211

Emevilerin Kordobası_Antonia Munoz Molinapdf

Embed Size (px)

DESCRIPTION

İspanyol yazar Antonia Munoz Molina, Emevilerin Kordobası'nı edebi bir uslubla anlatıyor.

Citation preview

  • EMEVLERN KORDOBASI

    Antonio Munoz Molina 1956 ylnda Uveda'da dodu. Madrid'de gazetecilik eitimi grdkten sonra Granada niversitesi'nden sanat tarihi diplomas ald. 1974 ylndan bu yana Granada'da yaamakdr. spanyol yeni roman akmnn rneklerini vermi olan Molina eitli edebiyat dlleri sahibi olup, 1996 ylnda kabul edildii spanyol Edebiyat Akademisi'nin en gen yesidir. Yazarn Liz bon'da Bir K, Ne Mutlu!, Sa11ama Arzusu adl romanlar Trkeye evrilmitir.

    Roza Hakrnen 1956'da zmir'de dodu. 1974'te zmir Amerikan Kz Koleji'ni, 1976'da ODT Ekonomi Blm'n bitirdi. Balca evirileri: Ernest Hemingway, anlar Kimin in alyor; Mario Vargas Uosa, Kent 11e Kpekler, Nina Berberova, Elik Eden: Soneka Anton011ska,a; Juan Benet, Mad rid'de Sonbahar; Oscar Wilde, De Profundis; Marguerite Duras, Ma11i Gzler Siyah Salar; Anthony Burgess, Bir Elin Sesi Var; Carson McCullers, Yelko11ansz Saat; Tama Janowitz, New York Kleleri; Mircea Eliade, Matmazel Christina; Anne Rice, Vampirle Konuma; Miguel de Cervantes Saaved!"'I, Don Quijote; Marcel Proust, Swann'lann Taraf, i ek Am Gen Kzlarn Glgesinde, Guermantes Taraf, Sodom 11e Gomorra, Albertine Kayp, Yakalanan Zaman, Mah pus.

  • Antonio Mufioz Molino

    EMEVLERN KORDOBASI

    EVREN:

    ROZAHAKMEN

    ANI.ATI

    omo STANBUL

  • Yap Kredi Yaynlan - 2154 Edebiyat 648

    Edebiyat/ Meridyen - 2

    Emevilerin Kordobas / Antonio Muiioz Molina eviri: Roza Hakmen

    Kitap Editr: Ik Ergden Ddti: Mahmure ileri

    Kapak Tasarm: Nahide Dikd

    Bask: Er Ofset Yzyl Mah. Massit 5. Cad. No: 15 Baalar /stanbul

    !. Bask: lstanbul, ubat 2005 lSBN 975-08-0904-1

    D Yar Kredi Klrur Sanat Yaynalk ncaretvc Sanayi A.., 2004 Anronio Mu'ioz Molina, 1991 Editorial Planera, S. A. 2001

    Crsega, 273-279. 08008 Barcelona (Espa\a) Bu ki.tabn tdifhaldar Akcal Telif Haldan Ajans araalyla alnmtr.

    Yap Kredi Klrur Sanat Yaynalk ncaret ve Sanayi A.. Yap Kredi Klrur Merkezi

    istiklal Caddesi No. 285 Beyolu 34433 stanbul Tdcfon: (O 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (O 212) 293 07 23

    http://www.yapikrediyayinlari.com c-posa: [email protected]

    nternet sar adresi: http:// yky.estore.com.r www.releweb.com.r

    Bu kitap lspanyol Eglim, Klrur ve Spor Bakanl' nn kawlanyla yaymlanmtr.

  • NDEKLER

    I. Kordoba'ya Giri 11

    il. Karadan veya Havadan Gelen Adamlar 29

    111. Kaak ehzade 46

    iV. Labirent ehir 63

    V. Badatl Mzisyen ve fkeli Din Bilgini 80

    VI. Simgeler Orman 100

    Yii. Halifenin Hekimi 120

    VIII. Kitaplar ve Gnler 140

    IX. yi Yrekli Tiran 158

    X. Yerle Bir Olan ehir 180

  • Luis Molina ]imenez'e

  • Gerek bir dte deil, birok dtedir.

    PIER PAOLO PASOLINI, Binbir Gece Masallar

  • I. Kordoba'ya Giri

    Bir kitabn yazl, bir esaretin rn ve tankldr daima. Gerekten yazdmzda, bizim farkna varmamzdan ok nce bizi esir almaya balam, hem belirgin, hem anlalmaz bir meseleden kurnlmak iin yazarz; ne var ki, -bize zgrlk deilse bile, en azndan son noktay koymann verecei rahatlatmay balamasn beklediimiz- yazma eylemi, sebeplerini irdeleyerek esareti younlatrr, bizi zehirler, srekli bir hipnoz ve uyanklk haline sokar, snrlar acya yaklaan, giderek soyutlanan bir hazza gmer. Bir kitab yazmaya, dnmeden bir yolculua karcasna, bir akn ilk saatlerini yaacasna balarz. Bir sonraki sayfada neler olacan, greceimiz kentlerin neye benzeyeceini, gece vakti bir sokan bilinmez kelerine dalarcasna daldmz lk seginin ilk admlarnn bizi nereye gtreceini bilemeyiz. Yazarn, yolcunun, an tek bildii veya tahmin ettii, her zaman kulland kurallardan yararlanamayaca bir aleme doru yola ktdr; bu alemde, hayal bile edemediimiz eyleri, yalnz gzyle grd manzara ve kentleri deil, kendi bilincinin mahrem dehlizlerini, hayal gcnn, baknn, hatta teninin bakir adalarn kefettii lde, gzpekliinin ie yarayacan da bilir.

    Yola kmadan nce srprizlere, beklenmeyene, yani hi grmedikleri eye kar g yan yolcular olduunu biliyorum. Bir turistin yolculuunu planlad gibi kitaplarn titizlikle hesaplayan yazarlar olduu gibi, sadece rutinden hola-

    11

  • nan, skmn iinde rahat eden aklar da vardr. Ama son yllarda inanlarnn ounu kaybetmi olan kii, neredeyse tek bir inancm korur: Ancak hi
  • roja .. . - ve Londra, Bassani ve Ferrara, Durrell ve skenderiye, Galdos ve Madrid, Juan Marse ve Barselona, Onetti ve (artk var olmamakla birlikte) Santa Maria, Walter Benjamin ve hayat boyunca grd btn kentler ile hepsinin zeti blan, Badat veya Berlin gibi sonsuz, o ok sevdii kadn, Asja Lacis gibi, Oranda ve Kordoba misali, adlarndan baka el dememi bir yanlar kalmadn bilerek gittiimiz kentler gibi hem maddi, hem hayali olan soyut kent. Walter Benjamin'in kentler aras yolculuu, hayat boyunca arnlad btn sokaklar birbirine kararak sonu olmayan tek bir sokak halinde uzayp giden Faulkner kahraman Joe Christmas' n yolculuuna benzer; Asja Lacis, Benjamin'in hayatnda tek ynl bir sokak amtr.

    Kentleri ylesine sevmi ve bir snr karakolunun kimseye ait olmayan topranda lmeyi semi olan bu adamn bak, o kadar iamanmza aittir ki, bizler, kitaplarn okumam da olsak, onun gibi bakarz. Onun bak basit bir gilem deil, bir kehanettir. Baudelaire'in Paris'inin, gerekte antak Baudelaire ldkten uzun yllar sonra var olduunu bizzat Benjamin sylemitir. Belki de- Benjamin'in kentleri tam olarak ancak gnmzde var olmakta.dr, bizim bakmz onunkinin mirassdr ve yrrken yere den glgemiz, ksmen Walter Benjamin'in glgesidir.

    Kordoba' dayken zaman zaman byle bir hisse kapldm oldu. Kenti pek tanmyordum ve gemiten gelen bir bam yoktu. ok eskiden yaplm bir iki yolculuu, caminin loluunu, mozaiklerin yaldzl parltsn, otobsn kalk saatine kadar vakit geirmek iin mecburen Yahudi mahallesini aceleyle yle bir dolatm belli belirsiz hatrlyordum. Turizmin lgnca mant, Kordoba'y yol stnde ge-

    13

  • ilen bir yere dntrd. Rehberler kalabalk gruplar cami nin avlusunda bilgilendirir, tek sra halinde caminin iine sokup daima aceleyle, serte sahnlara iter, yann saat sonra yine tek sra halinde dar karp sadece hediyelik eya ve kartpostal satan dkkanlarla nceden belirlenmi, evleri be yaza boyal, saksl dar sokaklara dalmalarna izin verirler. Bu yzden de kent, yabanclar iin byk lde grnmezdir; turistlerin daha sonra onu hatrlamas iin bir sebep yoktur, hatta belki fotoraf makinesinin deklanrne basan iaret parmann refleks niteliindeki hareketi de, baknp disiplininin yerini almtr.

    Kentlerde dolarken, turistlerin avlanma mptelalarna benzediklerini birok kez gzlemlemiimdir. Harikalar diyarnda bir hrsz gibi nefes nefese, bir eyi kollayarak ilerler, tfekle nian alrcasna fotoraf makinelerini gzlerine yaklatrr ve deklanre bastktan sonra da, fazla nemsemedii bir hayvan vurmu avcnn kaytszl ve hafifliiy, maki-

    . nelerini tekrar omuzlarna asarlar. Bazlarmz gezmeye fotoraf makinesiz, rehbersiz gitmeyi, gzergahmi belirleme iini tesadfe ve igdlerimize, grdmz eyleri saklama iini ise hafzamza brakmay tercih ederiz. Bir kente vardmzda, otele yerletikten sonra sokaa kp her eye tasasz bir doymazlkla bakmaktan, bizi beklediini bildiimiz yerlerde dolamaktan, en ufak bir kkrtmayla, uzaktan yle bir grdmz bir kulenin veya palmiye aacnn ya da arzulanan bir kadnn yaknl kadar etkileyici bir yasemin kokusunun peine dp kaybolmaktan holanrz. Kentlere mmkn olduunca az eyayla gider, birka kitabn ve odann tehlikeli sessizliini kracak, titizlikle seilmi birka kasetin bize elik etmesini isteriz.

    14

  • Ben Kordoba'ya bu kentle ilgili bir kitap yazmam gerektii iin gitmitim. Sabah erkenden, saat sekize doru, katedraldeki ilk ayini haber veren anlarn hengamesiyle uya:nyordum. Pencereden, bir zamanlar minare olan an kulesi, cami duvarnn kiremit rengi tepelikleri ve avludaki yksek palmiye aalarnn, gn soluk maviliine uzanan st yapraklan grnyordu; sabahn ilerleyen saatlerinde, hava sndka gkyznn rengi giderek alr, beyaza yaklar, kire boyal bir duvar misali kzgn le gneinin n yansnrd. Sabahn ilk saatlerinde Kordoba'nn o dupduru renklerine baktka, Fas manzaralarnn aydnln, vaha yeiliyle killi toprak krmzsn ve eaven ehrinde, ayak sesleriyle blnen sessizliin ortasnda, plastik bir kabloyla minarenin erefesine balanm ereti bir hoparlrden mezzinin okuduu ezan iitmenin nasl bir duygu olduunu hatrlyordum. eaven'de, yanmda tadm zamann -tpk kimliimiz ve yzmz gibi kendi zamanmz da yanmzda tarz- anszn duruveren bir saat misali ie yaramaz hale geldiini fark etmitim. Ama egzotik bir lkenin adlln da hissetmiyordum orada, nk ehirde dolarken nfuz ettiim zaman bana yabanc deildi; herkes Arapa konunu halde sesler, akamzerleri odun ateinden kan dumann ve sktrlm nemli topran kokusu da yabanc gelmiyordu. O eski zamanlan, otomobil motorlar tarafndan rselenmemi sesleri ocukluumun le sonlarnda yaam, tatmtm; mezzinin sesini duyduumda, o zamanlar gn batm saatine dua saati dendiini hatrladm. Evlerin ii, tpk eaven ve Kordoba'nn avlular gibi donuk bir alacakaranla gmlr, kucaklarnda dikileriyle pencere kenarnda anran kadnlar -sokaa temkinli bir tavrla, sanki kapal tl perdele-

    1 5

  • rin deil, kafesin ardna gizlenmiesine bakarlard- elektrik n amayp birka dakika sessizce durur veya alak sesle konuurlard. Gecenin geliini dikkatle beklemek, karanln kn adeta sonuna kadar gzlemek gerekirdi.

    anlarn madeni sesi, mezzinin arsndan daha omturakldr. Kordoba' da her sabah. an sesleriyle uyandktan sonra, gerek kentte ar ar yryerek, var olmayan bir kenti hayal etmek gibi garip bir grevi yerine getiriyordum. Quevedo'nun seyyahnn Roma'da Roma'y aramas gibi, benim de Kordoba'da Kuroba'y* aramam gerekiyordu . .Harabeleri geziyor, oralarda ve kitap sayfalarnda, bin yl nce yaam insanlarn varln ve gnlk hayatn aratryordum; benim grmekte olduum grm, elleriyle, admlaryla caminin mermer stunlarn, yerlerini andrm insanlard bunlar. Bin yl sonra, onlarn yaad kentten.geriye neredeyse hibir ey kalmamt, ama stunlar hala ayyd ve Guadalquivir, kum adacklarnn ve sk zakkumlarla sazlklarn arasndan, kutsal rmaklarn .efsanevi arlyla akmaya devam ediyordu. Emevilerin Kuroba'sna, Bat'nn bakenti olan o akl almaz yere ilikin bir kitap yazmam gerekiyordu, ama bir odaya kapanp tarih kitaplarnn arasna gmlme vaktinin henz gelmediinin farkndaydm. nce amalarm unutup yakndaki anlar gnn douunu haber verirken sokaklara kmam, kentte kaybolmam, onun esiri olmam ve mmknse, arkeolojik kalntlar deil, zamann elle tutulamayan iaretlerini, imdiki zamanla hafzann en uzak enlemleri arasndaki geitleri, eaven' de kefettiim karanlk geitleri bulmam gerekiyordu.

    Kurtuba, Kordoba'nn Emeviler dnemindeki ad olup, metinde balamna gre her ikisi de kullanlmor. (y.h. n.)

