2
ENDERUNLU FAZIL ENDERUNLU FAziL 1810) ileri bir safhaya götüren divan L Akka'da Hüseyin, mah- Enderun' da için EnderOni veya Enderunlu diye de tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber küçük ölümü- ne tarih manzumesinin bunu olarak tahmin etmek mümkündür. 1201 ' de ( 1786) yir- mi sekiz göre 1173'- te ( 1759-60) Ondan birkaç büyük gereken da 1170 ( 1756-57) söylenebilir. I. Abdülhamid da devlete isyan edip 1775 'te deryil Cezayirli Gazi Hasan dan yakalanarak öldürülen Akka muha- Zahir ömer'in torunudur. da isyana devam ederek geri almak için harekete Valisi Mehmed ortadan kal- Ali Tahir'dir. ve Ha- san ile birlikte Gazi Hasan Pa- istanbul· a getirildi. Hü- ile kendisi ve 1775'te Enderun'a Bu on sekiz on dokuz idi. Enderun'da iyi bir görerek ye- sefahate ve · daha sonra sa- raydan 198/ 783-84 ). istan- bul on iki kadar peri- ve serseri bir hayat geçirdi. SefaJet 188 ve geçim çeken bu duru- munu lll. Selim 'e ve dönemin ileri ge- Ienlerine kasideler- le belirtmeye Muhtemelen bun- etkisiyle Rodos ilgili bir tevliyete nail oldu. Bunu gelir dan az bulan rütbesini istedi ve bu de kabul edilerek bir süre Halep bir memu- riyetle. daha sonra da Erzurum ve yö- resini görevlendirildi. lll. Selim'e kasidelerde, Erzurum' da çek- ve dokuz ay kadar süren bu seyahatinden istanbul'a borç için- de istanbul'- da hicivleri üzeri- ne 1214'te (1799) Rodos'a sürüldü. Enderunlu Rodos'ta iken gözle- rini kaybetti. Bunun, orada sürgün bu- lunan Reisülküttab Ebubekir Ratib Efen- di'nin kendisinde meydana ge- tesiriyle söy- lenmektedir. Bundan istanbul'a dönmesine izin verildi. Daha sonraki on yatakta geçiren ölümünden bir iki önce gözlerinin belirtil- mektedir. caize alarak geçimini layabilmek için kör ve yatalak iken bile ve dönemin devlet büyükleri- ne kasideler 1225'te ( 181 O) ölen Eyüp'tedir. Klasik XVIII. Nabi. Sabit ve Nedim gibi ustalarla eskiye nisbetle topluma. gerçek ha- yata ve çevreye daha fazla Bu ile XIX. çok daha ileri safhaya En derunlu Haba nnil me mesnevis inin il k iki Ktp .. TV. m. 5502) Bunu ileri götüren En- derunlu gelmektedir. Eserlerinde o günkü kendi çevresini ve bu çevrede ettiklerini öl- çüde Nabi, Nedim ve Galib bir olmamakla bera- ber gerçek hayata ve mücerretlikten mümkün kadar çok daha ileri bir dereceye var- görülür. Klasik ve es- dairesinde kalarak ve özellikle mesnevilerinde gerçek ve günlük basit ve sathi zevkle- rin içinden göstermesini Nabi ve Sabit'te olan ile Nedim'- deki ince zevk ve nezahet gö- rülmemektedir. ve duygu sahip zevk itibariyle ifade ve üslüptaki sanat de- da ve çevreyi realist çizgilerle ortaya koyma- divan önemli bir yer Eserleri. 1. Divan. Hacimli bir eser olan matbu ilk otuz iki bö- lümü Türkçe, az bir Arapça ve Farsça olmak üzere Allah, peygamber. dört halife ve büyük için münacat ve na'tlarla mi'raciyyeyi ihtiva eder. Daha sonra "ibtida-i Kasaid" III. Selim ile devrin ileri gelenle- rine kasidelerin yer 159 bölüm gelmektedir. Enderunlu kasidelerinde devrinin ak- settirmesi kendi de dile getirir. Bu öz ve klasik kaside örneklerine daha ve olup günlük hayata ve çevreye daha çok "ibtida-i Tevarih" elli tarih manzumelerinde ise günlük olaylara tarih- lerden mizahi parçalar da bu- "ibtida-i Gazeliyyat" bölü- mündeki 164 manzumenin büyük bir Nabi ve Nedim'i tanzir ve taklit yo- lunda olan gazelleridir. ve ifadece ve düzgün olan bu ara- bazan bazan da Nedim samimi ve nezih olan- mevcuttur. Divanda "ibt ida-i yat" verilen son- ra az muhammes, müseddes ve beyitler yer Bunlar da bir tahmis ile bir de tesdis bulunmak- Divan 1258'de (1842) Bulak 'ta ve istanbul' da Bulak son on dokuz Defter-i mesnevisi de yer z. Defter-i

