78
Nisan 2013 Yıl 1 Sayı 3 Türkiye’nin tüm aileyi kucaklayan ilk online dergisi www.familyhug.us FAMILY HUG Biradambirbebek AİLE OTOMOBİLİ NASIL SEÇİLİR? FLL FIRST® LEGO® League YAŞLANAN NÜFUSA GENÇ ÇÖZÜMLER SIRADIŞI BİR GÜZEL MELİS DURASİ ÇEVRE DOSTU H&M VE YENİ CONSCIOUS ÇOCUK KOLEKSİYONU BUTİKBEBE YÖNETİCİ ORTAĞI ÖZGÜR AKSAKALLI İLE İNTERNET ALIŞVERİŞİNİ KONUŞTUK ÇABA FAMILY HUG EXPO 2020 İZMİR ELÇİSİ JEDI İstanbul’da bir

Family Hug Nisan 2013

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Türkiye’nin tüm aileyi kucaklayan ilk online dergisi

Citation preview

Page 1: Family Hug Nisan 2013

Nisan 2013 Yıl 1 Sayı 3

Türkiye’nin tüm aileyi kucaklayan ilk online dergisi

www.familyhug.usFAMILY HUG

Biradambirbebek

AİLEOTOMOBİLİNASILSEÇİLİR?

FLLFIRST® LEGO® League

YAŞLANAN NÜFUSA GENÇ ÇÖZÜMLER

SIRADIŞI BİR GÜZELMELİS DURASİ

ÇEVRE DOSTU H&M VE YENİ CONSCIOUS ÇOCUK KOLEKSİYONU

BUTİKBEBEYÖNETİCİ ORTAĞI ÖZGÜR AKSAKALLIİLE İNTERNETALIŞVERİŞİNİKONUŞTUK

ÇABA

FAMILY HUG EXPO 2020 İZMİR ELÇİSİ

JEDIİstanbul’da bir

Page 2: Family Hug Nisan 2013

NELER VAR

18

60

08 ÇABAÇABA DERNEĞİ’NİN MUHTEŞEM GECESİNDE ÜNLÜLER

SAHNE ALDI.FAMILY HUG SİZİN İÇİN ORADAYDI

MANŞET

18 AİLE OTOMOBİLİ NASIL SEÇİLİRYEDİNCİ kOLTUk MU? SOĞUTUCU GöZÜ MÜ YOkSA

ISOFIx Mİ? BİR AİLE OTOMOBİLİ SEÇERkEN NELERE DİkkAT EDIYORUZ?

28 MODA ÇEKİMİÇEVRE DOSTU H&M VE YENİ CONSCIOUS ÇOCUk kOLEkSİYONU

46 EXPO 2020 İZMİRFAMILY HUG ExPO 2020 İZMİR ELÇİSİ

12 ANNEYSENHAMİLELİkTE STİLİN öNEMİ

SAĞLIK/BESLENME

42 KLİNİKÇALIŞMAk VE EMZİRMEYE DEVAM EDEBİLMEk SADECE BİR

RÜYA MI?

50PEMRA UĞURALYENİLİkLER

69

ŞULE PASİN HOGBURNMİNİk TEkNO CANAVAR

56ERKAN SARIYILDIZ

54AYŞEGÜL İŞLEKELLER BOZCAÇOCUkLARA SORUN ÇöZME BECERİSİNİN kAZANDIRILMASI

14DİDA KAYMAZBİZE NASIL YARDIM EDEBİLİRSİNİZ?

63

ÖZGÜR AKSAKALLI/ BUTİKBEBEBUTİkBEBE.COM YöNETİCİ ORTAĞI öZGÜR AkSAkALLI İLE İNTERNET ALIŞVERİŞİNİ kONUŞTUk

22MELİS DURASİMELİS DURASİ İLE TÜRkİYE GÜZELİ OLMANIN DIŞINDA HAYATI VE YAPMAk İSTEDİkLERİ ÜZERİNE kEYİFLİ BİR SöYLEŞİ YAPTIk

RÖPORTAJ

YAZARLAR

kÜÇÜk ŞEYTANLAR

ENİS HAZANİSTANBULDA BİR JEDI 73

GURME BEBEKBEBEkLERDE Ek GIDA38

60 FLLHİÇ TANIŞMAMIŞ OLANLAR İÇİN İŞTE FLL YANİ

FIRST® LEGO® LEAGUE...

DAHA NELER VAR

52S&S VISUAL MAkER

Page 3: Family Hug Nisan 2013

Yine dopdolu bir sayı ile karşınızdayız. Bu ay ilk defa çift kapak olarak yayındayız. İkinci kapak alternatifimiz derginin son sayfasında.

Mart ayını Şubat ayının neredeyse iki katı okunma rakamları ile tamamladık. kim nereden nasıl okuyor diye kısa bir istatistiki bilgi ile başladık bu ay ki dergiye.

Moda çekimi sayfalarımızı bu aydan itibaren içeriğimize ekledik. İlk ayın konuk markası H&M oldu.

Bu ay iki adet de röportajımız var, Butikbebe yönetici ortağı özgür Aksakallı ile internet alışverişini konuştuk. Türkiye Güzeli titrinin yanında akademik kariyer sahibi Melis Durasi ile ise güzellik yarışması süreci, akademik hayatı ve yapmak istedikleri üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Diğer tüm konularımız ve yazarlarımız ile dergimizi yine keyifle okuyacağınızı umuyorum.

SevgilerCesur d.

MERHABA

Family HugBiradambirbebek

İMTİYAZ SAHİBİTurcreative adına Cesur Doruk

GENEL YAYIN YöNETMENİCesur Doruk

REkLAMTurcreative

GENEL EDİTÖRİrem Gürel

BöLÜM EDİTöRÜPemra Uğural

BöLÜM EDİTöRÜGörkem Pamukçu

YAZARLARDida Kaymaz

Şule Pasin HogburnPemra Uğural

Pınar D.Ayşegül İşlekeller Bozca

Erkan Sarıyıldız

KONUK YAZAREnis Hazan

ONLİNE DAĞITIMfamilyhug.us

biradambirbebek.comissue.com

PRPR Atölyesi

İLETİŞİ[email protected]

Page 4: Family Hug Nisan 2013

MOBİL / DESKTOPaugue. Duis id Dergimizi okuyanların %21’i mobil cihazlardan okumayı tercih ediyor. kalan %79 ise bilgisayar

SÜRE / cIhAZugue. Duis id Mobil cihaz kullanarak dergiyi okuyan okurlarımızın dergide geçirdiği süre bilgisayar kullananlara göre 2,5 kat daha fazla.

KAYNAKugue. Duis id Okurlarımızın %39’u dergiyi issuu üzerinden okurken kalan %61’i “embed” kod ile paylaşım siteleri kullanıyor.

DOwNLOADid Okuyanların %3’lük kısmı dergiyi mobil yada bilgisayarlarına download ediyor.

ugue. Duis id İlk iki ayın sonunda harika okunma rakamları yakaladık, bunun için tekrar teşekkürler. Dedik ki bakalım kim nereden nasıl okuyor dergimizi. Bu ufak tefek detayları sizinle paylaşmak istiyoruz. Yakında daha da araştırmacı rakamlarda çıkacağız

RAKAMLARLAFAMILY hUG

Page 5: Family Hug Nisan 2013

DOwNLOADid Okuyanların %3’lük kısmı dergiyi mobil yada bilgisayarlarına download ediyor.

ESKİ SAYIYALARid Okuyanların %7’si yeni sayıyı okuduktan sonra bir önceki sayıya da bakıyor.

cOĞRAFİ DAĞILIMid Okuyanların %97’ si dergiyi Türkiye’den, %2’si Almanyadan %1’i ise diğer ülkelerden okuyor.

SAYFA GÖSTERİMİid Şubat: 260.000Mart: 600.000

Page 6: Family Hug Nisan 2013

FAMILY HUG FAMILY HUG

Page 8: Family Hug Nisan 2013

Muhteşem bir gece yaşadı ve yaşattı Şişli kent sineması geçtiğimiz ay. kimsesiz çocuklara yardım faa-liyetleri ile birçok projeye imza atmış ÇABA Derneği ve gönüllü ekibinin öncülüğü ile 55 ünlü sima, gönüllü olarak sahneye çıktı.

ÇABA’ladılar!

ÇABA DERNEĞİ’NİN

MUHTEŞEM GECESİNDE

ÜNLÜLER SAHNE ALDI.

İş, cemiyet ve spor hayatından pek çok ünlü isim sokak çocukları yararına tiyatro sahnesindeydi.

FAMILY HUG FAMILY HUG

Page 9: Family Hug Nisan 2013

FAMILY HUG SİZİN İÇİN ORADAYDI

Televizyonun beğenilen dizilerinden esinlenerek oluşturulan skeçlerde hiçbir tiyatro deneyimleri olmamasına rağmen harikalar yaratan gönüllü ekip, Ali Sunal yönetmenliğinde iki ay boyunca bu gece için bir araya geldi, provalar yaptı ve tarihi Şişli kent’in yenilenmiş salonunu hayata döndürdü. İkincisi düzenlenen galaya rağbet yine çok yüksekti. 700 biletin tamamen satıldığı or-ganizasyondan elde edilen gelir, bu defa Florya Çocuk ve Gençlik Merkezi Müdürlüğü binasının yenilenmesi için kullanılacak. 30 çocuğun sürekli kalabileceği bir kapasiteye sahip olan merkezin kapasitesini 60’a çıkartarak ÇABA kampüs haline dönüştürülmesi planlanıyor.

Her gün televizyon karşısına çıkıp haber sunmak bir şey, tiyatro sahnesinde oyunculuk sergilemek ise bambaşka bir şey. Popüler gazete köşelerinden milyonlara hitap etmek ayrı bir cesaret, sahneye çıkıp rol yapmak apayrı bir cesaret. Böylesine anlamlı bir projede çocukları yalnız bırakmayan ve onlar için sahne alan amatör ünlü simalar arasında Defne Samyeli, Hıncal Uluç, Murat Güloğlu, Erol Aksoy, Cengiz Semercioğlu, Türkan Sabancı, Savaş özbey, Ayşegül Dinçkök, Güliz Onursal, Uğur Ba-tur, Cihan kamer, Murat Aksu gibi isimler vardı. Profesyönel oyunculuk deneyimleri ile ÇABA’larını eksik etmeyen Hülya Avşar ve Hamdi Alkan da geceye renk kattı.

FAMILY HUG FAMILY HUG

Page 10: Family Hug Nisan 2013

Hülya Avşar veHamdi Alkan dageceye renkkattılar...

Mahidevran has odadaki gecesini facebook’ta paylaştı!!!

Açılış, ÇABA Derneği üyelerinin Umutlu Ev kadınları müzikal skeçi ile başladı. Skeç biter bitmez, canlı orkestranın Muhteşem Yüzyıl dizisinin meşhur müziğini çalması ve arka görüntüde yer alan saray odası görseli ile sey-irci sahneyi alkış yağmuruna tuttu.

Mahidevran’ın Has Oda’daki gecesini Facebook’a koyması, Pargalı’nın elinde iPad ile Süleyman’a rapor vermesi, Hürrem’in çileden çıkması üzerine kahkahalar koptu. Mizah katılarak sahneye uygulanan diziler arasında karadayı, kuzey Güney, Pis Yedili/Pamuk Prenses, Mutlu Ev kadınları yer aldı. özenilerek hazırlanan kostümler Sıla Oram imzalı.

Aylar süren emeklerinin karşılığını en iyi şekilde aldıklarına inanan ÇABA Derneği ekibi gecenin en mutlu ve en yorgun yüzleriydi. 2004 yılında kurulan ÇABA, o günden beri toplumun ihtiyaç duyulan her alanında gerçekleştirdiği yardım faaliyetleri ile bugüne kadar pek çok projeye imza atmış. Okul önce-si eğitim, eğitimcinin eğitimi, kadın emeğini değerlendirme ve kimsesiz çocuklara yardım amaçlı projelerle, yü-zlerce gönüllü yardımsever ile faaliy-etlerine devam etmekte.

Canını dişine takıp çalışan dernek üyel-erini, Ali Sunal’ı ve teknik ekibini, tüm oyuncuları ve istikrarlarını, cömertçe yardımlarda bulunan ve koşarak gelen izleyiciyi, bizlerle harika bir işbirliği kuran Bernaylafem iletişim ajansını tekrar tebrik ediyorum ve devamını dört gözle bekliyorum...

Haber: Pemra Uğural

FAMILY HUG FAMILY HUG

Page 11: Family Hug Nisan 2013

FAMILY HUG FAMILY HUG

Page 12: Family Hug Nisan 2013

etmeyin. Renk uyumu yakalayın. kahvenin tonlarını karıştırın. Bej, beyaz, kahve gibi yada siyah, beyaz, füme, gri gibi. önemli olan bir diğer konu abiye. Şık bir yere giderken beğendiğiniz normal bir elbisenin 1 veya 2 beden büyüğünü alabilir ve rahatça giyebilirsiniz. Rahat ayakkabı kuralını bozmak isterseniz platform topuk ince topuktan çok daha rahat bir seçim olur. Aksesuarlarını bu dönemde kullanın. Uzun kolyeler, fularlar, atkı, şapka. Bu dönem en keyifli hamilelik döneminiz unutmayın. Stilinizden ödün vermeyeceğiniz dönem bu dönem.

Son trimester: Evet son 3 aylık döneminize girdiniz. Artık daha zor bir dönemdesiniz. Üstünüzde hiçbir şey beğenmiyor hatta kendinizi fazla şişman ve çirkin buluyor bile olabilirsiniz. Ama tüm bunlara rağmen sonunda hayatınızın en güzel hediyesini alacağınızı biliyor musunuz? Bu dönem daha sık kilo aldığınız bir dönem.

Genç; hamilelik döneminde kadınların vücutlarında hem fiziksel hem de ruhsal değişiklikler olduğunu,

güzel ve rahat giyinmenin her kadını mutlu ettiğini ancak bu değişiklikler yüzünden yanlış seçimlerle mutsuz olunabileceğini söyledi. Peki, iyi hissetmek ve güzel görünmek için bu değişiklikler karşısında ne yapmak lazım?

Yasemin Genç konu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:İlk üç ay: Hamileliğinizin en belli olmadığı dönem. Normal kıyafetlerinizi doyasıya giyebilirsiniz. Bazen bazı kadınların gaz sebebi ile

karınları biraz daha çıkık olabiliyor ve pantolon düğmeleri rahatsızlık verebiliyor. Eğer o durum da iseniz bir hamile taytı veya pantolonu alın ve kendi üstleriniz ile kombinleyin.

İkici trimester: Artık biraz daha hamile gibi göründüğünüz dönemdesiniz. kaliteli bir hamilelik pantolonu hayat kurtarıcınız olmaya başlıyor. Üstünüze bol, sizi sıkmayan t-shirtler üstüne düğmeleri açık gömlek giyebilirsiniz. Hamilelik döneminde kadınlar en çok siyah rengini tercih eder. Çok desenli olmayan sizi olduğunuzdan daha geniş gösteren baskılı kumaşları tercih

hamilelikte stil önemliAnne adaylarının en heyecanlı olduğu dönem olan hamilelik, bir sürü yenilik ve karışık duyguları bir araya getiriyor. Anneysen.com sitesinin Alışveriş ve kıyafet Uzmanı Yasemin Genç hamilelik döneminde kadınların giyim stilleri ile ilgili bilgiler verdi.

hamile pantolonlarınız hayat kurtarmaya devam ediyor. Dar olmayan hamile elbiseleri artık alabilirsiniz.

anneysen12 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 13

Page 13: Family Hug Nisan 2013

Düz babetler veya spor ayakkabılarla bunları kombinleyin. Bir tane şık kumaş bir hamlelik pantolonunuz olsun. Üstüne göğüs altından bollaşan bir gömlek ile şık bir yemeğe gidebilirsiniz. Yaz aylarına gelenler sıcak hava ile birlikte keten kumaşından üstler tercih etmeliler. Yine bu dönemde çok iddialı renkler kullanmayın.

Abiye kıyafetlerinizde göğüs altından bollaşan seçimler tercih edebilirsiniz. Aksesuarlarınızı bu dönemde azaltın. Üstünüzde ağırlık yapıyorlar bir hissedebilirsiniz. özellikle yüzük ve bilezik kullanımını azaltın. Ayaklarınız biraz daha şiştiği için ortopedik modellere yönelin. özellikle çok şık modeller bulabileceğiniz mağazalar var. Bu dönemin sonunda artık muhteşem hediyenizi kucağınıza alacaksınız.

12 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 13

Page 14: Family Hug Nisan 2013

Bize nasıl yardım edebilirsiniz?

RAdyOTERApİ TEdAvISİ

göRüRkEN EvdE gİyMEk İçİN

yuMuşAk, BOL BİR pANTOLON,

çüNkü IşINLARIN gELdİğİ BöLgELER TAhRİş OLuyOR vE

TENİNİzİ SARAN kIyAfETLER

RAhATSIzLIk vERİyOR.

Bu hastalığın insan detok-suna yol açtığına tüm kalbimle inanıyorum. Nor-mal zaman dilimlerinde

“acaba neden” diyerek sormaya başlayacağın onlarca soru artık yoktur. Giden gitmesi gerektiği için gidiyor bilincine istesen de, istemesen de seni pat diye getiri-yor bu hastalık.Büyük ihtimalle bir çoğumuz sosyal hayatımızda irili ufaklı bu değişimleri yaşamışızdır. Şimdi bakalım elimizde kalanlara. Bizler için ne kadar zor ise, bu süreç çevremizdeki insanlar için de aynı zorlukta olabiliyor hatta bazı zamanlar bizden daha çaresiz olduklarına şahit oldum.Bugünkü yazımı bize yardım etmek isteyen ama ne yapacağını bilemeyip, bocalayan gerçek arkadaş ve dostlar için kaleme alıyorum. Umuyorum bir fikir verebiliriz.Birisi hasta olduğunda aklımıza ilk gelen,genelde elimize bir hediye alıp kapıyı çalmak olur. Eğer karşınızdaki yada siz kanser hastası iseniz; aldığınız hediyelerin işe yarıyor olması değerinden ve anlamından çok daha önemlidir.

Zamanın bize her zamankinden farklı ve acı geldiği bir dönem başlar. önce yavaş yavaş etrafınızdaki insanlar elenir. İmkanların için yanında olanlar, güzelliğin için yanında olanlar, sosyal hayatı paylaştığın için yanında olanlar ve olmuş olmak için yanında olanlar.

Haydi başlayalımmÇiçekler ve bitkiler -vazoda veya saksıda alırsanız daha da iyi (insanları onlara boş yer bulma zahme¬tinden kurtarmak için), çünkü evde normalden daha çok zaman geçiriliyor.

