Din Fenomeni

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    1/47

    DN FENOMEN!

    Yazan : Jean Chevalier2

    Tercm: Do. Dr. Mehmet AYDIN

    XX. yzyln son eyreinde bile, insan ruhunun gsterdii

    tezahrler arasnda, dnyada en ok yaygn olanlardan hirisi, din

    olay dr. Bu gn kremizin zerindeki buuk milyar sakinden hemen

    hemen milyara yakn, kiiselolarak din bir sistemin tesiri altndadr.

    Aadaki dinler tablosu, 1970 saymna gre gittike azalan saysal

    nemlerine ramen belli bal yerleim blgelerine gre bir art gster-

    mektedir. Bu tahmini rakamlara istatistik uzmanlar, ikiyz milyon da

    Animist inanca sahip kii (Afrika-asyada) ilave ederler. Ancak burada

    unu hemen belirtelim k;, cn titiz ekilde bile tesbit edilmi olsa, yine de

    istatistiklerin tam olduu sylenemez. Mesela inde ne kadar Konfu-

    yanist ve Taoist vardr? Bunu tesbit bir hayli zordur. Bunun iin dini

    istatistikler, eksiksiz olmaktan uzaktr. Mesela Hind'de ve Hinde

    konuan Asya'da, Budizm'le Hinduizm birbiri~e ok karmtr.

    Yine saym kriterleri ve metodlar, hristiyanlarda bile her yerde ayn

    titizlikle uygulanamaz. Mesela Katolikler ve ortodoksIar, kendi vaftiz

    ettiklerini kendilerinden sayarlar. Protestanlar ise daha ok kiisel

    iman ikrar yapanlar dikkate almaktadr. Gabriel le Rras da Beeri

    ilimler dzeyine ulaan Din Sosyolojisi ve kltrel corafya bu nazik,

    ince tamamen kavranlmaz sahada, henz balang noktasnda bulun-maktadr.

    Belli bal dinIeri ylece gsterebiliriz:

    1- HRST1YANUK:

    a) Katolik mezhebi: Orta, bat, gneyavrupa, latin anerika l-

    kelerinde y~ygndr. 582 milyon mntesibi vardr.

    1 Bu makale Les Re!igios, Verviers (Belgique) 1974 adl kitabn 498.548 sahifelerinde ne-

    rediimitir.

    2 Yazar 1906 da domutur. Felfesefe ve liliyat doktorudur. Felsefe retmenlii,Faklte Dekanl, NESCO Genel Mdrl yapnr. Aynea Lnesko'da hkmetlerle tek-nik ibirlii ve ilikiler mdrl yapmtr. Milletler aras Metafizik Enstits Bakan Yardm-cl ve Eedebiyat Drektrl gibi grevleri de ifa etmitir.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    2/47

    B O J EA~ CHEVALI ER-MEIIM ET AVDI N

    b) Ortodoks mezhebi: Dou ve gney Avrupada ve yakn douda

    yaygndr. 126 milyon mntesZbi vardr.

    c) Protestan mezhebi: Kuzey ve orta Avrupa lkeleriyle kuzey

    Amerika ve Kommenwelt lkelerinde yaygndr. 220 milyon mntcsibi

    vardr.

    2- SLAMYET: Kuzey Afrika, yakn ve ortadou, ortaasya ve

    ve Endonezya blgelerinde yaygndr. 495 milyon mntesibi vardr.3

    3- HNDUzM: Hindistan'da yaygndr. 440 milyon mntcsibi

    vardr.4- KONFUYANzM: inde ve Vietnamda yaygndr. 372 mil-

    yon mntcsibi vardr.

    5. BUDzM: Gney Asya ve Dou Asya'da yaygndr. 178 milyon

    mntesibivardr.

    6- NTOzM: Japonya'da yaygndr. 70 milyon mntesibi vardr.

    7- TAOzM: in'de Vietnam'da yaylmHitr. 55 milyon mntesibi

    vardr. '

    8- YAHUDLK: srail'de, Amerika'da, Fransa'da yaamaktadr.

    14 nilyon mntesibi vardr.

    9- ZERDTLER: Hind'de, ran'da yaygndr. 140 bin mntesibi

    vardr.

    te nfus art grafikle.ri ve dini grafilJer, bu ihtiyatla formle

    edilmilerdir. Yine de bir devre, bir baka devre ile yani bir asrlk dnem

    bir asrlk dnemle veya her otuz yllk dnem kendi aralarnda bu

    ynden mukayese edilebilir. Bylece btn dinlerin brt rakamlarnda

    bir ilerleme grlecektir. Sadece Budizm, Hindiini'deki karklklardan

    ve in ihtilalinden ileri gelen ar bir d gstermektedir. Ayn ekil-

    de yahudilik, Nazi kymnn btn neticelerini yirmi ylda izale ede-

    memitir.

    Dier dinlerde grlen art ise aldatcdr. Eer dnyann nfus art-

    inananlarn says ile mukayese edilirse, aa yukar bir asrdr ayn

    seviyede kalan slam hari, inananlarda nisbi bir gerileminin olduu

    farkedilir. Bu, slam'n saysal art, nfus atn takip ediyor demek-

    tir. mesela slihn 1850'ye doru dnya nfusunun % 14.68 ini ihtivaediyordu. Bugn isc o, dnya nfusunun % 14.5 uunu tekil eder.

    3 Verilen bu istatistiklc!, slilm',,, bu gnn tam olarak yanstnuyor. Bugn dnyada,

    1981 yl itibariyle 700 milyona yakn mslman bulunmaktadr (Tcrcme eden).

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    3/47

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    4/47

    82 JEAN CHEYALIER-MEHMET AYDIN

    Bylece daha hzl arLlIl dnyann geri kalan ksmnn nfusu iinde,

    hi deilse belli bir zamand~ batda hristiyanln oran devam etse

    bile, tm insanln nfusuna oranla onda bir azalma grlecektir.

    Nfus sonular olduu gibi kalsa bile, beklenmedik temayIler hari,

    yine hristiyanlk mua~{yen sayda bir azalma gsterecektir.

    MEDENYET OLAYLAR VE DN HAYAT

    Bilindii gibi ehirleme olay, modern nedeniyetin tandansnkarakterize eder. Bu olay, gelimekte olan lkekrde olaanst bir hza

    ulayor. Bunun iin onlarn baehirleri topyekn lke nfusunun te

    birini ve bazen da daha ounu kendine ekmektedir. Ancak ne var ki

    buolay muntazam olairak dini hayatn azalma!;yla paralel yrmektedir.

    ,Bilan du MondeS bu konuda unlar yazar: "Fransa'nn ve Almanya'nn

    baz ksinlar hari, l.ristiya:lktan uzaklame: bir ehirleme proble-

    midir ..." nk Avrupa'nnbtn byk ehirleri dini pratiin azal-

    dn gsteriyor. Bu ise Hr.tiyanlk karsmdaki soumann ak bir

    alametidir. Vereceimi;', hir ka rakam da bu hkm desteklemektedir.

    Mesela Fransa'da Katolikler, i;enel nfusun % H5'ini tekil ederler. Dini

    pratii olanlar ise, bam anketlere gre byk ehirlerde bu rakamn %

    5 ile % 28 i arasnda deimektedir. Orada vaftiz edilenlerin says,

    kylerdekinin ayn olduu farzedilse bile, byk ehirlerde dini tatbik

    edenler, ehir nfusunUli % ,i . ile. % 22 si araEmda deimektedir. Bu

    olay Latin Amerika'da daha belirgin hale gelmitir. Orada Katolikler

    genel nfusun % 91 ini te]sil ederler. Oysa c.ini yayanlar, Lima'da

    % 18'i, Rio'da % 15'i Buenos Aires'de % :r amaz. Ayn gzlemler,

    btn ktalarda btn dinler ve inanlar iin geerlidir.

    Burada unu da :belirtelim ki, "Blan du Monde" adl eserin yazar-

    lar bu konuda u sOlma va'maktadrlar: Dnyann sosyolojik evrimi,

    zellikle ehir muhitlerinde toplumu dini bir ilgisizlie gtrmtr."

    ehir hayatndan baka nedenler de bu dini ilgisizlie tesir etmi olabilir.

    Fakat imdilik bu, ehir geli~.melerine bal hir olayolarak grnyor.

    Bizzat bizi srkleyen medeniyet cereyan iinde kaydedilen bu son

    olay; yani kitlelerin dini gerilernelerinin devarr.:, mevcut artlar iinde

    normal grnyor. Grne gre, muayyen hir devreden sonra belki desadece hristiyanlktan uzaklama olay ile deil, iinde ok az bir hris-

    tiyann yaad laikleljmi, dinsiz, gayri hristiyan bir toplumla da kar

    karya bulunacaz. nkii dini yaamayaDlar, vaftiz olmayanlar,

    5 Blnn du Monde, Paris, 1964.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    5/47

    Dt:\' FEl\"OMENl 83

    ateistler (Allah'a inanmayanlar) gibi terimlerin, birinden dierine evri-

    mi devaml maheqe edilen olaylardr.

    Dini istatistiklerin kesin olmay, dinlerin muhtevas zerinde

    giriileeek tahlillerde de hala ciddiyetini koruyor. Mesela Chretiena

    (Hristiyan) kelimesi ne anlama gelmektedir. Yeni bir misal bizi bu konu-

    da aydnlatmaktadr. Bu misal daha ok Fransa Katoliklerini i1gen-

    dirmektedir. Bu anket, 1971 yl Kasm ve Aralk aynda "La Croix"

    ve "Pelerin" hesabna S.O.F. RE.S. tarafndan yaplmtr.

    Burada Franszlar kilise ve iman karsnda bir tiplendirme te~eb.

    bs sz konusuydu. Buna gre bu anket, % 96'sl vaftiz olmu olan

    Franszlardan % 84' Katolik olduunu, % 75'i Allah'n varlna nan-dn, % 36'sl sa'nn Allahln kabul ettiini, % 32'si ise sa'nn

    normal hayat sahibi olduunu, % 21'i ise muntazam olarak ayinlere

    gittiini ortaya koymutur.

    Bu ne tezat byle! Eer sa'nn tanrsallna sadece tebir kii

    inanyorsa, o zaman kilisenin domatik ve ahlaki retisine gre % 84

    Franszn kabul ettikleri Katolik isminin ne anlam olabilir? Yine

    Fransa'da kilise karsnda drt grup kendini gstermitir:

    1- lgisizler,2- D evredekiler,

    3- Snrda yayanlar,

    4- Btnleenier.

    Bu drt gruptan sadece son ikisi genel yekfnun % 24'n te)...il

    etmektedir. Buna ramen, onlarn ne inanlar, ne ahlaklar ne de ila-

    detleri, tam olarak kilisenin isteklerine uygun deildir.

    Btn bunlarla, yaplm olan bir anketin sonular zcrine bir

    yorum yapmak gayesini gtmyoruz. Gayemiz, dini istatistiklerin ne

    derece gvenilmez olduklarn gstermektir. Mesela ayn "Katolik"

    kelimesi, gayri msavi itirak derecelerini ve farkl inanlar iinde top-

    lamaktadr. te sadece bunun iindir ki Dini Fenomen'in (phenomene

    Religieux) snrlandrlmas ve vasflandrlmas, olduka zor grn-

    yor.

    Kalitatif zellikteki olaylarn, statistik llerine tabi olmalarna

    mani olan engellerden baka, dier baz motiflerde bu konudaki analizi

    g duruma sokmaktadu.Bugn dnce ve dini hayat, ylesine kompleks bir yapya sahip-

    tir ki, sanki birbirinden farkl, ahsi notasn sunan deiik aletlerle

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    6/47

    84 JEAN CHEVALIER-~IEHMET AYH~

    verilmi bir konseri andryor. Bunun iin din kendiliinden, hr bir saha

    olmaya doru gidiyor.Bir oklar tarafldan haber verilmi olmasna ramcn, snrl

    ller iinde din, beklenmedik ar bir hayat alametleri olmutur.

    Yine bu, bir para anar~ist ve kaba bir itiin ilan, ycni hayat ekillerinin

    ve ideolojisinin gi:irnm, abucak dini olarak vasfedilen bir olayn

    gizli (sonra da ak) gerileyii nnde, pt'in hkmsz bir dikkatin

    gereksiz oluunu ortaya koymaktadr. Fakat ne yazk ki dini vocabu-

    laire sapmalarla doludur.

    Biz istiyoruz ki bir kelime veya bir anlaya kar rt'aksiyon yerine,

    okuyucu IMz! anlam asn ve gizli anlama nfuz etsin. te bunun in

    skolastiin kapal tanmlarndan mmkn olduu kad~r sakmarak, bir

    takm nirengi noktalar tesbit etmee alacaz. Dini sahada kelimeler

    sabit deil, oynaktro Orada rakamlar yok, iaretler vardr. Yine orada

    bir takm tarihler, olaylar, mesajlar vardr. t,~ bu incelemc, bunlar

    mmkn olduu kadar doru olarak nakletmcy(~ almaktadr. Fakat

    hemen unu belirtelim ki, bizim aklamalarmz ve yorumlarmz ne

    kadar doru olursa olsun, aratrmaya bir snr k~yma iddiasnda deil-

    dir.

    DiNiiFADE EKL:

    O halde dini ifadenin bugn zc bir reyizyona tabi olduunu

    syleyebiliriz. Daha yaknlarda bu dini ifade, transandante cevherler

    'zerinde hkmler yrtmektc, oraya deime~; varl koymakta vc

    onlar bir takm formller halinde hiimlendirn

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    7/47

    DN FEN:ltEN llS

    leriyle, aklyla, ay, Mars, Vens' kefctmck iin gczeenler aras son-

    dajlar yapmaya, hayatn vc maddenin cn kk elemanlarn bulup

    karmaya, atomun ve canl hcrenin srlarma nfuz etmeye, elektronikheyinler yapmaya devam etsin ...

    te o gndr bu gndr nesnel ve transanlante pc~in yarglarla

    dolu biri dini anlatm, kulaklarmzda yabanc bir idyom gibi ve hatta

    yabanc olmaktan da te, km bir katedralden gelen miizik dalgalar

    gibi nlamakta fakat c{)munication bir trl salanarnamaktadr.

