreci"nin başarıyla sonuçlan-ması memnuniyetle karşılanacak bir durum değildir. Eğerarzulanmayan olur, süreç başarıyla tamamlanırsa o takdirdeWashington geleneksel redci politikasını yürürlüğe koyacak,ABD'nin ne denli hayırsever bir devlet olduğunu, atalarımı-zın meziyetlerini sayıp dökmeye başlayacaktır. Süreç başarı-sızlıkla sonuçlanırsa o zaman da "Amerikalılar ile Ortadoğu-lular arasında var olan kültür çatışmasından, tarihî yanılgı-larından ve öfkelerinden kendilerini kurtarıp barışın kendi-leri için de hayırlı olacağını göremediklerinden" dem vurula-cakür.<48) Uzun lafın kısası; sonuç öyle de olsa ABD, böyle deolsa ABD kazançlı çıkacaktır.

Daha önce tartıştığımız gibi ABD'nin politikasını yönlen-diren stratejik kavram hemen hemen hiç değişmeden uzuncabir zamandır varlığını sürdürmektedir. Ortadoğu'da bulunanzengin petrol yatakları en ön planda gelmektedir. ABD ve şe-riki İngiltere'nin çıkarları doğrultusunda olmak kaydıylaAraplar tarafından işletilmesi uygun görülmektedir. Ailediktatörlükleri, yerel güçler tarafından milliyetçi akımlarakarşı korunmalıdır. ABD ve İngiltere gerektiğinde yardımakoşmak üzere parmak tetikte beklemektedir. Uzunca bir sü-

(46)Thomas Friedman, NYT, Mayıs 19, 17, 1991.

235

Page 233: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

redir Arap diktatörler ile bölgenin jandarmaları arasındadüşman çatlatacak cinsten bir muhabbet ve işbirliği sürdür-mektedir.<46) FKÖ'nün kontrolünden çıkıp dünya kamuoyu-nun nefretini çeken terörist eylemler gerçekleştirenler, Arapmilliyetçiliğine büyük bir darbe indirmiş, diktatörlerin ve şe-riklerinin ekmeğine yağ sürmüştür. Aile diktatörleri FKÖ'yesempatik görünme gereksinimini eskisi kadar duymaz ol-muşlardır. Gelişmeler hiç kuşku yok ki ABD'nin bileğini dahabir güçlendirmiştir.

Bölgenin aktörleri, bölgenin "istikrarına ne kadar katkı-da bulunursa itibarlan o kadar artmaktadır. İsrail, 196O'lıyıllardan bu yana Arap milliyetçiliğinin önünde bir bariyergörevi ifa etmektedir. ABD'ne, dünya genelinde hizmet ver-mektedir. Yerel baskılar veya başka nedenlerle ABD'nin ger-çekleştirmeye çekindiği eylemleri, namına İsrail sahnele-mektedir. Haber alma işinde, yeni silahların üretiminde vetestinde aralarında sıkı bir işbirliği mevcuttur. Filistinliler'inne gücü ve ne de parası vardır. Öyleyse haklan da olmamalı-dır. Devlet yönetiminin ilk derslerinden biridir bu. İsrail Lo-bisi, sahibi bulunduğu siyasî potansiyel ve terör havası esti-rip insanları yıldırma konusundaki engin deneyim ve gücüile tartışmaları ABD-İsrail red cephesinin çizdiği çerçeve içe-risinde tutmayı başarmıştır. Filistinliler'in haklarını ise ken-dine dert edinen Amerikalı yok gibidir.

1948'den bu yana temel varsayımlarda pek az değişiklikolmuştur. Operasyonların hangi prensiplere göre yürütüldü-ğü Lübnan'ın 1982'de işgalinden kısa bir süre önce New Re-public editörü Martin Peretz tarafından açıklanmıştır. Pe-retz'in İsrail'e tavsiyesi şudur: "FKÖ'ye öyle bir ders verinizki Batı Yakası'na ayaklarını basmaya cesaret edemesinler.

^»Bkz: Toıvards a New Cold War, Fateful Triangle; Cockburn and Cock-burn, Dangerous Liaison.

236

Page 234: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

Bağımsız devlet iddialarını uzun yıllar ağızlarına alamaz ol-sunlar." Bu söylenenler yapılırsa Filistinliler, omurgası kırıl-mış uluslardan biri olacaktır. Afganlı Kürtler'den bin beterolacaklardır. Şu sıralarda can sıkan Filistin meselesi böyleceİsrail için ebediyen çözülmüş olacaktır.*47' Tavsiyelerinin ger-çekleştirilmesi için seçilen zaman cuk oturmamıştır. Bu daproblem değildir, gücünü kısa bir süre içerisinde toparlamaşansına sahip bulunan devletler için anlık yenilgiler bir han-dikap oluşturmamaktadır. Chaim Weizmann'dan Yitzak Ra-bin'e kadar tüm yahudi liderler yeterli güç ve azme sahip bu-lunmaları durumunda bu beceriksiz zenciler güruhunu yerlebir edeceklerine samimi olarak inanmışlardır. Ya ölecekler,ya da toz olacaklardır. Peretz'in Kürtlere karşı takındığı ta-vır, ABD politikasının izlediği yolun temel çizgilerini özetlermahiyettedir.