Mini lifli saç havluları, “aşırı kurulama yüzünden fazla saç kaybını önlenmesine yardımcı olabilmek için.”Ayak masajı seti, aromaterapili güzel ayak bakım ürünleri ve ayak masörü olarak siz.O korkunç ağız tadından kurtulmak için sakızMastektomi sonrası kol hareketlerinde zor-lanan lar için önden iliklemeli, bol kesim, ipek pijamalarBiliyor musunuz ben hala tekrar tekrar şükrediyorum, üzerime kayarcasına giydiğim, harika, yumuşacık, üzerinde göz alıcı parıltılar olan ipek pijamalarım için.

EvdE TAzE SIkILMIş zENcEfİL kökü

Suyu yA dA MİdE BuLANTISINI

gEçİRMESİ İçİN NANE LİMON

B14 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 15

Page 15: Family Hug Nisan 2013

RAdyOTERApİ TEdAvISİ

göRüRkEN EvdE gİyMEk İçİN

yuMuşAk, BOL BİR pANTOLON,

çüNkü IşINLARIN gELdİğİ BöLgELER TAhRİş OLuyOR vE

TENİNİzİ SARAN kIyAfETLER

RAhATSIzLIk vERİyOR.

kaşmir çoraplar.Bir tabak taze, doğranmış çiğ sebze. Hastane yemeğinin sıkıcılığmdan kurtulmak için sebzeler (havuç, biber, kereviz) ve soslar (humus, acılı ezme, haydari).Evde taze sıkılmış zencefil kökü suyu ya da mide bulantısını geçirmesi için nane limon; inanın bu benim için “Ağzımdaki metal tadından kurtulmamı sağlayan tek şey.”Birkaç akupunktur seansı -mide bulantıları için.Su torbası içine soğuk su doldurulduğunda (oda sıcaklığı vücut sıcaklığının altındadır), radyoterapinin yarattığı güneş yanması etkileri ve göğüs/yumurtalık/prostat kanseri hastalarının hormon tedavisi sonucu muzdarip olduğu ateş basmaları için birebirdir.Evde masaj - kanser hastasıysanız ve insanlar sizi sürekli klinik bir gözle inceliyorsa, hastalıkla hiçbir ilgisi olmayacak şekilde dokunulmak inanılmaz faydalı olabiliyor. Bu arkadaşlar için de geçerli. Hepimizi rahat ettiren şeyler farklıdır, ama insanlar onlara şefkatle dokunulmasını özlerler.

kel kafaları sıcak tutmak için eşarp veya bandana şeklinde bağlanabilecek baş örtüleri. Sesli kitaplar, gözünüzü açamayacak kadar yorgun olduğunuz zamanlar için.

Bakın Miriam Margolyes ne diyor : Ben bir aktrisim, işlerimden biri de sesli kitaplar için ses kaydı yapmak. kasetlerimi hasta arkadaşlarıma göndermeyi seviyorum. Çoğunlukla kemoter-api veya radyoterapi gören insanlar çok yorgun oluyorlar, saatlerce telefonda konuşmak istemiyorlar, bir kitabı ya da dergiyi tutacak fiziksel güçleri ya da ona konsantre olacak zihinsel enerjileri de yok. Ama bir hemşire ya da aile ferdi bir CD çalar ayarlayabilirse, arkadaşım da kulaklığı takarak benim kulağı okşayan ses tonumla okuduğum öyküleri dinleyebilir, neşelenir ve aklını kanserden alabilir. kahkaha terapi gibidir. Eğer yorulurlarsa kapatıp ertesi gün dinlemeye devam edebil-irler.

Çoğu insan için, özellikle kadınlar için, saçını kaybetmek veya operasyon sonrası yara bere ve dikiş içindeki vücu-dunu görmek, kanserin en acımasız kuvvetleriyle size saldırdığı acı gerçeğiyle yüzleşme anıdır. Bazı zamanlarda hastalığımız ne yazık ki ameliyatı gerektirmeyecek ka-dar fazla ilerlemiş oluyor, kemoterapi sonrasında ise saç kaybetmeyebiliyoruz, yine de aynadaki iğrenç görüntü oldukça moral bozuyor. Sadece 4 ay içinde 20 kilo vermiş arkadaşlarım oldu, dışarı fırlayan köprücük kemikleri, kalça kemikleri, sayılabilen kaburgalar, eğrilmiş omurga, leğen kuşağı kemikleri ve bacakları arasındaki aşırı boşlukla bir soykırım kurbanına benziyorlardı.

kıyafetlere her zaman bayılırdım, kederli bir şekilde dolabımdaki kıyafetlere bakarken, bunları bir daha hiçbir zaman giyemeyeceğime kanaat getirdim, çünkü resmen üstümden düşüyorlardı. Aklı selim bir arkadaşım bir kutu iğneyle yardımıma koştu ve bir düzine etek ile pantolonu bellerini daralttırmak üzere terziye götürdü. Dört gün sonra dolabıma tekrar kavuşmuştum ve her şey üzerime olduğu için yüzde yüz daha mutluydum. Bu inanın bizim için koca-man bir tek taş pırlantadan daha değerli.

‘‘FİZİKSEL DEĞİŞİMLERİN SİZİ KORKUTMASINA İZİN VERMEYİN. İLTİFATLARA DEVAM EDİN MARİFETLERİNİZİ KONUŞTURUN’’

14 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 15

Page 16: Family Hug Nisan 2013

kanserli insanlar, kadınlar da erkekler de, arkadaşlarının gözlerindeki şok ve iğrenme ifadelerini hemen algılıyorlar. Its Not Like That (Aslında öyle Değil) adlı kitabın yazarı gazeteci kate Carr evde peruğunu klostrofobik duygulara kapılmasına neden olduğu ve kaşındırdığı gerekçesiyle takmadığı zamanlar¬da, kapıyı açmadan önce avazı çıktığı kadar "kel!" diye bağırdığını, böylece insanları uyararak kendini şaşkınlık dolu bakışlardan korumayı umduğunu yazıyor.

Böyle durumlarda, arkadaşlarınızı tamamen kabullenmek yapabileceğinizin en iyisidir. kadınlara kendilerini arzulanmaya değer ve feminen hissetmelerini sağlayacak jestler yapabilirsiniz. Bir arkadaşım "saçları döküldüğünde bile" kendisini güzel hissetmesini sağlayan sevgilisine minnettar olduğunu; vücut şeklinin çok bozulmasından korkan bir diğeri, ameliyattan önce ve sonra vücudunun fotoğraflarını çekmeye kendisini ikna eden ve aradaki farkın büyük olmadığını gösteren arkadaşına; bir başka arkadaş ise çok iyi tanımadığı bir arkadaşı hastaneye gelip yatakta ona pedikür yaptığı için ne kadar müteşekkir olduğunu anlatıyordu.

"Ayaklarıma baktığımda, kiraz pembesi öpücükler gönderen ayak tırnaklarımı görmek harikaydı, üstelik acı da çekmemiştim." Bir başkası, kemoterapi aşamasında saçını daha kısa kesmeye ve geceleri yatarken duş bonesi takmaya teşvik ederek yastıkta saçlarını bulmanın yol açtığı travmanın etkisini azaltan arkadaşını takdir ediyordu.

Benim gibi birçok kadın hastalıklı ve ameliyatlı bedenlerine, kel kafalarına ve kirpiksiz yüzlerine bakmaya dayanamıyorlar.

Bir sonraki yazıda kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. Çünkü bir arkadaşın “kanser hastası” arkadaşına dokunması inanın “cennetin kapılarını aralayabilir”

16 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 17

Page 17: Family Hug Nisan 2013

16 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 17

Page 18: Family Hug Nisan 2013

AİLEOTOMOBİLİ

NASILSEÇİLİR?

Hız / performans mı,yedinci koltuk mu? Soğutucu gözü mü

yoksa isofix mi? Bir aile otomobili seçerken

nelere dikkat ediyoruz?

“HER NE KA-DAR TÜM

ÖZELLİKLERİN SİZİN İÇİN

UYGUN OLDUĞUNU

DÜŞÜNSENİZ DE MUTLAKA TEST SÜRÜŞÜ YApIN”

Çocuk öncesi ve sonrası önemli alışveriş seçimlerimizin farklılaşmasının en ciddi örneklerinden birisi araba seçimidir. Hız,

performans gibi değerler yerini iç ve bagaj hacmi, aydınlık ve ferah iç tasarım, ekstra güvenlik önlemlerine bırakır.

Bagaja puset ile beraber kaç valiz sığar? Ufaklığın maması için soğuk muhafaza alanı var mı? Oto koltuğu nasıl bağlanıyor, yanında ne boşluk kalıyor? gibi sorular ilk akla gelenleri.

Yapılan araştırmalarda aile otomobili tercih edenlerin ilk baktıkları özellikler sırası ile güvenlik, bagaj hacmi ve rahatlık. Bu özelliklerden sonra içeride ufak tefek eşyaların konuşacağı gözler, soğuk muhafaza bölmesi, arka kapının ne kadar ve nasıl açıldığı gibi bir sürü detay var.

Otomobil markaları bile reklam bütçelerinin önemli bir bölümünü aile otomobili modellerine ayırıyor. Tabi ki fiyat hala çok önemli bir seçim kriteri. Sizin için piyasadaki aile otomobillerini inceledik.

18 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 19

Page 19: Family Hug Nisan 2013

“ÖZELLİKLER BİR YANA FİYAT TABİ Kİ EN ÖNEMLİ SEÇİM KRİTERLERİNİN BAŞINDA GELİYOR”

1- Mazda 5

Geleneksel Japon sürgülü kapılardan esinlenilerek yaratılan elektrikli sürgülü kapılar ufak bir el hareketi ile kolaylıkla çalıştırılabilir ve tam elinize göredir. Sağlamlık ve emniyetten taviz vermeyen sürgülü kapılarda, parmakların sıkışmasını önleyen bir de güvenlik özelliği bulunur.

Mazda5’teki karakuri koltuklar, hareket etmek için kendi ağırlıklarını kullanmaları sayesinde minimum efor harcanarak hareket ettirilebilir. İkinci sıradaki koltuk-lar tamamen ayarlanabilir ve isteğe göre ayarları tekrar tekrar değiştirilebilir. Masa-lar katlanabilir ve her yerde eşya gözleri mevcuttur.1

2- Peugeot 5008

Peugeot5008’i,aile ihtiyaçlarınıza göre adapte etmek gayet kolay. 7kişilik yolcu kapasitesi ve modüler iç donanımı sayesinde yüklemeniz gereken tüm eşyalarınıza yer bu-labilmeniz mümkün. İstendiğinde 2. ve 3. Sıra koltuklar katlanarak tümüyle düz bir taban oluşturup daha geniş bir yükleme hacmi sunulmakta.

ön yolcu koltuğunun tamamen katlanabilme özelliği sayesinde 2,76 m’ye kadar uzunluktaki eşyalarınızı rahatlıkla yerleştirebilirsiniz.

Uçsuz bucaks›z gökyüzü panoramik cam tavanı vegeniş ön camı sayesinde 5008’in cam yüzey alanı 3,39m2’ye ulaşıyor. Bu sayede her yolcu ışığın içeri girdiği, ferah iç mekanın verdiği konfor hissini yaşıyor.

5008’in PREMIUM - 1.6 HDi 112 hp modelinin fiyatı 58.900 TL’den başlıyor.

2

18 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 19

Page 20: Family Hug Nisan 2013

4

3

4- Mercedes-Benz Yeni B-Serisi

ölçüleri nedeniyle neredeyse her park boşluğuna sığıyor ve iç mekanı da ikinci eviniz iddiasında bulunan yeni B-Serisiʼnin 486 litreʼlik yükleme hacmine sahip bagajı ile çocuk pusetinizden haftalık alışverişinize kadar her şeyi taşıyabilirsiniz. İsteğe bağlı olarak sunulan EASY-VARIO-PLUS sistemi ile bagajı daha da büyütebilirsiniz.

Akıllı muhafaza olanakları sayesinde ufak eşyalara yeni bir yuva sağlanır. Bugün kısa bacakların tepindiği arka koltukta yarın yarı yetişkinler de oturabilir. Arka koltuk sırtlıkları birkaç saniye içinde 60 : 40 oranında yatırılabilir ve bagaj zemini yüksekliği isteğe bağlı olarak ayarlanabilir.

B-180 modeli fiyatı 75.300 TL’den başlıyor

3- Opel Zafira Tourer Opel Zafira Tourer yeni özellikleri ile öne çıkan modellerden. Üç bireysel ikinci sıra koltuk, ekstra bacak mesafesi veya bagaj alanı için birbirinden bağımsız olarak hareket ettirilebilmektedir. Üçüncü sıradaki koltuklar için kol dayama yeri opsiyonları bulunmaktadır. Tüm arka koltuklar, L şeklindeki baş dayama yerlerini çıkarmaksızın tamamen katlanabilmektedir.

ön koltukların arasında ve en arka sırada yerde bulunan FlexConsole’un getirilmesiyle birlikte 34 farklı saklama alanı yaratılmış.

Yeni Zafira Tourer 68.700 TL anahtar teslim fiyatından başlıyor.

20 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 21

Page 21: Family Hug Nisan 2013

6

5

6- Grand c-MAX

7 kişilik oturma düzenini pratik hale getirmek adına Grand C-MAx’te yeni bir koltuk katlama sistemi geliştirildi. 2. sıranın orta koltuğu kolaylıkla dış koltuğun içine katlanarak, 2. sıradan 3. sıraya bir koridor oluşmasına imkân veriyor. Böylece 3. sıraya geçmek için çocuk koltuklarının çoğunlukla yerleştirildiği dış koltukları katlamanıza gerek kalmıyor. 2+2+2 oturma düzeninden 7 kişilik düzene saniyeler içinde geçerken dilerseniz tüm koltukları da düz bir zemin olacak şekilde katlayabilir ve daha geniş bir yükleme alanı elde edebilirsiniz.

Grand C-Max Titanium 1.6i EcoBoost 180PS satış fiyatı 63.400 TL

5- Grand c4 Picasso

7 kişilik oturma kapasitesiyle sınırsız konfor sağlayan Grand C4 Picasso geniş cam yüzeyleri ile öne çıkıyor. Grand C4 Picasso’nun ön kısmında 1 adet 1.5 litrelik şişe alabilen klima ile soğutulan göz dahil dört büyük kapalı eşya saklama alanı bulunuyor.

Ailenizin kişisel aksesuarları için araç içinde çok sayıda pratik bölme de mevcut. Isofix çocuk koltuğu bağlantıları ve çocuk gözetleme aynası ile gözünüz arkada kalmayacak.

Aracın 1.6 e-HDi 115 HP Dynamique modelinin satış fiyatı 70.500 TL.

20 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 21

Page 22: Family Hug Nisan 2013

İnternet alışverişi nereye gidiyor? Bebek ve çocuk alışverişinde durum dedir? Bu sorularımızın hepsini Butikbebe.com Yönetici Ortağı Özgür Aksakallı’ya sorduk Uzun dönem reklamcılıktan sonra alışveriş sitesi fikri nasıl ortaya çıktı? Ve özellikle bebek-çocuk konusunda?

Doğru, uzun süre reklamcılık yaptım, halen de yapıyorum. Türkiye gibi ülkelerde karşınızdakine hizmet satmak gerçekten çok zor. Ben senelerce insanlara bir şey anlatmaya çalıştım. ‘Şöyle yapacağım böyle olacak, şunu tasarlayacağım, şu şekilde bir kampanya olacak’ vs. Sonuçta insanların vizyonları ile sınırlı çözümler üretmeye çalışıyorsunuz. Türkiye’de insanlar gerçekten bir mal alıp satmaya çok daha alışkınlar. Hep bir mal alıp satma fikri vardı. Şu anda ortak olduğumuz Hasan Bey ile ne yapalım diye düşünürken bu sektörde bir eksiklik olduğunu biliyorduk. Bir alışveriş sitesi fikri geldi önce, nasıl farklılaşabiliriz diye düşünürken bebek çocuk ile ilgili bir boşluk olduğunu düşündük. Çalışan anneye nasıl hitap ederiz diye planlar yaptık, Türk insanının iki veya daha fazla çocuk yaptığını hesaba kattık. Çocuk sahibi insanların çocuklarına kendilerinden çok daha sık ve rahat para harcadıklarını hesaba kattık, buna alışveriş sıklığı vs. eklenince butikbebe.com ortaya çıkmış oldu.

Sektör hareketli gibi görünse de yaklaşık 35 milyon gibi bir internet kullanıcısı olduğu düşünülüyor, ancak Türkiye’de alışveriş yapan kısım 4-4,5 milyon kadar. Burada hedef bu 4,5 milyonluk pastadan en büyük payı elde edebilmek mi yoksa henüz internet alışverişi ile tanışmayan büyük kitleyi de işin içine çekebilmek mi?

Oran az gibi görünse de bir önceki yıla göre her yıl neredeyse iki katına çıkan bir rakam var. Aslında bu bir bakıma avantaj da, sonuçta henüz internetten alışveriş yapmayan internet alışverişi ile tanışmamış çok büyük bir kitle var. Bu biraz zamanla olacak bir şey, alışveriş yapılan sitelere güven arttıkça Bankalararası kart Merkezi (BkM) gibi bir yapının yaygınlaşması ile olumlu yönde değişiyor aslında. Müşterinin önünde çok fazla seçenek var, alışveriş sitesini kurmakla her şey bitmiyor. Profesyonel bir ekip, lojistik alt yapı, doğru planlama ve doğru reklam stratejisi çok önemli. Müşteriyi bir şekilde kazandınız ama kaybetmemek de çok önemli. Eğer bir olumsuzlukla onu kaybederseniz geri kazanmanız imkansız. Bizim amacımız pazarda lider olmak. Doğru stratejiler ile bu hedefe ulaşma yolunda çok hızlı ilerlediğimizi düşünüyorum.

Röportaj:cesur Doruk22 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 23

Page 23: Family Hug Nisan 2013

Laf vardır ya memnuniyet 1 kişiye şikayet 10 kişiye anlatılır diye, müşteri memnuniyeti en önemli konu aslında değil mi?

Müşteri memnuniyeti en önemli konu bizim için. Yüzda 5 geri dönüş ile sektörde çok iyi bir rakama sahibiz ki bunun hemen hemen çoğu beden ile ilgili yaşanan sıkıntılar. Firmadan firmaya kalıplarda değişiklik yaşanabiliyor çünkü. Ürünleri çok açıklayıcı olarak siteye koyuyoruz, koyduğumuz ürünlerin satış sonrası desteği de çok önemli tabii ki. İnternet müşterisi mağazadan farklı, mağazada parayı ödeyip malı alıp gidiyorsunuz. İnternetten alışveriş yapan müşteri her adım da çok daha hassas ve saygı duyulmayı bekliyor. Az önce de söylediğim gibi müşteriyi bir kez kaybederseniz geri kazanmanız neredeyse imkansız. Bu sebeple her adımı özenle yapıyoruz ve bunun sonucunda çok fazla teşekkür alıyoruz diyebilirim.

