60
www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) EZİLEN HALKLARIN SİLAHA SARILMALARI TARİHSEL BİR ZORUNLULUKTUR! TARİHSEL VE SİYASAL ZORUNLULUĞUN GEREĞİ OLARAK; Silahlı Eylemde Halk Savaşının İlke ve Gelenekleri Esas Olmalıdır! *Silahlı Eylem Halkı Eğitmek, Örgütlemek ve Silahlandırmak İçindir Çünkü Savaşta “Tayin Edici Faktör İnsan ve İdeojidir!” *Silahlı Eylem Halkın Adaletini Somutlar. Halka Hesap Sorma Bilinci Taşır! *Silahlı Eylem Halka Zarar Vermez. Halkı, Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Birleştirir ve Savaştırır!

HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 52329 Mayıs 2016

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

*Halk Meclisleri Okmeydanı’nda6 Kumarhane Kapattı!

*Gazi Mahallesi’nde 48 Adet Kahvehanede Kumar Oynatılmıyor!

*Gazi Mahallesi’nde 86 Esnaftaki Para Makinaları Kaldırıldı!

*Halk Meclisleri Ulaşım Hakkımıza Sahip ÇıktıOkmeydanı’na “Emniyet İstediği İçin Girmeyen”

Otobüsler Mahalle İçine Girmeye Başladı!

EZİLEN HALKLARIN SİLAHA SARILMALARI TARİHSEL BİR ZORUNLULUKTUR!

TARİHSEL VE SİYASAL ZORUNLULUĞUN GEREĞİ OLARAK;Silahlı Eylemde Halk Savaşının İlke ve Gelenekleri Esas Olmalıdır!

*Silahlı Eylem Halkı Eğitmek, Örgütlemek ve Silahlandırmak İçindirÇünkü Savaşta “Tayin Edici Faktör İnsan ve İdeojidir!”*Silahlı Eylem Halkın Adaletini Somutlar. Halka Hesap Sorma Bilinci Taşır!*Silahlı Eylem Halka Zarar Vermez. Halkı, Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Birleştirir ve Savaştırır!

Page 2: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Kayıplarımızdan Yusuf Erişti İçin Ailesi Tarafından Yapılan Tokat Reşadiye Dolay Köyü Yakınlarındaki Umut Çeşmesi

O BİR DEVRİM EMEKÇİSİYDİTokatlı yoksul bir köylü ailesinin çocuğuydu Yusuf. Tüm yaşamını çalışarak

geçirmişti. Kendi yaşamını kendi kazanmış bir emekçiydi. (....)"Yeni insan" niteliklerine sahip olmayan

kimileri, yönetici vasıflarını geliştirmek için ona fırsat vermedi,önünü açmadı. Çünkü o, popülizm ve kariyerizm gibi zaaflara yabancıydı, bu yüzden

kendini pazarlamak ve öne çıkmak gibi bir tavır içinde olmadı hiçbir zaman.Onun için, verilen işi yapmak, kararları uygulamak, Hareket’e bağlı kalmak esastı.

Her görevi popülizme düşmeden sessizce ve kararlılıkla yerine getirdi. Ve bu özellikleriyle o, gerek yoldaşları arasında gerekse her kesimden emekçi

insanlar arasında sevilen, saygı duyulan "bizim YUSUF" oldu.(....)Yöneticilik deneyi ve tecrübesi hemen hemen hiç yoktu. Ama o, dü-zen bağlarından,

düzenin yaşam tarzından kopmuş olduğu ve kendini tüm düşünsel gücüyle devrime motive ettiği için, kısa sürede, yoldaşlarından ve

kitlelerden öğrenerek, yaşadığı deneylerden dersler çıkararak yönetme sanatının inceliklerini kavradı. Yoldaşları üzerinde saygınlık yarattı;

onları sevdi, onlar tarafından sevildi.

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel1: (0-212) 536 93 44Tel2: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

[email protected]: (0-212) 251 94 35

Page 3: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

44 “Düşük profilli” yeniBaşbakan’ın “yüksek profilli” hırsızlıkları

45 Burjuva basında Fehriye Erdalolarak gösterdikleri BurcuGencer açıklama yaptı!

46 Emperyalizm halkların savaşındankorkuyor! Uzlaşma değil

korkularını büyütme zamanıdır!

48 Biz Diyoruz ki: Baskı ve yasaklarlauzlaşmayacağız

49 Biz daha yolun başındayız,korkunuzu büyütmeye devam edeceğiz!

51 Yozlaşmaya karşı Anadolu Halk Festivali’nde buluşalım

53 Dilek Doğan için dilek fenerleri uçuruldu!

54 Halk Cephesi heyeti Kilis’teydi

55 Avrupa’daki Biz: Daha fazla emek verelim

daha çok sahiplenelim!

56 Yitirdiklerimiz

58 Şehitleri sevmek anmak onlar için ağlamak değil, mücadeleyi büyütmek demektir!

İİ ç i n d e k i l e r31 10 Soruda: Kültür

33 Berkin’in, Dilek’in katillerini

tutuklamayanlar

Gazi halkını tutukluyor

34 Kamu Emekçileri Cephesi:Kamu emekçileri üzerindekibaskılara son vermenin tek yolubirlikte direnmektir!

35 Tekeller daha fazla kazansın diye

bir hamburger için 4 saat çalışıyorlar!

36 Gençlik Federasyonu’ndan:3,2 milyon öğrenciye okulunubıraktıran, AKP’nin halk düşmanı faşist politikalarıdır!

37 Liseliyiz Biz: Parasız, bilimsel

bir eğitim için Onur olalım,Çayan olalım!Gerillaya katılalım!

39 Liseli Dev-Genç’liler “Parasız

Eğitim İçin Gerillaya Katıl”kampanyasını sürdürüyor

40 Linç faşizmin yöntemidir;

bundan vazgeçin! Genel-İşSendikası yöneticileri kimdir?

42 Polyak direnişçileri:

“Sadaka değil, iş istiyoruz”

15 Dilek Doğan çadırı

10. kez kuruldu

16 Kumarla halkın

yozlaştırılmasına izin vermeyeceğiz

23 Devrimci İşçi Hareketi: DİSK ve Genel-İş yöneticileriişçi sınıfı için ne yaptılar?

25 Halkın Mühendis Mimarları:Türbin deyip geçmeyin; bu kavga hürriyet kavgasıdır!

27 Savaş ve Biz:

Sokaklarla arkadaş olmak

28 Hayatın Öğrettikleri:Halka güven, meşruluğunainan; gerisi hayat...

29 Özgür Tutsaklardan: Her tutsak, Özgür Tutsaktarihini, hapishane

direnişlerini öğrenmelidir!

30 Sanatçıyız Biz: Dizilerle tarihi

tersine çeviremezsiniz!

4 Ezilen halkların silaha sarılmalarıtarihsel bir zorunluluktur

HALKLARIN SİLAHLANMASITARİHSEL BİR ZORUNLULUKTUR

LİSELİ DEV-GENÇ

İktidarını kanlar içinde sürdüren AKP, Dersimilinde sözünü geçirememesinin bedelini yenikatliamlarla sormak istiyor. Daha önce gerillala-ra operasyon düzenlemek için kısa süreli ilanedilen sokağa çıkma yasaklarının bu kez, 26 Ma-yıs - 9 Haziran tarihleri arasında olacağını açık-ladı.

Dersimʼde alınan bu karar AKPʼnin katliamyapacağının açık ilanıdır. Kürdistan illerinin birçoğunda ilan edilen yasaklar sonrası evler, tankatışlarıyla yıkılıp, kadın erkek, genç yaşlı tüm-den bir halk bilinmeyen gazlar, bombalarla kat-ledildi. Evlerin bodrumlarında yaralı insanlarıkimseye göstermeden diri diri yaktılar!

Dersimʼde sokağa çıkma yasakları ile AKP,bir yandan katliam hazırlıkları yaparken diğeryandan gerillanın halkla olan bağını koparmakistiyor. Halkımız, Dersim dağlarında savaşanCEPHE GERİLLALARINI destekleyin! ÇünküCephe Gerillaları ekmek ve adaletin olduğu birdünya kurmak için dağlarda!

ŞEHİRDE, KIRDA UMUT CEPHE GERİLLALARINDA!

Page 4: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Silahlı mücadele bir tercih me-selesi değildir. Ezilen, sömürülen,asimile edilen, her türlü baskıyamaruz kalan halkların silaha sarıl-maları tarihsel bir zorunluluktur.Toplumların tarihi sınıfların sava-şımından oluşur. Ezen ve ezileninvarlığı, savaşın da koşulunu oluş-turur. Ezenler halka karşı savaşıgiderek daha da arttırmışlardır. Sa-vaş giderek daha ağır koşullardave daha ağır bedellerle ilerlemek-tedir. Köle sahiplerinden, toprakağalarına, toprak ağalarından bur-juvalara kadar halka karşı açtıklarısavaşın amacı hep aynı olmuştur.Varlıkları ezilenlerin varlığına bağlıolan sömürücü sınıf istediğini almakiçin baskı uygulamak zorundadır.Toplumsal süreçlerin savaş koşul-ları, araçları, yöntemleri farklılıklargösterir. Dünyanın neresinde olursaolsun sömürü varsa mutlaka şöyleya da böyle bu sömürüye karşı çı-kanlar da vardır. “Köleliğin bilin-cinde olan ve ona karşı mücadeleeden köle, devrimcidir.” (Lenin,Seçme Eserler, Cilt 11, Sf:472)

Savaşın ZorunluluğunuKavramak Silahlı Mücadeleyi Kavramaktır

Spartaküs’ten Günay’a, Çayan’akadar tüm savaşanlarımız silahlımücadelenin birer parçasıdırlar.“Hiçbir devrimci sınıf, devrimcisavaştan vazgeçemez, aksi haldekendini gülünç bir pasifizme mah-kum etmiş olur.” (Age, Sf:169) Sa-vaşmayan kazanamaz da.

Nasıl bir dünyada, nasıl bir ül-kede yaşadığımızı bilmek, görüptanımlayıp kavramak neden silahlımücadelenin zorunlu olduğunu kav-

ramakla aynı şeydir. Doğru sorulardoğru cevabı doğurur. Bu esasındabir irade savaşıdır. Egemen sınıf,tarihin her döneminde, çağına göreher türlü yol yöntemle tepeden tır-nağa silahlanmıştır. Egemenler sö-mürebilmenin koşulunu silahlan-mak, silahı düşmanına karşı kul-lanmak olduğunu bilirler. Tarihselbir tecrübeleri vardır. Bu tecrübesınıfsaldır ve her iki sınıf için degeçerlidir. Buna rağmen egemensınıf yani ezenler her dönemde,her koşulda ezilenlerin silahlan-masını “suç” saydılar, sayıyorlar.Çünkü biliyorlar halka karşı açtık-ları savaşı kaybetmeye mahkum-durlar. Çabaları ömürlerini uzatmakiçindir.

Uzlaşmaz iki sınıf arasında sürensavaşımız emperyalizm çağındaburjuvazi ile proletarya arasındasürüyor. Günümüzde baş çelişkiemperyalizm ve halklar arasındadır.Egemenlerin bize asırlar önce açtığıbu savaşı biz de asırlar önce kabulettik. Öyleyse temel görevimiz busorumluluğun gereğini yerine ge-tirmektir.

Ülkemizde ve dünyada emper-yalizm ve işbirlikçisi iktidarları in-sanlarımıza yaşadıkları yerleri yabir hapishane ya da bir mezar yap-tılar. Halkı teslim almak için hertürlü yol ve yöntemi kullanmaktadır.Uydu araçlarından, uyuşturucuyakadar emperyalizm her türlü aracıhalka karşı savaşta birer silah olarakkullanıyor.

“Ya önümde diz çökersiniz yada yok olursunuz” ikilemi halklarakabul ettirilmek isteniyor. Bu ne-denledir ki ölmeyi ve de öldürmeyigöze alıp karşısına dikilen her ör-gütten ve dahi kişiden korkuyor.

“SİLAHIMIZ SÖYLEYECEK SON SÖZÜ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!”

EZİLEN HALKLARIN SİLAHA SARILMALARI TARİHSEL BİR ZORUNLULUKTUR

TARİHSEL VE SİYASAL ZORUNLULUĞUN GEREĞİ OLARAK;Silahlı Eylemde Halk Savaşının İlke ve Gelenekleri Esas Olmalıdır

Milliyetçilik de sonuçta birburjuva ideolojisidir. Burjuvaideolojisi demek çıkarları, fay-dacılığı, kolaycılığı hareket tar-zının odağına koymak demektir.Halka değer vermek değil gün-lük çıkarların peşinden koşmakdemektir.

Tonlarla ifade edilen patlayıcımiktarlarıyla eylem yaparak,toptancı, halka zarar verip ver-meme ölçülerini ortadan kal-dıran tarz halk savaşına ait de-ğildir.

Halk savaşı silahlı eylemlerdepolitik sonuçlar yaratmaktır,eylemin sözünün geçtiği heryerde o eylemin kendi meşru-luğunu yaratmasıdır

Dürümlü’de ölen halktan insan-ların sorumlusu da Kürt milli-yetçilerinin eylem anlayışıdır

Özen, dikkat, halkın güven-liğini her şeyin önünde tutmak,halka zarar vermemek gibi il-keler nerede kalmıştır. Onlarcainsanın vücutlarının parçala-rının bile tam bulunamadığı,patlama yerinde devasa çukur-ların açılmasına neden olanpatlamanın söz konusu olduğubir yerde o tonlarca patlayıcınınnasıl taşınması gerektiği tartı-şılmalıdır.

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ44

Page 5: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Ve yine bu nedenledir ki her dildenburjuvaziye beynini satmış olan her-kes aynı yalan nakaratı tekrarlıyor.“Silahlı mücadele çağı kapanmıştır.”Milyonlarca insan açlıktan ölürkenve tekeller karlarına kar katarken buçağrı ancak emperyalizmin sağırettiği kulaklarca duyulur. Bugün Su-riye’de yaşananlar, Suriye halkınınyaşadıkları da emperyalizmin halkdüşmanı politikalarına tipik bir ör-nektir. Bununla beraber halka Suri-ye’de silahlı mücadeleyi ülkemizdeparlamentoyu adres göstermek, em-peryalizmin yalan sakızını çiğne-mektir.

Emperyalizm ve işbirlikçileri, ya-lan ve demagojiyle gerçek amaçlarınıgizlemeye çalışıyorlar. Bunun için“barış”, “demokrasi” havarisi olarakbombalarlar, yakarlar, yıkarlar, yoz-laştırırlar. Yaptıkları da mutkala “ulu”bir amaç uğrundadır. Bu yalana mil-yonların inanmasını isterler.

Emperyalizmin işbirlikçisi ikti-darların saldırıları da emperyalizmindenetimi altındadır. Yeni sömürgeülkemizde ordu, sömürgecilik iliş-kilerine göre şekillenmiştir. Hangisilahın nerede nasıl kullanılacağınaABD emperyalizmi karar verir. “İt-tifak-Stratejik Ortaklık” adı altındakomşu ülkelerin halklarına işbirlikçiiktidar aracılığıyla savaş açarlar. IŞİDile mücadele adı altında uçağındanpiyade tüfeğine ve de askerine kadarher şey emperyalizmin denetimineverilmiştir.

“Silahları gömün üzerine betondökün” diyenler aynı zamanda NA-TO’nun en büyük ikinci ordusunun“Başkomutanı” sıfatına sahip. İçeride

ve dışarıda ordu halka karşı savaşagöre örgütlenmiştir, örgütleniyor. Bü-tün silahlarını emperyalizmin dene-timinde temin eden ve de kullananiktidarların en genelde de devletinbu silahları emperyalizme karşı kul-lanmayacağı çok açık bir gerçekliktir.Ülke gelirinden en önemli pay “sa-vunma” adı altında silah harcamasınaayrılıyor. Yani bizim paramızla biziöldürmek için hem silahlanıyorlarhem de halkın silahlı güçlerine “si-lahları gömün üzerine beton dökün”diyorlar.

Faşizmin namluları üzerine doğ-rulmuşken ve de durmaksızın ateşederken durup beklemek, barış dile-mek, mermi yerine çiçek atmak yanihalkı savunmasız bırakmak halkakarşı işlenmiş suçtur. Her yıl yüzmilyona yakın insan açlık ve açlığabağlı nedenlerle ölürken nasıl olurda silahlı mücadele dönemi kapanmışolur? Savaşmak için milyonlarca ne-denimiz var, bu nedenlere her günyenileri ekleniyor.

Che “Gerilla niçin savaşır?” so-rusuna şöyle cevap veriyor: “(...)halkın kendisini ezenlere karşı, içiniçin kaynayan protestosunun yankısınımeydana getirmek için silahları elinealdığı ve tüm silahsız kardeşlerinirezillik ve yoksulluk içinde tutan top-lumsal rejimi değiştirmek amacıyladövüşür.” (Askeri Yazılar, Sf: 34)Böylece “Che dönemi kapandı” di-yenlere de Che cevap vermiş oluyor.Silahlı eylemi nostalji gibi görenlergeçmişle sınırlı tutup bugün yok sa-yanlar, esasında sınıfları yok sayı-yorlar. Ya da “silahı, silahlı müca-deleyi bitirme aracı olarak kullan-mak” (Kurtuluş, Sayı:7) şeklindekarşımıza çıkıyor.

Silahlı Mücadele TemeldirÜlkemiz emperyalizmin yeni sö-

mürgesidir. Bir avuç kan emici asalakemperyalizmin işbirlikçileri tarafındanyönetilmektedir. Bu ilişkilere bağlıolarak faşizm hüküm sürmektedir;sömürge tipi faşizm. Birbirini ta-mamlayan bu parçalar neden silahlımücadelenin temel alınması gerek-tiğini de gösteriyor.

Nedir diğer seçenekler? Kısaca;

parlamento mu? Sistemle en ufakçelişkisi olan biri bırakalım millet-vekili olmayı bakan dahi olsa faşizminpolisi tarafından ülkenin bir şehregirmesi engellenebiliyor. HDP’li ba-kanlar Cizre’ye giremediler. Ülke-mizde seçimler, parlamento, hükü-metler demokrasicilik oyununun fi-güranlarıdırlar.

“Sivil Toplum Kuruluşları”ndayer alarak mı halkın sorunlarının çö-zülebileceği iddia ediliyor? STK diyesarıldıkları, emperyalizmin devrimcimücadeleye karşı besleyip büyüttüğükurumlardır. Halkın öfkesini, talep-lerini düzen içinde tutarak tehlikesizhale getirme görevini yerine getir-mekle sorumludurlar. Silahlı müca-delenin tasfiyesi için de aktif olarakkullanılırlar.

Halk düşmanı bir sistemde halkınyaşam hakkı da dahil hiçbir hakkıkalıcı değildir. Sürekli bir savaş halivardır. Ülkemizin tarihi de bunun ensomut kanıtıdır. Maraş Katliamı, 1Mayıs 77 Katliamı, 12 Eylül... Dağ-larda, şehirlerde, meydanlarda dö-külen hep bizim kanımızdır. Kimindekestiler, kiminde yaktılar, kimindebombalayıp taradılar, cesetlerimiziparçaladılar.

Katliamların nedeni razı etmektir,sömürüyü sürdürebilmektir. Katli-amlarla beraber, halkın yaşam ko-şullarına, işsizliğe, yoksulluğa, işçikatliamlarına, eğitimde eşitsizliklere,baskı ve asimilasyon imha politika-larına baktığımızda tek seçeneğinvar olduğunu, onun da silahlı müca-dele olduğunu görüyoruz.

“Silahlı mücadelenin temel ol-duğu, diğer mücadele biçimlerininsilahlı mücadeleye tabi olduğu vevazgeçilmez olduğu hepimizin hem-fikir olduğu gerçekliktir. Sorun bunupratiğe geçirip geçiremediğimiz yada nasıl geçirdiğimizdir. En geneldebütün yeraltı ve demokratik örgüt-lenmeler silahlı mücadeleyi geliştirenküçükten büyüğe doğru bir gelişimseyri içinde, halk ordusunu yaratmayayöneliktir.” (Kongre Raporları)

Temel tali ayrımını doğru yaparak,taliyi “önemsiz” görmeyerek silahlımücadele örgütlenirse devrim hede-fine ulaşırız.

Che “Gerilla niçin savaşır?”sorusuna şöyle cevap veriyor:“(...) halkın kendisini ezenlerekarşı, için için kaynayan pro-testosunun yankısını meydanagetirmek için silahları eline al-dığı ve tüm silahsız kardeşlerinirezillik ve yoksulluk içinde tutantoplumsal rejimi değiştirmekamacıyla dövüşür.” (Askeri Ya-zılar, Sf: 34

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

5İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 6: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Silahlı Eylemin Amacı Nedir?

Silahlı mücadele elbette ki bilincinsilahlanmasıyla beraber fiziksel olaraksilahlanmayı da gerektirir. Hedefegöre eylem örgütlenir. Amacımız ey-lemimize şeklini veren olmuştur.

1- Halkı Politikleştirmek: Silahlıeylemlerle halka yaşadığı olumsuz-lukların, sorunların kaynağını gösteriptaraf olmasını sağlarız. Eylemleri-mizin halkı uyandıran, bilinçlendirenişlevi olmak zorundadır. Silahlı ey-lemlerimiz ne bir düello ne bir intikamalma aracı ne de maceradır. Her ey-lemin milyonların anlayabileceği netpolitik mesajı vardır. Hiram Abas’ıncezalandırılmasından Sabancı’nın ce-zalandırılmasına, karakolların silah-sızlandırılmasından emperyalist he-deflere yönelik eylemlere kadar hep-sinde hedef net, propaganda gücüyüksektir.

Nasıl ki Ümraniye Katliamı’nınardından Sabancı cezalandırıldı, Suruçkatliamı ve Günay Özarslan’ın kat-ledilmesinin ardından ABD konso-losluğuna yönelik silahlı eylem ya-pıldı, bu çizgi aynı şekilde sürecektir.Silahlı propaganda esastır çünkü.Hedefi, sorumluları halka gösterenbu eylemlilik çizgisinden bağımsızdüşünülemez. Sol adına konuşup “si-lahlara veda” diyenler, bu eylemlerkarşısında aciz kalmışlardır. Bugünise silahlı eylemin altını boşaltmakiçin adeta her yol deneniyor. Eylem-leri şaibeli bir hale getirmeye çalışı-yorlar. Halk için dost düşman kav-ramlarını muğlaklaştırarak halkı dü-zen içinde tutmaya çalışıyorlar.

Eylem kendi propagandasını ya-pabilmeli. Halka açıklanması zorolan bir eylem devrimci tarzda silahlıeylem olamaz. Hedefin netliği halkıbilinçlendirir. Öyle ki emperyalizminhalka yönelik saldırısı olduğundaaynı süreçlerde emperyalist hedeflereyönelik bir eylem gerçekleştirildiğindehalkın aklına ilk gelen devrimci ha-reket olmaktadır. Hatta eylem olmazsa“Cephe şimdi vurur” denilmektedir.

Soyut bir düşmana karşı halkınsavaşmasını bekleyemeyiz. Düşmanıelle tutulur gözle görülür hale getir-

mek için silahlı eylem esas alınır.Halk yaşamının her anında düzeninpropagandası ve baskısı altındadır.Çocukluktan başlayarak düzeneuyumlu insanlar yetiştirmek hedef-lenir ve örgütlenmesini buna göreyapar. Silahlı eylem düzenin tıkabasa doldurduğu, kirlettiği beyinlerekurşun hızında girip arındırabilmelidir.Tüm soru işaretlerini kaldıran ey-lemlerimiz vardır. Bazen bir kurşunhızında beyinlerde yereder ve birömür süren bilinçlendirme işlevi gö-rürler.

Hiram Abas’ın cezalandırılma-sından Alişan Şanlı’nın ABD Bü-yükelçiliği’ne yönelik eylemine deköncesi ve sonrasıyla devrimci hare-ketin eylemleri halkın gerçekle bağınıkurar. Sahte dünyasından gerçeğeaçılan bir kapı olur.

2- Silahlı eylem “yıkılmaz devlet”düşüncesini yıkar: “Önce kitlelerisarsar, giderek de bilinçlendirir. Mer-kezi otoritenin göründüğü kadargüçlü olmadığını, onun kuvvetininher şeyden önce yaygara, gözdağıve demagojiye dayandığını gösterir.”(Mahir Çayan, Bütün Yazılar, Sf:399)

Devlet gücünü göstermek içinabartılı ifadeler kullanır. Korku yay-mak ister.

Dağlarda termal kameralar ilkkullanılmaya başlandığında “kimsebir yere kıpırdayamayacak” söylen-tisini yaydılar. Sonra o tanklarınönünden geçip eylemlere giden ge-rillalar buldukları yöntemlerle düş-manın anti-propagandasını alt-üst et-tiler. Köylüler “O tanklar ancak do-muz vurur” demeye başladı. Şehir-lerin her sokağı, her köşe başını ka-meralarla sardıklarının, atılan heradımdan haberlerinin olduğunun pro-pagandasını yaptılar ama hala Ali-şan’ın ABD Büyükelçiliği’ne neredennasıl geldiğinin görüntüsü yok, kapıönüne gelene kadar tek kare yok.Elif Sultan Kalsen’i her yerde arı-yorlardı. Taksim’in göbeğinde eylemyaptı ve başarılı bir şekilde çekildi.“Bu kadar teknik imkan var, devletbilir” düşüncesi yıkıldı, kırıldı. Kendikarargahlarını emniyet müdürlüğünüdahi koruyamadılar, roketlerle kapı-larına dayanan savaşçılar devletin

gücünü (!) anlatıyorlardı.Halkın genel yaklaşımı “Evet,

kötü ama biz bir şey yapamayız,böyle gelmiş böyle gider” şeklindedir.Yıkılması gereken silahlı eyleminhedeflediği tarz da budur. Bu silahlıeylemin propaganda gücüdür. Halkaumut olandır.

Halkı Sarsan Eylemler Gerçeği Ortaya Çıkarır

Halkın yaşam koşuşturması “ek-mek kavgası” telaşıyla adeta önünügöremez hale getirilmek istenir. İş-sizler yozlaştırılarak, çalışanlar tecritedilerek ki bu da yozlaştırır, gerçek-lerden kopartılır. Sömürüldüğü orandatepki göstermesinin de ötesine ge-çerek, tamamen tepkisizleşir. Bu ne-denle de Mahir Çayan’ın belirttiğigibi “halkı sarsan” silahlı eylemlergerçekleştirmek gerekir. Düzenin bizisınırladığı gündemlerle değil, kendigündemimizi oluşturarak halkın önün-deki duvarı kaldırabiliriz.

Berkin Elvan dosyasına bakanSavcı Selim Kiraz’a yönelik eylemhem çok yakın hem de bu konudaçok somut bir örnektir. Düzeni kor-kudan titretmiş, halkı sarsıp gerçeklerien çıplak haliyle görmesini sağla-mıştır. Sadece savcının cezalandırıl-

Faşizmin namlularıüzerine doğrulmuşken vede durmaksızın ateş eder-ken durup beklemek, ba-rış dilemek, mermi ye-rine çiçek atmak, yanihalkı savunmasız bırak-mak halka karşı işlenmişsuçtur. Her yıl yüz mil-yona yakın insan açlıkve açlığa bağlı nedenlerleölürken nasıl olur da si-lahlı mücadele dönemikapanmış olur? Savaş-mak için milyonlarca ne-denimiz var, bu nedenlereher gün yenileri ekleni-yor.

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ6

Page 7: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

ması yanıyla değil, savcının ceza-landırılmasına giden süreç içerisindedevletin tavrını teşhir etmesi boyu-tuyla da önemlidir. Devlet iki işken-ceci polisini korumak için savcısınıdahi gözden çıkarmıştır. Bu gerçeğihiçbir yalan saklayamadı ve eylempropaganda gücünün önemli bir aya-ğını buradan aldı. Bu olayla berabersistemin adaletsizliği, Berkin’i duyan,bilen milyonlar tarafından, değişti-rilmez şekilde kabul edildi.

Halkın silahlı eylemin üstlendiğigörevi görmesi, silahlı eylemin halkıngözündeki meşruluğunu da berabe-rinde getiren irili ufaklı bütün ey-lemlerimiz aynı amaca hizmet eder.Sarsıcı olabilmesi için illaki eyleminfiziksel bir büyüklüğe sahip olmasıgerekmez. Hesap soran bir bombalıpankart olabileceği gibi bir roket deolur.

Silahlı Eylem, Adaletimizdir

“Halkın adaleti bir kavram olarakdevrimci hareketin 90’lı yılların ba-şındaki devrimci şiddet eylemleriylebirlikte yerleşmiştir. Bu dönemdekieylemler bir yanıyla cunta yıllarının,halka karşı işlenmiş suçların hesap-laşmasıydı.” (Bir Devrimci DursunKarataş, Cilt 2, Sf:401)

Adalet gerçek anlamını halkınadaletinde bulmuştur. Devrimci ha-reketin hesap sorma bilinci; halkagüven, düşmana korku veren oldu,oluyor. “Devrimci Sol’un cezalan-dırılacaklar listesinde var mıydı?”diye soruluyor hala. Çünkü bu listegüncellenerek, geçmişi de hala ko-runarak varlığını Cephe’nin adaletiylesürdürüyor. Bu “liste”de kimlerinolacağını bilmek zor olmadığı gibi,bu listede yer alanların korkusuz birsaniyelerinin dahi geçmediği de yad-sınmaz bir gerçektir. “Mit şefi” iş-kenceci katil, Ulaş Bardakçı’nın kat-ledildiği operasyonu yöneten, sadeceülkemiz halklarına yönelik değil, Fi-listin halkına yönelik birçok katliamında sorumlusu olan Hiram Abas’ıncezalandırıldıktan sonra (Eylül 91)yapılan açıklamada: “Örgütümüz onucezalandırarak kim olursa olsun hal-kın adaletinden kaçılamayacağını

göstermiştir” diye belirtirken açık-lamanın sonu “Yaşasın DevrimciAdalet” diye bitirilmiştir. Halkın ada-lete olan ihtiyacının soluk almayaolan ihtiyaç kadar doğal ve zorunluolduğunu bilen devrimci hareket ey-lemliliklerini de buna göre örgütler.

“Halka, devrimcilere karşı katli-am, işkence, cinayet suçu işleyen-lerden hesap sormaya devam ediyo-ruz; Kürt ve Türk halklarını birbirinedüşman etmek isteyenlerin vurucugücünü cezalandırmak için...” denilenaçıklama Gayrettepe 1. Şube binasınayönelik bombalı eyleme ilişkindir.Gerillaların cesetlerinden kulaklarınıkesip fotoğraf çektiren asker, tutsak-lara işkence yapan hapishane idare-lerine kadar birçok halk düşmanıhalkın adaletinden kaçamamışlardır.

Geçen zaman bazen birkaç saatbazen birkaç yıl bazen de çok uzunsürebilir ancak hesabın sorulacağın-dan kimsenin kuşkusu yoktur. 19-22 Aralık Katliamı’nın hesabını sor-mak için fedadan bombalamaya kadargerçekleşen eylemleri, halkın adale-tinin mutlaka gerçekleşeceğine dairen somut örneklerdir.

Aynı bilinçle Engin Çeber’e iş-kence yapan karakola yönelik silahlıeylem gerçekleşmiştir.

Hafızamız hesap sorma bilinci-mizdir. “Unutmaya hazırız” diyenlerhalkı adaletsiz bırakmak isteyenlerdir.Ezilen halkların tarihi bize göster-miştir ki sorulmadık her hesap yeniadaletsizliklerin doğmasına nedenolmuştur. Bugün Kürt halkının ya-şadıkları da adalete olan ihtiyacı,halkın adalet özlemini de göster-mektedir. “Kürdistan Kasabı HulusiSayın cezalandırıldı.” Elbette bu ey-lem önemlidir ancak ardından gelençizgiyle, amaçla beraber tarih içindekiyerini bulur. Bugün “Bir kleş, birtaş ve 51 yaş”ta ifadesini bulan Su-ruç’un hesabını sormak için ABDKonsolosluğu’na yönelik eylem aynıçizginin devamıdır. Silahının sonmermisine kadar o da yetmedi elin-deki taşlarla savaşırken “Suruç Kat-liamı’nın hesabını soracağız” demek,silahlı eylemin amacını, şeklini an-latmak için de adaletin somutlanmasıiçin de önemli bir örnek oluşturuyor.

Gerçekleştirdiğimiz tüm eylemlilikleraynı amaca hizmet eder. Her eylemhalkın adaletsiz bırakılmayacağınınbirer kanıtıdır. Acıları sinesine çekenhalkın bu şekilde yaşama zorunluluğuyoktur. Evet, halk adalete “sıcak ek-meğe” duyduğu ihtiyaç kadar ihtiyaçduyar. Bu ihtiyacı ancak bugündenyarına silahlı eylem çizgisinde gelişenhalkın adaleti karşılar.

Silahlı Eylemler Halkı Örgütler

Silahlı propaganda milyonları ör-gütleme hedefini hayata geçirecekolandır. Elbette ki her eylemimizinen temel hedefi halkı örgütlemektir.Halkı devrime örgütlemektir. Halkadüşmanı gösterirken de, öfkesiniaçığa çıkarırken de alternatifi göste-rirken de, halkın adaleti olurken dehedef aynıdır.

“(...) Silahlı mücadele halkın sem-pati ve desteğini kazanacak nesnelbir temele dayanmadan gelişemezdir.Baskının, işkencenin, haksızlıkların,hak gasplarının kısaca her türlü ada-letsizliğin egemen olduğu, emekçiinsanların ezildiği, sesini çıkarmadığıhakkını arayana karşı zor kullanıldığıkoşullarda, biz “adalet” uygulayı-cısıyız, haksızlığa işkenceye uğrayaninsanların sesi olmayı başardığımızölçüde ... eylemlerimiz de etkili ola-caktır ve nitekim bu perspektife dayalıeylem pratiğimiz toplumun nispetengeniş kesimlerinde meşruiyet kazan-dı...” (Dava Dosyası II)

Halkla bütünleşmiş, gücünü halk-tan alan devrimci örgüt hedefe ulaşır.Her alanda ve her koşulda halkısilahlı mücadele perspektifiyle ör-gütlemek savaşı geliştirmektir. So-runların kaynağını göstermekle ye-tinmeden çözümü gösterip beraberhayata geçirerek halkı kendi savaşınınbir parçası yapabiliriz. Örgütlü ol-duğumuz mahallelere düşmanın öyleelini kolunu sallaya sallaya gireme-mesi bu örgütlülüğün bir sonucudur.Örneğin İstanbul’un KüçükarmutluMahallesi; düşman bu mahalleye gir-meye kalkıştığında karşısında örgüt-lenmiş ve dahi yeri geldiğinde si-lahlanmış halkı bulur. Bu müdahaleKüçükarmutlu’da böyle yaşanabile-

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

77İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 8: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

ceği gibi farklı mahallelerde farklışekillerde yaşanır. Direnişler yıkımlarakarşı örgütlenebileceği gibi, kurum-larımıza yönelik saldırılarda da ör-gütlenebilir. Halk elindeki her şeyisilaha çevirerek karşı koyar. Silahlımücadeleyle, silahlı eylemin etkisiyleörgütlenen halkın karşı koyuşu, so-runlarına çözüm arayışı da uzlaşmacıbir çizgide olamaz.

Halk yaşadığı sorunlarda, saldı-rılarda, çözüm ararken, direnirkenomuz başında devrimcileri gördükçegüveni pekişir. Savaş içinde sınarhalk ve güveni örgütlülüğe dönüşür.Bu güven sisteme karşı öfke ve aynızamanda kendine karşı güveni deberaberinde getirir.

Silahlı Halk YenilmezÖrgütlü halkın silahlı güçleri de

olacaktır. Milislerimiz silahlanmışhalktır. Düşmanın milislerimizdenkorkusu esasında halktan korkusudur.Halkın kendi içinden yetişen ve vuranbu güçler, halka “Ben de yapabilirim”bilincini taşır. Özellikle de milis ör-gütlenmesi halkın silahlı eylemle bü-tünleşebilmesi için bir öneme sahiptir.Milisler yozlaşmaya karşı mücade-leden cenazelerimizin güvenli bir şe-kilde kaldırılmasına kadar birçok so-rumluluğu omuzlarlar.

Bu savaş halkın savaşıdır ve dev-rim de halkın eseri olacaktır. Bugüntüm halk örgütlülüklerinin hedefi debudur. Halk sadece silahlı eylemlereyardım eden konumunda değildir.Ev bulur, malzeme temin eder, istih-barat çıkarır ancak bunlarla berabersavaşın temel unsurudur ve en önmevzilerde de yer almalıdır ve dealmıştır. Devrimi hedefleyip, silahlımücadeleyi temel alan hiçbir örgüthalkı sadece destek güç ya da lojistikolarak göremez. Halktan silah almakgerektiği gibi, halkın silahlandırıl-masından da sorumlu olunduğu akıl-lardan çıkartılmaması gereken birdoğrudur.

Halkı silahlandırıp, silahlı eylemekatacak olan da yine silahlı eylemdir.Düşmanın devasa silahlı gücüne karşı,kendi silahımızla savaşıp sonuç ala-bildiğimizi gördükçe silahın savaşiçindeki rolünü halk daha çabuk kav-

rayacaktır. Bugün elindeki taşla ba-rikatta olan yarın silahını kuşanmışmilistir, bir adım sonra silahlı pro-paganda birliklerinin savaşçısıdır.Halkın irili ufaklı tüm örgütlenme-lerini silahlı mücadeleye göre şekil-lendirmek devrim için zorunlu olandır.Faşizm koşullarında yeni sömürgebir ülkede başka türlü bir mücadeleile halkın kazanması mümkün de-ğildir. Bırakalım iktidarı almayı enufak bir hak alma eylemi dahi dev-rimci şiddet gerektirir.

Silahlı Eylem İlkeli ve Kurallı Olmak Zorundadır

Silahlı mücadeleyi temel alan birörgüt olarak milislerimiz, şehirde vekırlarda silahlı propaganda birlikle-rimiz savaşan güçlerimizdir. Savaşınsilahlı eylem mevzisindedirler. Savaşiçinde şekillenmişlerdir. Bununla be-raber her alanın her birimin kendisilahlı gücünü oluşturması hedefle-nir.

Tüm eylemlerin örgütlenmesi vesilahlı eylemlerimizin örgütlenmesiiçin, temel ilke ve kurallarımız vardır.Bir eylemi örgütlerken temel olaraknelere dikkat edeceğiz?

- İyi bir gözlemci olmak zorun-dayız. Gelişmeleri, çevremizi, enufak bir ayrıntıyı gözden kaçırmadangözlemleyeceğiz.

- Her şey bir istihbarat aracıdır.Okuduğumuz dergi-gazete, akrabaçevremiz, tanıdıklar, ilkeli ve kurallıbir kullanımla internet... aklımızagelen gelmeyen her şey silahlı eylemegöre şekillendirilmelidir. Sadece ey-lem öncesinde değil her an, çünküsavaş süreklidir. Silahlı mücadele si-lahlı eylem anıyla sınırlı değildir.Bir bütün olarak ve dahi yaşamımızolarak ele almamız gerekir. Her anı-mız, her soluğumuz onunla dolu ol-malı ki savaşa göre şekillenelim.

- Her eylem için mutlaka alter-natiflerimiz olmalı. Tüm seçeneklerdüşünülerek plan program çıkartılırsabaşarısızlık ihtimali o derece azal-mıştır. Beyni her daim silah altındaolan biri kendini salt emir ve tali-matlarla sınırlamaz. Kaldı ki en genelve en mutlak talimattır: Düşmana

zarar verilecek, milyonlar örgütle-necek.

- Öğrenmek ve öğrenirken öğretenolmak esastır. Silahı öğrenmek içinelimizde illaki silahın olması gerek-mez. Çoğu zaman bunun koşullarıolmayabilir. Silahları öğrenmeli, öğ-retmeli ve tüm insanlarımıza herşeyin bir silaha dönüşebileceğini kav-ratmalıyız. Hiç ateş etmeden silahı-mızı deneme koşulumuz olmadançatışmaya girebiliriz. Savaşan bir ör-gütün insanları her an her şeye hazırolmalıdır.

- Silahlı bir eylemde illegalite ol-mazsa olmazdır. Gizliliği esas alanbir partinin kadro, taraftar ve de sem-patizanları bu esasa göre örgütlenir,ilişki kurar. “Daha dün beraberdikbugün nasıl silahlı eylem yapar?”sorusundaki şaşkınlığı kafası silahlımücadeleye göre şekillenen taşımaz.Savaşın elbette ki ilkeleri, kurallarıvardır; ancak kalıpları yoktur.

- Örgütleyen olmak: Şehitlerimizbir yandan silahlı eylemi örgütlerkenbir yandan da şehitliklerini örgütle-mişlerdir. Yapacakları eylemin so-nuçlarını görerek, öncesinde de bunauygun örgütlenme çalışması yapmış-lardır. Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğ-ruyol’un eylem öncesi buna somutörnektir.

- Halkın güvenliği esas olandır.Bununla beraber “Güvenlik adı al-tında kendi elimizi ayağımızı bağla-yacak yöntemler” uygulamayız. En-geller düşman için vardır. Aşırı tedbirhalkı da korkuya sürükler. Silahlıeylemin bir yanının da halkın gü-venliği olduğunu unutmamalıyız.

- Eylem örgütlerken gücümüzühalktan ve meşruluğumuzdan aldı-ğımızı unutmayacağız. Bu iki güçkaynağı aynı zamanda silahımızdır.

- Hedef net olmalı: Hiçbir soruişaretine yer bırakmadan, eylem vesonuçları anlatılabilmelidir. Bugünekadar yaptığımız her eylemi savun-duk, savunamayacak hiçbir eylemyapmadık. Propagandasını yapama-dığımız silahlı eylem bizi vurur.

- “Düşmana doğrulmayan her si-lahı bize doğrulmuş sayarız” diyorDayı. Sadece silahlı olmak, silah-lanmak yetmez. O silahın düşmana

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ88

Page 9: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

dönmesi ve vurması gerekir. Doğruhedefe devrim amacıyla vuran, ka-zanacak olandır. Neden silahlandı-ğımızı, silahın savaş içindeki yeriniunutmamak gerekir.

- Faşist kurumların basılması, dü-zen partilerine yönelik eylemlerimiz,halk düşmanlarının, hainlerin ceza-landırılması, korsanlar, düşman ku-rumlarına taciz ateşleri, pusular, ku-rumlarımızın halkımızın güvenliği...Hepsinin silahlı mücadele içinde yerivardır ve dahası da olmalıdır.

SPB’ler, milisler, silahlanmış halkeylemlerimizin temel unsurlarıdır.İlke ve kurallarımız çerçevesinde ey-lem gerçekleştirmekle sorumludur-lar.

Halka Zarar Veren Silahlı Eylem Devrimci Bir Eylem Değildir!

Halk için halkla beraber devrimhedefine varmak için silahlı mücadeleveriyoruz. Bunu bilerek hareket etmekzorundayız. Halka zarar veren eylembizi hedefimizden uzaklaştırır. Hedefne kadar önemli olursa olsun halkazarar vereceğini bilerek asla bir eylemörgütlemeyiz.

