Upload
others
View
18
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Bazı zamanlarda bireylerden içlerindeki duyguları bir yastık vasıtasıyla boşaltmaları istenebilir. Bu gibi
durumlarda birey şiddet içeren bir davranış sergilememek için yastığa vurmak istemeyebilir. Terapist
zaten bireyden şiddet içeren bir davranış sergilemesini istemez. Terapistin istediği bireyin yastık
vasıtasıyla, bireyde sorunlar yaratan duyguları boşaltmasını sağlamaktır. Bireyler genellikle bunu
kolaylıkla algılayabilir. Gene de terapistin bu konuda bazı açıklamalar yapması yararlı olabilir. Birey
içindeki duyguların harekete geçmesine izin vermelidir. Bireyin duygularını boşaltmak için kullandığı
hareketler önemli değildir. İsterse yastığı yumruklayabilir. Birey bir şeye, bir yere vurmaktan
hoşlanmayabilir. Önemli olan bireyin duygularını boşaltırken kendini rahat hissetmesidir. Terapist
bireyin kendini rahat hissedebileceği ortamlar yaratmalıdır. Onun duygularını rahat bir şekilde
boşaltabileceği yöntemler bulmalıdır.
İnanmak zor olsa da, bazen bir yastık bireyin hayatını baştan aşağıya değiştirebilir. Terapistler,terapi
sırasında, bir insanın bir insana yapabileceği en kötü davranışlarla karşılaşabilirler. Terapistler,
tecavüz, araba kazaları gibi olayları ele almak zorunda kalabilirler. Terapistin, terapi sırasında hangi
yöntem kullanacağına karar veremiyorsa, kararı bireye bırakmalıdır. Birey kendi duygularına kulak
vererek, terapiste yapmak istediği şeyi söyleyecektir. Birey kararı mutlaka ve mutlaka duygularına
odaklanarak vermelidir. Yastığa vurmak istiyorsa yastığa vurmalı, göğsünü ovmak ve hafifçe vurmak
istiyorsa bu şekilde duygularını boşaltmalıdır. Terapist, bireyle hiçbir şekilde tartışmaya girmemelidir.
Birey kendi için en iyi yolu seçecektir.
Bilinçaltı duygularla ve birçok şeyle doludur. Hipnoz ise bilinçaltına ulaşmak için kullanılan bir
yöntemdir. Birey hipnoz sayesinde bastırdığı duygularına ulaşabilir. Bu duygular birey çocukluğuna,
lise yıllarına, hatta doğumuna bile götürebilir. Terapist bireyin hipnozda olduğunu çok rahat bir
şekilde gözlemleyebilir. Terapistlerin verdiği telkinlerin başarıya ulaşması için, bu telkinlerin yerine
getirilmesini önleyen olumsuz duygular ortadan kaldırılmalıdır. Bu duyguların ortadan kaldırılması,
telkinlerin direkt olarak bilinçaltına ulaşmasını sağlayacaktır. Ön görüşme sırasında bireyle
verilebilecek telkinler üzerinde konuşulduysa, olumsuz duygular ortadan kaldırıldıktan sonra istenen
telkinler verilebilir. Bireyler, hipnoz sırasında son derece aktif olsalar da, uyumaya başlayabilirler.
Bununla birlikte, terapistler direkt telkinler vermekte zorlanabilirler. Verilen telkinlerin başarıya
ulaşması için bilincinden devreden çıkarılması gerekir.
Regresyon sırasında bireyler, EFT vasıtasıyla duygularına odaklanırken, hiç beklenmedik bir anda o
ana kadar hiç farkında olmadıkları olaylarla yüzleşebilirler. Bu olaylar bireyler için çok acı verici
olabilir. Bireyler hiç farkında olmadıkları acılarla yüzleşmek zorunda kalabilirler. Fakat bu duyguların
boşaltılması gereklidir. Bununla birlikte, EFT vasıtasıyla duygulara odaklanmak, olayları yeniden
yaşamak bireylerin olayların olumlu tarafını görmesini de sağlayacaktır. Bireyin olayı yaşarken ki
hisleri, olayın olumlu taraflarını görmesini engellemiş olabilir. Birey içinde kalan duyguları
boşalttıktan sonra olayların içindeki güzellikleri keşfedebilir.
Bireyler duygularını boşaltırken yastık kullanabilirler. Bu yastığı kullanırken, içlerinde bir şeylerin
değiştiğini fark edeceklerdir. Bireyler regresyon sırasında birçok hissi bir arada hissedebilirler. Bireyler
bütün bu duygulardan kurtulduktan sonra, hayatlarına son derece sağlıklı bir şekilde devam
edebilirler. Seansta yaşananlar, bireyin hayatında mucizeler yaratabilir.Terapistler regresyon,
duygusal rahatlama, veya rüya regresyonları sırasında bireylerin duygularını rahat bir şekilde
boşaltmasına izin vermelidirler. Ortaya çıkan duyguları tekrar bilinçaltına geri sokmaya
çalışmamalıdırlar. Yani bir anlamda, sıkılan diş macununu yeniden tüpe sokmaya çalışmamalıdırlar.
Bireylerin EFT vasıtasıyla, duygularına odaklanması duyguların kolay bir şekilde boşaltmalarını
sağlayabilir.
Bazı zamanlarda çok sert olduğunu düşündüğünüz bireyler bile terapi sırasında ağlayabilirler. Birey
odaklandıkları duygular, terapistlerin telkinine gerek kalmadan bireyleri regresyona sürükleyebilir.
Bireyler bir anda hiç farkında olmadıkları olayları hatırlayabilirler. Bireyler hissettikleri duygular,
onlara bazı olayları çağrıştırabilir. Bu sayede birey bilinçaltında olanları hatırlayabilir.Bilinçaltı,
terapist ve bireyin ona yardım etmek istediğini anladığında, onlara gereken bilgileri verecektir. Birey
bütün bu duygularından kurtulduğunda, olayda kendisinin hiçbir suçu olmadığını da anlayacaktır.
Duygular olayların üstünü kapatır. Gerçek hipnoz, sezgisel bir olaydır. Doğal ve dogmatik bir süreçtir.
Bireylerin doğasında iyileşmek vardır. Terapist ve birey duygular üzerinde çalışırken, bilinçaltını da
kendi taraflarına çekerler. Çünkü bilinçaltı onların ona yardım etmek istediklerini anlayacaktır. Bu
noktada terapist gereken telkinleri verebilir. Çünkü artık telkinleri engelleyen faktörler ortadan
kalkmıştır. Bireylerde sorunlara yol açan duygular ortadan kalktığı için bireyler kendilerini son derece
rahatlamış hissederler. Gene de terapistler onları rahatlatmak ve desteklemek adına bazı direkt
telkinlerde bulunabilirler. Ayrıca bazı telkinlerde bulunarak onları bir kez daha test edebilirler.
Yaptıkları bu test artakalanları temizlemek adına önemlidir. Duyguların boşaltılmasından sonra
verilen direkt telkinler kalıcı değişimler sağlayacaktır.
Terapistleri EFT yöntemini öğrenmeleri onlar için çok yararlı olacaktır. EFT’nin hipnozla birlikte
kullanılması mucizeler yaratabilir. Terapist hiçbir zaman için aceleci davranmamalıdır. Her şeyi adım
adım değerlendirmelidir.
Bazı zamanlarda terapistlerin gözlerini kapaması ve bireylerin onları izlemesi, daha gözlerini
kapamaları yararlı olabilir. Birey terapistin EFT yöntemini uygulayışını seyrettikten sonra, kendisi de
aynı yöntemi uygularken terapisti hiç düşünmeden, yaptıkları şey hakkında en ufak fikirleri olmaksızın
takip ederler. Bireyin terapistin direktiflerini uygulaması, terapistle uyum halinde çalıştığının
göstergesidir. Birey terapistin ona yardım etmek için orada olduğunu bilincindedir. Terapistin yaptığı
işin ehli olduğunun bilincindedir. Birey ve terapist uyum sağladıkça bireyin hipnozu derinleşecek ve
duygularını boşaltması kolaylaşacaktır. Bununla birlikte, terapistin hipnoza başlamadan önce bireye
hipnozun ana hatlarından bahsetmesi sakıncalı olabilir. Terapistler, başka terapistleri taklit etmemeli
kendilerine özgü yöntemler kullanmalıdırlar. Terapistlerin sadece belirli yöntemler üzerinde
yoğunlaşması, onları konunun derinine inmekten alıkoyabilir. Belirli bir teknik üzerine yoğunlaşmak,
terapistin sezgilerini de kullanmasını engelleyebilir. Terapist seansı akışına bıraktığı, doğru kelimeler
doğru zamanda aklına gelecektir. Bu yüzden terapist seansı hiçbir zaman için bir plana uydurmaya
çalışmamalıdır. Terapistin sezgisel olarak vereceği telkinler bireye daha fazla yarar sağlayacaktır.
Belli bir plana uymaya çalışmak terapisti de gerecektir. Kafasının sadece bir noktaya odaklanmasına
neden olacaktır. Terapist için önemli olan geçerli felsefeleri öğrenmek, konuları temel anlamda
anlamak olmalıdır. Her terapist kendine özgü bir yol çizmelidir.
Terapistlerin telkinlerinin verirken, bireyleri izlemesi çok önemlidir. Terapist, terapi sırasında bireyi
gözlemlemeli ve bireyin gerekli duygu yoğunluğuna ulaşıp ulaşmadığını anlamalıdır. Bireyin, onda
rahatsızlık yaratan duygularından kurtulup kurtulmadığından emin olmalıdır. Gerekirse onu test
etmelidir. Hipnoz sırasında bireyler, terapistlerin söylediklerini uygularlar. Terapist gerektiği
takdirde bireyi yönlendirmelidir. Birey zaten gerekli ipuçlarını yakalayarak, gerekli hamleleri
yapacaktır. Bireyin gözlerini kapaması iç dünyasına odaklanması için yeterli olacaktır. Birey
duygularını boşaltıp rahatladıktan sonra direkt telkinlerde bulunmak yararlı olabilir. Bireyler gergin
bir haldeyken bu tür telkinlerde bulunmak zararlı olabilir. Birey, rahat, huzurlu ve uyumlu iken direkt
telkinler vermek, terapistin hedefine ulaşmasını kolaylaştıracaktır. Bu bölümde size birkaç seans
örneği sunulacaktır. İlk örnekte EFT tekniğinden bazı örnekler göreceksiniz.
Terapist:Nasılsın. Kendini nasıl hissediyorsun.
Birey: Kapalı ve dar alanlara girdiğim zaman endişeleniyorum. Kendimi pek rahat hissetmiyorum.
T:Yani klostrofobin var. Bana bir örnek verebilir misin. Kendini en son ne zaman böyle hissettin
mesela.
B:Uçaktayken.
T:Şimdi 3ten geriye doğru sayacağım. Bir uçakta olduğunu hayal et. 3,2,1. İyi misin.
B:Havadayız. Sanırım bir türbülansa girdik.
T:Vücuduna odaklan. Ne hissediyorsun.
B:Göğsümde baskı hissediyorum.
T:Yani pek rahat değilsin öyle mi.
B:Evet.
T:Bu rahatsızlıktan kurtulmak mı istiyorsun. Yoksa bu rahatsızlığa dayanabilir misin.
B:Tabi ki de kurtulmak istiyorum. Pek dayanabileceğim bir duygu değil.
T:Şimdi sen şu cümleleri söylemeni istiyorum. “Göğsümdeki bu rahatsızlık verici duygudan kurtulmak
istiyorum. “
B: Göğsümdeki bu rahatsızlık verici duygudan kurtulmak istiyorum.
T:Şimdi bu duyguya odaklanmanı istiyorum. Bu duyguyu tanımlayabilir misin.
B:Göğsümde gerginlik hissediyorum.
T:”Bu gerginlikten kurtulmak istiyorum.”
B: :”Bu gerginlikten kurtulmak istiyorum.”
T:Şimdi senden beni takip etmeni istiyorum. Yavaşça gözlerini açar mısın. Yüzük parmağını ve orta
parmağını bitişik bir biçimde tutmanı istiyorum. Bu iki parmakla, senden gösterdiğim yeri ovmanı
istiyorum. (Köprücük kemiğinin biraz aşağısı). Ovarken şu cümleleri söylemeni istiyorum.
“Uçaktayken kendimi gergin hissediyorum.”
B:Uçaktayken kendimi gergin hissediyorum.
T:Bu gerginliği göğsümde hissediyorum.
B:Bu gerginliği göğsümde hissediyorum.
T:Böyle hissedebilirim.
B:Böyle hissedebilirim.
T:Klostrobim olabilir.
B:Klostrofobim olabilir.