    16

  • Bir kenti skc deil, tutkulu bir alkanlk olarak yadmzda onu tanmaya balarz. Her sabah, ksa yolculuumun her gnnde, Kordoba'da Kurtuba'y aryor, beklenmedik, bilinmedik olan sezdiim anda, bulmann aknlna ve sakin macerasna alyordum. Sanki kent gzlerimin nnde byyor, adm attka oalyordu. Otobs gebelii iin transit kenti olan Kordoba, mutlak gzelliini sadece acele etmeden gezenlere, her sokakta bir manastrn geit vermeyen kerpi duvarn, terk edilmi byk bir sarayn cephesindeki stunlar, bunaltc scakta bir kuyunun serinliini yayan bir avluyu ya da basz Roma heykelleriyle kaln aa gvdeleri gibi kesilmi stunlarn bulunduu ssz bir meydan kefedenlere, ksmen gsterir. Kordoba, kzmabirader oyunundaki zarlar gibi birbirine alan kemerlerin perspektifinin kefi, bir l nn kprtsz alevi, sonuna kadar hesaplanp biimlendirilmi bir alacakaranln bilgeliidir. Bodrum ve arap sinmi ahap kokan lo meyhaneler, grnmez, grl grl su sesleri duyulan bahelerdir. Bu, bir bama caminin de ikiliidir: sahnlarn loluuyla avlunun aydnl, stunlarn aritmetik ormanyla portakal ve palmiye aalarnn bitkisel mimarisi.

    Sabah saat onda, caminin byk demir ilemeli kaplar turistlere alyordu. Ama iki saat nce, sekiz buukta, katedral blmnde rahipler dini grevlerine balyorlard; bylece ben de, kimsenin olmad, orgun notalaryla ilahilerin yankland o koca mekanda tek bama, aylak aylak gezinebiliyordum. Her ey ok uzamda kalyor, imdiki zaman giderek Kordoba'ya aramaya gittiim o eski zamann ar, cansz sresiyle karyordu. Ayn salmlar bir asr akn zaman nce arnlam olan Friedrich von Schack yazlarnda, bu

    17

  • mekana nfuz eden kiinin, kutsal bir ormann karanlna gmld hissini yaadn belirtir. Durup dinlenmeden yryor, stunlarn hareketli perspektiflerinin almn ve kemerlerin krmz-beyaz ieklenmelerini seyrediyordum; bana yle geliyordu ki, Baudelaire doay canl stunlardan oluan bir tapnaa benzettiinde; camiye gnderme yapyordu. Simgeler ormannda yrdke, ayak seslerim kulama tandk bir sesin mrlts gibi geliyordu. Camide, tpk kutsal bir ormandaki gibi, belirgin yollar veya mecburi bir yn yoktu. Herhangi bir nokta, merkez olabiliyordu; hangi stunun yannda dursam, dier stunlar sonsuz bir dizi halinde oalyordu. Gn ilerledike k byk bir incelikle mekan detiriyor, tpk aa yapraklarnn geliimi gibi hem fark edilmeyen, hem de kesintisiz bir tempoyla ieriyi karartp bytyordu.

    Bu mekann bir Mslman tapna olduu zamanlarda balarn yere dediren, sonra hep birlikte, tek hamlede kaldran yan yana dizilmi kalabalklar dnyordum. En dipte, mihrabn altn kemerlerinin yan banda ykselen oymal ahap minberde, emirin mminlere namaz kldnn hayal ediyordum. Ve anszn, uykudan uyanrcasna, oraya gidiimin amacn, yzyllar nce lm, roman kahramanlar gibi hayali kiilere dnm insanlar hakknda yazacam kitab hatrlyordum. Prag hahamnn -basit bir amala, ev ilerine yardm etsin_ diye- kilden yaratt golem gibi bir ahsiyet yaratp ona bir isim, bir ehre verip iinde dolaabilecei bir ev ve kentle evrelemek, bin yl nce lm olan birinin hayatn anlatmaktan pek de farkl deildir. Borges, ilahiyatn fantastik edebiyatn bir kolu olduunu syler. Tarih de romann bir kolu, harabelerle kitaplardan domu bir

    18

  • glgeler kurgusu, yazlardan ve gemiteki seslerden, pheli iaretlerden, asrlarn geree dntrd yalanlardan ;e topran metrelerce altnda gizli heykeller kadar ulalmaz gereklerden oluan bir mrlt deil midir? Her gn temas halinde olduumuz insanlar hakknda bile neredeyse hibir ey bilmeyiz. aretleri ve jestleri gzler, kelimelerin ardndaki gerei ayklamak isteriz, ama en nem verdiimiz kiilerin gerek kimlii daima gizli kalr. Doruladmz zannederken uydururuz. Tarihi de farknda olmadan uydurma bir yap ina eder, tpk romanc gibi, gerein dank paralarn ve malzemelerini kullanarak bir kitap oluturur; ayn ekilde Mslman mimarlar da Roma saraylarnn ve tapnaklarnn stunlarn ftursuzca kulla:arak camiyi i:fa etmiler, bir sre sonra da Medinet'l-Zehra'y yamalayanlar, s.tunlarn alp kentin meydanlarnda baka kemerlerin altna dikmilerdi:

    Borges, pek nl olmamakla birlikte mkemmel bir hikaye olan bn Rd'n Aray'nda, benzer bir aknl anlatd Gerekten var olmu, Kurtuba'da yaam ve kalc bir bilgelikle ykl kitaplar yazm bir adam hakknda yazarken, giritii iin imkansz olduunu anlar, nk o adam, yani bn Rd, kendisine daima yabanc ve uzak kalmaya mahk:Um, isminden ve hayatna ilikin gnmze gelebilmi pek az bilgiden baka elle tutulur yan olmayan bir hayalettir. Renan, Aristoteles' in Poetika'snda bn Rd'n tercme edemdii iki kelimeyle karlatn belirtir: Tragedya ve komedya. Birok kez, en aikar olan ey, ayn zamanda anlalmas en g olan eydir; en byk muamalar karanlkta deil, grnrln ortasndadr: Kurtuba Camisi'nin bo mekannda, gzlerim lolua altka kefettiim ayrntlarda, hibir stunun ba-

    19

  • kasna tpatp benzemeyiinde, mermerdeki ilemelere parmamla dokunarak fark ettiim griden mora, laciverde, donuk bir narieine dnen farkl tonlarda. Kordba' da bulunduum srece varln Walter Benjamin'inki kada srekli hissettiim Borges' e gre, caminin mermer stunlarndan birindeki bir damar, bir zahir, yani unutulmamak ve kendisine bir kez bakm olan kiinin hafzasn yava yava, kurtuluu olmayan bir biimde, tamamen ele geirmek gibi uusuz bir zellii olan nesnelerden veya gereklik ayrntlarndan biridir. Gnler sonra, kentten ayrlp tarihini kitaplardan aratrmaya baladmda, belki Kordoba' nn kendisinin de bir zahir olduunu dndm; ayn zamanda baz yerleri adeta evrenin btnln el dememi biimde gizledii iin, bir alef. Halife Mansur Badat' kurduunda, kentin plannn, dnyann simgesi, zeti olmasn istemiti. Bu yzden mimarlar daire biiminde bir kent yapp surlarnda drt anayn iaret eden drt kap aarak halifenin sarayn kentin ortasna yerletirdiler. Gzelliinin gizli anlamn asla kefedemeyece-

    . imizi ve gnmze dek sregeliini besleyen, art arda ykmlarn, ykntlar zerinde ykselen mucizelerin birikintisine dalamayacamz iyice anladmz takdirde, Kordoba da bir simge olarak grnr gzmze. Kordoba, defalarca yrtlp yaptrlm, atee tutulduunda grnmez bir yazy aa karan bir parmendir, ama bu parmen zerinde kefettiimiz kelimeler, bilinmeyen bir lisana aittir. Kordoba'da ihtiam ve ykm, bizi ayn iddetle artr; terk edilmi bir avlu, nehrin karsnda bamelek srafil'in heykelinin ykseldii barok dikilita kadar asildir.

    Kordoba'da hazin olan ykntlar, gnmzn ykntlarndan -ibarettir: sadece cephesi ayakta kalabilmi, pencereleri

    20

  • tulayla rlm veya eri br kalaslarla kapatlm, ona nmdan ziyade d hzlandrmak iin kurulmu gibi grnen rk iskelelede kuatlm viran konaklar. Oysa eski y kmtlar, Roma ve halifelik dneminden kalma harabeler, bir canlla, hakim bir kiilie sa,hiptir; yaanan felakete ramen, bitiiindeki nehrin aknts kadar sabit ve deiken bir kent kurmu olan insanlarn gururunu kantlamay srdrrler adeta. Kordoba, harabeleri birer strap simgesine dntrerek yamaclarna meydan okurcasna varln srdrr ve maluplara en yce ihtiam sunar: Saraylar ve minareler y; klm olsa da Araplarn getirdii portakal aalarnn iekleri, rayihalann geceye yayar, atlarn zerinde l. Abdurrahman'n srgndeki bahelerinde yetitirdii palmiyelerin torunlar olan palmiye aalan ykselir. Titus Burkhardt'n, ca minin stunlarna yaplm dev bir rmcee benzettii katedral, o mnasebetsiz, hantal dzenek, Katolik Kilisesi'nin slama kar zaferini kantlamak amacyla caminin zerinde ina edilmiti; oysa bu gasp edici yaknlk, karlatrmaya yol arak hrpalanm yapnn tartlmaz stnln, geometrisinin esrarengiz saydamln kantlar. Katedral ar tumtu rakl dinsel bir yapdr; cami ise kutsal bir mekandr.

    Caminin ilk mimarlarnn, atya doru alan kemerleri bir palmiye ormann artracak ekilde izdikleri, duvarlarla kentten tecrit edilmi avlusunun da, abdest almaya yarayan duru sularn akt emeleri ve hltl aalaryla cennetin simgesi olduu sylenir; Kuran'da, "Dindar olanlara, Tanr'yla yan yana, rmaklarn akt baheler" vaat edilir. nsan bunlar kitaplarda okumam da olsa, caminin avlusuna girdiinde, varln mtevaz bir cennette hisseder; yzn ve ellerini temizleyen, susuzluunu gideren suya, portakal

    21

  • aalarnn glgesine kretmek iin ilahiyat dersi grmesi gerekmez.lk anda ktan sersemleyerek, hala sahnlarn iinde dolarmasna gezinir, nk sahnlar da tpk aalar gibi oalarak birbirine alr; biraz su imek ii'n havuza y:klar, snra bir sigara imek veya gazete okumak iin revaklarn altna oturup yorgi.n, mutlu, tembelliin tadn kararak srtn duvara dayar. Duvarn te yanndan kentin sesleri iitilirdi, ama avlu blkler halindeki Japonlarn ve rahibe okulu rencilerinin, gri etekli, ortopedik ayakkabl, ara sra rencilerini hizaya sokmak iin keskin ddkler-alan hain rahiplerin istilasna uram da olsa, henz kente dnme vaktinin gelmediini hissederim. Her sabah Walter Benjamin'in bir kitabn -Tek Yn- okuduum cami avlusunda, henz girimediim bu gemie yolculukta beni besleyecek olan Kordoba'nn seslerini ve zamann mahrem bir alkanlk gibi alglamaktan holanyordum.

    Kent manzarasn seyretmek ve bin yl nceki halini hayalimde canlandrmak iin an kulesine kardm. an kulesinin duvarlarnda, eski minarenin kimi kemerlerini grmek mmkndr hala. lk kmda, zerine tkenmez kalemle, eri br harflerle Yukar kmak iin zile basn. Giri: 1 O p.:sta, yazlrr kk bir kadn asl olduu kapal bir kap yolumu kesmiti. Her ey ylesine terk edilmi grnyordu ki -kareli bir bloknot sayfas olan kat sararmt- kapnn yllardr kapal olduunu dndm. Ama kimsenin cevap veremeyeceini zannederek zile bastmda, bir kadn kapy at. Beyaz salyd, stnde olduka partal bir sabahlk vard. Kadnn halinde, merdivene alan kk oturma odasnn eyalarnda ad bir hava vard; sanki bu kadn o kadar uzun zamandr orada yayordu ki, artk onu da, yaama-

    22

  • s iin orann kendisine tahsis edilmesindeki belirsiz amac da hatrlayan yoktu. an kulesine kabilmek iin yoksul yemek odasndan gemek, gerekten on pesetaya mal oluyordu; -yal bir kadn dolandryormu gibi tatsz bir duyguyu bastrarak- creti dediinizde, paray sabahlnn cebine koyup kapy tekrar kapatyordu. (Daha sonra, aa inerken, mobilyalar suni deri kapl, duvarlarnda resimler asl yemek odas, ortlu, fotoraf makineli kalabalk bir Uzakdoulu turist grubunun istilasna uramt. ka ulamak iin kendime yol amaya alrken Bufi.uel'in bir filminde, kz arabalarnn bir aristokrat salonundan ar aksak getii, XV. Lemis tarz bir yatan tavanlnn altna uzanm bir inein gevi getirdii sahneyi hatrladm.)

