14
1 FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİ AŞAMA 1: BEN VE ÖĞRETMENLİK BÖLÜM 1/3 Bu transkript 115K492 nolu 1001 projesi olan FESKÖK kapsamında TÜBİTAK’tan sağlanan destek ile proje ekibi tarafından geliştirilmiştir.

FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

1

FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM

TRANSKRİPTİ

AŞAMA 1: BEN VE ÖĞRETMENLİK

BÖLÜM 1/3

Bu transkript 115K492 nolu 1001 projesi olan FESKÖK kapsamında

TÜBİTAK’tan sağlanan destek ile proje ekibi tarafından geliştirilmiştir.

Page 2: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

2

BEN VE ÖĞRETMENLİK 1/3

SORU 1: Hangi üniversiteden ne zaman mezun oldunuz?

FESKÖK: Şimdi azar azar başlayalım, Öğretmen 3 yetişir tahminim. Biz üçüncü soruya geçsek de ben ona ilk ikisini sorarım zaten. Öğretmen 2: O cevap verir zaten. FESKÖK: Tabii tabii. Öğretmen 1, Öğretmen 1’di değil mi Öğretmen 1: Evet aynen. FESKÖK: Hangi üniversiteden ne zaman mezun oldunuz? Öğretmen 1: Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi İlköğretim Fen Bilgisi Öğretmenliği’nden mezun oldum, 2002 yılında. FESKÖK: Güzel. Siz sanırım bu ilk Fen grubundasınız. 96’da başlayan. Öğretmen 1: Bir sonraki. FESKÖK: Sizin Öğretmen 2? Öğretmen 2: Uludağ Üniversitesi 96 mezunuyum. Hemen o sene de atandım. Fen edebiyat fakültesi biyoloji mezunuyum. Biyolog diplomam var. Aynı sene öğretmenlik hiç problem değildi, bizim o zamanlarımızda. FESKÖK: Direk atanabiliyordunuz.m Öğretmen 2: Hayır. Fen-Edebiyat’ın yanında formasyon derslerini Uludağ Üniversitesi’nde, sizler gibi hocalarımızla, kendi derslerimizin yanında alıp öğretmenlik belgesini aldık. FESKÖK: Evet. Şimdi bu eğitim şöyle ilerleyecek, bir örnek üzerinden gidelim. Biz sizin önce kendi inançlarınızı ortaya çıkaracağız sorularla. Bir de ikinci aşamada biz nasıl öğretmenleri ele alıyoruz, onu anlatacağız. Siz zaten çok deneyimli, başarılı öğretmenlersiniz ama FESKÖK farklı bir model. FESKÖK’ün aradığı öğretmenle kendinizi karşılaştırıyorsunuz acaba ben buna ne kadar yakınım?, bazı şeylerde de göreceksiniz ki çok daha öndesiniz; bazı şeylerde belki bazı boşluklar olacak, onu göreceğiz. Şimdi anlatayım (tahtaya dönüyor) hangi üniversiteden ne zaman mezun olduğunuz FESKÖK için önemli. FESKÖK’ü biliyorsunuz sosyobilimsel konular üzerinden fen öğretimi üzerine. Yani GDO’u besinler, nükleer santraller, embriyonik kök hücrelerin kullanılması, falan falan. Dolayısıyla bu konular yeni konular, bilim için de yeni konular. Bu konuların bilime girme tarihini söyleyeyim size. 80’lerin sonlarına doğru, 90’lar. Yani ondan öncesinde taa Marie Curie’yi düşünün, periyodik cetvelde bazı elementler buluyorlardı, elektrik akımı yeni keşfediliyordu, Edison Tesla filan veya Einstein’ı düşünün, daha ışığın farklı hareketleriyle ilgili yeni yeni konuşuluyordu, yani o zamanki bilimle bu zamanki bilim farklı. O zaman ne yapıyorlardı biliyor musunuz? anlatayım size. 1800’lerin sonlarında 1900’lerin başlarında adamlar aşağıda bir yer kiralıyorlar mesela Marie Curie’yi düşünelim, bir hobi olarak o yeri laboratuvara çeviriyorlar ve orada çalışıyorlar. Bilim eskiden bir tür merak ve hobiydi. Sonradan böyle üniversitelere geçti olay. Üniversiteler kuruldu ve buralarda çalışmaya başladılar. Bunu şunun için anlatıyorum, o bilimde ciddi bir netlik vardı. İşte fotosentez, yer çekimi, işte oksijenli solunum, gaz basıncı, buralarda netlik var. Haa hala araştırmalar devam ediyor ama bugünkü bilim çok farklı. 1990’lı yıllar itibariyle bir kere bugünkü bilimde bir kişi çalışmıyor, bir alanda. Yüzlerce bilim