Tarihimiz, halkımız tanıktır ki;şehit düşmek, tutsak vermek pahasınada olsa halka zarar verecek eylemörgütlemedik, fark ettiğimiz anda damüdahale ettik. Bu şekilde şehitdüşen yoldaşlarımız oldu. Koyduğubombanın halka zarar vereceğini gö-rüp yerini değiştirmek isterken pat-layan bombalar ve verdiğimiz şehitleroldu.

Dost düşman artık gerçeği biliyor.Cephe halka zarar verecek eylemyapmaz. Düşman dahi “Onlar böylehalkın olduğu yerde eylem yapmaz,eylem onların değildir” diye açıkla-malar yaptı. İstanbul suyunun DHKP-C tarafından zehirlendiği iddiasındansonra, Semiran Polat’ın belediye oto-büsünde eylem yaptığı iddiasındansonra, İstanbul Emniyet Müdürü ya-lanlayan açıklamalar yapmak zorundakaldı. (Semiran Polat bir hesap sormaeylemine giderken yanındaki bombakaza sonucu patlamıştı.)

Tüm tedbirler alınmasına rağmensilahlı eylem esnasında ya da kazasonucu halkın zarar gördüğü olaylarda olmuştur. Bu tür durumlarda halkayaşanan olayın nedenleri anlatılmış,özeleştiri verilmiştir. Telafi edilebi-lecek her türlü zararın telafisi sağ-lanmıştır. Eğer böyle bir olayda ör-gütlü bir insanımızın herhangi bireksiği hatası olmuşsa suçuyla orantılıcezalandırılır. Yakın tarihimizde GaziMahallesi’nde bir korsanda silah kul-lanılarak halka zarar verilmesine ne-den olan iki devrimci örgütten atılmakgibi çok ağır bir cezayla cezalandı-rılmışlardır. Bu tür olayların tekilolarak yaşanması, neredeyse hiç ya-şanmıyor oluşu silahlı eylemleri ne-den, ne için yaptığımızı bilmekledoğrudan bağlantılıdır. Silahlı mü-cadele kültürüyle alakalıdır.

Dar milliyetçi bakış açısının sahipolduğu, halkların kardeşliğinin gö-zardı edildiği, eyleme sadece günlükçıkarlar çerçevesinde bakıldığı yerdesilahlar hedefini şaşırır; sağa solavurmaya ve sonuç olarak hedefinişaşırmaya başlar.

Devrimciler halk kitleleri arasındahalkın haklı talepleri ve kurtuluş içinkararlı bir savaşım verdikleri orandakök salarlar. Halkın gözünde devrimcikurtuluşun, umudun, sorunlarının çö-zümünün ve adaletin temsilcisi du-rumundadırlar. Sömürüye ve baskıya,adaletsiziğe karşı savaşan, ezilenlerintaleplerini dile getiren devrimcilerbu çizgilerinde ısrar ettikleri orandahalkı mücadeleye katabilirler.

Türk ve Kürt halklarına emper-yalizme karşı bağımsız bir ülkenin,faşizme karşı halk demokrasisinin,kapitalist sömürüye karşı sosyalizminyolunu göstermek; halklarımızı busavaşın ve kurtuluşun yoluna seferberederek kaderimizi ellerimizle yarat-mak için mücadele ediyoruz. Ken-disine devrimci, komünist ya dailerici diyen; halkın öncüsü olduğunuiddia eden herkes, her örgütlü güçhalkın taleplerini örgütleyerek güçolabilir. Savaşı büyütebilir.

Halka zarar veren eylem, halküzerinde “zor” yoluyla otorite olmayaçalışan anlayış örgütleyemez.

En önemlisi devrimci eylemin

ilke ve geleneklerini çiğnemiş olur.Dost cephesini genişletip düşmancephesini daraltma işlevi yoktur. Hal-ka politik gerçekleri açıklamak; halkınadaletini somutlamak yoktur bu tarz-da. Halkın yüzyıllardır maruz kaldığızulüm, haksızlık ve adaletsizliğekarşı devrimin kural ve gelenekleri,halk savaşının yasa ve gelenekleriörgütlenmelidir.

Devrimin Yasaları Halk İçindir

Her toplumsal hareket dayandığı,çıkarlarını temsil ettiği kesimler adınakural, yasa ya da geleneklerini oluş-turur. Bu anlamda devrimciler dedevrim mücadelesinin belirli aşama-larında ilkelerini daha geniş kesimleriçin kurallar ve yasalar haline getir-mek, giderek daha yeni bir hukukyaratmak zorundadırlar.

Halk savaşının yasaları, devrimcimücadelenin kuralları yıllar sürensavaşın içerisinde, halkın çıkarlarınıkorumak için oluşturulur ve devrimcimücadelenin geçerli olduğu yerlerdeuygulanır.

Mücadelenin ilk aşamalarındanbaşlayarak, devrimciler politikalarınıgeniş kesimler içerisinde benimse-terek, devrimci ilke ve kuralları halkındaha büyük bir bölümüne yaymayabaşlarlar. Bu süreç iknaya dayanır;emek, sabır ve fedakarlığa dayanır.En önemlisi de halkın adalet anlayı-şına, adalet duygusuna zarar verme-mek ve halka zarar veren yanlışeylem çizgisinde ısrar etmemek ge-rekir.

İstanbul’un mahallerinde Kürtmilliyetçilerinin yaptıkları gösterilerdehalktan insanların araçlarını yakma-ları, bu araçları yolları kesmek üzerebarikat malzemesi olarak kullanmalarıbunun örnekleridir. Durmak isteme-yen taksicileri tehdit etmek, taksisinivermek istemeyenleri dövmek halksavaşının değil burjuvazinin adaletölçüleridir.

Milliyetçilik de sonuçta bir bur-juva ideolojisidir. Burjuva ideolojisidemek çıkarları, faydacılığı, kolay-cılığı hareket tarzının odağına koymakdemektir. Halka değer vermek değilgünlük çıkarların peşinden koşmak

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

99İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 10: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

demektir. Hatta daha önce Kürt milliyetçi

hareketin eylem pratiğinde bolca ör-neğini gördüğümüz gibi halkın kat-ledilmesiyle sonuçlanan eylemlerihayata geçirmek demektir.

Tonlarla ifade edilen patlayıcımiktarlarıyla eylem yaparak, toptancı,halka zarar verip vermeme ölçüleriniortadan kaldıran tarz halk savaşınaait değildir.

Tonlarla patlayıcıyı bir eylemdekullanmak üstelik bunu artık bir çizgihaline getirmek eylemi sadece “yakıpyıkma” düzeyine indirmektir. Hayırdevrimci eylem sadece “yakıp yık-mak” değildir.

Silahlı eylem sadece “intikamcı-lık” değildir.

Halk savaşı silahlı eylemlerdepolitik sonuçlar yaratmaktır, eyleminsözünün geçtiği her yerde o eyleminkendi meşruluğunu yaratmasıdır.

Halk savaşı az olanın çok olana,manevi gücü yüksek olanın maddigücü yüksek olana karşı savaşıdır.Zafer az olanın birikerek çok olması;moral değerlerin maddi güce dönüş-mesi ile gelecektir. Dolayısıyla silahlıeylem değer yaratmak zorundadır.Kendi tarihsel ve siyasal haklılığındandoğan, kendi taşıdığı değerlerdendoğan gücünü silahlı eylem aracılı-ğıyla geniş kesimlere maletmesidir.Meşruluğu da buradan gelir.

Tonlarca patlayıcı bu gerçeğinneresine oturur? Kuşkusuz her zamanifade ettiğimiz gibi “silahların gücüçıkardıkları seste değil, ideolojidedir.”

Dolayısıyla sorun sadece bir askeriyöntem olarak silahlı eylemin ken-disinde değil ona yön veren ideolo-jidedir.

Dürümlü’de Ölen Halktan İnsanların Sorumlusu da Kürt Milliyetçilerinin Eylem Anlayışıdır

12 Mayıs günü Amed'in Sur ilçe-sine bağlı Sarıkamış Köyü DürümlüMezrası'nda PKK’ye ait olan patlayıcıyüklü bir kamyonun patlaması sonucuilk aşamada 4 kişi öldü, 23 kişi ya-ralandı, 12 kişi de kayboldu.

Daha sonra kayıp kişilerin ölüoldukları yapılan aramalarda ortayaçıktı. Bugün 16 kişinin ölü olduğuaçıklamalarda ifade ediliyor. Ger-çekleşen büyük bir patlamaydı. 30kadar ev hasar gördü, kamyonun in-filak ettiği yerde beş metre derinli-ğinde bir çukur oluştu.

HPG, Fırat Haber Ajansı'nda ye-ralan açıklamasında "patlayıcı maddeyüklü bir kamyonu bir yerden başkabir yere taşıma görevini icra ederken"gerçekleştiği ifade edildi.

Açıklamada şunlar söylendi:"Kamyondaki görevli arkadaş

kimliğini açıklayarak engellememelerigerektiğini söyleyip yoluna devametmek istemiş, ancak hem ilgili köydenhem de çevredeki başka köylerdengelen unsurlar araçlarla kamyonutakip ederek ateş açmışlardır.

Açılan bu yoğun ateş sonucu kam-yon içindeki fünyelerin isabet etmesiile birlikte patlama olayı gerçekleş-miş"tir.

Nakil sırasında gerçekleştiği "dü-zeneklenmemiş" olduğu söylenen pat-lamada Kürt milliyetçi hareketin so-rumluluğu bu kadar basit ve yüzeyselolarak ele alınamaz.

Kürt milliyetçi hareket "başsağ-lığı" diliyor ve "olayda sorumlulu-ğunun araca mermi sıkanlara ait ol-duğunu" söylüyor.

"Tonlarca patlayıcının" harekethalinde olduğu bir ortamda eylemiplanlayanların sorumluluğu bununlasınırlı değildir. "Ne yapalım ateş et-tiler, kimliğimizi açıkladık ama ateşettiler" deyip sorumluluğu üzerindenatmak olayı çok basitleştirmektir.

O kadar büyük miktarda patlayıcıile halkın bulunduğu bölgelerde do-laşmak için alınacak başka önlemyok mudur?..

Orada bulunan köylülerin ateş et-mesi dışında da kamyonun karşıla-şabileceği sayısız risk vardır. Kam-yonun geçireceği trafik kazaları,yolda bulunan dış etkenlerin bir şe-kilde harekete geçireceği ihtimallervb... için alınacak bir tedbir yok mu-dur?

Onlarca insanın vücutlarının par-çalarının bile tam bulunamadığı, pat-lama yerinde devasa çukurların açıl-

masına neden olan patlamanın söz-konusu olduğu bir yerde o tonlarcapatlayıcının nasıl taşınması gerektiğitartışılmalıdır.

Özen, dikkat, halkın güvenliğiniher şeyin önünde tutmak, halka zararvermemek gibi ilkeler nerede kal-mıştır? Ayrıca bu olay halka zararveren eylemleri bir çizgi haline ge-tirmiş olan Kürt milliyetçi hareketaçısından bir istisna da değildir. An-layış aynıdır. Çünkü ideoloji aynıdır.Aynı ideoloji ve anlayış İstanbulGazi Mahallesi’nde halka ait oto-mobilleri yol kesmek için kullanmakolaycılığını nasıl taşıyorsa, halktaninsanları, araç sahiplerini dövüyorsaAmed'de de tonlarca patlayıcıyı hiçbirönlem almadan, halk zarar görür mükaygısı taşımadan nakledebilir.

Çünkü bu anlayış kaynağını bur-juva ideolojisinden alır. Burjuva ideo-lojisi benmerkezcidir, bireycidir.Halkı değil kendi çıkarlarını esasalır.

“Silahlı Eylem Talimatı”“Talimatı şehitlerimizden aldık...

Talimatı Berkin’den aldık... Talimatıadalet bekleyen halkımızdan aldık...”Bu cümleler soyut ajitatif cümlelerdeğildir. Şehitler tarafından söylen-mişlerdir. Tam da gerçekliği yansı-tırlar. Tarihimizde 16-17 Nisan Kat-liamı’nın ardından savaşçılar hiçbirtalimat beklemeden silahlı eylemlergerçekleştirmişlerdir. Eylem gerçek-leştirmek için yol yöntem buldular.En iyi en güçlü silahımız yoldaşımızahalkımıza sevgimiz, düşmana öfke-mizdir.

Şafak ve Bahtiyar’ın Berkin için,Elif Sultan’ın Şafak ve Bahtiyar içinhesap sorması bu kültürün büyüyüpgelişerek sürdüğünü gösteriyor. Ör-gütlü olmak sadece talimatı uygulayanolmak değildir. Tam tersine her yö-nüyle düşünüp sonuçlar çıkarabilenve ihtiyaca cevap verebilen olmaktır.Günay Özarslan’ın cenazesinde ce-nazemizi sahiplenmek için şehitliğigöze almak savaş gerçeğine göre dü-şünüp hareket edebilmeye önemligüzel bir örnektir.

Hesap sormak bir intikam duygusudeğildir. “Birimiz hepimiz için hepimiz

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ110

Page 11: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

birimiz için” diyerek savaşı büyütü-yoruz. Eylemin neden, nasıl örgüt-lendiğini bilen birinin talimatı dayaşananlardan alabileceği somut birgerçekliktir.

Tutsaklıklar, işkenceler, katliam-lar... Düşmanın halka ve yoldaşları-mıza karşı işlediği her suç bizimgerçekliğimiz, doğallığında talima-tımızdır.

Kaynağımız HalktırDüşmanın devasa gücü, teknolojik

imkanları karşısında başarılı olabil-memizin en büyük nedeni halkın sa-hiplenmesi, halk örgütü olmamızdır.Biz halkız; halk, biziz. “Sivillerinarasına karışıyorlar, denizi kurutmaklazım” sözlerini düşman sık sık kul-lanıyor ve düşmanı en çok korkutanbudur.

Silahlı eylemin gerçekleşebilmesiiçin istihbarat olmazsa olmazdır. Veen güçlü istihbarat kaynağımız halktır.Gözümüz, kulağımız yeri geldiğindeelimiz ayağımızdır halk. Halk yaşa-dığı yeri, yaşadığı yerdeki insanlarıen iyi tanıyandır. En ufak bir deği-şiklik elbette ki dikkatini çeker. Halka,olaylara, kişilere nasıl bakması ge-

rektiğini öğrettiğimizde en muazzamistihbarat ağına sahip oluruz. Birçokgüçlü eylemimizin ardında bir istih-barat ağı vardır. Sibel Yalçın’ı ihbareden bakkal, M. Akif Dalcı’yı katle-den polisin istihbaratları halk tara-fından verilmiştir.

Adalet için halktan silah isteyençağrıların karşılık bulduğunu biliyo-ruz. Sadece silah değil her türlü is-tihbarat halk tarafından verildi. Halkgerektiğinde mevzimiz, gerektiğindedağımızdır. Bir eylem ne kadar halklabütünleşirse o kadar başarılı olur.

Silahlı Eylemde İlk Hata, Son Hatadır

Tekrar deneme şansımız yoktur.Ödenen bedelin fiziksel ve politikağırlığı vardır. Konulan kurallar sa-vaşın içinden çıkmıştır ve de savaşıniçinde gelişir, güçlenirler. Gerilladakuraldır: Savaşçının silahı kendisindenbir kol mesafesinden daha uzak ola-maz. Olursa hangi gerekçeyle olursaolsun suçtur. Bu kural aslında heralanda, her çeşit silahımız için ge-çerlidir. Bahsedilen yakınlık sadecefiziksel bir yakınlık değildir. Savaşalanında her adımın bir yeri ve deönemi vardır.

Bir dakikalık bir gecikme, nöbetyerinde bir anlık bir dalgınlık, silahınıtemizlememek, konuşurken sarf edi-len gereksiz bir cümle ya da tekcümlelik bir not vs. Hiçbiri basit birhata, dalgınlık, aksilik olarak açık-lanamaz; suçtur. Çünkü karşılığı yol-daşının ölümü, zarar görmesi, halkınzarar görmesi bir bütün olarak Par-ti’nin zarar görmesidir. Silahlı eylem,silahlı mücadele bu yönüyle hata ka-bul etmez. Kurallar silahın demirikadar serttir. Ancak uygulanamaz birzorluk yoktur. Tam tersine yaşamıkolaylaştıran, yaşam güvencesi sağ-layanlardır. Yazılı yazısız, karar altınaalınan alınmayan tüm kurallar her-kesindir, hiçbiri tepeden inme değil-dir.

Silahlı Eylem ve Yaratıcılık

Yaratıcılık cesaret ister. Silahlıeylemin tanımını yaparken her şeyinsilah olabileceğinin de altını çizdik.

Silahlı mücadelenin tarihinde bununsayısız örnekleri vardır. Çok bilin-meyen ancak basit etkili bir örnekverebiliriz. Dersim Kır Silahlı Pro-paganda Birliği’ne bağlı gerilla birliğibir konserve kutusuyla bir panzeriimha ettiler. Düşmanın arazide bı-raktığı konserve kutularından biri,keskin bir viraja güneş vurunca par-layacak şekilde yerleştirildi. Konservekutusuna birkaç kablo bağlandı. Ku-tuya kazayla üstü açılan bir mayınsüsü verildi. O virajdan askeri kon-voyun geçeceği bilgisi telsizlerdenalındı. Gerisi silah elde virajı görecekşekilde bir tepeye yerleşmekti. Öndengelen panzer durursa arkadakiler içiçe geçer, tam virajda fark ederseşarampole yuvarlanacağı kesindi. Şa-rampole yuvarlandı evet. Her nekadar askeri kayıtlara “trafik kazası”olarak geçmiş olsa da gerçek açık-landı. Halka anlatıldığında ise hiçşaşırmadılar. “Siz delisiniz biliriz,bir tüfekle panzerin önüne çıkmışlı-ğınız vardır.” Delilik halkın gözündecüret ve engel tanımamaktır.

Silahlı eylemde silah sadece biraraçtır. Aracın neden, nasıl, kim için,kime karşı kullanıldığı o eyleme ni-teliğini kazandırır. Bu genel belirlemeyaratıcılık için de geçerlidir. Lenin“Hiçbir şey bulamıyorsanız binalardandüşmanın üzerine kaynar su dökün”diyerek aslında basit, sade savaşınihtiyacına göre silahın nasıl edinile-bileceğini anlatıyor.

Bir kova kaynar su, bir çivi, birkonserve kutusu, bir şişe benzin,havai fişek... Her şey bir silahtır. Sa-vaşan, savaşmak isteyen için silahyokluğu gibi bir engel olamaz.

Her şey silahtır evet. HaticeAşık’ın elindeki taşların silah olma-dığını kim iddia edebilir ki? Etkisive gücü ortadayken hiç kimse böylebir iddiada bulunamaz. Ya Taksim’ingöbeğinde faşizmin polisini siyasibir ölüye çeviren “İkinci PaylaşımSavaşı’ndan kalma” silahtan kork-madılar mı ya da Berkin’in elindekisapandan?..

Son yıllarda kullanılan havai fi-şekler, atılan düşman bombalarındanpatlayıcı yapılması, devrimci yara-tıcılığa önemli örneklerdir.

Mücadelenin ilk aşa-malarından başlayarak,devrimciler politikalarınıgeniş kesimler içerisindebenimseterek, devrimciilke ve kuralları halkındaha büyük bir bölümü-ne yaymaya başlarlar. Busüreç iknaya dayanır;emek, sabır ve fedakar-lığa dayanır. En önemliside halkın adalet anlayı-şına zarar vermemek;halkın adalet duygusunazarar vermememek vehalka zarar veren yanlışeylem çizgisinde ısrar et-memek gerekir.

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

1 1İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 12: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Silahın propaganda gücü, düşmanaverdiği zararla ölçülür. Kanlarıyladuvarlara umudun adını yazanlar,16-17 Nisan’da Çiftehavuzlar’da yada Dersim’de Çaytaşı Direnişi’ndeorak çekiçli bayrağı dalgalandıranlaraslında en güçlü silahı kullananlar-dır.

Ya da Elif Sultan Kalsen’in belinetaktığı bayrak en az elindeki silahıkadar güçlü etki yapmıştır.

Silah temin etmek, silah kullan-mak zafer arzumuzdur. ABD belge-lerindeki raporlarda “Her silahı kul-lanabilecek uzmanlıktalar. Örgütleriisterse tank bile bulurlar” diye yazı-yorlar. Örgütlü yaratıcılıktır bu, ih-tiyacın bilincimize kazınmasıdır.

Öyle modern, devasa silahlarımızyok ancak cüretimiz var. İktidar id-diamız var. Halk ve vatan sevgimizvar. Bu nedenle fiziksel yaratıcılıkcüretle birleşmek zorundadır. Bununiçin kafamızda mücadeleden başkabir şey olmamalı. Beynin silah altındaolması tam da budur.

Devrimi isteyen herkesin, iktidarhedefli mücadeleyi omuzlayanın si-lahlanma ve silahlandırma görevivardır. Devrimci mücadele içerisindesilah birkaç parça makineye indir-genemez. Silahlanmak için tüm im-kanlarımızı seferber etmeliyiz. Düş-mana zarar veren bir barikattan birslogana kadar, bir molotoftan bir ro-kete kadar her şey ve de dahası ya-ratıcılığımızın bir eseri olacaktır.

“Bir Canım Var Feda Olsun Halkıma” Silahlı Mücadele ve Feda

Her hücresiyle devrimi hedefle-yen, sınıf kinini kuşanmış öldürmekve ölmenin bu savaşın yasası oldu-ğunu kavramış biri için elbette kiyaşamını sunmak doğal bir görevdir.“Bir nesle mal olsa bile bu savaşıbiz kazanacağız” derken ki kararlı-lığımız aslında iktidar iddiamızdır.

Birçok kez yineledik silahlı mü-cadelenin kalıpları yoktur. Sürecinihtiyacına göre taktik olarak yön-temler geliştiririz. Tarihin hiçbir ke-sitinde sınıflar savaşı adil olmadı,olamazdı da. Öyle olmuş olsaydı za-ten bu sınıflar savaşı olmazdı. Ezenle

ezilenin eşitliği söz konusu olamaz.Özellikle 2000’li yıllarla beraber

savaşımız daha çok fedaya göre şe-killenmiştir. Var olan kuşatmayı,fiziki ve de politik saldırıları aşmakiçin halkın umudunu büyütmek içinbu gerekliydi. Savaşımızın adı artıkfeda ruhuyla yapılan savaştır... Silahlıeylemlerimizin ana gündemini defeda oluşturuyor.

19-22 Aralık 2000 yılında hapis-hanelere yönelik gerçekleştirilen kat-liam operasyonu, karşısında fedayıbuldu. Tecrit saldırısının dahası tecritpolitikasının amacını bilen, halklarıteslim almayı hedeflediğini görendevrimci hareket hapishanelerde herbir tutsağın bilincini, bedenini silahadönüştürür. Her hapishane bir eylemalanına çevrilmiştir. Feda içeride vedışarıda emperyalizmin bu güçlü sal-dırısına karşı aşılmaz bir barikatoluşturdu.

Feda her ne kadar 2000’li yıllarlaberaber savaş içerisinde ve dahi temelolmuş ise de öncesi vardır. Hatta ül-kemizde ve de dünyada halklarıncanlarını feda etmeden kazandıklarıtek bir savaş yoktur.

Tarihimizden öğreniyoruz fedayı.En başta Kızıldere’den, Mahir-ler’den... Onlar canlarını devrim yo-lunda feda etmeye hazır olduklarını“Biz buraya dönmeye değil ölmeyegeldik” diyerek ifade etmişlerdir. Bizbu kaynaktan beslendik.

1991 yılında İstanbul’da PerihanDemirer, yoldaşları zarar görmesindiye kuşatıldığı evde kendini fedaetti. Dersim gerillası Zehra Öncükurşunu bittiği yerde avucuna aldığıbombayla düşmana zarar vererekkendini feda etti. Örneklere yenileriniekledik ve artık savaşımız, bu çizginingelişmesiyle sürüyor. Bu çizgi Uğur-lar’dan Alişan Şanlılar’a ve İbra-himler’e ulaşmıştır.

Hangi alanda çalışılıyor olunursaolsun fedayı göze almanın gerektiğinien son Günay Özarslan’ın cenaze-sinde çok somut bir şekilde gördük.Feda, savaş kültürüdür; bunu kuşan-mış olan için yenilgiler yoktur. Fedasalt feda savaşçılarıyla sınırlı bir ey-lemlilik değildir.

Yine Amerikan istihbarat rapor-

larında: “ölümü göze alıyorlar bunedenle onlara karşı başarılı oluna-mıyor” şeklinde bir belirlemeleri var-dır. Bu korkuları feda ile daha dabüyüyor. Fedanın gücü tarihsel olarakverdiği zararla ölçülmez. Fedanıngücü politik mesajlarındadır. Yenil-mezlik ve umut olmaktır.

Düşmanın “intihar” demesi de buçaresizliğin bir göstergesidir. Yaymayaçalıştıkları bencil, kimsenin kimseiçin kılını kıpırdatmadığı kültürüniflasıdır.

Silahlı Eylem ve SilahSavaşçı ya da savaş örgütünün

taraftarı, sempatizanı silahın bir araçolduğunu unutmamalıdır. Bunun altınıçizmeliyiz. Çünkü silaha tapmak dasilahlı eylemi hedefinden uzaklaştırır,araç ve amacın karışmasına nedenolur.

Eğer ki bir zorunluluk olmasaydı,sosyalist düşüncelere sahip olan hiçkimse silah kullanmak istemezdi.Ancak bu zorunluluğu kavrayıp ne-denini, hedefini netleştirdiğimiz öl-çüde silahla doğru ilişkiyi kurabili-riz.

Savaşımızda silahı zorunlu kılandüşmanın varlığıdır. Yazımızın giri-şinde de bahsettiğimiz üzere halkı-mıza, dünya halklarına, direnenlereyaşatılanlar silaha sarılmanın esasolduğunu bize gösteriyor. Çocukla-rımız adeta kurşuna diziliyor, basınaçıklaması yapanlar bombalanıyor,her gün beş işçi “kaza” altında kat-lediliyor, işsizlik, yoksulluk, yozlaş-ma... Tüm bu gerçeklikleriyle beraberher türlü silaha sahip düşmanla sa-vaşmak zorundayız. Bu düzen ancakböyle değişebilir.

Düşman suçuna orantılı silahla-nıyor. Biz de silahlanacağız. Şimdibazı basit silahlarımızı kendimiz deyapabiliyoruz, savaşın ilerlemesiyledaha güçlü silahlarımızı da yapabi-liyor olacağız. Var olan silahlarafarklı fonksiyonlar kazandırmak dasilaha bakışımızla alakalıdır.

Her an silahı kullanmaya teknikolarak da hazır olmalıyız. Silaha ha-kimiyet bir yerde savaşa hakimiyettir.Tüm olanaksızlıklar içinde iktidarbilincini kuşanmış bir savaşçı silahını

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ112

Page 13: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

hem bulur hem de hedefe doğrulturve tereddütsüz tetiğe basar.

Silahlı Eylem ve SavaşçıDüşman bilinci, sınıf kini olan

herkesin savaşabileceğini bize savaşgerçeği göstermiştir. Örgütlediğimizherkesi savaştırmayı hedeflemeliyiz.Savaş evet silahla yürür ancak osilahı kullanacak olan, ona yön ve-recek olan insandır. Düşmanın tek-nolojik imkanları ne kadar güçlüolursa olsun, bizim emeğimiz olma-dan bir hiç olduğunu bilir. Savaş ro-botları imal edip deniyorlar. Bu ha-berler parça parça burjuva basın ara-cılığıyla yayılıyor. “İnsana karşıölümsüz robot” diye korku saçancümleler kuruluyor. Peki, o robotukim yapacak? Emekçiler olmadanyapılamaz.

Savaşacak, savaştıracağız. Savaş-çının cinsiyeti, yaşı, boyu, kilosu neolursa olsun o savaşçıysa artık tekkimliği vardır. Herkes savaşabilircümlesi somuttur. Çocuk milislerimizolabileceği gibi ellisinde, altmışındasavaşçılarımız da olabilir; ki oluyor.Ve de olacak. Sömürülen ezilen her-kesin savaşma gerekçeleri vardır.

Erkan Dilsiz de (General Cem,gerilla) Hatice Aşık da savaşın biryerinde yerimizi almak için yaş diyebir kalıbın olmadığını bize gösterdiler.Hatta General Cem: “Sömürülüyor-sam bu yaşta, o halde bu yaşta sa-vaşabilirim” diyerek neden savaşmasıgerektiğini en iyi şekilde ifade et-miştir.

Rus avcı pilotu A. Meresiev birroman kahramanı değildir, gerçekbir kahramandır. Bu savaşçının ikibacağı kesildikten sonra da kafasındahep savaş vardır ve o haliyle de hepsavaşçıdır. Bu nedenle de arkadaşıona tek bacağıyla savaş pilotluğunadevam edemeyeceğini, daha önceuçan birinin olduğunu ancak onunda tek bacağının olduğunu anlatıncaonun cevabı çok net olur: “Ama benbir Sovyet askeriyim”. Halk için sa-vaşanların önünde hiçbir engel yok-tur.

Gerçekçi somut değerlendirme-lerle ihtiyaca cevap vermeye her ko-şulda hazır olanlar için savaşmak

nefes almak kadar doğaldır.Sözüyle değil, pratiğiyle aday

olandır savaşçı. Savaşı idealize et-meden, savaşçıyı kendimiz bilerekaday olabiliriz. İdealize etmek ken-dinden uzak görmektir. Silahlı eylemyapabilmek için üstün yetenekleresahip olmak gerekmez. Sıradanlaş-madan ama savaşı doğal bir şekildekavramak gerekir. Bu demek değildirki savaşçılarımız donanımsız olacak.Hem bilinci hem de askeri araç ge-reçleriyle en iyi şekilde donanmakve donatmak mutlak hedefimiz ol-malıdır. Bu özelliklerin savaşarakkazanıldığını gözden kaçırmayacaksavaşçı, savaş içinde yetkinleşir.Lenin “Saksıda insan yetiştirilmez”derken tam da bunu kast ediyordur.Savaşı savaş içinde öğrenmeliyiz.

Sonuç olarak;Düşman sürekli olarak silahlı ey-

lemlerin meşruluğuna saldırıyor. Si-lahlanma yetkisinin hakkının sadecekendisine ait olduğunu halka benim-setmek istiyor. Silahlı eylem yapandevrimciye “terörist” demeyenler,“terör yanlısı” denilerek cezalandı-rılıyor. Devrimci önderler bile “silahkullanan, silah kullanmayan” diyeayrıştırılmak isteniyor. Deniz Gezmişiçin “O hiç silah kullanmadı” deni-lerek halkın Deniz’e karşı sempatisinisilahlı mücadeleye karşı kullanmakistiyor.

“Silahları gömün, üzerine betondökün” diyen halk düşmanı iktidarın“Başkomutanı” bunu derken dur-maksızın, halka dönük namlulara“vur” emirleri veriyor. Elinde silaholsun olmasın “teslim olmuyorsa vu-run” diyor. Son süreçte Kürt halkınayönelik katliamlardaki pervasızlığıtasfiyeciliğin verdiği primin sonu-cunda oluşan ve sabitlenen bir politikahalini alıyor. Her silahlı eylem birsilahlı mücadele değildir. Kürt mil-liyetçi hareket ciddi güçlü silahlı ey-lemler yapıyor ancak bu eylemlerinnihai hedefi silahlı mücadeleyi tasfiyeetmektir. O halde silahlı eylem mü-cadeleyi tasfiye için yapılıyordur.

Silahlı eylemi devrim hedefi içinsavaşan gerillalar, SPB’ler, milislerve de silahlanmış örgütlü halk ger-

çekleştirir.Silahlı eylemde propaganda esas

olandır. Halkın gözünde “Devletbaba, güçlü devlet, böyle gelmişböyle gider” düşüncelerini yıkar. Si-lahlı eylemin devrimci ilke ve ku-ralları olmak zorundadır. Bununlaberaber kalıpları yoktur. Hedefin netolması, halka zarar vermemek en te-mel kurallardır. Silah etkili güçlü biraraçtır ve devrimci yaratıcılıkla herşey silaha dönüşür.

Silahın bir araç olduğunu unut-mamakla beraber, silahlı mücadelenintemel olduğu gerçeğini de göz önündetutacağız. Bunun için yineliyoruz.Temel tali ayrımında tali olan aslagereksiz olan değildir.

“Gerek bölge ve alanlarda, ge-rekse genelde, halkın güncel talep-lerini, şiddet temelinde sahiplenmesinibilmeliyiz. Elbette bir gerillanın düş-man hedefine yönelik genel bir prog-ramı olacaktır. Ama esas olarak yerelsilahlı güçler genelde ise gerilla özelve genel durumlardan, özellikle dehalk kitlelerinin çelişkilerinin yo-ğunlaştığı taleplerde devrimci şiddetleuygun taktik ve yöntemleri gündemegetirmesini bilmelidir.” (Raporlar,Syf:270)

Gerilla için belirtilen bu ana ilketüm alanlar için geçerlidir. Bir kor-sanın örgütlenmesinde de, bir halkdüşmanının cezalandırılmasında dasilahlı eylemde kullandığımız dev-rimci şiddet halk içindir. Halkın ada-leti hedefimizdir.

Stalin’in sözünü yineleyelim: “Ka-zanmak için üç şeye ihtiyacımız var;birincisi silah, ikincisi silah, üçüncüsüsilah.” Silahlanmak, silahlı eylemyapmak insanlarımızı buna göre ör-gütlemek temel görevimizdir. Du-varlara pullama yaparak, yazılamayaparak, halktan halkın adaleti içinsilah istiyoruz. “Savaşı halklaştıracakhalkı savaştıracağız.” Devrim he-defimize ancak böyle varabiliriz.Madem kazanmak için silaha ihti-yacımız var ve madem halk düşmanıiktidar tepeden tırnağa silahlanmışhalka karşı savaş açmış öyleyse yi-neleyelim: “Devrim için savaşmayanasosyalist denmez.”

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

11 3İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 14: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

17 Mayıs tarihinde Gazi Büyük Parkı’nın giriş kapısındaYDGH (DGİ) tarafından yapılan korsan eylemde yoldangeçen bir taksici durdurulmak istenilmiş, durmak istemeyentaksi şoförüne silahla ateş edilerek öldürülmüştür.

Bu tarz aslında ilk olarak gündeme gelen bir tarz de-ğildir. Bir süredir yapılan korsan eylemlerde yola barikatkurulması amacıyla kamyonlar ya da başka araçlarçevrilip anahtarları alınarak yola çekilmektedir. Büyükşirketlere ait kamyonların yola çekilerek barikat kurulmasıaslında ilk olarak Cepheliler tarafından yapılan bireylemde kullanılmıştır. Cephe bunu yaparken eylemlerindehalkın araçlarını, sıradan taksi, minibüs gibi araçlarıbarikat malzemesi olarak kullanmadığını ve kullanma-yacağını da açıklamıştır.

Bundan sonraki süreçte gerek solun ve gerekse deKürt milliyetçi hareketin eylemlerinde de barikat olarakaraçlar kullanılmıştır. Ancak kullanılan araçlar büyükşirket kamyonları değil, halkın binek araçları olmuştur.Burada da kolaycı bir yaklaşımı, tarzı görebiliyoruz.

Sol ve Kürt milliyetçileri kamyon bulup yola çekmekgibi bir zahmete girmek yerine o sıra yoldan geçen her-hangi bir aracı çevirerek barikat olarak kullanmaya baş-lamışlardır. Dahası kullanılan araçların sahiplerini kimizaman dövmeleri kimi zaman ise eylem sonrasında ken-dilerine gelip araçlarının anahtarlarını isteyen insanlarıaşağılayarak, kovarak “gidin karakoldan alın” gibi gayriciddi, üstenci cevaplar vererek göndermişlerdir.

Bu nedenle araçlarını alamayan ya da bu tür birtavırla karşılaşan halktan insanlar Halk Meclisi’ne giderekşikayetlerini iletmiş ve araçlarının anahtarlarının bulunmasıiçin yardım istemişlerdir.

17 Mayıs akşamı yaşanan korsan gösteride de benzerbir tablo yaşanmış ancak bu kez sorumsuzlukta daha daileri gidilerek bir taksici öldürülmüştür. Öldürülen tak-siciden önce yine bir taksici, Gazi Mahallesi’ndeki du-raklarda çalışan bir taksici durdurularak taksisine el ko-nulmak istenmiştir. Taksicinin Halk Cephesi'nden olduğunuve taksisini veremeyeceğini söylemesine rağmen zorlaalınmak istenmiş, taksicinin direnmesi karşısında isekafasına silah kabzasıyla vurulmuş ve dövülmüştür. YineHalk Cepheli başka bir kişi arabasıyla tahliye olantutsakları almak için yola çıktığı bir sırada çevrilmiş vearabasına el konulmak istenmiştir. Durumu anlatmasınave kimliğini söylemesine rağmen zorla aracına elkonulmak istenen kişi bu sırada polisin saldırıya geçmesinedeniyle arabasına atlayarak uzaklaşabilmiştir.

Kısacası sorumsuzluk halka zarar verme ve ayrımgözetmeden halkı hedef alan bir noktaya kadar gelmiştir.

Gerek solun ve gerekse de Kürt milliyetçi hareketinbu sorumsuzluktan bir an önce vazgeçmesi ve sorumlubir tavır alması için halkın tepkilerini bu kesimlereiletme ve birlikte bir toplantı yaparak bu sorunun tartı-şılması isteği dile getirilmektedir.

Bu konuda Gazi Halk Cephesi de yaptığı açıklamaylasorumlu olmaya çağrı yapmıştır.

SSilahlı Eylem Halka Zarar VermemelidirGazi’de Taksicinin VurulmasıÜzerine Halk Cephesi’ninYaptığı Açıklama

Halka Zarar Vermek Suçtur! Devrimcilerin yaptığı eylemler devrime hizmet etmelidir.

Eylemlerimiz halk nezdinde kesinlikle kafa bulandırma-malıdır. Kime hizmet ettiği belli olmayan, kafa karışıklığıyaratan hiçbir eylem meşru değildir. Eylemlerimizinamaçları, işlevleri çok yönlüdür. Eylem örgütleyicidir,hesap sorandır, hedef gösterendir, mesaj iletendir, çağrıyapandır. Bir eylem bunların hepsini içerebildiği gibi,ağırlıklı olarak bunlardan herhangi birine de yönelik olabilir.

Yaptığımız eylemler halkın tepkisini, öfkesini veadaletini ifade etmelidir. Bu anlamda yapılan eylemlerdehalkımız kendini bulmalı duygu ve düşüncelerini his-setmeli, eylemlere sempati ile bakabilmelidir. Yani dev-rimci eylemler halkın moral ve güvenini arttırmalı, düş-mana korku salmalıdır. Tüm bunların olabilmesi için deyaptığımız eylemlerin hedefi net olmalıdır. Vereceğimizmesajda hiçbir muğlaklığa yer bırakılmamalıdır.

Son zamanlarda Gazi’de yapılan eylemlere bakalım.Son durak bölgesinde yapılan korsan eylemlerde yolabarikat kurmak için yoldan geçen halkın arabalarınıdurdurarak barikat yapılmak isteniliyor. Ya da benzerbölgelerde aracın sahibi araçtan indirilerek dövülüyor,daha sonra anahtarı alınıp gönderiliyor. Ya da araçsahibi inmek istemediğinde ise üzerine ateş edilerekzorla indiriliyor. Bu eylem kime hizmet ediyor? Bulun-duğumuz mahallelerde yaptığımız eylemler halkı ör-gütlemek içindir ama yapılan eylemler halka zarar veri-yorsa değil örgütlemek halkı karşısına alır.

İşinden gelen halkın aracını durdurmak, zorla arabasınael koymak eylemi yapanlara ne kazandırır? İşte bu mantığıngetirmiş olduğu eylem tarzı halktan bir kişinin öldürülmesineyol açmıştır. (17.05.2016 tarihinde Gazi Büyük Parkı’nıngiriş kapısında yapılan korsan eylemde yoldan geçen birtaksici durdurulmak istenilmiş, durmak istemeyen taksişoförüne silahla ateş edilerek öldürülmüştür) Eylemlerimiznet olmalıdır. Halka zarar veren hiçbir eylem meşru değildir.Kim yaparsa yapsın karşısında olunmalıdır. Bizler dev-rimciyiz, hedefimiz devrim yapmak. Devrimi halkla birlikteyapacağız. Halkın malına zarar veren her eylem devrimcilerezarar verir. Devrimcilik, yurtseverlik halkın yanında olmaktır.

Bizler halkın yanında olmaya, halka zarar veren ey-lemleri eleştirmeye devam edeceğiz.

Gazi Halk Cephesi olarak mahallemizde yapılan ey-lemlerde halka zarar veren hiçbir eylemi meşru görmü-yoruz. Bu konuda tüm devrimci örgütleri de sorumludavranmaya ve halka zarar veren eylem anlayışını mah-kum etmeye çağırıyoruz.

19.05.2016 GAZİ HALK CEPHESİ

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ14

Page 15: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Dilek Doğan’ın mahkemesi 30Mayıs 2016 tarihinde… Duruşmayasayılı günler kala adalet talebimizi,özlemimizi bir kez daha göstermekamacıyla Dilek Doğan Adalet Çadırıtekrar açıldı Küçükarmutlu’da. Açıl-dığı günden itibaren de sürekli düş-manın saldırısı altında.

Her gece, gecenin sessizliğindenve kimsesizliğinden medet umarakçadırımızı yıkmaya geliyor katillersürüsü. Ve her gün yeniden kuruyoruzçadırımızı onlara karşı, onlara inat.24 Mayıs Salı günü 10. kez kurulduDilek Doğan Adalet Çadırı. Bir geceönce saat 04.00 sularında yıkmışlardı.

Bin kez yıksalar bin birinci keztekrar kuracağız. Çünkü; o çadırdaifadesini bulan halk düşmanlarınaduyduğumuz öfke ile soracağımızhesabın kesinliğidir. Bunu bildikleriiçin sürekli saldırıyorlar. Her defa-sında yıkmaya geliyorlar. Küçükar-mutlu’da kurulan çadırla iki iradeçatışıyor. Haklı ile haksızın, zorbaile mazlumun, sömüren ile sömürü-lenin, oligarşi ile halkın iradesi çatı-şıyor o küçücük çadırda.

Sonu başından belli bir kavga…Bu kavgayı biz kazanacağız! Bir bütünolarak tüm adaletsizliklere, eşitsiz-liklere karşı giriştiğimiz kavgayı daDilek Doğan özelinde sürdürdüğümüzadalet kavgasını da… Çünkü bizhalkız ve haklıyız! Gücümüzü siyasalve tarihsel haklılığımızdan alırız.

Binyıllar boyunca ezenlerin bo-yunduruğu altında halkların özgür-lüklerinin kısıtlanması, sömürülme-leri, aşağılanmaları, ellerinin eme-ğine-gözlerinin nuruna el konulması,yağmalanması bu düzene isyan et-memizin tarihsel haklılığını oluşturur.Bizim halk sevgimizin temelinde ta-rihsel haklılığımız yatar.

İki temel sınıf vardır. Ezenler veezilenler, haklılar ve haksızlar, asalaklarve çalışanlar, azınlıktakiler ve çoğun-luktakiler… Ezenler; çalışmayan azın-lığı oluşturur. Çalışan çoğunluğunürettiği zenginliğe el koyarak yaşam-larını sürdürürler. Bunu da sahip ol-dukları burjuva devletin olanakları

ile yani ordu, polis, yargı vb. yoluylasağlarlar. Bu yüzden haksızdırlar, asa-laktırlar. Bir avuç azınlığın karşısındaçoğunluğun yani ezilenlerin, haklıların,sömürülenlerin yanında savaşa girmeksiyasal haklılığımızı oluşturur.