22 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 23

Page 24: Family Hug Nisan 2013

24 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 25

Page 25: Family Hug Nisan 2013

Butikbebe.com’a koyacağınız ürünleri seçerken de ekstra bir özen gerekiyor o zaman değil mi?

kesinlikle, her gün onlarca firma bize tedarikçi olmak için başvuruyor. Biz çoğu sektörde önemli e-ticaret firmalarına da tedarik desteği sağladığımızdan bu seçimi çok dikkatli yapıyoruz. Bu süreç ile ilgili profesyonel bir ekibimiz çalışıyor. Malın kalitesi, satış sonrası tedarikçinin vereceği hizmetler ve şirket yapısı gibi çok fazla kriter var önümüzde... Müşteri, satıştan sonraki her hangi bir zamanda yaşayabileceği sıkıntıda direkt sizi muhatap olarak gördüğünden tedarikçi ve ürün seçimi çok hassas bir konu.

Sektör yeni olduğundan çok fazla kalifiye eleman yok diye tahmin ediyorum, sizce durum nasıl?

En fazla zorlandığımız konu kalifiye eleman sıkıntısı. Emek ile pazarlama stratejileri oluşturuluyor, tedarikçi ve ürün temin ediliyor; ama o ürün doğru zamanda doğru bir şekilde müşteriye ulaştırılamaz ise her şey boş. Başta çok fazla zorlanıyorduk. Doğru pozisyona doğru insanı bulup ona işi öğretip sonuç almak için 3 ay beklemeye razıydık. Şimdi yapı da oturdukça bu eğitim süreçlerinde çok daha hızlı ilerleyebiliyoruz. Ama ilk açıldığımızda şu an ki ekibe sahip olsa idik bulunduğumuzun en az 3 katı fazla hedefe ulaşmış olurduk diyebilirim.

Lojistik en önemli konulardan birisi değil mi?

kesinlikle en önemli noktalardan birisi. Eski iş tecrübelerimden ve lojistik firmalarına çok fazla proje yaptığımdan iyi hakim olduğum bir konu aslında. İlk başta bunu dışarıdan yapmayı düşündük ve bir süre denedik de. Ancak Türkiye’deki tedarikçilerin, gerek şirket işleyişi gerek barkodlama gibi teknik altyapılı büyük lojistik firmalarla çok örtüşemediğinden; lojistiği kendi bünyemize aldık. Yeri geldiğinde çoğu tedarikçimizi kendimiz bile eğitiyoruz bu konuda…

24 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 25

Page 26: Family Hug Nisan 2013

Yurtdışı yatırımı ile büyümek butikbebe.com’un planları için de mi? Ve bu ne şekilde olmalı?

Şu an sektörde hani derler ya yüzde 100 Türk sermayeli diye, önde gelenler arasında neredeyse tek firmayız diyebilirim. Sektörde liderliğe oynuyorsunuz ve büyüyorsunuz bu kısımda sıkıntı yok. Ama bir basamak üzeriye çıkmak istiyor, yurt dışına açılmak istiyorsanız ciddi bir yatırım desteği gündeme geliyor. Şu anda da Türkiye’deki bu tür firmalara en fazla yurt dışı yatırımcılar talep gösteriyor. Doğru bir ortak ve doğru bir strateji ile biz de böyle bir birliktelik istiyoruz. Bize gelen böyle yatırımcılar var, yakın zamanda olumlu bir yol alacağız diye düşünüyorum.

Butikbebe.com’un yakın ve orta vadedeki hedefleri nedir? Mesela bir süre sonra sizi 3 ayrı ülkede faaliyet gösteren bir alışveriş sitesi olarak görebilecek miyiz?

kesinlikle göreceksiniz, eğer göremezseniz beni de göremezsiniz zaten… (gülerek) kısa vadede hedefimiz sektörümüzde pazar lideri olmak ve bu yerde kalabilmek. Bunun için çalışıyoruz. Orta vadede ise yurt dışı yatırımlarını faaliyete geçirmeyi planlıyoruz.

Page 28: Family Hug Nisan 2013

FAMILY HUG FAMILY HUG

kIYAFETLER : H&M CONSCIOUS ExCLUSIVEFOTOĞRAFLAR : SS VISUAL MAkERAkSESUAR & MOBILYA : LACOTE DESIGNPROJE : PEMRA UĞURAL

Page 29: Family Hug Nisan 2013

FAMILY HUG FAMILY HUG

ÇEVRE DOSTU H&M VE YENİ CONSCIOUS ÇOCUK KOLEKSİYONU

Ürünlerin kendi yaşam döngüleri içindeki çevre-sel etkilerini azaltmak, tekstil ipliklerinin tekrar kullanılmasını sağlayacak teknik çözümler üret-mekten yola çıkarak sürdürülebilir malzemel-

erden hazırlanan H&M Conscious Exclusive Çocuk kolek-siyonu 4 Nisan 2013’te dünya çapında 140 mağazada, Türkiye’de ise H&M İstinye Park ve Brandium AVM Ataşehir mağazaları’nda satışa sunulacak. koleksiyon; organik pamuk, geri dönüştürülmüş polyester, geri dönüştürülmüş polyamid ve Tencel gibi materyallerden üretilmiş cıvıl cıvıl, saf ve yaz kokan tasarımlar içeriyor. H&M sadece bu bilinçli ve sınırlı sayıdaki koleksiyonu yaratmakla kalmayıp, muhteşem bir projeye daha imza attı. Her ülkeden müşteriler hangi marka olduğuna bakılmaksızın kullanılamayan giysilerini seçilmiş H&M mağazalarına getirebilecek ve kişi başı günde iki alışveriş torbasıyla sınırlı olmak kaydıyla her torba dolusu eski kıyafet karşılığında H&M’den hediye çeki alacaklar. H&M, kıyafetlerin çöplüklerde birikmesini önlemek adına bu ölçekte bir giysi toplama kampanyası başlatan ilk marka olarak dikkat çekiyor. Böylece H&M müşterileri doğal kaynaklardan tasarruf yapmış ve çevreye olan etkiyi aza indirmede etki sağlamış olacaklar. Her türlü markadan, her türlü şartta kıyafet kabul edilecektir. karşılığında, H&M müşterileri getirdikleri her poşet dolusu kıyafet için bir 5 TL hediye çeki alacaktır. Toplanılan kıyafetlerin sonrasında, tüketim malzemelerine dönüştürülerek tekrar kullanıma sokma görevini, H&M’in bu projedeki çözüm ortağı I:Collect üstlenecektir. Her sene tonlarca tekstil ürünü çöp olarak atılmaktadır. %95 oranındaki bu kıyafetler, durumlarına göre tekrar kullanılabilir, giyilebilir yada geri dönüştürülebilir konumdadır.

FAMILY HUG, bu ay bu iki doğa dostu yeniliği bir araya ge-tirerek, aileleri ve çocukları bilinçlendirme arzusu ile yeni koleksiyonu ve geri dönüşümü sizler için fotoğrafladı.

Page 30: Family Hug Nisan 2013

30 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 31

Page 31: Family Hug Nisan 2013

30 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 31

Page 32: Family Hug Nisan 2013

32 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 33

Page 33: Family Hug Nisan 2013

32 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 33

Page 34: Family Hug Nisan 2013

34 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 35

Page 35: Family Hug Nisan 2013

34 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 35

Page 36: Family Hug Nisan 2013

36 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 37

Page 37: Family Hug Nisan 2013

36 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 37

AYLİN ŞAkİRkAMİ NİkOTYANTANEM IŞIk

Page 38: Family Hug Nisan 2013

Bebeklerde ek gıdaEk gıdalara hangi ayda başlamalı?

Bebeklere ek gıda hangi ayda başlanması gerektiği ko-nusunda iki farklı yaklaşım var. Birçok doktor, bebeğinizi ilk 6 ay sadece anne sütüyle besle-menizi 6. aydan itibaren ek gıda vermeye başlamanızı önerecek-tir. İlk 6 ay bebeğiniz ihtiyacı olan her şeyi, D vitamini hariç anne sütünden alır. . Sindirim sistemi henüz katı gıdayı hazmetmeye hazır değildir.

Ne kadar ek gıda almalı ?

Bebeğinize ilk vereceğiniz gıda her ne olursa olsun birazcık akışkan olmalı. O ana kadar sadece sıvı ile beslenmiş bebeğiniz çok kıvamlı bir muhallebi ya da sebze püresi ile ne yapacağını bile-meyebilir. Yiyeceklerin kıvamını yavaş yavaş zaman içinde koyulaştırın. İlk gün bebeğinize bir tatlı kaşığı kadar katı gıda verin. Bebekler için özel olarak yapılmış plastik/silikon bir kaşık tercih edin, ki damağı zedelenmesin. İlgisini çekti ve rahatlıkla yuttuysa en fazla bir kaşık daha verin. Eğer pek ilgisini çekmi-yorsa, bırakın koklasın, ellesin, bu yeni dünyayı tanımaya çalışsın. Daha sonra her zamanki gibi bebeğinizi emzirin. Aynı süreci tercihen aynı öğünde birkaç gün boyunca devam ettirin. Alıştıkça verdiğiniz miktarı birer kaşık arttırın. Zamanla, bunun ne kadar zaman alacağı bebekten bebeğe değişecektir, bebeğinizin o öğünde yediği katı gıda miktarı artacak ve tükettiği süt miktarı azalacaktır. Sonunda da bir tam öğün katı gıda tüketir hale gelecektir.

Katı gıdaya geçişte altın kurallar

• Hangi yemeğin servis edileceğine ebeveynler/ bebeğin bakımından sorumlu olanlar karar verir.

• Yemeğin ne zaman ser-vis edileceğine ebeveynler/ bebeğin bakımından sorumlu olanlar karar verir.

• Yemeği yiyip yemeyeceğine veya ne kadar yiyeceğine bebek karar verir.

• Unutmayın, bebeğinizi yemeye zorlamak iyi bir fikir değildir ve ileride yeme problemlerine yol açabilir.

• Yemek saatlerinde bebeğinizin yemekle ilgili kendisini iyi his-setmesine yardımcı olun.

Anne sütünün nasıl artırılabileceğini öğrenmek için tıklayın. Bu konuda bir diğer yaklaşım ise, 4 aylık bebeğe ek besin başlamaktan yanadır. Bu yaklaşımı benimseyen doktor-lar, bebeğe daha erken katı gıda vererek sindirim sisteminin daha çabuk katı gıdaya hazır hale geldiğini, güçlendiğini düşüyorlar. Bu yaklaşıma göre böylece bebeğe ek gıda başlanması kolaylaşıyor. Bebeğinize o ilk lokmaları ne za-man vereceğinizi doktorunuzun ve sizin yaklaşımınız belirleyecektir.

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesini tavsiye etmektedir. İlk 4 ayda ise anne sütü dışında herhangi bir ek besinin bebeğe verilmesi hiçbir açıdan uygun değildir.

Gurme Bebek

38 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 39

Page 39: Family Hug Nisan 2013

Bu dönemde bebeğiniz yiyeceklerin şekillerini inceler, tatlarını anlamaya çalışır. Bu çok olağan bir durumdur.

Zaman içerisinde kendi yeme şeklini geliştirdikçe yaşadığı zorluklar da giderek azalır ve siz de yiyeceklerin çeşitliliğini alışma sürecine paralel olarak genişletebilirsiniz.

Kendi kendini besleme (Baby Led weaning) nedir?

özellikle son zamanlarda sıkça duyduğumuz bu yöntem bir nevi bebeğinizin kendi kendini beslemesi yöntemi. Yavaş yavaş ek besinler yemeğe başlayan bebeklerinizin başında bekleyip, yiyeceklerini siz ağızlarına vermeyin. Bunun yerine diş ve damak yapısına uygun ek gıdaları küçük parçalara ayırarak bebeğinizin önüne koyun ve kendi kendine yemesine izin verin. Bu yöntemle bebeğiniz neyi ne kadar yiyeceğini kendisi ayırt edebilir ve bu da daha sağlıklı bir beslenme alışkanlığı edinmesine neden olur.

Ek gıdaları bebeğinize püre şeklinde vermenize gerek kalmadan bebeğinizin önüne koyduğunuz zaman, hem bebeğiniz kendi kendine yeme becerisini geliştirir hem de siz, her öğünde elinizde kaşıkla başında beklemek zorunda kalmadan rahatlıkla ihtiyacı olan besinleri minik gurmenize verebilirsiniz.

Bu yöntemi uygularken hatırlanması gereken bir konu da işin size düşen kısmı. İş sadece bebeğinizin önüne yiyeceği koymakla bitmiyor. Bebeğiniz gıdaları yerken onu gözlemlemeli ve yadıma ihtiyacı olduğundana neyi ne şekilde yemesi gerektiğini ona göstermelisiniz.

Bebeğim benim yardımım olmadan yemekte zorlanıyorsa ne yapmalıyım?

Bu yöntemi denerken bebeğinizin zorlandığını gözlemlerseniz bebeğinize biraz zaman tanımanızda fayda var. öncelikle sevdiği ve yutması kolay besinler vererek bebeğinizin alışma sürecini kolaylaştırabilirsiniz. Fakat her bebekte bu yeme sistemine alışma süresi değişiklik gösteriyor. Bu konuda sizin de sabırlı olmanız gerekir.

38 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 39

Page 40: Family Hug Nisan 2013

Bebeğime yiyecekleri püre şeklinde vermeli miyim?

Eğer bebeğiniz ek besinlere 6 aydan sonra başladıysa katı gıdalarla kolaylıkla başa çıkabilir. Onları kavrayıp kendi kendine ağzına götüre-bilecek beceriye sahiptir. Fakat ek gıdalara 4-6 ay arasında başlandıysa bebeğiniz kendi başına beslenmekte oldukça zorlanır ve püre şeklinde besinlere ihtiyaç duyabilir.

Fakat bebeğinizin bu yönteme alışması zaman alıyorsa, önüne konulan yiyecekleri yere atma gibi durumlar söz konusuysa ve bebeğiniz önüne konulanları yemediği için alması gereken besin değerlerini alamıyorsa o zaman parmak besin-leri vermeyi kesmeden, püre şeklinde gıdalarla bebeğinize yardımcı olabilirsiniz. Ama bunu bir alışkanlık haline getirmeden, sadece yöntemi uygulamaya başladığınız zamanla bebeğin alışma süreci aralığında tutmak önemli.

Sebzeli Çocuk köftesi(Ortalama 12 köfte için)

500 gr köftelik kıyma2,5 gr kimyon2,5 gr yenibahar2,5 gr karabiber1,5 diş sarımsak1/4 soğan

1 adet yumurta1/8 bayat ekmeğin içi50 gr havuç rendesi 50 gr kabak rendesi50 gr kereviz rendesi

Aklınızda Bulunsun:

Yumurta sarısına başlama ayı 8, akına başlama ayı 12’dir. Haşlanmış yumurta sarısını bebekler yemekte zorlanır. Bir pürenin içine katarak ya da yumurta sarısından omlet yaparak işini kolaylaştırabilirsiniz.

Bu yöntemin bebeğime faydaları nelerdir?

kendi kendine besleme yöntemi bebeğinizin gün içerisinde pişirdiğiniz yemeklere alışması ve aile içi yeme düzenine katılması açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca bu yöntem minik gurmenin anne sütü alırken edindiği çiğneme alışkanlığını kendi kendine pekiştirmesi ve yemek istediği gıdaları kendi seçmesi açısından da oldukça geliştirici.

Bu yöntemi deneyen birçok anne tecrübelerine dayanarak bebeklerinin yemek seçmediğini ve önüne koyulan hemen hemen her şeyi yediklerini söylüyor. Fakat tabi ki bu durum her bebekte farklılık gösterebilir. Ancak bebeğinizin yemek seçmeyen bir birey olması için ilk adımı kendi kendine besleme yöntemiyle atabilirsiniz.

İyice harmanlanan malzemeler yoğrulur.Dilenen köfte şekli verilerek az yağlı tavada ya da ızgarada kızartılır.

Gurmebebek.comBebek ve çocuklar için sağlıklı beslenme rehberi

40 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 41

Page 41: Family Hug Nisan 2013

handy Kids nasıl bir site? www.handykids.com.tr ürünlerimizin satıldığı tek e-ticaret sitesi. Fakat www.handykids.com.tr sadece ürün satan klasik bir e-ticaret sitesi olmayacak. Sitemizin blog kısmı var ve burayı aktif olarak kullanacağız. Blog kısmında paylaşacağımız ürünlerle ilgili yazılarda; ürünün kutusundan neler çıktığı ve nasıl yapılacağı detaylı fotolarla anlatılıyor olacak. Böylece ürünün sadece kutusuna bakarak seçmeniz gerekmeyecek. Ayrıca ürün çocuğunuzun zevkine hitap ediyor mu, yaş grubuna uygun mu, bu soruların yanıtlarını da blog kısmındaki yazılarda görebileceksiniz. Blogger geçmişime dayanarak blog yazılarına çok önem veriyorum. annelerin pek çok faydalı bilgiyi bloglardan edindiğine inanıyorum. Bu da www.handykids.com.tr yi sadece ürün satan sitelerden ayıran en önemli özellik olacak.

handy Kids nedir?

Handy kids , “becerikli çocuklar” anlamına geliyor. Ürünlerin tamamı çocukların el becerilerini geliştirmeye yönelik. kutunun içinden yapacağı aktiviteyle ilgili tüm malzemeler çıktığı için anneler hem fikir hem malzeme bulma derdinden kurtulmuş oluyor. Ürünler İngiltere’den ithal, çocuk sağlığına uygun malzemelerden üretilmiş, ve tüm güvenlik testlerinden geçmiş.

handy Kids fikri nasıl ortaya çıktı?

Oğlumla aktivite yapmayı ve gezmeyi çok seviyoruz. Çevremdeki an-nelerden en sık duyduğum soru hep şu olmuştur : “Bu aktivite fikirlerini ve malzemeleri nereden buluyorsun ?” Aktivitelerin çoğunu yabancı bloglardan buluyorum; fakat bazen insanın, özellikle de çalışan annelerin fikir aramaya bile vakti olmuyor. Malzeme konusu da ayrı bir sıkıntı. Yurtdışında çok sık rastladığım “do it yourself” yani “kendin yap” diye tabir edilen setler vardır, içinde çocuğun yapacağı aktiviteyle ilgili tüm malze-meler olur. Bunların benzerlerinden Türkiye’de zaman zaman görüyordum, ama fiyatları çok yüksek buluyordum. Buradan yola çıkarak Türkiye’ye bu tarz ürünler getirmeye karar verdim, ve böylelikle www.handykids.com.tr doğmuş oldu.

