50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 42 5 Mart 2006 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Belçika hukuku faflizmin iste¤ini yerine getirdi Ölüm Orucu Sürüyor “Tecrite son” sesi her yerde yükseliyor ISSN 13005 - 7944 Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z!

Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 42

5 Mart 2006Fiyat›: 1 YTL(kdv dahil)

[email protected]

Belçika hukukufaflizmin iste¤iniyerine getirdi

Ölüm Orucu Sürüyor“Tecrite son” sesi

her yerde yükseliyor

ISSN 13005 - 7944

Çeteler

özgür!

Katliamc›lar

cezas›z!

Page 2: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

�Ça¤r›‹lan

Sahibi vve YYaz›iflleri MMüdürü:Sevtap TTÜRKMEN

Genel YYay›n YYönetmeni:Yasemin ‹‹LTER

Genel KKoordinatör:Sad›k EERO⁄LU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.‹stiklal Cad. Büyükparmakkap› Tel

Sok. No:4 Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBULTelefon: 0 212 251 94 21 Faks: 0 212 251 94 35

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANE Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet AAdresi: www.yuruyus.comMail AAdresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kBask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah. GülbaharCad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: 0 212 655 88 64

Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m Pazarlama San. ve Tic.A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Fiyat›: 1 YTL Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 9 Mart

15 Mart

Haftal›k SSüreli YYerel YYay›n

● Tav›r Ç›kt›!Tav›r Dergisi’nin Mart 2006say›s› ç›kt›... Bayilerde!

● Adres De¤iflikli¤iDicle GGençlik DDerne¤itafl›nd›. Yeni adresi:Sanat Soka¤› Caddesi Bellise Kafe Üstü 2. Kat No:16 Ofis/D‹YARBAKIR

12 Mart 1994’te Ordu’nun Ünye ilçesiBall›k Köyü yak›nlar›ndaki Döfleme Ormanla-r›’nda oligarflinin askeri güçleriyle, DHKC Ka-radeniz K›r Gerilla Birli¤i’ne ba¤l› gerillalararas›nda ç›kan çat›flmada flehit düfltüler.

Grup Komutan› Yücel Maral, son kur-flunlar›n› s›karken do¤du¤u topraklardayd›.Ordu-Ünye, Çi¤dem Köyü do¤umlu Yücel, mü-

cadeleye 1988’de ‹stanbul’da DEV-GENÇ saflar›nda kat›lm›flt›. Kara-büklü Yavuz Yazl›, mücadeleyle ‘92’de Demir-Çelik Fabrikas›’ndaç›rakl›k e¤itimindeyken tan›flt›. Gerilla olmadan önce Milis çal›flmala-r›nda yerald›. Kastamonu do¤umlu Ali Faik Özkan, mücadeleyle ta-n›flal› fazla olmam›fl, ‘93’ün Aral›k ay›nda gerillaya kat›lm›flt›. Bar›flAtalay, Merzifon Gümüflhac›köy’e ba¤l› Korkut Köyü’ndendi, geril-laya kat›lmadan önce Gümüflhac›köy’de tütün emekçilerinin örgütlen-mesinde yerald›. ‹rfan Yenilmez, 1988’de Uluda¤ Üniversitesi’ndemücadeleye kat›ld›. At›l›m y›llar›nda Do¤u Karadeniz Bölge Sorumlu-

lu¤u’nu üstlendi. 17 Nisan sonras› tutsakl›¤›n›n ard›ndan ‘93’te gerillaya kat›ld›.

Yücel MMARAL

Ali FFaik ÖÖZKAN Bar›fl AATALAY

Yavuz YYAZLI ‹rfan YYEN‹LMEZ

KAYIPTokatl› yoksul

bir köylü ailesininçocu¤uydu. 12 Ey-lül öncesi mücade-leye kat›ld›. Defa-larca iflkence tez-gahlar›ndan geçti

ve hep bafl› dik ç›kt›. Kelimenin tam an-lam›yla bir devrim emekçisiydi. 14Mart 1991’de ‹stanbul’da polis tara-f›ndan gözalt›na al›nd›. Muhtemelen 17Mart’ta iflkencede katledildi. Cesedi kay-bedildi.

Yusuf EER‹fiT‹

1979’da mücade-leye kat›ld›. Mart1980’de mücadelesi-ni sürdürdü¤ü Kars’tabir evde ölü olarakbulundu.

Mevlüt ÇÇINAR

1969 Trabzon Çaykara do-¤umluydu. 15 Mart 1992’deZonguldak’ta Kozlu katliam›n›nsorumlular›na karfl› giriflilen bireylemde elinde bomban›n pat-lamas› sonucu flehit düfltü.

Erbil SSARI

Yusuf Kutlu, 1973’te Antakya’n›n Ekinci Beldesi’nde do¤du.Arap alevilerindendi. Bir emekçi olarak at›ld› hayata. Oto boya-c›s›yd›. Sömürüyü tan›y›p devrim mücadelesine kat›ld›. 1995’tetutukland›. DHKP-C Davas›’ndan yarg›land›. Ölüm orucunda flehitdüfltü¤ünde tutsakl›¤›n›n 8. y›l›ndayd›.

19 Aral›k 2000 Katliam›’nda Bart›n’dayd›. Katliam›n ard›n-dan Sincan F Tipi Hücreleri’ne at›ld›. Ama hücreler teslim alama-d› onu.

5. Ölüm Orucu Ekibi’nde yeralarak tecrite karfl› direniflinbayra¤›n› devrald›. Bayra¤› 279 gün kararl›l›kla tafl›yarak 9Mart 2002’de Ankara Numune Hastanesi’nde flehit düfltü.

Dersim Nazimiye do¤umlu Yeter Gü-zel, hemflireydi. Sa¤l›k Emekçileri Sendi-kas› (SES) üyesiydi. 1999’da tutukland›,TKP(ML) davas›ndan yarg›land›.

7. Ölüm Orucu Ekibi’ndeydi YeterGüzel. Ölüm orucundayken tahliye edildi.Eylemini d›flar›da da sürdürdü. 13 Kas›m2001’de Küçükarmutlu ve Alibeyköy’eyap›lan sald›r›da gözalt›na al›nd› ve yeni-den tutuklad›.

Yeter Güzel, ölüm orucunu konuldu¤u Bayrampafla Hapisha-nesi’nde de devam ettirerek, zorla müdahale iflkencesine karfl› dadirenerek, ölüm orucunun 170. gününde, 10 Mart 2002’deflehit düfltü.

BüyükDireniflte fifiehit

Düfltüler

Yusuf KKUTLU

Yeter GGÜZEL

GAZ‹ AANMASITarih: 12 Mart 2006

Yer: Gazi Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i önü

Saat: 09.00Gazi flehitlerini anmak, katliamc›lardan hesap sormak için,

adalet için tüm halk›m›z› Gazi’ye davet ediyoruz.

Anma

Baflkas›n›n AAc›s›na BBakmak 11 SSERG‹S‹

Karfl› SSanat Çal›flanlar›, TAYAD ile birlikte ölüm orucunda flehit düflen121 devrimcinin öyküsünü ve tecritin kald›r›lmas› için gösterilen çaba-

lar› anlatan "Baflkas›n›n Ac›s›na Bakmak 1" sergisini sunuyor.

Sergide, 100'den fazla foto¤raf, film, dia, maket, çizim, obje vesanatç› ve yazarlar›n konuya iliflkin metinleri yeral›yor.

Hüseyin Karabey'in "Sessiz Ölüm" filmi de sergi süresince sunulacak.

Tarih: 6-16 MartYer: Karfl› Sanat Galesi

‹stiklal Cad. Elhamra Han No:258 Kat:2 Beyo¤lu-‹stanbul

Sergi

Tutsaklar›n SSesine Bir SSes DDe SSen OOl!

TAYAD’l›lar hher PPazar SSultanah-met PPark›’nda, ‘‘Tutsaklar›n SSesineBir SSes DDe SSen OOl!’ ddiyerek, ttutsak

mektuplar›n› ookuyor, ooturma eey-lemi yyap›yor.

Bu PPAZAR SSEN DDE KKATIL!

Mektup

Ankara AAbdi ‹‹pekçi PPark›’ndakiTAYAD’l›lar, sson ssald›r›dan ssonra dda

hala ooradalar. TAYAD’l› AAileler, öölüm oorucu

direniflçisi FFatma KKoyup›nar’›n GGebzeDevlet HHastanesi’ne kkaç›r›lmas›ndan

sonra, ZZORLA MMÜDAHALE‹fiKENCES‹NE kkarfl›, hhastane öönünde

oturma eeylemine bafllad›lar. E¤er ttecrite kkarfl›ysan,

mutlaka aama mmutlaka ssenin dde yapabilece¤in bbir flfley vvar.

Dört bbir yyanda ““Tecrite sson” diyehayk›ran TTAYAD’l›lar› zziyaret eedebilir,

sesini oonlar›n ssesine kkatabilirsin...

Sen deTecrite Son

Diyorsan

Ben ‹rfan’› bir ev ortam›nda, kavgam›z›niçinde bir insan olarak tan›d›m. Henüz örgütlübir insan de¤ildim. Birgün bize canl›l›¤›yla, ne-flesiyle ç›k›p geldi. Konuflkanl›¤› ve yak›nl›¤›ylageldi. Onsuz olamayaca¤›n›, gurur duydu¤unusöyledi¤i Hareketimiz’i bize getirdi.

‹rfan Devrimci Solcu olmay› bir onur, birflans olarak görüyordu. Daha erken ba¤ kur-mam›fl olmay› zaman kayb› olarak kabul edi-yordu. Bu onuru bizim de kafam›za kaz›makistercesine, Hareketimiz’i, tarihimizi, flehitleri-mizi anlat›rd›. Özellikle sohbetlerimizin ço¤u-nu flehitlerimiz olufltururdu. Nas›l da imrene-rek anlat›rd› onlar›. fiehitlerimizin hemen hep-sini sanki birebir tan›yormufl gibi birçok yönü-nü biliyor ve bize ayr›nt›lar›yla anlat›yordu.Önemsiz say›labilecek bir fleyden bafll›yorduanlatmaya ve k›sa sürede bu sohbetleri politikiçeri¤ine kavuflturuyordu... Ondan bunlar› din-lemek benim için büyük zevkti ve bu sohbetle-rimizden pek çok fley ö¤rendim. Bizimle kald›-¤› süreçte beni öyle bir eve ba¤lam›flt› ki, iflten

ç›k›nca hiçbir yere u¤ramadan eve kofluyor-dum. Bir aradayken suskun tek bir an geçmez,‹rfan oluflan her suskunlu¤u hemen doldurur-du. Bizim iflimiz oldu¤unda da sessizce bir kö-flede kitab›n› okurdu.

‹rfan’›n giriflkenli¤inin yan›nda bir çekin-genli¤i de vard›. Birçok konuyu çok rahat ko-nuflur, sorar ama en ufak bir ihtiyac›n› söyle-meye çekinirdi.

Aç oldu¤unu söylemeye çekinen ‹rfan, birgün Mücadele Gazetesi’ni unuttu¤umuzda k›z-m›fl, “ben burada sab›rs›zl›kla gazeteyi bekler-ken siz nas›l unutabiliyorsunuz?” diye ç›k›fl-m›flt› bize.

... Oportünistlerin “mistik tan›mlama” diyeküçümsedi¤i Devrimci Sol ruhunu anlat›rd› bi-ze. O zamanlar bize de bu onuru tafl›mak iste-

di¤ini anlayamam›flt›m ‹rfan Yoldafl. fiimdi da-ha iyi anl›yorum onu. Sadece her fleye ra¤mensavaflma kararl›l›¤›nda olanlar›n sahip olabile-ce¤i bir onurdu bu. Coflku ve kararl›l›¤› herkoflulda tafl›yanlar›n ruhu.

... Kendi halimizde, kendi sorunlar›m›zlau¤rafl›rken etraf›m›za ördü¤ümüz duvarlar›coflkusuyla aralad›.

Ama sab›rs›zd› ‹rfan yoldafl. Dar geliyordubulundu¤u yer ona. Bu sab›rs›zl›¤› ‘acaba bi-zim yan›m›zda huzursuz mu?’ sorusunu akl›-ma getiriyordu. fiehit düfltü¤ünü ö¤rendi¤im-de anlayabildim bu sab›rs›zl›¤›n›...

“Gidece¤im, fazla kalmayaca¤›m sizde...”deyip, birgün geldi¤i günkü neflesi, coflkusuylaç›k›p gitmiflti. Tekrar gelebilece¤ini düflünüpbekledik. Beklerken flehit haberini ald›k... Par-timizin onun hakk›ndaki anlat›mlar›n› okuyun-ca onu daha çok tan›yamad›¤›ma üzüldüm...Ama bugün ben de yoldafllar›n›n içindeyim. Vesöz veriyorum sana yoldafl›m; bu onuru tafl›ya-ca¤›m.

������������‹rfan YYEN‹LMEZ

Page 3: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Mevcut Türkiye tablosunu bircümleyle özetlemek gerekirse

san›r›z en uygun sözlerden biri bu-dur: tafllar› ba¤lay›p köpekleri sal-m›fllar. Susurlukçular, iflkenceciler,katliamc›lar, halka karfl› “bin ope-rasyon” yapanlar, faili meçhullerinfailleri, “zirve”de infazlar›n, kay-betmelerin, sabotajlar›n, provokas-yonlar›n kararlar›n› alanlar, linçcilerve dahi hortumcular, soyguncular,hayali ihracatç›lar, hepsi “aram›z-da”, hepsi ellerini kollar›n› sallaya-rak dolafl›yorlar.

‹flkencecisini, katliamc›s›n›, h›rs›-z›n› u¤ursuzunu serbest b›rakan,

mafyac›s›na, tarikatç›s›na tam birözgürlük içinde faaliyetlerini sür-dürme imkan› veren düzen, hak, öz-gürlük, adalet diyenlerin a¤z›n›ba¤l›yor, eline kelepçe, aya¤›naprangalar vuruyor, bütün bunlar dayetmezse, F Tipleri’ne at›yor, sokakortalar›nda kurflunluyor. Katliamc›-

lar›n ve soyguncular›n (ki iki kesimayn› tak›md›r) daha çok huzur için-de, daha özgürce katledip soymala-r› için, durmadan yeni bask› yasala-r› ç›kar›p, cezalara ceza, ezaya ezaekliyor.

Böyle bir sistemde her yerdemantar gibi mafya çetelerinin

üremesi, her türlü h›rs›zl›¤›n u¤ur-suzlu¤un “derin devlet”in arkas›nagizlenerek sürdürülmesi, her çete-nin ve her h›rs›zl›¤›n bir aya¤›n›ndevlete uzanmas›ndan daha do¤alne olabilir ki? Düzenin niteli¤inianlamamakta ›srar edenler, hala“nereden ç›k›yor bu kadar çete”flaflk›nl›¤› içindeler, fiemdinli’debombalar patlad›¤›nda “Susurlukdefteri kapanmam›fl m›yd›?” diyesual ediyorlar. Gazetelerde neredey-se her gün bir baflka devlet ba¤lant›-l› kontra çetesi operasyonu haberi-nin ç›kmas›, düzenin bu örgütlen-meye karfl› oldu¤unun göstergesi

de¤ildir. Düzen üretiyor ve örgütlü-yor bunlar›. Operasyona maruz ka-lanlar ise “üretim fazlas›” olanlar.baflka bir deyiflle, o kadar çok çetekuruluyor, o kadar çok kesim “derindevletli¤e” soyunuyor ki, pastan›npaylafl›m›nda, oligarflinin zulüm po-litikas›n› sürdürmekte çatlaklar or-taya ç›k›yor. Operasyonlar iflte buçatlaklar› kapatma operasyonlar›d›r.

Geçen haftan›n gündemindeki“Küre operasyonu” ad› verilen

operasyonun ard›ndan yap›lan“devlet ba¤›rsaklar›n› temizliyor”yorumlar›, bofl konuflmalar, hamasiyorumlar olmaktan öteye gitmez.Ne temizlenmez bir ba¤›rsakm›fl bu.Susurluk’tan bu yana temizle temiz-le bitmiyor. Bitmez, çünkü meseleba¤›rsak meselesi de de¤il, bu bün-yenin, vücudun tümü pislik içinde-dir. Her göstermelik “ba¤›rsak te-mizleme” operasyonunun, her gös-termelik “yarg›” karar›n›n ard›ndan“hiçbir fley eskisi gibi olmayacak”nakarat›n› tekrarlayanlara söyleye-ce¤imiz fludur: Siz her seferinde ya-n›ld›n›z, her seferinde yalanc› ç›kt›-n›z. Halk› bilerek veya bilmeyerekaldat›yorsunuz.

fiemdinli’de ortaya ç›kan neydi;ordunun en tepesindeki general-

lerin “iyi çocuk” diyerek “kefil” ol-du¤u askerler, itirafç›larla yanyanahalka karfl› operasyonlar, provokas-yonlar düzenliyordu. Asker-itirafç›ekipleri, Susurluk raporlar›nda yüz-lerce örne¤i verilen bir iflbirli¤i de-

Her göstermelik ‘ba¤›rsak temizleme’ operasyonunun ard›ndan‘hiçbir fley eskisi gibi olmayacak’ nakarat›n› tekrarlayanlara

söyleyece¤imiz fludur: Siz her seferinde yan›ld›n›z, her seferindeyalanc› ç›kt›n›z. Halk› bilerek veya bilmeyerek aldat›yorsunuz. Bir insan, mesleki veya siyasi bir örgüt, e¤er halktan yanaysa,

katliamc›lar›n zulmüne, soyguncular›n talan›na karfl›ysa, ülke gerçekleriyle yüzleflmek zorundad›r.

Tafllar›n ba¤lan›pköpeklerin sal›nd›¤› ülke

3 Tafllar›n ba¤lan›p köpeklerin sal›nd›¤› ülke

5 Katliamc›lar koruma alt›nda

8 Çeteler devletin çocu¤udur

10 Mezhep çat›flmas›, emperyalizmin

‘böl-yönet’ politikas›d›r

12 Yamanlar Temel Haklar flenlikle aç›ld›

14 Herkes duyacak

18 Tecrit: “Sonsuzluktan baflka bir fley

düflünemiyorum”

21 Tecritten Haberler

22 Yolsuzluk iktidar›

24 “Kredi kart›” neye hizmet ediyor?

25 Kapitalist batakl›k: Hemen flimdi tüketin

Hep daha fazla tüketin

26 Gazi, Ümraniye ...

29 Emek: GSS, geri çekilsin

31 Hayat›n ‹çindeki Teori: “Kad›n›n kurtuluflu”

ve Feminizm yanyana gelemez

35 Knokke Davas›’nda onlarca y›ll›k hapis cezas›

38 Gençlik: Haklar›m›z› kazanaca¤›z

40 Lavrion sald›r›s›yla ilgili karar

42 Yurtd›fl›: Viyana’da gençlik flöleni

43 Bir köy y›k›ma direniyor

44 Yaz› Dizisi: Halk Örgütlülükleri-bölüm 9

48 Stalin’le savafl bitmez!

50 Mihri Belli 90 yafl›nda

- Not düflüyoruz

� � � � � � � � � � �

Page 4: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

¤il miydi? “Küre operasyonu”ndane var? Kontrgerilla örgütlenmesi-nin bir klasi¤i olan “özel harp-maf-ya” iflbirli¤i. ‹stanbul emniyet mü-dür yard›mc›s› Hüseyin Kocada¤,aranan faflist katil mafyac› AbdullahÇatl›, milletvekili Sedat Bucak, ku-marhaneci Ömer Lütfü Topal neiçin bir aradaysalar, onlar da ayn›fley için ve ayn› flekilde biraradad›r-lar. Çaplar›, görevleri, rolleri farkl›olabilir, fakat “yap›lanma” ayn› zih-niyetin yap›lanmas›d›r. Ayafl Tüne-li’nde yap›lan bomba e¤itimleri, bu-gün “para koparmak” için kullan›la-caksa, yar›n halka karfl› provokas-yonlar, katliamlar için kullan›lacak-t›r.

Bu bombalar›, silahlar› halka kar-fl› kullananlar, el üstünde tutul-

muyor mu? Mahkemeler taraf›ndankorunup, parayla, terfiyle ödüllen-dirilmiyor mu? Türkiye’nin mahke-melerinde yüzlercesi süren, ama is-tisnalar d›fl›nda burjuva medyan›ngöstermemeyi tercih etti¤i iflkence,infaz, kay›p, katliam davalar›na ba-k›n. Dergimizin sadece bu say›s›n-da, sadece geçen hafta görülen da-valara bak›n. Bir tek davada katliamemrini verenler yoktur. Daha alt ka-demeleri mahkemeye ç›karmak zo-runda kald›klar›nda da, cezaland›r›-lan iflkenceci, katliamc› yoktur. Tür-kiye her türlü zulmün oldu¤u amahukukun, adaletin olmad›¤› bir ül-kedir. Dün böyleydi. Bugün de böy-ledir. Susurluk’tan önce Türkiye neidiyse, bugün de odur. O gün nas›lyönetiliyorsa, bugün de öyle yöneti-liyor. O gün zulüm mekanizmalar›nas›l çal›fl›yorduysa, bugün de öyleçal›fl›yor. “Hay›r, yavafl yavafl daolsa de¤ifliyor, demokratiklefliyor”diyenler, bu iflkence, kay›p, katliamdavalar›na ne diyorlar? Ne diyebi-lirler? Elbette diyebilecekleri birfley yok, demokrasicilik, Avrupac›-l›k oyununu sürdürmek için gör-mezden geliyorlar.

Halk›n devrimci mücadelesi vemüdahalesiyle de¤ifltirilmedik-

çe, herfley eskisi gibi sürecektir. Av-rupa emperyalizminin müdahalele-ri, tekelci burjuvazinin daha istik-

rarl› bir düzen kurmak, kara paray›kendi denetimine almak gibi müda-haleleri, bu yap›da biçimsel ve dö-nemsel kimi de¤ifliklikler sa¤laya-bilir; ancak bunlar›n hiçbiri siste-min temel niteli¤iyle çeliflemez. Vehiçbiri devletin temel niteli¤ini de-¤ifltirmez.

Yarg› eski yarg›, çeteler eski çe-teler, M‹T eski M‹T, polis eski

polis, ordu eski ordu, herkes “göre-vine” devam ediyor. Tabii ekleme-miz laz›m; koltuklarda oturanlar is-men de¤iflse de, meclis ayn› meclis,hükümetler ayn› hükümetlerdir.Çünkü ayn› kararlar› almaya, ayn›politikalar› uygulamaya, ayn› flekildeyönetmeye devam ediyorlar. Ço¤un-lu¤unu AKP’lilerin oluflturdu¤ufiemdinli Araflt›rma Komisyonu’nun,Susurluk Araflt›rma Komisyo-nu’ndan bir fark› var m›? Çal›flmatarzlar›ndan, soruflturma biçimlerin-den, ikisinin de ayn› ifli, gerçeklerinüstünü örtme iflini yapt›klar› bellide¤il mi? Tayyip Erdo¤an’›n fiem-dinli konusundaki birkaç cümlelikdemagojilerine büyük de¤er biçen-ler, Tayyip Erdo¤an’›n fiemdinli ko-nusundaki tavr›yla, Susurluk’a “fa-sa fiso” diyen Erbakan’›n tavr›n›nsonuç aç›s›ndan bir fark› var m›?

‹nsan, kendini aldatmak, oyala-mak isterse, elbette malzeme bu-

lur. E¤er bir kifli, örgüt, bu katliamve soygun düzeninden besleniyorsa,bu düzenin sürmesi için elbette de-magojik gerekçeler üretebilir. Fakatbir insan, mesleki veya siyasi bir ör-güt, e¤er halktan yanaysa, katliam-c›lar›n zulmüne, soyguncular›n tala-n›na karfl›ysa, ülke gerçekleriyleyüzleflmek zorundad›r. Gerçeklerleyüzleflmekten flu veya bu kayg›larnedeniyle kaçmak, “çetelerin özgür,katliamc›lar›n cezas›z” oldu¤u birTürkiye’nin devam etmesine gözyummak demektir. Eninde sonundakendisini de vuracak olan sömürüyeve zulme göz yummak demektir.

Elbette, zulmün hüküm sürdü¤übir ülkede, gerçeklerle yüzlefl-

mek, gerçekleri dile getirmek de vebu gerçekleri de¤ifltirmeye çal›flmakda, bedel ödemeyi gerektirebilir.

Karfl› ç›kt›¤›n›z zulmün do¤rudanhedefi olabilirsiniz. Katliamlara, çe-telere, soyguna karfl›ysan›z, bunugöze alacaks›n›z. Zulme karfl› ç›k›l-madan, zulüm altedilebilir mi?

‹flbirlikçi oligarflik düzen, emper-yalizmin ekonomik, siyasi, askeri

deste¤i sayesinde ayakta duruyor.Bu destek bir günlü¤üne dahi kesil-se, oligarflik düzen krizlerden kriz-lere savrulacakt›r. Bunu bildi¤i için,her geçen gün daha fazla emperya-lizmin hizmetine giriyor. Emperya-list sistem ise, iflbirlikçi ülkelerdekiya¤mas›yla, talan›yla, iflbirlikçi yö-netimlerden ald›¤› siyasi destekleayakta duruyor. ‹flbirlikçi ülkelerde-ki sömürü ve ya¤madan mahkumolmak, onun için de krizlere yuvar-lanmak demektir. Emperyalizminve iflbirlikçileri aras›ndaki iflbirli¤iiflte bu mekanizma içinde sürüyor.Halka karfl› teröre, katliamlara, FTipleri’ne de bu düzeni ayakta tut-mak için baflvuruluyor.

Emperyalizmin iflbirlikçilerini,iflbirlikçilerin emperyalizmi

destekledi¤i, kollad›¤› bu çarka birtek güç çomak sokabilir; o güçhalkt›r. Emperyalistlerin veya iflbir-likçilerinin insiyatifiyle bu meka-nizmada yap›lacak her de¤ifliklik,sonuçta bu düzeni sa¤lamlaflt›rmay›hedefler. Bu anlamdad›r ki, emper-yalistlerin ve iflbirlikçilerinin “re-form”, “demokratikleflme”, “özgür-lefltirme” diye pazarlad›klar› her si-yasi, askeri manevra sonras›nda,halklar›n eline ne ekonomik, ne si-yasi hiç bir fley geçmez. Tersine,halk›n lokmas› çal›n›r, haklar› gas-bedilir. Tafllar›n ba¤lan›p köpeklerinsal›nd›¤› bu düzen de¤iflmelidir.De¤iflim gerekli ve kaç›n›lmazd›r.Ve bunu sa¤layacak olan da“halk”t›r. Ama soyut bir halk de¤il;gerçekleri görme, zulme karfl› ç›k-ma cesaretini gösterebilen, örgütlü,bilinçli, devrimcilerin önderli¤inde-ki bir halkt›r. Ancak böyle bir halkkendi kaderine hükmedip, kendi ik-tidar›n› kurabilir ve ancak o zamançeteler özgür olmaz, katliamc›larcezas›z kalmaz.

4

5 Mart 2006 / 42

Page 5: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

“Devlet ad›na kurflunatan” katiller birer birer akla-n›yor, ölüm mangalar› kontr-gerilla hukukunun k›l›f›na uy-durularak koruma alt›na al›n›-yor. Ortaya ç›kan bütün delil-lerin devlet katliam›na iflaretetmesi, katillerin ad›yla san›y-la belli olmas› dahi bugerçe¤i de¤ifltirmiyor.Oligarflik devlet ve onunhukuku, 70 milyon hal-k›n gözünün içine baka-rak “bu düzende halkiçin adalet yoktur” di-yor. “Halk adaletsiz ka-lamaz” diyenler ise yineayn› mekanizma taraf›ndan “terö-rist” ilan ediliyor.

Sadece bir hafta içinde sonuçla-nan davalar, süren davalarda ortayaç›kan geliflmeler dahi, bu ülkedehangi iktidar olursa olsun, katliam-c›lar›n cezas›z kalaca¤›n› bir kezdaha göstermifltir. Digor, Diyarbak›rHapishanesi Katliamlar›’n›n sonuç-lar›, Ümraniye ve Bayrampafla’dagerçeklefltirilen ‘Hayata Dönüfl’katliam›n›n davas›nda ortaya ç›kangeliflmeler... Bir haftaya s›¤an tümbu örnekler, oligarflik sistemin hu-kukuna ayna tutmaktad›r.

Adaletin olmad›¤› bir düzeninmeflruiyeti de yoktur.

“T›k›r t›k›r iflleyen” kurumlar›olabilir, onlarca “reform” da yap›la-bilir, “yarg› ba¤›ms›zl›¤›” üzerinenutuklar birbirini de izleyebilir, hat-ta bu konuda en mükemmel yasaldüzenlemeler de yap›labilir. Ama oyarg›, adalet da¤›tam›yorsa, halk›katledenler cezas›z kal›yorsa; herfley göstermelik ve yarg›n›n bu nite-li¤ini gizlemeye yönelik demektir.

‹stedi¤iniz kadar ‘yarg› karar›elefltirilemez’, ‘olay yarg›ya intikaletti’ diyerek, katilleri aklay›c› birsistemi kutsal bir hale geçirmeyeçal›fl›n; halk nezdinde böyle bir sis-temin hiçbir meflruiyeti yoktur.

S›kça “halk›n devlete güvenininsars›lmas›ndan” sözedilir. Birçoketkenle birlikte bu “sars›lmada”,adaletsizlik en belirleyici unsurlar›nbafl›nda gelmektedir.

Yarg›dan, 10 Tutsa¤›n Kafas›n› Parçalay›pKatledenlere Ödül

Diyarbak›r E Tipi Kapal› Ceza-evi’nde 24 Eylül 1996 y›l›nda ger-çeklefltirilen ve 10 tutsa¤›n kafalar›-n›n parçalanarak katledildi¤i, 23 ki-flinin de yaralanmas›yla sonuçlananolaya iliflkin dava 10 y›l sonra so-nuçland›. Yarg›lanan özel timcile-rin, jandarmalar›n mahkemelere da-hi kat›lmad›¤› duruflmalar›n seyri,bugün ortaya ç›kan sonucu, dahabafltan göstermekteydi.

Öncelikli olarak, planl› katliam“isyan› bast›rma” olarak adland›r›l-m›flt›r. Oysa, görüfle ç›kan PKK da-vas› tutsaklar›n›n özel timler ve iti-rafç›lar taraf›ndan planl› bir flekildekafalar› parçalanarak katledilmesivard›r. Bütün tan›klar, otopsi rapor-lar› bu gerçe¤i do¤rulamas›na kar-fl›n, yarg› taraf›ndan dikkate al›nma-m›fl, yoksay›lm›flt›r.

27 fiubat günü Diyarbak›r 2.A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen35’i asker, 29’u polis, 8’i gardiyanolmak üzere 72 kiflinin yarg›land›¤›davada, 3 kifli beraat etti, 7 kifli za-manafl›m›na u¤rat›ld›. 62 san›k hak-k›nda ise önce 18 y›l hapis cezas›verildi. Bu, 3’te 2 oran›nda düflürü-lerek 6 y›la indirildi. “‹nce ayarla-malarda” uzman olan yarg›, durufl-malara bile kat›lmayan san›klar›n“iyi halleri” gözönünde bulunduru-larak cezalar›n› 5 y›la indirdi.

Sonuç mu? 4616 say›l› “afyasas›” ile (ceza 10 y›ldan azoldu¤u için) 10 insan› vahflicekatleden devlet görevlilerininhiçbiri hapishaneye girme-yecek! Böylece katillerin avu-kat›n›n, “operasyonun plan-lanm›fl hareket oldu¤unu,

olaylar›n yasal s›n›rlariçerisinde kald›¤›n›”belirterek, istedi¤i be-raat, dolayl› yolla yeri-ne getirildi.

Sonucu “korkunç”olarak de¤erlendiren Di-yarbak›r Barosu Baflka-n› Sezgin Tanr›kulu, da-

van›n seyrine iliflkin flunlar› söylü-yor: “‹nsanl›¤a karfl› suç iflleyenkamu görevlilerinin yarg›land›¤› budavada 50’yi aflk›n duruflmada 30heyet de¤iflmifltir. Müdafi olarak bi-zim hiçbir iste¤imiz gerçeklefltiril-memifltir. San›klar bir gün bile ceza-evi ve gözalt›nda kalmam›flt›r.”

30 heyet de¤ifliyor, ama anlay›flve aklama, katilleri koruma mant›¤›hiç de¤iflmiyor. Ne de olsa “devlet-te devaml›l›k esast›r”!

Peki tüm bu indirimler niye? Mahkemeye göre, “fiil (yani

katliam) a¤›r tahrik alt›nda ifllen-di.” Görüyor musunuz pervas›zl›¤›;görüfle ç›kan tutsaklara resmen “du-rup dururken” kalaslar, çivili sopa-larla sald›r›p kafalar›n› parçalayarakkatletmenin ad›, “a¤›r tahrik”mifl.Üstelik “operasyonun planl› oldu-¤u” resmen teyid edildi¤i halde uy-duruluyor bu gerekçe.

Yarg›n›n, “ceza” vermekten ka-çamayaca¤› aleni katliam, infaz veiflkence olaylar›nda, devlet ad›na busuçlar› iflleyenleri adeta ödüllendi-rircesine suça denk düflmeyen ceza-lar verdi¤i binlerce örnek vard›r. Di-yarbak›r Katliam Davas› da bunlar-dan biri olarak kay›tlara geçmifltir.

Digor’da Aklama Gerekçesi, “MeflruMüdafaa” Oldu

14 A¤ustos 1993’te, Digor veKa¤›zman ‹lçeleri’ne ba¤l› köyler-

5

5 Mart 2006 / 42

Katliamc›lar Koruma Alt›nda

Page 6: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

den yola ç›kan yaklafl›k 3 bin kifli,“çat›flmalar›n durdurulmas›”n› iste-yerek yürüyüfl yapmak amac›ylaDigor ilçe merkezine gitmek iste-mifl, ancak devletin “güvenlik” güç-leri taraf›ndan ilçe giriflinde durdu-rulan köylülerin üzerine aç›lan ateflsonucu 17 köylü hayat›n› kaybet-mifl, 63 kifli de a¤›r yaralanm›flt›.

Davan›n “haz›rl›k soruflturmas›”üç y›l sürdü. Kars Emniyet Müdür-lü¤ü Özel Harekat fiube Müdürlü-¤ü’nde görev yapan polis memurla-r› Tuncay Y, ‹smail Y, Mustafa D,Yunus A, Sezai Ö, Atilla Y, Suat Kve S›raç B. hakk›nda, “ölen ve yara-lanan flah›slar›n ölümlerine ve yara-lanmalar›na sebebiyet verdikleri”gerekçesiyle aç›lan dava, tam 13 y›lsonra karara ba¤land›.

Kars ACM’nin karar› flu: 8 ÖzelHarekat Timi’nin açt›¤› atefl, “mefl-ru müdafaa s›n›rlar› içerisindeyap›lm›flt›r”; BERAATLER‹NE!

Neye karfl› kendilerini müdafaaetmifller? Yürüyen köylülere karfl›!

Sald›r›da yaralanan ve 13 y›ld›rtedavi gören 66 yafl›ndaki GüzelÇalk›ns›n flöyle diyor karar için;“polisler niye beraat ettiler ki onlarbizi sakat b›rakt›.”

Adalet duygusu böyle yokedili-yor. Düzen halk› böyle adaletsiz b›-rak›yor, sadece yürüyüfle kat›ld›¤›için kurflunlanan k›z›n›n çeyiziönünde kalm›fl analar bu nedenledevlete beddualar ya¤d›r›yorlar.

Toplu Mezar Davas›Askeri Yarg›ya HavaleAklama Yak›nd›r

Kulp’ta ortaya ç›kan toplu mezardavas›na iliflkin soruflturmay› yürü-ten savc›l›k, “köylülerin PKK tara-f›ndan öldürüldü¤ü” yönünde bir

kan›t bulamad›¤›n›belirterek, dosyay›

7. Kolordu Komutanl›¤› AskeriSavc›l›¤›’na gönderdi.

Savc›l›k bir anlamda, “yarg›lan-mas› gereken askerlerdir” demifltir.

Öte yandan; askeri yarg›ya gön-derilmesi, aklama mekanizmas›n›nifllemeye bafllad›¤›n› gösterir. Dev-letin ordusunun halka karfl› iflledi¤isuçlarda askeri yarg›n›n devreyegirdi¤i hiçbir suçta katiller cezalan-d›r›lmam›flt›r. Köylülere d›flk› yedi-renler, köyleri yakanlar, köy mey-danlar›nda kurfluna dizinler, ya be-raat ettirilmifl ya da dava aç›lmas›nagerek dahi görülmemifltir.

Ortada “ordu içindeki bir suç”de¤il, halka karfl› ifllenen bir suçvard›r. Ancak, devlet örgütlenmesikontrgerilla politikalar› üzerindenflekillendirildi¤inden, bu tür durum-larda “riske” atmamak için askeriyarg› devreye girmekte, “tetikçile-rin komutanlar› taraf›ndan yarg›lan-mas›” gibi bir oyun oynanmaktad›r.

1993 y›l›nda Diyarbak›r’›n Kulp‹lçesi k›rsal›nda Bolu Komando Tu-gay Komutanl›¤› taraf›ndan gözalt›-na al›nan 11 köylü kaybedilmiflti.Y›llar sonra 11 köylünün katledilipcesetlerinin yak›larak toplu mezaragömüldü¤ü ortaya ç›kar›lm›fl vegeçti¤imiz haftalarda da, DNA testitoplu mezarda bulunan kemiklerinköylülere ait oldu¤unu belgelemiflti.

Bafl›m›zda Tu¤generalVard›, Niye Bizim‹fademiz Al›n›yor?

19-22 Aral›k 2000 tarihinde ger-çeklefltirilen hapishaneler katliam›-na iliflkin devrimci tutsaklar ne an-latm›fllarsa, birer birer kan›tlan›yor.

“Diri diri yak›ld›k” dediler; ka-n›tland›! “Kurflunland›k” dediler;kan›tland›! “Gaz bombalar›yla bo-

¤ulduk” dediler; kan›tland›! “As-kerler birbirlerini vurdular” de-diler; kan›tland›! Devletin, katli-am›n ilk saatinden itibaren söyledi-¤i her fley ise tümüyle as›ls›z ç›kt›.

Tutsaklar›n, göstermelik olarakaç›lan ve asker, gardiyan gibi as›lemir komuta kademesinin yarg›lan-mad›¤› davalara iliflkin de söyledik-leri bir fley vard›; “as›l sorumlular,emir verenler san›k sandalyesineoturtulmal›d›r.”

fiimdi ayn›s›n›, Ümraniye Ha-pishanesi’ndeki operasyona kat›lanaskerler söylüyor. Görevli 267 jan-darman›n yarg›land›¤› davaya 28fiubat günü devam edildi. ‹fade ve-ren askerler, katliama iliflkin çarp›c›aç›klamalarda bulundular.

San›k Kenan Erdo¤an, olay tari-hinde Halkal› Jandarma Komutanl›-¤›'nda görevli oldu¤unu belirterek“Ana Malta'ya giren ilk ekiptendim.Üzerimize do¤ru atefl aç›ld›. AnaMalta'n›n karfl› taraf›nda BeykozJandarma Komutanl›¤›'ndan gelenekip vard›. Onlar›n kulland›¤› silahyani bizim üzerimize geldi¤i içinkum torbalar› istedik. Bu s›rada birarkadafl›m›z yaraland›” dedi.

Neymifl; ya¤d›rd›klar› onbinler-ce mermiyle birbirlerini de vurdu-lar. Emir alan ölüm mangalar›n›ntutsaklar›n üzerine nas›l kurflunya¤d›rd›klar› ortada. Gözleri öylesi-ne dönmüfltür ki, kendi arkadafllar›-n› dahi kurflunlam›fllard›r. (“Çat›fl-ma” havas› vermek için bilinçli ola-rak kurflunlamad›larsa tabi!) Nite-kim, Ümraniye’de ölen jandarmaerinin, asker kurflunu ile öldü¤üotopsi raporu ile de kan›tlanm›flt›.Ordu, katliamc›l›¤›n› örtbas etmekiçin bugüne kadar yaral›lar› ve ya-flananlar›n gerçek yüzünü gizlemifl,olay tutanaklar›na ise, “tutsaklar›nkendilerine atefl açt›¤›n›, karfl›l›kverdiklerini” yazm›flt›.

6

5 Mart 2006 / 42

“Silah kulland›m. Askerlerin tamam›kulland›. Bu konuda emir verilmiflti.Bafl›m›zda tu¤general ve di¤er komu-tanlar vard›. Neden bizim ifademizal›n›yor anlayamad›m.”

19/22 AAral›k ÜÜmraniye ooperasyonuna kat›lan aasker mmahkemede aanlat›yor:

Page 7: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Bununla bitmiyor askerlerin an-latt›klar›. “Vatan hizmeti” diye gö-türüldükleri “asker oca¤›nda”, nas›lbir vahflette kullan›ld›klar›n› ve ar-d›ndan “yem” olarak san›k sandal-yesine oturtulduklar›n› gördü¤ü an-lafl›lan bir askerin sözleri ise, ç›plakgerçe¤i ortaya koyuyordu.

San›k askerlerden Resul Bulutifadesinde flunlar› söylüyor:

“Çat›flmada silah kulland›m.Askerlerin tamam› kulland›. Bukonuda emir verilmiflti. Bafl›m›zdatu¤general ve di¤er komutanlarvard›. Neden bizim ifademiz al›n›-yor anlayamad›m.”

Her fley çok net;

F Tipi’ne “normal” bir sevk yada o meflhur yalandaki gibi “ha-yat kurtarmak” için de¤il, ateflaçma emriyle; yani gözda¤› veteslim alma amaçl› katliam yap-ma emriyle geldiler.

Gözleri dönmüfl flekilde mermi,bomba ya¤d›rd›lar ve 5 devrimciyikatlettiler. O gün “bireysel”, emirkomuta zinciri d›fl›nda hiçbir fleyolmam›flt›r. Bu, tüm hapishaneleriçin geçerlidir. “1 y›ld›r haz›rland›k-lar›” katliam›, planl› ve so¤ukkanl›bir flekilde gerçeklefltirmifllerdir.

Tutuksuz yarg›lanan askerlerden16’s›n›n kat›ld›¤› duruflmada, san›k-lardan Hamdi Karamahmut’un ifa-desi de bu gerçe¤i do¤ruluyor:

“Beykoz Jandarma Komutanl›-¤›’nda askerlik yap›yordum. BölükKomutan›m›z Necati Yavuz Ya¤c›geldi. Komutanlar›m›z›n emriylemahkumlar üzerine atefl açt›k. Ki-min kime vurdu¤unu görmedim.”