Ortadoğu petrollerinin kontrolünü ellerinde tutan ABD veİngiltere bir yandan dünya meseleleri üzerinde söz sahibi ol-maya devam ederken öte yandan ülkelerine yönelik düzenlibir para akışının gerçekleşmesini de temin etmektedirler.Bölgesel yönetim sistemi zaman içerisinde değişiklikler gös-termiştir. Ama işler hep aynı esaslar dahilinde yürütülmek-tedir. Gelişmelere bu çerçeveden bakarsak diplomasinin gü-zergâhını daha iyi değerlendirme şansına sahip oluruz.

Mevcut diplomatik manevralardan şu sonuçların alınma-sı ABD'nin pek hoşuna gidecektir: İsrail'in işgali altındakitopraklarda kontrol yeteneği olabildiğince artırılmalıdır; İs-rail ile Körfez ülkeleri arasındaki diplomatik ve ticarî ilişki-ler geliştirilmelidir; Golan Tepeleri civarında yeni yahudiyerleşim merkezlerinin açılmasına hız kazandırılmalıdır,böylece İsrail'in bölgedeki su kaynaklarını kontrol etme

<47>iîo'orete de Haziran 4, 1982'de yayınlanan söyleşi, Fateful Triangle, s.199'a bkz. Peretz ve diğerlerinin coşkulu ırkçı yaklaşımları için Neces-sary Illusions, s. 315.

237

Page 235: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

imkânı artmış, sembolik olarak da olsa Suriyelilerin milli-yetçi duygulan okşanmış olacaktır. ABD'nin redci politikası-nın yürümemesi durumunda suç Ortadoğulu fanatiklerinüzerine yıkılacaktır. Washington'un aslî niyetlerine set çek-tikleri ileri sürülecektir. Geleneksel politikalar hükümleriniicra etmeye devam edeceklerdir.

ABD tuttuğu yolu şaşırır, politikalarını yeniden gözdengeçirir ve İsrail'in aleyhine bir politika izlemeye yönelirsetüm bağımlılığına karşın İsrail'in elinde ne dünyanın ve nede ABD'nin hoşuna gitmeyecek olan bazı opsiyonlar mevcut-tur. 1950'li yıllarda İşçi Partisi'nin ileri gelenleri Ortado-ğu'yu cehheneme çevirme tehdidinde bulunmuştur. "Batar-sak bu tek başımıza olmaz, elimizin uzanabildiği her yerdekiher canlıyı beraberimizde götürürüz" demişlerdir. Bu yakla-şım, Başbakan Moşe Şarett tarafından esefle karşılanmıştır.Ama İsrail Devleti'nin "Samson kompleksi" ile malûl bulun-duğu gerçeğini yok kılamamıştır. Lübnan'ın işgalinden sonraİsrail'in tanınmış güvercinlerinden biri olan Aryeh (Lova)Eliav da Samson kompleksine, İsraillilerin civarlarında bulu-nan ve yahudi olmayan her kim varsa onlarla birlikte ölümegidecekleri tehdidine karşı tavır almıştır. İsrail'in varlığınayönelik en büyük tehdit unsurlarından birinin, İsrail'in Filis-tinliler karşısında kapılacağı Samson kompleksi olabileceğigörüşünü destekleyen çok sayıda insan vardır. İsrail'in elin-de bulunan ve ABD'nin meçhulü olmayan nükleer gücün çapı,tehditlerinin teneke takırtısı olmanın ötesinde ciddi boyutla-rının var olduğunu göstermektedir. İsraili üç strateji analiz-cisi 1982 senesinde kaleme aldıkları bir makalede İsrail'inSovyetlerin güneyinde bulunan bazı hedefleri vurabilecekfüzelere sahip bulunduğunu açıklamıştır. Tehdidin boyutlarıAmerikalı planlamacıları huzursuz etmekte, İsrail'in hoşunagitmeyen gelişmelerin dünyanın cehenneme çevrilmesi ile so-nuçlanmasından endişe etmelerine neden olmaktadır. Ağus-

238

Page 236: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Ve Sonrası

tos 1981'de sunulan Suudi barış planından hoşlanmayan İs-rail, hoşnutsuzluğunu, savaş uçaklarını Suudi Arabistan'ınpetrol kuyuları üzerinden uçurarak, yani "canımı sıkmayadevam ederseniz ben bu petrol kuyularını havaya uçururum"tehdidinde açıkça bulunarak göstermiştir. Bu gerçekleri, İşçiPartisi'nin yayın organı Davar gazetesinden öğrenmekte-yiz/48' O günden bu yana dünyada çok şey değişmiştir, fakatSeymour Hersh'in kısa bir süre önce yayınladığı kitabındabelirttiği gibi "Samson opsiyonu" hâlâ varlığını sürdürmekte-dir.

