15
WWW.ZORLUPSM.COM EYLÜL 2019 NO. 22 NEUE! STEP BAŞLIYOR 11-29 Eylül tar�hler� arasında Zorlu PSM’y� baştan sona saracak sonbahar fest�val� Neue! Step, melod�n�n der�n sularına dalarak neo-klas�k, avangart ve amb�ent müz�ğ�n açacağı yen� ufukları keşfedecek. MÜZİKAL KONSER TİYATRO FESTİVAL GÖSTERİM PARTİ AİLE EĞLENCESİ OPERA BALE DANS STAND UP ATÖLYE SERGİ PANEL *ÜCRETSİZDİR BALTHAZAR CARL COX CEM YILMAZ SAYFA 12 SAYFA 22 SAYFA 3 “Bunker”, “Do Not Claim Them Anymore” ve “I’ll Stay Here” parçalarıyla dünya çapında büyük bir dinleyici kitlesine ulaşan Balthazar, Garanti BBVA Konserleri kapsamında 27 Eylül’de Zorlu PSM’de! 28 Eylül'de Carl Cox Zorlu PSM & Jeton Records iş birliği ve %100 Music'in katkılarıyla 10 yıl aradan sonra ilk kez İstanbul'da! Rengarenk olduğu kadar kahkaha dolu bir sezona hazırlanan Zorlu PSM'de Cem Yılmaz, yeni gösterisi "CMYLMZ - Diamond - Elite Platinum - Plus" gösterisi ile sezon boyunca Zorlu PSM'de! GARANTI BBVA KONSERLERI: %100 MUSIC PRESENTS:

EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

WWW.ZORLUPSM.COM

EYLÜL 2019

NO. 22

NEUE! STEPBAŞLIYOR11-29 Eylül tar�hler� arasında Zorlu PSM’y� baştan sona saracak sonbahar fest�val� Neue! Step, melod�n�n der�n sularına dalarak neo-klas�k, avangart ve amb�ent müz�ğ�n açacağı yen� ufukları keşfedecek.

MÜZİKAL � KONSER � TİYATRO � FESTİVAL � GÖSTERİMPARTİ � AİLE EĞLENCESİ � OPERA � BALE � DANS

STAND UP � ATÖLYE � SERGİ � PANEL

*ÜCRETSİZDİR

BALTHAZAR CARL COX CEM YILMAZ

SAYFA 12 SAYFA 22 SAYFA 3

“Bunker”, “Do Not Claim Them Anymore” ve “I’ll Stay Here” parçalarıyla dünya çapında büyük bir dinleyici kitlesine ulaşan Balthazar, Garanti BBVA Konserleri kapsamında 27 Eylül’de Zorlu PSM’de!

28 Eylül'de Carl Cox Zorlu PSM & Jeton Records iş birliği ve %100 Music'in katkılarıyla 10 yıl aradan sonra ilk kez İstanbul'da!

Rengarenk olduğu kadar kahkaha dolu bir sezona hazırlanan Zorlu PSM'de Cem Yılmaz, yeni gösterisi "CMYLMZ - Diamond - Elite Platinum - Plus" gösterisi ile sezon boyunca Zorlu PSM'de!

GARANTI BBVA KONSERLERI: %100 MUSIC PRESENTS:

Page 2: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

MÜZIKAL

2

LISTE

3

CEM YILMAZ

CEM YILMAZCEM YILMAZ

CEM YILMAZ

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

24.5x15.5 cm cift PLATINUM_AGUSTOS_DERGI_ILANLARI.pdf 1 29.07.2019 17:57

1) Nasıl İçkiliyimBedelli askerliği ve kendi uzun askerlik anılarının revaçta olacağını öngörerek anlattığı; orgenaralin kendisini çağırmasıyla başlayan anısına, göktaşlarının düşmesi ve kendi odasında (!) içtiği konyakla (!) devam ediyor. 2) Little Little Into The MiddleGittiğimiz restoranlarda artık sipariş verirken çekindiğimiz bir noktaya dönüşen, tabağın büyüklüğünü ve ortaya söylediğimizi kast ettiğimiz o el hareketi.3) Uzaylı Da Olsa İnsan İnsandırAyrımcılığa olan tepkisini Gora’da 216’nın mahkumların yanına düştüğü

zaman Arif Işık’ın eşit ve adil bakış açısıyla vurguladığı o meşhur lafı: "Beyler bir hoş geldin diyin lan, robot mobot insan ayırmayın herkes eşit." 4) Ne, Nerdeyim Ya?Bu soru, fazla alkol seviyesinde felsefik düşünce yapısına ulaşan sevgili Arif Yılmaz’ın soruya soruyla cevap vermesiyle ortaya çıkmıştır. Bizleri de derin düşüncelere sokan bu sorunun altında derin anlamlar yatıyor, sonuçta hangimiz nerdeyiz ki?5) Pınar, Nooldu? Cem Yılmaz, bir dönem özellikle ilişkinin başında olan çiftlerin birbirini daha iyi ve yakından tanımasına da yardımcı olmuştu. Karşı tarafın yaptığı

beklenmeyen bir hareket ve ilişki boyutunun bir anda değişmesiyle ortaya çıkan, birçok kez sorulmasına karşılık cevap alınmayan soru kalıbı: Nooldu?*6) I’m Mayaling The Lake:Yıllar önce katıldığı Var Mısın Yok Musun? programında İngilizce anlattığı Nasreddin Hoca fıkrasıyla çıtayı yükselten Cem Yılmaz ve ona yetişmeye çalışmak için pasaport sırasında TOEFL sınavı vermeye çalışan bizler... 7) Senin paran burada geçmez!Türkiye’de aikidonun başlamasına ön ayak olan hesap ödeme yarışları, restoran ve kişi fark etmeksizin Türkiye’de çok yaygındır.

İmza attığı birçok işle Türkiye mizah ve eğlence hayatının yanı sıra günlük hayatımızı da geyikleri ile domine eden Cem Yılmaz, CMYLMZ – Diamond – Elite – Platinum - Plus gösterisiyle sezon boyunca PSM’de sahne alacak. Cem Yılmaz’ı PSM’de ağırlamayı iple çekerken, kendisinin ağzımıza doladığı 7 geyiği listeledik.

YAZI: DAMLA TUNA

Yaklaşık iki yüz dile çevrilen, yüz elli dört yıllık bir hikaye; Alice… Her adaptasyonunda birbirinden farklı zaman kırılmaları ve dokunduğu farklı farklı konular var. Yirmi birinci yüzyılın Alice’i ise bambaşka dertlerle uğraşıyor. Çocukluktan ergenliğe yeni adım atmış bir genç kızın hikayesi bu. Alışılmış Alice masallarınını unutun! Tıpkı bizim gibi dertleri olan bir Alice için yerlerinizi alın. Sosyal medya ve dijital dünyanın hız kesmeden gelişmesi ve hayatlarımızı etkisi altına almasıyla birlikte günlük yaşantımızda da yeni kavramlar yer almaya başladı. Like almak, takipçi kazanmak ve etkileşim yaratmak gibi kavramlardan bahsediyorum. Bu kavramlar hemen her birimize kusursuz, salt mutluluk ve mükemmellikten oluşan bir “Harikalar Diyarı” vadediyor. Bizler de kendi “Harikalar Diyarı”mızı yaratmaya çalışıyoruz. Kullanıcının sosyal hayatını, mükemmellik anlayışını ve eğlence tarzını ispatladığı bu profiller, kullanıcı adıyla değil; 10K, 2B, 1.3M gibi kısaltmalarla hayatımıza giriyor. İçten içe, birinin saygınlığı ve beğenilme oranı takipçi ve like sayısıyla doğru orantılı bir hal almaya başlıyor. Bugün, bir arkadaş edinmekten tutun da bir iş başvurusuna kadar etkili olan bu profiller salt mutluluk ve mükemmelik içeriyor. Günlük hayatımızın hiçbir sorunu, zorluğu veya olumsuzluğu bu mecralarda yer almıyor. Öyleyse sorun ne, burası zaten Harikalar Diyarı değil miydi ve biz de Alice olacaktık hani? Sorun tam da burada başlıyor; hayatın zorluklarından saklandığımız, mutsuzluğa asla yer olmayan bu hesaplardan en az biri mutlaka hayatımızda ve biz bu

hesapların “mükkemmel – mutlu” profillerini düzenli olarak beslemeli ve yaşatmalıyız. Bir gereklilik, bir ihtiyaç kipi olarak yer almaya başlıyor günlük dilimizde. “Bu anı mutlaka paylaşmalıyım” ihtiyacı... Bugün mindfullness eğitimleri, anda kalma, kendini ve çevreyi olduğu gibi kabul etme çalışmalarının yoğunlaştığını görmek aslında yaratılan zahiri / hayali mükemmellik dünyasının sonuçlarından sadece biri. Tam da bu ihtiyaç halinden bahsediyor yirmi birinci yüzyılın

Alice’i... Bir mükemmellik simülasyonunda yaşarken olumsuzluklardan kaçmak yerine yüzleşmeyi; beğenilme kaygısından çok kendini olduğu gibi sevme ve kabul etme kaygısı taşıyor.Daha oyunun ilk dakikasında salonun büyük bir çoğunluğu telefonlarına sarılıyor ve Tavşan’ın etkileyici açılışını paylaşmak için bir yarışa başlıyor. Ne yazık ki Tavşan’ı fotoğraflamak için yalnızca birkaç saniyeniz var ve son 3! Son 2! Son 1! Süreniz doldu! Bu andan itibaren telefonunuzla ilgilenmeniz tamamiyle kural dışı. Telefonuyla ilgilenen herkes lazer ışıklarla ifşa ediliyor. Alice’in dünyasında baştan sona “kendi” yolculuğunuz var. Kendinize yapacağız sevgi dolu bir yoluculuk ve bu yolculuğa ışık tutacak mükemmel bir müzikal ekibi. Telepatik bir müzikal deneyimiyle başbaşa kaldığınız değerli birkaç saatle aydınlanıyorsunuz adeta. Tavşan, Alice’in tüm kurallarını anlatıyor ve sonrasında başlıyor macera... Müzikal boyunca türlü olumsuzluklardan kaçmak için sığındığı uygulamanın içinde hapsolan Alice’in, kendini bulma ve keşfetme yolcuğuna eşlik edeceksiniz. İçinde kendinizi bulacak ve en son kendinize ne zaman “seni seviyorum” dediğinizi sorgulayacaksınız; umarım hepimiz kendimizi, çevremizi sevme yolunda gün be gün daha başarılı oluruz. Mükemmellik simülasyonundan kurtulup Alice’in büyülü gerçekliğine tanık olmadıysanız bu sezon kaçırmamanızı tavsiye eder, ısrar ederim.

ALICEBir MükemmellikSimülasyonu

BKM, Zorlu PSM ve ID İletişim’in ortak yapımı olan Alice Müzikali; büyüleyici atmosferi ve Serenay Sarıkaya, Enis Arıkan, Ezgi Mola, İbrahim Selim, Merve Dizdar ve Şükrü Özyıldız’ın da içinde bulunduğu başarılı oyuncu kadrosuyla yeni sezonda seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Alışılmış Alice masallarını unutun! Tıpkı bizim gibi dertleri olan bir Alice için yerlerinizi alın.

YAZI:TUĞÇE ÜSTÜNDAĞ

Page 3: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

NEUE! STEPNEUE! STEP

NEUE! STEP

NEUE! STEP

MÜZIĞIN SINIRLARINIZORLAYAN YENI BIRSONBAHAR FESTIVALI:

NEUE! STEP Melankoli ve sonbaharın hüznünden ilham alan yeni Zorlu PSM festivali Neue! Step ile müziğin sınırlarında keşfe çıkıyoruz! 11-29 Eylül tarihleri arasında ilk kez gerçekleşecek Neue! Step; neo-klasik, minimal, ambient, deneysel ve avangart müziğin kalıpları reddeden sıra dışı isimlerini bir araya getiriyor.

Neue! Step programında, zengin melodilerini deneyselliğiyle birleştiren 21. yüzyılın en zeki ve yetenekli bestecilerinden Nils Frahm’ın yanı sıra; yeni dönem klasik müzik dünyasının en önemli piyanistlerinden Víkingur Ólafsson, Berlin Filarmoni’nin 12 Çellisti, Peter Broderick, müzik kariyerlerini sonlandıran Wild Beasts’in solisti Hayden Thorpe, Douglas Dare, Sylvain Chauveau, Roberto Cacciapaglia gibi müzikte yeni arayışlarda bulunan ve müziğin anlamını genişleten sanatçılar yer alıyor. Injazero Records Showcase kapsamında ise Heinali, Matt Emery ve C. Diab sahne alacak.

Neue! Step’e özel %100 Studio’da gerçekleşecek konserlerde 360˚ derece sahne deneyimine ev sahipliği yapacak olan Zorlu PSM, yeni deneyimlere açık müzikseverleri Eylül ayı boyunca müziğin zamansal ve duygusal sınırlarına doğru bir keşfe çıkaracak.

Zengin Melodilerin Devrimci Ustası Nils Frahm Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde!Müziğe Tchaikovsky’nin son öğrencisi Nahum Brodski’den dersler alarak

başlayan ve piyanoya alışılmadık bir yaklaşım getiren Alman besteci, prodüktör ve multi-enstrümantalist Nils Frahm, Neue! Step kapsamında Turkcell Sahnesi’nde müzik tutkunlarına unutulmayacak bir deneyim yaşatacak! Geleneksel piyanistlerin mirasını, çağdaş bestecilerin yapıtlarından edindiği ilhamla birleştiren ve Anne Müller, Ólafur Arnalds, Woodkid gibi isimlerle beraber çalışmalara imza atan müzisyen, yarattığı neo-klasik rüzgar ile dünyada geniş bir kitleye hitap ediyor. Klasik ve elektronik müziği birleştirdiği zengin kompozisyonları ve etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de!

Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç orkestrasından biri sayılan Berlin Filarmoni Orkestrası’nın kendi viyolonsel grubundan oluşan; güzellik ile melankoliyi, güven ile esnekliği aynı anda tattıran Berlin Filarmoni’nin 12 Çellisti, Erased Tapes bünyesinde piyano ağırlıklı klasik kompozisyonların yanı sıra, farklı enstrümanlarla deneysel üretimlerde bulunan Amerikan asıllı Peter Broderick, müzikal

hakimiyeti ve özgünlüğü

ile tüm dünyada kayda değer bir etki yaratan, Philip Glass Piano Works ve Johann Sebastian Bach yorumlarıyla günümüzün en çok ilgi gören sanatçılarından biri haline gelen İzlandalı piyanist Víkingur Ólafsson, bu sene Diviner isimli ilk solo albümünü yayınlayan ve geçtiğimiz sene dağılan Wild Beasts grubunun eşsiz vokali Hayden Thorpe, şiirsel tarzı ve melankolik vokalleri ile dinleyicide derin bir etki yaratan, klasik müziği minimalizmle buluşturan şarkıcı, söz yazarı ve piyanist Douglas Dare, minimal ve melodik kompozisyonlarla sessizliğin kendisini de bir unsur olarak kullanan Belçikalı müzisyen Sylvain Chauveau, sesin gücünü ve müziğin derin duygulara temasının ardındaki sınırları arayan, uluslararası yenilikçi müzik sahnesinin öne çıkan ismi Roberto Cacciapaglia, çağdaş klasik, ambient ve deneysel elektronik müzik odaklı Londra merkezli bağımsız plak şirketi Injazero Records çatısındaki Heinali, Matt Emery ve C.Diab’ın özgün tınılarıyla yer alacağı Injazero Records Showcase, Neue! Step kapsamında melankolinin ve melodilerin derinliklerine doğru yolculuğa çıkaracak.

Sylvain Chauveau

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

FESTIVAL

4

FESTIVAL

5

YAZI:GÖKÇE ERBATU

Klasik müziğin süper star yorumcuları ve orkestra şefleri, şık kıyafetler içinde verdikleri performanslarla prestijli konser salonlarını dolduruyor olsalar da; yaşlanan dinleyici profili, geleneksel beklentiler ve finansal zorluklarla boğuşan klasik müzik, uzun zamandan beri kaygan zeminde. Modern sanat tarihinin milyon dolarlık tablolarını görmek ve Kandinsky posterleri alabilmek için müzelerde sıra bekleyen kuyruklar, konser programlarına gelince Stravinsky ya da Schoenberg’in ismini duyduklarında ne yapacaklarını bilemiyor. Tüm bunlara rağmen konservatuar eğitiminin kendilerine hükmetmesine izin vermeyen yeni nesil neo-klasik sanatçılar (çoğu bu kavramı da kullanmayı sevmiyor); klasik dünyanın entellektüel, atonal kompozisyon görüşlerini bir kenara koyup deneysellikleriyle özgün tarzlarını ve takipçilerini yaratma peşindeler. John Cage, Philip Glass ya da Arvo Pärt’tan aldıkları ilham kadar klasik müzik mirasından da beslenen bu yeni nesil besteciler ve sanatçılar; kendi alametifarikaları synthesizerlar, modifiye edilmiş piyanolar ya da farklı enstrumanlarla yineledikleri melodilerinde düşündürücü bir dönüşümün öncülüğünü üstleniyorlar. Neo-klasik, minimal ve deneysel müziğin yeni nesil arasında popülerleşmesinde bayrağı çeken Nils Frahm, Nico Muhly, Peter Broderick ve Ólafur Arnalds gibi yıldızlar; gençlikleri, kurallara boyun eğmeyen asi duruşları ve farklı janralar arası yaratıcı geçişleriyle, kendilerine elektronik müzikle birlikte sürekli büyüyen duygu yüklü bir evren yaratıyorlar. Özgün atmosferik tarzlarında; indie rock, hip-hop, dans ve ambient unsurlar hiç beklemediğiniz bir anda melankolik melodilerin içinden geçip yeni hikayeler anlatmaya başlayabiliyor. Erased Tapes, New Amsterdam

Records ve 13071 gibi bağımsız plak şirketleri, bu sanatçılar aracılığıyla kısa sürede müdavimlerini oluşturarak klasik müziğin köklerinin radikal bir şekilde yorumlandığında, yeni tecrübelere açık, hatta özellikle farklıyı arayan, genç kuşaklarla paylaşılabileceğini gösterdi.

Mozart’tan Önce Max Richter’i Dinleyen Playlist JenerasyonuNeo-klasik müziğin genellikle 1981 sonrası doğumlu olan bu yeni kuşak sanatçıları; MTV, clubbing ve internet ile büyüyen bir nesille aynı havayı solumanın ne demek olduğunu iyi biliyor. 2000’lerin ikinci yarısından itibaren yükselerek dünyanın en büyük salonlarını hıncahınç dolduran neo-klasik konserlerin bir numaralı takipçilerini 20’lerinde ve 30’larındaki konsere giderken en sevdiği kotu giymekten vazgeçmek istemeyen yeni nesil dinleyiciler oluşturuyor. Müzik aletlerini bozmaktan korkmayan, hatta elektronik devrelerle içe geçiren, çağdaşları bir bestecinin sahnede yarattığı atmosfere yakından tanık olmak ve etkinlikten bir nevi manevi tatminle ayrılmak istiyorlar. Bu tarz konserlerin bir kısmının kiliselerde gerçekleşiyor olması hiç şaşırtıcı değil. İster Royal Albert Hall’da 5000 kişilik Ólafur Arnalds performansı olsun, isterse Berlin’de Nils Frahm Funkhaus konseri olsun, neo-klasik müziğin getirdiği soluk sadece elektronik tınılarda değil; aynı zamanda klasik müzik salonlarının uzun zamandan beri hasret kaldığı genç kitlenin heyecanında saklı. Bundan yüz yıl sonra müzik tarihçilerinin ve antropologların geriye dönüp baktığında bu yeni kitleye vereceği ad muhtemelen playlist jenerasyonu olacak. Son 10 yıldır yeni neslin işitsel zevkine hükmeden Spotify’ın ya da benzeri streaming platformlarının etkisiyle; çağımızın baskın estetik arayışı, her durum ve modu

en uygun yansıtabilecek

şarkı listelerini bulmaya olan merak olarak özetlenebilir. Şehir hayatı, insan ilişkileri ve zamanın temposu yeteri kadar yorucu. Özellikle “çalışma müziği”, “maksimum konsantrasyon” ve “chill notes” gibi çalma listeleriyle hayatlarının fonuna “mükemmel” piyano parçaları koyan yeni nesil dinleyeciler, algoritmik önerilerle kendi duygularını yansıtan, kimi zaman da manipüle eden müziğin atmosferine sığınıyorlar. Playlistleri üzerinde psikolojik sahiplik hisseden ve parçaları albümlerinden sökerek müzik deneyimlerini kişiselleştirdiğini düşünseler de aslında çok daha büyük bir ruhun, deyim yerindeyse zeitgeist’ın, ve mega datanın bir parçaları halindeler. 3 milyardan fazla şarkı listesinin bulunduğu Spotify’ın “Peaceful Piano” listesi 5.5 milyon ile neredeyse Slovenya nüfusunun 3 katı kadar takipçiye sahip. Dolayısıyla neo-klasik sanatçıların daha geniş kitlelerce keşfedilmesine ve konserlerinin boş geçmemesine şaşırmamak lazım.

Algoritmalarla Dinlemeniz Kimin Umurunda? Elektronik müziğin öncülerinden besteci ve müzik kuramcısı Milton Babbitt, 1958’de High Fidelity dergisinde çıkan "Who Cares if You Listen?” yazısında, bestecinin genel halkı her zaman tatmin etmesi gerekmediğini; daha çok yeteneklerini ve kişiliğini temsil etmesi gerektiğini savunuyordu. Eminim Babbit’in, müziği okumaktansa hissetmeyi tercih eden yeni nesile de söyleyeceği birkaç şey olurdu. Yine de neo-klasik yıldızlar, direk erişim sayesinde hem yeteneklerini hem de kişiliklerini koruyarak kendilerine bir yer edinmiş duruyorlar. Maestrolarsa, neo-klasiğinin yazılmamış manifestosunu ve yeni nesil dinleyicilerini kucaklayarak bambaşka alanlar açabilirler.

NEO-KLASİKTÜM SINIRLARI YUTMAYA HEVESLI BIR EVREN:

Yeni nesil tarafından benimsenen neo-klasik enstrümantal müzik, tarzlar arasında sınırları kaldırarak yeni yaratıcı deneyimlerin kapısını açabilir.

Page 4: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

VÍKINGUR ÓLAFSSON

VÍKINGUR ÓLAFSSON

KEŞFEDİLMEMİŞTOPRAKLAR

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

RÖPORTAJ

6

INCELEME

7

NILS FRAHM

NILS FRAHMNILS FRAHM

VÍKINGUR ÓLAFSSON

“Gerçek ilham yalnızca sound.”

Müzik arayışınız ilk günden beri hiç bitmedi – ne Funkhaus Berlin’deki stüdyonuzda kayıt yaparken ne de Mallorca Adası’ndaki küçücük bir kuyuda tınıları kaydetmeye çalışırken. Sizin için iyi müziğin, iyi besteciliğin ve melodinin en basit tanımı nedir?Tam olarak bu aslında! İyi bestelenmiş kaliteli melodiler. Bu benim için iyi müziğin en basit tanımı olabilir. İyi müzik zor bir soru aslında ama sanırım beni rahatsız etmeyen müzik olarak cevap verebilirim. İyi müzik beni dinlediğim parça ile dengede tutmalı. Kendi ruhumla ve benliğimle dengede tutmalı. Bu her zaman benim için geçerli sanırım.

Enstrümanların fiziksel ruhları olduğuna inanıyorsunuz. Devrim niteliğinde synthesizerlara sahip olmanıza rağmen hala Danimarka’dan satın aldığınız küçük piyanonuzda şarkılarınızı kaydediyorsunuz. Bugün yaşadığımız uçsuz bucaksız dijital evren içinde analog bir dünyada yaşamayı tercih ediyorsunuz. Tüm bu kararlar bir müzisyen olarak kimliğinizi nasıl oluşturuyor? Müziğinizi enstrümanlarda mı buluyorsunuz?Kesinlikle! Müziği her zaman enstrümanlarımda ararım. Ben bir şarkıcı değilim bu sebeple müziği kendi içimde bulmam zor. Bunun yerine müziği her türlü nesnel obje içinde bulmayı ve ortaya çıkarmayı deniyorum. Bir objeye ellerinizle dokunduğunuz anda doğal olarak bir ses yansıması elde ediyorsunuz. Bu herhangi bir obje olabilir. Enstrüman olarak adlandırdığımız kompleks objeler de aslında tamamen aynı prensip ile çalışıyorlar. Akort ediyorsunuz ve doğru olanı yapıp sonuca ulaşıyorsunuz! Enstrümanlarla aramdaki ilişki çok güçlü. Ama aynı zamanda müziğin toprağın altında yetiştiğini de düşünenlerden biriyim. Dışarıda

Piyano eğitmeni annesinin de etkisiyle konuşmaya başlamadan, piyanonun başına oturan Ólafsson, prestijli Juilliard School’da lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra Philip Glass ve Bach’ın eserlerini yeniden yorumladığı albümleri Philip Glass Piano Works ve Johann Sebastian Bach ile hem müzik çevrelerinin hem de eleştirmenlerin favorisi haline geldi. Müzikal yolculuğu boyunca Ólafsson’a basın mensupları tarafından en sık sorulan sorulardan biri ise fazlasıyla ikonik bu iki ismin eserlerine nasıl bu kadar taze bir bakış getirdiği...

Philip Glass’ın müzik tarihinin akışını değiştirdiğine ve yeni bir dil icat ettiğine inanan Ólafsson, sanatçının çoğunlukla yanlış anlaşıldığını düşündüğünü farklı röportajlarda dile getiriyor ve tam da bu sebeplerden efsanevi ismin eserlerine kendi dokunuşunu katmak gibi zorlu bir yükün altına giriyor. Ünlü Alman plak şirketi Deutsche Grammophon’dan yayınladığı “Philip Glass Piano Works” ile Glass’ın minimalist eserlerine dramatik ve atmosferik bir yorum katan yetenekli piyanist, 20 Glass eserini alışılmadık ama etkileyici bir sıra ile dinleyenlerin beğenisine sundu. Ólafsson’un bu seçimleri, üstlendiği iddialı görevin hakkını verdi ve piyanist, Glass tarafından ortak bir performans için davet edildi. Bundan daha iyi iltifat düşünülebilir mi?

İlk albümü ile elde ettiği başarıyı 2018 yılında çıkardığı ikinci albümü “Johann Sebastian Bach” ile yeni seviyelere taşıyan piyanistin Bach ile olan ilişkisi ve bu albümün ortaya çıkışı çok daha eskilere ve çok daha kişisel noktalara uzanıyor. Juilliard’da geçirdiği 6 yılın

ardından eşiyle birlikte Oxford’a taşınan Ólafsson buradaki üç yılını şöyle özetliyor: “Gloucester Green'de çirkin bir binada yaşıyorduk – tam otobüs durağının orada, bu süre kendi sesimi bulmaya ve kendi öğretmenim olmaya ayırdığım bir zamandı. O zaman gerçekten çalmaya, dinlemeye ve Bach hakkında düşünmeye başladım. Bach benim hocam oldu.” Böyle bir tutkunun ürünü olan albüm Ólafsson’un takipçilerini hayalkırıklığına uğratmıyor ve BBC Music Magazine Awards 2019’da da “Yılın Albümü” seçiliyor.