Türkiye’nin sadece çocuk aktivite ürünleri satan tek sitesi handykids.com.tr açıldı...

handy Kids’te ne tür ürünler bulabilirim?Handy kids’de birçoğu hazır kit halinde aktivite setleri bulabilirsiniz. Tamamı çocuğunuzun el becerilerini geliştirmeye yönelik ahşap setler, alçı aktivite setleri, elişi setleri, maske yapma setleri, boyama setleri, köpük aktivite setleri bulabilirsiniz. Hazır kitlerin yanı sıra bolca değişik aktivite malzemeleri de bulabilirsiniz craft paketleri, şönil, makas , boyama örtüsü tarzı ürünlerle aklınızdaki aktiviteleri kolaylıkla yapabilirsiniz.

40 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 41

Page 42: Family Hug Nisan 2013

42 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 43

Günümüzde bebek doğduktan bir süre sonra çalışmaya dönen anneler-in sayısı oldukça kabarık. Değişik milletlerde yapılan araştırmalar işe dönme süresi ne kadar gecikirse, to-plam emzirme uzunluğunun o kadar arttığını gösteriyor. Ancak etrafımızda tam zamanlı çalışarak sütü devam et-tiren bir çok anne var. Çalışmak emzir-menin katili olarak görülmemeli! Sadece biraz daha program yapmak gerekiyor, o kadar…

Nasıl hazırlanmalı?

Annenin bebeğiyle geçirdiği ilk hafta-lar boyunca yapacağı en önemli ve değerli şey, bebeğini olabildiğince sık emzirmek, anne-bebek bağını kuvvet-li bir şekilde kurmak ve geçirdiği her anın kıymetini bilmektir. İstemeden de olsa yapılan en büyük yanlış, hafta-lar sonra işe döneceği düşüncesine saplanıp sıkıntıya girmek, kendini bebeğe verememek, bir an önce süt biriktirme telaşına girmek. Tüm an-neler! İşe döneceğiniz zaman dönersi-niz. Dönmeden bir iki hafta önceden, göğsünüzü dolu hissettiğiniz zaman-larda biraz süt sağmaya başlar, birik-tirirsiniz. Buna aylar önce başlamaya gerek yok. Bebeğiniz aç kalmaz. önce biraz nazlansa da, sütü kaşıkla, kade-hle, biberonla mutlaka içer. İşe dön-meden önce biberon alıştırmaları yapmak da çok lüzumlu değil.

İş yerinizde yapacağınız hazırlıklar:

Emzirmeye devam etmek istiyorsanız elbette süt sağmalısınız. Peki süt sağmadan bu işi nasıl götürebilirsiniz?

Çalış

mak

ve

emzi

rmey

e de

vam

ed

ebilm

ek! S

adec

e bi

r rüy

a m

ı?

• Kendi işinizse harika! İş yerinizde bir odayı bebeğe ayırıp, yanına bir de yardımcı ola-cak birini koyabilirsiniz. Bebek her istediğinde emzirebilirsiniz. Bunu yapan aileler oldu. Genelde ofiste çalışan, mimarlar, grafikerler böyle yapabiliyorlar.

Klinik

Page 43: Family Hug Nisan 2013

42 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 43

• Eviniz işinize yakınsa, bazı öğünlerde bebek size gelebilir ve pompalamak yerine bebeği emzire-bilirsiniz. Tabii bu, destekleyen bir iş ortamı ve pa-tron gerektirir. Bir de bebeği her gün size getirecek bir gönüllü… Anneanneler, babaanneler, evdeki yardımcı bebeğinizi günde 2 öğün getirebilse, pompalamanıza ihtiyaç daha az olur.

Süt sağmak istiyorum. Nelere dikkat etmeliyim?

Yukarıdaki çözümler yerine daha geleneksel olanı; yani işte süt sağıp eve götürme şeklini uygulayacaksanız, öncelikle şunlara dikkat etmelisi-niz:

• Önceden patronunuzla konuşun. Emzirmenin bebeğinizin hasta olmaması için gerekli olduğunu vurgulayın. Bebek hasta olduğu için işe gelemediğiniz günleri aza çekmenin bir yolu bu! ken-di odanız varsa, kapısını kilitleyip, pompanın başına

geçebilirsiniz. Toplantı odasını kullanabilirsiniz. Hiçbir yer yoksa gidip arabasında süt pompalayanlar da olmuştur ancak sakın tuvalette pompalamayın. Süt çekerken, bebeğinizin olduğu bir fotoğrafa bak-mak, telefonda onun sesini dinlemek, sizi rahatlatır ve süt salgısını kolaylaştırır.

• Ne sıklıkla pompalamalıyım? Süt pom-palayarak bebeğinizi beslemeye devam edebilmek için, işe gelmeden önceki dönemde bebeğinizi günde kaç defa emzirdiğinizi not edin. Memelerde süt üretimi sadece ve sadece ne kadar boşaltıldığıyla ilgilidir. Yani, ne kadar sık emzirirseniz, ne kadar sık göğsünüz boşalırsa, o kadar süt üretirsiniz. Evde günde 8-10 kez emziriyorsanız, aynı sıklığı 24 saat-lik dönemde tutturmaya çalışın. Bunun bir kısmını emzirerek, bir kısmını pompalayarak yapacaksınız.

Süt sağmak istiyorum. Nelere dikkat etmeliyim?

Page 44: Family Hug Nisan 2013

olmazsa salgılama düzeni bozulmasın ve eve dönünce yeniden emzirmeye devam edebilesiniz. Bebekler bazen uzun süre annelerini görmeyince mini grevler yapabilirler. Yılmadan emzirmeye gayret edin. Bazı bebekler de hiç istiflerini bozmadan emmeye devam ederler.

Son Söz

Emzirmek anne sütünün çok büyük faydalarının yanı sıra, anneye çok güzel duygular veren, bebekle arasında başka kimsenin kuramayacağı bir bağı kurduran bir olay. İnsan yavrularının sadece emerek beslendiği dönem sadece 6 ay. Bu süreden sonra emzirmeye, ek gıdalar eşlik ediyor ve anne-bebek ikilisi istediği kadar emzirme devam ediyor.

keyfini çıkarın ve gerçekten istiyorsanız, çalışmanın keyfinizi kaçırmasına izin vermeyin. Çalışan bütün annelerin içindeki o rahatsızlık duygusunu hiç olmazsa biraz azaltmak için bebekle bire bir geçireceğiniz süreyi arttırmak, kendiniz için yapabileceğiniz en önemli şey.

pompa değil, gücü iyi olan, canınızı acıtmayan konforlu bir pompa bulmalısınız. Aynı anda iki memeyi birden sağmak size zaman kazandırır. Pompalanan sütü buzdolabında tutabilirsiniz. Buz kalıpları olan, izolasyonlu bir termos ya da süt saklama torbalarında da tutabilirsiniz. Sütü aktarırken ellerinizin temiz olmasına dikkat edin. Sağılan süt 3 gün buzdolabında bekleyebilir.Sütün saklama koşullarıyla ilgili basit bir kural. 3 ler kuralı: •oda ısısında 3 saat,•buzdolabında 3 gün, •derin dondurucuda 3 ay.

Gece ne kadar sıklıkla emzirmeliyim?Bazı bebekler, anne çalışmaya başladığında, geceleri daha sık emerek, beslenmeyi geceye kaydırabilirler. Bunu tercih eden bebek için sık sık kalkıp meme vermeyi, hem sütü arttırmak, hem de bebekle biraz daha zaman geçirmek açısından öneririm. Bazı bebekler gün içinde biberonla, anne evde olduğu zaman da anneyi emerek dengeli beslenmeye devam ederler. Bu durumda da zorla bebeği uyandırmak hiç akıllıca değil. Annenin dinlenmesi çok önemli.

Süt giderek azalacak mı?Sütü azaltacak iki şey

biliyorum. Biri yorgunluk, diğer ise daha az sıklıkla pompalamak ya da emzirmek. Çalışan annenin mümkünse, evdeki zamanını bebeğe ayırıp, erken yatıp, beslenmesine dikkat ederek bu dönemi geçirmesi çok önemli. Yeterli sıvı almak, vücudu susuz ve besinsiz bırakmamak da öyle. Emzirme ve pompalama seanslarını azaltmazsanız, aynı miktarda süt çıkarmaya devam edebilirsiniz.

Süt nasıl pompalanır? Nerede tutabilirim? Nasıl taşıyabilirim?İşte süt pompalarken en verimli şekli bulmalıyız. Damla damla çeken bir

İş seyahati var, artık emzirmeyi kesmeli mi?Emzirmeye devam etmek istiyorsanız, önünüzde kimse duramaz Seyahate bebek ve bakıcıyla gidebilirsiniz. Bunu yapan anneler çok oluyor. Biraz yorgunluk ama değer. Eğer bebeği götüremiyorsanız o zaman gittiniz yerde sütünüzü belirli aralıklarla pompalayıp dondurabilirsiniz. Dönene dek orada saklayabilirsiniz ya da kargoyla eve gönderebilirsiniz. Donduramıyorsanız, çekip atarsınız. Altından bile(!) değerli olan bu maddeyi atma fikri gerçekten çok üzücü ama eğer sütü saklayamıyor, ya da kargoyla ulaştıramıyorsanız hiç

örnek program:Sabah uyandığınızda bebeğinizi emzirin. Bu size hazırlanmak için zaman tanır. Tam kapıdan çıkacakken yeniden emzirin ki işe giderken göğsünüz boş olsun. Sonra işte 3 saat aralarla pompalayın. Dönüş saatinizde bebeği yine emzirin ve sonrasında akşam ve gece emzirmeye devam edin.

Evde bebeğinizle ilgilenen kişinin bebeği doyurmadan sizi beklemesi çok önemlidir. Yoldan arayıp, kaçta evde olacağınızı bildirin ki, bebek sizi emmeye hazır beklesin. Açlıktan ağlıyorsa, normal aldığının yarısıyla beslenip biraz oyalanabilir.

44 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 45

Page 45: Family Hug Nisan 2013

Referanslar:

• ‘2012 ‘de Emzirmeyi Rahatlatan Yaklaşımlar’ sempozyumundan alıntılar. 2012• ‘Making More Milk’. Diana West, Lisa Marasco M.A. IBCLC 2009• Personal communication with Lisa Marasco, 2012• Working Mothers Guide to Breastfeeding.• The Ultimate Breastfeeding Book of Answers . Newman and Pittman, 2006

olmazsa salgılama düzeni bozulmasın ve eve dönünce yeniden emzirmeye devam edebilesiniz. Bebekler bazen uzun süre annelerini görmeyince mini grevler yapabilirler. Yılmadan emzirmeye gayret edin. Bazı bebekler de hiç istiflerini bozmadan emmeye devam ederler.

Son Söz

Emzirmek anne sütünün çok büyük faydalarının yanı sıra, anneye çok güzel duygular veren, bebekle arasında başka kimsenin kuramayacağı bir bağı kurduran bir olay. İnsan yavrularının sadece emerek beslendiği dönem sadece 6 ay. Bu süreden sonra emzirmeye, ek gıdalar eşlik ediyor ve anne-bebek ikilisi istediği kadar emzirme devam ediyor.

keyfini çıkarın ve gerçekten istiyorsanız, çalışmanın keyfinizi kaçırmasına izin vermeyin. Çalışan bütün annelerin içindeki o rahatsızlık duygusunu hiç olmazsa biraz azaltmak için bebekle bire bir geçireceğiniz süreyi arttırmak, kendiniz için yapabileceğiniz en önemli şey.

Pınar Boncuk Dayanıklı, [email protected]

Çocuk Sağlığı ve hastalıkları Uzmanı/Yenidoğan Uzmanı

44 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 45

Page 46: Family Hug Nisan 2013

FAMILY HUG EXPO 2020 İZMİR ELÇİSİ

46 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 47

Page 47: Family Hug Nisan 2013

ExPO 2020 İzmir ManifestosuExPO’YA İNANIYORUZ!ExPO insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren fikirlerin, bilgilerin, projelerin ve kültürlerin paylaşıldığı, dünyanın en büyük buluşmalarından biridir. ExPO’lar, odaklandıkları temalar sayesinde sadece düzenlendikleri kentlerin geleceğine değil, tüm gezegenin geleceğine olumlu katkılar sağlar.

FAMILY HUG EXPO 2020 İZMİR ELÇİSİ

Destek

46 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 47

Page 48: Family Hug Nisan 2013

“hERKES İÇİN SAĞLIK” İDEALİNE İNANIYORUZ! Sağlık, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kapsamındaki en temel haklardandır. Sağlık, bireylerin ve ulusların refahının da temelidir. Bu nedenle İzmir; ExPO 2020 adaylık teması olarak Birleşmiş Milletler’in Binyıl kalkınma Hedefi olan “Herkes İçin Sağlık” idealini seçti. İzmir biliyor ki, Gelişmekte olan ülkelerde nüfusun yarısının temel sağlık hizmetlerine en az 8 km uzakta yaşadığı,Çocuk ölümlerinin % 20’sinin, yetersiz sağlık koşulları nedeniyle meydana geldiği,Salgın hastalıkların birkaç günde, hatta saatte yeryüzüne yayılabildiği,kronik hastalıkların her geçen gün daha büyük tehdit halini aldığı,Ülkelerin yarıdan çoğunun sağlık harcamalarının GSYİH’lerinin % 15’inden fazlasına ulaştığı günümüzde, “Herkes İçin Sağlık” ideali, küresel iş birliği ve bilgi paylaşımı ile mümkündür. İzmir inanıyor ki, “Herkes İçin Sağlık” ideali, bireylere ve toplumlara dokunan alt temalarla desteklendiği zaman sürdürülebilir şekilde gerçekleşir: “Sağlıklı Yaşam” bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmenin ve daha mutlu bir yaşam sürmelerinin anahtarıdır.“Toplum Sağlığı ve Eğitim”e odaklanıldığında yaşam kalitesi yükseltilir ve birçok sağlık probleminin önüne geçilebilir.“İnovasyon” ile mevcut ve muhtemel sağlık sorunlarının çareleri bulunabilir.“Bakım ve İş Birliği” ile kalıcı sağlık sistemlerinin yaratılması mümkündür. TÜRKİYE MODELİNE İNANIYORUZ! Türkiye’nin sağlık alanında son 10 yılda gerçekleştirdiği reformlarla elde ettiği; Ortalama ömrün 3 yıldan fazla uzaması,Bebek ölümlerinin % 64 azalması,Aşılamada toplumun % 100’üne ulaşılması,Sağlık hizmetleri kapsamının % 60’tan % 97’ye yükseltilmesi gibi somut başarılar, “Herkes İçin Sağlık” idealinin erişilebilir olduğunu göstermekle kalmadı. Aynı zamanda Türkiye modeli, sağlığa erişimin adaletli, kaliteli, verimli ve sürdürülebilir olabileceğini kanıtladı. İZMİR’E VE İZMİRLİLERE İNANIYORUZ! İşte tüm bunlardan yola çıkarak, dünya sağlık tarihine yön veren hekimlerimiz, binlerce yıllık tedavi merkezlerimiz, 9 üniversitemiz, yüksek teknolojiye sahip sağlık kurumlarımız, gelişmiş sanayimiz, iklimimiz, doğal kaynaklarımız, yetişmiş insan gücümüz ve sağlıklı yaşam kültürümüzle biz İzmirliler; ExPO 2020 ile sağlık alanındaki en ileri örneklerin paylaşıldığı, tüm insanlık için yepyeni fırsatların yaratıldığı, ülkelerin ve halkların sağlık sorunlarının çözümünde yerelle küreselin buluşturulduğu bir platform yaratmayı hedefliyoruz. EXPO 2020 İZMİR’İN SAĞLAYAcAĞI OLANAKLARLA TÜM DÜNYANIN “hERKES İÇİN SAĞLIK” hAYALİNE BİR ADIM DAhA YAKLAŞMASINI hEDEFLİYORUZ.

BİZE KATILIR MISINIZ?

FAMILY HUG EXPO 2020 İZMİR ELÇİSİ

48 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 49

Page 49: Family Hug Nisan 2013

48 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 49

Page 50: Family Hug Nisan 2013

21 interaktif hayvan karakteri içeren bu muhteşem iPad uygulaması çocukları çılgına çeviriyor. Çocuklar seçtikleri hayvanlara dokunarak verecekleri değişik tepkileri izliyorlar. Uygulamada konuşma yok, ne de olsa hayvanlar konuşamıyor, değil mi? Eğlenceli müzikleri ile çocuklar büyük balıklara küçük balıklar yedirebilir, kirpinin dikenlerini çıkartabilir, köpekleri çekiştirip ekranda tur attırabilirler. Her dokunuşlarında karşılaşacakları sürprizlere şaşıracak, daha çok denemek ve oynamak isteyecekler.

Uygulamayı indirmek için

buraya tık

Video için

buraya tık

Christoph Neimann'ın Yeni iPad Uygulaması Petting Zoo

kim Evinde Robot İstemez ki?

Pemra Uğural

Mutfak gereçlerinizi, diş fırçası ve macununuzu, çeşit çeşit kalemlerinizi çekmecede saklamaktan sıkıldıysanız, 5 canlı renkten oluşan eğlenceli Grabit Robot'lar her derde deva…Modern tasarımı, yüzünüzü güldüren şekilleri ve fonksiyonelliği ile her yaşa hitap eden bu küçük robotlar mango, mavi, yeşil, kırmızı ve beyaz renklerde Nisan sonu satışa sunulacak.

50 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 51

Page 51: Family Hug Nisan 2013

IKKS İlkbahar/Yaz Çocuk KoleksiyonuPrensesler gibi olmak için gece elbisesi, delikanlı olmak için takım elbise giymeye gerek yok. IkkS bu sezon Rockçı prensesler ve Pop-Chic genç erkekler teması ile spor ve şıkı, zarafet ve 'vintage' tarzını birleştiren bir koleksiyon yaratmış.

