471

Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore
Page 2: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt Do'urden'in Maceraları

Cilt3

Karanlığın Kuşatması

R. A. Salvatore

GİRİŞ

Görünüş itibarıyla, Cehennem'in bu dumanlı katmanındagirdap gibi dönen çamurlar arasında gezmeyecek kadar güzelbir yaratıktı. Çok güzeİdi. Yüz hatlan sanki bir oyma eserigibi ince ve zarifti. Parlak abanoz renkli teni, ona canlı birsanat eseri, yaşayan obsidiyen bir heykel havası veriyordu.

Etrafındaki yaratıklar, mesela sürüngen sümüklüböceklerve yarasa kanatlı canavarlar, her hareketini takip ediyor, onudikkatle ve ihtiyatla izliyordu. Hatta içlerinde en büyük ve engüçlü olanlar, yani büyük bir şehri tek başına yakıpyıkabilecek boyuttaki devasa iblisler bile ondan güvenli biruzaklıkta duruyordu. Zira dış görünüş aldatıcı olabilirdi. Bugüzel vücutlu dişi, her ne kadar zarif ve hatta Cehennem'in

Page 3: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

korkunç canavarlannın standartlarına göre cılız görünse de, şuanda kendisini imleyen iblislerin herhangi birini, onunu ya daellisini yok edebilirdi.

İblisler de bunu biliyor ve onu rahatsız etmiyorlardı. O,kara elflerin, yani drowlann tanncası Örümcek Kraliçe Llothidi. Kaosun vücut bulmuş hali, zarif yüzünün ardında bircanavar gizli olan bir yıkım aracıydı.

Lloth, çamurlu girdaplann üzerindeki küçük adacıklardabulunan uzun ve gür mantar kümelerinin olduğu alana sakincegirdi. Bir adacıktan diğerine kayıtsızca yürüyor, sıçrayançamurlara o kadar hafifçe basıyordu ki kara renkli zarifterliklerinin altı bile çamura bulanmıyordu. Bu katmanın engüçlü sakinlerinden birçoğunu gördü, hatta mantar korularınınaltında uyuyan gerçek tanar'ri iblisleriyle bile karşılaştı vehepsini kabaca uyandırdı. Bu sinirli yaratıklar kaçınılmazolarak kalkıp hırladılar ve kendilerini uyandırana sonsuz birazap vaat ettiler. Ve yine kaçınılmaz olarak, Lloth onlardansadece bir sorunun cevabını istediği için epey rahatladılar.

Her seferinde Lloth, "Nerede o?" diye sordu vecanavarların hiçbiri o dev iblisin konumunu tam olarakbilmese de Lloth'a yön gösterdi. En sonunda aradığı yaratığıbuldu; köpek çenesine, boğa boynuzlarına ve iri vücudununarkasına kıvırdığı kocaman deri kanatlara sahip olan ikiayaklı, devasa bir tanar'riydi bu. Oldukça siklon görünenyaratık, tuhaf kafasını yukarı kaldırdığı elinin avuç içinekoymuş, mantardan oyduğu tahtında oturuyordu. Pis, kıvrıkpençeleriyle soluk çenesini ritmik bir şekilde kaşıyordu.Yaratık diğer elinde çok kayışlı bir kamçı tutuyor ve sık sıkonu savurarak mantar tahtının yan tarafını kırbaçlıyordu; ki

Page 4: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

tahtın yanında, bu sonsuz bekleyiş sırasında işkence etmekiçin seçtiği bahtsız yaratıklardan birisi duruyordu.

Daha küçük olan yaratık acı içinde cıyaklayıp viyakladı vebu hareketi, iblisin acı verici kamçısını bir kez daha yemesinesebep oldu.

Tahtta oturan iblis aniden homurdandı, kafası yukan kalktıve kızıl gözleri mantar tahtının etrafında dönüp duran dumanörtüsünün içine dikkatle baktı. Yakınlarda bir varlık olduğunubiliyordu, hem de güçlü bir varlık.

Lloth, kendi bölgesinin en büyük yaratığı olan bu canavarabakarken azıcık olsun yavaşlamadan iblisin görüş sahasınagirdi.

Tanar'rinin dudaklarından gırtlaktan gelen bir hırıltı çıktı, kidudakları şeytani bir gülümseme halini aldıktan sonra,bölgesine giren hoş lokmaya bakarken çatılan kaslarıylaberaber kıvrıldı. İblis, ilk başta Lloth'un ayağına kadar gelenbir hediye, Madde Düzlem'den ve yuvasından çok uzaklaradüşüp kaybolmuş bir kara elf olduğunu sandı. Fakat bu karaelfin esasında ne olduğunu anlaması iblisin uzun zamanınıalmadı.

Tahtında doğrulup oturdu. Sonra, o büyüklükteki biryaratık için inanılmaz bir hız ve akıcılıkla tamamen ayağakalktı. İblisin boyu dört metreydi ve davetsiz misafirinüzerinde bir kule gibi yükseliyordu,

"Otur, Errtu," diye buyurdu Lloth, elini sabırsızcasallayarak. "Seni yok etmeye gelmedim."

Page 5: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Gururlu tanar'riden ikinci bir hinin geldi, ama Errtu, Lloth'akarşı hiçbir ters harekette bulunmadı. Zira, Lloth'un burayayapmak için gelmediğini az önce belirttiği şeyi kolaycayapabileceğini çok iyi biliyordu. Errtu, sadece gururunu birazolsun koruyabilmek için ayakta kaldı.

"Otur!" dedi Lloth aniden ve hiddetle. Errtu ise dahahareket ettiğini bile algdayamadan kendisini mantar tahtınınüzerine oturmuş buluverdi. Sinirleri altüst olan iblis,kamçısını aldı ve ayağının dibinde sızlanıp duran yaratığıdövdü.

"Neden buradasın drow?" diye homurdandı Errtu. Derinsesi, sanki arduvaz taşının üzerine sürtünen tırnaklar gibiyüksek ve iç gıcıklayıcı bir kişneme gibiydi.

"Panteon hakkındaki rivayetleri işitmişsindir,değil mi?"diye sordu Lloth.

Errtu bu soru üzerinde uzun bir süre düşündü. Diyarlar'dakitanrıların savaştığını, entrikalarla dolu güç oyunlarıylabİrbirilerinin sırtına basıp yükseldiklerini ve bu özeloyunlarında piyon olarak akıllı yaratıkları kullandıklarınıErrtu elbette ki duymuştu. Cehennem'de bunun anlamı, bütünyaratıkların, hatta Errtu gibi büyük tanar'rilerin dahi, sık sıkistemedikleri bazı politik entrikalara dahil edilmeleriydi.

İşte Errtu, şu anda yaşanmakta olan şeyin tam olarak buolduğu sonucuna varmıştı ve korkuyordu.

"Büyük bir çekişme süreci yaklaşıyor," diye açıkladı Lloth."Tanrıların ahmaklıklarının bedelini ödeyeceği bir süreç."

Page 6: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Errtu gıcırtı dolu feci bir sesle güldü. Lloth'un kıpkırmızıparlayan gözleri ona hor gören bir bakış attı.

"Neden böyle bir hadise sizi rahatsız etsin ki, Kaos'unHanımı?" diye sordu iblis.

"Bu sorun benden uzak olacak," diye açıkladı Lloth,ölümcül bir ciddiyetle, "hepimizden uzak. Panteondakiahmakların itişip kakışmasını, kibirlerinin yıkılmasını ve hattabazılarının öldürülmesini izlemekten zevk duyacağım. Amatedbirli olmayan her türlü ilahi güç kendisini belayabulaştıracaktır."

"Lloth asla tedbirli oluşuyla ün salmamıştır," diye soğukçabelirtti Errtu.

"Lloth asla ahmak olmamıştır," diye hızla karşılık verdiÖrümcek Kraliçe.

Errtu başıyla onayladı ama mantar tahtının üzerindesessizce oturup duyduğu şeyleri hazmetti. "Bunun benimleilgisi ne?" diye sordu en sonunda, zira tanar'riler ilahivarlıklar değildi, yanı Errtu gücünü kendisine İnananlarındualarından sağlamıyordu.

"Menzoberranzan," diye yanıtladı Lloth, meşhur drowşehrinin adını vererek. Bütün Diyarlar'da ona tapuıanlann enfazla olduğu merkezdi bu şehir.

Errtu tuhaf kafasını yana doğru eğdi.

"Şehir daha şimdiden kaos içinde," diye açıkladı Lloth.

Page 7: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Errtu!"

İblis, bunun bir rica olduğu kadar bir tehdit de olduğunubiliyordu.

"Armağan?" diye sordu.

"İşler hallolduğunda."

Errtu'nün iri yüzünde yeniden şüpheli bir bakış belirdi."Drizzt Do'Urden benim için değersiz," dedi Lloth. "Ailesiolan Daemıon N'a'shezbaernon artık yok ve bu yüzden onunbenim nazarımda hiçbir anlamı yok. Yine de, kudretli veşeytani Errtu'nun o kaçak haine sebep olduğu bütünsıkıntıların cezasını vermesini izlemek beni memnun eder."

Errtu aptal değildi, hem de hiç değil. Lloth'un dediklerimükemmel derecede mantıklı geliyordu, yine de kendisine bubaştan çıkarıcı teklifi sunan kimsenin Kaos Leydisi, ÖrümcekKraliçe Lloth olduğu gerçeğini görmezden gelemezdi.

Ve onun armağanının da Errtu'nun bitmek tükenmez cansıkıntısına bir çözüm getirmeyi vaat ettiğini de göz ardıedemezdi. Bir gün ve her gün binlerce küçük iblispataklayabilir, onlara işkence edebilir ve çamurlar içindesefilce sürünmelerini sağlayabilirdi. Ama bunu milyonlarcagün boyunca yapsa bile, Madde Düzlem'deki zayıflararasında, gazabım hak etmemiş olan kimselere ıstırapçektirerek geçireceği bir saate bedel olamazdı.

Büyük Tanar'ri teklifi kabul etti.

Page 8: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

UYUMSUZLUĞUN GÜRÜLTÜLERİ

Mithril Salonu'nda yapılan hazırlıkları, savaş hazırlıklarımizliyordum. Her ne kadar biz, özellikle de Cattibrie,Menzoberranzan 'da Baenre Evi 'ne acı verici bir mağlubiyettattırmış obak da, kara elflerin bir kez daha topraklarımızageleceğinden hiçbirimiz şüphe etmiyorduk. Her şeyinötesinde, Matron Baenre muhtemelen hiddetten köpürmüştüve gençliğimi Menzoberranzan 'da geçirdiğimden dolayıbiliyordum ki, ilk matron anayı düşman edinmek hiç de iyi birşey değildir.

Yine de burada, cüce kalesinde gördüğüm şeydenhoşlanıyordum. En çok da Bruenor Battlehammer 'indeğişiminden.

Bruenor! En yakın dostum. Buzyeli Vadisi 'ndekigünlerimden beri —ki o günlerin üzerinden oldukça fazlazaman geçmiş gibi görünüyor— yan yana savaştığım cüce.Wulfgar öldüğünde, Bruenor 'un hayat sevincinin sonsuzakadar kaybolduğunu, cücelerin en inatçısının gözlerindeyanan ve tahtını geri alırken karşısına çıkan aşılmasıimkansız engelleri aşmasını sağlayan o ateşin sonsuza deksöndüğünü sanmıştım. Hazırlık günlerinde bunun böyleolmadığım öğrendim. Bruenor'un fiziksel yaralan şimdi dahaderindi—sol gözünü kaybetmişti ve yüzünde çaprazlamasınauzanan, alnından çenesine kadar mavi bir hat çizen bir yaravardı.

Bruenor hazırlıkları yönetiyordu. En aşağı tünellerdeyapılan tahkimat projelerine onay vermekten tutun, komşuyerleşim birimlerine elçiler göndermeye kadar her türlü isle

Page 9: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ilgileniyordu. Karar verme işinde kimseden yardanistemiyordu ve yardıma da ihtiyacı yoktu. Zira söz konusuolan Bruenor idi; Mithril Salonu 'nün Sekizinci Kralı, çoksayıda macera göriip geçirmiş deneyimli biri, unvanınıbileğinin hakkıyla kazanmış bir cüce.

Şimdi kederi uçup gitmişti; tekrar kraldı, dostlarının vetebaasının neşe kaynağıydı. "Lanet drowlann geleceği varsagöreceği de var!" diye sık sık kükrüyordu Bruenor ve ben busırada yanında olursam, sanki kişisel bir hakaretlebulunmadığını belirtmek ister gibi bana doğru başınısallıyordu.

İşin aslı, Bruenor Battlehammer'dan duyduğum o kararlısavaş çığlığı, şimdiye kadar duyduğum en hoş şeylerdenbirisiydi.

'Keder içindeki cüceyi umutsuzluğun batağından çıkartanşey neydi?' diye merak edip duruyordum. Ve sadece Bruenordeğil, dört bir yanımda heyecan görüyordum. Cücelerde,Cattibrie'da, hatta savaşa hazırlanmaktan çok öğle yemeğineve uykuya hazırlanmasıyla tanınan buçukluk Regis 'te bile.Ben de hissediyordum, O kıpırtı dolu bekleyiş, birbirimizinsırtlarını sıvazlamamızı sağlayan o samimiyet, ortak savunmaplanına yapılan en ufak bir ilaveye sunulan övgüler ve her nezaman iyi haberler duysak seslerimizi yükseltip neşeylehaykırmamız.

Neydi bu? Ortak korkudan fazla bir şeydi, kısa süre sonrabizden alınabileceklerini anladığımız için elimizdebulunanlara şükretmekten fazla bir şey. O zamanlar, çılgınlargibi yapılan hazırlıkların coşkulu koşuşturmacası içindeyken

Page 10: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bunu anlayamamıştım. Şimdi, geriye dönüp baktığımda, onuntanınması çok kolay bir şey olduğunu görüyorum.

Umut.

Her türlü akıllı varlık için, umuttan daha önemli başka birduygu daha olamaz. Bireysel ya da ortaklaşa olarak,geleceğin geçmişten daha iyi olacağını, çocuklarımızın veonlardan sonraki nesillerin ideal bir topluma biraz dahayakın olacağını umut etmek zorundayızdır, ideal toplumhakkındaki kanımız her ne olursa olsun. Savaşçı bir barbarıngelecek hakkındaki umutlan, barışçıl bir çiftçinin hayalindecanlanan ideal gelecekten kesinliklefark-lıdır. Ve bir cüce, bireifin idealindekine benzeyen bir dünyada yasamak içinçabalamayacaktır! Ama umut dediğimiz şey o kadar farklıdeğil. Gerçek mutluluğu hissettiğimiz anlar, nihai sonakatkıda bulunduğumuzu hissettiğimiz anlardır. TıpkıMenzoberranzan ile savasın kapıda olduğunu —kara elflerimağlup edip o Karanlıkaltı şehrinden gelecek bütüntehlikeleri bir kez ve nihai olarak sonlandırabileceğimizi—düşündüğümüz sıralarda Mithril Salonu 'nda mevcut olanhava gibi.

Umut işin anahtarıdır. 'Gelecek geçmişten ya da bugündendaha iyi olacak.' Bu inanç yoksa, drow toplumunda olduğugibi sadece bencillik ve sonuçta bomboş olan 'günü kurtarma'çabaları mevcuttur. Ya da sadece umutsuzluk vardır ve ölümübekleyerek hayat boşa harcanır.

Bruenor kendisine bir amaç bulmuştu —hepimiz bulmuştuk— ve ben de kendimi, Mithril Salonu 'ndaki hazırlıkgünlerinde olduğu kadar hayatta hissetmemiştim hiç.

Page 11: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

—DrizztDo'Urden

BÖLÜM 1

DİPLOMASİ

Gür kestane renkli saçtan omuzlarının altında salınırkenCattibrie, drowun girdap gibi dönen palalarını kontrol altındatutabilmek için çılgınlar gibi çabalamaktaydı. Yapılı birkadındı, hayatı boyunca Bruenor'un cüce klaıııyla birlikteyaşadığı için altmış kiloluk vücudundaki kaslar iyicegelişmişti. Cattibrie demirhane ocağına veya demirci çekicineyabancı değildi.

Ya da kılıca. Bir tekboynuz kafasına benzer şekildeoyulmuş beyaz metal bir kabzası olan bu yeni kılıç, gençkadının şimdiye kadar savurduğu en dengeli silahtı. Yine deCattibrie epey zorluk çekiyordu, bugün rakibi ona üstüngeliyordu. Drow kolcu Drizzt Do'Urden ile kılıç dövüşükonusunda Diyarlar'da pek az kimse boy ölçüşebilirdi.

Sıkı kaslı yapısıyla drow, Cattibrie'dan daha iri değildi, amabelki birkaç kilo ağır olabilirdi. Beyaz saçları, Cattibrie'inyeleye benzer bukleleri kadar uzun ve en az o kadar gürdü.

Page 12: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Abanoz renkli derisi ter damlacıklarıyla panldıyordu, ki bu dagenç kadının becerisinin bir işaretiydi.

Drizzt, iki palasını (ki içlerinden birisi, üzerini kaplayankoruyucu güvenlik kaputuna rağmen yoğun bir mavi rengindeışıldıyordu) önünde çapraz bir şekilde kaldırdıktan sonra ikiyana doğru genişçe açtı ve Cattibrie'ı aralarından dosdoğrukılıcını saplaması için davet etti.

Genç kadın, böyle bir girişimde bulunmaması gerektiğinibiliyordu. Drizzt çok hızlıydı. Cattibrie'ın kılıcının uç kısmınabir palasıyla darbe indirebilir, bu sırada diğer palasıyla öfekitaraftan, aşağıdan savuşturma yapabilir ve kabzasınınyakınına doğru aksi istikamette vurabilirdi. Ondan sonraDrizzt, yana doğru çaprazlamasına tek bir adım atıp dahayakında olan palasını takip ederek onu mağlup edebilirdi.

Cattibrie bunun yerine geri adım attı ve kılıcını kaldırıpdrowa gösterdi. Derin mavi gözleri, etrafı ağır bir maddeylekaplanıp kalınlaşmış olan kılıcın yanından baktı ve Cattibrie,drowun lavanta renkli gözlerine kendi gözlerini kenetledi.

"Bir firsat mı kaçırdın?" diye alay etti Drizzt.

"Bir tuzaktan sakındım," diye yanıtlamakta çabuk davrandıCattibrie.

Drizzt hızla hücum etti. Kılıçları caprazlandı, iki yanaaçddı ve birisi alçaktan, diğeri yüksekten olmak suretiylehamle yaptı. Cattibrie sol ayağını geriye doğru büktü ve yeresindi. Aşağıdan gelen palayı savuşturmak için kılıcınıdöndürdü ve yüksekteki paladan sakınmak için kafasını eğdi.

Page 13: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Aslında bu sıkıntıya girmesine sebep yoktu, zira kılıçlarçok çabuk bir şekilde, daha Drizzt'in ayaklan yaptığı hareketeyetişemeden Önce geçti ve iki palası da hedefe kısa düşerekhavada savruldu.

Cattibrie bu açığı kaçırmadı ve kılıcıyla ileri atıldı.

Drizzt'in palaları inanılmaz bir hızla geriye doğru döndü veCattibrie'ın kılıcına her iki taraftan darbe indirdi. AmaDrizzt'in ayaklan, bu hareketi takip edebilecek şekildeçaprazlama ilerleyip Cattibrie'ın dönen kılıcı karşısındayakaladığı avantajı kullanabileceği bir açıda durmuyordu.

Genç kadın ileriye ve yana doğru gitti, kılıcını çekipkıskaçtan kurtardı ve esas saldırısını gerçekleştirip Drizzt'inkalçasına doğru kesik darbesi indirdi.

Drizzt'in tersten gelen palası onu yan yolda kesti ve gençkadının kılıcını zarar veremeden yükseltti.

Tekrar birbirilerinden aynhp göz göze geldiler. Cattibrie'ınyüzünde kurnaz bir gülümseme vardı. Aylardır yaptıklarıeğitim süresince, çevik ve hünerli drowa bir darbe indirmeyehiç bu kadar yaklaşmamışü.

Fakat Drizzt'in yüz ifadesi onun bu zafer anını calipgötürdü. Drow, sıkkınlıkla kafasını sallayarak palalarınınuçlarını zemine doğnı indirdi.

"Bileklikler mi?" diye sordu Cattibrie. Üzerleri parlakmithril halkalarla kaplı kara bir maddeden yapılmış büyülübilekliklerden bahsediyordu. Drizzt onlan Menzoberranzan'rn

Page 14: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ilk evinin eski silah ustası olan Dantrag Baeııre'den, onu ölümdövüşünde yendikten sonra almıştı. Söylentilere göre, omuhteşem bileklikler Dantrag'ın ellerinin inanılmaz derecedehızlı hareket etmesini sağlıyor ve dövüşte ona avantajsağlıyordu.

Drizzt, şimşek hızındaki Bacnre ile savaştıktan sonra busöylentilere inanmış ve son birkaç haftada yaptığı kılıçmüsabakalarında bilekliklerin gücünü doğrulamıştı. AmaDrizzt bu bilekliklerin faydalı olduklarından pek emin değildi.Dantrag ile yaptığı savaşta, Dantrag'ın görünüşteki avantajınıona karşı çevirmişti. Zira silah ustasının elleri, başladığı birhareketi yan yolda değiştiremeyeceği kadar, rakibibeklenmedik bir dönüşte bulunursa doğaçlama yapamayacağıkadar hızlı hareket ediyordu. Şu sıralar yaptıkları kılıç dövüşüantrenmanları sırasında, Drizzt bileklerin başka bir dezavantajdaha getirdiğini öğrenmekteydi.

Ayakları ellerine uyum sağiayamıyordu.

"Onlara alışacaksın," diye temin etti Cattibrie.

Drizzt o kadar emin değildi. "Dövüş, bir denge ve hareketsanatıdır," diye açıkladı.

"Ve daha hızlısın işte!" diye yanıtladı Cattibrie.

Drizzt kafasını sallayarak, "Ellerim daha hızlı," dedi. "Birsavaşçı elleriyle kazanmaz. Düşmanının savunmasında açılanboşluğa en iyi darbeyi indirecek şekilde vücudunuyerleştirerek, ayaklarıyla kazanır."

Page 15: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Ayaklar da alışacaktır," diye yanıtladı Cattibrie. "Dantrag,Menzoberranzan'ın en iyi savaşçısıydı ve bunun sebebininbileklikler olduğunu sen kendin söyledin."

Drizzt, bilekliklerin Dantrag'a çok büyük yardımıdokunduğuna karşı çıkamazdı. Ama onun ustalığında, ya dababası Zaknafein'in seviyesinde birisi için ne kadar faydalıolacaklarından emin değildi. Drizzt, onların ancak daha aşağıseviyedeki bir savaşçıya, silahlarının kesin hızına belbağlamak zorunda olan birisine yardımcı olabileceğini farketti. Ama eksiksiz bir savaşçı, bütün kasları arasında uyumsağlamış olan bir kılıç ustası, bu bileklikler yüzündendengesini yitirirdi. Ya da belki de, bu bileklikler daha ağır birsilah taşıyan, mesela Aegis-fang gibi kudretli bir savaş çekicikullanan bir savaşçıya fayda sağlayabilirdi. Drizzt'in bir ikikilodan daha ağır olmayan, hem işçilik hem de büyüsayesinde mükemmel bir dengeye sahip olan zarif palaları,zaten büyük bir çaba harcamadan havada savruluyordu.Aynca, bileklikler olmadan bile, elleri ayaklarından dahahızlıydı.

"Haydi, gel bakalım öyleyse," diye azarladı Cattibrie,kılıcını önünde sallayarak, iri mavi gözleri dikkatle kısıldı,yere doğru sinip dengesini sağlarken biçimli kalçaları hafifçesallandı.

'Eline geçen şansı sezdi,' diye fark etti Drizzt. Cattibrie,Drizzt'in dezavantajlı bir şekilde savaştığını biliyordu veyaptıkları kılıç dövüşü antrenmanlarında drowun ona indirdiğibirçok acı verici darbenin öcünü almak için eline şansgeçtiğini hissetmişti.

Page 16: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt derin bir nefes aldı ve kılıçlarını kaldırdı. Cattibrie'abir lütufta bulunmaya borçluydu, ama kızın bunu haketmesini sağlamaya da niyetliydi hani!

Savunma yaparak yavaşça ilerledi. Genç kadının kılıcı ileridoğru savruldu ve Drizzt daha kılıç kendisine yaklaşmadanönce, sağ eliyle sol tarafina ve tekrar sol tarafına üst üste ikidarbe indirdi. Böylece sol palasını, öne doğru uzanmış olankılıcın hemen üzerine getirdi ve aşağı doğru bir savuşturmahamlesi yaparak kılıcı uzaklaştırdı.

Cattibrie bu çifte önleme hamlesini vücut devinimiyle takipetti ve tarn bir daire çizerek rakibinden uzaklaştı. Turunutamamlayıp döndüğünde, tahmin edilebileceği üzere Drizztona yaklaşmıştı ve palalarını savurmaktaydı.

Yine de sabırlı drow, yaptığı saldırıyı ölçüp tarttı, çok hızlıve çok güçlü bir şekilde hücum etmedi. Palalarını önce çaprazyapıp sonra iki yana açarak sonra kadına sataştı.

Cattibrie hırladı ve pek nadiren yakalayabildiğiboşluklardan birisini bulmaya kararlı bir şekilde kdıcını tekrardosdoğru sapladı. Ve iki yana açılmış olan palalar içeri doğnıdalışa geçip hızlı bir başarıyla sitaha çarptı ve yine ikisi deCattibrie'ın kılıcının sol tarafına vurdu. Cattibrie, az önceyaptığı gibi sağa doğru dönüşe geçti, ama bu sefer Drizztsertçe saldırdı.

Genç kadın, neredeyse yere oturacak kadar cömeldi vegeriye doğru harekete geçti. Drizzt'in iki palası da havadasüzülüp Cattibrie'in üzerinden ve önünden geçti, zira bu kez

Page 17: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

de ayakları bir tepki verip vücudunu sabilleyemeden öncehamle yapmıştı.

Drizzt, Cattibrie'ın artık önünde olmadığını fark edincehayrete düştü.

Drizzt bu harekete "Hayalet Adımı" adını vermişti ve onusadece bir hafta önce Cattibrie'a öğretmişti. Hamlenin sim,düşmanının savrulan silahını görüş hizasını kapayan birkalkan olarak kullanmaktı. Bu manevrayı sergileyen kişi,görüşe kapalı alanın içinde o kadar mükemmel ve hızlı birşekilde hareket etmeliydi ki, düşmana çaprazlamasına ileridoğru gittiğini ve esasında onun arkasına adım attığınısezdirmemeliydi.

Drow, içgüdüsel olarak öndeki palasını, keskin yeri aşağıgelecek şekilde geriye savurdu, zira Cattibrie yere doğru siniparkasına geçmişti. Palasını doğru yere çok hızlı bir şekildevurdu, böylece palasının devinimi, Cattibrie'ın hamle yapankılıcına geçiş sağladı.

Tekboynuz kabzalı kılıç sertçe kalçasına vurduğunda Drizztyüzünü buruşturdu.

Cattibrie için o an, katıksız bir haz anıydı. BilekliklerinDrizzt'i engellediğini, bazı denge hataları yapmasına —kiDrizzt Do'Urden dövüşmeye başladığı ilk günlerden beri öylehatalar yapmamıştı— sebep olduğunu elbette ki biliyordu.Ama rahatsızlık verici bilekliklerle bile drow güçlü bir rakiptive birçok kılıç ustasını muhtemelen mağlup edebÜirdi.

Page 18: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie'ın, kılıcının engellenmeden hedefi kesmekteolduğunu anlaması ne kadar nefis bir şeydi!

Dosdoğru Drizzt'e odaklanmış olan ani ve anlaşılmaz birhiddetle birlikte kılıcı daha da derine saplama dürtüsü,Cattibrie'ın neşesini bir anlığına çalıp götürdü.

'Temas!" diye seslendi Drizzt, darbe aldığını belirtmek için.Cattibrie doğrulup da önündeki manzaraya baktığında,drowun Yarım metre ötede durmuş acıyan kalçasınıovuşturmakta olduğunu gördü.

"Üzgünüm," diye özür diledi, çok sert bir darbe vurmuşolduğunu fark ederek.

"Önemli değil," diye yanıtladı Drizzt muzipçe. "İndirmeyibaşardığın tek bir darbe, palalarımın sana verdiği acılarıntoplamına kesinlikle denk değildir." Kara elfin dudaklarıyaramaz bir gülümseme halinde kıvrıldı. "Ya da karşılığındasana tattıracağım acılara!"

"Sana yetişmeye başladığımı düşünüyorum, DrizztDo'Urden," diye sakin ve kendinden emin bir şekilde yanıtladıCattibrie. "Bana darbe indireceksin, ama aynı zamanda darbealacaksın!"

İkisi de buna güldüler ve Cattibrie odanın köşesine gidipantrenman takımını çıkartmaya başladı.

Drizzt palalarından birisini kaplayan kaputu çekerekçıkarttı ve genç kadının son sözlerini düşündü. 'Cattibriegerçekten de gelişme gösteriyor,' diye hemfikir oldu. Onda,

Page 19: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bir şairin felsefesiyle yumuşayan savaşçı bir yürek vardı, kibu da hakikaten ölümcül bir kombinasyondu. Cattibrie da,tıpkı Drizzt gibi, savaş başlatmak yerine meseleleri konuşarakhalletmeyi tercih ederdi. Ama diplomasi yollan kapandığındave savaşmak hayatta kalmak için şart olduğunda, genç kadınaçık bir bilinçle ve hararetli bir istekle savaşırdı. İşte o zamantüm kalbiyle dövüşür ve bütün hünerini gösterirdi, kiCattibrie'da bu iki unsur da hatın sayılır derecede yüksekti.

Ve daha yirmili yaşlarına yeni girmişti. EğerMenzoberranzan'da doğmuş bir drow olsaydı, şimdi Lloth'unokulu olan Arach-Tinilith'te bulunur, güçlü ahlaki yapısı,Örümcek Kraliçe'nin rahibelerinin yalanlarıyla günbegünsaldırıya maruz kalırdı. Drizzt bu düşünceyi silkeleyerekaklından uzaklaştırdı; Cattibrie'ı o feci mekanda tasavvuretmek dahi islemiyordu. 'Bunun yerine savaşçılar okuluMelee-Magtnere'e gittiğini farz et,' diye düşüncelere daldı.'Genç drowlara karşı başının çaresine nasıl bakardı?'

'Pekala,' diye karar verdi Drizzt, 'Cattibrie kendi sınıfinınen üst seviyelerine yakın oiurdu. Kesinlikle ilk on ya da onbeşin içinde girerdi ve onu o seviyeye azmi ve hırsı getirirdi.Peki ya benim eğitimimle kim bilir ne kadar gelişecek?' diyemerak etti Drizzt ve Cattibrie'ın ırkının sınırlayıcı özelliklerinidüşününce yüzü ekşidi. Drizzt altmış yaşlanndaydı, yani drowstandartlarına göre çocukluktan henüz çıkmıştı, zira karaelfler yedi asra yakın ömür sürerlerdi. Ama Cattibrie,Drizzt'in yaşına geldiğinde iyi dövüşemeyecek kadaryaşlanmış olacaktı.

Bu düşünce Drizzt'e büyük bir acı veriyordu. Bir düşmanınkılıcı veya bir canavarın pençeleri ömrünü kısaltmazsa,

Page 20: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie'ın yaslanışını ve bu hayattan geçip gidişiniizleyecekti.

Drizzt, o sırada kapitoneli kılıç kayısını ve metal boyunkoruyucusunu çıkartmakta olan genç kadına baktı. Kapitonelikayış dışında, belden yukarısına sadece hafif kumaştan birgömlek giymişti. Gömlek terle sırılsıklam olmuş ve tenineyapışmıştı.

'O bir savaşçı,' diye kabul etti Drizzt, 'ama aynı zamandagenç ve güzel bir kadın. Vücudu biçimli ve güçlü. Koşmayıyeni öğrenen bir tay gibi heyecanlı ve kalbi coşkuyla dolu.'

Uzaktan gelen demirci ocaklarının sesleri ve çekicin çeliğevuruş çınlamasının aniden yükselmesiyle birlikte Drizzt'inkapının açıldığını anlaması gerekirdi. Ama bu sesler, dalıpgitmiş olan drowun bilincine her nasılsa etki etmedi.

Dairenin yan tarafından, "Hey!" diye bir kükreme geldi veDrizzt dönüp baktığında Bruenor'un hışımla odaya daldığınıgördü. Cattibrie'ı evlat edinmiş olan aşın koruyucu cücenin,kendisine aval aval hangi cehenneme bakmakta olduğunusormasını bekledi. Bruenor, bunun yerine alev kızılı sakallarıtükürükle dolmuş bir halde Konaktaşı (Mithrim Salonu'nungüneyindeki barbar yerleşim yeri) hakkında söylenmeyebaşlayınca, Drizzt rahatlayarak nefes verdi.

Yine de drow, kafasını sallayıp geriye doğru taramak içinparmaklarını beyaz saçlanna daldırdıktan sonra, antrenmantakımını çıkartmaya başladığında kızarmakla olduğununfarkına vardı ve abanoz renkli derisinin bunu gizlemesini ümitetti.

Page 21: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie, ter damlacıklarını silkelemek için gür kestanerenkli saçlarını sallayarak cüceye doğru yürüdü. "Berkthgarzorluk mu çıkartıyor?" diye tahminde bulundu. Bahsettiğikişi, Konaktaşı'nm yeni reisi olan Cesur Berkthgar idi.

Bruenor burnundan soludu. "Berkthgar zorluk çıkartmaktanbaşka bir şey yapamaz zaten!"

Drizzt kafasını kaldırıp güzel Cattibrie'a baktı. Her nekadar birçok kişiden çok daha zarif bir şekilde yaşlanacağınıbilse bile, onun yaşlandığını aklında canlandırmak dahiistemiyordu,

"O kibirli biri," diye babasına cevap verdi Cattibrie, 'Vekorkuyor."

"Pöh!" diye çıkıştı Bruenor. "Korkacak nesi varmış?Etrafında birkaç yüz tane güçlü kuvvetli adamı var vegörünürde tek bir düşman bile yok,"

"Kendinden önceki reisin gölgesinde kalmaktan korkuyor,"diye açıkladı Drizzt ve Cattibrie başını sallayarak onayladı.

Bruenor kabadayılığını yanda kesti ve drowun sözlerinidüşündü. Berkthgar, Wulfgar'ın gölgesinde yaşıyordu.Uzaktaki diyar Buzyeli Vadisi barbar kabilelerinin şimdiyekadar görmüş olduğu en büyük kahramanın, beyaz ejderhaBuz Ölüm'ü öldüren; henüz yirmi yaşındayken vahşikabileleri birleştirmiş ve onlara daha iyi bir yaşam biçimiöğretmiş olan adamın gölgesinde yaşıyordu.

Page 22: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bruenor, Wulfgar'ın gölgesinden hiçbir insanın parlayıpçıkabileceğine inanmıyordu. Boyun eğmiş bir şekilde başınısallayışı, drowun sözleri yüzünden, Bruenor'un ifadesiniyoğun bir hüzün kapladı ve çelik grisi gözleri yaşlarlaacıyordu. Bruenor, Wulfgar'ı, onun için bir oğul gibi olan oinsanı ne zaman düşünse böyle bir hüzün duyuyordu.

"Hangi konuda zorluk çıkartıyor?" diye sordu Drizzt, buzor anı aşmaya çalışarak.

"Bütün lanet olası irtifak konusunda," diye pufladı Bruenor.

Drizzt ile Cattibrie meraklı ifadelerle bakıştılar. Elbette kikulağa hiç mantıklı gelmiyordu. Konaktaşı barbarları veMithril Saionu cüceleri zaten müttefiklerdi ve el eleçalışıyorlardı. Bruenor'un halkı, kıymetli mithril damarlarınınmadenciliğini yapıyor ve onları işleyip değerli eşyalar halinegetiriyordu. Barbarlar ise yakındaki kasabaların, meselaTrolkırlarTndaki Nesme veya güneydeki Gümüsay'ıntüccarlarıyla malların satışı konusunda pazarlık yapıyorlardı.İki halk, yani Bruenor'un ve Wulfgar'ın halkları, MithrilSalomı'nu şeytani gri cüce ırkı duergarlardan temizlemek içinomuz omuza mücadele etmişlerdi. Ve barbarlar, çok uzaktakiyurtlan olan Buzyefi Vadisi'nden buraya gelmiş, sadeceBruenor'un klanı ile aralarındaki sıkı dostluk ve ittifaksayesinde burada kalmaya karar vermişlerdi. Berkthgar'ınzorluk çıkartması kulağa hiç mantıklı gelmiyordu, özellikle debir drow saldırısı ihtimali söz konusuyken.

"Çekici istiyor," diye açıkladı Bruenor, Drizzt veCattibrie'ın şüphelerini fark ederek.

Page 23: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bu her şeyi açıklıyordu işte. İstediği şey, Wulfgar'in çekiciolan kudretli Aegis-fang idi. Wulfgar gençliğinde kızıl sakallıcüceye hizmet ettiği yıllarda, Bruenor o çekici ona bir hediyeolarak yapmıştı. O yıllar zarfinda Bruenor, Drizzt veCattibrie, yabani barbara daha iyi bir yaşam biçimiöğretmişlerdi.

'Berkthgar elbette ki Aegis-fang'i ister,' diye anlayıverdiDrizzt. 'O savaş çekici bir silahtan öte bir şey olup çıktı,Konaktaşı halkının sert insanlarının bir sembolü halini aldı.Aegis-fang, Wulfgar'ın hatırasının bir işareti oldu ve eğerBerkthgar çekici alma konusunda Bruenor'u ikna edebilirse,kendi halkı arasındaki önemi on kat daha artar."

Bu oldukça mantıklıydı, ama Drizzt, Berkthgar'ın çekicikendisine vermesi konusunda Bruenor'u asla iknaedemeyeceğini biliyordu.

Şimdi cüce, kızma bakıyordu ve aynı şekilde genç kadınabakan Drizzt, Cattibrie'ın şu anda savaş çekicini barbarliderine vermenin iyi bir iş olabileceği düşünüpdüşünmediğini merak etti. Genç kadının zihninde kim bilirkaç farklı duygu dönüp duruyor olmalıydı! Drizzt bunubiliyordu. Cattibrie ile Wu]fgar evleneceklerdi; o ve Wulfgarbirlikte büyüyüp yetişkin olmuş, hayatın birçok dersini yanyana öğrenmişlerdi. Şimdi Cattibrie bunu aşabilir, kederiniatlatabilir ve ittifakı kesinleştirmek için mantıklı bir yolizleyebilir miydi?

"Hayır," dedi en sonunda, kesin kararlı bir sesle. "Çekicialamaz."

Page 24: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt başını sallayıp onayladı. Cattibrie'ın, Wulfgarkonusundaki anılarını ve adama duyduğu sevgiyi bir kenaraatmadığını gördüğü için memnun oldu. Drizzt de Wulfgar'ı birkardeş gibi seviyordu ve başka kimseyi, ne Berkthgar'ı ne detann Tempus'u, Aegis-fang'i taşırken tahayyül edemiyordu.

"Çekici ona vermeyi asla düşünmedim zaten," diyehemfikir oldu Bruenor. Bir yumruğunu hiddetle havaya doğrusavurdu ve cücenin kolundaki kaslar bariz bir sinirle gerildi."Ama eğer o rengeyiğinin evladı bir kez daha isteyecekolursa, ona başka bir şeyler vereceğimden hiç şüphenizolmasın!"

Drizzt, tam sn noklada ciddi bir sorunun belirmekteolduğunu gördü. Berkthgar çekici istiyordu, bu kadananlaşılabilir, hatta beklenebilirdi. Ama görünüşe bakılırsagenç ve hırslı barbar lideri, istediği şeyin derinliğini tamoiarak kavrayamıyordu. Drizzt bu durumun, vazgeçilmezmüttefikler arasında küçük bir sürtüşmeden çok dahafazlasına yol açabileceğini biliyordu. Hatta iki halk arasındaaçıktan açığa savaşa bile neden olabilirdi. Zira Drizzt,Bruenor'un az önce iddia ettiği şeyi yapacağından biraz olsunşüphe duymuyordu. Eğer Berkthgar, aslında kayıtsız şartsızvermesi gereken şey karşılığında çekici isterse, buradan güneşışığına kollan bacaklan kopmadan çıkabilirse kendisini şanslısaymalıydı.

"Drizzt ile ben Konaktaşı'na gideriz," diye önerdi Cattibrie."Berkthgar'dan söz alınz ve karşılığında ona hiçbir şeyvermeyiz."

"Herif ahmağın teki!" diye pufladı Bruenor.

Page 25: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Ama halkı ahmak değil," diye ekledi Cattibrie. "Çekici,kendisini daha büyük bir lider yapmak için istiyor. Biz de ona,alamayacağı bir şeyi istemesinin onu daha küçük bir lideryapacağını öğreteceğiz."

'Güçlü, hırslı ve akıllı,' diye düşüncelere daldı Drizzt, gençkadını izlerken. Az önce yapacağını İddia ettiği şeyigerçekten de başaracaktı. O ve Cattibrie, Konaktaşı'nagidecek ve Cattibrie'ın babasına söz vermiş olduğu her şeyibaşararak geri döneceklerdi.

Bruenor ile Cattibrie uzaklaşırken ve genç kadın odanınköşesine koyduğu eşyalarını almak için ilerlerken, Drizztuzun ve sessizce iç geçirdi. Bruenor'un adımlarmdakiyenilenmiş neşeyi, çılgın cüceye geri dönen yaşamacoşkusunu izledi. 'Kral Bruenor Battlehammer kaç yıl hükümsürecek?' diye merak etti Drizzt. 'Yüz? İki yüz?'

Bir düşmanın kılıcı ya da bir canavarın pençeleri ömrünükısaltmazsa, cüce de Cattibrie'ın yaşlanıp ölüşünü izleyecekti.

Bu düşünce, o coşku dolu genç tayın hafif adımlarınıizleyen Drizzt'in tahammül edebileceği cinsten değildi.

Khazid'hea diğer adıyla Kesici, Cattibrie'ın belinde sabırladuruyordu, hiddet anı geçip gitmişti. Bilinçli kılıç, gençkadının bir dövüşçü olarak gösterdiği gelişmeden memnundu.Cattibrie yetenekliydi ve buna hiç şüphe yoktu. Ama yine deKhazid'hea daha fazlasını istiyor, en iyi savaşçı tarafındankullanılmayı arzuluyordu.

Görünüşe göre şu anda o savaşçı, Drizzt Do'Urden idi.

Page 26: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Kılıç, kaçak drow onun daha önceki sahibi olan DantragBaenre'yi öldürdükten sonra Drizzt'in kendisini almasınısağlamaya çalışmıştı. Khazid'hea, çoğunlukla yaptığı gibikabzasının şeklini bir iblis kafasından (ki Dantrag'ı böyletavlamıştı) bir tekboynuz kafasına değiştirmişti, zira bununDrizzt Do'Urden'in tanrıçasının bir sembolü olduğunubiliyordu. Yine de drow kolcu, kılıcı Cattibrie'ın almasınıistemişti, çünkü onun tercihi palaydı.

Tercihi palaydı!

Khazid'hea, kabzasının şeklini değiştirdiği gibi keskinyerini de değiştirmeyi nasıl da istiyordu! Eğer keskin yerinikıvırıp kısaltabilse ve biraz kalınlastırabilseydi...

Ama Khazid'hea bunu yapamıyordu ve Drizzt de bir kılıçkullanmazdı. Fakat kadın da iyiydi ve git gide gelişiyordu. Obir insandı ve Drizzt kadar büyük bir ustalığa erişebilecekkadar uzun yaşamayacaktı, ama eğer Khazid'hea kadınınDrizzt'i öldürmesini sağlayabilirse...

En iyi olmanın birçok yolu vardı.

Drow standartlarına göre bile hayatta kalamayacak kadaryaşh olan Malron Baenre, Menzoberranzan'ın ilk evinin, yanikendi evinin büyük ibadet salonunda duruyor, kubbeşeklindeki yapının tavanından içeri saplanmış olan sarkıtkayayı kaldırıp çekmeye çalışan köle isçileri izliyordu.Mekanın kısa süre içinde onarılacağını biliyordu. Yerdekimoloz yığınları çoktan temizlenmişti ve trajedi sırasında ölenbir düzine drowdan kalma kan lekeleri ise uzun süre öncesilinerek çıkartılmıştı.

Page 27: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Ama o anın verdiği acı, gücünün doruk noktasına çıkmışolan Matron Baenre'nin Menzoberranzan'ın bütün önemlimatron anaları karşısında yaşadığı o büyük utancın acısı hâlâmevcuttu. Mızrağımsı sarkıt kaya, çatıyı yararak içerigirmişti, ama aslında Matron Baenre'nin kalbini deşmişgibiydi. Drow şehrindeki savaşçı evler arasında bir ittifakkurmuşfu ve bu birleşme, drow ordusu Mithril Saloııu'nufethettiği zaman elde edecekleri yeni bir görkemin vaadiylegüçlendirilmişti.

Örümcek Kraliçe için yeni bir görkem. Matron Baenre içinyeni bir görkem.

Bütün bunlar bir sarkıt kayanın sivri ucuyla ve hain DrizztDo'Urden'in kaçışıyla paramparça olmuştu. En büyük oğlu vemuhtemelen Menzoberranzan'ın en iyi silah ustası olanDantrag'ı Drizzt yüzünden kaybetmişti. Kızı olan acımasızVendes'i Drizzt yüzünden kaybetmişti. Yaşlı kocakarı için enacı verici olanı ise, Drizzt ve dostları yüzünden ittifakı, yanidaha büyük bir görkem elde etme fırsatını yitirmişti. Zira,hem Menzoberranzan'ın yöneticileri hem de rahibeler olanmatron analar, o sarkıt kayanın Lloth'un en kutsal mekanıolan bu binanın çatısını kutsal tören sırasında yararak İçeridalışına tanık olmuşlardı. Böylece, tanrıçanın bu ittifakı veyaklaşan savaşı takdis ettiği konusundaki inançları sarsılmıştı.Hepsi de aceleyle Baenre Evi'ni terk etmiş, kendi evlerinegeri dönmüş ve kapılarını sıkı sıkıya kapayıp Lloth'unarzusunun ne yönde olduğunu düşünmeye başlamışlardı.

Matron Baenre büyük oranda prestij kaybetmişti.

Page 28: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Fakat olan biten her şeye rağmen ilk matron ana, ittifakıyeniden kurabileceği konusunda kendinden emindi.Boynunda asılı duran kolyesinin ucunda, çok eski bir cücekralının dişinden oyulmuş bir yüzük vardı. O cüce kral ise,Battlehammer Klanı'nın atası ve Mithril Salonu'nun kurucusuolan Gandalug Battlehammer idi. Matron Baenre,Gandalug'un ruhuna sahipti ve ondan cüce madenlerihakkında bilgi alabiliyordu. Drizzt'in kaçışına rağmen, kanıelfler Mithril Salonu'na gidebilir, Drizzt ve dostlarınıcezalandırabilirdi.

Matron Baenre ittifakı yeniden kurabilirdi, takatanlayamadığı bir sebepten dolayı Örümcek Kraliçe Lloth onuengelliyordu. Lloth'un yardımcıları olan yochlollar, Baenre'yegelmiş ve ittifakı bir kenara bırakması, ilgisini kendi ailesineverip evinin savunmasını güçlendirmesi konusunda onuuyarmışlardı. Bu, Örümcek Kraliçe'nin hiçbir rahibesininitaatsizlik etmeye cüret edemeyeceği bir emirdi.

Arkasında, zemine güm güm vuran sert çizrne seslerini vebol sayıda mücevherattan gelen şıngırtıları işitti. OdayaJarlaxle'ın girdiğini anlaması için arkasını dönüp bakmasıgerekmiyordu.

"İstediğin şeyi yaptın mı?" diye sordu, kubbeli tavanınonanın çalışmalarını seyretmeye devam ederek.

Her zaman iğneleyici konuşan erkek drow, "Size deselamlar İlk Matron Ana," diye yanıtladı. İşte bu, Baenre'nindönüp ona bakmasını ve kaşlarını çatmasını sağladı (kendisive Menzoberranzan’ın diğer yönetici dişileri, her ne zaman buparalı askere baksalar aynı şekilde kaşlarını çatarlardı).

Page 29: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Kasıntının tekiydi —onu tanımfayabilecek başka bir kelimeyoktu. Menzobenanzan'daki kara elfler, özellikle de aşağıseviyeli erkekler, normalde basit ve pratik elbiseler giyerlerdi:örümcek veya ağ motifleriyle süslü, koyu renkli cübbeler, yada esnek zincir zırhın altına düz ve siyah yelekler. Ve hemerkek hem de dişi drowlar, neredeyse her zaman İçin,kamuflaj özellikli piwqwifler, yani kendilerini birçokdüşmanın meraklı gözlerinden gizleyen koyu renkli pelerinlerkuşanırlardı.

Jarlaxle için durum böyle değildi tabii. Kafası tamamentıraşlıydı ve devasa bir diatryma kuşunun tüyüyle süslü oiangeniş siperlikli şapkasını yanından hiç eksik etmezdi. Bircübbe veya kaftan yerine, tayftaki bulun renklerle parlayanbir pelerini vardı ve bu pelerin, hem ışık dünyasını görenlerhem de ısı algılayan gözler için bütün renkleri barındırıyordu.Kolsuz yeleği, karnındaki sıkı kasları gözler önüne serecekşekilde yüksek kesimdi ve üzerinde envai çeşit yüzükler,kolyeler, bilezikler ve hatta tıalhallar vardı. Bütün bumücevherat kulak tırmalayıcı bir sesle şıngırdıyordu —tabisadece paralı asker onların şıngırdamasını istediği zaman.Tıpkı ibadet salonunun sert zemininde net bir şekilde duyulançizmeleri gibi, üzerindeki mücevherler de tamamensessizleştirilebiliyordu.

Matron Baenre, paralı askerin alışılmış göz yamasınınbugün sol gözünün üzerinde olduğuna dikkat etti. Ama bununne anlama geldiğini kestiremiyordu, tabu eğer bir anlamageliyorduysa.

Zira o göz yamasında, mücevherlerde, çizmelerinde,kemerindeki iki değnekte ve onların yanında asılı duran

Page 30: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kaliteli kılıçla ne gibi büyüler olduğunu kim bilebilirdi.Matron Baenre, o nesnelerin yarısının, hatta değneklerden birtanesinin muhtemelen sahte olduğuna, hepsinin desessizleşmek dışında ya çok az büyülü, ya da tamamenbüyüsüz olduğuna inanıyordu. Jarlaxle'ın yaptığı her şeyinyansı blöftü, ama diğer yansı kurnazca ve son dereceölümcüldü.

İşte bu kasıntı paralı askerin bu kadar tehlikeli olmasınınsebebi buydu.

Matron Baenre'nin, Jarlaxle'dan bu kadar nefret etmesininve ona bu kadar ihtiyaç duymasının sebebi de buydu. Jarlaxle,çoğunlukla ailelerini evler arası savaşlarda yitirmiş olanhaydut drow!ardan oluşan casuslar, hırsızlar ve katiller örgütüBregan D'aerthe'nin lideriydi. Tıpkı tehlikeli liderleri kadargizemli olan Bregan D'aerthe üyeleri toplum içindetanınmıyorlardı, ama gerçekten de güçlü —şehrin tanınmışevlerinin birçoğu kadar güçlü- ve etkiliydiler.

"Ne öğrendin?" diye açıkça sordu Matron Baenre.

"Öğrendiğim her şeyi anlatmak asırlarımı alacaktır," diyeyanıtladı kendini beğenmiş haydut.

Baenre'nin kırmızı renkle parlayan gözleri kısıldı veJarlaxle, kadının onun küstahlığına tahammül edecek havadaolmadığını anladı. Kadının korktuğunu biliyordu ve kutsaltörende yaşanan faciayı düşününce korkmakta haklı olduğunuanladı.

Page 31: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

''Hiçbir komplo bulamadım," diye dürüstçe itiraf etti paralıasker.

Matron Baenre'nin gözleri genişledi ve bu damdan düşmeyanıt karşısında şaşıran yaşlı kadın topuklan üzerinde geriledi.Elbette ki paralı askerin söyleyeceği her türlü yalanısaptayabilmesini sağlayacak bazı büyüler yapmıştı. Ve yineelbette ki Jarlaxle bunu biliyor olmalıydı. Görünüşe bakılırsao büyüler, bu kurnaz paralı asker liderini hiç rahatsızetmiyordu. Jarlaxle, her türlü sorunun etrafında dans edipdolaşır, asla gerçeği tam anlamıyla söylemez ama asla açıkçayalan konuşmazdı.

Fakat bu sefer dürüstçe yanıtlamıştı ve bariz sorununcevabını net bir şekilde vermişti. Ve Matron Baenre'ninanlayabildiği kadanyla gerçeği söylüyordu.

Baenre bunu kabul edemezdi. Belki de büyüsü istediğişekilde işe yaramıyordu. Belki de Lloth, onu Başarısızlığıyüzünden gerçekten terk etmişti ve bu sebeple Jarlaxle'ındürüstlüğüne inanması için şimdi onu kandınyordu.

"Matron Mez'Bams Armgo," diye devam etti Jarlaxle,şehrin ikinci evi olan Barrison del'Arrngo Evi'nin MatronAnası'ndan söz ederek, "size karşı bağlılığını koruyor ve tabiidavanıza da. Hem de kutsal törende yaşanan..." doğru sözüarayıp taradı, "rahatsızlığa rağmen," dedi en sonunda. "HattaMatron Mez'Bams, eğer Mithril Salonu'na sefer harekatıdevam ederse diye kendi garnizonuna hazır bekleme talimatıverdi. Onlann gitmeye çok hevesli olduğu konusunda sizitemin edebilirim, özellikle de..." Paralı asker duraksayıp

Page 32: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

yalancı bir hüzünle iç çekti ve Matron Baenre onun nekastettiğini anlayıverdi.

Mantıken Mez'Barris'in, Mithril Salonu'na gitmeye hevesliolması doğaldı. Zira Dantrag Baenre öldüğüne göre, onunkendi silah ustası olan güçlü Uthgental, hain Do'Urden'ihaklayabilirdi ve o takdirde Barrison del'Arrngo Evi ne büyükbir prestij kazanırdı!

Yine de bu mantık ve Jarlaxie'ın görünüşteki dürüst iddiası,Matton Baenre'nin korkularını körüklüyordu. ZiraBarrison del'Arrngo'nun yardımı olmadan,Menzobenanzan'daki hiçbir ev ittifakı Baenre Evi'ni tehditedemezdi.

"Hayatla kalan çocuklarınız arasındaki küçük sürtüşmelerelbette ki yatıştı," diye devam etti Jarlaxle. "Ama biıbirileriylepek az irtibatları oldu ve içlerinden herhangi birisi size karşıharekete geçmeyi planlıyorsa bile, bunu hainin kaçışındanberi Akademi'de meşgul oian Triel'in yardımı olmadanyapmak zorunda olacak."

Matron Baenre, bu açıklama karşısında duyduğurahatlamayı gizlemek için çaba sarfetti. Eğer kızları arasındaen güçlüsü olan ve kesinlikle Lloth'un takdisini elindebulunduran Triel ona baş kaldırmayı planlamıyorduysa,içeriden bir iktidar darbesi gelmesi pek muhtemelgörünmüyordu.

"Kısa süre içinde Berg'inyon'u silah ustası olarak tayinetmeniz bek-İeniyor ve Gromph'un da buna karşı çıkmamasıumuluyor," diye belirtti Jarlaxle.

Page 33: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Matron Baenre başıyla onayladı. Gromph onun en büyükoğluydu ve Menzoberranzan'ın Başbüyücüsü olarak, şehirdekibütün erkeklerden daha büyük bir nüfuza sahipti (tabiimuhtemelen kurnaz Jarlaxle haricinde.) Gromph,Berg'inyon'un Baenre Evi silah ustası olmasına karşıçıkmazdı. Baenre kızları arasındaki mevki durumunun dagüvende olduğunu kabul etmeliydi. Triel Akademi'de Arach-Tinilith'in Öğretmen Anası'ydı, Vendes'in ölümünden sonraboşalan görevler ve güç mevkiileri için birkaç kızı çekişmeyaşayabilirdi, arna bu durum muhtemelen onun başınıağrıtmazdı.

Matron Baenre, Drizzt ile dostlarının tavandan içerisoktuğu dev sarkıta dönüp baktı ve gördüğü şeyden hiçmemnun kalmadı. Zalim ve acımasız Menzoberranzan'da,memnuniyet ve kendini beğenmişlik, çoğunlukla beraberindekaçınılmaz bir şekilde nihai yıkım getirirdi.

BÖLÜM 2

KARINDEŞEN TABURU

"O şeye ihtiyacımız olacak nıı dersin?" diye sorduCattibrie, Drizzt ile birlikte Mithril Salonu'nun aşağı

Page 34: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bölümlerinde ilerlerken. Sol tarafa doğru dönüp genişleyen vecücelerin meşhur Yeraltı Şehri'nin büyük, yükseltilimağarasına açılan bir koridorda yürüyorlardı.

Drizzt duraksayıp ona baka, sonra sola dönüp Cattibrie'ı daardından çekiştirdi. Geçitten dışan adımım attı ve genişmağaranın zemininden yüksekteki ikinci katmana çıktı.

Mekan koşuşturmacatarla doluydu. Cüceler dört bir tarafakoşturuyor, iri pompalama körüklerinin sürekli uğultusu vemilhrile vuran çekicin kararlı çınlayıştan arasından sesleriniduyurabilmek için haykınyorlardı. Burası Mithril Salonu'nunkalbiydi, doğu ve batı duvarları üzerine oyulmuş devasabasamak katmanların bulunduğu geniş ve açık bir mağaraydı.Bu nedenle burası tersyüz edilmiş bir piramidi andırıyordu.En geniş zemin, dev basamakların arasında bulunan enaşağıdaki katmandı ve iri demirci ocakları buradabulunuyordu. Güçtü cüceler, kendilerine söylenen yerleredoğru maden cevheriyie dolu el arabaları götürüyor, bu sıradabazıları ocak mekanizmasının çok sayıda manivela kollarınınbaşında görev yapıyor, diğerleri ise bitirilmiş metal eşyalarıküçük el arabalarında basamak katmanlardan yukarıtaşıyorlardı. Orada, çok sayıdaki usta bu madencevherlerinden yararlı nesneler yapıyorlardı. Normalde,burada çok çeşitli sayıda eşya yapılırdı, kaliteli gümüşçülük,mücevherli kadehler ve süslü miğferler gibi. Bunlarmuhteşem eserlerdi, ama pratik olarak pek az işe yararlardı.Fakat şimdi, onları bekleyen bir savaş varken, cüceler silahlarve savunmaya yönelik zırhlar yapmaya yoğunlaşmışlardı.Drizzt ile Cattibrie'ın beş metre ötesinde, üstü başı sakalınınrengi seçilemeyecek kadar çok kurumla kaplanmış olan bir

Page 35: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

cüce, gövdesi demirden ve ucu mithrilden yapılmış başka birbalista okunu duvara yasladı. Cüce, ikibuçuk metrelikmızrağın en tepesine erişemiyordu, ama mızrağın zıpkın gibibir çok çengeli olan ucuna baktı ve kıkırdadı. Mızrağın hızlauçuşu ve drowlann sıra halinde arka arkaya duruşu hakkındabir fantezi kurmuş olduğuna hiç şüphe yoktu,

İki dostun yaklaşık elli metre üzerinde, katmanlararasındaki bağlantıyı sağlayan kemerli köprülerden birisindehararetli bir tartışma çıktı. Drizzt ile Cattibrie ortama hakimolan gürültü patırtı arasından konuşulan sözleri işitmediler.Ama, eğer kara elfler tesisin üst seviyelerine ulaşmayaçalışırsa onları belli bir yere doğru sürmek amacıyla oköprüyü ve diğer köprülerin birçoğunu çökertip çökertmemekkonusunda tartıştıklarını tahmin ettiler.

Hepsi; Drizzt, Cattibrie ve Bruenor ile tüm halkı, bu işin oraddeye kadar gelmeyeceğini umuyordu.

İki dost bilmiş bilmiş bakıştılar. Mithril Saionu'nun uzuntarihi boyunca Yeraltı Şehri, bu denli bir heyecanı çok azyaşamıştı. Bu heyecan, neredeyse çılgınlık sınırlarındadolaşıyordu, iki bin cüce etrafta koşturuyor, bağırıp çağırıyor,çekiçleriyle metalleri dövüyor ve bir katırın dahi çeke-meyeceği kadar ağır yükler taşıyordu.

Bütün bunların sebebi drowlann geleceğindenkorkmalarıydı.

Cattibrie, Drizzt'in neden bu mekana uğradığını veBruenor'un onlara söylemiş olduğu gibi, Konaktaşı'na

Page 36: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

gitmeden önce buraya gelip buçukluk Regis'i bulmalarıkonusunda neden ısrar ettiğini o zaman anladı.

"Haydi gidip şu sinsi ufaklığı bulalım," dedi Drizzt'e, sesiniduyurabilmek için bağırmak zorunda kalarak. Drizzt başıylaonayladı ve nispeten daha sessiz ve daha loş olan koridorlaradoğru genç kadını takip etti. Ondan sonra Yeraltı Şehri'ndenayrıldılar ve Bruenor'un onlara buçukluğu bulabileceklerinisöylemiş olduğu uzak dairelere doğru yola koyuldular.Sessizce ilerliyorlardı —ve Drizzt, Cattibrie'ın sessiz hareketetmeyi bu kadar iyi öğrenmiş olması karşısında etkilendi.Tıpkı onun gibi, genç kadın da ince ama inanılmaz derecedegüçlü mithrii halkalardan oluşan kaliteli bir örgü zırhgiyiyordu. Bu zırh onun üzerine tam olarak oturması içinMithril Salonu'ndaki en iyi zırh ustası olan Buster Bracer'inelinden geçmişti. Cattibrie'in zırhı, cücenin ününe hiç degölge düşülmüyordu, zira o kadar mükemmel bir şekildeyapılmıştı ve o kadar esnekti ki, genç kadının her hareketiylebirlikte sanki kalın bir gömlefoniş gibi rahatça kıvrılıpbükülüyordu.

Drizzt'inkiler gibi Cattibrie'ın çizmeleri de inceydi veayağına tam oturuyorlardı ama drowun keskin kulakları için,pek az insan bu kadar sessiz harekel edebilirdi. Drizzt, uzunaralıklarla duvara yerleştirilmiş olan meşalelerin titreşen loşışığında, çaktırmadan ona göz gezdirdi. Genç kadının birdrow gibi adım atmakta olduğuna dikkat etti. insanlararasında yaygın olan önce topuk sonra parmaklar seklindekiadım metodu yerine, zemine önce ayağının burun kısmıdeğiyordu. Drizzt'i Menzoberranzan'a kadar takip ederkenKaranlıkaltı'nda geçirdiği zaman Cattibrie'ın işine yaramıştı.

Page 37: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drow başını sallayıp onu iakdir etti ama hiçbir yorumdabulunmadı. 'Cattibrie bugünkü iftihar puanlarını zatenkazandı,' diye sonuca vardı Drizzt. 'Egosunu daha fazlaşişirmenin hiç alemi yok.'

Koridorlar boştu ve gitgide daha da karanlıklaşıyordu.Drizzt bu oerçeği gözden kaçırmadı. Hatta gözlerinin ısıgörüş tayfına geçmesine izin dahi verdi; bu şekilde,nesnelerin farklı ısı dereceleri onların dış hatlarını genelolarak belirliyordu. insan olan Caii-brie buna benzer birKaranlıkaltı aörüş yeteneğine elbette ki sahip değildi. Amaahunda ince, gümüşten bir zincir taç vardı. Bu tacın öntarafında ise ortasında kara bir çizgi olan yeşil bir mücevher,bir kedi gözü akik taşı mevcuttu. Bu taç ona bizzat LeydiAlustriel tarafindan verilmişti ve onu takan kişinin, enkaranlık ve en derin tünelde bile sanki yıldızlı bir gecede açıkbir çayırda duruyormuş gibi etrafi görmesini sağlıyordu.

İki dost karanlıkta yönlerini bulmakta hiç sıkıntıçekmeseler bile pek rahat değillerdi. 'Neden meşalelerYarımıyor?' İkisi de bunu merak ediyor, ikisi de ellerinisilahlarının kabzalarına yalan tutuyorlardı. Cattibrie, büyülüyayı Kalp Avcısı TaulmariFi yarımda getirmediği için anidenpişmanlık duydu.

Feci bir çarpma sesi geldi ve ayaklarının altındaki zeminsarsıldı. İkisi de derhal yere sindiler; Drizzt'in palalarıellerinde o kadar hızlı bir şekilde belirdi ki, Cattibrie drowunhareket edip etmediğini dahi göremedi. Genç kadın ilk başta,bu imkansız derecede hızlı manevranın büyülü bilekliklerinbir sonucu olduğunu sandı. Ama Drizzt'e şöyle bir baktıktansonra, drowun bileklikleri takmamış olduğunu fark etti. O da

Page 38: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kılıcını çekti ve derin bir nefes aldı. Bu sırada, dövüş yeteneğikonusunda inanılmaz kolcuya yaklaşmakta olduğunudüşünmüş olduğu için kendisini gizliden gizliye azarladı.Cattibrie bu düşünceyi aklından uzaklaştırdı —şimdi hiçsırası değildi— ve ileride uzanan dolambaçlı koridorayoğunlaştı. Drizzt ile genç kadın, düşmanların saklanmışolabileceği gölgelere bakınarak ve yan geçitlere açılan kumazgizli kapılan belli edecek çizgileri görmek için duvarlaradikkat ederek yan yana ve yavaşça ilerlediler. Cüce tesisindeböyle yan geçitler yaygındı, zira çoğu cüce o geçitleri inşaedebilirdi ve doğa itibarıyla açgözlü olan cücelerin çoğu isekişisel eşyalarını saklardı. Cattibrie, Mithril Salonu'nün azkullanılan bu bölümünü pek iyi bilmiyordu. Drizzt de öyle.

Bir başka çarpma sesi geldi, zemin öncekinden daha dafazla sallandı ve dostlar olay mahaline yaklaşmaktaolduklarını anladılar. Cattibrie bu kadar sıkı çalıştığınamemnundu ve Drizzt Do'Urden'in yanında olmasından dahada memnundu.

Cattibrie durdu, Drizzt de aynısını yaptı ve dönüp onabaktı.

"Guenhwyvar?" diye sessizce ağzını oynatarak sordu. Kastettiği şey.

Drizzt'in kedi dostu olan ve drowun Astral Düzlem'dençağırabildiği sadık panterdi.

Drizzt bu öneriyi bir anlığına düşünüp tartn. Şu sıralarGuenhwyvar'ı; pek sık çağırmamaya dikkat ediyordu, zirapantere kısa süre içinde daha sık olarak ihtiyaç duyulacağını

Page 39: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

biliyordu. Büyünün sınırlan vardı; Guenhwyvar, MaddeDüzlem'e her iki günde bir gelip yarım gün kalabiliyordu.

'Henüz değil,' diye karar verdi Drizzt. Bruenor, Regis'inburalarda neler yapıyor olabileceğine dair hiçbir bilgivermemişti, ama aynı zamanda cüce, bir tehlikeninolabileceğine dair herhangi bir ipucu da vermemişti. Drowhafifçe kafesini salladı, iki dost, sessiz ve emin adımlarlayollarına devam ettiler.

Üçüncü bir çarpma sesi duyuldu ve onu bir inilti takip etti.

"Kafan, seni ahmak herif!" diye keskin bir azarlama geldi."O leş kokulu kafanı kullancan!"

Drizzt ile Cattibrie derhal doğruldular ve silahlarınınkabzaları üzerindeki ellerini gevşettiler. "Pwent," dediler aynıanda. Bahsettikleri kişi terbiyeden nasibini almamış savaşöncüsü Thibbledorf Pwent idi; yani Dünyanın Omurgası'nıngüneyindeki (ve muhtemelen kuzeyindeki) cüceler arasındaen pis ve en kötü kokulu cüce.

"Bundan soora kafana lanet olası bi miifer takmakistersin!" diye devam ediyordu nutuk.

İki yol arkadaşı, bir sonraki köşeyi döndüklerindekoridordaki bir yol, ayrımına gelip çattılar. Sol tarafta Pwenthiddetle kükremeye devam ediyordu; sağ tarafta ise, çoksayıdaki çatlağından meşale ışığı sızmakta olan bir kapı vardı.Sağ taraftan gelen hafif ve tanıdık bir kıkırdama sesi işitenDrizzt kafasını eğdi.

Page 40: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie'a takip etmesini işaret etti ve kapıyı çalmadaniçeri girdi, Regis içeride, sol laraftaki duvarın yanındaki birmanivela koluna yaslanmış bir halde yalnız başına duruyordu.Dostlarını gördüğünde yüzü birden aydınlanan buçukluk birelini yükseğe —yani nispeten yükseğe, zira Regis buçuklukstandartlarına göre bile küçük sayılırdı; kıvırcık kahverengisaçları taş çatlasa bir metrelik boyuna taçtık ediyordu—kaldırıp onlara doğru salladı. Buçukluk, gereğinden büyük birgöbeğe sahipti, fakat son günlerde zayıflamaya başlamış gibigörünüyordu. Zira yuvası haline gelen bu mekanın içindebulunduğu tehlikeyi, bu tembel buçukluk bile ciddiyealıyordu.

Drizzt ile Cattibrie kendisine yaklaşırken, Regis birparmağını dolgun dudaklarından birisinin üzerine koydu veönünde duran 'kapıyı' işaret etti. İki yol arkadaşının da nelerdönmekte olduğunu anlaması uzun sürmedi, Regis'inyanındaki manivela kolu, demir kızaklarla kapının üzerindeduran ve aşağı inen ağır bir methal levayı hareketegeçiriyordu. Metal levha tam önünde durduğu için ahşap kapışimdi zar zor görülebiliyordu.

Kapının öteki tarafında gök gürültüsüne benzer bir ses,"Fırla!" diye emir verdi. Bunun ardından hücuma geçmişayak sesleri ve hırıltı dolu bir oürleyiş duyuldu. Sonra hızlakoşan cüce, arkası demirle desteklenmiş olan kapıyaçarptığında ve elbette ki geri sektiğinde büyük bir gümbürtükoptu.

"Savaş öncüsü eğitimi," diye sakince açıkladı Regis.

Page 41: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Babasının ona Pıvent'in planlan hakkında söylediği şeylerihatırlayan Cattibrie, Drizzt'e yüzünü ekşiterek baktı."Karındeşen Taburu," diye belirtti ve Drizzt başıyla onayladı.Zira Bruenor, Thibbledorf Pwent'in pek de ince iş istemeyensavaş öncülüğü sanan konusunda bir grup cüceyi yetiştirmeyiplanladığını ona anlatmıştı. Bu onun kendisine hasKarındeşen Taburu olacaktı; yüksek motivasyonlu, çılgındövüş konusunda hünerli ve pek zeki olmayan cücelerdenoluşan bir birlik.

Bir başka cüce demir destekli kapıya muhtemelen kafa üstübindirdi. Böylece Drizzt, Pwent'in askerlerinde beklediği üçözellikten en sonuncusunu nasıl elde etmeyi planladığınıanlayıverdi.

Cattibrie kafasını salladı ve iç geçirdi. Bu taburun askerideğerinden hiç şüphesi yoktu. Pwent, Mithril Salonu'ndakiherkesi alaşağı edebilirdi, tabii Drizzt ve belki de Bruenorharicinde ama, küçük Thibbledorf Pwent'lerden oluşan birgüruhun etrafta koşuşturması fikri kesinlikle midesini altüstediyordu!

Kapının öteki tarafında, Pwent askerlerini feci şekildepaylıyor, onlara her türlü cüce küfrünü savuruyordu. Yirmiyıldan uzun bir süredir klanın arasında yaşamakta olanCattibrie, bu küfürlerden birçoğunu hiç duymamıştı ve Pwentbirçoğunu o anda kafasından atıyor gibiydi; mesela, "eşeksevici, pire koklayan, su içen, lanet sütü saamak için lanetineğin boazını sıkçaanı zanneden, kumlası çuvalı," gibi.

"Konaktaşı'na gidiyoruz," diye Regis'e açıkladı Drizzt,aniden buradan gitmeye hevesli olup çıkarak, "Berkthgar

Page 42: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

zorluk çıkartıyor."

Regis başıyla onayladı. "Savaş çekicini istediğini Bruenor'asöylediği zaman yanlanndaydım." Buçukluğun çocuğumsuyüzünde alışılmış, hüzünlü gülümsemesi belirdi. "Bruenor'unonu ortadan ikiye böleceğini sandım!"

"Berkthgar'a ihtiyacımız var," diye buçukluğa hatırlattıCattibrie.

Regis bu düşünceyi elini sallayarak geçiştirdi ve, "Blöfyapıyor," diye ısrar etti. "Asıl Berkthgar'ın bize ihtiyacı var.Aynca halkı, Berkihgar'ın kendilerine İyi davranan cüceleresırlını dönmesini hiç de hoş karşılamaz."

"Yok canım, Bruenor onu öldürmez," dedi Drizzt, hiç deinandırıcı olmayan bir sesle. Üç dost da duraksayıpbirbirilerine baktılar ve hepsi de cüce kralının, yani eski vehiddetli Bruenor'un geri dönmüş olduğunu düşündüler.Silahların en güzeli olan ve parlak mithril kafasının ikiyanında cüce tanrılarının kutsal rünleri bulunan Aegis-fang'ıakıllarında canlandırdılar. Silahın kafasının bir yanında RuhDemircisi Moradin'in örs ve çekici, diğer tarafında ise savaştanrısı Ciangeddon'un çapraz baltalan vardı ve' iki tarafındada, üzeri bir dağın içindeki mücevher ile mükemmel birşekilde kaplanmıştı, ki bu da Sırlar Bekçisi Dumathoin'insembolüydü. Bruenor cüce demirciler arasında en iyilerdenbirisiydi, ama Aegis-fang'i yaparak yaratıcılığının doruknoktasına çıktıktan sonra, pek nadiren demirhanesinin başınageri dönmüştü.

Page 43: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Aegis-fang'i ve Bruenor'un oğlu gibi olan, uzun boylu, sarısaçlı genç çocuk Wulfgar'ı düşündüler. Bruenor o kudretliçekici Wulfgar için yapmıştı, "Bruenor onu gerçektenöldürür," dedi Cattibrie, üçünün de düşünceleriniseslendirerek.

Drizzt konuşmaya yeltendi, ama Regis bir parmağınıkaldırarak ona durmasını işaret etti.

Pwent, kapının öbür tarafında,"... şimdi kafanı aşsa eğbakiim!" diye böğürmekteydi. Regis başını salladı, gülümsedive Drizzt'e sözüne devam etmesini işaret etti.

"Biz düşündük de—"

Başka bir çarpma sesi duyuldu, sonra başka bir inilti geldi.Bunun! ardından, yere çakılmış olan savaş öncüsü adayı,kafasını şiddetle salladığında cücenin dudaklarının birbirineçarpışını işittiler.

"Kendine gelmek için iyi yöntemmiş!" diye tebrik ettiPwent.

"Biz senin de bizimle gelebileceğini düşündük," dediDrizzt, Cattibrie'ın bıkkınlık dolu iç geçirişini duymazdangelerek.

Regis bunu biraz düşündü. Her ne kadar yaz geçip gitmişve sonbahar, ayazlan daha şimdiden havayı soğutmayabaşlamış olsa bile buçukluk, madenlerden dısan çıkmayı vebir kez daha güneş ışığı altında şöyle bir gerinmeyi çokisterdi.

Page 44: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Kalmam gerekli," diye belirtti buçukluk, alışılmadık birşekilde kendini işine adama örneği sergileyerek. "Yapılacakçok işim var."

Drizzt ile Cattibrie başlarıyla onayladılar. Regis şu sonbirkaç ay, içinde, yani kriz zamanı sırasında çok değişmişti.Drizzt ile Cattibrie Menzoberranzan'a gittiğinde —DrizztMithril Salonu üzerindeki tehlikeyi sonlandırmaya, Cattibrieise onu bulmaya gitmişti— Regis, keder içindeki! Bruenor'usavaşa hazırlanmaya teşvik etmek için kumandaya geçmişti.Hayatının büyük bir bölümünü, üzerine yatacağı en yumuşakdivanı arayarak geçirmiş olan Regis, yeni edindiği hararetlienerjisiyle en sert cüce generallerini ve hatta ThiblledorfPwent'i bile etkilemeyi başarmıştı. Şimdi de buçukluğunonlarla gitmekten hoşlanacağını, ama görevine sadık kaldığınıikisi de biliyordu.

Drizzt, uzun uzun Regis'e baktı ve talep edeceği şeyisöylemenin en iyi yolunu aradı. Buçukluk neyin gelmekteolduğunu anladı ve drowu şaşkına çevirecek şekilde elleriderhal boynundaki zincire gitti. Yakut süsü kafasınınüzerinden çekip çıkarttı ve kayıtsızca Drizzt'e doğru fırlattı.

'Buçukluğun büyüdüğünün bir başka işareti,' diye düşündüDrizzt, zincirin ucunda asılı duran parlak yakuta bakarken.Regis'in Calimport'taki eski lonca başkanından çaldığı bubüyülü yakut, buçukluğun en kıymetli eşyasıydı. Buçuklukşimdiye kadar, tek bir yavrusu olan bir anne aslan gibi onagözü gibi bakıp, onu herkesten sakmmıştı.

Drizzt yakuta bakmaya devam etti ve mücevherin çoksayıdaki yüzeyine dalıp gitmekte olduğunu, kendisine vaatler

Page 45: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sunan derinliklerine doğnı döne döne gömülmekte olduğunu...

Drow silkindi ve başını çevirmeye zorladı. Onu kontroledecek birisi olmadığında bile, tılsımlı yakut onu etkilemişti.Hayatında bu kadar güçlü bir tılsım görmemişti. Ama yine de,paralı asker Jarlaxle, bunu ona geri vermiş, Drizzt'inkaçışından sonra Menzoberranzan'ın dışında karşılaştıklarındagönüllü olarak yakutu elden çıkartmıştı. Jarlaxle'ın onuDrizzt'e geri vermesi beklenmedik ve önemli bir şeydi, fakalbunun ne gibi bir önem taşıdığını Drizzt henüz çözememişti.

"Onu Berkhlgar üzerinde kullanmadan önce dikkatlidavranmalısınız," dedi Regis, Drizzt'i düşüncelerinden sıyırıpalarak. "O kibirli biri ve eğer kendisine karşı kara büyükullanıldığını anlarsa ittifak gerçekten bozulabilir."

"Doğru dedin," diye hemfikir oldu Cattibrie ve Drizzt'ebaktı.

"Sadece ihtiyaç duyarsak," diye belirtti drow, zinciriboynuna takarken. Yakut süs, drowun göğsünün üzerindeduran —ve tanrıçasının sembolü olan— fildişinden tekboynuzkafasının Yanına geldi.

Başka bir cüce, kapıya sertçe çarpıp yığıldı ve inleyerekyere serildi.

Pwent'in, "Pöh!" diye burnundan soluduğunu duydular."Hepiniz elf aşıı cicilersiniz! Bu işin nassı yapıldıını sizegöstercem şimdi!"

Page 46: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Regis başıyla onayladı —beklediği işaret işte buydu— vederhal manivela kolunu çevirmeye başladı. Böylece kapınınarkasındaki metal levhayı yukan kaldırmış oldu.

"Dikkat edin," diye iki yol arkadaşını uyardı, zira Pwent'inkapıyı parçalayıp giriş yapacağı yerde durmaktaydılar.

"Ben gidiyorum," dedi Cati-brie ve diğer, normal kapıyadoğru ilerlemeye başladı. Genç kadın Pwent ile karşılaşmayahiç niyetli değildi. Cüce, muhtemelen pis parmaklarıylaCattibrie'ın yanağını çimdikler ve güzel bir kadın olabilmesiiçin 'şu sakal üzerinde çalışması' gerektiğini söylerdi.

Drizzt'in de gitmek için pek ikna edilmeye ihtiyacı yoktu.Yakut süsü kaldırdı, Regis'e doğru kafasını sallayarak sessizceteşekkür etti ve Cattibrie'ın ardından hızla koridora çıktı.

Daha on adım atmamışlardı ki antrenman kapısınınparamparça olduğunu işittiler. Bunun ardından Pwent'inhisterik gülüşleri duyuldu ve saf Karındeşen Taburuüyelerinden övgü dolu "ooo" ve "vay canına" sesleri yükseldi.

"Hepsini Menzoberranzan'a yollamalıyız," dedi Cattibrietatsızca. "Pwent koca şehri cehennemin dibine kadar önünekatar!"

İnanılmaz derecede güçlü drow evleri arasında büyümüş,yüce rahibelerin gazabına tanık olmuş ve yüzeydeki yıllarındagördüğü her şeyin ötesinde muhteşem büyülü numaralarİzlemiş olan Drizzt dahi Catti-bne'ın bu fikrine katılmadanedemedi.

Page 47: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Konsey üyesi Firble, buruş kınş ellerinden birisini kelkafasına görürdü. Meşale ışığı altında kendisini rahatsızhissediyordu, Firble bir svirfheblin, yani bir yeraltı gnomu idi.Bir metre boyunda bir vücuda sıkıştırılmış elli kiloluk sıkı birkas yığınıydı. Karanlıkaltı'nda pek az ırk svirfhebliler kadariyi bir dayanışma halindeydi ve nadiren görülen pechlerdışında hiçbir ırk yer altı kayalarını onlar kadar iyi bilmezdi.

Yine de Firble şimdi, yuvası olan Blingdenstone'unsınırlarının ötesindeki boş (olduğunu umduğu) koridorlardabulunduğu İçin epey korkuyordu. Meşale ışığından nefretediyordu, aslında her türlü ışıktan nefret ederdi, ana KralSchnicktick'in emirleri kesin ve tartışmasızdı: Hiçbir gnomelinde meşale olmadan koridorlarda dolaşmayacak!!.

Yalnızca bir gnom hariç hiçbir gnoın. Firble'ın bugünkü yolarkadaşı meşale taşımıyordu, zira elleri yoktu.Blingdenstone'un En Saygıdeğer Oyuk Sorumlusu olanBelwar Dissengulp'ın ellerini, çok uzun seneler önce bir drow,Drizzt Do'Urden'ın ağabeyi Dinin kesmişti, Yİne de diğerbirçok Karanlıkaltı ırkının aksine, svirfiıeblüer merhametsahibidirler. Böylece gnom zanaatçılar, bu ellerin yerinetılsımlanmış som miihrilden muhteşem aletler yapmışlardı:Belwar'ın sağ kolunun ucunda blok şeklinde kafası olan birçekiç ve sol kolunda ise iki başlı bir kazma vardı.

"Tüm tamamladık," diye belirtti Firble. "Blingdenstone'ageri dönüyoruz!"

"Hiç de bile!" diye homurdandı Belwar. Sesi çoğusvirneblininkinden daha derin, daha güçlüydü ve fıknaz,

Page 48: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

fiçıya benzer göğsünü hesaba katılacak olursa ona epeyuyuyordu.

"Tünellerde hiç drow yok," diye ısrar etti Firble. "Üçhaftadır tek bir çatışma bile çıkmadı!" Bu doğruydu; aylarboyunca Blingdenstone'un civarındaki tünellerdeMenzoberranzan drowlarıyla yapılan çatışmalardan sonrakoridorlar garip bir şekilde sessizi esmişti. Belwar, dostu olanDrizzt'in bu değişiklikte şu ya da bu şekilde rol oynadığınıanlamıştı ve Drizzt'in yakalanmış veya Ölmüş olmasındankorkuyordu.

"Etraf sessiz," dedi Firble daha hafifçe, sanki kendi sesiningetirebilecek tehlikeleri daha yeni anlamış gibi. Küçüksvirfheblinin içini bir ürperti sardı. Belwar onu şehirdençıkartıp buraya zorla getirmişti —görev sırası ondaydı, amanormalde Fİrble kadar deneyimli ve saygıdeğer birisi kaşiflikgörevlerinden muaf tutulurdu. Fakat Belwar gelmesi için ısraretmişti ve Firble'ın anlayamadığı bir sebepten dolayı KralSchnicktick, en saygıdeğer oyuk sorumlusuyla hemfikirolmuştu.

Firble'ın tünellere alışık olmadığından değildi hani. Aslındatam tersine, Menzoberranzan ile irtibatı olan tek Blingdestonegnomu oydu ve drow şehrinin yakınlarındaki tünellerkonusunda diğer bütün yeraltı gnomlanndan daha fazlabilgiliydi. Bu tehlikeli ayrıcalık, son günlerde Firble'ın başınadertler açmaktaydı, özellikle de Belwar sayesinde. Kılıkdeğiştirmiş olan Cattibrie, svirfhebliler tarafındanyakalandıktan sonra bir düşman olmadığı ortaya çıkınca,kendi hayatını büyük bir tehlikeye atarak genç kadına

Page 49: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Menzoberranzan'a hızlı ve gizli giriş yolunu gösteren kişiFirble olmuştu.

Firble, şimdi Belwar'ın tünellerde herhangi bir drowvarlığından korkmadığını biliyordu. Tüneller sessizdi. Gnomdevriye birlikleri ve diğer gizli müttefikler etrafla herhangi birdrow aktivitesine dair hiçbir ize rastlamamışlardı, hatta karaelfierin Menzoberranzan'a giden normal yollan üzerinde bile.Drow şehrinde Önemli bir hadise yaşanmış olduğu apaçıkortadaydı, ve Drizzt ile su baş belası Cattibrie'ın bir şekilde buişin içinde olduğu da bariz gibi görünüyordu. Belwar'ınFirble'ı buraya zorla getirmesinin esas sebebi buydu ve Firblebunu biliyordu. Ayrıca Kral Sclınicktick'in de Belwar iieçabucak hemfikir oİduğunu düşününce öfkeden titriyordu.

"Bir şeyler oldu," dedi Belwar, sanki Firble'ın sessizcedüşündüğü şeyleri anlamışçasma, beklenmedik bir şekildekartlarını gösterip açık oynayarak. "Menzoberranzan'da birşeyler oldu."

Firble, en saygıdeğer oyuk sorumlusuna şüpheyle baktı.Kendisinden ne isteneceğini, yani kısa süre içinde o üçkağıtçıJarlaxle ile bir kez daha başa çıkmak morunda kalacağmıbiliyordu.

"Taşlar bile huzursuz," diye devam etli Be!war.

"Sanki drowlar kısa süre içinde yürüyüşe geçecekmiş gibi,"diye tatsızca ekledi Firble.

"Cosim camman denoctusd" diye hemfikir oldu Belwar. Bueski bir svirheblin atasözüydü ve kabaca şöyle tercüme

Page 50: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

edilebilirdi, 'depremden önceki yerleşik zemin,' ya da, yüzeysakinleri arasında daha yaygın olanı haliyle, 'fırtınadan öncekisessizlik.'

"Krai Schnicktick, drow muhbir ile görüşmemi istiyor,"diye mantık yürüttü Firble, bu tahmini daha fazla kendisinesaklamakta hiçbir anlam göremeyerek. Belwar'in onaönermeye niyetli olmadığı bir şeyi zaten ona, önerecekdeğildi.

"Cosim camman denoctusd," dedi Belwar yine, bu seferdaha kararlı bir şekilde. Belwar, Schnicktick veBlingdenstone'daki diğer birçok gnom, drowlann kısa süreiçinde bir orduyla yürüyüşe geçeceğinden eminlerdi. DrizztDo'Urden'in yuvası olan yüzey dünyasına giden daha kestirmetüneller Blingdenstone'un doğusunda, yaniMenzoberranzan'ın öteki tarafında kalsa da, drowlar ilk olarakbaftya gidecek ve gnom şehrine rahatsızlık verecek kadaryaklaşacaklardı. Bu düşünce o kadar tedirgin ediciydi ki KralSchnicktick doğuya ve güneye keşif birlikleri yollamış,svirheblilerin yurtlarından ve Menzoberranzan'dan şimdiyekadar hiç açılmamış olduğu kadar' uzağa izciler göndermişti.Hatla Blingdenstone'un tamamen boşaltılması dahi sözkonusuydu, tabii rivayetler doğruysa ve yeni bir yerleşim yeribulunabİlirse. Hiçbir gnom bunu istemiyordu, hatta belki deiçlerinde en az! isteyen Belwar ve Firble idi. İkisi de yaşlıydı,ikinci asırlarının sonlarına yak- laşıyorlardı ve ikisi de hemkalben hem ruhen Blingdenstone adındaki o şehre bağlıydılar.

Ama bütün svirhebliler arasında yürüyüşe geçen bir drowordusunun gücünü en iyi bu ikisi biliyordu ve eğer

Page 51: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Menzoberranzan ordusu Blingdenstone'a gelirse, gnomlarınyok edileceğini anlıyorlardı.

"Bir buluşma ayarlayacağım," dedi Firble, boyun eğmiş birtavırla içi çekerek. "Bana pek az şey söyleyecek, bundan hiçşüphem yok. Hiçbir zaman çok fazla şey anlatmıyor ve fiyatıher zaman yüksek!"

Belwar hiçbir şey söylemedi, fakat aç gözlü drow muhbirleyapılacak görüşmenin bedeli için pek içi sızlamıyordu. Ensaygıdeğer oyuk sorumlusu, bilgisizliğin bedelinin çok dahayüksek olabileceğini biliyordu. Ayrıca Firble'ın da bunuanladığını ve sergilediği bu sıkkın boyun eğişin sadecenumara olduğunu fark etti. Belwar, Firble'ı iyi tanıyordu vesık sık şikayet. eden bu gnomdan hoşlandığını fark etti.

Şimdi Belwar'in ve Blingdenstone'daki diğer bütünsvirfheblilerin, Firble ile onun muhbir bağlantısına fecişekilde ihtiyacı vardı.

BÖLÜM 3

OYUNDA

Page 52: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt ile Cattibrie, kayalıklı patikadan hızla aşağıiniyorlar, oyun oynayan iki çocuk kadar zahmetsiz ve heveslibir şekilde kaya yığınları arasında yollarını buluyorlardı, ikiside taşlardaki yanklann üzerinden sıçrayıp ağaçların aşağısarkan dallarını yakalamaya ve kendilerini, dağ yamacındakiağaçların onları taşıyabileceği kadar aşağı sallandırmayabaşladıklarında, yolculukları doğaçlama bir şekilde bir yarışhalini aldı. Birlikte alçak ve düz bir noktaya geldiler, ikisi deküçük bir su birikintisinin üzerinden sıçradılar (fakatCattibrie'in suyu tam olarak aştığı söylenemezdi) ve ikisindenuzun boylu bir kaya çıkıntısına yaklaşırken iki ayrı yönedöndüler. Cattibrie sağa gitti ve Drizzt sola doğru hamleyaptı, ardından ise fikrini değiştirip kaya çıkıntısınınkenarından yukarı tırmanmaya başladı.

Cattibrie kayanın etrafından dolaştı ve öbür tarafa geçen ilkkendisi olduğu için memnuniyet duydu.

"Öne geçtim!" diye baylardı, ama daha bu sözlerisöylerken, yol arkadaşının kara, zarif suretinin üzerindenuçmakta olduğunu fark etti.

"Pek sayılmaz!" diye düzeltti Drizzt. Yere öyle hafifçekondu ki, sanki zeminden lûç ayağı kesilmemiş gibiydi.Cattibrie İnledi ve tekrar depara kalktı, ama Drizzt'induraksamıs olduğunu fark edince o da durdu.

"Çok güzel bir gün," diye belirtti kara elf. Hakikaten de,Dünyanın Omurgası Dağlan'nın güney kısmının, sonbaharrüzgarları esmeye başladıktan sonra kişiye sunduğu en güzelgünlerden biriydi. Hava taptazeydi, esinti serindi ve şişkinbeyaz bulutlar —devasa kartopları gibi görünüyorlardı—

Page 53: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

güçlü dağ rüzgarlarıyla birlikte derin mavi gökyüzünde hızlasüzülmekteydi.

"Berkthgar ile tartışılmayacak kadar güzel," diye eklediCattibrie, drowun düşüncesinin bu yönde olduğunu tahminederek. Biraz eğildi ve destek için ellerini beline koydu, sonrakafasını yukan kaldırıp soluklanmaya Çalıştı.

"Guenhwyvar'ı oyunun dışında bırakamayacağımız kadargüzei," diye neşeyle sözüne açıklık getirdi Drizzt.

Başını indirip Drizzt'in oniks panter heykelciğini sırtçantasından çıkarttığını görünce Cattibrie'ın yüzündekocaman bir gülümseme belirdi. Bu heykelcik, Cattibrie'inşimdiye kadar gördüğü en güzel sanat eserlerinden birisiydi,iri kedinin kaslı böğrünü ve hakiki, anlayış dolu yüz ifadesinitasvir etmek üzere mükemmel bir şekilde detaylandırılmıstı.Fakat bu heykelcik her ne kadar mükemmel olursa olsun,Drizzt'in onu kullanarak çağırdığı muhteşem yaratığınyanında sönük kalıyordu

Drow, heykelciği saygıyla yere koydu. "Gel banaGuenhwyvar," diye hafifçe seslendi. Görünüşe bakılırsapanter gelmek için hevesliydi, zira heykelciğin etrafındaneredeyse derhal gri bir bulut oluştu ve azar azar şekillenipkatılaşü.

Guenhwyvar, Madde Düzlem'e kulaklarını dikmiş birşekilde, rahat bir tavırla geldi. Sanki kedi, acil bir durumolmadığını ve sadece arkadaşlık etmesi için çağrıldığınıDrizzt'in tonlamasından dolayı anlamış gibiydi.

Page 54: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Konaktaşı'na kadar yarışacağız," diye açıkladı Drizzt."Bize yetişebilir misin?"

Panter anladı. Guenhwyvar arka bacaklarını gererek yaptığıtek bir sıçrayışla Cattibrie'ın üzerinden aslı ve altı metreuçarak Drizzt ile genç kadının az önce asmış olduğu kayaçıkınlısının üzerine çıktı. Kedi, kaya çıkıntısının düz tepesinekondu, geri geri yürüyerek hızla döndü ve iki yol arkadaşınabaktı. Sonra Guenhwyvar, sadece günün güzelliğini kutlamakiçin şaha kalktı ve dimdik durdu. Bu görüntü, dosdannınkalplerini huşuyla doldurdu. Guenhwyvar üç yüz kiloydu,yani sıradan bir panterin iki katıydı. Kafası neredeyseDrizzt'in omuz genişliği kadar iriydi, patisi bir adamınsuratını tamamıyla kaplayabilirdi ve yeşil renkle parlayanolağanüstü gözlerinde ise, herhangi bir hayvanda olmasıgerekenin çok ötesinde bir zeka ışıltısı vardı. Guenhwyvar ensadık yoldaş, yargıda bulunmayan bir dosttu ve her ne zamanDrizzt, Cattibrie, Bruenor ya da Regis bu kediye baksa,hayatlarına biraz daha neşe gelirdi.

"Bence biraz avans almalıyız," diye yaramazca fısıldadıCattibrie.

Drizzt çaktırmadan hafifçe basını sallayıp onayladı ve ikisiaynı anda harekete geçip patikadan aşağı doğru deparakalktılar. Birkaç saniye sonra, hâlâ kaya çıkıntısı üzerindedurmakta olan Guenhwyvar'ın arkalarından kükrediğiniduydular. Patika nispeten açıktı ve Drizzt hızlanıp Cattibrie'ınönüne geçti. Fakat, sert bir cücenin göğsüne çok daha uygunbir yüreğe sahip olan genç ve güçlü kadın hiç istifinibozmadı.

Page 55: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Beni yenemeyeceksin!" diye haykırdı, ki Drizzt bunagüldü. Bİr köseyi dönüp de inatçı ve cürelkar Cattibrie'ınoldukça hilekar bir kestirme yol takip ettiğini, kırık veengebeli taşlardan oluşan bir yatağın üzerinden hızla aşıpbeklenmedik bir şekilde öne geçtiğini gördüğünde Drizzt'inkahkahası kesiliverdi.

Bu yarış, aniden dostane bir mücadeleden öteyegidiverrnişti. Drizzt kafasını öne eğdi ve tüm hızıyla koşmayabaşladı. Kafasını yere doğru o kadar pervasız bir şekilde eğdiki bir ağaca bodoslama çarpmayı kıl payı atlatabildi. Cattibrieise hâlâ liderliğini sürdürerek onunla aynı tempoyu tutturdu.

Guenhwyvar yine kükredi. Kedinin hâlâ kayalarıntepesinde olduğunu ve onlarla dalga geçtiğini biliyorlardı.

Orası kesindi. Sadece birkaç saniye sonra kara bir suret, birtaş duvardan sekip Drtzzt'in yanına sıçradı ve drowunkafasının hizasından geçti. ûuenhwyvar, iki yol arkadaşınınarasındaki patikaya geri döndü ve Cattibrie'ı o kadar çabuk vesessiz bir şekilde geçti ki genç kadın artık en önde olmadığınızar zor fark edebildi.

Bir süre sonra, Guenhwyvar genç kadının tekrar önegeçmesine izin verdi, derken Drizzt hile yapıp kestirme biryol takip ederek en öne çıkıverdi —tabii sadece pantertarafindan geride bırakılmak üzere. Yarış böylece devam etti,rekabet içindeki Drizzt ile Cattibrie canla başla çabalıyorduve Guenhwyvar ise oyun oynuyor dahi sayılmazdı.

Kuzey ve doğu cephesindeki yüksek kaya duvarlarlarüzgardan korunan ve güneye doğru sarp bir uçuruma

Page 56: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

dönüşen küçük bir açık alanda öğle yemeği için molaverdiklerinde üç yoldaş bitkin düşmüştü —en azından Drizztİle Cattibrie bitkin düşmüştü; zira Guenhwyvar'ın nefesi dahikesilmemişti. Bu açık alanı birkaç kaya parçası süslüyordu vebu kayalar yorgun yol arkadaşları için mükemmel birer tabureoldular. Tam ortadaki taş yığını bir ateş çukuru olarak işeyaradı, zira burası sık sık yolculuk eden drowun her zamanuğradığı bir kamp yeriydi.

Drizzt küçük bir ateş yakarken Cattibrie gevşeyip rahatladı.Çok aşağıda, Konaktaşt evlerinin çanlarından berrakgökyüzüne yükselip süzülen gri duman bulutlarınıgörebiliyordu. Bu, insanı kendisine getiriveren birmanzaraydı. Zira, sabahı koşturup oynamakla geçirmiş olangenç kadına, görevinin ve içinde bulundukları durumunciddiyetini hatırlattı. Eğer kara elfler gelirse, Drizzt veGuenhwyvar ile birlikte kim biiir kaç kez daha koşacaktı?

Bu duman hareleri aynı zamanda Cattibrie'a, barbarları taBuzyeli Vadisi'nden buraya getiren adamı hatırlattı. Kocasıolacak olan adamı. Wultğar onu kurtarmaya çalışırkenölmüştü. Şeytani Lloth'un hizmetkarı olan bir yochlolundişleri arasında can vermişti. Hem Cattibrie, hem de Drizztkaybettikleri bu adamın ölümü için sorumluluk duyuyorlardı.Fakat şimdi genç kadına ve Drizzt'e acı veren şey suçlulukduygusu değildi. Drizzt de dumanlan fark etmiş, ateş yakmaişine ara verip izlemeye ve düşünmeye koyulmuştu.

Yol arkadaşları şimdi içlerine dolan yitiriş hissinden dolayıgülümseyemiyorlardı. Zira eskiden de bugünkü gibi birçokkoşu müsabakası yap-mışlardı. Fakat o zamanlar Wulfgar daonların yanında yansır, daha küçük. olan iki yoldaşının tüm

Page 57: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

hızlarıyla aşmayı başardığı kayalıklar arasından sığ-, mamasıdezavantajını, attığı uzun adımlarla telafi ederdi.

"Keşke . . ." dedi Cattibrie ve bu söz, aynı şeyi dilemekteolan kara elfin kulaklarında yankıladı.

"Savaşımızda, tabii eğer yaşanırsa, Beornegar oğluWulfgar, Konaktası halkına liderlik etseydi çok daha iyiolurdu," diye hemfikir oldu Drizzt. Hem dramın, hem deCattibrie'tn o anda düşündüğü şey ise, Wulfgar hayattaolsaydı bütün yaşamlarının çok daha iyi olacağıydı.

İşte. Drizzt bunu açıkça söylemişti ve söylenecek başka birşey yoktu. Öğle yemeklerini sessizce yediler. HattaGuenhwyvar bile hareketsiz yattı ve çıtım bile çıkartmadı.

Cattibrie'in zihni dostlanndan uzaklaşıp Buzyeli Vadisine,dümdüz tundranın ortasındaki bir benek olan kayalıklı dağKelvin Yığmı'na geri döndü. Bu yere o kadar çok benziyorduki. Belki orası daha soğuktu, ama havada aynı tazelik, aynıberrak, yaşam dolu ferahlık vardı. O ve dostlan; Drizzt,Guenhwyvar, Brienor, Regis ve elbette ki Wulfgar omekandan ne kadar uzaklara gelmişlerdi böyle! Ve bunu nekadar kısa sürede yapmışlardı! Çdgın maceralar, hayat boyusüren heyecan, serüven ve yaptıklan iyi işler. Hep birlikteykenyenilmez bir gruptu onlar.

Öyle olduklarını sanmışlardı.

Cattibrie hakikaten de bir ömre yetecek kadar fazla duygutatmıştı, daha ancak yirmili yaşlarındaydı. Hayatı boyunca,tıpkı bugün dağ patikasından aşağı koştuğu gibi hızlı

Page 58: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

koşmuştu. Özgürce, hevesle, pervasızca, dişini ölümsüzhissederek.

Neredeyse.

BÖLÜM 4

KOPMA NOKTASINDA

'Bir komplo mu?' diye hareket elti bir drowun parmaklan,kara elflerin sessiz el lisanını kullanarak. Hareketler o kadarkarmaşık ve çeşitliydi ki, neredeyse drow lisanındaki herkelimeyi ve her yan anlamı ellerle betimlemek mümkündü.

Jarlaxle kafasını olumsuz anlamda hafifçe sallayarakyanıtladı ve iç çekti. Hakikaten de kafası kanşmış gibigörünüyordu —ki bu pek sık görülen bir şey değildi.Kendisini daha güvenli bir bölgeye kadar takip etmeleri içinadamlarına işaret verdi.

Menzoberranzan'ın geniş ve dolambaçlı caddelerinigeçtiler, çeşitli drow ailelerinin evleri olan ve kule gibiyükselen dikit tepeciklerin arasındaki düz, açık alanlarıaştılar. Bu dikit tepelerin ve mağaranın tavanından aşağı

Page 59: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sarkan uzun sarkıtların birçoğunun içi oyulmuş ve genişbalkonlarla, geçit yollarıyla doldurulmuştu. Her ailenin evsahasındaki sütun kümeleri, çoğu yerde yüksek köprülerlebirbirine bağlanıyordu ve birçoğu örümcek ağlarını andıracakşekilde inşa edilmişti. Bütün evlerde, özellikle de daha eski vedaha köklü aileninkilerde, bu muhteşem tasarımlar parlak periateşleriyle aydınlanıyordu. Mor ve mavi, bazen dış hatlardakırmızı ve pek sık olmasa .da yeşil renkli büyülü ışıklar.Menzoberranzan dünyadaki en olağanüstü şehirlerdenbirisiydi. Nefes kesici, gerçeküstü bir havası vardı ve burayagelen cahil bir ziyaretçi (ki uzun süre ne cahil ne de büyükihtimalle hayatta kalabilirdi!) bu denli bir güzelliği meydanagetiren sanatçıların, Toril ırkları arasında en şeytanisiolduğunu tahmin dahi edemezdi.