Page 3: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

3

insanın bir arada yürüttüğü çalışmalar var. Şu Cern çalışmasını düşünün mesela, binlerce kişi yan yana geliyor ve çalışıyor. Şimdi böyle olunca başka bir şeyle karşılaştık. Bir ikincisi şu anki bilimde sadece bilim insanları çalışmıyor, mühendislerle beraber çalışıyorlar. Eskiden bilimin amacı sadece doğal olayların arkasındaki nedenleri araştırmaktı, fenomenleri yani. Meraklı insan öyle düşünüyor, işte diyor ki mesela şu bitkilerle bu bitkilerden sadece bu bitkiler oluşuyor, niye mesela? Mendel bunu düşünmüş. Kafasında şey yok yani buradan meyvecilik nasıl çıkar diye düşünmüyor adam yani onu hayata aktarayım da ürüne çevireyim mantığı yok ama günümüzde ona döndü. Öğretmen 2: Ticari kaygısı yok yani. FESKÖK: Aynen. Günümüzde birey mesela elektrik devrelerini, oradaki ilerlemeyi keşfediyor. Elektrik devreleri üzerine çalışan fizikçiler mühendislerle çalışıp cep telefonunu üretiyorlar. Yani birarada çalışarak ürünler çıkıyor, bugünkü bilimde. Dolayısıyla böyle ciddi bir değişim oldu. Hangi üniversiteden ne zaman mezun olduğunuz özellikle ‘ne zaman?’ kısmı bizim için önemli. Yani sizin mezun olduğunuz yılda bu konular bu kadar hayatı etkilememişti, bu kadar derin değildi. Bu konular bilimin içinde yoktu. Bir kere ben onun pedagojisini nasıl yapacağımı bırakın, bu konular yoktu ortalıkta. Yani daha yeni yeni canlanıyor, dolayısıyla bu konuların doğasına dair belli bazı bilgilendirmeler yapacağız, onların üzerine konuşacağız. GDO’lu besinler, nükleer santraller, vb. Mezun olduğunuz üniversite de önemli, her ne kadar sınırlı bir etkisi olsa da etkiliyor. Mesela 1990’lı yıllarla beraber sosyobilimsel konular bilim dünyasına girdiler. 2013 yılında müfredata eklendiler ve bugün müfredatta 12 amaçtan bir tanesi bu. Ama bizim buradaki temel şeyi kaçırmayalım. Bizim olayımız sosyobilimsel konular değil. Bizim olayımız sosyobilimsel konuların bağlamında fen öğretmek. Yani tüm amaçlara nüfus etmek. Mesela örnek verelim hocam, şu an ne anlatıyorsunuz? Çıktığınız sınıfta ne anlattınız veya bugün ne anlatacaksınız? Öğretmen 1: Şu anda maddenin hal değişimi. FESKÖK: Maddenin hal değişimini biz küresel ısınmanın önlenmesine yönelik İngiltere’de geliştirilen bir şey var. Balon yapıyorlar, o balonla mesela o karbondioksit oranını çekmeye çalışıyorlar, balonla. Şimdi bu balonun kullanılması belli bir miktarda hava kirliliğine neden oluyor. Balonun amacı küresel ısınmayı önlemek. Öğretmen 2: Karbon… karbon salınımı olacak, FESKÖK: Bir miktar oluyor ama bazı kimyasal başka maddeleri katıyor, ama şeyi çekiyor, karbondioksiti çekiyor balon. Şimdi burada tartışma var bakın. Baktığınızda bu balon kullanılmalı mı kullanılmamalı mı? İyi tarafları var, kötü tarafları var. Sizin anlattığınız maddenin halleri ünitesinde (20 saat boyunca) bunun bağlamında anlatacağız. Bunun etrafında döneceğiz. Deneyler yaptırıyoruz, maddenin halleriyle ilgili tartışmalar yaptırıyoruz, başka şeyler falan ama en son 20 saat boyunca bunları konuşuyorlar ve en son tartışmaya getiriyoruz çocuğu, 20 saat sonra. Biz ona ‘büyük tartışma’ diyeceğiz. Diyeceğiz ki bu kullanılmalı mı, kullanılmamalı mı? Çocuk o 20 saat normal ünitede, MEB’in verdiği bütün kazanımları alacak. Kavramları öğrenecek, onu tartışmada kullanacak. Diyecek ki ‘ya hocam işte biz mesela iki hafta önce maddenin halleriyle ilgili bir deney yapmıştık, mesela orada soğuk bir kütleyle karşılaştığı zaman buhar yoğunlaşıyor dediniz, bu balon belki de soğuk bir kütle ile karşılaşırsa belki görevini yapamaz’ bunu arıyoruz yani biz. Çocuk 20 saat boyunca o bilgilerini ve verilerini tartışma sırasında kullansın. Mesela siz ne anlattınız hocam veya ne anlatacaksınız? Öğretmen 2: Hemen hemen aynı ünitedeyiz. FESKÖK: Başka bir ünite söyler misiniz. Mesela diğer sınıflardan. 7’lerde, 8’lerde.. Öğretmen 1: 8’lerde asitler bazlar.

Page 4: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

4

FESKÖK : Mesela diğer grupta o örneği verdim burada da olur, asit bazlar farmakoloji üzerinden süper anlatılır. Mesela vitamin hapları. Şu an eczanelerde vitamin hapları çok fazla oranda satılıyor. Doktorlar bu hapları yazıyor, bunu acaba almak zorunda mıyız? Normal hayatımızda. Öğretmen 2: Değiliz tabii ki, doğal yollardan almaya çalışıyoruz. FESKÖK: İşte tartışma konumuz bu, o an o geliştirme sürecinde ciddi kimya var, asitler-bazlar, bilmem neler. Hatta onlara dair bazı deney düzeneklerimiz olacak, onları tartıştıracağız. İşte çocuklar gözlemleri söyleyecek, neler olduğunu söyleyecek, en son o tartışma işin içine girecek. Öğretmen 2: İlaç konusu yerine parfümler de olabilir. Geçen biriyle konuştuk, (parfüme) kesinlikle doğal diyor. Doğal olmadığını iddia ettim. Değildir sonuçta, doğal olması mümkün değil. FESKÖK: Tabii. Hayatın içinde kimyasallar zaten çok fazlasıyla kullanılıyor, kolonyayı düşün. Öğretmen 2: Piyasadaki şu an en çok dönen bu sahte ballar. FESKÖK: Hocam bu dediğiniz çok önemli. O dediğiniz insanlar bunun ticaretini yapıyorlar. Bizim bu çocukların bunu kazanması lazım, yani sorgulayacak çocuk, kullanım sırasında tartışmayı öğrenecek. Mesela söylenene hemen inanmamayı öğrenecek, karşıdan böyle bir şey geldiğinde karşılık vermeyi öğrenecek. Şimdi son bir şey daha önemli bizim: dialojik öğretim felsefesi. Bu üç şey bu soru açısından bizim için önemli (tahtadaki soruyu göstererek: Hangi üniversiteden ne zaman mezun oldunuz?). Bir: sosyobilimsel konular zaten 90’lı yıllardan itibaren sisteme dahil oldu. Sizlerin bu konularda yeterli donanıma sahip olmamanız çok normal, onun üzerine gideceğiz. Belki kendinizi geliştirdiniz belki takip ediyorsunuz. Öğretmen 2: O zamanlardaki üniversitenin durumu da önemli. FESKÖK Hoca: Tabii. Öğretmen 2: Yaşam koşulları, ülkenin ekonomik durumu ve sizin üniversiteye gittiğiniz şey durumu. FESKÖK: Üniversitenin ufku. Öğretmen 2: Artı, o zaman da cep telefonu yok, internet yok. FESKÖK: Şimdi bu dediğiniz neden önemli, üçüncü parça için, bir sosyobilimsel konular 90’lı yıllarda eğitim dünyasına girdi, iki, 2013’te Ülkemizde müfredata girdi ve üç… (Kapı çalıyor) FESKÖK: Buyurun Öğretmen 3, merhabalar, merhabalar, buyurun hoş geldiniz. Öğretmen 3: Sağ olun, siz de hoş geldiniz. FESKÖK: Hıımmm, size de o zaman soralım hemen hocam. Sizi dinlendirtmeyelim (Gülüyorlar). Hangi üniversiteden ne zaman mezun oldunuz? Öğretmen 3: 1997, 19 Mayıs Üniversitesi, Eğitim, Fizik.