Erkek çocuklar için kumaş pantalon üzerine denim gömlek, kurukafa desenli eşarplar, dirsekleri yamalı ceketler, eski Paris temaları kokan tişörtlerle, kar yıkama pantalonlar retro rock tarzını bire bir yansıtmış. kız çocuklar, yeni sezonda IkkS Queen konsepti ile altı siyah tül, üzeri beyaz tişörtlü elbiseler, pembe dapdar pantalonlar üzerine deri ceketler, tişört üzeri yelekler ve fiyonklu tokalar giyerek Rock kraliçelerini andıracaklar.

video için tık tık

50 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 51

Page 52: Family Hug Nisan 2013

Unutulmaması gereken anları ölümsüzleştirmektir fotoğrafçılık sanatı. Yaşanırken hissedilenleri tekrar yaşayabilmenin, sevdiklerinizle paylaşabilmenin ve geleceğe miras bırakabilmenin en anlamlı yoludur fotoğraflarla dolu albümler. Hele ki bazı fotoğraflar vardır, ne kadar bakarsanız bakın sizi o ana döndürüp tekrar yaşatır aynı duyguları. Görmediğiniz za-manlar da bile gözünüzün önünden gitmeyen, asla silinmeyen karelerdir onlar. Bunlar daha çok ön hazırlık yapılarak kamer-aya poz olarak verilen fotoğraflardan ziyade; fotoğrafçının anı, duyguyu, doğru ışığı yakalayarak çektiği karelerdir. Fotoğrafı çekilenlerle çeken arasındaki muhteşem uyumdur aslında. 20 seneyi aşkın bir zamandır bu sektörde çok başarılı işlere imza atmış fotoğraf sanatçısı Muharrem Doğan ile Salih Saka ortaklığında 2002’de kurulan S&S Visual Maker en özel anları tecrübeleri, önsezileri, detaylı ve titiz çalışma prensipleri, en önemlisi empati kurabilme kabiliyeti içerisinde zamanı en yüksek hızda en verimli şekliyle kullanarak fotoğraflara hayat veren markaların başında gelmektedir. Hiç vazgeçmedikleri ve en çok önem verdikleri hedefleri ise fotoğraflara baktığınızda yaşanan duyguları aynı heyecan ve güzellikte yaşamanızı sağlayabilmek.

S&S Visual Maker düğün fotoğrafları ve video kayıtları olmak üzere, müşterilerine görüntü hizmetleri sunarak adım atıyor yola.

Yılların getirdiği deneyimi; teknolojik gelişmeler, gelişen sanat teknikleri ve sunumda trendi yakalamaya yönelik de-taylarla her geçen gün geliştirip sınır tanımayan yeniliklerle karşımıza çıkmayı başarıyor. Bir aile oluşturmanın ilk ve en özel parçası olan, düğün gecesi fotoğrafçılık hizmeti sunarken, sa-dece o günle sınırlı kalmayıp, daha önceden çiftlerin yaşadığı diğer paylaşımlara, yaratıcılıklarına ve talebe göre yön verip muhteşem bir hikaye fotoğrafçılığı sergiliyorlar.

S&S Visual Maker

52 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 53

Page 53: Family Hug Nisan 2013

Gelinin annesi ile gittiği gelinlik provasından, düğün davetiye örnekler-ini gördükleri andaki tepkilerine, çiftin o günün sabahı ayrı ayrı güne başlayış anlarından itibaren geceye hazırlanana kadar yaşadıklardan, gelinin kuaför maceralarına kadar kimselerin şahit olmadığı, kendilerinin de yaşarken görmediği anları yakalayarak sonu mutlu biten bir hikaye halini alıyor herşey. Saatler süren bir düğünün montajlanan kısa Film videosu ve klip çekimi servisleri ile her türlü ihtiyaca ve talebe karşılık veriyorlar. Artık bir aile olan çiftin meyvelerini alma zamanı geldiğinde de S&S Visual Maker yine onların yanında. Çifti yakından tanıma

fırsatı bulmuş, ifadelerini karelere yerleştirmiş ve onların neyi sevip neyi sevmediğinin bilincinde olan ekip, özel mi özel hamilelik sürecinde, doğum anında ve bebeklerinin büyüyen yaşlarında da anıları ölümsüzleştiriyor. Bebeğin dünyaya geleceği doğum günü öncesi ve sonrasında en çok has-sasiyet gösterdikleri konu ise doğallık. Son derece doğal bir süreç geçiren annenin yaşadıklarını, duygularını, paylaşımlarını sanki fotoğrafçı orada yokmuş gibi, herşeyin ve herkesin ger-çekten olduğu gibi fotoğraflanması prensibinde yakalayarak yansıtıyorlar.

aile

nizi

n ilk

adı

mla

rında

...

Doğum mücadelesi veren anne, yanındaki eşinin yaşadığı duyguları, heyecanı, mimikleri ancak daha sonra bu fotoğraflardan görerek anlayabiliyor. Bebeğin ilk ağlama sesiyle, kapıda kuyruk olmuş aile fertlerinin gözlerinden süzülen yaşları yakalayabilen ve nesillere aktarabilen tek kişi oluyor fotoğrafçı. Nesiller boyu çevrilen albüm sayfalarına bakan kişilerin yüzlerine gülümseme, şaşkınlık ve mutluluk koyabilmenin en doğru yolunun herşeyin en doğalını yakalamak olduğuna inanıyor S&S Visual Maker ekibi. Herşeyin sadece görüntü kalitesi ve yakalanan özel anlar olduğunu düşünüyorsanız S&S Visual Maker sizi burada yanıltıyor. karelerin yansıttığı duygular ve detaylar kadar, fotoğrafların baskı kalitesi ve fotoğrafları uzun yıllar ilk günkü gibi koruyabilmesi için sunulan değişik amaçlı, yüksek kalitedeki albüm çeşitleri de bir o kadar önemli. Ailenizin ilk adımlarından, bebeğinizin ilk adımlarına kadar hiçbir detayı atlamanıza izin vermeyen ve sizi yalnız bırakmayan S&S Visual Maker'ın yaşadıkları ve yaşattıkları hakkında detaylı bilgi almak istiyorsanız http://www.ssvisualmaker.com 'u ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

ssvisualmaker

52 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 53

Page 54: Family Hug Nisan 2013

minik

canavarteknoArtık her evde minik bir teknoloji canavarı var. Bu iyi bir şey mi? Yoksa siz de çocukların teknoloji-yle bu kadar haşır neşir olmasını itici mi buluyorsunuz?

Hem işimiz hem de ilgi alanımız teknoloji olunca, evimiz de bir çok teknolojik aletle dolu. Dizüstü bilgisayarlar, tabletler, oyun konsolu, cep telefonları günlük hayatımızın olmazsa olmazı. Hal böyle olunca evdeki bu aletleri de tıpkı dünya üzerindeki diğer herşey gibi Gün’le paylaşmak zorunda kalıyoruz.

Ben kızımı teknolojiden uzak tutmaya çalışmıyorum. Hatta yeni aldığımız oyun konsolunun bağlantılarını nasıl yapacağımızı bize öğretmeye çalıştığında, telefonumun zil sesini benden habersiz değiştirip kendince şaka yaptığında onunla gurur duyuyo-rum.

Benim bilgisayarla tanışmam ancak üniversitede oldu, buna rağmen kendimi teknoloji konusunda bilgili biri olarak nitelendirebiliyorum. Ama bunun Gün için geçerli olamayacağını biliyorum. Üniversiteye kadar blgisayarsız bir hayat yaşaması günümüz dünyasına mümkün değil.

Çünkü artık gerek eğitim gerek sosyal hayatta başarı için gençler ve çocuklar mutlaka “teknoloji okur-yazarı” olmak zorundalar. Yakında okullarda her çocuğa bir tablet verilecek ve ödevlerini bu ci-hazlar üzerinden yapacaklar. Bir çok özel okul bu uygulamaya geçti bile, devlet okulları için projeler devam ediyor. Bir çok proje ve araştırma ödevleri bilgisayar olmaksızın yapılamıyor. Yani artık bu

lüks değil, bir ihtiyaç. Teknoloji nedeni-yle bugün bir çok meslek sahibi sadece etraflarındaki kişilerle rekabet etmiyor, farklı şehirlerde hatta farklı ülkelerdeki meslektaşları ile rekabet etmek duru-munda kalıyorlar. Batılı ülkelerdeki bir çok programcı aynı işi onardan daha ucuza yapan Hint’li meslektaşları nedeniyle işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıyalar. Çünkü teknoloji sayesinde artık me-safelerin bir önemi yok, herkes bir çok işi heryerden yapabilir durumda. Yani bizim çocuklarımız sadece kendileriyle aynı okula giden, aynı ülkede yaşayan

yaşıtlarıyla değil, şu anda

bizim mühendis-lik fakül-

telerimizde öğretilen matematik bilgisini orta okul yıllarında öğrenen Çin’li yaşıtları ile de rekabet edecekler. Teknolojik aletlerin, özellikle de bilgisayar oyunlarının pek çok negatif etkisi var. Saldırgan davranışları arttırması, sosyal yetenekleri zayıflatması, obeziteye davetiye çıkarması, göz sağlığını bozması bunların içinde ilk akla gelenler. Bilgisayar oyunlarının aşırı kullanımı, tıpkı aşırı yapılan her aktivite gibi çocuk gelişiminde problem-lere neden olabiliyor. Hatta bağımlılık yaratabiliyor. Ancak kontrollü ve dengeli kullanımı sağlanabilirse bir çok araştırma çocukların öğrenme becerileri üzerinde olumlu etkiler sağladığını gösteriyor. Bu etkilere kısaca göz atalım;

işi heryerden yapabilir durumda

mesafelerin bir önemi yok, herkes birçok

...teknoloji sayesinde artık

Onları böyle bir geleceğe tam

donanımlı bir şekilde hazırlayabilmemiz çok önemli. Nasıl ki çocuğumuzun mut-laka bir yabancı dil bilmesini istiyorsak,

onu artık evrensel dil olan “teknoloji dilini” öğrenmekten mah-rum bırakmamamız

gerekiyor.

Elbette her şeyin fazlası zarar. Üstelik teknolo-jik aletler iyi amaçlarla kullanılmanın yanında çok yanlış ve hatalı şekilde de kullanılmaya maalesef çok elverişli. Hangimiz bir cafe’de, restoranda eşiyle veya arkadaşlarıyla sohbet ederken çocuğunu oyalaması için eline bir tab-let veya telefon tutuşturan anneleri görmedik? Veya bunu kendimiz bizzat yapmadık?Peki, bu o kadar kötü bir şey mi? Bizler bir vapurda, metroda, evde, bir kuyrukta beklerken boş boş etrafı seyretmek yerine hemen telefonu-muza sarılmıyor muyuz? Çocuklarımız bizimle bir paylaşımda buluna-mayacaklarsa zamanlarını

54 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 55

Page 55: Family Hug Nisan 2013

sadeceOYUN

?

Oyun oynamak istiyorsa siz de onunla oynayın. Saatlerini harcadığı şeyin ona bir faydası var mı? Şiddet içeriyor mu? küfür, hakaret içeriği var mı? Bunu ancak kendiniz deneyimley-erek görebilirsiniz. Onu sıkmayın ama asla denetimsiz bırakılmadığının da farkında olsun.

Bir eğitimcinin çok sevdiğim bir sözünü hatırlamadan edemi-yorum; “Çocuklarınız siz onlara destek olmak için hep yanlarında olmanızı, ama bunu yaparken de görünmez olmanızı isterler.”

Sorularınız ve yorumlarınızı [email protected] adresine yazabilir bana Twitter’dan @sulepasin hesabından ulaşabilirsiniz.

Çocuklarınıza gönlünüzce destek olup dünyayı keşfetmelerini zevkle izlediğiniz güzel bir ay dilerim.

Reaksiyon Süresinde kısalmaReaksiyon süresi, beyninize dışarıdan gönderilen bir uyarıya – bu bir görüntü, ses, his, koku olabilir – ne kadar sürede tepki gösterebildiğinizdir. Reaksiyon süresi kısa olan kişilerde motor yenetekleri daha gelişmiştir ve karar verme sürecini daha çabuk işletebilirler.Anaokulu öğrencileri ile yapılan bir araştırma gösteriyor ki, bilgisayar oyunları oynayan çocuklar oynamayan çocuklara göre, kendilerine gösterilen şekil ve renkleri tanımlarken daha hızlı ve daha atik davranabiliyorlar.Yine araştırmalara göre bilgisayar oyunları çocukların el-göz koordinasyonunu arttırarak daha kuvvetli reflekslere sahip olmalarını sağlıyor.özellikle birden fazla tuş kullanımı ve hız gerektiren oyunların etkisi daha fazla, bu oyunları oynayan oyuncular farklı bilgileri aynı anda işleme konusunda daha gelişmiş oluyorlar.

Eğitici Öğretici Eğlendirici

Çocuğumuzu bilgisayarın başından kaldırmak ne kadar zorsa, ders kitaplarına gömülmesini sağlamak da bir o kadar zor. Ancak bilgisayar oyunlarının diğer aktivitelerden farklı olarak işi bizim lehimize çevirebilecek bir avantajları var. Eğitici-öğretici oyunlar! Uygulamalar arasında şöyle bir gezinin, onlarca matematik, dil veya alfabe oyunu bulacaksınız. Çarpım tablosunu ezberletmek için aylardır uğraştığınız

çocuğunuzun sırf o minik ekrandaki elmaları – altınları – puanları toplayabilmek uğruna tüm çarpma sorularına teker teker cevap verdiğini gördüğünüzde şaşırmayın.Bİr çok eğitici oyuncak daha küçük çocukların ilgisini çekerken daha büyük çocuklara sıkıcı gelebilir. Ancak eğitim amacıyla hazırlanmamış oyunlar da bazı yeteneklerin gelişmesine katkıda bulunabilir. örneğin simulasyon, macera veya hazine avı gibi oyunlar çocuğunuzun stratejik düşünme, ileriyi görme ve planlı hareket etme yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olacaktır.örneğin; tatile giderken tabletinize yükleyeceğiniz uygun bir uygulama ile, hem yol boyunca çocuğunuzun keyifli zaman geçirmesini hem de gideceğiniz bölge ile ilgili coğrafi bilgiler edinmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Bilgisayar oyunları yukarıda bahsettiğimiz gibi reaksiyon süresini kısaltmakla kalmıyor, Rochester Üniversite’sinde yapılan bir araştırmaya göre görme yeteneğini de arttırıyor! Bir aydan uzun bir süre boyunca, düzenli şekilde bilgisayar oyunu oynayan deneklerin bu zaman sonunda karışık şekiller içerisinden harfleri tanımlayabilmekte daha iyi bir duruma geldikleri gözlemlenmiş. Bu gelişme, gözün daha iyi görür hale geldiği anlamına gelmiyor.

Reaksiyon süresi kısalan çocuklar bir çok spor branşında daha başarılı olabilir. Çünkü bir çok spor dalında hızlı karar vermek, rakibinin bir sonraki hamlesini tahmin edebilmek ve doğru hamleyi yapabilmek amaçlanır.Yine reaksiyon süresi kuvvetli olan çocuklar tehlikelere karşı daha tetikte olurlar.Ancak çocuğunuzun bu yetenekleri kazanması için elbette sadece bilgisayar oyunlarından medet ummak hatalı olur. Çünkü hiçbir futbol oyunu çocuğunuzun gerçekten futbol oynamanın verdiği fiziksel faydayı sağlayamaz.

Bilgisayar oyunları çocuğunuzun fiziksel bir aktivite yapmaksızın saatlerce hareketsiz kalmasına yol açabilir. Dolayısıyla her konuda olduğu gibi yapmamız gereken çocuğumuzun hayatında artık önemli bir yer kaplayan teknolojiyi sağlıklı, dengeli ve kararında kullanabilmesini sağlamaktır.Bunu yapabilmenin en iyi yolu da önce kendimizi geliştirmekten geçiyor. İnsan sadece tanımadığı, bilmediği tehlikelere karşı savunmasız olur. Nasıl ki çocuğumuzu bilmediğimiz bir yerde asla kendi başına bırakmıyor, onun yanında ve yakınında olup ona destek olmak istiyorsak, teknoloji dünyasına da başıboş yalnız bırakamayız.

Şule Pasin hogburn

54 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 55

Page 56: Family Hug Nisan 2013

56 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 57

ÇOCUKLARA SORUN ÇÖZME BECERİSİNİN KAZANDIRILMASIKişilerarası sorunlarımızı çözerken çocuklara nasıl yardımcı olabiliriz?

Sizlerden gelen mailler üzerine bu haftanın konusunu sorun çözme becerisi olarak belirledik. İletişimin temelini oluşturan sorun çözme ile her yerde karşılaşıyoruz. Evde, işte, sokakta insanlarla beraberiz ve zaman zaman sorunlar yaşıyoruz. Bu sorunları farklı şekillerde çözmeye çalışıyor ve çocuklarımıza da örnek oluyoruz.

Çocuklarımız bizlerle doğdukları andan itibaren iletişim kurmaya başlar, son yıllarda yapılan araştırmalar bazı çocukların anne karnında ebeveyni ile iletişim kurduğunu söylüyor. Bu iletişim çocuklarımızın hayatını şekillendiriyor. Bizlerin sorunları çözmede kullandığımız yöntemler de çocuklarımızın sorun çözmede kullandıkları yöntemlerle çoğu zaman aynı. Peki çocuklar ne gibi sorunlar yaşıyor ? Bunları nasıl çözümlüyor?

Davranış Bilimleri Enstitüsünün geçtiğimiz günlerde yaptığı bir incelemede çocukların karşılaştıkları sorunların en yaygın olanlarını kıskançlık, ders çalışma, öfke ve akran zorbalığı olduğunu söylemektedir. Bu sorunlar çocuklarımızın hayatında derin yaralar açabiliyor. Bu sorunları çözümlerken ise genelde ailesinde ya da çevresinde gördüğü sorun çözme metotlarını kullanıyor. Çocuklarımıza iyi örnek olarak veya hayata farklı bakmasını sağlayarak sorun çözme konusunda yardımcı olabiliriz.

* Çocuklara hayata nasıl bakacağını bizler öğretiriz. Bazı ebeveynler hayata siyah-beyaz bakmayı öğretir çocuklarına. Ya doğrular vardır hayatta ya da yanlışlar. Yanlış yaparsanız bu kötüdür her zaman, doğru yaparsan da ödülü hak edersiniz. Bazı ebeveynler ise siyahın beyazın yanında grinin tonlarını da görmeyi öğretir çocuklarına. Siyah ders çıkarabildiğin sürece çok da kötü değildir aslında. Hatalar büyütür çocukları da, büyükleri de diyebilir. Hayatın farklı tonlarını çocuklarımıza gösterebilmeliyiz. “Ya kaybet ya da kazan” (Sen kazan-ben kaybedeyim ya da sen kaybet- ben kazanayım) anlayışı yerine “kaybeden yok” anlayışı ile hayata daima olumlu bakabilmeli çocuklarımız. Bu anlayış, kendi sorunlarına kendi çözümlerini bulmalarının sorumluluğunu kabul etmeleri için çocukları yüreklendirmektedir.