Jarlaxle, düşük seviyeli evleri çevreleyen daha karardık vedaha dar olan caddeler arasında çıt çıkartmadan dolaşn.İleriye ve iki tarafa odaklanmıştı. Keskin gözü (ve göz bandıo anda sağ gözünün üzerindeydi) en uzaktaki gölgelerarasındaki en ufak hareketi bile ayırt edebilirdi.

Paralı asker, arkasını dönüp yoldaşına baktığında vebirlikte yolculuğa çıktığı Bregan D'aerthe teğmeni M'tari'inyerinde başka bir drowun, çok güçlü bir drowun durduğunugördüğünde tam anlamıyla şaşırmıştı.

Jarlax]e nadiren hızlı tepki veremeden yakalanırdı, amaMatron Baenre'nin en büyük oğlu ve Menzoberranzan'ınBaşbüyücüsü olan Gromph Baenre'nin, hiç beklenmedik birşekilde yarımda bitivermesi kesinlikle onu gafil avlamıştı.

Page 60: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"İşin bittiğinde M'tarl'ın yanıma geri döneceği konusundasana güveniyorum," dedi Jarlaxle, nadiren kaybettiğisoğukkanlılığını çabucak geri kazanarak.

Başbüyücü hiçbir söz söylemeden bir kolunu savurdu veyerden birkaç metre yukarıda havada asılı duran parlak yeşilbir kürecik belirdi. Küreden aşağı incecik, gümüş rengi bir ipsarkıyor ve görünen ucu neredeyse taş zemini süpürüyordu.

Jarlaxle omuz silkip ipe tutundu ve ona dokunur dokunmazküreye, yani parlak geçidin arkasındaki ek boyut boşluğunadoğru çekilmeye başladı.

Jarlaxle bu büyünün etkileyici olduğu sonucuna vardı. Ziraiçeride, böyle oluşum büyülerinde yaygın olarak yaratılanbomboş bir alan değil, bolca mobilyası olan rahat bir oturmaodası vardı. Odanın konfonı, daha oturmadan önce Jarlaxle'akaliteli şarap ikram eden zombiye benzer bir hizmetkarlatamamlanmış oluyordu. Jarlaxle gözlerinin normal ışıktayfına dönüşüm geçirmesini sağlamak için bir saniyeduraksadı, zira oda hafif mavi bir ışıkla aydınlanmıştı. Işık,büyücüler için, hatta Karanlıkaiü'nın ışıksız hayatına alışkınolan drow büyücüler için bile alışılmadık bir şey değildi,çünkü ışık olmadan parşömen rulolar ya da büyü kitaplanokunamazdı!

"Sohbetimizi bitirene kadar beklemesi için onu koyduğumyerden canlı kurtulabilirse sana geri dönecek," diye yanıtladıGromph. Ek boyut cepciğine giren büyücü, M'tarl'ı pek deumursuyormuş gibi görünmüyordu. Kudretli Baenre gözlerinikapadı, bir söz fısıldadı ve piwajwi pelerini ite diğer önemsizgiysileri sekil değiştirdi. Şimdi prestijli mevkiinin

Page 61: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kıyafetlerine bürünnıüşlü işte. Üzerinde birçok cep bulunanuzun cübbesi semboller ve güç rünleriyle süslenmişti. Tıpkıev yapılarında olduğu gibi bu rünler de peri ateşleriyleaydınlanmıştı, fakat başbüyücü bu ışıkları tek birdüşüncesiyle karartabilirdi ve o zaman cübbesi onu, enkaliteli piwajwiden bile daha iyi gizlerdi. Bu muhteşemcübbeyi iki tane broş süslüyordu; bir tanesi kara bacaklı,kırmızı gövdeli bir örümcek, diğeri ise parlak yeşil birzümrüttü. Fakat Jarlaxle onları zar zor görebiliyordu, zirayaşlı büyücünün uzun beyaz saçları kafasının iki yanındanomuzlarına ve göğsüne kadar dökülüyordu.

Büyülü nesnelere ilgi duyan Jarlaxle, o broşları şehrin dahaönceki başbüyücüsünde de görmüştü. Hem de Gromph'un omevki iyi Menzoberranzan drowlannın birçoğunun yaşamsüresinden daha uzun zamandır İşgal ediyor olmasına rağmen.Örümcek broşu, büyücünün Menzoberranzan'ın saat sütunuolan Narbondel'e yükselen ısı büyüsünü yapmasınısağlıyordu. Isı, saat sütunun en tepesine kadar on iki saatlikbir zaman zarfında yükseliyor ve kayalar tekrar tamamensoğuyana kadar aynı sürede aşağı iniyordu. Böylece bu sütun,ısı algılayan drow gözleri için bariz ve etkili bir saatoluyordu.

Diğer broş ise Gromph'a ebedi bir gençlik sağlıyordu.Jarlaxle'ın tah-minince bu drow yedi asır devirmişti, fakat okadar genç görünüyordu ki drow Akademisi'nde eğitimebaşlamaya hazır olacak yaşa henüz girmiş gibiydi!

"Hiç değil,' diye sessizce fikrini değiştirdi Jarlaxlebüyücüyü incelerken. Gromph'ta kudretli ve saygıdeğer birhava vardı, uzun ve çoğunlukla acı olan deneyimleriyle

Page 62: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

edindiği bilgelik gözlerinden net bir şekilde yansıyordu. Budrow kurnaz ve hilekardı, her durumu derhal dikkatle gözdengeçirebiliyordu. İşin aslı Jarlaxle Gromph'un karşısındayken,Matron Baenre'nin huzurunda bulunduğu zamandan bile daharahatsız ve daha savunmasız hissediyordu kendisini.

"Bir komplo mu?" diye tekrar sordu Gromph, bu seferyüksek sesle. 'Diğer evler en sonunda annemden bıkıp BaenreEvi'ne karşı ittifak mı kurdular?"

"Matron Baenre'ye tafsilatlı bir şekilde bilgi verdim zaten—"

"Her kelimesini duydum," diye sözünü kesti Gromph,sabırsızlıkla hırlayarak. "Şimdi gerçeği öğrenmek istiyorum."

"İlginç bir kavram," dedi Jarlaxle, Gromph'un hakikatengergin olduğunu görünce çarpıkça gülümseyerek. "Gerçek."

"Nadir bulunur bir şey," diye hemfikir oldu Gromph,soğukkanlılığını kazanıp sandalyesinde geri yaslanarak vezarif parmaklarım birbirine hafifçe vurarak. "Ama bazen, herişe burnunu sokan ahmakların hayatta kalmasuu sağlayan birşey."

Jarlaxle'ın gülümsemesi kayboldu. Bu kadar cürelkar birtehdit karşısında şaşırarak Gromph'u dikkatle süzdü. Gromphgüçlüydü — Menzoberranzan ölçülerine göre bu yaşlı herif,herhangi bir erkeğin olup olabileceğinden daha güçlüydü.Ama Jarlaxle, Menzoberranzan’ın Ölçülerine göre hareketetmezdi. Ayrıca büyücünün Jarlaxle'ı tehdit etmek gibi birriski göze almasına gelince ...

Page 63: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Jarlaxle Gromph'un, yani kudretli Gromph Baenre'nin,gerginlikten de ötede olduğunu, gerçekten korkmuş olduğunufark edince daha da şaşırdı.

"Şana 'her işe burnunu sokan bu ahmağın' değerinihamlatma zahmetine dahi gitmeyeceğim," dedi Jarlaxle.

"Aman ne olursun hatırlat."

Jarlaxle büyücünün yüzüne karşı kahkahayı bastı.

Gromph ellerini dudaklarına götürdü. Bu hareketle birliktecübbesinin dış kısmı ön taraftan açıldı ve kemerinde,kalçasının üzerinde bir çift büyü değneğinin durduğunugözler önüne serdi.

"Komplo falan yok," dedi Jarlaxle aniden, sertçe.

"Gerçekten," diye belirtti Gromph, tehlikeli ve kısık birtonlamayla.

"Gerçekten," diye yanıtladı Jarlaxle, şimdiye dek hiçyapmadığı kadar dosdoğru bir cevap vererek. "BaenreEvi'nden en az senin olduğu kadar benim de çıkanın var,Başbüyücü. Eğer aşağı seviyeli evler Baenre'ye karşıbirleşiyor olsaydı, ya da Baenre'nin kızları onu alaşağı etmekiçin komplo kuruyor olsaydı, Bregan D'aerthe onun yanındayer alırdı. Ya da en azından, yaklaşan iktidar darbesinden onuhaberdar ederdi."

Gromph'un yüz ifadesi çok ciddi bir hal aldı. Jarlaxle'ındikkatle fark ettiği şey ise. Baenre Evi'nin büyük oğlunun,

Page 64: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

paralı askerin bariz bir şekilde (ve kasıtlı olarak) MatronBaenre'den sadece "Baenre" olarak bahsedişini görünüşebakılırsa gözden kaçırmış olmasıydı. Bu denli hatalarçoğunlukla drowların, özellikle de erkek drowlann, hayatınamal olurdu.

"Nedir öyleyse?" diye sordu Gromph ve neredeyse açıktanaçığa bir yalvarış gibi çıkan ses tonu Jarlaxle'ı hazırlıksızyakaladı. Daha evvel başbüyücüyü böylesine çaresiz birdurumda ne görmüş ne de duymuştu.

"Sen de hissediyorsun!" diye hırladı Gromph."Soluduğumuz havada bile ters bir şeyler var!"

'Sayısız asırlardır bu böyle zaten,' diye sessizce ekletiiJarlaxle. Kendisine saklamakla akıllılık edeceği birdüşünceydi bu. Gromph'a ise sadece şöyle söyledi, "İbadetsalonu hasar gördü."

Başbüyücü başıyla onayladı ve yüz ifadesi ekşidi. BaenreEvi'nin büyük kubbeli ibadet salonu, koca şehirdeki en kutsalyer ve Lloth'un en mükemmel mabediydi. Muhtemelen şu anakadar Örümcek Kraliçe'nin yüzüne inen en feci tokat ise, hainDo'Urden ile dostlarının kaçarken mağaranın tavanındanaşağı bir sarkıt kaya düşürmesi ve bu kayanın kıymetlikubbeyi devasa bir mızrak gibi yarması olmuştu.

"Örümcek Kraliçe öfkelendi," diye belirtti Gromph.

"Ben de olsam öfkelenirdim," diye hemfikir oldu Jariaxle.

Page 65: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Gromph, kendini beğenmiş paralı askere hiddetli bir bakışattı. Jarlaxle bu bakışın sebebinin Lloth'a karşı bir hakarettebulunmuş olması değil de lakındığı küstah tavır olduğunuanladı.

Bu dik bakış Jarlaxle'ın dudaklarına bir gülümsemegetirmekten başka bir ise yaramayınca, Gromph oturduğuyerden hızla ayağa sıçradı ve kafese kapatılmış bir yanılsatanyaratığı gibi volta atmaya başladı. Düşünceden yoksun olanve programlandığı üzere hareket eden zombi hizmetkar,elinde içkilerle hızla koşturdu.

Gromph hırladı ve avucunu açıp elini kaldırdı, ve anidenavuç içinde bir alev topu beliriverdi. Gromph diğer eliylealevin içine —bir yılan pulu gibi görünen— küçük, kırmızıbir şey koydu ve uğursuzca mınidanmaya başladı.

Jarlaxle, Gromph'un sinirini çıkartmasını sabırla bekledi.Paralı asker, büyücünün vereceği sert yanıtı kendisine değilde zombiye yöneltmesini tercih ediyordu tabii.

Gromph'un elinden bir alev dili uzandı. Bu alev, avınızehriyle çoktan felç etmiş bir yılan gibi tembelce vekararlılıkla zombiye doğru atıldı. Zombi ise, elbette nekıpırdadı ne de şikayet etti. Sadece birkaç saniye içinde, buyılan şeklindeki alev zombinin etrafını sanverdi. Gromphumursamaz bir şekilde tekrar yerine otururken, Yarımaktaolan yaratık kendisi için ayrılmış yere doğru tepkisiz birşekilde ilerledi. Yerine geri dönmeyi başardı, amabacaklarından biri yanıp kül olduğu için kısa süre içinde yereyığıldı.

Page 66: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Koku ..." diye başladı Jarlaxle, bir eliyie burnunukapayarak.

"Gücün kokusu!" diye bitirdi Gromph, kırmızı gözlerikısılarak ve ince burun deliklerinden adeta alevler saçarak.Büyücü derin bir nefes aldı ve bu leş kokunun tadını çıkarttı.

"Havadaki o tersliği yaratan Lloth değil," dedi Jarlaxleaniden, bariz bir şekilde sinirleri bozulmuş olan büyücününkabadayılığım söndürmek ve Gromph ile olan muhabbetiçabucak sonlandınp bu leş kokulu yerden çıkmak isteyerek.

"Ne biliyorsun?" diye cevap istedi Gromph, aniden bir kezdaha gerginleşerek.

"Senin bildiğinden fazlasını değil," diye yanıtladı Jarlaxle."Lloth muhtemelen Drizzt'in kaçışına ve ibadet salonunaverilen hasara öfkelenmiştir. O ibadet salonunun öneminiherkesten iyi sen bilirsin." Jarlaxle'in muzip tonlaması,Gromph'un burun deliklerinden bir kez daha alevlersaçmasına sebep oldu. Paralı asker onu can evinden, zırh gibicübbesindeki zayıf bir noktadan vurduğunu biliyordu. Baenreibadet salonunun en ihtişamlı parçasını Gromph yaratmıştı;merkezi sunağın tepesinde duran parlak bır illüzyon. Buillüzyon sürekli olarak şekil değiştiriyor, güzel bir dişi drowsurelinden devasa bir örümcek sureline bürünüp duruyordu.Gromph'un sıkı bir Lloth takipçisi olmadığı ve annesininacımasız gazabından o muhteşem illüzyon sayesinde paçayısıyırdığı Menzoberranzan'da bir sır değildi.

"Ama Lloth'un bütün bunların tek sebebi olamayacağıkadar fazla hadise gelişiyor," diye devam etti Jarlaxle, elde

Page 67: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ettiği bu küçük zaferin ladini çıkarttıktan sonra. "Veiçlerinden birçoğu Lloth'un güç alanını doğrudan etkiliyor."

"Rakip bir tanrı im?" diye sordu Gromph, merakınıistemediği kadar fazla açık ederek. "Yoksa bir yeraltıbaşkaldırısı mı?" Büyücü, hedefi tutturduğunu düşünerekaniden arkasına yaslandı. Herhangi bir yeraltı başkaldırısının,belirli bir haydut paralı asker liderinin ilgi sahasına kesinliklegireceğinde karar kıldı.

Ama Jarlaxle hiç de köşeye sıkışmış değildi, ziraGromph'un her iki şüphesinin de herhangi bir doğruluk payıvardıysa bile Jarlaxle bundan haberdar değildi.

Paralı askerin tek cevabı, "Bir şey," oldu. "Muhtemelenbizim için çok tehlikeli olan bir şey. Yirmi yıldan uzun birsüredir, bir ev ya da diğeri, kaçak Do'Urden'in yakalanmasınıgereğinden fazla abarttı. Aşın hırsİan onun önemini arttırdı veneden olduğu sorunları da çoğalttı,"

"Demek bütün bunların Drizzt'e bağlı olduğunainanıyorsun," diye akıl yürüttü Gromph.

"Birçok matron ananın buna inanacağına inanıyorum," diyeyanıtlamakta çabuk davrandı Jariaxle. "Ve bu sebeple,Drizzt'in kaçışı yakında gelecek olan şeyde gerçekten de birrol oynayacak. Ama senin hissettiğin o tersliğin, haininBaenre Evi'nden kaçmasının bir sonucu olduğunusöylemiyorum ve buna da inanmıyorum."

Gromph gözlerini kapadı ve bu mantığı zihninde ölçüptarttı. Jariaxle elbette ki haklıydı. Menzoberranzan kendi

Page 68: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

entrikaları içine öylesine batmış bir yerdi ki, gerçeğin önemişüpheden düşüktü, şüphe çoğunlukla kendi kendinegerçekleştirilen bir kehanete dönüşür ve bu sebepleçoğunlukla gerçeği doğururdu.

"Seninle yine konuşmak isteyebilirim, paralı asker," dedibaşbüyücü sessizce. Jarlaxle ek boyut cepciğine girdiği yerinyanında bir kapı olduğunu fark etti. Kapının yanında duranzombi ise hâiâ yanıyordu ve şimdi neredeyse sırf kemiklerdenoluşan kömürleşmiş bir yığın halindeydi.

Jarfaxle kapıya doğru yöneldi.

"Heyhat," dedi Gromph dramatik bir şekilde ve Jarlaxleduraksadı. "M'tarl hayatta kalmayı başaramadı."

"M'tarl'a yazık oldu," diye ekledi Jarlaxle, Gromph'un bukaybın Bregan D'aertbe'ye herhangi bir darbe indireceğinidüşünmesini istemeyerek.

Jarlaxle kapıdan dışarı çıktı, ipten aşağı indi ve sessizceşehrin gölgelerine karıştı. Bu sırada olup bitenlerihazmetmeye çalışıyordu. Gromph ile pek nadiren konuşurduve kendi korkunç üslubuyla görüşme talebinde bulunan kişiçok daha nadiren Grornph olurdu. Jarlaxle bunun önemli birgerçek olduğunu fark etti. Burada çok garip bir şeyleroluyordu, havada hafif bir elektriklenme vardı. Bu şey, birkaos aşığı olan (zira kaosun girdabından her zaman karlıçıkıyor gibiydi) Jarlaxle'in ilgisini çekmişti. Çok daha ilgiçekici olan şey ise, korkularına ve kaybedeceği o kadar çokşeye rağmen Gromph'un da bu konuya iigisinin çekilmişolmasıydı!

Page 69: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Başbüyücünün muhtemel bir ikinci tanrıdan bahsetmişolması ve elindeki bütün kartları açık oynaması bunukanıtlıyordu. Zira Gromph, Menzoberranzan'daki birçokerkek drowun ulaşmayı umut edebileceğinden daha yüksekbir yere gelmiş olmasına rağmen yaşlı moruğun tekiydi.

'Hayır, ona rağmen değil,' diye sessizce kendi kendisinidüzeltti Jar!axle. 'O sebeple.' Gromph neşesizdi ve asırlardırneşesiz olmuştu. Çünkü kendine biçtiği o yüksek değer üeyargıladığında, başbüyücülük mevkiini bile anlamsız olarakdeğerlendiriyor, cinsiyetinin ona getirdiği bir sınır olarakgörüyordu.

Jarlaxle biliyordu ki, Menzoberranzan'daki en büyükzayıflık farklı evlerin rekabeti değil, Lloth'un takipçileritarafından zorla dayatılan baskıcı anaerkil toplum yapısıydı.Drow nüfusunun yarısı, yalnızca erkek olarak doğdukları içinboyunduruk altına giren kişilerden oluşuyordu.

İşte bu bir zayıflıktı.

Ve boyunduruk altına girmek kaçınılmaz bir şekildeneşesizliğe dönüşüyordu, hatta —ve özellikle— Gromphkadar yükselmeyi başarmış biri için dahi. Çünkü başbüyücükendisine baktığı o yüce yerden, eğer farklı üremeorganlarıyla doğmuş olsaydı ne kadar daha yolkatedebileceğini görebiliyordu.

Gromph, Jariaxle ile bir kez daha görüşmekisteyebileceğini belirtmişti; Jarlaxle'ın içinde o neşesizbüyücüyle gerçekten buluşacakları, hem de sık sıkbuluşacakları gibi bir his vardı. Menzoberranzan'da yaptığı

Page 70: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

yürüyüşün bir sonraki yirmi adımını, Gromph'un zavallıM'tarl'dan ne gibi bilgiler edineceğini düşünüp hesaplayarakgeçirdi. Zira, elbette ki teğmen ölmemişti, fakat kısa süreiçinde ölmüş olmayı dileyeceği kesindi.

Jarlaxie kendi ahmaklığına güldü. Gromph'a doğruyusöylemişti ve bu sebeple M'tarl onu suçlu konumunadüşürecek bir şey açık edemezdi. Paralı asker iç çekti. Ne deolsa doğrulan söylemeye, Örümcek ağlan olmayan yerlerdedoiaşmaya alışkın değildi.

Bu düşünceyi aklından uzaklaştıran Jarlaxle ilgisini şehreçevirdi. Bir şeyler oluyordu. Hayatta kalma ustası Jarlaxlebunu hissedebiliyordu, Grornph da öyle. Kısa süre içinde çokönemli bir hadise yaşanacaktı ve paralı askerin yapmasıgereken şey bundan nasıl kar edebileceğim bulmaktı; artık ohadise her neyse.

BÖLÜM 5

CATTİBRİE'IN SAVUNUCUSU

Yol arkadaşları aşağıdaki patikalara vardıklarında, DrizztGuenhwyvar'ı yanına çağırdı. Panter olacaktan tahmin ederek

Page 71: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sessizce oturdu.

"Kediyi de getirmelisin," diye önerdi Cattibrie, Drizzt'in neyapmaya niyetli olduğunu anlayarak. Tundradaki yurtlarındançok uzağa gelmiş ve münzevi hayatlarını epey değiştirmişolsalar bile, barbarlar hâlâ büyüye karşı güvensizlik içindeydive panterin görüntüsü Berkthgar'ın halkından birçoğununödünü patlatıyordu, ki Berkthgar'ın da onun yanında pek rahatettiği söylenemezdi.

"Köylerine benim girecek olmam onlar için yeter de artarbile," diye yanıtladı Drizzt.

Cattibrie başını sallayıp hemfikir olmak zorunda kaldı.Drizzt'in, yani büyüleri ve şeytanlıklarıyla ünlü kara elfırkından birisinin görüntüsü, Kuzeyli halk için panterinkindenbite daha korkunç olmalıydı. "Yine de, kediyi bir süreiepesine oiurtsaydın Berkthgar'a iyi bir ders olurdu," diyebelirtti.

Drizzt Guenhwyvar'ı, yerde kıvranan iri adamın sırtınakurulmuş bir halde rahatça vücudunu gererken tasavvur ettive kıkırdadı. "Konaktaşı halkı, tıpkı bana alıştıkları gibipanterin varlığına da alışacaklardır," diye yanıtladı drow."Bruenor'un Guenhwyvar yakınlardayken rahat olabilmesiiçin kaç yıl geçmesi gerektiğini düşünsene bir."

Panter, sanki konuşulan her sözü anlıyormuş gibi hafifçehırladı.

"Onun sebebi geçen yılların sayısı değil," diye cevap verdiCattibrie. "Guen'in babamın kıçını kızgın alevlerden kurtarma

Page 72: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sayısı!"

Guenhwyvar tekrar hırladığında Drizzt ile Cattibrie, huysuzBruenor'u düşünüp kahkahayı başlılar. Drizzt heykelciğiçıkartıp Guenhwyvar'a hoşçakal dediğinde bu neşelerigeçiverdi. Drizzt, Cattibrie ile birlikte tekrar patikalara çıkıpMithril Salonu'na doğru yola koyulur koyulmaz onu geriçağıracağı konusunda panlcre söz verdi.

Heybetli panter hafifçe hırlayarak heykelciğin etrafındadaireier çizdi.

Guenhwyvar önce duman bulutu halini alıp sonra daortadan kaybolurken hnlamalar da azar azar dindi.

Drizzt heykelciği yerden aldı ve yakındaki Konaktaşf ndanyükselen baca dumanlarına baktı. "Hazır mısın?" diye sorduyol arkadaşına.

"İnatçılık edecek," diye kabul etti Cattibrie.

"Berkthgar'ın sadece Bruenor'un canının bu işe ne kadarsıkıldığını anlamasını sağlamamız gerekli," diye önerdiDrizzt, tekrar kasabaya doğru yürümeye başlayarak.

"Berkthgar'ın sadece Bruenor'un baltasının yukarıdanaşağıya, burnunun üzerine doğru inişini hayal etmesinisağlamamız gerekli," diye mırıldandı Cattibrie. "Tam ikigözünün ortasına."

Konaktaşı, bir vadinin içine kurulmuş olan, kule gibiyükselen Dünyanın Omurgası tarafından üç cephede korunan,

Page 73: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kayalıklı ve mevsimlerle aşınmış taş evlerden oluşan birkümeydi. Dev dağların önünde duran kağıttan evleri andırankaya binalar, iki yüz yıl önce Mithril Salonu cüceleri, yaniBruenor'un atalan tarafından inşa edilmişti ve o zamanburasının adı Cücekasn idi. Bruenor'un halkı tarafından birticaret garnizonu olarak kullanılıyordu ve tüccarların MithrilSalonu'ndan gelen muhteşem eserlere şöyle bir gözatabileceği tek yer burasıydı, zira cüceler yabancıları gizlimadenlerinde ağırlamak istemiyordu.

Cücekasn'nın tarihini bilmeyen birisi bile, burasının sakallıırk tarafından inşa edilmiş olduğunu kestirebilirdi. Sadececüceler kayalara böyle bir güç doldurabilirdi, zira bu yerleşimyerinde asırlardır hiç kimsenin yaşamamış olmasına verüzgarın uzun dağların yamaçlarından aşağı doğru aman-sızcaesmesine rağmen, bu binalar sağlam kalmayı başarmıştı. Buyere kendileri İçin tekrar çeki düzen verirken Wulfgar'ınhalkına, belirli birkaç duvarı desteklemek, evlerin bazılarınıyan yanya gömmüş olan tonlarca çakıl taşını kaldırmak veburada yaşamaya başJamış olan hayvanları kovalamaktanbaşka pek fazla iş düşmemişti.

Böylece burası yine bir ticaret garnizonu halini almıştı vetıpkı Mithril Salonu'nün altın cağında göründüp gibigörünüyordu. Ama şimdi burasının adı Konaktaşı 'ydi veşimdi çalışkan cücelerin ticari temsilcileri olarak çalışanlarinsanlardı. Yaptıkları antlaşma iki taraf için de mantıklı vekârlı gibi görünüyordu, ama Berkthgar'ın ilişkilerin bir andane kadar sallantıya girdiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Drizztde Cattibrie da biliyordu ki, eğer Berkthgar Aegis-fang'i alma

Page 74: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

isteğinden vazgeçmezse, Bruenor muhtemelen barbara halkınıda alıp bu topraklardan defolmasını emredecek».

Elbette ki gururlu barbarlar bunu asla yapmayacaktı. Zirabu topraklar onlara Ödünç verilmemiş, bahşedilmişti.

Savaş ihtimali, yani Bruenor'un halkının dağlardan aşağıinip barbarları bu topraklardan dışarı sürmesi olasılığı hiç deuzak görünmüyordu.

Bütün bunların sebebi Aegis-fang idi.

"Wulfgar bu sürtüşmenin kaynağını bilseydi bundan hiçmemnun olmazdı," diye belirtti Cattibrie, Drizzt ile birlikteyerleşim yerine yaklaşırlarken. "İki ırkı bir araya getiren kişioydu. Onun anısının onları birbirinden kopartma tehlikesininolması hakikaten de çok acı bir şey."

'Çok acı bir şey ve feci bir ironi,' diye sessizce hemfikiroldu Drizzt Adımlan daha kararlı bir hâl aldı; o açıdanbakınca, üstlendikleri bu diplomatik görev çok daha önemkazanıyordu. Drizzt bir anda, Konaktaşı'na iki inatçıhükümdar arasındaki önemsiz tartışmadan çok daha fazla birşey için gittiğini anladı. Drow, Wulfgar'ın anısı için orayagidiyordu.

Vadi zeminine geldiklerinde, şarkı sesleri duydular.Efsanevi bir savaşçının marifetlerini konu alan ritmik vevakur bir şarkıydı bu. Boş yollarda ilerlediler, sert ballan aslakapatıp da evlerini güvence altına alma zahmetine dahigirmediği ev kapılanılın önlerinden geçtiler. İkisi de bu şarkı

Page 75: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

seslerinin nereden geldiğini ve Konaktaşlı erkekleri, kadınlan,çocukları nerede bulabileceklerini biliyordu.

Barbar yerleşimcilerin bu kasabaya yaptığı tek ekleme,Konaktaşı'nın dört yüz kişilik nüfuzunu ve aynı sayıdamisafiri içinde barındırabilecek olan devasa bir yapıydı. Oyapının adı Hengorot, yani "Bal Likörü Salonu" idi. Orası,ibadetlerin yapıldığı, büyük kahramanlıkların hatırlandığı veen önemlisi de, yiyecek içeceğin dostça paylaşıldığı kutsal biryerdi.

Hengorot'un inşası henüz bitmemişti. Uzun ve alçakduvarlarının yansı taştandı, ama geri kalan kısmı geyikderisinden tentelerle kapanmıştı. Drizzt bunu uygun buldu,Wulfgar'ın halkının ne kadar yol kat ettiğini ve daha ne kadaryol kat etmeleri gerektiğini yansıtıyordu. Buzyeli Vadisi'ndetundrada yaşarken, bu insanlar göçebe bir hayat sürüyor verengeyiği sürüsünü izliyorlardı. Bu sebeple bütün evlerihayvan derisinden yapılan ve göçebe kabileyle birlikletoplanıp kolayca taşınabilen çadırlardan ibaretti.

Artık bu sert halk göçebe değildi; artık hayatları rengeyiğisürülerine bağlı değildi. Rengeyiği sürüsü, sık sık kabilelerarasında çatışmalara, ya da Buzyeli Vadisi'nde üç gölünetrafına kurulmuş olan ve barbarlardan oluşmayan On-Kasabahalkıyla savaş çıkmasına sebep olan güvenilmez bir yaşamkaynağıydı.

Drizzt, kuzeyli halkın eriştiği banş ve uyum düzeyindenmemnundu, ama yine de Hengorol'un henüz tamamlanmamışolan tarafina, deri tentelere bakmak ve bu nallan yaptığıfedakarlığı hatırlamak ona hüzün veriyordu. Binlerce yıldır

Page 76: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sürdürdükleri yasam biçimleri artık sona ermişti. Şu anda, BalLikörü Salonu'nun eski görkeminin sadece bir gölgesi olanHengorot'un inşasına, bu gururlu halkın etrafını çevrelemişolan taşlara bakan Drizzt, bunun gerçekten de "gelişme" olupolmadığını merak etti.

Gençliğinin büyük bir kısmını Buzyeli Vadisi'nde yaşamışve göçebe barbarlar hakkında sayısız hikaye duymuş olanCattibrie, ta en başından beri bu kaybın farkındaydı.Barbarlar, Konaktaşı'na gelmekle özgürlüklerinin bir kısmınıfeda etmiş ve kültürlerinin büyük bir kısmını kaybetmişlerdi.Şimdi daha zengin, hayal edebileceklerinden bile daha çokzenginlerdi ve artık amansız kışlar hayatlarını tehditedemeyecekti. Ama bunun bir bedeli vardı. Mesela yıldızlar.Burada, dağların dibinde yıldızlar farklıydı. Dümdüz urukçizgisine inip insanın ruhunu göklere doğru çekmiyorlardı.

Boyun eğmiş bir şekilde iç geçiren ve Buzyeli Vadisi içinbir parça sıla hasreti çeken Cattibrie, kendisine şu andaki acildurumu hatırlattı. Berkthgar'ın inatçılık ettiğinin farkındaydı.Ama Wulfgar'in ölümünün barbar lideri ne kadar üzdüğünüve kabilesinin tarihindeki en saygın silah olan o savaşçekicinin bir cücenin ellerinde olmasının ona ne kadar acıverdiğini biliyordu.

Silahı bahsi geçen o cücenin yapmış olması Önemü değildi;silahı o kadar büyük bir şan şöhrete kavuşturan adamın ise,asluıda cüce İçin bir oğul gibi olması da önemli değildi.Cattibrie biliyordu ki, Berkthgar için o kayıp kahraman adamBruenor'un oğlu değil, Alageyik Kabilesi'nden Beomegaroğlu Wulfgar idi. Mithril Salonlu değil, Buzyeli VadiliWulfgar. Barbar halkı arasında saygı duyulup değer verilen

Page 77: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

her şeyin somut bir örneği olan U'ulfgar. Cattibrie onlanbekleyen görevin ciddiyetini belki de herkesten daha iyianlıyordu.

İki tane uzun boylu, geniş omuzlu muhafız Bal LikörüSalonu'nun giriş cebinin iki yanında dikilmiş duruyordu.Sakallan ve nefesleri ise ağır bir şekilde bal likörü kokuyordu.İlk başla ürküp alarma geçtiler, ama ziyaretçilerin kimolduğunu anladıklan anda aceleyle kenara çekildiler. Birtanesi, salonun merkezinde bulunan uzun masanın enyakındaki ucuna koşturdu, Drizzt ile Cattibrie'in marifetüstesini saydı ve kan bağlarından bahsetti (yani en azındanCattibrie'in kan bağından, zira Drizzt'in ırksal özellikleriKonaktaşı'nda bir itibar kaynağı sayılmazdı).

Drizzt ile Cattibrie, ikisinin toplamından bile daha kiloluoian diğer adamla birlikte kapının eşiğinde kalıp sabırlabeklediler. İkisi de bakışiannı, masanın sağ tarafında,ortalarda bir yerde oturmakta olan Berkthgar'a kenetlediler.Berkthgar'ın bakışlan da kaçınılmaz bir şekilde, ziyaretçileritakdim eden adamın ötesine geçip onlara takıldı,

Cattibrie, Brıenor ile girdiği tartışma konusunda adamınahmaklık ettiğini düşünüyordu, arna ne o ne de Drizzt, bu devbarbarın görüntüsü karşısında etkilenmeden edemediler. Boyuneredeyse Wulfgar kadar uzundu, lamı tamına iki metre onsantimdi. Geniş omuzlara ve şişko bir cücenin bacakları kadarkalın olan sen kollara sahipti. Esmer sacları dağınık birşekilde omuzlarına dökülüyordu ve kış için sakal bırakmayabaşlamıştı; boynundaki ve çenesindeki gür kıllar, adamındaha da vahşi ve heybetli görünmesini sağlıyordu. Konaktaşıliderleri, tıpkı barbarların tarihleri boyunca liderlerini

Page 78: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

belirledikleri gibi güç müsabakalarıyla ve şiddetli dövüşlerleseçiliyordu. Konaktaşı'nda hiç kimse Berkthgar'ı —ona CesurBerkthgar deniliyordu— mağlup edemiyordu ve yine bugerçek sebebiyle Berkthgar, efsane halini almış olan ölü biradamın gölgesinde diğer herkesten daha fazla yaşıyordu.

"Lütfen bize katılın!" diye dostça selamladı Berkthgar.Ama yüz ifadesi, yoldaşlara bu ziyareti beklediğini ve onlarıgördüğüne pek de heyecanlanmadığını gösteriyordu. Barbarreisi özellikle Drizzt üzerine odaklandı ve Cattibrie, iriadamın gök mavisi gözlerinde hem heves hem de kaygıolduğunu gördü.

Drizzt ile Cattibrie'a tabureler verildi (ki bu Cattibrie'agösterilen büyük saygının bir işaretiydi, zira masadaki diğerhiçbir kadın oturmuyordu, tabii bir erkeğin kucağına oturmakdışında). Hengorot'ta ve bu toplumda, büyük erkek evlatlarharicinde tüm çocuklar ve kadınlar hizmetkar sayılırdı. Şimdiise aceleyle koşturuyor ve en yeni misafirlerin önüne ballikörü kupaları koyuyorlardı.

Drizzt ve Cattibrie içkilere şüpheyle baktılar. Zihinlerinimükemmel bir şekilde açık tutmaları gerektiğini biliyorlardı,ama Berkthgar onlarla birlikte kadeh kaldırmak isteyip kendikupasını havaya yükseltince, nezaket icabı onların da aynışeyi yapmaları gerekti. Ve Hengorot'ta bal likörü,yudumlayarak içilen bir içki değildi!

İki dost da, yükselen tezahüradar eşliğinde kupalarınıfondiplediler ve boşalmış olan kupanın yerine yenisi gelinceikisi de çaresizlik içinde birbiri-j erine baktılar.

Page 79: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt, hiç beklenmedik bir şekilde ayağa kalktı ve uzunmasanın üzerine miadı.

"Konaktaşı erkekleri ve kadınlarına, Cesur Berkthgar'ınhalkına selamlar olsun!" diye başladı ve kulakları sağır edicibir gürültü yükseldi, bununla birlikte kasabanın gurur kaynağıolan Berkthgar için tezahüradar yapıldı. Bir sonraki dakikaiçinde iri ve dağınık saçh adamın sırtı en az yüz kezsıvazlandı, ama Berkthgar bir kez olsun gözünü kırpmadı veşüphe dolu bakışlarını bir kez olsun kara elfin üzerindenayırmadı.

Cattibrie burada neler dönmekte olduğunu anladı. Barbarlaristemeyerek de olsa Drizzt'i kabullenmişlerdi, ama o yine dehâlâ cılız bir elfti ve hepsinden beteri bir kara elfti! Bu çelişkionlar için oldukça rahatsızlık vericiydi. Drizzt'i zayıf —muhtemelen sert barbar kadınlarından büe daha güçsüz—birisi gibi görüyorlardı ve yine de içlerinden hiçbirisinindrowu dövüşte yenemeyeceğini biliyorlardı. Bundan en çokrahatsız olan ise Berkthgar idi. Zira Drizzi ile Cattibrie'ınburaya neden geldiğini biliyor ve çekiç konusundaki omeselenin kendisi ile Drizzt arasında yapılacak birmüsabakayla halledileceğini tahmin ediyordu.

"Misafirperverliğiniz karşısında gerçekten müteşekkirkaldık, hayrr buna çok memnun olduk. Koca Diyarlar'da hiçkimse bu kadar davetkar bir masa donatamazdı!" Yinetezahüratlar. Drizzt onlara iyi bir konuşma yapıyordu veyansından fazlası sarhoşluktan yerlere düşecek durumdaolduğu için sorun çıkmıyordu.

Page 80: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Ama uzun süre kalamayız," dedi Drizzt, sesi anidenciddileserek. Bu sözün drowun yakınlarında oturanlarabıraktığı etki şaşırtıcıydı. Neredeyse derhal ayılmış ve drowunziyaretinin ciddiyetini aniden kavrayıvermiş gibiydiler.

Cattibrie, Drizzt'in boynunda asılı duran yakut süsünparıltısını gördü ve Drizzt büyülü mücevheri açıktan açığakullanmasa bile, yalnızca yakutun varlığının bile koyu ballikörü gibi uyuşturucu bir etki yarattığını anladı.

"Savaşın ağır kılıcı hepimizin başı üzerinde asılı duruyor,"diye ciddiyetle devam etti Drizzt. "Zaman ittifak zamanı—"

Berkthgar, kupasını masaya şiddetle indirip yakınlardaoturanların üzerine esmer-altm renginde bal likörü damlalanve cam parçacıkları saçarak dramın konuşmasını hiçbeklenmedik bir şekilde yanda kesti. Hâlâ kupanın kulbunuelinde tutan barbar lideri dengesiz bir şekilde, hantalcamasanın üzerine çıkıp kara elfin önünde bir kule gibiyükseldi.

Hengorot, göz açıp kapayıncaya kadar sessizleşti.

"Buraya ittifak iddialarıyla geldiniz," diye yavaşça başladıbarbar lider. "Buraya ittifak talebiyle geldiniz." Duraksadı vedramatik bir hava yaratmak için etrafında toplanmış olanheyecanlı halkına bakındı. "Ama yine de halkımın birsembolü haline gelmiş olan silahı, Beornegar oğlu Wulfgartarafindan görkemle taşınmış olan siiahı elinizdetutuyorsunuz!"

Page 81: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Gök gürlemesine benzer tezahüratlar yükseldi ve Cattibriekafasını kaldırıp Drizzt'e bakarak çaresizce omuz silkti.Barbarların Wulfgar'dan kan bağıyla, yani "Beornegar oğlu"diye söz ermesinden hep nefret etmişti. Onlar için böyleyapmak bir gurur göstergesiydi ve yalnız başına gurur,pragmatik kadına hiç uyan bir şey değildi.

Aynca, kısa hayatında elde ettiği basanların değeriniarttırmak için Wulfgar'ın geldiği soydan söz etmeye hiçihtiyacı yoktu. Onun çocuklan olsaydı, babalarından hakkıylasöz edebilecek kişiler olurdu.

"Bizler senin hizmet ettiğin cüce kralın dostlarıyız, karaelf," diye devam etti Berkthgar, gürnbürdeyen sesiHengorot'un taş olan kısımlarına çarpıp yankılanarak. "VeGanımn'un torunu, Bangor'un oğlu Bruenor

Battlehammer'dan da aynı şeyi bekliyoruz. İttifakınızakavuşacaksınız, ama Aegis-fang bana teslim edilmedenolmaz.

"Ben Berkthgar!" diye böğürdü barbar lider.

"Cesur Berkthgar!" Adamın danışmanlarından birkaçıyardakçılık etmekte çabuk davrandı ve bir tezahürat dahakoptu, Konaktaşı'inn güçlü reisinin şerefine kadehler havayayükseldi.

"Bruenor kısa süre içinde kendi baltasını sana teslimedebilir," diye yanıtladı Drizzt, Berkthgar'ınböbürlenmelerinden feci şekilde bezmiş bir halde. Drow işte ozaman kendisinin ve Cattibrie'ın Konaktaşı'nda beklendiğini

Page 82: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

fark etti. Zira Berkthgar'ın küçük konuşması ve ona verilentepkiler dikkatle planlanmış, hatta provası bile yapılmıştı.

"Ve baltayı sana teslim ediş seklinden pek hoşlanacağınısanmıyorum," diye sessizce bitirdi drow, kükreyişler dindiğivakit. Yine beklenti dolu bir sessizlik oldu, zira drowunsözleri bir meydan okuma olarak anlaşılabilirdi ve mavigözleri tehlikeli bir şekilde kısılmış olan Berkthgar, bumeydan okumayı kabul etmeye epey hevesli görünüyordu.

"Ama Bruenor burada değii," dedi barbar lideri dosdoğrubir şekilde. "Yoksa Drizzt Do'Urden onun davasınınsavunucusu mu olacak?"

Drizzt, ne yapması gerektiğini bulmaya çalışarak doğruldu.

Cattibrie'ın zihni de çok hızlı çalışıyordu. Drizzt'in bumeydan okumayı kabul edeceğinden ve Berkthgar'ı tek birdarbede yere sereceğinden hiç şüphesi yoktu. Ve Konaktaşıhalkı da bu denli bir aşağılamaya kesinlikle müsamahagöstermeyecekti.

"Wulfgar benim kocam olacaktı!" diye haykırdı, tam Drizztcevap vermek için ağzını açmışken sandalyesinden kalkarak."Ve ben Bruenor'un kızıyım —ve hakkıyla, MithrilSalonu'nun prensesiyim. Eğer burada babamın davasınısavunacak bir kişi varsa—"

"O adamı da ancak sen belirlersin," diye mantık yürüttüBerkthgar.

Page 83: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Hayır o kadın... ben olacağım." diye sertçe yanıtladıCattibrie.

Bütün bal likörü salonu boyunca tekrar kükreyişleryükseldi. Salonun gerisinde duran kadınların birçoğu ise kıkırkıkır gülüp umutla başlarını salladılar.

Drizzt bundan pek hoşlanmısa benzemiyordu ve Cattibrie'aattığı bakış bunu açıkça dile getiriyor, işler kontroldençıkmadan evvel bu durumu düzeitmesi için ona yalvanyordu.Hiçbir dövüşün yaşanmasını istemiyordu. Cattibrie daistemiyordu ama salon o anda çılgınlık içindeydi.Saiondakilerin yansından fazlası, sanki Cattibrie'ın meydanokuması çoktan yapıimışçasına Berkthgar'a "kadınladövüşmesi" için haykırıyordu.

Berkthgar'ın Cattibrie'a attığı bakış ise katıksız bir hiddetledoluydu.

Cattibrie, adamın içinde bulunduğu bu zor durumu anlıyorve takdir ediyordu. Sözüne devam etmeyi ve eğer birsavunucu olması gerekiyorsa Bruenor'un davasını yalnızcakendisinin savunabileceğini açıklamaya, fakat burayadövüşmeye gelmediğini anlatmaya niyetliydi. Ama hernasılsa bu hadise o noktayı bir anda aşıvermişti.

"Asla!" diye gurultuyu bastırarak kükredi Berkthgar veodadaki kargaşa biraz dindi, hevesli haykırışlar kesilip fısıltıhalini aldı. "Hayatımda bir kadınla dövüşmedim hiç!"

'Berkthgar bu tavrından vazgeçse iyi olur.' diye düşündüDrizzt, zira eğer kara elfler gerçekten de Mithril Salonu'na

Page 84: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

yürüyüşe geçmişse, bu denli çekincelere hiç yer olmazdı.Hem büyü hem ds silah kullanımı açısından dişiler, drowsavaşçılarının en güçlüleriydi.

"Onunla dövüş!" diye haykırdı bir adam, bariz bir şekildesarhoştu ve tıpkı etrafındaki dostları gibi bir yandanhaykırırken bir yandan gülmekteydi. Berkthgar adamdanbakışlarını çevirip Cattibrie'a döndü. Hiddetini yatıştırmaçabasıyla derin derin nefes alırken iri göğsü inip kalkıyordu.

'Kazanamaz,' diye fark etti Cattibrie. Eğer dövüşürlerse,Berkthgar onu her ne kadar hırpalasa bile müsabakayıkazanamazdı. Ayrıca Konaklaşı'nın sert halkına göre. birkadına silah kaldırmak bile korkaklık olarak nitelendirilirdi.

Cattibrie masaya çıktı ve Drizzt'in önünden geçerkendrowa doğru hafifçe başını salladı. Ellerini beline koydu-—dişısel heybetini daha iyi vurgulamak için bir kalçasını yanadoğru çıkarttı— ve barbar lidere gülümsedi. "Belki silahlarladeğil," dedi. "Ama bir erkekle bir kadının müsabaka etmesiiçin başka yoilar da var."

Bu cümle üzerine bütün oda kahkahaya boğuldu. Kupalar okadar büyük bir güçle birbirine tokuşturuldu ki, adamlarınhevesli ağızlarına geri döndüklerinde içlerinde pek az ballikörü kaldı. Hengorot'un arka tarafinda-ki birkaç kişimüstehcen bir şarkı söylemeye ve her yükselişte birbirilerininsırtlarına vurmaya başladı.

Drizzt'in lavanta renkli gözleri o kadar genişlemişti ki,sanki göz yuvalarından fırlayıp düşeceklermiş gibiydi.Cattibrie ona baktığında, Drizzt'in silahlanın çekeceğinden ve

Page 85: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

odada bulunan herkesi Öldüreceğinden korktu. Bir anlığınagururu okşandı, ama bu his çabucak geçti ve drowun onaböyle aşağılık bir şeyi yakıştırmasına karşı hayal kırıklığıduydu.

Drizzt'e tam olarak bunu söyleyen bir bakış attı ve dönüpmasadan aşağı sıçradı. Yakınlarda duran bir adam onadokunmak için ileri uzandı ama Cattibrie adamın ellerinisavuşturdu ve meydan okurcasına kapıya doğru ilerledi.

"Kız çok ateşli canım!" diye bir yorum geldi arkasından.

"Zavallı Berkthgar'a yazık olacak!" diye başka bir kabahaykmş duyuldu.

Masanın üstündeki afallamış barbar lideri bir o yana bir buyana baktı ve kara elfin bakışlarından kasten kaçındı.Berkthgar'ın kafası karışmıştı; Bruenor'un kızı, her ne kadarmeşhur bir maceracı olsa da böyle soytarılıklarıyla ünlüdeğildi. Ama aynı zamanda, Berkthgar'ın merakım dacezbetmişti. Konaktaşı'ndaki her erkek, Mithril Salonuprensesi olan Cattibrie'ı yöredeki en güzel kadın olarakgörüyordu.

"Aegis-fang benim olacak!" diye haykırdı Berkthgar ensonunda ve onun ardından etrafında yükselen kükremekulakları sağır edecek cinstendi.

Barbar lider, arkasını dönüp bakınca artık Drizzt'in ona dikdik bakmadığını, hatta etrafta bile olmadığını fark etti verahatladı. Kara elf tek bir sıçrayışta masadan inmiş veaceleyle kapıya doğru yürümüştü.

Page 86: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Hengorot'un dışında, boş bir evin yanındaki sessiz birnoktada Drizzt Cattibrie'ı kolundan kavradı ve kendisinedoğru döndürüp onunla yüzleşti. Genç kadın, drowunkendisine bağırmasını, hatta ona tokat atmasını bekledi.

Fakat Drizzt bunlar yerine kahkahayı bastı.

"Zekiceydi," diye tebrik etti Drizzt. "Peki onu alaşağıedebilir misin?"

"Söylediğim şeyi gerçekten kastetmediğimi neredenbiliyorsun?" diye cevap olarak çıkıştı Cattibrie.

"Çünkü kendine bunu yapmayacak kadar çok saygıduyuyorsun," diye tereddüt dahi etmeden cevap verdi Drizzt

Bu mükemmel bir cevaptı, Cattibrie'ın dostundan duymayaihtiyaç duyduğu cevap. Genç kadın bu konuyu daha fazlaüstelemedi.

"Peki onu alaşağı edebilir misin?" diye tekrar sordu drowciddiyetle. Cattibrie iyiydi ve gördüğü her dersle daha daiyiye gidiyordu. Ama Berkthgar dev gibiydi ve olağanüstü birgüce sahipti,

"Herif sarhoş," diye yanıtladı Cattibrie. "Ve yavaş, tıpkı senona daha iyi dövüşme yöntemini öğretmeden önce Wulfgar'ınolduğu gibi yani." Şafak Öncesi göğü gibi derin mavigözlerinde kıvılcımlar parladı. "Bana öğrettiğin gibi."

Drizzt, bu dövüşün en az Berkthgar için olduğu kadar onuniçin de önemli olduğunu o anda anlayarak hafitçe kızın

Page 87: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

omzunu sıvazladı. O sırada barbar paldır küldür çadırdandışarı firladı ve ağızlarından köpükler saçıp açık çadırcebinden dışarı bakman bir güruhu ardında bıraktı.

"Onu alaşağı etmek, gururunu incitmemesini sağlamaktançok daha kolay olacaktır," diye fısıldadı Cattibrie.

Drizzt başıyla onayladı ve tekrar omzunu sıvazladı, sonraBerklhgar'dan uzaklaşıp geniş bir daire çizerek çadıra doğrugeri yürüdü. Cattibrie'ln işleri kendi üzerine aldığı kararınavardı ve ona duyduğu saygı, bu işi onun halletmesine İzinvermesini gerektiriyordu.

Drow çadıra geri girdiğinde barbarlar geri çekildi. Drizztçadır cebini kapamadan önce, Cattibrie'a son bir bakış atıpkızın Berkthgar ile birlikte sokak boyunca yan yanailerleyişini izledi (adam arkadan bakınca iri Wulfgar'a nekadar da çok benziyordu!)

Drizzt Do'Urden için bu görüntü pek de hoş değildi.

"Hiç şaşılmadın değil mi?" diye sordu Cattibrie, sırtçantasından antrenman koruyucusunu çıkartıp kılıcının keskinkenarına takarken. Bunu yaparken garip bir şey hissetti.Sebebini anlayamadığı ani bir hayal kırıklığı, hatta bir hiddetduygusuydu bu.

"Beni buraya ima ettiğin şey için getirdiğine bir an olsuninanmadım," diye kayıtsızca yanıtladı Berktlıgar. "Ama eğeröyleyse—"

"Kapa çeneni be," diye sertçe sözünü kesti Cattibrie.

Page 88: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Berkthgar'ın çenesi kasıldı. Kendisiyle bu şekildekonuşulmasına, özellikle de bir kadının böyle konuşmasınahiç alışık değildi. "Biz Konaktaşiriar dövüşürken kılıçlarımızıörtmeyiz," dedi kendini beğenmiş bir tavırla.

Cattibrie, barbar liderin kararlı bakışlarına karşılık verdi vebu sırada kılıcı koruyucu kaputundan çekip çıkarttı. İçine anibir neşe hissi doldu. Tıpkı az önce duyduğu his gibi bunun dasebebini anlayamıyordu. Bu sebeple, Berkihgar'a karşıduyduğu hiddetin belki de kendisine itiraf ettiğinden çok dahaderin olduğunu düşündü.

Berkthgar o anda evine doğru yürüyüp uzaklaştı. Kısa süresonra yüzünde kendini beğenmiş bir gülümseme ve sırtınaasılmış bir kılıç kınıyla geri döndü. Cattibrie, adamın sağomzunun üzerinden yukan uzanan kabzayı görebiliyordu —kio kabza neredeyse genç kadının kılıcının metal kısmıbüyüklüğündeydi!— ve Berkthgafın sol kalçasının altındankının aşağı kısmı çaprazlamasına uzanıyor, neredeyse yeredeğiyordu.

Cattibrie hayretler içinde izledi ve Berkthgar kolunugenişçe uzatıp kılıcını vakarla çekerken, genç kadın başını negibi bir belaya soktuğunu kara kara düşündü. Kının üst kısmı,barbar devasa kılıcını çekip alabilsin diye yanın metrelik birderi parçasından sonra kesilip sökülmüştü.

Ve Berkthgar'ın kılıcı gerçekten de devasaydı! Kılıcınkeskin metali bir metreden uzundu, onun üstünde kabza haçıve keskin çelikten yapılmış bir köprünün arasında yirmisantimlik ek bir bolüm vardı.

Page 89: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Berkthgar, demir halatlar gibi sımsıkı duran kaslarını gerdi,yalnızca bir koluyla kılıcı kafasının üzerinde çevirdi ve büyükbir "vuuff' sesi çıkmasını sağladı. Sonra kılıcın ucunu yereindirdi ve kolunu kabza haçına dayadı ki kılıcın kabzası ikimetre on santimlik adamın omuz seviyesine geliyordu.

"O şeyle savaşmayı mı planlıyorsun, yoksa semirmişinekleri öldürmeyi mi?" diye sordu Cattibrie, adamın git gideyükselen kibnni biraz zedeleme çabasıyla.

"Hâlâ diğer müsabakayı seçmene izin verebilirim," diyeyanıtladı Berkthgar sakince.

Cattibrie'ın kılıcı hızla önünde doğrulup hazır bir hal aldıve genç kadın eğilip savunma pozisyonunda yere sindi.

Barbar haykırdı ve benzer bir poz takındı, ama sonra kafasıkarışmış bir halde yeniden doğruldu. "Yapamam," diyebaşladı Berkthgar. "Sana şöyle hafifçe vursam bile KralBattlehammer’ın kalbi fena halde kırılır, kafatasın da öyletabii."

Cattibrie aniden ileri alıldı, Berkthgar'ın omzuna bir kesikindirdi ve kürklü yeleğine bir çizgi çekti.

Adam kafasını eğip kesiğe baktı, sonra gözleri yavaşçaCattibrie'a doğru kalktı, ama Berkthgar bunun dışında hiçbirharekette bulunmadı.

"Korkuyorsun, çünkü o öküz öldüreni yeterince hızlıhareket ettiremeyeceğini biliyorsun," diye alay etti gençkadın.

Page 90: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Berkthgar çok yavaşça göz kırpıştırdı ve bu hadiseyi nekadar sıkıcı bulduğunu göstermek için bu hareketini abarttı."Sana Bankenfuere'nin asili durduğu duvar kiliminigöstereyim," dedi. "Ve o kilimin önündeki yatağı da."

"O şey bir savaşçının ellerinden çok kilime yakışır zaten!"diye hırladı Cattibrie, herifin ergenlikten bozma cinselimalarından bıkarak. Tekrar ileri atıldı ve kılıcının düzkısmını Berkthgar'ın yanağına sertçe vurdu, sonra geri sıçradı.Hâlâ hırlıyordu. "Eğer korkuyorsan bunu itiraf et!"

Berkthgar'ın eli derhal yüzündeki yaraya gitti ve barbar,elini geri çektiğinde parmaklarının kana bulanmış olduğunugördü. Cattibrie bunu görünce yüzünü buruşturdu, zira ona bukadar sert vurmaya niyetlenmemişti.

Khazid'hea'nın zihinsel saldırıları çok sinsiceydi.

"Artık sana sabnm taştı, ahmak kadın," diye hırladı barbarve devasa Bankenfuere, yani 'Kuzeyin Öfkesi' havayadoğruldu.

Berkthgar hırlayıp ileri atıldı. Bu sefer kılıcın sapını ikieliyle kavradı ve iri silahı önünde savurdu. O da Cattibrie'jnyaplığı gibi kılıcın düz kısmıyla saldırıyordu, ama genç kadınbunun pek bir farkı olmayacağını anladı. O dev barbarkılıcının düz kısmıyla bir darbe yemesi bile kemiklerininuııufak olmasına yeierdi!

Cattibrie o anda Berkthgar'ın yakınında değildi. Gençkadın, kılıç havaya yükselir yükselmez hızla geri çekildi (veacaba boyundan büyük bir işe mi kalkıştığını yine merak etti).

Page 91: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

İri kılıç soldan sağa ve geriye doğru bir yay çizdikten sonraaşağı doğru meylederek ikinci kez savruidu. Berkthgar,Cattibrie'tn beklediğinden çok daha hızlı bir şekiide kıiıcınyönünü değiştirdi ve silah tekrar yatay bir şekilde, bu sefersağdan sola doğru savruldu. Ondan sonra geri çekildi vebarbarın kash omzuna dayanıp hazır bir şekilde durdu.

Hakikaten etkileyici bir gösteriydi, ama Cattibrie buhamleleri dikkatle izlemişti. Fakat artık hayrei dolu gözlerlebakmıyordu ve barbarın savunmasında epey açık fark etmişti.

Elbette ki mükemmel bir zamanlamaya sahip olmalıydı.Tek bir hatada Bankenfuere onu solucan yemine çeviriverirdi.

Berkthgar başka bir yatay kesik hamlesiyle ileri atıldı. Bubeklenen biı salduıydı, zira birinin o denli büyük bir silahlamanevra yapabileceği sadece birkaç yöntem mevcuttu!Cattibrie bir adım geriledi, sonra sadece işini sağlama almakiçin bir adım daha geriledi ve hantalca savrulan kılıcınardından içeri dalışa geçip barbarın koluna bir darbeindirmeye çalıştı. Ama Berkthgar düşündüğünden dahahızlıydı ve kıhcı o kadar hızlı geri çevirip savurdu ki,Cattibrie'ın saldırıyı kesmesi ve kılıçtan kaçmak için aceleyleçekilmesi gerekti.

Yine de Cattibrie bu hamleden kendisinin galip çıktığısonucuna vardı, zira şimdi Berkthgar'ın uzanabileceğimesafeyi daha iyi ölçüp tartmıştı. Ve ona soracak olursanızgeçen her saniye onun lehineydi. Zira sarhoş barbarın alnındaboncuk boncuk terler belirdiğini ve göğsünün öncesinenazaran biraz daha sık inip kalktığını fark etti.

Page 92: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Eğer diğer şeylerde de dövüşte olduğun kadar kötüysen,bu müsabaka türünü seçmekle kesinlikle iyi iş yapmışımdemektir," dedi Cattibrie. Attığı bu laf, gururlu Berkthgar'ıntekrar çılgınlar gibi kılıcını savurmasını sağladı.

Bankenfuere birkaç devasa ve son derece başarısız yayçizerken Cattibrie eğilip kenara çekilerek kılıcın önündenkaçtı. Hiddetini henüz çıkartmamış olan barbar kılıcı tekrarsavurdu ve Cattibrie yine geri sıçradı. Berkthgar ileri atıldı,kılıcı omzu üzerinde dönüp kafasının üzerine kalktı veCattibrie yana doğru kaçıp uzaklaştı. Dev kılıç aşağıya doğruçaprazlamasına indiğinde genç kadın kıl payıyla kurtulmayıbaşardı.

"Az sonra seni yakalayacağım!" diye söz verdi Berkthgar.Dosdoğru genç kadına döndü ve iri kılıcını bir kez dahasoldan sağa savurdu, sonra sağ omzuna doğru kaldırıp tekrarsavurmaya hazır bu" şekilde durdu.

Cattibrie hamlenin ardından dalışa geçti, sağ ayağıyla uzunbir adım attı ve kılıç tutan kolunu Berkthgar'ın açıkta kalankalçasına doğru uzattı. Fakat sol ayağını sertçe yeresabitlemişti ve bu hamleye devam etmeye hiç niyetli değildi.Bankenfuere darbeyi savuşturmaya geldiği anda Cattibrie gerisıçradı, yere sabitlediği bacağının üzerinde döndü, kılıcınardından tekrar dalışa geçip Berkthgar'ın sağ kalçasına hamleyaptı ve acı verici bir darbe indirdi.

Barbar hırladı ve o kadar şiddetli bir şekilde döndü kineredeyse dengesini kaybedecekti.

Page 93: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie, bir metre ötede yere sinip hazır bir şekilde durdu.O ağır silahı havada sallama işinin adamı yormayabaşladığrna hiç şüphe yoktu, özellikle de kafaya diktiği bolmiktarda bal liköründen sonra.

"Birkaç hamle daha yapsın," diye fısıldadı Cattibrie,kendisini sabırlı olmaya zorlayarak.

Böylece, dakikalar geçerken ve Berkthgar'ın soluklaninleyen rüzgar kadar gürültülü bir hal alırken Cattibrie oyunadevam etti. Bu saldırılar sırasında genç kadın, sergileyeceğien son hamlede karar kıldı. Berkthgar'ın iri kılıcı ve kalınkollarının mükemmel bir görsel engel oluşturmasındanfaydalanacağı bir hamleydi bu.

Drizzt, yarım saat boyunca kaba saba yorumları dinlemekzorunda kaldı.

"Hiç bu kadar uzun kalmamıştı!" dedi bir barbar,

"Brauzen Berkihgar!" diye haylordı bir diğeri, barbardilindeki 'dayanıklı' kelimesini kullanarak.

"Brauzen!" Gürültücü adamlar hep bir ağızdan haykınpneşeyle kupalarım tokuşturdular. Hengorot'un arka kısmındaduran kadınların bazıları bu müstehcen imalar karşısındakıkırdadılar, ama çoğunun yüzünde ekşi ifadeler vardı.

"Brauzen," diye fısıldadı drow. Drizzt bu kelimenin,çekilmez derecede uzun gelen o dakikalar sırasında kendisabrına mükemmel bir şekilde uyduğunu düşündü. Cattibrieadına yapılan kaba şakalara hiddetlendiği kadar, Bekthgar'ın

Page 94: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ona zarar vereceğinden, hatta belki de dövüşte onu yenipbaşka şekilde ona sahip olacağından korkuyordu.

Drizzt hayal gücünü kontrol aiimda tutmak için savaşverdi. Bütün o böbürlenmelerine ve halkının böbürlenmesinerağmen, Berkthgar şerefli bir adamdı. Ama sarhoştu...

'Onu gebertirim,' diye karar verdi Drizzt ve eğer drowunkorktuğu herhangi bir şey gerçek olursa, hakikaten de iriBerkthgar'ı kesip doğrardı.

Fakat işier o noktaya varmadı. Zira Berkthgar İle Cattibrieçadıra girdiler. Üstleri başlan biraz burusmuştu, barbarın keçegibi sakallarının bakısını kurumuş kanla lekelenmişti amabunun dışında gayet düzgün görünüyordu.

Cattibrie, drowun yanından geçerken hafifçe göz küpü.

Hengorot sessizleşti. Sarhoş adamların, liderlerininyataktaki marifetleri hakkında açık saçık bir hikayebekledikleri kesindi.

Bekthgar, Cattibrie'a bakn ve genç kadın gözünü dahikırpmadı.

"Aegis-fang'i taşımayacağım," diye ilan etti barbar lideri.

İniltiler ve yuhalamalar yükseldi ve "müsabakayı" kiminkazandığı hakkında iahminier yapılmaya başlandı.

Berkthgar kıpkırmızı kesildi ve Drizzt bir sorunyaşanacağından korktu.

Page 95: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie masanın üzerine çıkn. "Konaktaşı'nda ondan dahaiyisi yok!" diye ısrar etti.

Birkaç barbar, meydan okumaya hevesli bir şekilde hızlamasanın kenarına koşturdu.

"Daha iyisi yok!" diye onlara hırladı Cattibrie, hiddetiyleadamları geri püskürterek.

"Savaş çekicini Wulfgar'ın anısına saygımdan dolayıtaşımayacağım," diye açıkladı Berkthgar. "Ve Cattibrie'aduyduğum saygıdan dolayı."

Adama doğru boş bakışlar atıldı.

"Eğer Kral Bruenor'un, dostumuz ve müttefikimizin kızınahakkıyla layık olmam gerekiyorsa," diye sözüne devam ettibarbar lider ve Drizzt onun bu sözleri karşısında gülümsedi,"o zaman benim kendi silahını Bankenfuere'nin bir efsaneolması gerekli." Devasa kılıcı havaya kaldırdı ve kalabalıkneşeyle haykırdı.

Konu kapanmış, ittifak güvence altına alınmıştı ve dahaCattibrie masadan aşağı inip Drizzt'in yanına doğruilerlemeye başlamadan evvel daha fazla bal likörü ikramedildi. Genç kadın, barbar liderin yanından geçerken durdu veadama gaddar bir bakış attı.

"Eğer yalan konuşursan," diye fisıldadı, kimseninduymamasına dikkat ederek, "ya da benimle yattığını imadahi edersen, geri gelip seni halkının önünde ikiyeböleceğimden emin ol."

Page 96: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bu sözler üzerinde Berkthgar'ın yüz ifadesi karardı.Cattibrie'ın yürüyüp uzaklaşmasını izlemek için döndüğünde,genç kadının ölümcül drow dostunu görünce daha da karardı.Kara elf, ellerini palalarının kabzalarına dayamış bir haldeduruyordu ve lavanta renkli gözleri, Cattibrie'a beslediğihislerini barbara net bir şekilde söylüyordu. Berkthgar birdalıa Cattibrie'a bulaşmak istemiyordu, ama drow kolcuylakarşılaşmaktansa yüzlerce kez genç kadınla dövüşmeyi tercihederdi.

"Geri gelip onu ikiye mi böleceksin?" diye sordu Drizzt,ikisi kasabadan ayrılırken. Böylece, Cattibrie'in barbara ettiğison sözlerin keskin kulaklarından kaçmamış olduğunu dabelirtmiş oluyordu.

"Denemeye çalışmak bile istemediğim bir tehdit," diyeyanıtladı Cattibrie. kafasını sallayarak. "O kadar çok ballikörüyle dolu değilken o herifle savaşmak, huzursuz birayının mağarasına girmek gibi bir şey olur."

Drizzt aniden durdu. Cattibrie da birkaç adım attıktan sonraduraksayıp arkasını döndü ve ona baktı.

Drow, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ona doğruparmağını uzatmış duruyordu. "Ben o dediğini yaptım!" diyebelirtti. Böylece, ikisi (daha doğrusu üçü, zira DrizztGuenhwyvar't geri çağırmakta çabuk davranmıştı) patikalarüzerinde ilerleyip dağlara doğru yolculuk ederken Drizzt'eanlatacak bir başka hikaye daha çıkmış oldu.

Daha sonra, yıldızlar panldayıp ışddarken ve kamp ateşihafitçe yanarken, Drizzt kıvrılmış yatmakta olan Cattibrie'ın

Page 97: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

suretine bakarak öyiece oturdu. Genç kadının ritmik solukları,drowa onun mısd mışıl uyuduğunu söylüyordu.

"Onu sevdiğimi biliyorsun," dedi drow, Guenhwyvar'a.

Panter, parlak yeşil gözlerini kırpıştırdı ama başka birharekette bulunmadı.

"Ama, bunu nasıl yapabilirim?" diye sordu Drizzt. "Veyalnızca Wulfgar'ın anısından dolayı değil," diye çabucakekledi. Bu sözlerin kendi ağzından çıktığını duyduğundabaşıyla onayladı. Drizzt'i tıpkı Drizzt'in onu sevdiği kadarsevmiş olan Wulfgar'ın buna karşı çıkmayacağını biliyordu.

"Nasıl yapabilirim?" diye tekrarladı, sesi yalnızca bir fısıltıhalinde çıkarak.

Guenhwyvar uzunca ve kısık sesle hırladı, ama bununherhangi bir anlamı vardıysa bile (tabii panterin drowunsöylediği sözleri dinleyip onunla ilgilendiğini belli etmekistemesinden başka) Drizzt kestiremedi.

"O kadar uzun süre yaşamayacak," diye sessizce sözlerinedevam etti Drizzt. "O bu dünyadan gittiğinde ben hâlâ gençbir drow olacağım." Drizzt, Cattibrie'dan kafasını çevirippantere baktı ve aklına yeni bir düşünce geldi. "Böyle şeylerianlıyor olmalısın, benim ebedi dostum," dedi drow. "Seninyaşam süren içinde benim yerim nedir ki? Beni koruduğungibi kim bilir kaç kişiyi korudun, biricik Guenhwyvar'ım, vedaha kaç kişi olacak?"

Page 98: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt sırtını dağ duvarına yasladı ve Cattibrie'a baktı.Sonra kafasını yıldızlara doğru kaldırdı. Düşüncelerihüzünlüydü, ama yine de birçok açıdan huzur vericiydi;sonsuz bir oyun gibi, paylaşılan duygular gibi, Wulfgar'ınhatırası gibi. Drizzt o düşüncelerini göğe doğru, gökyüzününtentesine doğru yolladı ve hepsinin dinmek nedir bilmedenesen mahzun rüzgarla savrulmasını sağladı.

Rüyaları dostlarının görüntüleriyle doluydu. BabasıZak'nafein'in; svirfheblin gnomu Belwar'ın; Su Perisigemisinin kaplanı Deudermont'un; Regis'in ve Bruenor'un;Wulfgar'uı ve hepsinden de çok Cattibrie'ın görüntüleriyle.

Drizzt Do'Urden'in şimdiye kadar çektiği en tatlı vehuzurlu uykuydu bu.

Guenhwyvar bir düre drowu izledikten sonra iri kafasınıgeniş patilerinin üzerine koydu ve yeşil gözlerini kapadı.Drizzt'in söyledikleri doğruydu, elbette ki kedinin onugelecek asırlar içinde hatırlamayacağı zannı haricinde.Guenhwyvar hakikaten de geçen bin yıldır, halta daha uzunbir süredir, çoğu iyi, bazdan da şeytani olan birçok efendininçağrışma kulak vermişti. Panter bazılarını hatırlıyor, bazılarınıhatırlamıyordu. Ama Drizzt...

Guenhwyvar, iyi ve güçlü bir yüreğe sahip olan ve sadakatipanterinkinden aşağı kalmayan o kaçak kara elfi sonsuza dekhatırlayacaktı.

Page 99: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

KISIM 2

KAOSUN BAŞLANGICI

Çok sonraları, Diyarlar 'dahi ozanlar o hadiseye"Sıkıntılar Zamanı" adım verdiler. Tanrıların göklerden dışarısürüldüğü, avatarlannm ölümlüler arasında dolaştığızamanlardı. Kader Tabletleri'nin çalındığı, Tanrıların YüceLordu Ao'nün gazabının ıtyandırıldığı, büyülerin bozulduğuve bütün bunlar sonucunda, çoğunlukla büyüye dayalı olarakkurulmuş olan sosyal ve dinsel hiyerarşilerin kaos içinedüştüğü bir zaman.

Fanatik rahiplerden, kendi tanrılarının avatarlarıylakarşılaşmaları hakkında bir sürü hikaye dinledim, tanrılarınabaktıklarını iddia eden kadın ve erkeklerin anlattığı çılgınhikayeler İşittim. Bu zorlu zamanlarda bir sürü kimse dindeğiştirdi, her ne kadar bulunması zor oba bile onlar da aynışekilde ışığı ve doğru yolu gördüklerini iddia ediyorlardı.

Bu iddialara karşı çıkmıyorum ve dayanak noktalarınakarşı da açıktan açığa tartışacak değilim. Kaosun ortasındazenginlik bulanlar adına seviniyorum- her ne zaman birisiruhani yardımın huzurunu yaşasa ben de memnun oluyorum.

Peki ya inanç ne olacak?

Page 100: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bağlılık ve sadakat ne olacak? Eksiksiz güven? inançsomut kanıtla sağlanmaz. Yürekten ve ruhtan gelir. Eğer biritişi, bir tanrının varlığına dair kanıta ihtiyaç duyuyorsa, ozaman maneviyat kavramı maddiyata indirgemiş oluyor ve bizde kutsal olan bir şeyi mantıksal olan bir şeye dönüştürmüşoluyoruz.

Tekboynuz'a, yani kalbimin ve ruhumun sahibi olan tanrıçaMielikki 'nin sembolüne, o nadir görülen, değerli hayvanadokundum. Bu hadise Sıkıntılar Zamanı 'nin başlangıcındanönceydi. Fakat eğer avatarlan gördüklerim iddia edenlerleaynı fikir yapısına sahip olsaydım, ben de aynı şeylerisöyleyebilirdim. Mielikki'ye dokunduğumu, Ölü OrkGeçidi'nin yakınlarındaki dağlarda bulunan büyülü birkoruda tanrıçamın bana göründüğünü söyleyebilirdim.

O tekboynuz Mielikki değildi ama aynı zamanda oydu.Tıpkı gündoğu-munun, mevsimlerin, kuflann ve sincapların,ve asırlar devirmiş bir ağaçtaki gücün de o olduğu gibi- Güzrüzgarlarında uçuşan yapraklar ve soğuk dağ vadilerindetepecikler oluşturan kar tanecikleri de o; berrak bir geceninkokusu, yıldızlı gök kubbenin parıltısı ve uzaklardaki birkurdun uluyuşu da.

Hayır, bir avatar gördüğünü iddia edenlere karşı açıktanaçığa tartışmayacağım. Zira o kimse, öyle bir şeyin varlığınınbile, inancın amacını ve değerini hiçe saydığınıanlayamayacaktır. Zira eğer gerçek tanrılar o kadar somut veulaşılabilir nitelikte olsaydı, o zaman bizler gerçeği bulmakiçin yolculuğa çıkmış bağımsız yaratıklar olamazdık. Birçobana ve onun köpeklerine ihtiyaç duyan bir koyun

Page 101: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sürüsünden farkımız kalmazdı. Düşünmeyen ve özünde inançolmayan yaratıklar olurduk.

Öğüt orada bir yerlerde, biliyorum. O kadar somut birsurette değil, bizim iyi ve adil olduğunu bildiğimiz şeylerde.Kendi hareketlerimizin değerini bize gösteren şey,başkalarının hareketlerine verdiğimiz tepkilerdir ve eğer bizeyol göstermesi içut bir avatara, yani bir tannnm reddedilemezkanıtına ihtiyaç duyacak kadar alçaldıysak, o zamangerçekten de çok açması yaratıklarız demektir.

Sıkıntılar Zamanı mı ? Evet. Ve eğer avatarlanntavsiyelerine inanırsak daha da zorlu geçecek demektir. Ziragerçek tektir ve bir sürü farklı ve hatta birbirine tezatoluşturan iddiayı içinde banndıramaz,

O tekboynuz Mielikki değildi, ama yine de oydu ve benMielikki'ye dokundum. Bir avatara, ya da tekboynuzadokunarak değil, dünyadaki yerime bakış açımla. Mielikkibenim kalbim. Onun prensiplerim takip ediyorum, zira eğerben kendi vicdanımla prensipler ve düsturlar düzecekolsaydım, onunkiyie aynı olurdu. Mielikki 'yi takip ediyorumçünkü o benim gerçek dediğim şeyi simgeliyor.

Çeşitli tanrıların diğer birçok takipçisinde de durum böyle.Eğer Diyarlar 'in panteonuna daha dikkatle bakacak olursak,"iyi" tanrıların düsturlarının birbirinden pek de farklıolmadığını görürüz; inançtan inanca değişen şey ise odüsturların dünyevi açıdan faklı olar ak yorumlanmasıdır.Diğer tanrılara, mesela Menzoberranzan'ı yönetenrahibelerin kalplerine sahip olan Örümcek Kraliçe Lloth gibiçekişme ve kaos tanrılarına gelince...

Page 102: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Onlardan bahsetmeye bile değmez. Onlarda hakikat yok,sadece dünyevi kazanç kaygısı mevcut. Ve öyle prensiplerüzerine kurulmuş her türlü din aslında, kişinin kendisinişımartmasından başka bir şey değildir ve nıhaniyetle hiçbirilişkisi yoktur. Dünyevi koşullarıyla bakılırsa ÖrümcekKraliçe'nin rahibeleri oldukça çetinlerdir; ruhani açıdanbakacak olursak hepsi bomboş, işte bu sebeple, hayatlarısevgi ve neşeden yoksundur.

Öyleyse bana avatarlardan bahsetmeyin. Bana sizinkiningerçek tanrı olduğuna dair bir kanıt göstermeyin. Sizinİnançlarınıza hiç sorgulamadan saygı duyuyorum, eğer siz debenim kalbmdekine saygı duyuyorsanız söyleyeyim; o denlisomut bir kanıt gayet Önemsizdir.

-DrizztDo'Urden

Menzoberranzan'ın ilk evinin kılıçlarını göz kamaştırıcı birhamle binin, yani kendisine itaatsizlik etmi da daireler çizdi.

Çoğunluğu erkek olsa bile sıkı eğitim görmüş Baenre evmuhafızlarından oluşan bir güruh, dövüşen çiftin tarafında biryarım daire oluşturmuştu Bu sırada diğer kara elfler yüksekkertenkelelerine sıkıca bağlanmış ya da kule gibi yükselendikit sütun yakınlardaki sarkıtların dik yüzeyleri üzerinderahatça durmaktaydı.

Muhteşem bir silahşor olan kadar iyi olduğunu düşünürdü.Berg'inyon, ya da hızla sergilenen bir at pek az kişi onunağabeyi Dantragınyon ne zaman küçük bir darbe indiripsavuştursa, bu güruh tezahürat yapıyordu

Page 103: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Silah ustası alçak sesle hırladı ve etrafındakilere, emrialtındakilere duyduğu nefretle coşarak vahşice saldırdı.'Benden nefret etsinler bakalım!' diye karar verdi. 'Ama bunuyaparken, aynı zamanda bana saygı duymalılar —hayır saygıdeğil,' diye karar verdi Berg'inyon. 'Benden korkmalılar.

Önce ileri doğnı bir adım attı, sonra bir iane daha. Kılıçlansağa ve sola doğru birbirinden ayn hareket etti ve ikisi detemiz bir şekilde savuşturuldu. Berg'inyon'un ileri doğru ikiadun attıktan sonra geri çekilerek sergilediği vur-kaç taktiğialışıldık bir numaraydı. Ama bu sefer Baenre geri çekilmedi.İki adım daha ilerledi ve rakibinin kılıçlan savuşturma içinaceleyle çırpınırken kendi kılıçlarını hızla savurdu.

Berg'inyon düşük seviyeli drowu savunmaya çekilmekzorunda bırakmıştı ve böylece genç Baenre tekrar hücum etti.Rakibi bu beklendik saplama hamlesini savuşturacak kadarhızlı kılıç kullanıyordu, ama muntazam bir şekilde geriçekilemedi. Böylece Berg'inyon bir kucaklaşma halinde onunüzerine çullandı, kılıçlan ise kabza kısımlarından aşağıdabirbirine kenetlendi.

Bu durumda gerçek bir tehlike yoktu —bu daha çokdövüşün içinde verilen bir mola gibiydi— ama Berg'inyon,düşmanının görünüşe bakılırsa anlamadığı bir şeyi farketmişti. Hırlayan genç Baenre, dengesini yitirmiş olanrakibini ileri ittirdi. Drow birkaç adım geriledi ve bu saldınyıdevam ettirecek olan hamleleri savuşturmak için kılıçlarınıderhal kaldırdı.

Ama hamle falan gelmedi; sadece kucaklaşmanınçözülmesi gibi görünüyordu.

Page 104: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Derken gerileyen drow Baenre Evi'nin ağ çitine çarptı.

Menzoberranzan şehrinde, ev sahasındaki dikit sütunlararasına örülmüş bir halde Baenre Evi'nin etrafını çevreleyenyedi metre yüksekliğindeki örümcek ağı çitinden dahamuhteşem bir şey muhtemelen yoktu. Gümüşi metalikiplikleri bir kara elfın bacağı kadar kalındı ve tıpkı birörümceğin dokuyacağı kadar karmaşık bir şekilde, güzel vesimetrik bir örgü halinde yapılmıştı. Hiçbir süah onukesemez, Matron Baenre'nin sahip olduğu büyülü bir nesnedışına hiçbir büyü onu aşamazdı ve o tılsımlı iplere tek birsürtünüş ya da dokunuş, bir titanı bile sımsıkı yapıştırırdı.

Berg'inyon'un rakibi sırlıyla bu çite sertçe çarpmıştı. GençBaenre'nin taktiğini aniden anlayınca, bu kurnaz taktiğionaylayan kalabalıktaki yüzlerin aydınlandığını görünce vehilekar, acımasız Berg'inyon'un sakince üzerine doğru gelişinebakınca gözleri fal taşı gibi açıldı.

Drow çitten sekip uzaklaştı ve yaklaşan silah ustasınıkarşılamak için ileri atıldı.

İkisi hızla birbirilerine saldınp hamleler sergilemeyebaşladı ve afallayan Berg'inyon savunmaya çekildi. Asilzadedrow, sadece yıllar boyu gördüğü üstün eğitimi sayesindeşaşırtıcı rakibine karşı dununu eşitlemeyi başarabildi.

Orada bulunan her dramın yüz ifadesi ve fısıltıların dadoğruladığı üzere, karşısındaki hakikaten de şaşırtıcı birrakipti.

"Çite değdin," dedi Berg'inyon.

Page 105: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drow asker buna itiraz etmedi. Berg'inyon da asker drowda kılıçlarının ucunu yere doğru eğdiler ve asker drow,olmasının imkansızlığını diğer herkes gibi bildiği o şeyingerçekten olduğunu, doğrulamak için etrafına bakındı.

"Çite çarptın," dedi Berg'inyon kuşkuyla, drow dönüp dekendisine baktığında.

"Tüm sırtımı," diye kabul etti.

Berg'inyon'un kılıçlan kınlarına girdi ve genç Baenre,rakibinin yanından hışımla geçip büyülü ağın önüne geldi.Rakibi ve diğer bulun kara elfler dikkatle onu takip ettiler,dövüşe devam etmeyi düşünmeyecek kadar me-raklanmışlardt.

Berg'inyon yakınlardaki bir dişiye işaret etti. "Kılıcınıüzerine koy," diye emir verdi.

Dişi drow kılıcını çekti ve kalın ağ iplerinden birisinedeğdirdi. Berg'inyon'a ve etraftaki diğer drowlara baktıktansonra kılıcı rahatça çitin üzerinden kaldırdı.

Çitin daha ilerisindeki başka bir erkek drow, elini ağınüzerine koymaya cesaret etti. Onun çok tehlikeli bir şeyecesaret ettiğini düşünen diğer kara elfler, erkek drowagözlerine inanamayarak baktılar, ama drow elini metalinüzerinden kaldırmakta hiç zorluk çekmedi.

Berg'inyon'u panik sardı. Bu çit, söylenilenlere göre, bin yılönce bizzat Lloth tarafından verilmiş bir hediyeydi. Ağın artıkiş görmemesi, Baenre Evi'nin Örümcek Kraliçe'nin gözünden

Page 106: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

düşmesi demek olabilirdi. Lloth'un, diğer evlerinkomplolarına izin vermek için Baenre Evi'nin savunmasınıdüşürdüğü anlamına da gelebilirdi.

"Görevinizin başına, hepiniz!" diye haykırdı genç Baenreve Berg'inyon ile aynı mantığı kurup aynı korkulan paylaşandiğer kara elflerin itaat etmeleri için bu emri iki kezduymaları gerekmedi.

Berg'inyon, annesini bulmak üzere ev sahasının devasamerkez tepesine doğru ilerledi. Az önce dövüşmekte olduğudrow ile karşılaştı ve avam drowun gözleri aniden korkuylafal taşı gibi açıldı. Yalnızca kara elflerin düşük standartlarınagöre şerefli olan Berg'inyon, normalde kılıcını savurur vemüsabakayı sonlandınrdı. Ağ çitin Başarısızlığınaheyecanlanan drow askeri hazırlıksızdı. Bunu biliyordu veBerg'inyon'un kendisini Öldürmesini bekliyordu.

"Görevinin basına," dedi Berg'inyon ona. Zira eğer gençBaenre'nin şüpheleri doğru çıkarsa, eğer Baenre Evine karşıbir komplo düzenlenmişse ve Lloth onları terk etmişse, eviniki bin beş yüz askerinin her birine tek tek ihtiyaçduyulacaktı.

Kral Bruenor Battlehammer, sabahı Mithril Salonu'nun üstkatmanlardaki dua salonunda, cüce tesisindeki rahiphiyerarşisini hale yola koymaya uğraşarak geçirmişti. Dahaönceki baş rahip, güçlü büyülere ve derin bilgeliğe sahip bircüce olan, yakın dostu Cobble idi.

Fakat o bilgelik, zavallı Cobble'ı pis bir drow büyüsündenkurtarmayı başaramamıştı ve cüce ruhban, üzerine çöken

Page 107: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

demirden bir duvar tarafından ezilerek can vermişti.

Mitlini Salonu'nda bu- düzineden fazla din görevlisimevcuttu. Bruenor'un makam tahtının her iki tarafında birersıra oluşturmuşlardı. Bütün rahipler (ve Stumpet Rakingclawadındaki bir rahibe) krallarını etkilemek için heyecanlıydı.

Bruenor sol tarafındaki sıranın başında duran cüceye doğrubaşıyla bir işaret verdi. Bunu yaparken, bu rahibin hazırlayıpkendisine sunmuş olduğu kutsal suyu, yani bir kupa ballikörünü kaldınp selam verdi. Bruenor bir yudum aldı vesonra şaşırtıcı bir şekilde ferahlatıcı olan bal likörünü birdikişte bitirdi. Bu sırada rahip ileri çıktı.

"Kral Bruenor'un şerefine bir ışık patlaması!" diye haykırdıbaş rahip adayı. Ellerini sağa sola sallamaya ve bir cücefannsı olan Ruhdemircisi Moradin'e dualar etmeye başladı.

"Temiz ve taze, sadece hafif bir kekreliği var," diye belirttiBruenor, son damlayı da harcamamak için boşalmış kupanınkenarına parmağını sürüp emerek. Tahtın hemen arkasındaduran katip, kralın ağzından çıkan her sözü nol aldı. "Hoş birkoku, burun kıllarım muntazaman gıdıklıyor," diye eklediBruenor. "Yedi puan,"

Diğer on bir rahip inieyip homurdandı. On üzerinden yedi,Bruenor'un şimdiye kadar tattığı beş kutsal su örneğiarasındakilere verilen en yüksek puandı.

Eğer Jebollah, yani şu anda çılgınlar gibi büyü yapmaktaolan cüce, büyüsünü de bu kadar iyi sergileyebilirse, o yüksek

Page 108: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

mevkiye erişmek için mağlup edilmesi gereken zor bir rakipolup çıkacaktı.

"Ve o ışığın rengi," diye haykırdı Jerbollah, büyüsünündoruk noktasına ulaşarak, "Kırmızı olacak!"

Sanki yüz tane cüce birden parmaklarını büzülmüşağızlarına sokup hızla çekmisçesine büyük bir 'plonk' sesigeldi. Ve sonra . . . hiçbir şey olmadı.

"Kırmızı!" diye haykırdı Jerbollah neşeyle.

"Ne?" diye sordu Bruenor. Zira tıpkı diğer cüceler gibi, oda dua salonunun ışıklandırılmasında herhangi bir değişiklikgöreıniyordıı.

"Kırmızı!" dedi Jerbollah yine ve dönüp baktığında,Bruenor ile diğerleri anlayıverdiler. Jerbollah'ın yüzükıpkırmızı parlıyordu —hem de tam anlamıyla, zira şaşkınadönmüş olan rahip bütün dünyaya gül renginde bir peçeninardından bakıyordu.

Hüsrana uğrayan Bruenor kafasını avuç içine gömdü veinledi.

"Ama kutsal suyu iyi hazırlıyor," diye belirtti yakınlardakibir cüce, herkesin kıkırdamasını sağlayarak.

Büyüsünün mükemmel bir şekilde işe yaradığını düşünenzavallı Jerboilah, neyin bu kadar komik olduğunuanlayamıyordu.

Page 109: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Anı değerlendiren Stumpet Rakingclaw ileri atıldı. Kendikutsal su kupasını Bruenor'a uzattı ve tahtın önüne doğrukoşturdu.

"Başka bir şeyler planlamıştım," diye çabucak açıkladı. Busırada Bruenor içkiyi yudumladı ve sonra fondipledi (cücekralın yüzü bir kez daha aydınlandı ve Bruenor bu karışımadokuz puan verdi). "Ama Moradin'in ve savaşı herkesten iyibilen Clangeddon'ım bir rahibesi doğaçlama yapmaya hazırolmalıdır!"

"Anlat bize n'oolursun, ey Trompet!" diye kükredicücelerden birisi ve dört bir yanda cüceler kahkahalaraboğulurken Bruenor bile kıkırdadı.

Bu rumuza alışkın olan ve onu bir şeref arması gibi taşıyanStumpet ise buna hiç alınmadı. "Jerbollah kırmızı istedi," diyeaçıkladı, "o zaman kırmızı olacak!"

"Ama zaten kırmızı," diye söze daldı Jerbollah ve buahmaklığıyla birlikte, arkasında duran cüceden ensesine birşaplak yemeyi hak etti.

Hırslı genç Stumpet kısa kızıl sakalını kabarttı ve o kadarabartılı hareketler sergilemeye başladı ki sanki bir sarsıntıkrizine girmiş gibiydi.

"Salla kıçını Stumpet," diye fısıldadı tahtın yanındaki bircüce ve tekrar herkesi kahkahaya boğdu.

Bruenor kupayı kaldırdı ve parmağıyla üstüne vurdu."Dokuz," diye hatırlattı sivri zekalı, espritüel cüceye. Stumpet

Page 110: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

şu anda net bir şekilde öndeydi; eğer Jerboliah'ın başarısızlığıüzerine bu büyüyü gerçekleştirebilirse mağlup edilmesineredeyse imkansız olacaktı, ki bu da onu sivri zekalı,espritüel cücenin patronu yapacaktı.

Rezil olan şakacının arkasındaki cüce onun ensesine birşaplak indiriverdi.

"Kırmızı!" diye tüm gücüyle haykırdı Stumpet.

Hiçbir şey olmadı.

Sıradaki rahiplerden birkaç tane kıs kıs gülüş geldi, arnaaslında cüceler eğlenmekten çok meraklanmışlardı. Stumpetgüçlü bir büyücüydü ve rengi her ne olursa olsun odayabirazcık ışık saçmış olması gerekirdi. Hepsinin içine buradabir şeylerin ters gittiğine dair bir his doğmaya başladı (tabiibüyüsünün mükemmel bir şekilde çalıştığı konusunda ısrareden Jerbollah hariç).

Stumpet, kafası karışmış ve utanmış bir halde tahta doğrudöndü. Bir şeyler söyleyip özür dilemeye davranmıştı kidevasa bir patlama yeri sarstı. Stumpet ve odada bulunandiğer cücelerin yansı yere devrildi.

Stumpet yuvarlanıp döndü ve dua salonunun boş kısmındadoğru baktı, Mavi kivi kamlar saçan bir küre belirip havadasüzüldü ve sonra şaşkına dönmüş olan Bruenor'a doğru hızlauçtu. Cüce kral eğildi ve kendisini savunmak için kolunukaldırdı ve Stumpet'in hazırladığı kutsal suyu barındıran kupaparamparça olup kulp yerinden yarıldı. Çılgın kıvılcımlardan

Page 111: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

oluşan mavi bir firtına koptu ve cücelerin etrafa kaçışıpsaklanmasına sebep oldu.

Odanın içinde daha fazla kıvılcım patlamaları yaşandı.Parlak küreler bir o yana bir bu yana uçuştu, gökgümbürtüsüne benzer patlamalar yeri ve duvarları sarstı.

"Dokuz Cehennem adına ne halt ettin sen?" Tahtınınüzerinde kıvrılıp bir top halini almış olan cüce krai, zavallıStumpet'e çıkıştı.

Dişi cüce cevap vermeye ve bu beklenmedik hadisedenkendisinin sorumlu olmadığını anlatmaya çalıştı, ama havadaküçük bir tüp belirdi. Tüp onun olduğu yöne doğru bakıyorduve aniden farklı renklerdeki kürecikler fırlatarak Stumpet'inkenara kaçmasına sebep oldu.

Bu çılgınlık birkaç uzun ve korkunç dakika boyunca devametti. Cüceler dört bir yana kaçışıyordu ve kıvılcımlar onlarıtakip ediyor gibiydi. Kıvılcımlar cücelerin popolarını yakıpsakallarını tutuşturdu. Derken başladığı kadar ani bir şekildesona erdi, dua salonu tamamıyla sessizliğe büründü ve havadaağır bir kükürt kokusu hasıl oldu.

Bruenor tahtında yavaş yavaş doğruldu ve zedelenenitibarını biraz olsun toplamaya uğraştı.

"Dokuz Cehennem adına ne halt ettin sen?" diye cevapistedi yine. Ki zavallı Stumpet cevap olarak sadece omuzsilkebildi. Birkaç cüce buna hafifçe gülmeyi başardı.

Page 112: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"En azından hâlâ kırmızı," diye söylendi Jerbollah kendikendine, ama duyulabilecek kadar yüksek bir sesle. Yinearkasındaki cüceden bir şaplak yedi.

Bruenor bıkkınlıkla kafasını salladı. Derken aniden önündebir çift göz belirip ona dik dik bakınca durduğu yerde donupkaldı.

Sonra gözler yere duşlu ve gelişigüzel bir şekildeyuvarlandıktan sonra Bruenor'dan birkaç metre uzağa gidipdurdu.

Havada hayaletirnsi bir el belirip gözieri bir arayatopladığında ve ikisini de cüce krala doğru döndürdüğünde,Bruenor gözlerine inanamayarak baktı.

"Şey, bu daha önce hiç olmamıştı," dedi vücutsuz bir ses.

Bruenor korkuyla yerinden hopladı, sonra sakinleşti ve yineinledi. O sesi uzun zamandır duymamıştı, ama onu aslaunutmayacaktı da. Ve bu ses, dua salonunda »eler döndüğühakkında bir çok şeyi açıklıyordu.

"Harkle Harpel," dedi Bruenor. Etrafta fısıldanmalarbaşladı, zira diğer cücelerin çoğu Miihrit Salonu'nunkuzeyindeki bir kasaba olan Uzunsemer hakkında Bruenor'unanlattığı hikayeleri duymuştu. Orası efsanevi ve eksantrikbüyücü ailesi Harpeller'in yaşadığı yerdi. Bruenor i!e yolarkadaşları, Mithril Salonu'nu bulmak için çıkakları maceradaSarmaşık Konak'ı ziyaret etmişlerdi. Orası, sihirbazbüyülerine hiç de hayran olmayan cücenin asla unutmayacağıve asla neşeyle hatırlamayacağı bir yerdi.

Page 113: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Selamlar olsun, Bruenor Battlehammer," dedi ses, yanyana yerleştirilmiş gözlerin hemen altındaki zemindengelerek.

"Gerçekten burada mısın?" diye sordu cüce kral.

"Hmmrn," diye mırıldandı zemin. "Hem sizi hem deKıvırcık Çeyrekçomak'ta etrafımda bulunanlarıduyabiliyorum," diye yanıtladı Harkle, Uzunsemer'deSarmaşık Konak'la bulunan tavernayı kastederek. "Birsaniyenizi rica edeceğim."

Zemin birkaç kez daha "hınmmladı" ve gözler bir iki kezkırpıştı. Bu, muhtemelen Bruenor'ıın gördüğü en acayipmanzaraydı, zira boşluğun içinden bir çift göz kapağı beliripgözleri bir anlığına kapamış sonra tekrar kaybolmuştu.

"Görünüşe bakılırsa her iki mekanda birden mevcudum,"diye açıklamaya çalıştı Harkle. "Burada tamı lamına körüm—eh herhalde yani, gözlerim orda yahu. Bakalım onları gerialabilecek miyim . . ." Hayaletimsi el tekrar belirdi ve gözkapaklarını yoklamaya başladı. İçlerinden birisini zararvermeden kavramaya çalıştı, ama en sonunda göz küreciğinizeminde ters döndürmekten başka bir şey başaramadı.

"Vay be!" diye haykırdı Harkle sıkıntıyla. "Demek birkertenkele dünyayı böyle görüyormuş! Bunu bir kenara notetmeliyim ..."

"Harkle!" diye sinirle haykırdı Bruenor.

Page 114: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Ah, evet, evet tabii," diye yanıtladı Harkle, sahip olduğukadarıyla aklını başına toplayarak. "Lütfen rahatsız etmemimazur görünüz, Kral

Bruenor. Bu daha önce hiç olmamıştı da."

"Pekala, şimdi oldu işte," dedi Bruenor tatsızca.

"Gözlerim orada," dedi Harkle. sanki sesli düşünerekçözüm bulmaya çalışıyormuş gibi. "Ama, elbette ki, pekyakında ben de orada olacağım. Aslında şimdi lamamıylaorada olmayı umuyordum, ama bu pek işe yaramadı.Hakikaten de acayip bir olay. Bunu tekrar deneyebilir ya dabiraderlerimin birisinden denemesini rica edebilirim—"

"Hayır!" diye böğürdü Bruenor, diğer Harpeller'in vücutparçalarının kafasından aşağı yağması düşüncesiyle içikalkarak.

"Elbette," diye hemfikir oldu Harkle birkaç saniye sonra."Çok tehlikeli. Çok acayip. Pekala öyleyse. Çağrınıza kulakverip geldim, dost cüce kral!"

Bruenor kafasını avuç içlerine gömdü ve iç geçirdi. Zatenbu sözleri duyacağı anın korkusunu iki haftadır yaşıyordu.Muhtemel savaşta yardımlarını talep etmek için Uzunsemer'esadece Drizzt ısrar etti diye bir elçi yollamıştı.

Bruenor'a soracak olursanız, Harpeller'i müttefik olarakyanınıza alırsanız savaşacak bir düşmana ihtiyacınızkalmayabilirdi. "Bir hafta," dedi vücutsuz ses. "Bir hafta

Page 115: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

içinde orada olacağım!" Uzun bir duraksama oldu. "Şey,hmm, bana bir iyilik yapıp gözlerimi güvenle saklar mısınız?"

Bruenor yana doğru başını salladı ve birkaç cüce ileri atıldı.Gözler hepsinin de ilgisini çekmişti ve artık hiçbiri bu acayipşeylerden korkmuyordu. Gözleri yerden almak için itişipkakıştılar ve en sonunda bunu başardılar. İki ayrı cüce iki ayrıgözü almıştı —ve ikisi de elindeki göze doğru bakıp korkunçsuratlar yaparak eğleniyordu.

Daha Harkle'ın sesi dehşetle haykırmadan Bruenor onlaraoyun oynamayı kesmeleri için bağırdı.

"Lütfen!" diye yalvardı büyücü, oldukça kafası karışık birsesle. "Her iki gözü de sadece tek bir cüce tutsun lütfen." İkicüce derhal kendi hazinelerine daha da sıkıca sarıldı.

"Onları Stumpet'e verin!" diye kükredi Bruenor. "Bütünbunları o başlattı!"

Cüceler isteksizdi, ama krallarının emrine karşı gelmeyecüret edemeyerek gözleri Stumpet'e uzattılar.

"Ve lütfen onları ıslak tutun," diye talep etti Harkle, kibunun üzerine Slumpet gözlerden birisini derhal ağzının içineattı.

"Öyle değil!" diye haykırdı ses. "Ah, öyle değil!"

"Onları ben almalıyım," diye itiraz etli Jerbollah. "Benimbüyüm işe yaradı!" Jerbollah'ın arkasında duran cüce yine birşaplak indirdi.

Page 116: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bruenor tahtında daha da aşağı çöktü ve kafasını salladı.Rahip rütbelerini hale yola koyma işi epey uzun zamanalacaktı ve Harpeller geldiğinde savaşa hazırlanma işi daha dauzun zaman alacaktı.

Maskaralıklarına rağmen cüceler içinde en seviyelilerdenbirisi olan Stumpet, bu duruma pek sevinmiş değildi.Harkle'ın aniden ortaya çıkışı diğer muhtemel sorunları belkisavuşturmuş olabilirdi, ama Uzunsemerli büyücünün acayipbir şekilde belirmesi buradaki sorunu açıklamıyordu.Stumpet, diğer rahiplerin birçoğu ve hatta katip dahi, birşeylerin feci şekilde ters olduğunu fark etti.

Guenhwyvar, Drizzt ve Cattibrie, Mithril Salonu'nun doğukapısına açılan yüksek geçide geldiklerinde, panteryorulmuştu. Drizzt, panteri Madde Düzlem'de normalindendaha uzun süre tutmuştu ve her ne kadar gücünü tüketse de,Guenhwyvar onlarla kaldığına memnun olmuştu. Cücetesisinin derin tünellerinde yapılan hazırlıklar dolayısıyla,Drizzt pek fazla dışan çıkmıyordu, sonuç olarak Guenhwyvarda öyle.

Panter heykelciği çok uzun bir süre boyuncaMenzoberranzan'daki çeşitli drowlarm ellerinde kalmıştı vebu sebeple panter, Madde Düzlem'de açık havaya çıkmadanasırlar geçirmişti. Yine de açık hava Guenhwyvar'ın kendisinien çok yuvasında hissettiği yerdi. Burada doğal panterler veGuenhwyvar'ın Madde Düzlem'deki ilk yol arkadaşlarıyaşıyordu.

Guenhwyvar, Drizzt ve Cattibrie ile birlikte dağ patikalarıarasında sıçrayıp hoplayarak gezinti yapmaktan gerçekten

Page 117: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

keyif almıştı, ama şimdi yuvaya dönme ve Astral Düzlem'detekrar dinlenmeye çekilme zamanıydı. Birbirilerininarkadaşlığını her ne kadar sevseler bile ne drow ne depanterin böyle bir lüksü yoktu. Hele hele başlarında muazzambir karanlık varken ve Drizzt ile Guenhwyvar'ın yan yanasavaşarak muhtemelen büyük rol oynayacağı bir savaşyaklaşırken hiç yoktu.

Panter, heykelciğin etrafında dolaştı, yavaş yavaşsolgunlaşlı ve en sonunda gri bir duman bulutu halini aldı.

Madde dünyasından ayrılan Guenhwyvar uzun, alçak vedolambaçlı bir tünele girdi. Bu onu Astral Düzlem'e gerigötürecek olan gümüşi yoldu. Gitmeye hiç hevesli ohnayanve tüm hızıyla koşamayacak kadar yorulmuş olan panter rahatbir tempoyla ilerledi. Bu yolculuk ne de olsa pek uzun değildive her zaman olaysız geçerdi.

Guenhwyvar uzun bir virajı aldığında kayarak durdu vekulaklarını yatırdı.

İlerdeki tünel alevler içindeydi.

Page 118: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Yaklaşan kediye hiç aldırış etmiyormuş gibi görünenşeytani suretler ve iblise benzer yaratıklar o alevlerin içindendışan firhyordu. Guenhwyvar ileri doğru birkaç küçük adımattı. Yoğun ısıyı hissedebiliyor, ateşler içindeki iblislerigörebiliyor ve dairesel tünelin duvarlarını yakarken araklankahkahalan işitebiliyordu.

Bir hava akımı oldu ve Guenhwyvar, varoluş düzlemleriarasındaki boşluğun bir yerinden tünelin yanldığını anladı.Ateş iblisleri uzayıp genişleyerek şekil değiştirdiler, sonra dayarıktan içeri emildiler; geride kalan alevler çılgınlar gibidans ediyor, oradan oraya sıçrayıp parlıyordu. Hepsi desönecekmiş gibi oldular, sonra ani ve şiddeili bir şekildetekrar canlandılar. Rüzgar Guenhwyvar'ın arkasından güçlübir şekilde esip onu ileri doğru gitmeye zorladı. Tüneldebulunan her şeyi o yarıktan dışan, hiçliğin ortasına uçmayazorladı.

