250
Rev. Dr. Turgay ÜÇAL EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… İncil’in Matta Bölümü Üzerine Bir Çalışma

EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

Rev. Dr. Turgay ÜÇAL

EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ…

İncil’in Matta Bölümü Üzerine Bir Çalışma

Page 2: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

2

GDK YAYIN NO: 160

KĠTAP: Efendimiz Buyuruyor ki… YAZAR: Rev. Dr. Turgay Üçal

ISBN: 978-605-5739-94-2

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sertifika No: 16231

© Gerçeğe Doğru Kitapları DavutpaĢa Cad. EmintaĢ Kazım Dinçol San.

Sit. No: 81/87 Topkapı, Ġstanbul - Türkiye

Tel. (0212) 567 89 92 Fax: (0212) 567 89 93

E-mail: [email protected]

www.gercegedogru.net

Baskı: Anadolu Ofset – Tel: (0212) 567 89 93

DavutpaĢa Cad. Kazım Dinçol San. Sit. 81/87

Topkapı, Ġstanbul

Mayıs 2012

Page 3: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

3

İÇİNDEKİLER

Önsöz 5

I. DönüĢüm ve DeğiĢim (Matta 4:12-25) 7

II. Ġnsan-ı Kamil (Matta 5:1-6) 18

III. Tuz ve IĢık Olmak (Matta 5:13-16) 30

IV. Tamamlamak (Matta 5:17-20) 45

V. DeğiĢimin Etkinliği (Matta 5:21-47) 62

VI. Doğru Uygulama (Matta 6:1-8) 73

VII. Dünyaya BakıĢ (Matta 6:19-7:12) 85

VIII. Yalnız Ġki Yol (Matta 7:13-29) 98

IX. Yolculuğun Kuralı (Matta 8:20-22) 110

X. Talebe Olmak (Matta 8:23-27 ; 9:9-13) 121

XI. IĢığı Yansıtmak (Matta 10:5-16) 132

XII. IĢık Olma Prensipleri (Matta 10:5-16) 142

XIII. Yürekten TaĢan (Matta 12:33-36) 151

XIV. Kimde Varsa (Matta 13:12) 160

XV. Yukarıdan Verilmedikçe (Matta 16:17) 170

XVI. Ve AĢağıdan Verilmedikçe (Matta 16:24) 181

Page 4: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

4

XVII. DeğiĢimin Dorukları (Matta 18:4) 193

XVIII. Ötekilere Hizmet (Matta 20:24-28) 203

XIX. Edinimsiz Uygulama (Matta 21:18-22) 214

XX. Vay Halinize (Matta 23:1-39) 224

XXI. Son Günler (Matta 24:42-51) 237

Page 5: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

5

ÖNSÖZ

Kelam, insan olup aramızda yaşadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça

net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar ve

Mesih Ġsa‟yı daha baĢından bütün kelama iĢaret edip, kelamı

aktaran mana ulularından farklı bir konuma taĢır. Kutsal Yazı-

lar‟ın anlatımına göre Efendimiz Mesih Ġsa,“kelam” dediğimiz

yüce Yaratan‟ın Ruh‟unun rehberliğinde, dünyaya oldukça

belirgin bir biçimde, kurtuluĢ yolunu, gerçeğini ve yaĢamını

anlatmak ve bu yolu, gerçeği ve yaĢamı insanların algılayıp,

edinmelerini sağlamak için gelmiĢtir. Yani, bir baĢka deyiĢle

Efendimiz Mesih Ġsa, her Ģeyden önce Yaratan düĢünceden

çıkıp, Yaratan‟ın saran ıĢığı olan Ruh‟unun iĢlevinde, dünyaya

Yaratan‟ı ifĢa edendir. ĠĢte bu noktada Mesih Ġsa sadece yola,

gerçeğe, yaĢama iĢaret eden değil, kendisi yol, gerçek ve ya-

Ģam olandır. Ve bu anlamda O‟nun varlığı, yukarıdan uyandı-

ran Ruh‟un lütfunda, “yukarıdan olan” olarak “buyruktur.”

Burada buyruk, aslında kural anlamında değildir. Burada buy-

ruk yukarıdan aĢağıya, “göklerin hükümranlığının” yani “üstün

gücünün” alta açılması anlamındadır.

O zaman Efendimiz‟in buyrukları aslında “sadece kendi

benliği için alma algısında” yani “günahlı benliğinde” yaĢama-

ya meyilli olan insanı “kendinden kurtuluĢa” yani “Yaratan

sureti” olmaya çeken “üst dünyaların gücüdür.” Burada “üst

dünyalar” yani insan algısı üstünde olan “Yaratan düĢüncenin”,

“Göklerdeki Baba‟nın” Ruh‟unda ve Mesih‟inde kurtarıĢını

gönendirendir. YaĢama indirgeten ve yaĢamlarda Mesih düze-

yinde, Ruh‟ta ve gerçekte, “yaĢam olmasını” sağlayandır. O

zaman bu buyruklar, insanların Kutsal Yazılar‟a bakarak çoğu

zaman kendi benliklerindeki algılarıyla oluĢturdukları “kural-

Page 6: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

6

lar” gibi değildir. Onlar “kurallardır” onlar sınırsızı kendi sınır-

lılıklarında algılayanların oluĢturdukları küçük kutucuklardır.

Bir anlamda oluĢturdukları kulluk odacıklarıdır. Oysa Efendi-

miz‟in buyruklarında “yukarının aĢağıya indirgenmesi” vardır.

Ve burada Efendimiz‟in buyrukları maddeye değil, manayadır.

El ve kol ve beden hareketlerine değil, yüreğin derinliklerine-

dir. DıĢı değiĢtirmeye değil, içi bina etmeyedir. Ve dolayısı ile

Efendimiz‟in buyrukları Adem düzeyinden, Ġbrahim yürüyüĢü

ile Yakup dönüĢüm ve değiĢiminde, Yusuf saflığında ve sade-

liğinde, Musa kararlılığında Mesih‟e yürüyüĢtür. Ve birçok

mana uluları olan peygamberlerle ağlayıp, kutlu kiĢilerle gül-

mek ve sonuçta Ruh‟un muhteĢem ıĢımasında Mesih‟le, Yara-

tan‟da „Baba ve Ben‟ gerçeğinde bütünleĢmeğe yol almak de-

mektir. Bu “benin, benden kurtulup Mesih‟i giyinmiĢ olarak,

Ruh‟un yönlendiriĢinde BEN‟le” buluĢması demektir. Zaten

bütün bunların ıĢığında Efendimiz Mesih Ġsa; Eğer buyrukla-

rımı yerine getirirseniz sevgimde kalırsınız, tıpkı benim de

Babam’ın buyruklarını yerine getirdiğim ve sevgisinde kaldı-

ğım gibi – Yuh.15:10 demektedir. Ve ayrıca Efendimiz Mesih

Ġsa buyrukları ile Yaratan sevgisinde olma, bu sevgide kalma

ve bu sevgiyi yansıtma arasında da net bir bağ kurmakta ve bu

bağı da aynen Ģöyle ifade etmektedir: Kim buyruklarımı bilir

ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Babam da

sevecektir. Ben de onu seveceğim ve kendimi ona gösterece-

ğim-Yuh.14:22

Bütün bunların ıĢığında bize düĢen, herhalde ancak “buyur

Efendim, buyur!” demek olacaktır. Ve esas bütün bu buyruklar

bizde yaĢam olduğunda, Efendimiz‟in buyruklarının kuralların

ötesinde olduğu gerçeği bizde ifĢa olunacak ve o noktada

Efendimiz Mesih Ġsa, bizim yaĢamlarımızda, vaadi üzerine

belirmiĢ olacaktır. Bu ise Yaratan suretine dönüĢüm ve deği-

Ģimden baĢka bir Ģey değildir. O zaman “buyur Efendim, bu-yur! Yaratana yol olan yaĢam ol bizlerde...”

Rev. Dr. Turgay Üçal

Page 7: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

7

I. DÖNÜŞÜM VE DEĞİŞİM (Matta 4:12-25)

Tövbe edin! Çünkü göklerin

hükümranlığı yaklaştı.

Matta 4:17

Ġnsanlar için en zor olan Ģey asırların derinliklerinden taĢı-

dıkları ve öz benliklerinden giydirme benliklerine ve oradan

da olmak istedikleri benliklerine kadar uzanan varlıklarının,

gerek genetik yapılarının, gerek karakter yapılarının bir türlü

içinde bulunduğu ortamdan ve zincirlerinden kurtulamama-

sıdır. Bu nedenle sürekli olarak bir sorun içindedir insan.

Bütün kainatla sanki savaĢ halindedir ama esasında kendi ile

mücadele edip durmaktadır. Bütün inanç seviyelerinde en

büyük savaĢım esasında insanın bu değiĢmezliğinin farkın-

dalığında insanı değiĢtirmeye gayret etmektir. Çoğunlukla

bu gayret bir takım dini uygulamalar ve disiplinlerle halle-

dilmeye çalıĢılmıĢtır ama gerçekte insan ile dıĢ disiplin çoğu

zaman uyumsuzluk oluĢturmaktadır. Çünkü program içten

iĢleyen bir programdır ve bu iç iĢleyiĢ içinde dıĢın etkisi

oldukça geçicidir. Bu bağlamda dini seviyeler belli müdaha-

lelerde bulunabilse bile esaslı değiĢimin içten olduğu esası

üzerinde esas değiĢim yüreğin değiĢimi ile mümkündür.

Efendimiz bu noktadan hareketle insanlığa çok önemli

olan bu esası hatırlatmıĢ sadece hatırlatmakla kalmamıĢ aynı

Page 8: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

8

zamanda bu iç dönüĢümün ve değiĢimin kurtaran öncülüğü-

nü de kendi Mesihi kimliği ile gerçekleĢtirmiĢtir.

Bu bağlamda özellikle hizmetine baĢladığı alanın Ya-

hudi olmayanların diyarı olması da önemli bir noktadır.

Çünkü dönüĢüm ve değiĢim hiçbir zaman alıĢılmıĢ olanın

içinden yani kabuklar altında kalmıĢ olan ve dönüĢümü ve

değiĢimi zor olan bir ortamda olması mümkün değildir. Ka-

bukların yani geleneklerin, göreneklerin, alıĢılmıĢ ve bir

takım üzerimizde etkin isimler almıĢ sistemlerin altında bir

içsel devrimin yapılması mümkün değildir. Bu bilinçle ve

bu yaklaĢımla o dönemin oturmuĢ ve esasın üzerine kabuk-

larını örerek oturmuĢ bir dini halkasının hakim olduğu alan-

dan baĢlamak elbette dönüĢüm ve değiĢimi ilan için bir or-

tam olacak değildir.

ĠĢte bu nedenle Efendimiz‟in hareket alanının öncelikle

bu kabuk seviyelerin ötesinde elbette kendilerine oluĢtur-

dukları baĢka kabuklar altında yaĢayan ama en azından Ya-

ratan‟a iliĢkin kendilerine derin kabukları henüz oluĢturma-

mıĢ olan bir toplum içinden baĢlamayı tercih etmiĢtir.

Bu esasında bizim de neye nereden baĢlayacağımıza

iliĢkin bir ip ucu vermektedir. Bizim manevi hayatımızın da

esasında bir Yahudi olan ve Yahudi olmayan bölümü vardır.

Yani buradaki ifadesiyle belli kurallarla bağlanmıĢ olan bir

bölümü vardır. O zaman hakiki bir manada Yaratan‟a dönüĢ

O‟nun Ruh‟unun uyandırıĢında Mesih‟i ile kurtuluĢa hareket

her Ģeyden önce içimizdeki Galile‟den baĢlamakla müm-

kündür. Çünkü en az kabuk olan bölge ya da Yaratan‟ı

edinme pratiğini henüz edinmemiĢ bölge esas kurtuluĢumuz

için yumuĢak karnımızın olduğu bölgedir. Dikkat edilirse

YeĢaya‟nın sözlerinde özellikle henüz ıĢığı hiç görmemiĢ

olanlar için büyük bir vaat söz konusudur:

Page 9: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

9

Karanlıkta yürüyen halk büyük bir ışık görecek, ölümün

gölgelediği diyarda yaşayanların üzerine ışık parlayacak-

Yeşaya 9:2

Neden böylesi bir ruhsal dönüĢüm ve değiĢim hareketi-

ne Mesih Ġsa Galile‟den baĢlamıĢtır? Ġlginçtir ama “galile”

kelime itibariyle de “daire” anlamına gelmektedir. Yani

sanki bir manada yürek içinde daireler halinde hareket eden

ve bizde Yaratan‟ı yansıtan nitelik daireciklerinden baĢla-

maktadır. Çünkü ıĢığı kendince edindiğini sanan “yani alma

arzusu içinde yanan” kiĢi zaten “alma arzusunun karanlığı-

nın” farkında değildir. O zaman bir “kalp noktası” açılıĢı söz

konusu olmalıdır ki, ondan sonra yürek tamamen ıĢığın haz-

zına, vermek için almanın hazzına varabilsin.

KARANLIKTAKĠLERE IġIK

Çoğunlukla Yahudi olmayanlardan oluĢan bir bölgede

Mesih Ġsa‟nın sinagoglara gitmesini birazda manevi ciheti-

mizle değerlendirecek olursak esasında henüz Yaratan ko-

nusunda yürekleri kabuk bağlamamıĢ olan bir bölge içinde

Yaratan‟a meyil eden bir yürek eğiliminden içeriye ıĢığı

sunabilmek Mesih‟in yüreklerimize olan kurtuluĢ lütfu su-

nusuna güzel bir iĢaret oluĢturmaktadır. Bu nedenle o yürek

karanlığının bulunduğu yörede dikkat edilirse bir tarafta

Yaratan‟ın “sevgi ve ihsan olduğunun” bilincinde olmayan-

lar diğer tarafta ise “Yaratan‟ı gizlilikte” algılayanlar yani

bir Yaratan Ģuurunda olup O‟nu edinmek yerine elleri ile

kolları ile O‟nunla iliĢki kurabileceklerini düĢünenler ara-

sında Mesih Ġsa‟nın müjdesini ilan etmeye baĢladığını görü-

yoruz. Bu noktada esasında her iki tarafın da esas anlamda

“mana yolunda” olmadıklarını gözlemliyoruz. Yani dini bir

seviyede olanlar da ya da dini bir seviyede olmayanlar da

aslında kendi deneme yanılma yollarına göre hareket etmek-

Page 10: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

10

tedirler. Mesih Ġsa‟nın müjdesi tam bu iki aĢırı uç noktanın

ortasındakinin yani esas orta yolun Yaratan‟a yürüme yolu

olduğunu sunmaktadır. Bu nokta iĢte “Ġsra-el‟dir” yani “sı-

rat-ı müstakim” yani “doğru yoldur.” Yani doğrudan, sağa

sola sapmadan Yaratan‟a kavuĢturan Ruh‟unda ve Me-

sih‟inde dolu dolu ayaklar henüz yerdeyken yükseklerde

Olan‟la buluĢma yoludur. O nedenle burada kimin neye

inandığı, hangi mezhebe, dine tabi olduğu esas mesele de-

ğildir. Hatta inanca bir isim vermek de esas mesele değildir.

Burada esas olan esası kavramaksızın yani inancı “Yaratan‟ı

Mesih‟inde ve Ruh‟unda” edinmek olarak algılamaksızın

var olan herhangi bir yolun ve esasın “Kainatın Efendisi‟ne

uzanan yol olmadığı” ve “kendi baĢımıza kaldığımız” ger-

çeğidir.

VE IġIĞIN ĠLK HÜZMELERĠ

Hiç kuĢkusuz Efendimiz‟in o muhteĢem yürekleri ve

dolayısıyla canları kurtaran hizmetinin ilk sözcükleri yazılı

metne göre iki hareketin ifadesidir. Bunlardan biri “tövbe”

yani “dönüĢüm” diğeri ise “göklerin egemenliği” yani deği-

Ģim hareketidir. ġimdi bu bağlantılara daha yakından bak-

mamız gerekmektedir. Yani “tövbe” kelimesi yüz seksen

derecelik bir istikamet değiĢimidir. Gidilen yoldan, düĢünü-

lenden ve harekete geçirilenden dönülmesi esasıdır. Bir Ģe-

yin tersine hareket etmektir. “Göklerin hükümranlığı” kav-

ramı ise yükseklerin yetkinliğinin aĢağıya çekilmesidir.

Örneğin; “barıĢ” kavramı yüksek, en yüksek bir değer-

dir. O zaman bu üst, bu en yüksek değerin aĢağıya çekilmesi

yani en yüksek yaĢam kavramının aĢağıya indirgenmesi ve

aĢağıda uygulanması değiĢim esasıdır. Ve “barıĢ” kavramı-

nın bütün hayata indirgenmesi ve Yaratan‟ın “barıĢ” gibi,

“sevgi” gibi, “sevinç” gibi daha birçok niteliklerinin aĢağıya

Page 11: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

11

çekilmesi aslında “değiĢimdir.” Yani gündelik yaĢama, gün-

lük yaĢam birimlerine Yaratan niteliklerini çekmektir. Bu da

dolayısıyla “Yaratan‟ı edinmek”, O‟nunla “eĢit forma bü-

rünmek” demektir. Mesih Ġsa‟da yansıyan bu muhteĢem

niteliklerin bizde biçimlenmesi yani “Mesih Ġsa‟nın mecaz

anlamda ifadesiyle bizde biçimlenmesi” ile mümkündür.

O zaman dikkat edilirse “Müjde” esasında sağ ve sol Ģe-

ridin ortasında akan ve bizi sonuca götüren esas yolun iĢaret

edilmesidir. Bu yol da yalnız ve yalnız “dönüĢüm ve deği-

Ģim‟den” geçmektedir. Yani gerek o dönemin aĢırı dinciliği

ya da toplumsal putperestlik uygulamalarının insanları mad-

di yaĢamları içinden alıp yüreklerinin manevi derinliklerinde

esas kökleri olan Yaratan‟ları ile buluĢturacak değildir. ĠĢte

“Müjde” budur ve Mesih Ġsa ile ifĢa olunmuĢ olması ve Me-

sih Ġsa üzerinde Mesihi seviyenin ilan olunmuĢ olması “kur-

tuluĢun” beklenilen “kurtarıcı” ile ifadesi Müjde‟nin teori ve

pratikte bize sunulmasıdır. Oysa birçok asırlar ve hala gü-

nümüzde “Tora‟nın” ifĢasından sonra “Tora‟nın baĢına ge-

lenler” ne yazık ki “Müjde‟nin yani Ġncil‟in” baĢına da gel-

miĢtir.

YUKARIYI AġAĞIYA ÇEKME

Efendimiz Mesih Ġsa‟nın ilk vaazı “Tövbe edin! Çünkü

göklerin hükümranlığı yaklaĢtı” ifadesi esasında “gökleri

yere çeken” gerçeğin ta kendisidir. Yani “ey insan Ģimdi

maddi algının sınırlılığından soyun ve mananın derinlikle-

rinde geldiğin ve gittiğin yerin bilincinde öze dön” Ģeklin-

deki bir ifadede karĢımıza çıkan Mesih‟tir. Yani o zaman bu

öze dönüĢ hep beklenilen Mesih‟in bende oturması, benden

ifĢa olunmasıdır. Buradaki “gök” tabiri elbette ki “yükseler”

tabiridir. Yani aklın ulaĢabileceği en büyük “mana noktala-

rı”, bir baĢka deyiĢle “mananın dorukları.”

Page 12: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

12

O zaman bu dorukları aĢağıya çekmek için yağmur ve

kar için nasıl basınç değiĢimleri önemliyse kiĢinin alıĢkı,

birinci doğasının değiĢimi de çok önemlidir. O zaman bu

değiĢim içinde bizdeki birinci doğanın yani alıĢılmıĢın terki

dönüĢümü ve değiĢimi kendiliğinden getirmektedir. Ruh‟un

bu konuda bizi uyandırması Mesih‟in bizde doğması anla-

mıdır. Mesih‟in bizde doğması ise o zaman Ruh‟ta ve ger-

çekte yepyeni bir insan niteliğinin daha doğrusu Yaratan

suretinin bizden yansıması demektir. Bu da Efendimiz Me-

sih Ġsa‟nın bahsettiği “yeni doğuĢtur.”

Bu yepyeni bir baĢlangıçtır. Neden iyi haberdir? Yara-

tan öncelikle kaosun her adım tertibi, düzeni için “iyi oldu”

demektedir. Yani “kaos” iyi için vardır ve “düzen” iyi için

vardır. Çünkü kaos yoksa düzen yoktur. Kaos yoksa ve dü-

zen yoksa iyi olan yoktur. ĠĢte bu noktada o zaman “tövbe”

ve “göklerin hükümranlığının” yakınlığı yani kaostan dönüĢ

ve düzenin yerli yerine oturması esas olandır. O zaman bu

“iyi olandır” ve “iyidir.” Bunun ilanı da “iyi haberdir.”

Mesih Ġsa‟nın bütün varlığında topladığı “Ġsrael” yani

“Yaratan‟a yürüyen” kavramında esasında bu muhteĢem

bütünlüğün yürüyüĢüne iĢaret vardır. O zaman bu yürüyüĢte

“hükümranlığın” yani “Kainatın Efendisi‟nin kainat bütün-

lüğünün” varlığının farkındalığı “o hükümranlığı Mesih‟te

giyinmek” yani “üstüne almak, oturtmaktır.” Bu da ancak

“yürünen manevi manada düĢüncede ve uygulamada gidilen

yolun değiĢtirilmesi ile mümkündür.” Bu dönüĢüm ve deği-

Ģimin hangi adımlarda arzulandığı meĢhur “dağdaki va-

az‟da” mevcuttur. Zaten temas edeceğiz.

TEK MÜJDE

O zaman ilk sözler, ilk ifade de “dönüĢüm ve değiĢim”

esasıdır. Yani “yer boĢtu ve Ģekilsizdi” ifadesinde Yara-

Page 13: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

13

tan‟ın “ıĢık olsun” emri doğrultusundaki “iyi haber” yani

boĢluğun ve Ģekilsizliğin doldurulup Ģekle girmesi burada

yine tekrarlanmaktadır. Dolayısı ile YaratılıĢtaki “kelime”

ile Mesih‟teki “kelime” aynı “kelam” olarak karĢımıza çık-

maktadır. Yani “müjde” “yani esas haber” dönüĢümün kesin

olarak getireceği değiĢimdir.

Bunun örneği, öncüsü olarak önce peygamberlerin söz-

leri ve sonra da Mesih Ġsa‟da o düzeyin takdimcisi mevcut-

tur. O zaman Yaratan‟ın Ruh‟unun harekete geçirdiği yüre-

ğin Mesih‟i yüreğe alması doğal olarak “iyi haberin” içe

alınıp pratiğe geçirilmesi olacaktır.

Bu müjdenin yürekte yer etmesi için seçilen yerin

“Galile” yani “belli bir daire” olduğunu öğrenmiĢtik. Yani

Mesih Ġsa bu hareketine Yahudiler‟in yani en azından “tek

gizlilikte” olanların yani “biraz Yaratan‟ı” algılayanların

çok olduğu değil olmadığı bölgeden baĢlamıĢtı ve dolayısı

ile o bölgede de “Yaratan‟ı biraz algılayanlar” arasında baĢ-

lamıĢtı. Yani bizim için de bunu yüreğe indirgediğimizde

henüz Yaratan hakkında tam kabuk bağlamamıĢ alanları-

mızdan Müjde‟yi algılayarak ve elbette Yaratan‟a eğilim

gösteren arzumuz üzerinden yani içimizdeki havradan hare-

ket ederek bunu devam ettirmemiz esas olacaktır. Bu nokta-

da Ģu gerçekte ortaya çıkmaktadır. Yüreğimizdeki noktadan

baĢlamak kaydı ile “dönüĢüm ve değiĢim” müjdesi ve Me-

sih‟te biçimlenme iç varlığımızın her seviyesine hitap ede-

cek Ģekilde olmalıdır. Bu esas “sevgi ve ihsan Olan‟ın” “dö-

nüĢüm ve değiĢimle” “sevgi ve ihsan niteliğini” yani “Kendi

suretine benzeme” unsurlarımızı bize sunmasıdır. Ve bu iç

alemimizin bütün daireleri için geçerli olmalı ve her bir ma-

nevi seviyemizde aynı müjdenin vurgulanması esas olmalı-

dır. Ancak bundan sonra bizler kendimizi ıslah ederken etra-

fımızdakileri de farkında olmadan, bencillikle ve ukalalıkla

Page 14: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

14

değil ama kendimizle uğraĢma safhasında bizden sızan Me-

sih‟in ıĢığı ile ıslah etmeye baĢlamıĢ olacağız.

Mesih Ġsa‟nın ilk vaazından yani ilk ifadelerinden sonra

yani “dönüĢüm ve değiĢimi” ifade etmesi ve bunu kendi

üzerinde ifĢa etmesi ile kendisine çekilen “dört” kiĢinin var-

lığı buna güzel bir göstergedir.

Burada öğrencilerin ilginç tarafı her birinin bir yolla

daha önce Mesih Ġsa‟yı uzaktan da olsa tanımıĢ olmalarıdır.

Yani bunun bir baĢka ifadesi de Ģudur: Eğer bizler gerçekten

yürekten Müjde‟nin ifadelerini uygulamaya geçirirsek yani

Ruh‟ta ve Mesih‟te dönüĢüm ve değiĢim baĢlayacak olursa

iĢte o anda bu “dönüĢüm ve değiĢime” bir yolla hazırlanmıĢ

ve bunu arayan yürekler “bizi bulacaklar” ve “bize ıslah

dönüĢümümüz ve ıslah değiĢimimizde” yeni bir “dünya”

oluĢturacaklardır. Dolayısıyla böyle bir olguda “dünyanızı”

inĢa hareketi de baĢlamıĢ olacaktır. “Kaos‟ta olan dıĢ dün-

yanızın fertleri Islah‟ta yani düzende” yepyeni bir dünyaya

girmenize neden olacaktır.

Burada bu yeni dünya oluĢumunda yani yeni bir “mana

grubu” oluĢunda gruba dahil olmanın anlık bir hadise oldu-

ğunu görüyoruz. Yani “o tek müjdenin” dönüĢüm ve deği-

Ģim müjdesinin yüreği hazır olanları, Ruh‟ta yüreğinde nok-

ta oluĢmuĢ olanları hemen dönüĢüme ve değiĢime getirdiği-

ni görüyoruz. Hemen ağlarını bıraktılar ifadesinde bu insan-

ların gruba dahil olmadaki “dönüĢüm” pratiklerinin hangi

düzeyde olduğu oldukça açıktır.

BENĠ ĠZLE

Bu sözün kendi içindeki gücünü hissetmek için Mesih

Ġsa‟yı bir bütün olarak algılamak esastır. Mesih vaat edilen,

beklenilen kurtarıcıdır. Burada aynı zamanda “Ġnsan-ı Ka-

mil” yani Yaratan‟ı tüm nitelikleriyle bedende ifĢa etmek,

Page 15: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

15

edinmek üzere yaratılmıĢ olan insandan beklenilen de “Ġn-

san-ı Kamil” olması yani “Yaratan sureti” olmasıdır. Bu

bağlamda bu muhteĢem beklentiyi “Mesih Ġsa” kendi üze-

rinde toplayıp ilan etmektedir. O zaman “Adem düzeyinde-

ki” insanı benliğini fark ettikten sonra “sevgi ve ihsan nite-

liğine” ulaĢtıracak yani Yaratan niteliklerini üzerinde yansı-

tabilecek bir hale getirecek bir yolu takip etmesi icap etmek-

tedir. Bu yol normal, standart, alma arzusunda, kendi benliği

üzerinde sürekli kendi için alıp duran bir durumda yaĢayan

insani düzeyden farklı bir yol olmalıdır. Bu da tamamen

yüzde yüz dönüĢüme niyet etmek ve bu dönüĢümü pratiğe

dökmek yani değiĢime tabi tutmak esastır. O zaman bu Me-

sih‟in yoludur. Yani “mana yoludur.” Bu nedenle Efendi-

miz‟in sözündeki güç “hakiki değiĢime taĢıyan dönüĢümün

gücüdür.”

Bu çağrının gücü esasında Yaratan‟ın Ruh‟unun kalpte

bir nokta oluĢmasında güç olarak görülmektedir. Dört öğ-

rencinin Mesihi müjdeye hazır olmasında olduğu gibi. Nok-

ta mevcuttur Ģimdi kurtuluĢ lütfunun dokunması gerekmek-

tedir. “Ardım sıra gel.” Bu ifadelerle noktanın içine Mesih

tohumu atılmıĢtır. Ve hareketlilik baĢlar. Bu hareketle sü-

reklilik yani Adem‟in Mesih‟i takibi baĢlar ve Ģimdi diğer

seviyeler aĢılmalıdır.

Sözün gücü ki, burada bu söz kelimelerden ziyade “ho-

canın yürekleri uyandırması anlamındadır.” Yüreklerin

uyanmasında bu iç uyandırıĢı “beĢ” adım izlemektedir. Bun-

lardan biri ister istemez dönüĢüm çağrısına tabi olma gel-

mektedir. Bu ĠTAAT‟tir. Bu farkında olmadan bir yürek

bütünleĢmesidir. Ancak edinilen bir takım değerler hakiki ve

yürekten bir itaatle kabul edilir ve o değerlerin ardı sıra yü-

rünür. Bir diğer adım esas müjdenin birincil koĢulu olan

TÖVBE yani DÖNÜġÜM hareketidir. Yani kalp noktasının

Page 16: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

16

açılması bizi ıĢığa kenetleyecektir. Aldığımız ıĢığı kendimiz

için aldığımızın ve kabımızdan taĢtığının ve fazlalığı nede-

niyle gözümüzün kör olduğu ve Ģimdi kalp noktamızın

açılması bütün filtre sistemlerimizi iĢlettiği için baĢka bir

boyutta algıladığımız ortaya çıkmaktadır. Bu ister istemez

ıĢığa hayran, hayran bakmamız takılıp kalmamızdır. Gözü-

müzü ayıramamamızdır. Yani itaattir. Ġtaat, içsel körlüğü-

müzü ve aydınlıktaki karanlığımızı aydınlatmaya baĢlayaca-

ğı için artık aynı hat üzerinde yürümemiz mümkün olmaya-

caktır.

Dolayısı ile bir dönüĢüm baĢlamıĢ olacaktır. ĠĢte bu

tövbemizdir. Ve sonra ÜST AKLA TUTUNMA adımı hare-

kete geçecektir. Yani dönüĢümün değiĢime neden olması

için sürekli olarak bir üste bakmakla mümkündür. Burada

Mesih Ġsa‟da biçimlenmekte aslında “hocaya” yani “bir üst

akla tutunma” vardır. Bu Ģarttır çünkü “doğal olarak ilk do-

ğamız” yani “yaratılıĢtan gelen insani doğamızın” bizdeki

pratiği çoktur eğer itaat ve dönüĢümden sonra üst akla tu-

tunma olmazsa o zaman en ufak bir fırsatta kendi birincil

doğamıza dönmemiz çok normal olacaktır ve böylelikle

değiĢim olmaksızın dönüĢüm geriye iĢleyecek ve O‟na değil

kendimize itaat devreye girecektir. Ve elbette itaat, tövbe

(dönüĢüm) ve üst akla tutunma bizi inanılmaz bir limana

getirecektir. Bu limanda manevi tecrübelerle Yaratan‟ı

edinmiĢ bir yüreğin GÜVENĠ vardır. Bu liman güven lima-

nıdır.

Çünkü artık Yüce Allah‟a iman sadece bir ilahiyata, an-

latılan öykülere, bize hoĢ gelen birkaç söze inanmak değil-

dir. Yaratan‟ı “sevgi ve ihsan” nitelikleriyle “kendi benimi-

zin üzerinde” artık “kendi için alan değil de” “baĢkası için

alan” değiĢimi içinde edinmiĢ olma prensibi içinde inan-

maktır. Bu yaĢamdır. Efendimiz‟in dediği “bol yaĢamdır.”

Page 17: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

17

Yaratan‟da yerli yerinde varlığımızın amacını yaĢayarak

edinmiĢ olmak zaten Yaratan‟ı bendeki Mesih‟te bilmek

anlamındadır. Bu da baĢı ve sonu belli muhteĢem bir kainat

sistemi içinde Yaratan düĢüncesinde esenliktir, güvendir.

Böylesi bir manevi hareketlilik DAYANMA gücünü

getirmektedir. Bu da beĢinci ve hepsinin bir bütün oluĢtur-

duğu “izleme noktasıdır.”

ÖĞRETĠ VE ĠYĠLEġME

Müjde‟nin yolunda Ruh‟un iĢleyiĢinde ve Mesih‟in biz-

de inĢasında yürümek esasında kainata ıĢığın hem bize hem

de etrafımıza ifĢasını getirmektedir. Yani bu hem içe hem

dıĢa yansıma hareketidir. Ve sonucunda iki Ģey husule gel-

mektedir. Bizden yansıyan Yaratan‟ın “sevgi ve ihsan” nite-

liği ve dolayısıyla “dönüĢüm ve değiĢimimizdeki” O‟nun

teorik varlığının pratiğe indirgenmesidir. Bu bağlamda da

kaos ıslaha dönüĢeceği için öğretiĢ kaosun farkındalığını ve

iyileĢmede ıslahın gerçekliğini hem bize hem kainata bizden

ilan etmiĢ olacaktır.

Page 18: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

18

II. İNSAN-I KAMİL (Matta 5:1-16)

Ne mutlu ruhta yoksul olanlara!

Göklerin hükümranlığı onlarındır.

Matta 5:3

Dünyanın her yerinde ister sözlü ister yazılı olsun toplumları

yönlendiren insanlara bir arada yaĢayabilme ortamını sağla-

yan hep belli baĢlı temel öğretiler, temel prensipler vardır.

Kimi bir diğerine göre daha sıkı, kimi bir diğerine göre daha

gevĢek gibi görünür ama hep esasında o toplumu, o koĢulu,

o koĢuldaki insanı yansıtır bütün bu öğreti ve kurallar. Fakat

bazı öğretiler ya da yaĢam prensipleri öylesine evrenseldir

ki, sanki çıktığı yöreden bir ok misali dünyanın bağrına doğ-

ru hareket eder durur ve birden bire bütün bu öğreti ve pren-

sipler adeta dünyaca sahiplenilir. Ve ilginç tarafı bu tarz en

üst öğreti, düĢünce ve prensiplerin birçoğunun yayıldığı

çağda günümüzdeki iletiĢim araçlarının hiçbiri de ortalıkta

yoktur. Ama söylenilenler o kadar etkindir ki, adeta dünya

“susamıĢlık içersinde” bir sünger gibi bütün bu öğretileri,

düĢünceleri ve bu üst prensipleri içine çeker. Birçok öğreti-

ler ve prensipler esasında bütün dünyada insan toplumunu,

insan iliĢkilerini, toplumsal yaĢamı doğrudan ya da bir Ģe-

kilde etkilemiĢ olmakla birlikte çok azı doğrudan insanı

esaslı insan seviyesi diyebileceğimiz o –insan-ı kamil– yani

Page 19: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

19

esas Yaratan suretine dönüĢtürüp değiĢtirebilecek bir nitelik-

tedir.

DÖNÜġÜMDEN DEĞĠġĠME

Esasında Mesih Ġsa‟nın ilk vaazında söylediği iki önem-

li kelimenin hayata geçirilmesi esas olandır. Oysa birçoğu-

muz “Müjde” kelimesi ile sadece “Efendimiz Ġsa‟yı” bağ-

daĢtırıyor ve Ġsa‟yı yüreğimize almakla eĢ tutuyoruz. Bu

temel olarak doğru olmakla birlikte esasında “Müjde” bir

büyük dönüĢüm ve değiĢimin giriĢ kapısı olarak karĢımızda

durmaktadır. Yani “Müjde=dönüĢüm ve değiĢim” olduğunu

daha önce ifade etmiĢtik. O zaman hemen aklımıza Ģu soru

geliyor ne Ģekilde, hangi koĢullarda, bu dönüĢüm ve değiĢim

neye doğru bir dönüĢüm ve değiĢimdir?

Bu dönüĢüm ve değiĢimin sonu ne olacaktır? ĠĢte bütün

bunlara baktığımızda biz esas itibariyle dağdaki vaazlarında

Efendimiz‟in Müjde‟nin bu iki önemli esasının nasıl hayata

alınacağı ve ne yolla etkinlik oluĢturacağını ve bizdeki dö-

nüĢüm ve değiĢim hareketinin ne olduğunu, nasıl olduğunu

ve nasıl sonuçlanacağını ifade edip durmaktadır.

Bu bağlamda Mesih Ġsa‟nın müjdesi olan “tövbe-dönü-

Ģüm” ve “göklerin egemenliği-yani her güne yayılan deği-

Ģim” esasında “dağdaki vaaz” olarak nitelediğimiz Efendi-

miz‟in o çok meĢhur öğretileri ile açıklanıp yukarıdan aĢa-

ğıya çekilmesi gereken Yaratan‟ın hükümranlığı, yüksekle-

rin hükümranlığı diyebileceğimiz dönüĢüm ve değiĢim ya-

Ģamı için gerekli aĢağıdan çalıĢma ifadelendirilmektedir.

Kısacası Mesih Ġsa‟nın hayat öğretiĢlerinin dorukları olan bu

bölümlerdeki ifadeler tövbe sonrası edinilmesi gereken

“göklerin hükümranlığının” ne demek olduğunun açıklama-

sıdır.

Page 20: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

20

Bu noktada nedense “göklerin hükümranlığı” konusu-

nun netleĢtirildiği bu bölümler birçok zaman Mesih‟i izledi-

ğini söyleyenler için “okunması gereken özlü sözler” mahi-

yeti dıĢına pek çıkamamıĢtır. Bunun bir nedeni, Yaratan

yolunda yürüyenlerin bütün Kutsal Yazılar bütünündeki

edinimlerinin esasında tek bir öyküyü ve Yaratan‟la yaratı-

lan arasındaki “sevgi ve ihsan” iliĢkisini anlattığını kavra-

yamamaktan “Eski AntlaĢma‟yı” “Yeni AntlaĢma‟dan” ayı-

ran bir zihniyete sahip olmaktır. Henüz Mesihi çağ gelme-

miĢtir ki, dolayısı ile böyle üst standartların uygulamaya

geçmesi çokta ihtimal edilecek bir durum değildir. Diğer

tarafta da çok radikal bir yaklaĢımdır ki, bu vaaz prensipleri

adeta birer Ģer-i hüküm olarak algılanmaktadır. En ufak bir

parçası dahi bir kural olarak uygulanmazsa kiĢi Yaratan

önünden adeta sökülüp atılacaktır. Bir baĢka yaklaĢım ise bu

öğretileri sosyal hizmetlere çeken algılayıĢtır.

Oysa dikkat edilirse kainatta insanların kurumsallaĢtır-

dıkları manevi yaĢam modellerinin ortaya koyduğu birçok

din ve mezhep bulunmaktadır.

Oysa Efendimiz Ġsa‟nın ifadelerinde zaten var olan si-

nagog ibadet sistemi ve lokal ibadet anlayıĢı ve tapınak an-

layıĢı üzerine manayı yerleĢtirmiĢ ve kurumsal olmayan bir

manevi doktrin ve prensipler zincirini vaaz yoluyla halkın

yaĢamına doğal yoldan ve doğal bir yaĢama biçimi olmak

kaydı ile ulaĢtırmaya çalıĢmıĢtır.

Demek ki esas olan kurumsal bir yapıya ihtiyaç olmak-

sızın halkın doğal atmosferi içersinde Yaratan‟ın saran ıĢığı

ile açılan yüreğine Mesih Ġsa‟nın müjdesi olan dönüĢüm ve

değiĢimi indirgeyebilmesidir. Bunu da henüz Mesih gelmedi

diye bir bekleme durumunda ya da Ģer-i hüküm durumunda

ya da sadece sosyal içerikli faaliyetler durumunda algılama-

dan yapması esastır. Ve esasında Efendimiz‟in tüm söylem-

Page 21: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

21

lerinde bu doğal ve güncel hayat içindeki dönüĢüm ve deği-

Ģime yaptığı vurgular çok açıktır.

DEĞĠġĠM YOLUNA GĠRĠġ

Dolayısı ile Mesih Ġsa‟nın buradaki öğretiĢleri esasında

ilk vaazı ile doğrudan ve özden bağlantılıdır. Öncelikle dö-

nüĢüm esastır. DönüĢüm demek “tövbe” demek ise bu töv-

beye gidiĢ kesinlikle yüreğin öncelikle samimi bir niyet için

Yaratan‟ın saran ıĢığına açılması gerekmektedir. Bu kalp

noktası esasında “dönüĢüm ve değiĢim” çağrısına yani Müj-

de‟ye itaati getirecektir ve itaat de yani bu “Müjde‟ye” “bu

çağrıya tabi olmakta” dolayısı ile “kararlı bir dönüĢümü”

yani “tövbeyi” beraberinde getirecektir. Ve tabi bu adımdan

sonra kiĢinin lütufla açılmıĢ yüreğine bir üst akıl yani hoca

bulması gerekmektedir ki, dönüĢüm değiĢimi yani “göklerin

hükümranlığında” aĢağıya çekebilsin. Üst akla tutunmak,

yüreğe hoca edinmek iĢte bu noktada Efendimiz Ġsa devreye

girmektedir ve “dağdaki vaaz” esasında bu üst akla tutunma

konusunda bizleri irĢat eden mürĢidimize tabi olmaktır. Bu

bir müddet sonra Yaratan‟ı edinme ve O‟nunla eĢit formda

olması açısından Mesih Ġsa‟ya güveni ve dolayısı ile öğreti

ve yaĢamının yaĢamımızda güven oluĢturmasına neden ola-

caktır ve artık bu noktadan sonra da Yaratan‟la eĢit forma

dönüĢene kadar yani “Mesih‟inde Yaratan suretine” dönü-

Ģüne kadar bizler artık her Ģeye dayanabilir olmuĢ oluruz.

Bu sıralamaya baktığımızda o zaman Ġsra-el olmak yani

Yaratan‟a yürümek kavramında Ruh‟un açtığı yolda Me-

sih‟in kurtarıĢında bizim için dağdaki vaaz Müjde‟nin ya-

Ģamımızdaki iĢlerlik yollarıdır. Ne gelecekte Mesih‟in geli-

Ģinde yaĢanacak bir yaĢamın ifadesidir, ne Ģer-i olarak harfi-

yen uygulanması Ģart olan bir prensipler bütünüdür ne de

sosyal hayatı geliĢtirmek için var olan prensipler zinciridir.

Page 22: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

22

Bu, Mesihi düzeyde “kendi beni için almaktan” “sevgi ve

ihsan Olan” Yaratan‟ı Mesih‟inde ve Ruh‟unda yansıtmak

için Müjde‟nin yani “dönüĢüm ve değiĢim” çağrısının haya-

ta indirgenmesi yolları ve sonuçlarıdır. Kısacası bu samimi

bir biçimde Yaratan‟ı Mesih‟inde edinmeye çalıĢan bir sa-

mimi Ruh‟ta imanlının yeni yaĢam tablosu ve yansımasıdır.

Bu nedenle Mesih Ġsa‟nın özellikle bu vaazının “ne

mutlu” ifadesiyle baĢlayan cümlelerinde aslında “Ne mutlu-

dur, yani o insan ne kadar Ģanslıdır ki, hakikaten istisnai bir

Ģeye sahiptir yani kimsenin sahip olmadığı bir Ģeye sahiptir,

hazların en büyüğünü duymalıdır” gibi çok geniĢ bir manayı

içermektedir. Yani bu Ģöyle bir misalle anlatılabilir: “Bir

kiĢi çok zevk alarak yaptığı ve tatmin olduğu bir iĢe sahipse

ve bu iĢle ekonomik olarak da tatmin oluyorsa, koĢulları

itibariyle de tatmin oluyorsa” iĢte o durumda o insana “ne

mutlu sana” denildiğinde buradaki mutluluğun esasında sa-

dece sevinme olmadığı açıktır. ĠĢte burada Mesih Ġsa‟nın

ifadelerinde de esas olarak bir insan Yaratan‟da duyulabile-

cek en büyük hazzı, en yüce yürek hazzını hissederek yaĢa-

ması gereken koĢulları ifade etmektedir. Bu koĢullar bir

insanın esas en üst hazları alabileceği ve insan-ı kamil düze-

yine insanı ulaĢtırabilecek koĢullardır ve bu nedenle bunları

yapabilene “ne mutludur”, bunları yapabilene “en üstündür”

denilebilir. Biz insanlar olarak en muhteĢem ve en haz ve-

ren, en derin kalbi mutlulukları veren Ģeylerin hep maddeyle

bağlantılı olduğu kanaatindeyiz. Bu da doğal olarak bedende

olmamızın ruhumuzun bir beden içinde dünyayı algılama-

sından kaynaklanmaktadır. Oysa bu noktaya yani Yara-

tan‟dan olan ruhlar olduğumuza ve maddeyle geçici bir te-

mas içinde olduğumuza çok iyi vurgu yapmaktadır Efendi-

miz Ġsa. Ve bu nedenle esas hazların dönüĢüm ve değiĢimle

Page 23: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

23

manevi bir yaĢamı beden yaĢamımız içine çekmekle müm-

kün olduğudur.

DEĞĠġĠM YOLUNUN AġAMALARI

Efendimiz‟in, Müjde ile davet ettiği kurtuluĢ yaĢamında

dönüĢüm ve değiĢim esası teĢkil ettiğine göre bu esasın üze-

rine bina edilecek olan kabın nasıl bina edileceği “dağdaki

vaaz” prensipleriyle aleni bir Ģekilde ortaya dökülmektedir.

GüneĢin ıĢınlarının gerçekten güneĢin ıĢıkları olarak yer

alması için yani güneĢ ıĢınlarının hakikaten yansıması için

esas olan Ģey esasında ıĢınların çarptığı karĢılayıcı engeller-

dir. Burada da durum aynıdır. Yani bir kap oluĢturmaksızın

Yaratan‟ın o en üst düzeyde varlığının yansıması gerçek-

leĢmeyecek ve doğal olarak haz alma imkan dıĢında olacak-

tır. Peki, o zaman bu Ģu demektir yani dönüĢüm ve değiĢim

için lazım olan kaptır ve bu kabı oluĢturmamız esastır. Bu

kap nasıl oluĢacaktır? Bu kabın oluĢmasına temel esas yü-

rekte “gönül gözü” ya da “kalp noktası” dediğimiz o

farkındalıktır. O zaman buradaki bütün prensipleri Mesih

Ġsa‟nın yaĢamıyla yürekle bütünlemek bize otomatik olarak

Yaratan formuna getirmiĢ olacaktır. Bu form eĢitliği nokta-

larında da doğal olarak Yaratan‟ın ıĢığı aynanın ya da her-

hangi bir yansıtıcının güneĢ ıĢığını üstüne çekip yansıtması

gibi oluĢturulan yaĢam kabıyla ve daha doğrusu manevi ma-

nada Yaratan ıĢığına açıklıkla bir kap oluĢmuĢ olacaktır.

Bütün bu aĢamalar daha çok daha çok bizim Mesih Ġsa‟da

biçimlenmemiz, Efendimiz‟in yaĢamını giyinmemiz ve Ya-

ratan Ruh‟unun yönlendiriĢinde bir hayat sürmemizdir.

ġimdi bu ıĢığı yansıtmak için kap oluĢturan prensiplere ba-

kalım:

1. Ne mutlu ruhta fakir olanlara! Çünkü göklerin hü-

kümranlığı onlarındır. Buradaki yoksulluk sürekli olarak

Page 24: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

24

Yaratan‟ın görkeminde, mana yolunun harika iĢleyiĢinde,

kaosun karĢısında düzenin dinginliğinde kiĢinin kendi yeter-

sizliğini, eksikliğini fark etmesidir. Bu eksikliğin farkın-

dalığı esasında Yaratan‟ın üst değerleri ile kiĢi arasında dua

oluĢturmaktadır. Demek ki Efendimiz Müjde‟sinin hemen

arkasında ilk dönüĢüm sonrası değiĢim adımı olarak kiĢinin

manevi eksikliğini fark etmesi olarak ifade etmektedir. Za-

ten eksikliğin bilincinde olmak tamlığa doğru hareket etme

ihtiyacını da görebilmek demektir ve bunu görmek bir de

hareketi getirebilirse hakikaten kiĢi “göklerin hükümranlığı-

nı” aĢağıya çekmeye baĢlayacaktır.

2. Ne mutlu yaslı olanlara! Çünkü onlar teselli edilecek-

lerdir. Çoğu zaman buradaki üzüntüyü de algılayamıyoruz.

Burada neye ve ne için üzülmemiz gerekiyor? Buradaki

üzüntü aslında bu eksikliklerinin farkında olmalarından

duydukları üzüntüdür. Zaten bu üzüntü “eksiklerini tamam-

lama, arayı kapatma arzusunu oluĢturacak olan bir hissediĢ-

tir. Dolayısı ile bu arayı kapatma arzusu da “dua” olarak

isimlendirilmektedir. YeĢaya 40:2‟de Yaratan‟ın ifadesi

olarak ifade edilen “avutan halkımı” sözlerinde aslında

“kendi alma arzuları” içinde yaĢadıkları durumlarından çıkıĢ

yolu olduğu ifade edilmektedir. Efendimiz Ġsa‟nın vaazında

da kendi üzerindeki “Yaratanla eĢit formda” olma bütünlü-

ğünde esasında bu eksikliğin farkındalığı ve üzüntüsünü

çekenler için umudun yolu hazırdır.

3. Ne mutlu yumuĢak huylu olanlara! Çünkü onlar yer-

yüzünü miras alacaklardır. Esasında “yumuĢak huy” ifade-

sinde daha önce de dediğimiz gibi kolay insan olma, daha

üst nitelikleri çabuk edinebilme, boyun eğebilme, insanları

incitmeme gibi birçok kavramla birlikte kendi çapında disip-

linli olma ve iyiye doğru kolay eğitilebilme eğilimi olma

gibi birçok iyiye eğilimli kavram vardır. Yeryüzünün bütün

Page 25: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

25

getirileri aslında sakin, ağır baĢlı, kibar, kolay öfkelenme-

yen, belli bir hayat disiplini içinde olan, eksikliğinin farkın-

da ve bunlar için üzüntü duyabilen bir kiĢi için genelde de-

ğer taĢımaktadır. Bu tür bir kiĢi kendisine sunulan bütün

nimetlere kıymet vereceği ve yetinebileceği için doğal ola-

rak bir anlamda “yeryüzü nimetlerini” edinmiĢ bir kiĢidir.

Esasında “eksikliğinin farkında” ve “bu eksikliklerden üzün-

tü” duyan kiĢinin bu durumdan kurtulması için “yumuĢak

bir huya” sahip olması esastır. Çünkü yumuĢak huy bir üst

aklı aĢağıya davet edecek dolayısı ile içinde bulunduğu ko-

numdan kurtulabilme niyeti oluĢturacaktır. Yani bir baĢka

deyiĢle eksikliğini tamamlamak için Yaratan‟a dua yüksel-

tecektir.

4. Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar

doyurulacaklardır. Ancak yumuĢak huylu olan yani üst akla

tutunabilecek olan ve eksikliğine üzülerek bu eksikliği orta-

dan kaldırmak için yumuĢak huylulukla eksikliğini tamam-

layacağı yolları yani Yaratan‟ı edinme (form eĢitliği) yolla-

rını arayan kiĢi kurak çölde aç ve susuz kalmıĢ bir kiĢi gibi

olacak ve esasında bu hareketinin, bu yöneliĢinin de sonu-

cunu alacaktır. Efendimiz‟in dikkat çektiği noktalar aslında

“kalp noktası açılmıĢ kiĢinin” bu noktadan hareketle Yara-

tan‟a yönelme yani Ġsra-el (Yaratan‟a doğru yürüyen) olma

aĢamalarıdır.

5. Ne mutlu merhametli olanlara! Çünkü onlar merha-

met bulacaklar. Bu vaazdaki bu “dönüĢüm sonrası değiĢim”

basamakları gerçekten bir çiçeğin açma aĢamaları gibidir.

Sanki çiçek güneĢin ıĢıkları ile ıĢıkların geldiği tarafa yö-

nelmiĢ ve o yöneldiği tarafta da yavaĢ yavaĢ açmaya baĢla-

mıĢtır. Esasında “Yaratan‟a yürüyen” yani (Ġsra-el-asla bu-

günkü devlet ve millet anlamında değil) bu basamaklarla

Yaratan‟a açmakta ve Ruh‟unda Mesih olmaktadır. ġimdi

Page 26: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

26

bu noktada Yaratan‟ın sevgi ve ihsanını yansıtma aĢamasına

gelinmektedir. Bu merhamet basamağı esasında “içsel deği-

Ģimin” temel göstergeleridir. Ġsa Mesih‟in yüreği buradadır.

Yani merhamet yüreği Yaratan‟ın sevgisinin açılımıdır.

Sevgi karĢılıksız olarak Yaratan‟da lütuf olarak bütün varlık

alemine sunulmaktadır. Merhamet eden zaten bunun farkın-

da olandır ve karĢılıksız sunulan merhameti zaten aldığını

fark edecektir ve zaten merhametin esas kaynağını bulmuĢ

olacaktır.

6. Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Allah‟ı

görecekler. Sevgi ve ihsan Yaratan‟ın ta kendisidir. Yani

bütün bu kainatta Hiç-Varlık olan o muhteĢem Yaratan

Ruh‟u ve Mesih‟inde bize takdim ettiği varlığını esasında iki

nitelik olarak açıklamaktadır: “Sevgi ve ihsan.” O zaman bu

iki nitelik a) eksikliğin fark edilmesi ile b) bu eksiklik için

üzüntü duyulması ile c) bu eksikliği gidermenin yolunun

samimi bir biçimde yumuĢak huyluluktan geçtiğinin idrak

edilmesi ile d) bu yumuĢak huyluluğun üst aklı aramaktan

kaynaklı doğruluğa açlığı ve susuzluğu getirmesi ile ve e)

dolayısı ile esas doğruluğun Yaratan‟la form eĢitliği olduğu

gerçeğini yani “sevgi ve ihsan Olan‟ı” benim kendi öz varlı-

ğımda “sevgi ve ihsan” olarak hissetmemle bende kendisini

göstermektedir. Yani Mesih Ġsa bize Yaratan‟ı edinerek

“Adem seviyesinden” “Mesih seviyesine” yükselmenin ba-

samaklarını burada vermektedir.

Mesih seviyesi “Ġsa Mesih‟te Ruh‟un yardımı ile biçim-

lenme” seviyesidir ki bu yaratılmamızın gayesi olan “Yara-

tan sureti” olma seviyesidir. Bu seviyede insan artık “insan-ı

kamildir” ve sonuç “gelinen kaynağa Yaratan‟a kesin dönüĢ

ve O‟nla bütünleĢmedir.” Bu zaten cennettir. Yani ruhların

en üst noktada Yaratan‟ı yüceltip O‟nda sonsuza dek en üst

hazlardan oluĢan ıĢığı aldıkları nokta.

Page 27: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

27

Görüldüğü gibi bu altı daire aslında bizi maddi dünya-

dan manevi dünyaya getirmektedir. Bu altı nokta üzerinde

çalıĢma adeta bizi Adem suretinden Mesih düzeyinde Yara-

tan suretine getirmektedir. Ve buradan yedinci nokta yani

yeni yaĢam yeni dünya ortaya çıkmaktadır. Bu noktada üst

dünyaları edinmiĢlik söz konusudur. Adeta burada yepyeni

bir doğuĢ vardır. Çünkü bu noktada artık yürek “kötü gören

gözü çoktan kör etmiĢtir.” Yani Yaratan gibi “her Ģeyin iyi

olduğunu” görmektedir.

Bu altıncı nokta artık yeni dünyadaki yeni insanı doğu-

ran noktadır. Bütün nitelikler, bütün Yaratan‟a dönüĢüm ve

değiĢim esasında bu noktada yani “yüreğin temiz” olduğu

noktada birleĢmekte ve ıslah edilmiĢ bir insan insanı, Yara-

tan sureti insan ruhunu yeni bir dünyaya getirmektedir. Bu

Yaratan‟ın benden ifĢasıdır. Bu Mesih Ġsa‟ya bürünmedir.

Ve bu yeni dünyada insan iki “sevgi ve ihsan Olan‟ı” maddi

beden içinde Efendimiz Mesih Ġsa‟nın manevi ifadelerle yarı

insan-yarı ilahiliğini “sevgi ve ihsanı” yani edindiğini yansı-

tarak yaĢamını sürdürmeye ve kendi ıslahı ile dünyasını da

ıslah etmiĢ olarak ve bunda devamlılıkla yaĢamaya devam

eder. Bu insanda “sevgi ve ihsan” niteliği “esenlik” ve “doğ-

ruluk” niteliklerinde ıĢımaktadır. O zaman bu son iki niteliği

de Efendimiz Mesih‟in Ģu iki önemli prensip öğretisinde

görüyoruz.

7. Ne mutlu barıĢı sağlayanlara! Çünkü onlara Allah

oğulları denecek. Yukarıda bahsettiğimiz bütün aĢamalar

üstünde artık altı önemli manevi basamağı (mecazen manevi

dünyayı) aĢan Mesih‟in Müjde‟sinde kurtuluĢ bulmuĢ sa-

mimi kiĢi yeryüzünde sadece barıĢı, esenliği sağlayan, yan-

sıtan, ifade eden, koruyan kiĢidir. O Mesih‟in bütün manevi

üst dünyaları aĢağıya çeken yaĢamını yansıtmaktadır.

Page 28: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

28

Yani o kiĢi artık “sevgi ve ihsan Olan” yüce Yaratan‟ın

“sevgi ve ihsan” niteliğini üzerinden yansıtan kiĢidir. O ki-

Ģinin iç alemindeki sükunet, huzur, haz, barıĢ, esenlik yani

Yaratan‟ın ıĢıkları Mesih Ġsa‟da dinginleĢmiĢ Ruh‟un yöne-

timindeki yaĢamı ile dıĢa yansımaktadır. Dolayısı ile bu

insanlar bu iç barıĢlarını dıĢa da yansıtmaktadırlar. Ve kaos

içinde ıslahın simgesi olarak kaos içindeki her kiĢiyi üzerle-

rine çekmektedirler.

8. Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Çünkü

göklerin hükümranlığı onlarındır. YaratılıĢ gayesinde “beni-

ni fark eden insanın” “Yaratan suretine” dönüĢerek Yara-

tan‟ı yansıtması esastır. Bu yansıtmada farklı düzeylerde ve

bencillikler içindeki insanlık arasında bir sürtüĢme demektir.

Yani piramidin ilk basamağında cansızlar hakimiyeti vardır

aynen öyle daha üstünde bitkiler ve daha üstte hayvanlar ve

en üstte yani bütün bu saydığımız seviyelerden daha az mik-

tarda insanlık düzeyi vardır. Bu maneviyatımızla karĢılaĢtı-

rılırsa esasında en üst seviyeye yani insani düzeye çıkmak

oldukça zorlu bir yolculuktur. Bu nedenle Efendimiz Ġsa‟nın

lütfundaki kurtarıĢında bizler yukarıya çekiliriz. Yani pira-

midin üstüne. O noktada artık “kiĢinin kendi beni için alma-

sı” diye bir Ģey söz konusu değildir. O noktada “hep sevgi

ve ihsan” sunumunda “komĢusuna vermek için alması” söz

konusudur. O zaman doğruluk yani “sevgi ve ihsan olma”

bu nitelikleri yaĢama konusunda toplumla, insanlarla hep

sürtüĢme söz konusudur. Ve dolayısı ile “ıslah” arzusu, “dö-

nüĢüm ve değiĢim” arzusu kendi “bencil” düzeylerine alıĢ-

mıĢları rahatsız edecektir. Ve öyle ya da böyle zıtlığın zul-

mü baĢlayacaktır. Ama Efendimiz Mesih Ġsa‟nın öğretisinde

iĢte bu nokta artık esas önemli olanın yani “göklerin hüküm-

ranlığını” bize kadar çeken bir durumdur. Hükümranlık bu-

dur. Artık Yüce Yaratan‟ı edinme söz konusudur. Artık yüce

Page 29: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

29

Yaratan buradadır. Mesih Ġsa‟da ifĢa artık Mesih‟le bizde

ifĢadır.

Bütün bu dönüĢüm sonucu değiĢimi tamamlama yolun-

daki Mesih Ġsa‟da biçimlenen Ruh‟un rehberliğinde Yara-

tan‟ı edinme yolundaki kiĢiler esasında peygamberlik düze-

yini de yansıtan kiĢilerdir. Dikkat edilirse “doğruluk uğruna

zulüm görenler” aynı peygamberler gibi zulüm görmektedir-

ler.

Çünkü onlar herkesin doğru bildikleri üzerine yüksel-

miĢ ve esas doğruyu “sevgi ve ihsanı” yansıtmaya gayret

etmiĢlerdir. ġimdi Ruh‟un yönlendiriĢinde Mesih‟te “kalp

noktaları” açılan kiĢiler de aynı Ģeyi yapmaktadırlar. Bu da

zavallı bir durum değil aksine sonsuzlukta Yaratan‟la bizi

bütünleĢtiren kısacası sevinç getirmesi gereken bir durum-

dur. Çünkü Mesih Ġsa‟da kurtuluĢu gönenen bir kiĢi Ruh‟un

önderliğinde Yaratan‟ı yücelten ve O‟ndan sonsuza kadar

zevk alan bir kiĢi olarak O‟nunla Mesih‟inde ve Ruh‟unda

bütünleĢmiĢ olacaktır.

Page 30: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

30

III. TUZ VE IŞIK OLMAK (Matta 5:13-16)

Yeryüzünün tuzu sizsiniz…

Dünyanın ışığı sizsiniz.

Matta 5:13-16

Efendimiz‟in ilk açılımında ifade ettiği “dönüĢüm” ve “de-

ğiĢime” çağrı ve bu çağrının açılımı yani “göklerin hüküm-

ranlığını” aĢağıya çekmek esasında büyük bir değiĢim çar-

kının iĢletilmesidir. Doğal olarak birinci doğamız olarak

“Adem” düzeyindeki farkındalığımızda fark ettiğimiz henüz

dönüĢüm ve değiĢime uğramamıĢ doğamız esasında “dönü-

Ģüm” ve “değiĢim” müjdesini aldığı anda aslında bir sürecin

içine çekilmiĢ olmaktadır. Bu süreçte ilk önce bu çağrıya

kulak kabartıp çağrıyı ciddiye almak gelmektedir. Bu ciddi-

yet aĢamasında aslında rol oynayan itaatimizdir. Yani bu

çağrının ardı sıra gitme kararlılığına sahip olmak önemli bir

adımdır. Bu adım bize “tövbe” dediğimiz ve bizi değiĢime

daha doğrusu değiĢimin sürekliliğine taĢıyan değiĢime ge-

tirmektedir. Bu aslında dönüĢümün olmazsa olmaz iki aĢa-

masıdır. Çağrıya uyum yani itaat ve elbette tövbe yani karar-

lılık içinde fark edilen ego üstündeki birinci doğanın ikinci

doğaya dönüĢümüne yönelmek. ĠĢte bu iki aĢamalı girizgah-

tan sonra artık “göklerin egemenliğinin” aĢağıya çekildiği

“değiĢim” süreci gündeme gelmektedir. Bu süreçte de olma-

sı gereken bir üst aklın yani düzeyin bize sunulması gerek-

Page 31: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

31

mektedir ki, bulunduğumuz seviyeden yani “Adem düze-

yinden” yavaĢ yavaĢ Yaratan‟ı edinme yani Mesih Ġsa‟da

biçimlenme, sunulan kurtuluĢu edinme ve gönenme aĢama-

sına hareket edelim. ĠĢte bu noktada Efendimiz Mesih‟in

hayatı, öğretileri ve elbette kurtarıĢı devreye girmektedir.

Yani bu bizlerin “dönüĢümü” hakiki kılmak ve sahiden ken-

di “benlik” doğamızı terk ederek “ikinci doğamıza” yani

Mesih‟i yaĢama “yeni doğuĢa” gelmemiz için gerekli olan

üst akla tutunmamızdır. Çünkü bir üst akıl yoksa kiĢi nere-

ye, ne Ģekilde devam edeceğini bilebilecek değildir.

DÖNÜġÜM VE DEĞĠġĠM SONUCU

Onlara Allah oğulları denecek… Matta 5:9

ġimdi o zaman sıralama Ģöyledir: Müjde duyurulmaya

baĢlamıĢ ve “tövbe” (dönüĢüm) ve “göklerin egemenliği”

(değiĢim) ilan edilmeye baĢlamıĢtır. Mesih Ġsa bu dönüĢüm

ve değiĢim için her Ģeyi kendi yaĢamında Yaratan‟ı edinmiĢ,

O‟nunla eĢit formda bir kiĢi olarak O‟nun “sevgi ve ihsan”

niteliklerini tam olarak yansıtarak sunmaktadır. Yani bir

manada Mesih Ġsa Yaratan‟ın o yüce varlığını mecazi ve

manevi manada yansıtmaktadır. Bu noktadan hareketle bu

çağrıya cevap yani itaat tövbeyi yani dönüĢümü getirmiĢtir

ve Mesih Ġsa‟ya pür dikkat kesilerek çağrısına itaat edip

tövbeyi gerçekleĢtirenler Ģimdi de bu dönüĢüm sonrası be-

denlerinin ölüm saatine dek sürecek olan “göklerin egemen-

liği” yani “değiĢim” sürecine tabi olacaklardır.

Bu değiĢim sürecinde “inayetin her sabahında yenilen-

mesi” prensibi de oldukça açıktır ve dolayısı ile “yeni do-

ğuĢta” bir hayat sürekli yenilenerek mana değerleri açısın-

dan sürekli yükselen, yani mecazen ruhun yükseldiği adeta

yukarılara çekildiği bir yaĢama doğum gerçekleĢmiĢtir. Yani

bu doğuĢta da bir süreklilik esastır. Büyüme süreci, olgun-

Page 32: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

32

laĢmaya yükseliĢ esastır. Zaten büyüme yoksa “yeni doğuĢ-

tan” ya da “değiĢimden” bahsetmek mümkün değildir. Eğer

bu gerçekleĢmiyorsa o zaman “dönüĢüm” de yoktur.

Kısacası bu durumda bütün çarklar geri iĢlemektedir.

Burada itaat ve tövbe olmadığına göre bir üst akla tutunma

ve bunun getirdiği güven ve dayanma da elbette yoktur. Bu

tarz kiĢiler yani hayatın getirilerine, negatifliklerine daya-

namayan, güvensiz ve üst bir akla hiç saygı duymayan töv-

besiz ve itaatsiz bir ortamı da beraberinde getirmiĢ olmakta-

dır.

DÖNÜġÜM VE DEĞĠġĠM KARġITLIĞI

Göklerin Hükümranlığı onlarındır… Matta 5:10

Aslında yeni doğuĢ bir anlamda sancı demektir. Sanki

tek yönlü bir kalabalığı yarmak gibi bir ters akıntıyla karĢı-

laĢma durumu söz konusudur. Bu durumda kiĢi hem itaat,

tövbe gibi bir doğum sancısını yaĢayacaktır hem de bu acı-

nın sonucunda üst akla tutunma ve ona güvenme gibi bir

doğum sonrası durumu idrak edecektir.

Bütün bu aĢamaların sonucu da doğal olarak yeni yaĢa-

ma, yeni doğduğu mana dünyasına dayanmayı getirecektir.

Eğer bu aĢamaların herhangi birinde bir zayıflık söz konusu

olursa dayanma yani uzun yıllar sürecek olan değiĢme süre-

cine dayanma elbette oldukça zor olacak ve hatta yukarıda

anlattığımız geri dönüĢüme tabi olmayı da beraberinde geti-

recektir.

Bu dönüĢüm ve değiĢim ve değiĢimin aĢamaları doğal

olarak bizi yukarıda da söylediğimiz gibi genel gidiĢin tersi-

ne bir duruma getirecektir. Bir tek yöne akıntı içinde yol

almak kolay bir olay değildir. Çünkü o zaman akıntı sürekli

olarak karĢıdan bir baskı oluĢturacaktır. Burada da olan as-

lında budur. Özellikle dönüĢüm sonrası değiĢime girip, de-

Page 33: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

33

ğiĢim aĢamalarını izleyen Mesih‟te biçimlenmeye baĢlayan

insan elbette pozitifte bir ilerleme kaydederken birden bire

negatiflerin arttığını görecektir.

ĠĢte bu noktada karĢı gelmelerin baĢlaması doğaldır.

Çünkü her Ģeyin “ben için almak üzerine kurulduğu” maddi

bir dünya algılaması içinde birçok insan o taraftan hareket

ederken sizin hareketiniz “saran ıĢığın” kalp noktanızı aç-

ması ve Mesih Ġsa‟nın yüreğinizde kurtarıcılığı ve efendiliği

ile yer alması ile artık sizler “baĢkalarına vermek için alma-

ya” doğru hareket etmiĢ olacaksınız. Bu ters istikametin

“kalbi” tavrı yani dindarlık değil de “hakiki bir yürek hare-

keti” olması halinde sizden yansıyan “Mesih” yansıması

dolayısı ile “ben için alma” arzusu üzerinde yani “öbür ta-

raf” diyebileceğimiz bir tarafta yaĢam sürdürenler için ol-

dukça terslik oluĢturacaktır ve onlar farkında olsalar da ol-

masalar da ki çoğu zaman farkında olmadan size karĢı gel-

meye baĢlayacaklardır.

Esasında bu noktada Efendimiz Mesih Ġsa‟nın “ne mut-

lu doğruluk uğruna zulüm görenlere, çünkü göklerin hüküm-

ranlığı onlarındır” sözleri devreye girecektir. Çünkü bu o

andır. Yani sizin esas Yaratan suretinde olarak olmanız ge-

reken yerde olmanızdır. Bu noktada artık Yaratan suretine

dönüĢmüĢ olmak, Adem düzeyinde “benliğini algılama”

düzeyinden “Yaratan‟ın sevgi ve ihsan niteliğini deneyimle-

me” düzeyine ulaĢmıĢ olmak aslında “göklerin hükümranlı-

ğında” olmak anlamındadır.

En azından Efendimiz Ġsa bize bunu bu Ģekilde öğret-

mektedir. Demek ki, dönüĢüm ardından değiĢim sürecinin

baĢlaması ve aĢamalarının takibi bir karĢıtlığı beraberinde

getirme durumundadır ve bu karĢıtlığın olması bir üzüntü

değil aslında bir sevinç unsuru olmalıdır.