Page 5: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

5

FESKÖK: Şimdi bu soru, ben size ufak bir hatırlatma yapayım, yaptığımız şeyi. Şöyle yapacağız: tüm eğitimde biz önce size sorular soracağız, o soruların akabinde biz bir FESKOK öğretmeninde, kafamızdaki modelde nasıl bir şey arıyoruz onu anlatacağım. Ve bu ikisi arasında kıyaslamalar yapacağız. Yani mesela bazı durumlarda siz tam FESKOK öğretmeni modeline tam uyuyor olacaksınız, bazılarında ise belki bazı boşluklar olacak, onun nasıl olduğunu düşüneceğiz, yani sürekli kıyaslamalı bir eğitim yapacağız. Siz dinlenin biraz. Dediğim gibi, ikinci mevzu müfredata yeni girdi, üçüncü mevzu da Öğretmen 2’nin dediği şey: bunun pedagojisi yani diyalojik öğretim. Yani sizin okuduğunuz okullarda aynı benim şu an yaptığım gibi (bir eğitim vardı): şu anda sadece konuşayorum ve siz dinliyorsunuz, biz buna monoloji diyoruz, kimse tartışmazsa, grup çalışmaları falan, basit bir deneyde bile eğer üç beş kişi yan yana gelmiyorsa, bu vahim bir durum. Yani böyle bir eğitimden geçen bir kişi okula gelip de ‘ya hocam tartışmalı konular, tartıştırırız çocukları, etkili bir tartışma yaptırırız’ı beklemek çok mantıklı değil. Hoca öyle bir pedagojiden, öyle bir hayattan gelmiş. Haa bu aşılabilir mi? Kesinlikle aşılabilir. Ben de öyle bir eğitimden geçtim sizler gibi, sürekli işte öğretmen ders anlatıyor. Bir elinde silgi bir elinde kalem, yazdıkça siliyor. Öyle bir ders. Ders kitapları var, oku, oku, oku, ezberle, ezberle, ezberle. Bugün Alzeimer hastalarının bir tipi var. Bu grupta hastaların hafızaları yok oluyor, yaklaşık 5-6 yıl boyunca ne ailesi fark ediyor ne kendisi fark ediyor. Kişi normal. Ama bir şey oluyor, tesadüfen bir teste tabi tutuluyor ve sen en az beş yıldır Alzeimer’sın diyorlar. Nedeni ne biliyor musunuz? Hafıza gerektiren şeyler demek ki artık kullanılmıyor. Günlük hayatta artık hafıza pek gerekmiyor. Adam çünkü bir şeye ihtiyacı olduğunda Google’a bakıyor. Öğretmen 2: Hafızanın %5’i FESKÖK: Yani belki orada bir sınırlılık olabilir. Öğretmen 2: Günlük hayatta belli cümleler kullanıyoruz. FESKÖK: Aynen. Ama ötesinde şu var asıl aradığım şey şu. Ben mesela düşünüyorum, ııımmm, işte ne yapacağım mesela, diyelim ki evin elektrik düzeninde bir değişikliğe gideceğim. Şimdi ben gidip de elektrikle ilgili neler biliyorum, direnç, akım, şöyle miydi, sigorta var, gerek yok. Adam Google’ı açıyor, Youtube’u açıyor. Orada yazıyor zaten her şey. Uzman Tv diye bir şey var, her şey var yani (Gülüyorlar). Dolayısıyla birey beş yıl boyunca normal yaşamış, yani hiçbir şey fark edilmemiş. Bunu niye anlatıyorum? Burada önemli bir şey var aslında. Hafıza gerektiren ‘bilgiyi ezberleyip kafaya alalım sonra yazılı olunca da kafadaki kusalım’ mantığı artık bitti. Ona gerek kalmadı, Google o işi yapıyor. Bir şeyleri hafızada tutmaya artık pek gerek yok. Öğretmen 3: Gereksiz yer işgal etmesin. FESKÖK: Aynen. Dolayısıyla bilgi dünyasından iki tane başka dünyaya geçmemiz lazım: biri düşünme (diğeri ahlak). Az önceki hastaya ne yapıyorlar biliyor musunuz? Zeka testleri uyguluyorlar. Beş yıl önceki zeka puanları ile bugünküler aynı. Zekalarında sıfır değişim var. Beyinde başka yerler kullanılmış, hafıza başka yerde, zeka diyebileceğiniz ya da başka beceriler başka yerde, her neyse. Dolayısıyla bugünkü hayat çok daha kompleks bir hayat (ve hafızadan çok problem çözme gibi zeka unsurları gerekiyor). İnsanlar daha başka şeylerle uğraşıyor. Düşünün girdiniz lavoboda elinizi yıkıyorsunuz, orada sabun var, acaba bu sabun bana zarar veriyor mu? Cebinizden telefonu çıkardınız, telefonu şuraya mı koyayım yoksa buraya mı koyayım? Benden uzak olsun. Ne yapayım? Çayı içiyorsunuz. Ya bu çay organik mi bunun içinde radyoaktif madde var mı yok mu? Acaba çok çay içsem bana zararlı olur mu? Değil mi hayat böyle geçiyor. Eskiden böyle bir şey yoktu yani. Eskiden ne güzel tarlaya gidiyorduk: yeşil soğan, domates bir de yufka ekmek (Gülüyorlar) olay bitiyordu değil mi? Öğretmen 2: Yine yaparız.