* Olumlu Çocuk Yetiştirme Modeli olarak adlandırılan geçtiğimiz yıllarda da çok söz edilen modelin mantığı günümüz NLP nin ilk basamaklarından biridir. Çocukların özsaygılarını kırmadan daha etkili iletişim kurmaları için, çocuklarımıza neleri yapmamaları yerine neleri yapmaları gerektiğini söylemeliyiz. Olumsuz davranışın vurgulanması çocuğun bilinçaltına aslında “yapma” dediğimiz davranışı “yapmasını” söyler. Bunun yerine çocuklarımıza neleri yapmaları gerektiğini söyleyerek olumlu davranışı vurgulayabiliriz. Bunun çoğu zaman zor olduğunu biliyorum fakat hayatın rutinleri arasına girdiğinde anlamadan bazı sorunların çözümlendiğini göreceksiniz. “koşma!” demek yerine yürümesini söylemek sanırım çocukların fazla direnç göstermeden alışabilecekleri durumlar yaratır.

* Sorun çözme becerisinin kazanılmasında özellikle 4 yaş kadar erken bir dönemde çocukların uygun bir eğitimle problem çözücü düşünme biçimini kazanabileceği belirtilmektedir.

* Aşırı koruyucu ebeveynler çocuklarının sorun çözme becerisini olumsuz etkilemektedir. Çocuğa çözecek sorun bırakılmaması ilerleyen yaşlarda küçük bir sorun karşısında çocuğun çaresizliğe düşmesine sebep olmaktadır. Ailede çözülmesi gereken sorunlar hakkında doğru çözüm için cesaretlendirici konuşmalar yapılması gerekmektedir. Fakat sorun kimin ise çözüm de ona bırakılmalıdır.

* Ailede yaşanan karşılıklı problemlerin çözümü çocukları etkilemektedir. Geçimsizlik olan bir ailenin çocuklarının psikososyal temelli problem çözme becerisi puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.

Uzm. Ayşegül İşlekeller BozcaÜstün Zekalılar Eğitim

Page 57: Family Hug Nisan 2013

56 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 57

* Aşırı koruyucu ebeveynler çocuklarının sorun çözme becerisini olumsuz etkilemektedir. Çocuğa çözecek sorun bırakılmaması ilerleyen yaşlarda küçük bir sorun karşısında çocuğun çaresizliğe düşmesine sebep olmaktadır. Ailede çözülmesi gereken sorunlar hakkında doğru çözüm için cesaretlendirici konuşmalar yapılması gerekmektedir. Fakat sorun kimin ise çözüm de ona bırakılmalıdır.

* Ailede yaşanan karşılıklı problemlerin çözümü çocukları etkilemektedir. Geçimsizlik olan bir ailenin çocuklarının psikososyal temelli problem çözme becerisi puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.

* Anne-baba olarak bizler dinleme becerilerimizi de geliştirmeliyiz. Dinlenmesi gereken sözleri olan sadece bizler değiliz. Bunun için öncelikle iletişim engellerini tanımalı ve çocukla iletişim kurarken bunlardan kaçınmalıyız. Anne-baba çocuğu konuşmaya teşvik etmeli (örneğin, bu konuyu konuşmak ister misin?), ve daha sonra susarak onu dikkatle dinlediğini göstermeli ve en önemlisi de “etkin dinleme” ye geçmelidir. Etkin dinleme, çocuğa kabul edildiği mesajını vererek sorunlarını anlatıp bu sorunlara yine kendisinin çözüm bulması için onu cesaretlendirir.

Etkin dinleme hayatımızın her evresinde bilinçli ya da bilinçsiz kullandığımız iletişim becerilerinden biridir. Etkin dinleme yaparken çocuklarımızın bize sorunlarını anlatmaları için kapıları kırarcasına çalmalarını beklemeden, kapı aralayıcılar kullanarak Bu konuyu konuşmak ister misin?, seni anlıyorum çünkü ben de buna benzer bir olay yaşamıştım….) onları durumu anlatmaya teşvik etmeliyiz ve daha sonra susarak onları dikkatle dinlediğinizi göstermeli, en önemlisi de çocuğun bize verdiği mesajları iyi anlayıp ona yansıtmalıyız. (………….. şeklinde düşünüyorsun, doğru mu? Peki ne hissediyorsun?).

(Bu noktada biz büyüklerin unutmaması gereken, bu yaşlarda hissedilen duyguların değişken olduğudur. kızgınlığın, öfkenin geçeceğini bilmeli ve verilen tepkilerdeki şifreleri doğru çözümleyebilmeliyiz. Çocuğun söylediği “Senden nefret ediyorum!” gibi bir cümle çoğu zaman “ödevimi yapmak istemiyorum” demek olduğunu anlayabilmeliyiz.Etkin dinlemede, çocuğa kabul edildiği mesajını vererek sorunlarını anlatıp bu sorunlara yine kendisinin çözüm bulması için onu cesaretlendirmeliyiz.Anne babayı rahatsız eden bir durumla ilgili, çocukla konuşurken “sen iletileri” yerine “ben iletileri” kullanılmalıdır. Çünkü “sen iletileri” kişiyi savunmacı bir tutuma yöneltir ve bilinç altına “yap” denileni “yapma” olarak yollayabilir. “Çok çikolata yiyorsun” denildiğinde, çocuk sorunu çözmek için değil, kendini savunmak için harekete geçer. “ben iletileri” kullanıldığında ise kişinin savunmaya geçmesi gerekmez. “ben iletileri” ile çocuğa hangi davranışın kabul edilemez bir davranış olduğu, bu davranışının bizde yol açtığı duygu ve bu davranışının bizim hayatımızın hangi yönünü aksattığı iletilir. Çikolatayı günde 2 den fazla yediğinde bu beni korkutuyor. Çünkü fazla çikolata zararlı. Dişlerin çürüyebilir, karnın ağırabilir, hasta olabilirsin...

Sorun çözümlerinde kullanabileceğimiz daha düzenli bir yol ise 6 basamak da tamamlanıyor.

1. Basamak, Sorunu Tanımlama: bu noktada çocukları dinleyerek, tam olarak neler olduğunu ve isteklerini anlamaya çalışın. Etkin dinleme kullanılarak onun düşüncelerini özetleyin.2. Basamak, Çözümler Üretme: birlikte beyin fırtınası yaparak, çözümün farklı yollarını düşünün. Bunları not edebilirsiniz.3. Basamak, Çözümleri Değerlendirme: Birlikte düşündüğünüz sonuçların iyi ve kötü yönlerini tartışın.4. Basamak, En İyi Çözüme karar Verme: Fikrini sorun, kararsız ise konuyla ilgili verilmesi gereken sizce doğru kararı paylaşın.5. Basamak, kararın Nasıl Uygulanacağını Belirleme: nasıl uygulayacaksınız nerede gibi ayrıntıları değerlendirin.6. Basamak, Değerlendirme İçin Çözümün Uygulanışını İzleme: Bu adımları sırasıyla kullanmak ilk bakıldığında “aman bir de sıra mı izlenecek” dense de günlük işlerimizi yaparken ya da bir proje hazırlarken genellikle kullandığımız bir yöntemdir. Etkin dinleme tekniklerini, ben dilini iş arkadaşlarımızı dinlerken uygulayabiliyorsak neden çocuğumuz için bunu yapmayalım?

Mutlu bir Nisan ayı geçirmenizi diliyorum. Bir sonraki sayıda görüşmek üzere...

Page 58: Family Hug Nisan 2013

BEBEKLER İÇİN İLK OYUNcAKLI iPAD UYGULAMASI : TIGGLY

Tiggly, eğitici bebek oyuncakları ile iPad uygulamaları arasında köprü kuran, gerçek ve sanal dünyayı birleştiren muhteşem bir oyun. 18 aylıktan 3 yaşına kadar tüm çocukların merak ve eğlence ile oynayacağı oyun, bir değil üç ayrı ipad uygulamasında kullanılabiliyor. Kare, üçgen, daire ve yıldız şeklindeki oyuncakları, uygulamalarda gösterildiği gibi iPad ekranının üzerinde uygun yerlere yerleştirerek elle tutulanı gözle birletiriyor olacak çocuklar.

Tiggly Match uygulamasında, çocuklar ekranda gösterilen şekillere 4 şekilden doğru olanı yerleştiriyorlar. Tiggly Draw uygulamasında ellerindeki şekilleri damga veya boya olarak kullanıp, hem hazırda olan hem de kişiselleştirilebilen boyamaları yapıyorlar. Tiggly Safari ise 16 hayvandan oluşan safari hayvanları puzzle’ını şekillerle yaratmalarını sağlıyor. Mayıs 2013’te piayasaya çıkacak uygulama ve oyuncağın A.B.D.’de yaklaşık 30 dolara satılacağı belirtilmiş.

58 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 59

Page 59: Family Hug Nisan 2013

“iWatch” adıyla piyasaya çıkması beklenen akıllı saatler, Apple çalışanlarına göre bükülen bir bombeli cama sahip olacak. Piyasaya çıkmamış ürünler hakkında konuşmaları yasak olan, bu nedenle adını vermeyen işçiler, IOS destekli akıllı saatlerin aynı zamanda bir cep telefonu işlevi göreceğini söylüyorlar. Apple’ın ısrarla açıklama yapmaktan çekindiği iWatch’ın, görücüye çıktığı benzerlerinden ne gibi farklar sunacağı merakla bekleniyor. Ancak giyilebilir teknolojiye ciddi yatırımlar yapan şirketin, bu alanda da bir hayli yükselebileceğine kesin gözüyle bakılıyor.

iWat

ch

58 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 59

Page 60: Family Hug Nisan 2013

Bundan yaklaşık 4 sene önce bir toplantıda tanıştığım sevgili Hakan Habib’in jürilik teklifine evet dediğimde bu derece bağımlılık yapacak bir

işin içinde olacağımı tahmin etmemiştim. Bir Robotik Lego turnuvası var, çocuklar robotları yarıştıracak biz de jüri olarak oylayıp eve döneceğiz diye tahmin ettiğim iş, jürilik kılavuzunu elime aldıktan sonra değişti. İnanılmaz bir deneyim olmuştu benim için, şimdi ise her sene sabırsızlıkla beklediğim ve içinde olmaktan büyük keyif aldığım bir organizasyon.

Hiç tanışmamış olanlar için kısaca anlatayım Bilim kahramanları Derneği ve FLL turnuvasını. Bundan 15 yıl önce 1998 yılında ilk kez ABD’de 500 çocuğun katılımıyla düzenlenmeye başlanan FIRST® LEGO® League (FLL),

FLLFIRST® LEGO® LeagueHiç tanışmamış olanlar için işte FLL yani FIRST® LEGO® League...

60 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 61

Page 61: Family Hug Nisan 2013

FLL bir yarışma değil turnuva. Her yıl turnuva tüm dünyada aynı tema ile düzenleniyor. Bu seneki tema “Yaşlanan Nüfusa Genç Çözümler” idi. O minik beyinlerin bulduğu fikirleri görünce gelecek gerçekten emin ellerde diyorsunuz. Turnuvada takımlar sırasıyla 3 jüri önüne çıkıyor ve masa başında robotları ile verilen görevleri tamamlamaya çalışıyor. Bu 3 jüri takımları teknik, proje ve öz değerler açısından değerlendiriyor.Bu yıl ki ulusal turnuvanın şampiyonu İzmir’den çıktı. özel İzmir Rota Fen Lisesi’nden “Rotatech” takımı şampiyon olurken; 24- 27 Nisan’da ABD’de yapılacak olan World Festival’e katılmaya hak kazandı. Turnuvada ikinci olan özel BahçeşehirFen ve Teknoloji Lisesi takımı “The Intersection” ise 7- 10 Mayıs tarihlerinde Almanya’da yapılacak olan Open European Championship’de ülkemizi temsil etmeye hak kazandı.

Türkiye’de ise bu yıl Hakan Habib ve Bilim kahramanlığı önderliğinde 9. yaşını kutluyor. Her yıl Türkiye’de yapılan yerel ve ulusal turnuva sonucu bir takım Amerika Birleşik Devletleri’ndeki World Festival’e katılmaya hak kazanıyor. Bu sezon dünya genelinde 70 ülkeden 200.000’den fazla çocuk dahil oldu turnuvaya. Türkiye’de ise bu yıl 12 ilden 400 çocuğun katıldığı yarışmanın yerel turnuvaları Ankara’da Çankaya Üniversitesinde, Gaziantep’te Sanko Okulları’nda, İzmir’de İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde, İstanbul’da ise Marmara kolejinde yapıldı. Yerel Turnuvalarda dereceye girip ulusal turnuvada yarışma hakkı kazanan takımlar ise Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki ulusal turnuvada yarıştı. Yarıştı yanlış kelime aslında, ulusal turnuvada olmaya hak kazandı demek lazım çünkü

60 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 61

Page 62: Family Hug Nisan 2013

Turnuvayı ilk gününden beri sevgili Hasan Hakan

Bilgin sunuyor. Çalışan herkes gönüllü. En

büyük gönüllü kadrosu ise Mimar Sinan

Üniversitesi’nden.

Bu seneki turnuvayı da işte böyle tamamladık.10.

yılın teması ise “Doğanın Gücü” olarak belirlenmiş.

Yeni sezon kayıtları ve gerekli tüm bilgilere Bilim kahramanları Derneği’nin

internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

Hazırlayan:Cesur Doruk

Fotoğraflar Biz Gezenler ve Cesur Doruk

62 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 63

Page 63: Family Hug Nisan 2013

SIRADIŞI BİR GÜZELMELİS DURASİFLL turnuvası çocuklar ile yaşanan deneyimin yanında her sene güzel tanışmalara da vesile oluyor. Bu seferki gerçekten de güzel bir tanışma idi. Melis ile turnuva sürecinde tanıştık. Melisi Family Hug’a getiren ise Türkiye Güzeli olması dışında diğer hayat tercihleri ve bunları “Türkiye Güzeli” sıfatı ile nasıl birleştirmek istediği.

Sonuç olarak keyifle okuyacağınıza inandığım bir röportaj çıktı ortaya...

GENETİK MÜHENDİSİ,DOKTOR ADAYI,LİSANSLI VOLEYBOLCUVETÜRKİYE GÜZELİ

62 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 63

Page 64: Family Hug Nisan 2013

Güzellik yarışmasına girmek nereden ve ne zaman geldi aklına? Çocukluğumdan beri hiç unutmam, hep izlerdik Türkiye güzellik yarışmalarını, ailece ve daha o zamandan derdim ‘ben de büyüyünce katılacağım, taç takacağım” diye, çocuk hevesiyle (gülerek) Üniversiteye girdiğim sene yani 2008 baharında gene Miss Turkey başvurulurı alınıyordu ki acaba bu çocuk hayalimin peşinden gitmeli miyim diye düşünmeye başlamıştım. Ama o zamanın yarışma kamp süreci, tam mayıs ayına denk geliyordu ve üniversitede de hem vize hem de final dönemi sınavlarını kaçırmama sebep olacaktı, öyle olunca da dersleri toparlayabilmem pek mümkün olmayacaktı. Ben de bir sonraki seneye erteledim. İşin komik tarafı, her sene aynı durum oldu, hep okulda aksaklık olacak endişesiyle ben ancak 4 sene sonra, lisanstan mezun olduktan sonra ve master eğitimine başladığım sene 2012’nin Mayıs ayında derslerimi, proje çalışmalarımı ayarlayıp başvurumu yapabildim. Ama bir nevi o çocukluk hayalimin peşini hiç bırakmadım diyebiliriz.

Genetik bilim dalıyla ilgilenen bir biyomühendisin ne işi var yarışmada demediler mi sana:)? Okulun faydası yada dezavantajı oldu mu bu süreçte hatta bu bağlamda şunu da sormak istiyorum yurtdışındaki yarışmada kızların eğitim durumları nasıl?

Demezler mi ʼ. Ama herşeyden önemlisi, ailem, en yakınlarım her zaman yanımdaydı. Onların desteği olmasaydı zaten şuanda eminim ki şimdiki Melis olamazdım. Onun haricinde beni gerçek anlamda tanıyan dostlarım ve akademik çevrem de destek çıktılar. özellikle Türkiye’deki derecemden sonra Türkiye’yi temsilen katıldığım dünya yarışmasına hazırlanırken, büyük bir manevi destek vardı ki, benim için gerçekten çok önemliydi. Çünkü şunun bilincinde olmak gerekiyor daha çok, o da mühendis olmak ile bu yarışmaya katılmanın arasında hiç bir ilişkinin olmaması. İkisi çok farklı şeyler. Birisi benim kariyerim, altın bileziğim. Güzellik yarışması ise bir çocukluk hayali, harika bir tecrübe ve hayatımın güzel bir anısını oluşturuyor, bu vesileyle pek çok yeni insan tanıdım, farklı bir açıdan bakabilmeyi öğrendim olaylara gibi. Güzellik yarışmasında kazanılan onun haricinde sıfattan öte bir şey değil, asıl kazanılan o süreçte insanın öğrendikleri ve yaptığı çıkarımlar..

Bu yarışmanın en güzel yanı, Türkiye’yi temsil etme fırsatı vermiş olması bana. Ulusal bir yarışmadan çıkıp, yaklaşık 93 ülkeden farklı kültürden gelen genç kızın katıldığı bir dünya yarışmasında Türkiye’nin adını taşıma fırsatı. Orada büyük bir sorumluluk altında oluyosunuz çünkü kimse size isminizle hitap etmiyor, ülkenizin ismiyle varsınız. Türk kadını olarak orada yer alıyorsunuz. Bu yarışmaya katılan diğer ülke kızlarının hepsi yüksek eğitimli. Hukukçusundan doktoruna kadar, mühendisine kadar, tam anlamıyla kendini yetiştirmiş kendi ayakları üzerinde durabilecek kişiler. Çünkü dünyada güzelliği sadece dış görünüşten ibaret değerlendirmiyorlar. Güzel ünvanı verilecekse bu her anlamda kendini taşıyabilen, duruşuyla, davranışıyla, tavırlarıyla, dediğim gibi her yönüyle topluma rol model olabilecek niteliktekileri barındıranları seçmeye çalışıyorlar. Türkiye’de biraz bu yarışmalara katılıyor olmanın tek sebebinin, kariyer yolu çizebilmek için fırsat yakalayabilmek olarak görüldüğünü düşünüyorum. Tabiki o da bir seçenek, tabiki kariyer yolu olarak da değerlendirilebilir ama böyle bir yarışmada yer almanın tek sebebi de bu değil.

