108

Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Target TTO'nun Yenilikçilik ve Girişimcilik konularında tematik yayın yapan bülteninin yeni sayısında 'Sanayici Gaziantep Teknopark'ta buluşursa' teması ele alınmıştır. Keyifli okumalar dileriz.

Citation preview

Page 1: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5
Page 2: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5
Page 3: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

1

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mGelişim Yolculuğu...D eğerli TargeT Dergisi okurları,

2015-2016 Akademik Yılı’na merhaba dediğimiz şu günler-de, her yıl yeni heyecanlarla devam eden sıradışı gelişim

yolculuğunun da şimdiye kadarki en tatlı dönemlerini yaşıyoruz. Ektiğimiz inovasyon tohumlarının meyve verdiğini görmek bizi çok olumlu etkilese de şiar edindiğimiz gibi bu sürecin artan boyutlarda devam edece-ğinin, etmesi gerektiğinin farkındayız. TargeT, kurulduğu günden beri katettiği mesafe ve bölgede yarattığı AR-GE ve yenilik iklimi ile petrol, doğal gaz kaynaklarından bağımsız olarak ekonomisini güçlendirmesi şart olan ülkemiz için umut verici bir model hâline gelmektedir. Bu gelişim sürecini, tıpkı yarış arabasını kullanan bir Formula pilotunun hız, yakıt, hararet göstergelerindeki olumlu hareketleri izlemesi gibi ölçeklerle değer-lendirebiliyoruz. TargeT’in tasarımı, Türkiye üniversiteleri için vadettiği TTO (Teknoloji Transfer Ofisi) modeli ve performans hedef-leri, arzu edilen ve ülkemizin potansiyelini yansıtan yüksek hedeflere göre ayarlanmış-tı. Şu ana kadarki ivmemiz yakın gelecekte daha verimli daha iri meyvelerin devşiri-leceği günlerin çok uzak olmadığını işaret etmektedir.

TargeT’in yeni projelerini ve faaliyet havu-zunu genişletmeye yönelik çabalarımızı uzun süredir izliyorsunuzdur. Bu çerçeve-de kadim bir girişimcilik geleneğine sahip Gaziantep’in zaten genlerinde taşıdığı abi-kardeş, usta-çırak ilişkilerinin yenilenmiş bir versiyonu olan “mentorlük” mekanizmasını hayata geçirmek istiyorduk. Geçtiğimiz ay-larda TÜBİTAK tarafından mentorlük eğitimi çağrısına çıkılmıştı. Yoğun çabalarımız so-nucunda TargeT Teknoloji Transfer ofisimiz TÜBİTAK tarafından Türkiye’de desteklenen yedi kuruluş arasında yer almış olup di-ğer yandan da bu anlamda destek almış yegâne teknoloji transfer ofisi olmuştur. Şir-ket yapısında kurulan bir TTO olarak aldı-ğımız bu destek, ileriki girişimler açısından motivasyon verici olduğu kadar TargeT’in kuruluş modelinin ne denli isabetli olduğu-nu da doğrulamıştır. Bu proje kapsamında sertifikalandırılmak üzere Gaziantep ve Tür-kiye genelinden gelen yüksek ilgi ise bizleri ziyadesiyle sevindirmektedir.

Yeni döneme başlarken TargeT, geçtiği-miz yaz dönemini de hareketli ve oldukça verimli geçirdi. Bu bağlamdaki çıktılar-dan biri de “Projein Girişimcilik Sertifika

Programları”nın yine TÜBİTAK’ın desteği ile başlatılmış olmasıdır. “Projein”, GAÜN öğren-ci ve akademisyenlerinin girişimcilik kasla-rını geliştirmek için tasarlanmış âdeta bir “protein” desteği tarzında, özel bir program şeklindeydi.

Bildiğiniz üzere, İntörn Mühendislik mode-linde 3. yılı devirdik. Sistemin tüm taşları-nın yerine oturduğunu dile getirmiş olsak da “her yıl daha iyisi, daha ötesi” prensibini bu alanda da sürdürüyoruz. Yeni dönemde intörn eğitim sisteminin dijital olarak yö-netildiği yazılımı da kullanıma soktuk. Ey-lül dönemi intörnlerini sahaya çıkartırken oryantasyon sürecine kalite, iş güvenliği, iş disiplini, proje eğitimlerinin yanı sıra yazılım eğitimlerini de eklemiş olduk. Dijitalleşme, mobil uygulamalar sayesinde intörnümüz her sabah iş yerinde akıllı telefonla check-in’ini yapabiliyor ve raporlarını periyodik olarak yazıp danışmanlarından, TTO tem-silcilerinden anında geri bildirim alabiliyor olacak.

TargeT’in teknoloji transfer modelinin bir önemli ayağı da ‘tıp-mühendislik ara yüzü’ idi. TargeT bir teknoloji transfer ofisi olarak Gaziantep’te yapılan Türkiye Tıp Öğrencile-ri Birliğinin yıllık kongresine sponsor oldu. Modelini tabana, tıp öğrencilerine anlattı. Doktorların inovasyon ve teknoloji transfer sürecine katılımının önemini ve buna yö-nelik imkânları anlattığımızda gördüğümüz ilgi ve heyecan, tabuların nasıl yıkıldığını, kitlesel inovasyona geçiş sürecinin ne denli hızlandığını ve hızlanacağını gösterdi.

Bu sunuşta, henüz dokuz ayda yakalanan proje hedefleri, yaz boyu süren eğitim süre-ci, imza törenini gerçekleştirdiğimiz Güney İnovasyon Kapısı projesine dair ve bahse-demediğim birçok diğer haberi dergimizin içeriğinde görebilirsiniz.

Son olarak TargeT TTO ve TEKNOPARK’ta Yö-netim Kurulu Başkan Yardımcılığını büyük bir özveri ve sorumlulukla yürüten Prof. Dr. Türkay DERELİ’nin İskenderun Teknik Üni-versitesi kurucu rektörlüğüne atandığı bil-gisini sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın Dereli’ye yeni görevinde başarılar dileyerek bugüne değin verdiği ve aynen devam ede-ceğine inandığım değerli emek ve katkıları için teşekkür ediyorum.

Üniversitelerimizin, tüm TTO’ların, girişimci-lerimizin, kurumlarımızın ve siz tüm okurla-rımızın geleceğe, gelişime dair kutlu yolcu-luğunda esenlikler diliyorum.

Prof. Dr.M. Yavuz COŞKUNGaziantep Üniversitesi Rektörü /TARGET TTOYönetim Kurulu Başkanı

REKTÖR’DEN

Page 4: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

2

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ Em

re A

car

ve A

li B

aşpı

nar

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ Ta

yfun

Cev

her

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ İ.

Hay

rett

in D

emir

bile

k ve

Ali

Ölç

er

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ Yu

nus

Kar

tal

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ Se

rdar

Peh

livan

oğlu

GİR

İŞİM

CİLİ

KN

amık

Bay

dar

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ Pr

of. D

r. M

urad

iye

Nac

ak v

e D

r. İs

mai

l Tan

er E

zgi

NE

TİM

BAŞARI HİKAYELERİ

BAŞARI HİKAYELERİ

BA

ŞAR

I H

İKAY

ELE

BA

ŞAR

I H

İKAY

ELE

BA

ŞAR

I H

İKAY

ELE

BA

ŞAR

I H

İKAY

ELE

BA

ŞAR

I H

İKAY

ELE

BA

ŞAR

I H

İKAY

ELE

Teknoloji üssü olma hedefindeyiz

Barış Yurtseven ve Mehmet Ersin Akaybaşarıyı birlikte yakaladı.EMLAK BULMANIN EN KOLAY YOLU

“BİYOANTEP” DÜNYADA İLK

TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan: Prof . Dr. Ali Kireçci:

SOCTAG BİLİŞİM YÖNETİM KURULU ÜYESİ Abdurahman Koçak:

Bilgisayarcılar Odası il temsilcisi Erdal Dayak:

İnovit Bilgisayar Genel Müdürü Ahmet Konukoğlu:

Bilgisayar mühendisi Burak Yüncü:

SBÇ Yazılım şirketi KURUCUSU Nuri Çiçekler:

“Kişilerin değil,konuların sosyalmedyasıyız”.

Ersoft Yazılım, 7 yıldırTEKNOPARK’ta faaliyet gösteriyor…

“AKLIMIZ, GÖZÜMÜZDE…”

ÇÖPTE AR-GE YAPTI,ORTAYA ÇÖPİTO ÇIKTI.

YNC Yazılım Yapay Görme sistemleriüzerinde çalışıyor.VERİMLİLİĞİ ARTIRIPMALİYETİ AZALTIYOR

SARI SAYFALAR TÜRKİYE’NİNHER YERİNDE…

16

44 48

24 34 40

20 28 36

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ A

ykut

Önd

er B

araz

i

MA

KA

LEP

rof.

Dr.

Mus

tafa

Bay

ram

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ D

r. Fa

tma

Usk

aner

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ Se

yfet

tin B

ozba

ş

GİR

İŞİM

CİLİ

KM

ehm

et B

ahar

oğlu

54 64 825232

BA

ŞAR

I HİK

âYE

LER

İ D

ünda

r Y

ılmaz

62 80 908668

BA

ŞAR

I HİK

âYEL

ERİ

Veda

t Tem

iz

58 7206

BİZ

DE

N H

AB

ER

LER

7674

İÇİNDEKİLER

96

İNT

ÖR

NV

icto

r Sa

ngui

nez

99

MA

KA

LED

uygu

Tir

yaki

88 94

ÜN

İVE

RSİ

TE

- SA

NAY

İ İŞB

İRLİ

Ğİ

Seyi

t To

prak

BA

ŞAR

I HİK

AYE

LER

İ K

emal

Kar

aoğl

an

Page 5: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

3

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

SUNUŞ

TargeT’in yeni sayısında tekrar merhabalar,Her yeni akademik dönem, yeni bir kabuk değiştirme, yenilenme fırsatı verdiği için üniversitenin içerisinde çalışmak çok özel, Teknoloji Transfer Ofisi çalışanı

olmak ise harika diyebiliriz. Bir TTO çalışanı olmanın en büyük tatmini de bu olsa gerek. Hayret içerisinde seyrettiğimiz yeni konseptler, araştırma konuları, teknolojiler, iş modellerini hayranlıkla izlediğimiz teknoloji firmaları, bizleri ‘Yok artık! Bunu da mı düşündünüz?’ şeklinde ifadelere zorluyor. En büyük tat ise bu buluşları, girişimleri, pazarlama planlarını düşünebilenlerin, üniversitemizin öğretim üyesi, öğrencisi, girişimcisi olmasıdır. Öylesine yüksek bir tatmin ki bir şeyi bir sonraki aşamaya taşımak. İşini bu tatmin ve tatla yapabilmek iyi sonuçlar verebiliyor. Fakat biliyoruz ki iyi sonuçlar, yerini en iyi sonuçlara; en iyi sonuçlar ise mükemmel sonuçlara bırakmalı. Bunun için de daha çok sahiplenmeli, daha fazla sorumluluk almalı ve daha hesap verilebilir/ölçülebilir davranmalıyız.Geçtiğimiz akademik yıl içerisinde 49 buluş bildirimi almışız. Bu buluş bildirimleri ile yetinmemiş, know-how niteliğinde 1 fikri ticarileştirmişiz. Sonuca yaklaştığımız 3 diğer ticarileştirme çalışması için ise yakında mutlu haberleri vermeye hazırlanıyoruz. Araştırma proje başvurularında, üniversite tarihinin en üretken dönemlerinden geçtiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Geçtiğimiz ay Gaziantep Üniversitesinin yenilikçilik ve girişimcilik kapasitesini arttırmaya yönelik onaylanan iki proje başvurumuzla ekibimize yeni katılan iki arkadaşımız da oldu. Kaliteli ve nitelikli büyüme arzumuzu sürekli korumak istiyoruz. TargeT Yönetim Kurulu ise bazı kararları ile sürekli TargeT’i yeni ve canlı tutuyor.-Araştırma projeleri için kurum içi ön panel sistemi devreye alındı. Artık ön panellerde daha önceden proje yürütme ve panelistlik deneyimi olan öğretim üyelerimize ücret karşılığı yeni proje başvurularına danışmanlık niteliğinde destek veriliyor.-Üniversite-sanayi iş birliğini desteklemek üzere firma-üniversite arasında proje iş birliğini başlatan intörnlere nakdi ödül veriliyor, başarı sertifikalandırması yapılıyor.

-Girişimcilik yolculuğundaki üç tünelden akış çok hızlandı. Eğitim, danışmanlık, mentorlük modelinin işlerliği büyük bir ivme ile devam ediyor. Girişimcilik eğitimlerinin sürekliliği yeni programlarla sağlandı. Danışmanlık ise TTO uzmanlarının yanında TİM-TEB Girişim Evi’nin Gaziantep TEKNOPARK’a taşınması ile birlikte artık çok daha güçlü hâlde. Mentorlükte paradigma atlamayı sağlayan BTAP-Bireysel Tecrübe Aktarım Platformu programı, deneyim transferini çok daha yapısal bir model ile gerçekleştiriyor. TargeT yatayda bölgesel insan kaynağı gelişimini sağlayacağı ve etkinlik bazlı faaliyetleri en verimli şekilde yürüteceği yeni iştiraklere hazırlanıyor. TargeT’in yönetimine katılımınızı, önerilerinizi, tavsiyelerinizi sürekli tutmanızı istiyor. Geçtiğimiz ay içerisinde memnuniyet anketlerinden gelen bazı ifadeleri teşekkürlerimizle paylaşıyorum.

Üniversitemiz bünyesinde bilimsel çalışmalarımıza katkı sağlayan birim olması bizleri daha çok proje yazmaya teşvik ediyor. (Necla Kara Toğun-Akademisyen)

Target TTO ile ilk kez tanıştım ve başta benim projemle ilgilenen Feyza Hanım ve Özkan Bey olmak üzere tüm TARGET ofisine teşekkür ediyorum. Projenin iyileştirilmesine yönelik zamanlarını harcadılar ve projeyi çok daha anlaşılır duruma getirdiler. (Prof. Dr. Mustafa Günal-Akademisyen)

Özkan Bey ve Feyza Hanım, proje başvurumda en çaresiz kaldığım zaman benimle ayrıntılı, uzun uzadıya görüştüler. Proje başvurusu yazımında hangi noktalara dikkat etmem gerektiğini, teknik konularla nasıl başa çıkacağımı sabırla gösterdiler. Onlara ne kadar teşekkür etsem azdır. (Yücel Karadaş-Akademisyen)

TARGET OFİSİ’NİN TÜM ÇALIŞANLARININ KENDİ ALANLARINDA İYİ VE DONANIMLARININ DA ÇOK İYİ OLMASIYLA BİRLİKTE İLERLEYEN ÇOK GÜZEL BİR RİTİMLERİ VAR. BAZEN DANIŞAN KİŞİ VEYA EĞİTİM ALAN KİŞİ OLARAK YA DA ÖĞRENCİ OLARAK KİŞİLERİN DE FARKLI RİTİMLERİ OLABİLİYOR. BU RİTİMLE BİRLİKTE İLERLENİRSE ÇOK DAHA MUHTEŞEM SONUÇLARIN ALINACAĞINA İNANIYORUM HER İKİ TARAF AÇISINDAN DA. BU, AYNI ZAMANDA KAZAN-KAZAN FELSEFESİYLE DE ÖRTÜŞTÜĞÜ İÇİN ÇOK DAHA EKOLOJİK OLACAKTIR. HEM SÜREÇ HEM DE SONUÇ AÇISINDAN...BÜYÜK BİR SAYGI DUYULARAK VE HAD BİLİNEREK PAYLAŞILAN BU HEDİYEYİ UMUYORUM Kİ KABUL BUYURURSUNUZ.EN DERİN ŞÜKRAN VE SAYGIYLA HER DÂİM,,,, (Emine Şahbaz-Girişimci)

İmtiyaz SahibiGaziantep Üniversitesi TARGETTeknoloji Transfer Ofisi AŞ AdınaYön. Kur. Bşk.Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun

Genel Yayın Yönetmeni:Prof. Dr. Türkay Dereli

Yayın Koordinatörü:Prof. Dr. Mustafa Bayram

Yayın Danışmanı:Doç. Dr. M. Vural Özdemir

Sorumlu Müdür: Ekrem Tekin

Editör: Gamze Erden

Yayın KuruluProf. Dr. Fahrettin GöğüşProf. Dr. İbrahim Halil GüzelbeyProf. Dr. Metin BedirDoç. Dr. Necip Fazıl YılmazYrd. Doç. Dr. Alptekin DurmuşoğluYrd. Doç. Dr. Deniz VuruşkanErcan EroğluYıldız BüyükdemirGSO Temsilcisi Ali ÖzpolatGTO Temsilcisi Ali Değer

Katkıda Bulunanlar:Fatih BalcıFeyza YılmazGizem Yarıcılarİ.Başar KılıçparlarLatife Çağla KoyuncuNeslihan EkenOnur AkarÖzge ErbağcıÖzkan KireçSamet Kürşat BaşolSedat ÖztürkSerap Özpolat ÇeteDuygu TiryakiZübeyde AytekinBülent AğcabayAhmet KayaArzu DedeZeynel Taşdelen

DüzeltiYrd. Doc. Dr. Ahmet Özpay

Grafik & Tasarım Mark&Mark İletişim Danışmanlığıİbrahim Soysal0342 232 80 81 - Faks: 232 80 82www.mark-mark.net

İçerik Yönetimi:Hüseyin Küpeli

Basım TarihiEylül 2015

Basım YeriGap Olay Medya Grubu A.Ş.Mücahitler Mah. 6 Nolu Cadde 35 Nolu Sk. No:1 Olay Medya Plaza Şehitkamil / GaziantepTelefon : +90.342.322 86 86 (Pbx)Fax : +90.342.322 86 87

Yönetim YeriKüçük Kızılhisar Mah. Burç Yolu Cad.Gaziantep Teknopark 4/A BlokŞehitkamil / Gaziantep Tel: 0(342) 360 06 11 - 317 10 95Faks: 0(342) 360 06 12

www.ttotarget.com

e-posta: [email protected]

Yerel Süreli Yayın

ISSN: 2149-1445

Ekrem TekinTARGETTeknoloji Transfer OfisiGenel Müdürü,Proje Yürütücüsü

Yeni Haberler…

Page 6: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

4

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

eğerli Okuyucularımız,TargeT dergimizin beşinci sayı-sında tekrar sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi, son yıllarda sürek-

li tartışılan bir konu var: Üniversite-sanayi işbirliği ve teknoparklar. İş hayatımın ilk dönemlerinde hep şunu düşünürdüm: “Bazı sanayiciler, tahsil düzeylerindeki yetersizliğe rağmen bu kadar parayı nasıl kazanıyor?” 10 bine yakın sanayici, tüccar, girişimci ile bire bir sohbetim oldu. Sanayicilere ulaş-tıkça anladım ki sanayici belki entelektüel olmayabilir; ancak iş yaşamındaki geceli, gündüzlü özverili hayata değen çalışma-sıyla bu ülkeye istihdam sağlar, sosyal hayatı etkiler. Başarılı sanayicilerin çoğu, kendi sektörünü çok iyi biliyor. Çekirdekten yetişen, uzun yıllar içinde iş tecrübelerini artıran bu sanayicilerin akademik çevre-lerle buluşması, heyecan verici olmaz mı? Sanayiciyle akademisyenin proje odaklı iş birliğinin ülke ekonomisine sağlayacağı katkıları düşünün! İşte tam da bu noktada, Gaziantep TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi çok önemli işlevler üstleniyor. Sanayicinin işinde büyümesi, rekabette öne

çıkması için bir köprü oluyor. Katma değer-li üretime geçmek isteyen sanayici, tecrü-belerini TEKNOPARK’taki bilimsel sermaye ile birleştirdiğinde ortaya çok güzel projeler çıkıyor.Bu nedenle bu sayımızda, Gaziantep TEKNOPARK’ta yer alan girişimcilik, üniver-site-sanayi iş birliğinde rol model olmuş firmaların başarı hikâyelerini, siz değerli okuyucularımızla paylaştık.Dergimizin sürekliliğini sağlayan Rektörü-müz Sayın Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun başta olmak üzere, değerli yazarlara, sanayicilere, çalışma arkadaşlarıma, Gaziantep Üniver-sitesinin çok değerli hocalarına, Gaziantep Üniversitesinin öğrencilerine ve dergide emeği geçen herkese teşekkürlerimizi su-narız.Gaziantep ve Türkiye inovasyon ekosiste-minin nabzını almaya, materyal inovas-yondan, AR-GE ve bilgi inovasyonuna geç-tiğimiz günümüzde son gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Ayrıca sizle-rin hazırladığı inovasyon ile ilgili yazıları da hakemli değerlendirme ve yayın için bek-liyoruz.Keyifle okumanız dileğiyle….

“İnovatif Girişimciler Gaziantep TEKnOPARK’la Buluşursa...”

D

Gamze ErdenGAÜn TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Editör veHakla İlişkiler Uzmanı

EDİTÖRDEN

Page 7: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

5

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Page 8: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

6

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

KAYnAK MÜHEnDİSLİĞİnE nİTELİKLİ ELEMAn YETİŞECEKGedik Holding CEO’su Dr. Mustafa Koçak, Gaziantep Üniversitesi Gaziantep TEKnOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisini (TTO) ziyaret etti. Ziyarette, Kaynak Mühendisliğinin nitelikli eleman ihtiyacı ve Gaziantep TEKnOPARK’ta bununla ilgili yatırım planlaması görüşüldü.

iyarete Gedik Hol-ding Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Nurettin Beşinci, GAÜN Mü-hendislik Fakültesi

Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, TargeT TTO Genel Müdürü Ekrem Tekin, Gaziantep TEKNOPARK Uzmanı Onur Akın, TargeT TTO ARGE ve Yenilik Uzmanı Başar Kılıçparlar ile TargeT Akademi Eğitim Koordinatörü Duygu Tir-yaki de katıldı.

TEKNOPARK’TA YATIRIM PLANIGaziantep ve bölgesinde metal sektörünü geliştirmek ve sektö-rün kalifiye eleman ihtiyacını gi-dermeye yönelik olarak Kaynak Mühendisliği Programının açıl-ması ve Gaziantep TEKNOPARK’ta ARGE çalışmalarının yapılması için incelemelerde bulunan Ge-

dik Holding CEO’su Dr. Mustafa Koçak eğitimin önemine dikkat çekti. Dr. Koçak “Özellikle mesleki, endüstriyel faaliyetlerde buluna-cak bir kişiye bir bilgiyi aktarır-ken tam teşekküllü uygulamalı laboratuvarlara ihtiyacımız var. Gaziantep TEKNOPARK’ta ol-dukça büyük bir yatırım yap-mayı düşünüyoruz. Tabii GAÜN TEKNOPARK’ta TargeT TTO ile gerçekleştirmeyi planladığımız projelerimizin öncelikli ayağı uluslararası ‘Kaynak Mühendis-liği’ konusunda verilecek eğitim-ler. GAÜN ile düşündüğümüz bu projede ilk yıl eğitim konusu ön planda olacak. AR-GE konusu ise eğitim ile birlikte yürüyecek. Viz-yonumuz her zaman sanayinin ihtiyacı olan kalifiye elemanlar yetiştirmek. Bu konuda Gazian-tep Üniversitesinin akademik

Z

Page 9: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

7

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

kadrosu, yer temini ve AR-GE için Gaziantep TEKNOPARK ve uzman kadrosu ile TargeT TTO ile işbirliği içerisinde olmayı istiyoruz.” dedi.

KAYNAK MÜHENDİSLİĞİNİN NİTELİKLİ ELEMAN İHTİYACI VAR.

GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram ise Gazi-antep metal ve makine sanayiinin ihtiyaçları konusunda çalışmalar yaptıklarını belirterek “Kısa vade-de en önemli konulardan birisinin ‘Kaynak Mühendisliği’ sertifikasına sahip nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak olduğunu gördük. Dün-yanın her yerinde geçerli olacak bir sertifikaya sahip olan bir kaynak mühendisinin önü çok açık olacak. Özellikle, gerek bu bölgede ve ge-rekse önümüzdeki dönemlerde ye-niden inşa ve yapılanmaya girecek olan Orta Doğu coğrafyasında da bu alanda yetişmiş elemana çok ihtiyaç olacaktır. Aynı zamanda ülkemiz içinde de kaynak gerek-tiren projelerde artık yasal bir zo-

runluluk hâline gelmeye başlayan ‘Kaynak Mühendisliği’ sertifikası altın bir bilezik hâline geliyor. Bu sene açtığımız ve öğrenci aldığı-mız Malzeme-Metalürji Mühendis-liği Bölümümüze yoğun ilgi var. Üniversitemizde eğitim dilimizin İngilizce olması, sanayicilerin bu konuda yatırımlarının artmasıyla bölge bir çekim merkezi hâline ge-lirken gençlerin Malzeme-Metalürji Mühendisliğine olan ilgisini de ar-tırdı. Bu işbirliğini, Üniversite olarak

özel sektör esnekliğinde çalışan ve sanayi ile üniversite arasında bir arayüz olan ‘TargeT TTO’ kanalı ve teknoloji alanındaki verdiği eğitim-lerle sanayinin ihtiyacına cevap verebilen bir eğitim merkezi du-rumundaki ‘TargeT Akademi’ gibi enstrümanlarımızla gerçekleştir-meyi düşünüyoruz. Gaziantep ve civarını, bölgenin önemli bir eğitim merkezi hâline getirmeyi planlıyo-ruz.” diye konuştu.

Dünyanın her yerinde geçerli olacak bir sertifikaya sahip olan bir kaynak mühendisinin önü çok açık olacak. Özellikle, gerek bu bölgede ve gerekse önümüzdeki dönemlerde yeniden inşa ve yapılanmaya girecek olan Orta Doğu coğrafyasında da bu alanda yetişmiş elemana çok ihtiyaç olacaktır. Aynı zamanda ülkemiz içinde de kaynak gerektiren projelerde artık yasal bir zorunluluk hâline gelmeye başlayan ‘Kaynak Mühendisliği’ sertifikası altın bir bilezik hâline geliyor.

Page 10: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

8

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

GENÇ AKADEMİSYENLER, TargeT’TE BULUŞTU

TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ve Makine Teorisi Derneği (MAKTED) işbirliğiyle “Robot Kinematiğinde Analitik ve Sayısal Uygulamalar” konulu eğitim, Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisi bünyesindeki TargeT Akademi eğitim salonunda gerçekleşti.

argeT Teknoloji Transfer Ofisi ve Makine Teorisi Derneği (MAKTED) işbirliğiyle “Robot Kinematiğinde Analitik ve Sayısal Uygula-malar” konulu eğitim, Gaziantep Üniversi-tesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisi bünye-

sindeki TargeT Akademi eğitim salonunda gerçekleşti.

Dört gün süren eğitim programında, ODTÜ Makine Mü-hendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. M. Kemal Özgeren, GAÜN Makine Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Se-

dat Bayseç, GAÜN Makine Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Lale Canan Dülger, GAÜN Makine Mühendisliği araştırma görevlisi Ali Kılıç, Bağdat Üniversitesi Me-katronik Mühendisi ve aynı zamanda GAÜN Makine Mühendisliği doktora öğrencisi Ahmet Al J. R. Musawi bilgi ve tecrübelerini aktardı.Eğitimin içeriği hakkında bilgiler veren GAÜN Makine Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Lale Canan Dülger, “ODTÜ güdümünde ve yurt dışında IFToMM destekli (İn-ternational Federation for the Promotion of Mechanism

T

Page 11: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

9

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

and Machine Science) Makine Teorisi Derneği (MAKTED), 2011 yılında makine teorisi ve dina-miği ana bilim dalında çalışan akademisyen genç arkadaşları, bir çatı altında toplamak, robot ve makine dinamiğinde çalışan-lara rehberlik yapmak amacıyla kurulmuştu. Derneğimizin baş-kanı ve IFToMM üyesi olan ODTÜ Makine Mühendisliğinden öğre-tim üyesi olarak emekli Prof. Dr. Eres Söylemez, dünyadaki maki-ne teorisi ve robotik çalışmaların Türkiye’de yaygınlaşması için derneğin kurulmasına öncülük etmiştir. Şu an seksen beş üyesi olan derneğimizin bu konudaki eğitimi, Ankara ODTÜ ve Erciyes Üniversitesinden sonra Gazian-tep Üniversitesi TargeT Tekno-loji Transfer Ofisinin desteğiyle Gaziantep’te de gerçekleşmiş oldu.” dedi. Dernek çalışmaları arasında ulusal makine teorisi sempozyumlarının da sürekli yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Dülger, “Karadeniz Teknik Üni-versitesi, İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü Üniversitesi, Gazi Üni-versitesi, Sütçü İmam Üniver-sitesi, Gümüşhane Üniversitesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Türk Hava Kurumu, Gaziantep Üniversitesi Makine ve Mekatronik Mühen-

disliği Bölümlerinden yüksek lisans öğrencileri, doktora öğ-rencileri ve yardımcı doçentlerin katılımıyla gerçekleşen eğitimde amaç, robot kinematiğinde çalı-şan arkadaşlara profesyonel an-lamda bir pencere açmış olmak ve sanayide otomasyon, boya, montaj ve biyomedikal sektörle-rinde kullanılan robot kinematiği için Türkiye’de yetişmiş eleman sayısını artırmak.” diye konuştu.Prof. Dr. Dülger, “Bir robotu ta-sarlarken önce geometrisini ta-sarlamak lazım. Kinematik, ola-yın geometrisiyle uğraşır. İkinci aşama, kinetiktir. Kinematiği bil-meden kinetiğe geçmek müm-kün değil. Bu nedenle ilk etapta eğitimi kinematik olarak verdik. Eğitim, istediğimiz performansta oluşursa ikinci aşamada kinetik kısmıyla ilgili çalıştay yapmayı da düşünüyoruz.” şeklinde ko-nuşmasını tamamladı.

Prof. Dr. Dülger: “Bir robotu tasarlarken önce geometrisini tasarlamak lazım. Kinematik, olayın geometrisiyle uğraşır. İkinci aşama, kinetiktir. Kinematiği bilmeden kinetiğe geçmek mümkün değil. Bu nedenle ilk etapta eğitimi kinematik olarak verdik. Eğitim, istediğimiz performansta oluşursa ikinci aşamada kinetik kısmıyla ilgili çalıştay yapmayı da düşünüyoruz”.

Page 12: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

10

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

GÜnEY İnOVASYOn KAPISI AÇILDI

Ulusal Koordinasyonu KOSGEB (Küçük ve Orta-Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) tarafından yapılan ve KOBİ‘lerin (Küçük ve Orta Boyutlu İşletmeler) finansmana erişiminin artırılması, pazarlara erişiminin iyileştirilmesi, çerçeve koşulların geliştirilmesi ve girişimciliğin teşvik edilmesi amacıyla yürürlüğe konulan Avrupa Birliği İşletmelerin ve KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği Programı’na (COSME) katılım için oluşturulan SouthInnoGate (Güney İnovasyon Kapısı) Konsorsiyumu Protokolü GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu’nda düzenlenen törende GAÜN Rektör Vekili Prof. Dr. Türkay Dereli, KOSGEB Başkanı Recep Biçer ve Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Ünverdi tarafından imzalandı.

rogramın açılış konuş-masında KOBİ’lerin re-kabet edebilirliğini ar-tırmak üzere, Avrupa Birliği tarafından des-

teklenen ve fonlanan “COSME” pro-jesi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Türkay Dereli,, “Bu AB projesine ül-kemiz adına koordinatörlük yapan KOSGEB’in büyük bir finansman koyduğunu biliyoruz. Bu finans-mandan ülkemizdeki KOBİ’lerin en

etkin bir şekilde yararlanabilmesi için çok çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Gaziantep KOSGEB İl Müdürlüğü koordinatörlüğünde, Gaziantep Üniversitesi, TARGET TTO (Teknoloji Transferi Ofisi) ve Gazian-tep TEKNOPARK, Gaziantep Sanayi Odası, Diyarbakır Ticaret & Sanayi Odası ve Şanlıurfa Ticaret & Sa-nayi Odası ile ‘COSME’ projesine birlikte başvurduk ve hatırı sayılır bir bütçe almayı başardık. Bu kon-

sorsiyumun ismi ‘SouthInnogate’, yani ‘Güney İnovasyon Kapısı’. Bu kapıyı biz sonuna kadar açmak istiyoruz. GAÜN olarak inovasyon ve girişimcilik konusunda yapılan çalışmalara sonsuz destek veriyo-ruz ve sürdürülebilir sistematik bir girişimcilik ekosistemi oluşturabil-mek için çabalıyoruz. Çünkü nite-likli girişimcilik için sadece ‘para’ yetmiyor. Girişimciliğin mutlaka ni-telikli girişilebilir fikirler ve inovas-

P

Page 13: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

11

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

yonlarla beslenmesi gerekiyor. Bu bağlamda, GAÜN olarak çok önemli bir misyon üstlendiğimizin farkın-dayız.” şeklinde konuştu.

KURSİYERLER SERTİFİKA ALDIKOSGEB Başkanı Recep Biçer, giri-şimciliği çok önemsediklerini be-lirterek ‘Girişimcilik Destek Progra-mı’ eğitimlerinin yaklaşık 4,5 yıldır devam ettiğini söyledi. Biçer, “Hem eğitim programı hem de sertifi-kalarını alan girişimcilere verilen desteklerin yürütülmesi anlamında şu ana kadar 300 bin insanımızı eğittik. Girişimcilerimizin eğitilme-sinde destek veren meslek odaları, üniversiteler, belediyeler gibi tüm paydaşlarımıza teşekkürlerimi-zi sunuyorum. Açılış konuşmaları sonrasında, SouthInnoGate Konsor-siyumu Protokolü imzalandı. İmza merasiminin ardından Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) ve KOSGEB Gaziantep İl Müdürlüğü arasında nisan ayında imzalanan protokol gereği düzenlenen ‘Uygulamalı Gi-rişimcilik Eğitimi 2. Dönem Sertifi-ka Programı’na katılarak başarılı olan 25 kursiyere; Rektör Vekili Prof. Dr. Türkay Dereli, KOSGEB Başkanı Recep Biçer, GSO Yönetim Kurulu

Başkan Yardımcısı Adnan Ünverdi, KOSGEB Başkan Yardımcıları Ahmet

Karakoç ve Süleyman İslamoğlu tarafından sertifikaları verildi.

BİZDEN HABERLER

KOSGEB Başkanı Recep Biçer, girişimciliği çok önemsediklerini belirterek ‘Girişimcilik Destek Programı’ eğitimlerinin yaklaşık 4,5 yıldır devam ettiğini söyledi. Biçer, “Hem eğitim programı hem de sertifikalarını alan girişimcilere verilen desteklerin yürütülmesi anlamında şu ana kadar 300 bin insanımızı eğittik.

Page 14: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

12

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

Teknoloji Transfer Ofisinden bir ilk daha…

TÜBİTAK Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı kapsamında açılan “Mentor Eğiticisi Çağrısı” sonuçları açıklandı. GAÜn TargeT Teknoloji Transfer Ofisi desteklenmeye uygun bulunan Türkiye’deki tek Teknoloji Transfer Ofisi oldu.

AÜN TargeT Teknoloji Transfer Ofisi, TÜBİ-TAK mentor havuzunda yer alan adayları-na stratejik teknoloji ve ürün yönetimi, ileri mühendislik ile tasarım, iş geliştirme ve teknoloji tabanlı başlangıç firmalarına özel

alanlarda eğitim verecek.Gaziantep Üniversitesi ve TargeT Teknoloji Transfer Ofi-si olarak yenilik ve girişimcilik alanlarında kapasite artırılmasına yönelik TÜBİTAK programlarının bölge

ekosistemine kazandırdıklarını dile getiren, programın yürütücüsü ve Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan “TÜBİTAK, geçtiğimiz dönemlerde yenilik ve kapasite artırılmasına yönelik 3 adet çağrı açmıştı. Yaklaşık iki ay önce 1601-1 girişimcilik kültü-rünün üniversite ekosistemi içerisindeki yerinin artı-rılmasına yönelik programımız fonlanmış ve çalışma-larına başlamıştık.1601-3 dediğimiz mentor yetiştirme

G

Page 15: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

13

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

programını da almaya hak ka-zanan bir Teknoloji Transfer Ofisi olduk. Bu program, bölgeye hem maddî hem de manevî girdi sağ-layacaktır.” dedi. Mentor yetiştirme programının bir yıl süreceğini kay-deden Vuruşkan, ”Proje 3’er aylık dönemlerde dört eğitim programı olarak açılacak. Her dönemde 60 tane mentore eğitim vererek top-lam 240 adet mentor eğitmeyi planlıyoruz. Eğitilecek mentorleri, uzun süre piyasa deneyimi olan ve belirli kapasitenin üzerinde

olan kişilerden seçeceğiz. Bilindiği gibi mentor niteliği taşıyan kişiler, bazen bilgi ve deneyimini karşıya aktarmada sıkıntılar yaşayabili-yor. Bu program ile var olan bil-giyi nasıl aktaracakları konusunda deneyim kazanmaları sağlanacak. Empati kurmadan iş planı hazır-lamaya, etkili iletişimden pazarla-ma tekniklerine, finansal okuma-dan güncel fon kaynaklarının ne olduğuna kadar çeşitli konularda eğitimler verilecek. Bu mentorler, TÜBİTAK’ın sahip olduğu havuzun-dan ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin uzman kadrosu tarafından seçilecek. BİTAP dediğimiz “Bireysel Tecrübe Aktarım Platformu” prog-ramı ile bölgede, teknoloji tabanlı başlangıç firmaları ve iş geliştirme konularında yani KOBİ’lere hizmet verecek mentorleri yetiştireceğiz. Bundan sonraki süreçte sertifika

alan kişiler, özel mentorlük hizmeti verebilecek veya TÜBİTAK’ın özel-likle Tekno-Girişim ve Girişim Ser-mayesi projelerinde çalışabilecek. Yetiştirilecek her mentor adayının gerek TEKNOPARK gerekse KOSGEB ile anlaşma yapılarak birer firma atanıp sahada pratik olarak eği-tilmelerini de sağlayacağız.” dedi. TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin kurulmasıyla Gaziantep ve Bölge ekosisteminde teknoloji transferi ile ilgili tüm segmentlerde pozitif bir ivmelenme olduğunu dile ge-tiren Vuruşkan, “Gaziantep sanayii, artık milyon dolarlık TÜBİTAK pro-jeleri yazmaya başladı. Girişimci-lik kelimesi bile konuşulmaz iken daha geçtiğimiz günlerde KOSGEB işbirliği ile 25 kişiye ‘Girişimcilik Sertifikası’ verdik. bölgede bu an-lamda çok ciddi dinamizm var. Bu hareketliliğin içerisinde tek eksiği-miz mentorlüktü. TÜBİTAK’ın böy-le bir programı fonlaması çok iyi oldu. Bu programın hem Gaziantep özelinde hem de bölgeye çok bü-yük getirisi olacak. Üniversitemizde sanayi tecrübesi olan ve mentor-lük yapacak pek çok akademisyen hocamız var. Kısaca bu programla girişimlerin daha kısa sürede tica-rileşmesi, daha katma değerli ürün üretilmesi konusunda eğitim alan mentorlerin teşviki ile ekosistem çok daha fazla hareketlenip başta Gaziantep ve bölgenin sanayiine ve ticaretine katkı sağlanmış olacak-tır.” diyerek sözlerini tamamladı.

BİZDEN HABERLER

Bilindiği gibi mentor niteliği taşıyan kişiler, bazen bilgi ve deneyimini karşıya aktarmada sıkıntılar yaşayabiliyor. Bu program ile var olan bilgiyi nasıl aktaracakları konusunda deneyim kazanmaları sağlanacak. Empati kurmadan iş planı hazırlamaya, etkili iletişimden pazarlama tekniklerine, finansal okumadan güncel fon kaynaklarının ne olduğuna kadar çeşitli konularda eğitimler verilecek. Bu mentorler, TÜBİTAK’ın sahip olduğu havuzundan ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin uzman kadrosu tarafından seçilecek.

Üniversitemizde sanayi tecrübesi olan ve mentorlük yapacak pek çok akademisyen hocamız var.

Kısaca bu programla girişimlerin daha kısa sürede ticarileşmesi, daha katma değerli ürün üretilmesi

konusunda eğitim alan mentorlerin teşviki ile ekosistem çok daha fazla hareketlenip başta

Gaziantep ve bölgenin sanayiine ve ticaretine katkı sağlanmış olacaktır.

Page 16: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

14

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

urultayın açılış konuş-masını yapan Rektör Prof. Dr. Yavuz Coş-kun, Gaziantep’in eği-tim anlayışıyla da son yıllarda öne çıkan bir

kent olmaya başladığını belirtti. Prof. Dr. Coşkun, özellikle ilköğretim ve ortaöğretimde çok ciddi sıkın-tılara rağmen yükseköğretim ala-nında üç vakıf ve bir devlet üni-versitesiyle Türkiye’de önemli köşe taşlarından biri olduğunu ifade ederek Gaziantep Üniversitesinin Türkiye’nin önde gelen üniversite-lerinden biri olduğunu söyledi.Prof. Dr. Coşkun, “Etraf kan koku-suyla dolu. Yüzlerce insan her gün can veriyor. Göçler yaşanıyor. Bu kadar ıstıraplar içerisinde biz yine de bu coğrafyada barışı, insanlığı,

huzuru temin etme noktasına tüm Gaziantep’te Gaziantep Üniversitesi olarak da ayrıca bir çaba ve can-hıraş bir gayret içerisindeyiz. Bu anlamda da bütün olumsuzluklara rağmen coğrafî algı ve etrafımızı saran olaylara rağmen Gaziantep Üniversitesi Türkiye’de belirli yerini korumaya ve önde gelen üniversi-telerden biri olmaya devam etmek-tedir.” dedi.