Page 6: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

6

FESKÖK: Evet, yine yaparız. Peki evet birinci sorumuz buydu (akıllı tahtaya dokunuyor, FESKÖK öğretmeninde aranan özellikler beliriyor). Yani FESKÖK öğretmeni açısından baktığımızda hangi üniversiteden ne zaman mezun olduğunuzun sınırlı bir etkisi olacağını düşünüyoruz (FESKÖK öğretmeni olmanızda). Öyle çok büyük bir etkisi yok, çünkü şu oluyor: Yani o üniversiteden o yıllarda mezun olsanız da böyle eğitimlerle veya zaten kendinizi yetiştiriyorsunuz, daha iyi şeyler yapabiliyorsunuz. Öte yandan sosyobilimsel konular çok az sayıda üniversitede Fen Bilimleri ve Özel Öğretim Yöntemleri gibi derslerde veriliyor. Fen derslerinde de hoca Genel Biyoloji anlatırken GDO’lu besinler konusuna girmezse maalesef bir faydası olmuyor. Öğretmen 3: Şimdi artı şunu söyleyeyim FESKÖK öğretmenim, fizik bölümü mezunuyum. Biyoloji dersi hiç görmedim. FESKÖK: Evet. Öğretmen 3: En son lise 1’de görmüşümdür, lise 2, 3 ve üniversitede hiç görmedim. Şu an ben Fen derslerinde biyoloji anlatıyorum. Öğretmen 2: Biz de fizik. Öğretmen 3: Kimyayı sadece birinci sınıfta gördüm, şu an kimya konularını anlatıyorum yani. FESKÖK: Şu anda.. Öğretmen 3: Anlattıkça mesela 20.yılı çalışıyorum ben. Tamam kendimizi geliştirdik ama ilk yılları düşündüğünüz zaman çok zordu yani çalışıp öğrenmeniz gerekiyor, anlatabilmek için. FESKÖK: Şimdi şöyle, fizik ve kimya fiziksel dünyanın hikayesi, biyoloji canlı dünyanın hikayesi ama bunlar iç içeler. Öğretmen 2: Biz gene de şanslıyız fizik konularında sağ olsun Öğretmen 3’ten yardım alıyoruz, çünkü yani çocuğa anlatacaksınız. Fizikte en ufak bir şey çok tepki yaratır. FESKÖK: Paslaşmalar işe yarıyor yani. Öğretmen 2: Paslaşmaları bırakın, direk kullanıyoruz. Çünkü tamamen fizik görüyor çocuk. FESKÖK: Yani. Öğretmen 2: Fizik bambaşka hocam. FESKÖK: Ben şu an ayakta duruyorum mesela, doğru mu? Şu an kaslarımla bu işi başarıyorum. Hormonlar ve sinirsel iletim var. Sinirsel iletim tamamen elektrik prensipleri ile çalışıyor. Ayrıca aralarda kimyasal maddeler salınıyor. Öğretmen 2: Tamam. Sinirsel iletim elektriksel ve kimyasal çalışıyordu. Ama tek ayağınızı kaldırın. Yere yaptığınız basınç değişti mi derseniz Öğretmen 3’e ihtiyacınız oluyor. FESKÖK: Tabii, hep var, yani onu demeye çalışıyorum. Şu anda da fizik var, deminkinde de fizik var. Yani bunlar birbirine entegre. Keşke size ekstra biyoloji okutsalardı, keşke sizlere de fizik okutsalardı. O aradaki bağlantıyı kurabilirdiniz. Toparlayayım. Özel bir şey söyleyeceğim ama şu an mesela biyolojiyle kimyayı bazı ülkeler birleştirdi. Normal ortaokul, lise eğitiminde kimyayı biyolojiyle beraber dört temel şeyin bir tanesi olarak veriyorlar.

Page 7: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

7

Öğretmen 2: Şey mi diyorsunuz biyokimya dersi? FESKÖK: Şöyle yaptılar hocam adını şöyle koydular biyoloji (yaşam bilimleri) dört parçadan oluşuyor, birinci parça şu, atomlardan vücuda, organizmaya. Bunun içinde kimyayı anlatıyorlar. Biyokimya var, maddenin halleri var, hepsi var. İkinci parça biyolojide adaptasyon, üçüncü parça genetik, dördüncü parça da bu çevre, ekosistem, vb. Yani onlar şu an bu bilimde birbirleriyle çakıştılar, sentezler falan ürettiler. Bizim o bildiğimiz keskin ayrımlar bitti. Evet. Biraz ilerleyelim isterseniz. Mezuniyet yılınız önemli. Haa okullarınız ve yapılandırmacı yaklaşımdan bahsettim, yani üniversiteniz bu açıdan önemli, bunlar FESKÖK için lazım şeyler. Mezuniyet yılınız dediğim gibi zaten 90’lı yıllarda bilime dahil oldu, o tarihlerde eğer üniversite eğitiminden çıkmışsanız bunları görmeme şansınız çok normal. 2013 yılı itibariyle MEB’e dahil oldu. Kendi pedagojinizde bunları artık yeni yeni kullanmanız gerekti. Bir de 2010 yılı itibariyle bazı üniversitelerde öğretmen yetiştirme programlarına alındı. Bu da şöyle diyelim, sosyobilimsel konuların öğretiminden bahsediyorum. Nerede ODTÜ’de işte birkaç üniversitede çalışan insanlar yapıyor, mesela ben bunu altı yıldır (kısa bir süredir) çalışıyorum. 2010 yılı itibariyle başladım kafa yormaya, dünyada yavaş yavaş canlanan bir alandı. Dolayısıyla Türkiye’de bile böyle binde bir küçük bir kesimde üniversitede anlatılıyor sosyobilimsel konular, nasıl anlatılmalı falan gibisinden. (Tahtaya dokunuyor). Diyalojik öğretim açısından şu çok ilginç bir şey, onu size söyleyeyim. Onuncu yıl ve sonrası önemli, biz bir öğretmende sizlerde de bunu gözlemledim, çok rahat söyleyebilirim, sizin bu görüşmelerdeki cevaplarınızda da var. Herhangi bir diyaloji nasıl olmalı, sınıfta öğrenciye soruyu nasıl sorayım nasıl cevap vereyim, ona dair bir eğitim almasanız da şunu görüyoruz biz, ımm gerçek okul ortamlarına maruz kalınca öğretmen, onuncu yıldan sonra bunları kendisi geliştiriyor, şeyleri yakalıyor mesela bu çocuğa hemen yanlış denmez diyor. Mesela çocukları biraz böyle toparlayacaksın diyor, alttan alacaksın diyor, onları heveslendireceksin vb. Yani kendi üniversite eğitiminizde böyle bir şey almasanız da okula çıktığınızda bunlar gelişiyor (Yani mezun olduğunuz okulda FESKÖK pedagojisi için önemli olan diyalojik öğretime dair bir eğitim almasanızda deneyimli öğretmenler olduğunuz için diyalojide başarılı olduğunuzu düşünüyorum). Evet ikinci soruya geçelim. Öğretmenlik mesleğini neden seçtiniz? (Öğretmen 1’e söz vererek)

SORU 2: Öğretmenlik mesleğini neden seçtiniz?