Page 34: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

34

ETKĠ-TEPKĠ VE SONUCU

Benim yüzümden... kötü söz söyledikleri zaman ne mutlu

size!..Matta 5:11

Günümüzde birçok insan Mesih Ġsa temelli bir inanç

içinde olduğu için tepki gördüğünde sevinmekte hatta bunu

bir gurur vesilesi yapmaktadır. Oysa bunu belli bir dine da-

hil olmanın ya da mezhep içinde olmanın insanlar arasındaki

dini farklılıkların itiĢme ve kakıĢmasından kaynaklı bir tepki

ve zülüm olarak algılamak ve bundan ödül beklemek ve

hatta “benim dinim senin dininden üstün” “ben kurtuldum

siz kaybettiniz” tarzında tartıĢmalara girmek Efendimiz

Ġsa‟nın esas vermek istediğini almamaktır. Çünkü dikkat

ederseniz bu sözlerde Mesih Ġsa kendisine bile iĢaret etmek-

sizin insanlar önünde kendisinde biçimlenmiĢlerin ıĢığının

parlaklığı ile “göklerdeki Baba‟nın” yani “Yaratan DüĢün-

cesinin” o uçsuz bucaksız, sınırsız yaratma potansiyeli ile

Yaratan‟ın yüceltilmesini istemektedir. Ve iĢaret ettiği “ki-

Ģinin baĢtan aĢağıya gidiĢini değiĢtirmesidir” ve bu değiĢik-

likte elbette doğal olarak yani Mesih Ġsa‟nın bu dönüĢüm ve

değiĢim öğretisini kendinde deneyimleyenlerin doğal olarak

yaĢadıkları ortamlarından tepkiler alacağı gerçeğidir. Eğer

bu tür tepkiler varsa bunun manevi manada üst bir durum

olduğunu ifade etmektedir. Yani kiĢinin özde dönüĢüm ve

değiĢiminin Mesih Ġsa‟da Yaratan Ruh‟u ile biçimlenmesi-

nin bir sonucu olarak toplum içindeki dönüĢüm ve değiĢime

karĢı tepkiler “sevindirici” tepkilerdir. KiĢinin bir dine gir-

mesi, bir Ģey olması, görüntüde dini semboller taĢıması, dini

hareketleri taklit etmesi, baĢkalarının gerçek diye Mesih

adına öne sürdükleri bir takım sonradan oluĢturma ilahiyat-

lara sahip olup bunları satmaya kalkması ve bunun sonu-

cunda çevreden baskılar görmesi Efendimiz Ġsa‟nın ifade

Page 35: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

35

ettiği ve sevinilmesi gereken, manevi ödülü olan zulüm ve

baskılar değildir.

Esasında bu tarz zulüm ve baskıları esas anlamından

saptırarak kiĢi “kendine acıma” “kendini acındırma” “kendi

takımını koruma” “bir ülkü edinip bir politik gibi o görüĢe

sahip çıkma uğruna heyecanlı faaliyetlerde bulunma” “taraf-

tar olma” “ötekilerden kendini” ayırma gibi birçok psikolo-

jik olguyu kendi üzerinde değerlendirmiĢ olur ve bunları da

sanki Mesih Ġsa‟nın sözlerindeki o manevi ödülü olan zulüm

ve baskı durumu ile aynılar. Oysa burada bir ilizyon içinde-

dir kiĢi. Çünkü Mesih Ġsa‟nın ifade ettiği her konu, her öğre-

tiĢ, her kurtarıĢ adımı kiĢinin doğrudan yüreği ile alakalı,

manevi hayatı ile alakalıdır. Ve bunun kurumsallıkla, dün-

yevi takımcılık zihniyeti ile, siyasetle, politikayla, hatta dini

gelenek ve göreneklerle, kültürlerle de alakası yoktur. Ta-

mamen kiĢinin Yaratanla doğrudan yürek, ruh, iç, mana

bazındaki iliĢkisi içsel değiĢimi ve bu değiĢimin açığa çıkar-

dığı durumun, ıĢığın, enerjinin etraftaki doğal halleri içinde

insanları rahatsız etmesi ile bu kiĢinin dönüĢüm ve değiĢi-

mine baskı oluĢturmalarıdır.

O zaman bir diğer ifadeyle eğer bir tepki yoksa yani si-

zin Mesih‟in Müjde‟sine itaat ve tövbe (dönüĢüm) ile sahip-

lenmeniz ve hatta değiĢim sürecine girdiğinizi düĢündüğü-

nüz bir durumda çevreden herhangi bir negatif tepki artıĢı

söz konusu değilse o zaman bir Ģeylerin yanlıĢ olduğunu

düĢünmeniz gerekmektedir. Çünkü insanların tepkisinin

gerekliliği Matta 5:10-12 arasındaki sözlerde açıkça ifade

edilmektedir. Bir anlamda bu iĢin rengi bu Ģekilde belirgin

kılınmaktadır.

Yukarıda da açık açık yazdığımız gibi biz çoğu zaman

bu karĢıtlığı din karĢıtlığı Ģeklinde algılarız. Genelde bu

bölüme baktığımızda birçoğumuz sanki cennete gitmemizin

Page 36: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

36

anahtarının farklı dinlerdeki insanların bize karĢı çıkmaları

ve bizim de inancımızı kahramanca savunmamız gibi algı-

lamaya meylederiz. Oysa burada açıkça söylenilmeye çalıĢı-

lan kendi iç aleminde, bütün “ego merkezli” ve “Yaratan‟ın

ıĢığından” uzak yaĢam seviyelerinde belli baĢlı değiĢimlere

sebep olmanın bizimle eĢit düzeyde olan diğer “ego merkez-

li” insan kardeĢlerimizle olan birlikteliğimizden kopuĢun

karĢıtlık oluĢturacağıdır. Bu durum aile fertlerinin sabah

yediden aĢağıya uyanmadıkları bir ortamda sizin her sabah

beĢte kalkmanızla size bir takım serzeniĢlerde bulunmaları

gibi bir durumdur.

Ama eğer erken kalkmanız spor yapmak ve daha sağlık-

lı bir yaĢam içinse elbette bu sizin için büyük bir mutluluk

olacaktır. Her ne kadar sabah erken kalkmak ilk zamanlarda

sizin için çok zor bile olsa ve etrafınızdaki tepkiler size bü-

yük baskılar bile oluĢtursa sonunda bundan sağlık açısından

kârlı çıkacak olan sizsinizdir. Burada tabi bir benzetme ya-

pılmaya ve burada esas verilmek istenilenin daha iyi anla-

Ģılmasına yardımcı olunmak istenmiĢtir. TeĢbihte yani ben-

zetmede hata olmaz.

Demek ki esas olan yani Müjde‟ye tabi olmanın getirdi-

ği dönüĢüm ve dönüĢümün bir sonucu olarak değiĢime tabi

olmak bizi “eksiklik algımızdan tamlığa yani Yaratan‟ın

sevgi ve ihsan niteliğinde insan için tayin ettiği kendi ben-

zeyiĢindeki tamlığa” getirecektir.

Bu sürecin maddeyi yırtan zorlayan bir süreç olması

“acılar yolunun” terki ve “mana yoluna” doğru yönelme

olması elbette zorlu bir direniĢin de yani doğal insanlık

“bende yaratılmıĢlığın” “önce kiĢinin kendi benini tanıma-

nın” alıĢkanlığını aĢması gerekliliğini de beraberinde getir-

miĢ olacaktır. Burada ilginç olan “sizden önce yaĢayan pey-

gamberlere de zulmettiler” ifadesidir. Bir anlamda Müjde‟ye

Page 37: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

37

giriĢle dönüĢümden değiĢim sürecine ve aĢamalarına geçen

kiĢinin eksiklikten tamlığa seyahatine bir anlamda “pey-

gamberlik” seyahati denmektedir. Yani bu kiĢiler Mesih

Ġsa‟nın ifadesi ile peygamber düzeyindedirler. Yani bütün

bunları Efendimiz‟in buyrukları doğrultusunda itaat, tövbe

(dönüĢüm) ve üst akla tutunma, güven ve dayanma (deği-

Ģim) gibi büyük adımları yaĢamanın birer peygamber düzeyi

hayatı deneyimleme olduğu açıkça ifade edilmektedir.

MÜJDE VE YOL HARĠTASI

Kalabalıkları görünce... öğrencilerine... şöyle öğretti...

Matta 5:1-2

O zaman Mesih Ġsa‟nın “dağdaki vaazında” çok net ola-

rak Kutsal Ruh‟un saran ıĢığında Mesih‟e çağrılmıĢ bir sa-

mimi Yaratan‟ı edinme sevdalısının, yani “O‟nun sevgi ve

ihsan olan” o temel niteliklerini üzerine çekme yoluna çıkan

insanın bütün bu yolu nasıl aĢacağı adım adım listelenmek-

tedir. Esasında bu sıralamayı aynen yaĢama Ruh‟un rehber-

liğinde indirgemek koĢuluyla parçadan bütüne hareket et-

mek mümkündür ve sonunda Ġsra-el yani Yaratan‟a yürüyen

Mesih Ġsa‟da bütün olarak Ġsra-el olacak yani parçadan bü-

tünle Yaratan‟ın sureti olarak varlık alemine ıĢımaya baĢla-

yacaktır.

Sıralamaya baktığımızda Galile bölgemizde yani yüre-

ğimizde dini kalıplar oluĢturmadığımız noktalarda, Galile

misali gibi, yani Mesih Ġsa‟nın o ilk Müjde‟yi ilan ettiği on

kentten oluĢan Galile bölgesi gibi bizim kendi iç derinlikle-

rimizde henüz fark etmediğimiz noktalarında Ruh‟un reh-

berliği ile Mesih‟in aydınlığı bir yolla inĢa edilmek mecbu-

riyetindedir. KurtuluĢ varlığımıza böyle hakim olacaktır.

Yani “on manevi kent” diyebileceğimiz Yaratan‟ın henüz

bizde iĢlemeyen o mecazi ve niteliklerinin manevi algılayıĢ

Page 38: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

38

biçiminde o on muhteĢem boyutunda (merhamet, güzellik

gibi vasıflarında) Yaratan‟ın ıĢığını yeniden almamız esastır.

Aynen Efendimiz Mesih‟in ilk vaaz etmeye baĢladığı nokta

gibi yani Yahudi olmayan diyarlarda bir küçük sinagog bu-

larak vaaz ettiği gibi. Yüreğimizde dinlerle kabuk bağlama-

mıĢ, bir takım dini geleneklerle kapanmamıĢ arazilerde Ya-

ratan için hakiki bir arzunun bulunduğu yürek sinagogu-

muzdan baĢlamak kaydı ile Müjde‟yi içimize almamız

mümkündür ve esastır. Bu noktada “dönüĢüm” yani kararlı

bir biçimde Yaratan‟a yürümeye yola çıkmak ilk basamak-

tır. Bu ilk basamağa giriĢ dediğimiz gibi itaati gerektirecek

ve hareketi getirecektir, bu hareket evet salt Yaratan‟ı istiyo-

rum hareketidir. Yani dönüĢümdür. Ve bu dönüĢüm hemen

manevi manada iç ıslahın baĢlamasıdır ve bu iç ıslahta Yara-

tan‟ın Ruh‟unun açtığı yürek noktasına Mesih Ġsa‟yı biraz

daha biraz daha biçimlendirmek, yerleĢtirmek demektir. Bu

yerleĢtirmede üst akıl olarak o meĢhur esaslı yol haritası

verilmektedir: 1. Ruh‟ta fakir olmak–eksiklik farkındalığı 2.

Yaslı olmak–eksikliğe üzülme 3. yumuĢak huylu olmak–

eksikliğin kabulü 4. doğruluğa acıkıp susamak–eksikliği

tamamlama arzusu 5. merhametli olmak–eksikliğim tamlıkla

yer değiĢtirmesi 6. yüreğin temiz olması–tam olma 7. barıĢı

sağlama–Yaratan‟ı edinmiĢ olma.

Bu esaslı yol haritasını izlerken de ıslah olmamıĢ doğa

yani insanın yeni doğuĢ öncesi bütün doğası ve doğal çevre-

si doğal olarak bu doğa değiĢimine sürekli tezat oluĢturacak-

lar ve elbette bu durumda bir sürtüĢme getirecektir. Ama bu

sürtüĢme hayırlı bir sürtüĢmedir. Bu sürtüĢme olması gere-

ken bir sürtüĢmedir. Bu sürtüĢmenin olduğu noktada dönü-

Ģüm tamamlanmıĢ ve değiĢimde olması gereken kıvama

gelmiĢtir. Bu değiĢimin artık yavaĢ yavaĢ havalanan bir

uçağın uçuĢ seviyesine geldiği bir anlamda düz uçtuğu ra-

Page 39: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

39

hatladığı bir noktadır iĢte bu nokta “göklerin hükümranlığı-

nın” “bütün üst yüksek Yaratan düĢüncesinden kaynaklı

değerlerin yer aldığı noktadır” ve Efendimiz Mesih Ġsa‟nın

ifadelerine göre bu nokta kiĢinin tuz ve ıĢık olarak bütün

kainat içinde YaratılmıĢ arasında yer almaya baĢladığı nok-

tadır.

YOL HARĠTASI ĠLE VARILAN NOKTA

Yeryüzünün tuzu sizsiniz... dünyanın ışığı sizsiniz... Mat-

ta 5:13-14

Burada net bir noktaya gelinmektedir artık. Yani dönü-

Ģüm yolunda değiĢimle her gün biraz daha Mesih‟te biçim-

lenen Ġbrahim düzeyini algılayan yani merhameti yani ver-

meyi Yaratan‟dan aldığı sevgi ve ihsanı sunmayı bilen ve

Ġbrahim gibi parçalardan bütüne yürümeyi hayatına almıĢ

olan kiĢi bu yola çıkmıĢ kiĢidir. Göklerin egemenliği bu

yolun Musa düzeyinde “benliğinin üstüne çıkılması” sonu-

cunda Mesih‟le biçimlenmededir. Bu biçimlenmede Müjde

ile baĢlayan ve “dağdaki vaaz‟da” çizilen aĢamaların aĢıl-

ması ile bize her gün biraz daha dahil olan bir durumdur. Ve

bu durum geliĢtikçe karĢı çıkmalar yani bütün negatif dün-

yasal algılar hep üzerimizde olacaktır. Bu eğer “yalnız ken-

dimiz için almaya iĢleyen benlikten” “Yaratan‟ın ıĢığını

baĢkalarına sunma Ģeklinde iĢleyen bir benliğe” dönüĢ ya-

pılmıĢsa ve “sevgi ve ihsan nitelikleri” size artık doğal bir

yaĢam biçimi oluyorsa iĢte o an sevinme anıdır. O an Yara-

tan‟ın Mesih‟inde Ruh‟unun rehberliğinde kurtuluĢu, gökle-

rin egemenliğini dünyada hissetme, yaĢama, sevinme, kısa-

cası salah (kurtuluĢ), sulh (barıĢ), selamet (esenlik) zamanı-

dır.

Peygamberlerle eĢit bir edinim algısında olma durumu-

dur. Onlarda hep bu aĢamalarda belki insanlara göre beden-

Page 40: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

40

de küçülmüĢler ama ruhta Yaratan‟a Ruh‟unda ve Me-

sih‟inde büyümüĢlerdir.

a) DönüĢüm-tuz bağlantısı:

ġimdi bu durum Müjde‟nin yaĢama alınması dönüĢümü

gerçekleĢtirip sürekli değiĢim yani (ruhsal yükseliĢi, geliĢi-

mi) getiren bir durumdur. Bu noktada kiĢi artık koruyucu

olma durumuna dönüĢmektedir. ġimdi koruyucu olma ne

demektir? Tuzun esasında birinci yüzyılda önemli rolleri

vardır. Hatta günümüzde bile eğer tadı damağınızda bir sele

zeytini yemek istiyorsanız tuza ihtiyacınız vardır. Kaya tuzu

dediğimiz tuzun küçük kırık Ģeker boyutundaki hali yeni

toplanmıĢ siyah zeytin sepetine konursa ve karıĢtırılırsa zey-

tin bir müddet sonra acılığını yitirecek ve taze, yenilebilir

bir tatta bir hale dönüĢecektir. Ġçine ilave edilen, taneleri

arasına karıĢan tuz sayesinde bu böyle olacaktır. Bu önemli

bir örnektir. Aynı zamanda gerek o dönemde gerek bu dö-

nemde de örneğin kurutulmuĢ balıklar ve turĢular gibi farklı

tatları edinmemizde hep tuzun önemli bir rolü vardır. Tuz

bir anlamda hem bozulmayı yani mesela etin bozulmadan

korunarak saklanmasını sağlar hem de olgunlaĢtırır hem de

olgunlaĢma sonucu zeytin gibi bir gıda maddesinin yenebilir

hale gelmesini sağlar yani acılığını kaldırarak tat bulmasını

sağlar. Yani kısacası tuz hamlığın, piĢmesine ve hatta yan-

masına neden olur. Yani kısacası bozulmuĢluğa karĢı bir

koruyucu ve aynı zamanda tatsızlığa karĢı bir tat oluĢtur-

maktadır. Hatta yemeğe az miktarda katılması ile yemeğin

çok lezzetli bir hal almasını sağlar.

b) DeğiĢim-ıĢık bağlantısı:

Diğer bir durum da, kiĢinin yalnız toplum içinde koru-

yucu, olgunlaĢtırıcı, tatlandırıcı yani dönüĢtürücü olması

Page 41: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

41

değil aynı zamanda değiĢtiren olmasıdır, yani sürekli geli-

Ģimi sağlayan ve ruhların Yaratan‟a Mesih‟i giyinerek ve

Ruh‟unun rehberliğini alarak yükselmesini sağlayan olması-

dır. Bu değiĢtiren olma durumu nedir? KiĢi eğer kendisi

aydınlanmıĢ bir kiĢi ise “karanlığa da bir mum” tutacak

olandır.

Bunu gururdan değil, bencillikten değil, doğasındaki

aydınlığından yansıtacaktır. Mesela karamsar bir ortama

giren ve doğal olarak “Ģen Ģakrak” olan insanları düĢünün,

onlar doğal olarak bu durumu hep pozitif bir biçimde farklı

bir düzeyde tutacaklardır. Yani bir manada karamsarlığı

dağıtacaklar ve oraya bir ruh esenliği getireceklerdir. Bu

hakiki bir edinimle Yaratan‟ı edinme aĢamasını yaĢamıĢ

insanların doğal durumlarıdır. Yani karanlık bir odada o

odanın daha da aydınlık olması amaçlı olarak ıĢık hep tepe-

dedir. Yani en üste konulur. Çünkü hep aranan daha da ay-

dınlıktır. Doğal olarak karanlık dehlizlerden geçmiĢ insanlar

ıĢığı gördükleri ya da edindikleri zaman hemen ortamlarıyla

paylaĢma durumundadırlar. Dünya tarihine bakarsak hep

ıĢık insanlar önceleri anlaĢılmamıĢ olmalarına hatta çok bü-

yük eziyetlere uğramıĢ olmalarına rağmen onların aydınlığı

kendileri beden yaĢamlarını terk etmiĢ bile olsalar, yani son-

radan bile olsa toplumları aydınlatmıĢ ve yalnız kendi top-

lumlarını değil dünyayı da maddi hayatta bile bir üst seviye-

ye taĢımıĢtır ve bu taĢımada hep süreklilik ön plandadır.

DönüĢüm sonrası dönüĢümün sürekliliği dahi esasında deği-

Ģimin içinde ve netliğinde süreklilik kazanmaktadır.

Bu bağlamda manevi dönüĢümü ve değiĢimi edinen ki-

Ģiler de edinimle Yaratan‟daki yaĢadıkları imanları ve ümit-

leri ve sevgilerini artık sözel değil, bir teoloji öğretisi olarak

değil, bir propaganda planı, taktiği olarak değil ama hakiki

bir yürek yaĢamı olarak insanlığa akıtma durumundadırlar.

Page 42: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

42

Bu da bu kiĢinin bulunduğu her ortama “hayatın anlamını”

“Yaratan düĢüncesini yüceltme ve yaratılmıĢlığın hazzını”

yansıtmayı getirecek ve her anın anlamını, tadını, öğretisini,

getirisini biraz daha net algılamayı sağlayacaktır.

YARATILIġ VE ALTI BOYUT

Bu ıĢığın aydınlığında “Bere-Ģit” yani “YaratılıĢ-altı”

kavramı vardır. Bere-Ģit Tevrat‟ın ilk giriĢ kelimesi yani

“baĢlangıçta” kelimesinin klasik dildeki açılımıdır. YaratılıĢ

kitabı tabirle altı boyutta kaostan düzene geçmiĢtir. Burada

insanın da altı düzeyde kaostan düzene geçmesi “dağdaki

vaazın” giriĢinde bahsedilen altı aĢamada görülmektedir.

Efendimiz Mesih Ġsa dönüĢüm sonrası bu altı aĢamayı

yukarıda saydığımız gibi saymaktadır: 1) Ruh‟ta fakir ol-

mak–eksiklik farkındalığı 2) yaslı olmak–eksikliğe üzülme

3) yumuĢak huylu olmak–eksikliğin kabulü 4) doğruluğa

acıkıp susamak–eksikliği tamamlama arzusu 5) merhametli

olmak–eksikliğin tamlıkla yer değiĢtirmesi 6) yüreğin temiz

olması–tam olma.. görüldüğü gibi bütün bunlar Mesihi dü-

zeyi getirecek adımlardır ve bu adımların tamamlanmasında

iyi olan yani ġabat (yedinci boyut) 7) barıĢı sağlama–

Yaratan‟ı edinmiĢ olma yani Yaratan suretinde olma Mesih

Ġsa‟da kurtulmuĢluğun tam gönenilmesi, O‟nu yansıtmak ve

Ruh‟un ıĢıl ıĢıl sizden insanlara dokunmasını sağlamak söz

konusu olacaktır.

BERE-ġĠT VE SONUCU

YaratılıĢın açılması bu altı aĢama ile söz konusudur.

Efendimiz de bunu açıkça öğretmektedir ve bu açılımın sağ-

lanması Yaratan‟ın mirasçısı yani oğul seviyesini bize taĢı-

maktadır ki, bu da Efendimiz‟in kurtarıĢının gerekleĢmesi,

Mesih‟in düzeyidir. Bu seviye zıtlıkları getirecektir ve bu

Page 43: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

43

maddi bakıĢ açısından zulümdür, ama manada acıların yo-

lundan kopuĢun getirdiği koĢul zorlamalarından baĢka bir

Ģey değildir. Ve sonu göklerin egemenliğidir. Bütün bunlar-

da doğal olarak sizden iki önemli nokta olarak çevrenize

yani kendi yeni doğuĢunuz ardından yeni oluĢturacağınız

dünyanıza zincirleme olarak yansıyacaktır. Bu yansımada

sizin dönüĢüm değiĢiminizin enerjisi, çekimi baĢkalarının

dönüĢüm ve değiĢimine de bir aracı, bir baĢlatıcı olacaktır.

Bu da hepimizin çok daha rahat anlayabileceği Ģekliyle tuz

ve ıĢık olma durumudur.

Kısacası bütün bunlardan hareketle Mesih Ġsa‟nın Müj-

de yani tövbe (dönüĢüm) ve göklerin hükümranlığı (deği-

Ģim-sürekli geliĢim) vaazı ve ardından bunun nasıl olacağına

iliĢkin verdiği ruhların yol haritasının kiĢiyi göklerin hü-

kümranlığı noktasında getirdiği iki durumu izah etmektedir.

Bunlardan biri bahsettiğimiz gibi tuz olma durumudur ki, bu

durumda dönüĢtürme vardır. Olgun olmayanı olgunlaĢtırma,

tatsız olanı tatlandırma ve çürümeye meyilli olanın çürüme-

sini durdurma gibi bir dönüĢüm tabiridir.

IĢık olma durumunda ise sürekli aydınlatma ile değiĢ-

tirme yani sürekli geliĢtirme bu dönüĢüm durumunu sürekli

tutma durumu vardır. Ve ıĢığın azı bile karanlığa baskındır.

Baskın olanı ortadan kaldıran küçücük bir huzmenin içeri

girmesidir.

Esasında kalp gözünün “saran ıĢığın” yani “Ruh‟un gü-

cüyle açılması” yüreğin arzusunu kiĢinin “kendi için alma

arzusunun” farkındalığının baĢlamasıdır. Bunun farklı bir

istikamete dönüĢümünün gerekliliği Ruh‟un açtığı kalp nok-

tasından içeri Mesih Ġsa‟nın kurtarıcılığı ile girmesiyle baĢ-

layan bir olgudur. O zaman “lütuf olarak” yukarıdan kurtu-

luĢ yüreğe takdim edilmektedir. Ama bu takdim arkasından

aĢağıdan gayretin baĢlaması esas olmaktadır. Çünkü Yara-

Page 44: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

44

tan‟ın niteliklerinin edinimi, yani O‟nunla form eĢitliği

O‟nun kısaca özet halinde “sevgi ve ihsan olma” niteliğinin

bizde yeni bir doğa oluĢturmasıdır ki, bu da Mesih‟te

Ruh‟un saran ıĢığında her gün biçimlenmemiz anlamındadır.

Bu doğa yeni doğuĢun gerçekleĢmesi ardından sürekli deği-

Ģim ve elbette bizim sürekli alttan gayretimiz demektir.

LÜTUF VE SONRASI

Işığınız insanların önünde öyle parlasın ki.....insanlar

“göklerdeki Babanızı” yüceltsinler. Matta 5:16

Yani lütuf sonrası boĢ oturma yoktur, olamaz ve manevi

geliĢme öncelikle bizi tuz ve ıĢığa dönüĢüp değiĢmemiz ve

sonra bizim bu dönüĢüm ve değiĢimimizde çevremizin biz-

den aldıkları enerji ile tuz ve ıĢığa dönüĢmeleri bizim kesin

katılımımızla ve sürekli “nefsi inkâr edip haçı yüklenip”

yüksekleri, daha iyiyi, daha güzeli arzu etmemizle bağlantı-

lıdır. Bütün bu ruhsal ilerlemede hiçbir zaman düĢünülen

kiĢinin kendi gururu, haysiyeti, neler kazandığı, hangi ruha-

ni güçlülüklere sahip olduğu, kimleri iyileĢtirebildiği, pey-

gamberlikler edinip edinmediği, iyi bir biçimde konuĢup

konuĢmadığı, vaaz edip etmediği, ne kadar çok dua edip

etmediği değildir.

Efendimiz Ġsa‟nın tabiriyle “ıĢığın insanlar önünde”

inanılmaz bir biçimde ve elbette doğal olarak “cennet kav-

ramı ile bile herhangi bir çıkar ve beklenti olmaksızın” sa-

dece bize çarpıp yansımasıdır. Çünkü yine Efendimiz‟in

tabiri ile burada yüceltilecek olan “göklerdeki Babamız”

yani sadece Yaratan düĢüncedir.

Page 45: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

45

IV. TAMAMLAMAK (Matta 5:17-20)

Ben geçersiz kılmaya değil,

tamamlamaya geldim.

Matta 5:17-20

Efendimiz‟in öğretilerini düzenli bir biçimde algılamaya

baĢladığımızda kendi içinde belli bir düzen içersinde inĢa

edilen öğretiler olduğunu görmemiz mümkündür. Her Ģeyin

baĢında ilk adım olarak Müjde‟nin açıklanması geldiğini

artık biliyoruz. Ve Müjde‟nin de dönüĢüm ve değiĢime da-

vet olduğunu görüyoruz. Müjde bu aĢamadan sonra belli bir

yol haritasını da beraberinde getirmektedir dedik. Yani

Efendimiz Mesih Ġsa sadece dönüĢüm ve değiĢimden bahse-

dip izleyicilerini yol üzerinde kendi baĢlarına bırakmıĢ de-

ğildir. Oysa günümüzde Mesih‟i izlediğini söyleyen bazı

camiaların ilahiyat anlamında kendilerince derin olmalarına

karĢın kiĢisel olarak Mesih‟i kurtarıĢı yaĢama ve özellikle öz

benliklerine indirgeyip dönüĢüm ve değiĢimi içsel olarak

gerçekleĢtirme konusunda oldukça zorlandıklarını ve hatta

yönsüz olduklarını görüyoruz.

ÖĞRENCĠLERE ÖZEL

Oysa dikkat edersek Efendimiz Mesih Ġsa o çok önemli

kurtarıĢ hizmetine giriĢinde özellikle öğrencilerini bir kenara

Page 46: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

46

çekerek her Ģeyden önce onların bir manevi yol haritası iz-

leyerek ve Mesih‟in Yüce Yaratan‟ın Ruh‟unda sunduğu

manayı çalıĢarak kendilerini dönüĢüme ve değiĢime tabi

tutmaları konusunda uyarmaktadır. O‟nun öğretisine göre

esas olan öğrencilerinin kendi yaĢamlarında Yaratan‟ı yan-

sıtmalarıdır. O‟nu “sevgi ve ihsan” niteliklerinde yansıtma-

ları esastır. Ve “merhamet” etme noktasına gelme yani kar-

Ģılıksız olarak “sevgiyi ve ihsanı” alındığı gibi verebilme

noktasıdır. Yani burada kiĢi Mesih‟le bütünleĢmekte ve Ya-

ratan‟ın Ruh‟unun rehberliğinde manevi manada Yaratan‟a

yükselmektedir.

Kısacası esas Yaratan suretine dönüĢ yolunda öğrenci

olmanın, Müjde ve sonrasındaki daha önce bahsettiğimiz ve

dağdaki vaazın giriĢinde yer alan özellikle altı adımlı yol

haritasının izlenmesinden geçtiği bir gerçektir.

Ve bu altı adım bize “Mesihi düzeyi” getirmektedir.

Yani bu düzey “yüreğin paklığı” düzeyidir. Bu noktada,

yalnızca karĢılık beklemeksizin Yaratan niteliklerini yansı-

tabilme yani bir anlamda Ruh‟un desteğinde Mesih Ġsa‟yı

yaĢamımıza tam olarak almak ve yansıtmak söz konusudur.

Bu varılan noktanın “temiz yürek” noktası olması yani “pak

yürek sahibi olma” demekse “kötü gören gözü hakikaten ve

samimiyetle ve çıkarsız ve hatta kendine hiçbir paye çıkar-

maksızın kör etme” demektir.

Bu esas varılması istenilen nokta çok zor bir noktadır.

Ama Efendimiz‟in öğretisi, kurtarıĢı esasında Ruh‟un yar-

dımı ile bütün insanlığın çağrıldığı nokta bu noktadır. Yoksa

Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢından bahsetmek mümkün olacak de-

ğildir. Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢ vaazı insanların ayaküstü ko-

nuĢmaları ya da birkaç broĢürle ifade edilmeye çalıĢılan

çağdaĢ bir din formatı takdimi ile anlam bulacak ya da ya-

Ģam olacak bir vaaz değildir. Lütufla Mesih‟te bize ulaĢanın

Page 47: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

47

bizim tarafımızdan çalıĢılması, algılanması ve edinilmesiyle

bağlantılıdır. Yani kiĢinin “dönüĢüm ve değiĢimi” söz konu-

su değilse, “kendi arzusu için almasından” “kendi beni için

çabalamasından” kurtulması söz konusu değilse kiĢinin ma-

nevi manada kurtuluĢundan, kurtarılıĢından bahsetmek

mümkün değildir.

Bütün bu bahsedilen noktalar Yaratan‟ın Ruh‟un reh-

berliğinde yukarıdan verilme ile yüreğin buna tepkisi sonu-

cu Mesihi düzeye doğru yükselen bir yürekle ifade buluyor-

sa, iĢte o zaman “dönüĢüm ve değiĢim” yansıması yani “tuz

ve ıĢık” olarak sadece kiĢiye değil ama aynı zamanda kiĢinin

dünyasına da yani çevresine de etkin olacaktır. Yani dönü-

Ģen ve değiĢen dönüĢtüren ve değiĢtiren olacaktır. Böylelikle

Efendimiz Mesih‟te biçimlenen biçimlendirecektir. Böyle-

likle aynı rol yani “tamamlama rolü” iyi algılandığında biz-

den aksetmiĢ olacaktır.

ġimdi bu noktadan sonra Matta‟nın anlatımına göre

Mesih Ġsa‟nın sözlerine bakmak bu aĢamada yani artık “dö-

nüĢüm ve değiĢimin” yansıması noktasındaki sözlerine

bakmak bize daha da yeni bakıĢ açılarını beraberinde getire-

cektir.

ĠĢte bu noktada Mesih Ġsa kendi rolünün ve dolayısıyla

kendisini izleyenlerin rolünün ne olduğuna tam bir vurguda

bulunmaktadır.

YARATAN‟I EDĠNMEK

Mesih Ġsa‟nın öğreti ve varlığı ile insanlığa sunduğu

Yaratan suretine transformasyonun nasıl olacağının net bir

yaĢam örneği ile sunumdur. Efendimiz‟in yaptığı baĢından

beri anlatılmak istenilenleri derleyip toplayan, pratikte tam

olarak insanda uygulanmasını sağlayan tamamlayıcılıktır.

Yani mirasçı olan esas sahibin düĢüncelerinin sonucunu elde

Page 48: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

48

edendir. Yani mirasçı ifadesi burada Oğul‟dur. Ve miras

demek tamamlanmıĢ olan yani bir Ģahsın tamamen kendi

düĢünceleri ve duyguları ve hareketleri ile inĢa ettiği varlı-

ğını daha fazla geliĢtirmeyecek bir koĢulda devretmiĢ olması

durumudur. Yani “tamlıktır” yani artık mirasa “eklenecek ve

çıkarılacak” bir Ģey yoktur. Miras geldiği boyutları ile tam-

lık arz eder ve o kadar haliyle devreder. Ancak kiĢiler elbet-

te bu tamlığın üzerine bu kez kendi gayretlerini, düĢüncele-

rini ekleyerek çoğaltabilirler ya da azaltabilirler ama miras

varlığının esas kiĢisi için onun yapacağı tamamlanmıĢtır.

Burada “Mesih Ġsa” esasında böyle bir mirasın sahibi olarak

“Yaratan düĢüncenin” enginliğinden aldığı “ilahi mirası”

aslında daha önce “parçalar halinde tecrübe edenlerin” üstü-

ne “kendisindeki ediniminde” tamlık olarak görmekte ve

esas anlatılmak istenilenlerin “Mesih” olmak olduğunu dile

getirerek yani anlatılanları Yaratan‟ın, “sevgi ve ihsan

Olan‟ın” sureti olmanın O‟nu kendi varlığında, öz benliğin-

de tam olarak edinmek olduğunu dile getirerek ve bunu

edindiğini yani “oğul” olduğunu öne sürerek “tamamladığı-

nı” dile getirmektedir.

Kutsal Yazılar‟ın aktardığı ve peygamberlerin tecrübe

ettiği yol haritalarının Adem‟den Mesih‟e yol haritasının

Mesih‟te yani “kiĢinin öz benine Yaratan‟ın niteliklerini

edinmesiyle” O‟nunla Mesih‟inde ve Ruh‟unda “form eĢitli-

ğine girmekle” tamamlandığı öğretisi Efendimiz Ġsa‟nın bu

aĢamadaki sözlerinde ifade bulmaktadır.

Yani Müjde‟yi alıp, dönüĢüm ve değiĢimi kendisinde

gerçekleĢtiren ve dönüĢüm ve değiĢimi artık tuz ve ıĢık ola-

rak kendi ikinci doğal doğasında yansıtan kiĢi Mesih‟in tam-

lığını da doğal olarak yaĢamıĢ olmaktadır.

Günümüzde Mesih Ġsa‟yı sadece Yeni AntlaĢma metin-

leri üzerinde etütle izleyen gelenekler mevcuttur. Bazı

Page 49: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

49

Mesihi geleneklerde ise Eski ve Yeni AntlaĢma arasında

kesin ayrımlar yapılarak bir manevi yaĢam inĢa edilmeye

çalıĢılmaktadır. Bazılarında ise Kadim AntlaĢma temelli bir

yaklaĢım daha baskındır. Bütün bunlar bir yana Mesih

Ġsa‟nın sözlerinden hareketle konuyu değerlendirmek her-

halde daha iyi olacaktır.

KADĠM ANTLAġMA‟YI TAMAMLAMAK

Her Ģeyden önce Mesih Ġsa‟nın buradaki sözlerinden

“Kadim AntlaĢma” ile bir sorun yaĢadığını söylemek doğru

olmadığı gibi Mesih Ġsa‟nın hizmeti boyunca sinagoglarda

olması ve “Ġsra-el‟in kayıp koyunlarını” bulmak için gelmiĢ

olması üzerine yaptığı vurgulamalar esasında hizmetinin

“Kadim AntlaĢma” temelli olduğunu bize yeterince göster-

mektedir. Öyle ki, Yeni AntlaĢma Efendimiz‟in dünya üze-

rindeki hizmeti esnasında da zaten yazılmıĢ değildir. O za-

man her Ģeyden önce temel olan Kadim AntlaĢma ve Kadim

AntlaĢma üzerinde Yaratan‟ın daha önceden bahsettiği gibi,

“Mesih‟i bir düzeyin” ilanı söz konusudur. Ve Efendimiz

Mesih Ġsa insanlığa bu bahsedilen düzeyi, hali hazırda her-

kesin “Kutsal Yazılar” olarak bildiği ve özellikle Efendi-

miz‟in yeryüzünde bulunduğu dönemde mevcut olan “Ka-

dim AntlaĢma” üzerinde getirecek olan kiĢidir.

Elbette burada hemen Ģunu belirtmek çok önemlidir.

Burada bahsetmeye çalıĢtıklarımız asla Yeni AntlaĢma‟yı

devre dıĢı bırakmak değildir. Ve bu zaten olamaz da, sadece

Yeni AntlaĢma‟nın hizmet alanının her Ģeyin tamamlanma-

sını ilan için ve Mesih Ġsa‟nın öğretiĢleri, ölümü ve diriliĢi-

nin nesillere aktarımı için kısacası kurtarıĢının hangi cihette

ve ne Ģekilde ve ne sonuçlarla olduğunu nesillere aktarmak

için farklı bir alanda olduğu unutulmamalıdır. Yani “Kadim

AntlaĢma” Efendimiz‟ce tamamlanmıĢ, esas vermek istedi-

Page 50: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

50

ği, esas etkisi kendisini tam olarak göstermiĢtir ve bu andan

itibaren de Müjde bölümü devreye girmektedir. Ama özel-

likle Efendimiz Mesih Ġsa‟nın dünya üzerindeki hizmeti

esnasında “Kadim AntlaĢma” üzerine bir kurtuluĢ hizmeti

sunulduğu konusunun esaslılığını irdelemek, Mesih Ġsa‟nın

Müjde‟sinin ne olduğunu ve ne demek istediğini de algıla-

mak açısından büyük bir önem taĢımaktadır.

Bu anlaĢılırsa “tamamlamak” için gelme bir anlam ifade

edecektir. Çünkü “Kutsal Yasa ve peygamberlerin sözlerini

geçersiz kılmak için değil… tamamlamaya geldim” Ģeklin-

deki ifadelerde var olan bir Ģeyden ve o Ģeyin de tamamlan-

ması gereken, henüz tamamlanma süreci kapanmamıĢ, ta-

mamlanmamıĢ açık bir Ģey olduğu anlaĢılmaktadır. Yani

“Kadim AntlaĢma” dediğimiz ve Musa‟dan bize aktarılan ve

hatta bazı peygamberlerin aktarımlarıyla Yaratan‟la dene-

yimleri ve yönlendiriĢlerini sundukları yazılar ve bu yazılar

üzerindeki uygulamalar Efendimiz Ġsa‟nın değer verdiği ve

manalandırdığı, esas anlamında yerli yerine oturup uygula-

mada göstermek istediği yazılardır.

O zaman bu bakıĢ açısından bu metinleri kesip atmak

ya da birçok konuda bilip bilmeksizin o zaman böyleydi bu

zaman böyle, o dönem Ģöyleydi bu zaman böyleydi gibi

yorumlara gidilmesi yerine bir bütün olarak değerlendiril-

mesi esas olmalıdır. Eksiklikten tamlığı Yaratan‟a ve O‟nda

yaĢanan bir hayatın arzulandığı, bir dünya üzerinde “eksik-

likten tamlığa” doğru Yaratan‟la iliĢki deneyimlerinde ve

edinimlerde bize sunulanı bu bütünlüğü ile değerlendirmek

esas olmalıdır. Çünkü her Ģeyden önce “Kadim AntlaĢ-

ma‟ya” özellikle ilk beĢ bölüme Tora denilirken burada kast

edilen Yaratan‟ın ıĢığıdır. Bu ıĢık Yaratan‟ın her Ģeyi “sevgi

ve ihsanında” büyük bir hazla yaratmasıdır. Ve bu “ıĢığın”

esasında yürekleri delen, gönül gözleri açan vasfı Yaratan

Page 51: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

51

ve yaratılan arasındaki bağı sağlamakta ve aynı zamanda da

O‟ndan geliĢi yine O‟na döndürmektedir.

Ġsrael sonunda Mesih‟te Yaratan‟ı tam edinme yoluna

çıkmaktadır. ĠĢte tamamlama bu ıĢımaların artık gönülleri

tam dolduran, tam kalp noktasını yakıp Yaratan‟ın

Ruh‟unda Mesih‟ine açan noktadır. Ve tamlıktır. IĢığın artık

sadece dıĢarıdan değil aynı zamanda tam yürekten aydın-

latmaya baĢlamasıdır.

ESAS MANAYA DÖNÜġ

Bu noktadan hareketle Mesih Ġsa‟nın daha sonra metin-

lerde göreceğimiz gibi orucu, bir takım dini uygulamaları,

Ģabat gününün o günün tutucu dindarları Ģeklinde algılama-

ması bilhassa bunların üzerinde Ģekilden ziyade esas mana

derinliğinde “Kutsal Yazılar‟ı” değerlendirmesi zaten yuka-

rıdaki cümle ile neyi “tamamladığına” harika bir biçimde

iĢaret etmektedir. DıĢ tavırlarla, hareketlerle, görüntülerle

ifade edilmeye ya da hayata alınmaya gayret edilen manevi

unsurların esas içteki hareketlilikle, görüntü ile dönüĢüm ve

değiĢimle edinilebileceği ve ıĢığın esas rolünün derinliklere

sirayet etmesi olduğu gerçeğinin dile getirilmesidir. Tamlık

bir Ģeyin özüne vakıf olmada tamlıktır. Yüzeysellik de

önemsiz değildir bir baĢlangıçtır ama esas derinliktir.

PARÇADAN BÜTÜNE

Ġnsanlar birçok kereler söylediğimiz gibi hep parçaların

peĢindedir. Yani bu Ģu demektir eğer beni ilgilendiren bir

kazanç, bir hobi, bir zevk varsa beni daima o küçük parça

yani hayatımın o konusu cezp edecektir demektir. Dolayısı

ile bu beni çeken konunun etrafında yer alan kiĢi ya da kiĢi-

ler hatta olaylar çok da önemli olacak değildir. Ve dikkat

ederseniz futbolu çok seven bir kiĢi için o gün Ģehirde olan

Page 52: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

52

diğer sanatsal faaliyetler hiç önemli değildir. Hatta haberi

olmadığı gibi haberi olmasını bile istemez. Ama aynı kiĢi

için o gün kentte oynanan önemli maçlar çok önemlidir.

Hele hele takımını ilgilendiren bir maç varsa. ĠĢte bu durum

insanlık tarihi boyunca insanların inançlarını da etkilemiĢtir.

Oysa Ġbrahim‟in hareket ettiği nokta bu noktadır. Yani

ailesinin yaĢadığı ve o putlara tapınılan yani kainatın tama-

mının sahibi o muhteĢem “Yaratan düĢüncesini” nesnelerde

görmeye kalkan, bölünmüĢ parçalanmıĢ putperest ortamı

terk ettiği nokta ve bütüne yürüdüğü nokta. Hep söylüyorum

“putperest” kelimesini sadece belli elle yapılmıĢ putlara

tapınmak olarak almayın. Hepimizin kendi hayatında üretti-

ği ve bizi bütünden hep ayıran parçaya yönlendiren yüzlerce

putperestlik alanımız vardır. ĠĢte Ġbrahim o en büyük manevi

ata sadece ve sadece imanla yani bütüne ulaĢma, bütünü fark

etme, Yaratan düĢüncesine doğru yürüyerek bütünde gerçe-

ğini yakalama arzusunda gönlünü parçalardan bütüne taĢı-

mayı becermesi ile en büyük manevi ata olmuĢtur.

KAOSTAN ISLAHA

O zaman esas tamamlamak daha olmadığı dönemde

“baĢlangıçta Yaratan‟ın” kaos içindeki yaratılıĢı altı adımda

ıslaha getirmesi Ģeklinde parçalardan bütüne taĢıması ile

düzen yerli yerindelik ortaya çıkmıĢtır. Yerli yerindelik esa-

sında Yaratan düĢüncedir. Yaratan‟ın kendisi bütün formül-

lerin yerli yerinde olması artı eksi ve nötr sistemler içinde

her Ģeyin birbirini tamamlayan denklemlerle bütünü oluĢ-

turması Ģeklinde kendini göstermektedir. Yani bir denklem-

de parçaların birleĢmiĢ hali vardır. Ve bütün Yaratan‟dır.

Ġbrahim de babasının diyarında kaostan ıslaha doğru yürü-

müĢtür. Kaos eksikliktir Islah tamlıktır. O zaman Musa‟nın

dağ üzerine çıkıĢına dek hayatında var olan Kaos sürekli

Page 53: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

53

kaostan kaçıĢ ortamında kendisinden kaçtığı daha doğrusu

“kendisi için sürekli olarak almayı” durdurması anında “To-

ra yani IĢık” olarak Yaratan ile karĢılaĢması söz konusu ol-

muĢ ve düzen önce dağ üzerinde, yani kendi egosu üzerinde

kendisine haz, ıĢık olarak verilmiĢtir. Bu ıĢık esasında “ya-

sa” dediğimiz “düzendir.”

Ama ne yazık ki, sorun insanların sürekli ilk doğaların-

dan kaynaklı olarak her – Ģeyi parça olarak görme eğilimle-

ridir. Yani Musa‟da açılım kazanan insanın kendi öz benli-

ğini kaostan ıslaha yani Yaratan suretine getirmeyi amaçla-

yan bütün manevi yasalar ne yazık ki, adeta buzdolabına

konan kalıp buzlar misali buzlaĢmıĢ ve esas mana bir tarafa

bırakılarak ġabat‟ın, yedinci günün kaostan ıslaha olan geli-

Ģimin farkındalığı günü olmaktan ziyade sadece belli kural-

lar zincirinde hiç iĢ yapılmayan bir gün olması Ģeklinde de-

ğerlendirilmeye baĢlamıĢtır. ĠĢte farkındaysanız “Kutsal

Yazılar üzerinde” tamamlanma gerektirecek eksiklikler ıĢı-

ğın yüreklerimizi dönüĢüm ve değiĢime uğratmasından zi-

yade kültürlerimiz ve algılarımız için de kalıplara dökülüp

kemikleĢmesi ve esas manalarını yitirmesidir. Ve Mesih‟in o

muhteĢem Yaratan suretini yansıtacağı ve Yaratan nitelikle-

rini insanlara taĢıyacağı ve onları bu kalıplardan kurtaracağı

gerçeği bu nedenle bu tarz insani uygulamaların baĢladığı

andan itibaren hep bir uyarı mahiyetinde ve bir vaat olarak

vurgulanıp durmuĢ ve sonunda da Efendimiz Mesih Ġsa‟nın

varlığı ile bu yeryüzünde gerçek olarak yerini bulmuĢ ve

daha doğrusu ifade edilmiĢ, ilan edilmiĢ, ifĢa edilmiĢtir.

EKSĠKLĠKTEN TAMLIĞA

Efendimiz Mesih Ġsa Kutsal Yazılar‟ın yorumlarını Ģe-

kilci uygulamaları için yapmalarının bir eksiklik olduğunu

ifade etmektedir. Oysa Kutsal Yazılar‟da anlatılanların esas

Page 54: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

54

amacının bizim Yaratan‟ı edinerek O‟nun suretine bürünen

ve niteliklerini yansıtan insanlar olmamız olduğunu söyle-

mektedir ve bunların öğretilmesi ve insanların yaĢamlarına

nakĢedilmesi ise doğal olarak “tamamlamaktır.” Çünkü esas

olması gereken, tam olan budur. Elbette Mesih Ġsa‟nın bütün

bunları öğrencilerine öğretmesi ve Mesih Ġsa ile birlikte öğ-

rencilerin bunları tutucu bir din anlayıĢı içindeki toplum

içinde uygulamaya kalkması özellikle tutucu dindar kesim

arasında büyük bir anlaĢılmazlığı da beraberinde getirmiĢtir.

Özellikle günlük dini kuralların üstünde bu kuralların asıl

manalarını yürekte yaĢayarak bir hayat süren Mesih Ġsa ve

öğrencilerini soruları, tavır ve davranıĢları ile hep köĢeye

sıkıĢtırmaya, hatta onlara eziyet etmeye çalıĢmıĢlardır. Çün-

kü anlayıĢ düzeyleri, bakıĢ açıları, hep yorum farklılıklarının

esiri olarak oldukça bir birinden farklı yönlere gitmiĢtir.

Bilinçler arası seviye, maneviyatı algılayıĢları arasındaki

seviye doğal olarak tutucu dini toplumun tepkilerini her gün

biraz daha yukarıya doğru çekmiĢtir.

EKSĠK BĠLĠNÇ VE TAM BĠLĠNÇ

Mesela Mesih Ġsa‟nın öğrencilerinin belirlenen dini

günlerde oruç tutmamaları (Matta 9:14) ya da Mesih Ġsa‟nın

ve öğrencilerinin tutuculara göre günahkârlık damgası yemiĢ

kiĢilerle oturması kalkması yine bu tutucu kesime göre bir

türlü kabul görülemez bir durumdur (Matta 11:18-19). Ve

öğrencilerinin ġabat gününü farklı değerlendirmesi, o günün

dini ulema tarafından yasak olarak addedilen iĢlerini yapma-

ları da yine bu farklı öğretiĢlerin bir sonucu olarak karĢımıza

çıkmaktadır (Matta 12:2).

Bütün bunlara baktığımızda Mesih Ġsa‟nın bütün kural-

lara manaları ve esas kiĢiyi Yaratan‟a yürüyüĢünde (Ġsra-el)

dönüĢüm ve değiĢimini sağlayacak kurallar cihetiyle baktığı

Page 55: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

55

kesindir. Burada bir Ģeyin esasına bakma bilinçliliğinin far-

kını görmek çok önemlidir. Çünkü böyle bir esası görebilme

bakıĢı tam bilinç iĢleyiĢidir. Oysa dini seviyelerde kiĢilerin

bir takım manevi prensip ve uygulamalara madde yapısı

itibariyle bakıp kendi kültürel ve yerel anlayıĢları içinde

yorumlamaktadır. Bu da sanki kuralları buz kalıbına döküp

sadece kural çerçevesinden koĢulsuz değerlendirme gibi bir

durumdur ki, esası ve çevresi ile değerlendirilmeyen her

durum esasında eksiktir ve eksik bilinç bakıĢ açısıdır. Bu

nedenle de Mesih Ġsa‟nın yaĢamı, öğretiĢ ve düĢüncesi ile

elbette aĢırı tutucu bir dindarın bakıĢ açısı arasında uçurum

olacaktır. Bu bilinçler arası farklılıktır. Ve biz bu ayrı bakıĢ

açılarını hayatımızın birçok durumunda görebiliriz. Bu çok

daha içeriği ve bütünü ile değerlendirmesi yüzünden Mesih

Ġsa‟nın kurtarıĢı ve öğretilerinde “tam bilinç” hakimdir. ĠĢte

bu nedenle de kendi hayatı ve öğretileri ile Efendimiz Mesih

Ġsa bizlere “Kadim AntlaĢma‟yı yıkmaya değil tamamlama-

ya geldim” ifadesiyle bir anlamda, uzun zamanlar içinde

esas manasını bir türlü yerli yerinde verememiĢ ve parçalara

sıkıĢıp kalmıĢ Ġsrael‟e bütünü gösterecek tek kiĢinin kendisi

olduğunu net bir biçimde söylemektedir.

Kısacası eğer bir cümlede söylemek gerekirse Kutsal

Yazılar insana kendi iç kaosunu gösteren ve bu kaostan Ya-

ratan‟la form eĢitliğinde buluĢarak ıslaha geçiĢini sağlayan

yazılardır.

Bu da ancak Mesih Ġsa‟nın Müjde‟sinin net olarak algı-

lanıp Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢını gönenerek ve yol haritasında

dönüĢüm ve değiĢimle tam uygulanabilir olacaktır.

TORA (IġIK) VE TAMAMLAMA

Yaratan‟ın ıĢığını kendi benliği üzerine çıktığı anda al-

gılayan o ıĢık insan Musa‟nın bunları kendi izleyicilerine

Page 56: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

56

açıklamasından sonra genelde Tora‟a hep iki yolla algılan-

mıĢ ve o Ģekilde de halk içinde insanların algısına sunulmuĢ-

tur. Bunlardan biri yazılı Tora ve diğeri de sözlü Tora‟dır.

Doğal olarak Yaratan‟a yürüyen birçok insan arasında bazı

öncüler bazı Tora değerlerinin yitirilmemesi için bazı olgu

ve kavramların nesillere aktarılması için örneğin Tora üze-

rinde daha çok sözel Tora ile bağlantılı olarak 613 farzın

ortaya çıkması söz konusu olmuĢtur. Elbette burada örneğin

“on emir” olarak bildiğimiz o değiĢmez Kutsal Yazılar özeti

olan “yazılı Tora ahkâmı” ile 613 farz olarak ortaya konan

“sözlü Tora ahkâmı” birbirinden oldukça farklı alanlarda

Ġsra-el‟i yani Yaratan‟a yürümek için yola çıkan manevi

yolculara yön gösterme gayreti içindedir. Ama zamanla Ġsra-

el Ġsrail olmuĢ yani manevi manada ruhani bir seçilmiĢlik,

Yaratan‟a ait olma, O‟na meyletme, gönül verme kavramı

bir ırka mensup anneden doğanlara has ve onlar tarafından

kapalı bir kavim inancına döndürülmeye baĢlamıĢtır. Ayrıca

bu bakıĢ açısında elbette “sözel Tora” daha sınırları dizgin-

lenemez bir halde insanlar tarafından “parça bakıĢına” yuka-

rıda öğrettiğimiz o bir anlamda kiĢinin kendisinin oluĢtur-

duğu küçük dar görüĢ alanlarında kendi ürettiklerine esir

olma durumuna doğru hareket etmiĢtir. ĠĢte bu iki uç arasın-

da Efendimiz Ġsa bütün “yazılı Tora ahkâmını” “Allah‟ı bü-

tün yüreğinle sevmek ve komĢunu kendin gibi sevmek” ola-

rak özetlemektedir ve “sözel Tora ahkâmını da Müjde vaazı

ve sonra altı adımla esas Tora‟yı içine almıĢ ve dönüĢüm ve

sürekli günlük değiĢime ve manevi geliĢime tabi olmuĢ kiĢi-

nin oruç gibi, Ģabat gibi ve tutucuların günahkâr addettikleri

insanlara insanca yaklaĢmak gibi bir yaĢam biçimi ile özet-

lemeye baĢlamıĢtır.

Kısacası Efendimiz Mesih Ġsa, bütün yazılı ve sözel To-

ra ahkâmını Mesihi düzey olarak yani kendi yaĢadığı ve

Page 57: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

57

edindiği ve ifĢa ettiği düzey olarak “ıĢığın insanda yansıma-

sı” olarak değerlendirmekte ve zaten bu konunun da bütün

“Kadim AntlaĢma‟nın” esas konusu olduğunu ve ancak bu

yaĢama alınıp yaĢandığında “tamamlanmıĢ” olacağını beyan

etmektedir. Bir baĢka deyiĢle insanın yaratılma gayesi zaten

Yaratan‟ın sureti olmak idiyse iĢte Mesih Ġsa‟nın Yaratan‟la

form eĢitliğindeki Yaratan‟ı edinim yaĢamı esasında bütün

Kutsal Yazılar ve peygamberlerin tam olarak demek istedi-

ğiydi. Ve bu da hem Kutsal Yazılar‟ı hem de peygamberlik-

leri tamamlayan en son noktaydı. Kurtaran, sonsuzluğu bah-

Ģeden, “Yaratan düĢünce” yani “Baba” dediğimiz o en üst

artı nokta ve “ġekina” dediğimiz o en üst eksi noktayla bu-

luĢturmaydı ve elbette oğul dediğimiz sonuç bu noktada

kendisini tamlık olarak gösterecekti.

DEĞĠġMEZ YASA - KAOS VE ISLAH

Kutsal Yazılar‟ın ahkâmından yani esas içeriğinden en

ufak bir kaidenin değiĢmesi elbette mümkün değildir. Çünkü

bütün kainat bir “sevgi ve ihsan” niteliğinin yansımasıdır.

Yani kural budur, eğer ben Yaratan‟ı yansıtan bir ayna ola-

rak bir vericinin “sevgi ve ihsan” niteliğini uygulayabilmesi

için bu vericiliği karĢısında var olan ve hatta mecburi bir var

oluĢ olarak olansam, o zaman doğal olarak benim de bu var

oluĢ kuralından sapmam ya da kaideyi değiĢtirmem müm-

kün olacak değildir. Yani ben bu anlamda inanılmaz “rah-

man ve rahim” yani sevgi ve ihsan niteliğinde varlığını sür-

düren bir kainat içersinde bu nitelikleri idrak edemeyiĢim

kainatın kaidelerini bozacak değildir. Bir baĢka örnekle ben

yaĢamak için suya ihtiyacı olan bir varlıksam suya ihtiyaç

prensibi hiçbir zaman değiĢecek değildir. Bu bağlamda “Al-

lah‟ı bütün yüreğimle ve insan kardeĢimi, dostumu kendim

gibi sevme” prensibi ben bunu uygulayabildiğim için yok-

Page 58: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

58

tur. Bu prensip kainatın kuruluĢunda var olan Yaratan‟ın

niteliğidir. Bu nitelik üzerinde “benini” tanımlamaya çalıĢan

ve “benini” algılama gayreti içindeki insan öncelikle kaosu

yaratacaktır. Çünkü yaratan da öncelikle kaosu yaratmıĢtır.

Sonra “beninde” Yaratan‟ın ve kainatın esas “BEN‟ini” al-

gılayabilecek ve O‟nu yansıtma giriĢimlerinde kainatın esas

prensiplerine dönecektir.

Yaratan‟ı bütün yüreği ile sevme ve karĢısındakine

kendisine sunulan “sevgi ve ihsanı” Yaratan niteliğini sanki

küçücük bir Yaratan yansımasıymıĢ gibi sunabilme. Bu hiç

değiĢmez bir kural olarak mevcudiyetini koruyacaktır.

TAMLIK VE YARATAN

Efendimiz Mesih Ġsa‟nın sözlerinin baĢlangıcında yani

Müjde‟de her Ģey tövbeye çağrı ile baĢlamaktadır. Yani bu

“dönüĢüme kararlı ol” “Yaratan sureti olma amacıyla varsın

kendi benin için aldığının farkındaysan artık vermek için

almaya dön” Ģeklinde bir buyruktur. Bu buyruğa itaatle tabi

olan dönüĢüme girecektir. Niyet oluĢturacaktır. Kararlılıksa

bize sürekli değiĢimi, yani manevi geliĢimi Yaratan‟a doğru

yürümeye niyetle çıkılan yolu yürümeye itecektir ve arka-

sından doğal olarak üst akla tutunma gelecektir. Yani o nok-

tada “göklerin hükümranlığı” Efendimiz Mesih‟in o altı

basamakta bizi “yürek paklığına” getiren adımları baĢlaya-

caktır ve sonucu “sevgi ve ihsanı” yani Yaratan niteliklerini

artık yansıtmaktır. O noktada kiĢi tuz ve ıĢık olarak bu dö-

nüĢüm ve değiĢimi kendi yeni hayatında oluĢturmaya baĢla-

dığı yeni çevresine yaymaya baĢlayacaktır. ġimdi bütün bu

olgularda bütün Kutsal Yazılar ve peygamberlikler aslında

bizim iç varlığımızdaki dönüĢüm ve değiĢimle Mesih Ġsa‟da

ve Ruh‟unda Yaratan‟la bizi eĢit forma taĢımaktadır. Yani

esasında Mesih Ġsa‟nın “Kutsal Yazılar‟ı ve peygamberlikle-

Page 59: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

59

ri tamamlama” rolü yerli yerinde uygulanmaktadır. Zaten bu

olması gereken yukarıda da bahsettiğimiz kainat kuralıdır.

Hiçbir harf bu dönüĢüm ve değiĢimin temel prensibinden

ödün verecek değildir. ĠĢte bu noktada Efendimiz‟in bu sıra-

lamada aktardıklarında, bu diĢli çarkların dönüĢünde eğer en

ufak bir diĢli çarkın birinde bir diĢli kırılması olursa elbette

çarkın dönmesi zorlaĢacaktır ve eksiklik, eksik öğretiyi,

eksik öğreti de tamlığın algılanmasının eksikliğini getirecek-

tir. Oysa tamlık Yaratan‟dır. Eksiklik kaostur. O zaman

Mesihi düzey Mesih Ġsa‟da olmak Ruh‟un rehberliğinde o

düzeyle bütünleĢmek tamlıktır. Ve diĢlilerin eksikliği “gök-

lerin hükümranlığı” yani “sürekli ruhsal anlamda değiĢim,

geliĢim sürecini” eksilteceği için kiĢinin bu düzeyde hiç

ilerleyememesine ve hatta geriye gitmesine neden olacaktır.

Ama bunun tersini yapanlar için yani Mesih Ġsa‟nın kur-

tuluĢ yolu üzerinde dönüĢüm ve değiĢim çizgisini izleyenler

için “göklerin egemenliğinde” yani “yukarının aĢağıya çe-

kilmesinde”, “üst değerlerin aĢağıdaki değerlere doğrudan

etkisinde”, bir diğer değiĢle Mesih‟te biçimlenmede bu kiĢi-

ler önde olacaklar ve dolayısı ile bu ruhsal öncülükleri esa-

sında kimseyle değil kendi benlikleri üzerindeki yarıĢlarıyla

bu ruhsal öncülükleri kendilerini gerçekten “göklerin hü-

kümranlığında” yani “Yaratan‟ı edinme, O‟nunla eĢit form-

da olma” yolunda onları büyük daha doğrusu ilerlemiĢ kıla-

caktır. YükselmiĢ kılacaktır.

TAMLIK VE DOĞRULUK

Bu noktada çok daha önemli bir uyarısı vardır Efendi-

miz‟in; bu uyarıda “aĢırı tutucu dini önderlerin, Ģeriat hoca-

larının seviyesi esasında Yaratan‟ı arayan, arzulayan ama

bunu elleri ve kolları ya da kültürlerinin algıları içinde bir

folklor olarak yerine getirmeden ötürü Yaratan‟ın kendile-

Page 60: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

60

rinden gizli kaldığı için bir türlü Yaratan‟ı esas varlıklarında

edinemeyen kiĢiler seviyesidir. Elbette ve muhakkak ki, bu

seviyede olan kiĢilerin içinde de “kalp noktası” “gönül gö-

zü” açılmak kaidesiyle hakikaten Yaratan‟a yürüyen, yani

O‟nu edinme, Mesih‟inde biçimlenme, Ruh‟unda olma ko-

Ģulunda kiĢiler vardır, olmuĢtur ve olacaktır. Nikodemus bu

tarz tutucu, aĢırı muhafazakâr dini önderlere güzel bir ör-

nektir. Fakat genel olarak bu tarz kiĢilerin Yaratan‟a arzuları

hep ellerinin iĢleri ve kültürel kalıpları içinde kalmaktadır.

O zaman da doğal olarak bu insanlar büyük bir arzu ile ara-

ma modundadırlar ve tam olarak algılayamadıkları kurallar

bütünü bir tanrı kavramına aĢırı bir tutku ile ve onu hoĢnut

etmek için mücadele vermektedirler ve bu kavramla bütün-

leĢmekte kendilerince doğruluğu yani dünyasal algıda bü-

tünleĢmeyi gerçekleĢtirmektedirler. ĠĢte Efendimiz onların

bu gayretleri, arzuları, yanan muhafazakâr yüreklerini aĢan

bir hakiki Yaratan‟ı edime tutkusuna sahip olma konusunda

bizleri uyarmaktadır. Yani mana çalıĢmalarını, bütün Kutsal

Yazılar üstünde ve peygamberlerin ve elbette bütün bunların

üzerine kurtarıcımız Efendimiz‟in hayatı ve öğretileri ile

bize sundukları üzerinde, yüreğimizin dönüĢüm ve değiĢimi

için yapmamız gerektiğini bize açıkça hatırlatmaktadır.

Dindarlık seviyeleri esasında hepimizin öyle ya da böy-

le geçmek zorunda olduğumuz seviyelerdir. Bu seviyelerde

Yaratan‟ı sorgularız, benin Yaratıcı “BEN‟i” algılamadan

önce kendi kendine oluĢturduğu kendi iç sorularının kendin-

ce cevaplandırıldığı ve hatta sınırlı seviyede Yaratan yaratı-

lan iliĢkisinin insani yerel toplum algıları ve uygulamaları

içinde değerlendirildiği seviyelerdir. Ama hala bu seviyeler-

de “kendi arzum için alma” üstüne çıkılmıĢ değildir. Yapı-

lan her Ģey hep “benim cennete kavuĢmam” “benim inanç

ve ibadet biçimimin üstünlüğü” Ģeklinde hep “benim için-

Page 61: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

61

dir.” Oysa “sevgi ve ihsan Olan” Yaratan suretine dönüĢmek

ise Efendimiz Mesih‟in Müjde sonrası altı adımda dönüĢüm

ve değiĢim prensiplerinde ifade ettiği kiĢiyi Yaratan niteli-

ğine getiren “merhamet” aĢamasına ulaĢılması esastır. Bu

noktada “benim için almak artık ölmüĢ olmalıdır.” BaĢkası-

na sunmak için almak esastır. Bu Yaratan suretine dönü-

Ģümdür, bu “Yaratan‟ın sevgi ve ihsan olarak özetlediğimiz

muhteĢem nitelikler toplamını” edinmek ve yansıtmaktır. Bu

esas doğruluk yani Yaratan‟la niteliklerini yansıtma açısın-

dan “form eĢitliğidir.” Bu Mesih Ġsa‟yı Ruh‟un doluluğunda

giyinmek ve “bol yaĢam” olması yani Yaratan‟ın insanla

arzuladığının yaĢamından fıĢkırması demektir. ĠĢte dindarlı-

ğın o aĢırı dindar olması tutkusu doğruluğu edinmede din-

darların o aĢırı tutkusunun da üstünde edinilmelidir. ĠĢte o

zaman Yaratan Ruh‟unda ve Mesih‟inde artık bizdedir.

Doğruluk gerçekleĢmiĢtir. Ġnsan-ı Kamil artık esas görevini

tam olarak yerine getirmektedir. Kutsal Yazılar Yaratan‟ın

Mesih‟inde tamamlanmakta dolayısı ile samimi Yaratan‟ı

edinme yolunda olan (Ġsra-el) kiĢide de tamamlanmaktadır.

Page 62: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

62

V. DEĞİŞİMİN ETKİNLİĞİ (Matta 5:21-47)

Ama ben size diyorum ki, ...

Matta 5:17-20

Efendimiz Mesih Ġsa “tövbe” yani “dönüĢüm” ve “göklerin

hükümranlığı” yani “değiĢim” Müjdesi ile insanlığı kurtarı-

Ģına davet ettiğini birlikte görmüĢtük ve hemen bu konunun

arkasından da özellikle bu davete uyanlara altı aĢamalı bir

yol haritasını çizdiğini ve bu aĢamaların da “eksiklikten

tamlığa”, “kaostan ıslaha”, “insandan Yaratan‟a” bir yükse-

liĢ yolu olduğuna tanık olduk. Efendimiz Ġsa bütün bu öğre-

tileri ile aslında bize “Mesih düzeyinin” yani kendi içinde

bulunduğu ve Yaratan Kelamı‟nı bize sunduğu düzeyin

“Kadim AntlaĢma‟yı” tamamlama düzeyi olduğunu söyle-

meye çalıĢmaktadır. Çünkü bu aĢamada artık insan “Adem

düzeyinden” tamamen ayrılmıĢ, alma arzusu üzerinde geli-

Ģen ilk doğasını Efendimiz Ġsa‟nın kurtarıĢını gönenmesi ile

“baĢkalarına ihsan etme” üzerinde geliĢen yeni doğasına

çevirmiĢtir. Bu elbette Mesih‟in “dönüĢüm” ve “değiĢim”

Müjdesinin Ruh‟un yürekleri fethi ile gerçekleĢmiĢ bir du-

rumdur. Yüce Yaratan‟ın o muhteĢem ıĢığı artık yüreğin

içini aydınlatmakta ve yüreğin Mesih‟e dönüĢmesini sağla-

maktadır. ĠĢte bu seviyede yüreğin ne denli değiĢime tabi

olduğunu görebilmek ve bunu kiĢinin ikinci doğasında doğal

bir ıĢıma olarak algılayabilmek mümkündür. Efendimiz Me-

Page 63: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

63

sih Ġsa, yine bu tamlıkta değiĢim sürecini de altı “değilleme”

(anti tez) ile bize aktarmaktadır. Ve burada da tamlık Matta

6:48‟de açıkça ortaya çıkmaktadır. Buradaki ifade “gökler-

deki (yani yücelerde Olan‟ın) yetkin olması gibi bizim de

yetkin olmamızın amaçlandığı Ģeklindedir.

Mesih Ġsa, tamamlama olgusunu kendi üzerinde tanım-

ladıktan sonra yüreğin değiĢim sürekliliği içindeki etkinliği-

ni öncelikle “doğru olma” anlamı üzerinde önemli vurgular

yaparak öğretmeye çalıĢmaktadır. DönüĢüm yani yüreğin

tamamen “sevgi ve ihsan Olan‟a” yönelmesi ile baĢlayan

“değiĢim süreci” doğru olmanın tam net olarak kiĢinin doğa-

sında anlam kazanmasıdır.

O dönemin esasında hem ahlaki açıdan, hem dindarlık

açısından en ileri düzeyde görülen kiĢileri Ferisiler‟di.

Efendimiz “doğru olmayı” bu kiĢilerin doğruluklarını

aĢma olarak öğretmektedir. Bu kiĢilerin dini düzeyde ve dini

görüntü itibari ile zamanın önde gelenleri olduğunu görüyo-

ruz. Oysa burada Mesihi düzeyde verilmek istenilenin bir

Ģeyleri yerli yerinde uygulayan yerine o uygulamayı doğal

olarak hayata indirgeyen olmanın önemli olduğu gerçeğidir.

Yani gerçek doğru kiĢi yüreği ile tamamen “sevgi ve ihsanı”

Yaratan‟dan alan ve hayat doğallığı içinde aldığını çevresine

yine olduğu Ģekliyle yansıtandır. Doğru olma noktası daha

önce de çalıĢtığımız gibi Yüce Yaratan‟la Ruh‟unun saran

ıĢığında ve Mesih‟inin kurtarıĢında eĢit formda olmadır. Bu

eĢit form özelliği Yaratan niteliğini Mesih olarak olduğu

gibi bizden yansıtmaktır.

Ferisiler hiç kuĢkusuz bütün Kutsal Yazılar‟daki uygu-

lamaları samimiyetle uygulama gayreti içindeydiler. Ama

sorun onların bu uygulamaları hakiki gerçek doğalarının bir

parçası yapmak yerine itaat altında olup bu itaati de bir se-

vap beklentisine bağlamalarıdır.

Page 64: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

64

Metinde aslında bir farktan bahsedilmektedir. Mesela

Mesih Ġsa Kadim AntlaĢma‟dan bir aktarımda bulunacağı

zaman “yazılmıĢtır” derken, özellikle Ferisiler‟den ve onla-

rın anlayıĢından söz ederken “söylenmiĢtir” demektedir.