Ödüllü albümün dikkat çeken özelliklerinden biri de Bach’ın eserlerini

çok

daha erişilebilir bir formda sunması. Kendi müzik dinleme pratikleri üzerinden, albümün mimarisini kurgulayan Ólafsson hiçbir parçayı 5 dakikadan uzun tutmamaya özen gösteriyor ve bu seçimini şöyle açıklıyor: “Bir konser salonunda müzik dinlemek ile evde yemek yaparken ya da işe giderken kulaklığınızdan ve hoparlörlerden müzik dinlemek çok farklı. Albümü yekpare dinlenmesi gereken bir eser gibi kurgulamadım ama böyle dinlemek isterseniz de birbirini tamamlayan motifleri fark edebilirsiniz.” Diyor ve ekliyor: “Bach’ın müziği saf bir yapı. Renklerle doldurmalı ve oranların doğru olduğundan emin olmalısın.”

2018 ve 2019 yıllarında Ryuichi Sakamoto, Ben Frost, Hans-Joachim Roedelius ve

Hildur Guðnadóttir’in de katkılarıyla yayınladığı Reworks Pt.1 ve Reworks Pt.2 EPleri Bach eserlerini elektronik müzik ile birleştirerek, besteciyi daha da güncel bir noktaya taşıyor

ve klasik müziğe ortodoks bir bakış açısıyla yaklaşanlara Bach’ın da oldukça deneysel bir sanatçı olduğunu hatırlatıyor. Herhangi bir yerde ve zamanda, çalınan tüm notaların yeni bir yorum olduğuna inanan Olaffson, “otantiklik” tartışmasını gereksiz bulduğunu ve Bach’ın bu eserleri nasıl çaldığını bilmemizin ya da hayal etmemizin imkansız olduğun altını çiziyor.

27 Eylül’de Turkcell Platinum Sahnesi’nde Neue! Step kapsamında performans sergileyecek olan Víkingur Ólafsson bu özel gecede, hem klasik müzik severleri hem de yeni ufukları tanımak isteyen tüm dinleyicileri kolay kolay denk gelemeyecekleri bir deneyim ile buluşturacak. Şimdiden yerinizi alın!

tek başınıza durduğunuzda duyduğunuz tüm seslerin mükemmel bir harmoni içinde çok iyi bir beste ortaya çıkardığını fark edin ve bu konserin tadını çıkarın. Burada hiç bir enstrüman görmüyorum, sadece anın vadettiği melodiyi hissediyorum. Bir enstrüman bir ses yansıması elde edebileceğiniz herhangi bir şey olabilir. Bakış açınızı bu şekilde manipüle ettiğiniz zaman çevrenizdeki müziği duymak harika bir duyguya dönüşüyor. Çoğunlukla gözlerinizle ayırt ettiğiniz dünyayı kulaklarınızla tanımaya başlıyorsunuz.

All Melody ile kariyerinizde müziğinizi devrimci bir niteliğe dönüştüren yeni bir sayfa açtınız. All Melody albümünde bir koro, yaylı sazlar ve birçok başka enstrüman size eşik ediyor ama canlı performansınız solo. All Melody’i sahneye nasıl uyarladınız? Canlı performans deneyimini nasıl tasvir edersiniz?Aslında yalnızca şarkıları değiştiriyorum ve bazı şarkıları çalmıyorum çünkü bana eşlik eden bir orkestra olmadığında çalışmadıklarını düşünüyorum. Ama aynı zamanda elimde çok fazla materyal var ve bu yüzden çok fazla seçeneğim ve de seçme şansım var. Özellikle solo çaldığınız zaman zincirlerinizden tamamen kopabiliyorsunuz – etrafınızdaki kimseyi o anda yapmaya karar vereceğiniz bir sonraki adımınıza dair bilgilendirmenize gerek yok. O an içinde karar veriyorsunuz. Enerjisini seviyorum – solo performans kesinlikle çok zor bir iş ama aynı zamanda sahne üzerinde yapabileceğiniz en ödüllendirici şey. Bu yüzden solo performansın enerjisini tutmaya karar verdim. Odağı dağıtmayı sevmiyorum sanırım, her şeyi kendi başıma çalmayı ve deneyimlemeyi seviyorum. Bu beni de daha fazla çalışmaya itiyor, sahnede bana eşlik eden bir ekibimin olması elbette benim için daha kolay. Ama bu performansın yoğunluğunu değiştiriyor. Bu yüzden insanları ve enstrümanları solo performansın tükenmeyen enerjisini korumak için feda etmem gerekiyor.

Bir enstrümanı, bir melodiyi veya herhangi bir elementi kaybetmeyi şarkıları tekrar yazarak müziğin aslını kaybetmeye her zaman tercih ederim. Müzik olabildiği en çıplak şekliyle çalışmalı – herhangi bir ekstraya veya dekorasyona ihtiyacı yok.

Müzik genellikle bir çok yönüyle özgürlük olarak tanımlanıyor. Köklerinden, evden ve geleneklerden özgürlük. Sizin için müzikte özgürlük nedir? Beste yaparken kalbinizden geçen duygu nedir? Hangi melodiler veya tınılar sizi alt üst eder?

Bu güzel bir soru. Sanırım her zaman sound’a dair kompleks bir hissiyat ama aynı zamanda da hayal gücü. Mesela bir melodiyi ilk duyduğunuz zaman size pek bir şey ifade etmeyebiliyor ancak bu melodi bir şarkıyı oluşturduğunda ve bu şarkı size küçük bir çocuk tarafından söylendiğinde sizi ağlatabiliyor. Müzik her zaman bağlam içinde var olur – hiç bir zaman bağlam dışı ve bağımsız değildir. Melodi müziğe bir enstrüman iyi bir tempoda ve doğru çalındığında hizmet eden önemli bir elementtir. Size mutluluğu veya hüznü hissettiren şey tınıdır. Günün sonunda müziği müzik yapan şeyin hayal gücümüz olduğuna inanıyorum. Sonsuz yaratıcılıktaki zihinlerimiz müziği bize anlamlı kılan yegane şeydir. Ben hala müzikte bu özgürlüğü arayan patikadaki biri olduğuma inanıyorum. Stüdyo duvarları arasında istediğim her şeyi yapmakta, istediğim her duyguyu veya düşünceyi dilediğim gibi ifade etme şansına sahibim. Fiziksel olarak her şeyi yapabilirim ama bu fikir bana ulaşamıyor sanırım. Hiç bir zaman tamamen özgür olduğumu hissetmiyorum. Herhangi bir yük taşımıyorum veya gereklilik duymuyorum ama özgür hissedebilmek başka bir duygu bence.

Röportajın devamı PSM Blog’da!

YAZI: GÖZDE TEKAY

RÖPORTAJ:NAZLI ILKE KAYA

NILS FRAHM

NILSFRAHMILE SATIR ARASIAsırlık bir enstrümanın arkasındaki sıra dışı sihirbaz, Alman besteci ve multi-enstrümantalist Nils Frahm, müzik üretiminin köklerine iniyor. Frahm ile 19 Eylül'de gerçekleştireceği 2,5 saatlik özel performansı öncesinde melodiler, ilham perileri, insanın karanlık yüzü ve hayaletler üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

ILLÜSTRASYON: ASLI YAZAN

İzlandalı piyanist Víkingur Ólafsson’un nev-i şahsına münhasırlığı ve çarpıcı yeteneği sanatçıyı kısa bir sürede dünyanın en çok aranılan isimlerinden biri haline getirdi.

Page 5: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

INCELEME

8

360° SAHNE

9

Neue! Step kapsamında 4 özel konser, 360° sahne düzeni ile %100 Studio’da gerçekleşecek. Peki nedir 360° sahne düzenini bu kadar özel kılan? PSM Prodüksiyon Müdürü Berke Cimilli’den yanıtları aldık.

360˚ performansı kısaca anlatabilir misiniz? Sahnede sanatçıların yerleşimi, sahne kurulumu ve teknik açılardan alışılmış düzenden ne gibifarklılıkları var?

Sanatçının seyircinin ortasında konumlandığı oturma düzeni olan bir format. Sistemlerimiz de bu düzene göre 360° olarak konumlanıyor. Alışılmış düzene göre her şey farklılaşıyor. Bu sadece teknik anlamda değil, sanatçının seyirciyi, seyircinin de sanatçıyı algılamasında da değişiklikler sağlıyor. Teknik anlamda görüntüde her şeyin sadeleştiği sadece sanatçı ve müziğinin ön plana çıktığı bir ortam sağlanıyor.

Yeni festivalimiz Neue! Step kapsamında dört konserimiz bu düzende gerçekleşecek. Sizce bu sahne düzeni deneyimi nasıl ve ne denli pekiştiriyor? Sanatçı ve seyirci arasında nasıl bir iletişim oluyor?

Öncelikle 360° sahnenin seyirci ve sanatçı arasında daha özgür ve sınırsız bir etkileşime izin verdiğini düşünüyorum. Sanatçı açısından çevrelenme hissiyatının performansa daha olumlu yansıdığını deneyimlemiş biri olarak, oluşan samimi ortam sanatçı tarafından etkinliğin bir konserden öte paylaşıma dönüşmesine sebep oluyor. Bu ortam emprovizasyona da olanak sağlıyor. Bu konser düzeninin, Michel Foucault’nun Panoptik Teorisi’ni nasıl yıktığını da anlatırdım ama sanırım burası yeri değil.

%100 Studio’da gerçekleşecek 360° konserlerimizdeki sahne düzenimiz seyirciye sanatçının bir adım yanında durma fırsatı sunuyor. Aslına bakarsanız ne sanatçı sahnede, ne de seyirci seyirci alanında konumlanıyor. %100 Studio her iki taraf için de bütünleşik bir alan yaratıyor ve herkesin aynı yerde durduğu bir ambiyans sunuyor. Buna isterseniz, seyirci sahnede, isterseniz sanatçı seyirci içinde olarak bakın, her ikisi de aynı aynı sonucu betimliyor.

360° PERFORMANSLARNEDİR?

Peter Broderick üretken, türlere meydan okuyan Amerikalı bir müzisyen, besteci ve yapımcı. Çeşitli uluslararası projeler, iş birlikleri ve sinema ve dans kompozisyonları ile tanınan Broderick’in geniş diskografisi 21. yüzyılın bağımsız, klasik ve deneysel müziğinin en çarpıcı örneklerinden biri. 2009 yılından beri Erased Tapes bünyesinde üretimlerine devam eden sanatçı şu ana kadar onlarca albüm yayınladı.

Ne dinleyelim?• Eyes Closed and Travelling• Fragment II• And It’s Alright (Nils Frahm Remix)

2015 yılında avangart, deneysel, neo-klasik, ambient ve elektronik müzik ekseninde faaliyet göstermeye başlayan Londra ve Istanbul merkezli bağımsız plak şirketi Injazero Records, Neue! Step kapsamında C. Diab, Matt Emery ve Heinali ile %100 Studio’da olacak!

Ne dinleyelim?• Empire – Daigo Hanada Rework• October• Ice

PETER BRODERICK

%100 STUDIO

%100 STUDIO

11 EYLÜL

18 EYLÜL

INJAZERO RECORDS SHOWCASE

Poetik söz yazarlığını minimal melodilerle bir araya getirerek müzikle yeni dünyaların kapılarını aralayan İngiliz müzisyen, şarkıcı ve söz yazarı geleneğinin en özel örneklerinden biri. Erased Tapes etiketiyle 2 albüm yayınlayan Dare’in alternative/indie-electronic olarak tanımlanan parçaları Thom Yorke ve James Blake ile gibi isimlerin işleriyle karşılaştırıldı.

Ne dinleyelim?• Swim (Rival Consoles Remix)• Doublethink• Nile

%100 STUDIO

24 EYLÜL

DOUGLAS DARE

İngiliz indie rock grubu Wild Beasts’in falseto sesli solisti olarak tanınan Hayden Thorpe, solo çalışmalarında da maskülenlik ve tutku gibi temaları işlemeye devam etti. 2019 tarihli ilk solo kaydı Diviner’ı piyasaya sürmesiyle müziğini tamamen başka bir seviyeye taşıyan Thorpe, yarattığı müzikal evreniyle çok içten ama bir o kadar da ağır başlı bir müzisyen olarak kendini tüm dünyaya tanıttı.

Ne dinleyelim?• Diviner• Love Crimes• Earthly Needs

%100 STUDIO

26 EYLÜL

HAYDEN THORPE

‘ALL RIGHTS RESERVED. ALL TAPES ERASED.’

“Son on yılda, Robert Raths’in “Erased Tapes” şirketi, ambient ve oda müziğinin zirvesindeki sessiz, meditatif çalışmalar için artan ilgiye hizmet eden mükemmel bir sonic kimlik oluşturdu.- Independent

“Neoclassical” ve “Contemporay Classical” Raths’in Erased Tapes’i tanımlamak için pek tercih ettiği terimler olmasa da, bu türlerin güncel müzik haritasında yer bulmasında büyük rol oynadıklarını söylemek yanlış olmaz. Nils Frahm, Ólafur Arnalds, Masayoshi Fujita, Douglas Dare, Peter Broderick ve Rival Consoles gibi isimleri bünyesinde bulunduran şirket büyüleyici melodiler ve sese dair yenilikleri merkezine oturtan post rock, ambient electronica ve modern classical türlerinde birçok başyapıtı müzikseverler ile buluşturdu ve dünyanın dört köşesinde sadık bir takipçi kitlesi elde etti.