Öğretmen 1: 18 tane tercih yaptım. Üstten başladık eczacılık, ondan sonra doktorluk, şu bu kendi potansiyelime göre. Ondan sonra 16. tercih olarak olmazsak da öğretmen olalım dedik, öğretmen olduk. FESKÖK: Yani biraz daha son tercih gibi bir şeydi değil mi sona bıraktınız. Siz nasıl hocam? (Öğretmen 3’e soruyor) Öğretmen 3: Aynen hocam. Benim mimarlık ve mühendislikti hedefim. Matematik, fizik öğretmenliği sonlarda artık. FESKÖK: Ama özellikle yine daha bir matematiğe, fiziğe olan merakınız vardı. Sizin de biyolojiye vardı galiba eczacılık falan. Değil mi? Herhalde o etkili oldu. Sizde Öğretmen 2? Öğretmen 2: Valla hocam ben döndüm dolaştım babamın mesleğe döndüm, elektrik elektronik mezunuyum ben de. Piyasada da çalıştım. FESKÖK: Meslek lisesiydi değil mi? Öğretmen 2: Evet meslek lisesiydi. Meslek lisesini, meslek lisesinin sınavını kazanarak girdim. O zamanlarda biliyorsunuz.

Page 8: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

8

FESKÖK: O zamanlarda çok iyiydi, benim zamanımda da öyleydi. Öğretmen 2: İzmir’de belki o alanda üniversite sınavını kazanamazsak piyasa çok genişti. FESKÖK: Bilgisayar bölümü ne kadar popülerdi değil mi? Öğretmen 2: Bilgisayar çok popülerdi, elektrik elektronik mühendisliği çok popülerdi artı İzmir’deki fabrikalar böyle herkesi alıyorlardı ve ben dediğim gibi meslek lisesi sınavlarına girmiştim. FESKÖK: Ben de girdim. Ben mesela Ulus Endüstri Meslek Lisesi’ni kazanmıştım. Öğretmen 2: Ben de İzmir’de MEM Lisesi artı üç yıl stajyerlik yapan, maaş alan fabrikalar arasında, bilirsiniz o dönemi. FESKÖK: Tabii tabii. Öğretmen 2: Ben de hedefim ımmm aslında yaşam bizi buraya getirdi. Normalde benim sözelim çok iyidir. FESKÖK: Anladım. Öğretmen 2: Ama bizde sıralamada ÖSYM’de yaparken hep… FESKÖK: Sıradan seçtiniz. Öğretmen 2: Sıra oraya geldi yani benim aynı şekilde arkadaşlar gibi. FESKÖK: Peki birazdan soracağım soruyla ilişkili diye soruyorum üçüncü sorumuz da bununla ilişkili. Neden özellikle biyoloji ve fen de mesela fizik olabilirdi, kimya olabilirdi? Öğretmen 2: Fizik olabilirdi, fiziği aslında seviyorum, sevmiyor değilim, çok uğraştım. Nedendir çünkü üniversite sınavında biyolojiyi çok az yapıp fiziği fazla yapmışım. Dersanede çok az anlamama çok uğraşmama rağmen, biyoloji.. biyolojiyi neden sevdim. Yine aldığımız eğitimler vardı meslek lisesinde. Fizik, kimya görmüyorsunuz, geometri de hiç almadık. FESKÖK: Biyoloji yaparım diye mi düşündünüz? Öğretmen 2: Yok ezber yönüm daha iyi, TM ve sözelim iyi. Bir gazeteci, avukat, üst düzey olabilirdi mesela, şair olabilirdi, yazar olabilirdi. Şiir yazmışlığım var. Sözel bölüme gitmektense, ama insanlar ne yaptı sözelden bir şey olmaz, resimci, müzikçi, tiyatrocu olmaz. O zamanlar da hepimizin üzerinde yaş grubu hepimizin hemen hemen aynı psikolojik etki de var. Dediğiniz gibi bilgisayar mühendisliği, mimarlık, mühendislikler popüler o zaman. Köyden bir yer kazanmanız bile davullarla uğurlanırdınız köyde dedelerimiz, anneannelerimiz. FESKÖK: Çok eski değil 10 yıl öncesi hala öyleydi. Öğretmen 2: 90’lardan bahsediyorum. Siz de üniversite kazanmışsınız ailenizden ilk ve … FESKÖK: Bu da çok önemli, mesela sizleri düşünelim, muhtemelen sülalenizdeki birkaç kişiden birisiniz. Öğretmen 2: Ben ilkim onu söyleyeyim.