    Hatta ses perdesi deiikliklcrine vakf olan en koyu katolik muhitlerlk .

    hile, bu comunicati{)n yok ... Mcsela, "Fetes et Saisons" dergisi6, Mart

    1972 fasklnde "Gelecein Yaylm Ateleri" balkl bir yazy uuyarc szlerle nerediy~rdu: "Aldanmamak lazm: Bugn gerekten

    manidar bir iman sz sybrnek iin, sisli bir ortamda hulunuyoruz ...

    En aydn kiiler bile, hir ~aknIk iinde olduklarn itiraf etmilerdir.

    Sanki sz ksrlanm~, kelimeler anlam ve arlklarn kayb~tmilerdir."

    halde szden kaynaklanan Im iman, Aziz Pavlos'un dedii gibi naslilahi mesaj nakledeccktir? ite Im fasikln ak yrekli hazrlayc-

    lar, havarilerin y'rini almak istiyerek, din retenlere, iliihiyatlara.

    vaizlere deil, airlere, dncenin en subjektik yorumcularna ses-

    leniyorlar. "Delillerin lc~ kne air, bir yaylm atei ile cevap 'veri-yor" .(Rene ehar).

    ada dini pozisyonu n talihsizliinc bakn ki bu airlerin ou

    inanszdr. halde niin hu airane ifadeye ba vuruluyor? Katolik kzrenciler din grevlisi Michel Clevenot bu konuyu yle aklar: Gele-

    neksel dini ifadenin bu gariplii, grlmeyen ve anlalmayan bu karak-

    teri karsnda bizc, sadece airler kendilerini dinlctehilirler. nk

    onlar, muhayyilenin kaynaklar ile temaslarn kaybetmemilerdir.

    Onlar bizim alkanlklarmza hayret etmeyi bilirler. nk onlarn

    imajl ve semboll anlatmlar bizim basit kavramlarmzdan daha ok

    realitenin derinliklerine ulaabilir. nk onlarn elind~ kelimeler,

    bir parlaklk, bir uyum, bir tatllk kazanr ..Onlar gerekten tadabilmek

    iin zaman ve skunete ihtiya vardr. nk iir, bir oyun, bir enlik,

    yeni bir yaratltr. 0, daha mevsuk hir yaam, daha canl bir hayat

    .balatabilir." Yine Katolik bir yazar olan Jean Onimus, unu yazacak

    kadar. ileri gidiyor: Lirik patlamalarda, sevin lklarnda, skntdan

    boalmalarda, kltre kar airane vecdlerde, dini potansiyel, messe-

    selemi kltlerin ayinlerinden daha ok bulunuyor."'?

    (, Dominieain'ler tarafnuan ne~redilrnektcdir.

    7 . . Onimus, L'Asphyxic et le Cri, Paris, 1971.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    8/47

    86 JEAN CHEVALJER -MEHMET AYDIi'i

    Bugnn bat insann dncesinde tanrsal g, ilimden ahlaka,

    kainatn seyrinden kiisel kadere kadar her eyin ilk ve son izah

    deildir, artk. Metafizie ba vurulan yerlerin dnda, sebep-sonuba iinde artk onun yeri yoktur. Artk hi bir bilgi sahasnda ve hatta

    baz teolijilerde bile "La mort de Dieu" denilen bir iradeye yer veril-

    mez.8 Bu ifade fikirlerden bile uzaklatrilmtr. nk filozofik

    tcnkitler, ondan btn tasavvurlar uzaklatrm, sosyoloji onun kl-

    trel kaynaklarn bulup ortaya karm, psikanaliz onun gayri uuri

    kklerini ortaya sermi, Exeges (yorumculuk) ise vaktiyle kutsal kabul

    edilen metinleri, mitolojik rivayetler olarak de almtr. Daha dorusu

    diyebiliriz ki, teoloji antropoloji haline dnmtr. Gerei siiylemek

    gerekirse zaten teoloji, muayyen bir insani anlay sergilemekten hibir

    zaman geri kalmamtr. Grek ve Latin kilise babalar, Saint Au;ustin,

    Saint Thomas d'Aquin, Saint Bonaventure bir eit antropoloji ortaya

    koymulardr. Fakat bu, gizliden ak hale gelmi tamya gre, msta-

    kil hal kazanm, faraziyeden, ncmli ve merkezi birduruma yksel-

    mitir. te ergin (adulte) insan, Allah' "babay" bylece glgelemitir.

    Oedipus Karmaas (Le complexe d'oedipe) zlm, harckete geen

    kiisel devrimle insan, olgunlua ulaDltr.

    Bu gnn gen batl dimalarnn byk bir kesiminin ruhi dav-

    ranlarnda dinin hi bir yeri yoktur. Onlar daha ilk anda sfrdan harc-

    ket etmi, hi bir klasik kurala sayg gstermemeye kararl ve saldrgan

    olduu kadar da basit bir hayat tarzn benimsemi grnyorlar.

    Yine onlara gre evrelerinin geleneksel klasiklerinden kopmu

    modern insanlarn dnce el(~ti'isine hi bir ey kar koyamaz. Yine

    onlara gre hcl' ey yapmack, her eyesas olmaktan uzaktr. Bugn,

    varis olunan zihni alkanlklarn artk var olma haklar yoktur. Bylece

    her eyi bolua atma, arzu ediliyor. Devrimin, anarinin aknln

    ve inkftrln, hiliin ekiciliini tatma tecrhe ediliyor. Yine bu ortamda,

    ampirik tarzda bile olsa, gvcnsizlik teneffs ediliyor. Eitimde, ite,

    d dnyann tecrbende, bir btnln Ye gerein i araynda,

    geici Ye pramatik dc olsa baka sahte hakikatlar yaratmaktan baka

    hir sonuca varlmyor.

    Bu szler kime aittir? Kim bu iman psikozunu, menfilii, kendi

    kendine yeterlii tasvir eden? ;j Ocak 1972'dcki ak oturumda bu

    s1jzleri bizzat syleyen Papa VI. Paulolmutur.

    8 Allah'" dah" ok insani zellikler vermekten uzaklalmtr. Artk Allah yee transan-

    dant olarak tasav,",r edilmektedir

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    9/47

    nN FE:\"OME:\" 87

    Yine de modern dncenin ilmi stnln ifade, din fenomenini

    snrlamaya; 'hayatn deeri ve anlam, bilginin postulatlan konusuu-

    daki sorulan, hir eevapla formle etmeye kifayet etmez. unu rahatasyleyebiliriz ki, bu problemler karsnda modern :cka, ne kadar kifa-

    yetsiz olursa olsun bunlar incelemek iin uygun bir anlatm eklilH~

    sahip olmamtr. Bdki modern zeka Allah'la-insan arasndaki ilikileri

    ifadeye uygun olmayan ve bu sahada anlatlamaz ve kavranamaz olan

    bir takm doru ifadeye, yapc manta, netice itibariyle rasyonel

    prensipIere sahip olmutur. ite bunlar, bu konuda bilinen v(~ kabul

    edilen eyler haline gelmitir. Baka anlatm ekli de olmad iin,

    bizzat problemler siliklemi, metafizik ve dini endie, gayri uur!

    uyuukluk iinde gerilemitir.

    Felsefe sahasnda da olsa, m 1 s t e r'e (metafizik ve dini srlar)

    yaklama yolunu kullanacak bir anlatm hala bulamadk. Akla daya-

    nan ilmi ve teknik gelimelerin aksine, modern filozofik gelimeler

    bu rasyonaliteyi hozmu veya onu, insan :ihni tarafndaq dnlen

    veya hayal edilen, yeniden yaplm fenomenal yaplarn altna yer-

    letirmitir. Bylece eletiri, phe, inkar, hedefi, sadece kendisi olan;

    farkl, oynak, ksmi dorularla ifadeye zorlanan yaratclk gcn

    hrriyete kavuturmutur. Bunun iin genel zmlerden ve vizyolar-dan asla bahsedilememitir. Tabii ki ksmi,mevzii keif ve zmlerden

    bahsetmiyoruz. Fakat akli gereklerin verdii gven, teknolojik ve ilmi

    baarlarla da dorulansa, yine de bu gven, yaratma gcnn art-

    larndan biri olarak ileri srlen bir "i gvensizlik" tarafndan ypra-

    tlmlardr. Bylece yine o, her eyi problem haline getiriyor ve kertici

    nevrozlar douruyor. yle ki korkun bir tehdit, dayanak noktasndan

    yoksun tm hr dnce zerine arln koyuyor. Bylece hizatihi

    kendine, hrriyete, aksiyona, dnceye isnat yl\lnzlk, evrensel hir

    iflasa gitme tehlikesyile kar karya bulunuyor ...

    Gerekten, daha yaknlarda dini dnya ile bugnn insannn

    zihni arasndaki btn balar, kopmu gibi grnyordu. Fakat bizim

    bu durumumuzda ramen, byk problemler israrl hir ekilde haykr-

    maktadr:

    Ben kimim?

    Hayat nereden geliyor? Nereye gidiyor? Hayatn bir anlam

    yok mu?

    lm gerekten her eyin sonu mudur?

    Niin hu endie zihnin tamamen evrensel bir endiesidir?

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    10/47

    88 JEA\" CHEVALIER-MEHMET AYDIK

    Bu sorulara K. Marx'la kaamak bir cevap verilmitir: "Senin

    prollernin bizzat, gerek olmayan bir eyden domutur... nsan,

    varln yine insana borludur ..."9 dcr K. Marx. Osysa hibir ciddiaratrma bu sorulardan kendini kurtaramaz. O halde bu sorular bo

    eyler deil, hayati eylerdir. Bu sorulara iJi;.;i gtren sadece akl

    deildir. Bu sorular bizzat bizim derinliimizde hi, ayrlmadan duru-

    yorlar. Bir dier kaamak cevap da "Din ilk yalarn korkuya bal

    paniinin bir kalntsdr" diyen Freud'le verilmitir. Oysa bu sorularn

    bizim iin her panikten ayr bir anlam vardr. nk lmden bu dn-

    yada u veya bu tarzda ne kadar kendimizi kurtarabileceimizi, Gelecek

    hayatmzn bu dnyadaki hayat tarzmza ne kadar bal kalacan

    dnmekten kendimizi alamyoruz.

    te bu belli bal sorularn temelinde yatan ey;. bizzat yaama

    akdr. Bir takm grnmeyenID, mistik veya mistik olmayan tank-

    larn bize bir k getireceklerine inanlmasna ramen, mistik tecrbenin

    ve ilmi bilginin e:3aslarn tenkidine ve vahy(~dildiine inanlan kitap-

    larn olduka dikkat ekici alametleri tOjJladkl,arna inanlmasa ra-

    men, halil biz Im sorulara aklen ve tecrbeye dayanarak hi bir cevap

    veremiyoruz. Oysa bu sorular bizi imana gtren ve ruhumuzu besleyen

    ifadelerden sadece birini tekil ediyor. Bir komedi yazar yle der:Ak yok, ancak akn deliller vardr. "Ii te bunun gibi din yok, sadece

    dinin delilleri vardr. O, spatlanmaktan ok, hisedilir..

    Bunun iindir ki, bu akl st ihtiyac tatmin in her eit eye

    bavurulduu grlyor. Bu aSIl'da peygamb(~rlcr oalmtrl2 Aca-

    ba bu, kyamet alametlerinden biri midir? Bu peygamberler bize valy

    getirdiklerini iddia ediyorlar. Onlar genellikle basit, karanlk ve o

    kadar meccanidirler ki, en azndan gerekli olan akl tenkit, onlarn

    almcak ikna ediciliinden rahatsz olmaktadr: te bunun n enyksek sevyede Fideisme (mutlak hakikat man ve vahyin zerine

    oturtma cereyan), zaafiyetlerini, atlmlarn, fantazilern ortaya

    koyduu akli tcnkide, skf.t empozc ederek ve bin yllk donelerini,

    kalbin tasvibinc arzederek, zekann ne ispatlayabildii ne de tecrbe

    eddildii bir dini inanca ve duyguya teslimiyeti neren bir vahiy

    fikriyle iktifa ediyor.

    9 K. Marx, Man,erit de l8H (Oenes ct. Lettres) Paris, 1941.

    10 Bk. J. Pner, Le, tenlOin, u c L'invisible. Paris, 1972.

    II Bk. Ces Dame, Ull bui, de Boulogne (1945), !liderot'll11 Ja'ues le Fatalisl1lC'in hir hii.]iinline gr~ dzenlenen Huhert: Bresson 'un filnindcn.

    12 Yazarn kulland bu kcl,ine (peygamber) burada daha ,;ok Din :\tritleri anlamnda-dr, (eviren).

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    11/47

    nt" FENOMEi\"t 89

    Oysa mitolojiden uzaklama ahas, psikanalitik; sosyolojik, st-

    rukturalist metodlardan da istifade ederek, din olaymdan btn mah-

    has, hayali, yapmack hikfyevi ve otoritcr hayat modelini uzaklatr-

    mtr. ,yle ki matematiksellemi, iskeletlenmi bil' ilim iin din,

    mcerret, inansz bir ema bilgisiz, objesiz, dimiz hir iman da, saf ve

    bo ruhi bir harckdtir.

    te bu iki ar ueun arasnda, Papa VI. Paul'un K.atoliklere bir

    tedbir olarak tavsiye ettii modern teoloji iine yerlesmi olan gclenek-

    sel13 dini yap hulunmaktadr. Papa'nn ba vuduu bu modern teolojik

    yap, Roma'ya has takbihlcr arasnda ok belirsiz kalm, fakat hi bir

    ekilde gcrilememitir. Modernizne adaptasyonun (Aggiornamento)tezahrleri, doktrinsiz; sadece dini bir istek olarak tanmlanmtr.