Demek ki, vurgulamak istediği ve “Kadim AntlaĢma‟yı”

tamamlamaya geldiğini ifade ettiği sözlerden sonra değiĢim

sürecini örneklediği bu altı derin değiĢim aĢamasında esasın

ne kadar saptırıldığı gerçeğidir. O zaman bu algı biçiminin

ötesine geçmek doğal olarak “Yaratan‟la eĢit forma” geç-

mektir. Mesih‟i saran ıĢığın rehberliğinde yaĢama indirge-

mektir. Yani “sevgi ve ihsan Olan‟ın” bu niteliklerini “kiĢi-

nin kendi için almasından” “baĢkasına vermek için alması”

Ģekline dönüĢerek edinmiĢ olmasıdır.

1. YÜREĞĠN DEĞĠġĠMĠ

Ama ben size diyorum ki, kardeşine karşı öfkelenen her

kişi yargıyı hak eder-Matta 5:21

Efendimiz Mesih Ġsa‟nın değiĢimin etkinliği konusunda

“öfkeden baĢlaması” önemlidir. Çünkü öfkenin getirisi yok

etmektir. Çünkü Yaratan‟ın öfkesinde de bunu görüyoruz.

Yaratan‟ın sureti olmak üzere yaratılan insan doğal olarak

bu Yaratan özelliğini de yansıtmaktadır. “Öldürmeyeceksin”

emri esasında Sina Dağı‟nda açıklanmıĢ bulunan bir emirdir.

Fakat bu emir daha sonra belli Ģartlara bağlanan bir emir

haline gelmiĢtir. Bir anlamda bazı koĢullarda öldürmenin

olurluğu benimsenmiĢtir. Oysa öldürmenin her çeĢidi Yara-

tan‟ın karĢısında yer almakla eĢ değerdedir. Çünkü doğa

bütün yasaları ile kendi düzeni içinde hareket etmektedir.

Bu yaratılıĢın doğal akıĢına müdahale etmek esasında Yara-

tan‟ın bütün denge sistemlerine müdahale etmeye kalkıĢ-

maktır. Bu da “kaos” getirecek dolayısı ile ölüm getirecek-

tir. Bu nedenle belli koĢullarda öldürmeye kalkmak ve bir

Page 65: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

65

koĢulun yerine gelmemesi ile öldürmekten vazgeçmiĢ olmak

kiĢiyi suçsuz kılacak değildir. Çünkü her Ģeyden önce “öl-

dürmeyi arzulayan” bir yürek ortadadır. O zaman bu yürek

tamamen “Yaratan arzusuna” karĢı bir yürektir. Hatta bir

kiĢiye öldürecek kadar öfke duymak ve sırf cezadan kor-

kulmasından ötürü öldürmemek aktif öldürme iĢlemini

yapmakla eĢ değerdedir. En azından bu Kutsal Yazılar‟ın

öğretilerinin toplamından çıkarılabilecek bir sonuçtur.

“Söylendiğini duydunuz ama ben diyorum ki” ifadesi

esas Yaratan‟ın Ruh‟unun insanlığa sunduğu ve insanlığın

algıladığı arasındaki farkı çok net ortaya koymaktadır. Çün-

kü esas ortaya konulan kiĢinin alma arzusunun zamanla

“sevgi ve ihsan Olan‟ın” sunmak istediğini alma arzusu doğ-

rultusunda değiĢtirmesidir. Bu nedenle uzaklara götürülen

kavramlar tamamlama kapsamında Efendimiz tarafından

yeniden yerli yerine oturtulmakta, dolayısı ile “tamamlama”

hizmeti yerine getirilmektedir.

Burada Efendimiz Ġsa doğruluğun ne denli derinlerde

bir “dönüĢüm ve değiĢim” bağlantısı içinde gerçekleĢtiğini

vurgulamaktadır. Çünkü esas olanın “insanın içinde ne his-

settiği, neyi edindiğidir.” Yani bir kiĢinin öfkelenmesi ve

belli cezalardan korkup bir baĢka kiĢiyi öldürmekten kendini

alıkoyması esasında o kiĢinin bunu yapmamıĢ olmasından

ötürü doğru bir kiĢi olduğu anlamına gelmemektedir. Çünkü

o kiĢiyi yüreğinde öfkesinden öldürmek istemiĢtir. Belki

birçok dindarlık düzeyinde olan kiĢilerde birçok doğru hare-

keti kendi iç doğalarında, yüreklerinde hakikaten istedikleri

için değil de, kurallara ve koĢullara bağlı olarak yaĢadıkları

için yapmaktadırlar. Oysa Mesih Ġsa‟nın istediği ve esas

bize sunduğu kurtuluĢ hayatında yüreğinde Yaratan sureti

olmasıdır. Yani öfkesinin arka planında yürekte de olsa öl-

Page 66: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

66

dürmeye gidecek arzuların doğmamıĢ olduğu bir yaĢam bi-

çimini doğal hayatına indirgemesidir.

Bu bağlamda bir kiĢinin bir baĢka kiĢiye aptal demesi

bile esasında birçok yürek içi düĢüncelerin dıĢa yansıması-

dır. Ve bu Mesih düzeyinin doğruluk anlayıĢına ters düĢ-

mektedir. Bir emir olduğu için değil de esasında değiĢimin

bir aĢaması olarak, göstergesi olarak böyle bir konumdan

geçilmiĢ olması esası aranmaktadır.

Musa‟nın Yaratan‟ı sevme ve yaratılanı sevme öğretisi

üzerinde yükselen bir yaĢam “Kadim AntlaĢma‟nın” tam

olarak uygulanması yani tamamlanmasıdır. Bu da Mesih

Ġsa‟nın o yüksek “sevgi ve ihsan” yansıtımı içinde bize su-

nulmakta yani “Kadim AntlaĢma” tamamlanmaktadır. Kısa-

cası ilk değiĢim etkinliği aĢaması “öldürmenin üstüne çık-

madır.” Öldürme, yok etme, benin tamamen hakim olma

arzusu ile ve tamamen hükmetme arzusu ile bağlantılı oldu-

ğu gibi alma arzusunun en üst noktasıdır. O zaman istenilen

bu noktanın “değillenmesi” yani “ahmak” kelimesine dahi

yer verilmeyen bir yürek paklığına doğal bir yaĢam biçimi

olarak ulaĢılabilmesidir. Ama bu elbette bu “önce Müjde”

ve daha sonra “dağdaki vaaz” aĢamalarının ardında Mesih

Ġsa‟nın tamamlayıcılık düzeyinin yürekte edinilmesinden

sonra geliĢen bir süreç olarak karĢımıza çıkmaktadır. Çünkü

bu Efendimiz‟in kendisini feda eden ve diriliĢle bize hayat

sunan yaĢamının bir sonucu olarak aynı paralelde bizde geli-

Ģecek günlük geliĢim sürecidir. Çünkü bir öldürme arkasın-

da kıskançlık dahil birçok “bencil alma arzusu” kökleri bu-

lunmaktadır. Habil ve Kain örneğinde de gösterilmek isteni-

len Adem düzeyindeki “benin farkındalığından sonra” “alma

arzusu ile” “benin” baĢına neler getireceği gerçeğidir. O

nedenle ilk günah ardından gelen öldürme burada karĢımıza

Page 67: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

67

dönüĢüm sonrası yüreğin ilk değiĢim aĢaması olarak çık-

maktadır.

Bu nedenle öğreti burada a) olumsuzun hemen olumlu

kılınması ve b) hatta olumsuzun olumlu kılınmasının iç ça-

lıĢma olan ibadetten bile öne alınması Ģeklinde bir uygula-

maya bağlanmaktadır. Efendimiz‟in bize sunduğu sonsuz

yaĢam Müjdesi ve bu müjde üzerinde kendi hayatı ile tasdik

ettiği yol haritası ve değiĢimin etkinliği aĢamaları hep Yara-

tan sureti olmamız için basamaklardır.

2. DÜġÜNCENĠN DEĞĠġĠMĠ

Ama ben size diyorum ki, bir kadına bakıp onu arzula-

yan her adam, zaten yüreğinde o kadınla zina etmiştir- Mat-

ta 5:27

Diğer tarafta değiĢimin etkinliği yalnız yürekte değil

aynı zamanda düĢüncede görülmek zorundadır. Ancak o

zaman Mesih düzeyine ulaĢım yine Efendimiz Mesih Ġsa‟nın

kendi yönlendiriĢinde ve Ruh‟un rehberliğinde gerçekleĢebi-

lecek bir durumdur. Oysa zamanla Ġsra-el yani Yaratan‟a

yürüyenler yürek konusunda olduğu gibi düĢünce konusun-

da da doğrudan uygulamaları öne çıkararak esası yani esas

manayı, daha doğrusu Yaratan‟ı edinme yolunda yaĢama

indirgenmesi gerekenleri doğal yaĢamlardan çıkarmayı, an-

lamsızlaĢtırmayı baĢarmıĢlardır. Efendimiz Ġsa ise bunu ye-

niden yerli yerine koymayı arzulamakta ve bunu kendi ya-

Ģamı ile de ifade etmektedir. Kalp noktasının açıldığı du-

rumlarda düĢünceyi yönlendiren yürektir. Oysa “benlikte”

sürdürülen yaĢamda ise “düĢünce alma arzusu ile” bütünle-

Ģerek lokomotif bir rol oynamaktadır.

Cinsellik konusunda da esas uygulamadan ziyade arka

planda yer alan sağlıklı ya da sağlıksız düĢünce biçimidir.

Çünkü esas “sevgi ve ihsana dayalı” yani Yaratan nitelikle-

Page 68: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

68

rini yansıtan bir yaĢam biçiminde cinsellik tamamen “sevgi

ve ihsana” dayalı olarak bir “aç gözlülük, alma arzusu” so-

nucu olmayacak esasında “evlilik” dediğimiz çift olma cid-

diyeti içinde bağlılık ve sadakat ve hatta antlaĢmanın yansı-

ması olarak ele alınacaktır.

Oysa genelde görülen ve çoğu zaman karĢımıza çıkan

yürek ve düĢünce bağlamında aĢırı yemek yeme olgusunda

olduğu gibi “alma arzusu” bağlamında cinsellik gerçeğidir.

Efendimiz Ġsa‟nın Mesihi düzeyde bize öğrettiği ise sa-

dece uygulamada değil düĢüncede de tamamen “sevgi ve

ihsana” dayalı bir cinsellik algısında değiĢmektir. Sürekli

yemeği ve içmeği düĢünmek ne kadar sağlıksızsa, sürekli

olarak cinsellik üzerinde takılıp kalmak ve bunu “egonun o

doymak bilmez alma arzusuna” teslim etmek de o kadar

sağlıksızdır. Kutsal Yazılar‟a bakıldığında “kadın ve erkek”

ikisi “insanı” oluĢturmaktadır. O zaman her kiĢinin cinselli-

ğinin de insan düzeyinde olması yani sosyal yapı içinde ku-

rumsal olarak kabul gören bir biçimde karı-koca olma bü-

tünlüğü içinde değerlendirilmesi Mesih düzeyine değiĢimin

bir göstergesidir. Yüreğin değiĢmesi önceliğinde düĢünce de

ikinci aĢama olarak değiĢime tabi olacaktır.

3. ĠLĠġKĠNĠN DEĞĠġĠMĠ

Ama ben size diyorum ki, karısını cinsel ahlaksızlıktan

başka bir nedenle boşayan her adam, onu zinaya itmiş olur-

Matta 5:32

Efendimiz Ġsa‟nın yaĢadığı günlerde Musa‟nın insanla-

rın yürek sertliğinden dolayı ortaya koyduğu “boĢanma bel-

gesi” uygulaması oldukça yozlaĢmıĢtı. Kocalar eĢlerini su-

dan sebeplerle boĢuyorlardı. Mesih Ġsa Müjde‟sinin yol hari-

tası ardından değiĢimin etkinlik prensiplerini anlatırken bu

konuya da dikkatleri çekmektedir. Çünkü bu konu insanlar

Page 69: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

69

arasında aynı zamanda hem rahmetin timsali olan hanımla-

rın aĢağılanmasına hem de insan olma kavramını yani kadın

ve erkeğin birlikteliğindeki o muhteĢem bütünlüğün bozul-

masına neden oluyordu. Çok kolay Ģekilde eĢlerin değiĢtiril-

diği ve sudan sebeplerle eĢlerin alçaltıldığı ve toplumu oluĢ-

turan çekirdeğin sürekli sallandığı bir yapı içinde yaĢamak

“Adem düzeyinde” takılıp kalmaktan baĢka bir Ģey değildi.

Mesih Ġsa öfke ve cinayet konusu ile yüreğin değiĢim

etkinliği aĢamasını, zina konusu ile de bize düĢüncenin de-

ğiĢim etkinliği aĢamasını öğretmiĢti. ġimdi de boĢanma ko-

nusu ile de iliĢkilerdeki değiĢimin etkinliği aĢamasını bize

öğretmektedir.

Efendimiz‟in yaĢadığı dönemlerde “boĢanma belgesi”

vermek artık Kadim AntlaĢma altında olan kiĢilerin bir uy-

gulama ile kendi içsel eksikliklerinden, problemlerinden,

günahlarından kendi sorumluluklarından kurtulmaları haline

gelmiĢ bir uygulamaydı. Oysa Mesih Ġsa burada bu uygula-

manın ötesine geçerek esas “Kadim AntlaĢma‟da” verilmek

istenilenin iliĢkilerde ne denli sadık ve yürekten ve samimi

olunması gerektiği gerçeğidir. Bir anlamda Mesih Ġsa‟nın

“evetiniz evet, hayırınız hayır” olsun öğretisi burada kadın

ve erkek birlikteliğinin sonsuzluğu hedefleyen bir antlaĢma

olması ile bağlantılıdır. Kısacası burada esas olan boĢan-

mama değil birlikteliklerin sağlam temeller üzerinde olması

ve iliĢkinin çok sadık, samimi ve kaliteli bir adanmıĢlıkla

pekiĢtirilmiĢ olmasıdır. Yoksa burada söylenileni de “bo-

Ģanmanın yasak olması” Ģeklinde Efendimiz dönemindeki

dindarların diğer öğretileri algıladıkları literal Ģeklinde algı-

larsak buradaki esas öğretilmek istenilen bütün değerleri

göremememiz demektir. Elbette Mesih Ġsa boĢanmayı teĢvik

etmemektedir. Ama belirli koĢullar oluĢmuĢsa da doğru te-

meller üzerinde kurulmadığı için o koĢullara ulaĢmıĢ olan

Page 70: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

70

evliliğin düĢtüğü konumu da görüp ona göre değerlendiril-

mesi gerektiğini ifade etmektedir. Fakat buradaki değilleme

de esas arzulanan Mesihi düzeyde kurtuluĢu gönenmiĢ kiĢi-

lerin özellikle bekarların iliĢkilerinde “evetiniz evet,

hayırınız hayır” netliğinde bir ruh eĢini bulup sağlıklı “in-

san” olma koĢulunu yani evliliği yakalamaları ve bunun da

ciddiyetle alınması gereken bir konu olduğunun irdelenme-

sidir.

4. SÖZÜN DEĞĠġĠMĠ

Oysa ben size diyorum ki, hiç ant içmeyin- Matta 5:35

Yine yasa uygulamasında literal olarak alınan bazı buy-

rukları kendi yararlarına belli kurallara bağlayarak farklı bir

yorumla kullanımın söz konusu olması Efendimiz‟in bu

konuda da değiĢim etkinliği aĢamasına bir örnek oluĢturmuĢ

olmasına yol açmıĢtır. O dönemde yine belli dindarlık pren-

sipleri içinde yaĢayan insanlar ne yazık ki, ant içtiklerinde

bile belli bir iç pazarlığın sonrasında bu antları içmekteydi-

ler. Yani tutamayacakları sözler varsa antlarını buna göre

içiyorlar ve böylelikle hem ant içmiĢ hem de tutmadıkların-

da dini olarak kendilerini huzursuz hissetmeyecekleri bir

ruhsal ortam oluĢturuyorlardı. Bu dönüĢüm ve değiĢim aĢa-

ması ardında Mesih Ġsa böyle bir ikiyüzlülüğü de ortadan

kaldıracak bir buyruğu ortaya koyarak yine Kadim AntlaĢ-

ma‟yı tamlığa dönüĢtürmektedir.

5. DAVRANIġIN DEĞĠġĠMĠ

Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin-

Matta 5:38

DeğiĢimin etkinliği prensiplerinde yine bir yanlıĢ anla-

Ģılmanın düzeltildiğini görüyoruz. Dönemin yaĢam düzen-

lemesi içinde insanların birbirlerine zarar vermelerini önle-

Page 71: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

71

mek maksadıyla yasa niteliğinde ifade edilen bir kavram

zaman içinde kiĢisel anlamda bir öç alma özgürlüğüne dö-

nüĢmüĢtür. Bu nedenle Mesih Ġsa dönemin yönetim maksatlı

olarak mevcut olan yasalarına vurgu olan “göze göz, diĢe

diĢ” uygulamasının kiĢiselleĢtirilmiĢ olmasının “sevgi ve

ihsan Olan” Yaratan‟ın prensiplerine aykırı bir tavır olduğu-

nu söylemektedir. Ve esas olanın “sevgi ve ihsan Olan‟a”

benzeyerek sürekli “bağıĢlayan” bir sevgi ve ihsan hayatını

yaĢamak olduğunu öğretmektedir.

6. ANLAYIġIN DEĞĠġĠMĠ

Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin-Matta

5:44

Yaratan‟ı bütün yürek ile sevme yani O‟nun sureti ol-

manın bir sonucu olan yaratılanı sevme prensibi esasında

dönüĢüm ve değiĢimin bir bütün oluĢturmasının bir sonucu-

dur. Yani dönüĢümün yüreği değiĢtiren sonucunda saran

ıĢığın yürek noktasında Mesih‟i oluĢturması artık bu noktayı

yani “sevgi ve ihsanı” kiĢinin kendi benliği ile bütünlemesi

prensibidir ki, düĢman ya da değil insanı yani insan kardeĢi-

ni yani yaratılmıĢı sevme sonucunu oluĢturur. Çünkü bu

Yaratan‟ı edinmekle yani O‟nun suretine dönüĢmekle bağ-

lantılıdır. O zaman dönüĢüm sonucu Mesih‟te değiĢimin

yani her güne “yüksek değerlerin” indirgenmeye baĢlanması

yani göklerin egemenliğinin aĢağıya çekilmeye baĢlanması

doğal olarak sevgi ve ihsanı kiĢiye getireceği için Yaratan‟la

nitelikleri konusunda eĢit forma dönüĢmeyi sağlayacaktır.

7. MÜKEMMELLĠK

DeğiĢim etkinliği bir süreçtir. DönüĢüm sonrası yol ha-

ritasında Efendimiz Mesih daha ilk adımda “ne mutlu ruhta

fakir olanlara” sözünü söyledikten sonra “göklerin hüküm-

Page 72: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

72

ranlığı onlarındır” demektedir. Yani ilk adımı atmak esasın-

da “göklerin hükümranlığına” giriĢ anlamına geldiğine göre

yani “kiĢinin eksikliğini fark etmesi” daha sonra o yolda

bunu tamamlamak için yürüyeceği bütün adımlara bir hare-

ketlilik kazandırması Efendimiz için sanki bu eksikliğin

tamamlanması gibi görülmektedir. Yani bir anlamda “baĢ-

lamak bitirmektir” sözü gibi bir ifade vardır burada. O za-

man değiĢim etkinliğinde de dağdaki vaaz doğrultusunda

eksiklikten tamlığa yükselen ve Mesih‟in kurtarıĢında bunu

tam anlamıyla Mesih‟le ve Ruh‟unda yapan kiĢi bunun so-

nucunda yürek değiĢimi sürecine yani değiĢim etkinliğinin

ilk adımına girmesinden itibaren esasında “baĢlamıĢ olduğu

iĢi bir anlamda bitirmiĢ” addedilmektedir. Yani “mükem-

melliğe” dahil olmaktadır. Yani “ruhta fakir olanın” “gökle-

rin hükümranlığına” girmiĢ sayılması gibi “yüreği değiĢim

sürecine girmiĢ olan da” yükseklerde Olan‟ın mükemmelli-

ğine eriĢmiĢ sayılmaktadır. Yani bu aĢamanın ilki de sürek-

liliği de ve hele hele sonucu da mükemmelliktir. Çünkü tam-

lık yani yedinci aĢama YaratılıĢ‟ta olduğu gibi ġabat‟tadır.

Yani Yaratan‟ın yarattıklarına baktığı andadır. Ġyi olduğunu

gördüğü andadır. Her kaosun ıslah olduğu andadır.

O zaman her manevi düzeyimizde aĢılması gereken bir

altı ve varılması gereken bir yedi vardır. Ama bunun birine

teĢebbüs dahi yediye harekettir. Yaratan yetkin olduğu gibi

yetkinlik Ġsra-el olmaktır. Yani Yaratan‟a yürüyüĢtür. Olma-

sı gerekendir.

Page 73: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

73

VI. DOĞRU UYGULAMA (Matta 6:1-18)

Doğruluğunuzu insanların gözü önünde

gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının…

Matta 6:1

Matta‟nın anlatım biçiminin de çok güzel açıkladığı gibi,

Efendimiz‟in öğretiĢlerinde büyük bir bütünlük olduğunu

görebilmemiz mümkündür. Bu bütünlük esasında manevi

deneyimlerin sahibi olan her kiĢinin hayatında görülebil-

mektedir. Çünkü Ġsra-el yani Yaratan‟a yürüyen kiĢi zaten

Ġbrahim Peygamber gibi parçadan bütüne yürüyendir. Kaos-

tan ıslaha doğru hareket edendir. O zaman bu yürüyüĢ esna-

sında da hep “eksiklikten tamlığa” bir yürüyüĢ söz konusu-

dur. Bunu mecazen formüle etmek hep kainatın yaratılıĢı

anlatımı temel alındığında altı aĢamayı aĢma sonucu yedinci

aĢamaya varma olarak ifade etmek mümkündür. Bu da esa-

sında altının neden tamlık sayısı olmadığını hatta bazı ifade-

lere göre “Ģeytanın yani benliğin, egonun, eksikliğin” iĢareti

olarak görülmektedir. Yedi ise “tamlığın, Yaratan‟ın” iĢare-

tidir.

DeğiĢim ve dönüĢüm çağrısı Müjde‟dir. Efendimiz Me-

sih Ġsa bu çağrıyı açıkça yapmıĢ yol haritasını vermiĢ, dönü-

Ģüm ve değiĢimi belli aĢamalarla belirlemiĢtir. Örneğin dö-

nüĢümü dağdaki vaaz ile açıklarken kiĢinin eksikliğinin far-

kında tamlığa tekabülü dönüĢümü olarak ifade etmiĢtir he-

Page 74: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

74

men arkasından da günlük hayata intikal eden, günlük haya-

ta inen bir değiĢimi yine altı aĢamalı olarak izah etmiĢ ve

Yaratan‟ın mükemmelliğini edinmenin yedinci aĢamada

ancak bu yol haritasını izlemek koĢuluyla mümkün olduğu-

nu söylemiĢtir. Elbette bütün bu aĢamaları rahatça aĢabilmek

ise hayatı ile kendisini bize sunan Efendimiz Mesih Ġsa‟nın

kurtarıĢını gönenmekle kolay olacaktır. Zaten kurtarıcı bu

nedenle “üst akıl” olması hasebiyle ve yaĢam pratiğini sergi-

lemesi hasebiyle ve ölümü ve diriliĢi ile canlı bir yaĢam ör-

neği olması itibariyle bizim can kurtarıcımızdır. DönüĢümün

altı ilkesi yani eksiklikten tamlığa bizi Allah oğulları düze-

yine çıkarmaktadır. Bu da Yaratan‟ı edinmiĢ bir yaĢama

sahip olmak demektir.

Yani tamlıktır. Yedinci aĢaması budur. Göklerin hü-

kümranlığını aĢağıya çekmektir. Diğer taraftan değiĢimse

kalbin, düĢüncenin, sözün, iliĢkinin, davranıĢın ve anlayıĢın

değiĢiminin her güne indirgenmesidir ki, bu da Yaratan mü-

kemmelliğini yansıtmaktır. Yani yedinci aĢaması tamlıktır,

mükemmelliktir.

Bütün bunları yaĢamak, edinmek, yüreklerinde tam dö-

nüĢüm ve değiĢimi edinmedikleri halde hala dindarlık adına

samimiyetle birçok hal ve davranıĢ içinde bulunan ve kendi-

lerine göre yorumları ile kendilerine bir yaĢam seçmiĢ olan-

ların yaĢamlarının üstüne çıkan bir yaĢamı elde etmek de-

mektir. Bu da Mesih Ġsa‟nın dediği gibi Ferisiler‟in doğru-

luğunu aĢan bir yaĢamdır.

Kısacası Mesih Ġsa önce Müjde‟yi ilan etmektedir. Hem

de bu Müjde‟yi dini tecrübeleri çok fazla bilmeyen bir böl-

gede, Galile bölgesinde ilan etmektedir. Galile (daire) de-

mektir. Mecazen bakacak olursak adeta Mesih Ġsa‟nın vaazı

öncelikle yüreklerimizin dinlerle nasır tutmamıĢ daireleri

Page 75: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

75

içindir. Açık alanlar içindir. Çünkü oraya atılan tohum yeĢe-

recektir.

Müjde, tövbe ve göklerin egemenliğine çağrıdır. Yani

dönüĢüm ve değiĢime çağrıdır. DönüĢüm dağdaki o meĢhur

ne mutlularla ifade edilen altı aĢama ve yedincisinde gelinen

eksiklikten tamlığa geçiĢ haritasının izlenmesi ile mümkün

olan bir durumdur. DeğiĢim ise yine bu vaazın hemen arka-

sındaki kiĢiyi değiĢtiren altı aĢama ve yedinci aĢamasında

Yaratan mükemmelliğini yansıtan durumdur.

ġimdi bu Müjde ve sonrası iki yedi aĢamalık durumun

aĢılmasından sonra varılan nokta doğru uygulamalar nokta-

sıdır. Artık burada “kiĢinin kendisi için alma arzusu” üzeri-

ne inĢa edilmiĢ bir din ve uygulamaları yoktur. Aksine haki-

ki bir mana yaĢamı ve uygulamaları vardır. Yani bir baĢka

deyiĢle doğru din Müjde ve iki yedi aĢamalık yol haritasının

arkasındadır. Bunların tam olarak uygulanabilmesi için ön-

celikle saran ıĢığın yürekleri açması yani kalp noktasının

açılması ve Mesih‟in kurtarıĢının tohumunun yürek içine

ekilmesi esastır. Sağlam ve tam ve mükemmel inĢaat öyle-

likle gelebilecek olandır.

Doğruluk kavramı üzerinde daha önce esasında durmuĢ-

tuk. Yani doğruluk Yaratan‟la aynı paralelde olmak anla-

mındaydı. Yani O “sevgi ve ihsan Olan‟dır.” O‟nun bu muh-

teĢem niteliği Ruh‟u aracılığı ile Mesih‟inde ifĢa olunmak-

tadır. Mesih‟in bize gelmesi yani yüreğe alınması Mesih‟in

kendini feda unsurunda ve yeni hayata diriliĢi unsurunda

bizden de ifĢa olunduğunda doğruluk bizden dıĢa yansımak-

tadır. Bu durum tamamen manevi derinliklerimizin doğal

değiĢimi ile doğallığını koruyan bir durumdur. Yani hareket-

lerimizi düĢünce ile değiĢtirmeye kalkmak bir manada haki-

ki değiĢim değil taklidi bir değiĢimdir. Ve doğal olarak bu

tür davranıĢlar üzerimizden düĢecek olan davranıĢlardır.

Page 76: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

76

Birçok dinler ve dindarların yaĢamlarında zerre değiĢme

görülmemesinin veya kendi esaslarına uymayan bazı davra-

nıĢlar içinde bulunmalarının ana sebebi budur. Hatta “dinle-

rin barıĢ değil kaos getirdiği” Ģeklindeki sözlerin de teme-

linde yatan gerçek budur.

DÖRT TÜR DAVRANIġ

Mesih Ġsa Müjdesi‟nin yedi aĢamalık iki temel yol hari-

tası sonrası dünyasal anlamda belli dini kalıplar içinde yaĢa-

yan ve halk içinde dahi sanki kutsal kiĢilermiĢ gibi kabul

gören göstermelik dincilerin dört tür davranıĢının tersine

davranıĢın da inanç ve imanın esas doğru uygulaması olarak

öğretmektedir. Bu uygulama esasında “doğru dindarlık”

olarak da ifade edilebilir. Ama her halükârda Efendimiz‟in

kaygısı bir din kurmak ve dini prensipler oluĢturmak olma-

dığı için bu kelimeler dini terminoloji kullanılmıĢ olsa bile

algılanan ve bilinen terminolojilerin dıĢında manalar taĢı-

maktadır. Çünkü Mesih Ġsa‟nın kaygısı kiĢilerin Yaratan‟ın

ıĢığında Yaratan‟ı edinmeleri ve esas yaratılıĢ gayesinde

olduğu gibi Yaratan suretine dönüĢmeleridir. Bu nedenle de

kendisi bu dönüĢüm ve değiĢim için anahtar olandır.

Genelde dindarlar dıĢarıdan övgü bekleme ya da dindar

görünme kaygısı içindedirler. Belli dini semboller, giysiler,

saç sakal görüntüleri oluĢturarak kendilerini genel olarak

halkın içinden ayırarak farklı olduklarını göstermeye çalıĢır-

lar. Bu dört tür davranıĢ biçiminin birinci halidir. Ġkinci tür

davranıĢları dünyasal manada saygı görmekte ve insanlar

tarafından kendilerine bir kutsi paye verilmiĢ olmaktadır.

Onlar da bu paye ile gurur içine girerler ve her yerde

önde, protokolde ve baĢ tacı edilmeyi, ellerinin öpülmesini,

kendilerine saygı gösterilmesini beklerler. Üçüncü tür dav-

ranıĢları ise bu dindarlıklarını besleyecek kuralları üretip

Page 77: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

77

kendi kurallarına kendilerini köle etmiĢ olmalarıdır. Duala-

rını bile belli Ģekillerde, yerlerde yapmak durumundadırlar.

Belli Ģekillerde oturur ve belli tarzlarda konuĢurlar. Ve dör-

düncü tür davranıĢlarında ise sanki cennet kendi ayakları

altında ve tekelleri altındaymıĢ gibi bir tavır içindedirler,

öyle konuĢurlar ve öyle davranırlar.

DOĞRU UYGULAMA

Mesih Ġsa‟nın öğretiĢlerinde ise doğru uygulamayı bü-

tün bu yapılanların tam tersi olarak sunduğunu görüyoruz.

ġimdi bu dört tür davranıĢın esasında ne Ģekilde olması ge-

rektiğini maddeler halinde değerlendirelim;

1. Efendimiz manevi manada dönüĢüm ve değiĢim ha-

yatı süren kiĢilerin yani Yaratan‟ın Ruh‟unun kalp noktasını

açıp Mesih‟inde kurtarıĢ sunduğu kiĢinin hiçbir biçimde

bunu doğallığın dıĢına taĢımamalarını öğretmektedir. Yani

manevi hayatınız insanların övgülerinden tamamen bağım-

sız olmak durumunda olmalıdır. Eğer bunu yaĢıyor ve his-

sediyorsanız doğru bir Mesihi yaĢam uygulaması içinde

olduğunuzu bilmeniz mümkündür.

2. Ġnsanların övgülerini bekleyen ve kendisi hakkında

“ne kadar dindar” “ne kadar mübarek” “ne güzel dua edi-

yor” “cennetlik” “çok imanlı” gibi kelimeler duyup bunlar-

dan hoĢlanan kiĢiler büyük bir olasılıkla sadece dünyevi

övgü Ģeklinde bir ödülden baĢka ödüle sahip olamayacak-

lardır. Mesih Ġsa‟nın öğretiĢinde bu oldukça nettir.

3. Manevi kurtuluĢ ve Mesihi yaĢam ilginç bir biçimde

dıĢsal değil içsel bir dönüĢüm ve değiĢim olayıdır. Yani ha-

kiki iman hayatı içte yaĢanan ve dolayısı ile dıĢa doğallık

içinde ve yeni yaĢam içinde yansıyan bir durumdur. Mesih

Ġsa‟nın öğretisinde bunun kiĢiye has ve kiĢinin özeli olduğu

net bir biçimde vurgulanmaktadır. Bu nedenle belli kuralları

Page 78: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

78

üretip o kurallara kendilerini köle etmek durumunda değil-

lerdir.

4. Yaratan‟ın bu iç değiĢimi doğrudan değerlendireceği

ve manevi manada ödüllerin ise insan algıları üstünde ola-

cağı da açıkça belirtilmektedir. O nedenle cennet denilen o

sonsuzluk hazzı Yaratan‟la birliktelik, bütünlüğe dönüĢ din-

darların tekelleri altında değildir.

Bu anlatımlarda dört madde ile doğru uygulama ya da

doğru bir dindarlık yol haritası verilmiĢ olmaktadır. Bütün

bu blok öğretiĢler adeta birbirini tamamlayarak Müjde‟yi

bütün Kutsal Yazılar‟ın üstünde tam olarak bloke etmekte-

dir. Yani tamamlayıp kapatmakta ve hakiki olarak bütün bu

öğretiĢleri Mesih‟in kurtarıĢında gün içinde algılayıp Ruh‟ta

ve gerçekte tapınarak ve Ruh‟un rehberliğinde yapanlara

Yaratan‟ı edinme ve Yaratan‟la form eĢitliği içinde olma

durumunun verileceği, daha doğrusu Yaratan suretine dönü-

Ģümün o kiĢilere bahĢedilmiĢ olacağı müjdelenmektedir.

Çünkü Mesih‟te esas olan meyve vermektir. Meyve sadece

birilerini Ġsa Mesih‟e getirmekle sınırlı değildir. Sadece bu-

nu meyve gibi görmekse Ferisiler‟in düzeyine geri dönüĢten

baĢka bir Ģey olmadığı gibi Müjde‟yi kendi algımıza göre

yönlendirmekten, eksiltmekten baĢka bir Ģey değildir. Adeta

Kutsal Yazılar‟ı Mesih öncesi bazı ulemanın anladığı gibi

eksik olarak anlamaktır.

ZEKAT VE SADAKA

Doğru uygulama tarifi ile esasında Mesih Ġsa hala Kut-

sal Yazılar‟ı tamamlamaya geldiğini vurgulamaktadır. Çün-

kü sorun zamanın din ulemasının daha çok insan benliğini

okĢayan Ģekilde yorumlarla geliĢtirdiği bir din içinde bir

yaĢama kitlenmiĢ olmalarıdır. Ve daha önce özellikle “deği-

Ģimin etkinliği” konulu bölümdeki altı aĢamalı değiĢimi

Page 79: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

79

irdelerken olduğu gibi bir anlamda ulemanın kendi tekelle-

rinde eksik yorumlarını yeniden ele alarak tam bir yorumu

kendisiyle bütünlemektedir. Bazen bazı kurallar yaĢam de-

ğerine sahiptir. Gerçekten kurtarıcıdır.

Ama bu kurallar eksik uygulanırsa kurtarıcı oldukları

halde öldürücü olurlar. Burada da olan budur. Yani “yoksul-

lara yardım” Kutsal Yazılar içinde zaten olmazsa olmaz bir

konumdur. Ama bu yardımla amaçlanan Yaratan düĢünce-

sinde yaratılmıĢ olan benliğimin Yaratan düĢüncesini edin-

mesi, hissetmesi kısacası Yaratan sureti olmasıdır. Oysa

“ben kendimi yüceltmek hatta cennetten bir Ģeyler alacağımı

umarak ve gösteriĢ yapma amaçlı vermeye baĢladığımda”

bu Yaratan suretine benzer bir ihsana sahip olmak değil

bencilce bir gösteriĢ olma durumundadır. Hem de zamanla

bu farkında olmadığımız bir doğal dindarlık tavrı haline

dönüĢür. ĠĢte bu nedenle Efendimiz‟in buradaki öğretilerin-

de doğru uygulama yani Yaratan‟ı edinme yolunda dönüĢüm

ve değiĢimin hayata indirgenmesinde doğru uygulama bu en

bilinen noktalar üzerinde yeniden yapılandırılmaya çalıĢıl-

maktadır. Zekat emri yani yoksula varlığın belli bir kısmının

ödenmesi Kutsal Yazılar‟ın önemli buyruklarındandır (Tes-

niye 15:11; ÇıkıĢ 23:10-11; Levililer 19:10; Mezmur 112:9).

Birçok yerde bu zaten Yaratan‟a yürüyenin yani Ġsra-

el‟in uygulaması gerekli bir “ihsan” pratiğidir ve temelinde

hakiki Yaratan sevgisi yatmak durumundadır. Oysa insanlar,

dindarlık adına bunu tamamen kendi benlerine mal etmiĢ ve

adeta haykırırcasına ilan ederek yardımlarda bulunmaktadır-

lar. Mesih Ġsa‟nın öğretileri mana aleminin derinliklerinde

“mana çalıĢmalarıdır.”

Yani Yaratan‟la eĢit formda olma O‟nun niteliklerini

yansıtma çalıĢmalarıdır. Bir anlamda kurtarıcımız, Efendi-

miz‟ gibi “kendimize ölme ve dirilme” ve yeni yaĢama dö-

Page 80: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

80

nüĢüp değiĢme çalıĢmalarıdır ve sükunet esastır. KiĢinin

kendi iç aleminin dünya üzerinde yaĢarken değiĢmesinden

baĢka bir Ģey değildir. Ayna olmaktır.

Zekatlarını ve sadakalarını verirken birçok dindarın

yaptığı esasında Mesih‟in doğru uygulamada anti tez olarak

belirlediği dört tür davranıĢ tarzının tam tersidir. Bu tarz

kiĢiler 1. Zekat ve sadakaları ile kiĢilerin kendilerini görme-

lerini istemektedirler 2. Kendilerini övmelerini beklemekte-

dirler 3. Bir anlamda ödüllerini bu dünyada almak istemek-

tedirler ve bu tarz bir davranıĢ biçiminin doğru olduğunu

vurgulamaktadırlar 4. Ve böyle yapan kiĢilerin cennetlik

oldukları gururu içindedirler.

ĠBADET VE DUA

Efendimiz Ġsa‟nın doğru uygulamaya verdiği ikinci

önemli örnek ise dua ve ibadetleridir. Demek ki, dindarlığın

en önemli iki yansıması üzerinde samimiyet ya da samimi-

yetsizlik söz konusudur. Bunlardan biri Yaratan‟a ihsan yani

ibadet diğeri ise insanlara ihsan yani vermek konusundadır.

Verme konusunu zekat ve sadaka baĢlığı altında gördük.

Ġbadet ve dua da yine zekat ve sadaka gibi yukarıda bahset-

tiğimiz dört tür davranıĢa açıktır. Yani gösteriĢ için, baĢkala-

rından övgü duymak için, tamamen kiĢisel çıkar bağlantılı

ödül için ve cenneti kazanmıĢ olmak için yapılabilmesi ga-

yet kolaydır. Bu nedenle de bu önemli öğretiĢler içinde Ya-

ratan suretine dönüĢümde Yaratan‟ı edinme yolu içindeki

Ġsra-el yani Allah‟a yürüyen kiĢi için doğru uygulama öğre-

tiĢleri içinde örneklenmekte ve esasının ne olması gerektiği

vurgulanmaktadır.

Ġbadet ve dua konusunda aynı dört tür davranıĢ hatasını

belirtirken Mesih Ġsa özellikle dua ve ibadette iki noktayı

vurgulamaktadır. Bunlardan bir tanesi “herkesin göreceği

Page 81: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

81

yerlerde ibadeti gösteriĢ amaçlı ifa etmek” ve diğeri ise iba-

det ve dua esnasında “Yaratan‟ın önünde sanki hiçbir anlamı

yokmuĢ gibi bazı sözleri sürekli tekrar edip durmaktır.” Bu-

rada esas olanın yüreğin Yaratan‟ı edinme yolunda duasını

yani kendi eksikliğini kaldırmasıdır. Bu da ne söylendiğinin

farkında olunması ve insanın geliĢimini tamamen algılaya-

bilmesi ile alakalıdır.

VE DUA ĠÇĠN YOL HARĠTASI

Her ne kadar bu duaya “Efendimiz‟in duası” ismi ve-

rilmiĢ olsa da esasında bu “öğrencilerin duasıdır.” Esas

Efendimiz Mesih Ġsa‟nın duası Yuhanna 17‟deki duadır. Bu

duada aslında Musevi inancının temel ibadeti olan Amida

yani “Huzurda DuruĢ” duasının bir küçük örneği ve daha

doğrusu bir özeti olarak takdim edilmiĢtir. Buradaki amaç

esasında öğrencilere ve dolayısı ile bizlere bir yol haritası

vermek istemesidir.

Ġlginç olan bu duada da yine altı aĢamanın ve sonunda

bu aĢamaların tamamında eriĢilen bir tamlık hedefinin varlı-

ğıdır. Bu altı aĢamanın üçünde Yaratan‟ın yüceliği, hüküm-

ranlığı ve istemi öne çıkarılmakta, yücelik ve onur O‟na

verilmektedir. Diğer yarısını oluĢturan üçünde ise kiĢisel

ihtiyaçların sunumu söz konusudur. Kısacası kainatın altı

günde yaratılıĢı gibi eksikliğimizin farkındalığında eksikli-

ğimizin niyetimize aktarımı olan duamızın ve ibadetimizin

de altı aĢamada inĢası söz konusu olmalıdır. En azından bu

Efendimiz Ġsa‟nın ibadet ve duamız için çizdiği yol haritası-

dır. ġimdi bu yol haritasına bakalım;

1. Adın kutsal kılınsın: Duamızı inĢa ediĢte ilk adım, ilk

aĢama hiç kuĢkusuz Yaratan düĢüncenin farkındalığıdır. Bu

düĢüncede kainat sistemi içindeki muhteĢemliğin farkında-

lığı ve bizim kainat içindeki yerimizi bilmemizin önemi çok

Page 82: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

82

büyüktür. O zaman duamızı bu zihniyetteki bir yürek sesle-

niĢinde baĢlamamız büyük önem taĢımaktadır. Ġlk giriĢ için-

de bulunduğumuz muhteĢem okyanusun yani Yaratan dü-

Ģüncenin farkındalığı olmalıdır.

2. Hükümranlığın gelsin: Yaratan düĢüncesinin farkın-

dalığında bu düĢüncenin aĢağıya yani bizden yansıması du-

amızın ikinci aĢamasını oluĢturmaktadır. Çünkü bütün kai-

natı kapsayan düĢünce ancak bizden yansırsa bizim bu dü-

Ģünceyi kendi küçük dünyamız ve varlığımızda edinmemiz

anlamına gelecektir.

3. Senin isteğin olsun: Eğer kainatın görkemi içinde Ya-

ratan düĢünce fark ediliyor ve bize davet ediliyorsa bu davet

elbette yukarı düĢüncelerin aĢağıda da hükmü anlamına

gelmektedir.

4. Gündelik ekmeğimizi ver: Bu esasında günlük mane-

vi doyum ve hazzın maddeyi de içine alacak Ģekilde bizi

beslemesidir. Yani bizim tatminimiz ancak geldiğimiz yerin

yani Yaratan‟ın bizden ifĢasında isteğinin yerine getirilme-

siyle olacak bir haz ve doyum sağlayıĢıdır.

5. Sen de bizi bağıĢla: BağıĢlama doğru olma ile bağ-

lantılıdır. Yani Yaratan niteliklerinin bizden yansıması için

bizim Yaratan‟ın suretine dönüĢümde kendi eksikliğimizi

görmemiz esastır. Bu esas yukarıdan aĢağıya doğru bir çizgi

içinde adeta duamızı kendimize Yaratan‟ı bütün nitelikleriy-

le çekmemiz Ģeklinde bize sunulmaktadır. Eksikliklerimiz

her tamamlanma aĢamasında bağıĢlanma bize gelmektedir.

6. Ayartılmamıza izin verme: Yani bütün bu süreç için-

de kararlılığımız sağa ve sola sapmaksızın esas arzumuzun

“ihsan etmek için almak” Ģeklinde olması esas olmalıdır.

Çünkü bu arzu ve bu yöne doğru geliĢen bir duamız yoksa o

zaman “kendim için alma öne çıkacak” ve dolayısı ile “gü-

Page 83: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

83

nahlı benliğimin” arzuları “günah eğilimi içinde” Yara-

tan‟dan uzağa doğru beni çekip duracaktır.

Görüldüğü gibi burada kainatın ve bütün zerrelerin ye-

gane hakimini fark etme ve bu farkındalıkta esas yönetim

sahibinin hayatımın yönetimine gelmesini isteme ve bu yö-

netime hakikaten müsaade etmem ve böylelikle günlük ya-

Ģam için gerekli bütün enerjinin benim üzerimde olması ve

aĢama aĢama eksikliklerimin tamamlanması ve bu hedeften

ĢaĢmayan bir çizgide olmam ibadet ve duamın temeli olma-

lıdır.

Efendimiz‟in o dönemde ve hatta bugün de Yahudi-

ler‟ce kullanılan “huzurda duruĢ” duasını yani “Amida‟yı”

bu Ģekilde özetlemekte ve ibadet ve duaların bu öğrettiği

prensipler üzerinde bina edilmesini öğretmektedir.

Bu altı aĢama da zaten bize yine yedinci aĢamayı yani

tamlığı getirecektir. Ġbadet ve dua da zekat konusunda oldu-

ğu gibi Yaratan‟ın ıĢığının kalp noktasını açmasında olmak

durumunda ancak insanı Yaratan suretine dönüĢtürecek bir

konumda olacaktır. Ve bu altı aĢamadan sonra yedinci aĢa-

ma yani gerçek, samimi ve içten yüceltme gelecektir. Bu

yükseklerde, bu derinliklerde olan bütün varlık aleminin

sebebine vakıf olacak Ģekilde Yaratan‟ı edinmeyi getirecek

ve sonsuzlara kadar varlığımızda egemenlik, güç ve yüceli-

ğin ilanı anlamına gelecektir.

Yani böyle altı aĢama üstünde yükselen dua, eksikliğin

farkındalığı kiĢiyi sonsuzluğa taĢıyacak bir Ģekilde Yaratan

suretine dönüĢmeye getirecektir.

ORUÇ

Zekat ve sadakada olduğu gibi, ibadet ve duada olduğu

gibi, oruç uygulamasını da hakiki ve yürekten Yaratan‟ın

ıĢığına getirmek, ıĢıkta açılmıĢ kalp noktasının Mesih‟i edin-

Page 84: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

84

mesine çok büyük bir yol olmuĢ olacaktır. Oruç, kiĢinin

esasında maddede kendisini boĢaltıp Yaratan‟a doğru boĢlu-

ğunu sunmasında önemli bir uygulamadır. Eldekinin

farkındalığı, yetinmenin farkındalığı, sabırla kainatı hisset-

me ve dolayısı ile Mesih‟teki kurtuluĢun gönenilmesinde de

önemli roller oynayabilecek ve eksikliğin tamlığı arzulama-

sını anlatabilecek önemli bir uygulamadır. Yaratan‟la nitelik

açısından bizi eĢitliğe doğru taĢıyacak yani surete dönüĢme-

de yardımcı uygulamalardan biridir. Mesih Ġsa‟daki doğru-

luğumuzu ve doğruluk yolunda yürümemizi pekiĢtirebilecek

bir harekettir. Ama önemli olan yukarıdaki dört tür dindar

davranıĢ biçiminin tam tersi içinde orucu irdelemek olmalı-

dır. Kısacası doğru olmak yani Yaratan‟ı edinme yolu Me-

sih‟in dönüĢüm ve değiĢim öğretisi ve bu dönüĢüm ve deği-

Ģim öğretisi üzerinde yol haritalarının izlenmesi sonucu söz

konusudur. Yani Yaratan‟la eĢit formda olmak yukarıdan

verilen saran ıĢıkla Mesih‟te ve Mesih‟le yol haritalarını

izlemek sonucundadır. Bu izleme aynı zamanda doğru uygu-

lamayı getirecek olandır.

Page 85: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

85

VII. DÜNYAYA BAKIŞ (Matta 6:19-7:12)

Gözünüz sağlamsa

bütün bedeniniz aydınlık olur.

Matta 6:22

Müjde‟nin yerli yerinde algılanması doğal olarak bize dönü-

Ģüm ve değiĢimi getirmektedir dedik ve doğal olarak Mesihi

düzeye sunulan lütuf ve kurtarıĢla Mesih‟te eriĢmiĢ olan kiĢi

yine Efendimiz‟in o eĢsiz yol haritaları ile “kendi nefsine

ölüp haçını yüklenip” Mesih‟i ifĢa ederek ve Mesih‟in yol

haritalarında Yaratan‟ı edinme yolunda ilerleyecektir. Bu

ilerleyiĢte yol haritasının doğru uygulanmasında iletiĢimin

yani ibadet ve duanın önemi elbette büyüktür ve aynı za-

manda bütün bunların her birisinin arkasında, üstünde ve

önünde elbette o yürekte kalbin noktasını açan “saran ıĢığın”

yani Kutsal Ruh‟un rehberliği, aydınlatıcılığı esastır.

ġimdi Müjde, dönüĢüm, değiĢim yani tuz ve ıĢık olma

ve doğru bir iletiĢim yani iman ve inanç hayatı aynı zaman-

da doğru bir dünya bakıĢının da beraberinde yerli yerinde

olacak bir durumdur. Çünkü hedeflenen Mesih‟leĢen insan-

dır yani Ruh‟un yardımında Yaratan‟ı edinip O‟nun “sevgi

ve ihsan Olan‟ın” bu iki sözcükle ifade etmeye çalıĢtığımız

eĢi benzeri olmayan niteliklerini bizden yansıtmaktır. O za-

man “içi dıĢı bir olan” daha doğrusu “içi dıĢı” Ruh‟un reh-

berliğinde ve Efendimiz‟in kurtarıĢında kaostan ıslaha dö-

Page 86: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

86

nüĢmüĢ olan bir ferde ulaĢmanın esası “değiĢimin” çok yön-

lü olmasıdır. Efendimiz‟in altı antitezinde ifade ettiği gibi;

yürekte, düĢüncede, iliĢkide, sözlerde, davranıĢlarda ve an-

layıĢta değiĢimle Yaratan‟ı yani mükemmelliği Mesih‟inde

yansıtma ve bunu sürekli yansıtabilme ve bu sürekliliğin

sağlanmasında doğru inanç uygulamaları ile birlikte “dün-

yaya bakıĢ” yani iç alemimizin dıĢı değerlendirmesi de çok

ama çok önemlidir.

Bu bölüme kadar Efendimiz‟in öğretileri kiĢinin esas iç

alemini manevi olarak Mesih düzeyine daha doğrusu Yara-

tan‟la form eĢitliğine getirebilmesi prensip ve yolları üze-

rinde olmuĢtur. Aslında “barıĢ” “mükemmellik” ve “sonsuz

haz” gibi ruhsal sonuçlara eriĢildikten sonra bu iç dinginli-

ğin Ģimdi materyal dünya ile olan iliĢkisini düzenlemek gibi

önemli bir durum ortaya çıkmaktadır.

Çünkü mana derinliğinde Mesih‟i giyinme çok önemli

bir dönüĢüm ve değiĢimin kiĢide olmuĢ olmasıdır ama bunu

bir de dünya içinde, madde ile iliĢkisine aksettirmesi de bir

o kadar önemli bir yaĢam kalitesi, yaĢam edinimi olma du-

rumundadır. Çünkü bu aynı zamanda içteki muhteĢem ıĢığın

dıĢa yansıtılmasıdır. Yani daha dini bir kelime ile tanıklığın

temelidir.

Örneğin, maddi manada edinimle, maddi kaygılarım ve

bunlarla bağlantılı olarak diğer insan kardeĢlerimi yargılama

gibi durumlarda bizim Mesih‟te Yaratan‟ı edinme yolunda

olanlar olarak tavrımız ne olmalıdır?

MADDĠ YA DA MANEVĠ EDĠNĠMLE BAKIġ

ġimdi yukarıda değindiğimiz bakıĢ açılarına göre o za-

man yeryüzünde hazine biriktirme ne demektir? Yeryüzünde

hazine biriktirme, esasında kiĢinin egosunun ve alma arzu-

sunun dizginlenemez ve kendini yer bitirir ve dolayısı ile

Page 87: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

87

çevresini de yer bitirir duruma geldiği durumlardır. Kutsal

Yazılar‟da Akan‟ın durumunda olduğu gibi. Bu kiĢi kendi

alma arzusunun büyüklüğünde yani maddeye olan hırs dolu

eğiliminde yalnız kendisini değil aynı zamanda etrafındaki-

lerin de yok olmasına neden olmaktadır. Süleyman‟ı da o

muhteĢem konumundan aĢağıya çeken durumu yine aynı

Ģekilde maddeye olan o durmak bilmez eğilimidir. Hananya

ve Safira örneğinde de gözlemlenilen yine aynı Ģeydir.

Ġbrahim de zengin bir kiĢiydi, Eyüp ve hatta Davut gibi

bütün bu örneklere baktığımızda sorun olanın zenginlik ol-

madığını görmemiz mümkündür. Sorun olan para kazan-

mak, mal sahibi olmak, zengin olmak ya da olmamak değil,

sorun olan bütün bu maddi varlığa ve güçlere sahip olmaya

bakıĢ açımızdır.

Yani yukarıda dediğimiz gibi dünyaya bakıĢ açımız çok

ama çok önemlidir. Yaratan‟ın nitelikleri olan “karĢılıksız

verme, dikkat etme, koruma ve bütünlük anlamında sevgi ve

ihsanla” bakma ile bunların tam karĢıtı bir bakıĢ açısı ile

bakma arasında büyük bir fark vardır.

Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada

güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar-

Matta 6:19-20

1. Madde sürekli olarak kalıcı değildir. DeğiĢir, çürür,

paslanır, kaybolur, çalınır kısacası bir yolla bize yardımcı

olur ve iyi değerlendirilmezse bizi bir yolla terk eder. Hatta

yer ve gök olarak gördüğümüz (maddi kainat) dahi geçicidir

(Matta 24:35). Bir insan bütün dünyayı kazanır ama kendi

canını kaybederse bunda o insanın kârı ne olabilir ki? (Matta

16:26). Demek ki, dünyaya bakıĢ açısında.

Hazineniz nedeyse, yüreğiniz de orada olacaktır-Matta

6:21

Page 88: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

88

2. Maddiyat özellikle aĢırı para düĢkünlüğü bizi maddi

anlamda dünya ile bütünleĢtirecektir. Bu esasında bizim

bakıĢ açımızı bütünden parçaya taĢıyacak olan bir durum-

dur. Yani Yaratan‟a yürümenin tam tersine yürüyüĢtür. Ġb-

rahim‟in parçadan bütüne yürüyüĢünün tam tersine bir yü-

rüyüĢü seçmektir. Para, maddiyat aslında tek bir parçadır.

Ve oraya takılan insan, bütünü yani yaratılma gayesini artık

göremeyecektir. Mesih‟i kurtarıĢın parçalardan, sürekli kiĢi-

nin kendi için almasından kurtarmasını fark edememesidir.

Doğamız yaratılıĢ itibari ile maddeye dıĢtan gelene reaktif-

tir. Yani tepki vermektedir. Arzusu, iĢtihı kendi egosunu

doyurmak için hep reaktiftir. AlıĢtığı yol budur. YaĢam bi-

çimi budur.

Bedenin ışığı gözdür. Gözünüz sağlamsa, bütün bedeni-

niz aydınlık olur-Matta 6:22

3. Maddeye ve özellikle maddeyi edinebilme yolların-

dan en etkini olan paraya bağlılık ve buna hırsla, tatminsiz

bir arzuyla bağlılık dünyayı mana anlamında algılama yolla-

rını kapatacaktır. Yani böyle bir bakıĢ açısı görüĢümüzü

bulandıracak olan bir bakıĢ açısıdır. Esasında Müjde sonrası

dönüĢüm ve değiĢim aĢaması ve bu aĢamaların yol haritala-

rında doğru bir Yaratan iletiĢimi içinde bulunan kiĢinin bir

de dünyaya bakıĢının parçalardan bütüne olarak değiĢtiğini

düĢünürsek bu kiĢi gerçekten Yaratan‟ın “karĢılıksız sevgi,

kayırma ve bütünlük içinde olma anlamı olan” sevgisi ve

ihsanını üzerine almıĢ adeta Yaratan‟da Mesih‟i tam olarak

giyinmiĢ, kurtuluĢu gönenmiĢ ve Ruh‟un saran ıĢığını almıĢ

bir kiĢi olarak sonsuzluğa, Yaratan‟a yürüyen olarak yaĢa-

ması gerçekleĢmiĢ olacaktır. Çünkü bu derin yürüyüĢte Me-

sih‟in Yaratan Ruh‟unda Yaratan‟a yürüyüĢü vardır. Hakiki

ve manevi manada Ġsra-el olma söz konusudur. O zaman

Efendimiz‟in bu öğretisinde zaten inanılmaz bir derinlik

Page 89: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

89

olduğu açıktır. Göz hemen hemen bütün bedenin her bir

noktasını canlandıracak ya da cansızlaĢtıracak ıĢığı veren bir

organ olarak ifade edilmektedir. Elbette manevi bakıĢ açısı

burada irdelenmektedir. Mesih‟in merhamet eden gözleri

kainata bakıĢ açısının derinliğinin güzel bir örneğidir. Kai-

natın bütün mükemmelliğinde Yaratan‟ın Mesih‟teki sevgi-

sini, iyiliğini, Ruh‟undaki o muhteĢem saran ıĢığını görmek

Müjde‟nin yolunda Mesih‟i idrak edip kurtuluĢta olanların

dünyaya bakıĢ açısıdır. Bu kurtuluĢ kiĢilerin esasında kendi-

lerini esir eden kendilerinden kurtuluĢları Mesih‟le Yüceler

Yücesi‟ne yükselmeleridir.

Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret

edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor gö-

rür. Siz hem Allah’a, hem de paraya kulluk edemezsiniz-

Matta 6:24

4. Orijinal çeviride para kelimesi “Mammon” olarak

geçmektedir. Büyük harfle yazılmasının nedeni orijinal ola-

rak önceleri iyi anlamda “güvenilen Ģey, bir garanti mahiye-

tinde bir dayanak” olarak kullanılan kelime zamanla “tanrı”

gibi hayatı yönlendiren bir Ģey anlamına dönüĢmüĢtür. Bu

nedenle adeta “bu güven için” yani gündelik bir dayanak,

geçim gibi anlamlar içeren kelime adeta “bir ilah gibi güve-

nilen, tapınılan” bir maddeyi tarif için kullanılmaya baĢlan-

mıĢtır. Bu nedenle büyük harfle yazılmakta ve Efendimiz

Ġsa da bu nedenle bir kiĢinin “iki tanrıya kulluk” edemeye-

ceğinden bahsetmektedir. Gerçekten de zamanla sadece ge-

çim ve kötü günde bir güvence olsun diye kullanılmak üzere

para biriktirme eğer biraz da gelir elde edilebilecek kaynak-

lar çoksa zamanla bir tutku haline dönüĢebilir. Mesela bir-

çok insan bazen Yaratan hizmetinde kullanılsın diye hakiki

ve samimi bir niyetle bazı yatırımlar yapmıĢ ve paralar

ayırmıĢtır ama zamanla kendi kendini kandırmaya da baĢ-

Page 90: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

90

lamıĢtır. “ġimdi bunu bu hizmete kullanmasak da biraz daha

biriksin faizini kullanabiliriz ana para da yerinde kalır hatta

daha da büyür” tarzında yaklaĢımlarla esas hedeften, esas

gayeden kolaylıkla uzaklaĢılmıĢtır. Bunun küçük örnekleri,

kendi kendimize küçük yalanlar fısıldamak ve bunu elimiz-

deki üç beĢ kuruĢ için yapmıĢ olmak bile buna güzel bir

örnektir.

TanınmıĢ bir vaizin anlattığı gibi, günün birinde bir ki-

Ģinin inekleri ikiz doğurmuĢtur. Ve adam hanımına “birini

Yaratan‟a adayalım büyüyünce satar parasını bir hizmete

takdim ederiz. Diğeri de bize faydalı olur” der. Ve hanım

sorar “hangisini Yaratan‟a ayırıyoruz.” Ve adam cevap ve-

rir; “günü gelsin karar veririz.” Günün birinde hanım eĢini

üzgün görür ve ineklerden birinin öldüğünü öğrenir. “Han-

gisi öldü?” diye sorunca da adamın cevabı nettir; “Yaratan‟a

ayırdığımız öldü.” ĠĢte esasında denilmek istenilen budur.

Yürekte eğer “kalp noktası” açık değilse eğilim daima “ken-

dim için alma arzusundan” yanadır.

GÜVENLE YA DA KAYGIYLA BAKIġ

Can yiyecekten, beden giyecekten daha önemli değil

mi? -Matta 6:25

Elbette ki yeryüzünde maddeye bağlı bir yaĢam bakıĢ

açımızı da maddeye göre ayarlayacaktır. Yani maddi sınırlar

içinde bir görüĢ açısı maddenin uzandığı alanlar içinde ge-

zinmemizi sağlayacak ve bizi bunun dıĢına çıkarmayacaktır.

Dolayısı ile bu bizim esas mana denizinde Yaratan‟la ve

O‟nun öğretileri ve geniĢliği içinde gezinmemize mani ola-

caktır. Oysa esas bize önerilen dünya içindeki zamanımızın

anlamını bilerek Yaratan‟la Mesih‟inde bütünleĢip Ruh‟ta

hazla dolu ve Yaratan‟a yücelik getiren bir yaĢam sürmektir.

Dünyaya bakıĢ açısı dünyanı maddi ve maddi olduğu kadar

Page 91: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

91

bizi aĢağıya çeken yüzünden uzak kalarak esas manevi yönü

ile maddi yönünden istifade ederek hep daha ileriye devam

Ģeklinde olmalıdır. Bu ancak Mesihi bir düzeyde yaĢanabi-

lecek, algılanabilecek bir taraftır.

ġimdi burada devreye giren Efendimiz‟in sözleri esa-

sında bir kaygısızlık değil aksine rahat bir bakıĢ açısında her

tür getiriyi daha rahatlıkla karĢılayabilme Ģeklinde algılan-

malıdır. Yani esasında insanlar için elbette yiyecek ve giye-

cek önemlidir ama burada vurgu onun da ötesindeki hayatın

anahtar noktalarını algılayabilme gerçeğidir. Bu noktada

daha derinlerde Mesih‟in bize sunduğu o kurtuluĢ noktasın-

da yani “kendim için alma arzusunun getirdiği kaostan, gü-

nahtan kurtuluĢta” bize gelen o Yaratan esenliğinin bize

getirdiği inanılmaz büyük huzur içinde insanı bekleyen çok

daha büyük bir gerçek Yaratan‟la “bir olma” gerçeği vardır

ki, zaten var oluĢumuzun temeli de bu noktada değil midir?

Oysa günlük kaygıların derdi içinde bütünlüğü fark etmeyen

milyonlarca insan o bölünmüĢlük, o putperestlik içinde aynı

Ģeyleri yapmıyor mu? O zaman fark nerede olmalı? Yara-

tan‟a tapma ile, O‟nun Mesih‟inde ve Ruhunda.

Ne yiyip ne içeceğiz? diye bedeniniz, ne giyeceğiz? diye

bedeniniz için kaygılanmayın-Matta 6:25

Geçici, maddi ortama aĢırı bağlılığın aslında insanlara

büyük bir yük getirdiği burada esas konu olarak karĢımıza

çıkmaktadır. Çünkü bir Ģeye aĢırı bağlılık ve bu bağlılığın

edinim tatminsizliği ve sonuçları doğal olarak kiĢiyi mutsuz

kılmaktadır. Oysa haz herĢeyin Yaratan‟ı olanda ise o za-

man bir baĢka konuya olan bağlılığın hazzı bizden alması

Yaratan‟ı da bizden alması anlamındadır. O zaman bir sis-

tematik yaklaĢımla konuya bakmak gerekirse en az üzül-

meme konusunda üç nedenimiz vardır ve dünyaya bakıĢ

açımızın yürek değiĢimindeki değiĢimi bu üç noktaya baka-

Page 92: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

92

rak gereksiz kaygı ve üzüntü çekmemizi de ortadan kaldır-

ması demektir. ġimdi bunlara bakalım;

1. Hem kaygılarımıza hem Yaratan‟a hizmet etmemiz

mümkün değildir. Çünkü çok açıkça söylemek gerekirse

kaygı çekmek demek iĢleyen sisteme güvenmemek demek-

tir. Yani var olan sistemin varlığı esasında tıkır tıkır iĢle-

mektedir. Bu sistem dolayısı ile Elohim yani bütün ıĢıklarıy-

la Yaratan her Ģeyi muhteĢem bir düzende iĢletmektedir.

Ama kaygı bu sistemi görmediğimizin ilanıdır.

Dolayısı ile Yaratan‟ı değil kaygıyı yani böyle bir sis-

temin olmadığını kaale aldığım anlamına gelmektedir bu.

Ve bu da bizim için imansızlıktır. Yaratan‟ı edinmemek

demektir. “Beni kuvvetlendirende her Ģeyi yapamayacağım”

gibi bir anlama sahip olmak demektir. Esasında günah iĢle-

mektir. O nedenle “hem Yaratan‟a hem de Mammon‟a aynı

anda hizmet edemeyeceğimiz” burada da ortadadır. “Yara-

tan‟a inanıyorum, Mesih‟in kurtarıĢını kabul ediyorum,

Ruh‟un rehberliğinde yaĢıyorum” diyen kiĢinin kaygıyı mi-

nimuma indirgemesi esas olma durumundadır. Elde olma-

yan ve insan doğasından kaynaklı bir kaygılanma elbette ki

doğal bir doğa tepkisidir ama bunun dıĢında Yaratan‟ı

edinme anlamında imana sahip kiĢinin bu imanla kaygıyı

yürütmesi ikisini bir arada yaĢatması esastan uzak olması

demektir.

2. Eğer kaygılarımız imanımızın üstünde ise o zaman

Yaratan‟ın kainat hakimiyetinden kuĢkumuz var demektir.

Burada Efendimiz‟in doğadan örnekler vermesi kainat ve

doğa sisteminin kontrollü bir biçimde sürekli iĢlediğine iĢa-

ret etmek içindir. Yani “bakın sebepsiz hiçbir Ģey yok, siz de

sebeplerin sonuçlarısınız ama sebep olun ki Yaratan‟a yüce-

lik getiren haz dolu bir yaĢam sürün” denmek istenmektedir.

Yani iĢleyen bir çark vardır. Dua ve ibadetle baĢınızı bu

Page 93: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

93

çarka sokun ve hazzını tadın denmektedir. Bunu yapmak

için de öncelikle “kendiniz için alma arzusunun o inanılmaz

ve tüketen gücünü görmeniz esastır.” Yani Mesih‟in günah-

larınız için kendini feda etmesini bu konunun üzerine getir-

meniz esastır. Ancak “benin” yengisinde sistemin iĢlerliğine

kafanızı sokabilmeniz mümkün olacak ve inanılmaz haz sizi

Mesih‟in sizde ve sizle yükseliĢinde yakalayacaktır. Kainat

Elohim Olan Yüceler Yücesi‟nin sağlayıĢında bize Mesih‟in

kurtarıĢını sunmuĢ ve Ruh‟un saran ıĢığında bütün bu mane-

vi nimetlere sahip olabilmemizi sunmuĢtur.

3. Bu nedenle Yaratan‟ı yani varlığımızın nedenini öne

koymamız bizim için hayatımızı ve kainatı anlamamız an-

lamına gelmektedir. Bu nedenle Efendimiz‟in öğretiĢi doğ-

rultusunda “O‟nun iradesini aramak aslında bize bütün an-

lamları getirecektir.” Bu oturup tembellik etmek Ģeklinde

algılanamaz. Aksine hayatın her bir dehlizini mana ile tetkik

bize sürekli bir mana hazzı verecektir.

Çünkü tetkikin nedeni manayı arayıĢ değil, mananın

yani Yaratan‟ın ve yaratılıĢın farkında Yaratan‟ı edinip ya-

ratılıĢı keĢfetme, bilinçli bir hareketle yaĢamda ilerleme de-

mektir. Bu ilerlemede kendi arabanı iyi sürmek dolayısı ile

etrafı da iyi bir biçimde ıslah ederek gidebilmek demektir.

Bu anlamda Efendimiz Ġsa‟nın kurtarıĢının o muhteĢem ay-

dınlığında kendi iç dönüĢüm ve değiĢimin elbette çevrenin

dönüĢüm ve değiĢimi de olacaktır. Ama bizim zorumuzla

değil, bizde olan o muhteĢem manevi devrimin bizi Mesih‟e

çevirmesi ile… Bu üç kaygılanmama ve dünyaya emin göz-

lerle ve ruhla ve yürekle bakma nedeninin hemen ardından

Efendimiz, Kurtarıcımız Mesih Ġsa‟nın Ģu sözleri gerçekten

tam yerini bulmaktadır;

O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarı-

nın olsun. Her günün derdi kendine yeter-Matta 6:34

Page 94: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

94

DOĞRU YA DA YANLIġ BĠR YARGIYLA BAKIġ

Çünkü nasıl yargılarsanız öyle yargılanırsınız-Matta

7:2

Mesih Ġsa Yaratan‟a yürüyen kiĢi için çok net olan yol

haritalarını verdikten sonra bize çok net olarak bu yürüyüĢ

üzerinde çok büyük bir etkiye sahip olan bir baĢka konuyu

daha açmaktadır. Bu konu bakıĢ açılarımızdır. Dünyaya

bakıĢımız sadece maddi pencereden mi yoksa manevi pen-

cereden midir? Dünyaya bakıĢımız Yaratan‟ı edinmemizle

aynı paralelde midir? Yani güvenle mi bakıyoruz yoksa

kaygı ile mi bakıyoruz? Bütün bunları gözlerimizin önüne

döktüğünde Kurtarıcımız, Efendimiz, Üstadımız Mesih Ġsa

bize aynı zamanda yargılarımızın durumunu hatırlatmakta-

dır.

Biz aslında her gün her konuda Yaratan‟a benzerliğin

bir manada küçük bir ifĢası olarak yargılarda bulunup dur-

maktayız. Bu yargılarımızda çoğu zaman “kendim için al-

manın yani Adem düzeyinin o “ben için” “benimin yarattığı

benlik bakıĢ açılarında” kararlar veriyoruz. Ġnsanları, kaina-

tı, Yaratan‟ı, Mesihi‟ni ve Ruhu‟nu ve hatta Kutsal Yazılar‟ı

hep bu kararlara göre değerlendiriyoruz.

Esasında burada günlük hayat içinde sürekli yargıları-

mızla kendimize iyilik değil kötülük yaptığımız esası çık-

maktadır. Tabii bu yargılar her gördüğümüz Ģeyi kendi iç

algılarımıza göre ve kötü olarak değerlendirmek Ģekliyle

ortaya çıkmaktadır. Yani kiĢinin yine ve öncelikle ve hep

kendi “kaoslarını ıslaha” getirmek için Mesih‟i giyinerek

Ruh‟ta bir yaĢam sürmesi ve kendi “benini” halletmesiyle

çevresine bir ıĢık halkası oluĢturması esas olandır. Burada

bu prensip yine gündemde olandır. Yani Efendimiz “sen

kendin ne haldesin esas buna bak” diye gözleri bakıĢları içe

yönlendirmektedir.

