507
HADİSLERLE EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI

EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

  • Upload
    lyminh

  • View
    272

  • Download
    15

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Önsöz 1

HADİSLERLE

EZELDEN EBEDE

EHL-İ BEYT DÂVÂSI

Page 2: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

2 Önsöz

EHL-İ BEYT DÂVÂSI

Mehmet Akif Arlı

Aralık 2017 İstanbul

Görüş ve sorularınız için iletişim adresi:

[email protected]

Mehmed Emin Güvener kimdir?:

www.mehmedeminguvener.com

© Tüm hakları saklıdır.

Page 3: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Önsöz 3

Page 4: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

4 Önsöz

İSTİKLÂL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl.

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım;

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar;

‘Medeniyyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın!

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın;

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Page 5: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Önsöz 5

Bastığın yerleri ‘toprak’ diyerek geçme, tanı!

Düşün, altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.

Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!

Canı, canânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

Rûhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:

Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!

Bu ezanlar -ki şehâdetleri dinin temeli-

Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım;

Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;

Fışkırır rûh-u mücerred gibi yerden na’şım;

O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl.

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy

Page 6: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

6 Önsöz

Page 7: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Önsöz 7

İçindekiler

Bayrak 3

İstiklâl Marşı 4

İçindekiler 7

Kısaltmalar ve Kavramlar 9

Önsöz 11

Takdim 14

Giriş 17

1- Genel Olarak Ehl-i Beyt 31

Ehl-i Beyt Hakkında Âyetler ve Hadisler 33

Ehl-i Beyt İle İlgili Hadisler 79

2- Hz. Fâtıma (ra) 113

3- Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) 133

Hz. Hasan (ra) 153

Hz. Hüseyin (ra) 167

Kerbelâ 172

Kerbelâ Fâciâsı 177

4- Hz. Ali (kv) 203

Büyük Fitne 329

Hz. Osman (ra)’ın Şehâdeti 335

Hz. Ali (kv)’nin Halife Seçilmesi 341

Cemel Vak’ası 343

Sıffîn Savaşı 344

Hakem Olayı (Tahkim) 367

İki Başlı Halifelik Dönemi 374

Mısır’a Saldırı ve Mısır’ın İşgali 374

Basra ve Kûfe Vilayetlerine Saldırılar 377

Mekke, Medine ve Yemen’e Saldırılar ve Katliamlar 379

Nehrevan Savaşı 383

Hz. Ali (kv)’nin Şehâdeti 389

Halifelik Otuz Yıldır 397

5- Ehl-i Beyt Düşmanları 401

Muâviye b. Ebû Süfyân 401

Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’e Sövülmesi, Lânet Okunması

Devlet Geleneği Oluyor 403

Page 8: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

8 Önsöz

Muâviye, Hz. Hasan (ra) İle Yaptığı Anlaşmalara Uymadı 407

Ehl-i Beyt’in ve Ashâb-ı Kiram’ın

Muâviye ve Yönetimiyle İlgili Görüşleri 408

Abdurrahman b. Halid b. Velid’in Öldürülmesi 418

Hucr b. Adîy ve Arkadaşlarının Öldürülmesi 419

Hz. Peygamber (sav)’in Minberinin ve Âsâsının

Şam’a Nakledilmek İstenmesi 421

Yezîd’in Veliaht Tayin Edilmesi 422

İlgili Hadisler 424

Muâviye İle İlgili İşaretler 434

Amr İbnü’l Âs 470

Muğîre b. Şu’be 472

Ziyâd b. Ebîhi 473

Mervan b. Hakem 477

Yezîd b. Muâviye 479

Ehl-i Beyt Düşmanları Hakkında 480

Dühât-ı Arab! (Arab Dâhileri!) 481

Resûlüllah (sav)’in Şefaâti ve Sünneti İle İlgili

Bazı Âyet ve Hadisler 485

İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe Rahmetüllahi Aleyh 488

Türkler’de Ehl-i Beyt Sevgisi 490

Sünnî, Şiî, Alevî 496

Sonuç 498

Cuma Hutbesinde El Açılıp Âmin Denilmesi Hakkında 502

Kaynaklar 504

Page 9: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Önsöz 9

Kısaltmalar ve Kavramlar

Aleyhimür rıdvan: Allah (celle celâlühü) hepsinden razı olsun. (Ashâb-ı Ki-

ram için)

Âl-i Muhammed: Ehl-i Beyt. Peygamberimiz (sav)’in aile fertleridir. Ken-

disi, Hz. Ali (kv), Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) ve bunların

soyundan gelenlerdir.

as: Aleyhisselâm: Allah’ın selâmı üzerine olsun.

Asr-ı Saâdet: Peygamber (sav) efendimizin peygamberlik yaptığı devir.

BMT: Hâkim Nişabûrî’nin El-Müstedrek Ale’s-Sahîhayn kitabında bir hadisi

naklettikten sonra şöyle bir not koyduğunu işaret eder: “Buhârî ve Müslim’in

şartlarına göre sahihtir. Fakat ikisi de bu hadisi tahriç etmemişler.” Bu

kitap içerisinde 170 defa geçmektedir. Sahih olan, yani doğruluğundan şüphe edil-

meyen 170’e yakın Ehl-i Beyt hadisi Buhârî ve Müslim tarafından nakledilmemiştir.

DİA: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi.

Fâcir: yalancı, fitneci, fesatçı.

Hâricî: Hakem Olayı’nı kabul etmeyerek Hz. Ali (kv)’nin cemaatinden ayrı-

lan kimseler.

H: Hicrî.

Hulefâ-yi Râşidîn: Peygamberimiz (sav)’den sonra gelen Dört Büyük Hali-

fe. Hz. Ebû Bekir (ra), Hz. Ömer (ra), Hz. Osman (ra), Hz. Ali (kv) ve onların devri.

İbn, bin, b. “Oğlu” anlamında kullanılmıştır. Kadınlar için b. “binti” anla-

mında “kızı” kullanılmıştır.

kv: Kerrem Allahü Veche. Allah onun yüzünü keremlendirsin, şereflendirsin.

Hz. Ali (kv) bir an bile putlara tapmadığı için ona özel olarak söylenmiştir.

M: Mîlâdî.

Minber: Halife, devlet yöneticisi ve valilerin konuşma yaptıkları resmî ma-

kam. Günümüzde, imamların hutbe okuduğu mekân, yer.

Mürtezâ: Hz. Ali (kv)’ye Tebûk’ten sonra verilen ismidir. Allah’ın rızasını ka-

zanmış demektir.

Oryantalist: İslâmî konuları araştıran ve Müslüman olmayan Batılı araştır-

macılar için kullanılır. Şarkiyatçı, müsteşrik.

ra: Radiyallâhü anh/anhâ/anhüm. Allah ondan razı olsun.

Radiyallâhü anhüm ve erdahüm: Allah ondan razı olsun ve onu razı et-

sin.

Râfizî: Hz. Ebû Bekir (ra) ve Hz. Ömer (ra) başta olmak üzere Ashâb-ı Ki-

ram’ın ileri gelenlerinden bazılarını küfürle itham eden ve kin besleyen kimse.

s.: sayfa

sav: Sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: Allah, O’na ve Ehl-i Beyt’ine

salât ve selâm etsin.

Seyyid: Efendi, seçkin, seçilmiş, en üstün.

Tâzim: Saygı gösterme ve övme anlamlarında; radiyallâhü anh ve hazret gi-

bi kelimeler kastedilmiştir.

Te’vil: Yanlış yorumların düzeltilip, doğru yorumların ortaya konulması. Hz.

Ali (kv)’nin Kur’ân’ın yanlış yorumlanmasını düzeltmesi ve yol göstermesidir.

Vâsî: Peygamberlerin ilmine vâris ve vekil olan kimse. Peygamberimiz

(sav)’in vâsisi Hz. Ali diye nakledilmiştir.

Page 10: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

10 Önsöz

Page 11: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Önsöz 11

Önsöz

ÖNSÖZ

İslam âlimleri, asırlar boyunca Allah’ın ve Resûlüllah’ın

emri olarak kabul ettikleri Ehl-i Beyt hakkında çok sayıda eser

kaleme almışlardır. Hadis, Tasavvuf, Edebiyat gibi birçok ilim

dalında Ehl-i Beyt hakkında çeşitli eserler verip, onlara karşı

sevgi, saygı ve bağlılıklarını ortaya koymuşlardır.

Biz de Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

efendimizin Ehl-i Beyt’ine olan sevgi, saygı ve bağlılığımızın

bir göstergesi olarak ve Ehl-i Beyt’i daha yakından tanımak

için, kaynaklardan Ehl-i Beyt’in faziletleri hakkında âyet ve

hadisleri bir araya getirmeye çalıştık.

Böylelikle ilk aşamada âlemlere rahmet olarak gönderi-

len Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin temiz Ehl-i

Beyt’i hakkında bilgiler, ikinci aşamada konu bütünlüğünü

tamamlamak için, Ehl-i Beyt düşmanları hakkındaki tarihi

bilgileri de özet olarak kayıt altına almaya çalıştık.

Ortaya çıkan bu mütevazı çalışmayı, bir kitap olarak ço-

ğaltmamıza ruhsat veren; Âlemlerin Rabbi olan Allah’a sonsuz

hamdü senâlar olsun. O’nun Resûlü Muhammed Mustafa

efendimize ve seçkin Ashâb’ına, temiz Ehl-i Beyt’ine, pâk zev-

celerine sınırsız salât ve selâm olsun.

Page 12: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

12 Önsöz

Şunu da arz etmeden geçmeyelim ki; Ehl-i Beyt’i bize

öğreten aziz ve mümtaz insan Halvetî yolunun ışığı, cennet-

mekân Pîri Sânî Mehmet Emin Efendi’yi de minnetle ve şük-

ranla yâd ediyoruz. Eğer o muhterem insanı tanımasaydık;

bugün Ehl-i Beyt gibi, cennet yolunu aydınlatan bu yoğun ışığı

göremeyebilirdik. O muhterem insandır ki; Hz. Hüseyin (ra)

ve Ehl-i Beyt; Kerbelâ sahrasında susuz olarak katledildi diye;

ona hürmeten, ömür boyu kana kana şeffaf bardaklardan su

içmedi. Ehl-i Beyt’in kimler olduğunu; dostunu ve düşmanını

bize öğreten o güzîde insandır. Bu kitap Mehmed Emin Efen-

di’nin bize gösterdiği, doğru yol üzere hazırlandı. O her anında

Ehl-i Beyt ile yaşadı. Bize de Ehl-i Beyt ile yaşamayı öğretti.

Allah (celle celâlühü), ondan ve Ehl-i Beyt’in nurlu yolundan

bizleri ayırmasın.

İnanıyoruz ki, İslam tarihinin en önemli sîmâları olan;

Ashâb-ı Kiram ve Ehl-i Beyt büyükleri ile ilgili yaptığımız bu

çalışma, ilim erbabına da cesaret verip, bundan sonra daha

doğru bir yol tutmalarına vesile olacaktır.

Bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen bütün kardeş-

lerimize de müteşekkirim. Hadislerin ve kaynakların derlenme-

sinde emeği geçen Manavgat İmam Hatip Lisesi ve İ.Ü. Ede-

biyat Fakültesi, Tarih Bölümü, 1993 yılı mezunu Ahmet

Türkoğlu’na da ayrıca teşekkür eder, şükranlarımı sunarım.

Bu vesile ile Allah (celle celâlühü) kendi rızası ve

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şefaâtiyle, Ehl-i

Beyt sevgisini ve nurunu Ümmet-i Muhammed’in gönlünde

yeşertsin, canlandırsın ve uyandırsın. Âmin.

Mehmed Âkif Arlı

Page 13: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Önsöz 13

Kıta

Gün gibi aşikâr değil mi, küfr ü inkârın senin?

Râfizî dersin Hânedân-ı Muhibban’a zahida!

Eğer Râfizîlikse sevmek Resûl’ün Ehl-i Beyt’ini,

Razıyım bütün âlem kâfir desin bana…

Page 14: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

14 Takdim

Takdim

TAKDİM

Elhamdülillâhi Rabbi’l-Âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ

Rasûlinâ Muhammed’in ve alâ âlihî ve Eshâbihî ve Ezvâcihî

ve Ehl-i Beytihî ecmaîyn.

Allahümme salli vesellim, alâ Seyyidinâ Muhammed’in

ve alâ âl-i Seyyidinâ Muhammed.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Her kim benim söylediğim dışında, kasten yalan

yere bir hadis uydurursa cehennemdeki ateşe hazırlan-

sın.” 1

“Haddinden fazla hiddet, gayedeki hikmeti yok eder”

sözünden yola çıkarak Cenâb-ı Hak’tan yumuşak üslup, doğru

sözlü ve istikamet üzere olmak için yardım diliyoruz.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem efendimiz

bir hadisinde; iyi ya da kötü bir kişi hakkında açıklama yap-

mışsa onu aynı ile aktarmak, nakledenin vazifesi olduğu gibi,

onu duymak ve idrak etmek bütün ümmetin de hakkıdır. Yan-

lış olan, O’nun hadisini değiştirerek, bozarak nakletmek ya da

yeri gelmişken kasten nakletmekten geri durmaktır. Hiç kimse,

ümmeti için ağlayan, yalvaran Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemden daha merhametli ve daha koruyucu değildir.

1 Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail, Sahih-i Buhârî, Polen Yay., İstanbul

2009, İlim 38, Cenaze 33; Müslim b. Haccac el-Kuşeyri en-Nişaburî, Sahih-i Müs-

lim Şerhi el-Minhac, İmam Muhyiddin en-Nevevî, Terc. M. Beşir Eryarsoy, Polen

Yay., 2012 İstanbul, Zühd 72 / XI, 610; Sünen-i Ebû Dâvud Terc., Süleyman b. El

Eş’as b. İshak es-Sicistani el-Ezdi, Abdullah Parlayan, Konya 2007, İlim III, 4, 3651;

Tirmîzî Terc., Ebû Mûsa Muhammed b. İsa b. Sevre et-Tirmîzî (v. 279/892), Sü-

nen, Abdullah Parlayan, İstanbul 2007, İlim 8, 2660 / II, 667; İbn Mâce, Ebû Abdil-

lah Muhammed b. Yezîd Mâce el-Kazvini, Sünen, Haydar Hatipoğlu, Kahraman

Yay., İstanbul 1982. Mukaddime, I, 4; Ahmed b. Hanbel, Müsned, Ocak Yay.,

İstanbul 2013, XVI, 23956; Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî, Râmûz el-Ehâdis,

Müterc. Abdülaziz Bekkine, Milsan Matbaası, s. 14

Page 15: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Takdim 15

Yaptığımız araştırmalarda, zamanımızda Ehl-i Beyt ile il-

gili olan hadislerin dağınık ve günümüz şartlarında pek anla-

şılmaz olduğunu gördük. Bu boşluğu doldurmak için Rabbi-

miz’in yardımıyla, bu hadisleri bir araya getirmeye gayret ettik.

Bu yüzden de; birbirine benzeyen olayları ve bu olaylar içinde

geçen âyet ve hadisleri yan yana ve iç içe anlaşılacak şekilde

koymaya çalıştık. Böylelikle değişik kaynaklardan gelen ri-

vâyetleri bir araya getirerek her kesimden okuyucunun anla-

yacağı şekle getirmiş olduk.

Çalışmamız, Resûlüllah (sav) efendimizin Ehl-i Beyt’i,

Hz. Ali (kv), Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra), Hz. Hüseyin

(ra)’ı ve bunlara zulüm ve düşmanlık edenleri kapsamaktadır.

Hz. Ali (kv)’den önceki üç büyük halife ve Cemel Vak’ası’nda

bulunan Hz. Talha, Hz. Zübeyr ve Hz. Âişe annemiz hakkın-

daki hadisler ve faziletler ölçü olması için kısmen alınmıştır.

Hazırladığımız bu çalışma; Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin Ehl-i Beyt’i, Hz. Ali (kv) , Hz. Fâtıma (ra),

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) ile ilgili bütün âyet, hadis

ve tarihi bilgileri kapsamıyor; ancak Cenâb-ı Hakk’ın dilediği

ve takdir ettiği kadarını kayda almış olduk. Bu kadar âyet ve

hadis ortaya çıktığı zaman bile Ehl-i Beyt’in; İman ve İslam

dairesinde nasıl bir cevher olduğu ve nasıl ihmal edilmiş bir

konu olduğu ortaya çıkıyor.

Âyetlerin iniş sebebi ve yorumlanması ile ilgili tefsir

âlimleri arasında farklı görüşler ve farklı yorumlar yer alır. Bi-

zim kayda aldığımız âyetler, farklı görüşleri içermediği gibi o

âyetin tefsiri de değildir. Biz sadece, bazı rivâyet tefsirlerinde

Ehl-i Beyt ve Hz. Ali (kv) isminin nasıl geçtiğini gösteren âyet-

leri kayda almış olduk.

Cenâb-ı Hak: “Her bilgi sahibi üzerinde, her şeyi bi-

len Allah vardır.” (Yûsuf, 12/76) buyurmaktadır. Kitap içerisinde

yorumdan çok faydalandığımız kaynaklardaki bilgi cümlelerini

aynısı ile aktarmaya çalıştık. Ancak kaynaklarda hadisler, farklı

cümle ya da farklı lafızlarla nakledilmektedir. Mükerrer olma-

sın diye birçok hadis birleştirildiğinden, birebir hadisi karşıla-

mayabilir. Bir hadisin detayını anlamak için, altında yazan

Page 16: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

16 Takdim

bütün kaynakları incelemek gerekecektir. Çok az hadiste za-

man zaman kısaltmalar yapılmıştır. Hadislere hiçbir şekilde

ilave yapılmamıştır. Eğer ilave yapılmış gibi görülüyorsa, hadi-

sin altında yazan diğer kaynaklara da bakılmalıdır.

Uydurma ya da yalan olduğu kabul edilen bir hadis ve-

ya haber kitap içerisinde yer almamıştır. Hadislerin senet ve

lafızlarından daha çok anlamlarını dikkate aldık. Belki senet-

lerde zayıflık ve lafızlarda farklılıklar olabilir. Ancak hadislerin

İslam akidesine uygunluğu, Resûlüllah (sav) efendimize ve

onun temiz Ehl-i Beyt’ine yakıştığı dikkate alınmıştır. Hadisler

hakkında Efendimiz (sav) şöyle buyurdu: “Söylemiş olayım

veya olmayayım; bir konuda benim adıma hayırlı ve gü-

zel bir şey işittiğiniz zaman ben onu söylemişimdir. An-

cak benim adıma kötü bir şey söyleniyorsa bilin ki ben

kötü bir şey söylemem.” 2

Bütün bunlara rağmen, “Hata kullara mahsustur” düstu-

ru ile eğer hata ile bir karışma var ise, bizim eksikliğimiz ve

kusurumuzdur. Düzetilmesi için yardımcı olana minnettar olu-

ruz. Hz. Ömer (ra) efendimiz: “En sevdiğim insan bana ku-

surlarımı hatırlatandır” buyurur. Eksiklikler ve kusur bizden,

tamamlama ve doğruluk Allah ve Resûlü’ndendir.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Fitneciler ve bozguncular çoğaldığı, Müslümanlar

aldatıldığı zaman; doğruyu bilenler bunu ortaya koyup

herkese duyursun! Eğer doğruyu bildiği halde anlatmaz-

sa, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onun

üzerine olsun!” 3

2 Ahmed, Müsned, I, 808

3 Ahmed b. Hacer el-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, Yakıcı Yıldırımlar, Bedir Yay.,

Terc. Hasib Seven, İstanbul, s. 34

Page 17: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Giriş 17

Giriş

GİRİŞ

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Ashâb-ı Ki-

ram içerisinde bazı sahâbîlerine işaret etmiştir. İşaret ettiği

Ashâb’ının birinin de Hz. Ali (kv) efendimiz olduğunu görüyo-

ruz. Rey, görüş, ilim ve irfan başta olmak üzere birçok konuda,

Hz. Ali (kv)’ye işaret edildiğini görüyoruz.

Sevgili Peygamberimiz (sav)’in: “Yâ Ali! Ben bu

Kur’ân’ın tenzilinde (inişinde) savaştım, sen ise

Kur’ân’ın te’vîlinde (yorumlanmasında) savaşacaksın!” 4

buyurması;

“Ali, benim vâsî ve vârisimdir” 5

buyurması;

“Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır” 6

buyurması

ve benzer hadisler, aynı anlamda ona yapılan özel işaretlerdir.

Bilindiği gibi İslam âlimleri, bir konuda hüküm ya da

fetva verecekleri zaman; önce Kur’ân’a, sonra Sünnet’e, sonra

Hulefâ-yi Râşidîn’den başlayarak Ashâb-ı Kiram’ın görüşlerine

ve kendilerine kadar gelen diğer İslam büyüklerinin görüş ve

reylerine bakmışlardır. Kur’ân ve Sünnet’in anlaşılmasında;

Asr-ı Saâdet ve Hulefâ-yi Râşidîn dönemini de yaşamış olan

Hz. Ali (kv); hem kendi dönemindeki farklı konularda, hem de

kendisinden önceki üç halife döneminde ortaya çıkan prob-

lemlere çözüm üretmiş ve bıraktığı bu mirasla, hemen her

konuda İslam âlimlerine yol göstermiştir.

4 Hz. Ali bölümü, 407-409. Hadisler

5 Hz. Ali bölümü, 209-230. Hadisler

6 Hz. Ali bölümü, 76-79. Hadisler

Page 18: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

18 Giriş

Hz. Ali (kv) efendimizin ilimlerin kaynağı ve taşıyıcısı ol-

duğunu görüyoruz. Resûlüllah (sav) efendimizden aldığı ilimle-

ri aynı ile kendisinden sonraki nesillere aktarmış ve açıklamış-

tır. Fıkıh ilminde; hac ve zekât hükümlerinin belirlenmesinde,

namaz, abdest, oruç vs ibadetlerin hükümlerinde, had ve ce-

zaların uygulanmasında belirleyici rol oynadığını görüyoruz.

Zühd ve takvâda ise, zaten tasavvufun kurucusu durumunda-

dır.

Kitap içerisinde geçen birçok hadislerinde Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem efendimiz; Hz. Ali (kv)’yi

sevmeyi, onu dost edinmeyi ve ona yardım etmeyi teşvik etti-

ğini görüyoruz. Ayrıca ona düşman olmaktan da sakındırıyor.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem efendimizin ha-

dislerinde Hz. Ali (kv)’yi sevenlere duâ ettiğine, sevmeyenlere

de bedduâ ettiğine şâhid oluyoruz.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin:

“Ashâb’ım ve ümmetim içerisinde en doğru hüküm vere-

niniz, Ali’dir” 7

buyurarak, olaylar ve kişiler ile ilgili Hz. Ali

(kv)’nin kararlarının doğruluğunu teyit eder nitelikte olduğu

göz ardı edilmemelidir.

Hadis-i Şerif’lerde, Hz. Ali (kv)’ye dost olanların, Al-

lah’ın ve Resûlüllah’ın dostu, ona düşman olanların da Al-

lah’ın ve Resûlüllah’ın düşmanı olduğu haber veriliyor. 8

Yine Hz. Ali (kv)’nin bakış açısını ele alacak olursak; o

kendisinden önce gelen Hz. Ebû Bekir (ra), Hz. Ömer (ra), Hz.

Osman (ra) ve Cemel Vak’ası’nda bulunan, Hz. Talha, Hz.

Zübeyr ve Hz. Âişe annemizi hayırla anmış ve kusurları varsa

da bağışlamıştır. Onları hayırla anmayı bütün İslam Ümme-

ti’ne de tavsiye etmiştir. Ancak Hz. Ali (kv)’nin düşman gör-

dükleri ve düşman ilân ettikleri bunların dışındadır.

Hz. Ali (kv) kendisinden önceki üç halifeye hakkıyla biat

etmiş, tam anlamıyla sadakât göstermiştir. Üç halifenin de

kendisine verdiği vazifeleri yapmış, içinden çıkılmaz konularda

7 Hz. Ali bölümü, 52-58. Hadisler

8 Ehl-i Beyt bölümü, 92., 102. Hadisler ve Hz. Ali bölümü, 131., 170-175., 192., 342-

349. Hadisler

Page 19: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Giriş 19

onların en yakın danışmanı durumunda olmuştur. Onların ya

da kendisinin verdiği mahkeme kararlarında; gerekli had ve

cezaları uygulayan bir kadı olduğunu ve fitnelerin önünde bir

set gibi durduğunu görüyoruz.

Kendi hilâfeti zamanında Hz. Ebû Bekir (ra) ve Hz.

Ömer (ra) aleyhinde konuşanlar olduğunu duyunca, onların

hakkını savunan bir hutbe okumuş ve onları hayırla yâd etmiş-

tir. Hz. Osman (ra)’ı bazı hususlarda uyarmış olmasına rağ-

men; hiçbir zaman aleyhinde bulunmamış, daima ona yar-

dımcı olmuştur. Hz. Ali (kv)’nin uyarılarını dikkate almaması-

na rağmen, Hz. Osman (ra)’ın evi kuşatıldığı zaman, oğulları

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ı onun kapısına muhafız

olarak koymuştur.

Daha sonradan olan çocuklarına kendisinden önceki üç

halifenin ismini vermesi, Müslümanlara yol göstermiş ve her-

hangi bir düşmanlığı olmadığını ortaya koymuştur. Hz.

Ömer’e (ra) de kendi kızı Ümmü Gülsüm’ü nikâhla vermesi de

bu konuda yol gösterici olmuştur.

Cemel Vak’ası’nda; Hz. Âişe annemiz, Hz. Talha ve Hz.

Zübeyr’in kendisine karşı durmalarını; savaş esnasında uyar-

mış ve savaş sonrasında da bağışlamıştır. Bu iki sahâbînin

Resûlüllah (sav) tarafından şehâdeti haber verilmiş ve cennet

ile müjdelenmiştir. Hz. Ali (kv)’nin bu ikisini de, Hz. Âişe an-

nemizi de, düşman ilân ettiğine dair hiçbir kayıt yoktur. 9

Hz.

Ali (kv), Hz. Âişe annemize karşı saygıda kusur etmemiş, sa-

vaştan sonra onun ihtiyaçlarını karşılayıp, kardeşi Abdurrah-

man’ın korumasında Medine’ye uğurlamıştır. Hz. Âişe anne-

miz de ömrü boyunca bu duruma pişman olup, tövbe etmiştir.

Birçok kaynakta belirtildiği üzere Ashâb-ı Kiram’ın mer-

tebeleri ve tabakaları vardır. İlk iman edenler, ilk Muhâcir ve

ilk Ensâr, Bedir, Uhud, Hendek ve Hudeybiye’de bulunanlar

sınıf sınıf, tabaka tabakadır. Bedir Savaşı’nda bulunanlar ve

Hudeybiye’de Şecere-i Rıdvan biatında bulunanlar, Resûlüllah

(sav)’in dili ve Kur’ân âyetleri ile bağışlanmışlardır.

9 İbn Kesîr Ebû’l-Fida, İmadüddin İsmail b. Ömer b. Kesir ed-Dımaşkî eş-Şâfî, El-

Bidâye Ven-Nihâye, Büyük İslam Tarihi, Çağrı Yay., İstanbul, 2008, VII, 398

Page 20: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

20 Giriş

Ebû Hureyre’nin bildirdiğine göre Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyuruyor: “Allah-ü Teâlâ,

Bedir Ashâbı’na rahmetiyle tecelli edip şöyle buyurdu:

Ne yaparsanız yapın, ben sizi şimdiden affettim.” 10

Kerim Kitabımız’da da: “Sana ağaç altında, biat eden

mü’minlerden Allah razı oldu.” (Fetih, 48/18) buyrulmaktadır.

Câbir el-Ensârî’nin bildirdiğine göre, Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ağacın altın-

da bana biat edip, benim siyasi otoritemi kabul edenler-

den hiç kimse cehenneme girmeyecektir.” 11

“Ancak

kırmızı devenin sahibi hariçtir.” 12

Bununla beraber, kaynaklarda asıl Ashâb ile ilgili ayırt

edilen ana konu şudur: Mekke’nin Fethi’nden önce Müslüman

olanlar ve Mekke’nin Fethi’nden sonra Müslüman olanlar. Bu

konudaki âyet-i kerime şöyledir:

“Fetihten (Mekke) önce, Allah yolunda malını har-

cayıp savaşanlarınız, diğerleriyle bir olmaz. Onlar sonra-

dan harcayıp, savaşanlardan daha üstündür. Bununla

beraber Allah hepsine cenneti vaâd buyurdu.” (Hadîd, 57/10)

Mekke’nin Fethi ile birlikte insanlar kılıç korkusundan

“Müslüman oldum!” demişlerdir. Merhamet Peygamberi,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Dili ile: “Lâ

ilâhe illallah, Muhammed’en Resûlüllah” diyerek, İs-

lam’ını ikrar edene dokunmayın!” diye irade buyurmuşlardır.

Ancak ruhsat verilen, serbest bırakılan; “Tulekâ” kısmı

bunların dışındadır. Mekke’nin Fethi günü, Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Mekkeli müşriklere; Hz. Yu-

suf’un kardeşlerine dediği gibi şöyle buyurdu: “Bugün sizler

10

Ebû Dâvud, Sünnet, III, 4654; Ahmed, Müsned, XVIII, 26496; Hâkim, Ebû Abdil-

lah Muhammed el-Hâkim en-Nişaburî, El-Müstedrek Âle’s-Sahîhayn, Konevî Yay.,

Konya, 2013, IX, 7051; Nureddin el-Heysemî, Sahih-i İbn Hibban Zevâidi, Ocak

Yay., İstanbul, 2012, II, 475; Süyûtî, Ebûl Fazl Celaleddin, Abdurrahman b. Ebî Bekr

b. Muhammed el-Hudayri es-Süyûtî eş-Şâfî, Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, Yeni Asya

Yay., İstanbul, I, 451

11 Müslim, Fazilet 163 / X, 435; Tirmîzî, Menâkıb 58, 3860 / III, 611; Ebû Dâvud,

Sünnet, III, 4653

12 Tirmîzî, Menâkıb 58, 3860 / III, 611

Page 21: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Giriş 21

azarlanıp kınanmayacaksınız. Gidin hepiniz serbestsi-

niz!” (Yûsuf, 12/92) 13

Bu eman listesinde; Ebû Süfyân ve oğulları Yezîd ve

Muâviye, Hakem b. Ebî’l Âs, Attab b. Esid, Halid b. Esid, Ha-

kem b. Saîd, Velid b. Ukbe gibi isimler geçmektedir. 14

Müellefe-i Kulûb kabul edilen bu kişilerin Hz. Ebû Bekir

(ra) zamanında, Yermük Savaşı’ndan sonra iyi niyetle ve icmâ

ile müellefelikten çıkarıldıkları nakledilmektedir. 15

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Mekke’nin

Fethi’nden sonra yapılan, Huneyn Savaşı’nda elde edilen

ganîmetlerin büyük bölümünü, Kureyş’in ileri gelenlerine kalp-

leri İslam’a ısınsın diye dağıtmıştır. Bunlar başta, Ebû Süfyân,

oğulları Muâviye ve Yezîd, Ebû Cehîl’in oğlu İkrime, Safvân b.

Ümeyye ve diğerleridir. Merhamet Peygamberi, Efendimiz

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bu ganîmetin dağılımından

Ensâr-ı Kiram’ın rahatsız olduğunu gördü. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ashâb’ına bu ileri gelen Ku-

reyşliler için “Müellefe-i Kulûb” kelimesini kullanarak onlara

ganîmeti dağıttığını açıkladı. Ensâr-ı Kiram’a da: “Ben sizin-

leyim, siz Resûlüllah’a razı değil misiniz?” buyurdu. Onlar

da: “Razıyız, Ey Allah’ın Resûlü!” dediler. 16

13

Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerir b. Yezîd el-Âmulî et-Taberî el-Bağdadi,

Tarih-i Taberî, Sağlam Yay., İstanbul, III, 264; Zemahşerî, Mahmud b. Ömer b.

Muhammed el-Zemahşeri, Tefsir-i Keşşaf, Dâr’el-Mashaf Yay., Kahire, 1966, IV,

239; İbn Sa’d, Ebû Abdillah Muhammed b. Sa’d b. el-Kâtip el-Hâşimi el-Basrî el-

Bağdadi, Kitâbü’t-Tabakâti’l-Kebir, Siyer Yay., İstanbul, 2014, II, 145; Zehebî,

Tarihü’l-İslam ve Vefâyatü’l-Meşâhiri ve’l A’lâm, Terc. Muzaffer Can, Cantaş Yay.,

1994, İstanbul, IV, 236

14 Bu isimler ve detaylı bilgi için baknz: İbn Hişâm, Ebû Muhammed Abdül Melik b.

Hişâm el-Basrî el-Mısri (v. 218/833), Sîret’ün-Nebevîyye, Terc. Abdülvehab Öztürk,

Kahraman Yay., 2014, IV, 209; Ebû Cafer Muhammed b. Cerir b. Yezîd el-Âmulî et-

Taberî el-Bağdadi, Tefsir-i Taberî, Câmiu’l-Beyan, Mustafa el-Bab Matbaası,

Kahire, 1954, XIV, 313; Kurtûbî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed Ebî Bekr b.

Ferh el-Kurtûbî, El-Câmi li-ahkâmil-Kur’ân, VIII, 179, Beyrut, 1986.

15 Ebû Bekr Ahmed b. Hüseyin Beyhakî, Sünenü’l Kübra, Dâr’ul-Fikr Yay., Beyrut,

1980, VII, 20

16 Geniş bilgi için baknz: Müslim, Zekât 135 / V, 220; Ahmed, Müsned, IX, 13461;

Tarih-i Taberî, III, 284; İbn Sa’d, Tabakât, II, 157; Zehebî, Tarihü’l-İslam, IV, 296; İbn

Kesîr, El-Bidâye, V, 27; Köksal, M. Âsım, İslam Tarihi, Hz. Muhammed sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin Hayatı, Şamil Yay., 1987, XV, 497-509; Cengiz Kallek,

DİA, Müellefe-i Kulûb, XXXI, 475.

Page 22: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

22 Giriş

Ayrıca Mekke’nin Fethi’nden sonra Medine’ye evini ta-

şıyan Ebû Süfyân ve oğulları gibi kimseler “Muhâcir” olarak

kabul edilmemiştir.

İbn Abbas’ın naklettiğine göre, Peygamber sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Mekke’nin Fet-

hi’nden sonra artık hicret yoktur; fakat cihad ve niyet

vardır. Allah yolunda savaşa çağırıldığınız zaman hemen

katılın.” 17

Cerir b. Abdullah’ın naklettiğine göre, Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Muhâcir ve

Ensâr birbirlerinin dost ve yardımcılarıdır. Kureyş’ten

Tulekâ olanlar (Mekke’nin Fethi günü serbest bırakılan-

lar) ve Sâkif’ten olan yardımcıları; bu dünyada da âhiret-

te de birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdır.” 18

Sâkifliler, cahiliye döneminde de Kureyş’in, özellikle de

Ümeyyeoğulları’nın müttefikiydi. Emevî iktidarının da en ya-

kın yardımcıları olmuşlardır. Muğîre b. Şu’be, Ziyâd b. Ebîhi,

Ubeydullah b. Ziyâd, Zalim Haccac gibi birçok kimse Emevî

iktidarını yükseltmek için çalışan Sâkifliler’di.

Şunu da göz ardı etmemek gerekir ki; Mekke’nin Fethi

ile birlikte münâfıkların sayısı giderek artmaktadır. Tebûk Sefe-

ri’ne yüzlerce münâfığın katılmadığı bütün kaynaklarda mev-

cuttur.

Buna rağmen Tebûk Seferi dönüşünde kendi ordusu

içinden, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme; 12

kişilik sûikast timi kurulduğu ve Cebrâil (as)’ın bunu haber

verdiği nakledilmektedir. Ashâb-ı Kiram’dan bazıları bunları

öldürmek ya da en azından isimlerini ilân etmek istediyse de

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buna izin ver-

memiştir. 19

17

Buhârî, Cihad 27, 2825; Müslim, Emirlik 20 / VIII, 486; Tirmîzî, Siyer 33; Nesâî,

Beyat 15; Zehebî, Tarihü’l-İslam, IV, 256

18 Ehl-i Beyt Düşmanları bölümünde 144. Hadis

19 Geniş bilgi için bak.: Ahmed, Müsned, XVIII, 25485; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 90;

Ahmed Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ ve Tevârihi Hulefâ; Bedir Yay., 1986, İstan-

bul, I, 228.

Page 23: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Giriş 23

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Kişi ağzı

ile: Lâ ilâhe illallah diyorsa, bana böylelerini öldürmek

yasaklandı.” buyurdu. 20

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem efendimiz:

“Ashâb’ım arasında on iki tane münâfık vardır. Deve

iğnenin deliğinden geçmeden, bunlar cennete giremez-

ler.” buyurmuşlardır. 21

Hz. Ali (kv)’nin; Muâviye b. Ebû Süfyân, Amr İbnü’l Âs

gibi bazı kimseleri, onlarla birlikte olanları düşman ilân ettiği

ve onlarla savaştığı tarihi bir gerçektir. Hâricîler’i ise, hem

düşman ilân etmiş, hem de Peygamberimiz (sav)’in emri gere-

ğince öldürmüştür. 22

Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellem; Ehl-i Beyt’in ve Hz. Ali (kv)’nin sevilmesi ve sayılması

konusunda ne kadar çok uyarı yaptığını kitap içerisinde yüz-

lerce örnekle görüyoruz. Yine Ehl-i Beyt’e ve Hz. Ali (kv)’ye

karşı; düşmanlık edip, lânet okuyan, onlara zulmedenleri de

Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem efendimizin dili

ile nasıl cezaların beklediğini de görüyoruz.

Kitap içerisinde geçen yüzlerce Hadis-i Şerif’e baktığı-

mızda; Sevgili Peygamberimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, Hz. Ali (kv) ve Ehl-i Beyt’ini yeterince tanıtmış ve ümme-

tine emanet etmiştir. Maalesef bu konuda yapılan bazı çalış-

malara baktığımızda, araştırmacılar; Hz. Ali (kv) ve Muâviye

sanki herhangi iki rakipmiş gibi oryantalist bir bakış açısıyla

konuyu incelemişler, kanaatimizce bu kadar hadisi göz ardı

etmişlerdir. Ehl-i Beyt’e karşı gösterilmesi gereken sevgi, saygı

ve bağlılığı da terk etmişlerdir. Takdir edilir ki, Ehl-i Beyt’e

alenen düşmanlık etmekten çekinmeyen bu kimselerin, mûte-

ber ve muhterem kabul edilmeleri inançlı yürekleri titretmekte

ve yaralamaktadır.

20

İbn Hacer, Ebûl Fazl Şihabüddin Ahmed b. Ali b. Muhammed El-Askalânî, El-

Metâlib’ül-Âliye fi Zevâid il-Mesânid is-Samâniye, (En eski 8 adet Hadis Müsnedi),

Terc. Âdem Yerinde, Ocak Yay., 2010, III, 2838

21 Müslim, Münafıklar 9 / XI, 272; Ahmed, Müsned, XIX, 27534; İbn Kesîr, El-

Bidâye, V, 90

22 Hz. Ali bölümü, 423-435. ve 590-597. Hadisler

Page 24: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

24 Giriş

Bu konuda öncelikle cevap bulunması gereken ana ko-

nu şudur: İstişare ve biatla seçilmiş olan; meşrû halife Hz. Ali

(kv)’nin ne kusuru vardı da, Şam Valisi Muâviye ona itaat

etmedi? Hangi yetkiye dayanarak kendisine biat topladı? Te-

meli ve dayanağı olmayan bir iddiayla ortaya çıkan Muâviye,

nasıl Hz. Ali (kv) ile eşit şartlardaymış gibi değerlendirilebilir?

“Muâviye İle İlgili İşaretler” bölümü bu yüzden hazırlanmıştır.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yüzlerce

hadisinde sevgi gösterdiği ve ümmetine emanet ettiği Ehl-i

Beyt’ine alenen düşmanlık etmekten çekinmeyen bu kimsele-

rin tespitinin yapılmasından geri durulduğunu görüyoruz.

Sevgili Peygamberimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi veselle-

min: “Yâ Ali! Ben bu Kur’ân’ın tenzilinde (inişinde) sa-

vaştım, sen ise Kur’ân’ın te’vîlinde (yorumlanmasında)

savaşacaksın!” 23

hadisine bakacak olursak: Peygamber sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yaptığı savaşlar, dostları ve

düşmanları açıktır. Ancak Kur’ân’ın yorumlanması ile ilgili Hz.

Ali’nin yaptığı savaşların tam anlaşılmadığını, tarafların nitelik-

lerinin ne olduğunun, tam olarak tespit edilmediğini görüyo-

ruz.

İslam Ümmeti için “ibretlik ve numûne” olacağı haber

verilen, Hz. Ali (kv) devri savaş ve olayları açıklanıp dersler ve

ibretler çıkarılması elzemdir. Hz. Ali devri bugün İslam dünya-

sında çıkan karışıklıklar ve olayların filtresi ve anahtarı kıyme-

tindedir. Hz. Ali (kv)’ye karşı savaşan taraflar ve gruplar detay-

lı şekilde ortaya konulmalıdır.

“Biz tarafsızız, siz savunma-saldırı yapıyorsunuz” diyen

kimselerin Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin emir-

lerini, tavsiyelerini ve emanetlerini nereye koyduklarını merak

ediyoruz. Acaba bu hadislerden haberleri mi yok!! Yoksa bu

hadislerden şüpheleri mi var! Bu kitap içerisindeki hadisler

incelendiği zaman taraflı olanların ve saldırı yapanların kimler

oldukları görülecektir. Kitaplarında “Muâviye’nin aleyhinedir”

diye hiçbir hadis nakletmedikleri gibi, bir dönemin tarihini bile

23

Hz. Ali bölümü, 407-409. Hadisler

Page 25: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Giriş 25

“Muâviye’nin aleyhinedir” diye yok sayanlar hangi tarafsızlık-

tan bahsedecekler acaba!

Acayip olan şudur: Hz. Ali (kv)’nin düşmanları çok açık

olduğu halde ve yüzlerce hadis ile ortaya konulduğu halde,

onlara sahip çıkıp savunan kişinin halidir. Yüzlerce hadisten

bir örnek alalım: “Ali’ye düşmanlık eden, Allah’a düşman-

lık etmiştir.” 24

Bu hadis ve benzerlerini bilen kimse, “Allah’ın düşman-

lığından mı korkmuyor! Resûlüllah’ın sözüne mi güvenmiyor!

Yoksa bu hadislerden şüphesi mi var!” demekten insan kendi-

ni alamıyor. Oysa bu gibi hadisler en güvenilir kaynaklarda

yer almaktadır.

Çalışma tarzımız ve bakış açımız; Resûlüllah (sav) efen-

dimizin hadisleri, Hz. Ali’nin görüşleri ve mücadelesi doğrultu-

sundadır. Objektiflik olsun diye, olaylara ve kişilere, müsteşrik-

lerin ve Ehl-i Beyt düşmanlarının baktığı yerden bakmayaca-

ğız. Çünkü birçok konuyu hadisler açıklamaktadır. Örneklere

bakalım;

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ashâb’ına;

Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i göstererek

şöyle buyurdu: “Ey Ehl-i Beyt’im, size karşı savaşanlarla

ben de savaş halindeyim. Size karşı selâmet ve barış

içinde olanlarla ben de selâmet ve barış halindeyim.” 25

“Ehl-i Beyt’imi size emanet ediyorum. Ehl-i

Beyt’ime karşı davranışınızdan dolayı Allah’ın azabını

hatırlatırım.” 26

“Bana Ehl-i Beyt’im ile halef olunuz” veya “Ben-

den sonra Ehl-i Beyt’imin hakkını gözetiniz.” 27

“Ey Allah’ım, sen bilirsin ki ben ve Ehl-i Beyt’im;

her mü’minin koruması gereken emanetleriz.” Veya “Al-

lah’ım! Ehl-i Beyt’imi koru! Ben onları her mü’mine ayrı

ayrı emanet ediyorum.” 28

24

Hz. Ali bölümü, 113., 192., 227., 293., 344-349., 368-369. Hadisler

25 Ehl-i Beyt bölümü, 215. Hadis

26 Ehl-i Beyt bölümü, 15., 92., 93. Hadisler

27 Ehl-i Beyt bölümü, 144. Hadis

28 Ehl-i Beyt, 153. Hadis

Page 26: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

26 Giriş

“Hasan ve Hüseyin’i ben seviyorum, siz de sevin.

Onlara düşmanlık eden bana düşmanlık etmiştir, onları

inciten beni incitmiştir.” 29

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem yüzlerce

hadisinde: “Ali’nin tarafı olun, Ali’ye itaat edin, Ali’nin

sevgisini tavsiye ediyorum, Ali’yi veli edinin, Ali’ye bak-

mak ibadettir, Ali’yi anmak ibadettir vb” buyurarak, Hz.

Ali (kv)’yi şiddetle bize tavsiye ediyor. Bunun aksine; “Ali’yi

sevmeyenin münâfık olduğunu, Allah’ın ve Resûlüllah’ın

düşmanı olduğunu, Ali’yi incitenin kendisini inciteceği-

ni, hakkın daima Ali ile olduğunu vb” buyurarak, Hz. Ali

(kv)’yi her hâlükârda sevmemiz gerektiğini bize emrediyor. 30

Bu başlıklar ve benzeri meallerdeki birçok hadisi kitap içeri-

sinde bulacaksınız.

İlk selef âlimleri, İmam-ı Âzam Ebû Hanife ve peşinden

gelen imamlar, zulüm yönetimi devrinde yaşadılar, işkencelere

ve zulümlere maruz kaldılar. Ancak zalimlere tâzim ve hürmet

ettiklerine rastlamıyoruz. Daha sonra gelen İslam âlimlerinin

de zalimlere tâzimde ve hürmette bulunmadıklarını görüyoruz.

Bugün geldiğimiz noktadaysa; zalimlere tâzim edilir, rahmet

okunur oldu. Allah şahidimiz olsun ki, biz zalimlerin zulmüne

rıza gösterip, onlara rahmet okuyanlardan değiliz!

Bu kitapta Emevîler’den bu tarafa gelenek halinde,

Muâviye ve taraftarlarının korkusundan; zulümleri gizleyen,

zalimleri koruyan ve kollayan bir zihniyeti görmeyeceksiniz.

Ehl-i Sünnet, Ehl-i Beyt’e sırtını dönüyormuş gibi bir anlayışı

asla görmeyeceksiniz!

Kadı İyaz, Beyhakî, el-Bagâvî, İmam Şâfî, el-Heytemî ve

daha başka âlimlerden bildirilmiştir ki:

Gerçek Ehl-i Sünnet çizgisi Ehl-i Beyt iledir. Ehl-i Sün-

net’in ilim kaynağı Ehl-i Beyt’tir. Ehl-i Sünnet, Ehl-i Beyt ile

kâimdir. Ehl-i Beyt’i seven, yolundan giden ve hakkını koru-

yan gerçek Müslümanlara; Ehl-i Sünnet denir. Ehl-i Beyt’in

hepsini sevmek, kadın-erkek her Müslümana farz ve lazımdır.

Ehl-i Beyt’i sevmek imanın şartıdır.

29

Lütfen bakınız: Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü Hadisleri.

30 Lütfen bakınız: Hz. Ali Bölümü Hadisleri.

Page 27: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Giriş 27

Bu kitapta; “Hz. Ali haklıydı, Muâviye de haksız de-

ğildi” diyen bir zihniyetin karşılığı olmadığını göreceksiniz.

Bir tek “Ashâb’ım yıldızlar gibidir…” hadisini alıp,

bunca Ehl-i Beyt ile ilgili hadisleri nereye koyacağız? Allah’ın

inâyetiyle, bu kitapta resme geniş bakacağız, fotoğrafın tama-

mını göreceğiz.

Ehl-i Beyt konusunu irdeledikçe bu hususun İslam’ın ve

imanın temel dinamiklerinden birisi olduğu görülüyor. Oysa

Ehl-i Beyt kelimesini duymayan, bilmeyen ya da yanlış bilgi-

lendirilen nice Müslümanlar var. Bu kitap vicdanlardaki bu

kanamaların bir tezâhürüdür. Bu kadar önemli bir konuya

Müslümanların duyarsız bırakılması ve Ehl-i Beyt tabirinin

farklı yorumlanması; daha ötesi Ehl-i Beyt tabirinin gerçek

anlamının halk tabakaları tarafından anlaşılmaması; ikincisi

ise, Ehl-i Beyt adı altında, Ehl-i Beyt düşmanlarının da met-

hediliyor olması sözkonusudur. Âyet ve hadisler inananlara

yükümlülükler getirir.

Bakış açımız ve geleneğimiz öteden beri var olan bir an-

layış üzerinedir. Ehl-i Beyt yolu, ilk selef âlimlerinin yolu ve

çizgisidir. Sıdk ve istikamet üzere yürüyen hiçbir İslam âlimi bu

çizgiden uzaklaşmamıştır. Asırlardır süregelen bu anlayış,

Resûlüllah’ın ilminin vârisi ve büyük âriflerin asıl yolu, çizgisi

ve geleneğidir.

Kur’ân ve Hadis ilimlerine büyük ölçüde Hz. Ali (kv)

efendimiz sayesinde ulaşılmaktadır. Hemen bütün mezheble-

rin dayanağında Hz. Ali (kv) vardır. “Evliyaların Pîri, Pîrlerin

Şâhı” gibi ünvanlarla anılan Hz. Ali (kv) efendimiz bu vasıfları

ile tasavvufun kaynağı durumundadır. Onun için, Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem efendimiz şöyle buyurdu:

“Ben ilmin şehriyim. Ali onun kapısıdır. Her kim ilim

dilerse kapıya gelsin!” 31

Temenni ediyoruz ki, yapmış olduğumuz bu çalışma; İs-

lam âleminde, Allah’ın kudret ve inayetiyle birlik ve beraberli-

ğe yardımcı olacak ve Ehl-i Beyt sevgisini gönüllere yerleştire-

cektir.

31

Hz. Ali bölümü, 76. Hadis

Page 28: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

28 Giriş

Bazı kimselerin bilerek ya da bilmeyerek, dostluk ve ba-

rış adına Ashâb-ı Kiram’a ve Ehl-i Beyt’e; düşmanlık ve zulüm

edenleri, iyi insanlar olarak gösterme yoluna girdiklerini görü-

yoruz. Bu kimselerin nasıl beyhûde bir yola girdiklerine ba-

kın!..

Meşrû Halife Hz. Ali (kv)’ye itaat etmeyip isyan eden

Muâviye, dünya menfaati karşılığında yanına topladığı birta-

kım kimselerle, önce tarihin gördüğü en kanlı savaşlardan olan

Sıffîn Savaşı’nı yaptı. Bu savaşta yetmiş binden fazla insan

öldü. Bâtıl bir hile ile savaşı durduran Muâviye ve Amr İbnü’l

Âs’ın, yine bâtıl bir hile ile Hz. Ali (kv) efendimizi halifelikten

hal’ edip, uzaklaştırdıklarını görüyoruz.

Hz. Ali (kv) efendimizin halifeliğinin son iki yılında İslam

devletine müdahale eden ve Müslüman halka musallat olan

Muâviye, bâtıl bir dâvâ ile Şam’da halifelik ilan etti. Hz. Ali

(kv) vazifesinin başında olduğu halde bütün İslam beldelerine

saldırdı. Binlerce Müslümanı öldürüp, Ashâb-ı Kiram’ın başına

basarak zorla biat aldı. Bu tehditler, zorbalıklar, katliamlar

Ashâb-ı Kiram’ı ve Ehl-i Beyt’i saf dışı bırakıp, Kerbelâ katlia-

mı gibi birçok mezalimin önünü açıyordu. Bunun neresi dost-

luğa ve barışa sığdırılabilir ki!

Ancak, Hadis-i Şerif’lerin ve tarihi gerçeklerin üstünün

örtülemeyeceği, bunlar ile mutlaka yüzleşilmesi gerektiği çok

açıktır.

Muâviye ve yardımcılarının sadece Ehl-i Beyt’e düşman-

lık yapmadıklarını; kendilerine taraf olmayan, tasdik etmeyen

Ashâb-ı Kiram’a ve sâlih kimselere de musallat olduklarını

görüyoruz. Böylece Müslümanlar arasında ilk fitneler ve ilk

ayrılıkların başladığına da şâhid oluyoruz.

İslam inancı; “Allah için sevmek ve Allah için buğ-

zetmek” 32

üzerine kurulmuştur. Ehl-i Beyt ile beraber, Ehl-i

Beyt düşmanlarını da sevenler; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem efendimiz başta olmak üzere, Ehl-i Beyt hane-

danının bundan incineceğini düşünmüyorlar mı acaba? Dost

ile düşmanın sevgisi; bir gönül içinde bütünleşir mi?

32

El-Askalânî, El-Metâlib, III, 2867

Page 29: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Giriş 29

Bu kadar âyet, hadis ve sahâbî rivâyetleri ile destekleye-

rek ortaya koyduğumuz Ehl-i Beyt gerçeğini; bazı araştırmacı-

ların hiçbir şer’î dayanağı olmaksızın âyet ve hadislerden so-

yutlama gayretine girdiklerini görüyoruz. Söylemlerinde “Ehl-i

Beyt ile ilgili âyet yoktur. Var olan hadisler ya zayıftır, ya uy-

durmadır. Ehl-i Beyt; sadece Peygamberimiz (sav)’in hanımla-

rıdır, hatta Ashâb-ı Kiram’dan bazılarını da içine almaktadır.

Dolayısıyla Ehl-i Beyt; Şiâ’nın siyasî istismar amacıyla kullan-

dığı bir tabirden öte bir şey değildir” diyerek Ehl-i Beyt gerçe-

ğini pasifize etme ve inkâr etme gayretine girmişlerdir. 33

Ehl-i Beyt tabiri; Şiâ ile özdeşleştirilecek bir tabir değil,

İslam inancının bir gerçeği ve temel taşlarındandır. Geçmişte

ve günümüzde Şiâ’nın Ehl-i Beyt’i istismar etmesi, kışkırtma

amacıyla kullanması ayrı bir konudur. Ehl-i Beyt tabirinin

Şiîlikle birlikte anılması ve Şiîliğin gölgesinde bırakılması kabul

edilemez.

Sonuç olarak Ehl-i Beyt tabirini pasifize etme gayreti

güden çalışma ve kitaplar, Kur’ân ve Sünnet ile örtüşmediği

için, İslam Ümmeti tarafından bir karşılık bulamamıştır. Bu tür

kitaplar ve çalışmalar, bu konudaki nifak tohumlarının devamı

niteliğindedir.

Müslüman kişi, âyet ve hadis olan bir konuda; âyetin ve

hadisin gereği neyse o tarafa eğilir, tarafsız kalamaz. Ehl-i Beyt

ile ilgili sorguya çekileceğimizi Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem haber veriyor. 34

Ehl-i Beyt tabiri, objektiflik ve bilimsellik adına; âyet,

hadis ve hak sözlerin yanına muhalif ve karmaşık fikirler ko-

nulmuş, İslam Ümmeti’nin kafası karıştırılmıştır. Ehl-i Beyt

tabiri halk tabakaları tarafından bilinmez ve anlaşılmaz bir

tabir haline getirilmiştir. Ancak uzman kimselerin konuya

hâkim olduklarını görüyoruz. Bu uzman kimselerin de; ya

Muâviye’nin ve yandaşlarının zamanında ektiği zehirli tohum-

33

Geniş bilgi ve farklı yorumlar için baknz: Bahaüddin Varol, Ehl-i Beyt Kavramsal

Boyut, Yediveren Yay., Konya, 2004, s. 60-99; B. Varol, Ehl-i Beyt Sevgisi Ne-

dir? Nasıl Olmalıdır?, İstem Dergisi, Yıl:1, Sayı:2, 2003

34 Baknz: Ehl-i Beyt bölümü, 15., 17., 100., 138., 217. Hadisler; Hz. Ali bölümü, 381-

384. Hadisler

Page 30: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

30 Giriş

lardan etkilendiğini ya da çeşitli sebeplerle bu konularda ko-

nuşmaktan geri durduklarını görüyoruz. Bazı cahil kimselerin

de zalimlere rahmet okumaya devam ettiğini görüyoruz. Bu

kadar âyet ve hadis, hâşâ ki boşa söylenmiş olsun! Bu yüzden

muhalif ve karmaşık söylemlerden mümkün mertebe uzak

durmaya gayret edeceğiz.

Âyetler, hadisler, ilk selef âlimlerinin görüşleri ve tarihî

kayıtlar ortadadır. İnanıyoruz ki bu Ehl-i Beyt düşmanları ve

savunucuları olan kimseler; bu bilgiler ışığında vicdanlarda

değerlendirilecek ve gönüllerde gerekli karşılığı bulacaktır.

Emevîler ve yandaşlarının; Hulefâ-yi Râşidîn dönemin-

den hemen sonra siyasî devlet otoritesi ile yüz yıl hükmettiğini

söylersek konuyu hafife almış oluruz. Hem Emevî, hem Ab-

basî döneminde Ümeyyeoğulları’nın etkisini sürdürdüğünü

görüyoruz. Siyasî iktidarların tarihi gerçekleri kendi lehlerine

değiştirdikleri bilinen bir gerçektir. İslam eserlerinin ve Hadis

kitaplarının bu dönemlerde kayda alındığı unutulmamalıdır. O

zamanlar kurulan korku imparatorluğunun günümüzde de

hüküm sürdüğü görülmektedir.

Bu realiteyi kabul etmek istemeyenler olabilir. Bu duru-

mu basit bir örnekle açıklayalım. Mahallemize yeni yapılan

caminin adının “Ehl-i Beyt Camisi” olmasını talep edelim.

Yetkili kimselerin bu isimden nasıl korktuklarına, nasıl geri

durduklarına bir bakın! Maalesef bu “Ehl-i Beyt” isminden ve

sevgisinden kaçmak, Emevîler’in ve yandaşlarının ekmiş oldu-

ğu zehirli tohumların bugün de etkisini sürdürdüğünü göster-

mektedir. Hani Sevgili Peygamberimiz sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemin Ehl-i Beyt tavsiyesi! Ehl-i Beyt emaneti nerede

kaldı?

Hak ve hidâyet üzere olanlara selâm olsun.

Page 31: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 31

Birinci Bölüm

Ehl-i Beyt Bölümü

GENEL OLARAK EHL-İ BEYT

Ehl-i Beyt Nedir? Ehl-i Beyt Kimlerdir?

Ev halkı anlamına gelen “Ehl-i Beyt” tabiri genel olarak

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin kendi aile fertle-

ri için kullanılmıştır. Başta kendi zat-ı şerifleri olmak üzere; Hz.

Ali (kv), Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)

olmak üzere beş kişidir.

Bazı hadislere dayanılarak, genel anlamda, Ehl-i Beyt

tabiri içerisine, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

bütün hanımları, bütün akrabaları, Ümmü Seleme annemiz,

Selman-ı Fârisî Hazretleri, Ashâb’dan Vâsile b. Eskâ, hatta

bütün Ashâb-ı Kiram, kıyamete kadar gelen bütün Müslüman-

lar girebilir şeklinde yorumlar vardır.

Ancak bizim konumuz; Ahzâb Sûresi 33. âyette geçen

ve Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin abası altına

alarak, hadisleriyle belirlemiş olduğu “Ehl-i Beyt” tabiridir.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin iltifatları gereği

vârid olan bazı hadisleri yanlış değerlendirmemek gerekir. Ehl-

i Beyt tabirini geniş anlamıyla ele alarak, açıklamaya çalışırsak

konuyu ana ekseninden kaydırmış, başka mecralara taşımış

oluruz. Bu da doğal olarak konuyu çarpıtmamıza sebep ola-

caktır. Biz bu kafa karışıklığından uzak durup sadece özel olan

“Ehl-i Beyt” tabiri üzerinde duracağız. 35

35

Geniş bilgi ve farklı yorumlar için baknz: Bahaüddin Varol, Ehl-i Beyt Kavramsal

Boyut, Yediveren Yay., Konya, 2004, s. 60-99; B. Varol, Ehl-i Beyt Sevgisi Nedir?

Nasıl Olmalıdır?, İstem Dergisi, Yıl:1, Sayı:2, 2003

Page 32: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

32 Ehl-i Beyt Bölümü

Ahzâb Sûresi 33. âyetin meali:

“Evlerinizde oturun, ilk cahiliye devrinde olduğu

gibi açılıp saçılmayın. Namaz kılın, zekât verin, Allah ve

Resûlü’ne itaat edin.

Ey Ehl-i Beyt, muhakkak ki Allah, sizden her türlü

pisliği gidermek ve tertemiz kılmak ister.” (Ahzâb, 33/33)

Âyet-i kerimenin birinci kısmı Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellemin hanımlarına hitap ettiği için müennes bir

hitap iledir. Ancak âyet-i kerimenin ikinci kısmı müzekker bir

hitap iledir. Çünkü Ehl-i Beyt’in çoğunluğu erkektir. Türkçede

kadınlara ve erkeklere siz diye hitap edebilirsiniz. Ancak Arap-

ça’da bu mümkün değildir. Dolayısı ile Allah celle celâlühünün

işareti çok açıktır. 36

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin, yirmi ci-

varında farklı rivâyet ve farklı zamanlarda vârid olan Kisâ Ha-

disi’nde; Hz. Ali (kv), Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra) ve Hz.

Hüseyin (ra)’ı örtüsünün ya da abasının altına alması ve o

şekilde duâ etmesi. Sekaleyn Hadisi’nde, Hz. Ali (kv)’yi yanı-

na oturtup elinden tutması ve onu Ashâb’ına takdim etmesi.

Meveddet âyetinde geçen ve sevgisi vacip olan yakınları ola-

rak: “Ali, Fâtıma ve iki çocuklarıdır” buyurması. Mübâhale

âyeti geldiği zaman Hz. Ali (kv), Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan

(ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ı yanına alarak Necranlı Hıristiyanla-

rın olduğu çöle yürümesi. Altı ay veya sekiz ay boyunca Hz.

Fâtıma’nın kapısına gelerek “Ey Ehl-i Beyt!..” (Ahzâb, 33/33)

âyetini okuyup, onları sabah namazına çağırması. (Bu âyet ve

hadisleri ilerleyen sayfalarda göreceksiniz.) Ve benzeri hadisler de Ehl-i

Beyt’in belirlenmesinde ve kimler olduğu hususunda bize yol

gösteren işaret taşlarıdır. 37

Kitap içerisinde geçen bazı hadislerde: “Ehl-i Beyt’im

benden sonra; bencillik ve şiddetli bela görecek ve di-

yardan diyara sürüleceklerdir!” 38

örneğinde olduğu gibi

birçok hadiste; Hz. Ali (kv), Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra),

36

Emir, Enis, Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resûlüllah, Der Yay., İstanbul, 1993, s. 16

37 Geniş bilgi için baknz: Gülgün Uyar, Ehl-i Beyt İslam Tarihinde Ali-Fâtıma Evladı,

Marmara İlâhiyat Vakfı Yay., 2011, s. 38-39

38 Hz. Ali bölümü, 276. Hadis

Page 33: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 33

Hz. Hüseyin (ra)’a ve bunların nesline işaret ettiği, tarihin sey-

rine bakarak açık olan bir mûcizedir. Zulme ve sürgüne uğra-

yanların kimler olduğu gayet açıktır. Bu örnekleri çoğaltmak

mümkündür, ancak bu kadarını yeterli görüyoruz. Şiâ’nın bazı

gruplarının da aynı sonuca ulaşıyor olması Ehl-i Beyt gerçeğini

değiştirmez.

İslam tarihinde; Hz. Hasan (ra)’ın neslinden gelenlere

“Şerif”, Hz. Hüseyin (ra)’ın soyundan gelenlere “Seyyid” de-

nilmiştir. Bunlar “Evlâd-ı Resûl” olarak kabul edilmişlerdir.

Kendilerine saygı ve sevgi göstermek Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi veselleme saygı ve sevgi göstermek anlamına

gelmiştir. Halk arasında tanınmaları için yeşil sarık, yeşil cübbe

onların nişaneleri sayılmıştır. İslam tarihinde onların isimleri,

şecereleri ve ahlâkî durumlarını tespit eden teşkilâtlar kurul-

muş, sadaka almaları haram kılındığı için devlet tarafından

kendilerine tahsisat bağlanmıştır. Evlâd-ı Resûl’ün ileri gelenle-

rine “Nakîbü’l-Eşraf” denilirdi. Bunlar padişahların taht mera-

simlerinde bulunur ve padişahların tâcını ve hırkasını giydir-

meleri uğur sayılırdı.

Ehl-i Beyt’in özellikleri, faziletleri, menkîbeleri ve mâruz

kaldıkları üzücü olayları konu edinen birçok müstakil eser ya-

zılmıştır. 39

EHL-İ BEYT HAKKINDA ÂYETLER ve HADİSLER

I. Âyet: Tathir Âyeti ve İlgili Kisâ Hadisleri

1- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem bizdeyken şu âyet nâzil oldu: “…Ey

Ehl-i Beyt! Allah sizden günahlarınızı gidermek ve sizleri

tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzâb, 33/33) Evde; Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin

vardı. Resûlüllah; onlara bir örtü bürüdü, (üzerindeki abanın

altına onları da çağırarak) şöyle duâ etti: “Allah’ım işte bun-

lar benim Ehl-i Beyt’imdir, bana ait olan kimselerdir.

39

Geniş bilgi için: Mustafa Öz, DİA, Ehl-i Beyt, X, 498; Süleyman Uludağ, DİA, Âl-

i Aba, II, 306; Şit Tufan Buzpınar, DİA, Nakîbüleşraf, XXXII, 322

Page 34: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

34 Ehl-i Beyt Bölümü

Bunlardan günahı gider ve bunları kirlerden tertemiz

kıl!” buyurdu. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

bu sözü üç defa tekrarladı.

Ümmü Seleme annemiz: “Ey Allah’ın Resûlü, ben de

sizinle miyim?” diye sordum. Bana: “Sen yerinde dur, sen

zaten hayır ve saâdet üzeresin, sen Resûlüllah’ın zevce-

sisin.” diye cevap verdi. 40

2- Hz. Âişe annemiz; Tathir âyetinin tefsiri hakkında şu

hadisi rivâyet etmiştir: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âli-

hi vesellem, üzerinde siyah kıldan nakışlı bir kumaş ol-

duğu halde sabahleyin evden çıktı.

O sırada Hasan geldi, onu örtünün altına aldı. Son-

ra Hüseyin geldi, onu da örtü altına aldı. Sonra Fâtıma

geldi, onu da aldı. Sonra Ali geldi, onu da örtünün altına

aldı. Sonra da: “Ey Ehl-i Beyt; Allah kusurlarınızı gide-

rip, sizi tertemiz yapmak istiyor” buyurdu.” 41

3- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurmuştur ki: “Tathir âyeti; beş

kişinin hakkında nâzil olmuştur: Ben, Ali, Fâtıma, Hasan

ve Hüseyin.” 42

4- İbn Havşeb el-Hanefî, Ümmü Seleme annemizden

nakletti: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem benim

yanımdayken, Hasan ve Hüseyin’i iki koltuğuna alıp, Fâtıma

40

Tirmîzî, Menâkıb 32, 3787/ III, 582; Ahmed, Müsned, XV, 21744; Hâkim, El-

Müstedrek, V, 3611/ VII, 4759 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 407; Hatîb Bağdâdî,

Ebû Bekr Ahmed b. Ali b. Sâbit el-Bağdadi, Tarih-i Bağdad, Saâdet Matbaası,

Kahire, 1931, IX, 126-127, 4743; Vâhidî, Ebû’l Hasan Ali b. Ahmed b. Muhammed

en Nişaburî el-Vâhidî, Esbâb-ü Nüzûl, El-Halebî Matbaası, Kahire, 1968, s. 239;

İbn Kesîr Ebû’l-Fida, İmadüddin İsmail b. Ömer b. Kesir ed-Dımaşkî eş-Şâfî, Tefsir,

Hadislerle Kur’ân-ı Kerim Tefsiri, Çağrı Yay., İstanbul, 1993, XII, 6523; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VIII, 65; İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, Akçağ Yay., Ankara, 1992, XIII, 54;

Süleyman Uludağ, DİA, Âl-i Aba, II, 306

41 Müslim, Fazilet 61 / X, 299; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4761 BMT; Beyhakî, Sünen,

II, 149; İbnü’l Megâzilî, Ebû’l Hasan Ali b. Muhammed el-Megâzili el-Vâsıtî el-Şâfî,

Menâkıb-ı Ali b. Ebî Tâlib, Dâr’ul-Adva Yay., Beyrut, 1983, s. 302-305; Ebû’l Hasan

Alâddin Ali b. Muhammed el-Hâzin el-Bağdadi, Lübâb’üt-Te’vil fi Mean’it-Tenzil,

Mustafa el-Bab Yay., Kahire, 1955, V, 259; İbn Kesîr, Tefsir, XII, 6524; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VIII, 65; Kütüb-i Sitte, XIII, 57

42 Ahmed, Müsned, XV, 21750; Tefsir-i Taberî, XXII, 6; Ebül Kasım Süleyman b.

Ahmed Eyyüb et-Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, Mektebetü’l-Selefiyye Yay., Medine,

1968, I, 135; İbn Kesîr, Tefsir, XII, 6524; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 341, 324

Page 35: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 35

çıkageldi. Elinde Hasan’ın sıcak yemeği olan çömleği vardı.

Yemeği, Resûlüllah (sav)’in önüne koyunca, Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Hasan’ın babası nerede?”

buyurdu. Fâtıma: “Evde” dedi. Resûlüllah (sav) onu da çağır-

dı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ali, Fâtıma,

Hasan, Hüseyin oturup yemeği yediler. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem; her zaman beni de dâvet ederdi, bu

defa beni çağırmadı. Yemekten sonra Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem elbisesi ile üzerlerini kapladı ve: “Al-

lah’ım! Sen onlara düşman olana düşman ol, dost olana

da dost ol.” buyurdu.” 43

5- Hz. Hüseyin’in şehâdet haberi gelince Ümmü Seleme

annemiz şöyle dedi: “Allah, Irak halkına lânet etsin. Onu öl-

dürdüler, Allah da onları öldürsün. Onu kandırıp zelil ettiler.

Allah onlara lânet etsin. Bir sabah Fâtıma, Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi veselleme yaptığı etli yemekten getirmiş-

ti. Tabağı Resûlüllah (sav)’in önüne koyunca Resûlüllah (sav):

“Amcan oğlu Ali nerede?” diye sordu. Fâtıma: “Evdedir”

cevabını verince; “Git ve onunla iki oğlunu getir.” Hz.

Fâtıma, oğullarını ellerinden tutup geldi. Hz. Ali de arkaların-

dan geliyordu. Resûlüllah (sav)’in yanına gelince; Resûlüllah

(sav), çocukları kucağına oturttu. Hz. Ali sağına, Hz. Fâtıma

da soluna oturdu. Resûlüllah (sav), Medine’de üzerinde yat-

mak için kullandığımız Hayber işi bir yaygıyı çekip aldı. Hep-

sini bu örtü ile örttü. Sol eli ile örtüyü tuttu. Sağ elini de aça-

rak şöyle duâ etti: “Allah’ım! Bunlar benim Ehl-i

Beyt’imdir. Onların kusurlarını gider ve tertemiz kıl!”

diye tekrarlamaya devam etti. Ben “Ey Allah’ın Resûlü, ben

de Ehl-i Beyt’ten değil miyim?” deyince, “Bilakis sen de

ailemdensin, örtünün altına gir!” buyurdu. Ben de onun

amcaoğlu, kızı ve torunları için ettiği duâ bitene kadar bekle-

dim ve duâ bitince ben de örtü altına girdim.” 44

43

Ebû Ya’lâ, Ahmed b. Ali b. el-Müsenna el-Musulî, Müsned, Dâru’l-Me’mun Yay.,

Beyrut, 1990, XII, 383, 6951; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 4005

44 Ahmed, Müsned, XV, 21746

Page 36: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

36 Ehl-i Beyt Bölümü

6- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem evimde olduğu sırada hizmetçi gelip,

Ali ve Fâtıma’nın kapıda olduğunu haber verdi. Resûlüllah

bana “Ehl-i Beyt’im geldi, bir köşeye çekil” buyurdu. Ben

de bir kenara çekildim. Ali, Fâtıma ve çok küçük olan Hasan

ve Hüseyin içeri girdiler. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem çocukları aldı. Öptü, kokladı ve kucağına oturttu. Ali

ve Fâtıma’ya da sarıldı. Sonra kendisine ait bir elbise ya da

örtüyü bunların üzerine örttü ve: “Allah’ım! Ehl-i Beyt’imi,

cehenneme değil sana arz ediyorum!” Ümmü Seleme an-

nemiz: “Ey Allah’ın Resûlü! Ya ben?” diye sordum: “Sen

de!” buyurdu. 45

7- Zeyneb b. Ebû Seleme nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin kalma sırası Ümmü Seleme annemi-

ze gelmişti. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; ya-

nında Fâtıma, Hasan ve Hüseyin ile birlikte Ümmü Sele-

me’nin evine girdiler. Hasan’ı bir tarafına, Hüseyin’i diğer

tarafına, Fâtıma’yı da önüne aldı. Sonra: Allah’ın rahmeti,

bereketi sizin üzerinize olsun, Ey Ehl-i Beyt! “Şüphesiz

O, hamde lâyıktır, şeref ve kerem sahibidir.” (Hûd, 11/73)

Ben ve Ümmü Seleme de oturuyorduk. Bunun üzerine, Üm-

mü Seleme ağladı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, ona baktı ve: “Seni ağlatan nedir?” buyurdu. “Ey Al-

lah’ın Resûlü! Ehl-i Beyt’i sadece onlara özel kıldın, beni

ve kızımı bıraktın!” dedi. Bunun üzerine Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Sen ve kızın da Ehl-i

Beyt’tensiniz!” buyurdu.” 46

8- Ebû Ammâr nakletti: Vâsile b. Eskâ’nın yanında, Hz.

Ali’den bahsedilince bana: Ben, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemden gördüğüm bir şeyi haber vereyim deyip şöy-

le nakletti: Hz. Ali’yi sormak için Fâtıma’nın yanına gittim.

Bana: “Resûlüllah’ın yanına gitti” dedi. Ben de oturup

beklemeye başladım. Bu sırada Hz. Peygamber (sav) geldi.

Yanında Ali, Hasan ve Hüseyin vardı. Resûlüllah (sav), Hasan

45

Ahmed, Müsned, XV, 21745

46 Taberânî, Mu’cemü’l-Kebir, X, 300, 20174

Page 37: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 37

ile Hüseyin’in elinden tutmuştu. Girince Ali ve Fâtıma’ya yak-

laştı ve onları önünde oturttu. Hasan’ı bir dizine, Hüseyin’i de

diğer dizi üzerine oturttu. Sonra abasıyla onları sardı ve: “Al-

lah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz

yapmak istiyor.” âyetini okuyup, şöyle buyurdu:

“Allah’ım, bunlar benim Ehl-i Beyt’imdir ve Ehl-i

Beyt’im rahmetine daha çok hak sahibidir.” 47

Vâsile: “Ey Allah’ın Resûlü, ben de senin ailenden

miyim?” diye sorunca, Resûlüllah (sav) efendimiz: “Evet, sen

de ailemdensin” buyurdu. Vâsile: “En çok ümit ettiğim şey

işte Resûlüllah (sav)’in böyle söylemesidir” derdi. 48

9- Bu âyet nâzil olduğu zaman, Hz. Ali (kv) şöyle naklet-

ti: “Vahiy indiği zaman Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem: “Çağırın! Çağırın!” buyurdu. Hz. Safiye: “Kimi

çağıralım?” deyince, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellem: “Ehl-i Beyt’imi; Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’i

çağırın!” Onlar geldiğinde elbisesini üstlerine serdi. Ellerini

göğe doğru kaldırdı ve şöyle buyurdu: “Allah’ım, bunlar

benim Ehl-i Beyt’imdir. Salât ve selâmını; Muhammed’in

ve Âl-i Muhammed’in üzerine kıl!” Sonra da Ahzâb Sûresi

33. âyeti okudu.” 49

10- Enes b. Mâlik nakletti: “…Ey Ehl-i Beyt; Allah

günahlarınızı giderip, sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzâb,

33/33) Bu âyet indiği zaman; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, sabah namazına giderken altı ay boyunca Hz.

Fâtıma (ra)’nın kapısına uğrayıp: “Ey Ehl-i Beyt, namaza

kalkınız! Ey Ehl-i Beyt! Allah günahlarınızı giderip sizi

tertemiz yapmak istiyor” buyurdu. 50

47

Ahmed, Müsned, XV, 21750; Hâkim, El-Müstedrek, V, 3612 BMT; El-Evzâî,

İmam Evzâî, Sünen, Armağan Yay., 2012, s. 278

48 El-Evzâî, Sünen, s. 279

49 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4763 BMT

50 Tirmîzî, Tefsir 34, 3206/ III, 283; Ahmed, Müsned, XVIII, 26175; Hâkim, El-

Müstedrek, VII, 4794 BMT; Ebû Dâvud Süleyman İbn Dâvud et-Tayâlisî, Müsned,

Dârül-Maârif Yay., Haydarabat, H. 1321, VIII, 274; El-Hâzin, Lübâb, V, 259; Müba-

rek b. Muhammed İbnü’l Esîr el-Cezerî, Câmi’ul Usül li-Ehâdis er-Resûl, Dâr’ül-

İhya Terâsü’l-Arabî Yay., Beyrut, 1950, IX, 156; İzzeddin b. Ebî’l Hasen Ali b. Mu-

hammed İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe fi ma’rifeti’s sahâbî, Dâr’ul-Şâb Matbaası,

Kahire, Tarihsiz, VII, 233; İbn Kesîr, Tefsir, XII, 6521; Kütüb-i Sitte, XIII, 56; El-

Page 38: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

38 Ehl-i Beyt Bölümü

11- Süyûtî, Ahzâb 33. âyetin tefsiri ile ilgili şu hadisleri

nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Allah’ım! Bunlar benim seçkinlerim ve Ehl-i

Beyt’imdir. Onlardan her türlü pisliği gider ve onları ter-

temiz kıl!” Yine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

şöyle buyurdu: “Ben ve Ehl-i Beyt’im her türlü günahtan

uzağız.” Başka bir rivâyette Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah’ın tertemiz kıldığı biz

Ehl-i Beyt, peygamberler şeceresindeniz. Risâletin yeri,

meleklerin onlara inip çıktıkları, rahmet evi ve ilim ma-

deni biz Ehl-i Beyt’iz.” 51

İmam Süyûtî, Ahzâb 33. âyetinin Hz. Ali, Hz. Fâtıma,

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hakkında indiğini; Müslim, Tirmîzî,

İmam Ahmed, İbn Cerir et-Taberî, İbn Ebî Şeybe, İbn Ebû

Hatim, İbn Merdûye, İbn Münzir ve Hâkim’in; Hz. Âişe anne-

mizden naklettiklerini kaydediyor.

Altı ay veya sekiz ay boyunca bu âyeti sabah namazında

Hz. Ali ve Hz. Fâtıma’nın kapısında okuduğunu ve namaza

davet ettiğini de Enes b. Mâlik’ten naklettiklerini kaydediyor.

52

II. Âyet: Mübâhale Âyeti ve İlgili Hadisler

12- Ebû Saîd el-Hudrî ve Abdullah b. Abbas nakletti

(yirmi civarında sahâbîden rivâyet gelmiştir): Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, İslam’a dâvet mektubu gön-

derdiği zaman, Necran Hıristiyanları, Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem ile tartıştılar ve peygamberliğine dair

delil istediler. Bunun üzerine, Âl-i İmrân 61. âyet nâzil oldu:

“İsa, Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna dair, sana bu

ilim geldikten sonra, kim seninle bu hususta tartışacak

olursa, de ki: Gelin oğullarınızı ve oğullarımızı, kadınla-

rınızı ve kadınlarımızı, kendinizi ve kendimizi çağırıp

Askalânî, El-Metâlib, III, 3704 (İbn Ebî Şeybe’den sekiz ay boyunca diye naklediyor);

İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 336

51 Süyûtî, Ebûl Fazl Celaleddin, Abdurrahman b. Ebî Bekr b. Muhammed el-Hudayri

es-Süyûtî eş-Şâfî. Ed-Dürrül-Mensûr, Dârul-Fikr Yay., Beyrut, 1983, VI, 604,

Ahzâb Sûresi 33. âyetin tefsiri

52 Süyûtî, ed-Dürrül-Mensûr, VI, 605

Page 39: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 39

toplanalım, sonra niyaz edelim ki, Allah’ın lâneti yalan-

cılar üzerine olsun!” (Âl-i İmrân, 3/61)

Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem; Hz. Ali (kv), Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hü-

seyin (ra)’ı yanına aldı ve onlara doğru çöle yürüdüler. Bütün

Ashâb-ı Kiram onlara bakıyordu.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Al-

lah’ım, bunlar benim Ehl-i Beyt’imdir. Ben âmin dedi-

ğimde siz de âmin deyin!” buyurdu ve Necran Hıristiyanla-

rının bulunduğu çöle çıktı. Bu durum Hz. Ali (kv) için şerefler-

den bir şeref sayılmıştır. 53

Hıristiyan toplumunun bilgini dedi ki: “Ey Hıristiyan

toplumu, öyle yüzlerin bizlere doğru geldiğini görüyo-

rum. Öyle ki, Allah’tan bir dağın yerinden oynamasını

isteseler, mutlaka dağ yerinden oynar. Onlarla sakın

lânetleşmeyin. Aksi halde yeryüzünde, kıyamet gününe

kadar hiçbir Hıristiyan kalmaz.”

Necran halkı, Peygamber (sav) ve Ehl-i Beyt’inin yüzle-

rine bakıp korktular da bu lânetleşmeye katılmadılar. Müslü-

man da olmadılar. Ancak cizye ödemeyi kabul ettiler. 54

III. Âyet: Meveddet Âyeti ve İlgili Hadisler

“Ey Resûlüm! Müslümanlara de ki: Tebliğ ve beşare-

time karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum; istediğim,

ancak yakınlarıma (Ehl-i Beyt’ime) sevgidir.” (Şûrâ, 42/23)

53

(Müslim, Fazilet 32 / X, 268; Tirmîzî, Menâkıb 21, 3724 / III, 559; Hâkim, El-

Müstedrek, VII, 4773 BMT; Ahmed, Müsned, XIX, 27509; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

532; Hâfız Ebûl Abbas Muhibüddin Ahmed b. et-Taberî el-Mekki, Zehâiru’l-

Ukbâ fi Menâkıb-ı Zevil Kurba, Dar’el-Maârife Yay., Beyrut, 1974, s. 25; İbnü’l Esîr

el-Cezerî, Câmi’ul Usül, IX, 470; Harezmî, Hâfız Ebû Müeyyed Muvaffak b. Ahmed

b. el-Bekri el-Mekki el-Hanefî Ahtab Harezmî, Menâkıb-ı Emirü’l-Mü’minin Ali b. Ebî

Tâlib, Haydariye Matbaası, Necef, 1965, s. 96-97; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

329; Kütüb-i Sitte, XII, 467-468; Mustafa Fayda, Hz. Muhammed’in Necranlı

Hıristiyanlarla görüşmesi ve Mübâhale, İslam İlimleri Enstitüsü Dergisi, 2 (1975),

s. 143-149

54 Hadisin tamamını rivâyet edenler: Tefsir-i Taberî, III-IV, 299-301; Zemahşerî,

Keşşaf, I, 178, Âl-i İmrân Sûresi, 61. âyet; Muhammed Fahreddin er-Râzî, Tefsir-i

Kebir, Dâr’el-Fikr Yay., Beyrut, 1985, IV-V, 89, Âl-i İmrân Sûresi, 61. âyet; Şems-i

Sivasî, Şeyh Şemseddin es-Sivasî; Menâkıb-ı Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, Dört Halife,

Eskişehir Kütüphanesi, İstanbul, s. 266. Hadisler birleştirilmiştir. Farklı râvilerden de

rivâyet edilmiştir.

Page 40: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

40 Ehl-i Beyt Bölümü

13- İbn Abbas şöyle nakletti: Bu âyet hakkında Ashâb-ı

Kiram: “Ey Allah’ın Resûlü! Sevgi ve muhabbetleri bize

vacip olan yakınların kimlerdir?” diye sorduklarında

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Onlar; Ali, Fâtıma ve iki evlatları Hasan ve Hüse-

yin’dir.” 55

Yukarıda geçenlere ilave olarak; bazı kaynaklar, bu âye-

tin tefsiri ile ilgili şöyle hadisler de nakletmişlerdi:

14- Zemahşerî’den: “Ehl-i Beyt’ime zulmedip, onlar-

la bana eziyet edenlere cennet haramdır.” 56

15- Zeyd b. Erkâm nakletti: “Sizlere Allah’ın azabını;

Ehl-i Beyt’ime yapacağınız muameleden dolayı hatırlatı-

rım.” 57

16- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Beni akrabalarım ile aranızda hatırlayınız. Be-

nim akrabalarıma ihanet etmeyiniz, yalanlamayınız ve

beni bu yüzden incitmeyiniz.” 58

17- MuhibüddinTaberî ise, bu âyet hakkında, yukarıda-

kilere ilave olarak Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselle-

min şöyle buyurduğunu nakletti: “Sizlerden tebliğimden

dolayı alacağım ecri, Allah-ü Teâlâ, Ehl-i Beyt’ime mu-

habbet olarak kıldı. Yarın sizlerden Ehl-i Beyt’imi sora-

cağım.” 59

55

İbn Münzir, İbn Ebû Hatim, İbn Merdûye (İbn Merdeveyh) tefsirlerinde; Taberânî

Mu’cemü’l-Kebir’de; Buhârî Tecrid Terc., Sahih-i Buhârî, Tecrid-i Sarîh Tercümesi,

Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., Ankara, 1984, XI, 176; Muhibüddin Taberî, Hâfız

Ebûl Abbas Muhibüddin Ahmed b. et-Taberî el-Mekki, Zehâiru’l-Ukbâ fi Menâkıb-ı

Zevil Kurba, Dar’el-Marife Yay., Beyrut, 1974, s. 25; Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, XIV, 166-

168, Şûrâ Sûresi 23. âyetin tefsiri; İbn Kesîr, Tefsir, XIII, 7099; Süyûtî, Ebûl Fazl

Celaleddin, Abdurrahman b. Ebî Bekr b. Muhammed el-Hudayri es-Süyûtî eş-Şâfî,

İhyaü’l-Mevt: İhya’ül-Mevt bi Fezâilil Ehlil Beyti, Rehber Yay., Ankara, 2. Hadis; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 379; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 309

56 Zemahşerî, Keşşâf, V, 211; El-Heytemî, Es-Savâikü’l-Muhrikâ, s. 393

57 Müslim, Fazilet 36 / X, 274; Tirmîzî, Menâkıb 32, 3788 / III, 582; Nesâî, Ebû

Abdirrahman Ahmed b. Şuayb b. Ali en-Nesâî, Es-Sünen’ül Kübrâ, Ocak Yay.,

İstanbul, 2011, VII, Hasâis, 8410; Süyûtî, ed-Dürrül-Mensûr, VII, 348, Şûrâ Sûresi 23.

âyetin tefsiri; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 5. Hadis

58 Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr I, 76

59 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 25

Page 41: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 41

*- İmam Şâfî Hazretleri; bu Meveddet âyetine ve hadis-

lere dayanarak; namazda son tahıyyatta, salli-bârik okumanın

ve Ehl-i Beyt’i sevmenin farz olduğu kanaatine varmış ve şöy-

le beyitler söylemiştir:

“Ey atlı, Mina’da şeytan taşlama yerinde dur:

Hîf Mescidi’nde oturana da, ayakta durana da,

Sabahleyin coşkun sel gibi Mina’ya akan hacılara da,

Şöyle haykır: “Ehl-i Beyt-i Muhammed’i sevmek Râfizîlikse eğer,

Şâhid olsun Râfizîliğime insanlar, cinler.”

“Ali’yi sevdim diye Râfizî dediler,

Hayır, vallahi o dinim, imanım ve benim velimdir,

O Ali ki, en iyi imam ve hâdidir,

Eğer o dostun sevgisi, râfizilikse şöyle derim;

Kulların en Râfizîsi benim, ikrar ederim.” 60

18- Kerbelâ fâciasından sonra, Şam’a götürülen Ali

Zeynel Âbidin, kendisini sorgulayan birine Şûrâ Sûresi 23.

âyeti sordu. Adam bu âyeti hatırladı ve okudu. Şamlı adam:

“Sevgisi bizlere farz olan yakınlar siz misiniz?” diye sor-

du. Zeynel Âbidin: “Evet, meveddetleri farz olan bizleriz”

dedi. 61

19- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdular ki: “Nîmetleri ile sizi

beslediği için Allah’ı seviniz. Beni de Allah sevgisi için

seviniz. Ehl-i Beyt’imi de beni sevdiğiniz için seviniz.” 62

60

Er-Râzî, Tefsir-i Kebir; Şûrâ Sûresi 23. âyetin tefsiri; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ,

s.301; Kundûzî, Süleyman b. İbrahim b. Huvace b. Hüseyin el-Kundûzî el-Belhi el-

Hanefî, Yenâbiül Mevedde, Meveddet Pınarları, Ş. Yeşil Yay., İstanbul, 2010, s.

108

61 Tefsir-i Taberî, XXV, 25, Şûrâ 23. âyetin tefsiri; İbn Kesîr, Tefsir, XIII, 7098;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 130

62 Tirmîzî, Menâkıb 32, 3789 / III, 583; Hatîb Bağdâdî, IV, 160; Hâkim, El-Müstedrek,

VII, 4770 BMT; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 136; Zehebî, Şemseddin Muhammed b.

Ahmed b. Osman el-Zehebî, Mîzânü’l-İ’tidal, El-Halebî Matbaası, Kahire, 1963, s.

482; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 18; İbn Kesîr, Tefsir, XIII, 7101; Süyûtî,

İhyaü’l-Mevt, 9. Hadis; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 385; Süyûtî, ed-Dürrül-

Mensûr, VII, 348, Şûrâ Sûresi 23. âyetin tefsiri; Kütüb-i Sitte, XIII, 52

Page 42: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

42 Ehl-i Beyt Bölümü

20- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim Ehl-i

Beyt’ime, kin besleyip, düşmanlık ederse münâfıktır.” 63

21- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Nefsim elinde olan

Allah’a yemin olsun ki; her kim biz Ehl-i Beyt’e düşman-

lık ederse, Allah mutlaka onu ateşe sokacaktır.” 64

IV. Âyet: “İman edip sâlih ameller işleyenlere, esir-

geyen Allah; gönüllerde sevgi uyandırır.” (Meryem, 19/96)

22- Hz. Ali (kv) nakletti: Bir gün, bir adam beni yolda

gördüğünde dedi ki: “Ey Hasan’ın Babası, Allah’a yemin

olsun ki, ben seni Allah için seviyorum.”

Hz. Ali (kv) eve geldiğinde, Resûlüllah (sav)’e adamın

yolda söylediğini anlattı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Mutlaka sen o adama bir

iyilikte bulunmuşsundur.” Hz. Ali (kv) dedi ki: “Ey Allah’ın

Resûlü! Ben o adama hiçbir iyilikte bulunmadım.” Bu-

nun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Mü’minlerin kalplerini Meveddet âyeti ile sana

yakınlaştıran Allah’a hamdolsun.” 65

23- Bu âyetin tefsirinde el-Heytemî, Hz. Ali (kv)’nin oğ-

lu Muhammed Hanefî’den şöyle bir hadis nakletti: “Her

mü’minin kalbinde mutlaka Ali ve Ehl-i Beyt’ime karşı

sevgi vardır.” 66

24- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Biz Ehl-i Beyt’in sevgisini gönüllerinize yerleş-

tiriniz. Her kim, gönlünde Ehl-i Beyt sevgisi olduğu hal-

de Allah’ın katına varırsa, cennete şefaâtimiz ile girecek-

63

İbn Adîyy Kâmil’de; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 18; Süyûtî, ed-Dürrül-

Mensûr, VII, 348, Şûrâ Sûresi 23. âyetin tefsiri; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 13. Hadis; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 389; Münâvî, Abdürrauf b. Tâcü’l-Ârifin Münâvî,

Künüz el-Hakâik, Dâr’ul-Fikr Yay., Beyrut, II, 93

64 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4771 BMT; İbn Hibban, II, 490; Süyûtî, ed-Dürrül-

Mensûr, VII, 348, Şûrâ Sûresi 23. âyetin tefsiri; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 14. Hadis; İbnü’l

Megâzilî, Menâkıb, s. 138; Ali el-Muttakî el-Hindî, Müntehab’ül Kenz, Mektebetül

İslâmi Yay., Beyrut, 1978, V, 94; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 389

65 Harezmî, Menâkıb, s. 197

66 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 385

Page 43: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 43

tir. Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki

bir kulun ameli ancak biz Ehl-i Beyt’in hakkını bilirse

makbul olur.” 67

25- Hübeyre b. Yerim nakletti: Hz. Ali (kv) Kûfe Mesci-

di’nde vurulduğu zaman; Hz. Hasan (ra), başında siyah bir

sarık olduğu halde, hutbeye çıkıp Allah’a hamd ve senâ ettik-

ten sonra şöyle buyurdu: “Aranızdan öyle bir adamı kay-

bettiniz ki, onu ne öncekiler geçmiş, ne de sonrakiler

yetişebilir. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

bir sefer olduğu zaman sancağını ona verir, düşman üs-

tüne gönderirdi. Onu gönderdiği zaman; sağında Cebrâil

(as), solunda Mikâil (as) bulunurdu. O gittiği yeri fet-

hetmeden asla geri dönmezdi.” 68

“O geride ne gümüş ne de altın bıraktı. Ancak

onunla eşine bir hizmetçi almak istediği yedi yüz dirhe-

mi vardı.” 69

Hutbenin devamında Hz. Hasan (ra): “Ey İnsanlar!

Beni tanıyan tanır ve tanımayan bilsin ki ben, Peygam-

ber (sav)’in ve O’nun vâsîsi Ali’nin oğluyum. Ben, Al-

lah’ın azabıyla korkutan ve müjdeleyicinin oğluyum. Ben

o Ehl-i Beyt’tenim ki, Cebrâil (as) hep o eve inip çıkardı.

Ben, o Ehl-i Beyt’tenim ki, Allah onlardan her türlü pis-

liği giderip onları tertemiz kılmıştır. Ben o Ehl-i

Beyt’tenim ki, Allah onların sevgisini her Müslümana

farz kılıp, şöyle buyurdu: “De ki: Ben sizden tebliğime

karşılık bir ücret istemiyorum. İstediğim ancak yakınla-

rıma, Ehl-i Beyt’ime sevgidir. Kim bir iyilik kazanırsa biz

onun iyiliğini arttırırız.” (Şûrâ, 42/23)

67

El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 387

68 Ahmed, Müsned, XIX, 27619; İbn Sa’d, Tabakât, III, 40; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb,

s. 13; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 412; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 74;

İbnü’l Esîr, İzzeddin b. Ebî’l Hasen Ali b. Muhammed İbnü’l Esîr (v. 630/1233), El-

Kâmil fit Tarih, Bahar Yay., İstanbul, 1986, III, 408

69 Devam edenler: Nesâî, Hasâis, 8354; Ahmed, Müsned, XIX, 27620; İbn Hibban, II,

469; Ebû Nuaym, Ahmed b. Abdullah b. İshak el-İsfahânî, Hilyetü’l-Evliya ve

Tabakâtü’l Asfiya, Ocak Yay., İstanbul, 2015, XI, 380; El-Askalânî, El-Metâlib, IV,

4514-4515; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 522

Page 44: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

44 Ehl-i Beyt Bölümü

Ey İnsanlar! Biliniz ki, Allah’ın bu âyetteki “Kim

bir iyilik kazanırsa” denilmesinden maksat biz Ehl-i

Beyt’in sevgisidir.” 70

26- Hz. Hasan (ra) bir hutbelerinde şöyle buyurdu:

“Beni bilen bilir, bilmeyen bilsin ki Allah Resûlü’nün torunu-

yum!” Ve şu âyetleri okudu: “Ey Peygamber! Biz seni ger-

çekten bir şâhid, bir müjdeci, bir korkutucu ve Allah’a

O’nun emri ve etkisiyle bir davetçi ve nur saçan bir kan-

dil olarak gönderdik.” (Ahzâb, 33/45-46) “Ben müjdecinin, ben

korkutucunun oğluyum. Ben o Ehl-i Beyt’tenim ki, Allah onla-

ra sevgi ve dostluğu farz kıldı. Peygamber (sav)’e indirdiği

Kur’ân’da sevgi ve dostluk borcunu bildirdi.” 71

V. Âyet: Salâvât Âyeti ve İlgili Hadisler

“Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e çok

salât ve tekrim ederler. Ey İman Edenler! Siz de O’na

salât edin, tam bir teslimiyetle de selâm verin.” (Ahzâb,

33/56)

27- Ka’b b. Ucre ve Ebû Mes’ûd nakletti: Ashâb-ı Ki-

ram: “Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, Ey Al-

lah’ın Resûlü! Salâtı nasıl yapacağız?” dedikleri zaman:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Şöyle söyle-

yin!” buyurdu: “Allah’ım! Âlemlerde, Muhammed’e ve

Muhammed’in Ehl-i Beyt’ine salât (rahmet) eyle, nasıl ki

İbrahim’e ve İbrahim’in Ehl-i Beyt’ine salât eylediysen.

Ve âlemlerde, Muhammed’i ve Muhammed’in Ehl-i

Beyt’ini mübarek kıl, nasıl ki İbrahim’i ve İbrahim’in

Ehl-i Beyt’ini mübarek kıldıysan. Şüphesiz, sen hamde

lâyıksın, kerem ve şeref sahibisin.” diyerek salât getirin.

Selâm da bildiğiniz gibidir.” 72

70

Hutbenin tamamını nakledenler: Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4855; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 138; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 380; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 57

71 M. N. Bursalı, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, Sultan Yay., İstanbul, s. 213

72 Buhârî, Duâ 32. Bab / Buhârî, Tefsir 65, 10. Bab; Müslim, Namaz 17 / III, 194;

Nesâî, IX, 9792; Ahmed, Müsned, XV, 21749; İmam Mâlik b. Enes, El-Muvattâ

Terc., Kahraman Yay., İstanbul, 2013, I, Namaz 107/22; Ebû Dâvud, Salât, I, 979;

İbn Mâce, Salât, III, 25, 906; Hâkim, El-Müstedrek, V, 3628 / VII, 4764 BMT; Bey-

hakî, Ebû Bekr Ahmed b. Hüseyin Beyhakî, Sünenü’l Kübra, Dâr’ul-Fikr Yay.,

Page 45: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 45

*- Fahreddin er-Râzî, Ahzâb 56. âyetin tefsirinde: “Pey-

gamber (sav)’in Ehl-i Beyt’i kendisi ile şu beş şeyde eşit kılın-

mıştır: 1- Selâmda 2- Salâtta 3- Kusur ve kirlerin giderilmesin-

de 4- Sadakanın yasaklığında 5- Sevgide.” 73

28- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim bize ve Ehl-i

Beyt’imize salâvât getirir ve bunun karşılığını tam olarak

almak isterse; “Allah’ım! İbrahim’in âline salât eylediğin

gibi, Nebî Muhammed’e, mü’minlerin anneleri olan zev-

celerine, nesline ve Ehl-i Beyt’ine de salât eyle! Şüphesiz

sen hamde lâyıksın, şeref ve kerem sahibisin.” desin. 74

29- Câbir b. Abdullah el-Ensârî buyurdu ki: “Kıldığım

namazda; Muhammed sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

ve Muhammed’in Ehl-i Beyt’ine salât getirmezsem, na-

mazımın kabul olmayacağını bilirdim.” 75

Daha başka

sahâbîlerden de aynı şekilde haberler gelmiştir.

30- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Eksik bir şekilde bana salât etmeyiniz.” Ashâb

sordu: “Ey Allah’ın Resûlü, eksik salât nasıl olur?” Efen-

dimiz buyurdu ki: Eksik salât, “Allahümme salli alâ Mu-

hammed’in” demektir. Salâtın tamamı şöyledir: “Alla-

hümme salli vesellim alâ Muhammed’in ve alâ Âl-i Mu-

hammed.” 76

Salâtın tam olması için Ehl-i Beyt’in de dâhil

edilmesi şart koşulmuştur.

31- Ebû Mes’ûd el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Her kim, namazında

bana ve Ehl-i Beyt’ime salât getirmezse, o kişinin nama-

zı kabul edilmez.” 77

Beyrut, 1980; Câmiu’l Şu’abu’l-Îmân, Ocak Yay., İstanbul, 2015, II, 461; Dâre-

kutnî, Ebû’l Hasan Ali b. Ömer, Sünen, Ocak Yay., İstanbul, 2015, I, 584; Tefsir-i

Taberî, XXII, 43; Kadî İyaz, el-Kadı Ebül Fazl İyaz b. Mûsa el-Yahsûbi el-Endülüsî,

Şifâ-i Şerif, Gönüllere Şifa Muhammed Mustafa, Akçağ Yay., Ankara, 2012, s. 297;

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 19; Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, Ahzâb Sûresi 56.

âyetin tefsiri; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 517; Kütüb-i Sitte, VII, 135

73 El-Heytemî, Es-Savâikü’l-Muhrikâ s. 337; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 128; M.

N. Bursalı, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, s. 211

74 Ebû Dâvud, Salât, I, 982

75 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 19

76 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 331; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 128

77 Dârekutnî, I, 587; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 293

Page 46: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

46 Ehl-i Beyt Bölümü

32- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyur-

du ki: “Bana ve Ehl-i Beyt’ime salât getirin.” 78

33- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kıyamet günü in-

sanların şefaâtime en layığı; bana en çok salâvât geti-

rendir.” 79

34- İmam Şâfî Hazretleri şöyle buyurdu: “Ey Resûlül-

lah’ın Ehl-i Beyt’i! Sizleri sevmek, Allah’ın indirmiş ol-

duğu Kur’ân’da farzdır. Kadrinizin âlisine şu yeterlidir

ki, her kim sizlere salât etmezse o kişinin namazı kabul

olunmaz.” 80

35- Ebû Talha el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: Cebrâil (as) bana, Âlemlerin Rab-

bi’nden müjde getirdi: “Sen şuna razı değil misin, Yâ Mu-

hammed! Ümmetinden sana salâvât okuyan herkese ben,

on salâvât okurum. Ümmetinden sana bir selâm gönde-

ren herkese ben on selâm yollarım.” 81

36- Âmir b. Rebia nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bana salâvât okuyan Müs-

lüman kişiye melekler salâvât okur. Bana salâvâtı devam

ettirdiği sürece meleklerin ona salâvâtı devam eder. Bu

duruma göre salâvâtı ister çok okuyun, ister az.” 82

37- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kim bana bir defa salâvât

okursa Allah (celle celâlühü) de ona on defa salâvât

okur.” 83

78

Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 45

79 Tirmîzî, Salât 352, 484 / I, 267; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 469; Kadî İyaz, Şifâ-i

Şerif, s. 299; Şâzeli Şeyhi Muhammed b. Süleyman el-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat,

Salâvât-ı Şerife Şerhi, İzmitli Kara Dâvud zâde Mehmed Efendi Şerhi. Merve Yay.,

İstanbul, s. 25; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 591; Kütüb-i Sitte, VII, 136

80 M. Parsâ, Faslü’l-Hitab’dan; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 293; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 335; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 128

81 Ahmed, Müsned, X, 15051; Hâkim, El-Müstedrek, V, 3628 BMT; Beyhakî,

Şu’abu’l-Îmân, II, 468; El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 25; Ramazan Balcı, Sevgilinin

Bahçesi: Ravzatü’l-Ahbab Terc., Gelenek Yay., İstanbul, 2003, s. 322

82 İbn Mâce, Salât, III, 25, 907; Ahmed, Müsned, X, 15048; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân,

II, 466-467; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 300; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 288; El-Cezûlî,

Delâilü’l-Hayrat, s. 25

83 Müslim, Namaz 17 / III, 70; Ahmed, Müsned, X, 15041

Page 47: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 47

38- Hüseyin b. Ali (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “İnsana cimrilik yö-

nünden şu yeterlidir: Yanında adım geçtiği halde salâvât

okumaz.” 84

39- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yanında ismim anıldığı hal-

de bana salâvât getirmeyen kişinin burnu yerde sürtül-

sün!” 85

40- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Yanında ismim anılan kimse

bana salâvât getirsin. Bana bir defa salâvât getirene Al-

lah-ü Teâlâ on salâvât sevabı yazar.” 86

41- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bir topluluk toplanır, Allah’ı

zikretmeden, Resûlüllah’a salâvât getirmeden dağılırsa;

bu meclisleri kıyamet günü bir hasret ve pişmanlık vesi-

lesi olur.” 87

42- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bir grup insan, bir yerde

oturur ve Allah’ı zikretmeden, musâfaha edip, Peygam-

ber’e salâtü selâm getirmeden dağılırlarsa; Allah’a karşı

bir kusur işlemiş olurlar. Dilerse onları cezalandırır, di-

lerse bağışlar.” 88

43- Câbir el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bir yerde toplanıp da

84

Tirmîzî, Duâ, 3546 / III, 477; Nesâî, IX, 9790; Ahmed, Müsned, X, 15062; Hâkim,

El-Müstedrek, II, 2059 BMT; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 471; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s.

301; El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 25; Kütüb-i Sitte, VII, 136; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr,

I, 569 / II, 204. Hadisler birleştirilmiştir. Farklı rivâyetleri de vardır.

85 Ahmed, Müsned, X, 15063; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3320; Hâkim, El-

Müstedrek, II, 2059; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 294

86 Tirmîzî, Salât 352, 485 / I, 267; Nesâî, IX, 9806; Dârimî, Rikak 58, 2775; Süyûtî,

Câmiu’s-Sağîr, III, 354

87 Ahmed, Müsned, XVI, 23254; Hâkim, El-Müstedrek, II, 2061 BMT; Beyhakî,

Şu’abu’l-Îmân, II, 472; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 256; El-Askalânî, El-Metâlib, III,

3426

88 Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 472; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 301; Süyûtî, Câmiu’s-

Sağîr, II, 157; Kütüb-i Sitte, VII, 198

Page 48: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

48 Ehl-i Beyt Bölümü

Peygamber’e salâtü selâm getirmeden dağılanlar, leş

kokusundan daha çirkin bir koku taşıyarak dağılırlar.” 89

44- Hz. Hasan (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benim kabrimi bayram

şenliği şeklinde ziyareti âdet edinmeyin. Evlerinizi de

kabristana çevirmeyin. Nerede olursanız olun bana

salâtü selâm getirin. Zira nerede olursanız olun, salâtü

selâmınız bana ulaşır.” 90

45- Ebû Hureyre nakletti: “Kabrimin yanında bana

salâvât getirenin sesini işitirim. Uzakta bana salâvât

getirenin salâvâtı ise bana ulaştırılır. 91

Buna karşılık da

bu kişinin dünya ve âhiret sıkıntıları giderilir. Kıyamet

gününde o kimsenin şâhidi ve şefaâtçisi olurum.” 92

46- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ümmetimden biri, bana bir salâvât okursa,

kendisi için on iyilik yazılır. 93

Kötülük hanesinden on

kötülük silinir.” 94

47- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: Bir kimse ezan ve kâmeti dinledikten sonra

aşağıdaki duâyı okursa; kıyamet günü şefaâtime nail

olur: “Ey bu tam dâvetin ve kılınan namazın Rabbi Al-

lah’ım! Muhammed’e Vesîle ve fazilet ihsan eyle! Ve

O’nu kendisine vaâd ettiğin Makâm-ı Mahmud’a ulaştır!”

95

*- İlgili âyet şöyledir: “Gecenin bir kısmında uyanıp,

sadece sana özel olmak üzere; onunla (Kur’ân’la) fazla-

dan olarak Teheccüd Namazı kıl! Ümit edilir ki, Rabb’in

seni Makâm-ı Mahmud’a ulaştıracaktır.” (İsrâ, 17/79)

89

Nesâî, IX, 9803; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 472; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 302

90 Ebû Dâvud, Hac, II, 2042; Ahmed, Müsned, XVIII, 25633; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s.

303; El-Askalânî, El-Metâlib, I, 577; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 315

91 Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 302; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 364

92 Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 478/ IV, 558

93 Ahmed, Müsned, X, 15039

94 Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 299; El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 27

95 Nesâî, IX, 9791; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 299; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3324; El-

Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 27; Ezan Duâsı

Page 49: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 49

48- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim yazdığı kitapta, bana salâvât okursa;

o kitapta salâvâtlı ismim kaldığı sürece melekler onu

yazana salâvât okur.” 96

*- Ebû Süleyman Darânî şöyle nakletti: “Bir kimse Al-

lah-ü Teâlâ’dan bir hacet dileyeceği zaman Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin üzerine çokça

salâvât getirsin. Bundan sonra hacetini Allah-ü Teâlâ’ya

arz etsin. Duâsının sonunu da yine Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi veselleme salâvât okuyarak tamamlasın.

Allah-ü Teâlâ iki salâvâtı kabul buyurur. Allah-ü Teâlâ

kerem sahibidir. İki makbul salâvâtın arasında makbul

olmayan bir şey bırakmaz.” 97

49- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bir kimse bana; cuma günü

yüz salâvât okursa, onun seksen senelik hatası bağışla-

nır.” 98

50- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Cuma günleri bana

okuyacağınız salâvât-ı şerifeyi arttırınız.” 99

51- Ebû Ümame nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Cuma günleri bana çok

salâvât getirin. Çünkü ümmetimin salâvâtları, her cuma

günü bana sunulur. Ümmetimin bana en yakın olanları,

en çok salâvât getirenleridir.” 100

52- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Cuma günü ve gecesi ba-

na salâvât getirin. Çünkü bunu yapana kıyamet günü,

lehinde şâhidlikte bulunur ve şefaât ederim.” 101

96

Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 296; El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 27

97 El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 27

98 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 534; El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 33

99 Ahmed, Müsned, V, 7475; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3322; Beyhakî, Şu’abu’l-

Îmân, III, 599; El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 25

100 Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, III, 599; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 302; Süyûtî, Câmiu’s-

Sağîr, I, 380

101 Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, III, 599; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 380

Page 50: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

50 Ehl-i Beyt Bölümü

53- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bir kimse bana; cuma günü

yüz kere salâvât-ı şerife okursa, kıyamet günü muazzam

bir nurla gelir. Onunla gelen nur, yaratılmışlara taksim

edilse, hepsine yeter.” 102

54- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bana salâvât okuyan için,

Sırat üstünde büyük bir nur olacaktır. Bir kimse Sırat

üstünden geçerken nur ehli olunca, cehennem ehli olmaz

artık.” 103

55- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bir kimse bana salâvât okumayı unutursa (terk

ederse), cennet yolunu kaybetmiş olur.” 104

56- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Dünya hayatında bana en çok salâvât-ı şerife

okuyanınız, âhirette en çok zevce alanınız olacaktır.” 105

57- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kevser Havuzu’m için kıyamet günü, bana bir-

takım cemaatler gelir. Ancak ben onları, üzerime çokça

salâvât getirmeleri ile tanırım.” 106

58- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Sizden kıyamet gününün korku ve sıkıntısın-

dan ilk kurtulanlar, bana en çok salâvât getirenleriniz-

dir.” 107

59- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Nebi’ye salâvât-ı şerife okunan meclisten o

kadar güzel bir koku yükselir ki semânın ortasına kadar

ulaşır. Bunu duyan melekler şöyle derler: Bu, Muham-

med Resûlüllah’a okunan salâvât meclisinden gelen ko-

kudur.” 108

102

Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, III, 600; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, IX, 464; El-Cezûlî,

Delâilü’l-Hayrat, s. 40

103 El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 33

104 İbn Mâce, Salât, III, 25, 908; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 474; Ebû Nuaym, Hilye-

tü’l-Evliya, IX, 453; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 301; El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 33;

Kütüb-i Sitte, VII, 142

105 El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 33

106 Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 300; El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 35

107 Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 300

108 El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 41

Page 51: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 51

60- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bir kimsenin işinin bitmesi zorlaşırsa, bana

salâvât okumayı çoğaltsın. Çünkü bana okunan salâvât

bazı sıkıntıları giderir. Rızıkları artırır. İşlerin hayırla

bitmesini sağlar.” 109

61- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hiçbirinizin imanı kemâle

ermez. Ancak ben o kimsenin kalbinde, sevgi cihetiyle;

kendi özünden, malından, çocuğundan, babasından ve

bütün insanlardan daha fazla yer tutmadıkça.” 110

62- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yeryüzünde Allah’ın

seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını de-

vamlı bana tebliğ ederler.” 111

63- Fedâle b. Ubeyd nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem; duâ eden bir adamın salât ve selâm oku-

madan duâsını bitirdiğini gördü. Adamı yanına çağırarak şöyle

buyurdu:

“Biriniz duâ ederken; Allah-ü Teâlâ’ya hamdü senâ

ederek başlasın, sonra Peygamber’in Ehl-i Beyt’ine ve

Ashâb’ına salât ve selâm okusun, sonra da dilediğini

istesin.” 112

64- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Biriniz Allah’tan bir

şey dilemek istediği zaman; ona lâyık olduğu şekilde

hamdü senâ ederek başlasın. Sonra Peygamber’e salâtü

selâm getirsin, sonra dilekte bulunsun. Böylece yapılan

duâ kabul olmaya daha lâyıktır.” 113

109

El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 45

110 Dârimî, Ebû Saîd Osman b. Saîd b. Halid ed-Dârimî, Sünen-i Dârimî Terc.,

Konya, 2011, Rikak 29, 2744; El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 47

111 Nesâî, IX, 9811; Ahmed, Müsned, X, 15058; Hâkim, El-Müstedrek, V, 3629 BMT;

Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 477; Dârimî, Rikak 58, 2777; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II,

11; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 302; Kütüb-i Sitte, VII, 137

112 Ebû Dâvud, Salât, I, 1481; İbn Mâce, Salât, III, 25, 906; Tirmîzî, Duâ 65, 3476 /

III, 441; Hâkim, El-Müstedrek, II, 872 BMT; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s.294; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 333; Kütüb-i Sitte, VI, 536

113 Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 294; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 333

Page 52: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

52 Ehl-i Beyt Bölümü

65- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah’a hamd ve bana

salâvât ile başlanmayan her önemli iş, hayırlı sonuç

vermez. Neticesizdir ve bereketten mahrumdur.” 114

66- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Hiçbir duâ yoktur ki, Peygam-

ber’e ve Ehl-i Beyt’e salâtü selâm getirilinceye kadar

kendisiyle gök arasında perde olmasın. Bunu yapınca

yani ehlime de salâtü selâm getirilince bu perde yırtılır

ve duâ yükselir. Bunu yapmazsa duâ geri döner.” 115

67- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Peygamber’e salâtü selâm

getirilmedikçe her duânın bir perdesi vardır, hedefine

ulaşamaz.” 116

68- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Duâ eden bir kimse bana ve

Ehl-i Beyt’ime salâvât okumadıkça hedefine ulaşamaz.”

117

69- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyur-

du ki: “İki salâvât arasındaki duâ red olunmaz.” 118

70- Câbir el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Beni bineğin üzerindeki

kişinin su matarası durumuna koymayın. Bilirsiniz, bi-

nek üzerindeki kişi matarasını doldurur; yükünü hayvana

yükler ve matarasını da eğerin arkasına bağlar. İhtiyacı

olduğunda ondan içer ve abdest alır, ihtiyacı olmazsa

döker. Beni böyle yedeğe almayın. Duânızın; hem başın-

da, hem ortasında, hem de sonunda beni yâd edin.” 119

114

Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 122

115 Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân II,475; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 294; Râmûz el-Ehâdis, s.

381

116 Deylemî’den; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 295; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 125; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 335; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 128; Râmûz el-

Ehâdis, s. 342; Kütüb-i Sitte, VII, 142

117 Ebû’ş-Şeyh’ten; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 401; Kütüb-i Sitte, VII, 142

118 Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 295

119 Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 475; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 294; El-Askalânî, El-

Metâlib, III, 3316

Page 53: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 53

71- Ömer b. Hattab (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Duâ gök ile yer arasın-

da durur. Peygamber’e salâvât getirinceye kadar o

duâdan hiçbir şey Allah katına yükselmez.” 120

72- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim bana bir kere

salât okursa, Allah (celle celâlühü) de ona on salât okur

ve on günahını siler, mertebesini on derece yükseltir.” 121

73- Ebû’d Derdâ nakletti: “Kim sabah ve akşam bana

on defa salâvât getirirse, kıyamet günü şefaâtim ona ula-

şır.” 122

74- Hz. Ali (kv) nakletti: “Bana salâvât okuyana, Al-

lah (celle celâlühü) Uhud Dağı kadar bir sevap yazar.” 123

75- Ebû Talha el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bana Rabb’im ka-

tından bir melek geldi ve şöyle dedi: Ümmetinden kim

sana bir salâvât getirirse, Allah bundan dolayı ona on

sevap yazar, on günahını siler. Derecesini on kat yüksel-

tir ve getirdiği salâvâtın aynısı ile karşılık verir.” 124

76- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim Muhammed’e ve Âl-i Muhammed’e

yüz salâvât okursa; Allah (celle celâlühü), o kişinin yüz

ihtiyacını giderecektir.” 125

77- İbn Ebî Şeybe ve İbn Merdûye (İbn Merdeveyh),

Ebû Hureyre’den nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Bana salâvât getirin. Çünkü bana

getirdiğiniz salâvâtlar sizin için berekettir.” 126

78- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bana salâvât getiriniz ki,

Allah da size merhamet etsin.” 127

120

Tirmîzî, Salât 352, 486 / I, 268; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3313

121 Nesâî, IX, 9807; Kütüb-i Sitte, VII, 136; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3315; Hâkim,

El-Müstedrek, II, 2062 BMT; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân II, 465

122 Taberânî, Kebir’den; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 365

123 Abdürrezzâk’tan; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 366

124 Ahmed, Müsned, X, 15051; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 43

125 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 295

126 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 516

127 İbn Adîyy’den; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 516

Page 54: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

54 Ehl-i Beyt Bölümü

79- Deylemî’den, Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Meclisleri-

nizi bana ve Ehl-i Beyt’ime salât ve selâm getirmekle

ziynetlendiriniz. Zira bana salâvât getirmeniz size nur

olur.” 128

80- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, şöyle

duâ buyurdu: “Ey Allah’ım! Salâtını, rahmetini, mağfire-

tini ve rızanı İbrahim (as)’a ve ehline kıldığın gibi, ben-

den olan, benim de onlardan olduğum; Ali, Fâtıma, Ha-

san ve Hüseyin’e salâtını, rahmetini, mağfiretini ve rızanı

üzerimize kıl!” 129

81- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyur-

du ki: “İki mü’min bir araya geldiklerinde veya karşılaş-

tıklarında benim üzerime salâvât getirerek, musâfaha

ederlerse, daha elleri birbirinden ayrılmadan Allah-ü

Teâlâ onların günahlarını bağışlar.” 130

82- Ukbe b. Amr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah’ım, ümmî olan Pey-

gamber Muhammed’i ve O’nun Ehl-i Beyt’ini yücelt!” 131

83- Salâvâta devam eden mü’minlerin, Hz. Peygamber

(sav)’i rüyalarında görme devletine nail olmaları umulur. Bir

hadislerinde, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

şöyle buyurdu: “Beni rüyada gören gerçekte beni görmüş-

tür. Çünkü şeytan kendisini bana benzetemez.” 132

*- İmam Nevevî, bazı hadis âlimlerinden, salât ve

selâmın birbirinden ayrılarak kısa salât okunmasının mekruh

olduğunu nakletmiş ve şöyle bir hâdise de nakletmiştir:

“Hadis hafızlarından birisi, “Kitap yazarken, kısaca salât

kelimesini yazardım. Peygamber (sav)’i rüyada gördüm:

“Uyanık ol! Kitabında bana salâtı tamamlamaz mısın?”

128

Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 450; Râmûz el-Ehâdis, s. 293

129 Harezmî, Menâkıb, s. 25; Aladdin Ali b. Hüsâmettin el-Muttakî el-Hindî, Ken-

zü’l-Ummâl, Dâr’el-Kütüb el-İslâmi Yay., Halep, 1975, XII, 101; Ali el-Muttakî,

Müntehab, V, 93; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 331 Bu ve benzeri salâvât-ı

şerifeler kaynaklarda çeşitli şekillerde mevcuttur, biz sadece bir örnek aldık.

130 Ebû Dâvud, Edeb, III, 5211

131 Ebû Dâvud, Salât, I, 980

132 Buhârî, Tabir 10, 6993; Müslim, Rüya 10 / X, s. 22; Ahmed, Müsned, XIII, 19905

Page 55: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 55

buyurunca artık salât ve selâmın tamamını yazar oldum.” de-

miştir.” 133

84- İbn Âsâkir, Hz. Hasan (ra)’tan nakletti: “Bana çok

salâvât getirin. Çünkü bana getireceğiniz salâvâtlar, ba-

ğışlanma vesilesidir. Benim için Derece ve Vesîle’yi iste-

yiniz. Çünkü bana verilecek olan Vesîle, Rabb’im katın-

da, sizin için şefaât sebebidir.” 134

85- Ebû Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Cuma günü bana salât ve

selâm getirmeyi çoğaltınız. Sizin salât ve selâmlarınız

bana ulaştırılır.” 135

Hazır olanlardan: “Ey Allah’ın Resûlü!

Kabrinizde çürümüş bir kemik haline gelmiş bulunurken,

bizim salât ve selâmlarımız sana nasıl ulaştırılır?” diye

sordular. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Bili-

niz ki, Allah (celle celâlühü), peygamberlerinin cesetle-

rini çürütmesini ve yemesini yeryüzüne haram kılmıştır.

Allah’ın peygamberleri; diridir ve rızıklandırılırlar. Bir

kimse bana selâm verince muhakkak Allah ruhumu iade

eder. Ben de onun selâmına karşılık veririm.” 136

86- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bir kimse bana selâm verin-

ce muhakkak Allah ruhumu iade eder. Ben de onun

selâmına karşılık veririm.” 137

87- Cafer b. Muhammed nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah (celle celâlü-

hü) perşembe günü ikindiden sonra, semâdan yeryüzüne

ellerinde altın sahifeler ve altın kalemler olan melekler

indirir. Bu melekler o gün ve o gece Resûlüllah (sav)’e

getirilen salâvâtları yazarlar. Bu durum cuma günü, gün

batıncaya kadar sürer.” 138

133

El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 334

134 Nesâî, IX, 9790; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, IX, 320; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I,

380 / II, 465

135 Hâkim, El-Müstedrek, V, 3630 BMT; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, III, 598

136 İbn Mâce, Cenaze, IV, 65, 1636, 1637; Nesâî, II, 1678; Ahmed, Müsned, V, 7475 /

X, 15061; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, III, 597; A. Köksal, İslam Tarihi, XVIII, 115; Ebû

Dâvud sadece son cümleyi nakleder: Ebû Dâvud, Hac, II, 2041

137 Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 477

138 Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, III, 601

Page 56: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

56 Ehl-i Beyt Bölümü

88- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kıyamet günü her yerde

bana en yakınınız, dünyada bana en çok salâvât getire-

ninizdir. Allah (celle celâlühü) cuma günü ve gecesi ba-

na yüz defa salâvât getirenin yüz ihtiyacını giderir. Bun-

ların yetmişi âhiret ihtiyacı, otuzu dünya ihtiyacındandır.

Sonra Allah ona bir melek görevlendirir. Bu melek, ge-

tirmiş olduğunuz salâvâtları bana hediye olarak takdim

eder ve getiren kişinin ismini, soyunu, aşiretini bildirir.

Ben de onu yanımdaki beyaz bir kâğıda yazarım.” 139

89- Abdurrahman b. Avf nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, vakıf hurmalıklarına doğru çıkıp gi-

dince arkasından takip ettim. Hurmalığa girer girmez öyle

uzun bir secde yaptı ki, vefat ettiğini sandım. Yanına yaklaşın-

ca doğruldu. “Ey Allah’ın Resûlü! Aziz ve celil olan Allah

ruhunu kabzetti sandım.” dedim. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: “Cebrâil (as) bana gelip, aziz ve

celil olan Allah’ın; “Sana selâm verene ben de selâm

veririm, sana salât getirene ben de salât getiririm” bu-

yurduğunu müjdeledi. Bu habere şükrâne olarak secdeye

kapandım.” buyurdu. 140

*- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Cebrâil (as) bana bildirdi ki: Yâ Muhammed!

Ümmetinden sana kim salâvât okursa, yetmiş bin melek

ona salâvât okur. Bir kimseye melekler salâvât okuyun-

ca, o cennet ehli arasına girer.” 141

90- Enes b. Mâlik nakletti: Hz. Ömer (ra), Resûlüllah

(sav)’in peşinden gitti ve onu secde halinde bulunca durup

bekledi. Bir süre sonra Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem başını secdeden kaldırıp şöyle buyurdu: “Ey Ömer,

geri durmakla iyi ettin. Zira Cebrâil (as) bana gelerek,

kim sana bir salâvât getirirse, Allah (celle celâlühü) ona

on salât getirir ve on derece makamını yükseltir, diyerek

müjdeledi.” 142

139

Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, III, 600

140 Ahmed, Müsned, X, 15056; Hâkim, El-Müstedrek, II, 841/2063 BMT; Beyhakî,

Şu’abu’l-Îmân, II, 465

141 El-Cezûlî, Delâilü’l-Hayrat, s. 33

142 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3319

Page 57: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 57

91- Ammâr b. Yâsîr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah bana meleklerinden

bir melek verdi. Ben ölünce bu melek benim kabrim üze-

rinde durur. Ne zaman bana bir salâvât getirilse; “Yâ

Muhammed: Falan oğlu Falan sana salâvât gönderiyor”

diyerek, o kişiyi ve babasının ismini zikreder. Buna kar-

şılık Allah da ona on salât eder.” 143

VI. Âyet: Tebliğ Âyeti

“(Ey Peygamber) Rabb’inden sana indirilen emri

insanlara ilet. Eğer yapmazsan, O’nun elçiliğini yerine

getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur…” (Mâi-

de, 5/67)

Ebû Saîd el-Hudrî dedi ki: “Bu âyet Gadîr-i Hûm gü-

nü Ali b. Ebî Talib hakkında indi.” 144

Bu âyetin nüzul sebebi ve nüzul zamanı hakkında mü-

fessirler arasında ihtilaf vardır.

Sekaleyn Hadisi, Gadîr-i Hûm Hutbesi

92- Vedâ Haccı dönüşünde Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem; Mekke ile Medine arasında Cuhfe’de yolların

ayrıldığı noktada, Gadîr-i Hûm denilen mevkiye yaklaştıkla-

rında Ashâb-ı Kiram’ın ağaçların altında toplanmasını istedi.

Ağaçların altını dikenlerden temizletti ve gölgelik yaptırdı.

Ashâb’ına öğle sıcağında namaz kıldırdı. Sonra deve hamud-

larını birleştirerek üç basamaklı bir minber kurdurup,

Ashâb’ına hutbe okudular. Yanında da Hz. Ali (kv) oturuyor-

du. Allah’a hamdü senâ ve halka nasihat ettikten sonra şöyle

buyurdular:

(Otuzdan fazla Ashâb-ı Kiram’dan rivâyet edilmiş ve

daha iyi anlaşılması için rivâyetler birleştirilmiştir. Genel olarak

Zeyd b. Erkâm rivâyeti esas alınmıştır.)

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Ashâb-ı Ki-

ram’a hitaben üç defa: “Bilmez misiniz ki, ben mü’minlere

kendi nefislerinden daha öncelikliyim?

143

El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3318

144 Süyûtî, ed-Dürrül-Mensûr, III, 117; Şevkânî, Muhammed b. Ali eş-Şevkânî.

Fethü’l-Kadir, Mustafa el-Bab Yay., Kahire, 1932, II, 57, Mâide Sûresi 67. âyetin

tefsirinden

Page 58: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

58 Ehl-i Beyt Bölümü

Ey İnsanlar! Lâtif ve her şeyden haberdar olan Al-

lah, her peygamberin ancak kendinden önceki peygam-

berin yarı ömrü kadar yaşayacağını bildirdi. Öyle sanıyo-

rum, Allah’ın katına dâvet edildim ve bu dâvete icabet

edeceğim şüphesizdir. Haberiniz olsun ki; ben size iki

önemli (iki ağır, paha biçilmez şey) emanet bırakıyorum;

biri öbüründen daha büyüktür. Onlara sarıldığınız sürece

benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Bunlardan biri

Allah-ü Teâlâ’nın Kitabı’dır. O, Allah’ın semâ ile arz ara-

sına uzanmış ipi olup, kim ona tutunursa hidâyet üzere

olur. Kim de onu terk ederse sapkın bir yola düşmüş

olur. İkincisi ise Itretim (yakınlarım) yani Ehl-i

Beyt’imdir.

Bu ikisi, Kevser Havuzu üzerinde bana tekrar dö-

nünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın

görün, benden sonra onlara nasıl davranacaksınız? Bakın

görün, bana nasıl halef olacaksınız? Ehl-i Beyt’ime karşı

davranışınızda Allah’ı(n azabını) hatırlatırım.” Bunu üç

kere tekrarladı. 145

Sonra yanında duran Ali b. Ebî Tâlib’in elinden tutup

yukarıya kaldırdı. Sonra şöyle buyurdular: “Ey İnsanlar! Al-

lah benim mevlâmdır. Ben de sizin mevlânızım. Ben ki-

min mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır. Allah’ım, onu

seveni sev! Ona dost olana dost ol! Ona düşman olana

düşman ol! Ona yardım edene yardım et! Onu yalnız bı-

rakanı yalnız bırak!” 146

145

Müslim, Fazilet 36-37 / X, 274-277; Tirmîzî, Menâkıb 32, 3788 / III, 582; Ahmed,

Müsned, I, 783 / XIX, 27490; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4765 BMT; Ebû Nuaym,

Hilyetü’l-Evliya, XI, 424; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 234; El-Heysemî, Nureddin Ali

b. Ebî Bekr b. Süleyman el-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, Mektebetü’l-Kuds Yay.,

Kahire, 1934, IX, 164; Râmûz el-Ehâdis, s. 144; Kütüb-i Sitte, XIII, 57. Rivayetler

birleştirilmiştir.

146 Hadisin başından buraya kadar kısmını rivâyet edenler: İbn Mâce, Mukaddime, I,

11, 116; Nesâî, VII, Hasâis, 8410; Ahmed, Müsned, XIX, 27496; Hâkim, El-

Müstedrek, VI, 4632 BMT; Vâhidî, Esbâb-ü Nüzûl, s. 135, Mâide 67. âyetin tefsiri; Er-

Râzî, Tefsir-i Kebir, VI, 53, Mâide Sûresi 67. âyetin tefsiri; El-Askalânî, El-Metâlib, III,

3958-3973; Harezmî, Menâkıb, s. 93-94; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, III, 294; İbn Kesîr,

El-Bidâye, V, 366-367 / VII, 541; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, I, 193; İbn Hibban,

II, 466; A. Köksal, İslam Tarihi, XVII, 312-313

Page 59: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 59

Bundan sonra, Ashâb’ın çoğu, hatta mü’minlerin anne-

leri bile Hz. Ali’yi tebrik edip, gözün aydın olsun dediler. Hz.

Ömer (ra), Hz. Ali (kv)’nin yanına gelip en yüksek sesi ile:

“Seni tebrik ederim! Seni tebrik ederim! Ey Ebû Tâlib’in

oğlu, bugün kadın-erkek, her mü’minin mevlâsı olarak

geceledin ve sabahladın!” 147

Bunun üzerine Hz. Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdular: “Allâhü Ekber! Dini kâmil etti-

ği, nîmeti tamamladığı, benim Peygamberliğime ve

Ali’nin mü’minlerin velisi olduğuna, razı olduğu için Al-

lah’ı tâzim ederim.” 148

*- Daha sonraları, Zeyd b. Erkâm’dan Gadîr-i Hûm

Hutbesi soruldu. “Sen bunu kendi kulaklarınla duydun

mu?”

Zeyd dedi ki: “Bir ben değil, ağaçların altında olan

bütün Ashâb bu duruma şâhid oldular.” 149

*- Hadisi rivâyet eden Zeyd b. Erkâm’dan soruldu:

“Peygamberimizin hanımları da Ehl-i Beyt’ten midir?”

“Hayır, Allah’a yemin olsun, Peygamberimizin ha-

nımları Ehl-i Beyt’inden değildi... Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin Ehl-i Beyt’i aslı ve kendinden

sonra sadaka haram olan ailesidir.” dedi. 150

*- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem Mâide

Sûresi 3. âyete işaret buyurmuştur:

147

Hadisin başından buraya kadar rivâyet edenler: Ahmed, Müsned, XIX, 27500;

Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 394; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 544; Geniş bilgi için baknz:

E. R. Fığlalı, DİA, Gadîr-i Hum, XIII, 279; M. Öz, DİA, Sekaleyn, XXXVI, 325

148 Hadisin başından buraya kadar kısmını rivâyet edenler: Harezmî, Menâkıb, s. 93-

94; Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, VI, 53, Mâide Sûresi 67. âyetin tefsiri; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 67; Altıparmak, Muînüddin Muhammed Emin el-Miskin el-Hirevi,

Meâricü’n-Nübüvve, Berekât Yay., İstanbul, s. 736-737; Kundûzî, Yenâbiül Me-

vedde, s. 32

149 Baştan buraya kadar nakledenler: Nesâî, VII, 8092 / Hasâis, 8410; İbn Kesîr, El-

Bidâye, V, 366

150 Müslim, Fazilet 37 / X, 277; Nesâî, VII, 8119; Nevevî, Ebû Zekeriyya Muhyiddin

Yahya b. Şeref en-Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Tercüme, Sâlih Uçan, Arslan Yay.,

İstanbul, 1989, I, 332; İbn Kesîr, Tefsir, XII, 6525; Kütüb-i Sitte, XIII, 57. Hadisler

birleştirilmiştir. Farklı râvilerden de rivâyet edilmiştir. Zehebî de, Telhis’inde bu hadi-

sin sahih olduğunu kaydediyor. III, 109

Page 60: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

60 Ehl-i Beyt Bölümü

“Bugün dininizi kemale erdirdim, size verdiğim

nîmetimi tamamladım ve İslam’ı size din olarak beğen-

dim.” (Mâide, 5/3)

Hz. Ömer (ra) buyurdu ki: “Ben bu âyetin hangi gün

indiğini biliyorum. Âyet, Arafat’ta bir cuma günü geldi.”

151

*- Buhârî ve Müslim’in de naklettiğine göre Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem Vedâ Haccı’na beraberinde

yüz deve getirmişti. Altmış üç tanesini bizzat kendisi kesti. Geri

kalanları da Yemen’den gelip kendisine katılan Hz. Ali (kv)

kesti ve yüze tamamladı. 152

93- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey İnsanlar! Ben de insanım, şüphesiz

Rabb’imden bir elçi gelip beni dâvet edecektir. Ben de

icabet edeceğim. Aranızda değeri biçilmez iki şey bırakı-

yorum. Birincisi, Allah’ın Kitabı’dır. Onda nur ve hidâyet

vardır. Her kim buna tutunursa hidâyet üzere olur ve her

kim Kitab’ı terk ederse sapıklığa düşer. Allah’ın Kita-

bı’nı alın ve Ehl-i Beyt’imle beraber ona tutunun. Ehl-i

Beyt’ime karşı davranışınızı, Allah’ın azabı ile hatırlatı-

rım.” 153

94- Asbağ b. Nebâte nakletti: Hz. Ali (kv); kendi halife-

liği döneminde ihtilâflar baş gösterdiği vakit; Kûfe’de Rahabe

Mescidi önünde hazır bulunan Ashâb-ı Kiram’a hitaben: “Kim

Gadîr-i Hûm günü; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemin ne buyurduğunu, kendi kulakları ile duyduysa

Allah aşkına ayağa kalksın ve söylesin!” buyurdu. Hazır

olanlardan on iki kişi civarında ayağa kalkıp dediler ki: Evet

şâhid oluruz. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Gadîr-i Hûm günü Ali’ye hitaben şöyle buyurdu: “Ey İnsan-

lar! Allah-ü Teâlâ mü’minlere kendi nefislerinden daha

evlâ değil midir?” Hazır olanlar: “Evet evlâdır” dediklerin-

de; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, şöyle devam

buyurdu:

151

Buhârî, Megâzi 77, 4407; Müslim, Tefsir 54 / XI, 640

152 Müslim, Hac 19 / VI, 19; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4439; İbn Kesîr, El-Bidâye, V,

283

153 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 64; Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn II, 644

Page 61: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 61

“Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır.

Allah’ım onu kabul edip yardımda bulunana; sen yar-

dımcı ol ve onu inkâr edip düşmanlık edene, sen de

düşman ol!” 154

95- Berâ b. Azib, Saîd b. Vehb ve Enes b. Mâlik naklet-

ti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, şöyle buyur-

du: “Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır.

Allah’ım onu kabul edip yardımda bulunana sen yardım-

cı ol! Onu inkâr edip düşmanlık edene sen de düşman ol

ve onu seveni sev!” 155

*- On iki kişi ayağa kalkıp Gadîr-i Hûm gününe şâhidlik

ederken, o güne şâhid olan üç kişi de ayağa kalkmayıp şâhid-

lik etmediler. Onların ayağa kalkmayıp şâhidlik etmediğini

gören Hz. Ali (kv), onlara bedduâ etti ve bedduâsı onlara isa-

bet etti. 156

96- Fıtr b. Halife, Ebû İshak, Amr zî Merâ, Saîd b. Vehb

ve Zeyd b. Yusey; Hz. Ali (kv)’den şöyle işittiklerini anlattılar.

“Gadîr-i Hûm günü, Resûlüllah (sav)’in hutbe okuduğunu

ve hutbesinde ne buyurduğunu işiten varsa, Allah hakkı

için duyduklarını söylesin!” buyurdu. Bunun üzerine Bedir

Ashâbı’ndan on üç kişi ayağa kalktı ve Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğuna şâhidlik ettiler:

“Ben mü’minlerin canlarından daha öncelikli değil mi-

yim?” Oradakiler: “Evet, Ey Allah’ın Resûlü!” dediler.

154

Ahmed, Müsned, XIX, 27492; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 388; İbnü’l Esîr,

Üsd’ül-Ğâbe, VI, 130-131; Taberî bu kısmı Zeyd b. Erkâm’dan naklediyor ve ayağa

kalkan Ashâb’ı 16 kişi olarak veriyor. Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 67; Ali

el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 104; Süyûtî, Ebûl Fazl Celaleddin, Abdurrahman b.

Ebî Bekr b. Muhammed el-Hudayri es-Süyûtî eş-Şâfî, Târihu’l-Hulefâ, Saâdet

Matbaası, Kahire, 1952, s. 169 (Süyûtî, otuz kişi) Rivayetler birleştirilmiştir.

155 İbn Abdirabbih, Ebû Ömer Ahmed b. Muhammed b. Abdürabbih el-Kurtûbî el-

Endülüsî, El-İkdül Ferîd, Mektebe’t-Nahdad Yay., Kahire, 1962, IV, 311; İbnü’l

Megâzilî, Menâkıb, s. 20; Ebûl Hüseyin Abdulvahab b. Hasan el-Kilâbî, Müsned,

Dâru’l-Adva Yay., Beyrut, 1983, Hadis 31; Hatîb Bağdâdî, XII, 377; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 67; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 368; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s.

169; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 104. Değişik râviler de vardır. Rivayetler

birleştirilmiştir.

156 Ahmed, Müsned, XIX, 27492; Belâzürî, Ahmed b. Yahya Belâzürî, El-Ensab’ül

Eşraf, Müessesetü’l-Âlem Yay., Beyrut, 1974, II, 156; Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, I,

64-65; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 388; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII,

131

Page 62: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

62 Ehl-i Beyt Bölümü

Râviler dedi ki: Bunun üzerine Resûlüllah (sav), Ali’nin

elinden tuttu ve: “Ben kimin velisiysem, bu da onun veli-

sidir. Ey Allah’ım! Kim onu veli edinirse, sen de onun

velisi ol. Kim onu severse, sen de onu sev. Kim ona

düşmanlık ederse, sen de ona düşmanlık et! Kim ona

yardım ederse, sen de ona yardım et. Kim onu yardımsız

bırakırsa, sen de onu yardımsız bırak!” buyurdu. 157

*- Hz. Ali (kv), yukarıdaki sözleri de içeren, Gadîr-i Hûm

hadisi hakkında şâhid istediği zaman; on yedisi Bedir

Ashâbı’ndan olmak üzere, otuz sahâbî bu hadisi bizzat Pey-

gamber (sav)’den dinlediklerine şehâdet ettiler. 158

97- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem Gadîr-i Hûm’daki ağacın yanına geldi. Elimden

tutarak şöyle buyurdu: “Allah’ın sizin Rabb’iniz olduğuna

şehâdet etmiyor musunuz?” Ashâb: “Evet ediyoruz” dedi-

ler. “Allah ve Resûlü’nün size nefislerinizden daha sevim-

li olduğuna ve Allah ve Resûlü’nün sizin dostunuz oldu-

ğuna şehâdet etmiyor musunuz?” diye sordu. Ashâb-ı Ki-

ram:

“Evet, ediyoruz” dediler. Bunun üzerine şöyle buyur-

du: “O halde şunu iyi bilin ki; Allah ve Resûlü kimin

dostu ise, bu Ali de o kişilerin dostudur. Size öyle şeyler

bıraktım ki, onlara sarıldığınız sürece sapmazsınız. Bun-

lardan biri Allah’ın Kitabı, O’nun ipidir ki; bir ucu O’nun

elinde, bir ucu da sizin elinizdedir. Bir diğeri de Ehl-i

Beyt’imdir.” 159

98- Âişe b. Sa’d nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, Hz. Ali’nin elinden tutarak, Allah’a hamd ve

senâ ettikten sonra şöyle buyurdu: “Benim sizin için kendi

canlarınızdan daha üstün olduğumu biliyor musunuz?”

Halk: “Evet doğru söyledin Ey Allah’ın Resûlü!” dediler. O

157

Ahmed, Müsned, XIX, 27495; Nesâî, VII, Hasâis, 8419; Ebû Bekr Ahmed b. Amr

b. Abdil Hâlik el-Bezzar el-Basrî, Müsned, Müessesetü’l-Ulûmi’l Kur’ân Yay., Medi-

ne, 1988, III, 34, 786; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 368 / VII, 525

158 Ahmed, Müsned, XIX, 27496; İbn Âsâkir, Ebû Muhammed Bahauddin el-Kasım

b. Ali b. Hasen el-Şâfî İbn Âsâkir ed-Dımaşkî, Târîhu Medîneti Dımaşk, Dâr’el-Tarif

lil Matbuat Yay., Beyrut, 1975, II, 7

159 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3972

Page 63: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 63

zaman Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz.

Ali’nin elini kaldırarak: “Ben kimin velisiysem bu da onun

velisidir. Benim ödemem gereken şeyleri benim yerime

ödeyecek olan kişidir. Allah onu dost edineni dost edi-

nir. Ona düşmanlık edene de düşmanlık eder.” buyurdu.

160

99- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali, Kur’ân

ile beraberdir. Kur’ân da Ali ile beraberdir. Bu ikisi,

Kevser Havuzu’nun başında, bana kavuşuncaya kadar

asla birbirinden ayrılmazlar.” 161

100- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem vefat

etmeden önce hastalandığı sırada hazır bulunanlara şöyle

buyurdu: “Ey insanlar! Şüphesiz âni bir şekilde ruhumu

teslim eder, aranızdan ayrılırım. Mazeretiniz olmasın

diye sizlere bir daha hatırlatıyorum. Aranızda iki önemli

halife bırakıyorum. Biri Allah’ın Kitabı, diğeri de Ehl-i

Beyt’imdir.” Sonra Ali (kv)’nin elinden tutup sözlerine şöyle

devam etti: “Bu Ali, Kur’ân ile beraberdir. Kur’ân da, Ali

ile beraberdir. İkisi Kevser Havuzu başında bana gelene

kadar asla birbirinden ayrılmazlar. Bunlara karşı nasıl

davrandığınızı sizlere soracağım!” 162

101- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Fâtıma kalbimin sevincidir. Oğulları ilmimin

semeresidir. Kocası da gözlerimin nurudur. Evlatları ve

nesilleri ise Rabb’imin emniyeti ve gökten yere uzanmış

olan Allah’ın ipidir. Her kim onlara tutunursa kurtulur.

Her kim de muhalefet ederse aşağılara düşüp helâk

olur.” 163

102- Berâ b. Azib nakletti: Bir gün Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Ali (kv)’nin elinden tutup şöyle

160

Nesâî, VII, Hasâis, 8425

161 Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, I, 255; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4685 BMT; Harezmî,

Menâkıb, s. 110-111; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 66; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 173;

Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 282

162 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 287

163 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 82

Page 64: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

64 Ehl-i Beyt Bölümü

buyurdu: “Ben mü’minlere kendi nefislerinden daha sev-

gili değil miyim?” Hazır bulunanlar:

“Evet, Ey Allah’ın Resûlü! Sen bize kendi nefsi-

mizden daha azizsin!” dediler. Sonra Hz. Ali (kv) için şöyle

buyurdular: “Bu benim dostumdur ve benim dostlarımın

da dostudur. Yâ Rabbi! Sen onu sevenleri sev! Ona düş-

man olanlara düşman ol!” 164

VII. Âyet: “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı tutunun.”

(Âl-i İmrân, 3/103)

103- Bu âyetin tefsiri ile ilgili şu hadisler naklediliyor:

Zeyd b. Erkâm nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Aranızda iki halife bırakıyorum.

Biri şanı yüce olan Allah’ın Kitabı’dır ki, gök ve yeryüzü

arasında uzanmış bir iptir. Diğeri de yakınlarım, Ehl-i

Beyt’im. Bunların ikisi kıyamet gününde Kevser Havu-

zu’nun kıyısına varana kadar asla birbirinden ayrılmaz-

lar.” 165

104- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Muhakkak ben,

içinizde iki şey bırakıyorum ki; ona sımsıkı sarıldığınız

takdirde asla sapıklığa düşmezsiniz. Allah’ın Kitabı ki,

bir ucu Allah’ın elinde, diğer ucu da sizin elinizde olan

bir ip gibidir. Diğeri de Ehl-i Beyt’imdir. Muhakkak bu

ikisi, Kevser Havuzu’nun başında bana kavuşuncaya ka-

dar birbirinden ayrılmayacaktır.” 166

105- Başka bir rivâyette Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurmuştur: “Ben sizlerden önce gö-

çüp, cennetteki havuzumun kıyısında bekleyeceğim. Ba-

kayım, aranızda bırakacağım, iki kıymet biçilmez şeye

nasıl davranacaksınız?”

164

Molla Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, Bedir Yay., İstanbul, 1976, s. 185

165 Tirmîzî, Menâkıb 32, 3788 / III, 582; Ahmed, Müsned, I, 789; Âl-i İmrân Sûresi

103. âyetin tefsiri ile ilgili; Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, IV-V, 178; Süyûtî, ed-Dürrül-Mensûr,

II, 284-285

166 Ahmed, Müsned, I, 785 / XX, 28940; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 55. Hadis; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 34

Page 65: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 65

Ashâb sordular: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu iki değer

biçilmez şey nedir?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem buyurdular ki:

“Büyüğü Allah’ın Kitabı’dır ki, bir tarafı Allah’ın

elinde, diğer tarafı sizin elinizdedir. Ona tutunursanız

asla doğru yoldan çıkmazsınız. Küçüğü olan ise Ehl-i

Beyt’imdir. İkisi bana Kevser Havuzu’mun kıyısında ka-

vuşuncaya kadar asla birbirinden ayrılmazlar. Ben bunu

Rabb’imden istedim. Sakın bunların önüne geçmeyiniz,

helâk olursunuz. Onlara bir şey öğretmeye de kalkışma-

yınız. Zira onlar sizden daha bilgilidirler.” 167

106- Câbir b. Abdullah nakletti: Vedâ Haccı esnasında,

Arefe günü Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin,

Kusvâ isimli devesinin üzerinde şöyle buyurduğunu işittim:

“Ey İnsanlar! İyi bilin ki, size öyle iki şey bıraktım ki,

ona sarıldığınız müddetçe asla yoldan çıkmazsınız: Al-

lah’ın Kitabı ve yakınlarım olan Ehl-i Beyt’im.” 168

107- Zeyd b. Sâbit nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bu iki şey, Ehl-i Beyt ve

Kur’ân; kıyamet günü Kevser Havuzu’nun başında topla-

nıncaya kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır.” 169

108- Cafer-i Sâdık Hazretleri, Âl-i İmrân 103. âyetle ilgi-

li şöyle buyurdu: “Allah’ın ona tutunmanızı emrettiği ip,

Ehl-i Beyt olarak bizleriz.” 170

VIII. Âyet: “Şunlar ki; gece ve gündüz, gizli ve

aşikâr mallarını tasadduk ve infak ederler, onların ecirle-

ri Rabb’leri katında hazırdır. Onlar için korku yoktur,

mahzun da olacak değillerdir.” (Bakara, 2/274)

109- Abdullah b. Abbas nakletti: “Hz. Ali (kv)’nin dört

dirhemi vardı. Birini gece, birini gündüz, birini açıktan, birini

167

Süyûtî, ed-Dürrül-Mensûr, II, 284-285, Âl-i İmrân Sûresi 103. âyetin tefsiri; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 339

168 Tirmîzî, Menâkıb 32, 3786 / III, 581; İbn Kesîr, Tefsir, XIII, 7100; Süyûtî, İhyaü’l-

Mevt, 40. Hadis

169 Kütüb-i Sitte, XIII, 58

170 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 130

Page 66: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

66 Ehl-i Beyt Bölümü

gizli sadaka olarak verdi. Bunun üzerine yukarıdaki âyet nâzil

oldu.” 171

IX. Âyet: 110- Ebû Zerr, İbn Abbas ve Abdullah b.

Selâm nakletti: Bilal bir gün öğle namazı için ezan okudu, halk

namaza başladı. Cemaatten biri rükûda, biri secdedeyken bir

dilenci mescide gelip bir şeyler istedi. O sırada rükûda olan

Hz. Ali, dilenciye yüzüğünü verdi. Dilenci bu olayı Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme bildirdi. O sırada vahiy

geldi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, gelen bu

âyet-i kerimeyi okudu: “Sizin veliniz; ancak Allah’tır!

O’nun Resûlü’dür ve namaz kılıp, rükû eder bir halde

zekât veren mü’minlerdir.” (Mâide, 5/55)

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bu âyet

nâzil olunca şöyle buyurdu: “Beyyine (delil) olan bu âyeti,

Ali hakkında indiren Allah’a hamdolsun.” 172

X. Âyet: “Kim bir iyilik kazanırsa, biz onun bu hu-

sustaki iyiliğini artırırız.” (Şûrâ, 42/23)

111- İbn Abbas şöyle nakletti: “Bu âyette geçen “İyi-

lik” kelimesinden maksat Muhammed’in Ehl-i Beyt’ine olan

sevgidir.” 173

XI. Âyet: “Sen ancak kavmi Allah’ın azabından

korkutucusun, her kavmin bir de hâdisi vardır.” (Ra’d, 13/7)

112- Abdullah b. Abbas nakletti: “Bu âyet indiği zaman,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem elini, Hz. Ali

(kv)’nin omuzuna koyup şöyle buyurdu: “Ben, Allah’ın aza-

171

Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, IV, 90; Harezmî, Menâkıb, s. 198; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe,

IV, 104; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 88-89; Nureddin Ali b. Muhammed

el-Sabbağ el-Mâliki, Fusülü’l-Mühimme fi Marifet el-Eimme, Taşbaskısı, İran, h.

1303, s. 122; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 267; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde,

s. 122

172 Belâzürî, El-Ensab, II, 104; Tefsir-i Taberî, VI, 288-289; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb,

s. 311; Harezmî, Menâkıb, s. 187; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 102; İbnü’l

Esîr el-Cezerî, Câmi’ul Usül, IX, 478; Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, VI, 28, Mâide Sûresi 55.

âyetin tefsiri; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 122-123; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-

Ummâl, XIII, 108

173 Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 3. Hadis

Page 67: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 67

bından korkutanım, Ali ise halkın hâdisidir, yol gösteri-

cisidir. Her kim benden sonra hidâyet bulmak isterse;

ancak seninle bulur, Yâ Ali!” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem; Ra’d Sûresi 7. âyetine işaret buyurdu.” 174

Ra’d Sûresi’nin 7. âyeti ile ilgili şu hadisler de nakledili-

yor:

113- Hz. Ali (kv) nakletti: “Sen ancak bir uyarıcısın.

Her kavim için de bir yol gösteren vardır.” (Ra’d, 13/7)

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Âyette geçen uyarıcı Resûlüllah’tır. Yol gösterici

Ali’dir.” 175

Diğer bir rivâyette: “Yol gösterici Hâşimoğulla-

rı’ndan bir adamdır.” 176

114- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah’ın azabıyla korkutan benim, doğru yolu

gösteren ise Ali’dir.” 177

XII. Âyet: “En yakın akrabalarını inzar et (uyar)!”

(Şuarâ, 26/214)

115- Hz. Ali (kv) şöyle nakletti: “İslam’ın ilk yıllarında;

emir şeklindeki bu âyet geldiği zaman; Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Hatice annemizden yemek yap-

masını istedi. Bana da: “Abdülmüttâliboğulları’nı dâvet

et!” buyurdular. Davet ettim, otuz kırk kişi kadardılar. Hepsi

bir tabaktan yediler ve hepsi bir kaptan su içtiler. Onlara sun-

duğum yemeği ve içeceği onlardan sadece bir kişi yiyip bitire-

bilirdi, ancak hepsi doydu. Bu durumu gören Ebû Leheb:

“Muhammed, size sihir yapıyor!” dedi ve söylendi. Halk

dağıldı. Birkaç gün sonra yine aynı dâvet verildi. Yine aynı

şeyler oldu. Halk iyice doyduklarında, Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Abdülmüttâlibo-

ğulları! Ben size özel olarak ve halka genel olarak, İslam

dinini tebliğ etmek üzere gönderildim. Gördüğünüz gibi

174

Tefsir-i Taberî, XIII, 108; Ra’d Sûresi 7. âyeti ile ilgili; Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, IX,

15; Süyûtî, ed-Dürrül-Mensûr, IV, 608; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30 ve Kenzü’l-

Ummâl, XI, 620; Şevkânî, Fethü’l-Kadir, III, 66; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 26

175 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4702 BMT

176 Ahmed, Müsned, XIV, 21600; Hatîb Bağdâdî, XIII, 372-373

177 Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 79

Page 68: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

68 Ehl-i Beyt Bölümü

hepinizi bir tabak yemek ve bir kap su ile doyurdum.” 178

“İçinizden hanginiz benim yardımcım, sahibim (arkada-

şım) ve kardeşim olmak şartıyla bana biat eder?” Diğer

bir rivâyette ise: “İçinizden hanginiz benimle beraber ol-

mak şartıyla, borcumu öder, vaâd ettiklerimi yüklenir,

cennette benimle birlikte bulunur ve Ehl-i Beyt’im içinde

halifem olmak ister?” 179

Hazır olanlar bu durumdan çekindiler ve geri durdular;

yaşça en küçük olanı bendim. “Ben ederim, Ey Allah’ın

Resûlü!” dedim. Bu sözlerini üç defa tekrarladı. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem her defasında beni oturttu.

Ancak üçüncü defasında kabul edip, elini elimin üzerine koy-

du.” 180

116- Aşağıdaki kaynaklar, yukarıdakilerden farklı olarak

şunu da naklediyorlar: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem, Hz. Ali’nin omzuna elini koydu ve şöyle buyurdu:

“Gerçekten de, içinizde Ali; benim vâsîm, kardeşim ve

halifemdir.” 181

XIII. Âyet: Şâhid ve Meşhûd Âyeti

Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Şanı yüce olan Allah’ın

Kitabı’nda her âyetin ne zaman ve ne için indiğini bili-

rim. Allah’ın Kitabı’nda her Kureyşli için cennete veya

cehenneme sevk eden âyetler inmiştir.”