    Kordoba o kadar dz bir kenttir ki, kentin tamamn kubak grmek, ancak kulelerin tepesinden, katedralin an kulesinin barok zirvesinden mmkndr. Kentin gizli baheleri, atlarn aboyas tekdzelii ve aralarnda alan dikdrtgen biimli bir avlu, Guadalquivir kysna ve ilk da srasrla kadar uzanan, tpk Emeviler zamannda olduu gibi imdi de zenginlerin scaktan ve kentin grltsnden kap sndklar, kk birer vahay andran iftliklerin beyazl, ancak buralardan grlebilir. I. Abdurrahman'n, Suriye' deki bir sarayla ayn ad tayan ilk saray Risafe, dalarn eteinde yer alyor; belki ayn kuleden, uzaklarda, Mslman bir airin, surlarnn beyazl yznden bir Etiyopyalnn kucandaki plak bir gen kza benzettii saltanat kenti Medinet'lZehra'y da grmek mmknd eskiden. Bir tarafta terk edil mi deirmenleriyle nehir, korkun I. Hakem'in saltanat srasnda temelli yerle bir edilen d mahalleye ulamak iin kullanlan kpr; teki tarafta dalarn ve gkyznn ifte

    23

  • maviliinde, ufukta neredeyse beyazlaan mavilikte kaybolan kentin atlan ve kuleleri. Dehet ve ihtiam, karnca gibi kaynaan kuaklar, yangnlarn alevleri, kahramanlarn, cellatlarn ve kurbanlarn hayknlar: Btn bunlar, 'gzmn nnde uzanan, uzaktan, yllar nce bir savaa sahne olmu ssz bir ova kadar dingin grnen bu kentte olmutu. 11. Hakem' in, skenderiye Ktphanesi'yle boy lebilecek dev ktphanesi burada kurulmu, bn Hazn ve Hristiyan krallklarna elli sefer dzenleyip zafer kazanm, yorulmak nedir bilmeyen Mansur burada yaamlard; lgn mucit Abbas bin Firas kanatlan ipekten uma makinesine balanarak, kendini bu dan bir uurumundan aa atmt; cami ina edilmeden nce ayn yerde bulunan kilisenin kulelerinden, 711 ylnn sonbaharnda Kordoba'y Mslmanlar adna fetheden Arap ve Berberi svarilerin geliini gren. biri olmutu belki. Tarih budur ite: hatrlanamayan renm. merakndan domu bir kurgu, kitaplarda korunan veya Yunan mitolojisinde tufandan sonra insan soyunu canlandran Deukalion'un att talardan doan insanlar gibi harabelerden ve ksr topraktan kan dev bir glge oyunu.

    yle kitaplar vardr ki, onlar yazmaya balamadan nce, uyankken dler, sezeriz; henz hayalimizde sakl olduklar halde, hem hayalimizde hem de kentlerin ve hayatlarn grntsnde canl ve sabrszdrlar. Daha bir tek kelimesini yazmadan, tasarlamadan nce, kitabm Kordoba sokaklarnda gryor; bu yzden de bazen, bir sonraki sayfada neler olduunu renmek iin sabrszlanan bir okur gibi arnlyordum sokaklar. Dar sokaklarda kaybolmaktan, btn kemerli kaplardan ieri girmekten ve bo kiliselerin kasvetli karanlklarna dalmaktan holanyordum; karma kilitli kaplar

    24

  • ktnda ise yasak avlulara anahtar deliklerinden veya iki kalas arasndaki bir yarktan bakyor, hemen her defasnda ayn eyi gryordum: ykntlar arasnda bitmi yabani otlar. Byk tarihi bn Haldun, btn hanedanlarn ve kentlerin gelecei yok olmaktr, der. bn Hazm'n, ilk genliinde yaad Kurtuba'nn knden duyduu kederi anlamak iin Medinet'l-Zehra kazlarn grmek, Xl. yzyl i savalar srasnda kentin maruz kald istila ve yamalarn anlatld tarihi kaytlar okumak gerekmez. Ykmn sregelen hatras ve kantlar, tpk bir ormanda topra besleyen rm yapraklar ve devrilmi aalar gibi, Kordoba'yla ayrlmaz bir btn oluturur. T orres Balbas, imdiki sokaklarn be metre altnda, Roma dnemi Kordoba' sna ait kalntlarn, yank talarla kllerin, basz heykellerin, gnmzde dahi benzerleri yaplan avlularn deme talaryla stunlarnn bulunduunu belirtir.

    Bir sabah, sadece kirileri sayesinde ayakta dururmu gibi grnen bir evin yksek cephesi dikkatimi ekti. Kaps skta ivilenmi kalaslarla kapatlmt, ama asma kilit krk olduu iin girmeyi baardm.

    Girite, sol taraftaki kk oval pencere gieyi andryordu, duvarda bir konser ilan aslyd. Demir stunlu, tavan camdan, byk salona alan kapdan geriye tek kalan, menteelerdi. Eski sinemalarn bfelerini hatrlatan bir bar dikkatimi ekti: Arkasnda krk bir ayna, ielerin durduu tozlu bir raf, hatta krk bardaklarla dolu, madeni bir lavabo vard. Cam krklarnn, plerin, on-on be yl nce moda olan likr ielerinin, naylon torbalarn stne basa basa ilerliyordum. Cam tavandan geriye bozulmadan kalabilmi tek ey, madeni ereveydi; en dipteki sahnede belki bir za-

  • manlar mtevaz konserler veriliyor, hznl iir veya gzellik yarmalar yaplyordu. Bir dansn aniden, bir felaketle kesildiini, kadnlarn, altml yllarn ine topuklaryla, dar etekleriyle acil k kaplara kouturduunu hayal ettim. Sahnenin arkasnda yar 'ykk, tuladan bir duvar vard; kaytsz gne nlar, yalanc slam. kemerleri olan bir baheyi aydnlatyordu. bn Hazm'n u szlerini bilmiyordum henz: "zleri silinmi, kalntlar yok olmu, nerede olduklar bilinmiyor. Ykm her eyi mahvetmi. Refah ksr bir le, toplum korkun bir yalnzla, "gzellik dank ykntlara, huzur dehetengiz bir belirsizlie dnm." bn Hazin, neredeyse bin yl nce yaklp yklm bir Kurtuba mahallesinden bahsediyordu, ama yalnzlk ve mahrumiyet duygusu, hatta korku aynyd; yakn zamanda yaklm bir atein klleriyle bir iki rnga grdm, yakndaki bir odada dolaan birinin ayak seslerini duydum. Oradan, bir tuzak.n kurtulmuasna bir duyguyla, kaarak ktm.

    Bir kentin ad, bir insann ad gibi, bir sadeletirmedir. Ben. skunet ve loluklarla, sessiz bahelerle dolu, suyu bol bir Kordoba (kalenin bir havuzunda, kadnn biri beyaz, souktan donmu ayaklarn ykyor, suyun soukluuna glyordu), ayrca kiiliksiz apartmanlar ve caddelerin olduu 1Jir Kordoba, bir de karanln erkenden kt, ayyalarn i kokularyla, rutubetten rm tula kokularyla dolu bir Kordoba grdm. Elimde haritayla nafile arayp, aramaktan vazgeince anszn karma kan Corredera Meydan, sefil bir manzara sergiler; eski kira evlerinin verandalarnda, hollerinde alan tekinsiz pansiyonlara, meyhanelere gelen lmcl alkolikler, ayya dilenciler, imeye balamadan nce tezgahn stne bir avu bozuk para brakrlar. Corredera

    2

  • Meydan, terk edilmi avlular gibi, Kordoba' da mekan ve zamanda alm bir parantez, pislik ve yoksullukla derhal yalanlanan gzel bir meydan, kentin i ksmnda kendine kapanm bir batakhanedir. Burada muhtemelen kiralk odalarnda yalnz balarna lecek olan yallarla yap yap, yal salarn inatla arkaya doru tarayan alkolikler oturur. Meydandan kp baka sokaklara dalarak biraz uzaklat m, insan o meydana hi gitmedii, kafesli pencerelerden, bir yabancnn kendi dnyalarna girme cesaretini gstermesine aran hayaletler veya czamllar gibi kendisini seyreden l ehreleri hi grmedii hissine kaplverir.

    Yine de Kordoba dkn bir kent, hayatn nefes alamaz hale geldii, gemii yznden marazi, kibirli kentlerden deildir. Gmen hkmdar Abdurrahman Kordoba'y fethe dip krallnn bakenti yaptnda, belki de am'a benzediini dnm, 'dzln ve nehrini, asla dnemeyecei kayp vatannn simetrik bir yansmas olarak grmt. Yzyllar sonra, Kordoba ksr topran stnde tek bana dimdik yltselen bir stunun iddiasz ve tarnlmaz zarafetini hala korumaktadr. Zaman onu andrmakla birlikte ykmaz; kentin kendisi, zamann znden ve ryalarn hammaddesinden oluur: lmek iin memleketine dnm, camide gml olan Luis de Gongora'nn ifadesiyle, zamann ruhu, unutuun klc. Kordoba, ayn anda, kuruluundan bu yana var olmu btn kentlerdir, ama Roma'nn, halifeliin, Kar Reform'un aaal cenazelerinin hatras Kordoba sokaklarn bir mzenin souk dekorlarna dntrmez. mparator Hadrianus'un a olduu estetik hazlara belirgin bir eilim ve bilgelik, gemiten gnmze kalmtr. Kordoba'nn baz meyhanelerinde loluk ve arap, yaama zevkinin iki ahese-

    27

  • ridir. Sokaklar, tembel yolcunun llerine uygun ekilde yaplm gibidir sanki; kvrml yollar, yryn, seyrin hazzn, bilimsel bir izimin ya da dingin ve ll bir crescendo' nun kesinliiyle derecelndirir. cra ve yalnz, kendini sunan ve eken Kordoba, zellikle geceleri, barlar kapandktan sonra, sokaklarda kimse kalmamken, duvarlarn kire boyasyla gkyznn karanl kenti romantik seyyahlarn kitaplarn ssleyen gravrlerdeki mavi yasemin kokulu soyut kentlere dntrdnde, hem hayann el dememi bir sna hem de bir edebiyat labirentidir.

    Bir yolculuk, bir kent, bir kitap: skambil katlari aldnda, kaderin deitirilmesi imkansz izgisi ortaya kar. Bu kitab yazmak zorunda olmasaydm Kordoba'ya gitmeyecek, bir otel odasnn penceresinden katedralin geceleri reflektrlerin nda daha yksek grnen an kulesini seyretmeyecektim; karanlkta bataklk nehir kysnda isitilen su sesi,

    . . .

    imdi hafzamda yer almayacakn. nsan ancak hayannn bir paras olan kentler hakknda yazabilir, ama bu kentlerin, en uzun sre yaad kentler olmas art deildir. Emeviler Kurtuba' da iki yz altm be yl, dokuz nesil boyunca saltanat srdler, ama bugn bulunduumuz mesafeden bakldnda, o dnem gz ap kapayncaya kadar geip gidivermi bir a gibi grnr neredeyse. Bu:.a karlk, birka gn ve gecenin hanras hafzada byr ve Kordoba' dan uzakta, bir esareti belgelemek iin yazlan her kelimeyle pekiir.

    28

  • 11. Karalan veya Havadan Gelen Adamlar

    711 ylnda, Ekim aynn balannda, bir Mslman svari birlii, gneyden Kordoba'ya yaklamaktayd. Kent surlannn dsnda, nehrin kars tarafnda bir karacam ormannda

    . . .

    ordugah kurdular. Romal mhendislerin Guadalquivir ze-rinde kurduklan heybetli kp;, iddetli sellerden ve yzyllarca ihmal edilmi olmaktan tr harap haldeydi, ama istilaclar iin bu bir sorun tekil etmeyecekti, nk nehrin suyu sonbahann . banda pek clzd ve rahatlkla geilebilirdi. Drt yz askerden oluan yetersiz bir garnizonun bandaki Vizigot Kordoba valisi, svarilerin geliini, nbetiler onlan ovada, uzakta fark etmeden ok daha nce haber almt. Kr,n_ Rodrigo'nun ordusunun Temmuz ay ortalarnda Guadalete (Vadi'l-lahk) bataklklarnda bozguna uratld savaa ilikin korkun haberler kente ulam, yaz boyunca azdan aza dolamt. Kaak askerler, tesadfi seyyahlar kente gelip korkuyla abartlan hikayeler anlatyor, Nisan ayn da plak Cebelitank kayasnn bitiiinde, Araplann daha sonra el-Ceziret'l-Hadra: Yeil Ada (Algeciras) adn verdii yere karma yapan, garip kyafetleri ve silahlan olan esmer savalan dehet iinde tarif ediyorlard. Saylan, zalimlikleri ve cesaretleri hayal edilmeyecek boyutlardayd. Be asr sonra, Akll Alfonso'nun tarihileri, Genel Vakayiname'de, 711 yl sonbahannda Kordoba halknn zerine ken korkunun

    29

  • hatrasn veya efsanesini yle aktaryorlard: "Maripli askerlerin hepsi, yamada ele geirdikleri, rengarenk kumalardan kyafetler giyinmilerdi, .atlarnn dizginleri sanki atetendi, yzleri zift karasyd, en yakkl olanlar dibi kararm tencere gibi simsiyaht, gzleri mum alevi gibi parlakt; atlar pars kadar evik, atllar da gece vakti koyun srsnn arasna dalm bir kurttan daha zalim ve daha tehlikeliydi."

    Mariplilerin insanlar ldrdkleri, kentleri yaktklar, aalar, balan, rastladklar her yeillii mahvettikleri syleniyordu. Ama Kordoba'ya gelen yedi yz svari, nehrin sol kysnda adr kurup uzaktan surlar gzlemekle yetindi; sanki bir ey bekliyorlar ya da srf oradaki varlklarnn, kulelerden kendilerine bakan, geceleri yaktklar ateleri gzleyip mezzinlerin garip ibadet arsn dinleyen nbetileri korkudan hasta ettiini biliyorlard. Aralarnda ok az sayda Arap vard. ounluk, ksa sre nce slamiyeti kabul etmi, yama umudunda ve cihadda lrlerse cennete gideceklerin den emin olmalarndan kaynaklanan bir heyecanla orada bulunan gebe Berberilerdi. Tek tk de olsa azat edilmi kleler ve Hristiyan dnmeleri de vard; komutanlar da bunlardan biriydi, ad Macid, lakabysa el-Rumi idi. Araplar eskiden Roma vatanda olan Avrupallara ve Bizansllara Rum veya Rumf adn verirlerdi. Onlar iin Akdeniz Rumlarn deniziydi; daha sonra Kuzey spanya' daki Hristiyanlara da bu ad vermilerdi.

    Olaysz geen birka gnden sonra, atl ulaklar Guadalquivir' i getiler ve Kordoba halk iin elverili bir teslim anlasmas sundular. Muhtemelen Yahudi cevirmenler aracl-. . yla grtkleri vali, direnmeyi tercih etti. Son yllarda Vi-zigo.t kurullarnn koyduu kat yasaklar nedeniyle birok Ya-

    30

  • hudi Kuzey Afrika'ya kamu; dinlerinden vazgeemedikleri takdirde kle konumuna dyorlar, mallarna el konuyor, oullar yedi yan bitirdiinde ellerinden alnp Katolik inancna gre yetitiriliyordu. spanya'nn Mslmanlar tarafndan fethediliine ilikin vakayinamelerle efsanelerin hepsi, felaketi ihanetler erevesinde aklar: Yahudilerin ihaneti, Kont Julian'n ihaneti, Kral Rodrigo'ya dman soylularla piskoposlarn ihaneti. Kordoba'nn fethedilmesinde de, cesaretsizliin deil ihanetin etkili olduu sylenir. Macid' in ulaklar ordugaha dndler, Vizigot askerleri de fazla gecikmeyeceini tahmin ettikleri arpmaya hazrlandlar, ama o gn de hibir ey olmad; tehditkar sessizlik akama kadar srd. Surlarn iindeki kentin, ilk sonbahar akamlarna zg lk havada sessiz ve korku nedeniyle bombo olduunu hayal edebiliriz.