İsrailli analizciler gelecek ile büyük ölçüde ilgilenmekte-dirler. Önde gelen askerî yorumculardan biri olan Kayma-kam Ron Ben-Yishai, "Madrid Konferansı'nın barış için sonşans olabileceğini" konferansın toplanma hazırlıklarının ya-pıldığı günlerde ifade etmiştir. Herkes gibi o da bu şansın iyikullanılmamasından yana idi. Sonuçta üç veya dört hafta sü-recek bir savaş çıkabilirdi. Bu muhtemelen konvansiyonel birsavaş olacak, karadan karaya atılan füzeler kullanılacaktı.Kestirilmesi pek olası olmayan sonuçları çok acı olabilirdi.<49>

Suriye'ye, belki İran'a da karşı açılacak bir savaşın neler ge-tireceği, neler götüreceği tartışılmaktadır. Savaşı İsrail eşigörülmemiş şiddette bir hücum ile başlatabilir, belki nükleersilahlan da kullanabilirdi. ABD bu savaşın önünü almak içinelinden geleni yapabilir, fakat yapacağı fazla birşeyin bulun-madığını esefle görebilirdi.

ABD'nin bugünkü tavrını sürdürmeye devam etmesi du-rumunda İsrail toprak ilhaklarını, çekirdekteki çözümsüzlükvarlığını sürdürecektir. Karışıklıklar, düşmanlıklar devamedecek, zaman zaman çatışmalar çıkacaktır. Bu gidişle görü-nür bir gelecekte bölgeye istikrar geleceğe benzememektedir.

«VFateful Triangle, s. 464'e bkz.(49)"Elazar," Jerusalern Post Magazine, Ekim 4, Yediot Ahronot, Kasım 15,

1991.

239

Page 237: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Bu arada halkı bulunması gereken yerde tutmak için da-ha etkili yollar mutlaka bulunacaktır. Demokrasi ve özgür-lük pınarlarından akan suların sellere dönüşüp beşeriyetingelişmesinin önüne çekilmiş setleri yıkmasına izin verilme-yecektir.

I

240

Page 238: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

indeks

Andrevv Jackson, 66Abe Fortas, 86Alexander Haig, 99Aldo Moro, 154Almanya, 170-174Ahmet el-Katip, 200Ahmed Çelebi, 201, 203Alan Cowell, 203Ahmet Abdullah, 205Avraham Burg, 206Ariel Şaron, 214Arthur Goldberg, 224Avner Yaniv, 225Abba Eban, 226, 234Allon Planı, 235Aryeh Eliax, 238

Büyük Çöküntü, 40, 76Badoglio (Mareşal), 79

Büyük Alan, 85,86Brejnev, 115Baker Planı, 230

Charles Krauthammer, 35Charles Danvin, 68Churchill, 78Charles Evans Hughes, 89Charles Glass, 196Celal Talabani, 198Clyde Haberman, 218Camp David, 224, 225Chaim Weizmann, 231,

237Carolyn Eisenberg, 170

dDuvalier, 27Dewitt C. Poole, 29

233,

241

Page 239: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Dick Cheney, 53Dean Acheson, 67, 91, 98, 162,

170Dino Grande, 79Dennis Wrong, 123Dominik Cumhuriyeti, 126,127Derrick Jackson, 147Danny Rubinstein, 210, 211David Ben-Gurion, 212, 231,

232,233DonaldNeff,222Dean Rusk, 222, 223David Kora, 223

Elihu Root, 82,99Elliot Abrams, 111Eugene Rustow, 170, 223Ezer Weizman, 213Esquipulas II Antlaşması, 135,

136,137

fFranklin Roosevelt, 33,131Francis Jennigs, 124Franco Modigliani, 141,143Franz Six, 172Fransa, 174-185

George Kennan , 43, 92, 98,100,166,167

Gorbachev, 48, 50George Erving, 66Giolitti, 75George Washington, 130Golda Meir, 131, 232George Bush, 133, 190, 206,