İşte biz siyasal ve tarihsel haklılı-ğımızdan aldığımız güçle, kesin birdille şimdiden kazanacağımızı ilanediyoruz. Halkı katledenler kazana-mazlar! Halka böylesine düşmanla-şanlar, her fırsatta halkın kanını dökenlervarlıklarını uzun süre sürdüremezler.

AKP, faşizmin bütün yöntemlerinisonuna kadar kullandı, kullanıyor. Hergün polis halktan birilerini öldürüyor.Pınar Gemsiz 15 Mayıs 2016 tarihindeevinin balkonundayken polisin uzunnamlulu silahlarla açtığı ateş sonucugöğsünden vurularak öldü. Pınar Gem-siz, Gazi Mahallesi’nde oturuyordu.Gazi Mahallesi’nde oturduğu için polistarafından evinin balkonunda göğsün-den vurularak öldürüldü.

Kaza değildi, hata değildi… Ta-mamen bilinerek, istenerek işlenenbir cinayetti. AKP’nin yetiştirdiği halkdüşmanı polislerin, Gazi halkını sin-dirmek, mahalleden sürmek için işlediğicinayetlerden biriydi. Bir yılı aşan sü-redir Gazi Mahallesi’nde en ufak yü-rüyüşe, en küçük eyleme, en temeldemokratik hakkın kullanımına azgıncasaldırıyor AKP’nin katil sürüsü polisler.Gaz bombası, tazyikli su yeterli gel-miyor artık etrafı tarıyorlar. Etraftahalkın olması silahlarını ateşlemelerineengel değil. Tam tersi bir neden…

15 Mayıs Pazar günü de YDG-H’ın bir eylemine azgınca saldırdılar.Mahallede terör estirdiler. Ve PınarGemsiz’i anneliğine doyamadan öl-dürdüler. Her zaman olduğu gibi suç-larını inkar ettiler. Hemen “Biz yap-madık, eylemciler öldürdü” açıkla-maları geldi. Pınar Gemsiz yaralıhalde hastaneye kaldırılırken, kovanpeşine düştüler. Delilleri ortadan kal-dırmak için gece el fenerleriyle so-kaklarda kovan aradılar.

Bir hafta önce de Bağcılar’da,sivil giyimli bir polis kavga ettiği ki-şilerin üzerine ateş açtı. 5 yaşındaki

Zeliha kalbinden vurularak öldü. Biriağır olmak üzere iki kişi yaralandı.Gazeteler, televizyonlar minik Zeli-ha’nın Suriye’deki savaştan kaçarakgeldiği İstanbul’da ölüme yakalandı-ğını yazdı, söyledi. Kader dediler,acıdılar… Hiçbiri Zeliha’nın nedenöldüğünü sorgulamadı. O polisin nasılolup da bu kadar keyfi silahına sarı-labildiğini, etrafa defalarca ateş ede-bildiğini sormadılar. Tam tersi haber-lerinde, yorumlarında polisi aklayan,olayı olağanlaştıran sözler kullandılar.Zeliha’nın ölmesi kaderinde vardı yada şanssızlıktı. O kadar! Dilek, Pınar,Zeliha… Onlarca, yüzlerce isim sıra-layabiliriz polis tarafından öldürülen.İktidarını koruyabilmek için bir katillersürüsü yarattı AKP. Gözünü kırpma-dan, duraksamadan cinayet işleyecekbir sürü. Trafikte tartıştığı için cinayetişler, park yeri için cinayet işler, “yanbaktın” meselesinden cinayetler işler...O denli gözleri dönmüş, o denli halkadüşmanlaşmışlar.

AKP’nin derinleşen yönetememekrizi içinde varlığını sürdürebilmekiçin o katillere ihtiyacı var. HaziranAyaklanması gündüz akıllarından,gece kabuslarından gitmiyor. Biliyorlarki geldikleri noktada ancak yok ede-rek, öldürerek ayakta kalabilirler.Fakat nafile bir çaba onların ki…Biz adalet için çıktık yola. Dilek veadaletsiz bırakılmış milyonlarca in-sanımız için savaşımız. Dilek’in ka-tilini biliyoruz, tanıyoruz. Çadırımızıyıkmaları bir şeyi değiştirmez. Tektek bütün evleri dolaşmak gereksebile o katili halkımıza tanıtacağız,göstereceğiz.

Dilek Doğan Adalet Çadırı 10. Kez Kuruldu Bin Kez Yıksalar, Bin Birinci Kez Kuracağız!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

1 5İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 16: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Uyuşturucu, kumar, fuhuş,hırsızlık... Her türlü yozlaşmamahallelerimize faşist düzen ta-rafından sokulmaktadır.

Faşizmin uyuşturucu ile hal-kımızı zehirleme politikalarınakarşı yıllardır şehitler pahasınakesintisiz mücadele sürdürüyoruz.

Birol Karasu’yu 2006 yılındaİstanbul Küçükarmutlu’da faşiz-min yozlaştırma politikalarınakarşı mücadelede şehit verdik.

29 Eylül 2013’te Hasan FeritGedik’i İstanbul Gülsuyu’ndauyuşturucuya karşı mücadeledeşehit verdik...

Faşizmin uyuşturucu, kumar,fuhuş vb. her türlü yozlaştırmasaldırılarına karşı yeni şehitlerverme pahasına da olsa halkımı-zın geleceği için mücadelemizisürdüreceğiz.

Her ikisinin katilleri de AKPiktidarı tarafından adeta bir ko-ruma zırhıyla korunuyor... HasanFerit Gedik’in katillerinin AKPile ilişkileri çok açık bir şekildekanıtlanmıştır.

Uyuşturucu çetelerinin halkı-mızı uyuşturucu ile zehirlemesisadece devrimcilerin örgütlü ol-duğu mahalleler ile de sınırlı de-ğil... Cephe’nin örgütlü olmadığıtüm mahallelerde halkı sindir-mişlerdir. Uyuşturucu çetelerinekarşı halkımız adeta çaresizdir...Halk AKP’nin uyuşturucu çete-lerine teslim olmuştur.

Cephe’nin örgütlü olduğu ma-hallelerde ise ölümüne bir savaşsürmektedir.

KUMAR DA UYUŞTURU-CU GİBİ HALKIMIZI ZE-HİRLEYEN, CEBİNDEKİSON KURUŞUNA KADARALAN, FAŞİZMİN HALKASALDIRI ARACIDIR!

Halk Meclisleri uzun süredirfaşizmin kumar saldırılarına karşıda bir kampanya sürdürmektedir.

Halkımız, bu saldırıları birlikteolursak geri püskürtür ve boşaçıkartabiliriz.

Kumar oyununun nasıl birsaldırı olduğunu iyi kavramalıyız.

Faşizm uyuşturucu ile nasılki halkımızı zehirliyorsa, kumarlada evimizi, yuvamızı yıkıyor.

Uyuşturcu çeteleri mahalle-lerimizde uyuşturucuyu satarken yoksul halk çocuklarını torbacıolarak kullandığı gibi kumar oy-natmak için de halkımızı kullan-maktadır.

Kumar oynamak ve oynatmaksözde yasaktır. Ancak devletingöz yummasıyla kahvehaneler,dernekler, kulüpler vb. adlar al-tında açılan mekanlar kumarhanegibi çalışmaktadır.

Sadece buralar da değil; bak-kallara, marketlere, büfelere, te-lefon bayilerine vb... birçok iş-yerine konulan para mekinele-riyle, loto, toto, piyango, iddiagibi “şans oyunları” adı altında

KUMAR OYNAMAKBAĞIMLILIK,

KUMAR OYNATMAKSUÇTUR!

“EKMEK PARASI”YA DA “ŞANSOYUNLARI...”

KUMARHİÇBİR ŞEKİLDE

MEŞRULAŞTIRILAMAZ

KUMARA, UYUŞTURUCUYA

FUHUŞA HER TÜRLÜ YOZLAŞMAYA KARŞI

HALK MECLİSLERİ’NDEÖRGÜTLENELİM!

KUMARIN AİLEMİZİ,YUVAMIZI

DAĞITMASINA İZİN VERMEYELİM!

KUMAR DA UYUŞTURUCU GİBİ

BAĞIMLILIKTIR

Halkın Sorunlarını Halk Meclisleri’nde Çözüyoruz!

KUMARLA HALKIN YOZLAŞTIRILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

Evinizi yuvanızı yıkan kumara karşı Halk Meclisleri’nde görev alın

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ16

Page 17: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

oynatılan yasal ve yasadışıkumar oyunlarıyla kumarmeşrulaştırılmakta ve 7’den70’e halkımızın her kesi-mini etkisi altına almaktadır.

Kumar, dolandırıcılığınmakineleşmiş halidir.

Kumar Halktan Çalmaktır

Kumar oynamak ve oynatmakemek hırsızlığıdır. Kumar oynamakve oynatmak halktan çalmaktır; hır-sızlıktır. Sabahtan akşama kadar ça-lışan, didinen, ekmeğini taştan çıkaraninsanlarız. Sömürü, zulüm düzenindeçoluğumuzun çocuğumuzun rızkıiçin ömür çürütenleriz. Düzen buhalimizden yararlanarak bizi kumarbataklığına çekmeye çalışıyor. Kumarkolay para kazanma yöntemi değildir.Kumar oynamak yoksullukla, çare-sizlikle, mecburiyetle meşrulaştırı-lamaz.

Kumarda kazanılan para kiminparasıdır? Kahvehanelerde kumarmasasında karşınızda kumar oyna-dığınız kişi kimdir? Üttüğünüz, ütül-düğünüz para kimin parasıdır?

Aynı masada kumar oynadığınızkişi aynı mahallede oturduğunuz ar-kadaşınızdır, kapı komşunuzdur, ak-rabanız, kardeşinizdir... Kumardaütüp ütüldüğünüz paralar evinizinkirası, ailenizin ekmek parası, rız-kıdır... Onların çoluğunun çocuğununkursağından geçecek iki lokmanınparasıdır. Komşunuzun, arkadaşınızın,kardeşinizin cebinden çaldığınız ku-mar parasını kendi çocuklarınıza mıyedireceksiniz? Bu onursuzluğu kabulediyor musunuz? Kendinize böylebir onursuzluğu yakıştırmayın.

Kumar ile Ekmek Parası Kazanılmaz!

Kumarı yaratan, yaygınlaştıranemperyalizm ve oligarşidir. Bu düzenhalkı sömürür, yoksullaştırır. Çaresizbıraktığı halka milli piyango, kazıkazan, at yarışı, iddia, vb. yöntem-lerle suni umutlar yaratır. Yoksul-lukla yarattığı zeminde halkı kumarbataklığına çekiyor bu düzen.

Kumar oynatan kahvehanelere,İddaa, Ganyan bayileri çalıştıranlara

soruyoruz; yaptığınız bu iş kime hiz-met ediyor. Hiç kimse kumar oynat-manın halkın yararına olduğunu söy-leyemez.

Kumar ocaklar söndürüyor! Yuvalar yıkıyor, aileleri dağıtı-

yor... Ekmek parası adı altında hiçbirşekilde kumar oynamak ve oynatmakmeşrulaştırılamaz.

Ekmek parası kazanmak için kendikardeşlerinizin cebinden çalmayın.Onurlu bir iş yapın. Emeğinizi, alın-terinizi yiyin...

Kumar ÇürütürKumar kolay para kazanma isteği

uyandırır. Emekçilikten uzaklaştırır.Kumar asalaklaştırır. Halkımızın ka-rakterini doğrudan etkiler. Karakterisakatlar. Emeğiyle geçinmeye alışmış,bir yaşam disiplini olan, çalışan di-dinen insanları bir anda içine çekerekçürütür; asalak, üretmeyen kişilerhaline getirir. Kumar oynayan kişilerinaile ilişkileri, arkadaş ilişkileri çö-ker.

Kumar Oynamak da Uyuşturucu Kullanmak Gibi Bağımlılıktır

Kumar oynamak da bir tür ba-ğımlılıktır. Kişinin tercihidir, denerekkumar oynamak meşrulaştırılamaz.Halkı yozlaştıran her araçta olduğugibi kumara karşı da iradi mücadelevermek bir zorunluluktur. Kumarakarşı verilen mücadele halkı kolaypara kazanma özlemleriyle kumarabağımlı yapan bu düzene karşı mü-cadeleden bağımsız değildir.

Çözüm Halk Meclislerindedir!

Düzenin tüm kurumları çürüm-üştür. Devletin kendisi kumar oynatanen büyük kumarhaneci konumunda-dır. Düzen kumarla mücadele etmez,edemez. Çünkü bu düzen kumardanbeslenip palazlanmakta, halkı kumarlaçürütüp ayakta durmaya çalışmak-tadır. Büyük kumarhane sahiplerininhepsinin arkasında devlet vardır. Şansoyunu, İddaa, at yarışı vb. diyerekkumarı yasallaştıran bu devlettir.Ocağımızdaki aşa, çocuklarımızıngeleceğine sahip çıkmak istiyorsak

En Büyük Kumarhaneci Devlettir

Kumar, bugün, en yaygınşekilde devlet eliyle bizzat oyna-tılmaktadır. Devlet kaynaklıkumar araçlarının döndürdüğütoplam para miktarı 9 milyar liracivarındadır. Şans topu, 10 numa-ra, sayısal loto, süper loto, millipiyango, kazı kazan, iddia, at yarı-şı... Bunlar devletin halktan çal-mak ve halkı kumar batağına çek-mek için oluşturduğu, bizzat işle-terek rant elde ettiği kumar araçla-rıdır. Devlet bu araçlarla ülkeyitam bir kumarhaneye çevirmiştir.İddia bayileri o kadar yaygınlaş-mıştır ki, kafelerde, halkın geçtiğiher yerde iddia oynamak gayetdoğal hale gelebilmiştir.

AKP İktidarı Kumarın En Fazla

Yaygınlaştığı İktidardırAKP’nin dindar görünümü

tam bir aldatmacadır. AKP iktidarıyozlaşmayı en fazla yayan iktidar-dır. Kumar oynama yaygınlığıAKP iktidarının son 10 yılında 4kat artmıştır. Bu durum DevletDenetleme Kurulu’nun raporunada yansımıştır. Buna göre; 18yaşın altında bulunan gençleryoğun bir şekilde şans oyunlarınayöneliyor. Yasal yaş sınırı on seki-zin altındakilerin yüzde 28,4’üSayısal Loto, yüzde 25,9’uPiyango, yüzde 25,9’u İddia,yüzde 19,8’i de Hemen Kazanoynuyor. Bu tablonun sorumlusuAKP’dir. AKP kumarı yaygınlaş-tırmakta, kumardan rant eldeetmekte, başta gençlerimiz olmaküzere tüm halkı yozlaştırmak iste-mektedir.

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

1 7İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 18: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

çözümün kendi ellerimizde ol-duğunu görmeliyiz.

Halk Meclisleri 6 ayı aşkın sü-redir kumara karşı kampanya sür-dürmektedir. Bu kampanya kap-samında Gazi’de, Okmeydanı’nda,Çayan Mahallesi’nde birçok es-nafta bulunan kumar makinalarıkaldırılmıştır.

Ancak hala kumar illetininhalka verdiği zararın bilincindeolmayan ve yasal ya da yasadışıkumar oynatan yerler bulunmak-tadır... Buralarda insanlarımızhala zehirlenmektedir.

Hatta bazı kumar oynatan es-naflar “ben şu siyasettenim”,“ben şu partidenim” diyerek kimisiyasi anlayışları alçakça kumarfaaliyetlerine alet etmektedirler...

Halkımız; kumar oynatanlarkendilerine kimi kalkan yapmayaçalışırlarsa çalışsınlar buna izinvermemeliyiz...

Kumar oynamak da uyuştu-rucu gibi bağımlılıktır. Halk Mecl-isleri olarak uyuşturucu bağımlı-larına karşı Hasan Ferit GedikUyuşturucuyla Savaş ve KurtuluşMerkezi gibi alternatiflerimizlenasıl mücadele ediyorsak, kumarbağımlılığına karşı da kendi al-ternatiflerini yaratma hedefiylemücadele etmektedir.

Uyuşturucu bağımlılığında ol-duğu gibi kumar bağımlılarınakarşı da öncelikle sorunu eğitimle,bilinçle çözmeye çalışıyoruz. Bun-da en büyük desteği kumar ba-ğımlılarının ailelerinden ve sizhalkımızdan bekliyoruz.

Halkımız bu kampanya kap-samında oluşturduğumuz komi-telerde daha aktif görevler alma-lıdır.

Kumar oynatmak suçtur...

Kumar oyunlarından kumaroynatanların dışında para kazanankimse yoktur. Bugün yüzlercekahvehanede emperyalistlerin oto-matik kumar makinaları bulun-maktadır.

Halkımız!Bizleri bu mücadelemizde

yalnız bırakmayın. Halk Mecli-si’nin oluşturduğu komitelerdeyerinizi alın.

Unutmayın ki mahallemizdekihiçbir sorun sizden uzak değildir,benim çocuğumun benim aileminkumarla, uyuşturucu ile işi yokturdemeyin; eğer bu yozlaşmanınönüne geçmezsek bu batağın sizede sıçraması kaçınılmazdır.

Gençler!Geleceginizi ellerinizden çal-

malarına, sizi mahallelerde işsiz-liğe mahkum edenlerin veya iş-yerlerinde aşağılayan, emeğiniziçalanların sizi uyutmalarına izinvermeyin. Kumarhanelerdeki bel-ki sizin içinizden birini babasıdeğilse de yarın olacaktır... Umut-larınızla birlikte huzurunuz da,değerleriniz de kumar masalarındapara olacaktır... Buna izin ver-memek için Halk Meclisleri’ninkomisyonlarında siz de yerinizialın...

Kadınlarımız!Kumarhanelerden en çok et-

kilenen sizlersiniz. Kumarhane-dekiler sizin babanız, kardeşiniz,abiniz, kocanız... Çoluk çocuğu-nuzun nafakasını ele kaptırmayın.Evinizdeki huzurunuzu kumar-hane masalarında kaybedilmesineizin vermeyin. Babalarınıza, kar-deşlerinize, abinize, kocanıza sa-hip çıkın. Kumarhanelere karşıverdiğimiz mücadelede bizim ya-

Gazi Halk Meclisi Çalışmalarından;Gazide kumar oynatan kahveha-

nelerin, para makinesi olan esnaf vekumarhanelerin sayısı:

DÜZ BÖLGESİ:tToplam 13 kahvehane var. Bu kahve-

hanelerin beşinde kumar oynatılıyordu.Gazi Halk Meclisi buralara gidip konuşmayaptı, kahvehanelere A4 kağıtlara yazıl-mış kumar oynanmamasını anlatan yazılarasıldı. Süre verildi ve şimdi buralarda dakumar oynatılmıyor.

Tüm çalışmalara rağmen sadece 1 kah-vehanede geceleri arka tarafında kumaroynatıldığını öğrendik. Buralara HalkMeclisi Kumara Karşı MücadeleKomiteleri tarafından denetim yapılacak...

Düz bölgesinde 80 esnaf var. 40 esnaf-ta para makinesi vardı. Halk Meclisleritarafından verilen sürenin sonunda bupara makineleri kaldırıldı.

DÖRT YOL BÖLGESİ:3 kahvehane var ve kumar oynanmı-

yor. Buralarda da konuşma yapılarakkumar oynanmaması ve oynatılmamasıyönünde afişler asılıp bildiriler dağıtıldı,konuşmalar yapıldı.

NALBUR BÖLGESİ:14 kahvehane var. Bu kahvehanelere

yapılan uyarı ve verilen süreden sonra12’si kumar oynatmazken 2 kahveninkumar oynattığı tespit edilmiştir.

Nalbur bölgesinde 10 esnafta paramakinesi vardı ve hepsi kaldırdı.

GAZİ SON DURAK:18 kahvehane var. Halk Meclisleri’nin

yaptığı çalışma sonucunda bir hafta içindekahvehaneler kumar oynatmaktan vazgeç-ti.

Gazi Son Durak’ta 15 esnafta paramakinesi vardı. 12 esnaftan kaldırdı.PKK’li olduklarını söyleyen 4 esnaf paramakineleriyle kumar oynatmaya devamediyor.

SEKİZ EVLER BÖLGESİ:24 esnafta para makinesi vardı. bunla-

rın hepsi kaldırıldı. Burada 12 kahvehanevar. Kumar oynatılmıyor. Üç kahvehanedekumar oynatıldığı bilgisi alınmıştır.Uyarılıp süre verildikten sonra kumaroynatmaktan vazgeçmişlerdir.

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ18

Page 19: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

nımızda olun, size düşen görev

en önde olmaktır. Bunu hem de-

ğerlerinizi, hem onurunuzu hem

de çoluğunuz, çocuğunuz, eviniz,

evliliğiniz için yapın. Geleceği-

nizin kumarhane masalarında pa-

zarlanmasına izin vermeyin.

Babalarımız, kardeşleri-miz, abilerimiz... vazgeçin.

Umutsuzluğun, çaresizliğin sizi

kumarhanelere mahkum etmesine

izin vermeyin. Evet “umut fa-kirin ekmegidir”... Ama umu-

dunuzu kumarhane masalarında

kirletmeyin, umudunuzu sizi bu

çaresizliğe, karamsarlığa, geçim

sıkıntısına sokanlara karşı bü-

yütün.

Kumarhanelere gitmeyin, gi-

denlere sahip çıkın, doğru yolu

gösterin.

Mahallelerimizde uyuşturucuçetelerine izin vermediğimiz gibikumar oynanmasına da izin ver-meyeceğiz.

1- Kumarın küçüğü büyüğüyoktur. Kahvehanelerde kumaroynatmak yasaktır.

2- Otomatik para makinalarıile kumar oynatmak yasaktır.Halk Meclislerinin bildirimindenitibaren kumar makinaları kal-dırılacaktır.

3- Faşizmin yasalarıyla açıl-mış Ganyan, Loto, Toto, İddaa,Piyango gibi devletin yasal ku-marhanelerini işletenler en geç6 ay içinde kendilerine yeni biriş kurarak kapatmalıdır. Halkımızbunun takipçisi olmalıdır. Kim-senin, faşizmin yasalarının ar-kasına sığınarak sahte umutlarlahalkımızı uyuşturmasına izin ve-rilmeyecektir.

Kumara, Uyuşturucuya, Fu-huşa ve Her Türlü YozlaşmayaKarşı;

HALK MECLİSLERİNDEÖRGÜTLENELİM!

�� Okmeydanı Halk Mecli-si’nden Kumara Karşı Kam-panya Kararı

Sibel Yalçın Parkı’nda düzenliolarak yapılan Halk Meclisi toplan-tısında 12 Kasım Perşembe günüuyuşturucuya, fuhuşa ve kumara karşıkampanya yapma kararı alındı… Kah-vehanelerden büfelere, tekel bayilerihatta telefon bayileri gibi çeşitli esnafkesimlerine kadar intikal etmiş ‘kumarmakinelerinin kaldırılmasına (sigara,para makinesi vb.) öncelik tanındı.

Konuyla ilgili tartışmaların so-nunda bu makineleri bulunduran işyerisahiplerinin çağırılacağı bir toplantınınyapılması kararlaştırıldı… 17 KasımSalı günü toplam 32 işyeri (kahvehane,büfe, tekel bayii vb.) Halk Meclisiüyeleri tarafından gezildi, toplantınınçağrısı yapıldı. (12 Kasım 2015)

� Okmeydanı Halk Mec-lisi Halk Sağlığı Sorunu Ha-line Gelen Kumara KarşıBir Basın Açıklaması Ger-çekleştirdi

30 Ocak Cumartesi günü yapılanve 19 kişinin katıldığı basın açıkla-

masında “KUMARIN; EKMEK PA-RASI DİYEREK MASUMLAŞTI-RILMASINA, ŞANS OYUNLARIADI ALTINDA MEŞRULAŞTIRIL-MASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!”yazılı pankart açıldı.

Açıklamada “Otomatik para ma-kineleri ile kumar oynatmak yasaktır.Halk Meclislerinin bildiriminden iti-baren kumar makineleri kaldırılacaktır.Faşizmin yasalarıyla açılmış Ganyan,Loto, Toto, İddia, Piyango gibi devletinyasal kumarhanelerini işletenler engeç 6 ay içinde kendilerine yeni biriş kurarak kapatacaktır. Kimsenin,faşizmin yasalarının arkasına sığınaraksahte umutlarla halkımızı uyuştur-masına izin verilmeyecektir” ifadelerikullanıldı.

� Gazi Mahallesi’ndeKumara Hayır KampanyasıBaşladı!

Gazi Mahallesi’nde “kumara ha-yır” kampanyasının çalısmaları haf-talar öncesinden başladı. Kapı kapı,kahve kahve, birebir insanlarla sohbetedilerek kumarın AKP Faşizmininresmi olarak halka kabul ettirmeyeçalıştığı ve kumarın çocuklarımızın,

Mahallelerimizde KumarOynanmasına İzin Vermeyeceğiz!

KUMARA KARŞI MÜCADELE İÇİN HALK MECLİSLERİKOMİSYONLARINDA YERİNİZİ ALIN!

KUMARA KARŞI KAMPANYA KAPSAMINDAHALK MECLİSLERİNDEN EYLEMLER...

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

1 9İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 20: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

komşularımızın rızkını çaldığı anla-tıldı. Cemevi bölgesine 1 adet pankartasıldı. Kampanya 03.01.2016 Pazargünü Gazi Halk Meclisi önünde ya-pılan açıklamayla başladı. Açıklamada “Mahallemizde kumar oynatıl-masına, insanlarımızın yozlaştırıl-masına izin vermeyeceğiz. Bugündenitibaren bir kampanya başlatıyoruz.Tüm halkımızı örgütleyip, yozlaş-maya karşı seferberlik başlatacağız”denildi. Açıklamaya 60 kişi katıldı.Açıklama sonunda 1 adet SİGARAMAKİNASI yakıldı. SonrasındaGazi Halk Meclisi önünden Gazi gi-rişine yürüyüş yapıldı.

�� Gazi Mahallesi’ndeKumara Karşı PanelinÇalışması Yapıldı

Gazi Halk Meclisi’nin başlatmışolduğu Kumara karşı kampanya da-hilinde Düz Bölgesinde ve NalburBölgesinde esnaf camlarına otobüsduraklarına kumara karşı yapılacakolan panelin duyurusunu yapan çağrıafişleri yapıştırıldı.

� Gazi’de Kumara KarşıBildiri Dağıtıldı!

6 Şubat Cumartesi günü GaziMahallesinde 6 Şubat’ta yapılacakolan panel için kapı çalışması vemasa açılarak bildiri dağıtımı yapıldı.Yapılan kapı çalışmasında 70 tanebildiri verildi.

� Gazi Halk MeclisiKumara Karşı BaşlattığıÇalışmalara DevamEdiyor!

Gazi Halk Meclisi kumara karşıbaşlatılan kampanyanın çalışmalarınadevam ediyor. 29 Ocak Cuma günüDÜZ bölgesinde 12 kişi toplu bildiridağıtımı yaptı. 4 sokakta tüm binalaragirildi, tek tek kapılar çalındı kumarakarşı başlatılan kampanya bildirile-rinden verildi.

� Okmeydanı’ndaKumar Sorunuyla İlgiliHalk Meclisi Toplantısı

YapıldıOkmeydanı Halk Meclisi tarafın-

dan Sibel Yalçın Parkı’nda yapılanhalk toplantısında kahvehanelerdeoynatılan kumar konusu ele alındı.Mahalledeki kahvehanecilerin katıl-dığı toplantıda Halk Meclisi üyeleritarafından kumar nedir? Yozlaştırmapolitikasında kumarın yeri ve öneminedir? Bundan önceki süreçlerde ku-mar ve yozlaşmaya karşı neler ya-pıldığı anlatıldı. Kahvehanecilere sözverilerek düşünceleri ve önerilerialındı. Halk Meclisi olarak kumarınküçüğüne de büyüğüne de karşı olun-duğu söylenerek ilk olarak sigaramakineleri vb. gibi oyun makinele-rinin kaldırılması için süre belirlendi.Sonrasında denetim yapılacağı vehala daha kumar oynatılıyorsa, cezaiyaptırımlara geçileceği anlatıldı. Kah-vehanelerin dışında da kumar oyna-tılan büfe, internet kafe gibi yerlerlede bu konunun konuşulacağı bilgisiverilerek toplantı bitirildi.

� CephelilerOkmeydanı'nda 6Kumarhane Kapattı

Cepheliler Kapatıyor, AKP Ka-pısında Nöbet Tutuyor. YozlaşmanınSorumlusu AKP İktidarından HesapSoracağız Kumar, AKP iktidarınınbilinçli bir politikasıdır. Aileleri bölen,çocuklarımızın rızkını çalan, erkek-lerimizin çaresizliğini kullanan iktidar,tüm dini söylemlerine rağmen ku-marbazların en büyüğüdür.

� AKP'nin 10 Yıllıkİktidarında Kumar BayiiSayısı 6 Kat Arttı

2002 yılında 1000 tane loto veiddaa bayisi varken AKP iktidarının10. yılında bu sayı 6 katına çıktı...Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ınsözleriyle: “4 bin 942 sabit, 995 gezi,6 sanal ortam bayii var.”

Sadece sanal bayiilerin yıllık cirosu1 milyar dolar. AKP eliyle oynatılansanal kumarlarda Türkiye 1 milyardolarlık hacimle dünya üçüncüsü. Ül-kemizde yaklaşık 1.5 milyon kişi in-ternet üzerinden bahis oynuyor.

� Şans OyunlarındanToplanan Paranın Sadece%40'ı İkramiye OlarakVeriliyor, %60'ı ise DevletinCebine Giriyor

Şans oyunlarını düzenleme veoynatma yetkisini elinde bulunduranMilli Piyango İdaresi'nin doğrudanve dolaylı olarak kamuya aktardığıpay 10 yılda 7,3 milyar TL'yi aştı.2003-2012 yılları arasında "TalihKuşu" olarak bilinen Milli Piyangoİdaresi'nin (Milli Piyango, SayısalLoto, Süper Loto, Hemen Kazan, 10Numara Şans Topu) ve Süper TotoTeşkilatı'nın (iddaa, bilyoner,nesine.com) toplam hasılatı ise 41milyar 258 milyon lirayı buluyor.

� 1 Mayıs’taKumarhanelere Uyarı

1 Mayıs Mahallesi’nde çetelerinve uyuşturucu satıcılarının kullandığıbir kumarhane CEPHE MİLİSLERİtarafindan basılarak uyarıldı.

Kumarhanenin camına “KumarOynatmak Şerefsizliktir” afişi ya-pıştırıldı. Cephe milisleri ajitasyonve sloganlarla mahalle halkına ses-lenerek çetelerin ve uyuşturucu satı-cılarının kullandığı kumarhaneyi teş-hir etti.

� Yozlaşmaya İzinVermeyeceğiz! TümBataklığı Kurutacağız!

Yozlaşmaya karşı mücadelemizdevam ediyor… Okmeydanı’nda ka-patılan 6 kumarhane mahalleye ya-pılan ozalitlerle tüm halka duyurul-du…

Tüm uyarılarımıza rağmen ba-takhanesini kapatmayan kumarhanesahibi de halka teşhir edildi… Yapılanafişlerle polisin kumarhane önlerindebekçi köpekliği yaptığı anlatıldı…Polis korumasında işletilen kumar-haneler polisin ne görev yaptığınıiyi özetlemektedir…

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ20

Page 21: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Okmeydanı Halk Meclisi’nin, ma-hallemizin önemli bir sorunu halinegelen otobüs sorununun çözüme ka-vuşturulması için başlattığı kampanyasonuç verdi. “Bir daha geçmez” di-yenlerin yanında “boşuna uğraşmayınemniyetin bu keyfiliği artık resmi-leşti” diyenlerin de olduğu ve butürden iddialarda bulunan, bunlarainanan insanlarımızın sayısı azım-sanmayacak boyutlardayken bile ula-şım hakkımızın gaspe dilmesine izinveremezdik. Hem de faşizmin tümbaskı ve tacizlerine rağmen. Bu ma-halle bizim, bu vatan bizim. Otobüssorununun çözüme kavuşturulmasıiçin “otobüsler mahallemizden yageçecek, ya geçecek” şiarıyla baş-lattığımız kampanya amacına ulaştı.

Okmeydanı Halk Meclisi, 9 MayısPazartesi günü yaklaşık 50 gündür,açılan imza stantlarıyla, kapı çalış-maları ve gerçekleştirilen ev ziyaret-leriyle sürdürülen ayrıca İETT GenelMüdürlüğü’ne heyet gönderilmesigibi çeşitli biçimlerde devam eden”otobüs sorununu çözmek için birimza da sen ver” kampanyası çer-çevesinde topladığı imzaları vermeküzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi

önüne giderek bir basın açıklamasıyaptı. İETT otobüslerinin yaklaşık5 aydır akşam saatlerinden sonraOkmeydanı’na girmemesi nedeniyleyapılan 1’i çocuk 12 kişinin katıldığıve üzerinde “Ulaşım Hakkımız En-gellenemez, Otobüs SorunumuzÇözülsün” yazan bir pankartın daaçıldığı basın açıklamasından sonratoplanan 2 bin imza belediyeye verildi.İstanbul Büyükşehir Belediyesi önün-de yapılan bu eylemin ardından “birdaha geçmez” denilen otobüsler geç-meye başladı.

Sonuç olarak şunu da belirtmekistiyoruz; gasp edilen haklarımızıbirlikte, örgütlü mücadelemiz ilekazanabiliyoruz.

AKP faşizmi otobüslerin mahal-lelere sokulmamasının gerekçesi ola-rak Kürt milliyetçi hareketin belediyeve halk otobüslerini yakmasıdır. Dev-rimcilerin örgütlü olduğu mahallelere“riskli bölge” diyerek ulaşım hakkı-mızı gasp ederek halkı cezalandır-maktadır. Hiçbir gerekçeyle ulaşımhakkımızı gasp edilmesini kabul ede-meyiz... Halk Meclisleri olarak bunaizin vermedik, vermeyeceğiz.

Diğer bir nokta ise Kürt milliyetçihareketin halka zarar veren eylem

anlayışıdır. Halkın kullandığı belediyeotobüslerini, halk otobüslerini yakmakhalka zarar vermektir. Devrimci bireylem değildir. Kürt milliyetçi harekethalka zarar veren eylemlerden vaz-gaçmelidir... Kürt milliyetçi hareketbu tür halka zarar veren eylemlerlesadece kendilerinin değil, bütün ola-rak devrimci hareketin meşruluğunazarar vermektedir...

Kürt milliyetçi hareketin halkazarar veren eylem anlayışı onyıllardırsürmektedir. Kürt milliyetçi harekethalkı düşman gören bu anlayışındanvazgeçmelidir... Oligarşi ile uzlaşmakiçin halka zarar vermek Kürt soru-nunu çözmez...

Halk Meclisleri HalkınSorunlarına ÇözümlerÜretebilmek İçinKurulmuşÖrgütlenmelerdir!

Uyuşturucuya, Yoksulluğa, Kent-

Halkın Sorunlarını Halk Meclisleri’nde Çözüyoruz!

“OTOBÜSLERYAKILIYOR” DİYE

MAHALLELERİMİZE OTOBÜS

VERİLMEMESİULAŞIM

HAKKIMIZIN GASPIDIR!

Halk MeclisleriUlaşım Hakkına Sahip

Çıktı

“Bir Daha Geçmez” Denilen Otobüsler Geçmeye Başladı HALK MECLİSLERİ GÜCÜMÜZDÜR!

Halkın kullandığı belediyeotobüslerini yakmak

devrimci eylem değil, halkazarar vermektir!

Halka zarar veren eylem-lerden vazgeçilmelidir!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

22 1İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 22: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Mahallelerimizde GericiFaşist Örgütlenmelere

İzin Vermeyeceğiz!Antep’in Düztepe Mahallesi’nde 19 Mayıs’ta

gerici faşist bir kurum olan ‘Fidan-Der’ isimlikurumun mahalle içinde bildiri dağıtıp afiş asmayaçalışmasının Halk Cephelilere bildirilmesi üzerineHalk Cepheliler, gerici sivil faşistlere müdahaleederek “bu mahalleden defolun burası devrimci-lerin mahallesi, mahalle halkı da size tepkili de-folun” diyerek müdahale etti. Bunun üzerinegerici faşistler ısrar edince, Halk Cepheliler dekollarından tutup tartaklayıp gerici faşistleri gön-derdiler.

Aradan 30 dk geçtikten sonra mahalleye tek-rardan gelen gerici faşistler Halk Cephelilerinyanına gelerek ‘bizim çalışmamızı nasıl engel-lersiniz’ dediler. 10 kişilik grubu Halk Cephelilerajitasyonla halka teşhir etti.

sel Dönüşüme Ve Polis TerörüneKarşı Halk Meclislerinde Birleşe-lim!

BASINA ve HALKIMIZAAylardır Okmeydanı’na otobüs-

ler akşam belli saatten sonra gir-miyor. Yaşlılarımız, hastalarımız,genç kızlarımız ve kadınlarımızkaranlıkta canlarını, namuslarınıtehlikeye atarak E-5 kenarındanyürüyerek mahalleye gelebiliyor. Birkişinin burnu bile kanasa bundanbelediye sorumlu olacaktır. Yoksabelediye yaptığı hukuksuzluğu ölümolduktan sonra mı bırakacak? Bizbuna izin vermeyeceğiz.

Otobüslerin mahalleye girmeme-sinden rahatsız. Otobüslerin mahal-leye girmesini istiyoruz.

Bu konuyu görüşmek için bele-diyeye gittik. Belediye yetkilileriyleyaptığımız görüşmede “emniyet is-tediği için otobüsler mahallenizegirmiyor” dediler.

Hukuken belediyenin emniyettentalimat almaması gerekir. Emniyetinböyle bir yetkisi yok. Belediye yet-kilileri emniyetin talimatını yerinegetirmek zorunda değil. Bunu söy-lemeleri belediye yetkililerinin so-rumluluğunu ortadan kaldırmaz. Yetki

belediyede. Barınma hakkımızı gaspettikleri için suçlular.

Bahane olarak ileri sürdükleri herşey yalan. Gerçek niyetleri belli…Okmeydanı’nı yıkıp rant sağlamakistiyorlar.

Mahallemizi yıkmak için “KentselDönüşüm” dediler. Olmadı.

“ Riskli bölge” dediler. Olmadı.Şimdi ise otobüsleri sokmayarak,

polisin baskısını artırarak, uyuştu-rucuyu yaygınlaştırarak, mahallemizinyozlaşmasını sağlamaya çalışarakmahallemizi elimizden almak isti-yorlar.

Buna izin vermeyeceğiz. Mahal-lemizi yıktırmayacağız.

Okmeydanı’nı yıkmak kolay değil.Bunu onlar da biliyor. Ama yılmı-yorlar. Biz de mücadele etmektenyılmıyoruz. Mahallemizi korumak

için elimizden geleni yapacağız.Halk meclisi olarak otobüslerin

mahalleye girmemesi sorunununçözümü için kampanya başlattık.

Afişler astık, imza topladık, be-lediye yetkileriyle görüştük, herkeseulaşmaya çalıştık. Sorunu çözme-diler.

Yaptığımız kampanyada şunubir kez daha gördük; hangi görüştenolursa olsun yaşlısı, genci, çocuğu,kadını, erkeği tüm mahalleli otobüs

sorununun çözülmesini istiyor.Bugün ise topladığımız imzaları

ve dilekçemizi vermek için yine be-lediye önündeyiz. Toplanan 2.000imzayı yetkililer dikkate almak vesorunu çözmek zorundalar.

Ulaşım bir haktır. Kimse hakkı-mızı gasp edemez. Yapacakları basit;hukuken yapmaları gerekeni yap-mak… Aylar öncesinde olduğu gibiotobüslerin tekrar mahallemize gir-mesini sağlamak.

Eğer bunu yapmazlarsa suç işle-meye devam etmiş olacaklar. Belediyeyetkilileri görevlerini yapmalılar.Bunu yapmazlarsa biz mücadelemizedevam edeceğiz.

OKMEYDANIHALK MECLİSİ

Halk Meclislerini Büyütüyoruz

Halkın Sorunlarını Çözüyoruzİstanbul-Esenyurt Halk Meclisi 17 Mayıs’ta çalışanları ile

birlikte toplantı yaptı. Yapılan toplantıda Halk Meclisi’ninyapacağı çalışmaların programları çıkarıldı ve değerlendirmelerele alındı. Son olarak uyuşturucu ve yozlaşmaya karşı birseminer yapma kararı alındı ve duyuru çalışmalarının yakındabaşlanacağı belirtildi.

TToplantılarla Gençliğe Alternatif Çözümler

Buluyoruzİstanbul-Sarıgazi’de 13 Mayıs’ta mahalle gençleriyle birlikte

toplantı yapıldı. Yaklaşık 20 kişinin katıldığı toplantıda ma-halledeki sorunlar hakkında konuşuldu, kararlar alındı.

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ22

Page 23: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

İşçi sınıfının mücadele tarihininkara sayfaları yazılıyor. AKP iktidarıişçilerin, emekçilerin haklarını gas-petmek için ardı ardına saldırıyor.Kiralık işçilik denilen “köle işçi” ya-sası onaylandı ve yürürlüğe girdi.Şimdi de KIDEM TAZMİNATININkaldırılması çalışmaları başladı. Zatenkıdem tazminatının kaldırılması,AKP’nin yıllardır gündemindeydi.Uygun anı bekliyordu. Uygun angelmiş olmalı ki yasal değişiklikleriyapıp kıdem tazminatını kaldırmakiçin çalışmalara başladılar. ÇalışmaBakanı yasa taslağının hazır olduğunusöyledi. Gelecek tasarıyla işçilerinkıdem tazminatının nasıl gasp edile-ceğinin ayrıntılarını göreceğiz.

Tekellerin, emperyalizmin ve iş-birlikçilerinin hizmetinde olan AKPsınıfsal çıkarlarının gereğini yapıyor.Peki emekçi örgütleri? Yani işçiciliğikimseye bırakmayan partiler? Man-galda kül bırakmayan “DEVRİMCİ”konfederasyon ve sendikalar? Bunlarne yapıyorlar?

Bu konfederasyon ve sendikalarınne yaptıklarını elbette söylediklerin-den anlayamayız. Halkımız pratikaynadır der. “Ayinesi iştir kişininlafa bakılmaz” der. Gerçekten desendikacıların söylediklerini bir kenarbıraktığımızda yaptıklarının işçi sı-nıfını satmak, iktidar, tekeller, em-peryalizm adına devrimcilere, direnenişçilere saldırmak olduğunu net veaçık olarak görüyoruz.

OYA BAYDAK DİSK’e bağlıGenel – İş Sendikası’ndan işten atıl-dığından beri direnişte. DİSK yöne-timinin örgütlediği, tezgahladığı linç

saldırısına uğradı. Linç edildi. Amadireniş bitmedi. Hem de iki direnişbirden sürüyor; bir yandan emeği veonuru için direnen Oya Baydak’ındirenişi diğer yandan işten attığıemekçisini işe almamak için direnenDİSK yönetiminin direnişi! Şu ankiDİSK ve Genel – İş yönetimi tarihedefalarca geçmişlerdir. Tarihin bilinenen uzun kadın işçi direnişinin patronuolarak da tarihe geçmişlerdir.