Page 95: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

95

Mana aleminde o muhteĢem “bilinmezi bilinir kılınanda

yani kiĢinin kendisinde” değerlendirmesi istenmektedir. Ve

değerliği değersizden ayırabilmeyi de yine bu içe bakıĢla

değerlendirmektedir.

O zaman “senin için kıymetli olan zamanını” neden

“kıymetsiz olan tartıĢmalara, sohbetlere harcayasın ki.” Se-

nin için kıymetli olan sağlığını “niye dost sandıkların mem-

nun olsun diye meyhanelerde, kumarhanelerde” harcayasın

ki, her Ģeyi denge ile ifrattan yani aĢırılıktan kaçınarak “iyi

olan ne varsa, faydalı olan ne varsa” onun ardında koĢarak

harcamak esas olması gerekendir. Bu da dünyaya nasıl bir

yargı bakıĢı, nasıl bir değerlendirme biçimi ile baktığımızla

oldukça alakalıdır.

AÇI DEĞĠġTĠRMEDE ĠKĠ ETKEN

Dileyin, size verilecek... İnsanların size nasıl davran-

masını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın-Matta 7:7

ve 12

Mesih Ġsa öğrettiği hiçbir konuyu bir yol haritası ver-

meksizin ortada bırakmamaktadır. Burada da diğer yol hari-

talarında olduğu gibi kiĢinin önüne konulan olması gereken

değiĢikliğe gidiĢin yol haritası yine net olarak sunulmakta-

dır.

Bu netliğin içinde aslında yapılması gerekenler gerçek

özgür iradenin faaliyete geçirilmesidir. Bu ne demektir?

Ġnsanlar özgür iradeyi hep kendi istemleriyle bir Ģey seçmek

olarak düĢünmektedirler. Oysa esas özgür irade sürekli ola-

rak bilinçsizle yaptığımız doğal tepkilerimizi tamamen de-

ğiĢtirmeye karar vermektir. Bu çok zordur. Yani birine öfke-

lendiğinizde öfke otomatik olarak kiĢiden fıĢkırır. Bu özgür

seçim değil, seçimsizliktir. Oysa öfkelenmemeyi seçmek

hakikaten özgür iradeyi kullanabilmektir. Bu nedenle burada

Page 96: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

96

Mesih Ġsa‟nın talebi bütün bu yol haritaları ile gelinen nok-

tada bakıĢ açısının değiĢtirilmesi esasını da bilip tabi olma-

mızdır. Bunun da yol haritasının bir tarafı “niyettir.” Yani

“olmayacak” diye kesip atmak esasında “otomatik bir hare-

kettir.” Seçimsizliktir. Özgür iradeyi kullanamamadır. Diğer

taraftan “dilemek” yani “eksikliğin farkındalığında talep

etmek” ise “verilmeyi getirecektir.” “Gökleri yani yüksek

değerleri aĢağıya çekecektir.” O zaman dilemek bakıĢ açısı-

nı değiĢtirmenin bir yoludur. Buna “dua” yani “yüreğin ha-

kiki ve samimi arzusu” diyebiliriz. Diğer taraftan ise “bize

olmasını, yapılmasını istemediklerimizi bizim baĢkalarına

yapmama” seçimimizdir ki bu da oldukça zorlu bir hareket-

tir. Bir iç dileği ve iç dönüĢüm ve değiĢim hareketidir.

Mesih Ġsa kendi ölüm ve diriliĢi ile sonunda kurtuluĢ

gibi bir lütufla bize sunduğu yaĢamının esas öğreti bölü-

münde Müjde‟si ile kurtuluĢ kapısının “manada” olduğunu

önümüze açmıĢtır. Bu “mana” kapısından yani Müjde‟den

geçen inanılmaz bir iç değiĢimin merkezine yani “Mesih

dergahına” gelmiĢ olur. Bu dergahta hayat “dönüĢüm ve

değiĢim” hayatıdır. “DönüĢüm ve değiĢim geçmiĢi Ģimdiye

geleceği de Ģimdiye taĢır ve kiĢiyi Adem düzeyinden Nuh‟a

Nuh‟tan Ġbrahim‟e ve Ġshak ve Yakup‟a ve oradan Musa ile

IĢığın algılanmasına ulaĢtırır. Sonra saran ıĢık yani Kutsal

Ruh yüreklerde “kalp noktası” dediğimiz o altıncı his nokta-

larını açar ve yüreklere ölümü ve diriliĢi ile Mesih doğar

yani yürekler Mesih seviyesini algılamaya ve bu seviyeye

çekilerek “Yaratan‟ı edinmeye” ve O‟nunla “sevgi ve ihsan

Olan‟la” niteliklerin ifĢası manasında “EĢit formda olmaya

baĢlarlar.” Bu onların geldikleri sonsuzluğa dönüĢleri anla-

mındadır. Çünkü artık Yaratan sureti gayesi ile yaratılmıĢ

olmalarının son noktası olan düzeydedirler.

Page 97: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

97

Mesih‟te “Baba ve Ben” biriz mertebesinde Ruh‟la bü-

tünleĢtirilmiĢlerdir. Sonsuzluk yani “kaybolan oğul meselin-

deki” dönüĢ ve kucaklama yani özle buluĢma gerçekleĢmiĢ

ve Yaratan bizden ifĢa olunmuĢ ve yansıma geriye dönmüĢ-

tür. Bu tam haz ve tam doyum ve tam mutluluk yani sonsuz-

luktur.

Page 98: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

98

VIII. YALNIZ İKİ YOL (Matta 7:13-29)

Yıkıma götüren kapı geniştir...

Yaşama götüren kapıysa dardır.

Matta 7:13-14

Dünyamız globalleĢtikçe ve insanlar arasında biliĢim ve

iletiĢim oldukça yaygın hale geldikçe dinlerde belli akımla-

rın etkisinde dünyayı ve insanları etkileme yolunda yepyeni

söylemlerle ortada olma, gündemde kalma çabası içindedir-

ler. Ve dolayısı ile bütün kaygı, bütün etkileme alanı hep

gelecek yaĢam ve elbette cennet kavramı olduğu için bu

yola doğru iĢareti hemen hemen her koĢulda ve herkese ol-

dukça ucuz ve kolay yolla takdim baĢlamaktadır. Adeta bir

pazarlama sistemi ile cennet pazarlanmaya baĢlanmaktadır.

Bazıları daha da ileri giderek her dinin kiĢiyi sonsuzluğa

yönelttiği Ģeklinde öğretilerle ortadadırlar. Elbette burada

önemli olan sonsuzluk ya da cennet kavramlarıyla bu pazar-

lama içindeki dinlerin ve inançların neyi kast ettikleri çok

önemlidir. Ayrıca sonsuzluk dediğimiz olgu gerçekte her

halükârda herkes için zaten olmak zorundadır. Yani zaten

ruhların Yaratan‟dan kopup gelmesi gerçeğinde yani bir

anlamda ezeli sonsuzluktan gelmesi doğal olarak ebedi son-

suzluğa doğru gittiklerine de iĢaret etmektedir. Yani kısacası

dinler söylese de söylemese de insan olgusu bir yolculuk

içindedir ve bu serüvenini bir yönden bir baĢka yöne yön-

Page 99: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

99

lendirmek durumundadır. Diğer tarafta bütün bu gerçekleri

zaten madde içindeki geçici bir kap içinde değerlendirmek-

tedir. Yani insanın bir tarafı sonsuz değildir. Maddi sistem

içersinde madde içinde kalıcıdır. Vücudundaki bütün ele-

mentler elbette yine madde içinde bir dönüĢümdedir. Eğer

elementleri açısından bakarsak o da esasında bir anlamda

kalıcıdır. Ama insan bedeni itibari ile süreklilik teĢkil etmez.

Böyle bir giriĢle ifade etmek istediğimiz sonsuzluğa

gitme ya da gitmeme gibi bir söylemde ne kast edildiğinin

önemini belirtmektir. Demek ki, bir açıdan bütün insanlar

sonsuzluk yolcularıdır. Ama dinler sonsuzlukta adeta bir

sultanlık hayatının edinilip edinilmemesi kaygısı içinde ora-

da bir takım cennetler vaat etme giriĢimindedirler ve bunu

da her yolla elde etmek mümkün diyenler de vardır.

Yani bazı dinlere göre sonsuzluk cennet ve cehennem

olarak bize geri dönüĢüm yeridir. Ve bu geri dönüĢümleri

elde etmek için sadece belli bir dinin ferdi olmak esastır.

Bazı inançlara göre ise farklı dinlerde inançlarda yine kiĢi-

nin dine ve inanca yaklaĢımına göre olmak kaydı ile sonsuz-

lukta cennet ya da cehennem edinimi herkese açıktır. Bazı

inanç ve dinlere göre ise sonsuzluk herkese açıktır hatta

sadece cennet vardır. Bu listeyi ve görüĢleri uzatmak müm-

kündür. Oysa Efendimiz Ġsa Mesih‟in ifadesiyle konuyu

irdeleyecek olursak, kiĢinin önünde yalnız iki seçenek var-

dır. Bunlardan biri “acıların yolu” dediğimiz kiĢinin kendi

deneyimleri, ailesi, kültürü ve dini inanıĢı içinde kafasını

vura vura kat ettiği acıların yolu, diğeri ise “mana yoludur.”

Yani Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢında biçimlenerek Yaratan‟a

uzandığı yoldur.

Burada dikkat edersek her ikisi de esasında sonsuzluk

yoludur. “Acıların yolunda” sonsuzluk bitmek tükenmek

bilmez döngülerin içinde ulaĢılan bir konumdur. “Mana yo-

Page 100: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

100

lunda” ise sonsuzluk “Ģimdi içinde” edinilmiĢ Yaratan‟la

bütünleĢme, Yaratanla eĢit formda olma yoludur. Dolayısı

ile Ģimdi Mesih‟i düzeyde olmak ya da olmamak bizim cen-

net ya da cehennemi edinimimizdir ve aynı zamanda bu

edinim biraz sonra geçeceğimiz sonsuzlukla bütünleĢmekte-

dir. O zaman sonsuz bazı dinlerin ifadesi gibi bedenin ter-

kinde baĢlayacak ve bir takım ceza ve ödüllerin takdim edil-

diği durum değildir. Dolayısı ile sonsuzluk bir dinin tekelin-

de ya da genel olarak dinlerin tekelinde bir durum değil in-

sanlığın içinde bulunduğu yolculuğunun bir gerekliliğidir.

Bu nedenle Mesih Ġsa dünyaya bakıĢı irdeledikten sonra

Ģimdi de sonsuzluğa bakıĢı değerlendirmektedir. O zaman

bir anlamda Matta‟nın anlatımı içeriğinde Ġnsanoğlu olarak

nitelediği ve daha çok Ġsa Mesih‟in fiziksel varlığını öne

çıkaran yazılarında belli bir sistematik gözümüze çarpmak-

tadır. Bu sistematiği bir kez daha hatırlayalım Ģimdi; bu an-

latıma göre Efendimiz‟in öğretiĢleri belli bir öğretiĢ sistemi

içinde sunulmaktadır:

a) Ġlk önce Müjde yani dönüĢüm ve değiĢime davet

vardır.

b) Müjde‟de dönüĢüm tuz örneği, değiĢim ise ıĢık örne-

ği ile pekiĢtirilir.

c) Sonra dönüĢüme yol haritası olarak “dağdaki vaazda”

yedi aĢama sunulur.

d) Ardından değiĢime yol haritası olarak “anti tezler”

yedi aĢama olarak takdim edilir.

e) Ve arkasından dönüĢüm ve değiĢimde Yaratan‟la

iliĢkinin yedi aĢaması verilir.

f) Bütün bunları yaparken yeni bir doğaya sahip olma-

nın önemi vurgulanır.

Page 101: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

101

g) Sonra bütün bu içsel hareketlilik sonucu dıĢa bakıĢın

nasıl olması gerektiği öğretilir.

h)Ve sonunda dönüĢüm ve değiĢimle Mesih‟te biçimle-

nen insanın sonsuzluğa bakıĢı irdelenir.

Görüldüğü gibi Müjde Yaratan ıĢığının yani Kutsal

Ruh‟un kalpte açtığı noktadan baĢlamak kaydı ile yavaĢ

yavaĢ yürekte Mesih‟in biçimlenmesi ile dıĢa doğru ve dıĢ-

tan da daha üst dünyalara doğru değiĢen bir “mana yolu”

olarak karĢımıza çıkmaktadır. Ve bu nedenle Efendimiz Ġsa

Mesih sonsuzluğu yani manevi manada üst dünyalara giden

yürek yükseliĢi yolunu tarif ederken esasında insanın iki

yolu olduğunu ifade etmektedir. Ġnsan ya birindedir ya da

öbüründedir. Maddede “acıların yolunda” ise de yaratılıĢ

gayesi itibari ile Yaratan suretine dönüĢme zorunluluğu

içinde olması onu Mesih‟inde kurtuluĢa yani “mana yoluna”

getirecektir. Bir anlamda “her diz çökecektir”, “her dil diye-

cektir.” Yaratan‟a dönme gelinen kaynağa iade edilme an-

cak bu “dönüĢüm ve değiĢimin” sonucundadır. Dinler,

inançlar ve mezhepler her ne olursa olsun eğer “mana yolu-

na” Mesih‟in düzeyine kiĢiyi ulaĢtırmadıkça kimseye hakiki

ruh kurtuluĢu dediğimiz sonsuz bütünlüğü sağlayabilecek

değillerdir. Bu nedenle insanlığın önünde esasında dinler

seçimi yoktur. Dinler ya da inançlar insanların maddi dünya

dıĢı insan bağlantılarını ve hatta madde mana bağlantılarını

sorguladıkları alanlardır. Bu alanlar iyidir, çünkü insanlar

biraz öncelerini ve biraz sonralarını düĢünmeye baĢlarlar ve

böylelikle ruh ve düĢünce denklemlerinde vizyon ve algıla-

rını geniĢletmeye baĢlarlar.

Sorun bu geniĢleme “kiĢisel benlikleri” üzerinde kendi-

lerine kabuklar oluĢturup kendilerini sıkıĢtırmaya eğilimlidir

ve böylelikle dört bin yıldan beri bu sıkıĢmalar belli kabuk-

Page 102: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

102

lar arasında din ve inanç kümeleri oluĢturmuĢtur. Oysa

Efendimiz Ġsa‟nın ifadelerinde esas önemli olan “yolun”

fark edilmesi ve “yolun” sürekli olarak esasa yükseliĢidir.

Gerçek yani kiĢinin kendi gerçeği olduğu gerçeği kiĢiyi öz-

gür kılacak olandır.

Yeremya da bu nedenle Ģu ifadeleri kullanmaktadır: İşte

yaşama giden yolu da ölüme giden yolu da önünüze koyuyo-

rum-Yer.21:8. Efendimiz Ġsa da hep bu iki seçeneği önümü-

ze koymaktadır. Çünkü insanın özgür iradesinin olduğu “tek

alan” “acıların yolu” ya da “mana yolu” dediğimiz ruhsal

yürüyüĢünü seçme alanıdır. Bunun dıĢında insanın özgürlü-

ğü ancak “yerçekiminin” ya da “zamanın” müsaade ettiği

kadar bir özgür alandır. Bu bölümde Efendimiz Ġsa iki kapı-

dan (iki yoldan), iki ağaçtan (iki öğretmenden), iki tür yak-

laĢım (iki tür dindarlıktan), iki tür temelden (iki tür inĢa

ediĢten) bahsetmektedir. Bu ikiler arasında seçim hakkı esa-

sında insana bırakılmıĢtır. Ve insanın sonsuzluk serüveni

içinde bir anlamda evet her yol insanı sonsuzluğa taĢır. Ama

burada esas olan “özgür iradenin” nasıl kullanılacağı duru-

mudur. Esasında insanın özgür seçimi esas anlamda yoktur.

Çünkü dünya gezegenine mahkum ve üzerinde belli fizikle-

rin iĢlediği belli, kısıtlı ve sınırlı bir ortamda süren bir ya-

Ģam söz konusudur. Oysa “acılar veya mana yolu” üzerinde

yapılacak seçim ise sonsuzluğun ne tür bir sonsuzluk olaca-

ğını belirlemesi açısından önem taĢımaktadır. Hakikaten bu

seçim sonsuzlukta cenneti ya da sonsuzlukta cehennemi

belirleyen bir seçimdir.

ġimdi yapılan her Ģey biraz sonra için yani sürekli ola-

rak bize çarpan sonsuzluk için iyi ya da kötü olarak karĢılı-

ğını bulur. Cennettir ya da cehennemdir. Fakat eğilim itiba-

riyle yani hep negatife olan alıĢkanlıklarımızdan dolayı se-

çimimiz “acılar yoluna” olduğu için dinler ya da inançlar

Page 103: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

103

içinde de olunsa insan çoğunlukla kayba, negatife, acılara

dolayısı ile cehenneme meyletmektedir. Çünkü olumlu

olumsuzluk rüzgârı içinde zıt bir rüzgârdır.

DAR KAPI

Bu yolu bulanlar azdır-Matta 7:14

Yukarıda bahsettiğimiz gibi sürekli olarak “olumsuza

meyletmiĢlik” yani mesela örnek verecek olursak tepki sü-

rekli olarak bizim alıĢık olduğumuz ve doğamızdan kaynaklı

bir olgudur. Ve öfkelenmek özgür seçim değildir. Kendi

doğamın doğal eğilimidir. Ve en ufak bir öfkeyi iteleyen

durumda açığa çıkar ve kendi doğam gereği bu açığa çıkmıĢ

eğilim beni özgür seçimden mahrum bırakır ve mahva taĢır.

Oysa öfke karĢısında öfkelenmemeyi seçmek eğilimimin

tersine gitmektir. Ġsa Mesih‟in öğretisi, kurtarıĢı, aklaması

bu noktadadır. Yani nefsi inkâr edip, haçı yüklenme ve Me-

sih‟in ardı sıra gitme, ölümü ve diriliĢinde sunduğu kurtuluĢ

hep bu noktalarda kendini gösteren, tedavi eden, günaha ve

ölüme yengi veren durumdur. Bu nedenle hakiki manada Ġsa

Mesih‟in buyruklarını yerine getirmek “O‟nu çok sevme”

söylemlerinden çok daha zordur. “Hayat olsun diye” geldi-

ğini söyleyen Mesih‟i giyinmek “kanında aklandım ben”

demekten çok daha zordur. Bu nedenle bu seçim yani zoru

giyinme seçimi “mana yolu” dar bir kapının ardındadır. Bir

baĢka deyiĢle ve Anadolu‟muz tabiriyle “Mesih Dergâhında

el-pençe durmak” yani Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢını, öğretileri-

ni, ölüm ve diriliĢini gönenerek hazır bir vaziyette madde ve

mana yaĢamında Yaratan‟a yürümek oldukça zordur. Ama

görüldüğü gibi dinlerde, mezheplerde, bazı inançlarda sem-

bolleri göz önüne koymak, irdelemek, hatta yavaĢ yavaĢ

sembolleri tapınıĢ unsurları yapmak, görsele hitap etmek,

müzik aletleri, tapınıĢ biçimleri üzerinde ayrıntılara takılıp

Page 104: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

104

kalmak, iĢin ruhunu bir türlü algılayamamaktır. Bu nedenle

Yaratan‟a yürüyüĢte O‟nunla eĢit formda olmak kaba tabi-

riyle Ruh‟un ıĢığının, aydınlığının sarıĢı ve elbette yönlendi-

riĢi ile bir anlamda Mesih olmaktır. Efendimiz Ġsa‟yı giyin-

mek, Mesih Ġsa‟yı bürünmektir. Dövene elsiz, sövene dilsiz

olmak demektir. Özellikle batının akılcılığı ve maddeci ba-

kıĢ açısı tekeline alınmıĢ olan Mesih‟in yolu esasında bu-

günkü gösterildiği Ģeklinden fersah fersah uzakta, Yara-

tan‟ın yaratılmıĢ alemi ile yaptığı o eĢsiz antlaĢmasında sü-

reklilik arz eden bir gönül yolu, bir sonsuzluk yoludur. Dar

kapı bu nedenle eğer dönüĢüm ve değiĢimle karĢılandığında

içten dıĢa bütün kaos ıslahla yer değiĢtirdikçe edinilen bir

cennet yoludur.

Sonsuzluk hepimizin yolu olmakla birlikte buradaki

sonsuzluk kavramı Yaratan‟la bütünleĢtiren, form eĢitliğine

getiren, sonsuzluk içindeki suret olma hazzını yaĢatan bir

sonsuzluktur, dolayısı ile cennet, cennet dedikleri esasında

ıĢığın kabı ile birleĢmesi bütünlüğüdür. O en üst haz nokta-

sıdır.

AĞAÇ VE MEYVESĠ

Onları meyvelerinden tanıyacaksınız-Matta 7:16

GiriĢ bölümünde ifade ettiğimiz gibi aslında insanların

önünde daima iki yol hep vardır ve olacaktır da. Özellikle

sonsuzluğa bakıĢ açısını irdelerken Efendimiz Ġsa bu yolcu-

luğun öyle din tüccarlarının pazarladıkları Ģekli ile kolay bir

yol olmadığını ifade etmeye çalıĢmaktadır. Görüldüğü gibi

öncelikle hakiki “mana yolu” gerçek anlamda Mesih Ġsa‟nın

kurtarıĢında “yeni doğuĢ” yani “yeni yaĢam” dar bir kapının

ardındadır. Bu da herkesin iĢaret ettiği bir “din” yolu olma-

dığı esasında çok aĢikârdır. Zaten yalnızca Efendimiz‟in

Page 105: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

105

öğretiĢlerine dikkatlice ve bütün olarak bakılsa bunu görmek

(tabi ki hakikaten görmek isteyenler) için mümkündür.

O zaman bu dar kapı tarifinden sonra öğretmenlerin iki

tür olduğuna dikkatlerin çekilmesi doğaldır. Çünkü insanlar

kendi yürek meyilleri doğrultusunda kolaylıkla “olumsuza” ,

“kötü olana”, “kolay yola”, “geniĢ kapıya” sapma meyli

içindedirler. O zaman seçim burada da seçimdir. Hemen

burada iĢte “Kutsal Ruh‟u dinleyince yanlıĢ olmaz”, Ġsa Me-

sih‟ten bahsetmediniz “O‟nu yüreğime alırım ancak o za-

man sağa sola sapmam” Ģekline çok dini kalıplar kullanmak

mümkündür. Ama iĢ böyle değildir. Bu kalıpları bile kafala-

ra sokan, Ģu an inandıklarımı ya da iman olarak algıladıkla-

rımızı dahi bize öğreten bazı kiĢiler vardır. Bu kiĢiler ehildir

ya da değildir. Aslında bunu sorgulamayı bile düĢünmeyiz.

Televizyon vaizleri arasında ünü olduğu için dinleriz, ruhu-

muza hoĢ geldiği için izleriz, bize anlık hazlar verdiği için

takip ederiz vesaire, ama çok azımız hakiki yürek değiĢikli-

ğini Ruh‟un iĢleyiĢinde ve Mesih‟te biçimleniĢte gerçekleĢ-

tiririz. “Günah” kelimesi bizi o kadar etkiler ki, yıllar önce-

sindeki günahlarımıza ağlar ve Ġsa Mesih‟te bağıĢlanma

aldığımızı düĢünür, sevinir, tekrar ağlar, tekrar sevinir ve

hep o günlerde kalır dururuz ve adeta “günah” kelimesi ne

kadar sık geçerse o kadar dindarlık battaniyesine sarılırız.

Ama gün içinde, o güne taĢıdığımız ve hiç değiĢtirme-

diğimiz kinimizi, nefretimizi, kıskançlıklarımızı, adam ka-

yırmalarımızı, aĢağılamalarımızı, dedikodularımızı hiç ama

hiç düĢünmeyiz. Görüldüğü gibi kimi izleriz, hangi öğret-

meni takip ederiz. ĠĢte bütün bu noktalarda Efendimiz bize

“iyi meyveleri” iĢaret etmektedir. “Ġyi meyvelerde” bir mis-

yona bağlı olmaktan ötürü, o misyonun bir takım avantajla-

rını kullanarak, birçok ardı arkası kesilmeyen programlarla

bir insan kalabalığını Ġsa inanlısı diye toplamak Ģeklinde

Page 106: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

106

görülüyorsa esasında bu algıda bile Efendimiz Ġsa‟nın esas

öğretilerinin ne kadar saptırıldığını görebilmek mümkündür.

Meyveler elbette Mesih Ġsa‟nın öğretilerinde, kurtarıĢında,

Müjde‟sinde sürülen bir hayattır. Tanıklıklar elbette etkin

olacaklardır. Elbette ki kiĢideki Yaratan ıĢığı, Ruh‟u baĢka-

larına “mana yolunu” tarif edecektir. Ama meyveler tama-

men kiĢinin dönüĢüm ve değiĢimi ile bağlantılıdır. Yüreğin

dönüĢümü, değiĢimi, yaĢamın doğal haliyle dönüĢüm deği-

Ģimidir.

Bu nedenle Efendimiz Ġsa “kuzu postuna bürünen yırtıcı

kurtlar” ifadesini kullanmaktadır. Bunu samimi, dindar gö-

rünümlü öğretmenler için kullanmaktadır. Ve esas tohumla-

rının ne olduğuna dikkat çekmektedir. Günümüzde “kurtu-

luĢun lütufla olduğu” sürekli vurgulanır ve “iĢler” hep alçal-

tılır. Çünkü geçmiĢte din sistemi içinde bunun tersi olmuĢ-

tur. Yani bir reaksiyon olarak Ģimdi de bu ters denklem ku-

rulmaktadır. Ama esas olan bu iki kavramın birbirinden ay-

rılamayacağı gerçeğidir. KurtuluĢ esasında lütfun sindirilmiĢ

olduğu ve dolayısı ile kiĢinin lütuf dolu bir yürekle iĢleriyle

Yaratan‟ın niteliklerini yansıttığı bir yaĢam esas “meyve

veren” bir yaĢamdır.

ĠKĠ TÜR YAKLAġIM

Bana “Rab, Rab” diyen değil, göklerdeki Babam’ın is-

teğini yerine getiren-Matta 7:21

Ġnsanlığın önünde özgür iradesi ile seçebileceği iki yol

olduğunu çalıĢırken Efendimiz bu kez bize bu öğretiĢini

pekiĢtirmek için iki tür yaklaĢım değerlendirmesinde bu-

lunmaktadır Bu iki tür yaklaĢımdan bir tanesi sözel yakla-

Ģımdır.

Dindar görünümle bağlantısı olan sözel yaklaĢımda ki-

Ģilerin farkında olmadan kendilerine has bir literatür oluĢ-

Page 107: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

107

turmaları, davranıĢ biçimleri oluĢturmaları söz konusu ol-

maktadır. Yani artık bu kiĢiler tavırları ile, konuĢmaları ile,

bakıĢ açıları ile kendilerini diğer bütün insan kardeĢlerinden

ayrı tutma eğilimindedirler ve üstelik bu eğilime giriĢlerinde

“gurur” ve “kiĢilerin kendi çıkarları için alma arzularını iĢ-

letmeleri de” esas olmaktadır. Dolayısı ile dillerinden “Rab,

Rab” kelimesi düĢmemektedir. Hatta bu kelimeyi artık her

an ve her yerde kullanmanın sonucunda bir de karĢılık bek-

lemeye baĢlarlar. Oysa Efendimiz Ġsa Mesih‟in buradaki

öğretisinde bunların Yaratan için pek de anlam taĢımadığı

açıkça söylenmektedir. Fakat böylesine bir açıklık söz konu-

su olmasına rağmen bu ısrarlı “dindar olunmadığının” söy-

lenilmesine karĢın “dindarlığın en ala bir biçimde” uygu-

lanmasına bir mana verebilmek oldukça zordur. Oysa esas

yaklaĢımın tamamen Ruh‟ta ve gerçekte bir tapınıĢ tarzında

yani dönüĢüm ve değiĢimin yüreğin derinliklerinden dıĢa

doğru bir yaĢam tarzı olarak geliĢmesi Ģeklinde olması öğre-

tilmektedir. Bu zordur. Çünkü burada baĢkalarını değiĢtirme

değil, kiĢinin kendisini Yaratan‟ın Ruh‟unun rehberliğinde

ve elbette Mesih Ġsa‟da Müjde‟nin kurtarıĢında gerçekleĢ-

tirmesi esastır. ġimdi buradaki söylem içinde ne tür bir kiĢi-

nin kabul görmediğine beraber bakalım:

a) Bu kiĢi Efendimiz‟i “Efendisi” olarak kabul etmek-

tedir.

b) Hatta “peygamberliklerde” bulunmakta ve “mucize-

ler” yapmaktadır ve Efendimiz Ġsa Mesih‟in ismi ile bu iĢle-

ri yaptıklarını Ġsa Mesih de kabul etmektedir. Buna rağmen

Ġsa Mesih kendi Müjde‟sinin ve kurtarıĢının yolunda bu kiĢi-

leri bir türlü görememektedir. Bu oldukça ilginçtir. Demek

ki, esas öğretmek istediği, esas kurtuluĢ yolu, esas “bol ya-

Ģam”, “yeni doğuĢ” bunları ifade etmek, yerine getirmek

değil Mesih‟te biçimlenmek yani “kalp noktasından” hare-

Page 108: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

108

ketle tamamen yepyeni bir Yaratan sureti olmaktır. Mesih‟in

bizden yansımasıdır. Zaten zor olan ve sonsuzluğa esas ol-

ması gerektiği gibi taĢıyan bu noktadır. Bunun için bu kadar

söze ihtiyaç duyulmuĢ ve Matta‟nın kaleme aldığı Ģekilde

böyle bir sistematik öğretiĢ gerekli görülmüĢtür.

SAĞLAM TEMEL

Sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerine

kurar-Matta 7:24

Sonsuzluğa bakıĢ açısında temel en önemli noktadır.

Çünkü bir elma ağacının eğer tohumu sağlam ve sağlıklıysa

o elma ağacı meyve veren bir elma ağacı olacaktır. Ya da

ulu bir çınar asırlarca insanlara gölgelik, sığınak olacaktır. O

zaman Mesih Ġsa‟nın “Kutsal Yazılar‟ı” tamamlayıcı olduğu

hatırlanırsa bu tamamlama rolünde yaĢamlarımızı Efendi-

miz‟in hayatı ve öğretiĢleri üzerinde ve elbette haç üstünde

ölümü ve diriliĢinde inĢa etmemiz temeldir. Çünkü bizi yi-

yip bitiren “hep kendi benliğimizin alma arzusu ardında

koĢmamızdır.” Kendi kendimize bu durumu fark edip dıĢarı

çıkmamız ve Yaratan gibi “ihsan ederek yani baĢkaları için

almaya dönüĢmemiz ve değiĢmemiz” Mesih düzeyini fark

etmeden ve arada kendi benimizle bir karĢılaĢtırma yapma-

dan mümkün değildir. O zaman bu karĢılaĢtırma ve kendi-

mizi Yaratan bakıĢ açısından fark etme ve O‟nun beni ile

bütünleĢmeye daha doğrusu O‟nu Ruh‟unda ve Mesih‟inde

yansıtmaya baĢlamak hiç kuĢkusuz yaratılma gayesinin tam

üzerine varlığımızı oturtmak demektir. Bu da Mesih‟te kur-

tuluĢ sonsuz yaĢama geçiĢ demektir.

Kısaca söylemek gerekirse önümüzde var olan ve yal-

nızca var olan iki yoldan “mana yolunu seçmek” bizi esas

gitmemiz gereken yönden devamımızı sağlayacaktır. Bu

Yaratan‟ı edinme yoludur. Mesih‟inde ve Ruh‟unda Yara-

Page 109: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

109

tan‟la “sevgi ve ihsan olma” niteliğinde eĢit forma dönüĢüm

ve değiĢim yoludur. Bu yol bir sonraki anımıza cenneti çe-

ken, sonsuzluğu olması gerektiği gibi çeken yoldur. O za-

man esas olan Ģudur ki, “mana yolu” gerçeği sonsuza doğru

bakıĢ, doğru yürüyüĢ olmakla birlikte aynı zamanda Efen-

dimiz Mesih Ġsa‟nın dediği gibi; az kiĢilerin farkında olabi-

leceği bir yoldur. Yani bu yolun kapısı dardır. Pek dikkat

çekici ya da kiĢilere anlık hazlar verici değildir. Bu nedenle

tercih edilmemektedir. Diğer taraftan ortalıkta birçok öğreti-

ciler mevcuttur. Ama bu öğreticilerin sözlerine değil gerçek-

ten kendi içsel dönüĢüm ve değiĢimlerine dikkat etmek esas-

tır. Bu dikkat ediĢte onları eleĢtirmek ya da onlara onur

vermek için değil ama hayatlarımıza tecrübe örnekleri kata-

bilmek içindir.

Bu örnekler bizim iç hesaplaĢmalarımız için önemlidir.

Ve her Ģeyden önemlisi “mana yolu” seçimi Mesih Ġsa‟nın

sözlerinin duyulup hakikaten uygulanması sonucu iĢlerliği

olan bir seçim olacaktır. Bu sağlam temel bizim Ġsra-el yani

hakiki manada ve manevi anlamda “Yaratan‟a yürüyen ol-

mamız” demektir. Bu yolda günahların aflığı Mesih Ġsa‟nın

kurtarıĢında “benliğin kendi için alma arzusunun, baĢkaların

ihsan için alma arzusuna dönüĢümündedir.” Ve elbette böyle

bir öğretiĢ dar kapıdan geçiĢ, sağlam öğretmenleri izleyiĢ,

sağlam temeller üzerinde yükseliĢ demek olacaktır.

Page 110: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

110

IX. YOLCULUĞUN KURALI (Matta 8:20-29)

Ardımdan gel...bırak ölüleri,

kendi ölülerini gömsün.

Matta 8:22

Efendimiz Mesih Ġsa‟nın öğretilerinin sistematik olarak

kayda geçirilmesi esasında bizi oldukça net bir manevi yol

haritasıyla karĢı karĢıya bırakmakta ve gerçekten de bizi

oldukça net bir teori ve pratik iliĢkisinde bir yerden bir yere

taĢımaktadır. Hedefimiz dönüĢüm ve değiĢim yolunda “ben-

likte” yitirdiğimiz “Yaratan sureti” esasımıza geri dönmek-

tir. Bu bağlamda insanlık önünde özgür iradesini tek kulla-

nabileceği alan olan “acıların yolu” ya da “mana yolu” ara-

sındaki seçimi yapması gerekmektedir. Ve bu seçimle de

özellikle Efendimiz Ġsa Mesih‟in ifadeleri ile “mana yolu-

nun” yani esas yürünmesi gereken yolun “kuralı” karĢımıza

çıkmaktadır.

Bu noktada Mesih Ġsa‟nın sadece kurtarıcılığı ile değil

yüreklerin efendisi olması yani Mesih‟in yoluna Mesih‟le

adanmıĢlıkla tam olarak kendini tabi kılmakla devamlılık

esası ortaya çıkmaktadır. Bu devamlılıkta yalnız Ġsa Me-

sih‟in sözlerine inanmak değil, yollarında yürümek, öğretiĢ-

lerinde biçimlenmek ve Mesih‟i giyinmek esastır. Ama ne

yazık ki, Ġsa Mesih‟in teori ve pratiği üzerine yüzlerce yollar

oluĢturulmuĢ ve esaslı olarak ilk yüzyılda esas söylemek

Page 111: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

111

istedikleri, esas ifade etmek istedikleri esas kurtarıĢı ve

efendiliği ile kast ettiklerinin ne olduğu üzerinde çok az

düĢünülmüĢtür. Günümüzde Ġsa Mesih‟i izlediğini söyleyen

birçok sistem ne yazık ki, bu sistemlerin kurucularının elbir-

liği ile oluĢturdukları oldukça kabuklarla kaplanmıĢ esas

verilmek istenilenden çok çok uzaklarda olan dinsel kurum

ve kuruluĢlardır. O zaman Mesih Ġsa‟yı esas söyledikleri ve

ifade etmek istedikleri ile algılayıp Mesih‟te biçimlenen

kiĢiler gerçekten öncelikle kendileri “kaos‟tan ıslaha” gelen

ve sonrada “kendi ıslahlarından ötürü çevrelerini ıslah” ede-

bilen kiĢilerdir. Dolayısı ile bu kiĢiler “yeni doğuĢa” yepye-

ni bir dünya görüĢüne sahiptirler. Yaratan‟a doğru yol aldı-

ğını düĢünen binlercesinin üstünde Mesih‟in yükseliĢinde

Yaratan‟a hakikatte yol alan kiĢilerdir ve dönüĢüm ve deği-

Ģimlerinin sürekliliğinde artık yepyeni bir dünyayı inĢa et-

mektedirler. Saran ıĢığın yani Kutsal Ruh‟un aydınlığı o

kiĢilerin üzerindedir.

TALEBE MĠ? ÖĞRENCĠ MĠ?

Bütün bunlar esasında mürĢitliği gerektirmektedir. Mür-

Ģit irĢat edilen demektir. Yani birisi tarafından hamlıktan

olgunluğa doğru götürülen demektir. Bir mürĢit tarafından

irĢat ise Ģakirt dediğimiz bir baĢka Osmanlıca kelimeyi ge-

tirmektedir. Belki bu kelimeler Ģu an kullanılmadığı için

“eski kavramları kullanmanın ne gereği var?” gibi bir dü-

Ģünce sizi sarmıĢ olabilir. Ama unutmayın ki, her dil her

zaman her kavramı kapsayabilir diye bir kural olmadığı için

dünya dilleri arasında hep kelime alıĢ veriĢleri söz konusu

olmuĢtur. Yani bu kelimeler ne öğretmen kelimesi ile ne de

öğrenci kelimesi ile karĢılanabilecek kelimeler değildir.

Yoksa Efendimiz Ġsa Mesih‟i sınıfa girmiĢ ve sadece bilgi

veren bir öğretmen Ģeklinde ifade etme durumunda kalırız.

Page 112: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

112

“E anlaĢılıyor ama” derseniz hemen Ģunu söylemek gereke-

bilir: AnlaĢıldığını sandığımız ve konuyu tam açıklamayan

kelimeler zamanla o konuda esas verilmek istenilenin de

tam olarak anlatılamayacak olması demektir. Yani Mesih

Ġsa‟ya esasında “Rav” hitabı vardır. Yani Rav ya da sonraki

kavramı ile Rab bunların hiçbiri “öğretmen” kelimesi ile

karĢılanamaz, “terbiye eden, öğreten, hamlıktan olgunluğa

taĢıyan” gibi birçok manayı içermektedir. MürĢit böyle bir

anlama iĢaret eder. ġakirt yani bir mürĢidin dizi dibinde otu-

ran, onunla yiyip içen, gezen, vaazlarını, öğretiĢlerini dinle-

yen anlamındadır. Bunu da tam olmasa bile ifade edebilece-

ğimiz tek Türkçe kelime biraz eski de olsa “talebe” kelime-

sidir. ġimdi neden bazı kelimelerde eski Türkçeyi tercih

ettiğimiz de herhalde anlam kazanacaktır. Yani talebeliği

Ģimdi günümüzde hep “öğrenci olmak” “öğrenci yetiĢtir-

mek” gibi kavramlar olarak karĢılıyoruz. Çünkü yeni Türkçe

kavramlar genelde geçerli olan kavramlardır. Oysa dediği-

miz gibi bu kavramların bazıları “maneviyat yolu için geçer-

li değildir.” Çünkü maneviyatı bilgi olarak algılamak Mesih

Ġnancı‟nın “batı düĢüncesinde” ne kadar sistematikleĢtiğinin,

yürekten akla doğru değiĢtirildiğinin güzel bir örneğidir.

Oysa “Mesih Ġsa kalp kapısında durmaktadır.” Kalp kapı-

sında durduğuna göre burada söz konusu olan “öğrencilik

değil” “kapıyı açma talebidir.” Yani “öğrencilik” bir Ģeyleri

bilgi düzeyinde edinip bir Ģeyler yapmaktır. Oysa “talebe-

lik” boĢ olduğunun farkında bir Ģeyleri edinmeyi istemektir.

ĠKĠ AYRI TALEP

Nereye gidersen, senin ardından geleceğim-Matta 8:19

İzin ver, önce gidip babamı gömeyim-Matta 8:21

Bu bölümde Mesih Ġsa‟ya yaklaĢan iki talebe, iki ayrı

taleple Efendimiz‟e yaklaĢmaktadırlar. Bunlardan bir tanesi

Page 113: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

113

hemen Ġsa Mesih‟i her nereye giderse izlemeye hazır oldu-

ğunu dile getirmektedir. Bir diğeri ise Ģimdilik Ġsa Mesih‟i

izleyemeyeceğini eve gidip muhtemelen sorumlu olduğu

annesi ve babası vefat edene kadar bir süreye ihtiyacı oldu-

ğunu söylemektedir. Yani taleplerden birisi hemen “talebe

olarak” sürekli Mesih‟in yanında yer alma, Mesih Ġsa ile

birlikte her yere gitme talebidir. Bir diğer talep ise “talebeli-

ği” bir anlamda Ģimdilik bırakma talebidir.

Burada bize yeniden güzel bir yol haritası çizilmektedir.

Matta‟nın anlatımındaki düzen içinde özellikle “acıların” ya

da “mana yolunun” özgür irade ile seçilmesi öğretisinden

sonra gelen bu bölümde seçilen yolda yani Yaratan‟ın arzu

ettiği mana yolunda “yolculuk kuralının” ne olduğu vurgu-

lanmak istenmektedir.

Bu yolculuk kuralı hiç kuĢkusuz sürekli Yaratan‟ın

Ruh‟unda Mesih‟in kurtarıĢında sonsuzluğa doğru Mesih‟te

biçimlenmeyi istemek anlamında bir “talebeliktir.” Ve böyle

bir talepte iki yana eğilim engellenmeye çalıĢılmaktadır. Bir

baĢka ifade ile “eğer mana yoluna çıktınızsa, eğer Efendimiz

Mesih‟in kurtarıĢını gönendinizse o zaman acele ile ya da

ağır aksak hareket etmek yerine ne yöne gittiğinizin bilin-

cinde istemle devam etmeniz ve hayat boyu Mesih‟e talebe

olmanız gerekmektedir” denmeye çalıĢılmaktadır.

Efendimiz‟in bütün buyurduğu ifadelerde, öğretilerde,

yaĢam örneklemelerinde olduğu gibi burada da esasında çok

önemli bir öğretiĢ söz konusudur. Kısacası “talebe” olmak

isteyenlerin öncelikle taleplerini iyi değerlendirmeleri

önemlidir. “Mana yolu” tamamen bir yürek yoludur.

Yani öncelikle “saran ıĢığın” yani “Kutsal Ruh‟un” ha-

zırladığı bir yol olması esası vardır. Bu nasıl bilinir? Yürek

bir Ģekilde bunu bize hissettirecek ve Efendimiz‟in “kurtarı-

cımız ve efendimiz” olması prensibi bize hissettirilecek ve

Page 114: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

114

canla baĢla bu yola sarılma içtenliği ve istemi bizden dıĢarı-

ya fıĢkıracaktır.

Bakın günümüzde bu istem ve içtenliğin algılanması

için bir takım çalıĢma metotları, süre koymalar, dini duvar-

lar söz konusudur. Bu “öğrenme” kavramı ile de bağdaĢtı-

rıldığında doğal olarak ve elbette sadece dünyasal ve siste-

matik ve görsel eğitim sistemlerinin verebileceği kadar bir

sonuç vermektedir. Bu nedenle kiliselerin çokluğu hakikaten

Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢında kaostan ıslaha geçmiĢ ve insan,

insan olmuĢ Yaratan suretinde “esenlik ve barıĢ” içinde bir

insanlık ve çevre oluĢturmamıĢ ve oluĢturmayacaktır. Bu

nedenle kilise tarihinin birçok sayfalarında ne yazık ki, “çe-

kiĢmeler, kin, nefret, siyaset, ayrımcılık ve savaĢlar” söz

konusudur. Çünkü Mesih‟e öğrenci olmakla Mesih‟e talebe

olmak arasında çok büyük bir fark vardır. Ve elbette “inan-

cın kullanım amaçları da” bu noktadan itibaren yön değiĢ-

tirmektedir. Ama birçok zaman bu konularda doğru bir ta-

nımlama bile yapmanıza izin verilmez çünkü hemen “din ve

mezhep dıĢına itilirsiniz.” Oysa Yaratan‟ın Mesih‟inde ve

Ruh‟unda her bir yaratılmıĢın Yaratan‟ı olduğu ilahilerde ve

vaazlarda yer alsa da gerçekte ve uygulamada böyle olma-

mıĢ ve olmayacaktır. Ta ki, hakiki talebeliğe ve esas Efen-

dimiz‟in “talebe olma ve yetiĢtirme” teori ve pratiği hayatla-

ra geçirilene kadar.

Lafı daha fazla uzatmadan burada bir söz söylemek ge-

rekirse Mesih Ġsa‟nın “talebelik” prensibinde “üst akla tu-

tunma” söz konusudur. Yani eğer siz Ġsa Mesih‟i kurtarıcı-

nız ve efendiniz kabul ediyorsanız o zaman Ġsa Mesih‟in

teori ve pratiğine kendinizi teslim etmeniz gerekmektedir.

Çünkü bir dil öğrenirken ya da herhangi bir müzik aleti çal-

mayı öğrenirken de yaptığınız Ģey kendi prensiplerinizi,

yaĢam standartlarınızı “hocanıza” aktarmak değil “hocanızın

Page 115: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

115

prensiplerini ve standartlarını” yaĢamınıza aktarmanızdır.

Ama ne yazık ki, tarih boyunca gerek sosyal gerekse siyasi

olsun Efendimiz‟in öğretileri üzerinde çeĢitli zaman ve me-

kanlarda hep insani prensip ve standartlar sanki Mesihi

prensip ve standartlarmıĢ gibi aktarılıp durmuĢtur. Bu ne-

denle özellikle “Mesihi talebeliğin” ne olduğunu Ġsa Me-

sih‟in sözlerinde keĢfetmek bu büyük yanlıĢı doğrultmanın

muhakkak ki baĢlama noktası olacaktır.

TALEBE OLMANIN FARKINDA TALEBE OLMAK

İnsanoğlu’nun başını yaslayacak bir yeri yok-Matta

8:20

Mesih Ġsa‟nın özellikle bazı doğaüstülüklerden sonra

kalabalıktan uzaklaĢması da önemli bir noktadır. Çünkü

insanlar mucize gördükleri ya da mucizeler bekledikleri için

çoğu zaman belli üstatları izlemektedirler. Mesih Ġsa kendi-

sinin böyle bir konumda olmadığını bu konumun çok öte-

sinde bir durumda olduğunu esasında buradaki bu çekiliĢi ile

bile göstermektedir. O zaman bu hareketinde anlatmak iste-

diği nedir? Bu hareketi ile anlatmak istediği kiĢilerin beklen-

tileri doğrultusunda öğretiler vermediği gerçeğidir. O karĢı

yakaya geçmiĢtir. Sükunete, sakinliğe ve dinginliğe insanla-

rın beklentilerini karĢılamakla birlikte diğer taraftan insanla-

ra esas ihtiyaçları olanı vermek istemektedir. Sevgi ve ihsan

olanı kendi üzerlerinde Mesih‟i giyinerek sonsuza uzanma-

ları gerektiğini onlara anlatmak istemektedir esasında.

YanlıĢ bir biçimde kendisini izlemelerini yalnız bekle-

dikleri doğaüstülükleri aldıkları için insanların kendisini

izlemelerini istememektedir. Bu nedenle Mesih‟in talebele-

rine çağrısı zorlu bir çağrıdır. Adeta “teĢbihte hata olmaz”

yani benzetmek yanlıĢ değildir; Anadolu insanımızın yakın-

dan algıladığı Ģeklinde “derviĢlik taçta değil baĢtadır” de-

Page 116: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

116

mek istemektedir Mesih Ġsa, yani “dövene elsiz, sövene dil-

siz olmak” gerektir demektedir ve baĢka arzularla mucize,

peygamberlik, mevki, önderlik, “Rab için” bir Ģeyler yaptı-

ğını kanıtlamak, bunu bir para kazanma yolu edinmek iste-

yenlere Anadolu tabiri ile yine Efendimiz Mesih Ġsa adeta

“böyle ise sen esaslı bir derviĢ olamazsın” demektedir. Çün-

kü Mesih‟in yolu sonsuzluk yoludur. Mesih‟in yolu kendine

haç üstünde ölüp Mesih‟le dirilme yoludur. Yükselme yolu-

dur.

Buradaki anlatımda Mesih Ġsa‟ya ilk yaklaĢan kiĢinin

pek de talebe olmanın farkında olmadığı sonucu çıkmakta-

dır. Bu durumda Efendimiz; İnsanoğlu’nun başını yaslaya-

cak bir yeri yoktur Ģeklinde bir ifade kullanmaktadır. Yani

manevi bir yolculuk dünyevi beklentilerin çok üstünde en-

gin denizde yol almaya benzemektedir Ģeklinde bir ifade

kullanmaktadır. Böyle bir yolculuk gerçekten de gönül ma-

bedinin enginliklerinde bir yolculuktur. Elbette Mesih

Ġsa‟nın tanıdıkları, dostları vardır. Onların evlerinde misafir

olarak kaldı. Meryem ve Marta, Lazarus gibi kiĢiler, hatta

Zakay gibi kiĢilerin evlerinde kaldı. Kimsesiz olarak ortalık-

ta dolaĢmadı. Ama sözlerindeki anlam “karĢılıksız alınan

lütfun, karĢılıksız sunumunda bedendeki insanın beklentile-

rinin çok üstüne çıkıldığı” gerçeğiydi. Bu kiĢiye bütün bun-

lar hatırlatılmak istenmiĢti. Ve bugün kolayca Ġsa Mesih‟te

dönüĢüm ve değiĢim yoluna çıktığını söyleyen herkes içinde

bu kiĢiye söylenmiĢ olan bu cevap hala geçerli bir cevap

olarak karĢımızda durmaktadır.

Yalnız burada dikkat edilmesi gereken ve tekrar söyle-

nilmesinde fayda olan bir nokta vardır. Mesih Ġsa‟nın öğreti-

leri çok çeĢitli yorumlarla oldukça farklı yerlere çekilmiĢ ve

hatta üzerine birçok dinsel inanıĢlar oturtulmuĢtur. Oysa

Mesih‟in kurtarıĢ yolunda Yaratan‟ın “sevgi ve ihsanının”

Page 117: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

117

Ruh‟unda ve Mesih‟inde kiĢiden yansıması esası söz konu-

sudur. Bu durum öncelikli olmak kaydıyla bu manevi yolcu-

luğun kuralları arasında “para kazanmamak”, “bir Ģeye sahip

olmamak”, “dağlara, ıssız yerlere kapanmak”, “dünyadan

elini eteğini çekmek”, “hiç ticaretle uğraĢmamak”, “meslek

hayatında, toplumda yükselmemek” gibi öğretiler yoktur.

Aksine varlığı değerlendirme, edinme biçiminde hırs, haset,

kin, kıskançlık, kendi kendini yiyip bitirme gibi aĢırı tutku-

lardan arınarak Yaratan‟ın nitelikleri olan “sevgi ve ihsan-

da” bir yaĢamla yaĢamı sürdürme esası vardır. Zor olan,

zorlu olan budur. KiĢinin “bencilliğin kol gezdiği yerlerden”

kaçarak kendi baĢına Mesih‟te Yaratan‟a yürüdüğünü dü-

Ģünmesi esasında zor değil, tembelce ve hatta cennet ka-

zanma bahanesinde, aĢırı bir bencilliğin ürünüdür.

Oysa zor olan Efendimiz gibi halkın içinde ıĢık olmak

ve aynı zamanda diğer insanların yaĢadığı normal bir hayatı

Mesihi standartlarda yaĢayabilmektir.

Bu gerçekten de insan doğasının tersine bir durumdur

ama esasında aklı baĢında, aĢırı hırslardan, gereksiz çekiĢ-

melerden, gereksiz kaygılardan uzak ve kalp gözü açılmıĢ

Yaratan‟ın Ruh‟unda ve Mesih‟inde bir yaĢam sürmek zaten

kiĢinin gereksinimlerini daha iyi karĢılaması, hatta daha

yükselebilmesi ve edindikleri ile de baĢkalarına “sevgi ve

ihsanı” yani Yaratan‟ın niteliklerinin yansımasını paylaĢma-

sı demektir. Bu hakikaten bir insan için insan olma yolunda

hem de Yaratan‟a yürüyen bir insan olma yolunda oldukça

önemli bir “yol, gerçek ve yaĢamdır.”

Bütün bu anlatılanlarda esaslı bir “Mesih talebesi” ol-

manın öncelikle Ruh‟un aydınlatmasında talep ile baĢladığı

açıkça görülmektedir. Bu talep daha sonra Mesih‟in yüreğe

alınması ve Mesihi bir yaĢamda biçimlenmeyle devam et-

mektedir. Ama bu bir dönüĢüm ve değiĢim olgusudur. KiĢi-

Page 118: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

118

nin “benliğine” ölmesi ve yeni bir doğada “yani sevgi ve

ihsanda” doğması anlamındadır. Bu Mesih‟in bende ifĢası-

dır. Bu Yaratan‟ı edinme, Yaratan‟la aynı formda olmak

anlamındadır. Yani O‟nun Ruh‟unda ve Mesih‟inde bize

açıklanmıĢ olan sevgi ve ihsan niteliğinin bizden yansıması-

dır.

Mesihi bir talebe olmak Yaratan‟dan Ruh‟unda ve Me-

sih‟inde sunulan karĢılıksız lütfu karĢılıksız alıp değerlendi-

rip sunabilmektir. Bu beklentisizlik içindeki sunum esasında

büyük bir “talebelik bedeli” bir baĢka deyiĢle bir “bedel

ödemeyi de getirmektir.” Bu bedel ödeme “bedel yani bir

karĢılık beklememedir.” Dolayısı ile bu da bir yüksek bedel

ödemekle eĢ anlamlıdır. Çünkü insan “kendi için alma arzu-

su” üzerine yaratılmıĢ olmasından kaynaklı olarak bunu

ortadan kaldırması demek ya da bunun üstüne çıkması de-

mek doğal olarak dünyanın tersine hareket etmesi demektir

ve bu da alıĢılmıĢ doğanın üstünde yeni doğası ile bir bedel

ödeyeceği anlamına gelmektedir. Bu nedenle “talebe” olmak

hangi yöne gittiğinin bilincinde hareket etmek ve bunu bi-

linçli bir biçimde imanla, edinerek ve üst akla tutunarak

istemek demektir.

TALEBE OLMANIN FARKINDA BĠR TALEBENĠN

GECĠKMEMESĠ

Ardımdan gel. Bırak ölüleri, kendi ölülerini kendileri

gömsün-Matta 8:22

Mesih Ġsa‟ya yaklaĢarak “henüz ailesinin sağ olduğunu

ve öncelikle onlarla ilgilenmesi gerektiğini” ve bu nedenle

“henüz sadık bir talebe olamayacağını” kısacası “ayrılmak”

istediğini talep eden öğrenci ise “talebe olması gerektiğinin

farkında olan” bir kiĢidir. Ama buna rağmen dünya üzerinde

yaĢarken önünde dağ gibi yükselen sorunlarına bakarak

Page 119: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

119

“acılar yolunu” tercih etmekte ve “mana yoluna” çıkma ko-

nusunda ise kendisini ilerdeki bir tarihe yönlendirmektedir.

Mesih Ġsa‟nın cevabında ise böyle bir durumdaki kiĢiye ol-

dukça net bir uyarı vardır; Bırakın ölüler kendi ölülerini

gömsünler! Bir baĢka deyiĢle burada söylenilmek istenilen

Ģudur; “eğer talebe olmanın farkında isen ve sırt çeviriyor-

san çıktığın düzeyden yine cansızlar düzeyine geri döner-

sin.” Böyle bir düzey dünyanın döngü düzeyidir. Adem dü-

zeyinde mahvolmaktan baĢka bir Ģeyi elde edememek de-

mektir. “Ölülerin ölülerini gömdükleri” düzey aslında hare-

ket halinde görünse de insanların manevi hareketsizlik, te-

kâmülsüzlük içinde oldukları düzeydir. Kısacası “Adem

düzeyinde benliği ile uğraĢıp duran” insanın öyle bir düzey-

de, öyle bir döngü içinde “Mesih düzeyine yani Yaratan

sureti düzeyine” yükselmesi söz konusu olmayacağı için

aslında “denenmeye” bile tabi tutulacak, Yaratan tarafından

kaale bile alınmayacakları dile getirilmek istenmektedir.

O zaman Efendimiz‟in bu iki kiĢiye de tavsiyesi ve do-

layısı ile bize de tavsiyesi çok nettir. Bugün Mesih‟i düzeye

gelmek anlık bir hadise, iki kelimenin dilde ikrarı değildir.

Kalp noktasının Ruh tarafından açıldığı ve Mesih‟in yüreğe

yerleĢtiği bir sürecin kiĢiyi Adem düzeyindeki “o sadece

kendi bencilliğinde alma arzusu” düzeyinden “yani günahlı-

lık” düzeyinden “Nuh düzeyine, Ġbrahim düzeyine, Ġshak,

Yakup ve Ġsra-el düzeyine” varması esasından Mesih‟teki o

muhteĢem kurtarıĢ, “benliğe haç üstünde ölüm ve Mesih‟le

diriliĢ” düzeyine varması Ģeklinde bir “mana yoludur.” Bu

yolculuğun esas kuralı “samimi bir Mesih talebesi” olmak-

tır. Bu da aceleyle alınmıĢ bir karar ya da baĢkalarının etki-

leri altında verilmiĢ bir karara bağlı değildir. Aynı zamanda

dünyanın gailesi, iĢleri içinde daha sonralara ertelenebilecek

bir karar değildir. Bu, insanın Yaratan suretine dönüĢmesini

Page 120: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

120

talep etmesi ile “geliĢ yolundan Yaratan‟a Ruh‟unda ve Me-

sih‟inde” dönmesi gerektiği gerçeğinde özgür iradesi ile

karar verme zorunluluğudur.

Her insan istese de istemese de sonsuzluk yolcusudur.

Ya “acılar yolundan” ya da “mana yolundan.” Acılar yolun-

da döngü hep dünya ile bağlantılıdır ve tekamül ve kurtuluĢ

yoktur. AğlayıĢ ve diĢ gıcırtısı vardır. Oysa Mesih Ġsa‟da

kurtuluĢu gönenen için artık bağ dünya üzerinde üst dünya-

lardadır ve orada “dar kapıdan” geçiĢ gerçekleĢmiĢ olacak-

tır. Orada sonsuzluk Yaratan‟a ulaĢılma noktası ile son bu-

lacaktır. O muhteĢem bir haz Mesih‟in çağıdır.

Page 121: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

121

X. TALEBE OLMAK (Matta 8:23-27; 9:9-13)

Ardımdan gel...neden korkuyorsunuz?

Kurban değil, merhamet isterim...

Talebe olmak mana yolunun temel prensibidir. O zaman

talebe olmak yani mana yolunda Yaratan suretine doğru

dönüĢüm ve değiĢim esasları ile ilerlemek neleri içermekte-

dir? Aslında Müjde yazarları Mesih Ġsa‟nın bu konu üzerin-

deki örneklemelerle yaptığı açıklamaları net bir biçimde

vermektedirler.Aynı zamanda Mesih Ġsa‟nın yaĢamından

verdikleri kesitlerle de bunu açıkça ifade edebilmektedirler.

Mana yolunda yürüyüĢün temelinde var olan talebelik

esasında öğrencilik dediğimiz bir hazırlık evresinin arkasın-

dan gelmektedir. Yani “kiĢinin kalp gözünün açılması süre-

ci” esasında öğrencilik sürecidir. Yani “yukarıdan verilme”

“aĢağıyı uyandırmaktadır.” Bu Ģu demektir. Yani saran ıĢı-

ğın yürekteki iĢlevi Yaratan‟ın lütfu olarak Mesih‟i düzey

için yüreğin hazırlanması dönemidir. Mesela Mesih Ġsa‟nın

ilk öğrencilerine baktığımızda “ardım sıra gelin” ifadesi ile

bu öğrencilerin hemen harekete geçebilmeleri muhtemelen

bu öğrencilerin daha önce Mesih Ġsa‟nın Celile bölgesinde

yaptığı hizmete katılmıĢ olduklarını göstermektedir. Yani bu

kiĢiler bir yolla Mesih Ġsa‟nın Müjdesi olan “tövbe” ve

“göklerin hükümranlığının yakın olduğu” çağrı ve duyuru-

sunu iĢitmiĢ olmalıdırlar. Bu iĢitme dönemi Ruh‟un yüreği

Page 122: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

122

hazırlama dönemidir ve bu dönemde kiĢiler artık Adem dü-

zeyi dediğimiz “benliklerinin farkındalığına ulaĢırlar” diğer

bir deyiĢle “günahlarını ve günahlılıklarını fark ederler” ve

sonra Nuh düzeyine yani “gemilerini inĢa” dönemine gelir-

ler. Bu aĢamalar Ġbrahim düzeyi ile harekete geçmektedir.

ĠĢte bu düzeyde artık öğrenci talep etmeye hazır hale gel-

mektedir. Parçadan bütüne doğru yürümeye kararlıdır. Bu

kararlılıkta onu çeken söz, Yakup‟u Ġsra-el‟e yani “Yara-

tan‟a yürüyen” haline getiren söz “ardımdan gel” sözüdür.

Efendimiz‟in o ölüm ve diriliĢ sonrası yükseliĢi ile Yaratan

suretine dönüĢtüren cümlesi “ardımdan gel” cümlesidir. Bu

cümle kiĢiyi öğrenme durumundan, kararlı bir “niyete” geti-

rir. Bu niyet “saran ıĢığın hazırladığı” “lütufla kurtuluĢu”

gönendiren niyettir. Yani “talebe olma” anıdır. Ve bu an

kiĢinin Musa düzeyinde Mesih‟in çağrısına doğru yükseliĢi-

dir. Sina Dağı‟na yani “yalnız kendi çıkarı için alma olan

günahlılığının, bencilliğinin üstüne çıkıĢıdır.” Bu çıkıĢ so-

nuçta ıĢığın yüreğe konuĢmasını yani Mesih‟in yüreğe girip

iĢlemesini getirir. ĠĢte bu “Yaratan sureti” düzeyidir. ĠĢte

“talebe olmak” bir kiĢinin bütün her bir “alma arzusunu” bu

Ģekilde Ġsa Mesih‟in Müjde‟sinde yoğurmasıdır. DönüĢüm

ve değiĢime tabi tutmasıdır. Hakiki ve samimi bir dönüĢle

yani tövbe ile göklerin hükümranlığını edinmesidir. Üst

dünyaları, bütün gerçek anlamları alta, kiĢinin kendi gemisi-

ne, kiĢinin kendi dünyasına getirmesidir. Bu Mesih‟te bi-

çimlenmedir. Mesih‟i giyinmedir. Mesih‟le ölüp dirilme,

“benliğin” haç üzerinde kalması demektir. KurtuluĢ demek-

tir.

TALĠP OLMA

Bütün bunların olması demek talebin olması demektir.

KurtuluĢ Müjdesi‟nin saran ıĢığın iĢlevi ile öğrenilmesi ni-

Page 123: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

123

yeti harekete geçirecektir ve vakit tamam olduğunda Me-

sih‟in sesi duyulacaktır: “Ardımdan gel.” Matta 4:12-24‟de

baktığımızda oradaki ifadelerle Simun Petrus‟un, Andre-

as‟ın, Yakup ve Yuhanna‟nın bu Ģekilde bir çağrıya hazır bir

yürekle, istekle, Yaratan‟ı edinme, O‟nda form eĢitliğine

dönüĢme yani Mesih‟te biçimlenme niyeti ile Mesih‟le Ya-

ratan‟a doğru yürümeye baĢladıklarını görüyoruz. Ve özel-

likle kendi durumlarının farkındalığında.

Peki, yukarıdan verilmese bu farkındalığı nasıl edine-

ceklerdi? Ben doğru kişileri değil günahkârları çağırmaya

geldim-Matta 9:13 ifadesine bakarsak o zaman “Ardımdan

gel” davetine tabi olan kiĢinin diğer taraftan “eksikliğinin

farkında olan bir kiĢi olması ve tamlığa talep etmesi esasının

da” söz konusu olduğu açıkça görülebilmektedir. ġimdi bu

noktada dikkat edelim. Matta bir anlamda Mesih‟in bu öğre-

tilerini bilmelidir ki, bu öğretiler doğrultusunda tamlığa ni-

yet ederek Mesih‟le yürümeye gönül koymalıdır. Çünkü her

Ģeyden önce kendi halkı tarafından siyasi manada kabul edi-

lemez bir durumda olan bir kiĢidir, dini manada kabul edi-

lemez bir kiĢidir ve dolayısı ile sosyal açıdan da kabul edi-

lemez bir kiĢidir; çünkü o dönemde bölgenin hakimi olan

Roma adına Yahudi halktan kendi halkından vergi toplayıp

durmaktadır. Bu onun eksikliğidir. Kalkıp Efendimiz‟le Ya-

ratan‟a yürümesi yani Ġsra-el olması bu eksikliğinin farkında

olması ve aynı zamanda Efendimiz‟in öğretileri konusunda

da bir miktar bilgilenmesiyle alakalıdır. Ve saran ıĢığın yani

Kutsal Ruh‟un yüreği açmasıyla da doğal olarak niyet oluĢur

ve bu niyetle birlikte talep etme gündeme gelir. Tabii burada

Ģu gerçek ortadadır. “Ardımdan gel” çağrısı Yaratan‟ın

Ruh‟unda ve Mesih‟inde her bir ruhuna yani insanına sun-

duğu bir çağrıdır. Bu çağrı hep vardır ama duyulması için

“kalp noktasının” açılması gerekmektedir. Bakın bu açılıĢ

Page 124: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

124

iĢte “saran ıĢığın” kiĢinin “vaktinin tamam olduğu bir an”

gereği olmaktadır. Bu elbette “her dil ve her diz” için geçerli

olduğuna göre “herkes için –benliğini ve bencilliğini– fark

etme” anında ortaya çıkacak bir durumdur. Kısacası talep

varsa elbette “davet iĢleyecektir.” Ve böyle bir davete ica-

bette öncelikle zorlu bir yolculukta “kaosta ıslahı yaĢayan

Mesih‟le olmak demektir.”

TALEP VE KAOS

Mesih‟le yürümek “ıslahla yürümektir.” Buradaki “ıs-

lah” öğretisi bütün din ve inanıĢlardan fark göstermektedir.

Çünkü Ġsa Mesih‟in hayatı, öğretiĢ ve örneklemelerinde hep

“kaos içinde ıslaha erme” vardır. Oysa diğer inanıĢ ve öğre-

tilerde genel olarak hep “kaostan kaçıĢ ve ıslaha ayrılıĢ öğ-

retisi ve uygulaması hakimdir. Mesela manastırlara baktığı-

mızda, ruhban sınıfı gibi uygulamalara baktığımızda ve ruh-

ban sınıfı olmadığını iddia eden inanıĢ ve dinlerde bile bir

ayrılma, kaçıĢ, ayrılmıĢlık, kaosu reddetme, inkâr, kaostan

kaçıĢ söz konusudur. Oysa talep üst akla tutunmayla birlikte

alıĢılmıĢın üstüne çıkmadır. Ve dolayısı ile bu doğaya aykı-

rılık bir etki tepki prensibi oluĢturacaktır. Demek ki, talep

eğer hakikate talepse kiĢinin kendi hakikati hakikat olduğu-

na göre bunu keĢfetmesi doğal olarak hep hakikati kendi

dıĢında arayanlarla kendi arasında bir tepki oluĢturacaktır.

Bu nedenle Matta‟nın burada Mesih Ġsa‟ya iliĢkin anlat-

tığı anlatımda talebeler talep etmeleri ile kendilerini doğru-

dan bir fırtınanın içinde bulmaktadırlar.

Yalnız bu anlatımda dikkat çeken Efendimiz‟in fırtına-

ya rağmen uyumasıdır. Bu esasında bir öğretinin aktarımı

için biçimlendirilmiĢ bir anlatımdır. O zaman burada “kaos

içindeki ıslah” görüntüsü Mesih Ġsa‟nın uyuması ile ifade

bulmaktadır. Ve Mesih Ġsa ile birlikte o sandala binenler.

Page 125: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

125

Yani oluĢturdukları bu yeni kaplarında Mesih Ġsa ile birlikte

oturmaya karar veren, bunu talep eden, buna niyet edenler

ise görüldüğü gibi kendilerini bu taleplerinin sonucunda bir

“kaos” içinde bulmuĢlardır.

O zaman buraya kadar Ģöyle bir toparlarsak “talebe ol-

mak” önce öğrenme aĢamasından sonra “saran ıĢık Kutsal

Ruh‟un kalpte bir nokta oluĢturması” sonucu “ardımdan

gel” çağrısını fark etmeyle baĢlayan sonsuzluk sürecidir. Bu

“dönüĢüm ve değiĢimin” sürekli olarak iĢlediğini gösteren

bir ifadedir. “Talebe olmanın” birincil prensibi “üst akla

tutunmak” yani Mesih Ġsa‟nın ardından gitmektir. Ardından

gitmek demek buradaki anlamıyla “Mesih Ġsa‟nın edinimle-

rini edinmek” demektir. Bu da “Yaratan‟a doğru Ruh‟unda

yürüyüĢte Mesih‟te biçimlenme” demektir. Daha açık bir

tabirle Mesih Ġsa‟yı hissetmek, hissettiklerini hissetmek,

düĢünce, tavır ve davranıĢlarını gönenmek, ölüm ve dirili-

Ģinde bütünleĢmek demektir.

Yalnız bu durum her ne kadar bizim Mesih düzeyinde

ıslaha gelmemiz demekse de, aynı zamanda “nefsi inkâr

haçı yüklenmek” anlamına da gelmesi hasebiyle insan doğa-

sına aykırıdır. Ve bu ıslah döngüsü yeni bir kaosu berabe-

rinde getirecektir.

KORKUSUZLUK

O zaman bu kaosta “talebe olmak demek” korkusuzluğu

öğrenmektir. Bu korkusuzluk mana yolu korkusuzluğudur.