T:Çünkü bu şekilde davranmama yol açacak bir şey oldu.
B:Bu şekilde davranmama yol açacak bir şey oldu.
T:Duygularımı hissetmem çok normal.
B:Duygularımı hissetmem çok normal.
T:Onlar benim duygularım.
B:Onlar benim duygularım.
T:Her ne kadar kendimi gergin hissetsem de…
B:Her ne kadar kendimi gergin hissetsem de….
T:Her ne kadar klostrofobim olsa da….
B:Her ne kadar klostrofobim olsa da,
T:Kendimi bu şekilde de kabul ediyor ve seviyorum.
B:Kendimi bu şekilde de kabul ediyor ve seviyorum.
T:Her ne kadar kendimi gergin hissetsem de,
B:Her ne kadar kendimi gergin hissetsem de,
T:Her ne kadar göğsümde endişe hissetsem de,
B:Her ne kadar göğsümde endişe hissetsem de,
T:Bu şekilde hissetmem çok normal.
B:Bu şekilde hissetmem çok normal.
(Terapist karşısındaki bireyin sesinde bir değişim hissedene kadar bu uygulamayı sürdürmeye devam
etmelidir. )
T:Şimdi senden gösterdiğim yere hafif hafif vurmanı istiyorum. (Terapist kaşının hemen üstünü
gösterir.) Gergin ve endişeli hissediyorum.
B:Gergin ve endişeli hissediyorum.
T:(Terapist bireyden gözlerinin hemen yanına vurmasını ve aynı cümleleri söylemeye devam etmesini
ister.)
B:Gergin ve endişeli hissediyorum.
T:(Terapist bireyden gözlerinin hemen altına vurmasını ve aynı cümleleri söylemeye devam etmesini
ister.)
B:Gergin ve endişeli hissediyorum.
T: (Terapist bireyden gözlerinin burnun altına, dudağın üstüne vurmasını ve aynı cümleleri söylemeye
devam etmesini ister.)
B:Gergin ve endişeli hissediyorum.
T:Bu gerginliği vücudumda hissediyorum.
B:Bu gerginliği vücudumda hissediyorum.
T: (Terapist bireyden gözlerinin çenesinin biraz üstüne vurmasını ve aynı cümleleri söylemeye devam
etmesini ister.)Bu gerginliği göğsümde hissediyorum.
B:Bu gerginliği göğsümde hissediyorum.
T:Şimdi senden derin bir nefes almanı ve bırakmanı istiyorum. Nefesini bıraktıktan sonra, biraz önce
ovduğun yere vurmanı istiyorum. Şu anda gerginlik hissediyorum.
B:Şu anda gerginlik hissediyorum.
(Terapist bireyin bu gerginlikten kurtulmakta olduğunu hissetmektedir ve bireyi desteklemek için
birkaç cümle söyler.)
T:Ama bu gerginlik ortadan kayboluyor.
B:Ama bu gerginlik ortadan kayboluyor.
T:(Terapist bireyden göğsüne vurmasına ister)Artık daha iyi hissedebilirim.
B:Artık daha iyi hissedebilirim.
T:(Terapist bireyin yüzünden daha iyi hissettiğini anlamaktadır. Terapist bireyden baş parmağına
vurmasını ister.)Şimdi bu gerginlikten kurtuluyorum.
B:Şimdi bu gerginlikten kurtuluyorum.
T:(Terapist bireyden orta parmağına vurmasını ister.)Şimdi gerginlikten kurtuluyorum.
B:Şimdi gerginlikten kurtuluyorum.
T:(Terapist bireyden elinin dışına vurmasını ister.)Şimdi bu gerginlikten kurtuluyorum.
B:Şimdi bu gerginlikten kurtuluyorum.
T:(Terapist bireyden birkaç kez derin derin nefes alıp vermesini ister)Şu anda ne hissediyorsun.
B:Kendimi daha iyi hissediyorum.
T:(Terapist bireyi desteklemek amacıyla birkaç cümle söyler) Bu şekilde hissetmem çok normal.
B:Bu şekilde hissetmem çok normal.
T:Daha iyi hissetmem çok normal.
B:Daha iyi hissetmem çok normal.
T:Biraz önce klostrofobim vardı.
B:Biraz önce klostrofobim vardı.
T:Bu fobim benim göğsümde….
B:Bu fobim göğsümde gerginliğe neden oluyordu.
T:Bu duyguyu hissetmek içim kendime müsaade ettim.
B:Bu duyguyu hissetmek için kendime müsaade ettim.
T:Ve daha sonra bu duygudan kurtuldum.
B:Ve daha sonra bu duygudan kurtuldum.
T:Ve şimdi kendimi….
B:Ve şimdi kendimi iyi hissediyorum ve bu çok normal.
Bütün bireyler bu şekilde hızlı ilerlemeyebilir. Terapistler bireyleri sıkmayacak bir şekilde telkinler
vermelidirler.
Örnek:
T:Şimdi senden gözlerini kapamanı ve sorununu bana anlatmanı istiyorum.
B:Bir grup insan önüne çıktığımda, konuşmakta zorluk çekiyorum ve korkuyorum.
T:Bu konu hakkında düşünmek bile seni….
B:Bu konu hakkında düşünmek bile beni endişelendiriyor. Vücudumda rahatsızlık hissediyorum.
T:Şu cümleler kurmanı istiyorum. “Vücuduma odaklanıyorum. Kendimi endişeli ve sinirli
hissediyorum.”
B:Vücuduma odaklanıyorum. Kendimi endişeli ve sinirli hissediyorum.
T:Şimdi 3 ten geriye doğru sayacağım. Kendini bir topluluğun önünde hissetmeni istiyorum. 3,2,1, bir
grup insanın önündesin.
B:Kendimi gerçekten çok gergin hissediyorum. Nedeni bilmiyorum ama biraz sinirliyim.
T:”Bu şekilde hissetmem normal. Bunlar benim duygularım. Benim böyle hissetmeme neden olacak
bazı olaylar oldu. “
B: Bu şekilde hissetmem normal. Bunlar benim duygularım. Benim böyle hissetmeme neden olacak
bazı olaylar oldu.
T:Şimdi senden hissettiğin gerginliğe odaklanmanı istiyorum. Bu hissi vücudunun neresinde
hissediyorsun.
B:Kafamda.
T:Çok güzel. Şimdi senden bu hisse odaklanmanı istiyorum. Bu duygu seni rahatlatıyor mu,
rahatsızlık mı veriyor.
B:Rahatsızlık veriyor.
T:Güzel. İyi bir his mi kötü bir his mi?
B:Kötü.
T:Bu duyguyu içinde tutmak mı istiyorsun. Yoksa kurtulmak mı istiyorsun.
B:Kurtulmak istiyorum.
T:Bu duygudan kurtulmak istediğini söyle.
B:Beni geren ve sinirlendiren bu duygudan kurtulmak istiyorum.
T:Tekrar söyle.
B: :Beni geren ve sinirlendiren bu duygudan kurtulmak istiyorum.
Bazı durumlarda, birey son derece laubali şekilde duygulardan kurtulmak istediğini söyleyebilir.
Bilinçaltı bu tarzda söylenen cümleleri anlamayacaktır. Bu durumda terapist bireyin aynı cümleyi
birkaç kez söylemesini sağlayarak, cümlelerine kesinlik katabilir.
T:Şimdi senden bu duyguya odaklanmanı istiyorum. Bu duygudan kaçmamalısın. Bu duyguyla
yüzleşmelisin. Şimdi yavaşça gözlerini aç. Parmaklarını sana gösterdiğim gibi tut. (Terapist işaret
parmağını ve orta parmağını birleştirir.) Parmağını köprücük kemiğinin hemen altına indirmeni ve
orada tutmanı ve orayı ovmanı istiyorum. Şimdi gözlerini kapa. Dairesel bir şekilde ovmaya devam
et. Şimdi şu cümleleri kurmanı istiyorum. “Her ne kadar gergin ve sinirli olsam da…”
B:Her ne kadar gergin ve sinirli olsam da….
T:Bu şekilde hissetmem çok normal.
B:Bu şekilde hissetmem çok normal.
T:Başıma bu şekilde hissetmeme yol açacak bazı olaylar geldi.
B:Başıma bu şekilde hissetmeme yol açacak bazı olaylar geldi.
T:Bu şekilde hissetmem çok normal çünkü bunlar benim duygularım.
B:Bu şekilde hissetmem çok normal çünkü bunlar benim duygularım.
T:Her ne kadar endişeli olsam da,
B:Her ne kadar endişeli olsam da,
T:Her ne kadar sinirli olsam da,
B:Her ne kadar sinirli olsam da,
T:Bu şekilde hissetmem çok normal.
B:Bu şekilde hissetmem çok normal.
T:Çünkü kendimi bu şekilde de kabul ediyorum.
B:Kendimi bu şekilde de kabul ediyorum.
T:Her ne kadar endişeli ve sinirli olsam da,
B:Her ne kadar endişeli ve sinirli olsam da,
T:Kendimi içtenlikle ve bütün olarak kabul ediyorum.
B:Kendimi içtenlikle ve bütün olarak kabul ediyorum.
T:Şimdi sende iki parmağınla gözünün hemen üstüne vurmanı ve şu cümleleri söylemeni istiyorum.
“Sinirli ve endişeli hissediyorum.”
B:Sinirli ve endişeli hissediyorum.
Terapist bireyden bir önceki örnekte olduğu gibi, bütün EFT noktalarına vurarak, kendini gergin ve
endişeli hissettiğini söylemesini ister.
T:Şimdi senden yavaşlamanı istiyorum. Dur ve yavaşça gözlerini kapa. Derin bir nefes al ve bırak.
Tekrar derin bir nefes al. Vücuduna odaklan. Neler oluyor.
B:Başımın daha iyi olduğunu hissediyorum. Sanırım biraz kızgınım.
T:Öfkeyi nerede hissediyorsun. Vücudunda da mı.
B:Midemde ve gözlerimde.
T:İyi bir his mi kötü bir his mi.
B:Kötü.
T:Rahat mısın, rahatsız mı.
B:Rahatsız mı.
T:Bu duyguyu içinde tutmak mı istiyorsun yoksa kurtulmak mı.
B:Kurtulmak istiyorum.
T:Vücudum…….
B:Kızgınım ve bu öfke vücudumda gerginliklere yol açıyor.
T:(Terapist bireye bir yastık uzatır. ) Şimdi senden bu duyguya izin vermeni istiyorum. Bu duygunun
omuzlarından kollarına, oradan da ellerine akmasına izin ver. Bu duyguya yastığa boşaltmanı
istiyorum. Vurmaya başla.
B:(Birey yastığa vurmaya başlar.) Kızgınım. Öfkeliyim.
T:Diğer elini de kullan.
Birey daha hızlı bir şekilde vurmaya başlar ve aynı şekilde konuşmaya devam eder.
T:(Birey yastığa vurmayı keser.) Derin bir nefes al. Vücuduna odaklan. Nasıl hissediyorsun.
B:Daha iyi hissediyorum. Midemde hala biraz bir şeyler var.
T:Devam et.
B:Kesinlikle kendimi daha iyi hissediyorum.
T:Söylediklerimi tekrar et. “Daha iyi hissetmem çok normal.”
B:Daha iyi hissetmem çok normal.
T:Biraz önce kızgındım ve bu kızgınlık beni….
B:Biraz önce kızgındım ve bu kızgınlık beni geriyordu.
T:Fakat bu duygudan kurtuldum ve kendimi….
B:Fakat bu duygulardan kurtuldum ve kendimi rahatlamış hissediyorum.
T:Biraz önce midende hala bir şeyler kaldığını söyledin. Şimdi senden midene odaklanmanı istiyorum.
Bana neler olduğunu anlat.
B:Homurtular hissediyorum. Fakat bu homurtular bana bir şeyler hatırlatıyor.
Terapist bu seansta regresyon yerine direkt telkinleri kullanmayı tercih etmiştir.
T:Şimdi senden bu duyguya odaklanmanı istiyorum. Benim söylediklerimi tekrar et. “Midem
gurulduyor.”
B:Midem gurulduyor.
T:Ve kendimi……… hissediyorum.
B:Ve kendimi üzgün hissediyorum.
T:Bu güzel bir duygu mu kötü bir duygu mu?
B:Kötü.
T:Bu duygudan kurtulmak mı istiyorsun yoksa bu duyguyu içinde tutmak mı istiyorsun.
B:Kurtulmak istiyorum.
T:Şimdi senden gözlerini açmanı ve işaret parmağını ve orta parmağını birleştirmeni istiyorum. Daha
sonra köprücük kemiğinin hemen altını ovmanı ve söylediklerimi tekrar etmeni istiyorum. “Her ne
kadar midem guruldasa da…,”
B:Her ne kadar midem guruldasa da,
T:Her ne kadar kendimi üzgün hissetsem de,
B:Her ne kadar üzgün hissetsem de,
T:Bu şekilde hissetmem çok normal.