ENDERUNLU FAZIL ENDERUNLU FAziL · 2018-05-25 · Selim ile devrin ileri gelenle rine sunulmuş kasidelerin yer aldığı 159 sayfalık bölüm gelmektedir. Enderunlu Fazı! kasidelerinde

  • Upload
    others

  • View
    27

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ENDERUNLU FAZIL ENDERUNLU FAziL · 2018-05-25 · Selim ile devrin ileri gelenle rine sunulmuş kasidelerin yer aldığı 159 sayfalık bölüm gelmektedir. Enderunlu Fazı! kasidelerinde

ENDERUNLU FAZIL

ENDERUNLU FAziL (ö 1810)

Mahallileşme eğilimini ileri bir safhaya götüren divan şairi.

L ~

Akka'da doğdu. Asıl adı Hüseyin, mah­lası Fazı!' dır. Enderun' da yetiştiği için EnderOni veya Enderunlu diye de anılır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber küçük kardeşi Hasan'ın ölümü­ne söylediği tarih manzumesinin yardı­mıyla bunu yaklaşık olarak tahmin etmek mümkündür. Kardeşi 1201 'de (1786) yir­mi sekiz yaşında öldüğüne göre 1173'­te ( 1759-60) doğmuş olmalıdır. Ondan birkaç yaş büyük olması gereken Fazırın da 1170 ( 1756-57) yılı civarında doğdu­ğu söylenebilir. I. Abdülhamid zamanın­da devlete isyan edip 1775 'te Kaptanı­deryil Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafın­dan yakalanarak öldürülen Akka muha­fızı Zahir ömer'in torunudur. Babası da isyana devam ederek Akka'yı geri almak için harekete geçtiği sırada Şam Valisi Mehmed Paşa tarafından ortadan kal­dırılan Ali Tahir'dir. Fazı! ve kardeşi Ha­san amcaları ile birlikte Gazi Hasan Pa­şa tarafından istanbul· a getirildi. Hü­kümdarın fermanı ile kendisi ve kardeşi 1775'te Enderun'a alındı. Bu sıralarda Fazı! on sekiz on dokuz yaşlarında idi.

Enderun'da iyi bir eğitim görerek ye­tişen Fazı! sefahate düşkünlüğü ve aşk maceraları · dolayısıyla daha sonra sa­raydan çıkarıldı (ı 198/ ı 783-84 ). istan­bul sokaklarında on iki yıl kadar peri­şan ve serseri bir hayat geçirdi. SefaJet

188

ve geçim sıkıntısı çeken Fazı! . bu duru­munu lll. Selim 'e ve dönemin ileri ge­Ienlerine sunduğu dokunaklı kasideler­le belirtmeye çalıştı . Muhtemelen bun­ların etkisiyle Rodos vakıflarıyla ilgili bir tevliyete nail oldu. Bunu gelir bakımın­dan az bulan şair haceganlık rütbesini istedi ve bu isteği de kabul edilerek bir süre Halep defterdarlığında bir memu­riyetle. daha sonra da Erzurum ve yö­resini teftişle görevlendirildi. lll. Selim'e sunduğu kasidelerde, Erzurum'da çek­tiği sıkıntıyı ve dokuz ay kadar süren bu teftiş seyahatinden istanbul'a borç için­de döndüğünü anlatmaktadır. istanbul'­da bulunduğu sıralarda hicivleri dolayı­sıyla hakkında yapılan şikayetler üzeri­ne 1214'te (1799) Rodos'a sürüldü.

Enderunlu Fazı! Rodos'ta iken gözle­rini kaybetti. Bunun, orada sürgün bu­lunan Reisülküttab Ebubekir Ratib Efen­di'nin idamının kendisinde meydana ge­tirdiği şiddetli şokun tesiriyle olduğu söy­lenmektedir. Bundan dolayı istanbul 'a dönmesine izin verildi. Daha sonraki on yılını yatakta geçiren şairin ölümünden bir iki yıl önce gözlerinin açıldığı belirtil­mektedir. Fazıl. caize alarak geçimini sağ­layabilmek için kör ve yatalak iken bile padişaha ve dönemin devlet büyükleri­ne kasideler sunmuştur. 1225'te ( 181 O) ölen şairin mezarı Eyüp'tedir.