117- O anda hazır olan bir kişi dedi ki: “Ey

Mü’minlerin Emiri! Senin hakkında ne inmiştir?” Hz. Ali

(kv) şöyle buyurdu: “Böyle kalabalık bir toplum içinde sorma-

saydın sana cevap vermezdim. Ancak; Allah’ın Kitabı’nda

şunu okumadın mı: “Rabb’inden açık bir delil üzerinde

178

İbn İshak, Ebû Abdullah Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyâr el-Muttâlibî el-

Kureyşî el-Medenî, Kitabü’s Sîret ve’l Megâzî, Terc. İlk Harf Yay., 2013, s. 206

179 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 128-129

180 Buraya kadar nakledenler: Nesâî, VII, Hasâis, 8397; Ahmed, Müsned, XV, 21707;

Tefsir-i Taberî, XIX, 121; İbn Kesîr, El-Bidâye, III, 60-61; El-Heysemî, Mecmaü’z-

Zevâid, IX, 113; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 18

181 Tarih-i Taberî, III, s. 85; El-Bagâvî, Meâlimü’t-Tenzil, V, 127; İbnü’l Esîr, El-Kâmil,

II, 63-64; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 39; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 114;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 18

Page 69: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 69

bulunan ve onu ondan bir şâhid takip eden…” (Hûd, 11/17)

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem Rabb’inden açık

bir delil üzerinde bulunandır. Ben de ondan, ona şâhid olanım

ki; arkasından gidip onu takip edenim. Allah’a yemin olsun ki;

bir kişinin Allah’ın biz Ehl-i Beyt’e ne özellikler vermiş olduğu-

nu öğrenmesi benim için dünyanın bütün mal ve mülkünden

daha hayırlıdır.” 182

Harezmî, yukarıdakilere ilave olarak şunu da nakledi-

yor: Abdullah b. Abbas bu âyet için şöyle buyurdu:

“Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme ilk

şâhid olan ve ondan olan Ali’dir.” 183

XIV. Âyet: “Bir de ileri geçenler ki, ileri geçmişler-

dir.” (Vâkıa, 56/10)

118- Ashâb-ı Kiram, dediler ki: “İleri geçenler; iki

kıbleye namaz kılanlar. Allah’a ve Resûlü’ne itaatte ileri

gidenlerdir. Hicrette ileri gidenlerdir. İlk namaz kılanlar-

dır.” gibi yorumlar yaptılar. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle cevap verdi: “Bütün bu sıfatlar, önde

olan Ali b. Ebî Tâlib’de mevcuttur.” 184

XV. Âyet: “Ey İman Edenler! Şanı yüce olan Al-

lah’tan sakının ve sâdıklarla beraber olun.” (Tevbe, 9/119)

119- Bu âyetle ilgili İbn Abbas şöyle nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Bu âyetten

maksat; Ali b. Ebî Tâlib ile beraber olunuz. Genel olarak

sâdıklar kastedildiği halde, özel olarak Ali b. Ebî Tâlib

kastedilmiştir.” 185

120- İmam Zeynel Âbidin, bu âyeti okuduğu zaman

uzun bir duâ ederdi. “Bu âyet, biz Ehl-i Beyt içindir” buyu-

rurdu. 186

182

Tefsir-i Taberî, XII, 15; Hûd Sûresi 17. âyet ile ilgili; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s.

270; El-Bagâvî, Meâlimü’t-Tenzil, III, 224; Süyûtî, ed-Dürrül-Mensûr, IV, 409-410

183 Harezmî, Menâkıb, s. 197; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde s. 25

184 Harezmî, Menâkıb, s. 195; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 30

185 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 421-422; Harezmî, Menâkıb, s. 198

186 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 131

Page 70: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

70 Ehl-i Beyt Bölümü

XVI. Âyet: “İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah’ın rı-

zasını kazanmak için, kendi canlarını seve seve feda

ederler…” (Bakara, 2/207)

121- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, hicret için yola çıkarken Hz. Ali

(kv)’ye şöyle buyurdu: “Yeşil örtüm ile örtün ve yatağıma

yat! İnşallah onlardan hiçbir kötülük sana gelmez!”

Hz. Ali (kv) yatağa yattığı vakit; Cenâb-ı Hak, Cebrâil

(as) ve Mikâil (as)’a şöyle vahyetti. “İkinizi birbirinize kardeş

kıldım. Birinizin ömrünü diğerinizin ömründen daha kısa kıl-

sam, hanginiz kardeşinin uğruna hayatını feda eder?” Bunun

üzerine her ikisi de kendi hayatlarını tercih ettiler. Şanı yüce

olan Allah buyurdu ki: “Neden Ali b. Ebî Tâlib gibi olmadınız.

Kendisini Peygamber’i ile kardeş kıldım. O hiç tereddüt etme-

den kendisini tehlikeye attı ve O’nun yatağına yattı. Yeryüzü-

ne hemen inin ve Ali’yi düşmanların şerrinden koruyun!”

Hemen yeryüzüne indiler. Cebrâil (as), Hz. Ali (kv)’nin başu-

cunda, Mikâil (as) da ayakucunda durdular ve şöyle buyurdu-

lar: “Ey Ali b. Ebî Tâlib! Sana kutlu olsun! Sana kutlu

olsun! Kim senin gibi olabilir! Allah (celle celâlühü),

meleklerine karşı seninle övünüyor.” 187

Bu durum üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem Medine’ye doğru yönelince yukarıdaki âyet-i kerime

nâzil oldu. 188

“Hicret zamanında müşrikler, Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin canına kastettikleri zaman; Hz.

Ali (kv), kendi canını feda etti ve Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin yatağına yattı.” 189

187

Yakûbî, Ahmed b. Ebû Yakub b. Cafer el-Yakûbî, Tarîhu’l Yakûbî, Dâr Saâdet

Yay., Beyrut, Tarihsiz, II, 39; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 33

188 İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 103-104

189 Baştan buraya kadar âyet ve hadisleri nakledenler: Nesâî, VII, Hasâis, 8355;

Ahmed, Müsned, XIV, 21528; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4322 BMT; İbnü’l Megâzilî,

Menâkıb, s. 112-118; Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, III, 221, Bakara 207. âyetin tefsiri; Altı-

parmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 460. Bazı rivâyetlerde farklılıklar vardır. Âyeti de

nakletmeyenler vardır.

Page 71: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 71

XVII. Âyet: Âdem (as)’ın Tövbesi: “Âdem,

Rabb’inden birtakım kelimeler aldı ve alıp onları ezber-

ledi. Bu kelimelerle de yalvardı. O da tövbesini kabul

etti.” (Bakara, 2/37)

122- Abdullah b. Abbas nakletti: Ashâb-ı Kiram,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme sordular: “Ey

Allah’ın Resûlü! Âdem (as) hangi kelimeler ile yalvardı

da Allah (celle celâlühü) onun tövbesini kabul etti?”

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Âdem (as); Muhammed, Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin

hakkı için yardım istedi de; Allah (celle celâlühü) tövbe-

sini kabul etti.” 190

123- Câbir el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: Allah (celle celâlühü),

Âdem ve Havva’yı yarattığı zaman cennette gururlu bir şekilde

gezip şöyle diyorlardı: “Bizden daha güzel olan var mıdır?”

Onlar bu haldeyken; emsali olmayan, yüzünün nuru gözleri

söndürecek bir kuvvetle yayılan bir cariye sûreti gördüler. De-

diler ki: “Ey Rabb’imiz, bu sûret nedir?” Allah (celle celâlü-

hü) buyurdu ki: “Bu, Fâtıma’nın sûretidir, çocuklarınız-

dan, Cennet Seyyidesi’dir.” Sordular ki: “Rabb’imiz, ba-

şındaki taç nedir?” Allah (celle celâlühü) buyurdu ki: “Cari-

yenin başındaki taç kocası Ali’dir.” Dediler ki; “Kulakla-

rındaki küpeler nedir?” Allah (celle celâlühü) buyurdu ki:

“Bu çocukları Hasan ile Hüseyin’dir. Sizleri yaratmadan

bin yıl önce yaratılmışlardır.” 191

XVIII. Âyet: “Allah, savaşta mü’minlere kifâyet et-

ti.” (Ahzâb, 33/25)

124- Abdullah b. Mes’ûd, bu âyet hakkında şöyle bu-

yurmuştur: “Biz, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

190

İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 63; Süyûtî, ed-Dürrül-Mensûr, I, 147, Bakara Sûresi

37. âyetin tefsiri; Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 224 (Bu kaynakta isimler ve

nasıl duâ ettiği detaylı olarak anlatılmıştır.); Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 13

191 Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 495; Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 224; Fuzûlî,

Hadîkatü’s-Süadâ, Saâdete Ermişlerin Bahçesi, İstanbul Maârif Kütüphanesi, 1955,

s. 162

Page 72: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

72 Ehl-i Beyt Bölümü

zamanında bu âyeti: “Allah, savaşta mü’minlere Ali ile

kifâyet etti” şeklinde okurduk, çünkü bu âyet Hendek Savaşı

esnasında Ali b. Ebî Tâlib, Amr b. Abdüved’i öldürdüğü za-

man inmişti.” 192

125- “Hendek Savaşı’nda, Amr b. Abdüved, meydana

at sürüp, İslam askerinden er dilediği zaman onun dillere des-

tan kahramanlığını bilen herkes başını öne eğdi. Amr, atı ile

meydanda çırpındıkça, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem: “Yok mu şu kâfirin şerrinden bizi kurtaracak!”

buyururdu. Kimseden ses çıkmazdı. Ancak Hz. Ali (kv), her

defasında “Müsaade et, Ey Allah’ın Resûlü!” diye kalkardı.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem iki defa

onu durdurup, “Yâ Ali! Gelen Amr’dır!” buyurdu. Üçüncü

defasında; kendi zırhını, kendi imamesini ve kendi Zülfikâr

kılıcını ona kuşattı ve aşağıdaki duâyı yaptı.” 193

126- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem Hen-

dek Savaşı’nda, Hz. Ali (kv)’yi Amr b. Abdüved’in karşısına

çıkarırken Allah (celle celâlühü)’ye şöyle duâ etti: “Ey Al-

lah’ım, Bedir’de Ubeyde b. Haris’i benden aldın.

Uhud’da Hamza b. Abdülmüttâlib’i benden aldın. Bu ise

Ali’dir. Beni yalnız bırakma, sen vârislerin en hayırlısı-

sın.” 194

Sonra Hz. Ali (kv) meydana çıkıp Amr b. Abdüved’i

öldürdü. Bunun üzerine;

127- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah’a yemin olsun ki, Ali b. Ebî Tâlib’in

Hendek Savaşı’nda, Amr b. Abdüved’le savaşı, ümmeti-

min kıyamete kadar tüm amelinden daha faziletlidir.” 195

192

İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 420; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 380; Ahzâb Sûresi

25. âyeti ile ilgili: Süyûtî, ed-Dürrül-Mensûr, VI, 590

193 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4385; İbn Kesîr, El-Bidâye, IV, 183-184; Altıparmak,

Meâricü’n-Nübüvve, s. 599-601; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 159-160

194 Harezmî, Menâkıb, s. 87

195 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4382-4383 BMT; Hatîb Bağdâdî, XIII, 18-19; İbnü’l

Megâzilî, Menâkıb, s. 112-118; Harezmî, Menâkıb, s. 58; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i

Güzîn, s. 295; Hadisleri birleştirerek nakleden: Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s.

599-601. Geniş bilgi için baknz: A. Köksal, İslam Tarihi, XII, 257-259

Page 73: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 73

XIX. Âyet: “İman edip sâlih ameller işleyenler ise,

mutlaka halkın en hayırlısıdır.” (Beyyine, 98/7)

128- Bu âyet indiğinde Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem; Hz. Ali (kv)’ye karşı şöyle buyurdu: “Halkın en

hayırlısı olan sen ve şiândır (taraftarındır). Sen ve seven-

lerin kıyamet gününde razı olduğunuz ve razı olunduğu-

nuz bir şekilde geleceksiniz. Senin düşmanların ise dar-

gın ve suç yüklü bir şekilde başları yukarı doğru kalkmış

vaziyette, Allah’ın huzuruna geleceklerdir.” 196

El-Heytemî devam ediyor: Hz. Ali (kv) sordu: “Ey Al-

lah’ın Resûlü! Benim düşmanlarım kimlerdir?” Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki:

“Senin düşmanların, senden uzaklaşıp, sana lânet

edenlerdir. Fakat arşın gölgesine önceden giden, hayırlı

olanlara ise ne mutlu!”

Hz. Ali (kv) tekrar sordu: “O hayırlı kişiler kimler-

dir?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Onlar senin şiân (taraftarların) ve senin sevgilile-

rindir.” 197

XX. Âyet: “Şüphesiz, biz sana Kevser’i verdik.” (Kev-

ser, 108/1); “Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.” (Kadir,

97/3)

129- Yusuf b. Sa’d nakletti: Hz. Hasan b. Ali (ra),

Muâviye’ye biat edip, anlaşma yaptığı zaman bir adam ona

doğru kalktı ve: “Mü’minlerin yüzünü kara ettin!” dedi.

Bunun üzerine Hz. Hasan (ra) şöyle buyurdu: “Allah’ın rah-

meti üzerine olsun. Beni kınama! Hak Teâlâ Hazretleri;

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme, Ümeyye-

oğulları’nın birbiri arkasına minberinin üzerine çıktıkla-

rını gösterdi. Bu Resûlüllah’ın hoşuna gitmedi, O’nu

üzdü.” Bunun üzerine: “(Ey Muhammed!) Şüphesiz, biz

sana Kevser’i verdik.” âyeti ve “Kadir gecesi, bin aydan

daha hayırlıdır.” âyeti geldi.”

196

Taberânî’den; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 122; Harezmî, Menâkıb, s. 187

197 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 348 / s. 363

Page 74: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

74 Ehl-i Beyt Bölümü

Kasım dedi ki: Bin aydan murad, Emevî saltanatıdır ki,

bin aydı. Emevîler’in hükümranlık süresini hesap ettik, ne bir

gün fazla, ne de bir gün eksik olduğunu gördük. Seksen dört

yıl, üç aydı. Dünya mülküne karşı Ehl-i Beyt’e Kevser Havuzu

verilmiştir. 198

130- Câbir el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Allah, Mûsa’ya kendisiyle

konuşma, bana ise zâtını görme nîmetini verdi. Ayrıca

bana şefaât makâmı olan Makâm-ı Mahmud ve insanla-

rın başına varacakları Kevser Havuzu’nu vermekle üstün

kıldı.” 199

131- “Asıl soyu kesik olan, sana kin besleyendir.”

(Kevser, 108/3) Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin ilk

doğan erkek çocukları vefat ettiğinden, bazı müşrikler kendi

arasında konuşup Peygamber (sav) için “Nesli kesildi!” gibi

sözler söylediler. Bunun üzerine “Asıl soyu ebter olan, kin

besleyendir!” âyeti geldi. Rivayete göre bu sözü söyleyen

Amr İbnü’l Âs’ın babası, Âs b. Vâil’di. 200

İbn İshak, bu sözü

söyleyenin Amr İbnü’l Âs olduğunu nakleder. 201

XXI. Âyet: “Muhakkak Rabb’in sana verecek ve sen

de razı olacaksın!” (Duhâ, 93/5)

132- İbn Cerir, Tefsir’inde; İbn Abbas’tan nakletti: “Bu

âyette geçen “Resûlüllah’ın Rızası”ndan birisi de Ehl-i

Beyt’inden kimsenin ateşe girmemesidir.” 202

Heytemî devamla; Kurtûbî ve Süddî’den nakletti: “Allah

(celle celâlühü), Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

bu dileğini kabul etti.” 203

198

Tirmîzî, Tefsir 86, 3350 / III, 372; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4849-4864; İbnü’l

Esîr, El-Kâmil, III, 416; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 333; Molla Câmi, Şevâhidü’n-

Nübüvve, Muzaffer Ozak terc., Salah Bilici Yay., 1958, s. 259; Fuzûlî, Hadîkatü’s-

Süadâ, s. 253; Ramazan Balcı, En Sevgilinin Dostları, Ravzatü’l-Ahbab tercüme-

si, Nesil Yay., İstanbul, 2005. s. 365. Hâkim, Hz. Hasan (ra)’a bu sözleri söyleyen

kişinin, Hz. Ali’nin arkadaşlarından Süfyân b. el-Leyl olduğunu naklediyor.

199 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 452

200 İbn Sa’d, Tabakât, III, 4; Zemahşerî, Keşşaf, IV, 291

201 İbn İshak, Sîret, 338

202 Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 37. Hadis

203 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 360

Page 75: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 75

133- İmran b. Husayn nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Rabb’imden; Ehl-i

Beyt’imden hiçbirini ateşe sokmamasını istedim de, bu

isteğimi bana verdi.” 204

134- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Rabb’im, Ehl-i Beyt’im

hakkında bana; onlardan tevhidi ve benim peygamberli-

ğimi tasdik edenlere, azap etmeyeceğini vaâd etti.” 205

XXII. Âyet: “Ey Resûlüm! Onların içinde bulundu-

ğun halde Allah onlara azap edecek değildir.” (Enfâl, 8/33)

Ehl-i Beyt’in içinde Resûlüllah (sav) de bulunduğu için

Ehl-i Beyt azaptan emindir diye yorumlanmıştır. 206

XXIII. Âyet: “Şüphesiz ki Allah; Âdem’i, Nuh’u, İb-

rahim sülâlesini, İmrân sülâlesini birbirinden gelmiş

birer nesil olarak seçip âlemlere üstün kıldı. Allah her

şeyi hakkıyla işitendir, layıkıyla bilendir.” (Âl-i İmrân, 3/33-34)

135- Âl-i İmrân 33-34. âyetlerin tefsiri hakkında Abdul-

lah b. Mes’ûd, şöyle buyurdu: Âl-i İmrân’dan murad Âl-i İbra-

him, Âl-i İmrân, Âl-i Yâsîn ve Âl-i Muhammed’den iman

edenlerdir. Allah-ü Teâlâ: “İyi bilin ki; İbrahim’e insanların

en yakını, ona tâbi olanlardır…” (Âl-i İmrân, 3/38) buyuruyor.

Onlar da mü’minlerdir. 207

“Âl-i İbrahim, Âl-i İmrân, Âl-i Yâsîn nasıl özel olarak

Kur’ân’da zikredilmişse, Âl-i Muhammed’de aynı anlamda

özeldir” denilmek istenmiştir.

XXIV. Âyet: “Bilmiyorsanız zikir ehline sorun…”

(Nahl, 16/43)

136- Cafer-i Sâdık, Mûsa Kazım ve oğlu İmam Rıza,

şöyle açıkladılar:

204

Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 446, 4630; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 411

205 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4772 BMT; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 35. Hadis; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 412

206 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 344

207 Buhârî, Enbiyâ 44. Bab; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, s. 100

Page 76: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

76 Ehl-i Beyt Bölümü

“Bu âyet-i kerime, Müslümanlara; ihtilâfa düştükleri za-

man Ehl-i Beyt’e müracaat etmelerini emretmektedir. Çünkü

zikir ehlinden maksat Ehl-i Beyt’tir.” 208

XXV. Âyet: “Bizden saâdet ve selâmet Âl-i Yâsîn

üzerine olsun!” (Sâffât, 37/130)

137- Fahreddin er-Râzî’nin de içinde bulunduğu, Tefsir

âlimlerinden bir cemaat, İbn Abbas’tan naklettiklerine göre:

Bu âyet-i kerimede geçen Âl-i Yâsîn’den maksat; “Âl-i Mu-

hammed’e selâm olsun!” demektir. 209

XXVI. Âyet: Allah-ü Teâlâ, kıyamet günü meleklerine:

“Onları durdurun! Çünkü onlar sorumludurlar!” (Sâffât,

37/24)

138- Deylemî, bu âyetin tefsiri ile ilgili Ebû Saîd el-

Hudrî’den şöyle rivâyet etti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Ve onları hapsedin, çünkü onlar Ali’yi kendilerine

dost edinmediklerinden sorguya çekileceklerdir.”

Vâhidî, bu âyet için şöyle der: “Bu âyet Hz. Peygamber

(sav)’in Ehl-i Beyt tavsiyesine uymayanlar için indirilmiştir.

“Onları durdurun! Onlar mutlaka Ali ile Ehl-i Beyt’in

sevgisinden sorumlu tutulacaklardır.” Bu âyet Ehl-i Beyt’e

gerekli sevgiyi göstermeyenler içindir.” 210

139- Asbağ b. Nebâte nakletti: Hz. Ali (kv) şöyle buyur-

du: “Kur’ân-ı Kerim dört kısım üzerine nazil olmuştur.

Dörtte biri bizim hakkımızda, dörtte biri düşmanlarımız

hakkında (bir rivâyette kâfirler hakkında), dörtte biri

sünen ve emsal, diğer dörtte biri ferâiz ve ahkâm.” 211

208

Nahl Sûresi, 43. âyetin tefsiri; Hâkim Tefsiri, Şevâhidü’t-Tenzil, I, 334; Taberî

Tefsiri, XIV, 109; İbn Kesîr, Tefsir, IX, 4501; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 35

209 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 337; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 128

210 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 337

211 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 21

Page 77: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 77

XXVII. Âyet: “Yoksa Allah’ın fazlından insanlara

verdiği nîmetleri kıskanıyorlar mı?” (Nisâ, 4/54)

140- Ebû’l-Hasan el-Megâzili, Muhammed Bâkır’dan

şöyle nakletti: “Allah’a yemin ederim ki, bu âyette bahse-

dilen insanlar biz Ehl-i Beyt’iz.” 212

XXVIII. Âyet: “Ey İman Edenler! Peygamber ile ko-

nuşacağınız zaman bu konuşmadan önce sadaka veri-

niz!” (Mücâdele, 58/12)

141- Hz. Ali (kv) nakletti: “Yukarıdaki âyet geldiği za-

man Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bana şöyle

sordu: “Bu durumda bir altın verilmesine ne dersin?” diye

sorunca; “Buna güçleri yetmez” dedim. Resûl-ü Ekrem

(sav): “Ne kadar olsun?” diye sorduğunda ise: “Bir arpa

kadar altın” cevabını verdim. Bunun üzerine Resûlüllah

(sav): “Çok zâhid birisin” buyurdu.

Sonra: “Gizli bir şey konuşmaktan önce sadaka

vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah

da sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekâtı verin.

Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin. Allah yaptıklarınızdan

haberdardır.” âyeti geldi. Benim sayemde insanların yükünü

hafifletti.” 213

*- Bu âyet ile yalnız Hz. Ali (kv) amel etmiştir. 214

XXIX. Âyet: “Hiç şüphe yok ki, ben tövbe eden,

iman edip sâlih amel işleyen, sonra da hak yola giren

kimse için çok bağışlayıcıyım.” (Tâhâ, 20/82)

142- Sâbit el-Benânî ve Ebû Cafer el-Bâkır: Bu âyette

geçen; “Hak yola girenlerden maksat, Peygamberimiz sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin Ehl-i Beyt’inin sevgisiyle

hidâyetlenmiş kimse demektir” diye nakledilmiştir. 215

212

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 131

213 Nesâî, VII, Hasâis, 8484; İbn Hibban, II, 468; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3769

214 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 26; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 284

215 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 347

Page 78: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

78 Ehl-i Beyt Bölümü

XXX. Âyet: “Cennetlikler, cehennemliklere: “Biz

Rabbimiz’in bize vaâd ettiğinin gerçek olduğunu gördük.

Siz de Rabb’inizin size vaâd ettiğinin gerçek olduğunu

gördünüz mü?” diye seslenirler. Onlar “Evet” derler. O

sırada bir müezzin: “Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine

olsun” diye seslenir.” (A’râf, 7/44)

143- *- Muâviye’nin Hz. Ali (kv)’ye hutbelerde sövdüğü

ve mü’minleri katletmeye başladığı haber verildi. Hz. Ali (kv)

Kûfe’de hutbeye çıkarak yukarıdaki âyeti okudu ve: “Bu âyet-

te geçen müezzin, dünyada ve âhirette benim” buyurdu.

216

216

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 26

Page 79: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 79

EHL-İ BEYT HADİSLERİ

Resûlüllah (sav)’in Ehl-i Beyt Tavsiyesi, Ehl-i Beyt Ema-

neti; Ehl-i Beyt’in Üstün Konumu, Sevgi ve Saygısının

Emredilişi

144- Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem son sözlerinde şöyle buyurdu: “Bana

Ehl-i Beyt’im ile halef olunuz.”

Diğer rivâyetlerde:

“Benden sonra Ehl-i Beyt’imin hakkını gözetiniz.”

“Ehl-i Beyt’im ile ardımdan geliniz.” 217

145- Abdullah b. Ömer nakletti: “Peygamber sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemden sonra; Hz. Ebû Bekir (ra) şöyle

buyurdu: “Muhammed sallellâhü aleyhi ve âlihi veselle-

min Ehl-i Beyt’ini gözetin!” diye, Ashâb-ı Kiram’a tavsiyede

bulundu. Zira Peygamber (sav)’den şu hadisi işittim: “Fâtıma

benden bir parçadır; onu öfkelendiren, beni öfkelendir-

miş olur.” buyurdular.

*- Bazı rivâyetlerde: “Ey İnsanlar! Ehl-i Beyt’e hür-

met ederek, Resûlüllah’a olan hürmetinizi gösteriniz”

buyurdu. 218

146- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Sizin en hayırlınız, ben-

den sonra Ehl-i Beyt’ime hayırlı olanınızdır.” 219

217

El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 163; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 17. Hadis; Süyûtî,

Câmiu’s-Sağîr, I, 110; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 340

218 Buhârî, Fazilet 22, 3757/29, 3767; Buhârî Tecrid Terc. IX, 367; Nevevî, Riyâzü’s-

Sâlihîn I, 333; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 96-97; Kütüb-i Sitte, XIII, 59

219 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5410 BMT; Hatîb Bağdâdî, XII, 277; İbnü’l Megâzilî,

Menâkıb, s. 130; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 91; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII,

94; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 411; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 135

Page 80: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

80 Ehl-i Beyt Bölümü

147- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kim beni; Ehl-i Beyt’im ile hatırlar ve yâd

ederse, Allah’ın yanında bir hakka sahip olur.” 220

148- Hz. Hasan b. Ali (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her şeyin bir esası

vardır. İslam’ın esası da Resûlüllah (sav)’in Ashâb’ını ve

Ehl-i Beyt’ini sevmektir.” 221

Diğer bir rivâyette: “İslam’ın

esası; benim ve Ehl-i Beyt’imin sevgisidir.” 222

149- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benim Ehl-i Beyt’imi hakkıyla bilmek cehen-

nemden kurtuluştur. Ehl-i Beyt’imi sevmek Sırat Köprü-

sü’nden geçmektir. Ehl-i Beyt’ime yardım etmek cehen-

nem azabından emin olmaktır.” 223

150- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bu-

yurdu ki: “Âl-i Muhammed (Muhammed’in Ehl-i Beyt’i)

ilmin kaynağı ve rahmetin aslıdır.” 224

151- Selman-ı Fârisî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Başın gövdedeki ve

gözün baştaki yeri gibi, Ehl-i Beyt’ime yer verin. Zira

gövde ancak baş ile hidâyet bulur. Baş ise ancak göz ile

hidâyet bulur.”

*- Farklı tercüme: “Âl-i Resûlümü, vücuttaki baş gibi

edinin! Başta da göz gibi edinin! Baş gözsüz yol bula-

maz!” 225

152- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Sırat Köprüsü üzerinde

ayakları en sabit olanınız; Ehl-i Beyt’imi en çok ve şid-

detli seveninizdir.” 226

Süyûtî: “Ehl-i Beyt’imi ve

Ashâb’ımı en çok seveninizdir.” diye ilave etmiştir. 227

220

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 18

221 Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 28. Hadis

222 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 94

223 Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 282; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 241

224 Belâzürî, El-Ensab, II, 156

225 El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 10; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 172

226 Hâkim, Deylemî Müsned’ül Firdevs ve İbn Adîyy El-Kâmil’de; El-Heytemî, Savâi-

kü’l-Muhrikâ, s. 412; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 9

227 Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 47. Hadis; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 71; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 37

Page 81: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 81

153- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah’ım! Ehl-i Beyt’imi koru! Ben onları her

mü’mine ayrı ayrı emanet ediyorum.” Aynı hadise farklı

rivâyet: “Ey Allah’ım! Sen bilirsin ki ben ve Ehl-i Beyt’im;

her mü’minin koruması gereken emanetleriz.” 228

154- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ehl-i Beyt’imin insanlar üzerindeki fazileti;

menekşe çiçeğinin, diğer çiçek kokularına olan üstünlü-

ğü gibidir.” 229

155- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdular ki: “Benim kendisine

sığındığım sırdaşım Ehl-i Beyt’imdir. Dayanağım da

Ensâr’dır. Öyleyse Ehl-i Beyt’in ve Ensâr’ın iyiliklerini

kabul edin, kusurlularını affedin.” 230

156- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Âl-i Muhammed’i

bir gün sevmek, bir sene ibadetten hayırlıdır. Her kim bu

durum üzere vefat ederse cennete girecektir.” 231

157- Abdurrahman b. Avf’ın azatlısı Meyna b. Ebî

Meyna nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

şöyle buyurdu: “Ben ağacım, Fâtıma onun dalı, Ali onun

aşısı, Hasan ve Hüseyin onun meyvesi, bizim şiâmız (ta-

raftarlarımız) o ağacın dallarıdır. Ağacın kökü ise Adn

Cenneti’ndedir. Bunun dışında kalan diğerleri ise cenne-

tin diğer yerlerindedir.” 232

158- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ben ağacım, o ağacın gövdesi Fâtıma, dalları

Ali, meyveleri Hasan ve Hüseyin, yaprakları ise biz Ehl-i

Beyt’i sevenlerdir. Hepimiz hakkıyla cennette olacağız.”

233

228

Taberânî, Mu’cemü’l-Kebir, V, 234; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, 1819; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, XII, 101; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 44; Hilal-Abdullah Kara,

İki Sultan İki Kurban, Nesil Y., İstanbul, 2010, s. 163

229 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 41

230 Tirmîzî, Menâkıb 65, 3904 / III, 629; Ahmed, Müsned, IX, 13479; Süyûtî, İhyaü’l-

Mevt, 51. Hadis; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 341; Kütüb-i Sitte, XIII, 61;

Yenâbiül Mevedde, s. 105

231 El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 10; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 72

232 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4809

233 El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 10-11; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 75

Page 82: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

82 Ehl-i Beyt Bölümü

159- İbn Sa’d nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ben ve Ehl-i Beyt’im, cen-

nette bir ağacız ki, dalları dünyadadır. Kim bize tutunur-

sa, Allah’a doğru giden bir yola tutunmuş olur.” 234

160- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Cennette Peygamber için Vesîle adında bir yer

vardır. İşte o yerde ben, Fâtıma, kocası, Hasan ve Hüse-

yin birlikte olacağız.” 235

161- Hz. Ali (kv), Hz. Fâtıma (ra) birlikte nakletti: Ben

evde uyuduğum bir sırada Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem içeri girip, kızı Fâtıma’ya şöyle buyurdu: “Ben, sen,

bu uyuyan ve oğulları kıyamet gününde bir mekânda ola-

cağız.” 236

*- Hadisin baş kısmında şu ilave var: Hz. Ali (kv) naklet-

ti: “Resûlüllah bizi ziyaret etti ve yanımıza yattı. Hasan ve Hü-

seyin de uyuyorlardı. Hasan su istedi. Resûlüllah (sav) kalkıp

kendi eliyle ona su içirdi. Bu arada Hüseyin suyu alıp içmek

istedi. Resûlüllah buna mani oldu. Önce Hasan’a, sonra Hü-

seyin’e su içirdi. Fâtıma (ra): “Hasan sanki sana daha se-

vimli, Yâ Resûlüllah!” dedi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem: “Hayır ikisi de bana sevimlidir. Ancak önce

Hasan istedi” buyurup, sonra da yukarıda geçen hadisi bu-

yurdu.” 237

162- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ben, Fâtıma, Ali, Hasan ve Hüseyin; etrafı çev-

rili, temiz, mukaddes, üstü de Rahman’ın Arşı olan; be-

yaz bir kubbenin altındayız.” 238

163- Ali b. Hüseyin’den; amcam Hz. Hasan (ra) şöyle

nakletti: Dedem Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

buyurdu ki: “Ben, Allah-ü Teâlâ’nın nurundan yaratıldım.

234

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 16; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 340

235 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 247; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 94

236 Tayâlisî, Müsned, I, 26; Ahmed, Müsned, XVIII, 26150; Buhârî Tecrid Terc. VII,

253; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4719 BMT; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, VII, 224-225; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VIII, 337; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 25

237 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3983

238 Harezmî, Menâkıb, s. 214-215; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 174; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 100; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 92

Page 83: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 83

Ehl-i Beyt’im de benim nurumdan yaratıldı. Ehl-i

Beyt’imi sevenler de onların nurundan yaratıldı. Geri

kalan insanlar ise cehennemi tadacaklardır.” 239

164- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kevser Havuzu başında, ba-

na ilk kavuşacak olan Ehl-i Beyt’imdir.” 240

165- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ehl-i Beyt’im ve sevenleri; Kevser Havuzu’mun

başına, cennette iki saçın birbirine yakın oldukları gibi

beraber gelecekler.” 241

166- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey İnsanlar! Ben sizlerden önce Kevser Havu-

zu’na gidip, orada sizleri bekleyeceğim. Sizlere neslimi

hayır ile vasiyet ederim. Buna karşılık ise Kevser Havu-

zu’mun kenarında beraber olmayı vaâd ediyorum.” 242

167- Hz. Hüseyin b. Ali (ra) nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “İslam çıplak-

tır. Giyimi hayâ, ziyneti vefâ, mürüvveti sâlih amel, dire-

ği de verâ’dır. Her şeyin bir temeli vardır. Müslümanlığın

temeli de Ashâb’ımı ve Ehl-i Beyt’imi sevmektir.” 243

168- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yâ Ali! İslam çıplaktır. Elbi-

sesi takvâ ve daha kıymetli elbisesi de hidâyettir. Ziyneti

hayâ, direği vera’, kıvamı sâlih amel ve İslam’ın esası da

bana ve Ehl-i Beyt’ime muhabbettir.” 244

169- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! İslam’ın elbisesi takvâdır. Tüyleri irşad,

ziyneti ise hayâdır. Direkleri günahlardan uzak kalmak-

tır. En güzel yetenek ise sâlih ameldir. İslam’ın esası ise

beni ve Ehl-i Beyt’imi sevmektir.” 245

239

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 11

240 Deylemî’den; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 45. Hadis

241 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 18

242 El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 11; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 101; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 352

243 Râmûz el-Ehâdis, s. 189

244 Râmûz el-Ehâdis, s. 498

245 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 105

Page 84: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

84 Ehl-i Beyt Bölümü

170- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim bizi, Ehl-i Beyt’i severse, fakirliği gi-

yinmeye hazır olsun.” 246

171- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Çocuklarınızı üç şey üzere

yetiştiriniz. Benim sevgim ve Ehl-i Beyt’imin sevgisi üze-

rine, Kur’ân okumaları üzerine yetiştiriniz.” 247

“Zira

Kur’ân okuyup, hükümleri ile amel edenler; kıyamet gü-

nünde hiçbir gölgenin bulunmadığı zaman peygamberler

ve iyi insanlarla Allah’ın gölgesindedirler.” 248

172- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah’ın üç hürmeti

vardır. Bunları gözetenin dini ve dünyası muhafaza edi-

lir. Yoksa hiçbir şeyi korunmaz. Bunlar şunlardır; İs-

lam’a hürmet, Peygamber’e hürmet, benim Ehl-i

Beyt’ime ve sülâleme hürmet.” 249

173- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah (celle celâlühü), bende ve Ehl-i

Beyt’imde fazileti, şerefi, cömertliği, kahramanlığı, ilmi

ve hilmi topladı. Âhiret bizim, dünya ise sizindir.” 250

174- Vâsile b. Eskâ nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem Ali’yi sağına, Fâtıma’yı soluna oturttu. Hasan

ve Hüseyin’i dizlerine oturttu ve şöyle buyurdu: “Ey Al-

lah’ım, bunlar benim Ehl-i Beyt’imdir. Beni ve Ehl-i

Beyt’imi kendi katına al, ateşe değil!” 251

175- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ehl-i Beyt’imi ancak mâhir (nasipli) kişi sever

ve ancak bedbaht (nasipsiz) kişi sevmez.” 252

246

Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 639

247 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 14; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 385

248 Baştan nakledenler: Deylemî’den; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 46. Hadis; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 102

249 Hâkim ve Deylemî’den; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 59. Hadis; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 340; Râmûz el-Ehâdis, s. 129; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 92

250 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 254

251 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 407; El-Evzâî, Sünen, s. 278; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-

Ummâl, XII, 101; İbn Hacer, Ebûl Fazl Şihabüddin Ahmed b. Ali b. Muhammed El-

Askalânî, El-İsâbe, Seçkin Sahâbîler, Sağlam Yay., 2011, s. 313

252 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 18

Page 85: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 85

176- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem sabah namazını kıldıktan sonra yüzünü bize

dönüp şöyle buyurdu: “Ey Müslüman toplumu; her kim

Güneş’i görmezse Ay’a tutunsun. Her kim Ay’ı görmezse

Zühre Yıldızı’na tutunsun. Her kim Zühre Yıldızı’nı gör-

mezse, İki Kutup Yıldızı’na tutunsun.”

Hazır olanlar dediler ki: “Güneş, Ay, Zühre Yıldızı ve

İki Kutup Yıldızı nedir?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem buyurdu ki: “Ben Güneş’im, Ali Ay’dır, Fâtıma

Zühre Yıldızı’dır, İki Kutup Yıldızı; Hasan ve Hüse-

yin’dir. Hepsi Allah’ın Kitabı’nda birbirine yapışmış ve

kıyamet gününde Kevser Havuzu’nun kenarına varana

kadar asla birbirinden ayrılmayacaklardır.” 253

177- İyaz el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ashâb’ıma ve Ehl-i

Beyt’ime hürmet ederek, bana hürmetinizi muhafaza

ediniz. Kim ki onlara hürmetle bana olan hürmetini teyit

ederse, Allah da onu dünya ve âhirette korur. Her kim de

onlara hürmet etmeyerek, bana olan hürmetini muhafaza

etmezse; Allah onlara yüz çevirir. Ve bir kimseden de

Allah yüz çevirirse, onun azaba yakalanması çok yakın-

dır.” 254

178- Peygamberimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem;

Ebû Zerr’i, Hz. Ali (kv)’yi çağırması için gönderdi. Ebû Zerr,

Hz. Ali’nin evine vardığında el değirmeninin kendi haline zahi-

re öğüttüğüne şâhid oldu. Bu durumu Peygamber (sav)’e ha-

ber verdi.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Ey Ebû Zerr! Anlamadın mı? Allah’ın yeryüzünde

gezen melekleri vardır. İşte onlar Âl-i Muhammed’e yar-

dımcı olmak için vazifelendirilmişlerdir.” 255

253

Ebû İshak Ahmed b. Muhammed es-Salebî en-Nişaburî, Kısâsü’l-Enbiyâ Nefâi-

sü’l Arâis; İsa el-Bab Yay., Kahire, Tarihsiz, s. 8

254 Râmûz el-Ehâdis, s. 19

255 Molla Sîret’ten; Es-Salebî, Kısâsül Enbiyâ, s. 222; Muhibüddin Taberî, Hâfız

Ebûl Abbas Muhibüddin Ahmed b. et-Taberî el-Mekki, Er-Riyâdü’n-Nadıra fi

Fazîletü’l-Aşere-i Mübeşşere, İttihadü’l-Mısrî Matbası, Kahire, II, 222; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 393

Page 86: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

86 Ehl-i Beyt Bölümü

179- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle duâ buyurdu: “Allah’ım! Ehl-i

Beyt’imin rızkını kendilerine yetecek kadar ihsan eyle!”

256

180- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her peygamberin ümmeti içerisinde bir benze-

ri vardır. Ali benim benzerimdir. Oğullarım Hasan, İbra-

him’in benzeri ve Hüseyin, Mûsa’nın benzeridir. Hüse-

yin’in oğlu da, Harun’un benzeridir.” 257

181- Ebû Hâşim nakletti: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, mescidden geri dönerken; Ali ve Fâtıma’nın

yere uzandıklarını ve güneşin üstlerine vurduğunu gördü. Baş-

ları ucunda durup, Hayber elbisesi ile gölge yaptı ve şöyle

buyurdu: “Öncekilerin ve şimdikilerin en sevgilileri kal-

kın!” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bunu üç

kere tekrar etti.” 258

182- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Erkeklerinizden en

hayırlısı Hz. Ali (kv), gençlerinizin en hayırlısı Hz. Hasan

(ra) ve Hz. Hüseyin (ra), kadınlarınızın en hayırlısı Hz.

Fâtıma’dır (ra).” 259

183- Zeyd b. Erkâm nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kendisine şu beş şey

verilen kimsenin âhiret amelini terk etmesi hususunda

mazereti kabul edilmez. Saliha bir hanım, hayırlı oğul-

lar, insanlarla güzel geçinme kabiliyeti, kendi memleke-

tinde bir geçim kaynağı ve Muhammed’in Ehl-i Beyt’inin

sevgisi.” 260

184- Ebû’ş-Şeyh nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Ey İnsanlar! Gerçekten fazilet,

256

Ahmed, Müsned, X, 14887

257 Harezmî, Menâkıb, s. 85

258 İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, VI, 317; İbn Hacer, Ebûl Fazl Şihabüddin Ahmed b. Ali

b. Muhammed El-Askalânî, El-İsâbe fi Temyiz El-Sahâbe, Kalkuta, Hindistan

baskısı, IV, s. 211

259 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 102; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 93; Râmûz

el-Ehâdis, s. 281

260 Deylemî’den; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 384, 3982

Page 87: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 87

şeref, rütbe, başkanlık, Allah’ın Resûlü ve nesli içindir.

Öyle ise kendinizi bâtıl düşüncelere kaptırmayın!” 261

185- Abdullah b. Abbas nakletti: Hz. Abbas, Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemi hastalığında ziyarete gelmiş-

ti. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemi kaldırıp sedir

üzerine oturttu. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem:

“Allah da seni yükseltsin, yüceltsin Ey Amca!” diye duâ

buyurdu. Hz. Abbas: “Ali, içeri girmek için izin istiyor”

dedi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem “Girsin”

buyurdu. Ali, Hasan ve Hüseyin ile birlikte içeri girince; Hz.

Abbas: “Ey Allah’ın Resûlü! Bunlar senin evladındır” de-

di. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Ey Amca!

Onlar senin de evladındır” buyurdu. Hz. Abbas (ra): “Ben

onları severim” dedi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem: “Senin onları sevdiğin gibi, Allah da seni sev-

sin” buyurdu. 262

186- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Biz öyle bir Ehl-i Beyt’iz ki, hiçbir kimse bi-

zimle mukayese olunamaz.” 263

187- Zeyd b. Erkâm nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Sen ve kızım

Fâtıma; cennetteki sarayımda benimle beraber olacaksı-

nız.” 264

188- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benden sonra ümmetimden gelen bir cemaatin

içinde, Ehl-i Beyt’imden adalet sahibi olanlar vardır. Ehl-

i Beyt’imden olan bu kimseler; sapıtanların ve İslam di-

nini bozanların, dini iptal edip başkalarının delillerini

kendine mal edenlerin dâvâlarını ve cahil kimselerin

dine getirdikleri yeni yorumları yok ederler. Uyanın!

261

El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 393

262 Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, I, 90

263 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 17; Süyûtî, Ebûl Fazl Celaleddin, Abdur-

rahman b. Ebî Bekr b. Muhammed el-Hudayri es-Süyûtî eş-Şâfî, Cem’ul Cevâmi,

Dâr’ül-Kütübi’l İlmiyye, Beyrut, 2000, VII, 356; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 94; Ali

el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 104; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 129; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 37

264 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 89; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 50

Page 88: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

88 Ehl-i Beyt Bölümü

Gerçekten din imamlarınız, güçlü ve yüce olan Allah’a

giden elçilerinizdir. Kimi Allah’a elçi olarak gönderece-

ğinizi iyi düşünün!” 265

189- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kim Allah’ı severse Kur’ân’ı sever. Kim

Kur’ân’ı severse beni sever. Kim de beni severse

Ashâb’ımı ve yakınlarımı sever.” 266

Resûlüllah (sav), Ehl-i Beyt’ini Nuh (as)’ın Gemisine

Benzetiyor

190- Ebû Zerr el-Gıffârî nakletti: Ebû Zerr, Kâbe’nin ka-

pı halkasından tutup şöyle diyordu: Beni tanıyan tanır, tanı-

mayan bilsin ki, ben Ebû Zerr’im. Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu kendi kulaklarımla

duydum, eğer yalan duymuşsa bu kulaklarım sağır olsun:

“Ehl-i Beyt’im, Nuh’un gemisi gibidir. Kim bunlara tutu-

nursa kurtulur, doğru yolu bulur. Kim de, muhalefet

ederse boğulur, helâk olup gider.” 267

Ebû Saîd ve İbn Abbas rivâyetinde, bu hadise şunu da

ilave etmişlerdir: “Ehl-i Beyt’im de, Benî İsrail’in mağfiret

(kurtuluş) kapısı gibidir. Her kim o kapıdan girdiyse ba-

ğışlanmıştır.” 268

Ehl-i Beyt, Emniyet ve Güvendir

191- Seleme b. Ekvâ nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yıldızlar gök ehline

emniyet ve güvendir. Ehl-i Beyt’im de ihtilaflara karşı

ümmetime emniyet ve güvendir.”

265

Molla, Sîret’ten; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 341

266 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 387

267 Hâkim, El-Müstedrek, V, 3365 / VII, 4774 BMT; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 4003;

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 425; Hatîb Bağdâdî, XII, 91 (Enes b. Mâlik’ten);

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 20; İbn Kesîr, Tefsir, XIII, 7101; Süyûtî, İh-

yaü’l-Mevt, 26. Hadis

268 Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, I, 139-140 / II, 22; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 4004;

İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 132; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 27. hadis; El-Heytemî, Savâi-

kü’l-Muhrikâ, s. 339; Râmûz el-Ehâdis, s. 391; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 72

Page 89: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 89

*- Bazı rivâyetlerde: “Yıldızlar gök ehline emniyet ve

güvendir. Ehl-i Beyt’im de yeryüzü için güvencedir.” şek-

lindedir. 269

192- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Yıldızlar yok olup gittikleri zaman, göktekiler

de yok olup gideceklerdir. Ehl-i Beyt’im yok olup gittik-

lerinde de, yeryüzündeki halk da yok olup gidecekler-

dir.” 270

193- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “İnsanların boğul-

mamaları için yıldızlar onlara emniyet ve güvendir. Üm-

metimin ihtilâfa düşmemesi için Ehl-i Beyt’im, ümmeti-

me emniyet ve güvendir. Araplar’dan bir kabile Ehl-i

Beyt’ime muhalefet ederse, ayrılıp böylece şeytanın tara-

fı olmuş olurlar.” 271

194- Câbir el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Şüphesiz o, kıyametin

kopacağının bir bilgisidir.” (Zuhruf, 43/61) âyetini okudu ve

şöyle buyurdu: “Yıldızlar semâ ehli için bir emniyettir.

Yıldızlar gittiği zaman, semâya vaâd olunan şey gelir.

Ben de hayatta olduğum müddetçe, Ashâb’ım için bir

emniyetim. Ben bu dünyadan gittiğim zaman, Ashâb’ıma

vaâd olunan şey gelir. Ehl-i Beyt’im de ümmetim için bir

emniyettir. Ehl-i Beyt’im gittiği zaman, ümmetime vaâd

olunan şey gelir.” 272

269

İbn Ebî Şeybe ve Müsedded, Müsned’lerinde; Tirmîzî Nevâdir’ül Usul’de; Ebû

Ya’lâ ve Taberânî’den; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 4002; Muhibüddin Taberî, Zehâi-

ru’l-Ukbâ, s. 17; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 92; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 88;

Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 21. Hadis; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 345; Münâvî,

Künüz el-Hakâik, II, 133

270 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 345

271 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4759 BMT; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 17;

Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 35. hadis; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 102; Ali el-

Muttakî, Müntehab, V, 93; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 414; Râmûz el-Ehâdis,

s. 238

272 Hâkim, El-Müstedrek, V, 3728 BMT; Zuhruf 61. âyeti, Mehdî Âl-i Resûl hakkında

nâzil oldu diye nakledilmiştir. El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 364

Page 90: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

90 Ehl-i Beyt Bölümü

Ehl-i Beyt’in Şefaât İle İlgili Konumu

195- Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde;

ilk şefaâtim, Ehl-i Beyt’imedir.” 273

196- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Şefaâtçiler beştir: Kur’ân,

akrabalık, emanet, Peygamberiniz ve Ehl-i Beyt’im.” 274

197- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kıyamet gününde ilk olarak Ehl-i Beyt’ime

şefaâtçi olacağım. Sonra Kureyş’ten olan akrabalarıma,

sonra Ensâr toplumuna, sonra bana iman edip takip

eden Yemen halkı ve diğer Araplar’a; sonra da Arap ol-

mayanlara ve diğerlerine şefaâtçi olacağım. İlk şefaâtçi

olduklarım ise daha faziletlidirler.” 275

198- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Şefaâtim, ümmetimden Ehl-i

Beyt’imi sevenler içindir. Ehl-i Beyt’im ve sevenleri; be-

nim şiâmdır (taraftarımdır).” 276

Ehl-i Beyt’e İkram ve İhsan Edenler

199- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde dört kişiye

şefaâtçi olacağım. Neslime ikramda bulunana, onların

ihtiyaçlarını karşılayana, emirlerinde onlara yardımcı

olana, kalbi ve dili ile onları sevenlere.” 277

273

Taberânî’den; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 20; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 42.

Hadis

274 Deylemî’den; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 476, 4967; Râmûz el-Ehâdis, s. 216

275 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 112; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 91; El-Heytemî, Savâi-

kü’l-Muhrikâ, s. 361

276 Hatîb Bağdâdî, II, 146; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 40; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 41.

Hadis; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 93; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 100;

Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 149; Râmûz el-Ehâdis, s. 306; Kütüb-i Sitte, XIII, 84

277 Deylemî’den; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 18; El-Sabbağ, Fusülü’l-

Mühimme, s. 10; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 48. Hadis; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

393; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 77; Hilal-Abdullah Kara, İki Sultan İki Kurban, s.

164

Page 91: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 91

200- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kim Ehl-i Beyt’ime karşı

ihsanda bulunur da; onun karşılığını dünyada alamazsa,

ben kıyamet gününde ihsanda bulunanları ödüllendire-

ceğim.” 278

201- Hz. Osman (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kim, Abdülmüttâlib

neslinden birine iyilik yapar da bunun karşılığını ondan

alamazsa, kıyamet günü onun karşılığını ben veririm.” 279

202- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim Ehl-i Beyt’imden

birine iyilik yaparsa, kıyamet günü o iyiliğin karşılığını

ben veririm.” 280

203- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bir kimse bana yakınlaşmak ve kıyamet gü-

nünde yanımda bir değeri olmasını isterse ve bu değer-

den dolayı şefaâtimi umarsa, Ehl-i Beyt’ime iyilik edip,

onları sevindirsin.” 281

Resûlüllah (sav) Buyurdu Ki: “Vallahi, Ehl-i Beyt’imi

Sevmeyenin Kalbine İman Girmez.”

204- Muttâlib b. Rabia nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Vallahi Ehl-i

Beyt’imi sevmeyenin kalbine iman girmez. Ey Ehl-i Beyt!

Sizi Allah’a ve bana yakınlığınızdan dolayı sevmedikçe.”

282

205- Abbas b. Abdülmüttâlib (ra) nakletti: Kureyş’ten

bazıları kendi aralarında konuşurken biz yanlarına vardığımız-

da, bize düşmanlıklarından dolayı konuşmalarını kesiyorlardı.

278

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 19; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 92; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 95; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 412; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 111

279 Ebû Nuaym, Hilye ve Hatîb Bağdâdî’den; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 52. ve 53. Hadis

280 İbn Âsâkir’den; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 54. Hadis

281 Deylemî’den; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 392

282 Tirmîzî, Menâkıb 29, 3758 / III, 572; Nesâî, VII, 8120; Ahmed, Müsned, XVIII,

26180; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5483 / IX, 7044; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 4. Hadis; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 385; Râmûz el-Ehâdis, s. 456

Page 92: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

92 Ehl-i Beyt Bölümü

Bu durumu Resûlüllah (sav)’e anlattık. Bunun üzerine Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Neden

toplu halde oturup konuştuğunuzda, Ehl-i Beyt’imden

biri yanınıza yaklaştığında konuşmanızı kesiyorsunuz?

Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bir kişi Al-

lah için ve bana yakınlıklarından dolayı Ehl-i Beyt’imi

sevmedikçe kalbine iman girmez.” 283

206- Abdülmüttâlib b. Rabia b. Haris b. Abdülmüttâlib

nakletti: Hz. Abbas, öfkeli bir şekilde Resûlüllah (sav)’in yanı-

na girdi. Ben de Resûlüllah (sav)’in yanındaydım. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Seni öfkelendiren şey

nedir?” buyurdu. Abbas (ra) buyurdu ki: “Ey Allah’ın

Resûlü! Bizimle, Kureyş arasında ne var? Kendi araların-

da güler yüzle konuşuyorlar, bizi görünce suratlarını ası-

yorlar!” Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem kızdı ve yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra şöyle buyurdu:

“Canım elinde olan Allah’a yemin olsun ki; Allah ve

Resûlü’nün hatırı için, bir kimse sizi sevmedikçe kalbine

iman girmez. Ey İnsanlar! Her kim amcamı incitirse beni

incitmiş olur. Bir kimsenin amcası, onun babası gibidir.”

284

207- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bu-

yurdu ki: “Hiçbir kimse beni kendisinden daha fazla sev-

mediği müddetçe gerçek iman sahibi olamaz. Ancak Ehl-

i Beyt’imi de kendi ehlinden, beni de kendinden daha

çok sevmesi gerekir.” 285

208- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem buyurdu ki:

283

İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 140; Ahmed, Müsned, XIX, 26794; Hâkim, El-

Müstedrek, VII, 5484 / IX, 7043; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 96-97; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 385; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 62

284 Tirmîzî, Menâkıb 29, 3758/ III, 572; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 140; Nesâî, VII,

8120; Ahmed, Müsned, XVIII, 26181; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5483 / IX, 7044; İbn

Kesîr, Tefsir, XIII, 7099; Muhammed b. Süleyman Ebû Abdullah Şemseddin er-

Rudânî el-Mekki, Cem’ul Fevâid min Cem’ul Usul ve Mecmaü’z-Zevâid, Ocak

Yay., İstanbul, 2008, VII, 565; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 385

285 Beyhakî, Ebû’ş-Şeyh ve Deylemî’den; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 385; M.

N. Bursalı, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, s. 214

Page 93: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 93

“Sizden biriniz beni kendi babasından, çocukların-

dan ve diğer insanlardan daha çok sevmedikçe tam iman

etmiş sayılmaz.” 286

209- Abdurrahman b. Ebû Leyla nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Bir kula be-

nim nefsim ve zatım, kendi nefsinden, zatından daha

sevgili olursa; benim ehlim ve neslim kendi ehli, ailesi

ve neslinden daha sevgili olursa ancak iman sahibi

olur.” 287

210- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bir mü’min, beni sevdiği sevgi ile Ehl-i

Beyt’imi de severse, ancak iman sahibi olabilir.” 288

211- Hz. Hasan (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Biz Ehl-i Beyt’in sevgi-

sini isteyiniz ve sımsıkı sarılınız. Çünkü her kim Allah’ın

huzuruna bizleri sevdiği halde varırsa, bizim şefaâtimizle

cennete girecektir. Nefsim elinde olan Allah’a yemin

olsun ki bizim yani Ehl-i Beyt’in hakkını bilmeyen bir

kulun bütün amelleri ve ibadetleri ona fayda vermeye-

cektir.” 289

212- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim Âl-i Muhammed’in sevgisi üzere öl-

müşse; iman üzere ve şehit olarak ölmüştür. Her kim Âl-i

Muhammed’in sevgisi üzere ölürse; gelinin kocasının

evine girdiği gibi cennete girecektir.” 290

286

Buhârî, İman 8, 14; Müslim, İman 70 / I, 522; İbn Mâce, Mukaddime, I, 9, 67; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 385

287 Taberânî, Ebül Kasım Süleyman b. Ahmed Eyyüb et-Taberânî, Mu’cemül

Evsât, Dâr’ul-Fikr Yay., Ürdün, 1999, IV, 223, 5790; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme,

s. 11; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 385

288 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 272

289 Taberânî, Evsât’tan; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 172; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt,

18. Hadis; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 387; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 78

290 Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, XIV, 166-168, Şûrâ Sûresi 23. âyetin tefsirinden; El-

Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 127

Page 94: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

94 Ehl-i Beyt Bölümü

Hz. Ali (kv) ve Ehl-i Beyt, Her Hallerinde Hz. Peygamber

(sav)’in Mescidi’ne Girebilirlerdi

213- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Hayız olan ka-

dının ve cünüp olan erkeğin mescidime girmesi haram-

dır. Fakat Muhammed (sav) ve eşleri, Ali, Fâtıma, Hasan,

Hüseyin bu kuralın dışındadır.” 291

214- Sa’d b. Ebî Vakkas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ali’ye buyurdu ki: “Yâ Ali! Bu

mescidde, senden ve benden başkasının cünüp olarak

bulunması haramdır.” 292

Ehl-i Beyt’e Eziyet Edenler, Savaş Açanlar ve Düşmanlık

Edenler

215- Ebû Hureyre ve Zeyd b. Erkâm nakletti: Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Ali, Fâtıma, Hasan ve

Hüseyin’e bakarak şöyle buyurdu: “Ey Ehl-i Beyt’im! Size

karşı savaşanla ben de savaş halindeyim. Size karşı

selâmet ve barış içinde olanla ben de selâmet ve barış

halindeyim.” 293

216- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin ya-

nında Hz. Ali (kv), Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hü-

seyin (ra) olduğu halde bir gölgeli ağacın altında oturuyorlar-

dı. Hazır bulunanlara şöyle buyurdu: “Ey Müslüman toplu-

luğu! Kim bu gölgeliğin altındakilere selâmet içinde

olursa, ben de ona karşı selâmet içinde olacağım. Kim

onlara karşı savaş içinde olursa, ben de onlara karşı sa-

vaş içindeyim. Kim onlara yardımcı olursa, ben de ona

291

Beyhakî, Sünen, VII, 65; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 101; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VII, 536

292 Bezzar’dan; Tirmîzî, Menâkıb 21, 3727 / III, 560; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 536; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 281

293 Tirmîzî, Menâkıb 61, 3870 / III, 615; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 145; Ahmed,

Müsned, XVIII, 26151; Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, II, 1; Hatîb Bağdâdî, XII, 127;

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4767 / 4768; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 64; Harezmî,

Menâkıb, s. 90; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 176; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 66-335;

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 25; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 485; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 324. Hadis değişik râvi senetleri ile de rivâyet edilmiştir.

Page 95: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 95

yardımcı olacağım. Benim bu Ehl-i Beyt’imi, ancak mü-

barek dedelere ve temiz doğuma sahip olanlar severler.

Bunlara ancak kötü dedelere ve haram doğuma sahip

olanlar düşmanlık ederler.” 294

217- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ehl-i Beyt’ime karşı hayır işlemeyi, birbirinize

tavsiye edin! Yarın kıyamet günü; Ehl-i Beyt’im için size

hesap soracağım! Kim onlara karşı düşmanlık yapmışsa,

benim düşmanlığımı karşısında görecek. Her kimden

dâvâcı olursam, şüphesiz o kimse ateşe girecektir!” 295

El-Heytemî bu hadise şöyle ilave ediyor: “Ehl-i

Beyt’ime; bir karış olsun hakkımı gözeten kimse, Allah-ü

Teâlâ’nın yanında, kendine bir emniyet sağlar.” 296

218- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bir insan Rükûn ve Makâm arasında saf dursa,

namaz kılıp oruç tutsa, aynı zamanda kalbinde Ehl-i

Beyt’e düşmanlık olduğu halde, Allah’ın huzuruna çıkar-

sa, şüphesiz ateşe girecektir.” 297

219- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Abdülmüttâlibo-

ğulları; iyi bilin ki, ben Allah’tan sizin için üç şey iste-

dim. Allah’tan hak üzere olmanızı diledim. Cahilliğinize

ilim vermesini diledim. Her türlü sapıklıktan hidâyete

erdirmesini diledim. Yine Allah’tan sizleri cömert, kah-

raman ve merhametli kılmasını diledim. Şayet bir kişi

Rükûn ile Makâm arasında durup namaz kılsa, oruç tut-

sa, sonra da Muhammed’in Ehl-i Beyt’ine düşman olarak

ölse cehenneme girer.” 298

220- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu:

294

Muhibüddin Taberî, Er-Riyâdü’n-Nadıra, II, 189

295 İbn Sa’d ve Molla Sîret’ten; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 18; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 340; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 104

296 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 340

297 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 18

298 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4766 BMT; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 11. Hadis; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 390; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 110

Page 96: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

96 Ehl-i Beyt Bölümü

“Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki; her

kim biz Ehl-i Beyt’e düşmanlık ederse, Allah mutlaka

onu ateşe sokacaktır.” 299

221- Câbir b. Abdullah nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey İnsanlar! Her

kim biz Ehl-i Beyt’e düşmanlık ederse, Allah-ü Teâlâ o

kişiyi kıyamet gününde Yahudi olarak haşredecektir!” 300

*- El-Heysemî, Câbir’in şöyle dediğini nakleder: Ben

dedim ki: “Ey Allah’ın Resûlü! O kişi namaz kılıp oruç

tutsa da mı, Yahudi olarak haşredilecek?” Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Evet, o kişi na-

maz kılıp, oruç tutsa da!” 301

*- Heytemî’nin ilavesinde ise: “Hatta “Lâ ilâhe illal-

lah” şehâdetini getirmiş olsa bile.” 302

222- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim, Ehl-i Beyt’im ile bana eziyet ederse,

Allah’a eziyet etmiş olur.” 303

223- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim, Ehl-i Beyt’imden birine düşmanlık

ederse, benim şefaâtim o kişiye haramdır.” 304

224- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ehl-i Beyt’im ile

bana eziyet edene, Allah’ın azabı şiddetli olur.”

Diğer bir rivâyette: “Akrabalarımdaki şerefim yönün-

den beni inciten kimseye, Allah’ın azabı çok çetin olur.”

305

225- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu:

299

Bu bölümde 21. Hadis’in tekrarıdır.

300 Taberânî, Evsât’tan; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 19. Hadis

301 El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 172

302 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 389

303 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 103; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 92; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 103

304 El-Heytemî, Es-Savâikü’l-Muhrikâ, s. 237

305 Deylemî’den; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 42; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 49. Hadis; Ali el-

Muttakî, Müntehab, V, 91; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 93; Münâvî, Künüz el-

Hakâik, I, 30; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 410

Page 97: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 97

“Her kim, Âl-i Muhammed’e düşmanlık edip ölür-

se, kıyamet gününde alnına “Allah’ın rahmetinden uzak-

tır” yazılı olarak gelecektir.” 306

226- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Biz Ehl-i Beyt’e kim düşmanlık eder, kıskanır-

sa; kıyamet gününde cennetteki Kevser Havuzu’mdan,

ateşten kamçılarla kovulacaktır.” 307

227- Ali b. Ebî Talha nakletti: Hacca gitmiştik. Hz. Ha-

san (ra), Muâviye b. Hudeyc’in Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’e dil uzat-

tığını duyduğu zaman şöyle buyurdu: Ey Muâviye b. Hudeyc!

Bize düşmanlık etmekten sakın! Allah’a yemin olsun kıyamet

gününde, karşılaşacağını sanmıyorum ya, eğer onunla karşıla-

şacak olursan elinde Tik ağacından bir âsâ olduğu halde

münâfıkları havuz başından uzaklaştırdığını göreceksin. Zira

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

Bize düşmanlık eden ve haset eden hiç kimse yoktur ki;

kıyamet günü, Kevser Havuzu’ndan ateşten kırbaçlarla

kovulmuş olmasın. “Zaten ona iftira eden zarar eder.”

(Tâhâ, 20/61) 308

228- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Canımı kudret elin-

de bulunduran Allah’a yemin ederim ki; Ey Ehl-i Beyt,

kimse size düşmanlık edemez. Ancak düşmanlık edecek

olan olursa, Allah onu yüzüstü cehenneme sürer.” 309

229- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bir kimse benim, Ehl-i

Beyt’imin, Ensâr’ın ve Arab’ın hakkını tanımazsa o üç

kişiden biri olur: Ya münâfıktır veya zînâ mahsulüdür

yahut da anası onu haram muameleden almıştır (hayız

hali veya lohusalıktan).” 310

306

Harezmî, Menâkıb, s. 32

307 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 104; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 389

308 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4724 BMT; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 15. Hadis. Muâviye b.

Hudeyc, Muâviye’nin komutanlarındandır.

309 Râmûz el-Ehâdis, s. 457

310 Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, II, 496; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 16. hadis; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 387; Râmûz el-Ehâdis, s. 442; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s.

252

Page 98: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

98 Ehl-i Beyt Bölümü

230- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Biz Ehl-i Beyt’i temiz işlerde bulunan

mü’minler sever. Ancak kötü işlerde bulunan münâfıklar

sevmez.” 311

231- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah (celle celâlühü),

doyduktan sonra yiyeni, ibadet ederken gafil olanı, Pey-

gamber’in Sünneti’ni terk edeni, Peygamber’in Ehl-i

Beyt’ine düşmanlık edeni, ahdini bozanı, komşusuna

eziyet edeni ve kendi dininden olmayanlara zulüm eden-

leri, sevmez.” 312

232- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim, Âl-i Muhammed’e düşmanlık edip, bu

hâl üzere ölürse kâfirdir.” 313

233- İbn Abbas’tan: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Hâşimoğulları’na ve Ensâr’a

düşmanlık etmek küfür, Araplar’a düşmanlık etmek ise

nifaktır.” 314

234- Hz. Ali (kv) ve Hz. Âişe annemiz nakletti: Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Altı

kısım kimse vardır ki; onlara Allah (celle celâlühü), pey-

gamberleri ve duâsı kabul edilen her hayırlı kimse lânet

eder: 1- Allah’ın Kitabı’na ilave yapanlar. 2-Allah’ın ka-

derini yalanlayanlar. 3- Ümmetim üzerine zorbalıkla mu-

sallat olup; Allah’ın zelil kıldığını aziz, aziz kıldığını da

zelil kılmaya çalışanlar. 4- Allah’ın haram kıldıklarını

helâl sayanlar. 5- Allah’ın Ehl-i Beyt’im hakkında yapıl-

masını haram kıldığı şeyleri, helâl sayanlar. 6- Sün-

net’imi terk edip bid’ate yönelenler.” 315

311

El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 388

312 Deylemî’den; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 50. Hadis; Râmûz el-Ehâdis, s. 92

313 El-Askalânî, El-İsâbe, I, 266

314 Taberânî ve Hâkim’den; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 12. Hadis

315 Hâkim, El-Müstedrek, IX, 7061 BMT; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 57. ve 58. Hadis;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 110

Page 99: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 99

Hz. Ali (kv) rivâyetinde “Kaderi yalanlayanlar” yerine;

“Hicretten sonra bedevi hayatına dönüp dinden çıkan-

lar” diye ilave etmiştir. 316

235- Enes b. Mâlik’ten: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Yâ Enes! Bu gece Allah (celle

celâlühü) bana Kevser ikram etti. O, cennette bir nehir-

dir ki; uzunluğu altı yüz yıllık, genişliği ise şark ile garp

arası kadardır. Ondan benden evvel hiç kimse içemez.

Ondan ahdini ayakaltına alan, Itretimi yitiren ve Ehl-i

Beyt’imi katleden tadamaz.” 317

236- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Biz Ehl-i Beyt’i takvâlı ve mü’min olan kişiden

başkası sevmez. Müşrik ve şâkî (şerli) olan kişiden baş-

kası da buğz etmez.” 318

237- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah’ın gazabı Yahudi ve Hıristiyanlara şid-

detli oldu. Neslim ile bana eziyet edenlere de Allah’ın

gazabı şiddetli olacaktır.” 319

238- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bir kimse ecelinin geciktirilmesini ve Allah’ın

kendisine lütuf ettiği şeylerden faydalanmayı severse,

Ehl-i Beyt’im nezdinde benim halefim olmaya baksın.

Onların hakkında iyi niyet beslemeyen kimsenin ömrü

kısalır. Kıyamet günü de yüzü kara olarak huzuruma ge-

lir.” 320

Hz. Peygamber (sav)’in Nesli, Hz. Ali (kv) ve Hz. Fâtıma

(ra)’dan Devam Edecektir

239- Abdullah b. Abbas nakletti: Bir gün Hz. Ali,

Resûlüllah (sav)’in huzuruna geldi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, ayağa kalkıp boynuna sarıldı. İki gözünün

arasından öptü. Orada hazır olan, babam Abbas dedi ki:

316

El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 390; Tirmîzî, Beyhakî Şu’abu’l-Îmân’da, Dâre-

kutnî Efrad’da, Hatîb Muttefeak vel-Müfterak’ta nakletti.

317 Râmûz el-Ehâdis, s. 494

318 Molla’dan; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 388

319 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 292

320 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 411

Page 100: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

100 Ehl-i Beyt Bölümü

“Bunu seviyor musun, Ey Allah’ın Resûlü?” Resûlüllah

(sav) efendimiz buyurdu ki: “Ey Amca! Allah’a yemin olsun

ki, Allah’ın Ali’ye olan sevgisi, benimkisinden daha şid-

detlidir. Zira Allah (celle celâlühü), her peygamberin

neslini kendi sulbünden kıldı. Benim neslimi ise Ali’nin

sulbünden kıldı.” 321

240- Câbir el-Ensârî ve Abdullah b. Abbas nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Allah-ü Teâlâ, her peygamberin neslini kendi neslinden

devam ettirdi. Benim neslimi ise; Allah (celle celâlühü),

Ali b. Ebî Tâlib’in neslinden devam ettirdi.” 322

241- Câbir el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her baba evladının kök

sülâlesi vardır. Nesebi ondan ilerler. Yalnız Fâtıma’nın

sülâlesi bana çeker. Bunlar benim Ehl-i Beyt’imdir. Be-

nim hamurumdandır. Vay onların faziletini inkâr edenle-

re! Onlara muhabbet edene, Allah muhabbet eder. Onla-

ra düşmanlık edene, Allah da düşmanlık eder.” 323

242- Hz. Fâtıma (ra)’a nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bütün insanlar huy

ve şekil bakımından baba tarafına uygun olurlar. Kızım

Fâtıma’nın çocukları müstesnadır. Onların babaları ve

yakınları benim. Kendileri benim mayamdandır. Onların

faziletlerini inkâr edenlerin vay haline!”

Farklı rivâyet: “Her kadının evladı soy sop bakımın-

dan, baba tarafına çeker. Ancak Fâtıma’nın evlatları

bundan müstesnadır. Çünkü ben Fâtıma evladının velisi-

yim ve soyunun sahibiyim.” 324

321

Hatîb Bağdâdî, I, 316-317; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 159; Muhibüddin Ta-

berî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 62 / s. 67; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 168;

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 205; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 99

322 Taberânî ve Hatib’den; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 49; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s.

398; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 463; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 413; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 99

323 Râmûz el-Ehâdis, s. 128

324 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4824; Hatîb Bağdâdî, XI, 285; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II,

92; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 29., 30., 31. Hadis; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3997; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 98; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 353 / s. 413;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 39. Hadisler birleştirilmiştir.

Page 101: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 101

Hâşimoğulları’nın Üstün Konumu

243- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benî Hâşim; Araplar’ın ve tüm yaratılmış in-

sanların en hayırlısıdır.” 325

244- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bir adam oturduğu yerden ancak Hâşimoğulla-

rı için ayağa kalkar.” 326

245- Hz. Âişe annemiz nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Cebrâil (as) bana

dedi ki: Yeryüzünü doğusundan batısına kadar aradım.

Muhammed’den daha faziletli bir insan bulamadım. Yer-

yüzünü doğusundan batısına kadar aradım, Hâşimoğulla-

rı’ndan daha faziletli bir toplum göremedim.” 327

246- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her peygambere yedi seçkin

yardımcı kimse verildi. Bana ise on dört tane verildi: Hz.

Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Hz. Cafer-i Tayyar, Hz.

Hamza, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Mûs’ab b. Umeyr,

Hz. Bilal, Hz. Selman, Hz. Ammâr, Hz. Abdullah b.

Mes’ûd, Hz. Mikdat ve Hz. Huzeyfe b. Yemân.” 328

247- Hübeşî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âli-

hi vesellem buyurdu ki: “Allah (celle celâlühü) insanların

içinden Arab’ı, Arab’dan Kureyş’i ve ondan da Benî

Hâşim’i, ondan da Ehl-i Beyt’imi, ondan da beni seçti.

Hz. Hamza (ra), Hz. Ali (kv), Hz. Cafer (ra), Hz. Hasan

(ra), Hz. Hüseyin (ra)’in arasından.” 329

248- Vâsile b. Eskâ nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Allah-ü Teâlâ, İbrahim oğullarından İsmail’i, İs-

mail oğullarından Kinâne’yi seçti. Kinâne’den Kureyş’i

325

Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 99; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 84

326 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 43; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4172

327 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 84; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 415

328 Tirmîzî, Menâkıb 31, 3785 / III, 585; Ahmed, Müsned, XVIII, 26490; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 286; Râmûz el-Ehâdis, s. 128

329 Râmûz el-Ehâdis, s. 86

Page 102: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

102 Ehl-i Beyt Bölümü

seçti. Kureyş’ten Hâşimoğulları’nı seçti. Hâşimoğulla-

rı’ndan da beni seçti.” 330

249- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Biz Abdülmüttâliboğulları

yedi kişi cennetin efendileriyiz. Ben, Ali, Hamza, Cafer,

Hasan, Hüseyin ve Mehdî Âl-i Resûl, cennetin seyyidleri-

yiz.” 331

250- Enes b. Mâlik’ten: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Ey Hâşimoğulları, cennetin kapı

halkasını elime alsam, ilk olarak sizleri içeri bırakır-

dım.” 332

251- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “İnsanların en hayırlısı Araplar,

Araplar’ın en hayırlısı Kureyş, Kureyş’in en hayırlıları ise

Hâşimoğulları’dır.” 333

Resûlüllah (sav)’in En Sevdiği Kimseler

252- Bir kadın, Hz. Âişe annemize, Hz. Ali (kv)’yi sor-

du: Hz. Âişe annemiz buyurdu ki: “Allah’a yemin olsun ki,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme yeryüzün-

de Ali’den daha sevgili kimse yoktu. Kadınlardan da

Fâtıma’dan daha sevgili birisi yoktu.” 334

253- Hz. Âişe annemiz şöyle buyurdu: “Resûlüllah’a

Ali’den ve Fâtıma’dan daha sevgili kimseyi görmedim.”

335

330

Müslim, Fazilet 1, 1 / X, 41; Tirmîzî, Menâkıb 1, 3605 / III, 507; Ahmed, Müsned,

XVII, 24799; Hâkim, El-Müstedrek, XI, 7036; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân II, 347; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 415; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 50

331 İbn Mâce, Fitne, X, 34, 4087; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4993 BMT; Hatîb Bağ-

dâdî, IX, 434; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 48; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s.

89; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 209; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

362

332 Hatîb Bağdâdî, IX, 439; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 360

333 Deylemî’den; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 60. Hadis

334 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4784 BMT; Hatîb Bağdâdî, XI, 430; Harezmî, Menâkıb,

s. 37; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, VII, 223; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 277

335 İbn Âsâkir ve Zehebî’den; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 44

Page 103: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 103

254- Abdullah b. Büreyde babasından nakletti:

“Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin en sev-

diği kimse erkeklerden Ali, kadınlardan Fâtıma’ydı.” 336

255- Üsâme b. Zeyd nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ehl-i Beyt’imden bana

en sevgili olan Fâtıma’dır.” 337

256- Cümey b. Umeyr et-Teymî nakletti: Halamla bir-

likte Hz. Âişe’nin yanına gittik ve ona soruldu: “Hangi kadın,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme daha sev-

giliydi?” “Fâtıma” dedi. “Ya erkeklerden?” diye soruldu.

“Fâtıma’nın kocası Ali’dir. Zira Ali; çok oruç tutar, çok

namaz kılardı.” 338

Aynı hadise farklı rivayet: Hz.Âişe annemize Hz. Ali so-

rulduğunda buyurdu ki: “Ali kadar Resûlüllah tarafından

sevilen başka bir adam görmedim. Ali’nin hanımı Fâtıma

kadar Resûlüllah (sav) tarafından çok sevilen başka bir

kadın görmedim.” 339

257- Hz. Ömer (ra)’ın naklettiğine göre, kendisi Hz.

Fâtıma (ra)’nın yanına girdi ve şöyle buyurdu: “Ey Fâtıma!

Allah’a yemin ederim ki; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi veselleme, senden daha sevimli birini görmedim.

Yine Allah’a yemin ederim ki babandan sonra bana in-

sanlar arasında, senden daha sevimli bir kimse yoktur.”

340

258- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi veselleme sordum. “Ey Allah’ın Resûlü! Fâtıma mı

sana daha sevgilidir, yoksa ben mi?” Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki:

336

Tirmîzî, Menâkıb 61, 3868 / III, 615; Nesâî, VII, Hasâis, 8444; Hâkim, El-

Müstedrek, VII, 4784; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 163; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI,

395; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 35

337 Tirmîzî, Menâkıb, 41, 3819 / III, 596; Hâkim, El-Müstedrek, V, 3615; Süyûtî,

Câmiu’s-Sağîr, I, 83; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 108; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 419

338 Tirmîzî, Menâkıb 61, 3874 / III, 617; Nesâî, VII, Hasâis, 8443; Hâkim, El-

Müstedrek, VII, 4798 BMT; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 396; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 35; Kütüb-i Sitte, XIII, 42. Hadisler birleştirilmiştir.

339 İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 547

340 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4789 BMT

Page 104: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

104 Ehl-i Beyt Bölümü

“Fâtıma, bana senden daha sevgilidir. Fakat sen

bana, Fâtıma’dan daha izzetlisin.” 341

El-Heysemî yukarıdaki hadise şöyle ilave ediyor: “Seni

sanki havuzumun başına gelmek isteyen münâfıkları ko-

valarken görüyorum. Kevser Havuzu’mun etrafında gök-

lerdeki yıldızlar kadar bardaklar vardır. Ben, sen, Hasan,

Hüseyin, Fâtıma, Âkil ve Cafer, cennetteki köşkler üze-

rinde birbirine karşı karşıya oturan kardeşleriz.” 342

259- Üsâme b. Zeyd nakletti: Ben, Resûlüllah (sav)’in

kapısında beklerken Ali ve Abbas geldiler. İçeri girmek için izin

istediler. Ben, Resûlüllah (sav)’e haber verdim. İzin verildi,

içeri girdiler. “Ey Allah’ın Resûlü! Ehlinden hangisinin

sana daha sevimli olduğunu sormaya geldik?” dediler.

Resûlüllah (sav): “Muhammed’in kızı Fâtıma’dır.” buyurdu.

Bunun üzerine “Fâtıma’yı sormadık, erkeklerden kim?”

diye sordular. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem; “Ehlimden bana en sevgili olanı, kendisine

Allah’ın nîmet verdiği ve benim de kendisine ihsanda

bulunduğum Üsâme b. Zeyd’dir.” “Sonra kim?” dediler.

Sonra “Ali b. Ebî Tâlib’dir.” buyurdu. Abbas (ra): “Amcanı

en sona bıraktın!” dedi. Resûlüllah (sav): “Zira Ali, önce

hicret ederek seni geçti.” buyurdu. 343

Resûlüllah (sav)’in Vefatında Ehl-i Beyt’in Konumu

260- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, vefat etmeden önce bizi Âişe annemi-

zin evinde topladı, bize duâlar etti ve etrafındakilere vefat ede-

ceğini haber verdi. Küçük büyük herkes ağlaştı. Sonra da

şehâdet getirdiler. Hazır olan Ashâb’ı sordular: “Sizi kim yı-

kasın Ey Allah’ın Resûlü!” “Beni Ehl-i Beyt’imden, en

yakınlarımın yıkaması daha iyidir.” buyurdu. “Mübarek

cisminizi hangi elbise ile kefenleyelim?” dedik. Sırtındaki

341

Taberânî, Evsât’tan; Nesâî, VII, Hasâis, 8478; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, VII, 224;

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 29; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr-2, III, 40; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 419

342 El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 173

343 Tirmîzî, Menâkıb, 41, 3819 / III, 596

Page 105: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 105

elbiseyi göstererek, “Beni şu elbisemle kefenleyin. Mısır

beyazına veya Yemen kumaşına sarın.” buyurdu. Sorduk:

“Kabir makâmınız nerede olmalı?” “Bulunduğum yerde.”

buyurdu. “Namazınızı kim kıldırsın?” diye sorduk. O, şöyle

buyurdu: “Durun!” buyurdu ve ağladı, “Beni de ağlattınız”

buyurdu. “Beni yıkadıktan ve kefenledikten sonra, bu

evimdeki yatağımın üzerine ve kabrimin kenarına koyun.

Sonra da yanımdan bir saat çıkınız. Namazımı önce dos-

tum Cebrâil (as) ve bütün melekler sırası ile kılarlar.

Sonra da grup grup içeri girin, namazımı kılın ve bana

salâtü selâm getirin. Bağırıp çağırıp beni üzmeyin. Önce

Ehl-i Beyt’imin erkekleri, sonra Ehl-i Beyt’imin kadınları

namazımı kılsın. Sonra da siz mü’minler üzerime namaz

kılarsınız. Ashâb’ımdan burada olmayanlara benden

selâm söyleyin. Kıyamete kadar gelecek kardeşlerime de

benden selâm söyleyin. Allah şahidimdir ki kıyamete

kadar gelecek bütün Müslümanlara selâm verdim.” 344

Ashâb-ı Kiram ağlaşarak tekrar sordular: “Sizi kabre kimler

indirsin?” Efendimiz (sav): “Ehl-i Beyt’imden en yakınla-

rım, meleklerin de yardımı ile indirirler.” buyurdu. 345

Bundan sonra, Cennetü’l-Bâki kabristanlığını ziyaret

edip duâ etti. Sonra Hz. Meymune annemizin evine, oradan

da Hz. Fâtıma (ra)’anın teklifi ile Hz. Âişe annemizin evine

geçirildi ve artık orada kaldı. Dışarı çıkması gerekirse bir om-

zunda Hz. Ali (kv), diğer omzunda Hz. Abbas ya da Hz. Ab-

bas’ın oğullarından biri olurdu. 346

261- Hz. Abbas’ın oğlu Fazl nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin hastalığı şiddetlendiğinde,

Ashâb’ı ile helâlleşti. Ashâb’dan Ukkâşe’nin Tebûk Seferi sıra-

sında Resûl-ü Ekrem (sav)’in devesine vurduğu kamçının ken-

disine isabet ettiğini söylemesi ve kamçı ile kısas istemesi üze-

rine, Ashâb-ı Kiram’ın itiraz sesleri uğultuya dönüştü.

344

Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4455

345 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4392; İbn Sa’d, Tabakât, II, 260; İbn Kesîr, El-Bidâye,

V, 433

346 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4441 BMT; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 127-129

Page 106: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

106 Ehl-i Beyt Bölümü

Efendimiz, o kamçının Hz. Fâtıma (ra)’nın evinde oldu-

ğunu ve onu Selman’ın getirmesini istedi. Selman kamçıyı Hz.

Fâtıma (ra)’dan isteyince; Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra) ve

Hz. Hüseyin (ra)’ı gönderdi ve: “Resûlüllah’a vuracakları

kamçıya siz siper olun, o kamçıları size vursunlar.

Resûlüllah çok hasta, dayanamaz.” buyurdu.

Oysa Ukkâşe b. Mihsan’ın maksadı sonradan anlaşıldı.

Kısas için Resûlüllah (sav)’in gömleğini soyduran Ukkâşe,

Resûlüllah (sav)’in tenine değmeyi ve nübüvvet mührünü

öpmeyi murad etmişti. Bu muradına kavuştu. 347

Hz. Peygamber (sav)’in Nesli ve Akrabalığının Durumu

262- İbn Abbas ve Câbir el-Ensârî nakletti: Hz. Ömer

(ra), Hz. Ali (kv)’nin kızı Ümmü Gülsüm ile evlendiği zaman

şöyle buyurdu: “Beni tebrik etmiyor musunuz? Ben, Resûlül-

lah (sav)’in şöyle buyurduğunu işittim: Benim sebebim (ak-

rabalığım) ve nesebim (soyum) hariç, kıyamet günü bü-

tün sebep ve nesepler kesilecektir.” 348

263- Abdullah b. Evfâ nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah-ü Teâlâ’ya ni-

yaz ettim: Ehl-i Beyt’ime alıp evlendiklerimin ve kızlarım-

dan evlendirdiklerimin cennette benim dostlarım olma-

sını diledim. Bu isteğim bana verildi.”

Farklı tercüme: “Ümmetimden onunla evleneceğim

ya da benimle evlenecek kimsenin cennette olmasını

Rabb’imden diledim, bu dileğim kabul edildi.” 349

264- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Akrabalığımın âhi-

rette bir faydası olmayacağını söylüyorsunuz. Aksine

dünyada da âhirette de bu yakınlığım sürecektir. Ben

347

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 135-137

348 Taberânî ve İbn Âsâkir’den; Ahmed, Müsned, XVIII, 26126; Hâkim, El-Müstedrek,

VII, 4738; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr-2, III, 39; İbn İshak, Sîret, 341; Ebû Nuaym, Hilye-

tü’l-Evliya, XI, 268; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3980-4020; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 32.,

33. ve 34. Hadis; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 352-353-413; Râmûz el-Ehâdis,

s. 321. Hadisler birleştirilmiştir.

349 İbn Merzuk’tan; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4722 BMT; El-Askalânî, El-Metâlib, III,

4019; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 411

Page 107: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 107

hepinizin Cennet Havuzu’na gönderdiği öncünüz olaca-

ğım.” 350

265- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ehl-i Beyt’imi cen-

net ehli dışında bir kimseyle evlendirmesin diye

Rabb’ime duâ ettim.” 351

Hz. Ebû Bekir (ra)’ın Ehl-i Beyt’e Karşı Davranışı

266- Hz. Âişe annemiz nakletti: Hz. Fâtıma (ra),

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin vefatından son-

ra Hz. Ebû Bekir (ra)’tan kendisine düşen mirastan ve Fedek

arazisinden pay istedi. Bunun üzerine vârid olan haberi Hz.

Ebû Bekir (ra) şöyle nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Biz peygamberlere mirasçı

olunmaz. Bıraktığımız bütün mallar sadakadır. Ehl-i Beyt

de bu maldan ihtiyacını alır.” Hz. Ebû Bekir (ra) devamla

şöyle buyurdu: “Allah’a yemin olsun ki bana, Muham-

med’in Ehl-i Beyt’ini gözetmek, kendi yakınlarımı gö-

zetmemden daha sevimli ve üstündür.” 352

267- Şa’bi nakletti: “Hz. Fâtıma (ra) hastalandığında,

Hz. Ebû Bekir (ra) ziyaretine geldi. İçeri girmek için izin istedi.

Bunun üzerine Hz. Ali (kv), “Ey Fâtıma! Bu gelen Ebû Be-

kir’dir, izin verirsen seni ziyaret etmek istiyor?” dedi. Hz.

Fâtıma (ra): “İzin vermemi ister misin?” dedi. Hz. Ali (kv):

“Evet” dedi. Hz. Ebû Bekir (ra), Hz. Fâtıma’nın rızasını almak

için yanına girdi ve: “Allah’a yemin olsun ki evi, malı, ai-

leyi ve aşireti; yalnızca Allah’ın rızasını, Resûlü’nün rı-

zasını ve siz Ehl-i Beyt’in rızasını kazanmak için terk

ettim.” dedi. Sonra Hz. Fâtıma (ra)’dan rızasını talep etti.

Nihayet Hz. Fâtıma (ra) ondan razı oldu.” 353

350

Ahmed, Müsned, XVIII, 26183

351 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 411; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 135

352 Buhârî, Megâzi 14, 4033 / Fazilet 12/22; Ebû Dâvud, Harac, II, 2968; Ahmed,

Müsned, IX, 13427; İbn Sa’d, Tabakât, II, 316; Zehebî, Tarihü’l-İslam, II, 357; İbn

Kesîr, Tefsir, XIII, 7099; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 474

353 Beyhakî, Sünen, VI, 91, 12735; İbn Sa’d, Tabakât, X, 26; İbn Kesîr, El-Bidâye, V,

481

Page 108: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

108 Ehl-i Beyt Bölümü

Sadakanın Ehl-i Beyt’e Haram Oluşu

268- Abdülmüttalib b. Rabia b. Haris b. Abdülmüttalib

nakletti. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Şüphesiz bu sadaka (zekât), insanların kirleri-

dir. Bu sebeple; onu almak, Muhammed’e ve Muham-

med’in Ehl-i Beyt’ine helâl olmaz.” 354

269- Ebû Hureyre nakletti: “Hz. Peygamber (sav)’e sa-

daka olarak, hurma dolu bir sepet getirilmişti. Hasan ile Hüse-

yin bu hurma ile oynaşıyorlardı. Hasan b. Ali, bir hurma tane-

sini alarak ağzına götürdü. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem bunu görünce, onun ağzından hurmayı çıkardı ve:

“Sen Âl-i Muhammed’in sadaka yemediğini bilmiyor mu-

sun?” buyurdu.” 355

Hz. Hasan (ra)’tan gelen rivâyette: “Sa-

daka hem Muhammed’e, hem de Ehl-i Beyt’ine helâl de-

ğildir.” 356

Ehl-i Beyt’e Zulmetmek, Savaş Açmak, Onları Aldatmak

ve Onlara Sövmek Haramdır

270- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ehl-i Beyt’ime zulmedenlere, Ehl-i Beyt’ime

karşı savaşanlara, Ehl-i Beyt’imi aldatanlara ve onlara

sövenlere Allah-ü Teâlâ, cenneti haram kılmıştır.” 357

*- Yani, Ehl-i Beyt’ime eziyet ve zulmedene cennet ha-

ram kılınmıştır. Beyhakî ve Bagâvî bunu açıkça söylemişlerdir.

İmam Şâfî de kesinleştirmiştir ki; Ehl-i Beyt’i sevmek farz, buğz

etmek haramdır. 358

354

Ebû Dâvud, Harac, II, 2985; El-Askalânî, El-Metâlib, I, 831

355 Buhârî, Zekât, 57, 1485; Müslim, Zekât 161 / V, 257; Ahmed, Müsned, V, 6433 /

VII, 9341; Dârimî, Zekât 16, 1649; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 365

356 Müslim, Zekât 161 / V, 258; Ahmed, Müsned, XI, 16475; İbn Sa’d, Tabakât, VI,

365

357 Taberânî’den; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 20; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 111; El-Heytemî, Es-Savâikü’l-Muhrikâ, s. 393 / s. 403

358 Er-Râzî, Tefsir-i Kebir, Şûrâ Sûresi 23. âyetin tefsiri; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 391

Page 109: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 109

Ehl-i Beyt’e Bela Gösteren, Belaya Uğrayacaktır

271- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benden sonra sizler, Ehl-i Beyt’ime belalar

göstereceksiniz!” 359

272- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Sizler, benden sonra Ehl-i Beyt’ime karşı ya-

pacaklarınızdan dolayı belalar göreceksiniz.” 360

273- Umare b. Yahya b. Halid b. Urfuta nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurdu:

“Şüphe yok ki siz, benden sonra Ehl-i Beyt’imle imtihan

olunacaksınız!” 361

Ehl-i Beyt’e Zulmeden, Eziyet Eden ve Düşman Olanların

Durumu

274- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ehl-i Beyt’ime zulüm edenlerin vay haline!

Onların azabı münâfıklar ile birlikte cehennemin en alt

tabakasında olacaktır!” 362

275- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benim kanımı dökene veya benim neslime ezi-

yet edene; benim, meleklerin ve Allah’ın gazabı çok şid-

detli olur.” 363

Ehl-i Beyt Zulümlere Uğrayıp, Diyardan Diyara Sürüle-

cektir

276- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah (celle celâlühü), biz Ehl-i Beyt için, âhi-

reti dünyanın önünde tuttu. Ehl-i Beyt’im benden sonra,

bencillik ve şiddetli bela görecek ve diyardan diyara sü-

rüleceklerdir!” 364

359

Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 78

360 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 101

361 Taberânî, Mu’cemü’l-Kebir, III, 80; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 58

362 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 66 / s. 403

363 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 42; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 39

364 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 464; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 17; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIV, 267

Page 110: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

110 Ehl-i Beyt Bölümü

277- “Ehl-i Beyt’im benden sonra gerçekten; üm-

metim tarafından öldürülmek, eziyet görüp, başka ülke-

lere sürgün edilmek gibi olaylarla karşılaşacaklardır!

Toplumlardan bize karşı en şiddetli düşman olanları ise

Benî Ümeyye, Benî Muğîre ve Benî Mahzum’dur!” 365

Mehdî Âl-i Resûl Ehl-i Beyt Neslinden Gelecektir

278- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Biz öyle bir Ehl-i

Beyt’iz ki; Allah bizlere dünyayı değil, âhireti nasip etti.

Benden sonra Ehl-i Beyt’im; bela, şiddet, dağıtılma ve

sürgüne uğrayacaklar. Nihayet doğu tarafından siyah

bayraklılar gelecek, hayır üzere hükümdarlık isteyecek-

ler. Kendilerine istedikleri verilmeyecek. Bunun üzerine

savaşacaklar ve Allah tarafından yardım görecekler.

Durum böyle olunca istedikleri kendilerine geri ve-

rilecek, fakat kabul etmeyecekler. O hükümdarlığı; ismi

ismime, babasının adı babamın adına uyan Ehl-i

Beyt’imden bir kimseye teslim edecekler. O Mehdî Âl-i

Resûl’dür ve yeryüzüne sahip olur. Kendisinden önce

baskı ve zulümle dolu olan yeryüzünü doğruluk ve ada-

letle doldurur. Sizden veya sonradan gelen birisi ona

yetişirse, kar üzerinde sürünerek de olsa; gelsin, ona

katılsın! Onlar mutlaka hidâyet sancaklarıdır.” 366

279- Hz. Ali (kv) ve Ebû Saîd nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yeryüzü zu-

lüm ve düşmanlıkla dolmadan kıyamet kopmayacaktır.

Sonra bu an geldiğinde Ehl-i Beyt’imden olan Mehdî Âl-i

Resûl ortaya çıkıp, dünyayı doğruluk ve adalet ile doldu-

racak, tıpkı zulüm ve düşmanlık ile dolmuş olduğu gibi.”

367

365

Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8547 BMT; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 401

366 İbn Mâce, Fitne, X, 34, 4082; Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8482; Râmûz el-Ehâdis, s.

135; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 46

367 Ebû Dâvud, Mehdî, III, 4283; Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, II, 148; Hatîb Bağdâdî,

I, 370; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 78; Ahmed, Müsned, XX, 28514-28521;

Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8712 BMT; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 194; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, XIV, 271

Page 111: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Bölümü 111

Muhibüddin Taberî şöyle ilave ediyor: “Orada hazır

olan Selman-ı Fârisî dedi ki: “O adam kimdir, Ey Allah’ın

Resûlü?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, ya-

nında bulunan Hüseyin’in omzuna dokunarak şöyle buyurdu:

“Benim bu çocuğumun neslindendir.” 368

280- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Mehdî Âl-i Resûl bizdendir.

Ey Ehl-i Beyt! Size müjdeler olsun. Allah (celle celâlü-

hü), onu bir gecede ortaya çıkarır ve olgunlaştırır.” 369

281- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ehl-i Beyt’imden

adı adıma benzeyen bir adam, dünyaya sahip olmadan

kıyamet kopmayacaktır.” 370

282- Huzeyfe nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Mehdî Âl-i Resûl, evladım-

dan bir adamdır. Yüzü parlayan yıldız gibidir. Mehdî Âl-i

Resûl’ün adı adım gibidir.” 371

283- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Dünyanın yok olmasına bir gün kalsa bile; Ehl-

i Beyt’imden ismi ismime benzeyen Mehdî Âl-i Resûl,

mutlaka iş başına geçecektir.” 372

284- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Mehdî Âl-i Resûl, bizden,

Ehl-i Beyt’tendir.” 373

285- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Dünyanın ömründen yal-

nız bir gün bile kalsa, Allah azze ve celle o günü, Ehl-i

Beyt’imden bir kişi için; Deylem Dağı’na ve Kostantiniy-

ye’ye (İstanbul) sahip oluncaya kadar uzatacaktır.” 374

368

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 136

369 Ahmed, Müsned, XX, 28520; Râmûz el-Ehâdis, s. 237

370 Ahmed, Müsned, XX, 28506

371 Rüyânî’den; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 408; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIV,

264, s. 268

372 Tirmîzî, Fitne 52, 2231 / II, 450; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 311; Ebû Nu-

aym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 77; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIV, 269

373 İbn Mâce, Fitne, X, 34, 4085; Ahmed, Müsned, XX, 28510; Hâkim, El-Müstedrek,

XI, 8717 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 77; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 359;

Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIV, 264

374 İbn Mâce, Cihad, VII, 11, 2779; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 371

Page 112: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

112 Ehl-i Beyt Bölümü

286- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Fâtıma! Sana müjdeler olsun! Sevinmelisin

ki, Mehdî Âl-i Resûl sendendir! Senin neslindendir.” 375

287- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Mehdî Âl-i

Resûl haktır, zuhur edecektir. Kendisi Fâtıma’nın çocuk-

larından, benim neslimdendir.” 376

288- Câbir b. Semüre nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benden sonra on iki

halife olacak, hepsi de Kureyş’tendir.” 377

375

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 136; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 95; Ali

el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIV, 584; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 5

376 Ebû Dâvud, Mehdî, III, 4284; Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8714; Zehebî, Mîzânü’l-

Îtidal, s. 87; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 187; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIV, 264,

s. 591; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 367; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 129

377 Ebû Dâvud, Mehdî, III, 4279; Tirmîzî, Fitne 48, 2223 / II, 446; Ahmed, Müsned,

XIX, 27052-27080; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 271; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

416; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 258

Page 113: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 113

İkinci Bölüm

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

Hz. FÂTIMATÜ’Z-ZEHRA (ra)

Hz. Fâtıma (ra)’nın Özet Hayatı

Hz. Fâtıma (ra), ilk vahyin gelmesinden bir yıl kadar ön-

ce Mekke’de doğdu. Peygamberimiz (sav)’in en küçük kızıdır.

Hz. Fâtıma (ra), Bedir Savaşı’ndan sonra Hicret’in 2. yılında,

Hz. Ali (kv) ile evlendi. Bu evliliklerinden Hasan, Hüseyin,

Muhassin, Ümmü Gülsüm ve Zeyneb isimlerinde çocukları

dünyaya gelmiştir. 378

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ın

dışında Muhassin, doğumun hemen sonrasında vefat etti. An-

cak büyüyen kızları çeşitli evlilikler geçirmişlerdir. 379

Künyeleri: Ümmü Muhammed; kızını anne sevgisiyle

seven Peygamber (sav) de “Babasının Annesi” anlamında

Ümmü Ebîhâ diye hitap etmiştir. Lakapları ise: Betül, Azra,

Raziye, Marziye, Meymune, Zekiye ve Zehra’dır. 380

Hz. Fâtıma (ra), Mekke’de İslam’ın ilk tebliğ yıllarında

Mekkeli müşriklerin Peygamberimiz (sav) Kâbe’de secdeye

vardığı zaman omzuna deve işkembesini koymaları üzerine

onu bu durumdan kurtardı. Bu işi yapanlara kızdı ve Peygam-

berimiz (sav)’in üzerini temizledi.

Hicret’in 2. yılı, Bedir Savaşı’ndan sonra, Zilhicce ayın-

da, Kurban Bayramı’ndan sonra Hz. Ali ile evlendirildi.

378

İbn Sa’d, Tabakât, X, 25

379 İbn Kesîr, El-Bidâye, III, 519

380 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 155-157

Page 114: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

114 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

Uhud Savaşı’nda, savaşa katılan on hanımla birlikte yi-

yecek ve su taşıdı. Yaralılara baktı. Peygamberimiz (sav)’in

dişinin kırılması üzerine, yüzündeki kanları temizledi. Kanın

durmadığını görünce bir hasır parçası yakıp, külleri ile kanı

durdurmayı başardı.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin vefatın-

dan altı ay sonra vefat etti. Vasiyeti üzerine Hz. Ali (kv) cena-

zesini yıkadı. Esma b. Umeys, ona yardım etti. Cenazesi tabut

içerisinde taşınıp geceleyin Cennetü’l-Bâki mezarlığına defne-

dildi. 381

Hz. Fâtıma (ra)’nın Doğumu

1- Molla Sîret’ten: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Cebrâil (as), bana cennetten bir

elma getirdi. Elmanın bir kısmını yedim, bir kısmını da

Hatice’ye verdim, o yedi. Bu zaman Hatice hamile kaldı

ve şöyle anlattı: Hamileliğim çok hafif geçti. Doğum za-

manında Kureyş kadınlarından yardım istedim, fakat

onlar yardıma gelmediler. Ben bu haldeyken odama gü-

zellikleri ve nurları tarif edilemeyecek derecede dört ka-

dın girdi. Birincisi: “Ben senin annen Havva’yım” dedi.

İkincisi: “Ben Müzâhim kızı Asiye’yim.” Üçüncüsü:

“Ben, Mûsa’nın kız kardeşi Gülsüm’üm.” Dördüncüsü:

“Ben, İmrân kızı Meryem’im.” Hepsi birden bana dediler

ki: “Bizler sana bu durumda gereken yardımı yapmak

için geldik.” Sonra Fâtıma yere secde ederek düştü ve

parmaklarını yukarı kaldırmıştı.” 382

Hz. Fâtıma (ra)’nın Fazileti

2- Hz. Âişe annemiz nakletti: “Fâtıma’dan daha sâdık

birini görmedim. Fâtıma’dan daha faziletli olan ancak

babasıydı.” 383

381

M. Y. Kandemir, DİA, Hz. Fâtıma, XII, 219; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI,

437-439

382 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 45; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 154;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 44

383 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4810 BMT; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 201;

Taberânî, Mu’cemül Evsât, II, 118, 2721; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3986

Page 115: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 115

3- Hz. Âişe annemiz nakletti: “Şekil, hâl ve tavır ba-

kımından, kalkışında ve oturuşunda Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi veselleme, kızı Fâtıma’dan daha

çok benzeyen hiç kimseyi görmedim. Fâtıma, Resûlül-

lah’ın yanına girdiği zaman, Resûlüllah ona doğru ayağa

kalkar, onu öper ve kendi yanına oturturdu. Resûlüllah

efendimiz de Fâtıma’nın yanına girdiği zaman, Fâtıma

oturduğu yerden kalkar, Resûlüllah’ı öper ve O’nu kendi

yanına oturturdu.”

Farklı rivâyet: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

veselleme, hadis ve kelam bakımından, Fâtıma kadar

benzer birini görmedim. Fâtıma babasının yanına geldiği

zaman, Resûlüllah (sav) ayağa kalkardı. Onu karşılar,

elinden tutar ve meclisinde yer verirdi.” 384

4- Bir gün Muhâcir ve Ensâr hanımları bir araya topla-

nıp, Hz. Fâtıma (ra)’nın da aralarına katılması için Resûl-ü

Ekrem (sav) efendimizden izin istediler. Hz. Fâtıma (ra) güzel

elbiseleri olmadığı için katılmak istemedi. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: “Ey Fâtıma! Bizim yolumuzda

kimseyi ümitsiz bırakmak yoktur.” buyurarak, onu gön-

derdi. Hz. Fâtıma (ra), toplantıdan üzüntülü döndü. Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, o toplantıya katılan ha-

nımlardan birini çağırıp, toplantının durumunu ve Fâtıma

(ra)’nın halini sordu: O kadın: “Ey Allah’ın Resûlü, Fâtıma

gelince bütün kadınlar, onun güzel elbiselerine hayran

kaldılar. Birbirlerine bu elbiseleri nereden almışlar diye

konuştular.” Hz. Fâtıma (ra) buyurdu ki: “O halde, niye

bana öyle gözükmedi ki, ben de sevineyim.” Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “O güzel elbi-

seleri senin üzerine örttüler, sen onları görmedin, o elbi-

selerin güzelliği bundandır.” 385

384

Buhârî, Fazilet 27; Müslim, Fazilet 98 / X, 350; Tirmîzî, Menâkıb 60, 3872; Ebû

Dâvud, Edeb, III, 5217; İbn Hibban, II, 477; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4785-4807

BMT; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 41

385 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 122-123; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 162-265.

Biraz farklı ama aynı konuyu aktarıyor.

Page 116: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

116 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

5- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kıyamet günü olunca, perde

gerisinden bir münâdi şöyle seslenecek: “Ey mahşer hal-

kı, gözlerinizi kapayın! Fâtıma b. Muhammed geçecek.”

denilir ve Fâtıma üzerinde iki yeşil kumaş olduğu halde

geçer.” 386

6- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem; Fâtıma’ya hitaben şöyle buyurdu:

“Muhakkak Allah-ü Teâlâ; ne sana, ne de evlatlarından

hiçbirisine azap edecek değildir!” 387

Hz. Fâtıma (ra)’nın Hz. Ali (kv) İle Evlendirilmesi

7- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemin yanındaydım. O’na vahiy gelmeye başladı-

ğında kendinden geçti. Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem vahiyden sonra kendine geldiğinde bana buyurdu ki:

“Cebrâil (as)’ın ne ile bana geldiğini biliyor musun?”

Ben dedim ki: “Allah ve Resûlü daha iyi bilirler.” Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Cebrâil

(as), Fâtıma’yı Ali ile evlendirmemi bana emretti.” 388

8- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Yanıma bir melek gelip dedi ki: Ey Muham-

med! Yüce olan Allah, sana selâm eder ve buyurur ki:

Ben kızın Fâtıma’yı, Ali b. Ebî Tâlib’e göğün yüksekle-

rinde nikâhladım. Sen de dünyada nikâhlarını kıy!” 389

9- Enes b. Mâlik nakletti: Bir gün Peygamberimiz sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin hizmetindeydim. Mübarek

yüzünde vahiy alâmetleri belirdi, sonra da şöyle buyurdu:

386

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4781/4811 BMT; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 239; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 418; Kütüb-i Sitte, XIII, 44. Bu hadisin farklı rivâyetleri

de vardır.

387 Taberânî’den; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 39. Hadis; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

362

388 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I, 235; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 31; El-

Heysemî, meleklerin gökyüzünde yaptıkları düğünü ve vasıflarını uzun uzun anlatır.

El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 15229

389 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 32

Page 117: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 117

“Ey Enes! Cebrâil (as) gelip, Ali ile Fâtıma’yı ev-

lendirmemi emretti. Muhâcir ve Ensâr’ın ileri gelenlerini

topla!” Ben de Resûlüllah (sav)’in emri ile Muhâcir ve Ensâr’ı

topladım. Efendimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem güzel

bir hutbe okudu ve şöyle buyurdu: “Ey Ashâb’ım! Allah-ü

Teâlâ’nın emri ile Ali ile Fâtıma’yı nikâhlayacağım, siz

de buna şâhid olun!” Bundan sonra Hz. Ali (kv) huzura geti-

rildi. Ona şöyle buyurdu: “Yâ Ali! Fâtıma’yı dört yüz mis-

kal gümüş ile sana nikâhladım, kabul ettin mi?” Hz. Ali

(kv) cevap verdi: “Razıyım, kabul ettim Ey Allah’ın

Resûlü!” 390

10- İbn Büreyde babasından nakletti: “Hz. Ebû Bekir ve

Hz. Ömer de, Resûlüllah (sav)’den Hz. Fâtıma’yı istediler.

Ancak Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem “Yaşı

küçüktür” buyurdu. Hz. Ali istediğinde ise Hz. Fâtıma’yı

onunla evlendirdi.” 391

11- Abdullah b. Abbas nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ali (kv) ile Hz. Fâtıma (ra)’yı ev-

lendireceği zaman; Resûlüllah (sav): “Fâtıma’ya mehir ola-

rak bir şey ver!” buyurdu. Hz. Ali (kv): “Benim yanımda

mehir olarak verebileceğim bir şey yok” dedi. Bunun üze-

rine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Hutamiy-

ye, zırhın nerede, onu ver!” buyurdu.” 392

12- Enes b. Mâlik nakletti: Önce Hz. Ebû Bekir, Resûlül-

lah (sav)’den Hz. Fâtıma’yı istedi. Sonra Hz. Ömer istedi. Her

ikisine de Resûlüllah cevap vermedi. İkisi birlikte, Hz. Ali’nin

yanına gelerek durumu anlattılar. Hz. Ali’nin de Hz. Fâtıma’yı

istemesini söylediler. Hz. Ali de öncekiler gibi, gelip Resûlül-

lah’ın önünde oturdu. Resûlüllah (sav) öncekilere sorduğu gibi

“Ne istiyorsun?” diye sordu.

390

Tirmîzî’nin Nazmı Dârü’l-Sıbteyn kitabından; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 168-

169; Fuzûlî, Hz.Ali ve Hz.Fâtıma’nın nikâhını, düğününü ve çeyizini uzun uzun anla-

tır. Cebrâil (as) ve meleklerin de dâvete katıldığından bahseder.

391 Nesâî, VII, Hasâis, 8454; İbn Hibban, II, 478, s. 479

392 Ebû Dâvud, Nikâh, II, 2125; Nesâî, V, 5541; Ahmed, Müsned, XII, 17787; El-

Askalânî, El-İsâbe, s. 482; İbn Kesîr, El-Bidâye, III, 518

Page 118: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

118 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

Hz. Ali de: “Ey Allah’ın Resûlü! Sen benim duru-

mumu ve İslam’daki önceliğimi biliyorsun, beni Fâtıma

ile evlendirmeni istiyorum.” dedi. Bunun üzerine Resûlüllah

(sav): “Yanında mehir olarak vereceğin bir şey var mı?”

diye sordu. Hz. Ali: “Atım ve zırhım var” buyurdu. Resûlül-

lah (sav): “Atın sana lazım, zırhını sat parasını getir!”

buyurdu. Hz. Ali, zırhını dört yüz seksen dirheme satıp parası-

nı Resûlüllah (sav)’e getirdi. Resûlüllah (sav) paradan bir kıs-

mını alarak: “Ey Bilal! Bu para ile koku al!” buyurdu ve

Hz. Fâtıma’yı hazırlamalarını emretti. Çeyiz olarak, iplerle

örülmüş bir karyola ve içi lif dolu deriden bir yastık verdi. Hz.

Ali’ye de: “Fâtıma hazırlanıncaya kadar bekle!” buyurdu-

lar. Hz. Fâtıma, Ümmü Eymen ile beraber gelip evin içinde bir

tarafta oturdu. Resûlüllah (sav) gelip: “Kardeşim Ali burada

mı?” buyurunca, Ümmü Eymen: “Kardeşin olduğu halde,

ona kızını mı verdin?” dedi. Resûlüllah (sav): “Evet” bu-

yurdu. Sonra Hz. Fâtıma’dan su istedi. Hz. Fâtıma bir kâse su

verdi. Resûlüllah suyu alıp içine üfledi. Sonra da Hz. Fâtı-

ma’ya: “Yaklaş!” buyurdular. Suyu Hz. Fâtıma’nın göğüsleri

üzerine ve başına serpti. “Allah’ım! Onu ve neslini, Şey-

tan’ın şerrinden sana sığındırırım.” diye duâ etti. Sonra:

“Arkanı dön!” buyurdu. Dönünce iki omuzları arasına ve

sırtına da o sudan serpti. Yine aynı duâyı etti. Sonra Hz. Ali’yi

yanına çağırıp bunun aynısını ona da yapıp duâ buyurdular.

Sonra da: “Allah’ın adıyla ve bereketiyle ailenin yanına,

gerdeğe gir!” buyurdular. 393

Hz. Osman (ra)’ın Hz. Ali (kv)’ye destek olmak için;

bahsi geçen zırhı satın aldığı ve sonra Hz. Ali (kv)’ye tekrar

hediye ettiği nakledilir.

13- Aynı hadise farklı rivâyet: Enes b. Mâlik nakletti:

Ben, Resûlüllah (sav)’in huzurundayken O’na vahiy hali geldi

ve kendine geldiğinde şöyle buyurdu: “Şüphesiz! Rabb’im

bana, Fâtıma’yı, Ali ile evlendirmemi emir buyurdu.

393

Nesâî, VII, Hasâis, 8455; İbn Hibban, II, 480; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4806; İbn

Sa’d, Tabakât, X, 22; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 319 / s. 366; Şems-i Sivasî,

Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 263

Page 119: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 119

Ey Enes! Git, Ebû Bekir’i, Ömer’i ve Ashâb’dan bazıları-

nı çağır!” Bunun üzerine ben gidip çağırdım. Tabakta hurma-

lar dağıtıldı. Resûlüllah (sav), bir hutbe okudular. Sonra da

Hz. Ali’ye gülümseyerek şöyle buyurdular: “Gerçekten her-

şeye galip ve yüce olan Allah’ın emriyle, dört yüz miskal

gümüş mehir ile Fâtıma’yı sana nikâhladım. Razı oldun

mu?” Hz. Ali (kv): “Razı oldum” buyurdu. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle duâ buyurdu: “Allah’ım,

dağınık işlerinizi birleştirsin, talihinizi kuvvetlendirsin.

Üzerinize bereket indirsin ve sizden çok güzel bir nesil

yetiştirsin!” 394

14- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem; Fâtıma’yı, Ali ile evlendirmek istedi-

ğinde, Fâtıma’ya bir korku düştü. Bunun üzerine Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey kızım

korkma! Seni Ali ile evlendirmemi Allah (celle celâlühü),

bana emretti.” 395

15- Abdullah b. Abbas nakletti: “Fâtıma, Ali ile gerdeğe

girdiği gecede; Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

imam olarak, Cebrâil (as) sağında, Mikâil (as) solunda ve

yetmiş bin melek de arkasından geliyordu. Hepsi gün doğana

kadar Allah’ı tesbih ve takdis ettiler.” 396

16- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz.

Fâtıma’yı (ra), Hz. Ali (kv) ile evlendirdiği zaman Ashâb’dan

bazıları konuştu. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ben kendiliğimden Ali’ye

kızımı vermedim. Allah (celle celâlühü), Ali’yi kızımla

evlendirdi.” 397

17- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah-ü Teâlâ, bana

Fâtıma ile Ali’yi evlendirmemi emretti.” 398

394

El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 320-322 / 365

395 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 31

396 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 26

397 Yakûbî Tarihi, II, 39

398 Taberânî, Mu’cemü’l-Kebir, V, 117; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 455; Ali el-Muttakî,

Müntehab, V, 30; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 320; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I,

57

Page 120: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

120 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

18- Abdullah b. Abbas nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Fâtıma’yı Ali ile evlendirdiği zaman

Fâtıma, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme: “Ey

Babacığım! Beni fakir, hiçbir şeye sahip olmayan biriyle

mi evlendirdin?” buyurdu. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem: “Ey Fâtıma! Razı olmaz mısın ki; Allah

(celle celâlühü) yeryüzünde iki adamı seçti, biri baban,

diğeri kocandır.” 399

19- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem; kızı Hz. Fâtıma (ra)’yı, Hz. Ali (kv) ile

evlendirdiği düğün sabahı, Hz. Fâtıma (ra)’nın içine bir korku

düştü. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellem şöyle buyurdu: “Ey Fâtıma! Seni dünyada seyyid,

âhirette de sâlih olan biriyle evlendirdim.” 400

“Ey Fâtıma! Allah seni Ali ile evlendirmemi emre-

dince, Cebrâil (as)’e emir verdi. Cebrâil (as) dördüncü

semâda durdu. Melekler saf saf durdular ve Cebrâil (as)

onlara bir konuşma yaptı. Ben de seni Ali ile evlendir-

dim. Sonra Allah cennet ağaçlarına emretti. Ağaçlar, süs

ve giysiler yetiştirdi. Sonra bunları meleklere doğru

saçmasını istedi. Melekler bu süs ve giysilerden aldıkları

nispette kıyamete kadar bunlarla övüneceklerdir.” 401

20- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Fâtıma! Seni Ehl-i Beyt’im içinde bana en

sevgili olan, Ali ile evlendirdim.” 402

21- Ebû Eyyüb el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem hastalandığında, O’nu ziyaret etmek

için kızı Fâtıma geldi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellemin zayıf bir hale düştüğünü görünce dayanamayıp göz-

399

Hatîb Bağdâdî, IV, 195; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4700; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-

Ummâl, XIII, 108-109; Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 489; Şems-i Sivasî, Çehâr-

ı Yâr-i Güzîn, s. 305

400 Belâzürî, El-Ensab, II, 119; Hatîb Bağdâdî, IV, 129; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I,

237; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 44; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II,

604

401 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 404

402 Nesâî, VII, Hasâis, 8456; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3959; Ali el-Muttakî, Münte-

hab, V, 31

Page 121: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 121

yaşı döktü. Bunu gören Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem kızı Fâtıma’ya şöyle buyurdu: “Razı olmaz mısın

ki; seni ümmetimin içinde ilk İslam olanı, en bilgilisi ve

en kuvvetli hilme sahip olanı ile evlendirdim. Allah-ü

Teâlâ, yeryüzündeki insanlara bakıp beni aralarından

seçti ve peygamber olarak gönderdi. Sonra bir daha yer-

yüzündeki insanlara baktı ve kocanı seçti. Sonra bana

vahyedip seni onunla evlendirmemi ve onu kendime vâsî

ve kardeş edinmemi emretti.” 403

22- Ma’kil b. Yesâr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Fâtıma! Razı olmaz

mısın ki; ümmetimin en hayırlısı, ilk İslam olanı, ümme-

tim içinde en bilgili olanı ve en faziletli hilme sahip ola-

nıyla, seni evlendirdim. 404

Allah’a yemin olsun ki, senin

oğulların da cennet gençlerinin seyyidleridirler.” 405

Bu hadisin baş kısmını, İbnü’l Esîr, Hz. Ali (kv)’den şöy-

le nakletti: “Ebû Bekir ve Ömer, kızı Fâtıma’yı Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemden istediler, onlara

vermedi. Sonra bana verdi. Fâtıma’nın bundan haberi

olunca ağladı.” Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, yukarıdaki hadisi buyurmuştur. 406

23- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali olmasay-

dı, Fâtıma’ya denk bulunmazdı.” 407

403

Belâzürî, El-Ensab, II, 104; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 101; İbn Âsâkir, Târîhu

Dımaşk, I, 239; Harezmî, Menâkıb, s. 63; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 135;

Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 31; Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 489

404 Ahmed, Müsned, XIX, 27515; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I, 233; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, VI, 389; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 78

405 İbn Abdilber, Ebû Ömer Cemûlüddin Yusuf b. Abdillah b. Muhammed b. Abdil-

ber en-Nemerî, El-İsti’âb fi mârifeti’l-Ashâb, Nahdad el-Mısır Matbaası, Kahire, s.

1099; Harezmî, Menâkıb, s. 58

406 İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, VII, 221

407 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 68; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 294

Page 122: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

122 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

Resûlüllah (sav)’in Her Sefere Çıkarken ve Dönüşünde

Hz. Fâtıma (ra)’nın Yanına Uğraması

24- Resûlüllah (sav)’in âzatlısı Sevbân nakletti: Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bir sefere çıkacağı zaman

son olarak Fâtıma’ya uğrardı. Seferden döndüğünde ise

O’nun huzuruna ilk olarak Hz. Fâtıma (ra) girerdi. 408

Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, yine bir gazâdan döndü.

Fâtıma kapısının üzerine kıldan yapılmış, üzerinde resim olan

bir çul asmıştı. Hasan ve Hüseyin’e de gümüşten iki bilezik

takıp ziynetlendirmişti. Seferden dönen Resûlüllah (sav), bu

defa Fâtıma’nın yanına girmedi. Hz. Fâtıma (ra), Resûlüllah

(sav)’in neden gelmediğini anladı ve çul perdeyi yırttı. Bilezik-

leri de kırıp çocukların eline verdi. Bunun üzerine Hasan ve

Hüseyin ağlayarak Resûlüllah (sav)’in yanına geldiler. Resûlül-

lah (sav), bilezik parçalarını alıp bana verdi ve şöyle buyurdu:

“Ey Sevbân, şunu Medine’de falan aileye ver. Şüphesiz

Hasan ve Hüseyin ile annesi ve babası benim Ehl-i

Beyt’imdir. Onların dünya hayatında güzel nîmetleri yi-

yip bitirmelerini hoşgörmüyorum. Ey Sevbân; Fâtıma

için denizaygırı dişinden bir gerdanlık ve fildişinden ya

da deniz kaplumbağası kemiğinden iki bilezik satın al.”

409

25- Ebû Salebe el-Huşenî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, bir seferden döndüğü zaman ilk önce

mescide gider, iki rekât namaz kılardı. Sonra Fâtıma’ya uğrar,

daha sonra da hanımlarının yanına gelirdi. Yine bir seferden

döndüğünde; mescidde iki rekât namaz kıldı. Sonra da Fâtı-

ma’nın yanına geldi. Fâtıma, O’nu evin kapısında karşıladı ve

yüzünü, gözünü, sakallarını öpmeye başladı ve ağladı.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem ona: “Seni ağla-

tan nedir?” buyurdu. Fâtıma: “Senin saçların dağılmış,

bedenin yorgun düşmüş, elbisen de eskimiş olarak görü-

408

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4792

409 Ebû Dâvud, Teraccül, III, 21, 4213; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 37. M.

Taberî, hadisin ikinci kısmını nakletmemiştir.

Page 123: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 123

yorum” dedi. Resûlüllah (sav) ona: “Ağlama! Allah babanı

öyle bir işle gönderdi ki, yeryüzünde hiçbir ev ve çadır

kalmayacak ki; benim gönderildiğim bu iş sebebiyle iz-

zet ya da zillete sokulmuş olmasın. Böylece bu iş gece-

nin ulaştığı her yere ulaşacaktır.” 410

Hz. Fâtıma (ra)’nın, Resûlüllah (sav)’in Bir Parçası Ol-

duğu

26- Bir gün, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, Hz. Fâtıma (ra)’nın elinden tuttuğu halde dışarı çıktı ve

hazır olanlara şöyle buyurdu: “Kim bunu tanırsa tanır ve

tanımazsa Muhammed’in kızı Fâtıma’dır. Kendisi ben-

den bir parçadır. Kendisi kalbim ve iki tarafım arasında

bulunan ruhumdur. Her kim ona eziyet ederse, bana ezi-

yet etmiştir. Bana eziyet eden ise Allah’a eziyet etmiş-

tir.” 411

27- Hz. Ebû Bekir (ra) nakletti: Peygamber sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdular ki: “Fâtıma benden bir

parçadır; onu öfkelendiren, beni öfkelendirmiş olur.” 412

28- İbn Zübeyr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Fâtıma benden bir parçadır.

Ona eziyet eden bana eziyet eder. Onu inciten beni inci-

tir.” 413

29- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah-ü Teâlâ, Fâtıma’nın

öfkelenmesi ile öfkelenir. Onun rızası sebebiyle rıza gös-

terir.” 414

410

Taberânî, Mu’cemü’l-Kebir, IX, 263, 18041; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4790 BMT

411 El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 150

412 Buhârî, Fazilet 22, 3757 / 29, 3767; Buhârî Tecrid Terc. IX, 367; Nevevî, Riyâzü’s-

Sâlihîn I, 333; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 96-97; Kütüb-i Sitte, XIII, 59

413 Müslim, Fazilet 93 / X, 344; Tirmîzî, Menâkıb 61, 3869 / III, 615; Nesâî, VII,

Hasâis, 8466; Ahmed, Müsned, XVIII, 26125; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4804; Ebû

Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 434; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 483; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 418

414 Taberânî, Mu’cemü’l-Kebir, IX, 363; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4783 BMT; El-

Askalânî, El-İsâbe, s. 485; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, VII, 224; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 39; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 507; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl,

XII, 111; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 391; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 57;

Râmûz el-Ehâdis, s. 501; Kütüb-i Sitte, XIII, 44

Page 124: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

124 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

Hz. Fâtıma (ra)’nın Nesli ve Sevenleri Cehennemden

Azattır

30- Misver b. Mahreme nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Fâtıma benden bir

parçadır. Onu öfkelendiren şey, beni de öfkelendirir.

Onu sevindiren şey, beni de sevindirir. 415

Kıyamet günü

benim nesebim, sebebim ve akrabalığım hariç, hiç kimse

nesebine sahip çıkamayacaktır.” 416

31- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kızım Fâtıma’nın ismini Al-

lah (celle celâlühü), şu mânâda verdi: Allah (celle

celâlühü), onun da, onu sevenlerin de alakasını cehen-

nemden kesmiştir.” 417

32- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Fâtıma! Adının niye Fâtıma olarak verildi-

ğini biliyor musun?” Hz. Ali (kv) sordu: “Ey Allah’ın

Resûlü! Niye Fâtıma olarak isim verildi?” Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah (celle

celâlühü) onu, neslini ve sevenlerini ateşten kestiği için

ona Fâtıma adını verdi.” 418

33- Hz. Peygamber (sav)’in âzatlısı Sevbân nakletti:

“Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yanına Fâtıma

b. Hübeyre, elinde altından iri yüzükler olduğu halde gelmişti.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, kadının ellerine

vurdu. O da kalkıp, Fâtımatü’z-Zehra’nın (ra) yanına girdi.

Ona Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin davranışını

anlattı. Bunun üzerine Hz. Fâtıma (ra) boynundaki altın zinciri

çıkarıp: “Bunu, bana Hasan’ın babası Ali hediye etti”

415

Müslim, Fazilet 94 / X, 344; Nesâî, VII, 8312 / Hasâis, 8465; Beyhakî, Sünen, VII,

64; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 435; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3980; Muhi-

büddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 37; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 108;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 133

416 Hadisi tam nakledenler: Ahmed, Müsned, XVIII, 26126; Hâkim, El-Müstedrek, VII,

4787-4801 BMT; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr-2, III, 39; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

413; Râmûz el-Ehâdis, s. 321

417 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 65; Râmûz el-Ehâdis, s. 139

418 Deylemî’den; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 26; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 347 / s. 413

Page 125: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 125

dedi. Zincir daha elindeyken, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem yanlarına girdi ve şöyle buyurdu: “Ey Fâtıma!

Halkın: “Resûlüllah’ın kızının elinde ateşten bir zincir

var!” demesi seni memnun eder mi?” buyurdu ve böyle

diyerek oturmadan geri dönüp gitti. Bunun üzerine Hz. Fâtıma

(ra), zinciri çarşıya gönderip sattırdı. Parasıyla bir köle satın

aldı ve onu âzad etti. Bu olanlar Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi veselleme anlatılınca: “Fâtıma’yı ateşten kurtaran Al-

lah’a hamdolsun!” buyurdular.” 419

34- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Fâtıma! Allah’tan takvâ

üzere ol! Rabb’inin farzını yerine getir! Ehlinin işini yap!

Yatağına girince; 33 kere tesbih Sübhânallah, 33 kere

tahmid Elhamdülillah, 33 kere de Allâhü Ekber diye

tekbir getir! Böylece yüz eder. Bu senin için bir hizmet-

çiden daha hayırlıdır.” 420

35- Ebû Zerr ve Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Fâtıma,

iffetini korudu da Allah (celle celâlühü) ona ve nesline

cehennemi haram kıldı.” 421

Hz. Fâtıma (ra), Pak ve Temizdir

36- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kızım Fâtıma, be-

şerî bir hûridir. O hiçbir zaman aybaşı olmaz ve doğum

anında da pislik zuhur etmez. Allah (celle celâlühü), onu

ve sevenlerini ateşten uzak tuttuğu için adını Fâtıma

verdi.” 422

419

Nesâî, VIII, 9378; Ahmed, Müsned, XIV, 20237; Hâkim, El-Müstedrek, VII,

4778/4782 BMT

420 Buhârî, Fazilet 9, 3705 / Nafaka 6-7 / Duâ 11. Bab; Ahmed, Müsned, IV, 5486 / X,

14627; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4759 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 438;

Râmûz el-Ehâdis, s. 14

421 Bezzar, Ebû Ya’lâ, Ukayli, Taberânî ve İbn Şahin Sünnet’te; Buhârî Tecrid Terc.

IV, 44; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3987; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4779 BMT; Ebû

Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 434; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 38. Hadis; Süyûtî, Câmiu’s-

Sağîr, I, 600; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 361/461; Râmûz el-Ehâdis, s. 124

422 Hatîb Bağdâdî, XII, 331; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 26; Ali el-Muttakî,

Müntehab, V, 97; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 109; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 362

Page 126: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

126 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

37- Esma b. Umeys nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi veselleme şöyle sordum: “Fâtıma, Hasan’ı doğurdu-

ğunda ondan kir kanı çıktığını görmedim.” Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Bilmez misin

ki; kızım Fâtıma, tertemiz kılınmıştır. Ondan ne aybaşı,

ne de doğum anında kir kanı görülür.” 423

Hz. Fâtıma (ra)’nın Duâsı ve Bereketi

38- Hz. Ömer (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, bir gün Hz. Fâtıma (ra)’nın odasına girdiğin-

de onu gamlı ve ıstıraplı buldu. Sebebini sorunca, Hz. Fâtıma

(ra): “Ey Allah’ın Resûlü! Evde yiyecek hiçbir şeyimiz

yoktur. Söylemeyeyim dedim ama Hasan ve Hüseyin aç-

lıktan halsiz düştüler. Bu hususta Cenâb-ı Hakk’a duâ

edip, yalvarmak için ruhsat var mıdır?”

Efendimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Ey Kızım; Allah-ü Teâlâ, ihlâs sahiplerinin

duâsını, elbette kabul eder.” Bunun üzerine Hz. Fâtıma (ra)

mübarek ellerini kaldırıp şöyle duâ etti: “Yâ Rabbi! Bilirsin

ki; kadınların ve çocukların açlığa dayanacak güçleri

yoktur. Ya bize güç ver ya da dayanabileceğimizden fazla

zorluk verme!” Bu duâdan sonra Hz. Fâtıma (ra) elinde ol-

madan mecalsiz yere düştü. Cebrâil (as) hemen Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme haber getirdi: “Ey Allah’ın

Resûlü! Fâtıma’nın âhı, feryadı; göklerde melekleri coş-

turdu.” Bunun üzerine Efendimiz (sav) hemen Fâtıma (ra)’nın

yanına varıp, başını dizinin üstüne, mübarek ellerini de onun

göğsüne koydu ve: “Yâ Rabbi! Sen Fâtıma’yı açlık sıkıntı-

sından koru!” buyurdu. Hz. Fâtıma (ra) sonra şöyle anlattı:

“O duânın bereketi ile ömrüm oldukça, açlıktan yana

şikâyetim olmadı.” 424

39- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bir

gün Hz. Fâtıma’nın odasına gelip: “Ne haldesin kızım?”

diye sordu. Hz. Fâtıma (ra) cevap verdi: “Ey Allah’ın

423

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 44

424 İmam Necmeddin’den; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 174-175

Page 127: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 127

Resûlü! Fakirliğimiz o dereceye vardı ki, üç günden beri

evimize yiyecek girmedi.” Efendimiz sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Ey Fâtıma! Mutfağa gidip bak!”

Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra), mutfakta

gördüler ki, bir kâse içinde yemek var. Hemen alıp Resûlüllah

(sav)’in önüne götürdüler. Resûlüllah (sav), Hz. Ali (kv), Hz.

Fâtıma (ra), Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra), o yemekten

yiyip doydular. 425

40- Câbir el-Ensâri nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem birkaç gündür bir şey yememişti. Bu kendisi-

ne ağır gelince hanımlarını dolaştı ancak hiçbirinin yanında

yiyecek bir şey bulamadı. Hz. Fâtıma’nın odasına gelip: “Ey

Kızım! Yanında yiyecek bir şeyler var mı, ben açım!”

buyurdu. Hz. Fâtıma (ra): “Ey Allah’ın Resûlü! Biz de aynı

vaziyetteyiz!” deyince, Efendimiz (sav) üzgün halde dışarı

çıktı.

Hz. Fâtıma (ra), mahcup bir şekilde Cenâb-ı Hakk’a duâ

ederken komşularından biri iki ekmek ile bir parça et getirdi.

Hz. Fâtıma (ra)’a da yiyeceğin üzerini örttü. Bunu kendime ve

yanımdakilere değil Resûlüllah (sav)’e vereceğim diye bekletti.

Resûlüllah (sav) tekrar geldi. Hz. Fâtıma: “Anam babam sa-

na feda olsun, Allah-ü Teâlâ bize bir şey gönderdi, onu

sana sakladım” dedi. Resûlüllah (sav) efendimiz: “Getir

bakalım” buyurdu. Fâtıma kabın üstünü açınca şaşırıp kaldı.

Kabın içi ekmek ve et ile dolmuştu. Nihayet bunun Allah’tan

bir bereket olduğunu anladı, Allah’a hamd ve Resûlü’ne salâtü

selâm getirdi. Efendimiz (sav), yemeği görünce “Kızım bu

yemek sana nereden geldi?” diye sordu. Fâtıma (ra): “Ey

Babacığım! O, Allah’tandır. O dilediğini hesapsız şekilde

rızıklandırır.” deyip Allah’a hamdetti.

Allah Resûlü sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, yemeği

görünce: “Ey Fâtıma! Allah’a hamdolsun ki, kendi katın-

dan yemek vermekle, İmrân kızı Meryem’in mertebesini

sana ihsan etti.” diye duâ buyurdu. Sonra Hz. Ali, Hz. Ha-

san, Hz. Hüseyin ve Resûlüllah (sav)’in eşlerine haber gön-

425

Meâricü’n-Nübüvve’den; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 176

Page 128: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

128 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

derdi. Sonra, o cennet yemeğini hep birlikte yediler. Bütün

komşulara dağıttılar, yine de yemek olduğu gibi duruyordu. 426

Hz. Fâtıma (ra)’nın Cennet Kadınlarının Seyyidesi Oldu-

ğu

41- Huzeyfe nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Daha önce yeryüzüne hiç inme-

miş bir melek, Allah-ü Teâlâ’dan izinli gelip, bana selâm

ve müjde getirdi. Fâtıma’nın cennetteki kadınların seyyi-

desi olduğunu, Hasan ve Hüseyin’in de cennetteki genç-

lerin seyyidi olduğunu müjdelemek için indiğini söyledi.”

427

42- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; hasta-

lığı esnasında yanına gelen kızı Fâtıma (ra)’ya şöyle buyurdu:

“Ey Fâtıma! Dünya ve ümmetimin kadınlarının başına

Seyyide olmaya razı olmaz mısın?” 428

43- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Fâtıma, (Meryem

hariç) cennet kadınlarının seyyidesidir.” 429

44- İmran b. Husayn ve Hâşim b. Urve babasından

nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Meryem kendi zamanındaki kadınların en ha-

yırlısıdır. Fâtıma da kendi zamanındaki kadınların en

hayırlısıdır.” 430

426

El-Askalânî, El-Metâlib, III, 4001; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 176-177; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 43

427 Tirmîzî, Menâkıb 31, 3781 / III, 580; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 118; Ahmed,

Müsned, XVIII, 26594; Nesâî, VII, 8307 / Hasâis, 8462 (Ebû Hureyre’den rivâyet);

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4775 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 429; El-

Askalânî, El-Metâlib, III, 3978; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 33; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 337; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 92; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 419;

Kütüb-i Sitte, XII, 531. Hadisler birleştirilmiştir.

428 Müslim, Fazilet 7 / X, 349; Tayâlisî’den, Ahmed, Müsned, VI, 196-197; İbn Sa’d,

Tabakât, X, 26; Nesâî, VII, Hasâis, 8463; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4794 BMT;

İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, VII, 223; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 97; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, XII, 110; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 40; El-Askalânî, El-

İsâbe, s. 484

429 Buhârî, Fazilet 12/29; Ahmed, Müsned, XVIII, 26133; Nesâî, VII, Hasâis, 8461;

Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 40; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 485; Kütüb-i Sitte, XIII, 43

430 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 430; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3982; El-

Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, Menâkıb 990

Page 129: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 129

45- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Cennet kadınlarının en

faziletlileri; Huveylid kızı Hatice, Muhammed kızı Fâtı-

ma, Firavn’un karısı Asiye ve İmrân kızı Meryem’dir.” 431

46- Aburrahman b. Ebû Leyla nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Fâtıma;

İmrân kızı Meryem, Firavn’un ailesi Asiye ve Huveylid

kızı Hatice’den sonra bütün âlem kadınlarının seyyidesi-

dir.” 432

Resûlüllah (sav)’in Vefat Haberi ve Hz. Fâtıma (ra)

47- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Fetih senesinde Fâtı-

ma’yı çağırarak, özel olarak konuştular. Fâtıma ağladı.

Sonra tekrar özel olarak konuştular. Fâtıma bu sefer

güldü. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem ve-

fat edince Fâtıma’dan ağlamasını ve gülmesini sordum.

Hz. Fâtıma (ra) o zaman bunu açıklamadı, daha sonra sordu-

ğumda şöyle anlattı:

“Önce Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem vefat edeceği haberini verdi, ağladım. İkinci konuş-

mamızda benim İmrân kızı Meryem hariç diğer kadınla-

rın cennette seyyidesi olacağımı müjdeledi, bunun üzeri-

ne güldüm.” 433

48- Hz. Âişe annemiz ise şöyle nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin vefatına doğru olan hastalı-

ğında, bütün hanımları huzurunda toplanmıştık. Fâtıma, aynı

Resûlüllah (sav)’in yürümesi gibi yürüyerek yanımıza geldi.

431

Tirmîzî, Menâkıb 62, 3878 / III, 619; Nesâî, VII, 8297; Ahmed, Müsned, XVII,

24718; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 6478-4808-4904 BMT; Hatîb Bağdâdî, XII, 185;

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 445; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 363; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 42; İbn Hibban, II, 477; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 360, İbn

Abbas’tan nakletti.

432 Râmûz el-Ehâdis, s. 322

433 Müslim, Fazilet 98 / X, 349; Tirmîzî, Menâkıb 61, 3873 / III, 617; Nesâî, VII,

Hasâis, 8460; Ahmed, Müsned, XVIII, 25592; Dârimî, Mukaddime 14, 80; Kütüb-i

Sitte, XIII, 43

Page 130: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

130 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

Resûlüllah (sav), kızı Fâtıma’ya: “Merhaba! Hoşgeldin,

Ey Kızım!” diyerek yanına oturttu. Sonra, ona bir şeyler fısıl-

dadı. Bunun üzerine Fâtıma; şiddetli bir şekilde ağladı.

Resûlüllah (sav), onun üzüntüsünü görünce ikinci defa bir

şeyler daha fısıldadı. Bunun üzerine Fâtıma güldü. Fâtıma, o

zaman bunu açıklamadı. Resûlüllah (sav)’in vefatından sonra,

o gün ağlamasının ve gülmesinin sebebini sorduk; Fâtıma

buyurdu ki: “Resûlüllah bana, “Her sene Cebrâil (as) bir

defa gelir, Kur’ân’ı mukabele ederdik. Bu sene ise, iki

defa geldi ve iki defa mukabele ettirdi. Bundan ecelimin

yaklaştığını anladım. Sabırlı ve anlayışlı ol! Ben senin

için ne güzel selefim (öncüyüm).” buyurdu. Bu haberi

alınca, ben de ağladım. Resûlüllah benim üzüldüğümü

görünce bana şöyle haber verdi: “Ey Fâtıma! Ev halkım-

dan bana cennette, ilk kavuşacak olan sensin. cennet

kadınlarının seyyidesi olmaya razı değil misin?” buyu-

runca ben de razıyım deyip; tebessüm ettim, güldüm.” 434

49- İbn Âsâkir, Vâsile’den nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Fâtıma! Yakınla-

rımdan olup, bana en önce kavuşacak olan sensin. Eşle-

rimden bana en önce kavuşacak olan ise, eli en açık

olanınızdır. Yani Zeyneb’dir.” 435

50- Hz. Fâtıma (ra) nakletti: “Ben bir gün Âişe’nin ya-

nındayken Resûlüllah (sav) geldi ve bana: “Dünya kadınla-

rından hiçbirisinin karşılaşmadığı bir haberle karşılaşa-

caksın. Ancak sabır noktasında onların en aşağısı ol-

ma!” buyurdu. Ve o yıl içerisinde de vefat etti.” 436

51- Ebû Eyyüb el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin vefatından önce hastalığında Hz.

Fâtıma (ra) ağlayınca; kızı Fâtıma’ya karşı şöyle buyurdu: “Ey

Fâtıma! Niçin ağlıyorsun? Biz Ehl-i Beyt’e, yedi özellik

434

Buhârî, Fazilet 12, 3715-3716 / Menâkıb 25, 3623-3626 / İzin 43; Müslim, Fazilet

97-99 / X, 349; Ebû Dâvud, Edeb 143-144, 5217; Tirmîzî, Menâkıb 61, 3872 / III,

616; İbn Mâce, Cenaze, IV, 64, 16271; Nesâî, VII, 8308-8311 / Hasâis, 8459; Ah-

med, Müsned, XVIII, 25590; İbn Sa’d, Tabakât, II, 251; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya,

XI, 432; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 392. Hadisler birleştirilmiştir.

435 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 120

436 Tefsir-i Taberî, III, 264

Page 131: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Fâtıma (ra) Bölümü 131

verilmiştir ki; bu özellikler ne bizden öncekilere, ne de

bizden sonrakilere verilmiştir. Peygamberlerin en fazilet-

lisi babandır. Vâsîlerin en faziletlisi senin kocandır. Şe-

hitlerin en faziletlisi babanın amcası Hamza’dır. İki ka-

natlı olup cennette uçan Cafer-i Tayyar bizdendir. Bu

ümmetin içinde başlı başına bir toplum olan Hasan ve

Hüseyin ise senin çocuklarındır. Allah’a yemin olsun ki

Mehdî Âl-i Resûl de bizlerdendir.” 437

52- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin hastalığı ağırlaştığında, ağrısı ve acısı şid-

detlendiğinde; Hz. Fâtıma (ra): “Vay babamın ıstırabına!”

buyurdu. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, ona:

“Bugünden sonra, babana ıstırap yoktur” buyurdu. Resûl-

ü Ekrem (sav) vefat edince, Hz. Fâtıma: “Ey kendisini dâvet

eden Rabb’e, icabet eden babacığım! Ey gideceği yer,

Firdevs Cenneti olan babacığım! Ey Cebrâil’in vefat ha-

berini verdiği babacığım!” dedi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem toprağa verildikten sonra; Hz. Fâtıma (ra)

şöyle buyurdu: “Ey Enes! Resûlüllah’ın üzerine toprak

atmaya gönlünüz nasıl razı oldu?” 438

53- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin vefa-

tından sonra, Hz. Fâtıma (ra)’nın hiç gülmediği haberi, kesin

olarak doğrudur. O kadar ki komşularının gelip: “Ey Resûlül-

lah’ın kızı! Ya geceleri ağla, gündüzleri istirahat et; ya da

gündüzleri ağla, geceleri istirahat et!” diye nasihat ettikleri

nakledilmektedir. 439

54- Ebu Cafer nakletti: “Hz. Fâtıma (ra)’nın, Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem’den sonra güldüğü

görülmedi.” 440

437

Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, I, 28; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 102; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 135-136. Taberî, yukarıdaki iki hadisi bir bütün olarak

nakletmiştir. El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 314; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

371; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 14

438 Buhârî, Megâzi 83, 4462; İbn Mâce, Cenaze, IV, 65, 1629; Ahmed, Müsned, XVIII,

25623/25637; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4452 BMT; Dârimî, Mukaddime 14, 88;

Belâzürî, El-Ensab I, 552

439 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 180

440 İbn Sa’d, Tabakât, II, 252; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 438

Page 132: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

132 Hz. Fâtıma (ra) Bölümü

Hz. Fâtıma (ra)’nın Vefatı

55- Ümmü Selma nakletti: “Hz. Fâtıma, vefat etmeden

önce hastalığa yakalanmıştı. Ben de onun rahatsızlığında yar-

dım ediyordum. Hastalığı iyice ağırlaşmıştı. Ali de bazı işleri

için evden ayrılmıştı. “Anneciğim! Bana su hazırla, boy

abdesti alacağım!” dedi. Hz. Fâtıma, o güne kadar gördü-

ğüm en güzel boy abdestini aldı. Sonra “Anneciğim, bana

yeni elbiselerimi ver!” buyurdu. Ben de yeni elbiselerini

verdim, onları giydi. “Anneciğim! Yatağımı odamın ortası-

na ser!” buyurdu, ben de serdim. Hz. Fâtıma sağ yanı üzerine

kıbleye karşı yatağına uzandı, elini yanağına koydu. “Anneci-

ğim! Şimdi ben vefat edeceğim, yıkandım, temizlendim,

kimse gelip üzerimi açmasın!” buyurdu ve vefat etti. Sonra

Ali geldi. Ben de olup biteni ona haber verdim.” 441

441

Ahmed, Müsned, XVIII, 26166; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 486; İbn Sa’d, Tabakât, X,

26

Page 133: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 133

Üçüncü Bölüm

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Hz. HASAN (ra) ve Hz. HÜSEYİN (ra)

Doğumları ve Özet Hayatları

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ın doğum ebesi Es-

ma b. Umeys şöyle nakletti: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem; torunları Hasan ve Hüseyin’in doğumlarından

sonra kulaklarına ezan okudu. Her biri için de akika kurbanı

kestirdi. Her ikisini de doğumlarının yedinci günlerinde sünnet

ettirdi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Fâtı-

ma (ra)’ya onların saçlarını kestirip ağırlığınca gümüş tasad-

duk etmeyi emretti. Hz. Fâtıma (ra) da bu emri yerine getirdi.”

442

Hz. Hasan (ra), Hicret’in 3. yılında; Hz. Hüseyin (ra) ise

Hicret’in 4. yılında dünyaya geldiler. 443

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) hakkında; ilk iki hali-

fe devrinde kaynaklarda fazla bir bilgi yoktur. Hz. Osman (ra)

devrinde Saîd b. Ebî’l Âs ile Horasan seferine katıldılar. Hz.

Osman (ra)’ın evi kuşatıldığında, babaları tarafından onun

evini korumakla ve onun evine su taşımakla vazifelendirildiler.

Cemel Vak’ası ve Sıffîn Savaşı’na babaları Hz. Ali (kv) ile bir-

likte katıldılar. 444

442

Tirmîzî, Edâhî, 17 / II, 109; Ebû Dâvud, Akika 21; Ahmed, Müsned, IX, 12610;

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4880 / X, 7662 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 354; M. Câmi,

Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 199; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 243

443 İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, II, 10, 18

444 E. R. Fığlalı, DİA, Hz. Hasan, XVI, 282; E. R. Fığlalı, Hz. Hüseyin, XVIII, 518-521;

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in hadislerle açıklanan hayatları için baknz: Hilal Kara -

Abdullah Kara, İki Sultan İki Kurban, Nesil Yay., İstanbul, 2010.

Page 134: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

134 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

1- Hz. Fâtıma (ra)’nın doğum sancıları başlayınca, Pey-

gamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem geldi. Kızının hatırını

sordu. Sonra da: “Doğum olunca, bana haber vermeden

çocuğa bir şey yapmayın!” diye tembih etti. Ayrıca kızına:

“Çocuğa süt vermeden önce bana haber et! Benden önce

çocuğa süt verme!” buyurdu, sonra oradan ayrıldılar.

Bir süre sonra çocuk, Mistah kızı Sevde’nin kucağında

doğdu. Sevde hemen çocuğun göbeğini kesti ve onu sarı renk-

li bir beze sardı. Az sonra Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem, tekrar geldi ve kızının durumunu sordu. Sevde: “Ey

Allah’ın Resûlü! Çocuk doğdu. Göbeğini kestim. Onu

sarı renkli bir beze sardım.” dedi. Efendimiz sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: “Bana âsi oldun” buyurdular. “Size

âsi olmaktan Allah’a sığınırım! Ben sadece göbeğini kes-

tim! Buna da mecburdum!” dedi. Efendimiz sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem: “Çocuğu bana getir!” buyurdular.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, kendisine

haber verilmemesine ve çocuğun sarı renkli beze sarılmasına

kızmıştı. Çocuk getirilince, hemen sarı bezi attı. Çocuğu beyaz

bir beze sardı. Tükürüğünden çocuğun ağzına verdi.

Bu doğan Hz. Hasan’dı. Peygamber sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, Hz. Hasan’ın sağ kulağına ezan, sol kulağına

kamet okudular. Yine İhlâs Suresi’ni okudular. Mübarek ağız-

larında yumuşattıkları hurmayı çocuğun ağzına verdiler. Ve

isim koydular. 445

Bugünden sonra, yeni doğan çocuklar

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme getirilir oldu.

Efendimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, çocuklara duâ

eder, ezan ve kamet okur, ağzında ezdiği hurmayı çocuklara

yedirir ve isim koyar oldu.

Hz. Hasan doğduktan elli gün kadar sonra, Hz. Hüseyin

anne rahmine düştü. Bu nedenle aralarında yıl farkı yoktur.

Esma b. Umeys nakletti: Hz. Hasan’ın doğumundan bir

yıl sonra, Hz. Hüseyin dünyaya geldi. Onu beyaz bir hırkaya

sardım. Allah Resûlü’ne götürdüm. Hüseyin’in sağ kulağına

ezan, sol kulağına kamet okudu. Sonra onu bağrına bastı,

445

Ebû Dâvud, Edeb III, 116, 5105; Tirmîzî, Edâhî 17, 1514 / II, 109

Page 135: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 135

ağladı. Ben “Niye ağlıyorsun, Ey Allah’ın Resûlü?” diye sor-

dum. “Oğlumun haline ağlıyorum. Benden sonra onu

isyankâr, zalim bir tâife katledecektir. Şefaâtim onlara

yetişmeyecektir!” buyurdu. Sonra da: “Esma bunu Fâtı-

ma’ya söyleme! O henüz doğum yaptı.” buyurdular.

Hz. Fâtıma (ra), Hz. Hasan’ın doğumunda babasının

emrine uymuş ve onu emzirmemişti. Ancak Hz. Hüseyin doğ-

duğunda onu babasına göstermeden emzirmek zorunda kal-

mıştı. Bu yüzden Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem: “Hz. Hasan doğduğunda bana getirdiler. Ancak Hü-

seyin doğduğunda ağzına bilmediğim bir şey koymuşsu-

nuz. Bu yüzden Hasan, Hüseyin’den daha bilgilidir.” bu-

yururdu. 446

2- Abdullah b. Abbas nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin

(ra)’tan her biri için, ikişer koç akika kurbanı kesti.” 447

3- Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, hiçbir

çocuğun biatını almamasına rağmen; Hz. Hasan, Hz. Hüseyin

ve Abdullah b. Cafer, Peygamberimiz (sav)’e İslamiyet üzerine

biat ettiler. Resûlüllah (sav) de onların biatını kabul etti. 448

*- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem vefat et-

tiğinde Hz. Hasan (ra) sekiz yaşında, Hz. Hüseyin (ra) ise yedi

yaşındadır. Hz. Ömer (ra) vefat ettiğinde 19-20 yaşlarındalar,

Hz. Osman (ra) vefat ettiğinde ise 32-33 yaşlarına gelmişlerdi.

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ın hayatları hakkında kay-

naklarda yeterli bilgi olmadığını görüyoruz.

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ın Fazileti

4- Hoca Muhammed Parsâ, Faslü’l-Hitab’dan şöyle

nakleder: Hz. Resûl’ün ciğerparelerine şu medhiye yeterlidir:

“İyi bilin ki Allah (celle celâlühü), siz Ehl-i Beyt’ten her

türlü pisliği giderdi ve sizi, tertemiz yaptı.” 449

446

Ebû Dâvud, Edeb 21; Nesâî, Akika 4; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3989; Balcı,

Ramazan, Gül Nesli, Hz. Fâtıma ve Ehl-i Beyt, Nesil Yay., İstanbul, s. 64

447 Ebû Dâvud, II, 2841; Nesâî, IV, 4531; Ahmed, Müsned, IX, 12608

448 İbn Abdirabbih, İkdü’l-Ferîd, II, 220; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 338; El-

Kandehlevî, Yusuf, Hayatü’s-Sahâbe, Timaş Yay., İstanbul, 1988, I, 389

449 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 280-281

Page 136: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

136 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

5- Hz. Ebû Bekir (ra) halifeliği sırasında Ehl-i Beyt ile il-

gili olarak şöyle buyurdu: “Ey İnsanlar! Resûlüllah’a olan

hürmetinizi, O’nun Ehl-i Beyt’ine de göstererek devam

ettiriniz.” 450

6- Yine Hz. Ebû Bekir (ra) bir sözünde: “Allah’a yemin

olsun ki, benim yanımda Resûlüllah’ın akrabaları, kendi

akrabalarımdan daha üstün ve daha sevimlidir.” buyurdu.

451

7- Hz. Ömer (ra)’ın halifeliği sırasında Medine’de kurak-

lık olmuş, defalarca yağmur duâsına çıkılmasına rağmen bir

netice alınamamıştı. Hz. Ömer, Hz. Abbas’ın yanına gelerek;

onu, Hz. Ali’yi, Hz. Hasan’ı, Hz. Hüseyin’i yanına aldı ve on-

larla yağmur duâsına çıktı. Onlardan başka da kimseyi yanına

almadı. Hz. Ömer duâ etti, onlar da âmin dediler. Bu duânın

sonucunda yağmurun yağdığı ve insanların rahata kavuştuğu

nakledilmektedir. 452

8- Hz. Ömer (ra) zamanında Yemen Valisi, Medine’ye

kumaş göndermişti. Hz. Ömer (ra) bu kumaşı Muhâcir ve

Ensâr arasında pay etti. Ertesi günü, Hz. Hasan (ra) ve Hz.

Hüseyin (ra)’ın üzerinde bu kumaştan olmadığını gördü. Der-

hal Yemen Valisi’ne emirname yazıp, bu kumaştan ilave gön-

dermesini istedi. “Bu ikisinin üzerinde bu kumaşı görme-

mem beni üzer” buyurdu. 453

9- İbnü’l Kırânî, Ebû Hureyre’den nakletti: “Bir gün Ha-

san ve Hüseyin’in dargınlıklarını duydum. Hüseyin’e gittim,

“Git ağabeyinle barış” dedim. Bana şöyle dedi: “Ben de-

dem Resûlüllah (sav)’den duydum ki: “Kardeşler üç günden

fazla dargın durmazlar. Önce barışan, önce cennete gi-

rer.” Ben ağabeyimden önce cennete girmek istemem. Bunun

üzerine Hasan’a gittim. Hüseyin’e söylediklerimi ona da söy-

ledim. “Kardeşim doğru söylüyor” deyip hemen kalktı. Kar-

deşine gitti ve özür diledi, barıştılar.” 454

450

Buhârî, Fazilet 22, 3757/29, 3767; Buhârî Tecrid Terc. IX, 367; Nevevî, Riyâzü’s-

Sâlihîn I, 333; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 96-97; Kütüb-i Sitte, XIII, 59

451 Buhârî, Megâzi 14, 4033 / Fazilet 12/22; Ebû Dâvud, Harac, II, 2968; Ahmed,

Müsned, IX, 13427; İbn Kesîr, Tefsir, XIII, 7099

452 Hâkim, El-Müstedrek, III, 334; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 199;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 133; El-Heytemî, Es-Savâikü’l-Muhrikâ s. 396

453 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 412; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 293; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VIII, 338

454 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 56

Page 137: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 137

*- Medâinî nakletti: Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin arasında

bir tartışma oldu. Birbirlerine darıldılar. Bir süre sonra Hz.

Hasan, Hz. Hüseyin’e gidip üzerine yumuldu ve onu öpmeye

başladı. Hz. Hüseyin de kalkıp onu öptü ve şöyle dedi:

“Aslında önce benim gelmem ve seninle barışmam

gerekirdi. Ancak fazilete senin benden daha fazla layık

olduğunu gördüğümden, senin hak ettiğin fazileti senden

almak istemedim. Önce gelip barışmakla da bu fazileti

senin kazanmanı istedim.” 455

10- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz.

Hasan ve Hz. Hüseyin’e bakıp şöyle buyurdu: “Allah sizde

iki şeyi birleştirmez. Nübüvvet ve Hilâfet.”

Zerkânî şöyle devam etti: “Elhamdülillah! Resûl’ün

duâsı ve Allah’ın tasdiki ile Ehl-i Beyt neslinden pek çok sey-

yid, ulema ve evliya gelmiştir. Şüphesiz bu nübüvvet neslidir.”

456

11- Ukbe b. Amir nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hasan ve Hüseyin, Arş’ın

iki kılıcıdırlar.” 457

12- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, Cebrâil (as)’a: Göklerden buraya nasıl geliyorsun? diye

sordular. Cebrâil (as): “Kanadım altında bir tılsım vardır.

Onda Hasan ve Hüseyin yazılıdır. Bu iki isimden kuvvet

alırım.” buyurdular. 458

Hasan ve Hüseyin İsimlerinin Verilişi

13- Resûlüllahsallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bu iki oğlumun isimlerini; Hasan ve Hüseyin

olarak vermeye emrolundum.” 459

14- Hz. Ali (kv) nakletti: Hasan doğduğunda Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bize geldi ve buyurdu ki:

455

İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 338

456 Zerkânî, Şerhü’l-Mevâhibü’n-Ledüniyye’den; Hilal-Abdullah Kara, İki Sultan İki

Kurban, s. 164

457 Taberânî’den; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 115; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 420

458 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 204

459 Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 53

Page 138: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

138 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

“Bana oğlumu gösterin, ona ne isim koydunuz?” Ben

dedim ki: “Adını “Harb” koydum!” Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: “Hayır! Oğlumun adı, Hasan’dır.”

buyurdu. Hüseyin doğduğunda, Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem yine bize geldi ve buyurdu ki: “Bana oğlu-

mu gösterin, ona ne isim koydunuz?” Ben dedim ki: “Adı-

nı “Harb” koydum.” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem: “Hayır! Oğlumun adı, Hüseyin’dir!” buyurdu.