64 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 65

Page 65: Family Hug Nisan 2013

Yurt dışındaki yarışma Filipinler’in Manila şehrinde oldu ve Filipin gazeteleri, yarışma hakkında yazan bloggerlar ve oradaki halk arasında hep Türkiye’den yarışmaya katılan bilim kadını olarak bahsedildim. 3 altın 3 gümüç 1 bronz madalyayla ve Miss Compassion yani merhamet ve şefkat güzeli ünivanıyla döndüm Türkiye’ye yarışma sonucunda. Zaten herşeyden önemli olan öyle bir ortamda o atmosferi yaşamak, şu anda 92 ülkede bir arkadaşım var, nereye gitsem orada beni misafir edebilecek bir asker arkadaşı misali tanıdığım var. özellikle bağımızı hepsiyle sıkı tutmaya çalışıyoruz, zaman zaman haberleşiyoruz, hatta bir kaç grup buluşması bile gerçekleşti her ne kadar ben fırsat bulup katılamamış olsam da.Telefon, e-mail, sosyal medya yoluyla sürekli iletişim halindeyiz ʼ. madalyalar ünvanlar ise sadece ülkeni temsil ederken aldığın takdir, bir nevi tadı tuzu gibi düşünülebilir. Ben öyle bakıyorum olaya .

Eski bir sporcu olduğunu biliyorum, niye devam etmedin?

Spora 10-11 yaşlarında ilk önce jimnastikle başladım, sonra boyum yaşıtlarıma göre uzun olduğundan dolayı ilgi çekti ve bir anda kendimi voleybolla iç içe hatta voleybol oynamaya aşık bir insan olarak buldum. Yaklaşık 9 sene Fenerbahçe spor kulübünde pasör olarak yani bir diğer deyişle oyun kurucu olarak oynadıktan sonra, ve oldukça da iyi giderken, kariyer hedeflerime ulaşabilmek için ara vermek durumunda kaldım. Üniversite sınavlarına hazırlanırken aynı zamanda her gün antrenmana gitmek, bir de vücut yorgunluğu derken, bir karar vermek durumundaydım. Tıp okumak istiyordum ve ona göre de çalışmam gerekiyordu, o yüzden çok üzülerek de olsa bıraktım. Ama gene takımın sorumluluğunu taşımanın gerektirdiği bir pozisyonda takım oyununda olmanın bana kattıklarıyla, spor yapma bilincinin oluşmasıyla ben hiç farkında olmadan pek çok güzel özellik de kazanmış oldum.

Voleybolu bırakmış olabilirm ama oynadığım süreç içerisinde, sorumluluk almayı ona göre düşünebilmeyi öğrenmiş olmak, sürekli planlı programlı yaşamaya alışmış olmak, kötü alışkanlıklardan uzak durmak, belli bir ölçüde disiplinin hayatta ulaşılmak istenilenlere ulaşmak için ne kadar önemli olduğunu farketmek...tüm bunlar benim hayata bakışımı, yaşam felsefemi oluşturan unsurlar oldular. Sporu hiç bırakmadım. Sabancı Üniversitesi voleybol takımında oynadım öğrenimim boyunca. Profesyonel değildi ama gene de harika bir sosyal ortamdı ve keyifliydi. Profesyonel olarak oynamayı bıraktıktan sonra da, atletizme başladım, daha bireysel sporlara yöneldim. Ama hepsi tamamen artık hobi olarak, vücut ve akıl sağlığını sağlamak amacıyla düzenli yaptığım aktiviteler. Sporsuz bir hayat düşünemiyorum diyebilirim. Benim için yemek, içmek kadar önemli bir yere sahip.

dünyada güzellİğİ sadece dış görünüşten İbaret değerlendİrmİyorlar. Güzel ünvanı verİlecekse bu her anlamda kendİnİ taşıyabİlen, duruşuyla, davranışıyla, tavırlarıyla, dedİğİm gİbİ her yönüyle topluma rol model olabİlecek nİtelİkteklerİ barındıranları seçmeye çalışıyorlar

64 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 65

Page 66: Family Hug Nisan 2013

Genetik mühendisliği pek rastlanan, hatta bir kız seçimi olarak çok rastlanan bir bölüm değil. Nasıl karar verdin bu bölümü okumaya?

Genetik ve Biyomühendislik ülkemizde oldukça yeni bir disiplin aslında. Çok ilgi görüyor çok da merak ediliyor. Biyoloji son 10 yıla kadar mühendislik yaklaşımlarının uygulanabileceği bir bilim dalı değildi ama artık biyolojik sistemler de mühendislikteki 4M yaklaşımına yani Measure-Modeling-Manupilation-Make, yani ölçme-modelleme-manipülasyon-yapma, yaklaşımına uygun hale geldi. Biyomühendis ne yapar diye açıklamam gerekirse de, mikrobiyoloji, hücre biyolojisi, moleküler biyoloji, genetik alanlarını, tıp ve medikal alanlarında üretilen yüksek miktarda veriyi analiz edebilmek ve bu analizlerin sonucunda doğru sonuçlara varabilmeye çalışırlar. Bunun için de matematik ve bilgisayar programlama donanımlarını kullanırlar ve bu biyolojik problemlere mühendislik bakış açısıyla yaklaşırlar. Evet, zaten çok rastlanan bir bölüm değil, bayanlar tarafından tercih edilmesi daha da az bir olasılık tabiki. Benim de kafamda yoktu, daha önce de bahsettim, tek hedefim vardı o da Tıp okumaktı, başka tercih yapmayacaktım. Onun da çok ayrı bir hikayesi var, gerçekten bazen hayatın bize sürpriz yapmak için fırsat kolladığını düşünmüyor değilim. Tercihler döneminde, Tıp fakültesinden yana tercih yapacağım için,fakülteleri geze geze karar veriyorduk. kocaeli tıp fakültesinden dönüşte Sabancı Universitesi’nin önünden geçerken, babam gelmişken Sabancıyı da bir ziyaret edelim en azından görmüş oluruz dedi. Ben de hatta itiraz ettiğimi hatırlıyorum, hiç gerek yok, Sabancı Universitesi’nde tıp fakültesi yok ki diye. Ama herşey farklı gelişti. Oryantasyon programına aldılar bizi, okulu, olanaklarını anlattılar, bölümleri tanıttılar. Tıp alanında kariyer istediğimi söylediğimde beni şuanda çalıştığım Prof.Dr.Ugur Sezerman ile görüştürdüler. Yaklaşık 2 saat bize bölümün ne olduğunu, ne anlama geldiğini anlattı. kafamda bir anda her şey öyle bir oturdu ki, kampüsten ayrıldığımızda tamamen kararımı vermiştim ve tercihim de tek orası oldu ve Başarı bursuyla kabul edildim. Gerçekten büyük keyif alarak yaptığım bir mesleğim var. Ben akademide ilerlemek istiyorum. Üniversiteyi ve ortamını çok seviyorum ve araştırma yapmak bir şeyler üretmek bana büyük bir haz veriyor. O yüzden, iyi ki de babam o gün beni dinlemeyip, arabayı Sabancı Üniversitesi’ne sürmüş diyelim

Akademik kariyer olarak devam etmeye nasıl karar verdin?

Dediğim gibi bilimi ve araştırmayı, problemlere çözüm aramayı ve bulmayı çok seviyorum. Benim istediğim yaşam tarzına da benim kişiliğime de oldukça uygun, yeniliklere açık ve sonu olmayan bir kariyer yolu akademi. Üniversiteyi çok seviyorum. öğrenciliğim bitti sayılır ama hala öğrenci gibiyim, ve akademi gerçekten benim kendimi ifade edebildiğimi hissettiğim en doğru yer. Biraz idealist olmak gerekiyor sanırım akademik kariyerde karar kılmak için. Bir bayan olarak özellikle matematik ağırlıklı bilimlerde Biyomühendislikte olduğu gibi kadın bilim insanlarına çok daha az rastlanıyor. korkutmak gibi de olmasın ama her meslekte olduğu gibi disiplinli ve programlı çalışmak en önemli faktör. Ve en önemlisi de sevmek. Sevince gerisi çorap söküğü gibi geliyor zaten.

Fll yi nereden duydun.Nasıl bir tecrübe idi? sence?

FLL benim için harika bir tecrübe oldu. Hem istanbul hem de ulusal turnuvasında jürilik yaptım ve hala etkisindeyim diyebilirim. öncelikle söylemem gerekiyor ki, genç, yeni yetişen nesli bilime, teknolojiye, araştırmaya, soru sormaya, sorgulamaya, takım çalışmasına ve daha hayatları boyunca kullanacakları ve kullanmaları gereken pek çok özellik için teşvik eden ve onların bunları öğrenirken de eğlenmesini ön plana çıkaran bir turnuva FLL. İlk duyduğumda ne olduğunu anlamamıştım ama yaşayıp gördükten sonra diyorum ki umarım her sene bu tecrübeyi yaşama fırsatı yakalayabilirim. Çünkü Türkiye’nin ve toplumumuzun gerçekten böyle genç beyinlere, üretken beyinlere ihtiyacı var. Ve böyle rekabetin tatlı olduğu, hırsa dönüşmediği bir ortamda olması ise FLL’yi özel kılan en önemli özellik. O yüzden böyle bir etkinliğin parçası olmak, her gelen takımdan, takım bireylerinden farklı şeyler öğreniyor olmak, ayrı bir tecrübe oldu benim için. FLL’yi TEMA Vakfı proje koordinatörü kenan Doğan’ın böyle böyle bir etkinlik bir turnuva var ilgilenir misin diye bana bahsetmesiyle duydum. İlk işim araştırmak oldu, nedir neler yapılıyor nasıl yapılıyor diye ve ilgilendiğimi belirttim. Sonra kendimi bir çok genç beynin arasında, onların yaratıcılıklarını düşüncelerini fikirlerini değerlendirirken buldum. Çok da güzeldi.

66 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 67

Page 67: Family Hug Nisan 2013

Fll dışında ne var güzellik yarışması ile gelen başka sosyal sorumluk projelerin oldu mu?

Farkındalığına ulaştığımdan beri sosyal sorumluluk projelerine zaman ayırmaya çalıştım. Yarışmadan önce Bir Dilek Tut için gönüllü çalışıyordum, bir sene boyunca projelerinde çalışmıştım. O da çok değişik bir deneyimdi. Sonra NIkE Türkiye adına beni yarı maraton koşmak üzere SanFrancisco kadınlar maratonuna gönderdi ve bu maraton dünyanın dört bir yanından bayan atletleri ve koşucuları misafir eden bir etkinlikti. Ve herkesin tek bir amacı vardı, o da lösemililer için bağış toplamaktı. Böyle bir atmosfer daha önce hiç yaşamamıştım. Herkesin tek yürek olması, birbirlerini desteklemesi, o kadar kalabalık içinde koşmak ve böyle bir amacın, hedefin bir parçası olmak ve Türkiye adına temsil ediyor olmak tarif edilemez bir duyguydu benim için. Çok zorlandım bitirirken 22 km’yi, ama bitirdiğimde “evet ben güçlüyüm ve bu maratonu bitirebildiysem her şeyi başarabilirim” duygusu almıştı tüm o yorgunluğun yerini ʼ.Çünkü bu kadar uzun mesafe daha önce koşmamıştım, evet ona göre antrenman yapmıştım, beslenme programımı ona göre düzenlemiştim ama bizzat yaşamak ve tecrübe etmek çok başka bir şeymiş. Tamamen yalnızsınız aslında ve kendinizle mücadele ediyorsunuz, beynin ‘çok yoruldun dur artık’ demeye başlıyor ve ona karşı bir savaş veriyorsunuz aslında. İşte bu maratonla gerçekten beyin gücüyle pek çok şeyin değişik algılnabileceğini, farklı hissedilebileceğini ve başarılabileceğini anladım. O yüzden benim için büyük bir farkındalık yaratan bir deneyim olmuştu. Maratona başlamadan önceki ve sonraki Melis arasında mental olarak epey fark vardı yani. Miss Turkey’de derece aldıktan sonra bahsettiğim gibi MissEarth dünya güzellik yarışmasında temsil edecektim ülkemi. Bu yarışmanın önemli kollarından bir tanesi de yarışmaya gitmeden önce katılımcılardan çevre ve doğaya duyarlılık konusunda neler yaptıklarını ne tip projelerde yer aldıklarını anlatan bir sunum ve kısa video hazırlamalarıydı. Çünkü yarışmanın sloganı “Bir amaç uğruna güzellik” idi. Burada 2012 yazında TURMEPA’ya üye oldum ve gönüllü olarak kıyı temizlemesi, çocukların deniz bilgisi konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi hakkındaki etkinliklerinde bulundum. Yazın İzmir Seferihisar’da bir haftalık bir kamp yaptık, yaklaşık 25 kadar çocuk ile. Hem eğlendik, eğlenirken de öğrendik ve öğrettik. Çünkü ağaç yaşken eğilir atasözü o kadar doğru ki. Büyüdükçe, çocukken yaşanılan deneyimler, tecrübeler farkında olmadan bilinçaltlarına yerleşiyor ve ömür boyu o öğrenilenler üzerine yeni taşlar inşa ediliyor... önemli olan o temeli sağlam yapabilmek, yani en azından amacımız o, bu şekilde ulaşabildiğimiz kadar çok genç beyinlere ulaşabilmek ve toplumsal sorumluluk bilinci aşılayabilmek. Ben de genç neslin bir parçası olarak en büyük görevlerimden birinin bu olduğunu düşünüyorum. Bu misyonu taşımak ve aktarmak...

Güzellik yarışması bazen bir basamak olarak kullanılıyor, buradan çıkıp televizyonda özellikle, çok başarılı işlere imza atanlar var. Bir akademik kariyer yapıyorsun ama bununla beraberbu tip bir girişimin de olacak mı?

Evet genelde bir basamak yolu olarak kullanıldığı doğru. Sonuçta değişik fırsatlar çıkabiliyor insanın karşısına özellikle modellik ve oyunculuk olarak değerlendirilmek üzere. Ama ben modellik yapmayı ve oyunculuk yapmayı düşünmüyorum. Çünkü akademi tarafım oldukça yoğun, vakit ayırmak oldukça zor olur benim için ve bu işlerde düzgün ilerlemek isteyenler her işte olduğu gibi zaman ayırmak, özen göstermek , disiplinli olmak ve emek harcamak durumundalar. Benim şu anda odaklanmış olduğum kendi işim var zaten, bilim yapmak. Bunun haricinde uygun zaman ayırabildiğim süreçte televizyonda kendi tv programımı yapmak gibi bir hayalim var, çünkü bilim ve teknoloji alanında Türkiye yeni yeni ilerliyor ve çok da güzel adımlar atmış durumda. Bunların biraz daha yayılması gerek, daha çok tanıtılması, insanların bu konuda bilgilendirilmesi gerek. kendi çalışma alanımla ilgili ve sahip olduğum özellikleri de kullanabileceğim akademik kariyerimle de bütünlük oluşturan bir projede olmak, tabiki bana büyük mutluluk verir.

İşte size bir sürpriz daha.Bir sonraki aydan itibaren Melis her ay yazıları ile artık Family Hug'ta olacak...

66 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 67

Page 68: Family Hug Nisan 2013

KÜÇÜK ŞEYTANLAR

Benim çalışmalarımda en çok sorduğum soruların başında“Kendini nasıl tanımlıyorsun?” gelir. Kimi mesleğiyle tanımlar “Ben avukat bilmem kim.”“Ben şu, ben bu…..”Ya da kendisi ile ilgili kafasında yazdığı hikayelerle,“Ben insanlara yardım etmeyi seven, duygusal bir kişiyim”

Genelde de bu tanımlamalarda kötü yok, hep iyi, hep güzel vardır.“Arkadaşımın başarılarını kıskanan, başkalarının acılarından beslenen bir kişiyim” yoktur bu tanımlamalarda.İşin ilginç olanı kişiler bu yönlerinin farkında değildirler.

Onlar bu yanlarını idealize edip bir formüle sokarak kendi haklılıkları penceresinden gördüklerinden, gördüklerinin kötü olduğunu bile anlayamazlar. Onlara göre bu tepkiler veya hisler doğaldır.

Diğer bir tanımlama yolu da toplumun biçtiği rol ile, bulunduğu maddi imkanlar ile tanımlamaktır kendisini. Aile babasıdır, birinin çocuğudur, bir şirketin sahibidir.…….Ya da çektiği acılarla tanımlar.“Sen benim ne acılar çektiğimi bilir misin?”le devam eden arabesk söylemlerle karşınıza kendi resmini çıkarır.

Gerçekten bu soruyu kendinize sorun ve tanımlamalarınızı bir kağıda yazıp okuyun.

Çünkü orada yazan şeyler size sizin zaaflarınızı, tutunduklarınızı, olmazsa olmazlarınızı göstermektedir, yani bu yazdıklarınız özgürleşmenizi engelleyen küçük şeytanlarınızın listesidir.

Çünkü tanımlarınız ihtiyaçlılıklarınız, ihtiyaçlılıklarınız da tutsaklıklarınızdır.

kendimi tanımlamamın ne sakıncası var ki? kafamda BEN dediğimde ortaya çıkan bir resim bana nasıl zarar verebilir.

Dediğinizi ve bu dediklerime bir anlam veremediğinizi biliyorum ama bir düşünürseniz haklı olduğumu anlayabilirsiniz.kendinizi tanımladığınız şeyler aslında sizin varoluşunuzu somutlaştırmak için tutunduklarınızdır.Birinin babası anası olmak ile varolursunuz ancak, ya da bir mevki ile, bir konumla, bir maddi varlıkla. Bütün bu tanımlamaların geçici birer varoluş kaynağı olduğunu gözden kaçırırsınız.

Bunlar elinizde kalmazsa kendinizi nasıl tanımlayacaksınız o zaman?İş de, eş de, para da, mal da, mülk te her şey geçici…

Bugün varoluşunuzu tanımladığınız yani varolmanızı koşulladığınız şeyler eğer bu geçici şeylere bağlı ise, hayatınızın her anı yaralanmaya müsait bir yumuşak karın ile yaşıyorsunuz demektir, sakın gözden kaçırmayın bu dediğimi.

Peki o zaman sen kendini nasıl tanımlıyorsun?

Ben tanımsızlığı seçiyorum kendi adıma.Ve tanımsızlığın keyfini tabii ki.Elimdeki şeyler, bulunduğum konum, etrafımdaki insanlar olsa da olmasa da ben olarak yaşayabilmenin özgürlüğünü ta içerimde hissedebiliyorum. kendimi tanımlamaların tutsaklığında kalmadan, her an değişebilecek bir yaşam yolunun olasılıklarının heyecanıyla duruyorum başım dik. Evrenin sonsuz imkanlarının ihtiyaçlılıklarınız için değil, olmazsa da olabilecekleriniz için hazır beklediğini unutmayın.

Sevgiyle kalın

ERKAN SARIYILDIZ

68 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 69

Page 69: Family Hug Nisan 2013

68 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 69

Page 70: Family Hug Nisan 2013

KİTAP / FİLM / MÜZİK

BOŞ kOLTUkJ.K.RoWliNG

MONSTER HIGHLISI HARRISON

BIEBER FIRTINASI İSTANBUL’DA!