    II. Vatikan Konsili'nin deklerasyonlar, durumun analizini byk

    lde geniletmi, fakat Konsil kararlarnn tesinde, btn dini

    aratrmalar Papaln sk kontrolnde tutmu v' daima kilisenin

    elindeki ret me yetkisini hatrlat:mtr.

    Bylece en azndan Katolikler iin geleneksel dini yap, tm imani

    yorumlar Roma papaz rgtlcrinin felscfesi iine yerletirmitir. Bu

    durumda iaret ettiimiz manevi iletim yollarnda, derin ifade ve zihn

    krlmalar olmutur.

    Bununla beraber din olay ada insanmzn dikkatini ycniden

    ekmeye' balamtr. Diu olay, sadece her kilisenin mntesiplerini,

    dinler tarihilerini, sosyologlar, kltr antropoloji uzmanlarn deil,

    inansz insanlar bile megul etmekte; basn, radyo, televizyon gibi

    byk haber b1tenlerini, haftalk dergileri, maazinleri doldurmaktadr.

    phesiz hahsedilen sadece dinin ciddi ynleri deildir. Ne var. ki, ne

    kadar sathi grnrse grnsn dini hayata verilen dikkat, basit bir

    'cntellektel meraktan daha baka bir eyi, belki de ruhun endiesini

    gsterebilecek olan zamann bir alameti olarak grnyor. Hcl' eyi agno';-

    tik olarak beyan eden Malraux "Asrn Efsanesi" dizisindcki "Gece

    Halk" adl televizyon yaynnda belki Allah problcminden syrlndn

    fakat lm srrndan, Akn (transeendanee) konusundaki sorulardau

    asla kurtulunamyaean hatrlatmtr.

    te bunun iindir ki din olay, ok sayda ilm, felscfi kitaplarn,

    bir ok romanlarn, dent'melerin, iirin merkezinde yer almaktadr.

    Hatta tam olarak laik olduklarn syleyenler ve isteyenler bile dinkonusunda bir karara varmak zorunda kalmlardr. Bu ise din lehindeki

    13 Papa VLPaul'u Beyanau, 5 Oeak 1972.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    12/47

    90 .JEA?\ CHEVALlER-\IEHlIfET AY DI;\"

    tutunu Jorulanaktan baka bir ey deildir. yle ki l veya lmek

    zere olan dinler bile, dikkati harekete geirmeye devam ediyorlar.Bunlardan her hiri iAralk I97I'de College de Franee'da verilen

    a(;l;; dersinde Andrc Bareau'nun Budizm'den bahsettii ~eyi tekrar

    edebilirler: "Vaktiyle bir ok lkede parlayan canl bir k, yzyllarm

    iinde, bazen de yakn tarihlerde nemini kaybetmi ve hatta onlarn

    bazlar yayan canl bir din olarak tamamen kayholmutur. Fakat

    bu lkelerin adeti, rfii, felsefesi, sanat, edebiyat, dili zerindeki

    aratrmalar, hu dinin ok derin izler braktn ortaya koymutur.

    yl(~yse Asya milletlerinin dou medeniyetlerini, tarihini, hatta ada

    tarihini anlamann belli ba;;lyolu, Budim'i incelemekten gemektedir.

    uras bir gerektir ki, Dinin etd, bizi kollektif ve kiisel faaliye-

    tin nerk(~zil1e gtrmtr. T,anetlenmi airleI'in babas olan Baude-

    laire, "Mon coeur mis ii nu" da "Yer yznde dinler kadar entere-

    san hi hir ey yoktur" diyl' itirafta hulunur.

    statistiklerin hatas, mntesiplerin snr, dinlerin safiyeti ne

    olursa olsun, iinde yaadml7. a, bir olay Iesaba katmadan anl-

    yamayz: Bu olay udur: Btn aksiyon ve dnce sahasnda gelenek-sel deerlerin k, dini pratikleri ve inanlar da bir kenara hrak.

    ma mtr. Ancak ne var ki, insan kalhinin rasyonel ve irrasyonel kav-

    ak noktasnda yerlemi~ olan din, btn deerler allak hullak da olsa,

    yine de hir prohlem olmaya devam etmektedir. Bu problem mehuln

    (metafizik endienin) almasndan sonra inkar edilebilir. Fakat insan,

    hayatn d~iinmeye devam ettii srece din problemi inkar edilemez.

    nk dinin sz konusu ettii, lizzat insann kendisidir.

    alar boyunca ve bugn insan gidiatninYe

    artlarnn bykl-nden ileri gelen kayglar; ilmin esaslar, aklmz formle ettii koz-

    moz ve ak ilikilerimiz, ferdi hayatn ba ve sonu, bir takm manevi

    mesajlarn tarihi devamll, bizzat varlk, Allah, hipotez veya realite

    konularndaki snrl bilgilerimizle daima u sorularla kar karyayz:

    l\ii,n yayan bir varlm?

    Niin leeeim?

    Varlmm anlam nedir?

    Bu sorulara verilecek skut veya cevap ne olursa olsun, bunlarn

    anlam din problemine dayanmaktadr. te bunun iindir ki, biyolo-

    jiden, fizikten, matematikten, felsefeden daha ok kendine tabi klma

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    13/47

    n" FENOMENt 91

    vasfyla din, kilinattaki durumunu anlamaya allin insan tarafndan

    hir kenara braklamam;:tr.

    Gidilebildii kadar gerilere doru gitsek, yine hir tak dini olay-

    larn izlerini grebiliriz. Daha yaknlarda Franeois Jaeob, Claudc

    Levi-Strauss 'la yaplan dialogda insan cemiyetlerinden yle bahsedi-

    yorlard: "Her milletin bir dili, bir takm dini ':'lI1nlar, kuru nla r vardr."

    Ancak her iki bilgin de bu elemanlarn doutan m veya sonradan n

    olduklarn kendi kendilerine soruyorlard. Biyolojist iin anlatm,

    beyinle ilili hir temele sahip olahilir. Ketice itibariyle 0, genetik

    bir nedenden do~ahilir. Sosyal kurumlara ve dini inalara gelince, onlar,

    genetik bir yap iinde de lulunmu olsalar veya sadece' kltrden demeydana/ gelseler onlar mevcut iln artlar iinde ortaya koymak

    nmkn deildir. Fakat yine d~ inanc;'lar, anlatm, kurumlar, hir

    antropolog iin, sonradan elde edilmi eYlf~rdir.

    Fakat doutan olanla sonradan olan arasndaki eliki, sonradan

    edinilen evrensel bir karakter arzettiinde, geerliliini kaybetmesidir.

    Oysa, Franois J aeob bu ikisinin birbiriyle tamamlandn, ihirlii yap-

    t beyan eder. rsi sistemin bir eit ereve saladn, daha sonra

    ise, renmenin, kltrn, eitimle alnan her eyin onu doldurduu

    konusunda ok sayda ,rnee sahip olduumuzu syler.

    O halde yle dnlebilir: Eer din, insann genetik proramnn

    iinde yazl deilse; onun doutan gelen temayiillerinin, psiik

    proramnn, varlk projesinin iinde de bir temeli bulunmaz. O

    zaman din, psiik gelimenin tabii hir tezahr olarak grlecektir.

    Dinsizlik ise, ksnen tabiattan km olan bir kltr ekline kar

    verilen bir savan meyvesi olacaktr. Baka hir tabirle, ifade ekli ne

    olursa olsun din, insanda tabii olacak, dinsizlik se, hayatm belirli

    sonu.larna reaksiyon halinde olan hir hrriyet icraatnn sonucuolacaktr. Fakat dinin topyekun yokluu nmkn mdr? O, bir olay

    ndr? Dinsizlik, dinin icraatna devam ettii bir klk deitirme deil

    midir?

    Jaques Monod'a gre dinlerin yaratc itii, o kadar tabii ve eskidir

    ki bunlar, kkenleri itibariyle Franois Jacob'un dnd gibi genetik

    bir temayl seviyesine ulaabilmek iin kltr olaynn hasit artlarn

    aacaktr. Monod diyor ki, eer inandmz gibi yalnzlk duygusu ve

    genel bir aklama ihtiyac doutansa ve alarn derinliklerinden

    gelen hu miras, sadece kltrel deil, fakat genetiksc; o zaman sert,mcerret, gururlu ahlak bilgisinin kaygy dindirebileceini veya hayat

    doyurabileceini dnehilir miyiz? Bilmiyorum. Bildiim tek ey,

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    14/47

    92 JEAN CIIEVALIER-MEHMET AYDIN

    ahlak ilmi, insann telere gemc ve transcendance itiyacna hala bir

    aklama getiremmi olmasdr.14

    ou zaman felsefenin (La philosophie) bir hududu gei olduu

    sylenmitir. ite bu adan din de bir snr geme olarak grnyor.

    Fakat hangi snr? Bu snrl cevab akl, sadece kendi meselelerine ve-

    rebilir. nk din, sadece kendine soru sorabilen bir varlk iin vardr.

    Din, akln ilk tezahratndan biridir. Fakat cehaletinin derinliklcrinin

    farkna varan, korkunun aknlna, muhayyilenin efsanesine veya

    imann gendletirilmesine kendini teslim eden bir akln tezahrdr.

    Onun hareketi daina akl telie dl)~ru stn hasacak, fakat o yine

    de sadece irrasyonelle karlaacaktr. tte bunun iindir ki din olay-nn iindeki byle olanla, sadece dini olan tcmyiz, olduka gtr.

    nk kutsal terimi, ilel'id~ greeceimiz gibi bir ok kark eleman-

    lar iermektedir.

    nsan kcndini bir problem olarak ele alabilir. Ancak i bakn ne

    kadar uzaklara yanstl'sa yanstsn yine de o, sadcce problemlerini

    derinletirmi olur. nk ne binlerce !Oenelikbalang noktasna doru

    ykselme, ne biogenetik, psikolojik refleks tahliller, ne tarih, ne ilim,

    ne de felsefe bu problemi ortadan kaldrmtr. Aslnda burada sz konusuedilen problem, varln derinliindedir. te bu ana mest'le, kendi

    kaynandan kan muayye bir cevab, hi bir zaman bulamamtr.

    nk bu ana problem, duygunun, endienin, kaygnn hrn deildir.

    Bu problem daha ok varln kaynanda vardr. O, metafizik seviyede

    kaldka, ne kadar a(; olursa olsun, patolojik hi bir eye sahip olamaz.

    O, mevcut olan keskin bir duygudur. yle bir duygu ki izah edilemez.

    nk insan gemiinden ve geleceinden daha ok bizzat Im gn

    problemdir. Antropolojik keifler ve farazi hipotezler ne olursa olsun

    bu problem daima bakire olarak kalmtr. Belki de Im ilimler daha dailerliyecek, fakat bu problem, olduka ba dndrc bir karanlkta

    kalmaya devam edecektir. te bunun iin insanln ifadeyi arayan

    kimsc, imann boyutu olan uurumun kenarna kadar zaruri olarak

    ular. O zaman o, ya zekasnn arayn bomaya veya onu askya

    almaya, yahutta hududu geccek imanla veya cinnele karlamay

    deneyebilir.Bunun iin Saint Paul yle der:" "Kimse kendi kendini

    aldatmasn. Eer bir kimse aranzda bu dnyada kendisini hikmeli

    sayarsa, hikmetli olmak iin aklsz olsun. nk bu dnyann hikmeti,

    Allah'n yannda aklszlktr ..."lS

    11 J. :\Ionod, Le Hasard et La necessie, Paris, 1970.IS Bk. i. Koritoslulara III, 18.19.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    15/47

    . nN FENOMEN! 93

    Durum byle olmasna ramen biz bu iman~; kltrel bir veriye

    gmlm, belli bir ifade iinde aklanm, kavramlara ayrlm,

    kltlerde orkestralanm, ilahiyatlar tarafndan rasyonel sentezleregtrlm olarak bulaeaz. te bunun iin mehule bir sray olan

    iman, insani llerde ekillenmi, deiik kltrlerde tecessmlenmi,

    dinde formle edilmi, nihayet grlr ve elle tutulur hale gelmitir.

    te bu d ve hzdan kesili, hududu yeniden ama olarak adlandrla-

    bilir. Yine din, sadece bir grubun kltrel uuru grnmnde olmamak

    iin, insan dinamizminde 1 i b i d o'nun oynad role benzer bir rol

    oynayan imann altnda, srekli olarak scbebi terk yolunu tutacaktr.

    Dinin bu dramatik durumu, bu snr ama gcn, tab bir aba olarak

    ve ana1k itinalarnn arIklar altnda kabul edecektir. Buna grekilise, ocuk douran ve onu paralayan bir ana durumundadr. Ayn e-

    kil de iman'n da kendini ifade iin dine ihtiyac vardr ve varlnn

    devam iinde ondan ayrlmas lazmdr. Yani hem itaat halinde hem de

    azat halinde olan mistik bir g... Bylece iman, dini kalplar iinde

    ekillenmi ve tm yapy tahrip etmitir .. Din ise imanla beslenmi

    ve iman arlk iinde insaniletirerek onu heder etmitir.

    mann bulunduu kalp te din, kendini, tam bir btnlk iinde

    nihayetlenmi, adetleri, fikirleri kuatarak bir mnasebetler btnolarak takdim eder. Orada dnya, insan, Allah tasarlanm ve orada

    tezatlar bir uyum iinde zmlenmitir.

    Fakat bu btnlk, tabiatyla anlamazln da kaynan tekil

    edecektr. nk orada hayatn ve lmn itileri, vicdan hrriyeti,

    ssterun yapsndaki sertlik, akn eitlilii. mcsscse birlii, kar

    karya gelm~tir. te ada huzursuzluun nedenlerini aratrmak, ye-

    rinde bir hareket olacaktr. Eer bugn bu gerilim ok youn bir karak-

    ter almsa; phesiz bu, eskisinden daha youn bir hayat eklinin, din-

    leri am olmasndandr. Yoksa bu, dinlerin lmnn bir iareti

    deildir. nk bugn, sarsnt, isyan, kzgnlk, hareketsizlik; ilgisizlik

    ve terkten daha geerli olmaktadr.