Üçüncü oğlumuz doğduğunda yine Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem, bize geldi ve buyurdu ki: “Bana oğlumu

gösterin, ona ne isim koydunuz?” Ben dedim ki: “Adını

“Harb” koydum.” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem: “Hayır! Oğlumun adı Muhassin’dir. Üçünün adı da

Harun (as)’ın oğulları; İbranice karşılığı olan Şeber, Şü-

beyr ve Müşebbir’in adları karşılığıdır.” buyurdu. 460

15- İmran b. Süleyman nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hasan ve Hüseyin

isimleri, cennet ehlinin isimlerindendir. Çünkü cahiliye

devrinde Araplar, böyle isimleri bilmiyorlardı.” 461

16- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Harun (as) oğullarına, Şeber ve Şübeyr adını

vermişti. Ben de oğullarım Hasan ve Hüseyin’e; Ha-

run’un verdiği isimleri Arapça olarak verdim.” 462

Resûlüllah (sav)’in Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’a

Olan Sevgileri, Onların Sevgilerinin Tavsiye Edilmesi ve

Düşmanlık Edenlerin Durumu

17- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ın ellerin-

den tutup buyurdu ki:

460

Ahmed, Müsned, IX, 12710; Beyhakî, Sünen, VI, 63; Hâkim, El-Müstedrek, VII,

4826/4836 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 358; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s.

119; İbn Hibban, II, 481; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 520

461 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 358; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 185; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 421

462 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 421

Page 139: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 139

“Her kim beni sever, bu iki çocuğu, onların babala-

rını ve annelerini severse, kıyamet gününde benimle be-

raber, benim derecemde olacaktır.” 463

18- Üsâme b. Zeyd nakletti: Bir akşam karanlıkta,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin kapısına gittim.

Resûlüllah (sav)’i, bilmediğim bir şeyi örtünmüş halde gör-

düm. İşimi bitirince: “Bu örtündüğün şey nedir?” dedim.

Resûlüllah (sav), örtüyü açınca; bir bacağına Hasan’ın, diğer

bacağına da Hüseyin’in sarılmış olduğunu gördüm. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bu ikisi

benim ve kızımın çocuklarıdır. Allah’ım! Ben bu ikisini

seviyorum. Sen de bunları sev ve bu ikisini sevenleri de

sev!” 464

19- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, bir omzunda Hz. Hasan, diğer omzunda Hz.

Hüseyin olduğu halde, onları öpüp koklayarak, Ashâb’ının

yanına geldi. Ashâb’ı dediler ki: “Ey Allah’ın Resûlü, bunla-

rı seviyor musun?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem şöyle buyurdu: “Hasan ve Hüseyin, benim ve kızımın

çocuklarıdır. Allah’ım sen bilirsin ki, ben bunları seviyo-

rum, sen de sev! Sevenleri de sev!” 465

Hadis devam edi-

yor: “Onlara düşmanlık eden bana düşmanlık etmiş

olur.” diye ilave ediyor. 466

20- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Her kim Hasan ve Hüseyin’i

severse, beni sevmiştir.

463

Tirmîzî, Menâkıb 21, 3733 / III, 562; Ahmed, Müsned, XVIII, 26145; Taberânî,

Mu’cemü’s-Sağîr, II, 70; Hatîb Bağdâdî, XIII, 278; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 370;

Harezmî, Menâkıb, s. 82; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 110; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 91 / s. 123; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 312; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 37

464 Tirmîzî, Menâkıb 31, 3769 / III, 576; Nesâî, VII, Hasâis, 8471; İbn Sa’d, Tabakât,

VI, 408; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 310/420; İbn Hibban, II, 484; Zehebî,

Şemseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman el-Zehebî, Siyerü A’lâmi’n-Nübelâ,

Beyrut, 2004, 1596

465 Ahmed, Müsned, XVIII, 26135; Nesâî, VII, Hasâis, 8471; El-Askalânî, El-İsâbe, s.

311; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 374; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 121;

Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 188

466 Nesâî, VII, 8108; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 364; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 65

Page 140: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

140 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Her kim de bunlara kin tutup, düşmanlık ederse;

bana kin tutup, düşmanlık etmiş olur.” 467

21- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Allah’ım! Ben o iki çocu-

ğu seviyorum. Sen de sev! Onları sevenleri de sev ve on-

lara düşmanlık edenlere, sen de düşmanlık et!” 468

22- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benim nazarımda Ehl-i

Beyt’imden en sevimlisi, Hasan ile Hüseyin’dir.” 469

23- Selman-ı Fârisî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hasan ve Hüseyin benim

çocuklarımdır. Her kim onları severse beni sevmiş olur.

470

Beni sevenleri de Allah sevecektir. Allah (celle

celâlühü), sevdiklerini cennete sevk edecektir. Her kim

onlara düşmanlık ederse bana düşmanlık etmiştir. Bana

düşmanlık edene de, Allah düşmanlık edecektir. Allah

(celle celâlühü), her kime düşmanlık ederse, onu ateşe

sokacaktır.” 471

24- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kim, beni severse; Hasan ve Hüseyin’i sevsin!”

472

25- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz.

Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’a bakıp: “Allah’ım! Ben bun-

ları seviyorum, sen de sev!” buyurdu. 473

Beyhakî’nin ilave-

sinde: “Her kim beni severse, bunları da sevsin!” 474

467

İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 143; Ahmed, Müsned, XVIII, 26134; Hâkim, El-

Müstedrek, VII, 4830 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 363; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s.

111; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 313; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 65-335; Süyûtî, Câmiu’s-

Sağîr, III, 315; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 106; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII,

121; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 420

468 Nesâî, VII, 8112; Ahmed, Müsned, XVIII, 26138; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4852

BMT; Tayâlisî, Müsned, X, 332; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 114; Ali el-

Muttakî, Müntehab, V, 106; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 313; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I,

44; Râmûz el-Ehâdis, s. 186

469 Tirmîzî, Menâkıb, 31, 3772 / III, 577; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 420

470 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 124

471 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4829 BMT; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 119

472 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 121

473 Tirmîzî, Menâkıb 3784; Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, I, 199-200; Kütüb-i Sitte, XII,

490

474 Beyhakî, Sünen, II, 263

Page 141: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 141

26- Üsâme b. Zeyd nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, beni ve Hasan’ı dizine alır: “Allah’ım! Ben

bu ikisini seviyorum, sen de sev!” buyururdu. 475

27- Berâ b. Azib nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, Hasan ve Hüseyin’i gördü: “Allah’ım! Ben bu

ikisini seviyorum, sen de sev!” buyurdu. 476

28- Atâ nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellem, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i omzuna alıp şöyle buyur-

du: “Ey Allah’ım! Ben, Hasan ile Hüseyin’i seviyorum.

Sen de sev!” 477

29- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi veselleme: “Ehl-i Beyt’inden hangisini en çok sevi-

yorsun?” diye sorulmuştu. “Hasan ve Hüseyin” diye cevap

verdi. Hz. Fâtıma (ra)’ya: “Benim oğullarımı bana çağır!”

diye emreder; onları getirtip koklar, kucaklardı. 478

30- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, mes-

cidinde onların birini sağ dizine, diğerini sol dizine oturtmuş;

bir birine, bir diğerine sevgi gösteriyordu. Sahâbîden birisi:

“Ey Allah’ın Resûlü! Onları seviyorsun herhalde?” deyin-

ce: “Kim onları severse beni sevmiş olur. Her kim de

onlara düşmanlık ederse, bana düşmanlık etmiş olur!”

buyurmuştur. “Ehl-i Beyt’inden en sevimli olanlar kimler-

dir?” diye sorulunca Hz. Peygamber (sav): “Hasan ve Hüse-

yin’dir.” diye cevap verdi. Hz. Fâtıma’ya onları çağırmasını

söyler, onlar gelince de kucaklar ve öperdi. Hz. Hasan veya

Hz. Hüseyin’in ağladığını duyduğu anda hemen onların yanı-

na koşardı. Etrafındaki insanlara da, onların sesini duyunca

elinde olmadan kalktığını söylerdi. 479

475

Buhârî, Fazilet 22, 3747; Ahmed, Müsned, XVIII, 26532; Nesâî, VII, 8115 (Hz.

Hüseyin’i de eklemiştir); İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 516 / VIII, 64; El-Askalânî, El-İsâbe,

s. 311

476 Tirmîzî, Menâkıb 31, 3782 / III, 580; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 336; El-Askalânî,

El-Metâlib, III, 3992, Ebû Hureyre’den

477 Ahmed, Müsned, XVIII, 26141; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 114; İbnü’l

Megâzilî, Menâkıb, s. 375; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 43

478 Tirmîzî, Menâkıb 31, 3772 / III, 577; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 104; İbn Kesîr,

El-Bidâye, VIII, 336; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 83; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

311; Kütüb-i Sitte, XII, 491

479 El-Askalânî, El-İsâbe, s. 313; Zehebî, Târihu’l-İslam, 36-60; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 65

Page 142: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

142 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

31- Enes b. Mâlik ve Abdullah b. Ömer nakletti: Hasan

ve Hüseyin, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

karnı üzerinde oynaşıyorlardı. Bu esnada Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu işittim: “Hasan

ve Hüseyin, dünyada (ümmetim içinde) benim iki reyha-

nımdır.” (Fesleğenlerimdir. Güzel kokulu çiçeklerimdir.) “Ha-

san ve Hüseyin; onlar benim dünyada kokladığım iki

reyhanımdır.” 480

32- İbn Ebû Nu’m nakletti: İbn Ömer’in yanında bulu-

nuyordum. Birisi ona sivrisineğin kanının hükmünü sordu. İbn

Ömer: “Sen nerelisin?” dedi. Adam: “Irak halkından” de-

di. İbn Ömer: “Şuna bakın, hem Resûlüllah’ın oğlunu öl-

dürmüşler, hem de bana sivrisineğin kanından soruyor-

lar. Ben, Resûlüllah şöyle söylerken işittim: Hasan ve

Hüseyin, benim dünyada iki reyhanımdır.” 481

33- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem namaz kılarken, Hasan ve Hüseyin

sırtına çıkıp iniyorlardı. Hazır olanlar, onların bu hareketlerine

engel olmak istediler. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem onları kucağına alıp şöyle buyurdu:

“Onları bırakın! Anam ve babam onlara feda olsun! Beni

kim severse, onları da sevsin!” 482

34- Enes nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem secde ederken Hasan ve Hüseyin gelip sırtına çıkar-

lardı. Allah’ın Resûlü de secdeyi uzatırdı. “Yâ Resûlüllah

secdeyi uzattınız?” denilince de: “Oğullarım beni binek

yaptılar, onları indirmek hoşuma gitmedi.” buyururdu. 483

480

Buhârî, Fazilet 22, 3753; Tirmîzî, Menâkıb 31, 3770 / III, 576; Nesâî, VII, 8111 /

Hasâis, 8476; Ahmed, Müsned, XIX, 27648; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 188; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 113; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 63; Kütüb-i Sitte, XII,

497; Fazilet, V, 333. Bu hadis bütün kaynaklarda var olup, çeşitli zamanlarda değişik

râvilerden nakledilmiştir.

481 Buhârî, Fazilet 22, 3753 / Edeb 18, 5994; Tirmîzî, Menâkıb 31, 3770 / III, 576;

Nesâî, VII, Hasâis, 8477; Ahmed, Müsned, XIX, 27648; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 407;

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 426; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 335; Er-Rudânî,

Cem’ul Fevâid, VII, 572; Köksal, M. Âsım, Kerbelâ: Hz. Hüseyin ve Kerbelâ Fâcia-

sı, Akçağ Yay., İstanbul, 1984, s. 241

482 Nesâî, VII, 8114; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 428; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 123; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 376; İbn Hibban, II, 484; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VIII, 65; Râmûz el-Ehâdis, s. 556

483 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3998

Page 143: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 143

35- Abdullah b. Şeddad babasından nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, akşam ya da yatsı nama-

zında yanımıza geldi. Hasan veya Hüseyin’den birini taşıyor-

du. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, öne geçip

çocuğu yere bıraktı. Sonra tekbir getirip namaza durdu. Na-

maz esnasında uzunca bir secde yaptı.

Babam devamla dedi ki: Secde çok uzadığı için başımı

kaldırıp baktım. Bir de ne göreyim. Secdede olan Resûlüllah

(sav)’in sırtına çocuk binmiş duruyor. Ben hemen secdeme

döndüm. Namaz bitince Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

veselleme Ashâb’ı sordular: “Ey Allah’ın Resûlü! Namaz

sırasında öyle bir secde yaptınız ki, önemli bir hâdise

oldu yahut vahiy indi zannettik.”

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Hayır,

bunlardan hiçbiri olmadı. Fakat oğlum sırtıma bindi.

Ben de acele etmedim. O kendisi ininceye kadar bekle-

dim.” 484

36- Câbir b. Abdullah el-Ensârî nakletti: Bir gün

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yanına uğra-

dım. Baktım ki Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Hasan ve Hüseyin’i sırtına bindirmiş yerde gezdiriyor ve şöyle

buyuruyordu: “En güzel deve, sizin üzerine bindiğiniz

devedir. En güzel biniciler ise sizlersiniz.” 485

37- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bir

gün otururken yanına Hasan ve Hüseyin geldiler. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem ayağa kalkıp onları karşıla-

yıp, geldiklerine çok sevindi. Her birini bir omuzuna alıp şöyle

buyurdu: “En güzel binek, sizin üstüne bindiğiniz binek-

tir. En güzel biniciler ise sizlersiniz.” 486

38- Selmân-ı Fârisî nakletti: Bir öğle vakti, Resûlüllah

(sav)’in etrafında toplanmış oturuyorduk. O sırada Ümmü

484

Nesâî, I, 731; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4825 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 410;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 66; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 573; Kütüb-i Sitte, XII,

493

485 Tirmîzî’den; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 375; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 66; El-

Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 15078

486 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 130

Page 144: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

144 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Eymen telaş içinde gelip, Hasan ve Hüseyin’in kaybolmuş

olduğunu haber verdi. Efendimiz hemen yerinden fırlayıp:

“Kalkıp çocuklarımı arayın!” buyurdu. Ashâb’ın her biri bir

tarafa Hasan ve Hüseyin’i aramaya çıktılar. Ben, Resûlüllah

(sav)’den hiç ayrılmadım. O’nunla birlikte Medine dışına ka-

dar çıktık. Hasan ve Hüseyin, birbirine sarılmış, çok korkmuş-

lardı. Tam karşılarında, dilini çıkarmış, kuyruğunun üzerine

dikilmiş bir yılan vardı, ıslık çalıyordu. Resûlüllah (sav), yılana

birkaç taş atıp onu uzaklaştırdı. Sonra çocuklara koşup onları

kucağına aldı, sevip okşamaya başladı. Bir taraftan da:

“Anam babam size feda olsun! Sizi bulduğum için Al-

lah’a hamd ederim!” diyerek şükrediyordu.

Çocuklar sakinleşince birini sağ, birini sol omuzuna aldı.

Ben de: “Müjdeler olsun! Bineğiniz ne kadar güzel!” de-

dim. Resûlüllah (sav): “Binicileri de çok güzel!” buyurdular.

487

39- Hz. Ömer (ra) nakletti: Hasan ve Hüseyin’i Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin omuzları üzerinde gör-

düm ve: “Altınızdaki at da ne güzelmiş” dedim. Allah’ın

Resûlü de: “Üstümdeki iki süvari de ne güzel” buyurdu. 488

40- Ya’lâ el-Âmirî nakletti: Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin

yarışırcasına koşarak Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lemin kucağına atladılar. Efendimiz onlara sarıldı ve şöyle

buyurdu: “Çocuk kişiyi cimri ve ürkek yapar.” 489

41- Havle b. Hâkim nakletti: Bir gün Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, kucağında Hz. Fâtıma’nın

çocuklarından birisi olduğu halde şöyle buyurdu: “Muhakkak

siz evlatlar; insanı cimrilik, korkaklık ve cahilliğe itersi-

niz. 490

Muhakkak siz Allah’ın reyhanındansınız.” 491

487

El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 15081; Hilal-Abdullah Kara, İki Sultan İki Kurban,

s. 53

488 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3996

489 Ahmed, Müsned, XVIII, 26144; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 410; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 65. Çocuğu olan kimse kolay kolay canını tehlikeye atmaz, malını da kolay kolay

harcamaz denilmek istenmiştir.

490 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4825

491 Tirmîzî, Birr 11, 1910 / II, 294

Page 145: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 145

42- Abdullah b. Ebî Büreyde babasından nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bize hutbe ver-

mekteydi. Hasan ve Hüseyin üzerlerinde kırmızı gömlekler

olduğu halde, düşe kalka geldiler. Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, minberden indi. Onları kucağına aldı ve

minbere çıktı. Önüne oturttu ve şöyle buyurdu: “Allah (celle

celâlühü), ne doğru söylemiş: “Mallarınız ve çocuklarınız

ancak bir imtihan vasıtasıdır.” (Enfâl, 8/28) Şu iki çocuğun

durumlarına baktım; yürüyorlar, tökezleyip düşüyorlar.

Dayanamadım, konuşmamı keserek onları kaldırdım!”

buyurdu. 492

43- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz.

Hasan ve Hz. Hüseyin’e hitaben şöyle buyurdu: “Doğrusu

siz Allah’ın ruhundansınız. Siz saygı görüp sevileceksi-

niz.” 493

44- Yahya b. Ebî Kesîr nakletti: Hz. Peygamber sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hasan veya Hüseyin’in ağla-

dığını işitti. Hemen endişeyle kalktı ve şöyle buyurdu: “Şüp-

hesiz ki çocuk imtihan vesilesidir. Ağlama sesini duyun-

ca düşünmeden kalktım.” 494

45- Abdullah b. Cafer nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem bir seferden döndüğü zaman, Ehl-i

Beyt çocukları tarafından karşılanırdı. Resûlüllah (sav), yine

bir seferden dönüyordu, ben de karşılamaya götürüldüm.

Önce beni önüne aldı. Hz. Fâtıma’nın iki çocuğundan biri de

getirildi. Onu da arkasına aldı. Böylece bir binek üzerinde üç

kişi olarak Medine’ye girdik.” 495

46- Ebû Hureyre nakletti: “Biz Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem ile yatsı namazını kılıyorduk. Secdeye

gittiği zaman, Hasan ve Hüseyin sırtına çıkıyorlardı.

492

Ebû Dâvud, Salât, I, 1109; Tirmîzî, Menâkıb 31, 3774 / III, 577; Nesâî, II, 1743;

İbn Mâce, Libas, IX, 20, 3600; Ahmed, Müsned, VI, 7752; Hâkim, El-Müstedrek, II,

1048 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 361; İbn Hibban, II, 1; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

63-65-336; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 573; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 311

493 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 63

494 El-Evzâî, Sünen, s. 279

495 Müslim, Fazilet 66 / X, 303; Ahmed, Müsned, XVIII, 25812; El-Heysemî, Mec-

maü’z-Zevâid, 15081

Page 146: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

146 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Başını secdeden kaldırdığı zaman, o ikisini yumuşak bir

şekilde yere koyuyor ve namaza devam ediyordu. Nihayet

namaz tamamlanınca onları önüne oturttu. Daha sonra onları

öpüp sevdi ve: “Haydi, annenize gidin!” buyurdu. Onlara

doğru kalktım: “Ben götüreyim, Ey Allah’ın Resûlü!” de-

dim. “Hayır, kendileri gitsin!” buyurdular. O sırada bir şim-

şek çaktı ve etrafı aydınlattı. O şimşeğin aydınlığında anneleri-

nin yanına girinceye kadar aydınlık devam etti.” 496

47- İyas babasından nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin kırçıl katırını (Düldül); üzerinde Al-

lah’ın Nebî’si ve Hasan ile Hüseyin olduğu halde çekip sür-

düm. Nihayet onları; birisi önünde, birisi arkasında olduğu

halde Nebî’nin odasına girdirdim.” 497

48- Enes b. Mâlik nakletti: Bir gün Resûlüllah (sav) ikin-

di namazını kıldıktan sonra hanımı Ümmü Habibe’nin evine

gitti. Biraz sonra beni yanına çağırdı. “Ey Enes! Gidip dört

tane muz al ve bana getir.” buyurdular. Hemen çarşıya

gidip dört muz alıp döndüm. Efendimiz (sav)’in yanına vardı-

ğımda bana şöyle buyurdu: “Fâtıma’nın evine git! Bu muz-

lardan birini Hasan’a, birini Hüseyin’e, diğer ikisini de

Fâtıma’ya verip gel!” buyurdu. Hemen Resûlüllah (sav)’in

arzusunu yerine getirip, geri döndüm. 498

49- Kenzü’l-Garaib’den şöyle nakledilir: Bir gün

Arabî’nin birisi, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme

bir ceylan yavrusu hediye etti. Efendimiz o yavruyu, Hz. Ha-

san’a hediye etti. Hz. Hüseyin (ra) bunu haber alıp: “Dedeci-

ğim! Bana da bir ceylan ver!” diye ağlamaya başladı. Efen-

dimiz, Hüseyin’e ne cevap vereceğini düşünürken, çölden bir

ceylan önüne yavrusunu katarak koşup geldi. Ceylan, Allah’ın

izni ile dile gelip: “Ey Allah’ın Resûlü! Allah-ü Teâlâ kendi

keremi ile bana iki yavru ihsan etmişti. Birini avcı yakaladı.

496

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4835 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 408; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VIII, 337; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 15076; Şevâhidü’n-Nübüvve, s.

200; M. Câmi, sadece Hz. Hasan’ı zikretmiştir.

497 Müslim, Fazilet 60 / X, 298

498 İbn Manzur, Muhtasar Târîhu Dımaşk li İbn Âsâkir; Suriye, 1984, VII, XXV, 14;

Hilal-Abdullah Kara, İki Sultan İki Kurban, s. 46

Page 147: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 147

Diğerini emzirmekle meşgulken kulağıma şöyle bir ses geldi:

Ey Ceylan, bir yavrun Hz. Hasan’a hediye edildi, diğerini

de Hz. Hüseyin’in hizmetine ver ve gönlündeki kederi

sil!” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, buna

memnun olarak o ceylan yavrusunu da Hz. Hüseyin (ra)’a

hediye edip hatırını hoş etti. 499

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) İle İlgili Cebrâil

(as)’ın Verdiği Haberler ve Bazı Menkîbeleri

50- İ’lâmil Verâ kitabı, İbn Abbas’tan nakletti: Ben,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin hizmetindey-

dim. Hz. Fâtıma (ra) ağlayarak gelip: “Ey Baba, Hasan ve

Hüseyin evden çıktılar, dönüşleri uzadı. Ali de evde değil

ki onları arasın! Başlarına bir şey gelmesinden korkuyo-

rum!” buyurdu. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem:

“Üzülme Ey Kızım! Allah-ü Teâlâ onları korumada biz-

den ileridir.” Sonra şöyle duâ buyurdular: “Yâ İlâhî! Bu

şehzâdeler eğer denizde ise, inayet kayığı ile bize eriştir!

Eğer sahrada iseler, hidâyet ışığı ile bizlere kavuştur!”

Derhal Cebrâil (as) gelip, haber getirdi: “Ey Allah’ın Resûlü!

Onlar dünya ve âhiretin en faziletlileridir. Anneleri ise

daha yücedir. Hiç üzülmeyin, onlar Benî Neccar mezarlı-

ğında rahat üzeredirler. Hak Teâlâ, iki meleği onları ko-

rumaya vazifelendirdi.” Bundan sonra Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem onları o hazireden getirdi. 500

51- İbnül Hassan, Ebî Avayid’den nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hasan ve

Hüseyin, Arş’ın iki küpesidir.” 501

52- Taberî’nin tefsirinde şöyle naklediliyor: Ashâb-ı Ki-

ram’dan Dıhye adında bir sahâbî vardı. Ticaretle uğraşır, se-

yahate çıkar ve Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

yanına gelirken eli boş gelmezdi. Hasan (ra) ve Hüseyin (ra)

için hediyeler getiren iyi huylu biriydi. Bir gün Cebrâil (as),

Ashâb’dan Dıhye’nin şeklinde Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

499

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 279-280

500 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 246; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 59

501 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 279-280

Page 148: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

148 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

âlihi vesellemin yanına gelip oturdu. O şehzâdeler de Dıhye

zannıyla, Cebrâil (as)’ın dizlerine çıkıp, yakasına el atarak,

hediye araştırmaya başladılar. Efendimizin bu durumdan canı

sıkıldı, engel olmak istedi. Cebrâil (as): “Ey Allah’ın Resûlü!

Onlara engel olma! Edebi terk ettiklerini de düşünme!

Çünkü ben onların hizmetkârıyım. Çok defa Fâtıma te-

heccüd namazından sonra uykuya dalmış ve bunlar ağ-

lamaya başladığı zaman, Allah-ü Teâlâ’dan ferman gel-

miş, beşiklerini sallayım ve gözyaşlarını dindireyim. Ta

ki, Fâtıma uyanmasın. Yakama sarılmaları önemli değil,

ancak ne araştırırlar acaba?” dedi. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: “Seni Dıhye sandılar, Dıhye her

geldiğinde onlara hediyesiz gelmez, onu araştırırlar.”

buyurunca, Cebrâil (as) hemen cennetten bir salkım üzüm ve

bir nar getirdi, onlara verdi. Tam bu sırada bir dilenci ortaya

çıkıp: “Ey Ehl-i Beyt, bize üzüm ve nardan nasip yok

mu?” dedi. Efendimiz, yaratılışı icabı dilenciye vermek isteyin-

ce Cebrâil (as) engel oldu: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu dilenci

Şeytan’ın kendisidir. Cennet meyveleri kendisine haram

olduğu halde hile ile onları yemek ister.” buyurdu. Cebrâil

(as), Şeytan’ı gönderdi, sonra da ağladı. Efendimiz sebebini

sorunca da: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu iki şehzâdenin birini

zehirle, diğerini de kahır kılıcı ile şehit edecekler, bunla-

ra erişecek olan bela ve musibetler sizin de mânevî mer-

tebenizi yüceltecektir.” 502

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, Cennet Gençlerinin Seyyidle-

ri’dir

53- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hasan ve Hüseyin,

cennet gençlerinin seyyidleridir. Fâtıma ise Meryem ha-

riç cennet kadınlarının seyyidesidir.” 503

54- Ebû Saîd el-Hudrî ve Abdullah b. Abbas nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, buyurdular ki:

502

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 274-275

503 Nesâî, VII, Hasâis, 8461-8472; Ahmed, Müsned, XVIII, 26149

Page 149: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 149

“Hasan ile Hüseyin (ra), cennet gençlerinin seyyidleri-

dir.” 504

55- Abdullah b. Mes’ûd ve Ebû Huzeyfe nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yüzünde sevinç

alâmetleri gördüğümüzde şöyle sorduk: “Ey Allah’ın Resûlü!

Bugün yüzünüzde sevinç alâmetleri görüyoruz.” Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Niye se-

vinmeyeyim, Cebrâil (as) bana gelip müjdeledi ki: Hasan

ile Hüseyin, cennet ehlinin gençlerinin seyyidleridir. Ba-

baları onlardan daha hayırlıdır (faziletlidir).” 505

56- Abdullah b. Abbas nakletti: “Hasan ile Hüseyin

cennet gençlerinin seyyidleridir. Kim onları severse, beni

sevmiş olur. Kim onlara düşmanlık ederse, bana düş-

manlık etmiş olur.” 506

57- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hasan ve Hüseyin;

İsa b. Meryem ve Yahya b. Zekeriyya hariç, cennetteki

bütün gençlerin seyyidleridir.” 507

Resûlüllah (sav)’in “Hasan Benden, Hüseyin Ali’dendir”

Buyurması

58- Mikdam b. Ma’di Kerib nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hasan ben-

dendir, Hüseyin ise Ali’dendir.” 508

504

Tirmîzî, Menâkıb 31, 3768 / III, 575; Ahmed, Müsned, XVIII, 26148; Hâkim, El-

Müstedrek, VII, 4831 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 364; Hatîb Bağdâdî, II, 185; Ebû

Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 428; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, I, 368; Muhibüddin Ta-

berî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 129; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 313; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

336; Râmûz el-Ehâdis, s. 202; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 62-63; Kütüb-i Sitte, XII,

492

505 İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 118; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4832 / VIII, 5683

BMT; İbn Abdirabbih, İkdü’l-Ferîd, IV, 312; Hatîb Bağdâdî, X, 231; İbn Sa’d, Ta-

bakât, VI, 364; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 129; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-

Ummâl, XII, 112; Harezmî, Menâkıb, s. 209; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 65; Râmûz el-

Ehâdis, s. 202

506 Beyhakî, Sünen, IV, 29; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 123; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, XII, 113; Râmûz el-Ehâdis, s. 202

507 Nesâî, VII, 8113 / Hasâis, 8475; İbn Hibban, II, 482; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 364;

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 427; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 336; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 420

508 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 114; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 420;

Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 117

Page 150: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

150 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Râviler: “Ahlâk, edep ve şekil bakımından Hz. Hasan

(ra), Resûlüllah (sav)’e; Hz. Hüseyin (ra) da Hz. Ali (kv)’ye

benzerdi.” demişlerdir.

59- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Hasan, Resûlüllah’a

göbeğinden başına kadar olan kısmında; Hüseyin de

bundan aşağı olan kısmında çok benzerdi. Benzerliği

aralarında paylaşmışlardı.” 509

*- Hz. Hasan (ra)’ın Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

veselleme benzemesi ve Hz. Hüseyin (ra)’ın Hz. Ali (kv)’ye

benzemesine bir teşbih de şudur: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, Hayber’de Yahudi kadının yedirdiği zehirli

koyunun tesiriyle ateşlenmiş ve şehâdete ermiştir. Hz. Hasan

(ra) da zehirlenmek sûretiyle şehâdete ermiştir. Ve her ikisi de

Medine’deki makâmlarındadır. Hz. Ali (kv) ve Hz. Hüseyin

(ra) efendilerimiz ise kılıç ile şehâdete erip Irak ülkesinde

mekân tutmuşlardır. 510

60- Halid b. Ma’dan der ki: Mikdam b. Ma’di Kerib ile

Amr b. el-Esved, Muâviye’nin yanına gittiler. Muâviye, Mik-

dam’a: “Hasan b. Ali’nin ölümünü bildirmiyor musun?”

diye sorunca, Mikdam: “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn”

dedi. Muâviye: “Sence bu musibet mi?” diye sordu.

“Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem onu kucağına

alıp: “Hasan benden, Hüseyin ise Ali’dendir” buyurmuş-

ken nasıl musibet olarak görmeyeyim?” karşılığını verdi. 511

Ancak Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Nesli İçin Aya-

ğa Kalkılır

61- Eban nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Sizlerden biri, kimse için ayağa

kalkmasın. Ancak Hasan ve Hüseyin’in sülâlesinden

olursa o müstesnadır.” 512

509

Tirmîzî, Menâkıb 31, 3779 / III, 579; Ahmed, Müsned, XVIII, 26158; İbn Sa’d,

Tabakât, VI, 359; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, 1596; İbn Hibban, II, 485; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VIII, 64; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 199; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s.

277

510 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 131

511 Ahmed, Müsned, XVIII, 26142

512 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 107; Râmûz el-Ehâdis, s. 490

Page 151: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 151

62- Benzer bir rivâyette; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Meclisinizde ancak Hasan ve

Hüseyin veya nesilleri için ayağa kalkınız.” 513

Resûlüllah (sav)’in, Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)

İçin Yaptığı Özel Duâ

63- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Getirin oğullarımın

ikisini de (Hasan ve Hüseyin); onları İbrahim (as)’ın iki

oğlu İsmail ve İshak’ı Allah’a sığındırdığı şeyle sığındı-

rayım.” buyurup şöyle duâ etti: “İkinizi zarar verecek, her

şeytandan ve her türlü haşerattan, size zarar verebilecek

her gözden tam mânâsıyla Allah’a sığındırırım.” 514

Resûlüllah (sav), Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ın

Güreşlerini Seyrediyor

64- İbn Abbas ve Muhammed b. Ali nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, cenazelerin konulduğu yer-

de oturuyordu. Hasan ve Hüseyin güreş tutmaya başladılar.

Efendimiz (sav) gülerek: “Ha gayret Hasan, göreyim seni!

Yakala Hüseyin’i!” buyurunca, Hz. Ali (kv): “Ey Allah’ın

Resûlü! Sen Hüseyin’i kayırmalı değil miydin? Hasan

daha büyüktür.” dedi. Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem: “Baksana şu Cebrâil (as) da “Ha gayret Hüse-

yin! Göreyim seni!” diyor.” buyurdu. 515

65- Abdullah b. Abbas nakletti: Bir gün Ashâb-ı Ki-

ram’dan bir grup ile Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lemin huzurunda bulunuyorduk. Bir kişi gelip Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi veselleme bir elma verdi. Hz. Hasan (ra)

ve Hz. Hüseyin (ra) oradaydılar. Elmayı birine verse diğeri

mahzun olacaktı. İkisi de elmaya bakıyorlardı. Cebrâil (as)

513

Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 122; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 393

514 Buhârî, Enbiyâ 10, 3371; İbn Mâce, IX, Tıb 37; Tirmîzî, Tıb 18, 2060 / II, 359;

Ahmed, Müsned, XIII, 19583; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4834 BMT; İbn Sa’d, Ta-

bakât, VI, 410; Râmûz el-Ehâdis, s. 453

515 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 372; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, III, 190-191; El-Heysemî,

Mecmaü’z-Zevâid, VIII, 992; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3994

Page 152: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

152 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

gelip: “Ey Allah’ın Resûlü! Emret güreşsinler, kim galip

gelirse elmayı ona verirsin!” deyince emrettiler ve güreşme-

ye başladılar. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

“Tut, Yâ Hasan!” diye buyururdu. Ben dedim ki: “Ey Al-

lah’ın Resûlü! Yalnız Hasan’a mı tut dersiniz?” deyince

“İşte Cebrâil (as) da “Tut, Yâ Hüseyin!” diyor.” Bir ri-

vâyette: Hz. Fâtıma (ra) da oradaydı. “Ey Allah’ın Resûlü!

Büyüğüne mi tut dersin, küçüğüne mi?” diye sorunca; işte

şu Cebrâil (as) da “Tut, Yâ Hüseyin!” diyor buyurdular. Gü-

reş uzadı, yenişemediler. Cebrâil (as), cennetten bir elma daha

getirdi. İkisine de birer tane verip sevindirdiler. 516

Resûlüllah (sav)’in Vasiyeti ve Emaneti

66- Zeyd b. Ebî Râfi nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem vefat edeceği hastalığına yakalandığı za-

man, Hz. Fâtıma (ra); Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ı

yanına alıp, Resûlüllah (sav)’in ziyaretine gitti. Bir ara Hz.

Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ı göstererek şöyle buyurdu:

“Ey Allah’ın Resûlü! Bak oğulların da seni ziyarete geldi-

ler, onlara miras olarak bir şey bırakır mısın?” Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, buyurdu ki: “Hasan’a hey-

betimi ve liderliğimi; Hüseyin’e de cesaretimi ve cömert-

liğimi bırakıyorum.” 517

İbn Manzur devam ediyor: “Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Fâtıma (ra) ile Hz.

Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) gidince hüzünlendi ve hazır

bulunanlara şöyle buyurdu: “Allah’ım! Ehl-i Beyt’im! Ben

onları bütün mü’minlere tek tek emanet ediyorum.” 518

67- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyur-

du ki: “Hasan’a benim görünüşüm ve yüce olma şerefim,

Allah tarafından verilmiştir. Hüseyin’e ise huyum ve ik-

ramım verilmiştir.” 519

516

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 204

517 İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, V, 467; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 15098-15099;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 252; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 419

518 İbn Manzur, Muhtasar, VII, 24

519 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 113

Page 153: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 153

Hz. HASAN (ra)

Özet Hayatı ve Hilâfetten Çekilmesi

Emirü’l-Mü’minin Hz. Hasan b. Ali (ra), On İki İmam’ın

ikincisidir. Künyesi Ebû Muhammed’dir. Lakapları: Müctebâ,

Sıbt, Tâkî, Zekî, Tayyib, Vefî, Emirü’l-Mü’minin ve Seyyid’dir.

Hicret’in 3. yılında Ramazan-ı Şerif ortasında Medine’de doğ-

du. (625-Şubat) Cebrâil (as), ismini cennet ipeklerinden bir

ipeğe sarılı olarak getirdi ve Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi veselleme hediye etti. Yirmi beş kere yaya olarak hac

vazifesi yaptı. Hz. Hasan (ra)’ın fazileti ve menkîbeleri hakkın-

da gelen haberler pek çok ve sağlam kaynaklara dayanır. 520

Hz. Hasan (ra) şöyle buyurdu: “Ben, Rabb’imin evi,

Kâbe’ye binek üzerinde ulaşmaktan utanırım. Yaya ola-

rak gitmeyi tercih ederim.” Hz. Hasan (ra), Allah yolunda

iki defa bütün malını tüketti. Üç defa da bütün malını paylaştı.

521

Hz. Hasan (ra), altı ay fiilen halifelik yaptı. 28 Safer,

Hicrî 49 yılında Medine’de vefat etti. (7 Nisan 669) Vefatın-

dan önce kardeşi Hz. Hüseyin’e, Resûl-ü Ekrem (sav)’in yanı-

na gömülmek istediğini vasiyet etti. Ancak Mervan b. Hakem

ve Emevîler’in karşı çıkması ile Cennetü’l-Bâki’de, annesi Hz.

Fâtıma (ra)’nın yanına defnedildi. Hz. Hasan soyundan gelen-

lere “Şerif” ünvanı verilmiştir. 522

Hicrî 40 yılında Hz. Hasan (ra), halife seçildi. Halifeliği

altı ay, altı gün sürdü. Kırk bir yılında Rabiülevvel ayının yirmi

beşinci günü halifelikten çekildi. 523

520

Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, 3264; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 199; B. Varol,

Hz. Hasan, s. 52

521 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, I, 445; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 68; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 313

522 E. R. Fığlalı, DİA, Hz. Hasan, XVI, 282

523 M. N. Bursalı, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, s. 161

Page 154: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

154 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

68- Hz. Ali’nin vefatından sonra Irak halkı, Hz. Hasan’a

biat ettiler. Bunu duyan Muâviye, Dahhak b. Kays’ı yerine

vekil bıraktı ve Irak seferine çıktı. Hz. Hasan (ra) da, ona karşı

ordusuyla Kûfe’den dışarı çıktı.

On iki bin kişilik öncü birliğini Muâviye üzerine Musul’a

doğru gönderdi. Hz. Hasan (ra)’ın ordu komutanlarına

Muâviye tarafından rüşvet verildiği ve casuslarının her tarafta

olduğu nakledilmektedir. Medayin’de Sâbât mevkiinde ordu-

sunun durumunu denetleyen ve ordusu içerisindeki isteksizliği

gören Hz. Hasan (ra), bir konuşma yaptı. Özetle, ordusunun

bu vaziyetine bakarak savaş olacağını sanmadığını söyledi.

Hz. Hasan (ra)’ın bu konuşması, vaziyetin farkına varamayan

kimselerce şaşkınlıkla karşılandı. Bu konuşmadan sonra

Hâricîler: Hâşâ ki, “O da babası gibi, kâfir oldu!” dediler.

Hz. Hasan (ra), seccadesinin üzerindeyken Muâviye’nin casus-

larından ya da Hâricîler’den olan bazı kimseler, sûikast niye-

tiyle onu iki uyluğundan yaraladılar ve seccadesini altından

çektiler. Hz. Hasan (ra), güvendiği kabilelerden yanına çağıra-

rak, Medâyin’de kisraların Beyaz Köşk’üne sığındı. Burada

Medayin Valisi tarafından tedavi ettirildi. Kendisinin yaralan-

masından doğan dedikodulara, askerin dağınıklığına ve istek-

sizliğine bakıp, Muâviye ile barış görüşmelerine başladı. 524

İbn Ebû Hatim’den nakledilen ise şöyle: Hz. Hasan (ra),

halife seçildikten sonra, namaz kılarken bir kişi üzerine saldır-

dı. Onu hançerle böğründen yaraladı. Hz. Hasan (ra), birkaç

ay tedavi gördü, iyileşti ve sonra minbere çıkıp şöyle buyurdu:

“Ey Irak halkı! Biz sizin emirleriniziz ve misafirleriniziz. Biz Ehl-

i Beyt’iz. Allah-ü Teâlâ bizim hakkımızda: “Ey Ehl-i Beyt!

Allah muhakkak sizden eksikliği gidermek ve tertemiz

kılmak ister.” buyurdu.” Ebû Cemile der ki: Hz. Hasan (ra)

bu âyeti o kadar çok tekrarladı ki, mescidde bulunan herkes

hüngür hüngür ağladı. 525

524

Belâzürî, El-Ensab, I, 142; Tarih-i Taberî, IV, 75; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4860;

Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, 1597; En Sevgilinin Dostları, s. 358-359; E. R. Fığlalı, DİA,

Hz. Hasan, XVI, 282. Rivayetlerde farklılıklar var.

525 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 412; İbn Kesîr, Tefsir, XII, 6526; İbn Sa’d, Tabakât, VI,

382; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 125

Page 155: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 155

Kaynaklar, Hz. Hasan (ra)’ın ordusu içine sızan Muâvi-

ye’nin casusları vasıtasıyla, teklif edilen rüşvetlerden, fitneci-

lerden dolayı savaşacak durum kalmadığını, eğer savaş olsay-

dı Irak’tan ve Şam’dan çok insan öleceğini, Hz. Hasan’ın da

bu vebali yüklenmek istemediğini naklediyor. Hz. Hasan (ra)

ruhsat üzere, Hz. Hüseyin (ra) azimet üzere hareket etti diye

nakledilmiştir. Zaten Hz. Hüseyin (ra), Hz. Hasan (ra)’ın

Muâviye ile yaptığı barışı benimsememiştir. Ancak Hz. Hasan

(ra) sağ oldukça da ona itaat etmiştir.

69- Hâricîler, Nehrevan yenilgisinden sonra küfre düş-

tüklerine inandıkları; Hz. Ali, Muâviye ve Amr İbnü’l Âs’ı, aynı

tarihte, sabah namazında öldürmeye karar verdiler. Hz. Ali

(kv), bu kişilerden İbn Mülcem tarafından şehit edildi. Muâvi-

ye yaralı kurtuldu. Amr İbnü’l Âs ise namaza gelmedi, yerine

gelen vekili öldürüldü. Hz. Ali (kv) şehit olunca Muâviye, Ku-

düs’te kendisini yeniden halife ilan edip, biat aldı. Muâviye

yönetimi tam olarak devralmak üzere büyük bir orduyla Irak’a

doğru yürüdü. Aynu’t-Temr ve Enbar’ı işgal edip Medayin’e

geldi. Hz. Hasan ise Kûfe’de babasına biat üzere olan kimsele-

rin biatını aldı. Ordusunu toplayıp Medayin’e doğru, Muâviye

ordusuna karşı çıktı. Ancak Hz. Hasan’ın öncü birlikleri komu-

tanlarının Muâviye tarafına geçtiği yönünde dedikodu çıkarıl-

ması, ordu içinde huzursuzluğa sebep oldu. Bu dedikodular ile

Iraklılar savaştan geri durdular. Ardından Hz. Hasan’ın saldırı-

ya uğraması ve yaralanması, en önemlisi de Hz. Hasan’ın

savaş taraftarı olmaması, barış görüşmelerinin önünü açmıştır.

526

*- Muâviye ile Hz. Hasan, Meskin’de buluştular ve an-

laşma yaptılar. Hicrî 40 yılında halife seçilen Hz. Hasan (ra),

altı ay sonra, Rabiülevvel ayında, Hicrî 41 (661) yılında yöne-

timden çekildi. 527

70- Muâviye, Hz. Hasan (ra)’a gönderdiği elçisiyle ona

boş bir kâğıdın altını mühürleyip gönderdi. Bu kâğıda yazacağı

ve dileyeceği ne olursa olsun kabul edeceğini taahhüt ediyordu.

526

Aycan, İrfan, Saltanata Giden Yolda Muâviye b. Ebî Süfyân, Ankara Okulu

Yay., Ankara, 2014, s. 142

527 Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 144

Page 156: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

156 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Hz. Hasan (ra): 1- Öncelikle herkesin affedilmesini ve

emniyet içinde olmasını yazdı. 2- Irak ve İran beldelerinde

bazı bölgelerin gelirinin kendisine verilmesini ve Hz. Hüseyin

(ra) için de belli bir miktar nakit istedi. 3- Hâşimoğulları ve

taraftarları için de Ümeyyeoğulları’na tanınan hakların tanın-

masını istedi. 4- Hz. Ali (kv) ve Ehl-i Beyt’e asla sövülmeye-

cek, hakaret edilmeyecekti. 5- Muâviye’den sonra yönetim Hz.

Hasan (ra)’a dönecekti. Kendisinden sonra oğlu Yezîd’i ya da

herhangi bir kimseyi tayin etmeyecekti. Bazı rivâyetlerde

hilâfet işi şûrâ heyetine havale edilecekti denilse de bu doğru

değildir. Çünkü Yezîd veliahd tayin edilirken hiç kimse bunu

dile getirmemiştir. Yine anlaşma şartlarında; Hz. Hasan ile Hz.

Hüseyin ve sevenleri hangi şehirde yaşamak isterlerse yaşaya-

caklardı. Muâviye ve taraftarları onlara bir zarar vermeyecek

ve hiçbir şekilde onları korkutmayacaktı. Muâviye, bu şartları

ve Hz. Hasan (ra)’ın gönderdiği mektupta ileri sürdüğü bütün

şartları kabul edip, altını mühürledi. Fakat Muâviye; ilk yıl

hariç, bu şartlara uymadı. Hz. Hasan (ra)’ı ortadan kaldırarak,

kendi oğlu Yezîd’i veliaht tayin etti. 528

Hz. Hasan (ra)’ın Yönetimi Devrettiği Zaman Yaptığı

Hutbe Konuşması

71- Hz. Hasan (ra), Muâviye ile anlaşma yaptığında;

Amr İbnü’l Âs’ın ısrarıyla Muâviye, Hz. Hasan (ra)’ın hutbeye

çıkıp, bunu ilân etmesini istedi. Hz. Hasan (ra), hutbeye çıkıp

şöyle buyurdu: Şüphesiz Muâviye, hakkı olmadığı halde,

benim hakkım olan hilâfet için benimle mücadeleye gi-

rişti. Ben de Müslümanların kanı dökülmesin diye hilâfe-

ti ona bıraktım. Ey Mü’minler! Biliyorum hilâfete lâyık

olmayan bir kişiye biat ettim diye beni kınıyorsunuz.

“Bilmiyorum, belki de bu sizin için bir fitnedir. Belki de

bir zamana kadar faydalanmadır.” (Enbiyâ, 21/111) âyetini

528

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4860-4861; Tarih-i Taberî, IV, 75-80; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VIII, 30; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 308-309; En Sevgilinin Dostları, s.

360-361; Hayatü’s-Sahâbe, III, 350; Ahmed Ağırakça, Emevîler Döneminde

Kıyamlar, Şafak Yay., İstanbul, 1992, s. 23; E. R. Fığlalı, DİA, Hz. Hasan, XVI, 282.

Rivayetlerde farklılıklar var.

Page 157: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 157

okuyunca, Muâviye “Yâ Ebâ Muhammed! Bu kadar yeter!”

deyip hutbeye müdahale etti. Amr da, Muâviye de Hz. Hasan

(ra)’a ‘Hutbe oku’ dediklerine pişman olup Şam’a döndüler.

529

72- Hz. Hasan b. Ali (ra), Muâviye’ye biat edip, anlaş-

ma yaptığı zaman; bir adam ona doğru kalktı ve:

“Mü’minlerin yüzünü kara ettin!” dedi. Bunun üzerine Hz.

Hasan (ra) şöyle buyurdu: “Allah sana rahmet etsin! Beni

kınama! Hak Teâlâ Hazretleri, Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi veselleme; Ümeyyeoğulları’nın, birbiri

arkasına minberinin üzerine çıktıklarını gösterdi ve bu

Resûlüllah’ın hoşuna gitmedi, O’nu üzdü! Bunun üzeri-

ne: “(Ey Resûlüm!) Şüphesiz ki, biz sana Kevser’i ver-

dik!” âyeti ve “Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır!”

âyetlerini indirdi.” Bin aydan murad, Emevî saltanatıdır ki,

bin aydı. Seksen dört yıl, üç aydı. Dünya mülküne karşı Ehl-i

Beyt’e Kevser Havuzu verilmiştir. 530

73- Hz. Hasan (ra), yönetimden çekildikten sonra Irak

halkına şöyle hitap etti: “Ey Iraklılar! Siz bana üç kötülük-

te bulundunuz. Babamı öldürdünüz. Bana saldırıp, beni

yaraladınız. Malımı mülkümü talan ettiniz. Yarın kıya-

met günü; Ehl-i Beyt’e yaptığınız eziyetlerden dolayı Al-

lah-ü Teâlâ aramızda hâkimdir.” 531

74- Cubeyr b. Nufeyr nakletti: Hasan b. Ali’ye: “İnsan-

lar senin halifeliğini istiyorlar.” dedim. Hz. Hasan: “Arap-

lar’ın kafaları benim elimdeydi. Kiminle savaşırsam sa-

vaşacaklar, kiminle barışırsam barış yapacaklardı. (Böy-

le biat almıştım.) Ama ben halifeliği Yüce Allah’ın rıza-

sını aramak ve Ümmet-i Muhammed’in kanlarının dö-

külmesini önlemek için bıraktım. Sonra da Hicaz ehlinin

bu husustaki ümitsizlik ve boyun eğmeleri sebebiyle biri-

leri onu haksızca elimden aldı.” 532

529

Taberânî, Mu’cemü’l-Kebir, III, 26; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 415; En Sevgilinin

Dostları, s. 363; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 34/75; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

309; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 607

530 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 416; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 200, M. Ozak

terc., s. 259; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 253; En Sevgilinin Dostları, s. 365

531 Tarih-i Taberî, III, 76; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 385; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 413

532 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4848 BMT

Page 158: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

158 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Hz. Hasan (ra)’ın Zehirlenmesi ve Vefatı

75- Hz. Hasan (ra), Kûfe’de Muâviye ile anlaşma yap-

tıktan sonra Medine’ye döndü. Düşmanları onu ortadan kal-

dırmak için fitne ve fesada başladılar. Önce Basra’daki dostla-

rından otuz sekiz kişiyi bir bahane ile öldürüp ortadan kaldırdı-

lar. Hz. Hasan (ra), bunu öğrendiği zaman Abdullah b. Abbas

ile Musul üzerinden Şam’a gitti. Muâviye ve Şam’ın ileri gelen-

leri; Hz. Hasan (ra)’a büyük hürmet ve ikramlarda bulundular.

Dönüşte yine Musul üzerinden geldi ve orada konakladı. Mu-

sul’da misafir olduğu yerde yiyecek ve içeceklerine karıştıra-

rak, üç defa zehir verdiler. Fakat bu zehir Hz. Hasan (ra)’a

tesir etmedi. Ancak mizacı bozulup, kederli bir hâl aldı. Daha

başka zehirleme girişimleri olduysa da başarılı olamadılar. Hz.

Hasan (ra), Medine’yi şereflendirip; Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellemin Ravzâ’sında yeniden sağlığına kavuştu.

Muâviye’nin yakın adamı, Mervan b. Hakem de Medi-

ne’deydi. Hz. Hasan (ra)’ı nasıl ortadan kaldırırım diye düşü-

nürdü. Hz. Hasan (ra)’ın eşlerinden Ca’de b. Eş’as’ı, Muâvi-

ye’nin oğlu Yezîd’in baş kadını yapmak ve daha başka

vaâdlerle kandırdı. Ca’de, Hz. Hasan (ra) uyurken başucunda

duran su testisi içine, elmas parçalarını atıp karıştırdı. Hz. Ha-

san (ra) uyanınca bu sudan içti ve ciğerleri parçalandı. 533

76- “Ca’de b. Eş’as, Hasan b. Ali’ye zehir içirdi. Hz.

Hasan (ra) zehirlendiğinde ciğerleri parçalandı. Vefat etmeden

önce kırk gün kan kustu. Bir tas doluyor, diğer tası getiriyor-

lardı.” 534

77- “Hz. Hasan (ra), Yezîd b. Muâviye ile evlendirilmek

vaâdiyle kandırılan Ca’de b. Eş’as b. Kays tarafından zehir-

lendi.” 535

533

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 253-262

534 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 390; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, 1597; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 77

535 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 466; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, II, 15; Süyûtî, Târihu’l-

Hulefâ, s. 192; Sırma, İ. S., Örnek Halifeler, s. 177; Fığlalı, E. R, DİA, Hz. Hasan,

XVI, 283

Page 159: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 159

78- Hz. Hasan (ra)’ın vefatıyla ilgili gelen haberlerden

biri de şudur: “Yezîd b. Muâviye, gizlice Hz. Hasan’ın zevcesi

Ca’de b. Eş’as’a yüz bin dirhem gönderdi. Hz. Hasan’ı zehir-

lerse kendisiyle evleneceği haberini gönderdi. Ca’de, Hz. Ha-

san’ı zehirleyince; Hz. Hasan (ra), kırk gün hastalandı ve sonra

vefat etti. Ca’de, Yezîd’e haber gönderip vaâdini hatırlatınca

Yezîd bu sözünü tutmadı. Hz. Hasan (ra)’ın zehirlendiği kesin-

dir. Ancak Hz. Hüseyin (ra)’ın o kadar sormasına rağmen ne

kendisini zehirlettireni söylemiş, ne de kendisi için başkasının

öldürülmesine razı olmuştur. Ca’de b. Eş’as, Hz. Hasan (ra)’ın

vefatından sonra Şam’a gidip kendisine vaâd edilen şeyleri

istedi. Muâviye ise Hz. Hasan gibi birine bile vefasızlık eden

bir kadının, kendilerine de vefasızlık edeceğini söyleyip oracık-

ta öldürtmüştür.” 536

79- Abdullah b. Cafer nakletti: “Hasan b. Ali’yi defalar-

ca zehirlediler. Son defa hariç hepsinden kurtuluyordu. So-

nuncusunda karaciğerinden rahatsızlandı ve vefat etti. Hanım-

larından Ca’de b. Eş’as b. Kays tarafından bir miktar mal kar-

şılığında zehirlendi.” 537

80- Hz. Hasan (ra)’ın vefatı zehirlenme ile olmuştur. Hz.

Hasan (ra)’ın yüzü zehirin etkisi ile değişti. O zaman Hz. Hü-

seyin (ra), kendisini kimin zehirlediğini sordu. Hz. Hasan (ra):

“Benim bildiğimi sen de bilirsin ama bize gammazlık

yapmak yakışmaz. Sabırlı olmak daha iyidir.” buyurdu.

538

81- Faslü’l-Hitab’da, Hoca Muhammed Parsâ şöyle

nakletti: Hz. Hasan (ra)’a altı defa zehir verdiler. Ancak Al-

lah’ın yardımı ile bunlardan kurtuldu. En sonunda elmas toz-

ları etkili oldu. Kendisini zehirleyenin eşlerinden Ca’de oldu-

ğunu bilmiş ve ona sitem etmiştir. Kitaplarda tafsilatı vardır.

Ömrü saâdetleri kırk yedi yıldır. 539

536

Tarih-i Taberî, III, 80; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 77; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 316-317

537 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4868-4869; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 77

538 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 390; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 316; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

76; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 201; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 262

539 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 263; En Sevgilinin Dostları, s. 366-368

Page 160: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

160 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

*- Vefatı Hicret’in 50. yılında, Rabiülevvel ayının ilk

günlerindedir. 540

*- Ömrü saâdetleri 47 yıl olup, 7 yılı Resûlüllah (sav) ile,

30 yılı babası Hz. Ali (kv) ile ve 6 ay da halifelik yaptı. Geri

kalan ömrü saâdetlerini de; 9 yıl, 6 ayı Medine’de tamamladı.

541

82- Hz. Hasan (ra) vefat etmeden önce, Peygamberimiz

(sav)’in yanına defnedilmek için Hz. Âişe annemizden izin

aldı. Hz. Hüseyin (ra)’a da vasiyet etti. Ancak “Fitne tehlike-

si olursa, Bâki Kabristanlığı’na defnedersiniz” diye nasi-

hat etti. Hz. Hüseyin (ra), Hücre-yi Saâdet’e defnetmek istedi-

ğinde ise, Mervan b. Hakem ve Emevîler karşı çıktılar. Hz.

Hüseyin (ra), Hâşimoğulları ile birlikte silahlanıp vasiyeti yeri-

ne getirmek istedi. Ancak Ashâb’dan bazıları araya girerek,

fitne tehlikesinden bahsettiler. Hz. Hasan (ra), annesi Fâtıma-

tü’z-Zehra’nın yanına, Bâki Kabristanlığı’na defnedildi. Radi-

yallâhü anhü ve erdahü. 542

83- Amr b. Meymun nakletti: Hz. Hasan (ra)’ın vefat

haberi, Şam’a ulaştığında Abdullah b. Abbas gözleri görmez

halde Muâviye’nin sarayına girdi. Önünden yürüyen adama:

“Dikkat et, Muâviye kör olduğumu anlamasın, bu halime

sevinir” dedi. İçeri girince Muâviye: “Hasan b. Ali ölmüş”

dedi. İbn Abbas: “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” dedi.

İbn Abbas, Muâviye’nin Hz. Hasan’ın vefatına sevindiğini

anladı ve: “Ey Muâviye, Allah’a yemin ederim ki, o senin

kabrine girmeyecek ve sen de ebedi dünyada kalamaya-

caksın” dedi ve kalktı. Muâviye: “Vallahi ömrüm boyunca

ben bu İbn Abbas gibi hazırcevap ve akıllı bir adam

görmedim” dedi. 543

540

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 201

541 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 317

542 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 392-394; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 616

543 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 400

Page 161: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 161

Resûlüllah (sav)’in Hz. Hasan (ra)’a Sevgi Gösterileri

84- Berâ b. Azib ve Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem Hasan b. Ali (ra)’ı görünce

şöyle buyurdu: “Ey Allah’ım! Ben Hasan’ı seviyorum, sen

de sev ve onu sevenleri de sev!” 544

85- Berâ b. Azib nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemi gördüm. Hz. Hasan’ı omzunda taşıyor ve de:

“Allah’ım! Ben bunu çok seviyorum, onu sen de sev!”

diye buyuruyordu. 545

İbnü’l Megâzilî ve İbn Kesîr “Sevenleri-

ni de sev” diye ilave ediyor. 546

Tayâlisî’den gelen rivâyette:

“Kim beni severse bunu sevsin” buyruluyor. 547

86- Ebû Hureyre nakletti: Medine çarşılarından birinde

Resûlüllah (sav) ile beraberdim. O çarşıdan ayrıldı, ben de

peşinden geldim. Fâtıma’nın evinin avlusuna geldi ve oturdu:

“Küçük nerede? Bana Hasan b. Ali’yi çağırın!” Bunu üç

defa tekrarladı. Bunun üzerine Hz. Hasan, boynunda karanfil-

den yapılmış boncuklar olduğu halde geldi. Bunun üzerine

Peygamberimiz (sav) kollarını açtı; o da kollarını açtı ve O’na

sarıldı. “Allah’ım! Ben bunu seviyorum, sen de sev ve onu

sevenleri de sev!” buyurdu. Ebû Hureyre: “Bu sözü duyduk-

tan sonra artık hiç kimse bana, Hasan b. Ali’den daha sevgili

gelmedi.” 548

87- Ebû Hureyre nakletti: Hz. Peygamber (sav), Hz.

Hasan’ı aramak için benim elimden tutarak Benî Kaynuka

çarşısına gittik. Birlikte dolaştık, ancak onu bulamadık.

544

Müslim, Fazilet 56 / X, 295; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 142; Nesâî, VII, 8107;

Ahmed, Müsned, XIX, 27625; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 363; Hatîb Bağdâdî, XII, 9; İbn

Abdilber, El-İsti’âb, s. 398; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 372; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 122; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 188; Ali el-Muttakî, Müntehab, V,

102; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 652; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 310

545 Buhârî, Fazilet 22, 3749; Müslim, Fazilet, 58, 59 / X, 296; Tirmîzî, Menâkıb 31,

3783 / III, 580; Ahmed, Müsned, XIX, 27628; Kütüb-i Sitte, XII, 490; Ebû Nuaym,

Hilyetü’l-Evliya, XI, 426

546 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 139; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 64

547 Tayâlisî, Müsned, III, 99

548 Buhârî, Giyim, 60, 5884; Müslim, Fazilet 57 / X, 296; İbn Mâce, Mukaddime, I,

11, 145; Ahmed, Müsned, XVIII, 26137; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 361; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VIII, 64; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 312

Page 162: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

162 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Sonra oradan ayrıldık ve mescide geldik. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Hasan’ı kendisine bulma-

larını Ashâb’ından istedi. Hz. Hasan gelince hemen onu oda-

sına götürdü. Onun elini sakalına dokundurdu, sonra yüzünü

ona iyice yaklaştırarak: “Allah’ım, ben onu seviyorum, sen

de onu sev 549

ve onu seveni de sev!” buyurdu. 550

*- Ebû Hureyre şöyle nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin bu duasından sonra: “Hiçbir gü-

nüm olmadı ki, Hasan’ı görüp de ferahlanıp, gözlerim

yaşarmamış olsun.” 551

88- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Hasan (ra)’ı boynu üzerinde taşırken

bir adam görüp dedi ki: “Ne güzel binektir bindiğin Ey

Çocuk!” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyur-

du ki: “Kendisi de, ne güzel binicidir!” 552

89- Abdullah b. Zübeyr nakletti: “Hz. Ali’nin oğlu Hz.

Hasan, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem secde-

deyken, gidip sırtına çıkardı. O inmedikçe Resûlüllah (sav),

onu sırtından indirmezdi. Bir seferinde Resûlüllah (sav) rükû

yaparken onun dedesinin bacaklarının arasından geçtiğini

gördüm. Bir taraftan girip, diğer taraftan çıkıyordu.” 553

90- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem uyurken; Hasan gelip, Resûlüllah (sav)’in

göğsüne kadar tırmandı ve üstüne akıttı. Ben bunu görünce

Hasan’ı, Resûlüllah (sav)’in üstünden çekmek istedim.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Ya-

zık ettin Ey Enes! Oğlumu, ilmimin semeresini rahat bı-

rak! Her kim ona eziyet ederse, bana eziyet etmiştir. Ba-

na eziyet eden de Allah’a eziyet etmiştir.” 554

549

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4844 BMT

550 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 361; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 64; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 311; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4876 BMT, Hz. Hüseyin diye nakletmiştir.

551 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 65; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 244

552 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 360; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, 1596; Süyûtî, Târihu’l-

Hulefâ, s. 189; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 311. Aynı hadis Hz. Hüseyin için

114 numara ile nakledilmiştir.

553 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 360; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 312; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 311

554 Ahmed, Müsned, I, 1098-1101; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 102

Page 163: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 163

91- Ebû Bekre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, bize namaz kıldırıyordu. Secdeye vardığında

Hasan gelip, Resûlüllah (sav)’in sırtına ve boynuna sıçradı.

Resûlüllah (sav), Hasan’ı indirmek için yavaşça başını kaldırdı.

Namazdan sonra Ashâb-ı Kiram sordular: “Ey Allah’ın

Resûlü! Hiçbir çocuğa buna davrandığınız gibi davran-

madınız!” deyince, Resûlüllah; “O, benim dünyadaki güzel

kokulu çiçeğimdir.” buyurdu. 555

“Umulur ki Allah onun

vasıtasıyla iki topluluğu barıştırır.” 556

92- Ebû Hureyre nakletti: Bir gün Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin Hasan’ı öptüğünü gören Akra b.

Hâbis ona: “Benim on çocuğum var ama daha hiçbirini

öpmedim” deyince; Peygamber (sav) efendimiz: “Merhamet

etmeyene merhamet edilmez!” buyurdu. 557

Başka bir ri-

vâyette ise: “Allah senin kalbinden merhamet duygusunu

almışsa ben ne yapayım!” buyurdu. 558

93- Ebû Seleme b. Abdurrahman nakletti: “Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem dilini çıkarıp Hasan’la oy-

nardı. Çocuk dilinin kırmızılığını görünce coşar, sevinirdi.” 559

94- Ebû Hureyre ise, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âli-

hi vesellemin, onu ağzından, zaman zaman da karnından öp-

tüğünü bildirmiştir. Bu nedenle o, Hasan’a rast geldiğinde:

“Bana müsaade et! Resûlüllah’ın seni öptüğü gibi öpe-

ceğim!” der, gömleğini kaldırır ve karnından öperdi. 560

95- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

mescidde meşgulken, Hz. Hasan (ra) yanına gelip dizine otur-

du ve onun saçları ile oynamaya başladı. Efendimiz, yanağını

onun yanağına dokundurup: “Allah’ım! Ben onu severim,

onu seveni de severim.” buyurdu. 561

555

İbn Hibban, II, 484

556 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 425

557 Buhârî, Edeb, 18, 5997; Müslim, Fazilet 65 / X, 106; Ebû Dâvud, Edeb, III, 5218;

Tirmîzî, Birr 11, 1911 / II, 295; Ahmed, Müsned, XV, 22302; İbn Hibban, II, 485

558 Buhârî, Edeb, 18, 5998; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4846 BMT; İbn Sa’d, Tabakât,

VI, 360-363

559 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 360; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 311

560 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4838 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 360; İmam Ahmed

ve İbn Hibban, Umeyr b. İshak’tan nakletti: Müsned, II, 3878; XIX, 27629; İbn Hib-

ban, II, 486; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 66

561 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 245

Page 164: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

164 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

96- Züheyr b. el-Akmer nakletti: Hasan b. Ali hutbe

okurken, Ensâr’dan bir adam kalktı ve şöyle nakletti: Şâhidlik

ederim ki, ben Resûlüllah (sav)’in Hasan’ı bel kuşağı üzerine

kucaklayıp şöyle buyurduğunu duydum: “Beni seven bunu

da sevsin! Bu sözlerimi mecliste hazır olan kimseler,

hazır olmayanlara bildirsin!” 562

97- İbn Sa’d, Resûlüllah (sav)’in Hasan’a Öğrettiği Duâ

başlığıyla birçok dua nakletmiştir. Hz. Hasan (ra) şöyle naklet-

ti: Dedem bana bazı ifadeler öğretti ki, ben onları vitir

namazında okuyorum. “Allâhümmehdinî fî men hedey-

te…” 563

Hz. Hasan (ra) beş vakit namaz kılmayı da dedesin-

den öğrendiğini nakletmektedir. 564

Hz. Hasan (ra) Seyyid’dir

98- Enes ve Ebû Bekre nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem mescidde hutbe verirken Hasan’ı ku-

cağına almış şöyle buyuruyordu: “Bu oğlum, benim hale-

fimdir, seyyiddir. Umulur ki onun sebebiyle Allah (celle

celâlühü), iki ordunun arasında barışı sağlar.” 565

99- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hasan seyyiddir.” 566

100- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bu oğlum Hasan’ın, seyyid olmasını dilerim!”

567

562

Ahmed, Müsned, XVIII, 26140; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4859; El-Askalânî, El-

İsâbe, s. 312; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 363; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 102; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 125; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 94; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 311

563 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 367; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, II, 11; El-Askalânî, El-İsâbe,

I, 328

564 Belâzürî, El-Ensab, III, 273

565 Buhârî, Sulh 9, 2704 / Menâkıb 25, 3629 / Fazilet 22, 3746 / Fitne 20; Ebû

Dâvud, Sünnet, III, 4662; Tirmîzî, Menâkıb 31, 3773 / III, 577; Nesâî, VII, 8109;

Ahmed, Müsned, XIX, 27621; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4862-4863; El-Askalânî, El-

İsâbe, s. 313; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 4000; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 362; İbn Kesîr,

El-Bidâye, VI, 300; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 420; Râmûz el-Ehâdis, s. 111;

Kütüb-i Sitte, XII, 498 / VI, 501; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 200; Fuzûlî,

Hadîkatü’s-Süadâ, s. 246. Hadisler birleştirilmiştir.

566 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4845 BMT; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 650

567 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 124

Page 165: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 165

101- Câbir el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Her kim cennet ehlinden

birine bakmak isterse, Ali’nin oğlu Hasan’a baksın.” 568

Hz. Hasan (ra)’a Eziyet ve Düşmanlık Edenler

102- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kim Hasan’a eziyet ederse, bana eziyet etmiş-

tir. Bana eziyet eden ise, Allah’a eziyet etmiştir.” 569

103- Hz. Hasan (ra) şöyle buyurdu: “Her kim bize

düşmanlık ederse, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

veselleme düşmanlık etmiş olur.” 570

Hz. Hasan (ra), Hz. Ali (kv)’den Çok Resûlüllah (sav)’e

Benziyordu

104- Ukbe b. Haris nakletti: Hz. Ebû Bekir (ra), bir gün

ikindi namazını kıldı. Sonra beraberinde Hz. Ali (kv) olduğu

halde yürümeye başladı. Yolda Hz. Hasan’ı çocuklarla oynar-

ken gördü. Omzuna alıp: “Babam feda olsun! Ali’ye değil

Resûlüllah’a benziyor.” buyurdu. O sırada Hz. Ali de gülü-

yordu. 571

105- İbn Ebî Müleyke nakletti: Hz. Fâtıma oğlu Hasan’ı

zıplatarak oynatıyor ve şöyle buyuruyordu: “Babası Ali’ye

değil, babam Resûlüllah’a daha çok benziyor.” 572

106- Ebû Cuhayfe nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemi gördüm; Hasan b. Ali, O’na çok

benzerdi.” 573

568

Ebû Ya’lâ’dan; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 363; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s.

129; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 64; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 361; Ali el-Muttakî,

Müntehab, V, 102; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 421

569 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 125

570 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 241

571 Buhârî, Fazilet 22, 3750; Nesâî, VII, 8105; Ahmed, Müsned, XVIII, 26157; Hâkim,

El-Müstedrek, VII, 4837; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 312; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 359; İbn

Manzur, Muhtasar, VII, 8; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 476 / VIII, 63; Kütüb-i Sitte, XII,

491; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 199; Farklı râvilerden de rivâyet edilmiştir.

572 Ahmed, Müsned, XVIII, 26152; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 64

573 Müslim, Fazilet 107 / X, 137; Tirmîzî, Menâkıb 31, 3777 / III, 578; Nesâî, VII,

8106; Ahmed, Müsned, XIX, 27631; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 311; Hâkim, El-

Müstedrek, VII, 4839 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 358; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 63

Page 166: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

166 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

107- Enes b. Mâlik nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi veselleme, Hasan b. Ali’den daha çok

benzeyen birini görmedim.” 574

Hz. Hasan (ra)’ın Bir Sözü ve Menkîbelerinden

108- Hz. Hasan (ra) şöyle buyurdu: “Bizler Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin eti, ehli, kanı ve

nefsiyiz. Biz, O’ndanız, O da bizdendir.” 575

109- Hz. Ebû Bekir (ra), Resûlüllah (sav)’in minberin-

deyken Hz. Hasan (ra) gelip: “Babamın yerinden in!..” de-

miştir. Hz. Ebû Bekir (ra) ise: “Doğru söyledin. Vallahi bu-

rası babanın yeridir.” diyerek onu alıp odasına götürmüş ve

onu ağırlamıştır. Bunu gören Hz. Ali (kv): “Vallahi bu benim

görüşüm değil” deyince, Hz. Ebû Bekir (ra): “Doğru söylü-

yorsun ama zaten ona önem vermedim.” 576

(Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra), Peygamberimiz

(sav)’e “baba” diyorlardı. Resûlüllah (sav)’in vefatından sonra

Hz. Ali (kv)’ye “baba” demeye başladılar.)

110- Emirü’l-Mü’minin Hz. Hasan (ra), bir gün İbn Zü-

beyr ve evlatları ile sefere çıktı. Kurumuş bir hurma bahçesine

vardılar. Hz. Hasan (ra) ve İbn Zübeyr için hurmaların altına

döşekler serildi. İbn Zübeyr: “Şu ağaçlarda hurma olsa da

yeseydik!” dedi. Hz. Hasan (ra): “Yaş hurma mı istersin?”

diye sordu. O da “Evet!” dedi. Bunun üzerine Hz. Hasan (ra),

ellerini duâya kaldırdı. Dudakları kıpırdadı ama ne dediği an-

laşılmadı. Hemen bir ağaç yeşerdi, yapraklandı ve yaş hurma

verdi. Orada bulunan bir deveci, “Bu sihirdir!” dedi. Hz.

Hasan (ra): “Hayır bu sihir değildir, bu Resûlüllah’ın oğ-

lunun kabul olunan duâsıdır!” buyurdu. Oradakiler bu

hurmalardan yiyip doydular. 577

574

Buhârî, Fazilet 22, 3752; Tirmîzî, Menâkıb 31, 3776 / III, 578; Ahmed, Müsned,

XVIII, 26154; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4840

575 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 52-53

576 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 376; Belâzürî, El-Ensab, III, 278; El-Askalânî, El-Metâlib, III,

3729, Hz. Hüseyin diye nakletmiştir.

577 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 201; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 248

Page 167: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 167

Hz. HÜSEYİN (ra)

Hz. Hüseyin (ra)’ın Özet Hayatı ve Faziletleri

On İki İmam’ın üçüncüsüdür. Künyesi Ebû Abdullah’tır.

Lakabı Zekî, Sıbt, Mazlum, Şehîd ve Seyyid’dir. Hicret’in 4.

yılında, Şâban ayının dördüncü Salı günü Medine’de doğdu.

Hz. Hüseyin (ra)’ın yüzü, karanlık gecede etrafını aydınlatırdı.

Hacca daima yaya olarak giderdi. Yanındakiler bineklere bin-

se de, kendisi binmezdi. 578

111- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, sabah namazını kıldıktan sonra, mü-

barek yüzünü, Ashâb-ı Kiram aleyhimür rıdvana döndüler.

Üzüntülü kimseler yüzünü görseler sevinç duyarlardı. Sabah

namazını kıldıktan sonra Hz. Ali (kv)’yi çağırdılar. İkisi beraber

çıkıp, Hz. Fâtıma (ra)’nın evine gittiler. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ali (kv)’ye: “Kapıda bekle, kim-

seyi içeri alma!” buyurarak içeri girdi. Melekler, Hz. Hüse-

yin’in doğumunu tebrike geliyorlardı. Ashâb-ı Kiram tekrar

dönerler diye bekledilerse de dönmediler. Hz. Ebû Bekir (ra),

başta olmak üzere diğer Ashâb-ı Kiram, Hz. Ali (kv)’nin evine

geldiler. Hz. Ali (kv), aldığı emri bildirmesine rağmen içeriye

girmek istediler. Hz. Ali (kv) bütün Ashâb’a dört yüz yirmi dört

bin meleğin tebrik için geldiğini haber verdi. Hep birlikte hay-

ret içinde kaldılar. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

kapıyı açtırdı ve herkesi dâvet etti. Hep birlikte içeri girdiler.

Hz. Ali’nin bu kadar meleği nasıl saydığını konuştular. Efen-

dimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ali’den bunu sor-

du: “Ey Allah’ın Resûlü! Melekler grup grup gelip, her

biri ayrı bir dil ile konuşup sayılarını bildirdiler” diye

cevap verdi. Efendimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Al-

lah aklını ziyâde etsin, Ey Ali!” buyurdular. Sonra; “Daha

acayip bir şey anlatayım mı, Yâ Ebû Bekir?” deyip şöyle

buyurdular: Meleklerin içinde; kanatları, elleri ve ayakları

kırık bir melek de tebrike geldi. Ona “Halin nedir?” diye

578

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 203

Page 168: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

168 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

sordum. O melek şöyle anlattı: “Bir gün gök kapısını

açık bulup dünyaya baktım. Elden ayaktan düşmüş bir

kimse gördüm ve bu kimsenin bu halde yaşamasındansa

ölmesi daha iyidir dedim. Bunun üzerine Allah-ü Teâlâ,

beni bu gördüğüm adam haline getirdi. Sonra da yeryü-

züne indirdi. Bu zamana kadar bazı adalarda yaşadım.

Şimdi ise sizin şefaâtiniz ve duânızla iyi olacağımı umu-

yorum.”

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, duâ bu-

yurdular. Cebrâil (as), Efendimizin duâsının kabul olduğu ha-

berini verdi. Hz. Hüseyin’in kundağından elini çıkarıp o mele-

ği mesh etmesini istedi, öyle yapıldı ve meleğin kanatları ve

kırıkları düzeldi. Melek sağlam olunca ağlamaya başladı. “Ni-

çin ağlıyorsun?” denildiğinde: “Kendim için değil doğumu

yerdekilere ve göktekilere müjde olan, bu çocuğu şehit

edecekler ona ağlıyorum” dedi. “Kim şehit edecek?” de-

diğimde ise: “Cebrâil (as)’den sor, o daha iyi bilir” dedi.

Cebrâil (as)’den bu meleğin nasıl bunu bildiğini sorduğumda

ise; Cebrâil (as): “Hak Teâlâ o meleği Hüseyin’in kabrini

muhafaza için, bin sene önce yarattı” deyip, birlikte gökle-

re yükseldiler. 579

Resûlüllah (sav)’in Hz. Hüseyin’e Olan Sevgisi

112- Ya’lâ b. Mürre nakletti: Resûlüllah (sav), yanında

sahâbîleri ile birlikte dâvet edildikleri bir yemeğe gidiyorlardı.

O sırada Hz. Hüseyin de yolda oynuyordu. Bunun üzerine

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem kollarını açarak,

onu yakalamak istediyse de; Hz. Hüseyin bir o tarafa, bir bu

tarafa kaçtı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, güle-

rek onun peşinden koştu. Onu yakaladı ve ağzından öptü.

Sonra da şöyle buyurdu:

“Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim. Allah

(celle celâlühü), Hüseyin’i seveni sever. Hüseyin torun-

579

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 203-204; İbn Hacer bu hadisi benzer şekilde

nakletmiş, fakat Hz. Hüseyin’den ve kırık kanatlı melekten bahsetmemiştir. El-

Askalânî, El-Metâlib, III, 3955

Page 169: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 169

lardan bir torundur. Hüseyin’den nice topluluklar çıka-

caktır.” 580

113- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, Hz. Hüseyin’i işaret edip şöyle buyurdu: “Ey

Allah’ım! Ben bunu seviyorum, sen de sev.” 581

114- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Hüseyin (ra)’ı omuzlarında taşır-

ken Ashâb’dan bir adam gördü ve: “Ey Evlat! Bindiğin bi-

nek, ne güzel binektir.” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem de: “O da, ne güzel binicidir.” buyurdular. 582

115- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Hüseyin’i seven, beni sevmiştir.” 583

116- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, namaz kılıyordu. Kulağına bir çocuk ağlaması geldi. Na-

mazını çabuk bitirip dışarı çıktı. Az sonra geri geldi ve şöyle

buyurdu: “Bir çocuk ağlaması duydum, onu Hüseyin san-

dım. Yâ Rabbi! Hüseyin’i ağlatanı affetme!” 584

117- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, Hz. Fâtıma (ra)’nın evinin önünden geçerken Hüseyin’in

ağladığını duydu ve şöyle buyurdu: “Ey Fâtıma! Hüseyin’in

ağlamasının, beni ne kadar üzdüğünü bilmiyor musun?”

585

118- Kenzü’l-Garaib’den nakledildi: “Bir gün Hz. Hüse-

yin (ra), Sevgili Peygamberimiz (sav)’in yanında bulunuyordu.

580

Tirmîzî, Menâkıb 31, 3775 / III, 578; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 144; Ahmed,

Müsned, XIX, 27646; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4873 BMT; İbn Hibban, II, 487; İbn

Sa’d, Tabakât, VI, 410; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 135; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-

Ukbâ, s. 133; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 336; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 105; Kü-

tüb-i Sitte, XII, 491; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 277; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ,

s. 420

581 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4871-4876 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 426;

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 122; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 43

582 Tirmîzî, Menâkıb 31, 3784 / III, 581; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4844 BMT; Muhi-

büddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 131. Aynı hadisin benzeri Hz. Hasan için 86 numa-

ra ile nakledilmiştir.

583 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 105; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 125

584 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 205

585 El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 177; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, III, 193; Muhi-

büddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 143; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 201;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, II, 214

Page 170: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

170 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Evine dönmek istedi. Fakat o sırada şiddetli yağmur yağıyor-

du. Hz. Hüseyin (ra) duruma üzüldü. Onun mahzunlaştığını

gören, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Hü-

seyin (ra)’ın yağmurdan dolayı üzüldüğünü anlayınca duâ

buyurdular. Yağmur kesildi. Hz. Hüseyin (ra) evine gitti.” 586

119- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, Hz. Hüseyin (ra)’ı kucağına aldı. Yüzünü yüzüne sürer-

ken Hz. Hüseyin (ra), Resûlüllah (sav)’in üzerine akıttı. O an-

da hazır bulunan Ümmü Fadl, Hz. Hüseyin (ra)’ı, Efendimiz

(sav)’in kucağından çekip almak istedi. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: “Ey Ümmü Fadl! Oğlumun küçük

abdestini bölme! Onu rahat bırak! Erkek çocuğununki

için su dökülür, kız çocuğununki için yıkanır, oraya biraz

su dökün!” buyurdu. 587

120- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem; Hüseyin’i sağ dizine, oğlu İbrahim’i sol dizine aldı.

Cebrâil (as) gelip: “Hak Teâlâ Hazretleri bu ikisinden biri-

sini alacaktır, birini sen seç!” dedi. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: “Hüseyin’e hem ben yanarım, hem

de Ali ve Fâtıma. İbrahim’e ise sadece ben üzülürüm.”

diyerek tercihini yaptılar, üç gün sonra İbrahim vefat etti. Hz.

Hüseyin (ra) yanına her gelişinde şöyle buyururdu: “Selâmet,

saâdet o kimseye ki, oğlum İbrahim’i ona feda ettim.” 588

*- “Peygamberimiz (sav)’in oğlu İbrahim, 18 aylık iken

vefat etmiştir.” 589

Hz. Hüseyin (ra) Seyyid’dir

121- Câbir b. Abdullah nakletti: Hüseyin mescide girin-

ce, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyur-

du: “Her kim, cennet ehli gençlerinin seyyidine bakmak

isterse Hüseyin’e baksın.” 590

586

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 118

587 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 405; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4882 BMT

588 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 205; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 118; En

Sevgilinin Dostları, s. 369

589 İbn İshak, Sîret, 362; Asri Çubukçu, DİA, İbrahim, XXI, s. 273

590 Ebû Ya’lâ, Müsned, III, 397, 1874; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3990; Zehebî,

A’lâmi’n-Nübelâ, III, 190; İbn Hibban, II, 486; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 336

Page 171: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 171

122- Selman-ı Fârisî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellemin yanına vardım, baktım ki kucağında

Hüseyin’i oturtmuş, onun gözünden ve dudaklarından öpüp

şöyle buyuruyordu: “Sen seyyid oğlu seyyidsin. Sen imam

oğlu imamsın. Sen hüccet oğlu hüccetsin. Sen hüccetle-

rin babasısın ki, Mehdî Âl-i Resûl de sendendir.” 591

Hz. Hüseyin (ra)’ın Bir Sözü ve Bir Menkîbesi

123- Hz. Hüseyin (ra) şöyle buyurdu: “Bir kişi Dey-

lem’de esir olup bizi severse, mutlaka Allah (celle

celâlühü) ona bizi sevdiğinden dolayı yardım edecektir.

Bizim sevgimiz, rüzgârın yaprakları döktüğü gibi günah-

ları düşürür.” 592

124- İmam Necmeddin, Ahseni Sîret’ten nakletti: “Bir

gün Kureyş’in ileri gelenleri ile Hz. Hüseyin (ra) yemek yiyor-

lardı. Kölelerinden birisi sıcak yemek tabağını, Hz. Hüseyin

(ra)’ın üstüne döktü. Yemeğin sıcaklığı ile Hz. Hüseyin (ra)

celalli bir şekilde köleye bakınca, köle korktu, “Kaza oldu

efendim bağışlayın!” dedi ve “Öfkelerini yutanlar…” diye

bir âyet okudu. Hz. Hüseyin (ra) bunu duyunca “Öfkemi

yendim, affettim!” buyurdu. Köle yine “İnsanların suçunu

affedip suçlamadan vazgeçenler!..” diye bir âyet okudu.

Hz. Hüseyin (ra): “Ben de Allah’tan korkan bir kulum,

seni affettim” buyurdu. Kölesi tekrar bir âyet okudu: “Allah

iyilik edenleri sever...” Bunun üzerine Hz. Hüseyin (ra):

“Seni kendi malımdan azat ettim, geçimini de kendi üze-

rime aldım” buyurdu. Mecliste hazır bulunanlar bu cömertlik

ve lütuf karşısında şaşıp kaldılar. Köle de sevinç nâmeleri dü-

züyordu.” 593

591

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 90

592 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 400

593 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 280; En Sevgilinin Dostları, s. 370, Faslü’l-Hitab’dan

cariye diye nakletti; M. N. Bursalı, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, s. 201-202

Page 172: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

172 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

KERBELÂ

Kerbelâ Fâciâsı İle İlgili Gelen Haberler

125- Ümmü Fadl nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin kucağında Hüseyin varken şöyle buyurdu:

“Cebrâil (as) yanıma gelip, ümmetimin oğlum Hüseyin’i

öldüreceğini bana haber verdi.” 594

126- Zeyneb nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem evimdeydi. Hüseyin henüz yürümeye başlamış-

tı. Hüseyin yürüyüp Resûlüllah (sav)’in kucağına oturdu. Onu

tutmak için koştuysam da yetişemedim. Resûlüllah (sav):

“Onu rahat bırak” buyurdu. Ben de bıraktım, o da Resûlül-

lah (sav)’in üzerine akıttı. Resûlüllah (sav): “Erkek çocuğu-

nunki için su dökülür, kız çocuğununki için yıkanır, ora-

ya biraz su dökün.” buyurdu. Sonra abdest alıp namaz kıldı.

Ayağa kalktığında Hüseyin’i kucağına aldı. Rükû ve secdedey-

ken yere bıraktı, sonra da oturup duâ etti ve ağladı. Sonra

dedim ki: “Yâ Resûlüllah, bugün seni hiç yapmadığın bir

şeyi yaparken gördüm, sebebi nedir” diye sordum. Şöyle

buyurdu: “Cebrâil (as) geldi ve bu oğlumu ümmetimin

öldüreceğini haber verdi. Bana onun yerini göster dedim.

Bana kırmızı bir toprak gösterdi.” 595

127-Enes b. Mâlik nakletti: Cebrâil (as), Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yanına gelmişti. Ümmü Se-

leme annemize Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

şöyle buyurdu: “Ey Ümmü Seleme! Kapıyı üzerimize ka-

pat ve içeriye kimseyi alma!” Ümmü Seleme annemiz izin

vermemesine rağmen, Hz. Hüseyin gelip kapıyı zorladı, içeri

girdi. Resûlüllah (sav)’in kucağına koştu. Efendimiz (sav) onu

öptü, sevdi ve omzuna aldı. Cebrâil (as): “Onu çok mu se-

versin?” dedi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

“Evet” buyurdu. Cebrâil (as): “İyi ama ümmetinin vefasız-

594

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4877; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 123

595 Ebû Ya’lâ’dan; El-Askalânî, El-Metâlib, I, 13; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4871

BMT; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 314

Page 173: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 173

ları onu öldürecektir!” dedi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem: “Demek onu öldürecek olanlar, ümmetim-

den ha!” buyurdu. Cebrâil (as): “Evet, istersen onun öldü-

rüleceği yeri sana göstereyim mi?” Peygamberimiz (sav):

“Olur” buyurunca; Cebrâil (as) yeri gösterdi ve bir avuç kızıl

toprağı Peygamberimiz (sav)’e verdi. Peygamberimiz (sav)

toprağı, zevcesi Ümmü Seleme annemize verirken “Bu toprak

kan haline gelince, Hz. Hüseyin şehit edilir!” buyurdu.

Ümmü Seleme annemiz o toprağı bir cam şişe ya da cam ça-

nak içerisinde sakladı ve Hz. Hüseyin’in şehit edildiği gün

toprağın kan haline geldiği görüldü.” 596

128- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Bir gün Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; evinden çıktı ve bir za-

man sonra geri geldi. Mübarek saçı sakalı dağılmış, toprağa

bulanmıştı. Elinde bir şey vardı. “Ey Allah’ın Resûlü ne ol-

du?” diye sordum. Şöyle buyurdular: “Bu gece bana Irak’ta

bir makâm gösterdiler. Kerbelâ diyorlar. Hüseyin ve bazı

evladımın şehit edildiği yeri ziyaret ettirdiler. Onların

kanını devşirdim, elimde tuttuğum odur, bunu sakla!”

buyurdular. Ümmü Seleme annemiz şöyle devam etti: “Elime

aldım, bir kızıl topraktı. Bir şişeye koydum ve sakladım. Hz.

Hüseyin, Irak seferine çıkınca, her gün bu şişeye bakardım. 10

Muharrem günü, akşama doğru baktığımda bu şişenin içindeki

toprak, kızıl kan oldu. Hz. Hüseyin’in şehit olduğunu anladım,

çok ağladım. Hicret’in 61. yılı, Cuma-Aşûre günüydü. Elli yedi

yıl, beş ay yaşadı.” 597

129- Ensâr’dan Selma Kadın nakletti: Ümmü Sele-

me’nin yanına girdim ağlıyordu; “Niye ağlıyorsun?” diye

596

Ahmed, Müsned, XVIII, 26162; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4860 BMT; Taberânî,

Mu’cemü’l-Kebir, II, 234, 2750; İbn Hibban, II, 487; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 425; El-

Askalânî, El-Metâlib, III, 3999; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, II, 22; İbnü’l Esîr, El-Kâmil,

IV, 48; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, III, 194; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 313-314 / VIII,

327; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 205; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 276; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 421. Bazı kaynaklar Cebrâil (as) yerine Yağmur

Meleği demişlerdir. Taberânî’de Kerbelâ ismi de geçer. Hadisler birleştirilmiştir. Konu

aynıdır, lafızlarda farklılıklar vardır.

597 İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 315; Kadî İyaz, Şifâ-i Şerif, s. 228; M. Câmi, Şevâhidü’n-

Nübüvve, s. 205; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 22

Page 174: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

174 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

sordum: Şimdi Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellemi rüyamda gördüm. Başında ve sakallarında toprak

vardı, ağlıyordu. “Neyiniz var, Ey Allah’ın Resûlü?” de-

dim. “Az önce Hüseyin’in öldürüldüğüne şâhid oldum.”

buyurdu. Hesap edildi, bugün Kerbelâ gününe isabet ediyor-

du. 598

Hz. Hüseyin’in şehâdet haberi gelince Ümmü Seleme

annemiz, feryat etti. Sonra da: “Allah bu işi yapanların ev-

lerini ve kabirlerini ateşle doldursun!” deyip ağladı. Sonra

da dayanamayıp bayıldı.” 599

130- Abdullah b. Abbas nakletti: Gün ortasında

Resûlüllah (sav)’i rüyamda gördüm. Saçı sakalı dağınıktı.

Elinde, topladığı kanları içine doldurduğu bir şişe vardı. “Ey

Allah’ın Resûlü bu ne?” diye sorduğumda: “Hüseyin ile ar-

kadaşlarının kanı, bu kanı arayıp duruyordum.” buyurdu.

Râvi der ki: Söz konusu o günü aklımızda tuttuk ve o gün

Kerbelâ katliamı olduğunu öğrendik. 600

131- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Hüseyin (ra) için şöyle

buyurdu: “Cebrâil (as) bana “Onu seviyor musun?” diye

sordu. Ben de: “Evet seviyorum” dedim. Bunun üzerine

Cebrâil (as): “Bil ki, ümmetin bunu Kerbelâ denilen yerde

öldürecek!” diye haber verdi.”

Öldürülmek üzere Hz. Hüseyin (ra)’ın etrafı sarıldığında,

“Bu yerin adı ne?” diye sordu. “Kerbelâ” cevabını alınca,

Hz. Hüseyin (ra): “Resûlüllah doğru söylemiş, zira burası

gerçekten kerb (üzüntü) ve bela yurduymuş!” buyurdu. 601

132- Hz. Âişe annemiz nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Cebrâil (as), bana

torunum Hüseyin’in Tıff denilen yerde öldürüleceğini ve

598

Tirmîzî, Menâkıb 31, 3771 / III, 577; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 424; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VIII, 330; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 574; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde,

s. 140; Kütüb-i Sitte, XII, 494

599 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 462; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, 1730; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 330; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 139

600 Ahmed, Müsned, XVIII, 26165; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 323; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 329

601 Taberânî’den; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 282; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 575

Page 175: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 175

benden sonra ümmetimin fitneye düşeceğini haber ver-

di.” 602

133- Abdullah b. Nücey nakletti: Ben seferlerde Hz.

Ali’nin abdest kabını taşırdım. Sıffîn Savaşı’na doğru giderken

Hz. Ali (kv); Hz. Hüseyin (ra)’a şöyle buyurdu: “Yâ Ebâ Ab-

dillah! Fırat kenarında sabırlı ol!” diye iki defa söyleyince;

ben “Ne oldu?” diye sordum; Ali b. Ebî Tâlib şöyle anlattı:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Az önce, Cebrâil (as) yanımdan ayrıldı. “Hüseyin’in

Fırat kenarında katledileceğini söyledi.” 603

Sonra da

şöyle dedi: “Şehit olacağı yerin toprağından sana kok-

latmamı ister misin?” Dedim ki: “Evet.” Bunun üzerine

elini uzattı. O topraktan bir avuç aldı ve onu bana verdi. Ben

de kendimi tutamadım, gözlerimden yaşlar boşaldı.” 604

134- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benim bu oğlum Hüseyin;

Irak’ta Kerbelâ’da katledilecektir. Kim ki, bu vâkıaya

şâhid olursa, kendisine yardım etsin!” 605

135- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Uhud şehitlerinin cenaze namazını kılarken, şehitlerin efendisi

Hz. Hamza’nın namazını önce kıldırdı ve onu kaldırmadı. Di-

ğer cenazeleri birer birer onun yanına koyarak namazlarını

kıldırdı. Böylece Hz. Hamza üzerine yetmiş defa cenaze na-

mazı kılmış oldu. 606

Fuzûlî, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemin bu kıldığı namazı Kerbelâ şehitleri için kıldığını nak-

letmiştir. 607

602

Taberânî’den; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 575; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s.

138

603 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 105

604 İbn Âsâkir’den; Ahmed, Müsned, XIX, 27641; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 426; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VIII, 328; Râmûz el-Ehâdis, s. 333; A. Köksal, Kerbelâ, s. 138;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 140

605 Ebû Nuaym, Delâil 26, s. 554; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 146; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VIII, 328; Râmûz el-Ehâdis, s. 111; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s.

139

606 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2603 / VII, 4947 BMT; İbn Hişâm, Sîret, III, 129; İbn

Sa’d, Tabakât, II, 43

607 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 111

Page 176: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

176 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

136- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah-ü Teâlâ bana

şöyle vahyetti: Ben, Zekeriyya oğlu Yahya (as) sebebiyle

yetmiş bin kişiyi öldürdüm. Hüseyin sebebiyle ise yetmiş

bin ve yetmiş bin kişiyi öldürürüm.” 608

137- Hz. Abbas nakletti: Bir gün, Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem Kerbelâ fâciâsını düşünüp kederlendi:

“Acaba o gariplerin intikamını, o zalimlerden kim alır?”

Cenâb-ı Hak’tan vahiy geldi ki: “Ey Allah’ın Resûlü, Zeke-

riyya oğlu Yahya için yetmiş bin kâfir öldürüldü. Kerbelâ

şehitleri için ise yetmiş kere yetmiş bin münâfık öldürül-

se gerektir.”

Gerçekten de bu vaâd tutuldu. Zira Muhtar es-Sakâfî,

Müseyyib b. Ka’ka, İbrahim b. Mâlik Eşter, Ebû Müslim Ho-

rasânî gibi zatlar birbirinin arkasından Ehl-i Beyt’in intikamını

almak için, Ehl-i Beyt düşmanlarından ırmaklar gibi kanlar

akıttılar. 609

138- Muhammed b. Sa’d nakletti: Emirü’l-Mü’minin

Hz. Ali (kv), Sıffîn Savaşı’na giderken Kerbelâ’ya uğradı. Sa-

ğına soluna bakıp ağladı ve yavaş yavaş geçti. Bir rivayette

ağaçların altında namaz kıldı: “Burası neresidir?” diye sor-

du. “Burası Kerbelâ’dır” dediler. Buyurdu ki: “Kerb (üzün-

tü) ve bela! Burası en büyük şehitlerin makâmıdır. Bura-

sı Ehl-i Beyt büyüklerinin kanlarının döküleceği

mekândır. Burada bir topluluk öldürülecektir ve hesapsız

cennete gireceklerdir!” Bu sözün anlamı ancak Kerbelâ

fâciâsı olunca anlaşıldı. 610

139- Hz. Hüseyin (ra), Kerbelâ toprağını görünce Ali

Ekber’e, babası Hz. Ali (kv)’den şöyle bir rivâyet nakletti:

“Babam Ali ile Sıffîn’e giderken bu sahrada konakladık. Şura-

608

Hâkim, El-Müstedrek, V, 3201 / VII, 4871 BMT; Hatîb Bağdâdî, I, 142; Muhibüd-

din Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 150; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 330; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, XII, 127; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 206; Râmûz el-Ehâdis, s.

157

609 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 82-83

610 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 427; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 328; M. Câmi, Şevâhidü’n-

Nübüvve, s. 190; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 204; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

641; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 350

Page 177: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 177

da başını Hz. Hasan’ın dizine koyup uykuya daldı. Aniden

uyanıp, hemen irkilip bir ah çekti. Hz. Hasan bunun sebebini

sorunca: “Şimdi rüyamda gördüm, bu sahra kan deryası

olmuş! Benim Hüseyin’im o kan deryasının ortasında

yardım için seslenir! Ancak feryadına kimse gelmez!”

Sonra bana dönüp buyurdu ki: “Ey Hüseyin! Bu sahrada

başına bir iş gelse ne dersin?” Cevap verdim: “Ey Şâh-ı

Merdân! Sabrederim ve sabrıma karşılık ecri isterim!” 611

Kerbelâ Fâciâsı

1*- Kaynaklardan gelen bilgilere göre Hâşimoğulları ve

Ümeyyeoğulları arasındaki düşmanlık Hâşim ve Ümeyye’ye

kadar dayanır. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

büyük dedesi, Abdüşşems’in iki evladı Hâşim ile Ümeyye ara-

sındaki muhalefet, Abdülmüttalib ile Harb arasındaki düşman-

lık, Resûlüllah (sav) ile Ebû Süfyân arasındaki kavga, Hz. Ali

(kv) ile Muâviye arasındaki husûmet, Hz. Hüseyin (ra) ile

Yezîd arasında fitneye ve katliama dönüşmüştür. 612

2*- Muâviye’nin nasihati üzerine; Yezîd yönetime geçer

geçmez, Medine Valisi Velid b. Utbe b. Ebû Süfyân’a bir mek-

tup gönderdi: “Yazım sana geldiğinde Hüseyin b. Ali ve

Abdullah b. Zübeyr’i buldur ve bana biatlarını al! Eğer

biat etmekten kaçınırlarsa başlarını kes ve bana gön-

der!” diye emretti. Ama Velid bunu yapmaktan geri durdu. 613

3*- Mervan b. Hakem’in de hazır bulunduğu mecliste,

Medine Valisi Velid b. Utbe, Hz. Hüseyin’i herkesten önce biat

almak için konağına çağırdı. Hz. Hüseyin (ra): “Benim gibi

bir adam gizlice biat etmez!” deyip, vilayet konağından

çıktı. O çıkarken Mervan, Vali Velid’e şöyle dedi: “İşte Hüse-

yin, biat etmeden çıkıp gidiyor. Ya onu hapset, ya da

öldür!” Hz. Hüseyin (ra) çıkıp giderken Mervan’ı tersledi:

“Yalan söyledin! Vallahi sen alçaklaştın ve günaha gir-

din! Benim boynumu vurmaya ne senin gücün yeter, ne

611

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 369-374

612 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 302

613 Yakûbî, Tarih, II, 241; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 284-289; A. Köksal, Kerbelâ, s.

40 / s. 238

Page 178: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

178 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

de Velid’in!” Velid: “Vallahi bütün dünya mülkü bana

verilse, yine de Hüseyin’in kanına girmem. Yarın Hüse-

yin’in kanının hesabını verecek kimsenin hali yamandır.”

dedi. 614

4*- Abdullah b. Abbas’ın Yezîd’e gönderdiği mektupta

açıklandığına göre: Hz. Hüseyin (ra)’ın Kûfe’ye dâvet edilişin-

de; Medine’den Mekke’ye, oradan da Kûfe’ye çekilmesinde,

Yezîd’in de parmağı vardı. 615

5*- Hz. Hüseyin (ra), Medine’de bulunan Mervan b.

Hakem’in de, Medine Valisi’ni sıkıştırmasıyla Mekke’ye geçti.

Kûfe’den gelen çuvallar dolusu dâvet mektupları üzerine de

Kûfe’ye doğru yöneldi. Onu seven herkes, ona engel olmak

istedi. Kûfe’ye gitmesini istemediler, çokça nasihat ettiler. Ba-

basının ve kardeşinin başına gelenleri hatırlattılar.

Hz. Hüseyin (ra): “Takdirin önüne durmayacağını,

Allah’ın takdiri ne ise onun gerçekleşeceğini” söyledi.

Önden amcasının oğlu Müslîm b. Âkil’i Kûfe’ye gönderdi.

Müslim, kısa sürede 18.000 kişinin biatını topladı. Bunu bir

mektupla Hz. Hüseyin (ra)’a haber verdi. 616

6*- Yezîd bunu haber alınca, babası Muâviye’nin baş

danışmanı, Hıristiyan olan Sercun b. Mansur’un fikrini aldı.

Sercun, Yezîd’e: “Eğer baban Muâviye sağ olsaydı ve Hü-

seyin, Kûfe’ye doğru hareket etseydi, ne tedbir alacağını

sana bildireyim mi?” dedi. Yezîd de: “Evet bildir!” dedi.

Sercun: “Basra Valisi Ubeydullah b. Ziyâd’ı, Kûfe’ye de

vali tayin et ve yetkilerini arttır! Baban sağlığında bu

emrin yazılmasını emretmişti.” dedi. Yezîd bu tavsiyeye

uyup, Nûman b. Beşir’i azletti. İbn Ziyâd’a Kûfe Valiliği’ni de

verdi. 617

614

Belâzürî, El-Ensab, IV, 14; Tarih-i Taberî, IV, 95; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 13/20;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 246; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 636; A. Köksal, Ker-

belâ, s. 43

615 Yakûbî, Tarih, II, 249; A. Köksal, Kerbelâ, s. 40/238; Mektubun tam metni için

baknz: A. Köksal, Kerbelâ, s. 248-252

616 Tarih-i Taberî, IV, 96; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 254-266; Fuzûlî, Hadîkatü’s-

Süadâ, s. 314-316; A. Köksal, Kerbelâ, s. 64; Gülgün Uyar, Ehl-i Beyt, s. 62

617 Belâzürî, El-Ensab, IV, 82; Tarih-i Taberî, IV, 98; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 26; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VIII, 255; A. Köksal, Kerbelâ, s. 54-55; Özkes, İhsan, Emevî Siya-

seti Dinin Saltanata dönüşmesi, Tekin Yay., 2013, s. 146

Page 179: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 179

7*- Yezîd, İbn Ziyâd’a gönderdiği mektupta; derhal

Kûfe’ye geçmesini, Müslim’i yakalayıp öldürmesini emretti.

Sonra da, Hz. Hüseyin (ra)’ın Kûfeliler’den gelen mektuplar

üzerine yola çıktığını yazdı. Ve şöyle emretti: “Zamanlar ara-

sında senin zamanın, beldeler arasında senin belden

Hüseyin ile belalanmıştır. Ya onun biatını sağlayıp onu

köleleştir, ya da onu öldür. Yahut sen öldürülür, babana

kavuşturulursun Ubeyd!” diye tehdit etti. 618

8*- Yezîd’in emriyle, Basra’da kardeşini yerine vekil bı-

rakan Ubeydullah b. Ziyâd, Kûfe’ye akşamla yatsı arasında

yüzünü sarığı ile kapatmış şekilde geldi. Kûfe halkı onu Hz.

Hüseyin sanıp herkes evine davet ediyordu. Ubeydullah he-

men vilayet konağına, Eski Vali Nûman b. Beşir’in yanına

girdi. Ubeydullah, dikkatli ve tedbirli Müslim b. Akil’in nerde

olduğunu araştırdı. Hâni b. Urve’nin evinde saklandığını du-

yunca Hâni’yi vilayet konağına getirtip, şehit etti. Sonra da

Müslim b. Akil’in peşine düştü. Hz. Hüseyin (ra) namına Müs-

lim b. Akil’e biat eden Kûfeliler, Ubeydullah’ın Müslim taraf-

tarlarını öldürdüğünü gördükçe etrafından yavaş yavaş çözül-

düler. Nihayet yanında kimse kalmayan Müslim yakalandı ve

şehit edildi. Diğer rivâyette Hâni ve Müslim’in başlarını kesen

Ubeydullah kendisini kuşatan kalabalığın üzerine attı ve kala-

balık dağıldı. Bu gün Hz. Hüseyin, Mekke’den yola çıkmıştı.

619

9*- Yezîd b. Muâviye, Kûfe Valisi Ubeydullah b. Ziyâd’a

gönderdiği emirde şöyle diyordu: “Müslîm b. Âkil’i ve ona

yataklık eden Hâni b. Urve’yi öldürüp başlarını bana

gönderdiğin için sana aferin. Şimdi sıra Hüseyin’de, sana

doğru geliyor. Büyük bir ihtiyatla hareket et ve kaçması-

na izin verme! Ne sûretle olursa olsun, onun itaatini al

ve hakkından gel! Bundan sonra da benim ihsan ve ina-

yetimi bekle!” 620

618

Tarih-i Taberî, IV, 98; İbn Abdirabbih, İkdü’l-Ferîd, II, 218-219; Yakûbî, Tarih, II,

42; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, I, 201-205; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 276; A. Köksal,

Kerbelâ, s. 56

619 Tarih-i Taberî, IV, 99; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 256-263

620 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 33; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 264; Yakûbî, Tarih, II, 229;

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 316-336; A. Köksal, Kerbelâ, s. 95-96

Page 180: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

180 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

10*- Hz. Hüseyin (ra) Mekke’den çıkmak istediğinde

Abdullah b. Abbas, Muhammed Hanefî, Abdullah b. Ömer,

Abdullah b. Zübeyr, Ebû Saîd el-Hudrî ve şehrin ileri gelenleri,

Kûfe’ye gitmemesi yönünde ona çok nasihat ettiler ancak Hz.

Hüseyin (ra) onları dinlemedi. Irak’a gitme kararının kesin

olduğunu bildirdi. 621

11*- Kaynaklar, Mekke’den çıkarken Hz. Hüseyin (ra)’ın

bir rüya üzerine yola çıktığını ama rüyasını anlatmak istemedi-

ğini naklederler. Bu rüyada; “Emrolunduğum işi işlemek,

her şeyin önündedir” diyerek, yoluna devam ettiği kaydedi-

liyor. 622

12*- Şâ’bi der ki: Abdullah b. Ömer kendi malı ile meş-

gulken, Hz. Hüseyin (ra)’ın Irak’a doğru yola çıktığı haberi

geldi. İbn Ömer, Hz. Hüseyin (ra)’a üç günlük yolda yetişip,

“Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Hz. Hüseyin (ra): “Bunlar

Iraklılar’ın bana yazmış olduğu biat mektuplarıdır” diye

karşılık verdi. Bunun üzerine İbn Ömer: “Gitme!” dediyse de

Hz. Hüseyin kabul etmedi. Sonra İbn Ömer şöyle dedi:

“Cebrâil (as) gelip Resûlüllah (sav)’i dünya ve âhiret ara-

sında serbest bıraktı, O da âhireti seçti. Vallahi dünya

size nasip olmayacaktır, Irak’a gitme!” dedi. Hz. Hüseyin

(ra) bunu da kabul etmeyince, İbn Ömer; Hz. Hüseyin (ra)’a

sarıldı ve: “Seni Allah’a emanet ediyorum! Allah’ın selâmı

üzerine olsun!” deyip, geri döndü. 623

13*- Abdullah b. Cafer, Hz. Hüseyin (ra)’ın bütün so-

yunu da yanına alıp yola çıktığını duyunca peşinden mektup

gönderdi. Mekke Valisi Amr b. Saîd bin Âs’tan aldığı emanla,

peşinden yetişip nasihat etti. Ancak yolundan döndüremedi.

Resûlüllah (sav)’i rüyasında görüp O’nun emri ile gittiğini; ister

lehine, ister aleyhine sonuçlansın bu yoldan dönmeyeceğini

621

Tarih-i Taberî, IV, 99-101; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 38-42; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 246; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 434; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 638; A. Köksal,

Kerbelâ, s. 97-105

622 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 44; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 273; A. Köksal, Kerbelâ, s.

109

623 İbn Hibban, II, 488; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 268; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII,

576; A. Köksal, Kerbelâ, s. 106

Page 181: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 181

söyledi. Yolda Kûfe’den gelen Şair Ferazdak ile karşılaşıp du-

rumu sorunca, Ferazdak şöyle dedi: “Halkın kalbi seninle,

kılıçları Benî Ümeyye iledir. İlâhi takdir ise gökten iner

ve Allah dilediğini yapar!” Cevabını aldığı halde: “Doğru

söyledin, Allah’ın dediği olur. Allah dilediğini işler. Al-

lah’ın takdiri hoşumuza giderse şükrederiz. Eğer Rabbi-

miz’in takdiri umulanın dışında olursa, sabredenlerden

oluruz!” diyerek yolculuğunu sürdürdü. 624

14*- Mervan b. Hakem, İbn Ziyâd’a yazdığı mektupta

şöyle diyordu: “Vallahi Allah bizim elimize, tuzağımıza

Hüseyin’den daha kıymetli bir kimseyi düşürmemiştir.

Sakın onu kaçırmayasın!..” 625

15*- Ali Zeynel Âbidin’den nakledilir ki: Hz. Hüseyin

(ra) Mekke’den Kûfe’ye varana kadar, her konak yerinde; Hz.

Yahya (as)’ın hikâyesini anar ve şöyle buyururdu: “Ne zalim

bir zaman ki; Yahya gibi sâlih bir kimsenin mübarek

başını, Benî İsrail’den hiçbir işe yaramayan, fâcire bir

kadına hediye ettiler.” 626

16*- Hz. Hüseyin (ra) Kûfeliler’e, Kays b. Misher es-

Saydâvî’yi elçi gönderdi. Elçi, Vali Ubeydullah’ın komutanı

Husayn b. Numeyr tarafından yakalanıp, vilayet konağının en

yüksek yerinden aşağıya atıldı. Ancak atılırken kendisinin Hz.

Hüseyin (ra)’ın elçisi olduğunu, Hz. Ali (kv) ve Hz. Hüseyin

(ra)’ı methettiği, Yezîd’e ve İbn Ziyâd’a lânet okuduğu kayde-

dilmektedir. Hz. Hüseyin (ra)’ın Müslîm b. Âkil’e gönderdiği

sütkardeşi Abdullah da, Müslim öldürüldükten sonra Kûfe’ye

varmış ve o da vilayet konağından atılarak şehit edilmiştir. 627

17*- Hz. Hüseyin (ra), Yezîd askerleriyle karşılaşmadan

ve Kerbelâ’ya varmadan bir konak önce, bir rüya görüp gözle-

ri yaşlandı. Bu durumu gören Hz. Ümmü Gülsüm: “Ey Hüse-

yin! Ağlamana sebep nedir?” diye sorduğunda: “Şimdi

624

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 43-44; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 436; En Sevgilinin Dostları,

s. 372; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 277-279; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 639; E. R.

Fığlalı, DİA, Hz. Hüseyin, XVIII, 518; A. Köksal, Kerbelâ, s. 108-111

625 Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, IV, 204; A. Köksal, Kerbelâ, s. 111

626 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 206

627 Belâzürî, El-Ensab, III, 378; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 44-45; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 280; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 377-378; A. Köksal, Kerbelâ, s. 113

Page 182: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

182 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Dedem Resûlüllah’ı gördüm, ağlayarak bana “Yâ Hüse-

yin, kavuşmamıza az kaldı” buyurdu.” 628

Bunun üzerine

Ümmü Gülsüm de ağlamaya başladı. Duruma şâhid olan Ali

Ekber: “Ey Baba! Biz düşmanla vuruştuğumuz zaman;

Hak bizim tarafımızda mıdır, yoksa onların tarafında

mıdır?” diye sorunca, Hz. Hüseyin (ra): “Hak bizdedir ve

biz de Hak ile beraberiz.” buyurdu. 629

18*- Kerbelâ’ya varmadan önce, Hz. Hüseyin (ra) ya-

nında bulunanlara içinde bulundukları durumu anlattı. Müslîm

b. Âkil’in, Hâni b. Urve’nin öldürüldüğünü haber verdi. Ya-

nındaki herkese ruhsat verip, çıkıp gitmelerine izin verdi. Ken-

disiyle Mekke’den gelen ashâbı dışındakiler dağılıp gitti. Bu

durumdan sonra Ubeydullah b. Ziyâd’ın öncü birliği olan Hürr

b. Yezîd ve askeri ile karşılaştılar.

Hürr b. Yezîd ile birlikte askeri, Hz. Hüseyin (ra) imam

olup arkasında namaz kılarlardı, ancak onu bir yere bırakmaz-

lardı. Böyle emir almışlardı. Hz. Hüseyin (ra) birkaç defa geri

dönmek için teşebbüs ettiyse de bırakılmadı.

Bu sırada Kûfe Valisi Ubeydullah’tan elçi gelip; onları

susuz ve ağaçsız bir yere indirme konusundaki emri getirdiler.

Böylece Fırat kenarında susuz ve ağaçsız Kerbelâ sahrasına

indirildiler. 630

19*- Ensâr’dan bir adam, Hz. Hüseyin (ra)’a geldi ve:

“Borcum var” dedi. Hz. Hüseyin (ra): “Borcu olan kimse

benimle birlikte savaşmasın!” deyince, o da çıkıp gitti. 631

20*- Hz. Hüseyin (ra), Kerbelâ toprağını görünce, Hz.

Ali (kv)’den şöyle nakletti: “Babam Ali ile Sıffîn’e giderken

buraya uğradık ve adını sordu. Kerbelâ olduğunu öğrendiğin-

de üzülerek şöyle buyurdu: “İşte onların hayvanlarından

indirilecekleri yer burasıdır. Erzaklarının ve yüklerinin

yerleri burasıdır. Arz ve semâ onlara ağlayacaktır. Onla-

628

İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 292; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 643

629 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 54; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 366; A. Köksal, Kerbelâ,

s. 134

630 Tarih-i Taberî, IV, 101; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 50-54; İbn Sa’d, Tabakât, VI,

443-444; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 281-287; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 640; A.

Köksal, Kerbelâ, s. 120 / s. 123 / s. 134

631 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 446; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 293

Page 183: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 183

rın kanlarının döküleceği yer de şurasıdır.” diye buralara

işaret etmişti.” Hicrî 61, Muharrem ayı başında, Çarşamba

günüydü. 632

21*- Hz. Hüseyin (ra), Hürr b. Yezîd’in askerlerine nasi-

hat etti ve şöyle bir hadis okudu: “Kim zalim bir sultanın,

Allah’ın haram kılmak istediğini, Allah’ın ahdini bozdu-

ğunu, Resûlüllah’ın Sünneti’ne muhalif olarak, Allah’ın

kullarına düşmanlık ettiğini ve günah işlediğini görür,

onu eliyle veya sözüyle değiştirmeye çalışmazsa; Allah’ın

zalim sultanı sokacağı cehenneme onu da sokması üze-

rine düşen bir haktır.” Hz. Hüseyin (ra) şöyle devam etti:

“Haberiniz olsun ki, yöneticileriniz, şeytana itaat edip Allah’a

itaati terk ettiler. Fesadlarını açık ettiler. İslâmi hükümleri hiçe

saydılar. Ganîmeti ise nefislerinin istediği şekilde harcadılar.

Allah’ın haram kıldığını helâlleştirip, helâl kıldığını haramlaş-

tırdılar. Ben bunu değiştirmeye herkesten daha lâyıkım. Bana

biat edin! Bana tâbi olun!” 633

22*- Ubeydullah b. Ziyâd, Ashâb’dan Sa’d b. Ebî Vak-

kas’ın oğlu Ömer’i; Rey ve Taberistan valiliğine tayin etmişti.

Ancak Hz. Hüseyin (ra)’ın Kûfe’ye doğru geldiğini duyunca

askeriyle birlikte bu işi halletmesini, yoksa valilik beratını geri

vermesini istedi. Ömer b. Sa’d, geri durmak, bu işe bulaşmak

istemediyse de bu mümkün olmadı. Ubeydullah eğer bu işi

halletmezse, Ömer’in boynunu vurmakla ve evini yıkmakla da

tehdit etti. Ömer b. Sa’d valilikten vazgeçemedi. Dünya mevkî

ve makamı tatlı gelip, Hz. Hüseyin (ra) üzerine Kerbelâ’ya

gönderildi. Ubeydullah, Ömer b. Sa’d’ın tereddüt gösterdiğini

ve Hz. Hüseyin (ra) ile görüştüğünü duyup, Şimr b. Zilcevşen

ile yine asker gönderdi. Eğer Ömer b. Sa’d gevşeklik gösterirse

onun da öldürülmesini ve Şimr’in idareyi ele almasını emretti.

Ubeydullah’ın kesin talimatı: Hz. Hüseyin (ra) ve mahi-

yetinin susuz ve çaresiz bırakılmasıydı. “Ya Yezîd’e biat et-

sinler, ya da başlarını kesip bana yollayın!” diye kesin

emir verdi. Hz. Osman’ın susuz olarak katledilmesini örnek

632

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 52; A. Köksal, Kerbelâ, s. 138

633 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 51; A. Köksal, Kerbelâ, s. 125

Page 184: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

184 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

gösterdi. Muharrem ayının yedinci günüydü. Bugünden sonra

Fırat nehri kıyısını beş yüz atlı bekleyip, su almalarına engel

oldular. Bu şehâdetlerinden üç gün önceydi. Yani üç gün su-

suz bırakıldılar. 634

Hz. Hüseyin (ra) bir yeri işaret edip kazdılar, su çıktı.

Yanındaki herkes içip, kandılar. Fakat su yine kayboldu.

Ubeydullah bu durumu duyup, “Kuyu kazıyorlarmış!” diye

yasak getirdi. 635

23*- Hz. Ali (kv) yıllar önce, bir gün Ömer b. Sa’d’a;

“Sen, cennet ile cehennem arasında muhayyer bırakıldı-

ğında, cehennemi tercih ettiğin zaman halin nice olacak-

tır!” diye Ömer b. Sa’d’ın bu zalimliğini haber vermişti. 636

24*- Muhammed b. Hüseyin Zebbale nakletti: “Hz. Hü-

seyin (ra), Ömer b. Sa’d ile geceleyip de öldürüleceğini gör-

düğü vakit, şöyle bir konuşma yaptı: Allah’a hamd etti. Zalim-

lerle birlikte yaşamaktansa, ölmeyi teşvik etti. Sonra Ker-

belâ’da Tıff denilen yerde öldürüldü.” 637

25*- Hz. Hüseyin (ra)’ın Yezîd’e biat etmediğini duyan

Kûfe Valisi Ubeydullah, Şimr lâinin de kışkırtmasıyla; Kûfe’de

ne kadar asker varsa Hz. Hüseyin (ra)’ın üzerine sevk etti.

Gidenlere mal veriyor, para veriyor; gitmeyenleri ölümle teh-

dit ediyordu. Bu sûretle Kûfe boşaldı. Hemen hemen herkes

Kerbelâ’ya geldi. 638

26*- Hz. Hüseyin (ra), Ashâb’ına ettiği nasihatte, karşı-

larındakilerin zalim ve küfür üzere olduklarını, büyük günahla-

ra girdiklerini, cehennemdeki yerlerine doğru gittiklerini anlat-

tı. 639

27*- Hz. Hüseyin (ra), şöyle duâ etti: “Allah’ım! Iraklı-

lar beni aldattı! Bana hile yaptılar! Bana biat ettiler, bi-

atlarını bozdular! Kardeşime yaptıklarını, bana da yaptı-

634

Tarih-i Taberî, IV, 103; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 445-446; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI,

317 / VIII, 283-290

635 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 55-59; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 642; A. Köksal,

Kerbelâ, s. 140; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 380-388

636 A. Köksal, Kerbelâ, s. 169

637 Taberânî’den; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 576

638 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 53; A. Köksal, Kerbelâ, s. 151

639 A. Köksal, Kerbelâ, s. 161

Page 185: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 185

lar! Ey Allah’ım! Onların işlerini boz, dağıt! İntikamımı

onlardan sen al! Onları birer birer topla ve yok et!” 640

28*- Muharrem ayının dokuzuncu günü; Cuma gecesini

ibadetle, zikirle geçirdiler. Hz. Hüseyin (ra) ehline ve yanında-

kilere yine ruhsat verip, çıkıp gitmelerini istediyse de giden

olmadı. 641

Ertesi gün vuruşma kararlaştırıldı. Hz. Hüseyin (ra) ça-

dırların arka tarafına hendekler kazdırıp, savaş esnasında ka-

dınları ve çocukları korumak kastı ile ateş yaktırdı. 642

29*- Taberî, dokuzuncu günden itibaren şunları nakletti:

Bir ara Hz. Hüseyin’in gözlerini uyku bastırdı. Dedesi Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyuruyordu: “Ey

Hüseyin! Sakın üzülme! Sakın kederlenme! Yarın gece

bizimle akşamlarsın.” Hz. Hüseyin (ra) uyanıp, rüyasını

anlatınca etrafındaki kadınlar ve çocuklar ağlaştı. Hz. Hüseyin

(ra): “Ağlaşmayın! Düşman duyup da sevinmesin!” bu-

yurdu.

O gece geçti, sabah oldu. Cuma ve Aşûre günüydü. Hz.

Hüseyin sabah namazını kıldı. Ömer b. Sa’d askerine saf bağ-

latıp, Hz. Hüseyin’e saldırttı. Hz. Hüseyin (ra) atına bindi.

Kûfe askerinin önüne çıktı.

“Ey Kûfeliler! Size bazı sözlerim var. Hepiniz bilir-

siniz ki ben iki cihanın seçkini Hz. Muhammed Musta-

fa’nın kızı Fâtımatü’z-Zehra’nın oğluyum. Peygamber’in

bizim için: “Eti etimdir, kanı kanımdır” dediğini duyma-

dınız mı? “Ben ilmin şehriyim, Ali kapısıdır” dediğini

işitmediniz mi? Amcam Cafer-i Tayyar’dır. Babamın am-

cası şehitlerin efendisi Hamza’dır. Eğer siz Müslüman-

sanız yarın Allah-ü Teâlâ ve Resûlü’nün huzurunda ne

mazeret beyan edeceksiniz? Yahudiler, Hz. Musa’nın

toprağına saygı duyarlar. Hıristiyanlar, Hz. İsa’dan bir

nişane görseler ona hürmet gösterirler. Resûlüllah’ın

640

Tarih-i Taberî, IV, 103; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 447; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 309;

A. Köksal, Kerbelâ, s. 169

641 Tarih-i Taberî, VI, 103; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 293

642 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 60-62; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 296; A. Köksal, Kerbelâ,

s. 157

Page 186: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

186 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

katında bu kadar izzet ve şerefim varken, şimdi ben ne

günah işledim ki benim kanımı helal görüyorsunuz? Eğer

Hak Teâlâ Hazretleri’nin rahmetinden ve Atam Muham-

med Mustafa’nın rahmetinden mahrum olmak istemiyor-

sanız bana yol verin! Mekke’ye gideyim, saltanattan vaz-

geçeyim ve bir köşeye çekilip oturayım!”

Hz. Hüseyin (ra)’ın bu sözlerine kimse cevap vermeyin-

ce şöyle buyurdu: “Hamdolsun ki biz Ehl-i Beyt’in hücce-

tini, sizin üzerinize vacip kıldı. Sizin bizim üzerimizde

bir hüccetiniz ve bir cevabınız yoktur.” 643

30*- Hz. Hüseyin (ra), şöyle devam etti: “Ben, Pey-

gamber’inizin kızı, Fâtıma’nın oğlu değil miyim? Ben

Peygamber’inizin vâsîsi olan Ali’nin oğlu değil miyim?

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin Hasan ve

Hüseyin için şöyle buyurduğunu işitmediniz mi?: “Sizler

cennet gençlerinin seyyidlerisiniz. Sizler Sünnet ehlinin

göz bebeğisiniz!” Bu hadisin doğruluğu için Kûfe’de yaşa-

makta olan Ashâb’dan bazılarını da şâhid gösterdi. 644

31*- “Medine’de Resûlüllah’ın Ravzası’na komşuy-

dum, beni durdurmadınız. Mekke hareminde itikâfa çe-

kilmemi lâyık görmediniz. Bana mektuplar göndererek,

canıma ve malıma teminatlar vererek beni buraya dâvet

ettiniz!”

Bundan sonra orada hazır olanlardan kendisine mektup

gönderenlerin bazılarının isimlerini söyledi. İnkâr ettiler. Hz.

Hüseyin mektupları gösterdi ve onları yaktırdı. O fesatçıların

inkâra mecalleri kalmadı. 645

32*- Hz. Hüseyin (ra) kendi atı ile düşman atlıları

önünde durdu ve şöyle seslendi: “Ben sizin Peygam-

ber’inizin evladı, O’nun damadı Ali’nin ve O’nun kızı

Fâtıma’nın evladı değil miyim? Ben sizin hayırlınız değil

miyim? Ben bu diyara sizinle savaş için gelmedim. Size

643

Tarih-i Taberî, IV, 105; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 296-297

644 Tarih-i Taberî, IV, 105; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 62-64; İbn Sa’d, Tabakât, VI,

447; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 297; A. Köksal, Kerbelâ, s. 167

645 Tarih-i Taberî, IV, 105; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 60-62; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

298; A. Köksal, Kerbelâ, s. 167-168; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 405

Page 187: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 187

üç teklifte bulunuyorum: Ya beni bırakın Medine’ye dö-

neyim, ya da Şam’a Yezîd’in yanına gideyim! Ya da bir

sınır boyuna gideyim, serhat boyunda kâfirlerle cihad

edeyim!” 646

Ömer b. Sa’d bu teklifi kabul etti. Ubeydullah’a bu du-

rumu yazdı ancak Ubeydullah’ın yanına gidip, el verip biat

etmedikçe Ubeydullah, başka bir teklifi kabul etmedi. Hz. Hü-

seyin (ra) da Ubeydullah’a biat etmeyi kabul etmedi. 647

33*- Amr b. Haccac, Fırat kenarında suyun başını tutan

askerlerin komutanıydı. Hz. Hüseyin (ra)’ın su alması için

gönderdiği adamlara engel oldu. Hz. Hüseyin (ra) ona beddua

etti. Bu duası sebebiyle Amr b. Haccac susuzluk belasına uğ-

radı. “Susadım! Susadım!” diye bağırır, su içemez, içtiğini

kusardı. Bağıra bağıra ölüp gitti. 648

Bundan önce de, bundan sonra da birçok kerametler

meydana geldi. Yezîd askerleri bu kerametleri görüp ibret al-

mazlardı.

34*- Hicret’in 61. yılı, Muharrem ayının onuncu Cuma

günüydü. (10 Ekim 680) Ömer b. Sa’d, ilk oku attı ve bununla

övündü.

Hz. Hüseyin (ra) sakalını eline alarak: “Ey Zalim Ka-

vim! Yahudiler: “Aziz, Allah’ın oğludur!”, Hıristiyanlar:

“Mesih, Allah’ın oğludur!” dedikleri için helâk oldular.

Siz ise Resûlüllah’ın Ehl-i Beyt’ine kastettiğiniz için

helâk olacaksınız. Her biriniz bana hançerinizi soksanız

da ben yine: “Allah, sabırlıları sever!” mertebesini elden

bırakmayacağım!” dedi.

Ömer b. Sa’d’ın gayretini gören askerleri, Hz. Hüseyin

(ra)’a öyle bir ok yağdırdılar ki, atılan oklardan Güneş görün-

mez oldu.

646

Tarih-i Taberî, IV, 102; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 51; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ,

I, 642; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 413-414

647 Tarih-i Taberî, IV, 102; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 447; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 322;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 317 / VIII, 293

648 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 290; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 428-429; A.

Köksal, Kerbelâ, s. 145; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 642; Fuzûlî, Hadîkatü’s-

Süadâ, s. 393

Page 188: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

188 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Düşman askeri sayısı on yedi bin ya da yirmi iki bindi.

Hz. Hüseyin (ra)’ın yanındakiler; kadınlar ve çocuklar hariç,

otuz ikisi atlı, toplam yetmiş iki kişiydi. 649

*- El-Heytemî, Hz. Hüseyin (ra) üstüne gönderilen

Yezîd askerinin yirmi bin kişi olduğunu naklediyor. 650

35- Hz. Hüseyin (ra)’ın yanındakilerden Züheyr b.

Kayn, Ömer b. Sa’d’ın askerine şöyle hitap etti: “Ey Kûfeli-

ler! Allah’ın azabından korkun! Müslümanın Müslüman

üzerinde nasihat hakkı vardır. Şu ana kadar aramıza kı-

lıç girmedi. Bu durum sürerse tek dinin sahipleri olan

kardeşleriz. Eğer aramıza kılıç girecek olursa, kardeşli-

ğimiz sona erecektir ve ayrı ayrı ümmetler olacağız. Ger-

çek şu ki Peygamber’inizin soyu ile imtihan ediliyorsu-

nuz. Bakalım siz Muhammed’den tarafa mı olacaksınız,

yoksa azgınlar azgını Ubeydullah’tan tarafa mı olacaksı-

nız! Allah’a yemin olsun ki, Resûlüllah’ın Ehl-i Beyt’ine

ve zürriyetine kasteden kimseler ve onlara yardım eden-

ler, Resûlüllah’ın şefaâtine eremeyecektir!” 651

36*- Hür b. Yezîd düşman askerleri arasındaydı. Sava-

şın ve cinayetlerin işleneceği kesinleşince kardeşi, kölesi ve

oğlu ile beraber saf değiştirdi. Hz. Hüseyin (ra)’tan özür dile-

yip, bağışlanmayı diledi. Hz. Hüseyin (ra), onu bağışladı. İlk

önce meydana çıkıp zalimlerle savaşıp şehit olan Hürr b.

Yezîd, kardeşi, kölesi ve oğludur. 652

37*- Ömer b. Sa’d’ın askerlerinden otuz kişi; Resûlüllah

(sav)’in oğlunun mâkul tekliflerini kabul etmediniz diyerek, Hz.

Hüseyin (ra) tarafına geçtiler ve merdâne cenk edip şehâdete

erdiler. 653

38*- Kûfe askeri, ilk hücumda geri püskürtüldü. İlk mü-

barezeleri, Hz. Hüseyin (ra)’ın askerleri kazandı. Abdullah b.

649

Tarih-i Taberî, IV, 105; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 66-68; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

299-301; A. Köksal, Kerbelâ, s. 176; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 406-407

650 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 428

651 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 299-300

652 Tarih-i Taberî, IV, 106; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 66-67; İbn Sa’d, Tabakât, VI,

447; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 299; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 645; A. Köksal,

Kerbelâ, s. 171-172; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 410-412

653 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 299; A. Köksal, Kerbelâ, s. 175

Page 189: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 189

Havza adındaki bir nasipsiz, Hz. Hüseyin (ra)’i cehennemle

müjdeledi. Hz. Hüseyin (ra) ona bedduâ etti. Bedduâsı hemen

yerini bulup attan düştü ve ayağı üzengiye takılı kaldı. At ürk-

tü. Başını taşlara çarparak can verdi. 654

39*- Kerbelâ’da ilk şehitler verilmeye başladığında Hü-

seyin (ra) efendimiz şu âyetle cennet müjdesi veriyordu: “On-

lardan kimi adadığını (şehitliği) ödedi. Kimisi de bunu

ödemeyi bekliyor. Onlar hiçbir sûrette ahitlerini değiş-

tirmediler!” (Ahzâb, 33/23) 655

40*- Kerbelâ şehitleri, sırasıyla Kerbelâ Sultanı’ndan

müsaade alıp, meydana çıktılar ve şehâdete erdiler. Züheyr b.

Kayn, Habib b. Mutahhar (Müzahir), Büreyr b. Hudayr, Hürr

b. Yezîd, Abdullah b. Umeyr, Müslîm b. Asvece ve diğer

ashâbı şehit olduktan sonra; sıra Ehl-i Beyt yiğitlerine geldi ve

onlar da sırasıyla meydana çıkıp şehâdete kavuştular. 656

41*- Ehl-i Beyt’ten Olan Kerbelâ Şehitleri: Kerbelâ

pehlivanları, sırası ile Hz. Hüseyin (ra)’tan izin alıp er meyda-

nına çıktılar. Sonra susuzluktan dermansız kalıp, şehâdet şer-

betini içmişlerdir.

Ehl-i Beyt’ten ilk önce şehit olan: Fazıl b. Ali Mürtezâ.

Âkil evlatları: Abdullah, Cafer, Abdurrahman, Ubeydul-

lah.

Cafer-i Tayyar evlatları: Muhammed b. Abdullah b. Ca-

fer, Muhammed b. Avf b. Abdullah, Avn b. Avf.

Hz. Ali Mürtezâ evladı: Abbas. Abbas el Asgar, Avn, Ebû

Bekir, Ömer, Osman, Abdullah, Cafer, Muhammed el-Asgar,

Ubeydullah, Muhammed.

Hz. Hasan (ra) evlatları: Abdullah, Kasım.

Hz. Hüseyin (ra)’ın âzatlısı Firuzan, Muhammed b.

Enes.

Hz. Hüseyin (ra) evladı: Ali Ekber, Abdullah, Ali Asgar.

654

Tarih-i Taberî, IV, 106; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 68; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

301; A. Köksal, Kerbelâ, s. 178

655 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 52; A. Köksal, Kerbelâ, s. 183

656 A. Köksal, Kerbelâ, s. 191

Page 190: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

190 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Yirmi üç yaşındaki Ali Zeynel Âbidin rahatsız olduğun-

dan Hz. Hüseyin (ra) emanetleri ve vasiyetleri ona havale

edip, meydana çıkmasına izin vermedi. 657

42*- Muhammed Hanefî nakletti: Hz. Hüseyin dâhil Hz.

Fâtıma (ra) evladından on yedi kişi şehit edildi. 658

*- İbn Kesîr ve el-Heytemî; Hz. Hüseyin dâhil Ehl-i

Beyt’ten 19 ya da 21 kişinin şehit olduğunu haber veriyor. 659

43*- Kerbelâ şehitleri içerisinde Ehl-i Beyt’ten Resûlül-

lah (sav)’e benzeyen nice yiğitler vardı. Resûlüllah (sav)’e en

çok benzeyenlerden birisi de Hz. Hasan (ra)’ın oğlu Kasım’dı.

Diğer birisi de Hz. Hüseyin (ra)’ın büyük oğlu Ali Ekber’di.

“Susuzum! Susuzum!” diye çarpıştılar ve cennete uçtular.

Hz. Hüseyin (ra)’ın üç yaşındaki çocuğunu da, kucağın-

dayken boğazından vurup şehit ettiler. Hz. Hüseyin (ra), oku

çocuğun boğazından çekip çıkardı. Çocuğu kenara kaldırırken,

zalimlere yine bedduâlar etti. 660

Hz. Hüseyin (ra)’ın yanında sadece birkaç kişi kalmıştı.

Diğerleri birer birer şehâdete ermişlerdi. Hz. Hüseyin (ra), Hz.

Ali (kv)’nin oğullarından Abbas’ı kadınlara ve çocuklara su

verilmesi için elçi gönderdi. Ancak zalimler elçiye itibar etme-

diler. 661

44*- Ehl-i Beyt’ten ilk şehit olan, Hz. Hüseyin (ra)’ın

büyük oğlu Ali Ekber’di. Hz. Hüseyin (ra) son nefesinde onu

kucağına aldığında şöyle diyordu: “Oğulcağızım, Allah seni

öldürenleri öldürsün! Onlar, Rahmân olan Allah’a karşı

ayaklandılar. Resûlüllah’a olan saygıyı terk ettiler. Sen-

den sonra dünya bana gerekmez!” 662

657

Kerbelâ Şehitleri’nin isimleri hakkında kaynaklarda ihtilâf vardır. Baknz: İbn Kesîr,

El-Bidâye, VIII, 307; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 652; A. Köksal, Kerbelâ, s. 213-

214; Gülgün Uyar, Ehl-i Beyt, s. 66-67; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 410-450

658 Taberânî’den; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 463; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 312; Er-

Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 581. Hz. Ali’nin, Hz. Fâtıma’dan olmayan evladı unu-

tulmamalıdır.

659 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 312; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 430

660 Tarih-i Taberî, IV, 108-109; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 449; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

309; A. Köksal, Kerbelâ, s. 201

661 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 75; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 450-470

662 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 76; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 307; İbn Sa’d, Tabakât, VI,

448; A. Köksal, Kerbelâ, s. 196-197

Page 191: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 191

45*- Kerbelâ Sultanı Hz. Hüseyin (ra) tekrar çadırına

döndü. Hz. Ali Zeynel Âbidin’in hasta yatağından kalkıp mey-

dana çıkmak istediğini gördü. Ona tatlı sözler söyleyerek, Ehl-i

Beyt hanedanının yegâne vârisi olduğunu, hayatta kalması

gerektiğini anlattı. Bazı kıymetli emanetleri de ona teslim etti.

Sonra kendisi yeniden abdest aldı, temizlendi. Yeni elbiseler

giydi. Dede ve baba yadigârı kılıç ve silahları kuşandı. Atına

bindi ve meydana tekrar çıktı. Rivayete göre bu sırada: “Mü-

saade edin! Habeşistan’a, Hindistan’a ve daha başka

diyarlara gideyim!” dediği nakledilir.

Hz. Hüseyin (ra), çepeçevre atlılarla kuşatıldığı sırada,

ev halkından küçük bir çocuk: “Amcacığım, amcacığım”

diyerek, kadınların elinden kurtuldu. Hz. Hüseyin’e doğru

koşunca, bir zalim çocuğun havaya kalkmış olan koluna; bir

kılıç vurup kopardı. 663

Hz. Hüseyin’i saran piyade birlikleri, kurt saldırısına uğ-

ramış keçi sürüleri gibi, sağından solundan dağılıp kaçışmak-

taydılar. 664

Hz. Hüseyin (ra), susuzluktan son derece ıstırap için-

deydi. Su içmek maksadıyla Fırat nehrine yöneldi. Şimr ve

ileri gelenler: “Sakın Hüseyin’in su içmesine müsaade

etmeyin! Eğer su içip, hayvanını da sulayacak olursa ona

karşı kimse duramaz! Bu kadar emek boşa gider!” deyip

engel olmak istediler. 665

Hz. Hüseyin (ra), karşısına kim çıksa öldürürdü. Nârâsı-

nın gürültüsünden karşısına çıkacak er bulunmaz oldu. Ordu

komutanı Ömer b. Sa’d, askerine şöyle dedi: “Bugün, Pey-

gamber’in kahramanlığı ve Ali’nin kuvveti bu zatta top-

lanmıştır. Tek tek çıkarsanız hepiniz helâk olursunuz.

Hep birden saldırıp işini bitirin!” diye umumi hücum ver-

di.

663

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 78; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 310; A. Köksal, Kerbelâ, s.

205

664 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 79; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 450; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

310; A. Köksal, Kerbelâ, s. 206

665 Tarih-i Taberî, IV, 109

Page 192: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

192 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Bir rivâyette tekrar suya yaklaştı. Su dolu elini ağzına

yaklaştırınca, ok atılıp mübarek dudakları ve dişleri kanadı.

Elindeki suya kan boşaldı. Sudan içmek mümkün olmadı.

At üzerinde tekrar mücadele başladı. Ne yana dönse ka-

çışırlar, arkasından vururlardı. Böylelikle yetmiş iki yarası ol-

duğu ve at üzerinde duracak dermanı kalmadığı rivâyet edili-

yor. 666

*- Ömer b. Sa’d, çadırının önünde Hz. Hüseyin (ra)’i

öldürmek için yaklaştı. Ancak Hz. Hüseyin (ra), Ömer’in yü-

züne bakıp: “Beni öldürmeye sen mi geldin?” deyince

utandı, geri döndü. Duran adamlarına: “Ne bakıyorsunuz,

öldürün! İşi uzatmayın!” diye bağırdı. Çılgınlar gibi Evlâd-ı

Resûl’e kastettiler. Hz. Hüseyin (ra) da onlara saldırdı. Bazıla-

rını öldürdü. Ömer ile Şimr mel’unu bir kenarda seyredip şöy-

le konuşuyorlardı: “Cihanda Hüseyin gibi bir er bulunmaz.

Gözünün önünde bunca ehlini katlettiler. Bunca günden

beri susuzdur. Bunca yerinde yarası var! Bunca erlik

olamaz!” dediler. 667

47*- Hz. Hüseyin (ra) düşman askerlerinin kadınlara

yaklaştığını görünce, kadınlara dokunulmaması konusunda

onları uyardı. Onlar da bu ricayı kabul ettiklerini beyan ettiler.

668

48*- Hz. Hüseyin (ra), susuzluktan ve kan kaybından

güçsüz düşmüştü. Uzun zaman oturdu, kimse yanaşamadı.

Sonra Sinan b. Enes ve Şimr b. Zilcevşen ona yanaştılar. Hz.

Hüseyin (ra) sordu: “Sen kimsin?” “Şimr b. Zilcevşen’im.”

“Zırhını aç da yüzünü göreyim!” buyurdular. Yüzünü açın-

ca domuz dişleri gibi, ön dişleri göründü. Yüzünde alaca vardı.

“Resûlüllah doğru söyledi. Bu bir nişânedir! Resûlüllah

(sav): “Ehl-i Beyt’imin kanlarını içen alaca, bir köpeğe

bakar gibiyim!” buyurmuştur.” 669

666

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 78-79; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 309; Fuzûlî, Hadîkatü’s-

Süadâ, s. 486-492

667 Tarih-i Taberî, IV, 109

668 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 310; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 429; A. Köksal,

Kerbelâ, s. 204

669 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 311; A. Köksal, Kerbelâ, s. 208; Fuzûlî, Hadîkatü’s-

Süadâ, s. 498

Page 193: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 193

49*- Taberî şöyle nakletti: Hz. Hüseyin (ra), susuzluktan

ve kan kaybından güçsüz düşüp oturdu. Şimr b. Zilcevşen altı

adamıyla, Hz. Hüseyin (ra)’ın üzerine saldırdılar. Zür’a b. Şe-

rik et-Temîmî adında bir mel’un, Hz. Hüseyin (ra)’ın bir kolu-

na kılıç vurup, mübarek kolunu yere düşürdü. Hz. Hüseyin

(ra), o mel’una kılıç vurmak istediyse de buna gücü yetmedi.

Çadırına girmek için çadıra yöneldi. Zür’a mel’unu, Hz. Hüse-

yin (ra)’ın arkasından süngüsünü sokup, ön tarafından çıkardı.

O mel’un süngüsünü çıkarırken de, Hz. Hüseyin (ra)’ın temiz

ruhu, Hak Teâlâ Hazretleri’ne uçtu. İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi

râciûn. 670

50*- Zübeyr b. Bekâr nakletti: “Hz. Hüseyin; Sinan b.

Enes en-Nehâi tarafından öldürüldü. Himyerli olan Havli b.

Yezîd el-Esbâhi tarafından başı kesildi ve Ubeydullah’a ödül

için götürüldü.” 671

51*- Hz. Hüseyin (ra), şehâdete erdiği anda yerden bir

toz bulutu yükselip, her tarafta bir bulanık karanlık oldu. Halk

kıyamet kopacak diye istiğfara başladı. Gökyüzünde melekler

mâtem tuttu. Mel’un Şimr, çadırları yağmalattı. Kadınlara do-

kunulmadı ancak temiz elbiselerini ve eşyalarını yağmaladılar.

Şimr, Ali Zeynel Âbidin’i öldürmek istedi ise de, Ömer b. Sa’d

engel oldu ve bu mukadder olmadı. 672

Zalimler güruhu o ka-

dar gaflet içerisindeydi ki, hem o kadar Evlad-ı Resûl’ü katle-

diyorlar, hem de namaz geçiyor diye cemaatle ikindi namazı

kılmaya davranıyorlardı. 673

52*- Hz. Hüseyin (ra)’ın mübarek vücudunda; sayısız ok

yarasından başka, otuz üç mızrak yarası ve otuz dört kılıç ya-

rası bulundu. Radiyallâhü anhü ve erdahü. 674

670

Tarih-i Taberî, IV, 110; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 450; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 310

671 Taberânî’den; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 450; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 310; Cem’ul

Fevâid, VII, 578

672 (İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 312

673 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 501

674 Tarih-i Taberî, IV, 110; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 80; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

312; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 653

Page 194: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

194 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

*- Hz. Hüseyin (ra)’ın ashâbından şehit olanlar yetmiş

iki; Ömer b. Sa’d’ın askerinden ölenler, yaralılar hariç seksen

kişidir. 675

*- Taberî, Hz. Hüseyin ashâbının şehit sayısını; yüz kırk

kişi, Ömer b. Sa’d’ın ölü askerini de seksen sekiz olarak ver-

miştir. 676

*- Hz. Hüseyin ile birlikte şehit olanlar yetmiş iki kişi ol-

makla birlikte, sonradan katılanlarla seksen yedi kişi olmuşlar-

dır. Yirmi üçü Ehl-i Beyt’tendiler. Ömer b. Sa’d’ın askerinden

ölenler; seksen sekiz, bir o kadar da yaralılar vardı. 677

53*- Zührî nakletti: “Hüseyin öldürüldüğü gün, Şam’da,

Kudüs’te hangi taş kaldırıldıysa altından kan çıktı.” 678

54*- Ebû Kubeyl nakletti: “Hz. Hüseyin şehit edildiğinde

Güneş tutuldu. Gökyüzü kızardı. Gün ortasında yıldızlar gö-

rünmeye başladı. Gece olduğunu sandık.” 679

55*- Hz. Hüseyin’in mübarek cesedinden elbiseleri, so-

yulup alındı ve çıplak bırakıldı. Daha sonra on tane atlı tayin

edilip, Vali’nin emri üzere, Ömer b. Sa’d tarafından çiğnettiril-

di. Ehl-i Beyt kadınlarının da elbiseleri soyulup alındı. Takı ve

mücevherleri yağmalandı. 680

56*- Ömer b. Sa’d, Hz. Hüseyin (ra)’ın başını Havli b.

Yezîd ile Ubeydullah b. Ziyâd’a önden gönderdi. Kerbelâ’da

bir gün daha kalıp kendi askerinin ölülerini gömdürdü. Ker-

belâ şehitlerinin hepsinin başlarını ordusu içinde kabileler ara-

sında taksim edip, mızraklara taktırdı. Vücutlarını çıplak olarak

Kerbelâ sahrasında bıraktı. Ehl-i Beyt’ten geride kalan çocuk

ve kadınlar feryat figan içinde develere bindirilip, Kûfe’ye gö-

türüldüler. 681

675

İbn Sa’d, Tabakât, VI, 451; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 654

676 Tarih-i Taberî, IV, 111

677 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 81; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 312; A. Köksal, Kerbelâ, s.

213-214

678 Taberânî’den; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 466; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 580; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 424; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 141

679 Taberânî’den; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 580; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 424; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 141

680 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 81; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 312-313; A. Köksal, Ker-

belâ, s. 209-210-213

681 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 456; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 513

Page 195: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 195

57*- Taberî’nin naklettiğine göre; o gün göklerden ağ-

lama sesleri geliyordu ve sahibi görünmeyen bir ses şöyle bir

şiir okuyordu: “Hesap günü; Hz. Hüseyin’i öldürenler,

Dedesi Muhammed Mustafa’dan şefaât mi umarlar!” 682

Üstleri başları soyulmuş kadınları ve çocukları; baş açık,

ayak yalın, çıplak develere bindirdiler. Feryat figan içerisinde

Kûfe’ye götürdüler. 683

58*- Şehitlerin başsız ve çıplak cesetleri; ertesi gün Benî

Esed mensuplarının ikamet ettiği, Gadiriyye köylülerince top-

rağa verildi. 684

Taberî, çıplak cesetler üç gün sonra gömüldü

demiştir. 685

59*- Kerbelâ katliamına katılanlardan; hastalığa uğra-

mayan, bir belaya uğramayan, hiç kimse kalmamıştır. Çokları

da delirmiştir. 686

60*- Havli b. Yezîd, Hz. Hüseyin (ra)’ın mübarek başını,

Ubeydullah’a vermek üzere akşama Kûfe dışındaki evine ge-

tirdi. Havli’nin hanımı, Ensâr’dan Ehl-i Beyt’i seven bir kadın-

dı. Gece teheccüd namazına kalktığında evin içinde bir aydın-

lık, bir ışık kaynağı olduğunu gördü. Işığın geldiği yeri arayınca

Hz. Hüseyin (ra)’ın başını buldu. O gece harikulâde haller

gördü. Havli’nin hanımı iyice anladı ki; bu toza toprağa bu-

lanmış baş, Resûlüllah (sav)’in oğlu Hz. Hüseyin (ra)’ın başı-

dır. O kadın: “Herkes evine altın ve gümüş getirir, sen

Resûlüllah’ın oğlunun başını mı getirdin? Bu işi nasıl

yaptınız?” diyerek kocasını azarlayıp, bir daha dönmemek

üzere evi terk etti. 687

61*- Zeyd b. Erkâm nakletti: “Kûfe Valisi İbn Ziyâd, Hz.

Hüseyin (ra)’ın mübarek başının getirilip bütün mahallelerde

dolaştırılmasını emretmişti. Ben pencereden dışarı bakıyor-

dum. Önümden geçerken, mübarek başın Kur’ân-ı Kerim

682

El-Heytemî, Es-Savâikü’l-Muhrikâ s. 423; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 329

683 Tarih-i Taberî, IV, 111

684 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 312; E. R. Fığlalı, Hz. Hüseyin, XVIII, 518-521; A.

Köksal, Kerbelâ, s. 214

685 Tarih-i Taberî, IV, 111

686 A. Köksal, Kerbelâ, s. 209; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 142

687 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 313; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 514-515; Cevdet

Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 654

Page 196: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

196 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

okuduğunu işitiyordum. Ashâb-ı Kehf ile ilgili bir âyet-i kerime

okuyordu. Bunu işitince tüylerim ürperdi. “Ey Resûlüllah’ın

Oğlu; bu senin başındır, senin işin ne acayiptir!” diye

bağırdım.” 688

62*- Ertesi gün Havli b. Yezîd, Hz. Hüseyin (ra)’ın mü-

barek başını tabağa koyup, Ubeydullah b. Ziyâd’ın konağın-

daki meclise götürdü. Ubeydullah, Hz. Hüseyin (ra)’ın cemali-

ni hem seyrediyor, hem elindeki sopa ile dişlerine ve dudakla-

rına vuruyor, dokunuyor: “Hiç bu kadar güzelini görme-

dim, ne güzel dudakları var, ne güzel dişleri var!” diyor-

du. Mecliste hazır bulunan Ashâb’dan, Zeyd b. Erkâm ağlaya-

rak: “Çek o çubuğu, ben çok defalar Hz. Peygamber’in o

diş ve dudakları saygı ile öptüğünü gördüm!” dedi. Onun

bu konuşmasından etkilenip mecliste sesler çoğaldı. Ubeydul-

lah: “Ey İbn Erkâm! Sen bunamış bir ihtiyar olmasaydın,

seni şimdi öldürürdüm!” deyip kovdu. 689

Zeyd kalkıp gider-

ken: “Ey Halk! Bundan sonra kölesiniz. Hz. Fâtıma’nın

oğlunu öldürüp, Mercane’nin oğlunu emir edindiniz!”

diyerek, çıkıp gitti. 690

63*- Enes b. Mâlik nakletti: “Kûfe Valisi Ubeydullah b.

Ziyâd’a, Hz. Hüseyin (ra)’ın başı getirildi ve bir leğen içine

konuldu. Elindeki çubuğun ucu ile mübarek burnuna ve dişle-

rine dürtüyor ve: “Bu kadar güzelini de hiç görmedim!”

diyordu. Ben de ağlayarak: “O, Ehl-i Beyt arasında

Resûlüllah (sav)’e en çok benzeyendi.” dedim. Saçları,

Vesme denilen bir bitki ile kınalıydı.” 691

64*- Kerbelâ şehitlerinin başları kargılara takılıp, Ömer

b. Sa’d komutasındaki ordu Kûfe’ye girdi. Ehl-i Beyt kadınları

688

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 207

689 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 455

690 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 314; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 430; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 143; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 654; A. Köksal, Kerbelâ, s.

217; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 515-516; Sırma, İhsan Süreyya, Emevîler Dö-

nemi Hilâfetten Saltanata, Beyan Yay., 1990, İstanbul, s. 43

691 Buhârî, Fazilet 22, 3748; Tirmîzî, Menâkıb 31, 3778 / III, 579; Ahmed, Müsned,

XIX, 27642; İbn Hibban, II, 488; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 314; Er-Rudânî, Cem’ul

Fevâid, VII, 574; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 430; Kütüb-i Sitte, XII, 494. Bu

hadisin rivayetinde de lafızları farklıdır, birleştirilmiştir.

Page 197: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 197

develerin üzerinde, insanların kimi tebrik eder, kimi başsağlığı

diler, kimi de feryat ve figan yaka yırtarlardı. Hz. Ali (kv)’nin

kızı Ümmü Gülsüm, onlara sitem ederek: “Ey Kûfe Halkı!

Mektuplar ve haberler gönderip, bizi dâvet edenler siz

değil misiniz? Yine ahdinizi bozup, Müslîm b. Âkil’i ve

Hz. Hüseyin’i şehit edip bizi buraya getiren siz değil mi-

siniz? Niçin teessüf edip, feryat ve figan edersiniz?” bu-

yurdu. 692

65*- Ehl-i Beyt kadınları ve çocukları, Ubeydullah’ın

meclisine getirildiler. Kadınlar kendi kıyafetlerinden başka

kıyafetler giymişlerdi. Hz. Zeyneb’in yüzü asık bir şekilde girip

oturduğunu görünce, Ubeydullah b. Ziyâd: “Bu kimdir?”

diye sordu. “Hz. Hüseyin’in kız kardeşidir” dediler. Ubey-

dullah, Hz. Zeyneb’e hitaben: “Ey Hatun! Allah’a hamdol-

sun ki sizi, zengin-fakir herkesin içinde mağlup edip,

girdiğiniz yolun hatalı ve haksız olduğunu meydana çı-

kardı! Allah’ın yardımıyla memleketin aynasını sizden

temizledik!” dedi.

Hz. Zeyneb hiddetlenerek: “Yalan söylüyorsun, Ey Al-

lah’ın düşmanı, İbn Mercane! Allah’a hamdolsun ki; bi-

zim hanedanımızı peygamberlik şerefi ile şereflendirdi.

O Peygamber’in Ehl-i Beyt’ini de, muhterem kılıp; “Ey

Ehl-i Beyt! Allah sizi her türlü kirden temizlemiş ve pâk

kılmıştı!” diye müjdelemiştir.” Ubeydullah: “Bizim galip

ve sizin mağlup olmanıza ne dersin?” dedi. Hz. Zeyneb

(ra): “Bizim başımıza gelenleri zaten dedemiz bize haber

verdi. Biz bunu zaten bekliyorduk. Allah-ü Teâlâ, dede-

mizi doğruladı. Biz de sabredenlerden olduk. Ama siz ne

yapacaksınız? Yakında bakalım başınıza neler gelecek!

Allah’ın adaleti burada da, âhiret gününde de yerini bu-

lacaktır!” dedi.

Ubeydullah b. Ziyâd’ın Ehl-i Beyt’ten duyduğu sözler-

den canı sıkıldı. Ali Zeynel Âbidin’in çocuk olup olmadığını

muayene ettirdi. Çocuk olmadığını anlayınca da öldürtmek

istedi.

692

Tarih-i Taberî, IV, 112; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 516-517

Page 198: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

198 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Ancak Hz. Zeyneb canını ortaya koyup, feryat ile Zeynel

Âbidin’i kurtardı. 693

66*- Ubeydullah b. Ziyâd, Kûfe halkının mescidde top-

lanmasını istedi. Sonra minbere çıktı ve şöyle dedi: “Allah’a

hamdolsun, Emirü’l-Mü’minin Yezîd’e yardım etti ve

haklılığını ortaya çıkardı! Yalancı oğlu yalancı Hüseyin

b. Ali’yi ve taraftarlarını katletti!” dedi. Abdullah b. Afif el-

Kindî, Hz. Ali ile savaşlara katılıp bir gözünü Cemel’de, diğer

gözünü de Sıffîn’de kaybedip, âmâ kalmıştı. İbn Ziyâd’ın bu

hezeyanlarını duyunca: “Ey Mercane’nin Oğlu! Yalancı

oğlu yalancı, baban ile sensin! Yalancı oğlu yalancı, seni

vali yapan ile onun babasıdır! Peygamber’in oğlunu öldü-

rüp de, sıddıkların sözünü mü söylüyorsun!” deyince İbn

Ziyâd, derhal cami içinde onu astırdı ve etrafına korku saldı.

694

67*- Ehl-i Beyt ile tartışmadan galip çıkamayacağını an-

layan Ubeydullah, onlarla görüşmeden ve konuşmadan vaz-

geçip, şehir kıyısında bir mescide yerleştirdi. Halk ile görüşme-

lerini yasakladı. Ertesi gün; Muhakkir b. Salebe, Hasin b.