223

George Shultz, 137, 227George Marshall, 170George Meany, 180Gunnar Jarring, 221

Hendrik Hertzberg, 30,122Harold Brown, 52Henry fletcher, 75,80Henry Stimson, 76, 79, 97Herbert Hoover, 89Henry Jackson, 103Ho Chi Minh, 106Howard French, 126Hasenfiıs yolu, 134Horacio Arce, 138Henry Kissinger, 155, 215Hani Şükrullah, 205Haim Herzog, 216, 232, 233

İtalya, 174-185intifada, 227, 228, 229, 230

7John Lewis, 28John Adams, 33James Reston, 34, 37, 88John Lewis Gaddis, 43James Warburg, 46, 47John Quincy Adams, 66, 67James Sheffield, 81Jan Vicente Gomez, 82John Fuster Dulles , 82, 163,

164,165John F. Kennedy, 84,197John Dower, 97James O Leary, 116James Fallows, 123

242

Page 240: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

İndeks

İP

James Le Moyne, 124Juan Bosch, 126Joquin Balaguer, 126Jan Christian Smuts, 159Japonya , 164, 166,167,168John McCloy, 172Jefferson Caffer, 175James Miller, 177,182John Roberts, 183James Baker, 209, 218,229James Lee Kaufmann, 193

Körfez krizi, 111Kamboçya, 127Klaus Barbie, 172Kaddafi, 189Körfez savaşı, 190-198Kıbrıs İşgali, 191Kral Hüseyin, 222, 223

ILawrance Eagleburger, 13Lumumba, 27Lars Schoultz, 95Lucas Garcia, 125Lawrance Friedman, 130Lester Thurow, 143Leith Kubba, 201

mMobutu, 27Marcos, 27Michael Howard, 31, 32Mussolini, 72, 73, 74, 76, 77,

79,176Monroe Doktrini, 80, 81, 210Marshall Planı, 80, 89, 90, 92,

118

Michael Hogan, 88Melvyn Leffter, 89, 90,183Melvin Laird, 104Marshall yardımı, 174,175Mesud Barzani, 199Menachem Begin, 226Martin Peretz, 236Moşe Şarett, 238

nNorman Stone, 29Nikita Khruschev, 48, 49Nomah Dawis, 76Nucon Doktrini, 102Norman Pod horetz, 149Neil Lewis, 152Nicholas Gage, 162Noriega, 189

Ott Kahn, 74Orta Amerika, 124,127

Paul Nitze, 23, 92Paul Kattenburg, 32Peter Burnett, 67Panama işgali, 111Patrick Leahy, 117Pike raporu, 154Paulo Evaristo Arns, 188Patrick Sloyan, 193Peter Galbraith, 196

Rios Montt, 125Reagan doktrini, 35Raymond Garthaf, 48,152Rıchard Immerman, 58

243

Page 241: Demokrasi Gercek Ve Hayal - Noam Chomsky

Demokrasi: Gerçek ve Hayal

Robert Lansing, 68, 69Robert Woodward, 83Ronald Reagan, 128,129Robert Solow, 141,143Richard Brennek, 156Reinhard Gehkn, 172Redoglio, 176Ronald Filipelli, 180Richard Reid, 194Ran Cohen, 206Richard C. Hottelet, 218Rogers Planı, 221Ron Ben-Yishai, 239

Samuel Huntiagton, 7, 35, 64Soğuk Savaş, 21,120Somoza, 27Stalin, 48Samuel Gompers, 73Shigeko Fukai, 100Stephen Kinzer, 125Sapoa Ateşkes Antlaşması,

135,136Saddam Hüseyin, 189,190Shmuel Toledano, 212Sol Linawitz, 226Sabra Chatrand, 226, 227Samson kompleksi, ^38Seymour Hersh, 239

Şamir planı, 229, 230Şimon Peres, 232, 234

tTrujillo, 27,126Thomas Schoenbaum, 27Teodore Roosevelt, 33

Thomas Jefferson, 65, 66Thomas Lamont, 74, 82Thomas Friedman, 105, 193,

217, 230Tad Szulc, 125Thatcher, 150Tom McKitterick, 162Tom Bower, 173Turgut Özal, 205

WWilliam Hyland, 26Woodrow Wilson, 28, 62, 33,

111Walter Laguer, 35William Kaufman, 49Walt Whitman, 68,81Warren Harding, 71Villiam Castle, 75William Borden, 91Walter Lipmann, 185

VVaclav Havel, 20Vietnam travması, 32Velid Halid, 210

Yalta Anlaşması, 187Yitzhak Şamir, 214Yehoshaphat Harkabi, 224, 225Yaser Arafat, 227Yitzhak Rabin, 228, 237

Zaibatsu, 167,168

244