“Öğrencilerimize birer diploma ver-me çabası içerisinde hiç olmadık.” diyen Prof. Dr. Coşkun, Türkiye’de ilk olan Toplumsal Duyarlılık Pro-jeleriyle zorunlu ders kapsamında her sene 9 bin öğrenciyi insanlarla temas ettirdiklerini, köydeki okulla, camiyle, sanayideki işçiyle buluş-turduklarını ifade etti. Her yıl 300 projeyle hayata çıktıklarını söyle-yen Prof. Dr. Coşkun, bütün branş-

BİZDEN HABERLER

TÜRK TIP ÖĞRENCİLERİ BİRLİĞİ’NİN İLK KURULTAYI

GAÜN’DE YAPILDIÜlkemizdeki Tıp Fakültesi öğrencileri arasında düzenlenen “Türk Tıp Öğrencileri Birliği Kurultayı 2015” farklı üniversitelerde öğrenim gören yaklaşık 400 öğrencinin katılımıyla Gaziantep Üniversitesi (GAÜn) Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

K

Page 17: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

15

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

lara Etik dersi koyduklarını söyledi.Hekimliği bir para algısıyla birlik-te mülahaza etmenin son derece tehlikeli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Coşkun, “Bu başka bir meslek. İnsanı sevmek, kuşatmak, hiçbir ırk, mezhep gözetmemek temel şiarımız. Toplumda hekimin pa-rayla özdeşleştirilmesi, mülahaza edilmesi yıllar önceden gelen bu söylem ve mülahazaların ne denli zarar verici olduğunu, topluma ne denli yanlış aksettirildiğini görü-yorsunuz. Siz gençlerin bu intibala-rı silmesi gerekir. Meselemiz insan sağlığını temin etmek ama insanın tekâmülünü, gelişmesini öncele-mek ve insanları küçümsememek, empati yapmak, kırdan, şehirden, dağdan, köyden de gelse bu insa-nın benim insanım olduğunu, ku-caklamam gerektiğini, hekimlerin öldürülmesine meydan vermeden hekimin haklarını da koruyarak ama hastayı da bir meta, eşya yerine koymayan etik bir anlayışı tesis etmek… İşte siz gençlerin gö-revi. Sizler geleceğe ışık tutmanızla ve söylemlerinizle, düşünceleriniz-le ümit veriyorsunuz. Hiçbir siyasi savrulma içerisinde olmadan, hiç kimseyi dışlamadan, sadece temel ilkeler doğrultusunda bir araya gel-menin ne denli önemli olduğunu ve bu anlamda da bu birlikteliğini-

zi önemsediğimi belirtmek isterim.” diye konuştu.Hekimlerin bu ülkenin tarihinde her zaman söz sahibi oldukları-nı ifade eden Türk Tabipler Birliği 2012-2014 Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, “Cumhuri-yetin kuruluşundan tutun, bugüne gelinceye kadar bundan sonra da böyle olmalıdır. Onun için yapma-mız gereken iyi bir hekim olmak-tır; ama iyi bir insan ve vatandaş olmak da durumundayız. Özellikle bugünlerde barışa bu kadar ihtiyaç duyduğumuz dönemde, mutlaka, hekimlerin, tıp öğrencilerinin her insanın sesini çıkartması lazım.” şeklinde konuştu. 1 Eylül’de “Dün-ya Barış Günü”nü kutladıklarını ve 1 Eylül’ün Almanların Polonya’yı işgal ettiği gün olduğunu bildiren Prof. Dr. Özdemir Aktan, “Savaş, hekimler tarafından bir toplum sağlığı soru-nu olarak algılanır. Hekimler sava-şa taraf olamazlar. Hekimler, her şartta barıştan yana olmalıdır. Bir savaş ortamında, mutlaka, diğer kimliklerinden de arınmak zorun-dadırlar. Hepimizin siyasi kimlikleri, düşünceleri, sosyal eğilimleri, etnik farklılıkları olabilir; ama hekimlik kimliğimiz bunların hepsinin üs-tünde olmalı. Hekim için düşman yoktur. Hekim için insan vardır, hastası vardır. Bugünlerde bunu hiç aklımızdan çıkartmamalıyız

ve barış isteğimizi, düşüncemizi hiç çekinmeden yüksek sesle her yerde mutlaka haykırmamız lazım. Hekimler barıştan yanadır. Bu hep böyle olacak ve böyle kalmalıdır.” dedi.Gaziantep Üniversitesi TargeT Tek-noloji Transfer Ofisi adına konuşma yapan GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Türkiye’de genelde doktorların tek-nolojiyi kendi mesleklerini icra ederken son kullanıcı olarak yer aldıklarını belirterek artık doktor-ların veya tıp eğitimi almış olan insanların atölyelerde, laboratuvar-larda mühendislerle, teknisyenlerle bir araya gelip klasik tıp branşının biraz daha ötesine geçmek istedik-lerini söyledi.“Teknoloji Transfer Ofisi olarak artık doktorların beyaz önlükleriyle bera-ber lacivert önlükleri de olsun.” di-yen Prof. Dr. Bayram, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Atölyelerde de bu-lunsunlar. Yeni ekipmanları, teknik-leri ve cihazları beraberce ortaya koyalım. Bunlardan tıp için sektörel bazda baktığımızda yeni ürünleri de ortaya çıkartmak istiyoruz. Tek-noloji Transfer Ofisimiz, Türkiye’deki diğer teknoloji transfer ofislerinden farklıdır. Türkiye’de ODTÜ tekno-loji bazında bir markadır. Ancak ODTÜ’nün yapamadığını şu an Ga-ziantep Üniversitesi yapmıştır. Tıp sektörünü veya bunu hedefine koy-muş teknolojiyi üretirken tıp sektö-rüne yönelik veya tıptaki hocaları da kullanarak yeni bilgiyi ve tek-nolojiyi geliştirebilir duruma geldik”.GAÜN Tıp Fakültesi Dekan Yardımcı-sı Prof. Dr. Vedat Davutoğlu, başarılı bir kongre olmasını dileyerek kurul-taydaki çalıştayların çok fonksiyo-nel ve verimli olacağına inandığını söyledi. Kurultayın açılış konuşma-ları sonrasında GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun’a, Türk Tabipler Birliği 2012-2014 Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan’a, GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram’a ve Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Vedat Davutoğlu’na günün anısına çiçek takdim edildi.

Page 18: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

16

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

YÖNETİM

Hocam doğrudan konuya gire-cek olursak, firmaların neden TEKNOPARK’ta yer alması sorusunun cevabını sizden alabilir miyiz?Bilindiği gibi, bütün teknoparkların ortak çıkış noktası ve bu soruya ce-vabı; belirli indirimler, belirli avantaj-lar, belirli muafiyetler ve nitelikli ofis imkânları. Yani hem maddî hem de manevî avantajları bulunmakta. Maddî avantajları, 2023 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti, teknoparklarda yapılan teknolojik üretim ve AR-GE

çalışması yapan firmalardan alma-sı gereken kurumlar vergisi, katma değer veya gelir vergisi vb. avantaj-lardan vazgeçiyor. Özellikle yazılım üzerine çalışan firmaların gelir, dam-ga vergisi, işveren payı gibi pek çok şeyi muaf tutulmakta. Bu nedenle ki Türkiye’de teknoparklarda yer alan firmaların sektörel profillerinin yazılım şirketleri olduğunu görürsünüz. Bir de AR-GE yapan firmalar için avantajlar var. AR-GE yapan firmalar için de ilk partide yani seri üretime geçinceye

kadar birtakım avantajlar, muafiyet-ler söz konusu. Manevî avantajlarına gelince nitelikli ofis, sessiz çalışma or-tamı, üniversite ile işbirliği ve üniver-sitedeki akademisyenlerin bilgilerin-den faydalanma imkânın bulunması diyebiliriz.

GENÇ VE DİNAMİK BİR EKİPGaziantep TEKNOPARK’ın diğer teknoparklardan farkındalığı nedir?İleriki dönemlerde laboratuvar ve amfi imkânlarını Gaziantep TEKNOPARK’ta

TEKNOLOJİ ÜSSÜ OLMA HEDEFİNDEYİZ

GAÜn TEKnOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, TEKnOPARK’ın avantajlarını, vizyonunu, geleceğe yönelik hedeflerini ve firmalara tanınan avantajları anlattı. Gaziantep TEKnOPARK’ın diğerlerinden farkını da anlatan Dr. Vuruşkan, önümüzdeki üç yıllık hedeflerinin bölgenin en hızlı büyüyen teknoparkı olarak alınan patent sayısını artırmak olduğunu açıkladı.

TEKNOPARK GENEL MÜDÜRÜ DR. Deniz VuruşKan:

Page 19: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

17

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

YÖNETİM

yer alan firmalar indirimli olarak kul-lanabilecek. Gaziantep TEKNOPARK, TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin ku-rulması ve Gaziantep Üniversitesinin AR-GE ve inovasyona bakış açısının olumlu yönde değişmesi ve odaklan-masıyla ciddi bir ivmelenme gerçek-leştirdi. Genç, dinamik, aktif ve mo-tivasyonu olan, 24 saat çalışan bir kadro bulunmakta. Bu süreç içinde, bu sinerji firmalara olumlu bir şekilde yansımakta. Şu an çok ciddi yazılım ve AR-GE yapan 60’a yakın firmamız bulunuyor. Firma sayımız sürekli ar-tıyor.

Firmaların Gaziantep TEKNOPARK’ta yer alması için ne yapması gerekiyor?Bir matbu formumuz bulunmakta. Firmalar projelerini bu formda doldu-rup proje sürelerini, ne yapacaklarını ve projenin özgün değerlerini anlatı-yorlar. Biz bu formu üç ayrı hakeme gönderiyoruz. İki tanesi konuyla ilgili akademisyen, bir tanesi de Gazian-tep TEKNOPARK bünyesinde uzman kadrosuyla çalışan kişilerden oluşan bu hakemler, firmanın değerlendir-mesini yapıyor. Değerlendirirken, ça-lışmalarında AR-GE niteliği taşıyan firmalar, TEKNOPARK’ta kiracı ola-rak yer alabiliyor ve projesini yap-ma imkânına kavuşabiliyor. Özetle TEKNOPARK’ta yer almak isteyen fir-maların çalışma konusunun içinde teknoloji olacak veya AR-GE dediğimiz “Araştır” ve “Geliştir”den bir tanesinin olması da yeterli. Şu an Orta Doğu ve bu bölgedeki illerin belediyesine yazı-

lım yapan ve satan, Türkiye’deki 40 üniversitenin bilimsel proje araştırma birimine yazılım yapan, 3 boyutlu ya-zıcı oluşturan ve de Kartal Halı, Royal Halı gibi Türkiye’de markaları bilinen firmalar olmak üzere pek çok başa-rılı firmanın Gaziantep TEKNOPARK’ta ofisleri bulunmaktadır.

TEKNOLOJİ ÜSSÜ OLMA HEDEFİNDEYİZ.Gaziantep TEKNOPARK’ın yeni dönem hedefleri nelerdir?Bu konuyla ilgili yakın zamanda çok ciddi misyon ve vizyon çalışmaları yaptık. Yeni dönem için 2020 yılına kadar planlarımızı hazırladık. Ön-celikle ilk üç yıl içinde bölgenin en hızlı büyüyen teknoparkı olup, patent sayımızı hızla artırmak istiyoruz. Son-rasında firmaların proje sayılarını ar-tırıp ihracat olayına, e-ticarete doğru ilerlemeyi düşünüyoruz. Yani ilk üç yıl içerisinde bölgenin en hızlı büyüyen “teknolojik üssü” olmak gayretindeyiz. Bölgede teknoloji, yenilik deyince ilk akla gelen kurum olmayı hedefliyo-ruz. Bu bağlamda bölge ekosistemini değiştirmeye çalışıyoruz. Bunların geri bildirimlerini de önümüzdeki yıllarda alacağımızı düşünüyorum.

Page 20: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

18

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

YÖNETİM

Gaziantep TEKNOPARK ve TargeT TTO’nun Gaziantep sanayiine kat-kılarıyla ilgili neler söylemek is-tersiniz?Bu şehirde, girişimcilik kültürü ba-basının oğluna anlattığı kadardı. AR-GE kültürü ise hiç yoktu diyebilirim. Gençler babasının kendisine dikte et-tiği sektörü seçmek durumunda kalı-

yordu. Girişimcilik kültürü ise baba-nın oğluna verdiği limitler dâhilinde gerçekleşmekteydi. Yine proje kül-türü çok fazla yoktu. Bilindiği üzere Gaziantep’te KOBİ’nin üzerinde olan büyük firma diyeceğimiz 1000’e ya-

kın işletme olmasına rağmen AR-GE, girişimcilik, proje kültürü istenilen se-viyelerde değil. Maalesef sanayicimiz gördüğüne inanıyor; komşusundan, arkadaşından gördüğü yatırımı yapı-yor. Tam da bu noktada Gaziantep şehrine, AR-GE, girişimcilik ve proje kültürünün oluşmasında Gaziantep TEKNOPARK ve bünyesindeki TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin ciddi katkı-ları olduğunu düşünüyorum.

Orta Doğu coğrafyasındaki durum bölgenin AR-GE çalışmalarını etki-ler mi?Dünyanın neresinde olursanız olun kriz dönemlerinde AR-GE’nin daha fazla yapıldığını görürsünüz. Dünya-daki ülkelere baktığınızda, ekonomik ve siyasî zorlukların olduğu zaman-larda ileriye dönük yatırımlarını daha fazla yapmışlardır. Büyük buluşlar, katma değeri fazla olan AR-GE çalış-maları hep kriz dönemlerinde ortaya çıkar ve patlama yapar. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinden aldı-ğım dönütlere baktığımızda insanla-rın markalaşma, katma değerli ürün üretmek yönünde çalışmalar içeri-sinde olduğunu ve bu konuya kafa yorduklarını gözlemliyorum. Hatta bizimle ortak markayla pazara gir-mek isteyen insanlar var. Uluslararası marka olma yolunda büyük firmala-rın çabaları var. Bunlar güzel geliş-meler. Dolayısıyla TEKNOPARK ve Tar-geT TTO olarak hedeflerimiz arasında Gaziantep Sanayi Odasının 2023 yılı-na kadar Gaziantep’ten çıkarmak is-tediği 20 tane uluslararası markanın en az iki tanesinin Gaziantep TEKNO-PARK’taki firmalardan çıkmasını sağ-lamak.

Eklemek istedikleriniz?Teknoparkların uygulama yönetmen-liğinde birtakım güncellemeler yapı-labilir. Örneğin devlet destekli labora-tuvar kurulması, teknoparklarda yer alan firmalar içinde teknolojik seri üretim yapanlara devlet ihalelerinde öncelik tanınması gibi avantajların hızla gündeme getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Maalesef sanayicimiz gördüğüne inanıyor; komşusundan, arkadaşından gördüğü yatırımı yapıyor. Tam da bu noktada Gaziantep şehrine, AR-GE, girişimcilik ve proje kültürünün oluşmasında Gaziantep TEKnOPARK ve bünyesindeki TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin ciddi katkıları olduğunu düşünüyorum.

Dr. Deniz Vuruşkan kimdir?1978 doğumlu. Tekstil Mühendisi. Yüksek lisans ve doktora yaptı. Tekstil tasarımda öğretim üyeliği yapmaktadır. Özellikle girişimcilik ve ticarileşme konusunda çalışma ve deneyimleri var. Yaklaşık 2 yıldan bu yana TEKnOPARK Genel Müdürlüğü görevini yapmakta olup aynı zamanda 2 yıldan bu yana TARGET (Teknoloji Transfer Ofisi) 5. modül sorumlusudur. AR-GE, fon kaynakları ve girişimcilik konularında eğitim ve seminerler vermektedir.

Page 21: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

19

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKAYELERİ

Page 22: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

20

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

ÇÖPTE AR-GE YAPTI, ORTAYA ÇÖPİTO ÇIKTI

Endüstri Mühendisi Ahmet Konukoğlu, inovasyona ve AR-GE’ye olan merakı sayesinde kendini bir anda katı atık yönetimi, konteynerler ve çöplerin toplanmasıyla ilgili bir projenin tam ortasında bulmuş. Projesini uygulamaya karar veren Ahmet Konukoğlu, TEKnOPARK’ta yerini alarak, ÇÖPİTO adını verdiği bir cihaz ve yazılım geliştirmiş. İnovit Bilgisayar Genel Müdürü Ahmet Konukoğlu, projesini ve bugüne kadar geldiği süreci bizlerle paylaştı.

İNOVİT BİLGİSAYAR GENEL MÜDÜRÜ ahmet KonuKoğlu:

hmet Bey, böyle bir projeye başla-maya nasıl karar verdiniz?Bilkent Üniversite-si Endüstri Mühen-

disliği Bölümünden mezun oldum. İstanbul’da bir süre tedarik zinciri üretimi üzerine çalıştım. Gaziantep’te farklı ticarî faaliyetler de yaptım. Gaziantep 3. Organize Sana-yi Bölgesinde Kon-Med Sağlık Limited Şirketi diye yerimiz var. Orada diyaliz ile ilgili sarf malzemeleri üretiyor, alıyoruz ve satıyoruz. İnovasyon, ARGE gerektirecek işlere ilgim fazla idi. Bu nedenle 2014 yılında

Gaziantep TEKNOPARK’ta yer almaya karar verdik.

Nasıl bir proje bu?Katı atık yönetimi optimi-zasyonu üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Özellikle yer altı çöp konteynerleri ve diğer konteynerler de dâhil kontey-nerlere bir aparat takıp on-ların doluluğunu, sıcaklığını ve farklı verilerini ölçüp çöp-lerin toplanması konusunda maliyetleri düşüren bir proje. Bunun için cihaz ve yazılım geliştirip bunların pazarlama aşamasındayız.

ÇÖP KONTEYNERİ DOLU İSE

A

Page 23: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

21

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

SİSTEM HABER VERECEK.Bu proje uygulandığında yaşamı-mıza ne gibi faydaları olacak?Belediyeler atık toplama işini bazı firmalara veriyor. Bu firmalara ve-rirken ihale ile veriyor ve sonuç-ta bir bedel ödüyor. İnovit firması olarak bu projemizde, çöp topla-yan kamyonların her çöp kontey-nerine devamlı uğramasını değil, dolu olanlarına uğramasını ve ona göre dinamik rotalar çizilmesini sağlayarak maliyetlerin çok daha aza çekilebileceğini düşünüyoruz. Kamyonların rotalarını belirleyip gidecekleri mesafeleri kısaltmaya çalışıyoruz. Bunun bir taraftan çev-reye katkısı, diğer taraftan egzoz gazı salınımının azalmasıyla trafi-ğe katkısı olacak. Ancak en önemli katkısı, maliyet katkısı. Çünkü yapı-lan her işin bir maliyeti var.

METAN GAZI BİRİKMELERİNE KARŞI DA ÖNLEM ALACAK.

Sistem nasıl çalışacak?Çöp kutusunun kapağına takılan bu aparat, çöp kutusunun içerisin-deki mesafeyi ölçerek çöp kutusu-nun içerisindeki doluluk oranını be-lirliyor. Bir merkez programımız var. Kamyonlar çıkmadan bu merkez programındaki algoritmalar çalışı-yor. Bu algoritma da kullanıcının seçimine göre bir parametre belir-liyor. Örneğin %70 dolu çöp kontey-nerlerine uğrayabilme gibi. Bu apa-rat metan gazı ölçümü de yapıyor. Çöp konteyneri %20 dolu olabilir ama 15 gündür toplanmayan bir çöp konteyneri olma durumlarına

karşı da bu aparat çözüm üretiyor. Özellikle yer altı çöp konteynerlerin-de metan gazı birikmesi çok fazla oluyor. Metan gazı birikmesi %1’den fazla olursa patlama riski başlan-gıcı görülmeye başlıyor. Bilindiği gibi, bu metan gazı birikmesi yan-gınlara sebep oluyor. Dolayısıyla bu sistemimizle metan gazının %1’den fazla olduğu durumlarda toplama sinyali alınıyor. Bu şekilde bir çöp konteynerinin doluluk oranı belirli bir seviyeye gelmemiş olsa dahi toplanması gerçekleşmiş olacak. Yer altı çöp konteyneri Gaziantep’te olmasa bile birçok ülkede ve ilde

Kamyonların rotalarını belirleyip gidecekleri mesafeleri kısaltmaya çalışıyoruz. Bunun bir

taraftan çevreye katkısı, diğer taraftan egzoz gazı salınımının azalmasıyla trafiğe katkısı olacak.

Ancak en önemli katkısı, maliyet katkısı.

Page 24: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

22

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

yaygınlaşan bir proje. Kontey-nerler için geliştirdiğimiz çöpito cihaz, modüler bir şekilde, kapa-ğa kolayca monte edilebilecek biçimde tasarlandı. Ayrıca katı atık sistemine uygulanabilir ol-manın yanında metan gazı sen-sörleri de olacak.

Projeniz ile ilgili yurt içi ve yurt dışında araştırmalarınız var mı?Türkiye’de üç, dört yıl öncesi istatistikî verilere göre bir gün-de ortaya çıkan atık 70.000 ton. Günlük katı atık yönetim maliye-ti 3500.000 USD. Özetle önümüz-deki üç beş yıl içinde Türkiye’de bizim sistemin ya da benzer bir sistemin kullanım oranının top-lam %15 artacağını ve beraberin-de %30’luk bir maliyet azalması-nı getireceğini öngörüyoruz. 2014 yılının Eylül ayından bu yana bu proje üzerinde çalışmaktayız.

Türkiye’de şu an bizim bu pro-jenin benzeri rastladığımız bir proje yok. Ancak yurt dışında bu sistem ABD, İspanya, İngiltere, Finlandiya, Danimarka, Norveç gibi ülkelerde kullanılmaktadır.

TEKNOPARK ve Teknoloji Geliş-tirme Bölgeleri için düşünceleri-niz nelerdir?Gaziantep’te AR-GE, inovasyon kültürü çok fazla yok. Zamanla gelişeceğine inanıyorum. Gelece-ğe baktığımızda Gaziantep çok hızlı ve sürekli büyüyen bir şehir. Tek eksiğimiz, ilk buluşları ya-pan bir şehir değiliz. Uluslarası markalar yaratmada sıkıntıları-mız var. Bunun yanında Gazi-antep her sektörde ürün üretimi olan bir şehir. Bu anlamda Ga-ziantep sanayiinin ve Gaziantep TEKNOPARK’ın önünü açık görü-yoruz.

Yer altı çöp konteyneri

Gaziantep’te olmasa bile birçok ülkede ve ilde yaygınlaşan bir proje. Konteynerler için geliştirdiğimiz

çöpito cihaz, modüler bir şekilde, kapağa

kolayca monte edilebilecek biçimde

tasarlandı. Ayrıca katı atık sistemine

uygulanabilir olmanın yanında

metan gazı sensörleri de olacak.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 25: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

23

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

Page 26: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

24

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

“Kişilerin değil, konuların sosyal

medyasıyız”

SOCTAG BİLİŞİM YÖnETİM KURULU ÜYESİ aBDurahman KoçaK:

Günümüzde her şeyin ‘akıllı’sına ihtiyaç duyuluyor. Sosyal medyanın akıllısını da SOCTAG sunmaya başladı. Ankara’da çalışırken birgün ziyaretine gelen annesinin “Elin yumağını büyütüyorsun.” sözünden etkilenip Gaziantep’e dönüp kendi işini kurmaya karar veren Abdurahman Koçak, ilk iş deneyimini, sonrasını ve arkadaşlarıyla kurduğu SOCTAG’ın öyküsünü bizlerle paylaştı.

ahsilinizi ne üzerine yaptınız, iş yaşamına nasıl atıldınız?Gaziantepliyim. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesinde Bilgisa-yar Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra, 2007

yılında Ankara’da özel sektörde hizmet veren büyük bir yazılım şirketinin uzman yazılım mühendisi olarak iş hayatına başladım. Üniversitede okurken “Güzel bir firmada kariyer yapacağım.” zihniyetinde yetiştiriliyorsunuz. Bir buçuk sene Anka-ra’daki bu şirkette çalıştım. Pek çok proje yürüten bu şirkette, yazılım mühendisi olarak önemli tecrübeler kazandım. An-nemin birgün Ankara ziyaretinde işleri-min yoğunluğundan dolayı onlara vakit ayıramamam nedeniyle “Elin yumağı-

T

Page 27: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

25

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mnı büyütüyorsun.” sözü beni çok et-kiledi. Sabah kalkıp katmer yeme, beyran içebilme ihtimalim olmadığı Ankara’nın bana göre olmadığını fark ettim. Küçük olsun ama Gaziantep’te bir işim olsun istedim. 2008 yılı son-larına doğru, çalıştığım şirketten istifa edip memleketim olan Gaziantep’e taşındım.

YARIM KALAN İŞ KURMA HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRDİMÜniversitede okurken kendi işinizi kurma fikri var mıydı? SOCTAG pro-jenizi ve şirket olarak yapılanma sü-recini paylaşır mısınız?Tatillerde, fırsat buldukça proje ve fikir paylaşımında bulduğum aile dostum Fatih Türker Bey’le, ilk 2008’de “DİFF Teknoloji” şirketini kurduk. Muhasebe-cilerin işletme defterlerini tutmalarını kolaylaştıran bir uygulamaydı. Bunun yanında web sitesi tasarımı gibi diji-tal ajans işleri de yapıyorduk. Piya-sa koşullarının zorluğu ve verdiğimiz emeğe göre istediğimiz miktarlarda para kazanamayınca şirketi kapattık. Şunu belirteyim: İlk kurduğumuz şir-kette çok güzel deneyimler elde ettik. Sonrasında SUNDER İş Adamları Der-neğinin genel sekreteri olarak ve Ga-ziantep OSB’de IŞIK AHŞAP firmasın-da insan kaynakları müdürü olarak çalıştım. SUNDER’de sosyal medyayı çok iyi kullandık. Üye sayımızı artır-dık. Çalıştığım bu şirketlerde personel ve müşteri ilişkileri bağlamında, hem çalıştığım şirkete hem de kendime katkı sağladım. Şirketlerde insanın bir masraf değil, gerçekten kaynak olduğu vizyonunu hem kendim hem de çalıştığım firmalarda sağlama-ya çalıştım. Ancak yarım kalan ve hayalim olan kendi firmamı kurma isteğim, “SOCTAG proje fikrini” hayata geçirmenin zamanı geldiğinin farkın-daydım. SOCTAG projesini hayata ge-çirmek üzere projemizin de adı olan SOCTAG firmasını kurup, faaliyete ge-çirdik Şu an Ömer Asım, Ömer Karslı, İbrahim Aslan beylerle birlikte dört ortak yola devam etmekteyiz.

SOSYAL MEDYANIN AKILLISI!..SOCTAG projesini biraz daha açar mı-sınız? SOCTAG, akıllı bir sosyal medyadır. Yapmak istediğimiz şey, insanların paylaşımlarını anlamlandırarak ken-

dilerini tanımalarını sağlayıp ken-dilerine özgün içerik sunmaktır. Çok yoğun bir morfolojik inceleme bu-lunmakta. Örneğin siz “Midem kazın-dı.” diye yazıyorsanız aç olduğunuzu anlamaya çalışan bir sosyal medya. “Midesi kazınmak” bir deyimdir. Bilgi-sayar, ifadenin köküne inince “mide” ve “kazınmak”ı çıkarıyor. Çalıştığımız algoritmamız da ilgili deyimlere ben-zer referans şeylere bakıyor. Oradan da “midesi kazınmak” olayının açlık ifade ettiğini çıkarıyor ve bu paylaşı-ma “açlık” etiketini yapıştırıyor.Firmamızın ve projemizin adı olan SOCTAG, aslında sosyal etiketlemeden geliyor. Tüm paylaşımlar, etiketle-me mantığıyla çalışıyor. Kişiyi takip ederken etiketi de takip ediliyor. Diğer sosyal medya araçlarında, Twitter ve Facebook’ta etiketi takip etme özelli-ği yok. Twitter ve Facebook’ta sadece arkadaşlarınızı görürken SOCTAG’da o etikete yazı yazmış kişileri de görebi-liyorsunuz. Bu durumda tanıyor olabi-leceği kişilerden, tanımayı isteyebile-ceğiniz kişileri kullanıcıya sunuyoruz. Aslında yayılmalı bir sosyal medya. Aynı fikir, aynı görüşte olabilecek ki-şileri, yakın veya aynı etiketlere sahip kişilere eşleştiriyoruz. Dolayısıyla bu kişileri de kullanıcıya “tanıyor olmak isteyebilecekleri kişiler” olarak sunu-yoruz.

SOCTAG kullanıma ne zaman geçe-cek?

BAŞARI HİKâYELERİ

Sosyal medyada geliştirilmesi

gereken pek çok özelliği firma

olarak yapmaya çalışıyoruz.

Sosyal medya trendinin akıllı

sosyal medyaya doğru evrilmekte

olduğunun bilincindeyiz. Bir

olayda Büyük Veri’nin çok

önemli olduğunu ve bir olayı

değerlendirirken çevresindeki

diğer etkilerle değerlendirilmesi

gerektiğine inanarak sistemimizi kurduk

ve yazılımımızı buna göre yazdık

ve yazmaya devam ediyoruz.

Page 28: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

26

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mŞu an kendi çevremizdeki 200 arka-daş üzerinde denemeler yapıyoruz. AR-GE çalışmalarımız devam ediyor. Kullanıma açabiliriz; ancak referans oluşturmaya, denemelerle test ede-rek emin adımlarla ilerlemek istiyo-ruz.

SOCTAG şirketinin SOCTAG projesi dışında ne tür uygulamaları var?Mobil uygulamaları var. Kapsamlı hizmet veren web ve mobil tara-fında aynı anda uygulamalarımız bulunmakta. Örneğin “Pilot” diye bir projemiz, uygulamamız var. Bu uygulamada kurumun kendi içeri-sinde “iletişim yazımı” söz konusu. Kurumun kendi sunucularına kuru-lum yapıyoruz. Dolayısıyla kurumsal

hafıza kurumda kalıyor.

“Pilot” uygulamanızı biraz açar mı-sınız? Kaç kullanıcısı var?Bu projemiz hayata geçti. Pazarlama çalışmalarına yeni başladık. Bayağı satış yaptık. Çok büyük firmalarla görüşmelerimiz var. Satın alan fir-malar, geri bildirimlerini yapıyorlar. Eklemeler yapıyoruz. Açıkçası sürekli gelişen bir proje oldu.Bunun dışında “revula” uygulama-mız var. “revula”, bir süreç yönetim sistemi yazılımı. Birçok firma iş akış-larını, görevlerini ve üzerinde çalıştık-ları projeleri yönetmek için revula’yı kullanabilir.

Sosyal medya, yazılım ve bilişim

sektörü neyi tartışıyor? Geleceğini nasıl görüyorsunuz? SOCTAG şirketi olarak kendinizi nasıl konumlandı-rıyorsunuz?SOCTAG projesine başlamadan önce öngörümüz şu idi: Her şeyin “akıllı” olması beklenir hâle geldi. İnsanlık olarak akıllı şeylere ihtiyacımız var. Çoğu şeyi kendimiz yapıp uğraşmak istemiyoruz. Televizyonlarımız smart tv, buzdolaplarımız akıllı. Her şeyimiz akıllı olmaya doğru ilerlerken sos-yal medyalarımızın da “akıllı” olma konusunda geliştirilmesi gerektiği-ni düşündük. Günümüzdeki sosyal medya hesapları, arkadaşımız ne paylaşmışsa onu gösteriyor. Ancak sosyal medyadaki bir kedi videosu-nu izlemek insanların dikkatini çek-meyebilir. Vaktinin boşa harcandığı-nı düşünebilir. SOCTAG olarak sosyal medyadaki doğru bilgiyi doğru kişiye analiz edip sunarak fark yaratmaya çalıştık. Projemiz sosyal medyadaki bilgi kirliliğini arındırmaya yönelik, akıllı bir sosyal medya. Kısaca SOC-TAG projemize, akıllı sosyal medya diyebiliriz. Ayrıca “Big Data” diye yani “Büyük Veri” diye bir terim var. Bilin-diği gibi, sosyal medyada çok büyük bir veri var. Ancak bunların hiçbiri analiz edilmiyor.Sosyal medyada bir olay olduğunda size haber veriyor; ancak o an mü-sait değilseniz sonradan göremiyor-sunuz. SOCTAG olarak, bu tür olayları kaydedip kullanıcının ilgisini çeke-cek şekilde ona sunuyoruz. Açıkçası SOCTAG sosyal medya projemizde etiket kapanmıyor, bitmiyor. O etiket-le ilgili neler yazılıp çizilmiş sonra-dan görebiliyorsunuz. Özetle sosyal medyada geliştirilmesi gereken pek çok özelliği firma olarak yapmaya çalışıyoruz. Sosyal medya trendinin akıllı sosyal medyaya doğru evril-mekte olduğunun bilincindeyiz. Bir olayda Büyük Veri’nin çok önemli olduğunu ve bir olayı değerlendirir-

BAŞARI HİKâYELERİ

Sosyal medyada bir olay olduğunda size haber veriyor; ancak o an müsait değilseniz sonradan göremiyorsunuz. SOCTAG olarak, bu tür olayları kaydedip kullanıcının ilgisini çekecek şekilde ona sunuyoruz. Açıkçası SOCTAG sosyal medya projemizde etiket kapanmıyor, bitmiyor. O etiketle ilgili neler yazılıp çizilmiş sonradan görebiliyorsunuz. Özetle sosyal medyada geliştirilmesi gereken pek çok özelliği firma olarak yapmaya çalışıyoruz.

Page 29: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

27

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mken çevresindeki diğer etkilerle de-ğerlendirilmesi gerektiğine inanarak sistemimizi kurduk ve yazılımımızı buna göre yazdık ve yazmaya de-vam ediyoruz.Yazılım ve bilişim sektörü neyi tar-tışıyora gelince “Büyük Veri”yi tartı-şıyor. “Büyük Veri”yi işlemek üzerine çok fazla çalışmalar var. İşlemek için dile çok iyi hâkim olmak gerekiyor. Örneğin yazılım Türkçe ise Türkçe-nin deyim ve deyişlerini, gramer ya-pısını çok iyi bilmek gerekiyor.

Sosyal medya kullanımı neden bu kadar yaygın?Günümüzde toplumsal bir görüş, sos-yal medyadan elde edilmekte. Önce-ki dönemlerde liderler kapalı devre iletişim aracıyla kitleleri etkilerdi. Propaganda mevcuttu. Medya tek yönlü olduğu zamanda istenildiği gibi insanlar maniple edilebiliyordu. Sosyal medya ise her kesimin ken-di fikirlerini belirtebildiği bir mecra olduğundan insanların görüşlerinin ne olduğunun doğruluk payı daha yüksek. Güncel yaşanan olaylarda toplumsal tepkiyi ölçmek için sos-yal medyaya bakmak yeterli. Hatır-lar mısınız, eskiden “sevgili günlük” diye deneyimlerimizi günlüklere aktarırdık. Kapalı devre paylaşmak isteyen günlüklere yazar, açık devre paylaşmak isteyen ise arkadaşlarıy-la paylaşır ve arkadaşlarıyla payla-şımda bulunan kişiler ise o arkadaş grubu içerisinde otorite sayılırdı. Şu an bunun yerini sosyal medya almış durumda. Diyelim ki bir haber çıktı ve gündeme oturdu. 10 dakika son-ra sosyal medyanın aracılığıyla bu haberin doğru veya yanlış olduğu-nu anlayabiliyorsunuz. Özetle sosyal medya önemli bir haber kaynağı ve vazgeçilmez iletişim aracı. Sosyal medyanın insanlar üzerinde etkisi o kadar fazla ki bugün Facebook kul-lanımıyla pek çok evlilikler gerçekle-şiyor. Hatta trend, sosyal medyanın artık iş hayatına da yansıyacağını gösteriyor. İş hayatında bazı şeyler çok resmi ortamlarda değil, bu tarz sosyal medya üzerinden yürütülecek. Nitekim çoğu firma WhatsApp’ta grup oluşturup koordinasyonunu sağlıyor. SOCTAG olarak, bu işleri daha da özelleştirelim ve firmanın kendi sunucusunda bunları barındı-

ralım ve kriptolu bir şekilde iletişim sağlayalım istedik. Bundan yola çı-karak da “Pilot” projemizi ürettik. Pilot projemiz, bu şekilde ortaya çıktı.

Gaziantep sanayii hangi konularda sizden faydalanabilir?A’dan Z’ye “PR” danışmanlığı veriyo-ruz. Bu danışmanlık paketi içerisin-de, Network altyapısı, tanıtım, dijital reklam hazırlanması, dijital reklamın optimum bütçeyle nerelerde daha fazla yer alacağı, web tasarımları-nın yapılması, pazarlama strateji-leri, animasyonlu video çekimleri, normal video çekimleri ve sosyal medyada tanıtım stratejilerinin oluş-turulması gibi pek çok şey içermek-te. Gaziantep’te dijital ve teknolojik olarak 360 derece hizmet veren tek şirketiz diyebilirim. Gaziantep’te “Ev yakınına buyurun.” diye bir deyim var. Misafir ağırlamayı seven bir kentiz. Gaziantepli samimiyeti gör-mek istiyor. Dolayısıyla Anteplinin dilinden bir Antepli anlayacağından bu samimiyeti müşterilerimiz, “SOC-TAG” firmasında bulabiliyor.

SANAYİCİLERİMİZİN EKSİKLİKLERİ VARÜniversite-sanayi işbirliği, girişimci-lik ve gençlerle ilgili neler söylemek istersiniz?Gaziantep’te bir işin fizibilitesini, pa-zar analizini yapmadan girişimci olmaya çalışan insan çok fazla. Ga-ziantepli sanayici, şu an çok ciddi paralar kazanmıyor. Çok düşük kâr marjlarıyla satış yapıyor. Bu şehir-

de arsadan kaynaklı rant olayı çok fazla. Ama bir işi doğru yapıp para kazandıktan sonra tekrar geliştirmek isteyenler mevcut. Gaziantepli kasa-sında para biriktirmez. Hep sana-yie tekrar yatırmak ihtiyacı duyar. Sanayicilerimizin tek eksiği, AR-GE yapmaması. Biraz ezberden gidiyor. AR-GE yapıp bir ürün geliştirip sat-mak zihniyetinde olanlar çok az. Ta-bii AR-GE, “Arakla getir değil, araştır geliştir.” anlamı ifade etmeli. Gençler için ise şunu söyleyebilirim: Eskiden Gaziantep’te gençlere “Usta çekici ye-mek lazım.” diye öğüt verilir ve genç-ler yazın veya okul zamanı dışında mutlaka bir yerde çalışırdı. Bugün bu kavramlar ve uygulamalar azal-dı. Bu nedenle Gaziantep’te geçmişte var olan esnaflık kültürü, usta-çırak ilişkisinin yeniden canlanması ve yerleşmesi gerektiğine inanıyorum.

Teknoloji geliştirme bölgeleri ve TargeT TTO hakkında düşünceleri-niz nelerdir?TargeT Teknoloji Transfer Ofisi, Gazi-antep için büyük bir değer. Farkına varılması lazım. Bir ürün geliştire-cekseniz, bir fikriniz varsa ve yeni bir AR-GE yapacaksanız TargeT TTO’nun doğru adres olduğunu dü-şünüyorum. Herkes kendi işini iyi bilir ama ürün geliştirmenin, AR-GE’nin nasıl yapılacağını bilemeye-bilir. TargeT vasıtasıyla gerek aka-demisyenlerden gerekse Ofis’ten geliştirilmek istenen konuyla ilgili uzmanlık desteği alınabilir.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 30: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

28

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

YNC Yazılım, Yapay Görme Sistemleri üzerinde çalışıyor.

Verimliliği artIrIP maliYeti azaltIYor

Burak Yüncü, yapay görme siste-minin Türkiye’de son iki yıldan bu yana yaygınlaşmaya başladığını

belirterek, bu özellik sayesinde bazı firmalarda 15 kişinin yaptığı işi, bu cihazın yapmasının mümkün oldu-

ğuna dikkat çekti.

Burak Bey, TEKNOPARK ile yolları-

Bilgisayar mühendisi Burak Yüncü, 2009 yılında kurduğu yazılım şirketinde, uzun süredir yapay görme sistemleri üzerinde çalışıyor. Projesini TÜBİTAK’a sunan Burak Yüncü, Gaziantep TEKnOPARK’taki yerini de aldı.

BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ BuraK Yüncü

Page 31: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

29

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

nız nasıl kesişti?Bilgisayar mühendisiyim. Mezun olduktan sonra sürekli yazılım üze-rine çalıştım. YNC Yazılım firmasını 2009 yılında kurdum. Endüstrinin temel otomasyon gereksinimlerini karşılamak ve son gelişmiş tekno-loji, stratejileri ve mühendisliğin en iyi pratiklerini kullanarak yazılım çözümleri geliştiren dinamik, ye-nilikçi bir teknoloji şirketiyiz. Şubat 2015 gibi pek çok geliştirdiğimiz ARGE ve projelerimiz hızlandırmak ve hatasız geliştirmek için Gazi-antep TEKNOPARK’tayız. Firmamız, görüntü işleme, kamera ile kalite kontrol sistemleri, özel masaüstü-web mobil yazılımlar geliştirmekle beraber karar destek, yapay görme ve iş zekâsı sistemleri konularında faaliyet gösteriyoruz.