    Dengenin geici bozulmalar ile anlamazln mhalaas, modern

    deerlerin hesaba katlmayaca deil; aksine btnleecei yeni bir

    denge meydana getirebilir. Bunlarn iddetli br ekilde tasdiki, belki

    btn dini reddetmekten daha ok bir dini sistemi stlenmeyi ortaya

    koyar. Fakat sadece iman dinlemek ve yozlaan dini sistemin hizmetine

    girmemek artyla... Dini temayl, kendine zg yaratl olan birrealite st adna imann varlninkar etmektedir. Bylece o, kendi

    iine kapanarak onu canlandran nefesi sndrmeye ynelmektedir.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    16/47

    94 JEAN CHEVALIER-MEHl\1ET AYDTN

    Bu durumda din, ancak bir ie doula. ve kendinin yetersizliinin far-

    kna varmakla vardr.

    AK ve'DN:

    Edebiyat tarihinin ne kadar gerilerine gidilirse gidilsin, yaral

    akn ikayeti daima fark edilir. Her ak lmle veya ihanetle bitmek-tedir. Onda zevki ulviletiren tebcilden SOlll'a,onu geersiz hale getiren

    kader geliyor Yine de insan kalbi ak ebediletirmeye yneliyor veona bir sonsuzluk hayat kazandryor. Yani ona bir "mutlak" karakterivermek istiyor ve onu kutsaIIatryor. Yaratcnn cmert ltfuyla

    inanyor ki sevdii zaman gidiatn ekillendirecektir. Fakat hi kimseakn dayankszln ve doymak bilmez ihtirasarn hesaba katmyor.O da lm' gibi gldr. Burada telkin edilen, akn da lm gibi ac-masz olduudur. Her ikisi de birbirine ayrlmazcasna baldrlar.Fakat yine ak sel gibi hayatn bir kuvvetiilir. yle bir kuvvettir ki,

    getii her yerde her eyi kryol' ve her seti alp gtrtoro Fakat hereyi tahribi beklenirken; aksine sevin ve bereket veriyor. Bunun iin

    ak ilahelerinin iki yan vard11': Biri efkat, dieri gazap. Onlar hembatan karrlar hem de ldrrler. Onlar hem cennet de hem de ce-hennem'de saltanat srerler.

    Bu hem tatl hem de ac kuvvet, yine insan varln, mutluluk

    veya bedbahtln, zevkin veya mitsizliin snrna gtrmektedir.

    Felsefe bu snrlar kabul ederken, din bunlar amak ister. Hi kimsenin

    hem cinslerinde bulamad bu mutlak ak, o bylece sonsuz ekilde

    baka, fakat yaratn alabilecei imajda bir AHah'a transfer eder. O,

    akn ihsanna, sonsuzluun, gvenin, cbediliin imtiyazlarn dinle

    vermitir. Bylece yaratk bu imtiyazlara sahip olmu ve onlar akna

    transfer etmitir. Fakat onlar artlandran sadece Allah ile olan iliki

    olmutur. O halde sz konusu olan, bu ilikiyi muhafaza etmektir. By-lece her bir kural, ayin, takdimeler, ak cereyann Allaha doru ynel-

    tecektir. Bu ekilde kurumlam olan ak, hedeften sapnca bu durumun

    zddn meydana gtirir. O zaman o, kurtarc bir hareketle hu kuruma

    kar gelecek, onun kanunlarn ihlal edecek Ye bylece orijinal hzna

    yeniden kavuacaktr. Ancak ne var ki o zaman da o, insani artlarnseven kimselere sunduu btn aclarda ve hayal krklklarnda kendinigsterecektir. Byle hi durumda din tarafndan takdim edilen gvenlik,sadece muayyen basklar pahasna vardr. nk E l' o s16 ycelmezse

    16 E r o s : Akta iki ey dikkati ~eker: Biri ulv; hir birlik iinde bir takm varlklarlakarlkl olaruk birleme zleminde olan eros'tur. Bu birlemede farkl unsurlar siliklemeye,birbirlerini tamamlamaya, birbiriyle karmaya ynelmilerdir. Di[;eri ise, birleme yerineunsurlardki aynlklarn, karakterin, mizaem ayrla say gsteren u g u p e'dir. (Bk. LesFel;gions, Verviers (Belgiqe). 1974. s. 13).

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    17/47

    nN FENOMEN 95

    infilak eder. Bunun iin o, akn tanrda kkletirir veya tannya ula-

    trr. Bu, aka, tanrnn cmert faziletlerini vermektir. Yine bu phesiz

    realiteden daha ok, idealde sevilen varl yceltmektir. Aslnda

    bu ihtiya, snama veya hakszlk iinde olan kimselere bir yardma

    gelitir. Nihayet bu, kendiliinden veya baka bir ekilde meydana

    gelen ferahlama ile yaratc eseri devam ettrmektir:

    Eer din tarafndan kutsallatnlan bir takm kurallar ve talann

    kiisel sansrler bu dinamik anla bask yaparsa; o zaman sujenin

    kendi kendini tahrbi veya dnin tahrip edici ihtilali meydana gelir.

    nk sadece transandant kabul edilen bir kuvvet, arzunun tabii

    kuvvctini bir denge iinde koruyabilir.Bilgi sahasnda iman'n yapt gibi duygu sahasnda da ak,

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    18/47

    96 .TEA" CHEVALIER-MEI-IMET AYDI:'i

    sna bu ihtiyac teskin ediyor ve besliyor. Bylece arzu ve akl hudut.

    larn aarak fkrm olan din, bu hudutlarm iinde tamamen tab

    olarak gelecee doru yneliyor. Bylece insani i:il9ler iinde dnyaya

    iyice yerleen din, btn ly aan var olma nedenini kaybetmi

    grnyor. Aslnda dnyann gzlerinde iman, bir deliliktir. Sevmenin

    ls ise, lszce sevnektir. Biz burada Paul Ricoeuru bir szn

    nakledelim. O, yle dcr: "Artk iman, deIiller ve hikmetler dzeyinde

    olan sahit bir bilgi olarak dcil; alkanlk ve nit dzeyine ait olan

    dinamik bir aratrma olarak telakki edilecektir ..."

    te hu noktada dini olarak vasfedilen her eyin analizine, zarur'

    olarak gcliniyor. Buna paralel olarak realitenin hi hir grnm enazmdan baka bir eyde belli bir realite iinde ifade edilemez. Gerekten

    una dikkat etmek lazmdr: Zeka kelimenin lafzyla yetinniyor, onun

    manasn istikametini aratryor. nk baka yerlerden daha ok

    kelime, burada snrszdr, o burada dosdorudur ve engelsizdir ... Bunu

    sylemek zorundayz. nk gsterdiimiz gibi din, anari ve tolerans-

    szlk iinde tartlyor. Her uzman onu anlatmaya alyor. Biz de bu

    aklama iinde kullamlan belli bal terimlere vereceimiz ksack

    anlama ramen, mterek ifadeye bal kalacaz.

    DN OLUTURAN UNSURLAR:

    "Doru olmayanla muhakeme ctmek, yanl tartmak demektir"

    der, bir gn MaIraux. Fakat bir terimin doruluunu kim tesbit edecek.

    Din konusunda hemen hemen her yazarn zel manada teorik terimlere

    ba vurduunu gstermitir. Bu gn teslis ("Triite), Hz. sa'nn diril-

    mesi (Resurection) vc sa-Mesih'in tanrl, sadece Katolik ifade de

    bile ok deiik tarzda yorumlanmtr. Bir teriIDin doru olarak tarifedildii kabul edilsc bile, onun doru olarak anlalm olacan kim

    garanti cdebilir? te bunun iindir ki, analizden analize, yorumdan

    yoruma, Hermeneutique (Kitab Mukaddes'in anlamn iyice tesbit

    ilmi) amacnn aksine teblii (vahyi) tahrif etmitir. nk yorumlardan

    herbiri, kiisel anlay iine kapanm olarak hayalle umaktadr.

    Yine de din konusunda hir envanter yaplmtr. O, hcr ne kadar

    tamamlanmam da olsa; yine de en azndan dinin yzelli tarifini ihtiva

    etmektedir. Bu tarifIer, Salomon Reinach'n17 "Din, yeteneklerimizinhr gelimesine kar koyan kuruntular btndr" eklindeki ac

    17 S. Reinocl (1858-1932), Orpheu., Histoire GeneroJe des Rdigiong, Paris, Ip 28.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    19/47

    D1N FENOMENl 97

    alayndan, Allah'la mutlu birlemeye gtren bir yolun mistik anlayna

    kadar varmaktadr. Biz ise burada dinin birleik unsurlarnn bir

    kayla veya tamamiyle btn dinler iin geerli olan bir fenomenolojik

    din tahlili ile iktifa ctmek istiyoruz.

    Aslnda dinin etimolojisi zerindeki grler farkldr. icron din

    kclimesini, tekrar okumak, dnmek, tefekkr ctmek anlamna gelen

    R e ie ger kkne halar. I,aetanee isc, insanla Tamya birletirme an-

    lamna gelen R e ii g are kkne balamaktadr.

    inliler, dini ban, doktrinel veehesi zerinde israr ederler. (Ki

    buna gre Kiao - Doktrin - din'dir). Hindular, kilinatn kutsal dzeni(Dharma), Araplar t!lnrsal buyruk (din), Jermenlcr adet ("c"), Yunan-

    War ayinler ve kader, Romallar, aile ve hukuk, zerinde israr ederek.

    dine hir anlam vermilerdir.

    Yeniden balamak (Relicr) fikrinden harcket ederek,. dinin neyi

    baladn Mareel Mauss, Roger eaillois'a sorarl8 Ona gre dinlerin

    herbiri kendilerine gre masallar uyduruyor. Kimi gkle yeri, kimi tabi-

    atla tahiat stn; kimi de insanlar vc tanrlar veya insanlar kendi

    aralarnda mterek bir imanla ite birletirerek balama iini iera

    cdiyor. Buna gre din, aa yukar ne olursa olsun birle~tirmektedir.

    Aslnda en gcrek tarif dini "Religiones stramento erant" diye erh

    eden Festus'ta grlmketedir. Buna gre dinler saman pnden ba-

    lardr. yle grnyor ki hi kimse bu kk enleye iaret etmemitir.

    Fakat samandan hangi balar? Evct bu balar kprlerin kalaslarnn

    arasn sabitlctirmede kullanlan balardr. Bunun. da cn ak delili,

    Romadaki din stad olan papann kprlcr kurucusu olarak "Pontifex"

    ile isimlendirilmi olmasdr. Fakat aeaba bugn biri, yce pontif olarak

    papadan bahscttii zaman ayn zamanda onu hyk kprc olarakisinlendirdiini biliyor mu? Hakikaten kpr iki sahili dar bir gcile

    birletiriyor. te din de ayn ekilde iki dnyann sahilini birletirmi

    oluyor. ki hududu ayran uurumdan yle ki daima frtnal dalgalar

    zerindc yaplan bir yolculukla mukayese edilen hir lm uurumundan

    tek bana geerek yok olma tehlikesini gze alamayan yolcular in, din

    de, bir taraftan dierine bir gei yoludur.

    Eer din, grnenle grnmeyen bir dnya arasnda bir kpr ise;

    bunlar arasndaki mbadelede yce kprc tarafndan dzenlenmitir.

    Bu kprc ki hu grnen dnyaya, grnmeyen vahiyleri, onun kural-

    IS Cailloi>, eases d'une eehiquer, Paris, 1?70

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    20/47

    98 JEAN CHEVALIER-MElIMET AYDN

    larn, yasaklarn iletmi; bu dnyann eyasnn zerine kutsal dam-

    gasn vurmutur. Buna karlk o, koyduu kutsal dzene sayg gsteren-lere ve bylece kurtulularn gerekletirenIere grnmeyen aleme

    geii temin etmitir. Bununla onlar, deniz yolculuu borasndan kat'i

    lmden veya ebedi mahkumiyetten kurtulmulardr.

    Bunun iin papa, papazlkla ilgili btn bir hnyeyi temsil etmek-

    tedir. Muayyen bir gurubun tanr ile ve kutsalla ilikisinden sorumlu

    olmakszn din olmaz, papazlk hiyerarisi olmasa bile, duay tavsiye

    edenler, klt idare edenler, adetleri ve kutsal kitab erhedenler ve onu

    koruyanlar daima var olmulardr. te bundan dolaydr ki atalardan

    bycye, Barahman'dan, Swamiden (stad), byk rahipten, kendisine

    hrmet edilen atadan, papaz adayna, rahibe, keic kadar her yerde;

    dini ilikilerden bir nevi sorumlu kiilere rastlanmaktadr. Papa basit

    bir aileden, yzmilyonlarca mensubu bulunan kiliseye kadar az veya

    ok yaygn sosyal bir gruba, kutsal fonksiyonu olan deleelerini tayin

    eder. O, dua formllerine, rituel dzeltmelere daima gz kulak olur. Sevin

    ve lm merasimlerine bakanlk eder. Mabedlerin, mihraplarn, takdime

    yerlerinin himayesini salar. Kitaplar inceler (...), bayram gnlerini

    tesbit eder... Ayrca o, dini sahada papaz snfn, ayinler;, tapnmayaait eyalar ve gayri menkulleri, daima kontrolnde tutmaktadr.19

    Yine din zerinde yaplan tahlillerde, dinin zaruri olarak bir veya

    bir ok tanrlara iman ihtiva edip etmedii, daima sorula gelmitir.

    Boudelaire, devrinin dinine bakarak yle diyordu: Eer Allah mevcut

    olmasayd din yine kutsal ve mukaddes olacakt. nk sahanat iin

    var olmaya ihtiyac olmayan yegane varlk Allah'tr20. Durkhcim ise

    daha alimane bir ekilde yle der: "Allah veya ruh fikrinin olmad

    veya hi deilse, onun ikinci derecede roloynad bir takm bykdinler de vardr. te Budizmin, Jainizmin, Brahmanizmin baz ekilleri

    byledir."21. Nitekim dinler Tarihinde de Allah fikri zerindeki ak

    dnceler daha sonra ortaya kacaktr22. Aslnda Andre Bareau'nun

    gsterdii gibi, Budizmin tarihi ok komplekstir. te Durkheim bunu

    dnememitir. Allah inanc olmayan dinlerin varln bir an farzetsek

    bile; bundan ancak analizlc ortaya konulan ok sayda unsurlarn dini

    tavr iinde bulunmadklar sonucunu karabiliriz. Bugn byle bir

    din fikri, en canl ekilde Allah'tan ve onun akndan bahsedenlerce ka-

    19R. Caillois, Cases d'un echiquier, Paris, 1970.20 C. Baudelaire, Fusees, i.