Guenhwyvar eğer bu güce yenik düşerse geri dönüşüolmayacağını, kayıp, çaresiz bir yaratığa dönüşüp düzlemlerarasında öylece dolaşacağını içgüdüsel olarak anladı.

Panter, pençelerini yere batırdı ve yavaşça geri gerigitmeye başladı ve gittiği her santimde o şiddetli rüzgara karşısavaş verdi. Ters yöne doğru esen rüzgar sebebiyle düz tüylerihavaya kalkmış ve kara kürkü kabarmıştı.

Bir adım geri.

Tünel pürüzsüz ve sertti ve panter pençelerinin saplanacağıpek az şey vardı. Guenhwyvar'ın patileri çılgınlar gibi

Page 119: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

çnpındı, ama kedi kaçınılmaz bir şekilde yavaşça ileri doğru,alevlere ve yarığa doğru kaydı.

"Ne oldu?" diye sordu Cattibrie, heykelciği yerdenaldığında Drizzt'in kafasının karıştığını görerek.

"Sıcak," diye yanıtladı Drizzt. "Heykelcik sıcak."

Cattibrie'ın da yüz ifadesi şaşkınlıkla buruştu. O andakatıksız bir korku hissetti, sebebini anlayamadığı bir histi bu."Guen'i geri çağır," dedi.

Eşit derecede korkmuş olan Drizzt de zaten o anda bunuyapıyordu. Heykelciği yere koydu ve panteri çağırdı.

Guenhwyvar çağrıyı duyuyor ve ona kulak verebilmeyideliler gibi istiyordu, ama kedi şimdi yarığa yaklaşmıştı.Çılgınlar gibi alevler yükseldi ve panterin yüzünü alazladı.Rüzgar eskisinden de güçlü bir hâl almıştı ve Guenhwyvar'ıntutunabileceği hiçbir şey, hiçbir nesne yoktu.

Panter korku ve keder hissetti. Bir daha asla Drizzt'inçağrısına kulak veremeyecekti; bir daha asla MithrilSalonu'nun yakınlarındaki ormanlarda kolcunun yanındaavlanamayacaktı; asla Drizzt ve Cattibrie ile biriikte dağyolundan aşağı yanş yapamayacaktı.

Guenhwyvar daha önce de keder duymuş, eskisahiplerinden bazılarının ölümüne üzülmüştü. Fakat bu sefer,Drizzt'in yeri doldurulamazdı. Tabii Cattibrie'ın, Regis'in vehatta tüm yaratıkların en sinir bozucusu olan ve kediyle

Page 120: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

yaşadığı sevgi-nefret ilişkisi sayesinde ona birçok alay dolueğlence yaşatan Bmenor'un yeri doldurulamazdı.

Guenhwyvar, Drizzt'in ona, uyumakta olan Bmenor'unsırtına çıkıp rahatça kestirmesini söylediği zamanı hatırladı.Cüce ne biçim kükremişti!

Guenhwyvar'ın yüzünü alevler ısırdı. Şimdi yangın ötesini,kendisini bekleyen engin boşluğu görebiliyordu.

Çok uzaklardan, kulakları tırmalayan rüzgar kalkanınınötesinden Drizzt'in çağrısı geliyordu. Kedinin cevapveremediği bir çağrıydı bu.

BÖLÜM 7

BAENRE'NİN HATASI

Menzoberranzan'ın ikinci Evi Barrison del'Anngo'nunhamisi ve silah ustası Uthegental Armgo, Jarlaxle'tn ensevdiği drowlardan birisi değildi. Aslında, Jarlaxle onungerçekten bir drow olduğundan bile emin değildi. Yaklaşık ikimetrelik bir boya ve neredeyse doksan kiloluk kash birvücuda salup olan Uthegental, Menzoberranzan'daki en iri

Page 121: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kara elfti ve normalde ince yapılı olan ırkın Karanlıkaltı'ndakien iri temsilcilerinden birisiydi. Fakat sert silah ustasının gözeçarpmasını sağlayan şey yalnızca iriliği değildi. Jarlaxleeksantrik biri olarak düşünülürdü, Uthegental ise korkuvericiydi. Beyaz saçlarını kısa kesmiş ve kaynayan rothememesinden elde edilen jölemsi bir maddeyle kirpi modelyapmıştı. Uthegentai'in sert köşeli burnunda mithril bir halkavardı ve iki yanağına da altından iğneler geçirilmişti.

Kullandığı silah bir trident, üç dişli, çatallı bir zıpkındı veiç içe geçmiş levhalardan oluşan, üzerine iyi oturan zırhı gibikaraydı. Ayrıca kemerinde, kolayca ulaşabileceği bir yerde -büyülü olduğu söylenen— bir ağ duruyordu.

Jarlaxle, Uthgental'in bugün en azından savaş boyasınısürmemiş olmasından memnundu. O savaş boyası, paralıaskerin ne olduğunu bilmediği ve hem normal hem deenfiarujlu renk tayfında sarı-kırmızı olarak görülen birmaddeyle yüzüne çizdiği zikzaklardan oluşuyordu.UtlıegentaFin, Matron Ana Mez'Barris'in eşi olduğu gibi, aynızamanda birçok Barrison del'Armgo dişisine de yataktahizmet ettiği Menzoberranzan'da herkesçe bilinirdi, ikinci evonu bir damızlık erkek olarak düşünüyordu ve düzinelerceküçük Uthegentai'in ortalıkta koşuşturması fikri Jarlaxle'inyüzünü buruşturmasına sebep oluyordu.

"Büyü çıldırdı, ama ben hâlâ güçlüyüm!" diye hırladı ilginçsilah ustası. Sürekli olarak çatık duran kasları onu daha daheybetli kılıyordu. Demir gibi kaslara sahip kollarındanbirisini yana doğru çıkardı ve dirseğini bükerek pazılanmşişirdi. Kaya sertliğindeki ko kaslan heybetle yükseldi.

Page 122: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Jarlaxle nerede olduğunu kendisine hatırlatmak için birazdıtraksadı. Kendi mekanında, kendi odasında ve kendimasasının arkasındaydı.

Etrafında gizlenmiş halde bekleyen, yüksek yelenekli veyadsınamaz derecede sadık olan bir düzine Bregan D'aertheaskeri vardı. Gizlenmiş müttefikleri olmasa bile, Jarlaxle'ınmasasında baş belası konuklar için hazırlanmış birçokölümcül tuzak mevcuttu. Ve elbette ki Jarlaxle sıradan birsavaşçı değildi. Zihninin küçük bir kısmıyla —çok küçük birkısmıyla— savaşta Uthegental'e karşı nasıl bir iş çıkartacağınımerak ediyordu.

Drow olsun olmasın pek az kişi paralı asker lideriningözünü korkutabilirdi, ama Jarlaxle bu manyakla yüzyüzeyken biraz tevazu sahibi olmak için kendisine izin verdi.

"Uliritı Sargtlin diye devam etti Uthegental, drow lisanında"En Muhteşem Savaşçı" manasına gelen terimi kullanarak. KiDantrag Baenre öldüğüne göre, Uthegental bu şehir içiniddiasında haklıydı. Menzoberranzan drowlarının çoğunungünün birinde iki ezeli rakip arasında, yani Uthegental veDantrag arasında yaşanacağını tahmin ettiği savaşı Jarlaxle dasık sık akhnda canlandırırdı.

Dantrag daha hızlıydı—herkesten daha hızlıydı— ama öylebir müsabaka için Jarlaxle'ın favorisi katıksız gücü veiriiiğiyle Uthegental idi. Söylendiğine göre savaşta gözüdöndüğünde Uthegental bir devin gücüne sahip oluyordu.Korkunç silah ustası o kadar sertti ki aşağı seviyeliyaratıklarla, mesela goblin kölelerle dövüşürken her zamanrakibinin ilk hamleyi yapmasına izin verir ve asla darbeyi

Page 123: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

savuşturmaya çalışmazdı. Düşmanını lime lime etmeden vevücudunun belli kısımlarını akşam yemeği için ayırmadanevvel rakibinin indireceği şiddetli darbeyi kabul eder, acıylahaz duyardı.

Jarlaxle bu düşünceyle birlikte ürperdi, sonra Uthegental ileyapacağı daha önemli işleri olduğunu kendisine hatırlatarakbu görüntüyü zihninden uzaklaştırdı.

"Menzoberranzan'da karşıma çıkabilecek hiçbir silah ustasıyok, hatta hiçbir drow yok," diye böbürlenmeye devam ettiUthegental. Jarlaxle bu böbürlenmenin ardında yabani veabartılı kibirden başka bir sebep göremiyordu.

Her zaman yaptığı gibi atıp tutmaya devam etti. Jarlaxlebunun bir sebebi olup olmadığını sormak istese dahi, ikincievden gelen elçinin en sonunda ciddi bir konuya gireceğinibilerek sessizliğini korudu.

Uthegental git gide yükselen tiradını kesti, eli ileri uzandıve paralı askerin kağıt ağırlığı olarak kullandığı bir mücevherimasanın üzerinden kapıverdi. Uthegental, paralı askerin tamolarak seçemediği bir söz mırıldandı, ama Jariaxle'in keskingözleri, iri drowun broşundaki Barrison del'Anngo evambleminin hafifçe ışıldadığını yakaladı. Uthegental ondansonra mücevheri avucunun içinde tuttu ve bütün gücüyie sıktı.Kolundaki kaya gibi kaslar şişip kasıldı, ama mücevherehiçbir şey olmadı.

"Bunu paramparça edebilmem gerekirdi," diye hırladıUthegental. 'Lloth'ıın bana bahşettiği güç ve büyü böyle!"

Page 124: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Mücevher toz haline geldiğinde hiç değerli olmaz," diyenahoşça yanıtladı Jarlaxle.' Uthegental sözü nereye getirmekistiyor?' diye merak etti. Elbette ya, bütün şehirde büyüyleilgili ters giden bir şeyler vardı. Şimdi Jariaxle, Uthegental'inaz önceki böbürlenmelerini daha iyi anlıyordu Acayip silahustası hakikaten hâlâ güçlüydü, anıa o kadar güçlü değildi vegörünüşe bakılırsa bu gerçek, Uthegental'i epey rahatsızediyordu.

"Büyü işe yaramıyor," dedi silah ustası, "her yerdebaşarısız oluyor. Rahibeler diz çöküp dua ediyor, drow üstünedrow kurban ediyor ama yine de yaptıkları hiçbir şey Lloth'unve hizmetkarlarımı! takdisini onlara getirmiyor. Büyü işeyaramıyor ve bu Matron Baenre'nin hatası!"

Jarlaxle, Uthegental'in bazı şeyleri tekrar tekrar söylediğinedikkat etti. 'inuhtemelen ne konuşmakta olduğunu kendisinehatırlatıp durmak içindir,' diye düşündü paralı asker. Yüzünetakındığı ekşimiş ifade ise Uthegental'in zekâsı hakkında nedüşündüğünü yansıtıyordu. Elbette ki Uthegental bu hafifişareti asla fark edemezdi.

"Bunu bilemezsin," diye yanıtladı paralı asker.Uthegental'in az önce bulunduğu itham, hiç şüphesiz MatronMez'Barris'ten gelmişti. Şimdi birçok şey paralı asker içindaha netleşmeye başlamıştı. Mez'barris'in UÜıegental'i,Bregan D'aerlhe'nin ağzını yoklamak ve Baenre Evine birdarbe indirmek için doğru zaman olup olmadığını öğrenmeküzere yolladığını anlıyordu. Uthegental'in sözleri başa belaaçabilecek derecede olsa bile Barrison dePArmgo'nun başınabela açamazdı. Zira o evin silah ustası hiçbir zaman çenesini

Page 125: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

tutamaz ve kendisinden başka hiç kimseye iltifat dolu sözlersöylemezdi.

"Hain Do'Urden'in kaçmasına izin veren kişi MatronBaenre idi," diye böğürdü Uthegental. "Başarısız olan kutsaltörenin başındaki isim de oydu! Büyünün başarısız olduğugibi o da başarısız oldu."

'Bir kez daha söylesene,' diye düşündü Jarlaxle, ama bualaylı cevabi akillilik edip kendisine sakladı. Paralı askerin oanda sinirinin bozulmasının sebebi Uthegental'in açığavurduğu cahilliği değil, onun bu düşüncesinin şehirde yaygınolmasıydı. Jarlaxle'a göre, Menzoberranzan kara elfleri, herşeyin daha derin bir mananın belirtisi olduğunu ve ÖrümcekKraliçe'nin onların her hareketinin ardından büyük tasanlarkurduğunu düşünerek sürekli olarak kendilerini kısıtlıyordu.Rahibelere göre eğer Drizzt Do'Urden LloüYu inkar edipkaçtıysa, bunun tek sebebi Lloth'un Do'Urden Evi'nindüşmesini istemesi ve şehirdeki diğer hırslı evlerin onuyakalamak için rekabet etmesini arzulamasıydı.

Bu sınırlayıcı bir felsefeydi, özgür iradeyi hiçe sayan birkanıydı.

Elbette ki Lloth, Drizzt'in yakalanma girişiminde roloynayabilirdi. Kutsal törenin bozulmasına hiddetlenmiş deolabilirdi, tabii eğer o hadiseyi izleme zahmetine girdiyse!Ama şu anda yaşananların tamamen o hadiseye —kiMenzoberranzan'ın beş bin yıllık tarihi içinde kesinlikleönemsiz sayılırdı— bağlı olduğu mantığı ahmak bir kibrinsonucuydu, Menzoberranzan'da yaşayanların, koca alemlerinkendi etraflarında döndüğünü sanması dernek oluyordu bu.

Page 126: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"O zaman neden büyü her ev için başarısız oluyor?" diyeUthegental'e sordu Jarlaxle. "Neden sadece Baenre Evi içindeğil?"

Uthegental hızla kafasını salladı, bu mantığı düşünüptartmaya dahi niyetli değildi. "Lloth'u hayal kırıklığınauğrattık ve cezalandırılıyoruz," diye ilan etti. "Keşke hainDo'Urden ile o sefil Dantrag Baenre yerine benyüzleşseydim!"

İşte bu Jarlaxie'in görmek isteyeceği bir manzara olurdu!Drizzt Do'Urden, Uthegental'e karşı. Sadece bunun düşüncesibile paralı askerin içini gıdıklıyordu.

"Dantrag'ın Lloth'un takdisini kazanmış olduğunu inkâredemezsin," diye mantık yürüttü Jarlaxle, "fakat DrizztDo'Urden kesinlikle değildi. Peki öyleyse Drizzt nasılkazandı?"

Utnegentai'in kaşları öyle bir çatıldı ki kıpkırmızı parlayangözleri neredeyse tamamen ortadan kaybolacaktı. Jarlaxle ise,yabani herifi bu mantıkta düşünmeye itmenin pek de akıllıcabir iş olup olmadığını yeniden düşündü. Matron Baenre'yearka çıkmak ayn şeydi, dinle esir alınmış bir kölenin bütündünyasını temelinden sarsmak ayn şeydi.

"Her şey muntazaman kendi kendine düzelecektir," diyetemin etti Jarlaxle. "Arach-Tirith'te, bütün Akademi'de ve herevin dua salonunda Lloth'a dualar ediliyor."

"Dualarına cevap verilmiyor ama," diye çabucak hatırlattıUthegental. "Lloth bize kızgın ve ona yanlış yapanları

Page 127: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

cezalandırmadan bizimle konuşmayacak."

'Dualarına cevap verilmiyor, ya da duaları hiç duyulmuyor,'diye düşündü Jarlaxle. Menzoberranzan'daki tipik yabanadüşmanı drowlann aksine, paralı askerin dış dünyaylailişkileri vardı. Kurduğu irtibattan öğrendiğine göreBlingdenstone svirheblilerinin rahipleri de aynı sıkıntılarıçekiyordu ve yeraltı gnomiannın büyüleri de aynı şekildebozuluyordu. Jarlaxle bütün panteona ve büyünün temelyapısına bir şeyler olduğuna inanıyordu.

"Sebebi Lloth değil," dedi cesurca, ki Uthegental'in gözleribunun karşısında kocaman açılıverdi. Jarlaxle burada nelerintehlikede olduğunu (bütün şehir hiyerarşisi ve muhtemelenMenzoberranzan drowlarının yarısının hayatı söz konusuydu)anladığı için konuyu üsteledi. "Daha doğrusu, sebebi yalnızcaLloth değil. Şehre geri çıktığında, Narbondel'e şöyle bir bak,"dedi, Mezoberranzan'ın dikit kaya saatinden bahsederek. "Şuanda, yani karanlık gecenin serinliği olması gerekirken dahaönce hiç olmadığı kadar parlak ve sıcak. O kadar sıcak kiışıltısı enfrarujlu görüş olmadan bile algılanabiliyor, o kadarsıcak ki sütunun yanındaki hiçbir drow gözlerinin ısı algılamatayfına geçiş yapmasım sağlayamıyor, çünkü o zaman körolurlar.

"Fakat Narbondel bir rahibe tarafından değil, bir büyücütarafından çalıştınlıyor," diye devam etti Jarlaxle, kıt zekalıUthegentaPin onun kurduğu mantığı kavrayabileceğiniumarak.

"Lloth'un saat sütunu etkileyebileceğinden şüpheli misin?"diye hırladı silah ustası.

Page 128: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Yapacağından şüpheliyim!" diye sert çıktı Jarlaxle."Narbondel'in büyüsü Lloth'tan ayn bir şey, her zamanLloth'tan ayn bir şey oldu. Gromph Baenre'den önce,Menzoberranzan'ın eski başbüyücülerinin bazıları Lloth'untakipçisi bile değildi!" Neredeyse Gromph'un da o kadardindar olmadığını ekleyecekti, ama bu bilgi kırıntısınıkendisine saklamaya karar verdi. Gözü dönmüş ikinci eve,Baenre Evi'nin Örümcek Kraliçe'nin gözünden düştüğüneinanmasını sağlayacak daha (azla bilgi vermek hiç akıl kandeğildi.

"Her yapıyı aydınlatan peri ateşlerini düşün," diye devametti Jarlaxle. Uthegental'in buruşan alnına bakarak yabanidrowun aniden hiddetlenmekten çok meraklanmış olduğunufark etti ki bu pek alışıldık bir görüntü değildi. 'Titreşipsoluklaşıyorlar, ya da tamamen sönüyorlar. Büyücülerin periateşleri, rahibelerin büyüsü değil ve her evde bulunuyor,yalnızca Baenre Evi'nde değil. Ben derim ki bu hadiselerinsebebi bizim ve kutsal törenin ötesinde. Tüm saygılanmlaMatron Mez'Barris'e, Matron Baenre'nin bunun içinsuçlanabileceğim sanmadığımı ve çözümün de ilk eve karşısavaş açarak bulunacağına inanmadığımı ilet. Tabii Llothbizzat açık bir emir vermediği taktirde."

Uthegental'in yüz ifadesi kısa süre içinde eski çatık kaşlıhaline geri döndü. 'Elbette ki sinirleri bozuk olacak,' diye farketti Jarlaxle. Menzoberranzan'ın en akıllı drowlarının,Blingdenstone'un en zeki svirfheblilerinin dahi sinirleribozuktu. Jarlaxle'ın söyleyebileceği hiçbir şey Uthegental'infikrini değiştiremez, savaş aşığı yabani drowun Baenre Evi'nesaldırma arzusunu dindiremezdi. Sadece, Barrison de'Armgo

Page 129: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Evi'ne geri döndüğünde Uthegental'in doğru şeylerisöylemesini sağlaması gerekiyordu. Mez'Barris'in bu denliseçkin birisini, yanı kendi hamisi ve silah ustasını elçi olarakyollaması gerçeği dahi, Jarlaxle'a onun Bregan D'aerthe'ninyardımı, ya da en azından onay: olmadan Baenre'ye tezgahhazırlamayacağını söylüyordu.

"Gidiyorum," diye ilan etti Uthegental. Kaba drow onunkarargâhına adımını attığından bu yana Jarlaxle'ın duyduğu enhoş sözdü bu.

Jarlaxle geniş siperlikli şapkasını başından cdcarttı vesandalyesinde rahatça geri yaslanırken ellerini kel kafasındagezdirdi. Hadiselerin geniş kapsamını tahmin dahiedemiyordu. Gerçeğin özünde çıkan kaos sırasında, Lloth yokedilmiş dahi olabilirdi. 'Bu o kadar da kötü bir şey değil tabii,'diye düşündü Jarlaxle.

Yine de her şeyin kendi kendine düzeleceğini umuyordu,hem de Uthegenlal'e belirttiği gibi muntazaman düzeleceğini.Zira şimdi yapılan savaşa girme talebinin —ve bu bir talepti— tekrar geleceğini, ondan sonra tekrar geleceğini ve herseferinde git gide artan bir gözü dönmüşlükle güçleneceğinibiliyordu. Er ya da geç Baenre Evi saldırıya uğrayacaktı.

Jarlaxle, Baenre'nin Mithril Salonu'na gidecek bir fetihordusu için ittifak kurmaya ilk başladığı zaman MatronBaenre ile şehrin üçüncü ve muhtemelen en tehlikeli evi olanOblodra'nın matronu K'yorl Odran arasında geçenkarşılaşmaya tanık olmuştu. Baenre o zaman onunla bir güçmevkiinden, Lloth'un takdisiyle yüzleşmişti. K'yori'a ve

Page 130: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

üçüncü eve açıkça hakaret etmiş ve sağı solu belirsiz rnatronanayı sadece tehdiüeriyle ittifaka dahil etmişti.

Jarlaxle, K'yorl'un bunu asla unutmayacağını biliyordu.Aynca K'yorl, Mez'Barris Armgo'yu Baenre Evi'ne karşısavaşa teşvik ediyor da olabilirdi.

Jarlaxle kaosa aşıktı, kargaşadan karlı çıkardı, ama busenaryo onu epey endişelendirmeye başlamıştı.

Genelde tahminlerinde isabetli olan paralı askerin inancınınaksine, K'yorl Odran, Matron Mez'Barris'i Baenre Evi'ne karşısavaşa kışkırtmıyordu. Tam tersine, öyle bir çatışmayıengellemek için elinden geleni yapıyordu. Baenre Evi'ninaltındaki altı yönetici ailenin matron analarıyla gizlibuluşmalar düzenliyordu (tabii tahammül edemediği ve hiçgüvenmediği dördüncü ev Faen Tlabbar'ın matronuGhenni'tiroth Tlabbar dışında). Bunun sebebi K'yorl'un,Matron Baenre'nin hakaretini affetmiş olması ve yaşanangarip hadiselerden korkması değildi. Tam aksine.

Eğer Oblodra Evi dışındaki geniş casus şebekeleri veNarbondel, ya da sönüp duran peri ateşleri gibi bariz işaretlerolmasaydı, üçüncü evin üyeleri bir şeylerin ters gittiğini dahianlayamazdı. Zira Oblodra Evinin güçleri büyücü sihrinden,ya da Örümcek Kraliçe'ye sunulan rahibe dualarındangelmiyordu. Oblodralılar siyonisistlerdi. Yani güçleri zihinkudretine dayanıyordu ve bu sebeple şimdiye kadar SıkıntılarZamanı onları etkilememişti.

K'yorl şehrin geri kalan kısmının bunu öğrenmesine izinveremezdi. Emrindeki yirmi rahibeyi sıkı bir çalışma içine

Page 131: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sokmuştu. Rahibeler, kendi evlerini aydınlatan ve periateşinin zihinsel eşdeğeri olan ışıkların, tıpkı diğer evlcrinkigibi yanıp sönmesini sağlıyordu. Aynca K'yorl, hemMez'Barris'e hem de diğer malıon analara tıpkı onlar kadarrahatsız ve sıkkın görünüyordu.

Gözünü hadiselerden ayırmamalıydı; komplo hakkındakisöylentileri bastırmalıydı. Zira K'yorl büyünün kaybolmasıhadisesinin kurnaz bir hile olmadığından emin olduğu anda,ailesiyle saldıracaktı —tek başına. İlk olarak Faen Tlabbar'ahaddini bildirebilirdi, zira bunca yılını onların yaptığı hertürlü hırslı hareketi izleyerek geçirmişti. Ya da dosdoğru sefilBaenre Evi'ne saldırabilirdi.

Her iki seçenekte de, şeytani matron ana tek başınasaldırmaya niyetliydi.

Matron Baenre, evinin büyük salonundaki meşale ışığıylaaydınlanmış yüksek kürsünün üzerinde dimdik oturuyordu.Drowlann en kutsal mekanı olan bu salonun sorumlusu olarakhizmet veren kızı Sos'Umptu, onun solunda oturuyordu. Enyaslı Baenre kızı ve drow Akademisinin matron hanımı olanTriel ise sağındaydı. Üçü de yukarıya, Gromph'un yarattığıyanılsama büyüsüne bakıyordu. Bıı yanılsamanın drowsuretinden örümceğe, sonra tekrar drowa dönüşerek şekildeğiştirmeye devam etmemesi, dönüşümün tam ortasındadurup öylece kalmış olması garip bir şekilde uygungörünüyordu. Tıpkı Baenre Evi'ni üstün duruma getirengücün bozulması gibi.

Pek uzakta olmayan goblin ve minator köleler kubbeyitamir etme işine devam ediyorlardı, ama Matron Baenre dua

Page 132: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

salonunu düzeltmesinin Menzoberranzan'da yaşanan garip vefeci hadiseleri bir hale yola koyacağına dair beslediği tümumutlarını yitirmişti. Jarlaxle'in mantığına inanmayabaşlamıştı; yani burada yaşanan garipliklerin, başarısız olmuşbir kutsal tören ve kaçmayı başaran lek bir hainden dahabüyük nedenleri olduğuna. Menzoberranzan'da yaşananşeylerin bütün dünyada, hatta bütün alemlerde görüldüğüneve onun anlayışının ya da kontrolünün dışında olduğunainanmaya başlamıştı.

Fakat bu düşünce Matron Baenre'nin içini hiç derahatlatmıyordu. Eğer diğer evler bu inancı paylaşmıyorsa,işleri yoluna koymak için onu kurban etmeyi deneyeceklerdi.İki kızına da kısaca baktı. Sos'Umptu, onun tanıdığı en hırsyoksunu dişi drowlardan biriydi ve Baenre ondan pekkorkmuyordu. Fakat Triel çok daha tehlikeli olabilirdi.Akademi'nin matron hanımı olarak hayatından her zamanmemnunmuş gibi görünse de (ki bu mevkiin önemi hiç dedüşük değildi) en yaşlı evlat olan Triel'in bir gün ilk eviyöneteceği herkesçe kabul ediliyordu.

Triel tıpkı annesi gibi sabırlı biriydi, ama yine tıpkı annesigibi kurnazdı da. Eğer annesini Baenre Evi'nin lahtındanindirmek gerektiğinden ve öyle bir şeyin Baenre Evi'ninprestijini geri kazanmasını sağlayacağından emin olursa, hiçacımadan bunu yapardı.

İşte Matron Baenre bu yüzden onu bir toplantı içinAkademi'den çağırmış ve o toplantıyı dua salonunda yapmayıuygun görmüştü. Burası Sos'Umpru'nun yeriydi, dahadoğrusu Lloth'un yeri. Triel, annesine burada saldırmaya cüretedemezdi.

Page 133: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Hiçbir evin bir başkasına savaş açmak için bu sorunluzamanları kutlanmaması hakkında Akademi'den bir fermanyayınlamayı planlıyorum," diye Önerdi Triel, görünüştekisessizliği bölerek, zira Baenrelerden hiçbirisi, sadece otuzkırk metre yükseklerinde çalışmakta olan kölelerden gelençekiç ve inleme seslerinin farkında bile değildi. Minatonıntekinin, sadece eğlence olsun diye bir goblini aşağı fırlatıpöldürüşünü dahi hiçbirisi fark etmedi.

Matron Baenre derin bir nefes alarak bu sözleri ve sözlerinardındaki manayı düşünüp tarttı. Eibette ki Triel böyle birferman yayınlayacaktı. Akademi, muhtemelenMenzoberranzan'daki en dengeleyici unsurdu. Ama nedenTriel bunu annesine söylemek için bu anı seçmişti? Nedenferman herkese açıkça bildirilene kadar beklememişti?

'Triel bana güven vermeye mi çalışıyor?' diye merak ettiMatron Baenre. 'Yoksa sadece beni savunmasız bırakmaya mıçalışıyor?'

Düşünceler Matron Baenre'nin zihninde dönüp durdu,aklının içinde uçuşup birbirilerine çarptı ve onu ürperti dolubir paranoya krizine gark etti. Mantıki olarak, her sözünardında bir mana aramaya, pek düşman sayılmayan, hattamüttefik olabilecek kimselerin düşüncelerini kestirmeyeçalışmanın yıkıcı doğasını bitiyordu. Ama Matron Baenre gitgide çaresizliğe kapılıyordu. Birkaç hafta önce gücününzirvesine çıkmıştı, yüzey yakınındaki cüce tesisi MithrilSalonu'na büyük bir darbe indirmek için bütün şehri seferberetmiş vaziyetteydi.

Page 134: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Gücü elinden ne kadar da hızlı bir şekilde, mağaranıntavanından aşağıya, kıymetli dua salonunun tepesine çökenbir sarkıt kadar hızlı bir şekilde alınmıştı.

Fakat henüz pes etmemişti. Matron Baenre iki bin yıldanfazla süredir, şimdi pes etmek için yaşamamıştı. Tahtageçmek için ona gerçekten de tezgah hazırlıyorsa Triel'in canıceiıennemeydi. Hepsinin canı cehennemeydi!

Matron ana ellerini sertçe birbirine vurdu. Yerlere kadaruzanan muhteşem bir kırmızı cübbe giyen iki ayaklı, insanboyutlarında çirkin bir yaratık belirip hemen önlerinedikiliverdiğinde iki kızı da şaşırıp ürktü. Yaratığın morumsubaşı bir ahtapotunkini andırıyordu, tabu yuvarlak ve çok dişliağzının etrafından sadece dört tane cılız dokungaç uzanmasıdışında. Yaratığın gözleri ise gözbebeksiz ve süt beyazıydı.

Bu illithid, ya da diğer adıyla zihin yüzücü, Baenreevlatlarına yabancı değildi. Tam tersine EPViddenvelp, ya dasıkça kendisine hitap edildiği ismiyle Methil, MatronBaenre'nin danışmanıydı ve birçok yddır onun yanındaydı.Şaşkınlıklarından kurtulan Sos'Umptu ve Triel, sürprizlerledolu annelerine meraklı bakışlar attılar.

'Selam olsun sana Triel,' diye telepatik bir şekilde konuştuillithid,' Ve elbette ki kendi mekanında sana da selam olsunSos'Umptu.'

İki kardeş başlarını sallayıp benzer şekilde zihinselcevaplar verdiler, zira Methil'in bütün düşünceleri sankiyüksek sesle konuşulmuşçasına duyabileceğini biliyorlardı.

Page 135: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Ahmaklar!" diye ikisine birden haykırdı Matron Baenre.Oturduğu yerden ayağa fırladı ve kırışık yüz hatlarındahiddetli bir ifadeyle onlara doğru döndü. "Baş kumandanlarımve en yakın danışmanlarım bu denli ahmakken bu zorluzamanlan nasıl atlatabihriz?"

Yanında duran Sos'Umptu kafası karışmış bir şekilde utançiçinde kaldı. Hatta kalın, mor ve siyah cübbesinin genişyeniyle yüzünü Örtecek kadar ileri dahi gitti.

Genç kardeşinden daha çok görmüş geçirmiş olan Triel deilk olarak aynı şekilde sok geçirdi, ama annesinin ne demekistediğini çabucak anlayıverdi. "İllithid güçlerini yitirmedi,"diye belirtti ve Sos'Umptu kolunun üzerine kafasını kaldırarakmerakla baktı.

"Hem de hiç," diye onayladı Matron Baenre ve ses tonuneşeli değildi.

"Ama o zaman elimizde bir avantaj var demektir," diyekonuşmaya cüret etti Sos'Umptu. "Zira Methil oldukçasadıktır," dedi dobra dobra. Hislerini yalanlarla örtmesine hiçgerek yoktu, zira illilhid her halükarda onun zihniniokuyabiliyordu. "Ve o Menzoberranzan'da türünün tekörneği."

"Ama o yönde güç kullanma konusunda tek örnek değil!"diye ona kükredi Matron Baenre, kızının tekrar oturduğu yerebüzüşüp sinmesini sağlayarak.

"K'yorl," diye nefesi kesildi Triel'in. "Eğer Methil güçlerinikullanabiliyorsa..."

Page 136: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"O zaman Oblodralılar da kullanabilir," diye sertçetamamladı Baenre. 'Güçlerini sürekli olarak kullanıyorlar,'diye üçüne de telepatik mesaj yollayarak bunu doğruladıMethil. 'Oblodra Evi 'nin ışıklan, eğer K'yor!'unmaiyetindekilerin zihinsel emirleri olmazsa yanıp sönmeyedevam etmez.'

"Bundan emin olabilir miyiz?" diye sordu Triel. Zirabüyünün bozulmasının belli bir sekli yok gibi görünüyordu,sadece kaolik bir karmaşa vardı. Belki de Methil henüzetkilenmemişti, ya da etkilendiğinin farkına varmamıştı. Vebelki de, Oblodra Evi'nin peri ateşleri de, diğer evlerdekiışıklardan farklı şekilde yaratılmış olsalar bile aynı kaostannasiplerini alıyordu.

'Zihinsel güçler bu gücü kullanan yaratıklar tarafındanhissedilir,' diye onu temin etti Methil. 'Üçüncü evden enerjisaçılıyor.'

"Ve K'yorl sanki öyle değilmiş gibi görünmesini sağlıyor,"diye sinirli bir tonlamayla ekledi Matron Baenre.

"Sürpriz saldın yapmak istiyor," diye mantık yürüttü Triel.

Matron Baenre sertçe başını sallayarak onayladı.

"Peki Methil'e ne dersiniz?" diye umutla önerdi Sos'Umptu."Onun güçleri muhteşem."

"K'yorl, Methil'e rakip bile olamaz," diye kızını temin ettiMatron Baenre. Zaten Methil de sessizce aynı şeyi yapıyor,

Page 137: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

telepatik olarak kesin bir özgüven hissi yayıyordu. "AmaK'yorl zihinsel güç kullanan tek Oblodralı değil."

"Kaç tane var?" diye bilmek istedi Triel. Matron Baenre isecevap olarak sadece omuz silkti.

'Birçok' diye yanıtladı Methil'in düşüncesi.

Triel bir şey düşünüyordu ve bunu Methiİ'in de duyduğunubiliyordu, bu yüzden yüksek sesle şüpheci bir şekildekonuştu, "Peki ya Oblodralılar bize saldırırsa, Methil hangitarafı seçecek?"

Mairon Baenre kızının densizliği karşısında bir anlığınaşok geçirdi, ama sonra Triel'in şüphelerini saklama konusundazaten seçeneği olmadığını fark etti.

"Ve pek uzakta olmayan illithid mağarasından bizemüttefik getirir mi?" diye bastırdı Triel. "Eğer bu zamanda,yani ihtiyacımız olduğu anda yüz kadar illithid bize yardımagelirse..."

Methil'den hiçbir şey çıkmadı, hiçbir telepatik iletişimsağlanmadı ve bu da, Baenreler için yeterli bir cevap oldu.

"Bizim sorunlarımız zihin yüzücülerin sorunları değil,"dedi Matron Baenre. Bu yeterince doğruydu ve o da bunubiliyordu. Miihril Salonu'na yapılacak alanda illithidleri demüttefik olarak yanlarına almaya çalışmış. Onlarazenginlikler ve sağlara bir ittifak sözü vermişti. Ama ahtapotkafalı yabancı yaratıkların sebepleri kara elflerinkindeıı, ya daKaranlıkaltı'ndaki diğer bütün ırklardan farklıydı. Yıllardır

Page 138: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Methil ile yan yana olmasına rağmen, o sebepler MatronBaenre'ıün anlayışının ötesinde kalıyordu. Önemli saldırısıiçin illithidlerden elde edebileceği en fazla şey Meihil veillithid toplumunun küçük mağara şehrinde köle olarakkullanılacak olan yüz kadar kobold ile yirmi drow erkeğikarşılığında setere katılmayı kabul eden diğer iki zihinyüzücüydü.

Söyleyecek pek az şey kalmıştı. Ev muhafızları tamteşkilatlı bir şekilde hazırlanıp konuşlandırılmıştı; boşta kalanher drow Örümcek Kraliçe'den yardım dileyerek duaediyordu. Baenre Evi, felaketin önüne geçmek için elindengelen her şeyi yapıyordu ve yine de Matron Baenre başarılıolacaklarına inanmıyordu. K'yorl, eskiden de büyülü çiti veev sahasına yerleştirilmiş olan biı- sürü büyülü engeli aşmayıbaşararak birkaç kez habersizce onunla görüşmeye gelmişti.Oblodra Evi'nin matron anası bunu sadece Baenre'yle alayetmek için yapmıştı ve işin aslında Baenre ile karşılaştığındaalay etmek dışında pek bir şey yapacak gücü kalmamışoluyordu. Ama o büyülü koruyucular yokken K'yorl nelerbasarabüirdi? Baenre bunu düşünmeden edemedi. MatronBaenre karşılık olarak büyü yapmadan, zihin gücünükullananlara karşı nasıl direnebilirdi?

Tek savunması, ne güvendiği ne de anladığı türden biıyaratık olan Methil gibi görünüyordu.

Bu durumdan hiç hoşlanmamıştı. doğru mahzun ve çaresizbir bakış attı. Kasları sarsıldı ve sonra pes etti. Panter alevleriçindeki yanğa doğru emildi.

Page 139: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

BÖLÜM 8

BÜYÜSEL TEZAHÜRLER

Guenhwyvar acı içindeydi, şimdiye kadar hiç hissetmemişolduğu kadar feci bir ıstırap çekiyordu. Ama bundan da ötedekeder duyuyordu, gerçekkeder. Guenhwyvar büyüylemeydana getirilmiş bir yaratıktı, Toriİ'de panter diye bilinenhayvanın yaşam gücünün özüydü. Büyük panterin içindekivaroluş kıvılcımı büyüye bağlıydı, Drizzt ile ondan öncekisahiplerinin Guenhwyvar'ı Ana Madde Düzlem'e çağırmasınısağlayan aracı nesne de öyle.

Şimdi büyünün dengesi bozulmuştu; evrensel büyüyümistik ve güvenilir bir şekilde dokuyan o kumaş yırtılmıştı.

Panter keder içindeydi.

Guenhwyvar, Drizzt'in sürekli olarak kendisini çağırdığını,yalvardığını duyuyordu. Drow, Guen'in başının dertleolduğunu biliyor, sesi çaresizliğini yansıtıyordu. Panteryoldaşına kalbiyle bağlı olan Drizzt Do'Urden, Guenfıwyvar'ıpek yakında sonsuza dek kaybedeceğini anlamıştı.

Bu içler ürpertici düşünce, pantere bir anlık kararlılıksağlamıştı. Guenhwyvar Drizzt'e yoğunlaştı, sevgili sahibinebir daha asla dönemezse hissedeceği acıyı aklında

Page 140: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

canlandırdı. Katıksız bir meydan okumayla hırlayan panter,arka bacaklarını öyle bir güçle yere bastırdı ki birden fazlapençesi düz ve sert zemini kanca gibi çenttikten sonra hızlayerden kesildi.

Acı panteri durdurmadı. Guenhwyvar bunu, o alevleriniçine kaydığında ve madde dünya ile Driz?t Do'Urdenarasındaki tek bağlantı olan tünelden dışarı düştüğündeyasayacağı gerçeklerle kıyasladığında, acısı onudurduramazdı.

Mücadelesi herhangi bir yaraHğın direnmeyibaşarabileceğinden çok daha uzun sürdü. Ama Guenhwyvaryanğa doğru kayıp yaklaşmamış olsa bile, geriye, yaniyalvarmakta olan sahibine doğru bir adımlık yol dahi katedememişti.

En sonunda bitkin düşen Guenhwyvar, omzunun üzerindengeriye

Matron Baenre, her an bir muhafızın aceleyle içeridalmasını, ev sahasının istila altında olduğu, bütün şehrinbaşlarına gelen bu belalar için onu suçlayarak Baenre Evi'nekarşı başkaldirmış olduğu haberini vermesini bekleyerekküçük odanın içinde tedirgin bir şekilde volta aüyordu.

Pek kısa bir süre önce Baenre fetih hayalleri kuruyor,gücünün zirvesine çıkmayı amaçlıyordu. Mithril Salonuavucunun içindeydi ve hatta bundan da ötede, bütün şehironun liderliğini kabul edip yoİa koyulmaya hazır gibigörünüyordu.

Page 141: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Şimdi kendi evini, yani beş bin yıldır ayakta olan Baenreimparatorluğunu bile erinde tutamayacağına inanıyordu.

"Mithril Salonu," diye lanet yağdırarak hırladı şeytanidrow, sanki bütün bunların sebebi o uzak mekanmış gibi.Narin göğsü zorlayarak aldığı soluklarla inip kalkmakta olanBaenre, iki elini birden boynuna attı ve orada duran zincirikoparttı.

"Mithril Salonu!" diye haykırdı yüzük şeklindeki kolyesüsüne doğru. Bu yüzük Bruenor'un klanını atası ve yüzeydünyasıyla arasındaki gerçek bağlantı olan GandalugBailehammer'ın dişinden yapılmıştı. Her drow, hatta MatronBaenre'ye en yakın olanlar bile, yapılacak istilanın arttırıcısebebi olarak Drizzt Do'Urden'i görüyordu. Bu yüzeydünyasına bu kadar yakın bir yerde yapdacak fetih hareketininLloth tarafından takdis edilmesi için bir mazeretti.

Drizzt bu yap-bozun sadece bir parçasıydı, hem de küçükbir parçası. Zira esas önemli parça bu küçük yüzüktü.Yüzüğün içinde, Mithnl Salonu'nun ve BattlehammerKlanfmn usullerini iyi bilen Gandalug'un işkence görmüşruhu mevcuttu. Matron Baenre yüzyıllar önce bu cüce kralınıesir almıştı ve kör talih eseri bir Menzoberranzan kaçağıBruenor'un klanıyla irtibata geçmiş, yine kör talih eseri okaçak drow, Matron Baenre'nin birçok yıldır arzuladığı tetihiçin bir mazeret teşkil etmişti.

Baenre hiddetli bir haykırışla dişi odanın öbür tarafinafırlattı, sonra nesne infilak ettiğinde şok geçirerek geri çekildi.

Page 142: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Duman dağılırken Baenre odanın köşesine, diz çökmüşduran çıplak bir cücenin suretine boş boş baktı. Matron anaayağa kalktı ve olanlara inana-nıayarak başını salladı, zira buçağrılmış bir ruh değil, üandalug'un fiziksel bedeniydi!

"Buraya gelmeye nasıl cüret edersin?" diye haykırdıBaenre, ama hiddeti korkusunu maskelemek içindi. Dahaönce Gandalııg'un fiziksel suretini ek boyut zindanındançağırdığında, cüce asla büsbütün bir vücutla —ve asla çıplak— gelmemişti. Şimdi ona bakan Baenre, Gandalug'un zindanhücresinin artık yok olduğunu, onu ilk yakaladığı andakihaline geri döndüğünü anladı, tabii giysileri dışında.

Yıpranmış yaşlı cüce kafasını kaldırdı ve kendisini esireden, ona işkence eden kaduıa baktı. Baenre drow lisanındakonuşmuştu ve elbette ki Gandalug tek bir kelime dahianlamamıştı. Fakat bu pek önemli değildi, zira yaşlı cüce onudinlemiyordu. İşin aslı sözleri duyamayacak haldeydi.

Yaptığı her acı verici harekette mücadele eden ve hırlayanGandalug sırtın: doğrulmaya zorladı. Önce bir bacağını, sonradiğerini yere sabitleyip kararlılıkla ayağa kalktı. Bir şeyierinfarkiı olduğunu anladı. İşkence görerek ve çoğunlukla boşlukiçinde, gri bir hiçliğin ortasında durarak geçirdiği asırlarınarduıdan Gandalug Balllehammer bir şeylerin farklı olduğunuhissediyordu, kendisini lam ve gerçek olarak hissediyordu.Yaşlı cüce, yakalandığından beri gerçeküstü bir varoluşiçinde, bir rüyanın içinde yaşıyordu. Ki o rüya, bu yaşlı cadıonu her ne zaman çağırsa oldukça gerçek ve korkunçimgelerle dolu oluyordu. Zaman ve mekan kavramının tek biruzun boşluk olduğu tanımlanamaz bir hiçlik süreci içindeydi.

Page 143: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Ama şimdi.,. şimdi Gandalug farklı hissediyordu, hattayaşlı kemik-lerindeki çatırtıları ve acıyı dahi hissediyordu. Veo hisler ne kadar da muhteşemdi!

"Geri git!" diye emretti Baenre, bu sefer yüzey lisanını,yani yaşlı cüceyle iletişim kurmak için her zaman kullandığıİisanı kullanarak. "Seni çağırana kadar zindanına geri dön!"

Gandalug etrafına bakındı ve yerdeki zinciri gördü, takatdiş yüzüğü ortalıklarda yoktu.

"Ben öyle düşünmüyorum," diye belirtti yaşlı cüce ağır veeski lehçesiyle. Sonra bir adım ilerledi.

Baenre'nin gözleri tehditkar bir şekilde kısıldı. "Bu necüret?" diye fısıldadı, ince bir değnek çıkartarak. Bu cüceninne kadar tehlikeli olabileceğini biliyordu, ve bu sebeplenesneyi ona doğru uzatıp büyü sözleri söylemekte hiçgecikmedi. Cücenin etratinı kaplayacak ve onu sıkı sıkıyatutacak bir örümcek ağı fırlatmayı planlıyordu.

Hiçbir şey olmadı.

Gandalug her bir santimde aç bir hayvan gibi hırlayarak biradım daha ilerledi.

Baenre çelik bakışlı gözlerini kaçırdı ve aniden duyduğukorkuyu gözler önüne serdi. O kendisini korumak vedüşmanlarını yok etmek için büyüsüne güvenen, büyüyleyetişmiş bir yaratıktı. Sahip olduğu nesnelerle (ki her zamanonları yanında taşırdı) ve kudretli büyülerden oluşan repertu-anyla hemen hemen her türlü düşmanı savuşturabilir, hatta

Page 144: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sert cüce savaşçılardan oluşan koca bir tabutu bilemuhtemelen yok edebilirdi. Ama o nesneler olmadığında vebüyüleri işlemediğinde Matron Baenre sadece blöf yapan,buruşuk, cılız ve sefil bir yaratıktı.

O anda karsısında bir dev duruyor dahi olsaydı Gandalugiçin fark etmezdi. Anlayamadığı bir sebepten dolayı hapistenkurtulmuştu, kendi vücudunda serbest kalmıştı. İki bin yıldırtatmadığı bir hisli bu.

Baenre'nin deneyecek başka numaralan vardı ve aslında, onumaralardan bazıları, mesela çağrısıyla gelecek olan birörümcek güruhunu barındıran kesesi henüz Sıkıntılar Zamanıadındaki büyü kaosuna yakalanmamıştı. Fakat içini şansabırakamazdı. Şimdi, yani bu kadar savunmasızken bunuyapamazdı.

Dönüp kapıya doğru koşmaya başladı.

Gandalug'un güçlü bacaklarrndaki kaslar gerildi, cüce ileriatıidı ve kapıyla arasındaki üç metrelik mesafeyi işkencecidroıvdan önce kapadı.

Baenre'nin göğsüne bir yumruk indi ve nefesini kesti. Yaşlıdrow henüz bir tepki veremeden önce havaya yükselmişti vehiddetten köpürmüş cücenin kafası üzerinde dönmekteydi.

Derken uçmaya başladı ve odanın Öbür tarafındaki duvaraçarpıp yere yığıldı.

"Kafanı kopartacağım," diye yemin elti Gandalug, amansızbir şekilde yaklaşırken.

Page 145: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Kapı hızla açıldı ve Berg'inyon hışımla odaya daldı.Gandalug onunla yüzleşmek için döndü, bu sırada Berg'inyonikiz kılıçlarını çekmişti. Karşısındaki görüntüyle şaşkınlığauğrayan —bir cüce Menzoberranzan'a nasıl gelmiş, hattaannesinin özel odasına girmeyi nasıl başarmıştı öyle?—Berg'inyon silahlarını kaldırdı ve Gandalug kılıçları iki eliylebirden kavradı.

Eğer silah ustasının kılıçlarının tılsımı hâlâ dunıyoı olsaydı,cücenin tenini net bir şekilde kesip koparırlardı. Tılsımsızolmalarına, büyülerinin kaos girdabında kaybolmuş olmasınarağmen, kılıçlar derince kesti.

Gandalug hiç aldırış etmeden Berg'inyon'un koüannı ikiyana açtı. Sıska Drow onun katıksız gücüyle basa çıkamazdı.Cüce başını öne doğru savurdu ve Berg'inyon'un esnek zırhınavurdu, ki o zırh da güçlü olması için büyülenen zarifhalkalardan oluşuyordu.

Gandalug bu harekeli üsl üste tekrarladı ve Berg'inyon'unhomurtuları hızla boğulma seslerine dönüştü. Kısa süre içindegenç Baenre'nin ayaklan yerden kesildi ve Gandalugkılıçlarını elinden çekip aldığında bunun pek farkınavaramadı. Cücenin kafası bir kez daha ileri savruldu ve artıkyere basmayan, yani cüce tarafından ayakta tutulanBerg'inyon yere yapışıverdi.

Hâlâ ellerindeki derin kesiklere aldırış etmeyen Gandalug,Berg'inyon'un kılıçlarından birisini odanın kenarına savurdudiğerini düzgün bir şekilde kavradı ve hâlâ duvara dayanarakoturan ve kendisine gelmeye çalışan Matron Baenre'ye doğrudöndü.

Page 146: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Gülümsemene n'ooldu?" diye alay etti cüce, üzerineyürüyerek. "Kafanı kopartıp herkese sergilemek için havayakaldırdığımda o pis suratında bir gülümseme görmekistiyorum!"

Bir sonraki adımı cücenin atabildiği son adım oldu. Zirahemen önünde ahtapot kafalı bir yaratık belirdi ve acayipdokungaçlannı ona doğru salladı.

Afallatıcı bir zihinsel enerji patlaması Gandalug'u geripüskürttü, cüce neredeyse kılıcı elinden düşürüyordu. Aklınıbaşında tutabilmek için kafasını şiddetle salldı.

İkinci ve üçüncü beyin dalgası zihnine saldırırkenhırlamaya ve gür saçlı kafasını sallamaya devam etti. Eğer ohiddetten ördüğü duvarı korumuş olsaydı, Gandalug bunlarave halta daha sonra MethiFden gelen iki zihin saldırısına dahikarşı koyabilirdi. Ama hiddeti şaşkınlığa dönüşmüştü ve buda, kudretli illithidin zihin saldırılarını ali edebilecek kadargüçlü bir his değildi.

Gandalug drow yapımı kılıcın yere düşüşünü duymadı.Matron Baenre'nin Methil ile kendisine yeni gelmekte olanBerg'inyon'a seslendiğini ve onlara cüceyi öldürmeme talimatıverdiğini de işitmedi.

Baenre korkmuştu, büyüde oluşan ve bir türlüanlayamadığı bu değişikliklerden korkmuştu. Ama o korkusu,kendi zalim kibrini hatırlamasını engellemedi. Tarif edilemezbir sebepten dolayı, Gandalug yeniden hayata dönmüş, kendivücuduna kavuşmuş ve paramparça olan yüzüğün hapsindengörünüşe bakılırsa kurtulmuştu.

Page 147: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Fakat bu gizemli hadise, saldırısı ve hakareti için MatronBaenre'nin bu cüceye dersini vermesini engellemeyecekti.Baenre, ruhlara işkence einıe konusunda bir ustaydı, ama obecerisi bile, canlı yaratıklara işkence etme konusundakihüneri yanında solda sıfır kalırdı.

"Guenhwyvar!" Heykelcik şimdi feci şekilde sıcaktı, amaDrizzt inatla onu tutmaya devam etti. Pelerinin kenarındandumanlar tüfmeye ve ellerindeki derisinde yanık kabarcıklarıoluşmaya başlamış olsa bde onu göğsüne, kalbine sıkıcabastırdı.

Ne olduğunu biliyordu, bu yüzden pes etmeyecekti.Guenhwyvar'ı çok kısa bir süre içinde sonsuza dekkaybedeceğini biliyordu ve heykelciğe ölmek üzere olan birdostuna sıkıca saniir gibi sarılan Drizzt onu bırakmayacaksonuna kadar onun yanında olacaktı.

Çaresiz seslenişleri azalmaya başladı. Soyun eğdiğindendeğil, sesi boğazındaki keder yumrusunu aşmayıbaşaramadığı için. Şimdi parmaklan da Yarımaya başlamıştı,ama bırakmayacaktı.

Bunu onun için Cattibrie yaptı. Kendisi de kedereboğulmuş olan genç kadın, içine doğan ani ve çaresiz bir hisleDrizzt'in kolunu sıkıca kavradı ve heykelciğe sertçe vurarakonu yere düşürdü.

Drizzt'in şaşkın yüz ifadesi hiddete ve itiraza dönüştü, tıpkıevladının tabutunun mezara indirilişini izleyen bir ananınyaşadığı son bir hiddet krizi gibi. Heykelcik yere değdiğianda, Cattibrie Khazid'hea'yı kınından çekti ve o noktaya

Page 148: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

doğru sıçradı. Kılıç genç kadının kafası üzerinde yükseldi.Keskin ucu hâlâ büyüsünün kırmızı rengiyle parlıyordu.

"Hayır!" diye haykırdı Drizzt, kıza doğru hamle yaparak.

Çok geç kalmıştı. Mavi gözlerine yaşlar dolan, düşüncelerikarmaşa içinde olan Cattibrie kendisine son bir umutsuzdeneme yapacak kadar cesaret buldu ve kudretli kılıcı aşağıindirdi. Khazid'hea taşı kesebilirdi ve şimdi de öyle yaptı.Kılıç, Guenhwyvar'in yarıktan İçeri düştüğü anda heykelciğeçarptı.

Bir ışık patlaması oldu, zonklayarak nabız gibi atan birbüyü dalgası Cattibrie'ın kolundan vücuduna yayılarak onugeriye doğru fırlattı ve yere devirdi. Drizzt yana kaydı, tekbacağının üzerinde döndü ve eğilip sindi. Heykelciğin kafasıkopup göklere kadar şiddetli bir alev duvan yükseldiğindeDrizzt koluyla kafasını örttü.

Alevler bir saniye sonra söndü ve kırık heykelciğin vücutkısmından dışarı gri bir duman bulutu süzüldü. Drizztsavunma pozisyonundan azar azar doğrularak kalktı veCattibrie da kendisine geldi. İkisi de karşılarında mahvolmuşbir halde duran Guenhwyvar'ı gördüler. Panterin gürkürkünden hâlâ duman tütüyordu

Drizzt dizleri üzerine çöktü ve panterin üzerine çullanıpona sıkıca sarıldı. İkisi birlikte, hâlâ yerde yatmakta ve büyüpatlamasından zayıf düşmüş olsa bile hem gülen, hem dehıçkıra hıçkıra ağlayan Cattibrie'a doğru ilerlediler.

"Ne yaptın öyle?" diye sordu Drizzt.

Page 149: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie hemen cevap veremedi. Khazid'hea'inn büyülüheykelciğe çarptığı anda neler olduğunu nasılaçıklayabileceğini bilmiyordu. Şimdi yanında sessizce duran,kenan artık ışıldamayan ve daha önce pürüzsüz haldekimetalinde bir çentik bulunan kılıca baktı.

"Sanırım kılıcımı mahvettim," diye hafifçe yanıtladıCattibrie.

Aynı günün ilerleyen saatlerinde Drizzt, Mithril Salonu'nıınüst kat-lanndaki odasında kendisini yatağına Mattı ve panteryoldaşına endişeyle baktı. Guenhwyvar geri dönmüştü veDrizzt'in içgüdüleri bunun, eğer Cattibrie heykelciğikesmeseydi yaşanacak şeyden daha iyi olacağını söylüyordu.

Daha iyi bir şeydi, ama iyi bir şey değildi. Panter bitkindi,küçük odanın öbür tarafındaki şöminenin önünde başınıkoymuş, gözlerini dinlendiriyordu. Drizzt bu uykunun işeyaramayacağını biliyordu. Guenhwyvar Astta! Düzlem'in biryaratığıydı ve sadece yıldızların arasında dinlendiğinde tamanlamıyla güç toplayabilirdi. Birkaç sefer Drizzt,zorunluluktan dolayı Guenhwy var'ı Madde Düzlem'de dahauzun bir süre boyunca tutmak durumunda kalmıştı. Fakatkedinin normalde kaldığı yarım günün ardından bir gün bileGuen'i bitkin bırakıyordu.Şimdi dahi Mithril Salonuzanaatkarları, yetenekleri hiç de küçümsenmeyecek cüceler,kedi heykelciğini incelemekteydi. Bruenor ise Gümüşay'a birelçi yollamış ve büyü konusunda büyük çöl Anauroch'un butarafındaki topraklarda bulunan en hünerii kişilerden birisiolan Leydi AlustrieFden yardım istemişti.

Page 150: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

'Ne kadar zaman alacak?' diye merak etti Drizzt, içlerindenherhangi birinin heykelciği tamir edip edemeyeceğinden pekemin olamayarak. 'Guenhwyvar daha ne kadar hayattakalabilir?'

Cattibrie hiçbir haber vermeden odaya daldı. Genç kadınınyaş çizgileriyle dolu yüzüne attığı tek bir bakış Drizzt'e birşeylerin ters gittiğini söyledi. Yatağından yuvarlanıp ayağakalktı ve palasının asılı olduğu askıya doğru davrandı.

Cattibrie daha o adımını atmadan önce Drizzt'i durdurdu vekollarını ona öylesine güçlü doladı ki ikisi birden yalağadevrildi.

"İstediğim tek şey buydu," dedi aceleyle, onu sıkıcakavrayarak.

Şaşırmış ve afallamış olan Drizzt de aynı şekilde sarıldı.Genç kadının gözlerinin içine bakabilecek kadar kafasınıdöndürmeyi başardı ve neler olduğuna dair bir işaret görmeyeuğraştı.

"Senin için yaratılmışım, Drizzt Do'Urden," dedi Cattibrie,hıçkırıklar arasından. "Tanıştığımız günden beridüşüncelerimde hep sen varsın."

Bu çılgınlıktı. Drizzt kendisini çekmeye çalıştı, amaCattibrie'in canını yakmak istemiyordu ve genç kadınınkıskacı çok güçlü, gözü dönmüş gibiydi.

"Bana bak," diye hıçkırdı. "Bana aynı şeyi hissettiğinisöyle!"

Page 151: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt Cattibrie'a baktı, şimdiye kadar genç kadınabakmamış olduğu kadar derin bir bakış attı. Onu önemsiyordu—elbette ki önemsiyordu. Onu seviyordu ve hatta tam da şuandaki durum konusunda birkaç fantezi kurmak içinkendisine izin dahi verdiği olmuştu.

Ama şimdi bu çok garip geliyordu. Çok beklenmedik vedamdan düşme bir şekilde olmuştu. Kadında ters bir şeylerolduğunu kesin bir şekilde hissediyordu. Etraflarındaki büyügibi delice bir şeyler vardı.

"Wulfgar'a ne oiacak?" demeyi başardı Drizzt, fakatCattibrie daha da sıktığında ve saçları Drizzt'in yüzünedöküldüğünde bu isim drowun ağzından boğuk çıktı. Zavallıdrow, kadının çekiciliğine, saçının hoş kokusuna, biçimlivücudunun sıcaklığına kayıtsız kalmayı başaramadı.

Cattibrie'in kafası, sanki drow ona tokat atmış gibi gerisekti. "Kim?"

Şimdi tokat yemiş gibi hissetme sırası Drizzt'teydi.

"Al beni," diye yalvardı Cattibrie.

Drizzt'in gözleri yuvalarından düşmeden daha fazlagenişleyemezdi.

"Sahip ol bana!" diye haykırdı.

"Sahip ol bana?" diye mırıldandı Drizzt.

Page 152: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Beni dansına alet et," diye devam etti. "Ah, yalvarıyorum!Bunun için yaratıldım, tek arzum bu." Aniden durdu vedoğrulup drowdan kol mesafesi kadar uzaklaştı ve sankiaklına yeni bir şey geimişçesine fal taşı gibi açık gözleriyleDrizzt'e baktı, "Diğerlerinden daha iyiyim," diye söz verdiişveyle.

'Hangi diğerleri?' diye haykırmak istedi Drizzt, ama şunoktada drow gevşemiş ağzından hiçbir kelime çıkartabilecekdurumda değildi.

'Tıpkı senin gibi," diye devam etti Cattibrie. "Sen okadından iyisin, bunu biliyorum!"

Drizzt neredeyse kendisine gelmiş, cevap verecek kadarkendisine hakim olmayı başarmıştı ki kadınm söylediği sonsözün ağırlığı onu eziver-di. 'inceliğin canı cehenneme!' diyekarar verdi drow ve kendisini büküp çekerek kadınınkıskacından kurtuldu. Sonra yataktan yuvarlandı ve ayağakalktı.

Cattibrie onun hemen ardından üzerine atıldı, kollarınıdrowun bacaklarından birisine doladı ve bütün gücüyletutundu.

"Ah, beni reddetme aşkım!" diye haykırdı. O kadar çılgınbir sesle haykırmıştı ki şöminenin önündeki Guenhwyvarkafasını kaldırdı ve hafifçe hırladı. "Bana sahip ol, sanayalvarıyorum! Sadece senin ellerinde bir bütün olabilirim!"

Drizzl, bacağını kadının kıskacından kurtarmayaniyetlenerek iki eliyle birden aşağı uzandı. O sırada

Page 153: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie'in belinde bir şey fark etti. Duraksamasını,afallamasını ve her şeyi biranda anlamasını sağlayan bir şey.Cattibrie'ın Karanlıkaitı'ndan aldığı kılıcı gördü, kabzası birtek-boynuz kafası şeklinde olan kılıcı. Fakat kılıcın kabzasıartık bir tekboynuz kafası şeklinde değildi.

Cattibrie'in yüzünün şeklindeydi.

Drizzt tek bir hızlı hareketle kılıcı kınından çekip çıkarttıve kendisini de kurtarıp iki adım geri sıçradı. Khazid'hea'rankeskin yerinin olsum olan kırmızı ışığı geri döndü ve şimdiyekadar hiç parlamadığı kadar yoğun bir şekilde parladı. Drizztkadının tekrar bacağına sarılmasını bekieyerek bir adım dahageriledi.

Ama Cattibrie onu lakip etmedi. Genç kadın, yan yanyaoturarak ve diz çökerek olduğu yerde kaldı. Sanki zevkindoruğuna çıkmış gibi başını geriye attı. "Ah, evet!" diyehaykırdı.

Drizzt başını eğip kılıcın kabzasına baktı ve kabzanınCattibrie'ın yüzünden tekboynıız kafasına şekil değiştirişirdafallamış bir hayretle izledi. Silahtan yayılan ezici bir ısı, birsevgilinin cinsel yakınlığı gibi bir bağ hissetti.

Nefes nefese kalan drow, şimdi dikleşip oturmuş veşaşkınlıkla etrafına bakınmakta olan Cattibrie'a doğru döndü,

"Kılıcımla ne yapıyorsun?" diye sessizce sordu kadın.Tekrar etrafındaki odaya, Drizzt'in odasına bakındı. Kafasıtamamen karışmış gibi görünüyordu. "Burada ne arıyorum

Page 154: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ben?" diye sorabilirdi, fakat o soru genç kadının güzelyüzünde bariz bir şekilde görünüyordu zaten.

"Konuşmamız gerek," dedi Drizzt ona.

BÖLÜM 9

İMALAR

Gromph ile Triel Baenre'nin aynı anda annelerininhuzurunda bulunması pek nadir görülen bir şeydi. YanlarındaBerg'inyon, Sos'Umptu ve hatın sayılır diğer iki Baenre evladıolan Biaden'Kerst ile QuentheFin de bulunması çok dahanadir bir hadiseydi. Yedi kişiden altısı, dua salonundakikürsünün etrafındaki rahat koltuklarda oturmaktaydı. FakatBladen' Kerst oturmuyordu. Her zaman kafesteki bir hayvangibi görünen, ilk evin en sadist drowu Bladen'kerst, kaşlarınıçatmış ve dudaklarını sıkıca birbirine bastırmış bir haldedaireler çizerek volta atıyordu. TrieFden sonra en yaşlı evlatoydu ve bu zamana kadar evden ayrılmış olmalıydı.Akademi'nin bir matromı, ya da daha büyük olasılıkla kendikuracağı aşağı seviyeli bir evin matronu olmalıydı. FakatMatron Baenre, kızının drow standartlarına göre dahi

Page 155: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

medeniyetten yoksun oluşunun Baenre Evi'nin itibarınızedeleyeceğinden korktuğu için buna izin vermemişti.

Triel, önünden her geçişinde başını kaldırıp Bladen'kerst'ebaktı ve hor gören bir edayla kafasını sağa sola salladı.Biaden'kerst'i pek umursamazdı. Kaçışı sırasında DrizztDo'Urden tarafından öldürülen kız kardeşi Vendes Baenregibi, Bladen'Kerst de annesi için bir işkence aletinden başkabir şey değildi. O bir maskaraydı, göstermelik bir süseşyasıydı ve Baenre Evi'nde kimse için, bir avam askerindendaha büyük bir tehdit oluşturamazdı.

Fakat Quenthel için aynı şey söz konusu değildi veBladen'Kerst'in geçişleri arasında kalan uzun boşluklardaTriel'in tepeden tırnağa süzen sert bakışları o drowunüzerinden hiç ayrılmıyordu.

Quenthel ise ona açıktan açığa husumetle dolu bir bakışlakarşılık veriyordu. Yüce rahibe mevkiine rekor sayılabilecekbir sürede yükselmişti ve Lloth'un en gözdelerinden birisiolduğu söyleniyordu. Quenüıel bulunduğu güvenilmez mevkihakkında boş hayallere kapılmıyordu; eğer Lloth'un takdisiolmasaydı Triel onu uzun süre önce yok etmiş olurdu. ZiraQuenlhel hırslarını hiç gizlemiyordu, isteklerinin arasındaArach-Tinilith'in matron hanımı olmak gibi bir basamak taşıda mevcuttu. Ve Triel'in o mevkii bırakmaya hiç niyeti yoktu.

"Otur yerine!" diye sinir bozucu Bladen'Kerst'e çıkıştıMatron Baenre en sonunda. Baenre'niıı gözlerinden birisişişmişti ve duvara çarpmış olduğu yüzünün sağ tarafindadarbe izi hâiâ duruyordu. Böyle yaralar taşımaya, diğerleri deonu bu şekilde görmeye alışkın değildi. Normalde bir

Page 156: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

iyileştirme büyüsüyle yüzünü eski halinde döndürürdü, amabunlar normal zamanlar değildi.

Bladen'Kerst durdu ve annesine dik dik bakıp kadınınyaralarına odaklandı. Bu yaralarda iki yönlü bir işaret vardı.Birincisi, Baenre'nin güçlerinin olması gerektiği gibiolmadığı, matron ananın ve hepsinin feci şekilde savunmasızolabileceğiydi, ikincisi ise, endişeli matron ananın yüzhatlarını sürekli olarak gölgeleyen o kaşları çatık bakışlabirleşince, o yaraların Baenre'nin hiddetini yansıtıyorolduğuydu.

'Hiddeti, varsaydığım ve muhtemelen geçici olansavunmasızlığına ağır basar,' diye akıllıca bir karar verdiBladen'kerst ve kendisi için ayrılmış olan sandalyeye oturdu.Drowlar için alışılmadık olan ama erkekleri tekmelemekonusunda oldukça işe yarayan kalın çizmeleri sertçe vetedirginlikle yere vurdu.

Fakat kimse ona aldınş etmedi. Hepsi birden MatronBaenre'nin tahmin edilebilir nitelikteki tehlikeli bakışlarınıtakip edip Quenthel'e doğru döndü.

"Zaman kişisel hırslara kapılma zamanı değil," dedi MatronBaenre sakince, ciddiyetle.

Ouenthel'in gözleri, sanki tamamıyla hazırlıksızyakalanmış gibi kocaman açılıverdi.

"Seni uyarıyorum," diye üsteledi Matron Baenre, bumasum yüz ifadesine biraz olsun kanmadan.

Page 157: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Ben de öyle!" diye çabucak ve kararlı bir sesle araya girdiTriel. Normalde annesinin sözünü kesmezdi, bunu yapmasadaha iyi olacağını bilirdi. Ama bu meselenin bir kerede nihaiolarak halledilmesi gerektiğini ve Baenre'nin onun desteğinitakdir edeceğini düşünüyordu. "Bunca yıldır seni korumasıiçin Lloth'un takdisine bel bağladın. Ama anlayamadığımızbir sebeplen dolayı Lloth şimdi bizden uzakta. Tehlikeyeaçıksın kardeşim, tehlikeye hepimizden daha fazla açıksın."

Quenthel koltuğunda öne doğru eğildi, hatla gülümsemeyibile başardı. "Lloth'un bize geri dönmesi konusunda, ki ikimizde döneceğini biliyoruz, işini şansa bırakabiür misin?" diyetısladı genç Baenre evladı. "Peki Örümcek Kraliçe'nin bizdenuzaklaşmasına ne sebep olmuş olabilir1?" Son soruyusorarken bakışları annesine doğru kaydı. Matron Baenre'ninhuzurunda şimdiye kadar hiç kimsenin yapmadığı kadarcüretkar bir hareketti bu.

"Düşündüğün şey değil!" diye çıkıştı Triel. Quenthel'inbütün suçu Matron Baenre'nin üzerine atmaya çalışmasınıbekliyordu zaten. Mafron ananın tahttan indirilmesi hırslıQuenthel'in ekmeğine yağ sürer ve hızla çöküşe geçmiş olanevin biraz prestij kazanmasını da hakikaten sağlayabilirdi.Aslında Triel de o yönde hareket etmeyi düşünüp taşınmıştı,ama daha sonra, Matron Baenre'nin başarısızlığınınetraflarında olup biten garip olaylarla bir alakası olmadığınainandığı zaman bundan vazgeçmişti. "Lloth her evi terk etti,"

"Bu iş Lloth'un ötesinde," diye üzerine basa basa eklediGromph. O, sihir gücünü bir tanrıdan veya tanrıçadanalmayan bir büyücüydü.

Page 158: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Yeter," dedi Baenre, etrafındakilere tek tek bakarak. Onunbu bakışı çocuklarını sakinleştirdi. "Bu hadiseleri başımızaneyin getirdiğiniz bilemeyiz. Bizim düşünmemiz gereken şey,o hadiselerin bize nasıl etki edebileceği olmalı."

"Şehir birpera'dene istiyor,1' diye mantık yürüttü Quenthel,drow lisanında günah keçisi manasına gelen sözü kullanarak.Kızının gözlerini kırpmadan Baenre'ye attığı bakış, günahkeçisi olarak aklında kimin bulunduğunu matron anaya açıkçabelirtiyordu.

"Ahmak!" diye çıkıştı Baenre, kendisine atılan dik bakışacevaben. "Sadece benim kalbimi sökerekdurdurulabileceklerini mi sanıyorsun?" Bu açık cümleQuenthePi hazırlıksız yakaladı. "Bazı aşağı seviyeli evler için,bu evi yerinden etme konusunda bundan iyi bir fırsatçıkmamıştı ve asla d!a çıkmayacak," diye devam etti MatronBaenre, hepsine birden konuşarak. "Eğer beni devirmeyidüşünüyorsanız bunu yapın, ama bunun bize karsı yükselenisyanı pek değiştirmeyeceğini de bilmiş olun." Ofladı veçaresizce ellerini yukarı kaldırdı. "Aslında sadecedüşmanlarımıza yardım etmiş olursunuz. Sizin BreganD'aerthe ile bağlantınız benim ve emin olun ki düşmanlarımızda Jarlaxle'a başvuruyor. Ve Baenre benim, Triel değil,Quenthel değil! Ben olmazsam hepiniz kaos içine düşer,hepiniz ev muhafızlarından kendi emrinizdekileri kullanarakkontrolü ele geçirmek için didişirsiniz. K'yorl Odran evsahasına girdiğinde siz nerede olursunuz peki?"

Bu, herkesi kendine getiren bir düşünceydi. MafronBaenre, OblodralıJar'ın güçlerini yitirmediği haberini hepsineyaymıştı ve Baenre ailesinin her ferdi, üçüncü evin

Page 159: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kendilerine karşı beslediği nefretin farkındaydı. "Zamankişisel hırslara kapılına zamanı değil," diye tekrarladı MatronBaenre, "Zaman birbirimize sıkıca kenetlenme ve mevkiirnizikoruma zamanı."

Etrafından gelen onay hareketleri samimiydi, Baenre bunubiliyordu. Fakat Quen!heİ başıyla onaylamış değildi."Lloth'un senden önce bana geri dönmemesi için duaetmeiisin," dedi hırslı kız kardeş küstahça, sözlerini dosdoğruTriePe yönelterek.

Triel hiç etkilenmemiş gibiydi. "Sen de Lloth'ıın gerigelmesi için dua etmelisin," diye kayıtsızca yanıtladı, "aksitaktirde kafanı kopartır ve gün ortasında parlasın diyeNarbondePin tepesine asması için onu Gromph'a veririm."

Quenthel cevap vermeye yeltendi, ama Gromph lafı ağzınatıktı.

"Büyük bir zevkle, sevgili ablacığım," dedi Triel'e. ikikardeş arasında bir sevgi bağı falan yoktu. Ama Gromph,Triel'e karşı hiçbir şey hissetmezken, Quenthel'den ve onuntehlikeli hırslarından kesinlikle nefret ediyordu. Eğer BaenreEvi yok olursa, Gromph da yok olurdu.

İki yaslı Baenre evladı arasında mevcut olduğu ima edilenbu ittifak, zıpçıktı kız kardeşi sakinleştirmekte hayret vericibir etki yarattı ve Quenthel toplantının geri kalan kısmıboyunca tek bir kelime dahi etmedi.

"Şimdi K'yorl ve içinde bulunduğumuz tehlike hakkındakonuşabilir miyiz?" diye sordu Matron Baenre. Hiçbir itiraz

Page 160: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

gelmeyince (ve eğer gelseydi, muhtemelen Baenre'nin sabntaşar ve konuşan her kimse onu yavaş bir ölüıne mahkumederdi), matron ana ev savunması meselesini masaya yatırdı.Jariaxle ile çetesine hâlâ güvenebileceklerini söyledi, amaeğer savaş Baenre Evi aleyhine gelişirse paralı askerin tarafdeğiştirebileceği konusunda oyanda bulundu. TrielAkademi'nin sadık kaldığı konusunda hepsine teminat verdive Berg'inyon'un ev muhafızlarının hazır olduğu konusundaverdiği haber de neşe saçtı.

Umut vaat eden haberlere ve Baenre askerlerinin hakkıylakazanılmış ününe rağmen, konu en sonunda K'yorl'u ve onunzihin güçlerini kullanan ailesini tamamıyla savuşturmanıngörünürdeki tek yoluna geldi. Cüce Gandalug ile yapılandövüşe karışmış olan Berg'inyon bu düşünceyi ilk seslendirenkişi oldu.

"Methil'e ne demeli?" diye sordu. "Ve temsil ettiği yüzkadar illithide? Eğer yanımızda yer alırlarsa, Oblodra Evitehlikesi pek küçük kalır."

Diğerleri baslarını sallayarak bu görüşe onay verdiler, amaMatron Baenre zihin yüzücüler gibi dostlara güvenolmayacağını biliyordu. "Methil bizim yanımızda kalıyor,çünkü bizim onun halkının güvenliği için bir kilit taşıolduğumuzu biliyor. İllithidlerin sayısı Menzoberranzandrowlannm yÜ7de biri kadar bile değil. İşte sadakatlerininsınırı bu kadar. Eğer Methil, Oblodra Evi'nin daha güçlüolduğuna inanırsa yanımızda kalmaz." Matron Baenre ironikve görünüş itibarıyla çaresiz bir şekilde güldü.

Page 161: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Diğer illithidler K'yorl'un tarafına bile geçebilir," diyemantık yürüttü. "O sefil şey zihin güçleri konusunda onlarabenziyor. Belki de birbiri- i leriyle iyi anlaşırlar."

"Bu kadar açıkça konuşmamız doğru mu?" diye sorduSos'Umptu. Endişeyle kürsünün etrafına bakındı. Diğerlerionun, Methil'in görünmez olmuş bir halde aralanndabulunduğundan ve her sözü duyup her düşünceyiokuduğundan korktuğunu anladılar.

"Hiç fark etmez," diye kayıtsızca yanıtladı Matron Baenre."Methil korkularımı zaten biliyor. Bunlan biı illithiddensaklamak imkansız."

"Peki öyleyse ne yapmamız gerekli?" diye sordu Triel."Gücümüzü toplamalıyız," diye kararlılıkla yanıtladı Baenre."Hiçbir korku ve zayıflık emaresi göstermemeliyiz. VeLloth'un bizden daha da fazla uzaklaşmasını sağlayacak hiçbirşey yapmamalıyız." Bu son sözleri İki rakibe, yani Ouenthelile TriePe yöneltmişti. Özellikle de Lloth'un yokluğunda-ki buzamanı baş belası kız kardeşinden kurtulmak için kullanmayapek hevesli gibi görünen Triel'e.

"İllithidlere hâlâ Menzoberranzan'daki güç odağının bizolduğunu göstermeliyiz," diye devam etli Baenre. "Eğer bunubilirlerse, Baenre Evinin K'yorl'un saldırısıyla zayıflamasınıistemeyecekleri için bizim yanımızda olurlar,"

"Sorcere'ye gidiyorum," dedi başbüyücü Gromph. "Ve bende Arach-Tinilith'e," diye ekledi Triel kararlılıkla. "Verakiplerimle dostluk kurma hayallerine kapılmıyorum," diye

Page 162: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ekledi Gromph. "Ama işler yoluna girince verilecekkarşılıkların vaadi, müttefik bulmakta çok işe yarar."

"Öğrencilerin okul dışıyla ilişki kurması yasaktır," diyesöze daldı Triel. "Sorunların genel olarak farkındalar tabii ki.Ama Baenre Evi'nin tehdit altında olduğundan hiç haberleriyok. Bilmedikleri için sadıklar."

Matron Baenre ikisine basıyla onay verdi. "Ve sen de ittifakkurduğumuz aşağı seviyeli evlerle görüşme yapacaksın," dediQuenthel'e. Bu son derece önemli bir görevdi. Baenre Evi'ningücünün büyük bir kısmı, daha önceki Baenre asilzadelerininayrılıp kendi ailelerini kurmak suretiyle oluşturduğu birdüzine aşağı seviyeli evde yatıyordu. O yüzden, bariz birşekilde Lloth'un gözdesi olan Quenlhel, bu görev için biçilmişkaftandı.

Yüzündeki ifade ikna olduğunu yansıtıyordu —hiçşüphesiz, annesinin ona attığı lezzetli lokmadan çok buna,Triel ile Gromph'un tehditleri sayesinde razı olmuştu.

Baenre, bu çekişmeleri yok etmekteki en önemli unsurun,hem Triel'in hem de Quenihel'in gururlarını korumak vekendilerini Önemli hissetmelerini sağlamak olduğunubiliyordu. Böylece toplantı basanyla sonuçlanmış ve BaenreEvi'nin tüm güçleri işbirliği yapıp tek bir savunma kuvvetioluşturmuş oldu.

Fakat Baenre'nin gülümsemesi yine de zayifh. Methil'inneler yapabileceğini biliyordu ve K'yorl’un İllithid’den okadar da zayıf olmadığından şüpheleniyordu. Bütün BaenreEvi hazır olacaktı, ama Lloth'un bahşettiği rahibe güçleri ve

Page 163: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Gromplı'un büyülü becerileri olmadan bu hazırlık yeterliolabilecek miydi?

Mirhril Salonu'nün üst katmanında, Bruenor'un tahtdairesinin hemen yanında, cüce kralın heykelciği tamiretmekle uğraşan zanaatkarlar için tahsis ettiği küçük bir odabulunuyordu. Odanın İçinde küçük bir demirci ocağı, zarifalet edevatlar ve İçlerinde çeşitli karışım maddeleriyleçözeltiler ihtiva eden düzinelerce şişe bulunuyordu.

Drizzt o odaya çağrıldığında gerçekten de çokheyecanlanmışa. Elbette ki günde on defa oraya gidiyordu,ama davet edilmeden. Her seferinde cüceleri, hâlâ kırık durannesnenin üzerine eğilmiş bir halde sakallı başlarını düşüncelidüşünceli sallarken buluyordu. Olay gününden beri bir haftageçmişti ve Guenhwyvar öylesine bitkin düşmüştü ki arükayakta duramıyor ve Drizzt'in odasındaki şöminenin önündeyatarken patilerinin üzerinden kafasını zar zorkaldırabiliyordu.

İşin en kötü kısmı beklemekti.

Fakat şimdi, Drizzt o odaya çağrılmıştı. O sabahGümüşay'dan bir elçinin geldiğini biliyordu; sadeceAlustriel'in bazı olumlu çözüm önerileri yollamış olduğunuumut edebilirdi.

Bruenor, taht dairesinin açık kapısından onun gelişiniİzledi. Kırmızı sakallı cüce başını sallayıp onu selamladıktansonra kafasıyla yandaki odayı işaret etti. Drizzt keskin köşeyihızla döndü ve kapıyı çalma zahmetine dahi girmeden içeridaldı.

Page 164: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Karşısında Drizzt Do'Urden'in şimdiye kadar gördüğü engarip manzaralardan birisi duruyordu. Kırık —hâlâ kırık—olan heykelcik küçük, yuvarlak bir masanın üzerindeduruyordu. Regis masanın yanındaydı, ellerinde tuttuğu havanve havaneliyle çılgınlar gibi çalışıyor, kara renkli bir maddeyiezmekle uğraşıyordu.

Drizzt'in karşısındaki masanın öbür tarafında tıknaz bircüce vardı. Bu meşhur zırhçı Buster Bracer idi, hatta BuzyeliVadisi'nde Drizzt'in bükülgen zincir zırhını da o yapmıştı.Drizzt, çalışma konsantrasyonunu bozmaktan korktuğu içincüceyi selamlamadı. Buster bacaklarım iki yana açmışduruyordu. Sık sık abartılı bir nefes alıyor, sonra mükemmelbir şekilde kıpırtısız duruyordu. Zira ellerinin içinde,ıslatılmış kaliteli kumaşlara sanlı bir halde bir şeyler... gözkürecikleri tutuyordu.

Drizzt'in neler döndüğü hakkında hiçbir fikri yoktu. Derkenbir ses, tanıdık ve coşkun bir ses onu geçirdiği şoktankurtardı.

"Selamlar, Gece Tenli!" dedi vücutsuz büyücü neşeyle.

"Harkle Harpel?" diye sordu Drizzt.

"Başka kim olabilir ki?"diye belirtti Regis nahoşça.

Drizzt bu fikre onay verdi. "Neler dönüyor?" diye sordu,bilhassa buçukluğa doğru bakarak. Zira Harkle'dan gelecekher türlü cevabın, zaten muğlak olan durumu daha dabelirsizleştireceğini biliyordu.

Page 165: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Regis havanı biraz daha havaya kaldırdı. "Gümüşay'dangelen bir madde," diye açıkladı umutla. "Karışımınhazırlanışına Harkle göz attı."

"Göz atmak," diye espri yaptı ortalıkta olmayan büyücü,"bu da gözlerimi havanın üstünde tuttular demek oluyor!"

Drizzt gülümsemeyi başaramadı. Onun için her şeydenönemli olan heykelciğin kalk kısmı, hâlâ ayak kısmınınyanında dururken gulümseyemezdi.

Regis, espriyi komik bulduğundan çok hor görerek sırtta."Madde hazır," diye açıkladı. "Arna senin birleştirmeniistedim."

"Drow parmakları çok hünerlidir!" diye öttü Harkle.

"Neredesin?" diye cevap istedi Drizzt, bu garip buluşmakarşısında sabırsızlanıp sinirleri bozularak.

Harkle göz kırpıştırdı ve hiç yoktan göz kapaklanbeliriverdi. "Nesme'de," diye yanıtladı büyücü. "Kısa süreiçinde Trolkırlan'nın kuzeyinden geçeceğiz."

"Sonra da Mithril Salonu'na geleceksin, yani gözlerineyeniden kavuşabileceğin yere," dedi Drizzt.

"Dört gözle bekliyorum!" diye kükredi Harkle, ama yineyalnız başına güldü.

"Eğer buna devam ederse, lanet gözleri demirci ocağımaatacağım ona göre," diye hırladı Buster Bracer.

Page 166: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Regis havanı masaya koydu ve metalden yapılmış, minikbir alet aldı. "Çok miktarda kanşıma ihtiyacın olmayacak,"dedi buçukluk, zarif aleti Drizzt'e verirken. "Ve Harklekanşımı birleşen parçaiann dış kısmına sürmeye dikkatetmemiz konusunda bizi uyardı."

"Sadece bir yapışkan," diye ekledi büyücünün sesi,"Aslında nesneyi yeniden bir araya getirecek olan şeyheykelciğin kendi büyüsü. Bu karışımın birkaç gün sonrakazıyarak çıkartılması gerekecek. Eğer planladığımız gibi işeyararsa, heykelcik..." Duraksadı ve doğru kelimeyi aradı."İyileştirilmiş olacak," diye sözünü bitirdi.

"Eğer işe yararsa," diye tekrarladı Drizzt. Ellerini, zarifalete alıştırmak için biraz bekledi. Heykelciğin büyüsününçıldırdığı sırada ellerinde oluşan yanıkların iyileştiğinden vealeti elinin içinde mükemmel bit şekilde hissede- . bildiğindenemin oldu.

"İşe yarayacak," diye temin etti Regis.

Drizzt derince nefes alıp kendisini hazırladı ve panterheykelciğinin kafasını aldı. Guenhwyvar'ın akıllı gözlerinetıpatıp benzeyen oyma gözlere baktı. Drizzt çocuğuylailgilenen bir ebeveynin özeniyle kafa kısmını vücu- V dabastırdı ve oldukça dikkat isteyen işine, yani yapışkanımsımaddeyi kınk yerin etrafina sürme işine başladı.

Dri?zt ile Regis, iki saati aşkın bir süre sonra odayı terkedip, Bruenor'un hâiâ Leydi Alustriel'in elçisi ve diğer birkaçcüceyle toplantı yapmakta olduğu taht salonuna geçtiler.

Page 167: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bruenor pek neşeli görünmüyordu. Ama Drizzi, cücenin bugarip sürecin başlangıcında olduğundan çok daha rahatlamışgöründüğüne dikkat etti.

"Bu, drowların bir numarası değilmiş," dedi cüce kral.Drizzt ile Regis ona yaklaşır yaklaşmaz. "Ya da o lanetdrowlar hiçbirimizin tahmin edemeyeceği kadar güçlüler!Bütün dünyada böyleymiş, Alustriel öyle diyor."

"Leydi Alustriel," diye düzeltti elçi. Yerlere kadar uzananbeyaz bir cübbe giyen, kısa ve muntazam tıraşlı sakalı olanteiniz görünüşlü bir cüceydi.

"Selamlar, Fredegar," dedi Drizzt, Leydi Alustriel'in engözde ozanı ve danışmanı olan Fredegar Rockcrusher'ı, yanidaha yaygın ismiyle Fret'i tanıyarak, "Demek en sonundaMithril Salonu'nun harikalarını görme firsatı bulabildin."

"Daha iyi bir zamanda olsaydık öyle olurdu," diye asık birsuratla cevapladı Fret "Lütfen söyle bana, Cattibrie nasıl?"

"Gayet iyi," diye yanıtladı Drizzt. Bruenor'dan bazı bilgilergötürmek üzere Konaktaşı'na geri gitmiş olan genç kadınıdüşününce Drizzt'in yüzünde bir gülümseme belirdi.

"Bu, drowlann bir numarası değilmiş," dedi Bruenor yine,bu sefer daha vurgulu bir şekiide. Böylece, öyle havadansudan ve anlamsız muhabbetlerin ne yeri ne de zamanıolduğunu düşündüğünü net bir şekilde belirtmiş oldu.

Drizzt başıyla onayladı —zaten en basından beri Brucnor'u,kendi halkının bu işle hiçbir alakası olmadığına inandırmaya

Page 168: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

çalışıyordu. "Her ne olduysa, Regis'in yakutunu işe yaramazhale getirdi." dedi drow. Uzandı ve yakut süsü buçukluğungöğsünden yukarı doğru kaldırdı. "Şekli oldukça , basit, amayadsınamaz derecede güzel bir taştan ibaret. Ve o bilinmedikgüç Guenhwyvar'ı da etkiledi, hatta Harpeller'e kadar uzandı.Drowlann hiçbir büyüsü bu kadar güçlü değildir, aksi taktirdeyüzey dünyasını çok uzun zaman önce fethetmiş olurlardı."

"Bana yeni bir şey söyler misin?" diye sordu Bruenor.

"Etkiler birkaç haftadır hissediliyor," diye söze karıştı Fret."Fakat büyü sadece son iki haftada bu denli belirsiz vetehlikeli bir hal aldı."

Büyüye asla pek aldırış etmeyen Bruenor yüksek sesleburnundan soludu.

"Bu iyi bir şey öyleyse!" diye karar verdi. "Lanet drowlannbüyüye benim halkımdan, ya da KonaktEşı insanlarındandaha fazla ihtiyacı olacak! Ben derim ki, bütün büyü yok olupgitsin ve ondan sonra drowlar gelsin de oynayalım!"

Thibbledorf Pyvent, bu düşünceyle birlikte neredeyseçizmelerinden dfşan zıplayacaktı. İleri doğru sıçrayıp Bruenorile Fret'in önüne geldi ve kirli, leş kokulu ellerinden birisiylederli toplu cücenin sırtına vurdu. Heyecanlanmış bir savaşöncüsünü dünyada pek az şey sakinleştirebilirdi. Ama Fret'inönce dehşet ve daha sonra hiddet dolu yüz ifadesi Pwent'itamamıyla şaşırtarak bunu yapmayı başardı.

"Ne var be?" diye sordu savaş öncüsü.

Page 169: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Eğer bana bir kez daha dokunursan katanı paramparçaederim," diye sakin bir tonlamayla tehdit etti Fret —ki cüssesikudretli Pwent'in yansı kadar bile değildi— ve Pwentanlaşılmaz bir sebepten dolayı ona uzanıp bir adım geriledi.

Gümüşay'a yaptığı birçok ziyaret sayesinde titiz Fret'i gayetiyi tanıyan Drizzt, Fret'in bir dövüşte Pwent'e karşı on dakikabile dayanamayacağını biliyordu —tabii eğer dövüş çamurlubir yerde yapılmazsa. Eğer çamurda yapılırsa ve Pwent Fret'intertemiz giysilerini çamur edecekse, o zaman Drizzt bütünparasını Fret'e yatırırdı. Drowa soracak olursanız bu epeykesin bir bahis olurdu.

Fakat mesele çıkmadı. Zira her ne kadar kaba saba olsa bilePwent, Bruenor'un razı olmayacağı hiçbir şey yapmazdı veBrucnor'un bir elçiyle, özellikle de dost Gümüşay'dan gelenbir cüce elçiyle sorun yasamak istemediği besbelliydi.Odadaki herkes bu hadiseye kahkahalarla güldü ve olanbitenlerin gizemli kara elflerle bir alakası olmadığınıanladıkları için hepsi de rahatlamış gibi görünüyordu.

Drizzt Do'Urden hariç hepsi. Drizzt, heykelcik tamiredilmeden, büyüsü geri gelmeden ve zavallı GuenhwyvarAstral Düzlem'deki yuvasına geri dönmeden rahatedemeyecekti.

BÖLÜM 10

Page 170: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ÜÇÜNCÜ EV

Her zaman için diğerlerinden daha ileri görüşlü olanJarlaxle'ı o denli rahatsız eden şey bu ziyareti beklemiyorolması değil, K'yorl Odran'ın onun karargahına sızmış,muhafizlarını atlatmış ve özel odasının duvarından geçerekiçeri dalmış olmasıydı. Kadının hayalelimsi görüntüsününiçeri girdiğini gördü ve dişi drow daha somut, daha tehditkarbir hal alırken Jarlaxle kendini toparlamak için mücadeleverdi.

"Sizin birçok gün evvel gelmenizi bekliyordum," dediJarlaxle sakince.

"Bir matron anayı münasip bir şekilde selamlama yolu bumu?" diye sordu K'yorl.

Jarlaxle neredeyse kahkahayı basacaktı, ama dişi drowuntavrını hesaba katılınca bunu yapmadı. 'Çok rahat,' diye kararverdi, 'cezalandırmaya, hatta öldürmeye çok hazır.' K'yorl,görünüşe bakılırsa Bregan D'aerthe'nin önemini arılamıyordu.Bu da, blöf ve entrikanın ustası olan Jarlaxle'ı oldukçadezavantajlı bir duruma sokuyordu.

Rahat sandalyesinden kalktı ve masasının arkasından öneçıktı. Geniş siperliği olan ve üzerinde abartılı bir tüy bulunanşapkasını başından çıkartıp yerleri süpürerek reverans yaptı."Selam olsun size K'yorl Odran, Menzoberranzan’ın ÜçüncüEvi Oblodra'nın Matron Ana'sı. Benim bu fakir yuvam böyleşereflere pek sık nail olmaz .,."

Page 171: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Yeter," diye adeta tükürdü K'yorl ve JarlaxJe doğrulupşapkasını başına taktı. Parafı asker, gözünü dişiden hiçayırmadan ve kırpmadan sandalyesine geri döndü, rahatçaoturdu ve yankılanan bir gümleme sesiyle birlikte çizmelerinimasasının üzerine koyda

Jarlaxle tam o sırada zihnine sıkıldığını, oldukça rahatsızedici bir şekilde düşüncelerinin okunduğunu hissetti.Koruyucu büyüsünün işe yaramaması karşısında saydırdığıbirçok küfrü çabucak akJından uzaklaştırdı — normalde,tılsımlı göz bandının onu bu çeşit zihinsel saldırılardankoruması gerekirdi— ve bunun yerine zekasını kullandı.Bakışlarını K'yorl 'a odakladı, onu çıplak olarak hayal etti vezihnini o kadar fazla cinsel düşünceyle doldurdu ki, ciddi biriş üzerinde olan matron ananın bütün sabrı taşıverdi.

"Böyle düşünceler yüzünden etlerini kemiklerindenayırtabilirim," diye onu uyardı K'yorl.

"Böyle düşünceler mi?" dedi Jarlaxle, sanki ona alınmışgibi. "Herhalde zihnimi okumuyordunuz, Matron K'yorl!Sadece bir erkek olsam bile bu tür uygulamalar kesinlikle terskarşılanır. Uoth bundan hiç memnun olmaz."

"Lloth'ıın canı cehenneme," diye hırladı K'yorl ve Jarlaxleonun bunu bu kadar net ve açık bir şekilde söylemesikarşısında afallayıp kaldı. Oblodra Evi' nin drow evleriarasındaki en dindar aile olmadığı elbette ki herkesçebilinirdi, ama Oblodralılar her zaman için en azındandİndarmış gibi yapmışlardı.

Page 172: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

K'yorl hafifçe şakağına vurdu, yüz ifadesi sertti. "EğerLloth benim şükranıma layık olsaydı, o zaman gerçek gücüfark etmiş olurdu," diye açıkladı matron ana. "Bizi, bizdendüşük seviyede olan kimselerden ayıran şey zihindir, düzenikararlaştıracak şey de zihin olmalıdır."

Jarlaxle cevap vermedi. Bu kadar tehlikeli ve sağı solubelirsiz bir rakiple böyle bir tartışmaya girmeye hiç niyetlideğildi.

K'yorl bu konuyu üstelemedi, aksine sankigeçiştirirmişçesine elini savurdu. Jarlaxle kadının sinirlerininbozuk olduğunu görebiliyordu ve bu kadının sinir bozukluğutehlikeyle aynı kapıya çıkıyordu.

"Artık durumlar Örümcek Kraliçe'nin ötesinde," dediK'yorl. "Ben de Lloth'un ötesindeyim. Ve bugün başlıyor."

Jarlaxle yüz hatlarında bir şaşkınlık ifadesi belirmesinisağladı.

"Bunu bekliyordun," dedi K'yorl suçlayıcı bir şekilde.

Bu oldukça doğruydu —Jarlaxle, diğer evler bu denlisavunmasızken Oblodrahlar'ın neden bu kadar beklediğinimerak edip duruyordu hep— ama bunu kabul etmeyecekti.

"Bregan D'aerthe bu meselede hangi tarafta duruyor?" diyecevap talep etti K'yorl.

Jarlaxle'ın içinde, vereceği her türlü cevabın muğlakolacağı gibi bir his vardı, zira ona Bregan D'aerthe'nin tam

Page 173: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

olarak ne tarafta olduğunu muhtemelen K'yorl söyleyecekti."Kazananların yanında," diye üstü kapalı ve kayıtsız bir cevapverdi.

K'yorl gülümseyerek onun zekasuu takdir etti. "Kazananben olacağım," diye onu temin etti. "Hemen bugün, çok hızlıbir şekilde bitecek ve pek az drow ölecek,"

Jarlaxle işte bundan şüpheliydi. Oblodra Bvi, drow olsunya da olmasın asla kimsenin yaşamına saygı göstermemişti.Üçüncü Ev'in bünyesindeki drow sayısı düşüktü, çünkü vahşiaile üyeleri üreyip çoğaldıkları oranda bir-birileriniöldürüyorlardı. Oynadıkları bir oyunla, çok yüksek bahislerinortaya koyulduğu bir kumarla meşhurlardı. Oyunun adıKhaless idi —ne ironiktir ki bu söz, drow dilinde güvenanlamına geliyordu. Pençe Yangı adındaki iri uçurumun enderin noktasının üzerinde bir karanlık küresi oluşturulur vesessizlik büyüsü yapılırdı. Müsabık kara elfler kürenin içinelevi- tasyonla yükselir, göremedikleri ve duyamadıkları içinbu oyun, katıksız bir cesaret müsabakası halini alırdı.

Kürenin dışına çıkıp güvenle iki ayak üzerine konan ilk kişikaybetmiş olurdu. Yani oyunun püf noktası levitasyonbüyüsünün en son anına kadar kürenin İçinde kalmaktı.

Oldukça sık bir şekilde, iki inatçı rakip de çok uzun sürebekleyip ölümlerine doğru çakılırlardı.

Şimdi acımasız ve inanılmaz derecede şeytani olan K'yorl,drow kayıplarının en aza indirgeneceği konusunda Jarlaxle'ıtemin etmeye uğraşı- yordu. 'Kimin standartlarına göre?' diyemerak etti paralı asker. Eğer cevap K'yorl'un standartlarına

Page 174: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

göre ise, o zaman gün sona ermeden önce muhtemelen şehrinyansı ölmüş olacaktı.

Jarlaxle, bu konuda yapabileceği pek az şey olduğunu farketti. O ve Bregan D'aerthe de en az diğer drow evleri kadarbüyüye bet bağlamış durumdaydı ve büyü olmadan K'yorl'ukendi özel odasının —hatta düşüncelerinin bile!— dışındatutmayı başaramıyordu.

"Bugün," dedi K'yorl yeniden, sertçe. "Ve iş bittiğinde seniçağıracağım, sen de geleceksin."

Jarlaxle başıyla onaylamadı, hiçbir cevap vermedi. Cevapvermesi de gerekmiyordu zaten. Zihinsel saidınyı yenidenhissedebiliyor ve K'yorl'un kendisini anladığını biliyordu.Kadından nefret ediyordu, yapmak üzere olduğu şeyden denefret ediyordu. Ama Jarlaxle her zaman faydacıydı ve eğerhadiseler K'yorl'un önceden belirttiği gibi gelişirse, onunçağrısına gerçekten ete kulak verecekti.

Kadın yeniden gülümsedi ve soluklaştı. Sonra tıpkı birhayalet gibi, Jarlaxie'in taş duvarının içinden rahatça geçipgitti.

Jarlaxle sandalyesinde arkasına yaslandı ve parmaklarımrahatsızlıkla birbirine vurdu. Kendisini hiç bu kadarsavunmasız hissetmemiş, ya da bu denli rahatsız edici birdurumun tam ortasında bulmamıştı. Elbette ki MatronBaenre'ye haber uçurabilirdi, ama bundan ne kazancıolacaktı? O kadar büyük ve kibirli oian Baenre Evi bile,K'yorl'un büyüsü işe yararken ve kendi büyüleri işeyaramazken ona karşı koyamazdı. Muhtemelen çok' yakında

Page 175: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Mairon Baenre ölecekti ve ailesi de onunla berabergömülecekti. Peki ondan sonra paralı asker nereyesaklanacaktı?

Tabu ki hiçbir yere saklanmayacaktı. K'yorl'un çağrısınakulak verip onun yanına gidecekti.

Jarlaxle, K'yorl'un kendisini neden ziyaret ettiğini ve bütünavantajlan elinde tutuyormuş gibi görünen K'yorl içinJarlaxle'ı kendi tarafına çekmenin neden bu kadar önemliolduğunu anlıyordu. Menzoberranzan'da dış dünya ilebağlantısı olan drowlar sadece o ve onun çetesiydi ve birincimatron ana olma mevkiine göz diken birisi için bu son dereceÖnemli bir faktördü —kaldı ki bin yıla yakın bu" süredir omevkiye Matron Baenre'den başkasının göz diktiği de yoktuzaten.

Jarlaxle'ın parmaklan birbirine vurmaya devam etti. 'Belkide bir değişikliğin zamanı gelmiştir,' diye düşündü. Bu umutdolu düşünceyi derhal aklından uzaklaştırdı, zira haklı bileolsa bu değişildik daha iyi olacakmış gibi görünmüyordu.Fakat görünüşe bakılırsa K'yorl, büyülerin külli bir şekildebozulma durumunun geçici bir şey olduğuna inanıyordu,yoksa Bregan D'aerthe'yi kendi tarafına çekmeye o kadar dailgili olmazdı.

Jarlaxie, kadının tahmininde doğru olduğunu ummak, hattabunun için dua etmek zorundaydı, özellikle de eğer K'yorl'untaht darbesi başanh olursa (ki paralı askerin bu harekatınbaşanh olmayacağına inanmak için hiçbir geçerli sebebiyoktu). Diğer herkesten daha fazla nefret ettiği bu drow olan

Page 176: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

İlk Matron Ana K'yorl, her istediğinde onun düşüncelerinesızmayı başarırsa, uzun süre hayatta kalamayacağını fark etti.

Bir drow olamayacak kadar güzeldi. Dişi ya da erkek,kendisine her kim bakarsa baksın bir drowun en kusursuzörneği olarak görünüyordu. Baenre Evi muhafızlannınölümcül mızraklarını ve arbalet yaylarını durduran,Berg'inyon Baenre'nin ona bir kez baktıktan sonra ev sahasınagirmesine izin vermesini sağlayan şey de yalnızcagüzelliğiydi.

Büyülü çit ise yaramıyordu ve Baenre ev sahasınınetrafında başka bir cümle kapısı da mevcut değildi. Normaldeçitin örümcek ağı, bir emirle birlikte dışarı doğru bükülerekgeniş bir boşluk oluştururdu, ama şimdi Berg'inyon, drowdanonun üzerinden aşmasını rica etmek zorunda kaldı.

Dişi drow tek bir kelime dahi etmeden çite yaklaştı. Veörümcek ağı içinde kalan son büyüyle bu varlığın önünde,yani kendisini yaratan tanrıçanın avatan önünde dışarı doğruaçıldı.