    Bir oban, tahkimatta zayf bir nokta olduunu, akam olduunda gizlice Kordoba'ya girebilecekleri bir gediin varln Mslmanlara haber vermiti. Yollarn karanlkta bile kolaylkla bulabileceklerdi. Surun ykk ksmnn alunda bir incir aac vard. oban fazla bir direnile karlamayacaklarn syledi; ok az sayda asker vard ve kentin btn ileri gelenleri T oledo'ya kamlard. ok karanlk bir geceydi, yamur ve dolu yayordu; kulelerde yanan ateler snd, nbetiler mazgallarn iine sndlar. Macid'in adamlar nehri sessizce getiler; aralarndan biri incir aacna urmand ve surdaki gedie ulau. Sarn zp trmanmak iin kullansnlar diye ardndan gelenlere uzatt. Kpr Kaps'ndaki nbetilerin kafasn uurup srgleri atlar ve kapnn nnde bekleyen adlar ieri aldlar; karanlk sokaklarda ilerlerken, hi kimsenin olmamasna 'ardlar muhte-

    3 1

  • -melen. Vali ve maiyetindekiler, son derece korunakl olan Aziz Acisclo Kilisesi'ne snm, kentin tamamn igalcilere brakmlard. Kilisenin iindeki yeralt pnar sayesinde ay boyunca burada direnebildiler. Bir arpma srasn.da, savunmaclar Macid'in siyah bir askerini yakaladlar; daha nce hi bu renk bir insan grmediklerinden arp boyal olduunu zannettiler. Adam kaynar sularla, ponza tayla kanatncaya kadar ykadlar ve ancak o zaman, derisi

    - nin gerekten siyah olduuna inandlar. Ama tutsak kamay baard ve su kaynann nerede olduunu Macit' e anlatt. Kayna tkadlar ve bylece direni imkansz hale geldi. Mslmanlar Aziz Acisclo Kilisesi'ni atee verdiler, btn direniiler alevler arasnda can verdi. ok daha sonraki dnemlerde kilisenin Yangn Kilisesi ya da Esirler Kilisesi diye anld sylenir.

    "Tapnaklar ykld," diye anlatlr Genel Vaka:yiname'de, "kiliseler yakld, Tanr'ya neeli vgler dzlen yerlerde artk O'na hakaret ediyor, svlyordu; halar ve altarlar kili-

    - selerden atld; kutsanm yalar, kitaplar, Hristiyanlk adna kutsal olan nesneler hep salp savruldu; bayra:nlar, ayinler hep unutuldu; azizlerin erefi, kilisenin gzellii, hepsi ir)

  • Kordoba' da muhtemelen hi kimse, daha sonra edebiyat tarafndan icat edilen bu duyguyu tamyordu. Vali ve adamlar dnda Kordoballar direnmemilerdi; dolaysyla kentin teslim koullan pek kat olmasa gerekti. Biraz daha ge tarihli bir belgede, igal kuvvetleri bakomutan Musa'nn olu Abdlaziz'le Murcia blgesi senyr Vizigot Prens Theodemir arasndaki teslim artlamasnn maddeleri sralanr. ahitler huzurunda trenle imzalanan anlamaya gre Theodemir Tanr'nn ve Peygamber' in korumas altna giriyor, egemenliin elinden alnmayaca , ne kendisinin ne de uyruklarnn konumunda hibir deiiklik olmayaca taahht ediliyordu: "Esir alnmayacaklar, elerinden ve ocuklarndan ayrlmayacaklar. ldrlmeyecekler. Kiliseleri yaklmayacak, deerli mallar ellerinden alnmayacak. Dinlerinden vazgemeye mecbur edilmeyecekler . . . "

    Yangn alevleri ve silahlarla sava davullarnn grlts ok gemeden yerini, farkl diller konuan ve belki de birbirlerini egzotik varlklar gibi gren adamlar tarafndan imzalamm bir anlamann sakin szlerine brakt. Anlamay imzalayanlar, Barbate Irma'nda kralla yan yana savat sylenen Got Theodemir ve hem k zel, hem ok ksa bir hayat srecek olan Abdlaziz'di; Abdlaziz, Rodrigo'nun dul kans Egilona'yla evlenerek, istiladan sonra bildiimiz ilk Mslman-Hristiyan evliliini gerekletirdi ve el-Endels'n ilk siyasi cinayetine kurban gitti: biliye'de (Sevilla) namaz klarken secde ettii srada hanerlendi. Dman savalarn ykt, dehet sald Kurtuba, ayn zamanda huzurlu bir kentti belki de, nk evlerine gizlenmi halkn, ldrlen nbetilerin lklarn duyup da yeni gelenlerin memleketin yeni efendileri olacaklarn anladklar geceden

    33

  • sonra, hemen hemen hibir ey deimemiti. Birka hafta nce, Ecija' da Yahudilerden ve asi serflerle klelerden oluan kalabalk bir topluluk, onlarn nazarnda aalk Got toprak sahipleriyle kilise ileri glenleri kadar iren lmayan igal ordusuna heyecanla katlmt. Hristiyan vakayinamelerinde dendii gibi dnyann temellerinden sarsld doruydu, ama mmkndr ki pek az kii bunu fark ediyor ya da nemsiyordu; insanlar yoksulluk ekmi, salgn hastalklara, iktidardakilerin zorbalna, yamalarna maruz kalmi , nfuzlu kiilerin yozlamasn, birbirlerini katledilerini izlemilerdi; bu krallarn ve rahiplerin adlar, hatta mevkileri ve ehreleri, muhtemelen yeni istilaclannkiler kadar uzakt onlara. Kordoba'da Macid el-Rumi, Rodrigo'nun Baetica valisiyken oturduu saraya yerleti; ksa sren bir kargaann ardndan kent her zamanki grnmne kavutu ve bir sre sonra da, savalar ykl ganimetleriyle kentten ayrl.p kuzeye doru yollarna devam ettiler. Adetleri olduu zere, kentin ynetimini Yahudilere devrettiler ve geride kk bir garnizon braktlar; bu topraklarda kk salmak konusunda henz kesin bir kararlar yoktu muhtemelen.

    O yllarn Kordobas, bizim iin, tpk denize veya bir yanarda patlamasnn ardndan kllerin altna gmlm kentler gibi, neredeyse btnyle bilinmezlie gmldr. Arkeolojik kazlar, Roma ve Vizigot kentlerinin katmanlar arasnda, ykseklii yer yer alt metreye ulaan bir harabe katman olduunu ortaya koymutur: tpk Schliemann' n toprak altndan kard T roya kentindeki gibi paralanm, kavrulmu, yangnlarda kararm ta ve mermerler. Ancak Roma egemenliinin sona ermesinden sonraki karanlk dnemde Kordoba'nn yaad felaketlerden geriye kalan tek

    34

  • ey, topraa gml molozlardr. Vandal aknlaryla, Vizigotlarla Bizansllar arasndaki savalarla mahvolan kent, tpk imparatorluun dier kentleri gibi yava yava kerek be asr srecek olan uzun bir gerileme dnemine girdi. Roma ynetiminde nfusu drt milyonun zerinde olan Hispania' da, Araplar geldiinde yaklak iki milyon insan yayordu. Kentler ssizlamt, yollarda can gvenlii yoktu, ticaret gelimiyordu. Vakayinamelerde betimlenen dnya, kn hakimiyetindeki, yoksullua boulmu bir dnyayd; topraa bamllktan kurtulmak iin serfler ve kleler kap yamayla geinen haydut eteleri kuruyor, babalar, yaamann dehetinden kurtarmak iin ocuklarn ldryorlard. Veba, kuraklk ve alk Araplardan nce gelmi ve onlardan ok daha fazla lme yol amt. Deerli metaller para halinde elden ele dolamyor, hayal gcn ve tamahkarl besleyen grkemli hazineler halinde krallar ve rahipler tarafndan saklanyordu. Musa bin Nusayr, Toledo'da Kral Sleyman'n som altndan zmrt kakmal, kimi yazarlara gre ise tek parazmrtten masasn, her biri bir Vizigot kralna ait yirmi drt altn ta ve ciltleri mcevher kakmal yirmi iki kitap buldu. Bunlarn bazlar Kitab Mukaddes metinleriydi; gm kapakl bir kitapta talarn, aalarn ve hayvanlarn zellikleri anlatlyordu ve garip nazarlk resimleri bulunuyordu; bir dieri, smbln nasl imal edileceini aklayan bir simya kitabyd.

    Hayal gcnn latif yalanlarnn ardnda hemen hemen hibir ey yok. Tek bildiimiz, o gnlerde Kordoba'nn kendi gemiinin, ne zaman, kimin iin dikildiklerini kimsenin hatrlamad dev yaplarn hala ayakta durduu bir glgesinden ibaret olduu. " Molozlarn arasna gmlm ilevsiz

    35

  • bazilikalar, tapnaklar, amfitiyatrolar," der Leopoldo Torres Balbas, "tula ve hartan dev hayaletler gibi ykselir. Ta ve mermer kaplamalarndan maP.rum, muhteem bir uygarln hala ayakta duran bu son tanklar, ssz meydanlara, arlara, terk dilmi sokaklara hakimdir. Onlarn ykntlar zerine, onlardan alnan malzemelerle, kemerli girilerinin, terk :edilmi byk binalarn arasnda yoksul asalak konutlar ykselir." Yedinci yzyln ortalarnda, Kordoba' da -diye anlatr bir Mslman yazar- bir doanc avlanrken doann kaybeder ve onu ararken farkna varmadan daha nce hi gitmedii bir koruya girer. Aalarla allarn arasnda bir Roma saraynn kalntlarn kefeder aknlk iinde: kentin ortasnda gizli, bilinmeyen bir harabe. Neden sonra, saray onarlr ve henz kral olacan ve adnn gelecek kuaklara kahramanl ya da an erefi nedeniyle deil, alakl nede' niyle kalacan bilmeyen Baetica valisi Komutan Rodrigo'nun konutu olur.

    Nasl ki, Kordoba derken var olmayan bir kenti tanmlyorsak, Rodrigo ad da bilmediimiz birini tanmlar. Yz hatlarn, nerede ldn bilmiyoruz. 71 1 Nisan'nn sonlarna doru Mslman savalar Algeciras sahiline ktklarnda, Rodrigo kuzeydeki topraklarda Bask ayaklanmasn bastrmaya alyordu. Kral seildiinden beri geen ksa sre iinde bir saat olsun huzur yz grmemiti. len Kral Witiza'nn oullar komplolar dzenliyor, taht ele geirmeye alyorlard. Vaskonya dalarndaki vahi obanlar, Rodrigo' nun egemenliine bakaldrmlard. Yabancym duygusu verecek kadar bulutlu ve dman olan o blgeye bile gneyden ulaklar gelip denizin tesinden gelen adamlarn istilasn haber verdiler.

  • Rodrigo Kordoba' da yz bin kiilik bir ordu toplad; Mslman vakanvisler, seferi yneten Berberi komutan Tark bin Ziyad' n on sekiz bin askerinin kazand zaferi yceltmek iin dmanlarnn saysn abartrlar; Tank bin Ziyad'n, Guadalete Irma Sava'ndan nce, adamlar kamaya imkan bulamasn diye kendilerini Kuzey Afrika' dan getiren gemileri yaktrd sylenir. Sekiz yzyl sonra, efsanevi tarih kitaplarna ve svalye edebiyatna dkn Hernan Cortes, Meksika' da ayn lgnca ve kahramanca karar taklit edecekti; ancak her iki olayda da tarihin bize bir yalan intikal ettirmi olmas mmkndr; bizim iin olayn simgesel nitelii, iki istilac askerin birbirine kout cesaretleri yeterlidir. Tark ve Cortes, kendilerini bilinmedik bir lkeye getirmi olan gemilerin alev alev yand denize srtlarn dnp savaa hazrlanrlar. Cortes, Eldorado'nun harikalarn, Galyal Amadis'in 'hayali krallklarn aryordu, Tank bin Ziyad ise, rivayete. gre, "Suriye kadar bereketli ve gzel, Yemen kadar lman ve ho, Hindistan kadar rayiha ve iek dolu, me\'Veleriyle Hicaz' a, deerli madenleriyle Hitay' a, kylarnn verimliliiyle Aden'e benzeyen" bir lkeyi. bn'l-Sabbat'n derledii bir XIII. yzyl tasviri ayn cennet izlenimini dorular: "El-Endels cmert ve suyu mebzul bir topraa sahiptir. ok sayda rma ve pek az sayda zehirli hayvan vardr. klimi lmandr . . . Doal kaynaklar snrszdr, rnler nadas gerektirmez." Tark bin Ziyad ve savalar vaatlerle ykl bu topraklara ulaabilmek iin, ilk Mslmanlarn deniz korkusunu yenerek boaz kk ticari teknelerle gemilerdi. Msr' fetheden komutanlardan biri, Halife mer' e yazd bir mektupta, denizi, "Clz yaratklar, tahta paralar zerine ylm bcekleri srtnda tayan dev bir

    37

  • yaratk," diye tarif etmiti. Halife Velid'in de, Kuzey Afrika valisi Musa bin Nusayr'n Tanca sahilinden yarmadaya gemeyi planladn rendiind!, onu bu niyetinden vazgeirmeye alt, "Mslmanlar iddetli frtnalaryla 'fkesini aa karan bir denizin tehlikelerine maruz brakma!" diye uyard sylenir.

    Ne var ki, Tanr, Kuran'da, Dou'yla Bat'nn hakimiyetlerini kendilerine vaat etmiti; denizin te yannda .seilen bu mavimsi topraklar dnyann snryd ve fethedilmesi gerekiyordu. bn Habib, Musa bin Nusayr'n -ykde Maripli Musa- hrs ve gzpekliiyle n yapm bir asker olmakla kalmayp, Hispania'y fethetmenin kaderinde yazl olduunu ryasnda grm veya yldzlarda okumu nl bir astrolog da olduunu anlatr. Ryasnda duyduu bir ses, bir yerlerde bir ihtiyar olduunu ve bu ihtiyarn, ordunun bana atanmas gereken komutann adn syleyeceini bildirmiti. Komutanlarndan birini, zgrlne kavumu bir kle olan Tark bin Ziyad' , ryasndaki ihtiyar aramakla grevlendirdi. Tark bin Ziyad ihtiyar bulup istila kuvvetlerine kimin komuta edeceini sorunca, ihtiyar ona uzun uzun bakt, sonra cevap verdi: "Sen ve senin dininden bir millet. Karanlk bir tepeye varacaksn, douda bataklk bir arazi ve bir boay temsil eden bir ekil greceksin . . . " Tark bin Ziyad'n birlikleri Algeciras bataklklarnda, Cebelitark kayasnn yan banda karaya kt. kesimlere sratli aknlar yapmaya ve ok kalabalk olacan dndkleri dman ordusunun geliini beklemeye baladlar. Onlarn bataklklara daln grenler, kara haberi ilettiler. Rodrigo'ya yazld rivayet edilen bir mektupta, "Efendimiz, buraya Afrika tarafndan dmanlar geldi; ehrelerine ve kyafetlerine baknca, yerden mi gk-

    38

  • ten mi geldikleri belli olmuyor," deniyordu. Canl renklerde kyafetler giymi, sarkl, sakall, upuzun, dimdik sancaklarna Kuran' dan ayetler ilenmi atllar. XII. yzyla ait bir elyazmasnda bu ekilde resmedilmiler; bazlar, malup Hristiyanlara Kyamet borazanlarn hatrlatan borazanlar alyorlar; aralarndan biri, bir katrn zerinde, ayn anda iki davul birden alyor.