    21 E. Durkheim, Les Formes Elemaintaires de la Vie Religieuse, Paris, 1912.

    22 G. Van der Leeuw, La Religion uans son essence et ses manifestations. Paris, 1970.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    21/47

    DN FENmlEN 99

    bul edilmeyecektir. nk onlar, Allah'la veya Mesih-sa ile, kilise ara-

    cl olmadan dorudan doruya iliki kurmak istiyorlar.Din konusunda yaplan bir ok tahlillerin veya verilen tarifIerin

    iinde, her byk dinin ana unsurlarnn ounu bulabiliriz. yle

    ki en az veya ok zellik kazanm bir kii (vaiz, peygamber, ibadet

    ynetieisi, dua yaptran kii, vs.), enteektel bir ekilde dzenlenmi

    domatik bir takm formller ve baz sanatlarla stillenmi mitIeri ih-

    tiva eden bir takm inanlar, tapnma, kurban, ayinler, deimez bir

    ahlakn emirleri, Aah tarafndan gnderildiine inanlan veya atalar

    tarafndan nakledilen bir takm gelenekler veya kutsal yazlar; az veya

    ok mistik bir coku ile oluan bir iman ve ak, tamamen tanii, semeli

    ve tanrsal bir topluma ait olan bir duygu ... te Budizm, bu muhtelif

    unsurlar terimle zetlemitir: Budha (Aydnlanm kurueu), Dharma

    (Doktrin ve eriat), Sangha (eemaat, tapnma ve ayinler). Din, daha da

    sadeletirilerek yle ifade edilebilir: Din, insanla yce kudret arasnda

    yaamim, dnlm bir ilikiler sistemidir."

    Burada tadklar neme gre sralanmam olan (nk byle bir

    tasnif daima subjektif kalacaktr) bu unsurlar her mminin, dini his-

    lerinde olduu gibi; muhtelif dinlerde de gayri msavi ekilde grnmek-tedir. Fakat bir dinin ahengini, btnleme gcn ve kiisel katlmann

    kuvvet ve samimiyetini kat'i ekilde bu unsurlara gre deerlendire-

    bileceiz. te din olay"her grupta ve her sujede deiebilen bu unsur-

    lardan bir komposizyondur. Her salik onlar, ok gayri msavi bir tarzda,

    esiz ve kaba birlik iinde btnletirir. Orada, artk bir ksm gerilerde

    ve hatta yok olmu durumda, dierleri ise bir tek varlk olma derecesinde

    Lebcil edilmi olarak bulunabilir. Ancak onlardan her biri ve bilhassa

    onlarn sente7..i, sonsuz uuruma atlamaya yani bilinen sahille bilin-

    meyen arasnda, daima doymam bir arzunun snrl ve dnyaya aithonutluu ile, yksek insani isteklerin tam doymuluu arasnda bir

    kpr kurmaya ynelmitir.

    Dinler zerindil alan bir ok yazar, bu analizin belirli unsurlarna

    imtiyaz tanmak istemitir. Onlardan bir ksm iin, en belirli unsur,

    kutsal unsururudur. Onlara gre, dnya kutsal olan ve kutsal olmayan

    olarak ikiye ayrlmtr. Kutsal, mnhasran dinle ilgilidir. O halde

    Durrkheim'e gre, din, kutsal eylerle ilgili inan ve pratiklerin bir daya-

    nmasd,r. Yani ayrlmalar, yasaklar, inanlar ve pratikler, herkesinkatld kilise diye adlandrlan bir ahlaki cemaatta birlemitir.23

    23 E, Durkhcim, Les Formcs Elementaire de la vie religieu.e, Paris, 1912.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    22/47

    100 JEAN CHEVALIER-MEIDIET AYDIN

    Yine Durkheim, din olaywn kollektif yn zerinde de durarak, dini

    toplumla snrlandrmaya kalkmtu. Ona gre iki toplum vardu:KutsaI toplum, kut.aI olmayan toplum. Sosyal kategori bu iki sahay da

    ihtiva etmektedir.

    Ne var ki Durkheim'in bu sosyolojik snulandrmas, dini tarif

    etmek iin kutsala arlk veren dier yazarlar tarafndan reddedilmi-

    tir.

    zellikle Budizm tarihi, bir dini oluturan muhtelif elemanlar ara-

    sndaki etkileimleri ve zellikle bir kurumda aydnlanmaya geii24

    belirli bir aklkla izah etmektedir. Bu aydnlanmaya geii bir ksm-lan, bir gcrileme olarak telakki ederken; dierleri bir btnleme olarak

    telakki etmektedir. Hakim Guatama, insanlar acnn etkisinden kur-

    taracak yeni bir kurtulu vizyonunda uyanmt. Bu yeni vizyon, ne

    ilahlara dualar, ne takdimeler, ne domalar, ne de ayinler ihtiva ediyordu.

    O, sadece aldatc bo bir hayatnbilincine varmak ve onun sahte cazi-

    besinin tehis ettii btn ekiller aitnda, bu hayatn tm arzularn

    sndrmekten ibarettir.

    te bunun iin Andre Bareau College de France'daki mehur aldersinde bize yle demiti: Budizm ermilerinin ve onlarn ilk saIik-

    lerinin olduka basit hayatlar iin hi bir ey, din kelimesi ile kastedi-

    len eyi gstermernektedir. Yani ne mm,inin kendisiyle tannd Allah,

    ne sofuluk, tapnma, dualar, takdimler, kurbanlar, ne de ayinler dini

    merasimler ... Artk hi bir ey, esrarl, gizli, ezoterik, kutsal, mistik

    deildir ... Mritleri iin Buda sadece bir insan, phesiz sayg duyulan

    bir vastadu. Dier insanlarla ayn tabiatl olan o, ilahlarn yardmndan.

    ve bu yardmn elde edilmesini aratrmaya imkan vermeyen hir kurtu-

    lu yolu kefetmitir25

    Bunun iin Buda erenlerinin ve onlarn zalitlerinin balca iki me'

    galeleri vardr: Bir yandan takip edilen psikolojik ekzersizler veya

    Yoga'ya yaknlk (bunlar dnceyi kurtarmaya, teskine, temizlemeye

    matuf zihinsel merkezileme hareketleridir). Dier yandan da doktrine

    olan, retim, tartma, vaazlar, tevikler, teselliler, liiiklere olduu

    kadar gen zahitlerc verilen ihsanlar ...

    24 Vaftiz de bir i aydnlanmaya benzetiimitir. Bk. Justn Apologies, trad, pazutigny(Paris, Picard, 1904). Aynca Bk. M. Jourgon, Le Bapteme, bain de lumiere, in parole at pain.

    No: 49 (Mars-Avril. 1972).

    25 Bu satrlar, Budizm'de Aah inancnn olmadn ifade etmektedir. Bu dinde kurtulu

    (Nirvana'ya ulama) sadece ruhi islah hareketleri ilc olmaktadr. (Tercme eden).

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    23/47

    DN FENOMEN o

    Fakat bu doktrinler ve pratikler Budistlerin ihtilaf halinde bulun-

    duu bir ortamda kendini gstermitir. Onun iin bu ortan, onlar

    deitirmeyi baarmtr. Hala bugn olduu gibi Buda'nn zamannda

    da byk bir Hind ounluu, zhdn ve murakabenin insanda ki tabi-

    at st gleri geIitirdiine v~ mntesiplerini itaatla ve takdimelel'le

    uzlatrmann nemli olduu korkun yar ilahlar haline getirdiine

    inanyorlard. Dier taraftan zahitlere datlan sadakatlar ve azizlere

    sayg, kt hareketleri giderir ve yeniden bedenlemeyi mmkn klar.

    te bu Hint dncesi, Buda'nn lmnden sonra ok hzl bir ekil de

    Buda' kltn ve Buda tarafndan va~z edilen kurtulu yolunun din

    haline geliini salamtr. Neticede azizlerin ces~tleri korunmu, on-larn mezarlar zerine trbeler ina edilmi, onlarn resimleri izilmi

    ve heykelleri yaplm bylece yeni tanrlar snf icad edilmitir. On-

    lara ibadet edilmi , ayinler dzenlenmitir. Bunun iin yeni ahlak

    kurallar tedvin edilmitir.

    Neticede Allahsz bir kurtulu yolu olarak ortaya kan Budizm.

    gerek bir din olmu ve Buda Tanrlamtr. Belirli bir kltr orta-

    mnda nazik olan bu saplanty, iskolastik dnce, bu ortamdan ay-

    rlmaya ynelmi bir hareket olarak aklamtr.

    Andre Bareau'nun kanaatine gre Buda dini, laikleI'in ve k~ilerin

    aksiyon ve reaks;yonlar altnda; laikleI'in manevi ve dier ihtiyalarna,

    ruhbanlarn veya hi deilse aralarndaki daha hakimlerin Buda'dan

    onlara miras kalm olan doktrinin ruhuna ihanet etmemek endiesi

    ile zaruri bir uygulamann tesiri altnda domu ve gelimitir. Ne var

    ki, kendi kurumsal ve kltrel eevheriyle temayz etmek iin, yeteri

    kadar gce sahip olamad gn, artk Budizm yaamayacaktr .

    . phesiz din konusunda yaplan bu analizin de mkemmelolduu

    sylenemez. nk bu tahlil, yahudilik ve ondan kan dinlerde, pey-gamberIii, ruhbanl, ilahi ba ve kuralcl, ruh ve kurumu, ak

    ve kanunu, iman ve skolastii, bayramn cokunluunu ve klt bir~

    birinin karsna getirmektedir.

    DNE AGDA BAK

    Gerekten dinin kompleks ve tartmal tabiat, din olayn bil-

    hassa zayf drmtr. Dinin dier unsurlar hari, sadece bu ele-

    manlardan birine veya dierine gre dnldnde din olay, az veya

    ok inkarc bir takm eletirilere maruz demektir. imdi bu cn yaygn

    temayln din hakkndaki tenkitlerini grelim:

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    24/47

    1 0 2 J EA l\ " C II EV A Ll ER -ME HME T A Y D I :\ '

    MARKSzM VE DN

    Karl Marks'a gre din, ayn r.ananda kendini iki farkl gorunumaltnda takdim edcr. Bylece din, bir takm insanlarn gerke felaketleri-

    nin telafi ifadesidir. Bu anlamda o, bir afyon gibi, insanlar, dnyadaki

    skntlara boyun edirerek, en iyi bir hayat, gelecek hayat, ahiret hayat

    ryas iinde uyutmaktadr. Yine din, gerek fdakete26 kar bir reak-

    siyondur. Gllerin adaletsizliklerine kar peygamberlerin dmanl,

    zenginliklere ve ferisilere hitaben sa'nn lanetleri, hristiyanlk adna

    prensIere kar fakirlerin isyanlar rahip ve laik bir ok hristiyann a-

    da ihtilallere itirakleri buna eladet etmektedir. Bylece din, bir

    taraftan kurulmu dzeni devam cttirme gc, dier taraftan da onu

    tahrip unsuru olarak grlyor. te dini, marksistlerin gznde iti-

    . barl kla~ bu ikinci vechedir. Dinin birinci gi:irnm, savaa olan

    harareti sndrrken, ikinci grnm, adalet iin verilen sosyal savata

    bir alet grevi icra etmektedir. Adalet, marksist tarafndan dnyann

    en iyi organizasyonu olarak tasarlanmtr. Fakat bu adalet, Tanrsal

    iradeye uygun olan ve Kitab- Mukaddes'ten km olan dinlerin

    istedii gibi bir ad:,let deil.:. Marksist adan Allah, insann abalarnn

    merkezini deitiriyor. Daima o abaler daha insani hir dnyaya yne-lecei yerde, Allah'n buyruklar kar.snda dalyor ve ntr hale geli-

    yor. Bylece insan hemcinsinden uzaklatryor.

    Yine din, politik, sosyal, ekonomik hayatn bjlimsel analizine

    cngel olduu iin bir ha~ka unvann da dnda kalacaktr.

    Marks'n ve Engels'in dnccsi, doan sosyalist teorUerin ilk

    hristiyan27 cemaatlerinden mlhem yeni-hristjyanlk mantosunu giy-

    djkleri bir devrede gelimjtj. Oysa ilm sosyalizmin tcorisyenleri bu

    hu temaylle, israrla mcadele etmjtjr, onlara gre, modern fizjk ilminasl metafizikten kurtularak teekkl etmise, bylece sosyal devrimler

    ilmi de bjr teoloji himayesjnden uzaklaarak geli~neljdir. Bunun iin ko-

    mnizm bir jlim olmay istiyerek birdin olmay reddedecektir. Yine

    bil' ksm reformistlerin 1850'ye doru dediklerinin aksine, Marks ve

    Engels, Atheizm'den "yeni bir din" yapmay reddediyorlard. nk

    onlarn ateizmi her trl tebcile ve tapnmaya karyd. Bunun' iin

    onlar, Allah'n dininden sonra bir de insan dininin olmasn istemiyor-

    lard. nk duygusuzluk ve dini dnce, sosyaloluumun stndeki

    muhakemeyi bir yana brakmda nemli bir etkendir. Bunun iin Marks

    26 Bk. K. Marx, eotrilution a la critiue de la philo8ophie du dro;t et G. Morel,(ommunisme Aujourd'hui in Le" etude. (Aralk n).