Berg'inyon ona kdavuzluk etti, ama bu dişi dramın hiçbirkılavuza ihtiyaç duymadığını da şüphesiz bitiyordu. Drowundua salonuna doğru gittiğini biliyordu —elbette ki duasalonuna doğru gidecekti!— bu sebeple askerlerindenbirkaçına matron anayı bulmaları talimatını verdi.

Sos'Umptu onları dua salonunun, yani onunsorumluluğunda olan mekanın kapısında karşıladı. Biranlığına itiraz etti, ama sadece bir anlığına.

Page 177: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Berg'inyon dindar kız kardeşinin bu denli afalladığını,güçsüzlükten dolayı ağzının bu kadar gevşediğini daha öncehiç görmemişti. İkisinden uzaklaşıp dizleri üzerine çöktü.

Güzel drow ona tek kelime dahi etmeden yanından geçipgitti, sonra keskin bir dönüş yaptı —o anda Sos'Umptuboğulur gibi oldu— ve onu takip etmeye devam edenBerg'inyon'a dik dik baktı.

"Sen sadece bir erkeksin," diye fısıldayarak açıkladıSos'umptu. "Bu kutsal mekandan defol git."

Berg'inyon cevap veremeyecek kadar şok geçirmişti, hatlao anda ne hissettiğini dahi anlayabilecek durumda değildi.Arkasını dönmedi, sadece ahmakça reveranslar yapıp duasalonunun kapısından dışarı, avluya geri çıktı.

Hem Bladen'Kerst hem de Quenthel dışarıdaydı, amafısıltılarla yayılan söylentilerle birlikte oraya doluşmuş olankalabalık grup, iki kız kardeş tarafindan çabucak dağıtıldı.

"Görev yerine geri dön," diye Berg'inyon'a hırladıBladen'Kerst "Hiçbir şey olmadı!" Bu bir ifadeden çok biremirdi.

"Hiçbir şey olmadı," diye tekrarladı Berg'inyon ve bugünün emri oldu. 'Akıllıca bir emir,' diye derhal anlayıverdiBerg'inyon. Bu Lloth'un ta kendisi, ya da çok yakın birhizmetkarıydı. Berg'inyon bundan emindi.

O bunu biliyordu ve askerler bu haberleri fısıldaşacaklardı,ama düşmandan öğrenmemeliydi!

Page 178: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Berg'inyon ev avlusu boyunca aceleyle koşturdu, "hiçbirşey olmadı" haberini, daha doğrusu emrini etrafa yaydı. Duasalonuna yukarıdan bakmasını sağlayan bir izleme yeri bulduve hırslı ablalarının içeri girmeye cüret edemediğini, sadeceana giriş kapısının önünde tedirgince volta altığını , görünceşaşırdı.

Sos'Umptu da dışarı geldi ve onlara katıldı. Matron Baenreev avlusu boyunca apar topar ilerlerken açıktan açığa tek birkelime dahi konuşulmadı —hatta Berg'inyon sessiz ellisanında bir hareket dahi görmedi. Matron ana kızlarını geçipaceleyle dua salonuna daldı ve kapının dışında atılan voltalaryeniden başladı.

Matron Baenre için bu hadise, hem dualarının kabul olmasıhem de kabuslarının gerçek olması manası taşıyordu. Merkezikürsünün üzerinde, karşısında duran kişinin kim ve neolduğunu derhal anlayıverdi. Anladı ve inandı.

"Eğer suçlu kişi bensem kendimi size sunarım…" diyebaşladı, konuşurken dizleri üzerine çökerek.

"Wael?' diye ona çıkıştı avatar, drow lisanındaki ahmakkelimesini kullanarak. Baenre utanç içinde elleriyle yüzünükapadı.

"Ussfankargh wael diye devam etti güzel drow, MatronBaenre'ye kibirli ahmak diyerek. Baenre bu söz saldınsıkarşısında titredi. Bir anlığına en feci korkularından bile dahabeterinin gerçek olduğunu ve tanrıçasının sadece onu utançiçinde öldürmek için geldiğini düşündü. Zihninde, işkencegörmüş cesedinin Menzoberranzan caddelerinde sürüklenişini

Page 179: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

canlandırdı, kendisini yıkılmış bir drow liderinin en büyüktimsali olarak düşündü.

Fakat Matron Baenre aniden fark etti ki, bir drowdan dahabüyük bir varlık olan bu yaratığın kendisini azarlamasına datam olarak bunun gibi düşünceler sebep olmuştu. Kafksınıkaldırıp bakmaya cüret etti. "Kendini bu kadar önemlisanma," dedi avatar sakince. Matron Baenre bunun kendisiylebir alakası olmadığını anlayarak rahat bir nefes aldı. Bütünolanlar, büyünün bozulması ve duaların cevapsız kalmasıonun, ölümlü alemlerin çok ötesindeydi.

"K'yorl hata yaptı," diye devam etti avatar, bu felaketniteliğindeki hadiseler onun ötesinde olsa bile neden olacağısonuçların kesinlikle öyle olmadığım Baenre'ye hatırlatarak.

"Sizin takdisiniz olmadan kazanabileceğine inanma cüretinigösterdi," diye mantık yürüttü Matron Baenre ve bu camiekarşısında avatar onunla alay edince tam anlamıyla şaşkınlığauğradı. "Seni tek bir düşüncesiyle yok edebilir." MatronBaenre ürperdi ve bir kez daha kafasını önüne eğdi. "Amatedbir alma konusunda hata yaptı," diye devam etti avatar."Saldırısını geciktirdi ve şimdi gerçekten de avantajın kendiellerinde olduğuna karar verdiğinde ise, kişisel bir kandavasının onun en önemli saldırısını daha da geciktirmesineneden oldu."

"O zaman güç geri döndü!" diye nefesi kesildi Baenre'nin."Geri döndünüz."

"Wael!" diye haykırdı tepesi atan avatar. "Geridönmeyeceğimi mi sanıyordun yani?" Matron Baenre yere

Page 180: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kapaklandı ve tüm kalbiyle ona secde etti.

"Sıkıntılar Zamanı bitecek," dedi avatar birkaç saniyesonra, bir kez daha sakinleserek. "Ve her şey yoluna girdiğizaman sen ne yapman gerekliğini bileceksin."

Baenre kafasını kaldırdı ve sadece avatarın kıstığıgözleriyle attığı dik bakışı görene kadar yukarıda tutabildi. "Okadar beceriksiz olduğumu mu sanıyorsun?" diye sordu güzeldrow.

Baenre'nin yüzünde tamamıyla içten bir dehşet ifadesibeiirdi ve ınarron ana uyuşuk bir şekilde başını sağa solasallayarak inancını kaybetmiş olduğunu inkâr etti.

Tekrar yere kapandı ve secde etti ve sadece kafasınınyanına, zemine sert bir şey düştüğünde dua etmeyi kesti.Kafasını kaldırıp bakmaya cesaret ettiğinde yanında sarı birtaş, bir sülfür parçası durduğunu gördü.

"K'yorl'dan kısa bir süreliğine korunmahsm," diye açıkladıavatar. "Git toplantı odasındaki matron analara ve en yaşlıkızınla oğluna katıl. Alevleri canlandır ve bu isten yakayısıyıracak olanların senin yanında yer almalarına izin ver. Hepbirlikte K'yorl'a gerçek güç neymiş öğreteceğiz!"

Lloth'un gözünden düşmemiş olduğunu, tanrıçasının bukritik anda ona önemli bir görev vermiş olduğunu farkettiğinde Baenre'nin yüzünde bir gülümseme belirdi. Lloth'unhâlâ yeterince güçlü olmadığını neredeyse itiraf etmiş olmasıönemli değildi. Örümcek Kraliçe geri dönecekti ve onungaddar nazarında Baenre bir kez daha parlayacaktı.

Page 181: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Matron Baenre yerden kalkacak cesareti kendisindebulduğunda, güze! drow dua salonunu çoktan terk etmişti. Evsahasını hiç rahatsız edilmeden aştı, geldiği zaman yapmışolduğu gibi çitin içinden geçti ve şehrin gölgeleri arasındakayboldu.

Menzoberranzan'ın Dördüncü Evi Faen Tlabbar'ın MalronAnası Ghenni'tirorh Tlabbar, Oblodra Evİ'ııin garip zihinselgüçlerinin diğer büyülere olan o hadiseden hiç etkilenmediğihakkındaki feci söylentileri işitir işitmez korkunç bir tehlikeiçinde olduğunu anlamıştı. K'yorl Odran, uzun boylu ve zarifGhenni'tiroth'tan diğer herkesten daha fazla nefret ediyordu,zira Ghenni'tiroth Menzoberranzan'ın üçüncü evinin Oblodradeğil de Faen Tlabbar olması gerektiği kanısmı hiçgizlemeden dile getiriyordu.

Yaklaşık sekiz yüz drow askerine sahip olan FaenTlabbar'ın sayısı, Oblodra Evi'nİn neredeyse iki katıydı vesadece K'yorl ile tebaasının pek anlaşılmayan güçleri FaenTlabbar'ı engelliyordu.

Şimdi bütün konvansiyonel büyüler en iyi ihtimalle belirsizbir hal almışken o güçler nasıl da daha heybetli görünüyordu!

Bütün bu süre zarfinca Ghenni'tiroth, ev sahasındakimerkezi dikit zirvesine yakın bir yerde bulunan ve epeyküçük sayılan dua salonunda kaldı. Sunağın üzerinde tek birmum yanıyor, yüzey standartlarına göre çok az ışık yayıyorama karanlığa alışkın olan kara elfler için neredeyse fenergörevi görüyordu. İkinci ışık kaynağı ise odanın batıya bakanpenceresinden geliyordu, zira şehrin neredeyse öbür ucundaolsa bile Narbondel'in yoğun parıltısı görülebiliyordu.

Page 182: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Ghenni'tiroth saat sütun için pek endişelenmiyordu, tabiiyaşadıklan sorunları belirten bir işaret olması dışında. Llothrahibelerinin en fanatikleri arasındaydı, Örümcek Kraliçe'yesorgusuz sualsiz hizmet ederek altı asırdan uzun bir sürehayatta kalmayı başarmış bir dişi drowdu. Ama şimdi başıbeladaydı ve Lloth, onun anlayamadığı bir sebepten dolayıçağrışma kulak vermiyordu.

İnancına sıla sıkıya tutunması gerektiğini kendisine sürekliolarak hatırlatarak platin bir labağın üzerine eğildi, bu meşhurFlaen Tlabbar İkram Tabağı idi. En son kurbanın, yani hiç deönemsiz sayılmayan bir erkek drowun kalbi tabağın üzerindeduruyordu. Ghenni'tiroth'un çaresiz dualarına yanıt vermeyentanrıçaya sunulan bir kurbandı bu.

Kalp kanlı tabağın üzerinde havaya kalkıp birkaç santimyükseldikten sonra asılı kalınca, Ghenni'tiroth anidendogruluverdi.

"Kurbanın yeterli olmadı," diye bir ses geldi arkasından.Sıkıntılar Zamanı'nm başlangıcından bu yana duyacağı içinödü patladığı sesti bu. Dönüp K'yorl Odran ile yüzleşmedi."Ev sahasında savaş var," diye belirtti Ghenni'liroth. K'yorl budüşünceyle alay etti. Elini şöyle bir savurarak kurban edilenorganın odanın öbür tarafına uçmasını sağladı.

Ghenni'tirolh, gözleri hiddetten fal taşı gibi açılmış birşekilde hızla döndü. Drow lisanında kafir manasına gelenkelimeyi haykırmaya başladı, ama başka bir kalp K'yorPunyanından ona doğnı uçarak geldiğinde bu ses boğazınadüğümlenip kaldı.

Page 183: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Kurbanın yeterli olmadı," dedi K'yor sakince. "Bir de bukalbi dene, Fini'they'in kalbini."

Ghenni'tirolh, öldüğü besbelli olan rahibenin ismininanılmasıyla geri tökezledi, o rahibe ev hiyerarşisindekendisinden hemen sonra geliyordu, ühennı'tiroth, Fini'they'indüşük seviyeli ve önemsiz ailesi rakip bir ev tarafından yokedildiğinde onu kendi kızı olarak evine almıştı. Fini'they'inevi gerçekten de önemsizdi —hatta Ghenni'tiroth ismini biletam olarak hanr-layamıyordu— ama Fini'they öyle değildi. Oçok güçlü bir rahibeydi, üvey annesine kesin bir şekildesadıktı ve hatta onu seviyordu.

Ghenni'tiroth, kızının kalbi yanından geçip midebulandırıcı, ıslak bir sesle platin tabağın üzerine düşüncedehşete uğramış bir lıalde biraz daha geriledi.

"Lloth'a dua et," diye emretti K'yorl.

Ghenm'tiroth zaten bunu yapıyordu. 'Belki de K'yorl hatayapmıştır,' diye düşündü. 'Belki de Fini'they'in ölümü çokfaydalı olur, Örümcek Kraliçe'nin takdisini Faen TlabbarEvi'ne geri getirmek için uygun bir kurban olur.'

Uzun ve hadisesiz bir süre ardından Ghenni'tiroth, K'yorlkahkahasının farkına vardı.

"Belki de daha büyük bir kurban vermemiz gerekiyordur,"dedi Oblodra Evinin acımasız matron anası şeytanca.

Faen Tlabbar Evi'nde Fini'they'den daha büyük tek isiniolan Ghenni'tiroth'un, K'yorl'un kimden bahsettiğini anlaması

Page 184: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

pek zor olmadı.

Ghenni'tiroth gizlice, parmaklarını çok hafifçe oynatarakörümcek suretleriyle süslü cübbesinin altında gizli olankınından ölümcül ve zehirli hançerini çekti. Bu ismini sutrollerinden alan bu hançerin adı "Scrag-dişi" idi vegençliğinde Ghenni'tiroth'u bunun gibi bir çok durumdankurtarmıştı.

Elbette ki o hadiselerde büyü dengeli, güvenilir birhaldeydi ve düşmanları K'yorl kadar zorlu değildi.Ghenni'tiroth bakışlarını Oblodrah'ya kenetleyerek K'yorl'uoyalayıp hafifçe eiini kaldırırken, K'yorl onun düşünceleriniokudu ve saldırıdan haberdar oldu.

Ghenni'tiroth bir emir sözü söyledi ve hançerin büyüsü iseyaradı. Hançer, cübbesinin altından dışan nrlayıp dosdoğrurakibinin kalbine yöneldi.

'Büyü işe yaradı!' diye sessizce neşeye boğulduGhenni'tiroth. Ama hançer, K'yorl Odran'ın hayaletimsisuretinin içinden geçip odanın öbür duvarını süsleyen birduvar halısına saplanınca Ghenni'tiroth'un neşesi çabucaksoluverdi.

"Zehrin, halının desenini bozmamasını o kadar çok isterimki," diye belirtti K'yorl. Suretinin çok uzağında, soldaduruyordu.

Ghenni'tiroth kıpırdandı ve kendisiyle alay eden kadınadoğru dönüp buz gibi ve sert bir bakış ata.

Page 185: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Benden iyi dövüşemezsin, benden iyi düşünemezsin," dediK'yorl dümdüz bir şekilde. "Düşüncelerini bendengizleyemiyorsun biie. Savaş daha başlamadan bitti."

Ghenni'tiroth itiraz içinde haykırmak istiyordu, ama kalbiönündeki tabakta duran Fini'they kadar sessiz bir halde buldukendisini.

"Daha kaç kişi ölmeli?" diye sordu K'yorl, Ghenni'tiroth'uhazırlıksız yakalayarak. Faen Tlabbar'ın matronu şüpheli, amakesinlikle meraklı bir ifadeyle rakibine baktı.

"Evim küçük," diye belirtti K'yorl. Ve eğer Oblodra Evi'ninhemen altında, Pençe Yanğı'nda bulunan binlerce kobold kölehesaba katılmayacak olursa bu oldukça doğruydu. "Ve o sefilBaenre ile kabarık ailesinden kurtulmak istiyorsammüttefiklere ihtiyacım olacak."

Ghenni'tiroth dilinin ağzından dışan çıkıp ince dudaklarınınüzerinde gezindiğinin farkında bile değildi. Bir umut parıltısıvardı.

"Beni yenemezsin," dedi K'yorl kendisine son derecegüvenerek. "Belki de teslim olmanı kabui edebilirini."

Bu söz, dördüncü evin gururlu liderinin pek hoşunagitmemişti. "Bir ittifak öyleyse, eğer takmak istediğin isimbuysa," diye açıklık getirdi K'yorl, kendisine atılan bakışı farkederek. "Örümcek Kraliçe'yle durumumun mükemmelolmadığı bir sır falan değil."

Page 186: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Ghenni'tiroth ağırlığını geriye doğru verdi ve bunun nemanaya gelebileceğini düşünüp tarttı. Eğer Lloth'un takdisinesahip olmayan K'yorl'a, Baenre'yi mağlup etme işinde yardımederse, her şey yoluna girdiğinde, tabii girerse onun evininbaşına neler gelebilirdi?

"Bütün bunlar Baenre'nin hatası," diye belirtti K'yorl,Ghenni'tiroth'un her düşüncesini okuyarak. "ÖrümcekKraliçe'nin bizi terk etmesine Baenre sebep oldu," diye alayetti K'yorl. 'Tek bir esiri bile elinde tutamadı, münasip birkutsal tören bile yapamadı."

Bu sözler, Matron Baenre'yi K'yol Odran'a birçok açıdantercih eden Ghenni'tiroth'un kulağına doğru, acı verecekşekilde doğru geliyordu. Bunu inkar etmek istedi, ama K'yorlbu kadar bariz bir avantaj sahibiyken bunu yapması demek,onun ve evinin ölümü demek olurda

"Belki de teslim olmanı kabul—"

K'yorl acımasızca kıkırdadı ve sözünü yanda kesti. "Belkide bir ittifak ikimizin de işine yarayabilir," dedi bunun yerine.

Ghenni'tiroth ne yapacağını bilemeyerek dilini bir kez dahadudaklarının üzerinde gezdirdi. Fakat İkna olması içinFini'they'in kalbine şöyle bir bakması yeterli oldu. "Belki deyarayabilir," dedi.

K'yorl başıyla onayladı ve o kurnaz, kötü şöhretli sıntışımtakındı. Bu sıntışın, K'yorl'un yalan söylediğini belirttiğinibütün Menzoberranzan bilirdi.Ghenni'tiroth bu sırıtışa karşılıkverdi —kiminle karşı karşıya olduğunu, K'yorl 'un ona

Page 187: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sunduğu alaycı yeminin cazibesinden zorla sıyrılıp ıirowlarınen acımasızı olan bu kadının kötü şöhretini hatırlayana kadartabii.

"Belki de yaramaz," dedi K'yorl sakince ve Ghenni'tirothgörülmeyen bir güçle, K'yorl'un görünmez nitelikte amafiziksel olan güçlü iradesiyle aniden geriye doğru uçtu.

Faen Tlabbar matronu şiddetle silkelenip sarsıldı vekaburga kemiklerinden birisinin çatırdadığını işitti. K'yorl'akarşı Lloth'a son bir kez, çaresizce dua etmeye çalıştı, amagörünmeyen bir el gırtlağını sıkıca kavrayıp nefesinikestiğinde sözleri boğazına düğümlendi.

Ghenni'tiroth tekrar ve tekrar şiddetle sarsıldı, göğsününiçindeki baskıdan dolayı göğüs kafesinden daha fazla çatırtısesi geldi. Geriye doğru tökezledi, eğer K'yorl'un iradesi zarifvücudunu ayakta tutmasa yere yığıhrdı.

"Fini'they'in senin o güçsüz Örümcek Kralice'ni gerigetirmek için yeterli olamayışına üzüldüm," diye afay ettiK'yorl, küstah bir kafirlik sergileyerek.

Ghenni'tiroth'un gözleri sanki yuvalarından dışarıfırlayacakmış gibi açıldı. Sırtı garip bir açıyla, ıstırap verecekşekilde eğildi ve boğazından lıkırö sesleri çıkmaya devamelli. Görünmeyen eli kavrama çabasıyla kendi boğazınıtırmıkladı, ama sadece kendi parlak kanından oluşan çizgilermeydana gelirmeyi başardı.

Derken son bir çatırtı, şiddetli bir kırılma sesi geldi veGhenni'tiroth direnç göstermeyi kesti. Boğazmdaki baskı

Page 188: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

gitmişti, artık her ne işine yaradıysa. K'yorl'ım görülmeyen eliGhenni'tiroth'un saçını kavradı ve sol göğsünün yajnndaduran alışılmadık şişkinliğe bakması için kafasını zorla Öneeğdi.

Cübbesi aralandığında ve derisi patladığındaGhenni'tiroth'un gözleri dehşetle genişledi. Yaradan vahşetdolu bir şekilde kan ve iç organları fişkırdı, ve Ghenni'tirothgevşeyerek platin tabağın hemen Yarıma yığıldı kaldı.

Kurban tabağının üzerinde duran kendi kalbinin son atışınıgördü.

"Belki de Lloth bu duayı duyacaktır," diye belirtti K'yorl,ama artık Ghenni'tiroth bu sözleri arılamıyordu.

K'yorl cesedin yanına gitti ve hem Ghenni'tiroth'un hem deevdeki bütün dişilerin yanlarında taşıdığı iksir şişelerindenbirisini aldı. Erkek drowlann büyük bir arzuyla hizmetetmesini sağlayan bu karışım çok ' kuvvetliydi —dahadoğrusu, büyü güçleri geri döndüğünde öyle olacaktı. Engüçlü iksir muhtemelen bu şişedeydi ve K'yorl onu belirli birparalı asker h- deri üzerinde kullanmak için bir kenara koydu.

K'yorl duvara doğru gitti ve Scrag-dişine el koydu.

Kazananın hakkıydı,..

K'yorl, ölü malron anaya son bir kez baktıktan sonra, zihingüçierini i kullanarak somut suretinden sıyrılıp duvarlariçinden geçebilen bir hayalet halini aldı ve sıkıca korunan evsahasındaki muhafızları aştı. Gülümsemesi ' çok büyüktü,

Page 189: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kendisine güveni de öyle. Ama Lloth'un avatannın Baenre'ye ;söylemiş olduğu gibi, Odran hakikaten hata yapmıştı. Kişiselintikam peşinde koşmuş ve ilk olarak daha aşağı seviyeli birdüşmana darbe indirmişti.

K'yorl, en nefret ettiği kişinin ölümünden şeytani bir hazduyarak Faen Tlabbar Evinin binaları içinden geçerken,Matron Baenre ile Mez'Barris Armgo, yanlarında Triel,Gromph ve Menzoberranzan'ın beşten sekize kadar olanevlerin matronlarıyla birlikte Ou'ellarz'orl'un (yani Baenre Evidahil olmak üzere önemli evlerin bazılarım içinde bulunduranyüksek platonun) arka kısmındaki gizli bir odadatoplanmışlardı. Sekizi de küçük odada bulunan tek masanınüzerindeki örümcek şeklindeki mangalın etrafında, her biri birbacağa gelecek şekilde otunıyordu. Hepsi çabuk alev alırnitelikte olan en değerli eşyalarım getirmişlerdi ve MatronBaenre, vermiş olduğu sülfür parçasını elindetutuyordu.Hiçbiri dile getirmiyor, ama hepsi biliyordu ki buonların tek şansı olabilirdi.

KOZ

Normalde böyle bir çekişmenin lam ortasında yer almak,kavga eden iki tarafin da ilgi odağı olmak Jarlaxle'ı memnunederdi. Fakat bu sefer Jariaxle bu durumdan rahatsızdı. Hiçbirşekilde, dost olarak ve özellikle de düşman olarak K'yorlOdran ile uğraşmaktan hoşlanmıyordu ve Baenre Evi'nin budenli çaresiz bir şekilde herhangi bir çatışmaya girmesindenrahatsızlık duyuyordu. Jarlaxle'in, Malron Baenre'den çokçıkarı vardı, Tedbirli paralı asker lideri genellikle hiçbir şeyegüvenmezdi. Ama Baenre Evi'nin en azından kendi hayatınınsonuna kadar Menzoberranzan'ı yönetmesini umuyordu, tıpkı

Page 190: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

hayatının başlangıcından ve ondan bin sene evvelsinden beriyönettiği gibi.

Jarlaxle'ın şehrin ilk evine özel bazı hisler beslediğindendeğildi hani. Sadece Baenre'nin ona bir güven kaynağıolması, Menzobeıranzan'ın sürekli olarak değişen güççekişmeleri arasında ona bir derece istikrar sağlamasıydı.

Bunun hep böyle süreceğini düşünmüştü, ama K'yorl ilekonuştuktan sonra —ah o kadından nasıl da nefret ediyordu!— Jarlaxle bu konudan pek emin değildi.

K'yorl onu kendi yanına çekmek istiyor, büyük bir ihtimalleBregan D'aerthe'nin ona Menzoberranzan dışındaki dünya ilebir bağlantı aracı oiarak hizmet etmesini arzuluyordu. Bunuyapabilirlerdi, hem de iyi yaparlardı. Ama her zamankendisine özel bir yapılacak işler listesi bulunan Jarlaxle,K'yorl'un takdirini uzun süre koruyabileceğinden şüpheliydi.Er ya da geç, bir şekilde onun zihnindeki gerçekleri okuyacakve onu ortadan kaldırıp yerine başkasını getirecekti.

Drowların usulü buydu.

İblis heyula gibi, devasa, iki ayaklı, köpeğe benzeyen biryaratıktı. Dört tane kaslı kolu vardı ve ikisinin ucunda güçlükıskaçlar bulunuyordu.

Jarlaxle'ın, Oblodra Evi'nin yüz metre aşağısında vearkasında kalan, Pençe Yarığı'na doğru bakan sarp yamaçtakigizli mağarasına nasıl girdiğini ise muhafızlardan hiçbirisibilmiyordu.

Page 191: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Tanar'ri!" Cehennem'deki en büyük yaratıkların adı olanve Diyarlar'daki bütün lisanlarda bilinen bu uyan sözü, bütünkarargah boyunca sessiz el işaretleriyle etrafa yayıldı ve busöz karşısında alınan tepkilerin hepsi de dehşet doluydu.

Beş metrelik boyuyla kule gibi yükselen canavarla ilkkarşılaşan iki drow muhafızına yazık oldu. Bregan D'aerthe'yesadık olan ve diğerlerinin onların arkasında duracağınainandıkları için cesaret duyan iki muhafız, dev yaratığadurmasını emrettiler. Yaratık durmayınca muhafızlarsaldırdılar.

Eğer silahlarında daha önce mevcut olan tılsımlarbulunsaydı, bu yaratığın canını biraz yakabilirlerdi. Amabüyü, Madde Düzlem'e dengeli ve güvenilir bir şekilde geridönmemişti. Bu sebeple Tanar'ri de hatırı sayılır büyürepertuarından yoksundu, ama iki bin kiloluk bir kas vefiziksel saldırı yığını olan bu iblisin büyü desteğine pek deihtiyacı yoktu.

İki drow çabucak paramparça oldu ve tanar'ri, Errtu'nunkendisine emrettiği üzere Jarlaxle'ı arayarak yoluna devametti.

Paralı asker liderini, ilk köseyi döndükten sonra yanında eniyi yirmi askeriyle birlikte buldu. Birkaç drow savunmaamacıyla ileri atıldı, ama bu yaratığın gücünü daha iyianlayan Jarlaxle, drow hayatlarını öyle kolayca çarçur etmekistemediği için onlan durdurdu.

"Glabrezu," dedi bütün saygısıyla, yaratığı tanıyarak.Glabrezunun köpek ağzı bir hırlamayla kıvrıldı ve Jarlaxle'ı

Page 192: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

inceleyerek onun doğru kara elf olduğundan emin olurkengözleri kısıldı.

"Baenre çok diemrey nochtem," dedi tanar'ri bir hininhalinde. Devasa yaraük herhangi bir cevap beklemeden hantalbir şekilde paylak paytak yürüyerek ve kafası koridorunyüksek tavanına çaıpmasrn diye eğilerek uzaklaştı. Yinebirkaç cesur, ahmak drow onu takip etmeye niyetliymiş gibiileri alıldı ve yine Jarlaxle, hartalardır gülümsernediğı kadarneşeli bir şekilde gülümseyerek onlan durdurdu. Tanar'ri aşağıdüzlemlerin lisanında, Jarlaxle'ın mükemmel bir şekildeanladığı bir lisanda konuşmuştu ve Jarlaxle'ın duymak içinyanıp tutuştuğu sözleri söylemişti.

Yanında duran tedirgin drowlann yüzlerindeki somişaretleri net bir şekilde görülüyordu. O lisanı anlamıyor vetanar'ri'nin ne dediğini öğrenmek istiyorlardı.

"Baenre çok diemrey nochtem," diye açıkladı Jariaxleonlara. "Baenre Evi üstün gelecek."

Umutla dolu çarpık gülümsemesi ve hevesle yumruğunusıkışı, asker-leıine böyle bir kehanetin güzel bir şey olduğunugösterdi.

Beşinci evin Matron Anası Zeerith Q'Xorlarrin, toplantınınşu anki hali vaziyetinin önemini anlıyordu. Her şeyden önce,örümcek seklindeki mangalın etrafındaki iki boş yeri Triel iieGromph işgal ediyordu. O yerlerden birisi hakkıyla K'yorl'aaitti ve onlar Örümcek Kraüçe'nin avatannın onlara emrettiğiüzere K'yorl'u alaşağı etmek için toplandıklarına göre, oburaya davet edilmemişti.

Page 193: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Gromph tarafından işgal edilen diğer boş yer ise normalde,Zeerith'in en yakın drow dostu olan Matron Ana Ghenni'tirothTlabbar'a aitti. Kimse yüksek sesle dile getirmiyordu, amaZeerith, Matron Ananın gelemeyişinin ve onun yerindeBaenre'nin oğlunun bulunmasının önemini anlıyordu.

K'yorl, Ghenni'tiroth'tan nefret ediyordu —bu bir sırdeğildi. Ghenni'tiroth, Oblodrd Evi'nin saldırısını geciktirmekiçin bir kurban olarak tek başına bırakılmıştı, etrafındakisözde müttefikler ve hepsinin hizmet ettiği tanrıça, Zeerith'inen yakın dostunun yok olmasına izin vermişti.

Fakat bu düşünce matron anayı yalnızca kısa bir sürerahatsız etti, ta ki dairede bulunan üçüncü en yüksek mevkilidrowun kendisi olduğunu fark edinceye kadar. Eğer yaptıklarıcağn başaniı olur da K'yorl ile Oblodra Evi geripüskürtülürse, o zaman hükümdar evler hiyerarşisi dekesinlikle değişecekti. Oblodra yok olup üçüncü sırayı boşbırakacaktı ve Faen Tlabbar da aniden matron anasızkaldığına göre, Xorlarrin Evi'nin Tlabbar'ı aşıp o mevkiyesıçraması gayet olasıydı.

Ghenni'tiroth kurban edilmişti. Zeerith Q'Xorlarrin'inyüzünde kocaman bir gülümseme belirdi.

Drowların usulü böyleydi.

Gromph'un kıymetli örümcek maskesi mangalı boyladı. Bubüyülü bir maskeydi ve koca Menzoberranzan'da birisininBaenre Evi ağ çitini ; aşmasını sağlayan tek nesneydi. Alevlerkavuniçi ve şiddetli yeşil tonlarıyla havaya yükseldi.

Page 194: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Mez'Barris, Baenre'ye doğru başını sallayıp işaret verdi veburuşuk yaşlı matron ana, avatann kendisine vermiş olduğusülfür parçasını mangala fırlattı.

Yüz tane hırslı cüce devasa bir körüğü pompalasaydı dahibundan şiddetli bir ateş elde edemezlerdi. Alevler çok renklibir sütun halinde dosdoğru yukan yükseldi ve kendisiniizleyen sekiz kişiyi o uğursuz ihtişamıyla büyüledi.

"Nedir bu?" diye bir ses geldi odanın ön tarafından,dairedeki kapının yanından. "Oblodra Evi'ne haber vermedenkonsey toplantısı yapmaya nasıl cüret edersiniz?"

Masanın başında oturan ve bu sebeple sırtı tamamıylaK'yorl'a dönük duran Matron Baenre, Örümcek şeklindekimangalın etrafinda toplanmış olan diğer drowlan yatıştırmakiçin bir elini kaldırdı. En çok nefret ettiği drowla yüzleşmekiçin yavaşça döndü ve ikisinin nefret dolu bakışları derhalbirbirine kenedendi.

"Cellat, kurbanını idam kütüğüne davet etmez," dediBaenre serinkanlılıkla. "Onu ya kendisi götürür, ya da yemleoraya çeker."

Baenre'nin dobra sözleri, toplanmış olan drowlann birçoğunu tedirgin etti. Eğer K'yorl i!e daha nazik bir şekildekonuşulsaydı, bazıları kaçıp hayatlarını kurtarmayıbaşarabilirdi.

Fakat Matron Baenre onlardan daha iyi biliyordu. Onlarıntek umudu, onun tek umudu Örümcek Kraliçe'ye güvenmek

Page 195: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ve avatarın onları yanlış yönlendirmediğine tüm kalpleriyleinanmaktı.

K'yorl'un ilk zihinsel enerji saldırısı Baenre'nin üzerindepatladığında da biraz şüphelenmeye başladı. Birkaçsaniyeliğine yerini korumayı başardı, ki bu hatırı sayılır birirade gösterisiydi. Ama sonra K'yorl ona üstün geldi ve onumasaya doğru geri ittirdi. Baenre ayaklarının yerdenkesildiğini hissetti. Sanki görünmeyen, devasa bir el ileriuzanıp onu yakalamıştı ve şimdi alevlerin içine doğruittirmekteydi.

"Matron Baenre de alevlere eklendiğinde," diye neşeylehaykırdı K'yorl, "Lloth'a yapılan çağn kim bilir ne kadar dahabüyük olacak!"

Odada bulunan diğerleri, özellikle de diğer beş matron ana,nasıl tepki vereceklerini bilemediler. Mez'Barris kafasınıönüne eğdi ve Lloth'un kendisini duyup bu sefer ona yardımetmesi için dua ederek sessizce bir büyünün sözlerinimırıldanmaya başladı.

Zeerith ve diğerleri alevleri izlediler. Avatar onlara bunuyapmalarını söylemişti. Peki neden bir tanar'ri ya da başka biriblis gelmemişti?

Çamurlarla dolu Cehennem'de, mantar tahtının üzerinetünemiş olan Kntu bu kaotik sahneden büyük bir hazduyuyordu. Büyük tanar'ri, Lloth'un ona hazırladığı görmecihazından dahi, toplanmış kulların korkularını hissedebiliyor,K'yorl Odran'ın dudaldanndaki fect nefretin tadımalabiliyordu.

Page 196: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Errtu, K'yori'dan hoşlandığına karar kıldı. İşte bu kadınkendisine benziyordu; katıksız ve feci şekilde gaddar biri,sadece zevk için öldüren bir katil, sadece oyunun eğlencesiiçin entrikalar çeviren bir oyunca Büyük tanar'ri, K'yorl'unrakibini alev sütunun içine ittirişini izlemek istiyordu.

Ama Lloth'un talimatları netti ve vaat ettikleri ise iblisin birkenara atamayacağı kadar cezbediciydi. Büyünün o andakidurumu hesaba katılacak olursa, boyut kapısı hayret verecekşekilde ardına kadar açılıyordu.

Errtu daha küçük bir boyut kapısından elçi olarak birtanar'ri, dev bir Glabrezu yollamıştı. Ama avatann kendisilarafindan acılan o kapı oldukça zayıftı ve sadece birsüreliğine açık kalmıştı. Errtu bu işin, şu an için bir dahabaşarılacağına inanmıyordu.

Büyünün yaşadığı kaosun düşüncesi, iblisin aklına anidenbir fikir getiriverdi. Belki de eski kovma hükümleri artıkgeçerli değildi. Belki de açılan bu kapıdan kendisi degeçebilir ve bir kez daha Madde Düzlem'e çıkabilirdi. Ozaman Lloth'a uşaklık etmek zorunda kalmazdı ve o drowucezalandırdıktan sonra, efsanevi Kristal ParçasıCrenshinibon'un karlar içine gömülmüş bir şekilde beklediğiayaz Kuzeydiyarı'na geri dönebilirdi!

Kapı açılmıştı, Errtu adım attı.

Ve derhal reddedildi, yüz yıllık sürgün cezası almış olduğuCehennem'e gen itildi.

Page 197: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Açılan kapıyı hissedip ona doğru yönelen birkaç iblis,büyük tanar'rinin yanına geldi, ama mağlubiyetiylehiddetlenen Errtu, harlayarak onları geri püskürttü.

'Bırak bu gaddar drow K'yorl, Lloth'un gözdesini alevleriniçine atsın,' diye karar verdi şeytani Errtu. Bu kurbanlabirlikte kapı açık kalacaktı, hatta daha da genişleyebilirdi.

Errtu kovulmayı hiç sevmiyordu, hiçbir varlığa uşaklıketmekten hoşlanmıyordu. Lloth zarara uğrasın; Baenre cayırcayır yansın, sadece ondan sonra Örümcek Kralice'ninkendisinden istediği şeyi yapacaktı!

Matron Baenre'yi o anki körü kaderinden kurtaran tek şey,illithid MethiPin beklenmedik bir şekilde araya girmesiydi.Glabrezu, Jarlaxle'ı ziyaret ettikten sonra Methil'i bulmuş veBaenre Evi'nin uslun geleceği kehanetini ona da söylemişti vekendi ırkının bir elçisi olan Meihil, kazanan tarafta yer almakiçin bunu geçerli bir sebep saymıştı.

İllithidin zihin dalgalan, K'yorl'un telepatik saldırısınıbozdu ve Matron Baenre masanın yan tarafında doğru yığılıverdi. Yenilgiyle şaşkına, uğrayan K'yorl'un gözleri fal taşıgibi açılmıştı —tabii görünmez olmuş biri halde ve gizliceMatron Baenre'nin yanında durmakta olan Meihil görünürolana dek.

'Bunun bitmesini bekle,' diye haykırdı K'yorl'undüşünceleri, ahtapot kafalı yaratığa. 'Kimin kazandığını görve kimin müttefiki olduğuna ondan sonra karar ver'

Page 198: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Methil'in sonucu zalen bildiğine dair verdiği teminat,K'yori'u, alev sütununun içinde aniden beliriveren devasa,yarasayı andıran kanatların görüntüsünün yansı kadar rahatsızedemedi. Bu bir tanar'riydi —hem de gerçek bir tanar'ri!

Başka bir Glabrezu ateşin içinden dısıın sıçrayıp Baenre ilerakibinin arasına kondu. K'yorl onu zihinse! bir yaylımateşine tuttu, ama böyle bir yaratık için bir rakip bilesayılmazdı ve bunu kendisi de biliyordu.

Sütunun hâlâ çılgınlar gibi savrulmakta olduğuna, yanialevlerin içinden başka bir iblisin geimek üzere olduğunaşahit oldu. 'Lloth bana karşı!' diye aniden fark etti. Sankibütün Cehennem, Matron Baenre'nin çağrısına kulak veriyorgibiydi!

K'yorl yapabileceği lek şeyi yaptı; bir kez daha soyul biryapı halini aldı ve şehir boyunca hızla giderek kendi evinegeri kaçtı.

Açık kapıdan dışan iblisler firladı, yüz tane belki daha dafazla. Errtu'nun ve bu sebeple Lloth'un hizmetkarlarının,çaresiz matron analarının çağrılarına kulak verip gelmesi veOblodra Evi'ni kuşatmak üzere şehir boyunca çılgına dönmüşbir neşeyle koşturmaya başlamalan bir saatten uzun sürdü.

Qu'ellarz'orl'un arka tarafındaki toplantı odasında karşılıklılatmin dolu gülümsemeler, hatta açıktan açığa neşe nidalarıpaylaşıldı. Avatar vaat ettiğini yapmıştı ve Lloth'a sadıkkalanlar için gelecek, bir kez daha leziz bir şekilde karanlıkgörünüyordu.

Page 199: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Orada toplanmış sekiz kişi arasında gülümsemesi peksamimi olmayan tek kişi Gromph idi. Elbette kj OblodraEvİ'nin kazanmasını istediğinden değildi. Ama her şeyin kısasüre içinde eskiye döneceği, kendisinin ise her şey bir yana,büyü gücüne ve azmine rağmen yine basit bir erkek olacağınıdüşünmek Gromph'u rahatsız ediyordu.

Alevler söndüğünde ve diğerleri odayı terk etmeyebaşladığında, kıymetli örümcek maskesi de dahil olmaküzere, adak oiarak sunulan nesnelerden birkaçının büyülüalevlerle Yarımamış olduğunu görünce biraz teselli buldu.Gromph kapıya, matron analara ve Triel'e doğru baktı. Hepside iblisleri izlemeye kendilerini o kadar kaptırmışlardı ki onahiç aldırış etmiyorlardı.

Açgözlü drow büyücü, sessizce ve dikkat çekmedenkıymetli eşyasını cübbesinin içine geri sokuşturdu, sonra daMenzoberranzan'ın en büyük evlerinin en önemliziynetlerinden bazılarını koleksiyonuna ekledi.

Kılıcının tehlikelerini fark ettikten sonra Cattibrie 'inyanına gitmeyi^ ne kadar da çok istemiştim! Yanında olmayıve onu korumayı nasıl da istemiştim! Ne de olsa o nesne onuetkisi altına almıştı, ayrıca çok güçlü ve bariz bir şekildebilinçli bir büyüsü vardı.

Cattibrie beni yanında istiyordu —önünde bu denli birmücadele beklerken, kim bir dostun destek veren omzunuyanında istemez ki?— ama bir açıdan bakınca da istemiyordu.Beni yanına alamazdı, zira bu savaşı yalnız başına vermesigerektiğini biliyordu.

Page 200: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Onun kararma saygı duymam gerekliydi. Sıkıntılar Zamanıbitmeye ve dünyanın büyüleri yeniden yoluna girmeyebaşladığında, bazen en zor savaşların savaşmamak zorundakaldığımız savaşlar olduğunu öğrendim.

Anne babaların neden fazla tırnaklarının olmadığını ve sıksık mahzun bir kabulleniş ifadesi taşıdıklarım öğrendim.Gümüşay 'daki bir ebeveynin,' artık bir çocuk olmayanevladının batıya, Derinsu'ya gidip Kılıç Sahili 'nde macerayaatılmak için denize açılma kararı aldığını öğrenmek ne fecibir ıstırap olmalı. O ebeveynin içindeki her şey "Kal!" diyehaykırmak ister, ebeveynin bütün içgüdüleri evladına sıkıcasarılmak ve onu daima körüme İster. Ve yine de nihai olarak,o içgüdüler yanlıştır.

Kalplerimizde, sevdiğimiz birisinin verdiği mücadeleleriizlemekten daha hassas bir nokta yoktur. Biliriz ki o kişi,sadece öyle bir mücadeleyi atlatarak büyüyebilir vevaroluşunun gizli gücünü fark edebilir. Diyarlar 'daki birçokhırsız, mutluluğun formülünün korunmayan bir hazimsandığında yattığına İnanır. Birçok büyücü, gerçek güceulaşmak için gereken yıllar boyu sürecek çalışmalardankurtulmak İster. Anlayışlarının ötesinde bir büyü parşömeniveya tılsımlı bir nesne bulurlar ve yine de onu, kullanmayıdeneyip güçlü büyüler tarafından yok edilirler. Diyarlar'dakibirçok rahip ve genel olarak bir sürü dini mezhep, kendilerineve cemaatlerine sadece alçakgönüllülükle hizmet etmeyidüstur beller.

Gerçek mutluluk sınavında hepsi başarısız olmayamahkumdur. Korunmayan bir hazine yığınına denk gelmekteeksik bir unsur var düşük seviyeli bir çırağın eline bir

Page 201: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

başbüyücü asası geçirmesinde eksik olan bir öğe var;alçakgönüllü, sorgusuz sualsiz ve hırstan yoksun bir şekildeitaat etmekte gözden kaçırılan bir nokta var.

Başarıya ulaşma hissi.

Bu, her türlü akıllı varlığın mutluluk formülündeki enÖnemli unsurdur, Öz güvenimizi inşa eden ve diğergörevlere, daha büyük görevlere atılmamıza izin veren biröğedir. Kendine değer verme hissinin gelişmesine» yardımcıolur, her insanın kendisinde değerli bir şeyler olduğunainanmasına izin verir, ki bu da hayatın cevaplanması imkansızsorularıyla yüzleştiğimizde bizi ayakta tutan bir gaye modanagetirir

İşte Cattibrie- ve kılıcıyla İlgili durum da böyleydi. Busavaş onu bulmuştu ve o da savaşmaya kararlıydı. Eğerkoruyucu içgüdülerimi izlemiş olsaydım, onun bu göreveatılmasına yardım etmeyi reddetmiş olurdum. Koruyucuiçgüdülerim bana Bruenor'a gitmemi söylüyordu, la o dakesinlikle bu akıllı kılıcın yok edilmesini emrederdi. Bunuyapsaydım, ya da Cattibrie'in mücadelesini baltalayacakherhangi bir girişimde bulunsaydım, sonuç olarak onagüvenmemiş, kişisel ihtiyaçlarına saygısızlık etmiş olurdumve bu sebeple özgürlüğünün bir parçalını çalıp götürürdüm.Wulfgar'in tek hatası buydu. Cesur ve gururlu barbar, canıgibi sevdiği kadın için duyduğu endişeler sonucunda, onukoruyucu kıskacında boğmaya kalkışmıştı.

Sanırım ölümünden önceki dakikalarda hatasını gördü.Sanırım o zaman Cattibrie'ı sevme sebeplerini hatırladı; gücüve bağımsızlığı. Ne kadar ıroniktir ki, içgüdülerimiz

Page 202: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

çoğunlukla sevdiklerimiz için asıl istediğimiz şeylerin tamaksi yönünde gelişir.

Daha önce verdiğim örnekte belirttiğim gibi, ebeveynlerçocuklarının Derinsu 'ya ve Kılıç Sahili'ne gitmesine izinvermek zorundadır. Ve Cattibrie için de bu böyleydiMuhtemelen kendisini büyük bir tehlike içine atarak, kılıcıYarıma almayı ve onun bilinçli yönünü keşfetmeyi seçmişti.Bu karan vermek ona düşüyordu ve karart verdiğinde ise banadüsen şey onun seçimine saygı duymak, Cattibrie'a saygıduymaktı. Kişisel savasını başlattığı o iki hafta içinde onu pekgöremedim.

Ama her an onu düşünüp onun için endişelendim, hattarüyalarımda bile.

BÖLÜM 12

ZAHMETE DEĞER

"Tanar'rileri senin şehrine, Menzoberranzan'a gitmeleri içinkandırdım ve kısa süre içinde onları zorla geri çekmeliyim,"diye kükredi heybetli Errtu. "Ve yıkıma katılmak için, hattaonları geri getirmek için oraya gidemiyorum bile!". Baior,

Page 203: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

manlar tahtının üzerinde oturuyor ve drowlann şehrinigörmesini sağlayan cihaza bakıyordu. Daha önceleri, bucihazın büyüsü de garip zamanların etkilerine karşı mücadeleverdiği için sadece kısa süreli görüntüler alabiliyordu. Fakatson zamanlarda görüntüler daha netleşmişti ve şimdi aletinaynamsı yüzeyi buğulu değildi. Pençe Yanğı'nm parmaklanarasına yerleştirilmiş olan Oblodra Evi'ni net bir şekildegösteriyordu. Büyüklü küçüklü iblisler, surlu ev sahasınınetrafında uçuşup hücum ediyor, güçlü yumruklarıyla taslaravuruyor, tehditler ve kaya parçalan savuruyordu. Oblodralılarbu mekanı sıkıca kapamışlardı, zira, zihinsel güçlerine veiblislerin büyüsünün de diğerlerininkinden daha iyiolmamasına rağmen, bu yabancı yaratıklar fiziksel olarak çokgüçlüydü ve zihinleri telepatik saldırılarla etkilenmeyecekkadar çok şeytanlıkla doluydu.,

Ve iblis saflarının arkasında ise destek olarak birleşik birdrow ordusu vardı. Yüzlerce kurmalı yay ve cirit OblodraEvi'ne doğru yöneltilmişti. Yeraltı kertenkelelerine binenonlarca drow, sonu gelmiş olan evin yakınındaki duvarlardave tavanda geziniyordu. Yüzünü gösteren herhangi birOblodrah, her biçimde bir yaylım ateşine tutulacaktı.

"Yine bu iblisler üçüncü evin saidınya uğramasınıengelliyor," diye Lloth'a hırladı Errtu, burada kontrolü elindetutanın kimin ordusu olduğunu Örümcek Kraliçe'yehatırlatarak. "Senin tebaan benim tebaamdan korkuyor, kibunda da haklılar hani!"

Bir kez daha Cehhennem'e geri dönmüş olan güzel drow,Errtu'nun bu hiddet patlamasının, onda bir öfke ve ondadokuz kabadayılıktan ibareti olduğunu anladı. Hiçbir

Page 204: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

tanar'rinin, zarar ziyan çıkarabileceği bir yer olan MaddeDüzlem'e gitmek için "kandırılmasına" ihtiyacı yoktu. Buonların doğasında vardı, sefil varoluşlarının en derinneşesiydi.

"Çok şey istiyorsunuz. Örümceklerin Hanımı," diyehomurdanmaya devam etti Errtu.

"Karşılığında çok şey veriyorum," diye ona hatırlattı Lloth.

"Göreceğiz bakalım."

Tanar'rinin devam eden iğnelemeleri karşısında Lloth'unkıpkırmızı parlayan gözleri kısıldı. Errtu'ya teklif ettiğikarşılık, yani iblisi yaklaşık yüz yıllık bir kovma hükmündenserbest bırakması muhtemel olan ödül hiç de küçük bir şeydeğildi.

"Dört Glabrezuyu geri getirmek zor olacak," diye devametti Errtu, abartılı bir şckiide Öfkeli numarası yaparak. "Herzaman zordurlar zaten!"

"Bir balordan daha zor değiller," diye dobra bir yanıt verdiLloth. Errtu, yüzünde bir nefret maskesiyle ona doğru döndü.

"Sıkıntılar Zamam'nın sonu yaklaşıyor," dedi Llothsakince, iblisin tehlikeli yüzüne doğru.

"Çok uzun sürdü!" diye kükredi Errtu.

Lloth bu yorumdaki ses tonunu duymazdan geldi. Lloth'un,onun kendisine bir şeyler daha borçlu olduğu sonucuna

Page 205: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

varmasını engellemek için Errtu'nun hiddetli davranması vesırtına aşın derecede yük binmiş gibi yapması gerektiğinianlıyordu. "Benim için sana olduğundan daha uzun sürdü,iblis," diye çıkıştı Örümcek Kraliçe,

Errtu, leş kokulu ağzının içinden küfretti.

"Ama sonu yaklaşıyor," diye sessizce ve soğukkanlılıkladevam etti Lloth. O ve Errtu görme cihazının yüzeyindekigörüntüye baktılar; dev kanatlı bir tanar'ri Pençe Yanğı'ndanaşağı dalışa geçti yaptı ve kıpır kıpır oynayan küçük buyaratığı dev yumruklarından biriyle kapıverdi. Bu sefil yaratıkbir metreden uzun olamazdı ve dev iblisin pençeleri arasındabundan da küçük gözüküyordu. Pas rengindeki pullarınıgizlemeyen yırtık pırtık bir yelek giyiyordu, ki o yeiektanar'rinin yanp desen pençesiyle daha da yırtık pırtık bir halaldı.

"Bir kobold," diye belirtti Errtu.

"Oblodra Evi'nin meşhur müttefikleri," diye açıkladı Lloth."Uçurumun duvarlarının altındaki tünellerde o sefil şeylerdenbinlercesi var."

Uçan lanar'ri neşeyle önü, koboldu öbür pençesiyle dekavradı ve ciyak ciyak bağıran yaratığı ikiye ayırdı.

"Oblodra Evi'nin bir müttefiki daha eksildi," diye fısıldadıErrtu ve balorun yüzündeki memnuniyet dolu ifadeyi görenLloth, Errtu'nun bütün bu hadise hakkındaki gerçek hislerinianladı. Büyük lanar'ri kendisini tebaasının yerine koyuyor,

Page 206: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

onların yıkım dolu marifetlerini izliyor ve bu sahneylebesleniyordu.

Lloth'un aklına yaptığı teklifi bir kez daha düşünüptaşınmak gibi bir fikir geldi. Bu kadar bariz bir şekildeyapmak istediği şeyi yapıyor diye iblise neden karşılık olarakbir şey versindi ki?

Asla bir ahmak olmayan Örümcek Kraliçe bu düşüncelerisilkeleyerek aklından uzaklaştırdı. Errtu'ya vaat ettiği şeyiverirse hiçbir şey kaybetmezdi. Gözlerini Mithril Salonu'nunfethine dikmişti. Matron Baenre'yi nüfuzunu arttırmayazorlayacaktı, böylece drow şehri daha az güvende olacak,daha kaotik bir hal alacak ve evler arası savaşlara daha açıkolacaktı. Hain Do'Urden onun için hiçbir şeydi, ama onunölmesini kesinlikle istiyordu.

'Bunu Errtu'dan daha iyi yapacak kim olabilir ki?' diyedüşündü Lloth. Hain drow, yaklaşan savaştan sonra hayattakalsa bile —ki Lloth kalabileceğine inanmıyordu— Errtu,onun verdiği armağanı kullanarak Drizzt'in kendisinisürgünden geri çağırmasını, Madde Düzlem'e geri dönmesineizin vermesini sağlayabilirdi. Oraya gittikten sonra, kudretlibalorun ilk hedefi, hiç şüphesiz hain drowdan intikam almakolurdu. Drizzt Errtu'yu bir kez mağlup etmişti, ama hiç kimsebir baloru ikinci kez mağlup edemezdi.

Lloth Errtu'yu iyi tanıyordu, Drizzt Do'Urden'in yaklaşansavaşta hızlı bir şekilde ölürse daha şanslı olacağını bilecekkadar iyi tanıyordu onu.

Page 207: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

İblisin yardımı için ödeyeceği karşılık hakkında başka birşey söylemedi. Zira o hediyeyi Errtu'ya vererek, sonuçitibarıyla kendisini ödüllendirmiş olacağını anlamıştı."Sıkıntılar Zamanı geçince, tanar'rileri Cehennem'e zorla gerigetirme işinde rahibelerim sana yardımcı olur," dedi Lloth.

Errtu şaşkınlığını pek iyi gizleyemedi. Lloth'un bir çeşitfetih seferi planladığını biliyordu ve kendi canavar tebaasınında drow ordusunun yanında sefere gönderileceğini sanmıştı.Fakat şimdi, Lloth niyetlerini net bir şekilde belirttikten sonra,iblis onun mantığını anladı. Eğer bir tanar'ri güruhu drowlannyanında savaşa girerse, bütün Diyarlar onlara karşıayaklanırdı ki buna yüksek düzlemlerde bulunan kudretli veiyi yaratıklar da dahildi.

Aynı zamanda, Lloth da Errtu da biliyordu ki, savaşıntaşkınlığı başladıktan sonra drow rahibeler-her ne kadar güçlüolsalar bile—öyle bir güruhu kontrol altında tutmayıbaşaramazdı.

"Birisi hariç hepsi," diye düzeltti Errtu.

Llotb ona merakla baktı.

"Drizzt Do'Urden'e ginnesi için bir elçiye ihtiyacımolacak," diye! açıkladı İblis. "Ahmağa elimde olan şeyi veonu teslim etmek için karşılığında istediğim şeyi söylemesiiçin."

Lloth bir süre bu sözleri düşündü. Bu oyunu dikkatleoynamalıydı. Errtu'ya ket vurması gerekliğini biliyordu,yoksa cüce salonlarının nispeten dolambaçsız bir şekilde

Page 208: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

tetlüni karmaşıklaştırma riskini göze almış olurdu. Amaordusunun saldıracağı yeri iblisin öğrenmesine izinveremezdi. Eğer Errtu, Lloth'un tebaasının Drizzt Do'Urden'i,yani yakın zaman içinde Madde Düzlem'e tek dönme şansıolan drowu tehlike altına sokacağım düşünürse, gizli gizli onakarşı çıkardı.

"Henüz değü," dedi Örümcek Kraliçe. "Drizzt Do'Urdenşimdi ayak altında değil ve şehrim düzene girene kadar daöyle kalacak."

"Menzoberranzan asla düzene girmedi ki," diye muzipçeyanıtladı tirrtu.

"Nispeten düzene girdiğinde," diye düzeltti Lloth."Armağanını ben verdiğimde alacasın ve sadece ondan sonraelçini yollayabilirsin."

"Örümceklerin Hanımı..." diye tehditkar bir şekilde hırladıbalor. "Sıkıntılar Zamanı'nın sonu yaklaşıyor," diye Errtu'nunçirkin yüzüne doğru çıkıştı Lloth. "Gücüm tam olarak geridönüyor. Tehditlerine dikkat et, balor, aksi takdirde kendiniburadan çok daha sefil bir yerde buluverirsin!" ÖrümcekKraliçe, morumsu kara cübbesi şiddetli bir şekilde ardındanuçuşarak keskince döndü ve girdap gibi dönen duman bulutuarasında hızla kaybolarak oradan gitti. Bu buluşmanın uygunbir şekiide bitmesi karşısında sırıttı. Diplomasi, kaotikiblislerle ancak bir yere kadar başarılı olurdu. Belli birnoktaya ulaştıktan sonra, kaçınılmaz bir şekilde açıktehditlerin zamanı gelirdi.

Page 209: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Errtu, Lloth'un duruma tamamen hakim olduğunu farkederek mantar tahtına geri çöktü. Madde Düzlem ile onuntebaası arasındaki bağlantı onun elindeydi ve Errtu'nünkovulma hükmüne son verecek armağan da ondaydı.Hepsinden önemlisi Errtu, panteonun en sonunda bir düzenegirdiği konusunda Lloth'un ettiği iddialardan şüpheduymuyordu. Ve eğer Sıkıntılar Zamanı hakikaten de geçicibir dönem idiyse ve Lloth'un güçleri tamamıyla geridönüyorsa, balordan katbekat üstündü.

Errtu kaderine razı olmuş bir şekilde, gözetleme cihazınınüzerindeki görüntüye geri döndü. Pençe Yarığı'nın dibindenbeş kobold daha kapılıp götürüldü. Bir iblis güruhuetraflarında dönerek onlarla alay ederek işkence çektirirken,koboldlarsıkı bir grup halinde bir araya toplanmıştı. Büyükbalor onların korkusunu hissedebiliyor ve sanki daireler çizeniblislerin arasındaymış gibi işkence dolu cinayetlerin tadınıalabiliyordu. Errtu'nün morali çabucak yerine geldi.

Belwar Dissengulp ile yirmi tane svirfhebli savaşçısı,kayalar ve sarkıtlarla dolu geniş bir mağaraya yukarıdanbakan bir çıkıntının üzerinde oturmaktaydı. Hızla yereinebilmek için hepsinin elinde bir ip duruyordu Belwar.kemerinden bir ilmikle bağlanmıştı ve kazma şeklindekielinin üzerinde ise mantar derisinden bir kayış vardı. Çokaşağıda gnom rahipler iş başındaydı. Isıtılmış boyalarla yeregüç tünleri çiziyor, daha evvelki başarısızlıkları hakkında vegüçlerini en etkili bir şekilde nasıl birleştirebileceklerikonusunda tartışıyorlardı —hem çağırma işlemi için, hem dedaha evvel iki kez olduğu üzere çağırma işlemi ters gidersediye.

Page 210: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Gnom rahipler, tanrıları Segojan'ın çağrısını duymuş verahip büyülerinin geri dönmekte olduğunu hissetmişlerdi. Devbir toprak elementali çağırmaktan başka hiçbir şeysvirüıeblilere bu garip sürecin soniandığını daha iyikanıtlayamaz, her şeyin bir kez daha yoluna girdiğikonusunda emin olmalarını sağlayamazdı. Onların ilgi alanı,yaşamları ve sevdası buydu. Kayalara ayak uydurmuşlardı,evlerinin etrafını çevreleyen taş ve toprakla tek vüculgibilerdi. Sadece bir toprak elementali çağırmak ve onunladost bir ilişki kurmak, tanrılarının iyi olduğu konusundarahipleri tatmin ederdi. Bundan daha aşağısı yeterli olmazdı.

Birkaç kez denemişlerdi. İlk çağırma işlemi hiçbir şeygetirmeyi başaramamış, halta yeri bile sarsmamıştı. İkinci,üçüncü ve dördüncü girişimlerde uzun tas sütunlar yükselmiş,ama hiçbir kıpırtı emaresi göster-: memişlerdi. Şu anda içindedurdukları mağarada bulunan dikitlerden üç tanesi obaşarısızlıkların katıntılarıydı.

Beşinci denemede bir elemental gelmişti ve gnom rahiplerneşeye boğulmuştu —tabii bu sevinç, canavar hiddetle onlarasaldırana ve Belwar ile askerlerinin müdahalesinden önce birdüzine gnoınu öldürene kadar sürmüştü. O başarısızlık,muhlenıelen gnomlann başına gelebilecek en kot şeydi. ZiraSegojan'ın sadece kendilerinden uzaklaşmış olmaklakalmayıp, muhtemelen onlara hiddetlenmiş olduğunainanmaya başlamışlardı. Bir kez daha denemişlerdi ve busefer de elemental gelip onlara saldırmıştı.

Altıncı denemede Belwar'in savunma birliği -tıpkı şimdiolduğ gibi- yerini daha iyi almıştı ve taş vücutlu canavar,hiçbir svirfhebli canından olmadan hızla mağlup edilmişti.

Page 211: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bu ikinci faciadan sonra, Belwar bir deneme yapmadanönce rahiplerin biraz beklemesini talep etmİşli. Segojan'ıntakdisini kazanmak için, tanrılarının kendileriyle olduğunubilmek için gözleri dönmüş olan rahipler bunu reddetmişti.Fakat Belwar toplumda sözü geçmeyen birisi değildi ve KralSchnicktick'e gidip bir uzlaşma sağlamak için diretmişti.

Altıncı çağırma işleminden bu yana beş gün geçmişti,gnom rahiplerin ve bütün Blingdenstone halkının Segojan'adua ederek, onlara sırtını dönmemesi için tanrılarınayalvararak geçirdiği beş gün.

Svirheblilerin haberi yoktu, ama aynı zamanda o beş gün,Sıkıntılar.

Zamanı'nın sonuna denk gelmiş, panteon tekrar düzenegirmişti.

Belwar, şimdi yere çizdikleri rünlerle süslü daireninetrafında dans etmeye başlayan cübbeli rahipleri izledi.Hepsinin eiinde bir tas, daha önceden tılsımlanmış küçükyeşil bir mücevher vardı. Hepsi iek tek mücevherlerinidairenin etranna yerleştirdiler ve onları iri tokmaklarlaparamparça ettiler. Bu iş tamamlandıktan sonra yüce rahipdairenin içine girdi, tam merkezine gitti, mücevherini yerekoydu ve büyünün son sözünü haykırarak mücevheri mithriltoknıağıyla paramparça etti.

Bir süreliğine sadece sessizlik oldu, sonra zemin hafifçesallanmaya başladı. Yüce rahip, aceleyle dairenin içindençıkarak bir araya toplanan dostlarına katıldı.

Page 212: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Sarsıntılar arttı ve çoğaldı; büyülü alanın çevresinde genişbir çatlak meydana geldi ve o bölümü mağaranın geri kalankısmından ayırdı. Dairenin içinde kayalar yarılarak açıldı veikiye ayrıldı, dönüp durarak ve karışarak yumuşak çamurhalini aldı.

Kabarcıklar büyüdü ve yüksek patırtı sesleriyle patlamayabaşladı; bütün mağara ısındı.

Kocaman bir kafa —dev bir kafa— zeminden yukarıyükseldi.

Çıkıntının üzerinde duran Belwar ile adamları inlediler.Daha evvel bu kadar iri bir elemental görmemişlerdi hiç! Biranda. saldın yöntemleri düşünmek yerine kaçış yöntemleridüşünmeye başladılar.

Omuzlar yerden çıktı, her iki yanda bir kol mevcuttu —ki okollar tek bir hareketle o rahiplerin birçoğunu öbür dünyayayollayabilirdi. Rahiplerin ve savaşçıların yüzlerinde endişeylekarışık meraklı bakışlar belirdi. Bu yaratık şimdiye kadargördükleri bütün elementallerden farklıydı. Taş derisi dahapürüzsüz olduğu, üzerinde hiçbir çatlak bulunmadığı halde,diğerleri kadar bütün görünmüyordu, iki ayaklı bir yaralığadiğerlerinden daha az benziyordu. Ama aynı zamanda,gnomlann şimdiye kadar görmüş olduğu her şeyden dahafazla bir bütünlük ve katıksız güç yayıyordu.

"Segojan'ın görkemine tanık oiuyoruz!" diye neşeylehaykırdı Belwar'ın yanında duran gnomlardan birisi.

Page 213: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Ya da halkımızın sonuna," diye kimsenin duyamayacağıkadar sessiz bir şekilde ekledi Belwar.

Gnomlar, elementalin kafa ve omuz ölçüsüne bakarak onunon metreden daha uzun olacağını talimin ettiler, amasarsıntılar kesildiğinde ve ortalık sessizleşiiğinde, yaratıkancak beş metre uzunluğundaydı —tek bir svirftıebhnrahibinin daha önce çağırdığı elementallerin birçoğundandaha kısaydı. Yine de, bunun çok daha büyük bir basanolduğu, bu yaratığın şimdiye kadar çağırdıklan her şeydendaha kudretli olduğu konusunda gnomlann hiçbir şüphesiyoklu. Rahiplerin şüpheleri vardı — tabii uzun bir ömüryaşamış ve halkına kimliğini, gücünü veren efsaneleridikkatİe dinlemiş olan Be!war'ın da öyle.

"Entemoch!" diye nefesi kesildi, en değerli oyuksorumlusunun. Bu isim, yani Toprak ElementallerininPrensi'nİn ismi gnornlar arasında yankılandı.

Tahmin edilebilir şekilde bunu başka bir isim takip etti;Entemoch'un şeytani ikizi Ogremoch. Bu isim keskince veaçık bir korkuyla söyleniyordu. Eğer bu Entemoch değil deOgremoch idiyse, hepsinin sonu gelmiş demekti.

Zangır zangır titreyen rahipler yere diz çöküp saygılarımsunarken, bunun hakikaten de her zaman dostları olanEntemoch olduğunu ümit ettiler.

Çıkıntı tabakadan aşağı ilk inen Belwar oldu. Yere birhomurtuyla kondu ve hızla koşup çağrılmış yaratığın önünegitti.

Page 214: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Yaratık ona tepeden baktı, hiçbir harekette bulunmadı veneye niyetli olduğuna dair hiçbir işaret göstermedi.

"Entemoch!" diye haykırdı Belwar. Onun arkasındakirahipler baslarını kaldırdılar; hatta bazıları ayağa kalkıp cesuroyuk sorumlusunun yanına gidecek kadar cesaret buldular.

"Entemoch!" diye seslendi Belwar yine. "Çağrımıza kulakverdin. Bunu Segojan ile her şeyin yolunda olduğuna, onuntakdisini kazanmış olduğumuza dair bir işaret olarak alabilirmiyiz?"

Yaratık avucumı açtığı iri elini zemine, Belwar'ın önünedoğru indirdi. Oyuk sorumlusu, sağ tarafinda duran yücerahibe baktı.

Rahip başıyla onayladı. "Segojan'a güvenmekgörevimizdir," dedi ve ikisi birlikte elin avuç içine adımaralar.

Yükseldiler ve dev yaratığın yüzünün hemen önündedurdular. İkisi de rahatlayıp memnuniyet duydular, zira oradasevecenlik ve dostluk görmüşlerdi. İkisi de yüreklerindebiliyorlardı ki bu Ogremoch değil Entemoch idi ve Segojanonlarla beraberdi.

Elemental prensi elini kafasının üzerine koydu ve zeminedoğru eriyip ortadan kayboldu, böylece Belwar İle yücerahibi, mükemmel bir şekilde yeniden eski haline dönmüşolan dairenin tam merkezine indirmiş oldu.

Page 215: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Mağarada tezahüratlar yankılandı; birçok sert svirfheblinyüzü yaşlarla ıslanmıştı. Rahipler birbirilerinin sırtlarınısıvazlayarak kendilerini ve bütün Blingdenstone gnomlannıtebrik ettiler, Liderliğiyle onları svirheblin basanlarınındoruğuna çıkartmış olan Kral Schnicktick'e övgü sarkılansöylediler.

En azından içlerinden birisi için, yani Belwar için bukudamalar kısa ömürlü oldu. Görünüşe bakılırsa tanrılarıonlara geri dönmüştü ve büyüleri de geri dönmekteydi. 'Pekibunun anlamı Menzoberranzan drowlan için ne?' diye meraketti en saygıdeğer oyuk sorumlusu. 'Örümcek Kraliçe de geridöndü mü? Ve aynı şekilde drow büyücülerin güçleri?'

Bütün bu gariplikler başlamadan önce gnomlar, drowlannsavaş planladığına inanmaya başlamışlardı ve bunun içingeçerli sebepleri de vardı hani. Bu kaotik sürecinbaşlangıcıyla birlikte, o savaş yaşanmamıştı. Ama Belwarbunun akla yatkın olduğunu biliyordu, zira drowlar büyüyegnom-lardan daha çok bel bağlıyordu. Eğer her şey yenidendüzene girdiyse, ki Entemoch'un geiişi öyle olduğuna işaretediyordu, o zaman Blingdenstone kısa süre içinde tehdit altınagirebilirdi.

En saygıdeğer oyuk sorumlusunun dört bir yanında gnomrahipler ile savaşçılar neşeyle dans edip haykırıyordu. 'Nekadar kısa süre içinde,' diye merakla düşündü, 'bu haykmşlaracı feryatları ve ıstırap çığlıklarına dönüşebilir?'

Page 216: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

BÖLÜM 13

HASAR ONARILIYOR

"Nazik ol!" diye sertçe fısıldadı Fret panter heykelciğininboynunu etrafindaki kurumuş karışımı kazıyıp yontarakçıkartmakta olan Drizzt'i izlerken. "Ah, dikkat etsene yahu!"

Elbette ki Drizzt dikkat ediyordu! Drow, şimdiye kadaryaptığı hiçt işte olmadığı kadar dikkatliydi. Heykelcik Fretiçin ne kadar öner görünüyorsa, panter yoldaşına büyük değerverip onu seven Drizzt için cüc ye olduğundan yüz kat dahaönemliydi. Drow daha önce, ne aklıyla ne silahlarıyla hiç bukadar kritik bir iş yapmamıştı. Şinıdi ise, Fret'in verdiğ zarifaleti kullanıyordu, düzleştirilrniş ve hafifçe kıvrık ucu olanince bil gümüş çubuktu bu.

Bir başka karışım parçası kopup düştü —panterin boyunkısmını neredeyse yarım santimlik yerindeki kanşırn maddesitemizlenmişti. Drizzt hiçbir çatlak olmadığım da umutla farketti. Karışım, oniks heykelci! o kadar mükemmel bir şekildebirleştirmişti ki kırılmanın olduğu yerde bir çizgi dahigörülemiyordu.

Drizzt heyecanını bastırdı, zira heyecanının kaçınılmaz birşekilde işiı aceieye getirmesini sağlayacağını biliyordu. Aceleetmemesi gerekiyor Heykelciğin boynunun çevresi birkaç

Page 217: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

santimden fazia değildi, Ama Driz bu işin bütün sabahıalacağını tahmin etmiş ve Fret de onunla hernfil olmuştu.

Drow kolcu, Fret temizlenmiş alanı görebilsin diyedoğrulup heykelciğin üzerinden çekildi. Titiz cüce şöyle birbaktıktan sonra Drizzt'e doğ başını sallayıp onay verdi, hattaumutla gülümsedi. Fret, Leydi Alustriel'in büyüsüne ve birfaciayı onarmaktaki becerisine güveniyordu.

Drizzt'in omzuna hafifçe vuran cüce kenara çekildi veDrizzt işiı başına geri döndü. Yavaşça, nazikçe, her harekettetek bir küçük parça kazıyarak işine devam etti.

Öğle vaktinde boyun kısmı karışımdan temizlenmişti.Drizzt heykelciği ellerinin içinde çevirip, kırılmanın olduğubölgeyi inceledi. Fakat heykelciğin hasar görmüş olduğunadair hiçbir iz göremedi; ne bir çatlak ne de yapışkan kahntısımevcuttu. Nesneyi kafasından kavradı ve derin bir hazırlıknefesi aldıktan sonra, heykelciğin bütün ağırlığı kesilmiş olanyere binecek şekilde onu havada tutmaya cesaret etti.

Sımsıkı duruyordu. Drizzt elini salladı, hatta kırılması içinzorladı, ama heykelcik kırılmadı.

"Birlesen kısım da nesnenin diğer her yeri kadar güçlüoldu," diye drowu temin etti Fret. "Heykelciğin bir kez dahatek parça olduğuna güven."

"Kabul," diye yanıtladı Drizzt, "peki ya büyüsü?" Fret'inverecek cevabı yoktu.

Page 218: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Esas zor iş, Guenhwyvar'ı Astral Düzlem'deki yuvasınageri yollamak olacak," diye sözüne devam etti drow,

"Ya da panteri geri çağırmak" diye ekledi FreL Bu düşünceDrizzt'e acı verdi. Titiz cücenin haklı okluğunu biliyordu.Guenhwyvar'ın yuvasına geri dönmesini sağlayacak bir tünelaçmayı başarabilir ve ondan sonra panteri sonsuza dekkaybedebilirdi. Yine de, Drizzt kediyi yanında tutmayı hiçdüşünmüyordu. Guenhwyvar'ın durumu durağanlıkkazanmıştı —görünüşe bakılırsa, panter Madde Düzlem'demühletsiz bir şekilde kalabiliyordu— ama büyük kedinin nesağlığı ne de morali yerindeydi. Artık ölüm tehlikesi altındagörünmemesine rağmen, Guenhwyvar sürekli bir bitkinlikhalinde dolaşıyor, bir zamanlar dümdüz olan böğründekikaslar gevşek duruyor ve çaresiz bir şekilde ihtiyaç duyduğuuykuyu burmaya çalışırken gözleri sık sık kapanıyordu.

"Guenhwyvar'ı yuvasına yollasak daha iyi olur," dediDrizzt kararlılıkla. "Eğer Guenhwyvar'ı geri çağıramazsamkesinlikle hayatimin neşesi azalır, ama bu, onun buradakatlanmak zorunda olduğu hayattan iyidir."

Yanlarında heykelcikle birlikte Drizzt'in odasına gittiler.Alışıldığı üzere, Guenhwyvar şöminenin önündeki halınınÜzerinde yatıyor ve parıldayan közlerle içini ısıtıyordu.Drizzt hiç tereddül etmedi. Dosdoğru panterin yanına gitti —panter uyuşuk bir şekilde kafasını kaldırıp ona baktı— veheykelciği onun Yanına zemine bıraktı.

"Leydi Alustriel ve iyi yürekli Fret yardımımıza koştular,Guenhwyvar," diye bildirdi Drizzt. Sözlerine devam etmeye

Page 219: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

çalışırken, bunun panteri en son görüşü olabileceğini farketliği için sesi biraz titredi.

Guenhwyvar bu rahatsızlığı sezdi ve büyük bir caba sarfederek doğrulup oturmayı, karasını diz çökmüş Dıızzt'inyüzünün hizasına kaldırmayı başardı.

"Yuvana dön dostum," diye fısıldadı Drizzt "yuvana dön."Panter tereddüt etti, Drizzt'in bariz rahatsızlığının kaynağınınne olduğunu anlamaya çalışıyormuscasına onu dikkatleinceledi. Guenhwyvar da, bunun iki yakın dostun en sonvedası olabileceği hissine kapıldı — bunun sebebi, bir kezdaha tek parça görünen heykelcik değil Drizzt'ti.

Ama kedinin bu konuda yapabileceği bir şey yoktu.Guenhwyvar bu bitkin haliyle, deneseydi bile büyününçağrısını reddedemezdi. Kedi titrek bir şekilde ayağa kalktı veheykelciğin etrafında dolaştı.

Guenhwyvar'ın sureli önce gri bir duman bulutu halini alıpsonra ortadan kaybolurken, Drizzt hem heyecanlandı hem dekorktu.

Kedi gittiğinde Drizzt heykelciği yerden aldı. Üzerindenhiçbir ısı yayımladığını, geçen sefer Guenhwyvar'ı yuvasınayollarken ters giden şeyin görünüşe bakılırsa yenidenyaşanmadığını anlayınca rahatladı. Aniden ne kadar anmakçadavranmış olduğunu fark etti ve menekşe renkli gözleri şokiçinde fal taşı gibi açılmış bir halde Fret'e baktı.

"Ne oldu?" diye sordu titiz cüce.

Page 220: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Cattibrie'ın kılıcı yanımda değil!" diye sertçe fısıldadıDrizzt. "Eğer Astral Düzlem' e giden yol temiz değilse . . ."

"Büyü düzeldi," diye derhal yanıtladı Fret, onu yatıştırmakiçin elini hafifçe havada sallayarak, "hem heykelcikte hem debütün dünyada. Büyü düzeldi."

Drizzt heykelciği göğsüne bastırdı. Cattibrie'ın neredeolabileceğine dair hiçbir fikri yoktu ve kılıcının onun yanındaolduğunu biliyordu. Yapabileceği tek şey oturduğu yerdeoturup beklemek ve ümit etmekti.

Bruenor tahtında oturuyordu. Regis de yanındaydı vebuçukluk, kraldan çok daha fazla heyecanlıymış gibigörünüyordu. Regis, az süre sonra, Bruenor'a takdim edilecekolan misafirleri çoktan görmüştü ve meraklı buçuklukUzunsemeri acayip Harpeller'i görmekten her zaman neşeduyardı. Mithril Salonu'na dört Harpel gelmişti, cüce tesisinisavunma işinde önemli rol oynayabilecek dört büyücü — tabiikazara bütün mekanı kendileri yerle bir etmezlerse.

Harpeller'le iş yapmanın riskleri böyleydi işte.

Dördü paldır küldür taht odasına daldılar, onları takdimetmek için önden giren bahtsız cüceyi neredeyse yeredevireceklerdi. Elbette ki yüzünde bir bant sanlı olan kişiHarkle idi, zira gözleri çoktan Mithril Salonu'na, gelmişti bile.Ona yol gösteren kişi şişko Regweld idi. Salonların dışkısmına, ön tarafı bir atı andıran, arka bacakları ve kıç kısmıdaha çok bir kurbağanınkine benzeyen garip bir bineküzerinde gelmişti. Regweld, o yaratığa uygun bir şekildeHendekatlayan ismini vermişti.

Page 221: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bruenor ile Regis üçüncü Harpel'i tanımıyordu ve büyücüismini söylememiş, sadece hafifçe hırlamış ve onlara doğrukafasını sallamıştı.

"Ben Bella don DelRoy Harpel," diye kendisini takdim ettidördüncüsü. Kısa boylu ve oldukça güzel bir genç kadındı,tabii iki gözünün aynı yöne bakmaması dışında. İki gözü deyeşildi, ama birisi şiddetli bir ışıkla parlarken diğeridonuklaşmış ve grilesmişti. Fakat bu gerçek sadece Bella'nıngüzelliğine güzellik katıyor, biçimli yüz hatlarına egzotik birgörünüm veriyor gibiydi.

Bruenor kadının söylediği adlardan Dirisini tanıdı veBella'nın rnuhtemelen bu grubun lideri olduğunu anladı."Uzunsemer'in lideri olan DelRoy'un kızı mı?" diye sorducüce. Minyon kadın buna cevaben eğilip reverans yaptı, hattao kadar çok eğildi ki parlak san saçları neredeyse yerisüpürecekti.

"Uzunsemer'den selam ola, Mithril Salonu'nun SekizinciKralı," dedi Bella kibarca. "Çağrınız cevapsız kalmadı."

'Ne yazık ki,' diye düşündü Bruenor, ama naziklik edipsessiz kaldı. "Yanındakiler—"

"Harkle ile Regweld," diye sözünü kesti Regis. Daha önceUzun-semer'de konakladığı Zamandan bu ikisini gayet iyitanıyordu. "Hoş geldiniz! Ayrıca bir atla kurbağayı melezlemedeneyinin de meyve vermiş olduğunu görmek çok hoş."

"Hendekatlayan!" diye neşeyle yanıtladı genelde mahzunolan Regweld.

Page 222: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bu isim, Regis'in görmek isteyeceği türden bir manzaravaat ediyordu!

"Ben DelRoy'un kızıyım," dedi Beila oldukça sert birşekilde, dosdoğru buçukluğa bakarak. "Lütfen bir dahasözümü kesme, yoksa seni lendekatlayan'ın yemektenhoşlanacağı bir şeylere çevirmek durumunda kalacağım."

Regis'e bakarken güzel yeşil renkli olan gözünde belirenparıltı ve buçukluğun kurşuni gözlerindeki benzer ışıltı, butehdidin boş olduğunu açıkça gösleriyordu. Yine de Regisaniden Bella'nın iyi huylu iarafinı korumaya karar kılarak buricaya kulak verdi. Kadın bir metre altmış santimden dahauzun değildi, Regis'in biraz daha büyük bir halini andırıyordutabii kadınsı özelliklerini gözden kaçırmak imkansızdı. Yanien azından Regis için.

"Üçüncü yol arkadaşım ise Bidderdoo," diye devam ettiBella.

Bu isim Bruenor ile Regis'e garip bir şekilde tanıdık geldive Bidderdoo bu takdime havlayarak cevap verdiğinde iseikisi de net olarak hatırladılar.

Bruenor inledi; Regis el çırpıp kahkahayı bastı. MithrilSalonu'nu bulmak için yolculuğa çıktıkları zamanUzunsemer'de konakladıklarında, kötü bir iksir kullandığı içindönüşüm geçiren Bidderdoo, Harpel ailesinin maskot köpeğidurumundaydı.

"Dönüşüm henüz tamamlanmadı," diye özür diledi Bella veBidder-doo'nun omzuna elinin tersiyle hızla vurarak ona dilini

Page 223: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ağzının içine geri sokmasını hatırlattı.

Harkle yüksek sesie boğazını temizledi ve rahatsızcakıpırdandı.

"Elbette," dedi Bnıcnor derhal, işareti anlayarak. Cücekeskin bir ıslık çaldı ve uşaklarından birisi, her bir elinde birgöz küresi taşıyarak yan odadan içeri geldi. Hakkınıyememek lazım ki, cüce onlan elinden geldiğince sabit, tuttuve ikisini de Harkle'a doğru çevirdi.

"Ah, kendimi yeniden görmek çok hoş!" diye belirttibüyücü ve hızla donuverdi. Görebildiği şeyi takip edebildiğiiçin kendisine, ya da gözlerine, daha doğrusu dostlarıylabirlikte az önce içeri girmiş olduğu kapıya doğru ilerlemeyebaşladı. "Hayır, hayır!" diye haykırdı ve tam bir daire çizerekyönünü bulmaya çalıştı, ki odanın öbür tarafindan kendisinebakarken bunu yapmak hiç de kolay iş değildi.

Bruenor yine inledi.

"Çok kafa karıştırıcı!" diye belirtti sinirlenen Harkle, busırat Regweld onu yakalamış doğru yöne döndürmeyeuğraşıyordu.

"Ah evet," dedi büyücü ve bir kez daha yanlış yöne doğrudönü kapıya yöneldi.

"Diğer tarafa!" diye haykırdı Regweld tepesi atarak.

Bruenor cüce uşağı yakaladı ve gözleri aldı, ikisini dedosdoğru kend kasları çatık yüzüne doğru çevirdi.

Page 224: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Harkle çığlığı bastı.

"Hey!" diye kükredi Bruenor. "Arkanı dön."

Harkle sakinleşip kendisine söyleneni yaptı ve vücudu birkez Bruenor'a doğru döndü.

Bruenor, Regis'e bakıp kıs kıs güldü ve gözlerden birisiniHarkle'a'J doğru fırlara, yarım saniye sonra öbür gözü dearkasından attı ve havadaf uçarken dönsün diye hafifçebileğini büktü.

Harkle tekrar çığlık attı ve bayıldı.

Gözlerden birisini Regweld yakaladı; Bidderdoo isediğerini ağzıyla yakalamak için hamle yaptı. Bereket ki Bellaonu engelledi. Fakat gözü yakalayamadı ve göz koluna çarpıpsektikten sonra yere düşüp yuvarlandı.

"Bu çok edepsizceydi, Cüce Kral!" diye azarladı DelRoy'unkızı. "Bu..." Sert ifadesini pek fazla koruyamadı ve az süresonra tıpkı yol arkadaşları gibi o da kahkahalara boğuldu(fakat Bidderdoo'nun kahkahası daha çok hırıltı gibiçıkıyordu). Regis onlara katıldı. Bruenor da öyle, fa sadecebir saniyeliğine. Cüce kral, bu zevzek büyücülerin, koca birkara ordusuna karşı elinde bulunan tek büyülü savunmaolabileceği gerçeği unutamıyordu.

Bu hiç de hoş bir düşünce değildi.

Ertesi sabahın şafak vaktinde Drizzt Mithril Saionu'nu terketti. Önceki gece dağın yamacında bir kamp ateşi görmüş ve

Page 225: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

onun Cattibrie'a ait olduğunu anlamıştı. Hâlâ Guenhwyvar'ıgeri çağırmayı denememişti ve şimdi dahi bunu yapmadürtüsüne karşı direniyor, her sorunu sırasıyla ele almasıgerektiğini kendisine hatırlatıyordu.

Şu andaki sorun Cattibrie idi, daha doğrusu onun kılıcı.Patika üzerinde bir köşeyi döndüğünde Cattibrie'ı buldu ve ikiiri kayanın arasındaki gölgelere gizlendi. Genç kadınneredeyse hemen aşağı-sındaydı. Mithril Salonu 'nün güneykesiminde uzanan engin araziye tepeden bakan küçük ve düzbir açıklığın üzerindeydi. Doğan güneş kadının tam önündenufku yarmakla olduğu için, Drizzt onun sadece siluetinigörebiliyordu. Kılıcıyla antrenman dansı yaparken, silahıönünde ve kafasının üzerinde ağır, uzun kesikler halindesavururken hareketleri zarafet doluydu. Drizzt yerine kurulduve kadının dansının hem zarafetini hem de mükemmelliğinitakdirle izledi. Bunu ona kendisi göstermişti ve Cattibrie daher zaman olduğu gibi iyi öğrenmişti. 'Hareketleri o kadarmükemmel ve eş zamanlı ki sanki benim gölgem,' diye farketti Drizzt.

Hem antrenmanın önemli olmasından hem de onuizlemekten hoşlandığından dolayı genç kadının devametmesine izin verdi.

En sonunda, yaklaşık yirmi dakika sonra, Cattibrie derin birnefes aldı ve kollannı genişçe iki yana açarak yeni doğangüneşin tadını çıkarttı. "Aferin," diye tebrik etti Drizzt,kadının yanına inerken. Cattibrie sesi duyduğunda neredeyseyerinden sıçrayacaktı. Biraz utanmış ve sinirlenmiş bir haldedrowa doğru döndü. "Bir kızı uyarman gerekir," dedi.

Page 226: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Tamamen tesadüf eseri seni buldum," diye yalan söylediDrizzt, "ama görünüşe bakılırsa hoş bir tesadüf"

"Dün Harpeller'in Mithril Salonu'na girdiğini gördüm,"diye yanıtladı Cattibrie. "Onlarla konuştun mu?"

Drizzt kafasını olumsuz anlamda salladı. "Onlar şimdiönemli değil," dedi. "Sadece seninle konuşmam gerek."

İş ciddiye benziyordu. Cattibrie kılıcını kınına sokmayadavrandı, ama ürizzt'in eli ileri uzandı ve ona durmasını işaretetti. "Kılıç için geldim," diye açıkladı.

"Khazid'hea için mi?" diye sordu Cattibrie, şaşırmış birhalde

"Ne?" diye sordu, daha da şaşırmış olan drow.

"İsmi bu," diye açıkladı Cattibrie, ustura keskinliğindekimetali kez daha kırmızı renkie ışıldayan kıhcı önünde tutarak."Khazid'hea."

Drizzt bu kelimeyi biliyordu, drow dilinde bir kelimeydibu! Bu söz "kesmek" veya "kesici" manasına geliyordu vesert kayaları kesip biçcbilea bir kılıç için hakikaten demünasip bir isimdi. 'Ama Cattibrie bunu nasıl öğrendi?' diyemerak etti drow ve yüz ifadesi bu soruyu sözlerle sorabileceğikadar net bir şekilde belli etti.

"Bana kılıç söyledi!" diye yanıtladı Cattibrie.

Page 227: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt basıyla onayladı ve sakinleşti. Bu kadar şaşırmamasıgerekirdi, ne de olsa kılıcın bilinçli olduğunu biliyordu.

"Khazid'hea," diye kabul etti drow. Parıltı'yı kınındançıkarttı, elinin içinde döndürdü ve kabzası Öne gelecekşekilde onu Cattibrie'a takdim etti.

Genç kadın neler olduğunu anlamayarak, kendisine sunulankılıca boş boş baktı.

"Adil bir değiş tokuş," diye açıkladı Drizzt, "Khazid'heakarşılığında Parıltı."

"Sen palayı tercih edersin," dedi Cattibrie.

"Bir palayla bir kıhcı uyum içinde kullanmayıöğreneceğim," diye yanıtladı Drizzt. "Değiş tokuşu kabul et.Khazid'hea benim onun sahibi olmam için yalvardı ve ben debunu kabul edeceğim. Kılıç ile benim bin araya germemiz endoğrusu."

Cattibrie'ın şaşkın bakışı duyduklarına inanamaz birifadeye dönüştül Drizzt'in kendisinden bunu istediğineinanamıyordu. Kılıcıyla antrenman yaparak, onun doğa dışızekasıyla iletişim kurmaya ve aralarında bir bal oluşturmayaçalışarak bu dağlarda yalnız başına günler hatta haftalargeçirmişti.

"Başımıza geleni unuttun mu?" diye sordu Drizzt, oldukçaacımasız bil! şekilde. Cattibrie kıpkırmızı kesildi. Gerçektende unutmamıştı ve asla unutmayacaktı. Kendisini —ya da

Page 228: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bedenini kullanan kılıcının onu— Drizzt'id üzerine attığınıanladığında kendisini ne kadar da ahmak hissetmişti.

"Kılıcı bana ver," dedi Drizzt sertçe, Parıltı'nın kabzasınıaMamıa olan genç kadının önünde savurarak, "ikimizin biraraya germesi en iyisi."

Cattibrie, Khazid'hea'yı savunmacı bir şekilde sıkıcakavradı. Derken gözlerini kapadı ve sanki kendisindengeçiyormuş gibi göründü. Drizzt onun kılıçla iletişimkurduğu, hislerini dinlediği izlenimine kapıldı.

Genç kadın gözlerini tekrar açtığında Drizzi'in serbest olaneli kılıca doğru uzandı. Drowu şaşırtacak ve memnun edecekbir şekilde, kjlıcın uç kısmı aniden yükselip Driat'in eliniçentti ve onu geri çekilmeye zorladı, "Kılıç seni istemiyor!"derken hemen hemen hırladı Cattibrie.

"Bana vuracak miydin?" diye sordu Drizzt, ve bu sorusugenç kadını sakiııleştirdi.

"Sadece bir tepki," diye kekeledi, özür dileme çabasıyla.

'Sadece bir tepki,' diye sessizce tekrarladı Drizzt, 'ama butamı tamına görmeyi umut ettiğim tepkiydi.' Kılıç kendisinesahip olması konusunda kadmın hakkını korumaya niyetliydi;hakkıyla sahibi olan kadın için onu reddetmişti.

Göz açıp kapayıncaya kadar Drizzt Parıltı'yı elinde çevirdive kınına geri taktı. Gülümsemesi, Cattibrie'a bu hadiseninesas sebebi hakkında ipucu verdi.

Page 229: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Bir sınav," dedi. "Az önce beni bir sınavdan geçirdin!"

"Yapılması gerekliydi."

"Khazid'hea'yı almak gibi bir düşüncen yoktu," diye devametti kadın, sesi hiddetle yükselerek. 'Teklifini kabul etmişolsaydım bile ..."

"Kılıcı alırdım," diye dürüstçe yanıtladı Drizzt "Vesergilenmesi için Dumathoin Salonu'nda güvenli bir yerdekoyardım."

"Ve Parılrtıyı da geri alırdın," diye pufiadı Cattibrie. "Seniyalancı drow!"

Drizzt bu sözleri düşünüp tarttı, sonra omuz silkti ve başınısallayarak onun düşüncesiyle hemfikir oidu.

Cattibrie kabaca somurttu ve kestane rengi saçlarınıomuzlarının üzerinde uçuşturarak kafasını savurdu. "Kılıçşimdi benim daha iyi dövüşçü olduğumu biliyor," dedi,oldukça samimi bir sesle.

Drizzt kahkahayı bastı.

"Çek kılıçlarını öyleyse!" dedi Cattibrie huysuzca, geriyeçekilip hazırlanarak. "Sana kılıcım ile birlikte neleryapabileceğimizi göstereyim bakalım!"

Palaları ellerinde belirirken Drizzt'in yüzünde kocaman birgülümseme vardı. Cattibrie'ın kılıca gerçekten hakimiyet

Page 230: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kazandığından emin olabilmek için bunların en son ve enönemli sınamalar olacağını biliyordu.

İki dost yerlerini almak için zıplarken ve nefesleriyle soğukhavada buğu bulutlan çıkartırken, tertemiz sabah havasındaınelai sesleri çınladı. Dövüş başladıktan kısa bir süre sonraDrizzt'in savunması açıldı ve Cattibrie'a mükemmel bir darbefirsatı sundu.

Khazid'hea dalışa geçti, ama hedefin çok uzağında durduve genç kadın geri sıçradı. "Bunu kasten yaptın!" diye suçladıCattibrie ve doğru bilmişti, aynca gaddarca bir darbeindirmeye yellenmedikleri için o ve kılıcı ikinci sınavı dageçmişlerdi.

Sadece bir sınav kalmıştı.

Drizzt tekrar yere sinerken hiçbir şey söylemedi. Cattibriedro bilekükleri lakmadığını fark efti. Bu da dengesiniyitirmesinin pek muhtemel olmadığı anlamına geliyordu.Yine de genç kadın memnuniyetle, şiddetle saldırdı ve güneşufuk çizgisinden sıynhp doğu göğünde yavaşça yüksel- meyebaşlarken gayet iyi bir dövüş çıkarttı.

Fakat drowla boy Ölçüşemezdi ve aslında, Drizzt'in uzunsüredir bu denli dinç bir şekilde dövüştüğünü görmemişti.Müsabaka bittiğinde Cattibrie poposunun üzerine çökmüşoturuyordu, iki omzunun üzerinde de rahatça daYarımış duranbir pala vardı ve kendi kılıcı birkaç metre Ötede yerdeyatmaktaydı.

Page 231: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt, sahibinin bu denli net bir şekilde mağlup olmasıkarşısında bilinçli kılıcın hiddetten köpüreceğindenkorkuyordu. Cattibrie'dan uzaklaşıp ilk olarak Khazid'hea'yadoğru gitti ve onu yerden almak için eğildi. Fakat eli kılıcıkabzasından bir santim ötedeyken drow duraksadı.

Khazid'hea'nm kabzası arak unicorn şeklinde değildi, ya daDantrag Baenre'nin ellerindeyken büründüğü iblis simasınada sahip değildi. Kabzası şimdi zarif bir kedi vücudunuandırıyordu, sanki hızla koşan Guenhwyvar gibi bacakları öneve arkaya doğnı açılmış bir haldeydi. Fakat Drizzt için dahaönemli olanı, o kedinin yan kısmında bulunan ründü; cücetannsı, Cattibrie'ın da tannsı. Dağ Altındaki Sırlar BekçisiDumathoin'in sembolü olan ikiz dağlar.

Drizzt Khazid'bea'yı yerden aldı ve kılıcın daha öncekendisine göstermiş olduğu husumeti veya arzuyu hissetmedi.Derken Cattibrie onun yanına geldi ve drownn kendisininkabza seçimini takdir ettiğini görerek gülümsedi.

Drizzt, Khazid'hea'yı hakkıyla sahibi olan kadına geriuzattı.

BÖLÜM 14

Page 232: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

LLOTH'UN GAZABI

Baenre kendisini tekrar güçlü hissediyordu. Lloth geridönmüştü ve onun yanındaydı. K'yorl, o sefil K'yorl Odran isefeci bir hata yapmıştı. Daha önceleri, her ne kadar sözde"rahibeleri" hiç dindar olmasa ve hatta Lloth'u horgördüklerini bazen açıkça dile getirse bile, Örümcek KraliçeOblodra Evi'ni her zaınan himayesinde tulmuştu.Oblodralılann bu garip güçleri, yani zihinsel kudretleri,Menzoberranzan'nın diğer evlerini korkuttuğu kadar Lloth'unilgisini de çekiyordu. O evlerden hiçbirisi K'yorl ile ailesinekarşı savaşmayı arzulamıyordu ve Lloth da bunu hiçemretmemişti. Eğer Menzoberranzan dışarıdan, özellikle demağaraları pek uzakta olmayan illithidler tarafından birsaldınya uğrarsa, K'yorl ile Oblodralılar çok işe yarardı.

Ama artık değil. K'yorl çok tehlikeli bir çizgiyi aşmıştı. Birmatron anayı öldürmüştü ve bu her ne kadar alışılmadık birşey olmasa bile, Lloth'un bir rahibesinin gücünü gasp etmeyeçalışmıştı, hem de bunu Örümcek Kraliçe'ye ithaf etmedenyapmıştı.

Matron Baenre bunların hepsini biliyor, Lloth'un iradesinive gücünü içinde hissediyordu. "Sıkıntılar Zamanı geçipgitti," diye ilan etti ailesine, yeni onarılmış dua salonundatoplanmış olan herkese.

Matron Baenre'nin özel davetiyle gelmiş olan Mez'BarrisAmigo da oradaydı ve merkezi kürsünün üzerindeki şerefkoltuğunda oturuyordu.

Page 233: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Toplanmış olan kalabalık önce tezahüratlara boğulup sonraTriel'in öncülüğüyle Örümcek Kraliçe'ye şarkı söylemeyebaşladığında Matron Baenre, ikinci evin matron anasınınyanındaki koltuğa oturdu.

'Bitti mi?' diye Baenre'ye sordu Mez'Barris, sessiz ellisanını kullanarak, zira iki bin Baenre askerinin kükreyişleriarasından seslerini duyuramazlardı.

'Sıkıntılar lamam bitti,' diye yanıtladı Matron Baenre'ninince parmaklan.

Page 234: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

'Oblodra Evi haricinde herkes için,' diye mantık yürüttüMez'Barris. Matron Baenre ise buna cevaben acımasızcakıkırdadı. Oblodra Evi'nin başının ciddi bir belada olduğuMenzobenanzan'da bir sır değildi. Hakikaten de hiç sırdeğildi, zira tanar'riler ve diğer iblisler Oblodra ev sahasınıkuşatmaya, Pençe Yarığı'ndaki çıkıntılardan koboldlarkapmaya, hatta yüzünü gösteren her Oblodralı'ya çılgıncasaldırmaya devam ediyorlardı.

'K'yorl affedilecektir?' diye sordu Mez'Barriz, hareketinsonunda bir soru işareti olduğunu vurgulamak için solbaşparmağını kaldırarak.

Matron Baenre kısa ve öz bir şekilde başını bir kezsalladıktan sonra kasten kafasını çevirdi ve toplanmışkalabalığın Örümcek Kraliçe'ye yükselttiği dualara öncülükeden Triel'e baktı.

Mez'Barris uzun ve kıvrılmış tırnağıyla tedirgince dişlerinevurdu ve Eaenre'nin bu kararından nasıl bu kadar eminolabildiğini merak etti. Baenre, Oblodra Evi'ne tek başınasaldırmayı mı planlıyordu, yoksa Barrison del'Armgo'ya birittifak daha teklif etmeye mi niyetliydi? Kendi evi ile BaenreEvi'nin, Obldora'yı yok edebileceğinden emindi, ama K'yorl'ave onun keşfedilmemiş güçlerine bulaşma fikriyle hiç deheyecan duymuyordu.

Kürsünün yan tarafında görünmez olmuş bir halde duranMethil, konuk matron ananın düşüncelerini rahatça okudu veonları Matron Baenre'ye bildirdi.

Page 235: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Bu Lloth'un emri," dedi Matron Ana sertçe, hızla dönüpMez'Barris'e bakarak. "K'yorl, Örümcek Kraliçe'yi alenenkötüledi ve bu sebeple cezalandırılacak."

"Âdet olduğu üzere Akademi tarafından mı?" diye sorduMez'Barris, ki bunu ümit ediyordu.

Matron Baenre'nin kıpkırmızı parlayan gözlerinin gerisindeaievli bir kıvılcım çakti. "Benim taraflından," diye açık açıkyanıtladı ve tekrar .. kafasını çevirerek Mez'Barris'in dahafazla bilgi edinemeyeceğini belirtti.

Mez'Barris bu konuyu üslelemeyecek kadar akıllıydı.Koltuğunda geri yaslandı ve bu şaşırtıcı, rahatsız edici bilgiyihazmetmeye çalışü. Matron Baenre, Oblodra Evi'ne evlerarası bir ittifakın saldıracağını ilan etmemişti; kişisel bir savaşilan etmişti. K'yorl'u yenebileceğine gerçekten inanıyormuydu? Yoksa o iblisler, hatta büyük tanar'ri, Mez'Barris'egösterildiğinden daha çok mu onun kontrolü altındaydı? Budüşünce Barrison derArmgo'nıın Matron Anasını oldukçakorkutuyordu, zira eğer doğruysa, hiddetli ve hırslı MatronBaenre'nin verebileceği daha başka ne gibi' "cezalar"olabilirdi?

Mez'Barris derince iç geçirdi ve düşünceyi aklındanuzaklaştırdı. Şimdi, Baenre Evi'nin dua salonunda, etrafi ikibin Baenre askeriylı kuşatılmış bir halde otururkenyapabileceği pek az şey vardı. Baenre'yı güvenmesigerektiğini biliyordu.

'Hayır,' diye sessizce kendisini düzeltti, 'güvenmek değii,asla değil.' Matron Baenre'nin onun bu davaya —artık her

Page 236: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

neydiyse— canlıyken olduğundan daha fazla yararsağlayacağını düşünmesini umut etmeliydi.

Qu'ellaz'orl'dan dışarı çıkan ve alılan her adımda Lloth'aövgü sarkılan söyleyerek şehir boyunca ilerleyen Baenre Eviordusunun başında, mavi renkte parlayan bir uçan diskinüzerinde oturmuş olan Matron Baenre bulunuyordu.Berg'inyon'un emrindeki Baenre kertenkele süvarileri,ordunun ana vücudunu kanatlardan koruyor, hiçbir sürprizsaldırının yollarını kesmeyeceğinden emin olmak için diğerev sahalarına girip çıkıyordu.

İlk matron ana her ne zaman dışarı çıksa bu tedbirinalınması gerekliydi, ama Matron Baenre şimdi herhangi birpusudan korkmuyordu. Mez'Barris Armgo haricinde hiçkimseye Baenre Evi'nin yürüyüşe geçeceğinden sözedilmemişti ve aşağı seviyeli evler, saldırılarını mükemmelbir şekilde düzenlemedikleri takdirde tek başlarına ya daittifak halinde ilk eve saldırmaya cüret edemezlerdi.