Doğanın içinde “çoğal” ve “hükmet” emri doğrultusunda

“sevgi ve ihsan Olan‟ı” edinme yolunda biri olarak “Yara-

tan‟ın doğasına uyumla doğa içinde doğaya hükmedileceğini

algılamaktan kaynaklanan bir korkusuzluktur. Bu Yara-

tan‟da korkusuzluktur. Ve bu korkusuzluk doğanın kaosu-

nun ıslaha dönüĢmesinde en etken unsur olduğu gibi aynı

Page 126: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

126

zamanda çevrede bize oldukça kötülükle dolu olan hayvan

düzeyindeki insanların da ıslahına yol açabilecek Ģekilde bir

esenlik kapısını açabilecektir (8:28-34). Ve etrafımızdaki

cansız düzeyde olan arzulara sahip kiĢilerin de insan düze-

yine doğru hareketlerine yol açabilecek bir ıĢımayı da bera-

berinde getirecektir (9:1-8). Cansız arzulara sahip kiĢiyi

harekete geçirmek baĢka insanların korkularını depreĢtire-

cektir. Kısacası Yaratan‟ı edinmeden kaynaklı manevi kor-

kusuzluk yani Yaratan‟ın doğasına uyumla doğa içinde do-

ğaya hükmedileceğini algılayan Mesih‟te kurtuluĢunu göne-

nen kiĢiler kendi korkusuzluklarının getirisi baĢkalarını kor-

kuya taĢıyacaklardır. Ama buradaki korku Yaratan‟ın yüce-

liğinin farkındalığındaki o muhteĢemlikten, o azametten

hissedilen korkudur. Dolayısı ile bu dahi o kiĢiler için bir

dağıtım olmuĢ olacaktır yani belki de “saran ıĢığın yürekte

iĢlemesine” vesile olacaktır. O zaman Yaratan‟ın Ruh‟unda

ve Mesih‟inde “sevgi ve ihsan Olan‟ı” yansıtma talebinde

kiĢi Mesih‟i kurtarıcısı Efendisi olarak kabul edip “dönü-

Ģüm” ve “değiĢimin” talebinde ıslaha ve dolayısı ile yeni bir

kaosa gelecek ve kaosundaki manevi korkusuzluğu ile de

ıslah olmamıĢ baĢka arzularına ıslahı çekecektir. Bu döngü

doğal olarak bizim cansız, bitki, hayvan seviyesindeki arzu-

larımızla birlikte çevremizdekilerin de farklı seviyelerde

gezinen arzularını insan seviyesine yani manevi manada bu

kelimeyi algıladığımıza göre Yaratan‟ın suretine doğru “dö-

nüĢüm” ve “değiĢime” uğrayacak doğal olarak bizi Mesihi

düzeye taĢıyacaktır. Bu, Yaratan‟ın Ruh‟un aydınlığının

lütfu ve Mesih‟inin “sevgi ve ihsan Olan‟ı” en üst düzeyde

bize taĢımasının lütfu ile gerçekleĢen bir talebelik hayatı

sonucudur.

Page 127: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

127

TAMLIĞI ĠSTEMEK

Matta, kendi anlatımına göre burada Mesih talebesine

bir örnek olarak kendisini örnek olarak göstermeyi uygun

görmüĢtür. Burada Yaratan‟a doğru yürüyüĢüne yani hakiki

Ġsra-el olmaya, Mesih talebesi olmaya nasıl baĢladığını ve

talebe olmanın ne anlama geldiğini bizlere birkaç cümle ve

küçük bir anlatımla ifade etmek istemektedir.

Daha önceki dört talebenin tecrübesinde anlatıldığı gibi

anlatımın akıĢında bu yere gelindiğinde Matta‟nın da aynı

cümleyi iĢittiği görüyoruz. Bu cümle “ardımdan gel” cümle-

sidir. Daha doğrusu Mesih Ġsa‟nın dört talebesi gibi Matta

da bu çağrıyı duymaya hazır bir düzeye gelmiĢtir. Yani de-

mek ki, saran ıĢık yüreği hazırlamıĢtır. Bu hazırlık aĢama-

sında muhtemelen Matta “eksikliğinin farkındalığına varmıĢ

ve hep kendi rızası için alma gibi cansız, bitkisel ve hayvan-

sal diyebileceğimiz bir doğaya sahip olduğunu algılamıĢtır.

UlaĢması gereken ise Yaratan sureti düzeyidir. Tamlığı ta-

leptir. Bir baĢka deyiĢle; Mesih‟le eksikliğin tamamlandığı

tamlık düzeyine ulaĢmayı talep etmesi gerekmektedir.

ĠĢte talebelik tamlığın talebi olan bu noktadır. Bu nok-

tada baĢlayıp devam etmektedir yani “kalp noktasının”

açılmasının hemen ardından “Ġbrahim” gibi Matta harekete

geçmektedir. Yani yerinden kalkmıĢtır. Parçadan bütüne

yürümüĢtür. Mesih‟e doğru hareket etmiĢtir. Esasında bu

kalkıĢ ve hareket hali önemli bir düzeydir. Ona eksiklik olan

“vergi mültezimi” görevini terk etmiĢtir. Çünkü hareket bir

yerden bir yeredir. Eğer hareket bir yerden bir yere değil de

bir ayak sürekli olarak aynı döngü içinde ise ve belli bir

geliĢim göstermiyorsa bu zaten hareket değildir. Bu dura-

ğanlıktır. O zaman burada Matta‟nın kendisine iliĢkin ifade-

lerinden anladığımız kadarıyla “talebelik” bir seviyenin, bir

düzeyin terkidir. Herkese ve her Ģeye rağmen kiĢinin kendi

Page 128: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

128

gemisini inĢasıdır. Kendi yepyeni dünyasında artı ve eksi ile

yer alarak “kaostan ıslaha, ıslahtan kaosa, kaostan ıslaha”

devam etmektir. Ayrıca Matta “ayağa kalkıp, Mesih‟e doğru

yürümüĢ ve arkasına bakmamıĢtır yani eski dünyasını orada

bırakmıĢtır. Bu yeni doğuĢtur. Mesih‟in çağrısı sonrası varı-

lan nokta sonsuzluk içinde Ģimdi olunan noktadır. Ve bu

terk ediĢ talebenin isteminin sonucudur. Ve sonra bu yeni

gemi, yeni dünya, yeni kaostan ıslaha varmıĢ dünya baĢkala-

rına da bu önemli mertebeyi yansıtmaktır. Gaye kiĢilere

gidip gelinen noktayı pazarlamak değil, kiĢinin kendi ısla-

hında baĢkalarının da kendilerini görebilme fırsatı olduğunu

algılayabilmektir. Çünkü bu dahi bizi esas anlamda Yara-

tan‟a taĢıyacak olandır.

O zaman Matta‟nın Mesih Ġsa‟nın ifadelerinde kendi

bakıĢ açısıyla bulduğu talebe olma özelliğinde her Ģeyden

evvel bir yerinden kalkma ve Mesih‟e yani bir üst akla tu-

tunma gerçeği vardır. Ayrıca eksikliğin farkındalığın da bizi

eksiklikte tutan Ģeyleri bizi aĢağıya çeken ve yukarı üst de-

ğerleri bir türlü kavrayıp uygulamamızı engelleyen Ģeyleri

hayatımızdan çıkarmaktır ve bir de bizler gibi baĢkalarının

da bu derin mana sözlerinden mahrum kalmamasına dikkat

etmektir.

Zaten bu nedenle Efendimiz sağlamların değil, hastala-

rın doktora ihtiyacı olduğunu ve doğrular için değil günah-

kârlar için geldiğini ifade etmektedir. Bu harika bir amaçtır.

Efendimiz, Kurtarıcımız için önemli olan esas eğri olanların

doğrultulabilmesidir. Çünkü doğruluk daha önce de dediği-

miz gibi Yaratan‟ı edinme, O‟nunla eĢit formda olmadır.

Yani Yaratan‟ın “sevgi ve ihsan Olan‟ın” varlığını kendi

sınırlarımız içinde edinebilmemizdir.

Bunun içinde doğru olan bir ölçüt olmalıdır. Yaratan‟ın

Ruh‟unun ıĢığında Mesihi iĢte bu nedenle kurtarıcımızdır.

Page 129: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

129

Çünkü doğruluk ölçütümüz O‟dur. O zaman o ölçüye uyum-

lu olanların değil hala “kendi rızaları için alma arzusunda

olanların” hekime ihtiyacı vardır. O ölçüye uyum içinde

olanlar “baĢkalarının rızası için Yaratan‟ın ıĢığını çekenler-

dir.” Onlara bir manevi hekim gerekmez. Çünkü onlar zaten

“hak Olan‟la” dolu doludurlar. Mesih‟te bu doluluğu edin-

miĢlerdir.

O zaman talebenin hedefi de tutundukları üst aklın he-

defidir. Yani “kendi rızaları için alma arzusunda olanların”

bu durumlarını “kendi rızaları için değil de baĢkalarının rı-

zaları için alan olma yolunda bizlerde görebilmelerini sağ-

lamaktır. Bu bizim onlara zorla gösterebileceğimiz ve bizim

gurur edinebileceğimiz bir durum değildir. Esas Mesih tale-

besine düĢen Yaratan‟ın ıĢığında ve Mesih‟inde kendisini

ıslah yolunda sürekli dönüĢüm ve değiĢim döngüsünde tut-

ması ve bu döngüyü de baĢkalarının da kendi ıslahları için

istifade edebilecekleri bir ayna konumunda yapabilmesidir.

KURBAN DEĞĠL MERHAMET

Mesih talebeliğinin can damarı Efendimiz Ġsa‟nın Ģu

sözlerinde vurgulanmaktadır; Gidin de, Ben kurban değil,

merhamet isterim sözünün anlamını öğrenin-Matta 9:13. Bu

sözlerle vurgulanmak istenilen sevgi ve ihsan olan Yara-

tan‟ın niteliklerini edinme, O‟nunla Mesih‟inde form eĢitli-

ğinde olma yerine boĢ dindarlığın Yaratan‟ın gayesi olma-

dığı gerçeğidir. Ġnsan kendi cansız, bitkisel ve hayvani dü-

zeylerine göre yaĢamı yorumlayarak kendisine bir takım

yollar oluĢturmuĢtur. Daha önce çalıĢtığımız gibi bu yollar

hep yaratılıĢ gayesini “ben” üzerinde sorgulayan yollardır.

Yani esas olan “benin hazlarıdır, benin alma arzusudur.”

Dolayısı ile bu bir takım dini kavramlar, ibadet biçimleri,

gelenekler ve göreneklerle kendisini bezese bile sadece boĢ

Page 130: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

130

sunulardan baĢka bir Ģey değildir. Esas olan Yaratan‟ın Me-

sih‟inde Ruh‟unun rehberliğinde ifĢa olmuĢ olan “sevgi ve

ihsanını” edinmedir. Bu sevgi-bütünlük, kaale alma ve ken-

dini feda ve elbette sürekli ve karĢılıksız verme Ģeklinde

kendini gösteren Yaratan sureti düzeyidir. Ġnsan-ı kamil

düzeyidir. Yani hayvan düzeyinden farkı yalnız kendi çıka-

rını düĢünüp kendini hissetmesi değil hep karĢı tarafı his-

setmesidir. Yaratan gibi kendisini karĢısında yansıtıp bu

yansıtmada kendini sunabilmesi ve dolayısı ile inanılmaz

sevgi ve ihsanda bir sanatçı gibi inanılmaz hazların ortaya

çıkmasını sağlamaktır. Bu hazlarda inanılmaz yaratıcılık

enerjisidir. Bütün kainat ve her Ģey nasıl bir insan için bir

arada bir biriyle tam uyumlu diĢliler gibi çalıĢıyorsa bütün

kainatta Yaratan düĢünce için aynı uyum içersinde muhte-

Ģem bir çalıĢma içindedir. Ġnsan insana düĢen bütün kainata

bütün yaratılmıĢa merhamettir, hakiki muhabbettir. Anadolu

ozanımız Yunus‟un harika ifadesiyle “yaratılanı severim

Yaratan‟dan ötürü” diyebilmektir.

O zaman Mesih‟in talebesi dini kurallar, gelenekler, gö-

renekler, kutlamalar, programlar peĢinde koĢan değil sürekli

olarak bütün kainata Yaratan hassasiyetinde hassasiyet gös-

teren yaratılmıĢı Yaratan‟dan ötürü seven ve Kurtarıcımız

Efendimiz Mesih Ġsa gibi kendisini Yaratan sevgisinde ve

ihsanında ve bu sevgi ve ihsanı edinmede baĢkası uğruna

feda edebilendir.

Talebe olmak adı üstünde olduğu gibi “olmaktır.” Ham-

lıktan tamlığa “dönüĢüm ve değiĢimle” her gün devam et-

mektir.

Ve çok özet olarak Mesih talebesi olmak demek;

1. Yaratan’a doğru olan çağrıyı duyabilmek

2. Dönüşüm ve değişimi her güne indirgeyebilmek

Page 131: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

131

3. Üst akla tutunarak üst aklın edinimlerini edinmek

4. Her türlü kaosta ıslahı yaşayabilmek

5. Korkuda korkusuzluğa gelebilmek

6. Manevi seviyeleri fark edip etkileyebilmek

7. Manada hasta düzeyinden hekim düzeyine ulaşabil-

mek

Page 132: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

132

XI. IŞIĞI YANSITMAK (Matta 10:5-16)

Karşılıksız aldınız, karşılıksız verin.

Matta 10:8

Talebe olmanın mana yolunun temel prensibi olduğunu

söylemiĢtik. Ve talebe olmanın kısa soluklu bir koĢu değil

oldukça uzun soluklu bir koĢu olduğuna da bir anlamda de-

ğinmiĢtik. Dikkat edilirse Efendimiz‟in kurtuluĢ sunusu her

ne kadar anlık olarak değerlendirilse de dönüĢüm manasında

anlık ama diğer taraftan değiĢim manasında aslında oldukça

uzun vadelidir. Bu uzun vadeli değiĢimde insanlar hemen

kendilerini sanki “havariler” konumunda hissedip bir “der-

nek” zihniyeti ile “dönüĢüm ve değiĢim” müjdesini paylaĢ-

maya kalkıĢırlar, oysa “dönüĢüm ve değiĢim” müjdesi ağız-

ların paylaĢımından ziyade “yürek ve karakter” paylaĢımı-

dır.

Yürek ve karakter paylaĢımında “yenilenmiĢ” ve “Me-

sih‟te biçimlenmiĢ” insan ister istemez ıĢıktır ve ıĢığı yan-

sıtmaya baĢlayacaktır. Adeta eskilerin tabirleriyle “samimi

imanlı kiĢinin bu imanı yüzüne, hareketlerine, konuĢmasına,

aleme bakıĢına yansıyacaktır” ve halk içinde bu samimi

imanlıların varlığı elbette hakiki bir Mesihi hayat tarzını ve

algısını ve elbette Yaratan‟ı yansıtmayı, Yaratan‟ın saran

ıĢığında ıĢığın alınıp yansıtılmasını getirmiĢ olacaktır.

Page 133: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

133

MÜRġĠTĠN IġIĞI YANSITMA MODELĠ

Yine Efendimiz‟in tabiriyle “talebe kendisini irĢat eden

yani olgunlaĢtıran mürĢidinden” üstadından daha üstün de-

ğildir. Ancak kamil olduktan sonra elbette artık üstadını

edinmiĢ olduğu için kendisi doğruluk yolunda bir Ġsra-el

yani Yaratan‟a yürüyen olarak elbette ve hakikaten çok daha

ileri Ģeyler yapabilir. Ama öncelikle ve ta ki üstat müsaade

edene kadar kamil bir yolda yürümesi gerekmektedir. Yani

üst akla tutunup devam etmesi esastır. Bu devamlılık haya-

tın her noktasında görülmesi gereken bir durumdur. ġimdi

dikkat edelim “havariler” Mesih yolunda diğerleri gibi de-

ğildir. Yani birçokları öncelikle kurtuluĢa olan özlemleriyle

merakla Mesihi yolu gözlemiĢlerdir.

Bazıları bu yolda cemaat psikolojisi ile bir güruha kapı-

lıp kendilerini Mesih‟i izleyenler arasında emin hissetmiĢ-

lerdir. Bazıları ise “öğrenme” meylinde olmuĢlar ama “ben-

liklerinden” vazgeçememiĢler belki Mesihilere sempati ile

yaklaĢmıĢlar, cemaat içinde olmuĢlar ama çoğu da bu yol-

dan normal Musevi gelenekleri içinde sıradan bir yaĢam

sergilemiĢlerdir. Ama “havariler” hakikaten Mesih‟i edin-

meyi talep eden kiĢiler olarak “ardım sıra gelin” sözünü

duyup Efendimiz‟i izlemeye ve Mesih Ġsa ile birlikte oturup

kalkmaya ve hakiki talebelik yapmaya baĢlamıĢlardır. Bura-

da bir “beden oluĢturma” yani “mana grubu” söz konusudur.

Üstadın etrafında bir halka ve bu mana halkası adeta bir

“nur halkasıdır.” Bu “nur halkası” elbette bir manada

“Mesihi bir mana medresesi olmuĢtur.”

Bütün bu görünüm etrafında Mesih Ġsa‟nın Kurtarıcımız

ve Efendimiz olarak Müjde‟siyle yeni yaĢam olarak tarif

ettiği “kendim için almaya ölüp, baĢkaları için almaya” yö-

nelik hayatı esası teĢkil etmektedir. Matta 10:35‟de yazar bu

hayatı ve hayat felsefesini ve öğretmek ve yaĢanmasını iste-

Page 134: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

134

diği Mesihi hayatı Ġsa Mesih‟in hayatından bize özetlemek-

tedir. Bakın Ģöyle demektedir: İsa bütün kent ve köyleri do-

laşarak havralarda öğretiyor, göksel egemenliğin müjdesini

duyuruyor, her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu. Kalaba-

lıkları görünce onlara acıdı çünkü çobansız koyunlar gibi

şaşkın ve perişandılar. Görüldüğü gibi burada yazarın Me-

sih Ġsa‟nın hayatını, bakıĢ açısını ve öğretiĢini buradan az da

olsa algılayabilmemiz mümkündür.

Talebeler böyle bir yaĢam modelini gözlemleyerek “ıĢık

olmayı, ıĢığı yansıtabilmeyi” tecrübe edip hayatlarına ak-

tarmaya gayret ediyorlardı. Her Ģeyden önce Efendimiz ön-

celikle Ġsra-el‟e gidiyordu. Burada tekrar tekrar söylemek

gerekirse biz Ġsra-el derken bir kavimden ve bugünkü an-

lamda bir devletten falan bahsetmiyoruz. Bizim algımızda

Ġsra-el sözünün geçtiği her yerde “Yaratan‟a doğru yön alan,

yürüyen” anlamı olduğu söz konusudur. Bu anlamda Efen-

dimiz‟in özellikle havralara gidip öğretmesi yani Yaratan‟ı

az çok algılamaya çalıĢıp O‟na ibadet eden ve belki de tam

“Yaratan ve yaratılıĢın manasını” algılamadan Yaratan‟a

yürüme gayreti içinde bulunanların mekanına gidip elbette

onların kavramları üzerinden onlara Yaratan‟ın dini kalıpla-

rın çok daha ötesinde “ruhta ve gerçekte” ibadet edilmesi

gereken bir varlık olduğunu ve belki de kullandıkları birçok

kelimelerin, kavramların, peygamberlik sözlerinin manaları-

nı onlara açıklıyordu. Ve elbette Müjdeyi ilan ediyordu yani

esas olması gerekenin öğrenilen Ģeylerin bir alma eylemi ile

sindirilmesi gerektiğini yani “tövbe ve göklerin hükümranlı-

ğı” ile bir baĢka deyiĢle “dönüĢüm ve değiĢimle” yepyeni

bir hayatın gelmesi gerektiğini öğretiyor ve ilan ediyordu ve

ardından da “kiĢinin kendi ıslahında” yani “iyileĢmesinde”

baĢkalarını da “iyileĢtirdiğini” kanıtlarcasına “iyileĢtirme-

lerde” bulunuyordu.

Page 135: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

135

IġIĞIN YOLUNDA ÜÇ TEMEL

Kısacası bu sözlerde Efendimiz‟in talebelerine sunduğu

bir yol haritasına daha rastlamıĢ oluyoruz. Bu yol haritasın-

da eğer bir talebe üstadı, kurtarıcısı ve efendisi gibi bir ıĢı-

ğın yansıtıcısı olmak istiyorsa bunun da üç aĢamalı bir yolu

olduğunu burada gözlemlemiĢ hatta öğrenmiĢ oluyoruz. Bu

bağlamda samimi bir talebenin aldığı kurtuluĢ ıĢığını yan-

sıtmasının üç temel yolu olduğunu görüyoruz;

a. Öğrendiklerini mümkün olduğunca Ġsra-el‟e yani Ya-

ratan yolunda yürüme gayreti içinde olanlara elden geldi-

ğince ve talepleri doğrultusunda ve “havra” ortamında oldu-

ğu gibi doğal bir ortam içinde ve samimi ve hakiki bir iman

ehli olarak aktarmaya çalıĢması ki bu talebeyi daha da bir

talebe yapar

b. Ayrıca ilanda temel bir prensibi hiç göz önünde ka-

çırmamak yani tövbe ve göklerin egemenliği –“dönüĢüm ve

değiĢim”– ki bu kiĢiye çok büyük bir sabitlik verecektir.

Oysa günümüzde çoğumuz bağlı bulunduğumuz sistemlere

edindiğimiz birçok gerekli gereksiz bilgileri aktarmayı

“müjdecilik” olarak düĢünüyoruz. Esasında Müjde benim

sindirdiğim, yaĢadığım bir dönüĢüm ve değiĢimin yansıması

olmak durumunda yoksa ne kiĢiyi ne de etrafına ıĢık etkisi

yapabilecek bir durumda değildir.

c. Diğer taraftan ıĢığın kiĢideki dönüĢtüren ve değiĢtiren

etkisi kiĢinin Mesih‟te biçimlenmesi anlamına geldiği için

doğal olarak iyileĢtirmeyi getirmekte ve kiĢinin bütün kötü

eğilimlerinin birer birer kiĢiyi terk etmesine yol açmaktadır.

Elbette bu böyle bir “yürek ve karakter” değiĢimi içindeki

ve Yaratan‟da Ģekillenen bir kiĢinin doğal olarak çevresine

de ıslah eden, iyileĢtirme getiren bir durumda olması de-

mektir. Bu iyileĢme illa o yüzyıllardan bize yansıtıldığı gibi

“bir takım mucizeler” yoğunluğu değildir. Zaten hücreden

Page 136: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

136

bir insana ulaĢmak bir mucizedir. KiĢinin yüreği ile birlikte

“yalnız kendisi için almasından vermek için almaya dönü-

Ģümü” en büyük bir mucizedir. Elbette ki iman edinimi ile

insanların fiziksel iyileĢmelerine yardımcı olmakta mucize-

dir. Ama diğer taraftan sürekli aynı Ģekilde görsel mucizele-

rin aranması da mucizeleri mucize olmaktan çıkaran durum-

lardır.

Bu üç ıĢığı yansıtma prensibi doğrultusunda bakıĢ açı-

sında da insanlara ve insanlığa merhametle bakmak ve bütün

inanıĢlarına, sistemlerine, yaĢam felsefelerine rağmen insan-

ların ne denli çobansız koyunlar gibi olduklarını da görebil-

mek oldukça önemli bir noktadır. Çünkü o noktada ne göre-

biliyorsak aslında o kadar da insanlara ıĢığımızı yansıtabile-

cek durumda olduğumuz bir gerçektir. Fakat çoğu zaman

bizim insanlara bakıĢ açımız hep bir Ģeyler vermek için ol-

duğundan yönsüzlüğün farkındalığından ziyade kendi “ben-

liğimiz doğrultusunda bir yöne çekme kaygımız esastır.”

ĠĢte bu nedenle Efendimiz‟in bakıĢ açısında öğretme, ilan

etme ve iyileĢtirme düzeninin arka planında merhametle

bakıĢ ve bu bakıĢın insanların esasında her Ģeye rağmen ne

denli yönsüz olabildiklerini algılayabilme vardır. Bu Ģekilde

merhamet aynen Yaratan‟ı edinmenin bir yansıması olarak

karĢımıza çıkar, yani “sevgi ve ihsan” olarak.

TALEBEDEN YANSIYAN IġIK

Yukarıda da açıkça değindiğimiz gibi esasında talebe

kendisini yetiĢtiren, olgunlaĢtırıp kemale eriĢtiren mürĢidin-

den alma durumundayken bile aslında aldığı ıĢığı içine sin-

dirdikçe bunu ister istemez doğal bir aktarımla dıĢarıya yan-

sıtmaya baĢlamaktadır.

Bu nedenle zaten Mesih‟in yolu aslında oldukça basit

bir formülle ifade edilen bir yol olarak kiĢiyi Adem seviye-

Page 137: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

137

sinden yukarıya Yaratan‟a bürünmeye yani O‟nunla form

eĢitliğine taĢıyan bir yoldur. Bu form eĢitliği de aslında Me-

sih‟i giyinmek ve Mesih‟in kurtarıĢını gönenmiĢ olmaktır. O

zaman ıĢık içe alındığında iç aydınlanır, iç aydınlanmada

“mum kendisi ıĢık saçarak” kendisini eritecektir. Ve “mum

etrafından istifade” eden kelebekler de o özgür iradeleriyle

muma yakın olma arzusunda, daha çok ıĢığı edinme arzu-

sunda kendilerini yakıp ıĢıkla bütünleĢmiĢ olacaklardır. El-

bette bu tabirler mistik ifadeler de olsa Efendimiz‟in Orta-

doğu algılarından uzak öğretilerde bulunmadığı gerçeğinde

bunları yeniden kalıplarına uygun ifade esası yakalamak

açısından çok önemlidir. Neden illa dördüncü yüzyıl ya da

onyedinci yüzyıl ya da yirminci yüzyıl algılarıyla Mesih‟i

tebliğe bakılsın ki; yani Efendimiz‟in kurtarıĢını bir tek bu

yüzyıldaki insanların bakıĢ açısına göre mi değerlendirmek

doğru bir değerlendiriĢ olacaktır? Ya birinci yüzyıl Mesihi

iman hayatından fersah fersah uzaklara gidildiyse, ya millet-

lerin kültürel bencillikleri ve gururları farklı Mesihi anlayıĢ-

lar, algılayıĢlar ve hatta Ġsa Mesih‟in hiç istemediği mezhep

ve dinleri oluĢturduysa? ĠĢte bunları yeniden ve yeniden

düĢünmek için Efendimiz Ġsa Mesih‟in bütün Kutsal Yazılar

ıĢığında sözleri, öğretiĢleri ve hayatı yeniden ve yeniden

çağımız içinde değerlendirilerek kiĢisel hayatlara iman edi-

nimleri Ģekilde indirgenerek keĢfedilmelidir. O zaman ıĢık

hakiki bir aydınlatıcı ve iyileĢtirici olarak evvela bizi ve

sonra çevremizi tamamen aydınlığa bürüyecektir.

Kısacası Mesih‟in yolu Ġsa Mesih‟in ölüm ve diriliĢi ile

tanımlanmıĢ “kiĢiye, benliğe, günaha ölme yoludur.” Bu

yolda hayat “benliğe ölüm” Yaratan‟a diriliĢtir. Yani yeni

yaĢamda Mesih‟in kurtarıĢı esasında, ruhlarımızın içinde

bulundukları gerçeği kavramalarıdır. Ben ancak esas Olan‟ı

Yaratan‟ı algı için ve O‟na dönüĢüm ve değiĢim için vardır.

Page 138: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

138

Bu anlamda çoğalıp hükmetmek 1) insan olarak mümkündür

ve 2) esas mana olarak mümkündür. O zaman bu manaya

geçiĢ Yaratan‟a dönüĢtür. Bu da sonsuz hayata geçiĢtir. Bu

nedenle Yuhanna‟nın ifadesine göre Efendimiz‟in bizler için

olan duasındaki Ģu sözler bu gerçeği ilan etmektedir; Sonsuz

yaşam tek gerçek Allah olan Seni ve gönderdiğin İsa Me-

sih’i tanımalarıdır-Yuh.17:3. Bu sözleri Mesih Ġsa‟nın söz-

leri olarak görüyor ve algılıyorsak o zaman talebenin hayatı

ile iman ediniminin ne olduğunu ve neyi ne Ģekilde tebliğ

etmesi gerektiğini de görüyor ve algılıyoruz demektir.

DOĞAL YANSITMA

Bu noktada genelde misyon sözcüğü kullanılması adeta

adet olunmuĢtur. Oysa bu konunun irdelenmesi esastır.

Çünkü Mesihi bakıĢ açısı ile daha sonraki dönemlerde özel-

likle Yahudi olmayanlara ulaĢma gayreti içinde kendini

farklı bir sorumlulukta değerlendiren Pavlus‟un bakıĢ açı-

sında bir paralellik olmakla birlikte bir farklılıkta söz konu-

sudur.

Her Ģeyden önce Ġsa Mesih‟in buradaki hayat tecrübe-

sinde talebelik sürecinde kemale ermeğe baĢlamıĢ olan ken-

di talebelerini özellikle kendi yaptığı gibi Ģehir ve köylerde

mevcut Yaratan yolunda yürüme gayreti içindeki insanlara

inançlarındaki kavramları değerlendirebilme yani bu anlam-

da öğretme ve elbette “dönüĢüm ve değiĢimi” yani “tövbe

ve göklerin hükümranlığı” Müjdesi‟ni ilana ve hatta gidilen

camialarda belli bir iyileĢtirmeye sebep olmalarına tayin

vardır. Yani buradaki bu gönderiĢte bir “tebliğ” söz konusu-

dur. “Mana üzerine konuĢma ve müjdenin esas olduğunu

ilan.” O zaman “tebliğ‟de” bir açıklama söz konusudur. Bu-

rada sistematik olarak insanları yeni bir dine davet etme

veya bunu sistematik olarak özellikle son yüzyılların

Page 139: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

139

mentalitesi ile sistematik bir yapıya sokma kaygısı yoktur.

Eğer biraz birinci yüzyıl Ortadoğu dini talim anlayıĢı göz-

den geçirilirse bunun çok doğal bir yönlendirme, talebeye

inancı edinmeleri ve baĢkalarına da bunun yolunu açabilme-

leri fırsatı verilmesidir. Bunu abartıp misyon teĢkilatları

kurmak gibi kurumsallaĢmalar buradaki esasın çok dıĢında-

dır. Ama bu esas temeli kavrama güçlüğündeki hep akla

yönelik, sistematik yaklaĢımlar “dine adam kazandırmak

uğruna” birçok yerli insanlara yapılanlar gibi Mesih yolu

dıĢında birçok insanlık dıĢı uygulamayı getirmiĢtir. Ve bu

uygulamalar farklı çağlarda hep kendi çirkin çehresini gös-

termiĢtir.

Oysa Mesih Ġsa‟nın tebliğ metodunda akli değil, siste-

matik değil, kalbi bir iman edinimi ve bu edinimin kiĢiden

yansıması esastır. Bu yansıma ıĢığın karĢı konulamaz yan-

sımasıdır. Mesih Ġsa‟nın temel öğretiĢleri üzerinde Pav-

lus‟un misyon öğretiĢini değerlendirmek esas olmalıyken

Pavlus‟un misyon öğretiĢ temelinde Efendimiz‟in tebliğ

öğretiĢini değerlendirmek bizi elbette bir takım hatalara

yönlendirmektedir ve bu hatalar özellikle Pavlus‟un mektup-

larının da farklı kültürlerde ve çağlarda farklı yorumlanma-

ları ve özellikle batı sistematiği ile ele alınması Ģekliyle da-

ha da içinden çıkılmaz bir hal alınmasına neden olunmuĢtur.

IġIĞI YANSITMAYA YÖNLENDĠRĠLĠġ

Mesih Ġsa kendi havarilerini yani talebelerini de kendisi

gibi öncelikle Galile bölgesine yönlendirmektedir ve oradaki

Ġsra-el‟e yani yüreklerde biraz olsun Yaratan‟a yöneliĢ bu-

lunan yere göndermeyi tercih etmiĢtir. Ve onlara tayin ettiği

yön de kiĢilerin Ġsra-el düzeyinde olması yani “gönüllerinin

Yaratan‟a meyleden” olması esastır. Bu tebliğe yönlendiri-

Ģinde yani Mesih Ġsa‟dan aldıkları ıĢığı yansıtmaktaki esas-

Page 140: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

140

larında da tabii bir düzenleri olduğu açıkça görülmektedir.

Talebe nereye gidecektir? Ġsra-el‟in kayıp koyunlarına yani

Yaratan‟ı arayıp da bir türlü yüreğine edinemeyenlere, kalp

noktası açılmıĢ ama bir türlü kabını ıĢıkla doldurmuĢ olama-

yanlara. Ġsra‟el‟e ne ile gidilecektir? Müjde ile yani “tövbe-

nin gerekliği olduğunu ve göklerin hükümranlığının yakın

olduğunu” duyurarak gidilecektir. Ve bu gidiĢte elbette bu

dönüĢüm ve değiĢimin “sevgi ve ihsan olanı” yansıtmak ve

bunun da yaratılıĢ amacı olduğu gerçeğini vurgulamakta

esas olmuĢ olacaktır. Çünkü Mesih Ġsa‟da kurtuluĢ aslında

bu dönüĢüm ve değiĢimin bende Yaratan‟ı yansıtmasından

baĢka bir Ģey değildir. Nasıl gidilecektir? “Ben için alma

arzusuna ölüp Mesih Ġsa‟da baĢkaları için alma arzusunda”

olarak gidilecektir. Bu gidiĢte Yaratan‟ın Ruh‟unun rehber-

liğinde Mesih‟in kurtarıĢını ilan esastır.

Ne yapılacaktır? Yaratan‟a yüreği yönelmiĢlere öğretiĢ

verilecek, Müjde ilan edilecek ve manevi manada ve hatta

maddi manada ıslahlarına iyileĢmelerine sebep olunacaktır.

Bir üst bölümde Ġsa Mesih‟in ıĢığı yansıtma yol haritası

burada talebelere ağzından talebelerine buyruk olarak dö-

külmektedir. En azından Matta‟nın anlatımında bu sıra takip

edilmekte ve hatta üzerine ilave söylemleri de eklenmekte-

dir. O zaman da eksikliğinin farkındalığında Mesihi kurta-

rıĢla tamlığa yürüyen insan günlük yaĢamına da bu dönüĢü-

münün her güne değiĢim Ģeklinde indirgenmesiyle mana

yolunun yolcusu olarak Mesih‟in talebeliğine kadar ulaĢ-

makta ve sonra da bu kurtuluĢ Müjde‟sinin nurunu kendi-

sinden insanlığa “sevgi ve ihsan” temel prensibinde sun-

maktadır. Görüldüğü gibi bu manevi seyahat tam anlamıyla

“Gerçek Allah‟ı ve gönderdiği Mesih‟i tanıma” yani sonsuz

hayattır. Çünkü Yaratan‟dan gelenin Yaratan‟a yolculuğun-

Page 141: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

141

da indiği Adem noktasından Mesih‟le Öz‟e dönüĢ bu “mana

yoluyla” mümkündür.

Mesih talebesinin Yaratan‟ın saran ıĢığı Ruh‟unun reh-

berliğinde ve Mesih‟inin kurtarıĢında ıĢığı yansıtması yol

haritası Efendimiz‟in öğretileriyle Ģöyle özetlenebilir:

Talebe Mesih‟teki hayatıyla edindiği imanını, kendisin-

de Yaratan suretine dönüĢtüren ıĢığını;

1. Yaratan‟a doğru yönelene

2. DönüĢüm ve değiĢim müjdesiyle

3. Kendi alma arzusuna ölerek

4. Manayı öğreterek

5. Müjde‟yi duyurarak

6. Kaosu ıslaha çevirerek

7. KarĢılıksız aldığını karĢılıksız verme temelinde yan-

sıtabilecektir. En azından bu Efendimiz‟in talebelerinde gör-

mek istediği ve Mesih‟in kurtarıĢını, Yaratan‟ın Mesih‟inde

ve Ruh‟undaki “ıĢığını yansıtma” yolunun ana prensipleri-

dir.

Page 142: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

142

XII. IŞIK OLMA PRENSİPLERİ (Matta 10:5-16)

İşte, sizi koyunlar gibi

kurtların arasına gönderiyorum.

Matta 10:16

Bu noktaya kadar gelene dek eğer adım adım Efendimiz‟in

sözlerini hayatımıza Ruh‟un yardımı ile geçirebilmiĢ olsay-

dık her halde ıĢık olma prensipleri de bizim artık doğal ka-

rakterimiz olmuĢ olurdu. Yani esasında Matta‟da Efendi-

miz‟in buyrukları ve yaĢamı yakından izlenilip edinilse bir-

çok zincirleme giden öğretiĢlerin birbirini çekerek kiĢinin

yaĢamına gireceği gerçeğiyle karĢılaĢacağımız kesindir. Bir

öğrenen kiĢinin Ruh‟un yüreğindeki iĢleyiĢi ile Mesih‟i yü-

reğine alacağı ve bu aĢamada da Mesih‟e talebe olma çağrı-

sını yürekten iĢitip tabi olacağı esastır. Talebeliğin kemale

erdiği noktalarda ise bu kez de ıĢığı yansıtma için belli ko-

Ģullarda bir davranıĢ düzeyi ile aynı Kurtarıcısı ve Efendisi

Mesih Ġsa‟nın yaptığı gibi manayı öğreteceği, Müjde‟yi ilan

edeceği ve etrafına iyileĢme getireceği esastır. Bunu yapar-

ken de eğer hakiki bir Mesih talebesiyse belli bir Ģekilde bu

ıĢığı yansıtacağı da esastır. Zaten ıĢığın nasıl bir biçimde

yansıtılacağı da talebenin ne kadar Mesihi bir talebe oldu-

ğunun en güzel iĢaretidir. Efendimiz‟e göre böyle bir talebe

ıĢığı yansıtırken dünyanın bütün maddi değerlerinden uzak

bir yaklaĢım sergileyecektir. Yaratan‟ı arayana gidecek, yani

Page 143: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

143

Ġsra-el olana, dönüĢüm ve değiĢim ilanı ile gidecek, iyileĢ-

tirmeyi beraberinde taĢıyacak, yanına herhangi bir maddi

değer taĢıyan Ģey almayarak gidecektir, kendisini kabul

edenlerin yanında kalacak, birçoklarının saygı gösterdiği

kiĢilerin evlerinde kalacak ve böyle bir kabule esenlikle kar-

Ģılık verecektir. Hakiki Mesih talebesinin Yaratan‟ın Ruh‟u

ve Mesih‟inde edindiği ıĢığı “karĢılıksız alıp karĢılıksız

verme” gibi bir sorumluluğu vardır. ĠĢte bütün bunlar tale-

benin hamlıktan kemale erdiği dönemlerde Mesih‟in ona-

yında gönderiliĢleri sırasında Mesih Ġsa‟nın yaptığı ve öğret-

tiği Ģekilde gitmesinin esas unsurlarıdır. Ve aynı zamanda

ne zaman ve nasıl gideceğine ilaveten Efendimiz ne Ģekilde

bir hayatı yansıtarak gitmesi gerektiğine dair öğretiĢlerde

bulunduğunu da görüyoruz. Bu gidiĢ Mesihi bir talebeye

yaraĢır bir ıĢığı doğal, mantık üstü bir imanla yani edinme

imanıyla taĢımayla olan bir gidiĢtir.

Bu gidiĢte tamamen arkadan yüze dönüĢ olduğu için

yani Yaratan‟ı arkasından değil yüzünden görüĢ söz konusu

olduğundan tam bir aydınlatma ve dolayısı ile Müjde‟yi

hakkını vererek ilan vardır.

TALEBENĠN ÜSTADI GĠBĠ OLMASI

Bu hakkını vererek Müjde‟yi ilanın en temelinde karĢı-

mıza Efendimiz‟in Ģu sözleri çıkmaktadır, talebe kendisine

öğreten üstadından, köle efendisinden üstün değildir. Tale-

benin üstadı gibi, kölenin de efendisi gibi olması yeterlidir-

Matta 10:24. Aslında yazılar içinde “benden de daha üst

Ģeyler yapacaksınız” Ģeklindeki ifade ile bizleri daha da öte-

lere, daha da üst akla çekmeye çalıĢan Mesih Ġsa esasında

buradaki söylemi ile de talebelerinden ne beklediğini çok

net dile getirmiĢtir. Yani “IĢığı yansıtma” düzeyine gelen

talebeler için “ıĢık olma prensibi” üst akla tam olarak tu-

Page 144: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

144

tunma prensibidir. Bu üst akla tutunma prensibinde esasında

Yaratan‟ı arkadan gören bir yaklaĢımdan Yaratan‟ı yüzü ile

gören yani “O‟nu kendi hayatında edinen” bir koĢula gelme-

leri önemlidir. Burada Mesih Ġsa‟nın kendi hakiki talebeleri-

ne yaptığı da esasında budur. Yani artık ham olan talebeler,

piĢmiĢ ve yanma kıvamına gelmiĢtir. Yani hem aldıkları

alevi yansıtacaklar, hem de ıĢık olacaklardır. Bu durumda

“yansıma” baĢladığında ıĢık olmanın temel prensibi her Ģey-

den önce “talebenin üstadı gibi olması” durumudur.

Bu vazgeçilmez ıĢık olma temelidir. Yani Mesih Ġsa‟nın

Mesih talebesinden yansıması, üstadın giyinilmesi, üst aklın

bizim kabımızdan yansıması. Bu olmazsa olmaz durum ek-

sik kaldığında talebelik sürecine belki de girilmemiĢ bile

demek doğru olabilecektir. Çünkü o doluluk, o bürünme

gerçekleĢtiğinde kiĢi “yeni yaĢamı yansıtır” bir düzeyde

olmaktadır. Hatta Mesih‟le bütünlüğünde hakiki talebe

Ruh‟un ıĢımasında daha sonra daha da üste çekileceklerdir.

Mesih Yaratan‟ın, Öz olanın yani “IĢıklar Babası‟nın” sa-

ğındadır. Yani olması gereken o bütün pozitifin yansıdığı

taraftadır ve kendisine bürünenleri de çıkardığı kat, ruhsal

sonsuzluk düzeyi sağdır. O zaman bu düzeyde yapılması

gereken Mesih‟te biçimlenmektir.

Yaratan‟la form eĢitliği için Mesih‟te form eĢitliği, yani

görüneni edinmektir. Bu temel prensip üzerine Efendimiz‟in

ıĢık olma prensibini üç kademe ile belirgin kılmaktadır. Bu

esas temel üzerine inĢaası gereken üç prensip aslında ifade

de oldukça basit ama pratikte oldukça derin bir temel ve

arka plan isteyen prensiptir.

KURTLAR ARASINDA KOYUN

Ġlk prensipte buyruk talebenin samimi bir “koyun” ol-

masıdır. Yani talebe olma sonrası ıĢığı yansıtma aĢamasında

Page 145: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

145

ıĢık olma prensibinde kiĢinin hakikaten Yaratan‟ın suretinde

Mesih‟e çekilmiĢ, benzeyiĢine bürünmüĢ bir koyun olma

durumu esas olmalıdır. Bu terim genelde sevilen bir terim

değildir. Özellikle politik manada halkın koyun olması esa-

sında kiĢileri körelten, geri bırakan bir kavramdır. Çünkü

körü körüne bir itaat ve yönetime bağlılığı bize hatırlatır ki,

özellikle ezilen halklar için oldukça negatif bir anlam söz

konusudur. Oysa buradaki durumu maddi ve dünya gerçek-

leri açısından almamak esastır. Burada ifade edilmek isteni-

len tamamen manevi bir durumdur. Yani “kendi çıkarı için

alma arzusu ile dolu yüreğini, baĢkalarına ihsan etme arzusu

ile dönüĢtürüp değiĢtiren” bir kiĢi artık tamamen “haktan

yana” yani Yaratan suretine doğru meyletmiĢ kiĢidir. Bu

durumda doğal olarak kiĢi Yaratan‟la arasında Mesihi bağını

oluĢturmuĢ kiĢidir. Bu bağ bu kiĢiyi “çobana bağlı koyun”

kılmaktadır. Yani sistem içinde olması gereken yerde olan.

Sağa sola gitmesi, kaybolması mümkün olmayan. Doğal

olarak çoban yönlendiriĢinde ise koyun kurtlara yem olacak

değildir. Yani tutunduğu üst akılda “benin karanlık dehlizle-

rine, egonun vahĢi yırtıcılığına” teslim olacak değildir. Dik-

kat edilirse burada aslında içte arzularımız koyun vaziyetine

gelince diğer arzularımız yani henüz dönüĢüm ve değiĢime

uğramamıĢ arzularımız arasında koyun olarak hizmet ver-

mek durumuna olacaklardır. DıĢta ise diğer insan kardeĢle-

rimiz arasında onların manevi kurtlukları yani muhtemelen

–hayvan düzeyi– dediğimiz ve hepimizin baĢına dert olan o

düzey arasına bu düzeye esas edinilmesi gereken düzeyi

yansıtma hizmeti için gitme durumundayız. ġimdi buradaki

bu durum yani koyunların kurtlar arasına gönderilmesi du-

rumu esasında zorlu bir çekiĢmeyi de beraberinde getirmek-

tedir.

Page 146: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

146

Hiç unutulmaması gereken durum ne dönüĢüm ve deği-

Ģime uğramıĢ arzu, ne de dönüĢüm değiĢime uğramıĢ kiĢi bir

baĢka dönüĢüm değiĢime uğramamıĢ arzuyu ya da kiĢiyi

silah zoruyla, zorlamayla ya da kendi gücüyle dönüĢüm ve

değiĢime uğratacak değildir. Çünkü burada “kurt” kiĢinin

benliğinin henüz “tamamen kendisi için iĢlediği kiĢidir.”

Yani parçalayıcıdır ve tehlikelidir. Çünkü “ben” “ben” uğ-

runa aslında her tür taktiklere haizdir. Burada “dönüĢüm ve

değiĢime” uğramıĢ “Mesih‟i giyinmiĢ, kurtarıĢı gönenmiĢ,

günahlarından aflığı almıĢ, ölmüĢ ve dirilmiĢ” arzu ya da

kiĢi artık esasında tamamen “yeni bir kiĢidir, yeni doğuĢ

almıĢ kiĢidir.” Ve dolayısı ile “bu dünyanın kurallarına göre

yaĢamadığı için” Kainatın Efendisi‟nin sistemine tabidir ve

dolayısı ile bu sistem içinde “koyun” yani belli bir düzeni,

yönetimi sistemi kabul etmiĢtir. Bu kiĢi yönetimi kendi elin-

de tutmadığı için esasında silahı “silahsız” olmaktır. Evet,

topluma, farklı inanıĢlar arasına, farklı düĢünceler arasına

gidildiğinde “ıĢık olma prensibi” silahsız olmadır da diyebi-

liriz. Bu Ģu demektir. O muhteĢem sistemin, yaratılıĢın far-

kında yaratılmıĢ her Ģeyde sistemi, yaratılıĢı görebilecek

durumda olmaktır. Bu durumda esenlik vardır, bu durumda

herkese bir Ģeyler satmak değil, görülen sistem içinde her

Ģeyden ve herkesten bir Ģeyler alırken aynı zamanda bir Ģey-

ler verebilme de vardır. Bu harikadır. Bu Mesih Ġsa‟nın

“kendisini boĢaltıp” dünyaya gelmiĢ olduğu görüĢünde ol-

duğu gibi “kiĢinin kendisini boĢaltmayı” bilebilmesidir. Do-

luysanız geliĢemezsiniz, doluysanız “yeni hayatı gönene-

mezsiniz”, doluysanız “kurtuluĢu, kurtarılıĢı” edinemezsi-

niz.

Page 147: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

147

YILAN GĠBĠ ZEKĠ

Ġkinci prensip ise Efendimiz‟in sözleriyle “yılan gibi

zeki olabilmektir.” Bu hakikaten önemli bir durumdur. Zeki

olmak ve yılan gibi zeki olmak. Yılan zeki midir? Bu tartıĢı-

lır ama burada söylenmek istenilen çok daha mecaz bir yak-

laĢımdır. Bu yaklaĢımın içinde esasında YaratılıĢ bölümü

vardır. O bölümde Adem ve Havva yani benim eril ve diĢil

yanımın, yani düĢünce ve uygulamamın veya sağ ve solu-

mun arasına “kendim için” kavramı “benim için” kavramı

yani “egom” girmektedir. “Günah” orada peydahlanmakta-

dır. Ve orada anlatılan öykü de bu “ego”, bu kıĢkırtıcı “yı-

landır.”

KıĢkırtma, kandırma, kıvrak bir zeka ister ve hep

önümdedir aslında. Çünkü biz “egoyu” öldürelim, haça ça-

kalım derken esasında kiĢinin “öz benliksiz yaĢaması müm-

kün değildir.” Burada bununla söylenilmek istenilen “benli-

ğin” “ben çıkarına almasının öldürülmesi” ve “sevgi ve ih-

sana transfer olmasıdır.” O zaman buradaki “yılan gibi zeki”

olma kavramında yani “kiĢi kendi çıkarı için kendi beni

içinde nasıl durmadan zekasını kullanıp hep alma arzusunu

tatminde yollar arıyor ve bu tatmine, hazza ulaĢmaya gayret

ediyorsa” burada da yani “koyunlar gibi olan” Mesih‟te kur-

tuluĢunu gönenmiĢ Yaratan yolunda, düĢmüĢ konumundan

suret olma yoluna yol alan kiĢinin de Ģimdi Yaratan‟ın ıĢığı-

nı, hazzını alma ve Mesih‟te gönenmiĢ olduğu kurtuluĢunu

Ruh‟ta tasdik ettirerek haz alma konusunda sürekli yollar

bulmak durumunda olmalıdır. Yani “zeki olmalıdır.” Bakın

burada da koyun olma esasında almadır. Zeki olma tefek-

kürle düĢünmedir. Yani içinde bulunulan durumu yaĢama

sindirmektir. Bu zeki olma prensibinde “evetin evet, hayırın

hayır” olması esası vardır. Aslında doğru zamanda doğru

Ģeyi yapmak, doğruyu söylemek esası vardır. Yani bir çocuk

Page 148: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

148

bile “nasihata” aldırıĢ etmemektedir. Esas olarak algıladığı

anne ve babasının ve ailesinin tavırlarıdır. Bu en önemli ıĢık

olma prensibidir. Mevlana‟nın ifadesi gibi “Ya olduğun gibi

görün ya da göründüğün gibi ol.” Günümüzde insanlar artık

maddi manada her tür tatmini almıĢ durumdadırlar. Ġnanç

açısından da ne yazık ki, hep insanları maddi yani görsel ya

da kendi çıkarları doğrultusunda bir takdimle bir manada

“avlamak” düĢüncesi vardır. Oysa “Efendimiz‟in insan avcı-

lığı ile neyi kast ettiğini anlamak” bütün Kutsal Yazılar‟ın

bütününü görebilmekle ortaya çıkmaktadır. Burada insanı

“bencil taktik ve planlarla bir doğruya getirmek değil”, üs-

tünüze edindiğiniz Yaratan sureti ıĢıması ile insanların ıĢığa

getirilmesi, insanların bu ıĢık tarafından avlanması ve kendi

yaĢamları için iyi bir değere avlanmıĢ olmaları esastır. Gü-

nümüzde biraz parası olan bir kiĢinin kendisine aradığı hep

çok daha iyi bir ambiyansı, görünümü, atmosferi olan bir

yeme içme mekanıdır. Aynı Ģekilde hakiki bir biçimde Ya-

ratan‟ın ıĢığı ile kabını doldurmaya baĢlamıĢ bir kiĢi içinde

aslında baĢka bir durum söz konusu değildir. Yani hazın

doruklarında Mesih‟le bütünleĢen, “benden kurtulma yolun-

da” yani “günahtan arı” bir yaĢam için hep daha üst daha

iyisi aranmakta ve sevgi ve ihsanın kaynağı sağdan gelen

ıĢık daha da çok alınsın diye Ruh‟un meyvelerinde daha da

ileriye gidilmek istenmektedir.

GÜVERCĠN GĠBĠ SAF

Yukarıda dediğimiz gibi Yaratan‟ın o muhteĢem kurta-

rıĢında Mesih‟inin giyinilmesi Ruh‟unun aydınlığında bir

yaĢam sürülmesi manevi manada bize “koyun” dediğimiz

sistemde yerini bilme ve aynı zamanda çobanının itaatinde

bir durum yaratmıĢ olacaktır. O zaman bu durumda ıĢığın

kaba alınması irdelemeyi yani zeki olmayı getirecektir ve

Page 149: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

149

sonuç olarak da dıĢarıya bir saflık verecektir. Bu da ıĢık

olma prensibinin üçüncü ayağını bize getirmektedir. Bura-

daki güvercin saflığı aslında birçok açıdan değerlendirilebi-

lecek bir kavramdır. Her Ģeyden önce güvercin “Kutsal

Ruh” için bir simge olarak kullanılmıĢtır, bunun yanında

güvercin temizliği sembolize etmektedir ve dolayısı ile gü-

vercinde barıĢ ifade edilmektedir. Kısacası güvercin adeta

dıĢarıya çıkan, bizden yansıyan sonuç gibidir. Ama daha iyi

bir irdeleme ile burada esas söylenilmek istenilen “doğru

yani Yaratan‟la aynı paralellikte olma” ifadesidir. Kutsal

Ruh, Yaratan düĢüncesinin uygulayıcısıdır. Yani düĢünce

Ruh‟la uygulanır. DüĢüncenin enginliği, Ruh‟ta sınırlı bir

oluĢumla dile gelmektedir. O zaman burada “güvercin gibi

saf” bir biçimde gitmede Yaratan‟la eĢit formda, Yaratan‟ı

edinerek gitme söz konusudur. Yani “sevgi ve ihsan olarak”,

bunu kendi içimde edinimlerimde yaĢayarak. Eğer konuya

sadece içsel bakıyorsak o zaman “koyun” gibi sistemdeki

yerini almıĢ bir arzumun, “zeki” bir biçimde yani bu konu-

munda kalabilmenin ve bundan haz alabilmenin bütün yolla-

rını araĢtırmada zeki bir biçimde “saflıkla” yani Yaratan‟a

paralel bir hayatla daha doğrusu Ġsa Mesih‟te, “benine, gü-

nahlarına, ölüp Mesih Ġsa‟yı edinme ile dirilerek” sistem

içindeki yerini ve idarecisini fark eden ve O‟na paralel bir

yaĢamı sergileyen olarak” kiĢi hayatına devam etmelidir.

Böyle bir kiĢi Ġsa Mesih‟in Natanyel‟e söylediği sözü yansı-

tan kiĢidir; “ĠĢte, içinde hile olmayan gerçek Ġsraelli”

(Yuh.1:47).

Dünyaya gitmek esasında hepimizin günlük olarak yap-

tığı bir Ģeydir. Yani herkes içindeki sarnıcının doluluğu ora-

nında kuyusundan su çekmekte ve bu su ile de dünyaya yü-

rümektedir. Ama önemli olan sarnıcında neyin olduğudur. O

sarnıçta aydınlık mı vardır. Yoksa karanlıklar mı?

Page 150: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

150

Adem düzeyinden hareketle Ġsa Mesih‟te günahlılığın-

dan yani “beninde kendi çıkarı için alma arzusuyla dolu

olarak yaĢadığı” o düzeyden kurtularak Mesih düzeyine

gelen kiĢi dünyaya ancak Yaratan suretini yansıtacaktır. O

da Mesih‟tir. Ruh‟un ıĢığının en Ģeffaf yansımasıdır.

O zaman kurtlar arasında koyunlar, kurtlara yem değil,

kurtları koyuna dönüĢtürme yolunda büyük hizmetler ede-

ceklerdir. Bunun sırrı yani bu dönüĢtürmenin sırrı “ıĢık olma

prensiplerinde gizlidir.” Bu prensiplerin sırrı ise Efendi-

miz‟in buyruğudur; koyun ol, yılan gibi zeki ol ve güvercin

gibi saf ol prensipleridir.

Page 151: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

151

XIII. YÜREKTEN TAŞAN (Matta 12:33-36)

Ağız yürekten taşanı söyler.

Matta 12:34

Mesih‟in öğretiĢleri bir iç mana grubu olan yani kendi tale-

belerinden oluĢan gruba ve bir de genele olmak üzere hep

iki alanda devam etmiĢtir. Bazen de öğretiĢlerinde çevreden

gelen ve manayı algılama zorluğundan kaynaklı olan bir

takım tepkilere verilen cevaplarıyla da bu etkin öğretiĢ de-

vam etmiĢtir. Çünkü esas olan Mesih‟i düzeye doğru dönü-

Ģüm ve değiĢim içindeki kiĢinin kendisini Yaratan‟ın ıĢığın-

da ve dolayısı ile üst akıl olan Efendisi‟nin her koĢuldaki

söylemlerine göre analiz edebilmesidir. Bu analiz esasında

talebelerin ıĢığı ne denli sindirip sindirmediklerini algılama-

larında önemli bir rol oynamaktadır.

Özellikle talebelerin dağıtıma çıktıkları andan itibaren

ait oldukları Efendiyi yansıtmaları dolayısı ile her algı ek-

sikliğinde bu talebeler aracılığı ile talebelerin kaynağına etki

ve tepki oluĢturmaktadır. Yani Mesih‟i bir üstat, Mesih‟ten

aldığı ve Efendisi düzeyine kendisini transform ettiği bir

durumda elbette ıĢığı geçirdiği her bir fertten verdiği ıĢık

oranında sorumlu da olmaktadır. Yani eğer talebe yeterince

bir dönüĢüm ve değiĢim algısı içinde Ruh‟un kalp noktasın-

daki iĢinin üzerine Mesih‟i indirgeyememiĢse bu durumda

Mesih‟in ıĢığını yansıttığını söyleyen “üstadın, mürĢidin”

Page 152: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

152

bir mana da yetersizliği ya da etkin olamadığı gibi bir sonuç

ortaya çıkar. Bununla da “üstat, mürĢit, hoca” her ne önder-

lik ifadesi kullanıyorsa esasında bu durumla kendisini bir

analize tabi tutması gerekir. Demek ki, Ruh‟un açtığı kalp

noktasına Mesih‟in kurtarıcı ve efendiliğinin yerleĢmesi

kiĢiyi Mesih düzeyine çekerken aynı zamanda “hamlıktan,

piĢerek yanma noktasına” hareket eden üstadın öğrenci ya

da talebelerine sunduğu ıĢığın parlaklığını ölçmesi öğrenci

ya da talebelerinin ne aldıklarıyla alakalıdır.

ĠĢte bu noktada Mesih‟in ıĢığının etkisinde ve günümü-

ze gelecek olursak bugünün Mesih ıĢığını edinen ve yansıtan

üstatlarının eĢliğinde yetiĢen talebelerde aslında ortaya çıkan

“yüreğin edindiğinden” baĢka bir Ģey değildir. Yani eğer

“yürekte Ruh‟un iĢi ve Mesih‟in varlığı” hakikaten mevcut-

sa dıĢarıya yansıyacak olan da elbette bundan baĢkası olacak

değildir. Ama eğer hakiki Yaratan sevgisinden uzaklık ve

insan sevgisinden nasipsizlik söz konusu ise ve gönül mu-

habbeti ve coĢkunluğu yoksa, insan-ı kamil düzeyinin koku-

su yoksa ve bir kaos ve düzensizlik ve bir sevgisizlik ve

saygısızlık söz konusu ise ve hayatın hiçbir noktasında kao-

sun hakiki bir ıslaha eriĢmesi söz konusu değilse o zaman

durum açık ve net olarak “yürekte taĢacak herhangi bir Ģeyin

olmamasıdır.”

DIġTAN BAKIġA CEVAP

Dönemin bazı radikal inanç ehli ya da ulemasından ba-

zıları hiç kuĢkusuz kendileri gibi algılamayan, kendileri gibi

yaĢamayan ve kendileri gibi öğretmeyen Efendimiz Mesih

Ġsa hakkında konuĢmaya baĢlamıĢlardır. Burada dahi görül-

mesi gereken önemli bir nokta vardır. Bu nokta “kendisini

özellikle manevi konularda” yetkin zanneden ya da belli bir

inancın “üstadı” ya da “samimi izleyicisi” addeden birçok

Page 153: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

153

kiĢiler her zaman insan kardeĢlerini kendisi ile aynı düĢün-

ceye çekme, hatta aynı görünüĢe getirme derdi içindedir. Bu

insanın manevi manada ve ruhi anlamda genelde ne denli bir

bütünün parçası olduğunun da güzel bir görüntüsüdür. Çün-

kü o birlik olma hissi daima oradadır. Ama bu “benin” yani

“kendi çıkarı için alma arzusunun” o baskın etkinliğinde hep

baĢkalarının kendisi ile “birlik” oluĢturma derdindedir. Bu

“birlik” oluĢturma derdinde “benim tarafımda” birleĢme hep

esas telkin edilendir. Ferisiler içindeki bazı radikallerin de

bakıĢ açısında Mesih Ġsa‟nın o günün dini algıları üzerindeki

bütün tavırlarına verdikleri suçlama hemen “Ģeytani” olması

Ģeklinde bir içlerinin dıĢa yansıtılmasıdır. Yani Mesih

Ġsa‟nın bütün bu yaptıklarını yani öğretiĢ, müjde ve iyileĢ-

tirmelerini “Ģeytan” aracılığı ile yapmıĢ olmasını nereden

düĢünmüĢlerdir. Esasında Ģeytani düĢünce “benliğin kendi-

sidir.” O zaman demek ki, “ben tarafından sürekli yönetilen-

lerin” karĢı tarafı suçladıkları noktalar muhakkak büyük bir

ölçüde kendi içsel deneyimlerin yansıtılmasıdır. Bu nedenle

iyileĢtirmede özellikle “benliğin iptali” gibi hadiselerde

“benliği benlikle iptale” varan bir düĢünce de esasında kötü

eğilimin kötü eğilimle iptali gibi mana vardır. Ki bu mana

olsa olsa sadece kendileri bu tarzda olan kiĢilerin dıĢa

vurumlarıdır. Ve bu noktada böyle bir tepkiye cevaben Me-

sih Ġsa üzerinde durduğumuz öğretiĢleri vermektedir.

YA AĞACI ĠYĠ SAYIN YA DA KÖTÜ

Ya ağacı iyi, meyvesini de iyi sayın, ya da ağacı kötü,

meyvesini de kötü sayın- Matta 12:33

Bir yargı noktasına gelmeden önce yapılması gereken

en önemli nokta iyi bir analizci olabilmektir. Bu her Ģeyi kılı

kırk yarar Ģekilde incelemek gibi hastalıklı bir ruh haleti

değildir. Efendimiz‟in buyurduğu “evetiniz evet, hayırınız

Page 154: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

154

hayır” netliğini edinen ve pratik ederek bunu kendisinin

ikinci doğası edinen bir kiĢi için aslında “ya ağacı iyi say-

mak ya da kötü saymak” da esasında zamanla edinilecek bir

“mantık üstü inanç” gerçeğidir. Yani “ak için ak, kara için

kara” diyebilme yürek yeteneğidir. Efendimiz olması gere-

kenin bu olduğundan bahsetmektedir. Dikkat edilirse bura-

daki kiĢiler için, bu radikal yaklaĢımcılar için esasında Yara-

tan‟dan kaynaklanan öğretiĢ, müjde ve ıslah yani iyileĢtir-

me, kaostan ıslaha getirme iyi olandır. Yaratan kaostan ısla-

ha her Ģeyi “iyi” olarak değerlendirmektedir. O zaman Me-

sih‟i düzeyde Efendimiz Ġsa‟nın yaptıkları iyi iken “iyi”

olanı bir yol bulup kötü olarak addetmek büyük bir analiz

hatasıdır. GörüĢ kaymasıdır. Ġnsanlar yaĢamları için araba

sürerlerken dikkatli olmak zorundadırlar. Çünkü kainatta

bazı hatalar ölümcüldür. Hassasiyet Ģarttır. O zaman mane-

viyatta da hassasiyet önemlidir. Çok hassas olmak, az hassas

olmak meselesinden ziyade normal bir biçimde ikinci doğa

düzeyinde “olması gerektiği yerde ve doğal bir biçimde ama

sürekli hassasiyet önemlidir.”

Bir Ģey “ya iyi, ya kötüdür.” Her ikisinin oluĢturduğu

zaten “iyi‟dir.” Ama iyiye kötü kötüye iyi ya da iki arada

hareket eden bir iyilik kavramı yoktur. O zaman Mesih

Ġsa‟nın yaptığı bütün kurtarıĢ yaĢamında “iyi” esas olandır.

Ve bizim için de kendi hayatımızda o bazı radikal Ferisi-

ler‟in yaklaĢımı gibi bir yaklaĢımda bulunmamız esasında

doğruyu eğriltmemizdir.

MEYVENĠN ÖNEMĠ

Her ağaç meyvesinden tanınır-Matta 12:33

Önemli olan sonuçtur. Ne kadar öğretirsek öğretelim,

ne kadar bir takım iĢler yaparsak yapalım sonuçta ıslahın

gelip gelmemesi önemlidir. Islah varsa sulh ve salah vardır.

Page 155: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

155

Islah yoksa aslında yerinde sayma vardır. Kocaman bir

ağaçtan ve meyvelerinden saatlerce bahsetmek mümkündür

ama o ağacın tohumunu dahi etmemiĢ olmanız kiĢileri hayal

kırıklığına uğratacaktır. Talebelerin de Kurtarıcımız, Efen-

dimiz‟den aldıkları ıĢığı sindirmeleri, yansıtmaları ve yan-

sıtma prensiplerinde devamlılıkları yine burada esasında

Ferisiler‟e tepki olarak verilen cevapların içindeki o çok

değerli öğretiĢ ve buyruklarla bağlantılıdır.

“Ayinesi iĢtir kiĢinin lafa bakılmaz.” “Ey her tür bağ-

naz, yoz düĢünce sahipleri laf üretmeyiniz. Kendi ürünleri-

nizi ortaya dökünüz. Ortada karanlık var, geliniz ve siz de

eğer sizde bir Ģey varsa karanlığa bir ıĢık yakınız” Ģeklinde

bir öğreti, burada esas söylenilmek istenilendir. Meyve yok-

sa inancın önemi nedir? Meyve yoksa maneviyatın önemi

nedir? Ġnsanlar bilgi edinmekten hoĢnutturlar ve bilgilerini

paylaĢmaktan da çünkü çoğu zaman bilgi gururla birliktedir.

Ve “ben okĢandığı için” bilgi yüreğe indirgenmedikçe ma-

nevi ölümcül sonuca götürür.

ENGEREKLER SOYU

Engerekler soyu! Kötü olan sizler nasıl iyi sözler söyle-

yebilirsiniz?-Matta 12:34

Hiç kuĢkusuz ayırt etmeksizin konuĢabilmek, farkında

olmaksızın karĢıyı içten dıĢa bakıĢla yargılamak yukarıda da

dediğimiz gibi bir anlamda içimdekinin karĢıya yansıması-

dır. Ġçimdeki benim kendi eksikliklerini karĢıda görme hu-

yunun getirdiği o büyük kayma sonucunda konuĢan, hakaret

eden yargılayan “bendir.” Ben Kutsal Yazılar anlatımında

Adem ve Havva öyküsünün baĢ aktörü Yaratan sistemin

karĢısında diĢliye yani sistemin çalıĢmasına çomak sokan

“kötü” olandır.

Page 156: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

156

Yani “kiĢinin kendi çıkarı için almasının hortlamıĢ ha-

li.” Bu yaklaĢımla bakıldığında “engerekler soyu” kendi

çıkarı için alanların soyudur. Açık ve seçik net bir “acılar

yolunda” sıkıĢıp kalmanın sonucu olmanın tarifidir. Ġnsan

üretimi “din kalıpları” daha doğrusu “kabukları arasında”

sadece “kendi çıkarında alma hazzını” yaĢamanın dorukları-

nı hissetme durumudur.

Böyle bir arka plan varken “iyi” niyetle söylenilen bile

artık “iyi” değildir. Çünkü “benin” hükmü altında olmak

karanlığı tercihtir. Karanlık ise kaostur. Karanlık göreme-

mek demektir. Görememek “iyiyi kötüyü ayırt edememek”

demektir. Görememek demek esasında “ilerleyememek”

demektir. Ġlerleyememek demekse “kısır döngü” içinde de-

belenip durmak, “acılar yolunda ağlayıĢ ve diĢ gıcırtısı”

sonucuna erip durmak demektir.

AĞIZ YÜREKTEN TAġANI SÖYLER

Çünkü ağız yürekten taşanı söyler-Matta 12:33

Atasözlerinin ifade ettikleri çok ana fikirler vardır. Me-

sela “üzüm üzüme baka baka kararır” ifadesinde “bana dos-

tunu göster sana kim olduğunu söyleyeyim” gibi ifadelerde

hep kiĢinin ne türlü bir etkileĢim altında ise o etkileĢimi

yansıttığı gerçeği vardır.

O zaman bu etkileĢim aynı Ģekilde “yüreğin doluluğu ve

boĢluğu ile de alakalıdır.” Ġsa Mesih neden kalbimizin kapı-

sında durmaktadır? Çünkü kaynak orasıdır. Ġnsan neden

yüze Yaratan‟sa yüreğe bakar? Çünkü insanın özü dediği-

miz o Ģimdilik elle tutamadığımız ruhsal varlığının temeli

kalbidir de ondan. Bu kalp kalbimiz değil esasında “gönül”

kelimesi ile ifade edilendir. O zaman yüreğin iĢleyiĢinde

“yürekten taĢanın” Yaratan‟la eĢit formda olmak ya da Ya-

ratan‟ı edinmekle büyük alakası vardır. Çünkü kainatın o

Page 157: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

157

muhteĢem ıĢığı “hiç-varlıktan” fıĢkırırken dikkat edilirse bir

“hiç” ve bir “var” kavramında her Ģey meydana gelmiĢtir. O

zaman “benim varlığımda” yüreğin önce boĢaltılması ve

sonra doldurulması gibi iki hareketle aslı yansıtabilir bir

hale gelecektir. O zaman bu asıl için Mesih Ġsa Filipili-

ler‟deki ifade ile kendisini boĢaltmanın bir sonucudur. O

zaman boĢaltma yani Ģu ana kadar edindiğimiz doğayı terk

esas olması gerekendir. BoĢaltmanın ardından da boĢ yüre-

ğin Mesih‟le doldurulması gerekmektedir. Bu ancak “man-

tık üstü bir iman” dediğimiz hakikaten Mesih‟i düĢünce,

duygu, kurtarıĢ, ölüm ve diriliĢ olarak varlığımıza almamız

ve hissetmemiz ve yaĢamamızla bağlantılıdır.

Kanında aklanma dediğimiz “yeni doğuĢla edinilen yeni

doğa” yine yukarıdaki ifadelerle anlam kazanmaktadır. An-

cak bu boĢaltım ve hak olanla doldurma bizi “haktan yana”

yapmıĢ olacaktır. Bu “haktan yana” denen durum ise bizi

“yaratılmıĢlık piramidinde” üste çekecek durumdur. Yani

“ben düzeyinde” Adem seviyesinden cansız, bitkisel, hay-

vansal yükseliĢiyle bizi insan, Yaratan sureti insan düzeyine

getirecek olandır ki, bu durum Mesih‟le kurtulma, sonsuzlu-

ğu edinme, kanında aklanma, bağıĢlanma, ölümünde hayat

bulma seviyesidir. Mesih düzeyidir. O zaman yürekten taĢan

“ağızdan dökülen” sözler Mesihi IĢıma olacaktır. “Ne mutlu

barıĢçı olanlara onlara Yaratan‟ın oğulları denecek” kavramı

bu noktada oluĢacaktır. Bu hareket “ne mutlu ruhta fakir

olanlara” kavramıyla baĢlamıĢ durumdur. Yani bu durumda

“göklerin hükümranlığı” bu kiĢilerindir.

ĠÇĠNDEKĠ ĠYĠLĠK HAZĠNESĠ

Suyu kendi sarnıcından, kendi kuyunun kaynağından iç-

Sül.Özd.5:15

Page 158: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

158

Kendi sarnıcım içimdeki Mesih‟in kurtarıĢında bana

sağlanan inanılmaz dönüĢtürme gücüdür. Bu bir edinimdir.