    27 nk. II. Desroche, Sucialisme et sociologic rcl;gicuse, Pari,;. 1966.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    25/47

    DtN FENOMEN1 103

    ve Engels bu sahada hi bir yanl anlamaya msamaha gstermezler.

    ada kimya yeni bir simya deildir artk. Bugn o, tamamen yeni bir

    espri kazanmtr. Bylece komnizm de sosyalizmin ilminden gemek-

    tedir. Buna gre o, bir dinin yerine baka hir dini koymaz ve o, dini

    duyguyu darda brakr.

    Fakat itiraf etmek gerekir ki marksizm bu ilmi liyakate ancak

    hararetli bir diyalektik savala ulaabilecektir. Onun analizi, Henri

    Desroche'un "Marksizmin bireyci dini" diye adlandrd eyi gs~er-

    mektedir.

    Kklerini dinlerin iine uzatan dinsizlik olayn aydnlatabilmek iin

    verilen bu misal, ok dikkatlice seilmitir. Ayn sosyoloji, bunlar anlamakiin bu kart olaylar birletirecektir. Yine byle bir sosyoloji, antihri5-

    tiyan marksisiliin sebeplerini daha iyi ortaya koymaya imkan verecektir.

    Antihristiyan marksistlik, kilise adamlarnn ahlaki yoksunluunu mevcut

    iktidarla ve insan smren ekonomik rejimlerle gizli ittifaklarn, Allah

    ve lmszlk mlahazas gibi bu konudaki yabanc mahedeleri bir

    yana brakarak sadece konusu ile ilgilenen bir sosyoloji kurma iradesi

    ile belirginlemektedir.

    Marksist laikleme ve teoloji dnyas gibi iki zihinsel dnyannkopuu, tarihi bir devamllLktan ve genetik bir oluumdan ayrlmaya

    dayanmaktadr. te marksizm, biri geleneksel ve teolojik, dieri ih-

    tilalci ve laik olan iki diyalektik faraziyeden domutur. Bylece

    marksizm, ebedi ve geici gr noktas gibi zerinde birbirine zt iki

    gr noktasndan hareket etmektedir. Yine o, beeri ilimIerin ve dev-

    letin muhtariyetini stlenmitir. Marksistlerin gznde devletten baka

    arlk merkezi yoktur. Fakat bununla,beraber devletin yeni bir kiliseye

    dnmemesi gerekir. Heri Desroehe, marksist dnceyi dini dn-

    ceden ayran l kopuklua yle iaret eder: "Gemi dinlerle onlarabal sosyal rejimlerin kopukluu; yine sosyal ilericilik maskesi altnda

    k1k deitiren mevcut dinlerle, sosyal rejimIerin kopukluu, veya gele-

    cein dinleriyle devlet atezminin veya ateist devletin kopukluu".

    Aslnda nsan zihninin en ihtilalci unsurlarndan biri olan hris-

    tiyanll, bir din olarak henz alamad. Sadece dier dinleri hor grd

    gibi hristiyanl da hor gren ateist sosyalizm, hristiyanln yerini

    igal ederek, hristiyanlk kaybolmaya yz tutmutur. Bylece marksist

    ateizm, klisede messeseleen nceki ideolojilerin bir tamamlamas

    olarak gzkecek ve onlardan, onlarn doamasn salayan hareketlerebenzer hareketler iinde onlara kar evirecei orijinal ihtilalci bir

    mayay muhafaza edecekti.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    26/47

    104 .TEA\" CHEYALIER-:EHlIfET AYDIN

    Yine bu diyalektik, ada ateizmin baz vechelerinin daha iyi

    derilemesine yardm edecektir. O, Iwr ne kadar devlet anlay iinde,din duygusunun veya kutsaln btn izlerini bir yana hrakarak devleti

    laikletitirmeyi hedef alyorsa da, yine de dinin tezahrleri iindeki

    devletle ilgili olan eyi, ortadan kaldramyacaktr. Bunun iin ateist

    marksizm, ilk defa insanlarn dini hayatlarn idare etmeyi iddia eden

    kiliseleri reneide edecektir. Yine ateist marksizm bu konudaki her ara

    bulucu fikri ve uygulamay reddetmektedir. "Halkn afyonu" forml,

    sadece dini kurumlardan deil, teolojiden de kaynaklanan ok derin bir

    eletiriyi izhar etmekten geri kalmayan bir sava formlnden baka

    bir ey deildir. te sadece bunun iinG. Le Bras, yle der: "Modernevrelerin ateizmi bizi, tm sosyal kadrolar ve ruh hayatn incelemeye

    zorluyor. nk dinsizlik sosyolojisi, dini sosyolojinin en hareketli

    blmlerinden birini tekil eder."

    Aslnda marksist olduklarn syleyen lristiyanlar, marksizmle ve

    hristiyanlkla ne kadar derinden muhalefet halinde olduklarnn farknda

    deillerdir. Onlarn bu durumlarn ne makrsist ne de hristiyan diyerek

    aklamak daha mantki olacaktr.

    Daha nce akladmz gibi lin olaynn bir ksm unsurlar, en

    az dini tavrlar iinde bile ama ynnden istikametini bulabilir ...

    Mesela, Mireea Eliade28, yahudiliin ve hristiyanln temel eskatolojik

    miderinden biri olan "kurtarclk rolnn" marksizmin iinde devam

    ettiini aklyor. Buna gre komnizm, bu kUl'tarell .onu smren

    cemiyetin kurban ve gelecek cemiyetin kurtulu vastas olan ezilene

    yani proleteryaya tevdi ediyor. Dier taraftan Jaques Monod29 Marks

    ve Engels'in diyalektik meteryalizmi iindeki animist ta~ary rahata

    aklyor.

    FREUDE VE DN:

    Freud, en azndan temel nokta zerinde marksn tutumuna benzer

    bir tutumu benimser. Fakat o, dier sebeplerle de dinin, insan strabna

    katlanma ihtiyacndan doduunu kabul eder. Bu stirap, baba karde

    cinayetleri, yakn ile zina gibi ihlal edilen bir takm yasaklar iin, derin

    bir sululuk duygusu iine yerlemitir. Bu duygu, haksz veya tatmin

    edilmemi insan arzularndan kaynaklanmaktadr. Onlar merulatr-

    28 1\1.Eliade, Le sacre et le profane, Paris, 1965.

    29 J. :Vlonod,Le Hasard et la ncccssie, Pris, 1970.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    27/47

    ntN FE"iO:\iE:\' 105

    mann yegane yolu, onlar yksek bir dzeye karmaktr. te o da din-

    dir. Din bylece, arzunun ve kuruntunun meyvesi olmu oluyor.

    nsan sknts, bunalma kadar varan duygudan ve hayatn kar

    karya bulunduu tehlikelerden meydana gelmitir. Yine tabiat kuv-

    vetleri karsnda insan, bir ocuk kadar zayftr. Bunun iin o nce

    annesinin sonra babasnn daha sonra da Tanr olan insanst bir var-

    ln himayesine muhtatr. Freud'e gre tanr, daima ok ulv hir

    liyakate sahip biri olarak tasarlanmtr. Bunun iin onda, kanun koyu-

    cu, hkmedici, her eyi himaye ediei sfatlar vardr.

    "Din bir kuruntudur ki, igdsel arzularmz tatmin etme ola-

    yndan gcn alr." der Freud.

    Yine Freud, dini, ok mutlu bir zihin karkl olan san"!psikozu

    veya fikri sabitlikle mukayese eder. Bu durumda din, evrensepo hir

    fikri sabitlik halini alrken; zihinsel fikri sabitlik, defigure olmu zel

    bir \ din durumundadr.

    Freud dini, en teWikeli bir hasm olarak ilmin karsna karr. O

    da Auguste Comte gihi, insanln yana uygun gelen u anlay kabul

    eder: Animist anlay (mitolojik), dini anlay, ilm anlay. Ona gre bu

    anlay XX. yzylda olduu gibi bir tek devirde mevcut olabilir.Yine zihinsel nitesi tam olarak var olmayan bir kiide de bu anlay

    mtereken var olabilir. Realite prensihinin zevk prensibine stnl

    ile belirginleen ferdin olgunluu ayn zamanda insanln gelimesinin

    ilm sahasn da gsterir.

    nsann en gl heyecanlarn kendi yararna tanzim eden din,

    mucizeleri, domalar, toleransszl ve kainaUa herkes iin kaygl

    ve kendine inananlara iyi bir sonu srdrmekle megul bir fikrin var-

    lna kadar her eyi reddeden ilmin karsna konmutur. Freud,

    bir dzenleyici ve yce bir koruyucuyu ortadan kaldran "ktln

    varln" ileri srmektedir. nk ona gre bu yce kudret, yzbinlerce.

    seneden beri, insanlar daha mutlu vc daha faziletli yapnaya muvaffak

    olamad. Bunun iin hayalden baka bir eyolmayan dinin tesellileri,

    insan ruhunun ocuksu fikirlerinin ve arzularmn bir kalnts olarak

    uyuturucudan baka bir ey deildir. Dini fikirler, tabiatn31 ezici

    himayesine kar, insan savunmaya ynelik hir kltrden neydanagelmitir.

    30 Freud'e gre dinin ineelenmesi iin Bk. S. Freud, Totem et Tabu, Paris, 1971, L'Avenird'une illuBion, Paris, 1971, Nouvees Conferances ,ur In p'ycnnnlyse. Pari 1936. :\ioise et le

    Monotleisme, Paris, 19,s.

    31 Dk. S. Freud, L'Avenir d'une iIlusion. Paris, 1971.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    28/47

    106 . r EAl'i CHEV ALIER-MEHMET AYDI,'!

    Artk bu gnn insanna, yetikin bir insan olarak kendi artlarnn

    deiildiini yklenmek dyor. Bu fikir, bir ok ada ilahiyat

    tarafndan Nietzscheistten daha ok Freudu hir muhteva iinde "La

    mort de Dieu" olarak ele alnacaktr. "te diin terki, gittike artan

    kanlmaz bir gelime ile meydana gelecektir. te biz imdi evrimin

    tam bu safhasnda bulunuyoruz."32

    Bu fikirlerle hareket eden psikanalist, ocuksu mminle yetikin

    bilgii kar karya koyarak yle aklamalara girer: Birincilere, dn-

    yanz geiyor, size sadece insanln geleceinden, medeniyetten it-

    sizlik kalyor. Sonra ilmi espiriye sahip insanlara yle hitap ediyor:

    ocuksu arzularmz bir yana brakmaya hazrlanalm. mitleriizdenbazlarnn hayaller olarak ortaya ktn iddia eQebiliriz. te bunun

    iin kainata ve hayata kar ilgiyi kaybetmiyeceiz. Akldan ok, yolu-

    nu arm bir ii b i d o iin daha tatmin edici olan br dnya ryalar

    iine insan brakan kuruntulardan kurtulmu olan insan, yine de mut-

    IuIukla kar karya gelmiyecektir. Yai zor bir durumda bulunacak,

    her skntltsn, kainatn btn iindeki kkln itirafa zorlana-

    caktr. Artk o, yaratln merkezi deil, iyi niyetli bir Tanrnn zenli

    efkatlerinin konusudur. O, orada scak ve kendii iyi hissettii baba

    evini terkeden bir ocuk misali bulunacaktr. Fakat ocukluk devresi

    gcride braklmad m? nsan ebediyyen bir oeuk olarak kalamaz.

    Nihayet ona muhalif bir dnyada maceraya atlmak gerekecektir.

    te bunu realite33 amacyla, eitim olarak adlandrbiliriz.

    Bir ksm psikanaliz yoruncular Freud'un din zerindeki mahede-

    deleriin sadece psikolojik ve tedavi dzeyinde kaldn, onlarn akn

    (Trenscendant) peoblemini bir kenara braktm sylemilerdir. As-

    lnda metinler, pein yargsz okuacak olursa S. Freud'un kiisel

    dncesi hakknda yaplan bu yorumlar kabul etmek zor olacaktr.Fakat bir metod olarak psikanalizin34. baz genelletirmeleri ve kuru-

    cusunun hipotezlerini ihmal ettiini ve akn zerinde bir almay

    muhafaza ettiii kolayca kabul edebiliriz.

    Freud, aadaki cnIelerii yazd zaman aratrma hudutlarwn

    bilincindeydi: Muhtelif aratrma dallar tarafndan salanan sonularn

    bir sentezi, dinlerin teke'vvn iinde tasvirini yapacamz mekaniz-

    maya hangi nisbl nemi vermemiz gerekeceini gsterebilecektir. Fakat

    32 a. g. e.33 S. Freud, Totem et Tabou, Paris, 1971

    34 M. Dantereau, burada fikrimizi Allah habadan temizlerneye ynelik bir an gryor:

    Freud, et l'Atheizme, Paris, 972.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    29/47

    niN FENOMEN 107

    byle hir alma, psikanalizin sahip olduu vastalar at kadar onun

    takip ettii hedefi de aar. "35

    JACQUS MONOD VE DN

    Nobel dl alan hiyoloji hilgini Jacqucs MODod'un "Karanlklar

    KralI"36 konusunda vard sonularda ok sayda farkl perspektif-

    lere ramen Freud analiz onda da esas olarak grlmektedir. Ona

    gre, in'sanlk tarihinin bilinen kaynaklarndan beri, toplumun kaderi

    ile karan ferdin kaderi, sosyal zorlamalar, insan heyninden domu

    olan kategorilerin genetik evrimine tesir etmitir. te hu evrim, kabilev!

    kanunlarn kabuln kolaylatrm, fakat ona hakimiyet verecek onu

    tesis eden aklama ihtiyacn da yaratmtr. Bizler bu insanlarn torun-

    laryz. Hi phe yok ki, aklama itiyacn, bizi hayatn anlamn

    aratrmaya zorlayan sknt)' onlardan miras aldk. nsandaki i daral-

    gnl, btn mitlerin, dinlerin, felsefelerin ve hatta ilmin yaratcsdr.