Yapay görme sistemi nedir, örnek-ler verebilir misiniz?Yapay görme sistemleri, Türkiye’de yeni bir uygulama alanı. 2003 yılında başlayan bu sistem, dün-yada 2011 yılında yaygınlaşırken, Türkiye’de 2013 yılında etkin ola-rak kullanılmaya başlandı. Örneğin bir bardak üreten firma ürününün kalite kontrolünü yapabilmek için insan gücüne ihtiyaç var. Üste-lik onun gözle görebilecek şekilde üzerinde bir kırık ve baskısında bir yanlışlık olup olmadığı ile ilgili en az 15 kişilik bir ekibe ihtiyaç duyu-lur. Böyle bir durumda kamera ile kalite kontrol sistemleri dediğimiz yapay görme sistemlerinin mali-yet azaltıcı, verimliliği artırıcı etki-sinin önemi ortaya çıkıyor. Kısaca yapay görme sistemleri, üretim esnasında, üretim sistemlerindeki gözle görülemeyen hataları kame-ra ile seçmektedir. Örnek vermek gerekirse… Bir tekstil firmasında ipliklerdeki abraj veya plastik üre-timde plastiğe yapışan bir sinek, otomotiv sektöründe kaportadaki boyanın kalitesinin kontrolü gibi devamlı üretim yapan endüstrideki

otomasyon sistemlerinde ne üretili-yorsa bunun kalite kontrol sistemi. Bilindiği üzere siyah ile beyaz renk arasında 16 tane renk tanımlandığı için çıplak gözle yapılamayan her şeyde yapay görme sistemlerine ihtiyaç var. Yapay görme sistemin-deki kamerada ise 250-256 adet renk tanımlanabilmektedir. Bu ne-denle yapay görme sistemleri üre-tim yapan firmaların işini kolaylaş-tıran, verimliliğini artırıp maliyeti azaltan bir sistemdir.

Page 32: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

30

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Yapay görme sisteminin yurt dışı ve Türkiye’deki durumu ile ilgili neler söy-leyebilirsiniz?Türkiye’de görüntü işleme anlamında iş yapan firma sayısı çok az. Yurt dışın-da Almanya, Kanada, Ja-ponya, ABD gibi ülkelerde etkin bir şekilde kullanım alanı bulunmaktadır. Şu an TÜBİTAK’a sunduğumuz projede, yapay görme sis-temlerini daha önce de-nenmemiş bir sektör için geliştirdik. Türkiye’de daha önce bu şekilde bir çalış-ma yapan olmamış. Ancak yurt dışında iki firmada bu sistemin bu sektörlerde ça-lışma yaptığını biliyoruz.

Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir?Firmamız YNC Yazılım AR&GE Mühendisliği ismiy-

le kuruldu. kuruldu. Şu an piyasa da yapay görme sektöründe “Smart Covis”, Karar destek ve ileri ya-zılım faaliyetlerinde ise “Yncsoft” markalarıyla bi-liniyoruz. Kasım ayı gibi TÜBİTAK ile ilgili çalışma-mızın sonuçlanmasını bek-liyoruz. Üretim sistemleri, akıllı maliyet hesapları gibi yazılım programlarıy-la ağırlıklı olarak metal, plastik, kimya sektörlerinde hizmet verdik ve vermeye de devam edeceğiz. Smart Covis markamızın ise çalış-malarına devam ediyoruz. Smart Covis markamız ile yapay görme sistemlerinde özellikle üretim sırasında kritik proseslerde, örneğin insan dikkatinin önemli olduğu işlerde dikkate ge-rek kalmaksızın sıfır hata ile çözüm üretiyoruz. Böy-

BAŞARI HİKâYELERİ

Yapay görme sistemlerinde özellikle üretim sırasında kritik proseslerde, örneğin insan dikkatinin önemli olduğu işlerde dikkate gerek kalmaksızın sıfır hata ile çözüm üretiyoruz. Böylece işletmeler, insan ve makine kaynaklı hataları ortadan kaldıran birçok noktada etkili, hızlı ve başarılı bir şekilde kontrol yapabilmektedir. Yapay görme sistemleri, şu an, plastik film, Dry film, pet, nonwoven kumaş, kâğıt, metal, ürünlerde yüzey denetlenmesi, otomatik PCB denetim, ahşap kalite kontrol, ürünlerde etiket denetimi, güneş paneli hücre denetimi, paketleme denetimi, tıbbî şişe denetimi, gıda paketleme kontrolü, ürün seri numara kontrolü, 3D yüzey ölçümü ve denetimi gibi sektörlerde kullanılmaktadır.

Page 33: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

31

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mlece işletmeler, insan ve makine kaynaklı hataları ortadan kaldıran birçok noktada etkili, hızlı ve ba-şarılı bir şekilde kontrol yapabil-mektedir. Yapay görme sistemleri, şu an, plastik film, Dry film, pet, nonwoven kumaş, kâğıt, metal, ürünlerde yüzey denetlenmesi, oto-matik PCB denetim, ahşap kalite kontrol, ürünlerde etiket denetimi, güneş paneli hücre denetimi, pa-ketleme denetimi, tıbbî şişe dene-timi, gıda paketleme kontrolü, ürün seri numara kontrolü, 3D yüzey ölçümü ve denetimi gibi sektörler-de kullanılmaktadır. Özetle Smart Covis yapay görme sistemleri ile Anadolu’da profesyonel anlamda hizmet veren tek şirket olduğumuz için yapay görme sistemlerinin böl-gede yaygınlaşması için sanayi ile olan işbirliğimiz devam etmektedir. Viyana’da bir firmaya satış yetkisi verdik. Yakın zamanda İstanbul’da bir ofis kurmayı düşünüyoruz. Fir-maların her türlü yazılım ile ilgili taleplerine çözüm ortağı oluyoruz.

EK KLOR İSTASYONLARIYLA KLOR OPTİMİZASYONU PROJEMİZ BİR İLK…Gündemde başka projeleriniz var mı?Karar destek sistemi ile su içeri-sindeki klorun sıfıra gelme noktası-nı yakalayan, bilgi veren, optimize yapan bir sistem. Örnek vermek gerekirse şehirlerde su şebekesin-de bir sürü geçen su boruları var. Ancak tek noktada klorlama yapı-lıyor. Dolayısıyla klor son noktaya gidene kadar kuruyor. Özellikle de yazın sıcaklık artışı ile sudaki klor son noktaya gidinceye kadar sö-nüyor ve salgın hastalıklar artıyor. Projemizde optimize ettiğimiz yazı-lımlarla ve ek klor istasyonlarıyla başlangıç ile bitiş noktasındaki klor miktarının homojen bir şekilde ol-masını sağlıyoruz. Bunda da yapay zekâ var. Ek klorlama istasyonla-rıyla klor optimizasyonu yani ka-rar destek sistemiyle klor kontrol-ölçme projemizi, Türkiye’deki yerel yönetimlerle görüşmeye devam etmekteyiz.

BAŞARI HİKâYELERİ

Şehirlerde su şebekesinde bir sürü geçen su boruları var. Ancak tek noktada klorlama yapılıyor. Dolayısıyla klor son noktaya gidene kadar kuruyor. Özellikle de yazın sıcaklık artışı ile sudaki klor son noktaya gidinceye kadar sönüyor ve salgın hastalıklar artıyor. Projemizde optimize ettiğimiz yazılımlarla ve ek klor istasyonlarıyla başlangıç ile bitiş noktasındaki klor miktarının homojen bir şekilde olmasını sağlıyoruz.

Page 34: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

32

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MAKALE

Gaziantep’e bir misyonyüklemek

GAZİAnTEP’E BİR MİSYOn YÜKLEMEK!

urt dışına çıktığınızda rast-gele 10 kişiye Gaziantep diye sorun, “Evet, biliyorum. Ora-yı merak ediyorum. Orayı gördüm” gibi cevaplardan birisini duyma oranı şu an

milyonda bir olasılığa sahiptir. Yüzdelik orana vurduğunuzda, milyonda bir, ihmal edilebilir bir rakama denk gelir ki bunu sıfır diye kabul ettiğinizde, sıfırı bir yapa-bilmek çok büyük bir aktivasyon enerjisi gerektirir. Gaziantep’te yaşayan insanla-rın hep bir ideali vardır: Gaziantep’i bir dünya markası yapmak. Tanınmış bir şehir olması hep gönüllerde yatan tutku-dur. Realite, şu an dünyada Gaziantep’e bu misyonu vermiyor. Dünyada ortalama seviyedeki bir insan için Gaziantep, bi-linen veya ismini duyduğunda “Evet, o şehri biliyorum” diyebileceği bir yer değil. Aslında Gaziantep, bu misyona hazır ve çok istekli. Herkes bunu çok istiyor. Temel sorun, aslında çözümlenmiş. Toplumda bu konuda, bir bilinç ve birliktelik var. O zaman, ikinci aşamaya geçilecek bir çıkış noktası gerekiyor. Nasıl yapılacak? Diğer sorulara, yani kim, ne zaman, ne-rede gibi sorulara bile gerek kalmıyor. Bu misyonun pek çok ayağı var ama en önemlilerini başlıklar hâlinde sıralamak gerekir:

1. Semboller, simgeler, hikâyeler, efsane-lerHer şehrin bir sembolü, simgesi, hikâyesi veya efsanesi vardır. Gözlerinizi kapattığı-nızda aklınıza o şehirle ilgili ilk gelen şey-dir bu. Paris “Eyfel Kulesi”, Roma “Kolez-yum” gibi. Bunlar simgelerdir. Gaziantep’e önce bir sembol ve sonra bir efsane ge-rekmektedir. Gaziantep’i özel bir tat/lez-zet sembolü kurtarabilir mi? Hikâyeler, efsaneler… Dünyada merak oluşturacak bir hikâye Gaziantep için anlatılabilir mi? İnsanlar o hikâyeyi, o atmosfer içinde ya-şamak için ne çok seyahatler yapmak-tadır. Aslında, Gaziantep’in bir hikâyeye ihtiyacı vardır.

2. Tarih ve tarihî binalar Olmazsa olmazlardandır bir şehir için tarih ve anıtlar. O potansiyel, aslında, Gaziantep’in en kuvvetli potansiyelidir. Toprağı kaldırdığınızda su çıkmaz ama her yerinden tarih çıkan bir yerdir, bu şehir. Bu konuda yapılanlar, mutlaka, hiç aralıksız devam ettirilmelidir.

3. Entelektüel birikim İnsanı bir şehre, başka ne çeker? Ulus-lararası konserler, konferanslar, tiyatrolar, festivaller… İnsanlar bale izlemek için Moskova’ya, müzikal için New York’a,

Prof. Dr.Mustafa BAYRAM

Y

Prof. Dr.Mustafa Bayram kimdir?

Gaziantep Üniversitesi (GAÜn) Mü-hendislik Fakültesi Dekanı, Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üye-si olan Prof. Dr. Mustafa Bayram Teknoloji, AR-GE ve İntörn Uygula-malarından ve bu kapsamda TAR-GET TTO (Teknoloji Transfer Ofisi)nde sorumlu yönetici olarak görev almaktadır. On sekiz yıllık sanayi tecrübesi de bulunmaktadır. 50’nin üzerinde AR-GE projesinde bulun-du. Şu ana kadar on beşe yakın fabrika tasarlamış ve kurmuş ol-masından dolayı, sanayi tesisleri konusunda yeterli bilgi ve tecrübe-ye sahiptir. Gıda makineleri konu-sunda tasarladığı makineler şu an yurt içinde ve dışındaki fabrikalar-da kullanılmaktadır. Kendisine ait 4 adet patenti ve 4 adet ek patent başvurusu bulunmaktadır.

Page 35: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

33

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MAKALE

Gaziantep’e bir misyonyüklemek

konser için Roma’ya, konferans için bilginin sunulduğu bir başkente gi-debilmek adına aylar öncesinden planlar yapar. Bu konularda hâlâ çok büyük bir boşluk vardır, Gaziantep’te.

4. Sanayi Gaziantep sanayii, hacimsel olarak büyüktür. Ancak, özellikli sanayi ko-nusunda uluslararası arenada ma-alesef çok bilinmez. Sanayi hâlen birinci kuşağın elinde ve ikinci ku-şağa geçirilmesinde büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Birinci evre olan ya-tırımın yapılması, sermayenin birikti-rilmesi safhası aslında tamamlanmış durumdadır, birinci kuşak sanayiciler tarafından. Bu kuşak, alaylı sanayi-ciler kuşağıydı. Sıra, mektepli sana-yi kuşağı olan, ikinci kuşak denilen çocuklarında. Gaziantep, nitelikli ya-tırım ve üretimin yanı sıra şehre ka-zanımı, bu aşamada sanayiden bek-lemek zorundadır. Sorulması cesaret isteyen zor soru galiba şudur: Sanayi, şehrin ekonomisine verdiği desteğin bir sonraki aşaması olan entelektüel sermayesine ne kadar katkı sağlıyor? Basit istatistik, kaç firma yılda kaç konferans düzenledi, kaç firma yılda kaç sanat faaliyetine vesile oldu, kaç firmanın vakfı var, kaç firma kültürel faaliyetler yapıyor, kaç sanatçı firma-larca destekleniyor?... Kazanılan para hep yeni bir tesise yatırılan para ol-mamalı, bu para sanat ve kültüre de yatırılabilmelidir. Bu konu, en zayıf yönlerindendir Gaziantep’in. Bu görev artık ikinci kuşak sanayicilerin mis-yonu olmak zorundadır.

5. İnternet / cep telefonu / uygula-malarNe kadar web sayfası, broşür vb. ha-zırlarsanız hazırlayın, bu argümanlar geçen yüzyılın modası olarak kal-mıştır. Şehir için hazırlayacağız her materyal, artık internetten uygulama programlarının içinde yer almak, cep telefonlarıyla kullanılabilir, diğer dünya şehirlerinin içinde yer aldı-ğı listelerde / programlarda olmak zorundadır. Yapılan bireysel tanıtım malzemeleri, programlar, sadece lo-kalde kalırken boşa emek, heyecan, zaman ve kâğıt israfı olarak kalmak-tadır. Bu çağ akıllı cep telefonu çağı hâline gelmişken odaklanma bu yol-

da olmak zorundadır.

6. Basit ve sade bir ulaşım Bir kişi bir şehre geldiğinde ilk yaptığı şey cep telefonunda gezi uygulama-larını kullanmaya başlamak, turizm enformasyondan şehrin görülecek yerlerini ve ulaşımını basitçe göste-recek bir haritaya sahip olmaktır. Bu materyalleriniz varsa ve ulaşılabili-yorsa şehre gelenlere yapılabilecek en büyük iyilik budur. Havaalanı, otogar, tren garı (!) ne kadar turizm ofisine, ne kadar kullanılabilir ma-teryale, ne kadar basit şehir bağlan-tı ulaşımına sahiptir, bir düşünelim şimdi… Uluslararası dolaşımda roa-ming fiyatlarının çok yüksek olması sebebiyle insanlar, offline-GPS harita veya gezi programlarını tercih ederler. O şehrin bu tür bir gezi haritası olup olmaması o şehri gezmeye gelenlerin temel ihtiyacıdır, aslında.

7. ÜniversiteŞehirleri dünyaya açan ve üst seg-ment tanıtımını yapan, farklı coğ-rafyalardan insanları çeken, şehrin ismini sürekli gündemde tutandır üniversiteler. Hem şehrin tanıtımını yapan, hem de şehrin bilim, kültür ve sanatına, birikimine katkıda bulunan unsurdur. Mesela, Bologna Üniversi-tesi şu an dünyanın en çok bilinen üniversitesidir. Üniversitesi tanındık-ça Bologna da tanınmıştır. Üniver-siteler, ayrıca dünyanın en iyi bilim insanlarını ve şahsiyetlerini kendine çeker; konferanslar, buluşlar, semi-nerler, paneller, her şey bu kanalla şehre akmaya başlar. Şehirler üniver-

sitelere, üniversiteler şehirlere yarar sağlar. Yani simbiyotik bir yaşamdır. Biri iyi olmadan diğerinin iyi olması imkânsızdır. Her ikisinin varolma ve kaybolma kaderleri beraberdir.

8. Mantalite ve gönüllüler ordusu Bir şehrin yabancıya bakış açısı, mantalitesi, elbette ki o şehri ya ileri-ye ya da geriye taşıyacaktır. Samimi misafirperverlik, yabancı misafirlere yaklaşım, güler yüzlülük, yardımse-verlik, dürüstlük şehrin dışa açılımın-da anahtar değerlerdir. Bir şehri tanıt-mak istiyorsanız, en önemli görevler kurumlara değil, gönüllülere bağlıdır. Kurumlar misyonu üstlenebilir ama sahada gerekeni yeterince yapamaz. Sahadaki görev gönüllülerin işidir.

9. Sosyal yaşam Bir şehrin sosyal yaşamı, aktiviteleri gelenleri en çok cezbeden şeydir. Bir şehirde 24 saat nasıl geçer? Şehrin 24 saati doldurabilecek alt yapısı ve gücü var mıdır?

10. Filmler ve dizilerUluslararası çapta bir film ve ünlü-lerin bulunduğu bir yapım aslında sihirli bir değnek gibidir. Şehri anlatır, hikâyesini söyler, yapıtlarını gösterir. Bir anda milyarlarca insana ulaşır-sınız. Manyetik alan oluşmuştur ar-tık. Bir şehre misyon yüklemek, bü-yük düşünmekle, ama basit olmakla mümkündür. Yeter ki doğru kanallar, doğru yöntemlerle kullanılabilsin. Bir şehri tanıtmak elbette şehrin ileri ge-lenleri ile başlar; ancak şehrin halkı, asıl tanıtımı yapandır.

Page 36: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

34

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?1999 Karadeniz Teknik Üniversite-si Bilgisayar Mühendisliği mezu-nuyum. Mezun olduktan sonra bu alanda çalışmalar yapıyordum. Er-soft Yazılım firmasını 2002 yılında kurmaya karar verdim. 1,5 yıl ka-dar özel sektörde çalıştım. 2003’te Gaziantep Üniversitesinde okutman olarak Enformatik (bilginin toplan-ması, depolanması, işlenmesi ve organize edilmesi) Bölümünde gö-reve başladım. Bilgisayar görüntü işlemleri üzerine doktora çalış-

mam, bu yıl bitmek üzere diyebili-rim. Aynı zamanda Bilgisayarcılar Odası il temsilcisiyim.

Erdal Bey, Ersoft Yazılım nasıl doğ-du? Böyle bir fikir nereden aklını-za geldi?2008’den bu yana TEKNOPARK ’ta yer alıyorum. Rehabilitasyon mer-kezlerinin otomasyonu ile işe baş-ladık. Daha sonra bu rehabilitasyon merkezlerine, rehabilitasyon.com diye bir site kurduk. Hâlâ bu proje-miz devam ediyor. Bunun yanında 2008’den bugünlere üniversitelerin

ERBAP (Üniversiteler İçin Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Projeleri Otomasyonu) birimlerine otomas-yon geliştirmeye yönelik yazılım geliştirdik. Geliştirdiğimiz bu ya-zılım 40’a yakın üniversitenin Bi-limsel Araştırma Projeleri Yönetim birimlerinde (BAPYB) kullanılıyor. Başka bir projemiz de üniversitenin satın alma işlemleri ile ilgili olup üniversitenin tüm satın almaları-nın, ortak bir proje ile buluşturul-masına dair bir yazılım programı. Doğrudan temin veya satın alma-ların ortak bir çatı altında toplan-

Ersoft Yazılım, 7 yıldır TEKnOPARK’ta faaliyet gösteriyor…

40’A YAKIN ÜNİVERSİTE BU YAZILIMI KULLANIYOR

BİLGİSAYARCILAR ODASI İL TEMSİLCİSİ erDal DaYaK:

Gaziantep TEKnOPARK’ta 2008 yılından itibaren faaliyet gösteren Ersoft Yazılım, geliştirdiği BAP yazılımı ile teknolojik anlamda çok ciddi mesafeler aldı. Bilgisayarcılar Odası il temsilcisi de olan Erdal Dayak ile 13 yıl önce kurduğu firmasının geldiği noktayı ve başarı öyküsünü konuştuk.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 37: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

35

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ması. Şu an BAP’ta yaptığımız ya-zılımı, tüm üniversite genelindeki işlemlere yaymayı düşünüyoruz.

SON YILLARDA ÇOK ÇABA SARF EDİLİYORTeknoloji geliştirme bölgeleri, AR-GE ve inovasyon konusundaki dü-şünceleriniz nelerdir?Üniversitede çalışanlar için tekno-loji geliştirme bölgelerinin olmasını önemsiyorum. Hem mesleğimize devam edebiliyoruz hem de resmî icra altında çalışmalarımızı yasal zeminde yürütebiliyoruz. Ancak Türkiye’de bu işler yeni olduğu için Gaziantep TEKNOPARK’ta ilk kurul-duğunda birtakım sıkıntılar vardı. Örneğin yol bile yoktu. Üniversite-nin kampüs alanına toprak yoldan giderdik. Çok ciddi elektrik sıkıntısı vardı. Son iki yıldır ise çok fazla çalışma ve çaba sarf edildi. Pek çok altyapı imkânı tamamlandı. Türkiye’de teknoloji geliştirme böl-gelerinde genel kiracı profili yazı-lım ve bilgisayar üzerine çalışan firmalar olduğu için bu firmaların fonlanması anlamında proje yaz-

ma desteği için uzman personelle-rin olması gerektiğine inanıyorum.

PROGRAMI GELİŞTİRME YÖNÜNDE ÇALIŞMALARIMIZ SÜRECEKGelecek dönem hedefleriniz neler-dir?BAP yazılım programından dola-yı 40’a yakın üniversiteyle, “Eçop (Engelli Çocuklar Otomasyon Prog-ramı)” yani rehabilitasyon merkezi projemizle de 300 kurumla iletişim hâlindeyiz. Ayrıca rehabilitasyon.com sitemizde de 100 kurum ile muhatabız. Ersoft Yazılım muadili firmalar, yaptığımız yazılım progra-mını iki katı fiyatla piyasaya sun-

maktalar. Biz çok büyük kar marjı ile çalışmak yerine müşterilerimize sürekli yeni şeyler geliştirerek hiz-met vermek için çalışan, “yenilik odaklı” bir firmayız. Gelecek dönem hedeflerimiz arasında program ge-liştirme konusunda uzman bilgi-sayar mühendisleri almak, onları yetiştirmek ve daha fazla kişi istih-dam etmek var. Ersoft Yazılım ola-rak kurumların verimli çalışması için her türlü yazılım ürün ve hiz-metini, mevcut iş ortaklığı kanalı-nı satış ve servis ara yüzü olarak kullanarak Türkiye’ye bu anlamda hizmet vermeye devam edeceğiz.

BAŞARI HİKâYELERİ

Biz çok büyük kar marjı ile çalışmak yerine müşterilerimize sürekli yeni şeyler geliştirerek hizmet vermek için çalışan, “yenilik odaklı” bir firmayız. Gelecek dönem hedeflerimiz arasında program geliştirme konusunda uzman bilgisayar mühendisleri almak, onları yetiştirmek ve daha fazla kişi istihdam etmek var.

Page 38: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

36

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

SARI SAYFALAR TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE

5 bin lira bütçe ile iş kurdu, işini büyüttü, dev firmalardan ortaklık teklifi aldı.

Nuri Bey kendinizi bize anlatır mı-sınız?Gaziantep Nizip ilçesi doğumlu-yum. Liseyi Nizip ilçesinde bitirdim. Babam sabun imalatı ile uğra-şıyordu. Ticaretle büyüyen bir in-sanım. Baba mesleği olan sabun imalatı işini teknolojiye, bilgisaya-

ra ilgim nedeniyle bıraktım. Hatta bilgisayar ile uğraşmam ortaokul yıllarına dayanır. Benim bilgisayar merakım başladığımda Windows yoktu, mouse yoktu, renkli ekran yoktu, CD yoktu. Simsiyah MS DOS dediğimiz ekranlarda büyüdük. 1999 yılında iki arkadaş kurumla-

rın, özel işletmelerin bilgisayar işini yapmaya başladık.

Eğitiminizi nasıl devam ettirdiniz?Liseyi bitirdikten sonra da tekno-loji ve bilgisayar odaklı bir bölüm seçmeyi hep istiyordum. Nitekim öyle de oldu. ODTÜ Bilgisayar Mü-

nizip’te babasına ait sabun imalathanesinde çalışırken, teknolojiye olan ilgisi nedeniyle alan değiştiren nuri Çiçekler, özel işletmelere bilgisayar teknik desteği sunmaya başladı. Ardından da ODTÜ’nün Bilgisayar Mühendisliğini kazandı. Okulunu ikinci sınıfta iken bırakarak SBÇ Yazılım şirketini kuran nuri Çiçekler’in hayatı, bir gün iş için randevulaştığı firmayı bulamayınca değişti.

SBÇ YAZILIM ŞİRKETİ KURUCUSU nuri çiçeKler

Page 39: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

37

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mhendisliğini kazandım. Eğitimimi sürdürürken ikinci sınıftan ailevi sebeplerden dolayı ayrıldım. Ancak mesleğimden kopmak benim için imkânsızdı. 18 yıldır teknoloji üze-rine çalışmalar yapıyordum, emek veriyordum. Teknolojiyi yatırıma dönüştürmeye, ticarileştirmeye yö-nelik heveslerim vardı. Okulu bırak-tım ve bir şirket kurdum.

İLK PROJE ÖDÜLÜNÜ ÜNİVERSİTEDE ALDI.Neler yaptınız bu şirket ile?Şirketimiz, yazılım dışında kurum-sal donanım desteği hizmetleri de veriyorduk. Nizip’ten Gaziantep’e ta-şındım ve teknoloji üzerine destek veren firmalarda çalışmaya baş-ladım. Daha çok yazılım kısmına adapte olup kendimi geliştirmeye çalıştım. Özellikle ODTÜ Bilgisayar Mühendisliğinde okurken yazılım konusunda bilgi ve tecrübe kazan-mıştım. Yapay zekâ, algoritmalar konusunda çalışmalarım oldu. Üni-versitede üç arkadaş birlikte yaptı-ğımız iki proje ödül aldı. Projemizin bir tanesi yapay zekâ üzerine dü-şünen makineler, diğeri de robot ile ilgili idi.

ADRESİ BULAMAYINCA, HAYATI DEĞİŞTİ!..Gaziantep Sarı Sayfalar ve Gazian-tep TEKNOPARK’A geçiş süreciniz nasıl oldu?Gaziantep’e taşındıktan sonra fir-malara özel web, tasarım çalış-maları yapıyordum. Firmanın bir tanesi randevu verdi. Öncelikle ya-şayıp daha sonra uygulamaya ge-çirdiğim durumlar ile karşılaştım. Araçla en az sekiz tur attım, ama firmayı güçlükle bulabildim. Bu ka-dar navigasyon aracı ve sosyal ağ varken böyle bir şey niye kullanıl-mıyor? Bunu araştırmam ortalama bir yıl sürdü. Navigasyon aracını tek tek marka model olarak ince-ledim. Avrupa’daki yazılımlara göz attım. Navigasyon aracı ve sosyal ağlar, Avrupa’da çok iyi. Türkiye’de her şeyi kullanmıyoruz. İhtiyacımız olan kısmı kullanıyoruz. Avrupa her şeyi, dört dörtlük kullanıyor.

Google’da işletmenizi ekliyorsu-nuz. Ancak özellikle teknolojide “3. Bölge” dediğimiz ülkelerde sık sık güncellemeler yapılmıyor. Bugün Almanya’nın harita sistemi ya da ABD harita sistemi devamlı güncel-lenir. Türkiye’de ise yılda bir veya iki yılda bir güncelleme yapılır. İşletmelere müşteri ziyaretleri ya-parak “İnsanların size daha rahat ve hızlı ulaşmasını ister misiniz?” gibi araştırmalar yaptım. Yine sos-yal ağlarda insanların neden yer bildirimi yaptığıyla ilgili araştırma-lar yaptım. Tabii bu iş için yatırım yapmak gerekiyor. O zamanlar çok

fazla maddi gücüm olmamasına rağmen Gaziantep Halı Sarayı deni-len iş merkezinde bir arkadaşımla beraber bu işe start verdik. Reklam bütçemiz hiç yoktu diyebilirim. Ga-ziantep Sarı Sayfalar olarak patent aldık ve ilk başta web sitesi olarak bu işe başladık. Web sitesinde yol tarifi verme, cep telefonundan gir-diğinizde mobil arama özelliği ile işe başladık. Sistem, altyapı hazır olunca firma ziyaretlerine başladık.

BÜYÜK FİRMALARDAN ORTAKLIK TEKLİFLERİ GELMEYE BAŞLADI.Hangi tür firmalar var Sarı Sayfalar’da?Gaziantep’in belli başlı firmala-rı, Sağlamcılar Orman Ürünleri, Kaplan Kardeşler, Gaziantep Çilek Mobilya, İmam Çağdaş Lokanta-sı gibi firmalar kaydoldular. Hatta Halıcılar Odası başkanı bir sunum yapmamızı istedi. Dolayısıyla pek çok halı firmasını da kayıt yaptır-dılar. Hedefimiz şu idi: Gaziantep pilot bölge olsun. Türkiye genelinde yayılmak için ayrı bir proje olarak başlatalım. Ancak İşi hızlandırmak için yatırım yapmak gerekiyordu. Büyük firmalardan yatırım yap-mak için ortaklık teklifleri gelmeye başladı. Ortalama bir ay gibi değer-lendirme sonunda ortak olarak Vol-kan Grup firmasını seçtik ve tercih ettik. 3 yıl önce 5000 TL bütçe ile kurulan Gaziantep Sarı Sayfalar şu an Gaziantep TEKNOPARK’ta 30’a yakın çalışanı 4000’e yakın firma ve kuruluşa hizmet veren, 50 binin üzerinde mobil uygulama kullanı-cısı olan, aylık 150-200 bin web

BAŞARI HİKâYELERİ

ODTÜ Bilgisayar Mühendisliğinde okurken yazılım konusunda bilgi ve tecrübe kazanmıştım. Yapay zekâ, algoritmalar konusunda çalışmalarım oldu. Üniversitede üç arkadaş birlikte yaptığımız iki proje ödül aldı. Projemizin bir tanesi yapay zekâ üzerine düşünen makineler, diğeri de robot ile ilgili idi.

3 yıl önce 5000 TL bütçe ile kurulan Gaziantep Sarı Sayfalar şu an Gaziantep TEKnOPARK’ta 30’a yakın çalışanı 4000’e yakın firma ve kuruluşa hizmet veren, 50 binin üzerinde mobil uygulama kullanıcısı olan, aylık 150-200 bin web sitesine girişi olan ve Türkiye projesine başlangıç yapan bir firma olmanın gururunu yaşamaktadır.

Page 40: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

38

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

sitesine girişi olan ve Türkiye pro-jesine başlangıç yapan bir firma olmanın gururunu yaşamaktadır.

Yeni projeniz “Piri Reis Türkiye”den kısaca bahseder misiniz?Gaziantep Sarı Sayfalar proje-mizi, türkiyepirireis.com.tr olarak Türkiye’de tüm kullanıcılara aç-mayı düşünüyoruz. Şu an Piri Reis uygulamasının altyapı çalışma-ları devam ediyor. Gaziantep Sarı Sayfalar projesinden farklı olarak etkinliklere, kampanyalara da ula-şabiliyorsunuz. Gaziantep Sarı Say-falar müşterileri, otomatik olarak Piri Reis projesine de kaydolarak bu projeye entegre olacaklar.

Akıllı Kutu Projeniz nedir, bunu da bizlerle paylaşır mısınız?Bankamatik tarzı veri. Bilgiyi al-dığınız yer aslında. Yaptığımız sarı sayfalar sistemini tamamen buraya entegre ettik. Gaziantep TEKNOPARK’ın verdiği destekle be-raber test bir ürün çıkardık. Gazi-antep Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Yavuz Coşkun Bey de buna destek verdi. Hatta test ürün ya-kın zamanda üniversitenin üzerine kurulacak. Aynı zamanda Gazian-tep Büyükşehir Belediyesi böyle bir

proje düşünürken bizim projeyi ta-mamladığımızı görünce bu konu-da nasıl destek verecekleri ile ilgili konuşmaya başladılar. Çok yakın zamanda bu kutular, Gaziantep’teki 10 noktada kurulacak.

KOBİ’LERİN AR-GE KÜLTÜRÜGaziantep KOBİ’lerin ağırlıklı oldu-

ğu bir kent. Bu kentin teknolojiye bakış açısı ile ilgili düşünceniz ne-lerdir?Biz projeye başlarken öncelikli hedefimiz Gaziantep’te KOBİ’lerin teknoloji odaklı düşünmesini sağ-lamaktı. Aslında sistemimiz, daha çok onların işlerini kolaylaştıracak. Gaziantep Sarı Sayfalar olarak ya-zılım mühendislerimiz, sosyal ağ uzmanlarımız ve çağrı merkezi ele-manlarımız ile KOBİ’lerin teknoloji ve AR-GE kültürünü artırmaya ça-lışıyoruz. Gaziantep Sarı Sayfalar’ın hedef kitlesi, ürün satışı olan her-kes. Bugün bir terzi de üretim ya-pan çok büyük holding de müş-terimiz. Herkesin bir kartvizitinin olması lazım. Gaziantep Sarı Say-falar, dijital kartvizit yapıyor. İnsan-ların ulaşmasını ve iletişime geç-mesini kolaylaştırıyoruz. Günümüz dijital ortam. Akıllı bilgisayarlar olsun, tabletler olsun, bilgisayarlar olsun; artık işler, alışverişler bile di-jital ortamlarda, yani her şey sanal ortamda dönüyor. Türkiye’de her il kendi başına büyüyor. Arka tarafı-mızdaki mahallede hangi işletme olduğunu bilmiyoruz. Bu nedenle “Gaziantep Sarı Sayfalar” bir yol ha-ritası olmanın yanında, arayıp fir-mayla iletişime de geçip bilgi ala-bileceğiniz bir uygulama. Örneğin gitmek istediğiniz kafeyle iletişime geçmek isteyebilirsiniz, yol tarifine ihtiyacınız olabilir, kafe ile ilgili bil-giye ihtiyaç duyabilirsiniz veya ka-fede internet var mı, açık ya da ka-palı alan var mı, kredi kartı geçiyor mu gibi bilgilere de ulaşmak iste-yebilirsiniz. Sistem, tüm kullanıcılar için kolaylık sağlamaktadır. Kısaca her geçen gün giderek zorlaşan fir-ma bilgileri, sektörde bulunan fir-maların uzmanlık alanları ve adres bulmadaki zorlukları görüp bunun çözümü üzerine ve firmaların en etkin bir bicinde çağımızın yapı-sı dijital hayata en kısa ve kolay yoldan geçiş yapmasını sağlamak amaçlı, bulundukları yere, müşteri-lerine en kolay ve hızlı bir şekilde ulaşım imkânı sağlamaktır.

BAŞARI HİKâYELERİ

Gaziantep Sarı Sayfalar’ın hedef kitlesi, ürün satışı olan herkes. Bugün bir terzi de üretim yapan çok büyük holding de müşterimiz. Herkesin bir kartvizitinin olması lazım. Gaziantep Sarı Sayfalar, dijital kartvizit yapıyor. İnsanların ulaşmasını ve iletişime geçmesini kolaylaştırıyoruz.

Page 41: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

39

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MENTÖR

Page 42: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

40

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

“GEÇİCİ OLARAK BAŞLADIM, BİR DAHA DA KOPAMADIM”Ali Bey, kendinizi tanıtır mısınız?ODTÜ’ye bağlı Gaziantep Üniversitesi kampüs alanında lisans ve yüksek lisansımı tamamladım. 1990-1994 yıl-ları arasında İngiltere Liverpool John Moores University’de doktoramı ta-mamladım. Daha sonra akademis-yenlik atamalarım oldu. Ardından tekstile geçmem enteresan olmuştur. Asıl çalışma alanım, makine dinamiği teorisi ve robotlar. Yani elektromekanik makineler ve gelişmiş robotlar. Gazi-antep Üniversitesi Makine Mühendis-liğinde profesör olduktan sonra, DPT destekli “el halılarının, elektronik me-kanik destekli dokunması” projemiz vardı. Tekstil Mühendisliğinin kuruldu-ğu dönemlerde Dekan Zerrin Hanım, Tekstil Mühendisliğini kurduklarından ve öğretim üyesine ihtiyaçları oldu-ğundan bahsetti. Geçici olarak Tekstil Mühendisliği Bölümüne 2000 yılında başladım. Fakat zamanla bölümde sürekli öğretim üyesi olarak kaldım. 15 yıl içerisinde Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü kabuk de-ğiştirdi. Hem altyapısı, hem akademik personeliyle iyi bir bölüm hâline geldi. Bu bölümden yavru bölüm “Güzel Sa-natlar” Bölümünü oluşturduk. Hatta bu bölüme 3 tane öğretim üyesi verdik.

İLK PROJE 20 YIL ÖNCE…Gaziantep TEKNOPARK’a geliş hikâyenizden bahseder misiniz?İlk TÜBİTAK TEYDEB projemi 20 yıl önce Kursan Plastik ile yapmıştım. AR-GE yapmaya, sanayi için projeler üretmeye her zaman özel bir me-rakım vardı. Dolayısıyla 20 yıl önce başladığım bu yolculuğu devam et-tirmek üzere 2014 yılının başında Gaziantep TEKNOPARK’a geldim. 2014 yılında Tekstil Mühendisliği bölüm

başkanlığından ayrıldım ve Gaziantep TEKNOPARK’ta firma kurdum. Çalış-mayı ve proje yapmayı seven bir insa-nım. Benzer çalışmaları daha önce de yaptığımdan, Gaziantep TEKNOPARK’ta bir ofis açmanın faydalı olacağını dü-şünerek çalışmalarıma bu ortamda devam etmekteyim.

SİNERJİ AR-GE Danışmanlık Mühen-dislik Otomasyon ve Yazılım Ticaret Limited Şirketinin neler yaptığından bahseder misiniz?SİNERJİ Mühendislik, büyük sanayici-lere ve KOBİ’lere danışmanlık hizmeti veriyor. Daha ziyade halı ve tekstil ma-kineleri üzerine çalışıyoruz diyebilirim. Halı bunun içerisinde özel bir yere sa-

“AKLIMIZ, GÖZÜMÜZDE…”Sanayicilere ve KOBİ’lere danışmanlık hizmeti veren SİnERJİ AR-GE Danışmanlık Mühendislik Otomasyon ve Yazılım Şirketi, ağırlıklı olarak halı ve tekstil makineleri üzerinde çalışıyor. AR-GE yapmaya hep meraklı birisi olduğunu belirten Prof. Dr. Ali Kireçci, 20 yıl önce başladığı bu uzun soluklu yolculuğu TEKnOPARK’ta sürdürmeye karar verdiğini söyledi.

PROF. DR. ali Kireçci:

Page 43: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

41

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

hip. Halı deyince sadece halı dokuma makineleri akla gelmemeli, halı ipliği üretim Makinaları da bunların içerisin-de yer alıyor. Halı dokunduktan sonra, apre ve konfeksiyon işleri de var. Halı apre ve konfeksiyon makinaları da halı makinesi olarak bilinmekte. Bilin-diği gibi halı 5 m eninde çıkar. Boyu ise sonsuzdur. Apre işlemleri sonrasın-da kesilmesi, kenar dikişleri, püskül-lerin geçirilmesi işlemlerine “halı kon-feksiyonu” diyoruz. SİNERJİ AR-GE, bu alanların tümüne danışmanlık hizmeti veren bir firma.

“AR-GE YAPACAK İNSAN RAHAT OLMALI”Üniversite ve sanayiin ortak zeminde buluşması için neler söylemek ister-siniz?Uzun yıllardan beri konuşulan ve güzel de ifade edilen ancak ne sa-nayiin ne de üniversitenin yapmak istediği bir iş birliği. Sanayici, ihtiyacı olduğunda öncelikle kendiyle aynı dili konuşan makine imalatçısını tercih etmekte, zorunlu olmadıkça üniver-siteye gelmemektedir. Akademisyen açısından olaya bakıldığında halle-dilmesi gereken çok sayıda prosedür ortaya çıkmaktadır.. Proje yapmak is-teyen akademisyenlerin işleri zor. Çün-kü proje yapmak, başlı başına zor bir olay. İki SAN-TEZ projesi bitirdim. Çok sayıda proje yürütücülüğü (SAN-TEZ, BAP, DPT, TEYDEB gibi) yaptım. Her projede, malzemelerin alınması ve proje faaliyetlerinin uygulanması açısından zorluklarla karşılaştım. Her harcama için bir sürü yazışma yap-mak zorundasınız. Bu bağlamda, AR-GE yapacak insanların rahat olması gerekiyor. Projenin belirli bir takvimi var ve takvim içerisinde projenin bit-mesi gerekiyor. Ancak malzemenin temini için haftalarca uğraşmak ge-rekince proje bitmek bilmiyor ve uzu-yor. Masa başında proje yapanların çoğu, pratik olarak proje yapmadığı için bu zorlukları bilmez ve görmezler ya da tavsiyede bulunulduğu zaman insanları farklı değerlendirmektedir-ler. Bir dipnot belirteyim: 22 yıl önce yurt dışında doktora sırasında da pro-je yaptım. Projeyle ilgili herhangi bir talebim olduğunda üç gün içerisinde masama gelirdi. Sadece malzemenin ne olduğunu ve teknik özelliklerini be-lirtirdim.O zamanlar öğrenciydim. Şu an 15 yıl-dır profesörüm. Üstelik kıdemli profe-

sör olmama rağmen 10 TL’lik bir mal-zeme için üç farklı yerden proforma fatura alıyorum. Her harcama için izin ve piyasa araştırma yazısı yazıyorum. Özetle akademisyenler işleyişten kay-naklı, uğraştırıcı işler nedeniyle “pro-je yazma” olayına sıcak bakmıyorlar. Enerjimizi bu yazışmalara sarf etmek üzüyor. Bu tür yazışmalar, bilimsel çalışmalardan insanı uzaklaştırıyor. Türkiye’de proje yazma esnasında, zincirin içerisindeki her kurum, nakit akışında kendini garanti altına almak istiyor. Dolayısıyla bu yazışma trafiğin-den kaynaklı, süreklilik arz eden bir uğraşı söz konusu.Çözüm önerim şu: Proje sunulduktan sonra insanların rahat bırakılması ge-rekiyor. Projenin bir bütçesi ve çerçe-vesi olması lazım. Fakat harcamaları rahat yapmak için yetki verilmesi la-zım. Tabii sorumluluk da olmalı; an-cak her adımın denetlenmesi, akade-misyenin enerjisini bilimsel çalışma yapmaktan uzaklaştırmamalı. Bu tür fonlama yapan kurumların, projeden ne üretildiğine veya neyin geliştirildi-ğine bakmaları gerekiyor. Yani AR-GE çıktısının ne olduğuna, üretilen katma değere odaklanmak gerekiyor. Yine proje hazırlama olayının akademik yükselme kriterleri içerisinde yer al-ması gerekiyor.