Klasik şiir XVIII. yüzyılda Nabi. Sabit ve Nedim gibi ustalarla eskiye nisbetle değişik açılardan topluma. gerçek ha­yata ve çevreye daha fazla yönelmiştir. Bu eğilim asrın sonları ile XIX. yüzyılın başlarında çok daha ileri safhaya varır.

Enderunlu Faz ı !' ın

Habannilme ad lı

mesnevisinin ilk iki sayfası (İÜ Ktp .. TV.

m. 5502)

Bunu ileri götüren şairlerin başında En­derunlu Fazı! gelmektedir. Eserlerinde o günkü hayatı . kendi çevresini ve bu çevrede müşahede ettiklerini geniş öl­çüde aksettirmiştir. Nabi, Nedim ve Şeyh Galib ayarında bir şair olmamakla bera­ber Fazıl'da gerçek hayata yönelişin ve mücerretlikten mümkün olduğu kadar kaçışın çok daha ileri bir dereceye var­dığı görülür. Klasik şiirin tekniği ve es­tetiği dairesinde kalarak şiirlerinde ve özellikle mesnevilerinde gerçek hayatı

ve günlük yaşayışı basit ve sathi zevkle­rin içinden göstermesini bilmiştir. Nabi ve Sabit'te olan ağır başlılık ile Nedim'­deki ince zevk ve nezahet Fazıl'da gö­rülmemektedir. Düşünce ve duygu bakı­mından derinliğe sahip olamaması, zevk itibariyle bayağılığa düşmesi, ifade ve üslüptaki ıaubaliliği şiirlerinin sanat de­ğerini azaltırsa da yaşadığı hayatı ve çevreyi realist çizgilerle ortaya koyma­sı Fazıra divan edebiyatında önemli bir yer sağlamıştır.

Eserleri. 1. Divan. Hacimli bir eser olan matbu divanının ilk otuz iki sayfalık bö­lümü çoğu Türkçe, az bir kısmı Arapça ve Farsça olmak üzere Allah, peygamber. dört halife ve büyük şeyhler için yazılmış münacat ve na'tlarla mi'raciyyeyi ihtiva eder. Daha sonra "ibtida-i Kasaid" başlığı altında III. Selim ile devrin ileri gelenle­rine sunulmuş kasidelerin yer aldığı 159 sayfalık bölüm gelmektedir. Enderunlu Fazı! kasidelerinde devrinin hayatını ak­settirmesi yanında kendi talihsizliğini

de dile getirir. Bu şiirler öz ve anlatım bakımından klasik kaside örneklerine kıyasla daha canlı ve geniş olup günlük hayata ve çevreye daha çok yönelmiştir. "ibtida-i Tevarih" başlığını taşıyan elli altı sayfalık tarih manzumelerinde ise çeşitli günlük olaylara düşürülen tarih­lerden başka bazı mizahi parçalar da bu­lunmaktadır. "ibtida-i Gazeliyyat" bölü­mündeki 164 manzumenin büyük bir kıs­mı Nabi ve Nedim'i tanzir ve taklit yo­lunda olan gazelleridir. Yapı ve ifadece sağlam ve düzgün olan bu şiirler ara­sında bazan ağır başlı , bazan da Nedim tarzına yaklaşan samimi ve nezih olan­ları mevcuttur. Divanda "ibtida-i Şarkiy­yat" adı altında verilen şarkılardan son­ra az sayıda muhammes, müseddes ve kıtalarla beyitler yer alır. Bunlar arasın­da bir tahmis ile bir de tesdis bulunmak­tadır. Divan 1258'de (1842) Bulak'ta ve istanbul'da basılmıştır. Bulak baskısının son on dokuz sayfasında Defter-i Aşk mesnevisi de yer almaktadır. z. Defter-i

Page 2: ENDERUNLU FAZIL ENDERUNLU FAziL · 2018-05-25 · Selim ile devrin ileri gelenle rine sunulmuş kasidelerin yer aldığı 159 sayfalık bölüm gelmektedir. Enderunlu Fazı! kasidelerinde