All Tapes ErasedBütün kasetler silinmiştir... Bu çarpıcı ismin, kendisi kadar çarpıcı bir hikayesi var. Raths bir arkadaşıyla gerçekleştirdiği kaydın üstüne yanlışlıkla başka bir kayıt yapmasının ardından daha soyut düşüncelere dalıyor: “Evrende ses olmasaydı ne kadar üzücü olurdu. Bunu temsil etmek istedim ve Erased Tapes’i kurdum. Bütün dinleyicilerin kurulmasaydık varolmayacak bir şeyi yakaladığımızı düşünmesinin hayali hoşuma gidiyor.” Erased Tapes’in tohumları Robert Raths’in Myspace hesabı ile atılıyor. Rival Consoles ismiyle tanıdığımız Ryan West,

Raths’e dijital platform üzerinden mesaj atıyor ve daha sonra “Vermeer” EP’si olarak yayınladıkları 4 şarkıyı iletiyor. Ryan West’in ardından, Ólafur Arnalds ve Peter Broderick’i de bünyesine katan Erased Tapes müzik dünyasında yepyeni bir rotanın taşlarını dizmeye başlıyor. Kuruluduğu ilk günden itibaren çok tutarlı bir görsel dünyayı da sahiplenen Erased Tapes’in sadelik, netlik ve minimalizmden beslenen tasarım dili özellikle basılı materyallerde kendini koleksiyon parçaları olarak gösteriyor.

Büyük Bir Komünite“Erased Tapes konusunda beni her zaman etkileyen şeylerden

biri, arkadaş olmadıkları sürece bir sanatçıyı bünyelerine dahil etmemeleri. Her zaman işlerini kalplerine yakın tutmaktan hoşlanıyorlar. ” -Ólafur Arnalds

Raths’e göre şirketin içinde bir aile hissi olması çok önemli. Arada sürtüşmeler olsa da tüm Erased Tapes üyeleri arasında iki kardeşinkine benzer bir iş birliği ve sevgi var. Bu ilişkiler ise oldukça organik şekilde kuruluyor. Örneğin Nils Frahm Peter Broderick’in arkadaşı ve turnesinde ona eşlik ederken Raths ile tanışıp, İngiliz plak şirketinin kataloğuna giriyor. Başka bir örnek ise, herkesin birbirine bir şey öğrettiği bu aileye Lubomyr Melnyk ve onun engin deneyemini katmak için büyük bir grup çabası sarf edilmesi. 12. senesine girerken, 30’dan fazla sanatçının eserlerini yayınlayan Erased Tapes, Robert Raths’in Myspace günlerinden sonra çok yol kat etmiş de olsa; ilk günkü mütevaziliğini, samimiyetini ve bağımsız ruhunu hala koruyor.

Eylül ayında Zorlu PSM’de ilk defa gerçekleşecek olan Neue! Step, Erased Tapes’in üç değerli ismini konuk ediyor. Son yüzyılın belki de en yetenekli bestecilerinden Nils Frahm, farklı enstrümanlarla deneysel üretimlerde bulunan Amerikan asıllı Peter Broderick ve klasik müziği minimalizmle buluşturan şarkıcı, söz yazarı ve piyanist Douglas Dare Neue! Step’te Erased Tapes’i ve plak şirketinin müzikal dehasını temsil edecek.

Robert Raths tarafından 2007 yılında, Londra’nın uzak mahallelerinden birinde, küçük bir dairede tohumları atılan Erased Tapes, kuruluşunun 12. yılında dünya müzik sahnesini dönüştüren bir plak şirketi olmayı başardı.

(TÜM HAKLARI SAKLIDIR. TÜM KASETLER SILINMIŞTIR.)

YAZI: GÖZDE TEKAY

Page 6: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

INCELEME

10

MÜZIKAL

11

ANATHEMA1990 yılında İngiltere’nin Liverpool şehrinde Daniel, Vincent ve James Cavanagh kardeşler tarafından Pagan Angel adıyla temelleri atılan Anathema, kaydettikleri ilk iki demoları “An Iliad of Woes” ve “All Faith Is Lost” ile İngiliz metal sahnesinin dikkatini çekmeyi başardı. Müzik dünyasına başarılı girişleri, gruba Peaceville Records ile 4 albümlük bir anlaşma kazandırdı. 1993 yılında yayınladıkları çıkış albümleri “Serenades” ile uluslararası ölçekte beğeni toplayan ekibin “Sweet Tears”

klibi MTV listelerinde yerini aldı. Zamanla grup üyelerinde değişiklik olsa ve doom metalden daha gotik bir duruş sergilese de Anathema’nın hayran kitlesi giderek büyümeye devam etti. Günümüze kadar 11 stüdyo albümü, 3 canlı kayıt albümü, 5 video albümü ve sadece Türkiye’de bile sayısız konsere imza atan grup, geçtiğimiz aylarda kuruldukları şehir Liverpool’da ana_thema special by_request konseptiyle konser vereceklerini duyurdu. Bu özel formatta

ana_thema hayranları grubun kendi mecralarında yayınladıkları anket üzerinden en sevdikleri 10 şarkıyı oylayıp konserin setlist’inin oluşmasında katkıda bulunuyorlar. Türkiye’nin farklı şehirlerinde defalarca konsere gelen grup, bu dahil edici ve kucaklayıcı formatı ülkemize getirerek Türkiye ile kurduğu bağı bir kez daha dünyaya kanıtlamış oldu. En sevdiğiniz, belki de seçtiğiniz ana_thema şarkılarını dinlemek için 7 Eylül’de %100 Music katkılarıyla Zorlu PSM’ye!

Türkiye’nin en sevilen doom metal grubu Anathema, kendi evleri Liverpool dışında ilk defa Türkiye’de gerçekleşecek ana_thema special by_request konseptiyle %100 Music katkılarıyla 7 Eylül’de Zorlu PSM’de!

ana_themaspecial by_request

Turkcell Sahnesi

23 - 24.11.2019

Turkcell Sahnesi26.11.2019 - 1.12.2019

8GÖSTERI

YAZI:CEREN DÜLGAR

Page 7: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

RÖPORTAJ

12 13

RÖPORTAJ:NAZLI ILKE KAYA

BALTH-AZARSon yılların en popüler indie-rock gruplarından Balthazar 27 Eylül’de Garanti BBVA Konserleri kapsamında Zorlu PSM’de sahne alacak. Bu özel geceden önce grubun gitar vokali Jinte Deprez ile – kendisini solo projesi J. Bernardt’tan da hatırlayabilirsiniz- samimi bir röportaj gerçekleştirdik.

Thin Walls baştan sona bir başarı öyküsü. Thin Walls’dan sonra neler oldu?

Başarı öyküsü olması harika! Thin Walls bizim üçüncü albümümüzdü ve bu zamana kadar hiç ara vermemiştik. “Rats” albümünü takiben yaptığımız çok yoğun bir turneden sonra hemen bu albümü çıkardık. Sonrasında yine turneye çıktık ve artık bir ara vermemiz gerektiğini biliyorduk. Çünkü altı sene boyunca hiç ara vermeden çok çalıştık. Artık iyi yağlanmış bir makine gibi görüyorduk kendimizi ve her şey bir anda çok tahmin edilebilir oldu. Kendimizi biraz zorlamamız gerektiğini düşünmeye başladık ve tamamen farklı insanlarla tamamen farklı bir şeyi yapmak temiz hava almak gibi geldi hepimize. Gerçekten harikaydı. Ama Balthazar olarak birleşip yeni bir albüm yapma fikrimiz hep vardı ve sonunda gerçekleştirdik.

Balthazar’ın yanı sıra çok başarılı solo projelerinizle de tanınıyorsunuz. Sizce iyi bir grubun ham maddesi nedir?

Bence bu sorunun cevabı ne kadar süredir bir grup olarak var olduğunuza bağlı olarak değişebilir. Balthazar’ın çok uzun süredir var olması bizi iyi bir ekip yapan şey. Bir solo projeyi ve grup işini birbirinden ayıran şey, grup üyesiyken tüm egonu bir kenara bırakma gerekliliği sanırım. Grup kolektif olmakla ve herkesin yeteneğine saygı duymakla alakalı. Kendi başına başarabileceğinden fazlasını arkadaşlarınla başarmakla alakalı ve sanırım Balthazar olarak

var burada! Solo projelerimizle ve festivallerle daha çok ziyaret ettik İstanbul’u. Ben J. Bernardt olarak ve Maarten de Warhaus olarak Salon İKSV’de çaldık. Mekanın bulunduğu mahalle gezmek ve etrafı keşfetmek için harikaydı. Konserden sonra İstanbul Rooftop Festival’a gitmiştik ve o anı hiç unutmuyorum. Sanırım iki sene önceydi. İstanbul’un muhteşem silüetine karşı dans etmek ve eğlenmek muhteşemdi.

İstanbullu seyirciyle tekrar buluşmak için çok heyecanlıyım. Çünkü İstanbul daha çok solo projelerimizle ziyaret ettiğimiz bir yerdi. Balthazar olarak uzun süredir ilk turumuz ve İstanbul’u ziyaret edecek olmak çok heyecan verici. Nasıl olacağını çok merak ediyorum – İstanbul

amacımız bu. Bence solo projelerimizi egomuzu tatmin etmek için yaptık ama bu egodan ve tahmin edilebilirlikten sıkıldığımızda da geri dönebileceğimiz bir ekip olması harika bir şeydi. Diğer insanlarda bu kadar güç bulabilmek ve kendi başına yapamadığını gerçekleştirebilmek harika bir şey. Ve biz Balthazar olarak çok uzun bir süre geçirdik birlikte... Artık aile olduk!

Fever! Yeni albümünüzün arkasındaki ilham neydi? İsmin ardında özel bir hikaye var mı?

Kısaca Fever isimli şarkımızın ilk şarkı olması olarak özetlenebilir! Tekrar bir araya gelmemizi kutladığımız bir albümdü bu. Solo projelerin getirdiği yorgunluk ve kolektif olmanın bilinciyle gelen farklı bir enerji ve mutluluk vardı üzerimizde. Solo projeleri yaparken ister istemez daha içinize kapanıyorsunuz. Biz de grup olarak bunun tam tersini yapmak istedik. Daha dışa dönük ve heyecanlıyız. Ve Fever içinde olduğumuz bu “feverish” havaya çok uygun bir isimdi. Sanırm temel ilhamımız melankolik temalardan uzaklaşıp biraz daha bu enerjiye odaklanmaktı.

Talking Heads veya David Bowie’nin 80’lerdeki üretimleri gibi daha spontan olmak istiyorduk. Sığ olmadan mutlu ve hafif olmak. Talking Heads elbette çok daha “arty” bir grup ama dans ettirebilmek insanları her zaman çok güzel. Sanırım bugüne kadar hep bundan korkarak devam ettik. müziğimizde çok dışa dönük

seyircisi internette çok aktif! Bu beni heyecanlandırıyor. İstanbul seyircisini çok seviyorum çünkü gerçekten çok heyecanlı ve sıcaklar. Bence harika olacak.

Indie müzik Amerika ve İngiltere’de dünyanın geri kalanına kıyasla çok daha popüler. Belçikalı bir ekip olarak, sizce İngilizce bir indie müzik dünyasında hayatta kalmakzor mu?

Evet ilk başladığımız zamanda üzerine çok düşündüğüm bir konuydu bu. Ama uzun süredir beraberiz ve zaman içinde bu kaygılarım azaldı. Günün sonunda elbette her şey bir sermaye ve dürüst olmak gerekirse Belçikalı olmak çok da seksi değil! Ama bugün internetin de gücüyle çok fazla yeni müzik grubu ortaya çıktı. İnsanlar artık her şeyi dinleyebiliyorlar ve kimin nereli olduğuyla pek fazla ilgilenmiyorlar. Bu yüzden ön yargılar da azaldı. Fransa, Luxembourg ve Türkiye gibi ülkelerden çok fazla yeni isim piyasaya giriş yapıyor. Bence bu harika. İngiliz bir grupsanız tabii ki daha başka bir yoldan ilerliyorsunuz ama orada da işiniz çok kolay olmuyor. Çünkü orada da her şey çok piyasaya

olmaktan. Eleştirdiğimiz bir ilham oldu bize. Uzun yıllardır hiç durmadan turnedesiniz. Yolda olmak ve yeni insanlar tanımakla ilgili en çok sevdiğiniz şey nedir? En iyi turne anınız?

Değişik bir yaşam tarzı bu. Bence çok cool çünkü başladığımız yer ile geldiğimiz nokta arasındaki farkı net olarak görebiliyoruz. Daha çok küçük mekan konserleri yaparken şimdi festivallerde çalıyoruz. Ve bu his gerçekten çok güzel çünkü her haftasonu başka isimlerle beraber sahne alıyorsunuz ve günün sonunda kendinizi bir sirk topluluğuyla turneye çıkmış gibi hissediyorsunuz. Daha büyük bir şeyin parçasıymış gibi. Tüm kitle yalnızca sizi değil birçok kişiyi dinlemek için orada oluyor ve bu da insanların özellikle sizi dinlemek üzere bilet satın aldıkları kulüp gecelerinden çok daha farklı bir hava yaratmış oluyor. Tabii sizi dinlemek üzere insanların bilet satın alıp geldiği geceler müzisyen olarak harika bir his yaratıyor bizde. Bizi dinlemeye gelen herkesin, bizimle, müziğimizle ve bizi keşfetmeleriyle ilgili hikayeleri oluyor. Bu his harika!