Türkiye’deki üniversiteler ve yeni dö-nem gençleriyle ilgili neler söyleyebi-lir siniz?Üniversitelerimizde kişi başına dü-şen öğretim üyesi sayısında azalma var. Artan üniversite ve öğrenci sa-yısını karşılayabilecek öğretim üyesi yetişmiyor. Geçmişte iyi ve kabiliyetli öğrenciler vardı. Hedefleri ve idealleri olduğu için mühendislik bölümlerini tercih ediyorlardı. Kaliteli hocaların elinde yoğrulup donanımlı bir şekilde

hayata atılmaktalardı. Günümüzde bu anlamdaki öğrenci ve akademisyen kitlesi azaldı.

TEKNOPARK’TA FİRMA SAYISI ARTIYORTeknoloji geliştirme bölgeleri ve Gazi-antep TEKNOPARK ve TAR-GET TTO’yu değerlendirebilir misiniz?Gaziantep TEKNOPARK’ta günden güne artan firma sayısı dikkatimi çe-kiyor. Gaziantep büyük bir sanayi ken-ti görünümünde. Dört büyük Organize Sanayi Bölgesi ve ek olarak bir de küçük organize sanayi bölgesinde üre-tim yapılmaktadır. Bu üretimi hemen sınıflandırmak gerekirse, Gaziantep’te lider sektör 200 adet fabrikasıyla halı sektörü. Ayrıca nonwoven ve eskiden beri devam eden iplikçilik olayı var. Tabii en önemli şey bir ürünü üret-mekten önce katma değerli olarak na-sıl satabileceğinin planının yapılması. Saydığım bu lokomotif sektörlerin çok fazla ARGE yapmadığını görüyoruz. Şirket yöneticileri de AR-GE’ye ihtiya-cının olduğunun farkında değil. Bugün Gaziantep’te yabancı şirketler, anahtar teslimi halı fabrikası kuruyorlar. Do-layısıyla bu tür işletmelerde standart üretim uzun süre devam eder. Sanayicilerimizin bir sözü vardır: “Ak-lımız, gözümüzde.” derler. Anlamı şu: “Sadece gördüğümüzü yapabiliriz”. İb-ret verici bu söz, düşünerek değil de görerek çalışmayı ifade eder. İnsanlar mevcut ve hazır olanı istiyor. Bu da yurt dışından satın almakla olur. Böyle bir durum söz konusu olunca bu şe-kilde bir zihniyetle de AR-GE mümkün olmuyor. Teknolojide yurt dışını takip ettiğimiz için sanayici, AR-GE’ye ihti-yaç duymuyor. Dolayısıyla bir şehirde çok fabrika veya sektörün bulunma-sı ve istihdam bulunması, çok fazla AR-GE yapılacak anlamını taşımıyor.

SİnERJİ Mühendislik, büyük sanayicilere ve KOBİ’lere danışmanlık hizmeti veriyor. Daha ziyade halı ve tekstil makineleri üzerine çalışıyoruz diyebilirim. Halı bunun içerisinde özel bir yere sahip. Halı deyince sadece halı dokuma makineleri akla gelmemeli, halı ipliği üretim makinaları da bunların içerisinde yer alıyor. Halı dokunduktan sonra, apre ve konfeksiyon işleri de var. Halı apre ve konfeksiyon makinaları da halı makinesi olarak bilinmekte.

Page 44: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

42

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

Olaya bakış açısı ve algısı, bu şekilde olunca bu bakış açısını kırmak çok da kolay değil. Dolayısıyla akademisyen sanayiciye bir proje sunduğu zaman önce “Yap getir deneyelim. Ondan sonra bakalım.” bakış açısıyla karşıla-şabiliyor. Bu bağlamda sanayici risk istemiyor. Ancak sıfır risk olursa AR-GE işine girmeyi düşünüyor.

Mevcut devam eden projeniz var mı? Son altı ayda tamamlanan iki SANTEZ projem oldu. Ayrıca, bazı şirketlere da-nışmanlık yapıyorum. Son iki yıl içinde yedi patent başvurum oldu. Bunların tescillenme süreçleri tamamlanmak üzere. Bunlardan bir tanesi enterasan. Farklı bir diş fırçası tasarımı yaptım. Son dönemde mevcut diş fırçaların-dan farklı bir “diş fırçası” tasarımı yaptım. Patentini aldım. Şu an üretim aşamasına geldim. Diş Hekimliğinde-ki akademisyen arkadaşlarım incele-diler, faydalı olabileceğini söylediler. Türkiye’de diş fırçası üretimi yapan firma olmadığından yabancı şirketler-le konu hakkında yazışıyorum.

Uzmanı olduğunuz ve Gaziantep sa-nayiinde ekonomik olarak önemli katkısı olan “halı sektörünü” değer-lendirebilir misiniz?Yaklaşık iki yıldır halı sektöründe sa-tışlar düştü. Bundan 30 ya da 40 yıl önce halılar, Gaziantep’te üretilen ma-kinelerle gerçekleşmekteydi. Bunlar mekikli makinelerdi. Ancak, bu tez-gahlar günümüz teknolojisine ayak uyduramadığından yerlerini Belçika ve Alman menşeli elektronik tezgah-lara bıraktılar. Dünya halı ihtiyacının ne olduğuna dair genelleme yaparsak %20’si parça halı iken, %80’i duvar-dan duvara halı. Dolayısıyla Gazian-tep, dünya halı ihtiyacının %20’sinin %50’sini üretiyor; ancak ürettiğini son dönemde satamıyor. Bu satışın gerile-me nedeni, Arap ülkeleri ile olan iliş-kiler, Orta Doğu’nun savaş durumu ve Rusya’nın içinde bulunduğu ekonomik kriz ve son olaraktan Avrupa’nın da eski zenginliği kalmadığı için alım gü-cünde meydana gelen azalma. Bunla-ra ek olarak halı konfeksiyonu kalitesi yeterince iyi olmadığından ABD pa-zarında pay almakta zorlanmaktayız. Özetle sayılan bu sebeplerden dolayı Gaziantep sanayiinde halı satışında azalma görülmekte.

“ABD PAZARINA GİREBİLMELİYİZ”Halı sektöründeki bu durum için çö-züm önerileriniz nelerdir?Halıların kalitesini iyileştirerek ABD pa-zarına girmenin yollarına bakılması gerekiyor. Ancak ABD kullanıcısı, ço-ğunlukla duvardan duvara halı talep etmekte. Parça halı dediğimiz küçük pasta payından büyük pasta payına geçmemiz lazım. Bu konuda nitelikli, kaliteli halılar üretip uygun fiyata pa-zara sunmamız gerekiyor. Tabii bunun yolu da halıda AR-GE çalışmalarının artırılması ve halıdaki özelliklerin ge-liştirilmesiyle olur.

Son olarak da tekstil sektöründe çok fazla proje yapan bir akademisyen olarak da bu sektör, Türkiye’de ve bu bölgede nereye gidiyor? Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?Bu sektörü, Tekstil Mühendisliğinde uzun zamandan beri öğretim üyesi olmam, katıldığım toplantılar, yap-

tığım projeler ve iş dünyası ile olan ikili ilişkilerim nedeniyle yakinen ta-nıyorum.Zaten tekstil sektörü deyince bunun büyük bir kısmını halı sektörü oluşturuyor. Halı sektörü, tekstil sektö-rünün içinde %50 oranında yer işgal ediyor diyebiliriz. Nonwowen ve iplik de tekstilin içerisindeki diğer kısımlar. Bir bölgede sektörle ilgili kümelenme varsa “Onun üzerine ne koymak ge-rekiyor?” diye düşünmek gerekiyor. Bir yerde kümelenme varsa ve ilgili sektör gelişmişse, altyapısını tamam-ladığı andan itibaren o sektör AR-GE yapmaya uygun sektör olmaya aday oluyor. Dolayısıyla Gaziantep’in ÜR-GE ve AR-GE anlamında gelecek sektörü tekstil ve halı sektörü diyebiliriz. ARGE çalışmalarına yeterince önem verilirse halı sektörünün giderek büyüdüğünü ve katma değerli ürünler üretildiğini daha uzun yıllar hep beraber görece-ğiz.

Gençlere ve girişimcilere tavsiyeleri-niz nelerdir?Tekstil, emek yoğun katma değeri düşük bir sektör.Piyasada üretim ya-pabilmek, iş çıkarabilmek son derece zor. İş, üniversitelerde öğrenilmiyor. Üniversitelerde eğitim olayınızı ger-çekleştirebilirsiniz. İş hayatına girip işi ürettikten sonra o iş çevresindeki in-sanları tanımak ve işbirlikleri önemli. Tabii bunlar, bir anda olacak şeyler değil. Araştırmacı ruhunuz varsa yeni birtakım ürünlerle iş birliğini hemen geliştirme şansınız oluyor. Bilgi çağının gereği, internet ortamını da iyi kullan-mak gerekir. Özetle uzun bir yolculuk… Bu yolculukta, duvarı yavaş yavaş tır-manmak gerekiyor.

Teknolojide yurt dışını takip ettiğimiz için sanayici, AR-GE’ye ihtiyaç duymuyor. Dolayısıyla bir şehirde çok fabrika veya sektörün bulunması ve istihdam bulunması, çok fazla AR-GE yapılacak anlamını taşımıyor.

Page 45: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

43

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKAYELERİ

Page 46: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

44

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

Barış Yurtseven ve Mehmet Ersin Akay başarıyı birlikte yakaladı

EMLAK BULMANIN EN KOLAY YOLU

öyle bir proje geliştirme-ye nasıl karar verdiniz?Barış Bey ile birlikte bu işe adım attık. Her ikimiz de Gaziantep Üniversite-si Meslek Yüksek Okulu

Bilgisayar Bölümünde öğretim gö-revlisiyiz. 2009 yılı itibariyle şirketi

kurduk. Beraberinde emlakbuluyo-ruz.com’u yayına geçirdik. Yaklaşık olarak “Paralel yazılım” şirketiyle bir-likte ve markamız “emlakbuluyoruz.com”un kuruluşu altı yıl oldu. Şirke-timiz, Paralel Yazılım olarak geçse de markamız, şirketimizin önem-li bir markası hâline gelerek daha

öncelikli algılanmakta. Faaliyet ala-nı olarak şirketimiz için emlak ilan portalıyız diyebilirim. İnternet sitesin-de yayınlanan emlak ilanları hangi ilde yayınlanıyorsa yani ürünlerin sadece o şehre ait oluşu yaptığımız çalışmanın en önemli özelliği. Bir kişi “emlakbuluyoruz.com”a girdiği

B

Gaziantep Üniversitesinde görevli iki öğretim üyesinin birlikte kurdukları web sitesi www.emlakbuluyoruz.com kısa sürede hızla büyüdü. Paralel Yazılım şirketi, bu ilgi üzerine Gaziantep’teki başarılı uygulamayı, Türkiye’nin 81 iline yaymaya karar verdi ve şu anda 8 ilde aktif hâle getirdi. Barış Yurtseven ve Mehmet Ersin Akay, www.emlakbul.com markasıyla yıl sonuna kadar 30 il, 2016 yılı sonuna kadar da 60 ilde daha faaliyete geçmeyi planlıyor.Şirketin kurucu ortağı Mehmet Ersin Akay, emlakbuluyoruz.com’un başarı hikâyesini bizimle paylaştı.

Page 47: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

45

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

zaman sadece Gaziantep’ten olan ilanları yani Gaziantep’te çalışan ve o ilanları yayınlayan emlak ve gay-rimenkul firmalarını görür ve onlara ulaşır.

DÜNYANIN HER TARAFINA EMLAK SATIŞI MÜMKÜNemlakbuluyoruz.com markanızın tüm Türkiye’de işlerliği mevcut mu?Gaziantep için emlakbuluyoruz.com markamız geçerli iken diğer iller için emlakbul.com markamız mevcut. Örneğin Adana’da bir emlak ilanı arayan müşterinin “Adanaemlakbul.com”a girmesi gerekiyor. Şu anda 8 ilde aktif durumdayız. Bunu kade-me, kademe artırmayı düşünüyoruz. 2015 sonunda 30, 2016 sonunda ise 50 veya 60 ilde faaliyet gösterme hedefimiz bulunmaktadır. Bu şekilde devam edip tamamıyla o illerde-ki talebe göre yapılanmayı devam ettireceğiz. İnternet sitelerimizde ya-yında ve faaliyette olan tüm tedarik-çi ve ürünler hangi şehirde faaliyet

gösteriyorsak o şehre ait ürünler ve tedarikçiler. Tabii firma olarak yerel emlak portalı zinciri diye tanımladı-ğımız sistemimiz için yerellik kelime-si kullanırken ziyaretçi profilimizin ulusal olduğunu belirtmek isterim. Sitemiz olan emlakbuluyoruz.com sitesini 118 ülkeden insan ziyaret et-mektedir. Hatta o gün bir emlakçı-mız aradı ve bize Yeni Zelanda’dan birine satış yaptığı için teşekkür etti.

emlakbuluyoruz.com markasıyla Gaziantep’te başladığımız bu yol-culukta periyodik olarak Adana, Kayseri, Mersin, Konya, Antalya, Kahramanmaraş, Denizli illerinde emlakbul.com markasıyla devam ediyoruz. Yerelde büyüyerek ulusal-laşmaktayız.Bilgi çağının ilerlediği günümüzde insanlar gezerek değil arama moto-ru üzerinden ev buluyorlar. Mobilleş-

Bilgi çağının ilerlediği günümüzde insanlar gezerek değil arama motoru üzerinden ev buluyorlar. Mobilleştik. Artık elimizde mobil cihazlar var. Mobil kullanım oranı, eskiye nazaran hızlı bir artış gösterdi. İnsanlar bu tarama ve aramalarını, internet üzerinden yapıyorlar. Stratejimizin amacı ve sonucu olarak görüyoruz ki, Gaziantep’te arama motoruyla ev aramak isteyen biri ilk emlakbuluyoruz.com sitesi ile karşılıyor ve hizmet alıyor.

Page 48: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

46

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

tik. Artık elimizde mobil cihazlar var. Mobil kullanım oranı, eskiye naza-ran hızlı bir artış gösterdi. İnsanlar bu tarama ve aramalarını, internet üzerinden yapıyorlar. Stratejimizin amacı ve sonucu olarak görüyoruz ki, Gaziantep’te arama motoruyla ev aramak isteyen biri ilk emlakbulu-yoruz.com sitesi ile karşılıyor ve hiz-met alıyor. Türkiye’de bu konseptte çalışan tek firmayız. Emlak portalı olarak çalışan diğer firmalar, tek bir alan adı altında tüm Türkiye’deki ilanları yayınlamaktalar. Firma ola-rak konseptimiz, 81 tane alan yani il olarak her bir ilin ilanını kendi çatısı altında yayınlamamız. Her anlamda özel çalışıp tüm dünyadan da ziya-retçi alıyoruz. Böylece her şehrimizi de markalaştırmış oluyoruz. Zaten sloganımız da “Kendi ilinden marka olmanın konforunu yaşa”.

“TEDARİKÇİ VE TÜKETİCİYİ

BULUŞTURUYORUZ”Yurt dışında emlak işleri nasıl oluyor?Yurt dışında ulusal olarak yapılıyor.

Amerika’nın tüm eyaletlerinde tek bir çatı altında portal mevcut. İn-giltere ve İspanya’da da aynı çatı altında. Bu bağlamda emlakbuluyo-ruz.com uygulamamız dünyada tek diyebilirim. Tabii konseptimizin yö-netsel tarafı, çok kolay değil. Ancak herkesin bir yoğurt yeme tarzı var. Firma olarak stratejimiz, il bazında özel hizmet vermek. Elbette il bazın-da tek tek bu sistemi oluşturmak kolay değil. Altyapı çalışmasını, pro-mosyon çalışmalarını her il için ayrı ayrı yapıyoruz. Tek çatı altında bu işi yapmış olsaydık bu çalışmaların tümünü tek kalemde yapacaktık. Biz müşterinin konforu için zoru seçtik. Teknolojik altyapıyı her il için aynı yaparken pazarlama stratejisini her il için ayrı yapıyoruz. Sitemiz tüke-ticinin direkt ihtiyaçlarını karşılıyor. Tedarikçi dediğimiz emlak gayri-menkul firmalarımız için de önemli bir tanıtım sahası konumundayız. Bir ulusal siteye girdiğinizde kullanıcı 4 veya 5 kalemde aradığına ulaşırken emlakbuluyoruz.com veya emlakbul.com sitelerinde direkt ihtiyacını kar-şılayabiliyor. Tam anlamıyla teda-rikçi ve tüketiciyi buluşturan hizmet vermekteyiz.

Yazılım ve bilişim sektörünün en çok gündeminde olan konular nelerdir?Günümüzün bu bağlamda en faz-la trendi, teknolojik gelişimi “mobil ortam”. Bizim dikkate aldığımız en önemli ve öncelikli teknolojik un-surlardan birisi de bu. Kullanıcılar, 2009’larda mobil kanalıyla %2’ler-de sitemize ulaşılırken bu oran, şu an %40’lara kadar ulaştı. Mobil ile sitemize ulaşanların artışı ise her yıl %100 diyebiliriz. Beklentimiz 2015 yılı sonlarına doğru mobil yoluyla sitemize ulaşan kullanıcı oranının %50’lere ulaşacak olması. Bilindiği gibi bu teknolojilerin hem yayılım hem de alım gücü çok hızlı. 2016 ve 2017’de gittikçe mobil kullanıma doğru geçeceğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla bunları da dikkate ala-rak mobil ortamda kullanımımızı

BAŞARI HİKâYELERİ

Tedarikçi dediğimiz emlak gayrimenkul firmalarımız için de önemli bir tanıtım sahası konumundayız. Bir ulusal siteye girdiğinizde kullanıcı 4 veya 5 kalemde aradığına ulaşırken emlakbuluyoruz.com veya emlakbul.com sitelerinde direkt ihtiyacını karşılayabiliyor.

Page 49: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

47

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

daha da geliştirmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda web ortamından ulaşmak isteyenler için de teknolojik gelişmeleri hazırlıyoruz. Dolayısıyla kullanıcının bize her ortamdan ula-şabileceği ortamımız mevcut.

Şirketinizin gelecek dönem hedefleri nelerdir?Bazı farklı alanlar için planlamala-rımız var. Ancak doğru zamanlarda girişim yapabilmek gerekiyor. Bir in-sanın hangi konuda emek vermişse daha doğrusu iyi bildiği, uzman ol-

duğu konuyu geliştirmesi gerektiği-ne inanan firma stratejimiz bulun-makta. Yönetim, pazarlama, yazılım ekiplerimiz dışında altyapı yönetimi-ni yapan ekibimiz ve hizmet alınan başka alanlarımızda bulunmakta. Dolayısıyla Türkiye’nin her yerinde büyümek için yeni hedefimizdeki il-lerde yakaladığımız bu başarıyı de-vam ettirebilmenin, duyurabilmenin ve anlatabilmenin çok önemli oldu-ğunu düşünüyoruz.

Gaziantep TEKNOPARK’ta yer alan

bir firma olarak teknoparkların geleceğini nasıl görüyorsunuz?Gaziantep TEKNOPARK proje aşama-sında iken görüp de kayıt yaptıran Gaziantep Üniversitesindeki akade-misyenlerden ilkiyiz. 2007 yılında bu oluşumun olacağını duyar duy-maz ilk rezervasyon yaptıranlardan biriyiz. Bildiğiniz gibi mühendislerin içinde mutlaka bir projeyi haya-ta geçirme kıpırtısı vardır. Girişimci ruha sahip olanlar ve akademisyen-ler için projelerini hayata geçirecek yasal ortamı teknoparklarda bulma-ları nedeniyle Türkiye’de teknopark-ların varlığını önemsiyorum. Ayrıca üniversitemizden mezun öğrencilere istihdam yaratıyoruz, stajyer çalıştı-rıyoruz. Bunların çok önemli şeyler olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla teknoparkların misyonuna uygun her şeyi yapmış oluyoruz. Yani ye-rel ekonomiye katkıda bulunuyoruz, istihdam sağlıyoruz ve üniversite-sanayi işbirliğiyle birlikte insanların ihtiyacını görecek sosyal getiriyi de sağlayarak bu misyonun gerekleri-ni verdiğimiz hizmetle tamamlamış oluyoruz.

BAŞARI HİKâYELERİ

Gaziantep TEKNOPARK proje aşamasında iken görüp de kayıt yaptıran Gaziantep Üniversitesindeki akademisyenlerden ilkiyiz. 2007 yılında bu oluşumun olacağını duyar duymaz ilk rezervasyon yaptıranlardan biriyiz. Bildiğiniz gibi mühendislerin içinde mutlaka bir projeyi hayata geçirme kıpırtısı vardır. Girişimci ruha sahip olanlar ve akademisyenler için projelerini hayata geçirecek yasal ortamı teknoparklarda bulmaları nedeniyle Türkiye’de teknoparkların varlığını önemsiyorum.

Page 50: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

48

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

TEKNOÇEV’i kurmakla kalmayıp pro-jesine verdiği “BiyoAntep” adıyla ken-tinin adını da dünyaya duyurma ola-nağı sağlayan Bülent Tokatlı, kuruluş hikâyesini bizlerle paylaştı.

Bülent Bey, böyle bir fikir nasıl ge-lişti?ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümün-den mezun oldum. Şu an Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bö-lümünde yüksek lisans öğrencisiyim. Şirketi, 2011 yılında mezun olduktan hemen sonra kurdum. Şirketimiz Gaziantep’te KOSGEB’in AR-GE ve ino-vasyon konusunda ilk girişimcilik projesi olarak kuruldu. Bu kapsam-da “BiyoAntep” dediğimiz Antep fıstı-ğından enerji projesi ile 350 bin lira hibe aldı. Projenin içeriği Antep fıstığı

işleme atık ve atık sularından biyo-gaz üretimiydi. Bu proje, dünyanın ilk çalışması olarak literatüre geçti. Fıs-tık en fazla İran, ABD ve Gaziantep’te olmasına rağmen dünya literatürde bu kapsamda herhangi bir çalışma yapılmamış . ODTÜ Çevre Mühendis-liği Bölümünden hocam Prof. Dr. Gök-sel Demirer projenin danışmanlığını, ben ise proje koordinatörlüğünü üst-lendim. Özetle TEKNOÇEV firmamız, biyogaz alanında yaptığı AR-GE pro-jeleriyle başta biyoenerji olmak üzere yenilenebilir enerji ve çevre sektörün-de geniş bir hizmet listesiyle faaliyet göstermekte .

BiyoAntep projesini biraz açar mısı-nız?Bilindiği gibi fıstık işlenmeden önce

dış kırmızı kabuğu makinelerde so-yuluyor. Bu fıstık kabukları soyul-duktan sonra posa ve kabuklar ile birlikte çok kirli atık su oluşuyor. Bu-nun normal teknolojiler ile arıtılması imkânsız. Bunun için yenilikçi, özel bir teknoloji gerekiyor. Bu atık ile ilgili dünya üzerinde yapılan bir çalışma yok. Şu an bu AR-GE çalışmasını pi-lot uygulama olarak Türkiye’de isim yapmış Tadım Kuruyemiş ile birlikte yürütüyoruz. 2011 yılında başladığımız bu proje, 2014 sonlarında tamamlan-dı. Spesifik olarak biyogaz üzerine Türkiye’deki tek özel sektör laboratu-varını Gaziantep TEKNOPARK’ta yakın zamanda kuracağız. Bu laboratu-varda tüm organik hayvansal veya bitkisel atıklar için spesifik biyogaz üretim potansiyelini ölçmeye başla-

TEKnOPARK’ta yerini alan firmalardan TEKnOÇEV, yenilenebilir enerji alanındaki çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Antep fıstığı işleme atıkları ve atık sularından biyogaz üretimi yapan firma, “BiyoAntep” adını verdiği projesi ile adını dünyadaki ilk çalışma olarak literatüre geçirdi.

“BİYOANTEP” DÜNYADA İLK BAŞARI HİKâYELERİ

Page 51: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

49

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

yacağız.

Biyogaz nedir?Biyogaz organik maddelerin ana-erobik şartlar altında çürümesiyle oluşan organik bir gazdır. Kompo-zisyonunda ağırlıkla metan (CH4) ve karbondioksit (CO2) bulunur. Enerji değeri içerisindeki metan yüzdesine bağlı olarak değişim gösterir. Hemen hemen her türlü organik maddeden uygun şartlar sağlandığı sürece bi-yogaz elde edilebilir. Biyogaz, yenile-nebilir bir enerjidir. Çevreye herhangi bir zarar vermesi söz konusu değil. Tabii içerisinde metan gazı var. Bi-lindiği gibi metan gazını motorlarda yakmadığınız sürece doğaya salın-mış oluyor. Metan gazı, global ısın-maya neden olan bir gaz. Bu nedenle bu gazı, kapalı reaktörlerin içerisinde üretip açık havaya çıkmasını engel-leyerek enerjiye çevirmiş oluyoruz. Bütün doğadaki kirlilikler karbondan ibaret. Atık , çöp gibi bahsettiğimiz dünyada kirliliğe neden olan bir çok madde karbondan oluşmakta , biyogaz santrallerinde bu karbon re-aktörlerin içerisinde faydalı, yanıcı bir gaza çevriliyor .Böylece güneş, rüzgâr gibi biyogaz da yenilenebilir bir ener-ji kaynağı olarak küresel ısınma-nın oluşmasını önleyen ve tabiatta önemli bir enerji kaynağına dönüş-müş oluyor. Hayvansal atıklar, bitkisel atıklar, tarım sanayi atıkları (Örneğin bozulmuş yemek, ekmek atıkları, çim biçme atıkları) olmak üzere çıkabile-cek tüm organik atıklardan biyogaz elde edilmesi mümkündür.

Biyogazın kullanım alanları neler-dir?Biyogazın en verimli şekli direkt ya-kılmasıdır. Bu yanma işlemi buhar

kazanlarında yahut ısınma ihtiyacı için kullanılabilir. Doğal gazla çalışan birçok sistem küçük değiştirmelerden sonra biyogazla çalışır hâle getirile-bilir. İkinci önemli kullanım şekli ise kojenerasyon motorları sayesinde elektrik ve ısı üretimidir. Bu motorlar-la biyogaz %35-45 verimle elektriğe çevrilirken %40-50 oranında atık ısı

meydana çıkar. Gelişmiş sistemlerle bu ısı da kullanabilmektedir.

Gaziantep’te biyogaz ile ilgili ne tür çalışmalar yaptınız?Tadım Gıda’ya bir pilot tesis kurduk. Sadece atık su değil, Antep fıstığı kırmızı posalarının kullanımıyla fab-rikanın tüm doğal gaz ve elektrik ih-tiyacını elde ediyoruz. Böylece Tadım Gıda da kendisine yük getiren atık-ları yenilebilir enerjiye dönüştürerek fabrikasındaki elektrik ve doğal gaz giderlerini sıfırlamış oluyor. Tiryaki Agro için bulgur atık suyu ile ilgili gö-rüşmelerimiz devam etmekte. Bunun yanında yerel yönetimler ile çalışma-larımız var. BiyoAntep projesinden sonra Belediye’nin İpekyolu Kalkın-ma Ajansından fonlandığı Oğuzeli Bölgesi 1 MW Merkezi Biyogaz Tesisi fizibilitesi de firmamız tarafından ha-zırlandı ve proje uygulama aşama-sına getirildi. Belediyenin, Kalkınma Bakanlığından hazırlanan fizibiliteye istinaden 12 milyon TL hibe başvu-rusu bulunmakta. Şu an uygulama projesini, Almanya’dan ortak bir fir-ma ile hazırlayacağız. Bu projede

Türkiye’deki tek özel sektör laboratuvarını

Gaziantep TEKnOPARK’ta yakın zamanda kuracağız.

Bu laboratuvarda tüm organik

hayvansal veya bitkisel atıklar için

spesifik biyogaz üretim potansiyelini

ölçmeye başlayacağız.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 52: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

50

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

tavuk ve büyükbaş hayvan atıkları ve belediye park bahçelerinden olu-şan çim biçme atıkları kullanılacak. Bilindiği gibi Gaziantep Oğuzeli ilçesi Türkiye’de metre kare başına hayvan üretiminin en fazla olduğu bölgeler-den bir tanesi.

“PROJEMİZ SADECE ENERJİ KAZANI-MI PROJESİ DEĞİL, AYNI ZAMANDA BİR ÇEVRE PROJESİ…”Antep fıstığı atığının yenilenebilir enerjiye dönüşmesi nasıl bir fayda sağlayacak?Gaziantep’te senelik 100 bin ton Antep fıstığı, 1 milyon metre küp su kullana-rak işleniyor. Bu miktar 11 milyon TL veya 30 milyon kilovatta / yıl enerji-

ye denk geliyor. Düşünün ki bu kadar enerji doğaya karışıyor, yani bu atık su, doğaya, içme suyuna ve nehirle-re karışıyor. Kısaca biz projemizle bir taraftan doğayı korurken diğer taraf-tan enerji kazanımı sağlıyoruz. Klasik arıtma tesislerinde kimyasal, oksijen ve sürekli elektrik harcaması olurken bizim kullandığımız teknoloji de geri kazanım yaparak gelir sağlanmak-tadır.

Ülkemizde ve yurt dışında biyogaz kullanım alanları ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?Gelişmiş birçok ülke yenilenebilir enerji kaynakları arasına biyoga-zı almış ve büyük ölçekli yatırımlar yapmaya başlamıştır. Ülkemizin sa-nayiinin büyük bir bölümü tarımsal sanayi olup neredeyse bütün ta-rımsal sanayi atıklarından biyogaz elde etmek mümkündür. Ülkemizde üretilen birçok atık, biyogaz üretimi için hammadde değeri taşımaktadır. Biyogaz potansiyeli oldukça yüksektir.

Gündeminizde başka hangi projeler var?Gaziantep Üniversitesi Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Yavuz Coşkun biyogaz üretimiyle ilgili projeyi çok yakından takip etmektedir. Bir Organize Sanayi Bölgesi kurulup bu atıkların tamamı-nın orada toparlanıp, enerji üretimiy-le ilgili neler yapılabileceğini sürekli konuşuyoruz. Şu an Sanayi Odası ile İKA nın fonladığı “endüstriyel sim-biyoz” projesi için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz . Bu da çok ilginç bir proje. Türkiye de Sanayi Odalası bünyesinde yürütülen ilk ve en geniş kapsamlı endüstriyel simbiyoz proje-si. Projenin içeriği şu şekilde: Sanayi-deki firmaların birbirleri ile simbiyotik ilişkilerini çıkarıyoruz. Yani bir sanayi kuruluşunun atığının diğer bir sana-yi kuruluşunda kullanım potansiyeli gibi bütün tesislerin birlikte yaşa-malarındaki birbirlerine olan fayda-lanma potansiyellerini araştırıyoruz. Bu bazen bir atık için olabildiği gibi, enerji, lojistik, işçilik gibi bir çok alan-da sanayi tesisleri arasında simbiyo-tik ilişkiler bulunabiliyor. Bu projede Sanayi Odasına kayıtlı yaklaşık 1900 tesisin ilişki ağlarını çıkarmaya çalı-şacağız. Bilindiği gibi dünya üzerinde

Ülkemizin sanayiinin büyük bir bölümü tarımsal sanayi olup neredeyse bütün tarımsal sanayi atıklarından biyogaz elde etmek mümkündür. Ülkemizde üretilen birçok atık, biyogaz üretimi için hammadde değeri taşımaktadır. Biyogaz potansiyeli oldukça yüksektir.

BAŞARI HİKâYELERİ

Sanayi Odası ile İKA’nın fonladığı “endüstriyel simbiyoz” projesi için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz . Sanayideki firmaların birbirleri ile simbiyotik ilişkilerini çıkarıyoruz. Yani bir sanayi kuruluşunun atığının diğer bir sanayi kuruluşunda kullanım potansiyeli gibi bütün tesislerin birlikte yaşamalarındaki birbirlerine olan faydalanma potansiyellerini araştırıyoruz. Bu bazen bir atık için olabildiği gibi, enerji, lojistik, işçilik gibi bir çok alanda sanayi tesisleri arasında simbiyotik ilişkiler bulunabiliyor.

Page 53: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

51

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mEKOPARK dediğimiz ekolojik sanayi bölgeleri gelişiyor. Danimarka’nın ön-cülüğünde başlayan bu EKOPARK lar, şu an Kore Çin gibi sanayinin büyük hızla çoğalıp etkilerinin kontrol edil-mesinin zor olduğu bir çok ülkede yaygınlaşmakta. Yani sektörleri grup-landırarak birbiri ile ilişkisi olanların yan yana getirileceği bir tasarım ya-pılıyor. Bu projenin yanında güneş enerjisi ile ilgili Dünya Bankası stan-dartlarında özel şirketlerin ve kamu kuruluşlarının fizibilite projelerini ya-pıyoruz.

Çevre Mühendisi olduğunuz hâlde neden İnşaat Mühendisliği Bölü-münde yüksek lisans yapıyorsunuz?Biyogaz ile ilgili Almanya’dan sertifi-kalı, Türkiye’deki sayılı mühendisler-den biriyim. Enerjinin verimliliği ile birlikte yenilenebilir enerji sistemle-riyle çevrenin korunması ilkesi doğ-rultusunda çalışan bir firmayız. Bu nedenle yenilenebilir enerji, enerji tasarrufu, sanayide temiz üretim ve çevre gibi konuların tümüyle ilgile-niyorum. Dünya üzerinde yoğun bir şekilde düz ve teras çatılarda çim ve belirli katmanlardan oluşan sistem-ler var. Yağmur suyunun geri kaza-nımını sağlıyor. Yeşil bina konseptleri, ekolojik binalar üzerine projeler geliş-tirip bu konularda da çalışmalar ya-pıyorum. Yani su ve enerji tasarrufu yapan binalar, yeşil çatılar, yağmur suyunun geri kazanımıyla ilgili ça-lışmalarım da var. Yüksek lisansda yeşil çatılarla ilgili bir çalışma yürüt-mekteyim .

AR-GE’NİN BAŞLANGICI ÖLÇME VE İZLEMEDİR.Gaziantep sanayii ile ilgili neler söy-

lemek istersiniz?Gaziantep sanayisi , katma değerli ürün üretimi çok fazla olmayan sa-nayi tesislerinden oluşan bir yapıda bunun yanında üretim yapan kişiler, AR-GE olanaklarını geliştirmediği için sürekli olarak komşusunun yaptığı işi yapmaya çalışıyor. Nadiren çok farklı yatırımlar da çıkabiliyor. Ancak AR-GE’nin başlangıcı, ölçme ve izlemedir. Çıkan probleme göre ölçme, izleme, kayıt altına alıp proje geliştirmek gerekiyor. Maalesef üretim yapan firmalar, bunun tam tersine soruna göre proje geliştirmek yerine direk uygulamaya yönelik projeleri AR-GE olarak yapmaya çalışmakta . Açık-çası AR-GE kültürümüzde aksaklıklar var. Gaziantep Sanayisinin üretimde maliyet düşürücü ve rekabet artırıcı projelerle birlikte ürünlerinin pazarda yer bulması adına yeni ürün geliş-tirme alanında projelere ihtiyacı var.

Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir? Özellikle biyogaz sektörü için Türki-

ye’deki üniversiteler dışında tek özel laboratuvarı Gaziantep TEKNOPARK’ta etkin bir hâle getirmeyi planlıyoruz. Tüm alt yapımız ve cihazlarımız hazır. Bu laboratuvar, Türkiye’de herhangi bir atıktan ne kadar biyogaz üretile-bileceğini ölçtüğümüz veya biyogaz tesislerin çalışma performanslarını ölçebildiğimiz bir AR-GE laboratuva-rı olacak. Gaziantep TEKNOPARK’a gelmeden önce Çevre Danışmanlık firması olarak çalışıyorduk. Bu sene yeni bir kararla, tamamen yatırım ve AR-GE içerikli projeler yapmaya karar verdik. Çevre ve yenilenebilir enerji konularında faaliyet gösteren firmamız ülkemizde çevreye duyarlı ve yenilenebilir enerji alanında yü-rütülen tüm projelerekatkıda bulun-maya devam edecektir. Bu temelle temiz üretim teknikleri , atıkların geri dönüştürülmesi, atıklardan yenilene-bilir enerji üretimi konularında yerli teknoloji geliştirilmesi ve uygulana-bilirliği konularında hizmet vermeye devam edecektir.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 54: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

52

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

Kemal Bey, girişimcilik teşebbüsünüz ne zaman başladı?Gaziantepliyim. İş hacmi büyük, bi-naları güzel bir şehirde yaşıyoruz ama kültür ve insanlık azaldı. Top-lumların gelişimi için sanayi, endüst-riyel ve ticarî gelişimle kültürel ge-lişimin de paralel olması gerekiyor. Girişimcilik hikâyeme gelince… Fizik öğretmeniyim. Girişimci, tasarım-

cı olarak doğdum diyebilirim. Okul öncesi zamanlarda kendi kendime araç- gereç yapmaya çalışırdım. 20 yıl Adana’da dershanecilik yaptım. Kayseri Fen Lisesinin kurucu kad-rosunda yer aldım. Biliyorsunuz Fen Liseleri bilim adamı yetiştirmek için ilk adım. Fizik derslerine girdim. Dört yıl, TRT 4’te fizik dersi anlattım. Lise ders kitapları ve üniversite yardım-

cı fizik kitapları yayınladım. 2005’te teknolojiyle ilgili işlerde uğraşma kararı aldım. Aslında çocukluğum-dan bu yana teknoloji ile uğraşır-dım. Ortaokul ve lise öğrencisiyken çeşitli aletler yaptım. Öğretmenlik yaparken de bütün derslerim, yazılı sınavlar da dâhil olmak üzere labo-ratuvarda geçerdi.Teknoloji ile uğraşmak farklı bir ya-

Dünyanın ilk göz robotu Gaziantep TEKNOPARK’ta…

FİZİK ÖĞRETMENİ Kemal Karaoğlan

Fizik öğretmeni Kemal Karaoğlan kendi projesi olan dünyanın ilk göz robotuna “Sesli Göz” adını verdi. TEKNOPARK’ta projesini geliştirmek için çalışan Kemal Karaoğlan kendisini “Girişimci olarak doğmuşum aslında.” diye tanıtıyor. Kemal Karaoğlan’ın ödül alan projesi sayesinde görme engelliler, yolda yürürken hangi cadde ve sokakta olduğunu ve bina içerisindeki ayrıntıları öğrenebilme şansına sahip.

Page 55: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

53

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mratılış ve farklı bir beyin yapısı ister. Yıllarca teknolojik şeyler ve tasarım ile uğraştım. Tüm bunları hayata ge-çirmek istedim. 2005 yılında bunları hayata geçirmek için yola çıkarken ve yeni bir dünya kurarken ticarî hesabım yoktu; ancak dünyanın şu anki koşullarında ticarî kurgu olma-dan da üretim mümkün olmuyor ya da tasarladıklarınızı insanların hiz-metine sunma şansınız yok.

40’A YAKIN PATENT ÇALIŞMASIGaziantep TEKNOPARK’ta yaptığınız çalışmalar nelerdir?Şu anda 40’a yakın patent çalış-mam var. Bunların 4 tanesi onay-landı ve patent belgesi olarak elim-de bulunmaktadır. Patentlerin bir tanesi sesli göz.

Sesli Göz projenizi biraz açar mısınız?Patentlerden ilk olarak ticarileşme sırasına sesli gözü bıraktık. TÜBİTAK AR-GE desteği aldığımız bir proje idi. Yine KOSGEB AR-GE desteği ve endüstriyel uygulama desteği aldık. Şu an ilk versiyonun seri üretimi ile uğraşıyoruz. İkinci versiyonun AR-GE projesinin fonlanması için TÜBİTAK TEYDEB başvurusunu yaptık. İlk ver-siyon 2008, ikinci versiyon 2015’te başvurduk. Görme engelliler, bu sis-tem sayesinde, hangi cadde ve so-kakta olduğunu öğrenebiliyor.