    Vakayinameler, istilann ve fethin, bir at yar sratiyle, . yldrm hzyla olup bittii izlenimi uyandrr. Bizim zaman

    kavrammzla o dnem insanlarnnki arasnda dalar kadar fark vardr; tarihleri incelediimizde bizim iin artc olan, btn olaylardaki tuhaf yavalktr. Mslman ordusu Nisan; ortalarnda karaya kar; yaklak ay sonra Guadalete Irma Sava olur; Macid'in svarilerinin seferin genelinden ayrlp Kordoba'ya gelmelerine kadar ise, koca bir yaz mevsimi geer. Gemiimizin ya da kurgularmzn kahramanlar, olaylara ar bir hareketsizlik havas veren uzun bekleyilerle, belirsiz mhletlerle dolu, bizim yaadmz zamana kyasla

    daha youn ve saf bir zaman yaarlar. Tpk roman yazar-nn, zamann kesintisiz akn taklit etmek iin kimi zel gstergeleri seip keyfince dzenlemesi gibi, gemiteki hayatlarn akn anlalr hale getirebilmek iin aralarnda zaman furk olan olaylar st ste bindiririz. Tank bin Ziyad, ilerleyie gemek iin Kuzey Afrika' dan takviye kuwetleri gelmesini bekliyordu. Bu arada, Kordoba' daki saraynda kimselere gvenemeyen yalnz bir kral, ulaklann getirdii mektuplar okuyor ve yazarlarn dediine gre sava balamadan ok nce malup olmaya mahkUm bir orduyu toparlamaya alyordu. "Ordu baldr plaklardan oluuyordu," diye yazar Peder Mariana, "rastgele toplanm ve talimsiz insanlar ol-

    39

  • duklarndan, ne bedenlerinde g ne de ruhlarnda cesaret vard: dzensiz birlikler, pasl silahlar, ya clz ya da toza, scaa, frtnaya alk olmayan.nazl atlar."

    Gelecek yzyllarn vakanvislerinin nazarnda Rodrigo' nun gnah kibir ve sefahatti ve gnah, tpk Oidipus'un-_ ki gibi, Son Yarg'y hzlandrd. Thebai halkn krp geiren veba, spanya' da Mslman istilas felaketine dnt. Araplar, merhamet nedir bilmeyen bir Tanr'nm ezasnn uygulayclarydlar. Genel Vakayiname yer yer bir salgn hastalk anlatsn andrr: "Sokaklarda, yollarda adm ba yerlere serili cesetler vard; her yerde atlardan, iniltilerden baka ses duyulmuyordu." Tpk Oidipus gibi Rodrigo da suunu ve kehanetleri kabullenmeyi reddediyordu; onun da mahvna renme istei ve kehanetlere kaytszlk sebep oldu: " mek iin su istedi, verdiler, suyu eline aldnda kana dnt." Tehditkar ryalar grd, ama aldr etmedi; .gkyznde, ardnda uzun, kan rengi bir iz brakan kuyruklu yldzlar ve sakin sabahlarda den yldrmlar grndn biliyordu. Kpek havlamalar, ylan tslamalar, mezarlarnda dehete kaplm llerin lklar iitildi. Yer sarslyor, gecenin karanlnda glgelerin kulland silahlarn sesi duyuluyordu. Araplar veba, Msr'daki yedi afet, Ova Kentleri'ni yok eden kkrt ve ateti. Rodrigo'ya ancak yenildikten sonra azck merhamet gsterildi: "Sefahate boulmu, Tanr'nn terk ettii bir kii olarak, doru yoldan kp hem kendisini hem kralln mahva srkledi."

    lk gnah arzuydu, yani her zama-n olduu gibi bilme arzusu. Maripli el-Razi'nin vakayinamesine gre, "fuhu ve sefatten baka ey dnmezdi." Kimilerine gre Septe'nin Bizansl genel valisi olan Kont Julian'n kz Florinda, Tajo

    40

  • Irma kysnda bacaklar plak ykanrken, kral kafesli bir pencerenin ardndan onu grd. yknn aktarld eski romansn bir eitlemesinde, Florinda, aralarnda bacaklar en gzel olan semek iin nedimelerini "san, ipek bir kurdeleyle" bacaklarn lmeye davet eder; "kraln arzusu o kadar dayanlmaz hale geldi ki, ona zorla sahip oldu." Julian'n kz, Rodrigo'nun iddet kullanarak rzna getiini babasna mektupla bildirdi; o da mthi bir komployla, spanya'y Araplara satarak intikam ald. Ona La Cava, fahie adn ver diler; tpk insan soyunu kurban eden, insan soyunun anas Havva gibi, ona Ja suun bir blm yklendi.

    Ancak Rodrigo'nun mahvna sebep olan bir baka gnah da, yasak eylere bakmaya cret etmesiydi. Oidipus Sfenks' i sorgulam ve onun karsndaki -efsaneye kar akln- galibiyetip.in gururu, hem hkmdarlnn hem de mahvnn balangc olmutu. Tanrlar, kaybetmek isteyenleri kr ederler. Vizigot Krall'nn bakenti Toledo'da Herakles' in Evi ad verilen kapal bir ev vard; yan-tanrnn, Geryo-.

    . . neus'un boalarna boyun edirdii lspanya yolculuu sra-snda hazinelerini burada saklad rivayet edilirdi. Eve kimsenin girmesine izin verilmezdi; krallar tahta ktnda ilk ileri, kapsna bir kilit daha takmak olurdu. Bir tek Rodrigo btn kilitleri zorlayp ieri girmek istedi. Kap kiriinin stnde Yunanca bir yaz vard: "Bu evi ap iindeki harikalar aa karan kral iyilik ve ktlkle karlaacaktr." Rodrigo kilitlerin krlmasn emretti ve mealelerin nda, bo odalarda hazine olmadn grd. "Sadece bir sandk vard," der Peder Mariana, "sandn iinde de, garip yzl ve giysili adamlarn resmedildii bir tuval ve Latince bir yaz: ls. panya yaknda bu insanlar tarafndan yok edilecek."

    41

  • Rodrigo, yalnkl, ellerinde sancaklarla ilerleyen atllar grdnde, kehanetteki adamlar tanyacak, haykrlarn ve sava davullarn iittiinde, btn ordusuyla birlikte kendisinin de bu adamlar tarafndan hzla yok edilecegini anlayacaktr. Fildii kakmal bir sava arabasnda ilerliyordu; zerinde srma ilemeli firfiri bir pelerin vard. Arkeologlarn Suriye lnde bir Mslman saraynn ykntlarnda bulduklar bir freskte aa yukar bu ekilde, sert Bizans hatlaryla resmedilmitir. Kimilerine gre de, Rodrigo dmana kar at Orelia'nn zerinde, demir zrhlar iinde ilerle. Sava sekiz gn srd. Araplarn taktii, hzla saldrp sonra kendi hatlarna ekilerek dmann aknlndan yararlanp tekrar saldrya gemekti. spanyollar bu tr arpmaya dnka adn verdiler. Her Mslman askere drt Hristiyan asker dyordu, ama Rodrigo'nun ordusu biildi, paraland; ller saylamayacak kadar oktu. Tark bin Zi)tad'n savalarnn hiddeti, byk bn Haldun' un Halife Ali'yi atfettii sylevi okuyunca anlalr:

    "Hatlarnz salam ina edilmi bir bina gibi iyi dzenleyin; ne kalkanl adamlar, arkaya aktakileri yerletirin; diinizi skn, kafanza indrilecek kl darbelerini geri teptirmek iin en iyi yol budur; kendinizi dman mzraklarnn ortasna atn, bylece sivri ularndan kurtulmu olursunuz; yere bakn, bu cesaretinizi artrr, yreinizi ferahlatr; sessiz olun, sessizlik zaaf uzaklatrr ve askerin ciddiyetine yakr; bayraklarnza zen gsterin, onlar havaya kaldrn. Daima gerek ve azimli bir cesaret iinde olun, nk zafer azimle kazanlr . . . "

    Sekizinci gn, yalnz verilen llerle deil, ihanetle de mahvolan -Witiza'nn oullaryla Piskopos Don Oppas'n

    42

  • askerleri savan ortasnda dman saflarna katldlar- Hristiyan ordusu geri ekildi. Kral kaarken grenler olduu, ayrca atnn rmak kysnda tek bana, Rodrigo'nun tacyla zrhnn yannda grld rivayet edilir. ncilerle ssl ayakkabs amura gmlmt. Tark bin Ziyad'n Rodrigo'ya at stnde saldrp mzrayla bitii ve kellesini salamuralatp am'a gnderdii de sylenir. Bir baka ykye gre Musa bin Nusayr, Rodrigo'yu Fransa dalarna kadar kovalam, Rodrigo orada Araplarla umutsuz bir arpmada, kahramanca lmt. Ne olursa olsun, zaten bir yabanc olan kral, artk kesinlikle grnmez hale geldi; arpmadan sonraki akbeti, kendilerinden bir daha haber alnamayan dier malup krallar, rnein Britanya kral Arthur ve Portekiz kral Sebastiao gibi, tahminlere dayaldr. Burada da tarihsel olaylr gizli geitler araclyla birbirine balanr: Sebastiao, XVI. yzylda kafirlere kar yenilgiyle sonulanacak bir baka savaa doru gemiyle yol alrken, birisi onun yannda Kral Rodrigo'yu anlatan bir romans sylemi, Sebast1io, bu dizelerde gizlenen uursuz kehaneti anlayarak susmasn emretmiti. Ancak Sebastiao ve Arthur'un aksine, Rodrigo'nun dnn bekleyen kimse yoktu. Rodrigq cesaretinin ya da yenilgisinin gecikmeyle affettirdii, fesat ve melankolik bir adam, yaknlar kendisinden nce ldnden ayb ve cezas hi bitmeyecek, sulu bir hayaletti. Sebastiao' nun dinlemeyi reddettii romans, "Yolda olmayan zavalllar yalnz bana kalr," der. Yollarda, dalarda, istila paniiyle terk edilmi topraklarda hi kimseye rastlamadan tek bana at stnde ilerledi. Tarihsel bulgularla ancak dorulabilen koullan Emilio Garda G6mez muhteem ve edebi bir anlatmla aklar: "Mslmanlarn spanya'ya giriini

    43

  • sarmalayan derin ve rktc sessizliinin benzerine tarihte rastlamak mmkn deildir. Gerekte neler olduuna, bu aknla ezilen saysz insann, b.enzeri grlmemi koullarda ne dndkleine, ne yaptklarna dair korkun bir bilinmezlikle kar karyayz."

    lkesiz kral, silahsz sava Rodrigo, gnlerce tek bana yol aldktan sonra, bir kesi kulbesine geldi, gnah kard ve gkyznden gelen sesin emrettii korkun kefareti, intihara susamasna kabullendi; iinde yedi bal bir ylann uyuduu bir ukurun dibine yatmas gerekiyord.; ylan o kadar uzundu ki, kraln gnll olarak girdii mezarn iini kere dolanyordu. Keile Rodrigo' nun ldrc ylan sokmasn uzun uzun bekleyiler inde sapka bir haz vard. Rodrigo, keiin iri bir tala kapatt ukurda kprtsz yatyor, kei alak sesle dua okuyup arada bir ylan uyanp uyanmadn soruyordu. Hayvanla insan karanlkta nefes alp veriyordu: saatler ya da gnler sonra, uzun pullu beden kprdanmaya, yedi bandaki zehirli diller slk almaya balad. Kral ldnde baland, ama onu balayan bir insan olmad, nk Rodrigo'yla tebaasn mahva ve dehete srkleyen arzu, kibir ve merak, sadece Tanr'nn balayabilecei gnahlard . Rodrigo ukurun dibinden keie seslenerek ylann nihayet uyandn, nce en ok gnah iledii yerinden soktuunu ve ok gemeden, lmcl zehrin etlerini kemirip nihayet mahvna sebep olan kalbine ulatn bildirdi. Kral, kefaret ve acnn mazoiste doruunda ldnde, dnyadaki btn kiliseler insan eli demeden lm ann aldlar.

    Ne var ki, fethedilen Kordoba'da gnbatmnda artk sadece anlar almyordu; anlarn yan s ra gnde be kez

    44

  • Tann'nm birliini ve mutlak kudretini ilan ederek insanlar namaza aran mezzinlerin ezan da iitiliyordu. Yaanan felakete, Vizigotlann kne ve savalar izleyen dehet ve belirsizlik ykl sessizlie ramen, kentin gndelik grnm pek az deimiti. galciler, kaanlarn ve lenlerin mlklerine el koydular, ama kalanlara titizlikle sayg gsterip eski vergilerden daha ar olmayan kiisel vergi koydular. Ehl-i kitab, yani Hristiyanlar ve Yahudiler, ilham rabbaniye ksmen vakf olduklarndan (Mslmanlar, Hz. brahim ve Hz. sa'y Hz. Muhammed' den nce gelmi meru peygamberler olarak tandklarndan), kendi ibadetlerini srdrebilecek, ancak ayinlerini umumi yerlerde sergilemeyecek ve yeni kiliseler ve sinagoglar ina etmeyeceklerdi. San Vicente Bazilikas' nn yansn, bundan byle Mslmanlar cami olarak kullanacakt; ancak yarm yzyl akn bir sre sonra, Kurtba Abbasi halifeferinin uzak emellerine ramen kurulan bir emirliin bakenti olduunda kilisenin tamam camiye dntrld. Yaklak 7 1 8'de Macid el-Rumi'nin Berberi svarili kentin karsnda ordugah kurduktan yedi yl sonra, el-Endels ad verilen bu Mslman ilinin valisi, eski surlarn ve Guadalquivir Irma zerindeki kprnn onarlmasn emretti. Ama Kordoba henz imparatorluun bat snrnda kaybolmu bir kentti ve bir baka kutsal rman, Frat' n kylarndan buraya gelecek olan kii; doduunda bir astrolog, onun bir kralln kurucusu olaca kehanetinde bulunduundan, soyunun kurban gittii katliamdan kurtlacak, asla felakete boyun emeyecek olan ezilmi, srgn ehzade henz domamt bile.