Page 9: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

9

FESKÖK: Sülalenizdeki birkaç kişiden birisiniz. Ama yani şöyle diyeyim veya dedenizin, anneannenizin, babaanneniz muhtemelen üniversite mezunu değil. Öğretmen 2: Değil. FESKÖK: Değil mi? Yani jenerasyon, sizde var mıydı? (Öğretmen 1) Öğretmen 1: Benim dedem öğretmendi. FESKÖK: Ne güzel. Yani ama çok nadir bir durum. Öğretmen 2: Ama bizden önce sözünüzü bölüyorum bizden önce olanlar üçe ayrılıyor, bir: gerçekten öğretmen olup kazananlar var, iki: iki yıllık okuyan var. Bir de üç ayda öğretmen olma var. FESKÖK: Evet böyle dönemler var. Öğretmen eğitimi ile ilgili farklı politikalar uygulanmış. Şimdi şöyle toparlarsak: hepsini bir araya getirdiğimizde bu bir medeniyet projesi. Biz şu an fedakar grubuz. Bizim çocuklarımıza geçecek, onlarda daha iyi olacak diye düşünüyorum. Şimdi öğretmenlik mesleğini insanlar neden seçiyor? FESKÖK öğretmenlerine geçelim şimdi. Üç neden var. Bununla ilgili birkaç makale yazmıştım. Birinci neden dışsal nedenler. Sizin verdiğiniz örnek ona çok güzel uyuyor. Mesela son tercihe yazıyorlar veya ekonomik, devlet garantisi diyor. İkinci olarak içsel nedenler var. Onlar şöyle, iki şey içselde etkili: benim bu ilgi alanım, hoşuma gidiyor, ben diyor ya fizikçi olayım diyor bilimi yapayım ya da diyor fiziği öğreteyim. İkisi de fizik sonuçta, sevdiğim bir şey. Yine aynı grupta bazıları öğretme becerilerinin olduğunu düşünüyorlar. Küçük yaştan mesela, olur ya, çocuklar öğretmencilik oynarlar öyle bir grup var gerçekten. Bu ikinci grup (içsel nedenlerle bir mesleği seçenler) bence iyi bir grup. Bir üçüncü grup var, onlar da fedakarlıkla seçiyorlar. Kişi diyor ki; arkadaş diyor, ben diyor, bu kadar fakirlik çektim, ben bir sosyal değişim yaratacağım diyor. Kişi kafasında öyle bir şey kuruyor. Yani benim başıma gelenler başkasının başına gelmesin diyor. Onlara ben bunu aktarayım diyor. Çocuklara böyle bir fedakarlık yapayım diyor. Öğretmen 2: Ben bir öğretmen olayım köyüme döneyim. FESKÖK: Aynen. Öğretmen 2: Doktor olayım, baytar olayım. FESKÖK: Aynen aynen. Yani sosyal değişim. Şimdi içsel nedenlerle ve fedakarlıkla seçenleri biz takip ettik. Birinci sınıfta soruldu neden seçtiniz, bunları beş yıl bekledik mezun oldular, sonra üç yıl da bekledik okullara gittiler. Takip ettik, bin tane öğretmen bunlar. Okullarına gidildi, izledik bunları. Daha fedakarlıkla ve içsel nedenlerle seçenler okullarında daha etkili bir eğitim veriyorlar. Yani çocuklarla iyi iletişim kuruyorlar. Daha dışsal nedenlerle seçenlerin içinde bir grup var, tahminim sizlerin de arasında olduğu bir grup, süper bir eğitim var ama o mesleğe bir şekilde düşmüşler. Ama sonra sevmişler işlerini (öğretmenliği). Demiş ki bu benim mesleğim, bundan para kazanacağım ve ben bunu yapmalıyım demiş. Ama bir grup var neden buraya düştüme hala devam ediyor. Kişi hala ne alakam var diyor. Dolayısıyla biz öğretmenliği özellikle içsel nedenlerle seçtiyseniz, mesleğinizi fedakarlıkla seçtiyseniz FESKÖK öğretmenine çok hızlı bir şekilde geçeceğinizi düşünüyoruz. Ama dışsal nedenlerle seçtiyseniz ve sonrasında mesleği gerçekten sevmeye başladıysanız bu da zaten FESKOK öğretmenine uyumlu.

Page 10: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

10

SORU 3: Fen Bilimleri Öğretmenliğini neden seçtiniz? FESKÖK : (Tahtaya bakarak) Evet bunları konuştuk, şurayı da konuştuk. Şimdiki sorumuz: Fen bilimleri öğretmenliğini neden seçtiniz? Şimdi iki şey oluyor: bir grup var önce şuna karar veriyor, ben öğretmen olacağım. Sonra branşa karar verecek. Bir başka grup var, bu grup demin anlattığım grup, ben matematiği seviyorum diyor ve önce alanı seçiyor, yani ben diyor matematik okuyayım diyor, (ve sonrasında) atıyorum mühendis olayım diyor veya matematik öğretmeni. Sizde sıralama nasıl oldu? Mesela bu açıdan bakarsanız? Öğretmen 1: Vallahi benim netlerim buna yetiyordu. FESKÖK: Anladım. Tam böyle, demin dediğim örneğe giriyor. Öğretmen 3: Benim iki tercihim vardı, iki alan. Biri matematikti öncelik, diğeri fizikti mesela. Kimya, biyoloji hiç yoktu veya sınıf öğretmenliği. FESKÖK: Peki Öğretmen 3 şey etkili oldu mu devlet garantisi mesela? Öğretmen 1: Bende oldu. FESKÖK: Var değil mi? Öğretmen 3 : Meslek olarak mı yoksa alan olarak mı? FESKÖK: Yok meslek grupları mesela. Öğretmen 1: Hocam üniversitedeki hocalarımız şey üniversite diyorum dersanedeki hocalarımız bak oğlum netlerin bunlar, girebileceğin bölümler bunlar. Öğretmenliği tercih edebilirsin dediler, biz de o sıraya koyduk. FESKÖK: Ve öyle 50 yıllık hayatınızı etkileyecek şeyi orada… Öğretmen 1: Evet… başka hocalarımız da bir güzel işaretledi, ondan sonra, kes-kopyala-yapıştır. FESKÖK: Ne kadar önemli bir şey değil mi o an... Öğretmen 3: Benim şöyle bir durumum vardı. Anadolu öğretmen lisesi mezunuyum, daha doğrusu ilkokul bitti, ortaokul öğretmen lisesi formatında başladık biz. Taa o zamandan öğretmenliğe hazırlanma vardı, artık o kafaya öyle mi yerleşiyor. Hep kafada öğretmen olacağım, öğretmen olacağım. FESKÖK: Taa oradan gelmiş. Öğretmen 3: Evet. Son seneler mühendislik falan yazdıktan sonra benim son tercihlerime kadar kaymamıştı. 8. tercihim öğretmenlikti. FESKÖK: Ne güzel. Onu ben yaşadım, Öğretmen 1’in yaşadıklarını. Gazi Biyoloji Öğretmenliği benim son tercihim. Tek öğretmenlik tercihim ve son tercihim. Sınıfta hoca sordu mesela; örneğin ilk beş tercihinde burayı yazanlar parmak kaldırsın. Sanırım sınıfın çoğu parmak kaldırdı. İçimden dedim ki vay be dedim, nasıl olur dedim. Ama şunu gördüm, gerçekten seviyorlar işi. Bir yerlerden gelmişler, öğretmen okulları ve benzeri yerlerden. Ben de sonuçta zaman içinde onlarla kaynaştım ama yani gerçekten bunu idealize eden ciddi bir kitle var. Sizin gerçi eğitiminiz de etkili olmuş.