İkinci versiyon dediğiniz “Gömülü Sesli Göz” projenizin ilk versiyonu olan Sesli Göz’e göre neleri geliştirdiniz?Kablosuz kulaklık ve baston, güneş enerjisi ile çalıştırma gibi pek çok yenilik ekledik. Görme engelliler için hissedilebilir hatlara gömülü sesli algılama sistemi projemiz adı üze-rinde görülmesi gereken şeylerin sesli duyulmasını sağlayan bir sis-tem. Tabii özellikle bu sistem görme engellilere yönelik tasarlandı. Özetle bu sistem körler, yabancılar, az gö-renler için yapılmış bir sistem. Ya-bancılar kendi diline çevirerek bunu dinleyebilir.

İŞ, CİDDİYET VE BİRİKİM GEREKTİRİRTeknoloji geliştirme bölgeleri, üni-

versite-sanayi işbirliği, gençler ve girişimcilik hakkında neler söyleyebilirsiniz?İşe ilk basamaktan başlamak ge-rekiyor. Üniversitelerde mühendis yetiştirirken ilk uygulamadan yetiş-mesi gerekiyor. Maalesef öğrenciler sınava yönelik bir öğrenme gerçek-leştiriyor. Şartlı öğrenmeye yönelik bir eğitim sistemi. Sınav bittikten sonrada hiçbir şey kalmıyor. Diğer bir konu, mühendisler, mesleği ile ilgili hiçbir uygulama yapmadan mühendislik diploması alıyor. Örne-ğin elektronikten mezun bir mühen-dis, “devre” yapmayı bilmiyor.Bazı akademisyenlerin ise akade-mik yayını Türkçeye çevirmenin ve ders vererek formaliteyi yerine getirmenin ötesine gitmeleri gereki-yor. Aracı kurum dediğimiz teknoloji transfer ofisleri veya üniversite-sa-nayi işbirliğini sağlamaya çalışan kurumların da bu işi çok ciddi yap-maları gerekiyor. Üniversite-sanayi işbirliği, kâğıt üzerinden çıkıp gerçek anlamda bir işbirliğine dönüşmeli. İnsanların beyni, yüreği, fikri, onları

faaliyet göstermeye, sanal ortamda formalite işler yapmaktan, gerçek anlamda işler yapmaya yönlen-dirmeli. Gençler için ise şunu söy-leyebilirim: Eğitim sisteminde dü-zenlemeler olmalı. Karmaşık beyin yapısına sahip, bilmeyen, düşüne-meyen nesil sayısında artış görü-yorum. Gençlerde bocalama var. Bir karınca kolonisinde dahi herkes görevini bilir. Her karınca da ken-di sorumluluğundaki işi çok çok iyi yapar. Geleceğini, kişisel çıkarını düşünebilen dolayısıyla vatanını, milletini düşünen nesillere, genç kuşaklara ihtiyaç var. Bu gençler, iş yaşamına geçebilmek için ön-celikle iş hayatının ciddiyet ve bi-rikim gerektirdiğini fark etmeliler. Gençlerin kendilerini tanımaları ve yeteneklerinin ne olduğunu bilme-leri lazım. Bunun için de usta-çırak ilişkisine dayalı işyerlerinde orta-mın yani kompozit bir yapılanma-nın gerçekleşmesi gerekiyor. Yani tecrübeli yöneticiler, idareciler ve onların altında ise yetişmek üzere ustasını örnek alabilecek, yetenek-lerinin farkında olan gençler olmalı.

Başka hangi projeleriniz var? Ge-lecek ile ilgili planlarınız nelerdir?Teknoloji geliştirmeye ve yeni tasa-rımlar yapmaya devam edeceğim. 2006 yılında güneş enerjisi ile ça-lışan araba tasarladım ve patenti-ne başvurdum. Patenti tescil edildi. Elektrikli bisikleti tasarladım ve pa-tentini aldım.

BAŞARI HİKâYELERİ

Şu anda 40’a yakın patent çalışmam var. Bunların 4 tanesi onaylandı ve patent belgesi olarak elimde bulunmaktadır.

Page 56: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

54

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

ROYAL HALI İÇİN İNOVASYON BİR KÜLTÜR…

ROYAL HALI AR-GE MÜDÜRÜ taYfun ceVher:

Ortalama her yıl en az bir proje üreten ROYAL HALI’nın projelerini AR-GE Müdürü Tayfun Cevher ile konuştuk. Cevher, TÜBİTAK’tan da destek alan projelerinin tüketiciye önemli kolaylıklar getirdiğini belirtirken, insanların hayatını kolaylaştıran projelerinin devam edeceğini söyledi. Cevher, “ROYAL HALI için inovasyon artık bir kültür hâline gelmiştir.” dedi.

Tayfun Cevher kimdir, bize kendiniz-den bahseder misiniz?Kimya mezunuyum. Tekstil boyacısı olarak iş hayatına başladım. Kayseri ve Adana’da triko ipliği konusunda, Gaziantep’te ise bir halı firmasın-da boyahane müdürlüğü yaptıktan sonra 9 yıl önce ROYAL HALI’ya iplik tesisi kurmak için geldim. Teknik ola-rak bakıldığında akrilik iplik yatırımı-nın uygun olmadığı görülünce o iplik tesisinin yapılmasından vazgeçildi. Daha sonra AR-GE faaliyetlerimizi yürütür müsünüz diye teklif gelince ROYAL HALI’da AR-GE çalışmalarına ekibim ile birlikte çalışmaya, yol al-maya başladım.

ROYAL HALI’da ekibiniz ile yaptığınız AR-GE çalışmalarınız hakkında bilgi

verebilir misiniz?İlk çalışmamız antibakteriyel halı üzerineydi. Bu çalışma antibakteri-yelleri öldüren hijyenle ilgili bir ça-lışmaydı. Gümüş esaslı bir çalışma. İsviçre kökenli Clariant Kimya firması ile ortak çalıştık. Clariant firması Orta ve Batı Avrupa’da hijyenik koşulları oluşturmak amacıyla yapılan temiz-lik ve sterilize işlemleri “sanitize” et-mek deyimi ile özdeşleşmiş bir firma.Diğer bir çalışmamız, “Ebru Halı” de-diğimiz ebru sanatını kağıda değil de halıya uygulamakla ilgili çalışmaydı. Ebru sanatıyla ilgili geliştirdiğimiz AR-GE, tam anlamıyla AR-GE çalış-ması olup, ABD’den dahi patentini aldığımız özel bir proje. Çok farklı ve özellik isteyen, kâğıttaki “ebru sana-tından” çok farklı bir şey. Ebru sa-

natından Ebru Halı dediğimiz bu halı dokuma olayı çok daha zor diyebili-rim. Ayrıca “tozum az” halı projemiz var. Bu projede halıyı satın aldığınız zaman ilk üç ay içinde görülen toz olayının tamamen sıfırlandığı AR-GE çalışması diyebilirim. Bu çalışmala-rın yanında pazarlamayla ilgili de bir argüman olan “halıda sigorta” olayını da getirdik. Atlas markamızda akıllı koruma, kendi kendini temizleme de-diğimiz “halıda leke” konusunda AR-GE çalışması yaptık. 2015 yılı içerisin-de TÜBİTAK destekli teknik bir proje daha bitti. Özetle her yıl bir proje yap-tık diyebilirim.

TÜBİTAK’tan fonlandığınız projeleri-niz nelerdir?TÜBİTAK’tan ebru halı projemiz için

Page 57: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

55

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mdestek aldık. İkinci projemiz kendin-den overloklu ve saçaklı teknik halı. Bu projenin de TÜBİTAK destekleri vs. sona erdiği için pazarlama aşama-sı ve üretimine geçeceğiz. TÜBİTAK-TEYDEB projesinden bu iki proje için yaklaşık 500 bin TL fonlandık.

“BİZİM İÇİN İNOVASYON BİR KÜLTÜR…”

ROYAL HALI’nın Gaziantep TEKNOPARK’a geliş hikâyesini bizim-le paylaşır mısınız?ROYAL HALI olarak iki tane SAn-TEZ proje başvurumuz var. Gaziantep TEKnOPARK’a SAn-TEZ projesi ile başvurduk. Ayrıca Temmuz 2015 ayı sonu itibariyle TÜBİTAK-1501 başvuru-muz da var. Süreklilik arz eden AR-GE çalışmaları olan bir firmayız. Açıkçası önemle belirtmem gereken bir konu var ki çalışan olarak ne kadar uğra-şırsak uğraşalım yönetimimizde olan Yönetim Kurulu Başkanımız Taner nakıboğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürümüz Cihan Dağcı bu işi kucakladıkları için bu kadar AR-GE çalışması yapabildik ve Gaziantep TEKnOPARK’ta yer alabildik. Üst yö-netimimiz AR-GE’ye bakış açısı konu-sunda çok iyiler. Bildiğiniz gibi geçen yıl Gaziantep Üniversitesi SAn-TEZ projeleri ile birinci sırada olan üni-versite oldu. Bu SAn-TEZ projelerinin iki tanesi ROYAL HALI’ya aitti.Bu projelerin ilki “multifonksiyonel-antibakteriyel klima halı” diğeri ise ayırma tipi elyafların halı ipliğinde kullanılması yani özel polyester ipli-ğin kimyasallarda açılabilen özellikle ses yalıtımında duyarlı ipek muadili parlak, yumuşak, soft bir halı. Teks-tilde uygulamaları olan bir proje.

ROYAL HALI’nın AR-GE çalışmaların-da “fikir bankası” nasıl oluşuyor?En büyük artımız, çalışanlarımızın inovatif düşünmelerini sağlayan şir-ket vizyonumuz. Geçen yıl İhracat-çılar Birliğinin düzenlediği “İnovalig” yarışmasında finale kaldık. İstanbul Sanayi Odasının her yıl düzenlediği inovasyon ligine katılıyoruz ve aynı şekilde her yıl finale kalıyoruz. İki sezon önce jüri özel ödülüne layık görüldük. Özetle inovasyon ROYAL HALI’nın yönetim kurulundan, tüm

çalışanlarına kadar özümsenmiş bir kültür. İnovasyon kültürü, şirketimiz-de özümsensin diye iki yıl üst üste tüm Türkiye geneli inovasyon yarış-ması düzenledik. Üniversiteleri bilgi-lendirdik, duyurular yaptık. Yine web sitemizde “Fikrini serbest bırak” diye bir bölüm bıraktık. İnternette sadece bayilerimizin girdiği “Halıcılar Bura-da” ağımız bulunmakta. Dolayısıyla fikir bankamıza sürekli bilgi akmak-

tadır.İnternet üzerinde yedi noktada giri-lebilen “akıl küpü” diye kutucuklar bulunmaktadır. Çalışanlarımız, ürün geliştirme ve süreçlerle ilgili faydalı model kısmında fikirlerini çok rahat bir şekilde ulaştırmaktadırlar.

Çalışanlarınıza yönelik “faydalı mo-del” sisteminizi biraz açar mısınız?İşletme içerisinde toplam 7 farklı

BAŞARI HİKâYELERİ

Ebru sanatıyla ilgili geliştirdiğimiz AR-GE, tam anlamıyla AR-GE çalışması olup, ABD’den dahi patentini aldığımız özel bir proje. Çok farklı ve özellik isteyen, kâğıttaki “ebru sanatından” çok

farklı bir şey. Ebru sanatından Ebru Halı dediğimiz bu halı dokuma olayı çok daha zor diyebilirim. Ayrıca “tozum az” halı projemiz var. Bu projede halıyı satın aldığınız zaman ilk üç ay içinde

görülen toz olayının tamamen sıfırlandığı AR-GE çalışması diyebilirim. Bu çalışmaların yanında pazarlamayla ilgili de bir argüman olan “halıda

sigorta” olayını da getirdik. Atlas markamızda akıllı koruma, kendi kendini temizleme dediğimiz “halıda

leke” konusunda AR-GE çalışması yaptık.

Page 58: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

56

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

bölgede akıl küpü denen kutucuk-larımıza çalışanlar akıllarına gelen fikirleri yazıyorlar. Süreç geliştirme, iyileştirmeyle ilgili fikirler bu kutucuk-lara akıyor. Ayda bir yönetimle birlik-te toplantılar yapılıyor. Gelen fikirler, yönetim amirleriyle birlikte değerlen-dirmeye alınıyor. İlk değerlendirmede bölüm amiri, fikir sahibi olan arka-daşlardan teknik bilgi alıp kâr-zarar hesabı yapılarak oluşan fikrin hayata geçme olayının nasıl olacağını tespit ediyor. Gerçekten inovatif fikirleri olan çalışanları, para ile ödüllendiriyoruz. Son 5 yıl içerisinde çalışanlarımıza 30 bin TL’nin üzerinde para ödülü verdik. Ayrıca şirketimizde çalışan mavi yakalılara senede iki veya üç defa inovasyon eğitimi veriyoruz.

AKADEMİK FİKİRLER, SANAYİNİN GÜ-CÜYLE BİRLEŞMELİ…Üniversite-sanayi işbirliğiyle ilgili neler söylemek istersiniz?Başta Gaziantep Üniversitesi olmak üzere Çukurova, Sütçü İmam, İstanbul Teknik, Uludağ ve Ege Üniversiteleri-nin, Tekstil Mühendisliği Bölümleriyle pek çok akademisyeni tanıyoruz ve iletişim içerisindeyiz. Hemen hemen temasa geçmediğimiz akademisyen yok diyebilirim. Üniversitedeki beyin ile konuya hâkimiyeti bilinmekte. Bu

uzman akademisyenlerin bilgilerinin sanayideki parayla birleşmesi gereki-yor. Her iki tarafta aynı konuya, sek-töre veya çalışmalara yıllarını vermiş bu insanların buluşması gerektiğine inanan firmayız. Bununla birlikte be-lirtmeden geçemeyeceğim: Gaziantep Üniversitesinin intörn öğrenci olayını takdirle karşılıyoruz. Şu an, ROYAL HALI’da intörn olarak başlayan öğ-rencilerden üç kişiyi istihdam ettik. Bu imkânı sağladığı için Gaziantep Üniversitesinde intörn uygulamasın-da emeği geçen herkesi kutluyorum.

Çalışanlarınıza inovatif kültürü yer-leştiren bir firma olarak şirketinizin uluslararası marka olma yolunda ilerlemesi konusuyla ilgili neler söy-lemek ister siniz?ROYAL HALI olarak toplam 745 çalı-şanımızın yaklaşık 90 tanesi beyaz yakalı çalışandan oluşmaktadır. Pier-re Cardin ve Atlas markalarıyla pi-yasaya çıkıyoruz. Türkiye’de yer alan ilk 500 firmanın içerisindeyiz. 35’den fazla ülkeye ihracatı olan bir firma olarak çok ciddi pazar araştırmaları yapmaktayız. Bu pazar araştırmala-rını yaparken ilk sorduğumuz soru,

“Halıda istediğiniz özellik nedir?” so-rusu oluyor. Bundan sonraki hede-fimiz yine halıda insanların hayat-larını kolaylaştıran, değişik AR-GE çalışmaları yapmak. İşletmemizde tekstil ve endüstri mühendisleri çok fazla. Bu nedenle gelecek için umu-dumuz çok. Bu arkadaşlarımız, kendi içimizde kurmuş olduğumuz inovatif enerji içerisinde yetişiyorlar. Bu ne-denle, tüm ekibin özverili çalışma-larıyla ROYAL HALI’nın uluslararası marka olduğunu düşünüyorum.

ÜRETİM USTABAŞILARDAN MÜHEN-DİSLERİN ELİNE GEÇTİTayfun Bey, son olarak, uzun yıl-lar “Halıcılık” sektörüne gönül ve-ren uzman biri olarak Türkiye ve Gaziantep’te halı sektörünün geleceği ile ilgili neler söylemek istersiniz? Yaklaşık 24 yıldır tekstil sektörün-de çalışan ve bunun da 18 yılını Gaziantep’te çeşitli işletmelerde çalı-şan biri olarak şunları söyleyebilirim: 1990’lı yıllarda üretim ustabaşılarının elindeydi. İlerleyen dönemlerde üre-tim ve yönetim, mühendislerin, uz-man tekstilcilerin eline geçti. Zaman içerisinde ikinci ve üçüncü kuşak, altyapısı kuvvetli patronlar, yöneti-mi ele almaya başladılar. Ve şu an Gaziantep’te yavaş, yavaş tüm işlet-meler AR-GE olayını önemseyip çalış-ma içerisine girdiler. Halı sektöründe-ki işverenler başta olmak üzere şunu fark ettiler: Yeni bir şeyler yapan işletmeler para kazanabiliyor. Yani AR-GE’nin işletmede farkındalığının önemini fark ettiler. Rahatlıkla şunu söyleyebilirim: Gaziantep sanayiinin geleceğinin yine bu sektörle olacağı-nı düşünüyorum. Çünkü Gaziantep’te halı sektörünün altyapısı çok gelişmiş durumda. Dolayısıyla AR-GE, inovas-yon konularında Gaziantep sanayii bu sektörle farklılık yaratacaktır.

BAŞARI HİKâYELERİ

Gaziantep sanayiinin geleceğinin yine bu sektörle olacağını düşünüyorum. Çünkü Gaziantep’te halı sektörünün altyapısı çok gelişmiş durumda. Dolayısıyla AR-GE, inovasyon konularında Gaziantep sanayii bu sektörle farklılık yaratacaktır.

Page 59: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

57

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKAYELERİ

Page 60: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

58

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

anayide üretimi kolay-laştırmaya yönelik TÜ-BİTAK destekli AR-GE projeleri hayata geçir-diklerini ifade eden Ve-dat Temiz, üstün tekno-

loji kullanarak üretimini yaptıkları

Streç Sarma Robotu’nu ihraç etme-ye başladıklarını kaydetti.

Kısaca kendinizden ve ODAK-SAN firmasının bugünlere geliş hikâyesinden bahseder misiniz?Meslek Lisesinin İklimlendirme ve

Soğutma Bölümünden mezun ol-duktan sonra Fırat Üniversitesin-de Elektrik-Elektronik Mühendisliği eğitimi aldım. Üniversite son sınıf-tayken aynı zamanda İstanbul’a giderek otomasyon ve PLC yazılı-mı konusunda çalışmalar yaptım.

Türkiye’deki ilk ‘Streç Sarma Robotu’nu yaptık

Özellikle Gaziantep sanayiinin gelişmesi için sanayicinin yerli üretime destek vermesi gerektiğini belirten Elektrik-Elektronik Mühendisi Vedat Temiz, şu an ortağı Eyüp Olgaç ile birlikte ODAKSAn Mühendislik firmasıyla TEKnOPARK’ta çalışmalarını sürdürüyor.

S

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 61: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

59

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

2005-2010 yılları arasında piyasada tekstil makineleri üretimi ile ilgili AR-GE bölümlerinde çalıştım. Makinelerin ge-liştirilmesi, elektrik panoları, otomasyon yazılımları ve TÜBİTAK projeleri hazır-lıyordum. 2008 yılında Gaziantep AK-MAKS firma sahibi Akif Kocaoğlan ile birlikte piyasada “Chiller” diye bilinen su soğutma grubu ile ilgili TÜBİTAK destekli iki adet proje gerçekleştirdim. 2010 yı-lından sonra TÜBİTAK projelerine danış-manlık yaptım. MERİNOS, BAYTEKS, Bade Halı, AK-MAKS, IŞIK KAYNAK gibi firma-larda projeler tamamladım. 2010 yılın-da ODAKSAN Vedat Temiz ismiyle şahıs firmasını kurdum. 2013 yılında Eyüp Olgaç ile birlikte ODAKSAN Mühendislik A.Ş.’de “ortak” olarak yolumuza devam ettik. Streç Sarma Robotu’nun faaliyeti ile ilgili çalışmalara başladık.

TÜBİTAK projeleri yazma konusunda uzmanlığınız nasıl gelişti?Yazılım ve otomasyon üzerine çalıştığım için prosesi bilen biriyim. Bir makine-nin mekanik ve elektronik olarak nasıl çalıştığı, hangi parametrelerinin olduğu ve üretiminin hangi süreçleri içereceği ile ilgili ciddi bir deneyimim var. Lise

yıllarında çok yoğun kitap okuduğum bir dönem vardı. O yıllardan çok iyi yazı yazma alışkanlığı edindim. Mekanik, otomasyon, yazılım ve elektroniği bil-memden kaynaklı tecrübelerimle, do-kümantasyon tecrübelerimi bir araya getirince TÜBİTAK projelerini yazmaya başladım ve yazarken de zorlanmıyo-rum. Özetle bir konuyu ele alıp teknik ve bilimsel ifade edebilme yeteneği geliş-tirdim. Bu sayede ayrıntılı olarak da do-kümantasyon analizi, malî ve ekonomik analiz yapabiliyorum. Bugün sanayide AR-GE yapan birçok firma, yaptığı şeyin AR-GE olduğunu bilmiyor. AR-GE süreci-nin alet ve teçhizatla nasıl desteklemesi gerektiğini, üniversitelerdeki ilgili akade-misyenden nasıl danışmanlık alıp, han-gi çalışmalarla geliştireceğini bilmiyor.TÜBİTAK projelerinde yapılacak işin ya-pılabilirliği ve ülkeye katkısı en iyi şe-kilde izah edildiği takdirde projenin ka-bul edilmeme olasılığı yok diyebilirim. TÜBİTAK’ta hazırladığım projelerin tümü, şu an seri üretime geçti. Örneğin IŞIK KAYNAK firmasına inverter kaynak ma-kinesi projesini yazdık. Şu an binlerce üretimi gerçekleşti. Yine “pp nonwoven” hattının, “pet nonwoven” hattına dönüş-türülmesiyle ilgili Bade Halı’nın

TÜBİTAK projelerinde yapılacak işin yapılabilirliği ve ülkeye katkısı en iyi şekilde izah edildiği takdirde projenin kabul

edilmeme olasılığı yok diyebilirim. TÜBİTAK’ta hazırladığım projelerin tümü, şu an seri üretime geçti.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 62: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

60

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ödül alan projesini yazmıştım. Bu projeyi hazırlamak için beş adet tez okuduğumu hatırlıyorum. Yine MERİNOS’ta halının kalitesini artır-mak için bir proje hazırladık.

Son dönemlerde yaptığınız Streç Sarma Robotu hakkında bilgi ve-rebilir misiniz?2011 yılında Streç Sarma Robotu’nu üretmeye başladık. Bunu da Ga-ziantep makineciliğindeki usta mantığı ile değil mühendislik alt-yapısıyla yaptık. Yanımıza makine mühendisi aldık. Biliyorsunuz üre-tilen iplikler, palet üzerinde hare-ket ederken streçle sarılıyor. Streç sarma makinesi, istenilen ölçüde ve palet etrafında dönerek sara-biliyor ve sarımın her aşamasın-da farklı streç gerdirme ayarları bulunuyor. Çift motorlu öngerme sistemi ile %400 daha fazla streç gerdirme kabiliyeti bulunmakta. Bu sistemin uzun ömürlü traksiyonel tip akü, ekrandan anlık görülebilir akü seviyesi, 3000 mm’ye kadar yükseklikte paketleme yapabilme gibi daha sayabileceğimiz birçok özelliği bulunmaktadır. Bu robot, 2010-2011 yılları arasında İtalyan-

lardan 200 adet Türkiye’deki sana-yicilerin ithal ederek kullandığı bir makineydi, şu an %95 önü kesilmiş durumdadır. Üretim aşamasında; kullanma kılavuzu, elektrik projesi, yedek parça kılavuzu ve standart seri üretim teknikleri ile her kısmı-nı yüksek hassasiyetle ürettik. Şu ana kadar 93 adet sattık. Üstelik bu ürünün yurtdışındaki muadili-nin dezavantaj kısımlarını avan-taja çeviren bir tasarım yaptık. Elektronik kartlı sistemlerini, PLC ve Dokunmatik panelli sisteme dönüş-türdük, devamlı kırılan dış plastik

aksamları metal aksamlara çevir-dik, mekanik olarak daha dayanıklı ve sağlam bir ürün ortaya çıkar-dık. Dolayısıyla teknolojik olarak çok daha üstün ve maliyet olarak da daha uygun fiyata alınabilecek bir robot yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Gittiğimiz fuarlarda bu makinenin Gaziantep’te yapıldığı-na inanmadılar. Bu makineyi ya-pınca şunu anladık ki bir işi doğru yaptığınız da ve ardından seri ve standart üretim yapıldığı zaman ortaya çok kaliteli ve mükemmel bir ürün çıkıyor. Doğru yapılan her

Streç Sarma Robotunda yurtdışındaki muadilinin dezavantaj kısımlarını avantaja çeviren bir tasarım yaptık. Elektronik kartlı sistemlerini, PLC ve Dokunmatik panelli sisteme dönüştürdük, devamlı kırılan dış plastik aksamları metal aksamlara çevirdik, mekanik olarak daha dayanıklı ve sağlam bir ürün ortaya çıkardık. Dolayısıyla teknolojik olarak çok daha üstün ve maliyet olarak da daha uygun fiyata alınabilecek bir robot yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 63: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

61

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mürün satılıyor ve sanayici tarafın-dan destekleniyor. Ayrıca ürünün ihracatına da başladık. Streç Sar-ma Robotu’nu ilk Özbekistan’a ih-raç ettik.

Başka hangi projeleriniz ve üre-timleriniz var?2014 yılında iplik aktarma makine-leriyle ilgili girişimde bulunduk ve TÜBİTAK projesi yazdık. Proje ka-bul edildi. Projeyi hayata geçirdik ve makineyi yaptık. 2000 parçalık çok robotik bir makine. Fonksiyonu, yarım kalan bobinleri işçi olmadan birleme yapması. Yani her halı de-ğiştiğinde model ve ipliklerin de-ğişmesi gerekiyor. Normalde bir bobinde 10 bin metre iplik vardır. Kullanınca kalan 1000 veya 1500 metre ipliği tekrar takıp, çıkartmak çok zordur. Bunlar cağlıktan topar-lanır, birleme makinelerinde bir-lenir. Tekrar 10 bin metrelik bobin hâline getirilir ve tekrar cağlıkta kullanılmak üzere cağlığa takılır. Yaptığımız makine tam da bu nok-tada devreye giriyor. Bilindiği gibi bu işlem piyasada normal manuel aktarma makineleriyle yapılır. Bi-zim makinemizde ise bu işlem “işçi kullanılmadan” yapılıyor. İşçi dü-ğüm dahi atmıyor. Sadece yarım olan kısımları takıyor. Şu anda 4 tane ürettik ve müşteri memnuni-yeti sağladık. Bunların dışında su soğutma kulesiyle ilgili bir projemiz var.

Su soğutma kulesi projenizi biraz açar mısınız?İstanbul Çekmeköy’de 1000 metre karelik bir işyerimiz var. Soğutma kulelerimiz cam takviyeli polyes-terden yapılıp sanayide suyun so-ğutmasında kullanılıyor. Açık tip kulelerde su serbest olarak aşağı-ya doğru dökülüyor. Suyun akışını başlatan dolgu malzemeleri bulu-nuyor. En üstteki fan yardımıyla o suyun içerisine hava geçiriliyor ve suyun buharlaşma ısısından kaynaklı bir soğutma işlemi ger-çekleşiyor. Türkiye’de açık tip kule üreten 5-6 firma var. ODAKSAN olarak, Türkiye’nin sayılı holdingle-rine açık tip kulelerden satış işlemi

gerçekleştirdik. Kalitemizi bu ko-nuda ispatladık. Şu an bu konuda Türkiye’de bilinen bir firmayız. Açık kule çalışmaları yaparken, açık ku-lelerde yerli üretim varken kapalı tip kulelerde yerli üretimin olma-dığını fark ettik. Kapalı tip kulele-rin çalışma sisteminde, serpantin (ısıtılan veya soğutulan akışkanın yüzeye olan temas alanının geniş-letilmesi) içindeki su soğutuluyor. Kapalı tip kuleler farklı bir sistem. Kapalı kule üretimiyle ilgili bir TÜ-BİTAK projesi yazdık. Proje kabul aşamasında. Türkiye’de kapalı tip kule ithalatı 2013 yılında 57 milyon dolar. Bu projeyi gerçekleştirdiğimiz takdirde ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunmuş olacağız diye düşünüyorum.

Gaziantep TEKNOPARK’a geliş hikâyenizi anlatır mısınız?Biz mühendislik firmasıyız. Çok bü-yük sermayelerle kurulmadık. Bir şeyler üretiriz. Bunun altında da teknik resim, teknik hesap ve stan-dart üretim gibi mühendislik çalış-maları olursa şirketiniz ciddi değer kazanabilir. Şirketimiz kurulduğun-dan bu yana her sene %100 bü-yüyor. Bunu her şeyi proje kapsa-mında ve mühendislik altyapısıyla yapmamıza borçluyuz. Bu nedenle TEKNOPARK’ta yer almamız gerek-tiğini düşündük. Şu an 18 kişiyiz. 3 Makine mühendisimiz, 2 Elektrik-Elektronik mühendisi ve 3 adet de Teknikerimiz var. Kalan personel ise mavi yakalı grup.

Akademisyenler ve sanayicilerin birlikte çalışmalarıyla ilgili düşün-celeriniz nelerdir?TÜBİTAK’tan 10-15 proje yapan biri olarak akademisyenlerin neler yapıp yapamadığıyla ilgili ciddi

tecrübeler edindim. Yüksek lisans veya doktora öğrencisi alma aşa-masında birkaç yıl sanayide ça-lışan deneyimli kişiler seçilmeli. Diğer yandan eğitimciler ise etik kurallar konusunda, başta sana-yideki firmalarla çalışırken gizlilik kuralları hususunda eğitilmeli. Yani eğiticilerin de eğitimi yapılmalı.

Türkiye’nin teknolojik anlamda geleceğini nasıl görüyorsunuz?Türkiye’nin borçlarından kurtul-masının tek yolu, yerli üretim. Bu nedenle Gaziantep sanayii başta olmak üzere sanayicinin yerli üreti-me destek vermesi gerekiyor.

Türkiye’de açık tip kule üreten 5-6 firma var. ODAKSAn olarak, Türkiye’nin sayılı holdinglerine açık tip kulelerden satış

işlemi gerçekleştirdik. Kalitemizi bu konuda ispatladık. Şu an bu konuda Türkiye’de

bilinen bir firmayız.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 64: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

62

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

“Yeni nesil flamentler geliştirerek üç boyutlu yazıcıların kullanım alanını genişletmek istiyoruz.” diye konuşan Yılmaz, yüksek katma değerli ürünler üreterek sanayicilere örnek olmak is-tediklerini belirtti.

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümün-de doktora yaptım. 2 yıl TEXAS A&M Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölü-münde post doktora, araştırmacı ola-rak çalıştım. University of Florida’da Malzeme Bölümünde görev aldım. Daha sonra 2013 yılı Mart ayında Zirve Üniversitesine Yrd. Doç. Dr. ola-rak katıldım. Bir yıl içerisinde iki tane TÜBİTAK projesine başladım. Bunlar-dan bir tanesi yüksek performanslı polimerlerin simülasyonuyla ilgiliydi. Polimere zaten oldukça ilgim vardı; ancak Gaziantep’in sanayisini gör-dükten sonra bu ilgi biraz daha arttı.

Polimeri ve polimerle olan çalışma-larınızı biraz daha açar mısınız?Polimer aslında plastik dediğimiz ve

etrafınızda gördüğümüz her şey. Mo-lüker yapısına baktığınızda tespih ta-neleri gibi uzun zincirler hâlinde yapı taşları aynı olan sistemlere polimer diyoruz. Aslında vücuttaki protein-ler de buna benzer yapılar. Pek çok polimer türü var. Özellikle ilgi alanım PPTA [Poly(P-Phenylene terephtha-lamide] yaygın bilinen adıyla Kev-lar, Nomex gibi yüksek performanslı polimerler. Örneğin bunlar kurşun geçirmez yeleklerde kullanılır. Daha çok zırh malzemesinde kullanılan bir tür. Polimerlere ilgim başlayınca üç boyutlu yazıcılar dikkatimi çekti. Üç boyutlu yazıcıların termo plastik-lerden üretilen filamentleri kullanan türleri günümüzde hızla yaygınlaş-makta hatta evlerde hobi olarak kullanımı dahi söz konusu olmakta. Bu filamentler de polimerlerden yani plastiklerden oluşuyor. Yazıcıda mü-rekkep yerine bu filamentler kullanılı-yor. Plastik belli bir derecede örneğin 220 derece gibi bir sıcaklıkta eriyor. Katı olarak yazıcının kafasına gelen filament bu sıcaklıkta eriyik hâlde bir katman olarak yazıyor. Bu esnada

sıcaklığın düşmesi ile plastik sert-leşiyor. Daha sonra bu tablayı alta indiriyorsunuz ve bir katman daha yazıyor. Böylelikle 3 boyutlu şekliniz, modeliniz ortaya çıkıyor.

3 boyutlu yazıcıyı biraz daha açıp nerelerde kullanıldığına dair bilgi verebilir misiniz?Basit bir örnekle açıklayayım: Telefo-nunuz için bilgisayarda bir kılıf ta-sarlayacaksınız. Bunu nasıl üretecek-siniz? Konvansiyonel metotla önce bir kalıp hazırlayıp plastiği bu kalıba dö-ker ve çıkarırsınız. Peki, çıkan tasarı-mı beğenmezseniz ne yapacaksınız? Kalıbı tekrar hazırlamak gerekiyor. Bu kalıbı genellikle alüminyum gibi me-tallerden CNC tezgahta üretiyorsunuz. Kalıp hazırlamak pahalı ve uğraştı-rıcı bir iş. 3 boyutlu yazıcıda ise kı-lıfı yazdırıp, beğenmediğiniz tasarımı değiştirme şansını yakalayabiliyorsu-nuz. Uç bir örnek daha vereyim: Diş hekimleri diş düzeltme tedavisinde metal tellerden oluşan protez kulla-nır. Hasta doktoru belirli aralıklarla ziyaret eder ve doktor hastanın metal

Sanayiciye örnek olmak istiyoruz

YRD. DOÇ. DR. DünDar YIlmaz

3 boyutlu yazıcılarda kullanılan flamentin

Türkiye’de üretilmediğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Dündar Yılmaz,

flament üretimi için hazırladıkları projeyle

hibe kazandıklarını, flament üretimi

yapmak için ADMACO AR-GE firmasıyla

TEKnOPARK’ta yerlerini aldıklarını söyledi.

Page 65: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

63

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

protezin vidaları ile ayarlayarak adım adım dişlerin düzelmesini sağlar. Kanada’da bir firma bu tedavi için metot geliştirdi. Bu metotda dişin üç boyutlu tarayıcı ile üç boyutlu modeli oluşturuluyor. Daha sonra hastanın dişinin olması gereken şekli tasar-lanıyor. Doktor modeli tasarladıktan sonra firma hastanın tedavi sırasın-da her adımda örneğin haftalık ola-rak kullanacağı protezleri üç boyutlu yazıcılarda basıp hastaya gönderiyor. Hasta sürekli doktora gitmek yerine bu kalıpları sırayla kullanıyor.

Gaziantep TEKNOPARK’ ta neler yapıyorsunuz?Türkiye’de 3 boyutlu yazıcılarla ilgili filament üretimi yok. Yani 3 boyut-lu yazıcının sarf malzemesini üreten olmadığı için şirket olarak Kalkınma Ajansının ARGE, İnovasyon Progra-mına başvurup altyapı oluşturmak için hibe aldık. Projemizin büyüklüğü 294 bin TL. Projeye başladık ve bu-nunla ilgili altyapımızı oluşturacağız. Tabii amacımız bu filamentleri üretip dünyaya satmak. Bunun için de Gazi-antep TEKNOPARK’ta yer almaya ka-rar verdik. Çünkü teknoparklar daha düzenli işleyen bir sistem ve burada benzer teknoloji şirketleri ile işbirliği şansımız da olacak.

Projenizle ilgili TÜBİTAK’a başvuruda bulunacak mısınız?Kalkınma ajansından aldığımız hibe altyapı için alındı. Bildiğiniz gibi, TÜ-BİTAK alt yapı için fonlama yapmıyor. Ancak altyapımızı kurduktan sonra başka projelerimiz için veya altyapı-nın kurulmasıyla birlikte geliştirilen

yeni projeler için TÜBİTAK’a başvuru-da bulunacağız. Şirketimizin vizyonu sadece filament değil. Şirketimizin esas vizyonu AR-GE yapmak ve yeni nesil malzeme geliştirmek, filament bu işin bir parçası. Bunun yanında güneş pili sistemleri, güç depolama sistemleri gibi alanlarda da projeler geliştiriyoruz.

Malzemeyi tanımlar mısınız? Hangi tür malzemeler üzerinde çalışmayı düşünüyorsunuz?Malzemenin tanımı değişti. ADMACO şirketimizin uzun adı Advanced Ma-terials Company, yani yeni nesil mal-zemeler. Öyle malzemeler var ki ışığı görünce sertleşiyor ya da mermi gel-diğinde farklı davranabiliyor. Yalıtkan-lık, iletkenlik veya radarı görmeyen malzeme türleri olabilir. Bunları artık malzemenin kimyasıyla ve fiziğiyle oynayıp nasıl davranacağını değişti-rerek göreceğiz. Örneğin cep telefon-larının içinde elektronik bir devre var. Bu devrenin içerisinde ‘nano coating’ diye suyu iten bir kaplama bulunu-

yor. Bu nedenle suyun içerisine düş-tüğünde telefon bozulmuyor. Özetle ADMACO olarak, genellikle, yeni nesil malzemeler üzerinde çalışacağız.

Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir?Yeni nesil flamentler geliştirerek üç boyutlu yazıcıların kullanım alanını genişletmek istiyoruz. Bu anlamda da sanayiye örnek olmayı düşünü-yoruz. Plastik sektörünün en büyük sıkıntılarından birisi de ürünlerin kat-ma değerlerinin istenilen seviyelerde olmaması. Filament için durum biraz farklı. Burada katma değerli ürün or-taya koyma şanşınız var. Bu tip yeni-likçi ürünler kendi talebini de yaratı-yor. Şirketimizin vizyonu şu: ADMACO yenilikçi, yüksek katma değerli ürün ortaya çıkartır ve üretilebilir hâle ge-tirir. Ardından ikinci adımda ise bu ürünün endüstriyel ölçekte üretimi için gerekli yatırımı yapacak yatırım-cı bulur. Kısaca ADMACO olarak biz orta ve uzun vadede hep işin AR-GE kısmına odaklanmak istiyoruz.

Türkiye’de 3 boyutlu yazıcılarla ilgili filament üretimi yok. Yani 3 boyutlu yazıcının sarf malzemesini üreten olmadığı için şirket olarak Kalkınma Ajansının ARGE, İnovasyon Programına başvurup altyapı oluşturmak için hibe aldık. Projemizin büyüklüğü 294 bin TL. Projeye başladık ve bununla ilgili altyapımızı oluşturacağız. Bunun için de Gaziantep TEKNOPARK’ta yer almaya karar verdik.

Page 66: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

64

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

“Parlayan Yıldızın altın çocukları”

Aykut Önder Barazi’yi yakından tanıyalım istedik. Bize kendinizden ve projenizden bahseder misin?Gaziantep Üniversitesi Gıda Mü-hendisliği Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışıyorum. Aynı

zamanda doktora yapıyorum. AR-GETİ 2014 Proje Pazarı’nda ödül alan projem, aslında Prof. Dr. Os-man Erkmen’in danışmanlığında yürüttüğümüz doktora tezimdir. Antep fıstığı reçinesi kullanarak

antimikrobiyal, tüketilebilir amba-laj malzemesi ürettik. Geçen sene ARGETİ 2014 Proje Pazarı’nda sun-duğumuzda doktora tezi kategori-sinde birincilik ödülü kazandım. Bu yarışmadan sonra gerek sanayici-

ARGETİ 2014 Proje Pazarı “Doktora Tezi Kategorisinde” Birincilik Ödülü kazandı. TOBB Gaziantep Kadın Girişimciler Kurulunun Kasım 2014’te düzenlediği yarışmada “Lokipa Lokum” projesi ile birincilik ödülü aldı. Ege ihracatçı birliklerinin düzenlediği 3. Gıda AR-GE Proje Pazarı’nda sergilenmeye layık görülen iki farklı projeden “Erimeyen Lokum Dondurması” projesi ile 3. lük ödülüne layık görüldü.

aYKut ÖnDer Barazi

Page 67: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

65

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

lerin gerekse üniversite ekosistemi-nin akademik çalışmalara bakış açısı değişti. Akademik olarak ya-pılan çalışmalar, sanayide ve sos-yal camiada pek duyulmaz. Ancak bu yarışmadan sonra TEB Girişim Evi’nin açılışında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’ye ödül alan ürü-nümüzü tanıttığımızda “Antep fıs-tığı reçinesinin” ihracat potansiyeli olan bir ürün olduğundan bahsetti. Başta Sayın Rektör Hocamız, Sayın Valimiz, Belediye Başkanlarımız, İhracatçılar Birliği Başkanı ve di-ğer yatırımcılar da çok beğenerek ilgiyle takip ettiler. ARGETİ ve Tar-geT Teknoloji Transfer Ofisinin bir bisikletin iki pedalı gibi birbirini ivmelendirdiğini böylece anladım. ARGETİ’nin bu projeye kazandırdığı ivme ile Antep fıstığı reçinesini bi-raz daha duyurmuş olduk. Bu reçi-nenin sağlık üzerine etkilerine bak-tığınızda; mide ve üst solunum yolu rahatsızlıklarına iyi geldiğini, doğal antioksidanlar içerdiğini, kanserli hücrelerin yayılmasını azalttığını, cilt hastalıklarında önemli tedavi edici özellikleri olduğunu literatür araştırmalarında görüyoruz. An-cak endüstriyel pazarda değerli bir ürün olarak görülmemekte, genelde fıstıkçılar tarafından atık olarak bi-linmektedir. Bu proje ile neyi hedeflediniz?Bizim bu projedeki amacımız, içe-riği gereği değerli olan Antep fıstığı reçinesinden üretilecek tüketilebilir doğal kaplama ve ambalaj mal-zemesi ile gıda ürünlerinin daha uzun ömürlü saklanmalarını sağ-lamak. Tabii bu proje ile uygulama alanı gelişti. Üretilecek antimikro-

biyal kaplama malzemesinin bir hastane yüzeyine, ortak kullanım alanları (tuvalet, banyo vs…) yüzey-leri ve kapı kollarına, gıda üreti-minde kullanılan alet ve cihazlara, mobilyalara, çocukların oyunca-ğına da kaplanıp antimikrobiyal özellik kazandırabileceğini de gör-dük. Bu ivme ile gerçekleştirdiğimiz diğer projelerimiz, “Antimikrobiyal dişe yapışmayan lokum LOKİPA”, “Erimeyen Lokum Dondurması”, ve “Damla Sakızlı Jelatinsiz Jelibon” projeleri ile de diğer yarışmalarda ödüller kazandık ve Bölümümüzü, Üniversitemizin adını temsil etmek-ten gurur duyduk.