Aşk. Fazırın kendi aşk maceralarını an­lattığı bu eseri 438 beyitlik bir mesne­vid ir. İlahi aşkı tarifle başlayan Defter-i Aşk, şairin düştüğü ve sonraları pişman olup tövbe ettiği aşk maceralarını hika­ye etmektedir. Eserin değeri sadece ma­halli bir özellik taşımasındadır. İçerisin­de yer alan bir çingene düğünü Defter-i Aşk'ın en ilgi çekici yanını teşkil eder. Eser 1286'da (1869) Hubanname, Ze­nanname ve Şevkengiz'le beraber ba­sılmıştır. Defter-i Aşk'ın 1253'te ( 1837) yapılmış bir baskısı daha vardır. 3. Hu­banname. Kendi içinde çeşitli başlıklar taşıyan 796 beyitten ibarettir. Baş kıs­mında tasawufi tarzda bir güzellik tah­lilinin yer aldığı eser. zamanına göre ye­ni sayılabilecek coğrafi bilgiler veren bir girişten sonra Hindistan'dan Amerika'­ya kadar birçok ülkenin erkek güzelleri­nin vasıflarından söz eder ve onlar hak­kında kendi görüşlerini belirtir. Bedii zevk ve nezahetten yoksun olan bu eserde de mahalli hayatın çeşitli renkleriyle or­taya konulduğu görülür. Ayrıca ele aldı­ğı konunun klasik edebiyatımız için ye­ni bir şey olduğu da söylenebilir. Fazı!

bu eserini Reisülküttab Ebübekir Ratib Efendi'ye ithaf etmiştir. Hubanname'nin çeşitli baskıları mevcuttur ( İ stanbul 1253. 1255. 1286) Eser 1255 (1839) baskısın­da Rakkasname ve Zenanname, 1286 (1869) baskısında Defter-i Aşk, Zenan­name, Çenginame ve Şevkengiz mes­nevileriyle birlikte yayımlanmıştır. 4. Ze­nanname. 1101 beyitlik bir mesnevi olan eserde çeşitli milletierin kadınları anla­tılır. Şair eserinin baş tarafında kadından söz etmek istemediğini. kadınlara karşı meyli olmadığını söyleyerek konuya gi­rer. Hubanname'den daha ilgi çekici olan bu eser. kadınlar hamarnı ile ma­halle baskını gibi sahneleri tasvir etme­si bakımından dikkate değer bir özellik taşımaktadır. Zenanname istanbul'da

Enderunlu Fa zıl ' ın

Zenan name adli eserinde mahalle baskını n ı

tasvir eden bir minvatür (10 Ktp .. TY.

nr. 5502. vr. 148 ~)

1253 ( 1837). 1255 ( 1839. Rakkasname ve Habanname ile beraber) ve 1286'da ( 1869, Defter· i Aşk, Hubanname, Çengina· me ve Şevkengiz ile beraber, s. 56 - 102) yayımlanmıştır. Eser J. Decourdemanche tarafından Fransızca 'ya çevrilerek 1879'­da Paris'te neşredilmiştir. s. Çengina­me. Dörtlüklerle tertip edilmiş olan eser Rakkasname adıyla da geçmektedir. Eserde o dönem istanbul'undaki meş­hur köçekler isim isim sayılarak tasvir edilmiştir. Edebi değeri fazla olmasa da Çengindme'nin dikkat çeken yönü za­manın örf ve adetlerini yansıtmasıdır.

Eser Rakkasname adıyla 1255'te ( 1839, Zenanname ve Hubanname ile birlikte. s. 5- 16) ve Çenginame adıyla 1286' da ( 1869, Defter· i Aşk, Hübanname ve Zenan­name ile bi rli kte, s. ı 02-11 1) istanbul 'da yayımlanmıştır. Bu baskının sonunda Şevkengiz adında 640 beyitlik bir mes­nevi daha vardır (s. ı 12- 14 3)

BİBLİYOGRAFYA:

Fatin, Tezkire, s. 321-322; Muallim Naci, Esa· m[, İstanbul 1308, s. 238·239; Gibb, HOP, IV, 220-241 ; Sicill-i Osman[, IV, 5; Osmanlı Mü­el/if/eri, ll , 370-37 1; Ziya Arıkan , XVIII. Asır Şair·

lerinden Fazıl-ı ErıderQrıf (mezuniyet tezi. 1945 ), Türkiyat Araştırmala rı Enstitüsü Ktp., Tez, nr.

173; Kocatürk. Türk Edebiyatı Tarihi, s. 541; Banarlı . RTET, ll , 783-784; Büyük Türk Kla­sikleri, VII, 124-138 ; Kamasü'l-a 'lam, V, 3331 ; Ali Canib Yöntem, "Fazı! ", iA, IV, 529-531; J. H. Mordtmann, "Fazı! Husein Bey", El (Fr.l. lll , 93; a.mlf.. "Fadıl Bey", E/ 2 (Fr. l. ll , 746; "Fa­zıl , Hüseyin Bey (Enderun'lu)", TA, XVI, 185-186 ; R. Ekrem Koçu. "Fazıl Bey", ist.A, X, 5589 · 5590; Harun Tolasa, "Fazı!", TDEA, lll , 167 · 169; "Fazı! Enden1ni", Yeni Türk Ansiklope­

disi, İ stan bul 1985, lll , 895-896.