Bunca yılın ardından gittiğimiz yerleri çok iyi tanıdığımızı düşünmüyorum ne yazık ki. Konserden sonra daha çok eğlenmek için dışarı çıkarıyoruz. İlginç olan bir şey ise bu kadar fazla yer gezip bu kadar fazla insan tanıdıktan sonra herkesin ve her yerin aslında aynı olduğunu fark etmek sanırım. Çok fazla harika turne anımız var. Istanbul özellikle, bir sürü eğlenceli anımız

göre işliyor. Biz bu işe Belçika’da müziğe duyduğumuz sevgi ve turneye çıkma hayalleriyle başladık. Omuzlarımızın üzerinden bakan ve bir sonraki büyük işimiz için bizi sıkıştıran herhangi iş adamı, yapımcı vs. yoktu yanımızda. Ben bizim yolumuzdan ve şu anda olduğumuz yerden çok mutluyum. Şu anda Fransa’dayız ve akşam bir festivalde çalıyoruz. Çalacak isimler çoğunlukla urban Fransız rap yapıyorlar. Şu anda çok popüler ve cool. Biz de hemen yanı başlarında indie yapıyoruz. Bu beni çok mutlu ediyor. Bu bir yarışma değil ve bu kadar farklı isimler olması çok güzel.

Fever albümünde en sevdiğiniz söz hangisi?

En sevdiğim söz? Çok fazla var! Maarten ile sözleri beraber yazıyoruz ve onun yazdığı bir söz beni şok etmişti. Phone Number şarkısından “You said I could go fuck myself and that's when I knew I wanted you too.” sözünü söyleyebilirim. İlk duyduğumda “Çok kaba, kibirli ve çok güzel.” diye düşünmüştüm. Her zaman aşk gibi güzel şeyler hakkında kibar şarkılar söyleniyor. Bu sözde ise çok güzel ortaya konmuş kaba bir mizah var!

BALTHAZAR BALTHAZAR

BALTHAZAR BALTHAZAR

RÖPORTAJ

ILLÜSTRASYON: ASLI YAZAN

GARANTI BBVA KONSERLERI:

Page 8: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

LISTE

14

%100 STUDIO

15

Amy Winehouse ve Nina Simone gibi efsanelere özgü müzikal yeteneği ile birlikte 60 milyonu geçen Youtube izlenmesi, kazandığı çeşitli ödüller, global festival performansları ve aykırı imajı ile kuşkusuz günümüz soul pop yıldızlarından Kovacs, etkisinden kolay kolay kurtulamayacağınız bir konser vadediyor.

Youtube’un sevilen sinema ve eğlence kanalı Kutsal Motor yeni sezonunu 6 Eylül’de %100 Studio’da açıyor! Geçtiğimiz Aralık ayında Youtube’da yayınlarına başlayan ve “Aşırı Ünlülerle Kısa Görüşmeler” ve “Kıraathane” gibi programlarıyla kısa sürede bolca beğeni toplayan Kutsal Motor, yeni sezonunu Zorlu PSM’de müzik ve dans eşliğinde açıyor. Kıraathane ekibinden Hasan Cömert, Kaan Karsan, Utku Ögetürk ve Zeynep Ocak’ın Kerem Fırtına moderatörlüğünde izleyicilerle bir araya geleceği Deplasman’ın ardından Melisa Sözen & Harun Tekin, Ceren Moray & Nico Brun, Nilperi Şahinkaya & Emre Yusufi ve Engin Ertan’ın DJ setinin başına geçeceği parti %100 Studio'da!

Döneminin sanatçıları gibi, Viken Arman da elektronik müziğin sınırları ve tanımlarına daima başkaldırıyor. Antik melodileri elektronik beat’lerle harmanlayarak dinleyicileri mistik bir seyahate çıkaran sanatçı, dansın ötesinde bir deneyim sunuyor. Caz ve klasik müzik ile büyüyen Arman, bu çeşitliliği müziğine de yansıtmayı başarıyor. Kültürüne ve geçmişine bağlılığıyla tanınan sanatçı müzik yapmadığı zamanlarda da müzik sektörünü zenginleştirmek ve genç müzisyenlere destek olmak için çabalarını sürdürüyor.

Türkiye Popüler Müzik Sahnesine Damga VuranSelami Şahin BesteleriGitme, Sana Muhtacım – Zeki MürenAlışmak Sevmekten Daha Zor Geliyor – Ümit BesenBen Sevdalı, Sen Belalı – Sezen AksuSeninle Başım Dertte – Selami ŞahinÖzledim – Selami ŞahinGözler Kalbin Aynasıdır – Emel SayınSefam Olsun – Bülent ErsoyBenim En İyi Dostum İçkim Sigaram – Tanju OkanSensiz Olmuyor – Emel Sayın, Emre AltuğBoş Vere Boş Vere – Nil Burak

Yunan senfonik death metal grubu Septicflesh, 1990 yılında kuruldu. Peşpeşe bir çok albüm yayınlayan grup, soprano vokalist Natalie Rassoulis ile birlikte Ophidian Wheel ve A Fallen Temple gibi albümlere de imza attılar. 1999’da efsanevi yapımcı Fredrik Nordström ile çalışmaya başlayan Septicflesh, Hammerheart Records’dan yayınladığı Sumerian Daemons ile 2003 yılına damgasını vurdu. The Prague Philharmonic Orchestra ile yaptıkları işle de dikkatleri üzerine çeken grup, Jens Bogren yapımcılığında son uzunçaları Codex Omega’yı 2017 yılında yayınladılar.

Diynamic, Stil Vor Talent ve Suara gibi güçlü plak şirketlerinden yayınlanan parçalarının ardından dur durak

bilmeyen bir yükseliş yaşayan MOONWALK , "Wold Records" un kurucusu ve aynı zamanda Eleatics, ZEHN ve Somatic gibi plak şirketleri tarafından imzalanmış, bu sene “Let it Go” parçası ile Beatport listelerinde 1 numaraya oturmuş ve 7 aydır Top 100’de kalmaya devam eden Norveç asıllı DJ ve prodüktör WOLFSON ile birlikte canlı performanslarını sergilemek için %100 Studio'a olacak.

Önceki gösterimleri büyük etki yaratan, dans ve ışık şovlarıyla benzersiz bir atmosfer sunan Eskimeyen Şarkılar konseri bu kez Zorlu PSM’de müzikseverlerle buluşuyor. Sunuculuğunu ünlü oyuncu Cenk Tunalı’nın üstlendiği gecede Türkiye’nin son 50 yılıyla Selami Şahin’in kariyerindeki kesişim noktaları seyircilere esprili bir dille aktarılıyor. Başarılı koreograf Gökmen Kasabalı’nın özel olarak hazırladığı danslar ise seyircilere bir görsel şölen yaratıyor. Türkiye’nin en üretken besteci ve müzisyenlerinden Selami Şahin bugüne kadar 200’den fazla hit şarkıya imza attı. Sizin için hepimizin ezbere bildiği, bu topraklarda yaşayan herkesin DNA’sına işlemiş 10 Selami Şahin şarkısını, en popüler yorumcularıyla birlikte listeledik.

KOVACS

KUTSAL MOTOR: DEPLASMAN + YENİ SEZON PARTİSİ

VIKEN ARMAN (LIVE)

SEPTICFLESH

WOLD INVITESMOONWALK & WOLFSON

%100 STUDIO

%100 STUDIO

%100 STUDIO

%100 STUDIO

%100 STUDIO

2, 4-5 EYLÜL

6 EYLÜL

27 EYLÜL

21 EYLÜL

14 EYLÜL

SELAMİŞAHİN

VESTEL GURURLA YERLI KONSERLERI:

Duayen sanatçı Selami Şahin’in büyük sahne şovlarıyla süslenen teatral konseri Eskimeyen Şarkılar, 26 Eylül’de, Atlantis Yapım iş birliğiyle Vestel Gururla Yerli Konserleri kapsamında Zorlu PSM’de sizlerle!

Koreografi veSahne Yönetimi

Beyhan MurphySanat Yönetmeni

Sertab ErenerIşık Tasarım

Ken Billington

11.9

.20

19

Tu

rk

ce

ll Sa

hn

es

i /S

ez

on

bo

yu

nc

a

#BURASIPSM

Page 9: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

SUTRASUTRA

SUTRASUTRA

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

SAHNE TOZU YUTANLAR

16

INCELEME

17

3,5 yıldır PSM’de çalışıyorsun. Buraya kadar ki yolculuğun kısaca nasıldı? Biraz seni tanıyalım.

Bu hikayeyi biraz uzun anlatacağım izninizle :) 15 yaşındayken katıldığım H2000 Festivali’nde (2002 yılı) Suede, Muse ve The Notwist’i canlı kanlı izleyip bir rockstar olmam gerektiğine karar vermiştim. Davul, gitar ve piyano derslerini takiben müziğe pek de yeteneğim olmadığı gerçeğiyle yüzleştim ve müzik sektörüne dair hayallerimi de rafa kaldırdım. Boğaziçi Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde okurken !f Istanbul’da kısa dönemli bir staj yaptım. Daha sonrasında da Pozitif’te staja ardından da yarı zamanlı olarak çalışmaya başladım.

Uzun yıllardır heyecan duyduğum müzik ve kültür-sanat sektörüne bir rockstar olarak değilse de, pazarlama uzmanı olarak adım atmış oldum. Mezun olduktan sonra farklı şirketlerin pazarlama departmanlarında çalıştım ve eş zamanlı olarak Sofar Sounds Istanbul’un co-founder’lardan biri oldum. Bir seyahat firmasında editör olarak çalışırken Pozitif’teki eski,

PSM’deki güncel müdürüm Levent, açık bir pozisyon için bana ulaştı ve kendimi PSM’de buldum :)

PSM’de her iş neredeyse 7/24. Sen bu tempoya nasıl ayak uyduruyorsun? Her sezon yüzlerce sanatçıyı ağarlayan Zorlu PSM’de Pazarlama Yöneticisi olarak görevlerin nelerdir?

Romantik bir cevap olacak ama iş arkadaşlarımı, özellikle Pazarlama’da birlikte çalıştığım insanları çok seviyorum. Bu kesinlikle PSM’nin çılgın temposunu çok daha keyifli bir hale getiriyor. 3,5 yıldır burada olduğum; değişen, büyüyen ve küçülen ekiplerin parçası olduğum için sorumluluklarım da dönemler içinde çok farklılaştı. Kreatif süreçlerin yönetilmesinden, medya planlamasına; ajans yönetimden marka iş birliklerinin desteklenmesine... Şu anki yapıda ise ağırlıklı olarak yaratıcı içerik üretimi (blog, PSM Gazete, Youtube- yakında şahane bir yer olacak-, marka sunumları, konsept uygulamaları) ve Sónar Istanbul’un Pazarlama tarafının koordinasyonu olarak özetleyebiliriz.

PSM’de çalışmanın en büyük zorluğu ve en büyük ödülü nedir?

Yılda 1300 etkinlik yapılan bir mekanda eksikliğini en çok hissettiğim şey zaman oluyor. Bazen durup nefes almak, bazen de bir işe %100 kanalize olmak için yeterli vaktim olmadığını hissediyorum. En büyük ödül ise İstanbul ve Türkiye’de nefes alınabilen; insanlara ilham veren, zihinlerini açan işlerin sahnelenebildiği nadir kurumlardan birinin parçası

olmak. Tabii bir de fazlasıyla hayran olduğumuz insanlara “Merhaba” diyebilmek. Pek demesem de, ihtimali bile güzel :)

Cheers’da içmeyi en çok sevdiğin kokteyl?

Kesinlikle iltimas geçmiyorum ama Cheers’ın tüm kokteylleri çok lezzetli. Şahsi favorim: Chili Margarita.

PSM’de izleme fırsatı bulduğun son etkinlik?

Glenn Hughes.

Sabırsızlıkla beklediğin etkinlikler hangileri?

Yeni festivalimiz Neue! Step içinçok heyecanlıyım. Bence son yıllarda İstanbul’da olacak en özel şey.

SAHNE TOZU YUTANLAR BÖLÜMÜMÜZÜNBU AYKİ KONUĞU PAZARLAMA YÖNETİCİSİ GÖZDE TEKAY.

RÖPORTAJ:EDA SOLMAZ

Gazetemizde PSM çalışanlarını daha yakından tanımamıza fırsat veren serimize devam ediyor, her ay bir PSM çalışanından o ay en çok dinlediği şarkıları bizimle paylaşmasını rica ediyoruz. Serimizin bu ayki konuğu Proje Geliştirme Uzman Yardımcısı Melis Dede.

• Nightwalker – Trentemøller

• Kisses – dOP

• Living in a Song (Shall Ocin Remix) – Dino Levy

• Blowfish (Lake People Remix) – Yoko Duo

• Take Me Into Your Skin – Trentemøller

• Fog – Nosaj Thing

• Love Invaders – Fatima Yamaha

• Roads – Portishead

• Jazz Vol.1 – Seb Wildblood

• You Can Always Leave – Francis Harris

PSM NEDİNLİYOR?

Fas asıllı Belçikalı dansçı ve koreograf Sidi Larbi Cherkaoui, 2008 yılında Sutra dans gösterisini yaratma sürecindeyken dünya şimdiki halinden çok daha farklıydı. Cherkaoui’nin tek arzusu kendini tekrarlamamak uğruna Avrupa’dan uzaklaşmak oluyor. Koreograf sevdiği şeylere odaklanıyor yoga, müzik ve dövüş sanatları… Bu tutkular onu Çin’de bulunan Shaolin Tapınağı'ndaki keşişleriyle temas kurmasını sağlıyor. Burada geçirdiği beş günden sonra keşişlerin dünyası ile büyüleniyor. Bu büyülenme ise geçtiğimiz sezon onuncu yılını kutlayan, bugüne kadar 32 ülkede, 64 kentte 190 bini aşkın seyirciye ulaşan Sutra’nın ortaya çıkmasını sağlıyor.