    Bu aklama ihtiyac o kadar zorlaycdr ki (bu ifadede biyolojik ter-

    minoloji, psikanaliz terminolojinin yerine gemitir) genetik yasann

    iine kaydedilmi ve hala da tekaml halindedir. te miderin, dinlerin'

    icad ve geni felsefi sistemlerin kurulmas, insann saf bir otomatizminnnde eilmeden sosyal bir hayvan olarak yaamas iin demeye

    mecbur olduu deerli eylerdir. Fakat sadeee kltrel miras, sosyal

    yaplar desteklemek iin insana yeteri kadar g vermeyecektir. Bunun

    iin bu mirasa, ruh tarafndan istenen bir gday destek olarak vermek

    gerekecektir. ayet byle olmasayd, sosyal yapnn temelindeki din

    olaynn evrens~ii, nasl izah edilecekti? Dier taraftan yine millet-

    lerin, dinlerin veya felsefi ideolojilerin iindeki "ayn esas formun"

    bulunduu nasl izah edilecektir?

    te Jacques Monod, grup kanunu kurmaya, imajiner kaynaklaragre onu ina etmeye ve bylece kollektif bir iltica gvenlii takdim

    ederek dman Lir dnya iinde yaama kaygsn teskine ynelen bu

    zati yaratklar "Ontogenies" olarak adlandryor. O, bu temel formun,

    tm dinlerde bulduuna inanyor. lham sahibi bir peygamberin

    hayat hikayesine dayanan byk dinlerde ayn ekildedir. nk pey-

    gamber dini temsil eder, onun iin konuur insanlarn tarihlerinden

    ve adetlerinden bahseder. Mesela tarihi yaps ynnden en ilkel

    olan hyk dinlerden yahudi-Hristiyanlk (Judeo-Christianisme) Tan-

    :15 S. Freud, Totem et Tabou, Paris, 91.1.

    36 J. ~fonod. Le Hasord et la :\'ece"site, Puri., 1970.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    30/47

    1 0 8 JEAN CIIEVALIER-MEHl\fET AYDIX

    rsal bir peygamber tarafndan zenginletirilneden nce bir bedevi

    jestine sahipti. Bunun aksine ok yksek dzeyde farkllam olan

    Budizm, orijinal ekli ic:inde sadece kiisel kaderi idare eden ycekanun karma'ya balyd. Aslnda Budizm, insanlardan ok, ruhlarn

    hikayesidir.

    Bu ontojenik aklamalar, onlarn gznde insan, tabiat, evreni

    srekli birbirine etki yapan ve ayn kanunla idare edilen, ayn canl

    varlklar iinde kartran animiznden baka bir ey deildir. Bu teskin

    ediei ittifakn karsna bu gnn bilgini, gerek hakikatn yegane

    kayna olarak "objektif bilgiyi" koyuyor. Freud iin de dinin karsna

    konan ilimden beklenilen, ne mutluluktu ne de duygusal rahatlkt.Sadece olaanst baar gc ile hakikatt. Yine Upaniad'larn aa-

    daki dncesi ilc daha kkl bir ayrl tasavvur edemiyeceiz:

    "Tabiat bydr ve yce Rab da bycd.r. Btn dnya Rabbn

    paralar olan eylerle doludur.":>7

    Jacques Monod'n aka itiraf ettii gibi, objektif bilgi, dinin nemli

    yerini, yalnzlktan donmu bir dnyada endieli bir aratrma ile doldu-

    rabilir ... Nihayet insan, tesadfle kurtulduu kainatn hudutsuz ilgi-

    sizlii iinde yapayalnz olduunun farkna varr. stelik onun kaderide devi de hi bir yerde yazlmamtr. Bunun iin ona "Krallkla ka-

    ranlklar" arasn semek dyor. nk insann zellii, sadeee haki-

    kat aratrmak skntsn yklenmektir.

    Bu durumda hakikat aramada zor tatmin olan ve ilmi keiflerlc

    etkilenmi olan zihinleri iknada, baar salad halde, ruhlarn fethini

    baaramayan olduka sert bir pozisyon karsuda hayret edilmiyeeek-

    tir ... Akl zerinde ruhun., salt ilmi objektiflik zerinde ontogene kay-

    gnn intikamlarnn bir belirtisi olarak bugn artm grnen dinitezahrler, Atalar animizinin ilkel tezahrlerinden baka bir ey deil-

    dir. nsanln olaanst gelimesi yerine ilinle, nmzde daima

    "bir karanlklar ukuru" kazlyor. ada toplum, hala animist dzeyde

    olan ahlaki deerler sisteminden vaz gemeksizin ilmin sonularndan

    ve glerinden yararlanmak istiyor: te ada cemiyetin acla.rnn

    ve tezatlarnn kk, seim cesaretine sahip olmamasndandr. Yani

    sorumluluklarn tama ve tutarhlkla yaama cesaretine sahip olama-

    dndan kaynaklanmaktadr. Modern insann ktl, ahlaki ve sos-

    yal bir varlk olma kkenindeki yalandan kaynaklanr.

    37 Svestavara Upanihad, IV, 10.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    31/47

    D1N FENOMJ;:N1

    DNLEHN ETLER:

    10 9

    Din olaynn olduka kompleks yaps, dinin, tenkitlere karolduka duyarl olmasna neden olmu ve dinlerin ak bir tasnifinin

    yaplmasna da engel tekil etmitir. Bununla beraber bir ok insan,

    dinlerin tasnifine teebbs etmitir. phesiz bu tasnifler, dinlerin ayn-

    c karakterlerine bal kalnarak yapld iin, ok eitli olmutur.

    Bu tasnifleri yle sralayabiliriz:

    a) Akl veya vicdan dinleri: Bu dinler, kilisenin aracl olmadan

    ferdi i hayatn gelimesi zerinde, merkezilemitir. Bu dinin en bariz

    rnei PETzM (Pietisme) dir. Bu dinler, genellikle o t o r i t e

    dinlerine (Katolik klises;, devlet dinIeri gibi olduka tekilatlanm

    olan kutsal kurulular) muhaliftirler.

    b) lkel Dinler: Yani by kalnts dinler. Animizm gibi. Bu dinler

    de tekaml etmi olan dinlere (yani iman ile akl uzlatrmaya alan

    Budizm ve Hristiyanlk gibi dinlere) muhaliftider.

    c) Aksiyon Dinleri: Bu dinler kurtuluu hareketlerde aryan din-

    lerdir. Bu dinler de inayet dinlerine (mistik feragiha ve ibadete ncelik

    tawyan dinlere) muhaliftirler.

    d) Kitabl Dinler: Kital- Mukaddese ve Kur'an'a sahip olan

    dinlerdir. Bunlar da szl dinlere (Animizm gibi) muhaliftirler.

    e) Tab Dinler: Bunlar da vahyedilmi dinlere, ok, eski ve tarihi

    dinlere (Budizm, Zerdtlk, Yahudilik, Hristiyanlk, slam) muhalifdinlerdir.

    f) Saeerdotales Dinler: Brahmanizm gibi. Bunlar da peygamberlere

    ait dinlere muhaliftirler.

    g) Kurumsal Dinler: Karizmatik dinlere muhalif dinlerdir.

    1) Kozmik Dinler: Bu dinIere gre Allah, bilinen veya bilinmeyen

    btn kainatn sahibidir ve tm evreni etkileyen kurtulutur. Bu dinler

    de kozmik olmayan dinlere (Bu dinlere gre de Allah, balangta dn-

    yaya varlk ve hareket vermi olmasna ramen dnyaya mdahale

    etmemektedir.) muhaliftir.

    i) Kabile Dinleri: Bu dinler de evrensel dinlere muhaliftirler.

    j) Kurtulu Dinleri: Bu dinler de sr dinlerine (ilk miladi asrdamevcut olan Mithraizm gibi) muhaliftirler.

    k) Klasik Hristiyanlk ve seile~ hristiyanlk.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    32/47

    no JEAN CHEV ,:\LIER-lI1EHMET AYDIN"

    Burada bir kere daha itiraf edelim ki "Mukayeseli Dinler ilmi"

    hala kendini bu baarsz giriimlerden kurtaramamtr. Bunun iin desnflandrma denemeleri hi bir zaman kesin deildir. Bu yaplan snf.

    landrma, sadece din olaynn kompleksliini ve ar eitliliini ortaya

    koymaktad~. zellikle dinler38 arasndaki bu ztlklar, mutlak bir ztlk

    olarak grmemek gerekecektir. nk birbirine muhalif olarak konmu

    olan dinler, gayri msavi ekilde belirginlemelerine ve farkl ekilde

    olumalarna ramen, okbenzerliklere de sahip olabilmektedirler.

    O halde problem, ne kadar mphem olursa olsun, btn dinlerde

    mterek bir esasn olup olmadn ve ilkel denen dinlerin ok zenginekilde btnlemi olan pozitif dinlere nasl tekaml ettiini bilmeyi

    gerektirmektedir .

    DNLERN TEKAML:

    Aslnda tabii din bir tarafa, tab bir dini retme yetkisi de yoktur.

    Fakat en azndan duygularx.la, inanlaryla, pratikleriyle tabii bir din

    duygusunun olduu kabul edilebilir. Bu konuda bir profil izmek iin,

    Dinler tarihinin zikzaklan arasna kadar kma!\. burada biraz fazlacayer alacak. Ancak burada hemen belirtelim ki "tabii din duygusu" en

    eski alarda olduu gibi bu gn de vardr, her zaman da var olacaktr.

    imdi, ada spiritel tecrbelerin iinde bu tabii din duygusunun

    kklerini meydana karmaya alalm:

    Burada Amerikal koznonot Pasteur'un ay ilc yer arasndaki

    duasnn heyecan verici yanksn hatrlatabiliriz. Yine Rus kozmonotu

    . Gagarin'in "Gkte Allah'a rast gelmedim" eklindeki beyenat daha ok

    glmeye neden olmu ve hi kimse onun teleskopunun arasnda Allah'farketmi olduuna inanmamt. nk dinin ve filozoflarn Allah',

    hi bir meteorda deildir.

    Eskiden yldzlarla donatlm gk zerinde yaplan yorumlar gibi

    imdi de evrenin hudutsuz yorumlar Lucrece dahil btn airlerde

    olduu gibi modern insann daima derin kaygs, en ileri bilgilerin snr-

    W; tammamn, sevmenin, yaamann doymak bilmez susuzluu, baz-

    larnn inkarla, dier bazlarnn da Allah'a39 inanarak tatmin olduu

    tam bir din sorun meydana getirmitir.

    38 Bir baka tasnif tc G. Van dcr Leew'n La Reli~ion, Paris, 1970 adl eserinde grlyor.

    39 Tabii dini zlemler konusunda Bk. VI. Paul'un 12 Ocak 1972'de yapt konuma

    (Documentation Catholiquc, No: 1612 - 6 ubat-I972).

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    33/47

    DN FENOMEN III

    Aslnda bu meseleleri, teorik olarak anlatmak onlarn daima akla

    gelmelerine mam olmaktan daha kolaydr. te bunlar, bugnn din

    duygusunun gelitii psiik bir ortam tekil ederler. Bunun iin sadece

    frtnalarn, boralarn, buzullarn, ormanlarn, yrtc hayvanlarn,

    depremlerin kutsal korkular, kutsal duygusuna neden olmamlar; yine

    renmenin, malik olmann, akn hududlarn kavrama ve bu hudut-

    lar ama arzusu da kutsal duygusuna ncden olmutur. nk mater-

    yalizm, pozitivizm, ateizm, ilimcilikde varln srrn dokunulmaz

    olarak brakmlar(\r. nk sonsuz uzaylarn manzaras bizi Paskal'

    dan daha az korkutsa da bir tek su damlasnn varl hala bir sr olarak

    kalmaktadr. Belki, onu analize, lmeye, tartmaya ve hatta gaz, kat,grnmez enerji halinede evirmeye muvaffak olabiliriz. Fakat onun

    varlnn esrar, hala bitmemitir. Durum byle olunca, bizzat insann

    esrar hakknda ne denecek?

    halde bir snfn bir dier snf smrmek veya kaygy gidermekiin icad edilen din, "halkn afyonu" olmay baarmtr! Fakat bilakis bu

    belli bal istifhanlarn arl ile doan inan, ruhun oksijenidir. nk

    ruh akln hudutlar iinde bouluyor. 0, kendini o hudutlarda korsa giy-

    dirilmi olarak hissediyor. Aslnda bu haliyle, ruh, akln yollarn, onlar

    tekzip etmeksizin akln deil imann atmosferi iinde srdrmeyi vetakip etmeyi istiyor. te, az veya ok ihtiyatl veya verinIi, souk veya

    ateli olabilen bu iman, inkardan --yakara, histen duaya, zihinsel

    kanaattan ahlakI davrana ulaabilir. Yine byle bir iman, az veya ok

    fikirleri ve kurallar zorlayc bir sistem meydana getirebilir. Bir vahyin

    dnda vicdandan ba~ka hi bir yetki, onun snrlarn belirleyemez.

    te bu din duygusu, pozitif dinlerin; domalarn, eriatlarn,

    ayinIerini yerletirecei tabii bir platform grevi yapacaktr.

    POZTF DNLER:

    nsan tarafndan icad edilmi dinler tablosu, olduka samalklarla

    doludur. Bunun iin muhtelif kt'alar zerinde kefedilmi olan mitolo-

    jik hikayeler, bo eyler demek deildir. nk bu komik eylerin

    arkasnda hangi ciddiyet; maskaraln gerisinde, hangi dranlar yatm-

    yor? Sokrat ncesi filozoflar, Yunan ilahlarn hangi istihza ile tepe-

    taklak getirmediler? Homere ct Hesiode, nsanlarn yannda yz karas

    ve utan verici olan, hrszlklar, cinayetleri, zinay, ihanetieri, ilahlaraisnat etmilerdir. Evet, eer srlarn, atlarn, arslanlarn da elleri

    olsayd, onlar da kendilerine benzer ilahlarn resinl'erini yapacaklard.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    34/47

    112 JEAN CHEVALI ER-M EHMET AYDIN

    Yani atlar atlarn, srlar srlarn, arslanlar aslanlarn (Xenophane

    Frag mentsII,

    15).Btn bu menfiliklere ramen, btn bu mitolojiler yine de ter-

    temiz olan hayatn dini anlamna tamk' olmaktan geri kalmamlardr.

    te bunun iindir ki pozitif dinler, mesajlarnn iinde insan artlarn

    bilmecelerine cevaplar getirdiklerini iddia etmektedirler.. Bu dinler,

    derun din duygusuna, objektif olarak akladklar uygun bir cevap

    getirdiklerini beyan ederler. Fakat bu dinlerin farkll, karlkl

    msamahaszI ve bazan da kanl savalar, tezatlar, anlamazlklar

    veya ilgisizlii, takviye etmi olmalardr.