Devasa mağaranın öteki tarafından başka bir ordugeliyordu ve bu ordunun başında da bir Baenre vardı. Triel,Gromph ve drow Akadenıisi'nin diğer hanım ve beyleri, bütünöğrencilerine öncülük ederek kendi binalarından çıkıpgelmişlerdi. Normalde Menzobsrranzan'a karşı işledikleri suçiçin bu evi cezalandıran kuvvet bu birliğin ta kendisi, yanikudretli Akademi'ydi. Ama bu sefer Triel emrindeki iere,sadece izlemek ve Lloth'un görkemine şahit olmak içingittiklerini bildirmişti.

İki grup, Pençe Yanğı'nda çoktan toplanmış olan kalabalığakatıldığında sayılan beş kat arttı. Şehirdeki her eve mensup

Page 237: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

asilzadeler ve askerler, Baenre ve Oblodra evlerinin bumücadeleyi bir kez ve nihai olarak sonlandıracağınıanladıklan anda olacaklan seyretmek için dışan çıkmıştı.

Oblodra Evi'nin ön kapısına geldiklerinde, Baenre askerleriMatron Baenre'nin etrafında bir Yarım daire oluşturdu; onuK'yorl ve Obiocİra ailesinden değil, toplanmış kalabalığıngeri kalan kısmından koruyorlardı. Fısıldaşmalar çoktu, drowelleri hararetli tartışmalar halinde çılgınlar gibi hareket edipduruyordu ve felaketin yaşanmak üzere olduğunu anlayaniblisler çılgına dönmüş bir halde Oblodra ev sahası boyuncauçuşuyor, hatta arada sırada mavi-beyaz bir yıldırım veyaalevtopu fırlatarak, geri dönmeye başlayan büyüleriylealıştırma yapıyorlardı.

Matron Baenre, sonu gelen ev sahasının içine saldığıdehşeti fark ederek bu gösterinin birkaç dakika devametmesine izin verdi. En çok bu anın tadını çıkartmak, en nefretettiği ailenin ev sahasından yayılan dehşet kokusuylakendisinden geçmek istiyordu.

Derken başlama zamanı geldi —daha doğrusu bitirmezamanı. Baenre ne yapması gerektiğini biliyordu. Savaştanönce düzenlenen tören sırasında bunu hayalinde görmüştü vekendisiyle paylaştığında Mez'Bams'in duyduğu şüphelererağmen, Baenre Örümcek Kraiiçe'ye güveniyor, ObiodraEvi'nin yok edilmesinin Lloth'un arzusu olduğuna inanıyordu,

Cübbesinden içeri elini soktu ve bir sülfür parçası çıkarttı.Rahibelerin Qu'ellarz'orl'un arka tarafındaki küçük odadaCehennem'e bir kapı açmalarını sağlamak için avatann onaverdiği san parçaydı bu. Baenre elini göğe doğru kaldırdı ve

Page 238: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

havaya yükseldi. Derken çatırtı dolu büyük bir infilak sesigeidi ve bir gök gürültüsü duyuldu.

Her taraf aniden sessizleşmiş, tüm gözler, mağarazemininden on metre yüksekte duran Matron Baenre'ninsuretine çevrilmişti.

Annesinin güvenliğinden sorumlu olan Berg'inyon,yüzünde ters bir ifadeyle Sos'Umptu'ya baktı. Annesininoradayken feci şekilde tehlikeye açık olduğunu düşünüyordu.

Sos'Umptu ona güldü. O bir rahibe değildi; MatronBaenre'nin o anda, uzun ömrü boyunca şimdiye kadar hiçkorunmamış olduğu kadar korunduğunu anlayamazdı.

"K'yorl Odran!" diye haykırdı Baenre ve sesi, tıpkı birdevin sesi gibi yükseltilmiş çıkh.

Oblodra ev sahasındaki en yüksek dikitin en üst katındakendisini bir odaya kilitlemiş olan K'yorl Odran, Baenre'ninseslenişini nel bir şekilde işitti. Elleri, tahtının mermerdenkollarını sıkıca kavradı. Gözlerini sırnsık kapaltı ve kendisinikonsantre olmaya zorladı.

K'yorl'un güçlerine şimdi, diğer zamanlardan çok dahafazla ihtiyaç vardı ve yine şimdi, ilk defa onlaraerişerniyordıı! Bir şeylerin feci şekilde ters gittiğini biliyordu.Lloth'un bu işin içinde parmağı olduğuna inandığ halde, tıpkıSıkıntılar Zamanı başladığı vakit Örümcek Kraliçe'nin bütürrahibelerinin hissettiği gibi, bunun Lloth'un dahi ötesinde birşey olduğum seziyordu.

Page 239: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bu sorunlar, üzerine salman tanar'riler tarafından evine gerkovalanışından kısa bir süre sonra başlamıştı. O ve kızları,iblisleri ger püskürtmek için bir saldın planı hazırlamak üzeretoplanmışlardı. Hızlı ve verimli Obiodra toplantılarmda herzaman olduğu üzere, grup düşüncelerini telepatik olarakpaylaşmış ve aynı anda birkaç tane anlaşılabilir konuyubirden tartışmışlardı.

Savunma planı gayet iyi oluşuyordu —K'yorl tanar'rilerinkendi varlık düzlemlerine geri yollanacaklarından eminolmaya başlamıştı. Bu iş başarıyla tamamlandıktan sonra, ove ailesi gidip Matron Baenre ile diğerlerini gerektiği gibicezalandıracaktı. Derken feci bir şey oluvermişti,Tanar'rilerden birisi, Obiodra Evi'nin dış surunda bir çatlakmeydana getiren kavurucu, kör edici bir yıldırım fırlatmıştı.Bu kendi başına o kadar kötü sayılmazdı; ev sahası,Menzoberranzan'ın diğer bütün evleri gibi inanılmaz sayıdadarbeyi kaldırabilirdi. Ama bu patlamanın, yani büyügüçlerinin geri dönüşünün anlamı Oblodraiılar için felaketniteliğindeydi.

Tam o anda, telepatik iletişim aniden kesilivermişti ve sonugelen evin asilzadeleri her ne kadar denerlerse denesinler onutekrar kuramıyorlardı.

K'yorl Menzobenanzan'daki en zeki drowlardan birisiydi vekonsantrasyon gücü benzersizdi. Zihinsel gücü, duvarlarıniçinden geçmesini ve düşmanının göğsünde atan kalbi söküpçıkarmasını sağlayan kudreti içinde hissedebiliyordu. Ogüçler orada, zihninin derinindeydi, ama onlançağıramıyordu. Kendisini felaketle yüz yüzeyken konsantreolamamakla suçlamaya devanı ediyordu. Hatta kafasının yan

Page 240: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kısınma dahi vurdu, sanki bu fiziksel sarsıntı bir nebze olsunbüyü meydana getirebilecekmiş gibi.

Çabaları boşunaydı. Sıkınalar Zamanı'nra sonu gelirken,Diyarlar'daki büyü halısı yeniden dokunurken, dalgalarhalinde yayılan bir çok yan etki oluşmuştu. Diyarlar boyuncahiçbir büyünün işe yaramadığı ve daha da kötüsü hiçbirbüyünün niyetienildiği şekilde işe yaramadığı ölü büyübölgeleri meydana gelmişti. Bu yan etkilerden bir diğeri isezihinsel güçleri, yani zihinde bulunan büyüye benzer güçlerikapsıyordu. K'yorl'un da sezdiği üzere kudreti hâla mevcuttu,ama o gücün ortaya çıkması için öncekinden daha değişik birzihin yolu kullanmak gerekliydi.

Methil'in de Matron Baenre'ye bildirdiği üzere, illithidler oyolu çoktan keşfetmişlerdi ve güçleri neredeyse eskisi kadarmuntazam bir şekilde iş görüyordu. Ama onlar tümüyle zihingüçlerini kullanan ve toplumsal bilince sahip olan bir ırktı.İllithidler, zihin güçlerine ulaşabilmek için gerekli olandeğişiklikleri çoktan yapmışlardı, ama K'yorl Odran vekudretli ailesi bunu başaramamıştı.

Böylece, üçüncü evin matron anası karanlığın içindeoturmuş, gözlerini sıkı sıkıya kapatmış bir halde konsantreolmaya çalışıyordu. Baenre'nin seslenişini işitti, eğer kendisiBaenre'ye gitmezse, Baenre'nin ona geleceğini anladı.

Eğer zaman verilmiş olsaydı, K'yorl bu zihinsel bulmacayıçözerdi. Belki de bir ayı olsaydı, güçlerini bir kez dahakullanmaya başlayabilirdi.

K'yorl'un bir ayı yoktu; K'yorl'un bir saati dahi yoktu.

Page 241: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Matron Baenre, sülfür parçasının içinde nabız gibi atanbüyüyü, hızla yükselen yoğun ısıyı hissetti. Eli kıpırdadığındave sülfür parçası ondan elinin açısını değiştirmesiniistediğinde hayrete düştü.

Baenre başıyla onayladı. Madde Düzlenı'in ötesindeki birkudretin, bir Cehennem yaratığının veya belki de bizzatLloth'un bu hareketi yönlendirdiğini anlamıştı. Eli yukankalktı ve nabız gibi atan parçayı Oblodra ev sahasındaki enyüksek kulenin en üst katıyla aynı seviyeye getirdi.

"Kimsin sen?" diye sordu.

'Ben Errtu,' diye zihnine ulaştı cevap. Baenre bu ismitanıyor, bu yaratığın bir balor, yani tanar'riler arasındaki enteci ve kudretli türden olduğunu biliyordu. Lloth onu ne kadarsıkı donatmıştı!

Elindeki parçaya bağlanmış olan yaratığın katıksızkötülüğünün git gide sülfürün içinde büyümekte olduğunu,enerjinin infilak edecek ve muhtemelen Errtu'yu yanınagetirecek şekilde arttığını hissetti.

Bu elbette ki olamazdı, ama Baenre bunu bitmiyordu.

Hissettiği şey bu büyülü nesnenin, yani zararsız gibigörünen ama aslında Lloth'un büyüsüyle dolu olan veÖrümcek Kraliçe'nin Menzoberranzan'daki en yüksekmertebeli rahibesi tarafından kullanılan sülfür parçasınıngücüydü.

Page 242: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Baenre sadece içgüdüyle hareket edip elini açtı ve sülfürparçası, parlayan, çatırdayan, san bir ışık huanesi saçtı.Oblodra kulesinin duvannın yüksek bir yerine çarptı, yaniK'yort ile Baenre arasında duran duvara. Işık ve enerjihuzmeieri dikit tepenin etrafını sarmaladı, çatırdayarak taşıniçine nüfuz etti ve binanın güvenliğini yok etti.

Görünüş itibanyla canlı olan enerjisini boşaltan sülfürtekrar sakinleşti. Ama Baenre ne elini aşağı indirdi ne dehayret dolu bakışlannı kule duvarından ayırabildi.

Arkasında duran on bin kara elf de öyle. Kule duvarınıniçine nüfuz edip yollarını açan san renkli yıkını çizgilerinianiden görmeye başlayan K'yorl Odran da öyle.

Kulenin en üst kısmı toz olup dağılarak uçtuğunda, bütünşehrin nefesi aynı anda kesiliverdi.

İşte K'yorl orada oturuyordu, hâlâ kara mermer tahtınınüzerindeydi. Aniden dımdızlak açıkta kalmıştı ve aşağıdatoplanmış olan olağanüstü kalabalığa bakıyordu.

Bir sürü kanatlı tanar'ri, savunmasız matron ananınetrafında turlar alıyor, ama eğlencesinin tek bir anını bilemahvederlerse Errtu'nun gazabına uğrayacaklanndan korkarakpek yaklaşmıyorlardı.

Her zaman kibirli ve güçlü olan K'yorl, tahtından kalkn vekulenin kenarına doğru yürüdü. Toplanmış olan kalabalığagöz gezdirdi. Çoğu drow, hatta matron analar dahi onun garipgüçlerine o kadar saygı duyuyordu ki, bakışlarını üzerlerindehissettiklerinde, sanki K'yorl durduğu yüksek yerden bu

Page 243: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

saldın için kimi cezalandıracağına karar veriyormuş gibibaşlarını çevirdiler.

En sonunda K'yori'un bakıştan Matron Baenre'yekenetlendi, o ise ne ürktü ne de başını çevirdi,

"Bu ne cüret!" diye kükredi K'yorl aşağı doğru, fakat sesiçok küçük gibi geliyordu.

"Asıl seninki ne cüret!" diye haykırdı Matron Baenre,güçlü sesi mağaranın duvarlarına çarpıp yankılanarak."Örümcek Kraliçe'yi inkar ettin."

"Lloth'un cehenneme kadar yolu var, yam hakkıyla aitolduğu yere!" diye yanıtladı inatçı K'yorl, ki konuşupkonuşacağı son sözler de bunlardı.

Baenre elini daha da yukan kaldırdı ve gücün açığa çıkışını,düzlemler arası bir kapının açılışını hissetti. San ışık falangelmedi, aslında gözle görülür hiçbir şey yoktu, ama K'yorlbunu yoğun bir şekilde hissetti.

İtiraz içinde haykırmaya çalıştı, ama yüz hailan anidençarpılıp uzadığında bir sızlanma ve gurultudan başka bir sesçıkaramadı. Direnmeye çalıştı, topuklarım yere sıkıca bastı vegüçlerini kullanabilmek İçin bir kez daha konsantre oldu.

K'yorl derisinin kemiklerinden çekildiğini, bütünvücudunun şekli bozularak gerildiğini, uzadığını hissetli.Sanki sülfür parçası karşı koyulmaz bir güçle onu çekiyormuşgibiydi. Bu inanılmaz acıya inalla dayanarak ve sonunungeldiğini feci şekilde fark ederek yerini korudu. Son bir lanet

Page 244: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

savurmak için ağzını açtı. ama dışan çıkan tek şey sonunakadar çekilen dili oldu. K'yorl bütün vücudunun kuleninüzerinden aşağı doğru gerilmekte, sülfür parçasına ve kapıyadoğru emilmekte olduğunu hissetti. Şimdiye kadar ölmüşolabilirdi, bu denli şiddetli bir basınç karşısında şimdiyekadar ölmüş olmalıydı.

Matron Baenre elini sabit tuttu, ama K'yori'un acayip birşekilde uzamış olan vücudu parçalanmış kulenin tepesindenaniden kalkıp dosdoğru kendisine doğru uçarken gözlerinikapamadan edemedi.

Yaşayan bir mızrağı andıracak kadar gerilmiş ve daralmışolan K'yorl sülfürün içine, yani onu Cehennem'e, Lloth'unkendisi için seçtiği İşkenceci olan Errtu'nun ellerine götürecekboyuta girdiği anda, Berg'inyon da dahil olmak üzere birçokdrow çığlığı bastı, bazılarının nefesi tekrar kesildi diğerleri iseLloth'un ihtişamına övgüler yağdırdı.

K'yorl'un ardından muazzam bir gürültüyle birlikte iblislergeldi. Kükreyerek Oblodra ev sahasına yıldırımlaryağdırdılar, infilak ederek yeri kavuran alev toplan savurdularve binbir çeşit kör edici güç gösterileri sergilediler. Errtutarafından çekilen iblisler de uzayıp daralarak sül içineuçtular. Matron Baenre ise duyduğu dehşete rağmen yerinikorudu bu dehşeti katıksız bir güç hissine dönüştürdü.

Birkaç saniye içinde bütün iblisler, hatta büyük tanar'rilerbile gitmişti. Matron Baenre her nasıl oluyorsa sülfürüniçinde onların varlığını hâlâ hissedebiliyordu.

Page 245: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Aniden her taraf yine sessizleşti. Birçok kara elf,cezalandırmanın sona erip ermediğini, Oblodra Evi'nin yenibir lider altında yaşamaya devam etmesine izin verilipverilmeyeceğini merak ederek birbirilerine baka. Birçok farklıevin asilzadeleri birbirileriyle işaretleşerek konuştular veBaenre'nin kızlarından birisini üçüncü evin başına geçiripşehir içindeki mükemmel yerini daha da sağlamlaştıracağıhakkındaki endişelerini dile getirdiler.

Ama Baenre'nin aklında öyle düşünceler yoktu. Bu Llothtarafından emredilmiş bir cezalandırmaydı, büsbütün bir ceza,Menzoberranzan'da bir eve şimdiye kadar yapılmış her türlüşeyden daha feci bir ceza. Yine Errtu'nun telepatiktalimatlarına kulak veren Matron Baenre. sülfür parçasınıPençe Yanğfna fırlattı. Törenin tamamlandığını düşünen karaelfler onun etrafmda tezahüratlar kopardığında. Baenreellerini havaya kaldırıp iki yanar açtı ve hepsine Lloth'ungazabına şahit olmalarını emretti.

Ayaklarının altında, Pençe Yanğı'nın içinde başlayan ilkgümbürtüleri hissettiler. Çok sessiz ve çok suskun bir şekildebirkaç tedirgin saniye geçti,

K'yorl'un kızlarından birisi parçalanmış kulenin üzerindekiplatform da belirdi. Kenara koştu ve Matron Baenre 'yeseslenip yalvardı. Bir saniye sonra, Baenre'den hiçbir cevapçıkmayınca, dişi drow yan tarafa, bu; Pençe Yanğf ndakiparmağı andıran uçurumlardan birisine şöyle bir baka.

Gözleri fal taşı gibi açıldı ve attığı çığlıklar şimdiye kadarhiçbi drowun duymadığı kadar dehşet doluydu. Levitasyonbüyüsünün ona sunduğu yüksek yerden, Matron Baenre onun

Page 246: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bakışlarını takip etti tepki ve sırası ona gelmişti. Baenrekollarını genişçe açıp havaya kaldırdı ve ken dişinden geçmişbir halde tanrıçasına baylardı. Bİr saniye sonra, toplanırı karaelfler her şeyi anlayıverdi.

Devasa bir kara dokungaç, Pençe Yanğı'nın kenarındanyukarı süzüld ve kendisini Oblodra Evi'nin etrafına doladı. Onmetre kalınlığında yapışkan ve korkunç şey öbür taraftandolaşıp geri geldiğinde ve ön duvarı sarıp tekrar uçurumadoğru döndüğünde, kara elfler birbirilerine çarpıptökezleyerek bir gelgit dalgası gibi geriledi.

"Baenre!" diye yalvardı sonu gelmiş olan çaresiz Oblodralı.

"Lloth'u inkar ettiniz," diye sakince yanıtladı ilk matronana. "Onun gazabını tadın bakalım!"

Lloth'un hiddeili eli olan dokungaç, Oblodra Evi'ni daha dasıkıca kavradığında mağaranın zemini hafifçe sarsıldı. Yaratıksert bir şekilde yeri süpürmeye başladığında sur bükülüpçöktü.

K'yorl'un kızı, aynı şekilde yıkılmaya başlayan kuledenaşağı atladı. Dokungaçtan kurtulmayı başarmıştı, bir yerlerinikırmış olmasına rağmen hâlâ hayattaydı ve yerde yalıyordu.Üzerine bir kara elf güruhu koşmaya başladı. O grubun içindeUthegental Amigo da vardı ve güçiü silah ustası diğerlerinigeriye itip, sefil yaratığın işini bitirmelerini engelledi. Odran'ıgüçlü kollarına sanp kaldırdı ve dişi drow kızarmış gözleriyleona baktı, hatta sanki kendisini kurtarmaya geldiğiniumuyormuşçasına zayıfça gülümsemeyi de başardı.

Page 247: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Uthegental ona güldü, kadını kafasının üzerine kaldırıp ilerikoştu ve onu dokungacın yanına, eskiden evi olan molozyığınının içine savurdu.

Tezahüratlar, çığlıklar kulakları sağır edecek cinstendi.Dokungaç bütün binalan ve drowlarıyla birlikte OblodraEvi'ni yangın dibine süpürürken çıkan gümbürtü de öyle.

BÖLÜM 15

AÇGÖZLÜLÜK

Paralı asker kel kafasını sağa sola salladı, MatronBaenre'ye karşı! şimdiye kadar yaptığı en cüretkar harekettibu. Şu anda, yani ilk matrofl ananın dehşet verici güçgösterisinden kısa bir süre sonra ve onun Örümcek!Kraliçe'nin en yüksek takdisini kazandığı barizken, Jarlaxle'ınonun plan- lannı sorgulaması daha da tehlikeli görünüyordu.

Triel Baenre, Jarlaxle'a dudak büktü ve Berg'inyongözlerini kapadı;! İkisi de oldukça işe yarayan erkek drowundövülerek öldürüldüğünü görmek istemiyordu. Fakat zalimBladen'Kerst, annesinin bu zevki ona bağışlamasını umarak

Page 248: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

heyecanla dudaklarını yaladı ve beline bağlı duran beş başlı ',kamçısını sıkıca kavradı.

"Korkarım zamanı değil," dedi Jarlaxle açıkça, dobradobra,

"Lloth bana farklı talimatlar veriyor," diye yanıtladı Baenreve basit bir! erkeğin küstahlığım hesaba katınca oldukçasoğukkanlı ve sakin görünüyordu.

"Büyümüzün beklediğimiz gibi işe yaramaya devamedeceğinde™ emin olamayız," diye sebep sundu Jarlaxle.

Baenre başıyla onayladı ve diğerleri annelerinin, paralıaskerin olumsuz bir rol oynamasından memnun kaldığınıoldukça şaşırarak fark ettiler, Jarlaxle'ın sorgulamaları gayetyerindeydi ve aslında, Baenre'nin niyetlendiği yeni ittifakınve Mithril Salonu seferinin detaylarını yerine oturtmasınayardımcı oluyordu.

Bütün bunları hazmeden Triel Baenre annesine şüpheylebaktı. Eğer Matron Baenre, az önce açıkça belirttiği üzeretalimatlarını direkt olarak Örümcek Kraliçe'den aldıysa nedenkendisine karşı çıkılmasını ya da düşüncelerininsorgulanmasını istesin ve hatta buna müsamaha göstersindiki? Matron Baenre, sefere çıkmanın akıllıca bir iş olupolmadığı konusunda ki en temel sorulan neden cevaplandırmaihtiyacı duyuyordu?

"Büyü güvende," diye yanıtladı Baenre.

Page 249: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Jarlaxle bunu kabul etti. Drow şehrinin içinden ve dışındanaldığı her haber bu iddiaya destek veriyor gibiydi. "OblodraEvi'nin yıkım hadisesinden sonra bir ittifak kurmakta hiçzorluk çekmezsiniz. Matron Mez'Barris Armgo zaten enbasından beri destekçi olmuştur ve hiçbir matron ana, onunsizin önderliğinizi takip etmeye korktuğunu, una etmeye dahicüret edemez."

"Pençe Yangı bir sürü evin moloz yığınını barındıracakkadar geniş," dedi Baenre nahoşça.

Jarlaxle sırıttı. "Hakikaten öyle," dedi. "Ve hakikaten dezaman ittifak yamanıdır, artık o ittifak her ne amaç içinkurulacaksa."

"Mithril Salomı'na yürüyüşe geçme zamanıdır," diyesözünü kesti Baenre, sesinde kati bir kararlılıkla,"umutsuzluğumuzdan silkinip ayağa kalkma ve ÖrümcekKraliçe'ye daha büyük bir görkem kazandırma zamanı."

"Birçok kayıp verdik," diye listelemeye cüret etti Jarlaxle."Saldırıda Oblodra Evi ile onların kobold kölelerinin başıçekmesi ve drowlar için kurulan tuzaklarda onların ölmesigerekiyordu."

"Koboldlar Pençe Yangı'ndaki deliklerindençıkartılacaklar," diye onu temin etti Baenre.

Jarlaxle buna itiraz etmedi, ama uçurumun altındakitünelleri -şimdi Oblodra Evi'nin tüm sakinleri öldüğü İçin—herkesten iyi biliyordu. Baenre bir miktar, muhtemelen birkaç

Page 250: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

yüz kobold alabilirdi, ama Oblodra Evi olsaydı binlercesinilenıin ederdi.

"Şehrin hiyerarşisi sorun halinde," diye devam etti paralıasker. "Artık üçüncü ev yok ve dördüncü ev ise malron anasızkaldı. Sizin aileniz de hainin kaçışından ve Dantrag ileVendes'in kaybından aldığı yaralan hâlâ sarmış değil."

Baenre aniden tahtında Öne doğru çıktı. Jarlaxle hiçürkmedi. ama Raenre evlatlarından bir çoğu korkup sindi.Annelerinin, paralı askerin son sözlerindeki gerçeklik payınıanladığından; kardeşlerinin ölümüyle açıkta kalan sorumlulukve fırsatlar için, hayatta kalan çocukları arasında çıkacakönemsiz çekişmelere hiç müsamaha göstermeyeceğindenkorkuyorlardı.

Baenre başladığı kadar hızlı bir şekilde durdu ve tahtınınönünde ayağa kalktı. Tehlikeü bakışlarını toplanmış olanevlatları üzerinde tek tek gezdirdikten sonra dosdoğru küstahparalı askere kenetledi ve, "Gel benimle." diye emretti.

Jarlaxle onun önden buyurması için kenara çekildi veakıllılık edip itaatkar bu- şekilde Baenre'nin ardındanilerlemeye başladı. Triel de onlan lakip etmeye davrandı, amaBaenre hızla geri dönerek kızını durduruverdi. ''Sadece o,"diye hırladı.

Taht odasının merkezinde kara renkli bir sütun vardı.Baenre ile paralı asker yaklaşırken, sütunun görünüştemükemmel ve pürüzsüz olan yüzeyinde bir çatlak belirdi.Çatlak genişledi ve zekice tasarlanmış kapı kayıp açılarakiçerideki silindirik bölmeye girmelerine geçit verdi.

Page 251: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Kapı tekrar kapanıp onlan ailenin geri kalan kısmındanayırdığında, Jarlaxle Baenre'nin bağırmasını, konuşmasını,hatta tehditler savurmasını bekledi. Ama matron ana hiçbirşey söylemedi, sadece zeminde duran deliğe doğru yürüdü.Deliğin üzerine adımını attı ama içeri düşmedi, bunun yerinebir alt seviyeye, yani büyük Baenre tepesinin üçüncü katınadoğru büyülü bir enerji akımıyla birlikte süzüldü. Jarlaxle, yolaçılır açılmaz onu takip etti. Fakat yine de, üçüncü kata indiğivakit, hızla İlerleyip bir diğer delikten aşağa süzülmekte olanmatron anaya yetişmek için acele etmesi gerekti. Matron anabir alt kata ve ondan sonraki kata indi, ta ki dev dikittepesinin altında bulunan zindanlara gelinceye dek yolunadevam etli.

Baenre hâlâ hiçbir açıklamada bulunmamış ve Jarlaxleburada kert dişinin esir edilip edilmeyeceği konusundameraklanmaya başlamıştı. Birçok drow, hatta asilzadeler bile,bu feci kadere kurban gidebilirdi; birçoğunun Baenre esiriolarak bir asırdan uzun süre burada tutulduğu, aralıksız olarakişkence gördüğü ve tekrar işkence edilebilmesi için rahibelertarafından iyileştirildiği hakkında söylentiler mevcuttu.

Baenre'nin elini şöyle bir savuruşu, bir hücre kapısınınönünde duran iki muhafızın aceleyle kaçışmasını sağladı.

Jarlaxle, Baenre'nin ardından hücreye girip de garipgörünüşlü, iri göğüslü bir cücenin karşı duvara zincirlenmişolduğunu gördüğünde en azından rahatladığı kadarmeraklandı ve paralı asker dönüp Baenre'ye baktı ve onunalışıldık kolyelerinden birisini —bir cüce dişiyle süslü olanını— takmadığını ancak o zaman fark edebildi.

Page 252: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Yeni mi yakalandı?" diye sordu Jarlaxle, aksindenşüphelendiği halde.

"İki bin yıl önce," diye yanıtladı Baenre. "SanaBattlehammer Klanı'nın atası ve Mithril Salonu'nun kurucusuolan Gandalug Battlehammer'i takdim ederim."

Jarlaxle şaşkınlıkla topukları üzerinde geriledi. Baenre'niııcüce dişinden kolye süsünün çok eski bir cücenin ruhunuiçinde barındırdığı hakkındaki söylentileri elbette ki duymuş,ama bu derdi bir bağlantının söz konuşul olabileceğini aslatahmin etmemişti. Mithril Salonu'na yapılacak bol saldırınınDrizzt Do'Urden ile hiçbir ilgisi olmadığını, o hainin,Baenre'nin çok uzun süredir arzuladığı bir şey için sadece birbağlantı, bir mazeret teşkil etliğini bir anda anlayıverdi.

Jarlaxle aniden, merakla Baenre'ye baktı. "İki bin yıl mı?"diye yüksefcl sesle tekrarladı. Bu sırada, o buruşuk drowunaslen ne kadar da yaşlı olduğuna sessizce hayret etmekteydi.

"Onun ruhunu asırlar boyunca esir tuttum," diye devam ettiBaenreU dosdoğru yaslı cüceye bakarak. "Lloth'unçağrılarımıza kulak veremediği tüm süreç sırasında nesne yokoldu ve Gandalug, bir kez daha canlanmış bir halde burayageldi." Baenre ürperdi, çatık kaşlı yüzünü hırpalanmış, çıplakcücenin uzun, sivri burnuna yaklaştırdı ve bir elini geniş, sertomzuna koydu. "Canlı, ama önce olduğundan daha özgürdeğil."

Gandalug sanki Baenre'nin yüzüne tükürmeye hazırlanırgibi boğazını temizledi. Fakat kadının elindeki yüzükten dışan

Page 253: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bir örümceğin çıkıp omzuna yürüdüğünü ve şimdi boynunadoğru ilerlemekte olduğunu fark ettiğinde durdu.

Gandalug, Baenre'nin kendisini Öldürmeyeceğini,amaçladığı fetih için ona ihtiyaç duyduğunu biliyordu.Ölümden korkmuyordu, tam tersine ölümü bu ıstıraba veelinde olmadan kendi halkının çöküşüne yardım etmeihtimaline defalarca tercih ederdi. Baenre'nin korkunç zihinyüzücüsü, daha şimdiden Gandalug'un düşüncelerini birkaçkez araştırmış, yaşlı ve inatçı cüceden sertlikle eldeedilemeyecek nitelikte bir sürü bilgi almıştı.

Mantıki olarak Gandaiug'un korkmasına hiçbir sebepyoktu, fakat bu gerçek şimdi onu pek de rahatlatmıyordu.Gandalug örümceklerden her şeyden fazla nefret ederdi.Onlardan nefret eder ve korkardı. Kıllı, sürüngen yaratığıboynunda hissettiği anda donakaldı, gözlerini hiç kırpmadı vealnında boncuk boncuk terler belirdi.

Baenre, evcil örümceğini cücenin boynunda bırakıpuzaklaştı. Yüzünde üstün bir iradeyle Jarlaxle'a doğru döndü;sanki Gandalug'un orada olması, şüpheci paralı askerindüşüncelerinde köklü bir değişiklik yapmalıymış gibi.

Ama yapmıyordu. Jarlaxle, Menzoberranzan'ın MithrilSaionu'nu mağlup edeceğinden, fetih hareketinin başarılıolacağından bir kez olsun şüphe etmemişti. Peki ya fetihtensonrası! Drow şehri karmaşa içindeydi; kısa sürede, OblodraEvi'nin yıkımı ve Ghenni'tiroth Tlabbar'ın ölümüyle açıktakalan mevkilerin doldurulması konusunda şiddetlimücadeleler yaşanacak, hatta belki de açıktan açığa savaşpatlak verecekti. Gizli çetesiyle birlikte asırlardır felaketin

Page 254: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

eşiğinde yaşayan paralı asker, güç sınırın! haddinden fazlagenişletmenin tehlikelerini anlıyordu. Birisi gücünügereğinden fazla büyütmeye çalışırsa, hepsinin birden kolaycayıkılabileceğini biliyordu. Ama Jarlaxle, aynı zamandaMatron Baenre'yi ikna edemeyeceğini de biliyordu. 'Öyleolsun bakalım," diye karar verdi. Bırak, Baenre artıkkendisinden daha fazla itiraz görmeden Mithril Salonu'nayürüsün. Flatta ona cesaret bile verecekti. Eğer her şeyplanlandığı gibi giderse, o zaman herkes için daha iyi olurdu.Eğer gitmezse...

Jarlaxle, o ihtimalleri düşünüp taşınma zahmetine girmedi.Gromph'un konumunu, büyücünün uğradığı hüsranlarıbiliyordu. Aynı şekilde, neredeyse tamamı erkeklerden oluşanBregan D'aerthe'nin uğradığı hû lan da biliyordu. BırakBaenre, Mithril Salonu'na saldırsın. Eğer başarılı olursa, ozaman Jarlaxle, Baenre'nin kendi 'tavsiyesine kulak veripumutsuzluğundan silkinir ve ayağa kalkardı." Gerçekten de.

BÖLÜM 16

AÇIK KALPLER

Page 255: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt genç kadını, bunca haftadır anirenman yapmaktaolduğu doğuya bakan platoda, iradesi kuvvetli lalıcı üzerindeen sonunda konlrol sağlamayı başardığı noktada buldu. Güneşarkalarında, gökyüzünün aşağısında asılı duruyor ve dağlarınüzerinde uzun gölgeler oynaşıyordu. Gecenin ilk yıldızlanbelirmiş, net bir şekilde parlıyor, Gümüşay ve onundoğusunda kalan Sıındabar üzerinde göz kırpıyordu.

Cattibrie, bacaklarını bükmüş ve dizlerini sıkıca göğsüneçekmiş bir halde kıpırtısız oturmaktaydı. Neredeyse sessizolan drowun yaklaştığını duyduysa bile hiçbir işaretgöstermedi, sadece giderek derinleşen karanlığa bakarak ilerigeri sallandı.

"Gece çok güzel," dedi Drizzt. Sesini duyunca Cattibrie'ınürküp sıçramaması, Drizzt'e kadının onun geldiğini fark etmişolduğunu belirtti. "Ama rüzgar ayaz."

"Kış güçlü geliyor," diye hafifçe yanıtladı Cattibrie,bakışlarını karar-nııs doğu göğünden hiç ayırmadan.

Drizzt verecek bir cevap aradı, çünkü konuşmaya devameünek istiyordu. Kendisini oldukça acayip hissediyordu ve buçok garipti, zira Cattibrie'ı tanıdığı bunca yıl içinde aralarındahiç bu denli bir gerginlik olmamıştı. Drow ilerledi veCattibrie'ın yanına çömeldi. Fakat kadına bakmadı, tıpkıkadının da kendisine bakmadığı gibi.

"Bu gece Guenhwyvar'ı çağıracağım,"diye bildirdi Drizzt

Cattibrie basıyla onayladı.

Page 256: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Genç kadının devam eden sessizliği drovra hazırlıksızyakalamıştı. Heykelcik onanldıktan sonra Guenhwyvar'ı ilkdefa çağıracak olması hiç de önemsiz bir şey değildi. Acabaheykelciğin büyüsü gerektiği gibi işe yarayıp Gııenhwyvar'ınonun yanına geri dönmesini sağlayacak mıydı? Frei işeyarayacağı konusunda onu temin eimişti etmesine, ama Drizztiş başarıyla tamamlanana ve panter iyileşmiş olarak onunyanına gelene kadar ne emin olabilir, ne de rahat edebilirdi.

Bu mesele Cattibrie için de önemli olmalıydı. O da en azDrizzt'in önemsediği kadar önemsemeliydi, zira o veGuenhwyvar birbirilerine çok yakınlardı. Yine de genç kadınbir cevap vermemişti ve sessizliği, hiddetlenmeye başlayanDrizzt'in dönüp ona dikkatle bakmasına sebep oldu.

Mavi gözlerinin perçeminde yaşlar gördü. Bu yaşlar,Drizzt'in bütün hiddetini alıp götürdü ve kendisiyle Cattibriearasında yaşanan şeyin, görünüşe bakılırsa pek de derinleregömülmemiş olduğunu ona söyledi. En! son görüşmelerinde,tam bu noktada karşılaşmış ve ikisi de sormak istediklerisoruları bir kılıç dövüşünün enerjisi ardına gizlemişlerdi. Oanda Cattibrie'in konsantrasyonunun tam olması gerekliydi,tabii aynı şekilde kılıca hakim olmaya uğraşmakla geçirdiğiönceki günlerde de. Fakat şimdi o görev başarıylasonuçlanmıştı ve artık o da tıpkı Drizzt gibi düşünmeyezaman bulmuştu. İşte o zaman zarfinda Cattibrie yaşananlarıhatırlamıştı.

"Kalıcın sebep olduğunu biliyorsun, değil mi?" diye sordu,neredeyse yalvarırcasına Cattibrie.

Page 257: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt onu rahatlatma çabasıyla gülümsedi. Cattibrie'ınkendisini Drizzt'in üzerine atmasına sebep olan şey elbette kibilinçli kılıcın ta kendisiydi. Sebebi tamamen kılıçlı, yalnızcakılıç. Ama Drizzt'in —ki ona bakınca gördüğü üzereCattibrie'ın da—gönlünün büyük bir kısmı bunun aksininolmuş olmasını diliyordu. Bir süredir aralarında yadsınamazderecede bir gerginlik, karmaşık bir durum mevcuttu, kiKhazid'hea'nm kadını kontrol altına almasından sonra budurum daha da kötüleşmişti.

"Beni itmekle iyi yapün," dedi Cattibrie ve homurdampboğazını temizlemek suretiyle burun çekişini gizledi.

Drizzt vereceği cevabın muhtemel ağırlığının farkınavararak uzun biri süre duraksadı. "Seni sadece kabzayıgördüğüm için ittim," dedi. Bu cümle, Cattibrie'ın ilgisinidoğu göğünden ayınp drowa bakmasını ve kendi derin^ mavigözlerini onun menekşe renkli gözlerine kenetlemesinisağladı.

"Sebebi kılıçtı," dedi Drizzt sessizce. "Sadece kıhç."

Cattibrie gözünü dahi kırpmıyor ve zar zor nefesalabiliyordu. Drowun ne kadar da soyluca davranmışolduğunu düşündü. Diğer bir sürü erkek, hiç soru sormadanbu durumdan faydalanırdı. 'Peki bu kötü bir şey mi* olurdu?'diye kendisine sormadan edemedi genç kadın. Drizzt içinbeslediği hisler derin ve samimiydi, aralarında bir dostluk vesevgi bağı vardı. 'Drizzt o odada benimle sevişseydi körü müolurdu?'

Page 258: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

'Evet,' diye karar verdi. İkisi için de kötü olurdu. Zira onavücudunu sunmuş olsa bile o sırada kontrol Khazid'hea'daydı.Zaten şu anda dahi aralarında garip bir hava mevcuttu; eğerDrizzt, Cattibrie'ın kendisine beslediğini bildiği hislere boyuneğmiş, o uygunsuz durumda bu denli soylu bir davranışsergilemeyip kendisine sunulan cazibeye yenik düşmüşolsaydı, muhtemelen ikisi de bir daha birbirilerinin gözlerinebakamazdı.

Dağların yukseklerindeki sessiz bir platoda, soğuk, taze birrüzgar ve parlayan yıldızlar altında göz göze geldikleri gibiasla birbirlerine bakamazlardı. "Sen iyi bir adamsın, DrizztDo'Urden," dedi minnettar kadın, samimi bir gülümsemeyle.

"Aslında pek adam sayılmam," diye yanıtladı Drizztgülerek ve gerginlik biraz rahatladığı için memnun olarak.

Fakat bu rahatlama sadece geçiciydi. Drowun kahkahası vekadının gülümsemesi neredeyse derhal kayboldu ve onlarıyine aynı yerde, romantizmle korku arasında takılıp kalmışolan aynı garip an içinde bırakıverdi. Cattibrie tekrar göğebaktı ve Drizzt de aynısını yaptı. "Biliyorsun, onusevmiştim," dedi genç kadın. "Hâlâ da seviyorsun," diyeyanıtladı Drizzt. Genç kadın tekrar dönüp ona baktığında,drowun yüzünde bir gülümseme belirdi.

Kadın neredeyse derhal kafesini çevirip parlak yıldızlaradoğru döndü ve Wulfgar'ı düşündü.

"Onunla evlenecektin," diye devam etti Drizzt. Cattibriebundan pek emin değildi işte. Wulfgar'a beslediği içtensevgiye rağmen, genç barbar, ırkının ve kadınlara eşler değil

Page 259: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

hizmetkarlar olarak bakan bir toplumun etkilerini etrafınayansıtıyordu. Wulfgar, kabile hayatının sığ görüşlüdüşüncelerinin birçoğunu aşmayı başarmıştı, fakat Cattibrieile düğünü yaklaştığında ona karşı hakaret derecesine varacakkadar aşın koruyucu bir hal almıştı. İşte her şey bir yana,gururlu ve becerikli Cattibrie'ın müsamaha göstermeyeceği debuydu.

Şüpheleri Cattibrie'ın yüzünden net bir şekildegörülebiliyordu ve onu herkesten iyi tanıyan Drizzt bunukolayca okuyabildi.

"Onunla evlenecektin," dedi yine, kararlı ses tonuylaCattibrie'ı kendisine bakmaya zorlayarak.

"Wulfgar ahmak değildi," diye devam etti Drizzt. "Bütünsuçu Entreri'ye ve buçukluğun mücevherine atayım deme,"diye uyardı Cattibrie. Drow akıncı birliği tehlikesiatlatıldıktan ve Wulfgar'ın ölümünden sonra Drizzt ona veBruenor'a (ki bu varsayımın doğrulanmasını işitmeye belki deherkesten fazla ihtiyaç duyan kişi de cüceydi) Regis'inkılığına bürünen Entreri'nin, yakut süsün hipnotize edicigüçlerini Wulfgar üzerinde kullandığını anlatmıştı. Fakat buteori, barbarın aşırı davranışlarını tam anlamıylaaçıklamıyordu, zira Wulfgar, Entreri Mithril Salonu'nagelmeden çok önce o yolda ilerlemeye başlamıştı.

"Kesinlikle mücevher Wulfgar'ı daha da itti," diye karşılıkverdi Drizzt.

"Onu gitmek istediği yere doğru itti."

Page 260: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bizler, yani Mithril Salonu ve yakın civarının savunucuları,hazırlıkların sonuna, drowların geleceği zamana yaklaşırkengerçekten hayret veren ve içimi ısıtan bir şey fark ettim.

Ben drowum. Derim benim farklı olduğumu kanıtlıyor.Abanoz rengi ırkımı açıkça ve yadsınamaz bir şekilde gözlerönüne seriyor. Yine de ba tek bir dik bakış bile atılmadı,Harpeller ve Vzunathlar 'dan tek bir dehşet edası dahigelmedi, dengesiz Berkthgar 'dan ve onun savaşçı halkındantek bir hiddetli söz dahi işitmedim. Ve hiçbir cüce, hatta cüceolmayan hiç kimseden hoşlanmayan General Dagna bilebana doğru parmağını suçlayıcı bir tavırla uzatmadı.

Drowların benim için mi, yoksa zengin cüce tesisinin vaatettiği hazineler için mi geldiğini bilmiyorduk. Sebebi herneydiyse, savunucular nazarında ben hiç suçlu değildim.Birçok aydır kendisini suçlayıp duran, bir önceki akında,Wulfgar'ın ölümüne şahit olan dostunu ta Menzoberranzan'akadar takip etmek zorunda kalan Cattibrie konusunda hepvicdan azab çeken benim için bu ne kadar müthiş bir histi.

Bu ağır tasmayı boynuma asmıştım ve yine de, en az benimkadar çok ( kaybedecek şeyi olan diğerleri, üzerime hiçbir yükbindirmediler.

Benimki gibi bir geçmişe sahip birisi için bunu farketmenin ne kadar özel bir şey olduğunu anlayamazsınız. Bu,içten bir dostluk işaretiydi ve onu, çok daha önemli yapan şeyise, kasıtsızca, üzerinde düşünülmeden ve belli bir amaçgütmeden gösterilmiş olmasıydı. Geçmişimde "dostlarım "çok sık olarak böyle hareketleri, sanki benden çok kendilerinebir şeyler kanıtlamak istiyormuş gibi sergilerdi. Aramızdaki

Page 261: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bariz farklılığın, mesela derimin renginin ötesinebakabildikleri için kendilerini daha iyi hissederlerdi.

Guenhwyvar bunu asla yapmadı, Bruenor bunu aslayapmadı. Cattibrie ve Regis de öyle. Wulfgar ilk başta benihor görmüştü, hem de açıkta açığa ve hiçbir sebebi olmadan,sadece drow olduğum için. Hepsi dürüstlerdi ve bu sebeplehepsi de her zaman dostumdu. Fakat savaş hazırlıklarıylageçen o günlerde, bu dostluk küresinin kat kat genişlediğinigördüm. Mithril Salonu cücelerinin, Konaktaş'lı erkek vekadınların, daha birçok, birçok kişinin beni gerçeklen dekabul etmiş olduğunu öğrendim.

İşte dostluğun dürüst doğası budur. Sadece samimiolduğunda ve bencillikten sıyrıldığında bulunur Böylece, ogünlerde Drizzt Do'Urden Menzoberranzan'dan olmadığınıilk kez ve kesin bir şekilde öğrendi.Suçluluk tasmasınıüzerimden attım. Gülümsedim.

BÖLÜM 17

BLINGDENSTONE

Page 262: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Onlar gölgeler arasında gezinen gölgelerdi. Gözlegörülmeden yok olan hareketlerden ibaretlerdi ve çıtlan dahiçıkmıyordu. Sağ kanat, sol kanat ve merkezi birlik seklindekibir savaş düzeninde üç yüz kara elf ilerliyor olsa dahi hiç sesyoktu.

Drowlar Menzobenanzan'ın batısına gelmiş, onları doğuyave yüzeye, yani Mithril Salonu'na götürecek olan daha kolayve daha geniş tünelleri; arıyorlardı. Drowlann diğer herkestenfazla nefret ettiği svirfheblilerin şehri olan Blingdenstone pekuzakta değildi ve bu gerçek de, izledikleri dolambaçlı rotanınsunduğu bir diğer faydaydı.

Uthegental Argmo, küçük ve korunaklı bir oyuğun içindeduraksadı. Tüneller bu civarda genişti, hem de rahatsızlıkverecek derecede. Svirfhebliler taktikçi ve teknisyendi; birçatışmada daha sessiz ve daha bireysel olan drowlarla başaçıkmak için sıkı savaş formasyonlarına, hatta savaşmakinelerine başvurulardı. Uthegental biliyordu ki, butünellerin gelişmesi, ne bir tesadüftü, ne de doğanın birsonucu. Bu savaş alanı, çok uzun bir süre! önce düşmantarafından hazırlanmıştı.

Peki neredelerdi? Uthegental yanında üç yüz drowlabirlikte, sekiz bin kara elf ve binlerce iki ayaklı köledenoluşan bir orduya öncülük ederek onların bölgesine germişti.Ve yine de, Blingdenstone onun durduğu yerden yirmi dakikadahi uzakta olmadığı halde —ki gözcüleri bundan daha ya birmesafedeydi— svirfvneblilerden hiçbir iz yoktu.

Barrison derArmgo'mın vahşi hamisi hiç mutlu değildi.Uthegent işlerin tahmin edildiği gibi gitmesinden hoşlanırdı,

Page 263: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

en azından düşmanlar söz konusu olduğunda. Kendisiylesavaşanların, şimdiye kadar gnomlara bir çatışmaya girmişolacağını ummuştu. Bu grubun, yani kendisinin, bütün drowordusunun en önünde olması da bir tesadüf değildi. Baenre,Mez'Barris'e bir imtiyaz tanımıştı ama o imtiyazla birliktesorumluluk gelmişti, ki Matron Mez'Barris o sorumluluğuderhal Uthegental’in iri omuzlarına yüklemişti. Barnsondel'Armgo Evi'nin bu savaştan büyük bir başarıyla çıkmasıgerekiyordu, özellikle de Matron Baenre'nin, Oblodra Evi'ninyıkımında sergilediği inanılmaz gövde gösterisinin ardından.Mithril Salonu meselesi hallolduğunda Menzoberranzan'dakigüç düzeninin yeniden yapılanmasının başlaması muhtemeldi.Evler arası savaşlar kaçınılmaz gibi görünüyordu. Üstüneüstlük, doldurulması gereken büyük boşluklar, mevkiitibarıyla Barrison derArmgo Evi'nin hemen ardındabulunuyordu.

Matron Mez'Barris işte bu sebeple Matron Baenre'ye kesinbir sadakat yemini etmişti, tabii sefere katılmakan kişiselolarak muaf tutulması karşılığında. O, Menzoberranzan'dakalacak, evinin mevkiini sağlamlaştırmak ve Baenre Evi'nidaha başka hareketlerden korumak üzere bir yalanlar vemüttefikler ağı örme işinde Triel Baenre ile birlikte sıkı birçalışmaya girişecekti. Mithril Salonu'nda işler o kadar da iyigitmezse kendisinin de saldırıya açık olacağını bilen Baenrede onun bu teklifim kabul etmişti.

Evinin matron anası Menzoberranzan'da kalmış olduğuiçin, Barrison del'Armgo adına şan şöhret kazanmakUthegental'e düşüyordu. Vahşi savaşçı bu görevdenmemnundu, ama aynı zamanda stresliydi. Gergin bir enerjiyle

Page 264: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

dolu olan Uthegental, yaklaşan hadiseye duyduğu açlığıbastırmak, acımasız tridentinin ucunu düşman kanıylaıslatmak için bir savaş, herhangi bir savaş istiyordu.

'Peki o çirkin svirfhebliler nerede?' diye merak etti. Seferplanında Blingdenstone şehir merkezine herhangi bir saldırıemri yoktu, yani en azından gidiş yolunda. Eğer gnom şehrinebir saldırı yapılacaktıysa, o da Mithril Salonu'ndan dönüşte,yani esas hedefe ulaşıldıktan sonra gerçekleşecekti. Fakatsvirfhebli savunma hatlarını denemesi ve savasçılarıylabirlikte açık tünellerde karşılaştıkları bütün gnomlariaçatışmaya girmesi konusunda Uthegental'e izin verilmişti.

Uthegental bunun için can atıyordu. Eğer gnom savunmahatlarını bulup suladıktan sonra işine yarar niteliktekiboşlukları tespit edebilirse, işi bir adını daha ileri götürmeyeçok önceden karar vermişti ve Baenre'nin yanına tridentininucunda svifinebli kralının kellesiyle dönmeyi umut ediyordu.

Bütün övgüler Barrsion derArmgo içindi.

Ulaklardan birisi geriye gelip mulıaıizlan aştı ve vahşisavaşçının hemen yanında bitiverdi. Dişinin parmaklan sessizdrow lisanında hızla hareket ederek şehre daha dayaklaştığını, çok fazla sokulduğunu, hatta Blingdenstone'undevasa ön kapısına giden basamakları görecek kadaryaklaştığını açıkladı. Ama svirfhebiilere ait hiçbir izerastlamamıştı.

Bu bir pusu olmalıydı; deneyimli silah ustasının bütüniçgüdüleri ona svirfheblilerin tüm güçleriyle içeride gizlenipbeklediklerini söylüyordu. Neredeyse diğer tüm kara elfler (ki

Page 265: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

onlar başkalarıyla savaşırken tedbirli olmalarıyla tanınan birırktı, bunun büyük bir sebebi de eğer doğruzamanda saldırırlarsa bu çatışmaları her zamankazanabileceklerini bilmeleriydi) bu noktada vazgeçerdi.Aslında Uthegental'in esas görevi, yani keşif gezisi şimdisona ermişti ve duymaktan memnun olacağı bir raporlabirlikte Matron Baenre'nin Yanına geri dönebilirdi.

Ama vahşi Uthegental diğer drowlar gibi değildi. Hiçrahatlamamıştı, tam tersine hiddetten köpürüyordu.

'Beni oraya götür,' diye parmaklarıyla işaret etti, dişi ulağışaşırtarak, 'Sen çok değerlim!' dişinin elleri cevap verdi.

"Hepimizi!" diye kükredi Uthegental, yükselttiği sesiyleetrafındaki birçok kara elfi şaşkına çevirerek. Ama Uthegentalhiç ürkmemişti ve pes etmeyecekti. "Emri bütün saflarayayın," diye devam etti, "Blingdenstone'un kapısına kadarbeni takip edecekler!"

Birçok drow askeri birbirlerine gergin bakışlar attılar.Sayılan üç yüzdü ve bu da çok çetin bir kuvvetti. AmaBlingdenstone'da bu sayının birçok katı mevcuttu, ayrıcahilelerle dolu olan ve sık sık Toprak Düzlemi'nden gelengüçlü canavarlarla ittifak yapan svirhebliler kolay düşmanlardeğildi. Yine de, kara elflerden bir tanesi bile UthegentalArmgo'ya karşı çıkamazdı, özellikle de Matron Baenre'nin buöncü gruptan ne beklediğini bilen tek kişi o olduğu için.

Böylece hepsi birlikte basamaklara vardılar ve tırmanıpBlingdenstone'un kapılarına geldiler —ki bir drowmühendisin fark ettiği üzere bu kapılarda kurnaz bir tuzak

Page 266: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

vardı, eğer kapılar açılırsa, sivri çıkıntılarla dolu koca tavankafalanna çökecekti. Uthegental bu grup için tayin edilmişolan bir rahibeyi yanına çağırdı.

'İçimizden birisini bu engelin ardına geçirebilir misin?' diyeparmaklarıyla sordu ve dişi drow başıyla onayladı.

Uthegental, svirfnebli şehrine bizzat kendisinin gireceğiniişaret ederek herkesi şaşırtmaya devam etti. Bu daha önceduyulmamış bir istekti. Hiçbir drow lideri ilk olarak içerigirmezdi; avam askerler bu iş için vardı.

Ama yine, Uthegental'e kim karşı çıkabilirdi ki? Aslındarahibe, bu kendini beğenmiş erkeğin paramparça edilmesinigerçekten de hiç umursamıyordu. Derhal büyüyü yapmayabaşladı. Bu büyü Uthegental'i bir hayalet gibi maddcsizyapacak ve vücudunu en küçük çatlağın içinden geçebilecekbir hale dönüştürecekti. Büyü tamamlandığında, cesurUthegental hiç tereddüt etmeden içeri daldı ve geri dönmediğitaktirde neler yapmalan gerektiğine dair talimat vermezahmetine dahi girmedi.

Kibirli ve kendisinden son derece emin olan Uthegentalbunun olacağını düşünmüyordu.

Birkaç dakika sonra, bir uçtan bir uca kadar örülen siperlerve barikatlarla dolu olan muhafız dairelerini geçtiğindeUthegental, Drizztl Do'Urden'den sonra yuvarlak hatlı doğalsvirfhebli evlerini ve gnomlann şehrini oluşturan dolambaçlı,gösterişsiz yollan gören ikinci drow oldu. Blingdenstone,Menzoberranzan'dan ne kadar da farklıydı; bir kara eifin dahaçok hoşuna gidecek şekilde oyulup şekillendirilmemiş,

Page 267: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

gnomlann mağaralar içinde bulduğu doğal şekillere uyumsağlanarak inşa edilmişti.

Her şeyin kendi kontrolü altında olmasını isteyenUthegentalbunu çok itici buldu. Aynı zamanda svirfheblikentlerinin en eskisi ve en kutsalı olan bu şehri terkedilmişbuldu.

Belwar Dissengulp, Blingdenstone'un çok batısında kalanderin bir mağaranın kenarından dışarı baktı ve KralSchıücktick'i gnom şehrini terk etme konusunda ikna etmekleiyi bir iş yapıp yapmadığını düşündü. En saygıdeğer oyuksorumlusu büyü geri döndüğü için drowlann kesinlikle MidiniSalonu'na yürüyüşe geçeceğini söylemiş ve bu rotanın onlantehlike arz edecek derecede Blingdenstone'a yaklaştıracağınıbildiğini belirtmişti.

Kara elflerin yürüyüşe geçeceği konusunda dosUarmı iknaetmekte pek güçlük çekmemiş olsa da, Blingdenstone'danayrılma, öylece eşyalarını toplayıp kadim anayurtlarım terketme düşüncesi hiç iyi değildi. İki bin yıldan uzun bir süredirgnomlar Menzoberranzan'ın tehditkar gölgesi altında yaşamışve birçok sefer, drowlann bütün güçleriyle savaşa geleceğinisanmışlardı.

'Bu seferki farklı,' diye karara vardı Belwar ve onlara dabunu söyledi. Konuşması coşku doluydu ve o feci şehirdenkaçmış olan drow dostu ile arasındaki ilişkinin ağırlığınılaşıyordu. Yine de Belwar, Schnicktick'i ve diğerlerini iknaetmekten çok uzaktaydı, ta ki Konsey Üyesi Firble da onunfikrine destek vererek söze kanşana kadar.

Page 268: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

'Bu seferki gerçekten de farklı,' demişti Firble onlara, bütünsamrmiyetiyle. Bu sefer bütün Menzoberranzan bir arayagelecekti ve saldırılar tek bir evin hırs dolu araştırmahareketlerinden ibaret olmayacaktı. Bu sefer gnomlar veyürüyüşe geçen drowlann yoluna çıkacak kadar bahtsızolanlar, kendilerini kurtarmak için evler arası çekişmelere belbağlayamazdı. Firble, Oblodra Evi'nin yıkımını Jarlaxle'danöğrenmişti; svirfiıebli rahipler tarafından Menzoberranzan’ınaltından gizlice Pençe Yangı'nm içme gönderilen bir toprakelementali, üçüncü evm kesin bir şekilde yok edilmişolduğunu doğrulamıştı. Bunun sonucunda, en sonbuluşınalannda Jarlaxle ona "Drizzt Do'Urden'i barındırmanınakıllıca bir iş olmadığı" konusunda ipucu verince, drowusullerini iyi anlayan Firble, kara elflerin gerçekten de.

Üçüncü evi kesin bir şekilde yok edene duyduklarıkorkuyla birleşerek Mithril Salonu'na yürüyüşe geçeceğisonucuna varmıştı.

Böylece svirfhebliler bu meşum muhtıra üzerineBlingdenstone'u terk etmişlerdi ve Belwar onların ayrılışındakritik bir rol oynamıştı. Bunun sorumluluğu şimdi oyuksorumlusunun omuzlarına ağır bir yük gibi biniyor, tehlikeninyakınlarda olduğunu sandığı zaman kulağına çok mantıklıgelen o karan bir kez daha düşünmesini sağlıyordu. Burada,batıdaki tüneller sessizdi ve sanki düşman kara elfler gölgelerarasında geziniyormuşcasına ürkütücü bir havası da yoktu.Tüneller barış sessizliğindeydi; Belwar'ın sezdiği savaş isebinlerce mil ve binlerce yıl uzakta gibi görünüyordu.

Diğer gnomlar da bunu hissediyordu. Belwar,Blingdenstone'u terk etme kararının (en iyimser yorumla)

Page 269: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ahmakça olduğu hakkında birçok kişinin şikayet ettiğinekulak misafiri olmuştu.

Belwar, sadece en son svirfhebli de şehri terk ettiğinde veuzun kervan batıya doğru yola koyulduğunda oradanayrılmanın ağırlığını, üzerine binen duygusal yükü farketmişti. Gnomlar şehirlerini terk etmekle drowlarla boyölçüşemeyeceklerini, kendilerini veya yurtlarını kara elflerdenkoruyamayacaklarını kabul etmiş oluyorlardı. Bu gerçekkonusunda birçok svirfhebli rahatsızlık duyuyordu, belki deBelwar da onlara dahildi. Güvenlik içinde olma, samanlarınıngüçleri ve hatta tanrılarının görkemi konusundaki bütüninançları tek bir damla svirhebli kanı dahi dökülmedensarsılmıştı.

Belwar kendisini korkak gibi hissediyordu.

En saygıdeğer oyuk sorumlusu, hâlâ Blingdenstone'ukollayan gözlerin mevcut olduğu gerçeğiyle biraz tesellibuluyordu. Taşlara karışmış bir dost elementale oradabekleyip izlemesi ve onu çağırmış olan svirfhebli samanlarınageri dönüp haber vermesi emredilmişti. Eğer kara elfler,,Belwar'ın beklediği gibi şehre girmişse gnomlar bundanhaberdar olacaktı.

Peki ya gelmemişlerse?' diye sorguladı Belwar kendikendisine. Eğer o ve Firble yamlmışsa ve drow!ar yürüyüşegeçmezse, o zaman svirfhebliler tedbir uğruna ne gibi birkayıp vermiş olacaktı?

İçlerinden herhangi biri bir daha Blindenstone'da kendisinigüvende hissedebilir miydi?

Page 270: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Matron Baenre, Uthegental'in gnom şehrinin terk edilmişolduğuna! dair verdiği haberden hiç memnun kalmamıştı.Fakat ifadesi ne kadar tersi olsa büe, yanında duranBerg'inyon'un yüzündeki bariz nefretle boy ölçüşemezdi.İkinci evin güçlü hamisin: incelerken Berg'inyon'un gözleritehditkar bir şekilde kısıldı ve kendisine meydan okunduğunugören Uthegental bu meşum bakışlara gayet iyi karşılık verdi.

Baenre, Berg'inyon'un hiddetinin sebebini anlıyordu vekendisi de Uthegental'in Btingdenstone'a girme İşinikendisinin üstlenmiş olmasından memnun değildi. Budavranış, Mez'Barris'in ne kadar çaresiz olduğunu net birşekilde gösteriyordu. Mez'Barris, Matron Baenre'ninOblodra'ya karşı sergilediği gövde gösterisinin gölgesi altındakendisini bariz bir şekilde savunmasız hissediyordu ve busebeple Uthegental'in geniş omuzlarına çok büyük bir yükbindirmişti.

Uthegental, Barrison derArmgo'nun sanı için yola çıkmıştıve Matron Baenre bunu biliyordu; beraberinde üç yüzdenfazla drow savasçısıyla gözü dönmüş bir halde şehreyürümüştü.

Berg'inyon için bu iyi bir şey değildi, zira kuvvetli silahustasıyla dosdoğru rekabet içinde olan kişi Matron Baenredeğil kendisiydi.

Matron Baenre bu haberleri, oğlunun yüz ifadesininışığında yeniden düşünüp tarttı ve en sonunda Uthegenlal'inyapmaya cesaret ettiği bu hareketin iyi bir şey olduğusonucuna vardı. Aralarındaki çekişme, Berg'inyon'umükemmelliğe teşvik edecekti. Ve eğer oğlu basansızlığa

Page 271: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

uğrarsa ve Drizzt Do'Urden'i öldüren kişi Uthegental olursa(zira ikisinin de elde etmeyi istediği ödül bariz bir şekildebuydu) ya da Berg'inyon bu sırada Uthegental tarafindanöldürülürse bile önemli değildi. Bu fetih hareketi BaenreEvi'nden, hatta herhangi birinin kişisel amaçlarından dahabüyüktü tabii, elbette ki Matron Baenre'nin amaçlarıharicinde.

Mithril Salonu fethedildiğinde oğluna ne olursa olsun,Baenre Örümcek Kraliçe'nin en yüksek takdirini kazanacaktıve diğer herkes ona karşı güçlerini birleştirse dahi kendi evidiğer evlerin entrikalarının üzerine yükselecekti!

"Çekilebilirsin," dedi Baenre, Uthegental. "En Öndekiyerine geri dön."

Kirpi saçlı silah ustası, gözlerini Berg'inyon'dan hiçayırmadan şeytanca güldü ve eğilip reverans yaptı. Sonraayrılmak üzere topuğu üzerinde döndü, ama Baenre ona birkez daha hitap ettiğinde derhal geri baktı.

"Ve eğer kaçan svirfheblerin izlerine rastlayacak olursan”dedi Baenre, duraksayıp bakışlarını Uthegental'denBerg'inyon'a çevirerek, "takibe başladığınız konusunda banabilgi vermesi için bir ulak yolla."

Uthegental'in testere gibi sivri dişlerini göstererek takındığısıntış neredeyse kulaklarına değecek kadar yayılırken,Berg'inyon'un omuzlan çöküverdi. Ulhegenial tekrar eğilipreverans yaptı ve hızla uzaklaştı.

Page 272: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"svirhebliler güçlü düşmanlardır," dedi Baenre kayıtsızca,sözlerini Berg'inyon için söyleyerek. "Onu ve birliğinintümünü öldürecekler." Bu iddiaya esasında inanmıyordu vebunu sadece Berg'inyon'un içini rahatlatmak için söylemişti.Fakat zeki oğluna baktığında onun da buna inanmadığını farketti.

"Ve eğer öyle olmazsa," dedi Baenre, diğer tarafa,umursamaz bin tavırla yanında duran, oldukça sıkılmış gibigörünen Quenthel ve her zaman oldukça sıkılmış gibi görünenMethil'e doğru dönerek, "gnomiar o kadar daj büyük bir ödülsayılmaz." Matron ananın bakışları hızla Berg'inyon'a geridöndü. "Bu saldırının esas ödülünü biliyoruz," dedi, sesi vahşibir hırıltı halinde çıkarak. Kendi büyük amacıylaBerg'inyon'un amacının ayna olmadığını belirtme zahmetinegirmedi.

Bu cümle, genç silah ustasında anlık bir etki yarattı. Annesiona çekilme izni vererek elini sallar sallamaz hazır olduruşuna geçti ve kertenkelesiyle uzaklaştı.

Baenre, Quenthel'e doğru döndü. 'Uthegental'in askerleriarasına casuslar yerleştir,' diye hafifçe parmaklarıyla işaretetti. Baenre, biraz durup vahşi silah ustasını ve eğer o casuslarortaya çıkarsa neler yapacağını düşündü. 'Erkek olsunlar,'diye ekledi ve Quenthel bunu onayladı.

Erkekler harcanabilirdi.

Ordunun tam ortasında havada süzülen diskinin üzerindetek başına oturmakta olan Matron Baenre, düşüncelerini dahaönemii meselelere' yoğunlaştırdı. Berg'inyon ile Uthegental

Page 273: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

arasındaki rekabet pek önemli değildi, Uthegental'in görünüşebakılırsa emirlere aldırış etmiyor olması da. öyle. Daharahatsız edici olan şey svirfheblilerin ortada olmayışıydı.Yoksa, Baenre ile onlusu yürüyüşe geçip şehirdenuzaklaşırken, o aşağılık gnomlar, Menzoberranzan'a bir saldındüzenlemeyi planlıyor olabilir miydi?

Bu saçma bir düşünceydi, Matron Baenre'nin çabucakaklından savuşturacağı cinsten bir düşünce. Kara elflerinyansından fazlası, Mez'Barris Armgo, Triel ve Gromph'undikkatli denetimi altında Menzoberranzan'da kalmıştı. Eğergnomlar saldırırsa kesin şekilde yok edilirlerdi, ki bu daÖrümcek Kraliçe'nin şanına daha çok yakışırdı.

Ama şehir savunmalarım düşünürken, kendisine karşıhazırlanan bin komplo fikri Baenre'nin zihnini kemiriyordu.

Çok uzakta olmayan ve Baenre'nin her düşüncesini okuyanMethil'den, 'Triel size sadık ve kontrol altında,' diye telepatikbir güvence geldi.

Baenre bunun üzerine biraz rahatladı. Menzoberranzan'ıterk etmeden önce, Methil'e kızının onun planlarına verdiğitepkileri araştırmasını emretmiş ve illithid de tamamenolumlu haberlerle geri dönmüştü. Triel, Mıthril Salonu'nagitme kararından memnun değildi. Annesinin sınırlarınıaşıyor olduğundan korkuyordu, ama Lloth'un bu savaşıonayladığına Oblodra Evi'nın yıkımı üzerine en azdiğerlerinin inandığı kadar o da inanıyordu. Bu sebeple Triel,annesinin yokluğundan faydalanıp Baenre Evi'ne hakimolmak için bir taht darbesine öncülük etmeyecek, bu zamandahiçbir şekilde annesine karşı harekel etmeyecekti.

Page 274: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Baenre rahatladı. Her şey taşanlarına uygun gidiyordu;korkak gnomların kaçmış olması da önemli değildi.

'Hatta her şey tasarladığımdan daha da iyi gidiyor,' diyekarar verdi Baenre. Zira Uthegental ve Berg'inyon arasındakirekabet çok eğlenceli olacaktı. Olasılıklar çok ilgi çekiciydi.Belki de, eğer Uthegental Drizzt'i haklar ve bunu yaparkenBerg'inyon'u da öldürürse, o zaman Matron Baenre o kirpisaçlı valışiyi Baenre Evi'ne silah ustası olarak hizmet etmeyezorlayabilirdi. Mez'Barris buna itiraz etmeye cüret edemezdi,bunu Mithril Salonu fethedildikten sonra yapamazdı.

BÖLÜM 18

TEDİRGİN TOPLANTILAR

"Bize liderlik edecek olan Regweld, Kral Bruenor ile şuanda görüşüyor," dedi bir süvari. Oldukça sıradışı bir zırhgiyen bir şövalyeydi bu. Plakanın üzerinde tek bir düz noktabile yoktu; tırtıklı ve çıkıntılıydı, çeşitli açılardan dışanuzanan parçalar vardı, amacı her türlü darbeyi savuşturmak,darbeleri alıp da yarımaktan çok geri sektirmekti.

Page 275: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Adamın elli yoldaşı —gerçekten de garip görünüşlü birgruptu— da aynı şekilde donanmıştı, ki bu kılıkları, sıradışıbayrakianna bakınca kolayca açıklanabilirdi, saçları dimdikolan ve bir evin çatısında ellerini yukan kaldırmış bir haldedurup havaya doğru şimşekler savuran ya da belki de'bulutlardan kafasına inen şimşekleri yakalıyordu —bunukestirmek zordu tabii- bir çöp adam. Bu, Uzunsemer'inbayrağıydı ve bunlar da Uzunsemer'in askerleri olanUzımath'lardı. Eksantrik olsa bile becerikli bir gruptu.Konaktaşı'na bu soğuk ve kasvetli günde, yağan ilk karın ilktaneleriyle birlikte gelmişlerdi.

"Regweld size liderlik edecek," diye yanıtladı bir başkasüvari. Semerinin üzerinde dimdik, kendinden emin birşekilde duruyordu ve girdiği , sayısız savaştan kalan bir sürüyarası vardı. Bu adam, tıpkı yanındaki kiriş yoldaşı gibi dahaalışılmış bir zırh giyiyordu ve korkunç Trolkırları'nın hemenkenarında bulunan gururlu sınır kasabası Nesme'nin at vemızraktan! oluşan bayrağına tabiydi. "Ama bizi değil. BizNesme Süvarileri'yiz ve kendi liderimiz haricinde kimseyiizlemeyiz!"

"Buraya ilk olarak sizin varmış olmanız kuralları da sizinkoyacağınız anlamına gelmiyor!" diye haykırdı Uzunatlı.

"Amacımızı unutmayalım," diye araya girdi üçüncü birsüvari, yanında iki yoldaşıyla birlikte atını tırıs bir şekildesürüp yeni varanları karşılamaya gelerek. Adam daha dayaklaştığında, diğerleri onun biçimli hatlannıj parlak altınrengi saçlarını ve aynı renkteki gözlerini gördüler ve onun,hert ne kadar kendi ırkı için uzun olsa da bir insan değil elfolduğunu anladılar; "Ben Gümüşay'dan Besnell, Leydi

Page 276: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Alustriel'in emri üzerine yüz askerle bir yere geldim. Hepimizsavaş başladığında kendi yerimizi bulacağız, fakat eğeraramızdan biri lider seçilecekse, o da Alustriel adına konuşanben olacağım."

Nesme'li ve Uzunsemer'li iki adam birbirlerine çaresizcebaktı. Kendi kasabaları, özellikle de Nesme, kesinlikleGümüşay'ın gölgesi altında yaşıyordu ve ikisinin dehükümdarı Alustrierin otoritesine meydan okuyamazdı. "AmaGümüsay'da değilsin," diye kükreyen bir cevap geldi. Bu ses,yalanlardaki bir kapı eşiğinin gölgeleri arasında duran,tartışmayı dinleyen ve laf salatasından daha eğlenceli bir şeyedönüşmesini ummakta olan Berktiıgar'a aitti. "Berkthgar'ınhüküm sürdüğü Konaktaşı'ndasınız ve Konaktaşı'ndayken sizeBerkthgar hükmeder!"

Herkes gerginleşti, özellikle de Besnell'in iki yanında duranGümüşay askerleri. Elf savaşçı bir süreliğine sessizce oturduve dev kılıcı sırtına asılı bir halde dimdik, sakinceyaklaşmakta olan Berkthgar'ı izledi. Besnell aşırı derecedekibirli birisi değildi ve sadece Gümüşay müfrezesinde eriştiğimevkii dahi, asla kibrinin mantıklı düşünceyi yenmesine izinvermediğini kanıtlıyordu.

"İyi konuştun. Cesur Berkthgar," diye kibarca yanıtladı."Ve oldukça doğru." Diğer iki atlı lidere doğru döndü. "BizGümüşay'dan geldik, siz Nesme'den ve siz de Uzunsemer'dengeldiniz. Hepimiz Berkthgar'ın ve Bruenor Battlehammer'ındavasına hizmet etmek için buradayız."

"Biz Bruenor'un çağrısına geldik," diye homurdandıUzunatlı, "Berkthgar'ınkine değil."

Page 277: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"O zaman atını Mithril Salonu'nun altındaki karanlıktünellere indirecek misin?" diye mantık yürüttü Besnell.Berkthgar ve Cattibrie ile yaptığı görüşmeler sonucunda,cücelerin yeraltındaki sorunlarla ilgilenirken, süvarilerincivardaki bölgeleri korumak için Konaklaşlı savaşçılarlabirleşeceğini öğrenmişti.

"Atı ve kendisi beklediğinden daha kısa süre içinde yerindibine girebilir," diye söze daldı Berkthgar, Uzunatlı'yı epeysarsan açık bir tehditti bu. "Yeter bu kadar," diye arayagirmekte çabuk davrandı Besnell. "Hepimiz müttefik olarakbir araya geldik ve ortak bir amaç uğruna toplanmışmüttefikler olarak kalacağız."

"Korku yüzünden toplanmış," diye yanıtladı Nesme askeri."Biz Nesme'de bir kere Bruenor'un..." Duraksadı, uygunsözleri ararken destek görebilmek için önce diğer liderlere,sonra da kendi adamlarına bakındı. "Kral Bruenor'un karaderili dostuyla karşılaştık," dedi en sonunda, açıktan açığaalaycı bir ses tonuyla. "Şeytani drowlarla arkadaşlık etmektennasıl bir iyilik doğar ki?"

Sözler ağzından daha henüz çıkmıştı ki Berkthgar adamınüzerine atıldı, ileri uzanıp zırhındaki kıvrımlardan birisinikavradı ve hiddet dolu yüzüne dosdoğru bakabilsin diye onusemerinde aşağı doğru çekti. Yakındaki Nesme askerlerisilahlarım çekip hazırlamıştı, ama bütün taş evlerden ve herköşe başından çıkıp beliren Berkthgar'ın halkı da silahlıydı.Besnell inledi ve Uzunatlı'lar, hepsi birden, ümitsizlik içindekafalarını salladılar.

Page 278: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Eğer Drizzt Do'Urden hakkında bir daha kötü sözkonuşursan," diye hırladı Berkthgar, pek de uzağında olmayankılıç ve mızrakları hiç umursamadan, "bana ilginç bir seçimsunacaksın. Seni ikiye böldükten sonra er meydanında mıbırakayım, yoksa keüeni uçurma şerefine bizzat erişmesi içinDrizzt'e mi götüreyim?"

Besnell atını barbarın üzerine sürdü ve hayvanın ağırvücudunu kullanarak Berkthgar'ı afallamış Nesme askerindenuzaklaşmaya zorladı.

"Drizzt Do'Urden olsaydı sözleri yüzünden bu adamıöldürmezdi," dedi Besnell kendinden oldukça emin birşekilde, zira Drizzt'in sık sık bulunduğu Gümüşayziyaretlerinde birçok kez onunla karşılaşmıştı.

Berkthgar eliin doğru söylediğini biliyordu. Böylece barbarlideri yumuşadı ve birkaç adım geriledi.

"Ama Bruenor olsa öldürürdü," diye demeden edemediBerkthgar. "Doğru," dedi Besnell. "Ve daha birçoğu kara elfisavunmak için silahına sarılır. Ama, daha Önce de söylediğimgibi, bu kadarı yeter. Hepimiz birleşmiş ve bir davaya hizmetetmek için bir araya gelmiş yüz doksan süvariyiz."Konuşurken etrafına bakmıyor ve normalde elf vücuduylagörünebileceğinden çok daha uzun ve heybetli görünüyordu."Berkthgar'a ve onun gururlu savaşçılarına katılmaya gelmişyüz doksan kişi. Böyle dört grup pek nadiren müttefik olarakbir araya gelir. Uzunatlı'lar, Nesme Süvarileri, GümüşŞövalyeler ve Konaktaşı savaşçıları. Hepimiz aynı amaç içinbirleştik. Eğer savaş yaşanırsa —ki bugün edindiğimmüttefiklere şöyle bir bakınca yaşanmasını umut eder oldum

Page 279: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

— yaptığımız yiğitlikler Diyarlar boyunca konuşulacak!Drow ordusu bizden sakınsın!"

Mükemmel bir şekilde hepsinin gururunu yüceltrnisti,böylece hepsi de tezahürat yapmaya başladı ve gerginlikanlan geçip gitti. Haykırışlar devam: ederken Besnellgülümsedi ve başıyla onayladı, ama ilişkilerin olmasıgerektiği kadar sağlam ve dostane olmadığım biliyordu.Uzunsemer elli asker ve bir avuç büyücü yollamıştı, ki bu da,esasında Bruenor'un güvenliğinden pek çıkarı olmayan birkasaba için büyük fedakarlık sayılırdı. Harpeller, ticaret veİttifak için güneye baktıklarından çok batıya, yani Derinsu'yabakıyordu. Yine de, liderlerinin kızıyla birlikte Bruenor'unçağrışma kulak verip gelmişlerdi.

Gümüşay da eşit derecede sadık». Bunun sebebi hemBruenor ve Drizzt'e karşı dostlukları, hem de Alustriel'in,drow ordusunun yüzeye çıkması durumunda bütün dünyanındaha kötü bir yer haline geleceğini anlayacak kadar bilgeolmasıydı. Alustriel, Berkthgar'a takviye olarak yüz şövalyeyollamıştı ve bir yüz şövalye daha bağımsız olarak at sürüyor,Mithril Salonu'nun doğu yamaçlarında geziniyor ve DördüncüTepe'nin kuzey yüzünden dolaşıp batıdaki Bekçi Vadisi'nedoğru giden daha engebeli patikaları tutuyordu. Yani iki yüztane atlı savaşçı gönderilmişti, bu da meşhur GümüşŞövalyeler'in tamı tamına beşte ikisini teşkil ediyordu. Büyükbir tabur ve büyük bir fedakarlıktı, özellikle de kışın ilkrüzgarları soğuk soğuk esmeye başlamışken.

Besnell, Nesme'nin fedakarlığının daha küçük olduğunu vemuhtemelen Nesme Süvarileri'nin sadakatinin de daha azolacağını fark etti. Kaybedecek en çok şeyi olan bu kasabaydı

Page 280: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

—elbette ki Konaktaşı haricinde— fakat yine de Nesmedeneyimli garnizonunun sadece onda birini ayırmışü. MithriiSalonu ile Nesme arasındaki gergin ilişkiler bir sır değildi.Bruenor'un daha anayurdunu bulmadan önce yolarkadaşlarıyla birlikte Nesme yakınlarından geçmesiylebaşlamış olan ve git gide büyüyen bir kindi bu. Bruenor iledostları, birkaç süvariyi çapulcu bataklık adamlardankurtarmış ve savaş bittiğinde süvariler onlara karşı cephealmıştı. Drizzt'in derisinin rengi ve ırkının kötü şöhretiyüzünden Bruenor'un grubu geri çevrilmişti. Daha sonralarıMithril Salonu'nun geri alınışına Nesme'nin de katkıdabulunmasıyla birlikte cücenin hiddeti biraz dinmiş olsa bile,aralarındaki ilişkiler hep gergin kalmıştı.

Bu sefer gelmesi beklenen düşmanlar kara elflerdi ve hiçşüphesiz ki, sadece bu gerçek dahi Nesme'nin sakınganinsanlarına Bruenor'un en yakın dostuna karşı duyduklarıgüvensizliği hatırlatıyordu. 'Ama en azından geldiler ve kırkkişi de hiç yoktan iyidir,' dedi Besnell kendi kendine. Elfaçıkça Berkthgar'ı dört grubun lideri olarak ilan etmişti ve buböyie olacakfı (fakat savaş patlak verdiğinde her bir taburunkendi taktiklerini izlemesi muhtemeldi ve bunu yaparkenbirbiriİerini tamamlayıcı nitelikte olacakiannı umut ediyordu)ama Besnel! kendisinin oynayacağı rolü görebiliyordu, Bu roldaha az göze çarpıyordu, ama daha önemsiz değildi. Ouzlaştırıcı unsur olacaktı; grupları bir arada ve uyum içindetutacaktı.

Eğer kara elfler gelirse işinin çok daha kolaylaşacağınıbiliyordu, zira o denli ölümcül bir düşmanla karşı karşıyaykenönemsiz sürtüşmeler derhal unutulurdu.

Page 281: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Casusluk yapmakta olan elementalden, bir drmvun, enazından tek bir drowun Blingdenstone'a girdiği, boşaltılmışolan şehrin yanından koca bir drow ordusunun geçtiği vedoğuya giden tünelleri, yani Mithril Salonıı'na giden yolubuldukları haberi geldiğinde, Belwar rahatlasın mı kontsunmu bilemedi.

En saygıdeğer oyuk sorumlusu, şu aralar en çok görüldüğüyerde oturuyor ve dışarıdaki boş tünellere bakıyordu. SevgiHdostu Drizzt'i ve kara elfbı şimdi yuvam dediği yeri düşündü.Birkaç ay önce Menzoberranzan'a giderken Blingdenstone'ada uğramış olan Drizzt, Belwar'a Mithril Salonu'ndanbahsetmişti. Dostlarından bahsederken; Bruenor adındaki şucüceden ve iasan kadın Cattibrie'dan (ki o da hemen Drizzt'inardından Blingdenstone'dan geçmiş ve daha sonra alınanraporlara göre Drizzt'in drow şehrinden kaçmasına yardımetmişti) söz ederken Drizzt ne kadar da mutlu görünüyordu.

İşte o kaçış bu ordunun yola çıkışını tetiklernişti, Belwarbunu biliyordu ve yine de gnom, dostunun Matron Baenre'ninpençelerinden kurtulmasından memnundu. Şimdi Drizztyuvasındaydı, ama kara elfler onu bulacaktı.

Belwar, yüzeyde bulduğu dostlarından birisini kaybedişinianlatırken Drizzt'in lavanta renkli gözlerinde gördüğü derinhüznü hatırladı. 'Yeni yuvasını yok etmeye giden bir drowordusu varken Drizzt kısa süre içinde daha ne feci hüzünleryaşayabilir?' diye düşündü gnom.

"Vermemiz gereken kararlar var," diye bir ses geldi gürbüzgnomun ardından. Belwar, başka hiçbir sebepten olmasa bile

Page 282: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

düşüncelerini toplayabilmek için mithril "ellerini" birbirinevurdu ve dönüp Firble'a baktı.

Bütün bu karmaşa arasında yaşanan iyi şeylerden birisi de,Firble ile Belwar arasında gelişen dostluktu. Blingdenstone'uniki yaşlı svirfheblisi çok uzun süredir birbirilerini tanıyor, yada ismen biliyordu. Ancak Belwar. gözlerini dış dünyaya vegnom şehrinin dışına çevirdiğinde (ki buna da Drizzt iledostluğu sebep olmuştu) Firble gerçekten hayatına ginnişoldu. İlk, başta birbirilerine tamamen zıtmış gibigörünüyorlardı, ama ikisi de bir; diğerinin verdiği dostluklagüç buldu ve aralarında bir bağ oluştu —fakat ikisi de henüzbunu açıkça itiraf etmemişti.

"Kararlar mı?"

"Drowlar geçip gitti," dedi Firble.

"Dönmeleri muhtemeldir."

Firble başıyla onayladı. "Bariz," diye hemfikir oldu iriomuzlu meclis; üyesi. "Kral Schnicktick Blingdenstone'adönüp dönmeyeceğimize karar vermeli."

Bu düşünce Belwar'a soğuk ve ıslak bir havlu gibiçarpıverdi. 'Blingdenstone'a dönmek mi? Elbette kiyurdumuza döneceğiz' diye haykırıyordu en saygıdeğer oyuksorumlusunun düşünceleri. Diğer seçenekler düşünülmeyecekkadar saçmaydı zalen. Ama sakinleşip Firble'ın ciddi tavrınıhesaba katan Belwar, işlerin aslını anlamaya başladı. Drowlargeri dönecekti. Eğer yüzeyde bir yeri ya da yüzeye yakın biryeri fethederlerse (mesela Mithril Salonu'nu, ki çoğu kimse

Page 283: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

amaçlarının bu olduğuna inanıyordu) Menzoberranzan ile ouzak yer arasında açık bir yol meydana gelecekti,Blindenstone'un çok yakınlarından geçen bir yol.

"Daha batıya gidip yeni bir mağara, yeni bir Blingdenstonebulmama konusunda bazı konuşmalar var ve bunusöyleyenlerin çoğu nüfuz sahibi kimseler," dedi Firble. Sestonuna bakılırsa, minik konsey üyesinin bu ihtimal karşısındahiç de heyecanlanmadığı barizdi. "Asla," dedi Belwar, iknaolmamış bir tonla.

"Kral Schnicktick, bu önemli mesele konusunda senindüşünceni soracak," dedi Firble. "Bunu iyi düşünüp tasın,Belwar Dİssengulp. Hepimizin hayatı senin cevabına bağlıolabilir."

Uzun ve sessiz bir süre geçtikten sonra Firble hafifçe başınısalladı ve gitmek için arkasını döndü.

"Peki Firble ne diyor?" diye sordu Beiwar, Firble uzaklaşıpgidemeden önce.

Konsey üyesi yavaşça, kararlı bir şekilde döndü vedosdoğru Belwar'ın gözlerinin içine baktı. "Firble diyor ki,sadece bir tane Blingdenstone var," diye cevapladı, Belwar'ınşimdiye kadar ondan hiç duymamış ve duymayı da hiç aklınagetirmemiş olduğu bir kararlılıkla. "Drowlar geçerken terketmek ayn bir şey, iyi bir şey. Dışarıda kalmak ise hiç iyideğil."

"Bazı şeyler için savaşmaya değer," diye ekledi Belwar."Ölmeye değer mi?" diye sormakta çabuk davrandı Firble ve

Page 284: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

konsey üyesi dönüp uzaklaştı.

Belwar, yurdunu ve dostunu düşünerek yalnız başınaoturdu.

BÖLÜM 19

DOĞAÇLAMA

Cattibrie, cüce ulağın suratını, yüz hatlarının endişe vesavaş arzusuyla karışık bir hal almış olduğunu gördüğü andaanlayıverdi. Anladı ve koşmaya başlayıp ulağın da önünegeçti, Mithril Salonu'nun dolambaçlı yollarında iierledi, şimdineredeyse terk edilmiş gibi görünen, bütün ocakları kısıkkısık yanan Yeraltı Şehri'ni aştı. Bir sürü göz ona bakıyor,adımlarındaki aceleyi inceliyor ve nedenini anlıyordu. Obiliyordu, o zaman diğer herkes de biliyordu.

Kara elfler gelmişti.

Mithril Salonu merkezinden dışarı açılan ağır kapıyıkorumakla görevli olan cüceler, onun geldiğini gördüklerindebaşlarıyla onayladılar. "Atışın dosdoğru olsun kızım!" diyehaykırdı bir cüce onun arkasından ve Cattibrie feci şekilde

Page 285: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

korkmuş olsa, sanki en kötü kabusu gerçekleşmek üzereymişgibi görünse dahi bu haykırış yüzüne bir gülümseme getirdi.

Bruenor'u, Yarımda Regis ile birlikte geniş bir mağaranıniçinde buldu. Burası cücelerin pek kısa bir süre önce birgoblin kabilesini mağlup ettikleri mağaraydı. Şimdi ise cücekralın kumanda karargahı, dış ve aşağı tünellerin savunmasıiçin merkezi beyin olarak hazırlanmıştı. Karanlıkaltı'ndan bumağaraya gelen tünellerin neredeyse hepsi ya tuzaklarlabezenmişti, ya tümden çökertilmişti, ya da yoğun bir şekildekorunuyordu ve böylece burası Mithril Salonu'nun dışındakien güvenli yer haline gelmişti.

"Drizzt?" diye sordu Cattibrie.

Bruenor mağaranın öteki tarafına, daha derin bölgeleregiden bir tünel çıkışına doğru baktı. "Orada," dedi, "kediylebirlikte."

Cattibrie etrafına bakındı. Hazırlıklar yapılmıştı; her şeyzaman el verdiğince en iyi şekilde yerleştirilmişti. Pekyakınlarda Stumpel Rakingclaw ile ruhban takımı yereeğilmiş ve diz çökmüş bir halde, düzinelerce küçük iksirşişesini tasnif edip diziyor; yaralılar için bandajlar,battaniyeler ve bitkisel merhemler hazırlıyordu. Cattibrieyüzünü buruşturdu, zira bu iş bitmeden önce bütün o saıgıbezlerine ve çok daha fazlasına ihtiyaç duyulacağınıbiliyordu.

Ruhban takımının hemen yanında, üç Harpel, —Harkle,Bidderdoo ve BeHa don DelRoy— üzeri düzinelerce harita ve

Page 286: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

diğer parşömenlerle kaplı olan küçük bir masanın etrafındatoplantı yapmaktaydı.

Bella kafasını kaidınp Bruenor'a işaret etti ve cüce kralaceleyle onun yanına koşturdu.

"Oturup bekleyecek miyiz?" diye Regis'e sordu Cattibrie.

"Şu an için," diye yanıtladı buçukluk. "Ama kısa süreiçinde, Drizzt ve Pwent'le Tunult Mağarası'nda buluşmaküzere Bruenor ile ben, Harpeller'deıı biriyle beraber bir grubaöncülük edeceğiz. Bruenor'un seni de yanımıza almayıplanladığından eminim."

"Hele bir beni durdurmaya çalışsın bakalım," diye kendikendine mırıldandı Cattibrie. Yapılacak buluşmayı sessizcedüşünüp tarttı. Tunuit Mağarası, Mithrit Salonu dışındaki engeniş mağaraydı ve eğer Drizzt ile kenar kuytu bir mekanyerine orada buluşacaklarsa —ve tabii, eğer kara elflergerçekten de Mithril Salonu'nun yollarındaki tünellerdeyse—beklenen savaş kısa süre içinde patlak verecek demekti.Cattibrie derin bir nefes aldı ve büyülü yayı Taulmaril 'isırtından çekti. Yayın gerginliğini tarttı, sonra, her ne kadarbüyüsü hep dolu olmasını garantilese bile sadağının dolu olupolmadığını kontrol etti.

'Biz hazınz,' diye bir düşünce geldi zihnine. BununKhazid'hea tarafından gönderilmiş bir düşünce olduğunubiliyordu. Cattibrie en yeni yoldaşından memnundu. Şimdikılıca güveniyordu ve ikisinin kafa dengi olduğunu biliyordu.Ve gerçekten de hazırlardı; her zaman hazırlardı.

Page 287: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Yine de, Bruenor ile Bidderdoo diğer Harpeller'in yanındanayrıldığında, cüce özel muhafızlarına ve Regis ile Cattibrie'aişaret verdiğinde genç kadının kalbi birkaç atıştığına sekti.

Karındeşen Taburu ite kaka, duvarlara ve birbiriierine çarpaçarpa paldır küldür ilerliyordu. Tünellerde drowlar vardı!Tünellerde drowfarın olduğunu tespit etmişlerdi ve şimdibirini yakalamaları ya da öldürmeleri gerekliydi.

Mithril Salonu'nun gerçekten de yakınında bulunan, yaniardından takip edecek büyük dalganın öncüleri olan birkaçkara elf için, Pwent'in birliğinin gürültüsü gerçekten de sağıredici nitelikteydi. Drowlar sessiz bir ırktı, Karaniıkaltı'nınkendisi kadar sessizlerdi ve yüzey sakini cücelerin gürültüpatırtısı, binlerce vahşi savaşçının onlara doğru geldiğinisanmalarına sebep oldu. Bu sebeple kara elfler geri çekilerekhatlarını daralttı. Daha önemli olan dişiler geri çekilme isindebaşı çekti ve erkekler ise hattı koruyup düşmanı geciktirmekiçin beklemek zorunda bırakıldı.

İlk çarpışma dar ama yüksek bir tünelde gerçekleşti.Karmdeşenler doğudan sert ve hızlı bir şekilde geldiler.Levitasyonia sarkıtların arasında duran üç drow, elarbaletlerini ateşleyip en son sırada bulunan Pwent ileyanındaki iki cüceyi zehirli oklarla vurdular.

"Ne!" diye kükredi savaş öncüsü, tabii aniden batandartlarla şaşkına dönen yoldaşları da öyle. Her zaman içinihtiyatlı, zeki ve kurnaz olan Pwent etrafına bakındı, sonra ove yarandaki iki cüce yere devrildiler.

Page 288: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Karındeşenler'in geri kalanı şaşkınlıkla haybrarak dönüpkaçtılar ve yere devrilen yoldaşlarını taşımayı dahi akıletmeden sıvıştılar.

'İkisini öldürün. Birisim sorgulamak için esir alacağız,' diyeişaret etti; üç kara elf içinde en önemli olanı, iki yoldaşıylabirlikte zemine doğru! süzülürken.

Yere hafifçe kondular ve kaliteli kılıçlarını çektiler.

Üç savaş öncüsü, küçük bacaklarını çılgınca bir coşkuylapiston gibi', kullanarak hızla ayağa fırladı. Hiçbir zehir, hattadrowlann meşhur uyku zehri bile, bu grubun daha öncedenalmış olduğu karışımı alt edemezdi. Karındeşen sadece birtabur değil, aynı zamanda bir içecekti ve eğer bir cüceiçeceğin kendisinden sağ kıırtulabilirse belli bir süre içinzehirlenmekten (ya , da üşümekten) korkmasına hiç gerekkalmazdı.

Kara elflere en yakın olan Pwent, kafasını ve onunlaberaber miğfer sivrisini öne eğip bir elfi göğsünden şişledi.Kaliteli örgü zırhını kolayca ve vahşice deşip yardı.

İkinci drow, iki kılıcıyla birlikte miğfer sivrisini yanaçevirerek öteki savaş öncüsünün hücumunu engellemeyibaşardı. Ama boğum yerleri acımasız cengelli uçiarla doluolan kolçaklı bir yumruk drowun çenesinin altında patladı veyararak boğazında bir delik açtı. Nefes almak için savaş verendrow, rakibinin sırtına iki sert darbe indirmeyi başardı, ama oiki darbe gözü dönmüş cücenin sergilediği çılgın saldırıkarşısında pek önemsiz kalıyordu.

Page 289: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

İlk saldırıdan sadece üçüncü drow kurtulabildi. Havayasıçrayıp bir kez daha levitasyon büyüsüne başvurdu ve ficigibi yuvarlanan üçüncü cücenin saldırısından kıl payıkurtuldu —ama bunun sebebi saldıran cücenin, ThibbledorfPwent'in hızla öldürdüğü drowun kanına basıp kaymışolmasıydı.

Drow yukan yükselip sarkıt kümesinin içine daldı vegörünürden kayboldu.

Pwent ölü drowdan silkelenip kurtularak doğruldu. "Otarafa!" diye kükredi, koridorun öbür ucunu işaret ederek."Tavanın açık bi kısmını bul ve gözünü üstünde tut! Bununkaçmasına izin vermiycez!"

Karındeşenler'in geri kalan kısmı bağırıp çağırarak, zırhlarılangırdayarak, her bir zırhın üzerinde bulunan çok sayıdakiçıkıntı ve sivriler duvarlara sürtünüp arduvaz taşı üzerindekitırnaklar gibi iç gıdıklayın sesler çıkartarak doğudakidönemeci dönüp geldiler.

"Yukarıyı kollayın!" diye tavanı işaret ederek böğürdüPwent ve cücelerin hepsi de hevesle yukarı bakınmayabaşladılar.

İçlerinden birisi yüzünün tam ortasına bir arbalet okuyiyerek çığlığı bastı, ama bu acı feryadı çabucak neşe dolu birhaykırışa dönüştü. Zira cücenin havada süzülen drowun yerinitespit eönek için sadece okun geldiği yönü takip etmesiyeterliydi. Sarkıtların olduğu o bölümde derhal bir karanlıkküresi oluştu, ama cüceler artık onu nerede bulabileceklerinibiliyorlardı.

Page 290: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Kement!" diye böğürdü Pwent. Başka bir cüce.kemerinden bir ip çıkarttı ve aceleyle savaş öncüsünün yanınageldi. İpin ucu sıkı ve güvenli bir ilmik halinde bağlanmıştı.Pwent'in niyetini yanlış anlayan cüce, kemendi basınınüzerinde çevirmeye ve en iyi atışı nasıl yapabileceğinikararlaştırmaya çalışarak karardık alana bakmaya başladı.

Pwent onu bileğinden kavrayıp sıkıca tuttu ve ipingevşeyerek yere düşmesini sağladı. "Savaş öncüsü kemendi,"diye açıkladı Pwent.

Diğer cüceler onun etrafina toplandılar, liderlerininaklından neler geçtiğini bilmiyorlardı. Pwent ilmiği ayağınageçirip bileğinin etrafina sıkıca düğümlediğinde ve bu drow-avcısını uçurmak için birden fazla cücenin yardımına ihtiyaçduyduğunu bildirdiğinde hepsinin yüzünde kocamangülümsemeler belirdi.

Hevesli cücelerin hepsi birden ipi yakaladı ve çılgınlar gibiasılmaya başladı. Tabii Pwent'i yere düşürmeklen başka birşey başaramadılar. En sonunda, vahşi savaş öncüsükumandanın tehditleriyle kendilerine gelen cüceler bir ritimtutturmayı başardılar ve kısa süre içinde Pwent'i yerdenkaldırıp döndürmeye başladılar.

Onu havaya yükselttiler ve çılgınlar gibi dönüp durmasınısağladılar. Ama ipin gevşek kısmı çok fazlaydı ve Pwentkoridor duvarlarından birisine sertçe sürtündü, böylece miğfersivrisi parlak kıvılcımlar saçtı.

Fakat bu grup çabuk öğreniyordu —-hele hele birçokgünlerini çelik destekli kapılara kafa atmakla geçirdikleri

Page 291: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

hesaba katılırsa— ve lasa süre içinde dönüş zamanlamasını veipin uzunluğunu mükemmel bir şekilde ayarladılar.

Savaş öncüsü iki tur, beş tur döndü ve hızla havaya uçupsarkıtların arasına daldı. Pwent sarkıtlardan birisini biranlığına kavradı, ama kaya tavandan kopup kırıldı, böylecehem sarkıt hem de cüce yere düştü.

Pwent zemine sertçe çarptıktan sonra dosdoğru ayağakalktı.

"Düşmanımızın bir siperi eksildi!" diye kükredi cücelerdenbirisi ve afallamış pwent itiraz edemeden önce diğerlerineşeyle haykınp asılarak savaş öncüsü kemendini bir kez dahaharekete geçirdiler.

Pwent az öncekine benzer, acı verici sonuçlarla yukarıyükseldi. Sonra üçüncü kez, sonra dördüncü kez, kisonuncusu bereketli geldi. Zira neler döndüğünü göremeyenzavallı drow en sonunda dışarı çıkmaya cesaret etmiş veyavaş yavaş batıya doğru ilerlemişti.

Canlı kemendin kendisine doğru geldiğini sezen drow,uzun ince bir sarkıtın arkasına sıvışmayı başardı. Ama bu pekbir şey fark ettirmedi, zira Pwent kollanın sarkıtın ve onunardında duran clrowun etianna dolayarak kayayı tamamenkoparttı. Böylece drow, cüce ve sarkıt aşağı düşüp sertçe yereçakıldı. Daha drow kendisine gelemeden önce taburun yansıtepesine binip onu bayıltana kadar tartaklamaya başlamıştı.

Bilinci yan yarıya yerinde olan Pwent'in kurbanıbırakmasını sağla-malan ise bir beş dakikalarını daha aldı.

Page 292: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Kısa süre sonra yanlannda Pwent ile birlikte yolakoyuldular. Drowu ayak ve kol bileklerinden uzun bir kazığabağlamışlardı ve bu kazığı iki cüce omzunda taşıyordu. Fakatdaha koridordan dahi çıkmamışlardı ki en batıdaki cüceler,yani Pwent'in gözcü olarak diktiği cüceler, "Drow!" diyehaykınp hızla dönerek savaş durumuna geçtiler.

Koridora hızla yalnız bir kara elf girdi ve daha Pwent "Odeğil!" diye haykıramadan Önce iki cüce kafalarını önlerineeğip kükreyerek hücuma geçtiler.

Kara elf yarım saniye içinde önce sola, sonra sağa kaydı,sağa doğru bir tam daire çizdikten sonra açılarak uzaklaştı.Böylece iki Karmdeşen tökezleyip sertçe duvara bindirdi. Birsaniye sonra kocaman bir panter, drow yoldaşını takip ederekiçeri geldiğinde cüceler ahmaklıklarını anladılar.

Drizzt cücelerin yanına geri dönmüş, ayağa kalkmalarınayardım etmekteydi. "Koşmaya devam edin," diye fısıldadı vebu uyanyla birlikte duraksadıklan zaman pek de uzaktaolmayan hücum gümbürtülerini işittiler.

Yanlış anlayan Karındeşenler gülümsedi ve batıya, yanisaldıran birliğin üzerine doğru hücuma devam etmeyehazırlandı, ama Dnzzt onları sertçe durdurdu.

"Düşmanlarımız çok büyük sayılarla üzerimize çöktüler,"dedi. "İstediğiniz dövüşü alacaksınız, hem de umduğunuzdanda fazlasını, ama burada değil."

Drizzt, iki cüce ve panter Pwent'e yetiştiğinde, yaklaşmaktaolan ordunun gürültüsü açıkça duyulabiliyordu.

Page 293: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Lanet drowlann sessiz hareket ettiini sööiediinisanıyodum," diye belirtti Pwent, hızlı kolcuya yetişebilmekiçin ikişer ikişer adım atarak

"Drowlar değil," diye yanıtladı Drizzt. "Koboldlar vegoblinler."

Pwent aniden kayarak durdu. "Leş kokulu koboldlardan mıkaçıyoz yani?" diye sordu.

"Binlerce leş kokulu kobolddan," diye net bir şekildeyanıtladı Drizzt, "ve daha büyük canavarlardan, kimuhtemelen onların ardında binlerce drow var."

"Ah," diye yanıtladı savaş öncüsü, kabadayılığı bir andakaybolarak. Tanıdık tünellerdeyken Drizzt ile Karındeşenler,hızla yaklaşan ordunun önünden gitmekte zorluk çekmiyordu.Drizzt bu sefer hiçbir dolambaçlı yola sapmadan dosdoğrudoğuya koştu ve cücelerin çökertmek üzere hazırladığıtünelleri aştı.

"Koşun," diye emir verdi drow, tuzağı çalıştırmakla görevliolan ve tünel yapısını destekleyen inleri serbest bırakacakmanivelaların yanında duran birkaç cüceye. Hepsi birden buhayret verici talimat karşısında boş boş baktı.

"Geliyorlar," diye belirtti birisi, zira bu cücelerin tünellerdebulunmasının sebebi tamamıyla bundan ibaretti zaten.

"Yakalayacağınız tek şey koboldlar," diye onlara bilgiverdi, drow taktiklerinden anlayan Drizzt. "Koşun da birkaçdrow yakalayabilecek miyiz görelim bakalım."

Page 294: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Ama burada tuzağı çalıştıracak kimse kalmaz!" diye öttübirkaç cüce, ki Pwent de onlara dahildi.

Drizzt'in acımasız sırıtışı oldukça ikna ediciydi, böylecekolcuya güvenmeyi öğrenmiş olan cüceler omuz silktiler vegeri çekilmekte olan Karındeşenler'e katıldılar,

"Nereye koşuyoz bööle?" diye sordu Pwent

"Biryüz adım daha," diye ona bilgi verdi Drizzt. "TunultMağarası'na, işte orada dövüşüne kavuşacaksın."