Sutra, Buda’nın öğretileri için kullanılan sutta teriminden türetilmiş; Buda’nın kuralları ve aforizmalarını kapsayan genel bir ifade. Eserin yapısındaki en önemli isimlerden biri görsel ve yaratım sürecini oluşturan heykeltıraş Antony Gormley’nin ahşap kutuları. Diğeri ise Polonyalı besteci Szymon Brzóska; eşsiz müziği ile gösteriyi benzersiz hale getirmesi. Temelini melankolinin oluşturduğu müzik mekanın ve zamanın ruhunu tamamen duygusal bir ortamda ortaya çıkarıyor. Orkestra dans ile eş zamanlı canlı olarak eseri yorumluyor.Sutra’da Shaolin Tapınağı’ndan 19 Budist keşişi bir arada izliyoruz. Cherkaoui gösterinin yıllar içinde geçirdiği süreci de şöyle anlatıyor, “Keşişlerin çoğu Shaolin tapınağındaki diğer sorumlulukları üstlenmek için gösteriden ayrılmak zorunda kaldı. Orijinal çocuk rahibin de değiştirilmesi gerekiyordu. Çünkü, o artık bir çocuk değildi. Orijinal oyuncu kadrosundan dört kişi hala bugün yer alıyor. Performansla ilgili zamansız bir şey var.” Performans ise izleyicisine dansın

gelenek ve ruhunun fiziksel disiplinle buluştuğu nefes kesici bir deneyim sunuyor. Hayat gibi inşa etme, yıkma ve sonraki dönüşüme odaklanıyor. Sahne 19 keşiş ya da dansçıya ait ahşap kutularla dolu. Bu kutular duvar, köprü, tapınak, açan bir çiçek veya mezarlık metaforu ile dansçıların birer uzvu olarak yerini alıyor.

KUNG FU’NUN BAŞ DÖNDÜRÜCÜ ZARAFETİ

Sahne dansçı Ali Thabet ve küçük keşişin büyük sahnenin minyatür bir modelini adeta satranç oynar gibi yeniden dizayn etmesi ile başlıyor. Adeta sahneye gelecek olan diğer dansçı keşişlerin kaderlerine karar verenler gibi görünüyorlar. Bir süre sonra büyük ahşap kutuları ile yeni bir dünya yaratmaya çalışan keşişler ortaya çıkıyor. Adeta hayatı simgeleyen bu tahta kutular insan bedeninin sınırsızlığını da izleyicisine gösteriyor. Müziğin ritmi ile bir hayatın yükselişine şahit oluyoruz. Ama bir noktadan sonra o tahta kutular sırtlarındaki bir tabutu da andırıyor. Bu kısım ise ölümün yükünün ağırlığını dans ile izleyicisine hissettiren en belirgin an. Hemen ardından keşişler takım elbiseleri ile bir kentli gibi çıkıyor karşımıza. Ama kılıçları ile bir savaşın içine de seyircisini sürüklüyor.

Gösteride çocuk keşiş ve Thabet’in kendi gümüş kutularındaki küçük alanda sıkışıp kalması, insan anatomisinin dans ile dile gelmesini bize gösteriyor. Tüm eleştirmenlerin Sutra’ya dair en dikkat ettiği nokta ise savaşçı rahiplerin Batılı bir izleyicinin benimseyeceği dansçılar olmaya çalışmamaları. Cherkaoui, bu noktada kung fu'yu yoga ile birleştiren özel bir çağdaş sunum ortaya koyuyor.

Kung fu'daki o özel zarafet ise mükemmel bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Cherkoui, dövüş sanatçıları olarak keşişlerin bu kadar özgün performans göstermesinden ilham aldığını itiraf ediyor ve “Her dövüş hareketlerinde inanılmaz bir özgünlük var. Her an patlayan bir enerjiye sahipler ama bu da oldukça kontrollü. Özellikle havada dümdüz uçtukları anları çok seviyorum. Bir dansçı, bir insan olarak, harekete nasıl yaklaştıklarını görmek heyecan verici” diyor. İngiliz heykeltıraş Anthony Gromley tarafından tasarlanan kutular ise bir noktada kaleydoskopa dönüşüyor ya da lotus çiçeğinin açma anına. Bir izleyici olarak bakıldığında çok ağır gibi duran bu kutular ise bir saatlik gösterinin ortalarında artık dansçıların vücudunun bir parçası olarak hafızamızda yer ediniyor.

ÇAĞIMIZIN EN ÖNEMLİ KOREOGRAFİSİ

Gerek müziği gerekse koreografisi bakımından meditatif bir etkiye sahip olan gösteride ani yükselen savaş sahneleri bile oldukça minimal bir etkide. 21. yüzyılın her türlü imkanlarını kullanan dans topluluklarını düşününce oldukça sade ve içe dönük bir dünya var karşımızda. Son dönemin dahi koreograflarından Cherkaoui’nin tam da izleyicisine sunduğu gibi. Keza Cherkaoui, geçtiğimiz yılın en çok ses getiren Jay-Z ve Beyoncé’nin Louvre Müzesi’nde çekilen "Apeshit" klibindeki çarpıcı dansların da koreografisini yapan isim. Çağımızın en mühim sanatçılarının ortaya çıkardığı ve insan bedeninin en saf halini sunulduğu bu özel performans Sutra, İKSV iş birliği ile 16-17 Eylül tarihleri arasında Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde olacak. Başka ufuklara yelken açmak için es geçmemek lazım!

INSAN BEDENININ EN SAF HALI

Geçtiğimiz sezon onuncu yılını kutlayan, bugüne kadar 33 ülkede, 83 kentte 250 bini aşkın seyirciye ulaşan Sidi Larbi Cherkaoui ve Sadler’s Wells London yapımı Sutra, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi (PSM) iş birliğiyle dokuz yıl aradan sonra 16-17 Eylül tarihleri arasında Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde…

Page 10: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

YENI ÇIKANLAR

18

DÜNYA SAHNELERI

19

Londra’nın yetiştirdiği en özgün yeteneklerden biri olan Natasha Khan – veya onu tanıdığımız ismiyle Bat For Lashes – üçü prestijli Mercury Ödülü’ne aday olmuş dört stüdyo albümüne heyecan verici bir ekleme yapıyor: Lost Girls. 2016 tarihli son albümü “The Bride” sonrasında gözlerden kaybolan Bat For Lashes, Dominik Scherrer iş birliğinde BBC’nin Requiem isimli dizisinin müziklerini besteledi. Şimdi yeni teklisi “Kids In The Dark” ile tutkulu bir geri dönüş yapmaya hazırlanan Khan’ın yeni albümü, ilhamını 1980’ler Los Angeles’ından ve Khan’ın ergenlik yıllarından alıyor. Lost Girls, 6 Eylül’de AWAL etiketiyle yayınlanacak.

BRIT’s Critics Choice Awards, BBC Sounds Poll, Hot Press Hot For 2019 International Acts ve çok daha fazlası ile adını günden güne duyuran İngiliz müzisyen Mahalia, ilk albümü Love and Compromise ile karşımızda. 2016 yılında Diary of Me isimli uzunçalarını yayınlayan Mahalia, etkileyici soul vokalini gömdüğü samimi tavrıyla kısa sürede kendine bir hayran kitlesi edinmeyi başardı. Bir plak şirketiyle ilk masaya oturduğunda henüz 13 yaşında olan Mahalia, yeni albümünden ilk teklileri Simmer, Grateful ve Do Not Disturb ile listeleri meşgul etmeye başladı bile. Love & Compromise, 6 Eylül’de Asylum Records etiketiyle yayınlanacak.

Joseph Mount’un yıllar içinde dilimize pelesenk olmuş parçalarıyla ünlü İngiliz ekibi Metronomy, kendilerine ve hayranlarına saygı duruşu olan “Metronomy Forever” albümüyle karşımızda. Video klibiyle beraber paylaştıkları “Salted Caramel Ice Cream” teklisiyle yeni albümün müjdesini veren ekip, albümden bugüne kadar Lately ve Walking In The Dark isimli teklilerini de dinleyicisiyle buluşturdu. Toplam 17 parçadan oluşan albüm Metronomy’nin devirdiği yirmi dopdolu yılın görkemli bir kutlaması. Albüm, 13 Eylül’de Because Music etiketiyle raflardaki yerini alacak.

Boston çıkışlı Amerikalı alternatif rock ekibi Pixies, yeni albümleri Beneath the Eyrie ile karşımızda. Yapımcılığını Tom Dalgety’nin üstlendiği albüm, 2018 yılında kaydedildi. Albümün kayıt aşamasını ele aldıkları podcast serileri “It’s a Pixies Podcast”i de 27 Temmuz’da yayınlayan Pixies, albümden ilk teklilieri On Graveyard Hill’i geçtiğimi günlerde piyasaya sürdü. Halihazırda beraber çalıştıkları Black Francis, Joey Santiago, David Lovering ve Paz Lenchantin kadrosuyla ikinci albümleri olan Beneath the Eyrie, 13 Eylül’de Infectious etiketiyle yayınlanacak.

Narin ve duygusal melodileriyle tanıdığımız Venezuela kökenli Amerikalı müzisyen Devandra Banhart, 2016 tarihli “Ape in Pink Marble” albümünü takiben yeni albümü “Ma”yı duyurdu. Banhart, yeni albümünü 13 Eylül’de Nonesuch etiketiyle yayınlayacak. Albümden ilk teklisi – Japoncadaki kelime anlamıyla “country müziği” – Kantori Ongaku’yu geçtiğimiz günlerde yayınlayan Banhart, bu parçayı Haruomi Hasono’ya övgü olarak kaleme almış. Albümünün yayınlanmasını takiben turne tarihlerini de açıklayan Banhart’a turnesinin özel tarihlerinde Black Belt Eagle Scout eşlik edecek. 2019’un başında şiirlerini topladığı Weeping Gang Bliss Void Yab-Yum’ı yayınlayan Banhart, söz yazarlığındaki incelikle de kalpleri fethediyor.

Kısa şortlar, sandaletler ve festivallerle dolu bir yazın ardından şimdi okula dönüş zamanı! Eylül tüm melankolisiyle kapımıza dayanmışken, müzik endüstrisiyse senenin etki yaratacak kayıtlarıyla karşımızda. Mercury Ödülü sahibi Bat For Lashes’dan dipsiz bir üretim kuyusu olan Foals’a, özlenen isimlerden Metronomy ve Pixies’den, sahnenin heyecan verici yeni ismi Mahalia’ya bu ay çıkacak olan yeni kayıtları sizin için derledik.

BAT FOR LASHES Lost Girls

MAHALIA Love and Compromise

METRONOMY MetronomyForever

PIXIES Beneath the Eyrie

DEVANDRA BANHART Ma

Yayın Tarihi: 6 Eylül 2019

Yayın Tarihi: 6 Eylül 2019

Yayın Tarihi: 13 Eylül 2019

Yayın Tarihi: 13 Eylül 2019

Yayın Tarihi: 13 Eylül 2019

2019 Hyundai Mercury Ödülü adayı olan albümleri “Everything Not Saved Will Be Lost, Part 1” ile gündemi uzun süre meşgul eden, sürpriz Glastonbury setiyle adeta alev alan ekip Foals, yeni albümleri “Everything Not Saved Will Be Lost, Part 2” ile karşımızda. Henüz albümden tekli yayınlamayan ekibin durmak bilmeyen enerjisi; Lollapalooza, Rock en Seine, Mad Cool Festival ve benzeri dünyanın en sevilen sahnelerine renk getirmeye devam edecek. Bu iki kardeş albümü “bir madalyonun iki yüzü” olarak tasvir eden ekip, enerjilerini ve üretme isteklerini 40 dakika 10 parçalık bir kayda sığdıramadıkları için böldüklerini açıklıyor. Foals’ın heyecan verici yeni kaydı, 20 Eylül’de piyasaya sürülecek.

Son kayıtları 2016 tarihli The Serenity of Suffering’den beri kendilerinden haber alamadığımız Kaliforniyalı nu metal ekibi KORN, yeni albümleri “The Nothing” ile burada. Fark yaratacak davul soloları, sessizlik ve gürültüden beslenen etkileyici bir ikilik, alıp götüren bir klavye ve çok daha fazlasıyla KORN ismine yakışır nitelikteki bu albümden ilk tekli “You’ll Never Find Me”yi geçtiğimiz günlerde yayınlandı. The Nothing, 13 Eylül’de Roadrunner etiketiyle yayınlanacak.

Oasis ile yakından tanıdığımız Liam Gallagher, 2017 yılında çıkardığı As You Were kaydını takiben yeni solo işi “Why Me? Why Not” ile dönüşünü müjdeledi. Şarkıcı ve söz yazarı geleneğinin vazgeçilmezlerinden Gallagher, albümünden ilk üçlü teklisi The River, Shockwave ve Once’ı geçtiğimiz günlerde yayınladı. Glastonbury Pyramid Stage setiyle festival headlinerı olabileceğini en iyi şekilde kanıtlayan Gallagher, kardeşi Noel olmadan da harikalar yaratabileceğini gösterdi. Gallagher’ın yeni albümü 20 Eylül’de Warner Music etiketiyle yayınlanacak.

Geçtiğimiz yıllarda Studio’da ağırladığımız indie ikilisi Moon Duo, yeni kayıtları Stars Are the Light’ı müjdeledi. 2017 tarihli son işleri Killing Time’dan sonra seslerini pek fazla duymadığımız ikili, Ripley Johnson ve Sanae Yamada’nın gitar güdümlü çabasını yeni albümlerinde toparlıyor. Stars Are Light, grubun somutlaştırılmış ve karasal ile soyut ve metafizik olanı deneyimlediği bir macera olarak adlandırılıyor. Stars Are the Light, 27 Eylül’de Sacred Bones Records etiketiyle yayınlanacak.