    Yine de inan, ahlak, klt, hiyerari, cemaat eklinde oluan her

    dinin karakteristik izgileri, en mkemmel ekilde bu dinlerde ortaya

    kmaktadr. Bu hiyerari ou defa, sadece grevle ilgilidir, yarglama

    ile deil...

    Btn katolik kilisesi zerinde drckt egemen olan Papa'mn, yce

    otoritesiyle, bu hiyerarik organizasyon tipinin en mkemmelini Katolik

    kilisesi temsil etmektedir. te bunun iindir ki kmenik Konsillerin

    (Les consiIes oecumenique) bile, papa ile mutabk olmadka, kesin bir

    deerleri yoktur.

    Pozitif dinler, genellikle kendilerine bir Allal elisi, bir hakim,

    bir peygamber, melek veya bizzat Allah tarafndan ulatrlm olan

    bir vahye (Revelation) ba'i vurmulardr. Bu valyin en eski yazmalar,

    bilginler tarafndan M.. 1500 ile 900 yllar arasnda yazld tarih-

    lense bile, bu valy, Hinduizmin Veda'lar gibi ok eski kaynakl da

    olabilir. Ayn ekilde eski ve yeni AHD'in btn kitaplar, kesin ve kati

    ekilde tarihlenebilider ...

    TEKAMLN SAFHAS:

    Belirsiz karakteriyle tabii din duygusu ve tamamen kilisede olu-

    mu olan pozitif dinlerdeki hu iki arlk arasnda, insanlk tarihinde

    dinin douunu ortaya koyal!- yeterli iaretler var mdr?

    Dinlerin evrimi zerinde teoriler ayn ekilde ok farkldrlar ve hi-

    biri olaylarn btnn aklamamaktadr. nk bu dini tekaml, bir

    tek millette olsun, tam olarak devam etmemitir. Mesela byle bir kabile,yahudilerde olduu gibi, politeizmin, monoteizmn ve bazan da muhalif

    inanlarn varlna daima ahit olmutur. stelik bu inanlar, ou

    zaman birbirine karmtr ve bir tek dini tavr iinde, animizmden,

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    35/47

    DIN FENOME,'./ 113

    manizmden, totemizmden, henotizmden, monoteizmden karm olan

    elemanlar doru ekilde gstermek de olduka zor gzkmektedir.

    Dini hayat blnemez ve onu analiz eden bir takm kavramlarla snr-

    landrlamaz. nk dini hayat, kltrel bir tortulamadan ve kompleks

    bir psiik durumdan domutur.

    Bu konuda tarih ncesi, etnoloji, psikoloji, felsefe, kltr sosyolo-

    JISI, ksaca tm insan ilimIeri haa bugn teorilerin birbirleriyle arp-

    t kapal bir sahadan baka bir ey deillerdir. Onlardan biri, bir an

    stn geliyor, bir dieri derhalonun yerini alyor. te bunun iin burada

    onlara, sadece dini fenomenin her ekle giren kompleksliini anlamaya

    yardm ettikleri lde ba vuracaz.

    Dinin evrimini, zellikle bir dinin evrimini, her cemiyetin temel

    diyalektik seyri iinde gstermek mmkndr. Bylece o, zaman

    veya devreyi40 ihtiva eder: A a v u r m a (Exteriorisation),m a h h a sia m a (Objeetivation), i i n e kap a n m a (interi-

    orisation).

    Dini veya din d bir cemiyetin evrim dereceleri bu safhaya gre

    deerlendirilebilir:

    Birinci Safha yani aa vurma, bizzat cemiyetin evrendeki aksin-den ibarettir. Bizi kuatan btn varlklara dn olarak verilmi olan

    btn insani faaliyetler aslnda animist bir tutum douruyor. Bylece

    aks olan varlk, bir tepki unsuru oluyor.

    kinci safhada, bu dnceler insann yaratlmasyla objektiflemi

    ve bizzat istikrar kazanmlardr. Sonra bunlar, insann ve kilinatn

    yaratcs olmulardr. Neticede domalar, kurumlar olumu, salam-

    lam, sanki bunlar insandan bakasndan geliyormu gibi kanunlarn

    empoze etmitir. Nihayet insan, kendi dncesine yabanc olmutur.nc safhada, yani cemiyetin iine kapanmas safhasnda, onun

    mitlerinin, inanlarnn, kanunlarnn, messeselerinin yaratcs ~e-

    fedilmi; onlara darda yabanc, yce bir temel atfedecei yerde vic-

    dannda ondan bir esas kurmutur. Onlar ya eletirmi veya onlar

    akl ile stlenmitir. Bylece o, maziden kurtulmu, hale bal kalm,

    i.stikbalden sorumlu olmutur.

    te o zaman cemiyet tamamen laiklemi ve insanilemitir. Faka!

    unutmamak azmdr ki bu zamanlar tamamen teoriktir. Yine kesindir

    40 Sosyolojik analizler iin Bk. P. Berger. La Religion Dans la ConsieIlee Moderne, Paris,

    1971.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    36/47

    114 JEAN CHEVALIER-MEHMET AYDIN

    ki onlar, bir tek ve ayn cemiyetin tarihi iinde birbirinin zerine otur-

    tulmutur. O halde bunlar, pratikte sadece, bir cemiyetin tarihininmuayyen bir annda hakim olan eyi deerlendirmeye yaryabilirler.

    VAHY PROBLEM:

    Bylece dinin kaynandaki ilk vahiy teorisi, net olarak yukardaki

    birinci safha ile ilgilidir. insanln ilk alarnda, hatta ilk insanda,

    sonra da nesilden nesile bozularak, gerileyerek ve nihayet bir ka pey-

    gamberin ateinde canlanarak nakledilmi bir ilk vahyin olduu teorisi,

    mcerret bir teori olarak devam etmektedir. Bu teori temelini yaratlefsanesinden almaktadr. Buna gre ilk insan Adem, birdenbire, gzel,

    zeki, mkemmel, lmsz olarak zuhur edecek ve neticede btn bu

    orijinal imtiyazlar gnah iinde kaybedecektir... Byle bir hipotez

    iinde ilk insann (Adem'in), gelip geici bir sezgi grnmnde deil

    (onu ezeli bir murakabe iinde tesbit etnitir), direkt bir vahyin iinde

    derin bir Allah bilgisine sahip olmas kanlmazd. yleki bir ses, ilk

    insana tanrsal sfatlar ve niyetleri, itlcnbiklerin mrltlarnda, meyve

    bahesinin hrtsnda net olarak tasvir etmitir.

    Fakat bu gzel rya, tarih ncesine ait derslere mukavemet ede-

    mez... Anthropologie (insanln balangc ile ilgili bir ilim), arnzdan

    500.000 sene teye kadar giderken ve ilk paleolitik devir (yontma ta

    devri) zamanmzdan 30.000 yl ncesini gsterirken, bu gne kadar bu

    tarihten nce (30.000 yl nce) hi bir dini iz bulunmamtr... Bir

    ksm llerin, yiyeceklerle, a boyas ile gmlmesi, muhtelif eylerin

    mezara konuu ldkten sonra hayatn devam ettii inancn gstere-

    bilir. Yine bir takm kuruyup kvrlm, grnte balann olan

    iskeletler lm olaylarnn korkunluunu gstereceklerdir... Onlaraiyi veya kt bir tesir atfedilnitir. Bu ller klt, muhtemel yardnlar

    iin yalvarma ayinlerine olduu kadar savunma ve tehditlere kar

    korunma tedbirlerine de benziyordu ... Ancak bu mezarlarn kefi, hi

    bir dini fikri, hi bir br dnya inancn, hi bir ilahi varl, iyi veya

    ktnn karl olan bir adaleti aklama imkan~ vermemektedir.

    yleyse ilk ~ahyin izleri bu devirde neye balanabilir?

    LKEL DN VE KARANLIK:

    Tarih ncesi devir uzman Fransz Andre Leroi-Gourhan, yanl

    ve saysz genelletirmelerin nnde son derece temkinli olarak yle

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    37/47

    niN FENOMEN! 1 1 5

    yazar: Homo Sapien'den nce, yani arnzdan 30 veya 40 bin yl

    nce incelemeye dayanan hemen hemen hi bir ey yoktur .. 0, daima

    sivri noktalar zerinde dnen nazik teorilerle alayederek yle der:"Eserlerin arasnda tarih ncesi insan, dini ahsiyetini kah zam bir

    byc veya ecdat kafalarn biriktiren dindar bir koleksiyoncu, kah

    ehvet dkn dans r veya uyank bir filozof olarak deitirmektedir.

    Bu eserlerin yazarlarna gre, onun davrann tarih ncesi biyorafileri

    arasnda incelenmedir ..." Bu byk alim, mezarlardan veya maara-

    lardan karlm kafatasarn, eneleri, fosilleri, spheroidleri, kadeh-

    cikleri incelemi, netice olarak, yle demitir: Paleanthropren'lerin

    yrngesi arkasnda, eskiden geen bir ka eyin, daha sonra ok nem

    kazanacan kabul etmek iin bu kafi gelecektir. Artk bir dini davra-rann taslan yapmak iin bunun ok kifayetsiz olduunu da kabul

    etmek gerekir. Bylece kavranlan olaanstl~k, tabiat st anlay

    lehine ok kuvvetli bir tahmin tesis etmitir. Fakat bizim iki bin yl-

    danberi anladmz istikamette dei1.41

    Bilakis ilk ta devrinden itibaren Homo sapien'in dorudan doruya

    atalarnn yannda yani 30.000 ylna doru bir takm ehadetler kendile.

    rini daha iyi izhar ediyorlar... Roger CaiIlois'un ifadesine gre bu,

    "Gzlemlerin dini heyecanla birletii bir devirdir." Bu devre ait eldeedilmi olan ekil sembolizmi, baz mcerret dnceye geii gsteriyor,

    fakat hala bu devre ait, by, totemizm, amanizm ile iirilmi olarak

    verilen aklamalar en azndan bir gzpekliktir ...

    Andrc Leroi-Gourhan, yontma ta devrinde b y 'nn gerekten

    olduunu fakat onu ne resimlerin nc de organizasyonlarn gstermediini

    ileri sryor. iftletiriimi ve yaral bir takm hayvan resimlerinden

    seks'le aklanm bir hayat ve lm fikrinin mevcut olduu ileri sr-

    lebilir ... Aslnda bu resim sanat, stelik samimi srlara bal bir ok

    sembollerin gerisindeki eye, maddi dzeni am grnen bir ok kay-glara, tamanen dini bir muhteva ile psiik faayete ihanet etmi

    grnyor. te bunun iindir ki yontma ta devri dini, karanlkta kal-yor. . '

    Etnoloji veya bugnn ilkel toplumlarn inceliyen etnolojinin

    bu blm acaba yksek ta devrinin dini olaylarna verilen yorunlar

    zenginletirebilecek mi? Gemii mevcutla anlamaya almak riksli

    bir metoddur. Yine de' onun neticelerini incelemeye alalm ...

    zellikle hayatn bilmecesini kabaca ortaya koyan lm etrafnda,

    ilkel dinin bir takm aydnlatc izgilerini bilebiliyor muyuz? Kauler,

    4iAndre Leroi-Gourhan, Les Religions de la Prehistoire, Paris, 1964.

  • 8/2/2019 Din Fenomeni

    38/47

    116 JEAN CHEVALIER-MEHMET AYDIN

    Filipinlerdeki Negrites'ler ve Andamenes'ler, Avusturalyadaki Tes-

    manienler ve Kurnailer, tehouktehes 'ler gibi bir ka eski kabilenin

    yannda bir lnn kafasn veya alt enesini tama adedine iaret

    ederler ... orada beden rd zaman lnn geri kalan ksm mezar-

    dan karlr. Kemikler denizde temizlenil'. Kafatas ve alt ene krmz

    kitle boyanr ve rlm hir bala tutturulur. Daha sonra bylece elde

    edilen paralar, gs zerinde veya srtta tanr. Genellikle ebeveyn-

    ler, ocuklarn; kadnlar ise kocalarnn kafatasn tarlar.42

    Bu mahedelerden kan nedir? Burada l ile canl arasnda bir

    ban devam arzusu grlyor. l kafatasarnn muhafazas, genel

    olarak dorulanmtr. Ancak bundan hir dini klt anlam karabilirmiyiz? Bu adetlerin, devam eden bir mtereklikten, srdrlen bir

    balantdan, duygusal bir kltten gerek bir varln vekilliinden baka

    anlam var mdr? Grlyor ki bunlardan dini bir anlam karmak

    olduka. zor.

    Ancak baz hallerde "kafatas kilt" kutsal bir grnm kazanyor.

    Kutub blgelerine yakn blgelerde Terre du Hoi-Guillaume'un eski-

    molarnda veya Kanada'nn merkezinde Ren geyii kurban, avda baar

    datan gn sahibi yce bir varla ynelmektedir. On~n ilikli kemi-

    ini yemek yasaktr. Aznn tadn bilen hi kimse taze Ren'in beynin-

    den kendine iyi bir ziyafet ekemez. O halde gelecekte iyi bir av elde

    edilmek isteniyorsa, geyiklerin kafalarna ve iliklerine dokunulmadan

    suyun iine daldrlmaldr. Zira, hayvanlar anasnn istei byledir43

    Mesela Karagasse'larda kurban olarak takdim edilen aylardr. Samoye-

    des Jurak'larda, bir dan tepesinde boulmu olan beyaz bir geyik,

    kabilenin yce tanrs N u m'a tak