B:Bu şekilde hissetmem çok normal.
T:Bu benim duygum.
B:Bu benim duygum.
T:Benim böyle hissetmeme yol açacak bir olay oldu.
B:Benim böyle hissetmeme yol açacak bir olay oldu.
T:Her ne kadar midem guruldasa da,
B:Her ne kadar midem guruldasa da,
T:Böyle hissetmem çok normal.
B:Böyle hissetmem çok normal.
T:Çünkü kendimi tamamen ve içtenlikle kabul ediyorum.
B:Çünkü kendimi tamamen ve içtenlikle kabul ediyorum.
T:Her ne kadar midem guruldasa da, ve kendimi üzgün hissetsem de,
B: Her ne kadar midem guruldasa da, ve kendimi üzgün hissetsem de,
Terapistlerin bireylerin nefes alış veriş şekillerine dikkat etmesi gereklidir.
T:Her ne kadar midemin guruldadığını bilsem de,
B:Her ne kadar midemin guruldadığını bilsem de,
T:Her ne kadar üzgün olsam da,
B:Her ne kadar üzgün olsam da,
T:Kendimimi tamamen ve içtenlikle kabul ediyorum.
B:Kendimi tamamen ve içtenlikle kabul ediyorum.
Terapist bu noktadan sonra EFT uygulamasına geçer. Terapistler EFT sırasında bireylerin
duygularından kurtulmaya başladıklarını hissederlerse, bu şekilde telkinler verebilirler. Terapist belli
bir noktadan sonra, sesinin tonunu alçaltarak bireyi yönlendirmeyi bırakabilir ve bireyin kendi haline
bırakabilir. Bireyin ona rahatsızlık veren duygudan kurtulmaya başladığını gözlemlediklerinde, bu
süreci telkinlerle destekleyebilirler. Birey bu uygulamadan sonra kendini rahatlamış hissedecektir.
Midesindeki gurultular ortadan kaybolacaktır. Terapist bireye tekrar tekrar bu tür hisleri hissetmenin
normal olduğunu telkin etmelidir. Bu hisler kötü hisler bile olsa, bireyin böyle hisleri hissetmenin
normal olduğunu anlaması gereklidir. Aynı zamanda birey bu tür duygulardan kolaylıkla
kurtulabileceğini de bilmelidir. Birey zaten bu süreç sonunda kendisini rahatlamış hissedecektir.
Terapist EFT uygulamasının sonunda, bireyin iyileşme sürecini desteklemek amacıyla bireyin tedavi
öncesinde kendini rahatsız hissettiği bir sahneyi gözünde canlandırmasını isteyebilir. Bireyin kendini
bu durumda da rahat hissetmesi, tedavinin yolunda gittiğinin işaretidir. Terapist, bireyi desteklemek
adına direkt telkinler vermeyi sürdürebilir. Bireyin kendini iyi hissetmesi, terapistin de kendini iyi
hissetmesini sağlayacaktır. Tedavi sürecinin kısalığı bireylerin kendilerini de şaşırtacaktır. Kendileri de,
kendi durumlarına inanamayacaklardır. Bazı durumlarda, bireyin farkında olmadığı derindeki
duyguların iyileşmesi gerekebilir. Sevgi her şeyin ilacıdır. Sevgi her hastalığı tedavi edebilir. Terapistin
bu derindeki duyguların su yüzüne çıkmasına izin vermesi gerekebilir. Terapistin yapması gereken bu
duygular üzerinde çalışmaktır. Bunun yanında terapist, bireyin başarılarını artıracak telkinlerde
bulunmalıdır. EFT bireylerin son derece hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlayacaktır. Seansa yüzleri asık
bir şekilde gelen bireyler bile, seansın sonunda etrafa gülücükler saçacaklardır.
Terapist bazı durumlarda, bireyden acısı seviyesini derecelendirmesini isteyebilir. Terapistin bireyden,
tedavi öncesinde ve sonrasında bu acı seviyesi hakkında yorum yapmasını isteyebilir. Böylece de
bireyin gelişim sürecini takip edebilir. Terapist bireye yaşayacaklarını söylerse, bu birey açısından
doğru olmayabilir. Fakat bireyin terapiste anlattıkları kesinlikle gerçektir. Terapist bireylerin
tecrübelerini yeniden yaşamalarına izin vermelidir. Bilinçaltıyla herhangi bir tartışmaya girmemelidir.
Bu yüzden bireylerin kendilerini iyi hissettiklerini söylemeleri çok önemlidir.
Bazı durumlarda terapistler bireylerin yastığa vurmaya ikna edemeyebilirler. Terapistlerin yapması
gereken, terapi öncesinde bireylerle yaşayabilecekleri hakkında detaylı bir görüşme yapmaktır. Ayrıca
bireyin yastığa vurmadan önce, duygularını boşaltmaya başlamış olması çok önemlidir. Bireylerin,
öfke, hayal kırıklığı veya kızgınlık hissettiği durumlarda, yastık bireylerin bu tür duygularını boşaltması
için önemli bir araç olacaktır.
Terapinin hazırlık aşaması, tedavinin başarıya ulaşması açısından çok önemlidir. Terapist ve bireyin ön
görüşme sırasında bile, göz göze olması gereklidir. Bireylerin kendilerini, rahat ve huzurlu hissetmesi
gereklidir. Terapistlerin önceliği bireyleri rahat ve huzurlu hissetmek olmalıdır. Daha sonra ise terapist
bireye bazı egzersizler gösterebilir. Bu egzersizler, bireyin kendi kendini hipnoz etmesine yönelik
olacaktır. Bu tür bir hipnoz vasıtasıyla birey yavaş yavaşta olsa, ona rahatsızlık veren duygulardan
kurtulmaya başlayacaktır. Daha sonra terapist bireyden gözlerini kapamasını ve derin bir nefes
almasını isteyebilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi bireyin kendini rahat hissetmesi çok önemlidir.
Daha sonra terapist bireyden bazı ifadeleri tekrar etmesini isteyebilir. Örneğin, benim adım Burak
gibi. Terapist daha sonra bunun doğru olup olmadığını da sorabilir. Bazı insanlar bilmediklerini
söyleyebilirler. Terapistler bireylerin algılarını doğrulamak adına bazı saçma ifadeler de kullanabilirler.
Benim adım Burak Kut gibi. Bireye bu ifadenin doğruluğu sorulduğunda, birey bu ifadeyi saçma
bulacaktır. Bireyin doğru ve yanlış ifadeler arasındaki farkı anlaması çok önemlidir. Bireylerin
vücutlarındaki değişiklerin farkında olması da çok önemlidir. Terapistlerin bireylerin üzerindeki baskıyı
azaltması gereklidir. Terapistlerin amacı bireyi bir sınavdan geçirmek değildir. Terapistlerin amacı
bireylere bazı şeyleri öğretmeye çalışmaktır. Terapistlerin telkinleri bireylerin gerekli bilgileri son
derece hızlı bir şekilde öğrenmesini sağlayacaktır. Bu bilgiler bireylerin duygularından haberdar
olmasını sağlayacaktır.
Bireylerin içlerinde tuttukları duygular, zaman geçtikçe yani bireyler bu duygulardan kurtulmadıkça,
onları daha kötü hale getirecektir. Bireyler onlara rahatsızlık veren duygulardan kurtulduklarında,
rahatlayacaklardır. Bu rahatlama onların hayatlarına devam etmelerini sağlayacaktır. Fakat bireyler
bu duygulardan kurtulana kadar, onlarla ilgilenmelidirler.
Bazen bireyler, sorunlarını önemsiz bulabilir. Fakat bazen küçücük bir sorun bile bireylerin hayatını alt
üst edebilir. Örneğin, engebeli bir arazide yürüdüğünüzü düşünün. Ayakkabınızın içine kaçan küçük
bir çakıl taşı bile, sizin bütün yürüyüşünüzü bozacaktır, hatta ve hatta canınızı acıtacaktır.
Bireylerin gerginlik ve rahatlık arasındaki farkı anlaması da önemli noktalardan biridir. Terapist bu
noktada, bireyden yumruklarını sıkabildiği kadar sıkmasını isteyebilir. Bu durumda birey kendini son
derece gergin hissedecektir. Kısa bir süre içersinde bu gerginlik bireyin bütün vücuduna yayılacaktır.
Birey avuçlarını açtığında bir rahatlama yaşayacaktır. Avuçlarında uyuşma yaşayacaklardır. Kanın
parmak uçlarına doğru aktığını hissedeceklerdir. Bireylerin yaptıkları gevşeme hareketlerini onları
daha da rahatlatacaktır. Önemli olan bireylerin hareket etmesini sağlamaktır. Birey olumsuz
duygularından kurtulduğunda, yerine daha iyileri gelecektir. Bir duyguya erişmenin en kolay yolu
hareket etmektir. Bireyler bütün bu egzersizler sayesinde, hareket ettiklerinde duygularının harekete
geçtiğini anlayacaklardır. Bireyler, iç dünyalarında meydana gelen değişiklerinin, belli hareketler
vasıtasıyla temsil edilmesine izin vermelidirler. Yani bir anlamda, kollarının hareketlerine izin
vermelidirler. Daha önce de söylediğimiz gibi, terapist bireyden hissettikleri duyguyu
derecelendirmesini isteyebilir. Bu gibi durumlarda, terapist bireyin yaptığı hareketlerle, duygusuna
verdiği derecelendirmenin uyumlu olmasına dikkat etmelidir. Birey terapistin verdiği telkinlere
harfiyen uymalıdır. Yani bir anlamda terapist ve birey arasında tam bir uyum olmalıdır. Bu uyum
olmazsa, başarıya ulaşmak zorlaşacaktır. Birey bütün bu egzersizleri uyguladığında, karşısında onu
anlayan uzman birisi olduğunu da anlayacaktır. Bu anlayış da birey ve terapist arasındaki güveni
artıracaktır. Bazı durumlarda, bireyler yastığa vurmaktan çekinebilirler ve hatta utanabilirler.
Terapistlerin yapması gereken, kendilerine özgü yollar bulmaktır. Çünkü her bir bireyin, her bir
vakanın, her bir terapistin kendine özgü özellikleri vardır. Önemli olan ulaşılması gereken yeri ve
oraya nasıl ulaşılacağını bilmektir.
Terapistler, bireylerden yastığa vurmalarını isterlerken hiçbir şekilde şiddet yanlısı olmamalıdırlar.
Onların önüne bir yastık verip, vurmalarını istememelidirler. Regresyon terapisi sırasında bireyin
geçmişte bu şekilde dayak yediği ortaya çıkabilir. Bu da durumu daha kötüleştirecektir. Terapist,
bireyden sadece kollarını aşağı ve yukarı oynatmasını istemelidir.
Bireylerle çalışırken bazı zamanlarda, bazı konuların daha derinlemesine ele alınması gerekebilir. Bu
gibi durumlarda telkinle yapılan hipnoz dışında başka bir şey kullanmanız gerekebilir. Bu gibi
durumlarda regresyon hipnozu yapmanız gerekebilir. Bu bölümde regresyon hipnozuyla ilgili bazı
temel prensiplerinden bahsedeceğiz ve regresyon hipnozunu ana hatlarıyla anlatmaya çalışacağız.
Regresyon terapisi bazı zamanlarda doğrusal bir şekilde ilerleyebilirsiniz fakat terapinin herhangi bir
anında üzerinde durmanız gereken önemli bir konu ortaya çıkabilir. Bu bağlamda, regresyon
terapisinin akıcı ve sezgisel olması gereklidir. Bundan dolayı, regresyon terapisi sırasında takip
edilmesi gereken adımlar yoktur. Bilinçaltı bir anda çok önemli bilgiler sunabilir. Bilinçaltının
sunduklarıyla o anda ilgilenilmelidir. Aksi halde sunulan bu bilgiler tekrar gizlenebilir veya
bastırılabilir. Bununla birlikte, terapist açısından bir hedefinin veya bir planının olması önemlidir.
Regresyon sırasında genellikle şu adımlar izlenir. Tabi ki bunları doğrusal bir şekilde ilerlemesi
beklenmemelidir.
1-İlk önce bireyin hissettiği duygu üzerinde uzun uzun durularak, bu duygu bir anlamda
abartılmalıdır.
2-Daha sonra bu bireyin duyguyu yoğun bir şekilde hissedildiği ana geri dönülmelidir.
3- Birey bu duygularla bağlantılı olarak hissettiği duyguları boşaltmalıdır.