Muğîre, Züheyr b. Kays ve Şimr b. Zilcevşen gibi bazılarını;

“kesik başlar” ile Şam’a doğru yola çıkarttı. Zeynel Âbidin

Hazretleri’nin ve onunla birlikte on iki Ehl-i Beyt çocuğunun

elinde kelepçe, boynunda zincir vardı. 695

68*- Yezîd’e Ehl-i Beyt’in geldiği haber verildiğinde,

tahtını kurdurdu. Emretti, bütün askerleri karşısında durdu.

Kendisi de oturdu. Ali Zeynel Âbidin ve Ehl-i Beyt kadınları

getirildi. Yezîd’in karşısında durdular. 696

69*- Hz. Hüseyin (ra)’ın mübarek başı Yezîd’in önün-

deydi. Yezîd meclis içinde, elindeki çubuğu Hz. Hüseyin’in

ağzına burnuna değdiriyor, oynuyordu. Ashâb’dan Ebû Berze

693

Tarih-i Taberî, IV, 112-113; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 318-319; İbnü’l Esîr, El-

Kâmil, IV, 83; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 519-521; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

655. Benzer rivâyetler nakletmiştir.

694 Tarih-i Taberî, IV, 113; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 84; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

315; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 656; A. Köksal, Kerbelâ, s. 225

695 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 656; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 320; Fuzûlî,

Hadîkatü’s-Süadâ, s. 522-523; A. Köksal, Kerbelâ, s. 226

696 Tarih-i Taberî, IV, 114

Page 199: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 199

el-Eslemî: “Ey Yezîd! Değneği Hüseyin’in ağzına koyup

eğleniyor musun? Çok defa Resûlüllah’ın, o ağıza azar

azar su içirdiğini gördüm. Çok defa o dudakları öptüğü-

nü bizzat gördüm. Yarın mahşer günü senin şefaâtçin İbn

Ziyâd, Hüseyin’in şefaâtçisi Resûlüllah’tır!” deyip, çıkıp

gitti. 697

70*- Hz. Hüseyin (ra)’ın şerefli başı, bir tabak içerisinde

Yezîd’in önünde duruyordu. O da aynı Vali Ubeydullah gibi

elinde bir çubukla onun dudaklarına ve dişlerine dokunup

duruyordu. Ebûl Müeyyede Harezmî şöyle anlattı: Ashâb’dan

Temir b. Cündüb o mecliste hazır bulunuyordu. Bu manzara-

ya dayanamadı: “Allah, elini kessin! Ey edepsiz! Bu sopa

ile oynadığın dudak ve dişler, Resûlüllah’ın öptüğü yer-

lerdir!” Yezîd, hiddetlenip: “Ey Temir! Eğer Resûlüllah’ın

sohbetine hürmetim olmasaydı, seni şimdi öldürtür-

düm!” Temir cevap verdi: “Ey nasipsiz adam! Resûlül-

lah’ın sohbetine hürmet edip de, evladına hürmet etme-

yişinin manası nedir?” deyince mecliste bulunanlar bu söz-

lerden etkilendi. Yezîd bir fitne çıkmasından korkup, Temir’i

dışarı çıkarttı ve başka bir şey söylemedi. 698

71*- Hz. Hüseyin ile birlikte on sekiz Ehl-i Beyt şehidi-

nin başları, Şam’da mızraklara asılarak halka teşhir edildi. 699

72*- Yezîd, Ehl-i Beyt’ten bazılarının hazır olmasını iste-

di. Hz. Zeyneb, Ümmü Gülsüm ve Ali Zeynel Âbidin içeri gir-

diler. Hz. Zeyneb perde arkasından Hz. Hüseyin’in kesik başı-

nı görünce feryat etti. Ümmü Gülsüm de; Hz. Hüseyin (ra) ile

tekrar görüşmek ve vedalaşmak arzusunu bildirdi. Ümmü Gül-

süm, Hz. Hüseyin’in başını görünce, kendinden geçti. Kendine

geldiğinde şöyle dedi: “Ey Yezîd! Allah’ın dergâhından

umarım ki; âhiretten önce dünya azabına uğrayıp mura-

dına ermeyesin!”

697

Tarih-i Taberî, IV, 114; Belâzürî, El-Ensab, II, 509; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 86;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 316; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 657; İbn Manzur,

Muhtasar, XXVI, 151; A. Köksal, Kerbelâ, s. 229; İslamoğlu, M., İmamlar ve Sul-

tanlar, Denge Yay., İstanbul, 1990, s. 86

698 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 537-538

699 A. Köksal, Kerbelâ, s. 227

Page 200: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

200 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Yezîd: “Ey Hatun! Yalan dâvânızın ne netice verdi-

ğini görmedin mi?”

Ümmü Gülsüm: “Münâfıklar yalancıdır ve münâfık

olan kadınlar ve erkekler azaba uğrarlar…” (Fetih, 48/6) dedi.

Yezîd sonra, Ali Zeynel Âbidin’e yüzünü dönüp, “Bu

kim?” diye sordu: “Hüseyin oğlu Ali” denilince: “O öldü-

rülmedi mi?” dedi. “O, Ali Ekber’di. Bu, Ali Zeynel Âbi-

din’dir ki, hasta olduğundan kurtuldu.” denildi.

Yezîd: “Ey Zeynel Âbidin! Hüseyin’in hutbe okudu-

ğu minberler benim devletimin kahrı ve ayakları altında

ezilmiştir.” dedi. Zeynel Âbidin: “Ey Yezîd, bu minberler

kimin ecdadından kalmıştır, benim mi? Senin mi?” dedi.

Bunun üzerine Yezîd, Zeynel Âbidin’i öldürtmek istediyse de

Hz. Zeyneb ve Ümmü Gülsüm feryat figan araya girip buna

engel oldular.

Yezîd, Zeynel Âbidin’e: “Bir haceti olup olmadığını”

sordu. Zeynel Âbidin: “Ehl-i Beyt’ini alıp Medine’ye dön-

mek istediğini” söyledi. “Bu isteğin kabulümdür, başka

bir şey iste!” dedi. “Hz. Hüseyin’in kâtilini bana ver” de-

di. Yezîd, Kûfeliler’i topladı, kâtili sordu önce: “Havli b.

Yezîd” dediler. O, “Ben değilim, Şimr’dir” dedi. Şimr: dedi

ki: “Onun kâtili ben değilim, servetler harcayıp, ordular

hazırlayarak sefere çıkmış ve emirler veren kimse onu

öldürmüştür.” Yezîd bu sözlerden canı sıkılıp: “Lânet size ve

yaptığınız işe! Ben, Hüseyin’in öldürülmesine razı değil-

dim!” diyerek hezeyan etti. 700

73*- Ehl-i Beyt’in mazlum ve mağdur durumda olduğu

bütün Şam halkı tarafından anlaşılmıştır. Ehl-i Beyt, Şam’da

bulunduğu sürece kısım kısım tâziyelerde bulunanlar olmuştur.

Bazı Şamlılar, Yezîd’den Ehl-i Beyt’in genç kadınlarını istedi.

Yezîd vermek istediyse de; Hz. Zeyneb’in büyük gayretleriyle

bu girişimler engellenmiştir.

700

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 546-547

Page 201: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü 201

Yezîd, Nûman b. Beşir’i otuz kişilik askeri birlikle; Ehl-i

Beyt’i yanına katıp hediyeler vererek, Medine’ye yolcu etti. 701

74*- Ubeydullah b. Ziyâd’a; Kerbelâ için pişman olup

olmadığı sorulduğunda şöyle açıkladı: “Ben ancak Yezîd’in

emrini yerine getirdim! O öldür dedi, ben de öldürdüm!

Bu işin sorumlusu Yezîd’dir!” dedi. 702

75*- Yezîd, Kerbelâ fâciâsından gayet memnun olduğu

için, bu hâdiseye karışanlardan hiçbirisini görevden almadı,

cezalandırmadı, kınamadı. 703

76*- Hz. Hüseyin (ra)’ın mübarek başının nereye gö-

müldüğü hususu ihtilâflıdır. Medine’de Bâki Mezarlığı’na, Ne-

cef’te babasının yanına, Kûfe dışında bir yere, Kerbelâ’da ce-

sedinin konulduğu kabre, Şam’da bilinmeyen bir yere, Rak-

ka’ya hatta Kahire’ye gömüldüğüne dair rivâyetler vardır. 704

77*- Imare b. Umeyr nakletti: “Ubeydullah b. Ziyâd ve

Kerbelâ fâciâsı kâtillerinin kellesi geldikçe, Kûfe’nin Rahabe

Mescidi’nin üstünde, üst üste dizildi.

Seyirci kalabalığa ben de yaklaştım. “Geldi, geldi!” di-

ye bağrışıyorlardı. Bu gelen nedir? diye yaklaştım. Meğer bir

yılanmış, kellelerin arasında dolaşıp burun deliklerine giriyor-

du. Derken, Ubeydullah b. Ziyâd’ın burun deliğine de girip

orada bir süre kaldıktan sonra çıkıp gitti ve kayboldu. Ben

uzaklaşırken kalabalık bağırıyordu: “Yine geldi, yine geldi!”

Yılan bunu iki üç defa yaptı.” 705

78*- Hz. Hüseyin (ra)’ın kâtillerinden ve Kerbelâ

fâciâsına yardımda bulunan hiç kimse yoktur ki, rezil olmadan

ve bir belaya uğramadan ölmüş olmasın. Hepsi de kısa zaman

içinde belasını buldu.

701

Tarih-i Taberî, IV, 114; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 87-89; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

321; İbn Manzur, Muhtasar, IX, 177; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 459; A. Köksal, Kerbelâ,

s. 233-236; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 553-554; Sırma, İ. S., Emevîler Dönemi, s.

47

702 A. Köksal, Kerbelâ, s. 238

703 Tarih-i Taberî, IV, 114; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 312/ VIII, 332; A. Köksal, Kerbelâ,

s. 237; E. R. Fığlalı, Hz. Hüseyin, XVIII, 518-521

704 E. R. Fığlalı, Hz. Hüseyin, XVIII, 518-521; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 334

705 Tirmîzî, Menâkıb 31, 3780/ III, 579; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 315; Er-Rudânî,

Cem’ul Fevâid, VII, 575; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 430; Kütüb-i Sitte, XII,

494; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 143

Page 202: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

202 Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) Bölümü

Abdülmelik b. Âmir nakletti: “Ubeydullah b. Ziyâd’ı

Kûfe’de bir köşkte otururken gördüm. Hz. Hüseyin (ra)’ın başı

önündeydi. Sonra Ubeydullah’ın başını Muhtar es-Sakâfî’nin

önünde gördüm. Muhtar’ın başını Mus’ab b. Zübeyr’in önün-

de gördüm. Sonra Mus’ab’ın başını Abdülmelik b. Mervan’ın

önünde gördüm. Bunların hepsi kısa bir zamanda olup bitti.”

706

79*- Şâ’bi der ki: Rüyamda ellerinde mızraklarla gökten

bazı adamların indiğini ve Hüseyin’in kâtillerini aradığını gör-

düm. Çok geçmedi, Muhtar es-Sakâfî ortaya çıktı ve kâtilleri

öldürdü. 707

Zalimlere ve onlara sahip çıkanlara Allah’ın (celle

celâlühü) fermanı şöyledir: “Zalimlere en edna (az) meyille

meyletmeyin ki, size de ateş dokunmasın. Allah’tan baş-

ka yardımcılarınız da yoktur. Sonra yardım da göremez-

siniz.” (Hûd, 11/113)

706

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4519; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 324; M. Câmi,

Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 206; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 431; A. Köksal,

Kerbelâ, s. 218

707 Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 580

Page 203: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 203

Dördüncü Bölüm

Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. ALİ EL-MÜRTEZÂ (kv-ra)

Hz. Ali (kv)’nin Özet Hayatı

Hz. Ali (kv), Hicret’ten 22 ya da 23 yıl önce, Milâdi 600,

Mekke’de doğdu. Beş yaşından itibaren Peygamberimiz

(sav)’in himayesinde büyüdü. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem peygamberliğini ilân ettiği zaman on yaşındaydı.

Hicret zamanında, Peygamberimiz (sav)’in yatağına yattı.

Mekkeli komşularına ait olan emanetleri sahiplerine teslim etti.

Kendi annesi Esed kızı Fâtıma, Hz. Fâtımatü’z-Zehra (ra) ve

Hz. Ebû Bekir (ra)’ın ailesi ile birlikte Kuba’da Peygamberimiz

(sav)’e yetişti.

Hz. Ali (kv)’nin bu yolculuktan dolayı ayakları şişmiş ve

yaralı olduğundan yürüyemez hale gelmişti. Bu yüzden

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin huzuruna çıka-

madı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bunu öğ-

renince, Hz. Ali (kv)’nin yanına geldi. Onu kucakladı, ayakla-

rını elleriyle meshetti ve duâ buyurdu. Hz. Ali (kv), bu duâdan

sonra hemen ayaklarının sıhhat bulduğunu ve bir daha ayak-

larından ağrı görmediğini anlatmıştır. 708

Hicret’in 2. yılında Peygamberimiz (sav); Hz. Ali (kv)’yi,

kızı Hz. Fâtıma (ra) ile evlendirdi. Bu evlilikten Hz. Hasan (ra),

Hz. Hüseyin (ra) ve Muhsin adlı erkek çocukları, Zeyneb ve

Ümmü Gülsüm adındaki kız çocukları doğdu. Muhsin yaşa-

madı, doğum sonrasında vefat etti. Hz. Ali (kv), Hz. Fâtıma

(ra)’nın sağlığında evlenmedi. Onun vefatından sonra çok

defa evlendi ve birçok çocuğu oldu.

708

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, II, 106

Page 204: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

204 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv); Bedir, Uhud, Hendek, Hayber başta olmak

üzere Resûl-ü Ekrem (sav)’in yanında sancaktarı olarak bütün

savaşlara katıldı. Tarihte eşine az rastlanacak kahramanlıklar

gösterdi. Tebûk Seferi’nde Peygamberimiz (sav), onu kendi

yerine Medine’de vekil bıraktı.

Hz. Ali (kv), Peygamber (sav) efendimize kâtiplik ve va-

hiy kâtipliği yaptı. Hudeybiye Antlaşması’nı o yazdı. Mekke ve

Medine civarındaki putları temizleme vazifesi de ona verildi.

Resûlüllah (sav)’in cenazesini o yıkadı. Hz. Ebû Bekir

(ra) halife olunca, altı ay sonra Hz. Fâtıma (ra) vefat edene

kadar biat etmedi. Kendisinden önceki üç halife devrinde on-

ların en yakın yardımcısı durumundaydı. Hz. Ömer (ra)’ın;

Filistin ve Suriye seyahati sırasında Medine’de askeri vali ola-

rak kaldı. İçinden çıkılmayan idari ve dini konularda halifelerin

fahri danışmanı durumundaydı. Hz. Ömer (ra) zamanında

Hicret’in, Hicrî Yılbaşı kabul edilmesi de onun fikri ve teklifi ile

olmuştur.

Hz. Ali (kv), Halife Hz. Osman (ra)’ın evi kuşatılınca;

ciddi uyarılar yaptı ve ciddi tedbirler aldı. Kuşatmaya engel

olamayınca; Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’ı Halife’nin

kapısına, Halife’yi korumakla vazifelendirdi.

Hz. Osman (ra)’ın şehâdetinden sonra, halifeliği isteme-

yerek kabul eden Hz. Ali (kv), önce Cemel Vak’ası, sonra Şam

Valisi Muâviye’ye karşı Sıffîn Savaşı’nı, daha sonra da

Hâricîler’e karşı Nehrevan Savaşı’nı yaptı.

Hâricî Abdurrahman b. Mülcem tarafından Hicrî 40,

Milâdi 661 yılında, altmış üç yaşında Kûfe Camisi’nde şehit

edildi. Radiyallâhü anhüm ve erdahüm.

Kur’ân ve Sünnet ilmini en iyi bilen kişi olduğunu,

Sünnî ve Şiî kaynaklar ittifakla bildirmişlerdir. İslam Tasavvuf

Tarihi’nde; Tasavvuf’un kurucusu ve en önemli sîmâsıdır; bu

anlamda Türk Kültür ve Edebiyatı’nın en önemli şahsiyetidir.

Hz. Ali (kv)’nin kılıcının kınında taşıdığı bir “Hadis Sahi-

fesi” vardı. 586 adet olan bu hadisler 1986’da “Sahifetü’l-Ali

b. Ebî Tâlib” adıyla, Rıfat Fevzi Abdülmüttalib tarafından,

Kahire’de yayınlanmıştır. 709

709

M. Y. Kandemir, DİA, Hz. Ali, II, 375

Page 205: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 205

*- Hz. Ali (kv); birinci imamdır. Fil senesinden otuz yıl

sonra, 13 Receb, Cuma günü doğdu. Kâbe içerisinde doğdu.

İmamül Harameyn’in naklettiğine göre; Kâbe içerisinde daha

önce doğan olmadığı gibi, bundan sonra da doğan olmaya-

caktır. Onun faziletlerini kalem ile yazmaya ve dil ile anlatma-

ya imkân yoktur. 710

*- Hz. Ali (kv), doğduğu zaman annesi Esed kızı Fâtıma,

onu emzirmek istediğinde, annesine pençe atmış ve yüzünü

çizmiştir. Daha sonra evine gelen Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemi uyarmış: “Bu çocukta arslan pençesi var,

dikkat et!” demiştir. Hz. Ali (kv) ise, âdeta Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemi beklermişçesine; O’na karşı gayet tatlı

ve güler yüzlü davranmıştır. Efendimiz (sav) de ona ağzının

barından vermiş ve onu yıkamıştır. İsmini de “Ali” olarak ver-

miştir. 711

*- Ebû Tâlib’in; Akîl, Cafer, Tâlib ve Ali isminde dört

oğlu; Fâhite ve Cümâme isminde iki kızı vardır. Ali en küçük

oğludur. O dünyaya geldiğinde annesi Esed kızı Fâtıma ona

“Haydar” ismini verdi. Babası Ebû Tâlib ise bunu; “Ali” ola-

rak değiştirmiştir. 712

*- Hz. Ali (kv)’nin Künyeleri: Ebû Tûrab, Emirü’l-

Mü’minin, Haydar-ı Kerrar, Esedullah-ı Gâlib, el-Mürtezâ,

Şâh-ı Merdân, Şâh-ı Velâyet… 713

*- Ebû Tâlib’in ailesi kalabalık ve fakir olduğundan, kıt-

lık ve pahalılık zamanında; Hz. Abbas, Hz. Cafer’i; Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem ise Hz. Ali (kv)’yi terbiyesi

altına alıp yetiştirmişlerdir. 714

*- Hz. Ali (kv), insanlar arasında yüzü en güzel olanlar-

dandı. Sürekli gülümseyen bir sîmâya sahipti. 715

710

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 185 / s. 187; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 195 /

s. 198

711 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 198-199; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 258

712 B. Varol, Hz. Hasan, s. 30

713 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 205

714 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 200-201

715 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 404

Page 206: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

206 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv)’nin Faziletlerinden

1- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, benden sonra sizin en faziletlinizdir.” 716

2- İbn Abbas ve Hz. Ömer (ra) nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu: “Ağaçlar kalem

olsa, denizler mürekkep olsa, cinler hesap etse, insanlar

yazsa da, Ali b. Ebî Tâlib’in faziletlerini tam olarak yaz-

malarına imkân yoktur.” 717

3- Hz. Ömer (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali’nin faziletleri gibi, hiçbir

insan fazilet kazanamadı. Zira Ali, kendisine tâbi olanı,

ancak hidâyete sevk eder ve sapıklıktan korur.” 718

4- Bir kişi, Abdullah b. Abbas’a dedi ki: “Sübhânallah!

Ali’nin menkîbeleri ve fazileti ne çoktur. Bunların üç bin

kadar olduklarını hesap ediyorum.” İbn Abbas dedi ki:

“Onun faziletlerinin otuz bine yakın olduklarını söyler-

sen daha doğru olur.” 719

5- İmam Ahmed b. Hanbel şöyle buyurdu: “Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin Ashâb’ı içerisinde

hiçbir sahâbîden Ali b. Ebî Tâlib’in fazileti kadar fazilet

rivâyet edilmemiştir.” 720

6- Abdullah b. Mes’ûd şöyle dedi: “Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemden sonra; Medine’deki

Ashâb-ı Kiram’ın, en faziletlisinin, Ali b. Ebî Tâlib oldu-

ğunu söylerdik.” 721

7- Abdullah b. Abbas nakletti: “Allah’ın Kitabı’nda

Ali hakkında olduğu kadar hiçbir Ashâb hakkında âyet

inmemiştir.” 722

716

Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 612

717 Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 467; Harezmî, Menâkıb, s. 2; Kundûzî, Yenâbiül Meved-

de, s. 73

718 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 61

719 Harezmî, Menâkıb, s. 3

720 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4628; Harezmî, Menâkıb, s. 3; Zehebî, Tarihü’l-İslam,

VI, 399; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 168; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 276;

Yenâbiül Mevedde, s. 106

721 El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 116

722 İbn Âsâkir; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 171; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

282/289

Page 207: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 207

8- Abdullah b. Abbas nakletti: “Ali hakkında üç yüz

âyet indi.” 723

9- Abdullah b. Abbas nakletti: “Şanı yüce olan Allah,

Kur’ân-ı Kerim’de her ne kadar; “Ey İman edenler…”

diye başlayan âyetler indirdiyse de, o âyetlerin muhatabı

olan kimselerin hepsinin şerifi ve emiri Ali’dir.” 724

Allah-

ü Teâlâ, Resûlüllah (sav)’in Ashâb’ını Kur’ân-ı Kerim’in bazı

âyetlerinde ayıpladığı halde Ali’yi her zaman hayır içinde andı.

725

10- Ebû Hureyre nakletti: Hz. Ömer (ra) buyurdu ki:

“Gerçekten Ali’ye üç haslet verildi ki; onlardan yalnız

birisi bana nasip olsa, bence kızıl tüylü develerden daha

sevgili olacaktı.” “Onlar nedir?” diye kendisinden soruldu:

“Resûlüllah’ın kızını onun ile evlendirmesi, cünüpken

Peygamber’in Mescidi’nde bulunmasının caiz olması,

Hayber Gazâsı’nda sancağı ona vermesidir.” 726

11- Abdullah b. Ömer nakletti: “Resûlüllah (sav) za-

manında, insanların en hayırlısı kendisiydi. Sonra Ebû

Bekir, sonra da Ömer’dir derdik. Ali b. Ebî Tâlib’e üç

özellik verilmiştir ki; onlardan birinin benim olması,

kırmızı tüylü develerin benim olmasından daha sevimli-

dir. Resûlüllah, onu kızı Fâtıma ile evlendirdi ve Fâtıma

da ona çocuklar dünyaya getirdi. Resûlüllah, onun kapısı

müstesna mescide açılan bütün kapıları kapattırdı.

Resûlüllah, Hayber günü sancağı ona verdi.” 727

12- Abdullah b. Abbas nakletti: “Ali’nin dört özelliği

vardır ki, başkasında yoktur.

Ali, Arab ve Arab olmayanlar içinde Resûlüllah ile

ilk namaz kılan kimsedir.

723

İbn Âsâkir’den; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 172; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

289; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 119

724 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 381

725 Taberânî ve İbn Ebû Hatim’den; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 207;

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 89; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 174;

Harezmî, Menâkıb, s. 188; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 31 / s. 38; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, II, 604 / XIII, 108; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 289; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 22

726 Ebû Ya’lâ’dan; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4689 BMT; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

533; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 289; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 49

727 Ahmed, Müsned, XIX, 27485; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 533

Page 208: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

208 Hz. Ali (kv) Bölümü

Savaşlarda Resûlüllah’ın bayrağının taşıyıcısıydı.

Uhud Savaşı’nda herkes Resûlüllah’ı terk ettiğinde

yanında Ali sebat etti.

Kendisi Peygamberimiz’i yıkayıp kabrine defnetti.”

728

13- Amru b. Meymun nakletti: Abdullah b. Abbas’ın

yanındaydım. Dokuz kişi gelip dediler ki: “Ey İbn Abbas!

Bizimle yalnız kal! Seninle konuşacaklarımız var!” İbn

Abbas: “Tamam” deyip, o kişiler ile gitti. Henüz gözleri kör

olmamıştı, görüyordu. O kişiler ile bir tenhada, bir süre konuş-

tular. Sonra İbn Abbas elbisesini silkerek, öfkeli bir şekilde

gelip şöyle dedi: “Bu adamlar öyle bir adamın hakkında

hataya düşmüşler ki, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem, onun hakkında:

- Hayber’de yarın sancağı öyle bir adama vereceğim ki;

“Andolsun! Allah’ın kendisini hiçbir zaman küçük dü-

şürmeyeceği, Allah’ı ve Resûlü’nü seven, Allah’ın ve

Resûlü’nün de onu sevdiği bir adam göndereceğim” bu-

yurduğu zaman herkes sancağı alma şerefine nail olmak için

ellerini uzattılar. Ancak Resûlüllah (sav): “Ali b. Ebî Tâlib

nerede?” deyip sancağı ona verdi. Resûlüllah (sav)’in duâsı

bereketiyle, Allah (celle celâlühü), Ali’nin eli üzere kaleyi fet-

hetti ve Ali, Safiye b. Huyey’i Resûlüllah (sav)’e getirdi.”

- Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Berâe

(Tevbe) Sûresi’ni, hacılara tebliğ etmek için Mekke’ye Ebû

Bekir’i gönderdi. Ancak, Ali’yi arkasından gönderip şöyle bu-

yurdu: “Sûre’yi ancak ben veya benim de ondan olduğum

bir kişi tebliğ edebilir.”

- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, İslam’ı ilk

tebliğ ettiği zamanda amcalarını toplayıp şöyle buyurdu: “İçi-

nizde bu işimde dünyada ve âhirette kim bana yardımcı

olur?” Hazır olan akrabaları sustu. Ancak Ali: “Ben olurum.”

buyurdu. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Sen benim dünya ve âhi-

rette velimsin.”

728

Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4639; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1090; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 59 / s. 86; Harezmî, Menâkıb, s. 21-22

Page 209: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 209

- Hatice’den sonra ilk İslam olan da Ali’dir.

- Tathir âyeti gelince, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem elbisesini Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’in üzerine

sererek şöyle buyurdu: “Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden her

türlü pisliği gidermek ve sizleri tertemiz kılmak ister.”

(Ahzâb, 33/33)

- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hicret

gecesinde Ali’yi kendi yatağına yatırdı. Ali ise hiç tereddüt

etmeden kendisini Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

leme feda ettiğini gösterdi.

- Tebûk Savaşı’nda Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem, Ali’yi yerine vekil bıraktı. Ancak Ali ağladı ve

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme gelmek istediğini

söyledi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sen benden; Harun’un Mûsa’ya olan

konumundasın. Ancak benden sonra peygamber yoktur.

Seni yerime halife bırakmadan benim buradan ayrılmam

doğru olmaz.”

- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu

ki: “Sen benden sonra, bütün mü’minlerin velisisin.”

- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ali’nin

kapısı müstesna bütün kapıları kapattırdı. Böylece Ali, cünüp

olduğu zaman bile mescidin içinden geçebiliyordu.

- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsı-

dır.” 729

14- Abdullah b. Mes’ûd ve Abdullah b. Abbas nakletti:

“Ali’nin on sekiz menkîbesi vardır ki, ümmet içinde hiç

kimse bu kadar menkîbeye sahip değildir.” 730

15- Kays b. Ebû Hazm nakletti: Medine’de insanların

toplandığını ve binek üzerinde bir süvarinin de Ali b. Ebî

Tâlib’e sövüp saydığını gördüm. Derken Sa’d b. Ebî Vakkas

729

Nesâî, VII, Hasâis, 8355; Ahmed, Müsned, XIX, 27470; Belâzürî, El-Ensab, II,

106-107; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4708 BMT; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 528; Muhi-

büddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 86-87; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 66

730 Taberânî’den; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 172; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

282; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 119

Page 210: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

210 Hz. Ali (kv) Bölümü

oradan geçiyormuş, durdu ve: “Bu ne?” diye sordu. “Ali b.

Ebî Tâlib’e söven bir adam” dediler. Sa’d Hazretleri, kala-

balığın içine girdi ve adamın yanında durdu, sonra şöyle dedi:

“Ey filan; Ali b. Ebî Tâlib’e niye sövüyorsun? O ilk Müs-

lüman olan kişi değil mi? Resûlüllah ile birlikte ilk na-

maz kılan kişi değil mi? O insanlar arasında dünyaya en

az meyleden kişi değil miydi? O insanların en bilgilisi

değil miydi? Resûlüllah’ın kızının kocası değil miydi? O,

Resûlüllah’ın gazâlarında sancağının taşıyıcısı değil

miydi?” Sa’d Hazretleri, sonra kıbleye döndü ve şöyle duâ

etti: “Allah’ım bu senin velilerinden bir veliye sövüyor!

Bu topluluğu, onlara kudretini göstermeden dağıtma!”

Kays dedi ki: “Allah’a yemin ederim ki biz dağılmadan o

adamın bineğinin bacakları yere gömüldü ve o taşların

arasında, onu kafasının üstüne attı. Beyni dağıldı ve

adam öldü.” 731

16- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Allah azze ve celle,

anlaman için seni kendime yakın tutmamı emretti. Bu-

nun üzerine “Anlayışlı kulaklar anlasın diye” (Hakkâ, 69/11)

âyeti nazil oldu.” 732

Hz. Ali (kv)’nin Bazı Menkîbe ve Sözlerinden

17- Hz. Ali (kv), Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellemin zamanında katıldığı bütün savaşlarda ayrı ayrı kah-

ramanlıklar ve güzellikler göstermiştir. Bedir’de, Uhud’da,

Hendek’te, Hayber’de tarihte eşine az rastlanacak kahraman-

lıklar gösterdi. Mekke’nin Fethi’nden önce, savaş hazırlıklarını

haber veren bir mektubu Ashâb’dan Hatıb b. Ebî Belta, Mek-

ke’de bulunan ailesini korumak için göndermişti. Bir kadının

götürdüğü bu mektup, Cebrâil (as) tarafından Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi veselleme haber verildi. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Ali (kv) ve Hz. Zübeyr’i, o

kadını bulup, mektubu getirmeleri için gönderdi. Onlar, o

731

Eş-Şeyh Ebû Bekir b. İshak’tan; Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 6176

732 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 382

Page 211: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 211

kadını bulup aradılar. Mektubu bulamayınca Hz. Ali (kv), kılı-

cını çekerek kadına: “Vallahi Resûlüllah yalan söylemez.

Mektubun sende olduğunu biliyoruz. Ya mektubu ver ya

da seni soyup mektubu arayacağız.” buyurunca kadın kor-

kusundan saç örgüleri içine sakladığı mektubu çıkardı ve Hz.

Ali (kv)’ye verdi. O da getirip Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi veselleme teslim etti. Böylece Mekke’nin fetih hazırlığın-

dan müşrikler haberdar olamadı. 733

18- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, Bedir günü bana ve Ebû Bekir’e şöyle buyurdu:

“Birinizin sağında Cebrâil, diğerinizin sağında Mikâil

var. İsrâfil de pek büyük bir melek olup, o da savaşta

hazır bulunur ve safta yerini alır.” 734

19- Abdullah b. Abbas nakletti: Hz. Ali (kv) bir savaşta;

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem zamanında şöyle

buyurdu:

“Şanı yüce olan Allah şöyle buyurdu: “Resûlüllah,

ölür veya öldürülürse geri mi döneceksiniz?” (Âl-i İmrân,

3/144) Allah’a yemin olsun ki, Allah (celle celâlühü) bize

hidâyet verdikten sonra asla geri dönmeyeceğiz. Eğer

katledilir veya ölürse, O’nun savaştığı yol üzere, ölene

kadar savaşırım. Allah’a yemin olsun ki, ben Resûlül-

lah’ın kardeşi, velisi, amcasının oğlu ve ilminin vârisi-

yim. O’na benden daha çok kimin hakkı var ki?” 735

20- İkrime nakletti: Hz. Ali (kv) bana şöyle dedi: İnsan-

lar Uhud günü Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

etrafından dağılınca, O’nu göremez oldum. Şehitler arasında

aradım, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemi bulama-

dım. Ben: “Allah’a yemin olsun ki Resûlüllah savaş mey-

danından kaçmaz ve O’nu şehitler arasında da göremiyo-

rum. Öyleyse Resûlüllah’ın sözünü tutmadığımızdan Al-

lah azze ve celle bize kızıp Peygamber’ini kendi katına

733

Buhârî, Megâzi 9, 3983 / 46, 4274; Müslim, Fazilet 161 / X, 430; Ahmed, Müsned,

XVII, 25392; Hâkim, El-Müstedrek, IX, 7049; Tarih-i Taberî, III, 255; İbn Kesîr, El-

Bidâye, IV, 476; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3779; Zehebî, Tarihü’l-İslam, IV, 210

734 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4709 BMT; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 362

735 Nesâî, VII, Hasâis, 8396; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4691; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 100; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 53

Page 212: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

212 Hz. Ali (kv) Bölümü

kaldırdı.” dedim. “Artık benim için ölünceye kadar sa-

vaşmaktan daha hayırlı bir şey yoktur.” dedim. Kılıcımın

kınını kırdım. Sonra kâfirlere saldırdım. Sonra baktım ki

Resûlüllah, kâfirlerin arasında!” 736

21- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, Hz. Ali (kv)’ye sordular, o da cevap verdi: “Beni sever

misin Yâ Ali?” “Severim Ey Allah’ın Resûlü.” “Hasan’la

Hüseyin’i sever misin?” “Evet, severim.” “Kızım Fâtı-

ma’yı sever misin?” “Severim Ey Allah’ın Resûlü.” Son

olarak Fahr-i Kâinat sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ali

(kv)’ye tekrar sordular: “Peki, Yâ Ali! Üç sevgi, kalpte nasıl

birleşir?” Bu soru karşısında Hz. Ali (kv), şaşırıp cevap vere-

medi. Eve gelen Hz. Ali (kv), düşünceli durumdaydı. Duruma

bir anlam veremeyen Hz. Fâtıma (ra) şöyle sordu: “Ne düşü-

nüyorsun? Bir şey mi oldu?”

Hz. Ali (kv); durumu anlatınca, Hz. Fâtıma (ra) tebes-

süm ederek şöyle açıkladı: “Buna cevap veremedin mi?

İnsandaki Allah ve Resûlü’ne olan sevgisi imandandır.

Eşine olan sevgisi insanın tabiatındandır. Çocuklarına

olan sevgisi ise yaratılıştan, şefkattendir.” Ertesi gün Hz.

Fâtıma (ra)’dan aldığı cevapları Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi veselleme iletince; Peygamberimiz sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdular ki: “Yâ Ali! Bu cevaptan nübüvvet

kokusu geliyor.” 737

22- Ebû Hazm nakletti: Uhud Savaşı’nda Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yarasının nasıl tedavi edildi-

ğini Sehl b. Sa’d şöyle anlattı: “Hz. Ali kalkanıyla su getiriyor,

Hz. Fâtıma da bu su ile Resûlüllah (sav)’in yüzündeki kanı

temizliyordu. Sonra Ali bir hasır yaktı ve külleri ile Resûlüllah

(sav)’in yüzünden akan kanı durdurdular.” 738

23- Hz. Ali (kv) çok ibadet ederdi. Her gece halvete çe-

kildiği yerden tekbir, tesbih ve tehlil sesleri duyulurdu. Seher

vakti mescide gelir, güneş doğana kadar kalırdı. Çok hilm

736

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4323

737 Abdulkadir Geylâni (ks), Fethu’r-Rabbânî, Gelenek Yay., İstanbul, 2004, s. 30;

Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 269

738 Ahmed, Müsned, XIII, 19509

Page 213: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 213

sahibiydi. Yani yumuşaklık, tevâzû ve hoşgörü sahibiydi. Bir

gün kölesini defalarca yüksek sesle çağırdığı halde kendisin-

den cevap alamadı. Kölenin bulunduğu yere doğru gidince,

kölesi oda kapısının önünde dikilmiş: “Yâ Ali! Ben senin

hiddetini denemek istedim.” dedi. Hz. Ali (kv): “Ey gafil,

ben o kimseyim ki, seni imtihana memur edeni yani şey-

tanı hiddetlendiririm.” deyip kölesini azat etti ve ömür boyu

geçimini kendi üzerine aldı.

Hz. Ali (kv)’nin cömertliği Kur’ân-ı Kerim’de methedil-

miştir. (Bakara, 2/274) Tevâzûsu da dillere destandır. Halifeliği

sırasında daima yaya yürür, her işini kendisi görürdü. Bir gün

pazardan aldığı yükleri kendisi taşıyordu. Hizmetçilerinden

birisi: “Ey Mü’minlerin Emiri! Niçin yüklerini kölene ver-

mezsin?” Hz. Ali (kv): “Aile sahibi olan, yük taşımaya

daha lâyıktır.” Kölesi tekrar: “Sen halifesin ve doğudan

batıya kadar cihanın sultanısın.” dedi. Hz. Ali (kv): “Bir

insanın kendi yükünü taşıması eksiklik değil, aksine

kendi olgunluğudur.” diye açıkladı. 739

24- Hz. Ali (kv)’ye, bir savaşta ok isabet etmiş ve ok

kemiğe saplanmıştı. Çok uğraşılmasına rağmen oku çıkara-

madılar. Et ve deriyi yarmadan ve kemiği kırmadan bu ok

çıkmaz denildi. Hasan (ra) ve Hüseyin (ra) efendilerimiz ve

diğer büyükler: “Eğer durum buysa; onun namaza durma-

sını beklemek gerekir. Zira namazdayken, o sanki bu

dünyadan göçmüş gibidir.” dediler.

Farzları ve sünnetleri bitirmesine kadar beklenildi, sonra

nâfilelere başladı. Tedavi edecek olan şahıs deriyi yardı, kemi-

ği kırdı ve oku çıkardı. Hz. Ali (kv) henüz namaz halindeydi.

Namaz selâmını verince: “Sanki acım azaldı, işinizi yaptı-

nız mı?” diye sordu. Ona yapılanlar anlatıldı ve: “Nasıl ha-

berin olmadı?” diye sordular: Hz. Ali (kv): “Ben, Allah ile

münacat ettiğim zaman eğer dünya altüst olsa veya bana

kılıç ve kalkanla vursalar, Allah ile münacattan aldığım

lezzetten dolayı, benim acıdan bir haberim olmaz!” bu-

yurdular. 740

739

Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 210; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 335

740 Deylemî, İrşâdü’l-Kulüb, II, 26; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 353

Page 214: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

214 Hz. Ali (kv) Bölümü

25- Hz. Ali (kv), ordusuyla Sıffîn Savaşı’na giderken

yolda bir konak yerinde su bulunmadı. Her ne kadar sağa-sola

koşulup araştırıldıysa da, su bulunmadı. Hz. Ali (kv), ordusunu

yoldan saptırıp sahraya yöneldi. Çölde bir kilise göründü. Kili-

sedekilere su sordular, suyun çok uzakta olduğunu öğrendiler.

Bazıları çölde susuzluğa düşmekten korktuklarını söylediler.

Hz. Ali (kv), katırının yönünü kıbleye doğru çevirdi ve bir yeri

işaret ederek: “Şurayı kazın!” diye emretti. Kazdılar, büyük

bir kaya çıktı. Hz. Ali (kv): “Gayret edip, taşı kaldırın! Al-

tında su vardır.” dedi. Ashâbı çok uğraştılarsa da taşı kaldı-

ramadılar. Kendisi katırından indi. Kollarını sıvadı, parmakla-

rını taşın altına soktu, zorladı. Taşı söktü ve kenara attı. Altın-

dan tatlı ve soğuk bir su çıktı. Hz. Ali (kv)’nin ordusu o sudan

içti ve yola da götürdü. Sonra taşı yine yerine koydu ve:

“Üzerini toprakla örtün!” buyurdu.

O kilisenin rahibi, olup biteni seyrediyordu, hemen aşa-

ğı inip, Hz. Ali (kv)’nin huzuruna geldi. “Sen peygamber mi-

sin?” diye sordu. Hz. Ali (kv): “Son Peygamber’in halifesi-

yim.” dedi.

Rahip: “Elini ver ki, Müslüman olayım.” dedi. Rahip:

“Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlüllah” dedikten

sonra “Yine şâhidlik ederim ki; sen son Peygamber’in

vâsîsi ve vârisisin.” dedi. Hz. Ali (kv), rahibe: “Sen bu yaşa

kadar, kendi dininde yaşamışsın, neden şimdi bizim di-

nimize giriyorsun?” diye sordu. Rahip: “Ey Mü’minlerin

Emiri! Bu kiliseyi, bu taşı kaldıran kişi için yapmışlardır.

Burada bir kitap var. O kitapta bu su kaynağı ve bu taşı

kaldıranın bir peygamber vâsîsi olacağı yazılıdır. Bu ki-

tabı âlimlerimiz buraya koymuşlardır. Bu taşı senin kal-

dırdığını görünce arzuma kavuştum. Yıllardır beklediğim

şeyi buldum.” dedi. Emirü’l-Mü’minin Hz. Ali (kv), bu sözleri

duyunca ağladı ve gözyaşlarından sakalları ıslandı. Sonra;

“Allah-ü Teâlâ’ya hamdolsun ki; beni unutulmuşlardan

değil, kitabında zikredilenlerden eyledi.” dedi.

O rahip; Hz. Ali (kv)’nin ordusunda, Muâviye ordusuna

karşı savaştı ve şehit oldu. Hz. Ali (kv), namazını kıldı ve affı

Page 215: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 215

için duâ etti. Ondan bahsedince de “O benim dostumdur”

buyurdu. 741

26- Şâ’bi şöyle nakletti: Hz. Ali (kv) kaybolan zırhının

bir Hıristiyan’da olduğunu anlayınca, Kûfe Kadısı Şurayh b.

Hâni’ye dâvâ için başvurdu. Kadı Şurayh, Hz. Ali (kv)’ye: “Bu

zırhın sana ait olduğuna dair bir delilin var mı?” diye

sordu. Hz. Ali (kv), Hz. Hasan (ra)’ı şâhid gösterdiyse de Kadı

Şurayh: “O senin oğlundur” diyerek şâhidliği kabul etmedi.

“Başka delilin var mı?” diye sordu. Hz. Ali (kv): “Hayır,

yoktur” dedi. Kadı Şurayh zırhı Hıristiyan’a verdi. Hz. Ali (kv)

de olan bitene bakıp, gülüyordu. Hıristiyan bir müddet gittik-

ten sonra geri geldi ve şöyle dedi: “Ben bu hükümlerin pey-

gamberlerin hükümleri olduğuna ve Hz. Ali’nin Peygam-

ber’in halifesi olduğuna şehâdet ederim.” diyerek Müslü-

man oldu. Hz. Ali (kv)’nin zırhı Sıffîn’e giderken düşürdüğünü,

yolda bulduğunu anlattı. Nehrevan Savaşı’nda da, Hz. Ali (kv)

yanında Hâricîler’e karşı savaştı. 742

27- Hz. Ali, Kûfe’ye gelince Arab hâkimlerinden biri de-

di ki: “Ey Mü’minlerin Emiri! Allah’a yemin ederim ki,

sen hilâfet makâmını süsledin, hilâfet seni süslemedi. O

seni yüceltmedi, sen onu yücelttin. Onun sana olan ihti-

yacı, senin ona olan ihtiyacından fazlaydı.” 743

28- Muhammed b. Ka’b el-Kurâzî, Hz. Ali (kv)’nin şöyle

dediğini nakletti: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem ile birlikte, açlıktan dolayı karnımıza taş bağ-

lardık. Oysa şimdi kırk bin dinar zekât veriyorum.” 744

29- Cüneyd-i Bağdâdî (ks) nakletti: “Eğer Hz. Ali (kv);

savaşlardan biraz fırsat bulsaydı, bize tasavvufa ait çok

şeyler gelirdi ki, kalpler ona tâkat getiremezdi.” 745

741

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 190-191; biraz farklı nakledenler: Hatîb Bağ-

dâdî, XII, 305-306; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 411; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 212;

En Sevgilinin Dostları, s. 326; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 257

742 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 409; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 12; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 297; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 122; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

595

743 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 290

744 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, I, 115; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 397; Er-Rudânî,

Cem’ul Fevâid, VII, 537

745 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 185

Page 216: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

216 Hz. Ali (kv) Bölümü

30- “Hz. Ali (kv); bir ayağını atının üzengisine koyarken,

Kur’ân-ı Kerim’e başlar, diğer ayağını üzengiye koyuncaya

kadar, mânevî bir kuvvetle hatim ederdi.” 746

31- Hz. Ali (kv)’nin hazır ve hoş cevaplarından biri de

şudur ki: Bir gün Yahudilerden bir grup geldi: “Ey Müslü-

manlar, siz Peygamber’inizin vefatından sonra ne yaptı-

nız? Birbirinize kılıç çekip savaş bile ettiniz!” dediler. Hz.

Ali (kv): “Ey Yahudiler! Daha sizin denizden ayaklarınız

kurumamıştı ki, Hz. Mûsa (as)’a: “Bize başkalarının ilâh-

ları gibi ilâh göster!” dediniz.” buyurdu. 747

32- Kûfe halkı, Emirü’l-Mü’minin Hz. Ali (kv)’ye gelip:

“Fırat nehrinin suları taştı, ekinlerimiz ziyan oldu. Duâ

buyurun da sular biraz azalsın!” dediler. Halk dışarda bek-

liyordu. Hz. Ali (kv), evine girdi. Az sonra Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin cübbesini giymiş, O’nun sarığını

başına sarmış, O’nun âsâsını eline almış olarak dışarı çıktı. At

istedi, bindi.

Fırat kenarına gitti. Halk da arkasından geldi. İki rekât

namaz kıldı. Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) da beraberin-

deydi. Köprünün üzerine çıkıp, âsâyı suya doğru uzattı. Su

biraz azaldı. “Yeter mi?” buyurdular. Halk; “Biraz daha

azalsın!” dediler. Yine âsâsıyla işaret buyurdu, biraz daha

azaldı. Üçüncüde yeter dediler. 748

33- Hz. Ali (kv), kendisinin haberlerini Muâviye’ye gö-

türdüğü için bir kişiyi suçladı. O şahıs bunu inkâr etti. Hz. Ali

(kv): “Yemin eder misin?” dedi. O şahıs gözlerinin üzerine

yemin etti ve gözleri kör oldu. 749

34- Evliyalar Sultanı Hz. Ali (kv), Kûfe Mescidi’nde

itikâfa girmişti. Bir fakir geldi. Çok açım diyerek, iftar edecek

bir şeyler istedi. Hz. Ali (kv) kurumuş bir parça ekmek verdi.

Ekmek kuru olduğu için fakir yiyemedi. Ekmeği sarığına bağ-

746

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 186; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 211; Şems-i

Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 336

747 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 186

748 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 188; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 348

749 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 406; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 14; El-Heytemî, Savâi-

kü’l-Muhrikâ, s. 292; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 193; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 52

Page 217: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 217

layıp dışarı çıktı. İftar etmek için bir şeyler arayan adam bil-

meden, Hz. Ali (kv)’nin evinin kapısını çaldı. Hz. Hasan (ra)

ve Hz. Hüseyin (ra), adama güzel yiyecekler ikram ettiler.

Adam memnun oldu. Teşekkür etti.

Sonra da şöyle dedi: “Mescidde yoksul ve garip bir

adam gördüm. Bana kuru bir ekmek verdi. Başka yiyecek

bir şeyi de yoktu. Adamın haline acıdım. Bu yemekler-

den biraz verirseniz; o garibe götürmek ve hayrını almak

isterim.” Bunun üzerine Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin

(ra)’ın gözlerinden yaşlar boşaldı. Adam sordu: “Niçin ağlı-

yorsunuz?” Cevap verdiler: “Senin o mescidde gördüğün

garip, Mü’minlerin Emiri ve bizim babamız Hz. Ali’dir.”

Adam o zaman, onların Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)

olduğunu anladı. 750

35- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Ey İnsanlar! İyi işler-

de bulunanların imamı, en hayırlı olanın vâsîsi benim.

Ben tâhir ve hâdi olan neslin babasıyım. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin kardeşi ve sevgilisi be-

nim. Mü’minlerin emiri, elleri ve ayakları, temiz olanla-

rın önderi ve vâsîlerin efendisi benim. Bana karşı savaş-

mak, Allah’a karşı savaşmaktır. Bana karşı barış içinde

olan, Allah’a karşı barış içindedir. Bana itaat etmek,

Allah’a itaat etmektir. Beni veli kabul etmek, Allah’ı veli

kabul etmektir. Bana tâbi olanlar, Allah’ın dostudur ve

bana yardımcı olanlar Allah’ın dinine yardımcı olanlar-

dır.” 751

36- Mekke’nin Fethi günü, Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem; elinde âsâsı olduğu halde Kâbe’yi tavafa

başladı. Kâbe’nin etrafında irili ufaklı, üç yüz altmış tane put

vardı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, elindeki

âsâ ile putlara dokunuyordu. “Hak geldi, bâtıl zail oldu!”

(İsrâ, 17/81) âyetini okuyordu ve putlar yüzüstü yere düşüyordu.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Kâbe’nin içine

girdiğinde bazı putlara yetişilemediğini gördü ve yanında bu-

750

M. N. Bursalı, Hz. Ali radiyallahü anh, Çelik Yay., 2012, s. 254

751 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 81

Page 218: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

218 Hz. Ali (kv) Bölümü

lunan Hz. Ali (kv)’ye: “Sen, Peygamber’in ağırlığını taşı-

yamazsın, omuzuma bas!” buyurdu. Hz. Ali (kv), Resûlüllah

(sav)’in omuzlarına çıkıp putları aşağı attı. Sonra Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Yâ Ali! Kendini nasıl

hissediyorsun?” diye sordu. Hz. Ali (kv): “Bütün perdeler

kalktı, elimi uzatsam Arş’a değecek!” buyurdu. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Senin ha-

lin, Allah’ın sevdiği bir işi yaptığın için güzeldir. Benim

halim de Allah’ın sevdiği bir yükü taşıdığım için güzel-

dir.” 752

37- Esma b. Umeys, Hz. Fâtıma (ra)’dan nakletti: Ger-

değe girdiğim gece Ali’den korktum. Çünkü yer onunla konu-

şuyordu. Sabahleyin bu durumu Resûlüllah (sav)’e haber ver-

dim. Uzun bir secdeden sonra: “Ey Fâtıma! Sana müjdeler

olsun! Neslin çok temiz olacak! Allah-ü Teâlâ, kocana;

diğer insanların üzerine fazilet verdi. Zemine de doğudan

batıya kadar, yeryüzünde ne oluyorsa ona söylemesini

emir buyurdu.” 753

38- Esma b. Umeys nakletti: “Hayber’deydik. Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme vahiy gelirken, başını

Hz. Ali’nin dizine koydu. Böylece Hz. Ali (kv), ikindi namazını

kılamadı ve güneş battı. Vahiy sona erince, Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ali’ye sordu: “Ey Ali!

Namazını kıldın mı?” Hz. Ali (kv): “Hayır” buyurunca;

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Ey Allah’ım! Ali, senin ve Resûlü’nün taati üzereydi;

ona Güneş’i geri çevir.” diye niyaz etti. O anda Güneş iyice

geri çıktı ve Hz. Ali (kv) namazını kıldı. Güneş batarken de

testere sesi gibi bir ses çıkardı.” 754

752

Nesâî, VII, Hasâis, 8453; Ahmed, Müsned, XVII, 24960; Hâkim, El-Müstedrek, VI,

4324 BMT; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 105; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i

Güzîn, s. 357. Rivayetlerde farklılıklar var.

753 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 187; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 211; Şems-i

Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 336

754 Es-Salebî, Kısâsül Enbiyâ, s. 220; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 96; Harezmî,

Menâkıb, s. 217; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 549; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra,

II, 179-180; Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 76; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

290-291; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 112

Page 219: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 219

39- Allah (celle celâlühü) tarafından, Hz. Ali (kv) için

battıktan sonra Güneş’in iki defa geri geldiği nakledilmiştir.

Birincisi yukarıdaki, ikincisi de şöyle naklediliyor: Hz. Ali (kv),

kendi hilâfeti zamanında, Babil’e giderken Fırat nehrinden

geçmek istediler. İkindi namazı vaktiydi. Kendisi ve Ashâb’dan

bazıları namazlarını kıldılar. Diğerleri hayvanlarını sudan ge-

çirmekle meşgulken güneş battı, namazlarını kılamadılar. Bu

konuda hoşa gitmeyecek sözler söyleyenler oldu. Hz. Ali (kv)

bunu duyunca duâ edip, Allah-ü Teâlâ’dan Güneş’i geri çe-

virmesini niyaz etti. Cenâb-ı Hak, onun duâsı bereketiyle Gü-

neş’i geri döndürdü ve namazlarını kıldılar. Sonra da Güneş

korkunç bir ses çıkararak battı. Ashâb-ı Kiram aleyhimür rıd-

van korktular. Tesbih, tehlil ve istiğfar etmeye başladılar. 755

Resûlüllah (sav)’in Emaneti Konusunda Hz. Ali (kv)

40- Hz. Âişe annemiz nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, kurban keseceği zaman iri, besili,

boynuzlu, alacalı, iğdiş ya da hadım edilmiş iki koç satın alırdı.

Bunlardan birini ümmetinden Allah’ı birleyen ve peygamberli-

ğine şehâdet eden kimseler için keserdi. Diğerini ise kendisi ve

Ehl-i Beyt’i adına keserdi.” 756

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemden sonra

Hz. Ali (kv)’nin niçin çifte kurban kestiği sorulduğunda, Hz. Ali

(kv) buyurdu ki: “Resûlüllah (sav) kendisinden sonra

O’nun adına kurban kesmemi vasiyet etmişti. Ben de

yaşadığım sürece O’nun adına kurban kesmeye devam

edeceğim. Diğeri de kendim içindir.” 757

41- Abdullah b. Cafer nakletti: Resûlüllah (sav) vefat et-

tikten sonra, Hz. Ali (kv) bir tellal çıkartıp şöyle ilan ettirirdi:

“Her kimin Resûlüllah’tan alacağı varsa ve kime vaâdde

bulunmuşsa bana gelsin!” Hz. Ali (kv) vefat edene kadar,

kurban bayramlarında Akabe’ye adam gönderir, bu ilanı yap-

tırırdı. Hz. Ali’den sonra oğlu Hz. Hasan (ra), sonra da Hz.

755

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 103 / s. 193; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn,

s. 351

756 Ahmed, Müsned, IX, 12475

757 Ahmed, Müsned, IX, 12592

Page 220: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

220 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hüseyin (ra) bu ilanı yaptırdı. Ancak Hz. Hüseyin (ra)’tan

sonra bu ortadan kalktı. Allah’ın kullarından Hz. Ali’nin yanı-

na ister gerçek, ister bâtıl bir iddiayla gelinsin, mutlaka mal

verirdi. 758

42- Abdullah b. Abbas nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin, başkasına yapmadığı; yetmiş

tane yerine getirilmesi gereken, vasiyeti sadece Hz. Ali

(kv)’ye yaptığını aramızda konuşurduk.” 759

43- Ebû Hassan nakletti: “Hz. Ali bir emir verdiği za-

man, o emir yerine getirilir ve kendisine: “Biz bu emri şu

şekilde yerine getirdik” denilirdi. Hz. Ali de: “Allah ve

Resûlü doğru söyledi” derdi. Bir gün Eşter kendisine: “Se-

nin bu söylediğin sözler halk arasında yayılıyor. Gerçek-

ten Resûlüllah’ın sana emanet ettiği yazılı bir şey var

mıdır?” diye sordu. 760

Bunun üzerine Hz. Ali (kv), şöyle buyurdu: “Benim ya-

nımda yazılı olan Ahkâm-ı Şeriat; Kur’ân-ı Kerim ve şu

kılıcımın kabzasında taşıdığım, Peygamberimizden işite-

rek yazdığım Hadis Sahifesi’nden başka bir şey yoktur:

Medine; şu Sevr Dağı ile şu Air Dağı arasıdır ki,

hürmeti vacip haremdir. Kim ki; Medine’nin bu haremi

içerisinde; Kitap ve Sünnet’e muhalif bir iş işlerse yahut

bid’at ehline yardım ederse; Allah’ın azabı, meleklerin

lâneti, bütün insanların nefreti bunu yapanların üzerine

olsun. Bunların ne tövbesi, ne de fidyesi kabul edilir.

Müslümanlardan herhangi birinin eman vermesi aynıdır,

geçerlidir. Kim ki, Müslümanlardan birinin verdiği ahdi

ve emanı bozarsa; Allah’ın azabı, meleklerin lâneti, bü-

tün insanların nefreti, bunu yapanların üzerine olsun! Bu

kimselerin ne farzları, ne de nâfileleri kabul edilecektir.

Her kim de; kendi mevlâsı ve efendisinden başka efendi

edinirse; Allah’ın azabı, meleklerin lâneti, bütün insan-

ların nefreti bunu yapanların üzerine olsun. Bu şuursuz

758

İbn Sa’d, Tabakât, II, 320

759 Taberânî Mu’cemü’s-Sağîr’den; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 400; Er-Rudânî,

Cem’ul Fevâid, VII, 536

760 Ahmed, Müsned, IX, 13628

Page 221: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 221

kimselerin; ne tövbesi, ne de adaleti kabul edilmeyecek-

tir.” 761

Resûlüllah (sav), Hz. Ali (kv)’ye Ebû Tûrab İsmini Verdi

44- Sehl b. Sa’d nakletti: “Ebû Tûrab ismini ona Pey-

gamberimiz (sav) verdi ve bu isim Hz. Ali’nin en çok sevdiği

isimdi. Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Hz. Fâtıma (ra)’nın evine geldi. Hz. Ali (kv)’yi göremeyince,

onu Hz. Fâtıma (ra)’dan sordu. Hz. Fatıma (ra): “Aramızda

küçük bir tartışma oldu. Kızıp dışarı çıktı. Benimle

kaylûle uykusu uyumadı.” dedi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, Hz. Ali (kv)’nin mescidde kaylûle uykusu

uyuduğunu öğrenince mescide geldi. Gördü ki; sırtından elbi-

sesi sıyrılmış, toprak üzerine bulanmış yatıyor. Efendimiz sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem sevgiyle, mübarek elleri ile

toprakları silkeleyerek:

“Kalk Yâ Ebû Tûrab! Kalk Yâ Ebû Tûrab!” buyur-

muşlardır.” 762

45- Ammâr b. Yâsir nakletti: Uşeyre Gazvesi’nde ben ve

Ali bir ağaca yaslanıp gölgesinde uyuyorduk. Bir ara Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yolu düşüp üzerimize

geldi: “Kalk Yâ Ebû Tûrab!” diye ayağıyla dürttü. 763

Sonra

da şöyle buyurdu: “Yâ Ali! Halk içinde, şâki sayılan en

kötü iki kimse vardır. Biri, Sâlih Peygamber’in devesini

kesen Uhaymir, diğeri de senin başına vurup, yüzünü

kanının rengine boyayan kimsedir.” 764

761

Buhârî Tecrid Terc. VI, 230-231; Buhârî, Kitap ve Sünnet 96- 5/ Fazilet 29, 1870;

Müslim, Hac 467 / VI, 365; Ahmed, Müsned, XIX, 27519; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI,

398; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 430

762 Buhârî, Fazilet 9, 3703; Buhârî Tecrid Terc. II, 385; Müslim, X, Fazilet 38, s. 278;

İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 10; El-Kilâbî, Müsned, Hadis 14; El-Sabbağ, Fusülü’l-

Mühimme, s. 23; Harezmî, Menâkıb, s. 7; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 36; İbn Kesîr,

El-Bidâye, VII, 525; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 185; Fuzûlî, Hadîkatü’s-

Süadâ, s. 202

763 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 404

764 Nesâî, VII, Hasâis, 8485; Ahmed, Müsned, XIX, 27617; Hâkim, El-Müstedrek, VI,

4734 BMT; İbn Hişâm, Sîret, II, 297; Tarih-i Taberî, III, 143; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI,

298/ VII, 509; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 202; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 56

Page 222: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

222 Hz. Ali (kv) Bölümü

*- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Ali

(kv) ve Ammâr b. Yâsir’i yerde yatarken gördü. Hz. Ali (kv)

biraz tozlanmıştı. Bunun üzerine Resûlüllah (sav) şöyle buyur-

du: “Ey Toprağın Babası otur!” 765

46- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Senin isimlerinden en çok hak ettiğin

isim; “Ebû Tûrab” ismidir.” 766

Hz. Ali (kv)’nin “Bana Sorunuz!” Buyurması

47- Ebî Tufeyl nakletti: Hz. Ali (kv) kürsüde konuşurken

şöyle buyurdu: “Bana sorunuz! Allah’a yemin olsun ki,

bana ne hakkında sorarsanız size ondan haber verece-

ğim. Allah’ın Kitabı hakkında bana sorunuz. Hangi âye-

tin gece mi gündüz mü, düzlükte mi dağlıkta mı indiğini

ve kimin hakkında indiğini size haber vereyim.” 767

48- Saîd b. Müseyyeb şöyle dedi: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin Ashâb’ı içerisinde; Ali b. Ebî Tâlib

gibi hiç kimse “Bana sorunuz!” diyemedi.” 768

49- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Gayb sırlarından ba-

na sorunuz. Ben mürsel peygamberlerin bütün ilimlerine

sahibim!” 769

50- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Konuşan Kur’ân be-

nim!” 770

51- Şerh-ü Tarif’ten şöyle nakledildi: Ali b. Ebî Tâlib

âriflerin başıdır. O benzerini kimsenin söyleyemeyeceği şeyler

söylemiştir. Mesela bir gün minberde:

765

Belâzürî, El-Ensab, II, 90; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 117

766 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 36; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 69; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 117

767 İbn Sa’d, Tabakât, II, 342; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1107; Zehebî, Tarihü’l-İslam,

VI, 398; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 83; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

290; Harezmî, Menâkıb, s. 46 / s. 49; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 88 Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 119. İki farklı rivâyet birleştirilmiştir.

768 İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1102-1103; İbn Sa’d, Tabakât, II, 342; İbnü’l Esîr,

Üsd’ül-Ğâbe, IV, 100; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 399; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-

Ukbâ, s. 83; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 171; Harezmî, Menâkıb, s. 49; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 289; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 50

769 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 69

770 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 69

Page 223: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 223

“Bana arşın altındakilerden sorunuz, benim kalbim

ilimle doludur. Bu ilim, Resûlüllah (sav)’in mübarek

ağızlarının suyundandır. Allah’a yemin olsun ki, izin ve-

rilse Zebur’da, Tevrat’ta ve İncil’de yazan şeyleri söyler-

dim ve ehli tarafından bu tasdik olunurdu.” buyurmuştur.

771

*- Da’leb Yemâni adında birisi; Hz. Ali (kv)’nin yukar-

daki sözlerini duyunca, bir soru sorup Hz. Ali (kv)’yi rezil et-

mek istedi: “Yâ Ali! Rabb’ini gördün mü?” diye sordu. Hz.

Ali (kv): “Görmediğim bir Rabb’e ibadet etmem!” buyur-

du. Da’leb: “Nasıl gördün?” diye sorunca, Hz. Ali (kv): “Baş

gözü ile görülmez, ancak kalpler hakiki yakîn ile gö-

rür…” diye devam edince, Da’leb düşüp bayıldı. Kendine

gelince de: “Bir daha inat için soru sormayacağım!” diye-

rek söz verdi. 772

Hz. Ali (kv) En Doğru Hüküm Verendir

52- Hz. Ali (kv) nakletti: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, beni Yemen’e kadı olarak gönderdi. “Ey Al-

lah’ın Resûlü! Ben şeriat hükümlerine göre nasıl kadılık

yapılacağını bilmiyorum?” dedim. Mübarek elini göğsüme

koyarak şöyle buyurdu: “Allah’ım, ona doğruyu ilham et!

Allah’ım, ona ancak hakkı söylet! Onu en doğru hüküm

verenlerden eyle!” Bu duâdan sonra, iki kişi arasında hüküm

vermekten asla şüpheye düşmedim.” 773

*- Farklı rivâyet: Hz. Ali (kv) nakletti: “Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem beni Yemen’e göndermek iste-

diğinde gençtim. Kendisine: “Ey Allah’ın Resûlü! Beni ara-

larında yaşlıların olduğu bir topluluğa gönderiyorsun.

771

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 186; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 209; Şems-i

Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 334; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 96

772 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 186; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 347;

Eş-Şerif er-Râdi Ebu’l Hasan Muhammed b. el-Hüseyin b. Mûsa el-Musevi, Neh-

cü’l Belâğa, Hz. Ali’nin Konuşmaları Mektupları ve Hikmetli Sözleri, Çev. Adnan

Demircan, Beyan Yay., İstanbul, 2011, s. 187

773 Ebû Dâvud, Akdiye, III, 3582; Nesâî, VII, Hasâis, 8365; Ahmed, Müsned, XIX,

27513; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4714 BMT; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 397; İbn

Kesîr, El-Bidâye, V, 232; Riyâdü’n-Nadıra, III, 144; M. Y. Kandemir, DİA, Hz. Ali, II,

375; Gülgün Uyar, Ehl-i Beyt, s. 52

Page 224: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

224 Hz. Ali (kv) Bölümü

Ben ise daha gencim.” dediğimde, Resûlüllah (sav) efendi-

miz elini göğsüme koydu: “Allah, kalbini doğruya yönelte-

cek ve dilini hak üzere sabit kılacaktır.” buyurdu. Bundan

sonra iki kişi arasında verdiğim hiçbir hükümden şüpheye

düşmedim.” 774

Şevâhidü’n-Nübüvve, bu hadisi naklettikten sonra Hz.

Ali (kv)’den rivâyetle şöyle devam eder: “Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Benim deveme bin,

Yemen’e git. Yemen yakınlarında falanca tepenin yanına

vardığında birtakım insanların seni karşıladığını göre-

ceksin. Orada taşa toprağa benden selâm söyle!” buyur-

dular. O tepenin yanına vardım. İnsanların bana doğru geldi-

ğini gördüm. Sonra da: “Ey taşlar, topraklar, ağaçlar!

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem size selâm

ediyor!” dedim. Yeryüzünde bir uğultu, bir gürültü koptu.

Resûl-ü Ekrem (sav)’in selâmını aldılar. Bunu gören ve duyan

insanların hepsi iman edip, Müslüman oldular.” 775

*- İbn Sa’d ise şöyle nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem; Ali b. Ebî Tâlib’i Yemen’e gönderdi. Ona bir

sancak bağladı. Kendi eliyle sarığını sardı ve ona: “Geriye

bakmadan yürü! Onların bölgesine vardığında, onlar se-

ninle savaşmadıkça, sen savaşma!” buyurup, 300 atlıyla

Yemen’e gönderdi. Yemen seferine, Hz. Ali (kv)’nin iki defa

gönderildiği naklediliyor. 776

53- Hicret’in 9. yılında, tebliğ vazifesi için Yemen’e

gönderilen Halid b. Velid, uzun zaman orada kalmasına rağ-

men, İslam’ın kabulünü sağlayamamıştı. Bunun üzerine

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ali (kv)’yi

yukarıdaki anlatıldığı üzere Yemen’e gönderdi.

Onun yaptığı çalışmalar sayesinde Hemedan halkı top-

luca Müslüman oldu. Hz. Ali (kv)’nin gönderdiği mektubu

okuyan Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, şükür

774

Nesâî, VII, Hasâis, 8363; Ahmed, Müsned, XI, 16583; İbn Sa’d, Tabakât, II, 341;

İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 232

775 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 127-128; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s.

325

776 İbn Sa’d, Tabakât, II, 171

Page 225: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 225

secdesine vardı. Başını kaldırınca da üç defa: “Selâm size

Hemedan!” buyurdu. 777

54- Hz. Ali (kv) şöyle nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem bana şöyle buyurdu: “İki kişi arala-

rında hüküm vermen için seni hakem tayin ederlerse,

birini dinler dinlemez hüküm verme! İkincisini de dinle-

dikten sonra nasıl hüküm vereceğini daha iyi anlarsın.”

O günden sonra iki kişi arasında hüküm vermekte şüpheye

düşmedim.” 778

55- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Ali

(kv)’nin verdiği hükümden memnun kalıp şöyle buyurdu:

“Hikmeti, biz Ehl-i Beyt’te toplayan Allah’a hamdolsun.”

779

56- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ümmetim içinde en doğru hüküm veren Ali b.

Ebî Tâlib’dir.” 780

57- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ümmetimin kadısı Ali’dir.” 781

58- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali benden, ben de ondanım. Ancak ben veya

o hüküm verebiliriz.” 782

59- Abdullah b. Mes’ûd şöyle dedi: “Medine ehli için-

de, en doğru hüküm verenin Ali b. Ebî Tâlib olduğunu

konuşurduk.” 783

777

Belâzürî, El-Ensab, II, 492; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 232; Muhibüddin Taberî,

Riyâdü’n-Nadıra, 109

778 Tirmîzî, Ahkâm 5, 1331/ II, 5; Ahmed, Müsned, XI, 16590; İbn Sa’d, Tabakât, II,

341

779 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 288; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 20 / s. 85;

Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 200; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 341;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 105

780 İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1102; Harezmî, Menâkıb, s. 39; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 83; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 198; Süyûtî, Târihu’l-

Hulefâ, s. 170; Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 729; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II,

17

781 İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 16-17

782 Harezmî, Menâkıb, s. 79

783 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4712 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, II, 343; İbn Abdilber, El-

İsti’âb, s. 1105; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 100; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3951;

Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 171; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 289; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 118

Page 226: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

226 Hz. Ali (kv) Bölümü

60- Abdullah b. Abbas şöyle dedi: “Güvenilir bir kim-

se, bize bir fetvayı Hz. Ali’den haber verirse, ondan vaz-

geçip daha başka fetva aramazdık.” 784

61- Ebû Hureyre nakletti: Hz. Ömer (ra) şöyle buyurdu:

“Reyinde ve hükmünde en isabetli hüküm verenimiz, en

iyi fıkıh bilginimiz, Ali b. Ebî Tâlib’dir.” 785

62- Saîd b. Müseyyeb nakletti: Hz. Ömer (ra) buyurdu

ki: “Ali’nin bulunmadığı bir mecliste, zorlu fetvaları

çözmekten Allah’a sığınırım!” 786

63- Hz. Ömer (ra), içinden çıkılmaz durumlarda kaldığı

zamanların birinde; Hz. Ali (kv)’ye hitaben şöyle buyurdu:

“Allah (celle celâlühü), beni senden sonra hayatta bı-

rakmasın!” 787

64- Hz. Ömer (ra) hilâfeti zamanında, vermiş olduğu

yanlış karardan onu geri çeviren Hz. Ali (kv) hakkında şöyle

buyurdu: “Ali olmasaydı, Ömer helâk olurdu.” 788

65- Hz. Ömer (ra) devrinde iki köylü gelip, bir konuda

hüküm vermesini istedi. Hz. Ömer (ra), yanında bulunan, Hz.

Ali (kv)’nin bu ikisi arasındaki dâvâya bakmasını istedi. Hz. Ali

(kv) birinin hakkında hüküm verince öbür köylü: “Bu da kim

ki aramızda hüküm verir?” diye söylendi. Hz. Ömer (ra),

duruma kızarak köylünün yakasına yapıştı ve şöyle buyurdu:

“Sen bunun kim olduğunu biliyor musun? Bu, benim

mevlâm, erkek ve kadın bütün mü’minlerin de mevlâsı-

dır. Bu Ali, kimin mevlâsı değilse, o kişi mü’min değil-

dir.” 789

784

İbn Sa’d, Tabakât, II, 343; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 399; El-Askalânî, El-İsâbe, s.

88; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 288

785 İbn Sa’d, Tabakât, II, 343; Buhârî Tecrid Terc. IV, 42; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s.

1102; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 381; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 399; Muhi-

büddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 198; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 553; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 288; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 118; M. Y. Kandemir, DİA,

Hz. Ali, II, 375

786 Buhârî Tecrid Terc. IV, 42; İbn Sa’d, Tabakât, II, 343; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s.

1102-1103; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 82; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s.

171; Harezmî, Menâkıb, s. 51; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 553; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 289; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 88

787 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 82; Harezmî, Menâkıb, s. 54

788 İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1102-1103; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 82;

Harezmî, Menâkıb, s. 39

789 Harezmî, Menâkıb, s. 101

Page 227: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 227

Hz. Ali (kv)’nin İlmi Seviyesi ve Ümmetin En Bilgini Ol-

ması

66- Bir gün Ebû Tâlib, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemin Ali’nin ağzına, kendi ağzının barından (tükü-

rüğünden) verdiğini gördü. Ebû Tâlib sordu: “Yâ Muham-

med! Bu yaptığın nedir?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “İman ve hikmeti ona veriyo-

rum!” Bunun üzerine Ebû Tâlib şöyle dedi: “Ey oğlum Ali!

Amcanın oğluna (Resûlüllah’a) yardımcı ol ve O’nun

vezirliğini yap!” 790

67- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benden sonra ümmetimin en bilgini; Ali b. Ebî

Tâlib’dir.” 791

68- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: “Farz ilminde, Medi-

ne’deki Ashâb-ı Kiram’ın en bilgini Ali b. Ebî Tâlib’dir.”

792

69- Hz. Âişe annemiz nakletti: “Şüphesiz Sünnet il-

minde, insanların en bilgini Ali’dir.” 793

70- Abdullah b. Mes’ûd ve İbn Abbas nakletti: Hz. Ali

(kv), Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yanınday-

ken Ali’nin ilmi hakkında soruldu. Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hikmet (ilim) on parçaya

ayrıldı. Dokuzu Ali’ye, geri kalan bir parçası insanlara

dağıtıldı.” 794

Abdullah b. Mes’ûd ilave etti: “O, bu biri de

diğer insanlardan iyi biliyordu.” 795

71- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, ilmimin torbasıdır.” 796

790

Harezmî, Menâkıb, s. 78; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 386

791 Harezmî, Menâkıb, s. 40; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 34; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 235

792 İbn Âsâkir’den; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 193; El-Heytemî, Savâi-

kü’l-Muhrikâ, s. 289; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 118

793 İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1104; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 399; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 78; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 289; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 49

794 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 379

795 İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1104; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 287; Harezmî,

Menâkıb, s. 40; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 100; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-

Ukbâ, s. 78; Râmûz el-Ehâdis, s. 335; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 69

796 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30

Page 228: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

228 Hz. Ali (kv) Bölümü

72- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali ilmimin heybesi,

kasasıdır.” 797

73- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, ilmimin eşiğidir.” 798

74- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, ilmimin kapısıdır.” 799

75-Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, ilmimin bulunduğu yerdir.” 800

76- Abdullah b. Abbas nakletti: Peygamberimiz sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ben ilmin

şehriyim, Ali onun kapısıdır. Her kim ilim dilerse, kapıya

gelsin!” 801

77- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Ben ilmin şehriyim, sen ise kapısın.

Her kim kapıdan başka bir yerden şehre girdiğini söyler-

se yalancıdır.” 802

78- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ben cennet şehriyim, Ali de kapısıdır. Her

kim, cenneti isterse kapısından gelsin!” 803

79- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ben hikmet eviyim. Ali de o evin kapısıdır. 804

Her kim, hikmeti isterse kapısından gelsin!” 805

797

Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 66

798 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 602

799 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 221

800 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 482; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 16

801 Hatîb Bağdâdî, II, 377 / IV, 348; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4693 BMT; Taberânî,

Mu’cemü’l-Kebir, 10898; El-Kilâbî, Müsned, Hadis 2; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s.

80/81; Harezmî, Menâkıb, s. 40; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 77; Zehebî,

Mîzânü’l-Îtidal, s. 251; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 552; Süyûtî, Mu’cemü’s-Sağîr, I, 108.

Hadisler birleştirilmiştir. Birçok önemli kaynakta vardır. Farklı râvilerden de rivâyet

edilmiştir.

802 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 85

803 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 86 / s. 82

804 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3723 / III, 558; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 381; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VII, 552

805 Hatîb Bağdâdî, XI, 204; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 86-87; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 77

Page 229: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 229

80- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah’ın katına vardığımda; Rabb’im beni ten-

haya çekip ne öğretti ise Ali’ye de öğretti. Bundan; Ali,

ilim şehrimin kapısı oldu.” Sonra Resûlüllah (sav) yeryüzü-

ne indi ve Hz. Ali’ye şöyle buyurdu: “Ey Ali! Senin barışın

benim barışımdır. Senin savaşın benim savaşımdır. Ey

Ali! Sen benden sonra ümmetim içinde yaşayan ilimsin.”

806

81- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Rabb’im, Mîrac’da bana ne öğrettiyse, öğren-

diklerimin hepsini Ali’ye öğrettim. Ali, ilmimin kapısı-

dır.” 807

82- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali b. Ebî Tâlib, insanların içinde Allah (celle

celâlühü)’yü en fazla bilendir.” 808

83- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: “Kur’ân-ı Kerim, ye-

di harf üzere indi. Her harfin zâhirî ve bâtınî mânası var-

dır. Ali b. Ebî Tâlib’de bu harflerin zâhirî ve bâtınî ilmi

vardı.” 809

84- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Benim şanım şere-

fim, Resûlüllah (sav)’in şanı ve şerefidir. Benim dinim,

Resûlüllah (sav)’in dinidir. Her kim ilim olarak benden

bir şey alırsa, Resûlüllah (sav)’den almış gibidir.” 810

85- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemden sordular: “Ey Allah’ın Resûlü, kimden

ilim yazalım?” Buyurdu ki: “Ali ve Selman’dan yazın!” 811

86- Hz. Ali (kv) nakletti: Bana sordular ki: “Senin,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin Ashâb’ı

arasında, en çok hadis bilen kimse olmanın sebebi ne-

dir?”

Hz. Ali (kv) şöyle cevap verdi:

806

İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 50

807 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 69

808 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 33

809 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 380

810 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 46

811 Hatîb Bağdâdî, IV, 158

Page 230: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

230 Hz. Ali (kv) Bölümü

“Ben Resûlüllah (sav)’e sorduğumda cevap verirdi.

Sustuğumda ise, Resûlüllah (sav) söze başlardı.” 812

87- Ahmed b. Menî’ Zâzan’dan nakletti: İnsanlar bir

gün Kûfe’de Hz. Ali (kv)’nin mutlu olduğunu gördüler ve ona

arkadaşlarını yani Ashâb-ı Kiram’ı sordular. O da “Hangi

arkadaşımı sorarsınız?” buyurdu. İnsanlar: “Abdullah b.

Mes’ûd” dediler. Hz. Ali (kv): “O, Resûlüllah’ın Sünneti’ni

bildi, Kur’ân okudu ve bunlarla amel etti.” buyurdu. “Pe-

ki, Huzeyfe?” diye sordular. Hz. Ali (kv): “Ona münâfıkların

ismi öğretildi. Eğer en zor meseleleri ona sorsanız, o

bunları bilir ve cevabını verirdi.” buyurdu. “Peki, Ebû

Zerr?” diye sordular. Hz. Ali (kv): “O ilimle dolu bir kaptır.

O dinine ve ilme karşı çok hırslı ve istekli idi. Çok soru

sorardı. Kimi sorularına cevap verilir, kimisine cevap

verilmezdi. Ancak kabı doluncaya kadar hep öğrendi.”

“Peki, Selman?” dediler. Hz. Ali (kv): “O bizden, Ehl-i

Beyt’tendir. Sizden kim Lokman Hekim gibi eskilerin

ilmini bilir ve sizden sonrakilerin ilmine ulaşabilir? Kim

ilk kitabı ve son kitabı okuyabilir? O bitmeyen bir deniz

gibiydi.” buyurdu. Oradakiler: “Peki, Ammâr b. Yâsîr’i

nasıl bilirsin?” dediler. Hz. Ali (kv): “O, Allah’ın imanını

etine, kanına, kemiklerine, kıllarına ve tenine işlediği bir

kimsedir. Bir an bile haktan ayrılmaz. Hak nereden kay-

bolursa o da oradan kaybolur. Ateşin ondan bir şey ye-

mesi yakışmaz.” buyurdu.

Oradakiler: “Ey Mü’minlerin Emiri! Biraz da ken-

dinden bize bahset” dediler. Hz. Ali (kv): “Durun! Allah,

kişinin kendisini kusursuz ve tezkiye edilmiş gösterme-

sini yasaklamıştır.” buyurdu. Bunun üzerine birisi şöyle

dedi: “Ey Mü’minlerin Emiri! Allah-ü Teâlâ şöyle buyuruyor:

‘Rabb’inin sana verdiği nimeti anlat!’ (Duhâ, 93/11)” Bunun

üzerine Hz. Ali (kv): “Rabb’imin bana verdiği nimeti anla-

tayım. Ben soru sorduğumda cevap verilirdi. Sustuğum

812

Tirmîzî, Menâkıb 21, 3722 / III, 558; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4687 BMT; İbn

Sa’d, Tabakât, II, 342; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, I, 90 / XI, 399; İbnü’l Esîr,

Üsd’ül-Ğâbe, IV, 110; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 120; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 116

Page 231: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 231

zaman benimle söze başlanırdı. Benim azalarımın arası-

na kadar, tıka basa ilimle ve imanla doldurulmuştur.”

buyurdu. 813

Hz. Ali (kv)’nin İmanı

88- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ali

(kv)’ye hitaben şöyle buyurdu: “Ey Ebû’l Hasan, Kâbe’nin

Rabbi’ne yemin olsun ki, sen mü’minsin.” 814

89- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, ayaklarına kadar imanla doludur.” 815

90- Hz. Ömer (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Eğer yedi gök ve iki yer-

yüzü terazinin bir tarafına konulsa ve Ali’nin imanı tera-

zinin öbür tarafına konulsa; Ali’nin imanı daha ağır ba-

sacaktır!” 816

Resûlüllah (sav) ile Hz. Ali (kv), Aynı Nurdan Yaratılmış-

lardır

91- Selman-ı Fârisî nakletti: Habibim Muhammed sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu kendim

duydum: “Ben ve Ali; Allah’ın elinde iki nurduk. Biz

Âdem yaratılmadan bin yıl önce Allah’ı tesbih ve takdis

ediyorduk.” 817

92- Selmânı Fârisî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! İkimiz Allah’ın

ruhundan yaratıldık. Allah (celle celâlühü), Âdem’i yara-

tınca bizi onun sulbüne verdi. Böylece nesillerden gele

gele Abdülmüttalib’in sulbünde ikiye ayrıldık. Bu nur

bende peygamberliğe, Ali’de ise halifeliğe ya da vâsîliğe

ayrıldı.” 818

813

El-Askalânî, El-Metâlib, III, 4022

814 Tirmîzî, Duâ 115, 3570/ III, 489; Kütüb-i Sitte, VII, 76

815 Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 17

816 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 358; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 289; Harezmî,

Menâkıb, s. 77-78; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 100; Ali el-Muttakî, Mün-

tehab, V, 34; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 617; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i

Güzîn, s. 294; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 53

817 Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 507; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 11. Bazı rivâyetler-

de on dört bin yıl önce denilmiştir.

818 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 88; Harezmî, Menâkıb, s. 88; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 11

Page 232: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

232 Hz. Ali (kv) Bölümü

93- Câbir b. Abdullah el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Arafat’ta Hz. Ali’nin elini, ken-

di elinin üzerine koyarak şöyle buyurdu: “Ey Ali! Yanıma

yaklaş! Sen ve ben aynı şecereden yaratıldık. Senin cis-

min benim cismimden meydana geldi. Ben şecerenin

aslı, sen gövdesi, Hasan ve Hüseyin dallarıdır. Her kim

bu ağacın bir dalına tutunursa, Allah o kişiyi cennete

geçirecektir. Ey Ali! Ümmetim oruç tuta tuta yay gibi

olsa ve namaz kıla kıla yay kirişi gibi olsa; sana kin ve

düşmanlık besliyorlarsa, Allah onları muhakkak cehen-

neme dökecektir.” 819

94- Câbir b. Abdullah nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ben ve Ali; aynı

şeceredeniz. İnsanlar ise çeşitli şecerelerdendirler.” 820

Hz. Ali (kv); İlk İman Eden, İlk Namaz Kılan, İlk Müslü-

man Olandır

95- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, pazartesi günü gönderildi. Hz.

Ali (kv) de salı günü namaz kıldı.” 821

96- Hasan-ı Basrî nakletti: “Peygamber sallellâhü

aleyhi ve âlihi veselleme ilk iman eden Ali’dir.” 822

97- Zeyd b. Erkâm nakletti: “Resûlüllah ile ilk İslam

olan Ali’dir.” 823

98- Zeyd b. Erkâm nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemden sonra Allah’a ilk iman eden

ve namaz kılan Ali b. Ebî Tâlib’dir.” 824

819

İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 90/ s. 297; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I, 132 / s. 134;

Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 302

820 Taberânî, Evsât’tan; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 400; Harezmî, Menâkıb, s. 87;

Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 171; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 31-32

821 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3728 / III, 561; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4643 BMT (Ebû

Zerr’den rivâyet); İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1095; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 93;

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 59; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 524; Kütüb-i

Sitte, XII, 465

822 Beyhakî, Sünen, VI, 207; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 94

823 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3735 / III, 563; Nesâî, VII, Hasâis, 8335; İbn Sa’d, Tabakât,

III, 21; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 15; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 93; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 58

824 Ahmed, Müsned, XVII, 24915, 24916; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1095; Nesâî, VII,

Hasâis, 8334; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4718

Page 233: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 233

99- Habbe el-Uranî nakletti: Hz. Ali’nin şöyle buyurdu-

ğunu duydum; “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem ile ilk namaz kılan benim.” 825

100- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz.

Ali’ye hitaben şöyle buyurdu: “Sen bana ilk iman edip, ilk

olarak tasdik edensin.” 826

101- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Âişe! Bu Ali ilk iman edendir.” 827

102- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benimle ilk namaz kılan Ali’dir.” 828

103- Mücâhid nakletti: “İlk namaz kılan Ali’dir. O

esnada on yaşındaydı.” 829

104- Zeyd b. Erkâm nakletti: “Resûlüllah ile ilk na-

maz kılan Ali’dir.” 830

105- Abdullah b. Abbas nakletti: “Resûlüllah ile Ha-

tice’den sonra, ilk namaz kılan Ali’dir.” 831

106- Ebî Râfi nakletti: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem ilk namazını pazartesi kıldı. Hatice de

pazartesi gün sonunda namaza başladı. Ali ise ilk nama-

zını salı günü kıldı. Kendisi Peygamber sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem ile kimse namaz kılmadan yedi sene ve

birkaç ay da fazla namaz kılmıştır.” 832

107- Hz. Ali (kv) minberde şöyle buyurdu: “En büyük

sâdık benim.” 833

Hz. Ali (kv) şöyle devam etti: “Ebû Bekir,

825

Ahmed, Müsned, XVII, 24921; Nesâî, VII, Hasâis, 8332; Belâzürî, El-Ensab, II, 92;

İbn Sa’d, Tabakât, III, 21; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 93

826 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 58

827 El-Askalânî, El-İsâbe, IV, 183

828 Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 90

829 İbn Sa’d, Tabakât, III, 20; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4637

830 Tayâlisî, Müsned, III, 93; Nesâî, VII, 8081 / Hasâis, 8333; Ahmed, Müsned, XVII,

24917; Beyhakî, Sünen, VI, 206; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 14; Harezmî, Menâkıb,

s. 20

831 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3734 / III, 562; Ahmed, Müsned, XVII, 24919 / XIX, 27484;

Tayâlisî, Müsned, XI, 360; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1091; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

524; Harezmî, Menâkıb, s. 22; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 58, İlk İman

Eden der

832 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 59; Harezmî, Menâkıb, s. 21

833 Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 212

Page 234: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

234 Hz. Ali (kv) Bölümü

iman edip Müslüman olmadan önce, ben iman edip Müs-

lüman oldum.” 834

108- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Ben, Allah’ın kulu

ve O’nun Resûlü’nün kardeşiyim. En büyük sâdık (Sıd-

dîk-ı Ekber) benim, bunu benden sonra, kim iddia ederse

yalancıdır. Ben halktan yedi yıl önce namaz kıldım.” 835

109- Habbe el-Uranî, Hz. Ali (kv)’nin hutbe verirken üç

defa şöyle buyurduğunu nakletti: “Allah’ım bu ümmet için-

de; Resûlüllah ile birlikte kendimden başka, sana kulluk

eden birini tanımıyorum. Diğerleri namaz kılmadan yedi

sene önce ben namaz kılmaya başladım.” 836

110- İbn İshak nakletti: “Erkeklerden halkın içinde

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme ilk iman eden,

ilk namaz kılan ve Allah’tan O’na geleni tasdik eden, Ali b. Ebî

Tâlib’dir. Allah’ın selâmı ve rızası onun üzerine olsun.” 837

111- Ebû Eyyüb el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bana ve Ali’ye mu-

hakkak melekler yedi sene salâvât getirdiler. Nitekim

Ali’den başka benimle kimse namaz kılmıyordu. Hiç

kimse, “Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlüllah” de-

miyordu.” 838

112- Afif el-Kindî nakletti: Tâcirdim. Hacca, Mekke’ye

gidip Abbas’ın yanına uğradım. Abbas’ın yanındayken bir

adam dışarı çıkıp güneşe doğru bakıp namaza durdu. Sonra

adamın çıktığı yerden, bir kadın çıkıp arkasında namaza dur-

du. Abbas’a dedim ki; “Ey Ebül Fadl! Bunların yaptıkları

nedir?” Abbas bana dedi ki: “Bu Muhammed b. Abdullah

b. Abdülmüttalib, kardeşimin oğludur. Bu yanındaki

834

Belâzürî, El-Ensab, II, 146; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 58; Muhibüddin

Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 157

835 İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 120; Nesâî, VII, Hasâis, 8338; Hâkim, El-Müstedrek,

VI, 4641; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, II, 64; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 102; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VII, 526; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 59-60; Muhibüddin Taberî,

Riyâdü’n-Nadıra, II, 155; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 538

836 Nesâî, VII, Hasâis, 8339; Ahmed, Müsned, XIX, 27521

837 İbn İshak, Sîret, 196; İbn Hişâm, Sîret, I, 312

838 İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 94; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 14; Harezmî,

Menâkıb, s. 18-19; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 61; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-

Ummâl, II, 616

Page 235: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 235

kadın ise, eşi Hatice’dir.” Sonra büluğ çağına yakın ağır-

başlı bir çocuk çıkıp bu adamın arkasında namaza başladı.

Abbas bana dedi ki: “Bu çocuk da amcasının oğlu Ali’dir.”

Ben sordum ki: “Bu adam ne yapıyor?” Abbas dedi ki:

“Namaz kılıp, kendisinin peygamber olduğunu iddia edi-

yor. Fakat bu arkasında duran iki kişiden başka hiç kim-

se O’na tâbi olmadı. Kendisi kisraların ve kayserlerin

hazinelerinin de fetholunacağını haber veriyor.”

Afif el-Kindî, Müslüman olduktan sonra dedi ki: “Eğer

Allah bana İslam’ı o zaman nasip etmiş olsaydı, Ali’den

sonra ikinci olurdum!” 839

113- Hz. Ömer (ra) nakletti: Bir gün ben, Ebû Bekir,

Ebû Ubeyde b. Cerrah ve Ashâb’dan bazıları, Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yanında oturuyorduk.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem yanında bulunan

Ali’nin omzuna elini vurup, şöyle buyurdu: “Ey Ali! Müslü-

manların içinde ilk İslam olan ve ilk iman edenisin. Ba-

na, Harun’un Mûsa’ya olan konumundasın.” 840

El-Sabbağ, devam ediyor: “Kim beni sevdiğini söyle-

yip, sana düşmanlık ediyorsa yalancıdır. Ey Ali! Kim seni

severse beni sevmiştir. Beni seven kişiyi ise Allah (celle

celâlühü) sevecektir. Allah (celle celâlühü) sevdiği kişiyi

cennete koyar. Ey Ali! Kim sana düşmanlık ederse, bana

düşmanlık etmiştir. Bana düşmanlık eden ise Allah’a

düşmanlık etmiştir. Allah (celle celâlühü), düşmanlık

ettiği kimseyi cehenneme koyacaktır.” 841

114- Selman-ı Fârisî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Aranızdan ilk Müslü-

man olan ve cennetteki havuzun başına ilk varacak olan

Ali b. Ebî Tâlib’dir.” 842

839

Ahmed, Müsned, XVII, 24920; Nesâî, VII, Hasâis, 8337; Hâkim, El-Müstedrek, VII,

4895 BMT; İbn İshak, Sîret, 196; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1096; Zehebî, Mîzânü’l-

Îtidal, s. 223-224; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 59; İbn Kesîr, El-Bidâye, III,

41; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 103

840 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 58; Harezmî, Menâkıb, s. 19

841 El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 125

842 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4717; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3952; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 58

Page 236: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

236 Hz. Ali (kv) Bölümü

115- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bu ümmetin içinde Peygamberine ilk varacak

olan ve ilk İslam olanı Ali b. Ebî Tâlib’dir.” 843

116- Selman-ı Fârisî nakletti: “Ebû Zerr, Mikdat,

Habbâb, Câbir, Ebû Saîd el-Hudrî, Zeyd b. Erkâm ve

bazı Ashâb dediler ki: Hatice’den sonra ilk İslam olan

Ali’dir. Bu Ashâb da Ali’yi, diğer Ashâb’dan üstün tutar-

lardı.” 844

Resûlüllah (sav) İle İlk Musâfaha Edecek Olan Kimse

Hz. Ali (kv)’dir

117- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin, Ali’nin elinden tutup şöyle buyur-

duğunu kendim duydum: “Kıyamet gününde benimle ilk

musâfaha edecek olan budur!” 845

118- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim Ali ile musâfaha ederse, benimle

musâfaha etmiş gibidir. Benimle musâfaha eden ise yük-

seklerde olan Arş’ın temeli ile musâfaha etmiş gibidir.

Her kim Ali’nin boynuna sarılırsa, benim boynuma sa-

rılmış gibidir. Her kim de benim boynuma sarılırsa, bü-

tün peygamberlere sarılmış gibidir. Her kim Ali’yi seven

biri ile musâfaha ederse, Allah (celle celâlühü) onun gü-

nahlarını affeder ve cennetine hesapsız olarak koyacak-

tır.” 846

119- Ebû Zerr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bu Ali, bana ilk iman eden

ve benimle kıyamet gününde ilk musâfahalaşacak olan-

dır. Bu Ali, en büyük sâdık, hak ve bâtılı birbirinden

ayırt eden ümmetimin fârukudur. Kendisi mü’minlerin

melikidir, mal ise zalimlerin melikidir.” 847

843

El-Kilâbî, Müsned, Hadis 10

844 İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1090; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 94

845 Hatîb Bağdâdî, IX, 453

846 Harezmî, Menâkıb, s. 226

847 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I, 75-76; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 102; Ali

el-Muttakî, Müntehab, V, 33; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 616

Page 237: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 237

Resûlüllah (sav)’in Hz. Ali (kv)’yi Kendi Canından Say-

ması

120- Berâ b. Azib nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, Hz. Ali (kv)’ye hitaben: “Yâ Ali! Sen ben-

densin, ben de sendenim.” 848

Hz. Ömer (ra) şöyle dedi:

“Resûlüllah, Ali’den razı olarak vefat etti.” 849

121- Hz. Ali (kv) nakletti: “Cafer b. Ebî Tâlib ve Zeyd b.

Harise ile birlikte, Resûlüllah (sav)’in yanına girdik ve en çok

hangimizi sevdiğini sorduk. Resûlüllah (sav), Zeyd’e: “Sen

benim azatlımsın ve benimsin” buyurunca sevinçten hop-

lamaya başladı. Cafer’e: “Sen sîmâ olarak da, huy olarak

da bana en çok benzeyensin” buyurunca, Cafer de sevinç-

ten hoplamaya başladı. Bana da: “Ey Ali! Sen benim da-

madım ve torunlarımın babasısın; sen bendensin, ben de

sendenim” buyurunca, ben de sevinçten hoplamaya başla-

dım.” 850

122- Habeşî b. Cünâde nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Ben Ali’denim, Ali de

bendendir. Benim halklar ile yaptığım antlaşmaları yap-

ma veya bozma işlemi; ben veya Ali’den başka kimse

tarafından yapılamaz.” 851

123- “Ali bendendir. Ben de Ali’denim. Benim

adıma verilen sözleri ben ve Ali yerine getirebiliriz.” 852

124- “Ali bendendir, ben de ondanım. Ali’den baş-

ka hiç kimse benim yerimi eda edemez.” 853

125- İbn Bükeyr nakletti: “Ali benden ve ben

Ali’denim. Benim borcumu ancak; ben ve Ali öderiz,

başkası değil.” 854

848

Tirmîzî, Menâkıb 21, 3716 / III, 556; Ahmed, Müsned, XVIII, 26633

849 Buhârî, Fazilet 9 / Megâzi 43, 4251 / Sulh 6, 2698, 2699 / Cizye 19, 3184; Kütüb-i

Sitte, XII, 214

850 Ahmed, Müsned, XVIII, 26632; Nesâî, VII, Hasâis, 8402 (Nesâî, çok az farkla

rivâyet etmiştir); Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5010 BMT; Harezmî, Menâkıb, s. 27;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 99

851 Nesâî, VII, 8091 / Hasâis, 8400; Ahmed, Müsned, XIX, 27474; İbnü’l Megâzilî,

Menâkıb, s. 222; Harezmî, Menâkıb, s. 223; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 549

852 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3719 / III, 557

853 İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 119. Tevbe Sûresi ile ilgili nakledilmiştir.

Page 238: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

238 Hz. Ali (kv) Bölümü

126- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi veselleme muz hediye etmişlerdi. O muzlardan

birinin kabuğunu çıkardı ve bana yedirdi. O anda yanımızda

bulunan biri dedi ki: “Ey Allah’ın Resûlü! Ali’yi seviyor

musun?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyur-

du ki: “Sen bilmiyor musun ki, Ali bendendir. Ben de

ondanım.” 855

127- Uhud Savaşı’nda Hz. Ali (kv)’nin; Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi veselleme topluca saldıran müşriklere

karşı, kahramanca hamleler yapıp; onların şerrinden Resûlül-

lah (sav)’i koruduğunu gören Cebrâil (as), Hz. Ali (kv)’yi öve-

rek şöyle buyurdu: “Yâ Muhammed! Ali’den zuhur eden bu

iş, kemal derecesinde civanmertliktir!” Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem de: “Evet öyledir, Ey Cebrâil!

Çünkü Ali bendendir, ben de ondanım.” buyurunca,

Cebrâil (as) da: “Ben de sizlerdenim.” buyurdu. Bunun üze-

rine aşağıdaki nida duyuldu. 856

128- Ebî Râfi nakletti: Biz, Uhud Savaşı gününde; gök-

lerden gelen şöyle bir nida duyduk: “Lâ fetâ illâ Ali, Lâ sey-

fe illâ Zülfikâr.” Yani “Ali gibi yiğit yoktur! Zülfikâr gibi

kılıç yoktur!” 857

*- Taberî’nin bildirdiğine göre Resûlüllah (sav) efendi-

miz, Uhud Savaşı esnasında kılıcı kırılan Hz. Ali (kv)’ye Zül-

fikâr isimli kılıcı verdi ve arkasından şöyle buyurdu: “Ali gibi

yiğit yoktur! Zülfikâr gibi kılıç yoktur!” 858

129- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, Tevbe Sûresi gelince hacılara tebliğ etmek

üzere Hz. Ebû Bekir (ra)’ı gönderdi. Sonra onu çağırıp:

854

Ahmed, Müsned, XIX, 27474; Nesâî, VII, Hasâis, 8405; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI,

391

855 Harezmî, Menâkıb, s. 25

856 İbn Hişâm, Sîret, III, s. 133; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 68; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 143

857 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 197; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 43; Taberî’de,

İmam Muhammed Bâkır, “Bedir’de Rıdvan adlı melek nida etti.” diye bildirmiştir.;

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 74; İbn Kesîr, El-Bidâye, IV, 85 / VII, 361; İki

hadisi Uhud diyerek birleştirip nakledenler: Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 553-

554; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 104

858 Tarih-i Taberî, III, 177

Page 239: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 239

“Bunun ehlimden olmayan bir kimse ile tebliğ

edilmesi uygun değildir.” buyurdu. Hz. Ali (kv)’yi çağırdı ve

Sûre’yi Arafat’ta okuması için ona verdi. 859

130- Aynı hadisi Hz. Ali (kv) bildiriyor: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Ebû Bekir (ra)’ı, Hac emiri

tayin etti ve yeni nâzil olmuş olan Berâe (Tevbe) Sûresi’ni de

hükümlerini halka bildirmesi için ona verdi. Daha sonra beni

çağırıp: “Ebû Bekir’e yetiş! Kendisine yetiştiğin yerde

yanında bulunan âyetlerin yazılı olduğu mektubu al ve

onu Mekke halkına sen oku!” buyurdu. Hz. Ebû Bekir’e

Cuhfe’de yetişip âyetleri alınca, Hz. Ebû Bekir geri Resûlüllah

(sav)’in yanına döndü. Ve: “Ey Allah’ın Resûlü! Benim

hakkımda bir şey mi indi?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Hayır, fakat Cebrâil, bana gelip

dedi ki: Âyetleri sen veya senden olan biri edâ edebilir.”

860

*- Hicret’in 9. yılı Zilkâde ayının sonlarında, Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ebû Bekir (ra)’ı Hac

emiri olarak tayin ettiği zaman, Hz. Ali (kv)’yi de peşinden

gönderip, Tevbe Sûresi’nin ilk otuz âyeti ile birlikte şunları da

tebliğ etmesini istedi: “Mü’min olmayan, cennete giremez.

Kâbe’yi kimse çıplak olarak tavaf edemez. Bu seneden

sonra müşrikler Kâbe’yi tavaf edemez.” 861

131- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, benim nefsim gibidir! Ona itaat etmek,

bana itaat etmektir. Ona karşı âsi olmak, bana karşı âsi

olmaktır.” 862

132- Hz. Âişe annemiz, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemden sordu:

859

Tirmîzî, Tefsir, Tevbe, 3090 / III, 206; Nesâî, VII, Hasâis, 8406; Ahmed, Müsned,

XIV, 21537; Kütüb-i Sitte, XII, 471

860 Ahmed, Müsned, XIV, 21535; Nesâî, VII, Hasâis, 8407; Tirmîzî, Tefsir, Tevbe,

3090 / III, 206; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4431; Belâzürî, El-Ensab, II, 155; Muhibüd-

din Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 69; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 550; Cevdet Paşa, Kısâs-ı

Enbiyâ, I, 231

861 Ahmed, Müsned, XIV, 21539; Hâkim, El-Müstedrek, V, 3328 / VI, 4432 BMT;

Dârimî, Hac 74, 1925; Sevgilinin Bahçesi, s. 289; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 232

862 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 55

Page 240: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

240 Hz. Ali (kv) Bölümü

“Ey Allah’ın Resûlü! Senden sonra insanların en

hayırlısı kimdir?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem buyurdu ki: “Ali b. Ebî Tâlib’dir. Kendisi nefsimdir,

ben de onun nefsiyim!” 863

133- Hz. Ali (kv)’den rivâyetle: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Sen benim

seçilmiş ve güvenilir dostumsun!” 864

134- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Sırrımın sahibi, Ali b. Ebî Tâlib’dir.” 865

135- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her peygamberin bir sır sahibi vardır. Benim

sır sahibim Ali b. Ebî Tâlib’dir.” 866

136- Hz. Ali (kv) nakletti: Hastalanmıştım. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem beni ziyarete geldi. Yatmış

olduğum yatağın üstüne yaslandı ve elbisesi ile beni örttü.

Sonra benim iyileştiğimi gördüğünde de mescide gitti. Nama-

zını kıldıktan sonra geldi ve elbisesini üstümden aldı. Sonra da

şöyle buyurdu: “Ey Ali! Ayağa kalk! Bütün hastalığından

kurtuldun!” Ayağa kalktığımda sanki önceden hiçbir şey ol-

mamış gibi kendimi iyi hissettim. Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem bana buyurdu ki: “Ey Ali! Namazımda

Rabb’im Allah’tan kendi nefsim için ne istediysem bana

verdi. Kendi nefsime ne istediysem, aynı şeyleri sana da

istedim. Onları da kabul etti. Ancak benden sonra pey-

gamberlik yoktur.” 867

137- Abdullah b. Haris nakletti: Ali b. Ebî Tâlib’e

sordum ki: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem ile olan en faziletli konumunu anlatır mısın?” Ali

dedi ki: “Bir gün Resûlüllah’ın yanında yatıyordum. Ken-

disi namazını kıldıktan sonra bana buyurdu ki: Ey Ali!

Allah’tan her hayırlı şeyi kendim için nasıl istediysem,

hep aynı şeyleri senin için de istedim. Allah’a her türlü

863

Harezmî, Menâkıb, s. 90

864 Nesâî, VII, Hasâis, 8404

865 Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 151; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 311

866 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 235

867 Nesâî, VII, Hasâis, 8479; Harezmî, Menâkıb, s. 86-87

Page 241: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 241

şerden kendimi nasıl sığındırdıysam, aynı sığınağı sana

da istedim.” 868

138- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Allah-ü Teâlâ, Resûlü ve Cebrâil (as)

senden razıdırlar.” 869

139- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’nin eli, benim elimdir.” 870

140- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’nin kanı kanımdır, eti etimdir.” 871

Resûlüllah (sav)’in Hz. Ali (kv)’yi Şikâyet Edenlere Ce-

vabı

141- İmran b. Husayn nakletti: Seferden dönen dört ki-

şi, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme, Hz. Ali

(kv)’yi şikâyet ettiler. Tek tek şikâyetlerini dinleyen Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem yüzünü onlardan çevirdi ve

kızarak şöyle buyurdu: “Ali’den ne istiyorsunuz? Ali’den ne

istiyorsunuz? Ali’den ne istiyorsunuz? Ali benden, ben

de Ali’denim! Ali benden sonra her mü’minin velisidir.”

872

142- Büreyde nakletti ki: Ali ile Yemen’e gitmiştim.

Orada Ali’den bana karşı ağır gelen şeyler gördüm. Seferden

döndüğümüzde Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

huzurunda Ali’nin yaptıklarını zikredip, onu şikâyet ettim.

Resûlüllah (sav)’in yüzü değişip bana şöyle buyurdu: “Ey Bü-

reyde! Ben mü’minlere kendi nefislerinden daha evlâ

değil miyim?” deyince, “Evet Ey Allah’ın Resûlü!” dedim.

868

Taberânî’den; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 61; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 43

869 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 34; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 621; Münâvî,

Künüz el-Hakâik, I, 41

870 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 252

871 Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 144

872 Tirmîzî, Menâkıb 20, 3712 / III, 553; Tayâlisî, Müsned, III, 111; Nesâî, VII, 8090 /

Hasâis, 8399; Ahmed, Müsned, XIX, 27468; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4636 BMT;

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 397; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 107; İbnü’l

Megâzilî, Menâkıb, s. 224; Harezmî, Menâkıb, s. 92; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 410-

411; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 392; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 538; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 67; İbn Hibban, II, 465. Hadisler birleştirilmiştir.

Page 242: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

242 Hz. Ali (kv) Bölümü

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Ey Büreyde, Ali’ye kızma! Ali benden, ben de

Ali’denim. Ali’den ayrılan kimse benden ayrılmış olur.

Ali benden sonra sizin velinizdir. Ben kimin mevlâsı

isem, Ali de onun mevlâsıdır.” Bunun üzerine Büreyde

şöyle dedi: “Ondan sonra Ali en çok sevdiğim insan ol-

du.” 873

143- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Büreyde, Ali’yi ayıplayıp haddi aşma! Ali

bendendir, ben de Ali’denim.” 874

144- Ashâb’dan Amru b. Şâs, Yemen seferine Hz. Ali

ile birlikte katılmıştı. Seferde Hz. Ali’den sertlik gördüğünden,

sefer dönüşünde, mescidde Ashâb’ın önünde Hz. Ali’yi ayıp-

ladı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin bundan

haberi oldu. Bir gün Amru, mescide girdiğinde ona hiddetli bir

şekilde bakıp, şöyle buyurdu: “Ey Amru! Allah’a yemin ol-

sun ki, bana eziyet ettin!” Amru dedi ki: “Sana eziyet et-

mekten Allah’a sığınırım!” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem bunun üzerine şöyle buyurdu: “Evet eziyet

ettin, çünkü her kim Ali’ye eziyet ederse bana eziyet et-

miş olur! Ali’ye öfkelenen bana öfkelenmiş olur! Ali’yi

inciten gerçekten beni incitmiş olur!” 875

145- Berâ b. Azib nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem iki ordu gönderip; bunlardan birine Ali b. Ebî

Tâlib’i, diğerine Halid b. Velid’i komutan tayin etti ve: “Çar-

pışma olduğu takdirde başkomutan Ali’dir.” buyurdu. Ali

bir kale fethetti ve hoşumuza gitmeyen işler yaptı. Bunun üze-

rine Halid, Ali’yi kötüleyen bir mektubu benimle birlikte

Resûlüllah (sav) efendimize gönderdi.

873

Nesâî, VII, 8089 / Hasâis, 8413; Ahmed, Müsned, XVIII, 25514; Harezmî,

Menâkıb, s. 79; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 390; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 228; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 609; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 387. Hadisler

birleştirilmiştir.

874 Ahmed, Müsned, XVIII, 25513; İbnü’l Megâzilî, s. 225

875 Ahmed, Müsned, XIX, 27473; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4677; El-Askalânî, El-

Metâlib, III, 3966; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 392; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 229 / VII,

540; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 129; İbn Hibban, II, 464; El-Heytemî, Savâi-

kü’l-Muhrikâ, s. 386; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 103

Page 243: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 243

Mektubu, Peygamber (sav) efendimize okuyunca rengi

değişti ve sonra şöyle buyurdu: “Allah ile Peygamber’ini

seven ve Allah ile Peygamber’inin sevdiği bir kimse hak-

kında ne düşünüyorsun?” Ben de: “Allah’ın gazabından

ve Peygamber’inin gazabından Allah’a sığınırım. Ben

ancak bir elçiyim.” dedim. Bunun üzerine Resûlüllah sustu.

876

146- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: İnsanlar, Hz. Ali’yi

Resûlüllah (sav)’e şikâyet ettiler. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem ayağa kalkıp bir hutbe verdi ve şöyle buyurdu:

“Ey İnsanlar! Ali’yi bana şikâyet etmeyiniz. Allah’a ye-

min olsun ki o; Allah’ın zatı konusunda ve Allah yolunda

en çok sert davranan kimsedir.” 877

*- İbn Kesîr, bu şikâyet hadislerinin Hicrî 10. yılda,

Resûlüllah (sav)’in Veda Haccı’ndan önce Hz. Ali (kv)’yi Ye-

men’e göndermesi ile vârid olduğunu nakletmiştir. Gadîr-i

Hûm Hutbesi de bu olumsuz düşüncelere genel anlamda ce-

vap verme niteliğindedir diye açıklamıştır. 878

Resûlüllah (sav)’in En Yakını, Hz. Ali (kv) İdi

147- Berâ b. Azib nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali’nin bana yakınlığı ve

önemi; gövdemin üzerindeki başım mesabesindedir.” 879

148- Ümmü Seleme annemiz nakletti: “Allah’a yemin

olsun ki; vefa ve sevgide Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi veselleme insanların en sevgili olanı Ali’ydi.” 880

876

Tirmîzî, Menâkıb 21, 3725 / III, 559; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 391

877 Ahmed, Müsned, XIX, 27472; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4710 BMT; Ebû Nuaym,

Hilyetü’l-Evliya, XI, 403; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 391; Muhibüddin Taberî, Zehâi-

ru’l-Ukbâ, s. 99; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 129; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

539; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 174; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, II, 620; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 283

878 İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 231

879 Hatîb Bağdâdî, XII, 12; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 92; Harezmî, Menâkıb, s. 87;

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 63; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 66; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 285; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 39

880 Nesâî, VII, Hasâis, 8487; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 553; El-Heysemî, Mecmaü’z-

Zevâid, IX, 112

Page 244: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

244 Hz. Ali (kv) Bölümü

149- Muâzet el-Gıffârî nakletti: Peygamber sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Âişe’nin evindeydi. Ben oraya vardı-

ğımda Ali evden yeni çıkmıştı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemin Âişe’ye hitaben şöyle buyurduğunu kendim

duydum: “Ey Âişe! Ali bana en sevgili ve en keremli olan

erkektir. Onun hakkını daima bil ve ona ikramda bulun!”

881

150- Abdullah b. Nücey, Hz. Ali (kv)’nin şöyle buyur-

duğunu nakletti: “Resûlüllah’ın yanında öyle bir durumum

vardı ki; insanlardan hiçbir kimse böyle bir duruma sa-

hip değildi. Her gün seher vakti yanına gelir: “Es-selâmü

aleyke Yâ Nebîyallah!” diyerek onu selâmlardım.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, içeriden

hafif öksürürse geri evime dönerdim. Öksürmezse yanına

girerdim.” 882

151- Hz. Ali (kv) nakleder: “Resûlüllah’tan bir şey is-

tediğim zaman mutlaka bana verilirdi. Susup istemedi-

ğim zaman ise, verilmesi gereken şey önce bana verilir-

di.” 883

152- Ümmü Atiyye nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem; Ali’yi asker ile bir sefere gönderdi. Bir süre

sonra Ali’yi özleyen Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lemin, ellerini kaldırarak şöyle duâ ettiğini duydum: “Ey Al-

lah’ım! Bana Ali b. Ebî Tâlib’in yüzünü göstermeden

canımı alma!” 884

153- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemden

sonraydı. Bir kişi Ebû Zerr’in yanına geldi. Ebû Zerr, mescidin

içinde oturuyordu. Hz. Ali (kv) de onun önünde namaz kılı-

yordu. O gelen kişi Ebû Zerr’e dedi ki: “Ey Ebû Zerr! Sana

881

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 62; El-Askalânî, El-İsâbe, IV, 183; Muhi-

büddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 219

882 Nesâî, VII, Hasâis, 8446; Ahmed, Müsned, IV, 5642; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid,

VII, 535

883 Nesâî, VII, Hasâis, 8450

884 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3737 / III, 563; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 358; İbnü’l

Megâzilî, Menâkıb, s. 122; Harezmî, Menâkıb, s. 30; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 106;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 549; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 94; Er-Rudânî,

Cem’ul Fevâid, VII, 535

Page 245: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 245

en sevgili olan kişiden haber verir misin? Allah’a yemin

olsun! Sana en sevgili olan kişi, mutlaka Resûlüllah’a da

en sevgili kişidir.”

Ebû Zerr buyurdu ki: “Evet öyledir. Nefsim kudreti

elinde olan Allah’a yemin olsun ki; bana en sevgili olan,

zamanında Resûlüllah’a da en sevgili kimseydi. İşte o

budur!” diye önünde namaz kılan Hz. Ali (kv)’yi gösterdi. 885

154- Alâ el-Hadrâmî nakletti: Bir adam Abdullah b.

Ömer’e, Hz. Ali’yi sodu. İbn Ömer: “O, Resûlüllah’ın en

yakınıydı. Onun Resûlüllah’a olan yakınlığını görmek

istiyorsan mescidde onun evinden başka evin kalmadığı-

na bak! Başka da bir şey sorma!” dedi. Adam: “Ama ben

onu sevmiyorum!” deyince, İbn Ömer: “Allah da seni sev-

mesin!” buyurdu. 886

155- Abdullah b. Ömer’den sordular ki: “Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemden sonra halkın en

hayırlısı kimdi?” İbn Ömer önce bu soruyu sorana kızdı.

Sonra Allah’tan af dileyip şöyle devam etti: “Resûlüllah’tan

sonra halkın en hayırlısı; Resûlüllah’a helâl olan, ona da

helâl olandır. Resûlüllah’a haram olan, ona da haram

olandır.” Dediler ki: “O kişi kimdir?” İbn Ömer dedi ki: “O

kişi Ali’ydi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, mescide açılan kapıları kapattığında; Ali’nin kapı-

sını açık bıraktırdı ve buyurdu ki: Ey Ali! Sen benim

vârisim ve vâsîmsin. Sen borcumu ödeyecek ve vaâd et-

tiğimi yerine getireceksin. Sen, Sünnet’im üzerinde ol-

duğun halde öldürüleceksin. Her kim sana kin besler,

düşmanlık eder ve beni sevdiğini söylerse yalancıdır.

Beni hakikatte sevmiyordur.” 887

156- Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi veselleme sordular ki: “Mîrac gecesinde Al-

lah-ü Teâlâ seninle kimin lügati ile muhatap oldu?”

Resûlüllah (sav) buyurdu ki:

885

İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 170; Harezmî, Menâkıb, s. 29-30; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 62-63; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 162

886 Nesâî, VII, Hasâis, 8435-8438

887 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 261

Page 246: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

246 Hz. Ali (kv) Bölümü

“Allah, Ali b. Ebî Tâlib’in lügati ile bana muhatap

oldu. Ben de sordum ki: Yâ Rabbi! Sen mi bana muha-

tap oluyorsun yoksa Ali mi? Allah (celle celâlühü) bana

buyurdu ki: Ey Ahmed! Ben eşyalar gibi bir şey değilim,

insanlar ile kıyas edilemem ve eşyalar ile vasıflandırıla-

mam. Seni nurumdan yarattım ve senin nurundan Ali’yi

yarattım. Kalbinin içine baktım, kalbinde Ali b. Ebî

Tâlib’den daha sevgili olanı görmedim ve böylece kalbin

mutmain olsun diye onun lügati ile sana muhatap ol-

dum.” 888

157- Kusem b. Abbas’a soruldu: “Nasıl oldu da siz du-

rurken Ali, Resûlüllah (sav)’e varis oldu?” Kusem şöyle dedi:

“Çünkü Ali bizim aramızda, O’na ilk kavuşan ve O’na en

ileri derecede yakın olandı.” 889

Bu mirasın ilim olduğu

nakledilmektedir.

Hz. Ali (kv), İnsanların En Hayırlısıdır

158- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim Ali b. Ebî Tâlib için, “İnsanların en

hayırlısıdır” demezse küfre düşmüş olur. Kim bunda çe-

kişme yaparsa, kim bunda tereddüt eder, imtina ederse

küfre düşmüş olur.” 890

159- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi veselleme pişirilmiş bir kuş eti getirdiler, ben de hizme-

tindeydim. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bu-

yurdu ki: “Ey Allah’ım! En sevgili (hayırlı) kulunu bana

gönder de, bu kuşun etinden benimle beraber yesin!”

diye üç defa duâ buyurdu. Ben bunu duyunca: “Yâ Rabbi!

O kişiyi Ensâr’dan kıl!” diye duâ ettim. Ali gelip kapıya

vurdu. Ona Resûlüllah (sav)’in meşgul olduğunu söyledim.

Biraz sonra bir daha geldi, yine aynı şeyi söyleyip geri çevir-

dim. Üçüncü defa geldiğinde, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

888

Deylemî’den; Harezmî, Menâkıb, s. 37; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 13

889 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4690 BMT

890 Deylemî ve Ebû Ya’lâ’dan; Hatîb Bağdâdî, III, 192 / XII, 421; Ali el-Muttakî, Ken-

zü’l-Ummâl, XI, 625; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 35; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II,

16/17; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 37. Hadisler birleştirilmiştir.

Page 247: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 247

âlihi vesellem sesini duydu ve gelen kişiyi içeri almamı buyur-

du. Ali içeri girince Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, tebessüm edip şöyle buyurdu: “Allah’a hamdolsun ki;

seni, bu makâma sahip kıldı. Ben her yediğim lokmada

bana ve O’na en sevgili kulunu gönderip benimle bera-

ber yemesi için duâ ettim. O kişi de sen oldun.” Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem sonra şöyle buyurdu:

“Seni benim yanıma girmekte alıkoyan neydi?” diye so-

runca; Hz. Ali buyurdu ki: “Ey Allah’ın Resûlü, ben kapıyı

üç defa vurdum fakat Enes beni içeri almadı.” Sonra da

kuşu birlikte yediler. Adı geçen kuş bir tavuktu. 891

*- Es-Salebî devam ediyor: Enes b. Mâlik’e Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem sordu: “Niçin Ali’yi içeri

almadın Ey Enes?” “Ey Allah’ın Resûlü! Ben o kulun

Ensâr’dan olmasını diledim.” Resûlüllah (sav): “Ey Enes!

Ensâr toplumu içerisinde Ali’den daha hayırlı ya da daha

faziletli birisini bulmak mümkün mü?” 892

160- Hz. Ali (kv) gelirken Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem Ashâb’ına hitaben şöyle buyurdu: “İşte insan-

ların en hayırlısı geliyor.” 893

161- Câbir b. Abdullah’tan sordular: “Ali, aranızda

nasıl bir adamdı?” Câbir el-Ensârî, onlara şöyle cevap verdi:

“Allah’a yemin olsun ki; Ali, Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemden sonra insanların en hayırlısıdır.” 894

891

Tirmîzî, Menâkıb 21, 3721 / III, 558; Nesâî, VII, Hasâis, 8341; Belâzürî, El-Ensab,

II, 142; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4706-4707 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI,

398; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3962-3964; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 395; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VII, 545; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 62. Zehebî, bu

hadisi İbn Abbas’tan kısaca, aynı özle ifade etmiştir. Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 14;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 44. Hadisler birleştirilmiştir.

892 Es-Salebî, Kısâsül Enbiyâ, s. 160

893 Harezmî, Menâkıb, s. 62

894 Belâzürî, El-Ensab, II, 113

Page 248: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

248 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv) Seyyiddir

162- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem Hz.

Ali (kv)’yi görünce şöyle buyurdu: “Merhaba! Ey Müslüman-

ların seyyidi ve takvâ sahiplerinin imamı!” Hz. Ali (kv)’ye:

“Peki sen buna karşılık nasıl şükrettin?” denilince: “Al-

lah’ın bana verdiklerinden dolayı hamd ettim. Beni üs-

tün kıldığı şeylerden dolayı şükrettim. Ve verdiği nimet-

lerin artması için dua ettim.” dedi. 895

163- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sen dünyada ve âhirette seyyidsin!” 896

164- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem; Ashâb’ı ile otururken, Ali b. Ebî Tâlib

geldi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Ey Ali! Sen, Ashâb’ımın seyyidisin!” 897

165- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, Müslümanların seyyididir.” 898

166- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ben, âdemoğullarının seyyidiyim. Ali de Arap-

lar’ın seyyididir.” 899

167- Seleme b. Kehiyl nakletti: Bir gün Hz. Âişe,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yanındaydı. Hz.

Ali (kv) de onlara doğru geliyordu. Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Âişe; Araplar’ın seyyi-

dine bakıp şereflenmek istiyorsan, Ali b. Ebî Tâlib’e

bak!” Hz. Âişe dedi ki: “Sen, Araplar’ın seyyidi değil mi-

sin?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Ben Müslümanların imamı ve takvâ ehlinin sey-

yidiyim. Ali ise Araplar’ın seyyididir.” 900

895

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 382; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 55; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 619 / XIII, 177; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 89

896 Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 193

897 Hatîb Bağdâdî, VIII, 437; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 329; Ali el-Muttakî, Mün-

tehab, V, 36; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 627; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II,

193

898 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 263

899 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4683 BMT; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 112-118/214;

Harezmî, Menâkıb, s. 224; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 278

900 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4684; Hatîb Bağdâdî, XI, 89-90; İbnü’l Megâzilî,

Menâkıb, s. 213; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 118

Page 249: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 249

168- Benzer bir hadis; Hz. Hasan (ra) nakletti: Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bana

Araplar’ın seyyidini çağırın!” Hz. Âişe: “Sen, Araplar’ın

seyyidi değil misin?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem buyurdu ki: “Ben bütün insanların seyyidiyim, Ali

ise Araplar’ın seyyididir.” 901

169- Abdullah b. Esad b. Zürâre nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Mîrac’da şanı

yüce olan Allah, Ali hakkında bana üç şey bildirdi. Ali,

Mü’minlerin seyyididir. Ali, takvâ sahiplerinin imamıdır.

Ali, maddi-mânevî, elleri ve ayakları temiz olanların ön-

deridir.” 902

Hz. Ali (kv) Mü’minlerin Mevlâsı, Velisi ve Dostudur

170- Zeyd b. Erkâm ve Büreyde nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ben kimin

mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır.”

Farklı rivâyetler:

“Ben kimin velisiysem, Ali de onun velisidir.”

“Ben kimin dostuysam, Ali b. Ebî Tâlib de onun

dostudur.” 903

171- Huzeyfe nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Eğer Ali’yi kendinize veli

edinirseniz, onu hâdi ve mehdî olarak görürsünüz. O,

sizleri doğru yolda tutar.” 904

901

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 379; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 396; Muhibüd-

din Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 70; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 47; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, II, 618

902 Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, II, 88; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4723 BMT; İbnü’l

Megâzilî, Menâkıb, s. 65 / s. 104; Harezmî, Menâkıb, s. 210; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s.

398; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 70; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 47

903 Tirmîzî, Menâkıb 20, 3713 / III, 554; İbn Mâce, Mukaddime, I, 1, 11 / I, 11, 116;

Nesâî, VII, Hasâis, 8415; Ahmed, Müsned, XIX, 27500; Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, I,

71; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 387; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3957; El-

Askalânî, El-İsâbe, s. 88; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 525; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 596

/ III, 390; Kütüb-i Sitte, XII, 465. Hadisler birleştirilmiştir. Birçok sahâbî tarafından

rivâyet edilmiştir.

904 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 406

Page 250: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

250 Hz. Ali (kv) Bölümü

172- Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem namazını bitirince bize doğru dönüp

şöyle buyurdu: “Ey İnsanlar! Bu Ali, benden sonra dünya

ve âhirette sizin velinizdir.” 905

173- Büreyde nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ben her kimin velisi ve mu-

tasarrıfı olduysam, Ali de onun velisi ve mutasarrıfıdır.

Ey Büreyde! Mutlaka benden sonra Ali sizin velinizdir.”

906

Ali el-Muttakî ilave ediyor: “Ali’yi sev! Çünkü kendisi,

ancak emrolunduğu şeyi yapar.” 907

174- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sen benden sonra, kadın ve erkek bü-

tün mü’minlerin velisisin.” 908

175- Zeyd b. Erkâm nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem, Hz. Ali’nin elinden tutup şöyle buyurdu:

“Haberiniz olsun ki, muhakkak Allah (celle celâlühü),

benim velimdir. Ben de her mü’minin velisiyim. Ben ki-

min velisiysem Ali de onun velisidir. Bu, kiminle barış

içindeyse, ben de o kişi ile barış içindeyim. Bu, kime

düşman olursa ben de o kişiye düşman olurum.” 909

176- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Seni seven kişi, seni kendisine veli ka-

bul edendir ki; Allah (celle celâlühü), o kişiyi bizimle

beraber kılacaktır!” 910

905

Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 203; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 257

906 Ahmed, Müsned, XVIII, 25514; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2635 BMT; İbnü’l

Megâzilî, Menâkıb, s. 20; İbn Hibban, II, 465; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 189

907 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 612; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30

908 İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1091; Harezmî, Menâkıb, s. 74; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

530; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 88

909 El-Kilâbî, Müsned, Hadis. 9; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 277; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, VI, 389; Râmûz el-Ehâdis, s. 168

910 Harezmî, Menâkıb, s. 195

Page 251: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 251

Resûlüllah (sav), Kendisinden Sonra Hz. Ali (kv)’yi Yol

Gösterici Olarak Tavsiye Ediyor

177- Zeyd b. Erkâm ve Huzeyfe nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim be-

nim gibi yaşamak, benim gibi ölmek isterse; Allah’ın

bana vaâd ettiği, ebedî cennette olmak isterse; benden

sonra, Ali b. Ebî Tâlib’i kendine veli edinsin. Çünkü o

sizi asla hidâyetten çıkarmaz ve asla sapıklığa sürükle-

mez.” 911

178- Huzeyfe nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah’ın kudret eliyle cenne-

te dikmiş olduğu ve “Ol” demesiyle olan kırmızı yakut-

tan dala tutunmak kimi sevindirirse, Ali b. Ebî Tâlib’in

sevgisine tutunsun, kendisine veli edinsin.” 912

179- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim, benim hayatım gibi yaşamak ve Al-

lah’ın ebedî olarak vaâd etmiş olduğu cennette olmak

isterse, Ali’yi veli edinsin. Ali’nin kendisinden sonra gös-

terdiğini de kendine veli edinsin. O kişi benden sonra

Ehl-i Beyt’imden gelenlere tâbi olsun. Çünkü kendileri

benim neslimdir. Onlar benim mayamdan yaratıldılar.

Anlayışım ve bilgim onlara, Allah tarafından verilmiştir.

Ümmetimin içinden kim, Ehl-i Beyt’imin faziletlerini

inkâr ederse ve onlara namazında salât getirmezse, işte

bu kişilerin vay haline! Ehl-i Beyt’ime böyle davrananla-

rın üzerine Allah şefaâtimi nasip etmesin!” 913

911

Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4697 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 389-390;

Harezmî, Menâkıb, s. 34; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 325; Ali el-Muttakî, Müntehab, V,

32; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 611-612; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 21

912 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 389-390; Es-Salebî, Kısâsül Enbiyâ, s. 215;

İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 216; Harezmî, Menâkıb, s. 35; Muhibüddin Taberî,

Riyâdü’n-Nadıra, II, 215; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 16

913 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 389; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII, 103

Page 252: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

252 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv)’yi Anmak, Ona Bakmak İbadettir

180- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali’ye bakmak iba-

dettir.” 914

181- Ebû Hureyre nakletti: Muaz b. Cebel’in devamlı

Ali’nin yüzüne baktığını gördüm. “Onu hiç görmemiş gibi,

devamlı Ali’ye niye bakıyorsun?” Muaz dedi ki: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu duy-

dum: “Ali’nin yüzüne bakmak ibadettir.” 915

182- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’yi zikretmek, anmak, hatırlamak ibadettir.”

916

183- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Meclisinizi, Ali’yi zikrederek süsleyiniz.” 917

Hz. Ali (kv)’nin Eli Adalette Resûlüllah (sav)’in Eline

Eşittir

184- Hz. Ebû Bekir (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yâ Ebû Bekir! Be-

nim avucumla Ali’nin avucu adalette eşittir.” 918

185- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem yanına gittiğimde elleri arasında hurma var-

dı. Selâmlaştık, bana o hurmaları verdi. Saydım, yetmiş üç

taneydi. Oradan Ali b. Ebî Tâlib’in yanına vardım. Onun da

elleri arasında hurma vardı. Selâmlaştık. Tebessüm etti ve

914

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4736; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 208 Harezmî,

Menâkıb, s. 261; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 94; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 90;

El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 281

915 Hatîb Bağdâdî, I, 142; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4737; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb,

s. 207; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 402; Harezmî, Menâkıb, s. 260; Zehebî,

Mîzânü’l-Îtidal, s. 507; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 134/144; Taberî bu hadisi, Hz.

Ebû Bekir (ra), Muaz b. Cebel, Abdullah b. Mes’ûd ve Ebû Hureyre’den hep birden

rivâyet etmiştir.; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 94; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 395; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 51

916 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 206; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 19

917 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 211

918 Hatîb Bağdâdî, V, 37; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 129; Harezmî, Menâkıb, s. 211;

Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 31; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 186; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 64

Page 253: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 253

elleri arasındaki hurmaları bana verdi. Saydım, tam yetmiş üç

taneydi. Hayretler içerisinde Resûlüllah (sav)’in yanına gittim

ve olanları anlattım. Bana şöyle buyurdu: “Ey Ebû Hureyre!

Bilmez misin ki, benim ve Ali b. Ebî Tâlib’in eli, adalette

eşittir.” 919

Resûlüllah (sav)’in Dünyada ve Âhirette Bayraktarı Hz.

Ali (kv)’dir

186- Abdullah b. Abbas nakletti: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Ali’ye Bedir günü, sancağı teslim ettiği

zaman henüz yirmili yaşlardaydı.” 920

187- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Dünyada bayrağımın sahibi, Ali b. Ebî

Tâlib’dir.” 921

188- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Dünyada da, âhirette de bayrağımı Ali taşıya-

caktır.” 922

189- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme sor-

dular ki: “Ey Allah’ın Resûlü! Ali, Livâ-i Hamd’ı nasıl ta-

şıyabilecek?” Efendimiz (sav) buyurdu ki: “Nasıl taşımasın

ki; ona nice meziyetler verilmiştir. Kendisine sabrım gibi

sabır, Yusuf’un güzelliği gibi güzellik ve Cebrâil (as)’ın

kuvveti gibi kuvvet verildi. Bütün mü’minler benim san-

cağımın altında olacaktır.” 923

919

Hatîb Bağdâdî, VIII, 76-77; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 438

920 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4640

921 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 200; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 136

922 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I, 146; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 75;

Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 191; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII,

136

923 Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 202; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn,

s. 303

Page 254: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

254 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv)’ye Verilen Nimetler

190- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali ile ilgili bana üç nîmet verilmiştir ki, bu

nîmetler bana dünyadaki nîmetlerden daha sevimlidir. 1-

Kıyamet günü, Allah-ü Teâlâ halkın hesabını bitirene

kadar, Ali huzurda bulunacaktır. 2- Livâ-i Hamd Sancağı

elinde olup, Âdem (as) ile evlatları o sancağın altındadır.

3- Kevser Havuzu başında sâki olup, ümmetimden tanı-

dıklarına su verecektir.” 924

191- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, Ebû Berze el-Eslemî’ye şöyle buyurdu:

“Âlemlerin Rabbi olan Allah, Ali b. Ebî Tâlib hakkında

bana ahidler (garantiler) verdi. Ali hidâyet bayrağı ve

iman meşalesidir. Ali evliyamın imamıdır. Ali bana itaat

edenlerin nurudur. Ey Ebû Berze! Ali b. Ebî Tâlib, kıya-

met gününde benim eminim ve bayrağımı taşıyacak

olandır. Ali, kıyamet günü Rabb’imin rahmet hazineleri-

ni elinde bulunduracaktır.” 925

192- Ebû Berze nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: Âlemlerin Rabbi olan Allah, Ali

hakkında bana vaâdde bulundu: “Ali hidâyet sancağı, evli-

yanın imamı, bana itaat edenlerin nurudur. O, takva sa-

hiplerinin bilmesini gerekli kıldığım sözdür. Onu seven

beni sevmiş, ona düşmanlık eden bana düşmanlık etmiş-

tir. Bu müjdeyi ona bildir.” buyurdu. Ali gelip kendisine bu

müjdeyi verdiğimde: “Ey Allah’ın Resûlü, ben Allah’ın

kuluyum ve O’nun tasarrufu altındayım. Eğer beni ceza-

landırırsa, günahım sebebi ile cezalandırmış olur. Bana

müjdelediğin şeyi tamamlarsa, Allah (celle celâlühü)

buna daha çok hak sahibidir.” Ben: “Allah’ım, onun kal-

bini temizle ve baharını İslam dini kıl!” diye dua ettiğim-

de, Allah (celle celâlühü): “Evet öyle yapacağım” buyurdu.

Sonra: Onun Ashâb’ımdan hiç kimsenin uğramadığı belaya

924

El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 390

925 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 383; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 46-47

Page 255: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 255

maruz kalacağı bana gösterildi. “Ey Rabb’im, o benim kar-

deşim ve dostumdur” dediğimde Allah (celle celâlühü): “O

takdir edilmiş bir şeydir. Bununla hem kendisi hem de

onun üzerinden başkaları da sınanacaktır.” buyurdu. 926

*- Hz. Ali (kv) yukarıda kendisine verilenler ile ilgili şöyle

buyurdu: “Babamı defnedip Resûlüllah’ın yanına gelince

bana öyle şeyler söyledi ki; buna karşılık dünyanın be-

nim olmasını istemem!” 927

193- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali konusunda bana

beş şey verildi. Birincisi, öldüğümde edep yerimi örtecek

olan kişi olmasıdır. İkincisi, borcumu benim yerime

ödeyebilmesidir. Üçüncüsü, kıyamet gününde hesap bi-

tene kadar kendisine dayanacağım kişi olmasıdır. Dör-

düncüsü, cennette Kevser Havuzu’mdan dağıtmada, ba-

na yardım edecek kişi olmasıdır. Beşincisi, iman ettikten

sonra küfre düşmeyeceğinden, evlendikten sonra da zi-

naya bulaşmayacağından endişe etmeyeceğim biri olma-

sıdır.” 928

194- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sana üç şey verilmiştir ki; ne bana ne

de başka insanlara verilmiştir. Sen bana damat oldun,

fakat ben böyle birine damat olamadım. Sana çok doğru

olan kızım eş olarak verildi, bana böyle bir eş verilmedi.

Senin neslinden Hasan ve Hüseyin verildi, bana böylesi

verilmedi. Fakat yine sizler bendensiniz, ben de sizler-

denim.” 929

195- Hz. Ali (kv)’den rivâyetle; Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yâ Ali! Senin hak-

kında Allah’tan beş şey istedim, birini kabul etmedi,

dördünü verdi. Ümmetimin senin başında toplanmasını

Allah’tan istedim kabul etmedi.

926

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 384; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 189; Ha-

rezmî, Menâkıb, s. 220

927 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 383

928 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 396

929 Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 202

Page 256: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

256 Hz. Ali (kv) Bölümü

Senin hakkında bana verdikleri ise şunlardır: Kı-

yamet gününde ilk olarak ben ve yanımda sen kalkaca-

ğız. Önümde Livâ-i Hamd sancağını sen taşıyacaksın.

Evvelkileri ve sonrakileri geçeceksin. Benden sonra

mü’minlerin velisi de sen olacaksın.” 930

196- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, Dıhye el-Kelbî’nin kucağında yaslanmış uyuyordu. Hz.

Ali (kv) içeri girip şöyle buyurdu: “Selâm üzerine olsun.

Resûlüllah nasıl sabahladı?” Dıhye dedi ki: “Ey Resûlül-

lah’ın Kardeşi! Resûlüllah hayır üzere sabahladı.” Hz. Ali

(kv) buyurdu ki: “Allah seni, biz Ehl-i Beyt’in yerine

mükâfatlandırsın.” Dıhye dedi ki: “Ben seni seviyorum ve

benim sana olan medhiyelerim var. Sen mü’minlerin

emiri, elleri ve ayakları temiz olanların önderi ve pey-

gamberler hariç bütün âdemoğullarının seyyidisin. Kı-

yamet gününde Hamd Bayrağı elinde olacak. Sen ve se-

venlerin Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem ile

birlikte cennete gireceksiniz. Her kim seni kabul ederse

kurtulacaktır. Her kim sana düşmanlık ederse, düşüp

kaybedecektir. Muhammed sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellemi sevenler seni sevenlerdir. Sana kin ve düşmanlık

besleyenlere Muhammed sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lemin şefaâti erişmeyecektir. Ey Allah’ın berraklığı, ya-

nıma gel ve Resûlüllah’ın başını benden teslim al!” Bu-

nun üzerine Hz. Ali (kv) destek olup, Dıhye’den Resûlüllah

(sav)’in başını teslim aldı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem uyandığında Hz. Ali (kv)’ye sordu ki: “Duymuş ol-

duğum mırıldanma neydi?” Hz. Ali (kv), Dıhye ile arasında

geçenleri anlattı. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! O, Dıhye değil, o

Cebrâil (as)’dı. Cebrâil (as), Allah’ın seni adlandırmış

olduğu “Mü’minlerin Emiri” ismin ile seni adlandırdı.

Yine mü’minlerin kalbine senin sevgini yerleştiren ve

kâfirlerin kalbine senin korkunu yerleştiren Cebrâil’dir.”

931

930

Hatîb Bağdâdî, IV, 339; Râmûz el-Ehâdis, s. 293

931 Harezmî, Menâkıb, s. 83 / s. 231

Page 257: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 257

197- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kıyamet günü biz

dört kişiden başka herkes yayadır.” Bunun üzerine amcası

Hz. Abbas ayağa kalkıp: “O binekli olanlar kimlerdir, Ey

Allah’ın Resûlü?” diye sordu. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, buyurdu ki: “Ben, Burak üzerinde olaca-

ğım…” deyip Burak’ın vasıflarını anlattı. Hz. Abbas tekrar

sorunca: “Kardeşim Sâlih, kestikleri devesinin üzerinde

olacak!” Hz. Abbas daha kimler var diye sorunca, Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Amcam Hamza b. Ab-

dülmüttalib, benim devemin üzerinde olacak!” Hz. Abbas

tekrar sorduğunda, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem: “Kardeşim Ali, cennet develerinin birinin üzerinde

olacak. Elinde Livâ-i Hamd sancağı, kendisi “Allah’tan

başka ilâh yok ve Muhammed O’nun Resûlü’dür” diye

nida edecek. Hazır olan halk diyecekler ki: “Bu ya mür-

sel bir nebîdir ya da Allah’a yakın olan bir melektir.” Bu

sözler üzerine Arş’tan şöyle nida gelecek: Bu ne mürsel

bir nebî, ne de Arş’ı taşıyan bir melektir. Bu, Ali b. Ebî

Tâlib’dir. Resûlüllah’ın vâsîsidir. Takvâ sahiplerinin

imamı, elleri ve ayakları temiz olanların önderidir.” 932

198- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde pey-

gamberler kavimlerine yetişebilmek için binek üzerinde

diriltileceklerdir. Sâlih Peygamber, dişi devesi üzerinde

diriltilecek. Ben de adımlarını gözünün gördüğü en uzak

noktaya ulaştıran Burak üzerinde diriltileceğim. Fâtıma

da benim önümde diriltilecektir.” 933

199- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem minbere çıkıp uzun uzun konuştuktan sonra

şöyle buyurdu: “Ali b. Ebî Tâlib nerede?” Ali hemen

Resûlüllah (sav)’e doğru yürüyüp: “Buradayım Ey Allah’ın

Resûlü!” dedi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Ali’yi kucakladı. İki gözünün ortasından öptü. Sonra da en

932

Hatîb Bağdâdî, XI, 112-113 / XIII, 122-123; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 77

933 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4780 BMT

Page 258: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

258 Hz. Ali (kv) Bölümü

yüksek sesiyle şöyle buyurdu: “Ey Müslüman Toplumu! Bu,

kardeşim, amcamın oğlu ve damadımdır! Bu, cennet geç-

lerinin seyyidleri olan, torunlarım Hasan ile Hüseyin’in

babasıdır. Bu; üzüntüyü, gamı ve kederi benim başımdan

uzaklaştırandır. Bu, Allah’ın yeryüzündeki aslanı ve kılı-

cıdır. Buna düşmanlık edene Allah (celle celâlühü) lânet

etsin. Bu gibi durumlardan Allah (celle celâlühü) ve ben

uzağız. Her kim benden ve Allah’tan uzak olmak isterse,

Ali’den uzaklaşsın. Bu söylediklerimi hazır olanlar, hazır

olmayanlara bildirsinler. Otur Ey Ali! Bu söylediklerimi,

Allah (celle celâlühü) sana verdi.” 934

200- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sen havuzumun ve sancağımın sahibi

ve kalbimin sevgilisisin. Sen benim vâsîm, ilmimin vârisi

ve benden önceki peygamberlerin mirasının emanetçisi-

sin. Sen, Allah’ın yeryüzündeki güvendiği ve insanlar

üzerinde O’nun hüccetisin. Sen imanın rüknü ve İslam’ın

direğisin. Sen, zifiri karanlığın meşalesi, hidâyetin nuru

ve dünya ehli için yükseltilmiş nişanesin. Ey Ali! Her

kim sana uyarsa kurtulur, her kim senden yüz çevirirse

helâk olur. Sen aşikâr, belli olan yol ve dosdoğru olan

Sırat’sın. Sen ak yüzlülerin önderi ve mü’minlerin sulta-

nısın. Ben kimin mevlâsı isem, sen de onun mevlâsısın.

Ben ise her erkek ve kadın mü’minlerin mevlâsıyım. Seni

ancak temiz doğumlu bir kişi sever ve sana ancak kötü

doğumlu olan kişi düşman olur. Mîrac’da Allah (celle

celâlühü), beni katına aldığında bana şöyle nakletti: Ey

Muhammed! Ali’ye benden selâm et ve bildir ki, kendisi

evliyamın imamı ve bana itaat edenlerin nurudur. Ona

bu keramet kutlu olsun.” 935

934

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 92; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 38

935 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 133

Page 259: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 259

Hz. Ali (kv)’de Peygamberlerin Sıfatları Vardır

201- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim Âdem (as)’ın ilmine, Nuh (as)’ın anla-

yışına, İbrahim (as)’ın hilmine, Zekeriyya (as)’ın zühdüne

ve Mûsa (as)’ın şiddetli vuruşuna bakmak isterse Ali b.

Ebî Tâlib’e baksın.” 936

202- Ebî’l Hamrâ nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim Âdem (as)’ın

ilmini, Nuh (as)’ın azmini, İbrahim (as)’ın hilmini, İsa

(as)’ın zühdünü görmek istiyorsa Ali’ye baksın.” 937

203- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim Âdem’e ilminden dolayı, Mûsa’ya şid-

detinden dolayı, İsa’ya zühdünden dolayı bakmak isterse

Ali’ye baksın!” 938

204- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim İbrahim

(as)’a hilminden dolayı, Nuh (as)’a hikmetinden dolayı,

Yusuf (as)’a cemalinden dolayı bakmak isterse Ali b. Ebî

Tâlib’e baksın!” 939

205- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Ashâb’ı ile birlikte oturduğu sırada, onlara hitaben şöyle bu-

yurdu: “Âdem (as)’ın ilminde, Nuh (as)’ın anlayışında ve

İbrahim (as)’ın hilminde sizlere birini göstereyim mi?”

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem sözünü bitirince,

Hz. Ali (kv) çıkageldi. Hz. Ebû Bekir (ra) buyurdu ki: “Ey Al-

lah’ın Resûlü! Bir adamı üç peygambere kıyas ettin,

kimdir bu kutlu adam?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem buyurdu ki: “Yâ Ebâ Bekir! Sen bu adamın kim

olduğunu bilmiyor musun?” Hz. Ebû Bekir (ra) dedi ki: “Al-

lah ve Resûlü daha iyi bilirler.” Resûlüllah sallellâhü aleyhi

936

Harezmî, Menâkıb, s. 40-41; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 93; İbn

Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 280

937 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 21

938 Harezmî, Menâkıb, s. 220; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 218

939 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 94; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra,

II, 218

Page 260: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

260 Hz. Ali (kv) Bölümü

ve âlihi vesellem buyurdu ki: “O adam, Hasan’ın babası Ali

b. Ebî Tâlib’dir.” Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir (ra) buyurdu

ki: “Sana kutlu olsun, Ey Hasan’ın Babası!.. Kim senin

gibi olabilir, Ey Hasan’ın Babası!” 940

206- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim Âdem’in ilmine ve Nuh’un fıkhına

bakmak istiyorsa, Ali b. Ebî Tâlib’e baksın!” 941

207- Hz. Hüseyin (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ben, Harun b. İm-

ran (as), Yahya b. Zekeriyya (as) ve Ali b. Ebî Tâlib aynı

mayadan yaratıldık.” 942

208- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her peygamberin ümmeti içerisinde bir benze-

ri vardır. Benim benzerim ise Ali’dir.” 943

Resûlüllah (sav)’in Vârisi ve Vâsîlerin Sonuncusu Hz. Ali

(kv)’dir

209- Büreyde nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Her peygamberin vâsîsi ve vârisi vardır. Ali de be-

nim vâsî ve vârisimdir.” 944

210- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Vâsîm, vârisim, borcumu

ödeyen ve vaâd ettiğimi yerine getiren Ali b. Ebî

Tâlib’dir.” 945

211- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, benim kardeşim, sahibim, vezirim, geride

bıraktıklarımın en hayırlısıdır.

940

Harezmî, Menâkıb, s. 45

941 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 212

942 Hatîb Bağdâdî, VI, 59; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I, 126

943 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 64

944 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, III, 5; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 201; Harezmî,

Menâkıb, s. 42; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 71; Muhibüddin Taberî,

Riyâdü’n-Nadıra, II, 178; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 121; Münâvî, Künüz el-

Hakâik, IX, 113

945 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 71; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra,

II, 178; Harezmî, Menâkıb, s. 27; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 61

Page 261: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 261

Ehl-i Beyt’im içinde halifem, vaâd ettiklerimi yeri-

ne getiren ve borcumu ödeyendir.” 946

212- Selman-ı Fârisî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem, Hz. Ali (kv)’ye hitaben şöyle buyurdu:

“Bu benim vâsîm, sırrımın yeri, hazırlığımı tamamlaya-

cak ve borcumu ödeyecek olan, geride bıraktıklarımın en

hayırlısıdır.” 947

213- Selman-ı Fârisî nakletti: Bir gün Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi veselleme sordum: “Ey Allah’ın

Resûlü! Her peygamberin bir vâsîsi vardır. Senin vâsîn

kimdir?” Resûlüllah (sav), o anda cevap vermedi. Daha son-

ra beni çağırıp şöyle buyurdu: “Ey Selman! Mûsa (as)’ın

vâsîsi kimdir bilir misin?” Ben dedim ki: “Evet, Mûsa

(as)’ın vâsîsi Yûşa b. Nun’du.” Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Senin dediğin gibi Yûşa,

Mûsa’nın vâsîsiydi. Zira kendisi Mûsa’dan sonra o top-

lumun en bilginiydi. Benim de vâsîm, sırrımın yeri, geri-

de bıraktıklarımın en hayırlısı, benim ihtiyaçlarımı yeri-

ne getirecek ve borcumu ödeyecek olan Ali b. Ebî

Tâlib’dir.” 948

214- İbn Neccar, İbn Abbas’tan nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Sıddıklar üç

kişidir; İsa (as)’ın mü’minlerinden Yâsîn ehli Habib-i

Neccar, Ehl-i Firavn’dan Hezkıl, Muhammed’in vâsîsi Ali

b. Ebî Tâlib’dir ki, kendisi hepsinden daha faziletlidir.”

949

Bazı rivâyetlerde, “Ehl-i Firavn’dan Hezkıl” yerine,

“Mûsa (as)’ın vâsîsi Yûşa b. Nun” denilmiştir.

946

İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I, 78/115; Harezmî, Menâkıb, s. 62; El-Askalânî, El-

İsâbe, I, 217

947 Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 635; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 32

948 El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 114; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 610

949 Es-Salebî, Kısâsül Enbiyâ, s. 153 20; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 246; Harezmî,

Menâkıb; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 56; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 31;

Râmûz el-Ehâdis, s. 212

Page 262: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

262 Hz. Ali (kv) Bölümü

215- Câbir el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Üç kişi vahye karşı, bir

an bile küfre düşmediler: Yâsîn ehli Habib-i Neccar, Ali

b. Ebî Tâlib ve Firavn’un karısı Asiye.” 950

216- Hz. Âişe annemiz ve Abdullah b. Abbas nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Önde gelenler (önce iman edenler) üç kişidir. Mûsa’ya

önde gelen Yûşa, İsa’ya önde gelen Yâsîn (Habib-i Nec-

car) ve bana önde gelen Ali’dir.” 951

217- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem Üm-

mü Seleme annemizin gününde, onun evinde; Hz. Ali (kv) ile

güneş batana kadar bir odaya kapanıp gizli görüştüler.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Cebrâil (as) ile

birlikte kendisinden sonra kıyamete kadar olacak olan olayları,

Hz. Ali (kv)’ye anlattı. Ümmü Seleme annemiz kendi gününde

böyle bir durum olmasından üzüntü duydu. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Ali (kv) evden çıkarken,

Ümmü Seleme’ye şöyle buyurdu: “Ey Ümmü Seleme! Bu

durumdan dolayı kusuruma bakma ve beni ayıplama!

Allah her ümmetin içinden bir peygamber seçti. Her

peygambere de bir vâsî seçti. Ben bu ümmetin peygam-

beriyim. Ali de neslim, Ehl-i Beyt’im ve ümmetim içinde,

benden sonra benim vâsîmdir.” 952

218- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin ve-

fatından on gün sonra, yabandan bir adam; elinde kamçı,

yüzünde peçe olduğu halde, mescide gelip Ashâb-ı Kiram’a

tâziye verdi.

Sonra da: “Muhammed sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellem gitti ise, Allah bâkidir. Aranızda onun vâsîsi ve

vârisi kimdir?” diye sordu. Hz. Ebû Bekir (ra) efendimiz, eli

ile Hz. Ali (kv)’yi gösterdi. 953

950

Hatîb Bağdâdî, XIV, 155

951 Deylemî ve Taberânî’den; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 536; Muhibüddin Taberî,

Zehâiru’l-Ukbâ, s. 58; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 284

952 Harezmî, Menâkıb, s. 89-90

953 Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 763

Page 263: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 263

219- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Kıyamete kadar ben peygamberlerin

sonuncusuyum. Sen ise kıyamete kadar vâsîlerin sonun-

cususun.” 954

220- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Ben peygamberlerin sonuncusu olma-

saydım, sen peygamberliğime ortak olurdun. Sen pey-

gamber değilsin, sen Peygamber’in vâsîsi ve vârisisin.

Sen vâsîlerin seyyidi ve takvâ sahiplerinin imamısın.” 955

221- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Ali, borcumu ödeyendir.” 956

222- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sen cenazemi yıkayacak ve borcumu

ödeyecek olansın.” 957

223- Âişe b. Sa’d nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Borcumu ödeyecek ve

önemli işlerimi yerine getirecek olan Ali’dir.” 958

224- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Benden sonra sen ümmetimi her konu-

da aydınlatacak olansın. Ey Ali! Cesedimi sen yıkarsın.

Borcumu sen ödersin. Mezarıma beni indirecek olan ve

vaâdlerimi yerine getirecek olan da sensin. Sen dünya ve

âhirette bayrağımı taşıyansın.” 959

225- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sen vaâd ettiklerimi yerine getirecek ve

Sünnet’im üzerinde olduğun halde öldürüleceksin.” 960

226- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme, bir

halı hediye ettiler. Bunun üzerine Efendimiz (sav), Enes b.

Mâlik’e buyurdu ki: “Halıyı ortaya ser ve Ashâb’ımdan

bazılarını çağır, halının kenarlarına otursunlar!” Sonra

954

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 30

955 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 81

956 Bezzar’dan; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 604; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 286; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 16

957 Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 193

958 Nesâî, VII, Hasâis, 8425; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 611

959 Harezmî, Menâkıb, s. 236

960 El-Kilâbî, Müsned, Hadis 1

Page 264: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

264 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv)’yi çağırdı. Onunla gizli olarak uzunca bir görüşme

yaptıktan sonra: “Halının ortasına otur!” buyurdu. Herkes

hazır olunca Hz. Ali (kv): “Ey rüzgâr, bizi taşı!” buyurdu. Bir

yere vardıklarında, Hz. Ali (kv): “Nereye geldiğimizi biliyor

musunuz?” diye sordu. Yanında bulunan Ashâb: “Hayır!

Bilmiyoruz!” dediler. Hz. Ali (kv): “Burası Ashâb-ı Kehf’in

makâmıdır! Haydi, kardeşlerinizi selâmlayınız!” dedi.

Yanında bulunan Ashâb-ı Kiram, selâm verdiler fakat Ashâb-ı

Kehf’ten cevap gelmedi. Bunun üzerine Hz. Ali (kv): “Selâm

sizlere Ey Sıddıklar Topluluğu!” diye selâm verdi. Onun

selâmını hep bir ağızdan: “Selâm sana! Allah’ın selâmı ve

rahmeti senin de üzerine olsun!” diyerek aldılar. Hz. Ali

(kv): “Niye kardeşlerime cevap vermediniz?” Ashâb-ı Kehf:

“Biz sıddıklar toplumu, bir peygamber veya bir vâsîye

muhatap olabiliriz.” dediler. Bu hitaptan sonra Ashâb-ı Kehf

eski hallerine döndüler. 961

227- Cafer-i Sâdık babası ve dedelerinden, Hz. Ali

(kv)’den nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

şöyle buyurdu: “Ey Ali! Sen benim kardeşim, vârisim ve

vâsîmsin. Seni seven beni sevmiştir ve sana düşmanlık

eden bana düşmanlık etmiştir. Ey Ali! Ben ve sen bu

ümmetin babalarıyız. Ey Ali! Ben, sen ve evlatların sey-

yid ve âhirette melikleriz. Her kim bizleri tanırsa Allah’ı

tanımıştır ve her kim bizleri inkâr ederse Allah’ı inkâr

etmiştir. Ey Ali! Melekler senin sevginle Allah’a yaklaşır.

Eğer gökyüzündeki meleklerin sana olan sevgisi gibi yer-

yüzünde de sana sevgi olsaydı, ceza verecek kimse kal-

maz, cehennem kapıları kapanırdı.” 962

228- Abdullah b. Abbas nakletti: “Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin, başkasına yapmadığı;

yetmiş tane yerine getirilmesi gereken, vasiyeti sadece

Hz. Ali (kv)’ye yaptığını aramızda konuşurduk.” 963

961

İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 232-233; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 141

962 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 19

963 Bu bölümde 42. Hadis’in tekrarıdır

Page 265: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 265

229- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem vefat

edeceği zaman Hz. Ali (kv)’yi çağırttı. Kendi yatağına oturtup

ona şöyle buyurdu: “Ey Ali! Elbette zimmetimi kurtaran-

sın. Havuzumun kenarında benimle görüşecek olan ilk

kişi sensin. Benden sonra sana çok zarar gelir, ama sab-

ret! İnsanların çoğu dünyayı istedikleri zaman, sen âhire-

ti seçersin!” 964

230- Hz. Ali (kv), bir gün minbere çıktı ve şöyle buyur-

du: “Ben Allah’ın kulu, Resûlüllah’ın kardeşi ve vârisi-

yim. Cennetteki kadınların seyyidesini nikâh eden be-

nim. Vâsîlerin üstünü ve sonuncusu benim. Benden son-

ra kim, bu dâvâda bulunursa Allah-ü Teâlâ, o kimseye

bir musibet versin.” 965

Hz. Ali (kv)’nin Üstün Konumu

231- Câbir b. Abdullah nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem Tâif’in fethedildiği gün, Hz. Ali (kv)’yi

çağırdı ve onunla özel görüşme yaptı. Bu görüşme o kadar

uzadı ki halk: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, amcasının oğlu ile görüşmesini uzattı.” dediler.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bunu işitince:

“Onunla özel görüşmeyi ben kendi arzumla yapmadım.