    45

  • Ill. Kacak Sehzade . '

    Halife il. Hiam'n torunu, bir Emevi ehzadesiyle bir Berberi cariyenin olu olan, ailesinin Suriye llerinde ina ettii mstahkem vahalar andran saraylardan birinde yetien Abdurrahman bin Muaviye'nin elikili kaderi, 'hayaun zulm ve maceraya dntrd. On dokuz yana kadar, slamn stnln sergileyen kalabalk bir hanedann ok saydaki ehzadelerinden biriydi. Ksa bir sre sonra, amansz bir katliamdan kurtulan neredeyse tek kii, czamllar, veballar gibi insanlardan saklanan bir kaak oldu. ocukluunda Halife Hiam'n en sevdii torunuydu ve dedesiyle birlikte Frat Nehri yaknnda, baheleriyle, alay sularyla, askeri burlaryla cenneti andran Risafe Saray'nda yaad. Yz hatlarna bakarak insanlarn geleceini okuyan bir akrabas, onu Risafe'nin giriinde kardei Yahya'yla oynarken ilk grdnde, "Byk olay yaklamakta; bu ocuk beklediiniz adam olacak. aretlerini yznde ve boynunda grdm," demiti.

    Abdurrahman bu szlerin anlamn o srada anlamam, ama yllar sonra, kann ve felaketlerin ardndan beyaz sancan Kurtuba'nn kulelerinde dalgalandrp emir sann alarak cuma namaznda kendi adna hutbe okuttuunda, muhtemelen haurlamu. Alu yl iinde her eyi kaybetmi, sonra kazanmtt. Boyun emeyi reddettii lde, merhameti de reddetti. Kklnde Kurtuba'nn adn herhalde nadiren duymutu, yerini bile bilmiyordu belki; batda, llerin ve de-

    46

  • nizin te yannda bir yer. O dnemde zaman daha ar ilerliyorsa da, mekan ok daha geniti. Abdurrahman'm Irak'tan d-Endels'e gitmesi be yl srd; gne doduunda hala hayatta olup olmayacandan hibir zaman emin deildi. Halifelii ailesinin elinden alm olan dmanlar Abbasilerin casuslaryla cellatlar nereye giderse gitsin peindeydiler. ElEndels'n hkmdar olduktan sonra, Badat'taki halife tarafndan desteklenen ayaklanmay savaarak bastrd ve elebalarnm kafalarnn kesilmesini emretti. Ayaklanmann bandaki el-Allah'm kellesini salamuralatp Tunus'ta el-Kayrevan'a gitmekte olan bir tacirle Dou'ya gnderdi. Tacir elKayrevan'a vardnda, Abdurrahman'm kesin talimatna uygun ekilde, kurunlmu kelleyi gece vakti gizlice arda bir meydana brakt; yanma da asilerin siyah bayrayla nasl yenildiklerini anlatan bir parmen koydu. afak sktnde, yerden frlam ilenimi uyandran kelleyle yrtk kanl bayra grenler dehete kapld. Kesik kafa el-Kayrevan'dan Badat'a ulat; lmn arptt yz hatlarn, ak birer yaraya benzeyen .gzlerle az gren halife, Kurnba'nm bu kadar uzakta olduuna kretti ve muhtemelen Emevilerin son emirine asla boyun ediremeyeceini anlad. "O iblisle arama denizi koyduu iin Tann'ya krler olsun," dedii rivayet edilir.

    Ne var ki, bu intikam, on be yl nce, Dou illerinde Abbasi ayaklanmalaryla balayan, Emevi hanedannn son halifesi II. Mervan'm yenilip Suriye'ye, Filistin'e kaarak Yukar Msr' da Abusir adl bir yerde savata ldrlmesiyle sonulanan, Emevileri iktidardan dren kanl gsteride gecikmi ve ikinCil bir olayd sadece. Abbasilerin siyah sancaklar vard ve ordular, Emevilerin keyfiliiyle, ahlaksz alkanlklaryla yozlam olan slamiyeti arndracak gizli bir ima-

    47

  • '

    mm geliini mjdeliyordu. Emevi halifesi Velid' in (spanya o:.un hkmdarl dneminde fethedilmiti) srekli sarho olduu ve ok atma talimi yaparken hedef olarak Kuran'n bir nshasn kulland sylenirdi. lk Abbasi halifesi Ebu'l-Abbas, "kan dken" anlamna gelen el-Saffah sann ald ve srf yaayan Emevilere saldrmakla )!etinmedi. Eski halifelerin am'daki mezarlarnn almasn emretti; Muaviye'nin klleri datlp lanetlendi, Hiam'n cesedi bir armha ivilenip yakld. Torunlarndan birinin -Abdurrahman'n bir kuzeni- bir eliyle bir aya kesildi ve btn Suriye'de eek .srtnda ehir ehir gezdirildi; nnden giden bir rtkan -yksek sesle adn ve mevkiini ilan ediyor, sakatlyla alay ederek hakaretler yadryordu. Hiam'n kz Ebda Sultan, hazinesini nereye sakladn itiraf etmeyince hanerlendi.

    Zulm anszn kesintiye urad. Halife Ebu'l-Abbas hayatta kalanlar iin bir af kard ve Filistin'de Ebu-Futrus'ta yaplacak bar kutlamalarna arlmalarn emretti.' Yaklak yetmi Emevi, davete icabet etmek zere snaklarndan ktlar. Aralarnda Abdurrahman ve kardei Yahya yoktu; belki phelenmilerdi, belki de haber vaktinde ulatrlamamt. Trenin banda saray airi Subl, Abbasileri ven ve Emevilerin kkn kurutmaya kkrtan dizeler okudu. iir sona erdiinde, sopal adamlar, adeta son dize bekledikleri iaretmiesine salona dalp Emevilerin stne atldlar ve dve dve ldrdler. Olay Delacroix tarafndan resmedilmi bir katliam tasvir edermi gibi aktaran Friedrich von Schack, llerin ve can ekien yarallarn zerine hallar serildiini, tabaklarn, kadehlerin grltsne, sarholarn kahkahalarna, alglarn sesine kurbanlarn iniltilerinin kartn, lenin kana bulanm salonda devam ettiini anlatr.

    48

  • Shakespeare bile Titus Andronicus'ta bunca deheti bir araya getirmeye cesaret edememitir. Tarih, edebiyatn kaldramayaca arlklara yer verir, ancak daha sonra edebiyat taklit ederek kanl Ebu-Futrus batandan kurtulmay baaran ehzadenin kan anlatr bizlere. Abdurrahman, katledilen ailesinin intikamn almak ve adn devam ettirmek zere kflderin kurtard kahramandr. Sadk bir ulak, katliam haber vermek zere at stnde Yahya'yla Abdurrahman'n sakland yere gitti. Aabeyi ava gittiinden Yahya tek banayd. Bu arada, Abbasilerin hizmetindeki birka svari fark ettirmeden ula izlemiti; girdii evin etrafn evirdiler ve ehzadeyle birlikte ulan da boazn kestiler. Talih bir kez daha

    Abdurrahman'n hayatn kurtarmt. Abdurrahman bu olayn ardndan iki kz kardei, bir erkek kardei ve drt yandaki olu Sleyman' da yanna alarak Dou'ya kat. Eski hizmetkarlaryla klelerinden tek kalan, efendisini hi terk etmeyecek olan, azat ettii klesi Bedir'di. Frat Nehri'ni geti ve kk bir kyde sakland. Dozy'nin tahminine gre, niyeti Afika'ya gemek; Levi-Provenal'in tahminine greyse, Asya' nn daha uzak ovalarna doru kamaya devam etmekti. Ama belki de tek dncesi , peindeki inat cellatlar atlamaya devam etmekti. On dokuz-yirmi yalarndayd ve birka ay ncesine kadar tasasz bir aydn hayat srm, vaktini iir yazarak, bahelerde, kadnlarla geirmiti; oysa imdi, her eyi acmaszca elinden alnm bir hayvan gibi llerde geziyor, takipten hi kurtulamyordu. Bitkin dp gzleri kapandnda herhalde ryasnda R.isafe'yi gryor, yaklaan dmanlarnn ayak seslerini iitiyordu. Sakland kerpi kulbenin eiinden ufka baktnda, gznde canlanan belki de Abbasilerin uzun mzraklaryla siyah sancaklanyd.

    49

  • .

    Zulmn en koyu gnlerinin gemesini beklemek gereki-yordu. Peinde ka casus olursa olsun, bir insan usuz bucaksz dnyann kalabalnda veya sszlnda grnmez olabilir. Abdurrahman o isimsiz kyde bekliyor, sessizlikten, sknetten pheleniyordu. Kan Dken sann kullanmaktan eref duyan banaz zorba Ebu..'l-Abbas, kendi zalimliinden bkm olabilirdi. Abdurrahman tetikte bekliyor, ara sra karanla ekilip biraz kestiriyordu, nk gzleri hastayd ve ln i na dayanamyordu. Bir sabah, olu Sleyman alayarak kulbeye girdi ve babasnn kucana snd: _Kapnn nnde oynarken plak ufukta siyah bayrakl svariler grmt.

    Halifenin adamlar kyn evlerini tek tek arayp ardndan atee verdiler. Yanna birka altn sikkeden baka ey almaya vakit bulamayan Abdurrahman kk kardeiyle birlikte kamt; askerler eve girdiinde ieride iki suskun gen kzla srekli alayan bir ocuktan baka kimse yktu. ki Emevi ehzadesi ky terk edip Frat Nehri'nin kysna vardlar. Irman sular kabarkt; Abdurrahman kardeini de ikna edip sulara atld. aresizlik iinde, hzla yzerken ban evirdi ve svarilerin kyda olduunu, kardeininse geride kaldn grd. Kardei kkt, yzmeye devam edecek gc yoktu; herhalde boulmaktan korkuyordu. Abdurrahman bararak acele etmesini syledi, ama giderek daha geride kaldm grd; askerlerin geri dnmesini, korkulacak bir ey olmadn sylediklerini duyuyordu. ki gen kzla kk ocuun cann balamlar myd? Abdurrahman bitkin halde, zerinden sular akarak kar kyya kt ve kardeini armaya devam etti; kardeinin kendisine srtn dndn, ar ar sudan ktn ve kydaki amurun stn-

    50

  • de yryerek siyah sancakl askerlere yaklatn grd. Abdurrahman, bir daha hi gemeyecei Frat'n kar kysndan, kardeinin boazlann seyretti; korkuyla, can ekierek haykrn ryada ta kesilmiesine dinledi.

    Be yl sonra Kurtuba'da son bulacak olan Bat'ya yolculuk byle balad. Abdurrahman, kanunsuz bir Sindbad, vatan kendisine temelli yasakland iin kendine bir baka vatan yaratmak zorunda kalan bir Odysseus'tu. Huzur yz grmeden, slam topraklarnda yannda bir tek azat ettii klesi Bedir'le saklanarak yol ald. Son gnlerinde yazd bir iirinde, o yllar yle anyordu: "Alktan bitkin dm, silahlardan rkm, lmden kam, l gemi, denizi am, dalgalar, kra dzlkleri gslemiti ." Bedir'in yreklendirdii, belki ksmen kendi cesaretinden kaynaklanan sadakati ve kurnazlyla koruduu Abdurrahman Kuzey Afka'ya, frikiyye eyaletine vard; valisi bn Habib, henz Abbasi halifesini tanmamt. Orada hi deilse geici olarak Kan Dken'in adamlarna kar kendini gvende hissedebilirdi. Ne vtr ki, Abdurrahman'a misafirperverlik gsteren bn Habib ondan pheleniyordu. Saraynda bulunan Yahudi bir kahin, alnna dklen iki buklesi olan bir adamn byk bir krallk kuracan haber vermiti. bn Habib san bu ekilde taramaya balamt, ama Abdurrahman' ilk grdnde, Emevi ehzadesinin de ayn ekilde tarandn fark etti. Onu derhal ldrmeye karar verdi; Yahudi kahin yle dedi: "Onu ldrrsen kehanetin gerekleemeyecei kesin, ldrmezsen gerekleebilir . . . "

    Abdurrahman hayatn kurtarmak iin tekrar kamak zorunda kald. Hibir kentte gvende olmayacakt; bu y\izden llere, kimsenin gcne boyun emeyen Berberi kabi-,

    5 1

  • lelerinin yanna snd. Hibir eyi yoktu ve yksek emellerine layk olmayan hibir eye raz olmuyordu. Anonim vakayinamede yle anlatlr: "T k banayd; zekasndan baka destei, gl iradesinden baka yolda yoktu." Fiyaskoyla sonulanan entrikalar kuruyor, kovulduka bir eyaletten dierine geiyor ve farkna varmadan Afrika'nn batsna yaklayordu. ok yaknda, karsnda sadece deniz olacakt. Dozy onu bir Stendhal kahraman gibi tasvir eder: "Yirmi yandaki zihninde yce hayaller durmadan birbirini kovalyordu. Uzun boylu, kuwetli ve cesurdu; zenle eitilmiti ve ender rastlanan yeteneklere sahipti; igdsel olarak palak bir gelecee yazgl olduuna inanyordu ve macerac, giriimci ruhu, yoksul srgn hayat boyunca canlanan ocukluk anlaryla besleniyordu."

    Abdurrahman Dou' dan Bat'ya yol alyordu; annesi ise, uzun yllar nce, Berberi kabileleriyle savaan Araplar: .tarafndan cariye olarak alnp Suriye' de bir hareme gtrldnde ayn yollar ters ynde kat etmiti. Cariyeler, sahibinden hamile kalp erkek ocuk dourduklar takdirde dorudan zgrlklerine kavuur ve mmi veled (olan annesi) sann kazanrlar, evde imtiyazl bir konumlar olurdu. Srgn ehzade Abdurrahman, saklanaca baka yer kalmaynca, annesinin sava ganimeti olarak alnd kabileden yaknlk grd. Onu defalarca lmden kurtaran talihi, bu kez de annesinin bir daha grmedii topraklara gtrmt. Kabilenin ad Nafza'yd, topraklar Septe yaknndayd. Abdurrahman da, tpk krk yl nce Musa bin Nusayr gibi, denizin kar yakasnda spanya'nn mavi kylarn belli belirsiz grm olmal. Tpk onun gibi, denizin uurumlarnda yol almaktan korkmu, ancak hem yakn hem de neredeyse grnmez ve mehul olan

    52

  • bu lke onu bylemi olmal. Ardnda brakt yollarn tek tek hepsi kendisine kapanmt. Eski istilaya katlm kiiler, o lkede Suriye' deki kadar verimli vadiler ve grkemli kentler olduunu anlatyorlard. Abdurrahman, Kitab Mukadles'e gre Yeryz Cenneti'nin bulunduu Mezopotamya'dan geliyordu; imdi de, Eski Yunanllara gre Hesperidlerin Bahesi' nin bulunduu topraklarn yaknndayd.