4-Birey,olayla veya bu duyguyla bağlantılı kişileri affetmelidir.
5-Birey, bu olayla ilgili olarak kendini de bağışlamalıdır.
6-Ve son olarak,birey bu olayın olumlu yönünü keşfetmelidir.
DUYGUNUN ABARTILMASI
Çoğu hipnoz tekniğinin hedefi bireyin var olan sorunlarını çözmektir. Çoğu zaman terapist, ve hatta
birey önemli bir sorun olduğunun bilincindedir. Bireyin veya terapistin sorunla bağlantılı olaylar
hakkında bu tür peşin hükümleri olmamalıdır. Çünkü bilinçaltı, bilincin düzeni birbirinden tamamen
farklıdır. Bilinçaltı olayları çok farklı bir şekilde düzenler. Bu yüzden, direkt olarak belli bir yaşa geri
dönmek terapiste hiçbir yarar sağlamayacaktır. Birey sorunla bağlantılı olarak hissettiği duyguları
hipnoz sırasında dile getirmelidir. Böylece birey bu duyguları hissettiği diğer anları da
hatırlayabilecektir. Regresyon terapisine başladıktan sonra bireylerin sorunlarının kaynağı olarak
gördükleri, peşin hükümlerde ortadan kalkacaktır. Çünkü bu olaylar bireylere eskisi kadar önemli
gelmeyecektir. Terapistler, zaman zaman da olsa bireylerin bu ön yargılarını kullanabilirler. Fakat bu
noktada, önemli olan bireylerin olayla bağlantılı olarak hissettiği duyguları yeniden hissetmesini
sağlamaktır. Çünkü ne terapistin ne de bireyin esas olarak ele alınması gereken konu hakkında bir
bilgisi yoktur. Sorunlar hakkında peşin hükümlerde bulunarak, fazlaca zaman kaybı yapabilirsiniz. Bu
bağlamda, spesifik olaylar yerine bireyin sorun ile bağlantılı olarak hissettiği duygulara
odaklanmalıdır. Bilinç olaylar hakkında tahminlerde bulunurken, sorunların çözümünün anahtarı
bilinçaltındadır. Bilincimiz analitik olarak çalıştığı için bazı duyguları hissedemeyebilir. Olayların veya
sorunların mantıklı nedenleri olduğunu düşünebilir. Bu bağlamda, terapistin sezgileriyle hareket
etmesi gereklidir. Terapist ve bireyin sorunun ne olduğu hakkında bazı fikirleri olabilir fakat sorunun
ne olduğunu esas olarak olan bilinçaltıdır. Bireyin sorunla bağlantılı duygularına odaklanması, onu bu
duyguları hissettiği anlarla bağlantı kurmasını sağlayacak ve sonuç olarak sorununun temel sebebine
ulaşmasını sağlayacaktır. Bireylerin terapistlere gelmesinin nedeni, yapamadıkları ve yapmak
istedikleri şeyleri yapamamalarıdır. Bütün bu sorunların kaynağı bilinçaltında gizlidir. Bireylerin hiç
şüphelenmedikleri konular bile onu istediklerini yapmaktan alıkoyuyor olabilir. Bununla birlikte, bazı
zamanlarda bireyin düşündüğü olaylar da sorunlarıyla bağlantılı olabilir. Terapistin görevi, bireyin
sorunlarıyla bağlantılı duygularına odaklanmasını sağlamaktır. Bazı zamanlarda, bilinçaltımı bireyleri
test ediyor olabilir. Bilinçaltı, başta bireyin yüzeydeki sorunları halletmesini isteyebilir. Böylece, daha
derindeki sorunları ele almasına izin verebilir. Bunun nedeni, bilinçaltının bireyi korumak gibi önemli
bir işlevi vardır.
Birey regresyon terapinse genellikle, hiç hatırlamadıkları bir olayı hatırlayacaklarını düşünerek
gelirler. Bazı zamanlarda bireyler aslında hatırladıkları ve hatta uzun bir zamandır terapi gördükleri
olayı hatırlayabilirler. Fakat bu konudaki esas sorun, bireyin bu olayı mantıklı sebeplerle açıklamaya
çalışması ve bireyin bu olayla ilgili duygularını boşaltamamasıdır. Bu yüzden, terapist ve birey olaya
geri dönerek duyguların boşalmasını sağlamalıdır. Bireyler, bazı zamanlarda bilinçli olarak sorunun
kaynağı olarak düşündükleri olaya geri dönerler. Fakat olayları tam manasıyla yaşamazlar ve
hissetmeleri gereken duyguları hissetmezler. Bu da gizlenmiş ve bastırılmış duyguların açığa çıkmasını
engeller. Bireyler bazen hatırladıkları bazen de hatırlamadıkları olaylara geri dönmek zorunda
kalabilir. Terapist bunu mutlaka terapi öncesinde bireyle konuşmalıdır. Çünkü bazen birey hatırladığı
bir olaya yeniden geri dönmeyi gereksiz bulabilir.
Bireyler bazı zamanlarda hatırlayamadıkları konularla ilgili söylenenlere inanırlar ve sorunlarını onlara
anlatılanlarla değerlendirebilirler. Regresyon terapisi bu hataları ortadan kaldırır. Birey sorunlarıyla
bağlantılı olarak değerlendirdikleri ana geri dönerek, olayları tam manasıyla analiz etme olanağı
bulabilirler.
Bireyler bilinçaltının depoladıkları bilgilere zaman zaman şaşırtıcı bulabilirler. Birey bilinçaltı sayesinde
hipnoz sırasında karşısındaki bireylerin kişiliğini ve hatta kişilik özelliklerini depolayabilirler ve hipnoz
sırasında bunları kullanabilirler. Bilinçaltı, görsel, işitsel ve kinestetik olarak bütün bilgileri depolar ve
yeri geldiğinde bunları kullanabilir. Bildikleri bireyi hayrete düşürebilir. Bu yüzden birey ve terapist
her zaman için sezgilerine güvenmelidirler. Bilinçaltının depoladığı izlenimlerin, duyguların, yankıların
ve yansımaların açığa çıkmasına izin verilmelidir.
Hipnoz bir anlamda bireyin ilgisinin düşünen aklından duygusal aklına olarak kayması olarak da
değerlendirilebilir. Yani hipnoz bir anlamda bireyin içsel bütünlüğüne odaklanması anlamına
gelmektedir. Hipnozda esas olarak hedeflenen şey, bilinç ve bilinçaltının birlikte çalışmasını
sağlamaktır. İkisinin ayrı ayrı çalışması bireyi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyabilir. Bireyler, tam
manasıyla anlayamadıkları her şeyi mantıklı sebeplerle açıklamaya çalışırlar. Hipnoz sırasında
terapistlerin bilinçaltına odaklanmasının nedeni, bireylerin sorunların esas nedeni anlamasını
sağlamaktır. Bireylerin kendi sorunlarından kurtulması çoğu ilişkiyi değiştirebilir. İnsanların
değişmesiyle, çevrelerinin de değişmesi kaçınılmaz bir durumdur. Bu bakımdan, insanlar çevrelerini
değiştirmek istiyorlar ilk önce kendilerini değiştirmelidirler. Bu bağlamda terapistler ilk önce
kendileriyle ilgili sorunlarıyla yüzleşmeliler. Hem bu şekilde, terapistler farklı bireylerle yapılan
çalışmalarda ortaya çıkabilecek farklı durumlara hazırlıklı hale gelebilirler ve sezgilerine güvenmeyi
öğrenebilirler.
Hipnoz öncesinde yapılan görüşmeler çok önemlidir. Böylece bireylerin itiraz edebileceği bazı konular
daha ortaya çıkmadan engellenmiş olur.
Hipnoz sırasında bireylerin kendi hikayelerini anlatmalarına izin vermek çok önemlidir. Birey gözlerini
kapattıktan sonra, bilinçaltlarında olan biten her şeyi anlatabilirler. Bilinçaltı için zaman ve mekan
kavramı yoktur. Bireyler sorunları hakkında düşünürken, bu sorunlar hakkındaki duygular da
meydana çıkacaktır. Birey hikayesini anlatırken, terapistler bazı fiziksel değişimleri rahatlıkla
gözlemleyebilirler. Örneğin, bireyin boğazı düğümlenebilir veya göğsü sıkışabilir yada derin derin
nefes almaya başlayabilir. Bu anlardaki duygular, kesinlikle üzerinde çalışılması gereken
duygulardır.Bilinçaltındaki duygular bireyin vücut diline yansıyacaktır. Bilinçaltı o anda ele alınması
gereken konuları ortaya çıkaracaktır. Bu yüzden regresyon terapisi sırasında belli kalıplara bağlı
kalmamalıyız. Bireyin terapi terapiste sundukları esas ele alınması gereken konulardır. Bilinçaltını
kendi haline bıraktığınızda, o sizi gidilmesi gereken götürecektir. Terapistler bireyin kendi vücuduyla
yeniden bağlantı kurmasını sağlamalıdır. Vücut her zaman için doğruyu söyleyecektir. Böylece birey
düşüncelerini, duygularını kavrayabilecek ve kendi iç dünyasına odaklanabilecektir. Bireyler
hikayelerini gözlerini kapalı bir şekilde anlatırken, mimiklerinin farkına varamadıkları için onları
kontrol altında tutmaları daha zor olacaktır. Bu sayede de terapistler bu mimikleri kolaylıkla fark
edebilirler. Terapistler bu mimikleri fark ettikten sonra karşılarındaki bireylerinde bu hareketlerinin
farkında olup olmadığını sorgulamalıdır. Bu şekilde bireyin vücudu ve aklı arasında bir bağlantı
kurulmuş olur. Bilinç ve bilinçaltı arasında bazı çelişkiler olabilir. Bu çelişkiler fiziksel, ruhsal, duygusal
ve hatta ruhsal çelişkiler olabilir. Bütün bu çelişkiler de mutlaka ve mutlaka bireyin vücut diline
yansıyacaktır. Terapistler bu yüzden bireyin kendi iç dünyasına odaklanmasını sağlamalıdır. Hipnozun
sözlükteki anlamı, kabul edilebilir ölçüde seçilen düşünceler olarak tanımlanmıştır.Bireyler
hikayelerini gözleri kapalı bir şekilde anlattıklarında, o andaki duyguları neredeyse yaşarlar, en
azından hayal ederler. Hayaller de bilinçaltıyla direkt bağlantılıdır.
Bireylerin hayallerinin gerçekliği onların gerçekleşmesi olasılığını artıracaktır. Başarılı atletler,
sporcular bu yöntemi kullanmaktadırlar. Başarılı olduklarını gözlerinde canlandıran atletler, gerçek
hayatta da hayalini kurdukları başarıya ulaşmaktadırlar.
Regresyon bir anlamda zamanda yolculuk anlamına da gelebilir. Regresyon aslında bireye verilen
ikinci bir şans olarak da değerlendirilebilir. Birey bu sayede daha önce sahip olmadığı kaynaklarla,
yeteneklerle ve düşüncelerle olayları değerlendirebilir ve iç dünyasını ona rahatsızlık veren
düşüncelerden temizleyebilirler.
Bireylerin mimikleri onların transa hali hakkında terapiste fikir verecektir. Bireylerin ses tonundaki,
nefes alış verişlerindeki değişimler, yaşadıkları gerginlikler onların trans halinde olduklarının
göstergesidir. Terapistlere önemli bir ipucu daha vermek gerekirse, bireyler trans haline geçtiklerinde
gözleri aşağıya doğru kayar. Bireyler bilinçaltı ve bilincinizin birlikte çalışmasını sağlayabilirse, hayatta
da başarılı olurlar. Birlikte çalışamazlarsa, aralarında savaş başlar. Ayrım başlar. Bu bakımdan bilinç de
en az bilinçaltı kadar önemlidir. Birey regresyon sırasında nereye giderse gitsin, bilinci onunla beraber
olacaktır. Zaten öbür türlü bireyin terapistle konuşması mümkün değildir. Birey yaşadığı olaylara geri
dönerken, şu andaki bilinci onla birliktedir. Bu güzel bir sentezdir.
Bazen bireyler hipnoz sırasında terapistlerin onların akıllarını ele geçireceklerini sanırlar. Bu son
derece yanlış bir düşüncedir. Bireyler kontrollerini kaybetmek yerine, düşüncelerinin, duygularının ve
hatta hayatlarının kontrolünü hem de hiç olmadığı kadar ele alırlar. Ayrıca bireyler her zaman için bir
seçim şanslarının olacağının bilincinde olmalıdırlar. Bu düşünce bireyleri rahatlatacaktır. Birey
bilinçaltında sıkışıp kalan duygulardan kurtulamadıkça, bu duygular bireye rahatsızlık verecektir.