İrlandalı rock ekibi Girl Band, ilk albümleri Holding Hands with Jamie’nin üzerinden geçen dört yılın ardından yeni albümleri Talkies ile karşımızda. İlk teklileri Shoulderblades’i geçtiğimiz günlerde yayınlayıp büyük ses getiren Girl Band, bu şarkıya çıkardıkları Bob Gallagher yönetmenliğindeki klip ile de dikkatleri üzerine çekti. Talkies, 27 Eylül’de Rough Trade Records etiketiyle raflardaki yerini alacak.

FOALS Everything Not Saved Will Be Lost, Part 2

KORN The Nothing

LIAM GALLAGHER Why Me? Why Not.

MOON DUO Stars Are the Light

GIRL BAND Talkies

Yayın Tarihi: 20 Eylül 2019

Yayın Tarihi: 13 Eylül 2019

Yayın Tarihi: 20 Eylül 2019

Yayın Tarihi: 27 Eylül 2019

Yayın Tarihi: 27 Eylül 2019

DÜNYA SAHNELERİNDE BU AY NELER VAR?

BETRAYAL

Harold Pinter’in şiirsel hassasiyet, zengin mizah ve duygusallığıyla kaleme alınmış Betrayal, ters kronolojik sırayla yedi yıllık çekici bir romantizmi tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Başrollerinde Avengers serisiyle yakından tanıdığımız Tom Hiddleston, Charlie Cox ve Zawe Ashton’un yer aldığı prodüksiyon Jamie Lloyd yönetmenliğinde 5 Eylül’de Jacobs Theatre’da kapılarını izleyiciye açacak.

THE GREAT SOCIETYAll The Way oyunu ile yakından tanıdığımız Robert Schenkkan’ın yeni işi The Great Society, Amerikan Başkanı Lyndon B. Johnson’un 1964 seçimlerini kazanmasıyla başlayan hikayesini mercek altına alıyor. Dört yıllık başkanlığı süresince yaşananları, Vietnam Savaşı ve Sivil Haklar Hareketi’nin

arkaplanını ve çok daha fazlasını konu alan prodüksiyon, başrollerinde Brian Cox, Marc Kudisch, Grantham Coleman ve Richard Thomas ile tadı damağınızda kalacak bir politik drama öyküsüne imza atıyor. The Great Society, Bill Rausch yönetmenliğinde 6 Eylül’de Vivian Beaumont Theatre’da perdelerini açacak.

DERREN BROWN: SECRETWest End’de biletleri haftalar önce tükenen şovlara imza atan ve iki Olivier Ödülü’ne layık görülen ünlü illüzyonsist Derren Brown, “Secret” ile Broadway çıkarmasına hazırlanıyor. Bu büyüleyici tiyatro deneyimi süresince Brown, hayatımızı yönlendiren basit hikayelere ve sahip olduğumuz inançlara daha yakından bakmak için sınırlarımızı zorluyor. Küçük

anlardan ve hikayelerden ağzımızı açık bırakacak görkemli bir şov yaratmayı ustalıkla başaran Brown’un şovu Andy

Nyman ve Andrew O’Connor ortak yönetmenliğinde 15 Eylül’de Cort Theatre’da

perdelerini Amerikan izleyicisine açacak.

The Great Society

Betrayal

Derren Brown

YAZI: NAZLI ILKE KAYA YAZI: NAZLI ILKE KAYA

Dünyanın en büyük ve görkemli sahnesi Broadway, bu ay üç heyecan verici yeni prodüksiyona ev sahipliği yapıyor. Başrollerinde Tom Hiddleston’un yer aldığı Betrayal’dan ünlü illüzyonist Derren Brown’ın yeni gösterisine, Broadway’in bu ayki öne çıkanlarını sizin için derledik.

Page 11: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

Page 12: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

RÖPORTAJ

22

MÜDAVIM KÖŞESI

23

carl_cox_jenerik_muzik.mp3

PSM’yi PSM yapan; eğlenceyi, birlikteliği, müziği, sanatı ve çok daha fazlasını paylaştığımız sevgili dostlarımızı, PSM’nin müdavimlerini tanıdığımız yeni köşemizin ilk konuğu, 140journos kreatif direktörüBerkant Akarcan.

Selam! Sizi biraz tanıyabilir miyiz? İstanbullu görsel/işitsel sanatçı ve profesyonel müzik dinleyicisiyim. Son bir kaç senedir 140journos isimli yeni medya platformunun kreatif direktörlüğünü yapıyorum; eskiden Trance Ferdinand adlı grubumla artık solo olarak BXA ismimle de DJ'lik icra ediyorum. PSM'de hem dinleyici hem de üretici kimliğimle çok sıkvakit geçiriyorum.

PSM’de en çok zaman geçirmeyi sevdiğiniz nokta neresi? Kesinlikle %100 Studio. Şehrin son yıllarda

bürünmek zorunda kaldığı "kendini kapatma" durumuyla birlikte sekteye uğrayan gece hayatında bir sığınak oldu hepimize, ve halihazırda şehrin yegane kaliteli gece kulübü: hem müziğiyle, hem sahnesiyle, hem tekniğiyle, hem de kemik kitlesiyle.

Peki favoriniz: Pub mı Cheers mı? Cheers. Özellikle içkilerin yanında gelen turşu bir başka. Tabi üç sahneye birden yakın olmak, ve yan masada hep tanıdıklarla olmak selamlaşmak, tanımadıklarımızla da tanışmak, Cheers'da vakit geçirmek için başka bir sebep veriyor insana.

İçmeyi en çok sevdiğiniz kokteyl? Klasik bir New York'culuk olabilir ama Long Island.

PSM’de sizce hangi etkinlikler en eğlenceli geçiyor? Rock konserleri mi yoksa elektronik parti geceleri mi daha çok size hitap ediyor?Kişisel zevkimden dolayı buna taraflı bir cevap vereceğim, bangır bangır dans ettiğimiz elektronik geceler. Ana sahnedekiler de %100 Studio'dakiler de. Herhangi bir janra oturtmadığımız "tier 1" grup ve sanatçılar da tek gecelik festivaller sunuyorlar.

PSM’de etkisinden çıkamadığınız bir

etkinlik seçmeniz gerekse hangisi olurdu? Ana sahne için; Sónar 2018'deki Fatboy Slim performansı. Fatboy'un veteranlığını konuşturup DJ'lik dersi verdiği bir geceydi. O Sonar'ı da performansı da unutması çok güç. %100 Studio içinse, 2017'deki HVOB konserinden sonra, Mabbas'ın "keşke full kaydı olsa" dediğim after performansı. Seneler sonra "gönül yolculuğu" diyebileceğimiz bir techno ile karşılaşmak iyi gelmişti.

PSM’de en çok kimi izlemek istersiniz? The Weeknd. Artık İstanbul'da da, son zamanların -bence- en iyi müziğini, en iyi sesini, kanlı canlı bir dinlemek istiyoruz.

MÜDAVİM KÖŞESİ

1. Satın aldığınız ilk albümdeki en sevdiğiniz şarkı neydi?İlk aldığım albüm 1986 senesiydi, Stevie Wonder’dan “Songs in the Key of Life”. Albümdeki her şarkı harika ama birini seçeceksem sanırım sık sık çaldığım Another Star şarkısını seçerdim.

2. Hayatınızın sonuna kadar tek bir şarkı dinleyecek olsaydınız, hangi şarkıyı seçerdiniz?Diana Ross – Love Hangover

3. Bugün en son dinlediğiniz şarkı neydi?Daha yeni uyandım :), o yüzden henüz bir şey dinleyemedim. Sabahın sesi diyelim mi?

4. Hangi şarkı sizi evinizde hissettiriyor?Ah, zor bir soru. Eve gelip şarkıyı açtığımda “işte bu” dedirtecek şarkı sanırım Teena Marie’den Portuguese Love.

5. Canlı olarak dinlediğiniz en iyi şarkı neydi?

Frankie Beverly and Maze – Joy & Pain

6. Uykuya dalmak için hangi şarkıyı dinlersiniz?The Orb – Little Fluffy Clouds

7. Sizce kahvaltıya en yakışan şarkı nedir?Wham! - Wake Me Up Before You Go-Go

8. Hayatınız bir film olsaydı, açılış jeneriğinde hangi şarkı çalardı?Hmm... Derrick May’den Strings of Life olabilirdi.

9. Hangi şarkıda içinizden dans etmek geliyor?Aynı zamanda en sevdiğim şarkılardan biridir, Crown Heights Affair – Far Out.

10. Son zamanlarda dinlediğiniz hangi şarkıyı okuyuculara tavsiye edersiniz?Güncel bir isimden söyleyeceksem sanırım Rihanna’nın herhangi bir şarkısı derim.

İkililer arasından hangi sanatçı/grubu seçerdiniz?- The Beatles vs. The Rolling Stones Aaaah! Aman tanrım bu çok zor. Birini seçmek zorunda olduğum içinThe Beatles diyeceğim.- Metallica vs. MegadeathMetallica!- Massive Attack vs. PortisheadMassive Attack- Freddie Mercury vs. David BowieAaah olamaz. Sorular giderek zorlaşıyor sanırım. David Bowie. - Ella Fitzgerald vs. Billie Holiday Beni bitirdiniz :) ama Ella Fitzgerald. - Modeselektor vs. ApparatModeselektor- Kanye West vs. Jay-ZJay-Z- Oasis vs. BlurYine çok zor. Oasis.- Kylie Minogue vs. Madonna Kylie. Kylie’yi çok seviyorum.

En pahalı müzik kutusuNe: İsviçreli müzik kutusuNe kadar: £20.900 (Pound Sterlin)Nerde: İngiltere (Londra)1901 yılında Persli bir prens için İsviçre’de yapılan müzik kutusu 1985 yılında Sotheby’s tarafından £20.900’e satılarak dünya rekorları arasında yerini aldı.

En uzun klipKim: Pharrell wıllıamsNe kadar: 24 SaatNerede: Amerika Birleşik DevletleriPharrell Williams, 24hoursofhappy.com web sitesinde "Happy" şarkısına çektiği dünyanın ilk 24 saatlik klibini yayınladı. Yıldız dansçılarla bezenmiş videoda dört dakikalık parça 360 kez dönüyor.

30 gün içinde en çok ziyaret edilen festivaller Kim: Greg ParmleyNerde: İngiltere (Londra)Ne zaman: 23 Temmuz, 2011Greg Parmley, 30 gün içinde Belçika,

Lüksemburg, Almanya, Çekya, Polonya, Slovakya, Macaristan, Sırbistan, Slovenya, Hırvatistan, İtalya, İsviçre ve İngiltere’de gerçekleşen 26 farklı festivali ziyaret ederek çıtayı yükseltti.

En çok ziyaretçiye sahip festival (Tek bir alanda)Ne: DonauinselfestNe kadar: 3,300,000 kişiNerede: Avusturya (ViyanaAvusturya’nin Donauinselfest’i, yani “Danube Adası Festivali” 2015 yılında gerçekleşen 32. edisyonunda,

3.3 milyon insan çekerek yeni bir rekora imza attı. En çok sahnelenen West End müzikali Ne: Les MisérablesNerde: İngiltere (Londra)19 Ocak 2015 tarihi itibariyle Les Misérables, West End’de 29 sene 47 gün boyunca sahnelerek dünyanın en çok sahnelenen müzikali ve dünyanın en çok sahnelenen ikinci gösterisi olarak tarihe geçti. 2015’te 30. senesini kutlayan ve Cameron Mackintosh/Royal Shakespeare Company prodüksiyonu olan müzikal 43 ülkede, 22 dilde 70 milyon kişi tarafından izlenmiş.

Spotify’da en çok dinlenen şarkıKim: Ed SheeranNe kadar: 1,655,258,694 total dinlemeMart 2018 itibariyle tam 1,655,258,694 kez dinlenen Ed Sheeran şarkısı "Shape of You", 2016’dan beri rekorun sahibi Drake şarkısı “One Dance”i geçerek bir numaraya yerleşti.

13 Eylül’de Garanti BBVA Konserleri kapsamında sahne alacak, 2012 yılında Guinness rekorlar kitabı tarafından “En hızlı piyanist” seçilen 27 yaşındakiMacar müzisyen Peter Bence bize ilham oldu. Müzik ve kültür-sanat ile ilgili çarpıcı rekorlara birlikte göz atalım.

Fotoğraf:Furkan Temir

Zorlu PSM ve Jeton Records organizasyonu, %100 Music katkılarıyla 28 Eylül Cumartesi günü Zorlu PSM'de sahne alacak Carl Cox ile hayatının müziklerini konuştuk!