Soru ve adalet beklentisi fludur:

Atefl açma emrini verenler nere-de? 5 devrimci ve bir askeri katlet-mekten neden tutuklanm›yor, san›ksandalyesine oturtulmuyorlar?

Ma¤duru Yarg›lamaOyunun Delilleri:Kitap, Mektup...

19-22 Aral›k Katliam›’n›n yarg›cephesinin as›l niteli¤ini ise, katli-amdan sa¤ kurtulanlar›n yarg›land›-

¤› davalar göstermektedir. Bu dava-lar, as›l olarak katliamc›lar› akla-mak içindir. Ma¤durlar suçlu bulu-nursa, katliamc›lar da “meflru mü-dafaa, görevin ifaas›” gibi malumgerekçelerle daha kolay aklan›r.

Katliam›n Bayrampafla aya¤›ndasüren davan›n bir önceki duruflma-s›nda, befl y›ld›r tutsak avukatlar›n-dan gizlenen “delillerin incelenme-si” karar› al›nm›flt›.

167 tutuklu ve hükümlünün yar-g›land›¤› davan›n yarg›c› Necla As-lan ile avukatlar ve ‹stanbul Barosugözlemcileri, bu incelemeyi nihayetgeçen hafta yapt›lar. Tutsaklar›n bü-yük suçlar›n›n delili olarak emanet-te tutulan 33 çuvaldan ç›kan ve tuta-na¤a geçirilen “delillere” bak›n:

Kitaplar, müzik kasetleri, kimeait oldu¤u belirsiz not defteri, kifli-sel ajandalar, foto¤raflar, mektuplar,de¤iflik ko¤ufllarda kalan tutuklu vehükümlülerin kendi yarg›land›klar›dosyalara iliflkin belgelerin özel su-retleri ve savunma yaz›lar›...

Peki karfl› taraf›n, yani operas-yonu yapanlar›n suç delilleri neler?

Otomatik tüfek, gaz bombalar›,Skorsky helikopter, alev makinas›,menflei bilinmeyen ve vücudu ya-kan kimyasal maddeler, bombalargeri d›flar› at›lmas›n (üzerinde ‘in-

san olan yere atmay›n’ yazan bom-balar›n gaza bo¤ma amac› etkisiz-leflmesin) diye demir kafesler...

Bu “deliller” karfl›s›nda mahke-menin verece¤i tek adaletli karar;tutsaklar›n yarg›lanmas›na son ve-rilmesi, katliam emrini veren, ger-çeklefltiren, siyasi karar›n› alan bü-tün devlet görevlilerinin “planl›katliam” ve “suçlar›n› tutsaklarayükleme, iftira” suçundan derhal tu-tuklanmalar› ve cezaland›r›lmalar›-d›r. Ama yapmayacaklard›r.

Çünkü sadece burada verdi¤imizörneklerde görülece¤i gibi, yarg›,katilleri aklama misyonunu ony›l-lard›r yerine getirmektedir. fiu buyarg›c›n “kiflisel” bir tutumunun bumekanizma içinde hiçbir önemiyoktur. Bayrampafla’da incelemeyapt›, katliam delili toplad› diye, entemel görevini yapan bir savc›n›nsürgün edildi¤i bir ülkedir buras›.

Böyle bir yarg› düzelir mi?

Yarg›, devletin niteli¤inden ba-¤›ms›z de¤ildir. Devletin niteli¤i neise, kimin ç›karlar›na hizmet edi-yorsa, yarg› da bu yönde olacakt›r.Bu nedenle “ba¤›ms›z yarg›” sözübir aldatmad›r ve devletin niteli¤itemelden de¤iflmeden, yarg›n›n ni-teli¤i de de¤iflmeyecek, halk adalet-siz kalmaya devam edecektir.

7

5 Mart 2006 / 42

Adaletsizli¤in, her fleye ve herkesera¤men pervas›z bir flekilde sürdürül-dü¤ü davalardan biri de, 16 Ocak1991’de gözalt›nda katledilen DEV-GENÇ’li Birtan Altunbafl davas›d›r.15 y›ld›r korunan iflkenceciler, 24 fiu-bat günü görülen duruflmada da, ko-runmaya devam ettiler.

Tan›k olarak dinlenmesi kararlafl-t›r›lan ancak gelmeyen polisler Ah-met Ulualan ve Cihangir Özkan'›nadresini soran hakime, san›k iflkence-ci flef ‹brahim Dedeo¤lu’nun cevab›fluydu: “Onlar benim memurumdu,adreslerini iyi biliyorum”.

Tan›klar daha gelmeden, tarafs›zifade vermeyeceklerinin beyan› olan(devletin memuru amirini, devletini

suçlar m› hiç) sözleri avukatlar›n iste-¤i üzerine tutanaklara geçirilirken,duruflma 31 Mart tarihine ertelendi.

Mahkeme ç›k›fl› aç›klama yapanAnkara TemelHaklar üyeleribir kez daha“Birtan Altun-bafl’›n KatilleriCezaland›r›l-s›n” talebinidile getirirken,A l t u n b a fl ’ › nfoto¤raflar›n›tafl›d›lar ve ik-tidar›n katillerik o r u d u ¤ u n ubelirttiler.

Birtan’›n Katilleri, Yarg› ve AKP Korumas›nda

Page 8: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Sistemin bekas›n› burjuva ak›lc›-l›¤›yla düflünen M. Ali Birand, 2Mart tarihli Posta Gazetesi’ndekiköflesinde Sauna Çetesi’nin devletiliflkilerini örneklendirip uyar›yor:

“Askeriyle, polisiyle, savc›s›,yarg›c›yla kollar› s›vamal›y›z. Yoksabu adamlar bizi bo¤acaklar. Toplu-mun devlete güvenini daha da za-y›flatacaklar.”

Ça¤r›n›n muhataplar›, zaten busistemin sahipleri; yanl›fl yere yap›l-m›fl bir ça¤r› olmas› bir yana, Birandgibileri flunu görmek (ve göstermek)istemiyorlar:

Oligarflik devletin iradesi d›fl›n-da bir çete mafya düzeni yoktur.Çetelerle devletin iliflkisi de, iddiaedildi¤i gibi, devlet içindeki kimiunsurlarla s›n›rl› bir iliflki de¤ildir.Organik bir iliflkidir ve en aç›k ifade-sini Susurluk’ta bulan kontrgerillapolitikalar›ndan ba¤›ms›z olmay›p,bunun bir ürünüdür.

Mafya-devlet iliflkisinin siyasiekonomik temelleri eskiye dayan›r.Bu yaz› kapsam›nda bu tarihi süreciele almayaca¤›z. Ancak bu tarih bizenet olarak flunu söylemektedir:“Devletin içine s›zm›fl mafya çetele-ri” yoktur, çeteleflen, mafyalaflan birdevlet vard›r karfl›m›zda.

Sauna Çetesi’ne böyle bak›lmal›-d›r. Bas›na yans›yan bütün bilgiler,belgeler, ifadeler bunu anlat›yor.

‹çinde askerler var. Üst düzeygörevde bulunmufl polisler var.

Çeflitli kesimlere yönelik istih-barat çal›flmalar› var. (Ki bunlar,çeflitli amaçlarla siyasi komplolarkurmaya, provakasyonlar yaratmayauygun istihbaratlard›r.) Askeri bilgi-ler çetenin elinde. Hem de “kozmikbilgiler” bunlar. Nedir “kozmik bil-gi”?

“Özel yetkisi olan s›n›rl› say›dakifli d›fl›nda kimsenin ulaflamayaca-¤› çok gizli, stratejik bilgi.”

Yani çete içindeki, Özel Kuvvet-ler Komutanl›¤›'nda görevli Yüzbafl›Nuri Bozk›r’›n “s›radan” bir subayolmad›¤›, “en gizli bilgilere” ulafla-bilecek konumda oldu¤u aç›kt›r. Veelbette bu gizli bilgiler çeteye, gene-rallerin bilgisi d›fl›nda verilmemifltir.Generallerin söyledi¤i gibi, “her fleyonlar›n bilgisinde!”

‹flte bu nedenle askeri yarg› so-ruflturmaya dahil oldu. fiimdi, çete-nin ordu iliflkisini örtme zaman›.T›pk› Susurluk’ta yapt›klar› gibi.

Hiç kimse, devletin en gizli bel-gelerine sahip olabilen, gayri nizamiharp usüllerine göre e¤itim alan birçetenin, saunalarda flantajc›l›k yapanbir “menfaat çetesi” oldu¤u masal›n›anlatmas›n.

Hangi “menfaat çetesi” bu kadarbakan, milletvekili istihbarat› yap›-yor? Patlay›c›lar, köprülerin, kara-yollar›n›n krokileri, devletin en gizlibilgileri, gayri nizami harp e¤itimle-ri hangi “menfaat çetesi”nde oluyor?Her çete bir özel harpçi yüzbafl› m›istihdam ediyor?

Çete lideri Kas›m Zengin, “ÖzelHarp Dairesi’ne çal›flt›¤›n›” kendisianlat›yor.

Ortaya ç›kan telefon konuflmala-r›na bak›ld›¤›nda, Yarg›tay’a kadaretki edecek güce sahip olduklar›,devletle görünenden daha ciddi biriliflkide oldu¤u anlafl›lmaktad›r.

Bu tür mafya çetelerinin kontrge-rilla örgütlenmesinde kullan›lmas›,Türkiye kontrgerillas› olan ÖzelHarp Dairesi’nin kuruluflundan buyana izlenen örgütlenme tarz›na uy-gundur. Eski Özel Harp Daire Bafl-kan› General Kemal Yamak, bir ta-k›m “sivil unsurlar›” nas›l kulland›-¤›n› kitab›nda aç›kça anlat›yor. Kibunlar faflist MHP’liler, faflist maf-yac›lar, burjuva partilerinde yeralanve kendilerini “milliyetçi” olarak ta-n›mlayan faflist unsurlard›r.

Kuruluflundan bu yana kontrge-rilla devletinin sivil örgütlenmesiolarak çal›flan MHP’nin birçok un-suru, özellikle 12 Eylül sonras›ndaçete-mafya örgütlenmeleri olufltur-mufllard›r. Bir yandan gayri-meflruiflleriyle, haraçlar›, parselledikleritopraklarla halk›n s›rt›na kene gibiyap›fl›rken, öte yandan “devletin yar-d›mc› gücü” misyonlar›na devam et-mifllerdir. Susurluk’ta ortaya ç›kt›¤›gibi, onlarca mafyac›, kontrgerillataraf›ndan tetikçilik, istihbarat gibiifllerde oldukça aktif bir flekilde kul-lan›lm›fllard›r.

Yarg›tay’dan M‹T’e;Tüm Devlet Kurumlar› Mafya ‹le ‹çiçedirSauna Çetesi elemanlar›n›n tele-

fon konuflmalar›nda Yarg›tay’la olaniliflkilerinden sözetmeleri üzerine,Yarg›tay aç›klama yaparak, bunlar›n“yalan” oldu¤unu, amac›n “yarg›y›y›pratmak” oldu¤unu söylüyor.

Tabii! Öyledir!

M‹T-Çak›c›-Yarg›tay iliflkisi da-ha yenidir. Kurumsal olarak yarg›n›nmafya ile iliflkileri ise daha eskiyedayan›r. Mafya sistem içinde güç ka-zan›p devletle bütünlefltikçe, devle-tin bir kurumu olan yarg› da bu ilifl-kilere adapte edilmifltir. Örne¤in,mafya-kontrgerilla iliflkilerinin herzaman merkezinde yeralan isimler-den biri olan mafya babas› DündarK›l›ç’›n neredeyse tüm davalar›n›nfiiflli Adliyesi’nde görülmesi sadecebir tesadüf mü? Demirel’den en alt-taki uyuflturucu tacirine kadar s›k›iliflkiler içinde olan Yasef Öztürk’ünayn› zamanda “yarg›n›n da babas›”olarak bilinmesi, durup dururken uy-durulmufl bir masal m›?

Yine Sauna Çetesi belgelerindeM‹T’in ç›kmas› karfl›s›nda, M‹T ta-raf›ndan yap›lan aç›klamada da, “il-gimiz yoktur” deniliyordu. Oysa, bu

8

5 Mart 2006 / 42

Ne Zannediyordunuz; Çeteler Devletin Çocu¤udur

Page 9: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

ülkede mafyan›n kullan›lmas›n›nkompedan› onlard›r. Sadece Çak›c›örne¤i bile, M‹T’in mafyay› halkakarfl› savaflta nas›l kullan›ld›¤›n›göstermeye yeterlidir.

Susurluk’ta devleti aklamak içinhaz›rlanan, Kutlu Savafl’›n SusurlukRaporu’nda da, mafya-devlet iliflkisigizlenememekte ve flöyle vurgulan-maktad›r: “Bir tarafta olaylar, grup-laflmalar, kabaday›lar, kanunsuz ka-zançlar ve yasad›fl› ifller, flikayetlervard›r. Bir tarafta da kamu kurumla-r›. Üstelik kamu kurumlar›n›n içindeTürk halk›n›n ve kamu yönetimininher zaman hassas oldu¤u, gelifli gü-zel bir tart›flmaya konu etmemeyeçal›flt›¤› silahl› kuvvetler mevcut-tur.”

Bu sat›rlarda da görüldü¤ü gibiSusurluk Devleti tüm kurumlar›yla;ordusu, polisi, M‹T'i, emniyet mü-dürleri, valileri, bakanlar›, baflbakan-lar› ile mafyayla içiçedir.

Bu içiçelik sayesinde; mafyac›larSusurlukçular’la kolkola halka karfl›savaflta kullan›lmaktad›r. Bu içiçeliksayesinde; Türkiye uyuflturucu gü-zergah›n›n merkezi haline gelmekte,panzerler ile uyuflturucu tafl›nmakta,her yerde çeteler cirit atabilmektedir.

Yani, Sauna Çetesi’nin saunaflantajlar› vb. iflleri; hem halka karfl›savafl›n örgütlenmesinin finanseedilmesi, hem de hizmetleri karfl›l›-¤›nda çeteye tan›nan ayr›cal›klardanibarettir.

Herkes bilir ki, devlete ra¤menhiç kimse mafya iflleri örgütleyemez.Yapmaya kalkan›n ömrü k›sa olur.Çünkü bu faaliyetlerin babas›MGK'd›r, ordudur, polistir, M‹T'tir,hükümettir, TBMM'dir.

Susurlukçu A¤ar’dan Ünal Er-kanlara kadar devlet görevlilerininmafya liderleri ile yapt›¤› toplant›lar,devletle birlikte çal›flmalar› karfl›l›-¤›nda önlerinin aç›lmas› bilinen ger-çeklerdir.

Mafyac›; Alaattin Çak›c›, DrejAli, Nurullah A¤ansoy, Oral Çelik,Haluk K›rc›, Ali Fevzi Bir, SamiHofltan, Tar›k Ümit, Abdullah Çatl›,Sedat Peker, Kürflat Y›lmaz, NihatAkgün vb... bak›ld›¤›nda da, tüm

bunlar›n ayn› zamanda devletin hal-ka karfl› savaflta kulland›¤› unsurlaroldu¤u görülecektir. Hepsi, halka,devrimcilere karfl› katliamlardan sa-b›kal›d›r. Devletin resmi kurumlar›n-ca yap›lmas›nda düzenin meflruiyetiaç›s›ndan sak›nca görülen ifller, kimizaman faflist mafya çetelerine yapt›-r›lmakta, kimi zaman da korucu, iti-rafç›-J‹TEM’cilerden oluflan kontr-gerilla örgütlenmeleriyle hayata ge-çirilmektedir.

Bugün Küre Operasyonu’ndaAKP’nin mafyac›larla iliflkisi, sa-unac› vekilleri tart›fl›l›yor. Bunda daflafl›lacak bir fley yoktur. Yani bir“skandal” de¤il, bu düzen için do¤aloland›r. Mafya ile burjuva siyasetinne zaman iliflkisi olmam›flt›r ki! Me-sut Y›lmazlar, Eyüp Afl›klar, Demi-reller, mafyac›lar› ihracatç› yapmak-la övünen Özallar, k›saca bütün bur-juva partileri ve hükümetler bu iliflkia¤›n›n içinde olmufllard›r. AKP’ninbu sistemin d›fl›nda olmas› için birneden mi var?

Sorulabilir; mafya devletle içiçeise, bu operasyonlar ne oluyor?

Birincisi; “ehlilefltirme”, yanikontrol d›fl› unsurlar› kontrol alt›ndaçal›flt›rmak için. ‹kincisi; toplad›kla-r› ranttan kontra örgütlenmelere payaktarmalar› için, gözda¤› operasyon-lar›. Üçüncüsü ise; oligarfli içi çat›fl-malar›n ürünü olarak gündeme gele-bilmektedir. Ve tarihe bak›ld›¤›nda,hiç bitmez bu “temizlik operasyon-lar›”, ama hiçbir flekilde de temizlen-mez. Çünkü sistem, hem ekonomiknedenlerle, hem de yukar›da izah et-ti¤imiz siyasi nedenlerle bir yandanüretmektedir.

Hep Ayn› Nakarat: “Her Yan›m›z Çete” Burjuva bas›nda bugünlerde,

“her yan›m›z çete” tespitlerindengeçilmiyor. Evet do¤rudur, her yan›-m›z çetedir. Ancak bunu söyleyenburjuva bas›n ve köfle yazarlar› dö-nüp arflivlerine baks›nlar; flu son ony›lda kaç kez yazd›lar bu sat›rlar›?Ve ayn› süreçte kaç kez “devletin te-mizlik operasyonu bafllatt›¤›n›, maf-yaya karfl› topyekün savafl ilan edil-di¤ini” yaz›p, alk›fllad›lar?

Örne¤in, 1996 y›l›nda mafya-devlet iliflkilerinin ayyuka ç›kt›¤›günlerde burjuva bas›nda flu sözlerediliyordu:

“Mafya poliste. Yetmiyor. Mafyasiyasette. Yetmiyor. Mafya Devlette.Yetmiyor. Mafya her yerde... 'Mafya,kendi hukukunu' uyguluyor. Mafyaile y›llard›r içli d›fll› olanlar devletteyükselmeyi sürdürüyor." (Yalç›n Do-¤an, Milliyet)

“Mafya-devlet-politika... Bu ko-nuda iflin art›k çivisinin ç›kt›¤›n›söyleyebilirsiniz. Paçalar›m›zdanak›yor. Çeteler devletin içinde. Suçörgütleriyle politikan›n uç noktala-r›ndaki temas en çarp›c› örnekleriy-le gözler önünde..." (Hasan Cemal,Sabah)

Aradan on y›l geçiyor ve yine ay-n› fleyler söyleniyorsa, o zaman so-rulmaz m›; hani bunca demokratik-leflme ad›m› at›lm›fl, yasalar ç›kar›l-m›fl, hukuk düzeninde büyük mesa-feler katedilmiflti? Ve siz bunlar› ya-z›lar›n›zla pazarlam›flt›n›z?

Demek ki bu düzenin; ne mafyaile iliflkilerinde, ne yarg›s›nda, nepolisinde, ne ordusunda hiçbir de¤i-fliklik olmam›fl, her fley ayn›, her fleySusurluk’ta oldu¤u gibi iflliyor.

Ç›plak gerçek budur!

‹stisnalar› d›fl›nda, burjuva bas›-n›n son operasyonda meselenin “sa-una” k›sm›n› ön plana ç›kararak “buülkeyi nas›l bir devlet yönetiyor?”sorusunu sormamalar›, devletin nite-li¤ini gizleme telafllar› da, bu ç›plakgerçe¤i de¤ifltiremez.

De¤iflterecek olan tek fley, halk›nörgütlü gücüdür, gerisi laf-› güzaf.

9

5 Mart 2006 / 42

Oligarflik devletin iradesi d›fl›n-da bir çete mafya düzeni yok-tur. Çetelerle devletin iliflkiside, iddia edildi¤i gibi, devletiçindeki kimi unsurlarla s›n›rl›bir iliflki de¤ildir. Organik biriliflkidir ve en aç›k ifadesini

Susurluk’ta bulan kontrgerillapolitikalar›n›n bir ürünüdür.

Page 10: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Irak’ta flii ve sünni ibadet yerle-rine, siyasi unsurlar›na ve halka yö-nelik sald›r›lar sürüyor. Ölenlerinsay›s›n›n 1000’i aflt›¤› belirtiliyor.Hat›rlanaca¤› gibi, fliiler için kutsalAskeriye Türbesi'ne düzenlenenbombal› sald›r›n›n ard›ndan, kimizaman kitlesel katliamlara dönüflensald›r›lar yo¤unlaflm›flt›.

Provakatif oldu¤u çok aç›k olanAskeriye Türbesi'ne yönelik sald›r›-n›n ard›ndan, fliilerin en üst dini oto-ritesi Sistani’nin “protesto edin”ça¤r›s›, sünnilere yönelik sald›r›larada bir anlamda uygun zemini haz›r-lad›. fiu an fiili direnifl içinde yeral-masa da iflgale karfl› tutumu net olanMukteda Sadr’›n ça¤r›s› ise tam ter-si olmufl, Mehdi Ordusu’nun sünni-lerle birlikte namaza kat›lmas›, ca-mileri korumas›, kesinlikle sünnile-re sald›r›lmamas›n› istemifltir. Iraktarihine bak›ld›¤›nda da sünniler ilefliiler aras›nda mezhep temelindehiçbir sorun olmad›¤› görülecektir.Egemen olan, ezilen aras›ndaki ça-t›flmalar›n bu tarz yans›mas›, yan›lt-mamal›d›r.

Bugün Irak’ta as›l sorun; flii vesünni vatanseverlerle, Irak’› iflgalinhimayesinde yöneten, milislerinekatliam emirleri veren, mezhepçidüflüncelerle camileri y›kma fetvas›ç›karanlar aras›ndad›r. Ve bunlargerçekte, iflgalcileri kullanarak “ra-kip” gördükleri güçleri tasfiye et-me, iktidar›n› pekifltirme hesaplar›yapsalar da, as›l olarak emperyalist-ler taraf›ndan kullan›lmaktad›rlar.Bugün Sistani’nin misyonu, budur.Bu nedenle, flimdi Askeriye Türbesiiçin aya¤a kalkan bu mezhepçi ke-simler, Hz. Ali’nin Necef’teki tür-besi iflgalciler taraf›ndan y›k›l›rken,sesleri ç›kmam›flt›. Çünkü o zamansald›ran Amerika, sald›r›ya u¤rayanise, iflgalciye direnen flii Sadr güçle-riydi.

Bu tablo karfl›s›nda ABD ve ‹n-giliz emperyalizminin ellerini ovufl-

turarak izlediklerinden kimseninkuflkusu olmas›n.

Sorulmas› gereken ilk soru;“böyle bir çat›flmadan kimin, na-s›l bir ç›kar› oldu¤u”dur. Kuflku-suz, mezhepler, milliyetler, dinleraras› çat›flmadan ç›kar sa¤layacakolan sadece emperyalistlerdir.

Askeriye Türbesi'nin her zamans›k› korunurken, o gün askerlerinortada görünmemesi, tan›klar›n an-lat›mlar›, bu provakatif sald›r›n›ndo¤rudan emperyalistlerce tezgah-lanm›fl olabilece¤ini de güçlü bir ih-timal olarak gündemde tutmaktad›r.Gerek ABD gerekse de ‹ngiliz em-peryalizmi, bu tür kontra yöntemle-re yabanc› de¤ildir. ‹ngiltere’nin ‹r-landa’dan, Amerika’n›n tüm dünya-da CIA operasyonlar›ndan sicili bi-linmektedir. Keza, “hedef sapt›rma”

olarak nitelendiri-len bu tür sald›r›larkontrgerilla talim-namesine de uy-gundur.

ABD SavunmaBakanl›¤›’na ulusal güvenlik arafl-t›rmalar› yapan Hicks&Associatesisimli kuruluflun iflgal öncesi, iç sa-vafl tahlili yapt›¤› ve hatta ABD hü-kümetine, “Irak’ta iç savafl ç›karsa,durumdan daha çok yararlanabili-riz” raporu verdi¤i biliniyor.

Yani, s›kça sorulan, “Irak'ta fi-tili kim ateflledi?” sorusu anlam›n›yitirmektedir. Zaten iflgalcilerin de,çat›flma ortam›n› durdurmak içinöne ç›kan bir giriflimi yoktur.

Bölünmüfl, birbiriyle çat›flan birIrak halk›n›n, iflgalcilere karfl› güçlübir direnifl sergileyemeyece¤i çokaç›kt›r. Emperyalizm bu politikay›,özellikle Balkanlar’da planl› bir fle-kilde ad›m ad›m yaflama geçirmiflti.“K›rk parça”ya bölünen halklar bir-biriyle çat›flt›r›ld›, kimi milliyetçiunsurlar kullan›ld› ve bugün Bal-kanlar, ABD ve Avrupa’n›n arkabahçesi, askeri üs bölgeleri ve sö-mürü-ya¤ma alanlar› haline geldi.

‘Böl-Çat›flt›r-Yönet’ Takti¤iNeden Hep Ayn› KesimlerdeSonuç Veriyor? Evet, bugün yafla-nanlardan emperyalistlerin sorumluoldu¤u aç›kt›r. Askeriye provakas-yonu bir yana, iflgalin kendisi en bü-yük provakasyondur. Bunlar net.Ama bu soru da, özellikle islamc›kesimler taraf›ndan ciddi olarak tar-t›fl›lmak durumundad›r.

Hiç kimse, “türbe flu güç tara-f›ndan bombalanm›flt›r” diyemiyor-sa, bunun nedeni tart›fl›lmal›d›r.

Nedenlerinden birincisi, islamc›-lar›n eylem anlay›fl›. ‹kincisi, yineislamc›l›¤›n kullanma-kullan›lmapolitikas›na ne denli yatk›n oldukla-r›n›n bilinmesidir. Üçüncüsü, söyle-nenin aksine, tarihin kan›tlad›¤› gi-bi, farkl› mezhep ve inançlara düfl-manl›kta s›n›rs›z kafa yap›lar›d›r.

Örne¤in, daha bu çat›flmalar ön-cesi, iktidar koltu¤u için iflgalciyle

10

5 Mart 2006 / 42

Ellerinde HHz. AAli’nin ‘‘çiftbafll›’ kk›l›c› ‘‘Zülfikar’larla

sokaklara ddökülen flfliiler, ook›l›çlar› zzalimin bboynuna

çalmal›d›rlar. IIrak’ta, OOrta-do¤u’da, ttüm ddünyada zza-lim, AAmerika bbaflta oolmaküzere eemperyalistlerdir.

Mezhep Çat›flmas›, Emperyalizmin ‘Böl-Yönet’ Politikas›d›r

Page 11: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

iflbirli¤i yapan fiii Irak ‹slam Dev-rim Yüksek Konseyi yönetimindekiIrak ‹çiflleri Bakanl›¤›’na ba¤l›oluflturulan ölüm mangalar› ortayaç›kt›. Bunlar, Ba¤dat’ta her ay yüz-lerce sünni Irakl›’y› kaç›r›p iflkenceettikten sonra öldürdü. ‹çiflleri Ba-kan› Beyan Cabir de, cinayetlerinço¤undan sorumlu tutulan fiii BedirTugaylar›’n›n eski bir yöneticisi.

Sünni kesim için de durum çokfarkl› de¤il. Özellikle El Kaide çiz-gisi, fliileri aç›k düflman ilan edebi-liyor. Yani iflbirlikçi ayr›m› yap›l-madan flii mezhebinin kendisi düfl-man cephesine konuluyor.

Bu arada, AKP iktidar›n›n ‘ara-buluculu¤a’ soyunmas›, “müslü-man müslüman› öldürmez” nutukla-r› ise, gerçeklerle çeliflmektedir.

Birincisi; Türkiye, emperyaliz-min denetimi d›fl›nda böyle bir rolüoynayamaz. ‹kincisi; “arac›”n›nkendisi, mezhepçidir. Aç›klamas›n-da dahi “hiçbir sünni flii ibadet ye-rini bombalamaz” diyor, do¤rudansünni temsilcisi gibi konufluyorTayyip. Ki, gerçe¤i de budur.

‹kincisi; mezhep çat›flmalar› is-lamiyette yeni bir olgu de¤ildir. ‹s-lam dünyas›ndaki iktidarlar›n ço¤umezhep ayr›l›klar› üzerinde ayaktaduruyor. Egemen s›n›flar yüzy›llar-d›r mezhep ayr›l›¤›n› kullan›yor,körüklüyor. Ülkemiz islamc›lar›,güya k›n›yorlar mezhep kavgas›n›.Peki sorulmaz m›; Marafl’ta, Sivas’ta“k›z›lbafl Alevilere ölüm” naralar›atarak katliam yapan kimdi?

Dünyan›n her yerinde emperya-lizm ayn› takti¤i uyguluyor. Bu tak-tik en fazla dinci ve milliyetçi ke-simler üzerinde etkili oluyor. Bölüpparçalama politikas›n›n hiç s›n›r›yoktur; mesela din temelinde ayr›fl-t›rd›¤› kitleleri, kendi içlerinde deayr›flt›r›r. Milliyetçilik temelindeayr›flt›rd›klar›n› kendi içinde yenikategorilere böler. Ve hiçbir dinci,milliyetçi ak›m emperyalizmin butakti¤ini bozamaz. Bu takti¤i boza-cak tek fley, s›n›fsal bakmakt›r.

Ulusal bir mücadelenin birli¤ide, ancak s›n›fsal bakabilen bir güçtaraf›ndan sa¤lanabilir.

11

5 Mart 2006 / 42

1 Mart, iflbirlikçilik tezkeresinin reddedilmesinin y›ldönümünde çeflitlikentlerde gösteriler düzenlendi. Gösterilerde, direnen Irak halk› selamlan›r-ken, emperyalist iflgal ve iflbirlikçilik bir kez daha lanetlendi.

‹stanbul’da Irak'ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, Küresel BAK, SDP,EMEP, SODAP ve Özgür-Der taraf›ndan organize edilen eyleme, 100’üHÖC’lü 350 kifli kat›ld›.

Koordinasyon, eylemin yap›laca¤› Taksim Gezi Park›’na, Tramvay Dura-¤›'nda toplan›p sloganlarla yürüyerek geldi.

“Emperyalizm Yenilecek, Direnen Halklar Kazanacak” yaz›l› pankartlartafl›yan Koordinasyon üyeleri, “‹flgale De¤il Direnifle Ortak Ol, Filistin’de ‹n-tifada Irak'ta Direnifl Kazanacak, Katil ABD ‹flbirlikçi AKP, Emperyalizm Ye-nilecek Direnen Halklar Kazanacak" sloganlar› att›lar.

Eylemin di¤er bileflenleriyle birlikte Gezi Park›’nda biraraya gelinmesininard›ndan, eylem komitesi ad›na Bilgesu Erenus taraf›ndan aç›klama okundu.

KESK, D‹SK, Tabib Odalar›’n›n temsili kat›ld›klar› görülürken, ABD'lisavafl karfl›tlar›ndan Celeste Zappala da eyleme kat›larak bir konuflma yapt›.

Bilgesu Erenus, iflgal alt›ndaki Irak'ta yaflanan katliamlara dikkat çekti¤ikonuflmas›nda, Irak hükümetinin de ABD ve ‹ngiltere'nin kuklas› oldu¤unuifade etti. Erenus flunlar› söyledi:

“Irak için özgür bir gelecek, ancak Irak direnifl güçlerinin taleplerinin ifl-galcilerce kabul edilmesinde ve iflgal güçlerinin Irak'› kay›ts›z, koflulsuz terketmesindedir, çünkü Irak'›n kaderini Irak halk› belirleyecektir. Emperyalistgüçleri, Genelkurmay›, büyük sermaye ve AKP hükümetini bir kez daha uya-r›yoruz! Ülkemizi kardefl halklara karfl› bir sald›rganl›k ve savafl üssü halinegetirecek ad›mlar atmaktan, Türkiye'yi ABD ve ‹ngiltere'nin peflinde ‹ran veOrtado¤u halklar›n›n katili konumuna getirecek giriflimlerden vazgeçin!"

Celeste Zappala da Amerikan vatandafllar›n›n iflgale karfl› oldu¤unu belir-terek “Bar›fl içinde yaflamak mümkündür" diye konufltu. Son olarak Grup Yo-rum, "Biz Var›z” ve “Düflenlere" türkülerini direnen Irak için söyledi.

Ankara’da ise, Gençlik Derne¤i, Ekim Gençli¤i, EHP Gençli¤i, Kald›raç,Kurtulufl Partisi Gençli¤i, Marksist Bak›fl, Özgür E¤itim Platformu, SGD,Tüm ‹GD taraf›ndan Sakarya Caddesi'nden Yüksel Caddesi'ne meflaleli yürü-yüfl gerçeklefltirildi. “Kahrolsun Emperyalizm Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i”ortak imzal› pankart›n tafl›nd›¤› yürüyüflün ard›nda yap›lan aç›klamada,‹ran’a yönelik sald›r› haz›rl›klar›na dikkat çekildi.

Ankara Gençlik Derne¤i 120 kiflinin yerald›¤› eyleme, "Emperyalist Sal-d›rganl›¤a Son, Katil ABD ‹flbirlikçi AKP, Emperyalizm Yenilecek DirenenHalklar Kazanacak" yaz›l› dövizlerle kat›ld›.

‘1 MMart’›n YY›ldönümünde,Anti-emperyalist eylemler

Page 12: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

12

5 Mart 2006 / 42

‹zmir’in gecekondu bölgesi Kü-çük Yamanlar Mahallesi’nde kuru-lan Yamanlar Temel Haklar ve Öz-gürlükler Derne¤i 26 fiubat günügerçeklefltirilen etkinlikle aç›ld›.

Derne¤in Baflkan› Sabahattin Fi-lazo¤lu, aç›l›flta yapt›¤› konuflmada,emperyalizmin ve iflbirlikçi iktida-r›n sömürü ve zulüm politikalar›nade¤inerek, dünyada ve ülkemizdebu sald›r›lara karfl› direnenlerin ol-du¤una dikkat çekti.

Direniflleri güçsüzlefltirmek içinörgütsüzlefltirme sald›r›s›n›n yo¤unolarak sürdü¤ünü kaydeden Filizo¤-lu, “bu sald›r›lar›n karfl›s›nda du-

rabilmenin tek yolu örgütlenmektenve direnmekten geçiyor. Evlerimiziny›k›lmamas› için, gençlerimizi uyufl-turucu ve fuhufl bata¤›ndan kurtar-mak için, bizlere açl›¤›, sömürüyüve zulmü reva görenlerden hesapsorman›n tek yolu örgütlenmektir.Bugün bu yüzden mahallemizde bu-lunan herkesi bu sald›r›lara karfl›durabilmek için burada aç›l›fl›n›gerçeklefltirdi¤imiz derne¤imizdeörgütlenmeye ça¤›r›yoruz” diye ko-nufltu.

Konuflmalar›n ard›ndan GrupGün Ifl›¤›’n›n türküler ve marfllarseslendirdi¤i, zeybeklerin oynan›p

halaylar›n çekildi-¤i aç›l›fla 100 kiflikat›ld›.

Yamanlar Temel Haklar fienlikle Aç›ld›

Yamanlar Temel Haklar adresi:7370/2 Sokak No: 8/A Yamanlar Karfl›yaka/ ‹zmir Telefon: 0.232.3638520

‹dilcan Geleneksel 3. Aflure Günü 26 fiu-bat günü yap›ld›. Kerbela flehitleri için sayg›durufluyla bafllayan etkinlikte, Erdinç Ero¤-lu, Kerbela’n›n anlam› üzerine bir konuflmayapt›. Ero¤lu; “Kerbela’dan günümüze za-limlerin zulmü sürüyor. O gün Hüseyin’i ve

ona biat edenleri katleden Yezitler bugünde varlar. Her yerde halklara sald›r›yorlar.Biz de halklar olarak bu zalimlere karfl›birlikte olal›m” diye konufltu. ‹dilcan Mü-zik Grubu’nun türküleri ve semahlarla sü-ren etkinli¤e 100’den fazla kifli kat›ld›.

Mersin’de ise ayn› gün Temel Hak-lar’da bir etkinlik gerçeklefltirildi. 100 kifli-

nin kat›ld›¤› etkinlikte, Dernek Baflkan› Mu-rat Türkmen ve TAYAD’l› Gülbeyaz Karaerbirer konuflma yapt›. Karaer, zulme karfl› di-reniflin F Tipi hapishanelerde sürdü¤üne dik-kat çekti. Ard›ndan Alevi Dedesi Niyazi De-de, Kerbela flehitleri ve aflure gününün anla-m›n› anlatt›. Düflevi Müzik Grubu Öteki Tür-kü ise deyifl ve türküler seslendirdi.

26 fiubat günü de Malatya’da Pir SultanAbdal Derne¤i Hekimhan fiubesi taraf›ndan400 kiflinin kat›ld›¤› Aflure etkinlikleri ger-çeklefltirildi. Alevi inanc› üzerine konuflma-lar›n yap›ld›¤› etkinli¤e Temel Haklar üyele-ri de davet üzerine kat›ld›lar.

Ankara Mersin ve Malatya’da Aflure Günü

Temel Haklar dernekleri halk›n entemel sorunlar›na sahip ç›k›yor, çözümiçin halkla birlikte hareket ediyor.

Eyüp Temel Haklar, 6 fiubat’ta, “Er-ken Kalkan Yol Al›r Erken Kalk›yoruzAma Yol Alam›yoruz Otobüs ‹stiyoruz”ismiyle bafllatt›¤›, ulafl›m sorunlar›naçözüm kampanyas›n›, 1 Mart günü‹ETT Genel Müdürlü¤ü önünde yapt›¤›aç›klamayla bitirdi. Alibeyköy Karado-lap, Binevler, Saya Yokuflu Mahalleri’-nin ulafl›m sorunlar›n›n çözümü içintoplanan imzalar ‹ETT Genel Müdürlü-¤ü’ne teslim edildi.

Kampanya slogan›n›n yerald›¤› pan-kart› açarak, genel müdürlük önünde biraç›klama yapan Eyüp Temel Haklar,“Ödedi¤imiz Vergilerin Karfl›l›¤›n› ‹sti-yoruz, Ulafl›m Hakk›m›zd›r Otobüs ‹sti-

yoruz, Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z”sloganlar› att›lar. Dernek Baflkan› Y›l-d›z Keskin, yapt›¤› aç›klamada, “‘Er-ken Kalkan Yol Al›r’. Bizler erken kal-k›yor fakat yol alam›yoruz. Eve, ifle gi-derken çamurlu sokaklardan geçerekyokufl, bay›r aflarak düfltü¤ümüz yollar-da saatlerce otobüs bekliyoruz” sözle-riyle, halk›n durumunu özetledi.

Bu mahallelere yap›lan otobüs sefer-leri hakk›nda detayl› bilgiler veren vebir gün içerisinde 34 sefer yap›ld›¤›n›n“yalan” oldu¤unu kaydeden Keskin“Halktan vergi, harç ve katk› pay› al-may› sürdüren belediye hizmet vermeyide sürdürmek zorundad›r” diye konufl-tu. Toplanan 1200 imza teslim edilir-ken, verilen sözlerin takipçisi olunaca¤›kaydedildi.

Alibeyköy’de ulafl›m sorunu için mücadele

“Erken Kalkan Yol Al›r Erken Kalk›yoruz Ama Yol Alam›yoruz

Otobüs ‹stiyoruz”

Page 13: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

13

5 Mart 2006 / 42

‹flkencenin s›n›r tan›mad›¤› veiktidar›n bütün yalanlar›na karfl›nyayg›n ve sistematik olarak sürdü¤üçok iyi biliniyor. Öyle ki, 11 yafl›n-daki çocuklar›m›z dahi, AKP’ninpolisinin iflkencelerinden nasibinial›yor.

Öcalan’›n tutsak al›nmas›n›n y›l-dönümünde yap›lan eylemlerden bi-ri de ‹stanbul Ba¤c›lar’da gerçek-lefltirilmiflti. Polis, bu eylemin ar-d›ndan bafllatt›¤› operasyonda 11yafl›ndaki M.Y.'yi de gözalt›na ald›.

M.Y. götürüldü¤ü '100. Y›l Ke-malpafla Polis Merkezi'nde cop,yumruk ve tekmeyle dövüldü¤ünüanlatt›. M.Y.'nin sa¤l›k kontrolündede, anlatt›klar› bütün darbelerin iz-leri tespit edildi ve “fliddete maruz

kald›¤›” kaydedildi.

Daha gözalt›na al›n›rken dayakyemeye bafllad›¤›n› ve karakola gi-riflte yeniden daya¤›n bafllad›¤›n›anlatan M.Y. flunlar› söyledi:

“Benim kollar›m› iki polis tutu-yordu. 20'ye yak›n polis vard›. Tek-me ve yumruklarla dövdüler, yeredüfltüm. Sürekli küfrediyorlard›.Duda¤›m patlad›, a¤z›m kanad›.Befl dakika dayak yedim. Daha son-ra arkadafllar›mdan ay›r›p karanl›kbir yere koydular. Bir saat sonrafliflman bir polis geldi, vurmayabafllad›. Kafam› duvara çarpt›. Yeredüfltüm, yerde tekmeler at›yordu.Böyle birkaç saat kald›m. Bir polis'Hadi lavaboya git, yüzünü y›ka' de-di. Baflka bir polis yüzümü y›karken

bafl›ma vurdu.”

Üstelik polis, ailesinin aramala-r›na “burada yok” cevab› veriyor.Annesine izin verildi¤inde ise gör-düklerini bak›n nas›l anlat›yor:

“Bafl› fliflmifl, kafas› ve duda¤›patlam›fl, elbiseleri kan içindeydi.Yemek getirdim. Duda¤› fliflti, yiye-miyordu. ‘Çocu¤un kimli¤ini getir,teslim edelim' dediler. Eve gittim,getirdim, yine vermediler."

11 yafl›ndaki bir çocu¤a iflkencekarfl›s›nda yarg› ne yapt›, bu gözal-t›na izin veren savc›lar, hukuk nededi? Savc›, annesi Leyla Y’yi “So-ka¤a sal›verdi¤in o¤lun 18 yafl›nagelince polis öldürebilir” diyerekazarlad›. 11 yafl›nda bunlar› yaflayanbir çocu¤un ne yapmas› beklenirse!

Sadece 11 yafl›ndaki bir çocu¤ayap›l›yor bunlar, art›k gerisini sizdüflünün.

‹flkence yafl›; 11’e düfltü!