Acıdır ki DİSK ve Genel-İş yö-netiminin tarihe geçtiği şeylerin hiç-birisi işçilerin lehine değildir. Tamamıda işçi sınıfı aleyhinedir.

1 Mayıs’ı AKP’ye satmışlardır. 1Mayıs’ı Taksim’de değil AKP’ningösterdiği yerde kutlamışlardır. YarınAKP yasak dese susup oturacaklardır.Böyle yaparak DİSK yönetimi beyniniAKP’ye teslim etmiştir. AKP de bunugördüğü için kıdem tazminatını kal-dırmak için harekete geçme cesaretinibulmuştur. “Birleşik Kitlesel 1 Mayıs”masallarıyla Bakırköy pazar alanınaancak 30.000 kişiyi toplayabilmiş-lerdir. Onlarca örgütün bir araya top-layıp getirebildiği insan bu kadardır.Oysa Halk Cephesi tek başına ör-gütlediği Grup Yorum konserinde 1milyon kişiyi alana toplamıştır. Üstelikalana gelen işçiler bile “aslında Tak-sim’de olmalarının gerektiğini, sen-dikaları buraya geldiği için geldik-lerini” söylemişlerdir. Bakırköy pazaralanına gelen işçilerin kulakları vegözleri Taksim’de olmuştur. Dev-rimciler Taksim için çatışırken onlarkürsüden vaazlar vermişlerdir. Sonrada AKP’nin takdir ve teşekkürünüalmışlardır. Başbakan ve provokas-

yoncu luğuy laünlü İçişleri Ba-kanı onlarca kezteşekkür etmiştirbu sendikacıla-ra... Soralım ne yaptılar da bunu hakettiler? AKP bir anda işçi dostu mukesildi? Kiralık-köle işçiliği yasa-laştıran, kıdem tazminatını kaldırmakiçin harekete geçen bir parti işçileridüşünebilir mi? O halde bu sendika-cılar neden bu kadar teşekkür aldılaraçıklasınlar.

İşçilere yalan söyleyerek CHP’libelediyelerde işçileri sözleşmeli olaraktaşerona geçirmişlerdir. İşçilerin kadrohaklarını satmışlardır.

Devrimcileri AKP’nin mahkeme-lerine, oligarşinin mahkemelerine ih-bar etmişlerdir. Yaptıkları bu ihbarkarşısında ödül alıp almadıklarınıbilmiyoruz.

Soma’da maden katliamından sağkurtulan işçilerin iliklerini emmiş-lerdir. Adeta “gelin bizi örgütleyin”diye feryat eden işçileri ellerinin ter-siyle itmişler, işçilerin kanlarını kendikoltuk kavgalarının malzemesi yap-mışlardır.

Kendi çalışanını işten atarak adetakendilerini inkar etmişlerdir. ŞimdiDİSK ve Genel-İş Sendikaları iştenatılan işçilerin haklarını nasıl koru-yacaklar. Patronlar siz de işten atı-yorsunuz, biz de attık, birbirimizi an-lamalıyız demezler mi? İşten atılanOya Baydak, direnişe başlayıncabütün kinlerini kusmuşlardır. İzmir,Diyarbakır, Ankara’dan toplayıp ge-tirdikleriyle linç saldırısı yapmışlardır.20 kişiye 300 kişiyle saldırıp dev-

DİSK VE GENEL-İŞ YÖNETİCİLERİ DİSK VE GENEL-İŞ YÖNETİCİLERİ İŞÇİ SINIFI İÇİN NE YAPTILAR?İŞÇİ SINIFI İÇİN NE YAPTILAR?

DİSK Önü, 13 Temmuz 2015 DİH’lilere Saldırı

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

22 3İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 24: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

rimcilerin kanlarını dökmüşlerdir. Sosyalmedya hesaplarından yalanlarını ardıardına dökmüşlerdir. Son olarak da An-kara’da Genel-İş Sendikası’nın genel mer-kezi önünde DEVRİMCİ İŞÇİ HARE-KETİ tarafından yapılan basın açıklama-sında bina içinde 80 tane eli sopalı linççikonuşlandırdıklarını öğrendik. Bu ne düş-manlıktır böyle! Neden bu düşmanlığıemekçilerin, işçilerin haklarını birer birerortadan kaldıran AKP’ye karşı yapmı-yorsunuz? Neden bu eli sopalı 80 linççiyi1 Mayıs’ta Taksim için mücadeleye sok-madınız? Madem ki kavgayı, ölmeyi veöldürmeyi göze almışlar, yaralanmayı vs.göze almışlar neden böyle cesur adamlarıAKP’nin, polisin karşısına dikmediniz?Kiralık-köle işçilik yasası yürürlüğe gi-rerken bu cengaverlerle neden yasayı en-gellemek için bir şey yapmadınız? Kork-tunuz mu? Peki AKP’den korkuyorsunuz,işçilerden, devrimcilerden neden kork-muyorsunuz? Bu devran böyle döner gidermi sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. O sat-tığınız işçinin tokadı yüzünüzde patladı-ğında artık sizin için çok geç olacaktır.

Üstelik bu linççilerin bir kısmı dışarıdabasın açıklaması yapan Devrimci İşçiHareketi’nin insanlarının üzerine saldır-dılar. DİH’liler basın açıklamasını okurkenaynı anda bağırarak DİH’lilerin sesinibastırmaya çalıştılar. Sanırız Amerika’daErdoğan’ın korumalarından bunu öğren-diler. Eh, sizin öğretmeniniz AKP isezaten söyleyecek bir şey yok.

Üstelik AKP’nin, düzenin mahkemeleribile daha ilk duruşmada Oya Baydak’ınhaklı olduğunu teslim etti. İşe iadesi içinkarar verdi. Siz bu kararı bile uygulamı-yorsunuz.

Bu gerçeklik, işçilerin neden İŞÇİMECLİSLERİNDE örgütlenmeleri ge-rektiğinin nedenidir. İşçilerin kendilerinisatan, kendi iliklerini emen, kanlarınıemen patron sendikacılarına ihtiyaçlarıyoktur. Meclislerde kendi kendilerini yö-netebilirler. Kendi demokrasilerini işleterekve kendi sorunlarının çözümünü kendilerihayata geçirebilirler, çözüm kararlarınıalarak kendilerini yönetebilirler. Aylıkücretlerinin 1 gününü bu patron sendika-cılarına vermek zorunda değiller. Bu ne-denle işçileri, emekçileri İŞÇİ MECLİS-LERİ’NDE ÖRGÜTLENEREK BUGÜ-NÜNE VE YARININA SAHİP ÇIKMA-YA ÇAĞIRIYORUZ.

Oya Baydak PatronSendikacılığına Direniyor

Beykoz’da Oya Baydak’a Destek İçin İmza MasasıDevrimci İşçi Hareketi Beykoz- Paşabahçe’de “Oya Baydak işe gerialınsın mahkeme kararı uygulansın” talepli masa açtı. Saat 18’den19’a kadar açık kalan masada 20 imza toplandı. Bildiri de dağıtılan ça-lışmada bir saat boyunca, işçi sınıfının başına bela olan, devrimcilerinkanıyla canıyla oluşturduğu DİSK’i kendi çıkarları için kullanan patronsendikacıları, işçi düşmanları, Oya BAYDAK’ı işten atan, linç ettiren,mahkeme kararını tanımayan KANİ BEKO, ARZU ÇERKEZOĞLU,REMZİ ÇALIŞKAN, NEBİLE ÇETİN IRMAK teşhir edildi…

Düzce PTT İşçilerinden Oya Baydak’aDestek Afiş ÇalışmasıDüzce PTT İşçileri Meclisi “Mahkeme Kararı Uygulansın Oya Baydakİşe Geri Alınsın” talepli afiş çalışması yaptı.Düzce PTT İşçileri Meclisi patron sendikacılarını teşhir eden afişçalışması yaptı.

Polyak Maden Direnişi GünlüğüDirenişin 6. GünüSabah hep birlikte yaptığımız kahvaltının ardından çevre temizliğiyaptık. Sonra misafirlerimiz geldi. Haber Expres gazetesinden röportajyapmak için geldiler. Direnişimizi anlattık, haber yapacaklarınısöyleyerek ayrıldılar.Öğleden sonra yanı başımızda komşumuz Hatice ablamız geldi. Beraberçay içtik. Uzunca bir sohbet ettik. Haklı olduğumuzu ve sonuna kadararkamızda olduğunu söyledi. Akşama doğru yemek için hazırlık yaptık.Odun toplayarak ateşimizi yaktık.Yemeğin ardından çayımızı içerek direnişimiz hakkında konuştuk.İlerleyen saatlerde nöbetleşerek dinlenmeye çekildik.

Devrimci İşçi Hareketi Afiş ÇalışmasıDevrimci İşçi Hareketi 18 Mayıs günü Oya Baydak, işe alınsın,mahkeme kararı uygulansın konulu 50 afişi Okmeydanı’na astı. DİHve Şişli Belediyesi İşçi Meclisinin birlikte yaptığı çalışma bir saatsürdü ve çalışmaya iki kişi katıldı.

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ224

Page 25: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Bizler Halkın Mühendis Mimar-larıyız. “Rant için değil Halk içinMühendislik” diyerek çıktık yola.Halk için üretim yapmak, halkımızınsorunlarına ortak olmak, derdimizdir.Asgari ücretle çalışan, yoksulluklaboğuşan, her geçen gün yapılan zam-larla daha da yoksullaşan halkımızabir umut olma sorumluluğunu omuz-larımızda hissediyoruz.

Daha önceki yazılarımızda, dü-zenlediğimiz panellerde söyleşilerde,ülkemizin enerji politikalarından, fa-turalarımıza yansıyan vergilerdenbahsetmiş ve sebebini açıklamıştık.Ancak bizler farkındayız ki durumtespitleri herkesçe yapılmış ama birçözüme bir üretim yoluna gidilme-miştir. İşte bizler de Halkın MühendisMimarları olarak Enerji Komitesi’nioluşturarak kendi enerjimizi kendimizüretebiliriz iddiasıyla yola çıktık.

Enerji Komitesi olarak Küçükar-mutlu Mahallesi’ne kurabileceğimizbir rüzgar türbini yapmaya karar ver-dik. Mahallenin birçok yerinde rüzgarölçümleri yaptık ve ev tipi bir rüzgartürbini kurulması için elverişli yerlerolduğunu anladık.

İlk aşamada dikey eksenli bir rüz-gar türbini imal ettik, ancak türbinistediğimiz özelliklerde değildi. İlkdeneyimimizin de tecrübesiyle hal-kımıza daha iyi bir enerji üretenrüzgar türbini sağlayabilmek ve adınada Hasan Ferit Gedik adını verebilmekiçin daha çok çalışmaya başladık.

Biliyoruz ki ülkemiz montaj sa-nayi olan bir ülkedir. Hiçbir ürün ta-rafımızca üretilmez sadece gelen par-çalar birleştirilir. Kendi ağır sanayimizyoktur.

Yedek parçada, teknolojide dışabağımlıyız. Aynı durum rüzgar tür-binleri için de geçerliydi. Piyasadatüm türbinlerin yurt dışından getir-tildiğini, fahiş fiyatlardan satılmaktaolduğunu ve düşük rüzgar hızlarındaçalışmadıklarını öğrendik. Anadolu’da

birçok mucidi gezdik. Onların ürettiğirüzgar türbinlerinde ise atık motorparçalarının kullanıldığını öğrendik.Ama biz tüm parçalarını kendimizüretmek istiyorduk, çünkü mücade-lemiz emperyalizmle.

Bir gün sosyalist bir ülke kurdu-ğumuzda emperyalizmin bilgileri bi-zimle paylaşmayacağını gün gibi bi-liyoruz, bu yüzden kendi teknoloji-mizi adım adım geliştirmeliyiz. Bu-rada da öyle yaptık, tüm parçalarıkendimiz üretmeye karar verdik. Vebaşardık…

Bu dizi yazıda rüzgar türbinimizinözelliklerinden ve nasıl ürettiğimiz-den, ülkemizdeki montaj sanayidenve bu durumun mühendislik üzerin-deki etkisinden bahsettik. Biliyoruzki bizim mücadelemiz yeni başlıyorçünkü ürettiğimiz rüzgar türbinleriniuygulama aşamasına geldik. Bu mü-cadelede sizleri de aramızda görmekistiyoruz.

***Bizler Halkın Mühendis Mimar-

larıyız. Halkın ihtiyaçları doğrultu-sunda, yoksulluğa karşı alternatifprojeler geliştiriyoruz. Enerji soy-gununa sosyalist çözümler bulabilmekiçin çalışıyoruz. Şu an içimizde HalkBahçeleri Komitesi ve Enerji Komi-tesi yer alıyor. Aynı zamanda MimarMeclisi ile birlikte projeler de geliş-tiriyoruz.

Biz HMM Enerji Ko-mitesi olarak teknik ihti-yaçlara yoğunlaşıyoruz.Kapitalist pazar ekono-misi içinde çok yüksekfiyatlara satılan ürünleryerine basit, pratik, her-kesin yapabileceği yön-temler geliştirmeye çalı-şıyoruz.

Daha önce Ferhat Ger-çek Yürüteci geliştirmiş-tik. Felçli hastaların ayağa

kalkabilmesini, dik durabilmesinisağlayan bir çalışmaydı.

Şimdi bir başka soruna yoğun-laştık: Ücretsiz Elektrik Üretimi.Yoksul aileler için elektrik gideri,aylık gelirinin önemli bir bölümünüoluşturuyor.

Bir rüzgar türbini tasarlayarak bugideri tamamen ortadan kaldırabile-ceğimizi düşündük. Enerji tekellerinebağımlı olmak zorunda değiliz. On-ların kar etmek için belirledikleribedelleri ödemek zorunda değiliz.Piyasada evlerin kendi elektriğiniüretebilmesi için satılan başka rüzgartürbinlerinin de olduğunu gördük.Ancak araştırmalarımızda, iki temelsorun olduğunu farkettik:

-Satılan rüzgar türbinleri çok pa-halıydı. 20.000 TL’den 50.000 TL’yekadar değişik fiyatlarda satılıyordu.Bu da bir başka soygundu. Yoksulhalkın bunu ödeyebilmesi imkansız.Zaten bu bedel 10 yıllık elektrik gi-derinden bile fazla. Yani hiç uygundeğildi.

Bu türbinler pahalı olmalarınınyanı sıra verimli de değildi. Elektriküretebilmek için yüksek rüzgar güç-lerine ihtiyaç duyuyordu hemen hepsi.Düşük rüzgarlarda elektrik üretmi-yorlar. Bu da verilen paranın boşaverilmesi anlamına geliyor. Çünküher zaman yüksek hızda rüzgar es-miyor.

TÜRBİN DEYİP GEÇMEYİN; BU KAVGA HÜRRİYET KAVGASIDIR-1

YÜKSEK VERİMLİ RÜZGARTÜRBİNİ GELİŞTİRDİK!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

2 5İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 26: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

İşte bu iki sorunu çözmek içinyola çıktık. Bir rüzgar türbini tasar-lamalıydık. Hem çok ucuza mal ol-malıydı, hem de düşük rüzgarlardada elektrik üretmeli ve verim olabil-diğince yüksek olmalıydı.

İlk denememizi geçen sene yaptık.İstediğimiz sonucu alamadık. Çünküonda elektrik üreten aksamda yanialternatörde dışarıdan aldığımız, fab-rikasyon parçalar kullanmıştık.

Bunun üzerine çalışma yöntemi-mizi değiştirdik. Türbinin her parçasıama her parçasını biz yaratmalıydık.Yeterli bilgimiz yoktu. Araştırmalaryaptık. Kitaplarımızı yeniden gözdengeçirdik. ODTÜ’de, İTÜ’de hocala-rımıza danıştık. Anadolu’da rüzgartürbini yapan halkımızdan insanlaragittik. Yöntemlerini inceledik.

Bir yandan da bir torna atölyesindedenemelerimizi yapıyorduk. Gün-düzleri işlerimizde çalışıyor, geceleriüretim için bir araya geliyorduk.Başarısız olduğumuz anlar oldu.Ama yılmadık. Biz devrimciyiz.Belki o an çözümü bilmiyor ola-biliriz ama mutlaka bir çözümüvardır, devrimciler için çözüleme-yecek hiçbir şey yoktur, işte bunubiliyoruz. Bu düşüncelerle çalış-malarımızı tamamladık.

Bu türbini çok uygun fiyatlaramal ettik (yaklaşık 1.200 TL). Çokdüşük rüzgarlarda (1.5 – 2 m/s)hızlarda düşük de olsa (saatte 30 -40 watt) elektrik üretiyoruz. 3 – 5m/s hızlarında saatte yaklaşık 70

– 150 watt aralığında elektrik üreti-yoruz. 7 m/s hızında satte yaklaşık400 watt elektrik üretiyoruz. Ortalamabir evin saatte elektrik ihtiyacı 200watt civarında. Yani düşük rüzgarlardabunun yarıya yakınını, yüksek rüz-garlarda ise 2 katını üretebiliyoruz.

Bu türbinde bir başka başarımızise her şeyiyle bize ait olması. Dışa-rıdan hiçbir yedek parça kullanmadık.Yani dışa bağımlı değiliz. Emperya-lizme bağımlı montaj sanayinin ege-men olduğu bir ülkeyiz. Kendimizeait ağır sanayimiz yok. Teknolojide,yedek parçada dışa bağımlıyız.

Sosyalist Türkiye’de buna sonvereceğiz. Kendi ağır sanayimizi ku-racak, üretimimizi dışa bağımlı ol-maktan çıkarıp tamamen özgürleşti-receğiz. İşte bu rüzgar türbinimiz buyolda atılmış ilk adımımız. Bu adım-larımızı çoğaltacağız.

Bir yandan halkımızın yoksullu-

ğuna çareler üreteceğiz, bir yandanda kendi teknolojimizi, kendi tekni-ğimizi geliştireceğiz.

Bilimsel bilgi bu halkın çocukla-rından çalınıyor. Bilgiye eriştiğinde,imkanlarını zorladığında bu ülkeninevlatlarının neleri başarabileceğinigöstereceğiz.

Geliştirdiğimiz rüzgar türbinimiziilk olarak Armutlu’da bir gecekon-duya taktık. Armutlu Mahallesi, ko-numu gereği zenginlerin iştahını ka-bartan, devrimci kimliği nedeniyleegemenlerin hışmını üzerine çeken,yıkım tehditleri yaşayan, buna karşıörgütlü bir şekilde direnen bir ma-halle. Bu mahalle nice yiğit evlatlaryetiştirdi. Bu evlatlardan biri de çe-telere karşı mücadelede katledilenHasan Ferit Gedik. Türbinimizi ilkbu mahallede kurduğumuz için, tür-binimizin adını da bu mahallenin birdeğeriyle taçlandırmak istedik. Bunedenle türbinimizin adını HASANFERİT GEDİK RÜZGAR TÜR-BİNİ olarak belirledik.

Hasan Ferit Gedik Rüzgar Tür-binimizi önce Armutlu’daki tüm ev-lere, ardından İstanbul’un diğer yoksulmahallelerine ve Anadolu’ya da yay-gınlaştıracağız. Türbinimizi maliyetfiyatlarından vereceğimiz gibi, nasılve hangi malzemelerden yapıldığınınformülünü de açıklayıp herkesin yap-masını sağlayacağız.

İşimiz burada bitmiyor. Türbininhemen ardından başka başka onlarcasorunumuzun çözümüne çareler ara-maya devam edeceğiz...

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

26

Page 27: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

“Onları iyi tanıyın, dostluk kurun.O zaman anlayacaksınız, o sizi saklar”(Dayı)

Dayı’nın dediği gibi, sokaklarladostluk kurmalıyız. Sokaklarla dostolmak bizim en zor anımızda kurta-rıcımız olmalarını sağlar.

Bu nedenle bulunduğumuz ilin,bölgenin her caddesini, sokağını bi-nasına-bahçesine varana kadar hertaşını, köşesini tanımalıyız… Herara sokağını, her gizli geçidini, herçıkmaz sokağını bilmeliyiz.

Devrimcilerin doğal dostları çok-tur. Doğanın kendisi tek başına enbüyük dosttur. Ancak doğanın dost-luğunu görmek için önce bizim do-ğaya dost olmamız gerekir. Ancakböyle dost olursak doğanın olanak-larından yararlanırız. Nasıl?

En başta rahat olmayacağız. Dü-zen bizim beynimizi tembelleştirmekiçin her yöntemi dener. En önemliuyuşturma aracı da teknolojidir. Bunuda yaşamı kolaylaştırmak, zamandantasarruf adına yapar. Arabalarla se-yahat etmek, bilmediğin yolları yolgösteren navigasyon aletleriyle bul-manı sağlamak vb. gibi kolaylıklarsağlar.

Örneğin bir mahalleden bir ma-halleye dolmuşla gidiyoruz ve ge-rekçemiz zamandan tasarruf oluyor.Veya navigasyonla yol bulmak…Bunların hepsi beyni körelten, ko-laycılığı geliştiren şeylerdir.

Oysa biz devrimciyiz ve bir dev-rimcinin görevi, bulunduğu yeri, ça-lışma yürüttüğü bölgeyi çok iyi bil-mektir.

Bu bilgiye nasıl ulaşacağız?Elbette arabayla giderken de bakar,

görürüz. Ancak bir iki sokağı geçmezbakabildiğimiz, görebildiğimiz yerler.Bunun için en iyi tanıma yöntemiyürümektir. Mahalle mahalle, sokaksokak yürüyecek ve nerede ne var,

öğrenecek, hafızamıza yazacağız.Görüşmelerimizi genelde bir ka-

fede veya pastanede oturup bir şeyleryiyip içerek yaparız. En büyük ko-laycılık budur aslında. Bu işlerimizisokaklarda yürüyerek, gezerek deyapabiliriz. Böylece hem işimizi ya-parız, hem de mahallemizi, bölgemizitanırız. İnsanlarını, çarşısını-pazarını,esnafını vs. tanırız.

Bölgenin mimarisi nasıldır, so-kakları dar mı, uzun mu, kısa mı,çıkmaz mı, çıkar mı, alt geçitler, üstgeçitler, tren yolları, köprüler, mer-divenler var mı, bağ bahçe var mı?...Buralara hangi yoldan, sokaktan gi-dilir en rahat nasıl ulaşılır. Sokaklarda,esnaalarda kamera var mı, evlerin,binaların arasından, içinden geçitlervar mı… gibi her ayrıntıya vakıf ol-malıyız.

Sokaklara, caddelere böyle vakıfolursak, hem kendi güvenliğimizibüyütmüş, hem de düşmana vurmadadaha üstün hale gelmiş oluruz.

Örneğin düşman bizi takibe al-mıştır. Ve bilmediğimiz, tanımadı-ğımız bir yerdeysek, nereye gidece-ğimizi bilemeden dönüp dolaşırızbulunduğumuz yerde. Oysa bildiği-

miz, tanıdığımız yerdeysek eğer, sa-bun gibi erir, halkın arasına karışırız.O zaman düşman dönüp dursun bizibulmak için…

Veya düşmanla girdiğimiz bir ça-tışmada, bilmenin verdiği güvenlegeri çekilmeyi başarırız.

Bir gerillayı düşmandan üstün kı-lan, bulunduğu yerin her yerine vakıfolmasıdır. Kuşun sesinden ağacınyaprağına, yerdeki taşından akan de-resine, köşedeki direğinden bakkalına,manavına… varana kadar herşeyi ez-bere bilmesidir. Olağan ve olağanolmayanı böylelikle farkeder. Düş-manla girdiği çatışmada bu bilgileriile geri çekilir. Düşmana vuracağıdarbeleri bu bilgilerle hayata geçirir.

Çalışma yaptığı yeri tanımayanbir devrimci düz ovada çıplak birağaç gibidir. Kendini çok çabuk bellieder ve bir balta vuruşuyla yıkılır.

Neden hemen yıkılır? Çünkü oyalnızdır. Çalıştığı bölgenin sokakları,caddeleriyle dost olmamıştır. Yete-rince sevmemiştir. Onları tanımakiçin emek vermemiştir. Onların sesinekulak vermemiştir. Bu nedenle başısıkıştığında sokaklar onu koruyamaz,saklayamaz… Onlarla bir bağ kur-mamıştır çünkü.

Sokaklarla bağımız, onlara sev-gimiz olmalı. Bu da ancak o sokaklarıtanımak için verdiğimiz emekle olur.Yani avucumuzun içi gibi neyin ne-rede olduğunu bileceğiz. Bu bilgibize güç-güven kazandırdığı gibi us-talık da kazandıracaktır.

Elif Sultan gibi… Elif Sultan Tak-sim eyleminden sonra bu ustalıklabaşarıyla geri çekiliyor. Düşman onuher yerde ararken, o, onu koruyupkollayan sokaklardan düşmanın ininegeri dönüyor ve Şafak’la Bahtiyar’ınhesabını soruyor…

Sokaklarla tıpkı Elif gibi dostolarak kavgada ustalaşacağız!

SOKAKLARLA ARKADAŞ OLMAK

“Devrimci mücadele ve savaşta belirleyici olan kadrolar ve siyasi çizgidir. Tayin edici güç halk kitleleridir”

Savaş ve B

iz

Sokaklarla bağımız,onlara sevgimiz olmalı.Bu da ancak o sakaklarıtanımak için verdiğimiz

emekle olur. Yaniavucumuzun içi gibi

neyin nerede olduğunubileceğiz. Bu bilgi bizegüç-güven kazandırdığı

gibi ustalık dakazandıracaktır.

Savaş, Her Şeyden Önce Disiplin ve Kurallı Bir Yaşam DemektirKurallar ve Disiplin Hem Düşmana, Hem de İç Düşmana Karşı

Savaşın Temel Yasasıdır!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

Page 28: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

İki adalet savaşçısı, halk sevgisiyle kuşanmış, sınıfkiniyle donanmış, iki halk savaşçısı... Sabo’nun yiğitkızları Berna Yılmaz ve Çiğdem Yakşi.

Şehitlikleri yüreğimizde yangın yeri olsa da hesapsorma bilinciyle o mevzideydiler ve o mevziden yürekleresu serptiler. Çünkü o mevzide çıkan her kurşun halk düş-manlarının inineydi. İşçiye, emekçiye, çiftçiye hakkınısavunan herkese saldıran katleden AKP faşizminin hamisiÇevik Kuvvetti.

“Galoş giyin” dediği için katledilen Dilek Doğan’ınkatilleriydiler. Sabo’nun kızları kara gözlü kızın hesabınısordular. Kara gözlü kızımızın hesabını sormak mahşerekalmayacaktı.

Sabo’nun kızları için birçok ilde 40 yemeği veriliyordubizde vermek istedik ve nasıl yapalım nasıl edelim derkenSabo’nun kızlarına yakışır bir şekilde olsun ve Arap kül-türüne de uygun olsun istedik…

İşe şehit ve tutsak ailelerini gezerek başlayalım ve ilkişimiz komitesini oluşturmak oldu.

Şehit ve tutsak ailelerini ziyaretlerimizde Sabo’nunkızlarını anlattık, 40 yemeğini yapacağımızı söyledik veyemeğe katılmalarını istedik.

Aileler “Katılırız tabi nasıl yapacaksınız, ne yemekyapacaksınız onu da söyleyin kızlarımız için biz de birşey yapmak istiyoruz. Siz masraflara karışmayın bize nedüşüyorsa söyleyin biz verelim” dediler.

İhtiyaç listesini belirledik, ailelerimiz ilişkilerimizinherbiri bir malzemeyi üstlendi.

Yemeklerin pişirimi için sabah saat 5.00’den itibarenyemek kazanlarının ateşi harlanmalıydı. Onu üstlenen şehi-dimizin babasıydı. Sabah biz saat 6.00’da geldiğimizde geçkaldık diye hayıflanırken, yetişemeyecek endişesiyle koşturkoştur gelirken ocağın yandığını dana kellelerinin yıkanmışve kazanın kaynamak üzere olduğunu gördük. Hem sevindikhem de çok utanmıştık. Şehidimizin babası kocaman kazanlarıtek başına yıkayıp kaldırmak zorunda kalmış, odunlarınıtoplamış, evden gelirken yetmez diye yanında odun getirmiş.Yani işin yarısını bitirmek üzeydi ki biz gelmiştik.

Arap geleneklerine göre namaz da olmalıydı. Bununiçin aileler devrim şehitleri için kızlarımız için dua da et-meliyiz dediler, kırmadık ve bunun için bir Şeyh ve hafızçağırılmalı. Çelişki gibi görünse de kültürümüzün birparçasıydı yadsımak olmuyordu. Bir başka çelişki iseşeyhe ve hafıza zekât vermekti. Biz şeyhe ve hafıza zekatvermeyelim diyorken aileler geleneklere bağlı kalmaktaısrar ediyordu. Buna da bir çözüm bulmalı ve böylesi birprogramda para almamalı, bunun için günün anlam veönemini anlatalım ve bizim için devrim şehitleri için al-mamalarını duyarlı olmalarını isteyelim dedik.

Namaz öncesi bir şehit ailemiz bir konuşma yaptı. 40yemeğinin nedenini, kim için yaptığımızı ve nasıl yaptı-ğımızı, mücadelede tutsak düşen devrimcileri, şeyhe vehafıza verilmesi gereken zekatı devrimci tutsaklara gön-dereceğimizi anlatan bir konuşma yaptı.

Konuşmada ceme katılanlar duygulu anlar yaşadılar,çünkü anlatan kişi bir şehit babasıydı. Şehit babası tümduygularıyla yaşadıklarını anlattı.

“Cemin şeyhi; zekata gerek yok” der. Hafız ise; tutsaklar için bağışta bulunurdu. Şehit demek vatan topraklarına kanını akıtmış bağımsız

ve sosyalist bir ülke için adaletsizliğin, haksızlığın olmadığıbir dünya yaratmak, faşizme ve emperyalizme karşısavaşta olmaktır. Onlardan hesap sormaktır. İşte Berna veÇiğdem onlardan hesap sordu. Halk için adalet için silah-larına sarıldılar; bir milim şaşmadı adalet duyguları, birmilim geri gitmedi parmakları, bastılar tetiğe adalet için,bastılar tetiğe halk için, bastılar tetiğe kara gözlü kızımızDilek için. Namludan çıkan her kurşun faşizmden hesapsormak ve halkın yüreğine bir nebze su serpmek içindi.Daha bitmedi. Kara gözlü kızımızın katili nefes aldıkçarahat uyumak haram olacak bize, gülüşümüz hep eksikkalacak. Hesap sorarken şehit düşen yoldaşlarımız içinde hesabımız olacak.

Şairin dediği gibi: “Bir ceza istiyorum Ölüler adına Bizim ölülerimiz adına Bir ceza istiyorum Vatana kan sıçratanlara Bir ceza istiyorum Bu ateş emri veren cellatlar için Bir ceza istiyorum Bu suçla İktidara gelen hain için Bir ceza istiyorum Can çekişmeyi başlatanlar için Bir ceza istiyorum Bu suçu savunanlar için Bir ceza istiyorum Kanımızı emmiş ellerini Bana uzatsınlar istemiyorum Bir ceza istiyorum Onları evlerinde rahat ve elçi olsunlar diye değil Onları burada, bu yerde Suçlu ve hüküm giymiş olarak Görmek istiyorum Bir ceza istiyorum…”PABLO NERUDA

Hayatın Öğrettikleri

HALKA GÜVEN,MEŞRULUĞUNA İNAN

GERİSİ HAYAT

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ228

Page 29: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Özgür Tutsak, fiziken dört duvararasına konmuş olabilir. Ancak o dü-şünceleri ve inançlarıyla, savunduğudevrim ve sosyalizm düşüncesi vekimliğinden asla ödün vermemiş,yani ideolojik olarak teslim alına-mamıştır. O düşünceleri ve düşleriylehep firarda ve kavganın içindedir.

İşte Özgür Tutsaklara bu ayrıcalığısağlayan ise tarihsel süreç içindekiyarattıkları değerler ve geleneklerdir.

Mahirler’den bugüne, can ve kanbedeli oluşturduğumuz Özgür Tut-saklık geleneği, tarihimiz vardır. Hertutsak, bu tarihi öğrenmelidir. Çünkü,bu tarih bizimdir. Bizi güçlü ve başeğmez kılan tarihimizdir.

Mahirler, 12 Mart cunta dönemi-nin zor koşullarında bir an dahi mü-cadeleden vazgeçmeyi düşünmemiş-lerdir. Ve kavganın içinde, elde silahçatışarak tutsak düşmüşlerdir. Tut-saklık koşullarında tek hedef dışarıçıkmaktır. Ülkenin üzerine çıkan karabulutları mücadelenin coşkusuyladağıtmak, halka moral vermektir asılamaçlanan. Ve kendilerinden sonrageleceklere takip edilecek bir gelenekve miras bırakmaktır.

Savaşta elbet tutsaklıklar olacaktır,ancak aslolan Özgür Tutsak düşün-cesiyle mücadeleden kopmamaktır.Mahirler fiziken yok edilmişlerdir.Ancak o çatışmalarda yenilen hepdüşman olmuştur. Ve Mahirler bizeoligarşinin hapishanelerinde direnmegeleneğinin ilk tohumlarını atarakbir miras bırakmışlardır. 12 EylülAmerikancı faşist cuntası ülkemizinüzerine karabasan gibi çökmüştür.Düşman yine hapishanelerde ÖzgürTutsakları teslim almak, onları inanç-larından soyundurmak için faşizmin

tüm baskı uygulamalarını hayata ge-çirmiştir. Ancak Özgür Tutsak halk-ların öncüsü olduğunun bilincindedir.Ve o asla teslim olmaz, halkını ön-cüsüz ve başsız bırakmaz.

İşte 84 Ölüm Orucu ülkemizdeve hapishanelerde korku duvarınınyıkılması için yapılan fedadır aynızamanda. Bunu yaratan ise iktidariddiası ve sosyalizme olan bağlılıklabirlikte ideolojik netliktir. Düşmanıniçeride de dışarıda da saldırıları hiçeksik olmamıştır. Bu savaş sınıflarsavaşıdır. Bu nedenle ezenler ezi-lenlerin öncülerine yönelik sürekliimhadan hiç geri adım atmamıştır.Her dönem yeni yöntem ve politika-larla sürekli saldırmıştır.

İşte bu teslim alma saldırısına’96 ölüm orucuyla karşılık verilmişve zafer kazanılmıştır. Savaşta zaferhedefleniyorsa ölüm de olacaktır el-bette, fakat şehidimiz Müjdat Yanat’ın“Ölüm Orucu yeniden doğmaktır”dediği gibidir durum... Geride kalanlariçin yaşamlarını feda edenler, aslındaölümsüzleşirken yeniden doğmakta-dırlar.

Dünyanın ilk kadın ölüm orucuşehidi Ayçe İdil Erkmen böylesi ko-şullarda ölümsüzleşmiştir. Özgür Tut-saklık; “hiçbir ideoloji için ölmeyedeğmez diyen emperyalizme, burju-vaziye ağır bir darbe vurmuştur ’96Ölüm Orucu direnişi ve zaferimiz-le...Ümraniye, Buca, Ulucanlar kat-liam saldırıları, teslim alma politi-kalarının hiç eksik olmadığı ve ol-mayacağının mesajlarıydı... AncakÖzgür Tutsaklar nettir. Aslolan “esirdüşmek değil, teslim olmamaktır”.Bu saldırılarda can ve kan bedelizaferle taçlandırılmıştır. Devlet ha-pishanelerde devrimci tutsakların di-renişini kıramamıştır. Her baskı, zu-lüm politikası ve saldırıları dahagüçlü direnişle karşılanmıştır.

Ulucanlar Katliamı’nda düşmantüm vahşetiyle saldırmıştır. 10 dev-rimci tutsağı Ulucanlar’da katletmiştir.2000’li yıllar oportünistlerin, refor-

mistlerin emperyalizme biat ettiğiyıllardır. Devrim ve sosyalizmin unu-tulduğu bu tabloda mücadelenin ge-reksiz görüldüğü yıllardır. İşte ÖzgürTutsaklar bu karabulutları ölümünedirenişleriyle dağıtmışlardır. Ölenin,yok olanın sosyalizmin olmadığını,yalnızca kendi canlarının derdinedüşen devrim kaçkınlarının olduğunumücadeleleriyle göstermişlerdir. 19-22 Aralık 2000’in katliam saldırısınınamacı devrim ve sosyalizm düşün-cesini tam anlamıyla bitirmektir. Em-peryalizm ve işbirlikçileri bu politi-kalarını rahat hayata geçirememek-tedirler. Özgür Tutsaklar buna en-geldir. Emperyalizmin “ya düşüncedeğişikliği ya ölüm” dediği, kendisinebiat etmeyen herkesi yok edeceğiniilan ettiği dönemdir. “Biz buraya öl-meye geldik dönmeye değil” diyenMahir’in sesini, “bir canım var hal-kıma vatanıma feda olsun” diyenAhmet İbililer’in sesiyle selamla-mıştır.

Ve tam 7 yıl süren dünyada eşi-benzeri görülmeyen ve her anı eylemolan bir direniş yaşanmıştır. 122şehit, yüzlerce gazi verilerek bu sa-vaşta ezilen dünya halklarını temsiletmenin onuru ve bilinciyle sosyalizmbayrağını dalgalandırmıştır. Yenilenemperyalizm olmuştur.

İşte özetlediğimiz, canla-kanlayazılan bu tarih bizimdir. Her ÖzgürTutsak, Özgür Tutsaklık tarihini bil-mek, öğrenmek zorundadır. Kenditarihini öğrendikçe daha güçlü olacak,yaratılan değerlere daha sıkı sarılıpyeni değerlerin yaratılmasının mü-cadelesine daha güçlü katılacaktır.O görkemli tarih üzerinden geleceğiinşa edecektir.

Bunun için okunacak kitapları;Direniş Ölüm Yaşam 1-2, Metris Ta-rihi, Hapishanelerde Katliam, BüyükDireniş Serisi başlıcalarıdır... Tari-himizi bilmek direniş kültürümüzüiçselleştirmek bizi güçlü kılacaktır.

Bunun içindir ki, Özgür Tutsaklıktarihini öğrenelim, öğretelim!

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

Her Tutsak, Özgür TutsakTarihini, Hapishane

Direnişlerini Öğrenmelidir!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

2 9İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 30: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Türkiye halkının ve en genel anlamıyla dünya halk-larının değerleri, ilkeleri, kültürleri vardır. Onur, erdem,paylaşım, dürüstlük, vatanseverlik gibi.. Faşizm denilensistem ve onu savunan kişiler olarak adlandırdığımızfaşistler ise bu değerleri yok etmek için vardır.

Bu yüzden bir faşistten onurlu, şerefli, dürüst ve va-tansever bir karakter, filmlerde dahi yaratamazsın. Bunuyaptığın takdirde tarih sana sorar “Nerede görülmüş fa-şistten bir vatansever?”

AKP faşizmi iktidarı boyunca kendinde var olmayanbu değerleri varmış gibi göstererek demagoji ve yalanlahalkı kandırmıştır. Yalanlarla halkımızı örgütlemiş vebu yalanlar için her türlü aracı da kullanmış ve kullanıyorda. Bu araçlardan en güçlü olanı da basın-medya. Faşizmyine bugünlerde bir diziyle bu demagojisini sürdürüyorsarayın soytarısı sözde sanatçıları da kullanarak.

Sarayın Soytarılarının GücüTarihi Değiştirmeye Yetmez

Halkların tarihi kadar eskidir soytarıların da tarihi.Bu soytarılar halen bugün de var olmaya devam edi-yorlar.

TRT 1’de cuma geceleri “Sevda Kuşun Kanadında”adlı bir dizi yayınlanmaya başladı. Dizinin başlıcasoytarısı Erdoğan’ın “çanak yalayıcısı kumarbaz” YavuzBingöl de bulunuyor. Onun dışında birçok sanat ve sa-natçılıkla alakası olmayan kişiler de. Dizi 68 kuşağınıngençliğini anlatıyor. Dünyada ve Türkiye’de 68 kuşağıdemek solun, devrimcilerin örgütlendiği yıllardır. Amabu diziye bakarsak faşistlerin, gericilerin örgütlendiğive güçlendiği yıllar olduğunu düşünürsünüz. Dizibaşından itibaren yalan ve hayal dünyası ile dolu. Birde faşist Erdoğan’ın olmayan bir karizmasını, nasıldeğerli bir genç olduğunu anlatmış o yıllarda.

Okul müdürü dizinin bir sahnesinde Erdoğan ileilgili sözleri “- O gidemez! Kasımpaşalıyı vermemsize!..

- Neden Hocam? Boyu posu maşallah yerinde.- Onu verirsem okulun futbol takımı çöker. O, Kuran

bülbülü, okulun golcüsü!.. Onu isteme de kimi isterseniste!..

- Peki bakalım... Allah yolunu açık etsin!..”Bir faşistten örnek bir kişilik yaratmaya çalışıyor

dizi. İyi futbol oynuyorsan bir de iyi Kuran okuyorsantamamdır. Ne gerek var tarih, kültür, edebiyata.. Kifutbol ve Kuran okuma konusu da abartı ve çarpıtmadır.

Solcuları da düzenbaz, işkenceci, hak ve özgürlüklerine

saldıran baskıcı, ülkücüleri biraz pasif ve imam hatiplileride kurtarıcı güç olarak gösteriyorlar.

Bir sahnesinde solcu öğrenciler Amerikan elçisininmakam arabasına molotof koyteyli atıyor, bu sıradaoradan geçen sünnetlik çocukları görmezden gelip sal-dırılarına devam ediyor. Oradaki çocukları imam hatipliöğrenci kurtarıyor dizide.

6. Filo’yu denize döken solcuların devrimci öğren-cilerin onurudur. Halkın tek bir malına da canına dazarar vermemişlerdir. Ayrıca imam hatipli öğrencilerinesamesi okunmazdı o yıllarda. Ülkemizi emperyalistlerekapılarını açanlar, NATO’ya girenler o ideolojiyi savu-nanlar nasıl 6. Filoya karşı çıkabilir? Vatanının bağım-sızlığı için mücadele etmeyenler nasıl kendi halkınasahip çıkabilir. Ama ağzı olan konuşuyor, dizi yaistediğin kadar uydurabilirsin. Erdoğan’dan gol kralı,imam hatiplilerden de kahraman yaratırsın, ama bu işteancak dizilerde olur. Olmamış olayları ancak olmuşgibi dizilerde gösterebilirler.

O tarihin tanığıdır o sokaklar, o gökyüzü, o memleke-timizin denizleri, toprağı. Tarihin tanığıdır şimdinin ellerikırışmış dedelerimiz, nenelerimiz. Tarihin tanığıdır ka-lemlerimiz, kitaplarımız. Tarihin tanığıdır bu halkın onurluşehitleri. O pespaye diziler değiştiremez bu gerçeği. TRTAKP’nin bir kanalıdır ve bu tür dizilerde oynamak, halkıkandırmak da bir suçtur. Para kimde ise ona soytarılıkyaparım kapısının köpeği olurum diyorsa eğer oyunculardevam etsinler. Ama üç kuruşluk oyunculuklarıyla birtarihi tersine çeviremezler. O tarihte canlar var, bedellervar bunu karalamanıza izin vermeyeceğiz.