Yani ıĢık “yukarıyı aĢağıya çekmektir.” Eğer yukarıyı aĢa-

ğıya çekiyorsak Ģayet. Bu çekiĢ ancak Ruh‟un hazırladığı

yürekte mevcut olan bir çekiĢtir. Bu çekiĢe “çalınan yürek

kapısını” açma eĢlik etmektedir. Ve Mesih‟in yüreğe girme-

si form eĢitliğini getireceğine göre “doğruluk” yüreği denge-

lemiĢ olacaktır. O zaman bu dengede bütün olumlu davra-

nıĢların, inanıĢ ve edinimlerin temeli oluĢmuĢ olacaktır. Bu

edinimde bizde oluĢan “üst dünyaların ıĢıklarının” yüreği-

mizdeki hazinesidir.

Dolayısı ile bu hazineden yansıyacak olan – ıslah, sulh

ve selamettir. Efendimiz‟in dağdaki vaazdaki öğretiĢlerinin

bir sonucudur; yani – ruhta fakir olmanın farkındalığı ve

bunun getirdiği yas ve yumuĢak huylulukla bu eksikliğin

kabulu ve eksikliği tamamlamaya susama ve merhametle bu

tamlığın geliĢi ve sonuç yüreğin temizliği yani Yaratan‟ı

edinmesi, çünkü o noktada artık o kiĢiler Yaratan‟ı görmek-

tedirler. Ve dolayısı ile o kiĢiler artık Yaratan oğullarıdırlar.

ġimdi bütün bunlara baktığımızda bütün bu aĢamalar hep

suyu kendi sarnıcında biriktirme ile alakalı olduğunu görebi-

liriz. Böyle birikim olup bu birikime uzanan kuyudan su

içmek ve bu suyu baĢkalarıyla paylaĢarak darmadağın etme-

den öncelikle kendini inĢa etmiĢ olarak tutmak ve kullanmak

kiĢinin kendi içinden fıĢkıran bir iyilik suyuna sahip olması

anlamına gelecektir.

BOġ SÖZLERĠN BEDELĠ

Kendi sözlerinizle aklanacak, yine kendi sözlerinizle

suçlu çıkarılacaksınız-Matta 12:37

KiĢi tamamen söyledikleriyle kendi iç benliğini ele

vermektedir. O zaman içte var olan kelimeler ve elbette dav-

Page 159: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

159

ranıĢlarla açıktadır. O zaman bir insan elbette kendini gizle-

yebilir. Ama bu belli bir süre içindir. Zaman içinde kiĢiyi

analiz edebilmek mümkündür. Hele hele iyi ya da kötüyü

ayırt edebilme edinimine sahip bir samimi inanç sahibi için

bu mümkündür. Çünkü kendisi dahil her kiĢinin kelimeleri-

nin arka planı vardır. O zaman için ıslahı Mesih‟in içte ha-

kikaten yönetimi Ruh‟un aydınlığında almasıyla alakalıdır.

Yani düzey Adem ya da Nuh ya da Ġbrahim gibi düzeylerde

bir iç yapısında olmuĢ olabilir. Ama Mesih‟i düzey büyük

bir iddiadır. Dövene elsizlik, sövene dilsizlik seviyesidir ki,

bu oldukça alttan çalıĢma ile yukarıdan verilmiĢ lütfu ikinci

doğa olsun diye toprağa yani “arzularıma” ekmekle alakalı-

dır. Mahsul Yaratan‟ın Ruh‟unda Mesih‟inin ifĢasıdır.

O zaman içte inĢa ettiğim ve hatta dıĢa yansıttığım her

ifade benim geleceğimin inĢasıdır. Yani bugün söylediğim

söz aslında yargı günü dediğimiz bir sonraki adımda, bir

baĢka deyiĢle sonsuzlukta bana geri dönecek olandır. Kısa-

cası dünyamı inĢa edecek olan da, yıkacak olan da ben ol-

muĢ olacağım. Bütün bunların ıĢığında Ferisiler içindeki

yanlıĢ bakıĢ açısı ve yargılar ile ifadeler kullananların içle-

rindekini yansıttığını ve kendi sözleriyle kendi sonuçlarını

hazırladıklarını söyleyen Efendimiz‟in bu sözlerinde bizim

kendi iç dünyamızı inĢa ve bu inĢanın dıĢa yansıması ve

yansımanın getirdiği sonuçlar üzerinde bize çok değerli öğ-

retiĢ ve buyruklar vermektedir.

Page 160: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

160

XIV. KİMDE VARSA (Matta 13:12)

Kimde varsa , ona daha çok verilecektir.

Matta 13:12

Tohumun hakikaten çok ürün vermesi hem tohumun sağlı-

ğına hem de tohumun düĢtüğü toprağın elveriĢli olmasına

bağlıdır. Bu iki yönlü denge sağlandığında o tohum kendi

içinde yüklenmiĢ olan programı dahilinde ürününü vermek

durumunda olacaktır. Bu Yaratan düĢüncesinin eĢsiz Yara-

tan iĢlevidir. Ve sonuç Yaratan‟a aitlik olacaktır. Kainatta

gördüğümüz bu olgu hiç kuĢkusuz manevi hayatımıza da

büyük bir mana yüklemektedir. Yani her Ģeyden önce kiĢiyi

ifade eden dıĢa yansıttığı varlığıdır. DıĢa yansıyan varlığı

negatif ya da pozitif olabilir. Ve her Ģeyden önemlisi bu

negatif ve pozitif durumun kiĢinin yerinde sayması ya da

ilerlemesiyle büyük alakası vardır.

TOHUM VE MANEVĠYAT

Özellikle ilerleyen kiĢi toprağa düĢmüĢ ve toprağın bü-

tün baskısına rağmen yukarıya doğru çekilen bir bitki gibi

kendisini toprağın üstüne doğru yükseltmeye baĢlayacaktır.

Bu yükseliĢ esnasında da elbette yaratılıĢ gereği toprağın yer

çekimine olan bağlılığı sürekli olarak o tohumu geriye doğru

çekecektir. Ama bu iki taraflı yani yukarıya ve aĢağıya doğ-

ru çekilmenin oluĢturduğu direnç tohumun sağlıklı olması

Page 161: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

161

ve tohumun düĢtüğü toprağın elveriĢliliği ile de birleĢince

esaslı bir ürün verme durumunu getirecektir. Yani tohum

dikkat edilirse içindeki programı ile düĢtüğü yere uyumu ve

bu yerinde tohumun içindeki olana uyumu ile esas tohum

olma özelliğini yerli yerinde yapabilecektir. Yani tohum

tohum olmak için vardır ve içindeki programı yerli yerinde

yerine getirmekle mükelleftir. Yani sadece tohum olma

özelliği için yaratılmıĢtır. O zaman her düzeyi ile Yaratan

düĢünceyi yüceltmekte, ifade etmektedir. Ama elbette bu

tohumun sadece düĢtüğü yerin iyiliği veyahut tohuma dıĢtan

müdahalenin iyi olması eğer tohumun kendi içinde bir Ģey

yoksa çokta fazla bir Ģey ifade etmemektedir. Yani illa o

tohumun içinde de tohum olma özelliğine uygun bir seviye-

de bir programın mevcudiyeti esastır.

Bu durum esasında manevi hayatımızı, insan olma ne-

denimizi ve Yaratan‟a yürüyüĢümüz için gerekli Ģartları ve

ne Ģekilde geliĢmesi gerektiğine de ıĢık tutmaktadır. Yani

her Ģeyden önce birinci basamakta kiĢinin Yaratan iĢlevince

yani Ruh‟u tarafından yüreğinin yani manevi manadaki yü-

reğinin, bir baĢka tabirle manevi gözü olan gönlünün gözü-

nün bütünlüğe, o bütünlüğün yegane nedeni olan Yaratan‟ın

ıĢığına bir nokta dahi olsa açılması esası vardır. Çünkü ön-

celikle “benlik farkındalığı” için bu gözden mahrum olarak

yaratılmıĢ olan insanın içinde YaratılıĢ gayesine doğru onu

yönlendirecek bir programın harekete geçirilmesi esası var-

dır. Bu program baĢlangıçta zaten her bir bütünden kopmuĢ

ruhla bedenlere nakĢedilmiĢtir. Yalnız bu ruhun bir bitki

gibi ıĢığa ihtiyacı vardır ki yukarıya doğru yükselmeye baĢ-

lasın. ĠĢte bu temel ıĢık kalp noktasının, gönül gözünün

açılması ile manevi tohumda bir Ģeyleri harekete geçirmek-

tedir. Bu durum “kimde varsa” durumudur. Bu durum Yara-

tan‟a yürüyüĢün temelidir. Mesih‟e bürünmenin, kurtuluĢu-

Page 162: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

162

nu gönenmenin temel taĢıdır. Adeta Yaratan‟ı edinme yo-

lunda Mesih‟e gelmenin köĢe taĢıdır. Bu yoksa “gördükleri

halde görmezler, duydukları halde duymazlar” konumu söz

konusudur. Yani kiĢi hala “benlik farkındalığı” düzeyinde

yani Adem düzeyindedir. Ve elbette yüreğinden taĢanda o

tutucu Ferisiler‟in Ġsa Mesih‟i suçlamalarında yüreklerinde

taĢtığı gibi “kendi benlikleri için alma” durumudur. Adem

seviyesidir. Yaratan‟a taĢan bir yürek olabilmesi esası ise

“tohumun” iç programının esas yaratılma gayesi doğrultu-

sunda harekete geçirilmesine bağlıdır. Bu Ruh‟un iĢlevinin

yürekte açtığı noktayla iliĢkilidir. Ama bunun içinde o yüre-

ğin sertliğinin büyük bir önemi vardır. Ve zaten Mesih Ġsa

bu “ekinci meselinde” bunu çok iyi bir biçimde ifade etmek-

tedir. Gönül çeĢitlerini örneklemekte ve esası takdim için

temeli hazırlamaya çalıĢmaktadır. Ama yine de derin mana-

ları ancak Mesih talebesi olan yani hakikaten “talip olan”

yüreklere takdim etmektedir.

YÜREĞĠN YARATAN‟A TAġMASI

Madem ki, kiĢi “yüreğinden taĢanı ifade etmektedir” ve

mademki yürekten taĢan kiĢiyi meyvedar ya da ürün verme-

yen bir konuma taĢımaktadır. O zaman yüreği Yaratan‟a

taĢıran o elveriĢli manevi programı harekete geçirmek ve bu

hareketlilikte bu yüreğin serpilip geliĢeceği o esaslı olması

gereken ortamı tespit etmek ve kiĢiyi Yaratan‟a zıtlıktan

Yaratan‟ı edinme konumuna getirmek esas olmalıdır. Bu

durum nasıl olacaktır? Yani elbette kiĢinin hem kendine

hem çevresine ıĢık yansıtan olması, bol yaĢamla, manevi

bereketlerle dolu bir yaĢamla bir yaĢam sürmesi eğer o kiĢi-

de bir Ģeyler varsa olabilecek olan bir durumdur. BaĢka bir

tabirle kiĢinin yüreğinin taĢkınlığının Yaratan‟a olması ken-

di yüreğinin Ruh‟un iĢleyiĢinde açılmaya müsait olmasında,

Page 163: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

163

Yaratan ıĢığını içine almasında yani Mesih Ġsa‟da ve

Ruh‟unda bir yaĢamı edinmesiyle, bir diğer ifadeyle de “yü-

reğinde Mesih‟in kurtarıĢı, Yaratan suretine dönüĢüm ve

değiĢim” varsa olacaktır.

ġimdi bu durumda yüreğin Ruh‟un iĢleyiĢinde açılma-

sıyla birlikte aslında Efendimiz Ġsa‟ya da yakınlık Ģartı hasıl

olmaktadır. Çünkü kiĢiyi manevi yolda ilerletecek, kurtuluĢu

için kapı olacak, kendisiyle bütünleĢecek bir “üst akla tu-

tunma” esası vardır. Bu esasta Yaratan‟la form eĢitliğini

gerçekleĢtirmiĢ Efendimiz‟in yukarıdan gelen kurtarıcılığı

ve Yaratan‟ı ifĢasında kucaklaĢmamız esası bizi “acılar yo-

lundan” birden bire “mana yoluna” taĢımaktadır. Ve bütün

bu ifadelerin bir gereği olarak elbette Mesih‟te biçimlenme

ile Yaratan düĢünce yani mecazi manada Baba ile bütünleĢ-

me esastır. Zaten bu nokta da Efendimiz‟in kendisine “anne-

sinin” geldiğini haber verenlere bir misal olarak söylediği

söylemde oldukça açıktır. ġöyle demektedir Mesih Ġsa; Kim

göklerdeki Babam’ın isteğini yerine getirirse, kardeşim, kız

kardeşim ve annem odur. Yani her Ģeyden önce Mesih

Ġsa‟ya yakınlık “Yaratan düĢüncenin isteğini yerine getiren”

olmakla bağlıdır. O zaman bizde bir Ģeylerin olması yani

yüreğimizin kötü eğilimimizde değil Yaratan‟a taĢar halde

olması bu ilkeye bağlıdır. Yaratan‟ın isteğini yerine getir-

mekte “kalp noktası açılmıĢ bir yüreği” ziyadesiyle Yaratan

ıĢığı ile doldurmak ve bu noktadan Mesih‟i yüreğe alarak

yine Ruh‟un rehberliğinde Mesih‟in ölüm ve diriliĢ öğreti-

sinde Yaratan‟a doğru yürümektir.

Bu istem Mesih‟in Müjde‟sinde ifade edilmektedir.

Tövbe ve göklerin egemenliğinde hükmedip çoğalan ve Ya-

ratan suretinde sonsuz yaĢamı edinen yani Yaratan‟a bütün-

lüğe doğru hareket etmektir. Bu insan-ı kamil olup Yara-

tan‟da noktalanması gereken ve kendisiyle birlikte sürekli

Page 164: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

164

dünyayı kaostan ıslaha taĢıma ve hep ilerleme, geliĢme, ge-

liĢtirme olan ve Yaratan‟ı bütün renkleriyle en üstte ifĢa

etme Mesih düzeyinde bir yaĢamı ilan etme olgusudur. Bu

“bol yaĢamdır.” Bu “sonsuz yaĢamı almaktır.” Bu “sevgi ve

ihsan” yaĢamıdır. Bu her Ģeyin “Ġyi olarak var olduğunun

tasdikidir.”

Bu konumda yani özellikle manevi geliĢim esnasında

karĢılaĢılan tezatların negatifliği içinde elbette tezatlık du-

rumu kendi içindeki yargı iĢleyiĢine göre karar verme duru-

mundadır. Yani Yaratan‟a paralel konuma geçmiĢ olan Me-

sih düzeyine dönüĢen ve değiĢen talebeyi o yargı konumun-

da değerlendirip durmaktadır. Bu değerlendirme esnasında

Ġsa Mesih‟in tabiriyle “yürekten taĢanı” ortaya koymaktadır.

Diğer taraftan “kimde varsa” ifadesinde yürekten taĢanın

olumlu olması vurgulanmaktadır. Yani esas Yaratan‟a doğru

hareket eden kiĢinin bu kez yaratılıĢın “benlik” tertibine ters

hareketinde oluĢan tezatlıkta “yüreğinden taĢan”, bir takım

radikal bakıĢ açısındaki Ferisiler‟in Ġsa Mesih‟e olan değer-

lendirmelerinin tam tersinde bir yürekle olacaktır. Ve böyle

bir yüreğe sahip olanlar elbette yüreklerindeki pozitif doğ-

rultusunda hep pozitifi yani olumlu olanı yani Ruh‟un mey-

veleri doğrultusunda hep o meyvelerle orantılı aynı paralel-

likteki olguları çekmiĢ olacaklardır. Bu da doğal olarak “be-

reketin bereketi”, “lanetin laneti” çekmesi gibi bir durum

oluĢturmuĢ olması anlamındadır.

Daha önceki konumuzda dediğimiz gibi Efendimiz‟i

suçlayanlar “benliğin benliği iptal” edebileceği savı ile orta-

ya çıkmıĢlardır. Oysa Efendimiz bunun mümkün olamaya-

cağını iki olumsuzun ancak birbirini çekebileceğini ortaya

koymuĢtu ve dolayısı ile o tarz bir yüreğe ya da arzuya sahip

olan kiĢi ya da arzuların kendi kendini sokan akrep misali

kendi kendilerini sokup tüketeceklerine iĢaret etmiĢti.

Page 165: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

165

EĞER VARSA DAHASI DA VAR

Oysa “göklerin hükümranlığına” iliĢkin verdiği örneği-

nin akabinde Efendimiz kimde varsa ona daha çok verilecek

bolluğa kavuşturulacak sözleriyle dikkatlerimizi yürekleri-

mize çekmekte ve daha önce Ferisiler‟in aĢırı tutucu olanla-

rının eleĢtirileri karĢısında öğrettiklerine bu kez olumlu bir

yürek taĢkınlığı için bir öğreti sunmaktadır.

Burada Yaratan‟ın hükümranlığının sırlarını bilme yani

var olan ya da anlatılan bir takım manevi gerçeklerin her

kiĢi tarafından anlaĢılamayacağı da vurgulanmaktadır. Esa-

sında net bir tablo gözlerimizin önündedir. Yani bu tablo da

“kimde varsa” ile kast edilen aslında tövbe yoluna girmiĢ bir

kiĢinin, yani Yaratan düĢüncesinin ve iĢlevinin farkında olup

O‟na doğru yaratılıĢ uyumu ile hareket etme kararı ile dönü-

Ģüme girmiĢ bir kiĢinin eğer değiĢimi günlük olarak sürdür-

mesi halinde kendi üzerine çekeceği o muhteĢem manevi

derinlik gösterilmeye çalıĢılmaktadır. Ama bu dönüĢüm ve

değiĢimin herkes tarafından net bir biçimde algılanamaya-

cağı da ifade edilmektedir. Demek ki, anlamak “talebe ol-

makla” bağlantılı bir kavramdır. Bu derinlik sanki sırdır.

Esasında buradaki sır kiĢinin içinde yaĢayıp yaĢayamama-

sında sırdır. Yoksa bir bilinmez değildir. Mesela “göklerin

hükümranlığı” kelimesi birçok inanan olduğunu söyleyen

kiĢi için adeta günlük yaĢam içinde çok kullanılan kelimeler

gibidir. Ama birçok kelime mesela “tövbe” kelimesi bile

çok farklı ve hatta sığ anlamlarda kullanılmaktadır. Esas

manasının anlaĢılıp yüreği etkilediği pek söylenilemez. ĠĢte

bu açıdan bakıldığında “gerçek anlamda tövbeyi” algılamak

“bu sözü edinmekle” alakalıdır. Yani “tövbe” “benlikte ya-

Ģarken Yaratan‟a yani senlikte yaĢamaya dönmek” gibi çok

ciddi bir dönüĢün tatbik edilmesidir ki, bu bir tecrübi du-

rumdur. Yani kiĢi bu dönüĢüm deneyiminden haz alması ile

Page 166: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

166

bu durum “sır” olmaktan çıkar ve “derinliğinde” inanılmaz

Yaratan ıĢığını yani hazzını da beraberinde getirir. O zaman

iĢte Mesih Ġsa‟nın Mesihliğinde deneyimlediği ve bize

deneyimletmek istediği olgu budur.

Bu nedenle “bu sır” baĢkalarına değil “talebe” olanlara

açılmıĢ olmaktadır. Talebe Yaratan‟ı Mesih‟inde ve

Ruh‟unda talep edendir. Yaratan düĢünceyi iĢlevi ve sonu-

cunda talep edendir. Sevgi ve ihsan Olan‟ı, “yaratılanı seve-

rim Yaratan‟dan ötürü” prensibinde kabul edendir. Bu kiĢi-

ler için “sır zahir olmuĢtur.” Yani açılmıĢtır. Giz yoktur. Giz

görünmeyene iman çerçevesinde bile giz değildir. Sadece

keĢfedilmemiĢtir. Oksijen, hidrojen bir sır idi. Ama sırken

bile vardı. Ne oldu, bir gün keĢfedildi ve görmeden inan-

mam diyen birçokları için oksijen ya da hidrojen anlatılsa da

sırdır. Ama keĢfeden için ise artık sır değildir. Burada “teĢ-

bihte hata olmaz” diyerek bu örnekleri veriyoruz.

Ġsa Mesih de “mana temelleri” olmayan insanlar için

“gönül gözlerinin” açılmasına belki yardımcı olur diye me-

sellerle konuĢtuğunu belirtmektedir. Ama diğer tarafta bu

kiĢiler esasında “gördüklerini sanıp görmemekte ve duyduk-

larını sanıp duymamaktadırlar.” Bu da derinlik yoksunluğu

ve bir Ģeyi yapmakla meĢgul olup sığ sularda avlanmak gibi

bir durumdur. Oysa Efendimiz‟in talebi Yaratan‟ın düĢünce-

sinde ve iĢlevindeki derinlikte gezinmenin Mesihi boyutlar-

da algının esaslılığıdır. Bunun için de temel dönüĢüm ve

değiĢimdedir. Yani “kimde varsa” bunun kat be kat bereket-

lerini görmesi mümkün olacaktır. Bu manevi tarif edilemez

hazzın baĢlangıcı, esası ve temelleridir.

VAR OLAN NE?

“Kimde varsa” ile kast edilenin değiĢim haritası esasları

üzerinde yürüyenler olduğunu bir kez daha hatırlatmakta

fayda vardır; daha önce değiĢim yol haritası üzerine çalıĢtı-

Page 167: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

167

ğımız gibi bu değiĢim yol haritasında esasında kiĢinin “ek-

siklikten tamlığa” dönüĢüm haritasında ilerlemesinde baĢla-

yan durumlarındaki o ilahi etki değiĢimidir; yüreğin değiĢi-

mi, düĢüncenin değiĢimi, iliĢkinin değiĢimi, sözün değiĢimi,

davranıĢın değiĢimi, anlayıĢın değiĢimi ve elbette Yaratan‟ın

mükemmelliğini zerre misali de olsa hayata çekmiĢ olabil-

me. Bütün bunlar “kimde varsa” sözcüğü ile ifade edilen

“göklerin hükümranlığının” yansımasıdır. Bu Mesih Ġsa‟nın

günahlarımız için yani “kendi çıkarımız için sürekli alma”

durumumuza ölerek bize sunduğu hakiki Yaratan suretinde

yaĢama tablosudur.

Mesih‟in ölüm ve diriliĢine ve kurtarıcı ve efendiliğine

iman esasında yine Mesih‟in ifadesi ile “buyruklarını yerine

getirme isteminde” anlam kazanmaktadır. Yani “Mesih

Ġsa‟nın haçta ölümü ve diriliĢine inanmıĢ olduğunu ifade ile

bu duruma tapınıp durmak” değil Mesih‟te biçimlenmek

O‟nun bütün ölümü ve diriliĢini kendi üstüme almak ve Ya-

ratan‟a doğru Mesih‟i yaĢamak esastır. Yani bir Ģey yapmak

değil, olmak önemlidir. ĠĢte bu durumda insan-ı kamil yani

Yaratan‟ın istemi olan kendi suretinde “hükmeden” ve “ço-

ğalan” yani “sevgi ve ihsanı” ifĢa edip Yaratan‟la form eĢit-

liğinde bir insan kainata hakim olacaktır. Bu insan “kaosu-

nu” “ıslaha” çevirebilmiĢ ve kainatında “kaosunu” “ıslaha”

çevirebilen bir insandır. Bir “din ya da mezhep” fedaisi de-

ğil Yaratan‟ın açık aydınlığının ifĢadır. Efendimiz‟in tabiri

ile mecazi manada adeta Yaratan‟ın evladıdır; “Ne mutlu

barıĢı sağlayanlara! Çünkü onlara Allah evlatları denilecek-

tir.”

VARLIĞIN TANIKLIĞI

ĠĢte bu vasıflar hep üst üste kiĢiyi Adem seviyesinden

Mesih seviyesine ve daha sonra da “üst akla tabi” insan-ı

Page 168: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

168

kamil düzeyinde bir yaĢamda Yaratan sureti olarak Mesih‟le

Yaratan‟a yükseliĢ seviyesine getirecek olandır. Bu nedenle

Pavlus bu dönüĢüm ve değiĢimini Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢı ve

Efendiliğinde ve Ruh‟un rehberliğinde sürdürenlerin Yara-

tan Ruh‟undaki meyvelerini sıralamakta ve “benliğin” yani

“kötünün” meyvelerinden ayırt etmekte gayreti içinde bu-

lunmaktadır. Pavlus‟un ifadesiyle Ruh‟un meyveleri sevgi,

sevinç, esenlik, sabır, Ģefkat, iyilik, bağlılık, yumuĢak huy-

luluk ve özdenetimdir. Bütün bunlar dokuz tanedir ve adeta

sanki ve taç noktası Yaratan Ruh‟undan yani Yaratma iĢle-

vinden dökülmektedir. Kısacası temel dönüĢüm ve değiĢim

süreci varsa “yüreğin değiĢimi, düĢüncenin değiĢimi, iliĢki-

nin değiĢimi, sözün değiĢimi, davranıĢın değiĢimi, anlayıĢın

değiĢimi nasıl mükemmelliği ifĢaya baĢlıyorsa daha da çoğu

yani Ruh‟un meyveleri de bütün bunların sonucu kiĢide te-

mellenecektir. Bu Mesih Ġsa‟nın bütün varlığının insanda

ifĢasıdır. Yani Yaratan‟ı edinme dediğimiz “sevgi ve ihsan”

niteliğini artık kiĢinin tabii, doğal hayatına almıĢ olmasıdır.

Bütün bunları belli bir dinde olduğu için, bir Ģeye dahil

olduğu için, bir Ģeyler yaparak edindiği için değil, Yara-

tan‟da olduğu için yapma durumundadır. Artık “beni için

almayı” öldürme durumunda “baĢkası için alma” konumuna

dönüĢüm ve değiĢimdedir ve bu Yaratan‟ı Mesih‟inde ve

Ruh‟unda ifĢadır. Bu ölüp dirilmedir. Bu Ġsa Mesih‟in ölü-

mü ve diriliĢi ile sunduğu bağıĢlama ve kurtarıĢın artık gün-

lük yaĢamda beden hayatımızda ifĢasıdır. Bu sonsuz yaĢam-

dır. Aynen Yuhanna‟daki ifadesiyle sonsuz yaşam, tek ger-

çek Allah olan Seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i tanımaları-

dır-Yuh.17:3. Bu inanılmaz önemli bir tanıklıktır. Mesih

Ġsa‟nın kurtarıcılığına ve efendiliğine imanın temelinde eğer

sonsuz yaĢamı almak varsa Yuhanna‟nın Mesih Ġsa‟nın dua-

sındaki sözleri aktarımıyla yani Efendimiz‟e göre bu sonsuz

Page 169: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

169

yaĢam, tek bir olan Yüce Yaratan‟ı ve O‟nun Mesihi‟ni ta-

nımaktır. Bu “bilmek” değildir. Bir yerlerde bir Ģeyler oldu-

ğunu bilip kabul değildir. “Kimde varsa” ifadesinde bir Ģey-

leri bilmek “yakinen tanımakla” tamlığa ulaĢmıĢ olgunlaĢ-

mıĢ bir durumdur. Yani “Yaratan‟ı bütün varlıkla sevmek”

ancak “nitelikleriyle edinmekle bağlantılıdır.” Yani O‟nun

sevgi kavramı bütün kainata karĢılıksız sunumudur. Bütün-

lüktür ve kayırmadır. Salt bir sevgi değil, karĢılıksız verme,

bütünlük ve kayırma. Bunların tamamı Yaratan düĢüncedir.

Bu bağlamda ihsanı ise her bir sunumun “iyi” olma kaidesi-

dir. O zaman Yaratan‟ı tanıma bunları deneyimleme, edin-

me, içine bu ıĢığı alabildiğince almadır. Mesih‟ini tanıma ise

bunun olabilirliğini Efendimiz Ġsa‟da gözlemleyip insan

düzeyinde bu kurtuluĢu gönenmemizle bağlantılıdır. Bütün

bunların yol açıcısı ve rehberi ise zaten Yaratan düĢüncenin

iĢlevi olan Ruh‟udur. Böylelikle Yaratan‟ın bütün varlığı her

Ģeyi kapsadığı gibi, varlığımızı da kapsar ve böylelikle biz

“geldiğimiz o muhteĢem bütünlüğe” yine aynı bütünlük

içinde “döndürülürüz.”

Bir an öncemiz sonsuzluktur ve bir an sonramız sonsuz-

luktur. Ama bu sonsuzluk bizim sınırlı algı ve düĢüncemize

göre böyle olduğu için böyledir. Bu nedenle sanki her Ģey

keĢfedilmediği sürece bizim için sırdır. Ama bu keĢif önce

“mana yoluna” adım atmakla Efendimiz‟in kurtarıĢını gö-

nenmekle, “benlikte olmamıza Mesih‟in iĢlevinde” bağıĢ-

lanma kazanmamızla geçmekle baĢlayacaktır.

Bu noktada “kimde bütün bu manevi hareketlilik varsa”

elbette daha da fazlası ardından gelecek olandır. Aksi tak-

dirde “acılar yolunda” “gördükleri halde görmeyecek, duy-

dukları halde duymayacak” olanlar “her dizin Yaratan dü-

Ģünce önünde diz çökme anı gelene dek” bu seyahatleri de-

vam edip duracaktır.

Page 170: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

170

XV. YUKARIDAN VERİLMEDİKÇE (Matta 16:17)

Bu sırrı sana açan insan değil,

göklerdeki Babam’dır.

Matta 16:7

Dünya üzerinde farklı farklı düĢüncelerle ve yaĢam örnekle-

riyle çığır açan insanlar vardır. Bu gibi insanların bazıları

esasında bir çığır açtıklarının farkında bile değillerdir. Bazı-

ları ise elbette “yukarıdan verilmenin” heyecanı içinde “aĢa-

ğıda bunu ifĢa” için büyük bir gayretle, özveriyle bu mesuli-

yeti yerine getirmektedirler. Esasında toplumları manevi

aydınlığa kavuĢturma gibi yüksek bir mesuliyetle yüklenmiĢ

olan o peygamberlik payesini almıĢ olan insanlar ise bu me-

suliyetlerini oldukça zorlu insan düĢünceleri arasında büyük

bir sabır ve metanetle yerine getirme gayreti içindedirler ve

her zaman çok az kiĢinin onlardaki bu ıĢıktan doğrudan isti-

fade edebilme Ģansına sahip olabildiklerini görürüz.

Efendimiz Ġsa Mesih özellikle o muhteĢem Mesihi ma-

kamı ve elbette o Yaratan düĢünce ve iĢlevinin sonucu olma

yani mecazi manada Oğulluk mertebesinde bulunma hase-

biyle oldukça zorlu bir sorumluluğu üzerinde taĢımaktadır.

Bir tarafta Yaratan‟dan yansıyan o muhteĢem ıĢığı bütün

huzmeleriyle yansıtabilmek diğer taraftan da adeta üzerine

balçık sıvanmıĢ ve kararmıĢ yürekleri öncelikle bu balçığın-

dan kurtarmak hiç de kolay bir iĢ değildir. Zaten bu tarz bir

Page 171: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

171

hizmetin kolay olmadığı Petrus‟la Efendimiz arasındaki

diyalogta oldukça net olarak görülmektedir.

SĠZCE BEN KĠMĠM?

Siz ne dersiniz? Sizce ben kimim? -Matta 16:15

Efendimiz kendisi hakkındaki söylenen sözleri talebele-

rinden iĢittikten sonra talebelerine yönelttiği soru ile esasın-

da bu toplum içindeki anlayıĢla talebeleri arasındaki anlayıĢ

farkının netleĢip netleĢmediğini anlamak istemektedir. Ve

dolayısı ile buradaki burada yer alan bu diyalogla da bizlerin

bu konudaki algılarını netleĢtirmek istemektedir. Sorusu

nettir: “Sizce ben kimim?”

Bu noktada Ġsa Mesih‟in yüreklere hitap eden kurtarıcı

rolü ve bizi Yaratan‟a doğru çeken, bulunduğumuz seviye-

lerden insan seviyesine doğru bizi çeken o eĢsiz Mesih‟lik

mesuliyeti bize net bir algıya getirme gayreti içindedir.

Talebelerinden Petrus‟un buradaki anlatıma göre öne

atıldığını görürüz ve diri Olan, hay Olan o yüce Yaratan‟ın

muhteĢem sonucu mecazen “oğlu” olduğunu vurguladığını

yani Yaratan‟la eĢit form‟da, O‟nda biçimlenmiĢ, O‟nu

edinmiĢ olduğunu ifade ettiğini görürüz.

Yani Yaratan önünde doğrulardan sayılmak için her

Ģeyden önce Yaratan‟ın verilerini ve daha doğrusu “sevgi ve

ihsanını” doğru olarak algılamak esastır. Bu algı mahiyetin-

de en önemli olan Ģey Mesih Ġsa‟da bize sunulan sevgi ve

ihsanı nasıl algıladığımızdır. Çünkü bu düzeyde bir açıkla-

mayı doğru algılamak bize doğru edinim yolunu da göster-

miĢ olacaktır. Demek ki, doğru algı doğruluğu beraberinde

getirmektedir. O zaman bu soru çok önemli bir sorudur.

“Sizce Mesih kimdir?” Sadece bizleri günahlarımızdan

arıtma görevi ile görevlendirilmiĢ bir kiĢi midir? Bir ahlakçı

mıdır? Bir öğretmen midir? Bir yarı peygamber, yarı ilah

Page 172: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

172

mıdır? Bedeninin her tarafı kutsallıkla kapsanmıĢ ve bizim

putperest bir yaklaĢımla kendimize göre ilahlaĢtırdığımız bir

küçük ilah mıdır? Yoksa bunların dıĢında Yaratan‟ın beden

almıĢ hali midir? Yoksa kelimesinin beden almıĢ hali midir?

Esasında kilise asırlar boyunca Efendimiz Mesih Ġsa hak-

kında farklı konumlarda tartıĢmalar yapmıĢtır. Oysa burada

ve birçok yerde Mesih Ġsa hakkındaki ifadelerde Mesih

Ġsa‟nın tasdik ettiği ifadeler bir kez daha ve dikkatlice ince-

lenmelidir. Yani Efendimiz konumunun ne altında ne de

üstünde değerlendirilmemelidir. Bu belki bazen ortodoksi

kanaatler için bile oldukça tehlikeli gibi görülebilir. Çünkü

insanlık daima kendisine sunulanı hep kendi benzeyiĢine

dönüĢtürmede uzman olmuĢtur. O zaman bu algılarda asırlar

içinde hep sunulan öğreti temellerinden aĢağıya ya da yuka-

rıya kaymıĢtır.

Oysa buradaki ifade eğer yazıldığı gibi söylenilmiĢ ola-

rak kabul ediliyorsa Mesih Ġsa tamamen mecazi ve manevi

mahiyet göz önünde bulundurulmak ve Yaratan‟la bütünlük

kavramında ve O‟nun suretine layık bir seviyeyi ifĢa etme

anlamında elbette YaĢayan, yüce Olan Allah‟ın o çok sevdi-

ği biricik Mesihi‟dir. Ġsrael, Kutsal Yazılar‟da Yüce Yara-

tan‟a oğulluk gibi bir mevkiyi doldurmaktadır. Ve Ġsa Me-

sih, Yaratan suretini ifĢaen Mesih seviyesinde bu mevkinin

Yaratan‟a en yakın mevki olduğunu aleni olarak ifade et-

mektedir. Bu konumda Yaratan‟a en yakın olan o yüce ma-

kamı “kendini inkâr prensibinde” “kendi varlığını baĢkaları-

na sunma” yani Yüce Yaratan‟ın o en açıklayıcı niteliği olan

“sevgi ve ihsan” niteliklerinde ilan etmektedir. Bu durumu,

bu derinliği, bu konumu, bu birlikteliği, bu Yaratan‟la aynı

surette olunabilme düzeyini anlayan kiĢi için sır kalmamıĢ-

tır. Yani evrenin sırrı “sevgi ve ihsanda”dır. Bu da Ġsa Me-

sih‟te dünya düzeyinde, insan bedeninde ilan edilen, açıkla-

Page 173: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

173

nan bir düzeydir. Ve her kim ki bunu görürse ve bu kurtarıĢı

fark eder ve Mesih Ġsa‟yı gönenirse iĢte o noktada artık sır

açılmıĢ olmaktadır. Ve elbette bu kolaylıkla fark edilebile-

cek bir durum değildir. Bunun farkındalığı için oldukça ge-

niĢ bir manevi görüĢe sahip olmak esastır. Oldukça kalbi bir

konuma eriĢmek gerekmektedir. Bu nedenle “Saran ıĢık”

olmaksızın yani “Kutsal Ruh‟un” iĢleyiĢi olmaksızın bunu

idrak mümkün değildir. ĠĢte bu noktada Petrus‟a verilen

cevapta “sır ancak yukarıdan verilirse açılır” Ģeklinde bir

ifade söz konusudur.

SIRRI AÇAN KĠM?

Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam’dır -

Matta 16:17

Bu noktada Mesih Ġsa‟nın verdiği cevap aslında çok

önemli bir cevaptır. Çünkü bu noktada cevap bu sırrı sana

açan insan değil, göklerdeki Babam’dır - Matta 16:17 Ģek-

lindedir. Yani Mesih Ġsa‟nın o müthiĢ kurtarıĢ hizmetini

anlayabilmek ve Mesih‟in Yaratan‟ı edinmiĢ olmasını algı-

layabilmek esas itibariyle yukarıdan bir açılım olarak tarif

edilmektedir. Bu açılımı edinmemiĢ kiĢinin “Hay Olan yani

diri Olan, yaĢayan o yüce Yaratan‟ın sureti olmada en üst

seviyeyi” idraki mümkün değildir.

Bu idrak içersinde Yaratan haĢa bir evlat edinmiĢ falan

değildir. Kelimesini bedende ifĢa etmiĢtir. Yani Yaratan‟ın o

mecazi manada sonuç seviyesi Ġsa Mesih‟te bize kurtuluĢ

olarak takdim edilmiĢtir. Ġnsan ancak insani bir yaklaĢımda

bu seviyeyi idrak edebilmektedir. Bu insani yaklaĢımı da

idrak etmek yine de Ruh‟un yani “yukarıdan” “kalp noktası-

nı” açmasına bağlıdır. Yukarıdan verilmedikçe aĢağıdan

almak ve aĢağıdan çalıĢmadıkça yukarıdan edinimi sürekli

kılmak hiçbir zaman mümkün olamayacaktır.

Page 174: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

174

“Gönül gözü” Ruh‟un saran ıĢığında açılmayan bir kiĢi

için Ġsa Mesih elbet farklı Ģekillerde ve daha ziyadesiyle hep

beden sınırları içinde değerlendirilip durulacaktır. Hatta dini

seviyelerde bile bu beden sınırlarının zorlamalarında beden

tapınıcılığına kadar giden bir gönül gözüyle görememe aĢa-

ması söz konusu olacaktır. Oysa Mesih Ġsa‟nın ifadesinde

bile “kendi durumu ve manevi manadaki o Yaratan‟la eĢit

form diyebileceğimiz Yaratan nitelikleri olan sevgi ve ihsanı

yansıtmadaki eĢitlik formu bir sır manasında sunulmaktadır.

Yani bu bir keĢfedilmeye muhtaç olan bilinmezdir. Bu bi-

linmez yukarının yani üst seviyelerin, üst ıĢıkların, üst algı-

ların altı uyandırması ile bilinir kılınacaktır. Ve Petrus‟un

söylemindeki o samimi gönül yaklaĢımı diğer peygamber-

lerden daha ziyade Mesih Ġsa‟nın hizmetini, rolünü görebil-

diğini ifade etmektedir. ĠĢte bu nedenle Mesih Ġsa kendisini

izleyenleri böyle bir gönül üzerine bir araya getireceğini

söylemektedir.

Bir baĢka önemli nokta da eğer böylesi bir “sır” yani

“mana yolunun açılması” eğer “Göklerdeki Baba” yani “Ya-

ratan düĢünce” ise o zaman insanların böylesi bir mana yo-

lunu ancak iĢaret edebilme Ģansı vardır demektir. Yani in-

sanlar böyle bir yolun, böyle bir müjdenin ve böyle bir kur-

tarıĢın varlığından bahsedebileceklerdir. Bu kurtuluĢ Müjde-

si‟ne iĢaret edebileceklerdir. Ama hiçbir zaman bu “kurtarı-

Ģı” kendileri “kurtarıĢ sahibiymiĢ” gibi savunup baĢkalarını

inandırma gibi bir pazarlama zihniyeti ile, bir din pazarla-

ması Ģeklinde aktarabilecek değillerdir. Mesih Ġsa‟da kurta-

rıĢını gönenmek “nefsi sıfır noktasına getirmeye razı olmak”

anlamındadır.

Burada baĢlayan o manevi haz ve ıĢık hayatı ancak

kendi kendine Yaratan‟ın Mesih‟indeki o insan-ı kamil kur-

tarıĢını kendi kaynağından hakiki ve samimi inanç sahiple-

Page 175: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

175

rinden yansıtabilecektir. Ġnanç sahiplerinin de bu bilincin

doğal, hakiki, samimi bir tebliği, açıklayıĢı getirecektir. Bu

baĢkalarını bir inanca sokma gayreti değil aksine yüce Yara-

tan‟ın yoluna iĢaret etme gayretidir. Çünkü inanç dünyanın

anladığı “din” ya da “mezhep” değildir. Ġnanç esas anlamı

ile Yüce Olan‟ı edinmekse o zaman bu edinim ancak kiĢisel

düzeyde tarif edilir. BaĢkalarının edinim sahibi olması ancak

onların Yaratan‟la Ruh‟unda ve Mesih‟inde kendi içsel bu-

luĢmalarında mümkündür. O zaman “sır” gerçekten yukarı-

dan verilen açılımla kiĢide edinim oluĢturacak ve Mesihi

kurtarıĢ Ruh‟un rehberliğinde kiĢiye nakĢ olunacaktır.

SIR AÇILINCA

Cemaatimi bu kayanın üzerine kuracağım-Matta 16:18

Kutsal Yazılar‟ın manaları üzerine bir hayli tartıĢmalar

yapılmıĢ hatta farklı tefsirler sebebiyle farklı mezhepler or-

taya çıkmıĢ ve hala da çıkıp durmaktadır. Bu söylemin üze-

rinde yapılan tartıĢmalarda özellikle Roma Katolik camiası

ile Protestan camiasının çok farklı sonuçlara vardığını bili-

yoruz. Ama burada biz “lafzi tefsirimize” yani daha ziyade

yüreklerimizi, insanı ilgilendiren bir “mana” tefsirine göre

bakarsak burada Mesih talebelerinin oluĢturduğu camianın

temelinde Mesih Ġsa‟nın düzeyinin farkındalığı yatmaktadır.

Yani Ġsa Mesih‟in Yaratan‟la form eĢitliğinde olması yani

O‟nun sevgi ve ihsanının beklenildiği Ģekli ile en üst dere-

cede ifĢa etmiĢ olduğunu algılamak yepyeni bir mana tale-

besi ortaya çıkarmıĢ olacaktır. ĠĢte bu nedenle bunu algıla-

yan kiĢi, bu fikri idrak edebilen bir kiĢi, yüreği ile bu edini-

mi algılamıĢ olan bir kiĢi inanç açısından “kaya”dır. Yani

inancı edinimi üzerinde yükseldiği için elbette sağlamdır.

Bu kaya böylesi yönünü bilen, edinim sahibi Yaratan‟a yü-

rüyen, hakiki ve samimi Yaratan suretine bakan bir yürektir.

Page 176: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

176

Bu kaya derinlerinde “saran ıĢığın” açtığı yürek nokta-

sına sahip ve bu nokta üzerinde kainatın manevi manadaki

sırlarının çözüldüğü bir kayadır. Kainatın sırrı “Yaratan‟ın

sevgi ve ihsan” niteliklerinin en küçük zerrede bile ifĢa ol-

duğu hakikatidir. Bu nitelikler tamamen kiĢinin “baĢkası

rızasına kendisini sunması üzerine inĢa edilmiĢtir.” Yani

“verme almadan hayırlı” sözü yüreklere nakĢedildikçe kai-

natın sırları açılmaktadır. Çünkü bu sözcüğün içinde Yara-

tan‟ın muhteĢem ıĢığının fıĢkırmasının ifadesi vardır. Böyle

bir gönül ehli Mesih‟i kurtuluĢ seviyesinin diğer seviyeler-

den farkını algılayabileceği için bir manada kendi sınırlı

dünyası içinde sınırsızı sınırlı da olsa algılayabilme sırrına

nail olmuĢ olacaktır.

Bu sınırlı içinde sınırsızı algılama derken bu tamamen

manevi boyuttur. Örneğin, mikro-organizmaları gözle gör-

memiz mümkün değildir. Ama bu göremediğimiz nesnelerin

yok olduğu anlamında değildir. Günün birinde keĢfedilen bir

takım optik aletlerle görmemiz mümkün olmuĢtur. Yani

sınırlı sınırsıza ulaĢmada sınırlılığını kullanmıĢ ve yine belli

bir sınıra kadar sırrı ifĢa edebilme Ģansına eriĢmiĢtir. Mesih

Ġsa‟nın sözlerinde, yaĢamında, anlatmak istediklerinde, kur-

tarıĢında, sonsuzluk öğretisinde esasında hep bu sınırlının

üstüne çıkıp görebilmeye doğru çekim söz konusudur. Böyle

bir algı üzerine kurulan Mesih‟i gönenlerin oluĢturduğu ca-

mia “ölüler diyarının kapılarının direniĢini kıracak olan bir

camiadır.” Yani bu camia insan kavramının “benlik” sınırla-

rında alma arzularıyla belirlediklerinin üstüne çıkabilecek

olan bir camiadır. Bu bir dini grup içine sıkıĢmıĢ ya da mez-

hep oluĢturmuĢ bir insan topluluğu değildir. Petrus‟un o

andaki ifadesinde “ArĢimet‟in keĢfi” misali bir farklılık söz

konusudur.

Page 177: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

177

AÇILIġIN GÜCÜ

Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek-

16:18

Ġnsanlar Yaratan‟ın suretinde olma esasında yaratılmıĢ

olmalarını algılayana kadar esasında sürekli olarak “benlik-

lerinin farkındalığını” algılama ve algılayamama aĢamasın-

da bir yaĢam sürdürüp durmaktadırlar. Adem düzeyindeki

insan hep “kendi benliği içinde alma arzusunda” bir eril bir

diĢil tarafına meyledip egosunun telkinlerinde kimliğini tes-

pit içinde yuvarlanıp durmaktadır. Ve elbette bu gidiĢ “acı-

ların yolunda” seyahattir. Oysa “yola uyum” içinde yani

Yaratan‟ın “sevgi ve ihsan” yolunu en güzel bir sunumla

bize ulaĢtıran Ġsa Mesih‟in ifĢa ettiği “kiĢinin dostu uğruna

kendini feda etmesi” gerçeğinde “dost‟ta Yaratan‟ı görme

ve keĢfetme” gerçeğinde “sırrın açılıĢı” vardır. Bu yol “ma-

na yoludur.” Bu yol “Ġsa yoludur.” Bu yol Yaratan‟a doğru

sureti olma yoludur. Bu yol “sırrın açıldığı” yoldur. Bu yol

“yukarıdan gelenin yukarıya doğru hareket ettiği yoldur.”

Yukarıya harekette Ruh‟un açtığı kalbin Mesih‟le buluĢup

üst dünyalara doğru hareket ettiği yoldur. Yani bütün “iyi”

kavramının en üst manalarında bulunduğu yoldur. ĠĢte bu

dönüĢüm ve değiĢim yolu öncesinde insan adeta ölüm vadi-

sinde yatan kemikler misali cansızdır. Kemikler misali

Ruh‟un o can veren esintisine ihtiyaç halinde öylesine orta-

lıklara dağılmıĢ bir vaziyettedir. Ne zaman ki, Petrus‟un

anlayıĢı saran ıĢığın yani Ruh‟un sarmalında yüreğin açılı-

Ģında belirir iĢte o zaman “ölüler diyarının” bu noktadan

itibaren etkisi ortadan kalkmaya baĢlar. Bu noktadan itiba-

ren artık cansız algı, bitkisel ve hayvani aĢamalar üzerinden

insan ıĢımasını gözlemeye baĢlamaktadır. Yani Ġsa Mesih

sadece inancın hedefi değil inancın edinimidir. O‟nun buy-

rukları ve hayatını edinme imanı edinmedir. Haçında nefsi

Page 178: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

178

öldürme ve bu ölümle her Ģeyin bittiği noktada hayata ka-

vuĢtuğunu algılama “ölüler diyarına” son vermiĢ olmak de-

mektir. Çünkü insan “kendi için alma benliğinde” Yaratan‟a

tezattır, zıttır. Benlikte olumlu görülen kainat uyumunda

yani Yaratan‟a uyumda “olumsuzdur.” O zaman “benliğe

ölmek”, “benliğin gücüne ölmek” kainata, yeni hayata di-

rilmektir. Mesih‟le bu yol “mana yoludur.” Acılar yolunun

ölüm kapıları artık bu muhteĢem müjdeye ve kurtarıĢa daya-

nacak değildir. Ruh, bütününden parçaya, parçalarındansa

bütününe harekete geçmeye baĢlamıĢtır.

Kısacası Petrus‟un cevabındaki inanç edinimi o edinime

sahip olan herkese Ġsa Mesih‟in Petrus‟a söylediği bütün bu

manevi derinlikleri vermektedir. Ama mezhepler bu manevi

derinlikten ziyade “yetkinlik üzerinde” tartıĢıp durmuĢlardır.

Ve bu yetkinliği belli insanlara tahsis ederek bir manada

Yaratan ve yaratılan arasına belli bir insani sınıfı sınıflandı-

rarak sınıfları ortadan kaldırmadaki o muhteĢem açılımı

algılatmaya çalıĢan Efendimiz‟in buyruklarının bütününe

bakarak değerlendirmeyi büyük ölçüde ihmali tercih etmiĢ-

ler ve “Yaratan sureti olmayı hakkınca yansıtması gereken

insanın gönül devrimine olan ihtiyacını bir manada sığ ola-

rak algılamayı tercih etmiĢlerdir.”

VE ANAHTARLAR

Mesih Ġsa‟yı anlamak, Mesih Ġsa‟yı algılamak ve Mesih

Ġsa‟yı yaĢamak bunlar gerçekten ölü kemikler üzerine diriliĢ

Ruh‟unun esintisidir. Ve Petrus‟un yürek ifadesinde esas

insanlık aleminden beklenilen gerçekleĢmektedir. Çünkü o

Efendimiz‟in söylemini, öğretilerini, kurtarıĢını yerli yerin-

de algılayan olmuĢtur. Yaratan düĢüncenin Yaratan iĢlevin-

de Mesih‟teki kurtarıĢını gönenip Yaratan‟a yürümenin ha-

Page 179: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

179

yatın esas sırrı olduğunu keĢfettiğini o cevabıyla ifade ede-

bilmiĢtir.

Bu algıda dönüĢümün sürekli değiĢimi getirme yolunda

olgunlaĢtığı belirgindir. Ve bu belirginlikte yine Mesih

Ġsa‟nın sözleri esasında gönül ehli, ruhta ve gerçekte ibadet

eden ve hakiki bir inanç edinimine sahip ve bunu yukarıdan

almıĢ bir kiĢinin Yaratan‟ın bütün niteliklerini nedenli etkin

bir biçimde yeryüzünde yansıtabileceğini ifade etmekte,

hatta bunu tasdik edip bir anlamda Petrus ve onun gibileri

böylesi bir inanç edinim aydınlığına tayin etmektedir.

Bu kiĢiler eksikliklerinin farkında olan kiĢilerdir, bu ki-

Ģiler Yaratan‟ın Ruh‟unda Mesih‟indeki tamlığa yürümeyi

arzulayan kiĢilerdir ve bu salih niyetleri doğrultusunda gö-

nül ehli olarak elbette “iyi olan ne varsa” Yaratan‟ın sure-

tinde olma kavramı ile insanın esas üzerinde Yaratıcı‟sından

yüklenen ne mesuliyet varsa onları aĢağıya çekecek olanlar-

dı. Bu nedenle bu kiĢiler “yalnız kiĢinin kendi çıkarı için

iĢleyen bütün arzularını” transformasyona tabi tutabilecek

olan kiĢilerdir. Bu nedenle kendi varlıklarını ve benliklerini

ıslah ile aynı zamanda çevrelerini de ve dünyalarını da ıslah

edebilecek olanlardır.

Bu bağlamda bu kiĢilerin açtıkları açılacak, kapadıkları

kapatılacak olan “gönül ehli” Yaratan yoluna dost, Mesih‟te

meshedilmiĢ kiĢilerdir. Ve o makamı yani Yaratan‟a sevgili

olma makamı olan ve sadece samimiyetle Allah‟a yürüyen

(yani mecazen Ġsra-el) olanlara verilen oğulluk makamı artık

Mesih Ġsa‟nın bütün hizmetinin ve müjdesinin ve kurtarıĢı-

nın üstünden ifĢa olunmaktadır. Ve bütün bunları görebilen

ve edinebilen yürek ise elbette bu bütünlüğe dahil olandır.

Ve bu inanç edinimi kiĢiye elbette büyük manevi sonuçlarla

dönecektir. Ve iĢte Efendimiz‟in “dönüĢüm ve değiĢim”

Page 180: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

180

müjdesi burada da Petrus‟un yüreği ve niyeti ile verdiği ce-

vabı bütün bu arka plan mana ile mesh etmektedir.

Esasında bütün buradaki hadiseyi özetleyecek olursak

Efendimiz‟in bu kez de bir inanç edinimi Ģahadetinin o kiĢi-

ye kavuĢturduğu lütufları sıralamakta ve bir anlamda doğru

inanç ediniminin kazanım haritasını bir tamlık içinde sun-

maktadır.

Bu takdime göre doğru bir Ģahadetin sonucu olan inanç

edinimi tamlığı bizim hayatımızda bir edinim haritası oluĢ-

turacaktır.

Doğru inanç edinim haritası:

1. Manevi haz ve mutluluğun temelidir.

2. Ve manevi manada bilinmezi ortadan kaldırır.

3. Sıradan değil üst akıldandır.

4. Üstün altında üstle form eĢitliğine getirir.

5. Cansız düzeyin negatif etkisini ortadan kaldırır.

6. DeğiĢimin anahtarlarını kiĢiye indirger.

7. Üstü aĢağıya çektiği gibi altı üstle buluĢturur.

Bütün bunların ıĢığında ancak anlayabilenler için Mesih

bir anlam ifade edecektir. O nedenle Efendimiz “korkma

küçük sürü” demektedir. Herkesi anlar kılmak ya da saymak

Efendimiz‟in bile ilkesi değildi. Çünkü “yer ve gök üzerinde

her Ģeyin zamanı vardır.”

Page 181: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

181

XVI. VE AŞAĞIDAN VERİLMEDİKÇE (Matta 16:24)

Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin,

çarmıhını yüklenip beni izlesin.

Matta 16:24

Yukarıdan verilmedikçe aĢağıdan almak mümkün değildir.

Bunu zaten bir önceki konumuzda da irdelemiĢtik. Efendi-

miz‟in özellikle “Petrus‟un tanıklığı üzerine inĢa ettiği” in-

sanın manevi kazanımı hepimiz için Yaratan‟ı edinmemiz

konusunda en önemli noktalardan biridir. Çünkü bu tanıklık-

ta Mesih Ġsa‟nın bütün hayatı ve öğretileri ve hayatını verdi-

ği Müjdesi uğruna söylediklerini ve yaptıklarını tam olarak

algılama gerçeği vardır. Diri Olan yani hayatın esas kaynağı

Olan, kendisi hayat Olan Yaratan‟ı, o en üst seviyelerdeki

Yaratan düĢünceyi en üst nitelikleriyle ve en üst düzeyde

yansıtan olarak tanıyabilmek, algılayabilmek esasında Yara-

tan‟ı edinmenin anahtarını elde etmek anlamındadır. Bu

manada Mesih Ġsa‟yı algılamak gerçekten insan bedeni ve

algı sisteminin üstünde gönlün Yaratan‟ın saran ıĢığında

hakikaten açılması anlamına gelmektedir. Bu da ancak yük-

sek bir durum olması nedeniyle “yukarıdan verilmeye” bağ-

lıdır. Daha önce bu konu üstünde durmuĢtuk. Yukarısı der-

ken bizim madde dünyamızın üstünü kast ettiğimizi dile

getirmiĢtik. Yoksa bizim üstümüzde ya da altımızda var

Page 182: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

182

olan bir takım dünyasal algı seviyelerinde bir takım varlık

ve oluĢumlardan bahsetmediğimizi söylemiĢtik

Yukarıdan verilme Yaratan‟ın o “sevgi ve ihsanında”

bize sunulan ıĢığının tam yerine ulaĢmasıdır. Bu noktada

“benlik çerçevesinde” varlığını sürdüren kiĢinin “kalp nok-

tası” açılmaktadır. ġimdi bu noktanın açılması esasında ki-

Ģiye kurtuluĢ kapısının açılması demektir. Ama bu kapı an-

cak Mesih‟in yani bütün öğreti ve değerleriyle Mesihi düze-

yin o açılan noktadan içeri girip orada temelli bir düzey

oluĢturmasıyla “kurtuluĢ” dediğimiz Yaratan‟ın kiĢiyi “ben-

liğinden” Yaratan “varlığına” çevireceği o muhteĢem dönü-

Ģüm ve değiĢim hareketi gerçekleĢmiĢ olacaktır. ĠĢte bunun

olması demek aĢağıdan çalıĢmak anlamındadır. Bu da ger-

çekten Kurtarıcımız, Efendimiz‟in bizde biçimlenmesinde

manevi manada kendi canımızı ve kanımızı “sevgi ve ihsan

Olan‟ı” doğal bir biçimde yansıtma Ģeklinde vermemiz de-

mektir.

Yani “yukarıdan almadıkça aĢağıdan bir Ģey yapmamız

da mümkün olmayacaktır.” Aynı zamanda yukarıdan alma-

mız demek, diri Olan‟ın bütün yaratan düĢüncesi içinde iĢ-

levini kendimize çekmiĢ olmamız demektir. Bu iĢlev de

bizde iĢleyen bir manevi mekanizmayı harekete geçirecektir.

Bu durumda doğal kiĢinin dönüĢüm ve değiĢiminde yani

Ruh‟un, saran ıĢığın o muhteĢem transformasyona tabi tutan

dokunuĢlarında Mesih esasında bizde belirmeye ve iĢlemeye

baĢlayacaktır.

ZOR ALGI

Esasında bu “mana yolunun” esası olan “kendine ölme

ve yepyeni bir yaĢama dirilme prensibi” hakikaten kolay

kolay algılanabilecek bir kavram değildir. AĢk gibi bir içsel

edinimi ancak edinim sahibi birisi algılayabilecektir. AĢkta

Page 183: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

183

gerçekten kiĢinin iç dünyasında Yaratan‟ın yaratma iĢlevin-

de motif motif iĢlediği duygulardan, algılardan, hislerden

biridir. Yukarıdan verilmeye teĢbihte hata olmaz bir örnek-

tir. Kısacası normal normda bir insan eğer Kutsal Ruh‟un

iĢleyiĢi olmadıkça bu kavramı yaĢamında hissedebilmesi

Mesih Ġsa‟nın bahsettiklerini ve kurtarıĢ Müjdesi‟ni algıla-

yabilmesi mümkün değildir.

Yazılara baktığımızda Efendimiz Mesih‟in talebelerinin

bile bazı söylemleri algılamada zorlandıklarını görüyoruz.

Bu gerçekten kolay değildir. Çünkü özellikle “kiĢinin dost-

ları uğruna kendisini feda etmesi” öğretisinde “kendini kur-

tarıcı ve efendi” olarak feda etmesi hiç anlaĢılır gibi değil-

dir. Bu nedenle Petrus “bu senin baĢına asla gelmeyecek”

Ģeklinde bir karĢı çıkmayla Mesih Ġsa‟nın kendi ölümüne

iliĢkin ön bildirisine tepki göstermiĢtir. Efendimiz Ġsa‟nın

buradaki cevabı da oldukça ilginçtir; düşüncelerin Allah’a

değil, insana özgüdür-Matta 16:23

Ġnsanlar genelde inandıkları inançları içinde kendi sos-

yal konumları, birliktelikleri ve aynı zamanda psikolojik

durumları için belli bir rahatlamayı bulma peĢindedirler.

Aslında bu günümüz Hıristiyan inancı içinde de geçerli bir

durumdur. Yani kiĢiler kendi iç değiĢimlerini, kendi alma

arzularına ölmeyi ve yeni yaĢamda Mesihi düzeyde bir ya-

Ģama dirilmeyi hiçbir zaman arzu etmemektedirler.

Daha doğrusu bu onlar için kolay algılanabilir bir du-

rum değildir. Çünkü kiĢinin kendi içine bakıp ıslah etmeye

kalkıĢması elbette kiĢiye rahatsızlık verecek bir durumdur.

Bu nedenle zordur. Mesih Ġsa ısrarla YeruĢalim‟e yürümeyi

ve orada baĢına gelebilecek olanlardan bahsedip durmakta-

dır.

Page 184: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

184

YÜREĞE YÜRÜYÜġ

YeruĢalim mabedin bulunduğu merkezdir. Ve bu mer-

kez de esas ibadet merkezinin yürek olduğuna iĢaret edecek

ve bu yüreğin yerle göğün daha doğrusu toprakla yani arzu

ile esenliğin, ıslahın birleĢtiği o merkez de ölümü ile yeri

göğe bağlayacağı bir yer olacaktır. O nedenle YeruĢalim

önemlidir. Ama nasıl Mesih Ġsa tapınağı mecaz olarak algı-

layarak esas tapınağın yürek olduğundan bahsediyorsa o

zaman esas YeruĢalim‟i de bir yerden ziyade muhakkak bu

merkez olma konumundan ötürü öne çıkarıyor olmalıdır. Ve

bir zeminin emin olması, bir zeminin esenlik içinde olması

esasında kiĢinin o noktada “kendisine ölmesi ile baĢlamak-

tadır.” Yani “nefsin inkârı olmaksızın” Mesih Ġsa‟yı izleme-

nin, Mesih‟i gerçekten sevmek olan buyruklarını izlemenin

mümkün olması söz konusu değildir. Adeta Mesih Ġsa‟nın

ölmek için YeruĢalim‟e yolculuğu yüreğe yolculuktur. Yü-

rekte “kiĢinin kendi için almasına” ölmesi ile Yaratan‟ın

niteliği olan “sevgi ve ihsana” yani “sen için almaya” doğ-

ması için yapılan bir yürüyüĢtür. Adeta samimi bir Mesih

talebesi manevi manada “nefsine ölümü” ve “Mesih‟e dirili-

Ģi” ile sonsuz yaĢam yolcusu olmaktadır. Bu samimi ve ha-

kiki Ġsra-el (kavim anlamında ya da millet anlamında değil

Yaratan‟a yürüyen kelime anlamında) olmak demektir. Yü-

ce Yaratan‟ın antlaĢmasının evladı olmak demektir.

1. O zaman dikkat edilirse eğer hakiki bir Mesih talebe-

liği eğer söz konusu ise o zaman bu talebelikte ilk prensip

Mesih‟in haç üzerinde ölümü ile nefsi inkârı birleĢtirip yep-

yeni bir hayata doğmak olmalıdır. Yani bu manada haç yok-

sa hakiki manada Yaratan‟ı edinme olan Yaratan‟ın Me-

sih‟inde ve Ruh‟unda kurtuluĢ hayatı olması söz konusu bile

edilemez.

Page 185: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

185

Çoğu zaman dindar bakıĢta haç adeta bir idol gibi Me-

sih Ġsa‟nın neyi, ne için, neden yaptığı kavramlarının çok

önüne çıkarılmıĢ bir durumdadır. Yaratan Yüce Allah ve

O‟nun yüceliğinde Mesih‟inin ve Ruh‟unun bizim kurtulu-

Ģumuz için yaptıklarının hayatımızdaki dönüĢüm ve değiĢim

hareketini getirmesi adeta çok arkalarda kalmıĢtır. Bunun

yerine Efendimiz‟in bedendeki acıları her Ģeyin dıĢında daha

çok öne çıkarılmıĢ ve haç adeta Mesih Ġsa‟nın ölümü yani

baĢına gelenler salt olarak bizim için bir kurtuluĢ bayrağı

olarak algılanmıĢ ve bu dıĢardan algıyı edinenlerin Mesih‟in

dinine tabi olduğu gibi bir takım öne doğru söylemler çıka-

rılmıĢtır ve bu inancın temeli olmuĢtur. Oysa burada dikkat

ederseniz hadise oldukça farklıdır. Yani elbette Mesih Ġsa

bizim günahlardan kurtulmamız için kendisini haç üzerinde

feda etmiĢtir ve diriliĢle bize yaĢam vermiĢtir. Ama bu olay

sadece Efendimiz‟in kendisini fedasına iman etmemizle bize

hayat veren bir kavramın çok ötesindedir. Benim “kendi

çıkarlarım uğruna alma arzumu yani günah, günah diye sü-

rekli tekrar edip durduğum beni Yaratan‟dan uzaklaĢtıran o

iç olguma” ölmem gerekmektedir.

2. Mesih Ġsa‟nın Petrus‟a verdiği cevapta esasında bir

baĢka önemli konuya daha dikkat çekilmektedir. Yani eğer

“Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢında ölme” kavramı iyi algılanmıyor-

sa o zaman Petrus gibi mana ve madde arasında gidip gelen

bir kiĢi olarak bir yaĢam sürmekten kurtulmamız mümkün

olamayacaktır. Ancak böylesi etkin bir müjde ile kiĢiyi gü-

nahlı varlığından yani “kendi çıkarı için alma arzusunun” o

derin kuyularından çıkarabilecek olandır. Efendimiz‟in kur-

tarıĢı bu nedenle baĢka kimsenin veremeyeceği bir kurtuluĢ

olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Zaten bu gerçeği algıladığı noktada Petrus‟un Ģöyle bir

ifade kullandığını görüyoruz; bizler günah karşısında öle-

Page 186: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

186

lim, doğruluk uğruna yaşayalım diye, günahlarımızı çarmıh-

ta kendi bedeninde yüklendi. O’nun yaralarıyla şifa buldu-

nuz-1.Petrus 2:24. “Bizler günah karĢısında ölelim, doğru-

luk uğruna yaĢayalım diye” sözlerinde esasında aĢağıdan

kiĢinin kendisini Yaratan‟ı edinme yolunda “mana yoluna”

teslimi esası vardır. Yani Efendimiz‟in kendisini feda etmesi

bizi Mesihi düzeye taĢıma maksatlıdır.

Bunu algılamak için “yukarıdan verilmesi” yani “Kutsal

Ruh‟un kalp noktasını” açması esası vardır. Bu an lütufla

kurtuluĢun yani Mesih‟in kurtarıĢının yüreğimize gelmesi

noktasıdır. Yalnız bu tohumun aynı “hükümranlık meselinde

olduğu gibi” meyve vermesi verimli toprağa bağlıdır. Yani

aĢağıda bir Ģeylerin bu tohumu iĢlemesi esastır. Aksi takdir-

de Efendimiz Mesih‟in sevmediği bir dindar görünüm orta-

ya çıkacak ve kiĢinin kendi dıĢında olmuĢ olan olaylara

imanı gibi edinilmeyen yani Yaratan‟la form eĢitliğine gi-

rilmeyen bir imana sahip olunmuĢ olacaktır. Bu Mesih

Ġsa‟nın Petrus‟a cevabında çok net olarak kabul etmediği bir

durumdur. Böyle bir düĢünce Yaratan‟a değil, anlık hazlarla

gördüklerine tapınmaya meyilli insana ait olan düĢüncedir.

YARATAN‟A YÜKSELĠġ

Yüreğe yürüyüĢ Ruh‟un yukarıdan yani üst dünyalardan

verdiği aydınlığın yürekte ilerleyerek Mesih‟i yüreğin mer-

kezine koyması demektir. Bu durumda kendi içinde üç aĢa-

mada kiĢiyi sonsuz yaĢama yani Yaratan‟a yürütecek daha

doğrusu yükseltecek olandır. Bu yükseliĢ esasında yukarı-

dan verilenin aĢağıdan kiĢinin kendisini Ruh‟un aydınlığına

kendisini Mesih‟te Yaratan‟a vermesi ile olan bir sonsuza

yükseliĢtir. Yani Yaratan suretine dönüĢen insanın günahın

boyunduruğundan Allah‟ın lütfunda, O‟nun muhteĢem katı-

na “benden” “BEN‟e” ulaĢma özgürlüğüdür. Bu yolculuk

Page 187: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

187

zaten “BEN BEN OLANIM” diyenin bağrından kopup “ki-

Ģinin benlik düzeylerinde gezinmesi ve benliğini, günahlılı-

ğını keĢfetmesi ile” kurtuluĢa olan ihtiyacının farkındalı-

ğında Mesih‟te kurtuluĢa eriĢmesi yolculuğudur. Ve herke-

sin dönüĢ noktası olan Yaratan‟da tamamlanmak durumun-

dadır. Ama ancak Mesih‟te ve Mesih‟le... O zaman yüreğe

yürüyüĢle baĢlayan Yaratan‟a yükseliĢ yolunda üç seviyenin

yerli yerinde ifade ediliĢi vardır:

1. Kendini inkâr: Aslında buraya kadar izah ettiğimiz

birçok noktada dolaylı da olsa kendini inkâr konusundan

bahsetmiĢtik. ġimdi bunu biraz daha spesifik olarak değer-

lendirecek olursak kendini inkâr demek öz benimiz, giydi-

rilmiĢ benimiz ve olmak isteğimiz benimizden oluĢan o

“egomuzun” sürekli alma arzusunu tamamen ters yöne çe-

virmektir. Mesih Ġsa‟nın YeruĢalim‟e yürüyüĢü ölmeye yü-

rüyüĢtür. Bu ölmeye yürüyüĢte dikkat edersek yükseliĢ baĢ-

layacaktır ve doğal haliyle insan fikri, kötüye olan meyli ile

böyle bir ölümü, hele hele böyle bir Ģahsın ölümünü asla

kabul edememektedir. Ama hayır esas olması gereken, esas

hayat için olması gereken ve gerçekten sırrı yani yaratılmıĢ

sırrını keĢfetmek için gereken kiĢinin kendi benliğine ölme-

sidir. Bu nedenle kurtarıcımız Mesih Ġsa‟nın bizim kurtulu-

Ģumuz, günahlarımızın aflığı için ölmesi bize “yukarıdan

açılan sır” gibi yukarıdan verilendir. Bunun tam olarak gö-

nenilmesi ise bizim aĢağıdan “kendimizi teslimimize” “ken-

dimizi vermemize” bağlıdır. Bu toprağa tohumun düĢüĢü

gibidir. Filizin yukarıya doğru hareket etmesi verimli bir

toprağa düĢmekle yani önce ölüp gömülmekle bağlantılıdır.

Bu Mesih Ġsa‟da bize öğretilendir. O zaman bu öğretiĢ ma-

nevi manada kiĢinin yaĢarken kendi “benliğinin arzularına”

ölmesi “kendini inkârdır.”