Çünkü birey yeteri kadar iyi olmadığını düşünerek, kendine olan güvenini yitirecektir. Birey yaşadığı
bu olaylar sayesinde geçmişten ders alacaktır. Tarihi de zaten bu yüzden öğreniriz. Yapılanlardan ders
almak için.
Aslında birey zaten trans halindedir. Çünkü geçmişte yaşadıkları onu hala etkilemektedir.
Terapistlerin amacı bireyi bu trans halinden çıkarmaktır. Örneğin, birey sigara içerken gözleri
yaşarmaz, veya öksürmez. Birey aslında çok güçlü bir hipnoz halindedir. Fakat birey herhangi bir
kamp ateşinin yanındayken, duman yüzünden gözleri yaşarır ve öksürmeye başlar. Birey kamp
ateşinden de etkilenmezse, gerçekten de usta bir hipnoterapist demektir.
Peki terapistler odaklanılması gereken duyguya nasıl kadar verecekler. Daha çok sezgileriyle tabi.
Terapistler karşılarındaki bireylerin mimiklerinden hangi duyguya odaklanılması gerektiğini anlarlar.
Çünkü birey bir anda ağlamaya başlayabilir, göğsü sıkışabilir veya nefes alamayabilir.
Bireyler gözlerini kapadıklarında, terapistlerinde gözlerini kapaması bazen çok yararlı olabilir. Terapist
bu şekilde bireylerin gönderdikleri sinyalleri daha iyi algılayabilirler. Gene de terapistler çok aceleci
davranmamalıdırlar. Terapiye öfkeyle gelen bireylerin öfkesinin altından genellikle üzüntü çıkar.
Terapiye üzgün gelen bireylerin üzüntüsünün altında ise genellikle bir öfke yatar. Terapistle bu
anlamda dikkatli davranmalı ve üzerinde gerçekten çalışılması gereken konulara odaklanmalıdırlar.
Bireyin yaşadığı duyguların üzerinde durulması terapistin işini kolaylaştıracaktır. Bireyin o duyguyu
hissettiği ana geri dönmesi kolaylaşacaktır. Peki terapist bu duyguların abartılmasını nasıl sağlar.
Terapistin yapması gereken bireye bu duyguyu vücudunun neresinde hissettiğini sormaktır. Terapist
bireyden vücudunu baştan aşağıya taramasını istemeli ve bu duyguyu vücudunun neresinde
hissettiğini öğrenmelidir. Bu sayede birey iç dünyasına ve vücuduna odaklanır. Bu da duyguların
abartılmasına yardımcı olur. Terapistler bazen dirençle karşılaşabilir. Herhangi bir dirençle
karşılaşsalar bile, sorularını tekrarlamalıdırlar. Bazen bireylerin söyledikleriyle, vücutları uyum
göstermeyebilir. Bu durumda bireyin o duyguyu çok yoğun hissetmediği düşünülebilir. Terapistin
bireye, duygularını tekrar tekrar söyletmesi bireyin o duyguyu daha yoğun bir şekilde hissetmesine
yol açabilir. Birey üzgün olmasının normal bir durum olduğunu anladığında, bu şekilde davranmasına
neden olacak sebepler almaya başlayacaktır. Bu sebep de bilinçaltında gizlidir. Bu sorunlar yüzeyde
bile olsa, bu sorunları yeniden tanımlamak bireyi rahatlatacaktır. Bazı olaylar bireyler için çok acı
verici olabilir. Birey bu olayları hatırlamak istemeyebilir.
Bireyler regresyon sırasında bu duyguları açığa çıkarmak için hazır olduklarını hissettikleri için
duygularını dile getirirler. Terapi ortamı onlara duygularını açığa çıkarmak adına güvenli bir ortam
sağlar. Bazı zamanlarda birey artık bu duyguların üstesinden geldiğini düşünebilir. Bu gibi durumlarda
terapist mutlaka bu konuların üzerinden tekrar geçmeli, yani bir anlamda bireyi test etmelidir. Birey
yaşadığı olay hakkında karşısındaki kişileri affedemiyorsa, hayatına devam edemez. Bu sayede
terapist bireyin güvenini kazanır. Bireyin sorunu tam anlamıyla kavrayamadığını bireye anlatır.
Bireye, ona yardım edebileceğini kanıtlar. Terapist aslında bireye yüzleşemedikleri, farkında
olmadıkları bazı şeyler öğretebilir. Bu da terapist ve birey arasındaki bütünlüğü artıracaktır.
Terapistler bazen bireylerin kendilerini daha güvenli hissetmelerini sağlamak isteyebilir. Fakat bireyler
buna pek fazla ihtiyaç duymazlar. Bunun nedeni bireylerin kendilerini ortaya çıkabilecek herhangi
duyguyla yüzleşemeye hazır hissetmesidir. Korksalar, hatta dehşete kapılsalar, bile bunla başa
çıkabileceklerini biliyorlardır. Zaten ortaya çıkabilecek duygular sadece ve sadece bireyin iç dünyasına
zarar verebilir. Birey her ne şekilde olursa olsun ortaya çıkan duygularla yüzleşmelidir. Kötü olsun iyi
olsun, birey bu duyguların üstesinden gelmek zorundadır. Bireyler gerçekte ne olduğunun
bilincindedirler. Bu yüzden yalan söyleme ihtiyacı hissetmezler. Terapistlerin görevi bireylerin kendi
gerçekleriyle yüzleşmesini sağlamaktır.
Regresyon daha önce de belirttiğimiz gibi sezgiseldir. Terapist bireye isterse 20 tane soru sorabilir.
Önemli olan en yoğun yaşanan duyguya odaklanabilmektir. Terapist bireye en kolay bu şekilde
yardım edebilir. Yani terapist bireyin sorunlar ilgili duygularına odaklanmasını sağlamalı, en yoğun
olarak yaşadığı duyguyu seçmeli, bireyin bu duyguyu daha yoğun bir şekilde yaşamasını sağlamalı ve
bu duygunun onları götürdüğü yere götürmelidir. Birey yoğun şekilde hissettiği duygular terapisti
gidilmesi gereken yere götürecektir. Bu da terapistin 20 soru sormasını engelleyecektir. Birey yoğun
şekilde yaşadığı duygular, terapiste bireyin yaşadığı olayların güncel hayatını nasıl etkilediğini de
anlatacaktır. Terapist bu sayede önüne çıkan engelleri temizleyebilir. Geçmişte yaşadığı olayların
etkisinin bitmesi, benzer olaylarda bireyin aynı duyguları yaşamasını engelleyecektir. Bireyin güncel
hayatında ortaya çıkan durumların, mutlaka ve mutlaka geçmişte bir yerlerde kökü vardır. Bireyin
yaşadığı duyguların, bireyin bu duyguları yaşadığı her anla mutlaka bir bağlantısı vardır. Bu yüzden
bireyin bu duyguyu yoğun bir şekilde hissetmesi çok önemlidir. Böylece terapist için tedavi planı
oluşmuş olur. Bireylerin iyileşme hızı her zaman için aynı olmayacaktır. Bazı bireyler çok hızlı bir
şekilde ilerleme kaydederken, bazı bireylerin gelişimi yavaş olabilir. Gene de bilinçaltı üzerinde
çalışmak her zaman için hızlı bir gelişim sağlayacaktır.
Bazen birey onda sorun yaratan duygulardan kurtulmaya gerçekten de hazır olabilir.Bu gibi
durumlarda, bireyle yapılan ön görüşme sonrasında birey sorun yaratan duygularından kurtulabilir.
Terapist bireyin yoğunlaşması gereken duyguya karar verdikten sonra,sıra bu duygunun kaynağına
inmeye gelmiştir. Terapist bireylerden yoğun olarak hissettiği duyguya odaklanmasını isteyerek, bu
duyguyu ilk defa hissettiği zamanı anlatmasını isteyebilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, regresyon
terapisinin akıcı olması gereklidir. Bu bağlamda terapistler bilinçaltında çıkan her şeyi analiz etmek
istemezler. Bu yüzden terapistlerin, regresyon sırasında son derece hızlı bir şekilde soru sorması
gereklidir. Bireye pek fazla düşünme imkanı tanınmamalıdır. Tabi ki birey bu konu hakkında ön
görüşme sırasında bilgilendirilmelidir. Duygunun yoğun bir şekilde hissettirmek istenilmesinin nedeni,
sorunun kaynağının derinlerde yatmasıdır. Terapist ilk seferde sorunun, veya duygunun kaynağına
ulaşamayabilir. Birey bazen regresyon sırasında bir gün öncesine dönebilir. Bunda bir sorun yoktur.
Zaman içersinde, bu regresyonlar terapisti sorunun kaynağına götürecektir. Yaşanılan duygu
yoğunluğu, bu duyguyla ilgili bütün olaylarla bağlantıya geçilmesini sağlayacaktır . Böylece terapist
her seferinde daha derine inecektir.
Terapistlerin her zaman için kendi kelimelerini kullanması çok önemlidir. Bütün terapistlerin
kullandıkları kelimeler farklı da olsa hepsi aynı amaca yöneliktir. Her birey, her seans ve her
regresyon birbirinden farklıdır.
Regresyon terapisi sırasında bireyler genellikle herhangi bir sayıdan başlayarak geri saymaya
başlarlar. Bazı terapistler bu sayı sayma sürecini kısa tutarken, bazı terapistler uzun tutmak
isteyebilirler. Bu sürecin süresinin kısalığı veya uzunluğu önemli değildir. Önemli olan bireyin hazır
olmasıdır. Bireyin kendini son derece hazır hissettiği durumlarda, terapistte aynı fikirdeyse 3ten
geriye doğru bile sayılabilir.
Buna şu şekilde örnek verebiliriz.
5, şimdi bu duyguyu hissettiğin ana geri dönüyorsun. 4, Zamanda geriye doğru gidiyorsun.
3, Zamanda yol almaya devam ediyorsun. 2, bir sonraki sayıda bana bu duyguyu hissettiğin anı
anlatacaksın. 1, şimdi ne hissediyorsun bana söyle.
Terapistin kendine özgü bir yol çizmesi, kendini rahat hissettiği bir şekilde devam etmesi çok
önemlidir. Bazı bireyler, daha sayı sayma işlemi bitmeden ulaşılmak istenen ana ulaşabilirler. Bazı
zamanlarda kendileri de bunu, hissedemeyebilirler. Fakat terapistler, bireylerin mimiklerinden bunu
rahatlıkla anlayabileceklerdir.
Bireyler bazı zamanda bazı duygularına odaklanmak istemeyebilirler. Bunun nedeni, aynı duyguyu her
yaşadıklarında onlara acı vermesidir. Terapistin, bu bağlamdaki görevi bireyin kendini güvende
hissetmesini sağlamaktır. Bu sayede bilinçaltında gizlenen bastırılmış, korkular, duygular açığa
çıkabilir ve değişim sağlanabilir. İyileşme sağlanabilir.
Tabi ki bireyleri anlamak gerekir. Kimse bir tecavüz olayına, bir şiddet olayına geri dönmek istemez.
Bu bağlamda bireyler ilk regresyon seansı sırasında hiçbir şey söylemek istemeyebilirler. Bu önemli
değildir. Önemli olan bireyin bilinçaltıyla bağlantı kurmasıdır. Eninde sonunda birey bir şeyler
anlatmaya başlayacaktır. Birey geri döndüğü anın onun için bir anlam ifade ettiğini anlayacak ve bir
şeyler söylemeye başlayacaktır. Bununla birlikte, terapist hiçbir zaman için karşısındaki bireyi
zorlamamalıdır. Birey kendinde rahatsızlık yaratan bu duygulardan, olaylardan kurtulmak isteyecektir.
Çoğu insan hipnozun trans hali olduğunu düşünür fakat durum aslında tam tersidir. Duyguların
boşalması sırasında bile birey aslında bilinçli bir şekilde bunu yapar. Yani her zaman için bir seçim
hakları vardır. Bazen bireyler hiç beklenmedik bir anda terapistin beklemediği bir cümle kurabilir.
Terapist bu cümleyi elde ettiğinde kendini aydınlığa ulaşmış olarak kabul edebilir. Bazen ilk olarak
duygular açığa çıkar bazen ise olaylar. Bunun hiç bir önemi yoktur. Daha önce de belirttiğimiz gibi
önemli olan bilinç ve bilinçaltını birlikte çalışmasını sağlamaktır. Elde edilen bilgiler ve duygular
sayesinde terapist bireye tam manasıyla yardımcı olabilir.