Bu tür dizilerde oynayan oyuncuları gördüğünüzher yerde yüzüne tükürün. Bilmemek değildir ayıp olanöğrenmemektir demiştir halkımız. Bilmiyorlarsa öğre-necekler tarih dizilerinde oynamak komedi soytarı dizi-lerde oynamaya benzemez. Can verilen bir tarihikaralayan dizilerde oynamak da masum değildir. ÖzellikleYavuz Bingöl gibi bu tarihi çok iyi bilen çukurlar suç-ludurlar tarih önünde.

O dizide oynayan genç sanatçılar var. Onlara çağrımızbilmiyorsanız öğrenin ve ahlakınızı ve onurunuzu sat-mayın AKP’ye. Bilenler ise siz zaten satılmışsınız amasatılık olanları sahipleri de bir gün satarlar bunu daunutmayın. Halkımıza çağrımız; bu tür dizilerin oyun-cularını ve dizileri internet aracılığıyla ve gördüğünüzher yerde protesto edelim.

DİZİLERLE TARİHİ TERSİNE

ÇEVİREMEZSİNİZ!

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ30

Page 31: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

1-) Kültür nedir? Kültür, bir tarihsel kategori olması

ve zaman içerisinde değişim geçirmesiaçısından tek bir tanıma sahip değildir.Ancak en genel şekilde tanımlamakgerekirse; "Kültür, bir toplumun veyabelli bir topluluğun bilim, sanat, ah-lak, eğitim alanındaki ürün ve biri-kimleriyle duygu, düşünce, kurallarve değerlerinin toplamı kültür olarakdeğerlendirilir." (Hayatın İçindekiTeori, Cilt 1, Syf:106)

Ayrıca kültür konusunda şunu dabelirtmek gerekir ki, sınıflardan ba-ğımsız kültür yoktur. Yaşam içerisindesıkça kullandığımız burjuva kültür,devrimci kültür, halk kültürü gibitanımlar bu sınıfsal ayrışmanın sonucuolarak ortaya çıkmıştır. Her kültürveya kültürün bir parçası olarak ta-nımladığımız her düşünce, her duygu,her bilimsel, edebi eser, tüm ahlakikurallar belli bir sınıfın kültürününparçasıdır.

2-) Halk kültürü nedir? Halkların bin yıllardan günümüze

kadar yaşamlarını birleştirip devamettirme, ortak yaşamı kurmada ortayakoydukları tüm yaşam şekilleri halkınkültürünü oluşturur. Yani gelenekgörenekleri, yardımlaşmaları, birlik-telikleri, dayanışmaları ve kaynaş-malarını sağlayan bayramları, dü-ğünleri, dernekleri, cenazeleri, moraldeğerleri vb hepsi halk kültürününözü ve aynı zamanda birer parçasıdır.

Halk kültürünün eleştirilebilecekyanları olmakla birlikte, bugüne kadarhalkları bir arada tutan, dayanışmave birliklerini sağlayan en önemlihazinedir kültür. Bu nedenle burjuvazihalkı daha kolay yönetebilmek için,

önce halkın kültürünesaldırır. Halkın kültü-rünü aşağılar, geri ka-falılık olarak yansıt-maya çalışır. Halkıkendi kültüründen kop-maya, uzaklaşmayazorlar. Çünkü kültü-

ründen uzaklaşan birhalk aynı zamandabirbirinden de uzak-laşır, yalnızlaşır.

Örneğin bugüninsanların en çok yalnızlıktan, du-yarsızlıktan şikayet etmesi bu ne-denledir. Bu, burjuvazinin halk kül-türüne yönelik saldırılarının yarattığıbir sonuçtur.

3-) Burjuvazinin halkınkültürüne saldırılarınelerdir?

Burjuvazi halk kültürüne düş-mandır. Çünkü halkın birlikteliği,dayanışması, paylaşımı ve dolayısıylaörgütlülüğü düşmanı korkutan, geri-leten şeylerdir. Burjuvazi bunun içindurmadan saldırır.

Örneğin birlikteliklerin, payla-şımların karşısına bencilliği, güveninsadakatin önüne "babana bile gü-venme" zihniyetini, kolektif yaşamın,paylaşımın önüne çıkarcı, menfaatçibir yaşamı koyar ve tüm halka bunudayatır. Bunu da gazeteleri, dizileri,yoz yaşamı özendiren programları,interneti, kitaplarıyla sinsice halkınbeynine işlemeye çalışır.

Halkın ahlaki değerlerinin yerineburjuva ahlaksızlığını, dayanışmakültürünün yerine burjuva rekabet-çiliğini, yardım etme kültürünün ye-rine burjuvazinin “düşene bir tekmede sen vur”, “yanındakini ez geç”anlayışını... kısacası yeme içmemiz-den oturup kalkmamıza, konuşma-mıza kadar her şeye saldırarak kendikültürüyle beyinleri ele geçirmeyeçalışır.

Burjuvazinin en büyük saldırısıda halkın adalet duygusuna yöneliksaldırıdır. “Böyle gelmiş böyle gider”,“ölüm bu mesleğin fıtratında var”,“ölümü veren Allah sabrını da verir”,“Allah’ından bulsun” gibi düşünce-lerle halkın adalet duygusunu kö-reltmeye, elindeki ile yetinip “kade-rine” razı gelmesine çalışır.

4-) Devrimci kültür nedir? Devrimci kültür halkın kültürün-

deki ilerici yönleri alıp bunu Mark-sizm-Leninizm ile harmanlayan, ge-liştiren büyüten, yeni insanı, sosyalistinsanı yaratmayı hedefleyen, kısacasıyeniyi-güzeli temsil eden bir kültür-dür. Burjuva kültürün tam tersidir.Bu yanıyla tarihsel olarak büyük birgüce sahiptir devrimci kültür.

Devrimci kültürde paylaşma, da-yanışma, ahlaklı olma, oturuşundakalkışında, dil ve üslupta örnek olmakvardır.

Devrimci kültürün en belirginözelliği adaletli ve ahlaklı olmaktır.Yeni insanı yaratma mücadelesindeen büyük dayanağımız devrimci kül-türdür. Çünkü devrimci kültür eskiyiyıkan, yeniyi yaratan kültürdür.

5-) Devrimci kültürlehalk kültürününharmanlanmasıne anlama gelir?

Halk gerçeği ve halk kültürü dev-rimci kültürün oluşmasında yadsı-namaz bir rol oynamaktadır. Ki halk-ların kültüründe olan ortakçı, komünyaşamları Marksizm'den de eskiyedayanır. Devrimciler, halkın kültü-ründe olan bu ilerici yanları almışdevrimci kültürle harmanlamıştır.

Paylaşma, dayanışma, birlik olmak

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz denöğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA

Kültür

10

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

3 1İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Devrimci kültür halkınkültüründeki ilericiyönleri alıp bunu

Marksizm-Leninizm ileharmanlayan,

geliştiren büyüten,yeni insanı, sosyalist

insanı yaratmayıhedefleyen, kısacasıyeniyi-güzeli temsileden bir kültürdür.

Page 32: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

halkın kültüründe de vardır, devrimcikültürde de.

Örneğin halkın “gavura alerjisi”nialıp anti-emperyalist bir bilince dön-üştürerek harmanlarız. “Zulme karşıdirenmek haktır”, “Ferman padişahındağlar bizimdir”… Bunlar hep halkınkültüründen alınarak bugünkü mü-cadelemize ışık tutmuştur.

Kurumlarımızda ve bulunduğumuzher yerde hayata geçirmeye çalıştığımızdevrimci yaşam kurallarımız, tüzük-lerimiz halkın kültürü ve yaşam şek-linden süzülerek yaratılmıştır.

Bugün Cephe kültüründe halkınkültürüne yabancı olan hiçbir şeyyoktur. Tersine halkın kültürününgeliştirilmesi, Marksist-Leninist bi-linçle yoğrulup harmanlanmasıdırdevrimci kültür.

Burjuvazi halkın kültüründeki buolumlu yanları halkı yozlaştırarakyok etmek istiyor. Ve bu konudaepey de yol kat etmiştir.

Devrimciler olarak biz de bugünhalkın bu ilerici kültürünü devrimcikültürle harmanlayıp, halkın kültürünüyaşatmanın ve yeniden halka taşı-manın mücadelesini veriyoruz.

6-) Halkı örgütlemedekültürün yeri nedir?

Halkı tanımadan halkın yaşamınagirmeden kültürel özelliklerini öğ-renmeden halkla bütünleşemez, doğrubir ilişki yaratamayız. Öncelikledoğru temelde yaklaşabilmek, aynıdili konuşmak diye halk tarafındanbelirtilen birbirini anlama noktasınıbulabilmek önemlidir.

Halka yabancı, halk tarafındankabul görmeyen bir yaklaşım, halkkültüründe yeri olmayan bir davranış,bir söz, bir tutum, bir haraket tama-men halktan kopuşu getireceği gibi,halkın sarıp sarmalayacağı bir yak-laşım da örgütlemenin bir aracı ola-caktır. Halkı ancak kültürel özellik-lerini öğrenerek örgütleyebiliriz.

7-) "Devrimciler halktanhalk kültüründen kopukyaşayamazlar" diyoruz.Neden?

Halk bir denizdir. Halkın içinde

örgütlenmeden, halkı mücadeleyekatmadan, halk içinde yer edinmedendevrimci mücadele büyütülemez.

"Devrim kitlelerin eseri" olacaksaki, tarihsel doğru budur, halktankopuk hiçbir hareket mücadele bü-yüyemez devrim gerçekleştirilemez.Halktan ayrı onunla hiç bir bağı ol-mayan, tamamen halk kültürüne uzak,yabancı, söz ve davranışlar, etkinliklervs. halk içinde kabul görmeyeceğigibi devrime de hiç bir katkısı olamaz.Bir başka deyişle "sudan çıkmışbalık" gibi ortada kalınması sonucunuyaratır, halktan kopmak.

Dolayısıyla halkın kültürüne ya-bancılaşmak, halkın önem verdiğideğerlerini "değersiz", "geri" görmek,halktan kopmak uzaklaşmaktır. Buda yok olmak demektir.

8-) Sol'un halklabütünleşmesindehalkın kültüründenuzak olmasının etkisivar mıdır?

Önceki maddelerde de belirttiği-miz gibi halk kültüründen uzaklaşmakhalktan kopmaktır. Aynı zamandadevrimden de uzaklaşmaktır. Halkakarşı sorumsuz davranışlar, ilişkilergeliştirmek ve yaşanan kültürel çar-pıklıkların sonucu halkın dışına düş-mek kaçınılmaz olacaktır.

Sol pratik olarak halkla bütün-leşme anlamında türlü çarpıklıklarasahiptir. Ki bu da büyümenin, mü-cadeleyi büyütmenin önündeki en-gelleri çoğaltmaktır.

Sol'da halkın kültürü yoktur. Halkkültürünü geri kafalılık, cahillik olarakdeğerlendirme, halkın anlamadığıdilde konuşma, burjuvazinin yön-lendirdiği şekilde yaşama, kadınerkek ilişkilerindeki çarpıklıklar solunbilinen pratiğidir. Bu yanıyla kötüörnek olmakta, devrimcileri halkıngözünde olumsuz göstermektedirler.

Bugün solun kültüründe, devrimcikültür, halk kültürü değil burjuvazininkültürü hâkimdir. Sanatlarında eğlenceanlayışlarında bunu görürüz.

Bu nedenle sol halktan kopuktur.Halkın kültürüne yabancıdır. Doğalolarak da bu özelliklerinden kaynaklı

halk ile bütünleşememektedir.

9-) Devrimci yaşamkültürünün savaştaki yeri,etkisi nedir?

Savaşın kime karşı ve ne için ve-rildiğini bilince çıkarmak ayrı birönem taşımaktadır. Savaşın da birkültürü olduğunu biliyoruz. Devrimcikültürle halk kültürünü nasıl ki ayrıtutamıyorsak, savaş kültürüyle deayrı göremez, ayrı tutamayız.

Savaşta maddi güç insandır, manevigüç ise kültürdür, ilke ve kurallardır,tarih bilincidir. Bunlar yoksa savaşmagücü, dinamikleri ve en önemlisi desavaşmak için bir neden yoktur.

Savaşın boşluk, zayıflık tanımadığınıbiliyoruz. Bu anlamıyla savaşı kuralınagöre yürütmek ancak devrimci yaşamkültürünün de gelişimine bağlıdır.

10-) Devrimci kültürü,halk kültürünü büyütmekiçin ne yapmalıyız?

Elbette bunun için öncelikle bü-yütmekte netlik, kararlılık, iktidariddiası gereklidir. Savaşı büyütmekisteyenler devrimci kültürü ve halkkültürünü büyütmek için çaba harcar,emek verirler. Devrimci kültürü ge-leneklerimize, ilke ve kurallarımızasıkı sıkıya sarılarak, yeni halkalarekleyerek koruyabiliriz.

Bunun için devrime ve halka sa-rılmak halk ve devrim gerçekliğinikavramak önemlidir. Halkın gele-nekleri, kültürleri, yaşamları vb. herşeyi iyi bilmeli ve tüm bunlar halkıniçinde yer edinerek öğrenilmelidirki kalıcı olsun. Halkı devrimci kültürlebütünleştirmek ve devrimi halk kül-türüyle zenginleştirmek için halkınyüreğinde yer edinmek önemlidir.Daha çok halkın sorunlarına cevaparayarak ve sorunlarını birlikte çö-zerek halkla birlikteliğimizi büyüt-meliyiz. Bu birliktelik üzerinden halkkültürünün ilerici yönleriyle harman-ladığımız devrimci kültürü büyüte-bilir, yaygınlaştırabiliriz.

En önemlisi de ister devrimcikültür olsun ister halk kültürü, tümbunları savaşarak ve savaşı halklaş-tırarak koruyabilir ve büyütebiliriz.

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ332

Page 33: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Bir duruşma başladı geçtiğimizgünlerde, sanık sandalyesinde Gazihalkının en meşru taleplerinin yeraldığı. Ulaşım hakkını, sağlık hakkını,güvenli çevrede yaşama hakkınınzerresini halktan esirgeyenler, so-runlarını çözmek için bir araya gelen,meclis kuran Gazi halkını yargılamayakarar vermişlerdi. En büyük korku-larını örgüt diyerek, terör diyereksaldırarak susturmaya çalıştılar.

Ne vardı, bu sözde hukuk dava-sında? Ne deliller koydular Gazi hal-kının önüne? Siyah beyaz, bir futboltakımını simgeleyen, binlerce insandaolan kazaklar, ne olduğu belirsiz gizlitanık ifadeleri, Gazi halkının emeğiyleinşa ettiği Halk Meclisi önünde çe-kilen fotoğraflar. Polis fezlekesindeniddianame yazan savcının elindekilerbunlardı işte. Bunlar yetmişti devletinsavcısının, polisinin Gazi halkınınen meşru taleplerini sanık sandalye-sine oturtması için.

Adalet dağıtacak diye yapılan,Çağlayan Adliyesi’ndeydi duruşma.Saraydan adalet beklenmeyeceğinibir kere daha gösterdi bu büyük dava.Daha mahkeme başlamadan, avu-katlar, savcılar yerini almadan du-ruşma salonunu terörle mücadelepolisleri, çevik kuvvet, jandarma dol-durmuştu bile. Gazi halkının yalnızkalmasını amaçlayarak başlamışlardıher şeye.” Sadece sanıkların annebabaları alınacak dediler, giremez-siniz” dediler. Burjuva hukukununkuralıdır, açık yargılamada herkesgirip davayı izleyebilir. Ancak buhak kırıntısını bile mücadelesiz ver-miyorlar bizlere. Mücadele ettik.Önce bir kısmı çıktı çevik kuvvetin,sonra tamamı çıktı. Ancak böyle ka-zanabildi Gazi halkı komşularının,arkadaşlarının, hemşerilerinin yar-gılanmasını izleme hakkını.

Düzenin adaletsizliği duruşmayada yansıdı. Ne eksikti ki dosyada, çe-lişkili, polis zorlamasıyla verilmişkurgu suçlamalar, bir sanığa kurşunyaralarına parmak sokarak verdirilen

işkence ile alınan ifadeler, insanlarınherhangi bir suçla ilişkisi olmayanözel hayatlarına saldırı niteliğindekitelefon kayıtları. Hukuk devleti, insanhakları sosuna buladıkları ahlaksız-lıklarını duruşma adı verilen bu ti-yatroda göğüsleri kabara kabara ser-gilediler. Kimi yargıladılar bu dosyada?

Yıllardır her Gazili’nin sevdiği, say-dığı; her sorununa koşan, çocuklarınıokula taşıyan servisçi Efo Dayı vardı.Mühendisler vardı, öğrenciler vardı,Grup Yorum üyesi, sanatçı MuharremCengiz vardı. Kısacası Gazi’de kimvarsa o, halkın her kesimini, Gazihalkını yargılamak istemişlerdi birkere. Neyden rahatsız oldular peki?Aile içinde şiddet gören kadının ya-nında olan, uyuşturucuyu mahallesindeistemeyen, halkın düğününe derneğinekoşan Halk Meclisinden rahatsızlardı.Doğru ya mahallede polis kollamasıylauyuşturucu satılacaktı ama halk sesiniçıkarmamalıydı. Kadına şiddet yüzde700 artacaktı ama halk buna karşıçıkmayacaktı.

Gazi halkı yine kendine yakışanıyaptı, meclisine sahip çıktı. Sanıksandalyesinde oturanlar sorunlarınaduyarsız kalanları yargıladılar. HalkMeclisi’nin halkın sorunlarının tar-tışıldığı ve birlikte çözme iradesiningeliştirildiği yerler olduğunu anlatıpkendi sorunlarını kendilerini çözmehaklarını savundular. Mahallelerine,komşularına, kültürlerine sahip çık-tılar. Arkalarına baktıklarında da hak-larını savundukları Gazilileri, yan-larında da avukatlarını gördüler.

Sözde yargılayanlar ise kendilerineyakışanı yaptılar, yerleri yurtları belli,haklarında hiçbir delil olmayan; ba-kacakları anneleri, babaları, çocuklarıolan insanların tutukluluklarının de-vamına karar verdiler. 9 tutuklu kişi-den 5’ini aldık ve tahliye oldular,hayatlarından çaldıkları 1 sene içinise diyecekleri yoktu; 4’ü ise hukuksuzşekilde halen tutuklular. İşte onlarınadaleti böyleydi, kendi hukukları biledetaydı onlar için, işlerine gelmezseyok sayar kaldırır atarlardı kenara.Ancak bizim adaletimizi de yine gör-düler karşılarında, baş eğmeden mec-lisini savunan Gazi halkını gördüler.Mahkemelerde de direnme gelene-ğimiz sürdükçe, baş eğmeyen özgürtutsaklarımız oldukça, şüphe yok kigörmeye de devam edecekler.

Cepheliler, her yerde

olduğu gibi mahkeme

kürsülerinde de

teslimiyeti değil savaşı

örgütlediler; yargılanan

değil yargılayan oldular.

Çünkü düzen

devrimcileri yargılamaz.

Çünkü tarih

yargılanamaz ancak

yazılır.

Çünkü tarihsel ve

siyasal haklılığı olan

“suç”lanamaz.

Ülkemizde bu bir CEPHE

geleneğidir.

Bu gelenek Mahirlerle

başladı. Mahir ve Ulaş’ın

el sıkıştıkları mahkeme

salonlarından Devrimci Sol

Ana Davasında HAKLIYIZ

KAZANACAĞIZ’a ulaştı.

Düzeni yargılama geleneği

Dursun Karataş’ın dava

kürsüsündeki

görüntüsüyle sembolleşti.

İlk kez orada “Herkes

Konuştu Şimdi Sıra Bizde”

denildi. İlk kez 12 Eylül

savcılarına “terörist mi

arıyorsunuz o halde

aynaya bakın” diye

seslenildi.

Şimdi bu gelenek

Cepheli savaşçılarla

devam ediyor.

Devrimcilerin Kendilerini Yargılamak İçin Kurulan Mahkemelerde Devrimcilerin Kendilerini Yargılamak İçin Kurulan Mahkemelerde Düzeni Yargılamaları Artık Bir Gelenektir!Düzeni Yargılamaları Artık Bir Gelenektir!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

3 3İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

BERKİN’in, DİLEK’in KATİLERİNİ TUTUKLAMAYANLARGAZİ HALKINI TUTUKLUYOR!

Page 34: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Yüzlerce kamu emekçisi bulun-dukları iş yerlerinde AKP’li idarecilertarafından baskı altına alınıyor. 657sayılı Devlet Memurları Kanunu’nuniş güvencesini ortadan kaldıracak bi-çimde düzenlenmek istenmesi ve 17Şubat 2016 tarihli ve 29627 sayılıResmi Gazetede yayımlanan “MilliGüvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Ya-pılarla İrtibatlı Kamu ÇalışanlarıHakkında”ki 2016/4 nolu BaşbakanlıkGenelgesi de bu baskının maddi ve-rileridir.

AKP’li idareciler tarafından oda-larına çağrılıp da yandaş, sarı sendi-kalara(MEMUR-SEN) üye olmasıteklif (!) edilmeyen kamu emekçisiyok neredeyse. Özellikle yeni ata-nanların sarı sendikacılığı bilme-melerinden ve işe yeni başlamala-rından kaynaklı bilgisizliklerindende faydalanılarak onları hızla üyeyapmaya çalışmaktadırlar. Herhangibir sendikaya henüz üye olmayankamu emekçileri bir yana başka birsendikanın üyesi oldukları haldeMEMUR-SEN’ e geçmeleri yönündebaskı görenler dahi mevcut. AKPiş güvencesini kaldırmakla tehditediyor, AKP’li idarecileri de, kamuemekçilerini “benden olursan iştenatılmazsın” tehdidiyle MEMUR-SEN ’e üye yapmaya çalışıyor.

Sarı sendikalara üye yapma bas-kısı bu şekilde devam ederken diğeryandan da KESK üyesi kamu emek-çilerine ise her gün bir bahane ilesoruşturma açılıyor. KESK’ in Kür-distan’daki katliamları protesto etmekamacıyla ilan ettiği 1 günlük iş bı-rakma eylemine katılan kamu emek-çilerine de aynı şekilde soruşturmalaraçıldı. Kazanılmış ve yıllardır dakullanılmakta olan bir hak şimdi birsoruşturma nedeni olabiliyor. Muhalifolduğu için sanal paylaşımları suçmuşgibi gösterilip keyfi bir şekilde baskıaltına alınıyor; yalnızlaştırılmak is-

teniyor... Hele ki sendikası tara-fından ziyaret edilmiyor veya o işyerinde azınlıkta ise kişi daha çoksindirilmeye çalışılıyor. AKP fa-şizmi iş yerlerine en hafif haliylebu şekilde yansıyor.

Özellikle AKP’li belediyeler,sınırları içerisindeki tüm kamu ku-rumlarını AKP’nin seçim bürosugibi rahatça kullanabilmekteler.Bu pervasızlık kendinden olmayandiğer kamu emekçileri üzerinde doğalbir baskı oluşturuyor. Okulların pa-noları “ Eğitim-Bir-Sen ve MEB iş-birliği” amblemli etkinlik panolarınadönüşmüş durumda. Siyerr-i Nebidenilen dini propaganda yüklü sı-navlarla çocuklarımız aptallaştırıl-maya çalışılıyor. Okullara ücretsizdağıtılan ve dini gericiliği yayan ki-taplar ile her an gerici bir propagandave baskı yapılıyor. AKP belediyesiyle,vakıflarıyla, sendikalarıyla vs hertürlü araçla gerici politikalarını yay-maya çalışıyor. IŞİD destekçisi İHHvakfının kumbaraları ile hem çocuk-larımızın okul harçlıkları ellerindenalınıyor hem de öğretmenler baskı-landırılıyor. Daha da tehlikeli olançocukların bu kumbaralara her günpara atmaları için “sadaka ömür uza-tır” gibi akılsız ve insafsızca yapılanşantajdır.

Baskı ve propaganda bir aradayürütülmektedir okullarda. Muhalif-seniz eğer her sözünüz, her davranı-şınız hatta giyim kuşamınız bile bir“suç” olabiliyor. Sınıfta ağzınızdançıkan hak, adalet, eşitlik, özgürlükgibi cümleler ertesi gün “veli şikayeti”(!) olarak karşınıza çıkabiliyor. Hakve özgürlük mücadelesi söz konusuolduğunda “onlar çocuk” ama muh-birlik yaptırılırken gayet yetişkin-ler(!)

Çocuklarımızı muhbir yapan, be-yinlerini “günah, haram, cehennem,cin, şeytan, ah, beddua” gibi idea-

lizmin artığı gerici kavramlarla işle-mez hale getirmek isteyen AKP bizimörgütsüzlüğümüzden güç alıyor.Okullar, belediyeler, vergi dairelerikısacası tüm kamu kurum ve kuru-luşları halka aittir ve kamu emekçileriburalarda emeğiyle vardır. İş yerle-rimizdeki özellikle de okullarımızdakifaşist baskılara, her türlü gerici eğitimve propaganda amaçlı etkinliklereizin vermeyeceğiz. Meşru olan biziz,emek veren biziz, halkı için bedelödeyen biziz. Bizim olduğumuz hiçbirkurumda öyle rahatlıkla çalışma ya-pamayacak AKP’li yöneticiler. Ço-cuklarımızı istismar edemeyecekler.Bunu ancak Ensar Vakfı gibi vakıflarkurarak, gizli gizli yapabilirler fakatbizim olduğumuz yerde onlar sakla-mak zorunda kalacaklar. Çünkü suçişliyorlar.

Devrimciler, demokratlar, aydınlar,emekçiler! İş yerlerimiz bizim yaşamalanlarımızdır. Günümüzün neredeyseyarısını geçirdiğimiz, arkadaşlık-dostluk edindiğimiz ürettiğimiz, ör-gütlendiğimiz ve mücadele ettiğimizalanlarımızdır. AKP’nin arpalığı veyamülkü değildir buralar. Sesimiz gür,kendimize güvenimiz tam olmalıdır.Her iş yerinin sorunları o iş yerindeemek verenlerin de sorunudur. So-runlarımızı çözmek için bir kurtarı-cının gelmesini beklemeyelim, bizkonuşalım, biz öncü olalım ve hepbirlikte çözüm bulalım. Simurg, Ankaefsanesini hepimiz biliriz. Simurg,Anka aslında biziz. Yılmayan,vaz-geçmeyen çare arayan bizler…

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ334

Kamu Emekçileri ÜzerindekiBaskılara Son Vermenin Tek Yolu

Birlikte Direnmektir!

Page 35: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Hamburgerle DeğilKendi Yemeklerimizle

Beslenelim!Emperyalizmin gıda tekellerinden

biri olan hamburger şirketleri, kar-larına kar katarken, milyonlarca in-sanın sadece bir hamburger alabilmekiçin 4 saat çalışması gerekiyor. Birgünlük emeğimiz-alınterimiz, içindene olduğu belli olmayan 3 tane ham-burger edebiliyor ancak!

Oysa, hamburgere verilebilecekbir tek kuruşumuz dahi olmamalıdır.Çünkü, her şeyden önce sağlıksızbir yiyecektir. Besleyici özelliği ol-madığı gibi, başta obezite olmaküzere onlarca hastalığın da nedenidir.Ama, buna rağmen emperyalist te-kellerin karı uğruna reklamlarla par-latılarak “olmazsa olmaz yiyecekler”listesine koyup, özellikle bizim gibiemperyalizmin yeni-sömürgesi ül-kelerde pıtrak gibi her yerde açıl-maktadır hamburger restoranları.

TV, gazete ilanları ve reklamla-rıyla, ya da tanınmış sözde sanatçılarınTV ekranlarında hamburger yeme-siyle, hamburgeri yemek kültürümüzedahil etmeye çalışıyorlar.

Hayır! Hamburger, MC Donaldsvd. yiyecekler bizim yemek kültü-rümüzde olmayan türleridir. Ülke-mizin yeni-sömürgeleştirilmesiylebize zorla empoze edilmeye çalışılan

emperyalist kültürün bir parçasıdır.Bunun yanısıra o kadar pahalıdır ki.Bir hamburger için bir işçi 4 saat ça-lışmalıdır. “Türkiye’de bir asgariücretlinin büyük bir hamburger ala-bilmesi için 3 saat 52 dakika çalışmasıgerektiği belirtildi. Financial Ti-mes’da yer alan makalede ülkelerdealınan asgari ücretle büyük boy birhamburger almak için kaç dakikaçalışması gerektiği hesaplandı. Listeyegöre, Türkiye Meksika’dan sonrahamburger için en çok çalışması ge-reken ülke konumunda bulunuyor”.(30.03.2016 – Cumhuriyet)

Resmi rakamlara göre, günde 4işçi iş cinayetlerinde katlediliyor.Hem taşeronlaştırma sistemiyle hemde asgari ücrete mahkum edilmesin-den kaynaklı bırakalım hamburgeryemeyi, ailesinin geçimini idame et-mekte bile zorluk yaşıyor milyonlarcaişçi-emekçi. Her gün kanı-mızınaktığı yerde, emperyalist gıda tekel-lerinin karı yükseliyor. 4 saat çalışıpbir hamburger alabilen in-sanlar, buvahşi dizginsiz sömürünün geldiğiboyutu da gösteriyor ayrıca!

Hamburger vb. yiyecekler hazır-dondurulmuş bir yiyecek türüdür. Hal-kımızın deyimiyle “Abur-Cubur” de-nilen ve hiçbir besleyici özelliği ol-mayan, ayrıca bize de ait olmayan,Amerikan kültürünü ifade eden, vü-cudumuzda onlarca hastalık üreten

bir yemektir. Bize ait olmayan ve te-rimizi, kanımızı döken zehirli emper-yalist gıdaları almayalım, yemeyelim.

Hamburger değil, geleneksel halkyemeklerimizi tercih edip tüketelim.Emperyalist tekellerin GDO’lu (Ge-netiği Değiştirilmiş Organizmalar)gıdalarını almayalım. Kendimizinürettiği, besleyici özelliği olan Ana-dolu yemeklerini tüketelim. Besleyiciözelliği olmayan bir hamburgere ve-recek bir tek kuruşumuz bile olma-malıdır.

Milyonlarca halkı açlığa-yoksul-luğa-sefalete mahkum eden emper-yalistlere ve işbirlikçilerine karşıHalk Meclislerinde bir araya gelipörgütlenelim ve bizleri sadece birhamburger için 4 saat çalışmayamahkum eden emperyalistlerden he-sap soralım. Emperyalizmin kurbanıdeğil celladı olalım!

HALKLARIN KATİLİ AMERİKAEMPERYALİZMİN KURBANI DEĞİL CELLADI OLACAĞIZ!

TTEKELLER DAHA FAZLA KAZANSIN

DİYE BİR HAMBURGER İÇİN

4 SAAT ÇALIŞIYORLAR!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

3 5İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Berkan Abatay Spor Merkezi: Ücretsiz Spor Yapmaya, Halkın Yararı İçinÇalışmaya Devam Ediyoruz!

Berkan Abatay Spor Merkeziolarak 20 Mayıs günü İTO Lisesiduvarına pankart asıldı. Pankarttansonra spor salonumuza 4 liseli,spor yapmak için geldi. Sporyapan liseliler ile birlikte daha

sonra sohbet edildi meyve yenildi.Arkadaşlarını getireceklerini söy-leyen liseliler, daha sonra görüş-mek üzere ayrıldılar.

BERKAN ABATAY 589 SPORMERKEZİ

Hatay Halk Cephesi:Deniz Özçelik SerbestBırakıldı!

Arkadaşımız Deniz Özçelik, sav-cılıkta ifadesi alındıktan sonra serbestbırakılmıştır.

Emniyet önünde ve adliyede biziyalnız bırakmayan tüm halkımıza te-şekkür ediyoruz…

Page 36: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Ülkemizde Gençlik

Türkiye’de 2015 yılında 18-24 yaş arası yaklaşık3.2 milyon genç ekonomik yetersizlikler nedeniyle oku-lunu terk etmiş durumda. Her 100 gencin 36’sı okulubırakıp işte çalışıyor.Türkiye’de 18-24 yaş arası 9 mil-yonluk genç nüfusun yüzde 36.4’ünün liseye ulaşamadaneğitimi terk ettiği raporlandı. Kız öğrencilerde yüzde37.6, erkek öğrencilerde yüzde 35 olan eğitimi bırakmaoranıyla Türkiye açık ara Avrupa birincisi oldu.

3.2 milyon öğrencinin yoksulluk nedeniyle eğitimineson vermek zorunda kalmış olması AKP’nin eğitimebakışının en açık göstergesidir. Onlar için yoksullarıneğitim alması zaten gereksizdir. “Parası olan okusunparası olmayan okumasın” diyorlar. Okumuş, bilinçlive bilgi seviyesi yüksek bir toplumu yönetemeyeceklerinigayet iyi biliyorlar. Bu nedenle AKP merkez yöteminintoplantısında Efkan Ala “ülkede eğitim seviyesi yük-seldikçe oy oranımız düşüyor” diye açıklıyordu. AKPiçin önemli olan halk çocuklarının eğitimi değil seçimlerdealacakları oyla iktidalarını sürdürüp ceplerini doldurmaktır.

Yolsuzluk, soygun, yağma ve talanda fütursuzcadavranan bir iktidardan halkın çocuklarına değer vermeside beklenemezdi. 3.2 milyon öğrencinin eğitimlerineson vermek zorunda kalmış olması onların gündeminedahi girmez. Bilakis bu durumu yaratan kendi politikalarıolduğu için sanki böyle bir durum yaşanmamış gibidavranıyorlar. Yada okuyacaksa gitsin imam hatiplerdeokusun, benim istediğim gibi okuyup benim istediğimkişilik olsun diyorlar.

“Bugün politikacılar, halkın cehalet içinde kalmasıylailgileniyorlar, çünkü cahil bir halk, fanatizm ve önyargıekicilerinin, kapitalizmden çıkarı olanların en iyi müttefikive ilerlemenin en büyük düşmanıdır”.

(Komutan Fidel Castro Ruz, 29 Mayıs 1959)Fidel Castro’nun dedigi gibi sömürge ülkelerde yok-

sulların eğitim almasına sistem izin vermez. Egemenlerhalkı cahil bırakırlar ki insanlar düşünmesin, kendi söy-ledikleri yalanları sorgulamadan doğru olarak kabuletsin. Halk düzeni sorgumalaya başladığında sisteminayakları çatırdamaya başlar.

AKP gibi gerici iktidarların en korktukları şey halkındüşünmesi, sorgulaması ve bu düzeni değiştirmek üzereharekete geçmesidir. Oysaki eğitim bir iş değildir veburjuvazinin ayrıcalığına bırakılamaz. Bugün küçük birada olmasına ve tüm imkansızlıklarına rağmen Küba’daeğitim tüm halk için ücretsizdir. Okuma yazma oranı%100’dür. Yüksek öğrenim görenlerin oranı %93’tür.Bugün dünyanın dört bir yanında Küba’nın yetiştirdiğidoktorlar görev yapmaktadır. UNESCO gibi kapitalistsistemin kurumları dahi sosyalist Küba’nın eğitim sis-temine övgüler düzmektedir. Dünya Bankası, OECDgibi emperyalist kurumlar Küba eğitim sisteminin üs-tünlüklerini kimi zaman kabul etmek zorunda kalıyor-lar.

İşte sosyalist Küba’da devlet tüm imkanlarını zorla-yarak halkın eğitimini düşünürken Türkiye’de 3.2 milyonöğrenci eğitim yaşamına son vermek zorunda kalıyor.

Eğitim tüm halkımızın en temel hakkıdır diyoruz.Parasız, bilimsel ve demokratik bir eğitim için mücadeleediyoruz. Böyle bir eğitim sistemini AKP ve benzeridüzen partileri halka sunamazlar.

Halk için eğitim ancak devrimci halk iktidarındagerçekleşebilir. Eğitim hakkımızı savunmak için ÖğrenciMeclislerinde örgütlenip devrim mücadelemizi büyüte-ceğiz.

Gençlik Federasyonu’ndan

Kütahya’da Dev-Gençliler’den Film GösterimKütahya’da Dev-Gençliler her hafta düzenlenen film

gösterimi için buluştular. Film gösterimlerinin 3. haftasıolan bu haftada özel bir şirkette çalışan temizlik işçilerininişten kovulmalara ve adaletsizliklere karşı örgütlü birgüç oluşturup zafer kazanmalarını anlatan Ekmek VeGüller isimli filmini izlediler. Filmden sonra film hakkındagörüşler paylaşıldıktan sonra etkinliğe son verildi.

Film gösterimine 10 kişi katıldı.

Filmi izlemek isteyenler için linkler:http://www.altyazilifilm.org/ekmek-ve-guller-2000.htmlhttp://www.sinemayakurdi.com/film/dunya-sinema-

si-sinemaya-cihane/sinemada-turler/drama/item/1750-ekmek-ve-guller-/-bread-and-roses.html

3.2 MİLYON ÖĞRENCİYE OKULUNUBIRAKTIRAN, AKP’NİN HALK DÜŞMANI

FAŞİST POLİTİKALARIDIR!

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ36

Page 37: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

LİSELİLER!.. Duydunuz mu? Onur ve Çayan’dan Bizlere Mektup

Var... Merhaba Sevgili Liseliler; Biz sizin gelceğinizde güzel günleri

görmeniz için Dersim dağlarına çıkıpadalet uğruna silah çatan Cephe Geril-lalarıyız!

Sizlerle aynı mahallelerde büyüdük,aynı yoksulluğu paylaşıp, aynı zulmüyaşadık. Ve artık bunlara bir dur demekiçin de geldik Dersim’in yüce dağlarına.

Ne çok seviyoruz bir bilseniz sizi.Bu yüce dağlarda aklımızda olan tekşey sizeler için kuracağımız onurlu,namuslu bir gelecek ve adaletli birdünya...

Neden dağlardayız, neden savaşı-yoruz? En çok da bunu anlatmak isti-yoruz sizlere... Biz bu dağlara çıkarkenaklımızda hep Berkinler, Ceylanlar,Uğurlar ve niceleri vardı. Kimi karde-şimizin adı bile konmamıştı daha vebizde adı konmamış bebeklerimizinbile sevgisiyle geldik işte bu dağlara.Tanırsınız Berkin’i... 14 yaşında beynisokaklara akıtılan, 16 kiloluk bedeniyletoprağa verilen Berkin’i. Ülkemizdekiadaletsizliğin sembolüdür Berkin. Bizde ADALETİN sembolü olduğumuzugöstermek için geldik bu dağlara.

Okullarınızda yaşadığınız bir çoksorun vardır mutlaka. En önemlisi dedakikalara sığdırılmaya çalışılan gele-ceğiniz! Ya kazanamazsanız o sınavı?Ya geçemezseniz sınıfınızı, ya istediğinizbölümde okuyamazsanız. Bakın ne çoknedenimiz var değil mi bu dağlara çık-mak için?.. Evet çok nedenimiz var,her bir liselinin geleceği bizim nedeni-miz.

Sevgili liseliler, biz şimdilik mek-tubumuza bir ara veriyoruz. Bu dağlarkadar heyecanlandırıyorsunuz bizleri.Sizleri de yanımıza bekliyoruz. Ber-kinlerin hesabını sormaya parasız sı-

navsız bir eğitim sistemi kurmaya ça-ğırıyoruz sizleri.

CEPHE GERİLLALARINAKATILIN ADALET İÇİNSAVAŞIN! LİSELİ DEV-GENÇ

*****LİSELİLER!..

“General Cem”den Bizlere MektupVar...

Merhaba Liseliler; Kahraman şehitlerimiz Onur ve Ça-

yan’ın sıcaklığıyla kocaman yürekleri-nizden sizleri kucaklıyor, yüreği Mun-zurun doruklarında atan tüm yoldaşla-rımızı selamlıyorum.

Parasız Eğitim İçin Gerillaya Katılkampanyanızı duydum ve size bir mek-tup yazmak istedim. Öncelikle size ken-dimi tanıtmak istiyorum.

Dersim’in Hozat ilçesi ÇaytaşıKöyü’nden Kürt Alevi bir ailenin beşinciçocuğu olarak dünyaya geldim. Yoksulolduğumuzdan sadece ilkokulu okuya-bildim. Liseye gidemedim... Ne yazıkki bugün hala parası olmadığı içinailesini geçindirmek zorunda kalan veçocuk yaşta işe başlayan insanlarımızvar.

Bizim köye halkın sorunlarını çözmekiçin bir çok kez gerilla inerdi. Bu yüzdengerillaları tanımam daha çocuk yaştabaşladı. Hatta bir kaç kere gerillalarınçatışmalarına bile tanıklık etmişimdir.Hal böyleyken ben de gerillaları zamaniçerisinde daha çok sevmeye ve ne içinsavaştıklarını anlayıp araştırmaya baş-ladım. Hep onları merak eder, onlarıçok severdim.

Bizim köye birçok örgütün gerillalarıgeliyordu. Hepsini çok seviyordum amabirgün köyde dolaşırken Devrimci Solgerillalarının bizim köye indiğini duy-dum. İlk kez görecektim Devrimci Solgerillarını ve çok heyecanlıydım. Görürgörmez yanlarına gittim. Daha ilk kez

Parasız, Demokratik, Bilimsel Bir Eğitim İçin Onur Olalım, Çayan Olalım! Gerillaya Katılalım!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

Liseliyiz Biz

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

3 7İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 38: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

gördüğüm bu insanlara çok ısınmıştım, çok farklıydılar.Küçük yaşıma rağmen bana büyük olgun biriymişimgibi davranıyorlardı. Bu beni çok mutlu etmişti.

İlerleyen zamanlarda, abimin farklı bir örgütte gerillaşehidi olmasının etkisiyle bende gerilla olmaya kararverdim. Düzene öfkem daha da artmış ve gerilladaaçlığın, yoksulluğun, sefaletin, sömürünün hesabını sor-mak istiyordum. Bir çok kez gerillaların yanına gidipkatılmak istesem de yaşımdan dolayı geri çevrildim.

Bana göre savaşmanın bir yaşı yoktu bu ülkede. Ço-cuklar yoksulluktan okula gidemiyorken ve hatta dahaanne karınlarında öldürülüyorken benim küçük yaştagerilla olup hesap sormak istemem gayet normal birşeydi benim gözümde.

Gerillaya katılamasam da onlar için birçok şey yap-maya çalıştım. Gerillanın ihtiyaçlarını elimden geldiğincekarşıladım.

Çaytaşı direnişini duyduğumda kinim daha da arttı.Bundan sonra kararım kesindi gerilla olacaktım. Ve ka-rarlılığım sayesinde sonunda gerilla oldum. Nazım ko-mutan cesaretimden dolayı ‘general’ derdi bana. Gerillaolunca da ‘ General Cem’ dediler, artık Dersim dağlarının‘General Cem’i olmuştum.

Ve 1996 Kasım’ında Paşacık köyüne yakın bir yerdepusuya düşürüldük ve çıkan çatışma sonunda şehitoldum.

Mektubumu burada bitirirken liselilerimize bir şeylersöylemek istiyorum.

Ailelerimizin ‘yaşın küçük, sen ne anlarsın...’ gibisöylemleri bizim mücadelemizin önünde hiç bir zamanengel olamaz. Çünkü Berkin’in de yaşı küçüktü. ÇünküUğur’un da yaşı küçüktü. Ama onların yaşının küçük-lüğüne bakmadılar. Sokaklara akıttılar beyinlerini. Ka-tillerini bulmadılar, bulduklarını yargılamadılar. Ve ül-kemizi cezasız katiller ülkesine çevirdiler.