Allah’ın emri ve arzusu ile yaptım.” diye açıkladı. 966

232- Sa’d b. Ebî Vakkas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Tebûk Seferi’ne çıkınca Hz. Ali’yi

Medine’de kendi yerine vekil olarak bıraktı. Hz. Ali ağlayarak:

“Ey Allah’ın Resûlü, beni çocukların ve kadınların ara-

sında mı bırakıyorsun?” dedi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem: “Ey Ali! Razı olmaz mısın, benim yanımda;

Mûsa (as)’ın yanında, Harun (as)’ın konumu ne ise,

964

Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 755

965 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 194; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 338

966 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3726 / III, 560; Hatîb Bağdâdî, XII, 402; El-Kilâbî, Müsned,

Hadis 12; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 107; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 124; Ha-

rezmî, Menâkıb, s. 82; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 85; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VII, 549; Kütüb-i Sitte, XII, 470

Page 266: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

266 Hz. Ali (kv) Bölümü

sen de benim yanımda aynı konumdasın. Yalnız benden

sonra peygamberlik yoktur.” 967

233- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’nin bu ümmet içerisindeki yeri; Kur’ân’da

“Kulhü vallâhü ehad” gibidir.” 968

234- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Razı olmaz mısın ki, sen benden sonra

Harun’un Mûsa’ya olan konumundasın. Şu farkla ki,

benden sonra peygamber yoktur. Her kim seni severse

imana yaklaşmıştır. Her kim de, sana düşmanlık ederse

Allah (celle celâlühü), o kişiyi cahiliye ölümü üzerine

öldürecektir.” 969

235- Hz. Ebû Bekir (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Rabb’ime göre benim

durumum ne ise, bana göre de Ali’nin durumu odur.” 970

236- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah (celle celâlühü), Peygamberi Mûsa’ya

buyurdu ki: Bana temiz bir mescid inşa et ki, içinde sa-

dece sen, Harun ve onun oğullarını iskân ediniz. Allah

(celle celâlühü) bana da vahyetti ki, ben de temiz bir

mescid inşa edeyim ki, içinde sadece ben, Ali ve onun

oğullarını iskân etsinler.” 971

237- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz.

Ali (kv)’nin elinden tutup şöyle buyurdu: “Mûsa (as), Harun

(as) ile mescidinin temiz kılınmasını Rabb’inden diledi.

Ben de Rabb’imden mescidimi seninle ve neslinle temiz

kılmasını diledim.” 972

967

Buhârî, Megâzi 78, 4416 / Fazilet 9, 3706; Müslim, Fazilet 31 / X, 266; Tirmîzî,

Menâkıb 21, 3730 / III, 561; Nesâî, VII, 8082 / Hasâis, 8375; Ahmed, Müsned, XIX,

27505; Tayâlisî, Müsned, I, 29; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 115; İbn Sa’d, Tabakât,

III, 24; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 391; El-Kilâbî, Müsned, Hadis 29; İbnü’l Esîr,

Üsd’ül-Ğâbe, IV, 104; Harezmî, Menâkıb, s. 59-60; Râmûz el-Ehâdis, s. 499; Kütüb-i

Sitte, XII, 466. Hadisler birleştirilmiştir. Farklı râvilerden de rivâyet edilmiştir.

968 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 70; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 88; Şems-i Sivasî,

Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 294; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 125

969 El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 22

970 Harezmî, Menâkıb, s. 211; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 215; Muhi-

büddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 64; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 395

971 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 252

972 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 175

Page 267: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 267

238- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bu ümmetin içinde Ali’nin misâli, meşhur

Kâbe gibidir. Ona bakmak ibadet ve onu hac etmek

farzdır.” 973

239- Câbir b. Abdullah nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali’nin bu ümmet

üzerinde hakkı, babanın evlâdı üzerindeki hakkı gibidir.”

974

240- Ümmü Seleme annemiz nakletti: “Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem öfkeli olduğunda, Ali’den

başka kimse onunla konuşmaya cesaret edemezdi.” 975

241- Sa’d b. Ebî Vakkas nakletti: Bir gün Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yanındaydım. Aralarında Hz.

Abbas’ın da olduğu Ashâb’dan bir grup vardı. Hz. Ali (kv)

içeri girince etrafındaki Ashâb’ı kendiliğinden dışarı çıktı. Son-

ra kendi aralarında dediler ki: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, bizim dışarı çıkmamız için emir verdi

mi?” deyip içeri girdiler ve olanı anlattılar. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, onlara buyurdu ki: “Allah’a

yemin olsun ki; ben onu içeri alıp sizleri dışarı çıkarma-

dım. Fakat Allah (celle celâlühü) onu içeri aldı ve sizleri

dışarı çıkardı.” 976

242- Rebî b. Hıraş nakletti: “Kûfe’de Rahabe meyda-

nında Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Hudeybiye Anlaşması gü-

nü, müşriklerin temsilcisi Süheyl b. Amr ve yanındakiler,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin huzuruna gelip

şöyle dediler: “Bazı kardeşlerimiz, çocuklarımız ve zayıf-

larımız; dinde bilgileri olmadan işlerini ve köylerini terk

edip sana gelmişlerdir, onları bize geri ver!”

973

İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 107; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 407

974 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 47; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 271; Harezmî,

Menâkıb, s. 219 / s. 230; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 171; Münâvî,

Künüz el-Hakâik, I, 119; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 293

975 Taberânî’den; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4703 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya,

XI, 396; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 116; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

281; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 116

976 Nesâî, VII, 8096 / Hasâis, 8370; Hatîb Bağdâdî, V, 294; Hâkim, El-Müstedrek, VI,

4659; El-Kilâbî, Müsned, Hadis 13

Page 268: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

268 Hz. Ali (kv) Bölümü

Müşriklerin tekliflerini dinleyen Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Ey Kureyş Toplumu!

Akıllanacak mısınız? Yoksa Allah üzerinize öyle bir

adam gönderir ki, kalbini imanla imtihan etmiştir. Din

üzerine boyunlarınızı vurur!” Hazır olanlar: “Kimdir o

adam, Ey Allah’ın Resûlü?” diye sordular. Resûlüllah (sav):

“O adam ayakkabılarımı tamir edendir!” Ayakkabılarını

tamir için bana vermişlerdi.” 977

243- Abdurrahman b. Avf nakletti: Sâkifliler, Tâif ku-

şatması sırasında gelip; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemin yanına şikâyetçi olduklarında, onlara hitaben şöyle

buyurdu: “Ya tam Müslüman olun! Ya da üzerinize öyle

birini gönderirim ki; o benden, benim gibi biridir. O ge-

rekirse soyunuzu esir edecek ve gerekirse de malınızı

elinizden alıp, boyunlarınızı vuracak kudrettedir.” O an-

da hazır olanlardan Hz. Ömer (ra) dedi ki: “Allah’a yemin

olsun, o günkü gibi hiçbir zaman emirliği arzu etmedim.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, beni daha iyi

görebilsin diye göğsümü kabartıp öne çıktım. Ne var ki,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem yanında bulunan

Ali’nin elinden tutarak: “O adam budur! O adam budur!”

buyurdu.” 978

244- Aynı hadise farklı rivâyet: Abdurrahman b. Avf

nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Mek-

ke’nin Fethi’nden sonra on yedi veya on dokuz gün Tâif’i

kuşattı. Fakat fetih gerçekleşmedi. Sonra ayağa kalkıp, Allah’a

hamdü senâ ettikten sonra şöyle buyurdu: “Ey İnsanlar! Ben

sizin için önden gideceğim. Size Ehl-i Beyt’im hakkında

hayırla davranmanızı tavsiye ediyorum. Benimle buluşma

yeriniz Kevser Havuzu’dur. Canım elinde olan Allah’a

977

Nesâî, VII, Hasâis, VII, 8362; Tirmîzî, Menâkıb 20, 3715 / III, 555; El-Kilâbî, Müs-

ned, Hadis 24; Harezmî, Menâkıb, s. 85; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 76;

Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 115; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 48. Hadisler

birleştirilmiştir.

978 Belâzürî, El-Ensab, II, 123-124; Nesâî, VII, Hasâis, 8403; El-Kilâbî, Müsned, Hadis

4; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1110; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 64; Ha-

rezmî, Menâkıb, s. 81; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 287. Hadisler birleştirilmiştir,

rivâyetlerde farklılıklar vardır.

Page 269: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 269

yemin olsun ki; ya namazınızı kılar, zekâtınızı verirsiniz,

ya da sizlere benden olan veya benim kendi canım gibi

bir adam göndereceğim ki; o savaşçılarınızın boyunlarını

vuracak, kadınlarınızı ve çocuklarınızı esir alacaktır!”

İnsanlar o kişinin Ebû Bekir ya da Ömer olduğunu sandılar.

Sonra Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ali’nin

elinden tutup: “O kişi budur!” buyurdu. 979

245- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Seher vakti doğan, Sa-

bahyıldızı’nın dünya ehline parladığı gibi Ali, cennette

öyle parlayıp, cennet ehlini aydınlatacaktır.” 980

246- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Allah (celle celâlühü), seni damat

edinmemi bana emretti.” 981

247- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali, kalk! Allah’a yemin

olsun ki, ben seni memnun ederim. Sen kardeşim ve ço-

cuklarımın babasısın. Sen benim Sünnet’im üzerinde

savaşacaksın! Her kim bana verdiği söz üzerine ölürse

cennet hazinelerindendir. Her kim sana verdiği söz üze-

rine ölürse, senin ve bizim sevgimizi kazanmıştır. Her

kim senin vefatından sonra, senin dinin üzerinde olduğu

halde ölürse, Allah (celle celâlühü) o kişiyi iman ve em-

niyet içinde, güneş doğduğu sürece tasdik edecek ve

böylece sona erdirecektir.” 982

248- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin yanındaydım. Ali bizlere doğru gelirken

Resûlüllah (sav) şöyle buyurdu:

979

Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2605 BMT; Bezzar, Müsned, III, 258, 1050; El-Askalânî,

El-Metâlib, III, 3949; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 286

980 Deylemî ve Beyhakî’den; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 140; Ali el-Muttakî, Münte-

hab, V, 31; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 66; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 285;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 67

981 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 86

982 İmam Ahmed, Menâkıb’dan; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 66; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 287

Page 270: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

270 Hz. Ali (kv) Bölümü

“Ben ve bu gelen Ali, kıyamet gününde Allah-ü

Teâlâ’nın kulları üzerine hüccetiyiz.” 983

249- Safiye Annemiz nakletti: “Ey Allah’ın Resûlü!

Senden sonra benim gidecek bir yerim yok, kime iltica

edeyim?” diye sordum. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem, buyurdu ki: “Ali b. Ebî Tâlib’e sığın!” 984

250- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Medine ancak benimle veya seninle

huzura kavuşur.” 985

251- Muaz b. Cebel nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yâ Ali! Benimle sadece

peygamberlikte rakip olamazsın. Benden sonra peygam-

berlik yoktur. Halka yedi cihetten rekabet edersin ki, bu

hususta Kureyş’ten hiçbir kimse seninle boy ölçüşemez.

Ey Ali! Kureyş topluluğu içinde sen ilk iman eden ve bu

imanında Allah’a karşı en vefalı olanısın. Allah’ın emrini

yerine getirmekte acelecisin. Paylaştırmakta hak ve ada-

letle davranansın. Senden sonra gelenler için de adalet

örneğisin. Hüküm vermekte hiç kimse seninle mukayese

edilemez. Kıyamet gününde de onlardan daha büyük

üstünlüklere sahip olacaksın.” 986

983

Hatîb Bağdâdî, II, 88; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 45; Muhibüddin Taberî, Zehâi-

ru’l-Ukbâ, s. 77; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 193; Ali el-Muttakî, Münte-

hab, V, 30; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 620; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 80;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 80

984 El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 112-113; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3945; Er-

Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 536

985 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 31; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 607; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 33

986 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 375; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I, 117; Muhi-

büddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 83; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 34; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, II, 617; Harezmî, Menâkıb, s. 60; Râmûz el-Ehâdis, s. 498; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 50

Page 271: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 271

Hz. Ali (kv), Dünya ve Âhirette Resûlüllah (sav)’in Kar-

deşi ve O’nunla Beraberdir

252- Hicret’ten sonra, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem; Ashâb’ını, Muhâcir ve Ensâr olarak birbirine

kardeş yaptı. O vakit, Ali b. Ebî Tâlib’in elinden tuttu ve: “Bu

benim kardeşimdir.” buyurdu. 987

253- Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem; Ashâb-ı Kiram’ı birbiri arasında kar-

deş yaptı. Hz. Ali (kv), yanına ağlayarak gelerek: “Beni ki-

minle kardeş yaptınız, Ey Allah’ın Resûlü?” diye sordu.

Peygamberimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Ey Ali!

Sen benim dünyada ve âhirette kardeşimsin.” buyurdu.

988

Buhârî sadece: “Ey Ali! Sen benim dünyada ve âhirette

kardeşimsin.” kısmını naklediyor. 989

Mekke’de de benzer bir

hâdise cereyan etmiş ve Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem, Hz. Ali (kv)’yi yine kendisine kardeş yapmıştır. Bazı

rivâyetlerde Sehl b. Huneyf ile de kardeş yapıldığı nakledilmiş-

tir.

254- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Sen benim sahibim

ve kardeşimsin. Cennette de arkadaşımsın.” 990

255- Zeyd b. Erkâm’dan gelen rivâyetle, yukarıdaki ha-

dise şu ilave yapılmıştır: “Sen benim kardeşimsin. Razı

olmaz mısın? Âhirette ben çağrıldığım zaman, sen de

çağrılacaksın! Bana hulle giydirdiklerinde, sana da giydi-

recekler! Ben cennete girdiğimde sen de beraberimde

gireceksin!” O zaman Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Razıyım,

Ey Allah’ın Resûlü!” 991

987

İbn Hişâm, Sîret, II, 296; İbn Sa’d, Tabakât, II, 22

988 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3720 / III, 557; İbn Sa’d, Tabakât, III, 22; İbn Mâce, Mukad-

dime, I, 11, 120; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 37; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 91-92;

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 66; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 526; Kütüb-i

Sitte, XII, 465

989 Buhârî Tecrid Terc. IV, 41

990 Hatîb Bağdâdî, XII, 289; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1098; İbn Âsâkir, Târîhu Dı-

maşk, I, 109 / s. 122; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 46; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl,

XIII, 150

991 Belâzürî, El-Ensab, II, 144-145; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 75

Page 272: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

272 Hz. Ali (kv) Bölümü

256- Hz. Ömer (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu kendim duydum: “Ey

Ali! Kıyamet gününde elin elimde olduğu halde, girdiğim

her yere sen de benimle beraber gireceksin!” 992

257- Ümmü Seleme annemiz başka bir rivâyet nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Ali b. Ebî Tâlib’in eti benim etimden, kanı benim ka-

nımdandır. Kendisi benden Harun’un Mûsa’ya olan ko-

numundadır. Ancak şu farkla ki, benden sonra peygam-

ber yoktur. Ey Ümmü Seleme şâhid ol, bil ve duy ki; bu

Ali mü’minlerin emiri, Müslümanların seyyidi, ilmimin

bulunduğu yer ve kendisi bana varan kapımdır. Kendisi

dinde kardeşimdir. Âhirette dostum ve benimle beraber

en yüce makâmda olacaktır.” 993

258- Hz. Âişe annemiz nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kardeşlerimin en

sevgilisi (hayırlısı) Ali’dir. Amcalarımın en sevgilisi (ha-

yırlısı) Hamza’dır. Ali’den bahsetmek ibadettir.” 994

259- Abis b. Rebia nakletti: “Kardeşlerimin hayırlısı

Ali, amcalarımın hayırlısı Hamza’dır.” 995

260- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sana müjdeler olsun! Hayatın da, ölü-

mün de benimledir. Yani her iki halde de benimle bera-

bersin.” 996

261- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, iki

parmağını birbirine yaklaştırıp şöyle buyurdu: “Ben ve Ali;

kıyamet gününde, bu şekilde geleceğiz!” 997

992

İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 337; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 4024; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 89; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 36; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-

Ummâl, II, 627

993 Harezmî, Menâkıb, s. 86

994 Deylemî’den; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 38 / s. 299; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, III,

109; El-Askalânî, El-İsâbe, II, 2; Süyûtî, Cem’ul Cevâmi, IV, 266

995 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 364

996 El-Kilâbî, Müsned, Hadis 19; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 434; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, II, 615 / XIII, 144; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 33; Münâvî, Künüz

el-Hakâik, I, 6 / II, 192

997 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 436

Page 273: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 273

262- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Hesap gününde şöyle bir nida duyulacak: ‘Yâ

Muhammed! Sana, en güzel baba İbrahim ve en güzel

kardeş Ali’dir.’” 998

Resûlüllah (sav)’in Desteği ve Yardımcısı Hz. Ali (kv)’dir

263- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah (celle celâlühü) buyurdu ki: Ben yarattı-

ğım halkın içinden, berrak ve temiz olarak seçtiğim Mu-

hammed’i, Ali ile güçlendirip, destekledim.” 999

264- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Mîrac’a yükseldiğimde

Arş’ın sağ tarafında şöyle yazılı olduğunu gördüm: Al-

lah’tan başka ilâh yoktur. Muhammed O’nun Resûlü’dür.

O’na Ali ile nusret verdim, kuvvetlendirdim.” 1000

265- Cebrâil (as), Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemin yanına inip yeşil bir kumaş getirdi. Kumaşın üze-

rinde şöyle yazılıydı: “Allah’tan başka ilâh yoktur. Mu-

hammed, O’nun Peygamberi’dir. O’nu Ali ile kuvvetlen-

dirdim ve nusret verdim.” 1001

266- Esma b. Umeys nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu kendim duy-

dum: “Ey Allah’ım! Ben de kardeşim Mûsa (as)’ın duâ

ettiği gibi duâ ediyorum. Bana kendi ailemden kardeşim

Ali’yi vezir ver! Onunla beni destekle! Onu emrine ortak

yap ki; seni daha çok tesbih edelim ve seni daha çok

analım! Şüphesiz ki sen bizi görmektesin!”

Bunun üzerine Cebrâil (as), Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin huzuruna gelip şöyle buyurdu:

998

İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, I, 116-117; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 43-44; Ha-

rezmî, Menâkıb, s. 209; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 287

999 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 35

1000 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 391; Hatîb Bağdâdî, XI, 173; İbnü’l Megâzilî,

Menâkıb, s. 39; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 69; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı

Yâr-i Güzîn, s. 299; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 47

1001 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 201

Page 274: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

274 Hz. Ali (kv) Bölümü

“Yâ Muhammed! Rabb’in sana selâm edip buyurur ki:

Ali senden, Harun’un Mûsa’ya olan konumu ne ise sen

de aynı konumdasın. Ancak senden sonra peygamber

yoktur.” 1002

267- Câbir b. Abdullah nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yer, gök yaratılma-

dan bin yıl önce cennetin kapısına şöyle yazılmıştı: Al-

lah’tan başka ilâh yoktur. Muhammed Resûlüllah’tır. 1003

Ali ise Resûlüllah’ın kardeşidir.” 1004

Hz. Ali (kv), Emirü’l-Mü’minin’dir

268- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Arş’ın altında, Levh-i Mahfuz’da şöyle yazıl-

mıştır: Ali b. Ebî Tâlib, Emirü’l-Mü’minin’dir.” 1005

269- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Gerçekten Ali, mü’minlerin

reisidir, mal ise münâfıkların reisidir.” 1006

270- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Ben mü’minlerin

padişahıyım, mal ise zalimlerin padişahıdır.” 1007

271- Ebû Zerr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bu Ali, bana ilk iman eden

ve benimle kıyamet gününde ilk musâfahalaşacak olan-

dır. Bu Ali, en büyük sâdık, hak ve bâtılı birbirinden

ayırt eden ümmetimin fârukudur. Kendisi mü’minlerin

melikidir, mal ise zalimlerin melikidir.” 1008

1002

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 63

1003 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 399

1004 Hatîb Bağdâdî, XII, 386; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 91; Harezmî, Menâkıb, s.

88; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 66-67; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 269; Ali

el-Muttakî, Müntehab, V, 46; Râmûz el-Ehâdis, s. 394

1005 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 248

1006 İbn Adîyy’den; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 260; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 66;

Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 31; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 604; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 286; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 16

1007 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 119

1008 Bu bölümde 118. Hadis’in tekrarıdır.

Page 275: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 275

Hz. Ali (kv)’nin Kapısı Hariç Mescide Açılan Bütün Kapı-

ların Kapatılması

272- Zeyd b. Erkâm nakletti: Ashâb’dan bazılarının

mescide açılan kapıları vardı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem bir gün şöyle buyurdu: “Ali’nin kapısı hariç,

mescide açılan bütün kapıları kapatınız.” 1009

Bunun üzerine Ashâb’dan bazıları konuştu. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, kalkıp Allah’a hamdü senâ

ettikten sonra şöyle buyurdu: “Ali’nin kapısı hariç, bütün

kapıları kapatmak ile emrolundum; aranızdan bu durum

üzerine konuşanlar oldu. Allah’a yemin olsun ki, ben

kendiliğimden açıp kapatmadım. Emrolunduğum şeyi

yaptım.” 1010

Bu hadisin benzeri: “Hz. Ebû Bekir’in kapısı müstes-

na!” diyerek rivâyet edilmiştir. Hz. Ali (kv)’ye ait olan hadis

daha önce, Hz. Ebû Bekir (ra)’a ait olan ise Resûlüllah (sav)’in

vefatı zamanında olup, Ashâb’a namaz kıldırması için buyrul-

muştur. 1011

273- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem elimden tutarak bana şöyle buyurdu: “Mûsa

(as) Rabb’inden, mescidini Harun ile yüceltmesini istedi.

Ben de Rabb’imden mescidimi seninle ve neslinle yü-

celtmesini istedim.” Sonra Ebû Bekir’e, Ömer’e ve Abbas’a

mescide açılan kapılarını kapatmaları için haber gönderdi.

Sonra da şöyle buyurdu: “Ben kendiliğimden kapılarınızı

kapatıp, Ali’nin kapısını açık bırakmadım. Allah (celle

celâlühü), sizin kapılarınızı kapattı ve Ali’nin kapısını

açık bıraktı.” 1012

1009

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 401

1010 Ahmed, Müsned, XIX, 27469; Nesâî, VII, Hasâis, 8369; Hâkim, El-Müstedrek, VI,

4688 BMT; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 76; Harezmî, Menâkıb, s. 223 / s.

234; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 401; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 535; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 49. Farklı râvilerden de rivâyet edilmiştir.

1011 Buhârî, Fazilet 3, 3654 / Menâkıb 45, 3904 / Mesâcid 80, 466; Müslim, Fazilet 2 /

X, 226; Tirmîzî, Menâkıb, 3661; Nesâî, VII, 8048; Kütüb-i Sitte, XII, 436; Açıklamayı

yapan: İbn Kesîr ve El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 283

1012 El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 114

Page 276: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

276 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hayber Günü: “Allah ve Resûlü onu sever, o da Allah ve

Resûlü’nü sever” Buyrulması

274- Ebû Hureyre, Büreyde, Sehl b. Sa’d naklettiler:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hayber Sava-

şı’nda, önce bayrağı Hz. Ebû Bekir (ra)’a verip, sonra da Hz.

Ömer (ra)’a verip; askerle kaleyi fethetmesi için gönderdi. Hz.

Ebû Bekir (ra), Hz. Ömer (ra) da savaştılar ve geri geldiler.

Ancak fetih gerçekleşmedi. Sonra Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Yarın sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki; o,

Allah’ı ve Resûlü’nü sever, Allah ve Resûlü de onu sever-

ler!” “Allah onun eli üzere kaleyi fethedecektir! Kendisi

Kerrar’dır. Geri kaçmayacaktır!”

Bütün Ashâb-ı Kiram sancağı alabilmek ve bu şerefe

nail olmak ümidiyle boyunlarını uzattılar. Ancak Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Bana Ali’yi çağırın!”

buyurdu. Ali getirildi ama gözlerinden rahatsız, başı ağrıyordu.

Hemen gözlerine tükürüğünden sürüp, duâ etti ve sancağı ona

verdi. Allah (celle celâlühü) onun eliyle fethi müyesser kıldı.

1013

Ebû Hureyre ve Sehl b. Sa’d’ın rivâyetinde: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, sancağı Hz. Ali (kv)’ye ve-

rince, Hz. Ali: “Yâ Resûlüllah! Onlar da bizim gibi Müs-

lüman oluncaya kadar mı savaşacağım?” diye sordu.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Yavaşça git ve

onların sahasına girince, onları İslam’a davet et. Vallahi

1013

Hadisin baş kısmında Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer kısmını nakletmeyenler: Buhârî,

Fazilet 9, 3701-3702; Müslim, Fazilet 33-34-35 / X, 270; Ahmed, Müsned, I, 327 /

XIX, 27511; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 117; İbn Hişâm, Sîret, IV, 16; Taberânî,

Mu’cemü’s-Sağîr, II, 11; Hatîb Bağdâdî, VIII, 5; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1099;

İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 104; İbn Sa’d, Tabakât, II, 113; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-

Evliya, XI, 376. Hadisin tamamını rivâyet edenler: Nesâî, VII, Hasâis, 8345; Hâkim,

El-Müstedrek, VI, 4396-4400 BMT; El-Kilâbî, Müsned, Hadis 27; El-Askalânî, El-

Metâlib, IV, 4354; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 181; İbn Kesîr, El-Bidâye, IV, 316-317;

Altıparmak, Meâricü’n-Nübüvve, s. 644; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 103. Bazı

rivâyetlerde hadisin baş kısmında Muhammed İbn Mesleme’nin de ismi geçmektedir.

Geniş bilgi için baknz: A. Köksal, İslam Tarihi, XIV, 165-171. Hadisler birleştirilmiştir.

Farklı râvilerden de rivâyet edilmiştir.

Page 277: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 277

senin sayende Allah’ın bir adama hidâyet vermesi, senin

için kırmızı develerin senin olmasından daha hayırlıdır.”

buyurdu. 1014

Büreyde rivâyetindeki ilave şöyle: “Hz. Ali kale kapısın-

dan içeri girip, halkla savaşa girince; Hayber savaşçısı Merhab

şiirler okuyarak, Hz. Ali’nin karşısına çıktı. Vuruşmaya başladı-

lar. Hz. Ali, Merhab’ın başına öyle bir kılıç darbesi indirdi ki,

herkes bu metal ve kemik sesini işitti. Kılıç Merhab’ın beynin-

den dişlerine kadar işledi. Karargâhtaki askerlere kadar bu ses

her tarafta yankılandı. Bundan sonra gerideki askerler ileri

gelene kadar fetih gerçekleşti.” 1015

Hz. Ali (kv)’nin Hayber’de Aldığı Peygamber Duâsı

275- Abdurrahman b. Ebî Leylâ’nın babası, Hz. Ali

(kv)’ye şöyle dedi: “Halktan bazıları kışın ince ve yazın

kalın giyinmene karşı çıkıyorlar.” Hz. Ali (kv), ona dedi ki:

“Hayber günü, sen bizimle beraber değil miydin?” “Evet

beraberdim.” Hz. Ali (kv) buyurdu ki: “Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Ebû Bekir (ra)’a sancağı verip savaşa

gönderdi. O başarı sağlayamadan geri döndü. Sonra Ömer

(ra)’ı gönderdi. O da başarı sağlayamadan geri döndü. Bunun

üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Sancağı öyle bir adama vereceğim ki: Allah ve

Resûlü’nü sever, Allah ve Resûlü de onu sever. O geriye

kaçmaz!” Ben de gözlerimden şikâyetçiydim. Tükürüğünü

gözlerime sürüp şöyle duâ etti: “Allah’ım, sıcak ve soğuğun

zararından onu koru!” Ben de o günden sonra, sıcak ve

soğuktan hiç zarar görmedim. Yazın yünlü elbise, kışın gömlek

giysem de bir etkisi olmuyor.” diye nakledilmiştir. 1016

1014

Nesâî, VII, 8093 / Hasâis, 8348; Ahmed, Müsned, IX, 13171; Ebû Nuaym, Hilye-

tü’l-Evliya, XI, 376; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 271

1015 Nesâî, VII, Hasâis, 8347; Ahmed, Müsned, XVII, 25356; Tarih-i Taberî, III, 233;

Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 5900; İbn Sa’d, Tabakât, II, 115; İbn Kesîr, El-Bidâye, IV,

319

1016 İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 117; Nesâî, VII, Hasâis, 8345; Tirmîzî, Menâkıb 21,

3724 / III, 559; Ahmed, Müsned, XIX, 27506; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 387; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VII, 531; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 121-122; M. Câmi,

Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 103; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 536

Page 278: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

278 Hz. Ali (kv) Bölümü

276- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Resûlüllah’ın Hay-

ber Savaşı’nda; yüzümü meshettiği, bana sancağı verdi-

ği, ağrıyan gözlerime tükürüğünü sürdüğünden beri, ne

gözüm ağrıdı, ne de savaşlarda sırtım yere geldi.” 1017

Resûlüllah (sav)’in Duâsıyla, Hz. Ali (kv)’nin Hayber Ka-

le Kapısını Kalkan Yapması

277- Ebî Râfi nakletti: “Hayber Kalesi’ne gittiğimizde

Ali ile beraberdik. Ali, kale halkı ile savaşırken kalkanı

yere düştü. Ali; kalkan yerine kale kapısını söküp, onu

kalkan olarak kullandı. Savaştan sonra, ben ve yedi kişi

o kapıyı kaldırmaya çalıştık fakat kaldıramadık.” 1018

278- Câbir b. Abdullah nakletti: “Hayber günü; Ali

kale kapısını sırtına merdiven yapıp, İslam askerini üze-

rinden geçirecek şekilde taşıdı. Sonra o kapıyı kırk ka-

dar kişi kenara çekebildi.” 1019

*- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Ben, Hayber kale ka-

pısını; cismani kuvvetle değil, Rabbânî bir kuvvetle kal-

dırdım.” 1020

Cennete İlk Girecek Kişi Hz. Ali (kv)’dir

279- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem bana şöyle buyurdu: “Cennete ilk girecek

olanlar; ben, sen, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’dir.” Ben,

Efendimiz (sav)’e sordum ki: “Bizleri sevenler, ne olacak

Ey Allah’ın Resûlü?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem buyurdu ki: “Sizleri sevenler arkanızdan cennete

gireceklerdir.” 1021

280- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Razı olmaz mısın ki, sen benimle cen-

1017

Ahmed, Müsned, XIX, 27508; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 290

1018 Ahmed, Müsned, XVII, 25358; İbn Hişâm, Sîret, IV, 16; Zehebî, Tarihü’l-İslam,

VI, 387; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 74; Tarih-i Taberî, III, 233; İbn Kesîr,

El-Bidâye, VII, 362; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 103

1019 Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 167; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 362

1020 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 103

1021 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4776 BMT; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s.

123; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 92; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 362

Page 279: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 279

nette beraber olacaksın. Hasan ile Hüseyin ve neslimiz

arkamızdan girecekler. Neslimiz, zevcelerimiz, şiâmız

(taraftarlarımız), sevenlerimiz sağımızda ve solumuzda

olduğu halde cennete girecekler.” 1022

281- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

Ashâb’ı ile birlikte oturduğu bir anda şöyle buyurdu: “Pey-

gamberler ve sıddıklarla beraber ilk önce cennete gire-

cek olan Ali b. Ebî Tâlib’dir.” Ashâb’dan Ebû Dücâne aya-

ğa kalkıp: “Ey Allah’ın Resûlü, sen bizlere şanı yüce olan

Allah’tan haber vermiştin ki; sen cennete girmeden önce

bir peygamberin cennete girmesi haramdır. Ümmetlerden

ise senin ümmetin geçmeden önce başka bir ümmetin

geçmesi de haramdır buyurdun.” dedi. Bunun üzerine

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Evet, doğrudur, öyle haber ettim. Fakat bilmez misin ki,

Hamd Bayrağı’nı taşıyacak olan en önde olacaktır. O da,

o gün Ali b. Ebî Tâlib’dir. Kendisi önümde ellerimin ara-

sında olup, ben ve tüm gelenler arkasından cennete gire-

ceğiz.” 1023

Hz. Ali (kv)’nin Bağışlanmış Olması

282- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Bağışlanmış olsan

bile, söylendiğinde bağışlanacağın bazı kelimeleri sana

öğreteyim mi?” diye sordu ve şöyle devam etti: “Halîm ve

Kerim olan Allah’tan başka bir ilâh yoktur. Günahların

cezasını vermeye güç yetirdiği halde, onlara yumuşak

davranarak, cezalarını geriye bırakan, cömert ve kerem

sahibi olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Göklerin ve

Arş’ın Rabbi olan Allah’ı her türlü eksiklikten tenzih

ederim. Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsus-

tur.” 1024

1022

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 90; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra,

II, 209; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 131; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XII,

104-105; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 362; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 51

1023 Harezmî, Menâkıb, s. 227

1024 Nesâî, VII, Hasâis, 8356; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4725 BMT; İbn Hibban, II,

467

Page 280: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

280 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv)’nin ve Sevgisinin Tavsiye Edilmesi

283- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali’yi sevmek; ate-

şin odunu yemesi gibi günahları yer, bitirir.” 1025

284- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Mîrac’da her vardığım

gök tabakası toplumunu Ali b. Ebî Tâlib’i özler ve arzu-

lar gördüm. Cennette gördüğüm her peygamber de Ali b.

Ebî Tâlib’i özlemekte ve arzulamaktaydı.” 1026

285- Büreyde nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Allah (celle celâlühü), bana

dört kişiyi sevmeyi emretti ve kendisinin de onları sevdi-

ğini bildirdi.” Bunun üzerine hazır olan Ashâb-ı Kiram: “Ey

Allah’ın Resûlü! Bize onların adını açıklar mısın?” dedi-

ler. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem üç defa şöyle

buyurdu: “Ali onlardandır.” Sonra: “Ebû Zerr, Mikdat ve

Selman’dır.” buyurdu. 1027

286- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Cennet, üç kişiyi özle-

mektedir. Bunlar; Ali, Ammâr ve Selman’dır.” 1028

*- Hadis devam ediyor: “Sen onlardansın Ey Ali!

Ammâr b. Yâsir de kendisi bazı yerlerde seninle beraber

olup, bu sayede büyük fazilet kazanacaktır. Selman ise

bizden, Ehl-i Beyt’tendir. Kendisi nasihat sahibidir. Onu

kendine yakın edin!” 1029

1025

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 91-92; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 34; Ali

el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 621; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 117; Şems-i Sivasî,

Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 293; Râmûz el-Ehâdis, s. 273

1026 Es-Salebî, Kısâsül Enbiyâ, s. 220; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 95;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 51

1027 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3718 / III, 557; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 149; Hâkim,

El-Müstedrek, IV, 4705 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 487; İbnü’l Megâzilî,

Menâkıb, s. 290; Harezmî, Menâkıb, s. 29 / s. 34; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX,

117; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 68; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 169; El-Askalânî, El-

Metâlib, IV, 4025

1028 Tirmîzî, Menâkıb 34, 3797 / III, 586; Belâzürî, El-Ensab, II, 122; Hâkim, El-

Müstedrek, VI, 4721 BMT; El-Kilâbî, Müsned, Hadis 21; Muhibüddin Taberî, Zehâi-

ru’l-Ukbâ, s. 89; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 209; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VII, 489; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 286; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s.

287

1029 El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 117; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4025

Page 281: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 281

Muhibüddin Taberî, bu hadisin baş kısmına şöyle ilave

ederek naklediyor: “Ey insanlar! Kardeşim ve amcamın

oğlu Ali b. Ebî Tâlib’i sevmenizi size tavsiye ederim.” 1030

287- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim, Allah’ın gazabını söndürmek ve ame-

linin Allah’ın yanında kabul edilmesini istiyorsa, Ali b.

Ebî Tâlib’i sevsin. Çünkü onun sevgisi imanı arttırır.

Onun sevgisi, tıpkı ateşin kurşunları erittiği gibi kötülük-

leri eritir.” 1031

288- Hz. Âişe annemiz nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin Ali’ye şöyle buyurduğunu duydum:

“Sana şunlar yeterlidir: Seni sevene ölüm esnasında

üzüntü yok! Ölünce kabrinde vahşet bulmaz! Kıyamet

gününde ise ona korku yoktur!” 1032

289- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey İnsanlar! Ümmetimin Zülkarneyn’i; karde-

şim ve amcamın oğlu Ali b. Ebî Tâlib’i sevmenizi size

tavsiye ederim. Onu ancak mü’min sever ve münâfık

olan da düşmanlık eder.” 1033

290- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Allah’ım, Ali’ye nusret ve yardım edenlere, sen

nusret ve yardım eyle ki; kendisi senin kulun ve benim

kardeşimdir.” 1034

291- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Allah’ım, Ali’yi; sâbit, hâdi ve mehdî kıl!”

1035

292- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali b. Ebî Tâlib, cennet kapısına asılan bir

halka gibidir. Her kim bu halkaya tutunursa cennete

girer.” 1036

1030

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 91

1031 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 255

1032 Hatîb Bağdâdî, IV, 102; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 89

1033 Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 214

1034 Harezmî, Menâkıb, s. 92; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 42

1035 Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 49

1036 Harezmî, Menâkıb, s. 220

Page 282: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

282 Hz. Ali (kv) Bölümü

293- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bana iman edip, beni tasdik eden herkese; Ali

b. Ebî Tâlib’i tavsiye ederim. Her kim onu veli edinirse,

beni veli edinmiş olur ve her kim beni veli edinirse Al-

lah’ı veli edinmiş olur. Her kim Ali’yi severse, beni sev-

miş olur. Beni seven ise Allah’ı sevmiştir. Her kim Ali’ye

düşmanlık ederse, bana düşmanlık etmiştir. Bana düş-

manlık eden ise, şanı yüce olan Allah’a düşmanlık et-

miştir.” 1037

294- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Her kim seni severse, benim sevgim ile

sevmiştir. Bir kul ancak seni sevmekle benim velayetime

varabilir.” 1038

295- Muaz b. Cebel nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali’yi sevmek öyle güzel

bir iyiliktir ki, onunla beraber kötülük zarar vermez.

Ali’ye düşmanlık ise öyle bir kötülüktür ki, onunla bera-

ber hiçbir iyi amel fayda vermez.” 1039

296- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’yi sevmek, nifaktan kurtuluştur!” 1040

297- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’yi sevmek, günahlardan kurtuluştur.” 1041

298- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’nin sevgisi, ateşten kurtuluştur.” 1042

299- Zührî’den, o da Enes b. Mâlik’ten yeminle,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu-

ğunu rivâyet etti: “Mü’minin sıfatı (alâmeti), Ali b. Ebî

Tâlib’e olan sevgisidir.”

Farklı rivayetler:

1037

Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 32; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 108; Muhi-

büddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 166

1038 El-Askalânî, El-İsâbe, III, 205; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 622

1039 Harezmî, Menâkıb, s. 35; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 117; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı

Yâr-i Güzîn, s. 293; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 71

1040 Münâvî, Künüz el-Hakâik, s. 63

1041 Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 116

1042 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 104; Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 117

Page 283: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 283

*- “Mü’min kişinin amel defterinin başlığı, Ali b.

Ebî Tâlib’in sevgisidir.”

*- “Mü’min toplumun ünvanı, Ali b. Ebî Tâlib’e

olan sevgidir.”

*- “Mü’minlerin belirgin özelliği, Ali b. Ebî Tâlib’e

olan sevgileridir.” 1043

300- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Mü’minlerin sâlihi, Ali b. Ebî Tâlib’dir.” 1044

301- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali; benim aslım, Cafer ise fer’imdir.” 1045

302- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benim köküm Ali’dir, dallarım ise Cafer’dir.”

1046

303- Selman-ı Fârisî’den Hz. Ali (kv)’yi sordular. O da:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurdu-

ğunu duydum: “Sizlere Ali b. Ebî Tâlib’i tavsiye ederim.

Kendisi sizin mevlânızdır ki, onu seviniz. Kendisi sizin

büyüğünüzdür ki, ona tâbi olunuz. Kendisi sizin bilgini-

nizdir ki, ona ikramda bulununuz. Kendisi sizi cennete

götürendir ki, ona saygılı olunuz. Ali sizleri dâvet ederse

ona icabet ediniz. Kendisi sizlere emrederse, ona itaat

ediniz. Beni sevdiğiniz gibi; onu sevin ve bana ikram

ettiğiniz gibi, ona da ikram ediniz. Ben sizlere Ali hak-

kında, ancak Allah’ın bana emrettiğini bildirdim.” 1047

304- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Allah’ım! Ali’ye ikram edene, sen de ikram-

da bulun!” 1048

1043

Hatîb Bağdâdî, IV, 410; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 243; Ali el-Muttakî, Münte-

hab, V, 30; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 601 / XI, 601; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II,

45 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 285; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 17; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 37

1044 Süyûtî, ed-Dürrül-Menşûr, VIII, 224, Tahrîm Sûresi 6. âyetin tefsiri

1045 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 66; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 16-17

1046 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 602

1047 Harezmî, Menâkıb, s. 226

1048 Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 43

Page 284: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

284 Hz. Ali (kv) Bölümü

305- Hz. Ömer (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Beni seven, Ali’yi de se-

ver!” 1049

306- Enes b. Mâlik şöyle nakletti: Bir gün rüyamda

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemi gördüm, bana

şöyle buyurdu: “Ey Enes! Benden Ali b. Ebî Tâlib hakkın-

da duyduklarını ne sebepten başkalarına bildirmiyorsun?

Görmez misin ki, ölümün yaklaştı! Ali b. Ebî Tâlib’in

rızasını kazanmaya bak! Ömrünün son günlerinde herke-

se müjdele ki; cennete ilk girecek olanlar Ali ve neslini

sevenlerdir. Kendileri Allah’ın komşuları ve Allah’ın ev-

liyaları olan; Cafer, Hamza, Hasan ve Hüseyin’in de

komşularıdır. Ama Ali, en büyük sâdıktır. Onu seven

kıyamet gününde korku görmeyecektir.” 1050

307- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, sa-

bah namazını Ashâb’ı ile birlikte kıldıktan sonra şöyle buyur-

du: “Cennete gitmiş olan Ebû Tâlib’in oğlu Cafer’i gör-

düm… Ona en iyi amelinin ne olduğunu kendi bildikleri

ile sordum. Bana dediler ki: En faziletli amel; sana salât

etmek, su içirmek ve Ali b. Ebî Tâlib’in sevgisidir.” 1051

308- Enes b. Mâlik nakletti: Hz. Ali (kv), Bilal’e bir dir-

hem verip kavun almaya gönderdi. Bilal’in getirdiği kavun acı

çıkınca, Hz. Ali (kv) buyurdu ki: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu duydum: “Ey Ali! Al-

lah (celle celâlühü) senin sevgini tüm insanlara, ağaçla-

ra, yemişlere ve çekirdeklere sundu. Senin sevgini kabul

edenler tatlı, kabul etmeyenler ise acı ve kötü oldular.”

İşte bu kavunun benim sevgime icabet etmeyenlerden oldu-

ğunu sanıyorum.” dedi. 1052

309- Hz. Hasan (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bana, Araplar’ın seyyi-

dini çağırın!” Hz. Âişe: “Sen, Araplar’ın seyyidi değil mi-

1049

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 185

1050 Harezmî, Menâkıb, s. 32

1051 Harezmî, Menâkıb, s. 33

1052 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 92; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra,

II, 215

Page 285: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 285

sin?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki:

“Ben bütün insanların seyyidiyim, Ali ise Araplar’ın sey-

yididir.” Hz. Ali (kv) geldikten sonra Ensâr toplumunu da

çağırmamızı buyurdu. Ensâr toplumu da hazır olunca Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey

Ensâr toplumu; size bir yol göstereyim mi, ona tutundu-

ğunuz müddetçe asla yoldan sapmazsınız.” Ensâr toplumu

dediler ki: “Evet, Ey Allah’ın Resûlü! Göster!” Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “O yol Ali’dir.

Beni sevdiğiniz sevgiyle onu seviniz. Bana ikram ettiğiniz

gibi, ona da ikram ediniz. Bunu size söylememi şanı yü-

ce olan Allah (celle celâlühü) tarafından, Cebrâil (as)

bana bildirdi.” 1053

310- Zeyd b. Erkâm nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem, otururken bizlere şöyle buyurdu: “Sizlere

birini göstereyim mi ki; onu yol gösterici olarak kabul

ederseniz asla sapıtmaz ve helâk olmazsınız.” Ashâb de-

diler ki: “Evet, göster Ey Allah’ın Resûlü!” Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ali b. Ebî Tâlib’i işaret edip

şöyle buyurdu: “O kişi budur. Ona kardeş ve vezir olun.

Onu tasdik edip, ona nasihat edin. Bunları size haber

vermemi Cebrâil (as) bana bildirdi.” 1054

311- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem vefat edeceği hastalığı sırasında bir

sabah namazı çıkageldi ve Ashâb’ına şöyle nasihat etti:

“Ali’ye ve Abbas’a iyilikte bulunmanızı tavsiye ediyo-

rum. Çünkü onlara eziyet etmekten sakınan ve benim

onlardaki hakkımı gözeten herkese, Allah-ü Teâlâ bir nur

verecek ve o nurla yanıma gelecektir.” 1055

1053

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 379; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 70;

Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 47; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 618

1054 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 245

1055 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 286

Page 286: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

286 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv)’nin Sevgisi Cennet Müjdecisidir

312- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemden sordum ki: “Ey Allah’ın Resûlü!

Kıyamet gününde ateşten cevaz var mıdır?” “Evet, var-

dır!” buyurdu. “O cevaz nedir, Ey Allah’ın Resûlü?” diye

sorduğumda, şöyle buyurdu: “Ali b. Ebî Tâlib’e edilen mu-

habbettir.” 1056

313- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kıyamet gününde Ali, havuzumun başında

duracak. Cennete ancak Ali b. Ebî Tâlib’in cevaz verdik-

leri geçecek.” 1057

314- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bu-

yurdu ki: “Kıyamet gününde Allah (celle celâlühü),

Cebrâil (as)’ın cennetin kapısına oturmasını ve cennete

ancak Ali b. Ebî Tâlib’den temiz bir kâğıtla geleni içeri

almasını emredecek!” 1058

315- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kıyamet gününde Sırat Köprüsü, cehennemin

kenarına kurulduğunda, onun üzerinden ancak Ali b. Ebî

Tâlib’den bir izin yazısı getiren geçebilecek!” 1059

316- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kıyamet gününde şanı yüce olan Allah beni ve

Cebrâil (as)’ı; Sırat Köprüsü üzerinde durduracaktır.

Ancak elinde Ali b. Ebî Tâlib’in müsaadesine dair belge-

si olanları geçebilecektir.” 1060

317- Hz. Ebû Bekir (ra); Hz. Ali (kv)’nin yüzüne bakıp

gülümsedi ve şöyle anlattı: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemin, Ali hakkında şöyle buyurduğunu kendim duydum:

“Sırat Köprüsü’nden ancak Ali’den cevazı (müsaadesi)

olanlar geçecektir.” 1061

1056

Hatîb Bağdâdî, III, 161

1057 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 119

1058 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 131

1059 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 242; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 302

1060 Harezmî, Menâkıb, s. 223; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 176;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 84

1061 Hatîb Bağdâdî, X, 357; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 67; Muhibüddin

Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 177; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 287

Page 287: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 287

318- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kıyamet gününde Ali b. Ebî Tâlib, cennetin

yükseklerinde olan Firdevs Dağı’nın üzerinde bulunacak.

O dağın üstünde Âlemlerin Rabbi’nin Arşı ve altında kol

kol akan cennet nehirleri vardır. Kendisi nurdan bir kür-

süye oturup elinde içecek olacak. Onu ve Ehl-i Beyt’ini

kabul etmeyenler, Sırat’ın üstünden geçemeyecek. Ali o

gün, sevenlerini cennete, düşmanlık edenlerini de ce-

henneme geçirecektir.” 1062

319- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yâ Ali! Halk ara-

sındaki misalin, Kur’ân’daki “Kulhü vallâhü ehad” Sûre-

si’ne benzer. Kim onu bir defa okursa, Kur’ân’ın üçte

birini okumuş gibi olur. Kim onu iki defa okursa,

Kur’ân’ın üçte ikisini okumuş gibi olur. Kim onu üç defa

okursa, Kur’ân’ın hepsini okumuş gibi olur. Yâ Ali! Sen

de böylesin! Kim seni kalbiyle severse, imanın üçte biri-

ni elde etmiştir. Kim kalbi ve diliyle seni severse, imanın

üçte ikisini elde etmiştir. Kim seni kalbi, dili ve eliyle

severse, imanın hepsini elde etmiştir. Beni hak olarak

peygamber gönderen Allah’a yemin olsun ki, eğer yeryü-

zünün ehli, gök ehli gibi seni sevmiş olsaydı, Allah on-

lardan hiçbirine ateşle azap etmezdi.” 1063

Hz. Ali (kv) ve Sevenleri Kurtuluşa Erecektir

320- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Allah (celle celâlühü), senin şiânı (ta-

raftarlarını) ve onları sevenleri bağışladı.” 1064

321- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Sen ve şiân (taraftar-

ların) cennettesiniz.” 1065

1062

Hatîb Bağdâdî, III, 161; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 173 / 177 / 244;

Harezmî, Menâkıb, s. 31; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 86 / s. 113

1063 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 21

1064 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 401; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 331

1065 Hatîb Bağdâdî, XII, 289; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 386; İbn Âsâkir, Târîhu

Dımaşk, II, 345

Page 288: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

288 Hz. Ali (kv) Bölümü

322- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Bu ümmet, yetmiş

üç fırkaya ayrıldı. Yetmiş ikisi ateşte, biri ise beni seven-

ler ve şiâm (taraftarım) cennettedir.” 1066

323- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ümmetim içinde yetmiş bin kişi hesapsız ola-

rak cennete girecektir.” Sonra yanında bulunan Hz. Ali

(kv)’ye iltifat eden Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem: “Ey Ali! Hesapsız cennete girecek olanlar senin

şiândandır (taraftarındandır). Sen de onların başında

bulunacaksın!” 1067

324- Hz. Ali (kv) gelirken, Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem Ashâb’a hitaben şöyle buyurdu: “Nefsim

kudreti elinde olan Allah’a yemin olsun ki, bu gelen ile

şiâsı (taraftarları) kıyamet gününde kurtulanlardır.” 1068

325- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali ve şiâsı (taraftarı); kıyamet gününde mu-

radlarına ereceklerdir.” 1069

326- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Gökyüzünün bekçileri meleklerdir, yer-

yüzünün bekçileri de senin şiândır (taraftarlarındır).” 1070

327- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kıyamet gününde Ali b. Ebî Tâlib’i yedi isim

ile çağıracaklardır. Şunlardır: Ey Sıddîk, Ey Yol Gösteri-

ci, Ey Âbid, Ey Hâdi, Ey Mehdî, Ey Yiğit ve Ey Ali! Sen

ve şiân (taraftarın) hesapsız olarak cennete geçiniz.” 1071

328- Hz. Ömer (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu duydum: “Şanı yüce

olan Allah, Ali’nin yüzünün nurundan, yetmiş bin melek

yarattı. Onlar kıyamet gününde Ali’nin sevenlerine istiğ-

far edeceklerdir.” 1072

1066

Harezmî, Menâkıb, s. 237; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 23

1067 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 293; Harezmî, Menâkıb, s. 235; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 124

1068 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 348; Harezmî, Menâkıb, s. 62

1069 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 56

1070 Harezmî, Menâkıb, s. 235

1071 Harezmî, Menâkıb, s. 228

1072 Harezmî, Menâkıb, s. 31 / s. 236

Page 289: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 289

329- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’nin tarafı, Allah’ın tarafıdır. Ali’nin düşma-

nı olan insanlar, şeytanın tarafıdır.” 1073

Hz. Ali (kv)’yi Sevenlerin Mü’min, Sevmeyenlerin

Münâfık Oluşu

330- A’meş ve Zirr b. Hubeyş nakletti: Hz. Ali (kv) bu-

yurdu ki: “Tohumu yaran ve insanı yoktan var eden Al-

lah’a yemin olsun ki; ümmî olan Nebî, bana şu hususta

ahid (garanti) verdi: Beni mü’min olan sevecek, münâfık

olan da bana düşmanlık edecektir.” 1074

331- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’nin sevgisi imandır, Ali’nin düşmanlığı da

münâfıklıktır.” 1075

332- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’yi sevmek iman ve ona düşmanlık etmek

ise küfürdür.” 1076

333- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Seni ancak mü’min

sever ve senden ancak münâfık nefret eder.” 1077

334- Câbir el-Ensârî ve Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: “Biz

Ensâr topluluğu, münâfıkları, Ali b. Ebî Tâlib’den nefret

etmeleriyle tanırdık.” 1078

335- Ebû Zerr el-Gıffârî şöyle nakletti: “Biz münâfıkla-

rı Allah’ı ve Resûlü’nü yalanlamaları, namazdan geri

1073

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 55

1074 Müslim, İman 131 / I, 599; Ahmed, Müsned, XIX, 27481; İbn Mâce, Mukaddime,

I, 11, 114; Nesâî, VII, 8097 / Hasâis, 8431; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 385;

Hatîb Bağdâdî, XIV, 426; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 395; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

547; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 170; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 89; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 38; Kütüb-i Sitte, XII, 468

1075 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XV, 105

1076 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 55

1077 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3736 / III, 563; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1099; Ebû Nuaym,

Hilyetü’l-Evliya, XI, 386; Harezmî, Menâkıb, s. 223; Râmûz el-Ehâdis, s. 140

1078 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3717 / III, 556; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 398;

Belâzürî, El-Ensab, II, 96; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 110; El-Sabbağ, Fusülü’l-

Mühimme, s. 124; Hatîb Bağdâdî, aynı hadisi İbn Abbas’tan nakletmiştir. Hatîb

Bağdâdî, XIII, 153; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 395; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-

Nadıra, II, 214; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 38

Page 290: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

290 Hz. Ali (kv) Bölümü

kalmaları ve Ali b. Ebî Tâlib’e kin besleyip kızmaları

sebebiyle tanıyabiliyorduk.” 1079

336- Ümmü Seleme annemiz ve Müsâvir el-Himyeri’nin

annesi nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

şöyle buyurdu: “Münâfık olan kimse, Ali’yi sevmez.

Mü’min olan kimse de ondan nefret etmez, düşmanlık

etmez.” 1080

337- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim, bana ve getirmiş olduğuma iman et-

miş olduğunu sanıp, aynı zamanda Ali’ye de kin ve düş-

manlık besliyorsa o kişi yalancıdır, iman etmemiştir.”

1081

338- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Seni sevmek iman ve sana düşmanlık

etmek münâfıklıktır. Cennete ilk girecek olan, seni seven

ve cehenneme ilk girecek olan, sana düşmanlık eden-

dir.” 1082

339- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali; ilmimin kapısı ve benden sonra ümmeti-

me, risâletimi beyan edendir. Sevgisi iman ve ona düş-

manlık etmek münâfıklıktır. Ona bakmak huzur ve bere-

kettir. Ona yakınlık etmek ise ibadettir.” 1083

340- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, selâmet evinin kapısı gibidir. Kim ondan

geçerse, mü’min olur ve her kim ondan çıkarsa kâfir

olur.” 1084

341- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali, mağfiret diyarı-

nın kapısıdır. Her kim o kapıdan geçerse mü’mindir. Her

kim o kapıdan dışarı çıkarsa dinden uzaklaşmış olur.”

1085

1079

Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4698 BMT

1080 Tirmîzî, Menâkıb 21, 3717 / III, 556; Ahmed, Müsned, XIX, 27479; Er-Rudânî,

Cem’ul Fevâid, VII, 533

1081 Harezmî, Menâkıb, s. 35; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 122-123

1082 El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 127

1083 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 614; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 235

1084 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 285

1085 Dârekutnî, Efrad’dan; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 66; Ali el-Muttakî, Müntehab, V,

30; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 603; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 285;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 68

Page 291: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 291

Hz. Ali’yi Sevenler Allah ve Resûlü’nü Sevmiştir, Düş-

manlık Edenler de Allah ve Resûlü’ne Düşmanlık Etmiş-

tir

342- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim

Ali’yi severse, gerçekten beni sevmiştir. Her kim Ali’ye

düşmanlık ederse, gerçekten bana düşmanlık etmiştir.

Her kim Ali’yi incitirse, gerçekten beni incitmiştir. Beni

inciten ise, gerçekten Allah’ı incitmiştir.”

Farklı tercüme: “Her kim Ali’yi severse, beni sevmiş-

tir. Her kim Ali’den nefret ederse, benden nefret etmiştir.

Benden nefret eden ise, Allah’tan nefret etmiş olur.” 1086

343- Bir adam, Selman-ı Fârisî’ye sordu ki: “Ali’yi ne-

den aşırı bir derecede seversin?” Selman-ı Fârisî ona dedi

ki: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle dedi-

ğini kendi kulaklarımla duydum: “Her kim Ali’yi severse,

beni sevmiştir. Her kim de Ali’ye düşmanlık ederse, ba-

na düşmanlık etmiş olur.”

Farklı tercüme: “Ey Ali! Seni seven, benim dostum-

dur. Seni sevmeyen, benim nefret ettiğimdir.” 1087

344- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem bir gün Ali’nin elini tuttuğu halde şöyle

buyurdu: “Kim buna düşmanlık ederse, Allah’a ve Pey-

gamber’ine düşmanlık etmiş olur. Kim bunu severse,

Allah’ı ve Peygamber’ini sevmiştir.” 1088

345- Ebû Zerr el-Gıffârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurduğunu kendim duydum:

“Her kim bana itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Her

kim bana karşı isyan ederse, Allah’a karşı da isyan etmiş

1086

Taberânî’den; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 187-188; Muhibüddin Taberî,

Riyâdü’n-Nadıra, II, 166; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 65; Süyûtî, Târihu’l-

Hulefâ, s. 206; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 386

1087 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4704 BMT; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 186; İbnü’l

Megâzilî, Menâkıb, s. 196; Harezmî, Menâkıb, s. 30; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II,

622 / VI, 157-158; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 318; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX,

132; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 205; Râmûz el-Ehâdis, s. 392

1088 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 109

Page 292: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

292 Hz. Ali (kv) Bölümü

olur. Her kim Ali’ye itaat ederse, bana itaat etmiş olur.

Her kim Ali’ye karşı isyan ederse, bana karşı da isyan

etmiş olur.” 1089

346- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’nin dostu, Allah’ın dostudur. Ali’nin düş-

manı, Allah’ın düşmanıdır.” 1090

347- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Ali (kv)’ye bakıp şöyle buyurdu:

“Ey Ali! Sen dünyada da ulu bir kişisin, âhirette de…

Seni seven, beni sevmiş olur. Sana düşmanlık eden de

bana düşmanlık etmiş olur. Senin dostun, Allah’ın dos-

tudur. Senin düşmanın, Allah’ın düşmanıdır. Sana düş-

manlık edene yazıklar olsun!”

Farklı tercüme: “Ey Ali! Sen dünyada da seyyidsin,

âhirette de seyyidsin. Senin sevdiğin, benim sevdiğimdir.

Benim sevdiğim de Allah’ın sevdiğidir. Senin düşmanın,

benim de düşmanımdır. Benim düşmanım ise, Allah’ın

da düşmanıdır. Sana kin besleyip düşmanlık edenlerin

vay haline!” 1091

348- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Allah-ü Teâlâ Hazretleri senin rızan

sebebiyle razı olur ve senin öfkelenmen sebebiyle öfke-

lenir!” 1092

349- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ali hakkında şöyle duâ etti: “Yâ

Rabbi! Ona yardım et ve onu yardım vesilesi et! Ona

rahmet et ve onu rahmet vesilesi et! Yâ Rabbi! Ona dost

olana dost ol ve ona düşman olana düşman ol!” 1093

1089

Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4675-4696 BMT; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 188;

Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 167; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s.

66; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 614

1090 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 55

1091 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4695 BMT; Hatîb Bağdâdî, IV, 41; İbn Âsâkir, Târîhu

Dımaşk, II, 223; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 103 / s. 382; Harezmî, Menâkıb, s. 234;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 548; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 166; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 205

1092 Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 61

1093 Râmûz el-Ehâdis, s. 186

Page 293: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 293

Hz. Ali (kv)’yi Sevenlerin ve Sevmeyenlerin Durumları

350- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Bir kul Allah’a karşı Nuh (as)’ın kavmi

içinde kaldığı gibi kalıp, ibadet etse; Uhud Dağı gibi

altını olup, onu Allah yolunda harcasa; ömrü uzun olup

bin kere yaya olarak hac etmeye güç yetirse; sonra Safa

ve Merve arasında mazlum olarak öldürülse; bütün bun-

lara rağmen senin hilâfetini kabul etmez ve veli olmanı

reddederse, o kişi, cennete girmeyecektir.” 1094

351- Ammâr b. Yâsir nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Allah (celle

celâlühü), senin miskinleri sevmeni, miskinleri de ar-

kandan gelen toplum olarak kabul etmeni istedi. Miskin-

ler de imamları olarak seni kabul ettiler. Senin arkandan

gelip seni tasdik edenlere ne mutlu! Seni yalanlayıp,

sana düşmanlık edenlerin vay haline!” 1095

352- Hadisi kısaltıp nakledenler: “Ey Ali! Seni sevip

tasdik edene ne mutlu! Seni yalanlayıp düşmanlık ede-

nin vay haline!” 1096

353- Aynı hadise farklı rivâyet: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Allah (celle

celâlühü), seni öyle bir ziynetle süsledi ki, hiçbir kulu

ondan daha güzel bir ziynetle süslememiştir. Bu, iyilerin

ziyneti olan dünyada zâhid olmaktır. Ne sen dünyevî lez-

zetlerden nasiplendin, ne de dünya seni kullanabildi.

Allah sana miskinleri sevmeyi nasip etti. Seni itaat eden

olarak onlardan razı, onları da imam olarak senden razı

kıldı.” 1097

1094

Harezmî, Menâkıb, s. 28

1095 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 211; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 121; İbnü’l Esîr,

Üsd’ül-Ğâbe, IV, 101; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 54

1096 Hatîb Bağdâdî, IX, 72; Harezmî, Menâkıb, s. 30; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-

Ukbâ, s. 92; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 548; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 132;

Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 34; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 622

1097 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 405

Page 294: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

294 Hz. Ali (kv) Bölümü

354- Sa’d b. Ebî Vakkas nakletti: Ashâb’dan bazıları

mescidin önünde oturdukları bir anda Hz. Ali’nin aleyhinde

konuşmaya başladılar. Mescidin içinde olan Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; kızgın ve öfkeli bir halde konu-

şanların yanlarına gelip, buyurdu ki: “Sizlere ne oluyor?

Bilmez misiniz ki; Ali’ye eziyet eden, bana eziyet etmiş

olur!” 1098

355- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Şanı yüce olan Allah sizlerle övündü ve sizleri

bağışladı. Ali’yi ise özel olarak bağışladı. Ben Ehl-i

Beyt’ime olan sevgimden dolayı bunu sizlere söyleyemi-

yorum. Fakat Cebrâil (as) bana dedi ki: Hakkıyla mutlu

o kişidir ki, Ali’yi hayatında ve vefatından sonra sever.

Tam nasipsiz de o kişidir ki, Ali’ye hayatında ve vefatın-

dan sonra düşmanlık eder.” 1099

356- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Tam anlamıyla mutlu kimse odur ki; Ali’yi ha-

yatında da, vefatından sonra da sever.” 1100

357- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Mübarek olanların en mübareği o kimsedir ki,

hayatında ve vefatından sonra Ali’yi sever. Kötü olanla-

rın en kötüsü o kimsedir ki, hayatında ve vefatından son-

ra Ali’ye kin besler, düşmanlık eder.” 1101

358- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Şanı yüce olan Allah, seni öyle bir süs-

ledi ki; bu süs, Allah’ın kullarına vermiş olduğu en güzel

şeydir. Bu süs ise, senin dünyadaki zühdündür ki, bun-

dan dolayı dünya sana düşmanlık eder. Sen kendini fa-

kirlere sevdirdin, onları da senin taraftarların ettin. Ey

Ali! Seni sevip, seni tasdik edene ne mutlu! Sana düş-

1098

Ebû Ya’lâ ve Bezzar’dan; Belâzürî, El-Ensab, II, 146; Ahmed, Müsned, XIX,

27473; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 540; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 173; Harezmî,

Menâkıb, s. 91; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

386

1099 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 47

1100 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 92; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 124;

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 51

1101 Harezmî, Menâkıb, s. 37

Page 295: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 295

manlık edip, seni yalanlayanların vay haline! Her kim

seni sevip seni tasdik ederse onlar senin kardeşin ve

senin cennette ortaklarındır. Fakat her kim sana düş-

manlık edip, seni yalanlarsa; şanı yüce olan Allah (celle

celâlühü), o kimseleri, kıyamet günü yalancılar

makâmında tutacaktır.” 1102

Hz. Ali (kv)’yi Sevmeyenler Gayrimeşrû Doğumludur

359- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey İnsanlar! Evlatlarınızın helâlzâde olup ol-

madığını öğrenmek için, Ali’nin sevgisiyle imtihan edin.

Doğrusu Ali, sapkınlığa dâvet etmez ve hidâyetten de

uzak tutmaz. Dolayısıyla kim onu severse, sizdendir ve

kim de ona düşmanlık ederse, sizden değildir.” 1103

360- Enes b. Mâlik nakletti: “Biz Ensâr topluluğu, bir

adamın babasının oğlu olup olmadığını, Ali’ye olan

düşmanlıklarından dolayı tanırdık.” 1104

Hz. Ali (kv)’ye Karşı Duyulan Sevginin Büyüklüğü

361- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sen olmasaydın, benden sonra

mü’minler belli olmazdı!” 1105

362- Hz. Ömer (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “İnsanlar, Ali b. Ebî

Tâlib’in sevgisi üzerinde toplansaydılar; Allah (celle

celâlühü), ateşi (cehennemi) yaratmazdı!” 1106

1102

Harezmî, Menâkıb, s. 66

1103 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 225

1104 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 224, 729

1105 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 70; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 152

1106 Harezmî, Menâkıb, s. 28; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 82

Page 296: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

296 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv)’ye Karşı Savaşanların, Düşman Olanların,

Onu İncitenlerin ve Sevmeyenlerin Durumu

363- Ebî Râfi nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali’ye düşman olana, Allah

düşman olur!” 1107

364- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’nin savaşı, Allah’ın savaşıdır. Ali’nin barı-

şı, Allah’ın barışıdır.” 1108

365- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Kim sana karşı savaşırsa, Deccal’ın

taraftarı olarak savaşacaktır!” 1109

366- Ebû Zerr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Her kim beni terk

ederse, Allah’ı terk etmiş olur. Her kim seni terk ederse,

beni terk etmiş olur.”

Farklı tercüme: “Ey Ali! Her kim senden ayrılmışsa

benden ayrılmıştır. Benden ayrılan ise Allah’tan ayrıl-

mıştır.” 1110

367- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey İnsanlar! Ali’ye eziyet eden bana eziyet et-

miştir. Ali sizden önce iman etti. Allah’ın vaâdini yerine

getirmede de sizden daha vefalıdır. Ey İnsanlar! Her kim

Ali’ye düşmanlık ederse; Yahudi ve Hıristiyan olarak

ölmesinde bir fark yoktur.” 1111

368- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bir

tel saçını eli ile tutup şöyle buyurdu: “Ey Ali! Her kim senin

bir saçına eziyet ederse bana eziyet etmiştir. Bana eziyet

1107

İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, II, 194; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 57; El-Askalânî, El-

İsâbe, I, 191; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 10;

Râmûz el-Ehâdis, s. 314

1108 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 55

1109 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 69

1110 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4682 / VII, 4757; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 240 / s.

277; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 33; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 66;

Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 167; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX,

135; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 114; Bezzar’dan; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII,

539

1111 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 52; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 294

Page 297: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 297

eden ise Allah’a eziyet etmiştir. O kişiye; Allah (cc), yer-

dekiler ve göktekiler lânet edecektir!” 1112

369- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Beni seven, Ali’yi

sevsin. Her kim Ali’ye düşmanlık ederse, bana düşman-

lık etmiş olur. Bana düşmanlık eden ise, Allah’a düş-

manlık etmiş olur. Her kim de Allah’a düşmanlık ederse

Allah (celle celâlühü), o kişiyi ateşe sokacaktır.” 1113

370- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kimde, şu üç şey bulunursa benden değil-

dir: Ali’ye düşmanlık etmek, Ehl-i Beyt’ime zulüm etmek

ve iman kelimelerden ibarettir demek!” 1114

371- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Şanı yüce olan Allah; Benî İsrail’i, peygamber-

lerine yaptıkları kötülüklerden dolayı yağmur rahmetin-

den mahrum bıraktı. Benim ümmetim de Ali b. Ebî

Tâlib’e olan kin ve düşmanlıklarından dolayı yağmur

rahmetinden mahrum edilecektir.” 1115

372- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Şanı yüce olan Allah; öyle yaratıklar yarattı ki,

kendileri ne Âdem’in neslinden, ne de İblis’in neslin-

dendir. Kendileri Ali b. Ebî Tâlib’e kin ve düşmanlık bes-

leyen kimselere lânet etmek üzere yaratılmışlardır. Onlar

sahrada dolaşan Toygar kuşlarıdır.” 1116

373- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Allah’ım; Ali’yi hâkir göreni, sen de hâkir

gör!” 1117

374- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Ashâb’ı ile birlikte oturuyorlardı. Ashâb dediler ki: “Ey Al-

lah’ın Resûlü! Allah’a yemin olsun ki, sen bize kendi

nefsimizden ve kendi evladımızdan daha sevgilisin.”

1112

Harezmî, Menâkıb, s. 235; El-Heytemî, Es-Savâikü’l-Muhrikâ s. 412

1113 Hatîb Bağdâdî, XIII, 32; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1101; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe,

V, 205; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30

1114 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 34-35

1115 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 223; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 141

1116 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 142

1117 Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 42; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 285

Page 298: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

298 Hz. Ali (kv) Bölümü

O anda Ali b. Ebî Tâlib de yanlarına geldi. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Her

kim sana kızıp, düşmanlık edip, beni sevdiğini söylüyor-

sa yalancıdır. Beni sevmiyordur.” 1118

375- Sahâbîden Câbir b. Abdullah’a, Hz. Ali (kv) ile sa-

vaşmanın ve ona muhalefette bulunmanın haram oluşunu

sorduklarında cevap olarak şöyle buyurmuştur: “Hz. Ali ile

savaşmanın haram olduğunu kâfirler dışında kimse inkâr

etmez ve şüpheye düşmez.” 1119

Hz. Ali (kv)’ye Söven; Allah (cc)’ye ve Resûlüllah (sav)’e

Sövmüştür

376- Abdullah b. Abbas yolda giderken Hz. Ali (kv)’nin

aleyhinde konuşanları ve ona sövenleri duydu. Gözleri gör-

mediği için yanında bulunan oğlu Ali’ye: “Beni o topluluğun

yanına götür!” dedi. Abdullah b. Abbas, o topluluğun yanına

vardığında şöyle buyurdu: “Sizler mi Allah’a sövüyorsu-

nuz?” Onlar dediler ki: “Sübhânallah! Biz mi Allah’a sövü-

yormuşuz! Allah’a söven dinden çıkar?” İbn Abbas: “Siz

mi Resûlüllah’a sövüyorsunuz?” Onlar dediler ki:

“Sübhânallah! Biz mi Resûlüllah’a sövüyormuşuz!

Resûlüllah’a söven dinden çıkar?” İbn Abbas: “Sizler mi

Ali b. Ebî Tâlib’e sövüyorsunuz?” deyince, topluluk: “Bunu

soruyorsan, evet doğrudur!” İbn Abbas, şöyle devam etti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurdu-

ğunu kendi kulaklarımla duydum: “Her kim bana söverse

Allah’a sövmüş olur. Her kim Ali’ye söverse bana söv-

müş olur. 1120

Allah kendisine söven kişiyi yüzüstü ce-

henneme dökecektir!” 1121

1118

İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 185; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 51; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, XIII, 122-123

1119 İbn Manzur, Muhtasar, III, 112

1120 Ahmed, Müsned, XIX, 27480

1121 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 66; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra,

II, 166; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 126; Harezmî, Menâkıb, s. 81; Şems-i

Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 290; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 79

Page 299: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 299

377- Ebû Abdullah el-Cedelî dedi ki: Ümmü Sele-

me’nin yanına girmiştim. Bana dedi ki: “Aranızda Resûlül-

lah’a mı sövüyorsunuz?” Dedim ki: “Sübhânallah! Allah

korusun!” Ümmü Seleme annemiz şöyle dedi: “Aranızda

Ali’ye ve Ali’yi sevenlere sövülmüyor mu?” Ebû Abdullah

dedi ki: “Evet, sövüyorlar!” Ümmü Seleme şöyle devam etti:

Resûlüllah (sav)’in şöyle buyurduğunu duydum: “Her kim

Ali’ye söverse, bana sövmüş olur.” 1122

378- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali’ye söven,

dil uzatan; bana sövmüş, dil uzatmış olur.” Farklı tercü-

me: “Ali’nin aleyhinde kötü konuşan, benim aleyhimde

kötü konuşmuş olur.” 1123

Hâkim’in ilavesinde: “Bana sö-

ven bir kimse de, Yüce Allah’a sövmüş olur.” 1124

379- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’ye sövmeyiniz! Çünkü kendisi Allah’ın za-

tına dokunmuştur.” 1125

380- Ebû Bekir b. Halid b. Urfuta nakletti: Medine’ye

Sa’d b. Mâlik’in yanına gelmiştim. Bana: “Sizin Ali’ye söv-

düğünüz haberini aldım” dedi. Ben: “Evet öyle yaptık”

dedim. O: “Belki sen de sövdün” dedi. Ben: “Allah’a sığı-

nırım” dedim. Sa’d b. Mâlik bana dedi ki: “Ali’ye asla söv-

me! Resûlüllah’ın Ali ile ilgili sözlerini işittikten sonra,

başıma testere dayasalar bile ona asla sövmem.” 1126

*- Ebû Saîd el-Hudrî ve Ebû Berze nakletti: Hz. Ebû

Bekir (ra) şöyle buyurdu: “Resûlüllah’a söven kimsenin

keffâreti öldürülmektir.” 1127

1122

Nesâî, VII, Hasâis, 8422; Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, II, 21; Hâkim, El-

Müstedrek, IV, 4673; Belâzürî, El-Ensab, II, 182; Hatîb Bağdâdî, XII, 401; Zehebî,

Tarihü’l-İslam, VI, 395; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 547; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid,

IX, 130; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 173

1123 Ahmed, Müsned, XIX, 27480; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 547; Süyûtî, Câmiu’s-

Sağîr, III, 359; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 281

1124 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4674

1125 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 403; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 158

1126 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3967

1127 Hâkim, El-Müstedrek, VII-5617 / X-8109 BMT

Page 300: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

300 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’in Sevgisinin Emredilişi ve Bu Ko-

nuda Sorguya Çekileceğimizin Haber Verilişi

381- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde

bir kimse şu dört şeyden sorgulanmadan bir adım ileri

geçemez: Ömrünü ne ile bitirdiğinden, bedenini ne ile

harcadığından, malını nereden kazanıp nereye harcadı-

ğından ve Ehl-i Beyt’ime olan sevgisinden sorulacaktır!”

1128

Hadis devam ediyor: Hz. Ömer (ra): “Ey Allah’ın

Resûlü, sizden sonra, size olan sevginin işareti nedir?”

diye sorduğunda; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

yanında oturan Ali’nin başına elini koyup şöyle buyurdu:

“Bana olan sevgi; benden sonra, buna gösterilecek olan

sevgidir. Ona itaat etmek, bana itaat etmektir. Ona mu-

halefet etmek, bana muhalefet etmektir.” 1129

382- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Seni kim severse, emniyet ve imanı hak

etmiştir. Sana kim düşmanlık ederse, Allah (celle

celâlühü), o kimseyi cahil olarak hayattan çeker ve haya-

tı esnasında Müslüman olarak yaptığı amellerden sorgu-

ya çekecektir.” 1130

383- Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Seni razı ve hoşnut

etmeyeyim mi, Ey Ali? Sen benim kardeşim ve vezirim-

sin. Borcumu ödersin, verdiğim sözü yerine getirirsin.

Sünnet’im uğrunda savaşırsın. Üstlendiğimi de yerine

getirirsin. Her kim ben hayattayken seni severse, o üze-

rine düşeni yapmış olur, biz de onu severiz. Her kim

benden sonra senin hayatında seni severse, Allah o kim-

seyi emniyet ve imanla sona erdirsin. Her kim benden

1128

Taberânî, Mu’cemül Evsât, I, 596; Süyûtî, İhyaü’l-Mevt, 44. Hadis; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 29

1129 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 120; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 124; Harezmî,

Menâkıb, s. 35-36

1130 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 31

Page 301: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 301

sonra ve seni görmeden seni severse, Allah o kimseyi de

emniyet ve imanla sona erdirsin. Ve onu korku gününde

emin kılsın. Her kim benden sonra, seni görmeden seni

severse, Allah o kişiye emniyet ve iman ile tasdik verip

onu korkulacak günde emniyetine alacaktır. Ey Ali! Kim

ki sana düşmanlık ederek ölürse, o cahiliye ölümü üzere

ölmüş olur. Allah o kişinin İslam üzere yapmış olduğu

amellerinden hesap soracaktır. Ona mağfiret etmeyecek,

hesaba çekecektir.” 1131

384- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Allah’ım, bu Ali’dir. Beni şimdi dinleyip

duyanların üzerine sen de şâhid ol ki; Ali’nin benim kar-

deşim, amcamın oğlu, damadım ve çocuklarımın babası

olduğunu onlara tebliğ ettim. Allah’ım, ona düşmanlık

edeni, ateşin içine dök!” 1132

385- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Şanı yüce olan Allah tarafından Cebrâil (as)

yeşil bir yaprağın üzerinde şu emri bana bildirdi: Bütün

kullarıma genel olarak Ali b. Ebî Tâlib’in sevgisini farz

kıldım. Bunu, benim yerime ümmetine bildir.” 1133

Hz. Ali (kv) Cennet ve Cehennemi Bölendir

386- Dârekutnî nakletti: Hz. Ömer b. Hattab, halifelik

işini altı kişi arasında bırakmıştı. Hz. Ali (kv) de o altı kişiden

biriydi ve diğerlerine uzun bir konuşma yaptıktan sonra şöyle

buyurdu: “Allah aşkı için söyleyin, Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu, benden başkası için

söylediğini duydunuz mu: “Ey Ali! Kıyamet gününde; cen-

net ve cehennemi bölen ve paylaştıransın. Ateşe: Bu se-

nin için, (kendin için ise) bu da benim için diyeceksin!”

Hazır olanlar dediler ki: “Hayır, vallahi başkası için duy-

madık.” 1134

1131

El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3969; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 121; Ali el-

Muttakî, Müntehab, V, 32; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 610; Râmûz el-Ehâdis, s.

168

1132 Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 32; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 609

1133 Harezmî, Menâkıb, s. 27

1134 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 244; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 287

Page 302: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

302 Hz. Ali (kv) Bölümü

387- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Sen, cennet ve ce-

hennemi bölensin. Sen cennet kapısını vurup, oraya he-

sapsız gireceksin.” 1135

388- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Ateşi (cehennemi)

bölen benim!” 1136

389- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, ateşi (cehennemi) bölendir.” 1137

390- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali, cennet ve cehennemi bölendir.” 1138

Hz. Ali (kv), Kevser Havuzu’nun Sahibi ve Sâkîsidir (İk-

ram Edicisidir)

391- “Şüphesiz, biz sana Kevser’i verdik.” (Kevser,

108/1) Âyette de açık olduğu üzere, Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, Kevser Havuzu’nun asıl sahibi ve dağıtıcısı-

dır. Ancak Hz. Ali (kv) ve diğer yakınlarının da havuz başında

olup Resûlüllah (sav)’in hizmetinde Kevser dağıtmaları bu

duruma aykırı olmaz.

392- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kıyamet gününde Kevser Havuzu’mun sahibi

Ali b. Ebî Tâlib’dir.” 1139

393- Selman-ı Fârisî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu duydum: “Kevser

Havuzu’nun kıyısına ve İslam’a sizlerden önce ulaşan Ali

b. Ebî Tâlib’dir.” 1140

394- Ahmed b. Menî’, Câbir b. Abdullah’tan nakletti:

“Biz Ashâb topluluğu, mescidin içinde yatarken elinde bir

değnek ile Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem de bize

katılıp: “Mescidin içinde mi yatıyorsunuz?” buyurunca,

1135

Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 61; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 67; Ha-

rezmî, Menâkıb, s. 209

1136 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 152

1137 Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 16

1138 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 56

1139 Harezmî, Menâkıb, s. 219; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 17

1140 Hatîb Bağdâdî, II, 459; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1091; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb,

s. 15-16; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 94; Harezmî, Menâkıb, s. 17

Page 303: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 303

Resûlüllah (sav)’i gören Ashâb hemen toparlanıp ayağa kalktı.

Ali de onların arasındaydı, telaşla o da toparlandı. Bunu gören

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Sakin ol Ey Ali! Mescidin içinde bana ne helâl ise, aynı

şekilde sana da helâldir. Razı olmaz mısın ki; sen ben-

den Harun’un Mûsa’ya olan konumundasın. Ancak şu

farkla ki benden sonra peygamberlik yoktur. Allah’a ye-

min olsun ki, kıyamet gününde elinde bir değnek olduğu

halde Kevser Havuzu’mun başından münâfık adamları

kovacak, uzaklaştıracaksın. Sanki şu anda senin Kevser

Havuzu başındaki makâmını görmekteyim!” 1141

395- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bu-

yurdu: “Ey Ali! Kıyamet gününde elinde cennet âsâların-

dan bir âsâ olacak. Onunla münâfıkları havuzumun ba-

şından uzaklaştıracaksın!” 1142

Resûlüllah (sav)’in Vefatında Hz. Ali (kv)’nin Önceliği

396- Ümmü Seleme annemizin yemin ederek bildirdi-

ğine göre: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemi en

son gören kişi Hz. Ali’ydi. Resûlüllah (sav) vefat ettiği gün Hz.

Ali’ye gelmesi için haber gönderdi. Zannedersem onu bir ihti-

yacı için bir yere göndermişti. Üç defa “Ali geldi mi?” diye

sorup durdu. Hz. Ali, güneş doğmadan önce eve geldi. Gelin-

ce onunla özel bir işi olduğunu anladık ve dışarı çıktık. O gün

Resûlüllah (sav)’i Hz. Âişe’nin evinde ziyaret etmiştik. En son

dışarı çıkan kişi bendim. Kapıya en yakın oturan kişi de ben-

dim. Hz. Ali, Resûlüllah (sav)’in üstüne eğildi ve aralarında

uzun uzun özel bir şeyler konuştular. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi veselleme son zamanlarında insanların en yakı-

nı Ali b. Ebî Tâlib’di. Resûlüllah (sav) hayattayken en son gö-

rüşen kişi Ali oldu.” 1143

1141

El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3977; Harezmî, Menâkıb, s. 60

1142 Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, II, 89; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 91; El-

Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 135; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 539; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 390

1143 Nesâî, VII, Hasâis, 8487; Ahmed, Müsned, XVIII, 25597; Hâkim, El-Müstedrek,

VI,4726 BMT; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s.72; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,553

Page 304: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

304 Hz. Ali (kv) Bölümü

397- Hz. Âişe nakletti: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem vefat edeceği günde etrafında bulunanlara şöyle

buyurdu: “Bana Habibimi çağırın!” O’na Ebû Bekir (ra)’ı

çağırdılar. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, onun

geldiğini görünce, başını tekrar yastığına dayadı ve biraz sonra

şöyle buyurdu: “Bana Habibimi çağırın!” Ömer (ra)’ı çağır-

dılar. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ömer’i

görünce tekrar: “Habimi çağırın!” buyurdu.

Ben hazır olanlara dedim ki: “Vay halinize! Hemen

O’na Ali b. Ebî Tâlib’i çağırın! Allah’a yemin olsun ki,

başkasını istemiyor!”

Hz. Ali (kv) geldiğinde, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem onu görünce oturdu ve örtüsünü kaldırıp, Hz.

Ali (kv)’yi beraberinde örttü. Vefat edene kadar da onu kucak-

ladı. Vefat ettiğinde hâlâ kucağındaydı.” 1144

398- Benzer bir hadis: Abdullah b. Amru nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, hastalandığı za-

man hazır olanlara şöyle buyurdu: “Bana kardeşimi çağırı-

nız!” Hazır olanlar, Hz. Ebû Bekir’i çağırdılar. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, onun çağrıldığını görünce yü-

zünü başka tarafa çevirdi. Sonra yine: “Bana kardeşimi ça-

ğırın!” buyurduğunda Hz. Osman’ı çağırdılar. Ondan da yü-

zünü çevirince Hz. Ali (kv)’yi çağırdılar. Hz. Ali (kv), içeri girin-

ce Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, elbisesi ile

onu örttü ve kendisini Hz. Ali (kv)’nin elleri arasına bıraktı. Hz.

Ali (kv) dışarı çıktığında ona sordular ki: “Sana ne söyledi?”

Hz. Ali (kv) dedi ki: “Bana bin kapı öğretti ve her kapı, bin

kapı daha açar.” 1145

399- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bana bin ilim kapısı öğ-

retti. Her kapı da bin kapı açar.” 1146

1144

İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, III, 15; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 72;

Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 180; Harezmî, Menâkıb, s. 29

1145 Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 482; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 43

1146 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 484-485; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 114-

115

Page 305: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 305

400- Abdullah b. Abbas nakletti: “Resûlüllah (sav)’i yı-

kamak için toplandıkları evde; Ehl-i Beyt’inden Hz. Ali, Hz.

Abbas, oğulları Kusem ve Fadl, Üsâme b. Zeyd ve azatlısı

Sâlih vardı. Yıkamaya başlayacakları zaman, Ensâr’dan Evs b.

Havli ve Avf b. Hazrec oğullarından biri, Hz. Ali’ye hitaben:

“Ey Ali! Allah için diyorum, biz de Resûlüllah’a hizmet-

ten payımızı alalım!” dedi. Hz. Ali ona “İçeri gir!” buyurdu.

İçeri girdilerse de yıkamaya karışmadılar. Abbas, Kusem, Fadl

ve Ali, birlikte Resûlüllah (sav)’i çevirmekteydi. Üsâme ve

azatlısı Sâlih su dökmekteydi. Hz. Ali, Resûlüllah (sav)’i yıka-

maya başladı. Başka cenazelerde görülen akıntı ve benzeri

şeyler Resûlüllah (sav)’de yoktu. Hz. Ali yıkama işini bitirene

kadar: “Anam babam sana feda olsun; dirin de, ölün de

ne kadar temizdir” deyip durdu. Resûlüllah (sav)’i su ve sidr

ile yıkıyordu. Sonra onu kuruttular. Sonra iki beyaz ve Yemen

işi bir hırka ile olmak üzere üç giysi ile kefenlendi. Sonra Ab-

bas iki kişi çağırdı: “Biriniz Ebû Ubeyde b. Cerrah’a gitsin.

Biriniz de Ebû Talha el-Ensârî’ye gitsin.” Abbas onları gön-

derdikten sonra: “Allah’ım, Peygamber’in için sen seç!”

diye duâ buyurdu. Ebû Ubeyde’ye giden kişi onu yerinde

bulamadı. Ebû Talha’ya giden kişi onu buldu ve Ebû Talha,

Resûlüllah (sav) için mezar kazdı ve lahid yaptı.” 1147

401- Emirü’l-Mü’minin Hz. Ali (kv) şöyle anlattı:

“Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem vefat

edince, vasiyeti üzerine mübarek vücudunu ben yıkadım.

Benden başka kim onun vücuduna baksa kör olurdu.

Yıkarken sanıyordum ki, gaipten bana üç kişi yardım

ediyordu. Vücudunda hiçbir kusur bulamayınca: “Anam

babam sana feda olsun! Canlıyken de, mevt halindeyken

de; ne kadar güzelsin! Ne kadar güzel kokuyorsun!” de-

dim. O gün yeryüzü karanlık oldu. 1148

Peygamberimizin

vücudunu defnettikten sonra şöyle bir nida duyduk: “Es

selâmü aleyke ya Ehle’l-Beyt-i Resûlüllah ve rahme-

tullâhi ve berekâtühü!” 1149

1147

Ahmed, Müsned, VI, 8475; İbn Sa’d, Tabakât, II, 280/299; İbn Kesîr, El-Bidâye,

V, 441

1148 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4453 BMT

1149 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 118; Sevgilinin Bahçesi, s. 319

Page 306: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

306 Hz. Ali (kv) Bölümü

402- Hz. Ali (kv), Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemi yıkadığı zaman ölüde aradığını (necâset) O’nda da

aradı, ancak aradığını bulamadı. Ve: “Babam sana feda ol-

sun, sen çok temizsin. Hayattayken temizdin, mevt ha-

linde de temizsin.” buyurdu. 1150

403- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ali’den başka hiçbir Müslümanın avret yerimi

görmesi helâl değildir.” 1151

404- Hz. Peygamber (sav)’in naaşı, sidr yaprağı ve saf

su ile üç defa yıkandı. Pazartesi günü vefat etmişti. Salı günü

Ashâb-ı Kiram kısım kısım gelip cenaze namazını kıldılar. 1152

Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Hiç kimse Resûlüllah (sav)’in

üzerine imamet etmesin. Zira o hem hayatında, hem de

vefatında sizin imamınızdır.” 1153

Hz. Ali (kv) Yüzünden, İki Grup İnsan Helâk Olacaktır

405- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Senin durumun İsa

(as)’a benzer. Yahudiler, ona kin besleyip, düşman oldu-

lar. Mübarek annesi Meryem’e iftira ettiler. Hıristiyanlar

da, onu aşırı bir sevgiyle yükselttiler. Ona yakışan dere-

ceden daha yüksek bir makama çıkardılar.” Hz. Ali (kv)

bu hadisi şöyle açıkladı: “Benim yüzümden iki grup insan

helâk olacaktır. Birincisi; benim hakkımda aşırıya kaçıp,

bende olmayan vasıfları bana yakıştırarak beni övenler-

dir. İkincisi de bana kin besleyip, düşmanlık yapıp, bana

iftira atmaya kadar götürenlerdir.” 1154

1150

İbn Mâce, Cenaze, IV, 10, 1467; Zehebî, Tarihü’l-İslam, II, 337

1151 İbn Sa’d, Tabakât, II, 280; Zehebî, Tarihü’l-İslam, II, 337; İbnü’l Megâzilî,

Menâkıb, s. 93

1152 İbn Mâce, Cenaze, IV, 65, 1628

1153 Ahmed, Müsned, VI, 8538; Sevgilinin Bahçesi, s. 319; İbn Sa’d, Tabakât, II, 293.

Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin cenazesi, yıkanması ve gömülmesi ile

ilgili geniş bilgi için baknz: A. Köksal, İslam Tarihi, XVIII, 98-104

1154 Nesâî, VII, Hasâis, 8434; Ahmed, Müsned, XIX, 27516; Hâkim, El-Müstedrek, IV,

4680 BMT; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3970; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 396; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VII, 548; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, 36399; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 23; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 133 / s. 282; Cevdet Paşa, Kısâs-ı

Enbiyâ, I, 597

Page 307: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 307

406- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Bazı insanlar beni

seviyorum sandıklarından, bazı insanlar da gerçekten

beni sevmediği için ateşe atılacaktır.” 1155

Hz. Ali (kv)’nin Kur’ân’ın Te’vili (Yorumlanması) İçin

Savaşması

407- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin dışarı çıkmasını bekliyorduk. Dışarı

çıkınca ayakkabısının kayışı koptu. Tamir için Hz. Ali (kv)’ye

verdi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Ben Kur’ân’ın inişi sebebiyle savaştım, aranızdan

biri de, bu Kur’ân’ın hükümlerinin te’vîli (yorumlanması)

için savaşacak.” Hazır olanlar bu şerefe nail olmak istediler;

Hz. Ebû Bekir (ra): “O adam ben miyim, Ey Allah’ın

Resûlü?” dedi.

Hz. Ömer (ra): “O adam ben miyim, Ey Allah’ın

Resûlü?” dedi.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki:

“Hayır siz değilsiniz! O adam ayakkabılarımı tamir

edendir.” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, ayak-

kabılarını tamir için Hz. Ali (kv)’ye vermişti. 1156

408- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu “Yâ Ali! Ben

Kur’ân’ın tenzili (inişi) sebebiyle savaştım. Sen de, bu

Kur’ân’ın hükümlerinin te’vîli (yorumlanması) için sava-

şacaksın!” 1157

409- Ebû Zerr nakletti: Bir gün Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem ile beraberdik. Bize buyurdu ki: “Nef-

sim kudreti elinde olan Allah’a yemin olsun ki; içinizde

1155

Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 38

1156 Nesâî, VII, Hasâis, 8488; Ahmed, Müsned, XIV, 21287; Hâkim, El-Müstedrek, IV,

4675 BMT; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 54-55 / s. 298; El-Kilâbî, Müsned, Hadis 23;

Harezmî, Menâkıb, s. 183; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 114; Zehebî, Tarihü’l-İslam,

VI, 404; Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 76; İbn Hibban, II, 467; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VI, 298 / VII, 555; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 282; Kundûzî, Yenâbiül

Mevedde, s. 48

1157 Ahmed, Müsned, XIV, 21286; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 613; El-

Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 281; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 45; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 561

Page 308: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

308 Hz. Ali (kv) Bölümü

bir adam vardır ki, benden sonra Kur’ân hükümlerinin

te’vîli (yorumlanması) için savaşacak! Tıpkı benim

Kur’ân’ın inişinde müşrikler ile savaştığım gibi. Kendisi

“Lâ ilâhe illallah” diyenlere karşı savaşacaktır. Bu du-

rum insanlara ağır gelip Allah’ın velisine karşı çıkacak-

lardır. Tıpkı zamanında Mûsa (as)’ın Hızır (as)’a karşı

çıktığı gibi. Geminin delinmesine, çocuğun öldürülmesi-

ne ve duvarın doğrultulmasına karşı çıkması gibi.” Ebû

Zerr şöyle açıkladı: “Bu Hadis-i Şerif’teki kişi, Ali b. Ebî

Tâlib’dir.” 1158

Resûlüllah (sav)’in Hz. Ali (kv)’nin Başına Gelecekleri

Bildirmesi

410- Hz. Ali (kv)’nin künyelerinden biri de Ebû Reyha-

neyn’dir. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, vefa-

tından üç gün önce Hz. Ali (kv)’ye şöyle buyurdu: “Yâ Ebû

Reyhaneyn! Sana vasiyet ederim ki, bu iki reyhanı koru-

yasın. Bunların biri Hasan, diğeri Hüseyin’dir. Yâ Ali!

Yakında senin iki rüknün yıkılacak ve iki azan kesilecek-

tir.”

Hz. Ali (kv), Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lemin bu sözlerini şöyle yorumladı: “Resûlüllah (sav)’in ve-

fatından sonra çok büyük bela ve musibetler üstüme

yürüdü. O’nun ve Fâtıma’nın vefatı yıkılan iki rüknüm-

dür. Hasan ve Hüseyin’in şehâdet haberini Resûlüllah

(sav)’den işitmem de iki azamın kesilmesidir.” 1159

411- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem bana şöyle haber verdi: “Ümmet, benden son-

ra, sana karşı vefasız olup sözünde durmayacak, ihanet

edecektir.” 1160

412- Hayyan el-Esedî, Hz. Ali’den nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bana şöyle haber verdi:

1158

Harezmî, Menâkıb, s. 44

1159 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 401; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 203-204

1160 Hatîb Bağdâdî, XI, 216; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4731 / VII, 4740 BMT; İbn

Âsâkir, Târîhu Dımaşk, III, 115; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 617; El-Askalânî,

El-Metâlib, III, 3946; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 299 / VII, 511

Page 309: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 309

“Benden sonra ümmet, sana verdiği sözünde durmaya-

caktır. Sense benim dinim üzere yaşayacak, Sünnet’im

üzere öldürüleceksin. Seni seven beni sevmiş olur. Sana

düşmanlık eden bana düşmanlık etmiş olur. Şüphesiz bu

(sakalını gösterip), bundan akan kanla (başını gösterip)

boyanacaktır.” 1161

413- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bu-

yurdu ki: “Ey Ali! Benden sonra çok sıkıntı ve zorluk gö-

receksin!” Hz. Ali (kv) sordu ki: “Ey Allah’ın Resûlü! Din

üzere selâmetimden dolayı mı zorluk ve sıkıntı görece-

ğim?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Evet”

buyurdu. 1162

414- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Sizler; bana sövme-

ye, benden uzaklaşmaya ve beni inkâr etmeye zorlana-

caksınız!” 1163

*- Arkadaşlarına yaptığı bir konuşmada Hz. Ali (kv) şöy-

le buyurdu: “Benden sonra yutağı geniş, karnı büyük bir

kimse size galip gelecek. Bulduğunu yer, bulamadığını

ister. Onu öldürün! Ama öldüremeyeceksiniz. İyi bilin ki

sizden bana sövmenizi ve beni reddetmenizi isteyecek.

Bana sövün, bu benim için bir arınma, sizin için bir kur-

tuluştur. Reddetmeye gelince, beni reddetmeyin. Ben

fıtrat üzere doğdum, imanda ve hicrette öne geçtim.” 1164

415- Hz. Ali (kv) nakletti: Bir gün Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem ile birlikte Medine’deki bahçelerin

yanından geçiyorduk. Güzel bir bahçenin yanından geçerken

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme diyordum ki:

“Bundan daha güzel bahçe bulunmaz!” Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem de: “Cennette sana bundan

daha güzeli vardır!” buyuruyordu. 1165

Böylece yedi bahçe-

nin yanından geçtik. Ben hep aynı şeyleri Resûlüllah (sav)’e

1161

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4740

1162 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4732 BMT; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 34; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 617

1163 Belâzürî, El-Ensab, II, 119

1164 Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 69

1165 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4727 BMT

Page 310: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

310 Hz. Ali (kv) Bölümü

söyledim. Resûlüllah (sav) de hep: “Senin için cennette, bu

bahçelerden daha güzeli vardır!” buyurdu.

Yolda tenha bir yere vardığımızda Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem boynuma sarılıp, içli içli hıçkırarak

ağlamaya başladı. Dedim ki: “Ey Allah’ın Resûlü! Seni ağ-

latan nedir?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

bana buyurdu ki: “Bazı adamların göğsündeki sana karşı

olan kin ve nefretinden dolayı ağlıyorum. Bu kimseler,

kalplerindekini benden sonra sana göstereceklerdir!”

Ben dedim ki: “Ey Allah’ın Resûlü bunların bana karşı

yaptıkları dinimdeki selâmetimden dolayı mı olacak?”

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki:

“Evet, dinindeki selâmetinden dolayı olacak!” 1166

Hz. Ali (kv) ve Hilâfet

416- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, bana buyurdu ki: “Sen Kâbe’nin konumun-

dasın. Sana gelirler, sen gitmezsin. Eğer bu toplum sana

gelip, hilâfeti teslim ederlerse kabul et. Vermezlerse bı-

rak yanlarına gitme, tâ ki onlar sana gelsin.” 1167

417- Huzeyfe nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, bana buyurdu ki: “Eğer Ali’yi halife yaparsa-

nız, ancak böyle yapacağınızı zannetmiyorum, onu

hidâyete eren ve hidâyete erdiren, sizi nurlu ve aydınlık

yolda götüren birisi olduğunu görürsünüz.” 1168

418- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her kim, benden sonra halifelik için, Ali’ye

karşı kötülük ve savaş içinde olursa dinden uzaklaşmış

olur. Aynı zamanda Allah ve Resûlü’ne karşı savaşmış

gibidir. Her kim, Ali hakkında şüpheye düşerse dinden

uzaklaşmış olur.” 1169

1166

Hatîb Bağdâdî, XII, 398; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 325; El-Askalânî, El-

Metâlib, III, 3960; Harezmî, Menâkıb, s. 26; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 118;

Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 294; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 45

1167 İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 112; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 193; Şems-i

Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 295; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 596

1168 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 406

1169 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 46

Page 311: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 311

419- Arface nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Pek yakında çok fitneler, çok

fesadlar olacak. Kim ki, bu ümmeti bir baş altında top-

luyken ayırmak isterse, kim olursa olsun onu kılıçla vu-

run, öldürün!” 1170

420- Ebû Zerr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim halifelik için, Ali ile

savaşırsa onu öldürünüz!” 1171

421- Abdullah b. Amr nakletti: “Kim bir halifeye biat

etmişse, ona olanca gücüyle bağlansın ve itaat etsin.

Eğer bundan başka bir halife çıkıp da birincisine karşı

isyan ederse, ikincisinin boynunu vurun.” 1172

422- Abdullah b. Abbas nakletti: Ali b. Ebî Tâlib,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin vefatından ön-

ceki hastalığında yanından çıkınca halk: “Ey Ebû’l Hasan!

Resûlüllah nasıl sabahladı?” diye sordular. Hz. Ali: “Al-

lah’a hamdolsun iyi geçti” dedi. Abbas b. Abdülmüttalib,

Hz. Ali’nin elini tutup şöyle dedi: “Sence Resûlüllah bu has-

talığından vefat etmez mi? Ben Abdülmüttaliboğulla-

rı’nın ölüm zamanındaki yüzlerini biliyorum. Haydi,

Resûlüllah’a gidelim de, hilâfet işinin kimde olacağını

O’na soralım. Eğer hilâfet işi bizde olacaksa bunu öğ-

renmiş oluruz. Eğer bizden başkasında ise bunu konuşa-

lım da bu işi bize vasiyet etsin.” Bunun üzerine Hz. Ali

(kv): “Vallahi biz bunu sorar da; Hz. Peygamber sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem hilâfeti bize vermezse,

ondan sonra hiçbir zaman insanlar hilâfeti bize vermez-

ler. Vallahi asla bunu Resûlüllah’a sormam!” dedi. 1173

1170

Müslim, Emirlik 59 / VIII, 469; Ahmed, Müsned, XIX, 27296; Râmûz el-Ehâdis, s.

140

1171 Münâvî, Künüz el-Hakâik, II, 114

1172 İbn Mâce, Fitne, X, 9, 3956; Ahmed, Müsned, XVIII, 25655; Nesâî, VII, 7766

1173 Ahmed, Müsned, XVIII, 25575; İbn Sa’d, Tabakât, II, 249; Zehebî, Tarihü’l-İslam,

II, 351; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 393

Page 312: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

312 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv)’nin Savaşması Emredilen Toplumlar ve Kö-

tüleri Öldüreceğinin Haber Verilmesi

423- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Ümmü Seleme’nin

evinde Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yanın-

daydım. Hz. Ali (kv) geldiğinde, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ümmü Seleme; bu gelen,

Nâkislere (ahitlerini bozanlara), Gâsidlere (hak yoldan

sapıp zulmedenlere) ve Mâriglere (dinden çıkanlara) kar-

şı savaşıp, onları öldürendir.” 1174

424- Câbir el-Ensârî ve Ebû Zerr el-Gıffârî nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Bu Ali, iyi ve temiz insanların imamı ve kötü kimseleri

öldürendir! Ona yardım eden, Allah tarafından yardım

görecektir! Ona karşı düşmanlık edeni ise, Allah değer-

siz kılacaktır!” 1175

425- Câbir b. Abdullah nakletti: Hudeybiye günü,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin Ali’nin elinden

tutup şöyle buyurduğunu duydum: “Bu, takvâ sahiplerinin

emiri ve kâfirleri öldürendir. Ali’ye yardım eden, Allah

(celle celâlühü) tarafından yardım görecektir. Onu hor

görmek isteyenler de Allah (celle celâlühü) tarafından

horlanacaktır. Hak Ali ile beraber ve onu takip etmekte-

dir. Bu yüzden her zaman onunla beraber olun!” 1176

426- Benzer hadis: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem Ümmü Seleme annemizin evindeyken kapı çalındı.

Ümmü Seleme kapıyı açınca Hz. Ali (kv)’nin geldiğini gördü.

Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Ümmü Seleme’ye buyurdu ki: “Ali’nin huyu huyum, eti

etim, kanı kanım, kendisi ilmimin bulunduğu yerdir.

1174

Es-Salebî, Kısâsül Enbiyâ, s. 240; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, III, 163; Muhibüddin

Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 110; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra, II, 240; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 110

1175 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4699 BMT; El-Sabbağ, Fusülü’l-Mühimme, s. 122-123;

Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 66; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 30; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-

Ummâl, II, 602; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 285; Münâvî, Künüz el-Hakâik, II,

17; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 65

1176 Hatîb Bağdâdî, II, 377; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 80; Harezmî, Menâkıb, s. 111

Page 313: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 313

Benden duy ve şâhid ol ki: Ali, benden sonra ahdi bozan-

lara, hak yoldan sapıp zulmedenlere ve dinden çıkanlara

karşı savaşıp onları öldürendir. Benden duy ve şâhid ol

ki: Allah’a yemin olsun ki; Ali, Sünnet’imi ihya edendir.

Benden duy ve şâhid ol ki: Bir kul, Allah’a bin yıl ibadet

etse, bin yıl daha Kâbe’de Rükün ve Makâm arasında

bulunsa, sonra da Ali’ye kin ve düşmanlık beslediği hal-

de Allah’ın huzuruna çıkarsa; Allah (celle celâlühü), o

kişiyi burnu üzere cehennemin içine dökecektir!” 1177

427- Benzer hadis: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ümmü Seleme, benden duy ve

şâhid ol! Bu Ali, dünya ve âhirette kardeşimdir. Kendisi

dünyada sancağımın taşıyıcısı, âhirette de Livâ-i

Hamd’ın taşıyıcısıdır. Bu Ali benim vâsîm, bana lazım

olacak işlerimi yerine getirecektir. Münâfıkları cennette-

ki havuzumun başından kovacak olandır. Ey Ümmü Se-

leme! Bu Ali, Müslümanların seyyidi, takvâ sahiplerinin

imamı, elleri ve ayakları temiz olanların önderidir. Ken-

disi; ahdi bozanlara, hak yoldan sapıp zulmedenlere,

dinden çıkanlara karşı savaşıp onları öldürendir.” Ümmü

Seleme sordu ki: “Ey Allah’ın Resûlü! Ahdi bozanlar kim-

ler?” “Onlar, Medine’de Ali’ye biat edip, Basra’da ahdi

bozanlardır.” Ümmü Seleme tekrar: “Hak yoldan sapıp

zulmedenler kimlerdir?” Resûlüllah (sav), buyurdu ki: “On-

lar, Ebû Süfyân’ın oğlu ve Şam’daki yardımcılarıdır.”

“Ey Allah’ın Resûlü! Dinden çıkanlar kimler?” “Onlar

Nehrevan Ashâbı’dır.” 1178

428- Ebû Eyyüb el-Ensârî nakletti: Emirü’l-Mü’minin Ali

b. Ebî Tâlib, Nehrevan Savaşı gününde şöyle buyurdu: “Ahdi

bozanlara (Talha, Zübeyr ve Âişe), hak yoldan sapıp zul-

medenlere (Muâviye ve toplumuna) ve dinden çıkıp hü-

kümlerine uymayanlara (Hâricîler) karşı savaşmamı

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bana em-

retti.” 1179

1177

İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, III, 165; Harezmî, Menâkıb, s. 43-44

1178 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 81

1179 Hatîb Bağdâdî, VIII, 340-341; İbn Abdilber, El-İsti’âb, s. 1117; İbn Âsâkir, Târîhu

Dımaşk, III, 169; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 115; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 480;

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 550

Page 314: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

314 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hâkim, rivâyetinde Ebû Eyyüb el-Ensârî, Hz. Ömer dev-

rinde: Resûlüllah (sav)’in Hz. Ali’ye bu toplumlarla savaşması-

nı emrettiğini bizzat duyduğunu; Kimin safında savaşacağız?

diye sorduğunda, Resûlüllah (sav): “Ali b. Ebî Tâlib’in sa-

fında” buyurduğunu nakletmektedir. 1180

Hadisi rivâyet eden, Ebû Eyyüb el-Ensârî kendi kulakla-

rı ile Hz. Ali (kv)’ye söylenenleri duyduğu için, bütün savaşlara

Hz. Ali (kv)’nin yanında katılmıştır.

429- Hz. Ali (kv), Sıffîn Savaşı’na katılmakta tereddüt

gösterenlere şöyle buyurdu: “Ahdi bozanlarla, Hak’tan sa-

pıp zulmedenlerle, cemaatten ayrılanlarla savaşmakla

emrolundum.” 1181

Ebû Nuaym dedi ki: “Ahdi bozanlar, Cemel Sava-

şı’nda Ali’ye karşı savaşanlardır. Hak yoldan sapıp zul-

medenler ise Sıffîn Savaşı’nda Ali’ye karşı savaşanlardır.

Dinden çıkanlar ise Nehrevan’da Ali’ye karşı savaşanlar-

dır.” 1182

430- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Sen benden sonra; ahdi bozanlara kar-

şı, hak yoldan sapıp zulüm edenlere ve dinden çıkanlara

karşı savaşacaksın!” 1183

*- Hz. Ali (kv) kendi hilâfeti döneminde yukarıdaki hadi-

si okuduğu zaman hazır olanlardan biri sordu: “Ey

Mü’minlerin Emiri! Ahdi bozanlar kimlerdir?” Hz. Ali (kv)

şöyle açıkladı: “Ahdi bozanlar, Cemel Vak’ası’nda bana

karşı bulunanlar, hak yoldan sapıp zulüm edenler Şam

ehli ve Muâviye’dir. Dinden çıkanlar ise Hâricîler’dir.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bunlara

karşı savaşmamı bana emretti.” 1184

431- Ali b. Rabia nakletti: Hz. Ali (kv)’nin şu minber

üzerinde şöyle dediğini işittim: “Resûlüllah (sav) benden şu

1180

Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4729-4730; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 480

1181 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 550

1182 Belâzürî, El-Ensab, II, 138

1183 İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 112-118; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 39

1184 Harezmî, Menâkıb, s. 110-111; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 480; Ali el-Muttakî,

Müntehab, V, 39

Page 315: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 315

hususta ahit (söz) aldı. Bana biatını bozanlarla (Nâkis-

ler), zalim zorbalarla (Gâsidler), dinden çıkanlarla

(Mâriglerle) savaşmamı emretti.” 1185

432- Ammâr b. Yâsir şöyle dedi: “Ben biatını bozan-

larla, zalim zorbalarla ve dinden çıkan kimselerle sa-

vaşmakla emredildim.” 1186

433- Ebî Râfi nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ebî Râfi! Benden sonra

bir toplum, Ali’ye karşı savaşacaktır. O topluma karşı

savaşmak Allah tarafından haktır. Her kim, o topluma

karşı eli ile savaşmaya muktedir değil ise dili ile savaş-

sın. Dili ile savaşmaya muktedir değil ise kalbi ile savaş-

sın…” 1187

434- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Azgın ve âsi bir toplum sana karşı sa-

vaşacaktır. Sen de hak üzerinde olacaksın. O gün sana

yardımcı olmayan benden değildir!” 1188

435- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem biz Ashâb’ına; ahdi bozanlara, hak

yoldan sapıp zulmedenlere ve dinden çıkanlara karşı savaş-

mamızı emretti. Bizler sorduk: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu top-

lumlara karşı kimin safında savaşacağız?” Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Onlara karşı

Ali b. Ebî Tâlib’in safında savaşacaksınız ve Ali’nin sa-

fında olan Ammâr b. Yâsir, karşı tarafça öldürülecektir.”

1189

1185

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4461-4462

1186 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4463

1187 El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 134; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 613

1188 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, III, 171; Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 33; Ali el-

Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 613

1189 Hâkim’den; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 114; Harezmî, Menâkıb, s. 122; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VII, 480

Page 316: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

316 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv), İhtilâf Zamanında Hak ile Bâtılı Ayırt Eden-

dir

436- Ebû Zerr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bu Ali, bana ilk iman eden

ve benimle kıyamet gününde ilk musâfahalaşacak olan-

dır. Bu Ali, en büyük sâdık, hak ve bâtılı birbirinden

ayırt eden ümmetimin fârukudur. Kendisi mü’minlerin

melikidir, mal ise zalimlerin melikidir.” 1190

437- Ebû Zerr el-Gıffârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin Ali’ye hitaben şöyle buyurduğunu

kendim duydum: “Sen en büyük sâdıksın. Hak ile bâtılı

ayırt edecek fâruksun. Sen dinin seyyidi ve emirisin!” 1191

438- Enes b. Mâlik nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Ümmetimin ben-

den sonra ihtilâfa düştüğü konularda, sen açıklama ya-

pacaksın!” 1192

439- Enes b. Mâlik nakletti: Bir gün Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin hizmetindeyken bana buyur-

du ki: “Ey Enes! Abdest almam için bana su dök!” Sonra

iki rekât namaz kıldı ve bana buyurdu ki: “Ey Enes! Bu evin

kapısından ilk giren Mü’minlerin Emiri, Müslümanların

seyyidi, elleri ve ayakları temiz olanların önderi ve

vâsîlerin sonuncusudur.” 1193

Ben kendi kendime gizli dedim

ki: “Ey Allah’ım, Ensâr toplumundan bir adam gönder!”

diye duâ ettim. Ancak Ali geldi ve Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem: “Gelen kimdir?” diye sordu. Ben dedim ki:

“Ali geldi.” Bunu duyan Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem müjdeleyici olarak ayağa kalktı. Ali’nin boynuna

sarıldı, kendi terini sildi. Ali’nin yüzündeki teri kendi mübarek

yüzüyle sildi. Bu durumu gören Ali dedi ki: “Önceden bana

1190

Bu bölümde 119. Hadis’in tekrarıdır.

1191 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 56; Muhibüddin Taberî, Riyâdü’n-Nadıra,

II, 155

1192 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4678 BMT; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 488; Ali el-

Muttakî, Müntehab, V, 33; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 615; Münâvî, Künüz el-

Hakâik, II, 192

1193 İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 259

Page 317: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 317

karşı yapmadığını şimdi mi yapıyorsun, Ey Allah’ın

Resûlü?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyur-

du ki: “Bunu sana karşı yapmaktan beni kim alıkoyabilir?

Sen benden sonra benim yerimi edâ edecek olan, sesimi

ümmetime duyuran ve ihtilâfa düştükleri konuda onlara

doğru yolu gösterip açıklama yapansın!” 1194

440- Ebû Leyla el-Gıffârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benden sonra bir

fitne olacak. O fitne olduğunda, Ali b. Ebî Tâlib’in tara-

fını tutun! Zira kendisi hak ile bâtılı ayırt edecek olan

fâruktur.” 1195

441- Ebî Sahile nakletti: Ben ve Selman-ı Fârisî; Rabe-

ze’ye Ebû Zerr’i ziyarete gittik. Ebû Zerr, bizlere buyurdu ki:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurdu-

ğunu duydum: “Yakında bir fitne olacak, eğer sizler o

günü görürseniz, Allah’ın Kitabı’na ve Ali b. Ebî Tâlib’e

tutunun. Zira Ali, bana ilk iman eden, benimle cennette

ilk musâfaha edecek olan ve mü’minlerin arı beyidir.” 1196

442- Huzeyfe b. Yemân nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benden sonra bir-

takım emirler gelecek ki, onlar benim yolumda gitmez-

ler. Âdetimi de âdet etmezler. Onlardan birtakımının

kalpleri insan sûretinde şeytan kalbidir.” Hz. Huzeyfe

dedi ki: “O zaman yetişirsem nasıl yapayım?” Efendimiz

(sav) buyurdu ki: “Emir-i Âzam’a itaat et. (O, Ali’dir.) Sır-

tına vurup lokmanı alsa bile.” 1197

1194

Hadisin tamamını nakledenler: Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 385; Harezmî,

Menâkıb, s. 42; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 135

1195 Harezmî, Menâkıb, s. 57; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 612; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 233; Râmûz el-Ehâdis, s. 304

1196 Belâzürî, El-Ensab, II, 118; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, III, 123

1197 Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8580 BMT; Râmûz el-Ehâdis, s. 303

Page 318: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

318 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali (kv), Nereye Dönerse Dönsün Hak İle Beraberdir

443- Ka’b b. Ucre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ümmetimin içinde ayrılık

ve ihtilâflar olacak! O zaman Ali ve ashâbı hak üzerinde

olacaklar!” 1198

444- Ümmü Seleme annemiz ve Hz. Ali (kv) nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Allah (celle celâlühü), Ali’ye rahmetini ihsan etsin! Ey

Allah’ım! Ali, her nereye dönerse dönsün hakkı onunla

beraber kıl!” 1199

445- Ümmü Seleme annemiz nakletti: “Ali hak üzere-

dir. Her kim ona tâbi olursa haktan yana olur. Her kim

onu terk ederse hakkı terk etmiş olur. Bu bir ahid (ga-

ranti)dir ki; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

tarafından konulmuştur.” 1200

446- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Ali, hak üzerin-

dedir. Her kim onun arkasından gittiyse Hakk’a uymuş-

tur. Her kim Ali’yi terk ettiyse, Hakk’ı terk etmiştir.” 1201

447- Ebû Ya’lâ, Ebû Saîd el-Hudrî’den nakletti: Bir gün

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem evinde Ashâb’ı ile

birlikte oturuyorlardı, buyurdu ki: “Sizin en hayırlınız ver-

dikleri sözde durup, güzel davrananlardır. Allah (celle

celâlühü), takvâ ve kerem sahiplerini sever.” Bu esnada

Hz. Ali (kv) oradan geçiyordu. Onu işaret ederek, ileride çıka-

cak fitneleri hatırlatarak şöyle buyurdu: “Hak bununla bera-

berdir. Hak bununla beraberdir.” 1202

1198

Ali el-Muttakî, Müntehab, V, 34; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 621; Râmûz

el-Ehâdis, s. 258

1199 Tirmîzî, Menâkıb 20, 3714 / III, 554; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4686 BMT; Ha-

rezmî, Menâkıb, s. 56, 223; Hatîb Bağdâdî, XIV, 321; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s.

112-118; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, III, 119; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, V, 30;

Münâvî, Künüz el-Hakâik, I, 121; Râmûz el-Ehâdis, s. 289; Kundûzî, Yenâbiül Me-

vedde, s. 55

1200 Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, s. 217

1201 El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IX, 134-135

1202 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3974; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 244; Ali el-Muttakî,

Kenzü’l-Ummâl, II, 621; Râmûz el-Ehâdis, s. 203

Page 319: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 319

Ashâb’dan Bazılarının Yoldan Çıkacağının Bildirilmesi

448- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kevser Havuzu’mun başına tanıdığım

Ashâb’ımdan bir topluluk geldiğinde, benden uzaklaşıp

kaybolacaklardır! Bunu gördüğümde diyeceğim ki: “Ya

Rabbi! Bunlar benim Ashâb’ım!” Allah (celle celâlühü),

bana buyuracak ki: Sen bunların, senden sonra ne yap-

tıklarını bilmiyorsun!” 1203

449- Ebû Saîd el Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Âhirette:

“Ashâb’ım! Ashâb’ım!” dediğim zaman “Senden sonra

neler yaptıklarını bilmiyorsun” denilecek. İşte o zaman

ben de: “Benden sonra hallerini değiştirenler benden

uzak olsun, uzak dursun” diyeceğim.” 1204

450- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Bana olan ahidlerini bozanlar, benim Ehl-i

Beyt’imi katledenler, Kevser Havuzu’mdan içemezler!”

1205

451- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem minberde şöyle buyurdu: “Bazı kim-

selere ne oluyor ki, benim akrabalığımdan bir şey çık-

maz diyorlar. Hayır, Allah’a yemin olsun benim akraba-

lığım dünyada da, âhirette de geçerlidir. Ey İnsanlar,

bilin ki ben sizden önce havuz başına varmış olacağım.

Ben oraya vardığım vakit birtakım insanlar: “Ey Allah’ın

Resûlü!” şeklinde bana seslenmeye başlayacaklar. Ben

de: “Ben sizleri tanıdım fakat siz benden sonra olmaya-

cak şeyleri ortaya koydunuz. Gerisin geri, arkaya döndü-

nüz.” diyeceğim.” 1206

1203

Müslim, Fazilet 40 / X, 80; Ahmed, Müsned, I, 825; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 134

1204 Ahmed, Müsned, XVI, 23854

1205 Kütüb-i Sitte, IV, 411

1206 Hâkim, El-Müstedrek, IX, 7041 BMT

Page 320: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

320 Hz. Ali (kv) Bölümü

Dört Büyük Halife’nin Ortak Faziletlerinden

452- İbn Enes nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Dört kişinin sevgisi, münâfık

olan bir kimsenin kalbinde birleşmez. Ancak mü’min

olan kimseler onları sever ki; Ebû Bekir, Ömer, Osman

ve Ali’dir.” 1207

453- Benzer bir hadiste, Peygamberimiz sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali’yi sevmek ve Ebû

Bekir ile Ömer’e buğz etmek, bir mü’minin kalbinde bir-

leşmez.” 1208

454- Enes b. Mâlik nakletti: Resûl-ü Ekrem (sav) ile bir-

likte mescidde otururken Hz. Ali geldi. Oturacak bir yer aradı.

Peygamberimiz (sav) de Ashâb’dan Ali’ye kim yer verecek

diye Ashâb’ına baktı. Hz. Ebû Bekir (ra): “Yâ Ebû’l Hasan

buraya!” diyerek yer verdi. Bunun üzerine Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Yâ Ebâ Be-

kir! Fazilet ehli olan kimseye; faziletli davranmayı, an-

cak faziletli kişi bilir.” 1209

455- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi veselleme: “Ey Allah’ın Resûlü! Senden sonra kimi

başımıza idareci olarak seçelim?” diye soruldu. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, şöyle buyurdu: “Ebû Be-

kir’i kendinize emir edinirseniz, ona güvenilir, inanılır.

Dünyadan yüzünü çevirmiş ve âhirete kalbini yöneltmiş

bir kimse olduğunu göreceksiniz! Ömer’i emir edinirse-

niz, onu güçlü, kendisine inanılır, Allah’ın buyruklarına

karşı hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmediğini

göreceksiniz! Ali’yi emir edinirseniz, seçeceğinizi zan-

netmiyorum ama, kendisine tâbi olanlara doğru yol gös-

terici ve kendisinin de doğru yolda bir kimse olduğunu

göreceksiniz!” 1210

1207

İbn Âsâkir’den; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4026; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ,

s. 191

1208 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 348

1209 İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 552; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 395; Şems-i

Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 352

1210 Beyhakî ve Zehebî Bezzar’dan; Ahmed, Müsned, XIX, 27014; El-Askalânî, El-

İsâbe, s. 89; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4491-4492 BMT; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

554; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 128

Page 321: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 321

456- Hz. Ömer (ra) halifeliğinin son zamanlarında Me-

dine’de bir bahçede uzanmış dinlenirken: “Kendisinden son-

ra yerine kimi halife seçeceklerini” etrafındakilere sordu.

Hz. Zübeyr ve Hz. Talha’yı söylediklerinde Hz. Ömer bundan

hoşlanmadı. Hz. Ali’yi söylediklerinde: “Yemin olsun, siz

Ali’yi halife tayin etmezsiniz. Andolsun siz onu halife

tayin ederseniz, hoşlanmasanız da sizi, hakkı uygulama-

ya zorlar.” Hz. Osman’ın anne bir üvey kardeşi Velid b. Uk-

be: “Senden sonra halifenin kim olacağını biliyoruz” de-

di. Hz. Ömer yerinden doğrulup: “Kimmiş o?” dedi. Velid:

“Osman b. Affan’dır” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle

dedi: “Osman’da bu mal sevgisi ve yakınlarını kayırma

var olduğu sürece bu iş nasıl olacak?” 1211

457- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem bana şöyle buyurdu: “Aziz ve celil olan Al-

lah’tan seni önce hilâfete geçirmesini üç kere istedim,

kabul etmedi. Ancak Hz. Ebû Bekir’i kabul etti.” 1212

458- Câbir el-Ensârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ebû Bekir Sıddık (ra)

vezirimdir ve benden sonra ümmetim üzerine halifemdir.

Ömer (ra) benim lisanım üzere konuşur. Ali (kv) amca-

mın oğludur, kardeşimdir, bayrağımın taşıyıcısıdır. Os-

man (ra) bendendir ve ben de ondanım.” 1213

459- Enes b. Mâlik ve Saîd b. Zeyd nakletti: “Hirâ Dağı

sallanınca Allah Resûlü sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Sakin ol Ey Hirâ! Şu anda senin üzerinde bu-

lunanlar bir Peygamber, ya bir sıddık, ya da iki şehittir.”

Dağda Hz. Peygamber, Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali,

Talha, Zübeyr, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebî Vakkas

ve ben vardık.” 1214

1211

El-Askalânî, El-Metâlib, II, 2038

1212 Râmûz el-Ehâdis, s. 293; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 295

1213 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 158; Râmûz el-Ehâdis, s. 9

1214 Buhârî, Fazilet 5, 3686; Müslim, Fazilet 6 / X, 291; Ebû Dâvud, III, 4648; Tirmîzî,

Menâkıb 19, 3696 / III, 545; Nesâî, VII, 8100; Ahmed, Müsned, XVIII, 26484; Hâkim,

El-Müstedrek, VIII, 5954; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4025; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 195. Rivayetlerde isim farklılıkları vardır.

Page 322: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

322 Hz. Ali (kv) Bölümü

460- Enes b. Mâlik nakletti: Peygamberimiz (sav) ile bir-

likte otururken, Ensâr’dan Ebû Ukâyl şöyle sordu: “Ey Al-

lah’ın Resûlü! Sizden sonra insanların en üstünü kim-

dir?” Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki:

“Ebû Bekir Sıddık’tır.” “Ondan sonra kimdir?” “Ömer’ül

Fâruk’tur.” “Ondan sonra kimdir?” “Osman b. Af-

fan’dır.” “Ondan sonra kimdir?” “Ali b. Ebî Tâlib’dir.”

Ebû Ukâyl: “Ey Allah’ın Resûlü! Amcanın oğlunu en sona

bıraktın. Oysa o senin kardeşindir?” dedi. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Vay sana Ey

Ebû Ukâyl! Benim peygamberlerin sonuncusu olmamın

ne zararı oldu ki, Ali’nin sonuncu olmasının ne zararı

olacak. Âdem (as) yaratıldığı zaman, Cenâb-ı Allah bana

kıyamete kadar gelecek bütün inananların sevabını ba-

ğışladı. Ebû Bekir’e de onu sevip halifeliğini kabul eden-

lerin, peygamberlik gelmesinden kıyamete kadar gelenle-

rin sevabı bağışlandı. Ali b. Ebî Tâlib’e de yeryüzünde

doğusundan batısına kadar, bütün ibadet edenlerin se-

vabı bağışlandı.” 1215

461- Hz. Ali (kv) ve Câbir el-Ensârî nakletti: “Ebû Be-

kir ve Ömer, nebîler ve resûller hariç, gelmiş ve geçmiş

bütün cennet halkının olgunlarının seyyidleridir. Ey Ali,

kendilerine bunu bildirme!” 1216

462- Abdullah b. Amr İbnü’l Âs nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem ile beraberken Ebû Bekir geldi

ve yanına girmek için izin istedi. Resûlüllah (sav) bana: “Gir-

mesine izin ver ve onu cennetle müjdele!” buyurdu. Sonra

Ömer gelip girmek için izin istedi. Resûlüllah (sav) bana:

“Girmesine izin ver, onu cennetle müjdele!” buyurdu.

Sonra Osman gelip girmek için izin istedi. Resûlüllah (sav)

bana: “Girmesine izin ver, onu da cennetle müjdele!”

buyurdu. Resûlüllah (sav)’e: “Ben ne olacağım?” diye sor-

duğumda, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Sen

babanla birlikte olacaksın!” buyurdu. 1217

1215

Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 301; M. N. Bursalı, Hz. Ali, s. 300

1216 Tirmîzî, Menâkıb 16, 3666 / III, 534; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 95/100; Ah-

med, Müsned, XVIII, 26417; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 43

1217 Ahmed, Müsned, XVIII, 26434

Page 323: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 323

463- Abdurrahman b. Ahnes, Kûfe Mescidi’nde Muğîre

b. Şu’be, Hz. Ali’ye dil uzatınca Saîd b. Zeyd’in şöyle söyledi-

ğini nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “On kişi cennettedir. Ebû Bekir cennettedir.

Ömer cennettedir. Osman cennettedir. Ali cennettedir.

Talha cennettedir. Zübeyr cennettedir. Abdurrahman b.

Avf cennettedir. Sa’d b. Ebî Vakkas cennettedir. Saîd b.

Zeyd cennettedir. Ebû Ubeyde b. Cerrah cennettedir.” 1218

464- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benden sonra bu ümmetin en hayırlısı; Ebû

Bekir, sonra Ömer, sonra Osman sonra da Ali’dir.” Mu-

hammed b. Hanefîyye demiştir ki: “Babam Ali (kv)’ye:

“Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemden sonra

bu ümmetin en hayırlısı kimdir?” diye sordum: “Ebû Be-

kir’dir” buyurdu. “Sonra kimdir?” dedim. “Ömer’dir” bu-

yurdu. Ondan sonra Osman diyeceğinden korktum; “Ondan

sonra sen misin?” dedim. “Ben, Müslümanlardan birisi-

yim” buyurdu.” 1219

465- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; bir

kişiye, birkaç deve yükü hurma verdi. O kişi: “Ey Allah’ın

Resûlü! Korkarım senden sonra bana bu şekilde bağış

yapan bulunmaz!” dedi. “Olur!” buyurdular. O kişi: “Sen-

den sonra kim olur?” diye sordu. “Ebû Bekir olacaktır!”

buyurdular. O kimse gitti, bunu Hz. Ali’ye söyledi. Hz. Ali (kv):

“Git sor ki, Ebû Bekir’den sonra kim olacaktır?” dedi. O

kişi tekrar sorunca: “Ömer b. Hattab olur!” buyurdular. O

şahıs yine Hz. Ali (kv)’ye gelip söyledi. Hz. Ali (kv):

“Ömer’den sonra kim olacaktır, sor!” dedi. O kişi tekrar

gitti ve sordu; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem:

“Osman ve Ali olacaklardır!” buyurdu. 1220

1218

Ebû Dâvud, III, 4649; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 133; Tirmîzî, Menâkıb 26,

3748 / III, 568; Nesâî, VII, 8153; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 324; Süyûtî,

Câmiu’s-Sağîr, I, 45; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 107; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

415. Aşere-i Mübeşşere

1219 Buhârî, Fazilet 5, 3671; Buhârî Tecrid Terc. IX, 337; Ebû Dâvud, III, 4629; İbn

Mâce, Mukaddime 11; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 360; M. Câmi, Şevâhidü’n-

Nübüvve, s. 166; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 174

1220 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 157

Page 324: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

324 Hz. Ali (kv) Bölümü

466- Abdullah b. Abbas nakletti: Hz. Ömer (ra); zama-

nında Medayin fethinden elde edilen ganîmetleri Resûlüllah’ın

Mescidi’nde açtı. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin geldiğinde

ganîmet malından babalarına verdiği miktar kadar verdi. Bu,

Bedir Ashâbı’na verilen miktardı. 1221

Kendi oğlu Abdullah

geldiğinde bunun yarısını verdi. Abdullah b. Ömer itiraz ede-

rek şöyle dedi: “Hasan ve Hüseyin daha Medine sokakla-

rında oynarlarken, ben savaşlarda Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin önünde kılıç vurdum. Niçin

bana onlara verdiğinin yarısını veriyorsun?” Hz. Ömer (ra)

bunun üzerine oğluna şöyle buyurdu: “Senin onun babası

Ali gibi baban mı var? Onun annesi Fâtıma gibi annen

mi var? Onun dedesi Resûlüllah gibi deden mi var? Onun

amcaları gibi amcan mı var?..” diyerek sözü uzattı. Bu sözü

Hz. Ali (kv) duyunca: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemin şöyle buyurduğunu duydum: Ömer, cennet

ehlinin ışığıdır.” Hz. Ömer bunu duyunca yanına Ashâb’dan

birkaç kişi alıp, Hz. Ali (kv)’nin evine geldi. Resûlüllah (sav)’in

söylediği: “Ömer, cennet ehlinin ışığıdır.” hadisi doğru mu

diye sordu. Hz. Ali (kv): “Evet, doğrudur.” dedi. Hz. Ömer

(ra): “Bunu bana yazıp versen!” dedi. Hz. Ali (kv), Besme-

le’den sonra: “Ömer b. Hattab, cennet ehlinin ışığıdır.”

diye yazdı. Hz. Ömer (ra), bu yazının kefenine konulması için

evlatlarına vasiyet etti ve böyle yapıldı. 1222

467- Hz. Ebû Bekir (ra) vefat edeceği zaman bir vasi-

yetnâme ile Hz. Ömer (ra)’ı kendi yerine halife tayin etti.

Pencereden de başını çıkararak hazır olan Ashâb’a:

“Ben sizin için bir seçim yaptım, razı mısınız?” diye sor-

du. Hazır olan Ashâb: “Razıyız!” dediler. Hz. Ali (kv): “Ömer

b. Hattab’dan başkasına razı olmayız!” dedi. Hz. Ebû Be-

kir (ra): “Hayırlı olsun!” buyurdu. 1223

1221

İbn Sa’d, Tabakât, VI, 412

1222 İbn Manzur, Muhtasar VII, 21; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, 1597; M. Câmi, Şevâhi-

dü’n-Nübüvve, s. 172

1223 Ahmed, Müsned, XIX, 27340; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 213; Cevdet

Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 336; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 171

Page 325: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 325

468- Hz. Âişe annemiz nakletti: Bir gün Resûl-ü Ekrem

(sav)’e: “İzin ver! Beni de vefatımda senin yanına koysun-

lar!” dedim. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bu-

yurdu ki: “Seni nasıl benim yanıma koyabilirler. Yanımda

Ebû Bekir, Ömer ve İsa b. Meryem vardır.” 1224

469- Enes b. Mâlik ve Abdullah b. Ömer nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Ümmetim içerisinde, ümmetime karşı en merhametlisi

Ebû Bekir’dir. Allah’ın dininde kâfir ve münâfıklara karşı

en şiddetlisi Ömer’dir. En hayâlısı Osman’dır. Hak ve

bâtılı ayırt etmek bakımından en güzel hüküm vereni de

Ali’dir.” 1225

“En güzel Kur’ân okuyanı Übey b. Ka’b’dır.

Helal ve haramı en iyi bilen Muaz b. Cebel’dir. Miras

ilmini en iyi bilen Zeyd b. Sâbit’tir. Şüphesiz her ümme-

tin bir emini vardır, bu ümmetin emini de Ebû Ubeyde b.

Cerrah’tır.” 1226

470- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah; Ebû Bekir’e merha-

met etsin, kızını benimle evlendirdi. Beni hicret yurdu

Medine’ye taşıdı. Kendi malından Bilal’i hürriyetine ka-

vuşturdu. Allah, Ömer’e merhamet etsin, acı da olsa

doğruyu söyler. Hakkı olduğu gibi açıkladığı için arka-

daşsız kalmıştır. Allah, Osman’a da merhamet etsin.

Melekler bile ondan hayâ ederler. Allah, Ali’ye de mer-

hamet etsin. Allah’ım, Ali nereye dönerse, hakkı da

onunla beraber, o yöne çevir!” 1227

471- Câbir b. Abdullah nakletti: “Biz, Resûlüllah (sav)

ile birlikteyken şöyle buyurdu: “Şimdi cennet ehlinden bir

adam çıkagelir!” Sonra Hz. Ebû Bekir (ra) çıktı geldi. Yine

1224

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 158. Hz. İsa’ya ayrılan yer durmaktadır.

1225 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 262

1226 İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 154; Tirmîzî, Menâkıb 33, 3790 / III, 583; Ahmed,

Müsned, XVIII, 26478; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4031; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 569.

Tirmîzî’de hadisin: “Hak ve bâtılı ayırt etmek bakımından en güzel hüküm

veren Ali’dir.” kısmının olmadığını görüyoruz. Hâkim’in ilavesinde: “Elbette bu

ümmetin en büyük âlimi Abdullah b. Abbas’tır.” buyruluyor. Hâkim, El-

Müstedrek, VIII, 6335

1227 Tirmîzî, Menâkıb 20, 3714 / III, 554; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 395; Süyûtî,

Câmiu’s-Sağîr, II, 427; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 554

Page 326: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

326 Hz. Ali (kv) Bölümü

Resûlüllah (sav): “Şimdi cennet ehlinden bir kişi yanımıza

gelir!” buyurdu. Sonra Hz. Ömer (ra) çıktı geldi. Yine

Resûlüllah (sav): “Şimdi cennet ehlinden bir genç yanımı-

za gelir!” buyurdu. Sonra da: “Yâ Rabbi! Bu gelen Ali ol-

sun!” diye duâ buyurdu. Sonra da Hz. Ali (kv) çıktı geldi.” 1228

472- Kuzâ Kabilesi’ne karşı yapılan Zâtü’s-Selâsil Seriy-

yesi’nden, muzaffer olarak dönen Amr İbnü’l Âs anlatıyor:

“Hemen Resûlüllah’ın huzuruna çıktım. Resûlüllah’tan beni

taltif eden sözler bekliyordum, ancak böyle olmadı. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme şöyle sordum: “Ey Al-

lah’ın Resûlü, en çok sevdiğin kimdir?” Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Âişe’dir.” buyurdu. Tekrar

sordum: “Kadınlardan değil, erkeklerden?” Efendimiz

(sav): “Âişe’nin babası Ebû Bekir’dir.” buyurdu. Tekrar

sordum; “Ömer’dir.” buyurdu. Daha birçok defa sordum.

Efendimiz (sav) birçok Ashâb’ın ismini saydı. Beni en sona

bırakacak korkusuyla sustum.” 1229

473- Hz. Ali (kv); kendi hilâfeti devrinde Hz. Ebû Bekir

ve Hz. Ömer (ra) aleyhinde konuşanları duyduğunda bundan

rahatsız olup kendi aksakalından tutarak, hemen cemaati top-

layıp minbere çıktı. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in faziletlerini

ve Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme yakınlığını

anlatan uzun bir hutbe okudu. Her ikisini de hayırla yâd etti.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin de şöyle bu-

yurduğunu nakletti:

“Uyanık olunuz, Resûlüllah (sav)’den sonra bu

ümmetin en hayırlısı Ebû Bekir ve Ömer’dir. 1230

Beni

seven, bu ikisini de sevsin!” diyerek kendi ashâbını uyardı.

Hz. Ebû Bekir (ra) ve Hz. Ömer (ra)’a kin ve düşmanlık besle-

yenlerin dinden çıkacaklarını haber verdi. 1231

1228

Ahmed, Müsned, XVIII, 26473; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4716 BMT; Zehebî,

Tarihü’l-İslam, VI, 396; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 546

1229 Buhârî, Fazilet 5, 3662; Buhârî Tecrid Terc. IX, 335; Müslim, Fazilet 8 / X, 232;

Tirmîzî, Menâkıb 63, 3890 / III, 623; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 101; Nesâî, VII,

8052; Ahmed, Müsned, XIX, 27327; Hatîb Bağdâdî, II, 425 / s. 430; Süyûtî, Câmiu’s-

Sağîr, I, 83; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 173; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

192-193; A. Köksal, İslam Tarihi, XV, 113

1230 Ahmed, Müsned, XVIII, 26446; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 363

1231 İbn Âsâkir’den; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 165 / s. 191; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 598

Page 327: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 327

*- Hz. Ali (kv): “Resûlüllah (sav)’den sonra bu üm-

metin en hayırlısı Ebû Bekir ve Ömer’dir.” deyince, bir

adam “Ya sen Ey Mü’minlerin Emiri?” diye sordu. Hz. Ali

(kv): “Biz Ehl-i Beyt’e kimse denk değildir.” cevabını ver-

di. 1232

474- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Resûlüllah

(sav)’den sonra bu ümmetin içinde en hayırlı kişi Ebû

Bekir ve Ömer’dir. İstesem üçüncü kişinin de kim oldu-

ğunu söylerdim.” 1233

Diğer bir rivâyette ise: “Kâbe’nin

Rabbi’ne yemin olsun ki o kişi benim.” buyurdu. 1234

475- Hz. Ali (kv)’nin, Hadis-i Şerif de olan şu sözü defa-

larca tekrarladığı nakledilmiştir: “Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellemden sonra bu ümmetin en hayırlısı,

Ebû Bekir ve Ömer’dir.” 1235

*- Hz. Ali (kv), Kendi çocuklarına kendinden önceki üç

halifenin de isimlerini vermiştir. Sağlığında onlar aleyhine kim-

senin konuşmasına müsaade etmemiş, daima hayırla yâd et-

miştir. 1236

*- Hz. Ömer (ra); Hz. Ali (kv)’nin, Hz. Fâtıma (ra)’dan

doğma kızı Ümmü Gülsüm’ü; Resûlüllah (sav)’in Ehl-i

Beyt’ine yakınlık kurmak için, Hz. Ali (kv)’den istedi ve nikâh-

la aldı. Bu evlilikten Rukiye ve Zeyd isimli çocukları oldu. 1237

476- Hz. Ali (kv); Hz. Osman (ra)’ı, kendi hilâfeti zama-

nında bazı hususlarda tenkit etti. Ancak daima yardımcı ol-

maktan da geri durmadı. Hz. Osman (ra)’ın evi kuşatılıp mah-

sur kaldığı zaman; Hz. Ali (kv), Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin

(ra)’ı, Hz. Osman (ra)’ı isyancılara karşı korumak ve Hz. Os-

man (ra)’ın evine su ve yiyecek taşımakla vazifelendirdi. Hz.

Peygamber (sav)’in gözünün nuru iki civan burada atılan ok-

larla yaralandılar.

1232

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 364

1233 Ahmed, Müsned, XVIII, 26442; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 363; İbn Kesîr,

El-Bidâye, VII, 524

1234 Ahmed, Müsned, XVIII, 26450

1235 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 365; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 301

1236 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 595

1237 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 424

Page 328: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

328 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Osman (ra) şehit olunca, Hz. Ali (kv): “Bunu Os-

man’a nasıl yaparlar!” diye celallendi. Hz. Hasan (ra)’a ve

Hz. Hüseyin (ra)’a vurdu, tartakladı. Diğer gençleri de azarladı

ve evine gitti. 1238

477- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, kızı

Rukiye (ra)’yı ve vefatından sonra da, diğer kızı Ümmü Gül-

süm (ra)’yı Hz. Osman Zinnureyn (ra)’a nikâh etmiştir. “Bir

kızım daha olsa, onu da Osman’a verirdim. İnsanoğlun-

dan hiç kimseye bir peygamberin iki kızını almak nasip

olmamıştır.” buyurdular. 1239

478- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Tebûk Seferi öncesi Hz. Osman (ra)’ın cömertliğinden dolayı

hesapsız cennete gireceğini müjdelemiştir. Onun hakkında

buyurmuş olduğu şu Hadis-i Şerif meşhurdur: Abdurrahman

b. Semüre nakletti: “Bundan sonra Osman’ın işleyeceği

hiçbir günah Osman’a zarar vermeyecektir. Geçmiş ve

gelecek günahları bağışlanmıştır.” 1240

479- “Hz. Osman (ra), Tebûk ordusuna o kadar yar-

dımda bulundu ki, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem bir gece sabaha kadar: “Yâ Rab! Ben, Osman’dan razı-

yım, sen de razı ol!” diye duâ etti.” 1241

480- Hz. Ali (kv)’ye sordular ki: “Ebû Bekir ve Ömer

zamanında böyle fitneler, böyle savaşlar olmadı. Hz. Osman

(ra) ve senin zamanında ıstırap, üzüntü, savaşlar ve karışıklık-

lar oldu. Bunun sebebi nedir?”

Hz. Ali (kv): “Ebû Bekir ve Ömer’in yardımcıları

Osman ve bendim. Osman ve benim yardımcılarım ise

sizlersiniz!” buyurdu. 1242

1238

El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 270; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 492

1239 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 182; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 255;

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 226

1240 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4609 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 372; El-

Askalânî, El-İsâbe, s. 72; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 173; M. Câmi, Şevâhidü’n-

Nübüvve, s. 182; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 253; Cevdet Paşa, Kısâs-ı En-

biyâ, I, 226

1241 En Sevgilinin Dostları, s. 210

1242 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 157

Page 329: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 329

BÜYÜK FİTNE

Kaynakların uzun uzadıya üzerinde durdukları ve fitne

olarak değerlendirdikleri dünya malı ve dünya menfaatine de

değinmeden geçmeyelim. Resûlüllah (sav) efendimiz ile başla-

yan İslâmî fetihler; Hz. Ömer (ra) devrinde zirveye ulaşmış,

Hz. Osman (ra) devrinde de sürmüştür. Bu fetihlerle İran ülke-

si tamamen fethedilmiş, Bizans topraklarının büyük bir bölü-

mü İslam ülkesi olmuş, Kuzey Afrika’dan Hindistan’a kadar

büyük bir İslam ülkesi meydana çıkmıştı. Bu fetihlerle elde

edilen ganimetler, Medine’ye geldikçe sosyal ve ekonomik

konumlar hızla değişiyordu. Bu gelen ganimetler ve fethedilen

ülkelerdeki zenginlikler; dünya malını, dünya menfaatini ön

plana çıkarıyor ve insanlar arasındaki fitneyi körüklüyordu.

481- Fitneden Korkan Hz. Ömer (ra)’ın Halife Se-

çimi: Hz. Ömer (ra), Muğîre b. Şu’be’nin kölesi, Ebû Lü’lü

tarafından yaralanınca; öleceğini anladı ve kendi yerine altı

kişilik bir şûrâ heyeti seçti. Hayatta kalan son Aşere-i Mübeşşe-

re mensupları olan; Hz. Ali, Hz. Osman, Abdurrahman b. Avf,

Sa’d b. Ebî Vakkas, Talha b. Ubeydullah, Zübeyr b. Avvam.

Yedinci kişiyi de oğlu Abdullah’ı seçti. Hz. Ömer’in talimatın-

da Abdullah halife olmayacaktı. Ancak oğlunun Abdurrahman

b. Avf’ın tarafını desteklemesini şart koştu.

Halife Hz. Ömer (ra)’ın talimatlarına dikkatinizi çekmek

istiyoruz: Suheyb-i Rumî’yi Medine kaymakamı ve mescide

imam tayin etti. Mikdad b. Esved’i şûrâyı toplamakla vazife-

lendirdi. Ensâr’dan Ebû Talha’yı elli kişilik bir askeri timle

şûrânın başına tedbir amaçlı vazifelendirdi.

Ebû Talha’ya verdiği talimat şöyle: “Üç gün içinde mut-

laka halife seçilmiş olacak! Eğer seçmezlerse hepsini öldürün!

Beş kişi bir tarafta, diğer tarafta tek kişi kalıp uyuşmazlarsa tek

kalanı öldürün! Dört kişi bir tarafta, iki kişi bir tarafta kalırsa iki

kişiyi öldürün! Üç kişi bir tarafta, üç kişi bir tarafta kalırsa oğ-

lum Abdullah hangi tarafı tutarsa, diğer tarafı öldürün!” 1243

1243

İbn Sa’d, Tabakât, III, 400-405; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 238; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 425-426; Ebû Zehra, Muhammed, Mezhebler Tarihi, İstanbul, s.

83-99; El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3925

Page 330: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

330 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ömer (ra) son olarak şöyle buyurdu: “Müslüman-

larla müşâvere etmeksizin, zorbalıkla kendisini emir

kılmaya çalışanı hemen öldürünüz!” 1244

Aşere-i Mübeşşere’nin sağduyusu sayesinde, bunlardan

hiçbirine gerek kalmamıştır. Muâviye’nin halifelik iddiasıyla

ortya çıkmasını ve Ümmet-i Muhammed’in arasına nifak sok-

masını normal görenlerin, konunun hassasiyetine dikkatlerini

çekmek istiyoruz.

Hz. Ömer (ra) vefat etmeden önce seçmiş olduğu bu altı

kişilik şûrâ heyeti çalışmalarını şöyle sürdürdü: Abdurrahman

b. Avf; kendisi aday olmadığını söyleyerek, diğerlerinin görüş-

lerini sordu. Rey ve görüşler Hz. Ali (kv) ve Hz. Osman (ra)

üzerinde toplandı. Abdurrahman b. Avf, kim seçilirse seçilsin,

seçeceği halifeye herkesin itaat edeceğine dair söz aldı. Ertesi

gün mescide, herkesin huzuruna çıktılar. Abdurrahman b. Avf;

önce Hz. Ali (kv)’ye: “Allah’ın Kitabı ve Resûlüllah’ın

Sünneti üzerine amel edeceğine söz verir, teminat verir

misin?” diye sorunca, Hz. Ali (kv): “Allah’ın izniyle gücüm

yettiği kadar, yerine getiririm.” buyurdu. Hz. Osman (ra)’a

aynı soruyu sorunca, tereddütsüz ve şartsız teklif edilen şeye:

“Yerine getiririm.” diye kesin söz söyleyince, Abdurrahman

b. Avf, “Öyleyse şâhid olun! Boynumdaki emaneti Os-

man’a devrediyorum.” deyip, biat etti. 1245

Daha sonra Hz. Osman (ra) zamanında sıkıntılar çıktık-

ça, Hz. Ali (kv)’ye defalarca karşı çıkmasını isteyenler oldu.

Hz. Ali (kv); her defasında, şûrâ heyeti huzurunda Abdurrah-

man b. Avf’a verdiği sözü hatırlatıp: “Ben söz verdim, ahde

vefasızlık etmem.” buyururdu. 1246

1244

Ebû’l-A’lâ Mevdûdî, Hilâfet ve Saltanat, Hilal Yay., İstanbul, 2011, s. 90

1245 Geniş bilgi için baknz: Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 10; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ,

I, 426; Mustafa Fayda, DİA, Hz. Ömer, XXXIV, 44-51

1246 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4458

Page 331: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 331

Râfizîler ve Fitne İle İlgili Gelen Haberler

482- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Ey Ali, uyanık ol! Sen ve seven-

lerin cennetliksiniz. Bir kavim gelecektir ki, seni sever

görünecekler, İslam’ı küçültüp onu terk ederler. Okun

avı delip geçmesi gibi İslam’dan uzaklaşırlar. Lakapları-

na “Râfizî” denecektir. Onlara rastlarsanız öldürün! Zira

müşriktirler!” 1247

Râfizîler’in alâmetleri için Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Onlar, Cuma’ya ve cemaate

gelmezler. Ebû Bekir’i, Ömer’i ve Osman’ı da kötüler-

ler.” Hz. Ali (kv) şöyle açıkladı: “Şiâmızın (taraftarlarımı-

zın) ve sevenlerimizin vasfı şudur: Allah’a ve Resûlü’ne

itaat edip, amelimiz gibi amel edenlerdir.” 1248

483- Hz. Ebû Bekir (ra) ve Hz. Ömer (ra) efendilerimiz

hakkında kötü konuşan Râfizîler, Allah tarafından çeşitli ceza-

lara çarptırılmışlardır. Hoca Muhammed Parsâ, Faslü’l-Hitab

adlı kitabından şöyle nakleder:

Hz. Ali (kv) buyurdu ki: “Bir grup insan beni Ebû Be-

kir (ra) ve Ömer (ra)’tan üstün tutacaklardır. Onların

kalplerinde nifak vardır. Müslümanların bölünmesini,

ihtilâfa düşmelerini isterler. Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, bana haber verdi ve beni onları öldür-

mekle emretti. Görünüşte Müslüman görünürler, içlerin-

de düşmanlık vardır. Yalan söylemek onlar için güzeldir.

Bütün kötülükler içlerindedir. Kur’ân’ı kendilerine göre

yorumlarlar. Fitne üzerinde birlik içindedirler. Ashâb-ı

Kiram aleyhimür rıdvana söverler. Hak Teâlâ onları af-

fetmez! Küçükleri de büyüklerine uyar. Yıllarca böyle

devam ederek Sünnet’i bozarlar, bid’atı yayarlar. O za-

manda Sünnet’e uyan kişi; şehitlerden, âbidlerden ve

gâzilerden faziletlidir. Saâdet onlarındır.

1247

Dârekutnî’den; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 386; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 364; Râmûz el-Ehâdis, s. 135; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 297

1248 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 364; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 297

Page 332: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

332 Hz. Ali (kv) Bölümü

Yeryüzünde Râfizîlerden daha çok nefret edilmesi

gereken kimse yoktur. Yer onlara öfkelenir, gök onlara

öfkelenir. Râfizîlerin âlimleri, o gün gök altında bulunan-

ların en zararlılarıdır. Fitne onlardan çıkar. Gökteki me-

lekler onları pis ve habis diye isimlendirirler. Ashâb-ı

Kiram’ı kötüledikleri zaman göğüslerindeki hikmet gi-

der. Allah-ü Teâlâ, Râfizîlerin ve bid’at sahiplerinin, kı-

yamet gününde sûretlerini değiştirir.”

Ashâb-ı Kiram aleyhimür rıdvan, bu sözleri işitince Hz.

Ali (kv)’ye hitaben: “Ey Mü’minlerin Emiri! Biz o zamana

yetişirsek ne yapalım?” diye sordular. Hz. Ali (kv): “İsa

(as)’ın havarileri gibi olunuz. Hak Teâlâ, size ne emret-

tiyse; Peygamber’ine itaat, Ashâb’ına ve Ehl-i Beyt’ine

muhabbet ve Râfizîlere düşmanlık hususunda onları tat-

bik edin, sabredin. Hak ve Sünnet üzere olmak; günah ve

bid’at üzere olmaktan hayırlıdır.” buyurdu. 1249

484- Münâfık Abdullah b. Seb’e; Hz. Ali (kv)’yi, Hz.

Ebû Bekir (ra) ve Hz. Ömer (ra)’tan üstün tutmuştur. Hz. Ali

(kv), bunu duyduğu zaman, yemin ederek: “Onu öldürü-

rüm!” buyurdu. “Seni seveni niçin öldürüyorsun?” diye

sorulduğunda: “Beni onlardan üstün tutanı elbette öldü-

rürüm! Benim olduğum şehirde durmasın!” deyip, hemen

Kûfe şehrinden Medayin’e sürdürdü.1250

“Fitne öldürmekten daha şiddetlidir.” (Bakara, 2/191)

“Fitne öldürmekten daha büyük bir suçtur.” (Bakara,

2/217)

485- Hz. Ömer (ra) hilâfetinin son senelerinde, hazır

olan Ashâb-ı Kiram’a hitaben: “Resûlüllah’ın haber verdiği

fitne, hanginizin hatırındadır?” diye sordu. İçlerinden Hu-

zeyfe b. Yemân (ra): “Ey Mü’minlerin Emiri! Kişinin aile-

sinden ve malından, evladından ve komşusundan dolayı

fitneye uğramasıdır. Bu çeşit günahlara, oruç ve namaz-

lar, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak keffaret

olur.” dedi.

1249

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 175

1250 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 175; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 165;

Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 244

Page 333: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 333

Hz. Ömer (ra): “Maksadım o fitne değil, deniz gibi

dalgalanacak olan büyük fitneyi sordum.” deyince; Hz.

Huzeyfe: “Ey Mü’minlerin Emiri! Sen o fitneyi görmezsin!

Senin zamanında o fitneyle aranda sağlam bir kapı var-

dır.” Hz. Ömer (ra): “Bu kapı kırılacak mı, yoksa açılacak

mı?” diye sordu. Hz. Huzeyfe: “Kırılacak!” dedi. Hz. Ömer:

“Öyleyse artık kapanmaz!” deyip teessüf etti. Hz. Ömer

dışarı çıktığında konuyu iyice öğrenmek için Ashâb-ı Kiram,

Huzeyfe’den sordular: “Bu kapı nedir?” Huzeyfe: “Kapı

Ömer’dir!” Tekrar sordular: “Ömer kapıyı biliyor mu?”

Huzeyfe dedi ki: “Sabahtan sonra, akşamın geleceğini

nasıl bilirse, öylece bilir.” Huzeyfe sonra: “Kapının kırıl-

masının, Hz. Ömer’in şehit edileceğinin işareti” olduğunu

da söyledi. 1251

*- İslam âlimleri, büyük fitneyi; Hz. Osman (ra)’ın kanı

Mushaf-ı Şerif üzerine döküldüğü zaman başladı demişlerdir.