SANAYİCİ ÜNİVERSİTEDE ARTIK HANGİ ZİLİ ÇALACAĞINI BİLİYORÜniversite-sanayi işbirliği ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?Gaziantep, sanayii ile öne çıkmış bir endüstri şehri. Gaziantep sanayici-sinin üretime bakış açısı çok farklı. Gaziantep Üniversitesi ve Gaziantep sanayii bir türlü barışamamış kör-sağır iki komşu gibi düşünülürdü. Bunun düzeltilmesi için uzun yıllar üniversite-sanayi işbirliği tabanın-da projeler, paneller, kongreler, ça-lıştaylar düzenlendi. Ancak bebek adımlarından ileri gidilemedi. Çık-tılarına baktığımızda sanayici hızlı,

çözüm odaklı, kâr amacı güderken akademisyen araştırmaya, geliş-tirmeye ve bilimsel anlamda fay-dalı olacak modellere yönelmişti. Sanayici, yatırdığı paranın hemen sonuca ulaşmasını istemekteydi. Sanayici, “Bizim sorunumuz var, evet; ancak bunu çözmek için AR-GE projelerine teşvik ve desteklerle imkân ve zaman ayırabiliyoruz.” demekte ve sonuç odaklı olduğun-dan çok pratik, hızlı çözümler is-temektedir. Kısacası balık tutmayı öğrenmeyi değil, balık verilmesini de değil, temizlenmiş pişirilmiş

“Antimikrobiyal dişe yapışmayan lokum LOKİPA”, “Erimeyen Lokum Dondurması”, ve “Damla Sakızlı Jelatinsiz Jelibon” projeleri ile de diğer yarışmalarda ödüller kazandık ve Bölümümüzü, Üniversitemizin adını temsil etmekten gurur duyduk.

Page 68: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

66

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

balığı hemen önünde görmek is-temektedir. Araştırma ve geliştir-me prosedürüne baktığımızda ise bilimsel tarafta beş, on yıl sonrası için yapılan planlarla AR-GE’nin işleyen ve yaşayan organizma ol-duğunu görürüz. Bu durum bir tür-lü çözüme kavuşamamıştı. Ta ki Üniversitemizde bir teknoloji trans-fer ofisi kurulana kadar. Teknoloji Transfer Ofisi (TARGET) kurulduktan sonra artık sanayici üniversitede hangi zili çalacağını biliyor. Nere-ye gideceğini biliyor. Üniversite-deki hoca da herhangi bir projesi olduğunda sanayici ile eşleşebil-mek için, hangi sanayiciye uygun proje olduğunu tespit etmek için kapı kapı fabrika dolaşmıyor. Bu konuda Üniversitemizde çok dona-nımlı, avantajları saymakla bitmez bir merkez olduğunun iki taraf da farkında.

Bu başarıların sizde ve çevrenizde yarattığı etkiler nelerdir? Tabii “başarı”, her ne konuda olursa olsun başarılı olmak hissi, gerçek-ten çok güzel ve maddi her türlü doyumun önüne geçiyor. Ancak bunu paylaştığınız insanların ol-ması, çıktılarını somut olarak gör-düğünüzde ve etkilerinin yaşan-dığını hissettiğinizde daha mutlu oluyorsunuz. Şu sözü de gerçekten çok severim: “Başarı en büyük tu-zaktır.” Gerçekten başarının sarhoş edici, baskı kurucu etkilerinden sıyrılıp hevesinizi, ilginizi, yeni iş-lere, yeni başarılara yöneltmeniz gerekiyor. Bu başarıları, danışman hocalarımla, öğrencilerimle, bir-likte çalıştığımız paydaşlarımızla beraber yaşamak daha da mutlu ediyor. Hem Mühendislik Fakülte-si Gıda Mühendisliği Bölümünün, hem de Gaziantep Üniversitesinin parlayan yıldız olmasına her türlü katkıda bulunmak bizim için gurur verici olmaktadır. Bugün ben ve benim gibi başarılara imza atmış genç araştırmacılarımız için “par-layan yıldızın altın çocukları” ifade-si kullanılıyor ve başarımız çeşitli medya kuruluşları tarafından ses getiriyorsa bunda Üniversitemizin

ve TARGET gibi ivmelendirici bi-rimlerin desteği ve güveni büyük önem taşımaktadır.

AR-GE ARTIK BİR ZORUNLULUKSanayicinin katma değerli ürün üretmek için ilk yapması gereken nedir?Gaziantepli sanayici kültürünün te-melinde, para kazanan, diğer sana-yiciyi örnek alan, rakip olma veya ortak olma var. Bu nedenle üretim

Teknoloji Transfer Ofisi (TARGET) kurulduktan sonra artık sanayici üniversitede hangi zili çalacağını biliyor. Nereye gideceğini biliyor. Üniversitedeki hoca da herhangi bir projesi olduğunda sanayici ile eşleşebilmek için, hangi sanayiciye uygun proje olduğunu tespit etmek için kapı kapı fabrika dolaşmıyor.

Page 69: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

67

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

ve işletmeler mantar misali çoğal-mıştır. Bu şekilde büyük olan pasta küçültülmüş, herkes bir şekilde pa-zardan payını almaya çalışmıştır. Bugün ise sanayiciler, dünyada Çin gibi ucuza üretim yapan ülkeler, ihracatta baskı yaratması gibi et-kenler ile fiyat düşürerek bir yere gelemeyeceklerini anlamış durum-dalar. Artık AR-GE’nin fabrikanın içine girmesinin zorunluluğunu fark ettiler. AR-GE’ye önem veren kuruluşlar da gördüler ki katma değeri yüksek, maliyeti düşük bir ürün, pazara hâkim oluyor. Yeni, katma değerli veya fonksiyonel ürün geliştirmek isteyen sanayici, bunun çözümünü üniversitede bu-labilir. Yoksa her zaman büyükleri, gelişmeleri taklit eden “gölge-firma” olmak durumunda kalır. Güney Kore’nin bugünkü ticari ba-şarısı AR-GE’den kaynaklı bir ba-şarı. Ancak AR-GE bilimsel, uzun bir süreç ister. Sanayici, bu sürecin farkında olmalı, gereksinimlerini bilmeli ve bugünü yaşamaması gerektiğini fark etmelidir. Yapaca-ğı bir çalışmanın sonucunu, beş yıl sonra da alabilir. Şu an AR-GE’ye, teknolojiye yaptığı yatırımın gele-cekte meyvesini alacağı bilincine ulaşmalı. Öngörüsü eksik, teknolo-jiyi takip etmeyen, günü takip et-meyen, geleceğin ne göstereceğini bilmeyen, büyüme hedefi olmayan sanayicinin sonu “açılıp-kapanan” bir KOBİ olmanın ötesine geçeme-yecektir.

Girişimcilik, Gaziantep girişimcili-ği konusunda ne düşünüyorsunuz? Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?Gaziantep, girişimcilik bayrağını eline almış, becerisi yüksek, kıv-rak zekâlı insanlar ile dolu bir şe-hir. Ancak Gaziantepli, Gaziantepli

gençler kendi fikrinin peşinden git-miyor. Gençlere tavsiyem, fikirleri-ni bilgisine güvendikleri insanlarla paylaşsınlar. Paylaşmanın getire-ceği riskleri ve korkuları aşıp bun-lar hakkında daha da bilgilensinler. Emin olun fikirlerin çalınması ve

başka biri tarafından hayata ge-çirilmesinin zahmetinin yarısından azını TARGET sayesinde harcaya-rak kendi fikirlerini herkesten önce hayata geçirmiş olacaklar.

TargeT ile ilgili düşünceleriniz ne-lerdir?Bu işe sağlam adımlar ile başladı. Her modül çalışmasında bunu gö-rüyoruz. Aldığım ARGETİ 2014 Ödü-lü ve sonrasında TargeT uzmanları, özellikle uzman Fatih Balcı ile bir-likte yaptığımız çalışmalar, benim için gerçekten bir başarı öyküsü-dür. TargeT’in hep yanımda olması çok önemliydi. TargeT’i üniversite-nin bir misafir odası olarak düşü-nüyorum. Gerek sanayiden, gerek iş fikri ile gelenlerin ağırlandığı, akademisyenlerin sanayici ile bu-luştuğu, ortak dili konuştuğu, iki ta-rafın da faydasının ve çıkarlarının korunduğu bir merkez olduğu için yaptığı çalışmaların çok değerli ol-duğuna inanıyorum.

AR-GE’ye önem veren kuruluşlar da gördüler ki katma değeri yüksek, maliyeti düşük bir ürün, pazara hâkim oluyor. Yeni, katma değerli veya fonksiyonel ürün geliştirmek isteyen sanayici, bunun çözümünü üniversitede bulabilir. Yoksa her zaman büyükleri, gelişmeleri taklit eden “gölge-firma” olmak durumunda kalır.

Page 70: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

68

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Kendinizden bahseder misiniz, projeniz nedir ve kimlere hitap ediyor?

Emre Acar: 1987 Bursa doğumluyum. Lisans eğiti-mimi, 2012 yılında Gaziantep Üniversitesi Fizik Mü-hendisliğinde tamamladım. Yaz stajlarımı TÜBİTAK UME ve TÜBİTAK Enerji enstitülerinde yarı iletken-ler üzerine yaptım. Mezun olduktan sonra UME’de manyetik laboratuvarlarda yarı iletkenlerin man-yetik özelliklerini farklı elementler katarak geliştir-me üzerine 6 ay internship yaptım. 2015 yılında Gaziantep Üniversitesi Katıhal Fiziği Anabilim Da-lında yüksek lisansa başladım. Yüksek lisansta da

Üniversiteyi birlikte okuyan Emre Acar ve Ali Başpınar mezun olduktan sonra nEW EnERGY adında bir şirket kurarak hayallerindeki mesleği de birlikte yapmaya karar verdi. Emre ve Ali ile projelerini, hedeflerini ve yenilenebilir enerjinin önemini konuştuk.

Yenilenebilir enerjiyiülke geneline yaymayı

hedefliyoruz

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 71: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

69

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mgüneş enerjisi üzerine çalışmakta-yız. Solar hücreler, yeni nesil hücre-ler. 2015 Ocak ayında TEKNOPARK’ta New Energy firması olarak hizmet vermeye başladık.

Ali Başpınar: 2013 yılında Gaziantep Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölü-münden mezun olduktan sonra yaz stajlarımı Sabancı Üniversitesi Na-noTeknoloji Uygulama Merkezinde Nano ve micro boyutta yarı iletken malzemeleri ve kaplama teknoloji-leri üzerine yine 9 Eylül Üniversi-tesi elektronik malzemeler üretim ve uygulama merkezinde güneş hücresi üretimi üzerine staj yap-tım. Gaziantep Üniversitesi Katıhal Fiziği Anabilim Dalında, yarı iletken teknoloji ve güneş enerjileri üzerine yüksek lisans yapmaktayım. Emre, sınıf arkadaşım. Okul yıllarında, na-sıl bir iş üzerine çalışabiliriz diye düşündük. Enerji sektörü üzerine bir iş kurmaya karar verdik.

Enerji sektörünü seçmenizin nede-niniz nedir?

Emre Acar: Yenilenebilir enerji üzerine önceden gelen bir ilgimiz

vardı. Güneş enerjisinin temelinde yarı iletken teknoloji bulunmaktadır. Dünyanın gidişatı, ölen canlılar, kir-lenen hava resmin diğer tarafında da bunlar olduğu için bu konuya ilgi duyduk. Bir taraftan yarı ilet-ken teknoloji konusunda olan çalış-malarımız, diğer taraftan da sosyal sorumluluk bilincimiz bu noktaya getirdi..

Ali Başpınar: Led, lazer, çipler. Hepsi diyot. Diyot (Bir yönde akım geçiren devre elemanıdır.), çevirirsin lazer yaparsın; çevirirsin led yaparsın; çevirirsin çip yaparsın. Teknolojik çalışmanın önemi bunların verimi-ni artırmaktır. Biz güneş hücreleri üzerine yönelmek istedik.

Güneş hücreleri ile ilgili yaptığınız çalışmalar hangi aşamada?

Emre Acar: Güneş ışığını elektrik enerjisine çeviren, elektronik yapı-ya sahip olmayan yapısı gereği bu işlemi gören bir teknoloji. Direkt gü-neş ışığından elektriğe çeviren bir yapı. Güneşten düşen foton denilen enerji parçacıkları, yapının içeri-sinde hol denilen yapıları harekete

Güneş ışığını elektrik enerjisine çeviren, elektronik yapıya

sahip olmayan yapısı gereği bu işlemi

gören bir teknoloji. Direkt güneş ışığından

elektriğe çeviren bir yapı. Güneşten düşen

foton denilen enerji parçacıkları, yapının

içerisinde hol denilen yapıları harekete geçiriyor ve akım

oluşturuyor.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 72: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

70

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

geçiriyor ve akım oluşturuyor. Yapı-sı gereği, ona göre tasarlanıyor. Bu teknoloji, birinci nesil güneş hücre-leri ile başladı. Birinci nesil, silikon bazlı, kristal bazlı güneş hücrele-ri şeklinde idi. Daha sonra ikinci nesiller, ince filmler geldi. Şu an üçüncü nesil Quantum Dots güneş hücreleri var. Bunların verimi, teo-rik %80’e kadar çıkabiliyor.

Ali Başpınar: Şirket vizyonumuz olabildiğince yenilenebilir enerjiyi ülke geneline yaymak. Bu sektör-de çorbada tuzumuzun olması bile vizyonumuzu gösteriyor. Gerek bu konuda bilinci artırmak, gerekse kurulum yapmak adına çalışmala-rımız var. Yenilenebilir enerji dedi-ğimiz güneş, rüzgâr, ısı pompaları ve jeotermal enerji üzerine çalış-malar ve araştırmalar yapıyoruz. Örneğin müstakil bir evin ısıtma ve soğutması ısı pompası ile sağlana-bilir. Bu kurulumu yaparak bir evin enerji masrafını düşürebiliriz. Elekt-riğini güneş panellerinden karşıla-yabiliriz. Böyle sistemler tasarlayıp müşterilerimize hizmet vermeyi dü-şünüyoruz.

Geliştirdiğiniz projeyi daha çok kimler kullanacak?

Emre Acar: Bireysel müşteri ile kal-mayıp yenilebilir güneş enerjisini insan hayatına, toplum hayatına ve sanayi gibi yerlere entegre et-

mek ve yaymak hedefindeyiz. Bu kapsamda yapılacak pek çok şey var. Sanayici elektriğini, ısıtması-nı, soğutmasını güneşten sağla-yabilir. Yurt dışında ulaşımı dâhil güneşten sağlanmaktadır. Örneğin Danimarka’nın 2050 hedefleri ara-sında %100 yenilenebilir enerjiye geçmek var.

Ali Başpınar: Güneş enerjisi ku-rulum santrallerini kurup anahtar teslim yaptığımız gibi bu santralleri kurmak isteyen müşterilerimize da-nışmanlık hizmeti veriyoruz. Müşte-rinin talebine göre enerji masrafını düşürmek isteyen sanayiciye farklı, yatırım hedefleri olan sanayiciye farklı hedefler sunuyoruz. Biz yaptı-ğımız sunumlarda geleceğin ener-jisinin güneş olduğunu anlatıyoruz. Temiz ve muazzam güneş enerji-sinden herkesin faydalanmasının bir hak olduğunu anlatıyoruz. Bu işin en kalitelisini en uygun fiyata yapmaya çalışıyoruz. Araştırma ya-parken ve ürünleri seçerken kalite-ye önem veriyoruz. Bu sektörde bil-gi eksikliği çok fazla. Türkiye iklim koşullarına göre ürün seçimi ya-pılıp düzgün kurulum yapılmazsa kurulan santrallerin yaşam süresi yeterli olmaz. Bireysel olarak evle-rin enerji sistemlerini karşılayacak hibrit sistemler yapıyoruz. Tarım sulama sistemleri yapıp onun hiz-metini veriyoruz. Hatta güneş hüc-resi yapmak isteyen müşteriye de danışmanlık hizmetini veriyoruz

Emre Acar: Kullanılacak ürün se-çimi, modülün kullanılacak yere göre seçimi çok önemli. İdeal bir güneş santrali fabrikada başlar. Bu nedenle aldığınız ürünün üretildiği yer çok önemli. Güneş hücresi, çok hassas. Çok ufak bir stresle bile kırılabilir. Taşınması çok önemli. Kurulurken ele alınması, testlerinin yapılması ve kurulduktan sonraki gözlem gibi her aşaması hassas olan bir süreç.Pazarı, bütün sorunlarıyla ele alıp en uygun paneli seçerek farkında-lık yaratıyoruz.

Yurt dışındaki çalışmalar hakkın-da bilgi verebilir misiniz?

Emre Acar: Çoğu Almanya’da ol-mak üzere İspanya vb. ülkelerdeki santrallerde de problemler var. Al-manya, Japonya, Çin ve ABD’de bu modüllerin üretimi var. Bunların çı-kış noktaları genellikle standartlar

Şirket vizyonumuz olabildiğince yenilenebilir enerjiyi ülke geneline yaymak. Bu sektörde çorbada tuzumuzun olması bile vizyonumuzu gösteriyor. Gerek bu konuda bilinci artırmak, gerekse kurulum yapmak adına çalışmalarımız var. Yenilenebilir enerji dediğimiz güneş, rüzgâr, ısı pompaları ve jeotermal enerji üzerine çalışmalar ve araştırmalar yapıyoruz.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 73: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

71

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mkonusunda oluyor. Modül üretildiği zaman bunlara testler yapılarak sertifikasyon uygulanıyor. Bu uy-gulanan testlerin de çıkış noktası Almanya olduğu için bu modüller dünyanın her yerinde Almanya’ya gidecekmiş gibi ve orada kullanıla-cakmış gibi üretiliyor. Almanya’da-ki iklim koşullarına göre hücre ve modüller ayarlandığı için sıkıntı genelde bu standartlar konusun-da oluyor. Bilinen modül hattının on çeşit hammaddesi var. Hücre de bunlardan biri. Modül dediği-miz 60-80 tane hücreden oluşan panel. Türkiye’de bunların yurt dı-şından getirilip montajı yapılıyor. Türkiye’de bu montajı sağlayan 20 tane fabrika var. Çin’in büyük ya-tırımı var. New Energy olarak sek-törün sorunlarını ve sektör ile ilgili sürekli araştırma yaptığımız için bu konuda farkındalık yaratıyoruz. Kilit nokta, ulusal enerji ajansının yayınladığı rapor doğrultusunda Türkiye’de modül seçimi ve kuru-lum öncesi ve kurulum sonrası uy-gulanması gereken testlerin danış-manlık hizmetini de verdiğimiz için farklıyız. Bilime yapılan yatırım, en kârlı geri dönüşümü sağlar.

Sektörün sorunları nelerdir? Çö-züm önerileriniz nelerdir?

Ali Başpınar: Devlet yenilenebilir enerjinin önünü açar ve amortis-man sürelerini düşürürse yatırım-cı daha sıcak bakacaktır. Devlet, güneş santrali kuran yatırımcının 1 megavat üretilen enerjisini satın alıyor. Bu lisanssız kurulumdur ve 10 yıl garantisi var.Lisanslı kuru-lumlarda izin süreçleri, kapasiteye başvuru süreçleri ve ihale açılması olayları var. Genelde yatırımcı li-sanssız kurmayı tercih ediyor. Li-sanssız kurulan 1 megavatlık bir santral, yıllık 1 milyon 650 bin kilo-vat saat elektrik üretmektedir. Bu-nun parasal değeri 220 bin dolar civarında. Kısaca 1 milyon avroluk yatırım ile her yıl 220 bin dolar yatırımcının kazancı olmaktadır. Ayrıca bir yatırımcı güneş sant-rali kurmak isterse %20 başlangıç

sermayesi ile kurabiliyor ve 7-8 yıl sonra santralin tamamına sahip olabiliyor.

Emre Acar: Elektrik fiyatlarının sü-rekli arttığını düşünürsek güneş santrallerinin önemli bir enerji kaynağı olduğunu herkesin fark et-mesi gerekiyor.

Eklemek istedikleriniz?Emre Acar: Son olarak şu mesa-jı vermek isterim; yenilenebilir kaynaklarda tüm insanlığın hak-kı olduğunu düşünüyoruz. “Sıfır Emisyon” olan vizyonumuz doğrul-tusunda anahtar teslim yenilenebi-lir hibrit enerji sistemleri tasarlayıp projelendiriyoruz.

new Energy olarak sektörün sorunlarını ve sektör ile ilgili sürekli araştırma yaptığımız için bu konuda farkındalık yaratıyoruz. Kilit nokta, ulusal enerji ajansının yayınladığı rapor doğrultusunda Türkiye’de modül seçimi ve kurulum öncesi ve kurulum sonrası uygulanması gereken testlerin danışmanlık hizmetini de verdiğimiz için farklıyız.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 74: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

72

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ayrettin Demirbilek ve Ali Ölçer’in yolları üni-versitede kesişmiş. Ara-larındaki arkadaşlığı ve dostluğu iş ilişkisine dönüştüren Demirbilek

ve Ölçer, geliştirdikleri projeyle bam-başka bir dünyada bulmuşlar ken-dilerini… Hikâyenin bundan sonrasını onlardan dinleyelim…

Birlikte iş kurmaya nasıl karar

verdiniz?Hayrettin Demirbilek: Yeditepe Üni-versitesi İşletme Fakültesinden me-zun oldum. Üniversiteden mezun olduktan sonra 1,5 yıl özel bir ban-kada çalıştım. Hızlı hareket etme, ye-niliklere ulaşabilmeye ilgi duyduğum için kendi işimi kurmak istedim. Birkaç yıl önce nargilenin zararla-rı ile ilgili bir kamu spotu reklamı vardı. Bu reklamdan çok etkilendim ve Ürdün’den nargilenin tüm hortu-

Dijital Taksi Reklam Panosu Led Box…

TAKSİDE REKLAM DÖNEMİ

BAŞARI HİKâYELERİ

H

Gaziantep TEKnOPARK’ta faaliyet gösteren Led Box, reklamcılığa yeni bir boyut kazandırmaya hazırlanıyor. Yurt dışındaki örneklerini inceleyerek Türkiye’de taksiler üzerinde dijital reklamcılığı geliştirmeye yönelik çalışmalar yapan İ. Hayrettin Demirbilek ve Ali Ölçer, seri üretime geçmeye hazırlanıyor.

Page 75: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

73

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mmunun tek kullanımlığını bulduk. Ve şu an İstanbul’daki en ünlü nargile kafe ile çalışıyoruz ve bu nargilelerin üretimini, teminini 5 kişilik bir ekiple yapıyoruz. Bunun yanında Led Box marka tescilini yaptıracağımız proje-mizin üretimi için AR-GE fikirlerimiz ve hizmet sektöründe kullanımıyla ilgili çalışmalarımız var.Ali Ölçer: Yeditepe Üniversitesi İş-letme Fakültesi son sınıf öğrencisi-yim. Son iki yıldır Hayrettin’le bir-likte yeni neler yapabiliriz ile ilgili sürekli araştırmalar yapıyoruz. Son olarak yurt dışına çıktığım da gör-düğüm taksilerin üzerindeki reklam panolarıyla ilgili Türkiye’de nasıl bir çalışma yapabiliriz diye Gazi-antep TEKNOPARK’ta yer almaya karar verdik.

Projenizden ve çalışmalarınızla ilgili detaylı bilgi alabilir miyiz?Ali Ölçer: 2015 Ocak ayında internette Çinlilere ait bir sitede dijital taksi rek-lam ürününü gördüm. Bu ekran pa-nosunu yapabilir miyiz diye araştır-maya başladık. İngiltere’ye gittim. Bu ürünü inceleyince, Hayrettin’le bir-likte yapabileceğimize karar verdik. Bu ürünün hem üretimini hem de üretildikten sonra taksi üzerine takıl-masıyla birlikte panolara alınacak reklamlar için pazarlama ve üretim olmak üzere iki kısımda çalışmalar yürüteceğimiz bir şirket kurmaya karar verdik. Şirketi kurduk ve ürüne de Led Box ismini verdik.

Gaziantep’e geliş hikâyenizi anlatır mısınız?Hayrettin Demirbilek: Eskişehir’de as-kerlik yaparken en yakın arkadaşım Gaziantepliydi. Arkadaşıma bu fikri açtığımda, Gaziantep insanının ye-niliklere olan ilgisinden bahsetti. Ni-san ayı sonu gibi Gaziantep’te taksi durağındaki yöneticilerle görüştük. Projemizi beğendiler. Yeniliğe açık olduklarını ve gerekli izinler alınıp halk da onaylarsa taksilerinin üze-rine bu reklam panolarını takacak-larını söylediler. Daha sonra Gazian-tep TEKNOPARK ile görüşmelerimiz başladı. Çünkü ilerleyen dönemlerde bu ürünlerin üretimini de yapmayı düşünüyorduk. Başka projelerimiz de var. Dolayısıyla üniversitedeki ho-

caların fikirlerine ihtiyacımız olduğu için onlara yakın olmayı planladık. Asıl ana merkezimiz Gaziantep TEK-NOPARK olacak. Burada AR-GE, yazı-lım ve cihaz geliştirmeyle ilgili çalış-malar yapacağız. Akademik destek ve danışmanlığı buradan alacağız. Pazarlama kısmında ise turizm ve yaşamın fazla olduğu Anadolu kent-lerinde bu reklam panolarını yaygın-laştırmaya çalışacağız.

Led Box hakkında biraz teknik bilgi verebilir misiniz?Ali Ölçer: Taksilerin üzerine yerleşti-rilecek bu reklam panoları, yüksek çözünürlüklü ekranları CE belgeli standartlara uygun, her türlü iklim şartlarına ve bozuk yolda maruz kalınan darbelere uygun bir şekilde üretilecek. Led Box yüksek çözünür-lük ve görüş açısı, anlık kontrol edi-lebilen ve raporlanabilen gösterim sağlamaktadır. Şu an üretimine geç-medik. Belirli bir süre ithal ettiğimiz ürünleri, taksi üzerinde takacağız ve reklam vermek isteyen müşterilere bu şekilde hizmet vereceğiz. Seri üre-time geçtiğimiz takdirde kendi ürün-lerimizi taksilerin üzerine takacağız. Böylece ürünlerimiz yerli üretim olacağından, hem maliyet düşmüş olacak hem de yerli üretime destek vermiş olacağımızdan ülke ekonomi-sine katkı sağlamış olmanın mutlu-luğunu yaşayacağız.

Led Box sistemi nasıl çalışmaktadır?Ali Ölçer: Seçilen reklam kampan-yası, merkezimizde bulunan server-lar üzerinden 3G bağlantısı ile araç üzerine yerleştirilecek led ekranlara yansıtılır. Kullanılan teknolojik altya-pı ile hızlı, güvenli ve etkili destek imkânı sağlamaktayız.

Led Box’a kimler reklam verebilir ve bu tür reklam vermenin avantajları nelerdir?Hayrettin Demirbilek:Tüm sektörler reklam verebilir. İnşaat, otomotiv, turistik restoranlar, AVM’lerdeki kam-panyalar, yerel yönetimler gibi pek çok alanda reklam bırakılabilir. Led Box’ta verilebilecek reklamla firma-lar, düşük bütçe ile yüksek etki ala-nı ve farkındalık yaratarak lokasyon bazlı gösterim imkânı sağlar. Açık hava reklamcılığında yaratıcı ve dik-kat çeken bu yenilik, araç sahipleri-ne ek gelir imkânı da sağlamaktadır.

Gelecekte Led Box’ı nasıl konumlan-dırıyorsunuz?Ali Ölçer: Pazarlama olarak Anadolu’da yaşamın olduğu yerlerde ve İzmir’de yaygın bir şekilde kulla-nılmasını sağlamak. AR-GE olarak beş yıl içerisinde Led Box’ın yerli seri üretimine geçirilmesini, ihracatı ya-pılan uluslararası bir marka olması-nı öngörüyoruz.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 76: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

74

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Gaziantep TEKNOPARK’ta faali-yet gösteren Seyf AR-GE, KOS-GEB desteğiyle başladığı ça-lışmasında, üretimi daha seri hâle getirip randımanı yükselt-meyi hedefliyor.

Seyfettin Bey projenize na-sıl başladınız, neden TEKNO-PARK’tasınız?Akademisyen olduğumuz için piyasanın, sanayinin faydala-nacağı AR-GE çalışmalarını ya-pabilme imkânı sağlayan daha doğrusu kapısını açan yerler, teknoparklar oluyor. Bu neden-le Gaziantep TEKNOPARK’tayım. 2011 yılında ilk AR-GE çalış-malarına başladım. Bu AR-GE çalışmam, KOSGEB desteğiyle otomatik ceviz kırma makine-siydi. Bu makinenin AR-GE’si tamamlandıktan sonra seri üretime geçemedik; ancak ma-kinenin iki adet satış işlemini gerçekleştik. Talebe göre şir-ketimiz, mühendislik alanında hizmet vermenin yanında ceviz kırma makinesi, antep fıstığı çıtlatma makinesi gibi otomas-yonu tamamlanmış ürünleri müşterilere satışa sunmakta. Gelecek dönem hedeflerimiz arasında, ceviz kırma makine-siyle ilgili yeni bir AR-GE ça-lışmasına önümüzdeki aylarda başlayacağız. Makinenin me-kanik aksamını yenileyeceğiz. Üretim maliyetini biraz daha düşürmek için çalışmalarımız sürüyor. Daha seri hâle getirip randımanı da yükselteceğiz.

Ceviz kırma makinesi konu-sunda biraz daha bilgilendirir misiniz?Ceviz, gıda ve kozmetik gibi

pek çok sektörde kullanılıyor. Cevizin kırma işlemi, ülkemiz genelinde insan gücü ile yapıl-makta. 2011 yılında bu makine-nin ilk AR-GE’sini yapanlarda-nız. Tabii zamanla makinenin muadilleri çıktı. Ancak bu ma-kinenin AR-GE çalışması hâlâ yaygın değil. Bilindiği gibi bahçeden toplanan cevizlerin dış yeşil kabuğu çıtlatıldıktan sonra kurutuluyor. Bu makine kurutulan cevizlerin kırılıp iç hâline getirilme işlemini görü-yor. Makinenin yapılmasında önemli olan randımanı. Yani ceviz kırdığı zaman içerisinde-ki kelebeği çıkarma oranı çok önemli. Bizim son yaptığımız makine, Ukrayna cevizlerinde %40, ABD-Şili Chandler cevizin-de ise %80 randımanla çalışı-yor. Yani kelebek ceviz çıkar-mak isteyen için ABD cevizleri, iç cevizi kırık isteyenler için ise Ukrayna cevizlerinin işlenme-sinde makinemiz avantajlı. Başka hangi projeleriniz ve ça-lışmalarınız var?Sıvıların içerisine katılan sıvıla-rı ölçme aleti ile ilgili başlata-cağımız bir AR-GE çalışmamız gündemde. Örneğin süt içerisi-ne katılan su oranı. İş güvenli-ği yaptığımız mandıranın talebi üzerine bu proje gelişti.

Başka eklemek istedikleriniz var mı?Gaziantep TEKNOPARK’ta proje geliştirmeye devam ediyoruz. Geliştirdiğimiz projeleri Gazian-tep ve Türkiye’deki yatırımcıla-rın hizmetine sunmaya devam edeceğiz.

DİSKLİ CEVİZ KIRMA MAKİNESİ GELİYOR

BAŞARI HİKâYELERİ

Gaziantep Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Otomotiv

Bölümünde öğretim görevlisi olarak görev

yapan Seyfettin Bozbaş, sanayinin faydalanacağı ceviz kırma makinesini

daha da geliştirmek için yoğun şekilde çalışıyor.

Page 77: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

75

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKAYELERİ

Page 78: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

76

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

armagen, ne zaman ve nasıl kurulmuştur? Bize kısaca tanıtabilir misi-niz?Prof. Dr. Muradiye Na-cak: Gaziantep Üniver-

sitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TEKNOPARK)’ta bulunan Farmagen

AR-GE Biyoteknolojileri Ltd. Şti (Far-magen İKU Merkezi), biyoyararla-nım/biyoeşdeğerlik çalışmalarını yapmak üzere, Ekim 2009 tarihin-de Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından onay-lanan bir kuruluştur. Farmagen, her iki yılda bir düzenli denetim

ve sertifikasyona tabi tutulmakta-dır. İyi klinik uygulamaları ve etik değerlere bağlı, gönüllü haklarına saygılı, gönüllü ve çalışan güvenli-ğini önemseyen, uluslararası kali-te standartlarında biyoyararlanım/biyoeşdeğerlik çalışmalarını yürüt-mekteyiz. Farmagen İKU Merkezi

İYİ KLİNİK UYGULAMALARI NEDİR?

Gaziantep TEKnOPARK’ta yerini alan Farmagen AR-GE Biyoteknoloji Ltd. Şti, Türkiye’deki sayılı İyi Klinik Uygulama Merkezleri arasında gösteriliyor. Gaziantep Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Muradiye nacak ve Farmagen İyi Klinik Uygulamaları (İKU) sorumlu yardımcısı araştırmacı Dr. İsmail Taner Ezgi ile Türkiye’deki Farmagen’i konuştuk, iyi klinik uygulamaları hakkında bilgi aldık.

F

Page 79: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

77

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m40 yatak kapasitesine sahip olup 15 personel ile hizmet vermektedir. Personelin tümü işe alım sürecinden itibaren çalışma prosedürleri, “iyi klinik uygulamaları” gibi konularda sürekli eğitim görmektedirler. Merke-zimiz, klinik üniteler, araştırma ilaç-larını saklama odası, arşiv, gönüllü bilgilendirme odası, muayene odası, acil müdahale odası, laboratuvar, kan alma ünitesi, depo ve ofislerden oluşmaktadır.

İyi klinik uygulamaları nedir? Kli-nik araştırmalar neden yapılır?Prof. Dr. Muradiye Nacak: Öncelikle klinik bir araştırma nedir bundan bahsedelim. Klinik araştırma, gönül-lüler ile yapılan ve belirli bir sağlık sorununun hakkında önceden be-lirlenmiş, cevabı bilinmeyen bir so-ruyu aydınlatmaya yönelik bilimsel bir araştırmadır. İyi Klinik Uygula-maları (İKU), elde edilen ve bildirilen sonuçların güvenilir ve doğru oldu-ğu, araştırma gönüllülerinin hakları, saygınlığı ve gizliliğinin korunduğu-na dair güven veren, klinik araştır-maların tasarımı, gerçekleştirilmesi, uygulanması, izlenmesi, denetlen-mesi, kaydedilmesi, analiz edilmesi ve raporlanmasına ilişkin standart anlamına geliyor. Ülkemizde yürü-tülen biyoyararlanım/biyoeşdeğerlik çalışmalarında temel alınan stan-dartlar diğer klinik araştırmalarda olduğu gibi Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkelerdekiler ile aynıdır. Klinik araştırma süreçleri, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından izne tabi olup sıkı bir şe-kilde denetlenmektedir. Biyoyararla-nım/biyoeşdeğerlik çalışmalarının protokolleri önce bağımsız etik ku-

ruldan onay, daha sonra Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK)’dan izin almak zorundadır. Merkezimizde

ancak bu onay ve izinden sonra ça-lışmalar başlamaktadır. Çalışmalar, bir farmakoloğun sorumluluğunda, pratisyen hekim, kalite kontrol birimi sorumlusu, hemşire, paramedik ve laborantın yer aldığı bir ekip tara-fından gerçekleştirilmektedir. Ayrıca destekleyicinin görevlendirdiği mo-nitörler tarafından da izlenmektedir. Klinik araştırmalarınıza katılan gö-nüllülerde olması gereken özellikler nelerdir?Dr. Taner Ezgi: Merkezimizde yapı-lan biyoyarlanım/biyoeşdeğerlik ça-lışmalarına 18–55 yaş arası sağlıklı erkek gönüllüler katılabilmektedir. Klinik araştırmaya katılım gönüllü-lük esasına dayanmaktadır ve birey serbest iradesiyle çalışmaya katıl-maya rıza (Bilgilendirilmiş Gönüllü Oluru) göstermektedir. “Bilgilendiril-miş Gönüllü Oluru”, bir bireye klinik çalışma hakkında verilen bilginin anlaşılması, birey tarafından değer-lendirilmesi ve sonrasında özgürce verilmiş bir karar sonucu alınan onaydır. Gönüllünün sağlığını tehli-keye sokabilecek istenmeyen etkiler yerel ve uluslararası sağlık otorite-leri tarafından izlenmekte, denetlen-mekte ve çalışmanın durdurulması da dâhil olmak üzere gerekli bütün önlemler alınmaktadır. Çalışma so-nunda, sağlıklı gönüllülerin çalışma günü kaybından doğan gelir azal-

BAŞARI HİKâYELERİ

Biyoyararlanım/biyoeşdeğerlik çalışmalarının protokolleri önce bağımsız etik kuruldan onay, daha sonra Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK)’dan izin almak zorundadır. Merkezimizde ancak bu onay ve izinden sonra çalışmalar başlamaktadır. Çalışmalar, bir farmakoloğun sorumluluğunda, pratisyen hekim, kalite kontrol birimi sorumlusu, hemşire, paramedik ve laborantın yer aldığı bir ekip tarafından gerçekleştirilmektedir.

Page 80: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

78

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

masını karşılamak üzere maddi bir ödeme yapılır. Ödemeler için konuyla ilgili yönetmelikler çerçevesinde etik kurul ve TİTCK’ten izin alınmaktadır. Çalışmaya katılmaya karar veren gönüllülerin sağlıklı olup olmadıkla-rı, fizik muayene, vücut fonksiyon-larını değerlendirmeye yönelik biyo-kimyasal, hematolojik, serolojik ve idrar testleri ile kalp fonksiyonlarını değerlendiren EKG sonuçlarına göre belirlenmektedir. Biyoyararlanım/biyoeşdeğerlik araş-tırmaları için sağlıklı gönüllülere uygulanan ilaçlar, halen piyasada tedavi amacı ile kullanılan ilaçla-rın muadilleridir (diğer adıyla je-nerik ilaç). Jenerik ilaçlar, patent ve veri koruma süresi bitmiş olan orijinal ilaç ile aynı etkin maddeyi, aynı miktarda ve aynı formülasyon şeklinde içerdiğinden, orijinal ilaçlar-la aynı etkililik, kalite ve güvenliğe sahiptirler. Daha uygun fiyatla pi-yasaya çıktıklarından, patent süresi dolan orijinal ilaçların fiyatlarının da düşmesine neden olarak ilaca ulaşı-mı kolaylaştırmakta, aynı zamanda sağlık bütçesinde önemli bir tasar-ruf sağlamaktadırlar. Fakat jenerik ilaçların TİTCK’ten ruhsat almaları için orijinal ilaçla eşdeğer olduğunu kanıtlanması gerekmektedir. Biyo-yararlanım/biyoeşdeğerlik araştır-

maları sonucunda jenerik ilaç ile orijinal ilacın kan konsantrasyonları ve bunların vücuttan atılma süreleri karşılaştırılmaktadır. Çıkan sonuca göre jenerik ürün ruhsat alabilmek-tedir.

Kurulduğunuz günden bu yana kaç klinik çalışma yapıldı? Katılan gö-nüllü sayısı nedir? Türkiye’deki di-ğer uygulama merkezleri ile ilgili de bilgi verebilir misiniz?Dr. Taner Ezgi: Merkezimizde 2009 yılından beri 177 klinik çalışma ta-mamlanmış ve bu çalışmalara yak-laşık 2500 gönüllü katılmıştır.Türkiye’de biyoyararlanım/biyoeşde-

ğerlik çalışmaları Farmagen AR-GE Biyoteknolojileri Ltd. Şti (Farmagen İKU Merkezi) dışında, Erciyes Üni-versitesi Tıp Fakültesi Hakan Çetin-kaya İKU Merkezi (DEKAM) ve Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Far-makokinetik Araştırma-Uygulama Merkezi (ARGEFAR)’nde yapılmak-tadır. Bir ülkede biyoeşdeğerlik çalışma-larının fazla yapılması, sağlık büt-çesinde ilaca ayrılan payın azal-masına katkı sağlamaktadır. Ayrıca dünya pazarına ilaç ihracatının da yolu açılmış olmaktadır.