"Hep vaat, hep vaat," diye söylendi vahşi Pwent, MithrilSalonu'nun bu tarafındaki en açık alan olan Tunult Mağarası,esasında geniş ve kavisli tünellerle birbirine bağlanan yedimağaranın birleşiminden oluşuyordu. Hiçbir yerde zemin düzdeğildi; bazı mağaralar diğerlerinden yüksekteydi ve yerlerdebirden fazla derin çatlak bulunuyordu. Bruenor ile muhafızlarıişte burada bekliyordu, arkalannda ise Mithril Saionu'nun eniyi bin savaşçısı vardı. Orijinal plana göre Tunult Mağarasıdış kumanda merkezi olacak ve drow ilerleyişi çökertilenkayalarla durdurulduktan sonra geriye kalan, takat dahadolambaçlı olan tünellerden asker yollama noktası olarak işgörecekti.

Drizzt bu planı değiştirmişti. Hızla Bruenor'un yanınageldi, cüce kral ve Bidderdoo Harpel ile konuştu, ki droworada bir büyücü bulduğu için kesinlikle rahatlamıştı.

"Tuzak çalıştırma noktalarını bırakmışsın!" diye kolcuyaböğürdü Bruenor. Ötedeki tünellerin hâlâ çökmemiş olduğunuanladığı anda.

Page 295: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Pek sayılmaz" diye yanıtladı Drizzt emin bir şekilde.Gözlen, Bruenor un bakışlarını doğudaki tünele doğruçevirmesini sağlarken, ilk kobold ' safları içeri girdi vebekleyen cücelerin karşısına kınlan bir bentten laşan sular gibiakarak mağaraya doluştu. "Sadece yem askerleri yoldançektim."

BÖLÜM 20

TUNULT MAĞARASI SAVAŞI

Koboldlar düzine düzine içeri doluşurken ve cüceler sıkısavaş gruplar oluşturup onları karşılamak için hücumakalkarken, aniden ve büsbütün biı kargaşa patlak verdi.

Cattibrie yayını kaldırdı ve ana girişe nişan alarak oküstüne ok yağdırdı. Büyülü oklar hızla uçarken duvarasürtünüşlerinde çatırdayıp kıvılcımlar saçıyor, her atışlabirlikte şimşekler parlıyordu. Koboldlar sıra halinde yeredevrildiler, bir ok çoğunlukla birkaçını öldürüyordu. Amaistilacı güruh o kadar büyüktü ki bu pek bir şey farkettirmiyordu.

Page 296: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Guenhwyvar sıçrayarak uzaklaştı, Drizzt ise hıziı adımlarlaonu takip etti. Yirmiye yakın kobold, her nasıl olduysa ilkdövüşü atlatmayı başarmış, Bruenor'un olduğu yere doğruçullanmaktaydı. Catii-brie'dan gelen bir atış içlerinden birisinialaşağı etti; Guenhwyvar'ın hücumu geri kalanların çilyavrusu gibi dağılmasına sebep oldu ve Drizzt. herzamankinden daha da hızlı hareket ederek araianna daldı,birini kesip biçti, tek ayağı üzerinde sola doğru döndü vemavi renkle ışıldayan Panltı'yı savurarak bir diğer koboldunsavuşturma girişimini bozdu. Eğer Parıltı düz bir kılıç olsaydıkoboldun küçük kılıcı yukarı kalkardı, ama Drizzt kıvrımlısilahı beceriklilikle elinde döndürdü ve saldırısının açısınıhafifçe değiştirdi. Parıltı, koboldun kılıcı üzerinde kaydı vegöğsüne sapladı.

Drow koşmayı asla bırakmadı ve sağa dönüp bir dizininüzerinde kaydı. Parıltı da savrulup gelerek bir kobold kılıcınavurdu ve bir diğer koboidun silahına kenetlenmesini sağladı.İki yaratıktan da güçlü olan ve daha iyi bir açı yakalayanDrizzt, koboldlann kdıçlanru ve savunmalarını yukarıkaldırdı. Bu sırada ikinci palası öteki taraftan savrularak geldive birisinin bağırsaklarını deşerek diğerinin bacaklarınıuçurdu.

"Lanet drow bütün eğlencemizi çalıyor," diye söylendiBruenor, arbedeye katılmak için hızla koştururken. Bruenororaya vardığında, Drizzt, panter ve Cattibrie'm sürekli yaylımatışları arasında bulunan yirmi kobolddan pek azı hâlâ ayaktakalmayı başarabilmişti ve onlar da dönüp kaçtılar.

"Daha öldürmek için bol bol var," dedi Drizzt, Bruenor'unçatık kaşlı yüzüne doğru, cücenin huysuz ifadesini fark

Page 297: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ederek.

Bu sözler drowun ağzından çıkar çıkmaz, ikisinin arasındangümüş kuyruklu bir ok geçiverdi. Gözlerindeki yıldızlarkaybolduğunda dönüp baktılar ve Cattibrie'ın en son aiışıyladeşilip ölmüş olan koboldlan gördüler.

Derken genç kadın elinde Khazid'hea ile birlikte yanlarınageldi, Bruenor'un uzun süre önce onun için yapmış olduğugürzü elinde tutan Regis de onun hemen yanındaydı.Yoldaşları onun silah değişikliğine göz gezdirirken Cattibrieomuz silkerek etrafına bakındı ve dostları genç kadınıntaktiklerini anladı. İçeri daha fazla kobold doluşurken vehücumla yüzleşmek için diğer mağaralardan daha fazla cücegelirken, içerisi kadının savaşa yayıyla devam edemeyeceğikadar karmaşık ve tıkış tıkış bir hal almıştı.

"Koşun," dedi Cattibrie, güzel yüzünde hüzünlü birgülümsemeyle.

Drizzt bu bakışa karşılık verdi ve Bnıenör'un, hatta Regis'inbile gözünde bir kıvılcım vardı. Bir anda her şey eskidenolduğu gibiydi işte.

Guenhwyvar hücumda başı çekti, Bruenor ise pantereyetişebilmek için çaba sarf etmek zorunda kaldı. Cattibrie ileRegis, cücenin iki yanındaydı ve hızla koşarak dönüp duranDrizzt koca grubun kanatlarını koruyordu. Önce soldaydı,sonra sağda. Nerede savaş varsa orada bitiveriyor gibiydi veinanılmaz derecede hızlıydı.

Page 298: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bidderdoo Harpel hata yapmış olduğunu anladı. Drizztondan kapısına gitmesini, ilk drow sırası mağaraya girenekadar beklemesini ve sonra, alevler destek iplerini yakıpkayalan çökertsin diye tünelin içine bir ateş topu fırlatmasınıişlemişti.

"Zor bir iş değil," diye Drizzt'i temin etmişti Bidderdoo vezor olmaması gerekiyordu. Sihirbaz kendisini oraya götürecekolan bir büyü ezberlemişti ve patlama sona erene kadar onugüvenle gizli tutacak olan başka büyüler de biliyordu.Böylece etrafındaki herkes arbedeye katılmak için koşturarakuzaklaşırken, tuzağın çalıştınlacağı, tünellerin çökertileceğive düş-manlarm önünün kesileceğinden emindi.

Bir şeyler ters gitmişti. Bidderdoo onu tünel girişinegötürecek olan büyüyü yapmaya başlamış, hatta istenilennoktada yeniden açılacak olan yedek boyut kapısının dışhatlarını dahi çizmişti. Ama derken sihirbaz, bir grup koboldgördü ve koboldlar da onu fark etti. Aslında bu zor bir şeydeğildi, zira enfrarujlu renk tayfına geçemeyen gözlere sahipbir insan olan

Bidderdoo, elinde parlak bir mücevher taşımaktaydı.Koboldlar, iş savaşmaya gelince ahmak yaratıklar değildi vebu garip görünüşlü insanın aslında ne olduğunu anladılar. Endeneyimsiz kobold savaşçılar bile, bir sihirbaza yaklaşmanın,tehlikeli büyücüyü yakın dövüşe zorlamanın ve ellerinipatlayıcı büyü bileşenlerindense silahlarla meşgul etmeninÖnemini anlayabiliyordu.

Yine de Bidderdoo onların hücumunu alt edebilir, gitmekistediği noktaya varmak için boyut kapısından geçebilirdi.

Page 299: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bidderdoo Harpel, Sıkıntılar Zamanı'na kadar yedi yıldıryanlış giden bir iksirin etkileriyle birlikte yaşamış, Harpelailesinin köpeği olarak hayatim sürdürmüştü. Büyükontrolden çıktığında, Bidderdoo insan şekline geri dönmüştüen azından, kötü iksirin panzehirini yapmak İçin gerekli olannesneleri toplayacak kadar uzun bir süre. Az bir zaman sonraBidderdoo pire torbası haline geri dönmüş, ama ailesinin onubu büyüden kurtarmanın bir yolunu bulmasına yardım etmişti.Bidderdoo'yıı "iyileştirip" iyileştirmemek konusundaSarmaşık Konak'ta hararetli tartışmalar yapılmıştı.Harpeller'in birçoğu köpeği sever olmuş gibiydi, Bidderdoo'yıinsan haliyle sevdiklerinden daha çok hem de.

Hatta Bidderdoo, Harkle gözlerini yitirdiği vakit MithrilSalonu'na yapdaıı uzun yolculukta ona kdavuz köpekliketmişti.

Ama derken büyü normale dönmüş ve tartışmalar sonbulmuştu, zira tılsım kendiliğinden bozulup gitmişti.

Ya da gitmiş miydi? Bidderdoo, iyileşmiş olduğu hakkındaşu ana kadar, yani koboldların kendisine yaklaştığını görenekadar hiç şüphe duymamıştı. Üst dudağı açıktan açığa birhırıltıyla yukarı doğru kıvrıldı, ensesindeki tüylerindikildiğini ve kuyruğunun gerginleştiğini hissetti, dahadoğrusu, eğer hâlâ bir kuyruğu olsaydı, ardında gerilmiş birhalde duruyor olurdu.

Yere sindi ve patilerinin değil de ellerinin, hem de silahsızellerinin olduğunu o anda fark etti. İnledi, zira koboldlarsadece beş metre ötedeydi.

Page 300: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Büyücü dövüş yerine büyü yapmaya çalıştı.Başparmaklarının uçlarını birleştirdi, ellerini iki yana doğruaçtı ve çılgınlar gibi büyü sözleri söyledi.

Koboldlar dosdoğru İçeri dalıp etrafinı sardı ve enyalandaki koboid darbe indirmek için kılıcını kaldırdı.

Bidderdoo'nun ellerinden alevler fişkırdı, yakıp kavuranateşler Yarım daireler halinde dışan püskürdü.

Yarım düzine kobold ölü yatıyordu ve diğer birkaçı isealazlanmış kirpiklerinin ardından hayretle göz kırpıştırıyordu.

"Hah!" diye haykırdı Bidderdoo ve parmaklarını şıklattı.

Koboldlar tekrar göz kırpışiınp hücuma geçtiler,Bidderdoo'nun onları durduracak kadar lıızlı bir büyüsüyoktu.

İlk başta koboldlar ve gobliııler içeri üşüşen kargaşa dolubir güruh gibi görünüyordu, zira çoğu disiplinsizkavgacılardan oluşuyordu. Ama birkaç grup, Obiodra Evsahasının altoda kapsamlı savaş eğitimi görmüştü. Bugruplardan birisi -elli kişi kadarlardı— sıkı bir kamaoluşturdular. En Önde üç iri kobold vardı ve onların ardındakisıkı saflar geriye ve iki yana doğru açılıyordu.

Ana mağaraya girdiler, sıra oluşturabilecek bir süreliğinesavaşmaktan sakındılar ve dosdoğru sola, yan mağaralardanbirisinin girişine yöneldiler. Etrafta çok daha kolaycaöldürülebilecek düşmanlar mevcutken cücelerin çoğu

Page 301: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

onlardan sakindi ve kobold grubu neredeyse yan mağarayahiç hasar , görmeden varacaktı.

Fakat o mağaradan dışarı bir diizinelik bir cüce grubuçıkmaktaydı. Sakallı savaşçılar çığlık atıp kükrediler vevahşice hücum ettiler. Ama koboldların savaş sırası hiçsarsılmadı ve cüceleri neredeyse tam olarak ikiye böldüktensonra, en öndeki koboldlann yan mağara girişine doğrugitmesiyle yarığı daha da genişleterek mükemmel bir şekildeişe yaradı. O hücum sırasında birkaç kobold alaşağı edildi vebir cüce öldü. Ama kobold safları derhal kapandı ve içtaraftaki sırada kısıp kalan, yani koboldlar ile ana mağaranınmeyilli duvarı arasında sıkışan cüceler kendilerini gerçektende zor durumda buldular.

Öbür tarafta, "serbest" olan cüce grubu yaptıkları hatayıanladı. Koboldian çok hafife almış ve onlardan böyle detaylıtaktikler beklememislerdi. Dostlarını kaybedeceklerdi veşaşırtıcı derecede sıkı —ki koboldlar duvara doğru yaklaşıp,aşağı kadar uzanan sarkıt kümelerinin altına girdiğinde dahada sıkılaşmıştı— ve disiplinli savaş sırasının öbür tarafınageçebilmek için yapabilecekleri hiçbir şey yoktu.

Yine de, sonu gelen yoldaşlarının feryatlarıyla ateşlenencüceler şiddetle saldırdılar.

Guenhwyvar, her türlü sarkıtın altından geçebilecek kadaryere sinmişti. Panter, kobold saflarına arkadan bodoslamagirişti. İki koboidu kenara savurdu ve üzerinden geçipgiderken daha iyi tutunmak için pençelerini batırarak birüçüncüsünü çiğnedi.

Page 302: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt onun ardından gelip tekrar bir dizinin üzerine çöktüve ilk saldın hamlesiyle iki koboid birden öldürdü. Onunyanından Regis hücum etti. Bir kobolddan daha uzun boyludeğildi ve dimdik ayakta durarak düşmanıyla eşit şartlardadövüşüyordu.

Büyük savunışlarla sergilediği balta dövüşü tekniğiyleBruenor, dar köşelerde hiç rahat edemedi. Drizzt kadar çevikve hızlı olmayan Cattibrie'ın durumu daha da körüydü. Eğerdrowun yaptığı gibi bir dizinin üzerine çökerse gerçekten debüyük bir dezavantaja düşerdi,

Ama yüzünün tam karşısında bir sarkıtla birJikte dimdikdururken de hali ondan iyi sayılmazdı.

Khazid'hea ona cevabı verdi.

Yapacağı şey, kadının bütün içgüdülerine tersti. Hayatınınbüyük bir kısmını hasarlı silahlan onarmakla geçirmiş olanBruenor'un ona dövüş konusunda öğrettiği her şeye zıttı. AınaCattibrie, üzerine pek fazla düşünmeden kılıcının kabzasınıiki eliyle kavradı ve muhteşem silahı yukarıdan dosdoğrusavurdu.

Aşağı sarkan kayayla temas ettiğinde Khazid'hea'nınkırmızı çizgisi hiddetle parladı. Cattibrie'ın hızı yavaşladı,ama sadece hafifçe. Zira Kesici, ismine layık bir şekildekayayı yanp geçiyordu. Kılıç sarkıt kayadan ayrıldığındaCattibrie yana doğru savruldu. O anda saldınya açık olabilirdi—tabii hemen önündeki sırada duran iki kobold, o sıradatavanın aniden kafalarına çökmesiyle daha fazla ilgiliolmasaydı.

Page 303: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Birisi sarkıtın altında kaldı ve diğerinin de ölümü aynışekilde hızlı oldu, zira açık alanı gören Bruenor, hücum edipbaltasını kafasının üzerinden savurdu ve neredeyse sefilyaratığı tam ortadan ikiye bölüyordu.

Dış saflarda dostlarından aynlıp kalmış olan cüceler,böyiesine güçlü bir grubun gelişiyle cesaret buldular vekapana kısmış dostlarına "dayanın!" diye haykınp kısa süreiçinde yardımlarına koşma sözü vererek kobold hatlarınaşiddetle çullandılar.

Regis dövüşmekten nefret ederdi, yani en azından düşmanıonun geldiğini gördüğü zaman. Fakat şimdi ona ihtiyaç vardı.Bunu biliyordu ve sorumluluklarından kaytarmayacaktı. Onunyanında, Drizzt dizleri üzerinde savaşıyordu; kafasını birsarkıta çarpabilmek için ancak parmak ucunda kalkmasıgereken buçukluk, bu sefer drow dostunun arkasındadurmasına ne gibi bir mazeret gösterebilirdi ki?

İki eliyle gürzünün sapını kavrayan Regis şiddetle saldırdı.Bir darbe indirdiğinde ve kaliteli silahı bir koboldun kolunuparamparça ettiğinde gülümsedi.

Fakat daha düşmanı devrilirken başka birisi kalabalığınarasından geldi ve darbe indirdi; koboldun kılıcı Regis'inhavaya kaldırdığı kolunun altına çarptı. Onu kurtaran tek şeykaliteli cüce zırhıydı, eğer bu işten yakayı sıyırırsa BusterBracer'a birkaç büyük maşrapa bal likörü ısmarlamayı aklınınbir kenarına not etti.

Cüce zırhı dayanıklıydı, ama buçukluğun gürzünün birsaniye sonra kanıtladığı üzere, koboldun kafası o kadar da

Page 304: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

dayanıklı değildi.

"Aferin," diye tebrik etti Drizzt. Kendi dövüşü, buçukluğundarbesini izleyebileceği kadar hafiflemişti.

Regis gülümsemeye çalıştı, ama çürüyen kaburgalanndakiacıyla birlikte yüzünü buruşturdu.

Drizzt bu bakışı fark etti ve hızla ilerleyip Regis'in önünegeçti. Kobold safları genişleyen yarığı doldurmak için yerdeğiştirirken Drizzt saldırıyı karşıladı. Drowun palalarıçılgınca raksetmeye başladı. Palalar kesip biçiyor alçaktakisarkıtlara sıkça çarpıp etrafa kıvılcımlar saçıyor, ama dahaçok koboldlara darbe indiriyordu.

Yan tarafta Cattibrie ile Bruenor doğaçlama bir ittifakkurmuşlardd Cattibrie ile Kesici, asılı duran kayalan tek tekdevirip daha yüksek bir yaa açarken Bruenor düşmanı geridetutuyordu.

Fakat öteki taraftaki cüceler hâlâ feci şekilde baskıaltındaydı; ikisi alaşağı edilmişti ve diğer beşi de darbealmaktaydı. Dostlarının hiçbiri onlara zamanındayetişemeyecek, hiçbiri bu sıkı kobold hattını yarıpaçamayacaktı ve cüceler bunu biliyordu.

Guenhwyvar haricinde hiçbiri.

Kara bir ok gibi uçan panter aralarına daldı, kobold üstünekobold devirdi ve yediği bir sürü sert darbe karşısında banamısın demedi. Panterin iki yanından kanlar akıyordu, amaGuenhwyvar vaz geçmeyecekti. Cücelere ulaşıp

Page 305: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

savunmalarını destekledi. Cüceler ise panteri görünce büyükbir neşe ve kurtulma hevesiyle baytardılar.

Cüceler, dudaklarında bir şarkıyla dövüşmeye devamettiler, panter de dövüşmeye devam etti ve koboldlarbaşladıklan işi bitiremedi. Ötekitlaraftan gelen baskıylabirlikte kobold safları kısa süre içinde dağıldı ve yaralılarmağaradan götürülebilsin diye cüce grubu yeniden birleşti.

Drizzt ile Cattibrie'ın Guenhwyvar için duyduğu endişe biranda boluverdi. Zira panter kükreyip koşmaya başladı ve beşyoldaşa en çok ihtiyaç duyulan bir sonraki bölüme doğru başıçekti.

Bidderdoo gözlerini kapayıp ölümün ne gibi gizemlersunacağını düşündü.

En azından biraz olsun gizem sunmasını umuyordu.

Önünden gelen bir kükreme sesi ve çelik tangırtısı işitti.Sonra bir hırıltı duyuldu ve bunu, parçalanmış bir cesedin sertzemine düşerken çıkarttığı iç gıcıklayıcı ses takip etti.

'Beni kimin öldüreceği konusunda kavga ediyorlar,' diyedüşündü büyücü.

Daha fazla kükreyiş —cüce kükreyişleri— ve daha fazlahırıltı duyuldu; zemine daha fazla parçalanmış ceset düştü.

Bidderdoo gözlerini açınca koboldların yok edilmişolduğunu gördü. Etrafinda akla gelebilecek en pis ve en leşkokulu cüceler zıplayıp hopluyor, bir o yönü bir bu yönü

Page 306: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

işaret ediyordu. Karındeşen Taburu'na mensup cüceler enfazla zarar ziyana nerede yol açabileceklerini kestirmeyeçalışmaktaydı.

Bidderdoo biraz durup koboldlara baktı. Yerde,öldürülmekten beter edilmiş bir düzine ceset yatıyordu."Paramparça edilmişler," diye fısıldadı ve bunun duruma dahauygun bir kelime olduğuna karar vererek başıyla onayladı,"Şimdi iyisin," dedi cücelerden birisi —Bidderdoo bu cüceninadını Tlıibbledotf Pwent ya da buna benzer bir şey olarakişittiğini sanıyordu (Bidderdoo adındaki birisinin başkalarınınismiyle daiga geçebilecek hali yoktu tabii) "Ve ben ve benimçocuklar gitçez!" diye pulladı vahşi savaş öncüsü.

"Bekle!" diye Pwent'e haykırdı ve hem kendisini hem decüceyi hayretlere gark etti, zira bu sözüyle birlikte köpeğimsibir ciyaklama çıkartmıştı. Pwent, Harpel'e merakla baktı,Bidderdoo'nun hemen önüne geldi ve kafasını yana doğrueğdi, ki bu hareketi miğfer sivrisinin eğilmesiyle daha daabartılmış oldu.

"Bekle. Lütfen gitme, iyi kalpli ve soylu cüce," dediBidderdoo tatlılıkla, yardıma ihtiyacı varmış gibi.

Pwent, sanki bu büyücünün kiminle konuştuğunu anlamayaçalısırmışçasına etrafına ve arkaya baktı. DiğerKarındeşenler'in kafası da aynı şekilde karışmıştı. Bazılanöylece dikilmiş boş boş bakıyor ve kafalarını kaşıyordu.

Pwent tombul ve pis parmaklarından birisini kendi göğsünebastırdı. Kendisini pek de "iyi kalpli ve soylu" olarakgörmediği yüz ifadesinden belliydi.

Page 307: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Beni terk etmeyin," diye yalvardı Bidderdoo.

"Hâlâ yaşıyon," diye karşılık verdi Pwent. "Ve burdaöldürcek pek fazla bişii yok." Savaş öncüsü, sanki bu yeterlibir açıklamaymış gibi arkasını döndü ve bir adım attı.

"Ama Başarısız oldum," diye feryat etti Bidderdoo,cümlesinin sonunda dudakları arasından bir uluma sesikaçırarak.

"Başarısız olduuuuum mu?" diye sordu Pwent.

"Ah, hepimizin sooooonu geldi!" diye dramatik bir şekildedevam etti uluyan büyücü. "Cooook geç."

Şu noktada bütün savaş öncüleri Bidderdoo'nun etrafınatoplanmıştı, büyücünün garip aksanı, ya da her neydiyse,ilgilerini çekmişti. En yakında ki düşmanları —bir goblingrubu— o anda onlara saldırabilirdi, ama hiçbiri bu çılgıntakımın yakınlarına sokulmak istemiyordu. Özellikle de,etrafta kanlı et parçaları halinde yatan en son kobold grububunun altını net bir şekilde çizerken.

"Çabuk olup sadede gelsen iyi edersin," diye Bidderdoo'yahaykırdı tekrar öldürmeye hevesli olan Pwent.

"Auuuu."

"Ve şu lanet ulumayı da kes bakiim!" diye emretti savaşöncüsü.

Page 308: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Aslında, zavallı Bidderdoo isteyerek ulumuyordu. Uzunsüre boyunca bir köpek olarak yaşamış olan büyücü, içindebulunduğu durumun stresiyil birlikte istemeden odeneyimlerini hatırlıyor ve bir kez daha o yabani köpekiçgüdüleri yaşıyordu. Derin bir nefes aldı ve bir köpek değilde bir adara olduğunu kendisine şiddetle hatırlara. 'Tünelgirişine gitmem gerekli," dedi ulumadan, havlamadan vecıyaklamadan. "Drow kolcu bana, koridordan aşağı bir büyüyapmamı söyledi."

"Büyücü işleri umurumda diil," diye sözünü kesti Pwent vetekrar gitmek için döndü.

"Peki o lanet tüneli lanet drowların kafasına gömçürtmekumrunda mı?" diye sordu Bidderdoo, yapabildiği en iyi savaşöncüsü taklidiyle.

"Pöh!" diye söylendi Pwent ve etrafındaki bütün cücekafaları hevesle sallanmaktaydı. "Ben ve benim çocuklar senioraya götürcez!"

Bidderdoo yüz ifadesini sert tutmaya dikkat etti. Amacücelere sıısamışlıkların cezbeden bir şekilde yaklaştığı içinkendisinin epey olduğunu düşünüyordu.

Bir köpeğin gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen süreiçind Bidderdoo, koşan Karındeşenler'den oluşmuş bir gelgitdalgası arasını sürüklenmekteydi. Sihirbaz dolambaçlı bir yoltakip etmeyi, savaşın daha yoğun olduğu bir yerden, meselamağaranın sol tarafından veya kuzeyini dolaşmayı teklif etti.

Ahmak sihirbaz.

Page 309: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Karındeşen Taburu, koboldlan ve kobold saflarınınardından geleli daha iri goblinleri alaşağı ederek dosdoğrukoşturdu. Neredeyse kenara kara mak için yeterince hızlıdavranamayan birkaç cüceyi de çiğneyeceklerdi cüceler dikitkayalara çarpıp sekerek yuvarlandılar. Bidderdoo daha butaktiğe itiraz etmeye dahi başlayamadan önce kendisinigitmek istediği yere yani tünelin girişine yaklaşmış bir haldebuldu.

Bir saniye durup hangisinin daha hızlı olduğunu düşündü,boyut kapa açan bir büyü mü, yoksa bir grup savaşa susamışsavaş öncüsü mü? Hatta Sai vaş Öncüsü Refakatçisi adındayeni bir büyü yaratmayı dahi düşündü, ama çok daha acil birsorun baş gösterince, yani bir çift boğa kafalı minator veonların anlından bir kara elf mağaraya girince bu düşünceleriaklından uzaklaştırdı.

'Savunma durumu!" diye haykırdı Bidderdoo. "Onlangeride tutmalısınız! Savunma durumu!" Ahmak sihirbaz.

En yakındaki iki Karındeşen bodoslama saldırarak, kulegibi yükselen iki buçuk metrelik minatorlann ayaklarınagirişti. Minatorlar daha kendilerine neyin çarptığınıanlayamadan öne doğru devrildiler. Ama ikisi deengellenmeden yere kapaklanmayı başaramadı. Zira Pwent ilebaşka bir gözü dönmüş cüce kükreyerek saldırdı veminatorlann kafasını birbirine tokuşturdu. Bu kargaşanıngerisinde bir karanlık küresi belirdi ve drow ortalıktankayboldu.

Bidderdoo akıllılık edip büyüsünü yapmaya başladı.Drowlar gelmişti! Tıpkı Drizzt'in tahmin ettiği gibi, kara

Page 310: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

elfler kobold yemlerin ardından içeri giriyordu. Eğer ateştopunu şimdi fırlatabilirce, eğer tüneü şimdi çökerte-bilirse...

Büyünün sözlerini, boğazının derinlerinden yükseleniçgüdüsel bir hınltmın arasından zorlayarak çıkartmakzorunda kaldı. Yere devrilmiş minatorlann etrafina doluşmuşolan ve yabani yaratıkları acımasızca lime lime edenKarındeşenler'e katılma güdüsü hissetti. Ziyafete katılmagüdüsü hissetti.

"Ziyafet mi?" diye yüksek sesle sordu.

Bidderdoo kafasını salladı ve baştan başlayıp büyüyeyoğunlaştı. Görünüşe bakılırsa sihirbazın ritmik sözleriniişiten drow, elinde arbalet tabancası hazır bir halde karanlığıniçinden dışan çıkü.

Bidderdoo gözlerini kapadı ve sözlerin mümkün olduğuncaçabuk akıp gitmesi için kendisini zorladı. Okun göbeğinesaplandığım hissetti, ama konsantrasyonu tamdı ve ne irkildine de büyüsünü bozdu.

Bacakları çözüldü; drowun gelmekte olduğunu işitti,aklında öldürücü darbeyi indirmek için havaya kalkmış parlakbir kılıç canlandırdı.

Bidderdoo'nun konsantrasyonu bozulmadı. Tılsımıtamamladı ve küçük, parlak bir ateş topu elinden dışanfirlayıp ötedeki karanlığı yardı ve tünelin içine uçtu.

Bidderdoo bitkinlikten düşecek gibi oldu. Gözlerini açiı,ama mağara bulanıktı ve dalgalanıyordu. Sonra geriye

Page 311: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

yuvarlandı, sanki zemin onu kucaklamak içinyükseliyormusçasına yere devrildi.

Zihninin gerilerinde bir yerde zemine sertçe çarpmayıbekledi, ama derken ateş topu infilak etti. Ve tünel çöktü.

BÖLÜM 21

İYİLERE BİR SAYI

En saygıdeğer oyuk sorumlusunun omuzlarında ağır biryük vardı, ama uzun ve dolambaçlı tünellerde ilerleyenBelwar'ın beli dahi bükülmüyordu, Kararını sağlam kafayla,kesin bir amaç için vermişti ve Mithril Salonu'na kadarkendisini sorgulamayı reddediyordu.

Müzakereler sırasında ona muhalif olanlar Belwar'ın,svirfnebliler içim en faydalısını düşünmek yerine kişiseldostluk hisleriyle hareket ettiğinil savunmuşlardı. Firble,Belwar'ın drow dostu Drizzt Do'Urden'iıuMenzoberranzan'dan kaçtığını öğrenmişti ve bütün belirtileregöre dosdoğru; Mithril Salonu'na yapılan drow yürüyüşününsebeplerinden birisinin de Lloth'un o haine duyduğu nefretolduğu hiç şüphesizdi.

Page 312: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Öyleyse, Belwar koca Blingdenstone'u sadece bir drowuğruna savaşa sürükler miydi?

En sonunda, şiddetli tartışmalar Belwar tarafından değilbaşka bir yaşlı svirfnebli tarafindan, Blingdenstone terkedildiğinde çok derili bir acı duyan Firble tarafındansonlandınlmıştı.

"Önümüzde açık bir seçenek var," demişti Firble. "Ya şimdigidip kara elflerin düşmanına yardım edip edemeyeceğimizigörürüz, ya da kendimize yeni bir yurt buluruz.Zira kara elflerkesinlikle geri dönecektir ve o zaman onlara karşı koymakistersek bunu yalnız başımıza yapmamız gerekecek."

Bu, konsey ve Kral Schnicktick için feci bir karardı. Eğerkara elfleri takip eder ve şüphelerinin doğrulandığınıgörürlerse, yani yüzeyde bir savaşa rastlarlarsa, hiçtanımadıkları yüzey cüceleri ve insan ırklarının ittifakınagüvenebilirler miydi?

Belwar onları güvenebilecekleri konusunda temin etti. Ensaygıdeğeri oyuk sorumlusu Drizzt'in ve onun edindiği hertürlü arkadaşın, kendisini yan yolda bırakmayacağına tümkalbiyle inanıyordu. Ve dış dünyayı çok iyi bileni (amakendisinin de kabul etliği üzere yüzey hakkında epey cahilolan) Firble da Belwar ile hemfikirdi. Bu fikri ise, her türlüırkın, hatta pek akıllı olmayanı goblinlerin bile, kara elflerekarşı müttefikleri seve seve kabul edeceği gibil basit birmantığa dayanıyordu.

Böylece Schnicktick ve konsey en sonunda razı olmuştu,ama son derece muhafazakar olan svirfneblilerin verdiği diğer

Page 313: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bütün kararlarda olduğu gibi sadece bir yere kadar onayverilmişti. Belwar, Firble ile birlikte drowların peşinedüşebilir ve yanlarına gönüllü olan bütün gnomlan alabilirdi.Schnicktick onların keşif birliği olduğunun ve yürüyüşe geçenbir ordu olmadığının altını çizmişti. Svirfnebli balı veBelwar'a muhalefet etmiş olan diğer bütün gnomlar, bu uzunve tehlikeli yolculuğa ne kadar da çok kişinin gönüllüolduğunu görünce epey şaşırmışlardı. Gönüllüler o kadarfazlaydı ki, Sehnicktick şehir çalışmaları sebebiyle bu sayıyıüç yüzle sınırlamak zorunda kalmıştı.

Belwar diğer Svirfneblilerin neden geldiğini biliyordu vekendi kararının asıl sebebinin de farkındaydı. Eğer kara elfleryüzeye gidip Mithril Salonu'nu ele geçirirlerse, gnomlarınBlingdenstone'a geri dönmesine izin vermeyeceklerdi.Menzoberranzan önce fethedip sonra terk eden bir şehirdeğildi; hayır, onlar cüceleri köle edip madenleri kendileriiçin çalıştırırlardı. Sonra Blingdenstone'un vay haline, zirasvirfhebli şehri fethedilmiş topraklara giden en kolay rotaüzerinde bulunuyor olurdu.

Bu yüzden Belwar ve Firble dahil olmak üzere bütün busvirfhebliler, daha evvel Blingdenstone'dan hiçuzaklaşmadıkları kadar uzağa gidiyor olsalar da, sonuç olarakkendi anayurtları için savaşacaklarını biliyorlardı.

Belwar bu karan sorgulamayacaktı ve bunu aklındançıkartmadığı için yükü de hafifliyordu.

Bidderdoo ateş topunu tünelin içine fırlattı, ama darkoridorlar patlamanın katıksız şiddetini kaldıramadı.Tünelden dışarıya, mağaranın içine hiddetli bir kırmızı

Page 314: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ejderhanın nefesi gibi bir alev sütunu patladı veBidderdoo'nün kıyafetleri tutuştu. Sihirbaz çığlığı bastı,etrafındaki bütün cüceler ve koboldlar, mağaraya doğruhücuma gecen bir sonraki minator sırası ve onların ardındasinsice gizlenen kara elfler de öyle.

Büyücünün alev topunun patladığı anda hepsi haykırdı veaynı hızda bütün feryatlar boğuldu ve çöken yüzlerce tonlukkaya tarafından bastırıldı.

Yeniden mağaranın içine doğru bir geri püskürme oldu,öyle güçlü bir rüzgar çıktı ki Bidderdoo'nun cübbesini yakanateşleri söndürdü. Aniden, etrafındaki diğer herkes gibi geriyeuçarken buldu kendisini. Uçuyordu ve afallamıştı, başındanaşağı taşlar yağıyordu ve son derece şanslıydı. Zira Çökensarkıt kayalardan ya da mağaradan dışarı püsküren taşlardanhiçbirisi onu ezmedi.

Zemin sarsılıp sallandı; mağara duvarlarından birisibüküldü ve yan dairelerden birisi çöktü. Derken sarsıntı sonaerdiğinde, tünel yok olmuş, sanki hiç oradabulunmamışçasına ortadan kaybolmuştu. Tunult adındakicücenin anısına isimlendirilmiş olan mağara ise şimdi çokdaha küçük gözüküyordu.

Biddcrdoo toz toprak ve moloz yığınının içinden sarsılmışbir halde kalktı ve parlak mücevherin üzerindeki toprağı sildi.Havada uçuşan tozlar sebebiyle, tılsımlı mücevherden çıkanışık hakikaten de yetersiz görünüyordu, Büyücü kendisinebakıp elbiseden çok derisini gördü. Düzinelerce çürük vardıve bir kolunda, alevlerin derisine ulaşmış olduğu yerde,

Page 315: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

yapışıp kalan toprağın altında teninin parlak kırmızı olduğunufark etti.

Hafifçe yana doğru bükülmüş olan bir miğfer sivrisi, pekuzakta olmayan bir yığının arasından uzanıyordu. Bidderdoo,kendisini buraya getirmiş olan savaş öncüsünün ardındanbirkaç ağıt sözü söylemek üzereydik ki Pwent aniden çakıltaşlan tükürüp çılgınlar gibi gülümseyerek toz toprağıniçinden dışarı fırladı.

"Afferin be!" diye kükredi savaş öncüsü. "Bunu bi daayap!"

Bidderdoo cevap vermeye davrandı ama damarlarındakisinsi drow zehri, yaşadığı geçici adrenalin patlamasını mağlupedince bayıldı. Bahtsız, sihirbazın daha sonra bildiği tek şey,Pwent'in onu yukarı doğru kaldırmış olduğu ve şimdiye kadarhazırlanmış en pis kokulu karışımı boğazından aşağı bocaettiğiydi. Pis kokulu ama etkili, zira Bidderdoo'nun bitkinliğigeçiverdi.

"Karındeşen!" diye kükredi Pwent, geniş kemerinde asılıduran güvenilir matarasını okşayarak.

Tozlar çöküp yatışırken, vücutlar tek tek kıpırdanmayabaşladı. Kayalardan bile daha sert olan Karındeşen taburununbütün cüceleri' sapasağlamdı ve hayatta kalabilen birkaçkobold ise daha yalvarmaya başlayamadan kesilip biçildi.

Mağaranın çöküşüyle, en yakandaki yan dairenin yıkılışıylave onun tam karşısındaki duvarın eğilmesiyle beraber, buküçük grup kendisini ana birlikten kopmuş bir halde

Page 316: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

buluverdi. Fakat kapana kısdmamışlardı, zira dar bir geçitsola doğru uzanıyor ve Tunult Mağarası'nın tam kalbinedoğru gidiyordu. Metal çınlamalarından ve hem cüce hem dekobold haykırışlarından anlaşıldığı kadarıyla buradaki dövüşdevam etmekteydi.

Beklenenin aksine, Thibbledorf Pwent kendi birliğinidosdoğru arbedenin içine götürmedi. Geçidin bu kısmı dardıve kısa bir mesafe ötede daha da daralıyor gibiydi. O kadardaralıyordu ki Pwent sıkışarak bile geçebileceklerinisanmıyordu. Aynı zamanda savaş öncüsü, Bidderdoo'nunomzunun ardında bir şey fark etmişti; çöken tünelin yanındakiduvarda bulunan derin bir çatlaktı bu. O noktaya yaklaşanPwent, arka tünellerdeki hava basıncı yıkımın ardından uyumsağlarken çatlaktan dışarı sızan sert esintiyi hissetti.

Pwent haykırdı ve çatlağın altındaki duvara bütün gücüyleomuz attı Gevşek kaya kırılıp çöktü ve ötedeki derinkoridorlara açılan meyilli bir yolı gözler önüne serdi.

"Geri gidip Kra! Bruenor'a rapor vermemiz gerekli," diyegerekçi sundu Bidderdoo, "ya da burada olduğumuzuanlamaları ve kazıp bizi kur tarabilmeleri için tünel elverdiğince ilerlememiz."

Pwent burnundan soludu. "Eer bu tüneli boş geçersek pekde keşfe çıkmış sayılmayız," diye tartıştı. "Eer drowlar bunubulursa, Bruenor'un beklediinden daa hızlı geri dönerler. İştebu vermeye deycek bir rapor sayılır!" Aslında, mağaradanyükselen cezbedici savaş seslerini duymazdar gelmek arsızcüce savaşçı için çok zor bir işti, ama Pwent kendisine dığeı

Page 317: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

taraftaki açık koridorlarda drowlar ya da minatorlar gibi dahabüyük düşmanlar bulmak istediğini fark etti.

"Ve eer ordaki tünelde tıkılıp kalırsak," diye devam ettiPwent, Tunull Mağarası' ndan geri kalan yeri işaret ederek,"lanet drowlar hemen arkamızdan gelip bizi kıstırırlar!"

Karındeşen Taburu, liderlerinin arkasında sıra oluşturdu,ama Bidderdoo kafasını salladı ve sıkışarak dar geçide girdi.En feci korkulan kısa süre içinde gerçek oldu, zira geçitgerçekten de daralmıştı ve büyücü savaşın devam etmekteolduğu açık alana geçemiyordu. Hatta savaşın gürültü patırtısıarasından ilgi çekebilecek kadar dahi yaklasamıyordu.

'Belki de bana yardım edebilecek bu büyüm vardır,' diyemantık yürüttü Bidderdoo ve kıymetli büyü kitabınıçıkartmak üzere inanılmaz bir derinliğe sahip ceplerindenbirisine elini soktu. Büzüşmüş, kararmış ve alazlanmışsayfalardan oluşan bir yığın çıkarttı, aşırı ısıdan çoğununmürekkebi akmıştı. Cildindeki yapışkanlar ve dikişler deerimişti ve Bidderdoo kağıt yığınını havaya kaldırdığındakitap parçalanıp dağıidı.

Zar zor nefes alan ve aniden bütün dünya üzerine yıkılmışgibi hisseden büyücü, elinden geldiğince fâzla parşömentopladı ve geçitten dışarı çıktı. Pwent İle diğerlerinin hâlâkendisini beklediğini şaşırarak ve rahatlayarak fark etti.

"Fikrini değiştirceeni düşündük," diye belirtti savaş Öncüsüve Karındeşen Taburu iie yeni yoldaşına öncülük ederekuzaklaştı.

Page 318: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

'Elli drow ve koca bir minator grubu, ' diye hareket ettiQuenthel Baenre'nin parmaklan. Yaptığı keskin ve hızlıhareketlere bakan annesi, kızının hiddetten köpürmüşolduğunu anladı.

'Ahmak,' diye düşündü Matron Baenre. Sonra kızının bufetih harekeli konusunda hevesli olup olmadığını merak etti.Quenlhel güçlü bir rahibeydi, bunu kimse inkâr edemezdi.Ama buruş kınş yaşlı malron ana, Quenthel'in hayatı boyuncahiç savaş görmemiş olduğunu ancak o zaman fark etti. BaenreEvi birçok yüzyıldır hiç savaşmamışti ve Akademi'dekihızlandırılmış eğitimi sebebiyle Quenthel, Menzoberranzan'ındışındaki tehlikeli tünellerde yapılan devriye birliklerine eşliketme işinden muaf olmuştu.

Kızının hayatı boyunca drow şehrinden dahi hiç çıkmamışolduğu Baenre'nin aklına dank etti.

'Mithril Salonu'na giden ana yol artık yok,' diye devam etti.Quenthelin elleri. 'Ve birkaç paralel geçit de çöktü. Daha dakötüsü''. Ouenthel aniden durdu, derin bir nefes alıp kendisinitoparlamak için biraz. duraksaması gerekti. Tekrar konuşmayabaşladığında yüzünde bir hiddet maskesi vardı.' Ölü drowlarınbirçoğu dişiydi, birkaçı güçlü rahibeler ve bir tanesi de yücerahibe.'

Hâlâ hareketleri abartılı, çok keskin ve çok hızlıydı.'Quenthel gerçekten de bu fethin kolay olacağına mıinanıyordu yoksa?' diye merak etti, Baenre. 'Hiçbir drowınölmeyeceğini mi sanıyordu?'

Page 319: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Baenre, acaba Quenthel'i buraya getirerek yanlış bir işyapıp yapmadığını ilk defa olmamak üzere merak etti. Belkide, rahibeler arasında en beceriklisi olan Triel'i getirmeliydi.

Ouenthel kendisine atılan sen bakışa dikkat etti veannesinin hiç memnun olmadığını anladı. Baenre'yi, verdiğikötü raporun yapacağından çok: daha fazla rahatsız ettiğinianlaması biraz zamanını aldı.

"Saflar ilerliyor mu?" diye yüksek sesle sordu Baenre.

Quenthel boğazını temizledi. "Bregan D'aerthe birçok farklıyol keşfetti," diye yanıtladı, "hatta cücelerin dahi bilmediği veMithril Salonu'na giden tünellere açılan koridorlar buldu."

Matron Baenre gözlerini kapadı ve başıyla onaylayarakkızının aniden yenilenen iyimserliğini takdir etti. Gerçektende cücelerin bilmediği tüneller, Mithril Salonu'nun en altseviyelerine açılan küçük geçitler mevcuttu. Bu geçitler,cüceler madencilik çalışmalarını daha zengin cevherlerekaydır-; maya devam ettikçe unutulmuştu. Fakat o eski vegizli yollan yaşlı Gandatug biliyordu ve Methil'in zihinselsorgulamaları sayesinde drowlar da öğrenmişti. Gizli tünellertam olarak cüce tesisine bağlanmıyordu, ama büyücüler birkapı olmayan yerlerde geçitler açabilir, illithidler ise taşlarıniçinden geçebilir ve zihinsel seyahatlerinde yanlarına drowaskerleri de alabilirlerdi.

Baenre'nin gözleri aniden açıldı. "Berg'inyon'dan haber varmı?"

Page 320: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Quenthel başını olumsuz anlamda salladı. "Kendisineenıredildiği gibi tünellerden çıktı ama o zamandan beri ondanhaber gelmedi."

Baenre'nin yüz hatları aksileşti. Berg'inyon'un dışangönderildiği İçin somurttuğunu biliyordu. En büyük ve toplubirliğin başında o vardı; sayısal olarak konuşmak gerekirse,yaklaşık bin drow ve bu sayının beş katı kadar kobold vegoblin. Ayrıca kara elflerin birçoğu da iri kertenkelelerebinmekteydi. Ama Berg'inyon'un görevleri, MithrilSalonu'nun fethi için her ne kadar hayati önem arz etse de,onu cüce tesisinin dışındaki dağlara çıkmak zorundabırakıyordu. Büyük bir ihtimalle Drizzt Do'Urden en aşağıtünellerde olacak ve bir kara elfe daha çok uyan bir ortamdagörev alacaktı. Büyük bir ihtimalle hainle ilk karşılaşanBerg'inyon değil Uthegental Argmo olacaktı.

Oğlunu ve kendisine bu görev verildiğinde geçirdiği öfkenöbetini düşünürken Baenre'nin sert ifadesi bir gülümsemeyedönüştü. Elbette ki kızmış, hatta hiddetlenmiş gibidavranmalıydı. Elbette ki tünellere yapılacak saldırıdakendisinin değil de Uthegental'in başı çekmesine itirazedecekti. Ama Berg'inyon, drowların savaşçılar okulu olanMelee-Magthere'deki yıl-lannda Drizzt'in sınıf arkadaşı vebaş rakibiydi. Berg'inyon Drizzt'i, muhtemelenMenzoberranzan'da yasayan her drowdan daha iyi tanıyordu.Ve Matron Baenre de Berg'inyon'u tanıyordu.

İşin gerçeği şuydu; Berginyon o tehlikeli hain drowla hiçbiralakası olsun istemiyordu.

Page 321: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Büyünle kardeşini araştır," dedi Baenre aniden, Quentlıel'iürküterek. "Eğer inatçılık etmeye devam ederse onun yerinegeç."

Quenthel'in gözleri dehşetle genişledi. Ordu tünellerdendışan çıkıp, dağın üzerinde derin bir yarığa bakan bir çıkıntıpatikada yola koyulurken, Quenthel Berg'inyon'un yanındabulunmuştu. Gördüğü manzara onu ve diğer birçok drowumahvetmiş, başlanın döndürmüştü. Dışandayken kendisinikaybolmuş, önemsiz ve savunmasız hissetmişti. Yüzeydünyası adındaki o mağara, karanlık kubbesi bilinmedik ışıknoktacıklanyia parlayan o devasa daire onun kaldıramayacağıkadar engindi.

Matron Baenre bu dehşet dolu ifadeden hiç hoşnutkalmamıştı. "Git!" diye hırladı ve Quenthel sessizce uzaklaştı.

Daha Çuenthel görünürden yeni kaybolmuştu ki, birsonraki raporu verecek olan drow mavi renkle parlayan biruçan diskin üzerinde Baenre'nin Önüne geliverdi.

Ordunun gizlice aşağı tünellerde ilerlemekte olduğuna dairverdiği rapor daha iyiydi, ama Baenre onu pek dinliyorsayılmazdı. Onun için bu detaylar git gide bezdirici olmayabaşlıyordu. Cüceler iyiydi ve hazırlanmak

için aylarca süreleri vardı, ama Matron Baenre en sonundaelde edilecek sonuçtan hiç şüphe duymuyordu. Zirakendisiyle bizzat Lloth'un konuşmuş olduğuna İnanıyordu.Drowlar kazanacaktı ve Mithril Salonu düşecekti.

Page 322: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Fakat bu raporu, ondan sonrakini ve ondan sonrakinidinledi; sanki hiç sonu gelmeyecekmiş gibiydi ama kendisiniilgiliymiş gibi görünmeye zorladı.

BÖLÜM 22

PARLAK YILDIZLAR ALTINDA

Bulunduğu yüksek noktadan büyüyle arttırılmış görüşyeteneğiyle baktığında, dağın en doğu ve dik yamacınadoluşan, her yanı dolduran ve bütün kayaların üzerinikaplayan bir karınca sürüsüne benziyorlardı. Onlarınarkasından sıkı saflar halinde daha derin bir karanlıkgeliyordu, yani drow savaşçılarının sıkı safları.

Gümüşay Hanımı daha önce hiç bu denli endişe verici birmanzara görmemiş, bir sürü savaşa ve birçok macerayakatılmış olmasına rağmen hiç bu denli kaygılanmamıştı.Alustriel'in yüzü o savaşların izlerini yansıtmıyordu. Yaşayanher kadından daha güzeldi, teni pürüzsüz ve açık renkli,neredeyse saydamdı. Saçları uzun ve gümüş rengiydi —herne kadar epey yaşlı olsa bile saçları yaşlılıktan ağarmış gibigri değildi, gecenin dingin ışığı ve yıldızların ışıltısı gibiparlak ve canlıydı. Güzel hanım gerçekten de bir sürü savaş

Page 323: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

görmüştü ve o çatışmaların hüznü gözlerinden yansıyordu,tıpkı savaştan nefret etme bilgeliği gibi.

Koni şeklindeki dağın öteki tarafinda, güney yamacında,Alustriel toplanmış olan birliklerin sancaklarını görebiliyordu.İçlerinden en fazla göze çarpanı kendi şövalyelerinin gümüşbayrağıydı. Alustriel hepsinin de mağrur ve hevesli olduğunubiliyordu, zira çoğu gençti ve kederin ne demek olduğunubilmiyorlardı.

Gümüşay Hanımı bu huzursuzluk verici düşünceleriaklından uzaklaştırdı ve ilgisini olması muhtemel hadiselere,bu işte oynayabileceği role yoğunlaştırdı.

Düşman ordusunun büyük bu- kısmı koboldlardı vebarbarlar ile zırhlı süvarilerin onları dağıtmakta pek güçlükçekmeyeceği sonucuna vardı.

'Peki drowlara karşı ne yapacaklar?' diye merak ettiAlustriel. Uçan savaş arabasıyla geniş daireler çizerek izledive bekledi.

İnsan öncüler, yaklaşan koboldlarla çarpıştığında en uçnoktada arbedeler patlak verdi.

Savaş sesleri ve geriye doğru iletilen raporlarla birlikteBerkthgar kendi birliğini salıvermeye, savaşa hücum etmeyeve dudaklarında bir Tempus şarkısıyla ölmeye hevesliydi.

Gümüş Şövalyelere liderlik ermekte olan Besnell ise sakinbir savaşçıydı ve daha çok stratejisin'. "Adamlarını tut," dedihevesli barbara. "Bu gece hepimizin, hatta savaş tanrınız

Page 324: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Tempus'un bile hoşuna gideceğinden daha fazla savaşgöreceğiz. Onlarla kendi seçtiğimiz bir alanda savaşsak dahaiyi olur." Hakikaten de şövalye o alanı seçme konusundadikkatli davranmıştı ve planına desteklerini sağlamak içinhem Berkthgar'a hem de Kral Bruenor'a karşı gelmişti.Birlikler dört gruba bölünmüş ve Miti Salonu'na iki ayn girişbulunan Dördüncü Zirve dağının güney taraflıkonuşlandırılmıştı. Dağın kuzeybatısında Bekçi Vadisibulunuyordu. Cüce tesisine açılan gizli batı kapısınınbulunduğu geniş, derin, kayalıklı ve sisli bi vadiydi burası.

Dağın etrafında askerlerin durduğu yerin kuzeydoğusunda,açık kayalar ve dar, sarmal patikaların Ötesinde, MithrilSalonu'nun daha uzun olan vg daha çok kullanılan doğukapısı bulunuyordu.

Bruenor'un sözcüleri ordunun ikiye bölünmesini,süvarilerin Bekçi Vadisi'ni savunmasını ve Konaktaşı halkınındoğudaki yollan tutmalarını! istemişti. Fakat Besnell kendidüşüncesini sonuna kadar savunmuş ve gizlenip kendigirişlerini koruyabilecek dununda olmaları gerektiğikonusunda ısrar etmek suretiyle Berkthgar'ı da kendi yanınaçekerek durumu gururlu cücelerin aleyhine çevinnisti. "Eğerdrowlar girişlerin ner olduğunu biliyorsa," diye tartışmıştı, "ozaman direnişle karşılaşmayı umacaklan yerler de oralarıolacaktır."

Böylece Dördüncü Zirve'nin güney tarafi seçilmişti.Savunucuların bulunduğu yerin aşağısında bir sürü patikavardı, ama yukanlarındaki uçurumlar daha da sarplaşıyordu,bu sebeple o yönden hiçbir saldırının gelerf ceğiniummuyorlardı. Savunuculann gruplaştığı mevziler arazinin

Page 325: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

yer şekillerine göre tasnif edilmişti. Dar ve çatlaklı patikalarladolu bir yer sadece barbarlar içindi, bir diğer yerde hemsüvariler hem barbarlar duruyordu, üçüne mevzi ise bütünNesine Süvarileri'nin konuşlandınldığı geniş, düz ve hafifmeyleden bir kaya yüzeyinin üzerindeki platoydu.

Besnell ile Berkthgar şu anda ikinci birlik mevziindebekliyor ve susuyordu. Savaşın yaklaştığını biliyorlardı;etraflarındaki adamlar, sinsice sok lan ordunun sessizliğinihissedebiliyordu. Barbarların ilk savunma hattı, cüceruhbanların kendilerine hediye olarak verdiği tılsımlıbilyelerden oluşan bir sağanak başlattığında, dağın dahaaşağısında doğuya bakan taraf parlak ışıklarla aydınlandı.

Koboldlar nasd da dağıtılmıştı! Minik yaratıkların önsaflarında bulunan birkaç kara elf de öyle. Dağ yamacının enyüksek yerinde, yani gizlenme mevziinin yakınlarındabulunan canavarlar aniden tepelerine binen, iri kılıçlarlaonları ikiye bölen, ya da koboldlan basitçe kafalarının üzerinekaldırıp dağ yamacından aşağı savuran bir barbar güruhutarafından bozguna uğratılmışlardı.

"Gidip onlarla çarpışmalıyız!" diye kükredi Berkthgar,halkının savaşa tutuşmuş olduğunu görerek. İriBankenfuere'yi havaya kaldırdı ve "Tempus'un şanı için!"diye kükredi, ki bu haykırış ikinci ve üçüncü mevzideki bütünbarbarlar tarafından tekrarlandı.

"Pusu kuramayacak kadar fazlalar," diye mınldandıRegvveld Haıpel. Hendekatlayan adındaki at-kurbağasınınüzerinde oturmaktaydı. Zamanı yaklaştığı için Besnell'e doğrubaşını sallayan Regweld. HendekatJayan'ın dizginini hafifçe

Page 326: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

çekti ve garip hayvan boğazından gelen kişnemeyle vraklamaarası bir ses çıkarttıktan sonra batıya doğru sıçrayarak tamılamına on metre aşn.

"Henüz değil," diye Berkthgar'a yalvardı Besnell, barbarınkoca eliyle bir düzine kadar ışık saçan bilye kavradığınıgörünce. Şövalye aşağıdaki düşman birliğinin hareketlerinigösterdi. En doğudaki mevziiyi tutan savunucularlakarsdaşmak için çoğu yukarı tırmanıyor olsa da, daha birçok,birçok düşmanın batıdaki alçak patikalardan geldiğini anlattı.Aynı zamanda artık ışıklar o denli yoğun değildi, zira karaelfler gözlerini yakan tılsımlara karşı doğuştan gelen büyüyeteneklerini kullanıyordu. "Ne bekliyorsun?" diye sorduBerkthgar. Besnell elini havada tutmaya, hücumugeciktirmeye devam etti. Doğudaki bir barbar, vücudununaniden mavi alevlerle, derisini yakmayan büyülü ateşleaydınlandığını görünce çığlığı bastı. Fakat bu alevler lamanlamıyla zararsız sayılmazdı, zira adamın bulunduğu yeri netbir şekilde açığa vuruyorlardı. Daha aşağıdan bir yerdenbirçok arbaletın tıkırtısı duyuldu ve bahtsız barbar iki kezdaha haykırdıktan sonra sesi kesildi.

Bu Berkthgar için yetti de arttı ve barbar bilyeleri firlattı.Yakınlanndaki adanılan da aynısını yapa ve güney cephesininikinci mevziisi büyüyle aydınlandı, Besnell her ne kadaronaylamasa da Konaktaşlı adamlar aşağı doğru hücuma geçti.İlk önce süvariler aşağı inmeliydi, ama henüz, yani düşmanordusunun ana kısmı geçmeden değil.

"Saldırmalıyız," diye fısıldadı Gümüşayh elf liderinarkasında duran bir şövalye ve Besnell sessizce başınısallayarak onay verdi. Önündeki sahneyi sadece bir

Page 327: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

saniyeliğine gözden geçirdi. Berkthgar ile yüz adamı dahaşimdiden cenge tutuşmuş, dağ yamacından aşağı dosdoğruinmişti ve doğudaki yüksek zemini tufan cesur adamlarlabirleşme şansları da yoktu. Aceleci barbara duyduğu hiddeterağmen Besnell, Berkthgar'ın marifetlerine hayran kaldı.Kudretli Bankenfinere tek bir savruluşuyla üç kobold birdenhaklıyor, onları ya tek parça halinde, ya da kesilip biçilmiş birşekilde havada uçuşturuyordu.

"Işıklar da yanmayacak," diye belirtti Besnell'inarkasındaki şövalye.

"İki birliğin arasına," diye yanıtladı Besnell, etrafındakisüvariler de, duyabilsin diye yüksek sesle konuşarak. "Bellibir açıyla iki birliğin arasına inmeliyiz ki doğudaki adamlarbizim ardımızdan kaçabilsin."

Seçtiği yol her ne kadar dönekçe olsa bile ona karşı tek biritiraz sözü dahi gelmedi. Yapılan esas plana göre, hem bumevziide hem de batıdaki; diğer mevziide bulunan GümüşŞövalyeler dosdoğru düşmanın üzerine at sürecek, bu sıradaBerkthgar ile adamları da yavaş yavaş batıya doğru kayan anasavunma birliğiyle birleşecekti. Şimdi kana susamışlığıylagözü dönen! Bekthgar o planı bırakmıştı ve GümüşŞövalyeler onun bu davranışının bedelini ağır ödeyebilirdi.Ama hiçbir adam ya da elf itiraz etmedi.

"Bilyelerinizi sıkı tutun," diye emretti Besnell, "drowlar şuanda mevcut olan ışığa da karşı koyuncaya kadar."

Etki uyandırmak için atını bir kez şaha kaldırdı.

Page 328: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Gürnüşay'ın şanı için!" diye haykırdı.

"Ve tüm iyi halkların iyiliği için!" diye hep bir ağızdankarşılığı geldi.

Gümbürtüleri Dördüncü Tepe'nin yamacını salladı vekayaların altındaki cüce tünellerinde yankılandı. Mızraklarınıaşağı indirmiş yüz süvari, öten borularla birlikte hücuma geçtive uzun mızrakları deştikleri düşmanlara saplanıp katınca yada kırılınca ışıltılar saçan kılıçlar meydana çıktı.

Gürbüz binekleri daha da ölümcüldü, gümbürdeyentoynaklarının altında koboldlan ezdiler, dehşete kapılankoboldların, goblinlerin ve drowların dört bir yanadağılmasını sağladılar. Zira Karanlıkaltı'nın en derinlerindengelen bu istilacılar daha önce böyle bir süvari hücumugörmemişlerdi.

Sadece birkaç dakika içinde, düşmanın dağ yamacındailerleyişi durdurulmuş ve ters çevrilmişti. Bunun kamu isebatıda öten borazanlar, Tempus ile Uzunsemer için atılannaralar ve Uzunatlılar'ın da Gümüş Şövalyeleri takipetmesiyle yenilenen gümbürtülerdi.

Hücuma öncülük eden ilk gerçek büyü saldırısı üçüncümevziiden geldi. Regweld'in attığı, karanlığı yaran veziyandan çok dehşete yol açan biri yıldırım mızrağıbüyüsüydü bu.

Hayrettir ki drowlardan, küçük karanlık büyüleri ya daseçilen savunucuları aydınlatan peri ateşlerinden başka hiçbirbüyülü misilleme gelmedi.

Page 329: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Barbarların geri kalanı planın Öngördüğü şekilde davranıpUzunatlılar ile ikinci mevziinin hemen altındaki bölgeninarasına ilerlediler. Fakat ilkbaşta planlandığının aksineGümüş Şövalyelerle değil Berkthgar'ın taburuyla birleştiler.

Savaşın çok üzerinde süzülen Alustriel, kendisine hakimolabilmek için bütün disiplinini kullanmak zorunda kalmıştı.Savunucular beklendiği üzere kobold ve goblin saflarını limelime ediyor, düşmanı elliye birden daha büyük bir oranlakatlediyordu.

Eğer Alustriel büyüsünü salıverse o sayı kolayca ikiyekatlanabilirdi, ama o bunu yapamazdı. Drowlar sabırlabekliyordu ve Alustriel o şeytani elflere, ilk saldırısınınyapacağı tek saldın olabileceğini bilecek kadar saygıduyuyordu.

Uçan savaş arabasını taşıyan tılsımlı atlara fısıldadı ve dahaaşağı süzüldü. Savaşın tahmin edildiği gibi geliştiğinigördüğünde sence başını salladı. Güney yamacında lamanlamıyla bir katliam vardı, ama kara güruh, batıdakiarbedenin altından akarak gelmeye devam ediyordu.

Alustriel, daha aşağıda bulunan o güruhun safları arasındabirçok drowun mevcut olduğunu anladı.

Savaş arabası doğuya doğru süzüldü ve hızla savaşı ardındabıraktı. Gümüşay Hanımı düşman saflarının o kadar da uzunolmadığını, savunma mevziilerinin en doğu kısmından okadar da uzakta olmadığını görünce rahatladı.

Page 330: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Dağın öteki taralında, doğuda patlak veren başka birsavaşın seslerini neden işitmiş olduğunu o anda anlayıverdi.Düşman, Mithril Salonu'nun doğu kapısını keşfedip tesisegirmişti ve cücelerle içeride savaşıyordu!

Alçaktaki o kapının ötesinde yıldırım ışıklarıyla ateşpatlamaları yaşanıyordu ve içeri giren yaratıklar küçükkoboldlar ya da ahmak goblinler değildi. Onlar kara elflerdi.Bir sürü kara elf.

Aşağı girmek, büyülü ve patlayıcı bir hiddetle düşmanıntepesine binmek isledi. Ama Alustriel, Bruenor'un halkınagüvenmeliydi. Tünellerin hazırlanmış olduğunu ve cücelerindağların dışından bir saldın gelmesini beklediklerinibiliyordu.

Savaş arabası uçmaya devam edip kuzeyden tur atmayabaşladı.

Alustriel turunu tamamlamaya, diğer müttefiklerin, yanidiğer yüz Gümüş Şövalye'nin beklemekte olduğu bandakiBekçi Vadisi'ne gitmeye niyetliydi. Gördüğü şey içinesinmemiş, onu hiç rahatlatmamıştı.

Dördüncü Tepe'nin kuzey yamacı, tanı anlamıylatırmanılmaz nitelikteki kaya yüzeylerinin ve hiçbir insanıngeçemeyeceği kırık dökük uç lann bulunduğu tehlikeli, çorakbir araziydi.

Tam anlamıyla tırmanılmaz nitelikteydi, ama dev yeraltıkertenkelelerinin yapışkan ayaklan için değil.

Page 331: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Berg'inyon Baenre ve onun seçkin taburu, yani BaenreEvi'nin dört yüz kertenkele süvarisi, dağın kuzey yamacıüzerinde gidiyor ve hızla batıya, yani Bekçi Vadisi'ne doğruilerliyordu.

Beklemekte olan şövalyeler, güney tarafindan gelecekbirliğe karşı son savunma hattını desteklemek içinkonuşlandırılmıştı. Saldırılarının amacı (tabii eğer iş orayavarırsa) en son düşman safim yarmak, Besnell’in,Uzunatlılar'ın, Nesmeli ve Konaktaşlı adamların sadece darbir geçit sayesinde erişim sağlanabilen vadiye girmesinisağlamak olacaktı.

Alustriel, oraya ilk olarak kertenkele süvarilerininvaracağını biliyor Ayrıca onlar kendilerini bekleyenşövalyelerden sayıca üstündü ve onlar drowdu.

Ama düşmanın sayısı fazlaydı ve Besnell bunu biliyorduOnların ardında ise daha da çok düşman mevcuttu. Plana görebatıya Bekçi Vadisı'ne, hatta eğer gerekirse MithrilSalomfnun içine düzenli bir şekilde gen çekilmelerigerekiyordu.

Bu iyi bir plandı, ama şimdi o kanat düşmüş, batıya gidenyol kapanmıştı.

Besnell'in elinden, durup dehşet içinde izlemekten başkabir şey geliniyordu.

En doğudaki mevzii düştü. Barbarİar, daha doğrususaflarından geriye kalanlar, Berkthgar'a katılmak için hızlabatıya doğru koşup Gümüş ŞÖvalyeler'in arkasından geçtiler.

Page 332: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Onlar geçtikten sonra Besnell de kendi birliğini batıyadöndürdü vs neredeyse hayatta kalan bütün Konaktaşlısavaşçıları ihtiva eden Berkthgar'ın ordusunu da ilerlemeyezorladı.

Gümüş Şövalyeler'in lideri, Berkthgar'ın hatasının o kadarda yıkıcı olmayacağını ve geri çekilişin planlandığı gibitamamlanabileceğini düşünmeye başlamıştı. Yüksek bir platobuldu ve bölgeyi gözden geçirdi. Aşağıdaki düşmanordusunun ilk üç mevziinin etrafindan geçmiş olduğunugörünce takdirle başını salladı.

Karanlık bulutun en öndeki ucunun tam olarak neredebulunduğunu fark ettiğinde Besnell'in gözleri genişledi veelfın nefesi kesildi. Nesme Süvarileri verilen çağrıyıkaçırmıştı! O kanadı tutmak için dağın yamacından hızlaaşağı inmeleri gerekiyordu, ama yine de, bir sebepten dolayıtereddüde düşmüşlerdi. Düşman ordusunun en ön kısmı isedördüncü ve en son mevziinin de ötesine geçmiş gibigörünüyordu.

İşte Nesme Süvarileri meydana şimdi çıkmıştı ve güneyyamacında bulunan en düzgün yüzeyden aşağı yaptıktanhücum gerçekten de yok edici nitelikteydi. Kırk atlı kendisayılarının üç katı kadar koboldu birkaç

KISIM 5

Page 333: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

YAŞLI KRALLAR

ve

YAŞLI KRALİÇELER

Bir ordu olarak geldiler, ama hiç de öyle değildiler. Sekizbin karaelf ve o sayıdan da fazla köle; yani güçlü ve devasabir birlik Mithril Salonu'na arı oğulu gibi doluştu.

Büyük sayılar ve güç konusunda bu tanımlamalar birbirineuyuyordu ama yinede "ordu" ve "birlik" kelimeleri daha fazlaşeyi kapsıyor, biruyurra ve ortak amaç anlamını da içeriyor.Kesinlikle drowlar Diyarlar'daki en iyi savaşçılar arasındadır,en genç yaşlarından itibaren yalnız başlarına yada gruplarhalinde savaşmak için eğitilirler. Ve yine kesinlikle, bu savaşırklar arasında olunca, yani drowlar cücelerle savaşınca, sözüedilen o amaç besbelli ortada gibidir. Fakat taktikleri her nekadar mükemmel olsa ve gruplar bir diğerini destekleyerekuyum içinde çalışsa bile, drow safları arasındaki bütünlükkavramı yüzeysel kalır.

Lloth 'un ordusunda bulunan pek az kara elf, yapacağıfedakarlığırâ ona Ölümden sonra Lloth 'un yanında yüce birmevkii getireceğinden emin olmazsa başka birisinin hayatımkurtarmak için kendi hayatını feda eden (tabii feda edecekolan çıkarsa). Sadece kara elfler arasında aşın bağnazl olanlarbaşka birinin hayatını kurtarmak için bir darbe alır (ki o dasadecet küçük bir darbe olur) ve bunun tek sebebi de, obağnazın bu davranışın kendn çıkarına olduğunudüşünmesidir. Drowlar Örümcek Kraliçe'nin şanı içim naralar

Page 334: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

atarak geldiler, ama aslında hepsi kendi şanını yüceltmeninpeşindeydi.

Kişisel çıkar her zaman kara elflerin temel prensibiolmuştur.

İşte Mithril Salonu'nu savunanlarla onu fethetmeyegelenler arasındaki fark da buydu. O denli korkunç sayılarlayüzleşirken, yani deneyimli drow savaşçılara karşı sayıcaazken, bizim tarafın tek umudu buydu!

Eğer bir cüce, dostlarının düşman tarafından bastırılmaktaolduğu b& savaşa denk gelirse, sayılan ne kadar fazla olursaolsun kükreyerek meyda okur ve düşünmeksizin saldırırdı.Ama eğer biz bir grubu, mesela bir devriye birliğini pusuyadüşürmeyi basarsak, bahtsız yoldaşlarının kanatlara, koruyano destek grupları, zafer kazanacaklarından emin olmadıkçadöv bulaşmazlardı.

Gerçek ortak amaç onlarda değil bizde mevcuttu. Birliğinne deme olduğunu onlar değil biz anlıyorduk ve yüce birortak prensip için savaşa yapabileceğimiz her türlüfedakarlığın büyük amacımıza yönelik olacağır, anlayıp kabuleden de bizdik.

Mithri! Salonu'nda savaşların ve geçmişteki mücadelelerinedildiği bir daire —aslında birçok daire— var. Wulfgar'mçekici orac duruyor; tıpkı Cattibrie 'in bir kez daha iyiliğinhizmetine sunduğu o yay -bir elfin yayı— gibi. Yayı yıllardırkullanıp silahın ününe ün katmış olmasına rağmen Cattibrieona hâlâ "Anariel'in yayı" diyor ve onu uzun süre önce ölmüşolan elfe ithaf ediyor. Bundan asırlar sonra, eğer o yay bir kez

Page 335: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

daha Battlehammer Klanı'nın bir dostu tarafından kullanılırsa,o zaman "Cattibrie'a Anariel'den geçen yay " olarak anılacak.

Mithril Salonu 'nda, Battlehammer Klanı hamilerinin, yanisekiz kralın devasa büstlerinin kazınıp ölümsüzleştirilmiş.olduğu "Krallar Salonu " adında başka bir daire daha mevcut.

Drowların böyle anıları yoktur. Annem Malice, Do VrdenEvi 'nin daha önceki mattan anası hakkında hiçkonuşmamıstır. Bunun sebebi de büyük bir ihtimalle anasınınölümünde kendinin bir rol oynamış olmasıdır. Akademidedaha önceki efendiler ve hanımların plaketleri bulunmaz.Hakikaten, simdi düşündükçe hatırlıyorum da,Menzoberranzan 'da bulunan anıtlar sadece Baenre tarafındancezalandırılan, Vendes ve acımasız kırbacı tarafından dövülenkimselerin heykelleriydi. Bu heykellerin derisi abanozrengine boyanmıştı ve hepsi de itaatsizliğin ibreti olarakAkademi dışındaki Tier Breche platosunda sergileniyordu.

İşte Mithril Salonu'nu savunanlarla onu fethetmeyegelenler arasındaki fark buydu. İşte tek umut buydu.

BÖLÜM 23

Page 336: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

GÜÇ BÖLGELERİ

Bidderdoo hayatında buna benzer bir şey görmemişti.Karındeşen Taburu üyeleri kendilerini tamamen savaşçılgınlığına kaptırdığında, dehşet içindeki Harpel'inkafasından aşağı tam anlamıyla koboldlar ve kobold parçalarıyağmaktaydı. Küçük, geniş bir daireye gelmiş ve kendisayılarının birçok katı büyüklüğünde bir kobold birliğinerastlamışlardı. Bidderdoo geri çekilmeyi (daha doğrusu buna'Taktiksel kanat manevrası" demeyi planlıyordu, zira "geriçekilme" sözünün Thibbledorf Pwent'in kelime haznesindemevcut olmadığını biliyordu) öneremeden önce Pwentdosdoğru hücuma geçmişti.

Yedi tane gözü dönmüş cüce, Pwent'in mağaranın kalbinedoğru yap tığı ve görünüş itibarıyla intihar niteliğinde olanhücumunu, korlemesine mutlulukla takip ettiğinde zavallıBidderdoo taburun arasında kaynayıp savaşın içinde bulmuştukendisini. Şimdi bu savaş, bütün hayatını korunaklı SarmaşıkKonak'ta (hatırı sayılır bir bölümünü de aile köpeği olarak)geçirmiş olan Harpel'in gözlerine inanamadığı bir çılgınlık vekatliama dönüşmüştü.

Pwent, miğfer sivrisinde şişlenmiş halde gevşekçe duran vehoplayan ölü bir koboldla birlikte hızla yanından geçti. Savaşöncüsü kollarını genişçe iki yana açarak bir kobold grubununüzerine atıldı ve elinden geldiğinden fazlasını kavrayarakonlara sıkıca sarıldı. Sonra öyle şiddetli bir şekilde sallanıpsarsılmaya başladı ki, Bidderdoo, cücenin damarlarındaıstırap verici bir zehrin akıp akmadığını merak etti.

Page 337: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Hiç de öyle değildi, zira bu bilinçli bir delilikti. Pwentsarsıldı zırhının acımasız çıkıntıları, sarıldığı düşmanlarınınderilerini kaldır koparıp yardı. Onları bıraktı (ve üç koboldölerek devrildi) sola doğru dir attı ve bu hareketi, demirli,sivrili kolçağını sıradaki bahtsız düşmanın alı birkaç santimuzağına getirdi.

Bidderdoo bu saldırının intihar niteliğinde olmadığını,Karındeşenler'in bu büyük sayılara katıksız şiddetleriyle üstüngelerek onları kolayca yeneceklerini anladı. Aynı zamanda,koboldlann bu hiddetli cücelerden sakınmayı çabuk öğrenmişolduklarını da aniden anlayıverdi. Altı tanesi Pwent'inyanından geçerek savaş öncüsünden uzak durdu. AItı tanesihızla döndü ve mağlup etmeyi umup umabilecekleri tekdüşmanın üzerine çullandı.

Bidderdoo, parçalanmış büyü kitabından arta kalanlarıaceleyie çıkarttı ve yapraklan hızla çevirerek mürekkebin okadar da kötü şekilde dağılmamış olduğu bir sayfayı açtı.Parşömeni bir elinde tuttu ve öbür elini ileri doğru uzatıpparmaklarını sallayarak hızla büyü sözleri söylemeye başladı.

Her bir parmak ucundan büyülü enerji patlamaları çıktı,yeşil huzmeler hazla ileri atıldı ve hepsi de şaşmaz bir şekildedüşmana çarptı.

Beş kobold ölerek yere yığıldı; altıncısı çığlık atarak veküçük kılıcını Bidderdoo'nün göbeğine doğru nişanlayarakhücuma geçti.

Parşömen, dehşete kapılmış Harpel'in elinden düştü.Bidderdoo ölmek üzere olduğunu düşünerek çığlığı basü.

Page 338: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Sadece içgüdüsel olarak hareket ederek kılıca doğru kendisinisavurdu ve göğsünü yere doğru eğerek minik koboldu deviripaltmda bıraktı. Küçük yaratığın kılıcı kaburgalarını deşincealev alev yanan bir acı hissetti, ama bu darbe güçlü değildi vekılıç derinlere kadar saplanmamıştt.

Dövüşe hiç alışkın olmayan Bidderdoo dehşetle haykırdı.Ve acıyla, acıyla...

Bidderdoo'nun çığlıkları bir ulumaya dönüştü. Kafasınıaşağı eğdi ve debelenen koboldu gördü, debelenen koboldunaçıkta kalan boğazını daha da net gördü.

Derken ılık kan tadı aldı ve hiç de iğrenmedi.

Bidderdoo hırlayarak gözlerim kapadı ve sıkıca tuttu.Kobold debelenmeyi kestmişti.

Bir süre geçtikten sonra zavallı Harpel, etrafındaki savaşseslerinin dinmiş olduğunu fark etti. Yavaş yavaş gözleriniaçtı, kafasını hafifçe yukan kaldırdı ve hemen tepesindedurmuş başını sallamakta olan Thibbledorf Pwent'i gördü.

Bidderdoo, koboldu öldürdüğünü, yaratığın canını boğazınıısırarak aldığını sadece o zaman arılayabildi.

"İyi teknikmiş," diye tebrik etti Vent ve dönüp uzaklaştı.

Karındeşen Taburu'nun manevraları gürültülü, dosdoğru vesadece vahşete dayalıyken, bir diğer grubun hareketleri adetabir gizlilik ve tapım dansıydı. Drizzt, Guenhwyvar, Cattibrie,Regis ve Bruenor sessizce tünelden diğerine ilerlerken drow

Page 339: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ile panter başı çekiyordu. Yaklaşan bir düşmanı ilk tespit edenGuenhwyvar oluyordu ve Drizzt de, panter kulakisyatırdığında hızla geriye işaret veriyordu.

Beşi birlik içinde çalışıyordu; ölümcül okuyla ilk olarakCattibrie at yapıyor, bunu panterin sıçrayışı takip ediyor,ardından drow imkansız hızla arbedeye karışıyor ve Bruenorise kükreyerek tipik bir cüce hücıı gerçekleştiriyordu. Regisher zaman dövüşe karışmanın bir yolunu buiuyc çoğunlukla,dostlarından birisi çok yakın bir baskı gördüğünde bir drowusırtından şişlemek veya bir koboldım kafasına vurmak içingizlice sok gürzünü kullanıyordu.

Fakat bu sefer Regis savaşın tamamen dışında kalmayakarar ve Grup geniş ve yüksek bir koridordaydı, Guenhwyvartam köşeyi dönme üzereyken yere sindi ve kulaklarını yatırdı.Drizzt bir oyuğun gölgeleri altına sıvıştı, Regis de aynısınıyaptı. Bu sırada Bruenor, Cattibrie onu miğferininboynuzların bir nişan kaidesi olarak kullanabilsin diye birşekilde okçu kızının önüne adım attı.

Düşman köşeyi dönerek geldi. Beş drow ve beş minatordanoluşan bir grup, Mithril Salonu'nun bulunduğu yöne doğnıkoşturuyordu,

Cattibrie akıllıca davranıp drowlara nişan aldı. Gümüş birışık parlması oldu ve bir drow düşüp öldü.

Guenhwyvar şiddetli ve hızlı bir şekilde meydana çıktı. Birdiğer elfi yere devirdi, pençeleyip ısırdı ve ondan yuvarlanıpuzaklaşarak üçüı drowun üzerine sıçradı.

Page 340: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

İkinci bir ışık parlaması oldu ve bir elf daha öldü.

Ama minatorlar hızla geliyordu ve Cattibrie üçüncü atışıyapamayacaktı. Bruenor kükreyip en yakındaki canavarlayüzleşmek için hücuma kalkarken, Cattibrie da kılıcına elinialdı.

Minator boğa kafasını aşağı doğru eğdi; Bruenor çentiklibaltasını havaya kaldırıp kafasının üzerinde geriye doğrubırakarak sapını iki eliyle sıkıca kavradı.

Minator geldi ve balta aşağı indi. Çıkan çatırtı, devasa birağacın devrilme sesine benziyordu.

Bruenor kendisine neyin çarptığını anlayamadı. Üç yüzkiloluk minatordan tos yemiş ve aniden geriye doğru uçmayabaşlamıştı.

Drizzt'in bir palası yaratığın bacağının arkasına derin biryarık açarak hücumunu durdurdu. Kolcu dönerek uzaklaştı vebir dizinin üzerine çöküp parıltı'yi dosdoğru ileri savurdu.Mavi renkle parlayan palanın ucunu sıradaki canavarındizkapağına geçirdi.

Minator uludu ve yan yanya devrilip, yan yarıya Drizzt'esaldırdı. Ama drow ayaklarını çoktan altına almıştı, çoktanharekete geçmişti. Böylece vahşi yaratık sertçe taşın üzerinekapaklandı.

Drizzt, Cattibrie ile Bruenor'a ve iki dostunun üzerineçöreklenmekte olan diğer yaratıklara doğru döndü, inanılmazbir hızla koşarak onlara neredeyse derhal yetişti ve palaların

Page 341: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

birisi üzerinde işe koyuldu, yine bacaklara yönelİp canavarınhücumunu kesti.

Ama en son nûnator Cattibrie'a erişmeyi basardı.Sertleştirilmiş mantar sapından yapılan iri sopası uçarak geldive Cattibrie hızla eğilip kılıcını kafasının üzerine kaldırdı.

Khazid'hea sopayı net bir şekilde kesti ve m'inator elindekalan parçaya afallamış bir halde bakarken Cattibrie tersfengelen bir darbeyle karşılık verdi.

Minator, kadına merakla bakti. Cattibrie darbeyikaçırdığına inanamıyordu.

Regis bu dövüşteki bütün düşmanların kendisinden üstünolduğunu bildiği için gölgeler arasından izlemekteydi. Amaeğer kendisine ihtiyaç duyulursa hazır olmak için yoldaşlarınıkollamaya çalışıyordu. Daha çok Drizzt'i izliyordu, drowunsaldınlan ve kaçınmalarının katıksız hızı karşısında adetabüyülenmişti. Drizzt her zaman hızlıydı, ama şimdisergilediği gösteri kesinlikle muhteşemdi. Kolcunun ayaklarıo kadar süratli bir şekilde hareket ediyordu ki Regis onlan zarzor seçebiliyordu. Regis birkaç kez Drizzt'in gideceği yönütahmin etmeye çalışmış ve dönüp baktığında drowun oradaolmadığını görmüştü.

Zira Drizzt, buçukluğun mümkün olabileceğineinandığından çok daha hızlı bir şekilde ya yana kaçmış, ya datamamen yön değiştirmiş oluyordu.

Regis en sonunda başını salladı ve düşünmesi gereken dahabaşka ve daha önemli meseleler olduğunu kendisine

Page 342: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

hatırlatarak aklındaki sorulan başka bir zamana erteledi.Etrafina bakındı ve en son düşman drowun yan tarafa sıvışıppanterin yolundan kaçtığını fark etti.

Drizzt dönüp savrularak meydana çıktı. İlk minatorayandan daldı.

Sonra drow, Guenhwyvar ile hiçbir işi olsun istemiyordu veölümcüll yayı taşıyan kadının da yakın dövüşe tutuşmuşolmasından gerçekten memnundu. Kara elf yoldaşlarındanikisi okla Öldürülmüş yatıyor, bir üçüncüsünün yüzününyarısı panterin pençeleri tarafından yarılmış bir halde yerdakıvranıyordu. Beş minator da ya alaşağı edilmiş ya da dövüşetutuşmuştu. Dördüncü drow kaçarak uzaklaşıp köşeyidönmüştü ama o acımasız panter onun sadece birkaç adımgerisindeydi ve saklanan kara elf, yoldaşının birkaa saniyeiçinde alaşağı edileceğini biliyordu.

Yine de drow bunu pek umursamıyordu, zira DrizztDo'Urden'i, yada en çok nefret edilen haini görmüştü. Kolcutamamen meşgul ve savunmasızdı; yaraladığı üç minatorunisini bitirmek için çılgınlar gibi çalışmaktaydı. Eğer bu drowDrizzt'i haklama fırsatını değerlendirebilirse, onun şanı veevinin şanı kesin bir şekilde yücelecekti. Drizzt'in dostlarıtarafından öldürülse bile, Örümcek Kraliçe Lloth'unyanıbaşında bir şeref mevkiine erişecekti.

En kuvvetli daranı, ateş ve şimşek rünleriyle büyülenmişokunu, iki elle kullanılan ağır arbaletine (ki bu bir kara elfiçin gerçekten de alışılmadığı bir silahtı) takıp nişan aldı.

Page 343: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bir şey, yan taraftan arbalete çarptı. Drow içgüdüsel olaraktetiği çekti ama serbest bırakılınca ileri değil de aşağı doğrugiden ok ayağının dibinde patladı. Bu sarsıntı ayağını yerdenkesti patlayan alevler saçlannı alazladı ve onu bir anlığına köretti.

Zeminde yuvarlandı ve yanan piwavisim üzerinden atmayıbaşardı. Afallamış bir halde baktı ve yerde bir gürzdurduğunu fark etti, sonra tombul bir elin onu almak içinuzandığını gördü. Üzerinde tüyler bulunan çıplak ayaklar kiKaranlıkaltı drowunun daha Önce hiç görmediği bir şeydi bukendisine doğru yılmaz bir şekilde yaklaşırken, drow tepkigöstermeye çalıştı.

Sonra her şey karardı.

Cattibrie haykırıp geri sıçradı, ama minator saldırmadı.Bunun yeriı vahşi yaratık mükemmel bir şekilde kıpırtısızdurdu ve ona şaşkınlıkla baktı.

"Kaçırmadım," dedi Cattibrie, sanki bariz bir şekildegörünen şeye karşı yaptığı itiraz, içinde bulunduğu zordurumu değiştirecekmiş gibi. Cattibrie, yorulmamış olduğunuhayretler içinde fark etti.

Minatorun sol bacağı Khazld'hea'nın geçişi sırasında net birşekilde kesilmişti, o anda yaratığın altından kopup gitti vevahşi yaratık, bacağından gürül gürül kan fışkırarak yanadoğru devrildi.

Cattibrie, yana dönüp baktığında Bruenor'un, öldürdüğü birminatorun altından homurdanıp inleyerek dışan çıkmakla

Page 344: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

olduğunu gördü. Cüce toplayarak ayağa kalktı, etrafındadönen yıldızlan silkelemek için kafasını hızla salladı ve sonraellerini beiine koyup başını sinirle sallayarak baltasına baktı.Kudretli silah, minatorun kalın kafatasına neredeyse otuzsantim kadar gömülmüştü.

"Dokuz Cehennem adına o lanet şeyi nasıl çıkartabilirimacaba?" diye sordu Bruenor, kızına bakarak.

Drizzt işini bitirmişti, Regis de öyle. Guenhwyvar da enson kara elfi kırılmış boynundan tutup sürükleyerek köşeyidönüp geldi.

"Bizim için başka bir zafer daha," diye belirtti Regis,dostlar tekrar bir araya toplanırken.

Drizzt başıyla onayladığı halde pek memnungörünmüyordu. Yaptıkları işin çok küçük olduğunu, MiihrilSalonu'na gelen birliğin sadece dış hatlarını temizlemektenibaret olduğunu biliyordu. Bu son karşılaşmanın ve ondanevvelki üç dövüşün hızlı geçmiş olmasına rağmen, dostlar sonderece şanslı çıkmışlardı. Dövüş başladıktan sonra bir başkadrow, ya da minator, hatta kobold grubu köşeyi dönüpçıkageİseydi ne olurdu?

Hızla ve temiz bu" şekilde kazanmışlardı, ama zaferlerininsınırlan incecik bu" çizgiden ibaretti ve bozgun kelimesininkapsadığı anlamdan çok daha belirsizdi.

"Hiç memnun değilsin," dedi Cattibrie kolcuya, tekrar yolakoyulduklarında.

Page 345: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"İki saat içinde bir düzine drow, bir avuç minator ve yirmitane yem kobold askeri öldürdük," diye yanıtladı Drizzt.

"Ki daha binlercesi var," diye ekledi kadın, Drizzt'insıkkınlığını anlayarak.

Drizzt hiçbir şey söylemedi. Onun tek umudu, MithrilSalonu'nün tek umudu, onlann ve diğer grupların düşmanıncesaretini kırabilecek kadar çok drow öldürebilmesiydi. Karaelfler kaotik ve son derece sadakatsiz bir milletti ve sadeceMithril Salonu savunucuları, drow ordusunun savaş arzusunukırabilirce bir şanslan olurdu.

Guenhwyvar'ın kulaklan yeniden geri yattı ve pantersessizce karanlığın arasına karıştı. Aniden bunun farkınavaran dostlar yerlerini aldılar ve en yeni grup paldır küldürgörüntüye girdiğinde gerçekten rahatladılar. Bu seter drowlar,minatorlar ya da koboldlar gelmenüşti. Yirmiden fazla kişilikbir cüce grubu onları selamlayıp yaklaştı. Bu grup da TunultMağarası'ndaki arbededen bu yana savaşa karışmıştı.Birçoğunda taze yaralar vardı ve bütün cüce silahları düşmankanıyla lekelenmişti.

"Durumumuz nasıl?" diye sordu Bruenor, adım atıp öneçıkarak.

Cüce grubunun lideri yüzünü buruşturdu ve Bruenorcevabını almış oldu. "Yeraltıkent'te savaşıyorlar, Kralım,"dedi cüce. "Oraya nasıl girdiklerini bilmiyoruz! Ve gelenraporlara göre üst katlarda da savaşıyorlar. Güney kapısıyarıldı."

Page 346: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bruenor'ıın omuzlan gözle görülür şekilde çöktü.

"Ama Garumn Geçidini tutuyoruz!" dedi cüce, daha kararlıbir şekilde, "Nereden geldiniz ve nereye gidiyorsunuz?" diyesordu Bruenor.

"En son muhafız odasından," diye açıkladı cüce. "Sizibulmak için kısal bir tur attık. Kralım. Tüneller drowpisliklerle dolu ve sizi hâlâ ayakta gördüğümüz içinmemnunuz!" Bruenor'un arkasını işaret elti ve sola doğruparmağını salladı. "Pek uzakla değiliz ve en son muhafızodasına giden yon hâlâ açık..."

"Ama pek uzun bir süre için değil," diye aksice lafa kanştıbir diğea cüce.

"Ve oradan Yeraltıkent'e giden yol da açık," diye sözünübitirdi lider, Drizzt Bruenor'u kenara çekti ve fısıldayarakkonuşmaya başladı! Cattibrie, Regis ve diğer cüceler sabırlabekledi.

Drizzt'in,"... aramaya devam etmeliyiz," dediğini duydular.

"Yerim halkımın yanıdır!" diye sertçe yanıtladı Bruenor."Ve senin yerin de benim yanım!"

Drizzt art arda ve uzun uzun konuşarak onun sözünü kesti.Cattibrie ile diğerleri bu sözler arasından "başı avlamak," ve"dolambaçlı yol." gibi bazı kelimeler duydular. Böylece dış veaşağı tünellerdeki arayışına devam etmesi için Drizzt'inBruenor'u ikna etmeye çalıştığını anladılar.

Page 347: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie, eğer Drizzt ile Guenhwyvar yola devamedecekse, keıtfl dişinin de Alustriel'in ona verdiği vekaranlıkta görmesini sağlayan Ke Gözü tacıyla onunla birliktegideceğine karar verdi. Kendisini alışılmadık bir şekilde cesurve yardımsever hisseden Regis de sessizce aynı karara vardı.

Yine de, Drizzt ile Bruenor grubun yanına geri döndüğündeikisi şaşırdı.

"Siz son muhafız dairesine ve eğer gerek olursaYeraltıkent'e gidin," diye emir verdi Bruenor grup liderine.

Cücenin ağzı hayretle bir karış açıldı. "Ama Kralım," diyekekeledi..

"Gidin dedim!" diye hırladı Bruenor.

"Ve sizi burada yalnız başınıza mı bırakalım?" diye sorduafalla cüce.

Bruenor, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle birliktecüceden gözlerini çevirip Drizzt'e, Cattibrie'a, Regis'e veGuenhwyvar'a baktı ve sonunda tekrar cüceye döndü.

"Yalnız başıma mı?" diye tekrarladı ve kralın yoldaşlarınınhünerlerini bilen diğer cüce onun bu fikrine katildi.

"Gen dönün ve kazanın," dedi Bruenor ona. "Ben vedostlanm avlanacağız."

İki grup bir kez daha ayrıldı. İki taktm da yılmaz birkararlılık içindeydi, ama hiçbirisi fazlasıyla İyimser değildi.

Page 348: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt pantere bir şeyler fısıldadı ve Guenhwyvar bir kezdaha başa geçti. Şu ana kadar yoldaşlar, yollarına çıkacakolan bütün düşman guruplarına pusu kuruyordu; ama şimdiYeraltıkent'ten ve doğu kapısından gelen kötü haberlerüzerine Drizzt bu taktiği değiştirdi. Eğer küçük drowgruplarından ve diğer canavarlardan sakınmayıbaşaramazlarsa savaşacaklardı, ama aksi taktirde şimdikiyollan daha düz olacaktı. Drizzt bu orduya liderlik edenrahibeleri bulmak istiyordu (ve rahibelerin olması gerektiğinibiliyordu). Cücelerin tek şansı, düşman birliğinin başınıhaklamaktı.

Ve böylece dostlar şimdi, Drizzt'in de Bruenor'a sessizcebelirttiği gibi, "başı avlamaya" çıkmışlardı.

En arkadan gelen Regis, birçok kez kafasını çevirip cücegrubunun gittiği yöne doğru baktı. "Nasıl oluyor da herzaman başımı belaya sokabiliyorum?" diye fısıldadıbuçukluk. Sonra çetin ve çoğunlukla pervasız dostlarınabakınca cevabını aldığını anladı.

Cattibrie, buçukluğun kaderine razı olarak iç geçirdiğiniduydu, bunun nedenini anladı ve gülümsemesini gizlemeyibaşardı.

BÖLÜM 24

Page 349: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

YANAN HİDDET

Alustriel durduğu yüksek yerden, Dördüncü Zirve'ningökteki yıldızlar gibi yanıp sönen ışıklarla parıldayışım izledi.Savunucuların attığı tılsımlı bilyeler ve istilacılardan gelenkarşı karanlık büyüleri müthişti. Savaş arabasını güneybatıuçurumları etrafından dolaştıran Gümüşay Leydi'si fecişekilde korktu, zira savunucular bir U haline getirilmişlerdi,goblinler, koboldlar ve acımasız drow savaşçılar tarafındandört bir yanları sarılmıştı.

Alustriel bunları düşünürken umutları sınava tabi tutuldu.Goblinlerin kıllı, üç metre boyundaki bir türü olan kocamanböcayılar tarafindan yönetilen bir goblin grubu, sıkı bir elmashalini aldılar ve savunucuların doğudaki kanadına bir mızrakgibi çullandılar.

Saflar sarsıldı; Alustriel neredeyse büyülü bir sağanakbaşlatıp kendisini açık edecekti. Ama bütün o kargaşanın vebaskının içinde, diğer bütün kılıçlardan daha yükseğe bir kılıçuzandı ve diğer bütün şarkılardan daha gör bir şarkı duyuldu.

Cesur Berkthgar, saçları çılgınlar gibi uçuşarak, tümkalbiyle Tempus'i şarkı söylüyordu ve Bankenfuere de havayıyarıp savrulurken vızıldıyordu;, Berklhgar aşağı seviyeligoblinlere hiç önem vermeden dosdoğru böcayılara saldırdıve savurduğu her bir kudretli darbeyle birisini deşip biçti.Konakta lideri art arda iki tane şiddetli darbe aldı, ama ne sertyüz ifadesini herhangi bir acı emaresi gölgeledi ne de kararlıilerleyişinde bir yavaşlama oldu.

Page 350: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

İri adamın hücumunun ilk şiddetli anlarından kurtulmayıbasaran böcayılar ondan sonra adamın yanından kaçtılar veliderleri böylesine dehşete kapılınca goblinler de saldın içinheveslerini çabucak yitirdileö Böylece elmas oluşumu dağılıpetrafa kaçışan bir güruh halini aldı.

Alustriel, Berkthgar'ın anısma birçok şarkı yakılacağınıbiliyordu, ami sadece savunucular galip gelirse. Eğer karaelfler fetihlerinde başarılı olursa bu gibi kahramanlıklarınhepsi gelecek çağlar İçin kaybolacaktı ve bütün şarkılar karabir kasvet örtüsünün altında gömülecekti. 'Bu olamaz,' diyekarar verdi Gümüsay Leydisi. Mithril Salonu ordusu bu gece,ya da ertesi gece mağlup olsa bile, savaş kaybedilmişolmayacaktı. Bütün Gümüsay kara elflere karşı hareketegeçecekti ve Alustriel, drowları Menzoberanzan'a geripüskürtmeye gerekli olan bütün güçleri toplamak için doğudaSundabar'a, Kral Harbromme ve cücelerinin kalesi olanAdbar Kalesi'ne, hatta Kılıç Sahili'ndeki Derinsu'ya kadargidecekti!

'Daha bu savaş kaybedilmedi,' diye kendisine hatırlattı vegüruha karşı yerini koruyan, savaşıp ölen kararlı savunucularabaktı.

Derken en başından beri beklediği ve korktuğu trajediyaşanıverdi; patlayan alev topları ve yıldırım mızrakları,yakıp kavuran büyülü enerji huzmeleri ve dönüp duran yıkımokları.

Saldırı U şeklinin güneybatı bölümünde yoğunlaştı ve hematlan hem de insanlan yakıp kavurarak Nesme Süvarileri'nin

Page 351: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

saflannı dağıttı. Birçok köle de öldü, ama bunlar sadece yemaskerlerdi ve acımasız drow büyücülerin umurunda değillerdi.

Bu faciayı izlerken, insan ve hayvanların acı doluferyatlarını duyarken, büyülü sağanağın katıksız gücükarşısında dağın köşesinin karanşına lanık olurken Alustriel'inyüzünden yaşlar süzüldü. Bu savaşı önceden göremediği için,drow saldırısının gücünü hafife aldığı için, savasçısıyla,büyücüsüyie ve rabipleriyle bütün ordusunu Mithril Salonusavunmasına yerleştirmediği için kendisini azarladı.

Katliam, savunuculara saatler gibi gelen birkaç saniyeboyunca devam eni. Patlamalar ve haykırışlar sürdü de sürdü.

Alustriel tekrar cesaretini topladı ve büyülerin geldiğikaynağa bakındı. Onlan bulduğunda ise, yüzey dünyasıhakkında cahil olan kara elf büyücülerin hata yapmışolduğunu gördü.

Gür ağaçlardan oluşan bir koruda yoğunlaşıp gizlenmiş vebüyülerden oluşan ölümcül bir yaylım ateşi açmışlardı.

Alustriel'in yüzü aydınlanıp acımasız bir gülümsemetakındı, bu bir intikam gülümseyişiydi. Savaş arabasını sertbir açıyla döndürdü, yükseklerden dağlara doğru hızla inişegeçti ve düşmanlarının tam kalbine bir ok gibi uçtu.

Drowlar hata yapmıştı; ağaçların arasında duruyorlardı.

Savaş alanının kuzey ucundan geçerken Alustriel bir emirsözü söyledi ve savaş arabası ile onu çeken büyüiü atlarbirden parlayarak alev aldılar.

Page 352: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Aşağısında, hem düşman hem de dostlanndan yükseienkorku dolu haykınşlan ve savaş arabasını tanıyıp liderlenningeldiğini anlayan Gümüş Şövalyeler'in öttürdükleriborazanlan işitti.

Önünde giden devasa bir alev topuyla birlikte aşağıya, tamkorunun kalbine ok gibi indi. Alustriel dosdoğru korunun uçkısmına gitti ve keskin bir manevra yaplıktan sonra gürağaçlann üzerinden uçtu. Böylece savaş arabası onun geçtiğiyerdeki dalları ateşe vermişti.

Drow büyücüler hata yapmıştı!

Kara elflerin büyük ihtimalle misilleme büyülerine -hattabelki kendilerine— karşı en yoğun ateşleri bile alt edebilecekkorunmalar koydukların! biliyordu, ama ağaçların yanıcıdoğasını bilmiyorlardı. Ateş onlan yakın kavurmasa bile,alevler gözlerini kör edecek ve onlan etkili bir şekilde savaşadışı bırakacaktı.

Ve de duman! Gür koru önceki yağmurlar ve donlardandolayı nemliydi ve dalgalar halinde gelen kara bulutlar dahavayı boğuklaştınyordu. Drowlar için daha da kötüsüyse,büyücülerin bu ateşleri de her zaman yaptıkları gibikarşılamalarıydı, yani su oluşturan büyülerle. Verdiklerikarşılık o kadar büyüktü ki alevler sönebilirdi, fakat Alustrielpes etmedi, korunun üzerinde hızla uçmaya devam etti, hattaağaçların arasında açık bir alan bulunca aşağı bile daldı.Hiçbir su, hatta okyanusun kendisi bile onun savaş arabasınınateşlerini söndüremezdi. Alevleri körüklemeye devamederken, büyücülerden gelen sırılsıklam büyüler dumana

Page 353: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

duman kattı, havayı öyle biri kesifleştirdi ki kara elfler negörebildi ne de nefes alabildi.

Alustriel, kendi iradesinin uzantılan olan atlara, onunamacını anlayacakları ve savaş arabasını doğru istikamettetutacakları konusunda güveniyordu. Büyülerini hazırlamış birhalde bekledi, zira düşmanın korunun içinde kalamayacağınıbiliyordu. Tıpkı beklediği gibi, bir drow ağaçların arasından,cehennem gibi alevlerin içinden yükseldi. Levitasyonlahavaya yükseliyor vel gözlerini korunun ötesindekimanzaraya alıştırmaya çalışıyordu.

Alustriel'in yıldırım mızrağı ensesinde patladı ve damındöndükçe dönmesini sağladı. Derken ölmüş ve baş aşağıdönmüş bir şekilde havadm asılı kaldı, ta ki kendi büyüsübitip onu ağaçların arasına geri düşürene kadar.

Fakat bu büyücüyü öldürürken, savaş arabasının hemenönüne bir alevi topu yükseldi ve Alustriel ile hızlı arabasıdosdoğru dalıp alevlerin içinden geçti. Gümüşay Hamınıkendi büyüsünün alevlerinden konulabiliyordu, ama bir ateştopundan değil. Alustriel haykırdı ve acı içinde, yüzü ısıdanyanmış bir halde alevlerin içinden dışarı çıktı.

Dağ yamacının yükseklerinde, Besnell ile askerleriAlustriel'e yapılan saldırıya tanık oldu. Elf, altın renkligözlerinde çelik gibi bir bakışla adamları ise hiddetlehaykırdı. Daha önceki hareketleri şiddetli şimdi katıksız birşekilde vahşileşmiş sayılırlardı ve onların yanında savaşmaktaolan Berkthgar ile adamlarının da böyle bir teşvike ihtiyacıyoktu.

Page 354: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Goblinler, koboldlar, böcayılar ve orklar, hatta iriminatortar ile hünerli drowlar bile savaşın bir sonrakidakikalarında yirmişer yirmişer öldüler.

Bu pek de bir fark yaralıyor gibi görünmüyordu. Ölenbirinin yerini iki düşman alıyordu ve şövalyelerle barbarlardüşman saflarını yarabilecek olsa bile gidecek yerleri yoktu.

Daha batıda, kendi Uzunatlılar'ının da aynı şekilde baskıaltında olduğunu gören Regweld ellerindeki tek umudu farketti. Hendekatlayan'ı düşmansız bir bölgeye sıçrattı veBesnelle bir mesaj gönderebilmek için büyü yaptı.