Bilinç ve bilinçaltı birlikte çalıştığı sürece, bireyin ilk olarak hatırladığı şeyin önemi yoktur. Birey
aklına ilk olarak bir duygu veya bir olay gelebilir. Bilgilerin ve duyguların bir arada bulunması bireyin
iyileşmesini, bir anlamda değişmesini kolaylaştıracaktır. Bazı zamanlarda, bireyler onları rahatsız eden
duyguların farkına varamazlar. Bu gibi durumlarda, terapist aynı konuyu tekrar tekrar gözde geçirerek
bireyi rahatsız eden olayı ve duyguyu bulmalıdır.
Terapistler hiçbir zaman için, bireylerin geri döndüğü tarihi dikkat etmemelidirler. Birey regresyon
sırasında bir önceki güne bile dönebilir. Birey bir önceki güne bile dönse, bu bir sonraki safha için
önemli bir adım olabilir. Birey bu regresyon sırasında yaşadıkları, onu hayatında daha önemli bir ana
götürebilir. Hipnoterapi eğitimi alan terapistler genellikle, bireyin anlattığı duyguların yeni mi eski mi
olduğunu anlayabilirler. Bireyin yaşadığı regresyonlar, terapistin konunun özüne inmesini
sağlayacaktır. Bireylerin edindiği yanlış kanıların ortadan kalkması, onların kendi güçlerini anlamasını
sağlayacaktır.
Bireylerin bilinçaltında gizli kalanlar onları hayattaki hedeflerine ulaşmaktan alıkoyabilir. Terapist
bireyi rahatsız eden duyguyu bulsa bile, bilinçaltı onun ilerlemesini engelleyebilir. Çünkü bilinçaltı bu
duygudan kurtulmak istiyordur. Bu bağlamda, terapist belli bir olaya odaklanmalı, bu olayla bağlantılı
olan duyguyu bulmalı ve bireyin bu duygudan kurtulmasını sağlamalıdır. Birey bu duygudan
kurtulduktan sonra, bilinçaltında gizli kalan başka olaylar veya duygular da ortaya çıkabilir. Hem de
terapistin hiçbir şey söylemesine gerek kalmadan. Birey belli bir olayı hatırladıktan sonra ve bu olayla
bağlantılı duygulardan kurtulduktan sonra bu duygu ve olaylar ona başka olayları çağrıştırabilir. Bu
kendiliğinden olan bir durumdur. Bilinçaltı kendiliğinden daha derinde olanları ortaya çıkaracaktır.
Bireylerin belli görüntülere takılıp kalmasının nedenleri olabilir. Bu yüzden terapist bu görüntüleri
atlamamalıdır. Bilinçaltı bunlardan kurtulmak istediği için ortaya çıkarıyor olabilir. Terapist ve birey bu
görüntüleri, olayları veya duyguları temizledikten sonra, ortaya farklı olaylar, görüntüler çıkabilir. Yani
bilinçaltı bireyden iyileşmeye çalıştığını kanıtlamasını istiyordur. Terapistlerin bütün bunları terapi
öncesi görüşmede bireye anlatması çok önemlidir. Çünkü bireyler onlara rahatsızlık veren olayları ve
duyguları yeniden yaşamak istemeyebilirler. Bu yüzden ön görüşme sırasında, bireylere neden terapi
görmek istediklerini hatırlatmak çok yararlı olacaktır. Birey ve terapisti arasında yeteri kadar güven
oluştuğunda ve birey ve terapist arasında önemli bir yakınlık bağı kurulduğunda, birey terapistin
önderliğinde, ona rahatsızlık veren duygulardan kurtulabilecektir. Bazen terapistler bireylerin bütün
duygularını boşaltmalarından korkarlar. Bunun nedeni, izledikleri yolu kaybetmekten korkmaları
olabilir. Bu duyguyu tamamen kaybetmekten korkarlar. Bireyin ona rahatsızlık veren duygularından
kurtulması, terapist ve bireyin izlediği yolu daha da aydınlatacaktır. Bireyin bu duygulardan
kurtulması, terapist ve bireyin daha derine inmesini sağlayacaktır. Zaten aynı duygular bireyin
bilinçaltında hep var olacaktır. Bireyin aynı duyguları hissettiği başka zamanlar da olacaktır. Bireyin bu
duygulardan kurtulması onun hayatının iyileşmesini sağlayacaktır. Terapistin bütün bu kurguyu ön
görüşme sırasında anlatması, bireye duygularını boşalttıktan sonra daha iyi hissedeceğini söylemesi
son derece yararlı olacaktır. Böylece birey terapi sırasında, terapistin önceden söylediklerini
onaylama imkanı da bulacaktır. Böylece bireyin üzerindeki baskı az da olsa ortadan kalkacaktır.
Bununla birlikte, terapist ve birey duyguların kısa ömürlü olduğunu her zaman için aklında
bulundurmalıdır. Birey bu yüzden bazı duyguları yeniden hatırlamaya direnebilirler. Bireyler onlara
rahatsızlık veren duygularından kurtuldukça kendilerini daha iyi hissetmeye başlayacaklardır.
Terapist, birey duygularını boşalttıkça, bireyi kendini daha iyi hissetmesi için yüreklendirmelidir.
Terapist bireye, yeni bireye yeni bir şeyler öğrenmekte olduğunu dikte etmelidir. Bilinçaltı yeni bir
şeyler öğrenmekte olduğunu kavradığında, bunun yeni bir süreç olduğunu da anlayacaktır. Böylece
terapist ve birey bilinçaltının derinliklerine inebileceklerdir. Bunun yanında bilinçaltında duyguları
boşaltmanın, duyguları tutmaktan daha iyi olduğunu öğretmek de önemli bir süreçtir. Bu yüzden,
terapist hiçbir zaman için karşısındaki bireyin duygularını boşaltmasının korkmamalıdır. Çünkü her
zaman için daha fazlası vardır. Bu duyguların her zaman için bilinçaltında kökleri olacaktır.Aşağıda bu
konu hakkında bir örnek okuyacaksınız.
Örnek:
Bu örnekteki bireyin çikolata bağımlılığı vardır. Birey günde 3 ila 10 tane çikolata yemektedir. Birey
daha önce birkaç kez hipnoterapiste gitmiştir. Terapistin verdiği telkinler birkaç ay için işe yarasa da,
birey bu ayların sonunda yeniden çikolata bağımlısı olmaktadır.
Bireyin gittiği yeni terapist ona regresyon terapisi uygulamıştır. Bu regresyon bireyi 4 yaşına geri
döndürmüştür. Birey 4 yaşında kendinden büyük bir çocukla oynamaktadır. Fakat annesinin markete
gittiği bir gün bu oğlan bireye pek de hoş olmayan davranışlarda bulunmuştur. Annesi marketten geri
döndüğünde, birey annesine her şeyi anlatmak istemektedir. Fakat annesi tam da bu anda ona
marketten aldığı çikolatayı uzatmıştır. Birey hem annesini üzmemek için, hem de annesiyle arasındaki
bu ilişkiyi bozmamak adına çocuğun ona yaptıklarını anlatmamıştır. Bütün bunları anlaması bireyin
çikolata bağımlılığını uzun bir süre için rafa kaldırmasını sağlamıştır. Fakat altı ay kadar sonra bireyin
çikolata bağımlılığı yeninden başlamıştır. Bunun üzerine tekrar yapılan terapide birey 2 yaşındayken,
anneannesinin söylediği bir sözü hatırlamıştır. Bireyin büyük annesi onun yeteri kadar esmer
olmadığını düşünmektedir. Bu düşünce bireyi çikolata yemeğe itmektedir. Bütün bunları anlaması
bireyin çikolata bağımlılığın tamamen bitmesini sağlamıştır. Birey istediği zaman çikolata yemektedir.
Fakat artık çikolata bağımlısı değildir. Bireyde hassaslaştıran olayın ortadan kalkması, çikolata
bağımlılığının ortadan kalkmasını sağlamaktadır.
Bireyin herhangi bir şekilde iyileşmesi çok önemlidir. Bireyin az veya çok iyileşmesi önemli değildir.
Önemli olan öyle yada böyle bireyin iyileşmesidir. Bu yüzden terapist bireyin iyileşmesine izin
vermelidir. Bu örnekte olduğu gibi birey, ilk başta tam anlamıyla iyileşmemiş olabilir. Fakat bir
sonraki seferde birey tam anlamıyla iyileşmiştir.
Direkt telkinler bazı zamanlarda etkili olabilir. Fakat direkt telkinlerin etkili olmadığı zamanlarda, daha
derinde bazı sorunlar var demektir. Bu yüzden ilk önce bu derindeki sorunların üzerinde çalışılması
gerekir. Bazı zamanlarda, bireyin sorunları aşma isteği o kadar fazladır ki, sadece telkinler ona yeterli
gelecektir. Bu tür bireyleri, bir anlamda ev ödevlerini yapan bireyler olarak da adlandırabilir. Bu tür
bireyler, tekrar ayağa kalmak için birilerini aramakta olan bireylerdir. Bu tür bireyler, terapistler adına
mükemmel bireylerdir. Çünkü terapistlerin işlerini kolaylaştırırlar.
Regresyon, direkt telkinler işe yaramadığında, yani daha derine inmek gerektiğinde kullanılabilecek
bir araçtır. Terapist, hiçbir zaman için hangi bireyle hangi tekniği kullanacağını bilemez. Bu yüzden
terapist hiçbir zaman için kısa yolları kullanmaya kalkmamalıdır. Bazen evdeki küçük bir sineği
öldürmek için bazuka kullanmak gerekebilir. Bu bağlamda regresyonu bazukaya benzetebiliriz.
Aynı soruna sahip iki bireyi ele alalım. Bu bireylerden bir tanesi mutlu bir çocukluk geçirmiş olsun.
Diğeri ise mutsuz, hatta kötü bir çocukluk geçirmiş olsun. İlk bireyin sorunlarını halletmek terapistin
bir veya iki seansını alacaktır. Diğer bireyin ise sorunları daha derinde olduğu için bu tür bireyi tedavi
etmek daha uzun sürecektir.
Bireylerin duygularıyla yüzleşmemesi, duygularının onları rahatsız etmesine neden olacaktır.
Küçükken köpek tarafından ısırılmış iki kişiyi ele alalım. Bu kişilerden biri genç bir bayan olsun. Diğeri
de ondan daha büyük bir erkek. Köpek tarafından ısırılmış olan bayan artık köpekten korkmuyordur.
Çünkü anne ve babası bu olaydan hemen sonra eve bir köpek almıştır. Diğer birey ise hala köpekten
korkmaktadır. Bunun nedeni, bireyin korkusuyla yüzleşmemesidir. Bazen bireyin bilinçaltının
derinliklerine inmek gerekir. Bazen ise bireyin iyileşmesi son derece hızlı bir şekilde gerçekleşebilir.
Terapistler tecrübe kazandıkça, hangi tekniği ne zaman kullanacağına daha kolay bir şekilde karar
verebilecektir. Bu yüzden daha önce de belirttiğimiz gibi terapistler hiçbir zaman için kısa yolları
kullanmaya kalmamalıdırlar.
Köpek tarafından ısırılan bayanı yeniden ele alalım. Aynı bireyin ebeveynleri, bireyi korkaklıkla itham
etselerdi, birey duygularıyla yüzleşemeyecekti. Terapistler bireylere hipnoz vasıtasıyla gerçek hayatta
yapamadıklarını yapma imkanı verirler. Gerçek hayatlarında boşaltamadıkları duyguları boşaltma
imkanı verirler. Bireyler geçmişte yaşadıklarını, akıllarında tekrar yaşarak hayatlarını yeniden yaşama
imkanı bulurlar. Bu da bireylere olayları yeniden değerlendirme imkanı sağlar. Bazı bireyler terapiye
son derece hızlı bir şekilde gelirken, bazı bireyler açısından iyileşmek zor olabilir.
Terapistler her zaman için sorunların üzerinden tekrar tekrar geçerek, bireylerin bilinçaltında hiçbir
şey kalmadığına emin olmalıdırlar. Bireylerin üzerindeki baskıyı azaltmaya çalışmalıdırlar.
Terapistlerin bireyleri onlara rahatsızlık veren duygularından kurtarmaya çalışmasının nedeni, bu
duyguların bireyin güncel hayatını etkileyen davranış ve düşüncelerden oluşmasıdır. Birey bu
duygulardan kurtulduğunda, onun hayatını etkileyen davranış ve düşüncelerden de kurtulacaktır.