BAŞARI HİKâYELERİ

jenerik ilaçların TİTCK’ten ruhsat almaları için orijinal ilaçla eşdeğer olduğunu kanıtlanması gerekmektedir. Biyoyararlanım/biyoeşdeğerlik araştırmaları sonucunda jenerik ilaç ile orijinal ilacın kan konsantrasyonları ve bunların vücuttan atılma süreleri karşılaştırılmaktadır. Çıkan sonuca göre jenerik ürün ruhsat alabilmektedir.

Page 81: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

79

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKAYELERİ

Page 82: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

80

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bilkent Üniversitesinden Bilgisayar Mühendisi olarak mezun oldum. Yük-sek lisansımı Amerika’da Worcester Polytechnic Institute’de yaptım, ar-dından Connecticut Üniversitesinde doktora çalışmalarımı tamamladım. Daha sonra Singapur’da iki sene postdoktora yaptım. Postdoktora yurt dışında özellikle ABD ve Avrupa’da çok yaygın olan doktora sonrası ça-lışma pozisyonu anlamına geliyor. Yurt dışında laboratuvar ortamların-da ve ileri akademik konularda yetiş-

miş eleman ihtiyacı çok fazla oluyor. Postdoktora araştırmacısı doktorasını almış, alanında bilgi birikimi olan ki-şiler olduğu için üniversite ve araş-tırma merkezlerinin ihtiyaç duydu-ğu yeteneklerdeki eleman ihtiyacını karşılayabilmektedir. Özetle, ABD’den 2009’da doktoramı tamamladıktan sonra Singapur’da 2011’e kadar bil-gisayar biliminde postdoktora ça-lışmam oldu. 2011 yılından bu yana Zirve Üniversitesinde Bilgisayar Mü-hendisliği Bölümünde Yrd. Doç. Dr. olarak görev yapıyorum. Aynı zaman-

da Mühendislik Fakültesinde dekan yardımcısıyım.

Gaziantep TEKNOPARK’ta yer alma nedeniniz nedir?Yurt dışından dönmeye karar verince araştırma odaklı biriyseniz, “Ülkem-de ne yaparsam bu bilgimi faydaya çevirebilirim?” diye düşünüyorsunuz. Teorik bilgilerimi pratiğe çevirmek için Gaziantep TEKNOPARK’ta yer almaya karar verdim. Şirketimizi, TEKNOPARK’ta Bilgisayar Mühendis-liği Bölümünde öğretim üyesi arka-

Uzun soluklu projelere imza atıyorlar

Sanayide verimliliği artıracak yazılımlar geliştirebiliriz

İki arkadaşıyla birlikte kurduğu AcadSoft Yazılım firması ile

TEKnOPARK’ta faaliyet göstermeye başlayan Bilgisayar Mühendisi Serdar Pehlivanoğlu,

akademik çalışmalarını TÜBİTAK desteğiyle

sürdürdüklerini ve örnek teşkil

edebilecek pek çok başarılı projeye imza

attıklarını söyledi. En güncel teknolojiyi

kullandıklarını belirten Pehlivanoğlu,

şirketlerde verimliliği artırmak

için sanayicilere yazılım desteği

verebileceklerini kaydetti.

BAŞARI HİKâYELERİ

BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ SerDar PehliVanoğlu

Page 83: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

81

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mdaşım Mehmet Ercan Nergiz ve Arş. Gör. Ufuk Özkanlı ile birlikte üç kurucu ortak olarak kurduk.

Devam eden çalışmalarınız ve projeleriniz nelerdir?Yazılımla ilgili şeyler, Gaziantep TEKNOPARK’ta AR-GE kapsamında değerlendiriliyor diye biliyorum. Re-alist olmak gerekiyor. Şirket kurma-mızın ve Gaziantep TEKNOPARK’ta yer almamızın nedenlerine gelince, piya-sanın ihtiyacına yönelik start up pro-jelerimizle, uzun soluklu devam eden AR-GE projelerimiz var. TEKNOPARK’ta ilk kuruluş projemiz Ercan hocamla birlikte kriptoloji, güvenlik ve mahre-miyet üzerine bir TÜBİTAK projesi… Er-can hocam, kriptoloji ve mahremiyet konusunda çalışıyor. Ben ise kripto-loji ve güvenlik üzerine çalışıyorum. Örnek vermek gerekirse bankadaki hesabınıza ait bilgi mahrem bir bilgi-dir. Hastanedeki bilgi hastanın kişisel şahsi bilgisi olmakla beraber, hasta-nedeki bu bilgi aynı zamanda istatis-tiki bilgidir. Hatta bu bilgi devlet ku-rumlarıyla bir nebze paylaşılabilir ve faydaya çevrilebilir. Fakat paylaşırken de hastanın mahremiyetini gözetmek gerekiyor. İşte bu ikilemi kriptografi-nin teknikleriyle aşıyorsunuz. Elbette bilginin mahremiyetinin korunması noktasında hemfikir isek, bu konuda ülkemizde yeterli farkındalığın oldu-ğunu söylemek çok zor. Kriptolojiyi biraz açar mısınız? TÜBİTAK projeniz nasıl oluştu?Kriptoloji çok geniş bir alan, dilerseniz kendi doktora tezim üzerinden örnek vereyim: günümüzde içerikler dijital olarak üretiliyor ve dijital olarak dağı-tımı yapılıyor. Dijital verinin kopyalan-ması da kolaylaşmış oluyor. Hukuksal korumanın yanında kriptografik tek-nikler ile de verinin şifreli bir şekil-de saklanması, telif hakkı korunarak dağıtımı vesaire de önem kazanıyor. Ercan hocanın mahremiyet konulu çalışmalarıyla şahsımın kriptografik teknikler üzerine yaptığım çalışmalar-da buluştuğumuz noktada TÜBİTAK projemiz ortaya çıktı.

TÜBİTAK projenizi biraz açar mısınız?Projemiz, iki yıllık, TÜBİTAK ARDEB 1001 projesi. Özgün değeri olan bir akademik çalışma yaptık. Proje baş-lığımız, “Paylaşımlı Verilerde ‘K’ıncı Sıralı Elemanın Güvenli Bir Şekilde

Hesaplanması ve Uygulamaları”. Pro-jenin ana konusu ise kriptonun çoklu güvenli hesaplama alanları. Örneğin hastanelerde bir data var. İstatistikî veri üretmek isteniyor. Ancak mah-remiyet ana kaygılardan biriyse hastanelerin verilerini birbirleriyle paylaşmamaları gerekiyor. Yani ve-rilerin birleştirilmesi ve o verilerden istatistikî veri çıkarılması için kripto (saklı-şifreli yazı) olayı devreye giriyor. Kripto çalışmalarının en temel özel-liği herhangi bir güvenilir partinin olmadığı varsayımıdır. Zaten güven-li parti var ise “kriptografi çalışma-sı” na ihtiyaç duymanıza gerek yok demektir. Dolayısıyla -verileri güvenli bir parti olmaksızın- birleştirilmesin-den bir çıktı meydana geliyor; ancak hiçbir hastane diğer hastanenin ve-risi hakkında ekstra bir bilgiye sahip olmuyor. Datalar birbirlerine verilirken

şifreli paylaşılıyor. Bu güvenli bir şe-kilde çoklu parti hesaplama oluyor. Bilindiği üzere, bilgi teknolojisinde varılan nokta, her şey dijitalleşiyor. Bulut hesaplama, bulut depolama kavramları var. Artık insanlar kendi verilerini kendi sunucularında tutmak istemiyor. Amazon, Windows Azure gibi uluslararası ölçekte firmalar da bu tür hizmetleri sunuyorlar. Geri dö-nüşü olmayacak şekilde artık trend, verilerin bu tür yerlerde saklanması ve bu tür yerlerde işlem yapılmasına doğru gitmekte. Dolayısıyla mahre-miyet ve güvenli hesaplama, günü-müzde çok önemli bir konu olup ön plana çıkmakta. Tam da bu noktada piyasanın ihtiyacı olan mahremiyeti koruyan protokollerin mobil ve tekno-loji anlamında yazılımlara dökülme-sini sağlamayı düşünüyoruz. Böylece yazılım firmamız olarak teorik çalış-malarımız üzerinden know-how da geliştirmiş olacağız.

Gaziantep sanayiinin ne tür ihtiyaçlarına cevap verebilirsiniz?Yazılım şirketiyiz.. Sanayideki herhan-gi bir firmanın bilgi teknolojisi sürecini kolaylaştıracak yazılımlar üretebiliriz. Şirketler, verimliliklerini artırmak için artık yazılımlara yöneliyorlar. Yaptığı-mız yazılım sıradan değil verimliliği ve siber güvenliği yüksek yazılımlar. Bir yazılım şirketi olarak talep edilen sektöre mevcut kaynaklarımızın el-verdiği ölçüde herhangi bir bilgi işlem sürecini kolaylaştıracak yazılımlar ya-pabiliyoruz. Dünyadaki trendleri takip ettiğimiz için en güncel teknolojileri kullanıyoruz.

Hastanedeki bilgi hastanın kişisel şahsi bilgisi olmakla beraber, hastanedeki bu bilgi aynı zamanda istatistiki bilgidir. Hatta bu bilgi devlet kurumlarıyla bir nebze paylaşılabilir ve faydaya çevrilebilir. Fakat paylaşırken de hastanın mahremiyetini gözetmek gerekiyor. İşte bu ikilemi kriptografinin teknikleriyle aşıyorsunuz.

BAŞARI HİKâYELERİ

Page 84: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

82

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Sentetik İplik Makineleri Tasarım, İma-lat ve Otomasyonu alanında çalışan ve akademisyen kimliği ile de tanınan USLAN ARGE İç ve Dış Ticaret Genel Müdürü Dr. Fatma Uskaner, Gaziantep, hatta Türkiye’de AR-GE yapan öncü kuruluşlardan biri olmasının sırrını TargeT dergisi okuyucuları ile paylaştı.Uskaner, “Pek çok AR-GE projelerimiz

var. Firmamızı ilerletmek adına dün-yadaki gelişmeleri takip ediyoruz. Yurt dışında gelişmiş bir pazarlama alt-yapımız var. Bu nedenle piyasadaki olumsuz gelişmelere rağmen hedefler belirleyebiliyoruz. Gaziantep Sanayi Odasının TÜBİTAK AR-GE ödül kate-gorisinde ödül aldık. “Ödülü Pet Şişe Kırıklarından Polyester FDY İplik Üre-

tim Makinesi” projemiz ile almaya hak kazandık.” diyerek, başarının ipuçlarını verdi.

Kendinizi nasıl tarif edersiniz?Okumaya âşık bir insan olarak ken-dimi tanımlayabilirim. 4 yaşında ba-bamın aldığı resimli kitaplarla başladı bu sevgi. Halen gece-gündüz okumak ve gündemi takip etmek en vazgeçe-mediğim alışkanlığımdır. Ortaokul dö-nemi 12 Eylül 1980 öncesi çalkantılı bir dönemdi. Pek çok aile can güvenliğin-den dolayı çocuklarını okula gönder-mek istemiyordu. Okumak istiyordum ve okumak için önüme farklı şekilde çıkan engelleri aşmaya çalıştım. Bü-yük mücadeleler sonunda Gaziantep Kız Meslek Lisesinden dereceyle me-

BAŞARI HİKâYELERİ

PET ŞİŞELERDEN İPLİK MAKİNELERİ ÜRETTİLER

Gaziantep TEKnOPARK merkezli OSB’de yerleşik, Sentetik İplik Makineleri Tasarım, İmalat ve Otomasyonu alanında faaliyet gösteren USLAn ARGE İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. Üniversite-Sanayi işbirliğini başarıyla uygulayan firmalar arasında yer alıyor.

Page 85: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

83

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

zun olup, ODTÜ Makine Mühendisliğini kazandım ve 1988 yılında bu bölüm-den mezun oldum. Eşim Yusuf Azrail Uskaner üniversiteden bölüm arkada-şım. Adını ilk gördüğümde, “Bu Azrail de kimmiş?” dediğim kişiyle mezun olduğumuzda evlenme kararı aldık. Adana ve Antep’teki ailelerimizin rıza-sını almak zordu, ama başardık. Her ikimiz de bölümde araştırma görevlisi olarak kaldık. Daha sonra yüksek li-sans, doktoralı günlerin ardından, evli-lik, çocuk, kariyer derken AR-GE’li yıllar başladı. Zor günlerdi ama güzeldi.

AR-GE’li yıllar nasıl başladı?O dönemlerde ilk AR-GE çalışmam, üniversitenin bir numaralı araştırma fonu projesi olan ve Yüksek lisansımı destekleyen proje idi. Model bir rüzgâr tüneli yapmıştım. Daha sonraki doktora çalışmalarımız da Araştırma Fonu ve Tübitak-Misag destekli idi. Bu destek-lerle yaptığımız çalışmalarla yoklukta fark yaratmaya çalışıyor, üniversitenin laboratuvarında sabahlıyorduk. Eşim Motor Meslek Lisesinden mezun oldu-ğu için çok pratik düşünen, sanayiye ve üretime yatkın birisi idi. Biliyorsunuz Gaziantep fıstık kenti. Fıstıklar öncelikle gece ıslatılır, sonra taşın altında kırmı-zı kabuklarından soyulurdu. Çok zah-metle üretilen bu fıstıkların aflatoksin oranı yüksekti. Fıstık üreticileri, müşte-rilerinden şikâyet alıyordu. O zamanlar Güneydoğubirlik’ten üniversitemizin Kurucu Dekanı Prof. Dr. Ömer Göksel hocamıza yardımcı olması rica edil-mişti. İlk çıkış noktası bu idi. Ekip ola-rak eşim ve ben kendisinin asistanları idik. Sonunda 1993’te “Kırmızı Kabuklu Kuru Antep Fıstığı Soyma Makinesi”ni yaptık. 1996 yılında TÜBİTAK-TİDEB ve TTGV, Üniversite-Sanayi İşbirliği için, hedeflerindeki il Gaziantep’e çıkarma yapmışlardı. Bu çıkarma sonucunda Gaziantep’teki sanayicilerle Üniversi-tedeki hocaları sanayi projeleri için eşleştirdiler ve bize verilen görev ile proje odaklı çalışmaya başladık. 1 yıl sonunda kimsenin çalışacağına ihti-mal vermediği, projemizin ürünü ma-kine çalışmıştı. Projemiz “Polipropilen Halı İpliği Üretim Makina’sına, 1998 yılı TÜBİTAK-TTGV-TÜSİAD Teknoloji ba-şarı ödülü verildi. Aynı Proje GSO ve GAGİAD‘dan da ödüller aldı. Eşim Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner’e teknolojiye yap-tığı katkılardan dolayı ODTÜ PARLAR VAKFI tarafından Teknoloji Teşvik Ödü-lü verildi. Türkiye’de ilk defa sentetik

iplik makinası üretimi yapılması bü-yük yankı getirmişti. Üniversite desteği ile yapılan bu proje üniversite-sanayi işbirliği için de model olmuştu. Bu ça-lışmaların ardından Doç Dr. Yusuf A. Uskaner, üniversiteden ayrılıp, projenin yapıldığı firmaya ortak olarak, proje-nin ticarileşmesi ve yeni tasarımlar üzerine yoğunlaştı. Şu an işletmemiz-de gördüğünüz makinaların ilk versi-yonları diyebilirim. Bu süreçten sonra eşim, Doç. Dr. Yu-suf Azrail Uskaner üniversiteden ay-rılıp özel sektörde çalışmalara devam ederken, ben de Tekstil Mühendisliği

Bölümüne geçerek, çalışmalarımı Sentetik İplik Üretimi, Nonwoven, Tek-nik Tekstiller üzerine yoğunlaştırdım. Emekliliğim yaklaşmış, çocuklarım büyümüştü. 2009 yılında GAZİANTEP TEKNOPARK’ta USLAN ARGE’yi kurdum. USLAN arge, mühendislik, danışman-lık, imalat, ithalat, ihracat ve ticaret şirketidir. Bir taraftan tasarımlarımızı yapıyor ve aklımızda olan projeleri-mizi gerçekleştirmeye çalışıyor, diğer taraftan da hep düşüne geldiğimiz TÜBİTAK projelerini hayata geçirmeye çalışıyorduk. 1990’ların sonunda Polip-ropilen Halı İpliği Üretim Makinesi pro-jesi ile başlayan sevdamız, USLAN AR-

Projemiz “Polipropilen Halı İpliği Üretim Makinasına, 1998 yılı TÜBİTAK-TTGV-TÜSİAD Teknoloji başarı ödülü verildi. Aynı Proje GSO ve GAGİAD‘dan da ödüller aldı. Eşim Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner’e teknolojiye yaptığı katkılardan dolayı ODTÜ PARLAR VAKFI tarafından Teknoloji Teşvik Ödülü verildi. Türkiye’de ilk defa sentetik iplik makinası üretimi yapılması büyük yankı getirmişti. Üniversite desteği ile yapılan bu proje üniversite-sanayi işbirliği için de model olmuştu.

Page 86: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

84

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

GE İç ve Dış Tic. Ltd. Şti çatısı altında, Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun Sentetik Tekstil Makinaları Üretim Merkezi olma hedefiyle devam etti. Aynı zamanda yeni modellerimizin makinelerini sat-maya başlamıştık. 2012 yılında Uslan üretim faaliyetine başlayıp, 1. Org. San. Böl. USLAN ARGE LAB. nı kurunca, Ga-ziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisli-ğinden emekli olup, şirket yönetimini tam zamanlı sürdürmeye başladım. Kuruluşumuzdan beri düşündüğümüz ve ön çalışmalarını yaptığımız projele-rimizi hayata geçirmeye başladık. Şu ana kadar USLAN’ın ARGE ekibi dört adet TÜBİTAK-TEYDEB Ar-Ge projesini başarıyla tamamlamıştır. Bu projeler-den 3’ü yeni, ekonomik ve ergonomik, çevreye duyarlı, sentetik iplik makinası modellerimizdir. Çok yankı uyandıran ve sektörde beklenen “Pet Şişe Kırıkla-rından Sentetik İplik Üretim Makinası” projemizi 2014 yılının Temmuz ayında hayata geçirdik.

Pet şişelerden iplik üretimi projenizi fikrinizin çıkış noktasını ve projenin başarılma sürecini detaylandırabilir misiniz?Her gün kullandığımız pek çok ürün, plastikten yapılıyor. Hafif ve dayanık-lı olması, üretiminin pek çok malze-meden daha dayanıklı olması, kolay ve işlenebilir olması plastiğin giderek

daha fazla tüketilmesinin başlıca ne-denlerinden biri. Bu nedenle en çok ambalaj sanayiinde olmak üzere, otomotiv sanayiinden ev eşyaları üre-timine kadar başka pek çok alanda plastik malzemeler kullanılıyor. Ancak

günlük yaşamda çok sık kullandığı-mız plastik malzemeler, atık hâline geldiklerinde başa çıkılması güç so-runlara neden olabiliyor. Plastik mal-zemeler, ham petrol, doğal gaz ve kömür gibi yenilenemeyen enerji kay-naklarından elde ediliyor. Bu da enerji kaynaklarının giderek azalmasında rol oynuyor. Ayrıca plastikler morötesi ışınlara ve doğadaki bakterilere karşı dayanıklı olduklarından doğada yok olma süreleri uzun. Bu nedenle plastik malzemelerin geri dönüşümü giderek daha fazla önem kazanıyor. Plastiğin geri dönüşümü sanayi kuruluşların-dan ve evsel atıklardan çıkan plastik malzemelerin çeşitli fiziksel ve kim-yasal işlemlerden geçirildikten sonra ikinci bir hammadde olarak üretim sürecine sokulması anlamına geliyor. Hammaddesi polyester, polipropilen, polyamid olan, çevre kirliliği yaratan ve doğada yok olma süreleri uzun, bu geri dönüşüm hammaddelerinin sen-tetik iplik ve elyaf sektöründe kullanıl-ması projelerimiz, çevreye, ekonomiye, atık ve tekstil sektörlerine sağlayacağı katkılar yönünden oldukça önemliydi. Bu projemizden önce Polyester El-yaf Makineleri yaptık. Polyester Elyaf Makinesi’ni yaptığımız dönemlerde “Pet şişe kırıklarını kullanabilir miyiz?” düşüncesi vardı. Polyester Elyaf Maki-nesi üretimini başardıktan sonra iplik yapılması için, hammaddenin temiz olması, pet şişe kırıklarının yabancı maddelerden ayrışması gerekiyordu. Uzun süredir düşündüğümüz Pet şişe kırıklarından FDY iplik üretimi proje-mizi; üretim ortamı, finansman altya-pımız ve piyasada uygun temizlikte arındırılmış hammadde temini ger-çekleşince, 2013 yılında başlattık. Tasa-rımları başlangıcından biraz öncesine dayanan bu projemiz 2014 yılı Tem-muz ayında, 9 aylık bir süreç sonun-da başarılı ile tamamlandı. Polyester FYD iplik, piyasada tam çekimli düz iplik olarak biliniyor. Tekstil sektörün-de dokuma kumaş, dikiş ipliği imala-tı, döşemelik kumaş ve perde imalatı gibi alanlarda kullanılabiliyor. TÜBİTAK desteği ile yürüttüğümüz AR-GE pro-jesi sonucunda geliştirdiğimiz prototip makinanın deneme çalışmalarından sonra Mısır ve Suudi Arabistan’da bu-lunan bazı firmalara satışlarını ger-çekleştirdik.

Makine imalatçıları sektörü en çok neyi tartışıyor?

Plastik malzemeler, ham petrol, doğal gaz ve kömür gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarından elde ediliyor. Bu da enerji kaynaklarının giderek azalmasında rol oynuyor. Ayrıca plastikler morötesi ışınlara ve doğadaki bakterilere karşı dayanıklı olduklarından doğada yok olma süreleri uzun. Bu nedenle plastik malzemelerin geri dönüşümü giderek daha fazla önem kazanıyor.

Page 87: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

85

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

Makine için çeşitli destekler var; fakat bu destekler yeterli değil. Yerli üretimin desteklenmesi ve özendirilmesi için daha fazla imkânlar sunulmalı. Örne-ğin biz bu projenin ürünü olan ma-kina için TÜBİTAK-TEYDEB’den destek aldık ve makinayı ürettik. Bu makina-ların ticarileşmesi aşamasında, yurt-dışı ile rekabet edebilmek ve makina tedarikçilerimize yerli makina alışlarını özendirmek için bazı teşviklerin oluş-turulması gerekir. Sanayicimiz yurtdı-şından aldığı makinayı 10 yıl vadeli alıp, finansmanının önemli bir kısmını aldığı makinanın kazancı ile sağlıyor-sa, benzer bir teşvikin yerli makina satışlarında da sağlanması gerekiyor. İşte bu noktada yerli makina üretici-sinin de tedarikçisinin de finansman probleminin çözülmesi gerekiyor. Baş-ka türlü yerli teknolojimizi yerleştir-mek ve yaygınlaştırmak zordur. Artık ülkemizde de pek çok alanda kaliteli, teknolojik makinalar üretiliyor. Makina sektörünün bir başka önemli sorunu-nun kalifiye eleman sorunu olduğunu da söyleyebilirim.

Akademisyen kökenli biri olarak “üni-versite-sanayi işbirliği” için neler söy-lemek istersiniz?Sanayiciler için kâğıt üzerindeki do-neler, ne kadar ulaşılmaz şey olursa olsun, projenin hazırlanması ve ba-şarılması hayata geçmediği ve tica-rileşmediği sürece önemli değil. Aka-demisyen için ise bilimsel altyapısı olmayan projeler, anlam ifade etmi-yor. Bu ortak dili yakalamak gereki-yor. Tasarımsız üretim olmaz. Teknoloji ve yenilik getirmek istiyorsak bunun bilimsel altyapısının da pratiğinin de olması gerekiyor. Pratikte bizim ima-latçılara, ustalara, yetenekli insanlara ihtiyacımız var. Ama bunun yanında tasarlayabilen, üretebilen, hayal edebi-len ve hayal ettiği şeyi çalıştırabilen beyinlere, mühendislere de ihtiyacımız

var. Teknik anlamda bu ortak noktayı yakalamamız lazım. Bu ortak noktayı neden yakalayamıyoruz. Devlet politi-kası akademisyene, “Akademik yayın yapacaksınız, makale yazacaksınız, doçentliğiniz profesörlüğünüz buna bağlı” diyor. Akademik kariyer olu-şumu bu şekilde yönlendiriliyor. Bir patent, endüstriyel tasarım, TÜBİTAK projesi yapmaya, hayata geçmiş so-mut bir ürün yapmaya önem ver-mek yerine hocalarımızı üniversiteye kapatıp yayın yapmaya odaklıyoruz. Sanayici ise son teknolojik ürününü kredi ile alıyor. “Bunu on senede öde-rim. İthalatımı ve ihracatımı yaparım ve o şekilde yoluma devam ederim.” diye düşünüyor. Sanayici için önemli olan zaman ve bu zamanda ne kadar para kazandığı. ARGE için uzun süreç-ler, birkaç yılda bitirilen bir makine, sanayici için çok da anlam ifade et-miyor. Kısaca bu işbirliğinin gerçekleş-

mesi için sanayici ve akademisyenin birikimlerinin bir araya getirilip ortak dili konuşması gerekiyor.

Teknoparklar için neler söyleyebilirsi-niz? TargeT’in çalışmalarından habe-riniz var mı?Yeni başlayan girişimcilere öncülük ettiğinizden haberim var. Girişimcilere önayak olmak önemli. Fakat bizim böl-gelerimizde senelerin sanayicileri var. Çok büyük firmalarımız var. Bu büyük firmaları üniversitemizdeki hocalar ile buluşturup, bir sinerji yaratılması, or-tak çalışmalar yapılması gerekir, diye düşünüyorum. TEKNOPARK’ın kurul-ması için çok çok mücadeleler verildi. Umarım üniversite-sanayi işbirliğine örnek olacak bir TEKNOPARK’ımız olur. Bu işbirliği çok daha ileri seviyelere gider.

Üniversiteden akademisyen olarak, emekli olan bir hoca olarak, gençle-ri yenilikçi düşünmeye teşvik etmek için tavsiyeleriniz nelerdir?Gençlerin her şeyden önce bir hedef-lerinin olması, ne olmak istediklerine karar vermeleri lazım ve hedefleri için çalışmaları gerekiyor. Makul ve man-tıklı ölçülerde olduğu sürece isteyince yapılamayacak şey yok aslında. Ba-şarının yarısı karar vermek ve hedef belirlemektir. Tabii ondan sonra da imkânlar yaratmaktır. Altyapılarını buna göre hazırlamaları gerekiyor.

Tasarımsız üretim olmaz. Teknoloji ve yenilik getirmek istiyorsak bunun bilimsel altyapısının da pratiğinin de olması gerekiyor. Pratikte bizim imalatçılara, ustalara, yetenekli insanlara ihtiyacımız var. Ama bunun yanında tasarlayabilen, üretebilen, hayal edebilen ve hayal ettiği şeyi çalıştırabilen beyinlere, mühendislere de ihtiyacımız var. Teknik anlamda bu ortak noktayı yakalamamız lazım.

Page 88: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

86

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

TEKNOPARK’TAKİ YILLARIMIZ ATILIM

DÖNEMİ OLDU

BELSOFT’UN KURUCUSU YunuS Kartal

unus Bey, BELSOFT Bili-şim Sistemlerinin neler yaptığından ve kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Gaziantepliyim. Çukurova Üniver-sitesi Bilgisayar Programcılığı ve Harran Üniversitesi Çevre Mühen-disliği Bölümlerini bitirdim. Urfa’da iken Adana menşeli bir bilgisayar firmasının işlerini Urfa’da yapı-yordum. 1999 yılında üniversitede okurken şirketi kurdum. Bilgisayar alanında faaliyet gösteren firmam-

da alım satım işlerini yapıyordum. İlk olarak Urfa’da Belediye Otomas-yon Sistemlerini kurmakla işe baş-ladım. Şu an 4 sektörde firmam bulunmakta. Çevre, enerji, yazı-lım, inşaat sektörlerinde faaliyet göstermekteyiz. Örneğin Gaziantep Üniversitesinin havuzunun arıtma işini, bünyemizde faaliyet gösteren şirket yaptı.

Gaziantep ve Gaziantep TEKNOPARK’a geliş hikâyenizden biraz bahseder misiniz?

2006 yılında BELSOFT Bilişim Sis-temleri firmasını kurdum. Şu an BELSOFT Bilişim Sistemleri olarak yazılım kısmı ve eğitiminde 15 çalışanımız bulunmakta. 2008 yı-lında Gaziantep TEKNOPARK’a ilk geçen kiracılardan biri BELSOFT Bilişim’dir. O zamanlar pek çok fir-ma gelip tabelasını astı; ancak fa-aliyet gösteremedi. BELSOFT Bilişim olarak Gaziantep TEKNOPARK’ın başlangıcından beri iş yapan fir-malardan bir tanesiyiz. Gaziantep TEKNOPARK’a geçince yazılım işle-rine başladık. Firma olarak atılım yaptığımız yer TEKNOPARK oldu. Belediyenin tüm işlemlerini, bilgi-sayar ortamına aktarıyorduk. Em-lak, su gibi belediyenin tüm gelir ve giderlerinin yazılım programla-rını yaptık.

Şu an ticarileşen yazılım programlarınız nelerdir?Belediye Otomasyon Sistemleri, Su Abone Yönetim Sistemi, Araç Ta-kip Sistemleri, Parkomat Sistemleri, Mezarlık Bilgi Sistemleri, Elektronik Belge Yönetimi, Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemlerini sayabiliriz.Örneğin Elektronik Belge Yöne-tim Sistemleri kullanılan yönetim

2006 yılında kurulan BELSOFT Bilişim Sistemleri, Gaziantep TEKnOPARK’ın ilk firmalarından birisi olma özelliğini taşıyor. Şirketin kurucusu Yunus Kartal, yerel yönetimlere, üniversitelere ve diğer şirketlere yaptıkları işlerin önemli

kolaylıklar getirdiğini belirtirken TEKnOPARK’ta yer almanın kendilerine önemli kazanımlar sağladığını açıkladı.

Y

Page 89: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

87

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BAŞARI HİKâYELERİ

programında, resmi kurumlarda, artık bilgiler, bilgisayar ortamın-da olacak ve dijital imza atılacak. Yani “e-imza” olayı olacak. Bu ara-da şu ek bilgiyi de aktarmak is-terim; “KEP”(Kurumsal Elektronik Posta) çıktı. Artık kurumlar arası haberleşme, mailleşme ile olacak. İkametgâh adresine gelen bilgi-ler, resmî mail adresine gidecek. Tapu Kadastro Bilgi Sistemleri için de şunu belirteyim: Tapu, bilgileri-ni kurumlara açtı. Şifresi alındığı zaman, tapudan bilgilerin sorgula-masını yapabiliyoruz. Ayrıca emlak programları ile entegre edebiliyo-ruz.

Belediye Otomasyon Sistemleri yazılım programınızı biraz açar mısınız?Kilis ve Urfa merkez, Gaziantep’in ilçeleri, Adana, Mersin gibi Gelibolu’dan Hakkâri Yüksekova’ya kadar Türkiye’de 90 noktada hiz-met vermekteyiz. Tüm yazılım sis-temlerimiz için konuşursak Türkiye geneli yaklaşık toplam 150 noktaya ulaşıyoruz. Belediye Otomasyon Sis-teminde pek çok belediyenin işleri, dolayısıyla vatandaşın da işleri ko-laylaşıyor.

Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir?Büyük belediyeler ile çalışmaya başladık ve bunların sayısını ar-tırmayı planlıyoruz. Türkiye’de tek diyebileceğimiz su ve kanalizasyon işleriyle ilgili bir otomasyon geliştir-dik. Türkiye’de su tahsilat otomas-yon sistemi yapan yazılım firmala-rı mevcut; ancak belediyenin su ve kanalizasyon işlerinin dış birimleri var. Bunlar: kanalizasyon, abone sistemleri ve su şebekesi. Bu üç bi-rim kendi içerisinde yazışmaktadır. Biz BELSOFT Bilişim olarak bunla-rı süreç yönetimine aldık. Abone, başvurusunu yaptığı anda bir iç yönerge bulunmakta. Biz bu iç yö-nergeyi direkt tasarlayabiliyoruz. Yani her belediyenin farklı yöner-gesi olabilir. Biz ona göre programı değiştirebiliyoruz. Bunun dışında Çevre Bakanlığının gemilerin atık sularıyla ilgili bir projesi var. Bu projeye başlamakla ilgili bir konu,

gündemimizde. Kısaca bilgisayar ve çevreyle ilgili entegre pek çok proje yapabiliyoruz. Güç kaynağı dağıtım, çevre ve arıtma işlerimiz var. Bu konuların tümünde projeler yapmaya devam edeceğiz.

Teknoloji geliştirme bölgeleri, teknoparklar ve girişimcilikle ilgili düşünceleriniz nelerdir?Teknoparkların, kiracı firmaların fonlanması anlamında biraz daha yoğunlaşmaları gerekiyor. Ancak her koşulda teknopark ve teknolo-ji geliştirme bölgelerinin ARGE ve inovasyona dair bir sinerji ortam-

ları mevcut. BELSOFT firması ola-rak “yazılım” konusunda yaptığımız atılım, Gaziantep TEKNOPARK’ta gerçekleşti. Girişimcilikle ilgili ise şunları söyleyebilirim: Okurken şir-ket kuran biri olarak, gençler işten kaçmasınlar ve iş ayrımı yapma-sınlar diye, tavsiyede bulunabilirim. Her öğrendikleri bilgi kendi heybe-lerine doluyor.

Son olarak neler söylemek istersiniz?İnsanları teknoloji ile tanıştıran dost bir firmayız. Teknolojik gelişmeleri, stratejileri ve mühendisliğin en iyi pratiklerini kullanarak yazılım çö-zümleri geliştiren dinamik, yenilikçi bir teknoloji şirketiyiz. İnsanların iş-lerini kolaylaştıran, teknoloji odaklı projeler üretmeye devam edeceğiz.

Türkiye’de 90 noktada hizmet vermekteyiz. Tüm yazılım sistemlerimiz için konuşursak Türkiye geneli yaklaşık toplam 150 noktaya ulaşıyoruz. Belediye Otomasyon Sisteminde pek çok belediyenin işleri, dolayısıyla vatandaşın da işleri kolaylaşıyor.

Page 90: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

88

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ÜNİV. - SAN. İŞBİRLİĞİ

“Üretimin temeli bilim…”ELİT PARK MAKİNE YETKİLİSİ MAKİNE MÜHENDİSİ SeYit toPraK

niversite-sanayi işbirli-ğinin önemine değinen Toprak, üniversite ile sanayiciler arasında ya-pılacak yasal protokol çalışmalarının üniversi-

te-sanayi işbirliğinin oluşmasına katkı sağlayacağını ifade etti.

Kısaca kendinizden ve Elit Park firmasından bahseder misiniz?Gaziantepliyim. Hem İzmir’de hem de Gaziantep’te ikamet ediyorum. Liseyi 1974 yılında Gaziantep’te bi-tirdikten sonra Ankara Gazi Üni-versitesinde Makine Mühendisli-ği okudum. Üniversiteden sonra Ankara’da çeşitli özel firmalarda tasarım mühendisi olarak çalıştım. Ankara Nallıhan Çayırhan Termik Santralinin birinci ve ikinci sınıf

üniteleri, Samsun’da Kızılırmak üzeri Altınkaya Barajı, Nur Çimento Gemi Yükleme Tesisi gibi pek çok yerde görev yaptım. Eskişehir’de çelik konstrüksiyon ve endüstriyel tesisler kurmak amacıyla kendi-me bir fabrika kurdum. Toprak Holding’in cam ve banyo küveti gibi çeşitli yatırımlarının imalat ve montaj aşamasında görevler üst-lendim. 2001 yılındaki ekonomik krizle birlikte 2004 yılında fabrika-yı kapattım. Daha sonra İzmir’de Terbay Grup’a alt taşeron olarak imalatlar yaptım. Anahtar teslim çimento fabrikaları kuran bu fir-ma, aynı zamanda elektro filtre gibi konularda da uzmandı. Fir-maya muhtelif üretimler yaptık. Bu üretimlerde ve geçmiş üretimlerde en çok zorlandığımız konu, bir ka-

pasite belirliyorduk, bu kapasitede üretimi yapıyor, teknik desteği sağ-lıyorduk; ancak kumlama ve boya sürekli sorun olarak karşımıza çıkı-yordu. Ardından dünya bu işi nasıl yapıyor diye araştırma yapmaya başladık. En hızlı yöntemin kullan-dığımız saç ve profilin kumlanıp ön boyamayla boyanıp ve bu boyadan sonra kesilip, biçilip, kaynatılıp ma-mul hale dönüştürülmesi olduğunu gördük. Mamul hâle dönüştürülüp kalite kontrolden geçtikten sonra da tekrar kaynak bölgelerinin, iş-leme bölgelerinin manuel olarak kullanılması yöntemiyle yapıldığını biliyorduk. Diyelim ki üretime girdi-niz. 10 bin veya 12 bin ton çelik üre-timi aldınız. Manuel olarak maksi-mum ulaşabileceğiniz rakam aylık 300 tonu geçmez. Biz de “Bunu

Kendi geliştirdiği kumlama

makinesiyle metal sektöründe

büyük kolaylık sağlayacak bir projeye

imza atan Elit Park Makine

yetkilisi makine mühendisi Seyit

Toprak, “ Üretimin temeli bilim…

AR-GE, bilimle paralel yürür.

AR-GE yapacak insanların da

bilimle paralel yürümesi

gerekiyor.” dedi.

Ü

Page 91: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

89

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ÜNİV. - SAN. İŞBİRLİĞİ

nasıl çözebiliriz?” diye düşündük. “Bitmiş bir ürünü kumlayabilir mi-yiz veya bunu otomatik olarak ya-pabilir miyiz?” diye proje üretmek istedik. Projemiz, bitmiş ürünü işle-me koyarak bir taraftan girip diğer taraftan çıktığımızda kumlama iş-lemi tamamlanmış olacaktı. Terbay Grup’a bu projemden bahsettim. Projeye sıcak baktılar ve fonlama-sını yaptılar. Böylece ilk kumlama makinasını yapmış olduk. İlk ma-kinede %60 başarı sağlayabildik. Firmalar, bu makineyi yapmamızı talep ettikçe her defasında daha fazla randımanla makineyi geliş-tirdik. İlk olarak Terbay ile başla-dığımız bu yolculukta sistem kendi oluşmaya, dönmeye başladı. Böyle-ce piyasanın ihtiyacına cevap ver-miş olduk.

Başka projeleriniz var mı?Kumlama makinesinin bütün so-runlarını çözecek bir proje ürettik. Bunu TÜBİTAK’a sunduk. TÜBİTAK akademisyen arkadaşları gönderdi ve konuyu incelediler. Onay çıktı. Bir bütçe oluşturduk. Bütçemiz ka-bul edildi ve üretime başladık. Bu makine için 491 bin TL üretim büt-çesi belirlemiştik. Bu da onaylandı. TÜBİTAK prototip için %75’lik kısmı-na onay veriyor. Yani 491 bin TL’nin %75’ini almış olduk. Bahsettiğimiz makinenin randımanı %100’e çıktı. Kumlama nedir? Ne işe yarar?Kumlama, metalde üretilen yani hammaddesi metal, karbon içeriği olan ekipmanların boya öncesi yü-zey temizliğinin yapılmasıdır. Boya öncesi kuvars kumunun basınçlı bir şekilde püskürtülmesiyle yüzey

temizliği yapılıyor. Metalin üzerinde “hadde” sonrası kabuk oluşumunun kalkması gerekiyor. Yine aynı şe-kilde beklemeden kaynaklı pasın, kirin arınması gerekiyor ki boya atıldığı zaman yüzeyde kalsın. Aksi takdirde tufal (sıcak metal işleme-de metal yüzeyde meydana gelen oksit tabakası) ve paslı yüzeye boya atılınca boya yüzeyde kalmıyor ve metal kısa sürede korozyona (metal ve alaşımlarının oksitlenmesi) uğ-rayıp deforme oluyor.

Kumlama hangi sektörlerde kullanılıyor?Metal sektörünün olduğu her yer-de kullanılıyor. Çelik konstrüksiyon, tersaneler, dökümhaneler, dorse üreticileri, tarım makineleri üretici-leri gibi metalin olduğu her yerde

kullanılıyor.

Proje odaklı, yenilikçi düşünme konusunda neler söyleyebilirsiniz? Üniversiteler ve teknoloji geliştir-me bölgeleriyle ilgili düşünceleri-niz nelerdir?Üretimin temeli bilim. Bir konuyla ilgili fikir üretirken pek çok konu ortaya çıkıyor. AR-GE, bilimle pa-ralel yürür. AR-GE yapacak insan-ların bilimle paralel yürümesi ge-rekiyor. Atatürk’ün dediği “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” sözü çok doğru. Başarının yolu bilimden, ilimden geçiyor. Bilimin kaynağı da üniversitelerimiz. Yeni düşünce üretmek sorunuza gelince, yenilik ihtiyaçtan kaynaklı bir şey. Bütün dünyada bu konuda yanlış bir algı var. Maalesef insanlarımız, gelişti-rilmiş ürünleri kopyalamanın öte-sine gidemiyorlar. Aynı şekilde yeni mezun mühendis arkadaşlarımı-zın en büyük sorunu, üretime gi-rememeleri oluyor. Yeni mühendis ve eleman arkadaşların deneyim kazanmaları için sanayicilerin des-tek olması gerekiyor. Üniversite ile sanayiciler arasında yasal protokol çalışmalarının yapılması, üniver-site-sanayi işbirliğinin oluşmasını sağlar diye düşünüyorum. Bu tür konularda kolektif çalışmak gerekir.