'Batıya!' diye şövalye liderine yalvardı büyücü.

Regweld yeniden başı çekti ve kendi adamlarıyla onlara enyakın olan barbarlan batıya, yani ilk planın öngördüğü gibiBekçi Vadisi'ne doğru çevirdi. Drow büyücülersusturulmuştu, en azından bir süreliğine ve bu da Regweld'ineline geçecek olan tek şanstı.

Page 355: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Kararmış havayı bir yıldırım mızrağı yardı. Bunu bir alevtopu takip etti ve Regweld de onu takip ederekHendekatlayan'ı düşman saflarının üzerinden sıçrattı. Biryandan havada süzülürken diğer yandan büyülü bir saldınsağanağı başlattı.

Düşman saflarını bir karmaşa aldı. Bu karışıklık, hayatianboyunca Harpeller'le yan yana savaşmış olan ve Regweld'intaktiklerini iyi anlayan Uzunatlılar'ın bir yank açıp içindengeçmelerine yetecek kadar uzun sürdü.

Onların yanında Konaktaşlı birçok savaşçı ve Nesmebirliğinden geriye kalan birkaç süvari geliyordu. Arkalarındaise barbar birliğinin geri kalan kısmı ve Gümüş Şövalyelervardı. Kudretli Berkthgar en geri saflan koruyor ve takip edencanavarlan neredeyse tek eliyle kontrol ediyordu.

Savunucular çabucak yollannı açtılar, ama çoğunluğudrowlardan oluşan bir grup yollarını kesip kalın saflaroluşturduğunda hızlan azaldı.

Regweld büyülü yaylım ateşini sürdürdü, ölmeyibekleyerek Hendekatlayan ile birlikte ileri hücum etti.

Ölecekti de, tabii drow sihirbazlann gittikçe artan karşıbüyüleri sebebiyle korudan çıkmak zorunda kalan Alustrieldağ yamacına geri dönmüş, kara elf saflan boyunca ilerlemişve kaçmayan drowlan yere devirip yakacak kadar alçaktanuçmuş olmasaydı.

Page 356: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Besnell ile adanılan, kaçan birliğin önüne doğru dört nala atkoşturdular, Alustriel için, iyi halkların iyiliği için naralarattılar ve yanan savaş arabasının hemen ardından karmaşayaboğulmuş drow saflarının arasına daldılar.

O cehennemvari dövüşün bundan sonraki birkaç dakikasıiçinde birçok adam ve birçok drow öldü. Ama savunucularbatıya doğru yollarını açtılar, koşup at sürmeye devam ettilerve düşman önlerini kesemeden önce Bekçi Vadisi'ne açılanpatikaya ulaşmayı başardılar.

Tekrar savaşın üzerine yükselen Alustriel bitkinlikleçöküverdi. Birçok yıldır bu kadar yoğun bir büyülü yaylımateşi açmamıştı ve Gümüşay'ı yönetmeye başladığı günlerinöncesinden beri herhangi bir yakın çatışmaya da girmemişti.Şimdi yorulmuş, yaralanmış, Yanmış ve üstü başıalazlanmıştı, ayrıca drow safları arasından hızla geçerken hemkılıç darbesi almış hem de ok yemişti. Gümüşay'adöndüğünde kendisini hiç tasvip etmeyeceklerini! biliyordu.Danışmanlarının, şehir konseyinin ve diğer şehirlerdekimeslektaşlarının onun bu hareketini düşüncesizlik, hattabudalalık olarak değerlendireceğini de biliyordu. Pirleri ona,Mithril Salonu'nun hayatını vermesi için değmeyecek küçükbir krallık olduğunu söyleyecekti. Ve tabii bu kadar ölümcülbir düşmana karşı riske girmenin de budalalık olduğunu.

Onlar böyle söyleyecekti, ama Alustriel işin aslınıbitiyorduk Gümüşay'ın sahip olduğu özgürlükler ve hakların,sadece şehrinin büyüklüğüne ve gücüne bağlı olmadığınınfarkındaydı. Bu haklar hepsi için geçerliydi; Gümüşay için,Derinsu için ve onlara sahip olmayı arzulayan en küçük

Page 357: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

krallıklar için de. Zira aksi taktirde, sundukları değerleranlamsız ve bencilce olurdu.

Şimdi yaralanmıştı, neredeyse öldürülecekti, bu sebeplegöğe yükselirken savaş arabasının alevlerinin sönmesiniemretti. Kendisini bu şekil açıkça göstermesi, onumuhtemelen yok edecek olan büyülü saldırıları kendineçekerdi. Feci şekilde yaralanmış olduğunu bildiği haldeAlustriel gülümsüyordu. Gümüşay Leydi'si bu gece ölse bileyüzünde bir gülümsemeyle giderdi, çünkü kalbinin sesinidinliyordu. Kendi hayatından daha büyük bia şey için, ebedive kesin bir şekilde doğru olan değerler uğruna savaşıyordu.

Besnell ve şövalyeleri tarafından yönetilen birliğindüşmandan kurtulup Bekçi Vadisi'ne doğru hızla yol alışınıtatminle izledi. Sonra soğtı gökyüzünde daha da yükseğe çıktıve batıya doğru döndü.

Düşman takip edecekti, kuzeyden daha fazla düşmangeliyordu ve daha yeni başlamıştı.

İki bin cücenin çoğunlukla en değerli zanaatlarınısergilediği Yeraltıkent, bugüne kadar böylesi bir kargaşa vegürültü görmemişti. Hatta, Bruenor'un dedesinin krallıkyıliannda, gölge ejderhası Kasvetparıltısı onun şeytani gricüce güruhu burayı istila ettiğinde dahi Yeraltıkent'te böyt birsavaş yaşanmamıştı.

Goblinler, minatorlar, koboldlar ve cücelerin isminibilmediği acımas canavarlar aşağı tünellerden içeri doluşuyorve zeminin içinden, yani illithidlerin büyüleri tarafındanaçılan boşluklardan dışarı çıkıyordu. Ve drowlar, onlarca kara

Page 358: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

elf, geniş zeminde attıkları her adımda mücadele edipsavaşıyordu. Dansları, kısık kısık yanan ocakların parıltısıarasında gezinen ve dönüp duran korkunç gölgelerkarışımıydı.

Yine de aşağı seviyelere inen ana tüneller aşılmamıştı vedüşmanların en yoğun olduğu birlikler, özellikle de kara elfbirliği Mithril Salonu merkezinin dışındaydı. ŞimdiYeraltıkent'i ele geçirmiş olan kara elfler o yolu da açmayı veUthegental ile Matron Baenre'nin birlikleriyle birleşmeyiamaçlıyordu.

Ve bu birleşmenin yaşanması durumunda MithrilSalonu'nun düşeceğini bilen cüceler de onları durdurmayaniyetliydi.

Şimşekler parladı. Aşağıdan, drowlardan cızırdayan yeşil,kırmızı ve siyah şimşek mızrakları geldi. Bunların cevabınıise yukarıda duran Harkle ve Bella don DelRoy verdi.

Drowlar savaş alanını kendi avantajlarına çevirmek içinbüyülerini kullanırken en aşağıdaki katmanlar karardı.

Stumpet Rakingclaw ile cüce rahiplerden oluşan grubu bubüyülere karşılık verip alanı aydınlatırken, büyü üstüne büyüyapıp her bir köşedeki her bir gölgeyi yok ederken, yeredüşen ışık bilyelerinin sesi hafif bir yağmur gibiydi. Cücelerkaranlıkta dövüşebilirdi, ama ışıkta da dövüşebılirierdi vedrowlar ile diğer Karanlıkaltı yaratıkları ışıktan hiçhoşlanmazdı.

Page 359: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Yirmi kişilik bir cüce grubu geniş zeminde sıkı bir safoluşturdu ve kaçmakla olan bir goblin güruhunun üzerineçullandı. Çizmelerinin sesleri yuvarlanarak ilerleyen ağır birtekerlek gibiydi ve muazzam bir gürültü çıkarıyor, yollarınaçıkmaya cüret eden bütün canavarları hallaç pamuğu gibidağıtıyordu.

Birkaç kara elf acı veren arbalet oklan firlattı, ama cüceleraldıkları darbelerden silkelenerek kurtuldular ve kanlarındabütün zehirlere karşı koyabilecek kadar bol panzehir aklığıiçin, kötü şöhretli drow uyku zehrini de üzerlerindensilkelediler.

Saldırılarının etkisiz olduğunu gören drowlar dağıldı vecüce kaması bir sonraki engelin üzerine hücum etti; bu engel,sakallı ırkın tanımadığı iki iane garip görünüşlü yaratıktı.Yapış yapış kafaları, ağızlarının bulunması gerektiği yerdenuzanan dokungaçlan ve gözbebeksiz süt beyazı gözleri olaniki çirkin yaratık.

Cüce kaması durdurulamaz gibi görünüyordu, fakatillithidler onlara doğru dönüp harap edici zihinsel saldırılarınıbaşlattığında, bu kama oluşumu sallanıp dağddı ve afallayıpkalan cüeeler amaçsızca sendelemeye başladı.

"Ah, işte oradalar!" diye cıyakladı Harkle, Yeraltıkent'inzemininden

İki yüz metre yüksekte olan üçüncü katmandan.

Zihin yüzücülere ilk defa bakan Bella don DeiRoy'un yüzütiksintiyle buruştu. O ve Harkle bu yaratıkların gelmesini

Page 360: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bekliyorlardı; Drizzt onlara Matron Baenre'nin "evcilhayvanından" söz etmişti. Tiksinmesine rağmen, Bella da tümHarpeller gibi korkmaktan çok meraklanmıştı. İllithidleringelmesi bekleniyordu, sadece bu kadar çirkin olmalarınıbeklemiyordu!

"Bundan emin misin?" diye Harkle'a sordu minyon kadın,ki yumuşak. kafalı yaratıklara karşı savaşma stratejisinitasarlayan kişi Harkle idi. Kadının iyi olan gözü gerçekumutlarını yansıtıyordu, zira Harkle'la konuşmaya devamederken o göz çirkin İllithidlerin üzerine kenetlenip kalmıştı.

"Yoksa değişik açılardan büyü yapmayı öğrenmezahmetine girişiri miydim sanıyorsun?" diye yanıtladı Harkle,kadının şüphesi karşısında incinmiş gibi görünerek.

"Elbette ki hayır," diye yanıtladı Bella. "Pekala, o cücelerinyardımımıza ihtiyacı var." "Hakikaten öyle."

DelRoy'un kızının hızla söylediği büyü sözleri, ikisihirbazın Önüı parlak mavi renkte, kapı şeklinde bir alanoluşturdu. "Önden buyur," dedi Bella kibarca.

"Ah, rütbe güzellikten önce gelir," diye yanıtladı Harkle,elini kapı doğru sallayarak ve Bella'nın bağı çekmesigerektiğini işaret ederek.

"Harcayacak zaman yok!" diye net bir ses geldiarkalarından şaşırtıcı derecede güçlü iki el hem Bella'nın hemde Harkle'ın kalçalarını dürtükleyerek ikisini de kapıya doğruittirdi. İkisi birlikte kapıdan girdiler titiz cüce Fret de onlarınhemen ardından içeri daldı.

Page 361: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

İkinci kapı zeminde, Illithidler ile afallamış kurbanlarıarasında belit ve boyut yolculuğu yapan üç gezgin dışarı çıktı.Fret, saldırıya açık cücek bir araya toplama çabasıyla yanadoğru kaydı. Bu sırada Harkle ile Bella DelRoy dacesaretlerini toplayıp ahtapot kafalı yaratıklarla yüzleşti.

"Hiddetinizi anlıyorum," diye başladı Harkle. Zihinsel birenerji dalgası göğüslerinden, omuzlarından ve kafalarındankarıncalanma his bırakarak geçerken Harkle ile Bella ürperiptitrediler.

"Eğer sizin kadar çirkin olsaydım..." diye devam ettiHarkle ve ikinci enerji dalgası geldi.

"... ben de sizin kadar yabani olurdum!" diye sözünü bitirdiHarkle ve üçüncü enerji dalgası da geldi, bunun ardındanillithidler ileri atıldı. Canavar yaratıklar üzerlerine yürüyüpdokungaçlannı yanaklarına ve çenelerine kenetleyince Bellaçığlığı bastı ve Harkle bayılacak gibi oldu. Dokungaçlardanbirisi dosdoğru Harkle'ın burnu üzerinde gezindi ve emipkurutmak üzere beyni bulmaya çalışa.

"Emin misin?" diye haykırdı Bella.

Ama yapmakta olduğu en yeni büyüsüne dalıp gitmiş olanHarkle onu duymadı. İllithide karşı mücadele etmedi, zirayaratığın onu çok şiddetli bir şekilde sarsmasını istemiyordu.Yüzünün üzerinde dolasan ve derisi altına girmeye çalışansolucanımsı dokungaçlar varken konsantre olmak yeterincezordu zaten!

Page 362: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Avlarını emip çekmeye hazırlanan o dokungaçlar şimdişisip kabarmışlardı.

İki yaratığın da normalde ifadesiz olan yüzlerinde kolaycagörülebilen ekşimiş bir bakış belirdi.

Harkle'ın elleri yavaşça yukarı yükseldi, avuç içleri aşağıdoğru bakıyordu, baş parmakları birbirine değiyordu ve diğerparmaklan genişçe açılmıştı. Ellerinden dışarı alevler fışkındıve kafası kansan illithidi alazlayıp cübbesini yakü. Yaratıkgeri çekilmeye çalıştı ve dokungaçlar kayıp serbest kalırkenHarkle'ın yüzü şişip kabardı.

Harkle bir sonraki büyüsüne geçmişti bile. Cübbesininiçine elini daldırdı, küçük bir dart, dövülüp loz halinegetirilmiş bir yaprak ve tel gibi, vıcık vıcık bir şey (bir yılanbağırsağı) çıkarttı. Büyüsünün sözlerini tamamladığındabütün bu nesneleri birbirine çarptırdı.

O elinden küçük bir büyü oku firladı ve aradaki birmetrelik mesafeyi aşıp hâlâ Yanmakta olan illithidin göbeğinesaplandı.

Yaratık anlaşılmaz bir şeyler mınldandı ve en sonundatökezleyip yeni yarasını tutarak devrildi. Zira alevler bazıyerlerini yakıyor olsa bile, yapılan yeni saldırı canını dahafazla acıtmıştı.

Büyülü ok, kurbanın vücuduna asit pompalıyordu. İllithid,sıvılar sızdıran oku tutarak yere yığıldı. Düşmanını hafifealmıştı ve bu mesajı aynı şekilde hatalarını anlamış olan

Page 363: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

dostuna ve derin mağaralarda, Marron Baenre'nin yanındabulunan Methil'e telepatik olarak yolladı.

Bella konsantre olamıyordu. Fiziksel dönüşüm büyüsümükemmel bir şekilde çalıştığı, yani beyni illithidinbulamayacağı bir yere güvenle gizlenmiş olduğu halde,kafatasının etrafında gezinen vıcık vıcık dokungaçlar varkenişine yoğunlaşamıyordu. Kendisini azarladı ve DeiRoy'unkızının daha kontrollü olması gerektiğini kendisine söyledi.

Bir gümbürtü duydu, yaklaşan bir el arabasıydı bu.Gözlerini açtığında Fret'in el arabasını illithidin hemenarkasına doğu ittirdiğini gördü. Peşinde ise bir drow güruhuvardı. Cesaretini koruyan tiriz cüce el arabasının üzerinesıçradı ve küçük bir gümüş çekiç çıkarttı.

"Bırak onu!" diye haykırdı Fret, küçük silahıyla darbeindirerek. Çekiç, cüceyi şaşırtacak ve midesini kaldıracak birşekilde illithidin şişkin kafasına saplandı, dışan balçığımsı birnesne fışkırıp cücenin üzerine sıçradı cübbesini kirletti.

Fret drowlann üzerine kapanmak üzere olduğunu biliyordu;illithid sadece bir darbe indirip kara elflere doğru dönmeyi vekendini savunmayı amaçlamıştı. Ama bu mide kaldıncı pislikkarşısında bütün planlan aklında uçup gitti. Titiz cüceyitamamen savaş hiddetine itebilecek tek şey de buydu zaten.

Hiçbir ağaçkakan bir kütüğü bu kadar süratligagalamamıştır. Fret'in hızla çalışan çekici hayal meyalgörünüyordu ve indirdiği her darbe illithidin beyninden dahafazla parçanın sıçramasını sağlıyordu, ki bu da sadece cüceninçılgınlığını körüklemeye yarıyordu.

Page 364: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Yine de bu Fret'in, hatta hepsinin sonu olabilirdi. TabiiHarkle hızla bir sonraki büyüsüne geçmiş olmasaydı.Sihirbaz, hücum eden drowlann onur deki alana yoğuniaştı,havaya bir parça domuz yağı fırlattı ve bir sonraki tılsımınıgerçekleştirdi.

Zemin yağlarla kayganlaştı ve yuvarlanıp tökezleyendrowlann hücumu bozuldu.

Kafası damlalar akıtan bir hamur halini almış olan illithid,Bella'nın önünde yere devrildi ve hâla sıkıca tutandokungaçiar kadını da aşağı çekti Kadın o dokungaçlarıçılgınlar gibi tutup çekerek kendinden ayırdı, sonra ayağakalktı ve katıksız bir tiksintiyle ürperdi.

"Zihin yüzücülerle savaşmanın yolunun bu olduğunu sanasöylemiştim!" dedi Harkle neşeyle, zira ta en başından beriplanı buydu.

"Kes sesini," dedi Bella ona, midesi iki büklüm olarak,Etrafn bakındı ve birçok yönden düşmanların yaklaştığınıgördü. "Ve bizi burad derhal çıkart!" dedi.

Harkle, onun bu sinirli tavrı karşısında kafası karışmış vebiraz kınlmn bir halde kadına baktı. Ne de olsa planı işeyaramıştı!

Bir saniye sonra, son bir küçük detayı unutmuş olduğunuve onlaı yüksek katmanlara taşıyacak bir büyüsününkalmadığını fark eden Harkle korkuya kapıldı, "Ummm," diyekekeledi, içinde bulundukları zor durumu en iyi şekildeanlatabileceği sözleri bulmaya çalışarak.

Page 365: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cüceler önlerinde tekrar kama seti oluşturduğunda ve Fretde onla araşma katıldığında Harkle da Bella da rahatladı.

"Sizi yukarı geri çıkaracağız," diye söz verdi minnettarcücelerin lideri. Bir kez daha gümbürdeyerek hücuma geçtilerve yollarına çıkan herkes alaşağı ettiler.

Hatta şimdiki hücumları daha da yok ediciydi, zira Harkleve Bella da eğlenceye katıldığı için sık sık saflar arasındanyıldıran patlamalan ve kavurucu ateş saldırılarıfışkırmaktaydı.

Yine de Bella hâlâ rahatsızdı ve normal fizyolojik düzeninegeri dönebilmek için bu işin bitmesini istiyordu. Harkleillithidleri dikkatle incelemişti ve onlar hakkında belki deDiyarlar'daki diğer lüm sihirbazlardan daha çok şey biliyordu.Zihinsel olarak zayıflatan saldırılarının koni şeklindeyayıldığı konusunda kadına teminat vermişti ve bu sebeple,eğer ikisi yeterince yaklaşabilirlerse sadece vücutlarınınbelden yukansı etkilenmiş olacaktı.

Böylece fiziksel bir dönüşüm büyüsü yapmışlardı. Bu büyüsonucunda Harkle ile Bella eskisi gibi görünüyordu, fakatvücutlarının iki bölümü yer değiştirmişti; yani beyinleriylekaba etleri.

Cüce kaması gümbürdeyerek hücum ederken Harkle kendizekiliği karşısında gülümsedi. Böyle bir dönüşüm çok hassasbir işti, birçok saatlik çalışma ve hazırlık gerektirmişti. AmaHarkle, illithidlerin çirkin yüzlerinde ki ekşimiş ifadeyihatırladıkça saniyesi saniyesine bütün zahmetlere değdiğineinanır oldu.

Page 366: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Garumn Geçidi'nin yakınlanndaki köprülerin ve yandairelerin çöküş gümbürtüleri, Mithril Salonu'nun en aşağıseviyelerinden, hatta daha da ötesinde, Karanlıkalü'mn üstkesimlerinden hissediliyordu. Tekrar doğu kapısını açmayaniyetlenirlerse kim bilir Bruenor ile halkının yapacak ne çokişi olacaktı!

Ama drowların ilerleyişi durdunılmuştu ve bu da ödenilenbedele değerdi. Zira şimdi General Dagna ve onunsavunucular birliği gitmekte serbestti.

'Ama nereye?' diye düşündü savaş deneyimli, sert cüce.Yeraltıkent'in tamamıyla saldın altında olduğu konusunda onaraporlar geliyordu. Ama aynı zamanda Bekçi Vadisiyakınlarındaki batı kapısının da saldırıya açık olduğunu farketti. Zira orada birçok dolambaçlı tüneli koruyan sadecebirkaç yüz cüce vardı ve doğuda karşılaşılan felaketniteliğindeki sayılar karşısında hiçbir hazırlık yoktu. Batıdakitüneller tamamıyla çökertilememişti; onları bu işehazırlayacak kadar zaman olmamıştı.

Dagna etrafındaki bin adamına baktı. Çoğu yaralanmıştı,ama hepsi de daha fazla savaşmak, kutsal anayurflanrusavunmak için hevesliydi.

Eğer batı kapısı düştüyse, istilacıların yollarını bulmalarıgerekecekti, ki karşılarına çıkacak çok sayıdaki seçenekhesaba katılınca bu hiç de kolay bir iş sayılmazdı. Savaş dahaşimdiden Yeraltıkent'e varmıştı ve bu sebepli Dagna'nıngitmesi gereken yer de orasıydı.

Page 367: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Normalde cücelerin savaşmak için aşağı inmesi, bütün yoluen hızlı tempolarıyla assalar bile birçok dakika, belki deyarım saatten fazla sürerdi. Ama bunun olacağı da öncedentahmin edilmişti, böylece Dagna kendi adamlarınıkararlaştırılmış oian noktaya, devasa ocakların üzerlerindeuzanan bacaları birbirine bağlayan yeni kesilmiş kapılaragötürdü. O kapılan açılır açılmaz Dagna ile askerleri savaşseslerini işittiler ve bacalara yerleştirilmiş olan kalın ipleretutunarak hiç gecikmeden tek tek aşağı inmeye başladılar.

Korkusuzca, Clangeddon'a şarkılar söyleyerek aşağıkaydılar. Yere inip tüm hızlarıyla zemine bastılar, ılıkocakların içinden süratle dışarı çıkanlar ve tıpkı aşağıtünellerden gelen drowlar gibi ardı arkası kesilmeyen bir selhalinde savaşa katıldılar. Yeraltıkent'teki savaş çok dahaşiddetli bir hal aldı.

BÖLÜM 25

BEKÇİ VADİSİ

Berg'inyon'un birliği, hiçbir patikanın olmadığı yerlerdeyollarını bulabilen yapışkan ayaklı kertenkeleleriyle birlikteBekçi Vadisi'ne hızla girdi. Puslu vadiye doluşan sel sulangibi, uzun taş sütunlar arasından kayan meşum gölgelerhalinde kuzey duvarından aşağı indiler.

Burası kuzeye bakan açık yamaçtan daha sıcak olsa biledrowlar rahatsızdı. Karanlıkaltı'nda bunun gibi yeryüzüşekilleri yoktu, görünmeyen volkanların zehirli gazlarıyladolu olan daireler dışında puslu vadiler mevcut değildi. Fakatkaşiflerin raporları detaylıydı ve kaşifler tam olarak bu

Page 368: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

noktayı, yani Mithril Salonu'nun batı kapısını güvenli birgeçit oİarak raporlarında özellikle belirtiyorlardı. Böylece,hiddelü ınatron analarından, her türlü zehirli gazdankorktuklarından daha fazla korkan Baenre kertenkelesüvarileri vadiye sorgusuz sualsiz dalmışlardı.

Vadiye girdiklerinde dağın güney kısmından gelen savaşseslerini işittiler. Berg'inyon savaşın yaklaşmakla olduğunu—yani her şeyin planlandığı gibi gittiğini— fark edincebaşıyla onayladı. Hiç şüphesiz ki düşman geri çekiliyor, aptalrothe sürüleri gibi vadiye doğru güdülüyorlardı. Katliamıntam anlamıyla başlayacağı yere doğru.

Berg'inyon'un hareket eden gölgelerden oluşan birliği,vadinin genel yapısını anlama ve en uygun pusu bölgelerinibulma çabasıyla sisin içinde sessizce süzüldü ve taş gözcülerigeçti.

Sisin yukarısında bir ateş sütunu gece göğünün hakimkarardığını böldü, hızla uçtu ve açısını değiştirip vadiye doğruinişe geçti. Berg'inyon da birçoğunun yaplığı gibi bunun neolabileceğini hiç anlamayarak seyretti.

Birliğin tepesinden geçen Alustriel en son büyülüsağanağını başlatmıştı; bir yıldırım patlaması, yakıp kavuranyeşil enerji dalgalanndan oluşan bir yağmur ve infilak ediptaşları eriten ateş toplan.

Tetikteki kara elfler, savaş arabası daha vadinin kuzeyucunu asamadan önce tepki vererek büyülü arbalet oklarıylave Alustriel'inkine benzeyen yıkım büyüleriyle misillemeyaptılar.

Page 369: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bir ateş topunun tam ortasına dalan savaş arabasınınalevleri daha da genişledi ve taban kısmına bir yıldırımmızrağı çarptığında araba şiddetle yana doğru savruldu.

Alustriel'in büyüsü birkaç drow öldürmüş ve birçoğununbineğini de altından almıştı, ama sihirbazın uçuşunun esasamacı hazırlanan tuzağın çalışmışıydı. Zira ikinci GümüşŞövalyeler taburu, at nallarından kulaklar* sağu edici birgümbürtü çıkartarak Bekçi Vadisi'nden hücuma kalkıp savaşaikatıldığında bütün drowlann gözü göklere çevriliydi.

Mızraklarını aşağı doğru indirmiş olan şövalyeler ilk drowsaflarına girişip daha iri olan binekleriyle onlan alaşağı ettiler.

Ama bunlar Baenre kertenkele süvarileriydi, yaniMenzobemınzan'daki en seçkin tabur, korku nedir bilmeyenbir savaşçı ve büyücü kadrosu.

Berg'inyon'dan gelen sessiz emirler, kıpırdayanparmaklardan diğer parmaklara aktarılarak saflar arasınayayıldı. Gökten gelen sürpriz saldırının ve drowlann BekçiVadisi'nin neresinden çıkıp geldiklerini anlayamadığı birliğinhücumunun ardından dahi, kara elf safları GümüşŞövalyeler'e karşı sayıca üçe bir oranında fazlaydı. O sayılarbire bir dahi olsaydı Gümüş Şövalyeler'in hiçbir şansıolmazdı.

Alaşağı edilmemiş şövalyelerin kaçınılmaz bir şekilde geriçekilip yeniden sıkı saflar oluşturarak bir araya gelmesiylebirlikte akın hızlı bir şekilde ters döndü. Toplu katliamyaşanmasını engelleyen tek şey sis ve alışılmadık araziydi;yiğit şövalyelerin direnmeye devam etmesine izin veren tek

Page 370: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

şey de ezici drow birliğinin bütün hedefleri netgörememesiydi.

Berg'inyon, kara elf saflarının arka tarafındaki bahlsu birinsanın, kafasının karışması sonucunda atını istemedenkuzeye, yanı dostlarının aksj istikametine doğnı sürmesiylebirlikte çıkan kargaşayı işitti.

Baenre evladı özel muhafızlarına kendisini takipetmelerini, ama geride kalmalarını işaret etti. Sonra da irikertenkelesiyle sinsice sokulup; önünü kesmek içinilerleyerek insanın peşine düştü. Gölgeli sureti gördü veBerg'inyon güçlü bineğinin üzerinde dimdik ve yüksekteduran süvarinin, muhteşem bir heybeti olduğunu düşündü.

Ama bu görüntü Menzoberranzan’ın ilk evinin silahustasını yıldıH madı. Bir taş sütunun etrafından dolaştı veşövalyenin hemen yanına çıkıpı adama seslendi.

Şövalye, Berg'inyon ile yüzleşmek için bineğinidöndürürken irijB kayarak durdu. Berg'inyon'un anlayamadığıbir şeyler söyledi, hiç şüphesiz ki bir meydan okumaydı.Sonra uzun mızrağını eğdi ve atını mahmuzlayıp hücumakalktı.

Berg'inyon da kendi alacalı mızrağını eğdi ve topuklarınıkertenkelenin böğrüne bastırarak hayvanın ilerlemesinisağladı. Şövalyenin atının hızıyla boy ölçüsemezdi, ama at dakertenkelenin çevikliğiyle boy ötçüse-mezdi. Rakiplerbirbirilerine yaklaştığında Berg'inyon yana doğru kırdı vekertenkelesini kalın taş sulunun hemen yanına getirdi.

Page 371: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Hamlenin hızı karşısında şaşırıp kalan şövalye, mızrağınıetkili bir darbe indirebilecek kadar çabuk kaldıramadı. Amaikisi geçerken, Berg'inyon koşan atın böğrünü dürtmeyibaşardı. Sert bir darbe değildi, sadece bir çizik sayılırdı, amaonunkisi sıradan bir mızrak değildi. Bcrg'inyon'un taşıdığı üçmetrelik kargı şeyfani bir ölüm mızrağıydı, yani drow silahlanarasında en kurnaz ve en acımasızlarından birisiydi. Mızrağınucu atın tenine değdiği ve hayvanın üzerindeki metal zırhısanki kumaşmış gibi yarıp geçtiği anda, sürünen dokungaçlarabenzer kara enerji dalgaları sapları aşağı yayıldı.

At acı içinde kişnedi, çifte attı, şaha kalktı ve kayarakdurdu. Yine de şövalye bir şekilde semerinin üzerindekalmayı başardı.

"Koş!" diye haykırdı, zangır zangır titreyen bineğine,"Koş!" Şövalye aniden altındaki atın sanki daha azsomutlaştığını hissetti, yaratığın kaburgalarını baldırlarınınaltında hissetti.

At kafasını geriye doğru savurdu ve tekrar kişnedi; dünyadışı, namevt bir haykırıştı bu. Hayvanın gözlerine bakıp daşeytani bir büyüyle kıpkırmızı parlayan küreleri görünceşövalyenin beti benzi attı.

Ölüm mızrağı, yaratığın yaşam gücünü çalmış ve mağrur,gürbüz aygın sıska, iskelet gibi bir yaratığa, şeytani birnarnevte dönüştürmüştü. Hızlı düşünen şövalye mızrağınıbırakıp iri kılıcını çekti ve tek bir savuruşla canavannkellesini uçurdu. At onun akında yığılıp dağılırken şövalyeyana doğru yuvarlandı ve ayağa kalkıp şaşkınlık içindeetrafına bakındı.

Page 372: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Etrafinı kara suretler sarmıştı; yakınlardaki kertenkelelerintıslamalarını, taşın üzerinden kalkan yapışkan ayaklarınınçıkarttığı vakum seslerini duydu.

Berg'inyon Baenre yavaşça ona yaklaştı. O da mızrağınıindirdi. Bileğiyle yaptığı hafif bir hareketle birliktesemerindeki kayışlardan kurtuldu ve bineğinin üzerindenaşağı kaydı. Yüzey insanlarından birisini teke tek dövüştesınamaya ve yakınlardaki drowiara liderlerinin hünerinikanıtlamaya kararlıydı.

Silah ustasının ikiz kılıçlan dışan çıktı. Bunlar drowsilahlan arasında en iyilerinden olan keskin ve tılsımlıkılıçlardı.

Düşmanından yaklaşık otuz santim uzun olan. ama karaelflerin namını bilen şövalye korkmuştu ve buna hakkı davardı. Fakat korkusunu bastırdı ve Berg'inyon ile kılıç kılıcayüzleşti.

Şövalye iyiydi, tüm yetişkinlik hayatı boyunca çalışmıştı,ama geri ysllan boyunca çalışsa bile kendisinden daha uzunÖmürlü olan Berg'inyon'un kılıçla geçirdiği yılların toplamınadenk olamazdı. Şövalye iyiydi. Neredeyse beş dakika dahayaşamayı başardı.

Duvarının üzerine, vadinin yükseğine çıkarttı. Silah ustasıölen yoldaşlarını hiç mi hiç umursamıyordu, ki bunlara,parçalanmış cesetleri vadi zeminine saçılmış bir halde yatanbirçok kara elf de dahildi.

Page 373: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

'Bu savaş kolayca kazanılacak,' diye düşündü Berg'inyon,Ve Mithril Salonu'nun batı kapısı benim olacak.'

Her şey Baenre Evi için.

Berg'inyon Baenre, kana bulanmış ikiz kılıçlarını havayakaldırarak kertenkele sırtındaki drowlann safları arasındabineğini sürdü. Kara eifler liderlerinin ardında bir arayatoplandılar, bir dikilitaştan diğerine geçtiler ve savaş alanınınyandan fazlasını aştılar. Daha iri olan atların hareketliliği vesürati şövalyelerin lehineydi, ama kara elflerin kurnaztaktikleri o avantajı hızla yok etti.

Bereket ki şövalyeler bire bir oranında drow öldürüyordu,ki düşmanlarının becerisi ve kara eif sayısının daha fazlaolduğu gerçeği hesaba katılırsa bu hatın sayılır bir başarıydı.Yine de şövalye safları azalmaktaydı.

Umut, yarı at-yarı kurbağa şeklindeki bir yaratığa binenşişko bir sihirbaz ve onun yönetimindeki güney yamacıaskerleriyle birlikte geldi. Bu birlik -bir savaştan diğerinedoğru— at süren ve koşturan yüzlerce adamdan oluşuyordu.

Berg'inyon'un birliği Bekçi Vadisi boyunca püskürtüldü vekuzey duvarına doğru geri itildi. Şövalyeler ise bir kez dahaserbestçe at sürmeye başladılar.

Ama güneyden gelen takipçiler, yani drowlar ve insanabenzer canavarlardan oluşan büyük birlik de vadiye girdi.Alustriel'in gür koruda başlattığı yangından sağ kurtulmuşolan kara elf büyücüler de vadiye doluştu.

Page 374: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Savunmacıların safları hızla hizaya girdi. Berkthgar'ın sertsavaşçıları kudretli liderlerinin ardında toplandı ve Besnell'inşövalyeleri de Bekçi Vadisi'nde yerlerini korumuş olan taburlabirleşti. Aynı şekilde Uzunatlı'lar, Regweld'in ardındayerlerini aldı ve Nesme Süvarileri —hayatta kalmayı başaraniki kişi— batılı kardeşlerine katıldı.

Büyüler parladı ve metaller tangırdadı. Askerler vehayvanlar ıstırap içinde feryat etti. Sis, vücutlardan yayılanterlerle daha da kesifleşti ve vadinin taş zemini kanla karardı.

Savunucular sert bir savunma hattı oluşturmayı dilerdi, amabunu yapmak onlan büyücülere karşı feci şekilde savunmasızbırakırdı, bu sebepte vahşi Berklhgar'ı izlediler ve katıksızkarmaşayı kabul ederek düşman birliğine bodoslama giriştiler.

Berg'inyon muhteşem katliama göz atmak için bineğinikuzeye sürdü.

Srumpet Rakingclaw Yeraltıkent'ten yukan çıkıp MithrilSalonu'nun batı kapısına geldiğinde dehşete kapıldı —bununsebebi Bekçi Vadisi'nde yaşandığı rapor edilen şiddetli savaşdeğil, cüce muhafızlann yiğit savunuculara yardım etmek içindışarı çıkmamış olmasıydı.

Onlara verilen emirler kesindi: daha dar olan tünellerikorumak için tesisin içinde kalmaları gerekliydi. Ayrıca eğergizli kapı düşman tarafından bulunur ve savunucular içeripüskürtülürse diye cüceler girişin yakınlarındaki tünelleriçökertmek için hazırlanmıştı. Bu emirleri veren veBruenor'dan sonra ikinci yetkili kişi olan General Dagna,Bekçi Vadisi savaşını önceden tahmin edememişti.

Page 375: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bruenor, Stumpet'i Mithril Salonu'nun Yüce Ruhban'ıolarak tayin etmişti ve savaş başladıktan sonra rütbekonusunda hiçbir karışıklık çıkmasın diye bu işi halka açık birşekilde, resmi bir törenle yapmışa. O karar, o halka açık törenStumpet'e şu anda ihtiyacı olan gücü veriyor, mevcut emirlerideğiştirme olanağı sağlıyordu. Böylece katliamı uzaktandehşet içinde izlemekte olan, batı kapısını savunmakla görevlibeş yüz cüce yeni emirleri duyduğuna çok sevindi.

Bütün Bekçi Vadisi'nin altında yerin dibinden gümbürtüleryükseldi, taşın taşa sürtünme sesi duyuldu. Vadinin kuzeykısmındaki Berg'inyon yapışkan ayaklı bineğine sıkıcatutundu ve yaratığın sarsılıp duvardan aşağı düşmemesiniumut etti. Yankılan dikkatle dinleyip çıktıktan kaynağıbulduktan sonra vadinin güneydoğu köşesine bakn.

Mithril Salonu'nun batı kapısı kayarak açılırken muazzam,göz yakıcı bir ışık parlaması oluştu.

Berg'inyon'ıın kalbi duracak gibi oldu. Cüceler yoluaçmıştı!

Sakallı ırktan yüzlercesi dışan çıktı ve müttefiklerininyardımına koşturdu. Şarkı söyleyip baltalarını ve çekiçleriniparlak kalkanlarına vurarak, artık gizliliği kalmamış olankapıdan dışarı sel gibi akarak hücuma geçtiler. Berkthgar'ınsafının yanına ve arkasına geldiler. Cücelerin sıkı savaşgrupları goblin, kobold ve drow safları arasında gedikler açtıve güruhun daha da derinlerine doğru kaydı.

"Ahmaklar!" diye fısıldadı Baenre silah ustası. Zira bin,hatta iki bin cüce Bekçi Vadisi'ne çıksaydı dahi bu savaşın

Page 376: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

gidişatı değiştirilemezdi Berg'inyon dışarı çıkma sebeplerininahlaki yapılan olduğunu biliyordu. Kapılarını açmış ve en iyisavunma pozisyonlarını terk etmişlerdi, çünkg' arak kulaklarıonlan savunmak için ölen adamlann çığlıklarına tahammüledemiyordu.

'Bu yüzey halklan ne kadar da zayıflar,' diye düşündüşeytani drow, zira Menzoberranzan'da cesaret ve acımaduygusu asla kanştınlmazdı.

Hiddetli cüceler savaşa sertçe girdiler, goblinler vedrowlann arasına gözleri dönmüş bir şekilde daldılar.Yeralokent'teki marifetleriyle savaşa, ısınmış olan StumpetRakingclaw başı çekti. Işık bilyeleri bitmişti, ama şimditannsına seslendi ve Bekçi Vadisi'ni aydınlatacak olan büyüleryaptı. Kara elfler, tıpkı cücenin tahmin ettiği gibi, her bubüyüye hızla karşılık verdi. Ama Stumpet, karanlık küresioluşturmaya yoğunlaşan her dramın, en azından bir anlığınasavaştan kopacağı sonucuna varmıştı. Moradin'in,Dumathoin'in ve Clangeddon'un büyüleri, rahibeninvücudunda serbestçe, akmaktaydı. Kendisinin tamamıyla biraracı olduğunu, cüce tanrılarının yüzey dünyasıyla bağlantısıolduğunu hissediyordu.

Stumpet tüm kalbiyle tanrılarına seslenirken, cüceler onunyüksek sesli dualarının etrafında toplandılar. Diğersavunucular da cücelerin etrafında toplandılar ve anidenkaybettikleri toprakları geri almaya başladılar. Aniden, tek birbüyük savunma hattı fikri o kadar da saçma gelmez olduonlara, öbür tarafta duvarın üstünde olan Berg'inyon bulun buçabalarının beyhudelİği karşısında güldü. Bunun geçici birdalgalanma olduğunu, batı kapısının bütün savunucularının

Page 377: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

son ve meyvesiz bir hücum için bir araya gelmiş olduğunubiliyordu. Bütün savunmalar ve bütün savunucular biraradaydı ve Berg'inyon'un birliği yine de onların birçok katıkadardı.

Silah ustası, bineğini duvardan aşağı indirdi, seçkinaskerlerini etrafında topladı ve düşmanın hızını nasıl geriçevireceğini tasarladı. Bekçi Vadis’i düştüğünde, aynı şekildebatı kapısı da düşecekti.

"Ve Bekçi Vadisi düşecek," diye yanındakileri büyük birözgüvenlaj temin etti Berg'inyon, "bir saat İçinde."

BÖLÜM 26

KIRAN KIRANA

Mithril Salonu'nun aşağı kapısına giden ana koridorlarçökertilmiş ve kapatılmışa, ama bu, istilacı ordu tarafındanbekleniyordu. Kapının ötesindeki tünellerde bulunan enyoğun drow grubu neredeyse sürüngen hızıyla ilerleyecekkadar yavaşlatılmış olsa bile, cüce tesisi zor durumdaydı. Vedağın dışındaki savaş hakkında Uthegental'e hiçbir raporgelmemiş olsa bile güçlü silah ustası, dağ yamaçlarındayapılan katliamı, cücelerin ve zayıf insanların onar onarölüşünü aklında gayet iyi canlandırabiliyordu. MithrilSalonu'na açılan iki kapının da şu ana kadar muhtemelenaşılmış olduğuna ve Berg'inyon'un kertenkele süvarilerininyüksek tünellere sel suları gibi doluştuğuna inanıyorduUthegental.

Page 378: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bu düşünce, Barrison derArmgo'nun silah ustasını epeyrahatsız ediyordu. Eğer Berg'inyon Mithril Salonu'na girmişseve eğer Drizzt Do'Urden oradaysa, hain drow Baenreevladının elinde can verebilirdi. Bu sebeple Uthegental veyanına aldığı altı seçkin savaşçı şimdi onlan Mithril Salonusahasının en aşağı kısmına götürebilecek olan dar geçitleriaraştırmaktaydı. Yeraltıkent'ten yolu açmak için dışan çıkankara elfier olduğuna göre o tüneller açık olmalıydı.

Silah ustası ile maiyetindeki askerler, daha önce Bruenor'unkumanda karargahı olarak iş gören mağaraya geldiler. Mağaraşimdi terk edilmişti, dalıa evvel burada birilerininbulunduğuna dair tek kanıt ise parşömenler ve mhbanhazırlıklanndan kalan müsvedde kağıtlardı. Tünellerindüşüşünden ve Tunult Mağarası'nın bölümlerinin (aynca budaireye açılan geçil de dahil olmak üzere bir sürü yan tünelin)çöküşünden sonra görünüşe bakılırsa Bruenor'un gruplanherhangi bir merkezi komut noktası olmaksızın etrafadağılmıştı.

Uthegental üzerinde pek fazla düşünmeden bu mekanıgeçti. Drow grubu hızla koridorlar arasında ilerledi. Genelolarak doğuya doğru gidiyor ve hızla ilerleyen silah ustasınıtakip ediyorlardı. Yolda geniş bir çatala geldiler, çok eskidenöldürülmüş olan iki kafalı bir canavarın duvara dayalı birşekilde duran kemiklerini gördüler, ironiktir ki bu canavarıasırlar önce Bruenor Battlehammer öldürmüştü. Fakat onlarıdaha çok ilgilendiren şey tünelde ikiye ayrılan yoldu.

Bir başka gecikme karşısında sinirleri bozulan Uthegental,sola ve sağa öncüler yolladı, sonra kendisi ve grubun gerikalanı daha doğuya giden sağ tarafa girdi.

Page 379: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Uthegental en sonunda aşağı kapıyı bulunca ve birkaçsaniye sonra çıkagelen öncü kara elf ile başka bir drowu, birrahibeyi görünce rahatlayarak nefes verdi.

"Selamlar, ikinci Ev'in Silah Ustası," diye selamladı rahibe,güçlü Uthegental'e normalde erkeklere gösterilen saygıdançok daha fazlasını göstererek.

"Neden tünellerdesin?" diye cevap istedi Uthegental. "HâlâYeraltıkent'ten uzaktayız."

"Düşündüğünüzden çok daha uzaktasınız," diye yanıtladırahibe, hoşnutsuz bir şekilde doğuya, aşağı kapıda son bulanuzun tünelin ötesine doğru bakarak. "Yol açık değil."

Uthegental alçak sesle hırladı. O kara elflerin şimdiyekadar Yeraltıkent'i almış ve geçitleri açmış olması gerekliydi.Hışımla dişi drowun yanından geçti, adımlan hiddetini açığavuruyordu.

"Asamayacaksın," diye onu temin etti rahibe ve Uthegentalsanki kadın yüzüne tokat atmışçasına kaşlarını çatarak onadoğru döndü.

"Bir saattir kapıya saldırıyoruz," diye açıkladı rahibe. "Ve oengeli aşmak için bir hafta harcamamız gerek. Cüceler orayıiyi koruyor."

"Ultrin sargtün!" diye kükredi Uthegental, rahibeye namınıhatırlatmak için en sevdiği unvanını kullanarak. Uthegental'in"En Muhteşem Savaşçı" unvanını hakkıyla elde etmişolmasına rağmen dişi drow hiç de etkilenmişe benzemiyordu.

Page 380: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Yüz drow, beş büyücü ve on rahibe kapıyı aşamadı," dedidosdoğruca. "Cüceler bizim büyülerimize karşı büyükmızraklar ve yanan zift toplarıyla karşılık veriyor. Ayrıcakapıya giden tünel dar ve tuzaklarla dolu, yani Baenre Evikadar iyi korunuyor. Oraya yirmi tane minator indi vetuzakları asmayı başaran bir düzine minator da sert cücelerikendilerini beklerken buldu. Cüceler küçük ve gizli oyuklardasaklandıkları yerden dışarı fırladılar. Yirmi minator sadecebirkaç dakika içinde katledildi.

"Aşamayacaksın," dedi rahibe yine, ses tonu dobraydı vehakaret dolu değildi. "Cüce tesisine girenler kapıya arkataraftan saldırmadığı taktirde hiçbirimiz aşamayız."

Uthegental dişi drowun üzerine saldırmak istiyordu, bununbüyük bir sebebi ise onun iddiasına inanmış olmasıydı.

"Neden tesise girmek istiyorsun?" diye beklenmedik birsekide sordu rahibe, imalı bir şekilde.

Uthegental ona şüpheyle baktı, dişi drowun onun cesaretinisorgulayıp sorgulamadığuıı merak ediyordu. Aynca, nedenkendisine bir savaş bulmak isternesindi ki?

"Fısıltılara bakılırsa avlamayı amaçladığın kurban DrizztDo'Urden'miş," diye devam etti rahibe.

Uthegental'in yüz ifadesi şüpheden meraka döndü.

"Diğer fısıltılara bakılırsa hain Mithril Salonu dışındakitünellerdeymiş," diye açıkladı, "panteriyle avlanıyor veoldukça az drow öldurüyormuş."

Page 381: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Uthegental bir elini kirpi gibi kesilmiş saçlarına daldırdı vebatıya, geride bıraktığı çılgın tünel labirentine doğru bakn.Vücudunda bir adrenalin taşması hissetti. Kaslarını geren veyüz hatlarının sert bir şekilde kilitlenmesini sağlayan içgıdıklayıcı bir histi bu. Cüce tesisinin dışındaki tünellerdebirçok düşman grubunun çalışmakta olduğunu biliyordu.Bunlar, ilk savaşın yaşandığı yedi daireli mağaradan kaçıpetrafa dağılan gruplardı. Uthegenia! ve yoldaşları, bu noktayakadar yaptıkları yolculuk sırasında o gruplardan birisinerastlamış ve hepsini katletmişlerdi.

Şimdi üzerinde düşününce, Drizzt'in de buralarda olmasıUthegental'e mantıklı geliyordu. Hainin yedi daireli mağaradayaşanan savaşa katılmış olması muhtemeldi ve bu doğruysa,Drizzt neden Mithril Salonu'na geri kaçsındı ki?

Drizzt bir avcıydı, eski bir devriye birliği lideriydi, vahşiKaranlıkaltı'nda panteriyle birlikte on yıl boyunca yalnızbaşına hayatta kalmıştı —bu hiç de küçümsenecek bir işdeğildi ve Uthegental'in bile saygı duyduğu cinstendi.

Evet, şimdi rahibe ona söylentilerden bahsettikten sonra,Drizzt Do'Urden'in burada, batıdaki tünellerde dolaşıp adamöldürmesi Uthegental'e hiç de mantıksızca gelmiyordu. Silahustası yüksek sesle güldü, geldiği yöne geri baktı ve hiçbiraçıklama sunmadı.

Zaten onun ardında sıraya giren rahibe ve Uthegental'inyoldaşlarının bir açıklamaya ihtiyaç duydukları da yoktu,ikinci evin silah ustası ava çıkıyordu.

"Kazanıyoruz," diye ilan etti Matron Baenre.

Page 382: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Etrafındaki hiç kimse ne Methil ne Jarlaxie, ne dördüncüevin matron anası Zeerith Q'Xorlarrin, ne şu anda beşinci evolan Agrach Dyrr matron anası Auro'pol Dyrr, neBladen'Kerst, ne de Quenthel Bae onun bu açık ilanına itirazetmedi.

Pislenmiş ve tartaklanmış, bilekleri bir devin dahikıramayacağı kadar güçlü bir tılsıma sahip narin kelepçelerlebağlanmış olan Gandalug Battlehammer boğazını temizledi.Kulağa son derece alay doluynıuş gibi gelen bir ses çıkarttı.Cücenin tavrında gerçeklikten çok kabadayılık vardı, ziraGandalug sırtında büyük bir yük taşımaklaydı. Halkımuhteşem bir dövüş çıkartıyor olsa da kara elfler Yeraltıkent'esızmıştı. Ve o mekana Gandalııg sayesinde, onun gizli yollarhakkındaki bilgisi sayesinde ulaşmışlardı. Yaşlı cüce, hiçkimsenin illithidlerin zihinsel saldırılarına karşıkoyamayacağını anlıyordu, ama suçluluk duygusu geçmiyor,öyle ya da böyle, yeterince güçlü olamadığı bilgisi ona ıstırapveriyordu.

Quenthel, daha Bladen'Kerst tepki veremeden önceharekete geçti inatçı esirin sırtına sertçe vurdu ve tırnaklarıylakandan çizikler bıraktı.

Gandalug tekrar burnundan soludu ve bu seferBladen'Kerst beş kolluj, yılan başlı kamçısını savurup gürbüzcüceyi dizleri üzerine çökerten bir darbeyi indirdi.

"Yeter!" diye kızlarına hırladı Matron Baenre. İçindeköpüren sinir bozukluğu biraz su yüzüne çıkarak.

Page 383: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Hepsi biliyordu —ve iddiasına rağmen Baenre de biliyorgibi görünüyordu— ki savaş planlandığı gibi gitmiyordu.Jarlaxle'ın kaşifleri onları Mithril Salonu'nun en aşağıkapısının yakınlarındaki dar geçitten haberdar etmiş veyüzeydeki doğu kapısının aşıldıktan kısa süre sonra tekrarkapandığı ve bunun birçok drowun canına mâl olduğuhaberini vermişti. Quenthel'i kardeşiyle yaptığı büyülüiletişimler sayesinde Dördüncü Zirve'nin güney ve batıyamaçlarındaki savaşın hâlâ şiddetli olduğunu ve yüzeydekibatı kapısına henüz ulaşılamadığı öğrenilmişti. Ve iki illithidyoldaşını kaybeden Methil de Yeraltıkent için yapılan savaşınhenüz kazanılmadığı, hatta hiç de kazanılmış sayılmadığıkonusunda Matron Baenre'yi telepatik olarak temin etmişti.

Yine de Baenre'nin zafer tahminlerinde gerçeklik payıvardı, bunu hepsi biliyordu ve sergilediği özgüven tamamıylayapmacık sayılmazda Tesisin dışındaki savaş henüzbitmemişti, ama Berg'inyon kısa sürede biteceği konusundaQuenthel’i temin etmişti ve Berg'inyon'un yanında yüzeyeçıkan birliği düşündüğünde. Quenthel'in onun bu iddiasındanşüphe etmek için hiçbir sebebi yoktu.

Aşağı tünellerde birçoğu can vermişti, ama kayıplarınbüyük bir kısmı kölelerdi, kara elfler değil. Şimdi mağaranınçöküşüyle birlikle tesislerinin dışında kalan cücelerin bütüntaktikleri zorunlu olarak avlanma ve gizlenmeye dönüşmüştü,bu da kesinlikle sinsi kara elflerin lehine bir savaş türüydü.

"Bütün aşağı tüneller kısa süre içinde emniyete alınacak,"diye lafına açıklık getirdi Matron Baenre. Belirttiği bu gerçekde, hiçbir çatışmaya girme riskini göze alamayacak olan bugrubun tekrar yola çıkışıyla birlikte bariz bir şekilde gözler

Page 384: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

önüne serilmişti zaten. Baenre'nin etrafını çevreleyen seçkinbirlik, ilk matron anaya yön göstermek ve onu korumaklayükümlüydü. Önlerindeki alanın güvenli olduğukesinleşmeden Baenre'nin hiçbir yere ilerlemesine izinvermezlerdi.

"Mİthril Salonu'nun yüzey çevresinde bulunan alan daemniyete alınacak," diye ekledi Baenre, "zira tesisin iki yüzeykapısı da yarıldı."

"Ve muhtemelen çökertildi," diye belirtmeye cüret ettiJarlaxle.

"Böylece cüceleri denklerinin içine tıkmış oldu," diyekarşılık vermekte çabuk davrandı Matron Baenre. "Aşağıdakibu kapıdan savaşarak geçeceğiz ve büyücülerimizlerahibelerimiz de tesisin tünellerine çıkan yeni yollar bulupaçacak ki düşmanımızın safları arasına süzülebilelim."

Jarlaxle bu görüşe razı oldu, diğerleri de öyle. AmaBaenre'nin sözünü ettiği şey epey zaman alacaktı ve uzunsüreli, çok yönlü bir kuşatma pianın bir parçası değildi. Buihtimal, Matron Baenre'nin etrafında bulunanların pek hoşunagitmiyordu, özellikle de diğer iki matron ananın. Baenredışarı gelmeleri için onlara baskı yapmıştı ve böylece onlar dagelmişti, hem de evlerinin ve bütün şehrin kritik bir güçdeğişimi içinde olmasına rağmen. Diğer evlerin, özellikle dediğer yönetici evlerin, kara elf kadrolarının en az yansınıyollamış olmasına rağmen, sefere çıkan matron anaların buuzun yolculuğa katılmalarının karşılığı olarak, Xorlarrin veAgrach Dyrr evlerine askerlerinin çoğunu evlerinde tutma

Page 385: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

izni verilmişti. Ordunun dışarıda kalması beklenen birkaç ayzarfinda dördüncü ve beşinci evler güvende gibi görünüyordu.

Ama Zeerith ve Auro'pol'un başka endişeleri, yani aileleriiçinde çıkabilecek olan güç çatışmaları hakkında kaygılanvardı. Baenre haricinde bütün drow evlerinin hiyerarşisi herzaman sallantıda olurdu. İki matron ana çok uzun süredışarıda kalırlarsa, döndüklerinde kendilerini tahttanindirilmiş bulabileceklerini biliyordu.

Şimdi birbirilerine endişeli bakışlar atıyorlardı. Bunlar,gözlemci Jarlaxle'ın gözden kaçırmadığı şüpheli ifadelerdi.

Baenre'nin savaş grubu yavaş ve kararlı adımlarla ilerledi.Üç matron ana uçan disklerin üzerinde süzülüyordu, ikitarafta Baenre'nin iki kızı yürüyordu (cüceyi sürüklüyorlardı)ve yürümekten çok kayıyormuş gibi görünen, ayaklan uzun,ağırcübbesinin altında gizlenmiş olan illıthid deyanlarındaydı. Kısa süre sonra uygun bir mağara bulupmerkezi bir taht odası kuracakları ve devam eden savaşıoradan yöneteceği konusunda Matron Baenre onlara bilgiverdi.

Bu, savaşın uzun süreceğinin bir başka göstergesiydi veZeerith ile Auro'pol yine birbirilerine huzursuz bakışlarattılar.

Bladen'Kerst Baenre ikisine de gözünü kısarak baktı veonlan sessizce tehdit etti.

Jarlaxle hepsini, her türlü imayı, Matron Baenre'ninyaşayabileceği en büyük sorunlara işaret eden tüm ipuçlarını

Page 386: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

gördü.

Paralı asker lideri eğilip reverans yapa ve kendi çetesiylebuluşup daha sağlam bilgiler toplamaya çalışacağınıaçıklayarak müsaade istedi.

Baenre elini salladı ve hiç düşünmeden ona çekilme izniverdi. Ama ona refakat edenlerden birisi o kadar daumursamaz değildi.

'Sen ve paralı askerlerin kaçacaksınız,' diye Jarlaxle'ınzihnine beklenmedik bir mesaj geldi.

Paralı askerin düşünceleri bir karmaşa halini aldı vehazırlıksız yakalandığı için savaşı terk etme fikrinin gerçektende aklından geçmiş olduğu konusunda telepatik bir cevapvermekten alamadı kendisini. Şimdiye kadar çaresizliğe hiçyaklaşmadığı kadar yaklaşan Jarlaxle, omzunun üzerindengeriye doğru döndü ve zihnine giren illithidin ifadesiz yüzünebaktı.

'Eğer geri dönerse Baenre 'den sakın,' diye umursamazcamesaj yolladı Methil ve Baenre ile diğerlerine katılıp yoladevam etti.

Grup görünürden kaybolduğunda Jarlaxle uzun bir süreduraksadı ve illithidin söylediği en son sözlerin öneminidüşünüp tarttı. Methil'in onun bozulan sadakati konusundaBaenre'ye bilgi vermeyeceğini fark etti. Mesajın verildiğişekli değerlendiren Jarlaxle, her nasıl oluyorsa bunu anladı.

Page 387: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Paralı asker taş duvarlardan birisine sulun yasladı ve birsonraki hareketinin ne olması gerektiğini derin derin düşündü.Eğer drow ordusu birlik içinde kalırsa, Baenre enindesonunda kazanacaktı —bundan hiç şüphesi yoktu. Kayıplarbeklenenin çok üstünde olacaktı (ki zaten şimdi dahi öyleydi),ama Mithril Salonu ve sunduğu bütün zenginliklerfethedildikten sonra bunun pek bir önemli olmayacaktı.

Peki, öyleyse Jarlasle'ın ne yapması gerekiyordu? Bu soruhâlâ paralı, askerin düşüncelerinde dolaşıyordu ki BreganD'aerthe teğmenlerinden birkaçına rastlayıp aşağı kapınınönündeki dar geçitte süren savaş hakkında, daha fazla karaelfın ve kölenin öldürüldüğü, cüceler ile müttefiklerine avoldukları hakkında bilgiler aldı.

Cüceler iyi savunuyor ve iyi savaşıyordu.

Jarlaxle kararını verdi ve onu detaylı el lisanındateğmenlerine iletti. Bregan D'aerthe savaşı terk etmeyecekti,henüz değil. Ama saldırıda başı çekmeye ve öncülerini riskeatmaya da devam etmeyeceklerdi.

'Bütün savaşlardan kaçının,' diye hareket etti Jarlaxle'ınparmakları etrafında toplanmış askerler başlarıyla onayladılar.'Yoldan çekilecek ve izleyeceğiz, başka da bir şeyyapmayacağız.'

'Mithril Salonu 'na girilene kadar,' diye mantık yürüttüteğmenlerden birisi.

Jarlaxle başıyla onayladı. 'Ya da savay beyhude oluncayakadar,' diye yanıtladı parmaklan ve yüz ifadesine bakılınca,

Page 388: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

paralı askerin bu son sözlerinin pek de saçma olduğunudüşünmediği besbelli görülüyordu.

Pwent ile takımı gümbürdeyerek bir tünelden diğerinekoşturuyor ve ezip geçecek hiçbir drow, hatta kobold bilebulamadıkları için hüsrana uğruyordu.

"Dokuz Ceennem'in hangi dibindeyiz?" diye sorguladısavaş öncüsü. Hiçbir cevap gelmedi ve bu konuyu bir kezdaha düşünen Pwent gerçekten de bir cevapbekleyemeyeceğini anladı. Bu tünelleri kendi grubu içindeherkesten iyi biliyordu ve eğer nerede oldukları hakkındaonun bir fikri yoksa, diğerleri kesinlikle kaybolmuş sayılırdı.

Bu durum Pwent'in canını pek fazla sıkmıyordu. O ve onunvahşi takımı, dövüşebilecekleri bir şeyler buldukları sürecenerede olduklarını hiç umursamıyorlardı. Esas problemdüşmansızlıktı.

"Gürültü yapmağa başlayın!" diye kükredi Pwent. Bununüzerine Karındeşenler dar koridorun duvarlarına koşturuptaşlara çekiçlerle vurmaya başladılar ve iki yüz metre içindekibütün yaratıkların, onların nerede olduğunu anlamasınısağlayacak kadar büyük bir gürültü patırtı koparttılar. İntiharniteliğinde savaşan en çılgın cüce grubunun arasında savrulupgitmekte olan zavallı Bidderdoo Harpel, tünelin ortasındaduruyor, yanıp mahvolan büyü kitabından arta kalmış birkaçparşömeni tasnif etmek için parlak mücevherini kullanıyor vebir büyü, herhangi bir büyü arıyordu (tabii tercihen onuburadan çıkartacak bir büyü bulsa iyi olurdu!).

Page 389: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Gürültü patırtı birkaç dakika daha sürdü, derken sinirierikalkan Pwent cücelerine sıraya girmelerini emretti ve hepberaber fırtına gibi uzaklaştılar. Doğal bir kemerli geçidinaltından geçtiler ve geçitteki birkaç dönemeci döndüktensonra daha geniş, daha dikdörtgen bir alana çıktılar.Duvarlarında işlenmiş taşlara ve düz bir zemine sahip birtüneldi bu. Mithril Salonu'nun güneybatısına geldiklerinianlayan Pwent parmaklarını şıklattı. Bu mekanı tanıyor ve birsonraki dönemecin ardında bir cüce savunma garnizonubulacağını biliyordu. En öne geçip hoplaya sıcraya ilerledi vedehşetengiz grubuna "dahil" edebileceği daha fazla müttefikbulma umuduyla, neredeyse tavana kadar yükselen birbarikatın üzerinden aştı. Duvarın tepesine çıktığında Pwentdurdu ve yüzündeki gülümseme kayboldu.

Deşilip yarılmış goblin ve orklardan oluşan bir yığınınyanında on tane ölü cüce yatmaktaydı.

Pwent duvardan aşağı düştü, yere sertçe indi ama hızlaayağa kalkü. Katliam sahnesi arasında dolaşırken kafasınısalladı. Bu nokta, arkadaki yüksek sur ve önde, koridorunkeskince sola döndüğü kösede bulunan daha alçak duvar ilesıkı bir şekilde güçlendirilmişti.

Soldaki duvarın tepesinde, yan tünelin hemen önündeilginç bir zımbırtı vardı. Cücelere ait ölümcül bir yan fırlatmamancınığıydı bu. Kısa ve güçlü kolu, alışıldık mancınıklardabulunduğu üzere üstte değil yandaydı. Kol atış yapmaya hazırbir şekilde geri çekilmişti, ama Pwent bütün cephaneninbitmiş olduğunu ve yiğit cücelerin en sonuna kadar dayanmışolduğunu derhal fark etti.

Page 390: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Pwent mancınığın attıklarından arta kalanların kokusunuduyabiliyor, küçük ateşler arasında Titreşen gölgelerigörebiliyordu. Ötedeki koridorda birçok, birçok ölü düşmanınsıra halinde yattığını köseyi dönüp bakmadan dahi tahminedebiliyordu,

"İyi bi şekilde öldüler," dedi savaş öncüsü adamlarına,onlar ve Bidderdoo arkadaki duvarı aşıp cesetler arasındayürürken.

Köşe başından hızlı ve sessiz bir saldın geldi. Birkaç karaelf kılıçlarını çekmiş bir şekilde hücum ediyordu.

Eğer Bidderdoo Harpel tetikte olmasaydı (ve büyükitabından ise yarar nitelikteki en son sayfayı bulmuşolmasaydı) bu saldın Karındeşen Taburu'nun hızlı ve kesinsonu olurdu. Ama sihirbaz büyüsünü yaptı ve gözleri (tabiidrow gözlerini) kör eden parlak bir ışık küresi meydanagetirdi.

Şaşıran kara elfler sadece bir saniyeliğine tereddüt ettiler,ama bu, Karındeşenler'in savaş durumuna geçmelerineyetecek bir süreydi. Bir anda durum beş kara elfe karşı yedicüce halini almıştı ve drowlann pusu avantajı kaybolmuştu.Beş kara elfe karşı yedi savaş öncüsü ve drowiar için daha dabeteri ise, bu savaş öncüleri dostlarının cesetleri arasındadurmaktaydı.

Yumruk atıp tekmelediler, zıplayıp lıaykırdılar ve gözleridönmüş bir şekilde kafa üstü saldırdılar. Aldıkları bütündarbeleri duymazdan geliyor ve en vahşi liderleri kendileriylegurur duysun diye savaşıyorlardı. İki drowu bir saban gibi

Page 391: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

çiğneyerek geçtiler ve bir cüce gruptan ayrılıp kükreyerekköşe başına hücum etti.

Pwent yan taraftaki drowlardan birisini yakaladı, kara elfinsavrulan kılıcını metal kolçaklarından birisiyle durdurdu vedrow daha ikinci silahını kaldıramadan önce diğer kolçağıylayumruk attı.

Vahşi Pwent yumruğunu sonu gelen yaratığın kafatasınıniçine gömerken drowun kafatası çivili kolçağın ağırlığıkarşısında feci şekilde patlayıverdi.

Drowa bir kez ve bir kez daha vurdu, sonra parçalanmışcesedi diğer dört ölü kara elfin yanına firlattı. Pwentetrafındaki taze kana bulanmış adamlarına bakındı, içlerindenbirisinin eksik olduğunu derhal fark etti ve Bidderdoo'nünzangır zangır titrediğini, dişlerinin yüksek sesle takırdadığınıda fark etti. Savaş öncüsü bu konuda sihirbaza som soracaktı,ama koridorun ilerisinden gelen bir ıslirap feryadı sertThibbledorf Pwent'in dahi kemiklerini sızlattı. Köşeye doğusıçradı ve ötesine baktı.

On beş metrelik koridor boyunca uzanan katliam sahnesiPwent'in beklediğinden de daha feciydi. Onlarca yaratık ölüyatıyor ve birkaç yerde hâlâ ateşler yanıyordu. Mancınıkmisillerinden çıkan ziftler ise duvarlarda ve zeminde ağır birşekilde asılı durmaktaydı.

Pwent geçidin öteki ucundan içeri iri bir suretin girişiniizledi. Bu gölgeli bir suretti, ama savaş öncüsü bunun bir karaelf olduğunu biliyordu, fakat şimdiye kadar gördüğü en iridrowdu. Drow elinde iri bir trident taşıyordu ve tridentin

Page 392: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ucunda, hayatının en son anlarını çırpınmakla geçirmekte olanşişlenmiş bir Karındeşen üyesi asılı duruyordu. İri silahustasının ardından başka bir drow geldi, ama Pwent ikincisurete pek aldırış etmedi ve peşinden yüz drow daha gelse deumursamazdı.

Savaş öncüsü itirazla kükredi ama saldırmadı. Aklınhiddete baskın geldiği o nadir anlardan birini yaşayan Pwentgeri sıçrayıp köşe başını döndü.

"Nedir o, En Vahşi Savaş Öncüsü'?" diye hep bir ağızdanhaykırdı üç Karındeşen.

Pwent cevap vermedi. Yan fırlatma mancınığının sepetineatladı ve çivili kolçağını tetikleyen ipe doğru savurarak ipi netbir şekilde kesti.

Uthegental Armgo baş belası kurbanını tridentinin ucundanhenüz yeni silkelemeyi başarmıştı ki yan fırlatma mancınığıçalıştı ve Pwent'i koridordan aşağı doğru hızia fırlattı. Silahustasının gözleri genişledi.

Pwent ile birlikle o da haykırdı. Uthegental aniden, cesedibir kaİkan olarak kullanabilmesi için ölü cücenin hâlâmızrağının ucunda olmasını diledi. Savaşçı drow sadeceiçgüdüsel olarak davranıp yapabileceği en iyi şeyi yaptı.Drow yanındaki elfin piwawisinin yakasına yapıştı ve onukendi önüne çekti.

Pwent'in miğfer sivrisi ve kafasının yansı bahtsız kara elfıdeşti, halta Uthegental'e de bir darbe indirebilecek kadar netbir şekilde öteki taraftan çıktı.

Page 393: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Pwent'i kendisini parçalanan drowdan ayırırken, kudretlisilah ustası da kendisini yuvarlanan vücutlardan ayırdı. Birşiddet kriziyle birbirilerine giriştiler. Dişe diş, kana kan, kırankırana. Pwent birkaç darbe indirdi, ama güçlü ve becerikliUthegental bütün bunlara karşılık verdi.

Tridentin dip kısmı Pwent'in yüzüne vurdu ve cüceningözleri şaşı oldu. Geriye doğru tökezledi ve düşmanınakendisini şişlemesi için yeterli bir alan bırakmış olduğunudehşet içinde fark etti.

Gümüş renkli bir hayvan, arka bacakları üzerinde koşturankocaman bir kurt, Uthegental'e yandan bindirdi ve onu yeredüşürdü.

Pwent kafasını sertçe sallayıp kendisine geldi ve ortayaçıkan en yeni canavara büyük bir korkuyla göz atü. Koridorunbaşına baktığında Karındeşenler'inin hızla yaklaşmaktaolduğunu gördü, hepsi de kurdu işaret ediyor ve neşeyleuluyordu.

"Bidderdoo," diye mırıldandı Pwent, olan biteni anlayarak.

Uthegental, kurtadama dönüşmüş Harpel'i yana doğrusavurdu ve sıçrayarak ayağa kalktı. Fakat daha dengesinitamamıyla sağlayamadan önce Pwent üzerine atıldı.

İkinci bir cüce drowun üstüne atladı, derken üçüncü vedördüncü de geldi. Yani bütün Karındeşen Taburu drowuntepesine binmişti.

Page 394: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Uthegental vahşice kiikredi ve aniden bir devin gücünesahip oldu. Üzerine tutunmuş cücelerle birlikte doğrulupdimdik durdu, kollarını iki yana açarak cüceleri üzerindenayıkladı ve sanki hepsi sadece kemirgen sıçanlannış gibionları silkeledi.

Pwent drowun göğsüne sertçe vurdu, besili bir ineğiöldürebilecek nitelikte bir darbeydi bu.

Uthegental hırladı ve Pwent'i bir buçuk metre uzağa Malanters bir tokatla cevap verdi.

"İyisin," diye kabul etti afallayan Pwent, Uthegental üstüneyürürken bir dizinin üzerine doğrularak.

Thibbledorf Pwent, çılgın hayat boyunca ilk defa (tabiikazara Drizzt ile savaştığı zaman hariç tutulabilir) düşmanınınkendisinden üstün olduğunu —bütün taburdan üstünolduğunu— anladı ve öleceğini düşündü. Cüceler yereyığılmış inliyordu ve hiçbiri inanılmaz derecede güçlü olan budrowu durdurmayı başaramazdı.

Pwent ayağa kalkmaya çalışmak yerine haykırdı vekendisini ileri doğru fırlatıp hücum etti. En son anda ayağakalktı ve bütün gücüyle bir sağ kroşe savurdu.

Uthegental savrulan eli yakaladı ve Pwent'i durdurdu.Kudretli drowun serbest olan eli Pwent'in yüzünün üzerinekapandı ve Uthegenlal zavallı savaş öncüsünü geriye doğrubükmeye başladı.

Page 395: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Pwent genişçe açılmış parmaklar arasından drowun vahşiyüzünü görebiliyordu. Her nasılsa serbest olan sol eliyleyumruk savurmayı başardı ve drowun ön koluna sert bir darbeindirdi, Uthegental bana mısın dememişti. Pwent inledi.

Silah ustası başını aniden geriye doğru savurdu. Pwent,drowun bir zafer haykırışı koyvereceğini düşündü, amaUthegentaFin ağzından hiçbir söz, hiçbir ses çıkmadı. Sadecebir saniye sonra anlamsız bir guruldanma duyuldu.

Pwent drowun elinin gevşediğini hissetti ve hızla geriçekilerek kendisini kurtardı ve ayağa kalkarken nelerolduğunu anladı. Gümüş renkli kurt-adam, Uthegental'earkadan yanaşmış ve drowu ensesinden ısırmıştı. Bidderdoosıkıca tünmüyordu, güçlü çenesindeki bütün basınç drowunomurunu ve sinirlerini parçalıyordu.

İkisi birçok saniye boyunca bu vahşet dolu pozda kaldı;bilinci yerinde olan bütün Karındeşenler etraflarınatoplanmış, Bidderdoo'nun çenesinin gücüne ve bu muhteşemdrow savaşçının hâlâ ayakta durmayı başarabilmesine hayrankalmış bir halde izliyorlardı.

Yüksek bir çatırtı sesi duyuldu ve Uthegental aniden,şiddetle sarsıldı. Sonra ensesine sıkıca yapışmış kurtla birlikteyere devrildi.

Pwent, Bidderdoo'yu işaret etti. "Bunu nassı yaptıını banaööretnıesini saalamam gerek," diye belirtti hayretler içindekalan savaş öncüsü. Avının ensesine sıkıca yapışmış olanBidderdoo onu duymadı.

Page 396: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

BÖLÜM 27

EN UZUN GECE

Belwar yankıları duydu. Kalın taşlar arasında yayılan,hiçbir yüzey sakinin fark etmeyeceği nitelikte hafiftitreşimlerdi bunlar. Diğer üç yüz svirfhebli de bu titreşimleriişitti. İşte yer altı gnomlaıınm usulü buydu — Karanlıkaltı'nmdaha derin tünellerinde, sık sık kayalar arasında sessiztitreşimler göndererek iletişini kurarlardı. Şimdi yankılan,sürekli yankılan duyuyorlardı. Bir iki saat önce duyduklarıbüyük patlama sesi, koca bir tünel ağının tamamıylaçökmesiyle çıkan gümbürtü gibi değildi. Deneyimli svirfheblisavaşçılan duydukları en yeni sesi incelediler. Kendisine hasbir ritmi vardı ve bunun ne olduğunu anladılar. Savaşbaşlamıştı, büyük bir savaştı ve pek uzakta değildi.

Tanımadıkları bölgelerde milim milim ilerleyip en güçlütitreşimleri takip etmeye çalışırlarken, Beiwar birçok kezkumandanlarıyla görüştü. Sık sık ordunun yan kanadındakiveya grubun en ucundaki bir svirhebli, çekicini hafifçe taşavuruyor ve kayaların yoğunluğunu tartmaya çalışıyordu.Yankı takibi yanıltıcı bir işti, zira kayaların yoğunluğu aslaaynı değildi ve titreşimler de sık sık bozuluyordu. Bu sebeplesvirfnebüler, yani dünyadaki en iyi yankı takipçileri,kendilerini birkaç kez yanlış yola sapmış halde buldular.

Fakat kararlı ve sabırlı bir halk olan gnomlar olduklanyerde kaldılar ve birçok hüsran dolu dakikanın ardındanSuntunavick adındaki bir rahip, Belwar ile Firble'ın yanınagelip kendinden emin bir şekilde, burasının bu tünellerin

Page 397: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

onları sesin geldiği yere en çok yaklaştırabilecek noktaolduğunu ilan etti.

İkisi tam o noktaya gitmek için rahibi takip ettiler vesırayla kulaklarını kayalara dayadılar. Gerçekten de ötedengelen ses yüksekti, yani nispeten yüksek.

'Ve sürekli,' diye kafası kanşarak fark etti Belwar, çünkü buyankılar kılıç kılıca dövüş sesleri, yani daha önce duyduklanyankılar değildi. Ya da en azından, bundan daha fazla sesvardı.

Suntunavick, burasının doğru mekan olduğu konusundaoyuk sorumlusunu temin etti. Daha sürekli olan bu seslekanşık olarak savaşın tanıdık ve ritmik sesleri geliyordu.

Belwar önce Firble'a baktı ve ondan onay alıncaSuntunavick'e geri döndü. Oyuk sorumlusu, elini duvardaki onoktaya doğru uzattıktan sonra geri çekildi, böyleceSunlunavick ile diğer rahipler oraya doluştular.

Büyü sözlerini mırıldanmaya başladılar. Gıcırtı, homurtudolu bir sesti ve kulağa sözsüzmüş gibi geliyordu. Ayrıcarahiplerden herhangi birisi sık sık duvara bir avuç doJusuçamurumsu madde fırlatıyordu.

Mırıltılar bir kreşendo halinde yükseldi; Suntunavickellerini dosdoğru ileri uzatmış, avuç İçlerini sıkıca birbirinebasürmış bir halde duvara doğru koşturdu. Küçük gnomcoşku dolu bir haykırışla parmaklarını de sdoğnı tasın içinesoktu. Sonra inledi, duvan ikiye yararken, sanki ağır kumaş

Page 398: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

bir perdeden daha sert değilmisçesine taşı açarken kolundakive omzundaki kaslar gerildi.

Yankılar bir kükremeye dönüştüğünde ve kesif bir serpinti,yani bir şelalenin buğusu üzerlerine kapandığında rahip vediğer bütün gnomlar geriye sıçradı,

"Burası yüzey," diye mırıldandı Firble, nefes almayı zar zorbaşararak. Ve gerçekten de öyleydi, ama bu su baskınıgnomlann hiçbirinin yüzey dünyasını hayallerindecanlandırdıkları gibi değildi, bu garip yer hakkında duyduklantarif ve hikayelere hiç benzemiyordu. Gruptan bir çoğuhemen o anda geri dönmeyi düşündü, ama Drizzi ile kısa süreönce konuşmuş olan Belwar burada sıradışı bir şeylerolduğunu biliyordu.

Oyuk sorumlusu kazma seklindeki eliyle kemerinden bir ipçıkarttı ve onu Firble'a uzatıp, konsey üyesinin ipi belinebağlamasını işaret etli. Firble ipi Belwar'a bağladı ve öbürucunu kendisi alıp ayaklarını yere serice bastı. Cesur Belwarsadece hafifçe tereddüt eniklen sonra duvarın arasındansıkışarak geçti ve duman örtüsünün içine daldı. Şelaleyibuldu, bir çıkıntı onu suyun öteki tarafına geçirdi ve Belıvaryıldızlara baktı. Binlerce yıldız!

Gnomun kalbi coşuverdi. Aynı anda hem hayran kalmışhem de korkuya kapılmıştı. Burası yüzey dünyasıydi;erişilemeyecek bir kubbenin altındaki en büyük mağara.

Hayret ve hayranlık anı kısa ömürlü oidu, savaşın açıkçaduyulan sesleri tarafından bastınldı. Belwar Bekçi Vadisi'ndedeğildi, ama dövüşün ışıklarını, yani meşalelerden çıkan

Page 399: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

alevleri ve büyülü tıisımlan görebiliyordu. Aynı zamandametalin metale çarpma sesini ve ahşılageldik ölüm feryatlarınıişitebiliyordu.

Başlarında Belwar ile üç yüz svirfhebli mağaralardan dışarıçıktı ve doğuya doğru sessizce yürüyüşe geçli. Geçilmesiimkansız gibi görünen birçok bölgeye rastladılar, ama gnomrahipler tarafından çağrılmış dost bir elemental yollarını açtı.Sadece birkaç dakika içinde savaş alanı ve puslu vadininiçindeki koşturmaca görünür oldu; zırh kuşanmış atlılar vekertenkelelere binen drowlar, sefil goblinler, koboldlar ve enuzun svirfiıeblinİn iki katından daha uzun boylu iri insanlar.

Üç yüz kişilik birliğinin binlercesinin çarpıştığı birçatışmaya dalacağını, kimin kazanmakta olduğunukestirmelerinin hiçbir yolu bulunmayan bir savaşakarışacaklarını fark eden Belwar işte o anda tereddüt etti.

"Buraya bunun için geldik," diye oyuk sorumlusununkulağına fısıldadı Firble.

Belwar alışılmadık derecede cesur olan yoldaşına uzunuzun baktı.

"Blingdenstone için," dedi Firble.

Belwar başı çekti.

Drizzt nefesini tuttu, hepsi tuttu. Hatta Guenhwyvar bileiçgüdüsel olarak boğazına yükselen hırıltısını zaptedecekkadar akıllı davrandı.

Page 400: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Beş yoldaş yüksek ve geniş bir koridorda duran, uzayıpgiden ve sanki bir sonu yokmuş gibi görünen dar birçıkıntının üzerinde bir araya sokulmuştu.

'İki bin mi?' diye merak etti Drizzt. 'Beş bin mi?' Ne kadarolduklarını tahmin edemezdi. Sayılan çok fazlaydı ve kafasınıdışan uzatıp da saymaya başlayamazdı. Drizzt'in anladığı şey,drow ordusunun büyük kısmının bir araya gelmiş ve tek biramaçla yürüyüşe geçmiş olduğuydu. Bunun tek anlamı yolunaçılmış, ya da en azından Mithril Salonu'nun en aşağıkapışımı yarılmış olmasıydı. Drizzt o kapıyı ve o bölgeyeyerleştirilen birçok kurna savunma silahını düşünerek tesellibuldu. Bu güçlü ordu dahi o kapıyı aşmakta zorlanacaktı;aşağı kapının yakınlarındaki tüneller drow ve cücecesetlerinden yığınlarla dolacaktı.

Drizzt yavaşça kafasını çevirip, hemen yanında duvarayaslanm duran Guenhwyvar'ın arkasına bakmaya cesaret etti.Bruenor orada, panterin kıç kısmıyla duvar arasında rahatsızbir şekilde sıkışmıştı. Drizzt bu manzara karşısında ve drowsırası geçtiği anda hızlı davranması gerektiği düşüncesiylebirlikte neredeyse gülümseyecekti, Zira Bruenor muhtemelenpanteri çıkıntının kenarından aşağı fırlatacak ve Drizzt'i deberaberinde yuvarlayacaktı.

Ama o gülümseme Drizzt'in yüzünde belirmedi, şüphelerivarke bunu yapamazdı. 'Bruenor'u buraya getirmekle doğrubir iş mi yaptım acaba?' diye merak etti ilk defaya mahsusolmayarak. Saatler Önce karşılaştıkları cücelerle birlikte aşağıkapıya gidebilirlerdi; böylece Mithril Salonu'nun kralı kendiordusunun yanında yerini almış olurdu. Drizzt, Bruenor'unvarlığının, aşağı kapı ve Yeraltıkent'in savunmasına yapacağı

Page 401: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

katkıyı hiç hafife almıyordu. Mithril Salonu'nun her cücesiKral Bruenor Battlehammer'ın yakınlarda bir yerde kudretlibaltasıyla başı çekerek davası adına savaştığını bilseydi, birazdaha yüksek sesle şarkı söyler ve daha coşkulu savaşırdı.

Drizzt'in mantıklı sözleri Bruenor'u dışanda tutmuşlu veşimdi drow davranışının bencilce olup olmadığını düşünüpduruyordu. Düşmanların liderlerini bulabilecekler miydi?Orduyu yönelen rahibeler muhtemelen gizlenmiş olacak,uzaktan büyü kullanacak ve orduları sanki devasa bir satrançtablasındaki piyonlardan başka bir şey değillermişçesineduygusuzca yöneteceklerdi.

Matron ana, ya da bu orduyu her kim yönetiyorsa,kendisini hiç riske atmayacaktı, çünkü drowlann usulü buydu.

Drizzt, o yüksek çıkıntının üzerine sinmişken kendisinianiden bir ahmak gibi hissetti. Bruenor'a açıkladığı gibi başıavlamaya çıkmışlardı, ama onu bulmak kolay olmayacaktı. Vealtlarından yürüyüp geçen, Mithril Salonu'na doğru ilerleyenordunun büyüklüğüne bakılırsa, Drizzt, Bruenor ve diğeryoldaşları cüce tesisine belli bir süre boyuncayaklaşamayacaklardı. Kolcu başını öne eğdi ve derin, sessizbir nefes vererek kendisini topladı. Günü kurtarmak için açıkolan tek yolu seçtiğini, aşağı kapının kolayca yarılamayacakolmasına karşın, savunucuların arasında BruenorBatllehammer bulunsun ya da bulunmasın kapının enindesonunda düşeceğini kendisine hatırlattı. Arna şimdi burada,dışanda, bu kadar fazla drow ve tünel mevcutken, Drizztkendisini bekleyen görevin büyüklüğünü kavramaya başladı.Drow ordusunun liderlerini bulmayı nasıl ümit edebilirdi?

Page 402: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt'in bilmediği şey, belli bir amaç için ava çıkan tekkişinin kendisi olmadığıydı.

"Bregan D 'aerthe 'den hiçbir haber yok."

Uçan diskinin üzerinde oturan Matron Baenre bu sözlerihazmediyor ve sözlerin ardındaki manayı düşünüyordu.Quenthel cümlesini tekrarlamaya başladı, ama annesindengelen tehditkar bir bakış onu durdurdu.

Yine de bu cümle Matron Baenre'nin zihninde yankılandı."Bregan D'aerthe'den hiçbir haber yok."

Baenre, Jarlaxle'ın şu anda sinip beklemekte olduğunu farketti. Bütün o kabadayılığına rağmen, paralı asker lideriesasında muhafazakar bir kişiydi. Bir araya getirmek içinasırlarını harcadığı çetesini riske atma konusunda oldukçaihtiyatlıydı. Jarlaxle en başından beri Mithril Saionu'nasaldırmak için o kadar da hevesli olmamıştı ve işin asiı,buraya sadece kendisine bu konuda bir seçenek sunulmadığıiçin gelmişti.

Tıpkı Baenre'nin kızı ve en yakın danışmam olan Triel gibi,paralı asker de bu fethin hızla ve kolaycagerçekleştirileceğini, sonra da cevap bekleyen birçok sorununkendisini beklediği Menzoberranzan'a çabucak dönüleceğiniumut etmişti. Bregan D'aerthe ulaklarından şu aralar hiçbirhaber gelmemiş olması gerçeği bir rastlantı olabilirdi, amaBaenre bunun aksinden şüpheliydi. Jarlaxle sinmişbekliyordu. Bu da tek bir manaya gelebilirdi; kendişebekesinin kurnaz ulaklarından sürekli olarak aldığıraporlara dayanarak ordunun hizanın kesildiğine inanıyordu

Page 403: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ve tıpkı Baenre gibi, o da Mithril Salonu'nun kolaycafethedilemeyeceği sonucuna varmıştı.

Kırış buruş, yaşlı matron ana bu haberleri metanetle kabuletti, savaş tekrar kara elflerin lehine döndüğünde Jarlaxle'ıngeri geleceğinden emindi. Elbette ki paralı asker lideri içinyaratıcı bir cezalandırma yöntemi bulmalıydı, değerlimüttefikinden olmadan Jarlaxle'ya onun hiddetinikavramasını sağlayacak cinsten bir cezalandırma yöntemi.

Kısa süre sonra, Baenre'nin taht odası olarak kullanmaküzere geldiği küçük dairenin havası git gide artan büyülü birenerjiyle doldu. Odadaki herkes tedirginlikle etrafına bakındıve Methil hiç yoktan belirip drow rahibeleri arasına adımınıattığında hepsi rahat bir nefes aldı.

Yüz ifadesi hiçbir şeyi açık etmiyordu, Methil'in dünya dışıırkından olanların her zaman yüzlerinde bulunan aynı pasif,gözlemci ifade vardı. Baenre, okunamaz nitelikle bir ifadeyesahip olan bu yüzün, illithidlerle uğraşmaktaki en sinirbozucu yön olduğunu düşündü. Gerçek amaçlan hakkındaasla en ufak bir ipucu dahi vermiyorlardı.

'Vthegental Armgo Öldü,' diye Baenre'nin zihninde birdüşünce yankılandı. Bu, Methil'den gelen açık bir rapordu.

Şimdi metin, hissiz bir yüz İfadesi takınma sırasıBaenre'deydi. Methil bu rahatsız edici bilgiyi ona, yalnız onavermişti ve Matron Baenre bunu biliyordu. Diğerlerinin,Özellikle de git gide daha da huzursuzlaşan Zeerith ileAuro'porun haberlerin kötü, çok kötü olduğunu bitmesigerekmiyordu.

Page 404: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

'Mithril Salonu'na hücum iyi gidiyor,' diye geldi Methil'inbir sonraki telepatik mesajı. Matron Baenre bir andaaydınlanan yüz ifadelerine bakarak, illithidin bu düşünceyiodadaki herkesle paylaştığını anladı. Tüneller aşağı kapıyakadar temizlendi, ki ordu orada toplanıp hazırlık yapmakta.'

İllithide doğru bir çoğu onayla basını salladı ve gülümsedi.Matron Baenre ise o yüz ifadelerinin ardındaki düşünceleri enaz Methil kadar iyi okudu. İllithid moralleri yüksek tutmakiçin canla başla çalışıyordu —ki moral, kara elflerle işyaparken her zaman için sallantıda olurdu. Fakat tıpkıQuienthel'in raporu gibi, daha doğrusu Bregan D'aerthe'denrapor gelmeyişi gibi, illithidin yolladığı ilk mesaj Baenre'nindüşüncelerinde huzur kaçıracak şekilde yankılandı.Uthegental Armgo ölmüştü! Dava için hayati önem taşıyanbir grup ulan Barrison del'Armgo askerleri liderlerininöldüğünü öğrenince ne yapardı?

'Peki ya Jarlaxle?' diye düşündü Baenre. Eğer yabani silahustasının öldüğünü öğrenmisse, işte bu Bregan D'aerthe'ninsessizliğini kesin şekilde açıklardı. Jarlaxle, BarrisonDel'Armgo taburunun gideceğinden korkuyor olabilirdi, kionlar savaşı terk ederse ordu temelinden sarsılırdı.

'Jarlaxle bilmiyor, ikinci evin askerleri de bilmiyor,' diyetelepatik olarak ona cevap verdi Methil, bariz bir şekildedüşüncelerini okuyarak.

Baenre, hâlâ neşeli (tabii nispeten neşeli) yüz ifadesinikorumayı, ordunun aşağı kapıya ilerlemekte olduğu haberikarşısında heyecanlanmış gibi görünmeyi basarda. Fakatkendi safları arasında yayılması muhtemel hastalıklı bir hücre

Page 405: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

olduğunu açıkça görüyordu. Ordusunun ve ittifaklarının zatensallantıda olan bütünlüğünü yok edebilecek ve onun herşeyine mal olabilecek bir olaylar silsilesi aklındacanlanabiliyordu. Savaştan önce Menzoberranzan'da yaşananfeci kaos zamanına, K'yori'un daha üstünmüş gibi göründüğüo zamanlara geri dönüyonnus gibi hissetti kendisini.

Oblodra Evi'nin yok edilmesi, o zaman her şeyisağlamlaştırmıştı. Matron Baenre şu anda o hadiseye benzerbir şeye, asker ve kumandanların aklında hiçbir şüphebırakmayacak dramatik bir zafere ihtiyacı olduğunuhissediyordu. Sadakati korkuyla güçlendirmek. OblodraEvi'ni tekrar düşündü ve Mithril Salonu'nun aşağı kapısıkarşısında aynı gösteriyi sergileme fikriyle neşelendi. FakatMenzoberranzan'da olan o olayın tek bir kez yaşanacak birhadise olduğunu fark ederek bu düşünceyi hemen aklındanuzaklaştırdı. Lloth Madde Düzlem'e bu denli muhteşem vebüsbütün bir şekilde daha önce hiç gelmemişti (vemuhtemelen bir daha asia gelmeyecekti —ve gelirse de, bukesinlikle kısa bir süre içinde olmayacaktı!). Aynca OblodraEvi'nin yıkım hadisesinde Matron Baenre, ÖrümcekKraliçe'nin ilahi gücünün katıksız bir yansıtıcısı olmuştu. Bubir daha olmayacaktı.

Baenre'nin düşünceleri farklı bir yöne, takip edilmesi dahamakul bir yöne doğru kaydı. 'Uthegental'i kim öldürdü 'diyedüşündü, Methil'in kendisini "işiteceğini" bilerek.

İllithidden hiçbir cevap gelmedi, ama Baenre'nin ne imaettiğini anladı. Baenre, Uthegental'in neyin peşine düştüğünübiliyordu, güçlü silah ustası için gerçekten önemli olan tek

Page 406: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ödülün ne olduğunu biliyordu. Muhtemelen Drizzt Do'Urden'ibulmuştu.

Eğer öyleyse, Drizzt Do'Urden Mithril Salonubarikatlarının ardında değil aşağı tünellerde demek oluyordu.

'Tehlikeli bir yol seçiyorsunuz,' diye gizlice uyardı Methil,daha Baenre hainin yerini bulmasını sağlayacak olan büyüleriyapmaya başlayamadan önce.

Matron Baenre bu düşünceyi hiç umursamadan aklındanuzaklaştırdı. O, Menzoberranzan'ın ilk matron anası veLloth'un aracısıydı. Şehirdeki bütün drowlarm, bütün matronanaların, bütün büyücülerin ve bütün silah ustalarınınhayatlarını hiç zorlanmadan çekip alabilecek güçleri vardı.Baenre şu anda seçtiği yolun gerçekten de tehlikeli olduğukonusunda hemfikirdi —Drizzt Do'Urden için tehlikeli.

En büyük yıkım cüce birliği ve merkezi savunmasaflarından geldi. Gümbürdeyip şarkı söyleyen, iri balta veçekiçleriyle goblinler ve orklan hallaç pamuğu gibi dağıtan,kule gibi uzun minatorların üzerine sürüler halinde saldıran vesayı üstünlükleriyle o yabani yaratıkları alaşağı eden kocamanbir güruh.

Ama Bekçi Vadisi'nin doğu kısmı boyunca dört bir yandançok güçlü bir baskı geliyordu. Atlı şövalyeler, barbar saflarıboyunca ileri geri koşturuyor ve düşmanın kırıp geçecek gibigözüktüğü yerlere destek veriyordu. Onların tam zamanındaverdiği destekler sayesinde savunma ham dayanıyordu. Yinede Berkthgar'ın halkı kaçınılmaz bir şekilde geriyepüskürtülüyordu.

Page 407: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Kobold ve goblin cesetleri Bekçi Vadisi'nde yüksekyığınlar oluşturdu; her bir savunucuya karşı yirmi tanesiölüyordu. Ama drowlar bu kayıplan kaldırabilirdi ve bununolmasını bekliyorlardı. Kertenkelesinin üzerinde oturan veBaenre süvarilerinin geri kalanlarıyla birlikte savaşı uzakmesafeden sakince izleyen Berg'inyon katliam zamanınınyaklaştığını biliyordu. Savunucuların git gide yorulduğunufark etti. Dakikalar bir saate, iki saate dönüşmüş ve saldınhâlâ dinmemişti.

Savunma birliği geri gidiyordu ve Bekçi Vadisi'nin kulegibi yükselen doğu duvan pek uzakta değildi. O duvarlar,savunma hattının geri çekilişini durduğu zaman drowbüyücüler sertçe saldıracaktı. Sonra Berg'inyon başa geçiphücumu başlatacak ve Bekçi Vadisi insan kanıyla daha dafazla sulanacaktı.

Besnell kaybettiklerini biliyordu, bir düzine ölü goblininbir milimlik toprağa dahi bedel olmadığını biliyordu. Eİfiniçinde bir boyun eğme hissi büyümeye başladı, bu his sadeceşövalyelerini daha önce hiç bundan iyi bir formda görmemişolması gerçeğiyle bastırılıyordu. Sıkı savaş grupları ileri gerikoşturuyor, düşmanları ezip çiğniyordu. Her adam savaşşarkısını güç bela söyleyebilecek kadar hızlı soluk alsa ve herat terden sırılsıklam olmuş olsa da hiçbiri pes etmiyor veduraksamıyordu.

Acı acı tatmin olan, ama yine de feci şekilde endişeyekapılan —sadece kendi adamları için değil, zira Alustrielsavaş alanında bir daha boy göstermemişti— elf ilgisiniBerkthgar'a çevirdi ve o zaman gerçekten de hayran kaldı. İrikılıç Bankenfiıere havada uçuşurken vızıldıyor ve iıer bir

Page 408: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kesik darbesi, iri adama yaklaşacak kadar aptal olan bütündüşmanları yok ediyordu. Barbar tepeden tırnağa kanabulanmıştı ve çoğu kendi kanıydı. Ama Berkthgar acıhissediyorduysa bile bunu dışan yansıtmıyordu. Şarkısı vesavaş dansı, cenk tanrısı Tempus içindi. Bu sebeple şarkısöylüyor, bu sebeple dans ediyor ve bu sebeple düşmanlarıtek tek ölüyordu.

Besnell, drowlar burada savaşı kazanır ve MithrilSalonu'nü fethederse yaşanacak en trajik sonuçlardanbirisinin. Cesur Berkthgar'ın savaştaki marifetlerinin BekçiVadisi'nden dışarıya çıkamayacağı olduğunu düşündü. Yantaraftan gelen muazzam bir ışık parlaması elfıdüşüncelerinden ayırdı. Aşağı baktığında Regweld Harpel'inelrafının ölü, ya da ölmekte olan, alevler içindeki bir düzinegobhnfe kaplı olduğunu gördü. Regweld ile Hendekatlayan daaynı şekilde büyülü alevlerle, yeşil ve kırmızı renkli danseden ateş dilleriyle çevrelenmişti. Ama sihirbaz ve sıradışıbineği bundan hiç ctkilenmiyormuş gibiydi ve ateşlere aldırışetmeden savaşmaya devam ediyorlardı. Aslında, sihirbazHendekatlayan'ı neredeyse on metre sıçratiığında ve iki uzunboylu minatomn ayaklan dibine konduğunda ikiliyi kuşatan oalevler, Regweld'in öfkesini yansılan bir silah halini aldı.Kırmızı ve yeşil alevler pariak beyaza dönüştü ve büyücününgöğsünden dışarı fışkınp kule gibi yükselen yabanileri kuşattı.Hendekatlayan dosdoğru yakan sıçradı ve Regweld'i çığlıkatan minalorlann çirkin yüzleriyle aynı seviyeye getirdi.Dışan büyülü bir değnek çıktı ve yeşil enerji dalgalancanavarlara saplandı. Sonra Regweld, bir sonraki dövüşedoğru sıçrayarak oradan uzaklaştı ve minatorian yakıpkavuran alevler içinde debelenir bir halde bıraktı.

Page 409: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Tüm iyi halkların iyiliği için!" diye haykırdı Besnell,kılıcını göğe doğru kaldırarak. Savaş grubu onun arkasındayerini aldı ve hücum gümbürtüsü yeniden başladı. Bu seferbir kobold güruhunun içine dört nala daldılar. Yaratıklarıetrafa dağıttılar ve daha iri düşmanlardan oluşan dahakalabalık bir güruhun karşısına çıktılar. İste hücum buradadurduruldu. Hâlâ bineklerinin üzerinde duran GümüşŞövalyeler düşmandan oluşan bataklığı deşip yardılar, parlakkılıçlarıyla düşmanlarını katlettiler.

Besnell mutluydu. Vücudunda bir memnuniyet hissinindolaştığını hissetti, bu bir basan ve doğru olanı yapmış olmahissiydi. Elf tüm kalbiyle Gümüşay'a inanıyordu, bulduğu herfırsatta yüksek sesle haykırdığı temel prensiplere inanıyordu.

Bir goblin mızrağı, göps levhasının kenarındaki kat yerinibulduğunda, kaburgalarından içeri daldığında ve birakciğerini deştiğinde BesneH hiç üzülmedi. Semerininüzerinde sallandı ve bir şekilde mızrağı böğründen çıkartmayıbaşardı.

"Tüm iyi halkların iyiliği için!" dedi toplayabildiği bütüngücüyle. Bir goblin, onun bineğinin yanındaydı ve kılıcı hızlasavruluyordu.

Besnell darbeyi Önlemek için kendi kılıcını savururkenacıyla yüzünü buruşturdu. Kendisini aniden zayıf ve soğukhissetti. Kılıcı elinden kayıp tangırdayarak yere düştüğündesilahını kaybettiğini dahi zar zor fark etti.

Goblinin bir sonraki darbesi şövalyenin bacağını sertçekesti; drow yapımı kılıç Besnell’in zırhını yardı ve parlak bir

Page 410: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kan çizgisi oluşturdu.

Goblin uludu, sonra uçmaya başladı. Bankenfuere'ninkudretli savruluşuyla paramparça olmuştu.

Besnell atından kayıp düşerken Berkthgar onu serbest olaneliyle yakaladı. O anda barbar savaştan kopup gitmiş gibi,sanki o ve soylu elf durdukları yerde yalnızlarmış gibihissetti. Etraflarında, pek yakınlarında, şövalyeler katliamadevam ediyordu ve hiçbir canavar onlara yaklaşmıyordu.

Berkthgar usulca Besnell'i yere indirdi. Elf başını kaldırıpbaktı, altın renkli gözleri donuktu.

"Tüm iyi halkların iyiliği için," dedi Besnell. Sesi sadecebir fısıltı olarak çıkmıştı, ama Tempus'un, ya da Bekçi Vadisisavaşını izleyen herhangi bir tanrının takdisiyle Berkthgareltin ağzından çıkan her heceyi duydu.

Barbar başıyla onayladı ve sessizce ölü elfin kafasını taşzemine yatırdı.

Sonra Berkthgar yeniden ayağa kalktı, hiddeti çoğalmıştı.Düşman saflan üzerine dosdoğru saldırdı ve iri kılıcınıgenişçe savurarak yanp deşti.

Regweld Harpel hayatında böyle heyecan duymamıştı.Hâlâ kendisine veya kurbağa-atına zarar vermeyen alevleriçinde olan ama yakınlaşan herkese saldıran sihirbaz,savunma hattının güney ucunu tek başına güçlendiriyordu.Büyüleri hızla tükeniyordu, ama işe yaramanın ve Mithril

Page 411: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Salonu'nu fethetmeye gelen bu sefil yaratıkları yok etmeninbir yolunu bulacağını bilen Regweld bunu umursamıyordu.

Bir minator grubu dört bir yandan üzenne saldırdı.Alevlerin üzerine sıçramasını engellemek için kocamızraklarını önlerinde ileri uzatmışlardı.

Regweld gülümsedi, Hendekatlayan'ı başka bir sıçrayışdaha yapmaya ikna etti ve etrafını saran canavarlarınarasından, minatorlarla uzun mızraklarının dahierişemeyeceği kadar yükseğe çıktı.

Harpel tam bir zafer nidası patlatmıştı ki bir yıldırımsaldırısı onu susturdu.

Aniden Regweld bineğinden ayrılmış bir halde uçmakta vehavada dönmekteydi. Hendekatlayan da onun hemen altındadiğer yöne doğru döne döne gitmekteydi.

Değişik bir açıdan başka bir cızırtı dolu yıldırım geldi vebunu bir diğeri takip etti. Yıldırımlar çatallanıp hembüyücüye hem de garip bineğine çarptı.

Düşerken ikisi de art arda iki darbe daha aldı ve taş zemineçakılıp kıpırtısız bir halde kaldı.

Drow büyücüler savaşa katılmıştı.

İstilacılar kükreyerek baskıyı arttırdılar ve yiğit elfinölümüyle hiddetten köpüren Berkthgar bile adamlarını sırayıkorumaları için bir araya getiremedi. Drow kertenkelesüvarileri kölelerin safları arasından süzüldüler ve binekli

Page 412: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

şövalyeleri uzun mızraklanyia kaçınılmaz bir şekilde geriye,yollarını kesen duvara doğru püskürttüler.