Page 11: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

11

Öğretmen 3: Ortaokuldan başlamıştı yani. FESKÖK: Şimdi fen bilimlerinde öğretmenliği seçerken demin ben size bilerek sordum. Şu grup FESKÖK öğretmenine çok hızlı nüfuz edebilir. Mesela ‘ben annemle babamla doğaya gezmeye gitmeyi seviyorum’. ‘Balık tutmayı seviyorum’. diyenler. Küçüklükten gelen ilgileri var mesela. İşte ben bir mikroskoba bakmayı seviyorum, işte fizikte mesela fizik üzerine düşünmeyi seviyorum. Elektrikle ilgili bir şeyler yapmayı seviyorum. İşte biyolojide mesela kurbağalarla oynamayı vb. seviyorum. Ben mesela öyleyim. Benim tercihim aynen Öğretmen 1’nki gibiydi. Son tercihim kimya mühendisliğiydi, Gazi. O gece değiştirdim, benim ağabeyim Tarih öğretmeni. Dedi ki FESKÖK dedi, başka şans yok, bu sene bu iş bitsin dedi öbür seneye şey yapma maddi durumlar falan var işin içinde, neyse. Ki şehir dışı yazamıyoruz, sadece Ankara olacak. Orayı da kazanıyordum, kimya mühendisliğini. Değiştirdim. Dedim ki ya ağabey ne yazayım? Bakın yazıyorum. Matematik dedim, matematik çok saat dedim. Kim anlatacak? Matematik hocalarına bakıyorum, hoca 40 saat derse giriyor (Gülüyor). Fizik dedim yani.. işte çok da şey ilgimi çekmedi o zamanlar. Kimya dedim, kimya hocası bir tanesi vardı ona gıcık oluyordum (Gülüyor). Dedim ben köyde balık tutmayı çok severim (Gülüyorlar). Aynen aynen (Gülüyor) mantık bu yani, bir gecede bu kararı verdim. FESKÖK: Şimdi böyle bir ilgiyle gelen, feni seven bir kitle bizim çok karşılaştığımız bir şey. Bunlar hızla FESKÖK öğretmenliğine nüfus edebilirler. Ama böyle bir nedenle seçmeseniz bile, dediğim gibi bir kitle var, siz o gruptasınız kesinlikle. İlerleyen zamanda seviyorlar. Dediğim gibi FESKOK öğretmeni fene, doğaya, araştırmaya, sorgulamaya ilgili. Bu arada şu da var. Onu özellikle size aktarmak istiyorum. Olayın sadece bilgi boyutuyla kalmayın, biz fende sadece bilgi anlatmıyoruz. Fen bir yaşam biçimi ama derdimiz şu düşünme biçimi. Biz bilimsel düşünme biçimini çocuğa aktarıyoruz, özü bu. Bakın siz kimyada deney yapıyorsunuz, buraya kabı koydunuz, asit döküyorsunuz, baz döküyorsunuz. Karıştırıyorsunuz. Sonra işte çocuğa diyorsunuz ki bak aha tuz oldu diyorsunuz. Fotosentez deneyi yapıyorsunuz, kabın içine Elodea koyuyorsunuz, ışığı farklı mesafeye koyuyorsunuz, Elodea’daki kabarcıkları sayıyorsunuz. Eğik düzlem yapıyorsunuz, arabayı bırakıyorsunuz, sizi izledim videolarda (Gülümsüyor) ve ölçüyorsunuz ne kadar oluyor. Bu üçü arasında biliyor musunuz hiçbir fark yok. Bu üçünde ne var biliyor musunuz? Bu çocuklar büyüdüklerinde bir araba almaya karar verdiğinde ‘acaba hangi arabayı alayım’ becerisi burada var. Bunlara bir akranları şöyle yapacaksın dediğinde ‘hayır ben kendi kararımı veririm böyle yapacağım’ deme becerisi burada var. Üçünde de ne var biliyor musunuz değişkenler var, değişkenleri sabitliyorlar. Bir tanesini kendileri değiştiriyorlar. Ona göre değişime bakıyorlar. Bunu bir tabloya döküyorlar. Sonra karar veriyorlar. Acaba ne oldu, bunun nedeni neydi diye sorguluyorlar. Öbürü de öyle değil mi? Bilgisayar alacaksın, altı yedi tane alternatif var. Onun şu özellikleri var bunun şu özellikleri var. Bununla onun hiçbir farkı yok (önceki bahsettiği deneyleri kastederek) bizim olayımız bilimsel bakış açısını sağlamak. Özellikle şu araştırma-sorgulama kısmı önemli. Ancak şu ikinci grup olanlar (dışsal nedenlerle feni seçenler) biraz daha yavaş FESKOK öğretmenine geçiş süreci oluyor ama dediğim gibi burada bir kitle var. Mesela şöyle seçenler var ya ben fende başarılıyım. Başka çarem yoktu. Mesela Öğretmen 1 gibi, benim gibi mesela. Başka çare yok, mecburen seçeceğiz. Ama bu kitlenin içinde FESKOK öğretmenine hızla nüfus edecek bir grup var.

SORU 4: Eğitim deyince aklınıza ne geliyor? Eğitimi tanımlamak isteseniz nasıl tanımlardınız? Peki eğitim deyince aklınıza neler geliyor? Eğitimi tanımlamak isteseniz nasıl tanımlardınız? Buyurun Öğretmen 1. Öğretmen 1: Hep buradan başlıyor. FESKÖK: Vallahi doğru yani hep oradan. Buyurun Öğretmen 2. (Gülüyorlar) Öğretmen 2: Son soruyu da bana sormadınız.