Yaşıtlarımız sınav sisteminin getirdiği bunalımlardankaynaklı intiharlar ediyor, canlarından oluyor.

Uyuşturucu artık sınıflarımızın kapısında satılıyorneredeyse. Genç yaşta bizi düşünemez, eğlenemez, gü-lemez hale getiriyor.

Bu düzen içerisinde nasıl yaşarız. Bu düzen içerisindeonurlu, namuslu bir geleceğin ne kadar garantisi olabilir.Kısacası tek yolumuz var. Tek çözümümüz var. Onurlar’ın,Çayanlar’ın çağrısına kulak vermek. Gerillaya katılmak..

General Cem- (Erkan Dilsiz)

Liseli Dev-Genç Parasız Eğitim İçinGerillaya Çağırmaya Devam Ediyor!

18 Mayıs günü Liseli Dev-Genç’liler Okmeydanı’nda30 adet “Parasız Eğitim İçin Gerillaya Katıl” afişlerindenastılar. Aynı gün içerisinde 5 anket yapıp liseliler ile ta-nıştılar.

20 Mayıs günü Liseli Dev-Genç’liler Anadolu Parkı’na1 adet “Parasız Eğitim İçin Gerillaya Katıl” pankartı as-tılar.

Parasız Eğitime KarşıFilm İzleme EtkinliğimizdeBirleşiyoruz!

19 Mayıs günü 60 adet “CESUR YÜREK FİLMİNİİZLİYORUZ” yazılı afişleme yaptılar. Daha sonraAnadolu Parkı’nda liselilere 50 adet Cesur Yürek filmineçağrı bildirisi dağıttılar. Aynı gün içerisinde ise 5 liseliile anket yapılıp filme çağırdılar.

20 Mayıs günü ise Liseli Dev-Genç’liler Sibel YalçınParkı’na 1 adet filme çağrı pankartı astılar.

Liseli Dev-Genç’liler 19 Mayıs Perşembe günü Ok-meydanı’nda 80 tane “Liseliler Sıkılmadan Kitap Oku-yoruz, Bilimi ve Tarihi Öğreniyoruz-Liseli Dev-Genç’’afişi astılar. Aynı zamanda 800 tane kuşlama, 5 tane ya-zılama yaptılar ve 50 adet bildiri dağıttılar.

Dev-Genç’lilerin kitle çalışması yapmasını hazme-demeyen AKP’nin katil polisleri S97 ve S94 numaralıakrepleriyle arkadaşlarımızı kaçırmaya ve terör estirmeyeçalışmıştır. Halkımızın Dev-Genç’lileri sahiplenmesiüzerine AKP’nin katil polisleri defolup gitmişlerdir.

LİSELİLER! SIKILMADAN KİTAP OKUYORUZ. BİLİMİ

VE TARİHİ ÖĞRENİYORUZ. HER CUMARTESİ / 16:00 SİBEL YALÇIN

PARKILİSELİ DEV-GENÇ

Liseli Dev-Genç’liler Okuma GrubuKitle Çalışması

Liseli Dev-Genç’liler 16 Mayıs Pazartesi günü Ok-meydanı’nda 60 adet ‘’Liseliler Düzenin Gerici EğitimineKarşı Kitap Okuyoruz- Liseli Dev-Genç’’ afişi astılar.

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ38

Liseliyiz Biz

Page 39: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Dev-Gençli Mehmet Manas DOĞA-NAY, 24 Mayıs Salı günü Çağlayan Ad-liyesi önündeki bir kafede mahkemeyekatılan arkadaşlarını beklerken AKP’ninkatil polislerinin saldırısıyla gözaltınaalınmıştır. Halen Üsküdar Çocuk Şube’degözaltında tutulmaktadır.

AKP’nin ve katliamcı timlerinin amacıHalkın Adaleti için mücadele eden Dev-Genç’lileri gözaltına alarak sindirmektir.AKP’yi ve onun katil köpeklerini uyarı-yoruz! Dev-Genç’lileri gözaltına almaktanvazgeçin. Dün Çağlayan Adliyesi önündenkeyfi bir şekilde gözaltına alınan MehmetManas DOĞANAY’ı derhal serbest bı-rakın. Dev-Genç’imizi baskılarla, göz-altılarla bitiremezsiniz.

DEV-GENÇ

�� Hiçbir Baskı Bizleri Yıldıramaz

Ankara Liseli Dev-Genç’liler 19 Mayısgünü “2. Berkin Elvan Liseli Pikniği”için biraraya gelmişti. Kılıçlar Köyü’negiden liseliler yol üzerinde jandarma ta-rafından GBT kontrolü yapıldıktan sonraalana girdi. Jandarmanın sözlü ve fizikitacizleri sürekli devam etti. Pankartlarıkaldırmaları istendi ve ses yapmayın gibibahaneler ile sürekli tacizde bulunuldu.En son alana girdiklerinde herkesi göz-altına alacaklarını söyleyip, işkence ile21 kişi gözaltına alındı. Gece 23.30’daserbest bırakıldılar. Bunun üzerine kısabir açıklama yapan Ankara Liseli Dev-Genç şu sözlere yer verdi; “Bir pikniktendahi korktuklarını göstermiş oldular. Ai-lelerimize, küçük yaşta kardeşlerimizedahi saldırdılar. Ama bilmiyorlar ki hiçbirbaskı bizleri yıldıramaz! Bizler liseliyiz,bu ülkenin en onurlu evlatlarıyız”.

� Dev-Genç’in Kayseri’deGelişiminiEngelleyemeyeceksiniz!

24 Mayıs sabahı halk düşmanıAKP’nin katil polisleri Kayseri’de Dev-Genç’lilerin evlerine baskın düzenledi.Dev-Genç’li Hüseyin Kılıç ve NaimEminoğlu’nun gözaltına alındığı operas-yonla ilgili Kayseri Dev-Genç yazılıaçıklamasında; “Yönetememe krizi hergeçen gün büyüyen AKP saldırısını, te-rörünü ülkemizin her yerine yaymış du-

rumdadır. Yapılan baskınlar AKP’ninacizliğini, korkusunu göstermektedir.Yaptığınız baskınlar, işkenceler, gözaltılarboşunadır. Bir kez daha belirtiyoruz kiDev-Genç’in Anadolu topraklarında ge-lişimini engelleyemeyeceksiniz. Baskın-larınıza cevabımız iki kat daha fazlaçalışıp örgütlenmek olacaktır”.

� Gençlik Bulunduğu Her Yerde MücadeleyiProgramlıyor

Kayseri Dev-Genç’liler 15 Mayıs’takahvaltıda buluştu. Kahvaltı da ülkemizsolunun 1 Mayıs’ta düştüğü durumdanve Taksim ısrarının öneminden bahse-dildi. Ayrıca Dersim’de savaşan DHKCgerillaları üzerine ve gerillanın öneminedair sohbetler yapıldı. 9 kişinin katıldığıkahvaltının ardından en kısa zamandatekrar yapılması sözü alınarak bitirildi.

� Çalışmalarımızı Adaletve Savaş İçin AralıksızSürdüreceğiz

Ankara Dev-Genç’liler 20 Mayıs’taODTÜ’de “Tutsak Öğrencilere Özgürlük,Demokratik Üniversite Bağımsız Türkiyeİstiyoruz” kampanyası çerçevesinde afişçalışması yaptı. Çalışmalarda Fizik, Kimyave İnşaat fakültelerine toplamda 30 afişasıldı.

� Parasız Eğitime Karşı Film İzlemeEtkinliğimizdeBirleşiyoruz!Liseli Dev-Genç 19 Mayıs’ta 60 adet“Cesur Yürek Filmini İzliyoruz” yazılıafişleme ve Anadolu Parkı’nda liselilere50 adet Cesur Yürek çağrı bildirisidağıttı. Aynı gün Sibel Yalçın Parkı’na 1adet filme çağrı pankartı asıldı.

� Çocuklar Bizimle Büyüyecek Umudu Büyütür Gibi

Amed Çocuk Korosu ile birlikte 22Mayıs’ta “Özgür Ruh” adlı animasyonfilmi izlendi. Çocukların beğenisini alangösterime 15 çocuk katıldı.

� Düzenin Yoz Kültürüne

Karşı Arkadaşlıkİlişkilerimizi Geliştireceğiz!

Okmeydanı Liseli Dev-Genç 22Mayıs’ta Sibel Yalçın Parkı’nda filmgösterimi yaptı. “Cesur Yürek” filminiizledi. İskoçya’nın bağımsızlık savaşınıanlatan filmde halk ve vatan sevgisinevurgu yapıldı.

� Katliamları Her YollaHalka Anlatıyoruz

Dev-Genç’liler 22 Mayıs’ta Dağev-leri Mahallesi’nde “F Tipi Film”iningösterimini yaptı. Yapılan film gösterimiöncesi mahallede çalışma yaparak 35ozalit astı ve evleri kapı kapı dolaşarak400 bildiri dağıtıldı.

Katil Polisler, Dev-Gençlilere Saldırmaktan Vazgeçin!

Liseli Dev-Gençliler “Parasız Eğitim İçin

Gerillaya Katıl” Kampanyasını

SürdürüyorLiselerden Dağlara Pınar Güngör

Olmaya Devam Ediyoruz!Liseli Dev-Genç’liler 23 Mayıs günü

Okmeydanı İTO Liseli yolu üzerine 50adet “Berkin’in Hesabını Sormak İçinGerillaya Katıl!” afişi yaptılar. 1 adet“Parasız Eğitim İçin Gerillaya Katıl”yazılaması yapıldı. Yapılan yazılamasırasında bir abi ile olan diyaloğumuz:

- Ne yazıyorsunuz çocuklar?- Parasız eğitim için gerillaya katıl

yazıyoruz abi- Buraya yazdınız ama patron bir

şey demesin!- Yok abi bir şey demez...- Haklısınız valla eğitim paralı,

benim de 2 çocuğum var, okuldan heppara istiyorlar. Ama ne yaparsın başta-kiler böyle olunca.

- Aynen öyle abi ben de 10 seneokudum. Her sene aidat parası temizlikparası bir de okul masrafları deyincebabamızın 3-5 kuruşuna da göz diki-yorlardı.

Bir de aynı gün içerisinde 2 liseliile sohbet edilip bildiri dağıtıldı.

LİSELİ DEV-GENÇ

Ülkemizde Gençlik

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

3 9İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 40: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Patron sendikacıları ve linççilerdir.3 Mayıs'ta Devrimci İşçi Hareketi,Oya Baydak’ın işe iade edilmesi ileilgili mahkeme kararı uygulansın ta-lebini içeren Genel-İş Sendikası önündebir basın açıklaması yapacağını günleröncesinden duyurmuştur. 3 Mayıs2016 tarihinde de basın açıklamasıiçin Ankara’ nın Ulus Semtinde ÇankırıCaddesi’ndeki Genel-İş genel merkezönüne açıklama yapmaya gitmiştir.

Açıklamaya giden DİH’li işçiler,ağızlarında salyalar ile saldırmak is-teyen bir grup Genel-İş Şubeleri’ndengelen mafya bozuntusu, şube yöneticisisendikacı ile karşılaşmıştır. Linç sal-dırısını bir gelenek haline getirenDİSK ve DİSK Genel-İş Sendikasıyöneticileri basın açıklamasına gelenlerilinç ettirmek için Çankaya Belediye-si’nde ve Yenimahalle Belediyesi’ndeçalışan işçiler içinden 80 kadar kendisınıfına yabancılaşmış işçi bozuntusunuellerinde sopalar ile hazır bekletmiş-tir.

Linç tarihten bu yana faşist ikti-darların uyguladığı bir yöntemdir.Acizliklerini ifade eder. Genel-İş sen-dikası o kadar acizdir ki faşizmin bukültürüne dört elle sarılmıştır. Tarihtanıktır. İsrail, Alman faşizminden öğ-rendiği işkence yöntemlerini Filistinve Ortadoğu halklarına uygulamaktadır.Genel-İş Sendikası yöneticileri deİsrail Siyonistleri gibi olma yolunda-dırlar. Faşist iktidarların uyguladığıyöntemi utanmadan devrimcilere uy-gulamaktadırlar.

Oya Baydak bir işçidir. Ve iştenatılan işçinin direnmek en doğal hak-kıdır ve hatta onurudur. Devrimcileringörevi de haksızlığa uğramış olanların

yanında yer almaktır. Devrimciliğimizgereği direnen işçinin yani Oya Bay-dak'ın yanında olmaya devam edeceğiz.DİSK ve Genel-İş yöneticileri, bu hak-sız duruma son vermeleri gerekirkenpatron sendikacılığında ısrar etmek-tedirler. Bundan vazgeçmelidirler.

DİSK ve Genel- İş Yöneticilerine Sesleniyoruz!

13 Temmuz 2015 tarihinde DİSK’inönünde yaşadık biz o linçi. Bizi yolu-muzdan döndüremediniz. Öyle ucuzyöntemlerle pes etmediğimizi düş-manlarımız bile bilir. 1 Mayıs alanlarınatoplamadığınız işçileri, para verip ye-mek yedirip, haksız yere işten attığınız,sendikalardan tasfiye etmeye çalıştı-ğınız devrimcilere karşı örgütlüyor-sunuz. Biz de tam da bu nedenle sizepatron sendikacısısınız diyoruz. Dev-rimcilere düşmanlığınız patronlaradostluğunuzu gün geçtikçe daha çoktescilliyorsunuz. Bu işçi sınıfına düş-manlıktır. İşçi düşmanı olmaktan vaz-geçin. Her linç eyleminizde şube yö-neticileriniz yalakalık kuyruğuna gi-riyor. Bölgelerinden ne kadar işçi top-larsa yönetimin o kadar gözüne gire-ceklerini ve aldıkları paraları hak et-tiklerini göstermeye çalışıyor. Bizesaldırarak birbirinize yaranıyorsunuz.Tek örgütlenme alanınız devrimcilerekarşı cephe oluşturmak. Devrimcidüşmanlığınız ne size ne de şubeleri-nize yarar sağlar. Faşist iktidar bu gün"Kiralık İşçi Yasasını ve Özel İstihdamBüroları Yasasını" onayladı. Bizi linçettirmek için bir araya topladığınız oişçileri toplayıp da yasaya karşı mec-

lisin önünde bir direniş örgütlediğinizikimse görmedi. Siz patron sendika-cıları işçilerin çıkarı için kılınızı kı-pırdatamazsınız. Çünkü AKP’yi kar-şınıza alamazsınız. Nasıl 1 Mayıs’taTaksimi iktidara satıp da teşekkür al-dıysanız, "Kiralık İşçi Yasasını veÖzel İstihdam Büroları Yasasını" çı-karılırken yapmadığınız eylem için deteşekkür alırsınız.

Bizleri Linç Ettirmek İçinTopladığınız O Güruha da Sesleniyoruz!

Küfür halkın aşağılık suç olarakgördüğü bir durumdur. Bir daha bunuyapmamanızı tavsiye ediyoruz. Adınızne ise Haydar mıdır, Hüseyin midir,yoksa Turan veya Ali Paşa mıdır? Ah-laklı olunuz diyoruz. Küfür çirkindiryozlaşmadır, insanın kendi türüne ya-bancılaşmasıdır. Sizler de sınıfa ya-bancılaşan zavallılarsınız. Acizsiniz.

Oya Baydak işe geri alınana kadareylemlerimizi sürdüreceğimizi ilan et-miştik. Sözümüzden döndüğümüzedaha kimse tanık olmadı. Tarihimizdirene direne kazanmanın tarihidir.Tarihsel olarak haklıyız. Çünkü tarihidirenenler yazar. Küfür edenler linçedenler tarih de hep yenilmiştir. Bunedenle diyoruz ki: Oya Baydak haksızyere işten atılmıştır ve faşizmin mah-kemeleri bile haklı bulmuştur. Mah-keme kararı uygulansın. Bu direnişsizlerin gerçek yüzünü gösteren birdireniştir. Biz direne direne kazana-cağız.

Oya Baydak Yalnız Değildir!Devrimci İşçi Hareketi

20 Mayıs

Linç Faşizmin Yöntemidir; Bundan Vazgeçin!Genel-İş Sendikası Yöneticileri Kimdir?

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ440

Page 41: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Kamu Emekçileri Cephe-si’nin 19 Şubat komplosu çöktü.16 Mayıs'ta saat 10.00’da baş-layan 8. duruşmada avukatlarmüvekkillerinin hayali belgelerleyargılanmaya çalışıldığını an-lattılar. Dosyada sıkça bahsedilen1055 nolu CD’nin olmadığınıböyle bir CD olsa bile dijitalverilerin güçlü kanıt oluşturacakbir belge olamayacağını anlattılar.Belge diye sunulan şeylerin sa-dece polis fezlekesi olduğu, üstüste telefon dinleme kararlarınınolduğu bunun da aslında şahıs-larla ilgili istedikleri kanıtlarıbulamamalarından kaynaklandığısöyledi avukatlar.

Sonrasında aynı dosyadanyargılama yapılan diğer illerdeberaat kararlarının verildiği aynışekilde İstanbul mahkemesininde aynı kararı vermesi gerektiğianlatıldı. Delil sayılmayacak bel-geler dosyadan çıkarılması de-mek zaten bu dosyanın boşaçıkması demek denilerek "derhalberaat istiyoruz" denildi.

Savcı delillerin yeniden in-celenmesi gerektiğini, anayasamahkeme kararının da dikkatealınacağını söyledi. Aradansonra duruşma başladı. Bu sefertutuksuz yargılanan KEC'lilersavunmalarına başladı. Adaletisteklerinin ülkedeki yaşanılanadalet taleplerinden farklı ol-madığı herkesin adalete ihtiya-cının olduğu vurgulandı. 4 kişininsavunmasının alındığı mahke-mede bir daha ki duruşma tarihi6 Eylül olarak belirlendi. Hermahkeme sonrası olduğu gibiKEC’liler C kapısı önünde basınaçıklaması yapmak istedi. Özelgüvenliklerin ve polisin müda-hale ettiği açıklamada emekçi-lerin ağızlarına ve gözlerine gazsıkıldı. Emekçiler kalkanlarladarp edildi. Olayı görüntülemeyeçalışan bir avukatın üzerine yü-rüyen polisleri yine emekçilerdurdurdu. Saldırılara rağmen ba-sın açıklamalarını yapan emek-çiler sloganlarla açıklamalarınısonlandırdı.

DİSK Genel-İş işçisi Oya Baydakdirenişinin 323. gününde Ankara’da

Genel-İş Genel Merkezi önünde oturma eyleminebaşladı. Oya Baydak 323. gündür tam 11 aydır işi için direniyor. 25Şubat’ta işe iade davasını kazanmış olmasına rağmen patronlarıGenel-İş Sendikası genel merkez yöneticileri tarafından işe iadesiyapılmıyor, mahkeme kararı uygulanmıyor. Bu direnişin ortayaçıkmasına sebep başta Genel-İş yöneticilerinin Oya Baydak’ı ge-rekçesiz bir şekilde, bir imza ile işten atmalarıdır. Bunu yapanlarişçi sınıfının haklarını koruması gereken sendikacılardır. 29 yıldırsendikalı bir işçi olarak emekçilik hayatını sürdürmüş bir kadınişçidir Oya Baydak. Yani 29 yıl emeği geçmiştir sendikal mücadeleye.5 yıldır da Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Bölge Şubeleri Mer-kezi’nde çalışmıştır. Hem Genel-İş Sendikası çalışanıdır hem deSosyal-İş üyesidir bu süre zarfında. Oya Baydak’ın talebi; işeiadesinin yapılması ve mahkemenin vermiş olduğu işe iade kararınınuygulanmasıdır.

Emekçilerin haklarını savunan, savunması gereken tüm demokratiksendikal, sınıfsal örgütleri, bu örgütlerin yöneticilerini ve emektenyana herkesi Oya Baydak’ın bu haklı talebine destek vermeye vebu haksızlığın son bulması için çaba sarf etmeye davet ediyoruz.

Hiçbir sendika yönetiminin ve sendikacıların, işçi sınıfı mü-cadelesine böyle bir emsal yaratmaya, patronların işçilerin kar-şısında elini güçlendirmeye hakkı yoktur.

Devrimci İşçi Hareketi

Direnişinin 323. gününde Oya Baydak eyleminiGenel-İş Sendikası'nın Ankara/Ulus'ta bulunan GenelMerkezi'nin önüne taşıdı. Eylem saat 10.40’ta başladı.“Mahkeme Kararım Uygulansın, İşimi Geri İstiyorum”diyen Oya Baydak yaptığı açıklama da patronlarınaseslenerek “beni neden işten attınız?” diye sordu. Dev-rimci İşçi Hareketi ve Oya Baydak'ın yaptığı eyleme13 kişi katıldı. Devrimci İşçi Hereketi yaptığı açıklamadaşunlara değindi: "...Bugün buradan tekrar Genel-İşSendikası yöneticilerine sesleniyoruz. Oya Baydak işegeri alınana kadar, mahkeme kararı uygulanana kadarbu eylem sürecektir. Bu yaptığınız işçi sınıfına karşıişlenmiş bir suçtur. Bu suçtan vazgeçin. 1 Mayıs’tafaşist iktidardan mahkeme kararları uygulansın diyebir talebiniz var. Bu talebi kendi işçinize karşı önce sizuygulayın. Buradan kendisine işçi sınıfı mücadelesiyürütüyoruz, demokratik kitle örgütüyüz deyip linçlerionaylayanlara sesleniyoruz. Linci onaylayarak Genel-İş ve DİSK yöneticilerine cesaret verdiniz. Bu sorunhepinizin sorunu. Bugünden itibaren burada oturanOya Baydak eylemine destek veren devrimcilerin kılınazarar gelir ise sorumlusu hepinizsiniz. Bu eylem OyaBaydak işe geri alınana kadar kapınızda sürecektir.Hiç kimse onların derdi şu bu demesin. Bu eylemintek talebi var oda Oya Baydak işe geri alınsın...."

Devrimci İşçi Hareketi Oya BaydakDirenişine Destek İçin, Bildiri Dağıttı

Devrimci İşçi Hareketi Şişli Belediyesi önündeOya Baydak direnişini anlatan bildiri dağıttı. Servislerinçıkış saati olan 16.30 da başlayan bildiri dağıtımı 17ye kadar sürdü. Bildirileri sesli Genel-İş’i teşhir ederekyapınca güvenlikler müdahale etmeye polisle tehditetmeye servislerin içindeki işçilere bildiri vermemizeengel olmaya çalıştılar. Engellemelere rağmen servislerhareket edene kadar bildiri dağıtımına devam edildi.

Ankara’da Genel-İş Sendikasının Önünde Direnen İşçilere Saldırı

Ankara da DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasınınönünde oturma eylemi yapan OYA BAYDAK işeGERİ ALINSIN, MAHKEME KARARI UYGULAN-SIN” diyen Devrimci İşçi Hareketlilere afiş astınızdiye Remzi ÇALIŞKAN saldırdı. Arkasından korumalarıve şoförleri saldırdı... Ve şoförlerinden bir tanesi anaavrat küfretti. Bunlarla yetinmeyip polis çağırttı veİlhan KAYA “GÖZALTINA ALDIRTILDI”. İlhanKAYA’yı hedef göstererek gözaltına aldırttılar. Genel-İş Sendikası linççiliğinin yanına işkenceciliğini deilave etmiştir. Devrimci kadınlara küfrettirmeyi alışkanlıkhaline getirmiştir.

Kendilerini bir kez daha uyarıyoruz. Bu yaptığınızahlaksızlıktır. Devrimci kadınlara küfretmek ahlaksızlıktır.Bu yaptığınız kadın gerillaları çırılçıplak sergileyenfaşist iktidarın yöntemidir. Bundan vazgeçin.

Her Yerde Patron SendikacılığınıTeşhir Etmeye Devam Edeceğiz

Komplolarınızı Boşa Çıkardık Çıkarmaya Devam Edeceğiz

Çağrı

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

4 1İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 42: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

İşsizlik varsa, “İş İstiyoruz” diyerekdirenişe başlayanlar da olacaktır. Emek-çilere işsizlik dayatılıyorsa, bu dayat-manın karşısına direnişle çıkanlar daolacaktır.

11 Mayıs 2016 tarihinde Soma-Kınık arasında kömür havzasında baş-layan Polyak direnişi de böyledir.Evine ekmek götürebilmek için, iş is-teyen madencilerin direnişidir, PolyakDirenişimiz.

İmbat direnişi, “İşimizi Geri İsti-yoruz” diyerek başlamıştı. İmbat di-renişçileri direndiler ve kazandılar.Polyak direnişi ise doğrudan “İş İsti-yoruz” diyerek başladı. Açık olan şuki, Polyak direnişçileri de direnip ka-zanacaklar. Tarihin hükmü budur: Hak-sızlığa karşı hakkını savunan kazanır.Polyak direnişçileri de, haklarını sa-vunarak iş istiyorlar.

Emekçilere işsizlik dayatılıyorsa,madenciler işsizliğe mahkum ediliyorsayapılacak iki şey vardır: Ya boyunbüküp patronların yazdığı işsizlik ka-derine razı olmak ya da hakkınız olanişi istemek... Polyak direnişçileri deiş istiyorlar, çalışmak istiyorlar. Ta-lepleri haklı ve meşrudur.

İşsizlik Ölüp Ölüp Dirilmektir

Çeken bilir, bu dünyada işsizliğeterk edilmek ölüme mahkum edilmekgibidir. Hatta daha fenasıdır. Çünkü,bu toplumsal koşullarda işsizlik demek,her gün ölüp ölüp dirilmek demektir.Bunu ancak yaşayanlar bilir, biz biliriz.Polyak direnişçileri bilir.

İşsizliğe terk edilmek açlığa, yok-sulluğa, yozlaşmaya, onursuzluğa mah-kum edilmek demektir. Polyak dire-nişçileri işte bunu kabul etmeyip işisteyerek onurlarını savunuyorlar. Sa-vundukları bütün Kınıklı, Somalı ma-dencilerin talebi ve onurudur.

Yalancı ÖzyeğinlerPolyak Madencilik, Özyeğin Şir-

ketler Grubuna bağlıdır. Patronu birAmerikan beslemesi olan Hüsnü Öz-yeğin’dir. FİBA Holding bünyesindeirili ufaklı otuzdan fazla şirketi, bankasıve Marks-Spencer gibi markaları vardır.Şimdilerde holdingi fiilen oğlu MuratÖzyeğin yönetmektedir.

Polyak madencilik şirketinin ortaklarıMuzaffer Polat ve Murat Özyeğin, Polyakmadencilik açılırken Kınık’a gelmiş vemadene bölgedeki madencilerin alına-cağını açıklamıştır. Burjuvazi yalancıdırve bu ikisi yalan söylemiştir. Zira, PolyakMadencilik göstermelik olarak iş verdiğibirkaç numune dışında, bölgenin insanıolan madencileri işe almamaktadır. Bölgedışından getirdikleri insanları çalıştırı-yorlar. Polyak direnişçileri bunu kabuletmeyip “İŞ İSTİYORUZ” diyerek ma-den ocağının kapısına dayandılar.

Ve Direniş Başladı11 Mayıs Çarşamba gününün akşam

üzeri, maden ocağının kapısına gelenKınıklı madenci Halil Oğuz, “İŞ İSTİ-YORUM” talebiyle direnişe başladı.

Madenci Halil Oğuz, Soma katlia-mının ardından işsiz kalan binlerceişçiden biriydi. 11 yıllık madenci olan

Halil Oğuz, direnişe başlarken “... defalarca gidip form doldurdu-

ğunu, buna rağmen Kınıklı madencilereayrı bir düşmanlık göstererek işe alma-dıklarını, sürekli başka illerden işçi ge-tirdiklerini ve bu yüzden işe alınmadandirenişini sonlandırmayacağını...” söy-ledi. Ve direniş çadırını maden ocağınınönüne kurdu. Kendisine yardım edenler,elbette İmbat direnişinin muzaffer ma-dencileriydi. Çadırı birlikte kurdular.İmbat Direnişi, Polyak direnişine reh-berlik ediyordu şimdi.

“İş İstiyorum” talebi karşısında ta-hammülsüzleşen şirket yetkilileri, jan-darmaya emir vererek direnişçi HalilOğuz’un gözaltına alınmasını sağladılar.Direniş çadırını yıktırdılar. Gözaltıyla,baskıyla, saldırarak direnişi kırabile-ceklerini zanneden işçi düşmanları birkez daha yanıldılar. Zira, ertesi günişsiz madencilerden Ali Ayaydın daPolyak direnişine gelip katıldı. Sonrabir işçi daha katıldı direnişe ve artıkhep beraber haykırmaya başladılar:“Polyak Madencilikten Sadaka Değil,İş İstiyoruz!..”

Kınık’tan ve çevre köylerden zi-yarete gelen halktan insanlar, bu talebinhaklılığı ve meşruluğunu gayet iyi bi-liyorlar. Ve İmbat direnişinin zaferindensonra, artık direnenlerin kazanacağınıda biliyorlar.

Konuşuyor Polyak direnişçileri vediyorlar ki: “... Bu topraklar bizim.Bizleri ayrımcılık yaparak işe almı-yorlar, diğer illerden işçi getiriyorlar.Hatta Çin’den bile işçi getiriyorlar.Buna sessiz kalmayacağız. İşe alınana

Polyak Direnişçileri: “SADAKA DEĞİL, İŞ İSTİYORUZ”

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ442

Page 43: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.” Jandarmanın yıktığı direniş çadırı, işte bu ka-

rarlılığın sembolü olarak yeniden kuruluyor. Madencilerin el birliği ile yeniden kurduğu

direniş çadırı, Kınıklı madencilere işsizlik dayatanpatronlara boyun eğilmeyeceğini ilan ediyor dostadüşmana.

İmbat direnişi boyunca söylediğimizi bir kezdaha yineliyoruz: Direnen kazanır. Polyak dire-nişçileri de zafer kazanacaklar. Çünkü haklılar.Yeter ki, haklılıklarını sonuna kadar savunsunlar.İmbat direnişi boyunca birçok dostlarımız, madenciaileleri ve devlet yetkilileri direnmenin faydasızolduğunu söylediler. Hatta psikolojik baskı uygu-ladılar. Direnişi kırmak için her şeyi denediler.Ama başaramadılar. Sonucun ne olduğu ve busonuca nasıl ulaşıldığı ortadadır. Direnildi ve zaferkazanıldı.

Sahte dostlar ve halk düşmanları, direnişin aslakazanamayacağını empoze etmek için hiçbir fırsatıkaçırmazlar. Ama bir kez daha yanılacaklar. Saldırı,baskı, yalan vaatler, tehdit etmeler, aileleri kışkırt-malar amacına ulaşmaz. Polyak direnişi de zaferineulaşacaktır.

Madem ki üretim araçlarının mülkiyeti burjuva-zidedir, o halde emekçilere çalışacak iş sağlamasıgereken de onlardır. Madem ki, Soma-Kınık toprak-larında maden ocağı açılmıştır, o halde önceliklebölgenin madencileri işe alınmalıdır. Talep budur vebu talebe karşı çıkmak, halk düşmanlığıdır.

Kınık toprakları bir direnişe daha kucağını aç-mıştır. Madenciler direnmektedir. Görev, direnişiyaymaktır. Öyle ki duymayan, bilmeyen kalmasınPolyak direnişini. Ve böylece saflar bir kez dahanetleşsin: Bir yanda direnen madenciler, diğeryanda çürümüş sosyeteler... Bir yanda emekçilerdiğer yanda burjuvazi... Bir yanda Halil Oğuzlar,diğer yanda Özyeğinler... Bir yanda iş istemekiçin direnişe geçip bedel ödemeyi göze alanlar,diğer yanda Forbes’in dünyanın en zenginleri lis-tesinde yer alanlar... Bir yanda tuzu kurular, diğeryanda madenciler...

Bu kavga sınıflar kavgasıdır. İşte bu kavganın bir tarafı olarak Polyak dire-

nişimizin dayanışma, destek faaliyeti her alandahızla örgütlenmelidir. Direnişin sesini, talebini heryana yaymalıyız. İmbat direnişimiz yolu açmıştır,şimdi sırada Polyak direnişinin zaferi vardır. Vezafer, bir kez daha direnen emekçinin olacaktır.

Madem ki, Özyeğinler’in Polyak şirketi veFİBA Holding, madencilerin “İş İstiyoruz!” talebinigörmezden, duymazdan geliyor... O halde kulak-larının dibinde yükselteceğiz demektir madencininhaklı talebini.

Yaşasın Direniş Yaşasın Zafer!.. İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız!...

Emperyalizmin Ürettiği Fi-delerle Değil Halkımızın Üret-tiği Fidelerle Tarım Yapıyo-ruz!

Halkın Mühendis Mimarları(HMM) Bahçe Komitesi 21 Ma-yıs’ta, Şenay ve Gülsüman HalkBahçesi’nde üretime devam etti.Yükseltilmiş tablalara ekim ya-pılması için Armutlu halkı kendibahçelerinde yetiştirdikleri fideleriHalk Bahçesine getiriyor, üretiminbir parçası oluyor.

5 Haziran’da “3. GelenekselTohum Ekim Şenliği” için bah-çedeki hazırlıklar devam ediyor.Bahçe şenliğe hazırlanıyor.

Yaşasın Halk Bahçelerimiz

Bahçelerimizi Yıksalar daHalkla Birlikte Daha GüzeliniKuracağız

Çiğli Halk Bahçesi Komitesi17 Mayıs’ta toplantı yaparakbahçe çalışma programı çıkardı.Bu arada halkın meşruluk teme-

linde hep birlikte üretip birliktepaylaşmak için kendi emekleriylekurdukları bahçelerin yıkılacağıhaberi alındı. Sebep olarak birsivil polisin bahçe sahiplerindenbiriyle tartışması ve yalan söy-leyerek şikayetçi olması. Top-lantının bir gündemi de bu yı-kımla ilgili bilgi toplamak oldu.

19 Mayıs’ta bir araya gelenbahçe komitesi, yıkım söylentile-rine “halka düşman bir iktidar, el-bette halkın dayanışmasına, üret-kenliğine de düşmandır. Bahçele-rimizi yıksalar da halkla birliktedaha güzelini kurarız. Bekleme-yelim, umutsuz olmayalım, ekimyapmaya devam edelim” diyerekçalışmalarına başladı.

20 Mayıs’ta Çiğli Halk Bah-çelerinde sabah saatlerinde yı-kıma karşı nöbet için aileler top-landı. Yıkım için gelen belediyegörevlileri ve zabıta ile görüşenaileler, bahçelere zarar gelme-yecek şekilde çitlerin kaldırıl-masına izin verdi.

6.Gün-16 Mayıs: Haber Exp-res gazetesinden röportaj yapmakiçin geldiler. Direnişimizi anlattıkhaber yapacaklarını söyleyerek ay-rıldılar. Öğleden sonra yanı başı-mızda komşumuz Hatice ablamızgeldi. Beraber çay içtik. Uzuncabir sohbet ettik. Haklı olduğumuzuve sonuna kadar arkamızda oldu-ğunu söyledi.

7. Gün: Sabah ilk işimiz oduntoplamak oldu. Beraber kahvaltıyaptık. Öğleden sonra Elmadereöğretmeni misafirimiz oldu. Sohbetettik direnişimiz hakkında. Güzelbir geceydi. 02.00’a kadar sohbetettik.

8. Günü: Kınık CHP İlçe Baş-kanı geldi. Taleplerimizi PolyakMadencilik şirketiyle konuşacağınısöyledi. Çadırdan ayrılarak şirketegitti. Birkaç saat sonra tekrar ya-nımıza uğradı. Tabi şirket yine sı-radan şeyler söylemiş. İşçi alımı

olmadığını, 20 kadar işçinin alın-dığını ancak taşeron şirketin aldığını,kendileriyle alakasının olmadığınısöylemişler.

9. Günü: Aydın’dan bir aileziyaretimize geldi. Uzun uzun di-renişimizi anlattık. Direnişimizdebaşarılar dileyerek ayrıldılar. Dahasonra DHA muhabiri gelerek rö-portaj yaptı. Bir kaç güne yayınla-nacağını söyleyerek ayrıldı. Bü-yükoba Köyü’nden geldiler.

Zaferimizin Yolu DireniştenGeçiyor Direnecek ve MutlakaKazanacağız

İzmir Halkın Mühendis Mi-marları ve İmbat İşçileri PolyakMadene karşı Polyak maden önün-de direnen ve direniş çadırı kuranişçileri ziyaret ettiler. İmbat işçile-rinin direnişini örgütleyen ve zaferkazanan Maden İsçileri DayanışmaDerneği bu direnişe de öncülükediyor.

Direnişimizi Zaferle TaçlandıracağızPolyak Maden Direnişi Günlüğü

Umudun Fideleri Büyüyor29 Mayıs

2016

Yürüyüş

Sayı: 523

44 3İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 44: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

17 Şirketi, 28 Gemisi ve 2 Süperyat…

Binali Yıldırım’ın Serveti, Buz-dağının Sadece Görünen Yüzüdür!

AKP’nin yeni yönetim kadrosuna“Bize karada da havada da denizdede ölüm yok” şeklinde seslenen BinaliYıldırım, Ulaştırma Bakanlığı dö-neminde büyüttüğü servetlerini dahada büyütecek olmanın hayali ile el-lerini ovuşturmaya başladı bile.

Hırsızlar için “en verimli” ba-kanlıklardan biri olan Ulaştırma, De-nizcilik ve Haberleşme Bakanlığıdöneminde oğlundan bacanağına,AKP’li bakanlar ve oğullarındanAKP yandaşı sermayedarlara kadarherkesi “ihya” etmiş, bunların kar-şılığında kendisi de ziyadesiyle “ihyaolmuş”tur.

Ulaştırma Bakanı olduğu dönemde“hızlı tren faciası”, hatalı yapılmış“duble yolları”yla, çevrenin katledildiği“Karadeniz Sahil Yolu” gibi işleri bi-linen Binali Yıldırım, 2013 yılında ya-pılan 17-25 Aralık operasyonlarındaortaya çıkan hırsızlardan birisi.

O dönem İzmir, Ankara, Hatay,İstanbul, Van’da yolsuzluk operas-yonlarıyla liman işletmelerinde “rüş-vet, irtikap, yolsuzluk, ihaleye fesatkarıştırmak, ihalelerle ilgili bilgi sız-dırma” nedeniyle operasyonlar ya-pılmış, Binali Yıldırım’ın “bacanağı”da operasyonlar kapsamında gözaltınaalınmıştı.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haber-leşme Bakanlığı döneminde oğlununaldığı 455 bin Euro’luk gemilerle degündeme gelmişti. “AKP’nin iktidaragelmesi ile birlikte Erkan Yıldırım’ıngemi sektöründeki işleri de hızla bü-yüdü. Erkan Yıldırım, kız kardeşi BaharBüşra Yıldırım ile birlikte 2002 yılınınbaşında Derin Denizcilik Gemi Taşı-macılık Sanayi ve Ticaret Limited Şir-keti’ni kurdu. Daha önce çeşitli acenteişleri yapan Yıldırım, yeni şirketi ilegemiler almaya başladı. İlk gemisini2003 yılında 445 bin Euro’ya alanYıldırım, 800 yolcu ve 250 araç kap-asiteli feribotla İzmir Çeşme-Brindisi

(İtalya) hattındaseferler yapaca-ğını açıkladı. Er-kan Yıldırım’ınilk gemisi içinödediği 445 binEuro, o dönemdetartışmalara ne-den oldu. Yıldı-rım, paranın birkısmını kendisi-nin verdiğini, birkısmını da acen-telere peşin yolcubileti satarak karşıladığını söyledi. Bi-nali Yıldırım ise 445 bin Euro’nunçok büyük bir para olmadığını belirt-mişti.” (Cumhuriyet, 19.05.2016)

Binali Yıldırım, Mehmet Cen-giz’den Limak Holding’e kadar pekçok yandaş sermayedarın servetlerineservet katmasını sağladı. Ki MehmetCengiz AKP iktidarında en çok ihalealan müteahhitlerdendir ve aynı za-manda Erdoğan’ın da hemşerisidir.

Cengiz İnşaat AKP iktidarı boyuncakazandığı ihale sayısı 28’in üzerindedir.Bu ihaleler içinde en öne çıkanlar,22.1 milyar Euro’luk 3. Havalimanı,1.9 milyar dolarlık Boğaziçi ElektrikDağıtım, 839 milyon liralık Ankara-Sivas Demiryolu Projesi bulunuyor.Cengiz İnşaat, çoğu ihalede güç birliğiyaptığı Limak ve Kolin grupları ilebirlikte, özelleştirmelerde de adı ençok geçenlerden.

Tüm bu “yardımlar’ın bir karşılığıda oluyor elbette. Kaşıkla verip kep-çeyle alan Binalı Yıldırım’ın, MehmetCengiz’den Nihat Özdemir’e, İbrahimÇeçen’den Celal Koloğlu’na kadarçok sayıda tekelciye yüzde 10 ko-misyon karşılığı ihale dağıttığı, hangiihaleyi hangi firmanın alacağınındaha önceden belirlendiği polis fez-lekelerinde bile yer almıştı.

Cengiz İnşaat’ın sahibi MehmetCengiz’in telefon kayıtlarının incelen-mesiyle ortaya çıkan belgelere göre,Sabah ve ATV’nin satışı için oluşturulan630 milyon dolarlık havuza ilişkintoplantılar TBMM’de yapılıyor. Talimat

bizzat dönemin Başbakan’ı Erdoğantarafından veriliyor. Bilal Erdoğan vedamat Berat Albayrak ise işleri takipediyorlar. Paraları Albayrak topluyorve dönemin Ulaştırma Bakanı BinaliYıldırım da bu görevde kilit rol oynuyor.İnşaat şirketlerinin patronlarını PTTlokaline topluyor ve havuz oluşturu-luyor.

Kimin ne kadar vereceğine BinaliYıldırım karar veriyor. Mehmet Cengiz,100 milyon dolar veririm diyor. CelalKoloğlu, 100 milyon dolar, o da veririmdiyor. Ve devam ediyor Nihat Özdemir100 milyon dolar, İbrahim Çeçen 100milyon dolar... Yüz derisi iyice kalın-laşmış olan hırsız Binali Yıldırım“üçüncü havaalanına beni de dâhilederseniz 150 veririm...” diyor. Böyleceiki ay içinde 630 milyar dolar toplu-yorlar...

İşçiye verdikleri üç kuruşu çokgören bu alçaklar, kaz gelecek yerdentavuk esirgenmez diyerek, milyondolarları su gibi akıtıyorlar. Suyunbaşını tutan haramiler ise en baştaTayyip Erdoğan, ardından ise oğlu,damadı ve Binali Yıldırım… BinaliYıldırım tekellere ülkemizi pazarla-maya çalışan bir işbirlikçidir.

Ulaştırma Bakanı olduğu dönemdebu kadar yolsuzluğun içine bulaşmışbirinin başbakanlık konumunu nasılkullanabileceği sır değildir.

“Düşük profilli başbakan” de-nilmelerine, aşağılanmalara ses çı-karmamalarının nedeni de budur.

“Düşük Profilli” Yeni Başbakan’ın “Yüksek Profilli” Hırsızlıkları

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ44

Page 45: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

30 Nisan 2016 tarihinde burjuvabasında “Fehriye Erdal Belçika’da gö-rüldü” şeklinde haberler yayınlandı.Tayyip Erdoğan ve AKP’liler tarafındanyaptırılan haberlerle Belçika’da görül-mesi planlanan iade davaları için zeminyaratılmaya çalışıldı.