Savaşın gidişatının değiştiğini ilk görenlerden birisi deBerg'inyon oldu. Daha iyi bir izleme noktası elde edebilmekiçin süvarilerden birisine ulaşıp sütunun kenarından yukarıçıkmasını emretti, sonra ilgisini yakındaki bir gruba çeviripvadinin kuzey duvamu işaret etti.

''Yukarı çılan,' diye hızla sinyal verdi silah ustasınınparmaklan. "Yakan çıkıp düşman saflarının etrafını saıın veduvara sıkıştıklarında onlara yukarıdan ölüm yağdırın.'

Emri onaylayarak sallanan baslara şeytani gülümsemelereslik etli, ama öteki taranan, yani Berg'inyoıı'un yukanyolladığı askerden gelen bir çığlık bütün neşelerini mahvetti.

Kaya sütun canlanarak devasa bir eiemenlal canavaradönüşmüştü. Berg'inyon ve diğerleri, taştan devin kocamankaya kollarını bir araya getirip drowia kertenkelesiniparamparça edişini çaresizce izlediler.

Drow sıralarının arkasından, bandan büyük bir gürültügeldi ve svirfhebli saldırısının gümbürtüsü arasından"Bivrip!" diye bir haykırış duyuldu. Bu söz, BelwarDissengulp'ın ellerindeki büyüyü harekete geçiren şifreydi.

BÖLÜM 28

SEZGİ

Page 413: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Berkthgar'ın ve Bekçi Vadisi'nin doğu ucunda bulunandiğer savunucuların, yeni müttefiklerinin batıdan geldiğinianlaması uzun bir şiire aldı. Fakat söylentiler azar azarsavaşın karmaşası arasında yayıldı ve savunucularıyüreklendirirken istilacılara korku saldı. Doğu duvarınınyakınlarında savaşa tutuşmuş olan goblinler ve kara elfler,felaketin yaklaşıp yaklaşmadığını merak ederek öbür tarafabakındılar.

Berkthgar, cüce olmayan savunuculardan geri kalanları işteo anda bir araya topladı: barbarların üçte ikisi, yüzden azGümüş Şövalye, yirmi Uzunailı ve Nesme'den sadece ikiasker. Sayılan tükenmişti, ama cesaretleri geri gelmişti.Böylece savunma hattı yine yerini korudu, hatta cücegüruhunu Bekçi Vadisi'nin merkezine doğru takip ederekilerleme dahi kaydetti.

Kısa süre sonra, vadi içindeki bütün düzenler bozuldu; artıkhiçbir asker sırası düşmandan ayırt edilemiyordu. Batıda,svirfhebli rahipler drow büyücülerle savaşıyordu ve Belwar'ınsavaşçıları sertçe drow saflarına saldırıyordu. Onlarbirbirlerinin en acı en kadim düşmanlarıydı. Drowlar vesvirfhebliler. Vadinin doğu tarafı için de bundan azısöylenemezdi; orada ise cüceler ve goblinler gözleri dönmüşbir şekilde birbirilerine girişmişlerdi.

Gece boyunca devam etti, vahşi ve feci bir gece.Berg'inyon Baenre savaşa pek az katıldı ve seçkin kertenkelesüvarilerinin büyük kısmını geride tuttu. Canavarlardanoluşan yem askerlerini savunmaları yormak için kullanıyordu.Küçük ama güçlü svirfhebli birliğinin beklenmedik bir

Page 414: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

şekilde çıkagelmesine rağmen drowlar loşa süre içinde savaşıtersine çevirdi.

"Kazanacağız," diye en yakınındaki askerlere söz verdigenç Baenre. "Peki ondan sonra cüce tesisinin batı kapısınınötesinde ne kadar savunma hattı kalmış olacak?"

Quenthel Baenre, küçük dairenin duvarındaki bir oyuğadoğru yüzünü dönmüş oturuyor ve durgun suyla dolu birhavuza bakıyordu. Dış dünyada. Dördüncü Zirve'nindoğusundan şafak sökerken görme havuzu aydınlandığındagözlerini kıstı..

Quenthel nefesini tuttu, fakal umutsuzluk içinde haykırmakistiyordu.

Küçük odanın öteki tarafında Matron Baenre de aynışekilde sezgi büyüsü yapıyordu. Bölgenin kabaca birharitasını çıkartmak ve sonra tek bir kus tüyünü tılsımlamakiçin büyüsünü kullanmıştı. Baenre yine sihirli sözlersöyleyerek kuş tüyünü açık parşömenin üzerinde havayabıraktı ve hafifçe üfledi.

"Drizzt Do'Urden," diye aynı nefesle fısıldadı ve kuş tüyüsüzülüp uçarak haritanın üzerinde dolaşırken tekrar üfledi.Kuş tüyü, yani büyüİü gösterge, haritaya konduğunda ve uçkısmı pek yakınlardaki bir tünel grubunu işaret ettiğindeBaenre'nin yüzünde geniş ve şeytani bir gülümseme belirdi.

Baenre bunun doğru olduğunu ondan sonra anladı. DrizztDo'Urden gerçeklen de Mithril Salonu'nım dışındakitünellerdeydi.

Page 415: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Ayrılıyoruz," dedi Matron Baenre aniden, sessiz dairedekiherkesi ürküterek.

Quenthel omzunun üzerinden tedirginlikle, annesinin onungörme havuzunun içindeki şeyi görmüş olmasından korkarakgeriye doğru baktı. Fakat Baenre evladı odanın öteki tarafınıgöremediğini fark etti, zira kafasını eğmiş bir şekilde ona,onun arkasındaki görüntüye ve git gide yaklaşan manzarayabakan Bladen'Kerst tarafından önü kapanmıştı.

Odanın ortasında bir yerlerde duran Zeerith, "Nereyegidiyoruz?" diye sordu ve ses tonuna bakılırsa, MatronBaenre'nin büyüsünün bu satranç düğümüne bir açıklıkgetirmiş olmasını umduğu barizdi.

Matron Baenre bu ses tonuna ve diğer matron ananınyüzündeki nahoş ifadeye dikkat etti. Aynı şekilde yüzleriniasan Zeerith ile Auro'pol'un,

Mithril Salonu'na giden yolun açıldığını mı, yoksasaldırının geri çekildiğini mi duymayı tercih ettiğinikestiremiyordu. İkisine, drow ordusunun en yüksek rütbelikumandanlarından olan bu iki drowa bakan Baenre, onlarınzafer kazanmayı mı yoksa geri çekilmeyi mi tercih ettiğinibilemiyordu.

İttifakının ne kadar da sallantıda olduğunu ona açıkçahatırlatan bu durum Baenre'yi hiddetlendirdi. İkisini dehuzurundan kovmayı, ya da daha iyisi, onları hemen oracıktainfaz etmeyi isterdi. Ama Baenre bunu yapamayacağını farketti. Eğer bu olursa ordunun morali sağlam kalamazdı. Ayncaonun haşmetine tanık olmaları, Drizzt Do'Urden'in Lloth'a

Page 416: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

verildiğini görmeleri için onlan, ya da en azından birisiniyanında istiyordu.

"Sen saldırıyı düzenlemek ve güçlendirmek için aşağıkapıya gideceksin," dedi Baenre keskince Zeerith'e. İkisininbir arada durmasının çok tehlikeli bir hâl aldığına kararvermişti. "Ve Auro'pol benimle gelecek."

Auro'pol bariz soruyu sormaya cüret etmedi, ama Baenreyine de yüz ifadesinden bunu netçe gördü.

Baenre'nin tek sunduğu açıklama, "Başka tünellerdeişlerimiz var," oldu.

'Berg'inyon kısa süre içinde şafağı görecek,' diye kızkardeşine işaret etti Ouenthel'in parmakları.

Her zaman sinirli olan, ama şimdi hiddetten köpürenBladen'Kerst, kafasını Quenthel'den ve görme havuzundakiistenmeyen hadiseden çevirip annesine baktı.

Fakat daha o konuşamadan önce Bladen'Kerst'in veQuentherin zihnine telepatik bir mesaj geldi. 'Diğer savaşlarhakkında kötü haber vermeyin,' diye ikisine de bilgi yolladıMethil. 'Zeerith ile Aruo'pol daha şimdiden ayrılmayıdüşünüyor.'

Bladen'Kerst bu mesajı ve getireceği sonuçlan düşünüptaşındı ve akıllılık edip bu bilgiyi kendisine sakladı.

Ondan sonra kumanda grubu ikiye bölündü. Zeerith ve birtabur seçt asker doğuya, Mithril Salonu'na doğru gitti. Mairon

Page 417: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Baenre ise Quenthel, Bladen'Kerst, Methil, altı tane yeteneklidişi Baenre askeri ve zincirler içir deki Gandalug'un önünegeçti ve güneye, büyülü kuş tüyünün gösterdiği noktayadoğru yola koyuldu.

Başka bir düzlemde, Cehennem'in gri dumanlan, çamurlarıve kokusu içinde Errtu, tahtının hemen karşısındaki mantardaLloth'un yarat olduğu cam aynadan her şeyi izlemekteydi.

Büyük balor hiç memnun değildi. Matron Baenre, DrizziDo'Urden için ava çıkmıştı ve Errtu bunu biliyordu. AyncaBaenre'nin muhtemelen haini bulacağını ve kolayca yokedeceğini de biliyordu.

Tanar'rinin köpek ağzından binlerce küfür fışkırdı. Buküfürlerin hepsi de kendisine özgürlük sadece hayattakiDrizzt Do'Urden'in kendisine bahşedebileceği bir özgürlükvaat eden Lloth’aydı.

Daha da kötüsü, birkaç saniye sonra Matron Baenre başkabir büyü yapmaya, Cehennem'e açılan boyutsal bir kapıyaratmaya ve arayışında kendisine yardımcı olması için güçlübir Glabrezu celp etmeye başladı. Her zaman şüphe duyansaplan zihninde Errtu, bu celp işleminin sadece kendisineişkence etmek için yapıldığına inanıyordu. Onun türündenbirisini almak ve anlaşmayı bu şekilde iptal etmek onunişkencesi olacaktı. İste tanar'rilerin ve Lloth da dahil olmaküzere Cehennem'in tüm rezil yaratıklarının düşünce yapısıbuydu. Bu yaratıklar başkalarına hiç güvenmezdi, zirakendilerine de budalalardan başka kimse güvenmezdi. Vehepsi de son derece bencildi. Errtu'ya göre, her şey onunetrafında dönerdi, çünkü başka hiçbir şey önemli değildi. Bu

Page 418: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sebeple, Matron Baenre'nin şimdi bir Glabrezu celp etmesionun için bir rastlantı değil, kara kalbine Lloth tarafındansaplanan bir hançerdi.

Açılan boyut kapısına ilk giden Errtu oldu. Kovulmahükmüyle Cehennem'de kalmak zorunda olmasa bile kapıdangeçemezdi. Çünkü bu tarz celp büyülerinde son dereceyetenekli olan Baenre, büyü sözlerini sadece belirli bir tanar'riiçin söylemeye dikkat etmişti. Ama Glabrezu dönen dumanlararasında belirip ışıklar saçan açık kapıya doğru ilerlerkenErrtu onu bekliyordu,

Balor ileri sıçradı ve kamçısını savurarak Glabrezununkolunu yakaladı. Düşük seviyeli bir iblis olmayan Glabrezukarşı bir saldın yapmak için döndü, ama Errtu'nun saldırıyıdevam ettirmeye niyetli olmadığını görünce durdu.

"Bu bir kandırmaca!" diye kükredi Errtu.

Üç buçuk metre boyuyla kamburunu çıkartan ve devkıskaçlarını heyecanla açıp kapayan Glabrezu onu dinlemekiçin duraksadı.

"Madde Düzlem'e gidecek kişi bendim." diye devam eltiErrtu.

"Sen sürüldün," dedi Glabrezu, doğruya doğru bir sestonuyla.

"Lloth bunun sonunu vaat etti!" diye karşılık verdi Errtu.Glabrezu, celatı iblisin üzerine atlamasını bekletmiş gibi yeresindi.

Page 419: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Ama Errtu çabucak yatıştı. "Bir sonu olacak ki geridöneyim ve beraberimde bir ordu dolusu tanar'ri götüreyim."Errtu yine duraksadı. Şu anda doğaçlama yapıyordu, amaşeytani aklında bir plan oluşmaya başlamışu.

Baenre'nin çağrısı tekrar geldi ve Glabrezunun ışıklar saçankapıdan içeri atlamamak için hatırı sayılır iradesini zorlamasıgerekti.

"Senin sadece bir kişiyi öldürmene izin verecek," dediErrtu çabucak, Glabrezunun tereddüt ettiğini görerek.

"Bir hiçten iyidir," diye yanıtladı Glabrezu.

"O biri, benim Madde Düzlem'deki özgürlüğümüengelliyor olsa bile mi?" diye sordu Errtu. "Oraya gitmemi,seni de generalim olarak yanıma almam! ve beraberce zayıfırkları katletmemizi engelliyor olsa bile mi?"

Baenre yine çağırdı ve bu sefer Glabrezunun onureddetmesi pek de zor olmadı. Errtu koca ellerini kaldırıpGlabrezuya biraz daha beklemesini işaret etti. Sonra balorhızla uzaklaşıp dumanların içine daldı ve kısa süre öncedüşük seviyeli bir iblisin kendisine vermiş olduğu bir şeyi,Sıkıntılar Zamanı'ndan kalan bir nesneyi getirmeye gitti. Azsonra elinde metal bir kutuyla geri döndü. Kutuyu açü veparlak kara bir safir taş çıkarttı. Errtu onu kaldırır kaldırmazbüyülü kapı soldu ve neredeyse tamamen yok oldu. Errtunesneyi kutusunun içine koymakta çabuk davrandı.

"Zamanı geldiğinde bunu açığa çıkart," diye talimat verdibalor, "generalim."

Page 420: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Kutuyu Glabrezuya fırlattı, tıpkı diğer iblis gibi o da bununsonucunun ne olacağını merak ediyordu. Errtu yapabileceğibaşka bir şey olmadığı için koca omuzlarını silkti. Bu iblisinBaenre'nin yardımına koşmasını engelleyebilirdi, ama bu nekazandırırdı ki? Drizzt Do'Urden'in, yani basit bir savaşçınınhakkından germek için Baenre'nin bir Glabrezuya hiç deihtiyacı yoktu.

Madde Düzlem'den yine çağrı geldi ve bu sefer Glabrezu,kapıdan adımını atıp Matron Baenre'nin avcı grubunakatılarak çağrıya cevap verdi.

Errtu, kapının kapanışını hüsran içinde izledi. MaddeDüzlem'e açılan bir diğer kapı kaybolmuştu iste, geçemediğibaşka bir kapı daha. Şimdi balor elinden gelen her şeyiyapmıştı, fakat bunun yetip yetmeyeceğini bilemiyordu vebirçok şey olayın sonucuna bağlıydı. Bundan sonra bekleyipizlemek için mantar tahtına geri döndü.

Ve umut etmek için.

Bruenor bir şey hatırladı. Sessiz tünellerde, etrafla hiçbirdüşman yokken, Mithrii Saionu'nun Sekizinci Kralı duraksadıve düşüncelere daldı. Muhtemelen kısa süre sonra dışarıdaşafak sökecek ve başka bir ayaz, soğuk gün başlayacaktı. Pekibu Battlehammer Klanı'nın son günü mü olacaktı?

Bruenor, hızlı bir yemek ve kısa bir dinlence molası vermişolan dört dostuna bakn. İçlerinden birisi bile cüce değildi,birisi bile.

Page 421: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Ve yine de Bruenor Battlelıammer'a bu dördünden dahayakın olan birisi yoktu: Drizzt, Cattibrie, Regis ve hattaGuenhwyvar. Bu gerçek ilk defa cüce krala garip geldi.Cüceler, her ne kadar yabancı düşmanı olmasalar da, geneldekendi ırkları içinde kalırlardı. Mesela General Dagna;kendisine fırsat verilse Drizzt'i Mithril Salonu'ndan dışarı atar,Taulmaril'i Cattibrie'in elinden alır ve onu DumathoinSalonu'na asardı. Dagna, cüce olmayan kimseyegüvenmiyordu.

Ama Mithrii Salonu için yapılan mücadelelerin belki de enkritik ve tehlikelisinde Bruenor ve cüce olmayan dört dostuişte buradaydı.

Onların dostluğu kesinlikle yaşlı cüce kralın kalbiniısıtıyordu, ama bu konuyu düşünmesi bir şeye daha sebepoldu.

Bruenor'un Wulfgar'ı, kendi oğlu gibi sevdiği barbandüşünmesine sebep oldu. Ve Cattibrie ile evlenip damadıolacak, Mithrii Saionu'nun iki metre boyundaki prensiolacaktı. Bruenor, WuJfgar'm ölümünden sonra güçlüomuzlarını çökerten o keder gibisini yaşamamıştı hiç. Dahabir asırdan uzun bir süre yaşayacak olmasına rağmen,Bruenor o keder dolu günlerde kendisini ölüme çok yakınhissetmişti, sanki ölüm onun için kutlu bir şey olacakmış gibi.

Artık değil. Wulfgar'ı hâlâ özlüyordu —o soylu savaşçıyıher ne zaman düşünse Bruenor'un gri gözleri ıslanacaktı—ama o sekizinci kraldı, mağrur ve güçlü klanının lideriydi.Bruenor'un kederi, boyun eğrne çerçevesinden çıkmış vehiddet seviyesine yükselmişti. Kara elfler geri dönmüştü,

Page 422: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Wulfgar'ı öldüren kara elfler. Onlar şeytani Lloth'untakipçileriydi ve görünüşe bakılırsa şimdi Drizzt'i de öldürüpbütün Mithri! Salomı'nu yok etmeye niyetliydiler.

Gece boyunca Bruenor baltasını birçok defa drow kanıylaıslatmış, ama hiddeti hiç dinmemişti. Aslında daha da artıyor,yavaş ama kararlı bir şekilde fokurduyordu. Drizzt,düşmanlarının başını avlayacaklarına, liderlerini, yanisaldırının ardındaki rahibeyi bulacaklarına dair söz vermişti.Bu, Bruenor'un drow kolcunun yerine getirmesine ihtiyaçduyduğu türden bir vaatti.

Dövüşün ve hatta savaş hazırlıklarının büyük birbölümünde sessiz kalan Bruenor şimdi de sessizdi. Drizzt üepanterin başı çekmesine izin veriyor, her ne zaman savaşpatlak verse dostları arasında yerini alıyordu.

O birkaç huzur ve dinlence dolu dakika İçinde Bruenor,kendisine birçok kez endişeli bakışlar atıldığını gördü vedostlarının onun yine somurtup oturduğundan, yüreğinisavaşa vermediğinden korktuklarını anladı. Hiçbir şeygerçeklikten bu kadar uzak olamazdı. O küçük arbedeler

Bruenor'un pek umurunda değildi. Yüz tane —bin tane!—drow askeri öldürse bile acısı ve hiddeti dinmezdi. Fakat buişin ardındaki rahibeye bir ulaşabilse, onun kellesiniuçurabilse ve drow ordusunu lidersiz bırakabilse...

İşte o zaman Bruenor huzur bulurdu.

Mithril Salonu'nun Sekizinci Kralı somurtup oturmuyordu.Zamanını bekliyor ve yavaş yavaş fokurdayan enerjisini

Page 423: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

koruyordu, intikamın tatlı bir şekilde kendisine geleceği o anıbekliyordu.

Baenre'nin grubu, yanlarında devasa Glabrezuyla birliktedaha henüz yola çıkmışlardı ve matron ana onları sezgibüyüsünün gösterdiği yöne doğru götürüyordu. İşte bu sıradaMethil, Matron Auro'pol ve Zeerith'in sürekli olarak onunölümünü düşündükleri konusunda Baenre'ye telepatik olarakbilgi verdi. Eğer Zeerith, Mithril Salonu'nun aşağı kapısınıaşmanın bir yolunu bulamazsa orduyu geri çekecekti. Methil'ebakılırsa, Auro'pol şimdi dahi bütün orduyu geri döndürmeninve Matron Baenre'yi öldürüp geride bırakmanın nasıl bir işolacağını düşünmekteydi.

'Bana karşı komplo hazırlıyorlar mı?' diye cevap istediBaenre.

'Hayır' diye dürüstçe yanıtladı Methil. 'Ama eğeröldürülürseniz, Menzoberranzan'a siz olmadan dönmeye çokhevesliler, ki yeni bir hiyerarşi olusturulabilsın.'

Aslında Methil'in verdiği bu bilgi beklenmedik bir şeydeğildi. Menzoberranzan'in dördüncü ve besinci evlerininmatron analarının yüz-lerindeki rahatsızlığı ve sessiz hiddetigörmek için birisinin zihin okuması gerekmiyordu. AyncaBaenre tüm uzun hayatı boyunca kendisinden aşağıdaolanlardan, Mez'Barris Amigo gibi sözde müttefiklerden vehatta kendi kızlarından dahi nefret görmüştü. Kaotik vekıskançlıkla dolu Menzoberranzan'in, devamlı kendi içindesavaş halinde olan bir şehrin ilk matron anası olmanın doğalbedeliydi bu.

Page 424: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Auro'pol'un düşünceleri beklenmedik bir şey değildi, amaillithidden gelen tasdik, zaten huzursuz olan Baenre'yi küplerebindirdi. Ne de olsa, onun sapkın zihninde bu sıradan birsavaş değildi. Bu Lloth'un iradesiydi ve Baenre ise ÖrümcekKralice'nin temsilcisiydi. Bu Matron Baenre'nin gücünündoruk noktasıydı, Lloth'un bahşettiği haşmetin en yüksekseviyesiydi. 'Auro'pol ile Zeerith böyle bir kafiriik düşünmeyenasıl cüret edebilir?' diye hiddetten köpürdü ilk maıron ana.

Auro'pol'a doğru hiddetli bir bakış attı ve o da basınıçevirip başka yöne baktı ki yapabileceği en kötü şey debuydu.

Baenre, Methil'e telepatik emirler yolladı ve illithid deonları Glabrezuya iletti. Yan yana giden uçan diskler, Baenrekızlarını bir köşe hasına doğru takip etmekteydi ki devasakıskaçlar Auro'pol'un ince belini kavradı ve onu ucan diskinüzerinden çekip aldı. Güçlü Glabrezu onu kolayca havadatuttu.

"Nedir bu?' diye sorguladı Auro'pol, beyhude yereçırpınarak,

"Ölmemi istiyorsun," diye cevapladı Baenre.

Quenthel ile Bladen'Kerst derhal annelerinin yanına gerikoşturdu ve Baenre'nin Auro'pora karşı açıkça bir harekettebulunması karşısında ikisi de afallayıp kaldı.

"Ölmemi istiyor," diye kızlarına bilgi verdi Baenre. "O veZeerith, Menzoberranzan'in Matron Baenre olmadan çok dahaiyi bir yer olacağına inanıyor."

Page 425: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Auro'pol kendisini ele verdiği besbelli olan iilithide baktı.Uzun ve zorlu yolculuk boyunca birçok kez aynı şekildehaince düşünceler beslemiş olan Baenre kızları da Methil'ebaktı.

"Matron Auro'pol sizin haşmetinize tanık olacak," diyesöze karıştı Quenthel. "Hainin ölümüne tanık olacak veLloth'un bizimle olduğunu bilecek."

Auro'pol'un yüz hattan bu sözler üzerine yumuşadı vematron ana tanar'rinin mengene gibi kıskacını gevşetmeyeçalışarak tekrar çırpındı,

Baenre hasmına tehditkar bir iradeyle baktı ve her zamaniçin ukala olan Auro'pol de onun şiddetli bakışına karşılıkverdi. Auro'pol, Quenthel'in hakiı olduğuna inanıyordu. Tanıkolması için Baenre'nin ona ihtiyacı vardı. Kendisini savaştakalmasını sağlamak Zeerith'in de sadakatini sağlamlaştırır veböylece drow ordusu çok daha güçlü olurdu. Baenre acımasız,yaşlı bir cadıydı, ama her zaman için kurnaz biri olmuştu.Duygusal tatmin uğruna gücünden birazcık dahi feda edecekbirisi değildi. Mesela Gandalug Battlehammer hâlâhayattaydı. Esaretinin uzun asırları zarlinda birçok kez Baenredüşmanının kalbini sökmekten haz duyacağı halde onuhayatla bırakmıştı.

"Matron Zeerith, Drizzt Do'Urden'in ölüm haberleriniduymaktan memnun olacaknr," dedi Auro'pol ve saygıylagözlerini yere doğru indirdi. Bu itaatkar hareketin yeterliolacağını sanıyordu.

Page 426: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Zeerith'in ihtiyaç duyduğu tek kanıt Drizzt Do'Urden'inkeliesi," diye yanıtladı Baenre.

Auro'pol'un bakışları hızla yükseldi ve Baenre evlatları dahayrei verici analarına baktılar.

Bacnre hiçbirine aldırış etmedi. Methil'e bir mesaj yolladı,illithid tekrar mesajı Glabrezuya iletti ve iri kıskaçlarAuro'pol'un belini sıkmaya başladı.

"Bunu yapamazsın!" diye itiraz etti Auro'pol, söylediğisözle nefesi kesilerek. "Lloth benimle! Kendi ordunuzayıflatıyorsun!"

Quenthel tüm kalbiyle hemfikirdi, ama Glabrezunun hâlâserbest bir kıskacı olduğunu fark etti ve sessizliğini korudu.

"Bunu yapamazsın!" diye feryat etti Auro'pol. "Zeerith..."Sözleri acıyla boğulup gitti.

"Ben Drizzt Do'Urden'i öldürmeden önce Drizzt Do'Urdenseni öldürdü," diye Auro'pol'a açıkladı Matron Baenre. "Sonderece inandırıcı ve hainin ölümünü daha da tatlı kılıyor."Baenre Glabrezuya başıyla işaret verdi ve kıskaçlar eti kemiğiyararak kapandı.

Quenthel başını çevirdi; acımasız Bladen'Kerst ise buhadiseyi kocaman bir gülümsemeyle izledi.

Auro'pol bir kez daha haykırmaya, ölmeden önce Baenre'yebir lanet savurmaya çalışa, ama belkemiği çatırdayarak kırıldı

Page 427: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ve bütün gücü çekildi. Kıskaçlar pat diye kapandı ve Auro'polDyrr'ın vücudu iki parça halinde yere devrildi.

Annesinin kontrol ve güç gösterisiyle heyecanlananBladen'Kerst neşeyle haykırdı. Fakat Ouenthel hiddetlenmişti.Baenre tehlikeli bir sının aşmıştı. Bir matron anayıöldürmüştü ve bunu kişisel kazanç için, Mithril Salonusaldırısını sekteye uğratacak şekilde yapmıştı. Tüm kalbiyleLloth'a sadık olan Quenthel böyle bu" ahmaklığa tahammüledemezdi. Ve onun da düşünceleri, ikiye bölünerek katledilenAuro'pol Dyrr'ınkilerle aynıydı.

Quenthel, illithidin düşüncelerini okuduğunu fark ederekMethil'e doğru tehlikeli bir bakış attı. Şimdi Methil onu da eleverecek miydi?

Düşüncelerini sıkıca odakladı. 'Bu Lloth'ıın iradesi değil!'diye zihninin içinde Methil'e haykırdı. 'Artık anneminhareketlerinin ardında Örümcek Kraliçe yok! "

Bu düşünce Methil'e, yani Matron Baenre'nin değilMenzoberranzan'ın illiihid elçisine, QuenÜıel'in tahminindentazla şey ifade ediyordu ve Methil onu ele vermediğindeQuenthel hakikaten çok rahatladı,

Guenhwyvar'ın kulakları geriye yattı ve Drizzt de uzaktangelen bir feryat sesi işittiğini sandı. Birçok saattir dost olsundüşman olsun kimseyi görmemişlerdi ve kolcu şimdikarşılaşacakları her türlü kara elf grubunun içindemuhtemelen orduyu yöneten rahibenin bulunacağınaulanıyordu.

Page 428: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Diğerlerine ihtiyatla hareket etmelerini işaret etti ve küçükgrup, önlerinde Guenhwyvar ile birlikte sessizce ilerledi.Drizzt şimdi Karanlıkaltı içgüdülerine başvuruyordu. Tekraravcı olmuş, Karanlıkaltı'nın vahşi diyarında on sene boyuncatek başına hayatta kalan o kişiye dönüşmüştü. Sık sıkBruenor, Regis ve Cattibrie'a bakıyordu, zira her ne kadarellerinden gelen tüm sessizlikle hareket etseler bile, Drizzt'inkeskin kulaklarına zırhlara bürünmüş bir ordu gibigeliyorlardı. Bu drowu endişelendiriyordu, çünküdüşmanlarının çok daha sessiz olacağını biliyordu. Arayı açıpGuenhwyvar ile öne çıkmayı ve avı !ek başına sürdürmeyidüşündü.

Bu geçici bir düşünceydi. Bunlar onun dostlarıydı ve hiçkimse kendisine onlardan daha iyi müttefikler bulamazdı.

Dar, kuytu bir tünele girdiler, sağa ve sola genişçe açılanbir mağaraya çıktılar. Fakat tünelin hemen karşısındaki düzduvar pek uzakta değildi. Buradaki tavan tüneldekinden dahayüksekti, ama birkaç bölgede aşağı doğru sarkıtlar iniyor,çoğu yerde neredeyse zemine değiyordu.

Guenhwyvar'ın kulaktan yeniden geriye yattı ve pantergirişin önünde duraksadı. Drizzt onun yanına geldi ve aynı içgıdıklayıcı hissi aldı.

Düşman yakındaydı, çok yakında. Normal duyularınötesindeki savaşçı içgüdüleri drow kolcuya düşmanın aslındatan karşılarında olduğunu söylüyordu. Takip eden üç dostunaişaret verdi, panter ile birlikte yavaşça, ihtiyatla mağarayagirip sağ taraftaki duvar boyunca ilerledi.

Page 429: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Onlardan sonra Cattibrie giriş kısmına geldi, bir dizininüzerine çöktü ve yayım gerdi. En karanlık tünelleri bile yıldızışığıyla aydınlanmış gibi yapan Kedi Gözü tacı sayesindemağarayı taradı ve sarkıt kümelerinin arasına bakındı.

Bruenor kısa süre sonra onun yanındaydı ve Regis de sollarafmdan geçti. Buçukluk duvarda bir metrelik bir oyuktespit etti. Önce kendisini, sonra oyuğu işaret etti ve santimsantim oraya doğru ilerledi.

Kapının tam karşısındaki duvarda yeşil bir ışık oluştu vebütün karanlığı çalıverdi. Işık dışarı doğru açılarak duvardabir delik meydana getirdi ve Matron Baenre, arkasında tozları,esiri ve ilithid ile birlikte içeri girdi.

Drizzt buruş kırış, yaşlı drowu tanıdı ve en feci korkusunungerçek olduğunu gördü. Düşmanlarının kendisinden vedostlarından feci şekilde üstün olduğunu derhal anladı.Dosdoğru Baenre'nin üzerine atılmayı düşündü, amamağaranın yan kısmında yalnızca kendisinin veGuenhwyvar'ın olmadığını anladı. Drizzt, keskin gözününucuyla sarkıtlar arasında bazı hareketler yakaladı.

Cattibrie, muhtemelen noktasal nişan alarak gümüşkuynıklu bir ok fırlattı. Ok, ilk matron ananın büyülükalkanlarım delip geçemedi ve çok renkli, zararsız kıvılcımlarsaçarak yok oldu.

Regis tam o anda oyuğun içine girdi ve bir büyü tuzağıpatladığında ani bir acıyla baylardı. Buçukluğun üzerinde birelektrik akımı parladı, bir o yana bir bu yana savrulmasına

Page 430: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

sebep oldu ve sonra kıvırcık, kahverengi saçlarını dimdikederek onu yere devirdi.

Guenhwyvar sağa doğru zıpladı ve sarkıtlar arasından aşağıinmekte olan bir dişi drow askerini alaşağı eni. Drizzt tekrardosdoğru Baenre'ye saldırmayı düşündü, ama üç seçkinBaenre muhafızı daha gizlendikleri yerden dışan fırlayıpetrafını sarınca kendisini savaşa tutuşmuş bir halde buldu.Drizzt itiraz içinde başını salladı. Pusu avantajı şimdi onlarınaleyhine çalışmıştı, düşmanlarının değil. Düşmanlarının onlanbeklediğini, dostlar onlan ararken, onların da kendileriniaradığını biliyordu. Ve bu, Matron Baenre'nin ta kendisiydi!

"Koşun!" diye dostlarına haykırdı Drizzt "Buradan kaçın!"

BÖLÜM 29

KRAL KRALİÇEYE KARŞI

Kara elfler bir kez daha Bekçi Vadisi savaşında üstünlüğüele geçirirken uzun gece sabaha bağlandı. Cüce ve svirfheblitakviye birliklerine rağmen, savunmaların beyhude oluşukonusunda Berg'inyon'un tahmini doğru çıkacak gibigörünüyordu. Zira drow sanan yavaş yavaş svrifheblilerinetrafını sarmış, sonra da savunma hattını bir kez dahadoğudaki duvara doğru geri püskürtmüştü.

Ama derken olan oldu.

Bütün bir gece yapılan dövüşün, saatler boyunca hazırlanansavaş stratejisinin, büyücüleri geri tutup kertenkelesüvarilerini tam zamanında kullanmanın ve onlan asla tanı

Page 431: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

anlamıyla dövüşe sokmamanın ardından, güçlü drowların iyihazırlanmış bütün planlan suya düşüverdi.

Bekçi Vadisi'nin doğusundaki dağların üstleri aydınlandı.Yaklaşan şafağı haber veren gümüşi bir huzmeydi bu.Drowlar ve Karanlıkaitı'nın diğer canavarları için bu hiç deküçük bir hadise değildi.

En yakındaki düşmanlarını alt edecek bir yıldırımbüyüsüne odaklanmış olan bir drow sihirbaz, büyüsünü yandakesti ve bunun yerine bir karanlık küresi meydana getirdi.Işığını karartmayı düşünerek karanlık küresini ufuktan ucunuçıkanp bakan güneşin üzerine yerleştirdi. Büyü gerçekleşti vehavada yanlış bir yere kara bir benek koymaktan başka bir işeyaramadı. Sihirbaz, parlak ışık karşısında gözlerini kısıpşimdi ne yapacağını kara kara düşünürken en yakındakisavunucular üzerine çullandı ve onu kesip biçti.

Cücenin biriyle savaşmakta olan başka bir drow düşmanınıneredeyse yenmek üzereydi. Kurbanı üzerine o kadaryoğunlaşmıştı ki yaklaşan şafağı fark etmedi bile, tabiigüneşin uç kısmı ufuk çizgisinden çıkıp bir ışık huzmesi,hassas drow gözleri için bir ıstırap huzmesi yollayana kadar.Kör olan ve dehşete kapılan kara elf silahlarını çılgınlar gibisavurdu ama hedefe yaklaşamadı bile.

Derken kaburgaları üzerinde sıcak bir patlama hissetti.

Bütün bu kara elfler daha evvel nonnal ışık taynndanesneleri görmüşlerdi, ama bu kadar net bir şekilde, bu kadaryoğun bir ışık altında ve bu kadar canlı, güçlü renklerle değil.Feci güneş ışığı hakkında bazı şeyler duymuşlardı. Berg'inyon

Page 432: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

birçok yıl evvel bir şafağa tanık olmuş, drow akıncı grubuaşağı tünellerin giivenii karanlığına geri kaçarken omzununüzerinden izlemişti. Şimdi silah ustası ve emrindeki adamlarne umacaklarını dahi bilmiyorlardı . Cehennemi güneş onlarıkör ettiği gibi yakacak mıydı? Yaşlılar onlara güneşin bunuyapmayacağını, ama güneş ışığı altındayken çok dahasavunmasız olacaklarını ve düşmanlarının parlak ışıkla güçbulacağını söylemişti.

Berg'inyon kendi birliklerini sıkı savaş sıralan haliniaiınaya çağırdı ve yeniden gruplaşmaya çalıştı. Silah ustasıhâlâ kazanabileceklerini biliyordu, ama bu en son gelişmebirçok drow canına mal olacaktı. Kara elfler körlemesinesavaşabilirlerdi, ama Berg'inyon'un korktuğu şey görüşyeteneğinin kaybından daha fazlasıydı. Onun korkusu cesaretkırıklığıydı. Dağlardan aşağı süzülen ışık huzmeleri,askerlerinin deneyimlerinin ötesindeydi. Ve yıldızlarla dolubir kubbenin altoda yürümek her ne kadar korku verici olmuşolsa da, bu hadise, yani gündoğumu kesinlikle dehşetvericiydi.

Berg'inyon hızla büyücüleriyle fikir alışverişinde bulunduve şafağı engellemenin bir yolu olup olmadığını sordu. Bununyerine öğrendiği şey ise onu alevli ışıktan bile daha fazlarahatsız etti. Bekçi Vadisi'ndeki drow büyücülerin başkayerlerde de gözleri mevcuttu ve uzağı gören o büyücülerdenbazı fısıltılar gelmeye başladı. Kara elflerin aşağı rimelleriterk ettiği, doğu kapısının yakınında durdurulmuş olandrowlaraı Mithril Salonu'ndan çekildiği ve DördüncüZirve'nin doğu tarafındaki derin geçitlere kaçtığı hakkındabazı söylentilerdi bunlar. Berg'inyon bunun ne manaya

Page 433: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

geldiğini kolayca aniayabildi; o drowlar daha şimdidenMenzoberranzan'a geri giden yollara koyulmuşlardı.

Berg'inyon bu raporların içerdiği anlamlan görmezdengelemezdi. Kara elfler arasındaki her türlü ittifak sallantıdasayılırdı ve silah ustası savaşı terk etme işinin ne kadaryayıldığını sadece tahmin edebilirdi. Berg'inyon şafağarağmen kendi ordusunun Bekçi Vadisi'ni alacağına ve batıkapısını yaracağına inanıyordu. Ama Mithril Saionu'nagirdiklerinde içeride ne bulacaklarını düşünmeden edemedi.

Matron Baenre ve müttefiklerini mi? Kral Bruenor. hainDrizzt ve savaşa hazır bir cüce güruhu mu? Endişeye kapılansüah ustası bu düşünceden hiç hoşlanmadı.

Böylece, Bekçi Vadisi'nde günü kazanan şey sayıcaüstünlük değildi. Berkthgar'ın ve Besnell’in cesareti, Belwarile gnomlanmn şiddetli saldırısı, veya Slumpet Rakingclaw'mbilgeliği de değildi. Günü kazanan, şafak, düşmanlararasındaki güvensizlik, birlik duygusundan yoksunluk vedestek kuvvetlerinin gelmeyeceği korkusuydu. ZiraBerg'inyon'dan en aşağı seviyeli avam askere kadar bütündrowlar, kendi müttefiklerinin onlan burada ölüme terketmeyi düşüneceğini biliyordu.

Askerlerine Bekçi Vadisi'ni terk etme emri verdiğindeBerg'inyon Baenre'yi kimse sorgulamadı. Hâlâ üç yüz kişidenfazla olan kertenkele süvarileri, kuzeydeki engebeli araziyeyollandılar ve yapışkan ayaklı binekleri hem düşmanları hemde müttefikleri geride bıraktı.

Page 434: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Bekçi Vadisi'ndeki hava trajedi ve heyecanla titreşiyordu,ama savaş sesleri kesilmiş ve arada sırada bir ıstırapferyadıyla bölünen ürkütücü bir dinginliğe dönüşmüştü. CesurBerktlıgar dimdik ve sert duruyordu, iki yanında StumpetRakingciaw ile Gümüş Şövalyeler'in yeni lideri olan TerrienDoucard vardı. Zafer kazanan askerleri ise gergince onlannardında bekliyordu.

Beş metre ötede Belwar Dissengulp, svirfhebli saflarının enönünde durmaktaydı. En saygıdeğer oyuk sorumlusunungüçlü kollan ileri uzanmıştı ve soylu Firble'ın naaşınıtutuyordu. Yurtlarından çok uzakta ama yurtlarını savunurkenölen birçok svirhebliden birisiydi o da.

Neredeyse iki buçuk metrelik barbar ve onun yansı kadardahi olmayan gnonı, birbirilerine karşı rte yapacaklarınıbilmiyorlardı. Konuşamıyorlardı ve birbirilerinegösterebilecekleri bir dostluk işareti de yoktu.

Aralarındaki tek ortak noktayı, Bekçi Vadisi'nde yüksekyığınlar oluşturmuş olan düşman ve dostlarının cesetlerindebuldular.

Drizzt'in kollarında ve bacaklarında peri ateşleri parladı,onu daha kolay bir hedef haline getirdi. Kendi üzerine birkaranlık küresi yerleştirerek buna karşılık verdi.Düşmanlarının üçe-bir avanlajını yok etmek için yaptığı birgirişimdi bu.

Kolcunun palaları dışan firladı ve silahların birisindengelen bir dürtü hissetti. Bu his Parıltı'dan gelmiyordu,Drizzt'in Ejder Buz Olüm'ün ininde bulduğu, ateş

Page 435: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

yaratıklarının felaketi olarak dövülmüş olan diğer kılıçtanyayılıyordu.

Pala açtı; Drizzt'in böyle bir dürtüyü en son hissettiğizaman...

İlk saldırıyı savuşturdu ve palanın açlığını açığa vurduğudiğer zamanı, Errtu'yla dövüştüğü zamanı hatırlayarak inledi,Drizzt bunun ne anlama geldiğini biliyordu.

Baenre yanında dostlar getirmişti.

Cattibrie, yaşlı matron ananın kahkaha atan yüzüne bir okdaha attı. Büyülü ok yine yararsız ve hoş bir kıvılcımgösterisiyle patlayıp gitti. Genç kadın, Drizzt'in emrettiği gibitabanları yağlamak için döndü. Çekip götürmek için babasınayapıştı.

Bruenor biraz olsun kıpırdamadı. Baenre'ye baktı ve tümbunların kaynağının o olduğunu anladı. Baenre'ye baktı veonun bizzat kendi elleriyle oğlunu öldürmüş olduğunakendisini inandırdı. Sonra Bruenor. Baenre'nin arkasındaduran yaşlı cüceye baktı; her nasıl oluyorduysa bu cüceyitanıyordu. Mithril Salonunun sekizinci kralı, her ne kadarmantıklı bir bağlantı kuramasa da klanının atasını kalbindetanıyordu.

"Koş!" diye haykırdı Cattibrie, cüceyi geçici olarakdüşüncelerinden ayırarak. Bruenor ona şöyle bir göz attıktansonra arkasına dönüp tünele geri baktı.

Page 436: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Uzaktan, arkalarından bir yerden gelen dövüş sesleriniişitti.

Derken Quenthel'in büyüsü geldi ve dar tünelde bir ateşduvarı belirip onların kaçış yollarını kapadı. Ama bu azimliBruenor'u hiç rahatsız etmedi, şimdi edemezdi. SilkelenipCattibrie'ın eiinden kurtuldu ve Baenre ile yüzleşmek için geridöndü —zihninde ise, oğlunu öldürmüş olan şeytani kara elfleyüzleşmek için dönüyordu.

İleri doğru bir adım attı.

Baenre ona güldü.

Drizzt savuşturma yapıp karşılık verdikten sonra karanlıkküresinin örtüsünü kullanarak hızla yana doğru adım attı.Arkasından yaklaşan kara elfin değişimi lark edemeyeceğikadar süratli hareket etmişti. Dişi drow içeri dalıp sertçe darbeindirdi ve Drizzt'in az, önce yaraladığı drowıuı işini bitirdi.

Hareketi duyan Drizzt, iki kılıcını da döndürerek derhalgeri geldi. Dişi drow karşı hareketi zamanında fark etti ve ilksaldırıyı, ikinciyi, üçüncüyü ve hatta dördüncüyü desavuşturdu.

Ama Drizzt pes etmedi. Hiddetinin tehlikeli bu şeyolduğunu biliyordu. Karanlık küresinin içinde bir düşmandaha olduğunu biliyordu ve Drizzt'in bir rakibine bu kadargüçlü bir şekilde baskı yapması, onu diğer düşmanı karşısındasavunmasız bırakırdı. Ama kolcu, dostlarının feci şekildekendisine ihtiyaç duyduğunu ve bu savaşçılarla kaybettiği her

Page 437: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

saniyenin güçlü rahibelere hepsini yok etmek için zamanverdiğini de biliyordu.

Kolcunun soldan genişçe yay çizen beşinci saldırısı net birşekilde savuşturuldu, dosdoğru sağ palasıyla yaptığı dürtmehamlesi de öyle. Drizzt saldın avantajını bırakmamak içinbaskıyı arttırdı. Dişi drow tek umudunun geri kalan müttefikiolduğunu biliyordu, Drizzt de öyle.

Boğuk bir haykırış ve bir panter hırıltısı o umudu suyadüşürdü.

Drizzt'in şiddeti arttı ve dişi drow geri çekilmeye devamelti. Şimdi karanlığın içinde tökezliyordu ve aniden korkuyakapılmıştı. Ve o korku anında, keskin drow sezileriylehissetmiş olması gereken bir engele, yani alçak bir sarkıtakafasını sertçe çarptı. Silkelemek darbenin etkisindenkurtuldu, doğrulup durmayı başardı ve kolcunun bir diğerşiddetli darbesini önlemek için kılıcını kaldırdı.

Ve kaçırdı.

Ama Drizzt kaçırmadı ve Parıltı kaliteli drow zırhınıdelerek dişi drowun ciğerine gömüldü.

Drizzt kılıcı sertçe çekip kurtardı ve arkasını döndü.

Karanlık küresi aniden ve umulmadık bir şekilde dağıldı.Bekleyen tanar'rinin tılsımıyla birlikte büyüsü bozulmuştu.

Bruenor bir adım daha attıktan sonra koşmaya başladı.Cücenin üzerinde bir alev patlaması olduğunda Cattibrie

Page 438: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

babasının öldüğünü sanarak feryat etti.

Hiddetlenen, hüsrana uğrayan genç kadın tekrar bir okfıriatü ve havaya daha fazla zararsız kıvılcun saçıldı. Mavigözlerine dolan hiddetli yaşlar arasından, Bruenor'un acıveren darbeyi silkeleyip üzerinden attığını ve tekrar tümhızıyla hücuma geçtiğini zar zor görebildi.

Bladen'Kerst, cüceyi sihirli, saydam ve küp şeklindeki birbalçıkla kaplayan bir büyü yaparak Bruenor'u durdurdu.Bruenor ilerlemeye devam etti, ama fark edilmeyecek kadaryavaşlı. Bu sırada üç drow rahibe ona gülmekteydi.

Cattibrie tekrar ateş etti ve bu seter oku balçık küpünesaplandı, bir metre içeri girdikten sonra durdu ve babasınınkafasının üzerine faydasız bir şekilde asılı kaldı.

Cattibrie Bruenor'a, Drizzt'e, sağ tarafta beliriveren üçmetrelik korkunç iblise ve sol tarafında inleyip yerdesürünmeye çalışan Regis'e baktı. Arkasındaki tünelde yananateşler güçlendiğinde ısıyı hissetti, ardından gelen ve devameden savaş seslerini duydu, ki bunu hiç anlayamadı.

Ani bir değişime, durumu değiştirecek bir şeye ihtiyaçlarıvardı. İşte Cattibrie tam o anda beklediği şeyi gördüğünüdüşündü ve bir anlığına umutla doldu. Avını öldürenGuenhwyvar hırladı, yere sindi ve tanar'rinin üzerine atılmayahazırlandı.

Ama Cattibrie'm o umut dolu anı kısa ömürlü oldu, zirapanter ileri sıçradığında, rahibelerden birisi Guenhwyvar'a

Page 439: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

doğru bir şeyler savurdu. Panter havadayken çözülüp gri birduman bulutu halini aldı ve Astral Düzlem'e geri gönderildi.

"İşte şimdi öleceğiz," diye fisıldadı Cattibrie, çünkü budüşman çok güçlüydü. Taulmaril'i yere bıraktı veKhazid'hea'yı çekti. Derin bir nefesle kendisini topladı veyetişkinlik çağının büyük bir bölümünde ölümün kapısınınyakınlarında dolaşmış olduğunu kendisine hatırlattı. Babasınabakü ve saldırmaya, ölmeye hazırlandı.

Kara balçık küpünün önünde, Cattibrie ile Bruenor'unarasında bir suret belirdi. İğrenç, ahtapot kafalı bir yaratıkbüyülü küpün yanında şekillendiğinde ve ona doğru sakinceyürümeye —hayır, süzülmeye— başladığında genç kadınınyüzündeki kararlı bakış tiksinti dolu bir ifadeye dönüştü.

Cattibrie kılıcını kaldırdı. Sonra, şimdiye kadar hiçbilmediği türden bir zihin saldırısına yenik düşerek duruverdi.

Methil üzerine yürüdü.

Berg'inyon'un birliği Bekçi Vadisi'nden tamamen çıkıpsavaşın gürültüsünü çok geride bıraktığında ve Karanlıkaltı'naaçılan tünellere giden son patikaya geldiğinde bir arayatoplanıp yeniden grup oldu. Kertenkele süvarilerinin yarundaboyutsal kapılar açıldı ve drow sihirbazlar (ve büyüleryapıldığında sihirbazların yakınında bulunacak kadar şanslıolan diğer kara elfler) kapılardan içeri girdi. Arkadangelenler, piyade drow askerleri ve elrafa dağılan müttefikleronlara yetişmek için debeleniyor, ama dağın aşılmasıimkansız olan bu yamacında ilerleyemiyordu. Ayrıca hiçbiriBaenre silah ustasının umurunda değildi.

Page 440: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Etraflarında gün aydınlanırken. Bekçi Vadisi 'ndenkaçanların hepsi yol göstermesi için Berg'inyon'a bakıyordu.

"Annem yanıldı," dedi Berg'inyon dobra dobra, ki herınatroıı ananın sözünün Lloth tarafından konulmuş bir kanunsayıldığı drow toplumunda bu sözler kafirlikti.

Fakat hiçbir drow bunu dile getirmedi, kılıcını çekmediveya karşı çıkacak bir söz etmedi. Berg'inyon doğuyu gösterdive ordu, yükselen güneşe doğru sefil ve mağlup bir halde ağırağır ilerlemeye devam etti.

"Yüzey, yüzey halkları içindir," diye belirtti Berg'inyon,bineğini onunkinin Yarıma ge:.iren dişi danışmanlardanbirisine. "Bir daha asla buraya dönmeyeceğim."

"Peki ya Drizzt Do'Urden?" diye sordu dişi drow, ziraMatron Baenre'nin o haini oğlunun öldürmesini istediği sırdeğildi.

Berg'inyon ona güldü. Akaderoi'de Drizzt'in marifetlerinetanık olduğundan beri bir kez olsun o hainle dövüşmeyidüşünmemişti.

Drizzt devasa Glabrezunıın ötesini pek göremiyordu vegördüğü şey de onun için yeterliydi. Zira kolcu, bu düşmaniçin hazırlıklı olmadığını, güçlü yaratığın onu muhtemelenyok edeceğini biliyordu.

Glabrezu, Drizzt'i mağlup edemese bile, kesinlikle MatronBaenre'nin hepsini öldürmesine yetecek bir süreliğine onuoyalayacaktı!

Page 441: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt, böyle yaraüklan öldürmek için yapılmış olanpalasının vahşi açlığını hissetti, ama hücum etme dürtüsünekarşı savaş verdi. Çünkü o şeytani kıskaçların etrafındandolaşmanın bir yolunu bulması gerektiğini biliyordu.Guenhwyvar'ın sonuçsuz sıçrayışım ve ortadan kayboluşunugördü. Drizzt, dövüşün daha başlamadan bitmiş olduğunufark etti. Birkaç seçkin muhafız öldürmekten ötesinegeçememişlerdi, Menzoberranzan'ın gücünün doruğuna,Örümcek Kraliçe'nin en yüce rahibelerinin arasına bodoslamadalmış ve kaybetmişlerdi. Drizzt dalga dalga suçlulukduygusu hissetti, ama bunu aklından uzaklaştırdı, kabuletmeyi reddetti. O dışarı çıkmıştı ve dostları da onunlagelmişti, çünkü bu Mithril Salonıı'nun tek şansıydı. Drizzt, busaldırıyı Matron Baenre'nin yönettiğini bilseydi dahi burayagelirdi. Bruenor'u, Regis'i ve Cattibrie'ı yanına yoldaş olarakalma fırsatını da reddetmezdi.

Kaybetmişlerdi, ama Drizzt düşmanının canını yakmayaniyetliydi. "Saldır bakalım, iblis tohumu," diyeGlabrezuyahırladı ve kılıçlarını sallayarak yere sindi. Palasına, şiddetlearzuladığı yemeği vermeye hevesliydi. Tanar'ri doğruldu vegarip bir metal kutu çıkarttı. Drizzt bir açıklama beklemedi veneredeyse kasıtsız olarak kendisinin ve dostlarının elindekitek kurtulma şansını yok edecekti. Zira tanar'ri kutuyuaçmaya başladığında, Drizzt büyülü ayak bılekh'klerisayesinde hızla koştu, haykırdı ve hücum etti Aşağı eğilmişkıskaçların yanından geçti ve palasını iblisin göbeğinesapladı.

Pala avını kuruturken, Drizzt silahtan geçen güç dalgasınıhissetti.

Page 442: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Methil dosdoğru karşısına geldiğinde ve iğrençdokungaçları genç kadının yüzüne sürtündüğünde, Cattibriehamle yapamayacak kadar şaşırmış ve hatta itirazlahaykıramayacak kadar korkmuştu. Sonra, o karmaşanınarasından tek bir ses, kılıcı Khazid'hea'nın sesi kafasınıniçinde çınladı.

Vur!

Vurdu. Nişanlaması mükemmel olmasa bile Khazid'hea'nmacımasız ucu Methil'in omzunu kesti ve neredeyse illithidinkolunu kopartacaktı.

Şaşkınlığından kurtulan Cattibrie, serbest olan eliyledokungaçları yüzünden uzaklaştırdı.

Başka bir zihinsel saldın üzerinde patiayarak onu bir kezdaha engelledi, gücünü emdi ve dizlerini boşalttı. Yeredevrilmeden önce illithidin garip bir şekilde sarsıldığını vegeri düştüğünü gördü. Ondan sonra, sendeleyerek yürüyen vesaçları hâlâ çılgınlar gibi savrulan Regis'i fark etti.Buçukluğun gürzü kana bulanmıştı. Regis yana doğru devrildive yerde yuvarlanan Methil'in üzerine düştü.

Bu, illithidin sonu olabilirdi, özellikle de Cattibrie dövüşekatılacak kadar kendisine geldiğinde. Fakat Methil böyle birfelaketin yaşanabileceğini önceden tahmin etmiş ve kendisinisavaştan dışarı çıkartabileceği kadar zihinsel enerjidepolamıştı. Regis bir darbe daha indirmek için gürzünükaldırdı, ama altında duran illithid yok olmaya başladığındakendisini zemine doğru batıyormuş gibi hissetti. Buçuklukşaşkınlıkta, dehşetle haykırdı ve savrularak uzaklaştı. Ama

Page 443: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

gürzü altındaki taş zemine çarptığında yüksek sesletangırdadı.

Her şey sadece bir saniye içinde, zavallı Bruenor'unkendisiyle alay eden düşmanlarına bir santim dahiyaklaşamadığı o zaman zarfinda olup bitti.

Şimdiye kadar hiç tatmadığı bir acı hisseden Glabrezu. İşteo zaman Drizzt’i öldürebilirdi. Acımasız yaratığın tümiçgüdüleri ona bu küstah drowu ikiye ayırmasını söylüyordu.Birisi hariç tüm içgüdüleri; yani Cehennem'e geridöndüğünde Errtu'nun gazabına uğrama korkusu ve tanar'rigöbeğini yiyip kurutan pala yüzünden kısa süre içinde oyolculuğu yapacağını biliyordu.

Drizzt'İ ikiye bölmeyi çok istiyordu, ama iblis buraya başkabir amaçla gönderilmişti ve Errtu başarısızlık konusundahiçbir mazeret dinlemeyecekti. Hain Do'Urden'e hırlayan,sadece Errtu'nun kısa süre içinde bu drowu bizzatcezalandıracağını bilip memnun olan Glabrezu, ileri uzanıpkutuyu açtı ve parlak kara safiri ortaya çıkarttı.

Drizzt'in palasının açlığı yok oldu. Aniden kolcununayakları o kadar da hızlı hareket etmez oldu.

Diyarlar boyunca, Sıkıntılar Zaman'nın en belirgin kalıntısıölü bölgeler diye bilinen bazı alanlardı. Bu alanlarda bütünbüyüler varlığını kaybediyordu. Bu safir taşta öyle bir alanınnegatif enerjisi mevcuttu, yani sihirli enerjiyi çalıp götürenanti-büyüye sahipti. Ne Drizzt'in palalan ya da bileklikleri, neKhazid'hea, ne de drow rahibelerin büyüleri bu negatifkuvvete üstün gelebilirdi.

Page 444: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Sadece bir anlığına oldu, o safir taşı ortaya çıkartmanın birsonucu da büyüyle celp edilen tanar'rinin Madde Düzlem'denazat olmasıydı ve giden Glabrezu safiri de yanına alacaktı.

Sadece bir anlığına Cattibrie'ın arkasındaki tünelde yananateşler söndü. Sadece bir anlığına Gandalug'un ellerini sıkıcabağlayan kelepçeler tılsımını yitirdi. Sadece bir anlığınaBruenor'un etrafını sarmalayan balçık küpü ortadan kayboldu.

Sadece bir anlığma olmuştu. Ama bu süre, asırlarınhiddetiyle yanıp tutuşan Gandalug'un aniden zayıflayankelepçeleri kopartıp atmasına ve Bruenor'un büyülü küpyeniden belirdiğinde etkisinden dışan çıkmış olacak kadarçabuk bir şekilde ileri atılmasına, hücum edip bütün gücüylehaykırmasına yetmişti.

Matron Baenre sertçe yere düştü ve büyü geri döndüğündeuçan diski kafasının üzerinde tekrar belirip havada asılıdurmaya devam etti.

Gandalug sola doğru elinin tersiyle yumruk savurdu,Quenthel'in yüzüne vurdu ve onu duvara doğru geri devirdi.Sonra sağ tarafa sıçradı ve birkaç acı verici ısınk yiyerekBladen'Kerst'in beş başlı yılan kamçısını kavradı.

Yaşlı cüce acıyı duymazdan geldi ve baskıya devanı etti.Şaşkına dönen Baenre kızının üzerine çullandı. Dişi drowunöbür omzunun etrafından uzandı ve serbest ofan eliylekamçının sapını yakaladı. Sonra kamçıyı sıkıca boynunadolayıp dişi drowu kendi acımasız silalııyla boğmaya başladı.İkisi birbirilerine dolanmış bir halde devrildi.

Page 445: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Diyartar'da Matron Baenre kadar büyüyle konman başkabir yaratık daha mevcut değildi. Hiçbir yaratık, hatta kaimpullu, kadim bir ejderha bile, darbelere karşı onun kadar iyikorunamazdı. Ama o kalkanların çoğu şimdi gidivemiş, anti-büyü anında onun elinden alınmıştı. Ve Diyarlar'da, tanıdığıyaslı, işkence çeken cüceyi gördüğünde hiddetlenen BruenorBattlehammer kadar çok küplere binmiş başka bir yaratıkdaha olamazdı. Dostlarının ve sevgili kızının ölmesi, ya dakısa süre içinde ölecek olması karşısında hiddettenköpürmüştü. Ona göre oğlunu ondan alan şeytanlığın vücutbulmuş hali olan o drow rahibeyi gördüğünde hiddettenköpürmüştü.

Baltasını dosdoğru kafesinin üzerine kaldırdı, birçokçentiği olan balta aşağı doğru dalışa geçti ve uçan diskin maviışığını paramparça ederek tılsımını dağıttı. Baltası geri kalanbirkaç büyülü kalkandan birisine çarptığında, enerji dalgalansilahın kafasından sapına ve hiddetli cücenin vücudunayayılarak Bruenor'un canını yaktı.

Hiddet, tılsımlara üstün gelirken ve balta büyülüsavunmaları art arda deşerek geçerken önce yeşil, sonraturuncu ve en sonunda mavi renge büründü. Bruenor acıduyuyor ama bana mısın demiyordu.

Balta, Baenre'nin korunmak için havaya kaldırdığı kolunuyardı, kafatasına girdi, boynunu ve çene kemiğini aşn ve ensonunda drowun narin göğsünün derinlerine kadar gömülüpkaldı.

Quenthel, Gandalug'un sert darbesinin etkisinden silkinerekkurtuldu ve içgüdüsel olarak kız kardeşine doğru yöneldi.

Page 446: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Sonra aniden annesi öldü ve rahibe duvara, arkadakikoridorda bulunan yeşil kenarlı boyut kapışma doğrukoşturdu. Kapıdan geçerken gümüşi bir toz serpiştirdi. Bu toz,kapıyı yok edecek ve duvan yeniden düz, sert bir kaya halinegetirecekti.

Taş içeri doğru kapanmaya ve sert bir engele dönüşmeyebaşladı.

Kapı kapanmadan önce, sadece tılsımlı bilekliklerin hızıylahareket eden Drizzt Do'Urden öteki tarafa geçmeyibaşarabilmişti.

Jarlaxle ile teğmenleri uzakta değildi. Vahşi cücelerden vebir kurt-adamdan oluşan bir grubun, önündeki tünellerdeBaenre'nin diğer seçkin muhafızlarıyla karşılaştığını,cücelerle müttefiklerinin kara elfleri alaşağı ettiğini ve hızlamağaraya doğru çullanmakta olduğunu biliyordu.

O mağaranın arkasındaki tünelde bulunan bir oyukta,kendisine seçtiği yüksek yerde duran Jarlaxle, yaklaşan vahşicücelerin oradaki savaşı çoktan kaçırmış olduğunu arıladı.Quentherin ortaya çıkışı ve Drizzt'in de hemen onun ardındanbelirişi, onları izleyen paralı asker liderine Mithril Salonumacerasının ani bir şekilde son bulduğunu söyledi.

Jarlaxle'ın yanında duran teğmen bir arbalet tabancasıkaldınp Drizzt'e nişan aldı ve görünüşe bakılırsa elindemükemmel bir fırsat vardı. Zira Drizzt'in tüm ilgisi kaçanBaenre evladı üzerindeydi. Kolcu kendisine neyin çarptığımasla bilemeyecekti.

Page 447: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Jarlaxle teğmenin bileğini kavradı ve kolunu zorlayarakaşağı indirdi. Arkadaki tünelleri işaret etti ve akıllan oldukçakansan, ama liderlerine son derece sadık olan grubuylabirlikte sessizce uzaklaştı.

Jarlaxle oradan aynlırken, ölmekte olan Quenthel'in"Kafir!" diye haykırdığını işitti. Elbette ki Drizzt Do'Urden'in—katilinin— yüzüne doğru haykınyor ve itiraz ediyordu.Ama Jarlaxle onun bu sözlerle gayet kolay ve gayet uygun birşekilde kendisini kast etmiş olabileceğini fark etti. Öyleolsundu.

Şafak aydınlık ama soğuktu ve Stumpet ile GümüşŞövalyeler lideri Terrien Doucard Bekçi Vadisi'nin engebeiıyamacından yukarı, neredeyse dimdik olan duvan tırmanırkengit gide daha da soğuklaşıyordu.

"Emin misin?" diye Terrien'e sordu Stumpet. Terrien,parlak kahverengi saçlan ve evvelki gecenin trajedisiyie biledonuklaşmayacak kadar güzel yüz hatlarına sahip bir yarı-elfti.

Şövalye, kafasını hızla sallamaktan gayri cevap vermezahmetine dahi girmedi. Çünkü Stumpet, son yirmi dakikaiçinde aynı soruyu on kereden fazla sormuştu.

"Bu doğru duvar mı?" dedi Stumpet, lüzumsuzsorularından birisini daha tekrarlayarak.

Terrien başını salladı ve "Yaklaştık," diye cüceyi temin etti.

Page 448: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Stumpet küçük bir çıkıntıya geldi ve sırtını duvarayaslayarak, ayaklan vadi zeminine inen beş yüz metrelikuçurumun üzerinde havada durarak aşağı kaydı. Şu andaaşağıda, vadide bulunması ve çok sayıdaki yaralıya yardımediyor olması gerekliğini hisselti. Ama eğer şövalyenin onasöylediği şey doğruysa, eğer Gümüşay Hanımı Alustriel orayadüştüyse, o zaman bu yolculuk Stumpet Rakingclaw'ın hayatıboyunca tamamladığı en önemli görev olacaktı.

Terrien'in debelendiğini gördü, eğilip aşağı uzandı ve onukoltuk altından bir kanca gibi yakaladı. Stumpet'in güçlükasları gerildi ve narin şövai-yeyi kolayca çıkıntıya çekti.Sonra da onu duvarda yanına getirip duvara yasladı. Hemyan-elf hem de cüce nefes nefeseydi, ağızlarından çıkanbuharlar önlerinde havaya yükseliyordu.

"Vadiyi koruduk," dedi Stumpet neşeyle, yan-elfinyüzündeki ıstırap dolu ifadeyi yumuşatmaya çalışarak.

"Eğer Bruenor Battlehammer'ın öldüğünü görseydin.kazandığın zafere değer miydi?" diye yanıtladı yan-elf, ayazhavadan dolayı çenesi biraz takırdayarak.

"Alustriel'in ölüp ölmediğini bilmiyorsun!" diye yapıştırdıcevabı Stumpet ve sırtındaki çantayı çıkartıp içinikarıştırmaya başladı. Bunu yapmadan önce bir süre beklemekistemiş, Alustriei'in savaş arabasının düştüğü söylenennoktaya yaklaşmayı umut etmişti.

Mithril gümüşünden yapılmış küçük bir kase çıkarttı veşişkin bir su tulumunu kafasının üzerinden çekerek omzundanaldı.

Page 449: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Muhtemelen donmuştur," diye belirtti hüzünlü elf, tulumuİşaret ederek.

Stumpet burnundan soludu. Cücelerin kutsal suyudonmazdı, en azından karışımı tatlandırmak üzere yüzdedoksan oranında koyduğu alkol sayesinde Stumpet'inhazırladığı içki donmazdı. Su tulumunun mantarını açtı vealtın renkli sıvıyı mithril kaseye boşaltırken ritmik sözlersöylemeye başladı. Şanslıydı —bunu biliyordu— zira azmesafe ötedeki bir yeri gösteren büyüsünün görüntüleri her nekadar bulanık ve kısa süreli olsa bile, Stumpet bu bölgeyitanıyordu ve işaret edilen çıkıntıyı nerede bulacağınıbiliyordu.

Süratli ve pervasız bir tempoyla tekrar yola koyuldular,Stumpet ise kasesini ve su tulumunu yerden alma zahmetinedahi girmedi. Yan-elfin ayağı bir kereden fâzla kaydı ve herseferinde Stumpet'in güçlü eli onu bileğinden kavradı.Stumpet de bir kereden fazla aşağı düşer gibi oldu ve TerrienDoucard'ın hızlı eileri her seterinde ikisi arasındaki İpisağlamlaştırmak için kayalara dağcı kazıklan çaktı ve onukurtardı.

En sonunda çıkıntıya vardılar ve Aiustriel'i üşüyüp kaskatıkesilmiş bir halde yatarken buldular. Büyülü savaş arabasınınorada bulunmuş olduğuna dair fek işaret, arabanın çarparakindiği yerde, yani çıkıntının zemininde ve dağ duvarınınüzerinde bulunan yanık izleriydi. Arabadan geriye hiçbirparça kalmamıştı, zira savaş arabası tamamıyla büyüyleyaratılmış bir şeydi.

Page 450: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Yarı-elf yerde yatan liderine doğru koşturdu ve Alustriel'inbaşını nazikçe bir kolunun üzerine yatırdı. Stunpet kemerkesesinden küçük bir ayna çıkarttı ve onu hanımın ağzınınönüne tuttu.

"Yaşıyor!" diye bildirdi cüce, çantasını Terrien'e doğrufırlatarak Bu sözler sanki yardımı ateşlemiş gibiydi.Alustriel'in başını hafitçe çıkıntıya yatırdıktan sonra sırtçantasına elini daldırıp yırtarcasma birkaç kaim battaniyeçıkarttı ve hanımın etrafina sardı. Sonra da Alusfriel'inç»plak, üşümüş ellennı hızlı hıdı ovalamaya başladı. Busırada Stumpet, iyileştirme ve isi büyülen için tannlannaseslendi ve içinde bulunan tüm enerjiyi Gümüsav'mmuhteşem lideri için harcadı.

Beş dakika sonra Leydi Alustriei güzel gözlerini açtı. Derinbir nefes aldı ve tıtel,, sonra ne Stumpet'in ne de şövalyeninduyamadığı bir şeyler fisddadı. Bu sebeple yan-elf daha daöne eğildi ve kulağını faannnm ağzının önüne kadar getirdi.

"Dayandık mı?"

Temen Doucard yüzünde kocaman bir gülümsemeyledoğruldu Bekçi Vadisi bizimdir!" diye bildirdi ve Alustriel'ingözleri parladı Sonra huzur a uyudu. Bu çalışkan cücerahibenin onu S.cak ve iyi tutacağından emindi, aynca kendikaderi her ne olursa olsun, daha önemli olan iyiliğe hizmetettiğini bildiği içki İçi rahattı.Tüm iyi halkların iyiliği için.

Page 451: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

SON DEYİŞ

Berg'inyon Baenre, Jarlaxle ile Bregan D'aerthe askerleriniMithril Salonu'ndan çok uzakta, yüzeyin çok altında kendisinibeklerken bulduğuna hiç şaşırtnadı. Berg'inyon, savaşın terkedildiği haberlerini aldığı anda, faydacı paralı askerin demuhtemelen savaştan kaçan drowlann arasında olacağını farketmişti.

Methil, Berg'inyon'un yaklaştığı konusunda Jarlaxle'ıhaberdar etmişti ve paralı asker lideri, Matron Baenre'ninoğlu, ilk evin silah ustası olan Berg'inyon'un da savaşı terkedip kaçtığını öğrenince hakikaten şaşırmıştı. Paralı asker,Berg'inyon'un savaşarak Mithril Salonu'na gireceğini veannesinin Öldüğü gibi Öleceğini sanmıştı.

Yani ahmakça.

"Savaş kaybedildi," diye belirtti Berg'inyon. Kendisindenemin olamayarak Methil'e baktı. Zira iilithidin burada, ailereisinden bu kadar uzakta olacağını hiç tahmin etmemişti.İilithidin bariz yaralan—gevşekçe duran bir kolu, ahtapotkafasının yanındaki geniş bir delik ve o delikten sızmış beyinparçacıkları— da Berg'inyon'u hazırlıksız yakalamıştı. Zirakimsenin Methil'i yakalayıp da ona böyle zarar verebileceğinisanmazdı.

Page 452: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

"Annen öldü," diye cevap verdi Jarlaxle açık açık, gençBaenre'nin ilgisini yaralı illithidden ayırarak. "İki kız kardeşinve Anro'pol Dyrr da öyle."

Berg'inyon hiç de şaşırmış gibi görinmeyerek başını salladı.

Jarlaxle, bu sonuncu ismi kalleden kişinin Matron Baenreolduğundan bahsedip bahsetmeıneyi düşündü. Bu kicükbilgiyi ileride Berg'inyon'a karşı kullanabileceğine karar verdive düşüncesini kendisine sakladı.

"Mithril Salonu'nun aşağı kapısı önünden geri çekilişimatron Zeerith Q'Xoriarrin yönetti," diye devam etti paralıasker.

"Ve benim birliğim ise doğu kapısnı aşmayı deneyipbaşarısız olan drowlan yakaladı," diye ekledi Berg'inyor.

"Ve sen de onlan cezalandırdın mı?' diye sorguladı Jarlaxle,zira hâlâ Berg'inyon'un bu konudaki hislerinden, orunburadaki tünellerde bir savaşa daha girip girmeyeceğindenemin değildi.

Berg'inyon cezalandırma fikriyle alay etti ve Jarlaxle birazdaha rahat nefes aldı.

Birlikte yola devam ettiler, Menzoberranzan'ın dahakaranlık ve daha rahat olan yollarına doğru. Kısa süre sonraZeerith ve emrindeki orduyla birleştiler ve günler geçtikçesaflara bir sürü kışka kara elf ve köle de katıldı. Tamı tamınaiki binden fazla drow —ki dörtte biri Baenre askerleriydi—Mithril Salonu saldırısında can vermişti. Bu sayının iki katı

Page 453: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kadar köle öldürülmüştü; çoğu dağlarda, Dördüncü Zirve'ningüney yamacında ve Bekçi Vadisi'nde katledilmişti. Ve bir okadar da köle savaşların ardından kaçmış, ya yüzey dünyasınadağılmış ya da diğer koridorlara girmişti. Bunlar, drowlarakölelik edip işkence görmektense yukarıdaki yabancıdünyada, ya da Karanhkaltı'nın vahşi diyarında şanslarınıdenemeyi tercih edenlerdi.

İşler hiç de Matron Baenre'nin planlauğı gibi gitmemişti.

Sessiz ordu yoluna devam ederken Berg'inyon saflarınarasına katıldı ve birliğin başını çekmesi için Zeerith'e izinverdi.

O günün ilerleyen saatlerinde, ordu kırık mağaralar vebirbirine bağlanan kısa tünellerle dolu bir alanda molaverdiğinde, genç silah ustasının yanına gelen Jarlaxle,"Menzoberranzan’ın, Matron Baenre'nin hatasını atlatmasıbirçok yıl alacak," diye belirtti.

Berg'inyon buna itiraz ermedi ve hiçbir hiddet emaresigöstermedi. Jariaxle'ın sözlerinin doğru olduğunu anlyor veönlerindeki günlerde Baenre Evi'ni birçok sorununbekleyeceğini biliyordu, Matron Zeerith hiddettenköpürmüştü ve bu faciayı Öğrenince Mez'Barris Amigo ilediğer matron analar da öyle olacaktı.

"Teklifim hâlâ geçerli," dedi Jarlaxle ve mağaradan ayrılıpBerg'inyon'u kendi düşünceleriyle başbaşa braktı.

Berg'inyon, Baenre Evi'nin muhtemelen hayatta kalacağınıdüşünüyordu. Triel hükümdarlığı ele geçirecekti ve beş yüz

Page 454: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

tane yetenekli asker kaybetmiş olmalarına rağmen, dahayaklaşık iki bin askerleri vardı ve bu sayılara üç yüzden fazlameşhur kertenkele süvarisi de dahildi. Matron Baenre kendievinin dışında da geniş bir ittifak ağı örmüştü. Bu facia veBaenre'nin öiümü dahi muhtemelen ilk evin ayağınıkaydıramayacaktı.

Fakat gerçekten de sorun yaşanacaktı. Matron Baenre herşeyi sağlamlaştıran kuvvetti. O öldüğüne göre Baenre Evi obaş belası Gromph'tan ne bekleyebilirdi?

'Peki ya Triel?' diye düşündü Berg'inyon. Ablasınıntasarılarında o nereye geçecekti? Şimdi kendi çocuklarınıyetiştirme ve onları güç mevkilerine yerleştirme konusundaserbestti. Ondan doğan ilk erkek evlat ya evin büyücüsüolarak yetiştirilecek ya da Berg'ınyon'un silah ustası mevkiineaday olacaktı.

Peki o zaman Berg'inyon'un ne kadar vakti vardı? Elli yılmı? Yüz mü? Bir kara elf ömrü için uzun süreler değildibunlar.

Berg'inyon kemerli yola doğru döndü, uzaklaşan paralıaskere baktı ve Jarlaxle'ın kendisine sunduğu teklifi, BreganD'aerthe'ye katılma teklifini dikkatle düşündü.

Mithril Salonu karışık duygularla, ölüler için dökülenyaşlar ve zafer için duyulan neseyie dolu bir yer halinialmıştı. Herkes Besnell'in, Firble'ın, Regweld Harpel'in veyiğitçe ölen diğer bir sürü kişinin yasını tutuyordu. Ve herkesKral Bruenor ile kudretli müttefiklerine; Cesur Berklhgar'a,hâlâ feci yaralarını iyileştirmekte olan Leydi Alustriel’e ve

Page 455: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

hem Yeraltıkent'in hem de Bekçi Vadisi'nin kahramanı olanStumpet Rakingclaw'a tezahürallar yapıyordu.

Ve herkes, hepsinden çok, mezardan geri dönmüş olanBattlehammer Klanı'nın atası Gandalug Battlehammer içintezahürat yapıyordu. Bruenor' un kendi atasıyla karşılaşması.Krallar Salonu'ndaki ilk büstün canlanması, cüce için nekadar da garipti!

İki cüce, tesisin üst katlarındaki taht odasına yan yanaoturuyordu. Onların sağ tarafında Alustriel (ki Stumpet,Gümüşay Hanımı'nın sandalyesinin yanında diz çökmüşduruyor ve biraz dinlenmesi için hanımın beyninin etiniyiyordu!) ve sol tarafında ise Berkthgar duruyordu.

Cüce tesisinde, Yeraltıkenf ten taht odasına kadar her yerdekutlamalar hakimdi. Bir araya toplanma ve veda edipayrılmayla geçen bir süreydi bu.

Belwar Dissengıılp ile Bruenor Battiehammer da ensonunda bu süre içinde tanıştılar. Alustriel'in dif sorunlarınıortadan kaldıran büyüsü sayesinde ikisi, Blingdenstone veMithril Salonu arasında asırlarca sürecek bir ittifak kurmayıbaşardılar ve drow dostları hakkında birbirilerine hikayeleranlatma olanağı buldular —özellikle de Drizzt, onlarınkendisinden bahsettiğini anlayabileceği kadar yakınlardadolaşırken.

"Benim sinirimi bozan şey o lanel kedisi," diye söylendiBruenor bir keresinde, Drizzt'in duyabileceği kadar yüksekbir sesle.

Page 456: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drow aylak aylak yürüyerek yaklaştı, tahtların bulunduğukaideye ayağını dayadı ve dizinin üzerine doğru eğilipBelwar'a yaklaştı. "Guenhwyvar Bruenor'la dalga geçipdurur," dedi Drizzt Drow dilinde. Belwar'ın biraz birazanladığı, ama Alustriel'in büyüsünün Bruenor'a tercümeetmediği bir lisandı bu. "Sık sık cücenin üzerinde uyur da."

Kendisi hakkında konuştuklarını bilen, ama tek bir kelimedahi anlamayan Bruenor itiraz içinde söylendi —ve drowlisanını biraz bilen Gandalug da neşeli sohbete katılınca dahada gürültülü bir şekilde protesto etti.

"Ama kedi kesinlikle oğlumun, oğlunun, oğlunun, oğlunun,oğlunun, oğlunun, oğlunun kafasını yastık olarakkullanmıyordur!" diye bağırdı yaşlı cüce. "Çok sert. Çok, çoksert!"

"Moradin adına, lanet kara elflerle gitmeliydim," diyehomurdandı, pes eden Bruenor.

Bu sözler yaşlı Gandalug'u kendisine getirdi ve yüzündekineşeyi göz açıp kapayıncaya kadar silip götürdü.

İşte Mithril Salonu'ndaki kutlamalar böyleydi; hem iyi,hem de kötü olan güçlü duygularla dolu bir zamandı.

Cattibrie bütün bunları kenardan izliyor, kendisinitoplumdan kopmuş ve yabancılaşmış hissediyordu. Kesinliklezafer onu heyecanlandırmış, daha önce tanıştığı svırfiıeblilerilgisini çekmişti. Ve babasının klanının atasının, kendikurduğu cüce tesisine mucizevi bir şekilde geri dönüşü onunilgisini daha da çok çekmişti. Fakat bu heyecan verici hislerle

Page 457: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

birlikte, aynı zamanda genç kadının içinde bir bitiş hissi devardı. Mithril Salonu üzerindeki drow tehdidi bu seferlik sonaermişti ve Mithril Salonu ile bütün komşuları, hatta Nesmearasında yeni, güçlü ittifaklar kurulacaktı. Ayrıca Bruenor ileBerkihgar simdi eski dostlar gibiydi, hatta Bruenor birkaçmuhabbette, Aegis-fang'i kullanması için barbara izinverebileceğini dahi söylemişti.

Cattibrie bunun olmamasını umuyor ve olacağını da peksanmıyordu. Cattibrie'a göre, Bruenor bu cömert teklifikendisine esasında hiçbir şeye mal olmayacağını düşündüğüiçin sunuyordu. Berkthgar'ın Bekçi Vadisi'ndekİ basanlarınınardından, kendi silahı Bankenfuere de Konaktaşı halkısavaşçıları arasında efsane olmaya adaydı.

Berkthgar'ın marifetleri her ne olursa olsun, Cattibrie'a göreBankenfuere asla Aegis-fâng'e rakip olamazdı.

Sessiz ve düşünceli olmasına rağmen Cattibrie somurtkanve duygusal değildi. Mithril Salonu'ndaki diğer herkes gibi oda savaşla yoğrulmuştu, dünyanın kurallarını kabul ediyorduve savaş sonrasında ortaya çıkan iyilikleri görebiliyordu. Birgrup svirfhebli, bir diğer sarhoş cüce grubuna taşlardakititreşimleri duymayı öğretmeye çalışırken ve tam anlamıylakafalarındaki azıcık saçı da yolarken Cattibrie kahkahayıbasmıştı. Regis, iki kolunun altında bir sürü yemekle veyeleğinin düğmeleri patlayacak kadar çok yiyip şişmiş birhalde aniden taht odasına dalınca Cattibrie'ın attığı kahkahadaha da yüksekti.

Ve en fazla güldüğü şey ise, Bidderdoo Haıpel'in yanındanhızla koşup geçmesi, Thibbledorf Pwent'in ise sihirbazın

Page 458: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ardından dizleri üzerine çökmüş bir şekiİde sürünerekkendisini ısırtması için Bidderdoo'ya yalvarmasıydı!

Ama bu kahkahaların ardında düşünceli bir yalnızlıkmevcuttu. Gözlerini geniş dünyaya yeni açmakta olan birkadına hiç iyi gelmeyen ve beynini kemirip duran bir sonaermişlik hissiydi bu.

Cehennem'in dumanlı pisliği arasında oturan balor Errtu,biçimli drow, yani zarif felaket onun mantar tahtınayaklaşırken nefesini tuttu.

Errtu, Lloth'tan ne umması gerektiğini bilemiyordu; ikisi defaciaya tanık olmuştu.

Balon drowun dumanlar arasından çıkıp gelişini izledi.Vaat ettiği armağan olan esiri de yanında getirdiğini gördü.Gülümsüyordu, ama Leydi Kaos'un yüzündeki gülümsemeninne manaya geldiğini kimse kestiremezdi.

Kendisine emredildiği gibi davrandığından emin olanErrtu, dimdik ve mağrur bir edayla oturdu. Eğer Lloth bufacia için onu suçlamaya kalkarsa Errtu itiraz etmeyekararlıydı, Fakat eğer Glabrezuyla birlikte yolladığı anti-büyütaşını bir şekilde öğrendiyse ...

"Ödülümü getirdin mi?" diye gürledi balor, heybetli birhava yaratmaya çalışarak.

"Elbette. Errtu," diye yanıtladı Örümcek Kraliçe.

Page 459: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Errtu boynuzlu, iri kafasını yana yatırdı. Lloth, esiritahtında oturan devasa balora doğru iterken ne ses tonunda nede hareketlerinde hiçbir hile emaresi yoktu.

"Memnun gibi görünüyorsun," diye belirtmeye cüret ettiErrtu.

Lloth'un gülümsemesi neredeyse kulaklarına kadar yayıldıve Errtu işte o zaman anladı. Memnundu tabii! o yaşlı rezil, oacımasızların en acımasızı sonuçlan memnundu, MatronBaenre artık yoktu, Menzoberranzan'dald düzen de öyle.Drow şehri şimdi büyük bir kaos içinde olacaktı; hükümdaraileleri arasında çıkacak olan heyecan verici ev savaşları,entrikalardan örülmüş örümcek ağlan, kat kat yalan vehainlik.

"Bunun olacağını ta başından beri biliyordun!" diye suçladıbalor.

Lloth kahkahayı basn. "Bu sonucu tahmin etmiyordum,"diye Errtu'yu temin etti. "Errtu'nun, kovulma hükmünükaldırabilecek kişiyi koruma konusunda bu kadar hünerliolacağını hiç tahmin etmiyordum."

Balonun gözleri fal taşı gibi açıldı ve devasa köselekanatlan sırtına doğru kıvrıldı; bu sembolik ve etkisiz birsavunma hareketiydi.

"Korkma, iblis müttefikim," diye kedi gibi mınldandıLloth. "Kazanında kendini aklaman için sana bir şansvereceğim."

Page 460: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Errtu kısık sesle hırladı. Örümcek Kraliçe ondan şinıdi negibi bir iyilik istiyordu?

"Korkanrn ki önümüzdeki senelerde meşgul olacağım,"diye devam etti Lloth, "Menzoberranzan'daki karmaşaya sonvermekle uğraşacağım da."

Errtu burnundan soludu. "Bunun olmasını asla istemezsin,"diye yanıtladı.

"Peki, öyleyse kaımaşayı izlemekle meşgul olacağım," diyeİtiraf etti Lloth. Neredeyse aklına sonradan gelen birdüşünceyle birlikte ekledi, 'Ve tabii benim için yapmangereken şeyi de izleyeceğim."

İblis tekrar hırladı.

"Serbest kaldığında, Errtu," dedi Lloth açıkça, "DrizziDo'Urden'i acımasız kamçının kayışianyla yakaladığında, onuyavaşça, acı çektire çektire öldür ki attığı her çığlığıduyayım!" Bundan sonra Örümcek Kraliçe kollarını havayakaldırdı ve çatırdayan kara bir enerji huzmesi içinde kaybolupgitti.

Errtu'nun dudakları şeytani bir gülümseme alarak kıvrıldı.Sefil esire, Drizzt Do'Urden'in iradesini ve cesaretini karacakolan anahtara baktı. Görünüşe bakılırsa, bazen ÖrümcekKraliçe çok da fazla şey istemiyordu hani.

Zaferin üzerinden iki hafta geçmişti ve Mithnl Salonu'ndakutlamalar hâlâ sürüyordu. Birçoğu ayrılmıştı. İlk olarakKesme birliğinden geri kalan iki insan, Uzunatlılar ve Harkle

Page 461: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ile Bella don DelRoy gitmişti (fakat Pwent, en sonundaBidderdoo'yu biraz daha kalmaya ikna etmişti). Ondan sonraAlustriel ile Gümüş Şövalyeleri'nin geri kalan kısmı, yaniyetmiş beş savaşçı, Gümüşay'a doğru yolculuklarınabaşladılar. Hepsinin başları dimdikti, hanım siyasi rakiplerininmeydan okumalarını kabul etmeye hazırdı ve Kral Bruenor'unyardımına koşmakla doğru işi yaptığından emindi.

Fakat svirhebliler ayrılmak için acele etmiyor,Battlehammer Klanı'nm dostluğunun tadını çıkartıyorlardı.Konaktaşı halkı ise Mithril Salonu'nun son bal likörü damlasıda tüketilene kadar içeride kalmaya ant içmişti.

Cüce tesisindeki dağın çok aşağısında, soğuk ve rüzgarlıbir çayırda, Cattibrie safkan bir kır atın üzerindeoturmaktaydı, savaş sırasında şehit edilen Gümüşayşövalyelerinden birisinin atıydı bu. Sessizce ve kendindenemin bir şekilde oturuyordu, ama kafasını kaldırıp MithrilSalonu'na baktığında kalbinde hissettiği sızı hiç de az değildi.Gözleri dağların kayalıklı patikalarını taradı ve bir atlınınaşağı doğru indiğini gördüğünde Cattibrie hiç şaşırmadangülümsedi.

"Beni takip edeceğini biliyordum," dedi Drizzt Do'Urden'e,kolcu kendisine yaklaştığında.

"Hepimizin yeri bellidir," diye yanıtladı Drizzt.

"Ve şu anda benim yerim Mithril Salonu değil," dediCattibrie sertçe. "Fikrimi değiştiremezsin!"

Page 462: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Drizzt uzun bir süre duraksayıp kararlı genç kadına baktı."Bruenor iie konuştun mu?" diye sordu.

"Elbette," diye çıkıştı Cattibrie. "Desturunu atmadanbabamın evini terk edeceğimi mı sanıyorsun yoksa?"

"Hiç şüphesiz ki, gönülsüzce verilen bir destur," diyebelirtti Drizzt.

Cattibrie semerinin üzerinde doğruldu ve çenesini sıktı."Bruenor'un yapacak çok işi var," dedi. "Ve yanında sen veRegis varsınız..." Duraksadı ve Drizzt'in semerine bağlanmışolan ağır çantayı fark ederek sözünü yuttu. "Ve Gandalug ileBerkthgar da yanında," diye bitirdi. "Daha kimin yöneteceğive kimin oturup izleyeceğini dahi kararlaştırmadılar, fakattahminimce Gandalug, Bruenor'un kral kalmasına izinverecektir."

"Bu daha akıllıca bir iş olurdu," diye hemfikir oldu Drizzt.

Aralarında uzun bir sessizlik anı yaşandı.

"Berkthgar ayrılmak hakkında konuşuyor," dedi Drizztaniden, "Buzyeli Vadisi'ne ve halkının kadim adetlerine geridönmek hakkında."

Cattibrie başıyla onayladı. Bu söylentileri işitmişti.

O rahatsız edici sessizlik yine yasandı. Cattibrie ensonunda gözlerini drowdan ayırdı. Drizzt'in kendisiniyargıladığını düşündü, şüphe içine düştüğü o anda Bruenoriçin berbat bir evlat olduğunu; hem berbat, hem de bencil

Page 463: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

olduğunu düşündü. "Babam beni durdurmaya çalışmadı," diyekesin bir tonlamayla konuştu, "ve sen de bunu yapamazsın!"

"Buraya seni durdurmaya çalışmak için geldiğimisöylemedim," diye sakince yanıtladı Drizzt.

Cattibrie duraksadı, aslında hiç şaşırmamıştı. Bruenor'aayrılacağım, Mithrii Salonu'ndan bir süreliğine dışarı çıkmakve dünyanın harikalarını gezip görmek istediğini ilksöylediğinde, huysuz cüce öyle bir böğürmüştü ki, Cattibrietaş duvarların kafalarına çökeceğini sanmıştı.

İki gün sonra yine karşılaşmışlardı, bu sefer Bruenor çokfazla kutsal cüce suyu içmişti ve Cattibrie'ı şaşırtıprahatlatacak şekilde çok daha mantıklı davranmıştı. Kızınınyüreğim biliyordu ve sert sesi bunları söylerken çatlasa bile,kızının kalbinin sesini takip etmesi gerektiğini, dünyaya açılıpkim olduğunu ve dünyada kendisini nereye koyacağınıöğrenmesi gerektiğini anladığını söylemişti. Cattibrie onun busözlerinin Bruenor için alışılmadık derecede anlayışlı vefelsefi olduğunu düşünmüştü ve şimdi Drizzt ile karşıkarşıyayken, sözlerin asıl kaynağının kim olduğunuanlayıverdi. Şimdi onların iki görüşmesinin arasında,Bruenor'un kiminle konuşmuş olduğunu biliyordu.

"Seni o yolladı," diye suçladı Drizzt'i.

"Sen ayrılıyorsun, ben de öyle," diye kayıtsızca yanıtladıDrizzt. "Geri kalan günlerimi tünellerde geçirmezdim," dediCattibrie, aniden içini dökmesi gerektiğini, yuvasını terk etmekaran aldığından beri onu kemiren suçluluk duygusunu dışavurması gerektiğini hissederek. Etrafına bakındı ve uzaktaki

Page 464: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

ufku taradı. "Daha göreceğim çok şey var. Bunu kalbimdebiliyorum. Bunu Wuİfgar'uı..."

Duraksadı, iç geçirdi ve çaresizce Drizzt'e baktı. "Ve benimiçin de çok şey var," dedi drow, yüzünde muzip bir sırıtışla,"çok şey"

Cattibrie omzunun üzerinden geriye, batıya, güneşin dahaşimdiden inişe geçtiği yöne doğru baktı.

"Günler kısa," diye belirtti, "ve yol uzun."

"Sadece senin uzattığın kadar uzun," dedi Drizzt ona,bakışlarını lekrar kendi üzerine çekerek. "Ve günler de sadeceonlara izin verdiğin kadar kısa." Cattibrie, bu son sözlerianlamayarak ona merakla baktı, Drizzt açıklamayabaşladığında sırıtmaktaydı ve en az Cattibrie kadarheyecanlıydı. "Bir dostum, yaşlı ve kör bir kolcu, bana birkeresinde, batıya doğru yeterince hızlı at sürebilirsen güneşinsenin için asla batmayacağını söylemişti."

O bu sözleri bitirirken, Cattibrie kıt atını döndürmüş vedonmuş çayırlarda batıya doğru dört nala koşturmayabaşlamıştı. Nesme'ye ve onun ötesinde Uzunsemer'e doğru,Kalıç Sahili'ndeki güçlü şehir Derinsu'ya doğru. Semerindeöne doğru eğilmişti, alı hızla koşuyordu, pelerini rüzgarlaarkasında savrulup duruyor ve gür kestane rengi saçlarıçılgınlar gibi uçuşuyordu. Drizzt kemerindeki keselerdenbirisini açü ve oniks panter heykelciğine baktı. 'Kimsekendisine daha iyi yol arkadaşlan isteyemez,' diye düşündü.Dağlara, dostunun kral olduğu Mithril Salomı'na son bir kezdaha baktıktan sonra küheylanını mahmuzladı ve dört nala

Page 465: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Cattibrie'ı takip etmeye başladı.Batıya ve engin dünyanınmaceralarına doğru.

ÖNDEYİŞ

Güzel, biçimli ve açık tenli bir dilberdi. Gür ve parlaksaçları çıplak sırtının yansına kadar dökülüyordu. Cazibesiniaçıkça, küstahça sergiliyor ve yumuşak bir dokunuşla onuetkiliyordu. O kadar yumuşaktı ki... Hafifçe sürtünüp geçenküçük parmaklan çenesine, yanağına ve boynuna değiyordu.

Kontrolü elinde tutmak için mücadele ederken, birçokyıldan sonra içinde kalan bütün irade kırıntılarıyla bu cazibelidilbere karşı savaşırken vücudundaki bütün kaslar gerilmişti.

Artık neden direndiğini dahi bilmiyordu. Diğer dünyanın,yani gerçek dünyanın kendisine sunacağı hangi değerlerinonun inadını körüklediğini hatırla-yamıyordu. Bu melonda"doğru" ve "yanlış" neydi? Zevkin bedeli ne olabilirdi?

Daha verebilecek neyi kalmıştı?

Hafif dokunuş devam etti; titreyen kaslarını gevşetiyor,parmakların dokunduğu yerlerde derisinin üzerinde ürperti

Page 466: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

noktacıkları bırakıyordu. Onu çağırıyordu. Teslim olmasınıemrediyordu.

Teslim olmasını.

İrade gücünün çekilip gittiğini, inadına karşı çıktığınıhissetti. Direnmenin hiçbir mantığı yoktu. Yumuşak çarşaflarave rahat bir döşeğe sahip olabilirdi; kokudan -yıllar geçmişolmasına rağmen bir türlü alışamadığı o leş gibi kokudan-kurtulabilirdi. O bunu büyüsüyle yapabilirdi. Buna sözvermişti.

Hızla aşağı doğru düşerken gözlerini yan yanya kapadı vedokunuşun öncesinden daha güçlü bir şekilde devam ettiğinihissetti.

Bir hırıltı, yabani ve hayvansı bir ses işitti.

Şimdi dilberin ötesine bakıyordu. Bir çıkıntınınkenanndaydılar; sanki canlıymış gibi sarsılan, kahkahalar atıponunla o!alga geçen, kırık ve engebeli bir arazinin üzerindekisayısız çıkıntıdan birisiydi bu. Yüksekteydiler, bunubiliyordu. Çıkıntının ötesindeki uçunun genişti, fakaikenarından bakınca birkaç metre ötesini göremiyordu. Tümyer şekilleri, girdap gibi dönüp duran ebedi bir griliğin,dumanlı bir kasvet perdesinin içinde kaybolmuştu.

Cehennem.

Şimdi hırlama sırası ondaydı. Bu yabani, ilkel bir sesdeğildi. Aklın ve ahlakın, eskiden olduğu kişiden geriye kalano küçücük kıvılcımın bir ürünüydü. Dilberin elini kavradı ve

Page 467: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

onu büküp çevirerek kendisinden uzaklaştırdı. Dilberin karşıkoyarken gösterdiği güç adamın bütün hafızasını canlandırdı.Zira bu doğa üstü bir şeydi, kadının küçük vücuduylabaşarabileceğinin çok ötesindeydi.

Yine de o daha güçlüydü. Böylece kadının elini zorlauzaklaştırıp öbür tarafa çevirmeyi başardı ve bakışlarını onakenetledi.

Kadının gür saçlan biraz değişmiş, beyaz ve küçükboynuzlarından birisi saçların arasından dışarı çıkmıştı.

"Yapma bunu aşkım," diye işveyle mırıldandı. Kadınınyalvarışının ağırlığı neredeyse ona üstün gelecekti. Tıpkıfiziksel gücü gibi sesi de doğaüstüydü.

Sesi cazibenin, hilekarlığın, bütün bu mekanın aslenkendisi olan o koca yalanın bir simgesiydi.

Adamın dudaklarından bir feryat sızı verdi ve kadını bütüngücüyle geri doğru çekip çıkıntının kenarından aşağı fırlattı

İri yarasamsı kanatlar açıldı ve succubus* ona gülerekhavada süzüldü. Açılan ağzı, eğer yenilseydi boynunu ısırıpdelecek olan feci dişlerini gözler ününe serdi. Dişi iblis onagülüyordu ve adam, direnmiş olmasına rağmen galipgelmediğim, asla galip gelemeyeceğini biliyordu. Bu seferneredeyse iradesini kırmayı başarmış, onu alt etmeye biröncekinden daha çok yaklaşmıştı ve bir sonrakinde daha dayaklaşacaktı. İşte bu yüzden ona gülüyor, onunla alayediyordu. Hep alay ediyordu!

Page 468: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

* Ç.N: succubus; kurbanına cazibesiyle işkence eden bir tanar'n türü

Bunun bir sınav olduğunu fark etti, her zaman bir sınavolurdu. Bunu kimin tasarladığını biliyordu ve bir kamçı sırtınıyarıp onu yere devirdiğinde hiç şaşırmadı. Büzüşüp kendisinikorumaya çalıştı, etrafında yükselen yoğun ısıyı hissetti, amahiçbir kaçış olmadığını biliyordu.

İkinci bir kırbaç darbesi, adamın uçurum kenarına doğrusürünmeye başlamasına sebep oldu. Sonra üçüncü darbe geldive adam çıkıntının kenarını kavradı, haykırdı ve kendisiniçekerek aşağı fırlattı. Uçurumdan aşağı çakılmak vevücudunu kayalara çarpıp parçalanmak istiyordu. Çaresizceölümü arzuluyordu. Üzerinden dumanlar tüten koyu kurmapullan ve şişkin kaslarıyla, yedi metre boyundaki büyük balorErrtu, kayıtsızca uçurum kenanna yürüdü ve ona doğruuzandı.

Adamın düşüşü yavaşladı, sonra tamamen kesiliverdi.Efendisi tarafından yukan çekilen telekinetik ağa yakalanmışbir halde yükselmeye başladı. Kamçı onu bekliyordu ve birsonraki darbe -şükür ki- adamın kendisinden geçipbayılmasına sebep oldu.

Errtu kamçının kayışlarını geri çekmedi. Balor, aynıtelekinetik enerjiyi kullanarak kayışları kurbanının etrafınadoladı ve onu şuaca sarmaladı. Errtu isterik bir şekilde gülensuccubusa baktı ve başıyla takdir etti. Bugün iyi iş çıkartmıştı.

Bayılan adamın görüntüsü karşısında dişi iblisin altdudağından salyalar süzülüyordu. Ziyafet çekmek istiyordu.Onun gözünden bakılırsa, yemek sofrası hazırlanmıştı ve

Page 469: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

kendisini bekliyordu. Kanatlarını tek bir çırpışı, dişi iblisiçıkınımın üzerine geri indirdi ve succubus ihtiyatla, balonınsavunmasını aşmanın bir yolunu arayarak yaklaştı.

Errtu onun yaklaşmasına, daha da yaklaşmasına izinverdikten sonra kamçısına hafifçe asıldı. Kurbanı garip birşekilde hopladı ve balorun ebedi alevlenilin dışına çıktı. Errtuyana doğru bu adım anı ve iri vücudunu kurban ilesuccubusun arasına yerleştirdi.

"Yapmalıyım," diye cıyakladı dişi iblis ve yarı yarıyayürüyüp uçarak biraz daha yaklaşmaya cüret etti. Aldatıcı birşekilde zarif olan elleri ileri uzandı ve dumanlı havayıkavrayarak kapandı. Dişi iblis titriyor ve sık nefes alıyordu.

Errtu yana adım attı ve dişi iblis daha da yaklaştı.

Balorun kendisiyle alay ettiğini biliyordu, ama bunaarkasını dönüp gidemezdi, karşısında çaresizce yatan buadamın halini görmezden gelemezdi. Cezalandırılacağınıbildiği için bir kez daha cıyakladı, ama duramazdı.

Hafifçe dolambaçlı bir yol takip eden dişi iblis, balorunyanından geçti. Tekrar cıyakladı ve hızla ileri koşup Errtu onudefetmeden önce en azından kurbanın şöyle bir tadınabakabilmek için ayaklarını sıkıca yere sabitledi.

Errtu'nun kolu ileri doğru savruldu, elinde şimşektenoluşmuş bir kılıç vardı. Kılıcı havaya kaldırıp bir emir sözüsöyledi ve çarpan yıldırımın gücüyle birlikte zemin sarsıldı.

Page 470: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Succubus bekledi ve ileri sıçradı. Çıkıntıya doğru koşturduve cıyaklamaya devam ederek uçurumun kenarından aşağıatladı. Errtu'nun şimşeği dişi iblisin sırtında patladı ve dönedöne düşmesine neden oldu. Succubus kendisine gelemedenönce çıkıntının çok aşağısına düşmüştü bile.

Çıkıntının tepesindeki Errtu, dişi iblisi bir daha düşünmedi.Balor esirini düşünüyordu, her zaman esirini düşünürdü. Busefil şeye işkence etmeye bayılıyordu, ama sürekli olarakhayvani güdülerini dizginlemek durumundaydı. Bunu yokedemez, çok fazla hırpalayamazdı, aksi takdirde kurbanınbalor için hiçbir değeri kalmazdı. Bu sadece tek bir canlıydıve Ana Madde Düzlem'de tekrar serbesice yürüme vaadinekıyasla pek büyük bir şey gibi görünmüyordu.

O özgürlüğü, sadece Errtu'yu yüz yıllığına Cehennem'ekovmuş olan hain kara elf Drizzt DoTJrden bahsedebilirdi.Errtu, bu sefil yaratığın karşılığında dramın bunu yapacağınainanıyordu.

Errtu boynuzlu, gorilimsi kafasını çevirip iri omzununüzerinden baktı. Balom kuşatan alevler şimdi azalmıştı veErrtu'nun hiddeti gibi için için yanıyordu. 'Sabır,' diyekendisine hatırlattı balor. Bu sefil yaratık değerliydi vekorunması gerekiyordu.

Errtu zamanın yaklaştığının farkındaydı. Madde Düzlem'debir yıl daha geçmeden önce Drizzt Do'Urden ile konuşacaktı.Errtu, cadıyla irtibat kurmuştu ve o da iblisin mesajım drowaİletecekti.

Page 471: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 3 - Karanl±±n Kuatmas± - R. A. Salvatore

Aşağı düzlemlerin en büyük yaratıklarından, gerçektanartiierden birisi olan balor serbest kalacakn. Errtu işteondan sonra bu sefil şeyi, Drizzt Do'Urden'i ve hain drowuseven her canlıyı yok edebilirdi.

Sabır...