16 fiubat günü DTP Adana ‹l Binas›önünde bas›n aç›klamas› yapmak isteyenDTP’liler, polisin sald›r›s›na u¤rad›. Dahaaç›klama yap›lmadan gerçekleflen sald›r›-da gözalt›na al›nanlardan 86 kifli ç›kar›l-d›klar› mahkemede tutukland›. Ço¤u 50ile 85 yafl aras›ndaki kad›nlar›n oluflturdu-¤u 86 kiflinin tutuklulu¤una yap›lan itirazsonucu sadece 85 yafl›ndaki Fatma Ba¤duserbest b›rak›l›rken 85 kiflinin tutuklulu¤usürdürüldü.

Diyarbak›r’da ise, kendilerine “Bar›flAnneleri” ad›n› veren 24 kad›n, Öcalanüzerindeki tecriti protesto eylemi sonras›tutukland›lar. 23 fiubat günü KofluyoluSunay Caddesi'nde oturma eylemi yapt›k-lar› için tutuklanan kad›nlar için birçokkentte protesto gösterileri düzenlendi.

Mardin’de çat›flmada hayat›n› kaybe-den HPG gerillas› Ergin Ekinci’nin cena-zesine kat›lan 39 kifli de 1 Mart günü ç›-kar›ld›klar› mahkemede tutukland›lar.

Sindirme Amaçl› Kitlesel TutuklamaTerörüEstiriliyor

‘Jandarma Komplosu’Sar›gazi Ay›fl›¤› Ekin Sanat Merkezi çal›-

flanlar›, kurumlar› üzerinde jandarman›n birkomplo kurarak 6 kiflinin gözalt›na al›nma-s›n› ve üzerlerindeki bask›lar› protesto etti.

24 fiubat günü ‹HD'de yap›lan bas›naç›klamas›nda Fatma Y›ld›r›m, 21 fiubat sa-bah›nda, Sar›gazi Ay›fl›¤› Ekin Sanat Merke-zi ve sanat merkezi çal›flanlar›n›n evlerinejandarma taraf›ndan, efl zamanl› olarakbask›n düzenlendi¤ini ve 6 kiflinin gazalt›naal›nd›¤›n› dile getirdi.

Gözalt›na al›nanlardan, aralar›nda Sa-nat Merkezi Sahibi Feyzullah Eraslan’›n daoldu¤u 4’ü ç›kar›ld›klar› mahkemede tutuk-land›lar.

8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlarGünü yaklafl›rken, kutlama ve etkin-likler de bafllad›. Dersim’de, HÖC,DKH, EKB, Dersim Kültür Derne¤itaraf›ndan oluflturulan “DersimDevrimci 8 Mart Kad›n Platfor-mu”nun ilk etkinli¤i, 25 fiubat günü

Ders imK ü l t ü rD e r n e -¤ i ’ n d ed ü z e n -l e n d i .S a y g ›duruflu-nun ar-

d›ndan konuflan EvinTimtik, ezilen, horlanan,ikinci s›n›f görülen ka-

d›nlar›n eme¤inin sömürülmesiylebirlikte, direnen kad›n›n kavgas›n›nbafllad›¤›n› kaydetti. 8 Mart’›n içi-nin boflalt›lmas›na izin vermeyecek-lerini söyleyen Timtik, “Rosalar›n,‹dillerin, Fidanlar›n, Barbaralar›nizinden yürüyeceklerini” belirtti. 90kiflinin kat›ld›¤› etkinlik, skeçler, fli-irler ve müzik dinletisiyle bitirildi.

1 Mart günü de 200 kiflinin kat›l-d›¤› bir panel gerçeklefltiren Plat-form, "Kad›n ve fiiddet, S›n›fl› Top-lumlarda Kad›n, Kad›n ve Yozlafl-ma, Kad›n›n Mücadeledeki Yeri veTecrit" konular›n› ele ald›.

Dersim’de 8 Mart Etkinlikleri

Page 14: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

TAYAD’l› Aileler, bütün bask›-lara, gözalt›lara, gaz bombal› sald›-r›lara ra¤men, tecriti ve tecrit zul-müne karfl› direnifli anlatmaktanvazgeçmiyorlar. Genci yafll›s›, kad›-n› erke¤i ile kimi zaman meydanla-r› doldurup ellerinde bir kitaplaulaflt›r›yorlar tecriti. Ya da kap›lar›-n› çal›yorlar birer birer, “sana tecri-ti anlatmak istiyorum” bildirileriylegiriyorlar evlere. AKP iktidar›n›nsald›rarak, gözalt›na alarak sindire-ceklerini, direnifllerini k›racaklar›n›düflündükleri Abdi ‹pekçi’den, par-çalanan dövizlerinin yerine yenile-rini yazarak, el konulan eflyalar›n›nyerine gazete ka¤›tlar› sererek mev-zilerinden seslerini yükseltmeye de-vam ediyorlar. Kimi zaman da,ölüm orucu direniflçisine zorla mü-dahale edilmesin diye hastaneönünden yükseliyor sesleri. “Zorlamüdahale iflkencesine son verilenekadar buraday›z” diyorlar, herkesinçok iyi bildi¤i o kararl›l›klar›yla.

Yorulmak, dinlenmek yok, y›l-mak hiç yok! Çünkü ölüyor onlar›neflleri, kardeflleri, o¤ullar›, k›zlar›,yoldafllar›. Çünkü direniyor bizim-kiler. Afifller onlar› teslim almak is-teyen tecriti anlat›yor duvarlarda.Elden ele bildiriler “demokratikle-flen Türkiye” yalan›n›n üzerine 121

insan›m›z›n kan›n› ak›t›yor, kitap-lar, megafonlar, giyilen önlükler basbas ba¤›r›yor; TECR‹TE SON!

70 milyon bu 盤l›¤› duyana ka-dar; çalmad›k kap›, ad›m at›lmad›kmeydan, girilmedik sokak, afifllen-medik duvar, sesimizin yank›lan-mad›¤› kent, kasaba kalmayacak.

Gebze Devlet Hastanesi Önünde ‘Geceli Gündüzlü’ Zorla Müdahale DirenifliZorla müdahale iflkencesi, 19

Aral›k’tan bu yana ölüm orucu dire-niflçilerinin karfl›s›na ç›kar›lan ikin-ci bir irade savafl›. Yüzlerce insanbu müdahaleler sonucu sakat b›ra-k›ld›, hayat›n› kaybetti. fiimdi, Fi-dan Kalflen Ölüm Orucu Ekibi dire-niflçisi Fatma Koyup›nar da, kaç›r›l-d›¤› Gebze Devlet Hastanesi’ndezorla müdahale tehdidi alt›nda.

TAYAD’l›lar, zorla müdahaleyekarfl› direniflin sadece ölüm orucusavaflç›lar›n›n ifli olmad›¤›n›n bilin-ciyle, 27 fiubat günü hastane önün-deydiler. Ama sadece bas›n aç›kla-mas› yap›p gitmek için gelmemifl-lerdi. Zorla müdahale tehdidi orta-dan kalkana kadar, hastane bahçeside bir direnifl yerine çevrilecekti.

‹lk önce, zorla müdahaleyi ve di-

renifli anlatan bir aç›klama yap›ld›.Ard›ndan, "Tecriti Kald›r›n Ölümle-ri Durdurun" yaz›l› önlükler giyenüç TAYAD’l› bahçede bulunana¤açlara, üzerinde "Fatma Koyup›-nar'a Zorla Müdahele Edilmesine‹zin Vermeyelim" yaz›l› Fatma Ko-yup›nar'›n foto¤raflar›n› asarakoturma eylemine bafllad›lar.

K›sa süre sonra polisin sald›r›s›-na u¤rayan TAYAD üyesi HaticeAfl›k, Muzaffer Certel ve Cem Ko-yup›nar yakapaça gözalt›na al›nd›.Ancak yerleri bofl kalmad› ve bir sa-at sonra 3 TAYAD üyesi ayn› yerdeeylemi sürdürmeye bafllad›lar.

Gözalt›na al›nanlardan Afl›k veCertel karakoldan serbest b›rak›l›r-ken, Cem Koyup›nar “polise muka-vemet” gerekçesiyle tutuklanma ta-lebiyle sevk edildi¤i mahkemedenserbest b›rak›ld›.

TAYAD taraf›ndan yap›lan aç›k-lamada gözalt›lar k›nan›rken, eyle-min amac› anlat›ld›. “Fatma Koyu-p›nar’a zorla müdahale edilmesineizin vermeyelim” diyen TAYAD’l›-lar, O’nu, hastaneye kaç›ranlar›nderdinin, Fatma Koyup›nar’›n sa¤l›-¤› olmad›¤›n› kaydettiler. Aç›kla-mada devamla flöyle denildi:

“Bugüne kadar “tedavi edece-

14

5 Mart 2006 / 42

Herkes duyacak

Page 15: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

¤iz” diye kaç›rd›klar› evlatlar›m›-z›n, yak›nlar›m›z›n ya ölü ya da sa-kat bedenlerini geriye alabildik. Ya-flad›¤›m›z bütün örneklerde gördükki, ölüm orucundaki bir insan içinhastane, iflkencehaneden baflka biryer de¤ildir.”

Koyup›nar’›n inançs›z, de¤ersiz,kimliksiz bir yaflam istemedi¤i içindirenifle bafllad›¤›n› ve bu nedenlemüdahale edilmesini istemedi¤inihat›rlatan TAYAD’l›lar, “buradageceli-gündüzlü bekleyece¤iz” de-dikten sonra flu ça¤r›da bulundular:

“Fatma Koyup›nar’a zorla mü-dahale edilmeyece¤inin garantisiverilene kadar buradan ayr›lmaya-ca¤›z. Yaflama hakk›n› savunan, ifl-kenceye, zulme ve bask›ya karfl›olan herkesi buraya ça¤›r›yoruz.Gelin hep birlikte iflkencelerin,ölümlerin önüne geçelim.”

Bu sald›r› ve gözalt› ilkti amason olmam›flt›. AKP’nin polisi birdirenifl mevzisi daha yarat›lmas›n›nönüne geçmek, zorla müdahaleyisessiz sedas›z yapt›rabilmek için, enbildi¤i y›ld›rma yöntemlerine bafl-vurmaya devam etti.

Bu kez, “yard›mc› güçleri” dev-reye girdi. 2 Mart günü 02.00 s›rala-r›nda, iki faflist b›çakla sald›rd›¤›TAYAD’l›lardan Muzaffer Certel’isol baca¤›ndan yaralad›. TAYADsald›r›y› hastane önünde protestoederken, Certel tedavi alt›na al›nd›.

TAYAD’l›lar›n eyleme bafllad›¤›andan itibaren hastane bahçesininpolis kontrolünde tutuldu¤unu san›-r›z anlatmaya bile gerek yoktur. Veher zaman oldu¤u gibi faflistler, on-lar›n emri, yönlendirmesi ile hare-ket etmifllerdir. Sald›r› öncesi TA-YAD’l›lar›n bulundu¤u yerden de-falarca araçla geçerek bozkurt iflare-tiyle mehter marfllar›yla tahrik et-meye, provokasyon yaratmaya çal›-flan faflist güruh da yine polisin bil-gisi ve yönlendirmesindedir.

Yaflanacak her türlü faflist sald›-r›dan, provokasyondan AKP iktida-r› ve onun polisi sorumlu olacakt›r.

“Halam Da Ölmesin”

Gebze Devlet Hastanesi’nde

o t u r m aeyleminebafllayanilk TA-YAD gru-bunda yer-alan, Fat-ma Koyu-p › n a r ’ › ny e ¤ e n iCem Ko-y u p › n a rile, serbestb›rak›lmalar›n›n ard›ndan görüfltük.fiunlar› anlatt›:

“Alt› y›ld›r süren bu destans› di-reniflte 121 insan yaflam›n› yitirdi.Her biri de¤erli insanlard›. Onurlu,yaflam› u¤runa ölecek kadar sevdik-leri için ölüme yatt›lar. Halam dabu insanlardan biridir. Ölüm orucu-na bafllad›¤›nda, ölece¤ini düflün-düm. Bu insana ac› veriyor tabiî ki.Kimse bir yak›n›n›n gün gün eriye-rek, ölüme gitmesini istemez.

Ancak O’nun, düflüncelerini tes-lim etmek yerine onurlu bir ölümütercih etmesini sayg›yla karfl›l›yo-rum. O’na ve düflüncelerine sayg›mac›mdan bask›n geliyor. Bunun içinelimden geleni yapmaya çal›fl›yo-rum ve herkesi halam›n da ölmeme-si için tutsaklar›n yan›nda olmayaça¤›r›yorum.”

Tutsak Mektuplar› Meydanda Okunuyor

TAYAD’l›lar›n tecriti halka du-

yurma amaçl› faaliyetlerinden biride, her Pazar günü SultanahmetPark›’nda tutsaklar›n mektuplar›n›nokunmas› ve oturma eylemi.

26 fiubat günü saat 13.00'de Sul-tanahmet Park›'nda toplanan 150 ki-fli, "Tecrite Son” ve “Sana TecritiAnlatmak ‹stiyorum”, “Tecritte Öl-düler" yaz›l› pankartlar› açt›lar. Herhafta bir ayd›n, sanatç› taraf›ndanokunmas› planlanan mektuplardanilki, Grup Yorum üyesi Öznur Turantaraf›ndan, temsili hücrenin içinde,yo¤un ya¤mur alt›nda okundu.

Mektup okunmas› ve oturma ey-leminin ard›ndan yap›lan aç›klama-da da iktidara seslenilerek, bir anönce tecrite son vermesi istendi.Aç›klamada, “tecrite son verilince-ye kadar y›lmadan, usanmadan an-latmaya devam edece¤iz. Evlatlar›-m›z›n sesini bundan böyle mektup-lar arac›l›¤›yla her hafta buradanduyuraca¤›z" denildi. Eylemin so-nunda Grup Yorum, 150 kifliyle bir-likte "Hakl›y›z Kazanaca¤›z" marfl›-n› seslendirdi.

15

5 Mart 2006 / 42

24 fiubat günü Sar›gazi’de MehmetçikLisesi önünde bildiri da¤›tan HÖC Temsilcili¤iüyeleri jandarma sald›r›s›na u¤rad›.

Mehmetçik Lisesi önünde 9 HÖC’lü, me-gafonla konuflmalar yaparak, bildiri da¤›tt›-¤› s›rada, biri sivil uzman çavufl olmak üze-re jandarmalar›n sald›r›s›na maruz kald›lar.HÖC’lülerden birini döverek gözalt›na alma-ya çal›flan jandarmaya, di¤er HÖC’lüler mü-dahale ederek arkadafllar›n› ald›lar. Bu es-

nada sivil uzman çavufl,silah›n› HÖC’lülere do¤-rultarak ateflledi. Silah›-n›n tutukluk yapmas› so-

nucu olas› bir yaralanma/ölüm yaflanmaz-ken, J‹TEM’ci çavufl yeniden silaha sar›larakiki el atefl etti.

HÖC’lüler “Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz” slo-ganlar›yla, jandarmaya taflla cevap verdiler.Kalabal›k bir lise ö¤renci grubunun destekverdi¤i HÖC’lüler tafllarla jandarmalar› püs-kürttükten sonra “Mahir Hüseyin Ulafl Kur-tulufla Kadar Savafl”, “Yaflas›n Ölüm OrucuDireniflimiz” sloganlar›yla da¤›ld›lar.

Sar›gazi’de Jandarma Atefl Açt› HÖC’lüler Tafllarla Direndi

Page 16: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

‘TECR‹T’ Kitab› Yine Taksim’deydi...

Geçen hafta TAYAD'l› Aileler,Taksim'de "Tecrit" kitab›n›n tan›t›-m›n› ve sat›fl›n› yapmak istemifl, po-lis gaz bombalar› ile sald›rarak en-gellemiflti. TAYAD'l›lar 25 fiubatgünü yine Taksim'deydiler. ÖnceTramvay Dura¤›’nda bir aç›klamayap›larak, yaflanan sald›r› hat›rlat›l-d› ve demokratik haklar›n› kullan-ma kararl›l›klar›n› ifade ettiler.

Karfl›lar›nda yine yüzlerce polisvard›. "Önlük giymeden sat›n" da-yatmas› ile bafllayan tart›flman›n ar-d›ndan, 160 kifli; ellerinde kitaplarve kitab›n döviz haline getirilmiflresmi ile caddeyi doldurdu, mega-fonlarla ça¤r›lar yapt›lar. “6 y›ld›r121 insan tecrite karfl› süren büyükdireniflte yaflam›n› kaybetti. Ölümorucu sürüyor. Tecriti yaflayanlaranlat›yor" duyurular› ile bir saat sü-ren tan›t›m, Galatasaray Lisesiönünde bitirildi.

“Sana Tecriti Anlatmak ‹stiyorum”

Çeflitli kentlerinde eylemler,afifller, bildiri da¤›t›mlar› ile tecritprotestolar› ve tecriti, direnifli anlat-ma faaliyetleri de sürüyor.

26 fiubat günü Bursa Santral Ga-raj’da 1000 adet bildiri halka ulaflt›-r›l›rken, son bir hafta içinde, bafltaGemlik ve Orhangazi ilçeleri olmaküzere Mesken, Yeflilyayla, Esenev-ler, Teleferik, Arabayata¤› Mahalle-leri’nde de 3500 bildiri da¤›t›ld›.

22 fiubat günü Ad›yaman TA-YAD’l› Aileler, kent merkezinde3500 adet bildiri da¤›t›m› gerçek-lefltirirken, bir yandan da konuflma-lar yaparak tecriti anlatt›lar. Polisinengelleme giriflimlerine cevab›, po-lisin yan›nda gelip bildiri isteyen,tecriti soran halk verdi.

Samsun’da, 25 fiubat günü Sü-leymaniye Geçidi’nde eylem yapanTAYAD’l›lar ad›na konuflan HasanTo¤an, “Sana Tecriti Anlatmak ‹sti-yorum” bafll›kl› bildiriyi okudu.E¤itim-Sen ve Emekli-Sen üyeleri-nin de destek verdi¤i aç›klamay›halk›n ilgiyle dinledi¤i görülürken,ard›ndan bir süre oturma eylemi ya-p›ld›. Daha sonra Çiftlik Caddesiboyunca TAYAD bildirileri ajitas-

yon çekilerek da¤›t›ld›. Cadde bo-yunca 500 kifliye bildiri verilirken,sadece bir kiflinin olumsuz tav›r ser-giledi¤i görüldü ve TAYAD’l›larSamsun halk›na gerçekleri anlatma-ya devam edeceklerini belirttiler.

‹zmir TAYAD’l›lar da, 1 Martgünü Kemeralt› Eski Havuz önündeyapt›klar› eylemle tecriti protestoettiler. “Sana Tecriti Anlatmak ‹sti-yorum” kampanyas›na iliflkin aç›k-lama yapan Bayram ‹çlek’in konufl-mas›n›n ard›ndan befl dakikal›koturma eylemi yap›ld› ve TAYADbildirisi okundu, sloganlar at›ld›.

Oturma eylemi sonras› Kemeral-t›’nda 2 bin bildiri da¤›t›l›rken, im-za metni varsa imza atabileceklerinisöyleyen, tecrit hakk›nda bilgi al-mak isteyen birçok insan›n olmas›dikkat çekti. Bir faflistin ve özel gü-venlik eleman›n›n provokasyon gi-riflimi ve engelleme giriflimleri isesonuçsuz kald›.

‘Tecrite Son’ Afifllerinden, Bildirilerden Korkuyorlar

Adana TAYAD’l›lar, 24 fiubatgünü “Tecrite Son” afiflleri yapt›lar.Saydam Caddesi ve Hürriyet Ma-hallesi’nde afiflleme yapan TA-YAD’l›lar, sivil polislerin, “Kamu

16

5 Mart 2006 / 42

Geçen hafta yaflanan sald›r› vegözalt›n›n ard›ndan, sadece birkaçsaat bofl kalan “EL”in alt› yine TA-YAD’l›lar›n direnifline ev sahipli¤iyapmaya devam ediyor. Abdi ‹pekçiPark›’ndan gözalt›na al›nan iki TA-YAD’l› da direnifl yerindeydi.

Mert Kavak sald›r›y› anlatt›:

“Sabah saat 08.00 civar›nda nö-betimizi tutarken, bir sivil polis ge-lerek, ‘ikiniz mi duruyorsunuz’ dedi.Evet, ne oldu diye sorduk. Çekip git-ti hiçbir fley söylemeden. Sonra tel-

sizdenanonsgeçti,‘Ami-r i m

iki kifliler’ diye. 5-10 dakika sonrada çevik ve sivil polisler, zab›ta ge-lerek park›n etraf›n› sard›lar.

Çevreyi kirletti¤imizi, rahats›zl›kverdi¤imizi söyleyerek kalkmam›z›söylediler. Biz bunlar›n gerçek d›fl›oldu¤unu, 3 y›ld›r kimseyi rahats›zetmedi¤imizi, kimseden flikayet gel-medi¤ini, biri rahats›zl›k veriyorsa,kendilerinin oldu¤unu anlatt›k. Bu-nun üzerine polis sald›r›p gözalt›naalmaya bafllad›. Biz de kenetlene-rek, hukuksuzlu¤u protesto edensloganlar›m›zla direndik. Çevredekiinsanlar›n olumlu tepkileri oldu bus›rada. Daha sonra bizi karga tu-lumba gözalt›na alarak ÇankayaKarakolu’na götürdüler.”

Gözalt›nda da yine yasad›fl›l›k,ve keyfili¤in sürdü¤ünü söyleyenfienol Durul ise, eflyalara, flehitlerpanosuna, TAYAD bildirilerine sal-d›rd›klar›n› belirterek, karakolda dakeyfi uygulamalara maruz kald›kla-r›n› dile getirdi. Sald›r›n›n ard›ndanbaflka TAYAD’l›lar›n eylemi sürdür-dü¤ünü hat›rlatt›¤›m›zda, Mert Ka-vak, sald›r›lar›n ilk olmad›¤›n› veTAYAD’›n 20 y›ll›k kararl›l›k dolutarihini hat›rlatt› ve “ F Tipleri’ndentabutlar ç›kmaya devam ettikçe bizoraday›z. Ne zaman tecrit son bulur,biz de o zaman kalkar›z” dedi.

Durul ise, son olarak “6 y›ld›rbüyük bir direnifl var. Bu bir iradesavafl›d›r. Ve bu savafl› kazanaca¤›-m›za eminiz. Mücadelemizden vaz-geçmeyece¤iz” diyerek, direnifl ka-rarl›l›¤›n› bir kez daha dile getirdi.

“Tecrit kkalkana kkadar bburaday›z”

Gebze DDevlet HHastanesi

Page 17: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

binalar›na, çarfl› merkezine afifl ya-p›flt›ramazs›n›z. Yasal ifllem yapa-r›z” tehditleri ile karfl›laflt›. TA-YAD’l›lar›n boyun e¤memesi sonu-cu, acizliklerini, arkadan takip ede-rek afiflleri sökerek gösterdiler.

Benzeri bir engelleme de 25 fiu-bat günü yafland›. Ö¤le saatlerinde,fiakirpafla Mahallesi’nde afifllemeyapan TAYAD’l›lar, ard›ndan bildi-riler da¤›tt›lar. Da¤›t›m esnas›ndasivil polisler, kimlik kontrolü yap-mak istedi. TAYAD’l›lar, önce poli-sin kimliklerini göstermesini ister-ken, bir sivil polis “göstermek zo-runda olmad›¤›n›” söyleyerek, ka-nunsuzlu¤unu sergiledi. “Emir al-d›klar›n›, asl›nda bildirilerin yasaloldu¤unu” söylemeleri ise, keyfi-liklerinin bir baflka kan›t›yd›. Yineald›klar› emir do¤rultusunda tuta-

nak tutup imzalatmaya çal›flsalar dabunu kabul etmeyen TAYAD’l›lar,bildirileri da¤›tmaya devam ettiler.

25 ve 27 fiubat günlerinde ise,Meydan, Dumlup›nar, Mirzaçelebi,Kocavezir, Denizli, Narl›ca Mahal-leleri ve TEKEL Fabrikas› civar›na“Tecrite Son” afifllemeleri yap›ld›ve bildiriler da¤›t›ld›.

Mersin’de de polisin engellemegiriflimi vard›. TAYAD'l›lar 1 Martgünü Tafl bina önünde yapt›klar› ey-lemle, tecrite son verilmesini istedi-ler. “Tecriti Kald›r›n Ölümleri Dur-durun” önlükleri giyen ve “TecriteSon” pankart› açan TAYAD’l›larad›na konuflan Gülbeyaz Karaer,tecritin, iflkenceli ölüm oldu¤unukaydetti. Eyleme ESP de destekverdi.

Aç›klaman›n ard›ndan ‘Sana

T e c r i t iA n l a t -mak ‹sti-y o r u m ’bildirile-rinin da-¤›t›lmayabaflland›-¤› s›rada,polis engelle-meye çal›flt› veönlükleri ç›kar-malar›n›, sessizda¤›tmalar›n›dayatt›. Ancakbu keyfi dayatmalara boyun e¤ilme-di ve önlükleriyle, tecriti anlatankonuflmalar› ile TAYAD’l›lar bir sa-at içinde 1000 adet bildiriyi halkaulaflt›rd›lar. Bu süre içinde polisinprovokatif tutumu, sataflmalar› isesürdü.

Ölüm orucu flehidi MuharremKarademir ölüm y›ldönümünde,Gazi Temel Haklar’da 26 fiubat gü-nü verilen yemek ve ard›ndan yap›-lan yürüyüflle an›ld›.

Tecrit politikas›na karfl› direnifli-ni sürdürürken 27 fiubat 2004 tari-hinde bedenini tutuflturarak ölüm-süzleflen “Gazi’nin kara çocu¤u” yi-ne Gazi sokaklar›ndayd›.

Temel Haklar’da verilen yemek-te sayg› duruflunun ard›ndan yap›lankonuflmalarda, O’nun devrimci kifli-li¤i ve kararl›l›¤› vurguland›. Ayn›hücrede birlikte kald›¤› Sezgin Çe-lik, Muharrem’i anlatt›¤› konuflma-s›nda, “son anlar›nda 'yoldafllarben sizdeyim siz de bendesiniz, bubilinçle gidiyorum' diyordu. Muhar-remler en zor koflullarda gelece¤isahiplendiler. ‹deallerini, halk›n› vevatan›n› sahiplendiler. Daha çokMuharrem olmal›y›z” dedi.

Yeme¤in ard›ndan Gazi'de “Mu-harrem Tepesi” olarak bilinen Te-pe’ye do¤ru yürüyüfle geçildi.250’den fazla kiflinin kat›ld›¤› yürü-yüflte Muharrem’in resimleri tafl›nd›.

Emekçi, direniflçi Gazi sokaklar›

bir kez daha bu büyük direniflçininsesiyle yank›land›. En önde “abile-rimizi ablalar›m›z› yaflat›yoruz” di-ye hayk›ran çocuklar, öfkeli slogan-lar›yla, Muharremler’in tükenmeye-ce¤inin kan›t› gibiydiler. "Kahra-manlar Ölmez Halk Yenilmez" pan-kart›n›n arkas›nda dalgalanan k›z›lbayraklar, Gazi’nin ayaklanma gü-nüne haz›rlan›r gibiydi.

Gazi'yi bafltan bafla "MuharremKarademir Ölümsüzdür, KurtuluflKavgada Zafer Cephede, Yaflas›nÖlüm Orucu Direniflimiz” sloganla-r›yla kateden kitle, Gazi'nin yoksul-lar›n›, marfllarla kavgaya ça¤›rd›.Camlara ç›kan, yol boyunca sayg›-s›n› ifade eden Ga-zi halk› alk›fllaya-rak, kitleye kat›l›psloganlar›n› hayk›-rarak Muharrem’iunutmad›klar›n›gösterirken, Tepe’-ye gelindi¤inde,önce sayg› durufluyap›ld›, ard›ndanTAYAD’l›lar ad›nabir konuflma ger-çeklefltirildi.

Konuflmada flöyle denildi: "Yinebiz geldik, ad›n› verdi¤imiz bu tepe-de günefle dönük al›nlar›m›zla, dikduran bafl›m›zla geldik. Ellerimizdebayraklar›m›z, dilimizdeki o ilkgünkü fliar›m›zla; 'Hoflgeldin ölümmerhaba zafer!' K›z›l bantlar›m›z,yüre¤imizde sevgimiz, sars›lmazinanc›m›zla yola ç›km›flt›k. 6 y›l ol-du. O ilk günkü kararl›l›¤›m›zla yü-rümeye devam ediyoruz.”

Muharrem’in kardeflinin konufl-malar›, okunan fliirler ve Grup Yo-rum’un seslendirdi¤i marfllara, an-nesi Zeynep Karademir Türkçe veKürtçe a¤›tlar› ve katillere laneti efl-lik ederken, Gazi gençli¤i s›k›l›yumruklar›yla, Muharrem’in yolun-dan yürüyeceklerini bir kez dahailan ediyordu.

Muharrem’in Sesi Gazi Sokaklar›’nda

Tecriti 770 mmilyonduyacak. BBu bbil-

diriyi 770 mmilyonokuyacak

Page 18: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Tecrit en a¤›r tahribat› kuflkusuzadli tutsaklar üzerinde yarat›yor.Devrimci tutsaklar›n aradan geçenzamana karfl›n, tecritin etkilerindenk›smen korunmufl olmalar›n›n alt›n-da ise, birbirlerinden yal›t›lm›fl ol-malar›na karfl›n örgütlü yaflamda ›s-rar etmeleri yat›yor. Buna ra¤men,dört haftad›r anlatt›¤›m›z örnekler-de görüldü¤ü gibi, onlar üzerindede, özellikle fiziki olarak a¤›r tahri-batlar yaratmaya devam ediyor.

Bu yaz› dizimizde anlat›lan ör-nekler, bundan 1.5-2 y›l öncesine aitörneklerdi. Aradan geçen zaman›nsorunlar› daha da a¤›rlaflt›rd›¤›n› sa-n›r›z söylemeye gerek yok.

Sansür neyi gizliyor?

Tecrite dayal› F Tipi hapishane-lerin özelliklerden biri de, orada ne-ler yafland›¤›na iliflkin koyu bir san-sürün varl›¤›d›r. Sansür sadece, tec-rite karfl› 6. y›l›nda olan direnifl içinde¤il, tecritin sonuçlar› üzerinde degeçerlidir. Ne tabip odalar› ne debaflka bir demokratik kitle örgütü-nün ya da do¤rudan Adalet Bakanl›-¤›’n›n, tecritin sonuçlar› üzerinehiçbir somut araflt›rmas› yoktur.

Somut olarak kamuoyuna yans›-yan tek araflt›rma, Tekirda¤ F TipiHapishanesi’ndeki devrimci tutsak-lar›n kendileri üzerindeki araflt›rma-d›r. Toplam 150 tutsa¤›n kat›ld›¤›anket çal›flmas›nda, tecritin insanüzerindeki tahribat› aç›kça görül-mektedir, ki, de¤erlendirirken tu-tuklular›n 5'te 1'inin daha bir sene-lik hapishane yaflam› dahi olmad›¤›-n›, 3 seneden fazla tecrit alt›nda bu-lunanlar›n, tutuklular›n ancak yar›s›civar›nda oldu¤unu da gözönündebulundurmak gerek. Bugün bu so-nuçlar daha da katlanm›flt›r.

Tüm F Tipleri’ni ve adlileri dekapsayan bir araflt›rmada çok dahaçarp›c› olarak ortaya ç›kacak olan,tecritin fiziki ve psikolojik etkilerielbette devletin bilgisi dahilindedir.Sadece hapishanelerin revirlerindetutulan sa¤l›k dosyalar› dahi böylebir araflt›rma için yeterli materyalisa¤layacakt›r. Ancak iktidar bunuaç›klamaz, aç›klayamaz.

Fiziki ve psikolojik olarak çürütme

“Anlayamad›¤›m, kavrayamad›¤›mbir s›k›nt›, stres içindeyim. Düflünemi-yor, çal›flmalara kat›lam›yorum. Afl›r›derecede unutkanlafl-t›m ve bunald›m. Sa-¤› solu da¤›tmak, k›r-mak hissi a¤›r bas›-yor. Yani öyle saçmafleyler içinde bo¤uflu-yorum ki bazen. Me-sela belki bin kezyapt›¤›m fleyi tekrar-lay›p duruyorum.Her seferinde ad›-mlar›m› say›yorumya da yata¤a girdi-¤imde 3-4 saat kafa-m›n içindeki binbirsoruya cevap ara-mak gibi. Ve afl›r›düflünmeye bafllad›-¤›mda müthifl birbafla¤r›s› veya kar›na¤r›s› ya da baflkabir a¤r›yla k›vran›-yorum. Bazen düflü-nüyorum; ‘Yapmamgereken bu de¤il.Neden böyle olu-yor?’ Bu sefer, soru-nun cevab›n› arar-ken içinden ç›kam›-yorum. Afl›r› s›k›l›-yor, bunal›yorum.Yani samana dön-müfl bir kafay› tafl›-yormuflum gibi geli-yor. Yani ‘kafay› ye-

meye ramak kald›’ desem yeridir.Ama kendimi b›rakm›yorum, bununiçin büyük çaba harc›yorum."

Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi’nden E.R.isimli tutsak, içinde bulundu¤u duru-mu böyle anlat›yor. Buna benzer etki-ler, birkaç tutsakla s›n›rl› de¤il. So-nuçlar›na yer verdi¤imiz anket çal›fl-mas› bu gerçe¤i çarp›c› olarak ortayakoymaktad›r.

“Fiziksel Sorunlar Anketi”n-den ç›kan baz› sonuçlara bakt›¤›-m›zda karfl›m›za flöyle bir tablo ç›k-maktad›r:

Birincisi; tutuklu ve hükümlükitlesinin üçte birinden fazlas›nda

18

5 Mart 2006 / 42

Fiziki, psikolojik etki ve sonuçlar›

Tecrit

5

“Sonsuzluktan baflka bir fley düflünemiyorum”

Göz rahats›zl›klar›

Bafla¤r›s›

Kas/iskelet a¤r›s›

Mide rahats›zl›klar›

Cilt hastal›klar›

Difl sorunlar›

Kalp rahats›zl›klar›

Böbrek/idrar yollar›

Hemoroid

Bedende uyuflma

Faranjit/bo¤az hast.

Ci¤erlerde rahats›zl›k

Tansiyon

Ellerde egzama

Alerji

Ast›m

Hepatit

Tüberküloz

‹flitme kayb›

Fistür

fieker

Sedef

Kanser

Guatr

F‹Z‹KSEL varolan Tecritte kaç katSORUNLAR ANKET‹ oluflan artt›?

14

14

28

11

6

6

7

6

4

4

1

6

6

0

2

3

3

2

0

1

0

1

1

0

919067544948441818141498105223321001

7.5

7.5

3.3

6

9

9

7

4

5.5

4.5

15

2.5

2.5

10

3.5

2

2

2.5

3

3

1

0

0

1

Page 19: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

varolan 7 rahats›zl›¤› dikkate ald›¤›-m›zda, tecrit öncesine göre bu ra-hats›zl›klar ortalama 7 kat civar›n-da art›fl göstermifltir. Yani rakamlarabakarak flunu kesin olarak söyleye-biliriz; tecrit, fiziksel sorunlar› katbe kat artt›rmaktad›r.

‹kincisi; tecrit ortam›nda a盤aç›kan belli bafll› fiziksel rahats›zl›k-lar flunlard›r; göz rahats›zl›klar›, bafla¤r›s›, kas-iskelet a¤r›lar›, mide ra-hats›zl›klar›, cilt hastal›klar›, difl so-runlar›, kalp rahats›zl›klar›.

Göz ve kas/iskelet rahats›zl›klar›ortalama olarak her üç kifliden iki-sinde vard›r. Bu yo¤unlu¤un nedeniise, tecrit mekanlar›n›n (hücre) dar-l›¤›, k›s›tlay›c›l›¤›d›r.

Bafla¤r›s›, mide rahats›zl›klar›,cilt hastal›klar›, kalp rahats›zl›klar›ise psikosomatik rahats›zl›klard›r vebafla¤r›s› tutuklu ve hükümlülerinüçte ikisinde görülürken di¤erleri-nin görülme oran› ortalama üçte bircivar›ndad›r.

Tutuklu ve hükümlülerin befltebirinin henüz hücrelerde 1 y›l›n› bi-le doldurmad›¤›n› da dikkate alarakdiyebiliriz ki; hücrelerde yaflayanhemen hemen herkes bu rahats›zl›k-lar› yafl›yor, yaflayacak ve bununkayna¤›, sorumlusu hücrelerdir, tec-rittir.

Üçüncüsü; faranjit/bo¤az hasta-l›klar› 15 kat, ellerde egzama ise 10kat art›flla dikkat çeken di¤er iki ra-hats›zl›kt›r.

Dördüncüsü ve sonuç olarak; ra-kamlar diyor ki; TECR‹T, F‹Z‹K‹OLARAK ÇÜRÜTÜR!..

***"Ara ara konuflamama durumu

oluyor. Yani unutuyorum. Uzun za-man önce bafllam›flt›. fiimdi ciddileflti.Örne¤in revire gitmifltim, revirin ka-p›s›nda gardiyan, ‘kimler var yan›n-da?’ dedi, taa oradan bizim hücreninkap›s›na kadar kimlerle kald›¤›m› ha-t›rlayamad›m, ‘fley...’ dedim durdum.Çok üzüldüm.” (C... isimli tutsak/ Te-kirda¤ 1 No’lu F Tipi))

"Öyle oldu ki, bir top sesi bilebeynimde sanki atom bombas› patlad›izlenimi veriyordu. Tecritin insan üze-rindeki etkilerinin bir ço¤unu yafla-

d›m. Göz yorgunlu¤u, kulak ç›nlama-s›, sinirlilik, tahammülsüzlük vs. Ön-celeri müdahale edemedim. Zatenfark›nda da de¤ildim. Son zamanlar-da kendimle savafl halindeyim. Üret-meye a¤›rl›k verdim. Yan›mdakileryard›mc› oluyorlar..." (Ö.E. / Tekir-da¤ 1 No’lu F Tipi)

‘Psikolojik Sorunlar Anke-ti’nde de durum farkl› de¤il, hattadaha a¤›r bir tablo ç›k›yor karfl›m›-za. Rakamlara bakt›¤›m›zda ilk dik-katimizi çeken, rahats›zl›klar›n gö-rülme oran›ndaki yükseklik. Her üçtutuklu ve hükümlüden ikisinde ba-fla¤r›s› ve unutkanl›k; ortalama heriki kifliden birinde yo¤unlaflamama,›fl›¤a ve sese karfl› duyarl›l›k, ger-ginlik, kulak ç›nlamas›, kolay ve anisinirlenme ve ortalama her üç kifli-den birinde sürekli yorgunluk hissi,kalp çarp›nt›s›/ritm bozuklu¤u, ne-fes darl›¤›, al›nganl›k, tak›nt›lar vetahammülsüzlük var.

Bafla¤r›s›, unutkanl›k gibi rahat-s›zl›klar›n say›s›n›n yüksek olmas›bir yana, normal koflullarda nadirengörülebilecek olan ›fl›¤a ve sese du-yarl›l›k, kulak ç›nlamas› ve kalp çar-p›nt›s›n›n bu kadar yüksek orandaolmas› dikkat çekicidir.

Tüm bu rahats›zl›klar›n bu kadaryo¤un yaflan›yor olmas›n›n tek ne-deni tecrittir.

Rakamlar diyor ki; TECR‹T,PS‹KOLOJ‹K OLARAK ÇÜRÜ-TÜR!..

“Duygular›m›n bana geriverilmesini istiyorum”

Devrimci tutsaklar›n, bu yaz› di-zimizde kaynak olarak kulland›¤›-m›z kitab› haz›rlarken, siyasi tut-saklar› esas alarak haz›rlad›klar›n›belirtmifltik. Bunun en temel nede-ni, elbette adli tutuklularla iletiflimkurmada ortaya ç›kan sorunlard›r.Buna karfl›n, tecritin yaratt›¤› so-nuçlar›n daha a¤›r oldu¤u adlitutuklular cephesinden de elimizeulaflan bir anlat›ma yer vermek isti-yoruz. Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Ha-pishanesi’nden “Hamit” isimli AD-L‹ TUTUKLU anlat›yor:

“F Tipleri’nin amac›, tutukluyutopluma kazand›rmakm›fl. Ben buhücrelerde insanlarla sadece yaz›fl-mak istiyorum, konuflmak istemiyo-rum. Bu da buran›n verdi¤i ruh hali.Mahkemelerde sadece dört-befl kiflioluyoruz, hemen yaln›zl›k içerenbir köfle bulup oraya y›¤›l›yor vedüflünmeye bafll›yorum. Sadecesonsuzluktan baflka bir fley de dü-flünemiyorum ve hemen ‘ne zamanbizi götürecekler bu insanlar›n için-den acaba’ diyorum. Çünkü insan-lardan ürker hale getirildik hücre-lerde. Hücredeki arkadafl›mla se-bepsiz yere tart›fl›yoruz. Tabii ki,hücrenin verdi¤i psikoloji. Öyle kiyaln›zl›ktan dolay› a¤lamak, boflal-mak istiyorum ama sanki birileribenim bütün duygu damarlar›m› ko-parm›fl gibi yapam›yorum.

Ailemle görüflmek istemiyorum,çünkü onlara sar›l›p beni kurtar›ndemek, onlar› b›rakmamak istiyo-rum. Ama onlar›n da üzülmemesiiçin yapmak istemiyorum. Avukatgörüflüne bile tedirginlikle ç›k›yo-rum; ya götürüp de döverlerse, yabeni rencide edecek flekilde anadan

19

5 Mart 2006 / 42

Bafl a¤r›s›Unutkanl›kYo¤unlaflamamaIfl›k ve sese karfl› duyarl›l›kGerginlikKulak ç›nlamas›Kolay/ani sinirlenmeSürekli yorgunluk hissiKalp çarp›nt›s›/ritm bozuklu¤uNefes darl›¤›Al›nganl›kTak›nt›lar ve tahammülsüzlükHer fleye karfl› isteksizlikBoflluk duygusuOrtal›¤› da¤›tma iste¤iKurgularSakinlefltirici ilaç kullananlar

PS‹KOLOJ‹K Kaç tutsakta SORUNLAR ANKET‹ var?

10594878484727167514947443131262621

Page 20: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

do¤ma soyarlarsa diye korkuyorum.Bazen buras› neresi diye söyleniyo-rum. Nas›l bir yere geldik, buradainsan yok mu acaba? Sanki tek bafl›-ma ›ss›z bir adadaym›fl›m gibi olu-yorum. Ve buradan bizleri kurtara-cak kimse yok mu? Bu korkular›m-dan kurtulmam için iki üç tane in-san yok mu, konuflmak, sar›lmak is-tiyorum. Nafile. Bizler insan›z amanedendir bilmiyorum ki, insana dairhiçbir duyguyu tadamad›m bu hüc-relerde. Bütün paranoyak hisleri, in-san› “›slah ve topluma kazand›rmaamaçl›” kurulan bu hücrelerde tat-t›m. Peki ben insan de¤il miyim?E¤er insan ruhu tafl›yorsak niçinbunlar› pasifize etmek istiyorlar?Neden kendimden nefret etmeyebafllad›m?