Yenilik ihtiyaçtan kaynaklı bir şey. Bütün dünyada bu konuda yanlış bir algı var. Maalesef insanlarımız, geliştirilmiş ürünleri kopyalamanın ötesine gidemiyorlar. Aynı şekilde yeni mezun mühendis arkadaşlarımızın en büyük sorunu, üretime girememeleri oluyor. Yeni mühendis ve eleman arkadaşların deneyim kazanmaları için sanayicilerin destek olması gerekiyor.

Page 92: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

90

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GİRİŞİMCİLİK

Zor bir sürecin ardından azmi ve çalışkanlığı sayesinde bugün pek çok yerde şubesi olan, bilinirliği yüksek bir marka yaratan Namık Baydar, “Bu hayatta kendini yenile-mezsen 40 yıllık birikim 40 günde biter.” diyerek gençlere de örnek ol-mayı hedefliyor.

Kısaca kendinizden ve “Cevizli Köfte”nin hikâyesinden bahseder misiniz?Gaziantepliyim. 7 yaşından bu yana esnafın içinde yetiştim. Yaşım 47 oldu; ancak 40 yıldır her şeyi öğ-rendik mi? Öğrenemedik. Bu hayat-ta sürekli kendini yenilemezsen 40 yıllık birikim 40 günde biter. Dolayı-

sıyla esnaflığın içerisinde büyüdü-ğümüz için almayı, satmayı bilen insanlarız. Ticarette üzerinde en fazla durduğum ve 30 personelime de sürekli anlattığım konu, “Kapıdan giren kim varsa onun ne düşündü-ğünü düşünebilmek”. Herkese bunu öğretmeye çalışıyorum. 20 yaşına kadar babamın yanın-da, ayakkabı sektöründe çalıştım. 20 yaşından sonra kendi işimi kurdum ve marketçilik yaptım. 10 yıldan sonra toptan gıdaya geçtim. 1996 yılında en yakın arkadaşıma kefil olup imza attım. Küçük olma-nın verdiği acemilikle bir imza ile 2 milyon dolar para kaybettik; ancak sermayemiz 2 milyon dolar bile de-

ğildi. İşte hikâyem o gün başladı. Merdivenleri koşa koşa çıkarsan ve zirvede olacağım dersen, inişte de patır kütür aşağı yuvarlanır gi-dersin. Bağ evlerimiz, yazlıklarımız, arsalarımız, arabalarımız satıldı. Neyimiz varsa sattık; ancak o za-manın parasıyla 400 milyon TL bir borcumuz kaldı. Bu 400 milyon TL borcun 150 milyon TL’sini bir arka-daşım, 250 milyon TL’sini ise başka bir arkadaşım ödedi ve bir sene içe-risinde borçsuz kaldım. Asi olmadım, sabrettim. Yunus isim-li bir arkadaşımın Gaziantep Ünaldı bölgesinde işyeri vardı. Onun yanın-da haftalık ücret karşılığı çalışmaya başladım. O zaman Ünaldı Sanayii

Bilgi çağında olduğumuz için rekabet çok fazla…

Henüz küçük yaşlarda çalışma hayatına başlayan Cevizli Köfte sahibi namık Baydar 40 yıldır çeşitli alanlarda çalıştığını; ancak daima ‘öğrenmenin yaşı olmadığı’ bilinciyle hareket ettiğini söyledi.

CEVİZLİ KÖFTE SAHİBİ namIK BaYDar

Page 93: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

91

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GİRİŞİMCİLİK

çok kalabalıktı ve fabrikanın önün-de kızartma, nohut, kaynamış yu-murta dürümü satan bir dükkân vardı. Köfteyi çok seviyordum ama bu dükkânda köfte dürümü olmadı-ğı için almaya merkeze geliyordum. Birgün köfte dükkânı olan ve sürekli köfte satın aldığım akrabam, “Sana 10 kg köfte vereyim, verdiğim bu köfteleri el arabasında satıp para kazanabilirsin.” dedi. Akrabamıza o kadar kızmıştım ki! “Ne duruma düştüm.” diye canım sıkıldı. Ancak borçlu durumdaydım ve kim ne derse teslim oluyordum. 1997 yılının Eylül ayında kötü bir masa üstüne naylon örtüp 10 kg köfteyi 100 tane pideyle sattım. Satış yaptığım 10 kg köfte bir sonraki gün 11 kg oldu. Her gün bu miktar arttı. Ve el arabasın-da satış yaptığım köfte günlük 50 kg ağırlığına kadar çıktı. 400 bin TL borcumu da iki yılda bitirdim. Bu arada el arabasında satmak üzere köfte satın aldığım akrabam “Artık bu köftenin yapılışını sana öğre-teyim.” dedi. Evde hanımla ikimiz bu köfteyi yapmaya başladık. 6 ay köfte üzerinde sürekli deneme ça-lışmaları yaptık. Her gün gece iki buçukta kalkıp sabaha kadar köfte yoğururduk. Köfteye o kadar talep vardı ki üç metre boyunda el ara-bası ve yanına da yeşillik tezgâhı yaptırdım. El arabasında satış ola-yım iki buçuk yıl sürdü. Üç kış, iki yaz Ünaldı Sanayi Bölgesindeki in-sanlara inanılmaz hizmet verdik. Bir dostumuz, “Bu köftelerin üzerine ‘çekilmiş ceviz’ serpiştir.” dedi. 18 yıl önce cevizli köfte yeni bir tattı. İn-sanlar sipariş verirken “Şu cevizli köfteden alalım.” diye diye kendim cevizli köfteci oldum; köfte de ceviz-li köfte oldu. Bir tane A4 kâğıdına “Cevizli Köfteci” yazıp el arabama astım. 1999 yılına kadar bu şekilde devam ettik. Zamanla köfte satışım günlük 270 kg seviyesine ulaştı.

Nasıl tanınan bir köfteci oldunuz?İnsanlar işini doğru dürüst yapar-larsa ve geniş de bir çevreye sahip-lerse tanınmak, isim yapmak çok zor değil. 2001 yılında artık dükkâna geçmemiz gerektiğini düşündük. Ancak etrafım “Tavukayağıyla rızık değişir ve bu rızık bu mekânda, yer değiştirme” dediler. Girişimci olmam

gerekiyordu, fakat korkuyordum. Ancak biliyordum ki oturuyorsan ve sabit bekliyorsan o gün çöküşe geçtiğinin ilk günüdür. Devamlı “Ne yapabiliriz?” diye düşünmek gereki-yor. El arabasından günlük olarak 400-500 TL para kazanmaya baş-layınca bir dükkân tutmaya karar verdim. 100 m ötemde bir dükkân boşaldı. Dükkân sahibi kiraya yıllık 425 TL istedi. Bu para “bir günde” kazandığım paraydı. Dükkânı tut-

tuk ve yaklaşık iki ayda düzenledik. “Rızık, tavukayağıyla değişir.” diye etrafın verdiği tedirginlik psikolojim-le her gün 15 cm kımıldayarak ve el arabasını iterek 100 m ötemde-ki dükkâna geçtim. Hatta dükkâna geçtikten sonra yaklaşık 1-1,5 ay te-dirginlikten dükkânın önünde bile el arabasıyla satış yapmak durumun-da kaldım. Sonunda dükkâna girdik ve hemen maliye kaydıyla, marka tescilini yaptırdık. Daha sonra üre-

Birgün köfte dükkânı olan ve sürekli köfte satın aldığım akrabam, “Sana 10 kg köfte vereyim, verdiğim bu köfteleri el arabasında satıp para kazanabilirsin.” dedi. Akrabamıza o kadar kızmıştım ki! “Ne duruma düştüm.” diye canım sıkıldı. Ancak borçlu durumdaydım ve kim ne derse teslim oluyordum. 1997 yılının Eylül ayında kötü bir masa üstüne naylon örtüp 10 kg köfteyi 100 tane pideyle sattım. Satış yaptığım 10 kg köfte bir sonraki gün 11 kg oldu. Her gün bu miktar arttı. Ve el arabasında satış yaptığım köfte günlük 50 kg ağırlığına kadar çıktı.

Page 94: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

92

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

tim izni ve patentine başvurduk. Sonra sürekli yemek çıkaran bir AVM’nin mağaza müdürüne, kar-tımla birlikte, hanımdan aldığım gümüş tepsiyle cevizli köfte gönder-dim. Mağaza müdürü teşekkür için aradı. Hem gıda reyonunda stant kurmamıza hem de restoranda ürünlerimizin satışına imkân verdi. Ciddi paralar kazandık. Merkezde şube açmam gerektiğini biliyordum. İlk 5 şubeyi kendim açtım ve sa-tışını gerçekleştirdim. Ardından di-ğer bayiler ardı sıra geldi. Şu an Gaziantep içerisinde 19 tane bayim

var ve tüm sınıflarda marka tescili dâhil olmak üzere 5 tescilim var.

Gelecek dönem hedefleriniz neler-dir?Gaziantep dışına açılmayı düşü-nüyoruz ancak bu tek başıma ya-pacağım bir şey değil. Gaziantep’i seviyorum. Eşim dostum bu memle-kette. Bu nedenle şehir dışında çok güvenebileceğim bir kadro oluştur-mam lazım. “Bir çivi bir nalı; bir nal, bir atı; bir at bir komutanı; bir ko-mutan bir orduyu götürür” atasözü çok doğru. Gıda sektöründe hijyen çok önemlidir. Aynı zamanda hiz-met sektörünün gereklerini de ye-rine getirmeniz gerekir. Dolayısıyla

adım atarken dikkatli ve sağlam bir ekibe sahip olmalısınız.

Üniversite-sanayi işbirliği, ‘yeni ne-sil gençler’ ve ‘girişimcilik’ konula-rında neler söylemek istersiniz?Esnaflık kısrak ata benzer. Birden kısrak at, üzerinden nasıl ki sizi ata-biliyorsa esnaflık da öyledir. Gençle-rin işi zor. Bilgi ve üretim çağında olduğumuz için rekabet çok fazla. En çok üzerinde durduğum konu ise yabancı dil. Gençlerimizin ne yapıp edip birkaç yabancı dil öğrenmeleri gerekiyor. Bir de gençlerimiz halkın içinde olmalılar. Kişisel gelişim oku-malı, gündemi takip etmeli, okurken staj gibi bir yerlerde mutlaka çalış-malılar. Üniversitedeki “Gastronomi” Bölümlerini çok önemsiyorum. Ya-bancı turistler Gaziantep’e, dünya-nın en eski yerleşim yeri olduğu için veya müzelerinden ziyade yemek yemeye geliyorlar. Dünyada mutfa-ğı olan tek il Gaziantep. Bu yönüyle Gaziantep mutfağı, literatüre girmiş durumda. Ancak Gaziantep’te aşçı ve yemek ustası yok. Gastronomi Bölümünü bu sebeple çok önemsi-yorum. Gaziantep’in geleceği, gıda sektörüne bağlı. Gaziantep’te kişi başına düşen et tüketimi fazla. Çün-kü Gaziantep’e gelen turistler mutla-ka kebap yiyorlar. Hatta çevre illere geziye gelen turistler, Gaziantep’te kebap, baklava yemek için konak-ladıktan sonra gezi turlarına devam ediyorlar. Gençlere son olarak şunu söyleyebilirim ki hırs ile azmi bir-birinden ayırsınlar. Hırs insanları hırsız eder. Her zaman önce Yüce Allah’ın dilemesiyle ardından da çalışmakla her şeye ulaşabilecekle-rinin bilincinde olsunlar.

GİRİŞİMCİLİK

El arabasında satış olayım iki buçuk yıl sürdü. Üç kış, iki yaz Ünaldı Sanayi Bölgesindeki insanlara inanılmaz hizmet verdik. Bir dostumuz, “Bu köftelerin üzerine ‘çekilmiş ceviz’ serpiştir.” dedi. 18 yıl önce cevizli köfte yeni bir tattı. İnsanlar sipariş verirken “Şu cevizli köfteden alalım.” diye diye kendim cevizli köfteci oldum; köfte de cevizli köfte oldu.

Page 95: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

93

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MENTÖR

Page 96: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

94

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GİRİŞİMCİLİK

Gaziantep’te tersane kurduErken yaşlarda ticarete atıldığını söyleyen Baharoğlu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Baharoğlu, bugün ülkemizde pek çok müteşebbis olduğunu, bunun da ekonominin kalkınmasında büyük önem taşıdığını kaydetti.

Üretmeyi sevdiğini ve Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde tek-ne ve yat tamiri yapan küçük bir tersane kurduğunu söyleyen Ba-haroğlu, “Fırat nehri ve diğer ba-rajlara bırakılmak üzere 450 adet konforlu, şu an AR-GE’si üzerinde çalıştığım, nehir-baraj taşımacılı-ğında veya seyahatte kullanılmak üzere nehir botu ve su motoru ya-tırımı yaptık.” dedi.

Kısaca hikâyenizi bizimle paylaşır mısınız?İnsan olan bir şey yapmalı. Bir anekdot ile okul yıllarımdan başla-yayım isterseniz. Okula zorla giden bir öğrenciydim. Derslerime çok ilgisizdim. Okul yıllarında İsmet İnanç isimli bir öğretmenim vardı. Çok kibar, iyi bir eğitimci. Karne-yi doldurduktan sonra beni yanına çağırdı. İncitmemek için kenara çekip “Karnende notlarını 1, 2, 0 şeklinde doldurdum. Sadece beden eğitimi dersine 10 verdim.” dedi. O zamanlar anladım ki bu eğitim olayını devam ettiremeyeceğim. Okul zamanlarında, yaz aylarında çırak olmak için iş yerlerinde çalı-şırdım. Eskiden Gaziantep’te okula giden öğrenciler, mutlaka bir iş ye-rinde çıraklık yapardı. Ustamın da

iki gözü kördü. Gazoz, gazete, simit satardı. Ustam daha sonra gözü görmemesine rağmen güvendiği bir arkadaşı ile konfeksiyonculuğa girdi. Ustamın yanında çalışmam, onda iz bıraktı. 1974 yılıydı ve 14 yaşındaydım. Ustam bana ortak-lık teklif etti. 20 bin lira paramın olup olmadığını sordu. Ben de ta-bii, “Yok!..” deyince, “ O hâlde sana 20 bin lira borç yazıyorum, sen

de kazancından bu parayı öde!..” dedi ve beni işine ortak etti. Dü-şünün ki, 14 yaşında bir dükkânın duvarına ortak oluyorsunuz. Ailem fakirdi ve çalışmam gerekiyordu. Ortak olduktan bir ay sonra 20 bin TL’yi ödedim. Ustamla bir yıl kadar çalıştım. Çocuk yaşlarda çalışkan olduğunu görünce çevre, akraba destek olmak istiyor. Tanıdığımız bir doktor vardı, rahmetli Fethullah Cansuvar. Evlerinin bahçesinde bir dükkân yapıp çalıştırmamı teklif etti. Çocukluktan bu yana yaşı ben-den büyük insanlarla sohbet eder, fikirlerine değer verirdim ve arka-daş olurdum. Annem, babam, eş, dost ve komşudan aldığım parayla Gaziantep’te “Avrat Pazarı” denilen yerde ilk dükkânımı açtım. 1975 yılının başlarıydı. Toptancılık yapı-yorduk. Dükkân sayımı 4’e çıkar-dım. Askere gittim; ancak askerlik dönüşü 1982 yılına geldiğimizde hiçbir şeyim kalmamıştı. İflas et-memiştim; ancak elimde bulunan her şeyi kaybetmiştim. İflas etme ile elindekini kaybetme arasında ciddi farklar var.

Baharoğlu Tekstil nasıl kuruldu?1982 ihtilalinden sonra Kenan Paşa fuarlar açtı. Bu fuarlarda elimiz-deki tampon malların tamamını satmaya ve tekrar toptancılık yap-maya başladık. Daha sonra 1998’de ekonomik kriz oldu ve firma olarak biz de kriz yaşadık. Tekrar topar-landık. Toptan işiyle uğraşırken İstanbul’dan mal alıp satardık; ancak sonrasında imalata yö-neldik. İmalatı Gaziantep Şıhcan Mahallesi’nde sonra Düztepe ve ardından Dutluk bölgesinde kur-duk. Üretmek çok zor bir iş. Belki

Page 97: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

95

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mde akıllı bir adam işi değil… Fakat üretmenin verdiği haz, duygu çok farklı. Ülkemizde çok fazla müte-şebbis var. Bu nedenle diyorum ki bu ülkenin ekonomik kalkınması ve büyümesinde bir sıkıntı olmaz.

Bahar TV’yi ne için kurdunuz?Kendi yağımda kavrulan biriyim. Merak edenler için belirteyim hiç-bir şekilde siyasi vb. amaç için bu TV’yi kurmadım. Sadece hobi amaçlı.

Gaziantep’te tersane, tekne ve su botuna yatırım yaparken bunun-la ilgili AR-GE çalışmalarınız da sürüyor. Gaziantep’te tersane kur-mak ve bu tür bir iş yapmak çok ilginç değil mi? Fikrin çıkış nokta-sı nasıl oldu?Aşk diye bir şey var. Bazı insan bir kadına, bazısı çocuğuna, bazısı tekne, bazısı da ağaca âşık olur. İnanın işime âşık olmasam bu ka-dar çok çalışmam. Köylerde eski-den biçer-döverler yoktu. Harman yerine samanları yığarlardı. Altına da dişliler yaptırırlardı. Bu düzene-ği de ata bağlarlardı. Bu ağırlıklı düzenekle, buğday ile taneyi ayı-rırlardı. Atın da gözünü bağlarlardı ki, at kendi etrafında döndüğünü hissetmesin koştuğunu zannetsin diye. Belki de benim gibi sanayi-ciler de koşup döndüğümüzü zan-neden, aynı yerinde koşan atlara benziyoruz. Tekne işine yaptığım yatırım için şunu söyleyebilirim: Çocukluğumdan bu yana suyu çok severdim. Su kenarları beni mutlu ederdi. Dünyanın en sessiz ve 98 km’lik en güzel koyu Fırat nehri civarında. Bu bölgede mülkiyetim var. Beni büyüleyen bir bölge. Fı-rat nehri ve diğer barajlara bıra-kılmak üzere 450 adet konforlu, şu an AR-GE’si üzerinde çalıştığım suya bırakılmak üzere nehir ve ba-raj taşımacılığında veya seyahatte kullanılmak üzere nehir botu veya su motoru diye tanımlayacağım argümanlara yatırım yaptık. Bunun dışında Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde tekne ve yat tamiri ya-pan küçük bir tersane kurdum.

Bir sanayici 200 yılda yetişir.

Gaziantep sanayii ile ilgili neler söylemek istersiniz?Şu an para arsada. Sanayici en az yatırımları kadar, arsadaki rant olayından para kazanıyor. Bugün Konya’nın giriş çıkış arası mesafe 42 km. Gaziantep’in ise 16 km. Ye-rel yönetimlerin pek çok yeri imara açmaları gerekiyor. Gaziantep sa-nayiinde en çok konuşulan sınırda-ki durum, sanayicinin kredi olayı gibi durumların Gaziantep sanayii-ni çok fazla etkilemeyeceğini düşü-nüyorum. Gaziantep’in zor dönem-lerinde 50-100 işletme mutlaka zarar görür. Fakat genel anlamda kriz dönemlerinde dahi Gaziantep sanayii her zaman güçlü kalabil-miştir. Tabii zarar gören 50 veya 100 sanayici bile insanı üzüyor. Çünkü bir sanayici 200 yılda ye-tişiyor. Dedesinden, atasından du-yumlarını biriktirerek kendisine bir harita çizer. O haritanın ortasında bir genişleme yapar. Tam da bu noktada sanayici bu genişlemeyi

değerlendiren insandır diyebilirim.

Üniversite-sanayi işbirliği, eğitim ve girişimcilik hakkında neler söy-leyebilirsiniz?Akademisyenler, sanayicinin dilini anlamalı diye düşünüyorum. Çün-kü biz akademisyenin aldığı eğitimi almadık. Bir akademisyen eğitimli-dir; ancak bunu halka yansıttığı ve faydalı olduğu ölçüde bilgisi değer taşır. Gençlere gelince, genç nüfus fazla deniliyor, hani nerede genç nüfus. Gençler KOBİ işletmelerinde, sanayide çalışmak istemiyor. Dola-yısıyla sanayici, çalıştıracak genç nüfusa ulaşamıyor. Gençler okur-ken, masa başında iş bulacağız diye düşünüyorlar ve yönlendirili-yor. Üretim yaparken kitaptakileri okumakla, hayattakileri okumak arasında fark var. Sanayici prati-ği, akademisyen ise teoriyi iyi bili-yor. Bu ikisi birleşmediği sürece bir kıymeti yok, anlam ifade etmiyor. Burada fedakârlık akademisyenle-re düşüyor. Akademisyenlerin biraz da hayatı okuması gerekiyor.

GİRİŞİMCİLİK

Çocukluğumdan bu yana suyu çok severdim. Su kenarları beni mutlu ederdi. Dünyanın en sessiz ve en güzel koyu Fırat nehri civarında.

Beni büyüleyen bir bölge.

Page 98: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

96

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

İNTÖRN

Paraguaylı öğrencimiz Victor Sanguinez’in penceresinden Gaziantep’i anlatan bir söyleşi…

TARGET’TE İNTÖRN OLMAKnuestro estudiante paraguayo Víctor Sanguinez habla sobre Gaziantep

SER Un PASAnTE En TARGET

Türk insanı daha kötümser gibi. Belki Paraguay’daki bu iyimserlik, bana göre biraz da cahil olmaktan dolayı olabilir. Daha iyiyi bilmediği için sofrada ne var ise onunla mutlu oluyor.

Sevgili Victor, bize kendini tanıtır mısın?Paraguay’dan geliyorum. 22 yaşındayım. Gaziantep Üniversitesinde Uluslararası Ticaret Bölümünde okuyo-rum. Türkiye’ye gelmeden önce Amerika’da Columbia Üniversitesinde bir yıl dil okuluna gittim. Dil okulun-dan sonra tekrar ülkeme döndüm. Paraguay’da, bizim ülkemizde, Planlama Teknik Bakanlığı diye bir kurum var. Bu kuruma bir özgeçmiş, transkript bırakıyorsun, okumak istediğin bölüm ve ülke ismini veriyorsun. Örneğin neden Türkiye’yi seçtiğim, Türkiye hakkında neler bildiğim gibi pek çok şey gönderiyoruz. Bu ku-rum tarafından 24 Ağustos 2013’te Türkiye’de öğrenci olarak kabul edildiğimin maili geldi. O yıl olimpiyatlar vardı. Hatta İstanbul da adaydı. Arjantin’deki Türk Büyükelçiliğine, yoğunluktan olduğunu düşünüyorum, ulaşamıyorduk. Ekim 2013’te Arjantin’den Gaziantep’e geldim. Elimde resmî bir kayıt olan kabul mektu-

Querido Víctor, podrías presentarte?Soy paraguayo, tengo 22 años de edad. Estudio Co-mercio Internacional y Logística en la Universidad de Gaziantep. Antes de venir a Turquía estudié el nivel avanzado de Inglés como segunda lengua en la Universidad Columbia en nueva York, Estados Unidos. Después de eso volví a mi país y mirando un anun-cio en internet en la página de la Secretaría Técnica de Planificación me enteré de la posibilidad de es-tudiar en Turquía por medio de una beca, apliqué y el 24 de agosto recibí la notificación por parte de TURKIYE Scholarships de que había ganado la beca. En Paraguay no hay embajada turca, razón por la cual tuve que ir a Argentina para realizar los trámites consulares, ponerme en contacto con la embajada resultó un poco complicado, porque al mismo tiempo se realizaban en Argentina las elecciones de la sede

Page 99: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

97

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mbu vardı. nere-de okuyorum, ne okuyorum, nerede kalıyorum, hepsi bu kabul mektu-bunda yazıyordu.

Neden Türkiye, neden Gaziantep?Brezilya, Japonya, Çin, Güney Kore ülkelerinden her-hangi birine gitme şansım olduğu hâlde ülkemde resmi dilim İspanyolca yani Latin dili olmasından dolayı Türkçeyi daha rahat öğrenebileceğim ve daha rahat bir ortamda okuyabileceğim düşüncesiyle bu ülkeyi seçtim. Dolayısıyla başkentimiz Asuncion’dan Arjantin, Arjantin’den Brezilya ve oradan da İstanbul ve Gaziantep’e geldim. Gaziantep Üniversitesine gelir gelmez diğer yabancı öğrenciler gibi öncelikle Türkçe hazırlık eğitimine başladım. 9 ay gibi kısa bir süre içerisinde Türkçeyi öğrendim ve tercih ettiğim Ulusla-rası Ticaret ve Lojistik Bölümüne başladım.

“BİZİM ÜLKEMİZDE KIŞ OLMAZ”.Paraguay nasıl bir ülke?Arjantin, Brezilya, Bolivya ile çevrilmiş başkenti Asun-cion olup para birimi Guarani (PYG)’dir. Resmi dili-miz İspanyolca ve Guaranice. Ülkemiz yoğun olarak tarım ve hayvancılıkla geçinmekte olup nüfusu 7 milyondur. Ülkemiz hem İspanyol hem de yerli halk dediğimiz Guaranilerden oluşan ve Cumhuriyet ile yönetilen bir ülkedir. Okuma-yazma oranı fazla yük-sek değil. 1811 yılından İspanyol aileden gelen Simon Bolivar’ın başlattığı devrim hareketi ile bağımsızlığına kavuştu. Ülkemizde kış olmamaktadır. Kışın hava or-talama 15 derece olur. Büyük ve kuvvetli nehirlerden dolayı limanlar olup nehir taşımacılığı yapılmaktadır. Ülkemizde Paraguay, Parana, Pilcomaya gibi önemli nehirler var. Örneğin bölgenin en büyük hidroelektrik santrali “Parana nehri” üzerinde bulunmakta. Salon dansları ile meşhur bir ülkeyiz. Örneğin “polca” dan-sımız çok önemli. nişasta ve peynir ile yapılan en meşhur geleneksel yemeğimiz “Mbejv”dir.

Gaziantep Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümünü seçme sebebiniz nedir?Lisedeyken ticarî şeyler okurdum. Bu tür iktisadî şey-ler ile çok ilgileniyorum. Yaptığımız her şeyde ticarî şeyler geçiyor. Açıkçası para olaylarını anlamak ge-rekiyor. Farklı ülkeler gezmek ve o ülkelerde yaşa-mak benim için zor bir olay değil. Bu sebeplerden Uluslarası Ticaret okumak kolay gelmektedir. Üçüncü ve dördüncü sınıfa geçtiğimde şirketlerde çalışmak isteyebilirim veya yüksek lisans için herhangi bir üniversite seçebilirim. Orta Doğu’ya yakın diye diğer ülkelerdeki genç insanlar Türkiye’yi seçmeyebiliyor. Ancak ben herhangi bir sıkıntı yaşamadım.

İNTÖRN

de las Olimpiadas 2020 y Estanbul era una de las candidatas fina-listas. Después de algunos contrati-empos y mucha ayuda pude llegar a Gaziantep, sin

saber nada de Turco utilicé la carta oficial que recibí para hacerle entender a la gente cual era mi objetivo en la ciudad y a donde necesitaba que me lleven.

Por qué Turquía y por qué Gaziantep?Quise estudiar como becado en el extranjero y los posibles países eran: Brasil, Turquía, Japón, China y Corea del Sur. Quise ir a algún lugar al que no haya ido nunca y que tenga un idioma que no sea tan complicado de aprender,tanto el turco como el español utilizan alfabetos latinos, por eso me pareció factible aprenderlo. Que Turquía se encuentre en Eu-ropa también es un factor importante y que mi car-rera sea Comercio Internacional, ya que este país es un puente natural entre Europa y Asia, creo es un sitio ideal para estudios en lo que me interesa.

“NO TENEMOS INVIERNO”Cómo es Paraguay?Paraguay se encuentra rodeado por Argentina, Brasil y Bolivia, nuestra capital es Asunción y nuestra mo-neda el guaraní (PYG) nuestros idiomas oficiales son el español y el guaraní. nuestra economía depende mucho de las actividades agroganaderadas. El amal-gama paraguayo es el resultado de la mezcla entre españoles y guaraníes, nos hicimos independientes en 1811 y actualmente nuestra población ronda los 7.000.000 de habitantes. no tenemos invierno, du-rante esa estación la temperatura media es de 15°C. nuestros ríos nos permiten tener puertos y realizar transporte. En el Río Paraná tenemos dos grandes hidroeléctricas, ambas binacionales, Itaipu con Brasil y Yacyreta con Argentina. Somos un país rico en arte, la polca es mi ejemplo favotiro. nuestra bebida tradicional es el Tereré que es un símbolo de amistad y confianza.

Por qué elegiste Comercio Internacional y Logística en la Universidad de Gaziantep?Soy egresado del bachillerato técnico en contabilidad, durante mi educación secundaria he sido expuesto a materias relacionadas a lo enonómico. En nuestras vidas, nos guste o no todo está relacionado al dinero, de ahí que siento una curiosidad por entender mejor los mecanismos económicos actuales. Me gusta cono-cer paises distintos y estar en contacto con diferentes culturas, así es que el aspecto internacional del co-mercio resultó de mi interés.

Çok sıcak bir ortam. Çalışma kültürü ve tarzını seviyorum. TARGET’te takım çalışması ve

iletişim çok güçlü. Çalışanların tecrübelerinden fazlasıyla istifade etme şansım oldu. Burada

olmaktan dolayı son derece mutluyum.

Page 100: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

98

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

“SOFRA’DA NE VARSA MUTLU OLUYORUZ”.Paraguay ile Türk insanı arasında ne farklılıklar gör-dünüz?Bu sorunuza cevap vermek çok zor. Çünkü Türkiye’de tek bir kültür yok. İstanbul ile Karadeniz veya Diyar-bakır insanı arasında çok farklar var. Bizim ülkemizde ise daha homojen bir yapı söz konusu. Gaziantep için ise şunu söyleyebilirim: Dine çok önem veriyor, aile bağlantıları çok güçlü. Meraklı ve misafirperver. Yemek kültürünüz çok zengin. Paraguay’da ise İtalya, İspanya, Amerika etkisi olduğu için daha çok evrensel mutfak. Örneğin pilav ve makarna gibi. Paraguay insanı, çok mutlu ve iyimser. Teknolojik ve ekonomik olarak Türki-ye kadar gelişmiş değiliz ama Latin kültüründe her za-man dans etmek ve eğlenmek var. Kutlama ve etkinlik çok fazla yaparız. Ancak Türk insanı daha kötümser gibi. Belki Paraguay’daki bu iyimserlik, bana göre biraz da cahil olmaktan dolayı olabilir. Daha iyiyi bilmediği için sofrada ne var ise onunla mutlu oluyor.

Gaziantep Üniversitesindeki diğer yabancı öğrencilerle ilgili neler söylemek istersiniz? Mısır, Suriye, Afganistan, Irak gibi genelde Orta Doğu coğrafyasından öğrenciler mevcut. Her öğrenci, Türkçe eğitim görmek için Türkçe öğreniyor. Dokuz ay boyun-ca çok çalıştım. Türkçe kitaplar okudum ve Türkçe öğ-renen yabancı öğrenciler arasında sınıf birincisi oldum.

Gelecek dönem hedefleriniz arasında neler bulunmak-tadır?Yakın zaman hedeflerim arasında Erasmus Değişim Programı ile Eylül sonlarına doğru 5 ay için Slovakya’da University of Economics in Bratislava’da Uluslarası Ti-caret Eğitimine devam edeceğim. Şubat 2016 gibi tekrar Gaziantep Üniversitesinde eğitimime devam edeceğim.

TARGET’te intörn olmak nasıl bir duygu?Çok sıcak bir ortam. Çalışma kültürü ve tarzını seviyo-rum. TARGET’te takım çalışması ve iletişim çok güçlü. Çalışanların tecrübelerinden fazlasıyla istifade etme şansım oldu. Burada olmaktan dolayı son derece mut-luyum.

İNTÖRN

“SOMOS FELICES CON LO QUE TENEMOS”Podrías comparar a los Turcos y a los Paraguayos?Esa es una comparación muy díficl, porque Turquía es culturalmente muy diversa, por ejemplo, los turcos del oeste son muy distintos a los del este, o la cultura de áreas metropolitanas muy distinta a la de áreas rurales, teniendo eso en cuenta creo que podemos decir que Paraguay presenta una cultura más homogénea en comparación a la cultura turca. Sería mas fácil para mi hablar de la cultura en Gaziantep; aquí le dan mucha importancia a la religión, los lazos familiares son muy fuertes, y las personas son bastante curiosas y hospita-larias. Hablando de la cocina en Turquía, nuevamente es muy rica y diversa, la cocina de mi país es más universal por haber estado – y estar – bajo la influen-cia de otros países occidentales. En mi país la gente es muy alegre y positiva, aunque seamos un país menos desarrollado que Turquía en lo económico y tecnológico, nuestra población es mucho más jovial que la turca. Festejamos y bailamos todo el tiempo, en Paraguay casi todo se convierte en motivo para celebrar, lastimo-samente a veces esta felicidad puede ser resultado de la ignorancia.

Tuviste dificultades aprendiendo turco?Todos los estudiantes extranjeros recibiendo alguna beca de YTB están obligados a aprender turco antes de empezar a tomar clases en la universidad. Las clases de turco duran un año, durante ese tiempo estudié bas-tante y a pesar de no conocer ningun idioma relacio-nado al turco, terminé el curso como mejor alumno con un promedio de 94.9/100. Leer libros me ayudó mucho, al comenzar empecé a leer libros infantiles y así seguí avanzando hasta terminar el curso, actualmente puedo leer textos académicos sin mayor inconveniente

Cuáles son tus próximos planes?Este año estoy participando de un programa de inter-cambio estudiantil, cursaré un semestre de mi carrera en la Universidad de Economía en Bratislava, Eslova-quia y luego volveré a Turquía para retomar aquí mis estudios.

Cómo se siente ser un pasante en TargeT?Me gusta mucho el ambiente, el estilo de trabajo es muy profesional, hay un buen trabajo de equipo y una sólida comunicación, me gusta aprender de personas con experiencia en el campo. El aspecto que más me gusta de la empresa es que es un punto de encuentro para la industria y la academia, y ambas son áreas que me interesan mucho.

Page 101: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

99

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MAKALE

urumsal öğrenmenin moti-vasyonu, tasarımı ve transferi-ne dair Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisi bünyesinde faaliyet gösteren Akademi…

Çalışanlar bir kurumun en değerli kayna-ğıdır. Bu kaynağınızı motive etmeyi bilmek, performanslarını arttırmaları için gerekli bilgi ve beceriler ile donatmak çok önemli. 1 Şubat 2015 tarihinden itibaren Gazian-tep ve yakın bölgenin köklü kuruluşlarına eğitim hizmetleri sunarak taze ve yenilikçi eğitimlerimizle insan gücü gelişimine hiz-met veriyoruz. Kısa sürede sektöre farklı-laşmış iş modeli ile yenilik getiren TargeT Akademi, sunduğu değerlerin üzerine yap-tığı yatırımlar ile sürdürülebilirliğini sağlar-ken iletişiminde sunulan değerleri, hizmet tarafında hayata geçirerek markanın ileti-şim bütünlüğünü güçlendirmeyi amaçla-maktadır. Misyonumuz, iş hayatının zorlu yollarında kurumların ve bireylerin başa-rılarına somut katkıda bulunmak. Bizim için somut katkının tanımı ise çok basit: Hemen yarın hayatınıza bir değişiklik ge-tirmek… TargeT Akademi olarak müşterile-rimizin değişen ihtiyaçlarını karşılayacak yenilikçi eğitimler ve projeler yaratmaktan keyif alıyoruz. Bu bağlamda tasarladığımız, son zamanların kritik gelişim ihtiyaçları-na çözüm getiren mentorlük, teknoloji ve inovasyon yönetimi, yenilikçilik ve girişim-cilik gibi kurumsal eğitimlerimizin hepsi, bölgede ilk olma özelliğini taşıyorlar. An-cak kurumsal eğitimlerimiz ve projelerimiz, bunlarla sınırlı kalmıyor.Kurum ve kuruluşların ihtiyaçlarına ve amaçlarına yönelik, birlikte projelendirdiği-miz, farklılık yaratacağına inandığımız ve bilgi ve birikim sahibi olduğumuz birçok eğitim programımız bulunmakta. Bireyler için kişisel markalarını güçlendirme, ken-dilerinin daha iyi versiyonu olabilmeleri, iş ve sosyal yaşamlarında hedef belirleyip o hedeflere ulaşabilmeleri için eğitimler su-narken kurumlar ve markalar için hedef

kitlelerine ulaşmalarında doğru adım ve stratejileri oluşturmalarında destek olmak ve marka değerlerini, kurumsal imajları ve itibarlarını yükseltmek için hizmetler ver-mekteyiz. Bir Avrupa Birliği projesi olan “Gaziantep TEKNOPARK’ın Araştırma ve Teknoloji Alt-yapısının Geliştirilmesi Projesi” kapsamın-da 42 ayrı eğitimin yürütülmesine destek verirken İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafın-dan desteklenen “Akademisyenlere Yönelik Yönetim Danışmanlığı Eğitimi” ile bölgede üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendiril-mesine yönelik yapılan çalışmalar, sektöre önemli katkılar sağlamaktadır. Gaziantep Sanayi Odası işbirliğinde tamamlanan “Mesleki Eğitim İçin Oda-Okul-Özel Sektör İş Birliği Projesi”, Gaziantep Ticaret Borsası üye işletmelerine yönelik düzenlenen “Yeni Türk Ticaret Kanunu, Verimlilik, Satış ve Pazarlama, Diyabet, Etik, Üretim Yönetimi ve Verimliliği” konulu eğitimler ve Gazian-tep Ticaret Odası kapsamında tamamla-nan “Etkin İletişim Teknikleri Eğitimi” eği-tim hizmetlerimiz ile il genelindeki köklü kuruluşlar ile Gaziantep Üniversitesinin güçlü eğitim kadrosunu, ortak bir pay-dada buluşturarak sektörel gelişime kat-kı sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca sosyal sorumluluk projelerine verdiğimiz önemle Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep Üniversitesi protokolünde ta-mamlanan “Sürücü Akreditasyon Sertifika Programı” ile de bölgede 1600’e yakın sü-rücünün akredite edilmesine ve yabancı sivil toplum kuruluşları ile ortak yürüttü-ğü “Gaziantep Young Entrepreneurship’15” ve “Project Cycle Management Summer Course” projeleri ile de Suriyeli öğrencile-rin bölge ile uyumlarının geliştirilmesine katkı sağlanmıştır. TargeT Akademi, kuru-luş tarihinden sonraki yedi aylık süreçte bireysel, kurumsal ve meslekî alanlarda yürüttüğü projeler ve gerçekleştirdiği eği-timler ile 3000’den fazla kişinin sertifikas-yonunu gerçekleştirerek en değerli kayna-ğımız olan insanlarımıza dokunma fırsatı bulmuştur.

En değerli kaynağınızın, insanlarınızın performansını güçlendirin!

Steve Jobs’ın Stanford Üniversi-tesi konuşmasında işte bu dedir-ten bir bölüm vardı: “….noktaları ileriye bakarak birleştiremezsi-niz; onları sadece geriye baktı-ğınızda birleştirebilirsiniz”.Hayatımda da hep geriye baktı-ğımda birleştirdiğim noktalarım var. Endüstri Mühendisliği, daha öğrenciyken çalışma fırsatı bulduğum “başka dünyalar ve insanlar var” dedirten tecrübe-lerim, henüz çok başında oldu-ğum iş hayatımda gördüklerim, okuduklarım, yaşadıklarım, bi-riktirdiklerim… Hepsi bugünkü beni yarattı. İşimi bu yüzden tutkuyla yapıyorum ve bir gün bile çalışmış saymıyorum ken-dimi. Bu yüzden de hep şunu söylü-yorum: “İşim, aynı zamanda be-nim atölyem!”Hayatımdaki, işimin bana sun-duğu kurumsal ve akademik dünyadaki bilgi ve tecrübeler ile geçmişimde birleştirdiğim nok-talar ile yapmak istediklerimi ve hayallerimi kendi işimle hayata geçirdim.

Duygu Tiryaki

Eğitim KoordinatörüTargeT Akademi, GAÜn TargeT TTO

K

Page 102: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

100

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BASINDA TARGET

Page 103: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

101

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BASINDA TARGET

Page 104: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

102

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GAÜN TV

Page 105: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

103

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Page 106: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

104

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

PCM SUMMER COURSE KAPSAMInDA ÖĞREnCİLERİn KATILIMIYLA”nİGT OF DEBATE AnD DİSCUSSİOn” ETKİnLİĞİ YAPILDI.

NE YAPTIK ?

FİKRİ SInAİ MÜLKİYET HAKLARInIn KORUnMASI VE LİSAnSLAMA YOLUYLA TEKnOLOJİ TİCARİLEŞMESİ EĞİTİMİnDEYİZ.

İnTÖRn MÜHEnDİS GÜZ İnTÖRnLÜĞÜ PROGRAMInDA:” TARGET TTO İnTÖRn DESTEK PROGRAMIYLA 325 MÜHEnDİS SÜPERFİLM GEnEL MÜDÜRÜ GÜLTEKİn SAVAŞKAn’In KATILIMIYLA SAHAYA UĞURLAnDI.”

TEKnOLOJİK UYGULAMALI GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMİMİZ 1-10 EYLÜL TARİHLERİ ARASInDA YAPILDI.

STRATEJİK PLAnLAMA VE STRATEJİK DÜŞÜnME FARKInI, İnAnÇ AYAR’In AnLATIMIYLA AnLAMAK GERÇEKTEn ÇOK FARKLI.

Page 107: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5
Page 108: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı:5