    Ancak bildii bir ey daha vard: Emevi hanedannn birok Arap ve Suriyeli taraftar el-Endels' e yerlemiti ve kabile yasalar uyarnca hanedanla sadakat balar sryordu. O dnem slamiyetinde devlet neredeyse tamamen soyut bir kavram, Bizans ve Sasani geleneklerinden alnm ereti bir tiyatroydu. Araplar ldeki eski zamanlarda olduu gibi akrabalk ve taraftarlk balarndan baka bir sadakati zor tanyorlard; dinleri adna kazadklar zaferler ve dnyay fethetmeleri, bu sadakat temeline dayanyordu. nsanlar birbirine balayan, herkesin uyruu olduu bir hanedana sadakat deil, kendi kan balarna ve ans, ismi kendilerine miras kalm atalarna sadkatleriydi. bn Haldun, xv. yzylda yazd Mukaddime' sinde, bu mutlak dayanmaya asabiyyet adn verir ve Araplarn dmanlarna asabiyyet sayesinde boyun edirdikleri, ancak asabiyyet yznden de hibir zaman kalc imparatorluklar kuramadklarn aklar. Bir kabileyle mttefiklerinin ortak gc sayesinde iktidar ele geirilir; kendisi dndaki bir toplumda erimesi mmkn olamayan bu g, dier kabilelerle giriilen savalarda harcanr. Asabiyyet Araplarn ve btn gebe kavimlerin ayn zamanda hem eitliki enerjisi, hem de ykc gcdr; el-Endels'n Emevi emirleri, yaklak asr boyunca devlet otoritesini kabilelerin takn karmaasna stn klmak iin srekli, bo yere abalayacaklardr.

    5 3

  • '

    Mslman ordularnn ilerleyiinin yavalayarak, kuzeye doru genilemelerinin snr olan Poitiers Sava'yla tamamen durduu, fethin sona erii andan itibaren, l-Endels'te Araplarla Berberiler arasndaki, hatta douda blnmelerinin sebebi olan nefreti yeni lkelerine aynen tayan Arap kabileleri arasndaki savalar hi durmamt. Artk igal edilecek toprak, sava ganimeti olarak paylaacak hazine yoktu. Genellikle dalk blgelere srlm olan Berberiler, kentlerle vadilerde egemenlii ele geirmi olan Araplara kar ayaklanyorlard. Arap Kays kabilesi Yemenilerle savayordu; Abdurrahman'n Almuti.ecar'da karaya kmasndan ksa bir sre nce, Saqunda arpmas'nda Yemenlileri malup etmilerdi ; Kurtuba surlarnn nndeki bu dzlkte yllar sonra nl bir d mahalle olutu. El-Endels'te vali mevkii Kays kabilesinin, Yusuf el-Fhri'nin elindeydi. Emevi taraftarlarna gelince, on yl akn bir sre nce bir Berbrn ayaklanmasn bastrmak zere yarmadaya gelmi olan yaklak be- yz svarinin imdi gneyde geni krsal arazileri vard; kabilelerine gre gruplamlard ve kendi askeri rgtlenmelt:rini koruyorlard. Topraklar kendilerine ileriye ynelik sava hizmeti karlnda el-Endels valilerince verildii halde, Emevi hanedannn son halifesi kaybedilen bir savata ldrlm ve ailesi katledilmi bile olsa, bu siyasi bamllktan daha gl ve kutsal olan ba, aralarndaki birlii salayan asabiyyet onlar Emevilere balayan sadakatti. Katliamdan kurtulan kaak ehzadenin hikayesini duymulard belki de; lm de olabilirdi, bahtszln kabullenerek gebelerin arasnda hala gizleniyor da olabilirdi. Ne var ki Haziran 754'te, Emevi taraftarlarnn ba Ubeydullah bin Osman', denizi ap kendisine bir mektup getirmi olan tanmad

    54

  • bir adam ziyaret etti. Bu adam yorulmak bilmeyen hizmetkar Bedir'di; Abdurrahman Kuzey Afrika'da bekleyiini srdryordu; bilemediimiz nedenlerden tr annesinin kabilesi artk kendisini desteklemediinden Magila kabilesiyle yayor, bu arada, el-Endels kaps da kapanrsa nereye gidebileceini dnyordu belki de.

    Bir yldan fazla bekledi. Ulan gtren geminin ald engin denize bakp umutsuzlua kaplm, Bedir bu kadar geciktiine gre, sonunda onun da kendisini terk ettiini dnm olmal. Birlikte yaad kabilenin gznde bir konuktan ok bir rehineydi. Yalnzl ve gururu onlar phelendiriyor, varlnn uursuzluk getirmesinden, yllardr iznini srenler tarafndan cezalandrlmaktan korkuyorlard. Emellerinin snmeyen atei ve bahtszl, onu dier insanlardan ayran bir . iaret gibi baklarnda parlyordu herhalde. Sarn ve ok uzun boyluydu, ama onu hep lo kta yaamak zorunda brakan hastal yznden bir gz krd. Bo gz yuvar ve tek ak gz, ehresinin genliine tedirgin edici bir ifade karyor olmalyd. Henz yirmi aln yan doldurmamn.

    Bir Austos gn leden sonra, Bedir' in gidiinden on ay sonra, Abdurrahman kyya yaklaan bir gemi grd. Hayal krklna alkn, hala inanamayarak, pruvada hizmetkarnn yzn seti, kendisine seslendiini iitti. Daha gemi kumsala yanamadan, Bedir suya atlayp koarak getirdii gzel haberleri anlatmaya balad: Emevi taraftarlar ve Yemenli Araplar onun yannda savamaya hazrdlar; denizin kar kysna bir an nce varabilmek iin tekrar gemiye binmeleri gerekiyordu. Bedir yannda on iki adam ve bir kesenin iinde be yz alnn getirmiti. Alnnlann bi ksmm ag9zl Ma-

    5 5

  • gilalara ehzadenin zgrlne karlk fidye olarak vermeleri gerekti. Gemi denize alrken, kabile yelerinden biri gemiye yzd ve bararak, bir dilnci gibi arszca daha fazla para istedi, nk payna az para dmt. Gemiye :rmanmak iin bordaya tutunduunda Bedir' in adamlarndan biri tek bak darbesiyle ellerini kesti. rarih 1 4 Austos 755'ti. Birka saat sonra, karanlkta, Abdurrahman bin Muaviye elDahil (Merhametli Tann'nn kulu, Muaviye'nin olu.

    , Gmen), Almufiecar'n tal sahiline inmekteydi.

    Ama Kurtuba hala ok uzaktayd ve o, tkenmi bir soyun son temsilcisi, kkleri olmayan bir yabanc, serveti ve krall olmayan bir ehzadeydi. Vard lke be yl sren kuraklk ve alk yznden mahvolmu bir lkeydi; Berberilerin, Arap airetlerinin, yzyllardr Romallara ve Vizigotlara kar savatklar gibi Mslmanlara kar da savaan, kuzeydeki dar geitlerde mevzilenmi yerli kabilelerin . srekli ayakland bir snr lkesiydi. Abdurrahman el-Endels'e ayak bastnda, vali Yusuf el-Fhri'nin ordusu, Basklarla mcadelesinde ar bir yenilgiye uramt. Basklara kyasla Emevi ehzadesi henz bir tehlike saylmazd, ancak takviye birlikleriyle kuzeye doru ilerlemekte olan Yusuf, geliini haber aldnda saldry brakp nerede ve yannda kimlerin olduunu renmek zere derhal Kurtuba'ya dnd, ailesine sadk Suriyeliler tarafndan arlanan Abdurrahman, o srada Illiberis iline bal Loja yaknndaki T orrox atosu' na yerlemiti. Hibir ey yapmad, el-Endels'e niin geldii henz bilinmedii halde, srf varl bile bir tehditti. Valinin askerleri ordularndan ayrlp onun saflarna geiyorlard. Yollarn tozunu geilmesi imkansz bir amura dntren sonbahar yamurlan hem Yusuf u hem de srgn ehzadeyi hareketsiz-

    56

  • lie mecbur ediyordu. O dnemde sava, tpk ekim ve hasat gibi mevsime bal bir iti. Seferlere ubat-Nisan aylan arasnda hazrlanlr, arpmalar tpk hasat gibi yazn yaplrd. Kurtuba kalesine ekilen Yusuf, k mevsimi boyunca dmannn niyetini zmeye alt. Ona ulaklar gnderdi, eitli araziler, mevkiler ve hatta kzlaryla evlilik teklif etti, bakente . davet etti. Ne var ki Abdurrahman, her eye sahip olmamay kabullenemeyecek kadar ok ey kaybetmiti. 756 Mart'nda Suriyeliler, Yemenliler ve Berberilerden oluan ordusuyla Kurtuba'ya doru ar yryne balad. rdnl Suriyeliler, Archidona Camisi'nde onu emir ilan ettiler. biliye'ye . girdiinde uzun zamandr beklenen bir kral gibi, dadaayla karland; halk sokaklarda sevin gsterileri yapt. Dnyay dolaan, korkuyu, al, umutsuzluu tanyan Abdurrahman, atalarnn kaerini tekrar ediyordu.

    Yllardr gizlenerek yayor, kiralk katiller izini sryordu; oysa imdi gpegndz bir ordunun banda at srmekteydi ve valinin birliklerinin Kurtuba' dan yola ktn, Vadi'l-Kebir (Guadalquivir) Irma'nn sa kysn izleyerek kendisine doru ilerlediklerini biliyordu. Ama Abdurrahman t:.rtk kaamayacakt. Ordusu rman sol kysn izleyerek Kurtuba ynnde ilerledi. Birka gn sonra valinin as- _ kerleriyle karlat; aralarnda rmak vard; belki bo yere karlkl kabadaylk tasladlar, nk rmak ok kabarkt ve at stnde geilmesi imkanszd. Abdurrahman uzaktan dmanlarnn yzne baktnda, Frat' n kysnda len kardeini hatrlam olmal. Bir rman kysnda kardan deheti izlemiti; imdi bir baka rman Vadi'l-Kebir'in kysnda zaferi ve Yusuf el-Fhri' den deil, gemiten ve bahtszlktan alman gecikmi bir intikam tadacakt.

    57

  • O ana kadar zt ynde ilerlemi olan iki ordu, uygun adm Kurtuba'ya doru yrmeye balad: Yusufun ordusu kenti savunmak, Abdurrahman'n ordusu fethern:ek zere. Vadi'l-Kebir'in bulank, takn sulan, kimsenin henz geemeyecei bir snr gibi iki ordunun arasnda akyordu. Geceleri ayn anda ateler yaklyor, rman iki yakasndan bartlar, at kinemeleri duyuluyordu. Abdurrahman ara sra ateleri yanar halde brakp adamlarna sessizce, k!lranlkta gizlenerek ilerlemeye devam etmelerini emrediyordu. Korku nedir bilmiyor, ama yalana da, kurnazla da burun kvrmyordu; ihanete bavurmaktan da asla ekinmeyecekti. Mays balarnda Kurtuba surlarn ilk kez grd, ama sessiz gnbatmlarnda ezan sesini duyacak kadar yaklat iek kokulu kentle arasnda bir dman ordusu ve bir rmak vard. Irman debisi olduka azalmt; stnde. zakkumlarn yetitii, sazlkl, krmzms kumlu geni adacklar olduunu

    . grd. Artk rmak kolaylkla geilebilirdi, ama svarilerin hibiri henz buna cesaret edemiyordu. Abdurrahman Yusuf a bir mektup yazp bir ulakla ordugahna gnderdi; mektupta artlarn kabul edeceine, el-Endels' ele geirmekten vazgemeye sz veriyordu. Ne var ki, ayn gece askerleri rma geip valinin birliklerini kallee gafil avladlar. Abdurrahman' n Yemenli askerleri, kenti yamalama ve on yl nce Saqunda arpmas' nda uradklar yenilginin intikamn alma arzusuyla evke gelerek Yusufun ordusunu darmadan ettiler; Yusufun bir olu savata ld. Abdurrahman 1 5 Mays'ta, bayrak olarak kulland beyaz sar mzrana balayarak Kurtuba'ya girdi. Hala bir Hristiyan kilisesintn yarsn kaplayan byk camide kesin olarak emir sann ald ve kent halk kendisine itaat yemini etti. Aqdurrahman, yl-

    58

  • lar boyunca kerpi kulbelerinde, gebe adrlarnda yaadktan sonra, el-Endels valilerinin sarayna yerleti; yaklak yarm yzyl nce Rodrigo bu sarl.ydan kp Mslmanlara kar giritii ilk savata kralln kaybetmiti.

    Kazanmas onca zamana ve cesarete mal olan kralln kimsenin elinden almasna izin vermeyecekti. Onu herkese, hem dmanlarna, hem mttefiklerine, kuzeydeki Hristiyanlara, Badat'tan gelen suikastlara, hatta imparator Charlemagne'n ordularna kar savundu; Sarakusta'y (Zaragoza) kuatan Frank ordular kenti' fethedemeden geri ekilirlerken Roncesvalles Geidi' nde vahi Pirene dallar tarafndan yok edildi. Abdurrahman saltanatnn ilk gnnden, zaferin kazanlmasndan itibaren, savata kendi saflarnda yer alanlara bile gvenemedi, nk Yemenliler, Kurtuba'y yamalamalar, yenilen Yusuf el-Fhri'nin hazinelerine ve kadnlarna el koymalar yasaklannca, derh::'l Abdurrahman' ldrmek zere komplo kurdular; Abdurrahman ancak toplu idama barup dehet salarak onlar dize getirebildi. Abdurrahman' n emriyle otuz bin Yemenlinin kafasnn kesildii ve ihanet phesiyle kendi ailesinden baz kiileri bile gizlice boazlatt rivayet edilir. ktidar ancak sistematik zulm ve phe sayesinde koruyabildi. Abdurrahman hakknda bildiklerimizin neredeyse tek kayna olan anonim derleme Ahbar Mecmua' da yle tasvir edilir: "Gzel konuur ve iirler yazard; sakin, bilgili ve kararlyd; bakaldranlar duraksamadan ezerdi; uzun sre dinlenmedi, tembellie kendini kaptrmad; ilerinin takibini hi kimseye devretmedi ve sadece kendi zekasna gvendi. Gzpeklii, cesareti ve mthi bir ihtiyatll ahsnda birletirdi. Genellikle beyazlar giyerdi." Abdurrahman, mrnn geri kalan otuz iki ylnda rahat y-

    59

  • z grmedi; en amansz dmanlar, kuzey snrlarnn tesindeki Hristiyanlar deil, banaz vaizlerin kkrtmasyla zaman zaman ayaklanan Araplar ve Berberi kabileleri oldu. lkesinde Abbasilerin siyah b

    ayran yasaklad. Byk ca

    mide Abbasilere lanet okunmasn ve cuma namaznda Dou halifesi adna hutbe okunmamasm emretti. Kimsenin sadakatine gvenemedii iin krk bin yabanc paral askerden oluan bir ordu kurdu. iire ve savaa ayn derecede eilimliydi. Aadaki dizeler ona aittir:

    le gnei kzgn nlaryla yolumu kestiinde,

    dalgalanan bayramn glgesidir sayvanm.

    ller ve adrda hayat benim gzmde muhteem bahelerle saraylardan yedir.