Yalan, demagoji, her türlü ahlak-sızlığın temsilcisi olan Tayyip Erdoğanve AKP iktidarı bu haberlerde BurcuGencer’i Fehriye Erdal olarak tanıttılar.Yalan haberleri bizzat örgütleyerek te-kellerin iktidarı olduklarını bir kezdaha gösterdiler.

Burcu Gencer ve avukatı birer açık-lamayla gerçekleri anlattılar.

TV haberlerinde gösterilen kişi Feh-riye Erdal değil Burcu Gencer’di. Söz-konusu görüntü bir derneğin kültürprogramında çekilmişti. Bu programda“Ahmet Arif’in Şiirleri” isimli birtiyatro gösterisi yapılmıştı. Burcu Gen-cer de burada bir müzik programı yap-mıştı. Yalancı Tayyip ve yardakçılarıneresinden ele alırsanız oradan dökülen,yalan dolan dolu bir haberle herkesialdatmaya çalıştılar.

Katilliği ve hırsızlığı sınırsız olanlarınelbette yalancılıkları da sınırsızdır. Çünkütekellerle beraber halkı sömürmek, zu-lümlerini devam ettirebilmek için ya-lanlara da ihtiyaçları var. Tıpkı faşizmindiğer yöntemlerine ihtiyaçları olduğugibi… Halkı yönetebilmek için baskı,

yasak, işkence vekatliamlara ihti-yaçları olduğugibi… Ancak hal-kın da aynı ölçüdeadalete ve hesapsormaya olan ihti-yacının arttığını bil-meleri gerekiyor. İş-ledikleri her suçun,döktükleri her damlakanın, söyledikleriher yalanın hesabınıverecekler…

Burcu Gencer’in Açıklaması:

Basına ve Kamuoyuna Bir kaç gün önce tesadüfen Youtu-

be’dan izlediğim “A haber” kanalında30 Nisan 2016 tarihinde “Fehriye Er-dal’ı bulduk” başlığıyla yayınlanan birvideoda şahsım Fehriye Erdal olarakgösterilmiştir. Ve hemen ardından diğertüm gazete ve televizyonlarda da bugörüntüler aynı şekilde yer almıştır.Bu video görüntüleri Brüksel’de EspaceToots Kültür Merkezi’nde Ahmet Arifşiirlerinden oluşan bir tiyatro oyunusonrasında çekilmiştir. Yeni gibi sunulanbu görüntüler 7 Nisan 2012 yılınaaittir.

Gerçeği yansıtmayan bu haberindüzeltilmesini önemle rica ederim.

Saygılarımla B. Gencer

����

Burcu Gencer’in Avukatının Açıklaması

Bayanlar ve baylar Köln’den bayan Burcu Gencer’in

hukuki temsilciliğini yapacağımı belir-tiyorum. Uygun şekilde vekalet verildiğinedair avukatlık garantisi verilir. Müvekkilimadına sizi ihtiyaten şu konu durumu hak-kında bilgilendirmek istiyorum:

Görevlendirilmemin konusu çeşitliTürk medyalarında yer alan (bkz.https://www.youtube.com/watch?v=IRbVLs2XX0M) bayan Fehriye Erdal’ın Bel-çika’da bulunduğunun iddia edilmesidir.Bilgilerimize göre bu haber ilk, Türkkanalı A Haber tarafından yayılmıştır.Söz konusu videonun başında kuşkusuzbayan Fehriye Erdal’ın olduğu bir resimgösterilmektedir. Videonun 1:09.cu da-kikasından itibaren Brüksel’de bir et-kinlikte Fehriye Erdal olduğu iddia edilenbir kadın gösterilmektedir. Fakat asılolarak görülen kişi Fehriye Erdal değildaha çok müvekkilimdir. Videonun ka-litesiz çekilmiş olmasına rağmen mü-vekkilim kendisini net bir şekilde tanı-yabilmiştir. Video kayıtları 07.04.2012tarihinde Espace Toots isimli derneğinbir kültürel etkinliğine aittir. Söz konusuetkinlikte ‘Ahmed Arif’in Şiirleri’ isimlitiyatro gösterisi yapılmıştır. Müvekkilimetkinlikte başkalarıyla müzik yapmıştır.

Bu raporlamalar müvekkilimin KUGyasasının 22. maddesinin koruduğu‘kendi resminde hak sahibidir’ hakkınıve Almanya Anayasasının 2. ve 1.maddesinin garanti altına aldığı özelhayatın gizliliğini ihlal ediyor. Bundanziyade söz konusu raporlamalar farklıbir konuyla ilgili de önemli olabilir.

ANNE OHLEN AVUKAT

2. Açıklama:Çünkü biz Türkiye hükümetinin Feh-

riye Erdal’ın Belçika’da bulunduğunuiddia ederek belçika’ya karşı iade davasıhazırladığını öğrenebildik. Bundan dolayımüvekkilimin aslında Fehriye Erdal ol-duğu izlenimi oluşabilmesi mümkündür.Bunun doğru olmadığı belirtilir, ayrıcamüvekkilimin Fehriye Erdal’ı tanımadığıve bundan dolayı onun nerede bulundu-ğunu bilmediğini belirtmek istiyorum.Oluşan soruları cevaplamaya açığım.

Selamlar Avukat Anne Ohlen

Burjuva Basında Fehriye Erdal Olarak Gösterdikleri Burcu Gencer Açıklama Yaptı

TAYYİP’İN YALANLARI BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

4 5İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 46: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Kolombiya’da FARC önderli-ğinde yürütülen gerilla mücadelesiyıllardır devam eden uzlaşma süreciiçinde adım adım tasfiye edilmek-tedir. Emperyalizm bu tasfiye ha-reketini tüm gücüyle desteklerkenkesenin ağzını açmaktan da çekin-miyor. Bu ay içinde basına yansıyanbir habere göre ABD gerilla müca-delesinin tasfiye edilebilmesi içinKolombiya hükümetine 450 milyondolarlık bir yardımı onaylıyor. Ancakyardımın verilmesi emperyalist çıkar-ların yol açtığı bir kriz nedeniyle teh-likeye giriyor. Fakat burada ortaya çı-kan gerçek, emperyalistlerin çıkar he-saplarını gözetmelerinden çok savaşanbir örgütü tasfiye etmek için oldukçabonkör olabildikleridir.

Fakat diğer yandan ise FARC ileyapılan görüşmeler ve gerilla müca-delesinin tasfiye edilmesi konusundagerek Küba’nın ve gerekse deFARC’ın nasıl bir gayret içinde ol-dukları gerçeğidir. Emperyalistlerkorkularından bir an önce tasfiye et-mek için her şeyi yapmaya çalışırkensosyalist olduğunu söyleyen bir gerillahareketi tasfiyeye adeta koşar adımgitmektedir.

Kolombiya’da GerillaMücadelesi ve UzlaşmaSüreci

Kolombiya’da yaklaşık 50 yıldırdevam eden gerilla mücadelesi geldiğinoktada uzlaşma bataklığı içindeyüzmektedir. Devletin halka karşıyaptığı katliamlarda sadece 1948-1957 yılları arasında 300 bin kişikatledilmiştir. FARC sürekli katli-amların yaşandığı böyle bir ülkedehalkın mücadelesini örgütlemek, sö-mürü ve zulme son vermek amacıyla1964 yılında kurulan bir örgüttür.Kuruluş amacını açlığın ve yoksul-luğun sona erdirilmesi ve sosyalizmikurmak olarak açıklıyordu.

FARC’ın mücadele arenasına çık-tığı yıllardan bu yana halkın açlığıve yoksulluğunda değişen bir şey

olmadığı gibi katliamlar da devametmiştir. Bu süre içinde ölenlerin sa-yısı ise 260 bindir... Ki katledilenleriniçinde FARC’ın önderleri de vardır.Bu katliamlara ve yaşanan yoksulluğarağmen oligarşi FARC’ın mücade-lesini durdurmak ve yok etmek içinsadece baskı ve zor aygıtına başvur-mamıştır. İlk olarak 1982 yılında ya-pılan uzlaşma çağrılarına FARColumlu cevap vermiş ve katliamcıoligarşi ile görüşmeler de başlamıştır.O günden bu yana devlet katliamcı-lığında hiçbir zaman geri adım at-mamıştır. Kimi zaman azaltsa da kat-liamlarını sürdürmüş ve fırsat bul-duğunda FARC’ın önderlerini kat-letmekten de geri kalmamıştır.

Emperyalistlerin Rolü veHesapları

ABD başta olmak üzere emper-yalistlerin silahlı mücadeleyi tasfiyeederek ülkenin oligarşi eliyle istikrarlıbir şekilde yönetilmesinde önemliçıkarları var. Emperyalizmin ülkeiçindeki çıkarlarını ortaya çıkaranbir gerçek geçtiğimiz haftalarda ortayaçıktı. Büyük ilaç tekellerinden olanİsviçreli ilaç şirketi Novartis’e ilişkinKolombiya hükümetinin almaya ça-lıştığı bir karar tartışma konusu oldu.

ABD Kolombiya’da FARC’ın tas-fiye edilmesi amacıyla hükümete 450milyon dolarlık bir yardımda bulu-nuyor. Bu yardımın yapılması ABDkongresinden de geçiyor. Ancak ya-pılması düşünülen yardımın olacağıgünlerde Kolombiya Sağlık Bakanlığıise, kanser ilacı satışlarından yıllık12.5 milyon dolar tasarruf sağlamak

amacıyla, Novartis firmasının çıkardığı“Glivec” ile “muadil ilaç”ların satışınaonay verecek bir karar almak iste-mektedir. Novartis’in isteği üzerineObama yönetimi Kolombiya hükü-metine 450 milyon dolarlık yardımıyapmayacakları tehdidini savurarakNovartis’in çıkardığı bu ilaç için “zo-runlu lisans” kararı çıkarılmasını is-ter... Emperyalist ABD, arka bahçesi

olarak gördüğü Kolombiya’da silahlımücadelenin tasfiye edilmesi için uğ-raşırken emperyalist çıkarları tehditeden her uygulamaya da karşı çıkıyor,engelliyor. Çünkü, zaten orada bu-lunma ve orada silahlı mücadeleyitasfiye etme amaçları tekellerin çı-karlarıdır. Silahlı mücadele emper-yalistler için ciddi bir tehlike olduğuiçin tasfiye edilmeli ama öte yandansömürü kanallarında da bir değişiklikolmamalıdır. Zira ABD için “oltadakibalığın yeme ihtiyacı yoktur”. BugünKolombiya hükümeti de FARC daABD için oltadaki balıktır.

ABD Kolombiya’da o kadar yer-leşiktir ki orada bulunan ABD as-kerleri işledikleri herhangi bir suçnedeniyle yargılanamamaktadır.

FARC’ınUzlaşmacı Karakteri veDeğersizleşme

FARC 1982 yılından bu yana gir-miş olduğu uzlaşma sürecinden hiççıkmamış ve gelinen noktada silahlımücadelenin tasfiyesi yolunda birazdaha ilerlemiş bulunmaktadır. Bu sü-reci bitirmek bir yana ABD desteğindeoligarşinin yaptığı katliamlara rağmensürdürmektedir. Öyle ki FARC, ön-derlerini katleden bir iktidarla uz-laşmakta ve onlarla el sıkışmakta birsakınca görmemektedir.

Emperyalizm ideolojik olarak “ta-rihin sonu” diyerek “yeni dünya dü-zeni” diyerek kapitalizmin yenilmez-liğini ilan ettiğinden bu yana halkkurtuluş hareketlerine ve devrimleresaldırmakta, sosyalizmi ideolojik ola-rak yok etmek istemektedir. Bu ko-

ABD Kolombiya Hükümetine 450 Milyon Dolar Yardım Yapıyor!

Emperyalizm Halkların Savaşından Korkuyor Uzlaşma Değil Korkularını Büyütme Zamanıdır!

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ46

Page 47: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

nuda özellikle de silahlı mücadeleveren hareketleri yok etmek veyaehlileştirmek için elinden gelen herşeyi yapmaktadır. Kimi zaman zoraygıtını en üst boyutta kullanmaktakimi zaman para musluklarını sonunakadar açarak kimi zaman ise uzlaş-macılıkta ilerleyenleri ideolojik olarakda tüketmek için değersizleşmeleriyönünde elinden geleni yapmaktadır.

Geçtiğimiz aylarda Küba’yı ziyareteden Obama’nın ziyareti sırasındaABD Dışişleri Bakanı John Kerry deburada bulunan Kolombiya hükümetyetkilileri ve FARC önderleri ile gö-rüşmeler yapmıştır. Bu görüşmelerdeFARC’ın yaklaşımı cellatlarına karşıgeldikleri noktayı göstermesi yanıylaçarpıcıdır. Timochenko, görüşmede,Kerry’e FARC kurucusu Manuel “Su-reshot” Marulanda’nın günlük vemektuplarından oluşan “Silahlı HalkınDirenişi” kitabının imzalı İspanyolcakopyasını hediye ediyor. Ve görüşmesonrası söylediklerine ilişkin gazetehaberi şöyle:

“FARC lideri Timoleón Jiménezgeçen hafta bir gazeteciyle verdiğimülakatta özetle, Kerry’nin destekaçıklamasından memnunuz, onlarınasıl niyetlerini, barış sürecine ilgi-lerinin gerçek nedenini bilmekle bir-likte, ABD’nin Kolombiya hükümetineyakın olması ve onları barışa zorla-yabilecek en önemli güç olması bizimiçin değerli” (Bianet, 05 Nisan 2016)Yani kendilerini silahsızlandırmakisteyen güce minnet duygularıylayüklü olduğunu gösteriyor.

Kerry ise görüşmelere ilişkin heriki tarafa da “ BM Güvenlik Konseyitarafından gözlemlenecek karşılıklıbir ateşkes, silahsızlanma için birzaman çizelgesi ve bütün siyasi ak-törler için çatışma sonrası güvenlikgarantileri dahil, ‘çatışmanın bitmesi’ile ilgili meselelerin artık müzake-relerin merkezine oturması konusundagüveninin arttığını” söylüyor.

En son Eylül 2015’te Küba’nınbaşkenti Havana’da FARC ile hü-kümet altı ay içinde nihai barış im-zalanacağını söyleyerek el sıkıştılar.

FARC’ı hizaya sokmak ve silah-sızlandırmak için bir yandan görüş-meler yürüten emperyalistler ve Ko-

lombiya devleti diğer yandan ise kat-liamlarına devam etmekte ve yapa-cağını söylediği hiçbir konuda adımatmamaktadır. Kaçırmalar, katletmelerdevam etmekte, kontra örgütlenmeleridağıtılmayıp katletme görevlerinisürdürmelerinin yolu açılmaktadır.Yaptıkları nedeniyle yargılanmalarıda söz konusu olmamaktadır.

Devlet ne kontra güçlerini tasfiyeediyor (ki yapılan anlaşma gereğibunu yapması gerekiyor) ne güvenlikyasasında değişiklik yapıyor ne deen önemli başlıklardan olan toprakreformu konusunda adım atıyor. Ko-lombiya hükümeti esas olarak topraksahiplerinin ve emperyalizmin ikti-darıdır. Dolayısıyla da böyle bir adımıatacağını taahhüt etmesine rağmenhiçbir şey yapmıyor.

Çocuk GerillalarınTasfiyesinin Anlamı

Kolombiya devleti hiçbir adımatmamasına ve yapılan anlaşmalarabağlı kalmamasına rağmen FARCsürekli geri adım atmakta bir sakıncagörmüyor. Oltadaki balık olma espriside tam budur. Çünkü emperyalizmve Kolombiya oligarşisi ne yaparsayapsın FARC süreci kimi zaman ya-vaşlatsa da asla uzlaşmaktan vaz-geçmiyor. Böyle olunca da emper-yalistler sürecin uzamasında bir sa-kınca görmüyorlar. Nasılsa enindesonunda işlerini bitirebilecekleri, ol-taya gelmiş olan bir balıkla uğraş-maktadırlar. Ve işte oltada olan bubalığın son yaptıklarından biri deyine devletin dayatmasıyla gerçek-leşen çocuk gerilla almama ve varolanları serbest bırakma kararıdır.

“Kolombiya’da 51 yıldır silahlımücadele veren Kolombiya SilahlıDevrimci Güçleri (FARC) ile hükü-met arasındaki barış görüşmelerinde,15 yaşından küçük FARC üyelerininbırakılması ve yargılanmadan toplumaentegre edilmesi konusunda anlaş-maya varıldı...

“FARC, Şubat 2015’te bir açık-lama yaparak 17 yaşın altındakileriartık kabul etmediğini söylemiş, birsene sonra bu yaşı 18’e çekmişti.”(Bianet, 17 Mayıs 2016)

Emperyalistler ve işbirlikçileri si-

lahlı mücadeleyi tasfiye edip sömü-rülerini sürdürmek için paralarını,tanklarını, silahlarını devletin hizmetinesunarken halkın kurtuluşuna soyunmuşolan bir hareketin yaptıklarını, halkınçocuklarının güvenliğini bile sağla-yamadığı gerçeğini ortaya koyuyor.

FARC çocukları serbest bıraka-cakmış. Nereye bırakıyor? Sömürücü,katliamcı düzenin içine... Açlık veyoksulluk içinde yaşamaları için...Emperyalistler ve işbirlikçileri çocuklarıkarın tokluğuna köle gibi çalıştırırkensorun yoktur. Açlıktan, soğuktan öl-dükleri zaman yine sorun yoktur. Amabu çocuklar kendi gelecekleri için si-lahlanıp da emperyalistlerin ve işbir-likçilerinin karşısına dikildikleri zaman“çocukturlar”. O zaman çocuklarınne işi var bu savaşta denilmeye başlanır.Ve FARC gibileri de uzlaşmanın de-vamı adına çocukların geleceğini em-peryalistlere teslim ederler. Halkın ge-leceğini kurtaramadıkları gibi çocuk-larını da kurtarmaktan vazgeçerler. Vekendi gelecekleri için savaşan çocuklarıkapitalizmin ucuz iş gücü olması veaçlık ve yoksulluktan ölmeleri içindüzene gönderirler. FARC bu tavrıylaçocukların geleceğini kapitalizme tes-lim etmekte, umutlarını tüketmektedir.

Sonuç olarak; emperyalizmin halk-ları teslim almak ve gelecek umutlarınıyok etmek için silahlı mücadeleyitasfiye etme çabaları kapsamındaFARC ile yürütülen görüşmeler Ko-lombiya halkının geleceğini teslimalma üzerine şekillenmektedir. Silahlımücadeleyi tasfiye eden emperyalistlerbu ülkede sömürülerini daha güvenliolarak sürdürebileceklerini düşünü-yorlar. Ancak unutulmamalıdır ki aç-lığın ve yoksulluğun olduğu bir ülkedeFARC tasfiye edilse dahi onun yeriniyeni örgütler alacak ve halklar gele-ceklerini kurtarmak için umudu birkez daha ayağa kaldırmayı başara-caklardır. Bugün dünyanın birçok ye-rinde teslim olmayıp direnen halklarınmücadelesi bunu göstermektedir. Bu-gün uzlaşma ve teslimiyetin değil si-lahlı mücadelenin daha da geliştirilmesigereken bir süreçteyiz. Silahsızlanmakdeğil daha fazla silahlanarak emper-yalizme ve işbirlikçilerine karşı mü-cadeleyi yükseltelim.

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

44 7İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 48: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

��Biz diyoruz ki; AKP'nin yasak ve baskı politikaları karşısında yıl-mayan, uzlaşmayan Grup Yorum, konser yasaklarını boşa çıkardı, tümülke genelinde konserler düzenledi, binbir yolunu bulup türkülerinihalka ulaştırdı.

�Biz diyoruz ki; Kürt milliyetçileri faşizme karşı savaşı yükseltmekve halkın savaşını örgütlemek yerine uzlaşmayı seçiyor. Uzlaşmakfaşizme teslim olmaktır. Emperyalistlere ve işbirlikçilerine karşıuzlaşmaz, kararlılıkla, inanç ve cüretle tarihsel haklılıkla bir savaş yü-rütüyoruz, Kürt, Türk ve tüm halklarımızı bu savaşa davet ediyoruz.

�Biz diyoruz ki; “Ayaklar ne zaman baş olmaya başladı” diyerekpaniğini, çaresizliğini ifade eden AKP her türlü hak eylemine yönelikher çeşit saldırıya onay vermiş, ifade ve düşünce özgürlüğüne müdahaleetmiş, verdiği her karara itirazsız onay verilmesini dayatmıştır. Yürüyüşhakkımızı ve tüm haklarımızı korumak için bu dayatmalara teslim ol-mayacağız direneceğiz... Direnmek uzlaşmamak, teslim olmamaktır

�Biz diyoruz ki; hakkını arayan emekçiler işinden ediliyor, uyuştu-rucuya karşı çıkan gençlerimiz çeteler tarafından öldürülüyor, katillerbu düzenin mahkemeleri tarafından yeni katliamlar yapmaları içinserbest bırakılıyor. Tüm bu baskıların yaşandığı bu düzende halkaumut olacak öncülük yapacak olanlar bizleriz. Umut olmak baskılarave yasaklara karşı uzlaşmamaktır...

�Biz diyoruz ki; hak ve özgürlükler direnmeden kazanılmaz.Cepheliler tek başlarına kalma pahasına da olsa AKP’nin yasaklarıylauzlaşmamış, 1 Mayıs'ta halk düşmanlarının karşısına çıkma cüretinigöstermiştir.

�Biz diyoruz ki; iktidar tarafından konulan her yasak devrimcileriçin mücadele nedenidir. İktidarın yasaklarına boyun eğmeyecek, uz-laşmayacağız.

BASKI VE YASAKLARLA UZLAŞMAYACAĞIZ

Biz diyoruz ki;�

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ48

Page 49: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

TOMA’larınız, Akreplerinizle BirlikteDefolun Gidin Mahallemizden!

Okmeydanı’nda 19 Mayıs’ta sabah saat 10.00’danitibaren başlayarak S97 ve S94 kodlu akrepler gezerekhalkımızı tedirgin etmeye başlamıştır. Yolda yürüyenSibel Yalçın Parkı’na Okmeydanı Haklar ve ÖzgürlüklerDerneği’ne girip çıkan birçok insanın yolda ismini söy-leyerek seslenmiş ve akreplerden inerek GBT yapmayaçalışmışlardır.

Okmeydanı Halk Cephesi: “Bu kadar baskı ve terörüntek sebebi korkunuzdur! Dersim’de silah çatanlar Onurlar,Çayanlar’dır sizin korkunuz!” diyerek daha yolun başındaolduklarını, zulme ve baskılara karşı direnişlerinin süre-ceğini belirtti.

Hırsızlık, Gasp Devrimcilerin Değil,Düzenin İşidir!

Okmeydanı - Örnektepe’de 10 Mayıs’ta yapılan ope-rasyonda hırsızlık, gasp vb. suçlardan aranan bazı kişilergözaltına alındı. Aynı gün ve sonrasında bazı yayın or-ganlarında gözaltına alınan bu zanlılar devrimcilerle iliş-kilendirilerek haberler yayınlandı.

Okmeydanı Halk Cephesi 19 Mayıs’ta konuyla ilgiliyaptığı açıklamada şunlara değindi: “Uzun bir süredirOkmeydanı’nı mesken tutan uyuşturucu, hırsızlık ve

kumar çetelerinin polis desteği ile faaliyet yürüttükleribilinen bir gerçektir. Yaklaşık bir yıldır Okmeydanı’ndapolis akrep denilen zırhlı araçlarla gece-gündüz dolaş-maktadır. Sözde güvenlik alması gereken polis mahalle-mizde dolaşmaya başladığından beri Okmeydanı’ndauyuşturucu ve hırsızlık misliyle arttı. Devrimcilerin ko-valadığı uyuşturucu satıcılarını polis akreplerle kaçırdı.TOMA’nın basınçlı suyuyla, gaz bombasıyla devrimcileresaldıran polis uyuşturucu satıcılarını kolladı. Polis eliyleyozlaşma yaygınlaştırıldı. Bu nedenle son bir yıldır Ok-meydanı’nda yozlaşma arttı.

Bahsi geçen operasyonda gözaltına alınan birçokkişinin daha önceleri devrimcilerle ilişkisi olduğu doğrudur.Fakat onlar, devrimi-devrimciliği değil düzeni tercihederek devrimcilerin yanlarından ayrılmışlardır. Düzeninpisliğini, kirliliğini bilerek devrimcilerden uzaklaşmışlardır.Yani; hırsız, uyuşturucu satıcısı, pezevenk, düzenbaz,dolandırıcı olunacağını bilerek gitmişlerdir düzene. Uzunbir süredir hiçbirisiyle devrimcilerin bir ilişkisi yoktur.Polis bunu bildiği halde kafa bulanıklığı yaratmak içingözaltına alınanları devrimcilerle ilişkilendirmeye çalışmış,bu yönlü haberler yayınlatmıştır.

Halkımız!Söz konusu kişilerin devrimcilerle ve devrimcilikle

hiçbir ilişkisi-alakası yoktur. Polisin yaptığı-yaptırdığıyalan haberlere inanmayın, itibar etmeyin”.

Biz Daha Yolun Başındayız,Korkunuzu Büyütmeye Devam Edeceğiz!

Okmeydanı Halk Meclisi’nin, mahallemizin önemlibir sorunu haline gelen otobüs sorununun çözüme ka-vuşturulması için başlattığı kampanya sonuç verdi. Birdaha geçmez diyenlerin yanında boşuna uğraşmayın em-niyetin bu keyfiliği artık resmileşti diyenlerin de olduğuve bu türden iddialarda bulunan, bunlara inanan insanlarınsayısı azımsanmayacak boyutlardayken bile ulaşım hak-kının gasp edilmesine izin verilmedi. Hem de faşizmin

tüm baskı ve tacizlerine rağmen; “bu mahalle bizim, buvatan bizim” ruhuyla… “Otobüsler mahallemizden yageçecek, ya geçecek” şiarıyla başlatılan kampanyaamacına ulaştı.

����

Halkın Sorunlarını Halk Meclisleri ÇözerOkmeydanı Halk Meclisi, yaklaşık 50 gündür, açılan

imza stantlarıyla, kapı çalışmaları ve ev ziyaretleri ileçalışmalarını kesintisiz sürdürdü. İETT Genel Müdürlü-ğü’ne heyet gönderilmesi gibi çeşitli biçimlerde devameden “otobüs sorununu çözmek için bir imza da en ver”kampanyası çerçevesinde topladığı imzaları vermeküzere 9 Mayıs’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünegiderek bir basın açıklaması yaptı. İETT otobüslerininyaklaşık 5 aydır akşam saatlerinden sonra Okmeydanı’nagirmemesi nedeniyle yapılan 1’i çocuk 12 kişinin katıldığıve üzerinde ”Ulaşım Hakkımız Engellenemez, OtobüsSorunumuz Çözülsün” yazan bir pankartın da açıldığıbasın açıklamasından sonra toplanan 2 bin imza belediyeyeverildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde yapılanbu eylemin ardından “bir daha geçmez” denilen otobüslergeçmeye başladı.

Otobüs Sorununu Çözdük; Halk Meclisleri Gücümüzdür!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

4 9İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 50: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Büyük umutlarla ve coşkuyla Ana-dolu ve İstanbul’da yapılan çalış-malar şu şekilde;

ANADOLUİzmir:Halk Cepheliler 15-19 Mayıs ara-

sında Asarlık, Yamanlar, Onur Ma-hallesi’nde Yürüyüş dergisi dağıtımıyaptı. Coşkuyla ve halkın desteğiylesüren çalışmalarda toplam 186 dergihalka ulaştırıldı. Ayrıca Dev-Genç’li-ler 21, 22 Mayıs’ta Buca/Kuruçeşmeve Uludere’de dağıtım yaptı. Yapılançalışmada toplam 80 dergi halkaulaştırıldı.

Ankara: Halk Cephesi 20 Ma-yıs’ta Tuzluçayır, Abidinaktaş Ma-hallesi’nde dergi dağıtımı yaptı. 3saat süren çalışmada 40 dergi halkaulaştırıldı.

Antep: Halk Cepheliler 20 Ma-yıs’ta Anadolu halkının sesi Yürüyüşdergisini, adım adım emekçilere dağıttı.Dumlupınar Mahallesi’ndeki esnaflarıgezen Yürüyüş okurları, 1. MehmetSait Halk Festivali’nin çağrısını yaptı.13 derginin dağıtıldığı çalışma boyuncahalkla sohbet edildi.

Eskişehir: Halk Cepheliler 17,18 Mayıs’ta Gültepe Mahallesi’ndeYürüyüş dergisinin kapı çalışmasınıyaptı. Yapılan çalışmada 11 adetdergi dağıtıldı ve 4 Haziran’da ya-pılacak olan “Yozlaşmaya Karşı Ana-dolu Halk Festivali”nin 90 adet elilanı dağıtıldı.

Kayseri: Halk Cephesi 20 Ma-yıs’ta Dersimliler Mahallesi’nde umu-dun sesini halka ulaştırdı. İlk defa

dergi dağıtımına çıkılan mahalledehalkın büyük ilgisiyle karşılaşıldı.Toplam 37 dergi halka ulaştırıldı.İnsanlarla Ensar Vakfı’nda yaşanan-ların aslında bu düzenden kaynak-landığı ve bu olayla düzenin ahlaksızyüzünün ortaya çıktığına değinildi.

İSTANBULAltınşehir: Halk Cephesi Şahin-

tepe, Bayramtepe, Filistin Mahalle-si’nde 19 ve 23 Mayıs tarihlerindeYürüyüş dergisi dağıtımı yaptı. Ya-pılan çalışmalarda toplam 75 dergihalka ulaştırıldı.

Esenyurt: Halk Cepheliler 17Mayıs’ta Yeşilkent Mahallesi’ndeumudun sesi Yürüyüş dergisini halkaulaştırdı. Yapılan çalışmada toplam130 dergi dağıtıldı.

Sarıgazi: Halk Cephesi 16, 17Mayıs’ta Yürüyüş dergisi dağıtımıyaptı. Demokrasi, Bölge, Yenidoğan,Cemevi Bölgesi, Merkez Mahalle-si’nde yapılan çalışmalarda toplam350 dergi dağıtıldı.

Dağevleri: Dev-Genç’liler 21Mayıs’ta umudun sesi Yürüyüş der-gisini önemini halka anlatarak dağı-tımını yaptı. Çalışmada Dilek Do-ğan’ın 30 Mayıs’ta görülen mahke-mesine çağrı yapıldı ve ülkedeki ada-letsizlikten bahsedildi ve “Dilek Do-ğan İçin 30 Mayıs’ta Çağlayan Adli-yesindeyiz!” yazılaması yapıldı. Ça-lışmada 130 dergi halka ulaştırıldı.

Yürüyüş Dergisi HalkaUlaşmaya Devam Edecek

Adaletsizliğinize Boyun Eğmeyeceğiz

İzmir Halk Cephesi 18 Mayıs'ta Yü-rüyüş Dergisi'ni dağıtan okurların hu-kuksuz bir şekilde tutuklanmasıyla ilgilibir açıklama yaptı. Açıklamada: "9 Ma-yıs'ta Dersim’e bağlı, Elazığ-Dersim ka-rayolunda Yusuf Güler ve Selda Bulut iş-kencelerle gözaltına alındı. Bu gözaltınınhemen ardından Tunceli Üniversitesi yo-lunda otobüsten indirilen Nesin Keskinisimli arkadaşımız yaka paça gözaltınaalındı. Ardından Akın Boyraz isimli Yü-rüyüş dergisi okuru da bindiği araçtan iş-kencelerle indirilerek gözaltına alındı. ÜçYürüyüş dergisi okuru Yusuf Güler, NesinKeskin ve Akın Boyraz mahkeme tara-fından tutuklandı. AKP ile onun hakimve savcıları artık kendi yasalarını bileçiğner hale gelmiştir. Vergisi ödenen ban-drollü bir dergiyi dağıtmak ne zamandanberi suç olmuştur. Halkın arasında ektiğinizöfke tohumları bir gün halkın adaleti olupyaptıklarınızdan hesap sorar... "denildi.

YÜRÜYÜŞ DERGİSİHALKA ULAŞMAYA DEVAM EDECEK!

TAYAD’lı Ailelerİzmir

Gazi

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ550

Page 51: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Sizin Yasalarınız Varsa,Bizim de Meşruluğumuzve Tarihsel Haklılığımız Var

Antep’te Grup Yorum’un dakatılımı ile gerçekleşecek olan vebu yıl birincisi düzenlenecek olanMehmet Sait (Şahinbey) halk fes-tivaline AKP’li Şahinbey belediyesiyer tahsis etmedi. Dumlupınar Par-kı’nın tahsisi için verilen dilekçeyecevap olarak belediye “Müsait ol-madığından söz konusu park tahsisedilmemiştir” diyerek cevap verdi.Ne için müsait olmadığına ise bircevap yoktur. Belediyede ne içinmüsait olmadığını soran Halk Cep-heliye; “bu parkı etkinliklere ver-miyoruz” cevabı verildi. Bununüzerine hangi parkları verdiklerisorulunca “birkaç park var oralarıaçtık etkinliklere, oralar da bu yıliçinde dolu yani yer vermeyeceğizsize” diyerek cevap verdiler.

22 Mayıs'ta açıklama yapanAntep Halk Cephesi: “AKP bele-diyesi suç işliyor çünkü Antep’indört bir yanında gerici faşist ör-gütlenmelere yer verip hatta bütüngücüyle bu gerici faşist örgütlereolanaklar yaratıp bütün materyal-lerini kullandırtan AKP belediyesi,Grup Yorum’un katılımıyla ger-çekleşecek olan bu festival içinneden yer vermediğine dair somutbir açıklama yapamıyor… Amane yaparsa yapsın Katil AKP, neAntep halkının Mehmet Saitlerini

bitirebileceksiniz, ne deAntep halkını mavzer-lerle ayağa kaldırıp sizedar edeceğimiz gününgelişini engelleyebile-ceksiniz” dedi.

Mehmet SaitHalk Festivali Çalışmaları Devam Ediyor

Tüm baskılara rağ-men festival çalışmalarına yeniyerini belirledikten sonra çalışma-larımıza hız verdik. 24 Mayıs Salıgünü akşam 19.00 başlayan afiş-leme saat 21.00’da bittirildi.Afiş-lemeler Düztepe mahallesinde veÖzdemirbey Caddesi’nden çarşıyadoğru yaklaşık 300 afiş asıldı.

ANTEP HALK CEPHESİ

Festivallerimiz DüzeneAlternatif Kültürümü-zün Bir Parçasıdır

Antep’te Mehmet Sait HalkFestivali çalışmaları kapsamında20 Mayıs’ta, esnaflar gezilerekfestival anlatılıp dükkanların cam-larına afişler asıldı. Düztepe’dekiesnaflar festivale ailemizle gele-ceğiz bizleri evlerimize hapsetmeyeçalışıyorlar sokağa çıkmayın di-yorlar ama bizler çıkacağız diyereksahiplendi.

Esnaflar ziyaret edildikten sonraAntep Özgürlük Derneğinin öncamı afişlerle donatılıp festivalçağrı masası açıldı. 13.00’da açılanmasa 19.30’a kadar açık kaldı vegün boyu Grup Yorum türküleriçalındı.

Saat 18.00’da 4 Halk Cephelidernek çevresinde afişleme çalış-masına başladı. Daha sonra ise 2kişi Düztepe - Çarşı yolu üzerindekiÇamlıca binalarına 70 afiş astı.Aynı anda da 4 Halk Cepheli ma-halle içinde halkla sohbet ederek70 tane festivale çağrı afişi astı.

MEYDANLARI KANIMIZLAKAZANDIK AKP’NİN

YASAKLARINA BOYUN EYMEYECEĞİZ!Her geçen gün AKP halka, devrim-

cilere meydanları yasaklıyor. Demokratikfaaliyetleri yasadışı ilan ediyor, terörestiriyor.

Son olarak keyfi bir şekilde yasak-ladığı Antep’te düzenlenecek olan 1.Mehmet Sait (Şahinbey) Halk Festivaliolmuştur. AKP’li Şahinbey Belediyesifestival komitesi tarafından talep edilenDumlupınar Parkı’nı tahsis etmediğigibi olabilecek tüm meydanları yasak-lamıştır. Mehmet Sait’in (Şahin Bey)diyarında Fransızlara karşı kurşun atılantopraklardır burası. AKP ise emperya-lizmin uşaklığını yapar. Biz MehmetSait’in torunlarıyız onun gibi emperya-lizme karşı Otak kuracağız AKP faşiz-mine, gericiliğine ve emperyalizmekarşı. Biz ise buna karşı savaşan dev-rimcileriz Mehmet Saitleriz. AKP faşizmidini istismar eder gericiliği körükler...

AKP meydanları devrimcilere ya-saklar terör estirir...

Biz bu yasaklamaları tanımaz terö-rüne karşı halkımızla birlikte mücadeleyibüyütürüz.

Yasaklamalara karşı Mehmet Saithalk festivaline destek verin her yerdenprotesto edelim yasakları. Tüm Ana-dolu’dan destek verin Mehmet Sait HalkFestivaline.

BASKILAR YASAKLAMALARBİZİ YILDIRAMAZ

KAHROLSUN FAŞİZİM YAŞASINMÜCADELEMİZ

ANADOLU HALK CEPHESİ

Anadolu Halk CephesiAçıklaması:

AKP Halka MeydanlarıYasaklıyor!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

55 1İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

MEYDANLARI KANIMIZLA KAZANDIK AKP’NİN YASAKLARINA BOYUN EĞMEYECEĞİZ!

Page 52: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ552

Eskişehir'de 4 Haziran'da Yozlaşmaya KarşıAnadolu Halk Festivali’nin çalışmaları 17-19 Mayısgünleri yapıldı. Çalışma boyunca Gültepe Mahallesive Cemevi önüne 2, Göztepe, Yıldıztepe ve Akarbaşımahallelerine 5 pankart asıldı. Pankartlar asıldıktansonra polisler tarafından çalındı. Ayrıca çalışmada3 Yürüyüş dergisi, 800 festival ilanı halka ulaştırıldı,140 afiş asıldı.

Halka Umudun Türkülerini Söyletmek İçin Gecemizi Gündüzümüze Katıyoruz

Antalya’da 28 Mayıs’ta Konya Açık Hava Ti-yatrosu’nda yapılacak olan konser çalışmaları devamediyor. Halk Cepheliler her gün Antalya’nın KışlahanMeydanı’nda Grup Yorum konserini duyurmak içinmasa açıyor. Halka yönelik yapılan konuşmada“Türküler susmaz halaylar sürer, halkın sesi GrupYorum Antalya’da” deniyor. Ayrıca el ilanları veYürüyüş Dergisi halka ulaştırılıyor. Masada toplam3 bin bildiri dağıtıldı. Ayrıca Grup Yorum‘un konserafişleri Kızılarık, Meltem Mahallesi, eski otogar,doğu garajı bölgelerinde devam ediyor. Acizler ta-rafından üzeri kapatılan afişlerin yenileri yapılıphalka sahiplenme çağrısı yapılıyor. Yapılan afişlerdetoplam 2.500 afiş asıldı.

Kamu Emekçileri

Piknikte Bir Araya GeldiMardin ve Amed Kamu Emekçileri Cephesi (KEC) 19 Mayıs’ta

biraraya gelerek, Mardin Saklıkent bölgesinde piknik yaptı.Piknikte yapılan sohbette genel olarak süreç değerlendirildi ayrıcasendikalardaki duruma karşı meclislerin ihyacı üzerine duruldu.Ardından Saklıkent’in Kıraç tepelerinin arkasında kalan dere veetrafında halkın emeği ile oluşturulan bahçeler, tütün ekimalanlarının içinde alabalık çiftlikleri gezildi. Son olarak Eskişehir’deyapılacak olan “Anadolu Halk Festivali” çalışmaları için programsonlandırıldı. Yapılan pikniğe 8 KEC’li katıldı.

Kamu Emekçileri Cephesi (KEC) Maraş Terolar KöyündeydiIŞİD çeteleri için yapılmaya çalışılan kampa karşı direnen Maraş

Pazarcık ilçesi Terolar Köyü halkıyla KEC’liler dayanışma ziyaretinegiderken jandarmalar tarafından iki defa yolları kesilerek “köye girişçıkışların yasak olduğu ve köye girilemeyeceği” söylendi. Bununüzerine KEC’liler kararlılıkları ile tarlalardan geçerek köye ulaştı.Şaşkınlık ve sevinçle karşılayan köy halkıyla sohbet edildi. Veardından Kilis halkıyla dayanışma amacıyla yapılan basın açıklamasında;“Emperyalizm ve AKP tarafından beslenen IŞİD aylardır Kilis halkınıbombalıyor katlediyor. AKP’nin yaptığı açıklamalar halkı kandırmayayöneliktir. Bizler KEC olarak Kilis halkının yanındayız. Emperyalizmve işbirlikçisi AKP halklar arasında Alevi-Sünni Türk-Kürt ayrımıyaparak düşmanlık yaratmaktadır. AKP IŞİD çetelerine Maraş’ın Pa-zarcık ilçesinin köylerinde kamplar kurdurarak yöre halkını baskıaltına almaya çalışmaktadır” denildi.

Grup Yorum Eskişehir Halk ko-rosu koro üyelerinden bazı kişilerinailelerinin tehdit edilmesine karşın21 Mayıs'ta bir açıklama yaptı. Açık-lamada: " 20 Mayıs'ta bir arkadaşı-mızın babası telefonla aranarak 'ad-liyeye gel çabuk kızınla ilgili görü-şeceğiz' denmiştir. Arkadaşımızınbabası adliyeye gittiğinde 3 farklıailenin de olduğu ve boş bir odadayaklaşık 2 saat boyunca yarı kor-kutma yarı tehditle dolu bir konuşmayaşamıştır. Ancak arkadaşımızın ba-basını istedikleri gibi korkutamayıncaişbirliği yapamayacaklarını anlayanpolisler bu sefer gerçek yüzlerinigöstermiş ve maskelerini atarak teh-ditte başlamışlardır. Ali İsmail gibigençleri döve döve katlettiğiniz son-rasında mahkemelerini dahi doğrudüzgün görmediğiniz adaletin da-ğıtılmadığı adliyelerde siz devrim-ci-demokrat görüşe sahip öğrenci-lerin ailelerini mi korkutuyorsunuz?"denildi.

���

Amed Halk Cephesi’nin Faaliyetleri KaldığıYerden Sürüyor

Amed Halk Cephesi genel ça-lışmalarına kaldığı yerden aralıksızdevam ediyor. 14 Mayıs’ta çocukkorosu çalışma yaparak “AnnemBeni Yetiştirdi” şarkısı ve “Her-nepeş” marşı çalışıldı. Çalışmanınardından Amed Özgürlükler Der-neği’nin ön ve arka bahçeleri çocukkorosu tarafından sulanarak dü-zenlendi. Bir sonraki çalışmalardaçocuklar “Hernepeş” marşını okul-da öğretmenlerine okumuş ve çokbeğenildiği için moralleri en üstseviyedeydi. Ayrıca çocuklara veliselilere “Zafer Benim” filmi iz-letilerek görüşleri alındı.