Peki ben bu duygularla yaflar-

ken, acaba bu hücre-lerin yap›lmas›ndabafl aktör rolündekikim? Bir robot muyoksa insan eti yiyenyamyam m›? Hay›r, buamac› güden birinininsan olmas› mümkünde¤ildir. Hücrelerdeyaflamak istemiyorum,yaln›z kalmak, rencideedilmek, dayak yemekistemiyorum. Duygu-lar›m›n bana geri veril-mesini istiyorum.”

Bu hayk›r›fl› bin-lerce adli tutuklu pay-lafl›yor, onlarca inti-

har ve intihar giriflimi iflte tam da buduygular›n en doruk noktas›na ulafl-t›¤› yerde ortaya ç›k›yor.

Tecritin panzehiri, örgütlülük

Tecritin tutsaklar üzerinde tahri-batlar›n› ele ald›¤›m›z yaz› dizimizi-flimdilik- sonland›r›rken, Kand›raF Tipi Hapishanesi’ndeki devrimcitutsaklardan fiadi Naci Özbolat’layap›lan röportajdan bir bölümle bi-tirmek istiyoruz. “Tecrit nas›l alte-dilir? Tecrit edilen devrimcilere ne-ler önerirsiniz?” sorusuna flu ceva-b› veriyor Özbolat:

“Tecritin amaçlar›n› ifade eder-ken; yaln›zlaflt›rmak, devrimci, si-yasi kimli¤in yokedilmesi demifltik.Tecritin nas›l altedilece¤i de tecritin

amac› ve uygulan›fl yöntemi içeri-sinde vard›r. Fiziki olarak yaln›zlafl-t›rma, tecrit etme mümkündür an-cak tek bafl›na fiziki tecrit amaç de-¤ildir. Fiziki tecritten amaçlanan,düflünceyi de tecrit etmek, bireyci-lefltirmektir. Tecrit koflullar›nda daolsa halka, halk›n sorunlar›na, ülke-nin ve dünyan›n gerçeklerine karfl›duyarl›l›k mümkündür. Bu bilinçledavranmak tecrite karfl› mücadele-nin parças›d›r. Di¤er boyutu, siyasiolarak tecrit politikas›na karfl› yürü-tülen mücadeledir. Bu mücadelesürmektedir.

Di¤er yan›, tecrit koflullar›nda dayaflam›n nas›l düzenlendi¤iyle ilgi-lidir. Hapishanede olmak, tek bafl›-na tecritte olmak mücadele için ya-pacak bir fley olmad›¤› anlam›nagelmez. Yine programs›z, disiplin-siz bir yaflant› sürmeyi gerektirmez.Kendini gelifltirmek, süreci takip et-mek, üretmek, yaz›flmak, tecrit ko-flullar›nda da politik faaliyeti sürdü-rebilmenin olanaklar›d›r. Bir yan›y-la bu olanaklar da mücadele edile-rek, bedel ödenerek kazan›lm›flt›r,mücadele için kullan›lmal›d›r. Yineprograms›z, istedi¤i zaman uyuyan,TV seyreden bir yaflant› da çürüme-ye neden olur. Kitap okumaktan,yaz›flmaya, bas›n›, haberleri takipetmeye, uyku saatine... yaflant›n›ndisiplini ve program› olmak zorun-dad›r. Programs›z ve disiplinsiz biryaflant› tecrit politikas›n›n amac›naulaflmas›na neden olur.”

20

5 Mart 2006 / 42

“Revirden ç›k›nca baflkabir tutsakla karfl›laflt›m. Ad›n›sordum, söyleyince gardiyan-

lar›n aras›ndan s›yr›l›p s›k›-ca sar›ld›m ve ben de ad›m›söyledim. O s›rada iki gar-diyan bizleri çekifltirerekay›rmaya çal›fl›yordu. Ba-flard›lar da. Birbirimize sa-r›lmam›za dahi izin verme-

yerek ‘yasak’ diyerek kopar-d›lar birbirimizden. ‹nsan›ninsana yasak oldu¤u, F Tip-leri’nin d›fl›nda baflka bir

yer var m›d›r acaba?”

(Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi’nden Bü-lent Kemal Y›ld›r›m isimli tutsak)

TAYAD’l› Aileler, bir önceki hafta yaflanan sald›r›yara¤men yine ellerinde “TECR‹T, YAfiAYANLARANLATIYOR” kitab› ile ‹stiklal Caddesi’ndeydiler.Tecritin sonuçlar›n›n somut olarak anlat›ld›¤› bu kita-b› herkese ulaflt›rmak, da¤›tmak, hapishanelerde ne-ler yafland›¤› konusunda oligarflinin sansürüne darbe-ler vurmak, herkesin sorumlulu¤u olmal›d›r.

Bu ça¤r›; devrimci, demokrat, ilerici hatta kendine “in-san” diyen herkesedir. Mahallemizde, fabrikam›zda,okulumuzda, köyümüzde, kasabam›zda, bulundu¤u-muz her yerde TECR‹T kitab›n› kitlelere ulaflt›ral›m.Tecrit zulmü karfl›s›nda “benim elimden ne gelir?”diyenler, iflte sorunuza bir cevap!

Yaflayanlar anlatt›, herkese duyurmak bizim sorumlulu¤umuz

Page 21: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

21

5 Mart 2006 / 42

Tecrit politikas›n›n sade-ce bir ve üç kiflilik hücrelerekapatmak olmad›¤›n› s›kçadile getirdik. Her uygulama,bu politikay› bütünlemeyegöre düzenlenmifltir. Oligar-

flik iktidar›n Adalet Bakanl›¤›, tec-ritle istedi¤i sonucu alamaman›n,(düflünce de¤iflikli¤i, nedamet ge-tirtme...) çaresizli¤i içinde her günyeni uygulamalara imza atmaktad›r.

Son günlerde birçok mektuptayeralan uygulamay›, Edirne F Ti-pi’ndeki Ercan Kartal’›n 13 fiubat2006 tarihli mektubundan aktaral›m:

“19 Aral›k’›n y›ldönümündeyapm›fl oldu¤umuz açl›k grevi ne-deniyle verilen ‘hücre cazalar›n›’uyguluyorlar. Yine bofl bir hücrede30 Ocak-4 fiubat tarihlerinde uygu-lad›lar. Ve yeni bir uygulamayla da-ha yüzyüze geldik. Anlafl›lan o kiher fleyden yoksun olarak bofl birhücreye atmak yetmiyor. Demifl-tik ya, ‘tecritin s›n›r› yok!’

Yeni uygulama, Adalet Bakanl›-¤›’n›n (yeni) genelgesine dayand›-r›lmakta. Genelgede denilmekte ki;“Hücre cezalar›n›n uygulanmas›n-

da havaland›rma-ya ç›kar›lacak olantutuklu-hükümlü

aranarak ç›kar›l›r, kap› ve pence-resi kapat›l›r.” Uygulaman›n onurk›r›c› olmas› ve tecriti ifrata vard›r-mas› bir yan›. Di¤er yan› ise, havakoflullar› nas›l olursa olsun, so¤uk,s›cak, ya¤mur, kar... 1 saat olan ha-valand›rma boyunca ‘havaland›r-ma hapsi’ne maruz kal›yorsun.Tam da k›fl koflullar›nda böyle birgenelge iflte... Yine, havaland›rma-ya ç›karken ve hücreye al›n›rken deüst aramas› dayat›lmakta. Zaten ha-valand›rmaya bofl hücreden ç›ka-cak, yine bofl hücreye gireceksin buarama da ne ola deme!

Sonuç olarak, bu uygulamay›kabul etmedi¤im için 5 gün boyun-ca tam gün kapal› hücrede kald›m,havaland›rmaya ç›kar›lmad›m.”

Edirne F Tipi’nden Ali OsmanKöse’nin 5 fiubat tarihli mektubun-da da ayn› uygulama dile getirildik-ten sonra, “hayvan ç›kar›yorlarsanki, afla¤›lamakta s›n›rs›zl›k ör-ne¤i yap›lmaktad›r” deniyor.

Tecriti uygulayanlar, insani olanher fleyi yoketmeyi amaçl›yorlar.Bunun yolu ise teslim almaktan ge-çiyor. Tutsa¤›n att›¤› her ad›mda

karfl›lar›na ç›kar›lan “cezalar” ise,bunu sa¤lamak için kullan›l›yor.Ancak direnifl ve tutsaklar›n kararl›-l›¤› “cezalar›n cayd›r›c›l›¤›n›” yok-etmektedir. Ölümü göze alanlara ce-za neyler! Yeni uygulama da “ceza-lar› nas›l cayd›r›c› hale getiririz”düflüncesinden do¤uyor. Cezalar›ncayd›r›c› olmas›n›n faflizm aç›s›n-dan anlam› ise aç›kt›r; bizim istedi-¤imiz gibi düflünecek, bizim istedi-¤imiz gibi yaflayacaks›n›z! Tutsak-lar›n cevab› da, 6 y›ld›r biliniyor;kendi düflüncelerimizle birlikteonurlu yaflam ya da ölüm!

“Ya tecrit kalkar ya da tabutum ç›kar”

DHKP/C Davas›’ndanFatma Koyup›nar, TKEP/Ldavas›ndan Serpil Caba-dan’›n d›fl›nda bir tutsak da-

ha ölüm orucunda. Edirne F Tipi’n-deki tutsaklardan Ali Osman Kö-se’nin 5 fiubat 2006 tarihli mektu-bundan aktar›yoruz bu bilgiyi:

“Geçenlerde fiehmuz Poyraz’danfaks geldi. Ölüm orucuna bafllad›¤›n›gazetelerden ö¤renince yazm›flt›k.fiöyle diyor;

‘F Tiplerinde, di¤er cezaevlerin-de ve A. Öcalan üzerinde uygulanantecritin kald›r›lmas› için özgür ira-demle 9 Aral›k 2005 tarihinde ölümorucuna bafllad›m. Ya ‘F tiplerinde,di¤er cezaevlerinde ve A. Öcalanüzerinde uygulanan tecrit kald›r›la-cak, ya da buradan tabutum ç›ka-cak.’”

Hapishanelerde nneler ooluyor? BBilmek HHakk›n›z!

HABERLERTECR‹TTEN

“Havaland›rma Tecriti”

TAYAD ve tecrit konusundaki duyarl› sendika,DKÖ ve oda temsilcilerinden oluflan heyetlerin Anka-ra’da yapt›klar› görüflmelerin ard›ndan, CHP ‹zmirMilletvekili Ahmet Ersin’in F Tipi ve ölüm oruçlar›ile ilgili soru önergesi verdi¤i ö¤renildi.

Adalet Bakan› Cemil Çiçek taraf›ndan cevaplanma-s› talebiyle, Meclis Baflkanl›¤›'na verdi¤i soru önerge-sinde, ölüm oruçlar›n›n sürdü¤üne, aç›l›fllar›ndan buyana geçen 5.5 y›ll›k süre içinde F Tipi cezaevleriyle il-gili flikayetlerin azalmay›p aksine artt›¤›na dikkat çe-ken Ersin, flunlar› sordu:

- ''F Tipi cezaevlerindeki ölüm orucu ve açl›k

grevlerinde yaflam›n› yiti-ren 121 kifli d›fl›nda, hasta-l›k ve sakatl›¤a u¤rayankaç kifli vard›r; sa¤l›k so-runlar›na ilgisiz kal›nd›¤›do¤ru mu?

- F Tipi cezaevlerinderastlanan psikolojik sa¤l›ksorunlar› nelerdir; neden-siz sald›rganl›k olaylar›ndaart›fl oldu¤u do¤ru mu?

- Bu cezaevlerinde sürenaçl›k grevi ve ölüm oruçla-r›n›n nedenleri nelerdir?''

Tecrite iliflkin soru önergesi

Ersin’e ““teröre ddes-tek vveriyorsunuz,susun” ddemeden,

tecriti iinkara ssapma-dan, 55 yy›ld›r ttekrar-lanan ddemagojileri

yinelemeden, ccevapverebilecek mmi?

Page 22: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

AKP’ye seçim kazand›ran temelpropagandalardan birinin, “yolsuz-lukla mücadele” oldu¤u biliniyor.Daha o gün, bunun koca bir yalanoldu¤u aç›kt›. Zira, Baflbakan ve ki-mi bakanlar dahil olmak üzere on-larca AKP milletvekili s›rt›nda yol-suzluk soruflturmalar› ile meclisegelmifllerdi. Bu nedenle son süreçteyo¤unlaflan yolsuzluklara bakarak,“AKP’de düzgün bir adam yokmu?” sorusu yanl›fl bir soru olur.

Nitekim, yolsuzlu¤a, haks›z ka-zanca, usulsüzlüklere al›flm›fl olanAKP’liler, iktidar koltu¤unda dasoymaya devam ediyorlar. fiimdibunlardan baz›lar› ortaya ç›kmayabafllad›. Ki, ç›kmayan daha onlarca-s› var. Maliyenin yönetiminde olanKemal Unak›tan’›n her gün ortayaç›kan yolsuzluklar›na ayr›ca gelece-¤iz, yeni usülsüzlük dosyas› ise,Kürflad Tüzmen’e ait. D›fl Ticaretve Gümrüklerden Sorumlu DevletBakan› Tüzmen’in, milletvekili ol-madan önce, yönetim kurulu baflka-n› oldu¤u dönemde “Eximbank'›EGS D›fl Ticaret'e verilen kredileryüzünden 64 trilyon lira zararasoktu¤u” ortaya ç›kt›.

Tüzmen suçlamalara karfl›, tümsoyguncular gibi, “ekonomi düze-lirken y›prat›lmak istendikleri”aç›klamas› yapt›. Di¤er AKP’lilergibi “dokunulmazl›¤›” nedeniylehakk›nda soruflturma aç›lamayanTüzmen’in bakanl›¤a devam edipetmeyece¤i ise, Baflbakan’›n karar›-na ba¤l›. Tüzmen, bu konuda da

mesaj vermekten geri dur-mad›. “Bakanl›k'tan edile-ce¤imi düflünmek istemiyo-rum. Ben iyi niyetli düflün-mek istiyorum” diyen Tüz-men, Erdo¤an'›n, kendisinibakanl›ktan almas›n›n “kö-tü niyet” olaca¤›n› ima ede-rek, “birbirimizi biliriz, he-pimiz ayn›y›z” demeye ge-tirdi.

Peki Baflbakan, Tüzmen’i, tamda yeni yolsuzluklar yapabilece¤ibir bakanl›kta tutar m›? Parti içi ça-t›flmalar farkl› bir sonuç ortaya ç›-karmazsa, tutar! Zira, maliyeyi, hergün yeni bir yolsuzlu¤u ortaya ç›-kan aleni h›rs›za teslim eden kim?

Unak›tan Ailesi, Erdo¤an’›n ‹zni ‹le Soyuyor Halk›

Maliye Bakan› Kemal Unak›tan,h›rs›zl›¤› ars›zl›¤a vuran burjuvapolitikac›l›¤›n›n tipik bir örne¤i ola-rak flimdiden tarihe geçti. Hakk›ndameclise verilen gensoru, AKP’lile-rin oylar›yla reddedilen Unak›tan,yolsuzluklar› üzerine tart›flmalar›nen hararetli sürdü¤ü günlerde dahi,aile flirketine avantalar yaratmaya,kendi ad›n› tafl›yan likidite yumurtareklamlar›na devam ediyordu. Müs-lümanlar› “faizsiz kazanç” tuza¤›nadüflüren Albaraka yönetimindeykençember sakall› olarak dolduruyordukasas›n›, flimdi “kravatl›” olaraksoymaya devam ediyor.

Ancak yolsuzluklar› öylesine ay-yuka ç›kt› ki, bu durum kimi AKPmilletvekillerini dahi rahats›z ederhale geldi. Baz› milletvekilleri ka-muoyuna aç›k mektuplarla Unak›-tan’›n istifas›n› istediler. Bu millet-vekillerinin CHP’nin gensorusunda“partilerini yaln›z b›rakmama” ge-rekçesi ile, Unak›tan’› aklayan oyvermeleri, yolsuzlu¤a karfl›tl›klar›n-daki samimiyetsizli¤in göstergesiolsa da, saklanamayan bir gerçek

var ki, o da Unak›tan’›n s›rt›n› Tay-yip Erdo¤an’a dayayarak halk›n gö-zünün içine baka baka kasas›n› dol-durmaya devam etmesidir.

Bilindi¤i gibi, Unak›tan zatens›rt›nda yolsuzluk, usülsüzlük so-ruflturmas›yla meclise geldi. Ortayaç›kan ilk icraat›, o¤lunun m›s›r itha-lat›nda milyarlar kazanmas›n› sa¤-layan düzenleme oldu. K‹T’leri“babalar gibi” satt›kça, kendi kasa-s›na da halk›n paras› akt›. Özellefl-tirmelerde doludizgin gittikçe, bur-juva medya yolsuzluklar›n› ön pla-na ç›karmad›. Elbette as›l sorumlu,Erdo¤an’dan baflkas› de¤ildi, ‘Ke-mal Abisi’ kasay› doldurdukça O,kolkanat gerdi. Bugün de yolsuz-luklar›n› yazan bas›n› suçlayarakkorumaya devam ediyor.

Unak›tan’›n ortaya ç›kan son ic-raatlar›na bakal›m:

- O¤lu Abdullah Unak›tan'›n flir-ketinin ikinci kez m›s›r ithalat›ndagümrük vergisinin düflürülmesindenyararland›¤› ortaya ç›kt›. O¤ul Una-k›tan'›n flirketinin, gümrük vergioran› % 80 olarak uygulanan m›s›riçin 3 ayl›¤›na oran›n % 25'e düflü-rülmesinin ard›ndan 582 ton 225 ki-logram m›s›r ithal etti¤i anlafl›ld›.Bu üç ayl›k düzenleme ile % 55 ka-zanç sa¤lam›fl oldu. (Toplam 366milyar lira)

- Likid ve pastörize yumurtan›n% 18 olan KDV’si % 8’e indirildi.Bu “küçük” ayarlama ile o¤lununflikreti milyarlar kazand›. Halk kuflgribi ile u¤rafl›p, itlaf edilen kümeshayvanlar›n›n bedelini nas›l alaca-¤›n› düflünürken, Unak›tanlar ayn›günlerde toplad›¤› yumurtalar›“pastörize” olarak piyasaya sürü-yor, “kufl gribi” korkusunu ranta çe-viriyordu. Kendi ad›yla üretilen yu-murtan›n pazar pay›ndaki anormalart›fl›n, kufl gribi korkusundan çok,“Unak›tan” markas› ile do¤rudaniliflkisi ise malum. Siyasi güç, eko-nomik rant için böyle kullan›l›yor.

- Avantac› kiflilik ve pervas›zh›rs›zl›k o kadar s›radanlaflm›fl ki,milletvekillerinin lojmanlarda otur-mas› güya yasak, ama Maliye Baka-n› lojmanda oturmakla kalm›yor,

22

5 Mart 2006 / 42

Yolsuzluk iktidar›

Page 23: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

göstermelik aidat›n› (275 YTL) da-hi devlete ödetiyor.

- Koltu¤un avantaj›n› sonuna ka-dar kullanan Unak›tan ailesi, yenisektörlere girdi. O¤ul Unak›tan, Al-man otomotiv tekeli Volkswagen’inyetkili bayii oldu. Girdi¤i sektörü,babas›n›n ç›kard›¤› yasalarla ihyaeden o¤ul Unak›tan sayesinde, oto-mobil ithalat›nda da kimi düzenle-meler gündeme gelirse flafl›rmay›n.

- K›z› Zeynep Basutçu Unak›-tan'›n Telsim ihalesi için VodafoneFirmas›’na arac›l›k yapt›¤› anlafl›ld›.

Ofer’e usülsüz ihaleler; kaçakvillalar; Etibor dinlenme tesislerininsat›fl›nda usülsüzlük; 2005 y›l›ndayaklafl›k 22 trilyon 163 milyar liraciro yapan aile flirketinin devlete“s›f›r” KDV ödemesi; milyarlarcadolar sermayeli flirketlere ortak olan

efl, o¤ul ve k›z›n›n vergi mükellefidahi olmamas› ve flirketlere ortak-l›klar›n›n hangi paralarla gerçeklefl-ti¤inin belirsiz olmas› ve dahabirçok örnek. Unak›tan tüm bu icra-atlar› ile, halktan “vergi” diye topla-nan paralar› kasas›na ak›t›yor. Bafl-bakan’›n “kestik” dedi¤i hortumunucunun nereye ba¤l› oldu¤u ortada.

Baflbakan a¤z›n› açt›¤›nda, iflçi-ye, memura, köylüye “yok ki vere-lim” z›lg›t› çekiyor. Halk›n paras›-n›n nereye gitti¤inin küçük bir örne-¤idir, Unak›tan ailesi. Ancak bilin-mektedir ki, Unak›tan hiçbir fleyiErdo¤an’›n bilgi ve onay› d›fl›ndayapm›yor, bu nedenle do¤ru ifade“AKP Ailesi” olmal›d›r. Halk› soy-ma s›ras› flimdi bu “Aile”dedir.

Burjuva politikas›n›n kural› iflli-yor; iktidar koltu¤una oturanlar, is-ter islamc›, ister milliyetçi, ister de-

mokrat geçinsin, en temel ifli kasas›-n› doldurmak oluyor.

23

5 Mart 2006 / 42

‘‹slamc›lar dahadürüsttür’ yala-n›yla koltu¤a otu-rup, kasalar›n›dolduran efendi-ler; yiyin yiyebildi-¤iniz kadar! Amaunutmay›n ki, bu ülke-nin iflçisi, emekçi-si; kocamanöfkeli gözle-riyle sizi iz-liyor, yok-sul elleriyleyakan›za ya-p›flaca¤› gün-ler de gelecek.

AKP demokrasisi!Elefltiriye tahammülsüzlük:D›fliflleri Bakan› AbdullahGül’ün, “gazeteciler, ya-

banc› diplomat ve servislerinmanipülasyonuna aç›k” de-mesi, burjuva bas›n taraf›n-dan tepkiyle karfl›land›.

Ayn› bas›n›n; 19 Aral›k Katli-am›’ndan, Kürdistan’da ya-flananlara, devrimcilerle ilgi-li kontra haberlerde M‹T’in,polisin yönlendirmesinde ol-malar›nda bir sorun görme-meleri bir yana, Gül’ün zih-niyeti, AKP iktidar›n›n elefl-tirildi¤i, ifline gelmeyen herkonuda, bas›n› suçlayarakiflin içinden ç›kma anlay›fl›-n›n bir yans›mas› ve elefltiri-ye tahammülsüzlükleriningöstergesi. AKP’nin defte-rinde “bas›n özgürlü¤ü” süs-lü bir laf olman›n ötesindehiçbir anlam tafl›maz. Erdo-¤an’›n Penguen Dergisi’ninkarikatürlerine iliflkin Yarg›-tay karar›na dahi “tan›m›yo-rum” demesi, bu zihniyetiyeterince somutluyor. Tay-yip’in elefltiri karfl›s›ndakitahammülsüzlü¤ü, kifliselde¤il politik özellikleridir.

Demek Tayyip’i protesto edersin!Erdo¤an ile tart›flan Mersinli çiftçi

Kemal Öncel’in, baflbakandan “özür di-ledi¤i” haberleri yeralm›flt› bas›nda. Öncel,“özür dilemedim, dilettirildim” aç›klamas›yapt›. Öncel’in özür dilettirilmesi süreci isetam bir mafya yöntemiyle gerçekleflmifl.

AKP Milletvekilleri Ömer ‹nan ve MustafaEyicio¤lu'nun kendisini Baflbakan’la bulufltur-mak istediklerini, kabul etmeyince, tehdit edi-lerek kaç›r›ld›¤›n›, para teklif edildi¤ini anla-tan Öncel, 27 fiubat günü bas›n toplant›s› yap-t›. Protesto sonras› AKP örgütünün, asker arka-dafl› Hanifi Çelik'i devreye soktu¤unu belirte-rek, Çelik'in konuflmas›n›n bir bölümünü bas›-na dinletti. Çelik'in kendisini AKP milletvekil-leri ile telefonla görüfltürdü¤ünü, onlar›nAKP'nin meclisteki grup toplant›s›nda ve Bafl-bakan'›n çevre illere yapaca¤› gezilere kat›la-rak özür dilemesi konusunda bask› yapt›klar›-n› söyledi. Silifke'ye götürüldü¤ünü kaydedenÖncel flöyle konufltu: “Orada bir televizyonaba¤land›m ve özür diledim. Sonra beni Ana-mur'a götürdü. Amaçlar› 5-10 gün al›koymakve Ankara'ya götürmekti. Ancak gitmeyece¤i-mi, Erdo¤an'›n elini öpmeyece¤imi söyledim.Para tekliflerini kabul etmedim. ‹ki gün sonraeve gelmeme izin verdiler.”

Demokratik eylem “huzur bozuyor”Yarg›tay’›n dahi “de-

mokratik hak” olarak de-¤erlendirdi¤i, ifl b›rakmaeylemi, ‹çiflleri Bakan› Ab-dülkadir Aksu taraf›ndan,huzur ve güven ortam›n›zedeleyici bulundu. Geçeny›l Ö¤retmenler Günü'ndeE¤itim-Sen'in düzenledi¤ieyleme yönelik yasa¤› vepolisin vahfli müdahalesinisavunan Aksu, “ö¤retmen-lerin eylemlere kat›lmas›-n›n okullardaki huzur vegüven ortam›n› zedeledi¤i-ni” ileri sürdü.

Hâlâ bu iktidar›n demokrat-l›¤›ndan, hak ve özgürlük-leri tan›d›¤›ndan sözedebi-len var m›? ‹stedikleri hak-k›n› aramayan, susan birtoplum.

12

3

Ö¤retmen-lerin kkafa-s›, ““huzurbozdukla-r›” iiçin AAk-su’nun eem-riyle kk›r›ld›

Page 24: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

24

5 Mart 2006 / 42

‹ntiharlara neden olan ve yüz-binlerce insan› ilgilendiren KrediKartlar› Yasas› 24 fiubat günü mec-listen geçti.

Yasaya göre; borcu için ihtar çe-kilmifl veya haklar›nda icra ifllemibafllat›lm›fl ya da 31 Ocak 2006 tari-hine kadar temerrüde düflmüfl olankart borçlular›, 60 gün içerisindekredi kart› veren kurulufla baflvura-cak ve taksitle ödeme talep edecek.Buna göre düzenlenecek ödemeplan› ile “borçlu”, yüzde 18 faiz ile18 eflit taksitle ödeme yapacak.

Yasan›n geçici çözüm getirdi¤inisöyleyen Tüketiciyi Koruma Derne-¤i Genel Baflkan Yard›mc›s› Ali Çe-tin, Kredi Kart› Yasas›’n›n, kart bor-cunun asgarisini ödeyerek, borcunuöteleyen tüketicilere çözüm getir-medi¤ini kaydetti ve “AKP gelecek-teki bunal›mlara kap›y› aç›k b›rakt›”dedi.

As›l sorumlunun “hukuka ayk›r›kullan›mdan dolay› gerekli önlem-leri almayan, kimlik ve imza kont-rolleri yapmayan üye iflyerleri oldu-¤unu” dile getiren Çetin, bankala-r›n, yeterince kâr ettiklerini ve kâr-lar›n›n yüzde 60’dan fazlas›n› kredikart›, bireysel tüketici kredilerindensa¤lad›klar›n› hat›rlatt›.

Çetin’e göre, yasan›n en önemlieksikli¤i; kart borcunun sürekli as-garisini ödeyen ama ödeme güçlü¤üiçinde bulunan tüketicilere hiçbirçözüm öngörmemesi.

“Yasa sorunu çözüyor mu?” So-

runun teknikb o y u t u y l acevab›, Tü-keticiyi Ko-ruma Derne-¤i’nin aç›klamas›nda da aç›kça ifa-de edilmektedir. Bu, AKP iktidar›-n›n günü kurtarma politikas›n›n kla-sik bir yans›mas›d›r. Yar›n ne olaca-¤› AKP için bugünün sorunu de¤il-dir.

Ancak dile getirilen eksikliklergiderilmifl olsayd› dahi, “Kredi kar-t› ma¤durlar›n›” ortaya ç›karan so-run çözülmüfl olmayacakt›. Çünküas›l sorun, insanlar›n yaflamsal ihti-yaçlar›n› karfl›lamak için kredi kart-lar›na ihtayaç duymas›ndad›r. Bugerçek de¤iflmeden, hiçbir çözüm,gerçekte bir çözüm olmayacakt›r.Ve bu sistem daima bankerzedeler,kartzedeler ya da baflka “zedeler”yaratmaya devam edecektir.

Sömürü sisteminin“sübap”lar›ndan biriKredi kartlar›n›n nas›l kullan›l-

d›¤›n› art›k herkes biliyor.

Ezici bir ço¤unluk, bu kartlarlalüks yaflam idame etmiyor, kelime-nin tam anlam›yla “yaflamaya” çal›-fl›yor. Bir kart›n borcunu bir baflkakartla, onunkini ötekisiyle... döngü-sü de böyle olufluyor.

Burjuva bas›ndan bir yazar›n dadile getirmek durumunda kald›¤› gi-bi, “Kredi kart› borçlar›n› ödeye-meyenler, intihar edenler, bu kartla-

r›yla araba, yat, kat almad›lar. Bü-yük ço¤unlu¤u günlük yaflamlar›n›sürdürmek, kar›nlar›n› doyurabil-mek için kulland›lar. O kartlar saye-sinde bir çok insan gece aç yatmagerçe¤ini biraz öteleyebildi, hepsibundan ibaret!” (Mehmet Y›lmaz,Hürriyet 25 fiubat)

Tam da burada, kredi kartlar›n›nbankalara sa¤lad›¤› kârlar, karfl›l›¤›olmayan tüketimle kapitalistleresa¤lad›¤› kârlar d›fl›nda bir ifllevi deortaya ç›k›yor. Sistem aç›s›ndan birsübap ifllevi görüyor. Açl›k ve yok-sullu¤un isyana dönüflmemesi, sis-temin bekas› için bir sübap.

Aile içi ekonomik dayan›flma,bir sektör haline getirilen gayri-meflru alan ve daha baflka biçimler-de sistem hep bu tür sübaplara ihti-yaç duyar. Daha yeni aç›klanan dev-letin resmi rakamlar› dahi, artanyoksullu¤a dikkat çekmektedir. Yi-ne ayn› araflt›rma, iflsizli¤in azalma-d›¤›n› söylemektedir. Her gün yenibir ürüne zam gelmektedir. Böylebir ülkede, yoksullar›n hoflnutsuzlu-¤unu sürekli bir bask› alt›nda tutma-n›n mümkün olmad›¤›n› oligarfli debilir. “Sübap”, iflte bu aflamada gö-revini yerine getirir. Kaybedecekhiçbir fleyi olmayan örgütsüz kitle-ler, “kar›nlar›n› doyurabildiklerinesevinmelerine” ikna edilirler. Yok-sullar, düflük ücretle yaflam savafl›veren emekçiler bu oyuna geldikle-ri sürece de, her geçen gün yoksul-luklar› büyümeye, iflsizler ordusunayenileri kat›lmaya devam edecektir.

“Sübap”, tüm bunlar› engelleyende¤il, bunlara karfl› tepkiyi nötralizeeden bir unsurdur sadece.

“Ötelenen” açl›k, ötelenen is-yand›r ayn› zamanda.

“Kredi Kart›” Neye Hizmet Ediyor? Yasa, Sorunu Çözer Mi?

Halk›n durumu AKP iktidar›n› yalanl›yor, kendi rakam-lar› da yalanl›yor bu iktidar›. “Ekonomi düzeldi” di-yen iktidar›, 27 fiubat günü '2004 Y›l› Hanehalk›Bütçe Anketi'nden elde edilen sonuçlar› aç›klayanTürkiye ‹statistik Kurumu (T‹K) da yalanlad›.

Buna göre; gelir da¤›l›m›ndaki eflitsizlik sürüyor. En alttaki yüzde 20'lik dilimin 2003 y›l›nda toplam

gelirden ald›¤› pay yüzde 6 idi. Bu 2004'te de¤ifl-medi. ‹kinci, üçüncü ve dördüncü gelir dilimindekiailelerin ald›klar› paydaki art›fllar ise, burjuva eko-nomik ölçülerinde dahi “ihmal edilebilir” düzeydekald›.

En büyük yoksulluk ise, yine k›rsal kesimde yaflayanailelerde ortaya ç›kt›. Baflbakan Erdo¤an’›n büyükbir s›n›f kini ile her f›rsatta sald›rd›¤›, afla¤›lad›¤› vesusturmaya çal›flt›¤› köylülük bir önceki y›la göre da-ha da yoksullaflt›.

‘Ekonomi düzeldi’, uçurum sürüyor!

Page 25: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

25

5 Mart 2006 / 42

Bafll›¤a ç›kard›¤›m›z “mesaj”›n giz-li ya da aç›k bir biçimde, medya-daki reklamlardan TV dizilerine,al›flverifl ma¤azalar›n›n spotlar›n-dan “nas›l bir insan olmam›z ge-rekti¤inin” dayat›ld›¤› propagandakampanyalar›na kadar her alandabeynimize zikredildi¤ini görürüz.

Hemen flimdi ve hep daha fazla tü-kettirmek, kapitalizm aç›s›ndanhemen vve hhep ddaha ffazla kkâr›nyoludur. Tüketen içinse, bugünneredeyse bir kimlik/kiflilik olufl-turman›n yolu haline getirilmifltir.

Örne¤in, cep telefonunun bir “ihti-yaç” oldu¤unu kabul edersek,kapitalizm tüketicinin bir cep te-lefonu alarak bu ihtiyac›karfl›lamas›yla yetinmez.Fonksiyonel olarak o ihti-yaçla çok da alakal› olma-yan yeni modeller, hattarenklerle oluflturulan albe-nili reklam kampanyalar›,tüketim kültürünün esiri halinegetirilmifl bireyde, “bugünün ya-flam trendi bu! Almazsan, sen ek-sik, ça¤d›fl› bir insans›n” duygu-sunu yerlefltirmeye çal›fl›r. Özel-likle gençlerimizde, d›flar›danpompalanan bu duygunun etkile-rine s›kça tan›k oluruz. Dayat›lanyaflam tarz›n›n fark›nda olmadan,sürekli olarak bu “yaflam tren-di”ne uyum gösterilmeye çal›fl›-l›r.

Genç tüketici, “y›rt›k kot” giyeme-di¤inde sadece kendini “demo-de” görmez, ayn› zamanda, örne-¤in “özgür genç” kimli¤ine büyükbir darbe vuruldu¤unu düflünür.“Özgürlük”, o kotu giymektir. ‹n-san ihtiyaçlar›n› karfl›lamak, ya-flam› kolaylaflt›rmak için üretilen(böyle olmas› gereken) mal, art›k“hayata tutunman›n” adresi hali-ne getirilmifl, bir “kimlik de¤eri”oluvermifltir. Bir baflka deyifllekimlik de¤eri, bir mal›n kullan›mve üretim de¤erlerinin üzerineç›km›fl, önüne geçmifltir. Tüke-

tim, gittikçe tek mutluluk kayna¤›oluyor ve bireyin kendisini “ta-n›mlama” flekline dönüflüyor.Al›flveriflin bir “hoby” olarak gö-rülmesi, baflka nas›l aç›klanabilir.

Üniversite gençli¤i üzerinde yap›-lan bir araflt›rma, 12 Eylül öncesi“de¤erleri” aras›nda “özgürlük”gibi kavramlar bafl› çekerken, bu-gün bunun yerini “iyi para kazan-ma”n›n ald›¤›n› söylüyordu. Butür sonuçlarda, birinci etken dev-rimci mücadelenin gerilemesi ise,buna ba¤l› olarak di¤er yan›n› da,12 Eylül’den bu yana yükselen“piyasa de¤erleri”dir. ‹nsan›n de-¤ersizlefltirildi¤i piyasa ekonomisikendi kültürünü de beraberindeyaratmaktad›r, ki tüketim kültürü,bu süreçte bilinçli olarak pompa-lanm›flt›r.

Türkiye’de gençli¤in cunta sonras›flekillendirilmesinde ve sistemeuygun tipler haline getirilmesin-

de, çeflitli yöntemlerle birlikte bukültürün katk›s› da gözard› edile-mez. Bask› araçlar› ile sindirilengençlik, ideolojik sald›r›lar alt›ndadepolitize edilmifl ve en genel de-yiflle “daha insanca yaflan›labile-cek bir dünya/ülke” mücadelesive idealinin, bu kavgayla bütünle-flen de¤erlerin yerini, kapitalizminde¤erleri alm›flt›r.

Örne¤in, geçen hafta bu köflede;“Bu kültürün pençesinde ‘zaval›-laflan’ insana sürekli olarak ‘al›fl-kanl›klar›n› de¤ifltirmesi’ dayat›l›r”demifltik. Ki, kapitalist sistemin“arzuyu sürekli olarak tahrik et-me” yönü bilinir. ‹nsana, onun in-sani yönleriyle de¤il, bir tüketimunsuru olarak bakar kapitalizm.Ve sürekli tükettirmek için de çe-flitli araçlarla uyar›r, kiflinin tatminolmas›na asla izin vermez.

Sevgilerini, aflklar›n› günü birlik ya-flayan, bilimselli¤in yerini süreklide¤iflen bir s›¤l›¤›n ald›¤›, alabil-di¤ine konformist, “doyumsuz”ve idealsiz gençlik ile, tüketim

kültürü ve bunun beslendi¤i kapi-talizmin ideolojisi aras›ndaki pa-ralellik tesadüf de¤ildir.

Burada karfl›m›za bir baflka gerçekç›kmaktad›r. O da, tüketim kültü-rünün kapitalistlere sadece dahafazla kâr sa¤lamakla kalmay›p,ayn› zamanda ideolojik olarak daörgütleyici bir ifllev görmesidir.Daha fazla kâr ile sistemin de-vaml›l›¤›n› sa¤lamaya çal›flan ka-pitalizm, ideolojik olarak da siste-me uygun insan tipleri yaratmak-tad›r. Bu da, tekellerin beslendi¤isistemin ömrünü uzatan ve uzat-t›¤› oranda da yine kârlar›n› katla-yan bir ifllev görmektedir. Kapita-listin kârlar›n› katlayan bu döngü,insan› ise tam anlam›yla ö¤üt-mekte, kimliksizlefltirmektedir.

Yukar›da sözünü etti¤imiz, tüketi-min kimlik de¤eri haline getiril-mesi süreci iflte burada anlam›n›bulmaktad›r. Yoketti¤i kimli¤in

yerine böyle çarp›k birkimlik anlay›fl› yerlefltir-mektedir. Hal böyle olun-ca, düflünün ki, kendinesunulan kimli¤in olmazsaolmaz› olarak gördü¤ü

nesnelere ulaflmay›, hep dahafazla tüketmeyi yaflam amac›nadönüfltüren unsurlar, sistemi sor-gular m›? Ona karfl› mücadeleeder mi?

Tüketim kültürünün sadece tükete-bilecek düzeyde gelire sahipolanlar› kapsad›¤› da düflünülme-melidir. Halk›n en yoksul kesimle-rinin gençli¤i debu bombard›-mandan pay›n›almaktad›r.

Gençlerimize TVdizilerinden ma-gazin program-lar›na kadar su-nulan ve “böyleolmal›s›n, olabi-lirsin” denilen veözenti duyulma-s› sa¤lanan ya-flamlara ulafl-mak için girilenbatakl›klar›n ör-nekleri hiç de azde¤ildir.

Hemen flimdi tüketinHep daha fazla tüketin

sunulan ssadece bbir“giyim” dde¤il, aayn›zamanda bbir kkifli-lik, bbir ggençlik ttipi

Page 26: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

11 y›l oldu. fiehitlerimiz yat›yor Gazi Mezarl›¤›’nda.Adalete susuzlu¤umuzun an›t› gibi dikiliyor mezar tafl-lar›. Dökülen kan›m›z›n hesab›n› soraca¤›z. Adalettenbaflka hiçbir fley Gazi’den yükselen hesap sorma slogan-lar›n› dindiremez. Baflka hiçbir fley so¤utamaz yüre¤i-mizi. 11 y›ld›r bunun için katillerin yakas›n› b›rakmad›kmahkeme salonlar›nda. Bunun için 11 y›ld›r, her y›ldö-nümünde Gazi’den adalet isteyen sesimizi yükselttik.Yine yükseltece¤iz. Yine adalet isteyen sesimizle yank›-lanacak gökyüzü...

11 y›l geçti katliam›n üzerinden. Ony›llar da geçebi-lir. Bu kavga üç befl günlük bir kavga de¤ildir. Adaletinyerini bulaca¤› bir düzene ulafl›ncaya kadard›r.

O güne kadar da 1995 y›l›n›n 12 Mart’›nda Gazi’deyaflananlar› unutturmayaca¤›z. Kontrgerilla katliam›n›nüstünün örtülmesine izin vermeyece¤iz.

Ölen bizdik, direnen biz!12 Mart akflam saatlerinde Gazi'de dört kahvehane

ve bir pastane, kontrgerilla taraf›ndan tarand›. Kontrge-rilla elemanlar›, geride bir ölü ve onlarca yaral› b›raka-rak, polis himayesinde Gazi’den ç›kt›lar.

Katliamc›lar›n yüzünü görmemiflti Gazililer. Amakim oldu¤unu çok iyi biliyorlard›. Katleden DEV-LET’ti. Gazi’de yank›lanan kurflun sesleri, kimseyi evi-ne hapsedemedi. Kimseyi sindiremedi sokaklarda dola-flan kontrgerillac›lar. Halk bir anda sokaklar› doldurdu.

Gazi'nin dört bir yan›ndan gelen yaklafl›k bin Gazili,önlerinde Cepheliler, yürüyüfle geçtiler. Sald›ran devlet-ti, hedef karakol!

Say›lar› o k›sa sürede iki bine ulaflt› Gazililer’in. Ka-d›n, erkek, genç, çocuktular. Çoktular... Kürt, Türk, ale-vi, sünni, halkt›lar. Pir Sultan soyu, Bedrettin torunla-r›yd›lar. Onurluydular. Biliyorlard›, sald›r› onurlu birhalk olmalar›nayd›. Sald›r›, zalime direnen bir semt ol-malar›nayd›. Sald›r›, semtlerinden yükselen özgürlük,ba¤›ms›zl›k, adalet seslerineydi.