Page 12: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

12

FESKÖK: Evet. Sormadım mı? Öğretmen 2: Evet. FESKÖK: Ama şeydi, fen bilimleri öğretmeni sorusu mu? Öğretmen 2: Neyse (Gülüyorlar). Eğitim fakültesinden aklımızda kalanı söyleyeyim ben. Sürekli hiç unutmam. FESKÖK: Fakültelerin hepsini bir dakika bırakalım. Kendiniz ne hissediyorsunuz? Siz mesela kaç yıllık, 10 yıllık 15 yıllık deneyime sahipsiniz. Eğitim deyince aklınıza neler geliyor? Tanım önemli değil. Öğretmen 2: Yok, benim tanım aklımda kaldığı için hiç unutmam, istendik davranışların bütünü, hatırlarsanız. FESKÖK: Güzel. Öğretmen 2: Bana göre bir yaşam biçimi hocam, eğitim. FESKÖK: Peki okul niye var sizce? Öğretmen 2: Zaman zaman bunu sorguluyorum kafamda. FESKÖK: Eskiden öyleydi, herkes evindeydi, tarlada, bugün artık okullar var. Topu topu geçmişte 100 yıl falan 150 yıl (çok iyi bildiğimiz) okulun geçmişi. Çok eski değil yani. Evet Öğretmen 3, ne geliyor aklınıza eğitim deyince? Öğretmen 3: Bir kişiyi istediğimiz seviyeye getirmek geliyor. FESKÖK: Ya da bir değişim yapmak? Öğretmen 3: Değişim yapmak istediğimiz şekilde, kendi düşüncelerimize göre uyguladığımız bir veyahutta hazır çizim bir plan seviyesine. Ben bu kişiyi aldığımda bu canlı da olabilir canlıyı aldığımda şu kadar sürede bu seviyeye getireceğim. Buna bu davranışları kazandıracağım. FESKÖK: O zaman bir ideal var. Kafamızda bir amaç var. Onu oraya getirmek. Öğretmen 2: Ulaşmak için..Yaşama hazırlamak. FESKÖK: Yaşama hazırlamak? Öğretmen 3: Farklı tekniklerle istendik duruma… FESKÖK: … getirmek Öğretmen 3: İstenilen duruma getirmek. FESKÖK: Peki onu kim istiyor? (Eli çenesine gidiyor) Kimin istediğine göre değişiyor mu? Öğretmen 3: Şu an için istediğimiz kazanımları verebilmek. Ama örneğin sekizlerde yoğun olarak tek bir amaç var. Soru çözüyorsunuz, bol bol işte, TEOG sınavında çıkacak soruları.

Page 13: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

13

FESKÖK: Hafızlarında tutsunlar. Öğretmen 3: Çok çeşitli sorular çözmek, konunun bilgisini vermek on dakika sürmüyordur, dört ders saatinde soru çözüyorum farklı farklı sorular. En azından bir tanesi birinin ilgisini çeker. O kafada kalır. FESKÖK: Yani daha bilgili olmak, size doğrudan eğitim anlamına gelmiyor, başka şeyler… Öğretmen 3: Kesinlikle. Şu an yaptığımız şey. FESKÖK: Mesela ahlak olur mu, ahlak? Öğretmen 3: Tabii ahlak olur, sosyal sorumluluklar olur, toplumdaki rolü olur. FESKÖK: Peki bir fizik öğretmeni, feni de geçelim, nasıl yani fizik öğretmenliğinde ahlak nasıl olacak? Öğretmen 3: Örneğin ben teknolojiye çok meraklıyım. Beş altı yıl bilgisayar dükkanında çalışmıştım, bilgisayar tamiri filan yapmıştım. Orada şöyle bir felsefem vardı. Örneğin siz bilgisayar getirdiniz tamire. Diyordum ki bunun oluru şu, anlatıyordum.. FESKÖK: Hııım.. Öğretmen 3: Mantığını uygun fiyatla söyleyerek yapıyordum. Ben bunları, yaptığım işi, mantıklı veya ederi kadar yapıyordum. FESKÖK: Değeri… Öğretmen 3: Değeri, değerini vermek, bu hangi konu olursa olsun. Fiziğin her uğraşında… FESKÖK: Yani mesela siz fiziği anlatırken çocuk şunu mu desin? Ya bu hoca ne kadar güzel anlatıyor. Ne kadar işine değer katıyor. Yani bu bile benim için ahlaki bir çıkarım olabilir. Öğretmen 3: Evet. Bilginin hatta çok önemli olduğunu sanmıyorum. Ben bu öğretmen çok bilgili bana her şeyi veriyor o mantık da fazla tutmuyor. Çünkü öğretmen sonuçta bir derste anlatacağı şeyi bir yerden bakarak da öğrenir, anlatır, bilgi fazla önemli değil. Ama o bildiğini veya çocuğun davranışlarını değiştirebildi mi, o bilgi sayesinde o önemli olan. FESKÖK: Öğretmen 1, mecburen buraya geldik (Gülümsüyor). Öğretmen 1: Eğitimimizin amacı öğrencide istendik davranış değişikliği oluşturmak, bunlar kazanımlarda da geçerli. FESKÖK: Peki buradan baktığımızda derdimiz davranış mı? İstendik davranış lafı kaç yılında çıktı biliyor musunuz? O bilimsel bir laf 1940 veya 42 falan. Şimdi davranış dünyası bitti, şu anda. Öyle değil mi? Şu an biz çocukların davranışları hani ‘sigara içme!’ davranış, ‘çöpü al çöpü at!’ davranış. Kas değil mi, kas, hareket. İşte ne diyoruz, ‘çayı çok sıcak içme!’, ‘çayın altını açık bırakma!’, ‘işte elini prizin içine sokma’… Öğretmen 1: Bilimsel çalışma yaparken kopya çekme, bu gibi şeyler de davranış değişikliği, öğrenciye yanındakinden kopya çekmeyi öğretirsen onun kötü bir şey olduğunu ileride akademik seviyeye geldiği zaman…

Page 14: FESKÖK PROFESYONEL GELİŞİM TRANSKRİPTİfeskok.weebly.com/uploads/4/6/4/2/46429121/ben_ve... · 2019-11-23 · Bu transkript í íK õ nolu í ì ì í projesi olan FESKÖK kapsamında

14

BÖLÜM 2/3’e geçiniz…