    Zamanla daha somurtkan ve zorba olduu, cinayet korkusuyla sarayndan neredeyse hi kmad sylenir. Efendisini yeniyetmelik gnlerindeki yolculuklarndan beri tek etmemi olan Bedir de sonunda gzden dt, var you elinden alnd ve Kurtuba'dan kovuldu. Gen masal kahraman, hn dolu, yalnz bir despota dnt; adeta birden fazla kiilik sergiliyordu; bunlarn hangisinin gerek olduunu ya da herhangi birinin gerek olup olmadn bilemiyoruz. Abdur-rahman bir yandan Suriye hasretine ilikin incelikli dizeler yazyor, bir yandan da olu Sleyman'a bir sulu gibi ikence .ediyor. Tutuklanan bir asinin ellerinin kesilmesini, daha uzun sre can ekisin diye topuz darbeleriyle ldrlmesini emrediyordu. Hauralarn mahremiyetinde yaayabilmek iin,

    60

  • Kurtuba yaknnda ocukluunun getii sarayn benzerini ina edip ayn ad (Risafe) verdi, ama misafirperverlik ve balama kisvesi altnda yalnz bana arlad bir rakibini kendi elleriyle ldrmekten de ekinmedi. Abdurrahman hem daima birliklerinin banda at sren adil ve yiit bir hkmdard hem de -Dozy'ye gre- "kalle, zalim, kindar, merhametsiz bir despot," dehetin koruduu, nefretin tecrit ettii bir krald. Belki de bu yzden ta uzaklarda, Gmen'in fkesinin Badat' a ulamasndan korkan Abbasi halifesi Ebu Cafer el-Mansur, onu yrtc bir kua benzetmiti.

    Ama artk Abdurrahman'n gerekte nasl biri olduunu renmemiz mmkn deil. Kendisine mal edilen btn dizeler onun kaleminden kmam olabilir, ama kesin olmayan elyazmalarnda aktarlm, o yaarken mevcut olmayan bir dile evrilmi dizelerinin gzellii, Abdurrahman' da kendimize benzer bir. eyler olduunu bize hissettirir adeta. Abdurrahman, tpk bir kadna sarlrken gzlerini kapatp bakasna sarldklarn hayal eden erkekler gibi, Kurtuba' da kastl t,,.r am yanlsamas iinde yaam olmal; ancak hatrlamak ona yetmiyordu, zledii eylere eliyle dokunabilmek istiyordu. Suriye'ye adamlar gnderip yeni lkesinde yetimeyen aalar getirtti; Risafe'ye ve Vadi'l-Kebir kysnda valilerin saraynn arazisine ina edilen yeni sarayn bahelerine palmiyeler ve nar aalar diktirdi. Bugn Kordoba'nn damlarnn silueti zerinde ykselen bir palmiyenin san salkmlarna baktmzda grdmz ey, bin iki yz yl nce bir adamn iradesi ve zlemi tarafndan yaratlm bir manzaradr. Caminin ilk sahnlarn, nar aalarnn parlak yeilini, meyvesinin ltl, saydam krmzn ona borluyuz. Cesaret ve cinayet temelleri zerine kurduu krallk daha sonra yerle

    61

  • bir edildi, yaptrd saraylardan geriye yknnlan bile kalmad. Abdurrahman' dan bu dnyaya kalanlar; birka stun, tandk aa siluetleri ve gerekten onun yazp yazmad nemli olmayan kimi dizelerdert ibarettir:

    Risafe 'de bir palmiyeyi seyrettim, cra Bat 'da, memleketinden uzakta. Dedim ki ona: kimiz de yabanc bir lkedeyiz. Ne zamandr yaknlarmdan ayrym! Yabancs olduun topraklarda yetitin ve tpk benim gibi, dnyann bir

    ucunda yayorsun. afan bulutlar seni serinletsin

    bu uzak diyarlarda, yamurlar hep teselli etsin.

    62

  • IV. Labirent Sehir ,

    Bir harabe alan, uzak bir eyaletin bakenti olan ehir, ksa srede bir adamn kaderine ve hayalinin somutlam ekline dnt. Verimli topraklarda yetien bitkilerin canllyla, arlyla geliti, hem daha karmak hem daha byk bir ehir oldu; bakmszlktan yklan surlar tekrar ykseldi, geniledi ve yeni mahallelerin etrafnda, sudaki halkalar gibi oald. Mslmanlar fetihten beri byk cami olarak San Vicente Bazilikas'nn yarsn kullanmlard, ama Abdurrahman'n saltanat srasnda bu ibadet mekan dar gelmeye balad; emir, Hristiyanlara ait olan blm yz bin dinar karlhda satn ald ve ayrca kendilerine surlarn dnda yeni kiliseler ina etme hakk tand. Bazilikann bulunduu arazinin zerine, tpk Kurtuba'nn kendisi gibi Mans\lr dnemine kadar genilemeye devam edecek olan yapnn ilk sahnlar ina edildi. ehrin nfusu arttka, stun sa)'.ls da artyordu; en uzak diyarlardan gelen insanlar, tpk Gmen gibi Kurtuba'y vatan ediniyorlard: emirin, nfuzlu misafirperverliiyle arlad, Suriye' den gelen akrabalar, Kuzey Afrika'dan gelen Yahudi tccarlar, Berberi asker ve obanlar, siyah kleler ve tacirlerin Rum diyarndan getirdii deerli hadmlar, haremlerde yaayan, mzik ve edebiyatta olduu kadar ak sanatnda da usta, sarn, mavi gzl cariyeler; bunlarn bazlar, rnein 11. Hakem'in lnceye kadar sevdii Navarral Subh, emirlerin annesi veya gzdesi olacakt.

    63

  • Emevilerin Kurtubas, hem darack sokaklar, stunlar ve kapal saraylaryla, hem de ehreleri ve dilleriyle bir labirentti; bu melez ehirde Hristiyanlar ve Yahudiler kendi dillerini korumakla birlikte Arapa konuur ve yazar, 'hi kimse, soylarnn izini ilkel kavimlere kadar srebilen en yksek aristokratlar bile, safkan oluuyla bbrlenemezdi; rnein ilk slam halifelerinin soyundan gelen byk III. Abdurrahman, ayn zamanda Hristiyan bir prensesin torunuydu; korkun Mansur'un oullarndan birinin aile iindeki ad Sa'nchol, yani Sanchuelo'ydu; ayn ekilde, bn Kuzman, Garsiyye-Garda, Lupp-Lope-, "Got'un olu" anlamna gelen bn'l Kutiyye, bn Antunyan, Serbandus, bn Albar gibi adlar da vard. Hristiyan Mustaribler ibadetlerini serbeste yerine getirebiliyorlard, ancak ayin alay dzenlemeleri ve pazar gnleri dnda an almalar yasakt ve Yahudiler gibi zel vergiye tabiydiler. Mustarib toplumu Vizigot yasalaryla ynetil ve kendi yneticilerini, kilise grevlilerini ve piskoposlarn seerdi; Hristiyanlar konsiller dzenler, zaman zaman devlet ynetiminde de grev stlenirlerdi: bir Kurtuba piskoposu, lll. Abdurrahman' n eliliini yapmt. Din deitirip Mslman olmay seen Hristiyanlara Mvelled denirdi; Mslmanlarn btn haklarndan yararlanrlard; bununla birlikte, birou bir aalk duygusu, Araplara kar gceniklik tard; ou kez onlarla eit olmak iin kendilerine Doulu atalar icat ederlerdi - Nieblal olan bn Hazn, ranl olduunu ileri srerdi. El-Endels'n en inat asilerinden bazlar Mvelled kkenliydiler: Kurtuba' da emirin sarayna baskn dzenleyen Saqunda mahallesi sakinleri, iki kere din deitiren, ve yaklak yarm yzyl boyunca Malaka (Malaga) dalarnda bastrlamayan bir isyan srdren ele gemez haydut bn Hafsun.

    64

  • I. Abdurrahman, Kurtuba'y ereti ve ikincil bir krallm merkezi haline getirirken, Bat'nn, yollarnda can gvenlii olmayan, kentleri istilalara kar istihkam edilmi iine kapank birer ky olan sarp ve krlk bir lkenin bakentinin temelini attn bilmiyordu. Abdurrahman Kurtuba' da kendini kurtarp aklad, kral ve belki zorba oldu ve yaklak yz yl srecek olan asi bir hanedan kurdu; Kurtuba onun ve slalesinin sayesinde, onlara baladklarna karlk olarak, bin yl sonra hatrlanacak, yceltecek bir hret kazand. htiam ve hreti benim u satrlar yazdm an hala sryor; benim yazdklarm, bu kitap, henz unutulmam eylemlerin rn, zamann sndremedii bir atein korlan. O gnlerin yanks hala sryor. Kitaplarda, hayallerde, hat ralarda, kalntlarda varln sryor. Bin yl nce lm seyyahlar bugnk kentte aradmz ehirden haberler getiri yarlar hala. Tpk insanlarn hayatnda olduu gibi kentlerin hayatnda da, daha sonra kllerin altna gmlen mkemmel dnemler vardr. Emevillerin Kurtubas geliti ve sonra sncl; byyp glendikten sonra ykld. Zaten bn Haldun, ehirlerin ve hanedanlarn geleceinin kesin k olduunu yazmt.

    Latinlerin Cordubas artk Kurtuba'yd. Bizans'ta, Badat'ta, Germania'nn ilerinde Kurtuba ad harikayla eanlamlyd. Barahibe Hrosvitha, ehri Latince tasvir ediyordu: "Dnyann prltl mcevheri, gcnden dolay marur, zevkleriyle mehur, her trl servetle gz kamatran yeni ve muhteem ehir." Ayn coku, Maripli Razi'nin vakayinamesinde de mevcuttur; Kurtuba'y ehirlerin anas olarak tanmlar ve teden beri prenslerin, krallarn meskeni olduunu belirtir: "Her yerden oraya gelir, orada iyi eyler bulurlar;

    65

  • daima ok asil ve gzel bir ehir olmutur ve pek ok gzellikleri, ok gzel manzaralar vardr."

    Muhtemelen Dou halifeleiinin casusu olan seyyah bn Havkal, X. yzylda, ne Marip'te, ne Msr'da, ne de Suri

    . ye'de Kurtuba kad;:;r byk bir ehir olmadn ve Kurtuballarn, zevk ve tembellii savamaya tercih ettiini yazmtr. bn Hayyan, Kurtuba' da bin alt yz cami bulunduunu belirtir; Bekrf'ye gre cami says drt yz yetmi altdr. Her iki yazarr. Jerdii saylar, kesinlikten ok snrszlk karsnda duyJian aknl ifade eder. Mansur -Hristiyan. romansl;;nndaki Almanzor- dneminde yaplan sayma gre, ehirde alt ve orta snfn yaad 2 1 3.007 ev, yksek grevl i lerin ve aristokratlarn yaad 60.300 ev, 600 hamam ve f>0.455 dkkan vard; bu saylar doru olsa, nfusun 1 milyon gibi imkansz bir say olmas gerekirdi. Titiz arkeolog Leopoldo T orres Balbas, nfusun yz bin dolayn:;. olduunu tahmin eder. Kesin olarak bildiimiz, XI. yzyl balarnda kentin evresine kazlan hendein yirmi iki kilometre uzunluu olduu ve be bin hektarlk bir alan evirdiidir, ki bu da kentin gnmzdeki boyutlarnn zerindedir. Kurruba'nn birok d mahallesi, Hristiyanlarca fethinden sonra, giderek boalp tamamen yok oldu. Ne var ki en gzel saraylar, villalar ve parklar ok daha nce, ikinci bin yl baslanndaki ic savas felaketinin karn.asasnda devlet ckt-

    , , , ' ,

    nde yklmt. Kent surlarnn iinde eitli ehirler vard ve hepsinin

    ortasnda bulunan ana kent de aynca surlarla evriliydi; Roma surlarnn ykntlar zerinde ykselen bu i surlarda yedi kap bulunuyordu: Kpr Kaps'na Heykelli Kap da denirdi, nk zerinde Meryem Ana'nn ya da bir pagan tan-

    66

  • nasnn, muhtemelen Baak takmyldznn alegorik bir figr olduu sylenir; 11. Hakem dneminde ina edilen Yeni Kap; eski Augusto Yolu'na alan Tuleytule (Toledo) veya Roma Kaps; Risafe Kk'ne alan Mezarlk Kaps ya da Aslanl Kap ya da Yahudi Kaps; Cevizli Kap; Galiciallar Kaps ve yaknnda bir baharat ve triyat ars bulunan, bn Hazm'n anlattna gre, bir arkadann edebiyat ve arkc bir cariyeyi ilk kez grp ak olduu lbiliye ya da Baharatlar Kaps. Mezarlk Kaps'ndan balayp Kpr Kaps'nda biten anacadde, ana kenti kuzeyden gneye ikiye bler, byk camiyle sarayn arkasndan geerdi. Abdullah, ibadete giderken kimse kendisini grmesin diye bu caddenin zerine bir stgeit yaptrmt. Caddeye alan daha dar sokaklar, giderek incelen damarlar gibi dallanp budaklanr, bunlara alan karanlk kmaz sokaklardan, seirdim yollarndan zel konutlara girilirdi ve geceleri kapatlan parmaklklar ya da kaplar vard.

    slamiyette kent tzel kimlii sahip deildir; kenti yne ten ve 'geliimini kurala balayan bir belediye otoritesi yoktur. Tek otorite, kadnn veya dorudan hkmdarn atad, spanyolcadaki gzel almotacen kelimesinin tredii muhtesibdir. Torres Balbas, muhtesibin grevlerini yle aklar: "Dini kurallarn ve grevlerin yerine getirilmesini salayp denetlemekle ykmlyd; aynca halkn geleneklerini gzetir, esnaf ve zanaatkarlarn ilemlerinde drstl salard; arlk ve lleri denetleyip hileleri cezalandrrd; sata srlen rnlerin kalitesini denetlerdi; memurl