Gazililer, “Faflizmi Döktü¤ü Kanda Bo¤aca¤›z”,“Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z” sloganlar›yla karakolayürürken, suçlular, suçlar›n›n fark›nda olarak karakolatakviye güç y›¤›yorlard›. Panzerler eflli¤inde gelen çe-vik kuvvet halk›n üzerine atefl açt›. Ama halk da¤›lma-d›. Barikatlar kurarak geri çekildi. Polis ilerledi¤indetafllar, sopalarla polisi püskürttü. Bu çat›flma üç gün bo-yunca Gazi sokaklar›na hakim olacak bir ayaklanman›nilk anlar›yd›.

Katliamc›lar, karakollar›na s›¤›nmak zorunda kal›r-ken, direniflçiler Gazi’nin dört bir yan›n› barikatlarla ör-düler. Geceyar›s›, “Gazi Halk› Yaln›z De¤ildir” slogan-lar› yank›lanmaya bafllad› Gazi’nin sokaklar›nda. Ar-mutlu'dan, Okmeydan›'ndan, Nurtepe'den, Gülte-pe'den, Alibeyköy'den emekçiler Gazi’ye geliyorlard›.‹stanbul gecekondular›n›n yoksullar› zulme karfl› birlefl-ti o gün.

Takvim yapraklar› 13 Mart’a çevrilmiflti. Sabaha

GGaazz iiÜÜmmrraann ii yyee

KKaa tt ll ee tt tt ii ll ee rr !!

KKaa tt ll ii aammcc ›› ll aa rr cceezzaass ›› zz kkaa lldd ›› !!

Mücadelemiz adalet yerinibuluncaya

kadar...

Page 27: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

karfl›, 04.30 s›ralar›nda, onlarca panzer, z›rhl› araç halkakarfl› bir kez daha sald›r›ya geçti. Binler onbinler olma-dan, da¤›tmal›yd›lar bu direnifl oda¤›n›. Yaklaflan panze-re karfl› ilk tafl› at›yor Cepheliler. Sonra halk›n tafl ya¤-muru iniyor panzerlerin üzerine. Ayn› dakikalarda halkadönük yüzlerce silah›n teti¤ine bas›l›yor. Gazi ayaklan-mas› ilk flehidi veriyor o anda. DHKC taraftar› MehmetGündüz aln›ndan vuruluyor.

Atefl alt›nda ayaklanma!Halk hücum! ediyor katliamc›lar›n üzerine. Evet,

namlulara karfl› taflla gerçeklefltirilen bir hücum bu.Korkunun efli¤i afl›lm›fl, ölümün efli¤i afl›lm›fl, halk ateflalt›nda yürüyor. Üç bin kifli karakola giden caddede yü-rüyüfle geçiyor. Halk›n öfkesi zalimleri darmada¤›n edi-yor ilk anda. Kaç›fl›yor polisler. Kendilerini koruyacakbir köfle, bir duvar bulunca, tekrar namlular›n› halk›nüzerine do¤rultuyorlar...

‹flte böyle bir bir flehit düfltü Sezginler, Fadimeler,Hasanlar... Ardarda flehitler verilmesine ra¤men halk›ndirenifli ayaklanmaya dönüflüyor. Bir yandan barikatlar-da çat›fl›l›yor, yürünüyor, bir yandan flehitler, yaral›lartafl›n›yor tahtalar›n üzerinde. Polislerin yard›m›na Z›rh-l› Tugay geliyor. “Arabulucu” rolünü oynamak isteyenaskerin oyunu bozuluyor.

Panzerler sürülüyor yine halk›n üzerine. Üç Cephelibir panzerin üstüne ç›k›p çekiç ve sopa darbeleriyle tah-rip ediyorlar panzeri. Kim ad›na, ne ad›na konufltu¤ubelirsiz uzlaflmac›lar, halk› “sa¤duyuya” davet ediyorlarbu arada. Sanki binlerce kiflinin üzerine panzerler sürül-müyormufl, sanki sokak aralar›nda, yol ortas›nda insan-lar kurflunlanm›yormufl, tek bafl›na yakalad›klar› insan-lar›n kafalar› kald›r›mlara çarp›larak iflkence yap›lm›-yormufl gibi...

Zulmün tehditlerine gö¤üs geren halk, uzlaflmac›la-r›n seslerini de kaale almad›. Direnifl sürüyor; barikatla-r›n ard›nda yafl›yor halk. Devlet “soka¤a ç›kma yasa-¤›” ilan ediyor ama barikatlar›n ard›ndan devletin yasa-lar›/yasaklar› geçersiz.

14 Mart’ta ayaklanma art›k daha örgütlü. Bir HalkKomitesi kuruluyor ve halkla yap›lan toplant›n›n ard›n-dan talepler belirlenip ilan ediliyor: “1-Asker ve polisçekilecek, soka¤a ç›kma yasa¤› kald›r›lacak. 2-Gözal-t›ndakiler serbest b›rak›lacak. 3-Cenazeler Gazi Mezar-l›¤›na defnedilmek üzere halka teslim edilecek. 4-D›fla-r›dan gelen halk engellenmeyecek.”

14 Mart 1995’te ayaklanan halk›n taleplerini kabuletmekten baflka yapaca¤› bir fley yoktu oligarflinin. Ce-nazeler teslim al›nd›. Barikatlar›n ard›nda toplanan 20bini aflk›n kitle, alt› flehidini topra¤a verdi...

‹stanbul’un gecekondular› ayaktayd›. Türkiye’nindört bir yan›nda da Gazi Ayaklanmas›’n› destekleyeneylemler yap›ld›. 10 bin Ümraniyeli’nin katliamc›lardanhesap sorma yürüyüflü, yine bir katliamla durdurulmayaçal›fl›ld›. Gazi katliam› Ümraniye’de devam etti. Bir

okul binas›nda pusuya yatan katiller, yürüyen halk›nüzerine kurflun ya¤d›rarak befl kifliyi katlettiler.

Devrimcili¤in, demokratl›¤›n s›nav yeri GaziKurflun ya¤murlar› alt›nda bir s›nav yeriydi Gazi.

Yoksul halk›n omuzlar›nda flehitlerini tafl›y›p ard›ndanbarikatlardan tafl f›rlatmaya kofltu¤u bir s›nav yeriydi.Gazi’de gecekondular›n kuruldu¤u günden bu yana dev-rimciler vard›. Gazi’de devrimcileflmifl bir halk vard›.Gazi Ayaklanmas›’nda da barikatlardayd› devrimciler.

Devrimciyim, sosyalistim, komünistim, halktan ya-nay›m dedi¤i halde barikatlar›n ard›nda olmayanlar davard›. Reformist legal particiler, “devrimci, ilerici” sen-dikalar yoktular. Barikatlar›n ard›nda olmayan sol aç›-s›ndan, Gazi, düzeniçileflmekte bir dönüm noktas›yd›.Gazi barikatlar›nda halk›n yan›nda olmayanlar, ad›mad›m düzenin icazetine hapsoldular.

Bu hapsolufl, o günden bu yana, Gazi’yle ilgili hergeliflmede kendini göstermeye devam ediyor. Gazi Da-vas›’n›n bafllang›c›nda “iddial›” sözler eden reformist-ler, tümüyle yasal, demokratik zeminde sürdürülen buadalet mücadelesini bile sahiplenemediler. Gazi’nin y›l-dönümlerinde adalet isteyen binlerce kiflilik kortejleraras›nda göremedik onlar›. Veya e¤er “ortam uygunsa”en fazla temsili olarak kat›ld›lar.

Gazi, bir s›nav yeri olmaya devam ediyor. Gazi hal-k›, 12 Mart 2006’da tüm devrimcileri, demokratlar›, ile-ricileri, vatanseverleri, halktan ve emekten yana olanherkesi, Gazi’ye bekliyor.

Tutuflan ayaklanma atefli, kondularda için için yanmaya devam ediyor Gazi Ayaklanmas›, derin izler b›rakarak bitti. Ama

asl›nda hiçbir fley bitmifl de¤ildi. Yoksul halk gücünügörmüfl, mücadele gelene¤ine böyle bir direniflin tecrü-besini eklemiflti. Gazi halk›n› sindirmek için giriflilenkontrgerilla sald›r›s›, devrimcilerin önderli¤inde bir di-renifle dönüfltürülmüfl, devletin katliamc› niteli¤i yoksulhalk›n bilincine ifllemifl, Gazi sindirilemedi¤i gibi, öfke-nin ve isyan›n atefli, daha da yay›lm›flt›.

Oligarflinin Gazi’den, Gazi gibi devrimci gelenekle-re sahip gecekondu semtlerinden korkusunun büyüye-rek sürmesi iflte bu nedenledir. Gecekondu semtlerinekarfl› sürdürülen polis sald›r›lar›n›n, faflist mafya sald›r›-lar›n›n, yozlaflt›rma politikalar›n›n nedeni budur. Gaziayaklanmas› bitmifl ama atefli sönmemifltir. Sönmeye-cektir de. Yoksul gecekondularda açl›¤›n, sefaletin, zul-mün biriktirdi¤i öfke, o közü diri tutuyor hep. O atefl,yeniden harlanaca¤› günleri bekliyor sab›rla.

Gazililer, ‹stanbul gecekondular›n›n emekçileri, 12Mart’ta o ateflin sönmedi¤ini bir kez daha gösterecek-ler. 12 Mart’ta, bir kez daha katliamc›lar lanetlenecek.12 Mart’ta bir kez daha halk için adalet, adalet için hal-k›n iktidar› istenecek!

27

5 Mart 2006 / 42

Page 28: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

28

5 Mart 2006 / 42

E¤er biz katillerin yakas›na ya-p›flmaktan vazgeçersek, bilin ki,Gazi’nin flehitleri bizim yakam›zayap›fl›r. Gazi’yi unutmamak, unut-turmamak, her fleyden, herkestenönce, Gazi Ayaklanmas›’nda topra-¤a verdi¤imiz flehitlerimize borcu-muzdur. Onlar, kontrgerilla çeteleribu ülkede cirit atamas›n diye en ön-de yürüdüler. Ülkemiz ba¤›ms›z,halk›m›z özgür olsun diye dö¤üfltü-ler. Gazi halk›n›n zalimler karfl›s›n-da y›lmayaca¤›n›, boyun e¤meyece-¤ini göstermek için kurflunlar›n kar-fl›s›nda durdular.

Ony›llard›r Gazi halk›n›n müca-delesinin örgütlenmesinin öncüsüy-dü Cepheliler. Ve öyle olduklar› içinbu kavgada da en öndeydiler. 6Cepheli flehit düfltü Gazi barikatla-r›nda.

Onlardan biri Sezgin Engin’di.Sezgin, 17 yafl›nda bir Cepheli’ydi,Liseli DEV-GENÇ içindeydi. Gazi

ayaklanmas›n›nen genç flehidi ol-du. Fadime Bin-göl, Gazi’nin eneskilerindendi.1974’te tafl›nm›fl-t› Gazi’ye. Dev-rimci Solcular’›ncan dostu, Gazi-liler’in yi¤it ab-las› olarak hepGazi’nin kavga-s›n›n içindeydi.26 yafl›ndaki Ha-san Gürgen, biremekçidir, Cep-heli’dir, halk›nüzerine sürülenpanzerin üzerineç›k›p elindeki ke-serle panzere vu-ran Hasan’d›r.

Ali Y›ld›r›m,22 yafl›ndad›r, Li-seli DEV-GENÇiliflkileri içindegörevleri olan birCephe taraftar›-d›r. Gazi katli-am› duyulur du-yulmaz Okmey-

dan›’nda halk› top-lay›p Gazi’ye do¤ru yürüyüfle geçi-renlerin bafl›ndakilerden biridir.Panzerin üzerine ç›kan üç gençtenbiri de Ali’dir. 1958 Erzurum do-¤umlu, üç çocuk babas› MehmetGündüz, Cephe’nin bir taraftar›olarak, katliam› duyar duymaz so-ka¤a f›rlayanlardan biridir. Çat›fl-man›n içinde emekçi elleriyle nere-de ihtiyaç varsa oraya koflturmufltur.

Tokatl›, 19 yafl›ndaki konfeksi-yon iflçisi Dinçer Y›lmaz da birCephe taraftar› olarak, katliama kar-fl› halk›n öfkesini bir ayaklanmayadönüfltürenlerin içindedir.

*Zulme karfl› direnifl, kurflunlar›n

üzerine yürüyenlerle bir ayaklan-maya dönüfltü Gazi’de. Evde çocu-¤unu b›rak›p kofltu kimi barikatlara.Kimi iflyerini kapat›p geldi.

Onuruyla, namusuyla, inançla-r›yla, düflünceleriyle yaflamak isti-yordu Gazi. Özgür bir ülkede yafla-

mak istiyordu. Bunun bedeli ölümolsa da. Gazi barikatlar›nda flehitdüflen Zeynep POYRAZ, DilekSEV‹NÇ, Fevzi TUNÇ, Reis KO-PAL, Mümtaz KAYA ve HalilKAYA, Gazi halk›n›n en yi¤itleriolarak bu bedeli ödeyenler oldular.

Ümraniye’de de halk›n üstüneçevrilmiflti namlular. Ümraniye’dede üzerlerine çevrilmifl namlular›nüzerine yürüdü halk. Genco DE-M‹R, Hakan ÇABUK, ‹smihanYÜKSEL, ‹smail BALTACI, Ha-san PUYAN ve Yaflar AYDIN flehitdüfltü orada da.

*

Gazi Davas›, kontrgerilla huku-kuyla halk aras›nda büyük bir mü-cadeleye sahne oldu. Gazi barikatla-r›ndaki çat›flma, mahkeme vesile-siyle sürüyordu sanki.

Devlet katliam› unutturmak, ka-tilleri aklamak için her yola baflvur-du. Gazi halk›n›n ›srar› ve kararl›l›-¤› karfl›s›nda oligarfli birkaç katilitutuklay›p “yarg›lamak” zorundakald›... Mahkeme Trabzon’a sürül-dü. Davay› izlemeye gidenler, polisbarikatlar›yla, jandarma sald›r›la-r›yla y›ld›r›lmaya çal›fl›ld›, kontrge-rillan›n organize etti¤i linç sald›r›la-r›na maruz kald›. Ama y›lmad› Ga-zililer. Gazi Halk Meclisi ve hep on-lar›n yan›nda olan HÖC’lüler y›l-mad›. Binlerce kilometre afl›ld› herseferinde.

Göstermelik yarg›lama, göster-melik bir kararla sonuçland›.

12 Mart 1995’teki kontrgerillasald›r›s›n›n azmettiricileri ve tetik-çileri yarg›lanmad›.

Gazi’de, Ümraniye’de halk›nkatledilmesi emrini verenler, 18 in-san›m›z› katledenler yarg›lanmad›.

Fakat dava bitmedi! Adalet yeri-ni buluncaya kadar da bitmeyecek.

HALKIMIZ!ADALET ‹STEMEK ‹Ç‹N12 MART’TA, GAZ‹’DE GAZ‹L‹LER’LE B‹RL‹KTEOLALIM!

OOnn ll aa rr ›› kkaa tt ll eeddeenn ll ee rr

cceezzaass ›› zz kkaa lldd ›› !!

HalkAdaletsizKalmaz!

Page 29: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

29

5 Mart 2006 / 42

AKP iktidar›n›n “Sa¤l›kta Dönü-flüm Reformu” aldatmacas›yla gün-deme getirdi¤i ‘Sosyal Sigortalar veGenel Sa¤l›k Sigortas› Kanunu Ta-sar›s›’n› protesto eylemleri sürüyor.

Emek Platformu ‹zmir bileflenle-rinin, 23 fiubat günü Konak’ta yap-t›klar› eyleme kat›lan 600 kifli, “Za-fer Direnen Emekçinin Olacak, Pa-ras›z E¤itim Paras›z Sa¤l›k, ‹flyerle-rimizi, Hastanelerimizi, Okullar›m›-z› Satt›rmayaca¤›z” sloganlar› att›.

Eski Sümerbank önünden KonakMeydan›’na kadar “Sa¤l›k Hakt›rSat›lamaz” fliar›yla yürüyen EP bi-leflenleri burada bir aç›klama yapt›-lar. Dönem Sözcüsü E¤itim-Sen 2No’lu fiube Baflkan› Ziya Kan-ya’n›n yapt›¤› ortak aç›klaman›n ar-d›ndan SES ve tabib odas› ad›na ko-nuflmalar yap›ld›. Kanya, “Sa¤l›ktaDönüflüm” Projesi’nin üç aya¤›n›noldu¤unu vurgulayarak, bunlar›n‘sosyal sigortadan vazgeçerek malisa¤l›k sigortac›l›¤› oluflturmak’,

‘hastanelerin özellefltiril-mesi ve birbirleriyle re-kabete sokulmas›’, ‘ailedoktorlu¤u iflletmecili¤i’oldu¤unu belirtti. Sa¤l›-¤›n bir hak oldu¤u vurgu-lanan aç›klamada, bu ne-denle bu hizmetin devlettaraf›ndan garanti alt›naal›nmas› ve sunulmas›gerekti¤i kaydedildi.

Ayn› gün Dersim’dede emekçiler alandayd›.Sanat Soka¤›’nda topla-nan Emek Platformuüyeleri ad›na SES fiube

Baflkan› Veli Söylemez bir aç›klamayapt›.

Haklar ve Özgürlükler Cephesi’-nin, “Sa¤l›kta Özellefltirmeye Ha-y›r, Sa¤l›k Hakt›r Engellenemez,Herkese Eflit Paras›z Sa¤l›k Hakk›,GSS Özellefltirmedir ‹flbirlikçili¤eSon, IMF ‹stiyor AKP Özellefltiri-yor” dövizleriyle kat›ld›¤› eylemde,IMF’ye verilen taahhütler do¤rultu-sunda piyasa koflullar›n›n geçerliolaca¤› bir sa¤l›k sisteminin olufltu-rulaca¤› kaydedildi. 250 kiflinin ka-t›ld›¤› eylemde s›k s›k “Yaflas›n Ör-gütlü Mücadelemiz, AKP Sa¤l›¤aZararl›d›r” sloganlar› at›ld›.

Ayn› gün baflka kentlerde deGSS protesto edildi. Bunlardan biride Band›rma’dayd›. CumhuriyetMeydan›’nda toplanan yaklafl›k 500emekçiye seslenen Petrol-‹fl fiubeBaflkan› Hüseyin Koçyi¤it, reformad› alt›nda sunulan tasar›lar›n “kö-lelik ve mezarda emeklilik” dayatt›-¤›n› belirtti.

Dersim

GSS, Geri Çekilsin

Kazanana kadar...TÜMT‹S’e üye olduklar› için ifl-

ten at›lan Horoz Lojistik iflçilerinindirenifli ikinci haftas›na girdi. ‹flçi-ler sendikal› olarak ifllerine geridönene kadar direnifllerinin süre-ce¤ini ifade ediyorlar.

Ücret için eylemD‹SK’e ba¤l› Limter-‹fl üyesi ifl-

çiler, Tuzla Gemi Tersanesi’ndeyapt›klar› eylemle, 4 ayd›r maaflla-r›n›n ödenmemesini protesto etti-ler. 24 fiubat günü yap›lan eylem-de, "‹flçiyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z,Ücret Hakk›m›z Gasbedilemez”sloganlar› at›l›rken, Limter-‹fl Ge-nel Baflkan› Cem Dinç, patronlar›npervas›zl›¤›n›n iflçilerin bölünmüfl-lü¤ünden kaynakland›¤›n› kaydet-ti ve birlik ça¤r›s› yapt›.

Deri iflçisi direniyorDeri-‹fl’e üye olduklar› için ifl-

ten at›lan ‹leri Deri ve Birsinler De-ri’nin direnifli, bütün sald›r›larara¤men sürüyor. Bu kez de iflçile-rin direnifl çad›r› 22 fiubat günüy›k›ld›. Fabrikalar› önünde direniflegeçen iflçileri, “çay içmek üzere”davet eden emniyet müdürü, da-ha sonra iflçileri gözalt›na ald›.Polis, patron ad›na iflçileri tehditedip sendikaya karfl› k›flk›rtmayaçal›fl›rken, ayn› anda da direniflçad›rlar› y›k›ld›. Serbest b›rak›laniflçiler, y›lmayacaklar›n› söyleye-rek, yeniden çad›rlar›n› kurarak di-renifli sürdürdüler.

Samsun KESK’ten Eylem KESK Samsun fiubeler Plat-

formu, 23 fiubat günü Süleymani-ye Geçidi’nde yapt›¤› eylemle, ik-tidar›n ücret da¤›l›m›nda dayatt›¤›adaletsizli¤i protesto etti. Bu ada-letsizli¤in sömürü politikalar›n›nsonucu oldu¤u vurgulanan aç›kla-mada “Direne Direne Kazanaca-¤›z” sloganlar› at›ld›. Baflbakanl›-¤a faks çekilen eyleme KaradenizTemel Haklar da destek verdi.

KARMEZ grevi sürüyor

KARMEZ iflçilerinin sendikahakk› için bafllatt›klar› direniflin 72.gününde, 26 fiubat günü iflçileri zi-yaret eden Ege Temel Haklar üye-leri, bir kez daha iflçilerin yan›ndaolmaya devam edeceklerini kay-dettiler.

Dernek üyelerinin kendilerinis›k s›k ziyaret ederek destek ver-melerinin kendilerine güç verdi¤ini

belirten iflçiler, direniflin kazanma-s› için baflka neler yap›labilece¤ikonusunda da dernek üyelerininönerilerini ilgiyle dinlediler. ‹flçi-ler, sonuna kadar direnmenin tekyolunun örgütlü olmaktan geçti¤i-nin bilincinde olduklar›n› da ifadeederken; gerekirse Turgutlu’da ka-p› kap› dolaflarak direnifllerini anla-tacaklar›n› belirttiler.

Ege Temel Haklar üyeleri birdaha ki ziyarete daha kitlesel gele-ceklerini belirterek ayr›ld›lar.

emek

Page 30: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

30

5 Mart 2006 / 42

Tekstil patronlar› feryat ediyor;sektör çöküyor, çare bulunsun. Hü-kümetten taleplerini s›ralayan aç›k-lamalar yap›l›yor, Baflbakan Erdo-¤an baflkanl›¤›nda “çözüm” toplan-t›lar› düzenleniyor. Ekonomi düzel-di yalan›na bir darbe daha. Ülkeninen büyük sektörü çökme noktas›nagelmiflse düzelen ne? Halk›n, emek-çilerin durumu zaten ortada.

Ancak, feryat eden patronlar,tam bir ikiyüzlülük içinde, “yüz-binlerce iflçinin iflsiz kalaca¤›” ar-güman› ile, iflçilerin en azg›n biçim-de sömürüldü¤ü sektörün patronla-r›, iktidar› iflçi ç›karmakla tehditediyor.

Patronlar ne zamandan beri iflçi-lerin iflsiz kalmas›n› düflünür oldu?

Peki rakamlara bakal›m.

D‹SK’in gayri-resmi rakamla-r›na göre tekstil ve haz›r giyim sek-töründe 2.5-3 milyon iflçi çal›fl›yor.Bunlar›n sadece 580 bini sigortal›,yani 'kay›tl›', bunun en az dört kat›ise kay›ts›z olarak çal›fl›yor. Sendi-kal› çal›flanlar›n say›s› ise sadece100 bin. Yani patronlar, en azg›nsömürü biçimini uyguluyor. Keza,tekstil sektöründe çal›flma saatlerive çal›flma koflullar› anlam›nda dapervas›z bir sömürü y›llard›r uygu-lanmaktad›r. ‹flte bu nedenle de sen-dikalaflman›n en fazla engelle karfl›-laflt›¤› sektörlerin bafl›ndad›r tekstil.

Yine D‹SK Baflkan› SüleymanÇelebi’nin aç›klamas›na göre; sonon ayda tekstilde 200 bine yak›n ifl-çi iflten at›lm›fl durumda.

Patronlar›n hükümete ilettikleriistekleri dahi, dertlerinin iflçiler ol-mad›¤›n›, kendilerinin de içindeyerald›¤› sistemin ürünü olan iflsiz-li¤i bask› arac› olarak kulland›klar›-n› göstermektedir. ‹steklerinin ba-fl›nda, “iflçi maliyetlerinin düflü-rülmesi” yeral›yor. Yani daha dü-flük ücret ve vergi yükünün patron-lardan al›nmas›. Peki onlardan al›-n›p kimin s›rt›na yüklenecek? El-bette emekçilerin.

Bir “kriz” yafland›¤› aç›k, ancakpatronlar›n feryad›n›n alt›nda yatandaha fazla kârdan olmalar›d›r.

Sendikalar›n ‹fli Patronun Derdini Düflünmek De¤ildirPatronlar kendi ç›karlar›n›n pe-

flinde, bu aç›k. Peki, “sektörün so-runlar› hepimizin sorunlar›d›r” di-yerek, patronlar›n sorunlar›n› da sa-hiplenen D‹SK Baflkan› SüleymanÇelebi’nin birinci sorumlulu¤u iflçi-lerin ç›karlar› de¤il mi? Sektördekriz varsa bu, patronlar›n soru-nu. Senin görevin, iflçinin bu baha-neyle ç›kar›lmas›na karfl› direnmek.Sendikac› böyle bakar, böyle düflü-nür. Ama, s›n›f bak›fl› kaybolunca,do¤al olarak hükümet de 28 fiubattoplant›s›na sadece patronlar› ça¤›r-d›. “Bulunan çözüm sadece patron-lar lehine olursa bu toplant› iflçileriilgilendirmeyecek” diyor Çelebi.‹yi güzel de, bundan kuflkunuz muvar? Ne zaman iflçi lehine karar ald›bu hükümet? Ve ne yapacaks›n›z?

Patronlar feryat edene kadar, Ye-flim Tekstil Patronu Cavit Ça¤lar’›n,“Dayanacak gücüm kalmad› 15 biniflçimi ç›karabilirim” sözü manflet-lere ç›kana kadar, sendikalar›n ya-flananlar› sessizce izlemesi, at›lan200 bin iflçinin hesab›n› sormamas›ise, en az yüzbinlerin iflsiz kalmas›kadar “vahim”dir. Sorulmaz m›; ifl-çinin ifl güvenli¤ini sa¤layam›yor-san, patronlar›n ve iktidarlar›n “ifl-yeri güvenli¤i olmadan ifl güvencesiolmaz” söylemine, “patron kaza-n›rsa iflçi de kazan›r” safsatas›na

yedekleniyorsan, bunas›l sendikac›l›k?Türk-‹fl’e ba¤l› TEK-S‹F Genel Baflkan›

Zeki Polat bak›n ne diyor:

“Dolar üç y›ld›r ayn› kurda tu-tuldu, YTL’nin de¤eri nedeniyle gi-derler artt›, ihracat dolar üzerindenyap›ld›¤› için zarar olufltu. Teflvikkonusunda uygulanan politika yan-l›fl. Bir y›l önce yat›r›m yapan ile biry›l sonra yat›r›m yapan aras›ndayüzde 43 fark olufluyor. Bu fark hak-s›z bir rekabet yarat›yor. Birisinineli hem iflçinin hem patronun cebin-de, kimsenin haberi yok. Hem iflçihem patron a¤l›yor. Bu nedenle or-tak eylem yapaca¤›z.”

S›ralad›klar›n›n hangisi, iflçininsorunu? Hem patron hem iflçi a¤l›-yormufl; tam ikiyüz y›ld›r kapitalist-lerin “ayn› gemideyiz” aldatmacas›-n›n tezahürü bu. Patronlar›n rekabe-ti ve zarar›yla bir iflçi sendikas›n›nbu kadar ilgili olmas›, do¤al m›?

Birisinin eli hem iflçinin hempatronun cebindeymifl bundan, kim-senin haberi yokmufl; peki senintekstildeki azg›n sömürüden habe-rin var m›? Kim bunun sorumlusu, osavundu¤un patronlar de¤il mi?Yok e¤er haberin var da k›l›n› k›p›r-datm›yorsan (ki öyle!), o zamansendika olarak ne yapar, iflçininhangi hakk›na sahip ç›kars›n?

Sorular uzay›p gider ve gelipsendikac›l›k anlay›fl›na dayan›r.

‹flçinin iflgüvencesi dahil, hakla-r›n› nas›l elde ettikleri yüzy›ll›k iflçis›n›f› mücadelesinde yaz›l›d›r.

Sendikac›lar patronlar›n derdinikendilerine dert edinmek yerine, butarihe yüzlerini dönmelidirler.

Tekstil patronlar›n›n ikiyüzlülü¤üne somut birörnek, feryat ettikleri günlerde Gaziantep’tedüzenlenen bir protesto eylemiyle görüldü.Bir tekstil flirketinde çal›flan 250 iflçi, 8 ayd›rmaafllar›n› düzenli alamad›klar›n› belirterek25 fiubat günü yürüyüfl yapt›lar. Grup ad›nakonuflan bir iflçi, durumu özetliyor:

“Asgari ücret-le çal›fl›yoruz. 8

ayd›r maafllar›m›z 3 taksitle ödeniyor.Bu parayla evinin kiras›n› bile ödeyemeyen,evine ekmek götürmek için alyans›n› satanarkadafllar›m›z var. Çok say›da arkadafl›m›-z›n sigorta girifli yap›lmad›. Maafllar›n› ala-mayan arkadafllar›m›z, kredi kartlar›na sar›l-d›. B›rak›n kartlar›n taksidini, faizini bileödeyemez hale geldiler.”

Tekstil iflçisi: Ücretlerimizi alam›yoruz

Kriz ve Tekstil Patronunun ‹kiyüzlülü¤ü

emek

Page 31: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

31

5 Mart 2006 / 42

Sevgili Yürüyüfl okurlar›, merha-ba! Bilindi¤i gibi, geçen y›l oldu¤ugibi, bu y›l da 8 Mart Dünya Emek-çi Kad›nlar Günü’nde ‹stanbul’daayr› eylemler yap›lacak. Bu sohbeti-mizi, bu vesileyle “Kad›n Sorunu veFeminizm” konusuna ay›rd›k. 8Mart’taki ayr›flman›n politik neden-leri geçen say›da Yürüyüfl’te ele al›n-m›flt›. Bu sohbetimizle 8 Mart’takiayr›flman›n ideolojik yanlar›n› daortaya koymufl olaca¤›z. Mazlum,istersen önce mevcut durumu k›sacaözetle sen.

Mazlum: Önce ayr›flman›ntablosunu kabaca da olsa tekrar ede-lim bir. ‹çinde çeflitli kad›n hareket-lerinin ve legal partilerin birço¤u-nun, iflçi-memur konfederasyonlar›-n›n yerald›¤› bir platform, 8 Mart’›“erkeksiz” kutlamay› dayatm›fl vebu zeminde de ayr›flma olmufltur.Asl›nda feminist gruplar zaten te-melde hep bu anlay›fla sahiptiler.Ülkemizdeki özgün durum, bu grup-lar›n, bu anlay›fl›n, ÖDP’den EMEP’e,DTP’ye, KESK’ten D‹SK’e kadarbirçok partiyi ve demokratik kitleörgütünü de etkisi alt›na alm›fl ol-mas›d›r. Ha, onlar da feminist mi ol-du derseniz, hay›r, sorunun cevab›düz olarak böyle de¤il, içlerinde“teoride” buna karfl› ç›kanlar da var,fakat devrimcilerden ayr› olmaktave hapishaneler sorununda, IMF so-rununda, kay›plar, infazlar sorunun-da, Kürt sorununda oldu¤u gibi, ka-d›n sorununu da “düzenin icazet s›-n›rlar› içinde” ele almakta hemfikirolmufllard›r. ‹ttifaklar›n›n nesnel ze-mini budur. Fakat sonuçta ideolojikve politik olarak ayn› zamanda fe-minist anlay›fl›n ideolojik tahakkü-münü de kabul etmifl olmaktad›rlar.

Kad›nlar›n sorunlar›na sahip ç›k-man›n “ana halkas›” sanki buymuflgibi, tart›flma bunun üzerine yo¤un-

laflt›r›l›yor. Sanki kad›n sorununda-ki yaklafl›mlar›n temel ayr›flma nok-tas› buymufl gibi, mitingin erkeklimi, erkeksiz mi yap›laca¤› ayr›flmanoktas› haline getirildi.

Tart›flma biçimsel olarak “mitingerkekli mi erkeksiz mi yap›lacak”ikilemine s›k›fl›p kalm›fl gibi görün-se de, asl›nda bu tabii ki kad›n soru-nunda ve onun demokrasi ve devrimmücadelesi içindeki yerine bak›flaç›s›nda daha derin bir farkl›l›¤›nyans›mas›d›r.

Kemal: Burada flimdi kad›nsorununun tüm boyutlar›n› veya fe-minizmin tarihini ele almaya kal-karsak, bir de¤il birkaç sohbeti ay›r-sak da zor yeter; biz daha somutolarak bu hareketin veya anlay›fl›nülkemizdeki yans›y›fl› üzerinde du-ral›m. Mesela, kendi varl›¤› ve etki-si son derece c›l›z olan ama çeflitlisiyasi hareketler üzerinde böyle birhegamonya da kuran feministler nediyor, ne savunuyor, oradan baflla-yal›m. Buyur Özlem, söz senin.

Özlem: Feminizm, bildi¤inizgibi, kavram olarak “kad›n›n yü-celtilmesi” demektir. Bir siyasiak›m olarak kad›n haklar›n› genifl-letmeyi amaçlayandan tutun da top-lumda “kad›n egemenli¤ini” kur-may› amaçlayan›na kadar çeflitli bi-çimleri var tabii. Bunlar›n hepsiniele almak gereksiz tabii; fakat hep-sinde ortak olan yan, kad›n mücade-lesini hangi kapsamda ele al›rlarsaals›nlar, örgütlenmede ve mücadele-de “cins ayr›mc›l›¤›n›” savunmala-r›d›r.

Cins ayr›mc›l›¤› temelinde yolaç›km›fl olmak, kaç›n›lmaz olarak fe-minist hareketleri uç noktalara gö-türmektedir. Kad›nlar›n seçme se-çilme hakk›ndan miras hakk›na, ge-leneksel eflitsizliklere kadar birçokkonuda mücadele eden feministlerinufku burjuva özgürlüklerin s›n›r›n›aflamam›flt›r. Bu noktada zaman

içinde, özellikle yukar›da sözü edi-len haklar›n asgari düzeyde oldu¤uburjuva demokratik ülkelerde, femi-nizm daha çok cinsel özgürlük, ka-d›n egemenli¤i noktalar›na sürük-lenmifltir. Teorinin kendi iç mant›¤›gere¤i bu uç noktalara savrulmas›nasomut olarak feministlerin flu teziniörnek verebiliriz:

Kad›nlar›n do¤urganl›¤›n›n, er-kekler taraf›ndan bask› alt›na al›n-malar›n›n en önemli dayana¤› oldu-¤unu söyleyen feministler, “yaln›z-ca tüm bat› kültürünü de¤il, tümkültürü, hatta do¤ay› sorgulamak”gerekti¤ini söyler ve devam›nda daflunu formüle ederler: “Kad›nlar do-¤urganl›k yükünden kurtulmal›d›r-lar, bunun için de teknolojinin, sunido¤umu gerçeklefltirmeyi mümkünk›lacak biçimde gelifltirilmesi tale-bi ileri sürülmelidir.” Feministleregöre böylece tarih boyunca ilk kezaile gereksizleflecek, kad›nlar biyo-lojik kaderlerinden kurtulacaklard›r.

Burjuva kad›nlar taraf›ndan gün-deme getirilen, zaman içinde küçük-burjuva kad›nlar taraf›ndan savunu-lan ama burjuvazinin halk›n müca-delesini sapt›rmak için elini hiç çek-medi¤i feminist hareket, zaman za-man k›smen bir geliflme gösterse demarjinal olmaktan pek kurtulama-m›flt›r.

Kemal: Feminizmin bir burju-va ak›m oldu¤unu biliyoruz. Fakatbir de “sosyalist feminizm” var...

Özlem: Evet, burjuva demok-ratik bir hareket olarak ortaya ç›kanfeminizmden sonra bir de “sosyalistfeminizm” ç›kt› ortaya.

Sosyalist feminizmin ortaya ç›-k›fl›, asl›nda, sosyalizmin toplumsalmuhalefet hareketleri içinde etkisinive gücünü art›rd›¤› bir dönemde,baz› küçük-burjuva ilerici feministkesimlerin sosyalizme sempatidenyararlanmak istemelerinin sonucu-

hayat›niçindeki teori

Kad›n Sorunu ve Feminizm -1

“Kad›n›n kurtuluflu” ve feminizm

yanyana gelemez

Page 32: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

32

5 Mart 2006 / 42

dur. Bu dönem, feminist hareketiniç tutars›zl›¤›n›n, nesnel gerçeklerleçeliflkisinin a盤a ç›kt›¤›, buna kar-fl›l›k sosyalizme yönelik sempatininbask›n hale geldi¤i bir dönemdir. Bukoflullarda baz› feminist kesimler,özü de¤iflmeyen ama biraz sosya-lizmle harmanlanm›fl bir düflünceatt›lar ortaya. Sosyalizmin prestijin-den yararlanmak isteyen bu ak›m,kendine “sosyalist feminizm” ad›n›verdi.

‹deoloji ve politikalar› tam bireklektizmin ifadesidir. Bu nedenlede bu s›fatla ortaya ç›kan kesimlerço¤u kez “iki arada bir derede” ol-mufllar, tutarl›l›k bak›m›ndan ne fe-minist, ne de sosyalist olamam›fllar-d›r.

Sosyalist feministler, söylemde,“Marksizm’in kad›nlar›n durumunuaç›klamak ve çözüm yollar› öner-mekte yetersiz kald›¤› fakat tarihselmateryalizmin kad›nlar›n durumu-nun analizi için do¤ru yöntem oldu-¤u” düflüncesindedirler. Ve yinesöylemde sosyalist devrimin gerek-lili¤ini yads›mazlar. Ama sonras›,sonraki pratik ve söylemleri, ilksöylediklerini geçersizlefltirir. Bu daonlar›n tutars›zl›¤›n›n nesnel zemi-nidir.

Kendini sosyalist feminist olarakadland›ranlar, burjuva feminist ha-reketlerden farklar›n› koymak için,kad›nlar aras›ndaki s›n›fsal farkl›-l›klar›n önemsiz olmad›¤›n›, kad›nhareketinin “kendi bafl›na” sonuçalamayaca¤›n›, “sosyalist hareketlebirlikte yürümek gerekti¤ini” desöylerler.

Söylemde sanki bir do¤ruyu dilegetiriyor gibi görünse de, temeldebir yanl›fltan yola ç›kt›¤› için asl›n-da bu “do¤rulu¤un” da bir anlam›yoktur. Çünkü “do¤ru” görünen buteori, bir çarp›kl›¤› flekillendirmek-tedir. “Sosyalist feministlerin” pra-ti¤ine bakt›¤›m›zda zaten karfl›m›zaç›kan sadece bu çarp›kl›kt›r.

Mazlum: Son 8 Mart da buçarp›kl›¤›n bir tezahürü san›r›m.“Sosyalist hareketle birlikte yürü-mek”ten sözetseler de bu onlar›nçizgisinde hiç belirleyici olmam›fl-

t›r. Keza gerek ülkemize, gerek bafl-ka ülkelere bakt›¤›m›zda görürüz ki,teorik olarak böyle bir söyleme sa-hip olsalar da, pratikte burjuva fe-minist hareketlerle yanyana gel-mekte ama devrimcilerle yanyanagelmemektedirler kolay kolay. Bu-nun nedenini -en az›ndan kendi ül-kemiz aç›s›ndan- ülkemizdeki “sos-yalist feminist” denilen kesiminnas›l ortaya ç›kt›¤›nda bulabiliriz.

Ülkemizde özellikle '80'li y›lla-r›n “sosyalist feminist”leri, geçmiflidevrimci örgütler içinde olan kad›n-lardan ç›kt›. Güya “kendi örgütleriiçinde cinsiyetIerinden dolay› ezil-diklerini”, “cinsel özgürlüklerinink›s›tland›¤›n›” görmüfl ve ayr›lm›fl-lard›. Erkekleri d›fllayarak “gele-neksel politika yapma biçimindenkopuyorlar”d›.

Asl›nda bir kopufl oldu¤u do¤ru-dur. Ama bu geleneksel politikadande¤il, devrimden, sosyalizmden ko-pufltur. Feminizm, onlar için bir ka-ç›fl, düzene dönüfl arac›yd›.

Feminizmin, cinsel özgürlük tar-t›flmalar›n›n hep yenilgi dönemle-rinde ön plana ç›kmas›, onlar›n ger-çe¤inin de en karakteristik ifadesi-dir. Bunun zemini de, zaten bir süresonra düzene dönüfl yapacak olanörgütlerin kendi içinde haz›rlanm›fl-t›. 12 Eylül bask›lar›n›n, yenilgisi-nin tüm yo¤unlu¤uyla sürdü¤ü, dev-rimcilerin tüm enerjilerini yenidenörgütlenmek ve mücadeleyi yük-seltmeye yo¤unlaflt›rmalar› gerekenbir dönemde onlar›n dergilerindekad›n sorunu, cinsel özgürlük soru-nu tart›fl›l›yordu. Baz›lar› düzenedönüflte, kendi örgütlerinden dahabüyük ad›mlar att›lar, sosyalist fe-minizmi keflfettiler.

O günden bu yana devrim için,sosyalizm için ne yapt›n›z sorusunaverecekleri cevap, gerçekte koca birhiçtir. Aç›k ki “sosyalist femi-nist”lik s›fat›ndaki, sosyalistlik pra-tik olarak hükümsüzdür.

Bu kesimlerden kimileri kad›nprojeleri ürettiler, birkaç dergi, der-nek kurdular. Bir cevaplar› yoktur.Sözkonusu çevrelerin bir yaz›s›ndasonunda ulaflt›klar› nokta flöyle ifa-

de ediliyordu:

“Küçük gruplarda herkesin sözhakk›, karara kat›lmas› daha kolayolduysa da biçimsel örgütlenme ya-p›lar›n›n sistematik reddi kad›nlar›‘yap›s›zl›¤›n despotlu¤u’na teslimetti. ‹liflkiler zorlaflt›, süreklili¤isa¤lamak mesele oldu...”

Hiçbir zaman gerçek anlamdabir örgütlenme bilinci, kararl›l›¤› vedisiplini içinde olamad›lar.

Kemal: Zaten olacak olsalard›,devrimi, sosyalizmi terketmez, tas-fiyeci, sivil toplumcu düflüncelerisavunmazlard› de¤il mi? Asl›nda busadece feministlerin de¤il, ülkemiz-deki tüm reformistlerin, devrimdendüzeniçileflmeye yönelen tüm güç-lerin kaderiyle ayn›d›r. Mesela ÖDPde “partisiz parti”, “tembellik hak-k›” derken, sonra ifl yapamayan, in-sanlar› örgütlüyemeyen, binalar›n›bile açamayan bir hale gelmedi mi?