Page 188: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

188

2. Haçı yüklenmek: Sadece kendi nefsimize “hayır”

demek esas olması gereken değildir. Aynı zamanda Yara-

tan‟ın o muhteĢem kainatı içinde bütün sistemlerine tam

uyum içinde bir uyum talebesi olarak “sesine kulak ver-

mek”, Mesih‟inde biçimlenmek, Ruh‟unun rehberliğini ka-

bul etmek manasında O‟na “evet” demekte esastır. ĠĢte bu

“nefse hayır”, Yaratan‟ın “sevgi ve ihsanında” Mesih‟ine ve

Ruh‟una “evet” demek bir arada “haçı” yüklenmektir. Çün-

kü görüldüğü kadar kolay olan bir Ģey değildir. Bedenin

ölümü ne kadar acı ve zorsa yukarıda zikrettiğimiz bu evet

ve hayır ile bir yaĢam da bir o kadar zordur.

Birçok insan için “haçı yüklenmek” rahat bir biçimde

Mesihi bir hayatı yaĢamasına mani olan aile fertleri, toplum

ya da benzeri engeller olarak algılanmaktadır. Bunlar elbette

birer engel olmuĢ olabilirler ama Mesih Ġsa‟nın ifade etmeye

çalıĢtığı Ģekilde birer “haç” değillerdir. Dikkat edersek haç

olayında inancın niyetinin netliği ve “benliğimizin arzusu-

nun tersine” yani zor olana “evet” demektir. Örneğin; öfke-

lenmek esas doğal meylimizken, bu meyle Mesih‟in o muh-

teĢem kurtarıĢını gönenmiĢ bir kiĢi olarak “hayır” diyebil-

mek ve öfkeyi yani “benin kendi için almasını” durdurabil-

mektir.

Bu çok zordur. Esas haç böylesi binlerce bencil arzuları

transform edebilmek “sevgi ve ihsana” çevirebilmektir. Oy-

sa evde sorun çıkaran eĢ elbette bir zorluktur ama “haç”

değildir. Çünkü bunları biz değiĢtiremeyiz. Bunları transfor-

ma tabi tutmamız bazen imkansızdır. Ama kendimizi, arzu-

larımızı, benliğimizi transforma sokmamız Ruh‟un rehberli-

ğinde Mesih‟in kurtarıĢında mümkündür. Ve bunun doğal

olarak olması ve doğal olduğu kadar aynı zamanda sürekli

olarak “sevgi ve ihsanda” bir sunumla kendini göstermesi

iĢte bu haçın yüklenilmesidir. Açı doyurmak, susuza su

Page 189: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

189

vermek, çıplak olanı giydirmek, karĢıdaki insanı hissede-

bilmek, onunla empati kurabilmek ve bir baĢka deyiĢle Me-

sih‟in gözlerinin gözlerimizde olması, ellerinin ellerimizde

olması, merhametinin merhametimiz olması “haçı yüklen-

miĢ” olmak demektir. Bir baĢka deyiĢle Yaratan‟ın bize

sunduğunu baĢkalarına sunabilmeyi bilmek ve bunu doğal

olarak ve gönülden ve “sevgi ve ihsanda” verebilmek esas-

tır. Ve aĢağıdan vermedikçe Mesih‟le Mesih Ġsa‟da Yara-

tan‟a yükseliĢin olması mümkün değildir. Bunu Pavlus Al-

lah’ın merhameti adına size yalvarırım; bedenlerinizi diri,

kutsal, Allah’ı hoşnut eden birer kurban olarak sunun. Ru-

hani ibadetiniz budur-Romalılar 12:1 demektedir. Yani

böylesi bir teslimiyet nefsin terki sonucunda kiĢinin edinebi-

leceği bir durumdur. Bu noktada nefsin terk ettiği yere

Ruh‟un açtığı yoldan Mesih gelmiĢtir ve Mesih teslimiyettir.

Yaratan‟a uyum demek olan bu durum Mesih‟in talebesinin

bir “uyum talebesi” olma durumunda ortaya çıkmaktadır.

3. Ardı sıra gitmek: Görüldüğü gibi Mesih Ġsa‟nın yüre-

ğe ağız ile daveti hemen bir kimyasal formül gibi bize son-

suz yaĢamı getiren bir durum değildir. Öncelikle kalp nokta-

sının Ruh‟un iĢleyiĢinde açılması ve sonra kiĢinin “kendi

için alma arzusunu” transfer için dönüĢüm ve değiĢime tabi

olması gerekmektedir. Bu süreç Mesih‟in kurtarıcı olarak

yüreğe alınması ve yüreğe Efendi olarak samimiyetle edi-

nilmesi sürecidir. Bu yepyeni bir doğuĢ sürecidir. Bir bebe-

ğin dünyaya gelmesi sürecidir. Bu süreçle Mesih Ġsa‟da tam

yol alarak hakiki bir “yeni doğuĢta yaĢama” geçiĢ Yaratan‟a

yürüyüĢ daha doğrusu yükseliĢ üç aĢama gerektirmektedir.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu sürecin ilk seviyesi “nefsi-

ni inkâr seviyesidir.” Ġkinci seviye ise “haçı yüklenme” se-

viyesidir. ĠĢte bu iki seviye sonucu hakikaten Mesihi düzey

Page 190: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

190

artık etkendir. Yani Efendimiz‟i hakikaten edinerek izlemek

o seviyededir.

Kısaca tekrar edersek dönüĢüm ve değiĢim yeni hayata

giriĢ kapısıdır. Bu ölüme yani YeruĢalim‟e yani yüreğe yü-

rüyüĢ evresidir. Bu evreden sonra 1. Nefsin inkârı 2. Haçın

yüklenilmesi 3. Efendimiz‟in ardı sıra yürünmesi artık Yara-

tan‟a doğru manevi manada yükseliĢ yürüyüĢüdür. Bu süreç-

ler iniĢli çıkıĢlı ve birbirine giriĢli çıkıĢlıdır. Yani bütün bu

süreçleri nerede baĢlar nerede biter diye kategorize etmek

mümkün değildir. Çünkü manevi manada her insan farklı

seviyelerde farklı farklı algı ve hissediĢlerle devam etmek-

tedir. Ama bizim bu tariflerimizde hep üç aĢağı beĢ yukarı

bir ileri bir geri olmak kaydı ile kiĢinin kalp noktasının

açılması anından ıĢığı içine alması ve kendisi için almayı

durdurarak bunu sevgi ve ihsana döndürmesi haliyle Mesih‟i

bir yüreğe sahip olması ve sonra tam bir nefis inkârı ve haç

yükleniĢi ile Mesih‟i izlemesi Ģeklinde bir dönüĢüm ve deği-

Ģim sürecinde ifade etmemiz mümkündür. Unutmayalım ki

bir insan rahme düĢtüğü andan konuĢup yürümeye baĢladığı

ana kadar birçok evrelerden geçmektedir. Önce sürekli alma

durumundan sonra kendisi aldıkları ile verme konumuna

doğru adeta “doğuĢ” yani dönüĢüm ve “yeni yaĢamda yürü-

yüĢ” yani değiĢim ve sonrası Yaratan‟ı edinme yani O‟nunla

Mesih‟inde form eĢitliğine erme “yükseliĢ” Ģeklinde devam

eder durur. Bu dairesel döngü manadan maddeye, maddeden

manaya yaĢamın her aĢamasında kendisini göstermektedir.

Demek ki, yukarıdan verilen, lütfedilen kurtuluĢ yolu aĢağı-

dan tam bir teslimiyeti, tam olarak kiĢinin kendini Yara-

tan‟ın yoluna vermesiyle esas gayesine ulaĢmıĢ olmaktadır.

Bu nedenle sözün adımlarım için çıra, yolum için ışıktır-

Mezmur 119:105 denilmektedir.

Page 191: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

191

VE YARATAN‟I EDĠNMEK

Daha önce defalarca dile getirdiğimiz gibi Mesih‟in öğ-

rencisi olmakla, talebesi olmak arasında büyük bir fark var-

dır. Talebe, talep edendir. Öğrenci öğrenip belli bilgileri alıp

yolunu bu bilgileri edinmeksizin sadece aklıyla da kendisini

bir inanç içinde görebilir. Oysa Mesih talebesi olmak demek

Yaratan‟ı edinmek demektir. Mesih‟i kurtarıcı ve efendi

olarak yüreğe hakim kılmak ve Yaratan‟ın kendi suretinde

gördüğü Mesih düzeyine ulaĢmak demektir. Bütün bu nokta-

larla Yaratan‟ı bilen olmak değil tanıyan olmak demektir.

O‟nu Ruh‟unun ıĢığında Mesih‟inde edinen demektir.

Ġnsan kötü eğilimin etkisinde ve sürekli kendi benliği

için ve çıkarı için almasının etkisinde sürekli bir Ģeyler edi-

nebilir. Hatta kendisine bir takım makamlar, unvanlar da

verilebilir ama bütün bunlarla ulaĢabileceği tek Ģey dünyasal

olarak sürekli olarak anlık tatminlerin sonsuz tatminsizlikle-

ridir. Yani sonunda dünyayı kazanmıĢ ama kendi canını

kaybetmiĢtir. Çünkü tatminsizlik ıĢıksızlık demektir. Yara-

tan‟ın varlığında O‟na yürüyen yaĢamda Mesih‟in kurtarı-

Ģında tatmin ise manevi hazzın doruklarında alınan ıĢığın

yansıtılması hazzıdır. Bu haz karĢılıksızdır. Ve olması gere-

kendir.

Bu anlamda can yani Yaratan‟dan kopup gelen ve kendi

benliği keĢfinde bir türlü yolunu bulamayan can kendi üze-

rinde Yaratan‟ın ıĢığını alana dek ve O‟nunla geldiği yöne

harekete baĢlayana dek esasında kayıptır. O nefis bütün

dünyayı talep edip gezinecektir. Ama elini neye uzatsa uzat-

tığı Ģeyler hep kaybolacak olan Ģeylerdir.

Oysa Mesih‟in kurtarıĢında insanın esas var oluĢ gayesi

üzerine yaĢamını yönlendirip transforma uğratması ise Me-

sih‟in o muhteĢem ıslahının gerçekleĢtiği ve dönüĢü olarak

beklediğimiz o anda, karĢılığını net bir biçimde ıslah ve

Page 192: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

192

esenlikte ve Yaratan‟ı edinmenin üst seviyelerinde bulmuĢ

olacaktır. Yani kısacası “mana yolu” ölümsüzlük yolu ola-

rak “sonsuzluğu” çekecektir. “Acıların yolu” ise ağlayıĢ ve

diĢ gıcırtısını. Elbette mana yolunda “yolun dostu olmak”

ancak yukarıdan verilme aĢağıdan verilmekle karĢılık bul-

duğu sürece mümkün olacaktır.

Page 193: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

193

XVII. DEĞİŞİMİN DORUKLARI (Matta 18:4)

Kim bu çocuk gibi alçak gönüllü olursa

Göklerin Hükümranlığında en büyük odur.

Matta 18:4

Efendimiz Mesih‟in öğretiĢlerinde ilerledikçe adeta insanlık

aleminde doruk noktalara doğru hareket ediyoruz. Yani

maddenin sınırlılığında mananın sınırsızlığına doğru gider-

ken, maddede küçülüyor, küçülüyor, küçülüyoruz ve mana-

da ise Yaratan‟a doğru Ruh‟un iĢleyiĢinde ve aydınlığında

ve Mesih‟inin rehberliğinde yükseliyor, yükseliyor ve yük-

seliyoruz. Ama bu yükseliĢ ne benim size yükseliĢim, ne de

sizin bana yükseliĢiniz. Bu yükseliĢ Ruh‟un yeniden üst

alemlerden geldiği Ģekilde yine üst alemlere yükseliĢi Ģek-

linde kendisini gösteriyor.

BENLĠĞĠN EN BÜYÜK SORUSU

Bütün Ruh‟un saran ıĢığı ve Efendimiz‟in öncülüğünde

yürüdüğümüz bu yolda esasında hep dönüp dolaĢıp geldiği-

miz nokta hemen hemen aynı noktadır. Ve elbette öyle de

olması gerekmektedir. Ġlahiyatçıların girift tarifleri, din ta-

cirlerinin girift yolları esasında Yaratan‟ın yolları değildir.

Zaten bu nedenle Kutsal Yazılar‟da YeĢaya bölümünde “be-

nim yollarım sizin yollarınız değil” Ģeklinde bir ifade vardır.

Page 194: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

194

Yani Yaratan‟ın yolu çok sade görünümlü bir yol olmakla

birlikte bir “insan olma” yoludur. Yani sınırları içinde Yara-

tan‟ı gönenme, edinme yoludur. Bu yolda insan Yaratan

suretine dolayısı ile Mesih‟e dönüĢme ve değiĢme yolunda-

dır. Bu sadedir, nettir. Mesela “alçak gönüllü” olma bir fazi-

lettir yeni dile göre bir erdemdir. Bu erdem ya da fazilet her

ne ise dünyada en olmayacak kiĢilerde bile kendi yerel ke-

limeleriyle ifade edilmektedir. Yani bilinen bir kelimedir.

“Eh herkesin bildiği bir konu zor olmasa gerektir. Hatta bu

kavram üzerine öğretmeye bile gerek yoktur. Bize daha ağır

kavramlar, daha girift yollar lazımdır ki, biz kendimizi bir

Ģey olarak görelim ya da takdim edelim. BaĢkaları da bize

vay be ne büyük bir insan desinler.” ĠĢte, bazı ilahiyatçıların,

bazı din tacirlerinin, bazı din adamlarının yanlıĢ oldukları

nokta budur.

Bakın bütün “Efendimiz‟in buyruklarını çalıĢtığımız Ģu

metinlere ve bu metinlerin temeli olan cümlelere, Kutsal

Yazı parçalarına bir daha bakın.” Mesih Ġsa‟nın bizden tale-

bi yukarıda girift yani karmaĢık, anlaĢılmaz olarak ifade

edilebilecek olan hiçbir tarif beklemediği esasındadır. Aksi-

ne tarif değil tamamen ruh, manevi değiĢim, iç değiĢimi,

kendisine dönüĢüm ve değiĢim, Ruh‟un tamamen bizde iĢ-

lemesine müsaade etmemiz beklentisi vardır. Bu beklenti

derindir. Bu beklenti bizi Allah‟la birleĢtiren yani “amaç

nedir?” amaç Ġsa Mesih‟in ilahiliğini her önüne gelene ka-

nıtlama mücadelesi midir? Yoksa Ģahsın yani senin Mesih‟te

biçimlenmen midir? Elbette sana gelen ıĢık eğer hakiki ıĢık-

sa evvela seni aydınlatacak sonra lafa değil senin hayatına

göre bu ıĢık insanların istifadesine sunulacaktır. Ne ibadet

biçimleri, ne kılık kıyafet, ne din adamlarının ĢaĢaası, ne

sokaklarda din tacirliği, ne kanıt kitapları bunların hiçbiri

hakiki bir iman ehlinin Mesih‟i giyinmiĢ, Ruh‟un saran ıĢı-

Page 195: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

195

ğına bürünmüĢ ve Allah‟ın kendisinde “sevgi ve ihsan ola-

rak” hakikaten, tabiatından kaynaklı olarak yansıdığı Ģekliy-

le bir samimi insanın, insan gibi insanın etkisini verecek

değildir. Hani bizde iĢleyen saran ıĢık Kutsal Ruh‟tu? Hani

bizlerin yüreklerini Mesih‟e hazırlayan Kutsal Ruh‟tu? “Eee

ama biz de Müjdelemeliyiz, ama planlar yapmalıyız, prog-

ramlar yapmalıyız” sözlerini duyuyorum. Güzel güzel olma-

sına da ya “kendimiz için ne yapıyoruz?” sorusu evvel gel-

meli değil miydi?

Efendimiz‟in Mesihi yolu, Mesih talebeliği dünyada ge-

liĢen “dini” anlayıĢın çok fevkinde, çok üstünde bir “mana

yoludur.” Bütün insanlığı kucaklayan, herkesin kültürüne,

inancına, anlayıĢına, bakıĢ açısına saygı ile Kainatın Efendi-

si‟nin bütün yarattıklarına ve elbette ve evvela insana güzel-

likle bakan, hürmet eden, kucaklayan, merhamet eden bir

yoldur. Bu yolda “Kutsal Yazılar‟ın bir ucundan bir ucuna

ayetleri birbirine karıĢtırarak kendi bilgeliğinde ve oluĢtur-

duğu mezhepsel anlayıĢlarda” bir diğer Mesih‟e bakanı yer-

den yere vuran ve kendisine protokoller, makamlar, sırça

köĢkler inĢa eden, ya da baĢka insanları inanç, kültür ve al-

gılarından ötürü yerden yere vuran bir öğretiĢ, bir kurtarıĢ

Efendimiz Ġsa‟nın uğruna “haça gittiği”, “günahlara, kiĢinin

kendisinden baĢkasını düĢünmeme bencilliğine” kurban

olduğu yol değildir.

Bakın bu nedenle burada bu soru, hepimizin “bencilli-

ğinin, günahlılığının” haykırıĢı olan bu soru her konumda

aklımıza gelen sorudur: “En büyük kim?” “Göklerin Hü-

kümranlığında en büyük kim?” Yükseklerin aĢağı çekildiği,

manevi konumun yani Yaratan‟ın kurtarıĢının, Mesih‟i dü-

zeydeki kurtarıĢın, Ruh‟un rehberliğinde yaĢayıĢın aĢağıya

indirgendiği kiĢinin tövbe ile, yani dönüĢümle maddeden

manaya döndüğü ve bunu her güne indirgemeye kalktığı

Page 196: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

196

durumda bile dikkat edin sorulan soru ve insanın “alma ar-

zusunda kendi için alma içinde kendini hapsetmiĢ” insanın

sorusu budur; “göklerin egemenliğinde en büyük kim?” Ve

bu soru 21. asırda hala sorulan bir sorudur; “en büyük kilise,

en büyük müjdeci, en büyük patrik, en büyük episkopos,

papa, en büyük katedral, en büyük cemaat, en büyük mabet,

en büyük insan, en büyük, en büyük kim?”

TALEBENĠN DÜNYASI

Eğer Mesih Ġsa ile birlikte yiyip içerken, yürürken doğa

üstü üst düĢünce ve izlenimlere tanık olurken bile eğer tale-

beler hala “madde ile mana” arasındaki o uçurum arasında

Yaratan ipine tutundukları halde “tarzanvari” bir hareketle

bir yandan bir yana uçuyorlarsa ve “Petrus dahi” “ilahi ve

insani” düĢünce arasında gidip geliyorsa o zaman bugünün

“Mesih‟i izlediklerini söyleyenleri olarak hangi mezhepte,

hangi makamda, hangi düzeyde olursak olalım” daha ne

kadar kendimizi Ġsa Mesih‟in yani Efendimiz‟in buyrukları-

na göre “her gün bir daha, bir daha kontrol etmemiz” gere-

kiyor.

Ġlahiyat bakıĢ açısına göre burada talebeler hala yeryü-

zünde bir krallık bekliyorlardı ve Ġsa Mesih‟in hükümranlı-

ğının, krallığının geliĢinde bu krallıkta, bu hükümranlıkta

kendilerine bir yer edinme hayali ve çabası içindeydiler.

Yani bir yanda biraz mana diğer yanda biraz madde talebe-

leri talep ve öğrenme arasında da bir o yana bir bu yana sal-

layıp duruyordu.

Aslında Matta‟nın bunu kaleme almasında elbette Efen-

dimiz‟in çok önemli bir noktaya temas ettiğini ve bu nokta-

da da bize bir yol haritası verdiğini görebilmemiz harikadır.

Çünkü esasında sadece bu noktaya bile bakılsa bütün Müj-

de‟nin mesajı olan ve Mesih Ġsa‟nın hayatıyla ortaya koydu-

Page 197: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

197

ğu bu mesajında “tövbe ve göklerin hükümranlığı” yani

“dönüĢüm ve değiĢim çağrısında” doruk noktasının ne oldu-

ğunu burada net olarak görebilmemiz mümkündür.

Ġsa Mesih‟in daha önceki bölümlerde ifade ettiği ve

“sevgi ve ihsanın” doruklarında olan kiĢinin “kendisini dost-

ları uğruna fedası” ve “kurtarıcılığın en üst noktalarında”

ölümünden bahsetmesi “talebeleri” bir anlık üzdüğü halde

dikkat ederseniz özellikle “hükümranlık” kavramında maddi

bir “krallık” beklentisinde bir makam düĢünmeye bile baĢ-

lamıĢlardır. Yani aynen bizim gibi biraz maneviyat ve biraz

Mesih Ġsa‟da sunulan kurtuluĢu, bağıĢlamayı, merhameti

“sevgi ve ihsanı” algılama ve hemen sonra dünyanın kurdu-

ğu hatta “din ve maneviyat” adı altında bile oluĢturduğu

sistemlere tabi olmak ve bu sistemlerde mevki, makam dü-

Ģünmeye baĢlamak. Ne kadar biz, ne kadar da insanın “ben-

liğinin” aynı paralelde semptomlara tabi olması. ĠĢte Efen-

dimiz‟in buyruklarıyla bizi maddeden manaya getirmeye

çalıĢmasının nedeni budur. Ama bizi o Yaratan suretinin ifĢa

etmesi yani dıĢarı yansıtması gereken duruma taĢımak ister-

ken diğer taraftan da bizim dünya gerçeklerinden kopmadan

ve diğer taraftan da insan üretimi dindarlığa sapmadan bu

maneviyatı edinmemizi ve kendisini giyinmemizi istemek-

tedir.

DOĞASI DEĞĠġEN SORU

Henüz hamlık, tamlık arasında sıkıĢıp kalan talebelerin

maddeden manaya yolculuklarında her attıkları adım Efen-

dimiz Mesih Ġsa‟nın bir anlamda yürek dokunuĢları ile adeta

“transforma” yani “dönüĢüm ve değiĢime” tabi olmuĢtur. Bu

dönüĢüm ve değiĢimde bu sorunun da nasibini aldığını gö-

rüyoruz. Talebelerin kaygısı “göklerin egemenliğinde” ne

Page 198: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

198

konumda olacakları gibi bir kaygıdır. Soruları da “bu son

nokta için olan sorudur.”

Oysa Ġsa Mesih onların bu sorularını tamamen değiĢti-

rilmiĢ bir halde değerlendirmiĢ. Onlara bir anlamda “siz

göklerin hükümranlığında hangi makamda olacağınızı değil,

oraya layık olup olmayacağınızı düĢünün, oraya girip gire-

meyeceğiniz konusunda kaygı çekin” diyerek, soruyu bam-

baĢka bir hale getirmiĢ, diğer bir deyiĢle sorunun doğasını

değiĢtirmiĢtir.

Esasında bu soru, bugün ve her gün bizim de sürekli

sormamız gereken bir sorudur. Genelde dini çerçevede hep

“Mesih Ġsa‟yı kabul et kurtulursun, bağıĢlanırsın” gibi kalıp

cümleler adeta pazar malı gibi sergilenmekte ve bir anlık

baĢ ağrısı ilacı misali “Mesih‟in yolu takdime” çalıĢılmakta-

dır. Oysa dikkat ederseniz buradaki sorunun doğasının de-

ğiĢtirilmesinde esasında Mesih‟in nelere önem vermemiz

gerektiğine dair çok büyük öğretileri vardır. Kurtarıcımız,

Efendimiz Mesih Ġsa bize adeta Ģunu söylemektedir. “Son-

suz hayatta nerede olacağınızı değil, oraya gitmenin esas

yolunun nereden geçtiğini ve ne olmanız gerektiğini öğren-

meniz gerekir.” Ġnanç edinimdir. Edinim bilgi değil içsel

devinimdir. Yani dönüĢüm ve değiĢimdir. Tecrübeleriniz bir

sonraki tecrübelerinize kapı açar. Ama tecrübeler bir takım

“yeni çağ” dinleri tecrübeleri asla değildir. Mesela “alçak

gönüllü olma ve sonuçları” ancak içinizde sizin doğanız

olduğunda “bunun ince esenliği ve bereketi sizi insan insan

yapmaya” baĢlar ve dolayısıyla Mesihi kurtarıĢla bütünleĢen

bu tecrübe ise sizi Ruh‟un o nereden estiği, nereden geldiği

belli olmayan ama mevcut esenliklerine, üst hazlara yani

Yaratan‟dan ve kurtarıĢından ve onla yaĢamaktan sonsuza

dek haz almaya ve O‟nu yüceltmeye yönlendirecektir. ĠĢte

tecrübe ve inanç edinimi derken bu kelimelerin sağa sola

Page 199: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

199

algılanmaması esas olmalı ve esas ayakları yere basan, kai-

natla, ilimle, bilimle bütünleĢen ama “mana yolunda” yani

Efendimiz Ġsa Mesih‟in bu eĢsiz buyruklarıyla ve kurtarıĢıy-

la yoğrulan bir yolda yürüme esası olmalıdır. Bu ıĢık olmak

anlamındadır. Bu baĢkalarına da ıĢık olma anlamındadır.

Ukala, din taciri ya da benzeri kendi değiĢmeksizin insanları

değiĢtirme uleması olma asla değildir. Eğer Ġsa Mesih öyle

olsaydı “haç” denilen bir kavramın dahi olması mümkün

değildi. Ama günümüz Mesih‟i yansıtan birçokları sadece

bu mübarek isim ve isimlerle ne yazık ki, kendi belki mad-

dede büyük ama manada küçük ve eninde sonunda hüsrana

uğrayacak krallıklarını kurmuĢ ve idare etmeye çalıĢmakta

ve insanlığa anlık faydaları görünmüĢ gibi olsa da esasında

büyük bir ilizyonla sonuç olarak geneli itibariyle büyük ve

dönülmez manevi zararlara da yol açmaktadırlar.

DOĞASI DEĞĠġMESĠ GEREKEN TALEBELER

Efendimiz‟in burada sorunun doğasını değiĢtirmesi esa-

sında soruyu soran zihniyetlerin ve yüreklerin değiĢmesine

yol açma maksatlıdır. Yani daha önce de dediğimiz gibi

Efendimiz‟in buyruklarında hedef “kendi kurtarıĢında” ön-

celikle talebelerini ve sonra manevi manada Efendimiz‟i

izleyen ve kurtarıĢını gönenen bütün talebelerinin “dönüĢüm

ve değiĢimi” söz konusudur.

Bugün insanlar farklı dinleri değerlendirirken ve hatta

din değiĢtirdikleri zaman Ģöyle bir soru sorarlar; “Ģimdi ne

yapmam gerek?” esasında bu soru burada eğer Mesih tale-

besi olmak için soruluyorsa Efendimiz‟in öğretileri doğrul-

tusunda “ne yapmak gerek” diye bir soru yöneltilse cevabı

“nefsini inkâr et” olacaktır. Çünkü esas Mesih‟i yüreğe al-

mak denilen nokta oradadır. Yani “sevgi ve ihsan” o nokta-

dadır. Bunun için usul kitapları, prensipler, tanıklıklar esa-

Page 200: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

200

sında hep ikincil ve yerel, kültürel, insanı kategorizelerdir.

Mesih‟i yolu Yaratan yolunu ta Adem‟den Mesih‟e ve sonra

sonsuzluğa, yol da “sıratı müstakim” yani “dosdoğru yol”

yani “Allah yolu” yani “Ġsra(e doğru)-el (Allah) yolu” (asla

burada Ġsrail bugünkü devlet ve millet anlamında değildir

manevi manadadır) kısacası “mana yolu” tektir, değiĢme-

miĢtir, birbirinden farklı dinlerin yolu değildir. Üstüne bazı

insani uyarlamalar, dinler, mezhepler, kendi kendine var

olmuĢ insani kurum ve kuruluĢlar oturmuĢtur. Bu durumda

kısacası “ne yapmam gerek” sorusunda “Mesihi cevap” bu

“mana yolunun” “bu Ġbrahim yürüyüĢünün” tek cevabı “al-

çal” “nefsini bırak” “her Ģeyi kendinden üste al” çünkü “sen

bir zerresin” sadece “kendini Yaratan misali sevgi ve ihsanla

boĢaltırsan” iĢte o an sen “Baba ve ben biriz” ilkesinde Ya-

ratan‟la bir manada bir olursun ve bu Mesih‟le bütünleĢip

Ruh‟ta yükseliĢ noktasıdır.

Kısacası Ġsa Mesih ta baĢından beri “talebelerinin bu

dönüĢüm ve değiĢime” tabi olmasına ve dolayısıyla “kendi-

siyle dolmalarına” yol açma çabasındadır. Bir manada bu

“alçalıĢ prensibi –beni Sana döndür, döneyim”– Yer.31:18

kavramıdır. Çünkü kiĢinin esas Yaratan‟ı bulması “kendisini

tamamen boĢaltması” kavramındadır. “Kendi için almasın-

dan vazgeçmesi” ve “vermek için Yaratan‟dan bol bol alma-

sı” hakikaten Mesih‟e bürünmesindedir. Bu noktada artık

Mesih bendedir ve Ruh bende hakikaten iĢleyendir. O nok-

tada “ben olan ben” artık yoktur “BEN O‟lan BEN” vardır.

Bu hakiki “mana yoludur.” Bu hakiki “Mesih talebeliğidir.”

Hakiki “yolun yolcusu” olmadır. Ve “yola uyum” ve elbette

“uyum talebesi” olmadır.

Page 201: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

201

YENĠ DOĞAMIZ – ÇOCUK OLMA

Bu noktada Mesih Ġsa‟nın örneği hepimizi özellikle

“yükseklerde gezinenleri biraz ürkütecek bir örnektir.” Bir

manada “Peki, alçalmak ne demektir?” tarzındaki bir soruya

binaen verilen net ve herkesin edindiği ve hayatından çok

iyi bildiği bir örnektir. Bu durum “çocuk olma halidir.” Yani

burada çocuk derken kast edilen esasında “inanç edinimi”

“Mesih‟te biçimlenme” “kurtuluĢu gönenmiĢ” bir imanlı

olma halidir. Yani bu hal bir takım teolojik bilgileri bül-

bülleyip, ezbere dini dıĢa yansıtmak değil, bir yaĢam halidir,

bir yaĢam düzeyidir. Bu düzeyde çocuklukta henüz kirlen-

memiĢ bir dünyaya bakıĢ saflığı vardır. Kötülükleri bile ça-

buk unutma, kızgınlıklardan biraz sonra vazgeçme, affetme,

tolerans, merhamet gibi daha birçok vasıfların, dünyaya

bakıĢta en olmayacak Ģeyleri bile olur gibi görmenin çok

net, temiz, saf baĢlangıç noktaları vardır. Çocuk kendisini

büyük göremez, çocuk hep baĢkalarını kendinden büyük

görür ve ona göre itaat eder ve çocuk esasında hep öğrenir,

hep sorar, hep arar ve daha neler neler… Tabii bu örnekte

genel olarak çocukluğun olduğu esastır. Elbette kötü etki ve

yetiĢtirme sonucu çocukta “benini fark etme yolunda” kendi

için alma arzusunda yaratılmıĢ olarak birçok kötü eğilime

sahiptir. Ama bu örnekte genel anlamda o henüz birçok

dünyeviliğin yüklenmediği çocuk saflığı örnek olarak veril-

mekte ve hatta bu saflığa zarar verecek olanların büyük bir

hükmü üstlerine çektikleri konusunda uyarılmaktadır. Yani

bu bölümde “çocukla” kast edilen bir çocuktan ziyade esas

Mesih talebelerinin olması gereken “inanç edinim” düzeyle-

ridir.

ĠĢte bu nokta yani inanç ediniminde kendimizi Mesih‟in

kurtarıĢında ve öncülüğünde ve Ruh‟un aydınlığında ve reh-

berliğinde O Yüceler Yücesi‟ne doğru hareket ederken ma-

Page 202: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

202

nevi manada olmamız gereken, eriĢmemiz gereken nokta

“çocuk yüreği” noktasıdır. Bu “dönüĢüm ve değiĢimde” esas

arzu edilen doruk noktadır. Bu nokta bizi Mesih‟in kurtarı-

Ģını tam gönenmiĢ ve Ruh‟un rehberliğini tam almıĢ olma

noktası olacaktır. Ve bir baĢka değiĢle mesele “göklerin

hükümranlığında” ne mevkide, hangi düzeyde, nerede ola-

cağımız değil “göklerin hükümranlığını” ne Ģekilde edine-

ceğimizdir. Ġlginçtir böyle bir hükümranlığı edindiğimiz

nokta esasında dünyadır. Mesih‟in kurtarıĢında o hayatı ile

sunduğu ölüm ve diriliĢ ediniminde bizlerde nefse ölüm ve

diriliĢimizle “yüksekleri aĢağıya çektiğimiz yer” burasıdır.

Yani “sonsuz yaĢam” “cenneti ala” zaten cennetin ve cehen-

nemin büyük bir yansımasının mevcut bulunduğu Ģu dünya

hayatımızdadır. Ve madem sıfır noktasına “beni” tanıyarak

“BEN‟i” yansıtmaya, ifĢa etmeye buraya geldik. Yukarıda

olan her Ģeyin küçük bir numunesi burada olarak ve bunun

farkında olanların “Mesih‟le ve Mesihi düzeye” eriĢtikleri

yer burasıdır. Yukarıdan gelen yine buradan yukarıya yansı-

yacaktır. Ama bu iniĢin manevi manada yüreklerde de bir

iniĢ gerçekleĢtirmesiyle yani “tam bir alçalıĢla” yeniden

yükseliĢe yol açılmıĢ olacaktır. ĠĢin fiziği, iĢin doğası budur.

O zaman “hakiki ve Mesihi manada alçak gönüllülük” “dibe

vurma Ģartıdır.” “Dibe vurmak” “haça çakılmaktır.” Bunlar

hep mecazi ifadelerle bu inanılmaz büyük ve muhteĢem ma-

nevi hakikati vurgulamak içindir. YükseliĢ o noktadandır.

Bu nedenle “hakiki Mesih‟i alçalıĢ” bir hakiki Mesih talebe-

si için “değiĢimin doruklarıdır.”

Page 203: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

203

XVIII. ÖTEKİLERE HİZMET (Matta 20:24-28)

Sizin aranızda böyle olmayacak.

Aranızda büyük olmak isteyen,

ötekilerin hizmetkârı olsun

Matta 20:26

Kim büyük olmak istemez? Kim kendi beninin diğerlerinin

üstünde yer almasını beklemez? Bu zaten koskocaman dün-

yayı paylaĢamamamızda belirgin değil mi? Bu yaratılıĢ

anında “benliğin keĢfi” ile vazifelendirilmiĢ olmamızdan

kaynaklı değil mi? ĠĢte bu durumdan ötürü sürekli olarak bir

arayıĢ içinde “benimizi bir yerlere yerleĢtirme çabası içinde”

her günü bir günün üstüne ekleyerek devam edip duruyoruz.

Ve ta ki Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢını yüreğimize indirgeyip

Yaratan ıĢığının hazırladığı o yürekte “nefsin” haçlanıĢına

ulaĢana dek.

Bu durum da elbette oldukça zaman alan bir süreçtir.

Çünkü kolay olana meyil bizi sürekli negatife yani kötü ola-

na meylettirirken Mesihi bir düzeyin tam tersi yani “benim

için almayı” reddetmek olduğu gerçeğinde olduğu sürekli

bizi zorluyor. Zor olanı seçmek esasında Yaratan‟ın “saran

ıĢığını” içimize daha da almak anlamına geliyor.

Page 204: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

204

ZITLIĞA ZIT OLMAK

Matta‟nın anlatımına göre 18. bölümden beri talebelerin

Mesih Ġsa ile bir düĢünce, algı zorluğu yaĢadıklarını görüyo-

ruz. Çünkü talebelerin yetiĢtirildikleri aile, kültür ve dini

çevrelerinde alıĢtıklarının dıĢında bir hayat tarzını “Yara-

tan‟ı yansıtma, O‟nunla form eĢitliğinde verme” durumunda

bir hayat tarzını algılama zorluğu çektiklerine tanık oluyo-

ruz. Hatta kendi ailelerinin bile aynı zorluğu yaĢadıklarına

tanık oluyoruz.

Aslında bu doğal bir durumdur. Çünkü biz kainat üze-

rinde yaĢarken bütün kainatın bize hizmet ettiğini pek de

görmemiz mümkün değildir. Mesela kainatın havasını, su-

yunu kullanıyoruz.

Üzerimizdeki birçok organizma ve bakteriler esasında

bize hizmet ediyorlar. Yani bütün yaĢam unsurları adeta

bizler için melekler olarak hizmet içinde oluyorlar. ĠĢte bu

inanılmaz faaliyetin yaĢamın temeli olduğunu bir türlü fark

edemiyoruz. Çünkü “benliğimiz” yani biz öncelikle “bize

endeksli” yani verileni almayı öğrenme gayreti içinde büyü-

yoruz.

Dolayısı ile burada talebelerinde o dönemin bütün sos-

yal, kültürel, dini ve siyasi hayatın etkisinde kendi üstatları-

nın farklı olduğunu gözlemlediklerinde kendi iç çeliĢkilerini

yaĢamaya baĢlamaktadırlar.

Bu bizim için de geçerlidir. Belki birinci aĢamada Me-

sih Ġsa‟nın kurtarıcılığına koĢmamız “büyük bir ihtimalle”

kendi bencilliğimiz içindir. Yani “kendi üzerimize kurdu-

ğumuz” hayatımız içindeki yalnızlığımızın ve bir takım Ģey-

lerin ters gittiğini fark etmemiz ve esasında doğaya aykırılı-

ğımızdan ve dolayısı ile Yaratan‟a aykırılığımızdan kaynaklı

hep yanlıĢlarımızdan usandığımızdan ötürü Mesih Ġsa‟ya

kaçıĢı bir yol gibi görürüz. Ġlk bakıĢta “niyet” oldukça iyidir

Page 205: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

205

ve sanki “günahlarımızdan kurtulma” esas temelimizdir ve

dindar bakıĢ açısında da bunu zikretmek Mesihi bir hayata

geçme gibidir. Ama durum esasında böyle değildir. Yani

Efendimiz Mesih Ġsa‟nın kurtarıĢında bizim tam değiĢimi-

miz, yepyeni hayata dönüĢüm ve değiĢimimiz esası vardır.

Yani burada bizim bir Ģeylerden kazanç sağlamamız esas

mesele değildir. Esas mesele Yaratan‟ın ıĢığının, varlığının,

“sevgi ve ihsan Olan” o bütünlük vasıflarının Mesih olarak

ve Ruh‟unda bizden yansıması esası vardır. Yani bu ister

istemez bizim öncelikle “kendi benliğimizde” ayakta dura-

bilme koĢulunda “benliği” fark edip Yaratan “BEN‟liğini”

fark etme koĢulunda “ötekilere” yani dıĢımdakilere tama-

men Yaratan vasfını yansıtabilmemdir.

Mesele mesleğinde irade sahibi, vicdan sahibi çok sa-

mimi bir hekim esasında Yaratan‟ın “sevgi ve ihsanını” acil

durumda can çekiĢen bir diğer insan kardeĢine “para, pul”

kaygısı olmaksızın sunabilmektedir. ĠĢte bu tamamen “kendi

yüreğindeki ıĢığı yansıtma arzusunun”, karĢılıksız aldığını

karĢılıksız verebilme potansiyelinin kendiliğinden ve belli

bir doğallık içinde karĢıya yansımasıdır.

Bu madde dünyası içindeki insanın tersi bir yaklaĢım-

dır. Yaratan‟a zıt olan “benlikteki” insanın bunu algılaması

oldukça zordur. Çünkü insan ilk yaratılıĢı itibari ile evet

bedensel anlamda tam doğaya uyumla dünyaya gelir ama

kendisinin farkındalığı için Yaratan‟a zıttır. Yani Yaratan

“sevgi ve ihsanı” karĢılıksız sunan, yaratılan olarak insan ise

bunu sürekli kendi benliği için alandır. Mesih Ġsa‟nın kurta-

rıĢında bu durum açık bir biçimde “kalp noktası” açık olan-

lara gösterilmektedir. Bu zıt oluĢ haline zıt olmanın esas

doğru olmak olduğu verilmek ve esasın bu olduğu gösteril-

mek istenmektedir.

Page 206: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

206

UYUMA UYUM ZORLUĞU

Burada talebelerin kafasını karıĢtıran bu madde içinde

“mana yolunu” anlama zorluğudur. Çünkü alıĢılmıĢı terk ve

yeni duruma alıĢma oldukça zordur. Ve bu zorluk alıĢılmıĢla

olması gereken arasında keskin geçiĢlerin olmasını zorlaĢtı-

rır yani uyum zorluğunda iniĢ ve çıkıĢlar, gidiĢ ve geliĢler

vardır. Daha önceki derslerimizde bunu Petrus‟un Efendi-

miz‟le olan diyaloglarında açıkça görmüĢtük. Havari Petrus

samimi bir talebe olarak Mesih Ġsa‟nın kimliği üzerine ver-

diği tanıklığında Efendimiz‟in takdirini kazanmıĢtı yani Ya-

ratan‟dan olan görüĢü söylediğinde Efendimiz tarafından

tasdik ve takdir edilmiĢti, oysa Efendimiz ölmesi gereklili-

ğini beyan ettiğinde ise yani bir önceki takdir sözlerinin

hemen akabinde insani görüĢünden ötürü azarlanmıĢtı. Bu

uyum zorluğunun güzel bir göstergesidir. Bir halden bir hale

geçiĢtir. Madde mana arasında sıkıĢmadır. Bu “manevi ma-

nada, ruhani seviyede gidiĢ-geliĢ, iniĢ-çıkıĢ halidir.” Ve her

“gidiĢ-geliĢ” ve “iniĢ-çıkıĢ” halinde de Mesih Ġsa‟nın Mesihi

düzeye çeken o üst ıĢığı aĢağıya çeken çok net öğretiĢlerini

görmek mümkündür.

Bu durum bizim günlük hayatında samimi birer Mesih

talebesi olarak, kurtuluĢu gönenmiĢ olduğunu söyleyenler

olarak hep yaĢadığımız bir durumdur. Oysa Efendimiz bu

zorlukların olacağını hep örneklemiĢ ve Yaratan‟a bakmaya

devamın önemini vurgulayıp durmuĢ ve her Ģeyden önemlisi

ne kadar iniĢ çıkıĢ yaĢarsak da kendisi gibi “karĢılıksız ver-

meye” devam etmemiz gerektiği üzerinde durarak “kendisi-

ni uğrumuza feda etmiĢtir.”

Bu Mesih‟i hayatın esasıdır. O zaman burada da insani

bütün beklentiler üzerinde tek beklentinin de Mesih‟in “var-

lığımda” yaĢaması olduğu yani aynı “feda” durumunu de-

vam ettirmesi halidir.

Page 207: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

207

Efendimiz‟e “sonsuz yaĢam için ne iyilik yapmalıyım?”

Ģeklinde soru sorana –Matta 19–Efendimiz‟in cevabı ilginç-

tir “iyi olan yalnız biri var, O‟nun buyruklarını yap.” Bu

cevapta Yaratan‟a bakmak, Yaratan‟la uyum içinde olma ve

Yaratan‟ı edinme gibi büyük bir yön veriĢ vardır. Yani son-

suz yaĢam ve iyi bağlamında bütün kainatın bütünlüğünün

yegane nedeni olan Yüce Yaratan‟ı edinme, O‟nun vasıfla-

rına bürünme “sevgi ve ihsan olma” dolayısı ile O‟nun sure-

tinde O‟nun gibi veren olma ve o noktada da Mesih‟inde

kurtulma esası devreye girmektedir. Çünkü Mesih Ġsa “kar-

Ģılıksız sevgi ve ihsanı” insan bedeninde takdim eden olarak

biçimlenilmesi gereken önder, peygamber, kurtarıcıdır. Ya-

ratan‟ın suretini kamil yansıtmada “Diri Olan‟ın (en yakın

olma hasebiyle) Oğlu‟dur.” Bu bir Yaratan‟a yürüyenlere de

sunulan en üst makamdır. Yaratan (mecazen) tahtının sağı-

dır. Yani burada sağ iyi olanı, pozitifi simgeler ve öyledir.

Ve genç adama söylenen eğer eksiksiz olmak istiyorsan git,

varını yoğunu sat, parasını yoksullara ver, böylece göklerde

hazinen olur. Sonra gel, beni izle-Matta 19:21 sözleridir.

Bu sözler hizmetin hakiki hayat hizmetinin hakikaten

“sevgi ve ihsanın” yani Yaratan vasıflarının bizden yansı-

tılmasının üzerimizdeki birçok yüklerle ya da öncelik ver-

diklerimizle olamayacağı öğretilmek istenilmektedir. Bu

zengin gencin üzülerek gitmesinin esası bu tamamen kendi-

ni boĢaltma hadisesini algılayamamasında, ya da alıĢtığı

yaĢam tarzının böyle bir hayata yani esasa uyuma olan

uyum zorluğundandır. Bu örnekle Matta bize “Mesihi olma-

nın esasını, Efendimiz‟in kurtarıĢının gerçek manada ne

anlama geldiğini göstermektedir.” Bu esas Yaratan‟la aynı

paralelde bir yürüyüĢ yoluna girmek demektir, bu esas an-

lamda “Ruh‟ta ve gerçekte tapınan” olmak “doğrulardan”

sayılmak demektir. Bu madde içinde hakiki manada “mana

Page 208: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

208

yoluna” uyum demektir. Bu Yaratan yoluna yürüme demek-

tir. Ama bir dine girmek, bir takım uygulamaları, olmazsa

olmazları yerine getirmek esasında kolaydır.

Ġnsanlardan beklenilen dini formatları bir bülbül gibi

tekrarlamaları kolaydır. Ama o insanları, o dindarları, evle-

rinde, mutfaklarında, sokaklarında, cinsel hayatlarında, para

kullanımlarında, nefretlerinde, dedikodularında, kıskançlık-

larında, bencilliklerinde, kendini beğenmiĢliklerinde, hep en

çoğu isteyen arsızlıklarında ve hırslarında dönüĢtürmek ve

değiĢtirmek zordur. Bu nedenle Mesih Ġsa‟yı bir din değil

bir hayat, bir uyum prensibi, bir uyum prensi, hakiki kurtarı-

cı, hayatın prensi olarak alıp bunu bir iman ikrarı değil

“inanç edinimi” yapmak ve saran ıĢık Allah Ruh‟unun ay-

dınlatıcılığını da bir an olsun bırakmamak esastır. Bütün

bunlara ıĢık tutan “manevi aydınlanmıĢların” yaĢam edinim-

leri, deneyimleri de “Kutsal Yazılar‟dan” bize sürekli ko-

nuĢmalıdır.

DEĞĠġMEYEN SÖYLEM

Bakın bu hep yanlıĢ anlaĢılan bir noktadır. Bütüne ba-

kıldığında “zenginlik, mal sahibi olmak, hiç güzel yerlere

gitmemek, eğlenmemek, yememek içmemek gibi” bir öğreti

verildiği düĢünülmemelidir. Ne yapılırsa yapılsın bizi mala,

maddeye, benliğe bağlayan her Ģey Yaratan‟ın sureti yani

esas insan-ı kamil olmamızı engelleyecektir mahiyetinde bir

öğreti söz konusudur. Yani eğer “Efendimiz Mesih‟i” izle-

yerek, kurtarıĢını gönenmiĢ bir yaĢam sürdüğümüzü ve

Ruh‟un rehberliğinde yaĢadığımızı iddia ediyorsak bunun

gerçekten çok samimi bir “gönül ehli” olduğumuz anlamına

gelmesi gerektiği burada beyan edilmektedir. Yani aynı Yu-

nus Emre‟nin dediği gibi “dövene elsiz gerek, sövene dilsiz

gerek, derviĢ gönülsüz gerek, sen derviĢ olamazsın.” Yani

Page 209: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

209

bu kadara kadar insanın kendisi ile barıĢık olduğu, zengin

dahi olsa kazancının kaybından, eksilmesinden ya da ziyade

olmasından huzuru kaçmaksızın bir yaĢam sürdüğü ve sü-

rekli ayakları yere basan aklı baĢında bir biçimde ama hiç

karĢılık beklemeksizin “sevgi ve ihsanını” insanlığa sunan

birisi olduğu bir iman hayatı gösterilmeye, öğretilmeye çalı-

Ģılmaktadır.

Biz maalesef çoğu zaman “iman ilkeleri” üzerinde du-

rup inancın savunma temelleri üzerinde bir yaĢamı tercih

eder dururuz ve bunu da baĢkalarına aktarmaya çalıĢırız.

Ama hiç oturupta Mesih Ġsa‟nın haçtaki ölüm ve diriliĢ ör-

neklemesi üzerinde bunu hakikaten edinerek bir yaĢam sür-

memiz için neler yapmamız gerektiği üzerindeki öğretiĢleri-

ni pek algılamak için üzerinde düĢünmeye ve hayatlarımıza

edinmeye meyil göstermeyiz. Çünkü bu iĢin zor tarafıdır.

Benden geçme tarafıdır. Ve hatta aynı talebelerin yaptığı

gibi ne çıkarımız var diye de düĢünürüz.

Dediğimiz gibi Matta 18-20 bölümleri arasında Matta

dikkatimizi bu ikircikli fikirlere çekip durmaktadır. Yani

talebeler bu bölümün içinde “göklerin hükümranlığında ki-

min en büyük olduğunu” merak edip sormuĢlardır. Ve Efen-

dimiz‟e gelen zengin gençte bir anlamda “sonsuz yaĢamı

alabilmek için ne tür bir iyilik yapabileceğini” sorarak yine

bu ikilemi yani içinde bulunduğu madde-mana çeliĢkisini

gündeme getirmiĢtir. Daha sonra da bir anne çocuklarına bir

yolla bir ayrıcalık tanınmasını istemiĢti. Bütün bunlar duru-

mu net olarak göstermektedir. Efendimiz‟in kurtarıĢ hayatı,

sonsuzluk yolu, Yaratan‟a yürüme, O‟nunla Mesih‟inde ve

Ruh‟unda bütünleĢme yolu ancak “kiĢinin kendi çıkarı için

almasını durdurması ve doğal olarak bir yaĢam gereği ken-

disine karĢılıksız sunulanı sevgi ve ihsanla, aynı Yaratan‟ı

Page 210: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

210

gibi ve Efendimiz Mesih Ġsa ve Yaratan‟ın Ruh‟u gibi, bü-

tün kainat sistemi gibi vermeden” geçmektedir.

Bütün Kutsal Yazılar‟ın temelinde ve Efendimiz Me-

sih‟in kurtarıĢında bize sunulan hep bu tablodur. Bu sürekli

tekrarlanmaktadır. Çünkü “Adem düzeyinde baĢlayan ruhsal

tekamül serüvenimizin Mesih‟i düzeye ulaĢması” oldukça

bizim “benliğimize” zıt, tezat bir durumdur. Ancak “yukarı-

dan verilenin aĢağıdan karĢılanması ve gayreti” ile “Baba ve

Ben biriz” noktasına ulaĢması mümkün olacaktır. Sonsuz

hayat iĢte Mesih‟te biçimlenmiĢ bu konumda Ruh‟un saran

ıĢığı ile Yaratan‟la bütünleĢmedir.

Bu bölümde “iman değil inanç edinimi” manevi mana-

da “çocuk” olma kavramı ile bunun için bağdaĢtırılmaktadır.

Çünkü normal olarak çocuk kendi o algı, anlayıĢ, düĢünce,

his ve kısacası hayat ediniminde samimidir, doğaldır. Hep

büyüklerine samimiyetle bağımlıdır.

O zaman “en büyük kim?”, “sonsuz yaĢamı edinmek

için en büyük iyilik ne?” ya da “Mesih‟le birlikte olmak için

ayrıcalık yolu ne?” Ģeklindeki bütün sorulara tek cevap

“ötekine hizmet” Ģeklinde bir cevaptır.

ZOR OKUL

Saran ıĢığın aydınlattığı yüreğe Mesih‟in hakimiyeti zor

bir okulu da beraberinde getirmektedir. Dikkat ederseniz

talebeler adeta manevi manada ilkokul çocukları gibidirler.

Daha önce “göklerin hükümranlığında en büyük kim” Ģek-

lindeki soruya aldıkları cevapta “çocuk” gibi olmaları gerek-

tiği kendilerine söylenmiĢti. Belki o an için bu durumu an-

lamıĢlardı. Ama bu öğretiĢten biraz sonra Mesih Ġsa‟ya dua

için getirilmek istenilen çocuklara mani olmaya kalktılar.

Çünkü Mesih Ġsa ve öğretiĢleri ciddi Ģeyler olmalıydı. Yal-

Page 211: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

211

nız büyüklerle meĢgul olmalıydılar. Ve ilginçtir bu noktada

talebeler yine azarlandılar.

Günümüzde birçok önderlerin birçok konu ile meĢgul

olmaları, üst protokol konularına vakit ayırmaları ya da çok

ilahiyat çalıĢmalarına vakit ayırmaları bazen onları büyük

bir samimiyetle Yüce Yaratan için ve Mesih‟inin merhameti

için, Ruh‟unun rehberliği için gelenlere yüz vermemeleri

gibi bir yaklaĢıma meyletmelerine neden olmuĢtur. Ne yazık

ki, bu artık dünyanın birçok yerinde “müjdeciliği” ve hatta

“Mesihi hizmeti” bile bir iĢ mantığı ile yapma konumuna

getirmiĢtir. Çünkü globalleĢmede inançlar arasında yarıĢ,

hatta dini kurumlar, hizmet grupları arasında bir yarıĢ söz

konusudur. Oysa Efendimiz‟in kaygısı öncelikle Mesih‟i

yüreğine alanın kendi hayatıdır. DönüĢüm ve değiĢimidir.

Önce o kiĢinin ıslahı ve o kiĢinin ıslahının çevreyi ıslah edi-

Ģidir. Bu durum ve bir de madde-mana içindeki uyumsuz-

luklar elbette kelimeleri bile farklı algılarla değerlendirmeye

bizi itmektedir.

Algı problemi ve “yeni yaĢama, Mesihi bir düzeyde ya-

Ģamaya uyum zorluğu” bu üç bölümde anlatılanlara bakıldı-

ğında talebelerin kendi içlerinde, düĢüncelerinde, algılarında

ne denli bocaladıklarını bize göstermektedir. Çünkü yine bu

bölümler içinde bu talebelerden ikisinin bu kez adeta bir

çocuk gibi annelerini Üstatlarına gönderdiklerini görürüz.

Sanki ilkokul çocukları annelerinin muhakkak öğretmenle-

riyle konuĢması için yalvarmıĢlar ve öğretmenlerinin kendi-

lerine bir ayrıcalık yapmasını istemiĢlerdir. Bu gerçekten

bazen bizlerin bir talebe, Mesih Ġsa‟da kurtuluĢu gönenmek

gibi bir ayrıcalıkta bile ne denli farklı algılara meylettiğimizi

göstermektedir.

Bakın, burada anlatılanlarda daha da ötesi vardır. Mese-

la, Yakup‟la Yuhanna‟nın annelerini göndermelerine diğer

Page 212: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

212

talebeler büyük tepki göstermiĢler, yani kızmıĢlardır. Bu da

bir baĢka durumu daha göstermektedir. Yani sadece Yakup

ve Yuhanna değil diğer talebeler de ayrıcalık istemektedir-

ler. Kısacası o kadar zaman ve o kadar görsel olarak eğitim

almalarına ve Efendimiz‟le birlikte bir yaĢamı paylaĢmaları-

na rağmen talebeler hala madde ve mana arasında kendi eski

yaĢamlarının etkisinde yeni yaĢamlarıyla uyum zorluğunda

gidip gelip durmaktadırlar.

ĠĢte bu nedenle “öyleyse kim kurtulabilir” Ģeklindeki

soruya Efendimiz‟in cevabı “insanlar için bu imkansız, ama

Yaratan için her Ģey mümkündür” –Matta 19:25-26 demek-

tedir. Bu çok önemli bir noktadır. Evet, görünüĢte Mesih‟in

kurtarıĢ mesajı “iman et, ikrar et kurtul” tarzında küçük ve

bilinen formüllere bağlanmak istenmektedir. Ama “dönü-

Ģüm ve değiĢim” ve “yepyeni bir yaĢam” ancak “yukarıdan

verildikçe mümkün olandır.” ĠĢte talebelerin bocalamaların-

da bize öğretilmek istenilenler hep bunlardır.

ÖYLEYSE ÖTEKĠNE HĠZMET

Efendimiz çok net bir öğretiĢle ve kendi hayatıyla, haç

ölümü ve diriliĢi ile ve sonsuzluğa çok manevi bir “nefs

inkârı ve haçı yüklenme” formülü takdimiyle bize esası an-

latmıĢtır. ġimdi bu sözlere bakıldığında herhangi bir açıkla-

maya ihtiyaç kalmaksızın her asra hitap eden eĢsiz bir “yeni

hayat prensibi” yeni hayat yol haritası olduğunu görmek

mümkündür.

ġöyle buyurmaktadır Efendimiz: Bilirsiniz ki, milletle-

rin önderleri onlara hükümran kesilir, ileri gelenleri de

ağırlıklarını hissettirirler. Sizin aranızda böyle olmayacak.

Aranızda büyük olmak isteyen, ötekilerin hizmetkârı olsun.

Aranızda birinci olmak isteyen ötekilerin kulu olsun. Nite-

kim insanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve ca-

Page 213: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

213

nını birçokları için fidye olarak vermeye geldi-Matta 20:25-

28

HĠZMET YOL HARĠTASI

1. Dünyada büyük olmak güç demektir.

2. Mesih talebesi güç kullanmaz

3. Büyük olmak ötekine hizmettir.

4. Birinci olmak ötekine hizmettir.

5. Mesih talebesi kendisine hizmeti beklemez

6. Mesih talebesi sadece hizmet eder.

7. Mesih talebesi kendisini hiçleyendir.

Page 214: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

214

XIX. EDİNİMSİZ UYGULAMA (Matta 21:18-22)

Kuşku duymazsanız…

Şu dağa kalk denize atıl derseniz,

dediğiniz olacaktır.

Matta 21:18

Kadim Yazılar‟a baktığımız zaman bu yazıların içinde özel-

likle Ġsra-el için yani daha manası itibariyle “Yaratan‟a yü-

rüyen” halk hep “incir ağacı” veya “asma” ile tanımlanmak

istenmiĢtir. Çünkü hem asma hem incir ağacı aynı zamanda

bölgede iyi tanınan tarım ürünleridirler. Dolayısı asma ve

incir ağacının doğal geliĢimine, yetiĢtirilmesine de sürekli

tanık olan insanlardır. Burada Efendimiz Ġsa Mesih bu iki

ağacı kullanarak esasında Yaratan‟a yürüyenlere, öncelikle

kendi dönemindeki mana yolunun yolcularına ve aynı za-

manda günümüz mana yolcularına önemli öğretiĢlerde bu-

lunmak istemektedir.

Mesih düzeyi yani “kurtla kuzunun” bir arada olabile-

ceği söylenilen o piramidin en üst noktası hiç kuĢkusuz Ya-

ratan sureti dediğimiz insanların tam anlamı ile Yaratan va-

sıflarını yansıttığı o en üst noktadır. Bu noktayı kendi yaĢa-

mı ile bizlere çok net ve sade ama bir o kadar da “alma ar-

zusu” üzerindeki yaĢamlara ters ve zıt gelebilecek bir Ģekil-

de tarif eden ve bu yola, bu kurtuluĢ yoluna kendisini koyup

“Kadim AntlaĢma‟nın” esas tamamlanıĢını sunan hiç kuĢku-

Page 215: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

215

suz Efendimiz Mesih Ġsa‟dır. Bu manada insan yaratılıĢ

aleminin “konuĢan düzeyinde” olması hasebiyle “kralı” ol-

duğuna göre, bu krallık mertebesinde manevi manada Yara-

tan‟a yürüyüĢle Yaratan‟ı edinme ve O‟nunla form eĢitliğin-

de olması gereken insan-ı kamil düzeyine taĢınmasında kur-

tarıĢ noktasının sunumunda da krallık mertebesinde yani

manevi manada krallık mertebesinde duran da Efendimiz

Mesih‟tir.

O zaman krallık yani kiĢinin hakikaten Yaratan‟ın sure-

tinde Yaratan‟a tabi olması mertebesinde Mesih‟le bütün-

leĢmesi esas olduğu gibi bu esasta kiĢiden Yaratan‟ın ifĢası

da yani fıĢkırması, yansıması da hiç kuĢkusuz kiĢinin yansıt-

tığı değeri kendi üzerinde taĢıyabileceği ve hatta bu taĢımayı

gerçekleĢtirebileceği o değerde bir kap olabilmesi esastır.

Yani bu Efendimiz‟in “ıĢık ile ıslah mücadelesi” döne-

minde ifade ettiği gibi mabedin pak olması yani her tür men-

finin iĢgalinden kurtarılması ve sadelik ve duruluk içinde

Yaratan‟ın suretini tam ifĢa edebilecek bir düzeye hazır ol-

ması esastır. Ve hakikaten kiĢi “acılar yolunda” yani “yalnız

kendi çıkarı için alma mücadelesi içindeki düĢmüĢlüğünde”

esas olunması gereken noktanın Yaratan‟ın sureti dediğimiz

o insan gibi insan olma noktası Mesih düzeyini göremezse

ve mabedini yani madde içindeki varlığını Yaratan‟ın saran

ıĢığının kendisinden ifĢası için pak kılmazsa o vakit “acılar

yolundaki” meyveleri de esas insanın vermesi gereken mey-

veler olmayacaktır. Bu meyveler sadece meyve görüntüsün-

deki kainatın menfi değerleri olarak ortada kalacaktır.

RUHSAL BĠR AKSĠYON

Luka 13. bölümde de yine “incir ağacı” bir öğretiĢ un-

suru için seçilmiĢtir. Burada üç yıldır meyve vermeyen bir

ağacın kesilme talebi söz konusudur. Yani eğer bir sonuç

Page 216: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

216

yoksa o zaman sonuçsuzluk Yaratan kaynağından uzaklık

anlamındadır. Çünkü bütün kainat sisteminde Yaratan dü-

Ģünce, Yaratan iĢlevi ile sınırsızlığı sınırlılık içersinde iĢlet-

mekte ve inanılmaz bir düzen içinde bir sonuç gözler önüne

serilmektedir. Yani Yaratan kainatın bütünü içinde belli bir

sabitlik görünümünü yani bütünlük sabitliğini elinde tutmuĢ

olmasına rağmen aynı zamanda sürekli iĢler ve ürün verir

bir hareketlilik bütünüdür. Yaratan bir manada tek bir cümle

ifadesiyle “sevgi ve ihsan” vasfıdır. Yani adanmıĢlık, koru-

ma ve bütünlük gibi kavramları ifade eden karĢılıksız sevgi

ve ihsan O‟nun varlığının en temel vasfıdır. O zaman eğer

buradaki misalde olduğu gibi “incir ağacı” yani “Yaratan‟a

yürüyen” kiĢi ürün vermiyorsa o zaman “acılar yoluna” yani

“kendi çıkar dünyasına ve madde dünyasına” teslimiyeti bir

manada sistem iĢleyiĢi nedeniyle Ģart olmaktadır. Oysa Luka

13‟deki ifadede hemen bir merhamet eli de devrede çalıĢ-

maktadır ve Ģöyle bir ifade ile bu “acılar yoluna” teslime

yani kesilmeye karĢı gelinmektedir: “Bir yıl daha bırak, bu

arada ben çevresini kazıp gübreleyeyim.” ĠĢte bu ifadelerde

alttan çalıĢma ile yukarıdan veriliĢ arasındaki bağ bir kez

daha irdelenmektedir. “Neden toprağın besinini boĢ yere

tüketsin?” Evet, ürün vermeyen, yani manevi manada cansız

düzeydeki kiĢi neden Yaratan‟ın sureti olma yolculuğu için

yaratılmıĢ olmasına karĢın bu “sevgi ve ihsan için arzuyu

yani toprağı” boĢ yere yani “sadece kendi çıkarı için kullan-

sın.” O zaman “cansızlığa” o zaman “acılara” o zaman

“kendi kafasının dikine” yürümeye teslim edilsin.

Burada daha önce de ifade ettiğimiz gibi esasında “incir

ağacı” ile ruhsal bir aksiyon gözler önüne serilmek istenil-

mektedir. Ġman esasında yüreğin inanması, kabul etmesi,

kuĢku duymaması gibi, birçok hissi bir arada hisseden bir

kavramdır. Ama esasında merhamet, sevgi ve benzeri birçok

Page 217: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

217

his kiĢinin hakikaten bu gibi hisleri hayatında tecrübe etmesi

ve deneyimlemesi ile bir esas kazanmaktadır. Bu edinimdir.

Oysa iman günümüz anlayıĢında birilerinin söylediği, birile-

rinin öğrettiği, sorgusuz sualsiz böyledir dediği kavramlara

yürek yerine bir manada kafa tasdiki ile kabul demek anla-

mındadır. Bu yanlıĢtır. Bu ürün vermemenin temelinde kiĢi-

nin esas algılanması gereken “mantık üstü iman dediğimiz”

yani mantığın değil hakikaten hayatın tecrübesi ile sabit-

lenmiĢ bir imana sahip olunmaması yatmaktadır. Ürün yok-

tur çünkü ağacın bedeni içinde hakikaten iĢleyen ve toprak-

tan beslenen can suyu yoktur. Ġman sadece belli ezberlenmiĢ

ilahiyat kalıpları, boĢ ve hoĢ kahramanlık öyküleridir. Ġman

sadece bir topluluk psikolojisidir. Ve sadece psikolojik bir

tatmin aracıdır ve dolayısı ile böyle bir iman ürün verme-

mektedir.

EDĠNĠMSĠZ UYGULAMA

Böylesine önemli bir durumun aktarımı için madem ki

incir ağacı bir misal olarak seçilmiĢtir. O zaman bu misale

biraz daha yakın bakmak gerekmektedir. Her Ģeyden önce

bu ağacın seçilmesindeki birincil durum incir ağacının yaki-

nen bilinen bir ağac olması durumudur. Bu nedenle Ġsra-el

dediğimiz Yaratan‟a yürüyen insanlar için güzel bir sembol

oluĢturmaktadır. Yaratan‟a yürüyen insanlar da esasında

halk içinde gözlenilebilen insanlardır. Her ne kadar zahiri ve

dindarlık tarafı ile hakiki Yaratan‟a yürüyen kiĢiler birbirine

karıĢtırılsalar da dindarlar, oldukça dini tutuculuk içinde

olan insanlar her ne kadar ortalıkta ayırt edilebiliyorlarsa da

bir nebze de olsa hakiki manada Yaratan‟ı arayan, O‟na yö-

nelen ve özellikle Mesih‟i düzey yolcuları da tanınabilen

insanlardır.

Page 218: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

218

Aynı zamanda incir ağacı yapraklanmadan önce yeĢil

incirler veren bir ağaçtır. Yani meyvesi varlığı ile birlikte

tanımlı olan bir ağaçtır. Bu meyvelerden sonra yapraklarını

görmek mümkündür. Bu da Ģuna tekabül etmektedir. Dün-

yada birçok inanç sahibi insanlar ne yazık ki, manevi mana-

da meyveler sunmak yerine sadece ve öncelikle yapraklarını

yani “bir Ģey olduklarını, –mıĢ gibi görünmeyi” tercih et-

mektedirler. Bu da esas manada Mesih‟i düzeye yükseliĢin,

hakiki manada Yaratan‟dan gelip, kendi benliğini algıladık-

tan sonra benliği üzerinde yegane kaynağına dönüĢ yolculu-

ğuna çıkmanın sonucu ürün verememe anlamındadır. Bu

ürünler insan gibi insan olmanın kiĢinin muhteĢem manevi

“sevgi ve ihsanının” hem kendisini, hem çevresini, hem ül-

kesini, hem dünyayı muhteĢem bir süratle ve güzellikle

islahı manasındadır. Yani kurt ile kuzunun bir arada otura-

bildiği bir dünyanın ütopyadan çıkıp hakikaten var olması

anlamındadır.

Fakat ne yazık ki, dindarlık düzeyinin bir türlü algıla-

yamadığı hakiki manada gönlün Yaratan vasfını edinimi

manasındaki imanın edinilememesi Yaratan‟a yürüyen kiĢi-

leri yeniden ve yeniden “benlik düzeyine”, “firavun diyarı-

na”, “Adem düzeyine” ve elbette önce hayvan, sonra bitki

ve en sonda da cansız düzeyine iteleyip durmaktadır.

Yapraklar görülmektedir. KiĢi elleriyle kollarıyla bir

Ģeyler yapmaktadır. Dili ile, bir takım ibadetlere katılmakla

kendisini manevi manada bir yerlere yönelmiĢ, bir yerlere

gidiyormuĢ gibi gösterme gayreti içindedir. Ama Efendi-

miz‟in buradaki ifadesi ile kiĢi sadece kendisini aldatmakta-

dır. Böyle bir kiĢiye biraz daha “aĢağıdan gayreti için, çaba-

laması için” bir süre verilecektir. Ama eğer kaosuna hakiki

ıslah gelmiyorsa, saran ıĢık kiĢiyi “kendi benliği içindeki

vaziyetini” aydınlatmıyorsa kiĢi eninde sonunda “çok ya-

Page 219: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

219

kından tanıdığı acılar yoluna” yani kendi “benliğine” mah-

kum edilmiĢ olacaktır.

Yukarıda yeĢil meyve gözükmeksizin yaprakların orta-

ya çıkması yani incir ağacının esas olması gerektiği gibi

doğasının zıttına bir tekamül göstermesi insanların manevi

hayatları için ikiyüzlü yaklaĢımlarını tarif etmektedir. Ne

yazık ki, özellikle Yaratan‟a yürüyüĢ çöl deneyiminde oldu-

ğu gibi daima iki nesil üretmektedir. Birisi dönüĢünde tüke-

nen, bir diğeri ise tamlığa eren nesildir. Bu da baĢaklar ara-

sında delicelerin olması gibi her daim ne yazık ki, manevi

hayatta da ikiyüzlülüğün baskın olacağıdır.

Kısacası yüreğin ıĢığı bir yolla dıĢa yansımaktadır. O

zaman bu noktadan baktığımızda eğer iman edinim değil

sadece gelenek ve görenek alıĢkanlıkları içinde bir takım

bilgilenmelerin sonucu ise elbette esas unutulacaktır. Yani

hakiki manada bir mana uygulaması yoksa teorinin de kalı-

cılığı kuĢkuludur.

Bu konuda Babil sürgününden bir gün öncesine atfedi-

len Ģu yazılar durumun o gün de ve elbette bugün de vaha-

metini çok net bir biçimde ifade etmektedir:

Sen, ey insanoğlu, halkın duvar diplerinde, evlerin kapı-

ları önünde senin hakkında konuşuyor. Birbirlerine “Haydi,

gidip RAB’den gelen sözün ne olduğunu duyalım” diyorlar.

Halk her zamanki gibi sana geliyor. Benim halkım olarak

önünde oturuyor, sözlerini dinliyor, ama dediklerini yapmı-

yorlar. Ağızlarıyla istekli olduklarını açıklıyorlar, ama yü-

rekleri haksız kazanç peşinde. Sen onlar için güzel sesle

sevgi ezgileri okuyan, iyi çalgı çalan biri gibisin. Sözlerini

dinliyor, ama dediklerini yapmıyorlar-Hezekiel 33:30-32

Bir baĢka ifadeyle imanı yani hakikaten “kiĢinin mana

anlamında nereden gelip nereye gittiğini bilememesi, Yara-

tan‟ın sevgi ve ihsan vasfını kendi varlığında hissedememe-

Page 220: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

220

si” ve aynı zamanda kendi varlığını Yaratan‟ın bir parçası

olarak Mesih‟in kurtarıĢında ve Ruh‟un saran ıĢığında algı-

layamaması sonuçsuzluktur. Sonuçsuzluk manevi yitiriĢ

demektir. Manevi yitiriĢ kiĢinin kendini maddeyle kısıtla-

masıdır. Maddeye teslim etmesi ve maddeyle yitip gitmesi-

dir. Bu gerçek helak oluĢtur.