Bazı zamanlarda, bireyin yaşadığı regresyonlar onu anne karnına kadar geri götürebilir. Bu gibi
regresyonlar sırasında, birey annesinin hislerine odaklanır ve annesinin kendisini istemediğini
düşünebilir. Bu gibi düşüncüler suçluluk duygusunu beraberinde getirir. Suçluluk duygusuyla birlikte
birey cezalandırılması gerektiğini düşünebilir. Birey dünyaya geldiği için suçluluk duyuyorsa, bu
suçluluk duygusu bireyin hayatını serbest bir şekilde yaşamasını engelleyecektir. Bu gibi durumlarda,
bireyin bilinçaltındaki bu duygular temizlenmelidir. Bu son derece yaygın bir durumdur. En iyi anneler
bile bu tür bir durumla karşılaşabilir. Birey bunun kendi suçu olmadığını kavramalıdır. Annesinin kötü
bir zaman geçirmekte olduğunu kavramalıdır. Birey kendisinin yeterli olmadığı düşüncesinden
kurtulduğunda, annesine yardım edemeyeceğini de anlayacaktır. Bu da bir anlamda bireyin kendisini
affetmesini sağlayacaktır. Terapist bireyin bu suçluluk duygusundan kurtulmasını sağladığında,
onların kendi hayatını yaşamasını sağlayacaktır.
Terapistlerin amacı bireyin, çevresindeki bireylerin o an için yapabileceklerinin en iyisini yaptığını
anlamasını sağlamaktır. Yani bir anlamda bireyin, olayı kişiselleştirmesini engellemektir. Bireyler
şimdiki akıllarıyla, çocukluklarına döndüklerinde yaşadıkları akla uygun gelmeye başlayabilir.
Terapistler bireylere yardımcı olmak istiyorlarsa, yaptıkları işe gerçekten inanmalıdırlar. Terapistlerin
amacı hiçbir zaman için para kazanmak olmamalıdır. Terapistlerin amacı bireylere yardımcı olmak
olmalıdır. Bunun dışındaki her şey ikinci planda kalmalıdır. Terapistler bir noktada sezgisel bir şekilde
yaptıkları işi sevmeye başlayacaklardır. Bireyler duygularını hissettikçe, onları iyileştirmesi
kolaylaştıracaktır. Bireyler hissettiklerini iyileştirebilirler. Böylece hayatlarını serbest bir şekilde
yaşayabilirler. Bireyler duygularını hissettikçe, onları daha iyi anlayacaklardır. Birey duygularını
yaşamaya direnmedikçe, duyguları kısa ömürlü olacaktır. Bireyin bilinçaltındaki her şey dikkate
alınmalıdır. En ufak şey bile bireyde rahatsızlık yaratabilir.
Birey regresyon sırasında etrafındaki kişilerle ilgili duygularını boşalttığında, algıları değişecektir.
Kendilerine başka bir gözle bakmaya başlayacaklardır. Yaşadıkları olaylarda kendilerinin herhangi bir
suçu olmadığını da anlayacaklardır. Böylece affetme yolunda bir adım atmış olacaklardır. Böylece
bireyler benzer olaylarla karşılaştıklarında, olayların iyi yanlarını görebilirler.
Bireyler kendilerinde rahatsızlık yaratan duygulardan kurtuldukça, vücutları da aynı oranda
rahatlayacaktır. Bireyler kendilerinde rahatsızlık yaratan duyguları tam anlamıyla boşaltmalıdırlar.
Bireylerin içlerindeki duyguları yarısını boşaltması bir işe yaramayacaktır. Bu duygular bireylere
rahatsızlı vermeye devam edecektir.
Bireyler duygularından tam manasıyla kurtulduklarında, başkalarını da affetmeye hazır hale
geleceklerdir. Birey duygularını boşaltmayı başardığında, affetme süreci de kendiliğinden
başlayacaktır. Bu doğal bir süreçtir. Bireylerin başkalarını affetmesi, başkaları açısından önemli
değildir. Kendileri açısından önemlidir. Affetme sürecinin başlaması demek, bireyin geçmişin
izlerinden kurtulması demektir.
Affetmek, aslında bireyin kendisi için yaptığı bir davranıştır. Birey affetme kavramını benimseyerek
geçmişin etkilerinden kurtulmak istediğini kanıtlamış olur. Birey başka kişileri de affedebilir fakat o
terapi odasında sadece birey olacaktır. Bu da bağışlama kavramının esas olarak birey iyiliği için
olduğunun kanıtıdır. Bireyin, başka bir bireyi affetmesi, bağışladığı bireyin aynı davranışları tekrar
yapmasına izin vermesi anlamına gelmemektedir. Birey, diğer bir bireyi bağışladığını ona söylemek
zorunda değildir. Bireyin bağışlama anında yaşadığı güzel hisler sadece bireye yarar sağlayacaktır. Bu
güzel bireyin iyileşmesini hızlandıracaktır. Bununla birlikte, bağışlama son derece eğlenceli bir
kavramdır. Birey onu rahatsız eden hisleri içinde tuttukça, herhangi bir şekilde kendini veya başkasını
affedemeyecektir. Bu bağlamda, birey tamamen rahatladığını, onu rahatsız eden hislerden
kurtulduğunu söylese bile, terapist birey test etmelidir. Terapist bireyi test etmekten hiçbir şekilde
çekinmemelidir. Her zaman için bireyi iyileştirdiğini, ona yardım ettiğini söylemektedir. Bununla
birlikte, birey bağışlama sürecine doğal bir şekilde gelmelidir. Terapist onu hiçbir şekilde
zorlamamalıdır. Birey karşısındaki bireyi bağışlarken herhangi bir şekilde zorlanma yaşarsa, bu onun
içinde hala bir şeyler tuttuğunun belirtisidir. Bu durumda, terapist ve birey tekrardan bireyin hislerine
odaklanmalıdırlar ve bireyin içinde tuttuğu hislerin dışarı çıkmasını sağlamalıdırlar. Bireyin rahatsız
eden bütün hisler dışarı çıktıktan sonra, bağışlama süreci doğal olarak bu süreci izleyecektir. Bu
noktadan sonra, terapist bireye yardımcı olabilir.
Birey kendini tepeden tırnağa iyi hissediyorsa, terapist açısından hiçbir sorun yoktur. Bununla birlikte,
terapist herhangi bir gerginlik hissediyorsa veya bir his onu rahatsız ediyorsa, bu hissin tekrar ele
alınması gerekebilir. Bu gibi bir durumda, terapist bireyi rahatsız eden hisse odaklanmalı, bu hissin
derecesini artırmalı, bu hissi yüzeye çıkarmalı, bu hisle bağlantılı olan diğer hissi ortaya çıkarmalı ve
bireyin bu histen kurtulmasını sağlamalıdır. Birey büyük bir ihtimalle biraz önce, sarf ettiği çabanın
yarısıyla başarıya ulaşacaktır. Hem de çok daha kısa bir sürede. Birey olayın akışını kavramıştır. Birey
bu konuda o kadar ustalaşır ki, birkaç dakika içersinde onu rahatsız eden hislerden kurtulabilir.
Bireyin son derece hızlı bir şekilde onu rahatsız eden hislerden kurtulması, terapisti de şaşırtabilir.
Fakat terapist zamanla, bireyin gerçekten rahatlayıp rahatlamadığını anlayacaktır. Birey gerçekten
rahatladıysa, terapist bunu bireyin yüzünden, ses tonundan rahatlıkla anlayabilir. Bireyi rahatsız eden
bütün hisler ortadan kalktıktan sonra, birey kendini veya bir başkasını bağışlamaya hazır hale
gelecektir. Bazı zamanlarda, birey etrafındaki bütün kişileri affetse bile onu rahatsız eden duygular
olabilir. Bu duygular büyük bir ihtimalle bireyin kendisiyle ilgili duygulardır. Birey herhangi bir şekilde
suçluluk hissediyorsa, bu bireyin rahatsızlık hissetmesine neden olabilir. Bu bağlamda, terapist bireye
kendini bağışlaması gerektiğini hatırlatmalıdır. Bağışlamak, en çok birey açısında önemlidir.
Birey yaşadığı sorunlar nedeniyle kendini yıpratabilir. En önemlisi de bireyin sorunun ne olduğunu
anlayamamasıdır. Örneğin, bireyin istediği gibi bir koca, istediği gibi bir baba olmayabilir. Fakat,
bunun nedenini anlamayabilir. Birey değişmek istese de değişemeyebilir. Bu da bireyi büyük bir hayal
kırıklığına uğratabilir. Genellikle terapiye gelen bireyler, iç dünyalarına yeterince odaklanmadıklarını
düşünürler. Birey hiçbir zaman için gerçeği tam anlamıyla görememiştir. Birey yaşadığı hislere
yeterince odaklanamamıştır. Hiç kimse bireye iç dünyasına nasıl odaklanabileceğini öğretmemiştir.
Bu bağlamda, terapistin görevi bireyin iç dünyasına açılan kapıyı göstermektir. Birey hislerinin onu
götürdüğü yere gitmelidir. Bu bireyi, anne karnına geri götürse bile birey bundan vazgeçmemelidir.
Daha önce birey elinden gelenin en iyisini yapmış olmasına rağmen, iç dünyasına nasıl gireceğini
bilmemektedir. Fakat artık bunu becerebilmektedir. Bu süreç, bireyin kendi kendini de bağışlamasını
sağlayacaktır. Bu bilinç, bireyin üzerinden büyük bir yük kaldıracaktır. Bununla bağlantılı olarak, birey
diğer olaylarla ilgili olarak da kendini bağışlayabilecektir. Böylece birey istediği gibi bir kişi
olabilecektir. Yani kendi olabilecektir. Daha önce de söylediğimiz gibi, bütün bunları başarmak için
bireyin bilinç ve bilinçaltının işbirliği halinde çalışması gerekmektedir. Birey kendi kendini
affedebiliyorsa, gerçekten iyileşmiş demektir. Bu bilinç bireyi hayatını da değiştirecektir. Bireyi
olayların, insanların iyi yönünü görmeye başlayacaktır. Bireyin ona rahatsızlık veren hislerden
kurtulması, başkalarının bağışlanmasını da beraberinde getirecektir. Birey diğer kişileri bağışladıktan
sonra, kendini de kolaylıkla bağışlayabilecektir. Birey kendini bağışladığında, bir anlamda özgür kalmış
olacaktır.
Birey bağışlama sürecinden sonra yaşadığı olayların, bu olaylarla bağlantılı kişilerin iyi yönlerini
görmeye başlayacaktır. Bu kavram, bireyin bütün bir hayatını değiştirecektir. Birey kötü anlamlar
yüklediği olaylara ihtiyaç duyduğunu düşünmeye başlayacaktır. Bu olayların onu güçlendirdiğini
düşünecektir. Bu olayların onu akıllandırdığını düşünecektir. Birey kendinden açılan yaraları, bilgelik
olarak algılama başlayacaktır. Birey yaptığı fedakârlıkları yatırım olarak görmeye başlayacaktır. Birey
bu olaylar sayesinde, daha akıllı, daha bağışlayıcı ve daha mantıklı olduğunu düşünecektir. Bazı
bireyler, yaşadıklar çok kötü tecrübeleri, hastalıkları ve hatta kanseri, üstesinden gelinmesi gereken
ruhani mücadeleler veya öğretiler olarak değerlendirirler. Kanserin kötülüğüne odaklanan bireylerin
iyileşmesi daha zordur. Daha doğrusu, olayların kötü yanına odaklanan bireylerin iyileşmesi çok hatta
imkânsızdır. Sevmek, iyilikleri görmektir. Sevgi, iyileşmesi gereken her şeyi ortaya çıkarabilir. Birey
bütün bu öğretileri kavradıktan sonra, ortaya çıkan şeyleri değerlendirmek terapist açısından son
derece keyif verici olacaktır.
Birey olayların ve insanları iyi yönünü görmeye başladıktan sonra terapist insanlarla olan ilişkisi de
değişecektir.
Bu konuyu bir örnekle anlatmaya çalışalım.
Bu örnekteki bireyin panik atağı vardı. Birey her şeyden korkmaktaydı. Hatta ışıktan bile. İlk seans çok
sürmüştü. Terapist bireye regresyon terapisi uygulamıştı. Bu regresyon terapisi bireyi 8 yaşına geri
götürmüştü. Birey 8 yaşında babasının onu sinemaya götürdüğünü hatırlamıştı. Fakat film pek keyifli
bir film değildi. Film Nazilerin yaptığı katliamlar hakkında bilgi vermekteydi. Yani Naziler üzerine
çekilmiş bir tür belgeseldi. Bu film tabi 8 yaşındaki bir çocuk için çok ağırdı ve film bireyi
korkutmuştu. Bu film bireyin gece uyuyamamasının nedenlerinden biriydi. Bireyin tek sorunu panik
atak olması değildi. Birey geceleri uyumakta da güçlük çekiyordu. Yani bireyin yaşadığı sorunlar bütün
hayatına yayılmıştı. Terapist ve birey 8 yaşına geri dönmüş, ve bireyin hissettiklerine
odaklanmışlardır. Daha sonra terapist bireyin bütün bu korkulardan kurtulmasını sağlamıştır. Bireyin
rahatladığı çok açıktır. Birey rahatlıkla nefes alabilmektedir. Vücudu rahatlamıştır. Birey ona
rahatsızlık veren bütün bu hislerden kurtulduktan sonra babasının tek istediğinin onun bir şeyler
öğrenmesi olduğunu anlamıştır. Başka bir deyişle, birey olayın iyi yönünü kavramıştır. Daha önce de
belirttiğimiz gibi sevmek, iyi olanı bulmaktır.