1252

Kırılacak olan kapının da Hz. Osman (ra) olduğu şeklinde

yorumlamışlardır. 1253

486- Hasan-ı Basrî Hazretleri şöyle anlattı: Osman hak-

kında konuşanlar gördüm. Mescidde tartışıyorlardı. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin hücrelerinden, bir kişi eli

ile Mushaf’ı işaret ederek şöyle dedi: “Sizler bilmiyor musu-

nuz ki, dinden ayrılıp parça parça olan kimselerden Mu-

hammed beridir ve uzaktır.” Sonra şu âyeti okudu: “Dinle-

rini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin

onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah’a kalmış-

tır. Allah onlara ne yaptıklarını haber verecektir.” (En’âm,

6/159) 1254

487- Abdullah b. Amr nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Benden önceki pey-

gamberlerin ümmetlerine hayrı ve şerri göstermesi ve

1251

Buhârî, Menâkıb 25, 3686; Müslim, Fitne 26 / XI, 436; Tirmîzî, Fitne 71, 2258 / II,

467; İbn Mâce, Fitne, X, 9, 3955; Ahmed, Müsned, XX, 28432; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, II, 91; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 279; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 415

1252 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 604

1253 M. Çağırıcı, DİA, Fitne, XIII, 156

1254 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4456

Page 334: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

334 Hz. Ali (kv) Bölümü

onları uyarması bir hak ve görevdi. Bugün bu ümmet

âfiyet üzeredir. Ama sonradan başınıza birtakım bela ve

hoşlanmayacağınız şeyler gelecektir. Sonra öyle fitneler

başlayacak ki, “Bundan daha kötüsü olamaz” denildi-

ğinde daha kötüsü gelecek ve bir öncekini unutturacak-

tır. Öyle olur ki, mü’min: “İşte beni helâk edecek fitne

budur” der, fakat daha kötüsü gelince o fitne de açılıp

gider. Artık kim cehennemden kurtulup cennete gitmek

istiyorsa, kendisine yapılmasını istemediği şeyi başkası-

na yapmasın. Artık kim bir halifeye biat etmişse, ona

olanca gücüyle bağlansın ve itaat etsin. Eğer bundan

başka bir halife çıkıp da birincisine karşı isyan ederse,

ikincisinin boynunu vurun.” 1255

Müslim devam ediyor: Abdullah b. Amr’ın başına topla-

nan halktan Abdurrahman b. Abdürabbilkâbe şöyle dedi: “Al-

lah için söyle, bu hadisi sen kendin duydun mu?” Abdul-

lah, kulakları ve kalbine işaret ederek: “Kulaklarım duydu,

kalbim de ezberledi.” dedi. Bunun üzerine Abdurrahman:

“İşte senin amcaoğlun Muâviye, bize mallarımızı kendi

aramızda bâtıl yollarla yememizi ve kendimizi öldürme-

mizi emrediyor. Allah ise: “Ey İman Edenler! Mallarınızı

kendi aranızda bâtıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı

rıza ile yapacağınız ticaret bunun dışındadır. Kendi ken-

dinizi de öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok mer-

hametlidir.” (Nisâ, 4/29) buyurmaktadır.” Bir süre sustuk-

tan sonra şöyle dedi: “Allah’a itaat olan hususlarda ona

itaat et! Allah’a karşı mâsiyet olan hususlarda ona itaat

etme, karşı gel!” 1256

*- Hz. Ali (kv)’nin fitne ilgili kendisinden sonrakilere na-

sihati: “Fitneler geldiğinde sizin için en çok korktuğum

fitne Ümeyyeoğulları’nın fitnesidir ki bâtıl, hakka benze-

tilmiştir. O kör ve karanlık bir fitnedir. İşi genele yayıl-

mış, musibeti ise özel olmuştur. Öyle bir bela ki görene

isabet eder, kör olanı ıskalar. Allah’a yemin olsun ki

Ümeyyeoğulları’nı benden sonra ısıran yaşlı develer gibi

1255

İbn Mâce, Fitne, X, 9, 3956; Ahmed, Müsned, XVIII, 25655; Nesâî, VII, 7766

1256 Müslim, Emirlik 46 / VIII, 455

Page 335: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 335

kötülüğün sahipleri olarak bulacaksınız. Öyle ki bu deve

ağzıyla ısırır, eliyle vurur, ayağıyla tekmeler ve sütünün

alınmasına engel olur. Fitneleri çirkin ve korkutucudur,

cahiliye âdetlerinden bölümler taşır.” 1257

Hz. OSMAN (ra)’IN ŞEHÂDETİ (H.35/M.656)

Hz. Osman (ra)’ın Şehâdeti İle İlgili Haberler

488- 34/654 yılı Hac dönüşü, Hz. Osman (ra); ihtilâl

alâmetleri belirince, valilerini Medine’ye istişare için topladı.

Ashâb’ın ileri gelenleri de bu istişarede bulundu. Genel olarak

Ümeyyeoğulları’ndan olan bu valiler; söylentilerin bir dediko-

du ve tertip olduğunu, bu muhalif söylentileri çıkaranlara karşı

sert tedbirler alınmasını, gerekirse öldürülmesini tavsiye ettiler.

Hz. Osman (ra) da bu fikre katılınca, Hz. Ali (kv): “Muhalif-

ler, senin onları katletmenden çok senin adaletine muh-

taçtır.” dedi. 1258

Bu toplantıda Muâviye; Muhâcir ve Ensâr’ı tehdit etti ve

Hz. Ali (kv)’nin görüşlerine de karşı çıktı ve tartıştılar. Hz. Ali

(kv); Hz. Osman (ra) şehit edilmeden önce, isyancılar Medi-

ne’ye toplanmaya başladığında; Hz. Osman (ra)’a Muâviye’yi

valilikten alması için nasihat etti. Hz. Osman (ra): “Bilmez

misin, Muâviye’yi Ömer vali yaptı!” dedi. Hz. Ali (kv):

“Bilmiyor musun Muâviye, Ömer’den Ömer’in kölesinin

korktuğundan çok korkardı. Şimdi ise Muâviye; Os-

man’ın emridir diye, nice yolsuz işler yapıyor. Sen de bu

durumu düzeltmiyor ve valiyi değiştirmiyorsun!” dedi. 1259

489- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bir

gün Hz. Osman (ra)’ın yüzüne baktı. Gözleri yaşla doldu ve

mübarek yanaklarından yaşlar süzüldü. Sonra da şöyle bu-

yurdu: “Ey Osman! Çok zaman geçmez seni mazlum ol-

duğun halde katlederler. Allah, bütün şehitlerin selâmını

sana ihsan buyursun. O gün geldiğinde sabırlı ol! Allah-ü

1257

Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 102

1258 Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 24-26; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 85

1259 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 110; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 475; İslamoğlu,

M., İmamlar ve Sultanlar, s. 73; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 86

Page 336: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

336 Hz. Ali (kv) Bölümü

Teâlâ’nın sana giydirdiği gömleği sırtından çıkarma! Çok

zaman geçmez Allah-ü Teâlâ sana bir gömlek giydirir.

Münâfıklar bunu senden soyup almak ister. Sen o göm-

leği çıkarma! 1260

Eğer çıkarırsan nefsimi kudret elinde

tutan Allah’a yemin ederim ki; deve iğnenin deliğinden

geçmeden cennete giremezsin!” 1261

*- Ebû Sehle şöyle nakletti: Hz. Osman kuşatıldığı za-

man, kendisinden sorduk: “Ey Mü’minlerin Emiri, seni ko-

rumak için âsilerle savaşmayalım mı?” Hz. Osman (ra)

şöyle dedi: “Hayır, çünkü Resûlüllah bana bir şeyler söy-

lemiş ve benden söz almıştır. Ben o söz için sabredece-

ğim.” Hz. Osman (ra), yukarıdaki hadise işaret etmiştir. 1262

490- Abdullah b. Riyâh ve Ebû Katade nakletti: Hz.

Osman (ra)’ın evini isyancılar kuşatıp da mücadele şiddetle-

nince, Hz. Osman (ra) kendi kölelerine buyurdu ki: “Kim kı-

lıcını kınına koyarsa azat olsun!” Hz. Hasan (ra) ile birlikte

Hz. Osman’ın yanına girdik. Hz. Hasan (ra): “Ey

Mü’minlerin Emiri! Senin emrin olmadan ben Müslüman-

lara kılıç çekmem. Sen hak üzere imamsın, emret bu

belayı başından defedeyim!” dedi.

Hz. Osman (ra) buyurdu ki: “Ey kardeşimin oğlu, kı-

lıcını al, evinde otur! Hak Teâlâ’nın emri ne ise o olacak-

tır. Bu gece rüyamda Resûlüllah’ı (sav) gördüm, bana

şöyle buyurdu: “Eğer mücadele edersen, yardım görür

kurtulursun. Mücadele etmez, şehit olursan, yarın iftarı

beraber ederiz.” Ben, Resûlüllah ile iftar etmek istiyo-

rum.” Hz. Osman (ra), oruçlu iken şehit edilmiştir. Hatta bir

önceki gün de içecek su bulamadığından yine su içemeden

niyetlendiği nakledilmiştir. 1263

1260

Tirmîzî, Menâkıb 19, 3705 / III, 550; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 101; Ahmed,

Müsned, XIX, 27404; İbn Sa’d, Tabakât, III, 71; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s.

254

1261 Taberânî, Mu’cemül Evsât, 5749; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 283; En Sevgilinin

Dostları, s. 213

1262 İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 297

1263 İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 299-300; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 182; En

Sevgilinin Dostları, s. 268-269; Hz. Osman (ra)’ın şehâdeti ile ilgili baknz: El-Askalânî,

El-Metâlib, IV, 4438-4457; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4610

Page 337: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 337

Hz. Osman (ra)’ın Şehit Edilmesi

491- Hz. Osman (ra), halifeliğinin ikinci yarısında, başta

Ashâb-ı Kiram olmak üzere çeşitli gruplar tarafından eleştirile-

rin odağında olmuştur. En çok eleştiri aldığı konuların başında

yakın akrabalarını önemli devlet görevlerine getirmesi ve yine

akrabalarına bol miktarda karşılıksız bağışta bulunmasıdır. Hz.

Osman (ra), Muâviye’nin sınırlarını genişletip Suriye Genel

Valisi yaptı. Kûfe Valiliği’ne önce anne bir kardeşi Velid b.

Ukbe b. Ebî Muayt’ı, şikâyet olunca da yine akrabası Saîd b.

Âs’ı getirdi. Mısır Valiliği’ne Amr İbnü’l Âs’ın yerine kendi süt-

kardeşi Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh’i getirdi. Basra Valiliği’ne

Ebû Mûsa el-Eş’ari’nin yerine dayısının oğlu Abdullah b.

Âmir’i tayin etti. Amcasının oğlu Mervan b. Hakem’i de kendi

yanına müsteşar ve kâtip yaptı. Böylece bütün devlet kademe-

si ve yetkileri Ümeyyeoğulları elinde toplanmış oldu. Bu kim-

selerin bir kısmı Resûlüllah (sav) ve önceki halifeler tarafından

dışlandığı ve liyakat ehli olmadığı gerekçesi ile sürekli eleştirilir

olmuş ve Hz. Osman da bu anlamda eleştirilerin odağında

kalmıştır. Hz. Peygamber (sav)’in Ashâb’ı hayattayken, bazısı

kılıç zoruyla Müslüman olmuş, bazısı idam edilmekten kurtul-

muş, bazısı münâfıklıktan ilâhî damga yemiş, bu kimselerin

önemli görevlere tayin edilmesi Muhâcir ve Ensâr’ı üzmüştür.

Halife’nin ve Ümeyyeoğulları’nın uygulamalarını eleşti-

ren sahâbîlerden Hz. Âişe’nin maaşı azaltılmış, Ebû Zerr el-

Gıffârî sürgüne gönderilmiş, Abdullah b. Mes’ûd’un tahsisatı

kesilmiş ve dövülmüş, Ammâr b. Yâsir bayıltılıncaya kadar

mescidde dövülmüştü. Medine ve Mekke’nin dışında Kûfe,

Basra ve Mısır’dan da şiddetli şekilde eleştiriler gelmekteydi.

Bu eleştirileri yapan kişi ve gruplar çeşitli cezalara ve sürgünle-

re maruz kalmışlardır.

Sayıları binlerle ifade edilen isyancılar, Kûfe’den, Bas-

ra’dan, Mısır’dan ve daha başka vilayetlerden Medine’ye top-

lanmaya baladılar. İstekleri, Hz. Peygamber (sav)’in ve önceki

iki halifenin yolundan gidilmesi ile başlıyor, valilerin azledil-

mesi ve Hz. Osman’ın hilâfetten çekilmesine kadar dayanıyor-

du.

Page 338: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

338 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hz. Ali, birkaç yıldan beri Ashâb-ı Kiram’ın ve dertlerini

anlatmak bakımından vilayetlerdeki muhaliflerin sözcüsü du-

rumundaydı. Hz. Osman’a destek olmak için her vesile ile fikir

veriyor ve nasihat ediyordu. Emevî ailesi ve özellikle de Mer-

van, Hz. Ali’nin fikirlerine ve görüşlerine değer verilmemesi

kanaatindeydiler. Bu anlamda Halife’nin yalnızlaşan durumu-

nu Hz. Ali’nin şu sözleri ifade ediyor: “Eğer hiçbir şeye ka-

rışmasam, evimde otursam; kendisini terk ettiğimi, yal-

nız bıraktığımı söylüyor. Eğer işlere Halife’nin lehine

müdahale eder, düzene sokarsam Mervan geliyor, işi bo-

zuyor ve onunla istediği gibi oynuyor.”

Muâviye, her an her şey olacak şekilde Halife’yi takip

ediyordu. Halife’yi Şam’a götürmek istedi. Ancak Hz. Osman

kabul etmedi. Medine’ye bir ordu gönderip, kendisine muhalif

olan Muhâcir ve Ensâr’a haddini bildirmek istedi. Hz. Osman

buna da izin vermedi. Muâviye her vesile ile Halife’yi koruya-

cağına dair söz verip Şam’a döndü.

İlk isyancılar Kûfe’den, sonra Basra’dan ve en kalabalık

ve şerlileri ise Mısır’dan geldiler. Elli gün kadar devam eden

bu kuşatma sürecinde, Hz. Osman başlangıçta isyancılara

nasihat etti. İsyancılar vilayetlerine dönmek üzere Medine’den

ayrıldılar. Mısır’a Muhammed b. Ebî Bekir, isyancıların isteği

üzerine vali tayin edildi. İsyancılar, Hz. Ali(kv)’yi de kefil tuttu-

lar. Üç günlük yol aldıktan sonra yolda Halife’nin kölesini gör-

düler ve sorguladılar. Kölenin üzerinde eski Vali Abdullah b.

Sa’d b. Ebî Serh’e gönderilen mektubu buldular. Mektup eski

valiye gönderilmiş ve yeni valinin öldürülmesini ve vaziyete el

konulmasını istiyordu. Hz. Osman’ın mührü ile mühürlenmişti.

İsyancılar yeniden geri döndüler, Hz. Ali ve diğer sahâbîleri

şahit tutarak, mektubu okudular.

Hz. Osman’ın mührünü, devesini ve kölesini Mervan b.

Hakem’in kullandığı ve yazıyı onun yazdığı anlaşıldı. İsyancı-

lar, Mervan’ı istediler. Ancak Hz. Osman, Mervan’ı isyancılara

teslim etmedi. Hz. Ali de Mervan’ın ortaya çıkmasını istediyse

de Hz. Osman yanaşmadı. Mektup hadisesi diğer vilayetlerde

de duyuldu. Dönen ve dönüş yolunda olan bütün isyancılar

tekrar geri Medine’ye geldiler.

Page 339: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 339

Hz. Osman’ın evini yeniden ve daha sıkı kuşatarak, ke-

sin olarak halifeliği bırakmasını istediler. Ancak Hz. Osman:

“Allah’ın giydirmiş olduğu bir elbiseyi çıkarmam” diyordu.

Hz. Osman, isyancıların şikâyetlerini tekrar dinledi.

Kur’ân ve Sünnet’e göre hüküm vereceğine dair söz verip

isyancıları ikna etti. Ancak Mervan’ın Hz. Osman’ın izniyle

yaptığı konuşma, isyancıları kızdırdı. Son on gününde Hz.

Osman’ın evinden çıkmasına ve mescidde imamlık yapmasına

da izin vermediler.

Hz. Osman bu aşamada gizlice valilerinden, özellikle de

Muâviye’den tekrar yardım istedi. Şehir dışına ordular gelme-

sine rağmen, şehre giren olmaması düşündürücüdür. Çoğu

Ashâb-ı Kiram’dan oluşan Medineliler, Hz. Osman’a kırgın

olduklarından kuşatma başlayınca evlerine kapanıp kapılarını

kapadılar. İsyancılar, Hz. Ali ve Ümmü Habibe’nin su ve yiye-

cek yardımını sert bir şekilde engellediler. Hz. Osman da ken-

disine yardım etmek isteyenlere engel oldu. Emrindeki kimse-

lerden savunma yapmalarını istemedi. Kimsenin kendisini

tehlikeye atmasını istemedi. Öldürüleceğini biliyordu. Ancak

halifeliği hiçbir şekilde bırakmadı. Resûlüllah (sav)’in, “Bir

musibetten sonra şehit olacağı haberini” ve “Yarın ken-

disiyle iftar etmesini istediğini” söylüyordu.

Bu sırada halifenin kapısında, aralarında Hz. Hasan ve

Hz. Hüseyin’in de bulunduğu Ashâb-ı Kiram evlatları nöbet

tutuyordu. Yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Bu

uğurda yaralandılar. Ancak Hz. Osman oruçluydu.

Âsiler, hac mevsiminden sonra kalabalığın artacağını

düşüncesi ve vilayetlerden yardım geleceği yönündeki haber

üzerine ellerini çabuk tuttular. Sonra da Mısırlı birkaç kişi kom-

şu evin duvarından veya çatıdan içeriye girdiler ve Hz. Os-

man’ı Kur’ân okurken şehit ettiler. Seksen yaşını geçmiş Hz.

Osman şehit edilirken yanında bulunan hanımı Naile’nin de

parmakları kesilmişti. Âsiler beytü’l-mali de yağmaladılar. Hz.

Osman’ın cenazesinin gömülmesini de engellediler. Ancak

akşam ile yatsı arasında gizlice namazı kılınıp defnedildi. 1264

1264

Geniş bilgi için baknz: Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 485; El-Askalânî, El-

Metâlib, IV, 4438; İsmail Yiğit, DİA, Hz. Osman, XXXIII, 441; Aycan, İ., Muâviye b.

Ebî Süfyân, s. 75-95

Page 340: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

340 Hz. Ali (kv) Bölümü

492- Hz. Osman’ın öldürülmesi ile ilgili, Muâviye’nin

planı şöyle ortaya çıkıyor: Hayattayken faydalandığı Hz. Os-

man (ra)’ın, öldürülmesinden de faydalanmayı düşünmüş ve

bunu uygulamaya koymuştur. Önce Hz. Osman (ra)’ı Şam’a

götürmek istedi. Hz. Osman yanaşmayınca, onu koruyacağını,

pek yakında Medine’ye bir ordu göndereceğini söyledi. Ancak

Muâviye, orduyu hem geç göndermiş, hem de ordunun şehre

girmesini engellemiştir. 1265

*- Muâviye yirmi yıla yakın yönetimin başında bulundu.

Bu dönemde hiçbir zaman Hz. Osman (ra)’ın kanından bah-

setmedi. Onu şehid edenleri cezalandırma yoluna da gitmedi.

1266

493- Hz. Osman (ra), şehâdetinden altı ay önce Muâvi-

ye’den yardım istedi. Muâviye hemen gönderiyorum deyip altı

ay kadar sessiz kaldı. Adeta Hz. Osman (ra)’ın şehit edilmesini

bekledi. Hz. Osman (ra)’ın evi kuşatıldığı zaman, Muâviye’den

istediği Şam askeri geldi, Medine dışında ordugâh kurdu.

Muâviye askerine: “Benden haber gelmedikçe şehre gir-

meyeceksiniz!” diye kesin emir verdi.

Hz. Osman (ra) şehit edilince de: “Hz. Osman, Ali’nin

yardımı ve desteğiyle katledildi, sorumlusu odur!” diye-

rek Şamlıları kışkırttı ve fitneyi başlattı. Hz. Osman (ra)’ın ha-

nımı Naile’nin kesilen parmaklarını ve Hz. Osman (ra)’ın kanlı

gömleğini Şam Mescidi’ne astırdı ve bir yıl kadar orada bırak-

tı. Böylece Şamlılar: “Osman’ın intikamı alınmadıkça; ha-

nımlarımıza yaklaşmayacağız, sıcak yatakta yatmayaca-

ğız, soğuk su içmeyeceğiz!” diye yemin ettiler! 1267

1265

Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 121-151-153; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 88 /

s. 94; Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 25-26

1266 Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 51

1267 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 153; En Sevgilinin Dostları, s. 271-316-323; Cevdet

Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 488, 497, 503

Page 341: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 341

Hz. Ali (kv)’nin Halife Seçilmesi (H.35/M.656)

494- Hz. Osman (ra) şehit edildikten sonra, Ümeyyeo-

ğulları ve taraftarlarının da şehri boşaltmasıyla Medine’de kar-

gaşa ortamı ve belirsizlik hâkim oldu. İslam âlemi halifesiz

kalmıştı. İsyancılar, telaş içindeydi. Yeni halifenin kim olacağı

konusunda da anlaşamıyorlardı. Bu durumun sorumluluğunu

taşıyamayacaklarını bildikleri için Güzide Sahâbîleri ve Medi-

ne’nin ileri gelenlerini topladılar: “Sizler bu halkın en şeref-

lileri ve müşavere heyetisiniz. Sizlere iki gün süre veriyo-

ruz. Bu iki günde yeni halifeyi seçmezseniz, Ali’yi, Tal-

ha’yı, Zübeyr’i ve daha başkalarını öldüreceğiz!” dediler.

Medineliler korku ve telaş ile Hz. Ali’nin evine koştular.

Halifeliği üstlenmesi için rica ettiler. Hz. Ali: “Bu sizin işiniz

değildir. Bedir gazilerinin işidir. Onlar kimi dilerse o

seçilir.” buyurdu. Bedir gazileri içinden, Aşere-i Mübeşşe-

re’den; Hz. Ali, Talha, Zübeyr, Sa’d b. Ebî Vakkas, Said b.

Zeyd hayattaydılar. Sa’d b. Ebî Vakkas ve Said b. Zeyd siya-

setten uzaklaşmışlardı. Hz. Ali, Talha ve Zübeyr’den başka

halife adayı yoktu.

Medine’de bulunan Bedir gazileri ve ileri gelenler, hali-

feliği Hz. Ali’ye, Hz. Talha’ya ve Hz. Zübeyr’e ayrı ayrı teklif

ettiler. Kimse yanaşmadı. Talha ve Zübeyr de Hz. Ali’ye işaret

ettiler. Halk, tekrar Hz. Ali’ye gidip: “Elini ver, sana biat

edelim.” dediler. Hz. Ali (kv): “Beni bırakınız, başkasını

arayınız. Önümüze öyle işler çıkacak ki; onu akıllar al-

maz, yürekler dayanmaz, şekilleri ve renkleri vardır! Ben

halife olmak istemem, seçilen kimseye yardım etmek

isterim. Siz kimi seçerseniz ben ona biat eder, hepiniz-

den daha çok itaat ederim.” buyurdu. 1268

Bedir gazileri hep bir ağızdan: “Allah için insaf et Ey

Ali! Müslümanların başına gelen felaketi görmüyor mu-

sun?” diyerek, halifeliği kabulünü şiddetle ısrar ettiler. Hz. Ali,

kendisine yapılan sitem ve ısrarlar karşısında istemeyerek “Ya-

rın mescidde görüşelim.” dedi.

1268

Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 101

Page 342: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

342 Hz. Ali (kv) Bölümü

Bedir ehli, fitne ve fesattan kurtulmak için bunu bir söz

kabul ettiler ve ertesi günü mescidde toplandılar. Talha, Zü-

beyr de dâhil olmak üzere, Bedir gazileri ve Medine ileri gelen-

leri oradaydı. Hz. Ali minbere çıkıp Bedir ehline hitaben şöyle

konuştu: “Bu iş sizindir. Kimsenin onda hakkı yoktur. Siz

kimi isterseniz o halife olur. Dün bir karar üzere ayrıl-

mıştık. Ben istemeyerek söz vermiştim. Siz beni seçmek

için ısrar etmiştiniz.” dedi. Hazır olanlar hep bir ağızdan:

“Biz aynı karardayız.” dediler. Hz. Ali: “Şahit ol Yâ Rab!”

buyurdu. İlk biatı Hz. Talha ve Hz. Zübeyr yaptılar. Diğer

Müslümanlar da biat edip; Hz. Ali (kv), İslam’ın Dördüncü

Halifesi oldu. 1269

1269

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 495; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 358

Page 343: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 343

CEMEL VAK’ASI (H.36/M.656)

495- Hz. Osman isyancılar tarafından şehid edilince

Medine’de bulunan Ashâb-ı Kiram, Hz. Ali’yi halife seçti. Yeni

halifeyi bekleyen en önemli mesele, Hz. Osman’ın katillerini

bulup cezalandırmaktı. Ancak ortada belirli bir katil yok,

“Osman’ı biz öldürdük” diyen bir isyancı topluluğu mevcut-

tu. Şehre hâkim olan bu âsilerle hemen başa çıkılamayacağı

açıktı. Hz. Ali kendisine biat etmeye yanaşmayan bazı valileri

değiştirme kararı aldı. Bu durumu öğrenen Hz. Zübeyr, Kûfe

Valiliği’ni; Hz. Talha ise Basra Valiliği’ni istedi. Hz. Ali (kv):

“Benim yanımda Medine’de bulunun ve bana yardım

edin!” diye onları Kûfe ve Basra’ya göndermedi. Hz. Zübeyr

ve Hz. Talha bu defa umre için izin istediler. Hz. Ali (kv), dört

ay sonra Mekke’ye gitmelerine izin verdi.

Hz. Âişe, Ashâb-ı Kiram’ın büyük bir kısmı gibi Hz. Os-

man’ı son zamanlarda eleştirenlerden biriydi. İsyancılar, Me-

dine’yi kuşatınca Hz. Osman’ın gitmemesi için rica etmesine

rağmen Hz. Âişe, Mekke’ye hac için gitmişti. Hacdan sonra

Medine’ye dönmek üzere yola çıkan Hz. Âişe, Hz. Osman’ın

şehit edildiğini, Hz. Ali’nin halife seçildiğini öğrenince Mek-

ke’ye geri döndü. Hz. Osman’ın mazlum olarak öldürüldüğü

yolundaki meşhur konuşmasını yaptı.

Saîd b. Âs, Mervan b. Hakem, Hz. Osman’ın Basra Va-

lisi Abdullah b. Âmir, Yemen Valisi Ya’lâ b. Ümeyye ve Velid

b. Ukbe gibi Emevî ileri gelenleri Hz. Âişe’ye biat edip toplan-

dılar. Ya’lâ b. Ümeyye, Abdullah b. Âmir, Cemel topluluğu-

nun masraflarını valilik hazinelerinden karşıladılar. 600 zekât

devesi, 400 bin dirhem altın ve başka askeri ihtiyaçlar

Emevîler’in bu gayrimeşrû harcamalarından karşılandı. Hz.

Âişe’nin bindiği deve de bunlardandı. Hz. Zübeyr ve Hz. Tal-

ha da bu topluluğa katıldılar ve Basra’ya doğru yola çıktılar.

Page 344: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

344 Hz. Ali (kv) Bölümü

Basra yakınlarına vardıklarında Hz. Âişe, köpek sesleri

duydu ve buranın neresi olduğunu sordu. Rehber: “Hav’eb

suyu” dedi. O zaman Resûlüllah (sav)’in bu hareketi tasvip

etmeyen: “Acaba hanginize Hav’eb köpekleri havlaya-

cak!” hadisini hatırladı ve geri dönmek istedi. Ancak Abdullah

b. Zübeyr ve yanındakiler, rehberin yanıldığını, burasının

Hav’eb suyu olmadığını iddia ettiler. Sonra da: “Ali ordusuy-

la yaklaştı, yetişmek üzere deyip” topluluğu hareket ettirdi-

ler.

Basra önlerine geldiklerinde eski Basra Valisi Abdullah

b. Âmir’i, Basra’dan askeri destek için gönderdiler. Hz. Ali’nin

Basra Valisi, Osman b. Huneyf de elçi gönderip niye geldikle-

rini sordu. Hz. Âişe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr: “İsyancıların

bozduğu düzen ve barış ortamını geri getirmek, Hz. Osman’ın

katillerini cezalandırmak ve Müslümanların arasını düzeltmek”

olduğunu söylediler. Bunun üzerine Basralılar ikiye bölündü

ve sert tartışmalar yaşandı.

Diğer taraftan Hz. Ali (kv), 3000 kişi ile Medine’den

çıkmış, Rabeze’den Basra Valisi Osman b. Huneyf’e mektup

göndermişti. Mektubunda: “Hz. Talha ve Hz. Zübeyr’in hiçbir

zorlama olmadan biat ettiklerini” yazmıştı. Hz. Talha ve Hz.

Zübeyr, Medine’de yaptıkları biatı: “Kılıç, başımızın üzerin-

de olduğumuz halde biat ettirildik!” diye inkâr ettiler. Vali

Osman b. Huneyf, Hz. Ali’nin haklılığından bahsederek Basra

etrafından uzaklaşmalarını istedi. Cemel Ashâbı da kendileri-

nin haklı olduğunu söyleyip, Vali ve adamlarını esir aldılar.

Hz. Aişe’nin emriyle onu serbest bıraktılar. Ancak Vali Osman

b. Huneyf’in saçını, sakalını, kaşını, kirpiğini yoldular. Basra

beytü’l-malini da ele geçirdiler.

Cemel Ashâbı, Basra şehrini ele geçirmelerine rağmen

halkın askeri desteğini tam sağlayamadı. Kûfe ileri gelenlerine

de mektuplar gönderip, Hz. Ali’ye olan desteklerini çekmeleri-

ni ve kendilerine destek olmalarını istediler. Aynı günlerde Hz.

Ali de Kûfe’ye arka arkaya üç heyet gönderdi, ancak destek

alamadı. Kendi Kûfe Valisi Ebû Mûsa el-Eş’ari tarafsız kalmayı

tercih ediyordu. Bunun üzerine Malik Eşter, Hz. Ali’nin izniyle

valilik konağından Ebû Mûsa el-Eş’ari’yi çıkardı.

Page 345: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 345

Kûfe’den gerekli desteği zorla da olsa alan Hz. Ali, Bas-

ra’ya yöneldi ve Cemel Ashâbı’na, Ka’ka b. Amr’ı elçi olarak

gönderdi. Ka’ka, Hz. Ali’ye halife olarak biat edilirse, Hz. Os-

man’ın katillerinin cezalandırılacağı ve düzenin yeniden sağla-

nacağı yönünde ikna etmek için konuştu. Cemel Ashâbı da

buna iştirak etti. Daha sonra Hz. Ali; Hz. Talha ve Hz. Zübeyr

ile bizzat görüşerek Hz. Peygamber (sav)’in hadislerini hatırlat-

tı. Her iki sahâbî de savaştan vazgeçtiklerini söylediler. Hz.

Zübeyr’in oğlu Abdullah babasını korkaklık ve döneklikle suç-

ladı. Barış görüşmeleri devam ederken, bir gece iki tarafa da

saldırılar oldu ve iki taraf da kendilerini savaşın içinde buldu-

lar. Bir rivayette: Eğer barış olursa Hz. Osman’ın katilleri de

cezalandırılacağı için savaşı onlar körüklüyordu. Diğer bir gö-

rüş ise: Hilâfetin Hz. Ali’ye geçmesine engel olmak isteyen

Ümeyyeoğulları ve taraftarları körüklüyordu. Hz. Ali (kv) aske-

ri yirmi beş bin, Cemel Ashâbı isyancıları ise otuz bin kişi civa-

rındaydılar.

Hz. Ali ve Hz. Âişe savaşı durdurmak istedilerse de çar-

pışmalar şiddetlenerek devam etti. Yetmişten fazla kişi Hz.

Âişe’nin devesinin yularını tutarak can vermişti. Bu yüzden

Hz. Ali’nin emriyle devenin arka ayaklarına vuruldu, deve

yıkıldı ve isyancılar dağıldı. 1270

496- Muâviye, yönetimi ele geçirmek için önce Bizanslı-

larla anlaştı. 1271

Sonra da Hz. Ali (kv)’nin gücünü kırmak için

Cemel Vak’ası’nı hazırladı. 1272

*- Bu bilgilere dayanılarak şu kanaate varılmıştır: Cemel

Vak’ası, Emevîler’in devlet idaresini yeniden ele geçirmek için

başlattıkları bir savaştır. 1273

497- Damra b. Habib nakletti: Resûlüllah (sav)’in ya-

nında Hz. Âişe’den söz edildi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu:

1270

Geniş bilgi için baknz: Tarih-i Taberî, III, 570-571 / IV, 8-9; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VII, 365-372; En Sevgilinin Dostları, s. 282; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 518;

Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 101; E. R. Fığlalı, DİA, Cemel, VII, 320

1271 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 266

1272 Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 96-106

1273 Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 56-58

Page 346: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

346 Hz. Ali (kv) Bölümü

“Âişe’yi bırakın. O gündüzleri oruç tutar. Dünyada

da, âhirette de benim hanımımdır.” 1274

498- Hz. Peygamber (sav)’in hanımları ile ilgili Allah

(celle celâlühü) şöyle buyuruyor: “Peygamber, mü’minlerin

kendi canlarından daha değerlidir. O’nun hanımları da

mü’minlerin anneleridir.” (Ahzâb, 33/6)

499- İfk Hâdisesi: Hz. Âişe annemiz ile Hz. Ali (kv)

efendimiz arasındaki kırgınlık; Hz. Âişe annemizin iftiraya uğ-

radığı zamana kadar uzanır. Hicrî 5. yılda Peygamber (sav)

efendimizin Beni Mustalik Gazvesi sırasında meydana geldi.

Hz. Âişe annemiz bir ihtiyaç için ordudan uzaklaştı. Bu arada

Hz. Hatice annemizden hatıra Yemen işi gerdanlığını kaybetti

ve onu bulmak için tekrar geri döndü. Hevdecinin içinde sa-

nıldığından hevdeci deveye yüklenip, ordu o bölgeden ayrıldı.

Sonra ordunun artçısı Safvân b. Muattal tarafından bulunup

orduya yetiştirildi. Münâfıkların Hz. Âişe annemiz için kötü

konuşması üzerine, Hz. Âişe annemiz töhmet altında kaldı.

Meydana gelen bu üzücü olay, bir aydan fazla sürdü. Bu sıkın-

tılı günlerin birinde Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem, Hz. Ali (kv) ile durumu istişare etti. Hz. Ali (kv) de Hz.

Âişe annemiz ile ilgili: “Ey Allah’ın Resûlü! Allah seni dar-

da bırakmaz. Senin için kadınlar da çoktur. Hizmetçi

kıza sor, o doğruyu söyler!” dedi. Bu söz, Hz. Âişe annemi-

zin kulağına gidince de bu kırgınlık oluştu. Daha sonra Hz.

Âişe annemizin temiz olduğuna dair Nûr Sûresi 11-21. âyetler

nâzil oldu. Cemel Vak’ası’ndan sonra da bu kırgınlık tamamen

ortadan kalkmıştır. 1275

500- Ebî Râfi nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Yakında seninle, Âi-

şe arasında bir hâdise olacak!” Hz. Ali (kv) buyurdu ki:

“Öyle ise Ey Allah’ın Resûlü! Ben Ashâb’ın en kötüsü-

yüm!” Efendimiz (sav) buyurdu ki: “Hayır, fakat bu hâdise

1274

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4137

1275 Geniş bilgi için baknz: Ahmed, Müsned, XV, 21689; Buhârî, Şâhidlik 15, 2661;

Müslim, Tevbe 10, XI, 243; Tarih-i Taberî, IV, 6; İbn Hişâm, III, 411; İbn Kesîr, El-

Bidâye, IV, 273-274; En Sevgilinin Dostları, s. 282; M. Fayda, DİA, Âişe, II, 202; M.

Fayda, DİA, İfk Hâdisesi, XXI, 507

Page 347: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 347

olduğunda, sen onu evine teslim et!” (Cemel Vak’ası) 1276

Hz. Âişe annemiz de hayret edip güldü. Resûl-ü Ekrem (sav),

Hz. Âişe annemize şöyle buyurdu: “Hele düşün, Ey Hümey-

ra! Sefere çıkan kadın, sakın sen olmayasın!” 1277

501- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem hanımlarına şöyle buyurdu: “İçinizde alnı tüylü deve

sahibi hanginiz? Hav’eb suyunda köpekler kendisine

havlayıncaya kadar gider! Sağ tarafında ve sol tarafında

çok kimseler ölür, kendisi de zor kurtulur!” Hz. Âişe, Ce-

mel Vak’ası olmadan önce yolda giderken köpeklerin havla-

masını duyuca; “Burası neresidir?” diye sordu. Hav’eb suyu

olduğunu öğrenince ısrarla geri dönmek istedi. Ancak “Ali b.

Ebî Tâlib ordusuyla arkamızdan geliyor” diyerek toplum onu

bırakmadı. 1278

502- Ebû Bekre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem, Cemel Vak’ası’na işaretle şöyle buyurdu: “Baş-

ları kadın olan bir topluluk çıkar, meşrû devlet düzenine

karşı çıkıp helâk olurlar, felah bulmazlar! Onların önder-

leri bir kadındır ve cennete girer!” 1279

503- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem hanımlarına şöyle buyurdu: “Acaba

hanginiz kırmızı yüklü devenin sahibi olacak? Etrafında

çok kişi öldürülecek! O da tam öldürülecekken kurtula-

cak!” 1280

504- Hz. Ali (kv), Cemel Ashâbı’na karşı Basra’ya doğ-

ru hareket etti. Kendi Kûfe Valisi Ebû Mûsa el-Eş’ari’den des-

tek almak için önce Muhammed b. Ebî Bekir ve Muhammed

b. Cafer b. Ebî Tâlib’i gönderdi. Ebû Mûsa el-Eş’ari: “Biz

Ali’nin buyruğuna girmeyiz. Osman’ın kanını isteriz.

1276

Ahmed, Müsned, XIX, 27525; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 161; Râmûz el-

Ehâdis, s. 303

1277 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4668; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 291; El-Heytemî, Savâi-

kü’l-Muhrikâ, s. 272

1278 Ahmed, Müsned, XIX, 27524; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 4671; Tarih-i Taberî, IV,

10; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 199; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 290; M. Câmi, Şevâhi-

dü’n-Nübüvve, s. 160; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 508 / s. 310

1279 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4474; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 291; M. Câmi, Şevâhi-

dü’n-Nübüvve, s. 160

1280 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4464; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 290

Page 348: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

348 Hz. Ali (kv) Bölümü

Sen Muhammed b. Ebî Bekir, sen Osman’ın kâtillerin-

densin!” deyince, geri döndüler. Hz. Ali (kv) duruma çok

üzüldü ve Abdullah b. Abbas ve Mâlik Eşter’i gönderdi. Ebû

Mûsa, onlara da benzer şeyler söyledi. Ebû Mûsa el-Eş’ari,

halkın desteğini engellemeyi sürdürdü.

Hz. Ali (kv) üzgün ve gergin bir halde, Ebû Mûsa’ya, Hz.

Hasan (ra) ve Ammâr b. Yâsir’i gönderdi. Ebû Mûsa el-Eş’ari,

Hz. Hasan (ra)’ın mescide geldiğini duyunca hemen yanına

geldi. Ammâr b. Yâsir, Ebû Mûsa’ya kızarak: “Emirü’l-

Mü’minin’e halkın desteğini niye engelliyorsun?” deyince;

Ebû Mûsa, fitneden korkup köşesine çekildiğini söyledi. Ebû

Mûsa el-Eş’ari; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem-

den şöyle bir de hadis nakletti: “Yakın bir zamanda karan-

lık gecelerin bölümleri gibi içinizde fitneler çıkacaktır.

Kişi mü’min olarak sabahlayıp kâfir olarak akşamlaya-

caktır. Mü’min olarak akşamlayan kişi de kâfir olarak

sabahlayacaktır. Bu zamanda oturan ayakta olandan,

ayakta olan yürüyenden hayırlıdır. Yürüyen atlı olandan,

daha emindir.” 1281

Ebû Mûsa devamla: “Bu fitneden uzak durmak daha

hayırlıdır.” dedi. Ammâr b. Yâsîr: “Bu fitne, o fitne değil-

dir. Bu fitneden uzak kalıp, bir hakkın kaybolmasına

sebep olmaktansa, çalışıp o fitneyi defetmek daha gü-

zeldir.” diye söyledi. Ancak Ebû Mûsa yine de köşesine çe-

kilmeyi tercih etti. Doğal olarak valilikten de azledildi. 1282

*- Ebû Mûsa el-Eş’ari de Hz. Ali (kv)’ye biat etmeyip fit-

neden uzak durayım diyen Ashâb’dandır. Ancak Hicrî 39 yı-

lındaki Muâviye kuvvetlerinin saldırısında, can korkusundan

Muâviye’ye biat etmek zorunda kalmıştır. Ebû Mûsa hakkında

“Hakkı, bâtıldan ayırt edemez!” diye hadis vardır. 1283

1281

Sadece hadisin ikinci kısmını Ebû Hureyre’den nakledenler: Buhârî, Fitne 9,

7081, 7082 / Menâkıb 25, 3601; Müslim, Fitne 10 / XI, 422; Ahmed, Müsned, XX,

28309; İbn Mâce, Fitne, X, 10, 3961. Hadisin tamamını Ebû Mûsa’dan nakledenler:

Ahmed, Müsned, XX, 28323; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 381

1282 Tarih-i Taberî, IV, 18-19; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 381; En Sevgilinin Dostları, s.

295; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 515

1283 Tarih-i Taberî, IV, 20

Page 349: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 349

505- Cemel Vak’ası’ndan sonra; Hz. Ali (kv) efendimiz,

Hz. Âişe annemizin her türlü ihtiyacını karşılayıp, evine teslim

etmesi için kardeşi Abdurrahman b. Ebû Bekir’le gönderdi ve

kendisi de uğurladı. Hasan (ra) ve Hüseyin (ra) efendilerimiz

bir günlük yola uğurladılar. Hz. Âişe annemiz, ömrünün geri

kalanını bu hâdiseden dolayı tövbe ederek geçirdi. 1284

*- Cemel Vak’ası’ndan sonra, Hz. Âişe annemiz halka

hitaben: “Allah’ın kazâsı olan bir iş başımıza geldi. Bun-

dan sonra kimse gönlünde kin tutmasın. Hepiniz benim

oğullarımsınız. Ali ile benim aramda eskiden de hiçbir

mesele yoktu. Şimdi de bana en yakınınızdır. Aile ara-

sında böyle şeyler olur.” buyurdu. Hz. Ali (kv) de: “O,

Mü’minlerin Annesi’dir, gerçekten de aramızda hiçbir

mesele yoktur.” buyurdu. 1285

506- Hz. Ali (kv)’den Cemel Ashâbı’nın durumu sorul-

du: “Din kardeşlerimizdir. Ancak isyan edip, bize karşı

durdular.” Yine bu savaş sonundaki ganîmetin durumu so-

ruldu: “Bunlar küffar değil ki; mallarını taksim edip, ha-

nımlarını çocuklarını esir edelim! Ya Âişe kimin hissesi-

ne düşecek!” diye mal taksimi ve esir almayı yasak etti.

İmam-ı Âzam: “Hz. Ali’nin emirleri ve amelleri olmasaydı,

isyancılar hakkında ne muamele edeceğimizi bilemez-

dik!” buyurarak, Hz. Ali (kv)’nin savaş yoluyla bile Ümmet-i

Muhammed’e yol gösterdiğini nakletmiştir. 1286

507- Hz. Âişe annemiz nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu kendim duy-

dum: “Her kim Ali’ye karşı çıkarsa ateştedir.” Hazır olan-

lar Hz. Âişe’ye dediler ki: “Ey Âişe, sen niye karşı çıktın?”

Hz. Âişe buyurdu ki: “Bu hadisi, Cemel Vak’ası’nda unut-

muştum. Fakat Basra’ya gittiğimde aklıma geldi. Şimdi

de Allah’tan mağfiret diliyorum.” 1287

508- Cümey b. Umeyr et-Temîmî nakletti: “Annem ve

teyzem, Hz. Âişe’nin yanına girip: “Bize Ali’den bahset”

1284

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 527

1285 Tarih-i Taberî, IV, 31; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 398/479

1286 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 526-527

1287 Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 79

Page 350: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

350 Hz. Ali (kv) Bölümü

dediler. Hz. Âişe: “Elini Resûlüllah’ın elinin üzerine ko-

yan, kendisini O’nun için feda eden, Resûlüllah’ın eliyle

yüzünün terini sildiği bir adamın neyini bana soruyorsu-

nuz?” Annem ve teyzem: “O halde neden onun karşısına çık-

tın?” dediler. Hz. Âişe: “Hükmolunmuş bir şey… Yeryü-

zündeki her şeyi ona; “karşı çıkışıma” karşılık, fidye

vermek isterdim.” dedi. 1288

509- Bir gün Hz. Ali (kv) ile Hz. Zübeyr konuşuyorlardı.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Zü-

beyr ile tatlı tatlı konuşuyorsun ancak Zübeyr zalim ve

haksız olduğu halde seninle savaşacaktır.”

Cemel Vak’ası’nda, Hz. Ali (kv), Zübeyr’e Resûlüllah

(sav)’in: “Ey Zübeyr! Sen haksız olduğun halde, Ali ile

savaşacaksın fakat haksızsın!” buyurduğunu hatırlattı, bu-

nu hatırlayan Zübeyr savaşı terk etti. Ancak oğlu onu ikna

edip yemininden döndürdü. Bu yeminin kefareti olarak da

kölesini hürriyetine kavuşturdu. 1289

510- Savaş başlamadan Hz. Zübeyr’e nasihat eden Hz.

Ali (kv); Hz. Talha’ya da nasihat etti. Bu nasihatler sebebi ile

her ikisi de pişman oldular fakat evlatları onlara engel oldu.

Hz. Talha, kendi saflarında bulunan Mervan b. Hakem tara-

fından ok ile vurularak şehit oldu. Zübeyr ise savaş yerinden

çıkıp gitmek için giderken Sibâ Vadisi’nde Hz. Ali (kv)’den

mükâfat alırım düşüncesinde olan İbn Cürmüz tarafından şehit

edildi. Hz. Ali (kv) ise: “Ben, Resûlüllah’tan işittim, Zü-

beyr’in kâtilini ateşle müjdeleyin buyurdu.” Her iki

sahâbînin de vefat etmeden önce Hz. Ali (kv)’nin askerlerine

biat ettikleri ya da biat etmek istedikleri nakledilmiştir.” 1290

1288

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4473

1289 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5629-5630; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 292 / VII, 390; El-

Askalânî, El-İsâbe, s. 101; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4461-4475; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, VI, 195-198; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 520; M. Câmi, Şevâhidü’n-

Nübüvve, s. 160; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 273; Kütüb-i Sitte, XII, 475

1290 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 261; Ahmed, Müsned, XVIII, 26617; El-Askalânî, El-

Metâlib, IV, 4465-4467; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5626-5643; İbn Sa’d, Tabakât, III,

121; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 567; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 101; En Sevgilinin Dostları,

s. 304-305; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 520-525

Page 351: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 351

511- Hz. Âişe annemiz nakletti: Bir gün Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Osman’a baktı: “Allah (celle

celâlühü), şehit olacak Osman’a rahmet eylesin.” buyur-

du.

Sonra Ali ve Zübeyr’e bakıp: “Siz birbiriniz ile sava-

şacaksınız. Zübeyr, sen âsi olduğun halde!” buyurdu.

Sonra Talha’ya bakıp; “Allah (celle celâlühü), bunu

şehit edene rahmet etmesin!” buyurdu. 1291

512- Sevr b. Meczee nakletti: Cemel günü, Talha son

nefesini verirken yanından geçtim. Beni görünce: “Ey ay yüz-

lü kimlerdensin?” dedi. Ben de “Mü’minlerin Emiri

Ali’nin arkadaşlarındanım.” dedim. “Öyleyse uzat elini

sana biat edeyim.” dedi. Ben de elimi uzattım. Bana biat

edince, ruhunu teslim etti. Ben de bunu Hz. Ali’ye haber ver-

dim. Hz. Ali: “Allâhu Ekber! Resûlüllah: “Benim biatımın

sorumluluğu onun boynunda olmadan Allah onu cennete

sokmayacaktır.” derken dinledim.” buyurdu. 1292

513- Rifâ b. İyas dedesinden nakletti: “Cemel günü Hz.

Ali, Talha’ya haber gönderdi. Talha gelince Hz. Ali şöyle dedi:

“Allah için söyle, Resûlüllah (sav)’in: “Ben kimin mevlâsı

isem Ali de onun mevlâsıdır. Allah’ım, sen onu dost edi-

nenleri dost edin, düşman edinenlere düşman ol!” dedi-

ğini duymadın mı?” Talha, bu sözleri duyunca: “Evet, duy-

dum” dedi ve geri döndü. 1293

514- Kays b. Ebî Hazım nakletti: “Cemel gününde

Mervan b. Hakem’in, Talha’yı diz kapağından okla vur-

duğunu gördüm.” 1294

515- Hakem nakletti: “Cemel Vak’ası günü, Mervan

bir ok atıp Talha’yı yaraladı ve onu ayaklarından semerin

demirlerine bağladı.” 1295

1291

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 159

1292 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5647

1293 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5647

1294 Taberânî’den; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 95; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5644; Er-

Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 548

1295 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4461

Page 352: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

352 Hz. Ali (kv) Bölümü

516- Yahya b. Saîd amcasından nakletti: “Cemel günü

Hz. Ali: “Kimseyi öldürmeyin, kimseye vurmayın…” diye

seslenirken, karşı taraf “Osman’ın intikamı!” diye bağrıştılar.

Hz. Ali ellerini açarak şöyle duâ etti: “Allah’ım, bugün Os-

man’ı öldürenleri gerisin geri çevir.” Sonra Zübeyr: “Ok

atın!” diye savaşı başlatmak istedi. Cemel Ashâbı bunun üze-

rine hamle yapmaya başladılar, ancak bozguna uğradılar.

Mervan b. Hakem de bir ok atarak, at üstünde olan

Talha’yı diz kapağı hizasından vurdu ve atının böğrüne yapış-

tırdı. Mervan koşup ona yetişti, Talha’nın boğazını kesti. Mer-

van yanında bulunan Hz. Osman’ın oğlu Eban’a hitaben:

“Babanın kâtillerinden olan birisinden seni rahatlattım”

dedi. 1296

*- Zeyd b. Ebî Üneyse nakletti: Hz. Talha’nın şehit edil-

diğini öğrenen Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Talha’nın kâtili-

ni cehennemle müjdeleyin.” 1297

517- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Talha ve Zübeyr, cennette

benim komşularımdır.” 1298

518- Talha b. Musarrif nakletti: Hz. Ali, Hz. Talha’nın

şehit düştüğü yere geldi. Bineğinden inip onu doğrultup oturt-

tu. Yüzünden ve sakallarından tozu silkeledi. Ona rahmet

okuyarak şöyle buyurdu: “Keşke yirmi yıl önce ölseydim

de, Talha’yı şu halde görmeseydim!” 1299

519- Hz. Ali (kv), Hz. Talha’nın oğluna şöyle buyurdu:

“Sakin ol ey kardeşim! Allah’a yemin ederim ki, Rabb’imin

baban Talha ile beni: “Biz onların göğüslerinden kini sö-

küp attık. Cennette karşı karşıya mutlulukla otururlar.”

(Hicr, 15/47) buyurduğu kimselerden kılacağını umuyorum.” 1300

1296

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5646; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 192-194

1297 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 193; İbn Sa’d, Tabakât, III, 255

1298 Tirmîzî, Menâkıb 20, 3741 / III, 565; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5616 BMT; Cev-

det Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 528

1299 Taberânî’den; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5650; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 233;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 400; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 548

1300 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 4013; Hâkim, El-Müstedrek, V, 3399 BMT; Zehebî,

Tarihü’l-İslam, VI, 234

Page 353: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 353

520- Muhammed Bâkır Hazretleri, dedesi Hz. Ali

(kv)’nin şöyle buyurduğunu nakletti: “Umarım ki; ben, Talha

ve Zübeyr, Allah’ın: “Biz onların göğüslerinden kini söküp

attık. Cennette karşı karşıya mutlulukla otururlar.” (Hicr,

15/47) buyurduğu kimselerden oluruz.” 1301

521- Şâ’bi şöyle dedi: “Ben, Resûlüllah (sav)’in

Ashâb’ının beş yüzden fazlasından dinledim; hepsi de: “Ali,

Osman, Talha, Zübeyr, cennettedir.” diyorlardı.” 1302

Allah

hepsinden razı olsun.

522- Muâviye, Hz. Ali (kv)’ye karşı Cemel Vak’ası sıra-

sındaki avantajlarını şöyle anlattı: “Ben dört konuda Ali’den

daha avantajlıydım. Ben sırrımı saklıyordum, o açığa

vuruyordu. Benim düzgün ve itaatkâr bir ordum vardı,

onun bozuk ve isyankâr bir ordusu vardı. Ben onu Cemel

Ashâbı ile baş başa bıraktım ve dedim ki: Cemel Ashâbı

ona galip gelirse onlar bana Ali’den daha ehvendir. Eğer

Ali onlara galip gelirse ben de onları dininde şüpheye

düşürürüm. Ben Kureyş’e Ali’den daha sevimliydim. On-

dan kaçıp bana gelenlere ne mutlu!” 1303

*- Cemel Vak’ası’ndan sonra Hz. Ali (kv), Basra’ya girdi

ve halktan biat aldı. Böylece Şam ve beldeleri hariç; Basra,

Kûfe, Hicaz halkı, Hz. Ali’ye biat etmiş oldu. Hz. Ali (kv), Bas-

ra’dan sonra Kûfe’ye geçti. Kûfe’yi idare merkezi yaptı ve bu-

rada yerleşti. 1304

1301

Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 214

1302 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 214

1303 Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 52

1304 Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 104

Page 354: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

354 Hz. Ali (kv) Bölümü

SIFFÎN SAVAŞI (H.37/M.657)

523- Hz. Ali (kv), hilâfet makâmına geçince; Abdullah

b. Abbas’ı Şam’a vali göndermek istedi. İbn Abbas, Ashâb’ın

ileri görüşlülerindendi ve Hz. Ali (kv)’nin danışmanı duru-

mundaydı. Hz. Ali (kv)’ye nasihat etti. “Muâviye’yi azleder-

sen mutlaka Hz. Osman’ın kanını talep ederler. Eğer

Şam Valisi olarak bırakırsan bir sıkıntı çıkmaz. Sonra

ben Muâviye’yi valilikten almaya kefilim.” dedi. Ancak

Hz. Ali (kv): “Hayır, Muâviye’yi Şam’da bırakamam.

Ümeyyeoğulları’nı Müslümanların üzerine musallat ede-

mem. Benimle Muâviye arasında kılıçtan başka bir şey

yoktur.” buyurdu. 1305

Hz. Ali (kv)’nin bu sözleri Muâviye’ye ulaştırıldığında öf-

kelenip: “Vallahi Ali’ye bağlı olarak hiçbir idareyi kabul

etmeyeceğim, ona hiçbir şekilde biat da etmiyorum.”

dedi. 1306

Abdullah b. Abbas, Şam Valiliği’ne gönderilmedi. Hz.

Ali (kv), Sehl b. Huneyf’i Şam’a vali olarak gönderdi. Muâvi-

ye, Şam sınırından Sehl’i geri çevirtti. 1307

Hz. Ali (kv), Muâvi-

ye’ye Sebra el-Cühenî adında bir elçi gönderdi. Muâviye, elçi-

yi bir aydan fazla oyaladıktan sonra, Kubaysa adında bir elçiy-

le birlikte; içi boş, altı mühürlü bir mektup gönderdi. Hz. Ali

(kv) bu boş mektubun anlamını sordu. Elçi kendi canını emni-

yete aldıktan sonra: “Ben Şam’da öyle bir topluluk bırak-

tım ki, kısastan başka bir şeye razı olmuyorlar!” dedi. Hz.

Ali (kv): “Allah şâhittir ki ben, Osman’ın kanına bulaş-

madım! Ama Allah’ın takdiri ne ise o olacaktır!” buyur-

du. Hz. Ali (kv), elçilerden Şam’ın durumunu öğrendikten

sonra savaş hazırlığına başladı. 1308

1305

Tarih-i Taberî, III, 571

1306 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 245

1307 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 205

1308 Tarih-i Taberî, IV, s. 7; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 207; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

370

Page 355: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 355

524- Hz. Ali (kv) halife seçildiğinde, Şam’da yirmi yıldır

bulunan Muâviye’nin yerine Ashâb’dan Sehl b. Huneyf’i vali

olarak gönderdi. Ancak Muâviye yeni valiyi kabul etmedi. Hz.

Osman (ra)’ın katillerinin kendisine teslim edilmesinden başka

hiçbir teklifi kabul etmeyeceğini bildirdi. Hz. Osman (ra)’ın

kanlı gömleğini Şam Mecidi’ne astırıp, halktan onun kanını

dâvâ etmek için biat aldı. Öyle ki, Şam halkı, Hz. Osman’ın

katili olarak Hz. Ali’yi biliyor ve Ali b. Ebî Tâlib’i öldürecekle-

rine dair yemin ediyorlardı. 1309

Muâviye, Halife Hz. Ali (kv)’nin kendisine itaat ve nasi-

hat etmesi için gönderdiği Sabra el-Cühenî adındaki elçiyi

oyaladı ve cevapsız olarak geri gönderdi. Hz. Ali (kv), Cemel

Vak’ası’ndan sonra Cerir b. Abdullah el-Becelî’yi elçi olarak

gönderdi. Muâviye yine elçiyi dört ay oyaladı. Hz. Ali’ye biat

etmeyeceğini, Hz. Ali’nin Osman’ın öldürülmesinde suç ortağı

olduğunu, kan dâvâsı talebinden vazgeçmeyeceğini, savaşa

hazır olduğunu bildirdi.

Savaşın kaçınılmaz olduğunu gören Hz. Ali (kv), savaş

hazırlığına başladı. Buna karşılık Şam’dan Irak’a doğru yürü-

yen Muâviye büyük bir orduyla Rakka yakınlarında, Sıffîn

denilen düzlük meydanda, Fırat kenarına ordusunu yerleştirdi.

Muâviye askeri Fırat kenarını tuttuğu için, ilk çatışmalar su

yüzünden çıktı. Velid b. Ukbe b. Ebî Muayt ve Abdullah b.

Sa’d b. Ebî Serh gibi kimseler Hz. Osman’ın susuz olarak kat-

ledilmesini gerekçe gösterip, Hz. Ali askerinin susuz bırakılma-

sını istediler. Hz. Ali (kv) efendimizin askeri ise, ilk çatışmaları

kazanıp suyu iki tarafa da serbest etti.

Hz. Ali (kv), sürekli elçiler gönderip Muâviye’yi itaate ve

biata çağırdı. Muâviye her defasında, Hz. Osman (ra)’ın katil-

lerini Hz. Ali (kv)’nin koruduğunu, katillerin kendisine teslim

edilmesini istedi.

Nihayet, Hz. Ali (kv)’nin halifelikten çekilmesini ve hali-

feliğin şûrâya havale edilmesini de istedi. Bu şekilde gerçek

niyetini ortaya koymuş oldu.

1309

Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 105

Page 356: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

356 Hz. Ali (kv) Bölümü

Barış görüşmelerinden sonuç alamayan Hz. Ali (kv), as-

kerlerine şu emirleri verdi: “İlk savaşı siz başlatmayın, ka-

çanları ve yaralıları öldürmeyin, evlere girmeyin, yaşlıla-

ra, kadınlara ve çocuklara kesinlikle dokunmayın!” dedi.

Sonra yine Muâviye’yi isyandan vazgeçmeye ve itaate

davet etti. Üç ay kadar barış görüşmeleri ve teke tek mübare-

zeler devam etti. Hz. Ali (kv) barış görüşmelerinden sonuç

alamayacağını anladı. Dördüncü ayın sonunda çatışmalar

başlayınca Hz. Ali (kv) efendimiz bizzat ordusunun ön safla-

rında saldırıya geçti. Tarihin gördüğü en kanlı savaşlardan

birisi yaşanıyordu. Etraf ceset doluydu. Ashâb’dan ve seçkin-

lerden çok kişiler öldürüldü. Ammâr b. Yâsir de şehit düştü.

Hz. Ali (kv), Muâviye’yi düelloya çağırdıysa da sonuç alamadı.

Nihayet Hz. Ali (kv)’nin ordusu, “Leyletü’l-Herîr” adıyla meş-

hur Cuma gecesi çatışmaları sabaha kadar bütün şiddetiyle

sürdürdü. Hz. Ali (kv), ünlü komutanı Mâlik Eşter ile Muâviye

askerine son darbeyi indirmek üzereyken, ümidini kaybeden

Muâviye savaştan kaçmaya karar verdi. Ancak, Amr İbnü’l

Âs’ın hilesi devreye girerek Kur’ân sahifelerinin kaldırılması ile

savaş durduruldu. 1310

*- Sıffîn’de savaş sahneleri o kadar dehşetliydi ki; sava-

şın şiddetini ve insanların nasıl kıyıldığını gören Hz. Hasan

(ra), aynı ortamı bir daha görmemek ve yaşamamak için halife

seçildiği zaman barış görüşmelerini tercih etmiştir.

525- Muâviye, Hz. Ali’nin elçisi Cerir b. Abdullah el-

Becelî’yi dört ay Şam’da oyaladı. Sonra da Hz. Osman’ın

kuşatılmasıyla Medine’yi terk eden ve Filistin’e yerleşen Amr

İbnü’l Âs’a mektup yazdı. Şam’a davet etti. İstikbalini Muâvi-

ye’nin yanında gören Amr ise oğulları ile birlikte Muâviye’nin

yanına geldi ve nasıl hareket edeceklerini birlikte planladılar.

Bütün Şam vilayetlerine, Şurahbil el-Kindî’yi göndererek:

“Hz. Osman’ı, Ali’nin koruduğu adamlar öldürdü! Os-

man’ın kanından, Ali sorumludur!” diye halkı ikna yoluna

1310

İsmail Yiğit, DİA, Sıffîn Savaşı, XXXVII, 107; M. Y. Kandemir, DİA, Hz. Ali, II,

373; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 540; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 105-

114

Page 357: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 357

gittiler. Sonra da Muâviye; Medine halkına ve özel olarak

Ashâb’dan bazı seçkinlere mektuplar yazıp, yanına dâvet etti.

Fitneden korkup köşesine çekilen; Sa’d b. Ebî Vakkas, Mu-

hammed b. Mesleme, Abdullah b. Ömer gibi bazı sahâbîler

cevabî mektuplarında; Muâviye’ye nasihat ettiler ve: “Senin

derdin Osman’ın kanı değil, dünya mülkü ve makâmı

sevdasıdır!” diye yazdılar. Ancak Muâviye ve Amr, bu nasi-

hatlere aldırış etmeyip planlarına devam ettiler. 1311

526- Sıffîn’de, savaş başlamadan önce elçiler gelip gidi-

yordu. Hz. Ali (kv)’nin elçilerinden olan Ashâb’dan Bişr el-

Ensârî, Muâviye’ye: “Ey Muâviye! Senin Osman’ın kanını

talep etmen bâtıldır. Bu kılıcı halkın arasından kaldır.

Hak halife olan, Ali’ye biat et! Ne dilersen onu yerine

getirelim!” dedi. Muâviye: “Vallahi, ben bu Osman’ın kanı

dâvâsından vazgeçmem!” dedi.

Kays b. Sa’d: “Bütün halk bilir ki, senin Osman’ın

kanını dileme hakkın yoktur! O bahane ile yönetimi ele

geçirmek istiyorsun! Bu boş dâvâyı bırak da itaat et! Bu

sebeple nice Müslümanın kanının vebâline gireceksin!

Resûlüllah’ın sahâbîsinin kılıçtan geçirilmesine ve şehit

olmasına sebep olacaksın! Ancak onların kanı seni ce-

henneme sürükleyecektir!” Muâviye bu sözlere kızarak:

“Sus! Ses çıkarma! Orada dur!” dedi. 1312

527- Muâviye, Hz. Ali (kv)’nin faziletlerine karşı kendi

faziletlerini şöyle anlattı: “Hz. Peygamber zamanında ben

zekât kâtibiydim. Kız kardeşim, Peygamber ile evliydi.

Annem babam Kureyş’in ileri gelenlerindendir. Hz. Ömer

ve Hz. Osman beni vali yaptılar, ben Şam hâkimi oldum.

Benimle Ali arasında fark yoktur. İki kişi bir işe talip

olur. Kim galip gelirse, o işi alır!” 1313

1311

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 284-287; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 539-546; Ay-

can, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 105-108

1312 Tarih-i Taberî, IV, 39

1313 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 264; En Sevgilinin Dostları, s. 324; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VIII, 19; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 148

Page 358: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

358 Hz. Ali (kv) Bölümü

528- Hz. Ali (kv), Şam askerine karşı savaş hazırlığı ya-

parken, kendi ordu komutanlarının bazılarının; Muâviye ve

taraftarlarına küfür ve lânet edenlerini duydu. Bunu hemen

yasaklayıp: “Boş sözü ve lâneti bırakın! Hak bizimledir,

ellerinizi duâya açın!” buyurdu. 1314

529- Sıffîn günü bir adam: “Allah’ım, Şam halkına

lânet et!” deyince, Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Şam halkına

sövmeyin. Zira onlar büyük bir kalabalık teşkil ederler ve

aralarında abdallar vardır.” Bunu üç defa tekrar etti. 1315

530- Sıffîn Savaşı’nın başlarındaydı. Muâviye, Hz. Ali

(kv)’ye elçi ile mektup gönderdi. Muâviye: “Osman’ın kâtil-

lerini bana verin, ben kısas icra edeyim! Sonra da; sen

de, ben de hilâfetten çekilelim. Halk kimi dilerse onu

halife seçsin!” Hz. Ali (kv) bu sözlere kızdı ve şöyle buyurdu:

“Mü’minler toplandılar, beni zorla hilâfete getirdiler.

Şimdi sen kim oluyorsun ki; bana “Hilâfetten çekil!”

diyorsun!” 1316

531- Yine Sıffîn Savaşı’nın başlarında Hz. Ali (kv),

Muâviye’yi itaate ve cemaate davet ettiği mektubunda şöyle

yazıyordu: “Osman’ın kanı deyip duruyorsun; Osman ku-

şatıldığında onun ölümünü istedin ve onu yardımsız bı-

raktın. Nice kimseler bir şeylere ulaşmak ister, ama Al-

lah (celle celâlühü) kudretiyle ona engel olur. Eğer sen

bu arzuna kavuşacak olursan insanlar arasında adın “en

şerli” diye anılacak. Rabb’inden verilmiş bir hak olmadı-

ğından, zorbalıkla ulaştığından ateşe atılacaksın. Al-

lah’tan kork ve boş iddiaları bırak. Hilâfeti layık olana

ver, ikilik çıkarma!” 1317

532- Hz. Ali (kv) bu husustaki hükmü ve kararı; ta o

zaman açıklamıştır. Kim Hz. Ali (kv)’nin hükmünü geçersiz

kabul edebilir? Abdullah b. Abbas nakletti: “Güvenilir bir

kimse, bir fetvayı bize Hz. Ali’den haber verirse, ondan

vazgeçip daha başka fetva aramazdık.” 1318

1314

En Sevgilinin Dostları, s. 325

1315 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3184; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 302 / VIII, 40

1316 Tarih-i Taberî, IV, 41; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 250/272

1317 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 271

1318 Bu bölümde 60. Hadis’in tekrarıdır.

Page 359: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 359

533- Rabeze’de Hz. Hasan (ra), Hz. Ali (kv)’yi bazı ko-

nularda eleştirdiğinde Hz. Ali (kv) ona şöyle cevap verdi:

“Biat için vilayetlerden insanların itaat haberini bekle-

meme gerek yoktu. Biat sadece Medine ve Mekke’de

hazır olan Ashâb-ı Kiram’ın hakkıdır. Eğer onlar bu

hilâfet işini bir kişiye teslim ederlerse, bütün insanların

ona razı olmaları vacip olur.” dedi. 1319

534- Tarık b. Şihâb nakletti: Hz. Ali (kv): Rabeze’de

oğulları Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’a hitaben yaptığı

konuşmada: “Size ne oluyor ki, Allah’a yemin olsun ki

ben bu işi enine boyuna düşündüm, ölçtüm biçtim. Ka-

çınılmaz olarak ya bunlarla savaşacaktım ya da Mu-

hammed’e indirileni inkâr etmiş olacaktım!” 1320

535- Sıffîn Savaşı devam ederken, Şamlı isyancılar

içinden bir genç çıkıp şöyle dedi: “Benî Gassan meliklerinin

evladıyım. Osman’ın kanını talep ederim. Bize bildirildi-

ğine göre Ali, gerçekten Osman’ı öldürmüş!” dedi. Sövüp

sayarak, Hz. Ali saflarına saldırırdı. Hz. Ali’nin sancaktarların-

dan Hâşim b. Utbe b. Ebî Vakkas: O gence: “Sen ne dediği-

nin farkında mısın?” diye onunla konuştu. Genç dedi ki:

“Sizin emiriniz namaz kılmaz, siz de namaz kılmazmış-

sınız! Emiriniz bizim halifemizi öldürmüş, siz de ona

yardım etmişsiniz!” Hâşim onunla konuşup, doğruyu ona

tebliğ etti. Böyle olmadığına o genci inandırdı. O genç de dö-

nüp gitti. Meğer Şam’dan gelen askerler, “Hz. Osman’ı, Hz.

Ali öldürdü!” diye gelip bu yüzden savaşırlarmış! 1321

536- Abdullah b. Ebî Süfyân’ın bildirdiğine göre Hz. Ali

(kv) şöyle buyurdu: “Emevîler benimle savaşıyorlar ve

Osman’ı benim öldürdüğümü iddia ediyorlar. Ancak ya-

lan söylüyorlar. Hâlbuki onlar böyle söylemekle idareyi

istiyorlar. Eğer onların bana inanacağını bilsem Kâbe’de,

Makam yanında şöyle yemin ederdim: “Allah’a yemin

olsun ki, Osman’ı ben öldürmedim ve öldürülmesini em-

retmedim” derdim. Ancak onlar iktidarı almak istiyorlar.

1319

B. Varol, Hz. Hasan, s. 103

1320 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4655; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 285

1321 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 317; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 563

Page 360: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

360 Hz. Ali (kv) Bölümü

Ben, Osman’ın ve kendimin Allah-ü Teâlâ’nın şu âyetine

nail olacağını umuyorum: ‘Biz onların gönüllerindeki kin

ve hasedi söküp aldık.’ (A’râf, 7/43)” 1322

537- Harun b. Anter babasından nakletti: Hz. Ali (kv)

yanında oturan Eban b. Osman’a şöyle derken dinledim:

“Benim ve senin baban hakkında aziz ve celil olan Allah’ın:

“Biz onların kalplerindeki kini söküp attık. Kardeşler

olarak sedirler üzerinde karşılıklı otururlar.” (Hicr, 15/47)

buyurduğu kimselerden olacağımızı umuyorum.” 1323

538- Hz. Ali (kv); Sıffîn Savaşı’nda, on iki bin yiğidi ar-

kasına takıp, Şam ordusu saflarına öyle bir saldırdı ki, bozul-

madık saf bırakmadı ve: “İsyancıları katlediyorum ama

onları azdıran, patlak gözlü ve karnı büyük Muâviye’yi

görmüyorum!” dedi. Nihayet önüne gelenleri kesip biçerek

Muâviye’nin yanına kadar vardı. “Ey Muâviye! Niçin bu

kadar halkın kanına giriyorsun? Benimle cenk meyda-

nında savaş ki, Yüce Allah ikimiz arasında hüküm ver-

sin! Ya ben kalayım, ya sen kalasın!” diye teklifte bulundu.

Muâviye bu durumu Amr İbnü’l Âs ile istişare etti. Amr: “Ali,

doğru söylüyor!” deyip, teklifi destekledi. Ancak Muâviye:

“Ey Amr! Senin benim yerimde gözün var. Bilmez misin

ki, Ali’nin karşısına kim çıkarsa; onu öldürür!” deyip

cesaret edemedi. Muâviye, Amr’a: “Emirlikte gözün yoksa

sen çık, Ali’nin karşısına!” dedi. Amr İbnü’l Âs da, Hz.

Ali’nin karşısına çıkmaktan geri durdu. 1324

*- Bazı rivayetlerde Amr İbnü’l Âs, Hz. Ali (kv)’nin karşı-

sında düelloya çıkmış ve atından düşürülmüştür. Hz. Ali

(kv)’ye karşı, arkasını dönmüş ve edeb yerini açmıştır. O da

bu durumu görünce onu öldürmekten vazgeçmiştir. Busr b.

Ebî Ertat da Hz. Ali (kv)’ye karşı aynı hareketi yapmış ve canı-

nı kurtarmıştır. 1325

1322

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4453

1323 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4619; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 185

1324 Tarih-i Taberî, IV, 44; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 316; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI,

279; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 426-437; En Sevgilinin Dostları, s. 331; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 562; Sırma, İ. Süreyya, İslâmî Tebliğin Örnek Halifeler Dönemi,

Beyan Yay., İstanbul, s. 155

1325 İbn Kesîr, El-Bidâye, IV, 40/ VII, 426; Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 85

Page 361: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 361

539- Ammâr b. Yâsir, Sıffîn Savaşı’nda yanındaki

Ashâb-ı Kiram ve Tâbiîn ile Amr İbnü’l Âs’ın bulunduğu tarafa

hücum etti. Amr İbnü’l Âs’a yaklaşınca şöyle buyurdu: “Yazık

sana, Ey Amr! Dinini Mısır’a değiştin!” Amr: “Öyle değil,

ben Osman’ın kanını talep ediyorum!” dedi. Ammâr b.

Yâsir: “Ey Amr! Ben şehâdet ederim ki, sen hiçbir işte

Allah rızasını gözetmedin! Bugün öldürülmezsen yarın

öleceksin! O zaman niyetini görür, hesabını verirsin!

Sen, bu sancak sahibi (Hz. Ali); Resûlüllah ile beraber-

ken üç defa onunla savaşmıştın! Bu savaşın dördüncü-

dür. O gün Kur’ân’ın nüzûlü için savaşmıştık. Şimdi ise

te’vili için, sana karşı savaşıyoruz!” dedi. 1326

540- Abdullah b. Seleme nakletti: Ammâr b. Yâsir’i

gördüm. İhtiyardı, uzun boylu ve esmerdi. Sıffîn günü elinde

bir harbe vardı ve şöyle dedi: “Nefsim elinde olan Allah’a

yemin ederim ki, ben bu Muâviye ile Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem zamanında üç defa sa-

vaşmıştım. Bu dördüncüdür. Nefsim elinde olana yemin

ederim ki, bizi Hacer’in hurma ağaçlarının dallarına ka-

dar kovalasalar bile kendimizin hak üzere olduğundan,

onların da bâtıl üzere olduğundan eminim.” 1327

*- Başka bir rivâyette Ammâr b. Yâsir, Amr İbnü’l Âs

için şöyle diyor: “Amr rağbetinden dolayı değil korkusun-

dan dolayı Müslüman oldu. Resûlüllah’tan sonra Müslü-

manlara düşmanlık beslemektedir.” 1328

Ammâr b. Yâsîr’in Azgın ve Âsi Bir Toplum Tarafından

Şehid Edilmesi

541- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ey Ali! Azgın ve âsi bir toplum sana karşı sa-

vaşacaktır. Sen de hak üzerinde olacaksın. O gün sana

yardımcı olmayan benden değildir!” 1329

1326

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 313; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 275; Cevdet Paşa, Kısâs-ı

Enbiyâ, I, 560-561

1327 Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 5701-5731; İbn Sa’d, Tabakât, III, 294

1328 Tarih-i Taberî, IV, 54; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 150

1329 Hz. Ali bölümü, 434. Hadis

Page 362: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

362 Hz. Ali (kv) Bölümü

*- Bu hadisi bilip de, Hz. Ali (kv)’nin yanında savaşa ka-

tılmayan birçok sahâbî ömür boyunca bunun tövbesini yap-

mışlardır. Örneğin: Abdullah b. Ömer vefat edeceği anda şöy-

le buyurdu: “Hayatımda bana en ağır gelen suç; Ali ile

beraber isyancı olan Muâviye’ye karşı savaşmamış ol-

mamdır.” 1330

542- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem biz Ashâb’ına; ahdi bozanlara, hak

yoldan sapıp zulmedenlere ve dinden çıkanlara karşı savaş-

mamızı emretti. Bizler sorduk: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu top-

lumlara karşı kimin safında savaşacağız?” Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Onlara karşı Ali

b. Ebî Tâlib’in safında savaşacaksınız ve Ali’nin safında

olan Ammâr b. Yâsir, karşı tarafça öldürülecektir.” 1331

543- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Ammâr b. Yâsîr’e şöyle buyurdu: “Ey Ammâr! Seni azgın ve

âsi bir topluluk öldürecek!” 1332

544- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ebû

Eyyüb el-Ensârî’nin evindeydi. Evde kendileri, Ebû Eyyüb,

Enes b. Mâlik ve Hz. Ali vardı. Sonra kapı çalındı. Ammâr b.

Yâsir de geldi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

Ammâr b. Yâsîr’e yakınlık göstererek şöyle buyurdu: “Ey

Ammâr! Seni azgın ve âsi bir topluluk öldürecek! Sen

haktan yana ve sen hak ile beraber olduğun halde! Ey

Ammâr! Ali’nin yalnız başına bir vadiye geçtiğini ve di-

ğer tüm insanların başka bir vadiye geçtiğini görsen bile

Ali ile beraber ol! Nitekim kendisi seni eziyet yoluna

götürmez ve hidâyet yolundan çıkarmaz!” 1333

Hadis devam ediyor: “Ey Ammâr! Her kim bir kılıç

takınıp Ali ile beraber düşmanlarına karşı savaşırsa, o

kişiye Allah (celle celâlühü) kıyamet gününde rahmet

1330

İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 115; İbn Sa’d, Tabakât, IV, 212; Hâkim, El-

Müstedrek, VIII, 6417

1331 Bu bölümde 435. Hadis’in tekrarıdır.

1332 Buhârî, Salât 63, 447 / Cihad 17, 2812; Müslim 73 / XI, 474; Ahmed, Müsned,

XIX, 26823; Nesâî, VII, 8217 / Hasâis, 8490; Kütüb-i Sitte, XII, 507

1333 Hatîb Bağdâdî, XIII, 186-187; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, II, 613; Kundûzî,

Yenâbiül Mevedde, s. 64

Page 363: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 363

kuşağını takacaktır. Her kim kılıcını çekip düşmanları

ile beraber Ali’ye karşı savaşırsa, kıyamet gününde Allah

(celle celâlühü) o kişiye ateşten bir kuşak takacaktır. Ey

Ammâr, Ali’ye itaat etmek bana itaat etmektir. Bana

itaat etmek ise Allah’a itaat etmektir.” 1334

545- Hendek Savaşı’ndan önce, hendek kazıldığı gün,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ammâr b.

Yâsir’in başını okşayıp şöyle buyurdu: “Ey Ammâr! Seni âsi

ve azgın bir toplum öldürse gerektir!”

Sıffîn Savaşı şiddetlendiği zamanlarda Ammâr b. Yâsir:

“Bugün, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

vaâd ettiği gündür.” dedi. Hz. Ali (kv), cevap vermedi. Bir

daha söyledi, yine cevap vermedi. Üçüncü dediğinde, Hz. Ali

(kv): “Evet, o gündür!” buyurdu. Ammâr b. Yâsir, tekbir ge-

tirdi: “Rahmet rüzgârları esmeye başladı. Habibim Mu-

hammed’e ve O’nun yakınlarına kavuşuyorum!” dedi.

Muâviye tarafına hücum ile birkaç kişi daha düşürdü. Su iste-

di. Süt ile karışık bir sulu süt verdiler. O zaman tekbir getirip

yemin ederek, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

şöyle buyurduğunu nakletti: “Seni âsi ve azgın bir toplum

şehit edecektir. Şehit edilmen Cebrâil ile Mikâil arasın-

da olacaktır. O gün su istersin, sana su ile karışık süt

verirler. Dünyada son rızkın bir sulu süttür.” Sonra isyan-

cılar üzerine hücum etti. Şehit oluncaya kadar dönmedi. Radi-

yallâhü anhü ve erdahü. 1335

Birçok sahâbî tarafından, bütün kaynaklarda nakledilen

bu hadisler; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

mûcizesiyle şöyle zuhur etti: Hz. Ali (kv)’nin yanında Sıffîn

Savaşı’nda bulunan Ammâr b. Yâsîr; Muâviye askerlerince

öldürüldü. Muâviye de kâtili ödüllendirdi. Ravzatü’l-Ahbab’ın

nakline göre Muâviye, Ammâr b. Yâsir’in kâtiline bir dağarcık

altın verdi. 1336

1334

Harezmî, Menâkıb, s. 57 / s. 125; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 480

1335 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 313-314; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 480; Hâkim, El-

Müstedrek, VIII, 5722-5723; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4488-4492; Er-Rudânî,

Cem’ul Fevâid, VII, 588; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, M. Ozak Tercümesi, s. 210;

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 561

1336 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, M. Ozak Tercümesi, s. 210; Cevdet Paşa, Kısâs-ı

Enbiyâ, I, 561

Page 364: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

364 Hz. Ali (kv) Bölümü

546- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Müjde sana Ey Ammâr!

Sen azgın bir grup tarafından öldürülüp şehit olacaksın.”

1337

547- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Vah Ammâr vah! Seni âsi ve azgın bir toplum

öldürecektir. Ammâr onları, cennete çağırır! Onlar da

Ammâr’ı ateşe çağırırlar! 1338

Allah (celle celâlühü), o

toplumu şefaâtime nail kılmayacaktır.” 1339

548- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ammâr’ı öldüreni cehennemle müjdeleyin!

Ammâr nerede ise hak oradadır. Güneş deveran ettiği

müddetçe Ammâr haktan ayrılmaz!” 1340

549- Ammâr b. Yâsîr’e ait: “Âsi ve azgın bir kavim

tarafından öldürüleceği” hadisini; Muâviye ve Amr İbnü’l

Âs’ın komutanlarından Zülkülâ el-Himyeri işitmişti. Savaş sıra-

sında, arada bir: “Ey Amr! Bu Ammâr b. Yâsir benim ka-

famı karıştırıyor!” derdi. Amr İbnü’l Âs da: “O yakında saf

değiştirip, bizim saflara geçecek!” derdi. Ammâr b. Yâsir

şehit olduğu gün, Zülkülâ da öldürüldü. Amr İbnü’l Âs,

Muâviye’nin yanına gelip: “Bu iki ölümden hangisine sevi-

neceğimi bilmiyorum! Zira eğer Zülkülâ, Ammâr’ın şehit

edildiğini görseydi! Vallahi o meşhur hadisi söyler ve

Şam askerini bozardı!” deyip birlikte sevindiler. 1341

550- Sıffîn Savaşı’nın başlarında, Hz. Ali (kv), Adîy b.

Hatem’le elçiler gönderdiği zaman, elçi heyetinden Muâvi-

ye’nin savaş taraftarı olduğunu gören Şebbes b. Rebi: “Ey

Muâviye! Ammâr’ı öldürmek sana çok hoş mu geliyor?

Seni sevindiriyor mu?” diye sordu. Muâviye: “Beni bundan

1337

Tirmîzî, Menâkıb 35, 3800 / III, 588

1338 Buhârî, Salât 63, 447 / Cihad 17, 2812; Ahmed, Müsned, XIX, 26825; Kütüb-i

Sitte, XII, 507; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 571; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 435

1339 Harezmî, Menâkıb, s. 123; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 588

1340 Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 5729; İbn Sa’d, Tabakât, III, 300; Cemaleddin Ataul-

lallah b. Fazlullah el-Şirazi, Ravzatü’l-Ahbab fi Siyeri’n-Nebî ve’l-Ashâb, Matba-i

Âmire Yay., İstanbul, 1852, Osmanlıca. Mütercim: Magnisavî Benlizâde, III, 517

1341 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 314; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 292; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VII, 432; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 561

Page 365: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 365

alıkoyacak bir durum mu var? Eğer Sümeyye’nin oğlunu

ele geçirecek olursam, onu Osman’ın kölesine karşılık

olarak öldüreceğim!” dedi. 1342

551- Ammâr b. Yâsîr ile ilgili Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ammâr’a düşman ola-

na, Allah düşman olur. Ammâr’a öfke duyana Allah da

öfke duyar.” 1343

552- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: “İnsanlar ihtilafa

düştüğünde ne yapayım?” diye soran adama Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “İnsanlar

ihtilafa düştüklerinde hak, Ammâr ile beraberdir.” 1344

553- Abdullah b. Amr İbnü’l Âs’tan rivâyet edilmiştir:

Resûlüllah (sav)’in Mescidi yapılırken herkes birer taş taşıyor-

du, Ammâr b. Yâsîr iki taş taşıyordu. Bunun üzerine Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Ey Ammâr! Seni az-

gın ve âsi bir topluluk öldürecektir! Ammâr’ın kâtilini

cehennem ateşiyle müjdeleyin!” buyurdu.

Savaş esnasında Ammâr b. Yâsir şehit olunca, Abdullah

babası Amr İbnü’l Âs ve Muâviye’nin yanına gelip Resûlüllah

(sav)’in hadisini hatırlattı. Amr da Muâviye’ye oğlu Abdul-

lah’ın söylediklerini iletince, Muâviye kızdı: “Saçmalıkların

bize yetmedi mi ey Amr! Öyleyse bizim yanımızda ne

işiniz var! Onu biz değil, bu savaşa getiren öldürmüştür!”

dedi. 1345

Hz. Ali (kv), Muâviye’nin bu sözünü işitince: “Bu

görüşe göre Hamza’nın kâtili de, Resûlüllah (sav) olması

gerekir!” buyurdu. 1346

554- Ammâr b. Yâsir Hazretleri yere düşünce, bir adam

da üzerine atılıp onun başını kesti. Ammâr’ı vuran ile başını

kesen iki adam ‘Onu ben öldürdüm’ diye tartışmaya başladı-

1342

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 295; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 417

1343 Ahmed, Müsned, XIX, 26811; Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 5727; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, VI, 324; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 489

1344 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 325

1345 Nesâî, VII, Hasâis, 8500; Ahmed, Müsned, XIX, 26825-26838; El-Askalânî, El-

Metâlib, IV, 4486-4487; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2700-2710 BMT; İbn Sa’d, Ta-

bakât, III, 289; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 328; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 433

1346 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 315; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 295; M. Câmi, Şevâhidü’n-

Nübüvve, M. Ozak Tercümesi, s. 210; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 561; Sırma, İ.

S., Örnek Halifeler, s. 159

Page 366: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

366 Hz. Ali (kv) Bölümü

lar. Amr İbnü’l Âs: “Vallahi şu ikisi cehennem için çekişi-

yorlar!” dedi. Muâviye bunu duydu. Adamlar oradan uzakla-

şınca Amr’a: “Sen ne yapıyorsun! Adamlar bizim için can-

larını ortaya koyuyor, sen onları cehennemle müjdeliyor-

sun!” dedi. Amr da Muâviye’ye cevap verdi: “Vallahi bunun

böyle olduğunu sen de çok iyi bilirsin! Keşke yirmi sene

önce ölmüş olsaydım.” dedi. 1347

555- Abdullah b. Amr nakletti: İki adam babam Amr

İbnü’l Âs’ın yanına geldi. Ammâr b. Yâsir’in öldürülüşü hak-

kında çekiştiler. Ödül almak için biri “Ben öldürdüm”, diğeri

“Ben öldürdüm” diyordu. Amr: Onu bırakın, ondan bahset-

meyin. Çünkü Resûlüllah (sav)’den şöyle işittim: “Ey Al-

lah’ım! Kureyşliler Ammâr’ı öldürmeye teşvik edecekler.

Şunu bilin ki Ammâr’ı öldüren de, eşyalarını alan da

cehennemdedir.” 1348

556- Amr İbnü’l Âs, Sıffîn günü oğlu Abdullah’a: “Çık

ve bizimle birlikte savaş” dedi. Abdullah: “Ey Baba!

Resûlüllah’ın bu savaşla ilgili ne dediğini çok iyi bildiğin

halde bana nasıl savaşmayı emredersin!” dedi. Amr: “Al-

lah için söyle, Resûlüllah son zamanlarında senin ellerinden

tutup benim ellerimin üzerine koymuştu ve: “Baban Amr’a

itaat et!” demişti. Abdullah: “Evet hatırladım” dedi. Amr:

“O halde savaşmanı emrediyorum!” dedi. Bunun üzerine

Abdullah da onlarla birlikte çıktı ve savaştı. Amr onun peşin-

den şiirler okuyordu.” 1349

1347

İbn Sa’d, Tabakât, III, 296

1348 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4481; Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 5715; İbn Sa’d,

Tabakât, III, 288; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 331; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 294 / VII,

433

1349 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4493; Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 6300

Page 367: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 367

HAKEM OLAYI (TAHKİM) (H.37/M.658)

Hile İle Savaşın Durdurulmasından Sonra, Hile İle Hz.

Ali (kv)’nin Yönetimden Uzaklaştırılması (Hal’ Edilmesi)

557- Muâviye, Sıffîn’de savaşı kaybettiğini anlayınca

Amr İbnü’l Âs’ı çağırdı: “Ey Amr, neredesin? Hazırladığın

hileler bir işe yaramazsa, bugün helâk olacağız!” dedi.

Amr: “Bugün Hicaz ve Kûfe halkından öyle bir şey

isteyeceğim ki; kabul etseler kendi aralarında ayrılığa

düşecekler, kabul etmezlerse de paramparça olacaklar!”

dedi. Sonra büyük Şam Mushafı’nın sayfalarını ön safta sava-

şan askerlerin mızraklarının ucuna bağlatarak: “Kur’ân

hâkimdir, aramızda hüküm versin!” demelerini emretti. 1350

558- Muâviye ve Amr İbnü’l Âs’ın fikriyle Sıffîn’de, Şam

askeri, Kur’ân’ı mızraklarına taktıklarında, Hz. Ali (kv) şöyle

buyurdu: “Bu bir hiledir. Muâviye, Amr İbnü’l Âs, İbn Ebî

Muayt ve Dahhak b. Kays, Abdullah b. Ebî Serh; Kur’ân

ehli değillerdir. Kur’ân’la, dinle ilgileri yoktur. Onların

Mushaf sahifelerini kaldırması açıkça bir hile ve aldat-

macadır. Ben onları çocukluklarından beri tanırım. On-

lar küçükken kötüydüler, büyüdüler yine kötülüğe devam

ediyorlar. Savaşı bırakmayın! Bu Amr’ın açık bir hilesi-

dir.”

Hz. Ali (kv)’nin kendi saflarından sayıları yirmi bini bu-

lan, çok namaz kılan ve çok Kur’ân okuyan; başlarını Eş’as b.

Kays’ın çektiği, ileride “Hâricî” adıyla anılacak olan bir grup,

Hz. Ali (kv)’ye baskı yaparak savaşı durdurdu. Ancak Mâlik

Eşter; Hz. Ali (kv)’ye: “Ey Emir! Bu bir hiledir! Bana bir

saat daha müsaade et! Şam askerinin işini bitireyim!”

dedi. Ancak Hz. Ali (kv)’ye Hâricîler: “Hemen Eşter’e haber

gönder, savaşı bıraksın!” diye direttiler.

1350

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 321; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 287; En Sevgilinin Dost-

ları, s. 335; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 438

Page 368: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

368 Hz. Ali (kv) Bölümü

“Ya seni Muâviye’ye teslim ederiz! Ya seni öldürü-

rüz! Ya da biz ordudan ayrılırız!” dediler. Hz. Ali (kv) çare-

siz bırakıldı. Ümmet-i Muhammed arasında fitneye ve bölün-

meye sebep olmak istemeyerek savaşı durdurdu. 1351

559- Muâviye, kendisine hakem olarak Amr İbnü’l Âs’ı

seçti. Eş’as b. Kays’ın başını çektiği Hâricîler de Hz. Ali’ye,

Ebû Mûsa el-Eş’ari’yi teklif ettiler. Hz. Ali (kv) buyurdu ki:

“Ben ona razı değilim! Benim adayım Abdullah b. Abbas

olmalı!” Hz. Ali (kv); Mâlik Eşter gibi başka isimler de söyledi,

ancak kabul edilmedi. Aralarında Eş’as b. Kays’ın da olduğu

çoğunluğu Kur’ân hafızlarından oluşan Hâricî topluluğu, Ebû

Mûsa el-Eş’ari’den başkasına razı olmadılar. Hz. Ali (kv) şöyle

buyurdu: “Şamlılar’ın tayin ettiği Amr İbnü’l Âs’ı, benim

üzerime hakem kabul ediyorsunuz! Oysa o bana düş-

mandır! Amr’ın bana karşı Muâviye’den ne farkı var!” 1352

560- Hz. Ali (kv) efendimiz, hakem seçimi için çaresiz

bırakıldı: “Ebû Mûsa el-Eş’ari bu işin ehli değildir! Beni

dinlemiyorsanız kimi isterseniz seçin!” buyurdu. Âsîler,

Ebû Mûsa el-Eş’ari’den başkasını kabul etmediler.

Bu hile sonucunda Muâviye, Şam askeri ile birlik bera-

berlik içinde Şam’a döndü. Hz. Ali (kv) ise ayrılık ve ihtilaf

rüzgârlarıyla Kûfe’ye döndü. 1353

Sekiz ay sonra, dörder yüz kişi ile Dûmetü’l-Cendel veya

Ezruh’ta bir araya gelen hakemler; uzun uzun müzakere yaptı-

lar. Bu sırada da Muâviye’nin birkaç defa Amr İbnü’l Âs’a, işi

kendi lehine çevirmesi için tehdit mektubu gönderdiği nakledi-

lir. Amr İbnü’l Âs, Ebû Mûsa el-Eş’ari’ye, olmadığı kadar bü-

yük hürmet gösterdi. Her sabah atını Ebû Mûsa’nın kapısına

yanaştırır: “Sen Ashâb’ın da, benim de büyüğümsün, bu-

yur bin!” diyerek aşırı hürmet gösterirdi. Ebû Mûsa da ona

inanırdı.

1351

Tarih-i Taberî, IV, 45-46; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 321-323; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, VI, 287-288; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 440-441; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

564; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 116; Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 111

1352 Tarih-i Taberî, IV, 46-47; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 323-324; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VII, 444; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 566-567

1353 İbn Sa’d, Tabakât, III, 33

Page 369: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 369

Minbere çıkma ve kararları açıklama zamanı geldiğinde

Amr İbnü’l Âs: “Ey Ebû Mûsa! Sen benim büyüğümsün,

önden buyur, sen söze başla!” diye ileri sürdü.

Daha önce anlaştıkları üzere hem Hz. Ali’yi, hem de

Muâviye’yi emirlikten azledip, hilâfeti şûrâya havale edecek-

lerdi. Ebû Mûsa el-Eş’ari, minbere çıkıp: “Ben kendi adayım

Hz. Ali’yi de, Muâviye’yi de emirlikten azlettim.” dedi.

Ondan sonra minbere çıkıp, söz alan Amr İbnü’l Âs ise: “He-

piniz gördünüz ki, Ebû Mûsa el-Eş’ari; kendi adayı Ali’yi

azletti, ben de Ali’yi azlettim. Onun yerine Muâviye’yi

emir tayin ettim.” dedi. Amr’ın sözleri ortalığı karıştırdı. Ebû

Mûsa el-Eş’ari: “Ey Amr! Allah seni muvaffak etmesin,

bana ihanet ettin!” dedi. İbn Abbas: “Kabahat Amr’ın de-

ğil, onu bu işe tayin edenlerin!” dedi. Şurayh b. Hâni kam-

çısı ile Amr’ın başına vurdu. Halk araya girip büyük bir kavga

çıkmasını engellediler. 1354

561- Hz. Ali (kv), Kûfe’den Dûmetü’l-Cendel’e gönder-

diği dört yüz kişilik birliğin başında bulunan Şurayh b.

Hâni’ye, Amr İbnü’l Âs’ın yanına varınca şunları söylemesini

tavsiye etti: “Ey Amr! Allah katında en iyi insan, hak ile

hüküm verendir. Sen hakkın nerede olduğunu çok iyi

bildiğin halde, dünya tamâhı için Allah’a ve O’nun dost-

larına düşmanlık etmeyi bırak. Hâinlere dost ve zalimle-

re yardımcı olmayasın. Böyle yaparsan sana yazıklar ol-

sun! Vallahi senin ölmeden önce buna çok pişman olup:

“Keşke Müslümanlara düşmanlık etmeseydim. Bâtılı hak

diye göstermeseydim. Keşke hüküm verirken rüşvet al-

masaydım…” diyeceğin günler çok yakındır.” 1355

562- Amr İbnü’l Âs; Hakem Olayı’nda hilekârlık yaptık-

tan sonra hâlâ Muâviye’nin Hz. Osman (ra)’ın velisi olduğu

yönünde âyetler okuyup, deliller getirip duruyordu. Ebû Mûsa

el-Eş’ari: “Ey Amr! Allah’tan kork! “Muâviye, Osman’ın

velisidir” diyorsun. Veli, kişinin oğludur. Hz. Osman’ın

1354

Tarih-i Taberî, III, 111-113; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 338-339; İbn Sa’d, Tabakât,

V, 92; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 295-300; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 445/455; Cevdet

Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 567/576

1355 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 335

Page 370: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

370 Hz. Ali (kv) Bölümü

hayatta iki oğlu var. Onlar henüz yaşarken bu iş Muâvi-

ye’ye nasıl düşer? Senin Muâviye’yi isteyip durmaktaki

muradın, sana ne dilersen vermesidir. Bu, Allah’ın hük-

müne karşı durmaktır. Allah’ın hükmünü rüşvet alarak

bozmak yoktur!” dedi. 1356

563- Süveyd b. Gafle nakletti: Mucize-yi Nebevî’den

olarak Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hakem

Olayı ile ilgili şöyle buyurdu: “İsrâiloğulları ayrılığa düştü-

ler. İhtilafları aralarında devam etti. Nihayet iki hakem

tayin ettiler. O hakemler de saptılar ve kendilerine uyan-

ları da saptırdılar. Bu ümmet de ayrılığa düşecektir. Ara-

larındaki ihtilafları devam edecek, nihayet iki hakem

tayin edeceklerdir. Bu hakemler kendilerini sapıtacakları

gibi, kendilerine tâbi olanları da saptıracaklardır.” 1357

564- Hz. Ali (kv), hakemlerin yazdığı anlaşma maddele-

rini okudu ve kabul etmediğini açıkladı. Gerekçe olarak da:

“Hakemler söz verdikleri halde Kur’ân ve Sünnet’i bir

kenara bıraktıklarını, hüküm verirken kendi nefis ve

hevâlarına göre karar aldıklarını” söylemiştir. 1358

* Allah (celle celâlühü), hakkı gizlemeyi şu âyet-i kerime

ile yasaklamıştır: “Hakkı bâtıla karıştırıp da bile bile ger-

çeği gizlemeyin!” (Bakara, 2/42)

*- Hakem Olayı’ndan sonra Muâviye halifeliğini ilan

edip kendisi için biat aldı. Amr İbnü’l Âs’ı da vaâd ettiği Mı-

sır’a gönderdi. Kendisi de Hz. Ali (kv)’nin hükmündeki bütün

vilayetlere ordular gönderip saldırmaya başladı. 1359

Hz. Ali (kv), Muâviye’nin Örtüsünün Açıldığını Söylüyor

565- Hakem Olayı’ndan sonra Hz. Ali (kv), Amr İbnü’l

Âs’a gönderdiği mektupta şöyle diyordu: “Dinini, örtüsü

açılmış bir adamın dünyasına tâbi kıldın. Meclisinde

seçkin olanı ayıplayan, yumuşak huylu olanı ortaklığıyla

alçaklaştıran bir adamın peşinden gittin. Köpeğin aslana

1356

Tarih-i Taberî, IV, 50

1357 İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 295 / VII, 456

1358 B. Varol, Hz. Hasan, s. 99; İslamoğlu, M., İmamlar ve Sultanlar, s. 63

1359 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 303

Page 371: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 371

tâbi olup pençelerine sığındığı ve kendisine atılacak av

artığını beklediği gibi onun artığını istedin. Dünya ve

âhiretini kaybettin. Eğer Allah fırsat verirse Ebû Süf-

yân’ın oğlunun da, senin de cezanı vereceğim. Eğer böyle

kalırsanız çok büyük kötülükler sizi beklemekte!” 1360

566- Hudeybiye’de Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem; Mekkeli müşriklerin temsilcisi Süheyl b. Amr ile ant-

laşma yazarlarken, Hz. Ali (kv) kâtipti. Antlaşmanın başına

“Muhammed Resûlüllah ile Süheyl b. Amr arasındaki

anlaşmadır.” diye yazmıştı. Süheyl b. Amr: “Resûlüllah”

kelimesine itiraz etti. “Biz, Muhammed’in peygamberliğini

kabul etsek, onunla savaşmayız.” dedi. Hz. Ali (kv) ise,

edebinden “Resûlüllah” kelimesini silemeyeceğini söyleyin-

ce; Peygamberimiz (sav): “O kelimeyi göster” buyurup,

kendisi sildi. 1361

Sonra da Mûcize-yi Nebevî’den olarak şöyle buyurdu:

“Yâ Ali! Bir gün senin başına da, bunun aynısı gelecek!”

diye haber verdi. 1362

13 Safer 37/657 tarihinde, Sıffîn Savaşı’nın sonunda,

Muâviye’nin adamı Amr İbnü’l Âs, anlaşma için geldi. “Emi-

rü’l-Mü’minin Ali ve Muâviye arasındaki anlaşmadır.”

yazılınca, Amr itiraz ederek: “Onun emirliğini kabul etsek,

savaşmazdık!” dedi. Bunun üzerine Hz. Ali (kv) bir süre dur-

duktan sonra: “Allah Resûlü (sav) doğru söyledi.” buyur-

du. “Allâhü Ekber, naziredir…” deyip Hudeybiye günü

olanı nakletti ve o kelimeyi kendisi sildi. Amr İbnü’l Âs ise:

“Sen, bizi kâfir yerine mi koyuyorsun?” dedi. Hz. Ali (kv),

Amr’a şöyle dedi: “Sen her zaman fâsıklara yardımcı,

Müslümanlara ihanet içinde olmadın mı?” Amr, Hz. Ali

(kv)’ye: “Bir daha senin bulunduğun mecliste bulunma-

yacağım!” dedi. Hz. Ali (kv) de: “Ben de dilerim ki, Allah

1360

Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 297

1361 Buhârî, Megâzi 43, 4251 / Sulh 6, 2698, 2699 / Cizye 19, 3184; Buhârî Tecrid

Terc. VIII, 116-119; Müslim, Cihad 92 / VIII, 299; Ahmed, Müsned, XVII, 25308;

Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2703 BMT; Dârimî, Siyer 64, 2510; İbn Kesîr, El-Bidâye,

IV, 290

1362 Nesâî, VII, Hasâis, 8523

Page 372: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

372 Hz. Ali (kv) Bölümü

Zülcelal Hazretleri senin gibilerden benim meclisimi

temizlesin!” buyurdu. 1363

567- Hz. Ömer (ra); Habis b. Sâdi adında bir sahâbîyi,

Humus’a kadı yapmak için teklifte bulundu. Bu zat “Yapa-

rım” deyince, Hz. Ömer de onu kadılığa tayin buyurdu. Çok

geçmeden geri gelip, Hz. Ömer’in (ra) huzuruna çıktı ve aca-

yip bir rüya gördüğünü anlattı: “Güneş doğudan geldi. Ya-

nında birçok melekler vardı. Ay da, batıdan geldi. Ya-

nında birçok yıldızlar vardı.” deyince, Hz. Ömer (ra): “Sen

hangi taraftaydın?” diye sordu. Habis: “Ay tarafındaydım.”

dedi. Hz. Ömer: “Sen ışığı azalmış, kişi ve işaretler ile

beraber olduğun için artık seni istemem!” deyip vazifeden

azletti. Ne acayip bir durum ki, bu Habis, Sıffîn’de Muâviye ile

beraber bulundu ve bu savaşta öldürüldü. 1364

568- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin en

mahrem sırlarını açtığı, Huzeyfe b. Yemân, Hz. Osman (ra)’ın

şehâdetinden kırk gün sonra vefat etti. Gelecek olan fitne ve

ihtilâfları önceden bildiği için; oğullarına da sıkıca tembih ve

vasiyet etti. İki oğlu da Hz. Ali (kv)’nin yanından hiç ayrılmadı

ve ikisi de Sıffîn’de şehit oldu. Radiyallâhü anhü ve erdahü.

1365

*- Zührî nakletti: “Ashâb’dan şâhidliği iki kişinin şâhidli-

ğine denk olan Huzeyme b. Sabit de Ammâr b. Yâsir şehit

edilince savaşa girişti ve Hz. Ali’nin saflarında savaşırken şehit

edildi.” 1366

*- Üveys el-Karânî Hazretleri de Sıffîn günü Hz. Ali

(kv)’nin önünde savaşırken Muâviye askerlerince şehit edildi.

1367

1363

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 325; Ahmed, Müsned, XIX, 27608; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, VI, 294; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 97; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

177 / s. 568; A. Köksal, İslam Tarihi, XIII, 198-199

1364 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 570

1365 Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 5679; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 200; İbnü’l Esîr, El-

Kâmil, III, 292; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 502

1366 Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 5747-5750; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4498; İbn

Sa’d, Tabakât, III, 296; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 487

1367 Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 5770; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 267

Page 373: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 373

569- Hz. Ali (kv), halife seçildiği zaman; Muâviye’nin

biata yanaşmayıp isyan ettiğini görünce, Şam üzerine yürü-

mek için ordu hazırladı. Ancak Cemel Vak’ası ortaya çıkınca

Basra’ya yöneldi. İkinci defa ordu topladı. Sıffîn’de dört ay

kadar Muâviye ile savaştı. Hakem Olayı ile Amr İbnü’l Âs,

Muâviye’yi büyük bir hezimetten kurtardı. Hz. Ali (kv), üçüncü

defa Şam üzerine yürümek için büyük bir ordu topladı. Abdul-

lah b. Vehb başkanlığındaki Hâricîler, Nehrevan’da toplandı.

Onların üzerine yürümeye mecbur kaldı. Asker dağılmadan,

Şam üstüne yürümek istedi. Ancak ileri gelenler; aileleri ile

görüşmek için, bir günlük izin istediler. Maalesef asker dağıldı,

toparlanamadı. Hz. Ali (kv) bu sefere çıkamadı. Şehit olunca-

ya kadar da, bu durumdan yakındı ve muzdarip oldu. Hz. Ali

(kv), Mısır işgal edilirken de asker toplamak istediyse de insan-

lar onun bu emir ve dâvetlerine aldırış etmediler. Sonra da

Allah’ın takdiriyle, içindeki öfkesiyle şehâdete erdi. 1368

*- Hz. Ali (kv)’ye şehâdetinden önce ölüm üzerine, kırk

bin kişi biat etmişti. Şam seferine hazırlanırdı. Ancak şehâdeti

gerçekleşti. Bu kırk bin kişi Hz. Hasan (ra)’a biat etmişlerdir.

1369

1368

Tarih-i Taberî, IV, 55; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 349-353-358; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VII, 481; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 579-582

1369 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 599

Page 374: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

374 Hz. Ali (kv) Bölümü

İKİ BAŞLI HALİFELİK DÖNEMİ

Hakem Olayı’ndan Sonra Muâviye’nin Kendini Halife

İlan Etmesi ve Hz. Ali (kv)’nin Hâkimiyetindeki Toprak-

lara Saldırması (Tecavüz)

Bu saldırılar, Hicrî 38 (M. 658-659) yılının ortalarından

itibaren Hz. Ali yönetimindeki bütün vilayetlere saldırarak

başlatıldı. Amaç bütün ülkeyi ele geçirmeye yönelikti.

Mısır’a Saldırı ve Mısır’ın İşgali (H.38/M.658)

570- Amr İbnü’l Âs, Muâviye’nin yanına gelince;

Muâviye, Hz. Ali’ye karşı Amr’dan yardım istedi. Amr: “İyi

ama Ali’yi Araplar hiçbir konuda sana denk tutmazlar

ki!” dedi. Muâviye: “Doğru ama biz Ali ile fazilet yarışı

yapmayacağız, elimizde olan malzemeye tutunacağız

yani Osman’ın kanının dâvâsına düşeceğiz.” dedi. Amr:

“Vallahi Osman’ın adını ağzına almamaya seninle ben-

den daha layık hiç kimse yok. Osman kuşatılınca, ben

açıkça onu terk edip, Filistin’e kaçtım. Sen ise emrinde

şu kadar Şam askeri varken, ona yardım etmeyip Yezîd

b. Esed el-Becelî’den yardım istemeye mecbur bıraktın!”

dedi. Muâviye: “Boş lafı bırak da gel biat et!” dedi. Amr:

“Hayır vallahi dünyalığından bir şey almadan dinimi sa-

na vermem!” dedi. Muâviye: “İste öyleyse!” dedi. Amr:

“Mısır’ı vereceksin!” dedi. Muâviye bunu kabul etti. Amr da

bunu yazılı olarak istedi. Yanlarında Mervan ve daha başkaları

da vardı. O gece birlikte aynı yerde kaldılar. Muâviye, Mısır’ı

Amr’a verdiğine dair bir yazı hazırlayıp altını mühürledi ve

Amr İbnü’l Âs’a verdi. 1370

1370

Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 260-261

Page 375: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 375

571- Hz. Ali (kv), Muâviye ile Amr İbnü’l Âs’ın Kudüs’te

anlaşma yaptıklarını duyduğu zaman Kûfe halkına şöyle hitap

etti: “Durum şu ki, ebter oğlu ebter olan Amr İbnü’l Âs,

Osman’ın kanını talep etmek üzere Muâviye’ye biat et-

miş ve bu konuda anlaşmışlardır. Halkı da buna teşvik

etmeye başladıkları haberi bana ulaştı. Allah’a yemin

olsun Muâviye’nin destekçileri, sabotajcılık yapan Amr

ve yardımcılarıdır.” 1371

572- Hz. Ali (kv) halife olunca; Mısır’a Kays b. Sa’d b.

Ubâde’yi vali tayin etti. Kays çok akıllı ve tedbirli bir kişi olup,

Ashâb’ın ileri gelenlerindendi. Muâviye, Kays’tan çok çekinir-

di. Hatta onu yüz bin kişiye denk görürdü. Kays, Mısır’da dur-

duğu sürece, orayı elde edemeyeceğini bilirdi. Önce Kays’ı

kendine çekmek için mektuplaştı. Kays, Muâviye’nin teklifleri-

ni kabul etmediğine dair mektuplar gönderdi. Bu mektuplar-

dan hareket eden Muâviye, casusları vasıtasıyla: “Kays bize

yeter! Bize her zaman mektup yazıp, itaat arz eder!” diye

dedikodu çıkardı. Hz. Ali (kv) bu dedikoduları sürekli duyma-

ya başlayınca, Kays’ı azledip Muhammed b. Ebû Bekir’i vali

tayin etti. Muâviye bu vesileyle Kays’tan kurtulup, emeline yol

buldu. 1372

573- Muâviye, Amr İbnü’l Âs’a Mısır’ı vaâd ettiğinden,

Sıffîn Savaşı sonrası altı bin askerle Amr’ı, Mısır’a gönderdi.

(h. 38) Hz. Ali (kv), Hakem Olayı’ndan sonra Amr İbnü’l Âs’ın

Mısır’a yöneldiğini duydu.

Önceki Vali Kays b. Sa’d iken, Mısır’ın Heribta bölge-

sinde bulunan Hz. Osman taraftarları, Hz. Ali’ye biat etmemiş-

ler, ancak Vali Kays onlara karşı hoşgörü ile idarecilik yapmış

ve iyi geçinmişti. Yeni Vali Muhammed b. Ebî Bekir ise bu

kimseleri biate davet etti. Ancak muhalifler daha önce olduğu

gibi Hz. Ali’ye biat etmeye yanaşmadılar. Bunun üzerin Vali

Muhammed, muhaliflere karşı sertlik ve şiddet gösterip evlerini

yıktı, mallarına el koydu. Onlardan ileri gelenler, Muâviye b.

1371

İbn Sa’d, Tabakât, V, 88

1372 Tarih-i Taberî, IV, 33; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 256; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

490; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 109

Page 376: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

376 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hudeyc öncülüğünde, kendilerine sürekli sahip çıkan Şam’a,

Muâviye’nin yanına gittiler. Hz. Ali (kv) bu ve benzeri olayları

duyduğu zaman Muhammed b. Ebî Bekir’in Mısır’ı idare et-

mede acziyet gösterdiğini anladı. Mısır’a el-Cezire bölgesi Vali-

si Mâlik Eşter’i bir miktar askerle vali olarak gönderdi. Muâvi-

ye böyle kudretli bir kimsenin Mısır’a vali tayin edilmesinden

son derece endişelendi.

Mâlik Eşter, Kızıldeniz (Kulzüm) taraflarından geçerken,

Muâviye’nin o bölgedeki memuru, zehirli bal ile Mâlik Eşter’i

zehirledi. Mısır bu şekilde yardımsız bırakıldı ve Amr İbnü’l Âs,

Mısır’ı işgal etti. 1373

*- Ajanları vasıtasıyla, Mâlik Eşter’in Mısır’a vali tayin

edildiğini öğrenen Muâviye; Kızıldeniz bölgesindeki haraç

memuruna, eğer Mâlik Eşter’i öldürebilirse ömürboyu topladı-

ğı haracı kendisine bağışlayacağını vaâd etti. Haraç memuru

da bal şerbetiyle Mâlik Eşter’i zehirleyip, Muâviye’nin yanına

gidip müjdeyi verdi. Muâviye de minbere çıkıp: “Allah’ın

baldan askeri vardır” dedi. 1374

*- Taberî, Mâlik Eşter’i şehit edenin, Muâviye’nin dostu,

haraç memuru Cebele b. Câmi olduğunu nakleder. Mâlik Eş-

ter için büyük bir ziyafet tertip ettiğini, izzet ve ikramda bulun-

duğunu ve yemek sırasında zehirlediğini nakleder. Muâviye’ye

Mâlik Eşter’in haberi geldiği zaman çok büyük sevinç duydu.

Bütün Şam halkı ile tebrikleşti. Hz. Ali (kv) ise bu habere son

derece üzüldü. Mâlik Eşter ile gönderdiği asker de Kızılde-

niz’den dönüp geri geldi. 1375

574- Muâviye, Hz. Ali (kv)’nin komutanı Mâlik Eşter’i

Mısır yolunda zehirli balla zehirletip öldürttüğü zaman minbere

çıkıp şöyle dedi: “Ali’nin iki arkadaşı vardı, birinin işini

Sıffîn’de (Ammâr b. Yâsir) bitirdim, diğerininkini (Mâlik

Eşter) bugün!” 1376

1373

Tarih-i Taberî, IV, 56; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 345-352; Cevdet Paşa, Kısâs-ı

Enbiyâ, I, 581; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 127

1374 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 362; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 490; Aycan, İ., Muâviye b.

Ebî Süfyân, s. 129

1375 Tarih-i Taberî, IV, 56-58; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 490

1376 Tarih-i Taberî, IV, 57; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 362; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî

Süfyân, s. 129

Page 377: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 377

575- “Muâviye; Hz. Ali (kv) tarafından Mısır’a vali tayin

edilen Muhammed b. Ebî Bekir’i öldürttü. Muâviye’nin komu-

tanlarından Muâviye b. Hudeyc, yardımsız kalan Muhammed

b. Ebû Bekir’i öldürüp, sonra da cesedini bir eşek leşinin içine

koyarak yakmıştır. Bunu duyan Hz. Âişe annemiz; Muâviye ve

Amr İbnü’l Âs’a bedduâ eder oldu.” 1377

576- Vali Muhammed b. Ebî Bekir’in yanlış siyaseti so-

nucu, Muâviye’nin bu durumu iyi kullanarak sürekli mektup-

laşması ile Mısırlı muhalifler, Hz. Ali’ye karşı cephe aldılar.

Şam’a önceden giden Muâviye b. Hudeyc birlikleri ile Amr

İbnü’l Âs altı bin askerle Mısır’a yaklaşınca muhalifler onun

etrafında toplandılar. Vali Muhammed b. Ebî Bekir’e Muâvi-

ye’nin ve Amr’ın tehdit mektupları birlikte gönderildi.

Muhammed b. Ebî Bekr, Halife Hz. Ali’den yardım iste-

diyse de Halife’nin çağrısına Iraklılar yanaşmadılar. Muham-

med b. Ebî Bekir, Mısır’dan dört bin kişilik bir kuvvet ancak

toplayabildi. Bu askerle Amr İbnü’l Âs’ın ordusu karşısına çık-

tı. Şiddetli çarpışmalar sonucunda Vali’nin sağ kolu Kinâne b.

Bişr, Muâviye b. Hudeyc tarafından öldürülünce, Vali’nin or-

dusu dağıldı. Vali Muhammed b. Ebî Bekir bir harabeye sığın-

dı ve orada öldürüldü.

Kûfe’de iki bin kişilik bir asker toplandıysa da, Vali’nin

ölüm haberi ve Mısır’ın Amr İbnü’l Âs tarafından işgal edildiği

haberi gelince asker geri çevrildi. 1378

Basra ve Kûfe Vilayetlerine Saldırılar

577- Hicrî 38 yılında Muâviye’nin öncü birlikleri isyan-

dan öte, saldırılara başladılar. Irak’ta ilk saldırı Abdullah el-

Hadrâmî tarafından Basra vilayetine yapıldı. Vali Abdullah b.

Abbas’ın Kûfe’ye gittiği bir sırada, Basra’ya birlikleriyle birlikte

giren Abdullah el-Hadrâmî, muhalifleri etrafına toplayarak,

“Osman’ın kanı dâvâsı” ile Muâviye için biat almaya başladı.

1377

Tarih-i Taberî, IV, 57; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 367; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI,

354; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 494; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 526; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 582

1378 Geniş bilgi için baknz: Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 130

Page 378: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

378 Hz. Ali (kv) Bölümü

Durumdan haberdar olan Vali Vekili Ziyâd b. Ebîhi

minber ve hazineyi başka bir yere naklederek, Hz. Ali’den

yardım istedi. Halife Hz. Ali, isyanı bastırması için A’yen b.

Dubey’a’yı gönderdiyse de Muâviye birlikleri onu ve berabe-

rindekileri öldürdü. Hz. Ali bu sefer Câriye b. Kudâme komu-

tasında bir birlik gönderdi ve isyanı bastırdı. Vali Vekili Ziyâd

idare binasına yeniden dönebildi.

Muâviye, Basra’ya yaptığı başarısız saldırıdan sonra

Kûfe vilayetlerinde de saldırılara başladı. Numan b. Beşir’i iki

bin kişi ile Aynu’t-Temr’e gönderdi. Şiddetli çarpışmalar ile

Hz. Ali’nin Aynu’t-Temr’deki adamı Mâlik b. Kaab otuz kişilik

birliğiyle Aynu’t-Temr’i terk etmek zorunda kaldı.

Muâviye, Dahhak b. Kays’ı üç bin kişi ile Kutkutâne’ye

gönderirken Kûfe etrafındaki beldelere mümkün olduğu kadar

yaklaşarak baskınlar düzenlemesini istedi. Dahhak, Muâvi-

ye’nin talimatı üzerine Benî Kelb topraklarından Mekke-Kûfe

yolu üzerinden saldırılar düzenleyerek, Kutkutâne’ye geldi.

Etrafa baskınlar düzenleyip sivil halktan çok kimseleri “Hz. Ali

taraftarıdır” diye öldürdü ve mallarını yağmaladı. Hz. Ali du-

rumu haber alınca bir miktar kuvvetle Hucr b. Adîy’i hemen

Dahhak’ın üzerine gönderdi. Hucr, Dahhak’a Tedmür’de ye-

tişti. Biraz zayiat verdirdiyse de Dahhak kaçtı.

Muâviye aynı sene içinde, altı bin kişilik bir kuvvetle

Süfyân b. Avf’ı Hiyt’e, Medayin’e ve Enbar’a gönderdi. Bas-

kınlar düzenleyerek gelen Muâviye ordusu, Enbar’ı korumak

üzere Hz. Ali tarafından yerleştirilen bin beş yüz askerin çoğu-

nu öldürdü. Süfyân b. Avf, Enbar’ın bütün zenginliğini alıp

Suriye’ye götürdü. Hz. Ali (kv), Kûfeliler’e kırgınlığından dola-

yı onlardan yardım istemeyip, Said b. Hemedânî’yi gönder-

diyse de Süfyân elde edilemedi.

Muâviye, Haris b. Numeyr et-Tenûhî’yi bin kişilik bir

kuvvetle Hz. Ali’yi halife olarak tanıyan, itaat eden herkesi

öldürmesi ve malını yağmalaması için Cezire bölgesine gön-

derdi. Haris, Cezire bölgesinde baskın ve yağma yapıp, esirler

alarak döndü. Ancak Cezireliler de Muâviye topraklarına ben-

zer şekilde müdahalede bulundular.

Page 379: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 379

Muâviye çok geçmeden aynı amaçla Abdurrahman b.

Uşeym’i bir kuvvetle tekrar Cezire’ye gönderdi. Durumdan

haberdar olan Cezire bölgesindeki Hz. Ali kuvvetleri birleşip

Abdurrahman’ın askerini bozdular ve geri kaçırdılar. Hz. Ali

buna sevindi. Ancak Muâviye tarafından yapılan bu ardı arka-

sı kesilmeyen baskınlar, yağmalar, katliamlar Hz. Ali’yi taciz

ediyordu. Diğer taraftan da Hâricîler aynı şekilde Halife Hz.

Ali’yi taciz etmekteydi. 1379

Mekke, Medine ve Yemen’e Saldırılar ve Katliamlar

578- Muâviye, Hicrî 39 yılında Abdullah b. Mes’ade el-

Fezâri’yi bin yedi yüz kişilik süvari birliğiyle Mekke-Medine

üzerine gönderdi. Baskına ve talana devam etmeleri, kendisi-

ne zekât vermeyenlerin öldürülmesi talimatını verdi. Abdullah

b. Mes’ade; Teyma’ya geldiğinde, Muâviye’nin mukaddes

beldelere yöneldiğini duyan Hz. Ali aynı kabileden Müseyyeb

b. Necebe el-Fezâri’yi ona karşı gönderdi. Ne var ki, aynı ka-

bileden olan Müseyyeb, Abdullah’ın kaçmasına müsaade et-

miş ve Halife Hz. Ali tarafından cezalandırılmıştır.

Bu sene Muâviye, bir devlet görevi olan Hac Emirliği

görevine Yezîd b. Şecere’yi tayin etti. Emrine üç bin seçkin

asker verdiği Yezîd’e şu talimatları verdi: Kendi yönetimi için

insanları itaat altına almasını, haccı idare etmesini, güç yetire-

bilirse kan dökmeden Hz. Ali’nin Valisi ve Hac Emiri Kusem b.

Abbas’ı bu görevden uzaklaştırmasını istiyordu. Nitekim Ebû

Said el-Hudrî aracılık etmiş ve Vali Kusem b. Abbas bu vazife-

den el çektirilmiştir. Yoksa haram ayda, haram beldede sava-

şa ve katliama sebep olacağı gerekçe gösterilmiştir. 1380

579- Hicrî 39-40 yıllarında, Muâviye, Hz. Ali (kv)’nin

hâkimiyetinde olan bütün bölgelere askeri birlikler gönderip,

masum halkı yağma ve talan ederek, birçok sivil halkı öldürt-

tü. Bu saldırılar sırasında, Hz. Ali (kv)’nin taraftarlarından da

çok insan öldürüldü. Yaşlı, kadın, çocuk ayırt edilmedi.

1379

Geniş bilgi için baknz: Tarih-i Taberî, IV, 61; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 390; Cevdet

Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 583-588; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 131-137

1380 Geniş bilgi için baknz: Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 137-139

Page 380: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

380 Hz. Ali (kv) Bölümü

Muâviye’nin Mekke, Medine ve Yemen’e gönderdiği birliklerin

başında bulunan Busr b. Ebî Ertat, çok zalim ve cani davran-

dı, kimseye acımadı. Medine’de Ensâr-ı Kiram’a hakaret edip,

Hz. Ali taraftarlarının evlerini yıktı ve yaktı. Ubeydullah b.

Abbas’ın iki küçük çocuğunu da Ehl-i Beyt’tendir diyerek ve

sevap umarak katletti. Çocukların annesi delirdi. Hz. Ali (kv)

bu iki küçük çocuğun öldürüldüğünü duyduğu zaman: “Al-

lah’ım! Busr’un dinini ve aklını gider!” diye duâ etti ve

kısa zaman sonra Busr delirdi. Yemen’e kadar yakarak yıkarak

sadece “Ali taraftarıdır” diyerek öldüre öldüre gitti. 1381

Yemen

ve diğer yerlerde öldürdüğü kişi sayısı otuz bini geçmektedir.

1382

Bu hareketlerinden dolayı da Muâviye; daha sonra iste-

diği her işi yaptı, kimse ses çıkaramadı. Bu saldırılar esnasında

canı yanan birçok Ashâb, Yezîd’in veliahtlığı sırasında bile

seslerini çıkaramadılar. Muâviye’nin isteklerine uymak zorun-

da kaldılar.

580- Hicrî 39-40 yıllarında; Muâviye’nin Mekke, Medi-

ne ve Yemen’e gönderdiği Busr b. Ebî Ertat’a verdiği talimat

şöyleydi: “Derhal ve süratle hareket et! Ali’ye bağlı olan-

lara sert davran, öyle ki senden yakalarını kurtaramaya-

caklarını sansınlar! Sonra yumuşakça bana biat al! Ka-

bul etmeyenlere kılıcını kullan ve biat etmeyeni öldür!

Yemen’e kadar bu uygulamayı sert bir şekilde uygula!”

1383

581- Hicaz ve Yemen’e gönderilen Busr b. Ebî Ertat

komutasındaki Muâviye ordusunun yegâne amacı şuydu:

Muâviye’ye biat alma ve Muâviye’den kurtuluşun olmadığını

gösterme, Hz. Ali’ye biat edenlerin bertaraf edilmesiydi. Busr

b. Ebî Ertat; Mekke, Medine, Taif yoluyla yoluna devam etti.

Her yerde tehditler ve katliamlar yaparak, Muâviye için biat

alıyor ve valiler tayin ediyordu.

1381

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 385-395; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 505-506

1382 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 366-369

1383 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 365

Page 381: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 381

Medine’ye Ebû Hureyre, Mekke’ye Şeybe b. Osman el-

Abderî vali olarak atandı. Yemen’e doğru yoluna devam eden

Busr b. Ebî Ertat, Necran, Cîşan ve Hadramevt vilayetlerinde

Hz. Ali taraftarıdır diye yaklaşık otuz bin kişiyi katletti.

Hz. Ali, Câriye b. Kudâme’yi zorla toplanan iki bin kişilik

kuvvetle gönderdiyse de Busr’a ulaşılamadı. Böyle bir idare-

de; bazı yöneticiler ve valiler, menfaat için Muâviye’ye katılır-

ken, bazıları da yükümlü oldukları zekât ve haraçları Halife

Hz. Ali’ye göndermiyorlardı. 1384

582- Hicrî 39-40 yıllarında, Busr b. Ebî Ertat’ın Hicaz

bölgesine tecavüzüyle, Horasan ve Irak’tan hiç kimse Hacca

gidemedi. Hz. Ali (kv)’nin Mekke Valisi ve Hac Emiri Kusem

b. Abbas, Muâviye’nin emriyle bu görevlerden men edildi.

Kusem savaşmak için asker topladıysa da haram beldede ve

haram aylarda olmasından dolayı savaştan el çektirildi.

Busr’un Mekke üzerine geldiğini duyunca Kusem, Mekke’yi

terk etti. İbnü’l Esîr, Hz. Abbas’ın oğullarından Kusem yerine

Ubeydullah valiydi demektedir.

Medine Valisi, Ebû Eyyüb el-Ensârî çıkıp Kûfe’ye Hz. Ali

(kv)’nin yanına geldi. Busr, Medine’de Resûlüllah’ın Minbe-

ri’ne çıkıp: “Muâviye müsaade etse, bütün Medine halkını

öldürürdüm! Ancak kim Muâviye ile birlik olmaz, ona

biat etmezse onun başını keserim!” dedi. Mekke’de de

aynı tehditleri yaptı. Yaktı, yıktı, öldürdü. Muâviye’ye biat aldı.

Busr: “Ali’yi üstün tutmanız, Muâviye’ye biat etmekten

geri duruşunuz öldürülmek için yeterlidir!” dedi. Mek-

ke’de, Medine’de kaçanlar hariç Muâviye’ye biat etmeyen

kimse kalmadı.

Câbir b. Abdullah, Medine’deydi. Ümmü Seleme an-

nemize varıp sığındı. Ümmü Seleme annemiz, ana yüreğiyle:

“Var, biat eyle, canını kurtar! Muâviye bu işi tamamla-

madan, bu işin peşini bırakmaz! Sen biat etmezsen halk

da biat etmez! Halkı da, kendini de helâk etme!” diye

nasihat etti. O da kalkıp biat etti.

1384

Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 139

Page 382: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

382 Hz. Ali (kv) Bölümü

Mekke’de Ebû Mûsa el-Eş’ari öldürülmekten korkup

saklandı. Busr, onu bulup biat ederse öldürmeyeceğini söyle-

di, o da biat etti. Hz. Ali (kv), Busr’un tecavüzlerine karşı Câri-

ye b. Kudâme’yi dört bin kişi ile gönderdi; ancak Busr, Yemen

tarafına kaçtı. 1385

583- Hz. Ali (kv), Busr b. Ebî Ertat’ın saldırılarını duy-

duğunda, çok kederlendi ve minbere çıkıp Allah’a hamd ve

senâdan sonra şöyle dedi: “Allah düşmanı Busr, Muâviye

adına Medine’den, Mekke’den, Yemen’e doğru; yakarak

yıkarak, öldüre öldüre gidiyormuş. Allah onun cezasını

versin, âhiretini dünyalığa sattı. Şimdi sizden cennet

isteyerek cihada çıkmak isteyenler hazırlansın! Zira ci-

had gerekliyken onu terk etmek, dinde noksanlık yapar.

Dünyada da insanı alçaltır ve maskara eder.” Ancak in-

sanlar Hz. Ali (kv)’nin nasihatlerine aldırış etmediler. Kûfeli-

ler’e, üst üste kaç gün nasihat ettiyse de aldırış etmediler. O da

onlara beddua etti: “Yâ Rabbi! Bana onlardan daha iyi bir

halk ver ve onların üzerine benden daha şerlisini ver!”

Daha sonra Câriye b. Kudâme gelip, “Emrinizdeyim” deyin-

ce Hz. Ali (kv) ona dua etti. Süvarileri emrine verip Busr’a

karşı gönderdi.

Hz. Ali (kv)’nin Câriye b. Kudâme’ye verdiği talimat:

“Ey Câriye! Önce Allah’tan kork! Sakın vardığın yerde

hiçbir Müslümana hakaret etme! Anlaşmalı olan Yahudi

ve Hristiyanlara kötü davranma! Kimsenin malını yağma-

lama! Namazını kıl, Allah’ı çok an!” 1386

584- Ebû Eyyüb el-Ensârî, Hz. Ali (kv)’nin Medine Vali-

si idi. Muâviye tarafından azledilip, Medine üzerine gönderilen

ordu komutanı Busr b. Ebî Ertat tarafından arandı ve yaka-

landı. Zorla biate mecbur bırakıldı. Hz. Ali şehit edilince de;

Ebû Eyyüb el-Ensârî, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas,

Abdullah b. Zübeyr gibi Ashâb-ı Kiram’ın ileri gelenleri,

Muâviye’nin yönetiminden tiksinip İstanbul üzerine cihada

1385

Tarih-i Taberî, IV, 63; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 393; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI,

365-370; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 505

1386 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 369

Page 383: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 383

çıkan orduya katıldılar. Ebû Eyyüb el-Ensârî Hazretleri burada

şehit düşmüştür. Bu orduya bir sene sonra Muâviye’nin tehdit-

leriyle ve zorlamasıyla katılan Yezîd b. Muâviye ordu komuta-

nı olarak tarihe geçmişse de asıl ordu komutanı Süfyân b. Avf

el-Ezdî’dir. 1387

585- Hicrî 39-40 yıllarında, Hz. Ali (kv) Iraklılar’a çok

sitem etti. Savaşa çağırdı, aldırış etmediler. 40. yılın sonunda

Hz. Ali (kv) ile Muâviye arasında mektuplaşmalar oldu ve ba-

rış yapıldı. Şam, Muâviye’nin olacak; Irak ve Hicaz’a saldır-

mayacaktı. Ancak Yemen taraflarına giden Busr, katliamlarına

devam etti. Hz. Ali (kv)’nin şehâdetine kadar da Yemen’den

çıkmadı. Bu anlaşma ve ateşkes sözde kalmış, uygulamaya

geçmemiştir. 1388

*- Muaviye birlikleri, İslam beldelerine saldırdığı zaman

Hz. Ali (kv), Kûfe halkına savaşa gitmedikleri için sitem ederek

şöyle buyurdu: “Allah’a yemin olsun ki, Ümeyyeoğulla-

rı’nın bu haksızlıkları ve zorbalıkları; Allah’ın haram

kıldığını helal edinceye kadar, akitleri ve biatları çözün-

ceye kadar, çölde kalan son çadıra zulümleri ulaşıncaya

kadar devam edecektir.” 1389

NEHREVAN SAVAŞI (H.38/M.658)

586- Hâricîler, Hz. Osman (ra) zamanında; aşırı dere-

cede Hz. Ali (kv)’yi seven ve Hz. Osman (ra) aleyhinde bulu-

nan bir güruhtu. Sıffîn Savaşı’nda; savaşı durduranlar yine

bunlardı ve çoğunluğu Kur’ân hafızıydı. Amr İbnü’l Âs’ın ve

Muâviye’nin hilesi olan Kur’ân’ın hakem tayin edilmesinde;

önce bunu Hz. Ali (kv)’ye dayatanlar bunlar olduğu halde,

sonra da bunu kabul etti diye, Hz. Ali (kv)’yi ve bu hakem

işinde bulunanları küfürle suçlayanlar yine bunlardır. Bunların

itikâdî durumları tam bir hezeyandır.

1387

Geniş bilgi için baknz: Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 365-370; Ravzatü’l-Ahbab III. ve

IV. Cilt, Ashâb bahsi; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 615; Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s.

152

1388 Tarih-i Taberî, IV, 63-64; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 589

1389 Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 106

Page 384: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

384 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hâricîler, Ashâb’dan Habbab’ın oğlu Abdullah ile Basra

yolunda karşılaştılar. “Bize bir hadis naklet!” dediler. Abdul-

lah şöyle nakletti: “Babam, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemden işitmiş: “Bir fitne olacak! Onda kişinin bede-

ninin öldüğü gibi, kalbi de ölecek! Kişi sabah mü’min

olduğu halde akşam kâfir olacak! Akşam, mü’min olduğu

halde sabaha kâfir olarak çıkacak! Ancak Allah’ın ilim

ile kalbini ihya ettiği kimseler bundan müstesnadır.” 1390

Bu hadisi dinledikten sonra Hâricîler, Hz. Ebû Bekir

(ra), Hz. Ömer (ra), Hz. Osman (ra) ve Hz. Ali (kv) hakkında

sorular sordular. Habbab’ın oğlu Abdullah, Dört Halife’yi ha-

yırla andı ve rahmet okudu. Aldıkları cevaplardan hoşlanma-

yan Hâricîler, onları öldürmek için hurma bahçesine girdiler.

Haram diye hurma ağacından düşen bir hurmayı ağızlarından

çıkardıkları halde, Hıristiyanların hayvanlarına zarar verildi

diye helâllik diledikleri halde; Hz. Ebû Bekir (ra), Hz. Ömer

(ra), Hz. Osman (ra) ve Hz. Ali (kv)’yi hayırla andı ve yâd etti

diye Abdullah’ı öldürdüler. Hamile hanımının karnını deştiler.

Ve daha birçok Müslümanı öldürdüler veya haksız yere zarar

verdiler.

Bu durumları gören Hz. Ali (kv): “Bunlar bu haldeyken

Şam’a gidilmez” deyip, ordusunu önce Nehrevan’a yöneltti.

Dört bin Hâricî’den nasihatle, bin sekiz yüz kişi kaldı. Abdullah

b. Vehb başkanlığındaki, nasihat almayan bin sekiz yüz kişi ise

kılıçtan geçirildi. Yedi ya da dokuz kişi sağ kaldı. Bunlardan

birisi de sahâbîymiş! Sûk-i Ehvaz fatihi, meşhur Harkus b.

Züheyr! Hz. Ali (kv) yanında Cemel ve Sıffîn Savaşı’nda bu-

lunduğu halde, Hakem Olayı’ndan sonra Hâricî güruhu ya-

nında yer alıp Nehrevan’da telef olmuştur. 1391

587- Abdullah b. Şeddad nakletti: Nehrevan Sava-

şı’ndan önce Hz. Ali (kv), Abdullah b. Abbas’ı gönderip,

Hâricîler’e nasihat ettirdi, sonra kendisi nasihat etti. Büyük

1390

İbn Mâce, Fitne, X, 9, 3954; Hadisin bir benzerini Ebû Hureyre naklediyor. Müs-

lim, İman 186 / II, 86; Ahmed, Müsned, XIX, 27662; Hâkim, El-Müstedrek, X, 8404

1391 Geniş bilgi için baknz: İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 349-351; El-Askalânî, El-Metâlib,

IV, 4504-4505; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2703-2704; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 338;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 461; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 579-580

Page 385: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 385

çoğunluğu bu nasihatlerle dağıldı. Hz. Ali (kv), Hâricîler’e şöy-

le ruhsat verdi: “Şehre gelmiyorsanız, dilediğiniz yerde

konaklayabilirsiniz. Bir yol kesmez, bir kan talebinde

bulunmazsanız size mızraklarımızın bir zararı dokunmaz.

Ancak yanlış bir şey yapacak olursanız: ‘Allah hâinleri

sevmez.’ (Enfâl, 8/58)” buyurdu. Hz. Âişe annemiz: “Ancak

yine onları öldürdü.” dedi. İbn Şeddad:

“Allah’a yemin olsun onlar yol kestiler, hakları ol-

madan kan döktüler, İbn Habbab’ı öldürdüler, zimmet

ehlinin haklarını çiğnediler. Hz. Ali bunlar yapılana ka-

dar hiç kimseye zarar vermedi. Ancak onlar hadlerini

aşınca başlarına bunlar geldi.” dedi. Hz. Âişe annemiz da-

ha başka sorular sordu ve aldığı cevaplar karşısında: “Allah

ve Resûlü doğru söylemiştir.” buyurdu. 1392

588- Hâricîler devamlı: “Hüküm yalnızca Al-

lah’ındır!” (En’âm, 6/57) derlerdi. Hz. Ali (kv)’yi ve Hakem Ola-

yı’nı kabul edenleri, Müslüman kabul etmezlerdi. Hz. Ali (kv)

“Hüküm yalnızca Allah’ındır” sözünü işitince: “Allâhü Ekber!

Evet, bu söz haktır! Ancak bununla bâtıl murad edilmek-

tedir!” buyurdu. 1393

589- Hz. Ali (kv), Nehrevan’da Hâricîler’le savaşa çık-

madan önce şöyle buyurdu: “Allah’a yemin olsun ki onlar-

dan on kişi bile kurtulamayacak! Bizden ise on kişi bile

şehit olmayacaktır!” 1394

İki orduda binlerce kişi olmasına rağmen Hz. Ali (kv)’nin

bu sözü gerçek olmuştur. Dokuz veya daha az şehit verilmiş,

karşı taraftan da dokuz kişi kalmıştır.

590- Abîde, Hz. Ali (kv)’nin Hâricîler’den bahsederken

şöyle buyurduğunu nakleder: “Hâricîler arasında, doğuştan

kolları çok kısa olan bir adam vardı. Eğer sizlerin amel-

leri bırakıp, günah işlemeye cesaret edecek derecede

1392

Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2704 BMT; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 343; İbn Kesîr,

El-Bidâye, VII, 461

1393 Müslim, Zekât 157 / V, 253; Nesâî, VII, Hasâis, 8509; Tarih-i Taberî, IV, 48;

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 342; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 337-341

1394 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 354; İbnü’l Megâzilî, Menâkıb, s. 406; Harezmî, Menâkıb,

s. 185; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 189; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 217;

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 579; Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 69

Page 386: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

386 Hz. Ali (kv) Bölümü

sevineceğinizden endişem olmasaydı; Hâricîler’i öldüren

kimseler için Allah’ın, Muhammed (sav)’in dili ile söz

verdiği mükâfata ait hadisi naklederdim.” buyurdu. Râvi,

Hz. Ali (kv)’ye: “Bahsettiği hadisi, sen Hz. Muhammed

(sav)’den işittin mi?” diye sordu: Hz. Ali (kv): “Evet,

Kâbe’nin Rabbi’ne yemin olsun ki ben, Resûlüllah

(sav)’den bizzat işittim.” buyurdu. 1395

591- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Âhir zamanda yaş-

ları küçük, akılları noksan bir grup çıkacaktır. Onlar

Hâricîler gibi sözlerin en güzeli olan Peygamber tebliğle-

rinden bahsedeceklerdir. Kur’ân okuyacaklar, fakat oku-

yacakları Kur’ân boğazlarından aşağıya geçmeyecektir.

Bunlar hızla atılan okun, avı delip geçmesi gibi İs-

lam’dan çıkacaklardır. Bunun için kim onlara rastlarsa

onları hemen öldürsün. Çünkü onları öldürenler, Allah

katında ecir ve sevaba kavuşacaklardır.” 1396

592- Câbir b. Abdullah nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Mekke’de Cirâne’de külçe altın ve

gümüş ganîmet mallarını dağıtıyordu. Ganîmet, Bilal’in ete-

ğindeydi. Bir kişi küstah bir edâ ile gelerek: “Yâ Muhammed

adalet et! Çünkü gerçekten sen adaletle davranmıyor-

sun!” dedi. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem ona: “Sana yazıklar olsun! Ben adalet etmeyin-

ce, benden sonra kim adalet edecektir!” buyurdu.

Bunun üzerine Hz. Ömer (ra): “İzin ver Yâ Resûlül-

lah! Şunun boynunu vurayım!” dedi. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ömer (ra)’a izin vermedi. Adam

dönüp giderken: “Şüphesiz bu adamın arkadaşları ve

adamları vardır. Bunlar Kur’ân okuyacaklar, fakat oku-

yacakları Kur’ân boğazlarından aşağıya geçmeyecektir.

Bunlar hızla atılan okun, avı delip geçmesi gibi İs-

lam’dan çıkacaklardır.” buyurdu. 1397

1395

İbn Mâce, Mukaddime, I, 12, 167; Ahmed, Müsned, XIX, 27555; Zehebî, Tari-

hü’l-İslam, II, 100

1396 İbn Mâce, Mukaddime, I, 12, 168; Ahmed, Müsned, XIX, 27575 Hâkim, El-

Müstedrek, IV, 2697. Kaynaklarda bu hadisin birçok benzerleri daha vardır.

1397 Müslim, Zekât 142 / V, 231; İbn Mâce, Mukaddime, I, 12, 172; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, II, 99

Page 387: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 387

593- Farklı rivâyet: Emirü’l-Mü’minin Hz. Ali (kv), Ye-

men’den Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme bir

miktar altın gönderdi. Efendimiz (sav) bu altını Necid halkına

dağıttı. Ensâr ve Muhâcir aleyhimür rıdvan: “Ey Allah’ın

Resûlü, bizi bırakıp Necid halkına altın dağıtıyorsun!”

dediler. Efendimiz (sav), “Yeni İslam’a girdiler, kalpleri

ısınsın diye verdim!” buyurdular. O sırada gözleri içine çök-

müş, elmacık kemikleri çıkık, yüzündeki sakalları gür ve karı-

şık, başı kazınmış, elbiselerini yukarı sıyırmış bir kişi geldi. “Yâ

Muhammed, Allah’tan kork! Âdil davranmadın!” dedi.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem kızdı ve rengi

değişti: “Ben âsi olursam, Allah’ın emrini kim tutar!” bu-

yurdu. Halid b. Velid oradaydı: “Ey Allah’ın Resûlü, izin

ver şunu öldüreyim!” buyurdu. İzin verilmedi. O adam da

dönüp gitti. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bu-

yurdu ki: “Bu adamın neslinden bir topluluk çıkar ki;

Kur’ân okurlar, fakat Kur’ân boğazlarından aşağıya geç-

mez. Müslümanları öldürürler, puta tapanları korurlar.

Bunlar, okun yaydan çıktığı gibi İslam dininden çıkarlar.

Bunlara; Hâricî veya Marikîn denilir. Eğer onlara rastla-

saydım hiçbirini sağ bırakmazdım!” 1398

594- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz.

Ali (kv)’ye buyurdu ki: “Sen dinden çıkan bir grup insanla

savaşacaksın (Hâricîler). Onların içinde; bir eli bir et

parçası şeklinde olan, omuz başında kadın memesi gibi

bir şey bulunan ve et parçasının üzerinde de kıllar bulu-

nan siyah bir adam olacaktır!” Hz. Ali (kv), Hâricîler’e galip

gelince ölüler arasında tarif edilen şahsı arattı. İlk aramada

bulunamadı. Hz. Ali (kv): “Ben yalan söylemem! Bunu bana

haber veren de yalan söylemez, bir daha arayın!” buyu-

runca ölüler yığınının altından tarif edilen cesedi buldular. 1399

1398

Buhârî, Megâzi 61, 4351; Nesâî, VII, Hasâis, 8507; Ahmed, Müsned, XIX, 27546;

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 356; İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 232; M. Câmi, Şevâhidü’n-

Nübüvve, s. 162; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 215; Sevgilinin Bahçesi, s. 292; A.

Köksal, İslam Tarihi, XVII, 82. Her iki hadisin de benzer şekilleri ve daha farklı ri-

vâyetleri çoktur.

1399 Müslim, Zekât 157 / V, 253; Nesâî, VII, Hasâis, 8507-8509; Hâkim, El-Müstedrek,

XI, 8661 BMT; Zehebî, Tarihü’l-İslam, II, 101 / VI, 341; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 356;

İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 465; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 162; Fuzûlî, Hadîka-

tü’s-Süadâ, s. 215

Page 388: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

388 Hz. Ali (kv) Bölümü

- “Onları öldürmende çok sevap vardır!” diye ilave

edenler vardır. 1400

- Bu alameti bulunca da Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin “Bulduğunuz yerde öldü-

rün” dedikleri bir zümre ile savaştıkları için çok sevindiler ve

sıkıntıları dağılıp gitti. Hz. Ali (kv) de bu duruma çok sevindi,

tehlil ve tekbir getirdi. 1401

*- Ebû Saîd el Hudrî, Hâricîler’le ilgili şöyle nakletti:

“Yirmiden fazla sahâbîden işittiğime göre, Hz. Ali onları

öldürmekle vazifeli idi.” 1402

595- Zü’s-Sediyye isimli, eli kadın memesi gibi sakat

adamın cesedi meydana çıkarılınca, Hz. Ali (kv) orada bulu-

nan askerini şâhit tuttu ve: “Ne yalan söyledim, ne de bana

yalan haber verildi!” buyurup çok sevindi ve secdeye ka-

pandı. Sevinçli bir şekilde askerine dönerek: “Eğer ameli ve

ibadeti bırakmayacağınızı bilsem, Hâricîler’le yaptığınız

savaş sebebiyle Yüce Allah’ın, Resûlü’nün diliyle hakkı-

nızda verdiği hükmü söylerdim.” buyurdu. 1403

*- Nehrevan’da yukarıda bahsi geçen adam bulununca,

Hz. Ali (kv) secdeye kapandı ve şöyle dua etti: “Size müjde-

ler olsun! Sizin ölüleriniz cennette, bunlarınki ise ce-

hennemdedir.” 1404

596- Hz. Fâtıma (ra) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem, Hz. Ali’ye bakıp şöyle buyurdu: “Bu

cennetliktir. Ama onun yanındakilerden bir topluluk,

İslam’ı öğrendikten sonra onu reddedeceklerdir. Bunlar

içinde bir güruh, Râfizîler diye isimlenecektir. Onlara

lânet etmek isteyen etsin. Zira onlar müşriktirler.” 1405

597- Hz. Âişe’den: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem, Hâricîler’den bahsederek buyurdu ki: “Ümmetimin

en hayırlıları, ümmetimin en şerlilerini öldürecektir.” 1406

1400

Nesâî, VII, Hasâis, 8510; Ahmed, Müsned, IX, 13184; Tarih-i Taberî, IV, 55

1401 Ahmed, Müsned, XIX, 27553; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4501-4502

1402 Ahmed, Müsned, XIV, 21543

1403 Nesâî, VII, Hasâis, 8517; Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2705 BMT; Ebû Nuaym,

Hilyetü’l-Evliya, XII, 505; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 465

1404 İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 470

1405 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 2974

1406 İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 478

Page 389: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 389

Hz. ALİ (kv)’NİN ŞEHÂDETİ (H.40/M.660)

Hz. Ali (kv)’nin Hastalığı ve Vefatı İle İlgili Haberler

598- Abdullah b. Seleme nakletti: Hz. Ali (kv) hastay-

ken Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem yanına uğra-

dı. Hz. Ali: “Allah’ım! Eğer ecelim gelmişse beni öldür!

Eğer uzak ise beni iyileştirip kaldır! Eğer bu hastalık bir

imtihan ise bana sabır ver!” diyordu. Resûlüllah (sav), ona:

“Nasıl dedin?” diye sorunca, Hz. Ali söylediklerini tekrarladı.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, “Ayağı ile ona

dürtüp: Allah’ım, ona âfiyet ve şifâ ver!” buyurdu. Hz. Ali

(kv): “Daha sonra aynı hastalığa bir daha yakalanmadım.”

diye anlatmıştır. 1407

599- Enes b. Mâlik nakletti: Hz. Ali (kv), hasta olmuştu.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Hz. Ebû Bekir

(ra) ve Hz. Ömer (ra) ile birlikte ziyarete geldiler. Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, ona “Geçmiş olsun!” der-

ken, diğer iki arkadaşı da kendi aralarında: “Acaba iyileşir

mi?” diye konuştular. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ali, öfkeyle dolma-

dıkça ölmez! Ancak şehit olarak öldürülür!” 1408

600- Hz. Âişe annemiz nakletti: “Resûlüllah bir gün,

Ali’nin boynuna sarıldı ve onu öperek: “Babam bir benzeri

daha olmayan bir tek şehide kurban olsun!” buyurdu. 1409

Sonra da: “İlk ümmetlerin en azılı şâkîsi kimdir?” diye

sordu. Hz. Ali (kv): “O ki, deveyi öldürendir, Ey Allah’ın

Resûlü!” dedi.

1407

Tirmîzî, Duâ, 3564 / III, 486; Ahmed, Müsned, VI, 8163; İbn Hibban, II, 468; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VII, 549

1408 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4728; Tarih-i Taberî III, 156; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III,

397; En Sevgilinin Dostları, s. 352

1409 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3965

Page 390: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

390 Hz. Ali (kv) Bölümü

Resûlüllah (sav): “Geleceğin en azılı şâkîsi kimdir?”

diye sorunca, Hz. Ali (kv): “Allah ve Resûlü daha iyi bilir!”

dedi. Efendimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz. Ali’nin

bıngıldağını göstererek “Senin burana vuracak olan kimse-

dir!” buyurdu. 1410

601- Ammâr b. Yâsir nakletti: Uşeyre Gazvesi’nde ben

ve Ali bir ağaca yaslanıp gölgesinde uyuyorduk. Bir ara

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin yolu düşüp

üzerimize geldi: “Kalk Yâ Ebû Tûrab!” diye ayağıyla dürttü.

1411

Sonra da şöyle buyurdu: “Yâ Ali! Halk içinde, şâki sa-

yılan en kötü iki kimse vardır. Biri, Sâlih Peygamber’in

devesini kesen Uhaymir; diğeri de senin başına vurup,

yüzünü kanının rengine boyayan kimsedir.” 1412

602- Ebû Sinan nakletti: Hastalığı esnasında Hz. Ali’nin

ziyaretine gittim. Ona dedim ki: “Ey Mü’minlerin Emiri!

Senin bu hastalığından, senin için korktum.” O şöyle

dedi: “Allah’a yemin ederim ki ben kendim için korkmadım.

Çünkü ben doğru sözlü ve doğruluğu tasdik edilmiş Resûlüllah

şakaklarıma işaret ederek, şöyle buyururken işittim: Şüphesiz

sana şurada bir darbe, burada bir darbe indirilecektir.

Bunun (başının) kanı, sakalını boyayacak kadar akacak.

Bu işi yapacak olan kişi ise dişi devenin bacaklarını ke-

sen, nasıl Semûd Kavmi’nin en nasipsizi ise, bu kişi de

bu devrin en nasipsizi olacaktır.” 1413

603- Fedâle b. Ebû Fedâle nakletti: Hz. Ali (kv), Yen-

bu’da hastalandı. Halk: “Niçin burada duruyorsun? Vefat

edersen Cüheyneliler senin işini görmezler. Medine’ye

gidersen orada kardeşlerin cenazeni kaldırır, namazını

kılarlar.” dediler. Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bana haber verdi ki;

ben şimdi ölmem! Halife olurum, Irak tarafında başıma

1410

Taberânî Mu’cemü’l-Kebir’de ve Ebû Ya’lâ’dan; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4511;

İbn Sa’d, Tabakât, III, 35; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 282; Er-Rudânî, Cem’ul

Fevâid, VII, 17; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 116

1411 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 404

1412 Bu bölümde 45. Hadis’in tekrarıdır.

1413 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4647 BMT

Page 391: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 391

bir kılıç vurulur. Yüzüm ve sakalım kana boyanır, o za-

man ölürüm!” 1414

604- Hâricîler’in reisi, Hz. Ali (kv)’nin yanına gelip: “Ey

Ali! Allah’tan kork, öleceksin!” dedi. Hz. Ali (kv) şöyle

buyurdu: “Hayır vallahi! Taneyi yaran, ekini bitiren ve

canlıları yaratan Allah’a yemin olsun ki; ben şu kafam-

dan darbe yiyip, şu sakalım kanla ıslanmadıkça ölmeye-

ceğim. Bu kesinleşmiş bir hükümdür. Resûlüllah tarafın-

dan bana bildirilmiştir. İftira edenler de kayba uğramış-

lardır.” 1415

605- Ebûl Esved nakletti: Hz. Ali (kv), Medine’den Irak

toprağına doğru çıkarken Ashâb’dan Abdullah b. Selâm:

“Irak’a gitme! Kılıcın keskin tarafının sana isabet etme-

sinden korkarım!” deyince, Hz. Ali (kv): “Allah’a yemin

ederim ki, Resûlüllah bunu bana haber verdi.” buyurdu.

Bunu duyan Ebûl Esved: “Hiçbir savaşçının, bu şekilde

öldürüleceği günü haber verdiğini görmedim.” dedi. 1416

606- Kays b. Abbad nakletti: Ben, Ali’ye şöyle sordum:

“Ey Ali! Senin Irak’a gelişin Resûlüllah (sav)’in emri mi-

dir, yoksa kendi görüşün müdür?” O da şöyle cevap verdi:

“Resûlüllah (sav) bu konuda benden hiçbir söz almadı,

fakat bu benim görüşümdür.” 1417

607- Abdullah b. Sebu’ nakletti: Hz. Ali (kv): “Şu ba-

şımın kanı ile şu sakallarım ıslanacaktır. Beni öldürecek

şâki hâlâ ne bekliyor?” buyurdu. Biz de: “Ey Mü’minlerin

Emiri! Kim olduğunu söyle de o kişiyi ailesi ile birlikte

öldürelim!” dedik. Hz. Ali (kv): “O zaman vallahi benim

kâtilim olmayan birini öldürmüş olursunuz!” dedi.

1414

Ahmed, Müsned, XIX, 27614; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4516; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, II, 102; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 299; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 159;

Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 343

1415 İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 299 / VII, 509

1416 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4733 BMT; İbn Hibban, II, 469; El-Askalânî, El-Metâlib,

IV, 4509; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 147-408; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 283;

Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 337; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 117

1417 Ebû Dâvud, Sünnet, III, 4666

Page 392: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

392 Hz. Ali (kv) Bölümü

“O zaman bizim için yerine bir halife seç!” dedik.

Hz. Ali (kv): “Resûlüllah bizi nasıl bıraktıysa, ben de sizi

öyle bırakacağım!” buyurdu. 1418

*- Hz. Ali (kv): “Oğlum Hasan’a biat edin” demedi.

“Resûlüllah (sav) aramızdan ayrıldığında sizi nasıl bırak-

tıysa, ben de sizi öylece bırakacağım. Kimi isterseniz

ona biat edin!” dedi. 1419

Ve ümmeti muhayyer bıraktı. 1420

608- Hz. Ali (kv), halifeliği zamanında Kûfeliler’i savaşa

çağırdığı ve onlar duymazdan geldiği zaman, eliyle başının ön

kısmını göstererek şöyle buyururdu: “Azılı şâkînizin, bu-

ramdan akan kanla sakalımı kana bulamasını arzula-

dım.” 1421

609- Muâviye; merak eder, bu dünya mülkünün kendi-

sine kalıp kalmayacağını düşünürdü. Hz. Ali (kv) mi önce öle-

cek, yoksa kendisi mi önce ölecek, bunu öğrenmek istedi.

Yanındakilere: “Ben bunu Ali’den öğrenirim. Çünkü onun

ağzından çıkan her söz haktır.” dedi. Güvendiği kimseler-

den üç kişi çağırdı. “Birlikte Kûfe’ye bir konak mesafeye gidi-

niz. Birer gün arayla şehre giriniz. Benim öldüğümü söyleyiniz.