Page 13: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

TIYATRO

24

STUDIO

25

#BURASIPSM

KURUMSAL ETKiNLiKLER

MERCEDES-BENZ FASHION WEEK ISTANBUL 8-11.10.2019 ⁄ BRAND WEEK 6-8.11.2019 ⁄ FASHION FILM FESTIVAL 9-10.11.2019

PANTENE ALTIN KELEBEK ÖDÜLLERİ 8.12.2019 ⁄ YGA ZİRVESİ 18.01.2020

FESTiVALLER

SÓNAR ISTANBUL 6-7.3.2020 ⁄ PSM CAZ FESTİVALİ MAYIS-HAZİRAN 2020 ⁄ MIX FESTIVAL PRESENTED BY %100 MUSIC 15-16.11.2019 NEUE! STEP EYLÜL 2019

SAHNE SANATLARI

CMYLMZ DIAMOND - ELITE - PLATINUM - PLUS SEZON BOYUNCA ⁄ ALICE MÜZİKALİ SEZON BOYUNCA ⁄ SUTRA 16-17.09.2019

FAME MÜZİKALİ 10-15 .12.2019 ⁄ BEYOND BOLLYWOOD 26.11-1.12.2019 ⁄ I AM TANGO 23-24.11.2019

ELEKTRONiK MÜZiK - PARTi - DANS

%100 MUSIC PRESENTS: CARL COX 28.09.19 ⁄ BORIS BREJCHA IN CONCERT - ALBUM RELEASE TOUR 1.11.19 ⁄ MAYA JANE COLES 13.12.19 WE LUV TECHNO! INTENSE: FJAAK (LIVE), KOBOSIL, NIKK 27.12.19 ⁄ WINTER SOLSTICE PRESENTED BY %100 MUSIC: ANASTASIA KRISTENSEN, CHELINA MANUHUTU, SPECIAL REQUEST, THYLACINE 20-21.12.2019 HALLOWEEN PARTY - BLOODY TECHNO WITH SAMA 26.10.19 ⁄ NOSAJ THING(LIVE) 18.10.19 ⁄ STIMMING(LIVE),

GIDGE(LIVE), MABBAS 4.10.19 ⁄ HAAi (ALL NIGHT LONG SET) 7.12.19 ⁄ PERC 6.12.19 ⁄ TRUNCATE 19.10.19 ⁄ JAY LUMEN 13.12.19

REMCO BEEKWILDER 30.11.19 ⁄ VIKEN ARMAN(LIVE) 27.09.19 ⁄ HIDDEN EMPIRE 14.12.19 ⁄ MOONWALK 14.09.19 ⁄ WOLD MUSIC LABEL NIGHT - WOLFSON, LOSLESS, DENİZ KABU, GADI MITRANI 9.11.19

KONSERLER

NILS FRAHM 19.09.19 ⁄ ANATHEMA 7.09.19 ⁄ GARANTİ BBVA KONSERLERİ: BALTHAZAR 27.09.19 ⁄ TAMINO 18.10.19 GARANTİ BBVA KONSERLERİ: PETER BENCE 13.09.19 ⁄ NEW MODEL ARMY 30.11.19 ⁄ VENDREDI SUR MER 5.12.19 THE ARISTOCRATS 06-07.12.2019 ⁄ HINDI ZAHRA 16.10.2019 ⁄ GARANTİ BBVA KONSERLERİ: KOVACS 04-05.09.2019

MONO 29.11.19 ⁄ GARANTİ BBVA KONSERLERİ: LERA LYNN 12.11.19 ⁄ DARK NIGHT: LEBANON HANOVER, RENDEZ-VOUS,BREK 27.11.19 ⁄ DARK NIGHT: SHE PAST AWAY, SECOND STILL, BOX AND THE TWINS 10.03.20 ⁄ SEPTICFLESH 21.09.19 SATURNUS 9.11.19 ⁄ NAXATRAS 24.10.19 ⁄ SOPHIE ZELMANI 4.10.19 ⁄ KURT COBAIN DOĞUM GÜNÜ KUTLAMASI: NIRVANA TRIBUTE BAND 20.02.20 ⁄ HARRY POTTER VE ZÜMRÜDÜANKA YOLDAŞLIĞI™ IN CONCERT 28-29.01.2020

RENGARENK BiR SEZON

7. SEZON, 1. BÖLÜM

DEVAM EDEN PSM PRODÜKSİYONLARI

Zorlu PSM prodüksiyonu ile hayata geçen, Ajvide Lindqvist’in çok satan romanı ve senaryosunu da kaleme aldığı kült film “Let the Right One In”in sahne uyarlaması “Bırak İçeri Gireyim”, Murat Daltaban yönetiminde bu sezon da PSM’de olacak. Dehşet verici ve dokunaklı bir ilk aşk hikâyesi olan Bırak İçeri Gireyim öteki olmanın ağırlığını farklı biçimlerde taşıyan iki çocuk Oskar ve Elias’ın hikayesini konu alıyor.

Broadway’in en uzun soluklu

15 eserinden biri olan Damdaki Kemancı, Mehmet Ergen yönetmenliğinde; başrollerini Mehmet Ali Kaptanlar, Binnur Kaya, Defne Koldaş, Ceren Gündoğdu

ve Özgür Çevik’in paylaştığı özel prodüksiyonu ile sezon boyunca Turkcell Platinum Sahnesi’nde olacak.

PSM’nin bu sezon da devam eden bir diğer prodüksiyonu ise yönetmenliğini Mehmet Ergen’in yaptığı bir Florian Zeller uyarlaması olan Gerçek. Kubilay Tunçer, Levent Üzümcü, Neslihan Yeldan ve Özge Özder’in sahneyi paylaştığı oyun.

TİYATRO’NUN YILDIZLARI

Haluk Bilginer’in başrollerinde yer aldığı Laurence Olivier Ödüllü Pencere ve Shakespeare'in en çarpıcı eseri Kral Lear; Erdal Beşikçioğlu’nun muhteşem performansına tanık olduğumuz, senelerdir kapalı gişe oynayan Bir Delinin Hatıra Defteri, Demet Evgar, Engin Hepileri, Bülent Şakrak, Okan Yalabık’ın oyuncu kadrosunda yer aldığı, sergilendiği her ülkede seyircinin yoğun ilgisiyle karşılaşan kült eser 39 Basamak ve Ozan Güven ile Günay Karacaoğlu’nun başrollerini paylaştığı Cervantes’in ölümsüz eseri Don Kişot’un eğlenceli yorumuDon Kişot'um Ben Eylül ayında ve sezon boyunca Zorlu PSM’de sahnelenecek.

CESUR KADINLAR VE YENİ UFUKLAR

Latife Tekin'in 'Sevgili Arsız Ölüm' romanından uyarlanan Sevgili Arsız Ölüm – Dirmit; ölüsüne bile tahammül edilemeyen, cenazesi bekletilen aykırı bir kadının aklınızdan

çıkmayacak hikayesinin anlatıldığı Yaralarım Aşktandır; güzelliğin, aşkın, çocuğun, evin, paranın ve en önemlisi başarının değerini anlatan Kızlar ve Oğlanlar ve işgal altındaki İstanbul’da iki kadının şiirler ve şarkılarla dolu günlerini anlatan Nihayet Makamı ile PSM, sahnelerini anlatacak hikayesi olan cesur ve yetenekli kadınlar ile dolduruyor.

Sezon boyunca tiyatro programında yer bulan Türkiye’nin güncel tiyatrosunun en özel eserlerine bir örnek de Berkay Ateş'e 25.Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'nü kazandıran, Serkan Salihoğlu’nun yönettiği 'Hakikat, Elbet Bir Gün' oyunu olacak.

Her gün genişleyen tiyatro programımızı Zorlu PSM’nin web sitesinden ve sosyal medya kanallarından takip edebilirsiniz.

Sanat tarihine damgasını vurmuş eserlerden, güncel parçalara; Türkiye’nin en köklü tiyatro topluluklarından, avangart oluşumlara birbirinden özel onlarca yapım bu sezonda da PSM programında son üç yıldır olduğu gibi büyük bir yer kaplamaya devam edecek.

PSM TİYATRO

KRAL LEAR

Damdaki Kemancı

Bir Delinin Hatıra Defteri

Page 14: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

RÖPORTAJ

26

STUDIO

27

EYLÜL

WWW.ZORLUPSM.COM

2 EYLÜL

KOVACS ● %100 STUDIO

KONSERKOVACS GARANTİ BBVA KONSERLERİ:

KOVACS ● %100 STUDIO

KONSER

4 EYLÜL

ALICE MÜZİKALİ ● TURKCELL SAHNESİ

MÜZİKAL

BİR DELİ'NİN HATIRA DEFTERİ ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

KUTSAL MOTOR DEPLASMAN ● %100 STUDIO

PANEL

SEZON AÇILIŞ PARTİSİ:

KUTSAL MOTOR ● %100 STUDIO

PARTİ

6 EYLÜL

10 EYLÜL

SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM - DİRMİT ● %100 STUDIO

TİYATRO

11 EYLÜL

SERTAB’IN MÜZİKALİ ● TURKCELL SAHNESİ

MÜZİKAL

NEUE! STEP:

PETER BRODERICK ● %100 STUDIO

KONSER

12 EYLÜL

ODELIA SEVER PİYANO RESİTALİ ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

KURUMSAL ETKİNLİK

14 EYLÜL

WOLD INVITES MOONWALK & WOLFSONALICE MÜZİKALİ

39 BASAMAK

● %100 STUDIO

DJ PARTİ

● TURKCELL SAHNESİ

MÜZİKAL

● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

KRAL LEAR

ALICE MÜZİKALİ ● TURKCELL SAHNESİ

MÜZİKAL

KOVACS ● %100 STUDIO

KONSER

5 EYLÜL

ALICE MÜZİKALİ

7 EYLÜL

ana_thema spec�al by_request

BİR DELİ'NİN HATIRA DEFTERİ

● TURKCELL SAHNESİ

KONSER

● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

9 EYLÜL

SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM - DİRMİT ● %100 STUDIO

TİYATRO

ana_thema spec�al by_request

KOVACS

SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM - DİRMİT

PETER BENCE

BİR DELİ'NİN HATIRA DEFTERİ

GARANTİ BBVA KONSERLERİ:

PETER BENCE ● TURKCELL SAHNESİ

KONSER

PENCERE ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

WOO YORK (LIVE) ● %100 STUDIO

DJ PARTİ

13 EYLÜL

SUTRA ● TURKCELL SAHNESİ

DANS

YARALARIM AŞKTANDIR ● %100 STUDIO

TİYATRO

ESARETİN BEDELİ ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

16 EYLÜL15 EYLÜL

39 BASAMAK

HAKİKAT, ELBET BİR GÜN

● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

● %100 STUDIO

TİYATRO

17 EYLÜL 18 EYLÜL 19 EYLÜL

SUTRA ● TURKCELL SAHNESİ

DANS

YARALARIM AŞKTANDIR ● %100 STUDIO

TİYATRO

GERÇEK ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

GERÇEK ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

NEUE! STEP:

INJAZERO RECORDS SHOWCASE ● %100 STUDIO

KONSER

KRAL LEAR ● TURKCELL SAHNESİ

TİYATRO

NEUE! STEP:

NILS FRAHM ● TURKCELL SAHNESİ

KONSER

NEUE! STEP:

FALLEN LIGHT RENEW ● FUAYE LED

A/V SHOW

BİR DELİ'NİN HATIRA DEFTERİ ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

BİR DELİ'NİN HATIRA DEFTERİ ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

NEUE! STEP:

MABBAS: CONSTANT SORROW ELECTRONICA (ALL NIGHT LONG SET)

● %100 STUDIO

DJ PARTİ

NEUE! STEP:

SYLVAIN CHAUVEAU ● Touché

KONSER

NEUE! STEP:

FALLEN LIGHT RENEW ● %100 STUDIO

A/V SHOW

20 EYLÜL

*PROGRAM VE ETKİNLİK SAATLERİ DEĞİŞİKLİK GÖSTEREBİLİR.

DON KİŞOT'UM BEN ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

NEUE! STEP:

HAYDEN THORPE ● %100 STUDIO

KONSER

NEUE! STEP:

BIRAK İÇERİ GİREYİM ● TURKCELL

PLATINUM SAHNESİTİYATRO

VESTEL GURURLA YERLİ KONSERLERİ:

SELAMİ ŞAHİN ● TURKCELL SAHNESİ

KONSER

23 EYLÜL

NİHAYET MAKAMI ● %100 STUDIO

TİYATRONEUE! STEP: ROBERTO CACCIAPAGLIA - DIAPASON WORLD TOUR

● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

KONSER

NEUE! STEP:

DOUGLAS DARE ● %100 STUDIO

KONSER

24 EYLÜL

25 EYLÜL 26 EYLÜL

28 EYLÜL

%100 MUSİC PRESENTS:

CARL COXDAMDAKİ KEMANCI

● TURKCELL SAHNESİ

DJ PARTİ

● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

21 EYLÜL

DAMDAKİ KEMANCI

SEPTICFLESH

ALİCE MÜZİKALİ

EQUINOX FALL PARTY W/ GEJU

22 EYLÜL

● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

● %100 STUDIO

KONSER

● TURKCELL SAHNESİ

MÜZİKAL

● %100 STUDIO

DJ PARTİ

HAKİKAT, ELBET BİR GÜN

DENİZBANK ÇOCUK OPERASI:

PAPAGENOLAR

CİMRİ

ALİCE MÜZİKALİ

● %100 STUDIO

TİYATRO

● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

OPERA

● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

● TURKCELL SAHNESİ

MÜZİKAL

29 EYLÜL

NEUE! STEP:

BERLİN FİLARMONİ'NİN 12 ÇELLİSTİ ● TURKCELL SAHNESİ

KONSER

30 EYLÜL

CMYLMZ - DIAMOND ELITE PLATINUM PLUS

● TURKCELL SAHNESİ

STAND-UP

KIZLAR VE OĞLANLAR ● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

TİYATRO

TIRNAK İÇİNDE HİZMETÇİLER ● %100 STUDIO

TİYATRO

27 EYLÜL

GARANTİ BBVA KONSERLERİ:

BALTHAZAR ● TURKCELL SAHNESİ

KONSER

NEUE! STEP:

VÍKİNGUR ÓLAFSSON ● TURKCELL

PLATINUM SAHNESİKONSER

VIKEN ARMAN (LIVE) ● %100 STUDIO

ELEKTRONİK

39 BASAMAK SUTRA

NILS FRAHM

DOUGLAS DARE

BALTHAZAR

CARL COX

KRAL LEAR

EQUINOX FALL PARTY W/ GEJU

MESUT SÜRE"SİZ HEPİNİZ BEN TEK"

● TURKCELLPLATINUM SAHNESİ

STAND-UP

Page 15: EYLÜL 2019 - Zorlu PSM...etkileyici sahne performansı ile Nils Frahm, 19 Eylül’de Zorlu PSM’de! Melankolinin ve Melodilerin Derinliklerine Yolculuk Dünyanın en önemli üç

ZORLUPSM.COM0212 912 37 76

RÖPORTAJ

28