Birey ona rahatsızlık veren hislerden tam manasıyla kurtulmadan olayların iyi yönlerini göremez.
Çünkü bireyin yaşadığı kötü hisler her şeyi gölgeler.
Birey, babasının çok zeki olduğunu düşünmeye başlamıştır. Babasının yaptığı şeyin onu dünya
üzerinde olan biten olaylar hakkında bilgilendirmeye çalışmak olduğunu anlamıştır. Babasının ona
iyilik yapmaya çalıştığını anlamıştır. Birey bir anlamda babasını da bağışlamıştır.
Bireylerin geçmişte yaşadıkları tecrübeler, üzerlerinde baskı oluşturabilir. Birey bütün bu baskıdan,
bu kötü enerjiden kurtulduktan sonra rahatlıkla olayların, insanların iyi yanını görebilir. Başka bir
deyişle, birey artık gerçeği görebilmektedir. Bu çok büyük bir önem taşır. Birey artık yaşadığı bütün
tecrübeleri, bir çeşit öğreti olarak değerlendirmeye başlar. Bazı zamanlarda terapistin, olayların iyi
yönünü görmek konusunda bireye yardımcı olması gerekebilir. Fakat genellikle birey otomatik olarak
yaşadığı tecrübelerin iyi yönünü kavramaya başlayacaktır.
Başka bir örnekte ise, birey boğaz kanseri teşhisiyle terapiye gelmiştir. Birey anne ve babasının ahmak
olduğunu düşünmektedir. Terapist regresyon terapisi uygulamaya karar vermiştir. Birey regresyon
terapisi sırasında 12 yaşına geri dönmüştür. Bireyin anlattığı bu olayda, babasını onun son derece
yanlış bir şey yaptığını düşünmektedir. Baba, bir anda bağırmaya ve bireyin üstüne yürümeye
başlamıştır. Bireyin annesi ve kız kardeşi neler olacağını anladıkları için bireyin babasını durdurmaya
çalışmışlardır. Fakat bu pek fayda etmemiştir. Bireyin babası bireyi tuttuğu gibi yatak odasına atmıştır
ve kendisi de içeri girip kapıyı kilitlemiştir. Diğer tarafta bireyin annesi ve kız kardeşi kalmıştır. Daha
sonra bireyin babası, bireyin elbiselerini çıkarıp ona kemerle vurmaya başlamıştır. Birey normal olarak
bağırmaya başlamıştır. Fakat bir süre sonra bağırdıkça, babasının daha hızlı vurduğunu fark etmiştir.
Bu dakikadan sonra birey, babasının zevk almasını engellemek için bağırmayı kesmiştir ve her şeyi
boğazında tutmaya başlamıştır. Birey kısmi bir rahatlama yaşasa da, tam anlamıyla yaşayamamıştır.
Terapist bu noktada kenara çekilmiş ve bireyi yönlendirmeye çalışmamıştır. Bu arada birey,
hatırlayamadığı şeyi hatırlamıştır. Babasının ona vururken aynı zamanda mastürbasyon yaptığını
hatırlamıştır. Bireyin hatırladıkları onun babasının küfürler yağdırmasına neden olmuştur. Bireyin
bağırması bir süre kesilmemiştir. Birey bu arada normal olarak ağlamaya başlamıştır. Birey 12
yaşından beri hiç ağlamamıştır. Fakat hatırladıkları onu ağlatmıştır. Bu arada birey, kendisinin
babasından daha güçlü bir birey olduğunu düşünmeye başlamıştır. Bireyin babasının yaptıklarının
artık onu etkileyemeyeceğini düşünmektedir. Bu olayda herhangi bir şekilde iyi yönden
değerlendiremeyebilirsiniz. Fakat yaşanılan her tecrübenin iyi bir yönü vardır. Birey onu rahatsız eden
hislerden kurtulduktan sonra mutlaka ve mutlaka bir aydınlanma yaşayacaktır.
Bireyler yaşadıkları en kötü tecrübelerle yüzleşmekten çekinmemelidirler. Çünkü onları rahatsız eden
hisler ortadan kaybolduktan sonra, elde edecekleri şey sevgi ve gerçek olacaktır. Birey herhangi bir
şekilde olayların iyi yanın göremiyorsa, içinde hala olumsuz hisler barındırıyordur.
Bazı terapistler, bireyi rahatsız eden hislerden kurtulmak için geçmişe geri dönmeye gerek olmadığını
düşünmektedirler. Fakat birey geçmişe geri dönmezse, geçmişte yaşadığı savaşları kazanamaz. Bir
önceki örnekte olduğu gibi, bireyin verdiği karar onu kansere sürüklemiştir. Terapistin yapması
gereken, ateşte yürürken bireyin elini tutmaktır. Bir önceki örnekte, birey aslında ağlamama kararı
alarak ne kadar güçlü olduğunu göstermiştir. Birey ağladığı takdirde babasının kazanacağını
düşünmektedir. Ona bu zevki tattırmamak adına böyle bir karar almıştır. Fakat yıllar boyunca bunu
anlayamamıştır. Bununla birlikte bir bireyin yıllar boyunca ağlayamaması normal bir olay değildir.
Terapist bu gibi durumlarda bireye yardımcı olmalıdır. Hepimizin ağlamaya ihtiyacı vardır. Hepimiz
nefes almak veya tuvalete gitmek kadar ağlamaya ihtiyaç duyarız. Bireyin ağlayamaması bu durumda
bireye zarar vermektedir. Çoğu terapistin dediği gibi düşüncelerimizi değiştirdiğimizde, hayatımız
değişir. Düşüncelerimizi değiştirme için ilk önce duygularımı değiştirmeliyiz.
İnsanlara olayların iyi yönünü görmesini sağlamak zor olabilir. Fakat çoğu insan kendiliğinden olayları
iyi yönünü görmeye başlayacaktır. Daha önce de dediğimiz gibi, sevgi, iyi olanı görmektir. Örneğin,
bireyin anne ve babasının yaptığı yanlışlardan ders alan birey daha bilge, daha iyi bir insan olabilir.
Vücudumuz her zaman için iyileşmek konusunda azimlidir. Bu açıdan vücudumuzun önündeki
engelleri kaldırdığımızda, vücudumuz kendiliğinden iyileşecektir. Birey onu rahatsız eden hislerden
kurtulduktan, gerçekten yapmak istediklerinin farkına varacaktır. Bireyi yapmak istediklerinden
alıkoyan her zaman için bilinçaltı olacaktır. Birey hiçbir şekilde bilinçaltıyla girdiği bir savaşı
kazanamaz. Bu bağlamda, bilinçaltına karşı değil onla işbirliği halinde olmalıdır.
Başka bir vakaya göz atalım. Bu örnekteki birey prostat kanserini bir kez yenmiş olmasına rağmen
aynı hastalığa yeniden yakalanmıştır. Bireye cinsel organını aldırması veya hormon tedavisi görmesi
önerilmiştir. Birey 60 yaşlarında son derece sevecen ve tatlı bir adamdır. Birey ilk seansta eski
oturduğu yerde 3 kişi tarafından fena şekilde dövüldüğünü anlatmıştır. Hatta birey şehri terk etmek
zorunda kalmıştır. Fakat birey bu kişileri bağışladığını düşünmektedir. Birey bütün bunları anlatırken,
terapist ona vurması için bir yastık vermiştir. Birey o kadar hızlı vurmaya başlamıştır ki, terapist bile
şaşırmıştır. Yani ilk iki seansta bireyi öfkesini boşaltmaya yönelik bir çalışma yapılmıştır. Daha sonra
ise bireyin çocukluğuna geri dönülmüştür. Birey bu regresyon terapileri sırasında doğumuna geri
dönmüştür. Birey, olaya geri döndüğünde nefes alamadığını söylemiştir. Bu arada terapist ona tekrar
bir yastık uzatmış ve vurmasını telkin etmiştir. Bu işe yaramış ve birey tekrar nefes alabildiğini
söylemiştir. Birey boğazına bir şey takıldığını düşünmektedir. Birey annesinin karnından çıktıktan
sonra, ilk olarak büyük babası almıştır. Nefes almadığını söyleyip, büyük anneye vermiştir. Büyük
anne ilk önce, eşinin şaka yaptığını düşünmüş fakat bireyi gördükten sonra bir anda paniklemiştir.
Terapist ve birey bütün bu sorunları ele almışlardır. Bu arada bireyin babası içeri girmiş ve büyük
anne ve büyük baba durumu şaşkınlıkla izlerken bireyin arkasından birkaç kez vurmuştur. Bireyin
babası son derece güçlü bir boksördür. Baba bireye vurması gerekenden daha sert bir biçimde
vurmuştur. Fakat tabi ki bebeğini kurtarmaya çalışmıştır. Birey bütün bunları anladığında, yaşadığı
şoktan ve ağrıdan kurtulmuştur. Bununla hala az da olsa ağrı çekmektedir. Terapist ve birey, bu ağrı
üzerinde çalışmaya başladıklarında terapist kalbinin kırıldığını çünkü babasının onu sevmediğini
düşündüğünü söylemiştir. Birey bir anlamda istenmediğini düşünmektedir. Bu düşünce tarzı özellikle
kanser olan bireyler açısından önemlidir. Kanserli bireyler dünyada istenmediklerini düşünürler.
Daha sonra yapılan çalışmalar sayesinde birey bütün bu üzüntüden, yanlış düşüncelerden ve ağrıdan
kurtulmuştur. Birey rahatladıktan sonra babasının onun hayatını kurtardığını anlamıştır. Yani olayın
iyi yanını görmüştür. Birey bir anlamda huzura kavuşmuştur. Babasını da bağışlamıştır. Bu terapi,
bireyin kanserini geriletmiştir. Bazen bireyler böyle basit durumları kavrayamazlar. Bunun nedeni
hislerinin, gerçeği gölgelemesidir. Bireyin hisleri, net bir şekilde düşünmesini engeller. Bununla
birlikte, hislerimiz algılarımızı oluşturur. Kanser, hiçbir neden yokken ortaya çıkmaz. Bireyin kendi
kendine zarar vermesi kanserli hücrelerin oluşmasına neden olur. Çoğunlukla kanserli bireyler, onlar
olmadan dünyanın daha iyi bir yer olacağını düşünürler. Anne ve babalarının onları istemediği ve
onlarsız daha iyi bir hayat geçirebileceklerini düşünürler. Bu bireyin bilinçaltına yerleşir. Bir önceki
örnekte, bireyin eşinin de pek sevecen birisi olmaması birey tekrar kansere sürüklemiştir. Birey
karısını tatmin edemediği ve babası kadar güçlü birisi olmadığı için kansere sürüklenmiştir.
Bununla birlikte, terapist en başta bu bireyin neden ağrı çektiğini anlayamamıştır. Bireyden kendi
doğumunu izleyen bir melek olmasını istemiştir. Tabi ki bireyin hisleriyle olan bağlantısını da kesmek
istememiştir. Bu telkin sonrasında birey, annesinin acı çektiğini görmüştür. Bireye ne hissettiği
sorulduğunda ise birey kendini çok suçlu hissettiğini söylemiştir. Birey annesinin acı çekmesini kendi
hatası olarak görmektedir ve bu durumdan kendini sorumlu tutmaktadır. Terapist, bireyin bütün bu
hislerden kurtulmasını sağlamıştır. Fakat bu olay birey dünyaya gelmeden olduğu için terapist ilk
başta bu durumu gözden kaçırmıştır. Bu bağlamda, terapist ve birey her zaman için bilinçaltını
izlemelidirler. Bilinçaltı her zaman için yardım etme isteğinizi kanıtlamanızı ister. Birey bütün bu
hislerden kurtulduktan sonra annesinin onu doğurmaktan mutluluk duyduğunu anlamıştır. Bu
örnekten çıkaracağımız sonuç, bilinçaltını hiçbir zaman yaptıkları için sorgulamamak olacaktır. O sizi
bir yere götürmek istiyorsa, bir bildiği vardır. Bilinçaltına yardım etme isteğiniz kanıtladığınızda, o size
ihtiyacını olanı verecek ve sizle işbirliği yapacaktır.