Yalnız hastalığım, ölüm zamanım, namazımı kimin kıldırdığı ve

kabrimin yeri hakkında, hepiniz aynı şeyleri söyleyin.” deyip

gönderdi. Üç kişi Kûfe yakınlarına varıp, bir konak mesafede

durdular. Önce birisi şehre girdi. “Nerden geliyorsun?” diye

sordular. “Şam’dan geliyorum, Muâviye vefat etti.” dedi.

Hz. Ali (kv)’nin huzuruna götürdüler. O, bu adamın sözlerine

aldırmadı. İkinci gün diğer adam şehre girdi. O da dünkü

adam gibi Muâviye’nin ölüm haberini getirdi. Yine Hz. Ali

(kv)’ye haber verildi. O yine buna itibar etmedi. Üçüncü gün-

de, üçüncü şahıs Kûfe’ye girdi. O da aynı şeyleri söyleyince

artık Muâviye’nin öldüğüne kimsenin şüphesi kalmadı.

1418

Ahmed, Müsned, XIX, 27616; İbn Sa’d, Tabakât, III, 35; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI,

299

1419 El-Askalânî, El-Metâlib, II, 2037; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 407; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VII, 513

1420 Tarih-i Taberî, IV, 70

1421 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 397; İbn Sa’d, Tabakât, III, 35; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII,

508; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 283; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 117

Page 393: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 393

Hz. Ali (kv), mübarek yüzünü ve mübarek başını göste-

rerek: “Buradan akan kan ile bu sakal boyanmayınca,

Muâviye ölmez!” buyurdular. Muâviye bu haberi alınca çok

sevindi. 1422

Nitekim öyle de olmuş; Muâviye, Hz. Ali (kv)’den sonra

yirmi sene daha yaşamıştır.

610- İbnü’l Esîr diyor ki: “Ali b. Ebî Tâlib; vurulacağı

zamanın senesini, ayını ve gününü biliyordu.” 1423

611- Hz. Ali (kv) kendi kâtili İbn Mülcem’i, Kûfe Mesci-

di’nde gördü. Kendi kendine: “Ölümü düşün, ölüm mutla-

ka sana ulaşır. Onun için sabırsızlanma!” dedi.

Sonra İbn Mülcem’i çağırdı: “Ey Mülcemoğlu, cehalet

ve çocukluk zamanında hiç lakabın var mıydı?” diye sor-

du. “Bilmiyorum” dedi. Tekrar sordular ve: “Sana, “Ey

Şâkî! Ey Sâlih’in Kısır Devesi!” diyen bir Yahudi sütan-

nen yok muydu?” diye sorunca: “Vardı!” dedi. Hz. Ali (kv)

başka bir şey söylemedi. 1424

612- Hicrî 40 yılının Ramazan ayının 17. Cuma günü,

seher vakti, Hz. Ali (kv) uyanıp oğlu Hz. Hasan (ra)’a gördüğü

rüyasını şöyle anlattı:

“Bu gece Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemi

rüyamda gördüm: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu ne zorluklar,

ne düşmanlıklarmış ki, senin ümmetinden bana erişti!”

dedim. “Onlara bedduâ et!” buyurdular. Ben de: “Yâ Rab-

bi! Bana onlardan daha iyisini ver ve onların üzerine

benden daha kötüsünü ver!” diye duâ ettim.”

Üç gün sonra, Pazar günü vefat etti. 1425

1422

Tarih-i Taberî, III, 156; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 195; En Sevgilinin

Dostları, s. 352; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 338

1423 İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 338

1424 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 195; En Sevgilinin Dostları, s. 352; Şems-i

Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 344

1425 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 398; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4513; İbn Sa’d, Ta-

bakât, III, 38; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 348; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 302;

En Sevgilinin Dostları, s. 355; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 124; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 593

Page 394: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

394 Hz. Ali (kv) Bölümü

Bu duâların neticesinde kendisi üç gün sonra vefat edip,

dünyanın zorluklarından kurtuldu. Yine o duâsı neticesinde

Zalim Haccac nâmı ile anılan Sâkifli Haccac b. Yusuf gibiler

ümmete musallat oldu. 1426

613- Hz. Ali (kv) vefat edeceği günü ve zamanı biliyor-

du. Ramazan ayının başlarında, sakalından tutarak: “Bu sa-

kal, bu ayda benim kanımla kızaracaktır. Kâtilim de bu

meclistedir!” buyurarak, İbn Mülcem’e doğru baktı. İbn Mül-

cem, bunu anlayarak kendisinden ellerini kesmesini istedi. Hz.

Ali (kv): “Bir kişi günah işlemeden, onun hakkında bir

hüküm verilemez. Allah’ın takdiri ne ise o tecelli ede-

cektir.” buyurdu.

Son günlerinde, bir gün Hz. Hasan ile, bir gün Hz. Hü-

seyin ile iftar eder ve çok az yemek yerdi. Ondan az yemesinin

sebebi sorulduğunda: “Hak ile görüşmemiz yaklaştı, te-

mizliğe riayet etmek gerektir.” buyururdu.

İbn Mülcem, Ramazan ayının son günlerinde sabah

namazında, yanında iki arkadaşı olduğu halde zehirli kılıcını

başına vurdu. Kanlar yüzüne akıp, yüzünü ve sakalını kızıla

boyadı. Eli ile sakalını tutar, Allah’a şükreder ve oğullarına

nasihat ederdi. 1427

Hz. Ali (kv)’nin Şehâdeti

614- Hâricîler, Nehrevan yenilgisinden sonra Ramazan

ayı başlarında küfre düştüklerine inandıkları; Hz. Ali, Muâviye

ve Amr İbnü’l Âs’ı, Ramazan ayının 27. gecesi, sabah nama-

zında öldürmeye karar verdiler. Ümmet-i Muhammedi bu

kişilerden kurtarmak üzere ölümüne sözleştiler. İbn Mülcem,

Hz. Ali’yi; Berk b. Abdullah, Muâviye’yi; Amr b. Bekri ise Amr

İbnü’l Âs’ı öldürecekti. Muâviye’nin yardımcıları çok olduğun-

dan yaralı kurtuldu. Amr İbnü’l Âs ise namaza gelmedi, yerine

gönderdiği vekili Harice b. Habibe öldürüldü.

1426

Tarih-i Taberî, IV, 58; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 196

1427 Tarih-i Taberî, IV, 70; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 400; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI,

410; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 593; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 228-235

Page 395: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 395

İbn Mülcem, Kûfe’ye geldi. Hâricîler’le görüştü. Kimseye

sır vermedi. Nehrevan’da kocası öldürülmüş Kutâme adında

çok güzel bir kadın gördü. Kadına evlenme teklif etti. Kadın

yüksek bir mehir ile Hz. Ali’nin öldürülmesini şart koştu. İbn

Mülcem de bunu kabul ettiğini bildirdi. Kadın, İbn Mülcem’in

yanına iki yardımcı verdi. İbn Mülcem kılıcını zehirle biledi ve

Ramazan ayının yirmi yedisini bekledi. Hz. Ali (kv), sabah

namazına giderken ördek sesleri geliyordu. Hz. Ali (kv): “On-

ları bırakın, ölü üzerine ağlayıcılardır” buyurdu. Mescide

yürürken üzerine üç kişi birden saldırdılar. İbn Mülcem: “Ey

Ali, hüküm yalnız Allah’ındır, senin değil!” diyerek zehirli

kılıcı başına vurdu. İbn Mülcem yakalandı, arkadaşları kaçtı.

Hz. Ali (kv), İbn Mülcem’e: “Bu hainliğe sebep nedir,

ben sana ihsan etmedim mi?” buyurdu. İbn Mülcem: “Kılı-

cımı zehirle biledim, onunla halkın en hayırlısını öldür-

meyi diledim!” dedi. Hz. Ali (kv): “Görüyorum ki o kılıçla

öleceksin ve halkın en şerlisisin!” buyurdu. 1428

*- İbn Mülcem, o gece sabaha kadar Eş’as b. Kays’ı ya-

nındaydı ve birlikte sabaha kadar plan yaptılar. Eş’as ona:

“Sabah seni aydınlattı, haydi kalk!” dedi. İbn Mülcem de

gidip zehirli kılıçla Hz. Ali (kv)’nin başına vurdu. 1429

*- Sıffîn Savaşı’nın durdurulmasında, Ebû Mûsa’nın ha-

kem seçilmesinde rol oynayan ve Hz. Ali’nin kâtili ile sabaha

kadar plan yapan Eş’as b. Kays, Muâviye’nin casusu olma

ihtimali ile bütün şüpheleri üzerine çekmektedir.

615- Hz. Ali (kv) vefat etmeden önce yaralıyken oğulları

Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)’a şöyle nasihat etti:

“Mü’minlerin Emiri öldürüldü diye benim kâtilimden

başka kimseleri öldürmeyin! Dünyayı istemeyin, âhireti

isteyin! Zalime düşman olun, mazluma yardım edin! Al-

lah’ın hükümlerini uygulamada hiçbir kınayıcının kına-

masından çekinmeden uygulayın!” 1430

1428

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 591; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 142;

Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 360

1429 İbn Sa’d, Tabakât, III, 37

1430 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 401; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 348

Page 396: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

396 Hz. Ali (kv) Bölümü

616- Hz. Hüseyin (ra) nakletti: Babam Emirü’l-

Mü’minin Ali (kv) vefat etti. Bir ses işittik: “Bu Allah’ın kulu-

nu bize bırakınız, siz dışarı çıkınız!” diyordu. Biz dışarı

çıktık, içeriden şöyle bir ses geldi. “Muhammed Resûlüllah

vefat etti, onun vâsîsi de şehit oldu. Bu ümmeti bundan

sonra kim koruyacaktır?” Diğer birisi de: “Kim O’nun

izinden gider, ahlâkı ile ahlâklanırsa; bu ümmetin koru-

yucusu o olur!” diyordu. Sesler kesildi, içeri girdik. Hazreti

Emir’i, yıkanmış ve kefenlenmiş olarak bulduk. Namazını kılıp

defnettik. 1431

617- Emirü’l-Mü’minin Hz. Ali (kv), Hz. Hasan (ra) ve

Hz. Hüseyin (ra)’a şöyle vasiyet etti: “Vefat ettiğim zaman

beni bir tabutun içine koyup, Gazbin tarafına götürün.

Orada bir beyaz taş bulacaksınız. O taştan nur saçıldığı-

nı görürsünüz. Orayı kazın, hazırlanmış bir makâm bula-

caksınız. Beni oraya defnediniz!” vasiyeti yapıldı. Buyur-

duğu şeyler aynen görüldü. Harun Reşid’in bir av sırasında

yaşlılardan burayı öğrendiği ve ziyaret ettiği rivâyet edilmiştir.

1432

618- Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra); Hz. Ali (kv)’yi

makâmına yerleştirip dönerlerken âmâ bir fakir dervişe rastla-

dılar. O garip şöyle anlattı: “Ey aziz kişiler, benim bir dert

ortağım vardı; beni yedirir, giydirir ve bana yoldaşlık

ederdi.” Hasan (ra) ve Hüseyin (ra) efendilerimiz o kişi kimdi,

vasıfları nedir diye sordular. O garip dedi ki: “Benim gözle-

rim görmez ki onu size tarif edeyim. Adını sordum; “Be-

nim şöhrete ihtiyacım yok. Allah rızası için yardım ede-

rim.” dedi. Tesbih ve tehlil ile meşguldü, meleklerden

cevap gelirdi. Yalnız son günlerde gelmez oldu, halimi

sormaz oldu!” dedi. Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra)

efendilerimiz birbirine bakıp: “Bu vasıflar, Şâh-ı Merdân Ali

b. Ebî Tâlib’in vasıflarıdır.” deyip o garibin isteği üzerine

kabrine götürdüler. O garip duâ edip, orada vefat etti. 1433

1431

M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 196

1432 M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, s. 196; Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 236; Şems-i

Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 354

1433 Fuzûlî, Hadîkatü’s-Süadâ, s. 238; Şems-i Sivasî, Çehâr-ı Yâr-i Güzîn, s. 355

Page 397: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 397

619- Hurays b. Mahşî nakletti: Hz. Ali, 21 Ramazan’da

şehid edildi. Hasan b. Ali’yi, Hz. Ali’nin menkıbelerini anlatıp

hutbe verirken dinledim. Hasan b. Ali şöyle diyordu: “Babam

Ali; Kur’ân’ın indirildiği gece, İsa’nın yürütüldüğü gece,

Musa’nın ruhunun kabzedildiği gece öldürüldü.” Onun

cenaze namazını da Hasan b. Ali kıldırdı. 1434

620- Hz. Ali (kv)’nin vefatından sonra Amr b. Esam,

Hz. Hasan (ra)’a şöyle dedi: “Sizin şiânızdan (taraftarları-

nızdan) Hz. Ali’nin tekrar diriltileceğini söyleyenler var.”

Hz. Hasan (ra) şöyle dedi: “Yalan söylüyorlar. Onlar bizim

şiâmız (taraftarımız) değildir. Eğer Hz. Ali tekrar dirilti-

lecek olsaydı, onun hanımlarını başkalarıyla evlendir-

mez, mirasını da aramızda bölüşmezdik.” 1435

Halifelik Otuz Yıldır

621- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Halifelik Medine’de, me-

liklik Şam’dadır.” 1436

622- Sefîne nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem buyurdu ki: “Halifelik müddeti otuz yıl olacaktır.

Ondan sonra mülk-ü saltanat olacaktır! (Ve bir zalimin

eline geçecektir.)”

Sefîne dedi ki: “Hz. Ebû Bekir (ra) iki yıl, Hz. Ömer (ra)

on yıl, Hz. Osman (ra) on iki yıl, Hz. Ali (kv) beş buçuk yıl, Hz.

Hasan (ra) altı ay halifelik yaptılar. Hepsi otuz yıl eder.” Radi-

yallâhü anhüm ve erdahüm. 1437

1434

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4742

1435 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 2987; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4754; İbn Sa’d,

Tabakât, III, 40; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 413; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 28

1436 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4497; Râmûz el-Ehâdis, s. 205; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 40

1437 Buhârî Tecrid Terc. IX, 222; Ebû Dâvud, III, 4646; Tirmîzî, Fitne 48, 2226 / II,

447; Nesâî, VII, 8099; Ahmed, Müsned, XIX, 27083; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4495;

İbn Kesîr, El-Bidâye, V, 521 / VI, 270; M. Câmi, Şevâhidü’n-Nübüvve, M. Ozak

Tercümesi, s. 206; Şerhü’l-Akâid s. 433; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 77; Râmûz

el-Ehâdis, s. 205; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 601. Bazı hadis kitaplarında hadisin

son bölümü kesilmiştir. Zalim Melik tabiriyle Muâviye kastedilmiştir.

Page 398: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

398 Hz. Ali (kv) Bölümü

Hadis devam ediyor: Râvi Saîd b. Cemhân, Sefîne’ye

dedi ki: “Emevîler hilâfetin kendilerinde olduğunu iddia

ediyorlar.” Bunun üzerine Sefîne bana dedi ki: “Zerkaoğul-

ları denilen Emevîler yalan söylüyorlar. Onlar halifelik

değil hükümdarlık yapıyorlar. Hükümdarlığın da en zor-

basını yapıyorlar.” 1438

623- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Aranızda nübüvvet, Allah’ın istediği kadar sü-

rer. Sonra Allah’ın murad ettiği kadar nübüvvet yolunda

otuz sene halifelik sürer ve sonra Allah’ın murad ettiği

kadar şiddetli bir meliklik idaresi gelir. Daha sonra zor-

ba bir idare gelir. Sonra da nübüvvet yolu üzere dört başı

mâmur bir hilâfet gelir.” (Mehdî Âl-i Resûl’ün Zuhûru)

1439

624- Huzeyfe nakletti: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah azze ve celle bu işi

peygamberlik ve rahmet ile başlattı. Bundan sonra hali-

felik ve rahmet olacaktır. Ondan sonra ısırıcı bir krallık-

la devam edecektir. Onlar şerefi olmayan zorbalık ve

ümmet içinde fesatçı kimselerdir. Onlar fuhuşu helal

sayacaklar, içki içecekler ve ipek giymeyi helal görecek-

lerdir. Bununla birlikte kıyamete kadar onlara yardım

edilir.” 1440

625- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Peygamberlikten sonra

halifeler gelecek ve orta yolu tutacaklardır. Halifelerden

sonra hükümdarlar gelecektir. Bunlar intikam peşine

düşecek, adam öldürecekler, malları seçeceklerdir. Kimi

eliyle değiştirecek, kimi de dili ile değiştirecektir. Bun-

lardan öte iman diye bir şey yoktur.” 1441

626- Muaz b. Cebel nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “İmanın çarkı daire şek-

lindedir. Sizler kitabın döndüğü yere dönünüz. Şunu iyi

1438

Ebû Dâvud, III, 4646; Tirmîzî, Fitne 48, 2226 / II, 447

1439 Ahmed, Müsned, XIX, 27045; Râmûz el-Ehâdis, s. 257

1440 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4401; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 270 / VIII, 39

1441 Beyhakî’den; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 270

Page 399: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Hz. Ali (kv) Bölümü 399

biliniz ki, saltanat ile Allah’ın Kitab’ı birbirinden ayrıla-

caktır. Sakın Kitap’tan ayrılmayın. Şunu iyi biliniz ki

başınıza öyle yöneticiler gelecektir ki, onlara itaat etse-

niz sizi saptırırlar, itaat etmeseniz de sizi öldürürler.”

Oradakiler: “Yâ Resûlüllah, böyle bir durumda ne

yapalım?” dediler.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “İsa (as)’ın ashâbının yaptığı gibi yapın! Onlar

darağaçlarına asılıp çarmıha gerildiler, testerelerle biçil-

diler. Şunu iyi biliniz ki, Allah’a itaat üzerine olan bir

ölüm, Allah’a isyan üzerine olan bir hayattan daha hayır-

lıdır.” 1442

627- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benden sonra öyle yöne-

ticiler gelecektir ki, onlara itaat ederseniz sizi dinden

çıkarırlar, onlara isyan ederseniz sizi öldürürler. İşte

onlar küfrün önderleri ve sapıklığın da başıdırlar.” 1443

628- Abdurrahman b. Ebû Bekre nakletti: Babam ve

Ziyâd birlikte Şam’a Muâviye’nin yanına gittik. Muâviye, ba-

bamın gelişine çok sevindi ve: “Ey Ebû Bekre, bana

Resûlüllah’tan işittiğin bir şey anlat!” dedi. Bunun üzerine

babam söze başlayarak: “Resûlüllah güzel rüyaların görülme-

sinden hoşlanır ve rüya gören olup olmadığını sorardı. Yine

bir gün: “Rüya gören var mı?” diye sorduğunda bir kimse

şöyle bir rüya anlattı: “Gökten teraziye benzer bir şey indi-

ğini gördüm. Ebû Bekir ile karşılıklı tartıldınız ve siz ağır

geldiniz. Sonra Ebû Bekir ile Ömer tartıldılar, Ebû Bekir

ağır geldi. Ömer ile Osman karşılıklı tartıldılar, Ömer

ağır bastı. Sonra da bu terazinin geri göğe yükseltildiğini

gördüm.” 1444

Resûlüllah (sav) bu durumdan memnun olma-

dı, sonra: “Benden sonra nübüvvete bağlı halifelik olacak,

sonra da Allah dilediğine mülk-ü saltanat verecektir.”

buyurarak hayıflandı.” 1445

1442

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4408

1443 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4409

1444 Nesâî, VII, 8080

1445 Ebû Dâvud, III, 4634-4635; Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4494-4695 BMT

Page 400: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

400 Hz. Ali (kv) Bölümü

Bunun üzerine Muâviye’nin işaretiyle muhafızları tara-

fından iteklenerek dışarı çıkartıldık. Ziyâd babama dedi ki:

“Babasız kalasın emi, Muâviye’ye anlatacak başka bir

hadis bulamadın mı?” Ebû Bekre: “Hayır vallahi Muâvi-

ye’nin yanından ayrılana kadar başka bir hadis anlatacak

değilim.” dedi. Bir süre sonra Muâviye bizi tekrar çağırdı,

yine Resûlüllah’tan hadis sordu. Babam da aynı şeyleri anlattı.

Yine iteklenerek çıkarıldık. Ziyâd babama yine: “Babasız

kalasın, ona anlatacak bir şey bulamadın mı?” dedi. Bir-

kaç gün sonra Muâviye yine bizi çağırdı ve yine aynı şeyleri

sordu. Babam da aynı şeyleri tekrar etti durdu. Muâviye: “Bi-

ze mülk-ü saltanat sahibi mi diyorsun, biz de bu mülk-ü

saltanata razıyız.” dedi. 1446

1446

Ahmed, Müsned, XIX, 27987; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 301

Page 401: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 401

Beşinci Bölüm

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

EHL-İ BEYT DÜŞMANLARI

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden hiçbir toplu-

luğu; Allah’a ve Peygamber’ine karşı haddi aşan (kanun-

lar koymaya kalkışan) kimselere muhabbet eder bula-

mazsın.” (Mücâdele, 58/22)

Muâviye b. Ebû Süfyân

Mekke’de 602’de doğdu. Annesi Hind b. Utbe’dir. Asr-ı

Saâdet devriyle başlayan ve Hulefâ-yi Râşidîn’in Peygambe-

rimiz (sav)’in izinden kurdukları hilâfeti sona erdirmiştir. Pey-

gamberimiz (sav)’in haber verdiği meliklerin ilkidir. Emevî

Devleti’nin kurucusu ve birinci sultanıdır. Hilâfeti saltanata

çeviren kişidir.

Mekke’nin Fethi sırasında Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemin Mekke halkına hitaben: “Bugün sizler azar-

lanıp kınanmayacaksınız! Gidin hepiniz serbestsiniz!”

(Yûsuf, 12/92) buyurduğu ve affettiği kimseler arasındadır. 1447

Huneyn Savaşı’nın ilk safhasında babası Ebû Süfyân ile

birlikte; Müslüman saflardan ilk kaçanlar arasındadırlar. Ka-

çışmalar başlayınca, bu duruma sevinmişler ve: “Bu bozgu-

nun önü alınamaz!” demişlerdi. 1448

Bazı kaynaklarda geçen “Savaş esnasında Ebû Süfyân,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin katırının dizgin-

lerini tutuyordu.” ifadesi diğer Ebû Süfyân’a aittir. Yani o kişi,

Ebû Süfyân b. Haris b. Abdülmüttalib’dir. 1449

1447

Tarih-i Taberî II, 161; Zemahşerî, Keşşâf, IV, 239; İbn Sa’d, Tabakât, II, 145;

Zehebî, Tarihü’l-İslam, IV, 236

1448 İbn Hişâm, Sîret, IV, 143; Ahmed, Müsned, XVII, 25440

1449 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4373

Page 402: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

402 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Savaşmadıkları halde, Peygamberimiz (sav)’in kalpleri

İslam’a ısınsın diye Müellefe-i Kulûb’dan sayıp, Huneyn Sava-

şı’ndan sonra, yüz deve ve kırk ukıyye gümüş verdiği Mekkeli-

ler arasındadır. Hz. Ömer (ra) zamanında çıkan veba hastalığı

neticesinde vali ve komutanlardan; önce Ebû Ubeyde b. Cer-

rah, sonra Muaz b. Cebel, sonra da Muâviye’nin büyük karde-

şi olan Yezîd b. Ebû Süfyân’ın ölümüyle Şam ve civarının

valisi oldu.

Şam Valisi Muâviye; Hz. Osman (ra)’ın şehâdetinden

sonra, meşrû Halife Hz. Ali’ye itaat etmeyip, isyan etti. Hz.

Ali’ye karşı Sıffîn Savaşı’nı yaptı. Siyasî çıkarları için Ziyâd b.

Ebîhi’yi kendi kardeşi olduğunu ispat yoluna gidip, kendi ya-

nına çekti.

Hz. Hasan’ı ailesi eliyle öldürtmesi, Ehl-i Beyt’e devamlı

lânet okuması ve okutması; Muâviye’nin en önemli zulümle-

rinden olarak gösterilmiştir. 1450

Taberî’nin verdiği bilgiye göre Muâviye, Hz. Hasan

(ra)’ın zevcesi Ca’de’ye yüklü miktarda altın vererek, Hz. Ha-

san (ra)’ı zehirletti ve bu sûretle şehit etti.

Hz. Hüseyin’i, Abdullah b. Ömer’i, Abdullah b. Zübeyr’i

Mekke’de minberden tehdit ederek, oğlu Yezîd’i kendi yerine

veliaht tayin etti. Ölmeden önce oğlu Yezîd’e yaptığı nasiha-

tinde ise bu kimselerin kendisinin düşmanı olduğunu söyledi

ve hedef gösterdi.

Nisan 680’de, Hicrî 60 yılında, Şam’da öldü.

Muâviye’nin, kendi saltanatı ve oğlunun yönetimini sağ-

lama alabilmek için; Resûlüllah (sav)’in Ehl-i Beyt’i ve

Ashâb’ının kanlarını helal saydığını görüyoruz.

Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem başta ol-

mak üzere, Dört Halife aleyhimür rıdvan; yalnız başına kal-

maktan çekinmezlerdi, camilere tek başına gidip gelirler ve bu

haldeyken de Hz. Ömer (ra) ve Hz. Ali (kv) şehâdete ermişler-

dir. Muâviye ise kendi emniyeti için, İslam tarihinde ilk başucu

nöbetçisi bulundurandır. İlk harem ağası kullanandır. Cami-

lerde ilk hünkâr mahfili yaptıran kimsedir. 1451

1450

Ravzatü’l-Ahbab, IV, 17

1451 Geniş bilgi için baknz: Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 635

Page 403: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 403

Muâviye’nin oğlu Yezîd ile karıştırılan Muâviye’nin kar-

deşi Yezîd, aslında üvey kardeştir ve Peygamberimiz (sav)

zamanındaki Yezîd budur. Muâviye’nin annesi; Hz. Ham-

za’nın ciğerini çiğneyen Hind b. Utbe’dir. Yezîd’in annesi ise,

Ümmül Hakem Zeyneb b. Nevfel el-Kinâni’dir. Hz. Ömer (ra)

devrinde; Şam civarı komutanı ve valisi bu Yezîd’ken, veba

hastalığından vefat edince yardımcısı Muâviye yerine geçmiş-

tir.

İslam Ansiklopedisi de, “Ebû Süfyân” maddesinin son

cümlesinde, Ebû Süfyân’ın sonradan samimi bir Müslüman

olmasının mümkün olmadığını kaydetmiştir. 1452

Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’e Sövülmesi, Lânet Okunması Dev-

let Geleneği Oluyor

1- Muâviye; Hakem Olayı’ndan sonra, Hz. Ali ile Ehl-i

Beyt’ine lânet okunmasını emretti. Hz. Ali ile Muâviye arasın-

da meydana gelen olaylardan sonra, Muâviye kendisine bağlı

bulunan valilere şu emirnâmeyi gönderdi: “Bundan böyle

Ebû Tûrab ile onun Ehl-i Beyt’inin fazileti hakkında bir

şey anlatacak olan kimsenin; mal, can ve namus doku-

nulmazlığı kalmayacaktır! Hutbelerde, Ali ve Ehl-i

Beyt’ine lânet okunacaktır!” Bunun üzerine, Muâviye’ye

bağlı bulunan her yerde hatipler, minberlerde Hz. Ali (kv)’ye

lânet okumaya ve kendisi ile Ehl-i Beyt’ine dil uzatmaya baş-

ladılar. 1453

2- Muâviye, yönetimde olduğu dönemde; Medine Mes-

cidi’nde minbere çıkıp, Hz. Ali (kv) aleyhine sözler söyleyip,

hakaretler etti. Hz. Osman (ra)’ın şehâdetinden Hz. Ali (kv)’yi

sorumlu tuttu. Minberin hemen altında oturan Hz. Hasan (ra)

yerinden kalktı. Muâviye’nin ithamlarını ve hakaretlerini red-

detti. 1454

1452

Geniş bilgi için baknz: İ. Aycan, DİA, Muâviye b. Ebû Süfyân, XXX, 332; İ.

Aycan, Yezîd b. Ebû Süfyân, XLIII, 520; M. Y. Kandemir, Hind b. Utbe, XVIII,

64; İ. Aycan, Ebû Süfyân Sahr b. Harb, X, 231; Özkes, İ., Emevî siyaseti, s. 73-99

1453 Tarih-i Taberî, IV, 51; İbnü’l Esîr, III, 234; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 456

1454 Belâzürî, El-Ensab, V, 121; Bahaüddin Varol, Emevîler’in Hz. Ali ve Taraftarları-

na Hakaret Politikası Üzerine, İstem Dergisi, Yıl:4, Sayı:8, 2006, s. 83-107

Page 404: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

404 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

3- Muâviye, minberde Hz. Ali (kv)’ye lânet okudu ve

bütün valilerine de ona lânet okumalarını emretti. Mü’minlerin

annesi Ümmü Seleme, Muâviye’ye mektup yazıp şöyle dedi:

“Siz minberlerde Hz. Ali’ye ve onu seven herkese lânet

ettiğiniz için, Allah ve Resûlü’ne küfrediyorsunuz! Ben,

Allah ve Resûlü’nün Hz. Ali’yi sevdiğine şehâdet ediyo-

rum!” Ancak Muâviye, bu ve benzeri uyarılara itibar etmedi.

1455

4- Abdullah b. Zalim, Saîd b. Zeyd’den nakletti:

“Muâviye Kûfe’ye gelince, Muğîre b. Şu’be, Hz. Ali’ye söven

hatipler vazifelendirdi. Saîd b. Zeyd elimden tutup: “Cennet

ahalisinden olan bir adama lânet okunmasını emreden

şu zalimi görmüyor musun? Dokuz kişinin cennetlik ol-

duğuna şâhidlik ederim.” Onuncusu da kendisiydi.” 1456

5- Ziyâd b. İlâka anlatır: Muğîre b. Şu’be, Hz. Ali’ye sö-

vünce, Zeyd b. Erkâm: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem ölülere sövmeyi yasaklardı. O halde ölmüş

olan Ali’ye niye sövüyorsun?” dedi. 1457

6- Umeyr b. İshak nakletti: Mervan senelerce Medine’de

başımızda vali idi. Her cuma günü Resûlüllah (sav)’in Minbe-

ri’nden Hz. Ali’ye sövüyordu. Hasan b. Ali’ye: “Mervan’ın

söylediklerini duymuyor musun? Sen de ona cevap ver-

sene!” denildi. Hz. Hasan, cuma günü olunca Resûlüllah

(sav)’in odasına girer, orada dururdu. Hutbe bittikten sonra

çıkar, namazını kılardı. Sonra da ailesinin yanına dönerdi.

Ancak Mervan buna razı olmadı ve onun evine bir elçi gön-

derdi. Biz, Hz. Hasan’ın yanında oturuyorduk. “Elçi geldi”

dediler, Hz. Hasan izin verdi. Elçi şöyle dedi: “Ben sultanın

yanından sana bir emirle geldim.” Hz. Hasan: “Konuş”

dedi. Elçi: “Mervan babana ve sana şöyle şöyle sövüyor.

Bunu sana söylemem için beni sana gönderdi. Ve seni

katır gibi gördüğünü söyledi.” Hz. Hasan: “Katıra “Baban

kimdir”, denilince “Annem attır” demiş.” Hz. Hüseyin:

1455

İbn Abdirabbih, İkdü’l-Ferîd, IV, 366

1456 Ebû Dâvud, III, 4648; Nesâî, VII, 8151; Ahmed, Müsned, XVIII, 26485; Ebû

Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 325; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 549

1457 Ahmed, Müsned, VI, 8784; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 178

Page 405: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 405

“Şu sözlerimizi mutlaka Mervan’a ilet!” dedi: “Bizimle

sizin aranızdaki en belirgin alamet: Resûlüllah’ın size

yaptığı lânetin ebediyen üzerinizde olmasıdır.” dedi. Mer-

van bu cevabı duyunca çok kızdı. 1458

7- Ebû Yahya en-Nehâi dedi ki: Ben, Mervan ile Hz.

Hasan ve Hz. Hüseyin’in arasındaydım. Mervan, Hz. Hüse-

yin’e sövüyor; Hz. Hasan da Mervan’ı sövmekten men edi-

yordu. Mervan kızdı ve: “Siz Ehl-i Beyt olarak lânetlenmiş-

siniz!” dedi. Bunun üzerine Hz. Hasan (ra): “Sen Ehl-i

Beyt’in lânetlendiğini mi söylüyorsun? Vallahi sen daha

babanın sulbündeyken, Resûlüllah’ın diliyle baban ve

nesli lânetlenmişti!” buyurdu. 1459

*- Hz. Âişe annemiz şöyle buyurdu: “Resûlüllah (sav)

Mervan daha babasının sulbündeyken lanet okudu ve Mer-

van, aziz ve celil olan Allah’ın lanetinden bir parça oldu.” 1460

*- Şâ’bi dedi ki: Abdullah b. Zübeyr’in Kâbe’ye dayan-

mış bir şekilde: “Bu Kâbe’nin Rabbi’ne andolsun ki;

Resûlüllah, Hakem ile soyundan gelecek olanları lânet-

lemişti.” dediğini işittim. 1461

*- Şâ’bi dedi ki: “Resûlüllah (sav), Hakem’e ve neslin-

den gelecek olanlara lânet etti.” 1462

8- Abdullah b. Amr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellemin yanında oturuyordum. Babam Amr İbnü’l

Âs bize katılmak için giysilerini giymek üzere eve gitti. Biz,

Resûlüllah’ın yanındayken: “Şimdi yanınıza mel’un biri

girecek” buyurdu. Vallahi ben de korku içinde girene çıkana

bakmaya başladım. Tâ ki Mervan’ın babası yani Hakem b.

Ebî’l Âs yanımıza gelene kadar. 1463

1458

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4523; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 415

1459 Ebû Ya’lâ, Ahmed, Müsned, XII, 135, 6764; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4521;

İbn Sa’d, Tabakât, VI, 417; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 66; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

417; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, VI, 66; Muttaki, Kenzü’l-Ummâl, XI, 357

1460 Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8530 BMT

1461 Ahmed, Müsned, XIX, 27660. El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4526; Zehebî, Tarihü’l-

İslam, VI, 68

1462 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4525 / XI, 8532 BMT

1463 Ahmed, Müsned, XVI, 24316; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 68

Page 406: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

406 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

9- Abdurrahman b. Avf nakletti: Mervan doğduğunda

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi veselleme duâ etmesi için

getirildi. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Bu

kertenkele oğlu kertenkeledir! Mel’un oğlu mel’undur!”

buyurdu. 1464

Amr b. Mürre el-Cühenî’den nakledildi: Mervan’ın ba-

bası, Peygamberimiz (sav)’i ziyaret için izin istediğinde, onu

sesinden tanıyan Peygamber sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

şöyle buyurdu: “Ona izin verin gelsin! Ondan türeyecek

mü’minler hariç, zaten çok azdır ya; Allah’ın lâneti onun

ve sulbünden çıkacak olanların üzerine olsun! Onlar

dünyada refah içinde yaşayacaklar, ancak âhirette kay-

bedeceklerdir. Onlar riyâ, hile ve tuzak sahibi kişilerdir.

Onlara dünyada nîmet verilir. Ancak âhirette nîmetten

bir payları yoktur!” 1465

*- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin sağlı-

ğında, Mervan’ın babası Hakem’i ve ailesini Rabeze’ye sürdü-

ğü unutulmamalıdır. İlk iki halife tarafından da Medine’ye

kabul edilmediler. Tâ ki Hz. Osman (ra) zamanına kadar Me-

dine’ye kabul edilmediler. 1466

*- Hâkim el Nişabûrî, bu konudaki hadisleri naklettikten

sonra şöyle not koymuş: “İlim tahsili yapanlar şunu bilmeli ki,

bu konuda gelen rivâyetlerin üçte birini bile nakletmedim.

Aynı şekilde ümmet arasındaki bu ilk fitne, onları da fitneye

düşürmüş bulunmaktadır. Fakat benimle Allah arasındaki bu

kitabımda bunları nakletmeden geçemedim. 1467

10- Şam Halkı, Ebû Tûrab diye kime denildiğini bil-

mezdi. Kûfe’ye gelen Şamlı birine: “Her hafta cuma hutbe-

lerinde lânet okunan bu Ebû Tûrab kimdir?” diye sordu-

ğunda, “Zannederiz ki, bu kimse bir fitneci, bir hırsız ya

da haydut olsa gerektir!” denildiği meşhurdur. 1468

1464

Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8524 BMT

1465 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4533; Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8531 BMT; Zehebî,

Tarihü’l-İslam, VI, 67; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 332; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ,

s. 402

1466 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 438; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 80

1467 Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8532 BMT

1468 Mes’ûdî, Ebûl Hasen Ali b. Hüseyin b. Ali el-Mes’ûdî el-Hüzeli, Mürûcü’z-

Zeheb ve et-Tenbih vel-İşraf, Mısır, 1964, III, 42-43; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

619

Page 407: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 407

11- Ebû’d Derdâ nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Lânet okuyanlar, kıyamet

gününde kimseye şefaât edemez ve kimsenin lehinde de

şâhidlik yapamazlar.” 1469

12- Sâbit b. Dahhak nakletti: “Mü’mine lânet oku-

mak, onu öldürmek gibidir.” 1470

Muâviye, Hz. Hasan (ra) İle Yaptığı Anlaşmalara Uymadı

13- Hz. Hasan (ra); Muâviye ile yaptığı anlaşmada Ehl-i

Beyt’e ve Hz. Ali (kv)’ye sövülmeyeceğini, hakaret edilmeye-

ceğini şart koştu. Muâviye, diğer şartlar gibi bu şartı da kabul

etti ve antlaşmanın altını mühürledi. Ancak birinci yıl hariç,

Muâviye; diğer şartlar gibi, bu maddeye de riayet etmedi. Hz.

Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) efendilerimiz cemaatin içinde

oturdukları halde hem kendisi, hem de emirnameler gönder-

diği bütün valileri cuma günleri hutbeden, Ebû Tûrab (Hz. Ali)

ve Ehl-i Beyt’ine sövmeye ve lânet okumaya devam etmişler-

dir. Yaklaşık altmış yıl devam eden Emevîler’in bu uygulaması

Ömer b. Abdülaziz tarafından kaldırılıncaya kadar devam etti.

1471

14- Hz. Hasan (ra)’ın Muâviye ile yaptığı anlaşma şart-

larında, Muâviye kendisinden sonra oğlu Yezîd’i ya da her-

hangi bir kimseyi kendi yerine veliaht tayin edemeyecekti.

Muâviye’nin ölümüyle hilâfet, Hz. Hasan (ra)’a ve Ehl-i Beyt’e

dönecekti. Ancak bu maddeye de, Muâviye diğer maddeler

gibi, riayet etmemiştir. 1472

1469

Müslim, Birr 85 / X, 588; Ebû Dâvud, Edeb, III, 4907; Ahmed, Müsned, XVI,

24292; Hâkim, El-Müstedrek, I, 155 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 180; Er-

Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 169

1470 Buhârî, Edeb 44, 6047; Tirmîzî, İman 16, 2635 / II, 655; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr,

III, 240

1471 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, V, 42-43 / III, 413; Gülgün Uyar, Ehl-i Beyt, s. 56-57 / s. 84;

Geniş bilgi için baknz: B. Varol, Hakaret Politikası, İstem Dergisi, Yıl:4, Sayı:8, 2006,

s. 83-107

1472 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4860-4861; Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 191; Hayatü’s-

Sahâbe, III, 350

Page 408: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

408 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Muâviye’nin, bu maddeyi ihlal etmek için sağlığında Hz.

Hasan (ra)’ı zehirlettiği kaynaklarla sabit olmuştur.

15- Muâviye, Hz. Hasan (ra) ile anlaştıktan sonra,

zekâsından ve gücünden çekindiği Kays b. Sa’d’a altı imzalı ve

mühürlü boş bir kâğıt gönderdi. Gönderdiği elçiye Kays ne

isterse, boş kâğıda ne yazarsa, ne şart koşarsa kabul edeceğini

söyledi ve Kays’ın ikna olmasını istedi. Kays ise, Hz. Ali taraf-

tarlarının ve kendi canının teminatından başka maddi bir şey

istemedi. Tabi bunların hepsi sözde kalmıştır. 1473

Ehl-i Beyt’in ve Ashâb-ı Kiram’ın Muâviye ve Yönetimiy-

le İlgili Görüşleri

16- Hz. Ömer (ra) halifeliği sırasında Şam Valiliği’ni zi-

yaret etti. Gördüğü saltanat ve gösteriş karşısında: “Bu adam

Araplar’ın kisrası olmuş!” buyurup, şehri terk etti. 1474

17- Hz. Ali (kv) hutbelerinde: “Ey İnsanlar! Bu kin ve

düşmanlık sahiplerinin kökünün kesilmesi için, Muâviye

ve cemaatiyle savaşın! Çünkü bu cemaat; Kur’ân-ı Kerim

ve Hadis-i Şerif’in düşmanlarıdır. Bu cemaat; Muhâcir,

Ensâr, hayırlı kişilerin ve iyi kimselerin kâtilleridir. Bun-

lar öyle bir cemaattir ki, İslam dinini; rıza ve ihtiyarla

değil, kerhen ve cebren kabul etmişlerdir. Bunlar öyle bir

cemaattir ki, dünya menfaati için, kendilerini Müslüman

gösteriyorlar. Ama kalplerinde ihlâs yok. Bunlar öyle bir

cemaattir ki, Allah’ın mârifetinden hiç haberleri yok!”

1475

*- Hz. Ali (kv) Sıffin Savaşı sırasında askerlerine konuş-

ma yaparken karşı taraf için şu ifadeleri kullandı: “Tohumu

yarana ve esintiyi var edene yemin olsun ki onlar Müs-

lüman olmadılar. Boyun eğdiler ve küfrü gizlediler. Ken-

dilerine yardımcılar bulunca da küfrü ortaya çıkardılar.”

1476

1473

Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 141

1474 El-Askalânî, El-İsâbe, s. 367; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 541; Kütüb-i Sitte,

XIII, 31

1475 Ravzatü’l-Ahbab, IV, 472

1476 Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 270

Page 409: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 409

*- “İlk başta Şamlılar ile karşılaştığımızda görünüş

olarak Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, dinimiz birdi.

Sonuçta onlar dikkafalılık yaptılar ve Allah’ın emrine

karşı durdular. Allah’ın kalplerini kararttığı, kötülük

çemberini başlarına geçirdiği, anlaşmayı bozan kimse-

lerden oldular.” 1477

18- Ebû Râşid nakletti: Huzeyfe b. Yemân, Hz. Ali’ye

biat edeceği zaman şöyle dedi: “Senden sonra ben ancak

Hak’tan yüz çeviren, büyüklük taslayan yahut ebter (soyu

kesik) olan birine biat ederim.” 1478

Huzeyfe Hazretleri, Resûlüllah (sav) efendimizin sırdaşı

olduğu için Resûlüllah (sav)’den gelen bilgiler gereği bu öngö-

rüde bulunmuş, kırk gün sonra da vefat etmiştir. Allah ondan

razı olsun.

19- Hakem Olayı’ndan sonra; Amr İbnü’l Âs’ın hile ya-

parak, Muâviye’nin kuvvet bulmasından kederlenen Hz. Ali

(kv); namazdan sonra Muâviye’ye, Amr İbnü’l Âs’a, Abdur-

rahman b. Halid’e, Dahhak b. Kays’a, Ebül Aver’e lânet oku-

du. Muâviye bunu duyduktan sonra devamlı olarak; Hz. Ali,

Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Abdullah b. Abbas ile Mâlik Eşter’e

lânet okuyup, küfreder oldu. 1479

20- Hz. Âişe annemiz; Muâviye’nin isyan etmesiyle baş-

layan süreçte her fırsatta Muâviye’yi eleştirmiş ve uyarmıştır.

Kardeşi Muhammed b. Ebû Bekir öldürüldükten sonra da;

hem Muâviye’ye, hem de Amr İbnü’l Âs’a lânet okumuştur.

1480

21- Saîd b. Müseyyeb nakletti: “Hz. Âişe’nin yanına gi-

ren Muâviye’ye Hz. Âişe şöyle dedi: “Burada seni öldürmesi

için bir adam sakladığımdan korkmuyor musun?” diye

sorunca, Muâviye: “Burası girenin güvende olduğu bir ev

olduğu halde bunu yapmazsın!” dedi. Hz. Âişe: “Doğru

1477

Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 325

1478 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4653 BMT

1479 İbnü’l Esîr, III, 340; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 456; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

576

1480 Tarih-i Taberî, IV, 57; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 367; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ,

I, 582

Page 410: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

410 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

söyledin” dedi. Muâviye de: “O zaman sen de bizim yöne-

tim işimize karışma.” dedi.” 1481

22- Muâviye, Hz. Hasan (ra) ile anlaştığı zaman; Sa’d b.

Ebî Vakkas, Muâviye’nin yanına girdiğinde: “Es-Selâmü

Aleyke, Ey Kral!” diye selâm verdi. Muâviye, gülerek: “Emi-

rü’l-Mü’minin desen olmaz mı, Yâ Ebâ İshak?” deyince,

Sa’d b. Ebî Vakkas: “Gerçekten sen bu işten memnun mu-

sun? Vallahi senin şu üzerinde bulunduğun dünya salta-

natını ben istemem!” dedi. 1482

23- Muâviye, Sa’d b. Ebî Vakkas’tan kendisine katılma-

sını istedi. Sa’d b. Ebî Vakkas: “Senin bu dâvetin hayret

vericidir. Vallahi Ali’nin bir günlük sohbeti, senin haya-

tından ve mematından daha değerlidir.”

Güzîde Sahâbîler’den hiçbirisi “Muâviye haklıdır” de-

memiştir. 1483

24- Sa’d b. Ebî Vakkas’a zamanında niçin Hz. Ali

(kv)’nin yanında savaşa katılmadığı soruldu. Sa’d Hazretleri

şöyle cevap verdi: “Allah’a yemin olsun ki, o benim bir

görüşümdü ve bu görüşüm hatalı çıktı. Ali b. Ebî Tâlib’e

üç fazilet verilmiştir ki; onlardan birinin benim olması,

kızıl tüylü develerimin olmasından daha hayırlıdır. 1-

Gadîr-i Hûm günü Resûlüllah (sav)’in: “Allah benim

mevlâmdır. Ben de sizin mevlânızım. Ben kimin mevlâsı

isem, Ali de onun mevlâsıdır. Allah’ım, onu seveni sev!

Ona dost olana dost ol! Ona düşman olana düşman ol!

Ona yardım edene yardım et.” buyurması. 2- Hayber günü:

“Yarın sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki; o, Allah’ı

ve Resûlü’nü sever, Allah ve Resûlü de onu severler!”

buyurması. 3- Bir gün Resûlüllah (sav) Ashâb’ı ile bir odada

otururken, Ali (kv) içeri girince, etrafındaki Ashâb’ı kendiliğin-

den dışarı çıktı. Sonra kendi aralarında dediler ki: “Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, bizim dışarı çık-

mamız için emir verdi mi?” deyip içeri girdiler ve olanı an-

lattılar. Resûlüllah(sav), onlara buyurdu ki: “Allah’a yemin

1481

Ahmed, Müsned, XIX, 27635; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 308 / VIII, 97

1482 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 275 / s. 417; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 602

1483 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ I, 624

Page 411: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 411

olsun ki, ben onu içeri alıp sizleri dışarı çıkarmadım.

Fakat Allah (celle celâlühü) onu içeri aldı ve sizleri dışa-

rı çıkardı.” 1484

25- Ebû Mûsa el-Eş’ari’nin, fitnelerden uzak durmak

için Hz. Ali (kv) ile birlikte hareket etmediği, Cemel Vak’ası ile

ilgili bölümde geçmektedir. Hâkim de bu görüşü paylaşmak-

tadır. 1485

26- Muhammed b. Mesleme’den Hz. Ali (kv) yanında

niçin savaşmadığı sorulduğunda açıklamasını şöyle yaptı:

“Ben, Allah Resûlü’ne sordum: “Namaz kılanlar, ihtilafa

düşecek olurlarsa nasıl davranayım?” diye sordum. Allah

Resûlü şöyle buyurdu: “Kılıcınla Medine’nin kara taşlığına

çıkarsın ve kılıcını o taşa çalarsın. Sonra da ya ömrünü

nihayete erdirecek bir ölüm ya da günahkâr bir el sana

uzanıncaya kadar evine gidersin.” Muhammed b. Mesleme:

“İşte bu sebepten ben herkesten ayrı kaldım.” dedi. 1486

27- Sahâbîden Câbir b. Abdullah’a, Hz. Ali (kv) ile sa-

vaşmanın ve ona muhalefette bulunmanın haram oluşunu

sorduklarında cevap olarak şöyle dedi: “Hz. Ali ile savaş-

manın haram olduğunu kâfirler dışında, hiç kimse inkâr

etmez ve şüpheye düşmez.” 1487

28- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Vedâ

Hutbesi sonunda: “Eyvah size! Benden sonra gerisin geri

dönüp birbirinizin boyunlarını vuran kâfirler olmayın!”

1488

29- Abdullah b. Ömer; Hakem Olayı’ndan sonra, Ab-

durrahman b. Ebû Bekir ile dertleşirken şöyle dedi: “Bakınız

bu ümmetin işi nereye vardı. Ümmetin başına neler gel-

di. Yönetimin başına öyle birisi geldi ki, en olmayacak

olan kimse yönetime geldi.” 1489

1484

Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4659

1485 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4660

1486 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4662-4663

1487 Hz. Ali bölümü, 375. Hadis

1488 Buhârî, Fitne 8. Bab; Müslim, İman 118 / I, 584; İbn Mâce, Fitne, X, 4, 3942-

3943; Ahmed, Müsned, XVIII, 25524; Dârimî, Hac 76, 1927; Kütüb-i Sitte, VI, 173

1489 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 340

Page 412: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

412 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

30- Zührî nakletti: Irak halkından bir adam, Abdullah b.

Ömer’in yanına gelerek şöyle dedi: “Allah’a yemin olsun ki

ben senin benimsediğin tutumun aynısını takınmaya, insanla-

rın fırkalara ayrılma hususunda sana uyarak elimden geldiği

kadarıyla şerden uzak kalmaya çokça gayret ettim. Ben, Al-

lah’ın Kitabı’nda benim kalbimi tamamen etkileyen muhkem

bir âyet okuyorum. Aziz ve celil olan Allah’ın şu buyruğu hak-

kında ne dersin?: “Eğer mü’minlerden iki tâife çarpışırlar-

sa, hemen aralarını bulun, barıştırın. Eğer biri diğerine

karşı bağyediyorsa (isyana devam ediyorsa) o zaman,

Allah’ın emrine dönünceye kadar bağîy tarafla savaşın.

Eğer dönerlerse, yine adaletle aralarını düzeltin ve hep

insaflı olun. Çünkü Allah adaletli davrananları sever.”

(Hucurât, 49/9) Bana bu âyet hakkında bir haber ver.” dedi.

İbn Ömer: “Sen bunu ne yapacaksın? Beni kendi

halime bırak?” diyerek sırtını döndü. Sonra da adamın iyice

uzaklaştığını gördü ve etrafındakilere şöyle dedi: “Bu âyetten

dolayı içimde hissettiklerimi bundan başka hiçbir âyette

hissetmiş değilim. Ben, aziz ve celil olan Allah’ın bu

âyette bana emrettiği şekilde şu haddi aşan isyancı bağîy

kesimle (Muâviye tarafı ile) savaşmadığım için çok hu-

zursuzum!” 1490

31- Abdullah b. Ömer; Hz. Hasan (ra) yönetimi Muâvi-

ye’ye devretmek zorunda kaldığında ve Emevî zulümleri baş-

ladığında; Sıffîn’de Hz. Ali (kv)’nin yanında savaşmadığına

pişman olarak şöyle dedi: “Hayatımda bana en ağır gelen

suç; Ali ile beraber isyancı olan Muâviye’ye karşı savaş-

mamış olmamdır.” 1491

32- Ümeyyeoğulları hilâfet hakkının kendilerine ait ol-

duğunu halka dayattıkları zaman; Abdullah b. Ömer: “Siz

kim, hilâfet kim?” buyurmuştur. Abdullah b. Ömer’in;

“Hilâfetin Muâviye’nin hakkı olmadığına dair çok söz söyle-

mek istediği, ancak bunun insanları birbirine düşürmesinden

1490

Hâkim, El-Müstedrek, V, 3774/ VI, 4656 BMT

1491 İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 115; İbn Sa’d, Tabakât, IV, 212; Hâkim, El-

Müstedrek, VIII, 6417

Page 413: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 413

ve kan akmasından endişe ettiği için söylemediği” nakledilmiş-

tir. 1492

33- Üsâme b. Zeyd, Hz. Ali (kv)’nin yanında niçin sa-

vaşmadığını şu sözlerle anlattı: “Resûlüllah (sav), Ashâb’ından

bazı kimselerle beni bir seriyye ile gönderdi. Ensâr’dan bir

adam ile birlikte düşmana yarışırcasına saldırdık. Bir adama

saldırdığımda adam tekbir getirdi. Ben de mızrağımı saplayıp

adamı öldürdüm. Döndüğümüzde Ensâr’dan olan arkadaşım

benden önce Resûlüllah (sav)’in huzuruna çıkıp olanları anlat-

tı. Resûlüllah (sav) bana dönüp: “Ey Üsâme, bugün sen ne

yaptın?” buyurdu. Ben de: “O korkusundan böyle söyle-

di.” dediysem de, Resûlüllah (sav) bunu kabul etmedi. Allah

Resûlü (sav) şöyle buyurdu: “Allâhü Ekber dedikten sonra

onu nasıl öldürebildin? Niçin onun kalbini açıp bakma-

dın?” Ben: “O bu sözü ancak korkusundan söyledi.” de-

diysem de Resûlüllah (sav), bu sözlerini akşama kadar tekrar

etti ve bunu bize yasakladı. O günden sonra “Allâhü Ekber”

diyenlerle savaşmayacağıma söz verdim.” Üsâme: “Bu yüz-

den kimseyle savaşamam.” dedi. 1493

34- Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in, Muâviye hakkındaki

kaynaklarından birisi de şudur: Hz. Ali (kv)’nin elçisi, Sa’sa,

Sıffîn Savaşı’nda Fırat nehri kıyısında Muâviye’ye gönderilince

şöyle hitap etti: “Ey Muâviye! Senin telaffuz ettiğin kelime-

lere hiç liyâkatin yoktur. Çünkü Allah-ü Teâlâ, Kur’ân-ı

Kerim’de sana fâsıksın buyurmuştur.” Âyet var denilmiş

fakat tarih kitaplarında yazılmamıştır. 1494

35- İbn Abbas ve Miksem nakletti: Ebû Eyyüb el-Ensârî

Halid b. Zeyd, Bizans topraklarına doğru gazâya giderken

Muâviye’nin yanına uğrayıp bazı ihtiyaçlarından bahsetti.

Muâviye, ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi Ebû Eyyüb’e çok sert

davrandı. Ebû Eyyüb el-Ensârî Hazretleri gazâdan dönerken

tekrar Muâviye’ye uğradı ve ihtiyaçlarını tekrarladı. Muâviye

yine sert davrandı ve onunla hiç ilgilenmedi. Ebû Eyyüb:

1492

Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 147

1493 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4657

1494 Ravzatü’l-Ahbab, IV, 486

Page 414: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

414 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

“Resûlüllah, kendisinden sonra başkalarının bize tercih

edileceğini haber vermişti.” dedi. Muâviye: “Size, bu du-

rumda ne emretmişti?” dedi. Ebû Eyyüb: “Sabretmemizi

emretti.” dedi. Muâviye: “O halde sabredin.” dedi. Ebû

Eyyüb el-Ensârî Hazretleri, Hz. Ali (kv)’nin Basra Valisi Abdul-

lah b. Abbas’ın yanına gitti. Beytü’l-malden aldığı maaşını ve

işlerinde çalıştırmak üzere sekiz yardımcı istedi. Abdullah b.

Abbas, Ebû Eyyüb’e: “Sen, Resûlüllah için evinden çıktı-

ğın gibi, ben de senin için evimden çıkıyorum.” dedi. İbn

Abbas; Ebû Eyyüb’ün maaşını dörde katlayarak yirmi bin

dirhem verdi. Sekiz kişi yerine de kırk yardımcı gönderdi.

“Başka bir ihtiyacın var mı?” diye sordu. 1495

36- Hicrî 44 yılında Muâviye, Hac mevsiminde mescide

gelmişti. Biz, Abdullah b. Abbas’ın yanında oturuyorduk, kar-

şıdan Muâviye geldi. İbn Abbas’ın yanına oturdu. İbn Abbas

yüzünü başka tarafa çevirdi. Muâviye: “Neden benden yüz

çeviriyorsun, bu işi amcan oğlundan daha çok hak etti-

ğimi bilmiyor musun?” dedi. İbn Abbas: “Niçin? O Müs-

lüman, sen kâfir olduğun için mi?” diye sordu. Muâviye:

“Ben de Osman’ın amcasının oğluyum. Benim amcam,

senin amcaoğlundan hayırlıdır!” dedi. İbn Abbas: “Osman

mazlum olarak öldürüldü.” dedi. Yanında duran Abdullah

b. Ömer’i işaret ederek: “Muhakkak bu, Allah’a yemin ol-

sun ki bu işi senden daha çok hak ediyor.” dedi. Bu sefer

Muâviye: “Ömer’i bir kâfir öldürdü. Osman’ı da Müslü-

man birisi öldürdü.” dedi. İbn Abbas: “Allah’a yemin ol-

sun ki bu senin delilini daha da çürütür.” dedi. 1496

37- Ashâb-ı Güzîn’den Ebû Zerr el-Gıffârî, Hz. Osman

(ra) devrinde Şam’da bulunuyordu. Muâviye’nin dünya hırsını

görüp, yüksek sesle, açıktan açığa Muâviye’yi defalarca uyar-

mıştı. Muâviye, Ebû Zerr’i susturmak ve Şam’dan çıkarmak

için şöyle bir imtihana tâbi tuttu: Muâviye, kendi adamların-

dan birisi ile Ebû Zerr’e bin altın gönderdi. Bu kadar altın, Ebû

Zerr’i uyutmadı. Hemen kalkıp onu fakir fukaraya dağıttı. Ebû

1495

Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 5995

1496 Ebû Bekir b. Şeybe, Maruf’tan; Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 6023

Page 415: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 415

Zerr’i denemek için gönderilen bu altınlarla ilgili sabah erken-

den parayı getiren adam tekrar geldi. “Aman, beni Muâvi-

ye’nin şerrinden kurtar! Bu altınlar başkasına verilecek-

miş! Ben yanlışlıkla sana getirdim! Hemen onları bana

geri ver!” dedi. Ebû Zerr: “O altınları ben dağıttım! Ya-

nımda bir tanesi bile kalmadı! Üç güne kadar tedarik

edeyim!” diye özür beyan etti. Muâviye baktı ki, Ebû Zerr

kendisine göre bir adam değil. Ebû Zerr’i hemen Hz. Osman

(ra)’a şikâyet etti ve Şam’dan çıkarması için haber gönderdi.

Hz. Osman (ra), Ebû Zerr’i Medine’ye dâvet etti. Muâviye,

Ebû Zerr gibi bir sahâbînin nasihatinden kendisini kurtarmış

oldu. 1497

Muâviye, Ebû Zerr’i Şam’dan çıkarmakla kalmadı. Bir

vesile ile Medine’den de Rabeze’ye sürgün ettirdi. Çünkü Ebû

Zerr’in Resûlüllah (sav)’den şöyle bir rivâyeti vardır: “Her kim

hilâfet üzere, Hz. Ali ile mücadele ederse onu öldürün!”

1498

Ebû Zerr, Rabeze köyünde vefat etti. Cenazesini Ashâb-ı

Kiram’dan Abdullah b. Mes’ûd ile birlikte bazı yolcular kaldır-

dı. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Ebû Zerr

hakkında şöyle buyurdu: “Gök kubbenin altında ve yeryü-

zünün üstünde Ebû Zerr’den daha doğru sözlü bir kimse

yoktur.” 1499

38- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ebû Zerr, ümmetimin kovulanı ve sürgüne

gönderilenidir. Yalnız yaşar ve yalnız ölür. Yalnız Allah

ona yeter.” 1500

39- Hz. Hasan (ra); Muâviye’ye yönetimi devrettikten

sonra, hutbe konuşmasında şöyle buyurdu: “Gerçekten bu

hilâfet benim hakkımdı. Muâviye’nin hakkı olmadığı

halde, bu vazifeyi Müslümanların kanı dökülmesin diye

devretmek zorunda kaldım.” 1501

1497

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 453-454

1498 Hz. Ali bölümü, 420. Hadis

1499 Tirmîzî, Menâkıb 36, 3801 / III, 588; İbn Mâce Mukaddime, I, 11, 156; Ahmed,

Müsned, XIX, 26897-26904; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5511 BMT; El-Askalânî, El-

Metâlib, IV, 4111-4117; Geniş bilgi için baknz: Abdullah Aydınlı, DİA, Ebû Zerr, X,

268; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 83

1500 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4113

1501 Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin bölümü, 71. Hadis

Page 416: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

416 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

40- Hz. Hasan (ra), hutbe konuşmasında da görüldüğü

üzere, Muâviye’ye isteyerek biat etmemiştir. Şartların gereği ve

Resûlüllah (sav)’in “İki ordu arasında barışı sağlar” hadisi

gereğince hareket ettiğini görüyoruz.

Kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre; Hz. Hasan (ra),

halim-selim yaratılışlıydı. Kendisinden bir şey istenildiği zaman

“Olmaz, veremem” diyecek bir mizaçta değildi. İslam Ümmeti

içerisinde ikiliği kabul etmeyen, dostluk ve barış taraftarı bir

şahsiyetti.

Ancak Hz. Hüseyin (ra); mizaç olarak, haksızlığa ve

zulme boyun eğmez bir karakterdeydi. Hz. Hüseyin (ra), Hz.

Hasan (ra)’ın Muâviye’ye biat etmek istemesini eleştirdi. An-

cak kendisi ne yaparsa, ona itaat edeceğini söyledi ve öyle

yaptı. Kays b. Sa’d, Hucr b. Adîy gibi sahâbîden ve Hz. Hasan

(ra)’ın komutanlarından bazı kimseler de biat etmek istemedi-

ler. Hz. Hasan (ra)’ın gayretiyle bu kimseler Muâviye’ye iste-

meyerek biat etmişlerdir. Hz. Hüseyin, Kays b. Sa’d, Hucr b.

Adîy gibi kimseler; Muâviye’nin emirliğe layık olmadığını o

gün de, ondan sonraki zamanda da hep söylemişlerdir. 1502

41- Hz. Hüseyin (ra), Muâviye’nin yaptığı zulümleri

eleştirmekten asla geri durmadı. Muâviye ile oğlu Yezîd; Mek-

ke’ye doğru giderken Redm denilen yerde Hz. Hüseyin’le

karşılaştılar. Hz. Hüseyin (ra); Muâviye’yi görünce devesinin

yularından tutup, yere çöktürdü. İslam Ümmeti’ne yaptığı

çirkin işlerden dolayı azarladı. Bağırıp çağırdı. Sonra da bıra-

kıp gitti. Muâviye’nin yanında bulunan Yezîd ve Amr b. Os-

man, Muâviye’ye: “Ali b. Ebî Tâlib’in oğlu, senin yolunu

kesiyor, deveni çöktürüyor, istediğini söylüyor, sen hiç

cevap vermiyorsun!” deyip, Hz. Hüseyin’e karşı niçin böyle

sessiz kaldığını sordular. Muâviye şöyle dedi: “Olanları unu-

tun! Başkası böyle davransaydı, onu öldürürdüm! Bir ara

beni öldürmeden buradan gitmeyeceğini sandım! Eğer

beni öldürseydi, artık iflah olmazdınız!” 1503

1502

Tarih-i Taberî, IV, 76-77; En Sevgilinin Dostları, s. 363

1503 İbn Manzur, Muhtasar, VII, 128; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 430; Hilal-Abdullah Kara,

İki Sultan İki Kurban, s. 175-176; Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 97

Page 417: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 417

42- Muâviye devrinde Hz. Hüseyin (ra), Muâviye’nin ve

valilerinin zulümlerini halka anlatır, yaptıklarından dolayı da

Muâviye’yi ve valilerini kınardı. Muâviye zamanında da Kûfeli-

ler, Hz. Hüseyin’e mektuplar yazarlardı. Bu durumları casusla-

rı vasıtasıyla öğrenen Muâviye, Hz. Hüseyin’e bir mektup

gönderdi: “Duyduğuma göre Kûfeliler; sana mektup ya-

zıp, isyana teşvik ediyorlarmış. Babanı ve kardeşini de

fesâda onlar sürüklediler. Allah’tan kork! Verdiğin sözü

hatırla! Eğer bana karşı tuzak kurar, plan yaparsan, ben

de sana karşı yaparım!”

Hz. Hüseyin (ra) hemen cevap yazdı: “Bahsettiğin şe-

kilde bir girişimim ve planım yoktur! Seninle savaşmayı

düşünmüyorum! Ancak cihadı terk ettiğim için de Allah

katında özürlü kabul edileceğimi sanmıyorum! Senin

yönetimin başında bulunmandan daha büyük bir fitnenin

de, bu ümmetin başına geleceğini sanmıyorum!” Hz. Hü-

seyin (ra)’ı uyardığı için Muâviye pişman oldu. 1504

43- Amr İbnü’l Âs’ın oğlu Abdullah, Medine’de Hz. Hü-

seyin (ra) ile dostluk kurmak istedi. Ashâb’dan Ebû Saîd el

Hudrî’yi de aracı yaptı. Ancak Hz. Hüseyin (ra), Amr’ın oğlu

Abdullah ile Sıffîn’de bulundu diye konuşmazdı. Hz. Hüseyin

(ra) yanlarından geçerken; Abdullah, yanındakilere: “Vallahi

Hüseyin’in benimle konuşması, benim için bütün dünya-

nın malından hayırlıdır. Hüseyin de bana yerdekilerden

ve göktekilerden daha hayırlıdır.” dedi. Hz. Hüseyin (ra),

bunu duyunca Abdullah’a: “Madem öyledir, Sıffîn’de bana

ve babama karşı niçin savaştın? Vallahi babam benden

daha hayırlıydı.” buyurdu.

Abdullah: “Haklısın vallahi! Ancak ben geceyi namazla,

gündüzü oruçla geçiren bir gençtim. Babam Amr, beni

Resûlüllah’a şikâyet etti. Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem bana: “Hem namaz kıl, hem uyu! Hem oruç tut,

hem iftar et! Baban Amr’ın sözünü dinle!” diye nasihat

etti. Babam da, Resûlüllah’ın bu nasihatine dayanıp, bana:

1504

İbn Sa’d, Tabakât, VI, 430; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 270; İbn Manzur, Muhtasar

VII, 137; Zehebî, A’lâmi’n-Nübelâ, 1730; A. Köksal, Kerbelâ, s. 38

Page 418: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

418 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

“Sıffîn’e gideceksin” diye emretti, ben de mecbur kal-

dım. Hem ben ne ok attım, ne kılıç kullandım.” 1505

diye-

rek özür diledi. Bunun üzerine Hz. Hüseyin (ra): “Muâvi-

ye’nin yanında bulunmak da vebâl gerektirir. Yaratıcı’ya

isyan konusunda yaratılana itaat edilmeyeceğini bilmiyor

musun?” buyurunca, Abdullah başını yere indirdi ve çok

utandı. 1506

Abdurrahman b. Halid b. Velid’in Öldürülmesi

44- Halid b. Velid’in Abdurrahman isimli oğlu, Anado-

lu’ya doğru gazâlar ederek birçok memleketler fethetti. İslam

dünyasında ve özellikle Şam diyarında büyük bir şöhrete ka-

vuştu. Muâviye, Abdurrahman’dan korkar ve çekinir oldu.

Abdurrahman, Hicrî 46 (666) yılında Humus’ta zehirlenerek

öldürüldü. Birçok kaynakta: “Abdurrahman b. Halid b. Ve-

lid, Muâviye tarafından zehirlendi!” denilmiş, Muâviye zan

altında kalmıştır. 1507

*- Muâviye, İbn Usal adında birini görevlendirerek:

“Abdurrahman’ı ortadan kaldırırsa, ömür boyu Abdurrah-

man’ın elindeki bütün haraçları kendisine vereceğini vaâd etti.

Muâviye vaâdini tuttu. Fakat Abdurrahman’ın Halid adındaki

oğlu da İbn Usal’ı öldürdü. 1508

*- İbn Usal, Rum kökenli Hıristiyan, Muâviye’nin özel

doktorlarındandır. Muâviye’nin nedimliğini de yapmış olan,

zehir konusunda son derece uzman bir kimseydi. Abdurrah-

man’ın Suriye’de önlenemez yükselişini durdurmak için

Muâviye tarafından zehirletilmiştir. Abdurrahman b. Halid’in

bir rahatsızlığında, tedavi amaçlı gönderilmiş ve zehirlenerek

ortadan kaldırılmıştır. 1509

1505

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4484

1506 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ I, 633; M. N. Bursalı, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, s.

217-218; Hilal-Abdullah Kara, İki Sultan İki Kurban, s. 172-173

1507 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 460-461; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 58; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 615; Sırma, İ. S., Emevîler Dönemi, s. 24; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî

Süfyân, s. 161

1508 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 460

1509 Aycan, İrfan, Emevîler Dönemi Kültür Hayatında Bazı Beşeri İlimlerin Tarihsel

Gelişimi, Ocak-Nisan 2000, c. 2 s. 6, Doktora Tezi; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân,

s. 162

Page 419: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 419

Hucr b. Adîy ve Arkadaşlarının Öldürülmesi (H.51/M.671)

45- Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Ey Kûfe Ehli! En ha-

yırlı olanlarınızdan yedi kişi öldürüleceklerdir! Onların

misali, hendeklerde öldürülen Uhdud Ashâbı gibidir!” 1510

Hz. Ali (kv) devam ediyor: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ali! Sen olmasaydın,

benden sonra mü’minler belli olmazdı!” 1511

46- Abdullah b. Tâvus babasından nakletti: Hz. Ali (kv),

Hucr b. Adîy’e şöyle buyurdu: “Ey Hucr, sen benden sonra

ayağa kaldırılacak ve bana lanet etmekle emrolunacak-

sın! Bana lanet oku ama benden uzak olduğunu bildir-

me!” Tâvus dedi ki: “Ümeyyeoğulları’nın görevlisi Ahmed b.

İbrahim, Hucr’u camide ayağa kaldırdı. Hz. Ali’yi lanetlemesi-

ni sağlayacak ya da onu öldürecek görevlilerin de olduğunu

gördüm. Hucr’a Ali’yi lanetlemeyi emrediyorlardı. Onların

kalpleri körelmişti, Hucr’un ne demek istediğini anlamıyorlar-

dı.” 1512

47- Hucr b. Adîy sahâbîdendir. Kadisiye’de bulundu.

Cemel’de ve Sıffîn’de Hz. Ali ile birlikte bulundu. Muâviye b.

Ebî Süfyân onu Merc-i Azra’da öldürdü. Abdullah ve Abdur-

rahman adındaki iki oğlunu da Mus’ab b. Zübeyr öldürdü. 1513

48- Mervan b. Hakem şöyle dedi: “Muâviye ile birlikte

Hz. Âişe’nin yanına girdim. Hz. Âişe: “Ey Muâviye, sen Hucr

ve arkadaşlarını öldürdün! Yapacağını yaptın!” diye azar-

ladı ve olayı uzun uzun hikâye etti.” 1514

49- Hz. Âişe annemiz, Hucr’un öldürülmesine karşı çık-

tı, ancak engel olamadı. Daha sonra yanına gelen Muâviye’yi

azarladıktan sonra, şöyle bir hadis nakletti: Resûl-ü Ekrem

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

1510

İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 307 / VIII, 97

1511 Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIII, 178

1512 Hâkim, El-Müstedrek, V, 3417

1513 Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 6028

1514 Hâkim, El-Müstedrek, VIII, 6038

Page 420: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

420 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

“Merc-i Azra’da birtakım insanlar öldürülecektir.

Bu, Allah’ı ve semâ ehlini öfkelendirecektir.” 1515

Saîd b. Müseyyeb nakletti: “Hz. Âişe’nin yanına giren

Muâviye’ye Hz. Âişe şöyle dedi: “Burada seni öldürmesi

için bir adam sakladığımdan korkmuyor musun?” diye

sorunca, Muâviye: “Burası girenin güvende olduğu bir ev

olduğu halde bunu yapmazsın!” dedi. Hz. Âişe “Doğru

söyledin” dedi. Muâviye de: “O zaman sen de bizim yöne-

tim işimize karışma.” dedi.” 1516

*- Bu ziyarette Hz. Âişe annemiz, Muâviye’yi şöyle azar-

ladı: “Hucr’u öldürürken yumuşak huyluluğun nereye

gitmişti!” 1517

50- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin ve

Hz. Ali (kv)’nin haber verdiği bu hâdise; Muâviye’nin yöneti-

me geçmesiyle şöyle cereyan etti: Muâviye, Kûfe Valisi Muğîre

b. Şu’be’yi yanına çağırarak şu tavsiyeleri yaptı: “Ali’ye sü-

rekli olarak küfretmeyi ve onu kötülemeyi ihmal etmeye-

ceksin! Osman’a da sürekli rahmet okuyup, mağfiret

dileyeceksin! Ali’nin ve sevenlerinin ayıplarını her fırsat-

ta ortaya dökecek, onları kötüleyip duracaksın! Osman’ı

ve taraftarlarını sürekli övecek, Ali ve taraftarlarını yere

batıracaksın!” 1518

51- Muâviye’nin emri üzerine Muğîre b. Şu’be; Kûfe

Camisi’nde Ebû Tûrab ve Ehl-i Beyt’ine bedduâ ederdi.

Ashâb-ı Kiram’dan ve Ehl-i Beyt taraftarlarından Hucr b. Adîy

ve arkadaşları da kalkıp, Hz. Ali (kv)’yi medhü senâ ederlerdi.

Muğîre, Muâviye’nin azabıyla ve cezasıyla korkutur, bazen de

sessiz kalırdı. 1519

Muâviye, bu durumu öğrenince; yeni Kûfe

Valisi olan Ziyâd b. Ebîhi’ye mektup yazıp: “Hucr’u zincire

vurarak yanıma gönder.” dedi. 1520

1515

İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 308; Nebî Bozkurt, DİA, Hucr b. Adîy, XVIII, 277

1516 Ahmed, Müsned, XIX, 27635; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 308 / VIII, 97

1517 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 97

1518 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 478; İslamoğlu, M., İmamlar ve Sultanlar, s. 77

1519 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 478; İslamoğlu, M., İmamlar ve Sultanlar, s. 79

1520 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 91-92

Page 421: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 421

52- Muğîre’nin ölümüyle Ziyâd, Kûfe’ye vali tayin edil-

di. Ziyâd da hutbeden Hz. Ali (kv) ve Ehl-i Beyt’ine lânet oku-

du. Hucr b. Adîy de önceden yaptığı gibi ayağa kalkıp Hz. Ali

(kv)’yi ve Ehl-i Beyt’ini medhü senâ etti. Ziyâd ise Hucr’u ve

on üç arkadaşını; yakalatıp, kelepçe ettirerek Muâviye’ye gön-

derdi. Altı kişinin aşireti, araya girip kurtarıldı. Hucr ve altı

arkadaşı ise Muâviye’nin emri ile Merc-i Azra’da idam olundu.

1521

53- Muâviye; Hucr ve arkadaşlarına: “Hz. Ali’ye söv-

mezlerse öldürüleceklerini” söylediğinde, onlar şöyle dedi:

“Keskin kılıcın karşısında sabırla beklemek, bize söy-

letmek istediğinizden daha kolaydır. Hz. Ali’ye sövüp

cehenneme gitmektense; Allah’a, Resûlüllah’a ve Hz.

Ali’ye kavuşmak daha güzeldir.” 1522

Hz. Peygamber (sav)’in Minberinin ve Âsâsının Şam’a

Nakledilmek İstenmesi

54- Hicrî 50 (670) yılında Muâviye; Mekke ve Medi-

ne’ye nispetle, Şam’ın şan ve şerefini arttırmak için Peygam-

berimizin Mescidi’nde bulunan minberini ve Mescid-i Nebevî

Müezzini Sa’d’ül Karaz elinde emanet olarak muhafaza edilen

Peygamberimiz (sav)’e ait Âsâ-yı Şerif’in Şam’a naklini emret-

ti. Bu haber Medine’ye ulaştığında tevâfuken, Güneş tutuldu

ve her yer karanlık oldu. Medine halkı feryat ile Muâviye’nin

emrine karşı durdular. Ashâb’dan Câbir el-Ensârî ve Ebû Hu-

reyre’yi Muâviye’ye gönderdiler. Minberin naklinin mümkün

olamayacağını ve Âsâ-yı Şerif’in de Mescid-i Nebevî’den çıka-

rılmasının caiz olmadığını anlattılar ve Muâviye de emrini geri

aldı. 1523

1521

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 619; Sırma, İ. S., Emevîler Dönemi, s. 34 Geniş

bilgi için baknz: İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 478-492; İbn Sa’d, Tabakât, VIII, 328; İbn

Kesîr, El-Bidâye, VI, 307 / VIII, 93/97

1522 Mes’ûdî, Mürûcü’z-Zeheb, III, 13; Özkes, İ., Emevî Siyaseti, 90

1523 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 470; Ravzatü’l-Ahbab, IV, 77; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

81; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 620; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 164

Page 422: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

422 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Hz. Ali (kv) ve Muâviye’nin Devlet Hazinesine Bakışı

55- Hz. Ali (kv)’nin ağabeyi Âkil b. Ebî Tâlib, Kûfe’de

devlet hazinesinden hakkı olmayan parayı istediğinde, Hz. Ali

(kv) vermedi. Âkil ısrar edince Hz. Ali (kv): “Hazineden sana

vereceğim para hırsızlık değil mi? Sen bana kıyamet gü-

nü acımıyor musun!” deyip para veremeyeceğini söyledi.

Âkil b. Ebî Tâlib, Şam’a Muâviye’nin yanına gidip, durumu

anlatınca; Muâviye, Âkil’e hemen bolca ihsanda bulundu ve

maaş bağladı. Hz. Ali (kv), bunu öğrendiği zaman çok ağlamış

ve kederlenmiştir. 1524

Yezîd’in Veliaht Tayin Edilmesi

56- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Kim İslam’da iyi bir çığır açarsa, açtığı çığırın

ecri ve kendisinden sonra, o hususta amel edenlerin ecir-

leri, sevaplarından hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim

de İslam’da kötü bir çığır açarsa, açtığı çığırın günahı ve

kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, on-

dan bir şey eksilmeden ona aittir.” 1525

57- Hicrî 56 yılında Muğîre b. Şu’be’nin fikri ve tavsiye-

siyle Muâviye, kendi yerine oğlu Yezîd’i veliaht tayin etti. Ön-

ce Şam, Irak ve Mısır’ın biatlarını aldıktan sonra asıl zor olan

Hicaz’a yöneldi. Medine’de bulunan Hz. Hüseyin, Abdullah b.

Ömer, Abdullah b. Zübeyr ve Abdurrahman b. Ebû Bekir’e

önce hediyeler verdi. Sonra oğlu Yezîd’i övdü. Herkesin

Yezîd’e biat ettiğini, onların da biat etmesi gerektiğini anlattı.

Hz. Hüseyin ve arkadaşları buna yanaşmadılar ve Hac için

Mekke’ye gittiler. Biat etmeyeceklerini de söylediler. Hz. Âişe

annemizin işittiğine göre Muâviye de: “Biat etmezlerse, on-

ları öldürürüm!” demişti. Muâviye, Medine’de Yezîd için biat

aldıktan sonra, o da Mekke’ye geçti. Muâviye her gün Hz.

Hüseyin ve arkadaşlarına iltifatlar ederdi.

1524

Tarih-i Taberî, IV, 65

1525 Buhârî, İtisam 15; Müslim, İlim 16; Ebû Dâvud, Sünnet, III, 4609; Tirmîzî, İlim 15,

2675 / II, 674; İbn Mâce, Mukaddime, I, 14. Bab; Nesâî, V, 99-100 5; Ahmed, Müs-

ned, I, 814; Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, s. 158, 172. Hadis

Page 423: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 423

Nihayet Muâviye, Hac işlerini bitirdi ve yüklerini hay-

vanlara yükledi. Hz. Hüseyin, İbn Ömer, İbn Zübeyr ve İbn

Ebû Bekir’i çağırıp mescidin dışında görüştü. Önce onlara tatlı

konuştu. Sonra da tehdit ederek: “Şimdi mescide gireceğiz,

ben hutbe okuyacağım! Sizler itiraz ederseniz, başlarınız

kesilecektir!” deyip içeri girdiler. Her birinin başına iki kılıçlı

muhafız tayin edildi. Muâviye: “Sizin hayırlılarınız olan şu

kimseler biat etti!” deyip, halkı biata çağırdı ve halkın biatını

aldıktan sonra, hayvanına binip Şam’a doğru yola çıktı. Mek-

ke halkı, Hz. Hüseyin ve arkadaşlarına: “Hani sizler biat

etmeyecektiniz! Ne oldu da biat ettiniz?” diye sordular.

Onlar da: “Biz biat etmedik, kılıç zorundan cevap da ve-

remedik!” dediler. Böylece Muâviye, Yezîd’e biat almış oldu.

1526

58- Her fırsatta Hz. Osman (ra) taraftarlığı yapan

Muâviye’nin Hz. Osman (ra) evladına bir muamelesi: Hz. Os-

man (ra)’ın oğlu Sa’d, Şam’da otururdu. Muâviye, Sa’d’a:

“Herkes Yezîd’e biat etti! Haydi, sen de biat et!” dedi.

Sa’d da inanıp biat etti. Sonra baktı ki; Mekke-Medine eşra-

fından on beş kişi biat etmemiş. Sa’d: “Benim değerimi dü-

şürdün!” deyip Muâviye’ye şikâyetçi oldu. Muâviye, hemen

Sa’d’ı Horasan’a vali tayin etti. Mekke-Medine biatlarını ta-

mamlayınca da Sa’d’ı valilikten azledip, bu vilayeti de Ubey-

dullah b. Ziyad’a bağladı. 1527

59- Muâviye’ye İsrâ ve Mîrac olayından bahsedilince:

“O sâdık rüyadan başka bir şey değildi” derdi. 1528

Muâviye’nin Ölmeden Önce Söyledikleri

60- Muâviye öleceği zaman: “Resûlüllah bana teber-

rüken bir gömlek giydirmişti. Vefatımda onu bana giydi-

rin. Resûlüllah’ın tırnaklarını bir şişe içerisinde sakla-

mıştım. Onları öğütüp vefatımda gözlerime ve ağzıma

koyunuz. Belki bunlar vesilesiyle affedilirim!” dedi.

1526

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 509-512; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 139; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 625-628; Gülgün Uyar, Ehl-i Beyt, s. 91

1527 Tarih-i Taberî, IV, 92

1528 İbn Hişâm, Sîret, II, 47

Page 424: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

424 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Sonra da şöyle hayıflandı: “Keşke, Zîtûvâ gibi bir çöl

köyünde sakin olan bir Kureyşli olsaydım da, bu dünya

makâmına heves etmeseydim!” 1529

61- Muâviye’nin hastalığı artınca, kızı başını alıp göğsü-

ne koydu ve saçlarını okşayıp kaşımaya başladı. Bu sırada

Muâviye, kızına şunları söyledi: “Sen evirip çevirip saçları-

ma bakıyorsun. Fakat bu başın sahibi helâl haram de-

meden mal toplayıp durdu. Keşke ateşe girmeyecek ol-

sa!” 1530

62- İbn Sîrîn şöyle nakleder: Muâviye ölüm döşeğin-

deyken şöyle diyordu: “Ey Hucr! Seninle karşılaşacağım

gün, keşke çok uzaklarda olsa!” 1531

63- Muâviye, yirmi yılı aşkın vali olarak, yirmi yıla yakın

da melik olarak hüküm sürdükten sonra, minbere çıkıp şöyle

dedi: “Ey Halk! Siz benden yoruldunuz usandınız, ben de

sizden yoruldum usandım. Bundan sonra sizin üzerinize

benden daha hayırlısı gelmez. Zira daha önce gelenler de

benden daha hayırlı kişilerdi.” 1532

İlgili Hadisler

64- Abdullah b. Abbas nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, çocuk yaşta olan İbn Abbas’ı gönde-

rerek Muâviye’yi çağırtır. İbn Abbas onu yemekte bulur, çağı-

rır ve “Yemek yiyor!” diye haber getirir. Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem, İbn Abbas’ı ikinci, üçüncü defa gön-

derir çağırtır. Fakat Muâviye yine gelmez. Yemek yemeye

devam eder ve: “Git Muhammed’e söyle, ben yemek yiyo-

rum, gelmeyeceğim!” der. Bunun üzerine Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Allah, onun karnını do-

yurmasın!” diye bedduâ etti. 1533

Sonra Muâviye bu bed-

duânın kendisi hakkında geçtiğini itiraf etmiştir. Günde yedi

1529

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 13; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 236-237; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 634

1530 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, IV, 13

1531 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 491

1532 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, c. 1, s. 633

1533 Müslim, Birr 96 / X, 597; Kütüb-i Sitte, XIII, 31-32-33; Ahmed, Müsned, XIX,

Menâkıb, 26733-26737; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 205

Page 425: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 425

defa yemek yediğinden aşırı şişman olup, ayakta duramaz

hale gelmiş, hutbeleri bile oturarak okuduğu rivâyet edilmiştir.

1534

65- Muâviye b. Ebû Süfyân, Peygamberimiz (sav)’in

kendisine söylediği hadisi şöyle nakleder: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Benden sonra birtakım

emirler gelecek ve dedikleri dedik olacak, işte bunlar

maymunun atılması gibi cehenneme doğru atılacaklar-

dır!” 1535

66- Muâviye yine Peygamberimiz sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemden şu hadisi nakleder: “Öyle idareciler gele-

cektir ki, istediklerini söyleyecekler, fakat kimse ses

çıkaramayacak! Bunlar birbirinin peşi sıra cehenneme

yuvarlanacaklar!” 1536

67- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Muâviye, mülk sahibi olun-

caya kadar, günlerin ve gecelerin tadı geçmez.” 1537

68- Hasan-ı Basrî, Ebû Saîd ve Abdullah b. Mes’ûd

nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Minberim üzerinde Muâviye’yi gördüğünüz

vakit, onu hemen öldürünüz!” 1538

*- Ebû Saîd el Hudrî nakletti: Hz. Ömer zamanında

Muâviye, Şam’da minbere çıkınca Ensâr’dan bir kişi onu öl-

dürmek istedi. O kişiye dedik ki: “Ömer’in haberi olmadan

onun zamanında kılıç çekme!” O da yukarıdaki hadisi nak-

letti. “Bunu biz de duyduk ancak Ömer’den izin almadan

bu işi yapmayalım dedik. Mektubu gönderdik ancak

Ömer vefat edene kadar cevabı gelmedi.” 1539

69- Esbâb-ü Nüzûl kitabında rivâyet edilen bir hadiste,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, şöyle buyuruyor:

1534

İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 139; Ravzatü’l-Ahbab III, 481

1535 Taberânî, Kebir’de; Ebû Ya’lâ, Müsned’den; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 460; El-

Askalânî, El-Metâlib, IV, 4413; Râmûz el-Ehâdis, s. 299

1536 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 232; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4412

1537 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 221; Râmûz el-Ehâdis, s. 47

1538 Belâzürî, El-Ensab, II, 121-122; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4499; Hatîb Bağdâdî,

XII, 181; Tefsir-i Taberî, X, 58; Zehebî, Mîzânü’l-Îtidal, I, 572 / II, 380

1539 Belâzürî, El-Ensab, IV, 126

Page 426: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

426 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

“Ey Muâviye, sende zerre kadar bâtın yok!” Diğer bir ri-

vâyette: “Ey Muâviye, sende zerre kadar iman ve ihlâs

yok!” Bâtinî amellerden bir zerre, dağlarca zâhirî amellerden

üstündür. Bâtından maksat; imandır, itikaddır, ihlastır. 1540

70- Abdülmelik b. Umeyr’in naklettiğine göre Muâviye

şöyle dedi: “Resûlüllah bana: “Ey Muâviye, bir gün olur,

yönetime gelirsin. O zaman iyilikle davran!” dediği gün-

den beri yönetici olacağımı bekliyordum.” 1541

71- Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bu ümmetten

Rabb’in huzurunda ilk dâvâlaşacak olan Ali ile Muâvi-

ye’dir. Cennete ilk girecek olan ise Ebû Bekir ve

Ömer’dir.” 1542

72- Kays b. Abbâd nakletti: Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu:

“Kıyamet gününde, Allah’ın huzurunda, ilk olarak hasım-

larıyla dâvâya girişmek üzere diz çökecek kimse benim!”

Hz. Ali (kv) şöyle buyurdu: “Bu iki sınıf; Rablerinin

dini hakkında birbiri ile tartışan iki hasımdır.” (Hac, 22/19)

âyeti, benim ve düşmanlarım hakkında nâzil olmuştur.”

1543

73- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Amr

İbnü’l Âs ve Muâviye hakkında şöyle buyurdu: “Bu ikisi hile

ve aldatma dışında birlik olmazlar!” 1544

74- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Amr

İbnü’l Âs ve Muâviye hakkında şöyle buyurdu: “Eğer Muâvi-

ye b. Ebû Süfyân ve Amr İbnü’l Âs’ı bir arada görürseniz,

birbirinden ayırınız! İkisi hayır için bir araya gelmezler!”

1545

1540

Buğyetül Vacid, Mektûbat-ı Mevlâna Halid, s. 6

1541 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4085; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 301 / VIII, 39

1542 Râmûz el-Ehâdis, s. 160

1543 Buhârî, Megâzi 8, 3965-3967; Nesâî, VII, 8098; Hâkim, El-Müstedrek, V, 3506-

3507 BMT; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 288; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s.

118

1544 Taberânî, Mu’cemü’s-Sağîr, II, 88; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, II, 263

1545 İbn Abdirabbih, İkdü’l-Ferîd, II, 290; İbn Âsâkir, Târîhu Dımaşk, IV, 169; El-

Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, VII, 248; Ali el-Muttakî, Kenzül Ummâl XI, 196

Page 427: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 427

75- Ebû Berze nakletti: Bir seferde Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem ile birlikteydik. Şarkı, şiir, eğlence ses-

leri duyuyorduk. Resûlüllah (sav): “Bunların kim olduğuna

bakın, nedir bu?” diye buyurdu. Ben biraz ilerleyince,

Muâviye ve Amr İbnü’l Âs’ı şarkı söylerken gördüm. Dönüp

Resûlüllah (sav)’e haber verdim. O da şöyle bedduâ etti:

Farklı tercümelerle;

*- “Ey Allah’ım! Onları tepetaklak çevir ve cehen-

nem ateşine at!”

*- “Ey Allah’ım! Bu ikisini fitnenin içinde kıl! İlâhi,

bu ikisini ateşe at!”

*- “Ey Allah’ım! Onları fitnelere döndür ve fitnele-

rin içine koy! Sonra da cehenneme sürükle!” 1546

76- Ebû Zerr el-Gıffârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim, halifelik

için, Ali ile savaşırsa onu öldürünüz!” 1547

77- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Her şeyin bir âfeti vardır. Bu dinin âfeti de

Benî Ümeyye’dir (Emevîler’dir)!” 1548

78- Ebû Zerr el-Gıffârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: Sünnet’imi ilk defa

Emevîler’den bir adam değiştirecektir.” 1549

79- Ebû’l-Âliye nakletti: “Yezîd, Şam’da Müslümanlar-

dan bir adamın hissesine düşen bir ganîmeti elinden aldı.

Adam, Ebû Zerr Hazretleri’nden yardım istedi. Ebû Zerr

adamla birlikte Yezîd’in yanına gitti ve ganîmeti geri istedi.

Bunu üç defa tekrar etti. Yezîd duraksadı ve sessiz kaldı. Ebû

Zerr: “Eğer böyle yaparsan Resûlüllah’ın şöyle dediğini işittim:

Sünnet’imi ilk defa Emevîler’den bir adam değiştirecek-

tir.” dedi ve dönüp gitti. Yezîd, Ebû Zerr’in peşinden gitti ve

bu kişinin kendisi olup olmadığını sordu. Ebû Zerr de: “O ilk

1546

Ahmed, Müsned, XVI, 24058; Ebû Ya’lâ, Musned, XIII, 429-432; El-Askalânî, El-

Metâlib, IV, 4225/4226; Yakûbî, Tarih, V, 68; El-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, VIII,

121

1547 Hz. Ali bölümü, 420. Hadis

1548 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4527; Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, VI, 91; İbn

Hacer El-Heytemî, Tathir’ül Cinan s. 143

1549 İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 312

Page 428: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

428 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

kişi sen değilsin.” dedi. Yezîd de ganîmeti adama verdi.”

1550

80- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Ehl-i Beyt’im benden sonra gerçekten; ümme-

tim tarafından öldürülmek, eziyet görüp, başka ülkelere

sürgün edilmek gibi olaylarla karşılaşacaklardır! Top-

lumlardan bize karşı en şiddetli düşman olanları ise

Benî Ümeyye, Benî Muğîre ve Benî Mahzum’dur!” 1551

81- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Arab kabilelerinin en şerlisi Emevîoğulları,

Hanîfeoğulları ve Sâkif Kabilesi’dir.” 1552

82- Ebû Hureyre nakletti: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem, rüyasında Hakemoğulları’nın kendi minberi

üzerine sıçradıklarını gördü. Öfkeli bir ifade ile şöyle buyurdu:

“Ne oluyor ki ben, Hakemoğulları’nın maymunların sıç-

radığı gibi, minberim üzerine sıçradıklarını görüyorum.”

Bundan sonra vefatına kadar Resûlüllah (sav)’in güldüğü gö-

rülmedi.” 1553

83- Hz. Hüseyin (ra), İbn Abbas’a şöyle buyurdu: Ey

Ebû Abdullah! Ben, Yezîd’e nasıl biat edeyim. Onun hakkında

ve babası hakkında Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem ağır sözler söylemiştir. O sözlerden biri de şudur ki:

“Muâviye neye yarar! Allah, Muâviye’ye bereket verme-

sin! Çünkü onun oğlu benim kızımın oğlunu katledecek-

tir!” 1554

84- Ebû Ubeyde nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benim ümmetimin yönetimi

düzgün ve adaletle gidecektir. Tâ ki, Ümeyyeoğulla-

rı’ndan bir adam çıkıp onu yaralayıncaya ve bu işi boza-

na kadar!” 1555

1550

El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4528

1551 Ehl-i Beyt bölümü, 277. Hadis

1552 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4534; Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8529 BMT

1553 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4530; Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8528 BMT; Zehebî,

Tarihü’l-İslam, VI, 67; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 417

1554 Ravzatü’l-Ahbab, IV, 118

1555 Süyûtî, Târihu’l-Hulefâ, s. 208; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4528; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VI, 312; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 473

Page 429: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 429

85- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benim ümmetimi Kureyş’ten

bir tâife helâk edecektir.” Ashâb: “O halde bize ne buyu-

rursun, Yâ Resûlüllah?” dediler. Efendimiz (sav): “Keşke

insanlar onlardan uzak dursalar!” buyurdu. 1556

86- Mervan b. Hakem’in de olduğu bir mecliste Ebû

Hureyre, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle

buyurduğunu nakletti: “Ümmetimin helâki Kureyş’ten bir-

kaç gencin elleriyle olacaktır!” Mervan, hemen: “Allah’ın

lâneti o gençlerin üzerine olsun!” dedi. Ebû Hureyre de

Mervan’a dönüp: “Bunların filan oğulları ve filan oğulları

diye isimlerini söylemek istesem mutlaka söylerdim.”

dedi. 1557

87- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ümmetimin helâki Kureyşli

sefih çocuklar elinden olacaktır.” 1558

88- Hz. Ali (kv) nakletti: Yöneticilik konusunda Resûlül-

lah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şöyle buyurduğunu

kendi kulaklarımla duydum, kalbimle muhafaza ettim: “İnsan-

lar Kureyş’e tâbidir. İyileri Kureyş’in iyilerine, kötüleri

de Kureyş’in kötülerine tâbidir.” 1559

89- Misver b. Mahreme nakletti: Hz. Ömer (ra), Abdur-

rahman b. Avf’a: “Biliyor musun hani biz: “Allah yolunda

cihadın hakkını vererek çarpışın.” (Hac, 22/78) âyetini, “Za-

manın başında cihad ettiğiniz gibi zamanın sonunda da

cihad edin” ilavesiyle okurduk.” Abdurrahman b. Avf: “Bu

zamanın sonundaki cihad ne zaman olacak, Ey

Mü’minlerin Emiri?” dedi. Hz. Ömer: “Ümeyyeoğulları

emir, Muğîreoğulları vezir olduklarında!” buyurdu. 1560

1556

Müslim, Fitne 74 / XI, 475; Ahmed, Müsned, XIX, 27205

1557 Buhârî, Fitne 3, 7058; Ahmed, Müsned, XIX, 27173; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI,

311

1558 Ahmed, Müsned, XIX, 27176; Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8498 BMT; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VI, 311

1559 Ahmed, Müsned, XIX, 27020; Hâkim, El-Müstedrek, IX, 7045; El-Heytemî, Es-

Savâikü’l-Muhrikâ s. 417

1560 Abdürrezzâk’tan; Zehebî, Tarihü’l-İslam, II, 97

Page 430: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

430 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

90- Ebû Zerr nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âli-

hi vesellem şöyle buyurdu: “Ümeyyeoğulları’nın sayısı kır-

ka ulaştığında, Allah’ın kullarını köleleştirirler. Allah’ın

malını bir hibe olarak kabul ederler. Allah’ın Kitabı’nı

da başkalarını aldatma aracı haline getirirler.” 1561

91- Ebû Zerr el-Gıffârî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Hakem b. Ebî’l

Âs’ın oğullarının sayısı otuza ulaştığında, Allah’ın malını

kendi aralarında elden ele dolaştırır, Allah’ın kullarını

köleleştirirler. Allah’ın dinini de insanları aldatmak için

bir araç haline getirirler.” 1562

Halam dedi ki: Ebû Zerr’in bu rivâyetine itiraz edilince;

Ali b. Ebî Tâlib, söze karışıp: “Ben şehâdet ederim ki, Ebû

Zerr doğru söylüyor, ben de Resûlüllah (sav)’den aynı

şeyleri dinledim. Şüphesiz gök kubbe altında Ebû

Zerr’den daha doğru sözlü biri yoktur.” buyurdu. 1563

92- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ümeyyeoğulları’ndan bir

cebâbir zorba kişi, benim şu minberime tırmanacaktır.”

1564

93- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ümeyyeoğulları zorbaların-

dan bir zorba, benim bu minberimi kana bulayıp zorla

oraya çıkacaktır.” Amr b. Saîd b. el-Âs’ın minber üzerinde

burnu kanayıp yukarıdan aşağıya kadar kan aktığı nakledil-

miştir. 1565

94- Huzeyfe b. Yemân nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Benden sonra yalan

söyleyen ve zulmeden yöneticiler gelecektir. Onların ya-

lanlarını onaylayan ve zulümlerine yardımcı olan kimse-

ler benden değildir. Ben de onlardan değilim. Bunlar

havuzumun başına da gelemeyecektir. Bu zalimlerin,

1561

Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8523 BMT; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 416

1562 Zehebî, Tarihü’l-İslam, II, 109; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 332 / VIII, 416

1563 Hâkim, El-Müstedrek, XI, 8525-8528 BMT; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 36

1564 Ahmed, Müsned, XIX, 27658

1565 Ahmed, Müsned, XIX, 27659; El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4536

Page 431: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 431

yalanlarını ve zulümlerini onaylamayan kimseler ise

bendendir. Ben de onlardanım. Bunlar havuzumun başı-

na yanıma geleceklerdir.” 1566

95- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Sizden ömrü biraz uzun

olanlar, sabah akşam Allah’ın lânetine ve öfkesine uğra-

yan, ellerinde sığırkuyruğu gibi kamçılar olan birtakım

yöneticiler görecektir.” 1567

96- Muâviye, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lemin kendisine şöyle buyurduğunu nakletti: “Allah’ın verdi-

ğine engel olacak, engel olduğunu da verecek kimse yok-

tur. Allah’ım, sen bilirsin ki, makam sahibinin sahip ol-

duğu şeyler kendisine hiçbir fayda vermez.” 1568

97- Ahmed b. Menî’; Allah-ü Teâlâ: “Gerçekten biz

suçlulardan intikam alacağız.” (Secde, 32/22) buyurduğu âyet

ile ilgili Hz. Ömer (ra)’tan şöyle bir hadis nakletti: Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Üç şey

vardır ki onları işleyen kimse suçlu olur: Meşrû olmayan

bir amaçla sancak açan kimse suçludur. Anne babasına

isyan eden kimse suçludur. Zulmüne engel olamadığı bir

zalimle beraber yürüyen kişi suçlu olur.” 1569

98- Amr İbnü’l Âs ve Muğîre b. Şu’be; Hz. Hasan (ra)’ın

da hazır bulunduğu mescidde minbere çıkıp, Hz. Ali (kv) hak-

kında yakışıksız sözler sarf edip küfür ettiler. Bazı kimseler Hz.

Hasan (ra)’a: “Sen de çıkıp, onların cevabını ver!” dediler.

Hz. Hasan (ra): “Minbere çıkarım ama şu şartla ki; şu

ikisi, doğru söylersem tasdik etmeli! Yalan söylersem

yalanlamalıdır!” dedi. İkisinin söz vermesinden sonra, Hz.

Hasan (ra) minbere çıktı. Allah’a hamdü senâdan sonra şöyle

buyurdu: “Allah aşkına söyleyin! Ey Amr ve Ey Muğîre!

Allah Resûlü’nün, bineği çekene ve biniciye lânet ettiği

ve onlardan birinin Muâviye olduğunu biliyor musunuz?”

“Evet, biliyoruz.” dediler.

1566

Ahmed, Müsned, XIX, 27156; Hâkim, El-Müstedrek, I, 271

1567 Ahmed, Müsned, XVI, 24319; Hâkim, El-Müstedrek, X, 8393-8396

1568 Ahmed, Müsned, IV, 5458

1569 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3729

Page 432: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

432 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Şu olaya işaret ediliyor: Bir gün Ebû Süfyân binek üs-

tünde, oğlu Muâviye önde, diğer oğlu Utbe de arkada, yoldan

geçiyorlardı. O sırada Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellemin gözü onlara ilişince: “Allah’ım! Çekene de, sürene

de, binene de, lânet et!” buyurdu. 1570

99- Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: “Size haber vereyim ki, şimdi

Sünnet’im dışında ölecek bir şahıs gelecek!” buyurdu.

Sonra Muâviye geldi. 1571

100- Fâtıma b. Kays: “Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi veselleme, iddet müddetim bitince; Muâviye b. Ebû Süf-

yân ile Ebû Cehm’in talip olduğunu söyledim. Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Ebû Cehm âsâsını omu-

zundan bırakmayan birisidir. Muâviye ise yoksundur.

Sen, Üsâme b. Zeyd ile nikâhlan!” buyurdu.” 1572

Bu hadisin açıklamasında; “Muâviye fakirdir, yoksul-

dur” diye açıklanmışsa da bazı hadis âlimleri tarafından

“Muâviye’nin; ahlâktan, faziletten, ihlâstan, vs durumlardan

yoksun olduğuna işarettir” denilmiştir. Çünkü “Muâviye; Mek-

ke Reisi Ebû Süfyân Sahr b. Harb’in oğludur, fakir olması

düşünülemez” denilmiştir. Muhtemelen hadis üzerinde değiş-

tirme var, araştırılmalıdır.

101- Ubâde b. Sâmit nakletti: Biz, Muâviye başımızda

olduğu halde gazâya çıkmıştık. Bol miktarda ganîmet aldık.

Aldığımız ganîmetler arasında gümüş kaplar da vardı. Muâvi-

ye, bir adama bunları insanlara verilen bağışlar arasında sat-

masını emretti. İnsanlar da bu hususta yarıştılar ve acele etti-

ler. Bu durum Ubâde b. Sâmit’e ulaşınca, o da ayağa kalkıp

şunları söyledi: “Ben, Resûlüllah’ı; birbirine eşit ve peşin

olması hali dışında; altının altın ile, gümüşün gümüş ile,

buğdayın buğday ile, hurmanın hurma ile, tuzun tuz ile

satılmasını yasaklarken dinledim. Kim fazla verip yahut

1570

Mes’ûdî, Mürûcü’z-Zeheb, II, 72; İbn Hacer, Tathirü’l-Cinan; Belâzürî, El-Ensab,

IV, 129

1571 Tefsir-i Taberî, XI, 357

1572 Müslim, Talâk 36 / VII, 67; Nesâî, V, 5708

Page 433: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 433

alırsa, o kişi faiz alıp vermiş olur.” 1573

Bunun üzerine in-

sanlar aldıklarını geri verdiler. Bunu öğrenen Muâviye, ayağa

kalkıp şöyle söyledi: “Bazı adamlara ne oluyor ki bize mu-

halefet edip, Resûlüllah’tan birtakım hadis rivâyet edip

duruyorlar. Oysa biz O’ndan böyle şeyler işitmedik.”

Bunun üzerine Ubâde b. Sâmit ayağa kalkıp aynı hadisi tek-

rarladı ve: “Muâviye hoşlanmasa da, yahut burnu yerde

sürtünse de Resûlüllah’tan duyduklarımızı nakledeceğiz.

Bununla birlikte karanlık bir gecede askerleri arasında

ve arkadaşı olarak bulunmayı de istemem.” dedi. 1574

102- Şam’da bulunan sahâbîlerden Ebû’d Derdâ ve

Ubâde b. Sâmit; Muâviye’nin tutumunu ve emirliğini benim-

semediler. Hz. Ömer (ra) tarafından Şam’da kadılık vazifesine

getirilmişlerdi. Ubâde b. Sâmit, Hz. Osman (ra) zamanında

vazife yaparken şöyle nakletti: “Kim beni Muâviye’den özür-

lü kabul edecek? Ben, Muâviye’ye Resûlüllah’ın hadisini

okuyorum. O da diyor ki: Benim de görüşüm şöyledir!”

Ubâde, buna karşılık Muâviye’ye: “Senin içinde yaşadığın

memlekette yaşanmaz!” diyerek, çıkıp Medine’ye geldi. 1575

103- İshak b. Kâbisa b. Zueyb nakletti: “Ubâde b.

Sâmit, Muâviye’nin bazı işlerine karşı çıkıp tepki gösterdi. Son-

ra ona: “Seninle aynı yerde kalmam.” deyip Medine’ye

geldi. Hz. Ömer: “Senin yanıma gelme sebebin nedir?

Orada sen ve benzerlerinin bulunmadığı bir toprağı Allah

fethetmeyi nasip etmez. Haydi, git! Muâviye’nin senin

üzerinde emir-komuta yetkisi yoktur.” dedi. 1576

104- Câbir el-Ensârî nakletti: Ubâde b. Sâmit, Şam’dan

Hac için geldi ve Hz. Osman’ın huzuruna girdi. Evin orta yeri-

ne dikilerek Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

şöyle buyurduğunu işittim dedi: “Benden sonra yönetimini-

zin başına birtakım emirler gelecektir. Sizin kötü gördü-

ğünüzü, onlar doğru kabul edecek ve sizin doğru bildiği-

nizi, onlar kötü kabul edeceklerdir. Aranızda kim bu

1573

Ahmed, Müsned, XI, 15735

1574 Müslim, Musakât 80 / VII, 345; Nesâî, VI, 6109/6114

1575 Cemaleddin el-Kasımî, Kavâidü’t-Tahdis, Beyrut 1987, s. 310

1576 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5577 BMT; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 113

Page 434: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

434 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

duruma yetişecek olursa şunu bilsin ki Allah’a isyan

eden kimseye itaat yoktur.” “Nefsim elinde olan Allah’a

yemin ederim ki Muâviye işte o kişilerdendir.” dedi. 1577

*- Ubâde b. Sâmit, Muâviye’nin Hz. Osman’a mektup

yazıp şikâyeti ile Medine’ye çağrıldı ve Hz. Osman tarafından

azarlandı. 1578

105- İbn Hacer El-Askalânî, El-İsâbe’de ve Târikât-ı

Muhammediye sahibi Birgivî, haşiyesinde şunu kaydetti: Ehl-i

Sünnet’in bazı cahilleri Muâviye’nin faziletine dair hadisler icat

etmişlerdir. İmam Nesâî ve İshak b. Rahûya diyor ki: “Muâvi-

ye’nin faziletine ait hiçbir sahih hadis yoktur.” 1579

İshak b. Rahûya’nın Hadis ve Fıkıh Âlimi olduğunu,

İmam Şâfî ve İmam Ahmed’in sohbet halkasında bulunan son

derece güvenilir bir kimse olduğunu Dârekutnî naklediyor. 1580

İshak b. Rahûya, ilk müsned sahiplerinden, devrinin hadis

âlimidir. Buhârî’nin ve Müslim’in Hadis ve Fıkıh hocalarından

olduğu bildirilmiştir. 1581

*- Kütüb-i Sitte kitapları, Buhârî, Müslim, İbn Mâce,

Nesâî, Ebû Dâvud, Hâkim ve diğer ana kaynakların hiçbirinde

Muâviye’nin faziletine dair hadis nakledilmemiştir.

MUÂVİYE İLE İLGİLİ İŞARETLER

I- Sahâbî ve Müslüman Kimdir?

Ashâb-ı Kiram’la ilgili âyetler ve hadisler, Resûlüllah

(sav) efendimizin Ashâb’ının şanını, şerefini ve hürmetini orta-

ya koyması bakımından önemlidir. Ashâb-ı Güzin’in faziletle-

rini anlatmak ise, her Müslümanın olduğu gibi, bizim de vazi-

femizdir. Konuyu tam anlatmak ve konu bütünlüğünü sağla-

mak için, Ashâb-ı Kiram’a ve Ehl-i Beyt’e musallat olan kimse-

lerin de eldeki bilgiler ışığında ortaya konulması gerekiyordu.

“İşaretler” bahsi bu yüzden açılmıştır.

1577

Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5582-5585 BMT; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 113

1578 Ahmed, Müsned, XVII, 25060

1579 El-Askalânî, El-İsâbe, s. 357; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 547

1580 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 547

1581 M. Mustafa el-A’zami, DİA, Buhârî VI, 370; M. Yaşar Kandemir, Müslim,

XXXII, 93

Page 435: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 435

Bir kişi düşünün; âsi, bağîy, zalim gibi sıfatlarla Resûlül-

lah (sav) tarafından vasıflandırılmış olsun! Bir kişi düşünün;

Ehl-i Beyt’i ve Ashâb-ı Kiram’ı hiçe sayan, yeri geldiğinde

onlara söven, yeri geldiğinde onları katleden! Bu vasıftaki

kimselere sahâbî denilirse Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemin Güzide Sahâbîler’i kirletilmiş olmaz mı?

Sahâbî ve Mü’minin Vasıfları Hakkında

106- Bazı âyetler ve hadisler; Ashâb-ı Kiram’ın şan ve

şerefini anlatmak bakımından önemlidir. Kerim Kitabımız’da

şöyle buyruluyor:

“İnsanlar için ortaya çıkarılan en hayırlı ümmetsi-

niz.” (Âl-i İmrân, 3/110) İbn Abbas: “Bu âyette geçen kimseler

Resûlüllah (sav) ile birlikte Mekke’den Medine’ye hicret

eden Ashâb’ıdır.” diye açıklamıştır. 1582

“Sana ağaç altında biat eden mü’minlerden Allah

razı oldu.” (Fetih, 48/18)

“İlk iman eden, Mekke halkından olan ve Medi-

ne’ye hicret edenlerle; Medineli olup, İslam’a ve Pey-

gamber (sav)’e yardım eden ve iyilikte onların izinden

gidenlerden Allah-ü Teâlâ razı oldu, onlar da Allah-ü

Teâlâ’dan razı olmuşlardır.” (Tevbe, 9/100)

Peygamber (sav) efendimiz de şöyle buyuruyor:

“İnsanlardan en iyisi asrımda olanlardır (Ashâb).

Sonra onların arkasından gelenlerdir (Tâbiîn). Sonra da

onların arkasından gelenlerdir (Tebâü’t-Tâbiîn).” 1583

“Ashâb’ım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız

hidâyete erersiniz.” 1584

Enes b. Mâlik ve Ebû Saîd el Hudrî nakletti: “Sahâbîle-

rime sövmeyiniz! Nefsim elinde olan Allah’a yemin ede-

rim ki, sizden birisi Uhud Dağı kadar altın harcasa, onla-

rın yaptıklarına erişemez.” 1585

1582

Hâkim, El-Müstedrek, V, 3214 BMT

1583 Müslim, Fazilet 212 / X, 480; Ebû Dâvud, Sünnet, III, 4657; Ahmed, Müsned,

XIX, 26994; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4923; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 454

1584 El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 457

1585 Buhârî, Fazilet 5, 3673; Müslim, Fazilet 221 / X, 492; Ebû Dâvud, Sünnet, III,

4658; Tirmîzî, Menâkıb 59, 3861 / III, 612; İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 161; Nesâî,

VII, 8250; Ahmed, Müsned, XVIII, 26309; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 394; El-Heytemî,

Savâikü’l-Muhrikâ, s. 454

Page 436: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

436 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Şeyh Takıyüddin Sübkî ve Sindî bu hadisi şöyle açıklar:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin bu hadisleri ile

hitap ettiği kimseler, Mekke’nin Fethi’nden sonra Müslüman

olan Tulekâ kısmıdır. “Sahâbîlerimi bana bırakın!” buyu-

rurken de Mekke’nin Fethi’nden önce Müslüman olan

sahâbîleri kastetmiştir. Şu âyet de bunu açıklayıcıdır:

“Fetih’ten (Mekke) önce, Allah yolunda malını har-

cayıp savaşanlarınız, diğerleriyle bir olmaz. Onlar sonra-

dan harcayıp savaşanlardan daha üstündür. Bununla

beraber Allah hepsine cenneti vaâd buyurdu.” (Hadîd, 57/10)

1586

*- Sahâbîlerin affedildiğine dair; birçok âyet ve hadis

vardır. Tabii ki bu âyet ve hadisler, Güzîde Sahâbîler içindir.

Sahâbî olan kimse; Allah’tan korkar, haksız yere can almaktan

korkar, vebâlden korkar, helâk olmaktan korkar. Resûlüllah

(sav)’in emaneti olan Ehl-i Beyt’e ve Ashâb-ı Kiram’a kin bes-

leyip düşmanlık etmekten çekinir ve geri durur.

Ehl-i Beyt’e ve Ashâb-ı Kiram’a karşı yapılan zulüm ve

düşmanlıkları; “ictihaddı, ihtilâftı, rahmetti” diyerek yorumlar-

sak safdillik etmiş oluruz. Rahmet olan ihtilâf, Dört Mezheb

arasındaki konular gibi olandır. Bu yapılanlar ise açıkça tefri-

kadır.

Fıkıh Kuralı: “Nâs olan yerde, kıyas yapılmaz.”

Yapılan haksızlıklar ve zulümler ortadayken; “ictihaddı,

kıyastı” demek yanlış ve lüzumsuzdur. Zira Resûlüllah (sav)’in

ictihadına, ümmetin muhalefeti katiyen caiz olmaz. 1587

107- Kur’ân-ı Kerim’de: “Bir kişiyi haksız yere öldü-

ren, cihanı öldürmüş gibidir.” (Mâide, 5/32); “Kim bir

mü’mini kasıtlı olarak öldürürse, cezası ebedî olarak

cehennemde kalmaktır.” (Nisâ, 4/93) buyrulmuştur.

*- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Nebî sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem zamanında Medine’de bir kimse öldürüldü.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bunun üzerine

1586

İbn Mâce, Mukaddime, I, 11, 161. Hadis’in açıklaması

1587 Molla Hüsrev, Mir’atül Usûl Şerhi; Mir’atül Usul fi Şerhi Mirkâtül Vüsûl,

Tercümesi: Haydar Sadıkoğlu, Özgü Yay., İstanbul, 2012, s. 283

Page 437: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 437

hutbeye çıktı ve üç kere: “Demek bu kimse aranızda öldü-

rüldü ve kimin öldürdüğünü bilmiyorsunuz?” buyurdu.

Orada bulunanlar: “Vallahi biz onu kimin öldürdüğünü

bilmiyoruz.” dediler. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem: “Canım elinde olan Allah’a yemin

olsun ki; yer ve gök ehli bir mü’minin öldürülmesi husu-

sunda bir araya gelseler ve buna rıza gösterseler, mutla-

ka Allah-ü Teâlâ onların hepsini cehenneme sokar. 1588

Canım elinde olan Allah’a yemin olsun ki; biz Ehl-i

Beyt’e düşmanlık eden kimseyi Allah-ü Teâlâ yüzüstü

cehenneme atar.” 1589

*- Sahâbî demek; mâsum ve dokunulmaz olup, başkala-

rına zulmedebilir demek değildir. Sahâbî önce mü’mindir.

Âyetlerden ve hadislerden mü’minin vasıflarına bakınız. Hâşâ

ki mü’min istediğine zulmedebilir, istediğini öldürebilir diye bir

kayıt mı vardır? Mü’min vebâlden korkmaz mı? Hz. Ömer

(ra)’a; Ashâb’ın faziletlilerinden birisi olan oğlu Ömer’i yerine

halife tayin et denildiğinde: “Bir evden bir kurban yetişir!”

buyurmuştur. Vebâl korkusundan hiçbir sahâbîyi kendi yerine

tayin edememiştir.

*- Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat uleması yanında sahâbînin

tanımı şöyledir:

“Sahâbî; Resûlüllah (sav)’i mü’min olarak görüp,

mü’min olarak ölendir. Münâfık oldukları bilinen kimseler

sahâbî sayılmazlar.” 1590

*- Ashâb-ı Kiram’la ilgili büyüklerimizden bize gelen bilgi

şöyledir: “Güzîde Sahâbîler kıymetlidir. Asla aleyhlerinde ko-

nuşulmaz, saygıda da kusur edilmez. Ancak Resûlüllah (sav)’in

Ehl-i Beyt’ine ve Ashâb-ı Kiram’a karşı; düşmanlık eden, onla-

rı her vesile ile taciz eden, bu uğurda binlerce kişinin kanını

dökmekten çekinmeyen kimseler bunun dışındadır.” Yani

bunlar sahâbî sayılmaz.

1588

Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 88

1589 Hâkim, El-Müstedrek, X, 8101

1590 El-Askalânî, El-İsâbe, s. 17; Ravzatü’l-Ahbab, III, 4; M. Efendioğlu, DİA,

Sahâbî, XXXV, 491

Page 438: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

438 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

*- Sahâbînin ve mü’minin vasıfları, Kur’ân-ı Kerim’de ve

Hadis-i Şerif’lerde; açık açık ve uzun uzun anlatılmıştır.

İmam El-Evzâî: Ashâb-ı Kiram’ın özelliklerini şöyle sıra-

lar: 1- Cemaattan ayrılmamak. 2- Sünnet’e tâbi olmak. 3-

Mescidleri inşa edip, onarmak. 4- Kur’ân okumak. 5-Allah

(celle celâlühü) yolunda cihad etmek. 1591

Dikkat ediniz, ce-

maatten ayrılmamak birinci şarttır.

108- Hadislerde Mü’minin Özelliklerinden Bazıları:

- “Mü’min kimse lânet okuyan, insanları ayıplayan,

çirkin söz söyleyen ve utanmaz kimse değildir.” 1592

- “Mü’min asla incitici söz söyleyen, lânet eden,

kaba konuşan ve insanlara dil uzatan biri olamaz.” 1593

- “Mü’min bir ekin destesi gibidir. Rüzgâr onu de-

vamlı savurur. Mü’min devamlı belalara maruz kalır.

Kâfir ise selvi ağacı gibidir. Yerinden sökülmeden onu

hiçbir şey sökemez.” 1594

- “Müslüman, dilinden ve elinden yana diğer Müs-

lümanların selâmette kaldığı kişidir. Mü’min kişi de can-

ları ve malları konusunda diğer insanların kendisine gü-

vendiği kişidir. Muhâcir kişi ise kötü olan şeylerden ka-

çıp uzaklaşan kişidir.” 1595

- “Allah, edepsizliği ve çirkinliği sevmez. Allah’a

yemin olsun ki, güvenilir kişiler hâin, hâin kişiler güveni-

lir sayılmadıkça, edepsizlikler ve çirkinlikler yayılmadık-

ça kıyamet kopmaz. Mü’min kişi, saf altın gibidir. Sahibi

onu ateşe tutsa da özelliği bozulmaz, ağırlığı eksilmez.

Mü’min kişi, bal arısı gibidir. Temiz olan şeyleri yer ve

temiz olan şeyleri üretir. Dokunduğu yeri kırmaz ve

bozmaz.” 1596

- Bir gün Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem

oturmakta olan bir grup insanın yanına geldi ve onlara: “Size

1591

Lalekâi Es-Sünne; İmam Süyûtî, s. 122

1592 Ahmed, Müsned, XVI, 24293; Hâkim, El-Müstedrek, I, 30 BMT

1593 Tirmîzî, Birr 48, 1977 / II, 321

1594 Nesâî, VII, 7438

1595 İbn Mâce, Fitne, X, 2, 3934; Ahmed, Müsned, I, 257; El-Askalânî, El-İsâbe, s. 11

1596 Ahmed, Müsned, I, 397

Page 439: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 439

hanginizin hayırlı, hanginizin şerli olduğunu söyleyeyim

mi?” diye sordu. Oradakiler, “Söyleyin Ey Allah’ın Resûlü!”

dediklerinde; Efendimiz (sav), şöyle buyurdu: “Hayırlınız

kendisinden hayır umulan ve şerrinden emin olunandır.

Şerliniz ise kendisinden hayır beklenmeyen ve şerrinden

de emin olunmayandır.” 1597

- “Hayır, hazineler dolusudur. O hazinelerin de

anahtarları vardır. Ne mutlu Allah’ın hayra anahtar, şerre

kilit kıldıklarına! Yazıklar olsun şerre anahtar, hayra

kilit olanlara!” 1598

“Müslümanının her şeyi Müslümana haramdır; ka-

nı, malı ve ırzı.” 1599

*- Gâsid (zalim), âsî, bağîy gibi sıfatlar sahâbîye yakış-

maz. Sahâbî âsîlikten, bağîylikten ve zalimlikten beridir.

Gâsid (zalim), âsî, bağîy olan kimseler için Kur’ân âyet-

leri dehşet verici ifadeler kullanır.

109- İbn Ömer ve Ebû Mûsa nakletti: “Bize silah çe-

ken, bizden değildir.” buyrulur. 1600

Hâlbuki Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin Ashâb’ına kılıç çekilmekten

ve onların öldürülmesinden çekinilmemiştir.

110- Ebû Saîd nakletti: “Eğer yer ve gök ehlinin ta-

mamı, bir tek mü’minin öldürülmesine katılsa, aziz ve

celil olan Allah, onların hepsini yüzüstü cehenneme

atar!” 1601

111- Büreyde, İbn Amr ve Berâ nakletti: “Mü’mini öl-

dürmek, Allah katında dünyanın yok olup gitmesinden

daha büyük bir hâdisedir.” 1602

112- Sa’d b. Ebî Vakkas ve Abdullah b. Mes’ûd naklet-

ti: “Müslümanı öldürmek ancak kâfire yakışır. Müslüma-

na sövmek ise günahtır.

1597

Tirmîzî, Fitne 76, 2263 / II, 470

1598 İbn Mâce, Sünne, 19, Mukaddime I, 19, 237

1599 İbn Mâce, Fitne X, 2, 3933

1600 Buhârî, Fitne 7, 7070-7071; Müslim, İman 41 / II, 45; Ahmed, Müsned, XI,

16765; Dârimî, Siyer 77, 2523

1601 Tirmîzî, Diyet 8, 1398 / II, 43; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 246

1602 Tirmîzî, Diyet 7, 1395 / II, 42; Nesâî, III, 3434; İbn Mâce, Diyet, VII, 1, 2619; Ebû

Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI, 87; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 85/195

Page 440: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

440 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Bir Müslümanın, din kardeşine üç günden fazla

dargın durması helâl değildir.” 1603

113- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: “Müslümana söv-

mek fâsıklıktır. Onunla çarpışmak da küfürdür.” 1604

II- Her Şartta Müslüman Emire İtaatin Vacip Olduğuna

Dair Bazı Âyet ve Hadisler; İkinci Halifenin Öldürülme-

sinin Emredilmesi

*- “Ey İman Edenler! Allah’a, Resûlü’ne ve sizden

olan ulül-emre (yöneticiye) itaat edin!” (Nisâ, 4/59)

114- “Yakında fitne ve fesad olur. Kim ki, bu üm-

meti bir baş altında topluyken ayırmak isterse, kim olur-

sa olsun başını vurun!” 1605

115- “Dinleyin ve itaat edin! Hatta üstünüze, başı

kuru üzüm tanesi gibi siyah Habeşli bir köle bile tayin

edilmiş olsa, aranızda Allah’ın Kitabı’nı tatbik ettikçe,

itaatten ayrılmayın.” 1606

116- “Kim bana itaat etmişse, mutlaka Allah’a it-

aat etmiştir. Kim de bana isyan etmişse, mutlaka Allah’a

isyan etmiştir. Kim emîre itaat ederse, mutlaka bana

itaat etmiş olur. Kim de emîre isyan ederse, mutlaka

bana isyan etmiş olur.” 1607

117- “Müslüman kişi, başındaki emire; hoşuna gi-

den veya gitmeyen her hususta itaat etmesi gerekir. An-

cak, mâsiyet (Allah’a isyan) emredilmişse o hariç; eğer

mâsiyet emredilmişse, dinlemek de yok, itaat de yok!”

1608

1603

Ahmed, Müsned, XVI, 23716; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 84

1604 Buhârî, Edeb 44, 6044 / Fitne 8, 7076; Buhârî Tecrid Terc. I, s. 56; Müslim, İman

116 / I, 582; Tirmîzî, İman 15, 2635 / II, 655; İbn Mâce, Mukaddime I, 9, 69 / Fitne X,

3939, 3940, 3941; Ahmed, Müsned, XI, 16734; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XI,

176

1605 Hz. Ali bölümü, 419. Hadis

1606 Buhârî, Ahkâm 4, 7142; İbn Mâce, Cihad, VIII, 39, 2860; Ahmed, Müsned, XIX,

27207; İbn Sa’d, Tabakât, II, 189

1607 Buhârî, Ahkâm 1, 7137 / Cihad 109, 2957; Müslim, Emirlik 33 / VIII, 438; Nesâî,

VII, 7768; İbn Mâce, Cihad, VIII, 39, 2859; Ahmed, Müsned, XIX, 27203

1608 Buhârî, Ahkâm 4, 7144 / Cihad 108, 2955; Müslim, Emirlik 38 / VIII, 444, 1839;

Ebû Dâvud, Cihad II, 2626; Tirmîzî, Cihad 29, 1707 / II, 207; Nesâî, VII, 7767;

Ahmed, Müsned, XIX, 27225

Page 441: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 441

118- “Allah-ü Teâlâ, ümmetimi dalâlet üzere top-

lamaz. Allah’ın eli cemaatledir. Cemaatten ayrılan ateşe

gider. Cemaat rahmet; ayrılık azaptır. Kim cemaatten bir

karış ayrılır, sonra da ölürse cahiliye ölümü ile ölmüş

olur. Boynundaki İslam bağını çıkarıp atmış olur.” 1609

119- İrbad b. Sâriye nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem Ashâb’ına şöyle tavsiye buyurdu: “Sizi

gecesi gündüzünden farksız apaydınlık bir yol üzerine

bıraktım. Benden sonra ondan ancak helâk olmuş bir

kimse sapabilir. Sizden yeteri kadar ömrü olan pek çok

ihtilâflar görecektir. Size Sünnet’imi ve dosdoğru yolda

olan Hulefâ-yi Râşidîn’in sünnetini tavsiye ederim. Onla-

ra sımsıkı sarılınız. Başınızdaki Habeşli bir köle de olsa

itaatten ayrılmayınız. Şüphesiz mü’min çekildiği tarafa

doğru giden uysal bir deveye benzer.” 1610

120- Ebû Hureyre nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kim meşrû olan itaatin

dışına çıkıp, cemaatten ayrılır, İslam birliğini bozmaya

çalışır ve ölürse cahiliye ölümü üzere ölür. 1611

Ümmeti-

me silah çekip, iyi kötü ayrımı yapmadan mü’minleri

öldüren, cemaate yönelik ahidlerini yerine getirmeyen

kimseler bizden değildir, ben de ondan değilim. Kim

körü körüne bir sancağın altında asabiyet dâvâsı için

çarpışıp, asabiyete davet ederek, bu yolda kızarak ölürse

cahiliye üzere ölür.” 1612

121- Arface nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellem şöyle buyurdu: “Pek yakında ne fitneler, ne fesad-

lar olacak. Kim ki, bu ümmeti bir baş altında topluyken

ayırmak isterse, kim olursa olsun onu kılıçla vurun, öl-

dürün!” 1613

1609

Ahmed, Müsned, XIX, 27257; Hâkim, El-Müstedrek, I, 267 BMT; Kütüb-i Sitte,

VI, 439-440

1610 Ebû Dâvud, Sünnet, III, 4607; İbn Mâce, Mukaddime, I, 6, 42/43; Tirmîzî, İlim

16, 2676 / II, 675; Ahmed, Müsned, XIX, 27277; Hâkim, El-Müstedrek, I, 337;

Dârimî, Mukaddime 16, 96; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 85-86

1611 Dârimî, Siyer 76, 2522

1612 Müslim, Emirlik 53/ VIII, 464; Nesâî, III, 3566; Ahmed, Müsned, XI, 16777;

Dârimî, Siyer 76

1613 Hz. Ali bölümü, 419. Hadis

Page 442: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

442 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

122- Ebû Saîd el-Hudrî nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “İki halifeye biat

edilirse, iki halifeden sonrakini öldürün!” 1614

123- Huzeyfe nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Kim cemaatten ayrılır ve

emirliği değiştirmeye kalkışırsa, yanında lehine hiçbir

delili bulunmadığı halde Allah’ın huzuruna çıkacaktır.”

1615

*- Fıkıh Kuralı: “Kitap ve Sünnet’te bulunan açık

nâsları reddetmeyi hedeflemek küfürdür.” 1616

Âyet ve hadisler konuyu aydınlatmaya yeterlidir.

Seçimle gelmiş olan Hz. Ali (kv)’nin ne kusuru vardı ki,

Muâviye, ona biat etmedi? Ne hakla kendisi için biat topladı?

Bu biat konusunun önemindendir ki, Hz. Talha ve Hz.

Zübeyr son demlerinde, meşrû olan Halife Hz. Ali (kv)’nin

askerlerine biat etmek için gayret etmişlerdir. Bu biat konusu-

nun önemindendir ki, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi ve-

sellemin cenazesi ortadayken Ashâb-ı Kiram toplanıp, Hz. Ebû

Bekir (ra)’ı halife seçmiştir. Ashâb-ı Kiram biatsız bir gün bile

durmayı kabul etmez, biatsız olarak ölmekten de korkarlardı.

Muâviye’nin bu durumdan çekinmediğini görüyoruz.

Öteden beri insanların: “Hak Ali ile beraberdir,

Muâviye de bâtıl üzere değildir” demeleri, Emevî cebrin-

den, korkutmalarından ve tehditlerinden ileri gelmiştir.

Aynı anlamda: “Hz. Ali haklıydı, Muâviye de haksız

değildi!” sözünün temeli ve dayanağı yoktur. Halife seçimi ile

ilgili İslâmî hükümler ve Hz. Ali (kv) ile ilgili hadisler ortadadır.

İslam hükümleri ve Hadis-i Şerif’ler gözler önündedir, konuyu

açıklamaya yeterlidir. 1617

124- Hz. Ali (kv)’nin Muâviye’ye yazdığı mektuptaki gö-

rüşleri bize yol göstericidir:

1614

Müslim, Emirlik 61 / VIII, 470

1615 Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4617 BMT

1616 Sa’düddin et-Taftazânî, Şerhü’l-Akâid, Nesefî Tercümesi, Yâsin Yay., İstanbul,

2012, s. 471

1617 Halife seçimi ile ilgili mezheb görüşleri için lütfen baknz: Muhammed Ebû Zehra,

Mezhebler Tarihi, s. 83-99

Page 443: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 443

“Ey Muâviye! Ani bir kararla kendine gelmelisin!

Bâtıl şeyler iddia etmeyi, insanların kafasına yalan sok-

mayı, yüksek rütbelere heves etmeyi ve hakkın olmayanı

gasp etmeyi kendine iş edindin. Kulaklarının duyduğu ve

göğsünde var olandan kaçtın, etinden daha kıymetli ola-

nı inkâr ettin ve dedelerinin yolundan gittin. ‘Haktan

ayrıldıktan sonra, sapıklıktan, haksızlıktan başka ne

vardır?’ (Yûnus, 10/32)” 1618

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyu-

ruyor: “Andolsun bir makam isteklisine, istediği makam

verilmez!” 1619

Bu konudaki ilgili hadis çok açıktır; “Her kim, halifelik

için, Ali ile savaşırsa onu öldürünüz!” buyrulmuştur. 1620

Hakem Olayı’ndan sonra Muâviye yönetimini ilan etti,

resmen kendisine biat aldı. Mısır’a, Irak’a, Hicaz’a ve Yemen’e

saldırdı. Bu vilayetlerden bazılarını zulümle zapt etti. Hz. Ali

(kv) hayattaydı ve vazifesinin başındaydı. Resmen iki halifeli

dönem başladı. İki halifeden ikincisinin öldürülmesi gerektiği

bütün hükümlerde açıktır. Ancak bu görmezlikten geliniyor.

Ne acayip! “Muâviye haksız değildi” diyenler, aslında “Hz. Ali

(kv) halifeliğe layık değildi” demek istiyorlar.

125- Ma’kıl b. Yesar nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ümmetimden iki sınıf

vardır ki, onlara şefaâtim ulaşmaz. Zalim ve gaddar ida-

reci ile dinde aşırılığa kaçan ve zorlama te’villerle din-

den çıkan kimsedir.” 1621

126- Abdullah b. Ömer nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyuruyor: “Bir ümmet, pey-

gamberinden sonra ihtilâfa düşmüşse; o ümmetten bâtıl

ehli olanlar, hak ehli olanlara mutlaka galip gelmiştir.”

1622

1618

Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 330

1619 Buhârî, Ahkâm 7, 7147; Müslim, Emirlik 14 / VIII, 410

1620 Hz. Ali bölümü, 421. Hadis

1621 Taberânî ve Ebû Ya’lâ’dan; El-Askalânî, El-Metâlib, II, 2105; Süyûtî, Câmiu’s-

Sağîr, II, 518

1622 Taberânî, Evsât’tan; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 259

Page 444: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

444 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

III- Âsîlik ve Bağîylik İşaretleri

127- “Ey Ammâr, seni azgın (bağîy) ve âsi bir top-

luluk öldürecek!” 1623

*- “Ey Ammâr, seni âsi ve azgın bir toplum öldüre-

cektir ve Allah (celle celâlühü), o toplumu şefaâtime nail

kılmayacaktır! Ammâr onları cennete çağırır! Onlar da

Ammâr’ı ateşe çağırırlar!” 1624

Bağîy kelimesinin İslam tarihindeki terim anlamı

şöyledir: Meşrû halifeye ve meşrû devlet düzenine karşı; si-

lahlı, silahsız her türlü yola başvurarak, düzeni yıkmaya ve

bozmaya çalışan siyasî isyancıdır. Hadislerde geçen; “âsî,

bağîy” kelimelerinin kim ya da kimler için kullanıldığı açıktır.

*- İslam Ansiklopedisi “bağîy” maddesinden; bağîy,

Kur’ân tefsirlerinde şu meallerde geçmiştir: “Kârun’un azması”

(Kasas, 28/76); “Rızkı genişletse bazı kullar azar, sapıtırlardı.” (Şûrâ,

42/27); “Allah’tan başka Rabb isteyen” (En’âm, 6/164) anlamların-

da kullanılmıştır.

“Eğer mü’minlerden iki tâife çarpışırlarsa, hemen

aralarını bulun, barıştırın. Eğer biri diğerine karşı bağye-

diyorsa (isyana devam ediyorsa) o zaman, Allah’ın emri-

ne dönünceye kadar bağîy tarafla savaşın. Eğer dönerler-

se, yine adaletle aralarını düzeltin ve hep insaflı olun.

Çünkü Allah adaletli davrananları sever.” (Hucurât, 49/9)

Hz. Ali (kv); bu âyetin hükmü gereği, Cemel’de ve Sıf-

fîn’de isyancılara karşı durmuştur. Bağîy kelimesi sözlükte,

cemaatten ayrılmak, zulmetmek ve haddi aşmak anlamlarında

kullanılmıştır. Fıkıh terimi olarak; Allah’a karşı gelme, dinin

çizdiği sınırlardan dışarıya çıkma anlamındadır. Meşrû devlet

başkanına silahla karşı koyma, isyan etme anlamındadır.

Kur’ân’da ve hadislerde hem sözlük, hem de terim anlamında

kullanıldığı görülmektedir. 1625

128- Hz. Ali (kv), defalarca Cemel’de ve Sıffîn’de asker-

lerine şu nasihatleri yaptı: “İlk savaşı siz başlatmayın!

1623

Hz. Ali bölümü, 541-553. Hadisler

1624 Hz. Ali bölümü, 547. Hadis

1625 A. Şafak, DİA, Bağîy, IV, 451

Page 445: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 445

Bırakın onlar başlatsın! Kadınlara, çocuklara, güçsüzlere

ve yaralılara dokunmayın! Kaçanların arkasına düşme-

yin! Sizin elinizde delilleriniz vardır!” diye kesin talimatlar

veriyordu.

Sıffîn’de Muâviye askeri gelip Fırat kenarını tuttular ve

Emirü’l-Mü’minin Hz. Ali’nin askerine su vermediler. Bu yüz-

den ilk savaş çıktı. Hz. Ali (kv) suya sahip oldu ve iki tarafa da

serbest etti. 1626

*- “Ey Ali! Azgın ve âsi bir toplum sana karşı sava-

şacaktır, sen de hak üzerinde olacaksın. O gün sana yar-

dımcı olmayan benden değildir!” 1627

Bu hadise göre, Efendimiz (sav)’in; Hz. Ali’ye karşı sa-

vaşanları bırakın, kenarda durup Hz. Ali (kv)’ye yardımcı ol-

mayanları bile dışladığını görüyoruz.

129- Resûlüllah (sav)’in azatlısı Sevbân nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Şüphesiz cennet, isyan eden hiçbir kimseye helal ol-

maz.” 1628

IV- Zalimlik (Gâsid) İşareti

130- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Hz.

Ali’ye şöyle buyurdu; “Yâ Ali! Sen Nâkislerle, Gâsidlerle,

Mâriglerle savaşacaksın.” 1629

Bediüzzaman, bu hadisin tefsirinde: “Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; hem Cemel Vak’ası, hem Sıf-

fîn Savaşı, hem de Hâricîler’le olan savaşları haber vermiştir.”

1630

Gâsid, zalim demektir. Bütün Kur’ân meallerinde zalim

olarak çevrilmiştir. Gâsid’in zalim anlamında geçtiği şu âyete

bakalım: “Gâsidler (zalimler), cehenneme odun oldular.”

(Cin, 72/15)

1626

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 289-290 / s. 298; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 269; Cevdet

Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 520, s. 553; Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 269

1627 Hz. Ali bölümü, 434. Hadis

1628 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2690 BMT

1629 Hz. Ali bölümü, 427-432. Hadisler

1630 Saîd Nursi, Mektûbat, Risale-i Nur Külliyatı, İstanbul, 2005, s. 157

Page 446: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

446 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Sahâbîler için Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesel-

lem şöyle buyurdu: “Rabb’imden benden sonraki meseleler

hakkında sual ettim; Mevlâm, bana vahiy gönderdi ki: Senin

Ashâb’ın benim nezdimde gökteki yıldızlar gibidir, kimi-

si çok ışık verir, kimisi az ışık verir. Benim nazarımda

bir kimse hangi Ashâb’ın yoluna uyarsa uysun hidâyet

üzeredir.” 1631

Zalimleri korumak için bir tek “Ashâb’ım yıldızlar gibi-

dir” hadisini okuyanlara; zalimler ile ilgili sayısız âyet ve hadis-

ten birer örnek:

“Zalimlere en edna (az) meyille meyletmeyin ki size

de ateş dokunmasın. Allah’tan başka yardımcılarınız da

yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.” (Hûd, 11/113) Yani

şefaâtten de mahrum kalırsınız denilmektedir.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle bu-

yurdu: “Zalim methedilince Arş-ı Âlâ titrer.” 1632

Bazı ri-

vâyetlerde “zalim” yerine “fâsık” ve “münâfık” kelimeleri de

kullanılmıştır. 1633

*- Fıkıh Kuralı: Hanefî mezhebine ait Mültekâ tercüme-

sinde; Bezaziye’den naklen şöyle buyrulur: “Zalime iyidir,

adalet yapıyor diyen kâfir olur.” 1634

131- Ma’kıl b. Yesar nakletti: Resûlüllah sallellâhü aley-

hi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Ümmetimden iki sınıf

vardır ki, onlara şefaâtim ulaşmaz. Zalim ve gaddar ida-

reci ile dinde aşırılığa kaçan ve zorlama te’villerle din-

den çıkan kimsedir.” 1635

*- Fıkıh Kuralı: “Küçük olsun, büyük olsun; mâsiyeti

helâl görmek küfürdür.” 1636

1631

Râmûz el-Ehâdis, s. 293

1632 Râmûz el-Ehâdis, s. 63

1633 El-Askalânî, El-Metâlib, II, 582

1634 El-Halebî, İbrahim b. Muhammed, Mültekâ el-Ebhur Tercümesi, Mültekâ

Şerhi, Mecmeu’l-Enhur, Yasin Yay., 2010, İstanbul, I, 534

1635 Bu bölümde 125. Hadis’in tekrarıdır.

1636 Şerhü’l-Akâid, s. 471

Page 447: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 447

V- Zalim Kral (Adud) İşareti

132- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle

buyurdu: “Benden sonra hilâfet otuz sene devam edecek-

tir, ondan sonra hilâfet zulümle kesilecek ve bir zalimin

eline geçecektir.” 1637

İslam akâidine ait Şerhü’l-Akâid kitabında, bu hadis

şöyle açıklanmıştır: Yani hilâfet zalim saltanata intikal edecek-

tir. Isırgan ve saldırgan bir zalimden bahsedilmiş; sonuç olarak

da, zalim yırtıcı hayvana benzetilmiş ve saltanat sahibinin vas-

fıyla vasıflanmıştır. 1638

“Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin vefatın-

dan başlamak üzere, otuz senenin sonunda Hz. Ali (kv) şehit

olmuştur. Muâviye ve peşinden gelen zalimler, bunlar halife

sayılmazlar.” 1639

Ramazan Efendi, Şerhü’l-Akâid üzerine yazdığı açıkla-

mada (haşiye); aynı sahifede bu hadisi şöyle açıklamıştır:

“Hadisteki mülken, padişahlık; meliken, padişah olarak oku-

nur. Hadisin sonundaki “Adud” kelimesi de zalim demektir.”

1640

133- Huzeyfe nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Allah azze ve celle, bu işi

peygamberlik ve rahmet ile başlattı. Bundan sonra hali-

felik ve rahmet olacaktır. Ondan sonra ısırıcı bir krallık-

la devam edecektir. Onlar şerefi olmayan zorbalık ve

ümmet içinde fesatçı kimselerdir. Onlar fuhuşu helal

sayacaklar, içki içecekler ve ipek giymeyi helal görecek-

lerdir. Bununla birlikte kıyamete kadar onlara yardım

edilir.” 1641

134- Hemen herkes tarafından, Muâviye’nin halife de-

ğil, melik yani sultan olduğu kabul edilmiştir. Bu nasıl bir

sahâbîdir ki, halife değil de meliktir? Resûlüllah sallellâhü

1637

Hz. Ali bölümü, 622-624. Hadisler

1638 Şerhü’l-Akâid, s. 433

1639 Şerhü’l-Akâid, s. 433

1640 Şerhul Akâid Şerhi

1641 Hz. Ali bölümü, 624. Hadis’in tekrarıdır.

Page 448: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

448 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

aleyhi ve âlihi vesellem; “Ey Muâviye! Bir gün gelir melik

olursun! O zaman insanlara iyilikle muamele et!” buyur-

muştur. 1642

Muâviye bu hadise dayanarak bir gün yönetime

geleceğini hep umduğunu söylemiştir. 1643

İslam âlimlerinin “Beşinci Halife, Ömer b. Abdülaziz’dir”

dedikleri de unutulmamalıdır. 1644

*- Abbad b. Semmak, Süfyân es-Sevrî’den nakleder:

“Halifeler beştir: Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali ve Ömer

b. Abdülaziz.” 1645

*- Hiçbir sahâbî, Muâviye’ye; Resûlüllah’ın Halifesi de-

memiştir. Kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre Ashâb-ı

Kiram, Muâviye’ye; zorlamadan, şiddetten, kan dökülmesin-

den ve can korkusundan biat etmişlerdir.

135- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellemden isyancı olan bağîyler hakkındaki

hüküm sorulunca şöyle buyurdu: “Allah’ın onlar hakkında-

ki hükmü: Arkasını dönüp kaçanlar takip edilmez, esirler

öldürülmez, yaralı olanların işleri bitirilmez.” 1646

Hz. Ali (kv); Cemel Vak’ası’nda her iki tarafı da, Mü’min

ve Müslüman kabul edip cenaze namazlarını kılmıştır. 1647

Sıffîn ve Nehrevan savaşlarında ise sadece kendi taraf-

tarlarının cenaze namazını kılmıştır. Emevî taraftarları ve sa-

vunucuları ise; “Sıffîn de Cemel gibidir” demişlerdir.

*- Hz. Âişe annemiz de, Hz. Ali efendimiz de; Cemel’de

karşı taraftan da olmak üzere birçok kimsenin cennetle müjde-

lendiğini nakletmişlerdir. 1648

Sıffîn’de böyle bir mevzû olma-

mıştır.

*- Ebû Ümâme nakletti: “Sıffîn’de bulundum. Yaralıların

işini bitirmiyorlar, kaçanı öldürmüyorlar, öldürdükleri bir kim-

se üzerindeki değerli eşyaları almıyorlardı.” 1649

1642

Tarih-i Taberî, III, 77; İbn Kesîr, El-Bidâye, VI, 301

1643 Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 147

1644 Şerhü’l-Akâid, s. 434’te Muâviye’nin halife değil, melik olduğu ispatlanmıştır;

Abdullah Üveydi, Hak Sözün Vesikaları, Hakikat Kitabevi, İstanbul, 2013, s. 210

1645 Ebû Dâvud, III, 4631; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, V, 223

1646 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2709

1647 Tarih-i Taberî, IV, 30; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 262

1648 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 264

1649 Hâkim, El-Müstedrek, IV, 2707

Page 449: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 449

*- Hz. Ali (kv), Sıffîn’de kendi taraftarlarından ölenlerin

namazını kıldı, cesetlerini gömdü. Kûfe’ye döndüğünde, halkın

Sıffîn’de öldürülenlere ağladığını duydu ve şöyle buyurdu:

“Sıffîn’de bizim yanımızda; sabrederek ve sevabını yalnız

Allah’tan bekleyerek, öldürülenlerin şehit olduklarına

şehâdet ederim.” 1650

*- Hz. Ali (kv), Nehrevan Savaşı’ndan sonra, ganîmet

olarak alınan silahları, malları ve atları askerleri arasında tak-

sim etti. Namazlarını kılmadığı gibi, askerlerin ölenleri gömdü-

ğünü görünce bıraktırdığı naklediliyor. 1651

Yani Müslüman

muamelesi yapmadı.

*- Hz. Ali (kv), Cemel Vak’ası’nda, kimseye kılıç vurma-

dı, vurulmasını da istemedi. Âsîlerin; Hz. Âişe annemizin de-

vesinin yularından tutup, deveyi sancak yaparak önünde sa-

vaştıklarını görünce: “Deveyi sinirleyin!” buyurdu. Devenin

arka ayak sinirlerine vurulmasıyla âsîler dağıldı. Bunun dışın-

da Hz. Ali (kv)’nin Cemel’de; “Öldürün, vurun, kırın” gibi bir

emri de yoktur. Cemel’de Hz. Ali (kv): “Onları öldürmek

için hamle etmeyin ki, kanları boynunuzda olmasın! Sa-

dece kendinizi savunun!” diye ilân ettirdi. 1652

*- Yahya b. Saîd amcasından şöyle nakletti: Hz. Ali,

Cemel günü insanlar arasında şöyle seslendi: “Kimseye ok

atmayınız! Kimseye mızrak saplamayınız! Kılıçla darbe

indirmeyiniz! Kaçanları takip etmeyiniz! Çünkü bu öyle

hassas bir durumdur ki bugün kurtaran, kıyamet günün-

de de kurtaracaktır.” 1653

*- Sıffîn’de ise bizzat kendisi isyancıları öldürdüğünden,

üzerine sıçrayan kanlardan elleri uyuşuyordu. Sıffîn’de ceset-

lerden yürünmüyordu. Bizzat kendisi ön saflara çıkıp isyancılar

üzerine saldırıyordu, mübarezelere çıkıyordu. Kaynaklar ince-

lendiğinde şu ortaya çıkıyor: Hz. Ali (kv)’nin nezdinde Cemel

ile Sıffîn, birbirinden tamamen ayrı şeylerdi. 1654

1650

Tarih-i Taberî, IV, 47; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 331

1651 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 356-357; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 464

1652 Tarih-i Taberî, IV, 28; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 199

1653 Hâkim, El-Müstedrek, VII, 5646; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 194; İbn Kesîr, El-

Bidâye, VII, 395

1654 Geniş bilgi için baknz: Taberî, İbnü’l Esîr, Zehebî Tarihü’l-İslam, Cevdet Paşa;

Cemel ve Sıffîn Savaşları

Page 450: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

450 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

136- Sıffîn’de; Hz. Ali (kv)’nin yanında Bedir’e katılan-

lardan seksen, Rıdvan Biatı’nda bulunanlardan iki yüz elli kişi

vardı. 1655

*- Hz. Ali (kv)’nin yanında Sıffîn Savaşı’na sekiz yüz

sahâbî katıldı. Ammâr b. Yâsîr dâhil altmış üç sahâbî şehit

oldu. 1656

*- Cevdet Paşa; Sıffîn’de Muâviye taraftarları, âsi ve

bağîylerden öldürülenlerin kırk beş bin; Hz. Ali (kv)’nin taraf-

tarları Fırka-yı Nâciye’den şehit olanların ise yirmi beş bin kişi

olduğunu, bunlardan yirmi altı kişinin Ehl-i Bedir olduğunu

kaydetmiştir. 1657

*- Cemel günü, toplam on üç bin insan öldürülmüştür.

1658

137- “İki Müslüman” ifadesi ilave mi?: Hz. Hasan

(ra)’a Resûlüllah (sav) efendimiz tarafından şöyle buyruldu:

“Benim bu oğlum, seyyiddir. Umulur ki onun sebe-

biyle Allah (celle celâlühü), iki ordunun arasında barışı

sağlar.” 1659

Buhârî’nin dışındaki rivâyetlerde “İki Müslüman” ibaresi

geçmez. Tirmîzî’de “İki grubun arasını düzeltir” şeklinde geçer.

Nesâî’de geçen ifadeler; “İki Grup” ve “Ümmetimden İki Or-

du” şeklindedir. Ebû Dâvud’da “İki Cemaat” şeklinde geçer.

El-Heytemî’de “İki Tâife” şeklinde geçer. Bediüzzaman,

Mektûbat’ın Mûcizât-ı Ahmediye başlıklı 19. Mektubu’nun

beşinci nükteli işaret bahsinde geçen hadiste “İki Müslüman”

kelimesi geçmez. Râmuz’da, Şevâhid’de “İki Müslüman” keli-

mesi geçmez.

*- Hz. Hasan’ın hilâfeti nübüvvet hilâfetidir. Muâvi-

ye’nin emirliği ise mülkiyet ve saltanattır. Mülkiyet nasıl keyfi

olarak nübüvvete tercih edilebilir? Hz. Hasan (ra)’ın hilâfeti

bırakması, zaruri ve cebren olmuştur. Bu, Hz. Hasan (ra)’ın

hutbe konuşmasında da açıktır. 1660

1655

Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4615

1656 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 290

1657 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 569; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 290

1658 İbn Sa’d, Tabakât, III, 33; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 244; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 271

1659 Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin bölümü, 98. Hadis

1660 Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin bölümü, 71. Hadis

Page 451: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 451

*- Resûlüllah (sav) şöyle buyurdu: “İki Müslüman bir-

birine silah çekecek olursa; ölen de, öldüren de ateşte-

dir.” 1661

VI- Fitneyi Uyandıranlar ve Müslümanları Aldatanlar

138- Hz. Ali (kv) nakletti: Resûlüllah (sav) şöyle buyur-

du: “Müslümanı aldatan, ona zarar veren ve ona hile ya-

pan bizden değildir.” 1662

139- Abdullah b. Mes’ûd nakletti: Resûlüllah (sav) şöyle

buyurdu: “Bizi aldatan bizden değildir. Hile yapıp tuzak

kuranlar, cehennemdedir.” 1663

140- Sa’d b. Kays şöyle nakletti: “Resûlüllah (sav): “Hi-

le ve desise ateştedir.” buyurmasaydı ben onlara neler ya-

pardım.” 1664

141- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

“Aldatan bizden değildir.” 1665

; “Fitne uykudadır, uyandı-

rana Allah lânet etsin!” 1666

hadisleri de bunların haline de-

lildir. Hem Sıffîn’de savaş esnasında Müslümanları aldatıp

fitne içine çekmişlerdir, hem de barış zamanında Hakem Olayı

ile Müslümanları aldatıp, fitnenin içine çekmişlerdir. Ümmet-i

Muhammed’i Kur’ân’la ve imanla imtihan etmişler ve kıyame-

te kadar da bu imtihan devam etmektedir.

142- Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem; Amr

İbnü’l Âs ve Muâviye hakkında şöyle buyurdu: “Bu ikisi hile

ve aldatma dışında birlik olmazlar.” 1667

143- “Eğer Muâviye b. Ebû Süfyân ve Amr İbnü’l

Âs’ı bir arada görürseniz, birbirinden ayırınız! İkisi hayır

için bir araya gelmezler!” 1668

1661

Kütübi Sitte, XIII, 530

1662 Râfi’den; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 246

1663 Taberânî, Kebir’de; Ebû Nuaym Hilye’den; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 374

1664 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 176

1665 Müslim, İman 164 / II, 47; Dârimî, Alışveriş 10, 2544; Hâkim, El-Müstedrek, II,

2198 BMT

1666 Ali el-Muttakî, 30891; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr-2, III, 61

1667 Bu bölümde geçen 73. Hadis’in tekrarıdır.

1668 İbn Abdirabbih, İkdü’l-Ferîd, II, 290

Page 452: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

452 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Şarkı söylediklerini duydukları zaman da şöyle buyurdu.

“Ey Allah’ım! Bu ikisini fitnenin içinde kıl! İlâhi, bu iki-

sini ateşe at!” 1669

VII- Muâviye, Resûlüllah (sav) Efendimiz Tarafından Mü-

ellefe-i Kulûb ve Tulekâ Olarak Kabul Edilmiştir

144- Cerir b. Abdullah nakletti: Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Muhâcir ve Ensâr

birbirlerinin dost ve yardımcılarıdır. Kureyş’ten Tulekâ

olanlar (Mekke’nin Fethi günü serbest bırakılanlar) ve

Sâkif’ten olan yardımcıları; bu dünyada da, âhirette de

birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdır.” 1670

145- Muâviye; Resûlüllah (sav) zamanında Müellefe-i

Kulûb’den kabul edilmiş ve ganîmetlerden ona göre pay al-

mıştır. Huneyn, Tâif ve Yermük savaşlarında Müellefe-i Kulûb

olarak bulunmuştur. Hz. Ebû Bekir Sıddık (ra)’ın zamanında

iyi niyetle, Ashâb-ı Kiram’ın icmâsı ile, Yermük Savaşı’ndan

sonra da müellefelikten çıkartıldı. 1671

*- Muâviye; Müellefe-i Kulûb’den sayılmış ve Resûlüllah

sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, Huneyn Savaşı’ndan sonra;

Muâviye’nin de içinde olduğu, Mekke’nin ileri gelenlerine

kalpleri İslam’a ısınsın diye yüklü miktarda ganîmet vermiştir.

1672

146- Tulekâ: Serbest Sırakılanlar. Peygamberimiz

(sav)’in Mekke’nin Fethi günü, müşrik olan Mekke halkına

hitaben: “Bugün sizler azarlanıp, kınanmayacaksınız!

Gidin, hepiniz serbestsiniz!” (Yûsuf, 12/92) buyurduğu bağış-

lanma ile Peygamberimiz (sav)’in affına mazhar olmuş Mekke-

li müşrikler için kullanılan tabir. 1673

1669

Bu bölümde geçen 74.-75. Hadisler.

1670 Hâkim, El-Müstedrek, IX, 7061 BMT

1671 İbn Hişâm, Sîret, IV, 209; Tefsir-i Taberî, XIV, 313; Kurtûbî, el-Câmi, VIII, 179;

Kamusu Okyanus II, 727; Beyhakî, Sünen, VII, 20

1672 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 219-220; İ. Aycan, DİA, Muâviye, XXX, 332; A.