YÜRÜYÜŞ Gerçeğin… Um udun… Geleceğin… Kısacası Güzel Canlı Ne Varsa Onun Sesidir SUSTURUL AMAZ!

Çok denediler-deniyorlar da, ama nafileey ahlaksız düşman !

Ne kadar çabalarlarsa her zaman diyoruz“boşuna, Susturamazsınız” çünkü bu her yerdekarşınızda olan halkın sesidir.. Efeler diyarındankısa bir örnek; dergi dağıtımı yapan HalkCephelilerin yanına küçük bir çocuk yaklaşır.Ve şöyle der “bende sizinle dergi dağıtmak,sizin gibi devrimci olmak istiyorum…”. Dü-zende olan bir insan için çok uzak ve akıl dışıgörülebilir, hatta şunu bile der “neden çocuklarböyle şeylere yöneliyor?”. Yine basit bir cevap“Adaletsiz Bir Düzende 7’den 70’e HerkesSavaşır, Herkes Savaştırılır”. Çünkü o halkınistediği, özelikle o yaşta devrimcilik yapmakisteyen bir çocuğun en büyük isteği ve açlıkduyduğu şey “Adalet!”. Ve bu yüzden ki çal-dığımız her kapıda, sofralarına davet edildi-ğimiz her kondu da halkımız “UmudumuzSizsiniz…” diyor.

Yozlaşmaya Karşı Anadolu Halk Festivalinde Buluşalım

Tehditlerle, Korkutmalarla Ailelerimizi Teslim Alamayacaksınız!

Page 53: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Armutlu’da 18 Mayıs’ta kapıçalışması yapıldı. Mahalledekileredilek fenerlerinin niçin uçurulduğutek tek anlatıldı. Akşam saat21.00’da ise dağıtılan 270 dilek fe-neri uçuruldu.

Bizi Vazgeçiremeyeceksiniz!

Küçükarmutlu Mahallesi’nde19 Mayıs’ta Dilek Doğan AdaletÇadırı ile ilgili halk toplantısı yapıldı.Toplantıya 65 kişi katıldı. Toplantısonrası halkla birlikte Dilek DoğanAdalet Çadırı tekrar kurulmayabaşlandı. Armutlu Dilek Doğan Adalet Çadırı 6. Kez Yıkıldı!

19 Mayıs akşamı 80 kişiyle ku-rulan Adalet Çadırı AKP’nin katilpolislerince gece 01.00’da tekrardanyıkıldı. Çadırın yıkımı esnasındakatillere taşlarla karşılık verildi vekatiller tazyikli suyla biber gazıylasaldırdı. Kısa süreli çatışma yaşandı,ardından katiller hızlıca inlerinekaçtılar. Halk Cepheliler: “Çadırıbir kez yaparız demişsek yaparızbizim irademizi asla teslim alama-yacaksınız!” açıklaması yaptı. Adalet Çadırımızı 8. Kez Kurduk

Armutlu’da 21 Mayıs’ta DilekDoğan Adalet Çadırı’nı her ne pa-hasına olursa olsun kuran HalkCepheliler, çadırın önüne 30 Ma-yıs’ta Çağlayan Adliyesi’nde gö-rülecek olan Dilek Doğan’ın mah-kemesi için çağrı masası açtı. Ma-saya Yürüyüş, Kurtuluş dergilerive kitaplar da konuldu.

Çağrımız, Toplantı Saatine Kadar Sürdü

Armutlu’da 19 Mayıs’ta akşam20.00’da yapılacak halk toplantısıiçin mahallede tek tek insanlara gi-dilerek, kapı çalışması yapıldı. Ar-mutlu Halk Cepheliler çalışmadahalkla sohbet ederek toplantılaraniçin gelinmesi gerektiği üzerinekonuştu. 5 saat süren çalışmada110 Yürüyüş dergisi dağıtıldı ve350 kapı çalınarak toplantı bildirisiverildi. Çalışma bitiminde Armut-

lu’da Meydan’a gelinerek 4 kahvedekonuşma yapıldı ve halkla berabertoplantıya geçildi.

Adalet İçin Dilek Doğan’ın Mahkemesinde Olalım!

Alibeyköy: Alibeyköy Cengiz-topel Caddesi’nde ve Son Durakta23 Mayıs’ta Halk Cepheliler 2 adet“30 Mayıs’ta Dilek Doğan İçinÇağlayan Adliyesindeyiz!” yazıla-ması yaptı.

Bahçelievler: 20 Mayıs’ta Bah-çelievler Zafer Mahallesi’nde DilekDoğan’ın mahkemesi için kapı ça-lışması yapıldı. 40 evin dolaşıldığıkapı çalışmasında halka Dilek’inkatillerinin hala tutuklanmadığı katilYüksel Moğultay’ın polis olarakgörevine devam ettiği anlatıldı.

İkitelli: Atatürk Mahallesi’nde23 Mayıs’ta mahkemeye çağrıamaçlı kapı çalışması yapıldı. 100ev dolaşılarak halka Dilek Doğananlatıldı. Dilek’i vuran katillerintutuklanmadığı anlatılarak Dilekiçin, adalet için 30 Mayıs’ta Çağ-layan Adliyesi’nde olma çağrısı ya-pıldı.

Altınşehir: Altınşehir’de yapılançalışmalarda, Dilek Doğan’ı sahip-lenmek halkı sahiplenmektir. Halkınıvatanını seven, sahiplenen herkesi30 Mayıs Pazartesi günü saat10.00’da Dilek Doğan’ın mahke-mesine Adalet İstemeye çağırıyo-ruz!” denildi.

Bağcılar: “Bizler Dilek içinadalet istiyoruz. Adalet talebimizkatillerden hesap sorulana kadardevam edecek. Adalet için Dilekiçin 30 Mayıs günü yapılacak olanmahkemeye tüm halkımız davetli-dir.”

Esenler: “Hesap sormadığımız-da genç kızlarımız annelerinin ku-cağında katledilmeye, Yılmaz Öz-türk gibi genç delikanlılarımız ev-lerinin yolunda katledilmeye devamedecekler. Tüm halkımızı katillerdenhesap sormak adına mahkemeyitakip etmek için 30 Mayıs’ta Çağ-layan Adliyesi’ne bekliyoruz.”

Dilek Doğan İçin Dilek Fenerleri Uçuruldu!Halkımız; Halkın Adaletinin Tecelli Etmesi İçin Katilleri Bize Bildirin

Sarıgazi’de Cephe Milisleri 19 Mayıs'ta De-mokrasi Caddesi'nde molotoflarla yolu keserek“Halkımız Dilek Doğan’ın Katili Yüksel MoğultayHakkında Bize Bilgi Getirin-Cephe” yazılı bombalıpankart astı. Eylem sırasında “Umudun Adı DHKP-C”, “Yüksel Moğultay Hesap Verecek”, “Dilek’inHesabı Sorulacak”, “Yaşasın Halkın Adaleti” slo-ganları atıldı. Ayrıca Sarıgazi’de yapılan operasyonsırasında katil polisler tarafından karalanan duvarlar21 Mayıs'ta tekrar boyanarak yazılama yapıldı.“Kızıldere’den Çağlayan’a Bayrampaşa’dan DersimDağlarına Savaşan Gerillaya Bin Selam” yazılamasıyapıldı.

Gençlerimizi Zehirlemelerine İzin Vermeyeceğiz Torbacıları Cezalandıracağız!

Sarıgazi’de 20 Mayıs'ta Cepheliler halktangelen bilgiler doğrultusunda Küçük Ülkü İlkokuluve karşısında bulunan Kartanesi Parkı'nda herakşam çeşitli uyuşturucu maddeleri kullanılarakhalkın rahatsız edildiğini öğrendiler. Bilgilerintoplanmasından sonra Cephe Milisleri akşam saat20.30 civarında devriyeye çıkarak parkta ve okulbahçesinde bulunanlara üst araması yaptı.

Armutlu Halkına Yapılan Saldırıların Hesabını Soracak Mahalleyi Size Dar Edeceğiz

Armutlu Cephe Milisleri Armutlu halkınayapılan saldırının hesabını sormak için 18Mayıs'ta eylem yaptılar. Ve yaptıkları eylemsonrasında açıklamalarında “Armutlu CepheMilisleri olarak saldırılara misilleme olarak ma-halledeki mobeseyi taradık. Karakola doğru ateşettikten sonra gelen katillere silahlarla, molo-toflarla direndik. Söylüyoruz, Armutlu halkınınüzerindeki saldırılarınızı durdurmazsanız sizien güvenlikli zannettiğiniz yerlerinizde hiç bek-lemediğiniz bir anda vuracağız" dediler.

Umudun Adı ve Katliamlardan Hesap Sorma Bilinci Duvarlara Nakşedildi

Altınşehir’in Şahintepe Mahallesi’nde Cep-heliler 19 Mayıs'ta yazılama yaptı. Cepheliler,mahallenin duvarlarını: “Adalet İstiyoruz Ala-cağız”, “Dilek Doğan Ölümsüzdür,” “Elif ŞafakBahtiyar Yıkılacak Saraylar”, “Çetelerden HesabıDHKC Soracak” yazılamalarıyla süslediler.

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

5 3İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 54: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

1. Gün / 20 Mayıs 2016Halk Gerçekleri Anlatıyor: “Roketler Türkiye Yapımı”

Polis, düşen roketleri halkın incele-mesini engellemek için anında el koyu-yor.

Kilis halkının üzerine 18 Ocak 2016gününden bu yana yağan bombalarınsorumlusu AKP iktidarıdır. AKP, Suri-ye’ye müdahalenin önünü açmak içinKilis halkının canını hiçe sayıyor. Gittik,gözümüzle gördük, Kilis halkından din-ledik yaşananları. 71 roket, 22 ölü, 100yaralı… Camiiye roket… İlkokula ro-ket…. Evlerin damlarına roket…

- Çocuklar korkudan okula gide-miyor, şehirde eğitim durmuş vaziyet-te.

- Halk bombalardan, roketlerdenkorunmak için yaylalara, köylere veAntep’teki, Adana’daki, Hatay’dakiakrabalarının yanlarına gitmiş. Halkon yıllardır oturduğu toprakları, ma-hallesini, komşularını, geçmişini bırakıpgitmek zorunda kalmış.

Bir kadın diyor ki: “Roketlerin sa-atlerini ezberledik artık. Sabah 05.00-06.00, öğlen 14.00-17.00-18.00, akşam21.00 sonrası. Gece uyku uyuyamıyo-rum, sabaha karşı uyanıyorum roketsaati gelince.”

“Eğer dediklerimi olduğu gibi yaza-caksan söylüyorum sana yaz” dedi biramca; “Bir buçuk yıldır inşaatçıyım, dörtaydan beri çalışmıyorum. İnşaat işleridurdu. Hakkını arıyorsun basıyor bibergazını, eline kelepçe… IŞİD’i besleyenAKP.” İlk bombalamalar olduğunda 3kadın fırlamış terliklerle CumhuriyetMeydanı’na. Herkes peşi sıra çıkmış.Biber gazı sıkmışlar, 60 kişi gözaltınaalınmış.

Kilis’te hemen hemen bomba, roketdüşmeyen mahalle yok. Namık Kemal,Fatih Sultan Mehmet, Kanuni, DoğanGüreş Paşa, Akcurum, Ekrem ÇetinMahallesi, Kepez Mahallesi, Eski Sa-nayi, Deveciler Mahallesi, Teke Camii,Cumhuriyet Meydanı bomba düşenmahallelerden öğrenebildiklerimiz…

Ekrem Çetin Mahallesi’ni gördük,bombalamaların izleri büyük oranda ka-patılmıştı. Karataş’taki Namık KemalMahallesi’ne gittik. Evleri, kahveleri

gezdik. Bizi çok sıcak karşılayan bir anaevinin damına çıkartıp roket düşen yerigösterdi. Damda kocaman bir delik açıpevin içine düşmüş roket. Damın üzerindekarşıdaki tarlalara bakıyoruz. Yeşil alanınbittiği yerden sonrası Suriye toprakla-rı… Mahalleli anlatmaya devam ediyor.“Şuradan şuraya IŞİD bölgesi, tam kar-şımız ÖSO bölgesi, bu taraf da YPG’ninelinde. BİZİM BURAYA ATILAN RO-KETLER ÖSO BÖLGESİ’NDEN GE-LİYOR. ROKETLERİN ÜZERİNDEMK YAZIYOR, YANİ TÜRK YAPIMI,POLİS HEMEN GELİP ALIYOR DÜ-ŞEN ROKETLERİ.” Evinin içine düşenroketi kendi gözüyle görmemiş misafirolduğumuz ana.

Kilis halkı devrimcileri tanımıyor.Hiçbir düzen partisinden gelmediğimizi,taziye ziyaretine geldiğimizi söylüyoruz.Yaşadıklarının sorumlusunun AKP ik-tidarı olduğunu, halkın çıkarı olmayanbir savaşta AKP’nin halkın canını hiçesaydığını, ülkemizin her yanında veKilis’te IŞİD’e ait derneklerin açıktanfaaliyet yürüttüğünü ama ölümlerinhesabını sormak isteyen halka bibergazlarıyla saldırdıklarını, kendilerininsaraylarda yaşadığını anlatıyoruz.

2. Gün: İlk gün görüştüğümüz kişilerin evle-

rine polisler giderek bu insanları kor-kutmaya çalışmış ve evlerinden alarakgörüştüğümüz bu kişileri emniyete gö-türen Kilis polisi bu arkadaşlara HalkCephelileri kast ederek ‘bu kişiler kim,burada ne işleri var, bu gelen kişileri ta-nıyor musunuz’ gibi sorular sormuşlardır.

3. Gün: Kilis girişinde içinde bulunduğumuz

araç durdurularak kimlik kontrolü ya-pıldı. Bu arama sonrası Kilis’e vardık.Kilise vardığımız çalışma yapacağımız500 Evler Mahallesi’ne gittik. Buradamahallenin bir genci ile görüştük bizeoradaki evlerin kira sorunundan bah-sederek “71 roket düştü ve bundankaynaklı bizler çok zarar gördük ben35 kişi sayarım ölen, medyada durum22 kişi olarak gösterildi” diyor.

Burada başka kişilerle sohbet etmekistedik ama birçok kişi günlerden pazarolduğundan evlerinde yoktu ve bununyanı sıra mahallenin büyük çoğunluğugöç etmişti. Burada sohbetlerimizi bi-tirip diğer bir mahalleye geçtik. Cum-huriyet Meydanı bölgesinde roketlerdenbirisi camiye ve evlere gelmişti.

Bizler burada başka kişilerle sohbetetmek istedik ama mahallenin büyükçoğunluğu Suriyeliydi, esnaflarda yineaynı şekilde Suriye’den gelen kişilerdi.Burada evlerinde bulamadığımız kişilerinevlerine bildirilerimizi kapı altından bı-raktık.

Sonraki durağımız ise Şeyh SadıkMahallesi burada çalışmamızı yaptık veburadaki kişilerle sohbet ettik ve roketgelen bir evi gösterdiler. Artık akşamsaatleri olduğundan Kilis’ten ayrılmakiçin yola koyulduk, bir minibüse bindikbu minibüsçü ile de sohbetler ettik. Bukişi bize neden Kilis'e geldiğimizi sordubizde devrimci olduğumuzu söyledik vekendimizi tanıttık minibüsçüde kendisinindemokrat biri olduğunu ve bizi buradagörmekten çok mutlu olduğunu bildirdi.Bize başka bir yeri de göstererek buradada evlere roketler düştü ve yaşanmazdurumda olduğunu söyledi.

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ554

Halk Cephesi Heyeti Kilis’teydi

Page 55: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Irkçılığa Karşı Tek Ses, Tek Yürekadı altında dört büyük konser örgüt-ledik. Bu yıl festival şeklinde örgüt-leyeceğiz. Irkçılığa karşı sloganları-mızı her yıl daha fazla insana taşıdık.Ve artık salonlar kitlemizi almaz halegelmektedir.

Bu yıl daha büyük bir kitle he-deflememize rağmen, festivalin ör-gütlenmesi ve kitle çalışmasına geçbaşlayabildik. Avrupa’daki insanla-rımızda bu konu duyarlı bir konudur.Çünkü, Avrupa’da bu tür büyük et-kinliklerin ancak uzun sürede ve çokönceden belirlenmiş olması gerektiğigibi bir düşünce vardır. Ve bu düşüncede çok yaygındır.

ANCAK; her zaman, yapacağımıziş için uzunca zamanlara sahip ola-mayabiliyoruz. Bu durumda ne ya-pacağız? Ne yapacağımızı anlatmadanönce, kesinlikle böylesi durumlardayapmamamız gereken başlıca konuyubelirleyelim: Vazgeçmek veya hedefküçültmek...

Asla Vazgeçmemeli, AslaHedef Küçültmemeliyiz

İçinde bulunduğumuz şartlar neolursa olsun, biz hedeflerimizi süreklibüyütmeliyiz. Hedefi büyütmek vebir önceki yıldan daha fazla iş yapa-bilmek, daha fazla zaman ayırmayıgerektirir. Yani bir işe ne kadar fazlazaman ayırırsak; o kadar da sonuçalacağız anlamına geliyor.

Hepimiz kendi yaşamlarımıza bak-tığımızda, hep hayıflandığımız konularvardır. Hayıflanırken de “düşünemedik,böyle olacağını öngöremedik” gibipişmanlıkları hepimiz biliriz, çünkühepimiz bunu yaşamışızdır.

Festivalimiz için söz konusu olanzaman sorunu, doğrudan bizden veyabizim irademizden kaynaklanmamış-tır. Yani düzen bize, ihtiyacımız olanzamanı vermemiştir. Hayat bize ih-tiyacımız olan zamanı tanımamıştır.Yani artık hayıflanmanın da, şika-yetlerde bulunmanın da bir anlamı

yoktur. Yapılması gereken de, düzeninbize tanımadığı zamanı, kendi emek-lerimizle yaratmak olmalıdır.

Festival Tarihi BelirliAma Ek Zaman Yaratmak da Mümkün

İhtiyacımız olan ek zamanı ya-ratmak mümkün mü? Evet, mümkün.Nasıl? Önce, zamana neden ihtiya-cımız var? Daha fazla insana ulaşma,daha geniş çevreye duyurmaya, dahafazla insanın katılımını mümkün kıl-maya ve bunun araçlarını ayarlamayaihtiyacımız var.

Zaman sınırımız olmasaydı, buyapılacak olanları yavaş yavaş vezamana yayarak da yapabilirdik. An-cak şu an böylesine bol zamanımızyok. O halde yapılması gereken iş-lerimizi layıkıyla yapmanın başkayollarını bulacağız.

Daha fazla insana gitmek için, dahafazla koşturmamız gerekir. Haftadabir gün bilet dağıtımı yapan arkadaş-larımız kendilerini zorlayıp, haftanıniki gününü kitle çalışmasına ayırırsa...Biz günlerimizi sabah erkenden başlatırve gece geç saatlere kadar uzatırsak,yine zaman kazanmış olacağız. Yanidaha fazla koşturmayla, varolan za-manımızı iki katına yükseltebiliriz.Ama,geçen yıla göre iki kat fazla kitle ça-lışması yapmak da yeterli değildir. Ohalde, ne yapacağız, nasıl yapacağızda, daha fazla zaman yaratacağız?

Bunun da yolu var: Daha fazla in-sana sorumluluklar vererek, daha fazlaYorum Gönüllüsünü örgütleyip hare-kete geçirerek koşturan insan sayısınıarttırdığımızda, mutlaka ihtiyacımızolan zamanı kazanmış olacağız. Şöyledüşünelim: Dört yıldan beridir onbininüzerinde insanımız Irkçılığa KarşıTek Ses, Tek Yürek konserlerimizekatıldı. Bu konserler çerçevesindetüm Avrupa’yı da bir taramadan ge-çiriyoruz. Ve her zaman aslında bizimharekete geçirebildiğimiz insan sayı-sının çok daha üstünde bir kitlenin,

aslında konsere gönüllü olduğunu gö-rüyoruz. Sadece Grup Yorum Gönül-lülerini ele alsak bile; Avrupa’da bin-lerce Grup Yorum Gönüllüsü olduğunugörüyoruz. Tek mesele, bizim bu po-tansiyeli harekete geçiremememizdir.Bu konudaki en büyük engel ise, ka-falarımızdaki engellerdir. Ve işin enilginci de, aslında kafalarımızdaki en-gellerin de aşılabileceğini hepimizçok iyi bilmekteyiz. Her şey aslında,Grup Yorum Gönüllüsü olan veyaolabilecek durumdaki insanlarımızafestivalin kitle çalışması için görevvermemize, onları komiteleştirmemi-ze... yani bu insanlarımıza güvenme-mize bağlıdır.

Bu Yıl Gençliğin Dinamizmide Destekçimizdir

Önceki yıllarla karşılaştırdığımız-da, bu yıl bisikletleriyle şehir şehir,semt semt gezen Avrupa DEV-GENÇ’liler de festivalimizin en canlıdestekçileri durumundadır. Gittikleriher yere festival afişlerimizi, duyu-rularımızı ve biletlerimizi de taşı-yorlar. En önemlisi de, gittikleri heryere UMUT taşıyorlar. Karşılaştıklarıbirçek eski solcunun ‘Sizin gibi genç-ler oldukça, gelecek de hep olacaktır’sözleri bir istisna değildir. Gençliğinbisiklet turu, bir Umut Turu olmak-tadır. Umudu tazeledikçe, festivalekatılımın da artacağına eminiz.

Gençlerimize, çocuklarımıza, kar-deşlerimize güvenelim ve yapabile-ceklerine inanalım. İnanmalıyız, çün-kü festivalin kitle çalışmasını da çokrahatlıkla yapabilecek durumdalar.Hatta daha fazlasını da yapabilecekbir güce sahipler.

Daha fazla Grup Yorum Gºönül-lüsüne iş vererek, onlarla komitelerkurarak çok daha geniş bir kesimesesimizi ulaştırabiliriz.

Daha fazla gencimize güvenip, on-lara görev vererek ırkçılığa karşı hemkitleselliğimizi, hem de canlı, dinamikmücadelemizi yükseltebiliriz.

AVRUPA’dakiBİZ

Daha Fazla Emek Verelim, Daha Çok Sahiplenelim!

29 Mayıs2016

Yürüyüş

Sayı: 523

55 5İLKE VE GELENEKLERİ ESAS OLMALIDIR!

Page 56: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

“Yoldaşlar, biz dört dörtlük devrimciler değiliz. Bizim deeksiklerimiz var. Ama biz bunları mücadele içinde aşacağız.

Tabi bu eksikleri Partimize, yoldaşlarımıza ve bize zarar ver-mesine izin vermeden aşacağız. Yoldaşlar biz günümüzün bir-iki saatini değil de 24 saatini mücadeleye vermek istiyoruz...”

Süleyman Örs

6 Haziran - 12 Haziran

Süleyman ÖRS:1974 Sivas Zara doğumlu, Kürt milli-

yetindendi. 1993ʼte mücadeleye katıldı.SPB üyesiydi. Bir savaşçıydı. 9 Haziran1997ʼde İstanbul Gaziosmanpaşaʼda heli-kopter desteğindeki yüzlerce polis tarafındankuşatıldı, son mermisine kadar direnerekşehit düştü.

Süleyman Örs

Sibel YALÇIN:Sibel Yalçın, 1977 Sivas Divriği do-

ğumluydu. 1992 başlarında örgütlü müca-deleye katıldı. 9 Haziran 1995ʼte SPB ta-rafından DYP İstanbul İl Merkeziʼne yönelikeylem sonrasında polisle çıkan çatışmadaBirlik Komutanı Sibel Yalçın, katliamcılarıateş altında tutup sokak sokak çatışarak

diğer yoldaşlarının geri çekilebilmesi için kendini fedaetti.

Sibel Yalçın

Kemal CAMEKAN:11 Haziran 1980ʼde faşist bir odağı da-

ğıtmak için eylem hazırlığı sırasında muh-tarın ihbarı sonucu jandarma tarafındankatledildi. İstanbul Eyüp-Yıldıztabyaʼda,faşist teröre karşı mücadele ekipleri içindeyer alıyordu.Kemal Camekan

Erdal DALGIÇ: 26 Kasım 1966 Çorum doğumlu olan

Erdal Dalgıç 46 yaşında bir işçiydi. Aleviinancından yoksul bir ailenin çocuğuydu.1998 yılında örgütümüzle ilişkiye geçenekadar olan yaşamında kuyumculuk çıra-ğından buzdolabı tamiratına, bakkallıktan,hayvancılığa, çivi-tel fabrikasında çalış-

maktan ekmek fabrikasına, şeker fabrikasına, benzinlikteçalışmaktan şoförluğe kadar pek çok işte çalıştı. 12Haziran 2012 tarihinde İstanbul Sarıyer İstinye Polis Ka-rakolu’na Engin Çeber’in işkencecilerini cezalandırmakiçin yapılan eylemde çatışarak şehit düştü...

Erdal Dalgıç

Süleyman Örs, polisin arama isteğine karşı, silahlı hiçbirParti-Cephe savaşçısının isteyerek ve bilerek silahlarını düşmanateslim etmeme ve teslim olmama geleneğinin bilincinde olarakpolisle çatışmaya girdi. Çatışmanın başında polisleri ateş altındatutarak ve de bir polisi yaralayarak bölgeden uzaklaşmaya çalıştı.Ama kısa sürede kontrgerillanın yüzlerce katliamcı gücü helikopterdesteğinde bölgeye doluştu. Düşmanın rastgele halkı gözetmedenateş etmesi üzerine sokak sokak çatışmanın halka vereceği zararıdüşünerek bir gecekonduyu çatışma alanı olarak seçti.

SİBEL YALÇIN geleneğini bir kez daha yaşatarak son mer-misine kadar savaşıp, Parti-Cephe savaşçılarının teslim olmaya-cağını haykırdı.

Katliamcı kontrgerilla güçleri yüzlerle ifade edilmelerine rağmen,bir tek savaşçımızı dahi teslim alamadılar, yanına bile yaklaşamadılar.Onlarca bomba ve binlerce mermi yakarak gecekonduyu tahripedip savaşçımızın ancak cesedini teslim alabildiler.

(Yukarıdaki özgeçmiş, DHKC Basın Bürosu'nun 10 Haziran1997 tarihli 54 No’lu açıklamasından alınmıştır.)

***Komutan Sibel Yalçın: “Asıl siz teslim olun” “Kaybedilen 300 İnsanımız Nerede?” diye soruyorduk

heryerde. Kaybedenlerden hesap sorulduğu günlerdi. Daha birkaç hafta önce kaçırılıp kaybedilen Ayşenur Şimşek’in

cesedi bulunmuştu. İbrahim Yalçın Silahlı Propaganda Birliği’ne bağlı savaşçılar

o gün evden oldukça erken çıktılar. Ayşenur’un, kaçırılıpkaybedilen yüzlerce insanımızın hesabını soracaklardı.

Günlerden 9 Haziran’dı. SPB savaşçıları saat 7.15 sıralarında hedeflerinin önündeydiler.

Hedefleri Şişli’deki DYP İstanbul İl Merkezi’ni bekleyenpolislerdi. DYP kayıpların ve katliamların birinci dereceden so-rumlusuydu; polisin sorumluluğu da aynıydı. Bu iki halk düşmanıgüç, bu hedefte birlikteydi işte.

Savaşçılardan biri önde gidiyor, diğer ikisi ise biraz arkadanonları takip ediyordu. İlk, polise yaklaştığında şüphe çekmemekiçin adres soruyormuş gibi yaptı... İşte şimdi tam zamanıydı.Savaşçılar bir anda silah çekerek, öfkeyle bastılar tetiğe. Ayşenuriçin, kaybedilen 300 insanımız için... Saldırı sonucunda düzeninayyaş bekçilerinden çevik kuvvet polislerinden Rüştü Erdemöldü, Hacı Kamil Koç ise ağır yaralandı.

Şimdi çekilme zamanıydı.

Anıları Mirasımız

Komutan Sibel Yalçın:“Asıl siz teslim olun”

Page 57: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi gerillaları eylemdensonra Piyale Paşa yönüne doğru uzaklaşmaya başladılar.Ancak Piyalepaşa Bulvarı üzerinde karşılarına bir polisekibi çıktı; Ekiple çatışmaya girdiler ve bindikleri aracıterk ederek Mahmut Şevketpaşa Mahallesine yöneldiler.

Sibel ve diğer iki savaşçı buradan Fuat Soylu İlköğretimOkulu’na çıkan sokağa girerek, hemen ayaküstü durumudeğerlendirdiler. Görevlerini yerine getirmişlerdi. Amaşimdi görevlerinin bir başkası başlıyordu. Kuşatmayıyarıp savaşçıların güvenliklerini sağlamak, ya da bu ola-mıyorsa, son kurşununa kadar savaşmak. Böyle öğren-mişlerdi onlar. Savaşçılığı böyle kavramışlardı.

Okulun alt köşesine geldiklerinde Sibel diğer ikisineçatışma bölgesinden uzaklaşmalarını, kendisinin onlarıkoruyacağını söyledi. “Bu rica değil emirdir. Gideceksiniz”diyordu. İki gerilla komutanlarının talimatı doğrultusundafarklı bir yöne uzaklaşırken Sibel okulun alt köşesindebulunan kırmızı renkli kamyonun arkasına mevzilenerekbeklemeye başladı. “Kamyonun arkasından çıkıp ateşediyor, sonra tekrar kamyonun arkasına giriyordu.” Görgütanıkları böyle anlatıyordu daha sonra... Piyalepaşa Bul-varı’ndan yukarıya yüzlerce polis çıkıyordu.

İlköğretim Okulu’nun alt köşesinde mevzilenen komutanSibel, diğer gerillalara zaman kazandırmak amacıyla ateşaçarak yaklaşan polisleri durdurdu. Piyalepaşa Bulvarı’ndanMahmut Şevketpaşa Mahallesi’ne giren ara sokaklardanyüzlerce polis bölgeye girerken SPB Komutanı buradançatışa çatışa geri çekilmeye başladı.

Sokaklar onun yabancısı değildi. Bu sokaklardakihalkı tanıyordu. Sokakları eylemci olarak da tanıyordu.Devrimci Sol’cu olduğundan itibaren mücadele azmi,coşkusu doruktadır onun ve spreysiz, bildirisiz, bayraksızdolaştığı tek gün yoktur.

Yüzlerce katil sürüsüne karşı tek başına çatışıyordu. Katiller sürüsünü iyi tanıyordu o. 16-17 Nisan katliamını

protesto etmek amacıyla Şişli DYP binasına yönelik işgaleyleminde gözaltına alınmış, önce yaşı küçük diye serbestbırakılmak istenmiş, ancak işkencecilere karşı tavrındandolayı o da yoldaşları gibi işkenceye alınmıştı.

Alt taraftan ve yandan gelen ateşe, geri geri giderkenateş edip karşılık vererek önce kamyonu, ardından dahayukarıdaki bir beyaz şahin otoyu siper alarak Yıldırımsokak içine çekildi. Merdivenlerden inerek Yıldırım Sokakortalarına gelen Sibel, sokağın alt tarafının da tutulduğunugörünce hemen oradaki evlerden birine girdi.

3 No’lu bu ev, birazdan gerilla Sibel’in kahramancadirenişine tanıklık edecekti.

Yoldaşlarının koruyucusu Sibel, girdiği evde de ilkolarak evdekilerin güvenliğini düşünüyordu. Yoldaşlarındanhep böyle görmüştü, halka zarar vermemek gerekiyordu.Çatışmadan zarar görmemeleri için Sibel tarafından evdençıkarılan kadın ve çocuklar yandaki eve girdiler.

Polisler de evin önüne ulaşmış ve hemen ateş etmeyebaşlamışlardı.

Sibel Okmeydanı’nda sokak sokak çatışıp geri çekilirken,Mahmut Şevketpaşa Yıldırım sokağa girdiğinde bir muhbirişbirlikçi olan Hasan Levent, onu polislere ihbar etti. HasanLevent DHKP-C’ye ve halka karşı suç işlemişti (*).

Polisin açtığı ateşi, Sibel’in kurşunlarından önce slo-ganları cevapladı:

- “Yaşasın Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi” Polis bir yandan ateş ediyor, bir yandan da “Teslim

ol” diye bağırıyordu. Polis telsizlerinden telaşlı, ve şaşkın anonslar duyulu-

yordu aynı anda: “böyle baş edemeyiz, arabalara gidip elbombalarını getirin’ diye konuşuyorlardı.

Korkuyorlardı. Karşılarındaki bir kişiydi ama onlarınCephe Savaşçılarıyla ilk karşılaşmaları değildi bu, tecrübelerivardı ve bu yüzden korkuyorlardı. Bir polis sokağınbaşına gidip ateş ediyor, geri çekiliyor, arkadan başkalarıonun yerine geçiyordu.

Kurşunlarıyla çatışıyordu Sibel. Son kurşununa kadarhepsini düşmana sıkacaktı. Sloganlarıyla çatışıyordu Sibel;onlara kim olduğunu gösterecekti.

- “Halk Kurtuluş Savaşçıları Teslim Olmaz. Siz TeslimOlun” diyordu onlara. Ve Çiftehavuzlar’ın, Bağcılar’ıngeleneğini sürdürerek haykırıyordu:

- “Ancak Cesetlerimizi Teslim Alabilirsiniz.”Mahalle halkı an an izliyordu çatışmayı. Her slogan

yankılar yaratıyordu yüreklerde. Şaşkındılar, gencecikbir kızın yüzlerce polise kafa tutmasına ilk kez tanık olu-yorlardı çünkü.

Polis çelik yeleklerini giyerek sokağa girdikten sonrasilah sesleri daha da arttı.

Bir saattir sürüyordu çatışma. Polisler evin çatısına çıkarak eve bomba atıyorlardı.

İçeriden ses gelmeyince içeriye girdiler. “Asıl siz teslim olun” haykırışı yankılanıyordu hala

sokakta. “Yaşasın DHKC” deyişi yankılanıyordu. Komutan Sibel Yalçın’dı o.Yoldaşları İçin Kendini Feda Etmekten Çekinmeyen

Sibel YALÇIN.Katil Sürüleri Karşısında Tek Başına Okmeydanı’nı

Savaş Alanına Çeviren Sibel YALÇINVe Daha 18’inde Toprağa Düşüp Ölümsüzleşen Sibel

YALÇINSelam sana yoldaş selam Selam silah elde düşenlere(*) Sibel katledildikten bir hafta sonra muhbir Hacı

Hasan Levent DHKC savaşçıları tarafından cezalandırıl-dı.

Page 58: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

8 Mayıs günü İzmir ve Dersim’de Halk Cepheliler DHKCGerilla şehitleri Çayan Gün ve Onur Polat için 40 yemeğiverdiler, lokma dağıttılar.

Halkın Onurlu Evlatlarını Yetiştiren Analarımızı Yalnız Bırakmayacağız

Eskişehir Halk Cephesi 8 Mayıs’ta Adalet Savaşçısı ÇiğdemYakşi’nin annesini ziyaret etti. Yapılan ziyaret esnasında annesi“ben de tam aklımdan, ben kızıma iyi annelik edemedim diyedüşünüyordum” demesi üzerine Halk Cepheliler “böyle düşün-meyin siz bu halkın en onurlu, en namuslu evladını yetiştirdiniz,gözünüz arkada kalmasın” dedi.

Suriye’deki Katliamların Sorumluları Başta AKP İktidarı ve Emperyalizmdir!

Suriye 23 Mayıs’ta peş peşe yaşanan patlamalarlasarsıldı yine… Bu patlamalarla ilgili açıklamayapan Suriye Halk Cephesi şunlara değindi: “Toplam7 patlamanın yaşandığı Tartus ve Lazkiye’de şe-hitlerin sayısı 100’ü geçmiş durumda… Suriyehalkı yaşanan saldırılardan dolayı büyük bir acıyaşarken, Türkiye’deki bazı yayın organları, yayınahlakına sığmayan manşetler attı. Sabah gazetesi:“Esad’ın Kalesi Yıkılıyor, Ölenlerin Sayısı 100’üGeçti” manşetini attı. BBC Türkçe ise “Esad yöne-timinin kaleleri” dedi. Suriye’de halklar arasındanifak tohumları ekmek isteyenlerin attığı bu man-şetler, Suriye’de onca katliamı yapan IŞİD vb.vahşeti ilke edinen örgütleri destekleyen AKP Hü-kümeti ve Emperyalizme hizmet eder.

Suriye’de başından itibaren halklar arasında birayrım, bir çatışma ortamı olmadığı gibi, bundansonra da bunun yaratılmasına izin verilmeyecek.Suriye’de 6 yıldır süren savaşta emperyalizme veişbirlikçileri ile IŞİD, El Nusra ile Ahrar el Şamgibi katliamcı çetelere karşı verilen mücadele buradayaşayan halkların birliği ile olmuştur. Bundan sonrada böyle olacaktır.

Halklarımız, yaratılmak istenen Alevi – Sünniçatışmasına asla girmemelidir. Lazkiye, Tartus,Zara ve daha önce yaşanan katliamların sorumlusuSünni halk değildir. Sorumlusu başta Türkiye’dekiAKP hükümeti olmak üzere Suudi Arabistan, Katargibi işbirlikçi ülkeler, emperyalistler ve yarattıklarıIŞİD gibi halk düşmanı vahşi örgütlerdir. Alevi –Sünni ve tüm milliyetlerden – mezheplerden halk-ların düşmanı ortaktır. Katliamların sorumlusu;emperyalizm ve işbirlikçileridir! Sorumlusu IŞİD,Nusra, Ahrar el Şam gibi Katliamcı Örgütlerdir!”

Rant İçin Değil Halk İçin ProjelerÜretmeye Devam Ediyoruz

Mimar Meclisi'nin Küçükarmutlu Yarışması’nındevamı olarak hayata geçirdiği çalıştaylar serisinden2 No’lu çalıştay; 38 katılımcı ile birlikte grup yürü-tücüleri, mahalleli ve Halkın Mühendis Mimarlarıile birlikte 54 kişinin katkıları ile 14-15 Mayıs'ta ya-pıldı. Proje değerlendirme toplantısı; yarışma jüriüyelerinin yanı sıra dışarıdan gelen misafir akade-misyenler ve mimarların katılımıyla Cemevi yemek-hanesi ve bahçesinde tüm gün sürdü. 14 Mayıs'ta, 8çalışma grubuna ayrılan katılımcılar Armutlu halkınınevlerine dağılarak çalışmaya başladılar. Tüm günboyunca ve gece devam eden çalışmalar pazar günüyapılan sunumlarla son buldu. 8 farklı alan içinçalışan gruplardan alınan sonuçlar sonrası yazın ger-çekleştirilecek olan kolektif inşaat atölyesi hazırlık-larının başlatılacağı ve tüm mimarların ve halkınkatılımına açık olduğu söylenerek sunumlar bitirildi.

Neden Yozlaşmaya Karşı Yoldaş/Lig?Egemenlerin elinde futbol; mafyalaşma, şantaj, futbolcu

ve takım satın alarak maçta şike, hakem satın alma gibi kirliilişkilerin örgütlendiği, halkın uyuşturulduğu; zenginlikleriile ün yaratmış futbolcuların allanıp pullandığı, magazin prog-ramlarıyla ahlaksızlığın pompalandığı bir kültürel saldırıaracına dönüşmüştür. Berkan Abatay 589 Spor Merkezi’ninve Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu ile Savaş ve KurtuluşMerkezi (HFG) olarak düzenlediğimiz Yozlaşmaya Karşı Yol-daş/Lig’le halk çocuklarının bir arada dayanışmasını, sporfaaliyeti yürütmesini, örgütlenmesini hedefliyoruz. Sosyalistrekabet çerçevesinde kollektif sporu örgütlüyoruz.

Çekişmeli Geçen Maçlarda Yoldaşlık Kazandı...İlk maç HFG ve Bedrettin Yiğitleri arasında gerçekleşti.

16 Mayıs saat 21.00’da başlayan karşılaşma 8-4 HFG galibi-yetiyle son buldu. 17 Mayıs’ta Memurlar Cephesi ve DinamoHMM karşılaşması vardı. Dinamo HMM skorda mağlupolsalar da maç sonuna kadar direnişi elden bırakmadı.

19 Mayıs’ta yapılan Halkın Gücü – Halk Meclisi karşılaş-masında ise saatinde sahada olmayan Halk Meclisi hükmenmağlup kabul edildi.

16 Mayıs saat 19.00’da Aslan Parçaları, Ev Yıkan OcakBatıranlar karşısında 25-3 maçı kaybetti. Pazaraltı (Örnektepe)ve Çağlayan Şafaklar karşılaşması çekişmeli geçti. 15-11maçı Örnektepe aldı. 18 Mayıs saat 21.00’da yapılan KızılOrdu (Çayan) – Adalet Okulu karşılaşması 11-6 Kızıl Ordutakımının galibiyeti ile sonuçlandı.

Barikat Haklar Takımını 8-0 yenerken, Umut (İkitelli)Takımı Karanfilleri (Bağcılar) 10-2 yendi. Onur Polat HalkınUmudu Grubu takımlarından Kızıl Flama ve Anadolu Kartal-larının düdüğüyle Anadolu karşılaşmaları başladı. AnadoluKartalları Kızıl Flamayı iki farkla 9-7 yendi. Karşılaşmalarsürüyor.

Şehitleri Sevmek, Anmak Onlar İçin Ağlamak Değil; Mücadeleyi Büyütmek Demektir!

Yoldaş/Lig Sürüyor! Yozlaşmaya Karşı Bir Gol De Sen At

Yürüyüş

29 Mayıs2016

Sayı: 523

SİLAHLI EYLEMDE HALK SAVAŞININ58

Page 59: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

- Devrimcilik dünyayı değiştirme iddiasıdır.Bu iddia, düşmanını yok edene kadar savaşıörgütlemeyi gerekli kılar. Yani hayatın her

alanında ve her anında teslim olmama,direnme geleneğine sahip olmaktır. Devrimiistemek uzlaşmaz bir çizgiye sahip olmaktır.

- Parti-Cephe'yi yenilmez kılan, halkkurtuluş savaşındaki önderliğini kazandıran

en önemli özelliği uzlaşmazlığıdır.

- Düşmanla uzlaşmamak sadece düşmanlakarşı karşıya geldiğimizde çatışmak ve

direnmek değildir. Uzlaşmamak yaşamın heralanında düşman ideolojisine, düşman

kültürüne geçit vermemek, tavizsiz olmaktır.Yaşamımızda devrim yapmaktır. Bu düzeni

ifade eden her şeyi yaşamımızdan,düşüncelerimizden, kültürümüzden çıkarıp

atmaktır. Yeniyi örgütlemektir.

Page 60: HALKIN SORUNLARINIyuruyus.biz/pdf/pdf/523.pdf yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 523 29 Mayıs 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

ww

w.yu

ruyu

s-in

fo.o

rgyuruyus.b

iz@g

mail.co

m

HALKIN SORUNLARINI HALK MECLİSLERİYLE ÇÖZÜYORUZ

*Halk Meclisleri Okmeydanı’nda6 Kumarhane Kapattı!

*Gazi Mahallesi’nde 48 Adet Kahvehanede Kumar Oynatılmıyor!

*Gazi Mahallesi’nde 86 Esnaftaki Para Makinaları Kaldırıldı!

*Halk Meclisleri Ulaşım Hakkımıza Sahip ÇıktıOkmeydanı’na “Emniyet İstediği İçin Girmeyen”

Otobüsler Mahalle İçine Girmeye Başladı!