Feminizm, burjuva ideolojisin-den gelen kökeni itibariyle de, s›n›f-lar mücadelesine objektif olarak“karfl›t” tutumuyla da, sivil toplum-culukla, devrimci örgüt, disiplin,ahlak anlay›fl›na karfl› tasfiyeci poli-tikalarla da çok kolay bütünleflebi-len bir ak›md›r. Bütün bu nitelikler8 Mart’taki feminist-reformist ittifa-k›n›n›n bir boyutunu daha aç›kla-maktad›r san›r›m.

Fakat tabii yukar›da sözetti¤imizduruma dönersek; feminist hareket-lerin süreklili¤ini sa¤layamamas›-n›n, ciddi bir örgütlenme olufltura-mamas›n›n esas kayna¤›, örgüt di-siplinini reddetmifl, sivil toplumcubir tarz› benimsemifl olmalar› da de-¤ildir. Bu da bir nedendir ancak tali

Ü lkemizde özellikle '80'li y›llar›n“sosyalist feminist”leri, geçmiflidevrimci örgütler içinde olan ka-d›nlardan ç›kt›. Güya... Erkeklerid›fllayarak “geleneksel politika yap-ma biçiminden kopuyorlar”d›. Asl›nda bir kopufl oldu¤u do¤rudur.Ama bu geleneksel politikadan de-¤il, devrimden, sosyalizmden ko-pufltur. Feminizm, onlar için bir ka-ç›fl, düzene dönüfl arac›yd›.

Page 33: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

33

5 Mart 2006 / 42

bir nedendir.

‹ster feminist, ister sosyalist ve-ya demokratik feminist, ad› ne olur-sa olsun, s›n›fsal gerçe¤i reddeden,yads›yan ve cins esas›na dayal› ör-gütlenmeleri esas alan bir ak›m,marjinallikten kurtulamaz. Bugünekadar da bunun bir istisnas› yoktur.Özlem’in de belirtti¤i gibi, burjuvademokrasisinin oldu¤u ülkelerde,demokratik mücadelenin bir parças›olarak k›smen bir geliflme zeminibulsa da bu geliflme süreklilik kaza-namam›fl, bizim gibi ülkelerde isebu kadar bir geliflme zemini de bu-lamam›flt›r.

Çünkü; Hakl›y›z Kazanaca¤›z’danbir al›nt›yla söylersek: “Burjuvaziinsanlar› sömürüsünün temeline er-kek-kad›n ayr›m› koymad›¤›na; ifl-sizlik, açl›k, bask› ve teröründe, ifl-kencesinde kad›n-erkek ayr›m› yap-mad›¤›na göre, emperyalist-kapita-list sistemin kötülüklerine karfl› sa-vaflta, kad›n emekçilerin erkekemekçilerden ayr› örgütlenmesi içinbir neden var m›?”

Özlem: Belirtti¤iniz gibi kad›-n›n tek bafl›na kurtuluflu diye birnesnel zemin de yok. Fakat bundan“kad›n sorunu”nu yads›yan, kad›n-lara yönelik özel çal›flmalar› yads›-yan bir sonuç ç›kar›lmamal›d›r. Fe-ministlerin itirazlar›ndan biri de ço-¤u zaman budur: “Ama kad›n soru-nu salt iflçi-emekçi kad›nlar›n soru-nunu kapsam›yor ki?” denilir.

Bu sorunun iki fl›kl› bir cevab›vard›r: Evet, kad›n sorunu, sadeceiflçi kad›n›n sorunlar›n› kapsamaz.Fakat bundan iflçisi, köylüsüyle halkkad›nlar›n›n sorunlar›yla burjuvakad›n›n sorunlar›n›n ayn› kefeye ko-

nulmas› sonucu da ç›kar›lamaz.

Emekçi kad›nla burjuva kad›n›nsorunlar›n› ayn› kefeye koymak, ay-n› çözüm stratejisini gelifltirmek,“cins ayr›mc›l›¤›na dayal›” bir an-lay›fl› savunmakt›r.

Öte yandan, uvriyerist (iflçici)anlay›fl, kad›n sorununu iflçi kad›n›ndo¤rudan sömürüden kaynaklanansorunlar›na indirgeyerek, hem femi-nizme malzeme vermifl, ona bir alanaçm›fl, hem de gerçekte iflçi kad›n›ntüm sorunlar›n› da kucaklamam›flolur.

Burjuva kad›n›n›n sorunlar›,emekçi kad›ndan farkl›d›r ve talidir;kad›n sorunundan esas olarak iflçi,köylü, küçük-burjuva, ev kad›n›olan kad›nlar›n yaflad›¤› ekonomik,siyasal, kültürel, cinsel, gelenekseltüm sorunlar› anl›yoruz. Ve tüm busorunlar›, ekonomik-demokratikmücadele içinde, s›n›flar mücadele-si anlay›fl›yla dile getirmeyi anl›yo-ruz. Kad›n sorununu da, tüm di¤ersorunlar gibi, devrim mücadelesininbir parças› olarak ele al›yoruz. Buanlay›fl içinde kad›n›n özgürleflme-si devrime, devrim kad›n›n özgür-leflmesine hizmet eder. Biz kad›n›nözgürleflmesi mücadelesini yar›naertelemiyor bugünden veriyoruz.Düzen içinde özgürleflmenin tekgerçek zemini devrim mücadelesi-dir; bunun d›fl›ndaki herhangi birzeminde ve herhangi bir biçimde el-de edilen özgürlük, gerçek bir ka-d›n özgürleflmesi de¤ildir. Ki soh-betimizin ilerleyen bölümünde bunatekrar dönece¤iz. Feminizmin -is-terse sosyalist etiketli olsun- s›n›flarmücadelesinden temelden koptu¤uve onun karfl›s›na ç›kt›¤› nokta daburas›d›r.

Feminizm, siyaset sahnesindegörüldü¤ü ony›llar boyunca tekrartekrar kan›tland›¤› gibi, kad›n›n kur-tulufluna hizmet eden bir anlay›fl de-¤ildir. Kad›n›n sorunlar›n› ve özgür-lü¤ünü gündeme getirmesi, kad›nhaklar›n› gelifltirmeyi talep etmesinedeniyle demokratik bir nitelik ta-fl›r. Fakat ayn› zamanda, bir sapmaolarak, kad›n sorununda hedef sap-t›rd›¤› ve s›n›f güçlerini böldü¤ü

için nesnel olarak burjuvaziye dehizmet eder. Birçok ülkede görüldü-¤ü, biraz önce Mazlum arkadafl›n davurgulad›¤› gibi, özellikle halk›ndevrimci mücadelesinin yenildi¤i,geriledi¤i, k›sacas› gericilik dönem-lerinde, bir “kaç›fl yolu” olarak dagericili¤e güç veren bir ak›m olmufl-tur. K›sacas›, ideolojik kökeni, poli-tik konumlan›fl› itibariyle, hangi s›-fat› kullanm›fl olursa olsun, burjuvabir ak›md›r. Baz› küçük-burjuva ke-simler taraf›ndan sosyalizmle har-manlanmaya çal›fl›lmas›, onun asliniteli¤ini de¤ifltirmemifltir.

Kemal: K›saca flöyle de diye-biliriz san›r›m: “Kad›n›n kurtulu-flu”, feminizmi aflan bir sorundur.Feministler’in görüfllerini aktar›r-ken Özlem sözetmiflti. Feministler,“Marksizm’in kad›nlar›n durumunuaç›klamak ve çözüm yollar› öner-mekte yetersiz kald›¤›, fakat tarihselmateryalizmin kad›nlar›n durumu-nun analizi için do¤ru yöntem oldu-¤u”nu söylüyorlarm›fl. Kimisi desosyalizmi savunuyor ama “reelsosyalizmi” savunmuyor, çünkü“reel sosyalizm” de kad›n sorununuçözememifl. Peki hangi kapitalist ül-ke, sosyalist ülkelerin bu konudaatabildi¤i devasa ad›mlar› atabil-mifl? Kad›nlar›n sosyalizmde eskigeleneksel, tarihsel ezilmiflliklerininnas›l devasa ad›mlarla ortadan kalk-makta oldu¤una dair burada yüzler-ce rakam, istatistik, olay aktarabili-riz. Bu söylem de bir tür, sosyalizmiinkar ve sosyalizmi “burjuva özgür-lük” anlay›fl›yla ba¤daflt›rmaya ça-l›flmakt›r.

Baz› ülkelerde gerek tüm toplumkesimlerinin mücadelesiyle, gerek-se de kad›n hareketlerinin etkisiyleçeflitli haklar kazan›lm›flt›r. Ama enileri kapitalist ülkelerde ve kad›nhareketinin en ileri oldu¤u ülkelerdebile, kad›n sorununa çözüm bulu-namam›flt›r. Çünkü bunun mad-di-manevi zemini bu ülkelerdeyoktur. Çünkü kapitalizm vard›r.Kapitalizmin kad›na verdi¤i ve ve-rebilece¤i özgürlü¤ün s›n›rlar› belli-dir.

Do¤ru, burjuvazi kad›n üzerin-

eminizm, kad›n›n sorunlar›n› ve öz-gürlü¤ünü gündeme getirmesi, kad›nhaklar›n› gelifltirmeyi talep etmesi ne-deniyle demokratik bir nitelik tafl›r.Fakat ayn› zamanda, bir sapma olarak,kad›n sorununda hedef sapt›rd›¤› ves›n›f güçlerini böldü¤ü için nesnel ola-rak burjuvaziye de hizmet eder.

F

Page 34: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

34

5 Mart 2006 / 42

deki feodal bask›ya son verdi. Buanlamda da kad›nlar Ortaça¤ karan-l›¤›n› ‘eflitlik’ sloganlar›yla aralayanburjuva harekete tüm güçleriyle ka-t›ld›lar. Ne var ki, burjuva devrimle-rinin sa¤lad›¤› özgürlük ortam› da,yerleflen burjuva düzeni de kad›nabekledi¤i özgürlü¤ü tan›mad›. Kö-lecilikten kapitalizme kad›n›n duru-mundaki de¤ifliklik köleli¤in biçimde¤ifltirmesiydi.

Emekçinin özgürlü¤ünü, iflgücü-nü en elveriflli koflullarda satmas›olarak tan›mlayan burjuvazi, kad›-n›n feodal bask›dan kurtulmas›n› daayn› mant›kla savundu. ‹flgücüne ih-tiyac› olan burjuvaziye, kad›n, yal-n›zca ev kölesi olarak fazlaca yararsa¤layamazd›. Kad›n›n eme¤ini sö-mürebilmesi için kad›n› fabrikayagetirecek kadar özgürlük tan›mas›gerekiyordu. Burjuvazi de bunuyapt›. Ama daha ötesi yoktur.

Var gerçi; daha ötesi de, ezilenkad›n› düzen için tehlike olmaya-cak, onun örgütlenmesini engelleye-cek bir “özgürlefltirme” içinde çü-rütmesi, yozlaflt›rmas›d›r. “S›n›rs›zcinsel özgürlü¤ü”, “moda özgürlü-¤ü”nü, “her türlü fliddeti, her türlüotoriteyi” reddetme özgürlü¤ünü debunun için tan›m›flt›r kad›na.

Kad›n›n, erkek egemen anlay›fl›nürünü olan fliddete karfl› ç›kmas› de-mokratiktir, “her türlü fliddete” kar-fl› ç›kmas› ise, burjuvacad›r. Erkekegemen düzenin otoritesine karfl›ç›kmas› demokratiktir, “her türlüotoriteye” karfl› olma ad›na devrim-ci örgütlenmeye, proletarya dikta-törlü¤üne karfl› ç›kmas› ise burjuva-cad›r. Feministler ve sosyalist femi-nistler, bu ayr›m çizgisinde de “bur-juvaca” olan çizgidedirler.

Sonuçta asl›nda karfl› ç›kt›klar›düzeni güçlendiren bir anlay›fl›n“kad›n›n kurtuluflu”nu sa¤lamas›mümkün mü?

Kapitalizm, kad›nlar üzerindekibin y›ll›k bask›n›n sürdürücüsüdür.Kapitalizm sürdü¤ü müddetçe, ka-d›nlar›n karfl›s›na erkek egemenli-¤inden baflka bir fley ç›kamaz, elle-rine ise aldat›c› bir özgürlükten da-ha fazlas› geçemez.

Özlem: Kendimizden daha so-mut konuflursak; ülkemizde bir mil-yona yak›n k›z çocu¤u okula gide-miyor. Gönderilmiyor. Ki ony›llar-d›r süren bu durumun do¤al sonucuolarak ülkemizde kad›nlar›n yakla-fl›k yüzde 20'si okuma yazma bil-memektedir. Bu, yaklafl›k olarak 7milyona yak›n kad›n›n okuma yaz-ma bilmemesi demektir. 7 milyonund›fl›ndakiler e¤itim imkan› buluyormu? Hay›r. Kad›nlar›m›z›n yüzde50'si de ilkokul mezunu. Üniversitee¤itimi alanlar›n yüzdesi sadece 3.7.

Bu düzenin kad›n› nereye koy-du¤unu göstermek için baflka bir ra-kama ihtiyaç var m›? Ama tabii bafl-ka rakamlar da var; Türkiye'de ka-d›nlar›n yüzde 79'u efli, babas› yaaile yak›nlar›n›n fiziki fliddetine(dayak ve benzeri) maruz kal›yor.Tekrar vurgulamak ihtiyac› duyuyorinsan, yüzde birlik, befllik oranlar-dan sözetmiyoruz burada, yüzde 79gibi bir orandan sözediyoruz.

Bütün bu eflitsizlik, “Baba beniokula gönder” kampanyalar›yla çö-zülebilir mi? Kad›nlar›n yüzde79’unun fliddetle karfl› karfl›ya kal-d›¤› bir ülkede, “kad›n s›¤›nma ev-leri”, göstermelik olmaktan öteyegeçebilir mi? ‹flte bunun için “ka-d›nlar›n kurtuluflu” deyince, bu bi-zim için bir devrim sorunudur, yanikapitalizmin y›k›lmas› sorunudur.

Mazlum: Marksist-Leninistlerbu konuda hiçbir zaman ertelemeciveya sorunu küçümseyen bir yakla-fl›m içinde de¤illerdir. MeselaMarks’›n flu sözü klavuzumuzdur:"Tarih hakk›nda bir fleyler bilen bi-risi, kad›n mayas› olmadan büyüktoplumsal de¤iflikliklerin gerçeklefl-mesinin olanaks›z oldu¤unu bilir.Toplumsal ilerlemenin tam ölçüsünüveren, kad›n cinsinin toplumsal ko-numudur." (Karl Marks, Dr. Kugel-mann'a mektup).

Kad›nlar›n toplumsal hareketiçinde yeralmas›n› sa¤laman›n dev-rim için zorunlulu¤unun da, devrim-den sonraki baflar›m›z›n -veya bafla-r›s›zl›¤›m›z›n- en temel göstergele-rinden birinin de bu sorunu çözebil-memiz oldu¤unun bilincindedirler.

Sorun, devrime giden bir süreçte so-runun nas›l ele al›naca¤›, nereyeoturtulaca¤›d›r. Feminizmden, kü-çük-burjuva sapmalardan Marksist-Leninistler’i ay›rdeden nokta bura-s›d›r.

Lenin, “Proletarya, kad›nlar›ntam kurtuluflu için savaflmadan,kendisini kesinlikle kurtaramaz”der. Yine bir baflka klavuzumuz, Le-nin’in ünlü “Kad›nlar olmadan ger-çek hiçbir y›¤›n hareketi olamaz”sözü. Fakat Lenin’in bu sözününöncesindeki cümleler de flöyledir:

“K›lavuz ilkeler, gerçek kad›nözgürleflmesinin ancak komünizm-le olabilece¤ini kesinlikle dile getir-melidir. Kad›n›n toplumsal ve insanikonumu ile üretim araçlar›nda özelmülkiyet aras›ndaki çözülmez ba¤l›-l›k kuvvetle belirtilmelidir. Bununla,kad›n hakç›l›¤› oyununa karfl› kal›n,silinmez ayr›m çizgisi çekilir. (...)Komünist kad›n hareketinin kendisi(...) her türlü sömürülenlerin ve ezi-lenlerin (...) genel y›¤›n hareketininbir parças› olmal›d›r. (...) Kad›nlarolmadan gerçek hiçbir y›¤›n hareke-ti olamaz.” (Kad›n ve Aile syf.261)

‹flte bizim kad›n sorununu ele al-d›¤›m›z bütün budur.

Kemal: Gerek tarihsel, gerekteorik anlamda burada ortaya konu-lanlar, kad›n›n kurtuluflu ile femi-nizmin yanyana gelemeyecek ikikavram oldu¤unu göstermeye yeter-lidir san›r›m. Sohbetimizin ikincibölümünde feminizmin pratikte enfazla çarp›tt›¤› yan olan “kad›n›nözgürleflmesi”ni ele alaca¤›z. fiim-dilik hoflçakal›n.

M arksist-Leninistler bu konuda hiçbirzaman ertelemeci veya sorunu küçüm-seyen bir yaklafl›m içinde de¤illerdir.Kad›nlar›n toplumsal hareket içindeyeralmas›n› sa¤laman›n devrim içinzorunlulu¤unun da, devrimden sonra-ki baflar›n›n en temel göstergelerin-den birinin de bu sorunu çözebilme-miz oldu¤unun bilincindedirler. So-run, devrime giden bir süreçte soru-nun nas›l ele al›naca¤›, nereye oturtu-laca¤›d›r.

Page 35: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Bruges Ceza Mahkemesi’ndegörülen DHKP-C Davas›’n›n kararduruflmas›ndan önce Cephe taraf›n-dan yap›lan aç›klamada flöyle soru-luyordu:

“Belçika hukuku, Türkiye fa-flizminin isteklerini mi yerine geti-recektir? Federal Savc›’n›n istedi-¤i budur.”

Soru cevaplanm›flt›r. Belçika hu-kuku, 28 fiubat’ta verdi¤i kararlahukuka de¤il; Türkiye faflizmininisteklerine uygun karar vermifltir.

Yine ayn› Cephe aç›klamas›ndaflöyle deniyordu:

“Belçika'da burjuvazinin de-mokrasisi varsa, Belçika'da bu de-mokrasinin bir parças› olan bir hu-kuk yürürlükteyse, bu hukukta böylebir savc›ya, böyle bir iddianameye,hukuku katleden böyle bir zihniyeteyer olamaz. Belçika'da burjuva hu-kukunun mu, yoksa Guantanamohukukunun mu geçerli oldu¤unu gö-rece¤iz.”

Gördük. Belçika’da Guantana-mo hukukunun geçerli oldu¤unuilan eden bir mahkeme karar›d›r bu.Çünkü cezalar kan›ts›z, mesnetsizve “terör” demagojisiyle, hak-hu-kuk ölçüsünden yoksun “ibret-ialem” zihniyetiyle verildi.

Karar günü:Türkiyeli devrimcilerin yarg›-

land›¤› Knokke Davas›'nda karar,Bruges Ceza Mahkemesi'nde 28 fiu-bat günü, saat 14.00'da bafllayan du-ruflmada aç›kland›.

Duruflma hakimi, karar› aç›kla-madan önce, saatler süren bir ko-nuflma yapt›. Çünkü birazdan aç›k-layaca¤› karar gerçekten izaha muh-taçt›. “Yarg›lad›¤›” san›klar›n s›ra-layaca¤› suçlar› yoktu; olmayansuçlar›n kan›tlar› da yoktu. O daBelçika’da 19 Aral›k 2003’te ç›kar›-

lan “Terör Yasas›”n› anlatt›. Çünkübu davan›n aç›lmas› da, y›llarca ce-zalar istenmesi de as›l dayana¤›n›orada, terör demagojisinde buluyor-du.

Amerikan emperyalizminin 11Eylül 2001’den itibaren gelifltirdi¤ipolitikalara paralel olarak ç›kar›l-m›fl bir yasayd› Terör Yasas›. Ve ilkkez bu davada bu kapsamda uygula-nacakt›. Nitekim, kararda, onlarcay›ll›k hapis cezas›n›n yan›ndaDHKP-C’nin “Türk devletine karfl›mücadele eden bir terör örgütü” ol-du¤u kayda geçiriliyordu. Bu tama-men Türkiye faflizminin istedi¤i birhükümdü.

Duruflma sonunda, DHKP-C ön-deri Dursun Karatafl'a 5 y›l, MusaAsao¤lu'na 6 y›l, Kaya Saz, BaharKimyongür, Fehriye Erdal, fiükriyeAkar Özordulu ve Zerrin Sar›’ya4'er y›l hapis cezas› verilirken, 4 ki-flinin de beraatine karar verildi.

Cezalar›n aç›klanmas›n›n ard›n-dan Savc› Johan Delmule, ceza ve-rilen 7 kiflinin “tehlikeli insanlar”oldu¤unu iddia ederek tutuklanma-lar›n› istedi. Mahkeme de bu do¤-rultuda Musa Asao¤lu, Kaya Saz vefiükriye Akar'›n tutuklanmas›na ka-rar verdi. Üç devrimci, karar›n ar-d›ndan mahkeme salonunda kelep-çelendiler.

Karara protesto:3 devrimcinin kelepçelenmesi

esnas›nda mahkeme salonunda bu-lunan izleyiciler aya¤a kalkarak,Belçika yarg›s›n›n faflist karar›n›sloganlar›yla protesto ettiler ve tut-sak edilenlere desteklerini sundular.Yaklafl›k 150 kiflilik kitle salondabafllay›p mahkeme binas›n›n önünekadar "Umudun Ad› DHKP-C","Kahrolsun Emperyalizm Yafla-s›n Mücadelemiz", "Faflist Türki-ye, ‹flbirlikçi Belçika" sloganlar›n›

att›lar.

Mahkeme kararda DHKP-C’yi“terör örgütü” ilan edip, devrimcile-re ortada hiçbir suç yokken sadece“terör örgütü üyesi olmak”tan cezaverirken, ayn› salonda, ayn› anda"Umudun Ad› DHKP-C" slogan›yank›lan›yordu.

Karara cevap verilmiflti.

Belçika yarg›s›n›n faflizme hiz-met eden karar›n› protesto edenleryaln›z Türkiyeliler de¤ildi. Salondadavay› izlemek üzere gelen Belçi-kal›lar da vard›. Knokke Dava-s›’nda yarg›lanan devrimcilerle da-yan›flmak ve terör yasas›n› protestoetmek için Brüksel Hür Üniversite-si ö¤retim görevlileri ve ö¤rencile-rinin öncülü¤üyle kurulan ‹fade veÖrgütlenme Özgürlük Komitesi(Comité Liberté d'Expression etd'Association-CLEA) pankart›ylagelen üniversite ö¤rencileri de ora-dayd›lar.

Belçika adaleti, faflizm iflbirlik-çisi bu karar›n›n hesab›n›, Türkiyelidevrimcilerden önce, kendi halk›navermek zorunda kalacakt›r önündesonunda.

Bu karar ibretliktir;ama devrimciler için de¤il, iflbir-

likçiler için ibretliktir! Bruges CezaMahkemesi Savc›s›, önceki durufl-mada, davada yarg›lanan devrimci-leri suçlayabilece¤i hiçbir fley olma-d›¤›n› bilerek, hukuku ayaklar› al-t›nda çi¤neyerek, “burada bulunan-lar› en üst düzeyden cezaland›rmakdurumunday›z. Bu, ülkemizi teröreylemlerinde üs haline getirmek is-teyebilecek olan tüm çevrelere birörnek teflkil etmelidir. ‹bret-i alembir ceza verilmelidir...” diyordu.

Belçika’n›n ve tüm dünyan›n ha-kimleri, savc›lar› ve böyle bir karar›empoze eden emperyalistler bilsin

35

5 Mart 2006 / 42

Knokke Davas›’nda Onlarca Y›ll›k Hapis Cezas›

Belçika Yarg›s›, Faflizmin‹ste¤ini Yerine Getirdi

Page 36: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

ki, devrimciler aç›s›ndan bu kararda“ibret” olacak bir fley yoktur. Dev-rimciler, böyle “a¤›r ceza”larla, ha-pisliklerle y›ld›r›lamazlar, bunlarladüflünceleri de¤ifltirilemez. Türkiyefaflizmi bu gerçe¤i bilir. Belçika daö¤renecektir.

Ama Belçika aç›s›ndan ortada“ibretlik” bir durum vard›r. Ameri-ka’n›n zihniyetiyle, faflizmin is-tekleriyle hareket ederseniz, iflteböyle kendi burjuva demokrasinizibile çi¤nersiniz. Bruges Mahkeme-si’ndeki karar, Amerikan emperya-lizminin dünya halklar›na karfl› te-rör uygulamak amac›yla gelifltirdi¤i“Yar›n eylem yapabilirler, o zamanflimdiden en a¤›r biçimde cezalan-d›ral›m” politikas›na uygun olarakal›nm›fl bir karard›r. Bu politikadahukukun zerresi yoktur, EMPER-YAL‹ST ve TERÖR‹ST bir politi-kad›r. Belçika Mahkemesi, iflte bupolitikan›n uygulay›c›s› olmufltur.ABD’yle ve faflizmle iflbirli¤i için-de olan hiçbir ülkenin, kendi ulusalkimli¤i, de¤eri, hukuku olmaz. ‹fl-birlikçilere, burjuva hukukçularaibret olmas› gereken iflte budur.

Belçika karar veriyoroligarflinin etekleri zil çal›yor.

Adalet Bakan› Cemil Çiçek, Belçi-ka’daki karar› “mahkemenin bu ka-

rar› gelecek aç›s›ndan umut vaade-dicidir” diyerek de¤erlendirdi.

Bu sözler karar›n siyasi anlam›n›gayet özlü bir flekilde ifade ediyor.Belçika Mahkemesi’nin karar›, fa-flizmin gelece¤i aç›s›ndan umutvaadediyor; demokrasi, hukuk, ada-let aç›s›ndan de¤il.

Belçika yarg›s› ve bu karar› em-poze edenler, verilen karar›n yank›-lar›na bir gözats›nlar: fiu ana kadaryönetti¤i hapishanelerden 121 ta-butun ç›kt›¤› katliamc› bir “Ada-let” bakan›n›n etekleri zil çal›yor,sömürücü zorba Özdemir Saban-c›’n›n avukat›n›n etekleri zil çal›-yor, cümle faflistlerin etekleri zil ça-l›yor. Burjuva medya karar› alk›fl-larla veriyor.

Faflizmin sevindi¤i her fleyde,bir hukuksuzluk, demokrasiye, in-san hak ve özgürlüklerine ayk›r› birsonuç vard›r.

Knokke Karar›, hukuk ve tarih nezdinde mahkum olacak!Belçika tekelleri, belki bu karar-

dan “kazançl›” ç›kabilir. FakatKnokke Davas› karar›, tarihe Belçi-ka’n›n hukuk ay›b› olarak geçecek-tir. Bu karar, burjuva hukukunun te-rör demagojisi karfl›s›ndaki iflas›d›r.Burjuva demokrasisinin “Terör Ya-

salar›” taraf›ndan teslim al›nmas›-d›r. Bu geliflme, Avrupa emperyalistülkelerinin ABD’nin terör politika-s›n›n peflinde sürüklenmesinin de-vam etti¤ini göstermektedir.

Etekleri zil çalan oligarflinin söz-cüleri de bofluna seviniyorlar, dev-rimcilerin ne Avrupa’da, ne ülke-mizde karfl› karfl›ya kald›klar› ilkhapis cezalar› de¤il bunlar. Türkiyefaflizmi abart›l› sevinç gösterileriyleemperyalizme karfl› “bast›r›p bukarar› ald›rd›k” havas›yla kendinepay ç›karmaya çal›fl›yor. Oligarfli-nin emperyalistlere karfl› “bast›ra-cak” bir gücü yoktur; o olsa olsa,daha fazla uflakl›k, daha fazla ya¤-ma tavizi teklif edebilir efendileri-ne. Ama hiçbir uflakl›k, emperyaliz-min hiçbir karar›, oligarfliyi butopraklardaki devrim mücadelesin-den kurtaramaz. Cezalar bizi hiçy›ld›rabildi mi!!!

36

5 Mart 2006 / 42

Knokke Davas›Tutsaklar›na

Özgürlük!As›l terör, haklar›nda hiçbir suç, kan›t, belge olmayan

devrimcileri hapse atmakt›r!

Belçika’n›n ilericilerinden hukuk ve demokratl›k dersi“Anti-Terör Yasas›, toplumda cereyan eden haks›z-

l›klara karfl› seferber olmak isteyen herkesi tehditetmektedir. Sosyal hareketleri kriminalize eden bir si-laht›r. Bu yasaya karfl› ç›kmak demokratik bir görevdir;bu yasaya karfl› ç›kmak için DHKC'li olmak veyaDHKC'yi övmek gerekmiyor".

‹fade ve Örgütlenme Özgürlük Komitesi SözcüsüDaniel Flinker

***

“Yurtd›fl›nda suç say›labilecek eylemlerin, Belçi-ka'daki bir mahkemede görülebilmesi için, olay›n soy-k›r›m, savafl ve insanl›k suçu olmas› gerekir, bu yasa-n›n DHKC gibi bir örgüte karfl› kullan›lmas›, bir hukuk-suzluk teflkil ediyor.

Bu kapsamda, Ruanda'da gerçekleflen soyk›r›ma ka-

t›lm›fl birkaç rahibe Belçika'da yarg›land› ve hükümgiydi. DHKC'nin mücadelesi ve silahl› eylemleri bu ni-telikte de¤ildir. Dolay›s›yla, DHKC'nin savafl sahas›Türkiye oldu¤una göre, Belçika adaleti, yurtd›fl›nda ya-flanan bir çat›flma durumuna kar›flamaz.

‹kincisi, DHKC davas›nda yarg›lananlar kifliselolarak hiçbir suç ifllemedikleri halde, DHKC'ye saltüye veya sempatizan olmalar›ndan ötürü yarg›lanma-lar› da, ayr› bir hukuksuzluktur.

Üçüncüsü, Güney Afrika'daki Apartheid iktidar›nakarfl› savaflan ANC'nin o zamanki Brüksel Bürosu’nuGüney Afrika'da ANC silahl› mücadele yürütüyor diyeveya ‹srail'e karfl› Filistinli örgütler silahl› eylemler ya-p›yor diye Brüksel'deki temsilciliklerini suçlu gösteripterörist ilan etmek ne kadar kabul edilemezse... DHKCEnformasyon Bürosu’nu suçlu ilan etmek de o kadarkabul edilemez.”

Belçika ‹nsan Haklar› Ligi (LDH)’den HukukçuManuel Lambert

Page 37: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

37

5 Mart 2006 / 42

“Aleyhinize aç›lan davan›n ve karar›28 fiubat'ta verilecek mahkemenizin, be-ni hem hayrete hem dehflete düflürdü¤ün-den baflka ne diyebilirim ki!

Bana, Fransa'da, bar›fl ve halklar›n öz-gürlük yanl›lar›, insan haklar› ve s›radanifade özgürlü¤ü savunucular›n›n, terörlemücadele ad›na, mahkemeler önüne ç›-kart›ld›klar› Cezayir savafl›n›n karanl›kdönemini hat›rlat›yor.

Bu kavram ta o zamanda, tek suçlar›demokrasi fikirleri ve gerçek özgürlü¤ü-ne ba¤l›l›klar›n› dile getirip, bugün Tür-kiye'de oldu¤u gibi, iflkenceyi ve zulmücesurca teflhir etmek olan kad›n ve er-keklere karfl› ifllenen her türlü yasad›fl›l›-¤› meflrulaflt›ran bir kavramd›.

Verdi¤iniz hakl› mücadeleye karfl›sonsuz dayan›flmam› sunuyorum

Dünyan›n gözünde, bu yüce ilkeleri-nin flampiyonlar› olarak kendini tan›t-maktan çekinmeyen bir Avrupa'da ve birülkede, sizin ve arkadafllar›n›z›n ithamedildi¤iniz cürüm, yasalarda yaz›l› olanbu prensiplerin gerçek olarak uygulan-

mas› için mücadele etmenizdir. Sizimahkum ederek böylesi bir adaletsizliksuçunu iflleyeceklerini akl›m›n almad›¤›-n› itiraf etmek istiyorum. Çünkü sonuçta,Belçika, kabul edilmeyecek siyasi gerek-çeler nedeniyle, yabanc› bir polis devle-tinin ortaça¤ suç ve prati¤ini örtbas ede-rek, kendisinden en güzel eflitlik, misa-firperverlik ve hoflgörü geleneklerine z›tbir imaj sergilemifl olacakt›r.

Bu mahkemenin böyle bir hatay› ya-paca¤›na inanm›yorum.

Her halükarda, insan haklar› örgütle-rine üye birçok arkadafl›mla birlikte, bir-çok üniversiteli, birçok Belçikal› millet-vekili ve Fransa'da, ‹talya'da baflta olmaküzere, sizi birebir tan›yan ve cesur müca-delenizden dolay› sizi takdir edenler gi-bi, ben de, hakk›n›zda takipsizlik karar›al›naca¤›n› ümit ediyorum. Bunu binler-ce kifli olarak istiyoruz ve ancak böylesibir kararla gerçek adalet yerini bulur di-ye düflünüyorum.

Verdi¤iniz hakl› mücadeleye karfl›sonsuz dayan›flmam› sunuyorum.”

Henri AAlleg’inBelçika’dayarg›lanan

DHKC’lilerledayan›flma

mesaj›

“Cezayir savafl›n›nkaranl›k dönemini

hat›rlat›yor.”

Katalan ülkesindenCepheliler’e destek

Bu mesaj›n alt›na imza atan örgütler, AB s›-n›rlar› içinde sol devrimci örgütlere karfl› bask›-n›n artmas›ndan endifle ediyorlar.

Biz bu davay› siyasi bask› için at›lan birad›m olarak alg›l›yoruz.

Bu anlamda biz Türkiyeli devrimcilerin da-yan›flma örgütlerine karfl› yürütülen bask›lar›nsona ermesini talep ediyoruz ve yarg›lanan 11kifliye derin dayan›flma duygular›m›z› ifade edi-yoruz.

Barcelona, 24 fiubat 2006Belçika'da yarg›lanan devrimci Türkiyeliler’idestekleyen örgütler:

Endavant (Sosyalist bir kurtulufl örgütü),Rescat (siyasi tutsaklar› destekleme örgütü),Alerta Solidaria (anti-bask›c› Katalan örgütü),Antirepressive coordinative of Gracia-Barce-lona, Antirepressive comitee of Sants-Barce-lona, CAJEI (Sol ba¤›ms›zl›kç› gençlik asamb-lesinin koordinasyonu), Alternativa Estel(Gençlik Sendikas›), Popular association laBarraqueta, Laia Altarriba i Piguillem

Knokke Davas›’n›nkarar duruflmas›ndanönce, 23 fiubat’ta Brük-sel Hür ÜniversitesiULB'de Knokke Davas›ile ilgili bir konferansdüzenlendi.

Konferans›n düzen-leyicisi, Knokke Dava-s›’ndaki hukuksuzlukla-ra karfl› bir grup ö¤retimgörevlisi taraf›ndan ku-rulan ‹fade ve Örgüt-lenme Özgürlük Ko-

mitesi (Comité Liberté d'Expression et d'Association – CLEA)idi.

“Terörle mücadele, özgürlüklerimizi nas›l tehdit edi-yor?” bafll›kl› konferansa, CLEA ad›na ULB Sosyoloji Fakül-tesi’nden Araflt›rmac› Danier Flinker, Ecolo isimli Yefliller Par-tisi Milletvekillerinden Zoé Génot, Belçika ‹nsan Haklar› Ligi(LDH) ad›na Manuel Lambert ve Knokke Davas›’nda yarg›la-nanlardan Bahar Kimyongür kat›ld›.

Büyük bir ilgi gören ve birçok ö¤retim görevlisinin kat›ld›-¤› konferansta konuflmac›lar, Knokke Davas›’ndaki devrimci-lere karfl› uygulanmak istenen Belçika Terör Yasas›’n›n halkla-r› sindirmeyi hedefleyen niteli¤ini, bu davada neden uygulana-mayaca¤›n› ayr›nt›l› ve somut olgularla ortaya koydular. Kon-feransta ayr›ca Knokke san›klar›yla dayan›flma dile getirildi.

Terör Yasas›’naProtesto

Page 38: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Ü l -ke ça-p › n d aGençlikF e d e -r a s y o -nu’nunbafllat-t › ¤ ›

“Ö¤renci Haklar›m›z› ‹stiyoruz”kampanyas›, mücadele ça¤r›lar› veüniversiteli, liseli gençlikten velile-re kadar uzanan imza toplama vebilgilendirme faaliyetleri ile sürü-yor.

Uflak Gençlik Derne¤i, kam-panya çerçevesinde 22 fiubat günüTirito¤lu Park›’nda imza stand› açt›.

Stand aç›l›fl› öncesi kampanyayailiflkin aç›klama yapan YaseminTank, ö¤rencilerin bar›nma soru-nundan, harç paralar›na kadarbirçok sorunun ortadan kalkmas›n›istediklerini söyledi. Tank, Afyon

Kocatepe Üniversitesi UflakFakülteleri’nde de birçoksorunun yafland›¤›n› belirte-rek, bar›nma, ders yo¤unlu-¤u, s›nav karmaflas›, ulafl›mücretlerinin pahal›l›¤›, yazokullar› ve s›nav sistemle-rindeki de¤ifliklik taleplerini

s›ralad›. Aç›klama sonunda “Ö¤ren-ciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z!” sloga-n› at›ld›. Stand›n 10 gün boyuncaaç›k tutulaca¤› bilgisi verildi.

Ankara Gençlik Derne¤i de 23fiubat günü Yüksel Caddesi’nde im-za masas› açt›. Milli E¤itim Bakan-l›¤›’na ve YÖK Baflkanl›¤›’na veri-lecek imzalar›n topland›¤› masada,gençli¤in taleplerini içeren; “Bar›n-ma ve Beslenme Sorunlar›m›z›nÇözülmesini ‹stiyoruz, Sa¤l›k veUlafl›m Sorunlar›m›z›n Çözülmesini‹stiyoruz, KPPS’nin Kald›r›lmas›n›‹stiyoruz” dövizleri yerald›.

‹mza masas›n›n bir hafta aç›kolaca¤› bilgisi verilirken, “Ö¤renciHaklar›m›z› ‹stiyoruz” yaz›l› önlük-ler giyen dernek üyeleri, talepleriniiçeren bildiriler da¤›tt›lar.

Kampanyan›n sürdü¤ü yerlerdenbiri de Diyarbak›r. Bu kapsamda,

Dicle Gençlik Derne¤i üyeleri,kampüs içinde açt›klar› imza stand-lar›n›n ard›ndan bu kez de 26 fiubatgünü kent merkezinde bulunan Sa-nat Soka¤›’nda stand açt›lar. Bafltaö¤renciler olmak üzere velilerin deyo¤un ilgisini çeken stand›n d›fl›n-da, bildiriler da¤›t›larak, 18-19 Martgünlerinde ‹stanbul’da yap›lacakGençlik Federasyonu Kurultay›hakk›nda bilgi verildi.

‹zmir Gençlik Derne¤i üyele-ri’nin 27 fiubat günü imza stand›yeri ise, Bornova Metrosu son dura-¤›yd›. Standda 1300 bildirinin da¤›-t›m› da yap›l›rken, özellikle velile-rin dile getirilen taleplere deste¤idikkat çekti. Akflama kadar aç›k ka-lan standda, megafonla kampanyay›anlatan konuflmalar yapt›lar.

Erzincan’daki kampanya çal›fl-malar›, 28 fiubat günü, Vak›flar ‹flHan› önünde aç›lan imza stand› ilesürerken, bildiriler da¤›t›l›p anket-ler dolduruldu. Polisin halk›n ilgisikarfl›s›ndaki tahammülsüzlü¤ü veyasad›fl› kamera çekimi yapmas›ise, ö¤rencilerin haklar›n› isteme-sinden kimlerin rahats›z oldu¤unugösterdi.

38

5 Mart 2006 / 42

‘Haklar›m›z› Kazanaca¤›z’

Cuntac›lar YÖK’ü, gençli-¤i teslim almak için kurmufl-lard›. YÖK’çü rektörler bu gö-revlerini hiç aksatmadan yeri-ne getirerek, darbecilerin yü-zünü kara ç›karm›yorlar! Sin-dirme araçlar›n›n bafl›nda isesoruflturmalar geliyor. IspartaSüleyman Demirel Üniversite-si Rektörlü¤ü, YÖK protesto-su baflta olmak üzere en de-mokratik eylemlere ya¤d›rd›¤›cezalar› sürdürüyor.

Son bir y›lda aç›lan yakla-fl›k 10 soruflturmada; 2 ö¤ren-ci okuldan at›ld›, 5 ö¤renci biry›l, yaklafl›k 30 ö¤renci bir dö-

nem uzaklaflt›rma cezas› ve 50ö¤renci ise k›nama ve uyar› gi-bi cezalar ald›. Son olarakGençlik Derne¤i üyesi SeldaBulut, YÖK’ü protesto eyle-mine kat›lmaktan dolay› birhafta okuldan uzaklaflt›r›ld›.Bulut hakk›nda 19 Aral›k Kat-liam› protestosuna kat›lmak-tan dolay› aç›lan soruflturmaise sürüyor.

Yine YÖK protestosundandolay› Halil ‹nanç, Murat De-mez ve Nizamettin Yi¤ittekinbir ay okuldan uzaklaflt›rma,Ferhat Y›ld›z ise okuldan at›l-ma cezalar› ald›.

Ad›yaman’da Faflist Terör Protesto Edildi

Ad›yaman'›n Besni ‹lçesi'nde bulunan G.Ü. BesniMeslek Yüksek Okulu ö¤rencisi Fatih Demiro¤lu’na, 21fiubat’ta faflistler taraf›ndan b›çakl› sald›r› düzenlen-mesi, 24 fiubat günü Besni Kaymakaml›¤› önünde pro-testo edildi. Aç›klamay› yapan Türkan Özba¤, “gergin-lik” yaratan›n kendileri olmad›¤›n› kaydederken, FatihDemiro¤lu sald›r›y› anlatarak, olaydan 10 dakika son-ra gelen polisin kendisini gözalt›na ald›¤›n› söyledi. Fa-flistlerin serbest b›rak›ld›¤›n› kaydeden Demiro¤lu,“sürekli ülkücülerin tehditleri alt›nday›z. Ellerinde b›-çaklarla rahatça okulda ve kantinde dolaflabiliyorlar”dedi.

Ad›yaman Temel Haklar Gençlik Komisyonu’nunda destek verdi¤i eylemde "Faflizme Karfl› Omuz Omu-za" slogan› at›ld›.