Köksal, İslam Tarihi, XV, 497-509. Bu isimlerin listesi için baknz: İbn Kesîr, El-Bidâye,

V, 34

1673 Tarih-i Taberî II, 161, Zemahşerî, Keşşâf, IV, 239; İbn Sa’d, Tabakât, II, 145;

Zehebî, Tarihü’l-İslam, IV, 236

Page 453: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 453

Tulekâ kelimesi, genel olarak Mekkeli müşrikler için kul-

lanıldıysa da, kelimenin dar anlamında, Ebû Süfyân ve oğlu

Muâviye için kullanılmıştır. Hz. Ali (kv) bu anlamda Tulekâ

kelimesini kullanmıştır. Hz. Ali (kv)’nin hilâfetini tanımayan

Muâviye, Habib b. Mesleme başkanlığında üç kişilik elçi gön-

derdiği zaman; Hz. Ali (kv), Muâviye’nin de, elçilerinin de

muhatabı olmadığını söyleyip tepki gösterdi. Bu sırada Muâvi-

ye için: “Tulekâ oğlu Tulekâ” diyerek Muâviye’yi suçladı.

1674

*- Hz. Ali (kv), Muâviye’ye yazdığı her mektupta, gön-

derdiği her elçiye şöyle diyordu: “Muâviye, halifelik kendi-

lerine helal olmayan Tulekâ’dan birisidir.” 1675

*- Hz. Ömer (ra), vefatından önce yaralandığında, ken-

disine birçok isimleri halife olarak kendi yerine tayin etmesi

konusu konuşulduğunda, o şöyle buyurdu: “Hilâfet işi, ken-

dilerinden bir kişi kalıncaya kadar Bedir ehline, sonra

Uhud ehline, sonra sırası ile şunlara ve şunlara aittir. Bu

hilâfet işinde Tulekâ ve Tulekâ çocuklarına ait hiçbir pay

yoktur.” 1676

VIII- Muâviye’nin İctihadı Bâtıldır

147- Muâviye’nin Hz. Osman (ra)’ın kâtillerini kısas icra

etmek için, Hz. Ali’den istemesi ictihad sayılmaz. Çünkü kısa-

sın icrası, İslam halifesinin vazifesidir. Muâviye gibi şahsın

görevi değildir. Bütün İslâmî ağır cezalar, halifeye aittir. Halife

mevcut değilse, İslâmî ağır cezalar durdurulur. Halife seçimin-

den sonra icra edilir.

Muâviye: “Osman’ı öldürenleri bana teslim edin!

Ben kısası icra edeyim!” diyerek; te’vilsiz ve ictihadsız karar

vermiş ve vacibi terk etmiştir. Ya küfre girmiş ya da fıska gir-

miştir. Bu da Muâviye’nin âsiliğine kesin delildir. 1677

1674

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 296; Kemal Sandıkçı, DİA, Tulekâ, XLI, s. 362; Cevdet

Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 551

1675 Onat, Hasan, Emevîler Devri Şiî Hareketleri, Doktora Tezi, Ankara, 1986, s.

40; Örnek olarak baknz: Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 272-273-285

1676 İbn Sa’d, Tabakât, III, 402

1677 Mezâhibü’l-Erbaa, V, 78

Page 454: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

454 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

148- Bu konuda Hz. Ali (kv)’nin görüşü:

Sıffîn Savaşı’nın başlarındaydı. Muâviye, Hz. Ali (kv)’ye

elçi ile mektup gönderdi. Muâviye: “Osman’ın kâtillerini

bana verin, ben kısas icra edeyim! Sonra da; sen de, ben

de hilâfetten çekilelim. Halk kimi dilerse, onu halife

seçsin!” dedi. Hz. Ali (kv) bu sözlere kızdı ve şöyle buyurdu:

“Mü’minler toplandılar, beni zorla hilâfete getirdiler!

Şimdi sen kim oluyorsun ki; bana “Hilâfetten çekil!”

diyorsun!” 1678

*- Muâviye’nin, ben Hz. Osman (ra)’ın “Velisiyim,

vârisiyim” demesi de bâtıl ve yanlıştır. Tamamen hile ve al-

datmacadır. Hz. Osman’ın oğulları vardır. Hz. Osman (ra)’ın

kanının talep edilmesi gerekiyorsa oğulları etmesi gerekir.

Muâviye ise uzak akrabadır. Hz. Ali (kv); Muâviye tarafından

gelen adama bunu söyleyip, “Cezayı uygulayacak olan,

Emirü’l-Mü’minin’dir!” diye fetvasını vermiştir. 1679

Hz. Ali

(kv)’nin verdiği karardan kimin şüphesi var ki, Muâviye’nin

ictihadından söz ediliyor.

*- Muâviye yirmi yıla yakın yönetimin başında bulundu.

Bu dönemde hiçbir zaman Hz. Osman (ra)’ın kanından bah-

setmedi. Onu şehid edenleri cezalandırma yoluna da gitmedi.

1680

149- Sıffîn Savaşı öncesi ve savaş esnasında Hz. Ali (kv)

ile Muâviye arasında sürekli yazışmalar ve elçiler gelip gitti. Bu

yazışma ve görüşmelerin temelini Hz. Ali (kv)’nin; Muâvi-

ye’den idareyi tanıması ve itaat etmesini istemesi, Muâviye’nin

de Osman’ın katillerinin teslim edilmesini istemesi oluşturur.

Muâviye, Hz. Ali (kv)’nin isteğine: “Sen, Muhâcirler’i Os-

man’ın katli için tahrik ettin, Ensâr’ı da ona yardımdan

alıkoydun! Cahiller de sana uyup kuvvet buldular! Şamlı-

lar da katilleri bize teslim edinceye kadar seninle savaşa

karar verdiler. Eğer bunu yaparsan hilâfet, şûrâya havale

edilir.” şeklinde cevap veriyordu. Hz. Ali ise: “Osman’ın

1678

Hz. Ali bölümü, 530. Hadis’in tekrarıdır.

1679 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 547

1680 Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 51

Page 455: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 455

oğulları var, sana ne oluyor! Kan talep edilecekse, onlar

hak sahibi! Osman’ın kanını talep etmede; benden daha

kuvvetliysen, önce biat et, meşru hükümeti tanı, sonra

ben gereğini yaparım.” diyordu. Hz. Ali (kv), devlet otorite-

sini sağlayıp suçluları cezalandırmayı düşünüyordu. Muâviye

ise, Hz. Osman’ın kanı dâvâsını gündemden düşürmeden

savaş hazırlıklarına devam ediyordu. 1681

150- Taberî’nin naklettiğine göre: Amr İbnü’l Âs; Ha-

kem Olayı’nda hile ile işi istediği şekle soktuktan sonra, hâlâ

Muâviye’nin Hz. Osman (ra)’ın velisi olduğu yönünde âyetler

okuyup, deliller getirip duruyordu. Ebû Mûsa el-Eş’ari: “Ey

Amr! Allah’tan kork! “Muâviye, Osman’ın velisidir” di-

yorsun. Veli, kişinin oğludur. Hz. Osman’ın hayatta iki

oğlu var. Onlar henüz yaşarken bu iş Muâviye’ye nasıl

düşer? Senin Muâviye’yi isteyip durmaktaki muradın,

sana ne dilersen vermesidir. Bu, Allah’ın hükmüne karşı

durmaktır. Allah’ın hükmünü rüşvet alarak bozmak yok-

tur!” dedi. 1682

151- İslam halifesine âsi olan kişi, mezheb görüşlerine

göre; mürted, fâsık ve âsi olur. Bütün İslam Ümmeti için bu

hükümler ortadayken, Muâviye bu durumdan muaf tutulacak

değildir. Muâviye bu kadar mâsiyet ve cinayetler ile büyük

vebâller altına girmiştir. İslam dünyası arasındaki ihtilâfın ve

tefrikanın da temellerini atmıştır.

İslâmî kuralları icra etmede iltimas yoktur. Kanun herkes

için birdir, değişmez. Onun için Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem buyurdu ki: “Kızım Fâtıma da hırsızlık ya-

parsa elini keserim!” 1683

Acayip olan şudur; Emevî zulmü ve baskısı yüzünden,

dillerde Muâviye’ye tâzim vardır. Ancak tarih kitaplarındaki

bilgiler ve fıkıh kitaplarımızda hükümler Muâviye’nin aleyhi-

nedir. 1684

1681

Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 107

1682 Hz. Ali bölümü, 562. Hadis’in tekrarıdır.

1683 Buhârî, Hudûd, 11-12; Müslim, Hadler 8 / VIII, 18

1684 Bu konular ile ilgili geniş bilgi için baknz: Mecmeu’l-Enhur, I, 535; Hacı İbrahim

Envar Haşiyesi, II, 212-313; Muğni Muhtac IV, 124; Mezâhibü’l-Erbaa V, 418-419

Page 456: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

456 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

IX- Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’e Sövenler, Nefret Edenlerde

Münâfıklık İşaretleri

152- Saîd b. Cübeyr dedi ki: Arefe günü Arafat’ta İbn

Abbas ile beraberdim. İbn Abbas: “İnsanların telbiye getir-

melerini niçin duymuyorum?” dedi. Ben de: “Muâviye’den

korktukları için.” dedim. Bunun üzerine İbn Abbas çadırın-

dan çıkarak: “Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk!” diye telbiye

getirmeye başladı ve: “Ali’ye kızgınlıkları yüzünden Sün-

net’i terk etmişler!” diye konuştu. 1685

*- Çünkü Muâviye: “Hz. Ali (kv)’nin arefe akşamı

telbiye getirdiğini duyduğu zaman buna yasak getirmiş-

ti.” 1686

153- Âmir b. Sa’d b. Ebî Vakkas nakletti: “Muâviye,

Sa’d b. Ebî Vakkas’ı ziyaret etti. Hz. Ali (kv)’den konu açılınca;

Muâviye, Ebû Tûrab’a sövdü ve onu aşağıladı. Sa’d b. Ebî

Vakkas’a da, Ali’ye sövmeyi emretti. Sa’d b. Ebî Vakkas bunu

reddetti. Muâviye bu defa: “Seni Ebû Tûrab’a sövmekten

alıkoyan şey nedir?” diye sordu. Sa’d b. Ebî Vakkas: “Ben

ona, asla dil uzatamam!” deyip şöyle devam etti: Ali’nin üç

fazileti vardır ki, onlardan birinin benim olması, kızıl tüylü de-

velerimin olmasından daha hayırlıdır:

1- Resûlüllah (sav)’in Tebûk’e giderken Medine’de Hz.

Ali’yi bırakması ve: “Ey Ali! Razı olmaz mısın, benim nez-

dimde Hz. Mûsa (as)’ın yanındaki Hz. Harun (as)’ın ko-

numunda olasın. Yalnız benden sonra peygamberlik yok-

tur.” buyurması.

2- Hayber günü: “Yarın sancağı öyle bir kimseye ve-

receğim ki; o, Allah’ı ve Resûlü’nü sever, Allah ve

Resûlü de onu severler!” buyurması.

3- Mübâhale âyeti; “Gelin oğullarınızı ve oğullarımı-

zı, kadınlarınızı ve kadınlarımızı, kendinizi ve kendimizi

çağırıp toplanalım, sonra niyaz edelim ki, Allah’ın lâneti

yalancılar üzerine olsun!” (Âl-i İmrân, 3/61) âyeti geldiği zaman,

1685

Nesâî, Sünen, Hac kitabı, 197, 3006; Beyhakî, Sünen, V, 274, 9447

1686 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 218

Page 457: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 457

Resûlüllah (sav); Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan, Hz. Hüse-

yin’i yanına aldı ve çöle çıkarak: “Allah’ım bunlar benim

Ehl-i Beyt’imdir.” buyurmasıdır. 1687

154- Müslim, Hz. Ali bölümünde, 44 no’lu, “Ebû

Tûrab” hadisinin baş kısmında Sehl b. Sa’d’ın vali olarak Me-

dine’ye geldiği zaman Mervan b. Hakem’in Sehl b. Sa’d’a

aynı şekilde Ebû Tûrab’a, yani Hz. Ali (kv)’ye sövmesini em-

rettiği, bunu yapamazsa hiç olmazsa: “Allah, Ebû Tûrab’a

lânet etsin de” diye emrettiğini kaydetmiştir. 1688

155- Zirr İbn Hubeyş’ten rivâyetle; Hz. Ali (kv) buyurdu

ki: “Tohumu yaran ve insanı yoktan var eden, Allah’a

yemin olsun ki; ümmî olan Nebî, bana şu hususta ahid

(garanti) verdi: Beni mü’min olan sevecek, münâfık olan

da bana düşmanlık edecektir.” 1689

156- Ümmü Seleme annemiz nakletti: Resûlüllah sal-

lellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Her kim

Ali’yi severse, beni sevmiştir. Her kim Ali’den nefret

ederse, benden nefret etmiştir. Benden nefret eden ise,

Allah’tan nefret etmiş olur.” 1690

Bu sahih hadislere göre Muâviye, Hz. Ali (kv)’den nefret

ediyordu. Bu kitap içerisinde; Hz. Ali’ye düşmanlık edenlerin

mutlaka münâfık olduğu yirmi civarında hadiste geçmektedir.

Değerlendirmelerde bunların da göz ardı edilmemesi gerekir.

157- Muğîre b. Şu’be, Kûfe’de halka hitap ettiğinde

şöyle dedi: “Başımızdaki adamın (Muâviye’nin), Ali’nin

ismini yasakladığını bilmiyor musunuz? Başımızdaki

adamın (Muâviye’nin), Ali’nin isminin anılmasına bile

tahammülü yoktur!” 1691

*- Fıkıh Kuralı: “Sahih Sünnet, Kur’ân hükmünde-

dir.” 1692

1687

Müslim, Fazilet 32 / X, 268; Tirmîzî, Menâkıb 21, 3724 / III, 559; İbn Mâce, Mu-

kaddime, I, 11, 121; Nesâî, VII, Hasâis, 8342; Ahmed, Müsned, XIX, 27509; Hâkim,

El-Müstedrek, VI, 4632 BMT; İbnü’l Esîr, Üsd’ül-Ğâbe, IV, 104; El-Askalânî, El-İsâbe,

s. 88; Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 388; İbn Kesîr, El-Bidâye, VII, 531; Gülgün Uyar,

Ehl-i Beyt, s. 88

1688 Müslim, Fazilet 38 / X, 278

1689 Hz. Ali bölümü, 330. Hadis

1690 Hz. Ali bölümü, 293., 342., 343. Hadisler

1691 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 436

1692 Aliyyül Kâri, İmam-ı Âzam Fıkhı Ekber, Çağrı Yay., İstanbul, 1979, s. 435

Page 458: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

458 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

XI- Hz. Ali (kv)’nin Son İki Yılında (H. 39-40) Muâvi-

ye’nin Katliamları

Muâviye ve Amr İbnü’l Âs’ın hilesi ile durdurulan savaş

sonrası, Hakem Olayı’nda yapılan hile ile Hz. Ali (kv)’yi halife-

likten azledip, Muâviye’nin halife ilan edilmesi... Bu kadar

bâtıldan bir hak ve haklılık çıkmayacağı açıktır. Ancak bu bâtıl

halifeliğine dayanan Muâviye’nin, bütün İslam beldelerine

saldırması ve binlerce Müslümanı; “Ali taraftarı, Ali’yi seviyor,

Ali’yi saygın tutuyor” diye öldürtmesi... Özellikle Busr b. Ebî

Ertat eliyle yapılan katliamlar, hiçbir gerekçe ile kapatılamaya-

cak kadar büyüktür.

Bir kişiyi bile mazlum olarak öldürmesinin, vebal olarak

kişiye yeterli olduğu İslam hükümleri ile sabittir.

XII- Muâviye’nin ve Bazı Emevîler’in Hz. Ali (kv)’ye Olan

Kinleri, Cahiliye Âdetlerinden Kopamadıkları ve Bid’atçi

Olduklarına Dair

158- Muâviye’nin Ziyâd’ı Kardeş İlân Etmesi:

Şeriat’ın emri ortadayken Muâviye’nin böyle şâhidlerle,

delillerle; babası gerçekten de belirsiz olan Ziyâd’ı dünya men-

faatleri için kardeş ilân etmesi, hafife alınamayacak bir du-

rumdur. İslam’ın getirdiği: “Çocuk doğduğu yatağa aittir, zînâ

eden kişi de recmedilir” hükmü terk edilip, cahiliye âdetlerine

dönülmüş oldu. İslam tarihinde alenen çiğnenen ilk Şeriat

hükmü olarak tarihe geçti. 1693

*- Muâviye bunu onaylatmak için Hz. Âişe annemize bir

mektup yazıp, Ziyâd b. Ebû Süfyân denilmesini arzu etti. An-

cak Hz. Âişe annemiz ve diğer Ashâb-ı Güzin yine Ziyâd b.

Ebîhi yani “Babasının oğlu Ziyâd” demeye devam ettiler. 1694

*- Hz. Ali (kv), bu konudaki Ziyâd’a yazdığı mektubun-

da şunları da ilave etmişti:

1693

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 452

1694 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 452

Page 459: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 459

“Sen, Ebû Süfyân’ın bu sözünden dolayı, ne miras

alabilirsin, ne de bu miras sana helâl olur. Seni, Ebû

Süfyân’ın nesebine ilhak etmek de caiz değildir.” 1695

*- Said b. Müseyyeb dedi ki: Allah, Muâviye’yi kahret-

sin! Resûlüllah (sav)’in hüküm verme şeklini değiştirdi.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem buyurdu ki: “Ço-

cuk yatağın sahibi erkeğe aittir. Zina eden kişi de rec-

medilir.” 1696

159- Dört Halife’den sonra ilk melik olan kişi Muâvi-

ye’dir.

Hanbel b. İshak’tan nakledildiğine göre Muâviye: “Ben,

Meliklerin ilkiyim” diye övünürdü.

Sünnet üzere olan halifeliği ilk bozan Muâviye’dir.

Sefîne’nin rivayetindeki: “Halifelik benden sonra otuz

yıldır. Ondan sonra ısırıcı bir hükümdarlık gelir.” hadi-

sindeki “Isırıcı Hükümdar” Muâviye’dir. 1697

160- Muğîre, Şâ’bi’nin şöyle dediğini nakletti: “Muâvi-

ye, cuma günleri minberde oturarak hutbe okuyan ilk

kişidir. Muâviye’nin göbeği büyüyüp yağ bağladığında

ayakta duramaz oldu ve hutbeleri oturarak okurdu.” 1698

161- Buhârî ve Müslim’in de naklettiği hadiste de orta-

ya konulduğu gibi; “Müslüman kâfire, kâfir de Müslümana

mirasçı olamaz” buyrulmuştur. İslam fıkhındaki uygulama

da böyledir. Ancak Muâviye bu hükmü de ilk bozan ve “Kâfiri

Müslümana, Müslümanı kâfire mirasçı kılan ilk kişidir.” Ömer

b. Abdülaziz bunu Sünnet’e uygun hale getirdiyse de, ondan

sonra Emevîler yine Muâviye’nin hükmüne döndüler. Yine bir

Müslümanın diyeti bir zımmînin diyetine eşit olduğu halde

Muâviye zımmînin diyetini yarıya düşürmüş ve İslam hüküm-

lerini değiştirmiştir. 1699

1695

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 451

1696 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, I, 610

1697 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 226

1698 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 232

1699 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 232

Page 460: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

460 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

162- Yine Muâviye’nin yönetime geçtikten sonra her

fırsatta: “Ben, Hind’in oğluyum” diye övünmesi; Ashâb-ı

Kiram’ın da Muâviye’den bahsederken: “Ciğerleri Çiğneyen

Kadının Oğlu” diye bahsetmeleri; Muâviye’nin cahiliye dö-

nemindeki kininden ve asabiyetinden bir şey kaybetmediğinin

göstergesidir. 1700

163- Uhud Savaşı’ndan 40 yıl sonra, Muâviye kendi

devrinde Uhud şehitlerinin bulunduğu şehitlikten su kanalı

geçirmek için o bölgeyi kazdırdı. Hz. Hamza’nın ayağına kaz-

ma isabet edip, kan fışkırdı.

Bu olaya şahit olanlar “Daha dün gömülmüş gibi hepsi

şehit edildikleri hal üzereydi” dediler. Muâviye’nin tellalı şöyle

ilan etti: “Uhud’da kimin ölüsü varsa gelsin sahip çıksın.”

Bunun üzerine herkes şehitlerinin cenazesini nakletti. 1701

164- Muâviye, Hz. Hasan (ra)’tan yönetimi aldıktan

sonra da; antlaşma şartlarında var olmasına rağmen, hiçbir

Ehl-i Beyt taraftarına hoşgörü ile yaklaşmamış, en şiddetli

şekilde cezalandırmıştır. Burada dikkat çekmek istediğimiz asıl

konu şudur: Ashâb-ı Kiram’dan ya da Ehl-i Beyt’ten Muâvi-

ye’yi durduracak hiçbir güç kalmamıştır. Muâviye ve valileri

istediği uygulamayı yapmışlardır. Muâviye’nin keyfi uygula-

malarını ve zulümlerini gören Ashâb-ı Kiram’dan bazıları piş-

man olup: “Keşke zamanında, Hz. Ali’nin yanında savaş-

saydık!” diye hayıflanırlardı. Bunların başında Abdullah b.

Ömer geliyordu. Muâviye, yönetime geldikten sonra zaten

Medineli Ensâr-ı Kiram’ın hakkını hukukunu gözetmemiş ve

onları dikkate de almamıştır.

165- Bedir Savaşı başlarken Utbe b. Rabia’nın teklifi ile

üç kişi düello yaptı. Hz. Hamza, Şeybe b. Rabia’yı; Hz. Ali,

Velid b. Utbe’yi ilk elden hemen öldürdüler. Utbe b. Rabia ile

Ubeyde b. Haris birbirlerini yaraladılar. Hz. Hamza ile Hz. Ali

hemen Ubeyde’nin yardımına koşup Utbe’nin işini bitirdiler,

Ubeyde’yi de alıp kendi saflarına taşıdılar. 1702

1700

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 448-451

1701 İbn Kesîr, El-Bidâye, IV, 78-79

1702 İbn Hişâm, II, 324; Hâkim, El-Müstedrek, VII, 4934

Page 461: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 461

İşte bu düelloda bulunanlar bir tarafta Ehl-i Beyt men-

supları olan; Hamza b. Abdülmüttalib, Ubeyde b. Haris b.

Abdülmüttalib ve Ali b. Ebî Tâlib idi. Diğer tarafta ise Muâvi-

ye’nin annesi Hind’in babası Utbe, kardeşi Velid ve amcası

Şeybe idi. Üçü de Bedir’de böylece öldürülmüş oldu. Bu sa-

vaştan sonra başta Hind ve Ebû Süfyân olmak üzere Ümey-

yeoğulları, bu kimselere karşı büyük kin tutmuşlardır. Ubeyde

b. Haris ayak bileğine aldığı yara ile iki gün sonra şehit oldu.

Hz. Hamza (ra) bu kin neticesinde; Uhud’da Hind b. Utbe’nin

teşvikiyle Vahşî tarafından şehit edildi. Bunlardan bir tek Hz.

Ali (kv) kaldı ki; hayatı boyunca bu intikamın kendisini bırak-

madığını görüyoruz.

*- Sıffîn’de Hz. Ali (kv)’nin yanında şehit düşen

sahâbîlerden Abdullah b. Büdeyl, savaş öncesi istişare sırasın-

da şöyle dedi: “Ey İnsanlar! Muâviye’nin Ali’ye biat etme-

si çok zor! Ali onun kardeşini, dayısını, dedesini, anası-

nın amcasını Bedir Savaşı’nda öldürdü. Muâviye’nin

boynuna kılıç değmeden biat edeceğini sanmam.” 1703

166- Hz. Ali (kv)’nin düşmanlarının çok olması; Resûlül-

lah (sav) zamanındaki bütün savaşlarda ön saflarda savaşması

ve birçok kimseyi savaş esnasında öldürmüş olmasındandır.

Resûlüllah (sav)’e kızan, düşman olan bütün müşrikler Hz. Ali

(kv)’ye de düşmandı. Ebû Leheb’in karısı Ümmü Cemil, Ebû

Süfyân’ın da kız kardeşiydi. Ebû Leheb ve karısı hakkında

Leheb Sûresi inince hep birden kinleri arttı. Resûlüllah (sav)’in

iki kızını birden Ebû Leheb’in iki oğlu, Resûlüllah (sav)’e haka-

ret ederek boşadı. Hz. Ali, Bedir’de Ebû Süfyân’ın oğlu Han-

zala’yı öldürdü. Diğer oğlu Amr’ı esir aldı. Hz. Ali, Bedir’de

Emevîler’den Âs b. Saîd’i ve daha başkalarını da öldürmüştü.

Resûlüllah (sav)’i iki defa boğmaya kalkışan ve Resûlüllah

(sav)’in üzerine deve işkembesi atan Ukbe b. Ebî Muayt da

Emevîler’dendi. Ukbe, Bedir’de esir alınmıştı. Hz. Ali tarafın-

dan, Resûlüllah (sav)’in emriyle öldürüldü. 1704

1703

Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 267

1704 Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 64

Page 462: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

462 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Hz. Ali (kv), Bedir’den sonra, Emevîler’in kan dâvâlısı

durumundaydı ve bunu hiç unutmadılar. Muâviye’nin babası

Ebû Süfyân ve annesi Hind intikam yemini ettiler. Yıkanma-

maya, koku sürünmemeye, birlikte yatağa girmemeye yemin

ettiler.

Uhud ve Hendek gazâlarını organize eden ve müşrikle-

rin komutanı olan yine Ebû Süfyân idi. Uhud’da Hz. Ham-

za’nın şehâdetini hazırlayan Muâviye’nin annesi Hind idi.

Hind öfkesinden Hz. Hamza’nın ciğerini söküp çiğnemiş, Hz.

Hamza’nın kulaklarından ve burnundan kolye yapıp boynuna

asmıştı. Mekke’nin Fethi sırasında Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem efendimiz çocukları öldürmemek üzere söz

isteyince; Hind, kinini şöyle belli etti: “Çocukları biz büyüt-

tük, sen onları Bedir’de öldürdün!” dedi. Hind, Mekke’nin

Fethi’nde Resûlüllah (sav)’in öldürülmesini emrettiği kimseler-

dendi. Ancak Hz. Osman’ın şefaâtiyle gelip Resûlüllah (sav)’e

biat etti. 1705

*- Ebû Süfyân’ın Medine’ye casus olarak gönderdiği

Muâviye b. Muğîre’yi Resûlüllah’ın emriyle Hz. Ali (kv) öldür-

dü. Ebû Süfyân’ın Medine’ye gönderdiği kiralık kâtili, Useyd

b. Hudayr etkisiz hale getirdi. Recî Vak’ası’nda sağ kalan iki

sahâbîyi işkence etmek ve öldürmek için satın alan Ebû Süf-

yân, oğlu Muâviye yanındayken; Hubeyb b. Adîy ve Zeyd b.

Desine’yi öldürttü. 1706

167- Ebû Süfyân’ın Müslüman Olma Hikâyesi:

Mekke’nin Fethi gecesi, Resûlüllah (sav)’in askeri ateş yaktı-

ğında, Ebû Süfyân “bu nedir” diye bakmaya geldi. Resûlüllah

(sav)’in amcası Hz. Abbas da onu gece karanlığında, sesinden

tanıyıp yanına çağırdı. Hz. Abbas, Ebû Süfyân’ın dostuydu,

kucaklaştılar. Hz. Abbas: “Bu gelen Resûlüllah’tır, gel seni

Resûlüllah’a götüreyim, senin için af dileyeyim. Ömer

seni yakalarsa mutlaka öldürür, şimdi o öncü kuvvet

olmuştur.” dedi. Resûlüllah (sav)’e ait bineğin arkasına bin-

1705

Tarih-i Taberî, III, 268; Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 73

1706 Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 66; Aycan İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 29; Geniş

bilgi için baknz: İbn Kesîr, El-Bidâye, IV, 115-121

Page 463: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 463

dirdi. Hz. Ömer ile Ebû Süfyân arasında düşmanlık vardı.

Giderken Hz. Ömer, Ebû Süfyân’ı gördü ve: “Ey Allah’ın

düşmanı, hamdolsun seni emansız yakaladık!” dedi. Hz.

Abbas: “O benim himayemdedir.” deyince, Hz. Ömer çok

üzüldü.

Hz. Ömer: “Ey Abbas! Allah’ın düşmanına nasıl

eman veriyorsun?” deyip Resûlüllah (sav)’den izin almak için

Resûlüllah (sav)’in yanına koştu. Hz. Abbas da ondan önce

varmak için koştular. Resûlüllah (sav)’in çadırında birlikte hu-

zuruna çıktılar. Hz. Ömer: “Yâ Resûlüllah! Bu Allah’ın

düşmanı emansız tutuldu. Müsaade et öldüreyim!” dedi.

Hz. Abbas: “Ben ona eman verdim!” dedi. Resûlüllah (sav)’e

Hz. Abbas’ın bu sözü ağır geldi. Hz. Ömer, Resûlüllah (sav)’in

kulağına bir şeyler söylemek için yaklaşınca; Hz. Abbas,

Resûlüllah (sav)’in başını kucaklayıp: “Bensiz ona sır söyle-

me!” dedi. Resûlüllah (sav), Hz. Abbas ile Hz. Ömer arasında

bir kavga çıkmasından çekinip, Hz. Abbas’a: “Bu gece onu

sakla! Yarın yanıma getir!” buyurdu. Ertesi sabah Resûlül-

lah(sav)’in huzuruna getirilen Ebû Süfyân’a Müslüman olması

teklif edildiğinde, Ebû Süfyân: “Benim “Lâ ilâhe illallah”

kısmında değil, “Muhammedün Resûlüllah” kısmında

tereddüdüm” var deyince, Hz. Abbas: “İster Müslüman ol,

istersen kafan kesilsin” dedi. Hz. Ömer de dışarıda kılıcı ile

fırsat kollayıp bekliyordu. Resûlüllah (sav)’in huzurunda Hz.

Ömer (ra) tarafından öldürülmek korkusuyla şehâdet getirdi

ve Müslüman oldu. Böylelikle kılpayı canını kurtarmış oldu.

1707

Ebu Süfyân bu korku ile şehâdet getirdi. Ebû Süfyân’ın

karısı Hind ölüm listesinde olduğu için korkudan Hz. Os-

man’ın himayesinde gelip biat eti. Mekke’nin Fethi sırasında

serbest bırakılmış olan Tulekâ, zaten Resûlüllah (sav) ile iki yıl

beraber kalabilmişlerdir, bunlar Muhâcir ya da Ensâr sınıfına

dâhil edilmemişlerdir.

1707

Tarih-i Taberî, III, 258; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 6; Zehebî, Tarihü’l-İslam, IV, 227;

Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 67

Page 464: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

464 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

*- Hz. Ali (kv)’nin Muâviye’ye gönderdiği mektuptaki

ifadesi: “Dün sizin aranızı bizim imanımız, sizin ise inkâr

etmeniz ayırıyordu. Bugün ise biz doğru yoldayız, siz

sapıklık içindesiniz. Ebu Süfyân’a gelince, ileri gelenler

tümüyle Müslüman olduktan sonra ancak istemeyerek

Müslüman olmuştu.” 1708

*- İslam öncesi İslam’a ve Resûlüllah (sav)’e düşman

olan bu kimselerin Resûlüllah (sav)’den sonra da kötü davra-

nışlardan vazgeçmediklerini görüyoruz. Peygamberimiz

(sav)’den sonra asabiyetini devam ettirenlere en gerçekçi ör-

nekler Mervan ve Muâviye’nin özet hayatları ve davranışları-

dır. Diğer bazı örnek şahsiyetlere bakalım:

168- Ukbe b. Ebî Muayt’ın oğlu Velid, Resûlüllah (sav)

zamanında yalan haber getirdiğinden hakkında: “Bir fâsık

size haber getirdiğinde doğru olup olmadığını araştırın!”

(Hucurât, 49/6) âyeti geldi. Velid, Hz. Osman zamanında Sa’d b.

Ebî Vakkas yerine Kûfe Valisi tayin edildi. Sabah namazına

sarhoş gelen Velid, secdeye gidince içki ile ilgili şiirler okudu

ve: “Namaz bu kadar yeter mi, yoksa biraz daha kıldıra-

yım mı?” deyince, cemaat tarafından taşlanmış ve kovalan-

mıştır. 1709

169- Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh’in davranışları da bu

konuda açıklayıcı bir örnek olacaktır. Hz. Osman’ın sütkardeşi

olan Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh, Resûlüllah (sav)’in vahiy

kâtipleri arasındaydı. Resûlüllah (sav) efendimiz: “Azîzün

Hakîm” yaz buyurduğu zaman: “Ğafûrun Rahîm” yazmış ve

“İkisi de aynıdır!” demişti. “Sana vahiy gelirse bana da ge-

lir! Ben de sana indirilenlerin benzerini söyleyebilirim!”

diyerek dininden dönmüş, Mekke’ye kaçmıştı. Mekkeli müşrik-

lerle birlik olup Resûlüllah (sav) efendimizi alaya alan ve düş-

manlık eden biri oldu.

Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh, hakkında şu âyet gelmişti:

“Allah’a karşı yalan uydurandan ya da kendisine karşı

1708

Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 329

1709 Zehebî, Tarihü’l-İslam, VI, 15-425; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 80; Öz-

kes, İ., Emevî Siyaseti, s. 38-39

Page 465: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 465

bir şey vahyedilmemişken “Bana da vahyolundu!” diyen-

den ve “Ben de Allah’ın indirdiği gibi indireceğim!” di-

yenden daha zalim kim olabilir?” (En’âm, 6/93)

Bu Abdullah, Mekke’nin Fethi sırasında “Görüldüğü

yerde öldürülmesi” emredilenler arasındaydı. Resûlüllah (sav)

efendimizin huzuruna Hz. Osman tarafından getirildiğinde Hz.

Osman yalvarıyor, Resûlüllah (sav) efendimiz de elini uzatmı-

yor, yüzünü başka tarafa çeviriyordu. Ashâb’ı da etrafında

durumu izliyordu. Nihayet Resûlüllah (sav) efendimiz, Hz.

Osman’ın ısrarına dayanamayarak, Abdullah’ın biatını kabul

etti. Ashâb’ına dönerek: “İçinizde şu adamı öldürecek biri-

si çıkmadı mı?” buyurdu. Ashâb: “Yâ Resûlüllah, bir işa-

ret verseydiniz” dediler. Resûlüllah (sav) efendimiz de: “Bir

Peygamber işaretle adam öldürtmez” buyurdu. 1710

Hz. Osman’ın şefaâti ve yalvarmasıyla ölümden kurtu-

lan Abdullah, Hz. Osman zamanında Amr İbnü’l Âs’ın yerine

Mısır’a vali tayin edildi. Bu dönemde Mervan’ın kurduğu eko-

nomik sömürü şebekesi içerisinde yer aldığı için Mısır halkı

isyan etti. Mısır Valisi Abdullah ve Mervan yüzünden Hz. Os-

man (ra) şehit edildi. 1711

170- Ebû Süfyân; Hz. Ebû Bekir (ra) halife seçildiği za-

man, Hz. Ali (kv)’ye: “Elini uzat, sana biat edeyim Yâ Ali!

Eğer istersen ben etrafı atlı ve piyade savaşçılarla doldu-

rurum.” demişti. Hz. Ali (kv), bunun fitne olduğunu görüp

üstünü kapatmıştı. 1712

171- Hz. Ebû Bekir (ra) halife seçilince Ebû Süfyân,

Mekke’ye gidip; “Hz. Ebû Bekir’in bu işe layık olmadığı, en

azından Hz. Ali’nin halife olması gerektiği yönünde” kulis ça-

lışmaları yaptı ve Medine’ye döndü. Hz. Ömer (ra); Ebû Süf-

yân’ın bu yaptıklarını duyunca, Hz. Ebû Bekir (ra)’a: “Şu

adam Medine’ye dönmüş, ortalığı karıştırıyor. Resûlüllah

(sav) mal vererek, onun kalbini İslam’a ısındırmıştı.

1710

Hâkim, El-Müstedrek, VI, 4417-4419 BMT; İbn Sa’d, Tabakât, VI, 134; Zehebî,

Tarihü’l-İslam, IV, 243 / VI, 236

1711 İslamoğlu, M., İmamlar ve Sultanlar, s. 51; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s.

80; Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 38-39

1712 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 290

Page 466: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

466 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Topladığı sadakaları ona bırak!” dedi. Hz. Ebû Bekir (ra)

da öyle yaptı. Böylece Ebû Süfyân, Hz. Ebû Bekir (ra)’a biat

etti. 1713

172- Mekke’nin Fethi günü, Resûl-ü Ekrem (sav) efen-

dimiz ve Ashâb-ı Kiram, Kâbe’yi tavaf ederlerdi. Ebû Süfyân

bir kenarda durmuş, bu hale bakıp içinden şöyle geçirmiş:

“Ah bir ordu toplasam da şu adamla yine savaşa başla-

sam!” dermiş. Resûlüllah (sav) efendimiz, Ebû Süfyân’ın ya-

nından geçerken: “Dikkat et! O adam seni yine rezil ve

zelil eder!” buyurdu. Ebû Süfyân da: “İnandım ki sen hak

Peygamber’sin!” deyip zihnindeki bu kuruntuyu itiraf etti. 1714

173- Huneyn Savaşı’nın ilk safhasında bozulup kaçış-

malar başlayınca, Muâviye babası Ebû Süfyân ile birlikte

Mekke’ye doğru kaçarken, bu duruma sevinmişler ve: “Bugün

(Muhammed’in yaptığı) büyü bozuldu, bu bozgunun önü

alınamaz artık!” diye sevinirlerdi.

Safvân b. Ümeyye, o zaman Müslüman değildi, kendi-

sine Resûlüllah (sav) tarafından mühlet verilmişti. Safvân’ın

kardeşi Kilde: “Bugün sihir bozuldu!” dedi. Safvân: “Sus,

ağzın kurusun. Bana Kureyş’ten bir adamın hâkim olma-

sı, Havâzin’den bir adamın hâkim olmasından daha se-

vimlidir.” dedi. 1715

Ancak Allah’ın (celle celâlühü) takdiri,

Resûlüllah (sav)’in gayreti ile İslam ordusu yeniden toparlanıp

zafer kazanıldı.

174- Hz. Hüseyin (ra) efendimiz şehid edilip de başı

Yezîd b. Muâviye’nin önüne getirildiğinde, elindeki sopa ile

onun dudaklarına ve dişlerine dokunarak şu mealde bir şiir

söylüyordu: “Ah keşke Bedir’de öldürülen dedelerim şimdi

burada olsaydı ve bugünü görseydi. Eline sağlık Yezîd, elin

dert görmesin, düşmanlarımızın efendisini öldürdün, Bedr’in

intikamını aldın derlerdi.” 1716

1713

Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 70

1714 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 7; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 207

1715 İbn Hişâm, Sîret, IV, 143; Ahmed, Müsned, XVII, 25440

1716 İbnü’l Cevzî’den; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 145; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

316

Page 467: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 467

175- İmam Ahmed b. Hanbel’in oğlu Abdullah nakletti:

Babama: “Ali ile Muâviye hakkında ne diyorsun?” diye

sordum. Dedi ki: “Bil ki, Hz. Ali (kv)’nin düşmanı çoktu.

Düşmanları onun bir kusurunu aradılar ama bulamadı-

lar. Kusur araştırmaları bir sonuç vermeyince, tuzak ola-

rak birini buldular ve onunla savaşa tutuşturdular.” 1717

Sonra da hile ile hal’ettiler. (Halifelikten azlettiler.)” 1718

*- Beyhaki, İmam Ahmed’in şöyle dediğini nakletti:

“Halifeler; Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali’dir.” Ya

Muâviye için ne dersin? diye sorulduğunda: “Ali’nin zama-

nında halifeliğe Ali’den daha layık birisi yoktu.” dedi. 1719

*- Ali el-Medenî, Süfyân b. Uyeyne’nin şöyle dediğini

nakletti: “Halifelik hususunda Ali’nin hiçbir kusuru yok-

tu. Muâviye’nin halifelik hususunda Ali ile çekişme ya-

pabilecek hiçbir vasfı yoktu.” 1720

*- Şüreyk el-Kadı’ya sordular: “Muâviye yumuşak huy-

lu muydu?” O şöyle dedi: “Hakkı anlamayan, hakkı hiçe

sayan ve Ali ile savaşan kişi yumuşak huylu olabilir mi?”

1721

XII- Hasan-ı Basrî, Muâviye’nin Dört Ayrı Konuda Helâk

Olacağını Nakletmiştir

176- Hasan-ı Basrî şöyle buyurdu: “Muâviye’nin dört

işi vardır. Bu dört değil de sadece birisi bile olmuş ol-

saydı, onu helâk etmeye yeterdi. Onun bu işleri şunlardır:

A- Bu ümmet içinde, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemin Ashâb’ı içerisinde çok faziletli insanlar olmasına

rağmen bu görevi kılıç zoruyla alması, ümmetin başına musal-

lat olması.

B- Kendisinden sonra sarhoş, içki içen, sürekli ipek gi-

yip, çalgılarla meşgul olan oğlu Yezîd’i veliaht tayin etmesi.

1717

El-Askalânî, El-İsâbe, s. 83

1718 İbnü’l Cevzî’den; Kundûzî, Yenâbiül Mevedde, s. 119

1719 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 218

1720 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 218

1721 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 218

Page 468: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

468 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

C- Veled-i zînâ olan Ziyâd’ı kendi nesebine katmış ol-

masıdır. Hâlbuki Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem,

bu konuda şöyle buyurdu: “Çocuk doğduğu yatağa aittir,

zînâ eden kişi de recmedilir.”

D- Muâviye’nin Hucr b. Adîy ve arkadaşlarını öldürmüş

olmasıdır. Hucr’dan dolayı Muâviye’nin vay çekeceğine!

Hucr’dan ve arkadaşlarından dolayı Muâviye’nin çarptırılacağı

cezalar ve işkenceler ne dehşetlidir.” 1722

*- Muâviye’nin Hucr ve arkadaşlarını öldürdüğünü ve

gömüldüğünü öğrenen Hasan-ı Basrî Hazretleri şöyle buyur-

du: “Kâbe’nin Rabbi’ne yemin olsun ki, Hucr ve arkadaş-

larının; kendilerini öldürenlere karşı ileri sürecekleri

delilleri vardır.” 1723

*- “Ziyâd ve Muâviye’ye haksızlık ediliyor; Hz. Ali’ye de,

taraftarlarına da sövmemişlerdir” demek tarihi gerçekleri inkâr

etmektir. Hucr ve arkadaşlarının “Hz. Ali’yi ve Ehl-i Beyt’ini

seviyorum.” dedikleri için, nasıl Allah’tan korkmadan işken-

celerle öldürüldükleri tarihi kayıtlarda yerini almıştır. İbnü’l

Esîr ve diğer kaynaklar bu konuyu uzun uzun anlatmaktalar.

1724

177- Muâviye Vahiy Kâtibi mi?

Muâviye b. Ebû Süfyan için Peygamberimiz (sav)’in “sır

kâtibi”, “vahiy kâtibi” gibi söylentiler var. Bütün âyetlerin

hangi sahâbî tarafından yazıldığı, kaynaklarda kayıt altına

alınmıştır. Vahiy kâtibi, sır kâtibi diyenler; Muâviye hangi âye-

ti, hangi sırrı kayıt altına almıştır acaba?

Şan ve şöhrete düşkün olan Muâviye bile: “Ben,

Resûlüllah zamanında zekât kâtipliği yaptım” demiş, va-

hiy kâtipliğine dair bir söz sarf etmemiştir. Amr İbnü’l Âs,

Muâviye’yi halka karşı methederken, zekât kâtipliğinden bah-

setmiştir. 1725

1722

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 490; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 220; Cevdet Paşa, Kısâs-ı

Enbiyâ, I, 620; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 200

1723 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 489

1724 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 478-492

1725 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 337

Page 469: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 469

El Medainî dedi ki: “Zeyd b. Sabit vahiy kâtibiydi.

Muâviye ise Resûlüllah (sav)’in Araplar’a yazdığı bazı yazışma-

ları yaptı.” 1726

Abbas Mahmud el-Akkad, Muâviye’nin vahiy kâtibi ol-

madığını; genel ihtiyaçlar ile, tahsil edilen ve ilgili kişilere tak-

sim edilen sadakaların belgelenmesi konusunda kâtiplik yaptı-

ğını açıklar. Muâviye’nin hiçbir güvenilir râviden Kur’ân-ı Ke-

rim’e ait bir âyet yazdığının duyulmadığını kaydeder.

Bu konuda en geniş bilgiyi veren Cehşiyâri: Vahiy kâtibi

olarak istihdam edilen Ali b. Ebî Tâlib ve Osman b. Affan’dır.

Bu ikisi bulunmazsa Übey b. Ka’b ve Zeyd b. Sâbit vahiy

yazmışlardır. Muâviye’nin vahiy yazma dışındaki görevlerde

yer aldığını kaydetmiştir.

“Muâviye, Âyete’l-Kürsî’yi yazmıştır” diyenlere de önce-

den cevap verilmiş, “Hicret’in ilk yıllarında nazil olan bu âyeti

Muâviye’nin yazma ihtimali yoktur” denilmiştir. 1727

Ebû Süfyân, Mekke’nin Fethi’nden sonra Peygamberi-

miz (sav)’den üç şey rica etti: “Yâ Muhammed! Arab’ın en

güzeli kızım Ümmü Habibe’dir; onunla evlen, beni şeref-

lendir. (Çelişki var, zaten Ümmü Habibe ile evliydi, denilmiş-

tir.) Oğlum Muâviye’yi de huzurunda kâtip yaparak beni

şereflendir! Beni de ordu komutanı yap ki, önceden Müs-

lümanlarla savaştığım gibi, şimdi de kâfirlerle savaşa-

yım!” 1728

Efendimiz sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem zaten Üm-

mü Habibe ile evliydi. Bu yüzden Müslim de dâhil bu hadis

için kaynaklar “münkerdir” demişlerdir.

1726

El-Askalânî, El-İsâbe, s. 367

1727 Geniş bilgi için baknz: Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 48; Özkes, İ., Emevî

Siyaseti, s. 74

1728 Müslim, Fazilet 168 / X, 441; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VII, 32; İbn Kesîr, El-

Bidâye, V, 578 / VIII, 40. Hadis içindeki çelişkilerden dolayı uydurma olduğu da

nakledilmiştir. Kütüb-i Sitte, XIII, 28

Page 470: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

470 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Amr İbnü’l Âs

Mekke doğumludur. Mekke’nin Fethi’nden önce Halid

b. Velid ile birlikte gelip Müslüman oldu. Bazı tarihçiler, Müs-

lümanların başarısını gören Amr İbnü’l Âs’ın; siyasî amaçla,

istikbal endişesiyle Müslüman olduğunu kaydetmişlerdir.

Hz. Ömer (ra) devrinde Filistin ve Kudüs’ün fethinde

büyük vazifeler aldı. Mısır’ın fethi de onun komutanlığında

oldu. Hz. Ömer (ra); Amr İbnü’l Âs’ı Mısır’a vali tayin etti. Hz.

Osman (ra) tarafından valilikten alındı.

Hz. Osman (ra)’ın şehit edilmesinden önce, kuşatıldığı

zaman Filistin’e çekildi. Cemel Vak’ası’ndan sonra, Muâviye

ile anlaştı. Mısır Valiliği’nden alınmasını hazmedemeyen Amr

İbnü’l Âs; Mısır Valiliği’ne karşılık, Muâviye’ye her türlü deste-

ği vermek üzere kendisine yardım etti. Hz. Ali (kv)’nin halifeli-

ğini kabul etmedi ve amansız bir Ehl-i Beyt düşmanı oldu.

Sıffîn’de Muâviye’nin süvari komutanıydı. Muâviye as-

kerinin yenildiğini görünce, hileye başvurup büyük Kur’ân

sayfalarını mızraklara bağlatarak, Kur’ân’ı hakem yaptı. Bu-

nun sonunda savaşı durdurdu ve Muâviye’nin yönetimini

kurtardı. Hakemlik yaptığı zaman, yine hileye başvurup verdi-

ği sözde durmadığı için, Hz. Ali (kv)’nin gönülsüz olarak kabul

ettiği hakem Ebû Mûsa el-Eş’ari ve bütün İslam âlemi tarafın-

dan kınandı.

Muâviye emirliğini ilân ettiği zaman, Amr İbnü’l Âs’a

verdiği söz üzerine onu Mısır’a gönderdi. Amr İbnü’l Âs da;

Hz. Ali (kv)’nin Mısır Valisi Muhammed b. Ebû Bekir’i öldür-

tüp Mısır’a vali oldu. Ölünceye kadar da vali olarak kaldı.

(Ancak 2-3 yıl.) 1729

*- Amr İbnü’l Âs, Muâviye’nin en yakın adamıydı. Mı-

sır’a olan düşkünlüğünden ve yapmış olduğu anlaşmadan

dolayı, Hz. Ali (kv)’ye karşı var gücüyle mücadele etmiştir. 1730

1729

Geniş bilgi için baknz: Ahmet Önkal, DİA, Amr İbnü’l Âs, III, 80; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 581 / s. 610

1730 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 364; Bu anlaşma metni için baknz: İbn Sa’d, Tabakât, V,

87

Page 471: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 471

178- Amr İbnü’l Âs, Mısır’ı işgal ettiği zaman Hz. Ali

(kv), Kûfe’de Müslümanlara şöyle hitap etti: “Haberiniz ol-

sun ki, Mısır şu fâcir, zorba, zalim, Allah yolundan in-

sanları alıkoyan, İslam’a karşı hilekârlıkla başkaldırmış

bir kimse tarafından ele geçirilmiş bulunuyor…” 1731

179- Amr İbnü’l Âs’ın yaptığı en önemli hilekârlık ve

fitne; yenilmiş olan Muâviye ordusuna, Kur’ân sahifelerini

kaldırtmak sûretiyle savaşı durdurmasıydı. Bu hareketiyle İs-

lam Ümmeti’nin bölüneceğini iyi biliyordu ve kendi tarafı olan

Muâviye’yi kurtarmak için İslam Ümmeti’nin bölünmesinden

çekinmedi. Yenilme işaretleri ortaya çıktığında Muâviye’ye

şöyle dedi: “Sana bir tedbir arz edeceğim. Başka çaremiz

kalmadı. Onların bir kısmı bunu kabul edecek, bir kısmı

da kabul etmeyecektir. Böylece aralarına büyük bir tefri-

ka (ayrılık ve fitne) sokacağız ki, artık iflah olmazlar!”

1732

Gerçekten Amr İbnü’l Âs’ın dediği olmuş ve Hâricîler, Hz.

Ali (kv)’nin askeri olan Kûfe askerini ikiye bölmüş ve bir daha

bir araya gelememişlerdir. Hz. Ali (kv)’yi de bu Hâricîler’den

birisinin şehit ettiği unutulmamalıdır.

180- Amr İbnü’l Âs, Hicrî 43 yılında Mısır’da öleceği

zaman uzun süre ağladı. Oğlu Abdullah: “Ölümden korktu-

ğun için mi ağlıyorsun?” dedi. Amr: “Hayır, ölümden

korkmuyorum, sonrasından korkuyorum. Ben üç farklı

halde bulundum. Önce Mekkeli müşrikler ile birlikte

bulundum ve Resûlüllah’a düşmanlık ettim. Eğer o za-

man ölseydim, cehennem bana vacipti. Sonra Müslüman

oldum ve Resûlüllah’tan hayâ ile kendimi düzelttim.

Eğer o zaman ölseydim halk beni İslam üzere öldü deyip,

tebrik ederdi ve benim için cennet umulurdu. Sonra

mülk ve saltanat elbisesi giydim. Şimdi ne haldeyim

bilmiyorum. Vefatımda bana ağıt tutup ağlamayınız. Bir

deve kesilip, parçalanacağı zaman kadar mezarımın ba-

şında durun ve beni yalnız bırakmayın!” 1733

1731

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 368

1732 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 321; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 564

1733 Müslim, İman / II, 92; Ahmed, Müsned, XIX, 26851-26852; İbn Sa’d, Tabakât, V,

93; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 50; Er-Rudânî, Cem’ul Fevâid, VIII, 31; Cevdet Paşa,

Kısâs-ı Enbiyâ, I, 610

Page 472: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

472 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

181- Ahmed b. Menî’, Ebû Nevfel el-Ureycî’den naklet-

ti: Amr İbnü’l Âs ölüm döşeğine yatınca çok sızlandı ve ağla-

maya başladı. Oğlu ona: “Neden sıkılıyorsun, Resûlüllah

(sav) zamanında seni komutan olarak gönderiyordu?”

dedi. Amr: “Evet, Resûlüllah (sav) beni gönderiyordu ama

beni sevdiğinden mi yapıyordu, İslam’a ısındırmak için

mi yapıyordu, bilmiyorum. Ama Resûlüllah (sav) vefat

ederken şu iki kişiyi sevdiğine şâhidlik ederim: Ammâr

b. Yâsîr ve Abdullah b. Mes’ûd.” dedi. 1734

Canı çıkmaya

başlayınca ellerini topladı ve boynuna koydu. Sonra da şöyle

demeye başladı: “Ey Allah’ım! Sen emrettin, biz terk et-

tik! Sen yasakladın, biz işledik! Bizi rahmetinle kuşat!”

Canını teslim edinceye kadar bu cümleleri söylemeye devam

etti. 1735

Muğîre b. Şu’be

Milâdi 600, Tâif doğumlu. Sarhoşken arkadaşlarından

birkaçını öldürdüğü için Tâif’ten kaçıp, Hudeybiye Barışı’ndan

önce Medine’ye geldi ve İslâmîyet’i kabul etti. Şecere-i Rıdvan

biatında bulundu. Peygamberimiz (sav), Ebû Süfyân ve onun

damadı Muğîre b. Şu’be’yi Tâif’teki putu kırmakla vazifelen-

dirdi. Peygamberimiz (sav) zamanında ve sonrasında çeşitli

vazifeler verildi. Muğire, Hz. Ömer (ra) devrinde Basra Vali-

si’yken, zînâ ile suçlandı ve vazifeden alındı. Hz. Osman (ra)

ve Hz. Ali (kv) devrinde hiçbir vazife almadığı gibi, onları des-

tekleyen bir davranışı da yoktur.

Hakem Olayı sırasında Dûmetü’l-Cendel’e çağrılmadığı

halde gitti. Hz. Ali (kv)’nin şehit edilmesinden sonra Muâvi-

ye’nin yanında yer aldı. Muâviye’nin ağzından kendisi için

sahte mektup yazıp, Hac emiri oldu. Ardından Hz. Hasan

(ra)’a gelen heyette bulundu ve Muâviye tarafından Kûfe Vali-

liği’ne getirildi. Hz. Ali (kv)’nin Basra Valisi olan ve direnmeyi

sürdüren; Ziyâd b. Ebîhi’nin Muâviye’nin kardeşi olması ve

nesebine katılması konusunda çalıştı. Ardından da Basra Valisi

olmasını sağladı.

1734

İbn Sa’d, Tabakât, III, 302

1735 El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4082

Page 473: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 473

Muâviye tarafından Kûfe valiliğinden alınacağını anla-

yan Muğîre; kendi makâmını korumak için Muâviye’ye oğlu

Yezîd’i veliaht tayin etmesini tavsiye etti. Muâviye de baştan

Yezîd’in veliaht olabileceğini düşünmediyse de Muğîre, bu

konuda Muâviye’yi cesaretlendirip, büyük destek verdi. Bu-

nun sonunda da valiliğini korudu.

Hz. Ömer (ra)’ı şehit eden Hıristiyan köle Ebû Lü’lü de,

Muğîre’nin emanında ve korumasında olan bir köleydi. Hz.

Ömer, yaralıyken Kûfe Valisi Muğîre’nin valilikten alınmasını

vasiyet etti. Hz. Osman bu vasiyeti yerine getirdi. 1736

182- Muğîre’nin Yezîd’i Muâviye’ye Veliahtı Olarak

Tavsiye Etmesi: Valilikten alınacağını öğrenen Muğîre,

Şam’a geldi ve Muâviye’nin yanına girdi. Yezîd’i Muâviye’ye

veliahtı olarak tavsiye etti ve bu konuda onu ikna etti. Muğîre

b. Şube, Muâviye’nin yanından döndüğü zaman adamları

ona: “Ne oldu?” diye sordular. Muğîre: “Muâviye’nin kafa-

sına hiç olmayacak ve olması imkânsız bir işi soktum.

Bu iş Muhammed Ümmeti arasında asla uygun olmayan

bir iştir. Muâviye’nin ayağını öyle bir yere soktum ki asla

çıkaramayacaktır. Ben bu ümmetin arasına öyle bir ge-

dik açtım ki, o gedik asla kapatılamayacaktır!” dedi. 1737

Ziyâd b. Ebîhi

Ziyâd, Hicret senesi, Mekke’de doğan çocuklardandır.

Hz. Ebû Bekir (ra) devrinde İslam’a girdi. Peygamberimiz

(sav)’i görmedi.

Irak’ın fethi sırasında Sa’d b. Ebî Vakkas’ın kâtipliğini,

sonra da Basra Valisi Ebû Mûsa el-Eş’ari’nin kâtipliğini yaptı.

Hz. Ömer (ra) da Ziyâd’ı, Basra’da bazı hizmetlerde kullandı.

Hz. Ömer (ra) zamanında Ziyâd, Irak’tan Medine’ye ya-

pılan fetihlerin müjdesini vermek için geldi ve çok güzel konuş-

tu.

1736

Geniş bilgi için baknz: İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 504; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 87;

Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 625; İ. Aycan, DİA, Muğîre b. Şu’be, XXX, 376

1737 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 504; Hilal-Abdullah Kara, İki Sultan İki Kurban, s. 187-

188; Sırma, İ. S., Emevîler Dönemi, s. 28

Page 474: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

474 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Ziyâd’ın böyle akıllı, tedbirli ve güzel konuşan bir kişi

olduğunu gören Ebû Süfyân: “Bu çocuk bendendir” dedi.

Hz. Ali (kv) de: “Ömer bunu duyarsa, hakkında kötü mu-

amele yapar” diye Ebû Süfyân’ı uyardı. Ebû Süfyân da sus-

tu.

Hz. Ali (kv), Ziyâd’ı; Cemel Vak’ası’ndan sonra, Bas-

ra’da beytü’l-mal memuru ve İran beldelerine vali tayin etti.

Güzel neticeler aldı. Muâviye bu durumu öğrenince hemen

Ziyâd’a bir mektup yazdı. Ebû Süfyân’ın oğlu olduğunu, dola-

yısıyla kendi biraderi olmakla, kendisinin yanında yer alması

gerektiğini söyledi. Ziyâd da mektubu Hz. Ali (kv)’ye gösterdi.

Hz. Ali (kv): “Bu, Ebû Süfyân’ın bir anda söylediği bir

sözden ibarettir” deyip olayı hikâye etti. Sonra Hz. Ali (kv)

şöyle buyurdu: “Ey Ziyâd! Muâviye şeytandır. Şeytan gibi

insana önden, arkadan, sağdan ve soldan gelebilir.

Muâviye’nin şerrine karşı uyanıklık üzere ol!” diye nasihat

etti. 1738

*- Hz. Ali (kv), bu konudaki mektubunda şunları da ila-

ve etmişti: “Sen, Ebû Süfyân’ın bu sözünden dolayı, ne

miras alabilirsin, ne de bu miras sana helâl olur. Seni

Ebû Süfyân’ın nesebine ilhak etmek de caiz değildir.” 1739

*- Hz. Hasan (ra)’ın yönetimden çekilmesinden sonra

Muâviye; İran beldelerine hâkim olan Ziyâd’ın buradaki ha-

raçları yiyerek güçleneceğini ve Ehl-i Beyt’ten birine biat ile

başına iş açacağını düşündü. Bunun üzerine de Basra Valisi

Busr b. Ebî Ertat’a yazdığı mektupta, Ziyâd’ın Basra’da bulu-

nan oğullarını öldürmesini emretti. Busr b. Ebî Ertat, Ziyâd’ın

üç oğlunu yakalattırıp öldürmek üzere hapsetti. Muâviye’ye

gidip biat etmesini istedi. Tam öldüreceği zaman aracılar bu-

lan Ziyâd, oğullarını ölümden son anda kurtardı. 1740

1738

Ravzatü’l-Ahbab, IV, 68; Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 301. Hz. Ali (kv),

Muâviye’yi şeytana benzetmiştir. Şeytana Hz. Şeytan derseniz şeytanın rütbesi artar

mı?

1739 İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 451; Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 301

1740 Tarih-i Taberî, III, 78-79; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 422-423; İbn Kesîr, El-Bidâye,

VIII, 43

Page 475: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 475

*- Birkaç yıl sonra Muâviye; Kûfe Valisi Muğîre b.

Şu’be’ye mektup yazıp, Ziyâd’ı çağırttı. Ziyâd ise böyle bir

şöhreti çoktan istiyordu. Hemen Şam’a Muâviye’nin yanına

gitti.

Hicrî 44. yılda Şam’da kurulan büyük mecliste; Mek-

ke’den getirilen eski meyhaneci kadın ve yanındaki kadınlar,

Sümeyye isimli fahişe ile Ebû Süfyân’ın birlikte olduğuna

şâhidlik ettiler. Bu Şam sokaklarında ilân ettirilip, valiliklere

mektuplarla bildirildi.

O devirde yapılan bu iş kınanmış ve Şer’-i Şerif’e uygun

bulunmamıştır. Bazı kimseler Muâviye’ye: “Babanın rezalet-

lerini anlatmaktan sıkılmıyor musun?” diye yüzüne karşı

söylediler. Muâviye; iyi bir iş yapayım derken, kötü bir durum

ile karşılaştı.

Beri taraftan Hz. Ali (kv)’nin dediği gerçek olup,

Ziyâd’ın gayrimeşrû kardeşi olduğunu ilân etmiş ve kendi ya-

nına çekmiştir. Bundan sonra Emevîler tarafından Ziyâd b.

Ebû Süfyân olarak anılmıştır.

Ancak Hz. Âişe annemiz ve diğer Ashâb-ı Güzin yine

Ziyâd b. Ebîhi yani Babasının oğlu Ziyâd demeye devam et-

mişlerdir. 1741

*- Muâviye, Ziyâd’a önce Basra, Horasan, Sicistan,

Umman, Bahreyn gibi valilikleri verdi. Elli yılında Muğîre’nin

vefatıyla, Kûfe Valiliği’ni de Ziyâd’a verdi.

Geniş bir bölgenin valisi olan Ziyâd; çok sert tedbirler

alarak, sıkıyönetimle vilayetleri idare ettiğinden ve emniyet

için adam öldürmekten çekinmediğinden, Ziyâd’ın yönettiği

memleketlerde âsâyiş sağlanmış oldu. Ziyâd’ın Basra’da, on

bin zaptiye memuru vardı. Basra’da yatsı namazından sonra

sokakta kimi bulurlarsa hemen Ziyâd’ın emriyle öldürülürdü.

Hırsızlık yapanların, kendisine taş atan binlerce kişinin ellerini

kestirdi. Muâviye, Ziyâd’ın bu uygulamalarından son derece

memnundu.

1741

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 452; Ravzatü’l-Ahbab, III, 66

Page 476: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

476 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

“Hz. Ömer zamanında Allah korkusundan; Ziyâd

zamanında ise, Ziyâd’ın şerrinden halk emniyet içinde!”

diye konuşulur oldu.

Ziyâd, Hâricîler’i olduğu kadar, Ehl-i Beyt taraftarlarının

ayaklanmalarını da son derece şiddetli bastırdı ve kan akıt-

maktan geri durmadı.

Hicrî 53 (673) yılında Ziyâd, Muâviye’ye mektup yazıp:

“Ben Irak’ı sol elimle zapt ettim. Sağ elim boştur. Mekke

ve Medine’nin idaresini de bana ver, sağ elimi de onunla

meşgul edeyim.” dedi. Muâviye de hemen Ziyâd’a muvafa-

kat edip, Hicaz vilayetini de Ziyâd’a verdiğine dair bir ferman

gönderdi.

Bunun üzerine Medine’de Ashâb-ı Kiram telaşa düşüp,

Abdullah b. Ömer’in başında toplandılar. İbn Ömer duâ etti,

diğerleri âmin dediler: “Ya Rabbi! Ziyâd’ın şerrinden bizi

muhafaza eyle!” Allah’ın hikmetiyle Ziyâd, Kûfe’de elli üç

yaşında öldü. 1742

183- Ebû Ya’lâ nakletti: Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellem şöyle buyurdu: “Bir kimse Medine halkını

haksız yere korkutursa, Allah-ü Teâlâ da onu korkuta-

caktır. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti

onun üzerine olsun! Kıyamet gününde Allah-ü Teâlâ bu

kimsenin farz veya nafile hiçbir ibadetini kabul etmeye-

cektir.” 1743

*- Ebû Hureyre nakletti: “Kim Medine halkına kötü-

lük yapmak isterse, tuzun suda eridiği gibi Allah da onu

eritir.” 1744

Muâviye, Ziyâd’dan sonra, yirmi beş yaşında olan oğlu

Ubeydullah’ı, önce Horasan’a, sonra da Basra’ya vali olarak

atadı. Diğer oğlu Abdurrahman’ı da Horasan Emiri tayin etti.

1742

Geniş bilgi için baknz: Tarih-i Taberî, IV, 86-87 / s. 90; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, V,

176 / III, 457 / s. 469, 495; Ravzatü’l-Ahbab, III, 66 / IV, 68; İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII,

110; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 611-612-622; İrfan Aycan, DİA, Ziyâd b.

Ebîhi, XLIV, 480; Aycan, İ., Muâviye b. Ebî Süfyân, s. 165

1743 Nesâî, IV, 4251; Ahmed, Müsned, XX, 28040; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, X,

231; El-Heytemî, Savâikü’l-Muhrikâ, s. 472

1744 Müslim, Hac 493 / VI, 389; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, X, 231

Page 477: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 477

Ziyâd ve oğullarının yaptığı zulümler ve katliamlardan

Muâviye son derece memnundu. Çünkü Ziyâd ve oğullarının

adaletinde suçlu suçsuz aranmazdı, hapse atmak yoktu, he-

men öldürülürdü. Bu yüzden kimse sokağa bile çıkamaz, böy-

lece sükûnet temin edilirdi. Hz. Hüseyin (ra), Kûfe’ye doğru

yöneldiği zaman, Muâviye’nin Yezîd’e bıraktığı bu zalim Vali

Ubeydullah, Basra ile birlikte Kûfe Valiliği’ne de getirildi. 1745

Mervan b. Hakem

Hicret’in 2. yılında Mekke’de doğdu. Hz. Osman (ra)’ın

amcası Hakem b. Ebî’l Âs’ın oğludur. Hakem; Mekke’nin Fet-

hi’ne kadar, müşrik ve Resûl-ü Ekrem (sav)’in baş düşmanları

arasında yer aldı. Mekke’nin Fethi’nden sonra da Müslüman

olduğunu söylediyse de Resûl-ü Ekrem (sav)’e karşı olumsuz

davranışlarını devam ettirdi. Peygamberimiz (sav)’i taklit et-

mesi, evini gözetlemesi ve Müslümanların sırrını ifşa etmesi

yüzünden, Resûlüllah (sav) tarafından lânet edilerek, Tâif’e

sürgün edildi. Hz. Osman (ra) aracılığı ile Hakem ve ailesi;

Peygamber (sav) efendimize, Hz. Ebû Bekir (ra)’a ve Hz.

Ömer (ra)’a Medine’ye dönmek için müracaat ettilerse de izin

verilmedi. Ancak Hz. Osman (ra) halife olunca Hakem ve

ailesi Medine’ye döndü. Hz. Osman (ra)’ın çeşitli ihsanlarda

bulunduğu Hakem’in oğlu Mervan yirmi yaşlarındaydı. Hz.

Osman (ra), onu kendisine kâtip ve müsteşar yaptı. Mervan;

Ashâb-ı Kiram ile tartıştı, onların hoşuna gitmeyecek çok işler

yaptı. Ashâb-ı Kiram, Mervan’ı kabul etmediyse de Hz. Os-

man (ra) onu vazifeden almadı. Hz. Osman (ra)’ın mührünü

rahatça kullandığı için eski Mısır Valisi’ne, Hz. Osman (ra)’ın

ağzından yazdığı mektup yüzünden Hz. Osman (ra) şehit edil-

di.

Mervan, Hz. Osman (ra)’ın şehit edilmesinden; başta

Hz. Ali (kv)’yi sorumlu tutmuş, Şam’a da böyle yansıtmıştır.

Hatta Hz. Âişe annemizi, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr’i de Hz.

Osman (ra)’ın şehâdetinden sorumlu tutmuş, fırsatını bulunca

da Hz. Talha’yı şehit etmiştir.

1745

Geniş bilgi için baknz: Tarih-i Taberî, IV, 86-87; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I,

619-629

Page 478: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

478 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Mervan, Hz. Ali (kv)’ye biat etmedi. Cemel

Vak’ası’ndan sonra biat ettiği söylendiyse de, Medine’de

Muâviye’nin ve Yezîd’in casusu durumundaydı. Muâviye iş

başına gelince Medine Valisi oldu. Hz. Hasan (ra)’ın zehirlen-

mesinde ve Hz. Hüseyin (ra)’ın Medine’den çıkarılıp, Ker-

belâ’ya doğru biate zorlanmasında, önemli roller oynadı. Har-

re katliamı ve fâciâsı da onun yüzünden meydana geldi.

Basra Valisi Ubeydullah b. Ziyâd’ın destek ve tavsiyesi

ile, Yezîd’in oğlu İkinci Muâviye’den sonra Şam’da Emevî

tahtına çıktı ve Emevî saltanatı Mervan’ın soyundan ilerledi.

1746

184- Mervan, 42/662-49/669 ve 56/675-57/676, iki de-

fa Medine Valiliği yaptı. Yedi yıl civarında bu makamda kalan

Mervan; Hz. Ali (kv) ve Ehl-i Beyt’ine hutbelerden hakaret

etmeyi vazife edindi. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimiz,

mescide gelir, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin

hücresinde oturur, hutbe bittikten sonra da çıkar namazlarını

kılarlardı. 1747

185- Mervan b. Hakem; Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve

âlihi vesellemin vakfiyelerinden Fedek arazisini, Hz. Osman

(ra) zamanında kiralamıştı. Muâviye, yönetime geçince Fedek

arazisini Mervan’a hediye etti. Mervan’dan sonra da evladına

kalmıştır. Ömer b. Abdülaziz halife oluncaya kadar, Mervan

sülâlesi bu vakfı şahıslarına ait kullanmışlardır. 1748

*- Ebû Nuaym, Hilye’de, Ebû Hureyre’den nakletti:

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem şöyle buyurdu:

“Müslümana zulmedip de, hakkını gasp edene yazıklar

olsun!” 1749

1746

Geniş bilgi için baknz: İ. Aycan, DİA, Mervan b. Hakem, XXIX, 226; Zehebî,

Tarihü’l-İslam, VI, 162; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 481-482/507. Hz. Osman

(ra)’ın şehâdeti ile ilgili baknz: El-Askalânî, El-Metâlib, IV, 4438-4457

1747 İbn Sa’d, Tabakât, VI, 415; Zehebî, Tarihü’l-İslam, (81-100 yılları) 129 / (101-120

yılları) 424

1748 Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 437

1749 Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 403

Page 479: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 479

Yezîd b. Muâviye

Peygamberimiz (sav)’in vefatından sonra Şam’da doğ-

du. Annesi, Muâviye’nin siyasî amaçla aldığı, Meysun b. Beh-

del’dir. O devrin en geniş kabilelerinden olan Yemen asıllı

Kelb Kabilesi’ndendir. Yezîd çöl ortamında yetişmiş, kaba, iri

yarı, içki ve eğlenceye düşkün bir kişidir. Kaynaklar, daha

birçok kötü alışkanlığından bahseder.

Siyaseti çıkarları uğrunda iyi kullanan Muâviye; oğlu

Yezîd’e karşı olumsuz tepkileri azaltmak ve yerine veliaht ola-

rak hazırlamak için önce 670 yılında, Ebû Eyyüb el-Ensârî’nin

de katıldığı İstanbul Kuşatması Komutanlığı ve 671’de, hac

emirliği vazifelerine getirdi. Bundan maksadı Yezîd’in şan ve

şöhretini arttırmaktı.

Ancak Yezîd, rahatlık ve sarhoşluk içinde bulunduğun-

dan böyle meşakkatli işler ona göre değildi. Yezîd, Süfyân b.

Avf el-Ezdî komutasında İstanbul üzerine Muâviye tarafından

gönderilen orduya katılmak istemedi. Ordunun başkomutanı

olarak ilan edilen Yezîd ordudan geri kaldığından Muâviye,

Yezîd’e tehditnâmeler gönderdi ve Yezîd, Güzîde Sahâbîler’in

de içinde bulunduğu bir grup askerle ancak bir yıl kadar sonra

orduya katılmıştır. 1750

*- Muâviye’nin Basra Valisi, Muğîre b. Şu’be; valilikten

azledileceği korkusuyla Muâviye’ye yaranmak için oğlu

Yezîd’i, Muâviye’nin yerine veliaht olmasını tavsiye etti. Bu

durum Muâviye’nin hoşuna gitti ve valisi Muğîre’yi azletmek-

ten vazgeçti.

Üç yıl, altı ay saltanat süren Yezîd 683’te öldü. Bu üç

buçuk yıla; üç tane büyük fâciâ sığdırdı. Kerbelâ Fâciâsı, ki Hz.

Hüseyin (ra) ve çoğunluğu Ehl-i Beyt olan yetmiş iki kişinin

katliamı onun icraatıdır.

186- Harre Fâciâsı: Yezid, Hicrî 63 yılında, on iki bin

kişilik bir orduyu Müslîm b. Ukbe komutasında Medine üzeri-

ne gönderdi.

1750

İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 457; Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 154

Page 480: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

480 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Bu ordu, Mervan b. Hakem’in de desteğiyle, Peygam-

berimiz (sav)’in şehri Medine’yi basıp, üç gün yağma yaptı.

Yezîd askerleri üç gün boyunca Ashâb-ı Kiram’ın malı, canı ve

ırzını yağmalanıp ağza alınmayacak şeyler yapmışlardır. Yezîd

askerine karşı duran Ensâr’dan, Muhâcir’den, hâfızlardan bin-

lerce insan öldürülmüş ve bazı sahâbîlerin nesli kesilmiştir.

Ashâb-ı Kiram’ın karılarına ve kızlarına tecavüz edilip, binden

fazla çocuk doğmuştur. Bu tecavüzden doğan çocuklara

“Evlâdü Harre” denilmiştir. Yüzlerce sahâbî şehit edilip, Cen-

netü’l-Bâki’de çukurlara doldurulup üzerleri kapatılmıştır.

Yezîd, Medine’ye gönderdiği ordunun komutanı Müs-

lim’e şöyle talimat verdi: “Medineliler ile savaş. Onları ye-

nersen, üç gün onları katlet! Mallarını alın ve neleri var-

sa talan edin! “Yezîd’in kulu ve kölesiyim” şeklinde biat

alın! Eğer bu şekilde biat etmezlerse onları öldürün!

Sonra da Mekke’ye geçin, aynısını orada da yapın!” 1751

*- Medine’nin işini bitiren ordu, Mekke’ye yöneldi. Ordu

komutanı Müslim b. Ukbe yolda öldü. Yezîd’in talimatıyla

yerine Husayn b. Numeyr geçti. Bu ordu, Abdullah b. Zübeyr

ve arkadaşlarını yakalayıp idam etmek için Mekke’yi kuşattı.

Kâbe’yi mancınıklar kurup taşladılar. Atılan yağlı paçavralar,

Kâbe’nin örtüsünü tutuşturup tamamen yaktı. Kuşatma 64

gün sürdü. Ne var ki; bu kuşatma esnasında Yezîd’in ölüm

haberi geldi. 1752

Ehl-i Beyt Düşmanları Hakkında

Fıkıh kuralı: “Nâs olan yerde, kıyas yapılmaz.” Zira

Resûlüllah (sav)’in ictihadına, ümmetin muhalefeti katiyen caiz

olmaz. 1753

Ehl-i Beyt’e düşmanlık edenlere söylenmesi gerekenleri;

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem, birçok Hadis-i

Şerif’te söylemiştir.

1751

Sırma, İ. S., Emevîler Dönemi, s. 48; Özkes, İ., Emevî Siyaseti, s. 182

1752 Geniş bilgi için baknz: Tarih-i Taberî, IV, 117-121; İbnü’l Esîr, El-Kâmil, III, 451-

467; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I, 615; Ünal Kılıç, DİA, Yezîd b. Muâviye, XLIII,

513; Mustafa Sabri Küçükaşçı, DİA, Harre Savaşı, XVI, 245

1753 Mirkâtül Vüsûl, s. 283

Page 481: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 481

20’den fazla hadiste; Ehl-i Beyt’e, Hz. Ali (kv)’ye, Hz.

Hasan (ra)’a, Hz. Hüseyin (ra)’a düşmanlık edenlerin; cehen-

nemlik olduğu, münâfık olduğu, Allah’ın (celle celâlühü) ve

Resûlüllah (sav)’in düşmanı olduğu kaydedilmiştir. Kaynak

kitaplarda ise, düşmanlıklar gizlenemeyecek kadar açıktır.

Hz. Ali (kv), Hz. Osman (ra)’ın şehit edilmesinden sonra

Medine’de bulunan Ashâb-ı Kiram tarafından halife seçildi. O

zaman Medine, Hz. Osman (ra)’ı şehit eden isyancılar tarafın-

dan işgal altındaydı. Bu işgal ve kargaşa yüzünden Medine

dışında bulunan az sayıdaki Ashâb; çeşitli sebeplerle Hz. Ali

(kv)’ye biat etmekten geri durdular. O savaşa çağırdığı zaman

da biat eden ve etmeyen bazı kimseler çeşitli sebeplerle icabet

etmediler. Hz. Ali (kv) onlara nasihatten başka bir şey yapma-

dı. Medine’den Kûfe’ye gidişi, bir bakıma da Medine’de yeterli

askerî ve siyasî desteği bulamayışındandır.

Hz. Ali (kv)’nin halifeliğini yok sayan Muâviye’nin birlik-

leri, Hicrî 39-40 yıllarında; Hz. Ali (kv)’nin yönetimindeki vila-

yetlere saldırdığı zaman bu kavgadan, ihtilâftan uzak duralım

diyen Ashâb’dan, can korkusuyla biat aldığını görüyoruz.

Busr b. Ebî Ertat’ın Mekke, Medine ve Yemen tarafları-

na düzenlediği saldırılarda; sivil halka, Ashâb-ı Kiram’a ve Ehl-

i Beyt’e karşı yaptığı katliam ve zulümler ayrı bir araştırma

konusudur.

Muâviye’nin valilerinin, Hz. Hasan (ra)’ın yönetimi dev-

retmesinden sonra da, son derece şiddetli davrandıklarını gö-

rüyoruz. Kûfe’de, Basra’da ve daha başka vilayetlerde biat

etmeyenlere karşı birtakım yaptırım ve katliamlar yaptıklarını

görüyoruz. Bunun en büyük örneği Ziyâd b. Ebîhi’nin zulüm-

leridir. Bu zulümlerden ve katliamlardan Muâviye son derece

memnun olmuştur.

Ashâb-ı Kiram ve Ehl-i Beyt büyüklerinin görüşlerini bü-

yük ölçüde aktarmış bulunuyoruz. Hangi imam, hangi mücte-

hid; Hz. Ali (kv), Hz. Hasan (ra), Hz. Hüseyin (ra)’ın yaptığı

bir işi bozabilir ya da bozduğu bir işi yapabilir? Onların zalim

ve düşman ilân ettiği kimseleri, kim hürmete layık kılabilir ki!

Page 482: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

482 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Üzücü olan şeylerden birisi de odur ki; birileri televiz-

yonda, camide, kitapta, konferansta çıkıp; Ehl-i Beyt’in fazile-

tini anlatmaya çalışıyor. Ehl-i Beyt’in zulme uğradığını; canla-

rına, mallarına kastedildiğini anlatıyor. Ne acıdır ki; anlatırken

zulmü yapan zalimlerin isimlerini söyleyip, onlara rahmet oku-

yup, teşekkür ediyor. Böyle olunca bizim kanımız donuyor,

söyleyecek söz bulamıyoruz.

Bunu bir örnekle canlandıralım: 2013 yılı Şubat ayında,

altmış-yetmiş kişilik bir kafile umredeyiz. Medine’de Cennetü’l-

Bâki kabristanında, Suriyeli bir rehber bize kabristanı ve kabir-

leri tanıtıyor. Geniş bir kabrin başına vardığımızda rehber şöy-

le anlattı: “Bu kabirde yetmişten fazla sahâbî var.” Mel’un

Yezîd için de “hazret” ve “radiyallâhü anh” diyerek, “Harre

Savaşı’nda bu sahâbîleri bir çukur açtırıp içine doldurt-

muştur!” deyince hepimizin aklı başından gitti. O sahâbîlerin

huzurunda, yüzümüz kızardı. Ziyaret bitince sorduk: “Niye

böyle söylüyorsun?” Rehber bize dedi ki: “Ben de sizin gibi

düşünüyorum ama Türkiye’den gelen bir cemaat bana

böyle söylemeyi öğütledi. Beni tehdit ve tekdir ettiler,

korkumdan böyle söylüyorum.”

Muhterem Okuyucular! Söyleyecek bir söz kaldı mı?

Eğer böyle bir cemaat var ve Ehl-i Beyt düşmanlarına hayran-

lık besleniyorsa, Cenâb-ı Hak onları da ıslah edip, Ehl-i Beyt

sevgisi ile hidâyete erdirsin. Âmin.

“Fâsık methedilince Ârş-ı Âlâ titrer.” 1754

“Kişi, sevdiğiyle beraberdir.” 1755

buyrulmuştur.

Dühât-ı Arab! (Arab Dâhileri!)

(Muâviye b. Ebî Süfyân, Amr İbnü’l Âs, Muğîre b. Şu’be ve

Ziyâd b. Ebîhi)

İslam dairesinde akıl, mantık, zekâ başka bir şeydir;

kurnazlık, uyanıklık, hilecilik, düzenbazlık başka bir şeydir.

1754

Râmûz el-Ehâdis, s. 63

1755 Buhârî, Edeb 96; Müslim, Birr 165 / X, 654; Tirmîzî, Zühd 50, 2385/ II, 527;

Ahmed, Müsned, XVI, 23088; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 403; El-Heytemî, Savâikü’l-

Muhrikâ, s. 347

Page 483: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü 483

Bu kimselere “dâhi!” deniliyorsa sonuna bir ünlem işa-

reti konulmalıdır. İslam birliği ve bütünlüğünü bozmada pek

başarılı oldukları, ayrılık ve fitne tohumları ekmekte maharetli

oldukları ortadadır. Hile ile Ehl-i Beyt’ten, Ashâb-ı Kiram’dan

yönetimi gasp ettiklerini görüyoruz. Hilâfeti saltanata çevir-

mekle hazırladıkları zeminde, Kerbelâ gibi bir katliamın arka-

sında, yönetmen koltuğunda oturduklarına şâhid oluyoruz.

İslâmî kuralları yok sayarak çok kurnaz, çok uyanık, çok entri-

kacı bir şekilde hareket ettiklerini görüyoruz.

Hem İslam’ı, hem Ashâb’ı, hem Ehl-i Beyt’i bölmüşler,

parçalamışlar, birbirine düşürmüşler, el’an “dâhi” denilerek

methedilmekteler. Kendilerini eleştirenlere de “Râfizî” damgası

vuruyorlar. Bugün bile bu hükümleri geçerlidir.

Hakkı bâtıl, bâtılı hak olarak göstermekte maharet gös-

termişlerdir. Bu halleriyle de kuzu postuna bürünmüş birer

kurt olduklarını görüyoruz. Bu kimselerin icraatları ve davra-

nışları İslam düşmanları tarafından takdire şâyandır. Müslü-

manlar açısından da Ehl-i Beyt’in ve Hz. Ali (kv)’nin düşmanı

olmaları yeterlidir.

Akıllı kişi, meşru halife Hz. Ali’yi düşman seçer mi? Hz.

Ali’ye karşı savaşan kişi, akıllı kabul edilir mi?

Konu ile ilgili Hz. Ali (kv)’nin görüşü şöyledir: “Allah’a

yemin olsun ki, Muaviye benden daha dâhi değildir. Fa-

kat o ihanet edip günah işler. Eğer ihaneti uygun bulsay-

dım, insanların en dâhisi olurdum. Ancak her ihanet gü-

naha, her günah ise küfre yaklaştırır.” 1756

Hz. Ali (kv)’nin komutanlarından Kays b. Sa’d bu du-

rumu değerlendirirken: “Eğer Resûlüllah (sav): “Hile ve desi-

se cehennemdedir.” demeseydi, ben bunlara neler eder-

dim.” demiştir. 1757

“Allah’ın aziz ettiğini kimse zelil edemez; Allah’ın

zelil ettiğini de kimse aziz edemez!” denilmiştir.

1756

Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 231

1757 İbn Kesîr, El-Bidâye, VIII, 176

Page 484: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

484 Ehl-i Beyt Düşmanları Bölümü

Ehl-i Beyt düşmanlarının durumu; Şeriat-ı Muhamme-

diye’ye ve Resûlüllah’ın Ehl-i Beyt’ine kastettikleri için hüküm-

leri Allah’a ve Resûlüllah’a kalmıştır.

Allah (celle celâlühü) şöyle buyuruyor: “Hakkında ihti-

lafa düştüğünüz konularda, Allah kıyamet günü hükmü-

nü verecektir.” (Hac, 22/69)

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem: “Bu üm-

metten Rabb’in huzurunda ilk dâvâlaşacak olan; Ali ile

Muâviye’dir!” buyurmuştur. 1758

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemin şu Hadis-

i Şerif’ine göre bu kimseler dâhi mi, yoksa nasipsiz mi?: “Ehl-i

Beyt’imi ancak mâhir (nasipli) kişi sever ve ancak bed-

baht (nasipsiz) kişi sevmez.” 1759

Biz bu kitabımızda, Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi

vesellemin Nuh’un Gemisi’ne benzettiği, şanlı ve şerefli Ehl-i

Beyt’i, Evlâd-ı Resûl’ü, tâzim ettik, senâ ettik. Efendimiz

(sav)’in şerefli ve pak neslinin şanına layık olması için gayret

ettik. Allah’ın inayetiyle tarafımızı belirledik. İtham edici ve

iddia ediciler kendilerine baksınlar, bulabilirlerse Muâviye’nin

ve yardımcılarının hakkını arasınlar.

Muâviye’yi, Amr’ı, Muğîre’yi bırakın; Ziyâd’a, Mervan’a,

Yezîd’e bile duâ edip, tâzim edenler bir kez daha düşünsünler;

imanlarına ve İslamlarına sahip çıksınlar.

1758

Ehl-i Beyt Düşmanları bölümü, 71. Hadis

1759 Muhibüddin Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 18; Geniş bilgi için bak.: Ahmet Önkal,

DİA, Dühât-ı Arab, X, 18

Page 485: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Son Bölüm 485

* Son Bölüm *

Resûlüllah (sav)’in Şefaâti ve Sünneti İle İlgili

Bazı Âyet ve Hadisler

İmam-ı Âzam ve bütün Ehl-i Sünnet âlimleri, ittifakla,

hepsi şefaâti kabul etmişlerdir. Ehl-i Sünnet görüşüne göre;

şefaâte sadece iman ehli kavuşacaktır. Kâfirler ve münâfıklar

şefaâtten mahrum kalacaklardır. Peygamberler, melekler, veli-

ler, âlimler, şehitler ve sâlihler de şefaât edeceklerdir. Fakirliğe

ve belalara sabredenler ile mü’minlerin küçük yaşta vefat eden

çocuklarının şefaâtleri de haktır. 1760

1- Allah-ü Teâlâ, şefaât edene ve şefaât edilene izin

vermedikçe, hiç kimse şefaât edemez. Kalplerindeki müthiş

korku giderilince, şefaât bekleyenler, şefaât edenlere,

“Rabb’iniz şefaât hakkında ne buyurdu?” diye soracaklar.

Şefaât edenler ise, “Hak olanı buyurdu, şefaâte izin verdi”

diyecekler. (Sebe’, 34/23)

2- “İsrâ Sûresi 79. âyette “Yakında Rabb’in sana

“Makâm-ı Mahmud’u” verecektir” âyetindeki “Makâm-ı

Mahmud” bana verilecek şefaât hakkıdır.” 1761

3- “Cebrâil (as), Kur’ân ile beraber açıklaması olan

Sünnet’i de getirmiştir.” 1762

4- “Bana Kur’ân’ın misli kadar daha hüküm verildi.” 1763

5- “Yalnız Kur’ân’daki helâl ve haramı kabul edin diyen-

ler çıkar. İyi bilin, Peygamber’in haram kılması, Allah’ın haram

kılması gibidir.” 1764

1760

Fıkh-ı Ekber, s. 231-232

1761 Tirmîzî, Tefsir 18, 3137 / III, 233; Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân 300

1762 Ebû Dâvud, III, 4604; Ahmed, Müsned, I, 806; Dârimî, Mukaddime 49, 593

1763 Ahmed, Müsned, I, 806

Page 486: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

486 Son Bölüm

6- “Sizden birinize bir hadis ulaştığı zaman, koltuğuna

kurulmuş bir şekilde; “Bunu doğrulayan Kur’ân’dan bir âyet

var mıdır?” demesin. 1765

Söylemiş olayım veya olmayayım;

bir konuda benim adıma hayırlı ve güzel bir şey işittiğiniz za-

man ben onu söylemişimdir. Ancak benim adıma kötü bir şey

söyleniyorsa bilin ki ben kötü bir şey söylemem.” 1766

7- “Şefaât yoktur diyen ya da şefaâte inanmayan kimse,

Peygamber’in şefaâtine nail olamaz.” 1767

8- “Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. Bir hadis

söylenince; “Resûlüllah böyle şey söylemez. Bunu bırak,

Kur’ân’dan söyle” derler.” 1768

9- “Ümmetimin yarısının cennete girmesi ile şefaât et-

mem arasında serbest bırakıldım. Şefaât etmeyi seçtim. Çünkü

şefaâtimle daha çok kimse cennete girer.” 1769

10- “Benim şefaâtim ümmetimden büyük günah işleyen

kimseler içindir.” 1770

11- “O kadar çok kimseye şefaât ederim ki, Rabb’im Al-

lah-ü Teâlâ bana: “Razı oldun mu?” diye sorunca: “Evet razı

oldum” derim.” 1771

12- “Kıyamette, Sırat Köprüsü’nün başında durur, üm-

metimin geçmesini beklerim. Allah-ü Teâlâ: “Dilediğini iste,

istediklerine şefaât et, şefaâtin kabul olunacaktır” buyurur.

Ümmetime şefaâtten sonra, yalvarmaya devam ederim.

Rabb’im bana: “Ümmetinden ihlâsla bir defa, “Lâ ilâhe illal-

lah” diyen ve imanla ölen herkesi cennete koy!” buyuruncaya

kadar yerimden kalkmam.” 1772

1764

Ahmed, Müsned, I, 805; Tirmîzî, İlim 10, 2664 / II, 669; Dârimî, Mukaddime 49,

592; Hâkim, El-Müstedrek, I, 379

1765 Ebû Dâvud, III, 4605; Dârimî, Mukaddime 49, 592; Hâkim, El-Müstedrek, I, 379

1766 Ahmed, Müsned, I, 808

1767 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XII, 351

1768 El-Askalânî, El-Metâlib, III, 3081; Râmûz el-Ehâdis, s. 315

1769 İbn Mâce, Zühd, X, 37, 4311; Tirmîzî, Kıyamet 13, 2441 / II, 555; Hâkim, El-

Müstedrek, I, 37 BMT; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr-2, II, 375

1770 Ebû Dâvud, Sünnet, III, 4739; İbn Mâce, Zühd, X, 37, 4317; Tirmîzî, Kıyamet 11,

2435 / II, 553; Hâkim, El-Müstedrek, I, 236 BMT; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XII,

351

1771 Beyhakî, Bezzar, Taberânî’den; Ahmed, Müsned, XX, 28818

1772 Buhârî, Tevhid 36, 7510; Müslim, İman 322 / II, 333; Tirmîzî, Kıyamet 10 / II,

551; Ahmed, Müsned, XX, 28818. Bu hadis özetlenmiş haldedir.

Page 487: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Son Bölüm 487

13- “Her peygamberin kabul edileceği bir duâsı vardır.

Her peygamber o duâyı yapmada acele etti. Ben ise bu

duâmı, kıyamet gününde, ümmetime şefaât olarak kullanmak

üzere sakladım (kullanmayı âhirete bıraktım). 1773

Ona inşal-

lah, ümmetimin şirk koşmadan ölenleri nail olacaktır.” 1774

14- “Ümmetimden bazıları vardır ki büyük bir cemaate,

bazıları vardır ki bir kabileye, bazıları vardır ki bir gruba, bazı-

ları da vardır ki tek bir kişiye şefaât eder ve cennete girmelerini

sağlar.” 1775

15- “Küçük yaşta ölen çocuğa “Cennete gir” denilir. Fa-

kat o, cennetin kapısında durur, kızgın ve öfkeli bir şekilde

beklemeye başlar ve: “Annem ile babam yanımda olmadıkça

girmem” der. O zaman meleklere: “Onun anne babasını da

onunla birlikte cennete koyun” denilir.” 1776

16- “Kıyamet günü, insanlar küme küme olur. Her üm-

met, peygamberinin peşinden gidip, şefaât isterler. “Ey falan,

sen şefaât et! Ey filan, sen şefaât et!” derler. Sonra şefaât dile-

ği, Peygamberimize gelir ve O’nda nihayet bulur. Bu şefaât

tartışması; Allah-ü Teâlâ’nın Peygamberimizi, Makâm-ı Mah-

mud’a göndermesi ile şefaât izni başlar. O zaman herkes

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemi tasdik eder. 1777

1773

El-Muvattâ I, Kur’ân 137/8

1774 Buhârî, Duâ 1. Bab / Tevhid 31, 7474; Müslim, İman 334-345 / II, 364; Müsned,

II, 2655; Dârimî, Rikak 85, 2808; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, XII, 350; Kütüb-i

Sitte, XIV, 402

1775 Tirmîzî, Kıyamet 12, 2440 / II, 555

1776 Müslim, Birr 154 / X, 645; İbn Mâce, Cenaze, 58, 1608; El-Heysemî, Mecmaü’z-

Zevâid, 18551; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 513

1777 Buhârî Tecrid Terc. XI, 128; Ahmed, Müsned, XX, 28813;

Şefaâtle ilgili geniş hadisler için bakınız: Ahmed, Müsned, XX, 28808; Kadî İyaz, Şifâ-i

Şerif, 141-146; A. Köksal, İslam Tarihi, XVIII, 120-125; Yusuf Şevki Yavuz, DİA,

Şefaât, XXXVIII, 412.

Page 488: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

488 Son Bölüm

İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe Rahmetüllâhi Aleyh

Allah-ü Teâlâ’ya sonsuz hamd ve senâ olsun ki; Müslü-

manız ve İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin mezhebindeniz.

İmam-ı Âzam, ömrü boyunca Ehl-i Beyt sevgisini ve

saygısını hayatının merkezinde tutmuştur. Ehl-i Beyt’i sevdiği

ve Emevîler’i bu yüzden eleştirdiği kaynaklarla sabittir. Haya-

tında bunu teyit eden pek çok örnek vardır. Emevî zulmüne

karşı Ehl-i Beyt’ten olan Hz. Hüseyin (ra)’ın torunu, İmam

Zeyd b. Ali’yi maddi ve manevi olarak desteklemiştir. Ehl-i

Beyt hanedanının haklarını koruyacağını söyleyen Abbasîler’in

kurulmasına da memnun olduğu ve destek olduğu kaynaklarla

sabittir. Abbasîler’in zulümlerine karşı da, Hz. Ali (kv)’nin to-

runu Nefsü’z-Zekiyye’ye destek vermiştir.

Ehl-i Beyt düşmanlarının onu kullanmak istedikleri

mevkî ve makâm tekliflerini kabul etmediği için, ömrünün bir

kısmını hapishanelerde ve işkence altında geçirmiştir. Hatta

hapiste ve işkence altındayken vefat etmiştir. On İki İmam’dan

biri olan ve Ehl-i Beyt’ten olan Cafer-i Sâdık’a muhabbeti

herkesin dilindedir. Cafer-i Sâdık, İmam-ı Âzam’ın hem hoca-

sı, hem de üvey babasıdır. İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin meş-

hur olan şu sözü, Ehl-i Beyt sevgisinin bir ifadesidir:

“Son iki senemde, Cafer-i Sâdık’a yetişmeseydim

Nûman helâk olurdu.” buyurmuştur. 1778

Ehl-i Sünnet âlimleri, Tefsir, Hadis, Fıkıh gibi ana ilimle-

ri Ehl-i Beyt’ten almışlardır. İmam-ı Âzam, Hz. Ali (kv) ve Hz.

Abbas’ın ilimlerine Cafer-i Sâdık vasıtasıyla ulaşmıştır. Ayrıca

Cafer-i Sâdık’ın duâ ve tavsiyelerine mazhar olmuştur.

1778

Mehmed Nuri Şemseddin Nakşibendi, Miftahu’l-Kulüb, Salah Bilici Yay.,

İstanbul, 1983, s. 226; Hak Sözün Vesikaları, s. 144; Geniş bilgi için baknz: Mustafa

Uzunpostalcı, DİA, Ebû Hanîfe, X, 131; Müctebâ Uğur, A’meş, III, 54

Page 489: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Son Bölüm 489

İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin asıl adı Nûman b.

Sâbit’tir. İmam-ı Âzam’ın dedesi Zûta; Hz. Ali (kv)’nin dostu

ve sevenlerindendi. Babası Sâbit, Hz. Ali (kv)’nin sohbet hal-

kasında bulunmuş, duâlarına mazhar olmuştur. Hz. Ali (kv),

Sâbit’e ve evladına bereket ve hayırla duâ etmiştir.

Emevîler’in Irak Valisi İbn Hübeyre, İmam-ı Âzam’ı

Kûfe’ye kadı olarak tayin etmek istedi. İmam-ı Âzam, kabul

etmeyip reddedince, günde on değnek olmak üzere 110 değ-

nek vurdurdu. İmam-ı Âzam’ın dayaktan öleceğinden korkan

Vali, onu teklifini düşünmesi için şartlı olarak tahliye etti.

İmam Ahmed b. Hanbel bu olayı hatırladıkça ağlardı. İmam-ı

Âzam ise Kûfe’den kaçıp Mekke haremine sığındı. Altı yıl bu-

rada kaldı. Abbasî Devleti kurulunca, tekrar Kûfe’ye döndü.

Abbasî Halifesi Ebûl Abbas es-Saffah’a biat etmek üzere bir

hitabede bulundu. Ancak zulüm devam ediyordu.

Yeni Abbasî Halifesi Ebû Cafer el-Mansûr; İmam-ı

Âzam’ı, Bağdat’a getirip defalarca kadılık teklif etti. İmam-ı

Âzam, Evlâd-ı Resûl’e ve Mezheb İmamları’na zulüm, işkence

ve hapis cezalarının verildiği bir devirde bunu kabul etmedi.

Doğruları söylemekten de asla geri durmadı. İmam-ı Âzam

kadılıktan imtina edince el-Mansûr; İmam-ı Âzam’ı sert bir

şekilde dövüp hapsetti. Nakledildiğine göre İmam-ı Âzam; ya

zehirlenerek ya da kırbaçlanarak hapiste vefat etmiştir. (h. 150

/ m. 767 / 70 yaşlarında) 1779

İmam-ı Âzam şöyle buyurdu: “Evlâd-ı Resûl’ü ve din

âlimlerini alçaltmak küfürdür, yani insanı dinden çıka-

rır.” 1780

1779

Muhammed Ebû Zehra, Mezhebler Tarihi, s. 341; Nurul-İzah, s. 6; İbrahim

Agâh Çubukçu, Türk İslam Düşünürleri, Türk Tarih Kurumu Yay., 1989, s. 99-

100; Selim, Enes; İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe, Rehber Yay., İstanbul, 2009

1780 Mecmeu’l-Enhur I, 532

Page 490: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

490 Son Bölüm

Türkler’de Ehl-i Beyt Sevgisi

Mucize-yi Nebevî’den olarak Resûlüllah sallellâhü aleyhi

ve âlihi vesellem buyuruyorlar ki: “Ehl-i Beyt’im benden

sonra; bencillik ve şiddetli bela görecek ve diyardan

diyara sürüleceklerdir!” 1781

Ehl-i Beyt mensupları, sevenleri ve taraftarları Kerbelâ

Fâciâsı’ndan sonra kendilerine yapılan baskılar ve cinayetler

yüzünden Orta Asya’ya göç ettiler. Horasan, Maveraünnehir

ve Türkistan’a yerleştiler. Ehl-i Beyt’in Türk aşiretleri ve Türk

obaları arasına gelip yerleşmesi, Allah’ın rahmet ve inayetiyle

nice hayırlı sonuçların kapılarını aralıyordu. Şöyle ki:

Emevîler tarafından mağdur edilen Ehl-i Beyt’in İslâm’a

davet çağrıları, mağdûr ve mazlûmun yanında yer alan Türk-

ler arasında büyük bir rağbet görüyordu.

Ehl-i Beyt mensupları bu durumda kendilerini Türkler’in

korumasına almış oluyorlardı.

Ehl-i Beyt sevgisi başta olmak üzere, Resûlüllah (sav)’in

Sünneti’ne dair sayısız edep ve ahlâkın Türkler arasında sa-

mimi bir şekilde yayılmasına sebep oluyordu.

İslâm ilim, ahlâk ve öğretisi; Ehl-i Beyt yoluyla Türkler’e

doğrudan nakledilmiş oluyordu.

Türkistan’dan Anadolu’ya büyük bir medeniyetin ku-

rulmasına zemin hazırlanmış oluyordu.

İlk Türk-İslâm eseri başyapıtlarından Yusuf Has Hâcib’in

Kutadgu Bilig adlı eseri de, Ehl-i Beyt’in Türkler arasında gör-

düğü sevgi ve saygıyı şöyle ifade etmektedir: “Hizmetkârlar-

dan başka ve beyin adamları dışında, münasebette bulu-

nacağın kimselerden bazıları Peygamber’in neslidir. Bun-

lara hürmet edersen, devlet ve saadete kavuşursun. Bun-

ları pek çok ve gönülden sev! İyi bak ve yardımda bulun!

Bunlar, Ehl-i Beyt’tir. Peygamber’in uğurudur. Ey kardeş!

Sen de onları Sevgili Peygamber hakkı için sev!” 1782

1781

Hz. Ali bölümü, 276. Hadis

1782 Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, Çev. Reşid Rahmeti Arat, TTK Yayını,

Ankara, 1988, s. 313

Page 491: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Son Bölüm 491

Anadolu’nun manevi ruh ikliminin oluşmasında; Türk

ve İslâm kültürünün harmanlandığı Türkistan’da Hoca Ahmed

Yesevî’nin İslâm ve iman hamuru ile mayaladığı, Ehl-i Beyt

sevgisiyle şekillendirdiği erenleri, dervişleri Anadolu’ya doğru

işaret edip, göndermesi önemli bir dönüm noktasıdır.

Hoca Ahmed Yesevî’nin işaretiyle Anadolu ve Rume-

li’nin her tarafına dağılan alpler, dervişler ve erenler, silsile

yoluyla 2-3 asır boyunca Orta Asya’dan Anadolu’ya doğru

akmaya devam ettiler. Anadolu’nun yurt edinilmesi, Türk ve

İslâm şuurunun yerleşmesi, hep Ehl-i Beyt sevgisi, mayası ile

yoğrulmasındandır.

Yesevî Tarikatı’nın kurucusu olan Hoca Ahmed Ye-

sevî’nin Hocası Yusuf el-Hemedânî, Hanefî mezhebindendir.

Mânevî ışığı ile kendisinden bazı tarikatlar doğduğu gibi, özel-

likle Anadolu’da kurulan birçok tarikat da kendisinden etki-

lenmiştir. Hoca Ahmed Yesevî’nin tarikat silsilesinin Altun

Silsile’den, yani On İki Ehl-i Beyt İmamı’ndan dolaşarak gel-

mesi, Ehl-i Beyt ile arasında güçlü bir bağ olduğunun da kanı-

tıdır.

Hoca Ahmed Yesevî’nin işaretiyle Anadolu’ya yerleşen

bu yüce gönüllü insanlar, devletin kendilerine verdiği vazifele-

rin yanında güzel ahlâkı, yardımlaşmayı, paylaşmayı, Türklü-

ğün, Ehl-i Beyt’in ve İslâm’ın özündeki güzellikleri bu toprakla-

ra yansıtmışlardır.

Bu silsileden olarak Şeyh Edebâli, Tabduk Emre, Yunus

Emre, Sarı Saltuk, Geyikli Baba, Abdal Musa, Hacı Bektaş

Veli, Ahî Evran, Mevlânâ Celâleddin Rûmî ve Emir Sultan gibi

nice erler, bulundukları bölgelere Ehl-i Beyt’ten aldıkları sevgi,

hoşgörü ve adaleti yerleştirmişlerdir.

Ehl-i Beyt’e sevgi, saygı ve bağlılık ifadesi olarak kuru-

lan ilk teşkilat, Abbasîler devrinde Ensâb-ı Nikâbe’dir. Bu teş-

kilat hem Ehl-i Beyt mensuplarını korumak, hem de onlara

istihdam sağlamak içindi.

Selçuklu ve Osmanlı sultanları, topraklarına gelen Ehl-i

Beyt mensuplarını hiçbir ülkede görülmeyecek şekilde saygın

tutmuş, uğurlu saymış, sevgi ve hürmet ile onlara icâzetnâme-

ler vermişlerdir.

Page 492: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

492 Son Bölüm

Anadolu’da seyyidlik icâzetnâmesi ilk defa 734 yılında,

“Kureyşan” ocağına verilmiştir. Karahanlılar’da: “Peygamber

neslinin, Peygamber hakkı için ve O’nun namına sevil-

mesi” öğütlenmektedir.

Anadolu Selçukluları’na ait bir temlik beratında, seyyid-

lere yararlı olma ve iyilik etmenin şefaât vesilesi olacağı ifade

edilmiştir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, Erzincan böl-

gesine gelerek orada yaşayan oymakların ileri gelenlerini bir

araya toplamış ve İslâm dinini en iyi bilen kişilerin tespitini

istemiştir. Yapılan araştırma ve seçilme sonucunda, Ehl-i Beyt

soyundan olan seyyidlerin, daha ilimli, ahlâklı ve dini bilgileri

yüksek olduğu görülmüştür. Bunun üzerine Sultan Alaaddin,

İslâm’ın bu kişiler tarafından öğretilmesini istemiş, onlara Hz.

Peygamber (sav) neslinden geldikleri için icâzetnâmeler ver-

miştir.

Osmanlı Devleti kurucularından Ertuğrul Gâzi, Osman

Gâzi, Orhan Gâzi ve devam eden padişahlar, Kur’ân’a bağlı,

Ehl-i Beyt’e sevgi ve saygı içindeydiler. Orhan Gâzi, babası

Osman Gâzi’nin mezarının üzerinde: “Yâ Rabbim! Bizi âhi-

ret günü Ehl-i Beyt’in şefaâtinden mahrum bırakma ve

onları bizden razı et” diyerek, Ehl-i Beyt’e olan bağlılığını

dile getirmiştir.

Osmanlı’da seyyidler ve şerifler için, “Nakîbü’l-Eşraflık”

müessesesi vardı. İleri gelen Nakîb Efendi, Hz. Peygamber

(sav)’in torunlarının işlerine bakar; neseplerini kayıt altına alır,

doğumlarını ve vefatlarını deftere geçirir ve itibarlarını zaafa

uğratacak hâl ve hareketten onları korur, İslâm edebine göre

yaşamalarına özen gösterirdi. Çalışma imkânı olmayan ve

muhtaç durumda olanlara da maaş bağlanır, vakıf ve imaret-

lerden pay verilir, vergiden muaf tutulurdu.

Seyyid ve şeriflere verilen belgeye; “Siyadet Hücce-

ti” denilirdi. İlk Nakîbü’l-Eşraflık, Yıldırım Bayezid zamanında

kurulmuş, ilk vazifeye tayin edilen, Emir Sultan’ın talebelerin-

den, Hz. Peygamber (sav)’in neslinden Seyyid Ali Nâta bin

Muhammed’dir.

Page 493: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Son Bölüm 493

Bunlar devlet merkezinde bulunur, kendi konaklarında

oturur ve mahiyetinde çalışanlar bulunurdu. Vazifeleri arasın-

da, padişaha kılıç kuşatma ve kendilerine mahsus “Sancak-ı

Şerif”i taşıma vardı. Padişah sefere gittiği zaman yanında

Nakîb Efendi’yi, seyyid ve şerifleri de götürürdü. Savaş sıra-

sında Sancak-ı Şerif altında seyyidler ve şerifler tekbir ve Sa-

lavât-ı Şerife getirirler ve duâlar okurlardı. Taşrada da yine

Ehl-i Beyt soyundan Nakîbü’l-Eşraf kaymakamları olurdu. 1783

Seyyid ve şerifler için merkezde ve taşrada tutulan def-

terlere “Secere-yi Tayyibe” denilirdi. Bu defterlere seyyid ve

şeriflerin isimleri, Peygamber (sav)’e kadar uzanan silsileleri,

evlatları ve ikametgâhları kaydedilirdi.

“Lâ fetâ illâ Ali, lâ seyfe illâ Zülfikâr” metnindeki “fetâ”

(yiğit) kelimesinden türetilmiş olan fütüvvet ve ahîlik (kardeş-

lik), Anadolu’da esnaf ve sanatkârlar arasında kardeşliğin,

sevgi ve hoşgörünün temelini oluşturur. Fütüvvet kelimesi, Hz.

Ali (kv)’nin cesaret ve kahramanlığı kadar, onun ahlâk ve

fazîletini de temsil etmektedir.

Mevlânâ Hazretleri, Hz. Ali (kv)’nin yüzüne tüküren

düşmanını affetmesini tasvîr ederken, fütüvvet ahlâkını uzun

uzun açıklar. Mevlânâ Hazretleri, Hz. Ali (kv)’ye hücûm ettiği

halde mağlûb olan, sonra da yüzüne tükürdüğü halde Hz. Ali

(kv) tarafından affedilen düşmanın hayret psikolojisini, yine

onun dilinden şöyle ifade etmektedir: Hz. Ali (kv)’ye hitaben:

“Sendeki hilim kılıcı, canımızı kesti. Bilgi suyun da, to-

zumuzu ve toprağımızı temizledi.” 1784

Hz. Ali’nin fütüvveti ile ilgili yaşanmış örneklerin sunul-

duğu en önemli eserler Cenknâme’lerdir. Cenknâmeler, tekke

ve dergâhlarda, köy odalarında yoğun bir şekilde okunmuş,

Hz. Ali (kv)’nin İslâm’ın yayılması için yaptığı mücadeleleri

anlatan menkîbeler, insanımızın zihin ve gönüllerine kazınmış-

tır. Milletimizle özdeşleşmiş olan cesâret, kahramanlık,

fedâkârlık, vefâkârlık gibi duyguların gelişmesinde bu

1783

Menekşe, Ömer, Ehl-i Beyt Sevgisi, Diyenet İşl. Başk. Yay., Ankara, 2006, s.

38-40

1784 Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Mesnevî, Terc. Şefik Can, Ötüken Yay., İstanbul,

2010, I, s. 240

Page 494: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

494 Son Bölüm

menkîbelerin etkisi büyük olmuştur. Anadolu halkının zihninde

Hz. Ali (kv), din ve imanla özdeşleşmiştir. Onun ahlâkını örnek

alanlar, örnek olmuşlardır.

Türk Milleti, Ehl-i Beyt’e, tarihten bugüne kadar büyük

bir aşkla sahip çıkmıştır. Kültür atlasımız Ehl-i Beyt’i ve onların

maneviyatını temsil eden, sembol ve motiflerle bezenmiştir.

Ehl-i Beyt sevgisi, edebî metinlerde nakış nakış, ilmek ilmek

işlenmiştir. Türk Edebiyatı’nda Peygamber sevgisi ile birlikte

Ehl-i Beyt sevgisi işlenmeyen divanlar eksik kabul edilmiştir.

Ehl-i Beyt’e sevgi, saygı ve bağlılığını dile getiren yüzlerce,

binlerce Türk şairi vardır. Büyük Türk Şâiri, Yunus Emre sev-

gisini şöyle ifade eder:

Şehidlerin ser çeşmesi,

Evliyânın bağrı başı,

Fatma Ana gözü yaşı,

Hasan ile Hüseyin’dir.

İslâm’ı kabul ettikten sonra, İslâm’ın sancaktarı olan

Türkler; Hz. Peygamber (sav)’in soyundan gelen seyyid ve

şerîfleri her devirde baştâcı etmiştir. Türkler, İslâm’ın Türkis-

tan’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan da Balkanlar’a kadar uza-

nan geniş bir coğrafyaya yayılma sürecinde, Ehl-i Beyt’in pe-

şinden gitmişlerdir. Ehl-i Beyt’in diriltici, birleştirici ve kaynaş-

tırıcı nefesi, tarihimizdeki sosyo-kültürel birlik ve beraberliğimi-

zi, fetih ve zaferlerimizi hazırlayan en önemli unsur olmuştur.

Ehl-i Beyt’e gösterilecek olan sevgi, saygı ve bağlılığın gelece-

ğimizi de aydınlatacağı muhakkaktır.

İslâmlaşma sürecini Ehl-i Beyt imamlarının öncülüğünde

devam ettiren Türkler, büyük ölçüde itikat bakımından yine

bir Türk aileye mensup olan İmam Mansur Mâturîdî, Ehl-i

Sünnet anlayışını benimsemişlerdir. Naklî bilgilerin yanında

aklî bilgilere de önem veren İmam Mâturîdî, İmam-ı Âzam

Ebu Hanife’nin fıkhını benimsemiştir. Bu ekolde olanlar da

siyasi tercihlerini Hz. Ali (kv) ve Ehl-i Beyt’ten yana koymuş-

lardı. 1785

1785

Altınok, Baki Yaşa, Ehl-i Beyt ve Türkler, Hacı Bektaş Velî Dergisi, s. 18, s.

205-213

Page 495: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Son Bölüm 495

Yine Ehl-i Beyt uğruna, Şam Emevî hanedanını yıkan

ve Bağdat’ta Abbasî hanedanını yönetime getiren Ebu Müslîm

Horasanî ve onun Türkler’den oluşan ordusudur.

Türk alp ve kahramanları, yine zaman içinde İslâmî bir

kimlik kazanarak, alp-eren ismiyle kutsîleşmiştir. Kur’ân ve

Sünnet’in öngördüğü din esaslarını Ehl-i Beyt’in eşitlik, hoşgö-

rü ve muhabbete dayalı yorumundan alan Türkler, Peygam-

ber efendimiz (sav)’in önderliği şartıyla, Hz. Ali (kv) ve evlatla-

rının İslâm anlayışını benimseyip kabul etmişlerdir.

Anadolu’da zaman geçse de değerini kaybetmeyen ve

hep ilk sıralarda yer alan şu isimler Ehl-i Beyt’in bütün zaman-

larda nasıl sevildiğini, sayıldığını, örnek alındığını gösteren en

önemli göstergelerdendir: Ahmed, Mehmed, Ali, Hasan, Hü-

seyin, Fatıma, Hatice, Ümmü Gülsüm…

Page 496: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

496 Son Bölüm

Sünnî, Şiî, Alevî

Sünnî, Ehl-i Sünnet kelimesinden Sünnet Ehli, Resûlül-

lah (sav)’in Sünneti’ni takip edenler için kullanıldığını anlıyo-

ruz. Bütün Müslümanlar zaten Resûlüllah (sav)’in Sünneti’ni

takip etmekle yükümlüdür. Eğer Müslüman, Sünnet’ten uzak-

laşırsa, İslam’dan uzaklaşmış olur.

Şiîlik ya da Şiâ kelimeleri taraftar anlamındadır. Hadis-i

Şerif’lerde de geçen bu tabirin, Hz. Ali’nin taraftarı olanlar için

kullanıldığını anlıyoruz. Alevîlik yine aynı anlamda Ali’nin

taraftarı, Ali’yi sevenler, Ali’den olanlar anlamındadır.

Kitap içerisinde geçen Hadis-i Şerif’lere baktığımızda

Hz. Ali’nin taraftarı olmak, Hz. Ali’yi sevmek, Allah’ın ve

Resûlüllah’ın emridir. Öyleyse bütün Müslümanlar, hem

Sünnî, hem Şiî, hem de Alevî’dir. Bu isimler siyasi istismar

amacı ile kullanılırsa o başkadır. Bu kelimeler bölünme sebebi

olamaz, bu kelimelerle bölmeyi ve bölünmeyi hedeflemek

ancak İslam düşmanlarının işidir.

Hiçbir Müslüman, Resûlüllah’ın Sünneti’ne uyduğu için

ayıplanmaz. Hiçbir Müslüman, Resûlüllah’ın Ehl-i Beyt’ini,

neslini seviyor, Hz. Ali’nin tarafıdır diye kınanamaz.

Kur’ân’ı, Sünnet’i, Ehl-i Beyt’i, Hz. Ali’yi hiçbir kimse

fitne ve fesad sebebi olarak, kışkırtma ve istismar sebebi olarak

kullanamaz. Bunlar bütün Müslümanların ortak değeri, ortak

paydasıdır.

Giriş bölümünde de ifade ettiğimiz gibi, Hz. Ali (kv)

kendisinden önceki üç halifenin kendisine karşı haksızlık yap-

tığını hiçbir zaman söylemedi. Hz. Âişe annemiz, Hz. Talha ve

Hz. Zübeyr’in kendisine karşı çıkışlarını da affetmiştir. Kitap

içerisinde de detaylarını gördüğümüz gibi bazı kulaktan dolma

bilgilerle Hz. Ali’nin bu kimselerle kavgalı olduğu haberi hiçbir

şekilde doğru değildir. Dış mihraklı bölücülerin İslam kardeşliği

üzerinde bölücülük yapmak istemesindendir.

Page 497: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Son Bölüm 497

Sünnî, Şiî, Alevî ne fark eder, hepimizin adı Ali’dir. Vic-

danımız Ali’dir. Bize Resûlüllah (sav)’in öğütlediği İslam,

Ali’dir. Ehl-i Beyt düşmanlarına tazim ve teşekkür edildiği za-

man bizim kanımız donar, boğazımız sıkılır. Görüldüğü gibi,

Resûlüllah (sav) efendimiz; ihanetleri de, hâinleri de bize bil-

dirmiştir. Ancak yüzleşmekten kaçılıp, üstü örtülüyor. Bu yüz-

den de yüz yıllardır İslam birliği sağlanamıyor.

Zamanımızda yazılan bazı kitaplarda; Sünnîliğin ve Şiîli-

ğin doğuş noktası olarak Sıffîn Savaşı ve Hakem Olayı’nı gös-

teriyorlar. Sıffîn Savaşı ve Hakem Olayı’nın İslam’da ilk kırıl-

ma noktalarından birisi olduğu doğrudur. Ancak yapılan va-

him hata şudur: “Hz. Ali taraftarları Şiîler’dir. Muâviye taraf-

tarları Sünnîler’dir” denilmesi son derece yanlıştır. Hiçbir İslam

âliminin eserinde de Ehl-i Sünnet’in yani Sünnîliğin doğuşu

bu şekilde gösterilmez. Muhtemeldir ki, bu ayrım Müslümanla-

rı bölmek isteyenler tarafından yapılmıştır. Hiçbir Ehl-i Sünnet

Müslümanın Hz. Ali (kv)’nin karşısında yer alması düşünüle-

mez. Ehl-i Sünnet dünyasında en çok Ehl-i Beyt isimleri görü-

lürken, Muâviye ve Yezîd ismine rastlanmaması da bunun bir

göstergesidir. 1786

1786

Geniş bilgi için baknz: Yusuf Şevki Yavuz, DİA, Ehl-i Sünnet, X, 525

Page 498: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

498 Sonuç

* Sonuç *

SONUÇ

İslam dininin esası tevhid ve adalettir. Resûlüllah (sav)

efendimiz islamın ilk yıllarından itibaren Müslüman olsun ya

da olmasın insan hak ve adaletine değer vermiştir. O’nun

izinden giden Dört Büyük Halife’nin de aynı anlayışı devam

ettirdiğini görüyoruz. Muâviye’nin ve yardımcılarının tevhid

perdesi arkasına saklanarak adaletten saptığını görüyoruz. Zira

Muâviye devrinde ilk olarak İslam hükümlerinin değiştirildiği-

ne ve açıkça iltimasların, kayırmaların başladığına şahit oluyo-

ruz.

Resûlüllah (sav) efendimiz, küfür ve şirk ile savaştı.

Düşmanları açık ve belirgindi. Hz. Ali (kv)’nin savaştığı üç

grup ise İslam ve tevhid üzere olduklarını söylüyorlardı. Hz. Ali

(kv), bu gruplardan en karmaşık olan Muâviye ve Şamlılara

karşı kendi tabiri ile: “Adaletten sapıp, zulüm yoluna girdikleri

için” savaştı. Hilebazlıkla, düzenbazlıkla, zulümle savaştı.

Muâviye yönetimi ele geçirebilmek için her yolu mübah

ve meşru gördü. Bu hedefine ulaşmak için Müslümanların

canını, malını, ırzını mübah gördü. Kendi emrindeki beytü’l-

mal hazinesini de kendi menfaatleri doğrultusunda harcamak-

tan çekinmedi. Hz. Ali efendimiz kendi yönetimini korumak

için bunların hiçbirine itibar etmedi. Bu yüzden insanlar: “Hz.

Ali çok yiğit adamdı, adaletliydi ama siyaset bilmezdi” dediler.

Page 499: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Sonuç 499

Bu sözleri söyleyenlere, Hz. Ali efendimiz o gün şöyle

cevap veriyordu: “Allah’tan korkmasaydım nasıl siyaset

bildiğimi insanlara gösterirdim. Fakat Allah’tan korka-

rım. Sizler bin defa zulme uğrasanız da bir defa bile ada-

letten ayrılmayın. Eğer adaletten ayrılırsanız, İslam’dan

ayrılmış olursunuz.” 1787

Hz. Ali (kv)’nin; kendisinden önceki üç reşid halife gibi

idarecilik, irşad, tebliğ gibi vasıfları şahsında topladığını biliyo-

ruz. Hz. Ali (kv) kendisine ve İslam Ümmeti’ne yakışır şekilde

davrandı ve siyasi ayak oyunlarına asla başvurmadı. Onun

asıl yiğitliği buradadır. Şanla, şerefle, vakarla vazife yaptı, Al-

lah rızasını ve memleket menfaatini her şeyin üzerinde tuttu.

Kendi hayatı ve siyasi hayatı tehlikeye girse bile hak ve huku-

ku gözetmekten hiçbir şekilde geri durmadı. “Şahsınıza yapı-

lan kötülüğü affedin, vatana millete yapılanları ise asla

affetmeyin” düsturuyla hareket etti.

Hz. Ali (kv), kendisini tekfir eden Hâricîler’i bile tekfir

etmedi. Suç işlemedikçe cezalandırmadı. Suça karışanların

ailesini cezalandırmadı. Kendisine hakaret edenlerin, tekfir

edenlerin beytü’l-malden aldıkları maaşlarını kestirmedi. Dü-

şünce ve fikir özgürlüğünün belirlenmesinde, suçun şahsiliği

konusunda numune oldu.

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem bir millete,

bir gruba, bir mezhebe gönderilmiş bir peygamber değildir.

Hatta O sadece Müslümanlara bile gönderilmiş değildir, bütün

insanlığa gönderilmiştir. Burada mevzûbahis olan böyle bir

Peygamber’in Ehl-i Beyt’idir. O’nun Ehl-i Beyt’ine ne kadar

değer verdiğini yüzlerce örnekle görüyoruz.

Yine Ehl-i Beyt tabiri bir mezhebe, bir gruba, bir cemaa-

te indirgenecek bir tabir değildir. Ehl-i Beyt’in; İslam dininin

özüne ait ve temel dinamiklerden biri olduğu açıktır. Böyle

olduğu halde bu tabirden kaçılması; sadece Şiîler’e, sadece

Alevîler’e aitmiş gibi düşünülmesi mânidardır. Ehl-i Beyt, İs-

lam dünyasının ve İslam inancının ortak değeri ve ortak pay-

dasıdır.

1787

Eş-Şerif er-Râdi, Nehcü’l Belâğa, s. 53 / s. 231

Page 500: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

500 Sonuç

Kadı İyaz, Beyhakî, el-Bagâvî, İmam Şâfî, el-Heytemî ve

daha başka âlimlerden bildirilmiştir ki: Ehl-i Beyt’i seven ve

yolundan giden gerçek Müslümanlara; Ehl-i Sünnet denir.

Ehl-i Beyt’in hepsini sevmek, kadın-erkek her Müslümana farz

ve lazımdır. Ehl-i Beyt’i sevmek imanın şartıdır. Ehl-i Sünnet

âlimleri, Ehl-i Beyt’in faziletine dair çok sayıda kitap yazdılar.

Emevî ve Abbasî valilerine karşı geldiler ve bu yolda canlarını

feda etmekten çekinmediler. İmam-ı Âzam, İmam Nesâî, Saîd

b. Cübeyr gibi birçok Ehl-i Sünnet âlimi, Ehl-i Beyt yolunda

canlarını feda ettiler.

Fitnecilere fırsat vermeyelim. Ehl-i Sünnet yolunun, na-

sıl bir Ehl-i Beyt yolu olduğunu gösterelim. Zalimlerin cezasını

Allah verir. Müslümanları da hidâyet yoluna O ulaştırır.

“Allah katında yegâne din İslam’dır.” (Âl-i İmrân, 3/19)

İslam Dini’nin dört dayanağı; Allah’ın Kitabı, Resûlüllah’ın

Sünneti, İcmâ-i Ümmet, Kıyas-ı Fukaha’dır. Bunların dördü de

İslam’ın birer direğidir. 1788

Sadece Kur’ân’a bakarım, diğerleri

beni ilgilendirmez demek, İslam’ın özüne terstir. Ben sadece

farzları kabul ederim, Sünnet yoktur demek İslam’ın özüne

terstir. Hıristiyanlarla, Yahudilerle dinlerarası diyaloglar kurup,

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellemi yok sayanlar,

İslam’ın özünü benimsememişlerdir.

Hak ve istikamet üzere olan mezhebleri yok sayanlar, bir

mezhebe tâbi olmaya gerek yoktur diyenler, mezheb imamla-

rını hâkir görenler ve ilk selef âlimlerinin nakillerini “rivâyettir,

söylentidir” diyerek dikkate almayanlar İslam’ın özünden

uzaklaşmışlardır. Bilinmelidir ki, hak ve istikamet üzere olan

mezhebler, Kur’ân’a ve Sünnet’e dayananlardır. Bu anlamda

mezhebleri yok saymak isteyenler, Peygamberimiz (sav)’i,

Hadis ve Sünnet’ten; İslam’ı da Peygamberimiz (sav)’den

soyutlama gayretine girenlerdir. Başka bir deyişle, peygam-

bersiz bir din kurma peşindedirler. Ehl-i Sünnet itikadında,

Cenâb-ı Hak farzlarında eksik olanı, sünnetten ve nâfilelerden

tamamlayacaktır. Sünneti olmayanın farzı da makbul olmaya-

cağı beyan olunmuştur. 1789

1788

Mirkâtül Vüsûl, s. 281 / s. 314

1789 Geniş bilgi için: Şerhül Akâid, s. 339-343; Mürteza Bedir, DİA, Sünnet, XXXVIII,

150; Yusuf Şevki Yavuz, DİA, Şefaât, XXXVIII, 412

Page 501: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

Sonuç 501

Resûlüllah sallellâhü aleyhi ve âlihi vesellem başta ol-

mak üzere; Güzîde Sahâbîler, Ehl-i Beyt Büyükleri,

Mü’minlerin Anneleri, İslam’ın büyükleridir. Bu büyükleri sa-

dece isimleriyle tâzimsiz, saygısız, vasıfsız, söylemek en azın-

dan edepsizliktir. Kitaplarında Muhammed, Ali, Fâtıma diye-

rek yazmak büyük bir saygısızlıktır. Peygamberimiz (sav)’e

salâvâtsız, Güzîde Sahâbîler’e hürmetsiz olan kimselere itibar

edilmez.

Kayıt altına almış olduğumuz bu bilgiler ışığında ortaya

koyduğumuz kanaat; Allah dostlarından, Resûlüllah sallellâhü

aleyhi ve âlihi vesellem ve silsile yoluyla büyüklerimizden bize

ulaşan ayırt edici bilgiler gereğidir. Allah’ın fazlı keremi ile

mevcut kaynaklarla da bunu ortaya koymuş olduk.

Hak Teâlâ Hazretleri, Ehl-i Beyt’e yaptığımız bu hizmeti

makbul edip, bereketlendirsin, kemale erdirsin. Âmin

Vessalâtü vesselâmü alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Mu-

hammed’ül Mustafa ve alâ Ehl-i Beytihit tâhirin. Vesselâmü

alâ menittebe’al hüdâ. / Allah’ın salât ve selâmı Seyyidimiz ve

Mevlâmız Muhammed’ül Mustafa’ya ve temiz Ehl-i Beyt’ine

olsun. Hidâyete uyanlara da selâm olsun!

Kitabı tamamlamamıza muvaffak eden Allah’a hamd ol-

sun.

Salâvâtüllâhi aleyhim ecmaîyn.

Ehl-i Beyt sevdalısı, Hak âşığı Kuddusi Baba; Türkçe

olarak şöyle buyurdu:

“Biz Muhammed Ümmetiyiz,

Siz Muâviye Ümmetisiniz!

Siz bir yana, biz bir yana!”

Page 502: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

502

Cuma Hutbesinde El Açılıp

Âmin Denilmesi Hakkında

Önce kutlu doğum, ardından dinlerarası diyaloglar ile

kadim dinimizde değişiklikler yapmaya çalışan zihniyet, bu

anlamda hutbelerimizde okunan: “Allah katında yegâne din

İslam’dır.” (Âl-i İmrân, 3/19) âyetini kaldırıp yerine el açarak duâ

etme bid’atini getirdiler. Bu duruma bakarak hutbenin sıhha-

tini değerlendirdiğimizde;

Antalya Müftülüğü’nün 15 Ocak 2010 tarihli hutbesin-

deki ikaz gayet mühimdir: “Hutbe dinleyenlerin sağa sola

bakmaları, selâm verip almaları mekruhtur. Hutbe, namaz-

daymış gibi susularak dikkatlice dinlenir. Hutbe okunurken,

namaz kılmak mekruhtur. Bu nedenle, camiye geç girilmişse

Cuma’nın ilk sünneti farzdan sonra edâ edilmelidir. Hutbede

Peygamberimiz (sav)’in ismi geçtiği zaman bile salâvât getiril-

meyerek hutbenin dikkatlice dinlenmesi tavsiye edilmiştir.”

İmam-hatip okullarında, adaylar şu bilgilere dikkat çeki-

lerek yetiştirilir: “Hutbe esnasında hatip efendi çok dikkatli

konuşmalıdır. Cümlelerinin sonunu cemaate ‘âmin’ dedirtme-

yecek şekilde bitirmelidir ki cemaat ‘âmin’ bile demesin.” Bu

yüzden bu dönemden önce, hutbedeki duâlar Arapça okunur,

sonunda ‘âmin’ denilmezdi.

İlmihal bilgilerine baktığımızda: “Hutbe okurken kimse

ile konuşulmaz, hiç dünya kelâmı söylenmez, hatta birine ‘sus,

konuşma’ tarzında elle işarette bile bulunulmaz. Namazdaymış

gibi susularak hatip efendi dinlenir. Resûlüllah (sav) efendimiz

şöyle buyurdu: “Hutbe okunurken birisi arkadaşına ‘sus’ derse

boş laf etmiş, yani kendisi sükût etmemiş olur.” 1790

Hutbe okunurken boş konuşanın Cuma’sı yoktur. Din-

lerken yüzü hatip efendiye çevirerek dinlemeli, başı sağa-sola

çevirip etrafına bakınıp durmamalıdır. Hutbeyi okuyan kimse

duâları açık veya gizli okuyabilir. Ancak açıktan duâ ettiği za-

man cemaat âmin diyecekse bunu gizli yapar. Böylece cemaa-

tin âmin demesine engel olmuş olur. Çünkü hutbe okunurken

1790

Kütüb-i Sitte, IX, 211; Ahmed, Müsned, VI, 7734

Page 503: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

503

insanların konuşmaları, tesbih çekmeleri, aksırıp ‘elhamdülillah’

diyene ‘yerhamükallah’ demeleri, selâm almaları ise mekruh-

tur. Hutbe okunurken Peygamber (sav) efendimize salâvât

getirmek ve yapılan duâya ‘âmin’ demek de mekruhtur. Eğer

salâvât getirmek ve âmin demek gerekiyorsa bu kalben oku-

nur. Dil ile telaffuz edilmez. “Hatip hutbe okuyup Peygamber

(sav) efendimize salât ve selâm okusa da yine susar dinler.

Yakında olan ve uzakta olan (dinlemek ve susmakta) eşittir-

ler.” İmam-ı Âzam: “İmam hutbeye çıkınca, hutbeyi bitirene

kadar namaz ve kelam yoktur” buyurmuştur.” 1791

Bu alıntılar bütün Hanefî kaynaklarda vardır, diğer fıkıh

kitaplarımız da bunu açıkça yazar. “Hatip hutbeye çıkınca

namaz kılınmaz ve konuşulmaz. Namazda yapılması haram

olan şeyler hutbe esnasında da haramdır.” 1792

denilmektedir.

“Hutbe okunurken salât ve selâm getirmek, radiyallâhü anh

demek, âmin demek bid’attir.” 1793

Ashâb’dan Ümare b. Rüveybe, Bişr b. Mervan’ın ellerini

kaldırarak hutbe verdiğini görünce şöyle müdahale etti: “Allah

şu iki kısa elin belasını versin. Ben, Resûlüllah (sav)’i hutbe

verirken gördüm. Bir elini şundan fazla kaldırmazdı.” deyip

şehâdet parmağıyla işaret etti. 1794

Bütün bu bilgiler ışığında; hiçbir Ehl-i Sünnet ve Hanefî

kaynağında cuma hutbesi esnasında el açılıp cemaate âmin

denilmesine cevaz veren bir madde ve içerik yoktur. Aksine

men edilmiş, mekruh sayılmış ve bid’at kabul edilmiş ifadeleri

görüyoruz. Keza hutbede yardım talep edilmesi, takvim tavsi-

ye edilmesi de hutbenin sıhhatini bozan dünya kelamlarıdır.

Bu tarz ilanlar vaâz kürsüsünden yapılmalıdır. Bu konu ce-

maat arasında da ayrılıklar ortaya çıkarıp camilerimize ve

imamlarımıza karşı olan güveni zedelemektedir. Dileğimiz bir

an önce bu yanlıştan dönülmesi ve hutbelerin asli hüviyetine

kavuşmasıdır.

1791

Mültekâ el-Ebhur, Halebi Kebir (bab 331, 332, 333); Ömer Nasuhi Bilmen, İslam

İlmihali, s. 151, Madde 205

1792 Ali Fikri Yavuz İlmihali, s. 183

1793 Ehl-i Sünnet İtikadı, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî

1794 Kütüb-i Sitte, IX, 200

Page 504: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

504

Kaynaklar

*- Ağırakça, Ahmed, Emevîler Döneminde Kıyamlar, Şafak Yay., İst., 1992

*- Ahmed b. Hanbel, İmam Ahmed b. Muhammed Ahmed b. Hanbel, (v.

241/855), Müsned, Ocak Yay., İstanbul, 2013, Mektebetü’l-İslam Yay., Beyrut

*- Ali el-Muttakî, Aladdin Ali b. Hüsâmettin el-Muttakî el-Hindî, (v. 975/1567),

Kenzü’l-Ummâl, Dâr’el-Kütüb el-İslâmi Yay., Halep, 1975

- Müntehab’ül Kenz, Mektebetü’l-İslâmi Yay., Beyrut, 1978

*- Aliyyül Kâri, İmam-ı Âzam Fıkhı Ekber, Çağrı Yay., İstanbul, 1979

*- Altınok, Baki Yaşa, Ehl-i Beyt ve Türkler, Hacı Bektaş Velî Dergisi, s. 18/205

*- Altıparmak, Muînüddin Muhammed Emin el-Miskin el-Hirevi (v. 907/1502),

Meâricü’n-Nübüvve (Altıparamak Peygamberler Tarihi), Berekât Yay., İstanbul

*- Aycan, İrfan, DİA, Muâviye b. Ebû Süfyân, XXX, 332; Yezîd b. Ebû Süf-

yân, XLIII, 520; Ebû Süfyân Sahr b. Harb, X, 231; Muğîre b. Şu’be, XXX, 376;

Mervan b. Hakem, XXIX, 226; Ziyâd b. Ebîhi, XLIV, 480

- Saltanata giden yolda Muâviye b. Ebî Süfyân, Ankara Okulu Y., Ankara, 2014

- Emevîler Dönemi Kültür Hayatında Bazı Beşeri İlimlerin Tarihsel Geli-

şimi, Ocak-Nisan 2000, c. 2, s. 6, Doktora Tezi

*- Aydınlı, Abdullah, DİA, Ebû Zerr, X, 268

*- Balcı, Ramazan, Sevgilinin Bahçesi: Ravzatü’l-Ahbab Tercümesi, Gelenek

Yay., İstanbul, 2003

- En Sevgilinin Dostları: Ravzatü’l-Ahbab Tercümesi, Nesil Yay., İstanbul, 2005

- Gül Nesli, Hz. Fâtıma ve Ehl-i Beyt, Nesil Yay., İstanbul, 2006

*- Bedir, Mürteza, DiA, Sünnet, XXXVIII, 150

*- Belâzürî, Ahmed b. Yahya Belâzürî (v. 279/893); El-Ensab’ül-Eşraf, Müesse-

setü’l-Âlem Yay., Beyrut, 1974 / Dâr’el-Maârif Yay., 1959

*- Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. Hüseyin Beyhakî (v .458/1066), Sünenü’l Küb-

ra, Dâr’ul-Fikr Yay., Beyrut, 1980

- Câmiu’l Şu’abu’l-Îmân, Ocak Yay., İstanbul, 2015

*- Bezzar, Ebû Bekr Ahmed b. Amr b. Abdil Hâlik el-Bezzar el-Basrî (v. 292/905),

Müsned, Müessesetü’l-Ulûmi’l Kur’ân Yay., Medine, 1988 *- Bozkurt, Nebî, DİA, Hucr b. Adîy, XVIII, 277

*- Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail (v. 256/870), Sahih-i Buhârî, Po-

len Yay., İstanbul, 2009

*- Buhârî Tecrid Terc., Ebû’l Abbas Zeynüddin Ahmed b. Ez-Zebidî (v.

893/1488) Sahih-i Buhârî, Tecrid-i Sarîh Tercümesi, Diyanet İ. B. Yay., Ankara, 1984

*- Bursalı, M. Necati, Hz. Ali radiyallahü anh, Çelik Yay., 2012

- Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, Sultan Yay., İstanbul

*- Buzpınar, Şit Tufan, DİA, Nakîbüleşraf, XXXII, 322

*- Canan, İbrahim (v. 2009), Kütüb-i Sitte, Akçağ Yay., Ankara, 1992

*- Cemaleddin Ataullallah b. Fazlullah el-Şirazi (v. 926/1520), Ravzatü’l-

Ahbab fi Siyeri’n-Nebî ve’l-Ashâb, Matbai Âmire Yay., İstanbul, 1852, Osmanlıca,

Mütercim: Magnisavî Benlizâde

*- Cemaleddin el-Kasımî (v. 1914), Kavâidü’t-Tahdis, Beyrut, 1987

*- Cevdet Paşa, Ahmed (v. 1895), Kısâs-ı Enbiyâ ve Tevârihi Hulefâ, Bedir

Yay., İstanbul, 1986

*- Çağırıcı, Mustafa, DİA, Fitne, XIII, 156

*- Çubukçu, İbrahim Agâh, Türk İslam Düşünürleri, Türk Tarih Kurumu, 1989

*- Çubukçu, Asri, DİA, İbrahim, XXI, s. 273

*- Dârimî, Ebû Saîd Osman b. Saîd b. Halid ed-Dârimî (v. 280/894); Sünen-i

Dârimî Terc., Abdullah Parlayan, Konya, 2011

Page 505: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

505

*- Ebû Dâvud Terc., Süleyman b. El Eş’as b. İshak es-Sicistani el-Ezdi, (v.

275/889), Sünen, Abdullah Parlayan, Konya, 2007

*- Ebû Nuaym, Ahmed b. Abdullah b. İshak el-İsfahânî (v. 430/1038), Hilyetü’l-

Evliya ve Tabakâtü’l Asfiya, Ocak Yay., İstanbul, 2015

*- Ebû Ya’lâ, Ahmed b. Ali b. el-Müsenna el-Musulî (v. 307/919), Müsned,

Dâru’l-Me’mun Yay., Beyrut, 1990

*- Ebû Zehra, Muhammed, Mezhebler Tarihi, Çev. Sıbğatullah Kaya, Yeni Şa-

fak Kültür Armağanı, İstanbul

*- Efendioğlu, Mehmed, DİA, Sahâbî, XXXV, 491

*- El-A’zami, M. Mustafa, DİA, Buhârî, VI, 370

*- El-Bagâvî, Ferra el-Bagâvî (v. 516/1122), Meâlimü’t-Tenzil, Mustafa el-Bab

Yay., Kahire, 1955

*- El-Cezûlî, Şâzeli Şeyhi Muhammed b. Süleyman el-Cezûlî (v. 870/1465),

Delâilü’l-Hayrat; Kara Dâvud: Salâvât-ı Şerife Şerhi, İzmitli Kara Dâvudzâde Meh-

med Efendi Şerhi, Merve Yay., İstanbul

*- Ed-Dârekutnî, Ebû’l Hasan Ali b. Ömer (v. 385/995), Sünen, Ocak Y., İst. 2015

*- El-Evzâî, İmam Evzâî, Sünen, Armağan Yay., 2012

*- El-Halebî, İbrahim b. Muhammed (v. 956/1549), Mültekâ el-Ebhur Şerhi,

Mecmeu’l-Enhur, Damat Terc., Yâsin Yay.

*- Mültekâ el-Ebhur Tercümesi, Yâsin Yay., 2010, İstanbul

*- El-Hâzin, Ebû’l Hasan Alâddin Ali b. Muhammed el-Hâzin el-Bağdadi, (v.

741/1341), Lübâb’üt-Te’vil fi Mean’it-Tenzil (el-Hâzin Tefsiri), Mustafa el-Bab Yay.,

Kahire, 1955

*- El-Heytemî, Ahmed b. Hacer el-Heytemî (v. 974/1567), Savâikü’l-Muhrikâ,

Yakıcı Yıldırımlar, Bedir Yay., Terc. Hasib Seven, İstanbul

*- El-Kandehlevî, Yusuf, Hayatü’s-Sahâbe, Timaş Yay., İstanbul, 1988

*- El-Kilâbî, Ebûl Hüseyin Abdulvahab b. Hasan el-Kilâbî, Müsnedi Dımaşk, (h.v.

396), Müsned, Dâru’l-Adva Yay., Beyrut, 1983

*- El-Sabbağ, Nureddin Ali b. Muhammed el-Sabbağ el-Mâliki (h.d. 784), Fusü-

lü’l-Mühimme fi Marifet el-Eimme, Taşbaskısı, İran, h. 1303.

*- Es-Salebî, Ebû İshak Ahmed b. Muhammed es-Salebî en-Nişaburî (v.

427/1035), Kısâsü’l-Enbiyâ Nefâisü’l Arâis, İsa el-Bab Yay., Kahire, Tarihsiz

*- Er-Râzî, Muhammed Fahreddin er-Râzî (v. 606/1210), Tefsir-i Kebir; Dâr’el-

Fikr Yay., Beyrut, 1985

*- Er-Rudânî, Muhammed b. Süleyman Ebû Abdullah Şemseddin er-Rudânî el-

Mekki (v. 1094/1683), Cem’ul Fevâid min Cem’ul Usul ve Mecmaü’z-Zevâid, Ocak

Yay., İstanbul, 2008

*- Et-Taftazânî, Sa’düddin (v. 792/1390), Şerhü’l-Akâid, Nesefî Tercümesi,

Yâsin Yay., İstanbul, 2012

*- Emir, Enis, Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resûlüllah, Der Yay., İstanbul, 1993

*- Fayda, Mustafa, DİA, Hz. Âişe, II, 202; DİA, Hz. Ömer, XXXIV, 44-51; DİA,

İfk Hâdisesi, XXI, 507

- Hz. Muhammed’in Necranlı Hıristiyanlarla görüşmesi ve Mübâhale, İs-

lam İlimleri Enstitüsü Dergisi, 2 (1975), s. 143-149

*- Fığlalı, Ethem Ruhi, DİA, Gadîr-i Hum, XIII, 279; Hz. Hasan, XVI, 282; Hz.

Hüseyin, XVIII, 518; Cemel, VII, 320

*- Fuzûlî (v. 963/1556), Hadîkatü’s-Süadâ, Saâdete Ermişlerin Bahçesi, İstan-

bul Maârif Kütüphanesi, 1955

*- Geylâni, Abdulkadir (ks), Fethu’r-Rabbânî, Gelenek Yay., İstanbul, 2004

*- Gümüşhanevî, Ahmed Ziyaüddin (1813-1893), Râmûz el-Ehâdis, Mütercim:

Abdülaziz Bekkine, Milsan Matbaası

Page 506: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

506

*- Hâkim, Ebû Abdillah Muhammed el-Hâkim en-Nişaburî (v. 405/1014), El-

Müstedrek Âle’s-Sahîhayn, Konevî Yay., Konya, 2013

*- Harezmî, Hâfız Ebû Müeyyed Muvaffak b. Ahmed b. el-Bekri el-Mekki el-

Hanefî Ahtab Harezmî (h.d. 484), El Menâkıb lil Harezmî, Menâkıb-ı Emirü’l-

Mü’minin Ali b. Ebî Tâlib, Haydariye Matbaası, Necef, 1965

*- Hatîb Bağdâdî, Ebû Bekr Ahmed b. Ali b. Sâbit el-Bağdadi (v. 463/1071), Ta-

rih-i Bağdad, Saâdet Matbaası, Kahire, 1931

*- El-Heysemî, Nureddin Ali b. Ebî Bekr b. Süleyman el-Heysemî (v. 807/1405),

Mecmaü’z-Zevâid, Mektebetü’l-Kuds Yay., Kahire, 1934

*- İbn Abdilber, Ebû Ömer Cemâlüddin Yusuf b. Abdillah b. Muhammed b. Ab-

dilber en-Nemerî (v. 463/1071), El-İsti’âb fi mârifeti’l-Ashâb, Nahdad el-Mısır Mat-

baası, Kahire

*- İbn Abdirabbih, Ebû Ömer Ahmed b. Muhammed b. Abdürabbih el-Kurtûbî

el-Endülüsî (v. 328/940), El-İkdü’l-Ferîd, Mektebe’t-Nahdad Yay., Kahire, 1962

*- İbn Âsâkir, Ebû Muhammed Bahauddin el-Kasım b. Ali b. Hasen el-Şâfî İbn

Âsâkir ed-Dımaşkî (v. 600/1203), Târîhu Medîneti Dımaşk, Dâr’el-Tarif lil Matbuat

Yay., Beyrut, 1975

*- İbn Hacer, Ebûl Fazl Şihabüddin Ahmed b. Ali b. Muhammed El-Askalânî (v.

852/1449), El-İsâbe fi Temyiz el-Sahâbe, Kalkuta, Hindistan Baskısı, IV Cilt

- El-İsâbe, Tek Cilt, Seçkin Sahâbîler, Seyfullah Erdoğmuş, Sağlam Yay., 2011

- El-Metâlib’ül-Âliye fi Zevâid il-Mesânid is-Samâniye (En Eski 8 Adet Hadis

Müsnedi), Terc. Âdem Yerinde, Ocak Yay., 2010

*- İbn Hibban, Ebû Hatim Muhammed b. Hibban b. Ahmed el-Büstî (v.

354/965), Sahih-i İbn Hibban Zevâidi, Ocak Yay., İstanbul, 2012

*- İbn Hişâm, Ebû Muhammed Abdül Melik b. Hişâm el-Basrî el-Mısrî (v.

218/833), Sîret’ün-Nebevîyye, Terc. Abdülvehab Öztürk, Kahraman Yay., 2014

*- İbn İshak, Ebû Abdullah Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyâr el-Muttâlibî el-

Kureyşî el-Medenî (v. 151/768), Kitabü’s Sîret ve’l Megâzî, Terc. Ali Bakkal, İlk Harf

Yay., 2013

*- İbn Kesîr Ebû’l-Fida, İmadüddin İsmail b. Ömer b. Kesir ed-Dımaşkî eş-Şâfî (v.

774/1373)

- El-Bidâye Ven-Nihâye Büyük İslam Tarihi, Çağrı Yay., İstanbul, 2008

- Tefsir, Hadislerle Kur’ân-ı Kerim Tefsiri, Çağrı Yay., İstanbul, 1993

*- İbn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezîd Mâce el-Kazvini (v. 273/887),

Haydar Hatipoğlu, Kahraman Yay., İstanbul, 1982

*- İbn Manzur (v. 711/1311), Muhtasar Târîhu Dımaşk li İbn Âsâkir, Suriye,

1984

*- İbn Sa’d, Ebû Abdillah Muhammed b. Sa’d b. el-Kâtip el-Hâşimi el-Basrî el-

Bağdâdî (v. 230/845), Kitâbü’t-Tabakâti’l-Kebir, Siyer Yay., İstanbul, 2014

*- İbnü’l Esîr el-Cezerî, Mübarek b. Muhammed (v. 606/1210), Câmi’ul Usül

li Ehâdis er Resûl, Dâr’ül-İhya Terâsü’l-Arabî Yay., Beyrut, 1950

*- İbnü’l Esîr, İzzeddin b. Ebî’l Hasen Ali b. Muhammed İbnü’l Esîr, (v.

630/1233), Üsd’ül-Ğâbe fi ma’rifeti’s-sahâbî, Dâr’ul-Şâb Matbaası, Kahire, Tarihsiz

- El-Kâmil fit Tarih, Bahar Yay., İstanbul, 1986

*- İbnü’l Megâzilî, Ebû’l Hasan Ali b. Muhammed el-Megâzili el-Vâsıtî el-Şâfî

(h.d. 395), Menâkıb-ı Ali b. Ebî Tâlib, Dâr’ul-Adva Yay., Beyrut, 1983

*- İmam Mâlik b. Enes (v. 179/795), El-Muvattâ Tercümesi, Abdülvehhab Öz-

türk, Kahraman Yay., İstanbul, 2013

*- İslamoğlu, Mustafa, İmamlar ve Sultanlar, Denge Yay., İstanbul, 1990

*- Kadî İyaz, el-Kadı Ebül Fazl İyaz b. Mûsa el-Yahsûbi el-Endülüsî (v. 544/1149),

Şifâ-i Şerif, Gönüllere Şifa Muhammed Mustafa, Akçağ Yay., Ankara, 2012

*- Kallek, Cengiz, DİA, Müellefe-i Kulûb, XXXI, 475

Page 507: EZELDEN EBEDE EHL-İ BEYT DÂVÂSI–nsöz 7 İçindekiler Bayrak 3 İstiklâl Marşı 4 İçindekiler 7 Kısaltmalar ve Kavramlar 9 Önsöz 11 Takdim 14 Giriş 17 1- Genel Olarak

507

*- Kandemir, M. Yaşar; DİA, Hz. Fâtıma, XII, 219; Hz. Ali, II, 375; Hind b.

Utbe, XVIII, 64; Müslim, XXXII, 93

*- Kara, Hilal-Abdullah, İki Sultan İki Kurban, Nesil Yay., İstanbul, 2010

*- Kılıç, Ünal, DİA, Yezîd b. Muâviye, XLIII, 513

*- Köksal, M. Âsım (v. 1998), İslam Tarihi, Hz. Muhammed (sav)’in Hayatı,

Şamil Yay., 1987

- Kerbelâ: Hz. Hüseyin ve Kerbelâ Fâciası, Akçağ Yay., İstanbul, 1984

*- Kundûzî, Süleyman b. İbrahim b. Huvace b. Hüseyin el-Kundûzî el-Belhi el-

Hanefî (h. 1150-1300), Yenâbiül Mevedde, Meveddet Pınarları, Ş. Yeşil Yay.,

İstanbul, 2010

*- Kurtûbî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed Ebî Bekr b. Ferh el-Kurtûbî, el-

Câmi li-ahkâmil-Kur’ân, VIII, 179, Beyrut, 1986

*- Küçükaşçı, Mustafa Sabri, DİA, Harre Savaşı, XVI, 245

*- Mehmed Nuri Şemseddin Nakşibendi, Miftahu’l-Kulüb, Salah Bilici Yay.,

İstanbul, 1983

*- Mektûbat-ı Mevlâna Halid el-Bağdadi (v. 1242/1827), Buğyetül Vâcid

*- Menekşe, Ömer, Ehl-i Beyt Sevgisi, Diyanet İşl. Başk. Yay., Ankara, 2006

*-Mes’ûdî, Ebûl Hasen Ali b. Hüseyin b. Ali el-Mes’ûdî el-Hüzeli. (v.345/956);

Mürûcü’z-Zeheb ve et-Tenbih vel-İşraf. Mısır 1964.

*- Mevdûdî, Ebû’l-A’lâ Mevdûdî, Hilâfet ve Saltanat, Hilal Yay., İstanbul, 2011

*- Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Mesnevî, Terc. Şefik Can, Ötüken Yay., İst., 2010

*- Molla Câmi, Abdurrahman Mevlâna (v. 898/1492), Şevâhidü’n-Nübüvve, 1.,

Bedir Yay., İstanbul 1976; 2., Muzaffer Ozak Terc., Salah Bilici Yay., 1958

*- Molla Hüsrev (v. 885/1480), Mir’atül Usûl Şerhi, Mir’atül Usul fi Şerhi

Mirkâtül Vüsûl, Tercümesi: Haydar Sadıkoğlu, Özgü Yay., İstanbul, 2012

*- Muhibüddin Taberî, Hâfız Ebûl Abbas Muhibüddin Ahmed b. et-Taberî el-

Mekki (v. 694/1295), Zehâiru’l-Ukbâ fi Menâkıb-ı Zevil Kurba, Dâr’el-Marife Yay.,

Beyrut, 1974.

- Er-Riyâdü’n-Nadıra fi Fazîletü’l-Aşere-i Mübeşşere, İttihadü’l-Mısrî Mat., Kahire

*- Münâvî, Abdürrauf b. Tâcü’l-Ârifin Münâvî (v. 1031/1622), Künüz el-Hakâik,

Dâr’ul-Fikr Yayını, Beyrut

*- Müslim b. Haccac el-Kuşeyri en-Nişaburî (v. 261/875), Sahih-i Müslim Şerhi

el-Minhac, İmam Muhyiddin en-Nevevî, Terc. M. Beşir Eryarsoy, Polen Yay., 2012,

İstanbul / Dâr’el-Şâb Yay., Kahire

*- Nesâî, Ebû Abdirrahman Ahmed b. Şuayb b. Ali en-Nesâî (v. 303/916), Es-

Sünen’ül Kübrâ, Ocak Yay., İstanbul, 2011

*- Nevevî, Ebû Zekeriyya Muhyiddin Yahya b. Şeref en-Nevevî (v. 676/1277),

Riyâzü’s-Sâlihîn, Tercüme: Salih Uçan, Arslan Yay., İstanbul, 1989

*- Onat, Hasan, Emevîler Devri Şiî Hareketleri, Doktora Tezi, Ankara, 1986

*- Önkal, Ahmet, DİA, Amr İbnü’l Âs, III, 80; Dühât-ı Arab, X, 18

*- Öz, Mustafa, DİA, Ehl-i Beyt, X, 498; Sekaleyn, XXXVI, 325; Nâsıbe, XXXII,

s. 393

*- Özkes, İhsan, Emevî Siyaseti Dinin Saltanata Dönüşmesi, Tekin Yay., 2013

*- Saîd Nursi (v. 1960), Mektûbat, Risale-i Nur Külliyatı, İstanbul, 2005

*- Sandıkçı, Kemal, DİA, Tulekâ, XLI, s. 362

*- Selim, Enes; İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe, Rehber Yay., İstanbul, 2009

*- Sırma, İhsan Süreyya; İslâmî Tebliğin Örnek Halifeler Dönemi, Beyan Y., İst.

- Emevîler Dönemi Hilâfetten Saltanata, Beyan Yay., 1990, İstanbul

*- Süyûtî, Ebûl Fazl Celaleddin, Abdurrahman b. Ebî Bekr b. Muhammed el-

Hudayri es-Süyûtî eş-Şâfî (v. 911/1505), Ed-Dürrül-Mensûr, Dârul-Fikr Yayını,

Beyrut, 1983

- Câmiu’s-Sağîr, Yeni Asya Yay., İstanbul