GÜNLÜĞÜNÜZÜ NASIL ŞAPŞALOZLARSINIZ? RACHEL RENEE RUSSELL

“Hayatta ne önemlidir Arf?” diye sordu Şişko, hayallerle geçenu-zun bir sessizlikten sonra.Başı hoş bir şekilde dönen Andrew, “Seks” diye yanıtladı.

“Hı hı” dedi Şişko neşeyle. “Düzüşmek. önemli olan bu-dur.Türün davamını... devamını sağlamak. Çocuk yapmak. Üre-mek.”

DOĞAN kİTAP

Ya Okulunuzda Canavarlar Olsaydı!

Lisi Harrison’ın kaleme aldığı çok satan seri Monster High, tüm çılgınlığıyla devam ediyor!

DOĞAN EGMONT

“Believe” turnesi kapsamında 2 Mayıs 2013 günü İTÜ Stadyumu’nda kon-ser verecek olan Justin Bieber dünya çapında 15 milyonun üzerinde albüm satışı ile 2 yıldan fazla zamandır pop kültürüne ve sosyal medyanın yeni yüzü olarak hükmetmektedir. kon-seri seyretmek için satışa sunulacak olan biletlerin yanı sıra, Justin Bieber ile tanışma ve fotoğraf çektirme olanakları da VIP paketleri ile satışa sunulacaktır.

Günlük sözcüğünü duyar duymaz aklınıza o mis kokulu, renkli sayfalarıyla kendisine bağlayan ve sırların paylaşıldığı ‘deft-erin’ geldiğine hiç şüphemiz yok! Ve bir de günlük yazmasıyla ünlü muhteşem kahramanımız Nikki Maxwell’in gözünüzün önüne geldiğine eminiz… Çünkü Nikki, gelmiş geçmiş en komik, en sıradışı ve de kendi deyimiyle en ‘şapşal’ kız, öyle değil mi?

DOĞAN EGMONT

Crood’lar, kendilerini o güne ka-dar her türlü tehlikeden koruy-an mağaraları yok edildiğinde, uzun bir yolculuğuna çıkan, dünya üzerindeki ilk ailenin tar-ih öncesi ve komik maceralarını anlatıyor. Büyüleyici güzel-likte bir tabiatta seyahat eden Crood’lar, fantastik yaratıkların da bulunduğu inanılmaz bir dünya keşfederler ve dünyaya dair tüm fikirleri değişir.

SEFİLLER

70 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 71

Page 71: Family Hug Nisan 2013

BOŞ kOLTUkJ.K.RoWliNG

“Hayatta ne önemlidir Arf?” diye sordu Şişko, hayallerle geçenu-zun bir sessizlikten sonra.Başı hoş bir şekilde dönen Andrew, “Seks” diye yanıtladı.

“Hı hı” dedi Şişko neşeyle. “Düzüşmek. önemli olan bu-dur.Türün davamını... devamını sağlamak. Çocuk yapmak. Üre-mek.”

DOĞAN kİTAP

SENDE kENDİMİ BULDUMSYLVIA DAY

CANAN TANHASRET

...okumadan ayı bitirme

HASRET mi, öLÜM mü deseler,ölümü seçerdi.Tereddütsüz... Hiç gözünü kırpmadan.Ama ona soran olmadı ki...... Gözyaşı romanın kahramanları kadar okuru da esir alıyor zaman zaman. Yaşanmış hikâyelerin tüm gücünü ve etkisini gözler önüne seriyor Hasret.

DOĞAN kİTAP

“Beni dinle Eva. kimse senin kılına bile dokunamaz” dedisertçe. “kimse sana ulaşamaz. Bir daha asla.” Parmaklarımdaha da sıkılaştı parmaklarının arasında.“önce beni aşmalarılazım bunun için Eva. Ve bu asla olmayacak.”

DOĞAN kİTAP

70 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 71

Page 72: Family Hug Nisan 2013

Sürükleyici, rengârenk, heyecanlı, ödüllü filmler, baharla kapımıza geliyor! 200’den fazla film gözünüze görünmek, aklınızda yer etmek, sizi güldürmek, şaşırtmak, düşündürmek için sırada bekliyor. 32. İstanbul Film Festivali 30 Mart – 14 Nisan tari-hlerinde 200’ü aşkın filmden oluşan kapsamlı bir programla sinemaseverlerle buluşuyor.

18. İkSV Uluslararası İstanbul Tiya-tro Festivali’nde ilk gösterimini ya-pan İkincikat, “Yalnızlar kulübü” ile günümüz insanının sosyalleşme problemine değiniyor. “Hayat Rit-mini Bul” adında bir kurs veren Demet Sağlam, 20 dersten oluşan bu kursunda hatıralar ve dürüstlük egzersizleri yapıp insanların kişiliğini açmaya çalışıyor...

Harem, 1998 yılında Merih Çi-menciler tarafından Osmanlının 700. yılı nedeniyle klasik Türk müziği üzerine iki perdelik bale eseri olarak tasarlandı. Bu eser günümüze kadar yaptığı temsill-erde yurt içinde ve yurt dışında seyirciden yoğun ilgi gördü. Ül-kemizi başta Shanghai Expo, Dort-mund Staatsoper olmak üzere pek çok ülkede ve prestijli turnede başarıyla temsil etti.

Amerika’dan Çin’e, Avrupa’dan Asya’ya dünyanın dört bir tarafından 5.000 dans severin katılacağı, ABD, Rusya, kanada, Meksika, Brezilya, Venezüella, Ja-ponya, Almanya, İtalya, Fransa, İspanya, İngiltere, Ukrayna, kuzey kıbrıs, Türkiye vb. ülkelerden en popüler 80 dans grubunun yer alacağı 2. İstanbul Uluslararası Dans Festivali, 4 - 7 Nisan 2013 tar-ihleri arasında Green Park Pendik Hotel’de gerçekleştirilecektir.

01

Ne zaman?Nerede?Ne var?

NİSAN

32. İstanbul Film Festivali İş Sanat klasik, Caz ve Dans

02

12 yıldır sunduğu zengin etkinlik programıyla İstanbul’un kültür ve sanat yaşamını renklendiren İş Sanat, 13. yılında yine birbirinden eşsiz sanatçıları sahnesine konuk etmenin heyecanıyla yeni sezonunu açıyor.

İstanbul Uluslararası Dans Festivali

04

05Yalnızlar kulübü

08Nilgün Belgün’le Aşk ve komedi

Nilgün Belgün’ün hayat hi-kayesinden ve anılarından yola çıkarak yazdığı ve büyük ilgi gören “İçimdeki kadın Aşk ve komedi” isimli kitabından sah-neye uyarlanan “Nilgün Belgün’le Aşk ve komedi” isimli müzikli danslı gösteride, Nilgün Belgün hayatını anılarını yaşadıklarını şarkılar ve danslarla kimi zaman hüzünlü kimi zaman kahkahalar eşliğinde anlatarak seyircileri ile buluşuyor…

Ankara Devlet Opera Balesi - Harem

15

Mustafa Erdoğan’ın Genel Sanat Yönetmenliği’ni yaptığı ‘’An-adolu Ateşi’’nin göz bebeği “kıvılcımlar” gösterilerine devam ediyor. 21 Nisan’da Tim Show Center’da İstanbullu dans sev-erlerle buluşmaya hazırlanan genç dansçılar hiç dinlenmeden haftada 3 gün Şişli’de kurulan An-adolu Ateşi Dans Akademisi’nde çalışmalarını sürdürüyor.

Rus kültürü Festivali’nin kapanış konserinde operanın usta ismi Hakan Aysev, Rusya’nın pek çok ödül sahibi genç yıldızı Evgeniya Dushina, Türkiye’yi yurt dışında başarıyla temsil eden, İtalya’nın ünlü operası “La Scala”da defalarca sahneye çıkmış olan Asude karaya-vuz ve Moskova Çaykovski Devlet konservatuarı Opera Tiyatrosu’nun başarılı sanatçısı Nikolay Efre-mov programlarıyla dinleyicileri şaşırtmaya hazırlanıyor.

kıvılcımCRR Senfoni Orkestrası - Rengim Gökmen

2119

kaynak ve biletler Biletix

72 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 73

Page 73: Family Hug Nisan 2013

Çocukluğunuzda yaşadığınız, aklınızda kalan ve net olarak anlatabileceğiniz kaç anınız vardır? Eğer benim gibi hafızası çok iyi olmayanlardansanız, bu sayı sanırım 4-5 civarında olacaktır. Benim ise net olarak hatırladığım anılarımın tek bir ortak noktası var. Star Wars. Betamax video dönemler-inde annemle babamın, ben ve kardeşim için her hafta bu filmleri videotekten kiraladığını hatırlarım. Evde koltuğa yapışık bir şekilde, çocuk aklımla ışın kılıçlarına, uzay gemi-lerine, nedense korkmadan izlediğim Darth Vader’a hayran hayran baktığımı çok net olarak hatırlıyorum. 10’lu yaşlara geldiğimde harçlıklarımı biriktirerek evimizin yakınındaki oyuncakçı Jilber amcadan Star Wars figürleri aldığımı, eve gelip paketi büyük heyecanla açıp ortalığı dağıta dağıta oynarken, filmleri tekrar tekrar kendi içimde yaşadığımı da aynı şekilde hatırlıyorum.

Star Wars çoğu zaman Star Trek ile karşılaştırılsa da ikisinin de bilim kurgu olması dışında başka hiçbir ortak yönü yoktur. Star Wars başlı başına bir fenomendir. Filmdeki karakterlerin, uzay gemilerinin, gezegenlerin, şehirlerin, silahların hepsinin ardında bir hikaye olduğunu ve bunların sayısız kitapta detaylı şekilde anlatıldığını biliyor muydunuz? Bu filmin altında yatan detaylar öylesine fazla ki; sadece araçlar, gemiler silahlar değil aynı zamanda Jedi ve Sith kavramları, bu iki düşman grubun eğitim sürecin-den tutun da, ahlaki değerlerine kadar herşeyin anlatıldığı The Jedi Path ve The Book of Sith adlı iki kitap geçtiğimiz senelerde piyasaya çıktı. İkisi de Star Wars’a son derece yakışır görsellikte hazırlanan ve özel kutularında satılan bu kitaplarda, Star Wars’un yaratılış felsefesiyle ilgili merak ettiğiniz tüm bilgilere ve çok daha fazlasına da ulaşmanız mümkün. Tamamen hayal ürünü olan bir evrenin bu kadar ciddiye alınması, bence Star Wars’u büyük bir efsane yapan ve inandırıcılığını tetikleyen en önemli etkendir. Aradan 35 yıl geçmesine rağmen benim neslimden sonra bugünkü çocukların bile halen keyifle seyrettiği ve güncelliğini asla yitirmeyen inanılmaz bir sinema başyapıtıdır. 1970’lerin sonunda bugünkü teknolojinin yakınından bile geçmeyen bir film sektöründe, ince düşünülmüş detayları, çok geniş kadrosu ve büyük bütçesiyle bir bilim kurgu filmi yapmak sanırım bugünkü yapımcıların bile alamayacağı bir riskti.

Salonumun orta yer-inde kendim boyadığım ve ölçülendirmek için uğraştığım birebir ölçül-erde bir Stormtrooper 24 saat nöbet tutuyor!

JEDIİstanbul’da bir

Enis Hazan

72 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 73

Page 74: Family Hug Nisan 2013

Filmin oyuncularından birkaçı bile bu filmin gişe başarısından şüphe etmişti. İlk çekilen serilerde obi Wan Kenobi’yi oynayan Sir Alec Guiness’in filmle ilgili beklentileri o kadar düşüktü ki, bi-raz daha fazla para kazanabilmek adına filmin yapacağı gişeden yüzde almak üzere yapımcıyla anlaştı. Bu adımı bugün ailesine milyon dolarlar olarak geri dönüyor tabii ki de. Oyuncusu bile filmden şüphe ederken lucas’ın inancıdır Star Wars’un başarısı. Devasa maketler, farklı ülkelerde kurulan setler, kalabalık bir oyuncu kadrosu ve muhteşem bir hikaye bir araya gelince or-taya çıkan eserin bu kadar büyük olmasından daha doğal ne olabilir ki.

Bugün ben 35 yaşındayım ve ne değişti? Büyük bir mutlulukla diyebilirim ki hiçbir şey. Peki peki değişen bir şeyler var kabul ediyorum. Artık daha fazla oyuncak sahibiyim, ki oyuncaktan

farklı olarak onlar birer action figür olarak geçiyor literatürde. Odamda 7 tane farklı Star Wars uzay gemisi misinal-arla tavanıma asılı, salonumun orta yerinde kendim boyadığım ve ölçülendirmek için uğraştığım birebir ölçülerde bir Stormtroop-er 24 saat nöbet tutuyor ve yine salonumda 45 tane figür ve tamamını kendim tasarlayıp yaptığım, kardeşimin de mobilya kısmında bana lojistik destek sağladığı bir Hazan biraderler ortak yapımı olan Geonosis dioraması duruyor. Peki hepsi bu mu? Tabii ki de hayır. Çocukluğumdan beri haya-lini kurduğum, filmlerdeki versiyonuna sadık kalınarak yapılmış, müthiş detaylı gerçek metal saplı, açıldığında ışığı yükselerek filmdeki orijinal sesleri çıkartan 3 ışın kılıcım da

koleksiyonumun en önemli parçaları arasında yer alıyor. Tamam kabul ediyorum hobi kavramının sınırlarını biraz

zorluyor olabilirim ama inanın bana bu konuda yalnız değilim.

Figür koleksiyonu deyip geçmeyin, çok zor bir hobi gerçekten. Çok fazla çeşit, çok fazla boy ve model

var. 3.5 inç, 6 veya 7 inç, 1/6, 1/2, birebir gerçek ölçülerdeki figürler, büstler, polystone heykel-

ler ve bunun gibi yüzlerce kategorisi var. Ben 6-7 inç civarındaki figürleri tercih ettim ve

koleksiyonumu bu yönde oluşturdum. Burada bulamadığım figürler için Ebay

yardımıma koştu ve sayısız figür get-irttim. Tabii ki sonu gelmiyor ama bir

yerden sonra daha seçici olmaya

74 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 75

Page 75: Family Hug Nisan 2013

farklı olarak onlar birer action figür olarak geçiyor literatürde. Odamda 7 tane farklı Star Wars uzay gemisi misinal-arla tavanıma asılı, salonumun orta yerinde kendim boyadığım ve ölçülendirmek için uğraştığım birebir ölçülerde bir Stormtroop-er 24 saat nöbet tutuyor ve yine salonumda 45 tane figür ve tamamını kendim tasarlayıp yaptığım, kardeşimin de mobilya kısmında bana lojistik destek sağladığı bir Hazan biraderler ortak yapımı olan Geonosis dioraması duruyor. Peki hepsi bu mu? Tabii ki de hayır. Çocukluğumdan beri haya-lini kurduğum, filmlerdeki versiyonuna sadık kalınarak yapılmış, müthiş detaylı gerçek metal saplı, açıldığında ışığı yükselerek filmdeki orijinal sesleri çıkartan 3 ışın kılıcım da

koleksiyonumun en önemli parçaları arasında yer alıyor. Tamam kabul ediyorum hobi kavramının sınırlarını biraz

zorluyor olabilirim ama inanın bana bu konuda yalnız değilim.

Figür koleksiyonu deyip geçmeyin, çok zor bir hobi gerçekten. Çok fazla çeşit, çok fazla boy ve model

var. 3.5 inç, 6 veya 7 inç, 1/6, 1/2, birebir gerçek ölçülerdeki figürler, büstler, polystone heykel-

ler ve bunun gibi yüzlerce kategorisi var. Ben 6-7 inç civarındaki figürleri tercih ettim ve

koleksiyonumu bu yönde oluşturdum. Burada bulamadığım figürler için Ebay

yardımıma koştu ve sayısız figür get-irttim. Tabii ki sonu gelmiyor ama bir

yerden sonra daha seçici olmaya

başladım ve tabii ki koleksiyonuma yeni bir parça katmam artık daha seyrek gerçekleşen bir şey benim için.

Star Wars temalı herhangi bir ürün gördüğümde mutlaka sa-hip olmak istiyorum. Filmlerin her birisini yüzlerce defa (rep-liklerin tamamını ezberleyene kadar) izledim ve halen devam ediyorum, müziklerini dinlediğim ya da bir yerde duyduğum zaman halen ilk seyrettiğim günkü gibi heyecanlanıyorum. Stormtrooper’ları koluma dövmesini yaptıracak kadar çok seviyorum. 2015’de gösterime girecek yeni bölümleri büyük bir heyecanla bekliyorum hatta o zamana kadar nasıl bekleyeceğimi bilemiyorum. Evet kabul ediyorum ben bir Star Wars manyağıyım ve dünyada milyonlarca benim gibi insan olduğunu bilmek de çok hoşuma gidiyor. Herkese de şiddetle tavsiye ediyorum. Güç sizinle olsun…Daima..

Enis

74 | FAMILY HUG FAMILY HUG | 75

Page 76: Family Hug Nisan 2013
Page 77: Family Hug Nisan 2013

Hatırlatma

Dergi içeriği sadece bilgilendirme amaçlı olup hiç bir şekilde tıbbi öne- ride bulunma amacı taşımaz.

Derginin okuyucuları riski tamamen kendilerine ait olmak üzere dergi ve içeriğine erişmeyi kabul ederler. Derginin yazılması ve yayınlanmasında görev alan ve üçüncü kişiler erişimden ve/veya dergideki bilgilere güvenmelerinden kaynaklanan herhangi bir zarar ve/veya kayıptan so-rumlu tutulamazlar.

Dergi, diğer web sitelerine linkler ve köprüler içermektedir. Family Hug, söz konusu sitelerinin içeriklerinden ve bu sitelerden dolayı kaynakla-nan herhangi maddi ve manevi zarar ve kayıplardan sorumlu tutulamaz.

İçerikteki yazı ve resimlerin izin alınmadan, izin alındıktan sonra da kaynak gösterilmeden yayınlanması yasaktır.

Page 78: Family Hug Nisan 2013

Nisan 2013 Yıl 1 Sayı 3

Türkiye’nin tüm aileyi kucaklayan ilk online dergisi

www.familyhug.usFAMILY HUG

Biradambirbebek

SIRAdIşIBİR güzELMELİS duRASİ

FLLFIRST® LEGO® League

YAŞLANAN NÜFUSA GENÇ ÇÖZÜMLER

NİSANDünya Otizm Farkındalık Ayı

ÇEVRE DOSTU H&M VE YENİ CONSCIOUS ÇOCUK KOLEKSİYONU

BUTİKBEBEYÖNETİCİ ORTAĞI ÖZGÜR AKSAKALLIİLE İNTERNETALIŞVERİŞİNİKONUŞTUK

ÇABA

FAMILY HUG EXPO 2020 İZMİR ELÇİSİ

JEDIİstanbul’da bir