SDÜ Rektörlü¤ü Cuntac›lara Yak›flt›!

Page 39: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

39

5 Mart 2006 / 42

gençlik

2005-2006 e¤itim ö¤retim ilkdöneminde gündeme getirilipikinci dönem uygulamaya konu-lan "Ö¤renci-veli-okul sözlefl-mesi" liselerde yaflanan bask›la-r›n artarak sürdü¤ünü bir kez da-ha gösteriyor.

Bu sözleflme; ö¤rencilerin vevelilerin okul yönetimince uyul-mas› gereken bir tak›m kurallar›belirtiyor. MEB E¤itimi Araflt›rmave Gelifltirme Dairesi Baflkanl›-¤›’nca sözleflmenin; “veliyi ve ö¤-renciyi okulun iflleyifli, kurallar›,ö¤rencilere ve velilere sa¤layaca-¤› imkanlar ve taraflar›n karfl›l›kl›hak ve sorumluluklar› konusundabilgilendirilmek amac›yla haz›r-land›¤›” belirtilmesine ra¤men,pratikte ö¤rencilere zorla imza-lat›lmaya çal›fl›lmaktad›r.

Sözleflmede ö¤rencilerin, ‘hak-lar›’; “düflüncelerini özgürce ifadeetme, güvenli ve sa¤l›kl› bir okulve s›n›f ortam›nda bulunma, bi-reysel farkl›l›klar›na sayg› göste-rilmesi, kendisine ait de¤erlendir-me sonuçlar›n› zaman›nda ö¤ren-me ve sonuçlar üzerindeki fikirle-rini ilgililerle tart›flabilme, kendi-sine ait özel bilgilerin gizlili¤ininsa¤lanmas›, okulun iflleyifli, kural-lar›, al›nan kararlar hakk›nda bil-gilendirme, okul kurallar›n›n uy-gulan›lmas›nda tüm ö¤rencilereeflit davran›lmas›, kendini ve di-¤er ö¤rencileri tan›ma, kariyerplanlama, karar verme ve ihtiyaçduydu¤u benzeri konularda da-n›flmanl›k alma, akademik ve ki-flisel geliflimini destekleyecekders d›fl› etkinliklere kat›lma,okul yönetiminde temsil etme veedilme" fleklinde tan›mlan›yor.

Uygulama ise tam tersi!

“Ö¤rencilerin düflünceleriniözgürce ifade edebilecekleri”söyleniyor. Federasyonumuzun“Ö¤renci Haklar›m›z› ‹stiyoruz”kampanyas›na yönelik bask› veengellemeler, düflüncelerimizi ifa-

de etmemizin engellenmesi de¤ilmi? Örne¤in; ‹stanbul BahçelievlerTicaret Meslek Lisesi’nde bir arka-dafl›m›z, kampanya çal›flmas› yap-t›¤› için iki defa üçer günlük “o-kuldan uzaklaflt›rma” cezas› al-d›. Yine Gazi Ticaret Meslek Lise-si’nde bir arkadafl›m›z ayn› neden-le bir hafta “okuldan uzaklaflt›r-ma” cezas› ald›. ‹fade özgürlü¤üdedikleri flu: “Benim gibi düflüne-ceksin, düflünmüyorsan da karfl›ç›kmayacaks›n.”

“Okul kurallar›n›n uygulan-mas›nda tüm ö¤rencilere eflitdavran›lmas›”ndan sözediliyor.

E¤itim sisteminin daha bafl›n-dan eflitsizlik üzerine kuruldu¤ubu düzende, eflitlikten bahset-mek insanlar› aldatman›n da öte-

sinde abestir. “Ba¤›fl” ad›yla top-lanan spor, yakacak, tadilat, ka-y›t... vb. paralar› veremeyen ö¤-rencilere, okul yönetiminden ö¤-retmenlere kadar nas›l davran›l-d›¤› biliniyor. Paray› veremeyenö¤rencilerin notla tehdit edilme-si s›kça gündeme gelen bir du-rumdur. Adaletsizlik bununla das›n›rl› de¤ildir. Devrimci-demok-rat ö¤renciler düflüncelerini sa-vunduklar› için okuldan at›lmayakadar varan disiplin cezalar›naçarpt›r›l›rken, faflist-gerici ö¤ren-ciler kendileri ile ayn› düflünceyisavunan okul yönetimince ko-runmakta, desteklenmektedir.

“Bireysel farkl›l›klara sayg›gösterilmelidir” deniliyor; an-cak tarih dersindeki müfredattan

da görülece¤i gibi milliyetçilik,flovenizm propagandas›yla ulusal,kültürel farkl›l›klara sayg› dahabafltan engelleniyor. Alevi - sünnidenilerek mezhep ayr›mc›l›¤›okul yönetiminden ö¤rencilerekadar uzanan bir hal al›yor.

“Kendisine ait özel bilgile-rin gizlili¤inin sa¤lanaca¤›”sözleflme ile güya güvence alt›naal›n›rken, idare-polis iflbirli¤i iledevrimci-demokrat ö¤rencilerinmüdür odas›nda sorgulanmas›nas›l izah edilebilir? Polis taraf›n-dan s›n›flardan gözalt›na al›nan,okul önünden kaç›r›lan ö¤renci-lere uygulanan bask› nas›l aç›kla-nabilir?

Sözleflmede “okulun iflleyifli,kurallar›, al›nan kararlar hak-k›nda bilgilendirme yap›laca-¤›” belirtiliyor. Bugüne kadarokul yönetimince al›nan hiçbirkararda ö¤renci ve velilere sorul-mad›¤› gibi, sonras›nda bu karar-lar hakk›nda bilgilendirme de ya-p›lmam›flt›r.

“Ö¤rencilerin akademik vekiflisel geliflimini destekleye-cek ders d›fl› etkinliklere kat›l-mas›” maddesi ise tümüyle ger-çek d›fl›d›r. Tersine her türlü sos-yal faaliyet “suç” görülür. Öteyandan birçok kentte, b›rak›n butür faaliyetleri ö¤retmen a盤›n-dan dolay› e¤itim yap›lm›yor.

Örnekler ço¤alt›labilir, amabunlar bile sözleflmenin mant›¤›-n› gösteriyor. Bu sözleflmenin he-defi ö¤rencilerin disipline edilme-si ve velilere bunun onaylat›lma-s›d›r. Çarp›k e¤itim anlay›fl›, okul-lardaki bask› ve fliddet, bu söz-leflme ile karar alt›na al›nmaya,meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r.

Federasyonumuzun tümö¤renci ve velilere ça¤r›s›d›r.Bu sözleflmenin alt›na imza at-may›n. ‹ktidarlar e¤er e¤itim sis-temindeki çarp›kl›klar›n, adalet-sizli¤in giderilmesini istiyorlarsa,göstermelik sözleflmeleri b›rak›p,ö¤renciler, veliler ve e¤itimcilerlebirlikte tart›flarak çözüm bulmal›,bizim ve e¤itim emekçilerinin so-mut taleplerini dikkate almal›.

Gençlik Federasyonu

‘Ö¤renci Veli OkulSözleflmesi’

gS ençlikte:öz

Page 40: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

40

5 Mart 2006 / 42

TÜRK‹YE-KÜRD‹STAN, YUNA-N‹STANLI POL‹T‹K ÖRGÜTLERARASI ‹LET‹fi‹M KOM‹TES‹

AT‹NA 3.2.2006

TÜRK‹YE VE KÜRD‹STANLI ÖRGÜTLER: DHKC Yunanistan Örgütlülü¤ü, MKP, Avrupa CDK,

TDP, MLKP

YUNANLI ÖRGÜTLER: 1) PAME (Militan ‹flçi Cephesi), 2) S‹NASP‹SMOS

(Sol Birlik Partisi), 3) Dietnistiki Ergatiki Aristera (En-ternasyonal Emekçi Sol), 4) Paremvasi Aristeron Poli-ton (Sol Vatandafl Müdahalesi), 5) NAR (Yeni Sol Ak›m),6) V.K.A. (Komünist Kurtulufl Gençli¤i), 7) EKKE (Yu-nanistan Devrimci Komünist Hareketi), 8) EEK (Devrim-ci Emek Partisi), 9) ‹kologi Enallaktiki (Alternatif Çev-reciler), 10) ML-KKE (Marksist Leninist-YunanistanKomünist Partisi), 11) Aftonomi Paremvasi (Ba¤›ms›z‹nisiyatif), 12) Komünistiki Ananeosi (Komünist Yeni-den ‹nfla Örgütü), 13) Ellines ‹kologi Horis Sinora (Yu-nan S›n›rs›z Çevreciler), 14) Panelladiki Enosi Agonis-ton EAMOELLAST‹K‹S Andistasis (YunanistanEAM-ELAS Direnifli Devrimcileri Birli¤i), 15) EpitropiStalin (Stalin Komitesi), 16) Enosi Palest›n›on Ergazo-menon Stin Ellada (Yunanistan Filistinli Emekçiler Bir-li¤i), 17) OKDE (Enternasyonal Komünist Emekçiler Ör-gütü), 18) AKOA (Yenilikçi Komünist ve Sol Çevreci-ler), 19) EPOH‹ (Mevsim-Politik Dergi), 20) ASKE(Yunanistan Mücadeleci Sosyalist Partisi), 21) NeoliaSinaspismos (Sol Birlik Gençli¤i), 22) Ergatiki Eksosia(Sosyalist ‹ktidar), 23) Komünistikos Sindesmos (Ko-münist Birlik)

Biz yukar›da ad› geçen örgütler olarak özgür vatan,ulusal ba¤›ms›zl›k, sosyal adalet için, emperyalizme, fa-flizme ve kapitalist barbarl›¤a karfl› mücadele ediyoruz.Yukar›da belirtilen ilkelere dayanarak mücadele edenhalklara ve hareketlere fiili dayan›flmam›z› ifade ediyo-ruz. Bu çerçevede 23 Ocak 2006 tarihinde Atina ‹nflaat ‹fl-çileri Sendikas›'nda biraraya geldik ve oy birli¤i ile; y›l-bafl›nda Lavrion'da PKK'nin politik sorumlulu¤unu ald›¤›bir grup Kürt taraftar›n neden oldu¤u sald›r›lar› ve flidde-ti mahkum ettik. Örgütler aras› ve örgütlerin kadro ve ta-raftarlar› aras›ndaki iletiflim ve davran›fl biçimlerini ay-r›nt›l› bir biçimde tart›flt›ktan sonra oy birli¤i ile afla¤›da-

ki sonuçlara vard›k:

◆Kesin ve net bir biçimde politik ve baflka farkl›l›klar›-m›z›n çözümünde fliddet metodunu mahkum ediyoruz.

◆ Politik ve felsefi düflüncelerimizin özgür biçimdeyay›lmas›n›, her kesime örgütlerimize, örgütlerimizin üyeve kadrolar›na yönelik elefltirilerin, aç›klamalar›m›zla,gazetelerimizle, dergilerimizle, yaz›l› ve sözlü elektronikaraçlar yoluyla elefltirilere engel getirilmeksizin yap›la-bilmesini güvence alt›na al›yoruz.

◆ Yukar›daki ilkelere sad›k kalarak afla¤›daki iletiflimkomitesini oluflturduk.

Bu komitenin fliddete, fiili sald›r›ya ve kendi adaletiniyaflama geçirme anlay›fl›na izin vermeden, önlem almagibi bir sorumlulu¤u vard›r. Komite, fliddete dönüflebile-cek sorunlarda fliddete maruz kalabilecek karfl› taraf›n so-rununun çözümünü de üstlenmektedir.

◆Yukar›da ad› geçen örgütler, anlaflmaya kat›lan Türki-ye ve Kürdistanl› taraflara destek ve dayan›flmalar›n› dolay-s›z ve net bir biçimde ifade etmektedir. Örgütlerin bu duru-flu, örgütsel olarak veya örgütlerin üye ve kadrolar› taraf›n-dan yukar›daki ilkelere sad›k kal›nmad›¤› durumda sözko-nusu her örgüte karfl› olumsuz bir de¤iflikli¤e u¤rayacakt›r.

Yukar›daki ilkelere sad›k kalmayan örgütler yukar›daad› geçen örgütler taraf›ndan mahkum edilecektir.

Bu örgütlerden, üye ve kadrolar›ndan gelen fliddetin en-gellenmesi mümkün olmad›¤›nda, fliddetin derecesi, boyutuve sald›r›n›n do¤urdu¤u sonucun önüne geçilemedi¤inde busorun iletiflim komitesinde en k›sa zamanda de¤erlendirile-cektir.

◆ Bu komite toplant›s›na, bu metne imza atan tüm ör-gütlerin temsilcileri kat›lacak ve herkesin konuflma hakk›olacakt›r.

◆Oylamada sözkonusu fliddet olay›na, sald›r›ya kar›flanörgüt temsilcilerinin oy hakk› olmayacakt›r. Komitenin oy-lamas›nda fliddet sald›r›s›n›n derecesine göre sald›r›dan so-rumlu olan taraf hakk›nda, anlaflmaya kat›lan Yunanl› örgüt-ler taraf›ndan dayan›flma ve destekten kesin mahrum edil-mesine kadar karar al›nabilir.

◆Bu komite her seferinde oy hakk› olan örgüt temsilci-lerinin oylar›yla oybirli¤i esas›na göre çal›fl›p karar alacakt›r.

Bu komiteye kat›lan örgütlerin temsilcileri, bu metniimzal›yor ve bugünden itibaren bu metni ba¤lay›c› kabulediyor.

Lavrion sald›r›s›yla ilgili karar:“... farkl›l›klar›m›z›n çözümünde fliddet metodunu mahkum ediyoruz.” “Yukar›daki ilkelere sad›k kalmayan örgütler, yukar›da ad› geçen örgütler taraf›ndan mahkum edilecektir.”

Page 41: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

41

5 Mart 2006 / 42

Yunanistan’daki Lavrion Mülte-ci Kamp›’nda, PKK’lilerin Cephetaraftarlar›na sald›r›s› iki ay önce, 1Ocak 2006’da gerçekleflmiflti.

O günden sonra birçok görüflme-ler, toplant›lar yap›ld›. Sorunun çö-zümü do¤rultusunda en son olarakortak bir komite oluflturulmas› veba¤lay›c› bir metin kabul edilmesinoktas›na gelinmiflti. Yürüyüfl’ün29 Ocak 2006 tarihli 37. say›s›ndabu geliflmeyi aktarm›flt›k.

Komite ve ortak metin konusun-daki tart›flmalar, flubat ay› sonu iti-bar›yla bir sonuca ulaflm›fl ve önce-ki sayfada yay›nland›¤› flekliyle,“Türkiye-Kürdistan, Yunanistan-l› Politik Örgütler Aras› ‹letiflimKomitesi” imzas›yla halka aç›klan-m›flt›r.

Bu sürecin tam anlafl›lmas› aç›-s›ndan, bu noktaya ulafl›lmas›na ka-dar ki geliflmeler ve ulafl›lan sonuçhakk›nda elbette baz› noktalar› be-lirtmekte yarar var.

✹ Kuflkusuz bu sonuca ›srarl›bir çabayla ulafl›ld›. Sorunu zamanayayma, oyalama, ba¤lay›c› bir öze-lefltiri ve çözümden kaç›nma gibi ta-v›rlar görüldü. Ancak bunlar sonuç-ta afl›ld›. Yunanl› örgütlerin sol içifliddet karfl›s›ndaki net ve kararl› ta-v›rlar›n› özel olarak anmak gerekir.Sonuç olarak ise, bu metne imza at-ma sorumlulu¤unu gösteren imzas›olan tüm örgütlerin katk›s›yla bu so-nuca ulafl›lm›flt›r. En önemlisi gele-ce¤e yönelik bu ba¤lay›c›l›kta birkurumlaflma yarat›l›p böyle bir ka-rar al›nmas› önemli ve olumludur.Herkesin bu metindeki anlay›fla veiflleyifle uymas›, imzas›na(*) sada-katinin de göstergesi olacakt›r.

✹ Ortak metne “flerh” ko-nulmas› iste¤i: Ortak metin vevazgeçilemeyecek noktalar belli ol-duktan sonra, PKK, MLKP ve TDPmetne flerh koymak istediler. (MKPde flerhten sözetmekle birlikte, flerh-ten farkl› düflündükleri noktalar›kendi yay›n organlar›nda belirtmeyianlad›klar›n› belirtmifllerdir.) PKK,

MLKP ve TDP’nin dedi¤i muhteva-da flerh kabul edilemezdi; çünkü ko-nulmak istenen flerhler, komiteyi veortak metni anlams›zlaflt›ran flerh-lerdi. Bu muhtevadaki flerhlerle de-lik deflik edilmifl bir metin, sorununçözüldü¤ünün ifadesi olamazd›. Bunedenle flerhlere karfl› ç›k›ld›. Ve so-nuçta itirazlar›n komiteye sunulma-s› ve metnin bu flekliyle, yani flerh-siz olarak ilan edilmesinde anlafl›ld›.

Konulmak istenen flerhler, sol içifliddetin mahkum edilmesi ve ön-lenmesi konusunda, anlay›fl düze-yinde henüz afl›lmas› gereken baz›yaklafl›mlar oldu¤unu gösteriyor bi-ze. Bu anlamda da üzerinde durul-mas› gereken anlay›fllard›r.

✹ Türkiyeli sol örgütlerin“yapt›r›m olmas›n” itiraz›: Ko-nulmak istenen flerhlerden biri, me-tindeki “ceza” anlay›fl›na iliflkindi.Türkiye solundan bu toplant›larakat›lan gruplar, özellikle PKK,MLKP ve TDP, metinde “ceza”yayer verilmesine, özellikle sald›r›n›nderecesine göre sol içi fliddet uygu-layanlar›n “dayan›flma ve destektenmahrum edilmesi” cezas›na, keli-menin gerçek anlam›yla canh›raflbir flekilde karfl› ç›km›fllard›r.

Peki neden? Bunu izah etmekmümkün de¤ildir. Sol içi fliddetimahkum ediyorsan›z, bir daha bafl-vurulmamas› anlay›fl›ndaysan›z,“ceza”ya neden karfl› ç›k›yorsunuz?

Bu tarz bir karfl› ç›k›fl›n anlam›,sol içi fliddeti dolayl› biçimde mefl-rulaflt›rmakt›r. Bu gruplar aç›s›ndan“fliddete baflvurma ihtimali” sözko-nusudur ki, bu kadar ›srarl› bir fle-kilde karfl› ç›k›lmaktad›r. Veya, buitiraz, “PKK nas›l olsa yine fliddetebaflvurur, ama bu ceza uygulanma-s›n” anlam›n› tafl›r.

Sonuçta bu siyasi hareketler, bu“ceza”n›n yeralmamas› konusunda-ki görüfllerini izah edememifl, aç›k-ça gerekçelendirememifller ve ken-dileri d›fl›ndaki tüm gruplar taraf›n-dan bu itiraz reddedilmifltir.

✹ Sol içi fliddete “gerekçe”

yaratan anlay›fl: Ortak bir metinhaz›rlanmas› gündeme geldi¤inde,PKK, “Lavrion’da ki olaylara se-bep olan baz› nedenler var. Bu ne-denlere vurgu yap›lmal›” diyerekfliddetini meflrulaflt›ran, siyasal elefl-tiriye ambargo koymak isteyen biryaklafl›m sundu.

Daha sonra, genelde kabul gör-meyen bu öneride ›srar etmeyiMLKP üstlendi. 9 fiubat toplant›s›n-da "fliddete neden olan üslup dametne geçmeli" fleklinde dayatt›. Bukabul edilmeyince bu kez de "hare-ketlere dikkat edilmeli" fleklindegeçmeli dedi. Bu da kabul edilme-yince ayn› içerikte "k›flk›rt›c› ifade-ler kullan›lmamal›... Tav›r ve uslubadikkat edilmeli" gibi cümleler öne-rerek metne sol içi fliddeti meflrulafl-t›ran bu anlay›fl› bir biçimde geçir-meye çal›flt›.

Ancak üslup, tav›r ve benzerininsol içi fliddetin gerekçesi yap›lama-yaca¤›, bu nedenle de bu metindeyeri olmad›¤› konusunda ço¤unluknetti ve bu nedenle PKK, MLKP veTDP’nin önerisi kabul edilmedi.

Bu tart›flmada MLKP’nin flafl›rt›-c› bir ç›k›fl› oldu. Bu konuda olufl-turduklar› spekülasyona son vermekaç›s›ndan bunu da burada not düfl-mekte yarar var.

MLKP, bu “üslup, elefltiri” tar-t›flmas› içinde, Cepheliler’i ve oradabulunan herkesi flafl›rtan bir aç›kla-ma yapt›: fiunlar› söylüyorduMLKP Temsilcisi:

"‹lk kez burada aç›kl›yoruz.DHKC’li arkadafllar elefltiri üslu-bunun d›fl›nda da k›flk›rt›c›, küfürtarz›nda üslup kullan›yor ve bu ör-gütler aras› iliflkilerin kesilmesineyol aç›yor. Örne¤in bize yönelik ya-lanc› demifllerdir... S›rf bu yüzdenelefltirilerimizi yazmad›k ve DHKCile iliflkilerimizi kestik."

DHKC ile iliflkilerini kestikleride bir yaland›. Böyle bir fley olma-m›flt›r. Ama orada böyle bir fleyi ra-hatl›kla ifade edebildiler. (MLKPTemsilcisi, daha sonra sadece Tür-

Lavrion sald›r›s› tart›flmalar›ndan kesitler:

Page 42: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

42

5 Mart 2006 / 42

kiyeli sol örgütler aras›nda yap›lanbir görüflmede, “Ben toplant›dayanl›fl ifade ettim. Ben elefltirileri-mizi dondurduk demek istemifltim”fleklinde bir düzeltme yapt›.)

✹Sald›ran›n kimli¤ini mu¤-laklaflt›rmak, kimsenin hatas›n›küçültmez! Aç›klanan metinde gö-rülece¤i gibi, “Lavrion'da PKK'ninpolitik sorumlulu¤unu ald›¤› birgrup Kürt taraftar›n neden oldu¤usald›r› ve fliddet”ten sözedilmektedir.

Bu ifadeye Cepheliler itiraz et-mifllerdir. Çünkü Cepheliler”in Lav-rion’da gördü¤ü bu de¤ildir. Sald›-ranlar, PKK’nin kamp ve çeflitlialanlardaki görevlileri ve taraf-tarlar›d›r. Bu aç›k ve kesindir. Tür-kiyeli sol gruplar da sald›ranlar›n“bir grup Kürt” olmad›¤›n› bildikle-ri, zaten geliflmelerin en az›ndan birk›sm›na tan›k olduklar› halde, bu ta-n›mlamaya itiraz etmemifllerdir.

Bu ifade biçimi, PKK’nin sald›r›-n›n “kendisinin d›fl›nda” oldu¤u ma-nevras›n›n, klasik “kitlemiz tahrikoldu” gerekçesinin bir tezahürüdür.

Zaten metinde sald›ranlar önce“PKK üyeleri” olarak geçmifl, sonra“taraftarlar›m›z” denilmifl, ard›ndan

bundan da vazgeçilerek sald›ranla-r›n “bir grup Kürdistanl›” diye ifa-de edilmesi istenmifl, bununPKK’nin sorumlulu¤unu hiçbir fle-kilde ifade etmeyen bir tan›m olma-s› nedeniyle bu kabul edilmemifl, so-nuçta yukar›daki ifade dayat›lm›flt›r.

Ki bu konuda, MLKP de olduk-ça yard›mc› olmufltur PKK’ye; okadar ki, “Lavrion’da kim kiminüyesidir, kim üye kim taraftard›r netde¤ildir. Hatta Lavrion da üç Kürtörgütü vard›r. (Suriyeli ve Irakl›Kürtler’in de partileri vard›r)" di-yerek sald›rganlar› PKK’den de da-ha mu¤lak hale getirmeye giriflmifl,bunun üzerine toplant›y› yönetenPAME üyesi, "Yapmay›n, milyonlariçin konuflmuyoruz, Lavrion için ko-nufluyoruz. Oradaki insan say›s›belli. Kim taraftar kim üye bu da bi-linir" diyerek bu komedinin uzama-s›na engel olmufltur.

Sonuçta DHKC, PKK’nin so-rumlulu¤unun vurguland›¤› bu ta-n›m, gerçe¤i tam ifade etmese demetinde böyle ifade edilmesini ka-bul etmifltir. Çünkü esas olan, sald›-r›n›n sorumlulu¤unun kabul edilme-si ve daha da önemlisi, böyle bir ko-mite ve ortak karar›n oluflmas›yd›.

✹ Sonuç olarak; Lavrion sal-d›r›s› üzerine oluflturulan bu komiteve ortak metinle sol içi fliddet birkez daha, aç›k bir biçimde mahkumedilmifltir. Onlarca örgütün kat›l›-m›yla sol içi fliddetin karfl›s›na diki-lecek bir kurumlaflma yarat›lm›flt›r.Bu konuda at›lan ad›mlar a¤›r vesanc›l› da olsa, bu ad›m da sol içi birhukukun ve kurumlaflman›n yarat›l-mas› do¤rultusunda bir kazan›md›r.Lavrion sald›r›s›n›n ard›ndan da ba-z› gruplar, bu sald›r› karfl›s›nda aç›k,net ve sol içi fliddete karfl› bir tarafolarak tav›r almak yerine, “arabulu-cu” tavr› tak›nmaya çal›flm›fllard›r.Hay›r, sol içi fliddette arabuluculukyoktur. Sald›r›y› mahkum etmektetereddütlü olanlar, yeni sald›r›lar›önleyecek güçte demokratik kurumve kurallar yaratamazlar.

(*) Metindeki “Avrupa CDK”imzas› hakk›nda da okurlar›m›z› bil-

gilendirelim. Tart›flmalar sürecindePKK ad›na yeralan arkadafllar, sonuç

aflamas›nda metni Avrupa CDK(Avrupa Kürt Demokratik Halk Top-

lumu) olarak imzalayacaklar›n›, buörgütlenmenin Avrupa’daki cepheörgütlenmeleri oldu¤unu belirtmifl

ve bu flekilde imzalam›fllard›r.

Viyana’da Gençlik fiöleniAvusturya Anadolu Federasyonu taraf›ndan

baflkent Viyana’da, 24 fiubat’ta Gençlik fiöleni düzen-lendi.

Bir dü¤ün salonunda yap›lan Gençlik fiöleni’nde ko-nuklar›, “Gençli¤in Gelece¤i Yokedilemez”, “Eme¤i-mizle Var›z Hakk›m›z› ‹stiyoruz” pankartlar› karfl›lad›.Ayr›ca, salona “Yüzü güzel olan› de¤il huyu güzel olan›sev”, “Birlikten kuvvet do¤ar” gibi halk deyifllerinin ol-du¤u dövizler de as›lm›flt›.

150 kiflinin kat›ld›¤› flölende, Grup Berfin, Alp Borave Grup Deewana, çeflitli ezgileri seslendirirken, çocukfliir grubu ve Anadolu Federasyonu Tiyatro Grubu da fli-ir ve oyunlar›n› sundular.

Irkç›l›¤a Karfl› PanelAvusturya’daki ›rkç› parti FPÖ’nün, Türkiye’nin

AB’ye üyeli¤i tart›flmas›n› bahane ederek düzenlemeyiplanlad›¤›, yabanc› düflman› halk oylamas›na karfl› 24fiubat günü ArbeiterInnenstandpunkt – ASt (‹flçi Görü-flü) taraf›ndan bir panel düzenlendi.

Panelde ASt ve Avrupa Birleflik Sol listesinden ko-nuflmac›larla birlikte, geçen y›l 1 Nisan Davas›’n› izle-mek için Türkiye’ye giderken tutuklanan Sandra Bakutzve Avusturya Anadolu Federasyonu Baflkan Yard›mc›s›Hatime Azak da konuflmac›lar aras›nda yerald›lar.

Konuflmac›lar, Avusturya ve Avrupa genelinde yük-selen ›rkç› ve bask›c› politikalar› durdurman›n herkesingörevi oldu¤unu vurgularken, Türkiye’nin ABüyeli¤inin desteklenip desteklenmemesi de tart›fl›lankonular aras›ndayd›. Panel, dinleyicilerin sorular›na ce-vap verilmesiyle sona erdi.

Duisburg’da Bildiri Da¤›t›m›Anadolu Federasyonu taraf›ndan yay›nlanan “Ay-

r›mc›l›¤a, Afla¤›lanmaya Son Örnek: Vicdan Testi”ve “Emperyalistler ‹nançlar›m›za Sald›ramaz. ÖzürDileyin!” bafll›kl› bildiriler, 25 fiubat’ta Duisburg’dada¤›t›ld›.

Anadolu E¤itim Kültür Merkezi çal›flanlar›, bildi-rilerle en genifl kesimlere ulaflmaya çal›fl›rken, Türkiye-li ve yabanc› kurumlarla da iflbirli¤i yaparak tepkilerinidile getireceklerini duyurdular.

yurtd›fl›

Page 43: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

43

5 Mart 2006 / 42

Bal›kç› Davas›’na Erteleme

Sürgün edildi¤i Urfa’da katledilendevrimci mühendis Hasan Bal›k-ç›’n›n duruflmas›, 23 fiubat günü Ur-fa’da görüldü. Duruflmaya Bal›k-ç›’n›n ailesi, EMO Adana fiubesi ileAdana Temel Haklar üyeleri kat›ld›.

Duruflmada sözalan Bal›kç›’n›navukat›, Hasan Bal›kç›’n›n politik birinsan oldu¤unu, Urfa’ya sürgün oldu-¤unu hat›rlatarak, “Hasan Bal›kç›’y›katledenler bilinmektedir. Bu birey-sel de¤il bilinen güçler taraf›ndan ya-p›lm›flt›r” dedi. Duruflma, san›klar›nsavunmalar› için 26 Mart’a ertelendi.Bal›kç›’n›n arkadafllar› ve dostlar› iseduruflman›n ard›ndan davaya sahipç›kacaklar›n› dile getirdiler.

7 HPG’li Yaflam›n› Yitirdi

Mardin'in Dargeçit ‹lçesi k›rsal›nda23 fiubat günü düzenlenen operasyon-da, 7 HPG gerillas› yaflam›n› yitirdi.Gerillalar›n isimleri, ‹dris Aykut, Yol-dafl Özel, Xalit fiex Ali, ‹dris ‹mir,Fevzi Hesko, Hüseyin Özkaya ve Er-gin Ekinci olarak aç›kland›.

Katledilen gerillalar›n cenazeleriniDiyarbak›r Devlet Hastanesi mor-gundan almak isteyen halk ise, sald›r›-ya u¤rad›. Yaflam›n› yitiren gerillalar-dan Ergin Ekinci'nin cenazesi, binlercekifli taraf›ndan Diyarbak›r YeniflehirMezarl›¤›'na götürüldü. Kitleye Da¤-kap› Meydan›'nda sald›ran polis onlar-ca kifliyi gözalt›na ald›.

Gemlik’te iflçi k›y›m›

Liman-‹fl Gemlik Temsil-cili¤i, Borusan Lojistik’te sonolarak 15 iflçinin iflten at›lma-s›n› protesto etti. 324 iflçininçal›flt›¤› fabrikada, 226 sendi-kal› iflçi bulunuyor. 2004’tenbu yana toplam 55 iflçi sendi-kal› olduklar› için ya iflten at›l-d› ya da Kuzey Irak dahil, bafl-ka iflletmelere sürgün edildi.

Temsilci Ertaç Öktem, iflçik›y›m›na iliflkin bilgi verdi¤iaç›klamada, örgütlenme mü-cadelesinden vazgeçmeyecek-lerini kaydetti. Aç›klamaya,Bursa Temel Haklar GemlikTemsilcili¤i de destek verdi.

Ankara'ya ba¤l› 2600 haneli Ya-kup Abdal köylüleri, evlerinin y›-k›lmamas› için mücadele ediyor."Kentsel Dönüflüm Projesi" ad› al-t›nda, sermayenin büyük rant sa¤la-maya çal›flt›¤› proje kapsam›nda,Yakup Abdal Köyü de y›k›mla karfl›

karfl›ya. Köyün evleri "görüntü kirlili¤i" gerekçesi ilehalk›n bafl›na y›k›lmak isteniyor. Köylü kurdu¤u komis-yon öncülü¤ünde evlerini y›kt›rmamaya çal›fl›yor.

Konuyla ilgili görüfltü¤ümüz köylülerden biri, bele-diyenin çöp vergisinden su, elektrik paras›na kadar hertürlü vergiyi ald›¤›n›, ancak otobüslerin dahi köye ç›k-mad›¤›n› belirtiyor. Sular› ise 2.5 ay önce gelmifl. “Va-r›m›z› yo¤umuzu buraya gömdük” diyor, “Zengin olsakne iflimiz var burada. Biz gelince k›ymete bindi buralar.Melih Gökçek'in kar›s› bir saat so¤ukta bekler mi? Gö-rüntüyü bozuyormufluz. Gitsin zenginlerin evini y›ks›n.Biz buradan kesinlikle ç›kmayaca¤›z. Ölmeyi göze alm›-fl›z.”

Komisyonda yeralan Özkan Sakince, Köy Komis-

yonu’nun birlik beraberli¤i sa¤-lamak için kuruldu¤unu kayde-derek, henüz program ç›karma-

d›klar›n›, bilgilendirmeler yapt›klar›n› belirtiyor ve ekli-yor: “Arada ç›kan çatlak sesleri engellemeye çal›fl›yo-ruz. Daha öncede y›k›m karar› geldi. Bir kifli ç›karakkendi bafl›na kendi ç›karlar› için bir fleyler yapm›fl. E¤erbirlikte hareket edilseydi böyle olmazd›. Evlerimizi y›k-t›rmamak için her fleyi yapaca¤›z.”

Bayram Önel isimli köylü ise, karar›n haks›z oldu-¤unu belirterek, “tamamen kendi ç›karlar› do¤rultusun-da, bizlerin haklar›n›, hukuklar›n› dinlemeksizin gasb-etmeye çal›fl›yorlar. Rant kazanmak ad›na köy statüsün-deki bir alan› mücavir (imar dönüflüm kapsam›) alan›nagiriyor diyerek burada ma¤dur edilmeye çal›fl›yoruz.Türkiye'nin her yerinde yoksul mahallelere yönelik sal-d›r›n›n bir devam› olarak düflünüyoruz. Gecekondudayaflayanlara hiçbir hak tan›mad›lar bu zamana kadar,yine ayn›s› oluyor. Bar›nma hakk› en insani hakk›m›z ol-mas›na ra¤men, yok sayarak bu hakk›m›za sald›r›yorlar.Ve ç›k›p yetkili a¤›zlar Sosyal Devlet olgusundan bahse-diyorlar. Acaba neye dayanarak? Biz evlerimizi y›kt›r-mak istemiyoruz. Bu da hep birlikte olmal›. Hukuki vemeflru tüm direniflleri yapaca¤›z” diyor.

Bir köy y›k›ma direniyor

27 fiubat Alibeyköy'de dergi sat›fl› s›ra-s›nda çekildi bu resim. Henüz yafl› küçükolsa da, O bir Yürüyüfl okuru. Caddeleri, so-kaklar› dolduran abilerinin, ablalar›n›n sesi-ne kulak verdi, o gün Cengiz Topel, SayaYokuflu, Çöp Mahallesi ve Meydan'daki ta-n›t›m çal›flmas›nda, Yürüyüfl’ü sat›n alan185 kifliden biri oldu.

Bugün belki fark›nda olmayacak, amayar›n mutlaka anlayacak; resimlerine bakt›-

¤› bu sayfalarda yazanlar, O’nun insan gibiyaflayaca¤› bir Türkiye mücadelesini anlat›-yor, bu mücadeleye ça¤r› yap›yor.

Evet, dergimiz kad›n-erkek, genç-yafll›-çocuk halk›m›za ulaflmaya devam ediyor.Ayn› gün Gebze'deki okurlar›m›z da sokak-lardayd›. 10 okurumuzun kat›ld›¤› ve Dev-let Hastanesi önündeki TAYAD’l›lara sald›-r› nedeniyle ancak 45 dakika sürebilen faali-yette, 24 dergi sat›ld›.

Bayram ÖÖnel

Gerçe¤in sesiyle büyüyecek

Page 44: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Latin Amerika’da gerilla mücadelesine ba¤l› olarakflekillenen halk örgütlenmelerini, yaz› dizimizin öncekibölümlerinde ele ald›k. Bu bölümde ise, Latin Ameri-ka’da özellikle son 5-6 y›l içinde geliflen halk hareketle-rinin dayand›¤› halk örgütlenmelerinin baz›lar›n› elealaca¤›z.

Bu örgütlenmeler, yaz› dizimizin önceki bölümlerin-de ele ald›¤›m›z örgütlenmelerle biçimsel anlamda ben-zerlikler tafl›salar da, nitelik anlamda farkl›d›rlar. Orta-ya ç›k›fllar›ndaki, iflleyifllerindeki benzerlik, hedeflerisözkonusu oldu¤unda tam bir farkl›l›¤a dönüflmektedir.

Farkl›l›k, bu halk örgütlenmelerinin halk iktidar›n›hedefleyecek bir tarzda yönlendirilip yönlendirilmeme-lerine iliflkindir. Önceki bölümlerde ele ald›klar›m›z ge-nellikle devrim mücadelesinin ve giderek halk iktidar›-n›n bir parças› olan, bu do¤rultuda gelifltirilmeye çal›fl›-lan halk örgütlenmeleriydi. Bu bölümde ele alacaklar›-m›z ise, devrim ve iktidar hedefinin sözkonusu olmad›-¤› örgütlenmelerdir.

Brezilya'da Topraks›z Tar›m ‹flçileri (MST), Boliv-ya'da Ba¤›ms›z Halklar Meclisi, Cocalerolar, Paragu-ay'da Ulusal Köylü Federasyonu, Ekvador'da bir köylü,yerli hareketi olan CONAIE, Arjantin’de ‹flsiz ‹flçilerHareketi (MTD), 2000’lerin bafl›ndan itibaren LatinAmerika’da geliflen halk hareketleri içinde en dikkat çe-ken örgütlenmeler oldular. Keza, halk hareketinin geli-flimi içinde bunlar›n d›fl›nda da irili ufakl› birçok kendi-ne özgü halk örgütlenmeleri ortaya ç›kt›.

***Arjantin: Halk ÖrgütleniyorHedefsizlik Ç›kmaza Sokuyor2001’de, 2003’te Arjantin’de büyük ve militan kitle

eylemleri geliflti. Ülkemizde kimileri taraf›ndan “ayak-lanma”, kimilerince “ya¤ma”, kimilerince de “yenitoplumsal hareketler” olarak adland›r›lan halk hareke-ti, mevcut hükümetleri sars›c› bir etki yaratt›, ama onoktada da kald›. Bilindi¤i gibi bu ayaklanmalarda dev-rimci bir önderlik olmad›¤› gibi, devrimci olmasa damerkezi bir önderlik de yoktu.

Siyasal aç›dan kendili¤indenli¤in a¤›r bast›¤› Arjan-

tin’deki eylemler, büyük ölçüde flehirlerde, gecekondusemtlerinde oluflan çeflitli halk örgütlenmelerine dayan›-yordu. Arjantin’deki halk hareketinin en önemli dina-miklerinden biri, ‹flsiz ‹flçiler Hareketi (MTD)’dir.

Bunun yan›nda, özellikle flehirlerde oluflan “Mahallekonseyleri”, halk›n çeflitli kesimlerinin kat›ld›¤›Asamblea’lar, gibi örgütlenmeler, ö¤renci kökenli ha-reketler de vard›. (‘Asamblea’n›n kelime anlam›, birlefl-mek, biraraya gelmifl topluluktur; fiilen kararlar›n al›n-d›¤› halk toplant›lar›na verilen add›r.)

Piqueteros (barikatç›lar) da denilen ‹flsiz ‹flçilerHareketi’nin yol kesme eylemleri, Mahalle Konseyle-ri’nin ve Asamblea’lar, flehirlerde meclisler, komünleroluflturup yaflamaya bafllamalar›, ekonomik kriz nede-niyle patronlar› taraf›ndan terkedilen fabrikalar›n “iflçiözyönetimine” al›n›p, tamamen iflçiler taraf›ndan ifl-lenmeye bafllanmas› (ki böyle fabrikalar›n say›s› 150’yeulaflm›flt›), ülkemizdeki reformist, sivil toplumcu çevre-leri fazlas›yla heyecanland›rm›fl ve ifli “iktidar› hedefle-meyen” bir mücadelenin baflar›s›n›n kan›t› olarak sun-maya kadar gitmifllerdi.

Bunun nas›l bir “baflar›” oldu¤una gelece¤iz, ancakondan önce, hareketin as›l dinami¤i olarak nitelendirdi-¤imiz ‹flsiz ‹flçiler Hareketi üzerinde dural›m.

‹flsiz ‹flçiler Hareketi: Arjantin'de artan iflsiz-lik ve düflen yaflam standart›, toplumsal hoflnutsuzlu¤uda alabildi¤ine büyütmüfltü. ‹flsizler bu koflullarda tümzorluklara ra¤men oldukça yayg›n bir flekilde örgütlen-diler. A¤ustos 2001'de, say›lar› yüz bini aflan iflsiz grup-lar›, ülke çap›nda Arjantin'de üç yüzden fazla anayolutrafi¤e kapatt›. Bu eylem ekonomiyi adeta felç etti. Ey-lemler boyunca befl iflsiz katledildi, üç bine yak›n› tu-tukland›. Fakat iflsizler y›lmad›lar ve örgütlenmelerinigeniflleterek eylemlerine devam ettiler.

‹flsizlerin büyük bölümü, k›sa süre önce özellefltir-meler sonucu iflten at›lanlardan olufluyordu. Esas olarakgecekondu bölgelerinde gerçekleflen iflsizler örgütlen-mesinin bafl›n› da, sendika ve mücadele deneyi olan bu“yeni iflsiz” iflçiler çektiler.

‹flsizlerin örgütlenmesi ve geliflimi asl›nda klasik birgeliflim gösterir. Bafllang›çta küçük gruplar halindebiraraya gelip dilekçeler verip, gösteriler yapt›lar. Ta-leplerinin kaale al›nmamas› üzerine belediye binalar›n›iflgal etmeye, hatta yakmaya, yol kesme eylemleri yap-maya bafllad›lar.