ACILAR YOLUNA DÖNÜġ

Belli baĢlı tanınmıĢ üniversitelerin kendilerince bir dü-

zeyleri, bir standartları vardır. Dünyadaki birçok üst kuru-

luĢlar, sistemler içinde durum aynıdır, hatta dini düzeylerde

dahi beklenilen belli baĢlı standart ve düzeyler vardır. Ya

esas anlamda Yaratan suretinde olmak için standart nedir?

Düzey nedir? Bu Efendimiz‟in öğreti ve yaĢamında insani

algıların anlayabileceği bir biçimde “sevgi ve ihsan” düze-

yinin ölüme gidene dek olan “vermenin” üst standartları

Ģeklinde bize sunulmuĢtur. O zaman bu standartlar ve düzey

yani “sevgi ve ihsan” düzeyinde kiĢinin manevi manada

benine ölmesi ve dirilmesi olarak Mesih‟te karĢımızdadır.

Bu yol bizim için “ben değil, sen yoludur.” Çok zorludur.

Beni öldürmek ve Sana dirilmek zordur. Ama iĢte bu neden-

le bu yol Mesih yoludur. Ruh‟un saran ıĢığı olmaksızın çıkı-

lamayacak bir yoldur. Ne yazık ki, tarih içinde bu yol diğer

birçok inancın da etkisiyle oldukça farklı din ve mezheplerin

içinde bir manada yeniden “benliğindeki insana benzetil-

miĢ” bir din olmuĢtur. Hem de Efendimiz Mesih‟in hiç din-

den bahsetmemiĢ olmasına rağmen.

Bu durumda dini düzeyler Yaratan‟a bizi yönlendiren,

soru sorduran düzeyler olarak elbette yararsız düzeyler de-

ğillerdir ama çoğu zaman çoğumuz bu düzeylerde birden

bire madde anlayıĢı içindeki dindarlığımızda gelenek ve

göreneklere ve törenlere takılır kalırız. Ve bu takılmamız

Page 221: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

221

bizi doğal olarak mana tekamülümüzden Mesih‟in yükseliĢ

düzeylerinde Yaratan‟a Ruh‟un rehberliğinde yükseliĢimiz-

den ve dolayısı ile “sevgi ve ihsan Olan‟ın” bizden ifĢasın-

dan fersah fersah uzaklaĢırız. Yani bir düzeyde takılıp kal-

mamız bizi meyvesiz kılar ve o an buradaki ifadelerle ve

Efendimiz‟in öğretiĢi ile uyardığı gibi tehlike çanları bizim

için çalmaya baĢlar. Çünkü birden bire kendimizi “maddesel

algılar düzeyinde manayı değerlendirmeye hapsederiz” ve

bunu fark edemeyiz bile.

Ve dahi Yaratan‟a paralel olmak dediğimiz yani O‟nun

vasıflarını edinme yolunda bize yol göstermeyen, yön çiz-

meyen hiçbir mezhep, öğretiĢ, inanç, din elbette “acılar yo-

lunda” yürüyen insanı yani bizleri “mana yoluna” yani in-

san-ı kamil yoluna taĢıyacak ve Mesih düzeyine ulaĢtıracak

yollar değildir. Bizi o yollardaymıĢ hissine elbette kaptıra-

caktır. Esasa benzer taklidi bir hisle taklidi bir iman yaĢa-

mamıza elbette yol açan bir takım gelenek ve görenek ve

törenler inancı olacaktır ama esasında esasa bizi taĢıyacak

tatbiki ve hakiki iman sadece sözde kalmıĢ olacaktır. Çünkü

tatbiki ve hakiki imanda kiĢinin doğal iç edinimi, inancı,

yani Yaratan vasıflarının kiĢiden doğal insan tavırları olarak

dıĢarıya aksetmesi söz konusudur. Bu ruhta ve gerçekte ta-

pınmanın da esasıdır. Ġnanç edinimse kalıcıdır, kalır ve ha-

yat olur. Ġnanç edinim değilse oyalayıcıdır, kalıcı değildir ve

edinimsiz uygulama kendi kendini yargılar ve üzerine yar-

gıyı çeker.

MANA YOLUNA DEVAM

Mana yolu “sevgi ve ihsanda” edinim yoludur. Edinim

anlık değil her günlük bir tekamül sürecidir. Tabiatın doğal

ortamındaki bir bebeğin cenin halinden ölene kadar olan

tekamülü gibi ruhun da tekamülü baĢlangıç ve sonu olmak-

Page 222: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

222

sızın devam etmektedir. ĠĢte telefondaki kayıtları sim karta

sim karttakileri telefona geçirmek gibi “acılar yolunda ol-

mak” telefonun kendisinde bir hayat sürmek gibidir mana

yolunda olmak ise telefonu esas çalıĢtıran sim kartta bir ha-

yat gibidir. Sim karta hayat ise “mana yolunda olmak” gibi-

dir. Ġkiyüzlülük ise bu aktarımın olmadığı bir hayatı aktarı-

mı varmıĢ gibi göstermektir. Mesih Ġsa‟nın yaĢamı ile öğre-

tisi ile bize sunduğu kurtarıcılığında ne kadar net olduğu

oldukça açıktır. Pavlus zaten böylesine bir mana yolu yaĢa-

mının doğal olarak bir mana yolcusunun yaĢamındaki yan-

sıması ile birlikte tarif etmektedir. Yani Pavlus‟un ifadesiyle

“sevgi, sevinç, esenlik, sabır, öz denetim…” -Galatyalılar

5:22-23 gibi o bütün insanlığın hasretle ulaĢmak istediği,

beklediği hayat tarzı iman edinimi sonucu ruhun sunduğu o

manevi meyvelerde kendisini göstermektedir.

Ne yazık ki, bu hakiki manada manevi meyveler olma-

dıkça insanların Yaratan suretinde Yaratan‟ın ifĢasını göre-

bilmeleri elbette mümkün değildir. Ve bu ifĢa görülmedikçe

insanların samimiyetle Yaratan‟ın Mesih‟ini ve Ruh‟unu

algılaması da mümkün değildir. Ama yine ne yazık ki, in-

sanlar bu meyveleri esas Mesih‟te meyve olarak algılamak-

tan ziyade sadece çağın misyoner anlayıĢı ile bir dine, bir

mezhebe adam toplamayı meyve olarak değerlendirme için-

dedirler. Oysa Efendimiz Ģu sözlerinde dahi ne denli ne ola-

rak esası bize öğretme gayretindedir: “Neden bana Rab di-

yor dediklerimi yapmıyorsunuz?” -Luka 6:46

MANA TALEBESĠ

O zaman Mesih‟teki kurtuluĢun gönenilmesi ve Ruh‟ta

yaĢam bir edinim yaĢamıdır. Edinim yoksa esasında ve ha-

kikatte Yaratan‟ı edinim olmadığı için esas manevi manada

Mesih‟i düzeyde bir uygulama da yoktur. Elbette koca koca

Page 223: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

223

harflerle din isimleri, mezhepler, gelenekler, uygulamalar

olsa da esas yoktur. Esas yüreğin gönül gözünün hakikaten

Yaratan ıĢığına açılmasıdır. Bu ıĢık Ruh‟un yani Yaratan‟ın

o algılayamadığımız saran ıĢığı dediğimiz yaratıĢ hazzının

içimize girmesi ve Mesih‟e yol açması ve yüreğin Me-

sih‟leĢmeye yönlenmesidir. Yüreğin almadan verme modu-

na geçmesidir.

O zaman bir mana talebesi manevi manada vaat edilen

o manevi topraklara yani arzulara girmeye hazırlanan çöl

tecrübesini aĢabilmiĢ bir Mesih talebesi gibidir. Bu meyve-

lerle dolu bir yaĢamla vaate ulaĢana dek hep talebedir. Hoca

olamaz. Hoca uyandırandır. Henüz yürek uyanıp binler

meyvelerle Yaratan vasfı olan hakiki karĢılıksız sevgi ve

ihsanı ifĢa etmedikçe uyandıran olacak değildir. Ve “bu hal”

bu durum yukarıdan verilmedikçe alınan bir durum değildir.

AĢağıdan gayret, yukarıdan uyandırılıĢ, aĢağıdan çaba, yu-

karıdan davet bir döngü halinde Yaratan‟ın nurunda bizi

Mesihi seviyeye çekecektir. Oysa burada dikkat edersek

Efendimiz‟in öğrencileri hakiki iman edinimini edinmeksi-

zin dindarlık taslayanların halini değil madde olarak gördük-

leri ve kuruduğuna Ģahit oldukları “incir ağacının” halini

sordular. Yani “mana talebesi” oldukları halde bu Efendimiz

Mesih‟in o muhteĢem öğretiĢi ve ruhani uyandırıĢını bir

türlü idrak edememiĢlerdi.

Ve bir ayrıntı daha, buna rağmen Ruh‟un meyvelerinin

bütün örneklerini en üst ve Mesihi düzeyde kendi üzerinde

taĢıyan Kurtarıcımız Efendimiz Mesih Ġsa bu durumda onla-

rı azarlamıyor ve Ruh‟un meyvelerinden bahsederken bir

diğer taraftan da bunu yine kendi hayatı ile gözler önüne

seriyordu.

Page 224: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

224

XX. VAY HALİNİZE! (Matta 23:1-39)

Size söylediklerini yapın,

ama onların yaptıklarını yapmayın.

Matta 23:3

Ġnancın edinim olduğunu defalarca tekrarlayıp durduk. Evet,

inanç gerçekten Yaratan‟ı edinme hareketidir. Ve O‟nun

niteliklerini yani özetle iki kelimede toplayıp “sevgi ve ih-

san” olarak ifade etmeye çalıĢtığımız bütün niteliklerini esa-

sında bizim üzerimizden yansıtmaktır. Bu yansıtma gerçek-

ten büyük bir iç çalıĢmayı ve iç ıslahı gerektiren bir çalıĢ-

madır. Bu nedenle bu çalıĢma öncesi saran ıĢık Kutsal

Ruh‟un açtığı gönül yolu ve daha sonra gönüllerin sultanı

olan Mesih Ġsa‟nın orada manen yerleĢmesi ile kiĢiyi Yara-

tan yoluna çıkaracak ve kurtuluĢ yolculuğunda “Yol, yaĢam

ve gerçekle” bizi buluĢturacaktır.

Böyle bir edinim inancında Efendimiz Ġsa‟nın söylemle-

ri sadece söylem olmaktan çok ötedir. Çünkü daha önceki

bölümlerde ifade ettiği “Allah‟ı bütün yürekle sevme ve

dostunu kendin gibi sevme” öğretisini bütün Kutsal Yazı-

lar‟ın temeline yerleĢtirmekle esasında “alma ve verme”

gerçeğini vurgulamak istemektedir. Yani Mesih‟in yolu Ya-

ratan‟a yürüyüĢün esaslı ve tek yoludur. Çünkü bu yolda

artık sağ ve sol orta yol olmuĢtur. Bu yolda artık sağa ve

sola sapma yoktur, olamaz. Çünkü netlik vardır ve çünkü

Page 225: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

225

saran ıĢık Yaratan‟ın iĢlevi, Yaratan düĢüncesinde Ģekille-

neni artık Oğul‟da insanın bağrına nakĢetmektedir. O zaman

bu bir Mesih yoludur, bu yolun yolcuları esasında Mesih

kapısından içeriye, o manevi dünyaya yani dönüĢüm ve de-

ğiĢimle her günün yaĢanılıp aĢıldığı ve Mesih‟in sürekli

yükseliĢ hareketliliğinde Yaratan‟a yükseldiği o manevi

“yeni hayat mabedine ayak basmıĢlardır.” Onlar artık bu

ortamda belki aynı dünyada ama çok farklı manevi düzey-

lerde Mesih talebeleridir. Onlar öğrenci değildirler çünkü

öğrenci öğrenendir. Onlar talebedirler esaslı bir biçimde

Yaratan ıĢığının ifĢa olunduğunun yegane temsilcisi Mesih

düzeyinde onlar hakiki manada “nurun talebeleridir.” Çünkü

bu seviyede artık “kiĢinin kendi için alması durdurulmuĢ

alınan önce Yaratan‟a ve sonra Yaratılana bir Yaratan su-

numu Ģeklinde yani karĢılıksız yani lütufla sevgi ve ihsan

formatında sunulmuĢtur. Bu taska uyan her bir yükseliĢ Ya-

ratan‟a yürüyüĢün göstergesidir. Bu taska uyumsuz her bir

yükseliĢ görüntüsü adeta meyvesiz yapraklanmıĢ ağaç misali

insanlığı hayal kırıklığına taĢıyan bir yanılsamadır,

ilizyondur.

YANLIġ VE EKSĠK ALGI

Esasında yanlıĢ inanç, doğru inanç hakikatin yanlıĢ ve

eksik algılanması sonucunda ortaya çıkan bir takım manevi

ifade biçimleridir. Hakikatin sağa sola bükülmesi yanlıĢları

ortaya çıkarmakta ve bu yanlıĢlar da özellikle hakikatin edi-

nimsizliğinde farklı farklı birçok inançları doğurmaktadır.

Yani bazen hakikate sahip olduğu halde insanlar bu hakikati

hep dıĢta tuttukları ve bir takım kalıplara döktükleri için

yine yanlıĢ bir inanç oluĢturabilirler. Böylelikle doğru için-

deyken bile kiĢi kendi eğriliğini oluĢturabilir. Bu acıdır ama

gerçektir. Ellerinde hakikat olup çok sağa sola sapmıĢ ör-

Page 226: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

226

nekler bulmak mümkündür. Çünkü insan sürekli olarak ek-

sikliğin timsalidir. YaratılıĢ itibari ile zaten eksiktir. Bu bağ-

lamda gayesi tamlığa tekamüldür.

Bu tekamül hattında kendi ürünü olarak ortaya çıkardığı

her bir üründe bir eksiklik ifĢası söz konusudur ve doğal

olarak kainatta hep eksikliklerin yansıması söz konusudur.

Eğer bir yanlıĢlık aranıyorsa “herkes günah iĢledi” ifadesin-

de net görüldüğü gibi her Ģey zaten yanlıĢ olacaktır. Demek

ki, mesele evvel emirde insanı ıslah edecek ve insanı bu

durumundan kurtaracak esası tam olarak tespit etmektir. Bu

esasta ancak yüreğe, içe hükmettiği ve içte çoğaldığı Ģekliy-

le kiĢiyi “benlikten BEN Olan‟a” taĢıyacaktır. Ve bu yol

Mesih‟in yoludur ve yukarıya yükseklere yani üst akıl bağ-

lamında, manevi yükseklik bağlamında kiĢiyi içerden Yara-

tan‟a çeken ve kendi benliğine, günahlılığına ölümünü sağ-

layan bir bağıĢlama sonucu yukarıya çeken bir güç olacaktır.

Bu kurtarıĢtır, bu kiĢinin “kendi için alma bencilliğinden”

daha baĢka bir tarifle “günahlılığından kurtarılmasıdır.” Bu

nedenle bu yol tek olmalıdır. Çünkü kiĢi kararı ile inançlar

yanlıĢların timsali olacaktır. Çünkü en doğruda bile insan

kainat tamlığında zaten eksiktir. Zaten tam değildir. Teka-

mül yolu, ruhsal geliĢim ve ruhsal transformasyon yolu bu

nedenle hep açıktır ve bu yola giriĢ için bir dergah yani “gi-

riĢ kapısına” ihtiyaç vardır ve bu da Mesih‟in kapısıdır, Me-

sih‟in dergahıdır ve bu dergah kapı içinde kapıdır. Yani her

bir kapı kiĢiyi bir baĢka kapıya getirmektedir ve her bir kapı

bir baĢka yüksekliklere açılmaktadır.

Bu nedenle burada bu kapının önünde aynen yaprakları

olup meyveleri olmayan incir ağacı misali duranlara karĢı

bir manada Efendimiz Ġsa Mesih bir net ayırım öğretisi ge-

liĢtirmektedir. Talebelere edinilmemiĢ inancın akıbetini gös-

tererek esasın yukarıdan verileni edinmekle mümkün olaca-

Page 227: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

227

ğını ifadeye çalıĢmaktadır. Yukarıdan verilen Mesih düzeyi

kiĢiye saran ıĢığın açtığı ve hazırladığı gönül noktasından

girecektir. Bu yukarıdan veriĢ yoksa o zaman sadece “deyiĢ”

vardır. Ve “deyiĢler ya da söyleyiĢlerde” Efendimiz Ġsa‟nın

ifade buyurdukları gibi “esas ben senin için kimim?” Ģeklin-

de bir soruya muhatap olacaklardır. Evet, esas “benim için

Mesih kimdir? Nedir? Ne için önemlidir?”

Ġsa Mesih hep pratik ve teori arasındaki farkları aleni

bir biçimde ortaya döken ve sonra bütün bunların üzerinde

esası yani yolu, yaĢamı ve gerçeği gösteren Yaratan‟ın iĢle-

vinde sonucu bize taĢıyandır. Bu nedenle bütün hayatı ile

kurtuluĢu bir araya getirmiĢ sağ ve sol kolonu yani olumlu

ve olumsuzu “sevgi ve ihsanda” yani Yaratan‟ı edinme for-

matında, O‟nunla form eĢitliğinde sonuca bağlamıĢ ve bütün

talebelerinden de aynı Ģeyi istemektedir.

Ġyi yaĢamak, iyilerin sıralandığı bir emirler zinciri değil

esasında çıplaklık içinde doğallığın bir sonucudur. Yani

“tabiata uyum” prensibinde teori ve pratiğin orta noktada

buluĢması “denge prensibinin” baĢ tacı edildiği bir noktada

sabitlenmesidir. Bu sabitlenme içinde esasında bu orta nokta

iyi olan noktadır. Bu nokta abartısız ve tabidir. Bu orta nok-

ta esasında insan-ı kamil noktasıdır. Ve bu nokta yol ve ya-

Ģam noktasıdır.

EDĠNĠMSĠZ ĠNANÇ

Bu noktada Ġsa Mesih‟in döneminin aĢırı dindarlarını

inanç ediniminin önemini vurgulamak için bir kıyaslama

örneği olarak kullanması esasında sadece o döneme hitap

eden bir kıyaslama örneği değildir. Özellikle inanç tarihine

baktığımızda bütün tarih boyunca birçok kereler aĢırı fanatik

inanç sahipleri ve gruplarının sürekli olarak inançlar adına

sürekli olarak negatif etkilerle toplumlara hükmettikleri,

Page 228: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

228

etkiledikleri ve hatta büyük savaĢlara, acılara, ızdıraplara ve

iĢkencelere yol açtıkları oldukça nettir.

Çünkü fanatizm edinimden ziyade kendi içsel olarak

beninin aĢırı alma arzusunu tatmini aramaktadır. Yani talebi

sırf kendi inanç hazzının tatmini için herkesin kendisi gibi

düĢünmesinin peĢinde koĢmaktadır. Bu, dünyada birçok

inanç için söz konusudur. Bu tarz bir düĢünce kendisi gibi

düĢünmeyeni önünden silip süpürmeyi hedeflemektedir. ĠĢte

bu noktada Mesih Ġsa döneminin inanç fanatiklerini iĢaret

ederek esas edinim inancının bütün inançlar üzerinde Yara-

tan suretini ifĢa etmek olduğunu müjdelemeye çalıĢmakta-

dır. Hatta böylesi bir zorlu bir değiĢim için yani fanatizmden

hakiki imana geçilmesini sağlamak için kendisini ortaya

koymakta ve bütün insanlığa Mesihi düzeyin kurtarıcılığını

ilan etmektedir.

Burada Ġsa Mesih‟in özellikle eleĢtirdiği Ferisiler esa-

sında inancın kaidelerini ve esaslarını bilen ve harfiyen ye-

rine getirmeye çalıĢan bir gruptu. Bu nedenle Ferisi ismiyle

anılıyorlar ve elden geldiğince kendilerini kutsal kılmaya,

günahtan uzak durmaya çalıĢıyorlardı. Kısacası samimi bir

dindarın elden geldiğince yaptıklarını yapıyorlar ve dıĢardan

bakıldıklarında da bu dindarlıklarını yansıtıyorlardı. O za-

man burada Ģu soruyu sorabiliriz; madem Ferisiler bu kadar

iyi bir dindardılar neden Efendimiz tarafından böylesine bir

kıyaslamada negatif tarafı oluĢturdular?

ĠĢte bu soru önemlidir. Bu soru o gün için de bugün için

de çok önemlidir. Mesih Ġsa‟da kurtuluĢ bulduklarını söyle-

yen ve hatta Ġsa Mesih‟e tamamen tabi olduklarını söyleyen

birçok kiĢi için de bu soru önemlidir.

Aslında o gün yapılanlar neyse ve ne gibi bir eleĢtiriye

tabi olunduysa bugün de isterse Mesih Ġsa adında olsun aynı

formattaki dindarlık tavırları elbette aynı Mesihi eleĢtirilere

Page 229: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

229

yine tabi olacaktır. Burada yanlıĢ olan nedir? Burada yanlıĢ

olan Yaratan‟ı doğal yaĢamımızın bir parçası olarak edin-

memiz sadece inancı Yaratan‟a ve bununla birlikte birçok

esasa, prensibe dıĢtan yaklaĢmıĢ olmamızdır. Daha baĢka bir

tabirle söylemek gerekirse yanlıĢ olan inançları sadece yap-

maktır ve Mesih‟in kurtuluĢunda ve Ruh‟un rehberliğinde

Ġsa Mesih‟in hayatını bir yaĢam olarak ve öğretilerini bir

yaĢam olarak yaĢayarak Mesih‟e benzer olmak değildir.

Yani Yaratan‟da O‟nun Ruh‟u da, O‟nun Mesih‟i de esasın-

da hep dıĢarıda bırakılmıĢtır. Ve sadece bu “inanç edinimi-

nin” bir anlamda küçük ve cılız bir yansıması olan ve inan-

dığını söyleyenin dıĢtan görünümüne etki eden bir hareket-

ler bütünü dıĢarıdan görülmektedir. Yaratan‟ı hakikaten

edinmeye ve O‟nunla Mesih‟inde ve Ruh‟unda “form eĢitli-

ğine” ulaĢmamızı engelleyen durum bu durumdur. Yani

inancı edinmeksizin sadece dıĢtan gördüğümüz kadarıyla

“taklit” etme. Biz bu tarz, edinimsiz inanç yaĢama durumu-

na “taklidi iman” da diyebiliriz.

TAKLĠDĠ ĠMAN VE SONUÇLARI

Esasında bu durum yani içimizde Yaratan‟ın vasıfları-

nın yer etmesinden kaynaklı olmayan sadece öğrenilmiĢ bir

iman ve inanç algısından neĢet eden hareketler bütünü in-

sanda sadece farkında olsa da olmasa da bir ikiyüzlülük, bir

hissizlik ve bir gurur durumu oluĢturmaktadır. Bu oluĢturu-

lan durumlarda doğal olarak hem dindar kiĢiyi daha sert bir

hale getirmekte hem de esas maneviyatını olması gereken

yerden uzaklaĢtırmaktadır. Ve dindar farkında olmadan tak-

lidi imanın o istenilmeyen üç yansımasını çok daha derin bir

biçimde varlığından yansıtmaktadır:

Page 230: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

230

1. Ġkiyüzlülük

Taklidi iman ve inanç uygulamaları içinde kendi din-

darlık çerçeveleri içinde yaĢayan ve hiçbir zaman Yaratan‟ın

sureti olma yolunda Yaratan‟ı edinmeyi algılayamayan kiĢi-

ler çoğunlukla yaptıkları ile yani dıĢarıya yansıttıkları ile

gönül itibari ile esas arzu ettikleri arasında hep bir tezat ya-

Ģamaktadırlar.

Yani bu durumda bu kiĢiler için inanç bile esasında “ki-

Ģinin kendi çıkarı için alma” eylemine dahil edilmiĢ olmak-

tadır ve bu tarz kiĢilerin inançları bir gönülden “sevgi ve

ihsan Olan‟ı” yansıtma olarak kendini gösterememiĢtir. Bu

nedenle hep bir cennet kazanımı ya da günlük ihtiyaçlara

karĢılık bulmak gibi ya da kısa vadeli baĢarılar, ruhsal rahat-

lamalar edinmek gibi kiĢinin kendi içsel ve çoğunlukla ma-

nevi ihtiyaçları peĢinde gönülle aklın ya da bedenin bir ara-

da kararlı bir biçimde Yaratan‟ı ve vasıflarını bir türlü

edinmediği bir iman yaĢanmaktadır. Bu bir manada “taklidi

imanın” yani “manadan uzak”, “-mıĢ gibi” imanın yaĢanma-

sı dolayısıyla “ikiyüzlülüktür.” Çoğu zaman dindar bunun

farkında bile değildir. Bu farkında olmama durumundan

ötürü Ġsa Mesih oldukça yetkin bir biçimde ve sert konuĢ-

maktadır.

2. Hissizlik

Diğer tarafta bu durumdaki kiĢiler sürekli olarak kendi

inançlarının esas ve prensiplerini hep baĢkalarını da kendi

saflarında görebilme sevdası ile baĢkalarına aktarma duru-

mundadırlar. Ama ne yazık ki, çoğu zaman karĢı tarafı his-

setme durumunda bile değillerdir. Yani kısacası karĢıyı his-

setme insan seviyesi olduğuna göre bu seviyede olamamak-

tadırlar. Çünkü hissettikleri sadece baĢkalarını kendilerine

benzetme arzusunun o saldırganlığı içinde yine “kendileri

Page 231: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

231

için almanın” doruklarında kendilerini hissetmeleridir. Kar-

Ģıdakinin durumunu hissetmeksizin kendi yapamadıklarını

dahi sürekli karĢıya empoze etme durumu içindedirler. ĠĢte

bu “taklidi imanın” bir manada “kendini dindar olarak tari-

fin ve buna kiĢinin kendisinin de inanmasının” bir sonucu-

dur.

3. Gurur

Ve elbette bu “ikiyüzlülük” ve arkasından “hissizlik

hissi” ile hareket sürekli benliğe yönelik durumundan ötürü

kiĢiyi “gurur” dehlizine taĢımıĢ olacaktır. Gurur ise esasında

Yaratan‟a tamamen zıtlık anlamındadır. Çünkü her Ģeyden

önce Mesih Ġsa‟nın “sevgi ve ihsan Olan‟ı” tamamen alta

çekme gayesinin dıĢında bir durumdur. “Ötekine hizmet”

prensiplerini de tamamen allak bullak etmektedir. Yukarı-

dan vermek için almak ilkesi tamamen ayaklar altına alın-

mıĢtır. Böylelikle de “Allah‟ını bütün yüreğinle sev ve dos-

tunu kendin gibi sev” ilkesi de otomatik olarak ortadan kal-

kar.

MANEVĠ AKIL

Manevi akıl “hocanın uyandırmasında mevcut olan

akıldır.” Manevi akıl bir takım bilgilerden hareketle sadece

kendi bilgeliğini satan değil, yaĢama yaĢam katan bir yakla-

Ģımdır. Manevi akıl hakikaten yukarıdan verileni aĢağıda

uygulanır kılandır. Üstü alta çekebilen ve altı üste yaklaĢtı-

rabilendir. Elbette böylesi bir hocanın Efendimiz Ġsa Me-

sih‟te gördüğümüz gibi Kutsal Yazılar gibi arka planı ta-

mamen dolu olması esası vardır. Günümüz açısından bakar-

sak elbette belli ve gerekli bir mürekkep yalamıĢlığı ile daha

da öte “genel vahiy” olan kainatı ilgilendiren bütün bilimle-

re ve “özel vahiy” olan Kutsal Yazılar‟a iliĢkin bilgilere

Page 232: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

232

vakıf olabilmesi esastır. Ama bütün bunlar “saran ıĢığın”

yani “Kutsal Ruh‟un” Yaratan düĢüncesini iĢlev ile etkin

kılan o üst manevi akılda yönlendirilmesi esasında sadece

ötekine hizmet aĢkıyla kullanılması ve yalnız ve yalnız “Ya-

ratan‟ı yüceltme ve O‟ndan haz alma” prensibinde sunulma-

sı esastır.

Oysa burada Mesih Ġsa‟nın tarif ettiği aĢırı dindar kiĢile-

rin yaklaĢımlarında makam ve unvanların önceliği dikkatleri

çekmektedir. ġimdi bunları okur okumaz burada bütün inanç

tarihinde birçok din adamını ve dindarı ya da aklı baĢında

mezhepleri ortadan kaldırmak ve saygısızlık yapmak elbette

ki yine Kutsal Yazılar‟da Mesih Ġsa‟nın baĢka öğretileri ile

de yine tezat teĢkil edecektir. Yani amaç kimseyi konumun-

da yargılamak değil, kendimize bakıp yüreğimizin esas nele-

rin peĢinde olduğunu tespit etmektir.

Elbette Kutsal Yazılar temelli maneviyat öğretiĢi suna-

cak olan talebeler yetiĢtirecek hocalara ihtiyaç vardır, elbette

ki bir araya gelindiğinde ibadetlere öncülük edecek samimi

insanlara ihtiyaç vardır. Elbette Yaratan‟a yürüyenlerin yü-

rüyüĢlerinde kendi olgun, aklı baĢında önderleriyle birlikte

hareket etmeye ihtiyaçları vardır. Ama Efendimiz Ġsa‟nın

ifadesinden anlaĢıldığı üzere maneviyatta hiçbir Ģey madde

dünyasında olduğu gibi değildir. Maneviyatta her Ģey esa-

sında sadece “Yaratan‟ın sureti olarak sevgi ve ihsan

Olan‟ı” yansıtmak ve “ötekine hizmettir.”

VE ĠNSANĠ AKIL

Oysa insani akıl yani buradaki aĢırı dindar önderlerin

tavırları özellikle yedi noktada tamamen eleĢtirilmektedir.

Her bir noktada Mesih Ġsa bu tavırlarından ötürü bu önderle-

re “vay halinize!” gibi oldukça dikkat çekici bir ünlemle

hitap etmektedir. Gerçekten de bu bir manada “özünüzle

Page 233: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

233

sözünüz aynı değil” Ģeklinde çok önemli bir ifadedir. Ve

hakikaten de Yaratan‟a yürüyen kiĢinin, Mesih Ġsa‟da kurtu-

luĢu tatmıĢ ve kendi nefsine ölmüĢ olan kiĢinin Kutsal

Ruh‟ta özü ve sözü bir olan kiĢi olması esastır. Ve dolayısı

ile bu eleĢtirilen noktaları elbette “üst akla tutunan” ve “ma-

nevi aklı” izleyen bir kiĢi hayatından çıkarma durumunda-

dır. Çünkü Ġsa Mesih kendisini sevme ile buyruklarına har-

fiyen uyma arasında bir bağlantı kurmakta ve bütün talebe-

lerini kendi düzeyine getirmeyi arzulamaktadır. O zaman bu

önderler aracılığı ile topluma yansıyan ve samimi bir Yara-

tan‟a yürüyenin yapmaması gereken bu yedi nokta nedir?

1. Yolu insanlara zorlaştırmak– Tarih boyunca kendile-

rini dindar ve hatta dini konularda çok üst düzeyde hisseden

birçok kiĢinin farkında olarak ya da olmayarak takındığı bu

tavır gerçekten de Yaratan‟ın ıĢığına oldukça büyük bir en-

gel teĢkil etmektedir. Ne yazık ki, bu tavır içindeki kiĢiler

bir manada “kraldan çok kralcı misali” kiĢileri arayan

Ruh‟un saran ıĢığını kendi tekellerine alma gayreti içinde-

dirler ve bu gayretle Yaratan‟ın yarattığı insanı ile iliĢkisi

arasında Yaratan‟ın Ruh‟unda ve Mesih‟inde sağladığı o

muhteĢem kurtuluĢa akla hayale sığmaz engeller oluĢtur-

maktadırlar.

2. Yolun yolcularını şaşırtmak– Mesih‟in yolunda “al-

ma arzusunun” “sevgi ve ihsana” dönüĢtüğünün bilincinde

olan yeni yol dostları için zaman zaman inancı edinmemiĢ

ama sadece bir yaĢam esası ve prensibi olarak takliden ya-

Ģayan önderler büyük bir sürçme taĢı olurlar. Çünkü bütün

söylediklerinin aksine “kendi çıkarları için alma arzularının

belki de sıradan bir insandan daha geliĢmiĢ olarak iĢlemesi”

bu kafa karıĢıklığının yegane nedenidir.

Zaten bu nedenle Efendimiz‟in bu sözleri bu noktada

yerini bulmaktadır; Tek bir kişiyi dininize döndürmek için

Page 234: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

234

denizleri, kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni de kendiniz-

den iki kat cehennemlik yaparsınız sözleriyle Efendimiz bu

durumu oldukça net bir biçimde dile getirmektedir.

3. Yolda önemsizi önemli kılmak– Yaratan‟dan kopup

gelen Ruh için en önemli olan Ģey Yaratan suretine tam ola-

rak bürünerek Yaratan‟ı yüceltmek ve O‟ndan sonsuza dek

haz almaktır. Bunun için Mesihi düzeyde “dönüĢüm ve de-

ğiĢimi” edinimleri esastır. Ve elbette Efendimiz‟in buyruk-

larında “sevgi ve ihsan Olan‟ı” yansıtma yolunda “sevgi ve

ihsanı yaĢama” esas olandır. Fakat ne yazık ki, aĢırı dini

kaygılar içindeki birçok önder edinimsizliğin hissizliğinde

nasıl yemin edilir. Neyin üzerine yemin edilir, neyin üzerine

yemin edilmez gibi konuları insanlara dayatma çabası için-

dedirler… Ve çok ilginçtir ki, çoğu zaman bu uygulamalar

daha ziyadesiyle çıkar üstüne oturmuĢ olan uygulamalardır.

Burada da mabet üstüne edilen yeminler geçersiz kılınabil-

me Ģeklinde bir örnekle örneklendirilmektedir ama diğer

tarafta eğer mabet içindeki altın üzerine bir yemin söz konu-

su ise bu yeminin yerine getirilmesi gerekliliği öğretilmek-

tedir. Oysa Efendimiz “yeminleri Ģu Ģekilde, bu Ģekilde

yapmak lazım” demek yerine “yemini” tamamen ortadan

kaldırıp kiĢileri “evetiniz evet, hayırınız hayır” noktasına

getirmektedir. Yani oldukça net. Ve teorinin pratikle kucak-

laĢtığı biçim Efendimiz‟in temel öğretiĢ prensibidir. Ve in-

sanlar ancak böyle bir netlikte içleri ve dıĢlarının bütünlü-

ğünde Mesih‟te Ruh‟un doluluğunu yakalayarak Yaratanla

form eĢitliğine doğru hareket edebilirler.

4. Yolda önemliyi önemsiz kılmak– Yolun yolcusu Me-

sih‟in kurtarıĢında Yaratan‟a yükselen kiĢi için artık esas

olan kendi iç kaosunu Mesih‟teki yeni hayatıyla sürekli ıslah

etmesinden baĢka bir Ģey değildir. Sevgi ve ihsanı yaĢamak,

bunu yansıtmak, yani sürekli Yaratan‟ın Ruh‟undan alarak

Page 235: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

235

Mesih‟te biçimlenmek. Elbette bunu yaparken Kutsal Yazı-

lar‟daki “ondalık” gibi yine kiĢiyi “kendi alma arzusundan

ihsana” getirmeye yönelik ve sırf ıslahı için önem teĢkil

eden uygulamaları da yapacaktır ama bunlar en önemli Ģey-

ler değildir. En önemlisi Mesih‟te biçimlenme Yaratan‟ı

yansıtmadır.

Yani adaletin, merhametin, sadakatin Yaratan yolunda-

ki kiĢiden ıĢık ıĢık aksetmesidir. Ama ne yazık ki, dini bütün

olarak kendilerini takdim eden birçok önder için esas olan

temel inanç edinimi prensipleri değil inanç uygulamalarının

ayrıntılarıdır. Ve çoğu zaman ayrıntılar içinde boğulan in-

sanlık Yaratan‟ı edinmeksizin yeniden “acılar yoluna” dö-

ner.

5. Yolda görüntüyü kurtarmak– Bazen ibadetler esna-

sında bile olmazsa olmazlar vardır. Mesih Ġsa‟nın “Ruh‟ta

ve gerçekte ibadet” öğretisine rağmen ve daha birçok net

öğretilerine rağmen ne yazık ki, birçok inanç önderi konu-

mundaki kiĢiler yüreğin ıĢığı alıp almaması ve bu ıĢıkla yü-

reğin ıslah olup olmamasına bakmaksızın sadece dıĢtan gö-

rüntünün ne denli kutsal ya da dindar gösterip gösteremeye-

ceği gibi konular üzerinde gayret göstermektedirler. Oysa bu

konuda Efendimiz için yapılmaması gereken bir tavır olarak

irdelenmektedir. Ve bu durumda devam eden kiĢiler için

yedi kez tekrarlanan “vay halinize” ifadesi esasında bu du-

rumun devamının ne denli vahim olduğuna iĢaret etmekte-

dir.

6. Yolu kendi çıkarına kullanmak– Buraya kadar sayılan

ve yapılmamasının esas olduğu söylenilen tavırların sürekli

olarak yapılmasının arka planında elbette “kiĢinin egosu-

nun” ne denli etkin olduğu oldukça belirgindir. Esasında kiĢi

her Ģeyde olduğu gibi eğer “alma arzusunu” ihsan için ıslah

edemiyorsa o zaman her ne kadar kutsal olmaya çalıĢırsa

Page 236: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

236

çalıĢsın her Ģeyi kendi çıkarı için kullanmaya baĢlayacaktır.

Bu dün böyleydi ve bugün de böyle ve yarın da böyle ola-

caktır. Yürek Yaratan‟ın ıĢığı ile ıslaha tabi olmadıkça bütün

inançları hep yüzeysel kalacak ve hep kendi alma arzusuna

kendi kendini esir edecektir.

7. Yolun esas öncülerini yok saymak– Daha önceki “ek-

siklikten tamlığa” yol haritalarında olduğu gibi burada da bu

kez yapılmaması gerekenler “yol haritasında” altı ana nok-

tada Yaratan ıĢığını iten tavırlar elbette yedinci noktada ki-

Ģiyi en kötü dereceye getirmiĢ olacaktır. Bu nedenle birçok

aĢırı dindarlar ne yazık ki, isteyerek ya da istemeyerek sırf

böylesi önemli bir konuyu yüreklerinin değiĢimi için bir

edinim olarak kullanamamalarından ötürü ve yüreklerinin

Yaratan ıĢığından mahrum kalmasından ötürü Yaratan‟ın

doğasına en zıt olan Ģeyi yapmıĢlardır. Bu da öldürmedir.

Görüldüğü gibi “inancı edinim” olarak almamanın so-

nucu yapılmasının büyük yanlıĢ olduğu vurgulanan bu yedi

noktanın yapılması, kaale alınmaması kiĢiyi “helaka” gö-

türmektedir. Bu helak elbette “acılar yoludur.”

YARATAN YOLUNDA YAPILMAMASI GEREKENLER

1. Yolu insanlara zorlaĢtırmak

2. Yolun yolcularını ĢaĢırtmak

3. Yolda önemsizi önemli kılmak

4. Yolda önemliyi önemsiz kılmak

5. Yolda görüntüyü kurtarmak

6. Yolu kendi çıkarına kullanmak

7. Yolun esas öncülerini yok saymak

Page 237: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

237

XXI. SON GÜNLER (Matta 24:42-51)

Sakın sizi kimse saptırmasın!...

O günü ve saati ne gökteki melekler,

ne de Oğul bilir, Baba’dan başka kimse bilmez.

Matta 24:4 ve 36

Sınırsız bir zaman ve mekan içinde, sınırlı olan insan sürekli

olarak kendisine bir yol aramakta ve sürekli olarak kendisi-

nin bulunduğu mekan ve zaman birimi içersindeki yerini

tespitle birlikte nereden gelip nereye gittiğini sorgulama

gayreti içindedir. Bu sorgulama gayreti içinde “kendi alma

arzularında geliĢmiĢ” ve bir baĢka deyiĢle “kendi acılar yo-

lunda” piĢmiĢ olan bazı insanların sözde gaipten haber ver-

me çabaları da bu merak içindeki insanı bir takım bilinmezi

bilme arzusu içinde tutuĢturup durmaktadır. Kimisi bu bil-

meyi korkularından kurtulmak, kimisi ise bu bilme iĢini

kendi baĢarısına baĢarı katmak kaygısıyla yapmak istemek-

tedir. Ama ihtiĢam sahibi Yaratan‟ın yarattığı ve Yaratan‟ı

düĢünme ve iĢlev konusunda bir zerre dahi olsa yansıtma

durumunda olan insan elbette tekamül yolunda hep sorgula-

yacaktır. Çünkü bu sorgulaması kainattaki esas yaratılıĢ ga-

yesinde insanın elbette Yaratan‟dan Yaratan‟a yolculuğunda

madde dünyasında da mana dünyasında da büyük keĢiflerde

imzası olması için mevcuttur. Zaten bu durum üzerine halk

edilmiĢtir.

Page 238: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

238

SONA TAġIYAN “MANA YOLU”

Öyle ya da böyle esas olan yaĢadığımız anın gerçekli-

ğinde var olan muhteĢem kainat sisteminde bildiğimiz kada-

rını bilmeye devam ederken insan olarak Yaratan‟ı edindik-

çe farkındalığımızın artmasında manevi olarak birçok sevi-

yelere doğru hareket edeceğimiz de bir gerçektir. Ve bu ha-

reketlilik istesek de istemesek de bizi “sona” taĢıyacaktır.

Yani neyin sonuna, Ģu an içinde bulunduğumuz ve olmamız

gereken noktanın sonuna. Fakat “genel vahiy” olan kainat

kitabından da okuduğumuz gibi esasında “her bir son yeni

bir baĢlangıç” oluĢturmaktadır. O zaman neyin sonuna ve

neyin baĢlangıcına yürüdüğümüzü elbette net olarak göre-

bilmek mümkün değildir. Dokuz ay on günlük bir “ana rah-

mi” serüveni son bulduğunda inanılmaz muhteĢemlikler bizi

kucaklamaktadır.

Ya bu muhteĢemlikler son bulduğunda bizi ne kucakla-

yacaktır? Yani zaten devam edilen döngünün doğallığı bizi

merak ettiğimiz her istasyona istesek de istemesek de getire-

cektir. O zaman önemli olan bunun farkındalığında sürekli

Yaratan‟a bakıp Mesih‟inde ve Ruh‟unda günlük serüveni-

mize bir görev Ģuuru içinde ve O‟nu yüceltip O‟ndan haz

alarak devam etmek esas olması gerekendir. Oysa bu esas

hep kenara itilmektedir.

Yani insan kendi iç yolculuğunda “acılar yolundan” bü-

yük bir sıçrama ile “mana yoluna” geçip kendi iç derinliğin-

deki karmaĢaları Yaratan‟ın Mesih‟inde ve Ruh‟unun reh-

berliğinde “ıslah” edebildikçe esasında kendisine büyük

bilinmez olan kendi kapısı açılmıĢ olacak ve orada yani sı-

nırlı içinde “sınırsız Olan‟la” Yaratan‟ı bulduğu için o bü-

yük tatmin ve haz içinde esasında bir insan için bilmek iste-

diği ya da varılması gerekli en üst noktaya varmıĢ olacaktır.

Bu nokta da hiçbir zaman birilerinin peygamberliklerinin bir

Page 239: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

239

sonucu “bir falcı misali Ģu olacak bu olacak” demesiyle bağ-

lantılı değildir. Eğer böylesi bir sona iliĢkin gün ve zaman

tayinini Yaratan‟ın Mesih‟i, Oğul yani manevi manada mi-

rasçı olan bilmiyor ve üst alemlerin melek dediğimiz bütün

iĢlevleri algılayamıyorsa tarih içindeki diğer önder konu-

mundakilerin ya da peygamberlik iddiasındaki bazı kiĢilerin

böyle bir sona belli tahminler yürütmeleri elbette ki sadece

kiĢilerin alma arzuları, kendi benlerini tatminden baĢka bir

Ģey değildir. Bu hem yukarıdan verilen uyandırılıĢa hem de

Yaratan‟ı edinme konseptine aykırıdır. Çünkü Yaratan‟ı

edinme Mesih Ġsa‟da ifĢa edildiği gibi “kiĢinin dostu uğruna

kendini feda” etmesi prensibinde kiĢinin “nefsini inkârı ve

haçını yüklenip Mesih‟i izlemesi” prensibi üzerine binadır.

Oysa “geleceğe iliĢkin bazı Kutsal Yazılar‟ın kaleme

aldığı ve çoğunlukla o dönemde olacak olayları hem de bir-

çok mecazlarla anlatan yazılara bakarak çıkarımlarda bu-

lunmaya çalıĢmak” Ģu ana insan olarak değer vermeksizin

ve Yaratan‟ı Ģimdi görmeksizin sanki ilerde bir illizyona

iĢaret edermiĢçesine, kiĢilere bağlı umut üzerine yaĢam

kurmaktır. Oysa Mesih Ġsa‟nın ifadeleri nettir, “Yol, gerçek

ve yaĢam ben‟im” ve aynı zamanda “beni seven buyrukla-

rımı yerine getirir.” Ve dahası en büyük emir “Yaratan‟ı

bütün yürekle sevmek ve dostunu yani insan kardeĢini ken-

din gibi sevmek” ve sonsuz yaĢam “Tek hakikat Olan Yüce

Yaratan‟ı ve Mesih‟ini tanımaları” Ģeklinde bir “dönüĢüm

ve değiĢim” hayatıdır ve bu hayatın kolaylıkla yaĢanabile-

ceği netliktedir. Elbette zor olan kiĢinin kendi “alma arzusu,

bencilliği, egoizmi ile mücadelesidir.” Yoksa öğreti bütün

insanlığın algı prensipleri içinde her seviyede insana hitap

etmektedir. GeçmiĢ ve geleceği binlerce sözcükleri köprü

yaparak kullanıp belli senaryolar oluĢturmak ve bunları in-

sanlara heyecanlı bir biçimde takdim etmek her ne kadar

Page 240: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

240

belli bağlantılar doğru kullanılsa da Efendimiz‟in ne öğretisi

ne arzusudur.

“BENLĠK” PEYGAMBERLĠĞĠ (YORUM)

Ama ne yazık ki, insanın bir türlü alt edemediği “ben

bilirimciliği” ya da “herkes benim anladığım gibi anlasın,

inandığım gibi inansın yaklaĢımı” çoğu zaman kiĢileri sanki

yeryüzünde Yaratan adına da konuĢabilecek bir otorite kıl-

maktadır. Bu nedenle bazen kiĢiler “kötü eğilimlerinin etki-

sinde” ve benliklerinin olmasını istedikleri Ģekliyle hareket

ederler ve insanları da kendi “kötü eğilimleri doğrultusun-

da” etkilerler. Mesela günümüzde birçok “benin” peygam-

berliğine soyunmuĢ bu tarz kiĢiler, “kendileri için alma ar-

zusunu” dahi terk edememiĢ bir durumda oldukları halde

“kendi mistik tecrübelerini” baĢkalarına tasdik ettirme çaba-

sındadırlar. Ve elbette Kutsal Yazılar‟da birçok örnekte gö-

rüldüğü gibi sahte peygamberlik çabaları da eninde sonunda

bunu yapan kiĢiyi ve dolayısı ile bu tarz kiĢileri izleyenleri

de vurmaktadır.

Yani yukarıdan verilmeyen bir Ģeyi sadece bir hissediĢ

olarak ya da bir mezhep öğretisinin mecburi basamakları

mahiyetinde öğrenmeden kaynaklı olarak uygulamaya

kalkmak dahi “uyum talebesi” ilkesine ve dolayısı ile “yolun

dostu” olma ilkesine aykırı bir yaklaĢımdır. Ve bu nedenle

Mesih Ġsa bizlerin özellikle bu konuda çok hassas olmamızı

istemekte ve kendisinin dahi net bilgilerle donatılmadığını

ifade etmektedir. Ve bize Matta‟nın kaleme aldığı Ģekli ile

bu bölümde esas yapmamız gerekenin elbette her Ģeyin bir

sonu olduğu gerçeğinde ama sonunda bir baĢlangıç olduğu

gerçeğinde yaĢamamızın ve gün be gün, an be an Yaratan‟ı

edinerek Mesih‟i düzeyde ve Ruh‟ta yaĢamımızın temel

sonsuzluk hayat prensibimiz olduğunu hatırlatmaktadır. O

Page 241: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

241

zaman kim bu konularda sağa ve sola sapan, ileri geri öğre-

tiĢ ve senaryolar oluĢturuyorsa esasında aĢırı gidenlerden

olarak bir manada “benliğin peygamberi” olarak görülmek

zorundadır. Ve bu tarz kiĢilerden sakınılması esastır.

ĠNSAN-I KAMĠL PEYGAMBERLĠĞĠ (TAHMĠN)

Özellikle Matta‟nın bu bölümde yazdıklarını dikkatlice

incelersek tahmin etme ile gaipten haber verme, geleceği

bilme ve bildirmeye kalkma arasında büyük bir fark olduğu

gözümüze çarpmaktadır. Burada ifade edildiği gibi bir incir

ağacı misali geleceği önden kestirmenin mümkün olduğu-

dur. Yani bu çok özel yukarıdan verilen bir üst düzey mane-

viyat açılımı değil, genel vahiy çerçevesinde oldukça ayak-

ları yere basan bir biçimde verilere bakarak çıkarımda bu-

lunmaktır. Ki bu durum hem maddi hem de manevi hayatta

elbette insanların hata yapmalarını engellediği gibi aynı za-

manda kendilerine çeki düzen verme yolunu açar ve olgun

birer insan olmalarına vesile olur. Efendimiz‟in bizden “so-

na iliĢkin, son günlere iliĢkin” esas talebi, esas öğretisi bu

yol üzerinedir. Ve bu bağlamda elbette en üst manevi düzey-

lerde olmasa da birçok insan gibi insan biraz mana yoluna

meyletmiĢ kiĢiler için elbette gelecek için bir önden tahmin

mümkündür. Ve bu yine de bir “sona son” beklentisi, felaket

senaryolu filimlerin beklentisi değildir. Çünkü ilim ve bilim

elbette önden hazırlıklı olmak için keĢifleriyle insan olma-

nın Ģuurunda kainatın gidiĢini takip edecek ve milyonlar yıl

mevcudiyetini koruyan kainatı izleyerek bazen doğru, bazen

yanlıĢ tahminlerde bulunacaktır. Ama hala tahminler tah-

mindir ve kati değildir. Teoriler teoridir henüz kati değildir.

Her an her Ģey insan kontrolünde değiĢebilir ve her Ģeyi Ya-

ratan düĢünce, Yüce Yaratan sistemin iĢleyiĢinde her an

farklı bir yönlendiriĢ oluĢturabilir. Bu nedenle son hele hele

Page 242: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

242

mana anlamında son bizim için bir bilinir değildir. Ama bir

bilinmez de değildir. Çünkü kainatta her Ģeyin sonu yeni bir

baĢlangıç için mevcuttur ve sona doğru hareket eden her Ģey

birtakım iĢaretler verir.

Ama diğer tarafta kiĢinin “gaipten haber verme” tarzın-

da ve bir manada bir takım ruhsal uygulamalarla “ruhçuluk”

yapma seviyesinde “geleceği bildirmeye” kalkmak esasında

tamamen mananın doğasına aykırı bir durumdur. KiĢinin

kendi mana karmaĢasında kendi kendine bir çözüm arayıĢı

çabasından baĢka bir Ģey değildir. Ama sorun zaman zaman

bu çabalara birçok insanların da katılmaları ve kendilerine

bir umut kapısı oluĢturmaya kalkıĢmalarıdır. Bu durum va-

himdir, çünkü burada sapma ve saptırma söz konusudur.

Yani bir anlamda insanları “boĢ umutlarla” bugün yapmaları

gerekenden uzaklaĢtırmak aslında “kötü eğilimi” harekete

geçirmektir. Oysa “insan-ı kamil peygamberliği” dediğimiz

veriler doğrultusunda tahmin ise insanı olgunlaĢtıran bir ön

görü olması hasebinde esasında “iyi eğilimi” harekete ge-

çirmektedir. Bu durumda kiĢi hem kendisini hem de çevre-

sini ıslah içindedir. Diğer taraftan “benin peygamberliğinde”

ise bir nevi “kraldan çok kralcılık” durum söz konusudur.

Bu durumda böyle bir kiĢi Yaratan‟ı edinmek, O‟nunla Me-

sih‟inde form eĢitliğine eriĢmek ve bir baĢka deyiĢle “sevgi

ve ihsan Olan‟ı” Mesih‟inde ve Ruh‟unda “benliğinden”

yansıtmak yerine, Yaratan‟ı “olduğu gibi kendi beni” yapma

durumundadır, kısacası bir manada o küçücük zerre varlığı

ile “ilahlığa” soyunmaya kalkıĢmaktadır.

KiĢinin “benin peygamberliğine soyunarak” Efendimiz

Mesih Ġsa‟nın “ne melekler, ne oğul” bilmez dediği bir kesin

ön bildiriyi vermeye kalkması aslında bir manada Efendimiz

dahil bütün manevi değerlerin ve yetkilerin üstünde olduğu-

nu iddia etme konumundadır. Böyle bir konumda hiç kuĢku-

Page 243: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

243

suz Yaratan‟ın doğasının dıĢında yer almak “acılar yolunun”

ta en arkalarına inmek anlamındadır. Bu durumu oluĢturan

da ne yazık ki kiĢinin kendisidir. Böyle bir kiĢi daha ziyade

kendi benliğinin arzularını tatmin gayreti içinde ve çoğu

zaman kendisi inkâr dahi etse içindeki frenlenemez arzular-

da kendisini ilahi bir konumda tutma ve Yaratan‟ın vasıfla-

rını “sevgi ve ihsan olarak” sevgi ve ihsanda değil de daha

ziyade “ben ve güç” olarak “ben ve güçte” sunma gayreti

içindedir.

SONUN SONSUZLUĞU

Hiç kuĢkusuz kilise asırlardır özellikle gerek Kutsal

Yazılar‟ın gerekse Mesih Ġsa‟nın sözleri üzerine birçok ge-

leceğe iliĢkin senaryolar oluĢturmuĢ, fikirler ileriye sürmüĢ-

tür. Hala da sürmektedir.

Geleceğe iliĢkin fikirler aslında yalnızca kilise ve ilahi-

yatçıları değil çok farklı inanç ve düĢüncelere sahip insanla-

rın da sürekli üzerinde düĢündüğü, irdelediği konulardır.

Oysa Efendimiz‟in birçok konudaki netliği bu konu üzerin-

de de net olunmasını gerektirmektedir. Bu bölümlerde söy-

lenilen birçok ifadeler aslında ilk yüzyılda olan hadiseler

toplamıdır. Buna ilahiyat dilinde “preterist” bakıĢ açısı diyo-

ruz. Bahsedilenler gerçekleĢmiĢ ve bize de hiçbir tuhaf olan

doğal ya da toplumsal olay üzerinde bir yorumda bulunma-

mamız gerektiği söylenilmektedir. Bu hem Efendimiz‟in bu

bölümlerdeki ifadeleri için hem de Vahiy bölümü için esa-

sında böyledir. Çünkü birçok mecazlarla yazarların ifade

ettikleri konular üzerinde ilahiyatlar oluĢturmak mecazların

ve anlatım biçimlerinin kendi karakteristik özellikleri ara-

sında kaybolup gitme ötesinde bize bir Ģey kazandıracak

değildir. Ve koskoca kilise tarihi ve ilahiyat tarihi içinde bu

hep böyle olmuĢtur. Yaratan ve yaratılan iliĢkisi bu kadar

Page 244: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

244

yorumlara bağlı bir iliĢki olamaz. Efendimiz böyle bir netlik

içinde kurtuluĢun temel kaynağının ne olduğunu adeta gö-

zümüze sokarcasına haç üzerindeki ölümü ile göstermekte-

dir. Yani esasında Yaratan‟ı edinme, O‟nun suretinde yara-

tılmıĢlığa, Mesihi düzeye çıkma aslında “benliği” zorlayan

bir konudur. Yoksa ayrıntılarda boğulunacak, akademik

ilahiyat bilgileri ile yaĢanabilecek bir konu değildir. “Sevgi

ve ihsan Olan‟ı” sevgi ve ihsanı gerçekten hayat doğanız

olarak edinmekle olabilecek bir iĢtir. Acılar yolu dediğimiz

her tür dünya deneyimlerimizi, yaĢam modellerimizi “mana

yolu” dediğimiz “sevgi ve ihsanı yani Yaratan‟ı edinme”

yoluna döndürmemiz esası üzerine kurulmuĢ çok basit bir

formül ama uygulaması da bir o kadar akıl değil hakiki ben-

lik inkârını gerektiren bir formül söz konusudur.

Bunun için sonun beklentisi de ne yazık ki, bu basitlik

ve netlikte anlaĢılmak yerine senaryolara kurban edilmekte-

dir. Oysa insanlık için her bir an içinde son bir anın bitiĢi ile

birlikte bir an sonrasını açan ve aynı zamanda sonla sonsuz-

luğu birbirine bağlayarak sonsuz yaĢamı oluĢturan bir du-

rumdur. Yani son ile sonsuzluk arasında son ile yeni bir

baĢlangıç ve yeni bir son ve daha doğrusu bir an sonramızın

sonsuzluk olduğu gerçeği bağlantısı vardır. Bu, ciddiyetle

algılandığında sabitlik içindeki hareketlilik gerçeğini bize

getirmektedir. Bu da muhteĢem Yaratan‟ın o envai çeĢit

renk harmonisi içindeki sabitliğinde yarattığı canlılığın en

güzel ifadesidir. Bizce her bir zerrenin anlaĢılması gerekme-

diği gibi keĢfinde de inanılmaz hazları bir arada saklamak-

tadır. Yani her bir maddi keĢif muhteĢem kainatı bize açtığı

gibi her bir manevi keĢifte muhteĢem mana aleminin içinde

madde alemi ile birlikte muhteĢemliğini bize açmaktadır.

Page 245: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

245

TALEBELERĠN SORUSU

Daha önceleri olduğu gibi Efendimiz‟in birçok öğretiĢ

ve buyrukları hep günlük hayatın içinde özellikle talebelerin

akıllarına takılıp da sordukları ya da eylemleri üzerine bizle-

re sunulmuĢtur. Bu da bütün öğretiĢ ve buyrukların hayata

yönelik olduğunun güzel bir ispatıdır. Evet, gelecek daha

önce dediğimiz gibi hepimizi ilgilendirmektedir ve elbette

geçmiĢimiz ve geçmiĢimizin getirileri de. Bu nedenle çoğu

zaman dille ifade etmesek de hep gönülde sorar dururuz.

Günümüzde birçok insan hep geleceğe iliĢkin bir takım

ön bildirilerde bulunup durmaktadırlar. Bunun nedeni bu

konunun oldukça yoğun bir biçimde sorulmasıdır. Hatta

bazıları adeta geleceği bir manada yaĢamıĢçasına bazı dini

öyküleri ve verileri temel alarak ballandıra ballandıra gele-

ceği anlatma gayreti içindedirler. Sanki tecrübe etmiĢlerdir

ve üstüne üstlük herkesin de buna böyle inanmasını istemek-

tedirler. Oysa dikkat edilirse Efendimiz bir liste vermekte ve

talebelerini dolayısı ile insanlığı uyandırmakta ve uyarmak-

tadır. Bu listede yer alan ve insanlığın baĢına bir manada

bela olan bütün bu zorlu durumlar gerçekte sonu getirmek

için sanki bir yukarıdan uyandırma gibidir. Bir son gelecek-

se bu sonun gelmesi için insanlığın iyice “kendi alma arzu-

sunun baĢına neler getirdiğinin” farkında olması gerekmek-

tedir. Ancak böylelikle insan “dönüĢüm ve değiĢime” ne

kadar ihtiyacı olduğunu fark edebilecek ve gittiği yoldan

dönerek hem kendi kaosunu hem de dünyasının kaosunu

ıslah edebilecektir. ĠĢte Efendimiz Mesih Ġsa esasında bunu

söylemeye çalıĢmaktadır. Yani bir manada “bütün bu iĢaret-

ler size bir kıyamet senaryosu yazdırmak yerine kendinize

çeki düzen vermeniz içindir” demeye çalıĢmaktadır.

Çünkü bu listede insanlığın “acılar yolu” yürüyüĢünde

ne denli zorluklarla sıkıĢtırıldığı daha doğrusu kendi kendi-

Page 246: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

246

sini sıkıĢtırdığı net olarak görülmektedir ve bütün bu olay-

larda insanlık çaresizlik içinde esasa yönelmek için uyan-

maya baĢlayabilecektir. Ve esas yaratılıĢ gayesini keĢfedebi-

lecektir. Çünkü yaratılıĢ gayesi acı çekmek değil acılar için-

de “benin” farkındalığında “benin üstüne” çıkarak Yaratan‟a

benzeme yoluna girilmesidir. Bu yola giriĢ “sonu getirecek

olandır.” Bu son “benlikte kıvranan ve hep kendi kendine

sürekli sorunlar açan insanlığın sonudur.” Bu son Mesih‟in

“ölüm ve diriliĢle” sunduğu muhteĢem mana kurtuluĢunun

bütün insanlık için gerçekleĢmiĢ olduğu andır. Bu son esa-

sında her anın bir sonraki ana gebe olduğu noktada “dönü-

Ģüm ve değiĢim” noktasıdır.

SON ÖNCESĠ SONA ÇEKĠġ

Bu bağlamda Mesih‟in son öncesi insanlığı sona çeken,

bir manada yukarıdan uyandırılıĢ görevi yapabilecek olan

yedi zorluğa dikkat çekmektedir. Ġnsanlık ancak bu yedi

zorlukla mücadele ederken esasında sonu davet edecek yani

“dönüĢüm ve değiĢimle” Ruh‟un gönül gözünü açması ile

Yaratan‟ı edinme yoluna çıkacaktır. Bu yol ise “benliğe,

maddeye ölüm ve sonra Mesih‟te ve Ruh‟ta Yaratan‟a di-

rilme yolu olacaktır.” Bu yol bütün insanlığın Mesih‟le bu-

luĢtuğu Mesih‟e erdiği, Mesih çağının baĢladığı noktadır.

Bu yedi zorlu konuyu esasında yedi yukarıdan uyandırı-

lıĢı Ģöyle sıralamamız mümkündür; 1. Sahte Mesihler yani

insanlığa hep kurtuluĢ bahĢedip duran ama esas “mana yolu”

anlamında kurtuluĢ bahĢetmeyen sahte kurtarıcılar; 2. Sü-

rekli çatıĢmalar, savaĢlar, insanın insanı katletmesi; 3. Ülke-

lerin, devletlerin, milletlerin sürekli birbirlerine kafa tutup

durmaları, birbirlerini ezip geçmeye çalıĢmaları yani toplu

halde insanların gurur ve bencilliklerinin, yalnız kendilerini

haklı görmelerinin ve yalnız kendi çıkarlarına göre dünyayı

Page 247: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

247

okumalarının hat safhaya gelmesi; 4. Ġnsanlığın özellikle

doğaya karĢı bencil direniĢleri sonucu doğanın tepkisini

çekmeleri, kıtlıkların, depremlerin artması, doğal afetlerin

sürekli olarak insanlığı vurması; 5. Akıl almaz zulümlerin

yapılmasına dünyanın adeta yüz çevirmesi, zulmün bir hak

olmaya baĢlaması; 6. Tarif edilemez birçok sıkıntıların, ruh-

sal bunalımların, insanlığın geliĢimi ile bağlantılı birçok

sorunların gündemde olması 7. Ve kendilerini umut taciri

kılan ve sahte cennet ve gelecek vaadinde bulunan birçok

sahte peygamberlerin, kendisini insanları güdecek konumda

tutan önderlerin görevde olması.

Esasında bütün bu zorlu durumlar dünyayı sona hazır-

layan durumlar olarak gösterilmektedir. Fakat bununla bir-

likte son değildir. Çünkü bütün bunlar dünyayı yani “acılar

yolunda” yürüyen insanlığı “mana yoluna” hazırlamaktadır.

Esasında son bütün dünyayı “mana yoluna” hazırlanmıĢ

olma hali sonrasındadır. Efendimiz‟in bahsettiği o Mesihi

düzey yani “kurt ile kuzunun bir arada oturma” düzeyi iĢte

bütün bu zorlu aĢamaların aĢılması sonucu insanlığın kafa-

sının bir manada dank ettiği “saran ıĢık Ruh ile yüreklerin

açıldığı” ve aynı zamanda Mesih‟in bütün yüreklere “kurta-

rıcı ve Efendi” olarak oturduğu düzeydir. ĠĢte Mesih‟in ikin-

ci geliĢi bu manada gerçekleĢmiĢ olmaktadır. Çünkü böyle

bir geliĢ bütün “acılar yolunun” yargı anıdır. Çünkü herke-

sin “mana yoluna” meyli “acılar yolunun” yargısıdır. Yani

“Baba ve Ben biriz” anıdır. Yaratan‟ı ifĢa için parçalanmıĢ

ruhların Yaratan‟ı tam olarak yansıttığı Yaratan sureti olma

bütünlüğünün gerçekleĢtiği ve bütün kötü eğilimin “kiĢinin

kendi benliği için alma” durumunun yargılandığı ve her Ģe-

yin “sevgi ve ihsana” dönüĢtüğü yani Ruh‟ta Mesih olduğu

andır.

Page 248: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

248

ĠġARETLER ĠġARET DEĞĠLDĠR

Efendimiz sakın korkmayın! Bunların olması gerek ama

bu daha son demek değil demektedir. O zaman günümüzde

birçok iĢaretlerle günler tayin edenler, dünyanın sonu geli-

yor diyenler esasa göre, maneviyatın en üst düzey öğretiĢine

göre tamamen kendi sonuçlarına varıyor demektir. Bütün

iĢaretler dahi sadece “benliğinde düĢmüĢ insanın” cansız

düzeyden “konuĢan” düzeye hareketini sağlamak için yuka-

rıdan uyandırılıĢtır. Çünkü son ancak insanın o “büyük ıs-

lah” dediğimiz düzeye yükseliĢindedir. O da son değil bir

baĢlangıçtır.

Yani Yaratan düĢüncenin muhteĢem iĢlevinde Kendisini

küçük zerreler halindeki ruhlardan yansıtarak yeniden yan-

sımanın yeniden muhteĢem Kendi varlığına dönüĢ anıdır. Bu

an Mesih‟in geliĢi anıdır. Yani insanın ĢimĢek gibi Mesih

bedenini oluĢturarak Ruh‟un saran ıĢığında Yaratan‟a geri

dönüĢ anıdır. IĢığın kaynağından fıĢkırıp binlerce huzmesi

ile yansıma yüzeyine tam olarak nüfuz edip o yüzeyin ıĢığı

tam olarak sindirmesinden sonra karĢıya yeniden yansıtması

hadisesidir. Bütün bunların oluĢması bütün dünyanın yazıyla

kıĢıyla, çölüyle ormanıyla bir bütün halinde hareketinde

dünyayı bir bütün olarak oluĢturmasıdır. Ve sonuç hayattır

ve bu hayat Yaratan‟a yansımadır. O zaman bütün insanlığın

da artısı ve eksisiyle bütünlüğünü tamamlaması Yaratan‟a

Mesih‟te bol yaĢam olması ve Ruh‟ta ve gerçekte Yaratan‟la

buluĢması “insan gibi insanı, Yaratan suretine getirip Yara-

tan‟a sunacaktır.” Bu an Mesih‟in bütün “benliğin kendi için

almasını, günahları” yargılama anıdır. Bu an Mesih‟in ikinci

geliĢ anıdır. Esasında birinci Adem‟de, ikinci Adem‟de düĢ-

tüğü sıfır noktasında yükselmeye baĢlamıĢtır ve ikinci

Adem‟in yükseliĢinde bütünü Yaratan‟la bütünleĢtirecek an

ikinci geliĢ sanki üçüncü adımda ikinci Adem‟in üçüncü

Page 249: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

249

Adem misali insanlığı Yaratan‟ı “dönüĢüm ve değiĢimle”

edinmiĢ olanları “genel ıslaha” Yaratan‟a almıĢ olacaktır.

Bu son ise bütün ruhların kaoslarının karĢılığını bulması ve

genel ıslahın “dönüĢüm ve değiĢimle” “tövbe ve hükümran-

lığa ilhakla” yerli yerini bulmasıdır.

SON YARATAN‟INDIR

O günü ve saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir,

Baba’dan başka hiç kimse bilmez-Matta 24:36

Bu bütün yorumları noktalayan bir ifadedir. Kısacası in-

sana düĢen sonun ne zaman geleceği üzerinde durmak değil,

efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı hizmetliye

ne mutlu -Matta 24:46 ifadesi doğrultusunda hiçbir batıla,

iĢaretlere, söylentilere kulak asmaksızın yoluna devam et-

mesidir. Çünkü çok net olan bir Ģey vardır ki, bu da sürekli

olarak “dönüĢüm ve değiĢimde” Yaratan‟la form eĢitliğinde

olma yolunda Yaratan‟ı edinme yolunda Mesih‟in kurtarıĢı-

nı her gün biraz daha fazla gönenerek devam etmektir. Ve

sürekli olarak “uyanık olmak, hazır olmak” bizi neyin nasıl

olacağı, ne Ģekilde olacağı, kimin kurtulacağı, kimin kur-

tulmayacağı Ģeklinde birçok konu üzerinde gereksiz vakit

harcayıp hikayeler oluĢturmak ya da bir takım ilahiyatçıların

girift ifadeleri ile kendilerine adeta yeni inanıĢ ve dinler

oluĢturan kiĢiler gibi olmaktan uzak durmak demektir. Biz

Adem seviyesinden Mesih seviyesine her gün biraz daha

“dönüĢüm ve değiĢim” sürecini iĢleterek ıĢığın bütün gücü-

nü edinerek bizden aksettirme yolunda devam edip durmalı-

yız. Unutmamalıyız ki esas yaratılma gayemiz “Yaratan‟ı

yüceltmek ve O‟ndan sonsuza dek haz almaktır” ve elbette

Mesih‟inde ve Ruh‟unda o muhteĢem Olan‟ı “sevgi ve ihsan

Olan‟ı” varlığımızda “sevgi ve ihsan olarak” edinmektir ve

bu sevgi ve ihsanı Yaratan‟ı kendisinde gördüğümüz bütün

Page 250: EFENDİMİZ BUYURUYOR Kİ… - ALL SAINTS MODA...5 ÖNSÖZ Kelam, insan olup aramızda yaadı-Yuh.1:14 cümlesi oldukça net bir cümledir. Bu cümle aslında kendi kendini açıklar

250

insan kardeĢlerimize RAB ALLAH‟ın Mesih‟inde ve

Ruh‟unda yaptığı gibi paylaĢmaktır. Gerisi abesle iĢtigaldir.

Yaratan‟ın Mesih‟ine ve meleklerine açıklamadıklarını ken-

dilerine açıklanmıĢ olduğunu söyleyenlerden de her zaman

uzak durmamız gerekmektedir.