L

~ SABAHATTİN KüçüK

ENDERUNLU VASIF

(ö. 1824)

Divan şiirinin daha çok şarkılarıyla tanınan

son temsilcilerinden. _j

Asıl adı Osman Vasıf olup bostancıba­şılıktan sadrazamlığa yükselen Elbasan­lı Arnavut Halil Paşa'nın kardeşinin toru­nudur. istanbul' da doğduğu bilinmekle beraber doğum tarihi hakkında kesin bir kayıt yoktur. Öğrenim yılları ve ilk gö­revlerinden hareketle yaklaşık 1771 'de dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Kaynaklarda ailesi ve çocukluk yılları hak­kında da yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak Türk kültür ve edebiyat tarihine birçok şair. hattat müsikişinas ve edip kazandırmış olan Enderun'dan yetiştiği

ENDERUNLU VASIF

bilinmektedir. Eğitim ve öğrenim gör­düğü Enderun Saray Mektebi'nde yetiş­tiği için Enderunlu veya Enderüni laka­bıyla anılan Vasıf lll. Mustafa. ı. Abdül­hamid. lll. Selim. IV. Mustafa ve ll. Mah­mud dönemlerinde yaşamıştır.

İlk gençlik yıllarında Halil Paşa'nın yar­dımıyla. acemi oğlanlarının Enderun Mek­tebi için yetiştirildiği okullardan biri olan Galata Sarayı ' na yerleştirildi. Ancak bu­rayı bitirdikten sonra belki yeterli dere­cede başarılı görülmediği için. belki de hamisi Halil Paşa'nın düşmanlarının et­kisiyle Enderun'a alınmadı. Muhtemelen kendisini çekemeyenlerin iftiraları yü­zünden bir süre bazı güçlüklerle karşı­laştıysa da daha sonra Silahdar Süley­man Paşa'nın kaftancısı olunca bu du­rumdan kurtuldu. Onun saraydaki hiz­meti. Topkapı Sarayı ' nda Enderün-ı Has­sa Koğuşu'na kabulü ile başladı ve ar­dından önemli sayılabilecek başka görev­lerle devam etti. lll. Selim'e yedi kaside sunduğu ve takdir gördüğü bilinmek­tedir. IV. Mustafa ' nın ( 1807- ı 808) cülü­sundan sonra padişahın hizmetlerini gö­ren Has Oda erkanı arasına alındı . ardın­

dan hünkar başlalası oldu. 181 5'te peş­kir ve anahtar ağalığına. nihayet 1817'­de kiler kethüdalığına kadar yükseldi. IV. Mustafa ve ll. Mahmud devirleri onun için bir bakıma ikbal yılları olmuştur. Ki­ler kethüdalığı ile taltif edildiğinde biz­zat ll. Mahmud 'un huzurunda kendisi­ne hil'at giydirilmiş, şair de bu padişah için dört kaside ve çeşitli vesilelerle alt­mış kadar tarih manzumesi yazarak bağ­lılığını göstermiştir.

Sarayda otuz yıldan fazla hizmet gör­dükten sonra 1819'da kendi arzusuyla çırağ edildi ve hacegan payesi de verile­rek Bolayır'daki Şehzade Süleyman Vak­fı ' nın mütevelliliğine tayin edildi. Ancak burada uzun süre kalmadı . hayatının son yıllarını yine istanbul'da geçirdi. Kaynak­larda, Vasıf'ın istanbul'da Tophane sem­tinde bir evi bulunduğu ve bunun 1823 yılında çıkan büyük Tophane yangının­da tamamen yandığı belirtilmektedir (İz­zet Molla. s. 95) istanbul 'da vefat eden Vasıf ' ın mezarı Üsküdar' da Karacaah­met 'te Mimar Kasım ' ın kabri yakınında­dır. Mezar taşında. yakın dostu İzzet Molla'nın. " Şuara matem edip yazdı mü­cevher tarih 1 Rüh-ı Osman·a ede Va­sıf ' ı terfik ilah ( 1240)" tarih beytiyle so­na eren yedi beyitlik kıtası yazılıdır. Va­sıf ' ın kardeşi Sadullah Efendi de (Ağa J?1) müsikişinas olup Enderün - ı Hümayun·-

~89