Koflullar asl›nda ülkemizdeki ve benzer IMF progra-m›n›n uyguland›¤› ülkelerden çok farkl› de¤ildir: “Ka-mu iflletmeleri sat›ld› ve o iflletmelerin yeni sahipleribinlerce iflçiyi iflten ç›kard›. Maden ve enerji merkezleride içinde olmak üzere kars›z oldu¤u düflünülen faaliyet-lere son verildi... Kamu iflçilerinin ücretleri düflürüldüve çal›flma koflullar› kötülefltirildi ve pek ço¤u iflten ç›-kar›ld›... Sendikalara sald›r›ld› ve üyeleri iflten at›ld›...Emekliler ve sa¤l›k hizmetlerine bütçesi yetmeyenleri

44

5 Mart 2006 / 42

Yaz› Dizisi: Halk Örgütlülükleri

9Bölüm

Page 45: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

etkileyecek flekilde sosyal hizmetler t›rpanland›...”‹flte bu koflullar›n sonucunda at›lan iflçilerin olufltur-

du¤u ‹flsiz ‹flçiler Hareketi (MTD), sendikal veya siya-sal bir önderli¤in olmad›¤› koflullarda, bir taban hareke-ti olarak bafllam›flt›r.

Her gecekondu semtindeki iflsizlerin kendilerine aitbir alt örgütlenmesi vard›r. Bunlar önce belediyeler dü-zeyinde merkezilefltiler, sonra da belli ölçülerde flehirleraras›nda. Her semt veya belediye birimi, tüm üyelerininkat›ld›¤› genel meclisi taraf›ndan yönetilir. Politika veeylemler bu meclislerde kararlaflt›r›l›r.

‹fl talebi, yiyecek da¤›t›m›, hapisteki iflsiz hareketimilitanlar›n›n serbest b›rak›lmas›, su, yol, sa¤l›k tesisle-ri iflsizlerin belli bafll› talepleridir.

Nitekim eylemler sonucunda devletten asgari ücretligeçici ifller, g›da tahsisat› gibi haklar da elde ettiler. Ba-z› gecekondu semtlerinde iflsizler hareketinin öncülü-¤ünde ortak f›r›n, su ar›tma tesisleri, ilk yard›m merkez-leri gibi ifller yap›ld›.

“Ba¤›ms›z bir örgütlenme” olmak, MTD’nin enönemli özelliklerinden biridir; hiçbir siyasi harekete,önderli¤e tabii de¤ildir, fakat bu ayn› zamanda onungüçsüzlü¤üdür.

Kendi içinde bir hiyerarfliyi, hatta delegeler düzeyin-de temsili bile reddeden ‹flsizler Hareketi, hayat›n zorla-mas› sonucu merkezileflme ihtiyac› duymufltur. Fakat si-yasal ufkunun s›n›rl›l›¤› do¤al olarak yine ayn› kalm›fl-t›r. MTD’nin düzenledi¤i “ulusal çaptaki toplant›s›”ndakabul edilen kararlar, hareketin bu niteli¤ini de göster-mektedir. Bu toplant›n›n ard›ndan ülke çap›nda yap›lanve ülkemiz bas›n›nda, reformist solda bazen “ayaklan-ma” olarak adland›r›lan yol kesme eylemleri flu talepler-le yap›lm›flt›r: (1) Hileli d›fl borçlar›n ödenmemesi; (2)Emeklilik fonlar›na kamu kontrolü; (3) Bankalar›n vestratejik iflletmelerin yeniden ulusallaflt›r›lmas›; (4) Kü-çük çiftçilerin borçlar›n›n affedilmesi ve ürünlerine sür-dürülebilir fiyatlar verilmesi (5) Açl›¤› provoke eden re-jimlerin def edilmesi ve politikac›lar›n yer de¤ifltirmesi-ne son verilmesi.

Bu talepler temelindeki bir hareket, yollar› kesip mi-litanca direnifller gerçeklefltirebilir, ama bu onu devrim-ci yapmaz; o hareket düzen s›n›rlar› içindeki demokra-tik bir hareket olarak kal›r. MTD de böyle bir halk ör-gütlenmesidir.

Buenos Aires’de Paris Komünü’nüarayanlar›n bofl hayalleri: Buenos Aires’deyo¤unlaflan Mahalle Konseyleri’ne, Piqueteroslar’a,Asamblea’lara ve eylemlere bak›p biri “komün ruhuyafl›yor” diye yazm›flt›. Paris Komünü’nde ne kadar bü-yük bir iktidar ufku varsa, tam tersine, Buenos Aires’de-ki konseyler, Asamblea’lar ve Piqueteroslar da o kadariktidar hedefinden uzakt›rlar.

Latin Amerika’da geliflen ve ço¤unlukla da parla-

menterizm kanal›na akan halk hareketleri, elbette dev-rimci geliflmelerin de zemini olabilirler; küreselleflmeci,sivil toplumcu, troçkist teorisyenler, bu eylemleri, hal-k›n devrimci iktidar mücadelesine karfl› kullanmakta ge-cikmediler. ‹ktidars›zl›¤›n teorisi, bu eylemler gösterile-rek tazelendi. Mesela bunlardan birinde flöyle deniyor:

“Arjantinliler t›pk› mahalle konseyleri üzerindenyükselen Paris Komünü’nde, t›pk› tüm iktidar›n sovyet-lere geçmesini talep eden 1917 Ekim ve onu izleyen Al-manya devrimlerinde oldu¤u gibi, devletten bir fley bek-lemiyorlar... devrimci iflçi hareketinin, komünizmin ne-redeyse ony›llard›r unutulmufl gelene¤ini yeni biny›llaberaber canland›rarak, iflçi konseyleri ve milisleri üze-rinde yükselen yeni bir toplumun temellerini at›yorlar-d›.”

Arjantin’deki halk hareketini övüyor görünen bu sa-t›rlar, gerçekte Paris Komünü’nden bafllay›p, EkimDevrimi’nin, Sovyetler’in ve bizzat halk örgütlenmele-rinin ve halk›n mücadelesinin içini boflalt›yorlar.

Reformizm Arjantin’deki komün, konsey ad›n› tafl›-yan örgütlenmeleri ve onlar›n üzerine yükselen mücade-leyi “kitleler kendi kurumlar›n› yaratt›lar ama, burjuvaiktidar ayg›t›na ait olanlar› y›kmaya yeltenmediler”,“bir yanda, burjuva iktidar mekanizmalar›n› y›kmaks›-z›n onun yan› bafl›nda varolmaya çabalayan devrimcioluflumlar”... olarak nitelendirirken, asl›nda klasik“üçüncü alan” teorisini, ütopik “sivil toplum”u savunu-yorlar.

Arjiantin’deki halk hareketi için kullan›lan en isabet-li deyimlerden biri “Kentli Zapatizm”dir. Uygun birdeyimdir. Çünkü orada da Zapatistalar gibi, “dünyay›iktidar› almadan de¤ifltirmek” sözkonusu.

Arjantin’de veya benzer durumdaki ülkelerde, mev-cut hareketi devrimci bir önderli¤e, iktidar hedefine yö-neltmek gerekirken, mevcut durumlar›n› teorilefltirmek,asl›nda halk›n emperyalist politikalara karfl› geliflen tep-kisini daha do¤arken düzeniçinde bo¤makt›r.

‹flte bunun sonucudur ki, “solcu” bir devlet baflkan›veya hükümetin iflbafl›na gelmesi, havuç politikas›na bi-

45

5 Mart 2006 / 42

Konseylerde,Piqueteros’ta,

Asamblea’lardaörgütlenen iflsiz,

evsiz, iflçi,memur, ev kad›n›

Arjantinliler,ayakland›lar,

hayat› felç etti-ler; Fakat

devrimci birönderlikten yoksundular; halk örgütlenmeleri-nin, ayaklanman›n enerjisi, düzenin bir “sol”

seçene¤ine mahkum oldu...

Page 46: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

raz a¤›rl›k verilmesi, bu ülkelerde süreci sonland›rmayayetiyor. Halk ayaklanmas›ndan asl›nda darbe almadanç›kan kapitalist devlet, kendini tahkim etme imkan› bu-luyor.

***Brezilya: Topraks›z K›r ‹flçileri Hareketi (MST)Kitlesel karakter kazanm›fl, giderek siyasi geliflmele-

ri yönlendirebilecek bir güce eriflmifl halk örgütlenmele-rinden biri de, Brezilya’daki Topraks›z K›r ‹flçileri Ha-reketi’dir. "Movimento dos Trabalhadores Ruaris SemTerra", yani k›saca MST olarak tan›nan bu hareket,1980’lerin bafl›ndan itibaren geliflmeye bafllam›flt›r.

Brezilya’n›n en güçlü hareketlerinden birinin “top-raks›zlar” hareketi olmas›n›n elbette nesnel koflullar›vard›r: Topra¤›n adaletsiz da¤›t›m› Brezilya'da korkunçboyutlardad›r. K›rsal alan nüfusunun sadece % 1'indenaz›n› oluflturan 35 bin toprak beyi, ekilebilir topraklar›n% 80'inden fazlas›na sahiptir. Bir baflka çarp›kl›k ise,toprak a¤alar›n›n, büyük kapitalist çiftçilerin ellerindebulundurduklar› topra¤›n ancak yüzde 1-2’sini iflleyip,geri kalan bölümünü iflletmeden özel mülkiyetleri altn-da tutmalar›d›r.

Bu gerek k›rsal alandaki topraks›z köylülerde, gerek-se de flehirlere göçedip gecekondulara yerleflmifl amaköylülükten kopmam›fl kesimlerde düzene karfl› büyükbir öfke biriktirmifltir. MST bir anlam›yla bu öfkeyi ör-gütlemifltir. Bu anlamda sadece köylerde de¤il, gece-kondularda da sözünü etti¤imiz kesim içinde örgütlen-mifltir.

Köylülerin iflgal eylemleri, belli bir baflar› kazand›k-ça, topraks›zlar bu mücadele biçimi etraf›nda kenetlen-mifller ve örgütlülük giderek yayg›nlafl›p geliflmifltir.

Bugün MST, 400 binden fazla aileyi (yani yaklafl›k 2milyondan fazla insan›), ço¤unlu¤u kolektif üretim ko-operatiflerinde olmak üzere, iflgal edilmifl topraklarayerlefltirmifltir. Öyle ki, adeta do¤rudan kitle hareketiy-le k›smi bir toprak reformu gerçeklefltirilmifl Brezil-ya’da. Sadece yak›n dönemin rakamlar›n› verirsek; top-rak iflgallerinin say›s› 2002'de 176 idi, bu rakam 2003'te328'e ç›kt›. Topraks›z iflçilerin toprak iflgalleri için ör-gütledi¤i kamp yerlerinin say›s› 2002’de 64'tü, kampla-r›n say›s› 2003’te 198'e yükseldi. MST’nin organize et-ti¤i kamplarda yaflayanlar›n say›s› da yaklafl›k 50 bin ci-var›na ulaflt›. San›r›z iflgal eyleminin boyutlar›n› anlat-mak için flu örne¤i vermek yeterli olacakt›r: BugünMST önderli¤inde iflgal edilmifl topraklar›n yüzölçümü,mesela Belçika’n›n yüzölçümünden fazlad›r.

Bunlar için elbette büyük bedeller ödemifl MST. Birdönem iktidar taraf›ndan “illegal” ilan edilmifl, gerekpolisin, gerekse de toprak a¤alar›n›n oluflturdu¤u ölümmangalar›n›n sald›r›lar›na maruz kalm›flt›r. Bu süre için-

de 1500'den fazla MST militan›, önderi, ordu, polis vetoprak sahiplerinin kurdu¤u ölüm mangalar› taraf›ndankatledildi. Bunun d›fl›nda toprak iflgalleri sürekli bir ça-t›flma durumu da demektir. Mesela sadece Ocak ve Ka-s›m 2003 aras›nda MST önderli¤indeki toprak iflgali gi-riflimleri sonucu k›rsal alanda 1197 çat›flma yafland›¤›kaydedilmifltir.

MST’nin örgütlenifli, iflleyifli: MST’ninana slogan› "‹flgal et, Diren, Üret"tir. Bu, MST’nin po-litikas›n› ve örgütlenmesini de ifade etmektedir asl›nda.MST, belli bir bölgede, köyde, önce ifllenmeyen bir top-ra¤› iflgal etmek için örgütlenme yapmaktad›r. Toprakla-r›n iflgal edilmesi, hem paramiliter güçlerin sald›r›s›nakarfl› bir örgütlenmeyi, hem de üretim için bir örgütlen-meyi zorunlu k›lmakta ve köylüler bu çerçevede örgüt-lenmektedir.

Köylerde, iflgal edilmifl bölgelerde kurulan kamplar-da oluflturulan Meclisler, MST’nin de as›l örgütlenmeorganlar›d›r. Meclisleri, kongreleri tüm üyelerin kat›l›-m›yla yapmak esast›r. Bu meclislerde toplumun en d›fl-lanan kesimleri olan kad›nlar›n, etnik az›nl›klar›n temsi-li sa¤lan›r. Ki bu politikan›n sonucunda, MST’nin ön-derlerinin yar›ya yak›n› kad›nlardan oluflmaktad›r. Her40-50 ailelik gruplar oluflturulup bunlar›n yerel önderle-ri seçilmekte, günlük iflleyifl bunlar arac›l›¤›yla sa¤lan-maktad›r. Ayr›ca kamplarda politik e¤itim için okullaraç›lmaktad›r.

MST’nin ç›kmaz›: MST önderlerinin büyükbölümü, sosyalizmi savunmaktad›r. Ancak bu örgütseltemeli olmayan bir sosyalizm savunuculu¤udur. Veyaülkemizdeki legal particilerin sosyalizm savunuculu¤ugibi bir savunmad›r. Bu kadar yayg›nlaflm›fl, geliflmiflbir örgütlenmeye sahip olunmas›na ra¤men, sosyalizmigerçeklefltirebilecek iktidar perspektifli bir örgütlenmeyönelimi yoktur.

Bu yayg›n örgütlenme, bir devrim ve iktidar ufkununuza¤›nda oldu¤u için, bütün gücünü sonuçta getirip dü-zeniçi seçeneklere kanalize etmektedir. Nitekim, Brezil-ya’daki son seçimlerde MST, Lula’y› desteklemifltir.

Lula Da Silva, 2002 seçim kampanyas›nda MST'denaç›kça teslimiyet talep etti. Bu talepler, “tüm kitlesel ey-lemlerin durdurulmas›, toprak iflgallerine son verilme-si”ydi. “Orta s›n›f seçmenleri korkutmamak için” ey-lemlere son verilmesi flartt›. MST bu talebi kabul etti.

Lula’n›n emperyalizmle, emperyalizmin ekonomikprogram›yla ve oligarfliyle uzlaflmas› aç›k olmas›na ra¤-men, bu talepleri kabul etti¤i gibi aktif biçimde de seçimkampanyas›na kat›ld›. Milyonlarca yoksulu, topraks›z›Lula'ya oy vermeye yöneltti.

Fakat, k›sa süre sonra Lula’n›n emrindeki polislerinnamlular›, köylü hareketinin üzerine döndü. Toprak ifl-gallerine karfl› ac›mas›zca sald›r›lmaya baflland›¤› gibi,ülke çap›nda uygulanan politikalar da hiç de halk›n ç›-kar›na de¤ildi.

46

5 Mart 2006 / 42

Page 47: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Bask›lar karfl›s›nda MST’de kaç›n›lmaz bir iç tart›fl-ma yaflanmaya baflland›. Hareket içindeki özellikle ye-rel önderler, topraks›z k›r iflçilerinin Lula ile bir gelece-¤i olmad›¤›n› söylemeye bafllad›. Ancak bunun yerinetek önerebildikleri MST’nin kendi “do¤rudan eylem”çizgisine, yani toprak iflgalleri politikas›na devam etme-sidir. ‹ktidar›n icazetini ve iktidarla iflbirli¤ini reddetme-si bak›m›ndan olumlu görünebilecek bu itiraz bile ken-di içinde bir açmazd›r.

Ayn› Arjantin’deki örgütlenmeler için “bu meclisler,acaba yeni bir sosyalizmin temeli olabilir mi?” sorusu-nun sorulmas› gibi, MST örne¤inde de toprak iflgallerin-de kazan›lan konjonktürel baflar›, köylülü¤ün kurtuluflu-nun düzeniçinde sa¤lanabilece¤i gibi “iktidars›z” çö-züm modellerine bir örnek olarak bak›lmaktad›r.

Arjantin’deki ‹flsiz ‹flçiler Hareketi, Brezilya’dakiTopraks›zlar Hareketi, bize, her taban örgütlenmesinin,her halk örgütlenmesinin otomatikman/kendili¤indendevrime hizmet eden bir karakter tafl›mayaca¤›n› dagöstermektedir. Onun niteli¤ini belirleyen esas olarakbiçimi (yani örne¤in hepsinin halk meclisi tarz› bir iflle-yifle sahip olmas›) de¤il, önderliklerinin neyi hedefledi-¤idir. Tabandan do¤mufl bu tür halk örgütlenmeleri, dev-

rime de yönelebilir, düzeniçi çözümler bata¤›nda bo¤u-labilir de. Bunu belirleyecek olan bu tür örgütlenmele-rin yönünü nereye dönece¤idir.

Yaz› dizimizin ilk bölümlerinden birinde belirtmifl-tik; devrimci bir parti, iktidar için savafl›rken de, iktida-r› devrald›ktan sonra da, halk örgütlülüklerine dayan-mal›d›r. Ayn› flekilde bunun tersi de do¤rudur; bir halkörgütlenmesinin halk›n kurtulufluna hizmet edebilmesi,onun devrimci bir önderli¤e ve iktidar hedefine sahipolmas›yla do¤ru orant›l›d›r. Böyle bir önderli¤in ve he-defin yoklu¤unda, k›sa, orta vadede halk›n ekonomikdemokratik sorunlar›n›n çözümüne hizmet eden halk ör-gütlenmeleri, bir noktadan sonra, örgütledi¤i kitleleridüzeniçinde tutman›n, kendi iktidar› hedefinden uzak-laflt›rman›n bir arac› haline de dönüflebilir. Bu bölümdeele ald›¤›m›z MST ve MTD aç›s›ndan söylersek; henüzbirer düzen örgütlenmesi olmam›fllarsa da, büyük vemutlak çözülmesi gereken bir t›kan›kl›kla karfl› karfl›yaolduklar› aç›kt›r. Ya devrime yönelecek, ya düzeniçiseçeneklerin birine yedekleneceklerdir. Kendi pratikleribaflka seçene¤in olmad›¤›n› gösteriyor zaten.

- devam edecek -

47

5 Mart 2006 / 42

Trabzon Temel Haklar, kentte son süreçte yaflanan-larla ilgili gerçeklerin halktan gizlenmek, üzerinin ör-tülmek istendi¤ini belirterek bir kampanya bafllatt›.

1 Mart’ta yapt›¤› aç›klama ile yaflananlar› özetleyenTemel Haklar, “Gazetemiz Özgür Karadeniz'in Sesi ile,dernek bültenlerimizle; sokaklarda, köylerde insanlar›-m›za ulafl›p gerçeklerimizi hat›rlataca¤›z, tart›flt›raca-¤›z” dedi.

“Trabzon’da neler oluyor; bilmek hakk›n›z” de-nilen aç›klamada, “hamsiyle, f›nd›kla, yeflil ve mavininbulufltu¤u flehir olarak an›lan” Trabzon’un, “flimdiler-de ise linç giriflimlerinin, fuhuflun, mafyan›n, ölümlerinyafland›¤› kent olarak” an›ld›¤› belirtildi ve flu soru so-ruldu:

“Peki kim veya kimler bu hale getirdi kentimizi?”

Cinayetlerin, linç giriflimlerinin, Kürt bir iflçininkatledilmesinin, neredeyse her gün yaflanan çat›flmala-r›n, mafya icraatlar›n›n hat›rlat›lmas›n›n ard›ndan, flutespitlerde bulunuldu:

“Sovyetler Birli¤i y›k›ld›ktan sonra, ülkemizde veilimizde de fuhufl sektörü oluflturuldu ve bu sektör güngeçtikçe büyüdü. Kendi mafyas›n› da beraberinde ya-ratt›. Fuhuflla birlikte uyuflturucu sektörü de büyüdü.

Sokaklar esrar çeken gençlerle doldu. Mafya es-naftan, futbolculardan haraç almaya bafllad›. Buolanlar en son Fatih Tekke ve Gökdeniz Karade-niz bünyesinde yaflanan hesaplaflmalarla günde-me geldi. Ülke gündemine yans›mayan hesap-laflmalar›n, dökülen kan›n ise haddinin hesab›-n›n olmad›¤›n› kentimiz insan› çok iyi bilir...”

Mafyan›n ve mafyayla ilintili tarikatlar›n, partilerinönünün bilerek aç›ld›¤›n› vurgulayan Temel Haklaraç›klamas›nda Trabzon halk›na da flu ça¤r›da bulunulu-yor:

“TRABZON HALKI;Tüm bu olanlar›n sorumlusuna DIfi GÜÇLER de-

mektedirler. Do¤rudur tüm bu yaflananlar›n sorumlula-r› DIfi GÜÇLER ve bu d›fl güçlerin ç›karlar›d›r. Bu DIfiGÜÇLER'in ad› Emperyalizm'dir.

... Trabzon Amerikan üslerine, limanlar›na haz›rlan-maktad›r, Trabzon'da emperyalistler kar etsin diye yok-sulluk, iflsizlik büyüyecektir. Emperyalizm, dünyayaf›nd›k satan bizim gibi ülkelerde f›nd›¤› IMF politika-lar›yla bitirmektedir. Bunun sonucunda do¤acak olaniflsizlik ve yoksullu¤a tepkilerin önünü de flimdidenböyle kesmeye çal›flmaktad›r. Emperyalistlere ve onla-r›n yerli iflbirlikçilerine yöneltece¤imiz tepkiyi farkl›kesimlere yönelterek bizleri daha rahat sömürmek isti-yorlar. Emperyalistlerin ve yerli iflbirlikçilerinin oyun-lar›n› bofla ç›karal›m.

ONLARIN GÖSTERD‹⁄‹ HEDEFLERE DE⁄‹L,YOKSULLU⁄UMUZUN, ‹fiS‹ZL‹⁄‹M‹Z‹N SO-RUMLULARINA YÖNELEL‹M!”

TRABZON’DA NELER OLUYOR?

Trabzon Temel Haklar, Trabzon Halk›n› sormaya, sorgulamaya ça¤›r›yor;

Page 48: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

Geçen hafta Radikal’de manflet-ten verilen, di¤er burjuva bas›ndada genifl yeralan bir haber, burjuva-zi cephesinin sosyalizm korkusununnas›l hâlâ dipdiri oldu¤unu gösterirnitelikteydi. Haks›z da say›lmazlar;yoksullu¤un, adaletsizli¤in, emper-yalist zulmün böylesine boyutland›-¤› bir dünyada sosyalizm idealininyeniden kitleleri sarmas› kaç›n›l-mazd›r ve bu, kimi demagoglar›niddialar›n›n aksine, çok daha yak›nbir sürecin gündemidir. AvrupaKonseyi’nin anti-komünist karar›n-da da bu korku vard›.

Sözünü etti¤imiz habere göre;

SBKP’nin 20. Kongresi’nde, dö-nemin Devlet Baflkan› Nikita Serge-yeviç Kruflçev, Stalin'i k›nayan birrapor sunmufltu. Raporun '50 y›lgizli’ olaca¤› karar› al›nm›fl ve bu-gün aç›klanm›fl. Kruflçev, raporun-da, Stalin’in “kitlesel sürgün, teröryolunu seçti¤ini, O’nun hapse att›k-lar›n›n kurtar›l›p partiye al›nd›¤›n›ve komünizme hizmet ettiklerini,Stalin döneminin facia oldu¤unu”hatta, “Stalin olmasayd› ‹kinciDünya Savafl›’n›n da olmayaca¤›-n›” söylüyordu.

‹lk soru flu: 20. Kongre yeni mikeflfediliyor? Kruflçev’in Stalin’edüflmanl›¤› kadar, 20. Kongre’ninsosyalizmden sapmada dönüm nok-tas› olmas› da ilgili herkesin bildi¤ibir gerçek. Nitekim Marksist-Leni-nistler, Sovyetler y›k›lmadan öncebunu birçok kez dile getirmifller, ki-mileri Gorbaçov’un Stalin’e yöne-lik sald›r›lar›n› elleri patlayana ka-dar alk›fllarken flöyle demifllerdir:

"Gorbaçov’un Stalin hakk›ndakide¤erlendirmeleri nesnel olmaktanuzak oldu¤u gibi, bugüne kadarsöylenenlerden farkl› bir içerik detafl›m›yor. Asl›nda Gorbaçov, 20.Kongre’de Kruflçev’in Stalin’e yö-nelik sald›r›lar›n› onayl›yor." (YeniÇözüm, May›s 1988, ‘SSCB Gerçe-¤i, Gorbaçov ve Devrimci Tav›r’)

As›l soru da burada. Sovyetler’in

kazan›mlar›n› büyük oranda tasfiyeeden emperyalist Rusya’n›n “50 y›l-l›k s›rr›” korudu¤unu varsayal›m (kiKruflçev’in Stalin’e sald›r›lar› tümyönleriyle bilinen ve mahkum edi-len bir durumdur), hatta Stalin nez-dinde süren sosyalizmi karalamakampanyas›n›n yeniden yo¤unlaflt›-¤› flu günlerde zamanlaman›n bir te-sadüf oldu¤unu da düflünelim. Budurumda dahi en yal›n soru fludur;Stalin’e bunlar› söyleyen Kruflçevkimdir, o günün koflullar›nda kara-laman›n temelinde yatan nedir?

Kruflçev önderli¤inde 20. Kong-re’de al›nan kararlar, sosyalizminrevizyona tabi tutulmas›n›n temelle-rini oluflturmufl, sosyalizm düflünce-sinde kaos ve kargaflan›n tohumlar›at›lm›fl, Sovyet toplumunun gelifl-mesinde t›kan›kl›¤a ve gerilemeyeneden olmufl, uluslararas› sosyalisthareketi bölerek emperyalizm karfl›-s›nda güçsüzlefltirmifltir.

SBKP 20. Kongre kararlar›ylabafllat›lan ve emperyalizmle "bar›fliçinde birarada yaflama", "bar›fliçinde yar›fl" ve "bar›flç›l geçifl" tez-leriyle formüle edilen revizyonizm,Kruflçev ve Brejnev dönemlerindead›m ad›m gericileflerek, Gorbaçovsürecinin burjuva reform çizgisine,ard›ndan kapitalizmin restorasyonuve y›k›ma kadar gelinmifltir.

Yani, Sovyetler’in y›k›lmas› ni-cel birikimlerin sonucudur ve nitelde¤ifliklik olarak karfl›m›za sosya-lizmin tasfiyesi olarak ç›km›flt›r.Karfl›-devrimci Gorbaçov, ideolojikg›das›n› Kruflçev ve Buharin’den al-m›flt›r. Sovyet halklar› bugün kapi-talizmin azg›n sömürü çark›n› yafl›-yor, Sovyet cumhuriyetleri tekelle-rin cirit att›¤›, emperyalistlerinhalklara sald›r› amaçl› askeri üslerkurdu¤u alanlara dönüflüyorsa, busüreç Kruflçev ile bafllam›flt›r.

Daha Sovyetler y›k›lmadan,Marksist-Leninistler’in, “Revizyo-nizmin hakim k›l›nd›¤›, enternasyo-nalizmin terk edildi¤i, dünyan›n ilk

sosyalist devletini infla eden Sta-lin’in küçük düflürüldü¤ü, suçland›-¤›, Kruflçev önderli¤inde al›nan 20.Kongre’nin tüm revizyonist kararla-r› reddedilmesini” istemelerinin te-melinde de, bu tasfiye hareketi önü-ne set çekme ve sosyalizmin sorun-lar›n›n yine sosyalist politika içindearanmas› vard›r.

Kruflçev’in, revizyonist tezleri-nin kabul edilmesi için öncelikliolarak Stalin’i mahkum etmesi ge-rekiyordu. Lenin’in ölümüne kadark›sa süreli olarak O’nun önderli¤in-de geliflen inflaa sürecinin büyükbölümü Stalin önderli¤inde gelifl-miflti. Y›k›lm›fl, sefalet içinde birhalk› aya¤a kald›rm›fl ve kapitaliz-min yüzy›llara dayanan sanayilefl-me sürecini çok k›sa sürede gerideb›rakm›flt›. Emperyalizmin gayri-meflru çocu¤u faflizme karfl› savafl›nkomutan› mahkum edilmeden, em-peryalistlerle “bar›fl içinde bir aradayaflama” teorileri elbette savunula-mazd›. Sonraki y›llarda görülece¤igibi, enternasyonalizmin terkedil-mesi, hatta kimi zaman devrimcihareketlerin karfl›s›nda faflist ikti-darlarla ç›kar iliflkileri kurulmas›ancak Stalin’in karalanmas›, onunyaflama geçirdi¤i politikalar›n reddiile mümkündü.

Bu karalaman›n, Stalin’i ‹kinciDünya Savafl›’n›n müsebbibi gös-termeye kadar varmas›, sald›r›n›nne denli subjektif ve emperyalistler-le bar›fl içinde yaflamaya dönük ya-

48

5 Mart 2006 / 42

Stalin’le Savafl Bitmez!

Page 49: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

t›r›m oldu¤unun bir baflka kan›t›d›r.

Oysa, burjuva ideolojisindenbeslenmeyen herkes, her iki dünyasavafl›n›n da, ekonomik ve siyasi te-mellerinin tekellerin pazar kavgas›oldu¤unu, Hitler faflizminin, bugünvarl›¤›n› sürdüren emperyalizminürünü oldu¤unu çok iyi bilir. Yanibu konuda söylenecek bir fley varsa,bu, “Stalin olmasayd› 2. Dünya Sa-vafl› olmazd›” gibi bir z›rva de¤il,Stalin ve komutas›nda kahramancasavaflarak 20 milyon evlad›n› flehitveren Sovyet halklar› olmasayd›,savafl›n sonucunun faflizmin ölüm-cül yenilgisi olmayaca¤›d›r.

Bu gerçeklerle birlikte bak›ld›-¤›nda, Kruflçev’in siyasi olarak neyitemsil etti¤i unutulmad›¤›nda, bukaralamalar›n hiçbir anlam›n›n ol-mad›¤› da görülür. Ancak, burjuvazikomünizm karfl›s›nda ideolojik ola-rak o denli güçsüzdür ki, 50 y›ll›kteranelere dahi dört elle sar›lmakta-d›r. Burjuva bas›nda bu habere bukadar itibar edilmesi de buradankaynaklanmaktad›r.

Stalin’i Karalayanlara Rus Halk› Cevap Veriyor

Peki bu haberler gerçekleri de-¤ifltirebilir mi? Bilimsel olarak el-bette hay›r. Ama özellikle Rus halk›nezdinde de de¤ifltirmedi¤ini göste-riyor. Bu haberlerin Rus bas›n›ndada yeralmas›n›n ard›ndan tüm Rus-ya çap›nda yap›lan bir ankette,1917’den bu yana ülkeyi yönetenleraras›nda “en sevilen lider” olarakStalin ç›kt›. Bu kadar karalama,halk›n yüzde 70’inin Stalin’i olum-lamas›n› de¤ifltirememifl demek ki!Peki neden Stalin sevgisi? Rus hal-k› ilk olarak, geri, cahil bir toplumugetirdi¤i düzeye vurgu yap›yor.‹kincisi ise O’nun “eflitlikçi uygu-lamalar›”na. fiöyle diyor Rus hal-k›; “Stalin zaman›nda Roman Abro-movich (kapitalizmin peydahlad›¤›milyarder patron) olabilir miydi?”

Peki Kruflçev hakk›nda ne düflü-nüyor Rus halk›? Ayn› araflt›rmabuna da cevap veriyor. ‘En nefretedilen liderler’de Kruflçev birinci,Gorbaçov ikinci, Yeltsin üçüncü

s›ray› al›yor. Nas›l Sta-lin sevgisi sosyalizmeözlemin ifadesi ise, bus›ralama da sosyaliz-min tasfiyesinden so-rumlu tuttuklar› karfl›devrimcilere halklar›nlanetinin ifadesidir.

Size Ne Oluyor?!

Stalin’e sald›r›dabirleflenlerin olufltur-du¤u tablo ise daha dailginçtir. Burjuva med-yan›n “solcusu” Radi-kal’den faflist islamc›Vakit’e kadar, Stalin’esald›r› sözkonusu olun-ca ayn› dilden konufl-mufllard›r.

Art›k flundan kimsenin kuflku-su yoktur: Stalin düflmanl›¤›n›n,Stalin’e yönelik karalama kampan-yalar›n›n temelinde, sosyalizme,proletarya diktatörlü¤üne düflman-l›k vard›r. “Sosyalizmin savunulma-s› için Stalin’in savunulmas›na ihti-yaç yoktur” diyen reformizm de bugerçe¤i pekala bilir. Ama onlar daproletarya diktatörlü¤ünü reddettik-leri ve sosyalizmi, ne idü¤ü belirsiz,sosyal demokrasiye meyilli “özgür-lükçü sosyalizm” olarak pazarlama-ya çal›flt›klar›ndan, Stalin’e sald›r-maktad›rlar. Ve sosyalizmin inflaas›gibi zor bir süreçte karfl›-devrimci-lerin tasfiyesini, burjuva “insanhaklar›” kriterlerine vurarak bak-maktad›rlar.

Burjuvazi cephesinden yönelensald›r›larda ise, “öldü” diye ilan et-tikleri sosyalizmin, üzerlerinde birhayalet gibi dolaflt›¤›n› görmeninyaratt›¤› hezeyan vard›r.

Bu hezeyan sadece Avrupa Kon-seyi’nin karar›nda somutlanan em-peryalistlerde yoktur, ayn› zamandaülkemizde burjuva bas›nda da s›kçadepreflir. Yukar›da aktard›¤›m›z ha-ber ve Abbas Güçlü'nün KanalD'deki Genç Bak›fl program› bir kezdaha bunu gösterdi.

Programda, Stalin'den “cani” di-ye sözeden Erkan Mumcu, salonda-ki Ankara Üniversitesi ö¤rencileri-

nin protestosu ve soru ya¤muru ilekarfl›laflt›. Önce, Sabah Yay›n Yö-netmeni Fatih Altayl›, “StalinistGençlik” bafll›kl› bir yaz› yazd› veakl›s›ra, gençlerimize Stalin’in kimoldu¤u konusunda “tarih dersi” ver-meye kalk›flt›. Ard›ndan Radi-kal’den Hakk› Devrim, “Rus halk›-n› anlad›k, ama bizim gençlerimizene oluyor” içeri¤inde ayn› fleylerianlatt›.

Öyle ya, bu kadar karalamakampanyas› yürütüyoruz, hiçbirmaddi temeli olmadan, -emperyalistefendilerimizin bize ö¤retti¤i gibi-Hitler’in ad›n› anarken Stalin’i deonunla birlikte an›yoruz ama bugençlere ne oluyor da hâlâ Stalin’isavunuyorlar!

Biz cevaplayal›m: Ruslar, sosya-lizmin kazan›mlar›n› bildikleri, ya-flad›klar› için Stalin’e özlemlerinidile getiriyorlar. Bizim gençli¤imizde, sizin yalanlar›n›za kulaklar›n› t›-kay›p tarihe halklar›n penceresindenbakt›klar› ve sosyalizmin kazan›m-lar›n› yaflamak istedikleri için, nas›lbir batakl›k oldu¤u herkesçe bilinenburjuva politikas›n›n bir figüran›karfl›s›nda Stalin’i savunuyorlar.

Burjuvazinin ve onlar›n sözcüle-rinin Stalin’le savafllar› hiçbir za-man bitmeyecektir. Çünkü, bafltabelirtti¤imiz gibi, sosyalizmin atefllinefesini enselerinde hissettikçe,onunla birlikte Stalin’in hayalinebeyhude k›l›ç sallayacaklar.

49

5 Mart 2006 / 42

Proletarya iide-olojisinin, kko-münizmin bbü-yük öönderiKarl MMarks’›14 MMart 11883tarihinde kkay-bettik. AAma OOhiçbir zzamanölmedi, 1123 yy›lsonra dda ddü-flünceleri vvemücadelesiyleyafl›yor, ddün-yan›n ddört bbiryan›ndaki ddev-rim kkavgalar›n-da ssavafl›yor...

Page 50: Çeteler özgür! Katliamc›lar cezas›z! - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/042.pdf · Mevcut Türkiye tablosunu bir cümleyle özetlemek gerekirse san›r›z en uygun sözlerden

50

5 Mart 2006 / 42

Ömrünü,ba¤›ms›zl›k,demokras i ,sosyalizm mü-c a d e l e s i n eadayan, em-peryalizme vefaflizme karfl›kendi çizgisin-de bir müca-delenin “nefe-ri” olan MihriBelli’nin 90.

yafl› bir dizi etkinlikle kutlan›yor.

Kendini eme¤in kavgas›na adayanlar› yaflarken sa-hiplenme düflüncesinden yola ç›k›larak düzenleneceketkinliklerin ilki, 1 Mart’ta Leman Kültür’deki kokteyloldu. Ayn› gün akflam, Yenimelek Gösteri Merkezi'ndedevam edildi. Programa çeflitli demokratik kitle örgütle-ri, ayd›nlar ve sanatç›lardan oluflan 1500 kifli kat›ld›.

TAYAD'l› Aileler’in de yerald›¤› gecede, Ak›n Bir-dal, Vedat Türkali, Eflber Ya¤murdereli, Ferhat Tunç,Suavi, Edip Akbayram, ‹lkay Akkaya, Yasemin Göksu,Mor ve Ötesi Grubu konuflmalar yapt›lar, türküler ses-lendirdiler. Konuflmalarda Mihri Belli'nin geçirdi¤i 90y›la iliflkin anlat›mlar vard›.

Mihri Belli ise yapt›¤› konuflmada Amerikan emper-yalizmine de¤inerek, bütün solu sosyalizmi kurmak içinmücadeleye, alanlara ça¤›rd›. Bir ömür boyu devrimci-li¤in sayg›n örneklerinden olan Belli, “hala yap›lacakçok ifl var” sözleriyle de, Türkiye’de sosyalizm için mü-cadeleden Yunan ‹ç Savafl›’nda faflistlere karfl› direnifleuzun yürüyüflünün bitmedi¤inin mesaj›n› verdi.

Son olarak tüm sanatç›lar ayd›nlar Mihri Belli ve yolarkadafl› Sevim Belli ile birlikte Enternasyonel Marfl›’n›okuyarak geceyi sonland›rd›lar.

"Ba¤›ms›zl›k, Demokrasi, Bar›fl ve Sosyalizm Yo-lunda 90. Yafl›" ad›yla düzenlenecek etkinliklerde, HÖCde yeral›yor.

✔✔ ÖÖzkök SSert KKayaya ÇÇarpt›Kimi burjuva demagoglar vard›r, s›n›f kinlerini kus-mak, Marksizm-Leninizme ve devrimci kiflilikleresald›rmak için adeta f›rsat kollar, böyle bir f›rsatbulam›yorsa da, zorlama bir flekilde yarat›r.

Hürriyet Yay›n Yönetmeni Ertu¤rul Özkök bunlar›nbafl›nda gelir. Y›lmaz Güney’in belgeselini çek-meye haz›rlanan Yönetmen Fatih Ak›n, Güney’ino¤lunun “babas›n›n kendisine Mao’nun sözleriniö¤retti¤ini, ö¤renemeyince de ‘kula¤›n› çekti¤ini’”söylemifl. Bir anekdot, O’nun o¤lunun devrimciolmas›n› istemesine iliflkin “bir an›”, en fazla.

Ama, Özkök, devrimci Y›lmaz Güney’e olan kininikusmak için f›rsat yakalad›¤›n› düflünerek alm›flkalemi eline ve kusmufl.

Fatih Ak›n’›n Y›lmaz Güney’den çok daha büyükbir yönetmen oldu¤undan, O’nun “kulak çek-mekle kalmay›p, mutlaka o¤lunu dövmüfl oldu-¤una” kadar kehanetlerine kadar s›ralam›fl. Vesonunda “sadede” gelmifl:

“fiimdi hepinize sormak istiyorum. Mao’nun, En-ver Hoca’n›n, Lenin’in veya Stalin’in, bugün art›khiçbir anlam› kalmam›fl z›rvalar›n› ö¤renmeyi red-deden çocu¤unu döven birisi, kahraman olmay›hak ediyor mu? Bence etmiyor.” (25 fiubat)

Bofl yere ç›rp›nma Özkök; ne devrim korkusunuböyle bast›rabilirsin, ne de devrimci Y›lmaz Gü-ney’i karalayabilirsin. Buna gücün yetmez. O,halk›n yüre¤indedir, bilincindedir. Peki sen halk›nbilincinde nas›l yer edeceksin? Tekellerin kalem-flörü, kifliliksizlik timsali, katliam alk›flç›s›, otobü-sün ne oldu¤unu dahi bilmeyen bir burjuva.

O¤lu ve k›z›n›n aç›klamalar›, suç duyurusu, tazmi-mat davas› da, yaz›daki yalanlar› yeterince a盤aç›karm›flt›r.

✔✔ Çiçek ppatronlara hhesap vverdiAdalet Bakan› Cemil Çiçek, TÜS‹AD yöneticileriyle

“yarg› reformu” konulu toplant›da biraraya geldi.fiöyle seslendi patronlara; “ben dahil, bu ülkede ka-mu ad›na görev yapanlar, sizlerin verdi¤i vergilerdenmaafllar›n› almaktad›r. Dolay›s›yla yapt›¤›m›z çal›fl-malarla ilgili bilgi vermek bizim görevimizdir.”

Patronlar karfl›s›nda “görevine” sad›k olan Çiçek, ifl-çiler, memurlar karfl›s›nda bu görevini hat›rlam›yor.Mesele vergiyse, en büyük vergi yükü halk›n s›rt›n-da, patronlar›n ise vergi vermemek için çevirdikleridolab› herkes bilir. Patronlara bilgi veriyor, halklahiçbir fleyi paylaflm›yor, hatta fiemdinli gerçe¤ini an-latan bürokrat› susturuyor. “Bilgi edinme yasas›” ç›-kar›yorlar, onu da paral› hale getirerek, asl›nda buhakk›n paras› olan için oldu¤unu söylüyorlar.

not düflüyoruz

‹brahim Temel’i kaybettikÇa¤layan Halk Meclisi Baflkanl›¤› ya-

pan ‹brahim Temel, 16 fiubat günü geçir-di¤i kalp krizi sonucu hayat›n› kaybetti.

23 Aral›k 1941 Sivas/Kangal do¤um-lu olan ‹brahim Temel, Ça¤layan HalkMeclisi’nin faaliyetlerini sürdürdü¤ügünlerde, Ça¤layan halk›n›n haklar›n› ka-zanmas›, örgütlenmesi için çaba harcad›.Çünkü, ancak örgütlü bir halk›n güçlüolabilece¤ine inand›. Ça¤layan halk›,

O’nun bu düflüncesini miras olarak devralacak ve ör-gütlenecek.

Mihri BBelli 90 YYafl›nda